Denizciler Cad. No. 2 de GÜNEŞ MATBAACILIK T. A. 0. Güneş Matbaası her türlü baskı ve dizgi işleri için sipariş kabulüne başlamıştır. Temiz iş — Ehven fiat Telefon : 15619 ZAFER Bursa Mobilya Pazarı Zarafet ve metanetiyle tanınmış möblelerini ehven fiatla satışa devam etmektedif-. Anafartalar No: 188 Tel: 14097
Yıl: 2 No, 503 ‘ Telgraf adresi : Zafer Gazelesi — Ankara * PAZARTESİ 18 EYLÜL 1950 * Fiyatı her yerde 10 kuruş * Telefon , 15619, 15315 ve 168R9 * ITemrrilor Gadrlesl 9 * Posto Kntuoı 193
Yunanistana Marşal yardımı kısılıyor Kalkınma programının beklenilen neticeyi vermemesi dolayısiyle ahnan bu karar üzerine Başbakan Amerikaya gitmekten vazgeçti
Kostopulos,
Papaandreu,
Yunan siyasî liderlerinden birkaçı: (Ön sırada soldan itibaren S. Plâstiras, Tsuderos ve Havinis.)
Londra Radyosu, 17 (Basın -Yayın) — Amerikan Dışişleri Bakanlığının bir sözcüsü, Mars-hail Plânı ile Yunanistan’a yapılan yardımın azaltılacağım bildirmiştir. Ayni kaynak bu karaı-m, Yunan Kalkınma programının beklenilen neticeleri vermemiş olması neticesinde a-lmdığını ilâve etmiştir. Amerikan yardımı Yunanistan'da, en faydalı şekilde kullanılmamıştır ve bundan sonra ancak ekonomide yavaş fakat emin bir kalkınma sağlayacak projeler için kullanılacaktır.
Kızılları
tel’in
istediği emniyet
Mümtaz Faik FENİK
mütehassıslarımız
Bursa işçileri bir miting yaptılar
Bursa, 17 (Hususî) — Bugün şehrimizdeki işçi sendikaları tarafından Atatürk meydanında komünizmi tel’ in için bir miting yapılmıştır. Muhtelif dokuma sanayii fabrikalarında çalışan binlerce işçi akşama doğru ellerinde türlü türlü dövizler olduğu halde Atatürk âbidesi önünde toplanmışlardır. Bir saat kadar devam eden ve muhtelif hatiplerin söz aldıkları bu mi-tingten sonra işçiler şehrin sokaklarında tezahüratta bulunarak fabrikalarına git mişlerdir.
İşçilerin ellerinde taşıdığı dövizlerde şu cümleler göze çarpıyordu: - -Komünizm,
Türkleri Kore’de tanıyacaktır», «Türk işçisi komünist olamaz», «Domuzdan post, komünistten dost olmaz, ve-
Birleşmiş Milletlerin zaferine doğru
Kızıl kuvvetler geniş
bir kıskaca alınıyor
Cenuptaki Kızılların ikmal ve ricat yolları kesilmek üzere bulunuyor
akıyoruz; birtakım kim-|^®seler, ve bilhassa İnönünün etrafında peyk halinde toplananlar, şimdi, senelerce kendi tatbik ettikleri usulleri, bugünkü iktidara atfetmek gibi çok yanlış ve korkunç bir politika manevrasına kalkmış bulunuyorlar. İddialarına göre, tasfiyeyi kolaylaştıracak tedbirlerin başında İnönü’yü politika hayatından uzaklaştırmak vardır. Çünkü «D.P. merkezi iktidarı devir alır almaz, İnönü’nün şahsiyetini çürütmek maksadı ile sistemli bir faaliyete giriş-
Fakat bu tarzda bir mantık yürütenler, acaba bilmezler mi ki, İnönü esasen bugüne kadar takip ettiği acaib ve hazin poli-tikasiyle, kendi şahsiyetini kendi çürütmüş, vaktiyle yaptığı hizmetlerinin üzerine de bir sünger çekerek, mevki, ikbâl hırsı ile hakikatleri tahrif edip kışkırtıcılığa varıncaya kadar her çareye başvurmuştur! Halk Partisini iktidardan tasviye eden millet, acaba gözü önünde olup bitenleri görmüyor mu, bilmiyor mu, sanıyorlar?
Hem şunu söylemek lâzımdır ki, eğer Halk Partisini büsbütün zayıflatmak matlûp olsaydı, İnönü’nün, bu partinin başında dai-im olmasını dilemekten ve onıı temin etmekten daha güzel bir
ret sarfetmesine liizum kalır mı?
İnönünün aleyhtarı olan bir insan ne kadar çalışsa, ne söylese onu bizzat kendi nutku kadar milletin gözünden düşürmeğe muvaffak olamazdı sanırız. O halde bu hususta hiç bir kimsenin fazla bir gayret göstermesine lüzum yoktur. O halde, bazı peyklerin iktidar tarafından İnönünün şahsına karşı bir tasfiye politikası takip edildiği hakkındaki sözleri tamamiyle hakikatlerin aksinedir.
Hem şurasını söyliyelim ki, bugünkü iktidar, vazifesini görürken ne şahıslardan kuvvet almakta, ve ne de şahısları mücadelesinde hedef tutmaktadır.
(Sonu 5 inci sayfada)
Tarım Bakanı ihtisas sahiplerinin kendi sahalarına verileceklerini söyledi
Bursa, 17 (Telefonla) ‘ ’
mir’den .1______o_,........ ,
olan Tarım Bakanı Nihad İğ-riboz beraberinde hususi kalem Müdürü ve Orman Genel Müdürü olduğu halde geceyi Karacabey Harasında geçirmiş ve saat 10 da Bursa’ya gelmiştir.
Bakan Demokrat Parti merkezinde Hilmi İncesulu, B. M. Meclisi Başkan Vekillerinden Hulûsi Köymen, Bursa milletvekilleri ve Bakanlığın Bur sa Vilâyeti mensuplarının iştirak ettikleri bir toplantıda memleketin muhtelif meselelerini izah tmiş ve bilhassa
Ankara sonbahar
at yarışları başladı
İki yaşlı İngiliz tayları koşusu sonunda bazı münakaşalar oldu
İz-1 Türkiye’nin tohumluk ihtiyacı Ankara'ya geçmekte | üzerinde durarak demiştir ki:
«— Bugün için 80 bin ton tohumluğumuz mevcuttur. Tür kiyenin tohum dâvasının halledilmesi için bu miktarın arttırılması lâzımdır. Çalışmalarımızı buna göre ayarlamış bulunuyoruz. Tohumluk ihtiyacını karşılamak güç bir iş değildir. Asıl mühim olan her mıntakaya kendi tabii şartlarına uygun tohumu ihtiyacı nisbtinde gönderebilmektir.»
