Sm«: l
Numara: 175
Abone Şeraiti
Türkiye rçvn Hatif n-rn
1 »ra»Hk Kr.--- HM Kr.
f »,IA------SM ,----------1N« .
5 ,-------MS v----------t*' .
1 ..... 1JS .--------------
Kmeıremye. Şeref Stıûeft. TSLEFONı JOt.t»
12 Kânunuevvel Çarşamba 1934
Vakit nakid değildir. Vaktin kıymeti nakille ölçilemiyecek derecede yüksektir.
(Şerhi 3 üncü
Öz Türkçe
“Top atmak,,
işi kolay mı?
Kadııalarınuzın say lâv seçecekleri v* seçilecekleri bakkındakl yasadan dolayı sevinçleri devam adiyor. Kadınlar Birliğinde Ltan-bulun kalbur üstüne gelen Bayanları »a Bayancıkları (küçük hanımları) toplanıp çaylar içiyorlar, görüşüyorlar, Iconuşuyurlar, gülüşüyorlar ve gazetelerde basılmak üzere gürel gürel fotoğraflarını da çıkarbyevîar. Bu arada kadınlarına» b» de (Asker de oturur!) de-■ecğe başladılar. Yalnır içlerinden biri gözü açık çıkıp (pek öyle götü* göğüs. çarpışamayn amma, tayyarecilik, topçuluk edeeir ya!) diyor.
Askerlikte göğüs göğûse Ç*rP(-şamıyacaklannı. yani askerliğin pek te kadın işi olmadığını açık söylemeleri hoşumuza gitmedi defti- Tayyareciliğe» topçuluğa gelince, Avrııps kadınlarının, bele İngiliz *r Frannz kadınlarının içinde pek çok tayyareci ytlştiği-ne, bunlardan bir kaçı da çok an, tan sahibi olarak, adları dünyaya yayıldığına göre bilim Bayanlar da pek iyi tayyarecilik edebilirler. Yalnır şimdiye kadar geç bile kaldılar. Hiçbir kadınımızın, kızımızın tayyarecilik etmek değil, tayyareye bindiğini bile işitmiyoruz. Yapacaklar» bari şimdiden sivil olarak başlaıalar da ara mra filoca (Bayan) «n tayyarecine binerek bir günde latanbuldan Karsa gidip gelmesi gibi güzel haberleri gazetelerde okusak çok öğünür, çok böbürlenildik.
Topçuluğa gelince o, biraz güç bir iştir. Savaş yerinde top atmak değil, bir kadının kuru »ıkı bir top atacağına bile kolay kolay iaa-nemayız. Savaş topu denilen neı-ne, çocuklarımızın oynadığ lâstik top, hattâ futbol topu bile değildir. Her istiyzn_top otamaz. Savaş topu çalışmıyan çocukların (sınıf) da top atmasına da benzemez. O, yoman bir iştir, svrlu bir iştir, yürek pekliği, sinir gücü leter. Onun için Bayanlarımız şimdilik bundan vazgeçmelidirler. Hrm bu işe çay masası başında da karar verileme*. Onun için İyi düşünüp taşınmak gerektir. Savaş topu bir ipekli kumaş topu da değildir. Kumaş topu olsaydı, bak, o zaman bizde kadınlarımızla beraber olur (haydi, Bayanlar, beğenin beğendiğinizi, seçin seçtiğinizi, şu toplan hep birlikte ele alalım) derdik. Çünkü ne yalan söyliyelim, bir ipekli kumaş topunu bizde severiz ve bize böyle ( savaş topu mu, ipekli kumaş topu mu istersin? ) Dzse'-er hiç düşünmeden ipekli kumaş topunu seçerdik.».
Suikasd salgınının son kurbanına ait intihalardan
1934 senesi, harpten sonraki senelerin en karası ve en kanlısı oldu!
*'Kirof„ dün böyle “»hayat., iken bugün böyle "bshayat,. olmuflur
"Patrograd. da ahiren Hr suikasta kurban gider, ve "Stalin,, yoldaşın en asil dostlarından olan müteveffa “Kir of.. yoldaşın feci surette vefatına ait son iki intiba
Ahiren petrogradda bir suikasta turban giden “Kirof,, yoldaşın faci-a'i vefata, Avrupanın diğer mühim vukuata arasında çokluk nazarı dikkati celbetmamiştir. Halbuki bu suikast, Avrupada, 1934 senesinde pek salgın bir surette icrayı hüküm eden (rovalver) siyasetinin en yeol ve en feci kasrından biridir Kral**Alrkoaodr., a yapılan suikasttan biri henüz iki ay ya geçti, ya geçmedi. Son zamanlarda aşağı yukarı her iki ayde veya her ayda bir mühim bir) şuikastj olmuştur. Av-rupanın bugün en vahim hastalığı bu suikast hastalığıdır ve 1934 se-senl biç şüphesiz harpten sonraki seneleria en karası ve en kanlısı
olmak gibi meş'uro bâr şöhret kazanmıştır.
Suikast tahkikatı berdevam Moskova 11 (A. A) — iç işleri komherl-ğinin talebi üzerine M. ‘Kirof.ıın öldürülmesi meselesine ait Inlıfc ika t, Spvyet Rusya Merkezi icra komitesi bürosu tarafın-dan 20 kânunusaniye kadar uzatılmıştır.
73 Beyaz Rus mahkemeye verildi Moskova 11 |A. A.) — Son zamanlarda Sovyet memurlarına karşı Ukraynada yapılan zorba hıra, ketlerinin anıklıklarına (hazırlıklarına) iştirak etmiş olmak suçu ile yakalanan 37 Beyaz Rusun muhakemesi, Sovyet Rusya âli askeri mahkemesine verilmiştir.
ıııiMUiıaftmfNiMuıııııiMMiNiiiımııııuuıııifi
Artık tehlike kalmadı...
Suikasd işi “Cenevre,, de tatlıya bağlandı
Günün Yazıtı
Bafbakansn dûn tabak Sirkeci istasyonunda karf donmasından bir intiba
Başbakan dün geldi ve hemen Ankaraya gitti
Birkaç günden bari Trakyada umumi bir tetkik seyahatinde bu-'unun Başbakan General ismet İnönü, berabertudo Sıhhiye Vekili Refik, General Salih ve bazı zevat
olduğu halde dün sabahki Avrupa ekspresiyle “Çorlu,, dan şehrimize gelmiştir.
Dün sabah saat yediden itiba-Devamı 2 inci sahifede
Çok iyi
bir karar
Ankara muhabirimiz Enver, geçen gün gazetemize çok iyi bir haber verdi. Bu habere nazaran Dahiliye Bakanlığında bir (İmar heyeti komiayonu ) teşkiline karar verilmiş. Bu heyete Sıhhat Bakanlığından, Mâliyeden, Nafiadaıı, Dâhiliyeden mümessiller tayin edilecekmiş. Komisyon bütün memleketin iman İçin bir lâyiha yapacak ve bu lâyiha Başvekâlet tarafından (Kanuniye!) krsbetmek tlzere Büyük Miilet Meclisine gönderilecekmiş.
Bu lâyihaya göre her Belediye kendi bütçesinin müsaadesi merte-besinde memleketin imarı için az veya çok para tahsis etmek mecburiyetinde bulunacaktır. Bu para ile o mahallin elektrik, su, mezba-hs gibi amme hizmetlerine alt iş. ler, park, yol gibi ümran işleri yapılacaktır. Eğer belediye meclisleri bütçelerinde az veya çok böyle bir para ayırmazlarsa en büyük mülkiye memuru bütçeye resen tahsisat koymak salâhiyetini haiz bulunacak ve o memurun koyduğu tahsisatın de kabulü zaruri olacaktır.
Memleketin heyeti umumlyesllo az bir zamanda imarını temin için
Lbüztiya Zade Devamı 2 inci sah if ede
Çekoslovak murahhası M. "Bcnes,, Macar murahhası M.“Ekhard„ ‘‘Marsilya,, suikastı meselesi etrafında Milletler Cemiyeti koridor, larında hararetle münakafa ederlerken
Paris 11 (A.A.) — Maesr - Yu-goslav ihtilâfının halli, Fransız matbuata tarafından heyecanla ve Milletler Birliğinin bir zaferi o'-a-rak karşılanmıştır.
Herkes memnun
laındra 11 (A.A) —Cenevrede, Macar-Yugoslav davasını hal için verilmiş olan karar, İngiliz gazetelerinin çoğu tarafından bir inşirah duygusu ile karşılanmıştır.
“Tay mis. diyor ki: “Uluslar ku-rumunun barışa uyguo bir hal sureti bulmak hususunda gösterdiği sürat, uluslar arasındaki davaların elbirliği ile görülmesindeki pek büyük faydayı bir kez dalıa iıbat etmiştir..
“Daily telegraf. da buna dair yazımnı şöyle tamamlıyor: “Ea nazik, hem de en zorlu güçlükleri ortadan kaldırmak için, gene en iyi vasıtalar aabır ve ikdamdır..
Paris 11 (Hususi) — Buraya gelen haberlere göre. “Belgrat, ve "Budapeşte, gazeteleri de Milletler cemiyeti tarafından verilen karar hasebile izharı memnuniyet etmek-ta ve bu kararı kendilerini tatmin edici mahiyette telâkki eylemektedirler.
Devamı 7 inci sahifede
(Bu resimde |M!«» çocuk Maeardır Yugoslav Icbaaııadan d», büyük ... nesini, yanına gitmiştir. YugoılavİM bütün Kaçarları çıkardıkları »arada bu çocuğu da hudod hsofcloe almak IsZo-mlşlsr, fakat ,v(uğv gbtûrccck İdinse bulunamamışlar, bunu. Ur-ılac 4 yaşın-d»ki çocuk paltomsa iliştirilen bir süreli. ve poala paketi muamelesi.» laM tutularak Macarletaua Mvkolwam.ı,|orf)
Ml»WIIMM)»mwnHMHMMMri.»U,W-l-«ll.*l„.—Ml)
Italya-Habeş har-bedecekler mi?
İngiltere, meselenin bir an evvel halledilmesini Habeşistana bildirdi
Londra 11 (A. A.) — Italyan -Habeşistan hâdisesi üzerin, tngll-taro hükümeti “Adisababa. hükümetine müracaat ederek, ftalya-Ha-boş hileumu meselesinin biran evvel halledilni.i ni görmek arzusunda bulunduğunu bildirmiştir.
Saldıranlar Italyanlardır Paris 11 ( A. A. ) — Habeşistan elçiliği tarafından çıkarılan bir tebliğde deniliyor ki:
"Habeşistan l.ükûmeti tarafından yapılan tahkikattan anlaşıldığına göre. S lik kanun tarihinde Ingillz-Habrş sınırını tahdide memur komisyonun yanında bulunan muhafız kuvveti top tayyare ve tanklarla silahlı bir Italyan kuvvetinin saldırımın* uğramıştır. Devamı 2 inci sahifede
Müessif bir zıya
Nakliye müfettişi General Hayrı de öldü
Ankara 11 (A. A.) — Nakliye müfettişi General Hayrı dün gece Cebeci hastanesinde ölmüştür.
ölüsü bugün Yenişebirdeki evinden kaldırılarak C-bec de şehitliğe gömülmüştür.
Ölü alayında Milli Müdafaa ve İç işleri Bakanlan ile Bûvük Er-kânıbarbiye İkinci Reisi General Asım, Milli Müdafaa Müıteşan General Nazmı, U. zandarm» kumandam General Kâzım, B. Er. Harbiye ve Milli müdaffa Bakanlarda daireler ileri gelenleri ve zabit arkadaşları hazır bulunmuşlardır.
ö'û alayında bir tabur piyade Ih birer takım süvari, topçu kıtaları, jandarma, polia müfrezen bulunmuştur.
— Zaman —
Merhum General Hayri kıymetli kumandanlarınuzdandı. Vefatı mucibi teessürdür. Ailesine ve dostlarına taziyelerimizi beyan ederiz.
Abdallar gün geçtikçe artıyor!
Profesör Mazhar Uzman dün böyle söyledi Dün İstanbul llalkevinde saat on sekizde Ordinaryüs Profesör Mazbır’,O. man tarafından “Öjenik, mevzulu bir konferans verilmiştir. Profeıör muhtelif bıfzıtsıhhalar-dan ve sarımızda bunlara ver.lrn rh-mmiyetten bahsettikten sonra ezeümie demiştir kij Memleketlerde medeniyet ilerledikçe dimağlar yoruluyor. Bundan dolayı dimağ hıfzısaıhasıua riayet İçin her devlet seferber halim- ge ınişLr. Sağlam bir vücuda memleketin ne kadar fazla ihtiyacı Devamı 7 inci sahifede
M. “Musolini,, nin hataları mı?
Neden meydan okuyub adaları tahkim ettiler?
“Türkiyenin kafi bir adımla Yugoslavyaya yaklaşmış olması, Italyayı meşgul ediyor,,
Italyantarın tahkim ettikleri adalardan : 1 Rodos,, a bir bakı/
Parti 11 (A. A.) — Anadolu ajansının hususî muhabiri bildiriyor:
“Eko dö Pari,, gazetesinin Londra,, muhabiri, M. “Lâva-
Devamı 2 inci sahifede
Vilâyet önündeki cinayet
Maktule otopsi yapıldı, polisin gözü kurtuldu.
Vilâyet konağı karş -atada dört kişinin yaralanma ■■ ve mütecaviz Ahme-din de ö mesiyle neticelenen feci hâdisenin tsfıılâ-hnı dûn de yazmıştık.
Dün aldığımız malûmata göre yaralıların sıhhati gayet iyidir. Polis memuru Yaşarın yarası apse yapmadığından gözünün kurtulması muhakkak görülmektedir.
Dün kendisini hastaba-neda z-yaret edvn bir muharririmize avukat Meletyos demiştir kİ:
Beo Ahnsedi bayatımda ilk defa olarak bu hâdise günü gördüm. Numune matbaasında bir işim olduğu için o gün ora vs gitmiştim. Kahvede Abmeu ve arkadaşları birıbirle» Devamı 2 inci sahifede
ItSCisr fsttl. mahtet 4Aar4lı retrdı 'otopsi seyit-diktan sonra tasrih malan S.eeinde
■ —- —..............- —- ■ ■
Polis müdürlüğü de etmiş bir Türk zabıta memurunun hatıraları
Meraklı tefrikamız yakında başlıyor
Muhayyele mahsulü bir eser olmayıb sırf haki-

z
r.
■I-
kate dayanan ve her vak'ası bin bir tehlike iç: tide avoen yaşanmış
olan bu hatıralardan gelişi güzel birkaç macora serlevhaları:
Nasıl polis oldum ? — İlk muvaffakiyetim : Yunanlı dolandırıcıyı nasıl yakaladım? — Eski komiserlerden ce fimdi ''150., tiklerden mefhur Hacı Kemalle mücadelem — Bir Bulgar komitecisini nasıl ele gelirdim ? — "Abdûlâziz çacif,, i Mısıra nasıl götürdük?— Muhalif mebusları Setânige kadar sureti tarassudumuz Kasa hırsızları Hâzineyi Hastayı nasıl soy ocaklardı!.. !lh... Ilh...
Birkaç güne kadar başlıyor
c-
e-
ylt
«elen lı
«c.

ıbı ir,
2
*—*■
—ZAMAN—
Kteanacvsl 12

Bir tehlikenin önü alındı
Yugoslav - Macar ihtilâfından yeni bir Harbi Umumî çıkmasının önüne geçildi
Utanlar derneği konseyi dön bir mesele daha halletti. Bir kaç günden beri Yugoslavyanıo Macaristana karşı ittihamlannı ve MacaristAnın müdafaalarını dinliyen konsey, çok tehlikeli bir vaziyeti kurtarmağa rauvvaffak olmakla, muabakkak ki büyük bir i? başardı.
Esasen bu iki memleket arasındaki davanın Uluslar derneği konseyi tarafından dmlcomesi. iki tarafın birbirine notalar göndererek gurur ve izzeti nefislerini yaralıyacak tabirler kullanmalarından ve bu suretle tehlikeyi körüklemelerinden çok hayırlı idi. İri tarafın da Uluslar derneği konseyinde karşı karşıya söylemeleri. işin azmasına mani olacsk bir hareketti.
İki tarafın birbirine karş» söyliyecekleri sözleri nihayet bul-duttan sonra konsey Fransa tarafından vukubulan teklifi kabul elti. Bu teklife göre uluslar arası bir komite teşkil olunacak, oda her tarafın verdiği vesikaları tetkik edecek, zorbalığa mani olacak tedbirler hakkında tavsiyelerde bulunacaktır.
Fransa murahhası ve Dış Bakanı M. “Lâval,. tarafından izah olunan bu teklif alkkadarlarca kabul edilmiş olduğu için büyük bir tehlikenin Önü alınmış bulunuyor.
Çünkü bu sırada kopacak bir harbin mahalli bir mahiyette kalmasına imkân yoktur. Muharebe, ister istemez etrafa da sirayet edecek ve bu suretle umumi bir savaşa yol açacaktır. Bunun önüne geçilmiş olduğu anlaşılıyor ve bu yüzden bütün Avrupa mehafili derin bir nefes almış bulunuyor.
Uluslar derneği tarafından verilen karar, zorbalığı ta ma mil e kaldırmak içinde tedbirler almağı ve siyasi zorbalığı her yerde takip etmeyi de istihdaf ediyor.
Bu da milletler arasında iyi hisler yükseltmeğe, iyi münasebetleri ssğlamlaştımağa yardım edecnktir.
Ö. R.
Avam kamarasında münakaşalar
Hint kanunu esasisi konuşulurken buna “saçmal,, diye hücum edenler bulundu
Cûnan yazısı
Çok iyi bir karar
Birinci sahifeden devam böyle umumi bir kanun çıkarmak-İse başka çare yoktur. Belediyelerime tamsmiyle müstakil bırakıldıkça bu imar Işla.n Uâoihaye usatna.ı tehlikesi vardı. Hala fakir olan belediyelerimiz, ekseriyeti* imar için hiçbir para ayırmamakta idiler. Halbuki böyle fakir belediyeler bil* bar esne az bir para •yırsalar, üç dört sen* içinde oldukça mühim işler {örebilecek kadar azrmaye sahibi olabilirler. (Su damlıya damlıya göi olot) lözû Türkün en doğru, en tecrübeye müstenit atalar sözünden biridir.
Varidatı en aı olan be)ediyele-naaıs bile isterlerse her seoe bütçelerinden bir makdar ihtiyat paran ayıtarak bir köşeye koyabilirler. Bu ayırma işi ber ı(nc muntazaman yapılırsa dört beş aene içinde toplu bir yekûn vücuda gelir. Babuaus b)r de Belediyeler Mokan vardır. Eğer bu ban-kaoıo içleri tam bankacılık uaulile yürütû.ûşorza - ki öyle olması iktiza eder • ufak belediyelerin ayıracakları pareler bankada nema-laodırı arak çoğalır, bu cüretle dörl beş sene Içıudc mülkün ber köşelinde az veya çok imar işlen eû-cude gel.r.