Bakan bundan sonra Tarım Bakanlığının çalışma sistemi üzerinde esaslı değişiklikler yapılmakta olduğunu izah etmiş ve masa başı devleti formülünün tamamen iptal edileceğini ve yerine rasyonel ilmi metodların ikame edileceğini belirtmiş ve Merinos koyunu dâvası üzerinde durarak demiştir ki:
«— Karacabey Harasının bu dâvayı iyi kavradığını gördüm. Fakat noksanları vardır. Meselâ laboratuvar olmadığı için (Sonu 4 üncü sayfada)
ANKARA
Londra, 17 (Radyo) — Kore I cephelerinden gelen haberlere t göre, Birleşmiş Milletler kuvvet | leri bütün cephelerde çok iyi | ’ durumdadır, tnchon çıkarması I e Amerikalılar Seul'a I girmek üzeredirler. Kimpo hava ’ alanını işgal etmişlerdir. Bu sayede hava yoliyle takviye almak imkânı da sağlanmıştır.
! tnehon’a mütemadi surette asker ve malzeme çıkarılmakta-(Sonu 4 üncü sayfada)
:■ cephesinde
O? girmek üze
V*
p. OCAK
KONGRELERİ BAŞLADI
Dün Cebeci ve Mamak ocaklarının kongreleri ve yeni bir ocağın da resmi küşadı yapıldı
Güler Anman
yurda döndü
İstanbul, 17 (a.a.) — Rimini-de yapılan Avrupa güzellik müsabakalarında beşinciliği kazanan Türkiye güzellik kraliçesi Güler Arıman bugün saat 16 da Skandinav uçağı ile Romadan şehrimize gelmiştir.
Gazetecilerin
pazarı
Ankara sonbahar at yarıkları dün başlamıştır. İki yaşlı İngiliz tayları koşusu sonunda bir hâdise çıkmış; dışardan len Sevgi adlı
cı zannı ile bir takım
gunculuk namına ne ararsanız, bu nutkun içinde kâfi miktarda bulmak kabildir. İnönü, şimdiye ' kadar edindiği şöhreti bir tara- | fa bırakıp, bizzat kendi kendisi- Belen Sevgi adlı tay kazandı ni milletin huzurunda çok acı zannı ile bir takım kimseler bir şekilde teşhir ederken baş- bazı ufak taşkınlıklarda bulun katarının bu hususta bir gay-, muşlardır. Zafer objektifinin ( famızdadır.
tesbit ettiği yukarjki resimde koşuyu Destan'ın kazandığı bariz bir şekilde görülmekte ve bu resim hâkem heyetinin haklı kararım teyidetmektedir. Yarışların tafsilâtı 4 üncü srçy-
Dünü Suçüstü
Mahkemesinde geçirdiler
Ankaıadaki, hemen hemen bütün gazete muhabirleri, dünkü Pazarı, Suçüstü Mahkemesinde geçirdiler; bir kısmı tanık, diğerleri dinleyici olarak.
Mesele, Maltepe polis karakolunun, bir kaç gazeteci tarafından basıldığına dair bir haberin, sabahın alaca karanlığında, hüviyetini gizleyen bazı şahıs-(Yazısı 4 üncü sayfada)
Günün Mevzuu
Avrupa birliği ve Türkiyenin vaziyeti
Dün sabah saat 10 da Cebeci Ocağının senelik kongresi yapılmıştır.
Ankara Milletvekilleri, îl, l İlce, Bucak İdare Kurullarının da hazır bulunduğu ve kalabalık bir üye kitlesinin iştirak ettiği kongre, Başkan Doğan Alp tarafından açılmış ve müteakiben yapılan kongre divanı seçimi neticesinde Mehmet Alpay'ın Başkanlığında devam etmiştir.
Bir senelik faaliyet raporunun okunmasından sonra söz alan muhtelif hatipler tenkid ve temennilerde bulunarak fikirlerini açık olarak ifade et-
Mütaakibep yeni idare kurulu seçimine geçilmiş ve bucak kongresine gidecek delegeler tertip edilmiştir.
Kongre akşam üzeri samimi bir hava içinde sona ermiştir.
MAMAK’ta
Mamak Ocağının senelik kongresi dün Mamaktaki ocak ' binasında kalabalık bir üye (Sonu 4 üncü sayfada)
AKINTIYA I I_____KÜREK
(Dublin 10/Eylül)
Stıasbourg'daki Avrupa konseyinin Asamble içti-1 mamdan ayrıldıktan sonra ’îr-landanın hükümet merkezi olan Dublindeki parlemtolar arası konferansına iştirâk etmek mec buriyetinde kaldığımız için Avrupa Birliği asamblesinin nc iş gördüğü etrafında okuyucularıma izahat vermek hususunda geç kaldım.
Bununla beraber bu dâvayı
Ç Yazan
Cihad BABAN ]
memleket umumi efkârına mal etmek istediğim ve yine, bu mesele ile mfemleket efkârı u-mumiyesinin yakından meşgul olmasını yine memleketin büyük menfaatleri ile çok yakından alâkalı gördüğüm için mevzuu ortaya koymak ve ü-(Devamı 5 inci sayfada) ,
Bolu 17 (Telefonla) — Tamamen demokratlardan teşekkül eden yeni Bolu Belediye Meclisi bugün toplanarak aralarından Mustafa Tüzmeni başkanlığa seçmiştir.
Seçimden sonra önlerinde belediye bandosu ve Demokrat Parti ile belediye adına hazırlanmış çelenkler olduğu halde yeni belediye başkanı, (Sonu 4 üncü sayfada)
Kraliçe Şal!
Avrupa Güzellik Kraliçesinin ismini biliyor musunuz? Belki hepiniz gazetelerde okumuşsunuzdur ama içinizde dikkat etnıiyen ler de vardır. Öylo ise ben hatırlatayım: Güzellik Kraliçesinin ismi: Hanni Schall, yâni Türkçe yazılışı ile Hani Şal’dır.
Demek güzellik kraliçesi olmak için de şal aranıyor!...
Bu da hürriyet nıi diyc-
— Tabiî hürriyet!... Rc-rindc Bikini mayosundan başka bir şey yok! —
YEDEKÇİ
Sahife : 2
ZAFER
18/9/1950
SEYAHAT İNTİBALARI
Hürriyet rolünü
yapıyor
Bir buçuk aydır Şarkta ve en ücra mmtakalarda dolaşmaktayım. Ufak kasabalara, köylere uğramayı bilhassa ihmal etmedim. Maksadım 14 Mayıstan sonra kurulmuş hürriyet havasının buralarda tesirini görmek-
Sabık şeflik sistemi tarafı dan bizim okuyup yazması k halkımıza lâyık göıülmiyen bu mübarek nesnenin bu diyarlardaki kanuniyetini bir lâboıatu-var tecrübesiyle meydana çıkarmak gayesiyle dolaştım. Sistemli bir şamata makinesi gibi durmadan, dinlenmeden ortalığı gürültüye veren dünün genç ve akıllı bildiğimiz muhalif zatlarına şunu temin edeyim ki gayretleri beyhudedir. Hürriyet her diyarda olduğu gibi bizim diyarda da ayni şifakâr ve kurtarıcı rolünü oynamaktadır. İnsanlar ayni ümit ve emniyetle bu kurtarıcıya sarılmaktadır.
Okuyup yazmaları kendilerinden kıt ve fakat selim akılları kendilerinden çok olan halkımız saltanattan düşmenin acılığını da çekmediklerinden kendi şamatalarına bigânedirler.
Delil mi istiyorlar? Milletvekili seçimindeki tokat kâfi gelmemişse işte belediye seçimleri, onunla da iktifa etmiyorlarsa il genel meclis seçimleri üçün-çü tokatı aşkedecektir.
Bazı ufak kazalardaki belediye seçimleri onları ümide düşürüyorsa bunda aldanıyorlar. Kazananlar Halk Partisi adını ta-şısalar bile çok defa buradaki muhalefet küçük şehrin ezel-denberi ikiye bölünmüş halkının bu namda kazanmayı zarurî say masındandır. Yoksa seçimi kazananların yüzde yetmişi ikinci günü Demokrat Partinin haklarındaki hürriyet havasına katılmaya hazır olduklarını bildirmektedirler. Eğer bir kimse çıkar da bu küçük kasabalar halkına bu seçimler neticesinde eski rejime dönmelerinin mümkün olduğunu anlatsa her biri çil yavrusu gibi bir tarafa kaçacaktır. Çünkü artık Anadolu da hürriyetin mânasını anlamış ve onun nimetlerini tatmıştır.
Çok şayanı dikkat bir hâdiseyi Tuncelinde bir köyde dinledim: Milletvekili seçiminde Halk Paı tisine ve İnönüne büyük hizmetler görmüş bir zat yine propaganda maksadiyle dolaşıyor-muş. Bu zata hürmeti olanlardan birisi sormuş:

M. Şevki YAZMAN
— Propaganda gezisi için bir kere söz verdim. Dolaşıyordum. Fakat size hitabım vicdanlarınızın sesine uymaktan ibarettir. Başka bir şey dediğimi gördün mü ? '
Belediye seçiminde Milletvekili seçiminden olan büyük fark halkın reyini daha korkusuzca izharıdır. Bu esnada ve bazı yerlerde bir miktar memurun bu hürriyetten istifade ederek Halk Partisi lehine rey vermesinin biricik sebebi ise bu zatların çok işittikleri ve ancak şimdi tahakkuk eden .Millet Efendiliğini* yadırgamalarından ibarettir. Zararı yok. Nihayet bu hakikate de alışılacak ve milletin bu efendi tavrı kimseyi rencide etmiyecektir. Doğru ve normal ilan budur.
Bir zaman eşkıya yatağı olan Dersim dağlarında bugün akla hayale gelmiyen bir sükûn vardır. Hürriyet bu sükûnu bozmuş değil, takviye etmiştir. Çün kü çok defa isyanın ve şekave-tin kaynağı zulme uğrayan kütlelerin sesini duyuracak bir kulak bulamamalarıydı. Bugün haksızlığa uğradığını hisseden her insan postahaneye gidip a-lâkalı makama en ağır şikâyetlerini açık telgrafla bildirmekten çekinmiyor. Hiç değilse içini döküyor. Münasip cevap alıyor. Haksızsa izah ediliyor. Artık isyan ve şekavete yer kalır
Saltanat düşkünü zevat beyhude yoruluyorlar. Dün bu halkın hürriyeti anlayamıyacakla-rını, başları boş bırakılırsa Haso ve Memo’yu seçeceklerini zannettilerse bugün meydana gelen hürriyet havasının da memlekette anarşi yaratabileceğini zannetmekle ayni hatayı irtikâp ediyorlar. Dünün kodamanları öteki hayal ile nasıl kenldilerini sarf ve istihlâk ey-ledilerse bugünkü gençleri de aynı yolda çürüyeceklerdir.
Hürriyet her yerde ayni rolü fa etmektedir, inkişaf, gelişme ve yükselme bu yoldadır, insafa gelin efendiler!
KAZASI
ÜÇ TAŞIT j Emekij Memurlar
Dünkü kazalarda bir kişi öldü 2 kişi yaralandı
Dün sabah, Akköpıüde ıaksj kazası olmuş ve bir kişi ağır surette yaralanmıştır. Süleyman Özdeık isminde bir işçi karşı kaldırıma geçmek isterken âni olarak arkaû len meçhul bir taksinin da kalmıştır. Süleyman Ozderk hastahaneye kaldırılarak teoa vi altına alınmışsa da sıhhi du-(umu tehlikelidir. Kazayı mü-taakip kaçan taksi aranmaktadır.
İkinci kaza 10.30 sıralarında caddesinin hastahane tarafında olmuş ve yukarıdan süratle gelmekte olan 500008 numaralı bir askeri jip otomobili yoldan geçen Hıdır Çakmak is ininde bir köylüye çarparak ağır surette yaralanmasına sebep olmuştur. Yaralı Hıdır* Çakmak hastahaneye kaldırıl-1 .niş ve şoför yakalanarak tah-1 kikata başlanmıştır.
Üçüncü hâdise de İstasyon' ccddesincle olmuş ve bir er, kamyon altında kalarak feci jurette ölmüştür. Yaptığı -miz tahkikata göre, şoför Mus tafa Bozdeniz idaresindeki 4044 plâka sayılı kamyon toprak' yüklü olduğu halde Hipodroma gitmekte iken, Yusuf Uludağ isminde bir er âni ji.«4aı\| önüne çıkmış ve tekerlekler a-resında kalarak ezilmiştir.