Diğer taraftan bu (imar komisyon*) , şimdiye kadar fertler veya şirketler tararında* yapılmış olan elektrik leeiaatıoın beled.yelerce satın alınmazı İçin de bir kanun Uyibau baurlsyıb bu da Meclisten geçirilecek imiş. Bu iş te pek siyada memnun olunacak teşebbüslerdendir. Her şehirde, ber luııabeda, bele 1. ta o bu!. Ankara, bmlr gibi büyük şehirlerde elektrik tesisata mutlak belediyelerin olmalıdır. Bu, evvelâ şehir balkının mrnfaati ve şehrin ümranı noktal nazarından katiyen lâzımdır. Çünkü elektrik, au gibi amme hidematnta ait tesisat, yabancı şirketlerin elinde oldukça şehirlerin bu tesisattan istifadeli çok mahdut kalıyor. Bunun »o acıklı, en müthiş tecrübelerini i», tanbul şehri göstermiştir. Meselâ (Tcrkos) Mûıyü lKastelno)nun elıo-4e kaldıkça, Ltaobul kerbelâyn dünmüş. (Terkoı) un vazifesi ıstan-bula ıu vermek değil, şehri *umZ-■uktan kırıb geçirmek İmiş gibi zavallı Ltanbvl yarım aaır kavrulup yanmıştır. Nçn? Çünkü (Ter-koı) u İdare eden ecnebiler yalnız bendi menfaatlerini düşünmüşler, yalnız şeh.rden para çekmeği kendilerine İş edinmişlerdir. Bugün Mösyö (Hinsem) in idare ettiği Elektrik Urfcetide ayai vasiyettedir. Iılanbul Belediyeci kazara bir rokağa Umb* koydurmak istedi mi. Elektrik şirketi adeta Belediyenin elinden canını almadıkça bu lâmbayı koymaz. Halbuki elektrik işleri İstanbul Belediyesinin elinde olsa, |ı. tanbul şehrioıo yukarıdan aşağı tenvir edileceği ve falla olarak belediyenin birçok da varidat temin ede-ceğı muhakkaktır. Binaenaleyh Da. hilıyedeki imar komisyonunun bu elektrik tesisatını «atmalına lâyihasını da biran evvel çıkarmaeım temenni ederiz. Başbakan Lmet İnönü nün memlekete edeceği en büyük bizmvtlrrdeo birini d* bu kauuıı eşkİ! edecektir.
F.buzziga Zade
İtalya-Habeş har-bedecekler mi ?
/ inci sahifeden devam Habeşirianın "Roma, maslahatgüzarı, Itatyan-Habeş aodlaşmaın-na göre hakemlik kuralın* başvurmak için talimat almıştır.
İtalya harbedecek mi?
Paris 11 (Hususi) — Habeşistan Milletler cemiyetle* dahil olmadığı için, Habeş - Italyan ihtilâfının Milletler cemiyetine gitmeni varid görülmiyor.
Habeşistan - İtalya arasında da bir harb cuburuna ihtimal verilmiyor. Maamafib ber iki devlet ihti-Uflarım hal için baş başa bırakıldıklarımı göre, İtalyanların Habe-şiataaa girmesine Fransa ve Ingil-terenin ses çıkarmaması takarrür etmiş olduğunu eÖyUyenler de vardır.
Sullı zamanında 300 bin kadar askeri olan Habeşistama harpte bo mikdarı 2 milyona çıkarabileceği, kalyanın şimdilik ve Franıa ita anlaşması tam olmadan Afrika da harb] maceralına atılmıyaca-ğı da söylenmektedir.
Müsademeler devam ediyor mu ?
Londra « — Habeşsatanla İtalya arasındaki müsademelerin devam ettiği bildiriliyor.
Huduttan itibaren 60 mil içeri giren İtalyan askerlerinin Ha beşlilerin âni bir hücumuna uğradıkları hakkında bir haber gelmiştir. Neticenin ne olduğu benOr belli değildir.
Başbakan dün geldi ve gitti Birinci sahifeden deaam ren Sirkeci istasyonu karşılayıcılarla dolmağa başlamıştı. Bunların içinde Vali Muhlddin Ostündsğ, Halk Fırkan Reisi doktor Cemal Vali muavini Ali Rha, Polis müdürü Fehmi, Kolordu Kumandanı Salib, lıtsnbul Kumandanı General Halis, Merkez Kumandanı General Fehmi bulunuyordu.
Ekspres mütad vaktinde* iki saat sonra, saat dokuz buçukta istasyona gelmiş, ve Başbakan trenden inerek kendisini karşılayao-Inrın ayrı ayrı elini sıkmak sure, tiyi* İltifatta bulunmuş, minke, asker, polis müfrezeleri selâm resmini ifa etmiştir.
Başbakan istasyondan çıktıktan sonra beraberindeki savatla otomobillere binerek doğruca Tokatbyan oteline gitmiştir.
Vali Muhiddüı, Polis müdürü Fehmi, İstanbul müddeiumumisi Kenan ve batı zevat Başbakanı otelde ziyaret etmiş'erd.r. General lime t İnönü dün bütün günü otelde istirahatla geçirmiştir.
Başbakan, beraberinde aynı zevat olduğu halde dün akşamki trenle Ankaraya gitmiş ve Haydarpaşa istasyonunda hararetle uğurlanan ştır.
Londra 11 (A. A.) — Hindistan ana yasası hakkında dün Avam kamarasında yapılmış olan hararetli müzakereler, pek o kadar alâka uyandırmamıştır. Sebebi de, hükümetin muhafazakâr fırkanın güvencini önceden elde etmiş olmasıdır.
Kamaranın ekseriyeti M. "Sa muel Hoar,. ın parlemento ko-m.ayonunun metni lehindeki söylevini ittifakla alkışlamışbr. M. "Samuel Hoar,, bu söylevde mezkûr metnin üç esaslı noktasını birer birer sayıb dökmüş ve bun'arın pek yerinde olduğunu söylemiştir. Bu (iç nokta şunlardır:
1 — Eyalet muhtariyeti.
2 — Hind birliği federasyonu.
3 — Valilerin imtiyazlarını muhafaza etmek hususunda aid makamatın mesuliyeti ve gereken ceza tedbirlerinin tatbik edilebilmesi için yeter bir ordu bulundurulması.
Hind işleri bakanının vermiş
M. “Musolini,, nin! hataları mı ?
Birinci sahifeden devam lin,, “Roma,, seyahati dolayı -siyle gazetelerde dolaşan bazı şayiaları ileri sürerek bunların arasından seyahat neticesini akim bırakmak gayesini takib eden siyasî bir manevrayı ortaya çıkarmak lâzım geldiğini bildirmekte ve M. “Musolini,, nin sırası geldiği vakit bütün Avrupaya şamil bir tnisak akdi tasavvurunda bulunduğuna dair olan şayiayı kaydettikten sonra sözüne şöyle davam etmektedir.
“İtalyanların Fransa ve Rusya arasında çok sıkı bir samimiyet doğmasıua meydan vermemek ve ltalyayı pek çok işgal eden Balkan ittifakını tesirsiz bırakmak istemiş olması oldukça ihtimal dahilindedir.
ftalyayı rnifgal eden mihim •rl)fl)!erd(n biri de Tûrkiyenin kat‘i bir adımla Yugotlavyaya yaklafmif olmatıdır.
İtalya siyasası bugün geç. nişteki hatalarını ödemektedir. Eğer İtalya meydan okuyucu bir Ihan kullanmamış ve Akde-nizdeki adaları sebepsiz olarak tahkime kalkışmamış olsaydı Türkiycnin bugünkü vaziyetine meydan vermemiş olurdu.,,
*
• •
Fransız Bahriye Nazırı Italyada
Cenova 11 (A.A.) — Fransa Bahriye Nazırı M.“PictrL , yanalda daha başka kimselerle evvelsi gün buraya gelmiştir. Fransız Nazırı Cenovada tertib ed.len bazı merasimde ve bu ara da Mclyc kupası için yapılacak Italyau • Fransız skrim maçıada hazır bulunacatır.
Fransız - Italyan dostluğu tezahüratı
Roma 11 (A A) — "Cha-teaubriand,, ın Paris heykelinin yerine konulması merasiminde M. ' Musolini,,; bütün İtalya hükümeti erkânı. Sefirler ve büyük bir halk küt'esi bulunmuştur. Bu merasim bir Fransız ■ Italyan dostluğu tezahürü mahiyetini almıştır.
Fransız Ayanından M. ''Bc-ranger,, bu münasebetle söyleniş olduğu nutukta “Şatobri* yan,, m eserlerinden, “Roma,.ya olan rabıtalarından bahsetmiş ve Fransız-italyan mukarenetine de telmihte bulunarak haklarının müdafaa» ve istikballerinin sevk ve idaresi için iki milleti biri birine bağlıyan yeni mukadderatlarına ehemmiyetle işaret eylemiştir.
olduğu izahatı şiddetli bir mü- i nakaşa takibetmiştir.
Binbaşı “Altklc„ muhalif işçi fırkası adına, M. “lsaac Fo-ot„ muhalif liberallar adına ve lord "Volmer,, ile lord “Har-tington,, muhafazakârların sağ-ceoah müntehusı adına. Birleşik Amerikadan ilk defa büyük bir fcdaral devlet kurutmasını amaç tutan saçma projenin aleyhinde bulunmuşlar ve Hint ulusunun menfaatinin kongrenin menfaati ile taban tabana zıt olduğu ve teklif olunan ıslâhattan istifade edecek olanın yalnız kongre olacağını söylemişlerdir.
otomobille saatte 312 kilometre 1
Berlin 11 (A. A.) — Otomobil koşucusu Karraciora beş kilometre üzerinde uluslar arası yeni bir sürat rekoru yapmıştır. Bu koşucu saatte vasati olarak 312 kilometre eldo etmiştir.
İran - Irak
“ Tahran „ hükümeti, lrakın müracaatını sükûnetle karşıladı
Tahran 11 (AA) — İrak bö*(A mtinin Iran - İrak hududu meselesi hakkında Ulurlar Derneğine müracaat etmiş olduğu haberi. Lan mebafiliod* sOkû- | oetl* karşılanmıştır. Bu mebsfîl, Iran hükümetinin kendi hukuku dairesinde ve devletler hukuku prensipler.ne uygun olarak hareket etmekte olduğunu beyan «t» »ektedir.
he ■ , I
Arnavutluktaki Yunanlılar
Atina 11 (Hususi) — “Esti, ya, gazetesinin Cenevredcn aldığı bir habere göre Balkan misakı devletleri Arnavutluktaki Yunan ekalliyeti meselesine Akvam Cemiyetinin müda-hclc etmesi noktai nazarını müdafaa etmeğe karar vermişlerdir.
Atina 11 (Hususi) — Cenevredcn alınan haberlere göre Akvam Cemiyeti Arnavutluktaki Yunan ekaliyetinin müracaatını Eylülde müzakere edecektir.
Bütün Bolivyahlar asker!
Lapaz 11 (A. A.)— Bütün eti. silâh tutan Boiivyalılar seferber edilmiştir.
Vilâyet önündeki cinayet / inci sahifeden devam tiyle şakalaşıp duruyorlardı. Kahve küçük olduğu için Ah-madia v» arkadaşlarıma şakalarını herkes gibi ben de işitiyordum. Ah. med birdenbire dışarı fırladı ve fırlamaziyle camdan bana ateş etmesi de bir oldu. Ben yaralan lığım zaman hiç kendimi kaybetmedim. Işt* şimdi baatahanad* bulunuyorum. .
Hastaların sıhhatlerine «it ra-C arlar da tanıim edildiğinden lah-
Ikat evrakı Adllycye verilmiştir. Hâdise faili Ahmedin morgda bulunca cesedine otopsi yapılmış ve ölümü midesin* çaplanan bir kurşu-nun (n’ac ettiği testi» olunmuştur. ı**SM*«*ns**a*ı*aaM*a*«a ••lsas*(Ml*i*aa«s*a**l»«Mt*iMS• Bakanlar heyeti dün toplandı Ankara 11 (Telefonla) — Bakanlar hayati bugün top!onaıi|tır. Toplantıda muhtelif vck&letlar* ait işlerle harici mesailin Jvc bu me-yanda Dış bakanından gelen bazı malûmatın götedn geçirildiği tahmin edilmektedir.
Tarih ve coğrafya ho" çaları kursa girecekler
Yeni fakülteler açılıyor — Ankara Üniversitesi — Kurslarda imtihan vermiyenler muallimlik yapamayacak
Ankara 1! (Telefonla) — Şehrimizde açılacak olan tarih ve coğrafya fakülteleri hak-kındaki tetkikat ilcrilemiştir. Bu fdkültelerde bilhassa Türk tarihi, coğrafya tarihi ve iktisadi coğrafyaya ehemmiyet verilecek Türk Dili tarihi içinde bir enstitü kurulacaktır. Bunlar için haziranda bütçeye para konacaktır.
Diğer taraftan Ziraat Vekâleti ziraat enistitülerine bağlı olarak bir iktisat fakültesi açmağı düşünüyordu. Ayni umanda mevcut bir tasavvurda ticaret mektebinin genişletilerek iktisat fakültesi haline getirilmesidir. Bu iki şekilden birinin kabulü ile iktisat fakül-
Ulusal tutum haftası Başbakanın bir söylevi ile açılıyor
Ankara 11 (A. A.) — ökonomi ve verli mallar haftası yınn saat 16 da Halkevinde Başbakan ismet Inönünün bir söylevde açılacak ve sonra Kıl Lisesi bir müsamerc vcrecekttir.
Yarın akşam Büyük Ulus Kurultayı Başkanı Kâzım Özalp radyoda bir söylev verecek bu haftanın öbür günlerinde de »rastla, ökonomi, ekim, iç işler, kültür ve su bakanlarlarla C H. F. Genel Kâtibi Bay Recebin söylevleri d.nlenecektir.
a---------------
Çarşaf ve peçe yasak
Muğla 11 (AA.) — Bodrum Kent kurultayı kadınlarının 93S Îılı ilkinden sonra çarşaf, fıta, p.-çe giymelerini bir söz kesimdo aldırmış ve yasak etmiştir. Bugünden sonra bunları giyenler belediye cezasına çarpılacaklardır. Fethiyenin yeni kent kurultayı da peçe ve çarşafların kaldırılmasına söz kesmiştir. Peçelerin kaldırılması için onbeş gün ve çarşaflar için de altı aylık bir kurun verilmiştir.
a---------------
Üniversite talebeleri ve traş
Ankara 11 (Telefonla) —■ Mekteplerin dahilî nizamnameleri mucibince talebe arasında sıhhat temizlik ve disiplinin tenini maksadiyle saçların 2 numara makine ile kcsdmesı tamim edilmişti. Bu kararın Üniversitede tatbik edilib edılmiyeceği henüz malûm değildir.
Ancak Üniversitenin geceli kısımlarına talebe yurtlarında da bu kararın tatbik edileceği anlaşılmaktadır.
-----------8-----------
Muallim ve talebe kıyafetleri
Ankara 11 (Telefonla) — Talebe ile muallimler için ayrı ayrı bir örnek ve hususiyeti haiz bir kıyafet tesbiti için yapılan tetkikat henüz neticelenmiş değildir.
Kadın muallimler için tesbit edilecek kıyafet etrafında General İsmet Kız enstitüsü muallimleri tarafından tetkikat yapılmaktadır.
Bununla beraber, muallimlerin kıyafetleri, bazılarının zannettikleri gibi derece farklarını işaretlerle gösteren bir üniforma şeklinde olınıyacaktır.
----------------O----------- Japon sefiri değişiyor
Tokyo II (A. A.)—Nazırlar meclisi hali hazırda Japonyanın Ankara sefiri olan M. Mushakojiyi Berlin sefirliğine ve Japon-yantn Kebek elçışı M. Tokugavayı da Ankara elçiliğine tayin etmiştir.
-----------o-----------
Trabzonda Valiler toplandı
Trabzon 11 (A.A) — Gümrükler muhafaza umum kuman, daoı General Seyfi, Erzurum ve Gümüşhane valileri ve jandarma kumandanları Trabzonda toplandılar. Görüşmeler uzun sürdü.
Lâstik ayakkabı vergisi
AnkaralI (Te'efon!*) — Lâstik ayakkabıların itnsl ve idbaiinde bekar kilaıunıian ISO kuruş istihlâk re«n)i alınmakta İdi. İthal ed en ham kauçuktan da kilo başına yüz kuru* alındığından bu kauçuklardan yapılan lâstik ayakkabılardan tekrar ISO kuruş v*rgi alınması muvafık gö-rülmrmlş ve Idhali »raunda bam kauçuğun bir arakkabı yapmağa kifayet edecek mikdanndan alman resmin imalinden Minra alınan yüı elli kuruştan tenzili lüzumu Mıliya V*kâ'-tioc* alâkadarlra teblliğ edilmiştir.
Bir kaçakçı ve şaki çetesi yakalandı
Ankara 11 (A.A.) — Suriye hududunda silâh ı kafiteler halimle kaçakçı'ık yapanlardan birçoğu vakit vakit h zdud üzerinde veya gerisinde gümrük muhafaza kıtalarının ve jandarmanın pu,usuna düşerek kanunun peoçealae verilmektedir.
Böyle vakalar pek azalmakla beraber aratıra yine kafileler halinde melanetlerine devam etmek-dirler. Bunlardan alverekli 16 şaki.
tesi kurulacak ve tarih, coğrafya fakültelerde beraber mevcut olan hukuk fakültesi Ankara • Üniversitesini teşkil edebilecektir.
Atatürk enstitüsü civarı buraya yerleşecek fakültelerle bir üniversite mahallesi olacaktır. Ankara Üniversitesinin 193S malî yılı bütçemle kurulmazı çok muhtemeldir.
Bundan başka bütün tarih ve coğrafya muallimleri istan-bulda ve Aukarada olmak üzere iki yerde açılacak yüksek kurslara devam etmeğe ve im tıhan vermeğe mecbur tutulacaklardır. Bu kurslarda muvaffak olamıyarak imtihan vermiyenler muallimlik yapamıyacak-lardır.
hududumuzdan gizlice geçirebildikleri kaçak malları m-mleketimia içinde kafile halinde şimale yürüdükleri haber alınmış ve Miaar nahiyesinin Mezrea köyünde gümrük muhsfaza kıta» tarafında kuşatl-Inrok beş saat müsademeden «onra hrpıi ysku'unmış'ır.
Bu kafilede 17 kaçakçı, 13 hayvan, 7 silâh İle 1045 kilo gümrük kaçağı, 3.260,000 yaprak «i gem kâjıdı 4 kilo tönbeki, 4 deste o yun kâğıdı ve 1,700 çakmak taşı ele gcçiriİDİştlrmiştir.
Kanunıtevel 12
•»ZAMAN
3
SÜTUNLAR ARASINDA
Büyük ruhlar
Geçenlerde "Büyü kruhlar,. »er-lâvhaaı altında Ur yası ysımıştım. Bo yazıyı okuyanlardao biri "Bu yazıtannızı çoğaltıoız. Büyük ruhlar, yüksek bir «enektir. Bunun bir «açısı daha görmek Üteriz.,, diyen Ur mektup (önderdi. On* ve onun gibi ddşünenltra bir büyük ruh daha takdim ediyorum.
Amerikndn 1796 da doğa* Vi-liiam P rastı ot teki, hafızan kuvvetli bir gençti, onbeş yaşında ıkea üalverriteya girmeğe hazırlanmıştı. Fakat taıu bu tirada ba şıodan bir kara geçti :
Bir gece yemekten sonra arkadaşlarıyla birlikte gtıaıtŞt çıkacaktı. Bu esnada arkadaşlarından biri bir ekmek parçanı a'arak odanın içinde fırlattı. Preakot da bu sırada odaya girme* ve o ekmek parçası ta» suratına isabet etmez mi?