Hastahaneye kaldırılan Yusuf Uludağ bütün ihtimamlara rağmen kurtulamıyarak bir kaç saat sonra ölmüştür. Şoför Mustafa Bozdeniz yakalanmış ve kanunî tahkikata başlanmıştır.
Denizciler gafl,k
ve Sosyal Yardım Baka nı Nihat Reşat Belger diplomc tevzii merasiminde
______—n ı——■ m -Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığından tebliğ edilmiştir:
r anorz- «mm
Keyfiyet alâkalılarca rtıek üzere ilân olunur.
bilin-
I
30 sene hizmet müddetini ik mal edenlerin tekavüde zevkleri ve mütekaiden müstahdem olanların tekaüde ircaları bak kında Bakanlığımız tarafından alınan ve alâkadarlara tebliğ edilmiş olan kararın, İdarî se bepler ciolayısiyle ilerde tesbit edilecek bir tarihe kadar tat bik mevkiine konmasından sarfınazar edilmiştir.
| Yine Bakanlığımızca ek görevlerden müstefit olanların ek Yusuf Ulu- ■ görevlerine bu ayın sonundan âni olarak ■ itibaren nihayet verileceğine dair karar dahi şimdilik tatbik edilmiyecektir.
Millî Eğitim Mes’eleleri
Bir Alman kadını hacca gidiyor
Berlin, 17 (a.a.) (Afp) — 1939 ( dan evvel İslâm dinini kabul eden Berlinli bir kadın bu • harpten sonra ilk defa Hacca gitmek imkânını bulmuştur.
Varlo Barthel isminde olan ve seyahat notları yazmakla meşhur olan bu kadın, Mekke’ye gitmek üzere Amster-dam'dan tayyareye binmiştir.
Bundan sonra şarkta uzun bir seyahat yapacaktır.
Kendileri düşünsünler
Milliyet gazetesinde Ali Naci Kaıacan .Kendileri düşünsün- , ler. başlıklı makalesinde üçlerin Türkiye’nin Atlantik paktına alınmaması hakkında verdikleri kararın memleketimizde çeşitli tefsirlere yol açtığını kaydettikten sonra diyor ki: .Türkiye herhangi bir pakta girmek taraflısı değil, kendi hakikî vaziyetinin ne olduğunu . anlamak taraflısıdır, bilhassa hangi dallara binmiş olduğunu iyice bilerek ona göre hareket etmek kararlısıdır.
Biz kendi kanımıza, kendi kuvvetimize, hiç bir kimsenin sar-samıyacağı millî birliğimize dayanarak bu mühim noktayı biı kere açıkça ifade edelim de on dan sonra devletler de düşünsünler, taşınsınlar hangi karar işlerine geliyorsa o kararı al-
Kanaatimiz şudur ki, Türkij’e-nin ahdî bir mesnede dayanmak yolundaki haklı talebi ergeç şu veya bu şekilde mutlaka takdir olunacaktır. Zira Türkiye için kat’i ve ahdî vaziyetlere istinut ettirilmemiş havada bir dış politikanın rüzgârlarına tâbi olarak yaşamak ve her gün bir hava çalmak devri artık kapan-
Japonya ve Almanya ile barış andlaşmaları
Demokrat İzmir gazetesinde Hurrem Kubat .Japonya ve Almanya ile barış andlaşmaları* başlıklı makalesinde, Amerikanın Japonya ile sulh andlaşma-sını Rusyasız da olsa çok müsait şartlarla imzalamaya karar verdiğini Garbi Almanya ile de Müttefiklerin aynı müsait şartlar altında barış andlaşnıalarını biran evvel imza etmeleri icap ettiğini, Birleşmiş Milletler camiasına eşit haklarla kabul edi-
lecek bu iki milletin demokrasi cephesini kuvvetlendireceklerini; Almanya, Yunanistan, Türkiye, Iran ve Japonya'dan mürekkep bir kuşağın Atlantikten Pasifiğe kadar olan cepheyi Amerikanın da yardımı ile komünist taarruzundan korumağa muktedir olduğunu yazmaktadır.
t i z a r
Dünkü nüshamızda İsmet Kür imzası ile çıkan .Çocuk terbiye-1 sinde radyonun rolü, başlıklı I tertip hatası olmuş ve -Bilhassa I yeni senenin ilk aylarından itibaren. kelimelerinde zaman tayini bakımından bir yanlışlık vukua gelmiştir.
Diğer taraftan .Güzel idare ediliyormuş hissini veren, cümlesindeki «veren, kelimesi de .verniyen, olacaktır. Düzeltir ve özür dileriz.
— Hepsi bu kadar mı? diye sordu. Ankara'dan gelen bir arkadaşım geçen akşam patrona anlatıyordu. Ulus Gazetesinde okumuş: Türkiye’de herkes her istediğini yazıp söyli-yebilirmiş..
Enever gülümsedi, kız alnını oğuşturarak :
— Niçin güldüğünü anlamıyorum! dedi.
Erkek, komşusuna sevgiyle bakarak:
— İlk bakışta anlaşılmr yan şeyler pek çoktur Küçük... diye cevap verdi. Bir insan ömrü herşeyi anlamı-ya elvermiyecek kadar kısa dır Bahusus böyle karışık işleri. Biz yirmi dört senedir Cumhuriyet lâfını onu dinliye dinliye dük. Halbuki daha yeni yeni partiler faaliyetlerine ve serbest seçimlere alışıyoruz. Önümüzde seçimler var, kim b lir ne cambazlıklar ola-
Meri, bütün iyi niyetine rağmen onunla kendi ara sında, çok kuvvetli "bir engelin mevcut olduğunu zamanla daha iyi anladı. Birisinin uğraştığı işler, ötekine hiçbir şey söylemiyordu. Yaklaşılması imkânsızdı ve bu hâl, kızın hislerini sindiriyordu. Bir vakit, çok ağır başlı ve düşünceli hareketle-
işitiriz, büyü-
YANLIŞ İLÂÇ
Çocuklarımız ve öğretim dâvamız
Bir kadın tentürdidi-yottan, diğeri tarım ilâcından zehirlendiler
Bağlum bucağında ebelik yapan Fatma Alpdağ isminde bir kadın yanlışlıkla içtiği tentürdiyotla zehirlenmiş ve has-tahaneye kaldırılarak tedavi altına alınmıştır.
İkinci hâdise de Keçiörende olmuş, Mecidiye bağlarında o-turan İbrahim Kaya isminde birisi Enstitüye ait ağaçlan i-lâçlarken, bu ilâçlardan zehirlenmiş ve Nüınune Hastahana-ıjne kaldırılarak tedavi altına alınmıştır.
Dört at hırsızı yakalandı
Bundan bir müddet önce geçe yarısı Halkavun bucağına bağlı Çimşit köyünden dört a det at meçhul şahıslar tarafından kaçırılmıştı. Mahalli jandarmanın sıkı bir takibi neticesinde hırsızlar civar köylerden b rinde yakalanmışlardır. Bunların bir çete halinde çalıştıkları tesbit edilmiş ve hırsızlardan Şeyh Mahmut, Mehmet Emirler, İbrahim Kara ve Rıza Kılıç sorgusunu müteakip tevkif edilerek cezaevine gönderilmişlerdir.
Tarım Bakanı Edremite gitti
Burhaniye, 17 (a.a.) — Tarım Bakanı Nihat Eğriboz, yanında Özel Kalem Müdürü ve Orman Genel Müdürü olduğu halde dün sabah ilçemize gelmiştir. Çok kalabalık bir halk topluluğu tarafından karşılanan Bakan doğruca Demok rat Parti binasına giderek burada vatandaşların dileklerini dinlemiştir, ilçede bir konserve fabrikası kurulması, işçi ücretlerinin kontrol edilmesi, çiftçiye yeter derecede kredi sağlanması dileklerin başlıca-larındandır. Dilek ve ihtiyaçları tesbit ettiren Bakan saat 14.20 de Edremit’e müteveccihen halkın sürekli alkışları a-rasında ilçemizden ayrılmıştır.
TASARRUFUNUZU ARTTIRINIZ !
İkramiye Plânımız
VE
150 talihliye
Hesaplarında birikmiş para kadar para ikramiyesi
Bir kura numarasınö en çok 2500 lira
Bir
Bir
ikramiyesi
ikramiyesi
YAPI ve KREDİ BANKASI
10190
I Almanyada Amerikan ' askerî manevraları
Heidelberg, 17 (a.a.) (Afp) — Batı Almanya’da yapılmakta olan manevraların 2 nci gü nü de Amerikan kuvvetlerinin doğu ve kuzey doğu istikametinde taarruzları ile geçmiştir.
Bu taarruzun bütün cephe boyunca muvaffak olduğu A-rr.erikan genel karargâhı tebliğinde belirtilmektedir.
Bugün Amerikan hava kuvvetlerinin rolü daha da arttı-I ğından komutanlık hava kuv-■ vetlerinin yüzde 70 ini kara I kuvvetlerinin desteklenmesine tahsis etmiştir.
, Toplantıya dâvet j Demokrat Parti Dikmen O-cagından : 19.9.1950 günü saat
I 20 de ocağımızın yıllık kongresi yapılacağından üye ve arzu eden partililerin yazılı saatte D.kmen Spor Kulübünde bulunmaları rica olunur.
| Türk gençliğini, ihtiyaç duy duğumuz zaman, kanadlı kah-
I tumanlar halinde göklere yükselmiş görebilmek için Türk Hava Kurumunun daha verimli (• lışabilmesfrie yardım edelim ve kurban derilerimizi havalarda kuvvetlenme dâvası iç n bağışlıyalım.
Hayatın ebedileşmesi nesil , ile kaimdir. Gözlerini bu fa- | ni âleme çocuksuz kapatanlar en betbaht insanları teşkil e-derler. Onların sönen gözlerin deki sonsuz elemi yakından , tanıyanlar dehşetle ürperirler. 1 Çocuk bir idealdir. Hayatın a- 1 maçı odur. Onun için yaşar, 1 onun için hayat yolunun sa- 1 yısız acılarına göğüs gererei- 1 niz. Onun sevgisi hayatın kam 1 çişidir. Istırap alevini yalnız o söndürür. Onun huzuriyle bir yuvanın güneşlendiğini, onun elemile kederlendiğini bilirsiniz. Bir sanatkâr eserinin karşısında nasıl vecd içindeyse bir ana ile bir babanın yavruları-nin yanında bu vecd ve istiğra kın zirvesinde olduklarını elbette teslim edersiniz. Çdcuk aşkı aşkların en İlâhisi en kök lüsü ve en derinidir. Her şey olabilirsiniz fakat ana ve babalık zevkini tatmadıkça hayatınız bir serabı andırır. Böy-lece her şeyiniz olan bu yavrular sizin olduğu kadar aynı zamanda bağlı bulunduğunuz cemiyetindir. Onu bir gün her şeyden kıskanırken topluluğa vermeğe mecbur kalırsınız. Ve her aile haklı olarak o topluluktan çocuğuna yeni yeni kıymetlerin verilmesini ister. O halde aileler mekteplerin ve cemiyetlerin düzenile ilgilenmeğe mecburdurlar. Mektepler hepimizindir. Onlar hakkında yazmak, haklı tenkidler-de ve takdirlerde bulunmak en kutsal vazifelerimizdendir. Şimdiye kadar terbiye sistem lerimizde olduğu kadar mekteplerimizde de Standard bir öğretim sistemine şahit olamadığımız gibi onlara lâyık oldukları ehemmiyeti de vermediğimizi itiraf etmeliyiz. Yep yeni bir devrimin başındayken bu konunun herkesçe ele alınması millî dâvalarımızın hallinde bir zarurettir. U-zun yıların insan kitlelerinde meydana getirdiği ne kadar iyi veya fena itiyatlar varsa bunların düzenlenebilmesi ancak çetin ve isabetli bir cidal ile mümkün olabilir. Plânlı çalışmaların ilk hedeflerini mektepler teşkil eder. Bir mektep topluluğunun bu bakımdan öğ retenler ve öğrenenler diye iki ana grupta mütalâa edeceğiz. Öğretim ordusu bir milletin yarınını hazırlayan, en ağır mesuliyeti yüklenmiş bir zümredir. Bu zümrenin sathî olarak gözden geçirilmesile bile hükmedebilirsiniz ki kusuT-suz sayılabilecek durumda değildir. Vaki hadiseler bu zümrenin her şeyden önce Standard bir hüviyet gösterebilmesinin temini yolunda çalışmak gerektiğini göstermektedir. Ka dinli erkekli mühim bir kuvvet teşkil eden ve yarının sahiplerinin hüviyetlerini tayinde müessir olacak bu zümreyi Standard bir disiplin ve ideolojinin etrafında toplanmış, bir tek görünüş, düşünüş ve dilek le müteharrik görmek elbette çok arzu edilir, öğretim ordusunun ferağatli çocuklarını minnetle ve şükranla kaydettikten sonra bu zümre içinde sayısız dalaletlerin esiri ve cemiyetin bünyesinde en geri örnekleri teşkil eden betbahtla-rın bulunmadıklarını da iddia edemeyiz. Yıllardır kendi öz ço
) cukları addedilmesi lâzım ge-
Dr. Talât Vasfi ÖZ
• Ankara Milletvekili.