Bu isabet, daha doğrusu bu isabetsizlik yüzünden onun gözterio-deeı biri harap olmuş, biri de büsbütün körlüğe uğramıştı. Preakoi götlerini tedaviye başladı. Aylarca karanlık bir odadan çıkmadı. Ea hünerli göt hekimleri, onun iki gözünden birinin hiç olmazsa bir parçasını kurtarmak için uğraştılar ve kurtardılar.
İşte bu adam, Üniversite tahsilini Harvardda tamamladı, Hskuk diplomasını aldı ve babsslyle bir. tikte çalışmağa başladı. Tam bı. tirada onun bin bir eziyet bahasına kurtulan gözü de aancdanmsğa başlamaz mı ? Doktorlar tepdılha-va tavsiye ettiler. O da dediklerini yaşıtı. Fakat gözünün sancısı art-tu. Prskot kör olaeağını| anladı, kör olan bir adam için dünya bir zindandan başka nedırki..
Fakat Preıkot 1820 de artık ömrünü tarih ilmine vereccğ.ııi ’lân etti. O zaman herkes, acı ac* güldü. Tarihçi olmak için şukada-kitab okumak, şu kadar ana kitaba müracaat etmek, şu kadar vesikr tetkik etmek gerekti.
Kör bir adamın bu ou yapmasına imkân mı vardı ?..
Preskot bütün bu itirazlara aldırmadı. Onun çalışına odasının perdeleri inikti, loş odanın içinde yanan ışık yeşil gölgelerinden geçiyordu. Preakot bergün bu odada altı saat oturuyor, yardımcıları ons kitab okuyor, oda dinliyor inlin ildiklerini aklında tutuyor, önüo-dr.ki kâğıtlara zaraoe gördüğü bir takım çizgiler çiziyordu. Daha sonra Preskot, söylemeğe ve yazdırmağa başladı.
ilk önee. İspanyanın Frrdlnand re Labella devrindeki halini yas-dırdu Daha sonra İspanyanın Mek-Sİkaya nam) girdiğini izah etti. Nihayet 59 sene devam eden çalışmadan sonra kendisine alemşümul bir şöhret kazandıran 16 ciid eser çıkardı.
Preakot ömrünün son on senesini, karanlığı ışıktan farkedemi-yeeek dereoede kör bir halde geçirdi. Oıteıik ıstırap içinde kıvranmağa başladı.
Bu sırada arkadaşlarından bin ooa teselli varmek isleyince Pros-kot şu cevabı verdi:
— Beni meyus o'muş sanma I A)lâ değilim ! Maneviyatım nabzı m derecesinde yüksek.
Preskot'un o zaman nabzı, normal nabızdan 15 yüksekti.
Görülüyor a. Hayata hâkim olmak zor bir iş değil I Hele bu çeşit felâketlere uğramıyan adamlar Içıo hayata hâkim olmak iş bile •ayılmamak gerek I
Ö. R.
Adliyede yapılan tebeddüller
Son yapılan adliye tayinleri •racada İstanbul adliyecinde olan tebeddüller tamamen tebliğ edilmiştir.
Bunlar önümüzdeki ay başından itibaren yeni vazifelerine başlamış bulunacaklardır.
Bu cümleden olmak üzere Ağırceza reisi Bay Aziz Konya ağırceza riyasetinde, Adiye âzasından Bay Nusret Bolu ceza mahkemesindeki vazifelerine başlıyacaklardır.
Çocuklara yardım ediniz!
" Artık girdi , diyebilsceğimir kışvn soğuğundan vs bu soğuğun getirdiği hastalıklardan yoksuz yurtta şiarımızı korunsak hepsi mi-tin boynumuza borçtur. Bu borcu ödemiş olmak için kullanamadığımız eski çamaşırlarımızı, çocuk- i. U (arımızın eskilerini Himaye! Etfal » Cemiyetine verelim.
Sık sık dükkân değiştirenler
Kazanç vergisi borçlarının tahsili için yeni bir çare bulundu Kazanç vergilinden borcu olanların bu vergiden kurtul mak için dükkânlarını değiştirmeleri üzerine hazine hukuku zıyaa uğramaktadır. Bunun mümkür. mertebe önüne geçmek için yeni bir formül bulunmuştur. Bu yeni şekle göre borçlunun en »on bulunduğu dükkâna bir ilân asılacak ve bu tebligat yerine geçecektir. Bu ilânlar muayyen müddet orada asılı kaldıktan sonra mahalle mümessilleri vasıtasiyle borçlular takibolunac.sk ve ilk fırsatta kendilerinden vergi borçlan tahsil edilecektir.
Vergi borçları
339 Senesine kadarkl vergi borçlarının affedildiği malûmdur. Dün belediye riyaseti tarafından şubelere bir tamim gönderilmiş ve belediyeye borcu olup ta bu borçları kanun icabı affedilecek olanların acele bir listelerinin yapılması bildirilmiştir.
Oda intihabat!
İstanbul ,Ticaret Odasının meclı-j âzalığı intihab hazırlıkları bitmiştir. İntihabat bıı ayın 17 sinde yapdacaktır. Malûm olduğu üzere rey sahipleri reylerini 3 gün içinde rey sandığına atacaklardır
Kaçak eşya
Bir vapur arandı kaçak eşya bulundu
İtalyan bandıralı Rooıa-Or-niyo ismini taşıyan bir vapur, kaçakçılık yapıldığı ihbarı üzerine boğazda yakalanmış ve gemide esaslı bir taharrıyat yapılmak üzere Halice gelmişti.
Bu vapurda, bazı kaçak mallarla bir takım silâh addolunan eşya de ele geçirilmiştir.
Gerek gümrük idaresince, gerek Emniyet Beşinci şube müdürlüğünce icap eden tahkikat evrakı tanzim edilmiştir.
Kaçakçıhkla alâkadar görülenler İhtisas mahkemesine verileceklerdir.
İntihab büroları çoğaltıldı
Yeni meb'us intihabına ait ilk hazırlıkları biran evvel bitirmek için evvelce alman tertibat genişletilmiştir. Vilâyet ve Belediye ile Ameli bayat mektebindeki bürolara ilâveten Yüksek İktisat mektebinde de yeni bir büro açılmıştır.
Bundan başka mevcut memurlar ihtiyaca kâfi görülmediğinden yeniden resmi daire ve -müesseselerle bazı memurlar ve daktilolar alınmıştır. Bu suretle intihab teftiş heyetine merbut olarak teşkil edilen bu bürolarda çalışanların adedi 200 zü bulmuştur.
Pazar yerleri
Pazar yerlerinden Belediyenin almakta oldukları resimlerin vaktinde ve tamamile tahsil edilmediği görülmüştür. Dün şubelere gönderilen bir tamimde bu resimlerin günü gününe ve tamamile tahsil olunması, aksi takdirde alâkadarların ce* zalndıraılacaklan bildirilmiştir.
Tramvay şirketinin ustaca bir cemilekârlığı! İstanbul şehri M. “Hansens„ in her hangi bir yardımına muhtaç değildir
Halkdan fuzuli para alınmasın, bu, kâfidir
Tramvay şirketi, intihab mv-nsıebetiyle İıtanbul şehrine karşı pek ustaca ve pek ucuz bir cemi-lekârlık göeteemeğc kalkışmıştır. İntihab listelerini lıazırtemak iç n vilâyetin yeniden bir hayli kâtibe ve daktiloya ihtiyacı olacağı naa-lütndor. Bunu haber atan şirket derhal vilâyete beş daktilo matmazel, beş erkek memur, beş de daktilo makinesi göndermiştir.
Tramvay şirketinin, bizim badiğimize göre yegâne vazifesi tramvayları muntazaman işletmek halkın rahatını temin etmek, bir do biletleri ucuz vermektir. Şirketin asıl vazifesi olan bu işleri bırskıpta intihabat! veıile ederek Vilâycto (daktilo) Matmazel ve daktilo makinesi göndermesi son derece cali-bidikksttir.
Evvela bu beş matmazel ve beş erkek memurun günlerce, hatta oylarca esas vazifelerinden ayrıldıklarına nazaran şirkette esaslı bir hizmetleri olmadığı anlaşılıyor.
O halde şirket, on tane fazla memur istihdam ediyor drmrkdlr. Bu memurların paraıı dolayirile İstanbul haikınıo cebinJeo çıkmayıp ta mösyö (Hnnsrns'io cebinden çıkmış olsaydı, buna karışmazdık. Halbuki bu lüzumsuz memurlara şirketin verdiği aylıklar tamsmile sudan, bizden alınan fuzuıl paralarla temin ediliyor.
Saniyen tramvay şirketi hususi bir şirkettir. Huııuı bir şirketin, nınumi intihabat gibi Türk millet ve devletinin en esaslı ve şerefli bir işinde İstanbul vilâyetine yedek memur vermeğe kalkışması şehrin sevef.le oynamak demektir. Koskoca vilâyetin böyle mühim bir işte istihdam edeceği beş daktilonun aylığını verecek parası yok mudur, ki tramvay şirketinin muavenetine el açsın t Tramvay şirket nin bu yaptığında büyük b r eir'et, aynı zamanda büyük b.r istihza vardır.
Şirket eğer İstanbul halkına hizmet etmek istiyorsa, asıl vazifesi olan işleri yapııo. Ezcümle yo) yapmak bahanesiyle halkın iki milyon parasını kasalarında aaklauıa-yıp yine halka İade etsin. Bu İki milyona vermemek için şirket bir taraftan devlet aleyh.nde mühim bir dava açarken, diğer taraftan vilâyete beş matmazel göndermesi
r—
»r ( •-
Vakit nakid değildir. Vaktin ktymeti na-kitle ölçülemiyecek derecede yüksektir.
Şerh ve izah;
Vakti nakille ölçmek, vaktin kıymetini düşürmektir. Vakit, her şeyin, her işin en değerli malzemesidir, hiçbir şey onsuz olamaz. Her sabah uykudan uyanır uyanmaz, bir de bakarsınız ki, keseniz, yirmi dört saatlik bir define ile dolu. Elinizde, işlenmemiş, hayata çevrilmemiş yirmi dört saat var ve bütün bu saatler, sizin. Bir kimse onları elinizden alamaz. IHer değerli şey kaybolabilir, çatınabilir. Vakit kadar değerli bir şey bulanmadığı halde hiç bir hırsızın eli ona uzanamaz. Her kesin de, sizin gibi, sizin kadar vakti vardır.
Şunun zengin olması, bunun bir zekâ harikası ol-. ması, vaktine bir saat değil, bir dakika ilâve ede-, mez.
Bu yirmi dört saat içinde neler yapılamaz. Bu . müddet içinde sıhhatinizi
İstanbul balkının suratına bir şamar indirmek kabıliuılrn beos bir istihza, hem dr bir hakarettir.
İstanbul şehri Müsyü ıHanıens) in her hangi bir yardımına muhtaç değildir. Yalnız kendirinden fuzuli para s İm maun, bu, kâfidir.
Eu meseleyi İstanbul vllâyati-nin kemali ehemmiyetle nazarı dikkatine vazediyoruz: Vilâyet bir çok işlerinin arasında Tramvay şirketinin bu ustaca hareketlen maksadına beliu intikal edememiştir. Fakat işin mahiyeti bu rvretle anlaşılınca, vilâyetin şirket tarafından gönderilmiş olan bu Matmazellerle Mösyöleri kollarından tutup geldikleri yerlere göndereceğinden e m in ir.
Bu hususta Nafıa Vekaletinin da ehemmiyetin nazarı dikkatini celbediyoruz. Şirketin, bu on memura ihtiyacı olmadığı anlaşılıyor. Şirketlerin masrafların! kabartmamasını ve fvzııli para aar-fetmenaesini murakabe Nafıa Vekâletinin vazifesi olduğu İçin, bu on memurun derhal İşine nihayet verilmek üzere, Ltanbsıldnki Nafıa kumısetliğioe emir verilmesini rica ederiz.
Tutum haftası bugün başladı Beşinci tutum vc yerli malı haftası bugünden itibaren başlamış bulunmaktadır. Tutum ve yerli malı haftası önümüzdeki Salı günü akşamı bitecektir.
Bu münasebetle mekteplerde talebeye ve talebe velilerine mualiimter tarafından ulusal tutum hakkında konferanslar verilecek, ve Cuma günü talebe ellerinde ulusal tutum vecizeler! yazılı levhalarla mektepleri civarında dolaşarak tezahürat yapacaktır.
Bugün uat 16 da Halkevi-nin Cağaloğlundaki merkezinde bir toplantı yapılacak ve Halkevi Başkanı Ali Rıza tarafından "ferdi tasarrufun lüzum ve ehemmiyeti,, hakkında bir konferans verilecektir.
Konferans herkese açık bulunacağı gibi radyo ile de herkes taraftan dinlenecektir.
sağlamlaştırır, zevkinizi tatmin eder, para kazanır, manevî tekâmülünüz için çalışır, huzur ve refah toplar, sevgi ve saygı dirersiniz, kazancınız azsa, arttırmak. Kazancınızı masrafı
nızla denkleştirmek sizin elinizdedir. Sizin sayinize bakar. Fakat vaktini iyi kullanamıyan, vaktinin bütçesini yapamıyan insanların ziyanı, kolay kolay telâfi edilemez. Çünkü vakit dediğimiz nimetin ardtara-sı kesilmemekle beraber, onun her geçen anı bir daha dönmez. Her şey telâfi edilebilir, giden her şey dönebilir. Fakat geçen bir i an, bir daha geriye gelmez. | Onun için vaktini nasıl 1
kullanacağını bilmek, en yüksek bilgidir.
Vakit ne kadar değerli ise onun nasıl kullanıla-
cağını bilmek te aynı derecede değerli sayılsa gerektir.
ZAMAN
Kıyafet kanunu için hazırlık
Altıaylık mühlet beklenmeden tatbikata geçilecek
Yeni kıyafet kanunu kenuz alâkadar makamlara resmen tebliğ edilmemiştir, maamafih gerek evkaf idaresile müftülük, gerek patrikhanelerle diğer cemaatler bu kanunda tasrih edilen altı aylık müddeti beklemeden tatbikata geçebilmek için şimdiden hazırlıklara başlamışlardır.
Bu raeyanda Rum patrikba-nesinde dün »ensinod mecilisi mutat haftalık içtimaini akdetmiştir.
Fakat Meclis kıyafet meselesiyle meşgul olmamıştır çünkü esasen Patrikhanede de bu mesela tabii şekilde karşılanmıştır. Saniyen kanun da benüz resmen kendilerine tebliğ edilmemiştir. Patrikhaneye tebligat vaki olduktan sonra, bu mesele sen sjnodun en yakın içtima-larından birinin ruznamesine alınacak ve kanunun en kısa müddet zarfında tatbikini temin için tedbirler ittihaz olunacaktır.
Ermeni patrikhanesinde de bugün bu maksatla bir içtima yapılacak ve kati bir karar verilecektir.
Yahudilere gelince, bunlar zaten hariçte dini kisve gece ğcce usulünü terketmiş olduklarım ileri sürerek bu kanunun kendileriyle alâkadar olmadığını söylemektedir.
Mekteplerde
Yüksek ve Orta mekteplerle Liselerde tatil
Üniversite ve Yüksek mekteplerde bir Kânunusaniden itibaren onbeş gün müddetle sömestr tatili yapılacaktır. Lise ve orta mekteplerle ilkmektep-ler bir Kanunusaninden dürt Kânunusaniye kadar sömestr tatili yapacaklardır.
Sömestr tatilinden bilistifade Hukuk fakültesi talebelerinden bir kafile Romanyaya seyahat tertip etmişlerdir.
Lise ve orta mekteplerde yoklama imtihanı sömestr tatilinden sonra yapılacaktır
Tramvay ücretleri inecek mi?
934 Senesi son üç aylık tramvay tarifesini tesbit edecek olan imtiyazlı şirketler Baş Müfettişi lörahimin riyasetindeki komisyonun evvelki güo toplandığı yazılmıştı.
Tarife komisyonu dün de toplanarak mesaisine devam etmiştir.
Evvelce de yazdığımız gibi, bilet ücretlerinin ne miktar üzerinden tesbit edileceği henüz belli olmamakla beraber, komisyonun bu sefer fiatları indirmeğe imkân bulamıyacağı zannedilmektedir. Çünkü 1926 mukavelesinin feshinden sonra yani geçenlerde, tramvay ücretleri mühim bir miktar inmiş bundan başka amele ücretini gösteren (K) formülü de Nafıa Vekâletinin kararile b:.- ’ tsr
d ha tenzil edilmiştir. vaziyet karşısında bir tenzil yapılabilmek için 926 dan evvelki kömür ve amele ücretlerinin
Ç'öylesem tesiri yok assam gönül razı değil
Periler!
Şo perili av lâfı yalou blzda i çıkmış birşey değildir. Dünyanın I en ileri muhitlerinde de hele bugün-terda onun lanselin* «ık sile tesadüf olunuyor.
O kadar ki Amerikeda bir Ûni- ( veesito hoca», perili olduğu söylersen bir evde Um dört ey yaşamak t* işin iç yüzünü meydana çıkarmak lüzumunu hissetmiş. daha Mitsrada bura dair uzun bir yazı yazmıştır.
Amerikalı Üniversite hocası tarafından anlatılan urun neticeyi kisven naklediyorum:
" Bu evde geçirdiğimiz İlk gece karım Helen benden önce yalağa girdi. Ben yan yazıyordum. Kava sıcakça idi. Ooun İçin kapı’ar da. pcncrrrlor de açıktı. Derir«n Halen uyandı. *Sen mi, tık tik ediyordunL Dedi, hayır, dedim. Anlattı: "Büâ-•I duvara ropaıı İle vuruyormuş gibi biaoettim de uyaodıml. Kalktım. Odasını araştırdım. Bir şey yoktu. F.rteai güo aynı darbelerin tekerrür ettiğini birlikte duyduk. Elektrik fenerini alarak koştum. Fakat oe« dahi önceden keıilmiş-ti. Ben sokağa fırladım. Fakat bir kimseler görmedim.
Aynı hareket, biç olmazsa elli kere tekerrür «tti. Sebebini keşf için elimizden gelen herşeyi yaptık. Her tarafı araştırdık. Dışarısını tarassut altioa aldık, içeririni gözetledik. Fakat bu earareng'a tıkırtıların aebebiai anlıyansadık ve bunları aramaktan vazgeçtik. Çünkü başımızdan daha mûbim hfcdl-arter geçti.
Bunların biri ş^ydu: her geco yalağıma girdikten sonra bir kibrit kutusunun veya bir şeyin yere düştüğünü duyuyorum. Lâmbayı yakıb etrafı araştırdığım halde birşey bulamıyordum. Derken bir gazeteni* yere düştüğünü duyar gibi o'-dum. Yine arandım, fakat bir tek kâğıt parçası bulamadım. Daha sonra buna beoıer, fakat daha tuhaf hâdiseler vuknbuldo. Meselâ, geceleri ikido bir ayak «esleri duyuyorduk. Hadise bazsa günde iki, üç defa tekrar ediyordu. Bir gön bu hâdraenin kırk kera vukuboldoğunu saydık.
Çok geçmeden işler bülbülün ieğişti. Çünkü avin içinde bir takım aea.b sesler işitı»«ğa başladık.
Bir gün arkadaşlarımdan biri beni ziyarete geldi. O da bizim g.H ilk önee tıkırtıları, daha ooar» ayak seslerini işitti ve bana:
— Yukarda teri var I Dedi.
Arkadaşım ayağa kalktı. Yukarı çıktık ve hertarafı aradık. Yıoe birşey bulamadık.
Bo erde tam dört ay kaldık v« bu çeşit hâdaeler mütemad.yeu tekerrür etti.