Göz GöreGöre

Yazan : Necdet ASI
rine bakarak O’nun, entrikalar çeviren gizli bir çetenin reisi veya üyesi ğini bulundu. Edgar polis romanlarında tipler okumuştu. .Ve bir defa ayaklanınca, yerine oturması kolay değildi. Işıklar karardığı ve dekolte elbisesiyle mermere çıplak sırtını dayıyarak şarkı söylediği sırada, kuvvetli bir adamın kendisini gözetlediğini tahayyül ederek, ürperiyordu. Bu, onun korkak muhayyilesinde yarattığı bir oyundan başka birşey değildi. Diğerlerin benzemiyordu, bin kere bile kendisine elini ır zatmamıştı. O kocaman elini.. Daima yakında, fakat daima uzaktaydı. Belki bir erkek bile değildi. Bir erkek bile değil miydi?
Cumartesi gecesiydi. Bar ağzına kadar doluydu. Kesif bir sigara dumanı, ter, lavanta ve bira kokuları hava
olabilece-
düşünmek gafletinde Wallace'ın böyle
da dalgalanıyordu.
Küçük Meri - bu, onun bardaki adıydı - cazın önüne çıktı ve o, garip bir şekilde dokunaklı alto sesiyle, .Ama pola.yı söyledi.
Onu locadan istediler. Gitti. Locada dört adamla iki kadın oturuyordu. Yer açtılar, aralarına sikişti. Adamlardan birisi, solundaki, kulağına eğildi:
— Size, dedi, turfanda soyulacak üç kelek takdim ediyorum. Paraları bol, akılları kıttır..
Sonra, yeni hatırlamış gibi
— Siz dahil değil misiniz? Bu sual, tahmin ettiği gibi, adamın fevkalâde hoşuna gitti ve gevrek bir kahkaha attı:
— Hayır., diye bağırdı. Sen bir şeytansın. Bayanlar baylar! Şeytanın şerefine içelim!
Şeytanın şerefine içtiler. Sonra ayrı ayrı, oradaki me-
Tefrika No : 20
leklerin - yani bayanların şerefine de içtiler. Kızarın
bir işaret üzerine kemancı geldi ve kulaklarının dibinde ■ Siyah gözleri, çaldı. Gel keyfim, gel! Sağdaki adamakıllı coşmuştu.
Ortalk birbirine karıştı. Çatallar, bardaklar, peçeteler ve şişeler havada uçuştu. Me ri biraz sonra kendisini dışarıda buldu. Ağzı kanıyordu. Bar gardrobuna ait süslü püslü dekolte elbisesi sırtında, mantosu omuzlarmdaydı. Sağma soluna bakındı. Al lahtan ki, orada polis yoktu. Telefon eden de çıkmazsa iş hasır altı edilirdi. Eve sıvıştı.
Kapıyı açtı, sallanarak yu karı çıktı. İkinci kattaki kadının söylediği niınaiyi işitti. Bu onu hçyetanlandırdı, mukavemeti sona ermek üzereydi, çökecekti. Çantasından bir gelincik sigarası çıkartarak dudağına iliştirdi. Sigaranın ucu kanlandı.
Sonra doğruca Enverin o-dasına girdi. Adam yatmamış tı, ayaklarını masaya uzatmış, koltuğunda gazete okuyordu.
Meri kapının kenarına yas landı:
— Kibritiniz var mı?
Böyle söyliyerek ilerledi. Mantosu omuzlarından kaydı. Kayarken tuvaleti tutan ()' muz askısını da beraber sıyırdı. Yan çıplak, hırslı, bitkin ve ihmalkâr bir tavırla adamın köşedeki yatağına u-
— Kibrit?
Enver sesini çıkarmadan sigarasına ateş uzattı. Kız bir iki nefes çekti. Burun deliklerini kabartarak hırsla, çekti. Gözlerini kapattı ve si garayı da yere altı.
Sigara, ufak halının tam ortasına düştü.
— Lâmbayı sallamayın., oyun bitti., beni sepetlediler., üç kelek., üç kc..
Eliyle müphem bir işaret
yaptı. Adam kederli gözlerle bir ona, bir yerdeki sigaraya bakıyordu. Kaldırıp tabla da söndürdü. Kız aynı işareti tekrarladı. Sonra, tuvaleti çıplak omuzunda tutan askının tekini de kopardı, aşağıya doğru çekti. Dolgun ve giizel göğsünü meydana çıkar dı Bir yandan davet ediyor dur
— Haydi gel..
Bileklerinden yakalamış çekiyordu. Enver eğildi, nefe sini kokladı. «Çok güzel olduğumu, vahşi bir hayvana benzediğimi söylerdi. Safa^ sökerken gözlerimi açtığım vakit onu yatağımda buldum. Tatlı bir uykuya dalmıştım, sarhoştum, suyun içine beyaz bir toz atmıştı, ilâç diye.. Doktoru tekmeledim. Yüzünü, gözünü tırmaladım..
Bir kere dinlediğini bir daha unutmazdı.
Bir Çok kusurlarla lekeli hayatında; kenislni bilmiyen, lıasta, şuursuz veya sarhoş bir kadına karşı duyulan arzuyu yağmacılıktan ayırt et-ıııiyecek ve bunu bir defa daha hatırlamıyacak kadar dürüsttü. Kızın kerpeten gibi sıkan parmakarmdan bilekle rini kurtardı. Kucaklıyarak kaldırdı, sırtına aldı ve odası na götürdü.