Fakat bu hâdiselerin atlını faslını anlayamadık.
Ben de, karım da orta yaşını çoktan geçmiş adamlar olduğumuz için, ûzvrimtıe perileri davet edecek bir halde değiliz.
Ben de, karım da. periye, hayalete inanmıyanlardanız. Fakat bu hâdiseleri de anhyamadık. Bu evde bir acaiplik varda.»
Görülüyor a, hu çeşit lıâdiıeler yaln z bizim memieketimizdr vuku bulmuyor. Amerikada da vuku buluyor da üniversite bocalan bile içinden çıkamıyorlar t
L.
Yurtta?
Ayda ber aile yarımşar kilo ütüm, incir, fındık, Ayıutap fıstığı gibi yeril ve şi atı yemiş'e-rım zden yeıe, h«m sıhhatçe dah» sığlanı o uıuz. Hrm de yurdumu-zuu bu değerli yemişleri pazar-»ızlıktan kurtulur.
MIUi İkilisi ve TMarruf Cemiydi
Elektrik ütüsü kullanınız
Alevi, dömaoı ve tehlikeli kokuau yoktur. Her dakikada h zmete amadedir, Sarfiyatı sa-atte 1.5 ilâ 3 kuruş kadardır.
bugün iç n de rayiç hale gel- 1* meni lâzımdır.
Bundan başka, tramvay üc-K rctlerinin diba fazla indirile-ll bilmesi için Nafıa VekâleliyleBJ şirket arazında yeniden bır»j mukavele yapılması lâzım gel-Bİ meklcdir. Yakında başlıyacak»J müzakereler neticesinde yeni | esaslarla Ücretlere tuiîcMİr ula4 | cak yeni bir formül kabu»J| edeceği tahmin edilmektedir, ■'.i
4
ZAMAN —
Ktmmueve! 12
Zaman Ansiklopedisi
Chateaubriand - Şatobriyan kimdir?
Fransız «dibi Chateaubriand •imin* Komada bir âbide dikildiği haber veriliyor. Biıde Bu fırıat-tan istifade ederek bu büyük edibin kısa bir tercüme! halini ya-aıyorur.
Fransanın en tamamı} muhat-rirleeioden olan Francoia Renrf Chateaubriand 1768 de doğdu. 1848 de öldü. Kandlai. Fransız ihtilâlinin fikirlerine karşı rukubulan aksüfamelio en parlak mûmeMİli olduğu gibi ilk İmparatorluk devrinin en mümtaz edebi aimraı idi.
Cbateaubriand, kısa bir lAman Fransız orducunda hizmet etti, daha sonra 1791 de Amerikaya gittiyse de 1$ nei l.ûinin tevkif edildiği haberi ürerine 1792 «enezi Kânunu-unilinde Franaaya döndü. Çok geçmeden Thionville'de yaralı düşerek Ingiltereye kaçtı ve orada Franotca okutarak, Fraoaırcadao tercümeler yaparak geçindi.
Chateaubriand 1797 de “erki yeni ihtilâller Ürerinde bir deneme,, adını taşıyan ererini yardı. 1800de onun şöhretini dünyaya yayan
Poliklinik - Yeni Türk Mecmuaları
Doktor Bay Ahmet Saim ve Süreyya Kadrinin neşretmekte oldukları (Poliklinik) Tıb mecmuan-ma 17 teşrinisani 934 tarihli ve 17 numaralı nüshası çıkmıştır. Bu nüshanın birinci yazısını Operatör Bay Kâzım lamelin (Kanserde teşhis meseleleri) unvanlı makalesi teşkil etmektedir. Kacserin bugün taba-bet âlemini ve belki bütün beşeriyeti en ziyade meşgul eden ve korkutan hastalıklardan biri olduğu malûmdur. Hatta kanser ile iştigal o dereceye varmıştır, ki söz âdeta ayağa düşmüştür, denilebilir. Çünkü tababet, fiteun, ilim ve meslekle alâkan o'mıyan yevmi veya mevkut ne kadar gazete ve risale varsa (Kanserldeo, meselâ (netle) kadar basit bir hastalık imiş gibi sıksık bahsetmektedirler. Ma ma fi böyle, yapmakta o gazeteler ve mecmualar da mazurdurlar.
Çünkü insanları bu kadar korkutan bir hastalık hakkında nerede iyi bir haber görülse yazmak ve bunu karilere müjdelemek adeta bir ihtiyaç halini almıştır.
Bundan dolayıdır,ki ( kansere ) dair ciddî tababet mecmualarında görülen makaleler bile alelâde okuyucuların merak ve alâkasını esi-betmektedir. İşte bu sebepledir,ki operatör Bay Kâzım İtmailin (Poliklinik) de gördüğümüz ( kanser ) ■sekslerini ehemmiyetle okuduk. Makale, çok)çık vs selis bir ifadr ile yazılmış olduğu cihetle tababetle alâkamız olmamasına rağmen yazıdan çok istifade ettik Ve bir hayli fikir sahibi olduk. O cihetle bu makaleyi, doktorlardan mnda,
Eğer siz bu tecrübelerinizden »■in ııeniz, hiçbir hiyle yapılmadığını kati surette iddia «diyorsanız ben ancak «Berinizin ve ayaklarınızın oturduğunuz iıkemleye bağlandığını gördükten eonra emniyet edebilirim. Böyle eli ayağı bağlandığı balde fevkalâde »eyler yapan bir matmazel (Kuk) olduğunu işittim. Si» de onun gibi muvaffak olursanız ben dc nihayet İnanmak mecburiyetinde kalırım.
— Pekâlâ o istediğiniz de olıuo, beni iskemleme sıkı sıkıya bağlarsınız.
“O balde ( Eke ) de icabetten İpi satın alırız.
Madam Dovre dedi id ı
"Atalı, namını taşıyan aşk hikâyesi neşrolundu.
1802 de çıkan “ Hiriatiyanlığın dehan „ adlı ereri, Katolikliğin bir müdafaatıdır. Kendiri daha eonra 1803 de Franeanın Roma sefareti kâttipliğine tayin olundo.
Şato Briyan 1814 de Burbonln-rın tahta dönmelerine taraftarlık göıtermlş ve 1822 ile 1824 neneleri arasımla Fransa tarafından İngiltere elçiliğine tayin olunmuştu.. Muharrir, daha aonra, ölümünü müteakip neşrini istediği ererini yazmağa başladı. Bu ererin adı Me-mo.rea d' Autre Tombe dir, yani “ Mezarın öterinden hatıralar „
Nihayai muharrir Poriıte 1848 oenesi 4 temmuzunda vefat etti.
Şatobriyan nesir üstadı idi. 19 uncu aenn rdrbiyat tarihinde romantik hareketi açan odur. Emil Faguet onun hakkında şu sözleri tüyler : * Şatobriyan romantizm hareketinin babası olduğu gibi on dokuzuncu asırda inkişaf eden bütün edebi ran'atların üstadıdır.,,
günün ciddi ve bsyatt mesaili ile slâksdsr olmak İsteyen karilerimize tavsiye ederiz.
Doktor Bay İbrahim Hanifin ( idrar vaaıtasiyle gebeliğin teşhis tecrübeleri) Onvanlı makale de aile sahiplerinin istifade ile okuyacağı yazılardandır. Hem de makale gebe kadınların idrariyle sulanmış bası nebatatın adeta iki misil neşvöoecna bulduğunu resimlerle göstermekte ve ispat eylemekte olduğundan bir bakışta her okuyucunun alâkasını eelbetmek-tedir.
Mecmuada nazarı dikkatimizi celbeden bir yazı da doktor bay Namı Gök sunun tercümeye başladığı tıbbi ıstılâhlar lügatçrridir. Bu lügatçe alelumum tıbbi ıstılahlara ait olmayıp (Syndrome) yani hastalıkların (ârazı umumiye) «ine yerilmiş olan (Ddugnatioos Patro-nymi(iuer) ismi baslardan alınma (umumi isimlerin) bir lügatçesidlr. Yani münhasıran etibbays alâkadar eder. Fakat bazı hastalıklara verilen bu ismi haslar tıbbi lügatlerde bile kolay kolay bulunamaz. İşte bu isimleri bir Fransız doktoru remelmiş vs Poliklinik mecmuasında nakledilmeğe başlanmıştır.
Türkçede tababete dair lügat yok gibidir, binaenaleyh bu yolda yazılacak eserler daima makbule geçer, yalnız karşılıkları bulunan kelimelerin tercümeleri biraz daha açık olsa daha müfit olur zannederiz.
Hülâsa (l’olikinhk) mecmuasının bu nüshasında, birim gibi tababete yabancı olanları bile aâkadar ede-
— Dışardan ip satın almağa hacet yok. Köşkte herhalde ip buluruz.
Fakat ( Ade.l ) buna da başını salladı, dedi, kİ ı
— Muhterem madam, sizin karımızda ( iıpirtıırae ) tecrübelerinizi hep uydurma »eyler olduğu iddiasında olan bir kadın var. Bu kadın herşeydrn şüphe etmektedir. Binaenaleyh onun tamamile emin olman için ipin de yepyrni olması ve dışardan satın alınması şarrltır. Tâ ki işe en ufak bir hile bile karışmasına İmkân kalmasın.
Bıı defa da (Seli) mûstehziyane güldü, bu kadar llimstsıılık karşısında omuzlarını, «ilkti, dedi, bit
Karamanda kurslar Karaman (Hususî) — Karaman İdman yurdu reisi avukat Emin Agâhın kıymetli gayretleri neticesinde idman yurdu binasında bir kurs açılmıştır. Seksenden (azla talebenin devam ettiği bu kursta Türk tarihi, yurt bilgisi, riyaziye, Fransızca ve muhasebe dersleri verilmektedir. Sene başında da güzel bir müsamer* verilecektir.
Yurttaş
Pehlivanlar zeytin yağını niçin severler? En iyi kuvvet şurubudur da ondan.
Milli iktisat ve Tasarruf CraUysli
erk birkaç makale bulduk. Bizde doktorlarımız şüphesiz herkesten ziyade mesleki neşriyat» ehemmiyet veren bir unıf teşkil ediyor.
Çünkü tababete dair neşredilmekte olan ■rcBualsna hepridc muntazaman çıkmaktadır.
(Poliklinik) in nüshası topu 10 kuruş, bir »rneliğl 120 kuruşlar.
Yeni Türk Mecmuası Teşrinisani 934 - numara 27 Yeni Türk Mecmuasının bu nüshası da bir hayli müfit ve Özlü makaleleri havi olduğu halde İntişar etmiştir. Başlıca göze çarpan makale lıtanbul Halkevi reisi Bay (Ali Rıza Uyul) in (Türk devletçiliği) ünvanlı makalesidir.
Bay (AU Rıza) Halk Fırkan nafiz mensuplarından olduğa ve ( Devletçilik ) de Halk Fırkacının umdelerinden bulunduğu cihetle makalesinde bu nazarlyeyi kuvvetle müdafaa etmiştir.
Maamafih bizde (devletçilik) den bilende, bilmeyende bahsetmekte ve bilmiyenfer ekseriyetle İşi mugalataya dökerek devletin bu günkü ( Devletçiliği) nin mahiyeti hakkında zihinlerin karışma, sına sebebiyet vermektedirler.
Halbuki (Halk | Fırkası)) nın programına dahil olan (devletçilik) maddesi oldukça mutedil, makul ve herkesin kabul edebileceği mahiyettedir. Bu maddeyi Bay ( Ali Rıza ) makalesinde zikretmiş olduğundan onu biz de buraye naklediyoruz.
“Fersfî merci ı)r faaliyeti «sos tatmakla beraber, mümkün ol-dugu kadar az zaman içinde milleti refaha, memleketi umro-niyete eriştirmek için, milletin umumi ue yüktek menfaatlerinin icabettirdigi işlerde - bihatta ik-tieadi takada - devleti filen alâkadar etmek, mühim eıatlartmıu-dandtr..
Görülüyor, ki Halk Fırkan (devletçilik) maddesinin başında (ferdi mesai ve faaliyeti ) esas tuttuğunu aöyliyor, bu şekilde devletçilik ise bizim gibi yeni yetişmeğe başlamış milletler için hakikaten lâzımdır. Fakat işte bu «sazın bilinmesi ieab ederdi, ki Bay ( Ali Rıza ), makalesinde bilhassa bu maddeyi zikretmekle cidden fikirleri tenvir eylemiştir.
Mecmuada ( bütün dünyada w bizde iktisadi vaziyet), ( Şile Kadını ) Bayan Şukûfe Nıhalin (Fln-landiyaya dair), (Ö.ü ve canlı Türkiye ) gibi daha bir çok okıs-anack yatılar vardır. Karilerimize tavaiye ederiz. Fiyab yirmi kuruştur.
— Madam (Rorinbol) un bu İstediği de olsun, (Ek») te beğendiği dükkândan yeni bir ip atını.
Genç kız ip meeelerioe hiç e-bemmlyet vermemekte idi. Vaktiyle haberiyle Londra tiyatrolarında ispirzme tecrübesi yaparken seyirciler içinde böyle İtimatsızlık gösterenler olur, oolan kandırmak için (Seli) nin eli ayağı sıkı sıkı sıkı bağlanırdı. Genç kız deha o vakitten en kanşık bağlan bile küçük elleri ve çevik parmakları ite birkaç dakikada çözmeğe kendini alıştırmıştı. Eğer elini ayağını bağlıysalar erkek ise, erkekler gayet mahirine düğüm yapmasını bilmekte beraber bir genç kına elini, ayağını açmaktan çekindikleri için düğümleri daima gevşek tutarlardı. Kadınlarda ise diğer bir kadına'.karşı acımak hissi olmadığından onlar da ipi sıkabildikleri kadar ukarlar, fakat ona mukabil düğüm yapmalını bitmedikleri için onlann bağlarını çözmekjte gayet kolay olurdu.
Saat sekize geldiği vakit yemeği bitirmişlerdi, fakat a sırada
[~VİUYET }
Tirede asayiş iyi
Bekçiler tevsik ve ıslah edildi — Tire yakında temiz ve tatlı suya kavuşuyor
Tirede bir örnek elbite giydirilen bekçiler ile onlara vazifelerini öğretenler bir arada
Tire (Hususi) — Tiremizde inzibat işleri çok düzgün gitmektedir. Geçenlerde tafsilâ-tile bildirdiğim Boy no bol ulu
çoban Haşan Hüseyinin katilleri yakalanmıştır.
Bazı gazetelerin yazdıkları gibi hâdise bir kadın yüzünden değil, ehemmiyetsiz bir pamuk tarlasına koyun katma meselesinden çıkmıştır. Maktul Haşan Hüseyinin arkadaşları Haşan Htlseyini müştereken tabanca ile vurmuş ve kaçmışlar ve zabıtayı şaşırtmak için de beyninden yaralanan ve cansız bir halde yere döşen çobanın yanı başına çobanın kendi tabancasını koymuşlardır. Fakat jandarmamızın gayret ve dirayeti sayesinde katiller yakalanmışlardır.
Söke kazasında geçenlerde üç deve çalınmıştı. Hırsızlar burada develerle birlikte yakalanmış ve adliyeye verilmiştir.
Dabaghanede dabag dükkânları arasında Stedenberi ufak tefek soyulmalar olur fakat bir türlü meydana çıkmazdı. İkinci teşrinin 3 öncü akşamı dabag Şükrü ustanın dabaghanesinden kümeli bir deri soygunculuğu olmuştu, 30 parça kadar olan kösele ve deriler jandarmamızın iyi tedbirleri üyesinde failleriyle beraber meydana çıka-rtlmıştır. Bunlar, dabag Molla Mehmet oğlu Ali, arkadaşı Abdullah oğlu Süleyman isminde iki kişidir çaldıkları mallara Süleymatun kardeşi Tevfik yataklık etmektedir. Mallar yavaş yavaş ve gizli gizli kunduracı Ali ustaya satılırken cürmü meşhut halinde yakalanmışlardır.
yağmur yağmağa başladı. Modam (Dovre) bir araba tuttu, istavyona geldiler, trene bindiler. Saat tamam dokuzda tren (Eki) İstasyonuna vasıl olmuştu. O sırada yağ. oıur da d.nmiştl-
Madam (Dorre) köşke kadar araba ile gitmeyi teklif etti. Fakat Madam (Rorinbol) dedi, ki:
— Oturmaktan ayaklarımız uyuştu, Üterseniz yayan gidelim, hem biraa bava almış oluruz, hem de ayaklarımız açılır.
Tren yoleu'an kalabalıktı. Ma. dam (Roslnbol) nazarı dikkati eel-betmemek İçin bu kalabalığın ara. aına karışarak lıtaayondsn çabucak dışarı çıktı ve orada karanlıkta arkadaşlanaı bekledi. Madam (Dovre) ile (Seli) geldikleri vakit dedi, ki t
— Gece »ast on birde bir bildiğim adam gelip beni alacak, beraber, Ccncvreye avdet edeceğiz. Önümüzde İki aaat vakit var. Bu müddette bol bol tecrübe yaparız.
Her üçü de beraber yola çıktı, lar. Köşke varmadan evvel şehrin içinden geçmek lâzım idi. Madara
Hırsızlar cürümlerini itiraf ederek Adliyeye verilmişlerdir.
Tirenin bekçilerine de yeni ve bir örnek elbise giydirilmiş ve yapacakları işler ve vazifeler kendilerine iyice anlatılmıştır.'
Tire suya kavuşuyor
Tiremiz pek yakında büyük bir derdine deva bulmuş olacaktır. Evvelki yazılarımda da bildirdiğim gibi bol sulu dağlara yaslanan Tire, yolların uygunsuz olmasından iyi bir su içemıyordu. Belediyemiz bu iş üzerinde öteden beri çalışmakta idi. Artık bu meselede hal edilmiş denektir. Çünkü dün münakaşa neticesinde suyun getirilmesi 95900 liraya bir şirkete ihale edilmiştir. Tirelilerin en büyük sağlık bayramı olacak olan suyun geldiği günü aabur-suzlukla beklemekteyiz.
Köy seyahatleri
Tire idman yurdu gençleri her hafta köy seyahatleri ter-
Bu akşam Sinemasında
Senenin en zengin - En ihtişamlı ce ietienazız hiçbir filmde görülmemiş bir lûkı, dayatmamış muzibi - Enfee bir mevzu. Fronzızca »özlü Metro - Colcuyn- Mayer Süper filmi Dans Rüyası Takdim edilecektir. Baş rollerde ©AIBILI
Bugün saat 2,30 - 4,30 ve 6,30 seanslarında Son defa olarak
EKMEKÇİ KADIN
(Dovre) biraa şişmanca olduğu için yavaş yürüyordu. Madam (Rorinbol) ine çevik olduğundan hızlı yürüyerek b rai ileriye geçti. Busu-retle yolda biriıine tesadüf etmiş olu idiler her üç kadının beraber olduğu kimıenio hatırına
gelemezdi. Bir köşebaşına gelince Madam (Rorinbol) durdu. Orada bir açık mağaza vardı. Madara iDovre) İle genç kız yanına gelince dedi, kİ:
— Matmazel bu mağazada ip buluraunua, zannederim. Biz Madamla yalumnza devam «delim. Siz gençsiniz, arkamı adan bize yetişirsiniz.
(Seli) bu teklifi tabii görerek M. (Korval) isminde bîri tarafından İdare edilen mağazaya girdi, bir yumak İp aldı ve Madam (Dovre) ye köşke varmadan evvel yetişti, fakat Madam (Dovre) yalnız idi. (Seli) hayretle:
— Madam (Rorinbol) nerede? Diye aordu.