(Devam edecek)
len aziz yavrularımız üzerlerinde her türlü ihtiraslarla zehir kusan betbahtlar tanındı. Onların sefalet ve cinayetlerinin en hazin manzaraları içinde kıvrndıkları günün hicabını kep beraber taşıyoruz. Vatan adına bu dejenere organların bir an önce bu aziz kafileden sökülüp atılmasında çekinilmez bir zaruret vardır, öğretmen dünyanın her yerinde cemiyetin en kıymetli bir rüknüdür. Onun yaptığını kimse yıkamaz ve yıktığını tekrar inşa imkânsızdır Çocukluk hatıralarımızın silinmez, sahifelerini bulabiliriz. aauumau
bunu âmirdir. Öğrenci örneklerini ekseriyetle öğretmeninden seçer. Öğretmenin anne ve babadan üstün bir tesire malik olduğunu iddia edenler bile vardır. Öğretmen öğretici olduğundan daha çok ta iyi bir terbiyeci olmağa mecburdur. Pedagoji ilmi esaslarını dimağ fizyolojisinden aldığına göre insan beyninin gelişme esaslarını kavrayamayan bir öğretmenin muvaffak olma ;ı çetin bir dâvadır. Çocuk denen muazzam kâinatı okumaktan âciz olanlardan herhangi bir surette faydalanılamaz. Bu kadar nihayetsiz hususiyetle^ isteyen bir mesleğin münte-sipleri üzerinde ne kadar çok durulsa yeri vardır. Bir çok memleketlerde ilk öğretim ü-velerine her şeyden fazla bir önem verilir. Filhakika bunun böyle olmasında bilhassa bizde zaruret vardır. Aile terbiyelerinin bir vahdet arzettiği yerlerde öğretmenin vazifesi daha çetinleşir. O yuvanın siste-' mini tahlil ve değerlendirdikten sonradır ki gereken işlem hakkında bir karara varabilecektir. Öğretim ordularının e-' serleri yetiştirilenlerdir. Eski Türk büyükleri bu işe o kadar önem vermişlerdir ki bir tek
mağa tercih beyanlar
Bir milletin
1 öğretmenlerin elinde bulunduğunu cesaretle ifade edenlere daima hak verilmesi gerekir. Yetişmekte olan çocuklarımı-! zın vaziyetleri hakkında da bir kaç kelime ile görüşlerimizi ’ açıklamak lâzım gelirse durumun hiç sevindirici bir mahiyette olmadığını bildirebiliriz. . Başkalarının fikirlerine dair i bir malûmat sahibi olmamakla beraber müşahedelerimin sonuçları ürpertici ve korkunç olduğunu itiraf edebilirim. En i beğenilen mekteplerde öğrenciler arasında bir gezi bizce ’ hazindir. Ve bu hal aile reislerini yabancı mekteplerin ter-' biyelerini tercihe doğru her , gün artan bir tarzda rneylet-tirmektedir. Çocuklarımızın hususiyetlerinde veya toplu-, luk içerisinde mânâsız cür'et ve mayup hareketlerinden olduğu kadar kazanamamış oldukları iyi melekelerin ileri noksanından da hep beraber , mesul olduğumuzu acaba hatırlamakta mıyız? Akıl melekelerinin inkişafından başka bir fayda temin etmesi asla varit olmayan tahsil sistemlerimizde karakterin inşasını (Sonu 5 inci sayfada)
ilk çağlarımızda Hafıza kanunları
yetiştirmeyi bir eser yaz ettiklerine dair bunu âmirdir, mukadderatının
un,mam
SİNEMALAR
» : 1. ölüm Melodisi
2. Kanun Harici
2. Çapkın Seuyo.
ZUppe Kovboy, lar

NÖBETÇİ ECZAHANELER
Hayat - Halk - Bay ar
TAKVİM
18 Eylül — 1950 Pazartesi
Hicrî: 1369 — Zilhicce 5
1366 — Eylül 5
Vasati Ezani

18/9/1950
ZAFER
Bahife : S
GüvenhkyKonseyıjbugün de toplanıyor
DısPolitika
Atlantik Paktı
ç Dışişleri Bakanlariyle Atlantik Konseyinin hemen ayni günlere tesadüf eden içtimalarından, şimdiye kadar elde olunan neticelerden biri de, Atlantik Paktına yeniden üye kabul edilmemesi hususunda beliren temayüldür.
Amerikalılar Kore işi
üzerinde duracaklar
Kıssadan hisse
Hoca Merhumun birisine borcu varmış. Adam, eyc bıkmış usanmış, gitmiş kadıya müracaat
Atlantik Paktı, bilindiği gibi bir müdafaa sistemidir. Bu müdafaa sisteminin esası, Ameri-kalılara göre Avrupalı milletlerin gayret ve faaliyetine; AvrupalIların kanaatınca da Amerikan yardımına istinat etmektedir. Bu anlaşılmaz durum i cereyan eden müzakereler tarafa, ortada henüz savunma sisteminin çekirdeği bile yoktur. Filvaki AvrupalIlar aralarında 36 tümen hazırlamayı kararlaştırmışlardır ve bir çok askeri uzmanlar, ateş kudreti yüksek olursa, bu 36 tümenin, Sovyet Rusyanm Avrupada harekete geçirebileceği 76 tümeni, (En az, başka yardımcı kuvvetler yeti-şinceye kadar) zaptedebileceği kanaatindedirler, lâkin, mezkûr 36 tümenden şimdilik ortada bir şey bulunmadığı gibi, muhtemel mütecavizin kuvvetlerine peyk devletler kuvvetlerinin katılması da hesapta unutulmuş gibidir.
Mac Arthur’dan gelen raporun evvelâ incelenmesi istenecek
Bütün bu hesap kitap derdiyle perişan olan Atlantik âkitle-rinin, aralarına, bilhassa Akde-nizden başka üye almamak hususundaki ayak diremelerine gelince; bunun, kanaatimizce, başlıca üç sebebi vardır:

Kore’de bir yandan harp bir yan dan zelzele onıyor. Resimde yarılmış topraklar üzerinde tek başına kalmış Koreli bir vatandaş görülüyor
Evvelâ, Atlantik konseyinin geçen toplantısında açıkça anlaşıldığı gibi. Kuzey Avrupa mem leketleri, müdafaa hattının Ak-denize kadar uzatılmasını kendilerinin yalnız ve yardımsız bırakılacağı mânasında almışlar ve Pakta yeni üye kabulüne muhalefet edeceklerini yarı resmî o-larak bildirmişlerdir.
Güvenlik Konseyi yarın toplandığı zaman, müzakere etmesi lâzım olan üç mevzu arasında Koreyi bulacaktır. S.S C. nin Birleşmiş Milletler muhabirine göre, General Mc. Arthur'-dan gelmesi beklenen yeni bir rapor, Korenin ele alınmasını ioav ettirecektir. Amerikan de-
legesinin konseyden ilk önce bu raporun gözden geçirilmesini isteyeceği zannedilmektedir. Ayrıca Rusların Formoza meselesinin öne alınmasını te mine çalışacağı da tahmin e-dilmektedir. Konseyin programındaki üçüncü mevzu, Mısırın İsrailden gelen mülteciler hakkındaki şikâyetidir.