— Madam (Rorinyal) aceleci bir kadın, yavaş yürüyemiyor. İleri
Sivas lisesinde hoca eksik!
Tokatlı talebe mektebi terkediyor
Tokat (Huıusi) — Sivas lisesinde beş muallim eksiktir. İki aydir derslerin boş gitmen ve şimdiye kadar bir çare bulunamaması talebeyi haklı olarak endişeye sokmuştur. Tokatlı talebenin çoğu mektebi terketmişlerdir. Buraya gelen talebe mektebin boşalmakta olduğunu söylüyor, talebcuin başka liselere gitmek üzere tasdikname almakta devanı ettiklerini bildiriyorlar.
Müdürü bulunmadığından ve. kâletle idare edilen liseden muavinlik vazifesini gören fran-sızca muallimi de alınmıştır.
Çocuk velilerini bir telâş aldı. Her tarafa müracaat ederek çocuklarını yeni mektep-Itre yetiştirmek istiyorlar.
Orta mektebin 380 mevcutlu olmasına rağmen lisesi olmıyan Tokadımızın talebesinin Sivas lisesinde kocasızlık yüzünden uğradığı zarar herkesi müteessir etmiştir.
Namık Kemal günü
İzmir 10 (A. A.) — Orta okul taleboleri büyük Namık Kemalin yıl dönümünü kutlu-ladıJar. Bu vatan aşıkının bütün andacını sayınla andılar.
tip ediyorlar. Gençler bando-larile beraber geçen Cuma günü Boğaziçi nahiyesine g.imişler ve köylülerle hasbıhal ederek rek iyi sözler söylemişler, ban-dolarile milli havalar çalarak oynamışlar ve eğlenmişlerdir.
Bu aralık nahiyenin fırka seçimi yapılmıştır. Gelecek hafta Subaşı köyüne seyahat edeceklerdir.
gitti, bizi köşe başında bekliyecek.
İki kadın beraber yürüm.ğe başladılar. Yolda tanıdıkları bir kimseye saat gelmediler. Fakat yol culardan biri onları tanımıştı. L'u yolcu bilâhare polis tPcrişe) ye, Madara (Dovre) ile genç kıza »aat dokuz raddelerinde köşk civarında rast geldiğini eöyiemişti.
Köşe başında Madam (Roun-bol) a yetiştiler. Kadın:
— Daha yolumuz var mı?
Diye aordu.
— Hayır, daha uzun gidec-k değilir. Bir iki dakika sonra köş).e varırız.
Biraz aonra köşke geldiler. Bahçeye girdiler ve bahçenin demirka-pıtını kapadılar.
Köşkün bütün pancorları ve aşağı kattaki kapına vaz.fe.ini gören pencereler aıkt sıkıya kapanmış ıdı. Yalnıa sofa tarafından ir ışık görünüyordu. M ıdaaı (Dur.
— ıE.en) biri bekliyor. Dedi.
Devamı var
- X A « A M t* — -

19bin metre yüksekte ne var?
“Kalbim heyecanla atıyordu, arkadaşlarımın sapsarı kesilmişti..
yüzleri
•»
Telgraf ve mubabİT haberleri, Pariste uçma aletleri ter hiri için açılan bir sergiden bahsettiler. Bu sergide "Çeli-uşkin,, heyeti seferiyesini buzlar arasından kurtaran 'Molo-tov„ tayyaresi kalabalık bir seyirci kütlesi topluyordu.
Ziyaretçiler bu uçağı dikkatle süzdükten sonra biraz ilerde duran ve Stratosfere çıkan balonun sepeti önünde de hayretle birkiyorladı. Bu balon semada, içinde "Gorge Prokofif_ kumandasında bulunan 3 kişi 19000 metereye yükselmişti.
Bu münasebetle, mezkûr ba-lunun 19 bin metre yüksekliğe nasıl çıktığını gösteren bir Fransız gazetesinden naklen karilerimize arzetmeğı muvafık bulduk. Diyor ki:
"Sabah sisleri ortadan kalkınca milli tayyare teşkilâtı reisi Aekonia tarafından hareket emri verildi. Bizde derhal harekete hazırlandık.
O sırada saate baktım, tam sekiz buçuktu, Kalbim heyecanla atıyordu. Arkadaşlarımın yüzleri sap sarı....
Beni selâmetîemıye gelenlere veda ettikten sonra sepete girdik. Tarife lüzum yok. Sepetin her tarafı kapalı ve demirden mamuldu.
Yarım saat sonra saltana saltana yükselmeğe başladık. Üç kişi baş başa kaldık. Bco. " Birnboutn „ ve " Goudonov „ ■'Birnbauaı., telsiz cihazını yerleştirmekle biz de yüksekliğin aletini kontrol etmekle meşgulüz.... "2000., metreye geldik. Kapakları kapatıyoruz.
Kimse konuşmuyor. Gözlerimiz aletlerde- Muttarit v* muntazam bir surette saniyede 506 metre yükseliyoruz. Her şey yolunda.
Saat • 8,59 - 6000 bin metreye geldik. Vimamo stadınıu üzerindeyiz. Manzara fevkalâde.
Saat 9,5 - 9600 metredeyiz. Üst kapektan balonun şişmekte olduğunu müşahede ediyoruz.
Hesapça balonun şişmeğe başlaması çok daha yukarlarda olması lâzımdı
Saat 9,17 "Blmbaum,, vaziyeti radyo ile aşağı vermekle meşgul.
"Godounov,, ve ben yükseklik aletiyle meşgulüz. Arkadaşım seviniyor. "Pikarıtı röko-runu kırdık,, diye boynuma sarıldı.
Tazyik 72 milimetre Buna nazaran 16800 metredeyiz. Tevazün henüz basıl olmadı. Bu hesaba nazaran daba yükselmek ihtimali var.
Saat 9,19,20 - tazyik 70 mi-limetre. 17000 Metredeyiz, balon hâlâ çıkıyor. Sıniyede 2,5-3 metre yükseliyor. Tehlikeyi kimse Kıtırına getirmiyor. Hâdiseleri takib etmekle meşgul olduğumuz için dahb gitmişiz. Sepetin içi çok aydınlık, güneş fazla parlak.
17500 Metredeyiz. Durduk. Şimdiye kadar ağırlık atmağa lüzum görmemiştik. İlk defa 80 kilo safra atıyoruz. Yine biraz yükseliyoruz. Her şey mükemmel.
Saat 10 — "Goudonov, aletleri okuyub tetkikat yaparken ben de aşağı bakıyorum. Moskova hafif bir sisle örtülü. Gözlük kullanmıyorum, "Bal-çug„ kanalı gözüme çarpıyor. Demir yolunu ve trenin siyah bulutunu görür gibi oluyorum.
19200 metre irtifaa (ikan balon
Saat 10,12 - İçeri biraz hava aldık, onu tahlil ediyoruz. Semanın rengi eflâtun. Tahlil neticesi tahminimize uyuyor. Ne toz ve ne de buhar var.
Saat 10.30-34 . Tazyik 61 milimetre. 18,100 metredey.z-Biraz daha safra koyuvermeğe karar verd.k.
Aletlerin tıkırtısından başka ses işitilmiyor .. Birdenbire bir sarsıntı hissettik. Alet yükseldiğimizi gösteriyor. Balon kırışmamış. hatta dahi şişmiş. ' unlar hep hayırlı alâmet Fakat ne de olsa sarsıntı bizi çok korkuttu.
Kıuumaz aetklığı için biraz çikolata, biraz üzüm yedik ve tekrar işin başına döndük.
Sepetin içindeki hararet dereceli 25, dişarda da nakıs 65 Gü-neş temas ettiği yeri yakıyor. Fakat hararet dağılmıyor.
Saat 11,58-tazyik 51 miti-metere yükseklik 18400 metro. Dışarıdaki dereceyi hararet-66.
Altımızda manzara fevkalâde, ufuk çok genişledi. Ssfra atıyoruz ve yine müntazam yükselmeğe başılıyoruz. Dünyadan
İran zırhlı römorkör yaptırdı
Ancone 10 (A. A) — Dün Bûyükdeoizlcrde i^liyecek olan ve Iran hesabına inşa edilmiş bulunan bir römorkör denize indirilmiştir.
İranın Roma elçisi ile yeni geminin vaftiz anası olan refikası bu merasimde hazır bulunmuşlardır. Bir top, mitral-yotla mücehhez olan römorkör yakında İrana nakledilecektir.
Mavzer ve bomba
Fındıklıda oturan Şûkrüye i«-ısinde birinin itibariyle, Ş-fık isminde birinin evinde araştırma ya-pılmış v» barı mavzsvlerls iki bomba bulunmuştur.
Şefiğin şahsiyeti hakkında polisçe yapılan tahkikat ikmal edilmiştir.
Şefik Jandarma binbaşılığından mütekait bir zattır. Silahlarda zabitliği zamanından kalmış ve evinde saklamıştır.
Ûu hosusta tanzim edilen tahkikat evrakı Adliyeye verilmiştir.
Yoksul çocukları düşünün!
Kış geldi. Kışın soluğundan ve bu togugun getirdiği haftalıklardan yoksuz yurttaşlarımızı korumak hvp-mizin boynumuza borçtur. Bu borcu ödemiş olmak İçin kullanamadığımız eski çamaşırlarımızı, çocuklarımızın «ski. terini Hııaaycl Etfal Cemiyetine verelim.
banketi eınaıınJa
J1 fazla çıkmamamızı söylüyorlar Neticeleri aşağı bildiriyoruz. Vaziyet gayet müsait gidiyor.
Saat 12,55 - tazyik 49,7 milimetre. Yüksekliği gösteren aletin iğnesi "19200,, i gösteriyor. Aşağıdan " artık inin „ diye haberler geliyor. İhtiyatlı hareket etmek lâzım. Supaplar iyi işliyor. Onlara dokunmaktan çekiniyoruz. “ Goudonov ,. bava aldı ve tahlil ediyor.
Aletlerin gösterdikleri işaretleri tesbil ettik.
Saat 13.56 — iniyoruz. Tazyik 56.
“Saat 14.24 — tazyik 62. Suratımız artıyor.
Saat 16 39 — 8000 metredeki»- ..
Nihayet balon tabii muhite giriyor, kapaklar açılarak temiz hava teneffüs edilebiliyor. Yavaş yavaş insanlar gözüküyor ve balon kalktığı yere iniyor.
Bugünkü teknikle 30 bin metreye çıkmak kabil olduğu iddia ediliyor. Stratosfere çıkmak istiyenlerin işleri güçleri şimdi hu imkânı hazırlamaktır.
Zamanın takvimi
Bugünkü hava
Yeşilköy rasat merkezinden aldığımız malûmata nazaran, dün bava tazyiki 766,7 vasati sıcaklık 8, en fazla 11, ve en az 3 derece idi.
Bugün hava kısmen bulutlu ve Karadeniz sahillerinde yağışlı geçecektir. Rüzgâr şimal istikametinden esecektir.
Yurttaş
Her Türk, yeril malı kollan, malt savaşında gönüllü bir propagandacı olmalıdır.
Milli İktisat re
Tasarruf
Beden terbiyesi
Mektepler için Doktor kafa-siyle hazırlanmış program lâzım
Çocuklar aaatln ne dranek olduğunu bilmezler. Onlara göre aydınlık, karanlık mefhumları m-attan çok daba manalıdır. Bu mevsimli* çocuklar mekteb* y«tişm»k için ortalık daha tamimiyle ağarmadan ve İlkbaharda olduğu gibi gûocş yükselmeden yataklarından kaldırılırlar ve onlar a çala bir tuvalet ve kahvaltı yapar yapınız çantalarını kaparlar vo mekteb yoluna düşerler.. Evdon yalnız çı-kan çocuk mektebe yaklaştıkça kendisine eş bulur ve bu eşler yürüdükçe çoğalır, ortalıkları çınlatan şen ve şakrak cıvıltılar içinde mekteb kapısından içeri giriyorlar-ken de mini muti yûrerikleri çarp-mağa başlar.
Sargısını boynuna dolamış, küçük ellerini yün eldivenlere sarmış otan bu yavrular bir çiçek demeti gibi seyredilir. Fakat bunların içinde şakrak o'.mıyanlar da ne kadar çok-. Bir kıtım çocukların bedirleri soluk, bakışları donuk, hareketleri çekingeo, yürüyüşleri karışıktır, omuzları ileri doğru fırlamış, boyunları uzamış, başları düşüktür. Bu çiçek demeti içindeki solgun yapraklar aceba neden bu kadar çok?.. Ben bunları düşünürken bir taraftan da belediye tabiplerine gidip beden terbiyesi dersinden affedilmek üzere rapor Istiyeu ve alan mektep talebesioin halini göz önüne getiririm ve bu temnşa ile düşüncemin cevabını bulur gibi olurum.
Çocuk neden dolayı belediye doktoruna gitsin ve beden terbiyesi dersine çıkmamak İçin rapor ittesin?.. Bizim bildiğimize göre Maarif teşkilâtımızda doktorlara yer verilmiştir ve çocukların her türlü kabiliyetlerini bunlar herkesten daha iyi bilirler.

• «
Şimdiye kadar elimize aldığımız istatistik kitaplarında mekteplerde çocukların sıhhi ve variyetleri hakkında tutulmuş rakamlara ts-aacüi etmedik. Aacaba ao'gun ve düşkün gördüjjr.mür bu yavruların sıhhatleri nasıldır ?
Son posta ila gelen bir Fransız sağlık gazeteıinde bir mekteb doktorunun neşrettiği rakamları güzden geçirdik. Bu doktor ilk mekteb talebesinden 400 kız çocuğunu beş sene sistematik bir surette mu-ayene ederek şu neticeyi bulmuştur : Bunların yüzde 60—65 i hususî tedaviye muhtaç. Yine aynı zat aynı müddetle aynı roıkdarda oğlan talebeyi muayene etmiş ve bunların da yüzde 50—55 ui aynı halde görmüştür. Ayrı bir tetl.-ikte
Yüz sene yaşamak için
Hasta isen kendine baktır
Hıfzıısıtıha kaidelerine riayet 1 say es. tide birçok hastalıklardan
kurtulmak mümkündür, fakat hayat şartları loıamarı batan öyle bağlar ki bu esnada hastalıktan korunmak da mümkâo o'maz. Meseli mecburi bir yorguo.uk, kâfi derecede gıda alaniau.sk, hastalığın hücumuna karşı duracak tokatları msğ.üp edebilir ve bu esnada insan hastalanabilir.
(ananlar daima kendilerini din-lememelıdirler, ufaktefek arızalan gözlerinde büyütmemelidirler. Fakat ciddi bir rahastsızlığıda ehemmiyetsiz görmemelidirler ve bu takdirde kendilerini doktora testim etmelidirler. Hastalığı ila vaktinde me-gul olanlar çok defa vücudunu ve kesesini tahribeden hastalığın devamından kurtulurlar.
H.çbir hastalık hakir görülmemelidir. En ehemmiyetsiz bir hastalık bir gün çok fena bir akibet doğurabilir ve vahim ihtilâflar hâsıl olabilir. Meşe â devam eden bir kulak akıntısı bir gün menenjite tebeb olabilir, ihmal ed.lea bir nezleden ağır bir göğüs hastalığı çıksbilir, vs ilk.
9,000 çocuğun 4.618 i tedaviye müh-taç görülmüştür.
Hususî tedaviye mühtaç olarak kaydedilen bu çocukların hastalık-lannı adenoit ve lenfatik şişkinlikler teşkil ettiği kaydolunmaktadır. Bu çocuklann göğüsleri dar, sırtları yuvarlak, göğüs etleri Ueblrine yapışmış olarak görülmüş ve hepsinin teneffüslarflde kâfi bir vüs'at-ta olmadığı tasrih edilmiştir. Yine bu çocuklara yapılan röntgen muayenelerinde göğüslerindeki beslerin de şişkin olduğu görülmüştür. Çoğunda bademcikler ve boğazlarında Vejetasyon vardır.

Bir Fransız sağlık gazetesinde gördüğümüz bu kayıtları kendi uı) mir ketimizin çocukları hakkında da görse idik çocukların mekteplerde beden terbiyesi dersinden -isçin kaçındıklarına hemen hüküm verebilirdik. Kendi iki çocuğumun da şimdiye kadar beden terbiyesi derslerine kabiliyetli oiub olmadıkları hakkında bir muayeneye tâbi tutulmadığını gördüğüm için bİ2İm memleketimisda beden terbiyesi derslerinde sıhhat işlerine pekçok ehemmiyet verilmediğine hükmediyorum. Beden terbiyesi şüphesiz vücut'erin inkişafı İçin çok lüzumludur. Fakat kültür bakanlığının, mektep.erde yaptırdığı beden hareketlerinin klâsik şekilleri ber çocuk için münasib raidir ? ' Bu hareketlerin bazı vücud teşekküllerine güre muaddel şekilleri olmamalı mıdır? Hangi çocuk hangi nevi hareketlere iştirak etmeli- j d ir ? Vo bademcik şlşierl vijetaı-yon gibi teneffüsü çok ehemmiyrtl bir surette güçleştiren, bununla beraber, tedavileri çök kolay olao 1 hastalıkları tedavi olunmadan talebenin beden terbiyesi derelerin» iştirakleri doğru mudur ? Ve nihayet beden terbiyesi dersleri çocuklarla vueütlrrini inkişaf ettirmek düşüncesiyle yapıldığı halde bu ders gizli veremleri kamçılamıyor mu ?
Bütün bu suallere daba yüzler-ceai ilâve olunabilir. Kültür bakanlığımızın okurlarında beden terbi-yvsi bocaları var, bunların Üstünde müfettişler var, fakat bütün bu varlıklar içinde bana yok gibi görünen birşey daha var ki o da galiba mekteplerde beden terbiyesi dersleri için biraz da doktor sözü dinlemek lâzım olduğudur ve yine bana kalırsa bu dersler için doktor kafasile hazırlanmış yeni programlar yapılmak icab eder.
Dr. O. Ş. Uludağ
Hasılı bostalar korkmamalı vo hastalığı ehemmiyet» s görmemelidir. Hatta krndıoi düşünürken muhitini de dö üomelidir ve bilmelidir ki ehemmiyetli gfirülmiyen bir hastalık, hem hastaya, brm de muhitine zararlı o abilir.
Bu bahısde son söz:
Başlıyan bir hastalığı ehemmiyetli görmelij arkan gelmiyeo bir hastalıktan behemehal kurtulmağa uğraşmalıdır.
Saylav seçimi hazırlıkları
Denizli 10 (A. A.) — Saylav seçimi anıklıkları ilerlemektedir. 52 Memur seçici erin adlarını yazmaktadır. Vi âyetin nüfu«u 300 bini geçtiği için Denizli bu kez bir arta ile yedi saylav çıkaracaktır.
Yerli Mallar haftası
Çankırı 10 (A. A.) — Yerli mallan haftası münasebeti!* mağazalarda yerli malları gös-terileceb‘:-.
Al Gömlek
Tûrkler kızıl bantalığına al-gömlek derler. Oldukça ağır ve ehemmiyetli dan bu haftalık çok bulaşıcıdır. Sebebi biv mikropmudur?. Virüs fıltran mıdır. Malûm dcğil.Fakat gençlere, bilhassa çocuklara çok musallat olur, onların sıhhatlerini tehdit eder, geçtikten sonra da vücutta ehemmiyetli yadigârlar bırakır. Hele O kadar ehemmiyetli ihtilâflara sebep olur ki—
Hastanın öksürüğü, elbisesi, yatak çarşafları, çı maşın, her şeyi, batta onun dokunduğu mektuplar, kitaplar, mektup pulları Algömlek hastalığını etrafa yayar; bunların hepsi da bulaşmakta birer amildirler. En fenası da baltalık tamamile anlaşılmadan ve umumî bir kırıklık halinde bulunduğu zs man bile etrafı bulaştırır, bu fenalık hasta iyi olduktan sonra da daha bir müddet 'devam eder.
Algümlek hastalığı ilk 3-4 gününde hiç anlaşılmaz, onun ttvhau, diğer bir çok hasta tıklar gibi ateş, başağrısı, titreme, kusma, sürgün ve çocuk, larda ihtilâç şeklinde görülür, buğaz şişer ve kızarır. Fakat sonra vücutte kızartı baş gösterir, cilt kıp kırmızı olur cilt teki bu değişiklik ağız içindede görülür, hele dil büsbütün hususu! bir manzara alır. Ciltteki kızartı kat'i teşhisi koyar ve hastalık kendi kendini tarif eder. Görülen kızartı küçük bir toplu iğne başı büyüklüğündeki lekelerin bir araya gelmesinden teşekkül eder.
Cildin kıvrımlı yerlerinde, boyunda, koltuk altmda daba aşikâr olarak görünür. Bütün vücudu kaplar, batta yüzde kızarır. Yalnız sivri noktalar, yani burun, çene ve dudaklar asıl renklerini muhafaza ederler. Yanakların kızartısı ile ağız civarının solğunluğu aşikâr bir tezat gösterir. Hasta bu esnadada boğaz-ndan şikâyet eder, yutkunamaz, bademcikleri yüyümüştür. Ateş. 40 dereceye kadar çıkabilir, nabız süratlidir, teııeffüsde küçük ve aculdür, dudaklar kurur, baş ağrısı o kadar şiddetlidir ki hastaları uyutmaz.
Uyusalar bile sayıklarlar. Sonra bastsiık kendiliğinden hafifler ve 6-7 günde şıfayap o)ur, bundan sonrada cilt pul pul dökülür.
Böbrekler bu hastalıktan şiddetle müteessir olduğu için al-bomin görülür, ayaklar şişer, bel ağrır.
Halkın kızıl hasta'ığı haklındaki bilgilerinde ehemmiyetli hatalar vardır. Böyle basla-iara banyo yaptırmaktan çekinirler. Halbuki ılık banyolar çok faidelidir. Hattâ ilk günlerde hardallı banyolar bile yap*-lır. Bununla beraber hastalığın belli başlı bir ilâcı yoktur. Daimi olarak bir doktor nezareti Altında bulundurulmalı ve hastanın ağzı, yüzü temiz tutulmalı, icaba göre hareket edilmeli ve basta muhakkak surette yatakta yatmalıdır.
Kızıl hastalığından korunmak için en mühim çare ona yaklaşmamaktır. Yukarıda söylediğimiz üzere Kızıl hastalığına uğramış bir hastanın el , dokundurduğu her şey hastalığı kolaylıkla nakleder.
Hastanın yanına behemehal i beyaz gömlekle girm.-li vconun j yanından çıkarken bu gömlekle hariçte dolaşmamabdır. Yine hasta ile temas edenlerin kendilerini korum.ık için günde iki defa temizleyici gargaralar- |u la ağızlarını çalkalamaları ve burunlarına gomenolli yağ sürmeleri çok faideler verir.
Dr t O. Ş. U.
Çanakkale d e 'Nasıl Durdurduk?
Tefrika namarası: 16 Yatan: Ahmet Cemalettin
Türkler, seyyar torpito endahtına mahsus tertibat mı yapmışlardı ?
Eğer böyle ise. İngilizlerle Fransızlar için canlarını kurtarmaktan başka çare yoktu !
(18 mart* sabahı istikşaf «ak-•adile uçan bir tayyaromls Adalar deolzinl düşman üaıûlbarekelerlni tarassut ederek avdet etmiş ve düşmanın mühim bir taarruza delâlet edecek hazırlıkla yaklaşmakta bubunduğunu rapor etmişti. 111.15} do müttefik (ılo boğazdan İçeri (irmiş vo bombardıman vasiyetini almıştı. Bunlar altısı İngiliz. dördü Fransız olmak ürere on zırhlıdan ibaretti. Yardımcı kuvvet dıpırda boğaz ağrında bekliyordu. İngiliz gemileri «ade veFransırlar arkada bulunuyordu. Boğar istihkâm ve bataryalarından her gemiye ayrı ayrı hedefler tayin edilmişti.
Düşmanın asıl müdafaa haltından mesafesi (16000) metre idi vr kalelerin kısa mrnıilli topları bu mesafeye meraıiO yetiştiremezlerdi, ilk ateşli" Trayönf „ zırhlısı açtı ve onu müteakıb tnü’biş bir bombardıman başladı. Boğar istihkâmları çaresiz ve elim bir sükût ile mu. kabele ediyorlardı. Düşman gemileri bir taraftan bombardımana devam ederken bir taraftan tedricen ileri sokuluyor ve mesafe gittikçe aralıyordu. Mesafe (14000) metreye inince efradın kuvvei ma-orviyeaini korumak maktadıyle istihkâmlara ateş emri verilmişti. Aynı samanda muhtelif guruplara mensup müteferrik bataryeler de endahte devam ediyorlardı. Fakat bu atışların hiç biri ciddi bir basar İrse edecek mahiyette değildi. Zira istihkâmlara mevzu ağır toplar bemen'umumiyatle eski sistem, çapı kısa, tesiri as, bati ateşli idi. Bunların mermileri siyah ha. rıtlı. tahrip hassasından vs barb gemilerinin kalın[zırhlanm delebilmek kabiliyetinden mahrumdu.
Bunlarla sıhhati endahat vo sürati eadabat lemis etmek nekadar müşkülse ara sıra alınan isabot-Isele dvşmaoı harara uğratmak da o kadar imkânsızdı. Obüs bataryalarının ve diğer küçük toplana isabetleri İsa aefalnl harbiyenln ancak fer’i kısımlarını tahripten başka bir netice veremeslerdi. Za-tan büyük ve yeni toplarla bile bir zırhlı gemiyi batırmak va amelden sakıt kılarak hattı harp haricine çıkarmak için birçok isabetlerin teminine ihtiyaç vardır. Binaenaleyh istihkâmlarımızdan va bataryalarımızdan atılan mermiler şüphesiz düşman için tesirli bir iş sayılamazdı. Buna mukabil zırhlıların ağır taret toplarından saçılan mermi tufanı istihkâmların toprak siperlerini alt üst eniyor, tozu dumana katıyordu. Tarafeynin top kuvvetleri aratandaki muvazenesizlik hiçbir harpte bu kadar elim bir surette zahir olmamıştır. Türk topçuları bir taraftan malin bir yürek, yılmaz bir katırsın-alıkla vazifelerini görüyorlar, bir taraftan i* dûşmanıo daha ziyade yaklaşmasın ateşlerinin tesir sabasına girmesin, bekliyorlardı.
Bir aralık Franuz zırhlıları ikiye ayrılarak bir kısmı Ingiliz hattı harbinin üst tarafına, diğer kısmı da Anadolu tabili cihstinda bulunan ait tarafına iltihak ettiler. Evvelkiler ’Şarimaey. ve Safran,, diğerleri “Buve„ ve “Golva, zırhlıları idi. Fransız filosu toplarımızın sahil tesirine gır.nce tabyalarımız ateşe başladılar. “Buve. toplarımızla mücadele ederken torpile çarpmış ve İçerisine hücum eden sularla batmak tehlikeline düşmüştü. Esasen saatlerce süren mermi sağnağı altında bitmiş, barap olmuş senamı hatıl eden istihkâmların en umulmaz dakikalarda vakit vakit caolaaıvermeai düşmanı sinirlendiriyordu. Bu daoasabiyete büyük bir telâ;, bir şaşkınlık ilâve eden bir hâdise oldu.
Bu sabada torpil hak.. Lâkin daha bir gün evvel düşmanlar bu. saları karış karış taramışlar, emniyete almışlardı. Gecs gOnnOz nöbet bekliyen karakol gemilerinin gölü önünde, onlara görünmeden hangi cûr'etkâr şeytan oraya tek bir torpil dökcdllirdl? İş ni bilen, fırsat kollıyan bir fedakâr denizcinin *Nusret„ meyin gemini süvarisinin, bir sis hâdisesinden ne büyük istifadeler çıkarabileceğini
kimse dûşûomiyordu. Yoksa sahil-de seyyar torpîto endahtioa mahsus tertibat mı vardı? Eğer böyle ise raziyat büıbütün vahamet kes-betmiş, gemilerini vo canlarını kurtarmaktan başka ç)re kalmamıştı. Biraz evvel göğüsleri »iken heyecan vo endişe "Burç» nin ve ooun imdadına koşan uığer gemilerin uğradıkları basar kaşrıaında büyük bir yeis ve nevmidiye münkalip olmuş ve şüphesiz maneviyatı fena halde •artmıştı.
Esasen Ingiltere ve Franıada yalan donanma kuvvetiyle boğazlan zorlamak fikrine lehlar olanlardan ziyade aleyhtir olanlar vardı. ingllizlerin en büyük bahriyo mülehaaııdarmdan en tecrübeli fen adamlarından biri olan birinci deniz Lordu Amiral “Fişe/,, kiı*bilir nasıl bir mütalâa va heıap zerine:
— Lâakal (20) tane eski zırhh-•ını (edaya razı olan bir devlettir ki böyle bir seferden muvaffakiyet ümidine düşebilir. Demişti. Fransız Amirali "Geprat, da:
Muvaffakiyetli bir netice eld" etmek için berrt va bahri harekâtın müştereken icrası lâzımdır. Mûlâannda bulunmuştu fikir ve reyin bu İki muhalif cereyanı ;ûphe yok ki donanmada da hüküm sürüyordu. Belki bizzat filoyu İdare eden Amiral “De Robek, bile lort “Fişe/.İn fikrine taraftardı. Bu kararsızlık elbet taliin biraz gayri müsait göründüğü bir noktada derhal aksi tetirini göıterv-cekti ve öylede oldu. Bu vakayı takibeden şiddetli, muannit bir kara seferinin uzayıp giden hunrlzane safhaları da isbat eder kİ düşman, boğazları zabtetmek ve Ruvyay* Ka/adeaizden tenerfûs edecek Ur rarnfoz açmak hututunda halt bir azme sahip, fakat bu emeline hangi yoldan vasıl otablleeağ.nl tayinde mfitnhayyi/di. I;to “Bura, hâdisesi. iki fikir arasında şüpheli duran bir kanaati naikoatis gibi kendi tarafına çekti ve üç geminin ziyamdan yılan müttefikler daha cok müthiş bir giriveya düşerek Gelibolu Yarımadasınla daracık sahası üstünde [aelicesiı bir emelle aylarca başlarını taştan taşa çaldılar.,
[18 mart] hücumunun Türk bakımından bir hulâsan olan yakandaki mütalaalardan sonra şimdi c.e bir Ingiliz gazetecisini, meşhur “Aşmıt - Bartlett,. i dinliyeceğir. "Çanakkale seferinin hakikati,, üo-vaolı bir eser yatmış o'.an bu ma. ruf meslektaş "Çanakksle,, seferini sonsuz bir mrecra, neticesiz bu sergüzeşt telâkki etmiş ve bu kanaati (1915) senesindenberi bütün dünya muvacehesinde (izlememiştir. Bu yüzden pekçok tenkit.ere sapsız hûcumlere uğramış olan Niatev "Aşmit • Bartlett,, çok şöhret kazaumış olan eserine şöyle yor:
"Harbi umuminin birçok şar.h ve müfessiri ** Çanakkale „ deki ademi muvaffakiyetim.zio mesuliyetini muayyen bazı eşhasa yük-letmcğe yeltendiler fakat şimdiye kadar bu büyük yükün tamamına -tahammül edebilecek derecede geniş umuziu b.r şahsiyet te bulamadılar. Birçok kimseler ittibam olundu, lâkin hakikat bir türlü anlaşılamadı.
Bence hakikat anlaşılmak isteniyorsa bu işin tasavvuruna ait olan mesuliyetlerle tatbikine alt olanlarını birbirinden ayırmak ica-beder. Çanakkaleye gönderilecek kuvvetin, topuo, ıslâha ve mühimmatın mıkdannı tayin eden Lord "Kiçner, dır. Çûukü o zamanlar harbin idareal münhasıran l)u zatın elinde idi. lâkin bu kuvvetlerin barb meydanında sevk ve idaresi ciheti, bu işten mes'ut bulunan başkumandana ait bulunuyordu. Vakıa Başkumandanın plânlarının •‘Kiçner,, in ve kabinenin tasvibine arzedıldlği doğrudur amma "Kiçner,, nede kabine bu plânlara zerre kadar müdahale etmiş değillerdir.
Devamı var
— ZAMAN
Tayyare JPiyangosu
Dünkü keşidede kazanan numaralar
Tayyare piyangosunun on sekizinci tertip ikinci keşide»! dön Onivemite konferans salonunda yapılmıştır. Keşideye buğun devam edilecektir.
Dönkü keşide de ikramiye kazanan numaralar şunlardır.
25000 Lira Kazanan
5448
1000 Lira Kazanan
4053
500 Lira Kazananlar 4645 4218 24704 21896 15446
4415 4744
150 Lira
6808
kazananlar
5650 9756 8589 4680 17867
24273 8ı$84 İ848 18609 6217
7159 75S8 6882 20641 638+
4693 1038$ 5690 22713 12661
18373 20381 9711 16379 22161
100 Lira kazananlar
15092 18006 13664 1323$ 22190
6102 13148 21341 16936 1215
22669 22752 12420 24S03 400
12161 9245 14189 6755 17940
18431 13121 3130 995$ M)99
2794 9874 20399 663 15607
13.315 8-11 23994 25239 12056
80207
50 lira kazananlar
401 4642 3920 1576 24834
18S34 13734 24621 12185 2077?
16509 11706 4002 10416 12061
17726 8980 868 2138? 19450
3035 4630 20795 239Î1 818$
12184 13831 20413 8251 14784
10472 15826 23834 22859 5789
12256 12140 11138 17273 8930
7765 964 21833 10355 34822
21400 10720 14211 22723 12910
20105 314 5566 21087 4278
4048 9929 13090 7334 19442
5261 14932 10228 $694 16978
poliste

Kânunuevel 12
Madam “Lüpesko„nun maceraları ]
764S 18084 7561 370 5697
8757 14573 802 $(M6 817
8556 6136 6774 14323 12697
7371 16847 15667 2594 18093
14S55 9+66 10965 8'217 758
17851 945 12894 10363 2839
217S1 2212 10444 31.32 4917
7529 24375 6169 6691 9967
22479 13021 4575 18737 9906
396 13178 2326+ 17969 129
$975 376$ 23SS3 1080 1)960
23281 15587 15776 20473 5271
30 Lira kazananlar
16780 8710 1S976 6147 12390
6134 14402 609+ 16426 17S6+
21629 19192 8482 14753 12776
22877 165+4 6709 15108 16785
, 20042 16193 4700 14848 2445$
18775 I81S0 6’8 6498 20878
20547 5351 1448 17360 6010
18793 628 3812 20280 14156
15669 15022 S325 1651 5705
18557 24625 9238 3841 8817
9163 21750 8560 17162 10+45 1
24945 24047 6805 61 2+30+
J864 3426 •1608 342? 19162
2225 17832 16799 21903 4430
2144 13418 2712 27 8576
128)8 6534 24S09 23S38 22513
9186 3986 11951 20948 8228
13438 15537 12089 21084 9745
214 24082 141 19186 21581
331 11676 12271 18707 $428
2169 7999 21797 5608 2147$
10917 16038 14305 17S62 $50$
12357 3776 17010 15208 17338
10979 24087 88i)9 90209 570
1719 7480 14406 16326 6326
13071 17036 51 3050 6653
13+88 21143 1S8O2 12425 15908
22337 $40$ 7659 12+89 289
16012 8818 1497 9708 1793
12103 24051 18539 19262 2139
1SZ96 2S32 +849 20805 1349
21100 15732 793) 16991 15999
15237 18338 3365 6338 2258;
13%1 10778 8210 193M 19259
9990 7285 23513 2S40 993
11065 185S7 14008 3112 268
2823 13417 14208 16671 6287
1760-1 22386 8246 15234 2)527
11738 16037 2402 5707 2123+
8S9 24553 9509 2166 18722
Yazan: Barbu Jonetko No. 7
İsmi dünya gazetelerine senelerce sermaye olan
Romanyalı meşhur kadının aşk maceraları

Karolun bu »ıralar da nelerle 1 karşılaştığını ilerde anlatacağım. Bununla beraber bugün geriye bakınca, şunu veya bunu, yahut yalnız şu veya bu fırkayı muahaze etmenin doğru olmıyacağını anlayorum.
Gerçi o zaman Bratyanonun fırkası, yani L'beraller iş başında idiJir. Fakat fırkanın kendisi o kadar kuvvetli değildi. Bütün kuvvet fırkanın başında bulunan Bratyanolarda idi-
Onun için zamanla vaziyet tamamilc değişti. Bratyanoların ölümü üzerine onların Ahfat fırkasında yaşattıkları an'ane de öldü. Eski liberaller, başta bulunan kralın daima zaif olmasını istiyorlardı. Çünkü bu sayede fırka, kralı, bir İstampa gibi kullanacaktı. Bugünkü liberal fırka ise Tatare»konun idarelindedir.
Bu zat, heniiz kırk »ekiz yaşında - siyasî manasiylo - genç olan bir adamdır. Vo mcmle-ketin başında kuvvetli bir Kralın bulunmasına taraftardır.
Bratyanonun oğlu olan Corç Bratyano da ailesinin an'anesi-ni çoktan bıraktı. O da Tata-ıı»»lMy»ı»ll»iMl»ı»et»aı •eımervsâeımessalMŞOUâ »•!»(»
Kibrit kutusunun üstüne basınca
Dün Büyûkderedeki kibrit fabrikasında gar.p bir kaza o muştur.
Fabrika amelesinden, Yusuf, bir aralık elinde tutmakta olduğu b.r kibrit kutusunu yere dü.ûrmüş ve alayun derken do üzerine basıvermiştir.
Yıseuf, kutunun üzarine basar besoaza, henüz taze olsu başlar, fazla tazy.ke tahammül ede nar mi; vc birdenbire parlamıştır.
Tam bu sırada da Yusuf yere iğilmiş olduğu Cihetle iştira neticesi yüzünün muhtelif yerlerinden yaralanmıştır. Vaka, zabiteye ha. bar verilmiş. Yu.uf tedavi altına alınmıştır.
Esrar yakalandı
Beyazıtta sandalyeci Koçenun dükkânında polisler tarafıodao araştırma yap İmiş bu sırada orada bulunan Şaban iıminde birinin üzerinde 28 santigram esrar bulunarak müsadere edi.miştir. Hakkında t»h-, kikat yapılmaktadır.
Bir hırsızlık iddiası
Sirkecide Elâz(z - Ma atya otelinde çalışan Şeref isminde biri otel sahibinin poliste aerd ettiği iddiaya nazaran - bir gümüş saat, bir ceket, ve pantolon airkat etmiştir. Bu iddia üzerine polis Şeref, yakalıyarak tahk-kata bayisin ştir. Su dökmek yüzünden
Galetada Perşembe pazarında oturan Haşan ireninde biri, diıo, ayni «rintte kahveci Azizin dükkânının köyeslne gelerek au dökmek istemiş, Aziz de buna mani olmuştur. Bu yüzden aralarında kavga çıkınca Aziz, Hatanın bayına kova vurmak euretıle yaralamıylır. Aziz yakalanmış, Haaan da tvdavi altına ahnmıştir.
Bıçak taşıyanlar
Müteaddit kdntrÖUere ve yakalanmalara rağmen hâlâ bazı şahısların memnu sİ.âh taşıdıktan, araştırmalarda anlaşılmaktadır.
Dûn yine muhtelif yerlerdn yapılan kontröllerin neticesi şudur:
Sirkecide bahçeli kahvede oturan Haşanda, Paris kıraathanesinde oturan Sûlcymanda, Kumkapıda Fey-■ ullah kaptanda birer bıçak, Tah-
İstanbul Eorsası kapanış liatleri II-12-1934 ÇEKLER
Açılış Kapanış
Londra 622.25 624,25
Nev-Yovk 0,795028 0,794250
Paris 12,06 12,06
Milano 9.3075 9,3388
Brüksel 3,4030 3,4033
Atina 83.77 63,77
'Cenevre 2,4550 2,4557
Sofya 66.1175 65,1175
Amsterdam 1,1758 1,1756
'Prag 19,0168 19.0168
Stokholm 3.1175 3,1175
Viyana 4,2925 4.2925
Madzit 5,8175 $.817 S
BerUıı 1,9794 1,98
Varşova 4,2125 4,2125
Budapeşte 4.2125 4,2125
Bûkre; 79,0364 79.0364
Belgrat 34.9850 34.9850
Yokohama 2.7316 2.7316
Moskova U9O.25 1099.25
Nûkut
A'ış Satış
Altın 935 936
Mee.diya 41 42
| Banknot 239 240
Tahvil ve Senetler
Açılış Kapanış
ş.» » fahll lVt» IkranlyeM (Ergani) 97 97
Şf» 7,4 failli Türk burcu tahıtlll 27.60 27,65
Anadaki tXya u ; u 45,25 45.20 ,
. . oÂlm.aıU (1'0 T,S Türk B 11 49.60 +9.65 |
0'0 2 Haşine brga^ , 65 6S
Mcrkeı Bank 57.50 5.7SO
Rabtam İş bank uaa I Aralan çImoIO (A
1 Anad. D. V. M
iskelede Kadir ve Mustafa çavuşların kahvelerinde dolab İçerisinde
[ RADYO PROGRAMI ] t_____________________________J
12 K. Ev\tl Çarşamba
İSTANBUL :
18 Fransızca ders. 18,30 Jimnastik t Selim Sırrı. 19 plâk, dans musikisi, 19.30 dünya haberleri.
19.40 balalayka orkestrası, koro takımı tarafından karışık havalar.
20.40 konuşma : Konferans, tasarruf ve yerli malı haftam. 21,15 Ajans ve borsalar. 21,30 halk havaları, radyo orkestran.
BERLİN:
19,OS Kadın saati. 19,30 Noel şarkıları. 20,43 Aktüalte, haberler. 21.45 Milli program. 22,10 Radyo orkestrası. 23 Haberler. 23.30 Daoa musikisi. 21 Yani Saat mualkist Gece ko oteri.
BUDAPEŞTE:
18 Sözler - 1830 Rigo Çingene orkestrası - 19,45 Eski Ingiltered» bir dolaşma - 20.15 Taammış ope-■ a parçaları - 21 Sözler - 21,35 Opera orkestrası • 23 Haberler -23,2$ Plâk • 24 Bachman salon kuartet takımı.
LAYPZIG ı
29,05 Köylü neşriyatı. 19,35 noel musik-M. 20 "Fatal yumurta,, isimli musıkili akeç. 21 haberler, özler. 21,35 kahramanlık şarkılar. 22 vanfon.k konser. 23 haberler. 23,20 şarkılar. 24 dana musikisi ve hafif parçalar.
MOSKOVA:
28,33 Senfonik konser “Oakar Fricdin idaresinde vo Bruckner, Mozsrtın eserlerinden..
PRAG:
16,5$: Orkestra konseri. 18.30: Plâk, sözler p âk. 19.05: P.âk. 19,10 Amele saati. 19,30: Almanca emisyon. 20,10: Plâk, »öderi. 2ü.3ı). İtalyan şarkıları ve havalan. 22: Çek fılbarmonlsl tarafından koro iştirakiyle konser, haberler. 23,15: P-âk, fıransızca haberler.
VARŞUVA:
18 Kem o konseri. 18»3S Piya-yano yardımiylo orkestra konseri.
18.50 Spor ve sair*. 19,1$ Kuartet oda konseri. 19,45 öâoaoraık konser. 20 Piyano ile şarkılar. 20.20 Sözler, plâk, sözler. 21 Hafif musiki, sözler. 22 Chopio konseri. 22,30 konferan». 22.40 Leh şarkıları, 23.1S Dans musikisi. 24,5 Dan» musikisi. 24.5 Dana musikisi.
VİYANA:
18,0$ Yeni Avusturya musikisi. Tıbbi tavsiyeler. İM.SO Sözler. Haberler. 20,20 Mandolin orkes-
trası konseri. 21 Kuardet koıssesL
22.50 Haberler. 23 Anton Dvorakın eserlerinden konser. 23,35 Haberler. eteler. 24,30 Gece köoserü
ı
19
20
iki kamı, Tahtakalede kahveci Şabanda bıçak, Hasköyde Kananın özerinde d» bir bıçak bulunarak müsadere »dilmiş, bunlar Adliye Emanet memurluğuna tealim edilmiş, kendileri hakkında da tutulan evrak mahkemeye verilmiştir.
Yurttaş
Çocuğunun sağlam ve kuvvetli olmannı istiyorsan, ona bol bol üzüm, incir, fındık. (ıstık, portakal, elma, kayası yedir.
Kilit İktisat «a Ta» ıs ruf Cemiyeti
resko ile birlikte Kral Knrola destek oluyor.
Aradaki husumet ne oldu ? Derseniz o da kendi kendini raahv etti I Gerçi bu husumet Karol üzerinde deriu bir iz bıraktı, onu yıllarca muttarib etti, onuu ümitlerini ziruzeber etti, onu aziz çocuğundan uzaklaştırarak içinde yaralar açtı, fakat belki de gön geçtikçe bu izlerde silinir. Bununla beraber bu felâketlerin ona bir hayrı da dokunmadı değil, bilakis. bunlar onun seciyesini sağlamlaştırmağa yaradı. Onun iradesini çelikleştirdi. Karol, »örgün yaşadığı yıllar içinde dış alemle temas fırsatını buldu vo bu sayede bilmediklerini öğrendi, tanımadığı erkekler ve kadınlarla tanıştı, dünya ahvalini derinden tahkik etmek imkânını buldu.
E basıl Karol, düşmanlarının kendisine kurdukları pusular dolayısiyle zamanımızın hükümdarları içinde birinin de göremediği tahsil vo terbiyeyi gördü.
Düşmanların farkına varmadan yaptıkları bu iylık kral Karolun bayatında tesirini çarçabuk gösterdi Kral Karol memleketini son derece sevmekle beraber vatandaşlarının kanını dökmek pahasına memleketine dönmek istemiyordu.
Yalnız, hasımlann meydan okuyuşları onu derhal geri dönmeğe sürükledi Hele bunların onu en aziz varlık tanıdığı oğlundan ayırmaları, her halde geri dönmek, her ne paha sına olursa olsun oğluna ka vuşmak şevkini verdi Beş yİ süren menfi hayatının her gfe-nü, Karolun oğluna karşı duyduğu iştiyakı mütemadiyen at işliyordu.
Nihayet bu iştiyak onu mus-tarib etmeğe başladı. Karol bu müddet zarfında oğlu ile muhabere edemiyor, onunla her ne suretle otursa olsun alâkadar olamıyordu.
Onun için bu çocuk, Karolu Romanyaya çeken bir mıknatıs oldu vo bu yüzden Karolu mahvetmek istiyenlar, her şeyi lekeline lar.
Onun
gece, kap karanlık sisler içinde Karpatiar üzerinden uçtu, memleketine girdi ve oğluna kavuştu. Düşmanları bu hareket karşısında mephut kaldılar. Bütün bunların tafsilâtını daha ileride söyliyeceğim.
Karolun uğradığı düşmanlık ve bunu tskib eden menfi hayatı, ona bir nimet daha kazandırdı. Bu da mukadderatra en nadir ihsanlarından biri idi.
Bu nimet madam Lûpesko idL Bu erkek ile kadın arasın-da inkişaf eden aşk, hiç bir erkek ile bir kadın arasında eşi görülmemiş bir mahiyette idL İkisi her felâkete birlikte karşı geliyor ve birbirlerine sımsıkı bağlanarak, hiç bir tehlike karşısında sarsılmıyorlardı.
Madam Helen Löpesko, mab za Karolu görmek için (Ro-manyadau çıkarak Parise gitmiş vo ona teselli vermek istemişti.
O zaman Karo), bütün güvendiği adamlardan hiyanet gördüğünü yeni keşfediyordu. Bu yüzden her şeyi, oğlunu bile kaybetmişti.
Devamı var
onun istihkar ederek mem-döomcıine saik oldu-
için Kral Karol bir

— ZAMAN-
Artık tehlike kalmadı
1 inci sahifeden devam
Londra 11 (A. A.) — “Uluslar korumu Avrupa lulbunu kurtarmıştır,, başlığı altında neşrettiği bir yarıda “ Niyuz Kronikl „ gaıateû, Yugoslavya ile Ma-cariaton arsamdaki davanın halli için verilen karardan bahsediyor.
Bu gazetenin düşündüğüne göre, uluslar kurumu olmasaydı, her türlü uzlaşma ihtimali o tiden kalkacaktı. Onun içindir ki Icollrk-tif aialeaı, Av.-upayı’ bundan doğacak tehlikeden kurtarmış oluyor.' "Daily He/ali,,gazcte«i de, o kadar çok alay edilen Cenenre me* kanizmeıinio sayesinde ber türlü harb tehlikesinin, ya hiç değilir tehlikeli bir Avrupa buhranının dnüne geçilmiş olduğuna yarıyor. Konseydeki müzakera-tın tafsilâtı
Cenevre 11 ( A. A.) — Macar-Yugoslav ihtilâfı hakkında nihsyst esas itibariyle bir anlaşma elde edilmiş ve bu büyük bir memnuniyet uyandırmıştır. Bu suretle yem ve parlak bir muvaffakiyet elde edeo Fransız dış Bakam M. " Lâ-val „ hararetle tebrik edi.iniştir.
Gûııdüt M. •• Lâval „ ile küçük anlaşma devletlerinin mümessilleri bir araya gelerek her biri kendi duruşunu ve menfaatlerini anlatmış ve saat on beşte de milletler cemiyeti konseyi toplanmıştır.
Fransızların muhtarası Reia M. *Vaskoncelios. cebeyi açarak Fraeıız muhtırasını okumuştur. Muhtıranın baş ığı şudur:
“ Zorbalık maksadıyla yap.lan inayetleri tenkil için Uluslar Arası mukavelenin esasları. „
Muhtırada sorbalık mahiyetini haiı bütün cinayet, suikaıd, teşekkül ve propagandalara şamil ve kalpazanlığın tenkili için akdedilen 1*29 anlaşmalından mülhem bir mukavele imzalanman İleri sürülmektedir.
Mukavele mücrimlerin iadesini tanzim ve sahte pasaport işlerini takibedecek ve zorbalık hıtırlıkla-rıaavdair malûmat verilmesini de mecburi kılacaktır.
Beş hâkimden mürekk-b uluslar arası bir mahkeme kurularak, bu mukavelenin hilâfında yapılacak hareketleri muhakeme edecektir. Af hakkı münhasıran Milletler Cemiyeti konseyine aittir.
Muhtırada, muhavelt harici olarak mücrimlerin iadelini icah attirmiytcek tiyati taçlardan katlin hariç bırakılman da tahlif olunmaktadır.
Fransız projesi okunduktan sonra Romanya Hariciye Bakanı M. “Titöleıko,, söz olarak, Romanya-nın, S en iki büyük adam için manevî tazminat istediğini söylemiştir. Macarların şerefi mevzuu-bahis değil
M. “Titülctko,, ölen Macar murahhası kont “Aponyl,, nln büyük nezaketini minnetle anarak şimdi bu nrtaket yerine indi beyanat ve tabrıkât kaim olduğunu söylemiş ve demiştir ki:
• — Yugoslavyan.n talebi katiyen Macaristanın şerefini ortaya koymamakta, ancak mesul makaralara karşı tedbîr alınman için Milletler Cemiyetinin ve Macaria-tanın yardımım istemektedir. „
M. “Tıtülesko. bu talebin her noktasını ayrı ayrı tetkik ederek Macaristanın buna karşı kabahatli almadığını ileri sürmekle iktifa et-tiğ.nl, halbuki ortada bir yığın ihmal ve terahi bulunduğunu ve hiç olmazsa gayet sarih bir kabahat veya bir hata karşısında bulunduğunu göstermiş ve 'herhangi bir harekette inkâr, hatanın itirafıdır ve Yugoslavyanın işba t etmek istediği de bundan başka birşoy değildir.. demiştir.
Hudutların tadili de zorbalık mı ?
Müteakiben hudut.arın tadili işini ele alan M. Tıttileako, demiştir dû
Hudutların tadili ancak ali. kadarların muvafakati ile kabildir Ve küçük anlaşma devletleri Macarların bu baptaki taleplerine bir çok defalar kati bir “hayır,, cevabında bulunmuşlardır. Zorbalık, ta-dılcı'ılıteo okadar ayrı birşey değildir. Çünkü tadi'.cilik insanları klarnetlerinin doğruluğunda şüpheye düşürür ve galeyana gelen bir düşüncenin verdiği emirleri yerine getirme için eller silâhlanır..
N. hayat M. Titüleako sözlerini şöyle bitirmiştir!
“Macaristeodon ulusal şerefini ib'âl edebilecek hiçbir şey isten-memelidir. Boş alınganlıkları hır
j tarafa bırakalım. Yugoslavyanın istediği makul tarziyeleri vermek için bizimle beraber otunuz, sulh davasına hizmet etmiş olursunuz., M. “Benes,, in beyanatı M. Titüleskodan sonra Çekoslovakya Dış Bakanı M. ” Benes „ Macar muhtırasının her noktasına ayrı ayrı eevab vererek sorbalık ile tadl-âtçıhk arasında bir ayrılık gözetmek istlyeu teşebbüsleri reddetmiş ve Milletler Cemiyetinden Yujoılavyaya istediklerini vermeğe davet etmiş ve •• Yugoslavyanın hattıhareketi ve Milletler Cemiyeti nin mevcudiyeti sayesinde şimdiye kadar önüne geçilebilmiş olan felâket, insanlık üzerine çökmek inidir ? „ Diyerek sözlerini bitirmiştir.
Macar Hariciye Nazırı nezdinde teşebbüsler Bir yandan M. “Benes,, in bu nutku tercüme edilirken diğer taraftan M. “Lâval,, , “Eden., ve "A.oizi,, Macar Dışbakanı nezdinde ha ur lan a a karar suretini kabul ettirmek için en son gayreti yapıyorlardı.
M. “Benes,, den sonra Yugoslavya Dışbakaııı M. “Yevtiç,, söz almış re mes'uliyetier yolunda evvelki ithamlarını tamamiyle mu ha. laza eylemiştir.
Macar murahhasının cevabı
N. bayet Macar mrahhau M.
Voo “ Ekhard „ bütün hatiplerin Macaristanla iyi münasebetler kurmak arzusunda buluduklarını müşahede edecek Macaristanın da komşularıyla, hattâ Uluslar Aram mukavele dışında, zorbalık tahrikine karşı anlaşmaya baur o'.duğu-nu bıldirm ş, tadilcilik tezini tak-tekrar ele alarak bunun b-r sulh vasıtası olduğunu söylemiş ve ” Tri-yaoon „ muahedesinin imzasından-beri Macaristanın komşularının basmana hareketlerinden şikâyet eylemiştir.
Bu arada Macarların, Yugoılav. Macar ihtilâfına nihayet veren karar surelini kabul ettiği cevabı geldiğ.oden konsey üçüncü kere toplanarak müzakereleri bitiren •On karar suretini ittifakla kabul eylemiştir.
Karar sureti
Bu karar suretinde Mortılya auikaadiade ölenler tâzim ölündükten sonra ber devletin keı «isinde har baıığF Ur zor---------
HgVtini ne teşrii» vs ne de böyle bir faaliyete mûaacııha göstermemek vazifen iktizariadaa bulunduğu, zorbalık hareketle/inio önüne geçmesi ve onları tenkil etmesi lâzımğeldiği ve aynı zamanda ken-dııiod'o yardım iatiyen bcvletc
Rıhtım şirketinin son günleri
İstanbul gümrük başmüdürlüğü, şirkete ait eşya ve mebaniyi tesbit etmeğe başladı
Llanbul nhbm şirketinin hükümete devri işi «on safhaya gelmiştir. Bu münneebetle rıh-tim (irkeli bie,e-derları bugün bir top'a«tl yapacak-I ar dır»
Haber aldığımı» u göre bu toplantıda, şirketin hükümete devri halikında itilafnamenia tasdiki suretiyle mctela Intaf edilecektir.
AKGÜN
KADIN TERZİHANESİ
Her ay Almanyadan yeni modeller getiriyor Şık ve ucuz elbise yapıyor Beşiktaş Dere Cadde» 131 numara

Diğer taraftan rıhtım (Irkeliae ait bi.ümum e,yanın
Bir kânunuıanide hükümete geçecek mebaniden: Marka* Rıhtım hanı
gümrük tarafından tesllûmü Bıkoolar heyetince kararlaştırılmış ve keyfiyet alâkadarlara bildirilmiştir.
Bunun üzerine İstanbul Gümrük Başmüdürlüğü Rıhtım şirketine alt
Bu iş bittikten sonra Başmüdürlük tesellüm emrite beraber Rıhtım şirketine ait bütün eşyayı v« binaları tealim alacaktır.
Şirket bir Kânuouıanidcn İtibaren tamamiyle hükümete geçmiş olacağı için bütün hu iş'er eo çok yirmi güo zarfında bitmiş olacaktır.
mevcut eşyanın teabitioa başlamıştır,
■ •*)*•«■,.., —.... ...... W, ....................... «IHIHM!...,.*
Abdallar gün geç tikçe artıyor Birinci sahifeden devam varsa sağlam dimağa ondan pek çok ihtiyaç vardır. Abdalların mık-dan güo geçtikçe fazlalaşmaktadır. Bunun bir çaresini bulmak vc bu emrazı akliye ve asabiye möb-telâlarını tedavi etmek lâzımdır. İşte bununla uğraşan ilme iöjesuk) diyoruz.
Bu ilme nazaran emrazı akliye ve asabiye ye soübtelâ olanlara “İnsanların adedini azaltmak, kısır yapmak, sakat çocukları öldürmek ve abdalları cemiyeti beşeriyeden ayırmak ve idiş yapmak,, gibi muhtelif usuller tatbik edilmektedir.
Profesör, bu usullerin ber biri hakkında uzun izahat vermiş ve abdalları cemiyeti beşeriyen ayıran
ı kendl aıax_ —XI zorbalık İsa- bı
•■a iyi ve en muvafık ovul olduğunu kabul ederek konfcraota nihayet vermiştir.
Profesör Mnzbar Orman pek okmda. -İdi» atm-ı hakkında- d« bir konferanı vereeaktır.
Rus Antrasit ve Alman Koku
Ev sobaları ve salamandralarına mahsus
EN EHVEN FIAT - EN İYİ MAL
Antrasit 33 kiloluk mühürlü çuvallar içinde teslim ediyoruz. Sipariş'erin'zi yapmadan evvel bir kere müracaat ediniz “ATLAS,, MAHRUKAT İS. - S. KORHANİDİS veŞKİ Galata Rıhtım caddesi N. 25. Telefon 43019
İnhisarlar U. Müdürlüğünden:
yardımını esirgememesi icabelliğı tasrih edilmekte va denilmektedir ki:
“Verilen belgelerden şu netice çıkıyor ki, Yugoslavya topraklarının dışında zorbalık teşekküllerinin mevcudiyeti veya faaliyeti hakkındaid birçok meşaleler Tu-gvsJavyanın istediği tarzda ballo-luomamış ve bazı Macar makamatı hiç değilse ihmalleriyle, Marsilya suikasdile alâkadar olmak üzere mesul.yet altına girmişlerdir.
Milletler Cemiyeti konseyi, Uluslar arası mesuliyetler i tamamiyle müdrik olan Macar hükümetinin mûcrimiyetleri tebeyyün edeo nsa-kanıştı vakit geç-rmeiuizin tecziye etmek arzusunda ve bu vazifeyi ifaya azmetmiş bulunduğuna kan olarak, Maear hüuûnsetini bu buzulla alacağı ted-irleri kendisine bildirmeğe davet eder.
Nihayet Konsey, siyasal zorbalık makıadıyle yapılan tahrikât, ta. şebbûs veya cinayetlerin tenkilini temin edecek uluslar aıan bir mukavele yapılması işini tetkik etmek üzere bir mütehassıslar komitesi teşkiline ve bu komitenin Belçika, İngiltere, Şili, Lpaoya, Fransa Macaristan, İtalya, Lehistan. Romanya, i.viçro va Sovyet Rusya mümessillerinden mürekkep olmasına karar verir..
Karar ittifakla kabul edildi
Cenevre 11 (A. A.) — U.uslar kurumu konseyi, Yugoslav - Maear davası bakkındak) yeni kararı ittifakla taevıb etmiştir. Tethişçilerin reisi kalyaya gönderildi
Beşte 9 — Macar Başvekili M. " Gömböş„ son İtalya eeyabati esnasında *' Muaolini „ ite görüşürken, Macsriatanda bulunan beynelmilel Ustaşl cemiyeti reisi “ Per-çeç „ İn bundan sonra Italyada ikamet etmeaini kararlaştırmışlardı.
Bu karar Czerioe “ Pevçeç „ Avusturya tar.kiyls Italyaya gönderilmek üzere yola çıkarılmıştır.
Beyaelmilel «ulkartçi, Italyanın cenubunda potinin daimi nezareti a.tında yaşı yarak tır.
Japonya herkese meydan okuyor ?
Japonlar,icabında Amerika ve İngiltere ile de harp edecekler mi?
FilAdelfiya • Amerika - 11 (A. A.) — "Evening Bulletjn,, gazetesinin muhabirine vaki olan beyanatında, Japonya elçisi M. '"Saito,,: "Japonya, her ne pahasına olursa olsun, Uzak Şarkta banşı sağlamak hususundaki plânını takibe azmetmiştir.,. dedikten sonra Japon-yanın, İngiltere ile Amerikaya karşı harbe girişmek gerekse dahi bu siyasadan vaz geçmeyeceğini ifade etmiştir.
Vaşington 11 (A. A.) — Japon elçisi M. “Saito,. Reııtor ajansı muhabirine beyanatta bulunarak, "Evcuiog Bulletin,, gazetesinde çıkan mûlâkalın batak olduğunu söylemiştir.
M. ‘‘Saito,, demiştir ki:
“— Benim söylemek istediğim şu idi ki Ingiltere olsun. Amerika obua, en sonunda bizim siyasamızı anlıyscaklardır. Bununla beraber, eğer bizi an-layatnayıpta zorla bizi yolumuzdan alıkoymak isterlerse, o zaman Japonya savaşmağa mecbur olacaktır. Bu: "Biz uzak Şarkta. Ingiltere ve Amerika ile harbetmek lâzımgelse de, plânlarımın takip edeceğiz,, demekten büsbütün başkadır.
Yurttaş
Türk köylüsü yurdumuzun eşsiz tnabaulleriol «enin içio yetiştiriyor. Onları bol bol ye ki köylünün yüzü güllün-
MIOT IkllaaS « Taıamıf C««U»«U
Şahide Rüşvet!
Kaçakçılık davasında yeni bir safha
Gümrük resminden 81 bin liralık bir kaçakçdık yapan ve 8 numaralı ihtisas mahkemesinde duruşmaları yapılmakta olan Yeşova Bahar ve Lak Bahar kardeşlerin muhakemelerine dün de devam edilmiş ve muhafaza merkez tzuntaka şefi Mehmet Ali Ertun, muhafaza memurlarından Hanefi, Abdullah ile Umur yeri antrepo memuru Kâzım ve antrepo kâtibi vc Çankaya vapuru yağcısı İsmail, ayni vapurdan lostromo Arif vc serdümen Ömer şahit olarak dinlenmiştir.
İsmail ile Arif ifadelerinin yanlış zabıt edildiğini ve zabıttan okuamadan imza ettiklerini söylemişlerdir.
Şakıt Ömer do mahkemede şahitlik etmemesi içio kendisine teklif yapıldığını ve kendisinin bunu rcdcttıği söylemiştir.
Mahkeme Ömere bu teklif yapıkken işitmiş olanların şahit olarak istıuıaına vc diğer gel-miyen şahitlerin celbine ve mahkemenin 26 Kânunuevvele burs» kılmasına karar vermiştir.
Geciken bir telgraf daha I
İstanbul Hukuk fakültesinde 4308 Ahmet Hamdi Erim im-zasilc aldığımız bir mektupta, 10-11-34 Cumartesi günü saat 13/20 de Beyazıt poatahane-sinden 413 mürsile numarasını taşıyan makbuzla Izmite çekilen “sağlık ve yaşayışını bildiren mühim telgrafın,, yerine varmadığı bir ay sonra öğrenildiği yazılarak şikâyet olunınak-tad.r.
Ehemmiyetle nazarı dikkati celbederiz.
Muhbirlerin hüviyetleri ve ikramiye
Ankara 11 (Telefonla) —Hüviyeti gizli kalması lâzım gelen muhbirlere verilecek ikramiyeler hakkında gümrükler vekâletince alâkadarlara bir tamim gönderilmiştir. Bu tamime göre hüviyetinin meydana çıkarılmasını kendisi hterpiyen veya bu takdirde kendisinden badema istifade imkânı kalmıyaca-ğını amirlerince hükmedilen muhbirler hüviyetleri gizli kaldığı halde ikramiyelerini alabileceklerdir.
Yapı kooperatifi
Ankara 11 ( Telefonla ) — Eurada kurulmakta olan yapı kooperatifi müteşebbisleri toplanarak esas nizamnameleri kabul etmişler vc Kooperatifin tescili için lâzım gelen resmi muameleye hemen başlanmasına karar vermişlerdir. Bu kooperatif Ankarada üç yüze yakın yeni ev yapacaktır.
(10.000) Kilo yerli malı kalın kınnap.
İdaremiz için satın alınacak bu malzemeyi vermek isteyenlerin nûrnune vc şartnameyi gördükten «onra pazarlığa iştirak etmek üzere (%7,5) teminat akçelerde beraber (22/12/934) Cumartesi günü saat (14) de Cibalide Levazım vc Mûbayaat şubesine müracaatları. (8462)
Şehir plânı
Şehir plânını yapacak mütehassısların gönderdiği proje ve raporları tetkik ederek mukayeseli bir rapor hazırlamrya memur edilen tâli jüri heyeti dün belediyede ilk içtimaim akdetmiştir. Bn heyet badema hergiin toplanacak ve bir ayda mesaisini bitirecektir.
Fırka Genel kâtibinin Soyadı
Atatürk, fırka Genel kâtibi Recebe (Peker) soyadını vermiştir.
Talebe birliği kongresi
Talebe birliği lu Cuma Hal-kevinde senelik kongresini yapacaktır.
Özüm satışları
Izmirde kuru özüm ve incir satışları hararetle devam etmektedir. İncir piyasası bir parça durgun gitmekte isede özüm p'yasaşı hararetini muhafaza etmektedir. Birgiin içinde 1629 çuval üzüm 66 çuval da incir satılmıştır.
Bir eroinci tevkif edildi
Mustafa isminde biri eroin ) satarken yakalanmış ve duruş- | ması yapılmak üzere 8 numaralı ihtisas mahkemesine verilmiştir. Mahkeme Mustafanın tevkifine karar vermiştir.
Jinekoloji kurumunun aylık toplantısı
Türk Ginekologi Kurumııııh» ı Türk Ciuelcologi Kur»mu bu ayın top antmoı »sat 18.30da Cağa-oğlunda Et.bba odaaında yapacaktır. Bütün kadın hekimlerilv, İsteyen ber meolekdaş g»lebdir.
Görüşülecek mevzular:
1 — Gebelik piyahtiermio patojeni ve tedavisindeki yenilikler. Prof. Kenan Terfik.
2 — Yumurtalık gebeliğini andıran bir Teersyata vakan. Dr. Ahmet Asım.
3 — Heznesi olmayan tir kadına yepüen «uni nsebbil. Prof. Ali Evoti
4 — Biri rahim urkomu ve diğeri aarkona çok benzeyen rahim ın.yooıu vakan. Dr. Ahmet Avı».
5 — Rahim kanaeriaio beike-■liğınde yaptığı geç bir metaataa Dr. Hadi ih»an-
6 — Yeni l)5r granuloseltumor vak'aau Prof. AH Esat.
7 — Birçok boşlukları olan büyük bir yumurtalık kisti. Dr. Ab-■net As,n).
a — Rahmin alt kısmından muta rari yapılan kayaer ameliyeıi. Prof. Ali Eaat.
9 — Doğumu gOçteytiren büyük bir kalça sarkomu ve ikiz doğum. Dr. Ahmet Atım.
Yurttaş
Ü*um. incir, fındık giren eve ilâç girmez.
Mıin ikttaat e T)**rn*f Crmiyatı
Vitamin, kalori, gıda sıhhat
Haşan
Özlü unlarında bol mikdarda vardır. Yulaf, pirinç, mercimek, irmik, nişasta, patates, tür-
lü ve sair özlü unlarla beslenen çocuklar gürbüz, sıhhatli, neşeli olur. Ha^aa markasına dikkat. Taklitlerinden sakınınız.
e Tcpcbaşı Şehir Tiyatrosunda
Akşam euvare •aat 20 de
HAMLET
$ perde
Yazan :
IF. Şekspr
Tercüme (o»a: tirtuğrul Muhsin
lıtirâ»' BılKıştn
JchirTujaîroîu
ktırbui BtlUrçnl
chirTiyatrosu
Eski Fransız
Tiyatrosunda
Bu akveıu «aat 20 de
Deli Dolu
Operet 3 p-rd» Yazan: Ekrem Reşit
Bestcliycn Cemal Reşit
OZAN
OPERETİ
(Eski Süreyya opereti )
Şehzadcbaşı FERAH
Tiyatrosunda
Bu akşam 20,30 d.
Muhlis Sabahattin, Fahri Gülünç - İsmail Dümbtıllû GÜL FATMA
Operet 3 perde
Cuma matine 15 de Beyoğlu Miilenrujda Gül Fatma
7. A M AN-
Kinuııuevd 12
Iraş bıçağı ta jüz defa traş olduğuna andedenler çoktur
H A S Jb N
T1&A-4 BLÇtAâl
Şimdiye kadar icat olunan bütün tıraş bıçakları arasında en mükemmel ve en fevkalâde olduğu tahakkuk etmiştir. Piyasada mevcut tıraş bıçaklarını şaşırtmıştır. Hatan tıraş bıçağının 1-2-3-4 numaralı gayet keskin ve hassas tarafları vardır ki her bir tarafile Iflakal on defa tıraş olmak kabildir. Bu hc. sapla beş kuruşluk bir adet Hasın tıraş bıçağı ile kırk defa ve ıslak bardak ile bılen-d-kte yüz defa tıraş yapılmak mümkiindürki dünyanın hiçbir bıçağında bu meziyet yoktur. Haşan bıçağı istediğiniz, halde başka marka verirlerse aldanmayınız Taklitlerinden sakınınız. Fiatı 1 adedi 5 kuruştur. 10 adedi 45 kuruştur. Haşan Ecza deposu :
İstanbul - Beyoğlu
Beykoz Kunduraları
Sağlam, Güzel, Ucuz
Tasarruf Haftası Münasebetiyle ,
0/010 Tenzilât
VAPURCULUK
TÜRK ANONİM ŞİRKETİ
İstanbul Acentalığı
L)man han. Telefon: 22925 a MaaaHnKauMMMHHHfl İzmir ve Mersin SÜR’AT YOLU
/') • • •
Giyiniz
Giyiniz
Beykoz
z
oz
• • •
Giyiniz
Giyiniz
Giyiniz
Erkek, Kadın, Çocuk
SÜMER BANK
Yerli Mallar Pazarlan
İstanbul Millî Emlâk Müdürlüğünden:
•» v Mevkii Senelik
Kirası
Lira
Topkapı Sarayı: Gülhane hastanesi civarında 102
Kadri bey çeşmesi sokağında 4 No. Iı ahşap Ev.
Topkapı Sarayı: Gülbans hastanesi caddesinde 50
2 No. lı kahvehane arsası.
Topkapı Sarayı: Gülhaoe hastanesi civarında Ara- 60 laohane sokağında 53 No. Iı ahşap Ev. Haliç Fenerinde Tevkii Cafer mahallesinin lema- 43 il ağa sokağında 62 No. h ahşap Ev "eski kiremit polis mevkii,,
Kumkapı İskelesi caddesinde 7 No. Iı ahşap dük-kin.
Ali Bey köyünde SilAhdar ağa çiftliği müştemi-
Uttından yeni keçe mera ve mandırası.
Beş-.ktaşta Molla Ayazma deresinde saatçi bayırında 3667 metre murabbaı tarla.
Yukarda cins ve mevkileri yazıh yerler hizalarındaki kira ve 1 müddetler üzerinden açık arttırma usulde kiraya verilecektir. İsteklilerin 26-12-934 Çarşamba günü saat on dörtte pey akçelerde müracaatları. "M,. *‘8253,,
96
190
13
Müddeti

Bir
İki

Üç
«ene
Dumlupınar vapuru
13. Ki. Evvel PERŞEMBE gönü saat 11 da Sirkeci rıhtımından kalkarak dojru İzmir, Antalya. Alanya, Anımur, Merain ve Parsta gidecek. Dönüşte bunlara 16 veten Taşucu, Çanakkale ve Geliboluya ufrıyacaktır.
Karabiga yolu
Cumartesi,
1 günleri saat ^arşûnıudndt Top-lıane rıhtımından tur vapur kaili «r. Gidiş vs diinû,te mutat is-ke'elere uftrar.
İzmit Yolu
Cuma, Pazar, Salı, Çarşamba ^’Vds^/z: r hbmından ka'kar.
Deniz yolları
İŞLETMESİ Aeeateleıi: Karaküy - Köprübaşı Tst. 42362-Sirkeci Mûhürdarzade ■MSB H«a Tali 22740 w
Ayvalık yolu NİLÜFER vapuru 12 Birinci kânun ÇARŞAMBA günü akşamı saat 10 da Ayvalığa kadar. (84361
Karadeniz yoıu
CÜMHURİYET vapuru 13 Birinci Kânun Perşembe günü s-ıat 20 de Hopa'ya kadar. " 8452 .
H E M O R'
R O N
Basura karşı en iyi ilâçtır. Kanı keser, ağrıyı gide-
BAKACIN*»
TOP JG YE - İ/'-BANKLA
Pektorin
hanlnzi bir müztahzer değil,
BİR DEVADIR.
Yalnız
Öksürüğü değil
Esbabını da İZALE VE TEDAVİ EDER.' Kutusu 35 Kuruştur. Beşir Kemal-Mahmut Cevat Eczanesi, Sirkeci
BELSÖĞUKLUĞU
VE FRENGİYE* YAKALANMAMAK için en iri İlaç
PROTEJİN dir
SO KRŞ. HER ECZANE BULUNUR.
İştah eksiri
Her yemekten evvel bir çorba kaşığı APERİTİN kullanın iş-ahla yemek yer, yediğini tfiodı-İ-ir. Mide ve barsa kları kuvvet-enir. Aperitin her ev için el jzem bir ilâçtır.
İstanbul Eelediyesi
Teminatı Yenibahçede Kazasker Mehmet Ef. mahallasinde 19,37 No. baue ankazı H Ördek kasap hastahane sokağında 46,48 „ „
Cerrabpaşada Hobyar Koca Mustafa Paşa caddesinde 36,76 s »
Cerrahpşa Beyazdı cedit mahallesinde Çavuşzade so. 14 „ ,.
Yukarıda yazılı hane ankazı satılmak üzere ayrı ayrı açık müzayedeye konmuştur. İstekli olanlar şeraiti anlamak üzere her gün müzayedeye girmek içinde hizalarında yazık teminat akçesi makbuz veya mektubiyle 1-1-935 Salı günü saat 14 de kadar Fatih kaymakam ve Belediye şubeli encümenine müracaatları. "8472,.
4
• •
Sis püskürme tertibatını havi yangın söndürme çaktır. Talipler 13/12/934 Perşembe günü saat Levazım Müdürlüğüne müracaat etmelidir. "8442,.

• V
Kadıköy halinde 53 No. lu dükkân açiK müzayede ile kiraya verilecektir. Talipler şeraitini anlamak üzere hergön, müzayedeye girmek içinde 11 liralık teminat akçesi makbuziylc 1/1/935 Salı günü saat 14 kadar Kadıköy Kaymakam ve Belsdiye şubesi encümenine müracaatları. “8471„
♦ *
Sultanahmet Ticaret mektebi karşısında Belediye malı kulübe enkazı satılmak üzere açık müzayedeye konmuştur. Talip olanlar şeraiti anlamak üzere her gün. müzayedeye girmek için de 3 liralık teminat akçesi makbuziyle 1-1-935 Salt günü saat 14 de Eminönü Kaymakam ve Belediye Şubesi Encümenine müracaatları. "8469„
aleti alına-
15 e kadar
İstanbul Miıiî Emıak Müdürlüğünden:
Muhammen bedeli
Lira
825 peşin para ile
“b**/* K‘uc- ’ C I
rir, memele-/J. - Lk
ri söndürür.“SÜSESİ
imtiyaz sahibi: Ali.
Umumî neşriyatı idare eden yazı işleri müdürü: C. Hikmet. Mstbaai Ebüzziva
Yenikapı: Kâtip Kasım mahallesinin Yalı sokağında eski 5 ve yeni 7 No. lu hanenin tamamı.
Boğaziçi : Boyacıköy sekizinci ve yeni Yunuaağa sokağında 13 No. lu hanenin tamımı.
Yukarıdaki mallar hizalarındaki kıymetler üzerinden-16-12-934 tarihiude pazar giiııü saat on dörtte temdıden açık arttırma suretile satılacaktır. İsteklilerin muhammen bedelin yüzde yedi buçuk nöbetindeki pey akçelerile müracaatları. M) (8461)
1500
\sîpirol Necata; £$\lâcıdîr. DepoVu .^BaAçeJkap"da Salih Necati
eczanesi