Bu sebeple Hoca mahkemeye çağırılmış. Alacaklısı gelmiş. Kendini davet etmiş, Hoca gelemem diyememiş:
— Bak üstüme başıma, çok berbad. Bu halde, koskoca bir hocanın huzuru hâkime çıkması doğru mudur? Bana iğreti bir kaftan verirsen giderini! demiş.
Adam, çaresiz buna razı olmuş, gitmiş kaftanı getirmiş. Fakat Hoca bu sefer de yeni bir dilekte bulunmuş:
— Ben yayan gidemem!
Adamcağız ona da peki diyerek, gitmiş evdeki katırını getirmiş.
İğreti kaftanı giyen ve alacaklısının katırına binen Hoca pür heybet, mahkemeye varmış. Kadının huzuruna çıkmış, Kadı sormuş:
— Bre Hoca, bu adamın senden alacağı varmış, neden vermezsin?
— Hayır, efendim, benim ona on para bile borcum yok-
lacaklıya dönmüş: ne söylüyor? Borcu yokmuş!
Adam inler gibi:
— Nasıl olur, vallahi de var, tallahi de..
Diye yeminleri basmış!
Hoca hiç oralı olmamış:
— Muhterem Kadı Efendi Hazretleri, bu adam akıldan r parça noksandır. Bu borç hikâyesi de, hayalhane-ydurduğu bir vak’adır. Bakın şimdi, şu sırtımdaki kaftana bile sahip çıkar, deyince, adanı:
— Elbette, o da benimdir! cevabını haykırmış.
Hoca, hiç fütur etmeden, işini bilir bir usta gibi:
— Gördünüz mü? Kadı Efendi Hazretleri, tekrar sorsak bu sefer de kapının önündeki katıra benimdir, diyecektir! demiş. Adam, pek tabiî olarak:
— Ona ne şüphe, katır da benimdir! demiş.
Bunun üzerine Kadı, Hocanın iddiasının doğruluğuna mak mecburiyetinde kalmış.
Kıssadan hisse:
Milletçe kazanılan demokrasi zaferine kendi eserleri di-alınaıı tedbirleri kendi buluşları olarak ilân eden C.H.P. idarecileri hem suçlu, hem güçlü rolündeki Hoca’ya ne kadar benzemektedirler. Yalnız ufak bir fark var. Kadı, o kadı değildir. Şimdi kadılığı umumî efkâr yapmakta ve pek de o kadar kuru lâfa kanacağa benzememektedir.
Hikmet YAZICIOGLU

Almanya Atlantik Paktına alınacak mı ?
Dünya'nin aynası:
âyîKTfotoğrafini
ALMAK MÜMKÜN MÜ?
Ekim ayında yapılacak olan tecrübe
iyi neticeler verirse
(j nümüzdeki ayın birinci günü, yani 1 Kasım 1950 de, Clinton (Oklahoma) hava meydanından atılacak olan, radyo ile idare edilen yeni bir füze, aya doğru yollanacaktır. Bu, şimdiye kadar, Amerikalıların, komşu seyyareye gönderdikleri ve gönderecekleri .mekanik memur.un ne ilki ve ne de sonuncusudur. Bu aletin en büyük hususiyeti, tele objektifli sinema ve en mükemmel fotoğraf cihaz-lariyle teçhiz edilmiş olamsı-dır. Pilotsuz idare edilen bu füzenin vazifesi, ayın birçok muhtlefi fotoğraflarını havadan almaktır. Bu iş, o kadar iyi bir şekilde yapılacaktır ki, fotoğraf üzerinde en k teferruata varıncaya kadar - hattâ, var ise - canlıların bile mevcudiyetini mümkün olacaktır.
Ondokuzuncu asırdanberi, dünyanın havadan resmini al mak için bir çok tasavvurlar yapılmış ve bunların bir kıs m- da gerçekleştirilmiştir. İlk olarak, 19 uncu asrın meşhur fotoğrafçısı Nadar, 80 metre yükseklikten dünyanın fotoğ-
rafmı
aldığından beri öyle ge-
Ayin temsilî bir resmi
küçük bir çok tecrübelerin yapılma- bakımından da çok mükemmel ° al sına yol açtı. Ayni senenin 14 idiler. Böylelikle, havaî fotoğ-Temmuz günü, foto, Pinard, raf iyice bilinmiş ve tanınmış görmek Nantes şehri ve civarının ga- oldu. Günden güne gelişti ve yet güzel fotoğraflarını elde e- gayet iyi neticeler verdi, debildi. Birkaç gün sonra *), BöyleIikİG. Nadar batonln. kaptan Georget ,„ ,5t.raklyle ,, t.vveIki komjk q yapılan tecrube'crde, M. Re -
nard gayet iyi neticeler alabil- kadar aclkh olan' Yüksekten di fotoğraf alma teşebbüsü şimdi
Onu takibeden sene. Nadar mükemmel neticeler vermekle ■n oğlu, babasının açmış oldu- kalmaclı; ayrn fotoğraflarının ğu yola devam etti. Paris, Sev- daha yakından alınması hu-
Bundan başka, geçen yazılarımızda izaha çalıştığımız gibi, Akdenizde, tâbir caizse, meydanı boş bulduğunu zanneden Fransa da, Atlantik Paktına katılacak olan Akdeniz devletlerinin bir manzume halinde birleşmelerine muhalefet etmeğe baş-r lamıştır. Kaldı ki bu Akdeniz dâvası umumiyetle Kuzey Afri-kayı ve Arap memleketlerini ilgilendiren ve üç büyük devleti de sinirlendiren bir meseledir.
Nihayet üçüncü sebep, yâni, Atlantik müdafaa sisteminin genişletilmesine karşı yapılan muhalefetin son sebebine gelince; bu bir para meselesidir. A-merika, harpten yaralı çıkan Avrupaya şimdiye kadar o kadar çok şey vermiştir ki, artık yeni cephelerin açılması için gerekli malî kuvvete güvenileme-mektedir. Bizzat Amerikan maliye Bakanı Snyder’in on gün evvel beyan ettiği gibi. Amerikan kaynakları hudutsuz değildir, binaenaleyh, müdafaa için bölge anlaşmaları kurmak lâzım dır.
Wallace
Atlantik
sağa dönüyor
Konseyi
Lâkin, meselâ Akdeniz bölgesinde bahis mevzuu bölge anlaş malarını kimle kurmalı? Araplarla mı? Bu noktada, ikinci dünya harbinde Fransız kuvvetlerine kumanda eden veya kumanda etmek isteyen Gamelin’-in sözü hatıra geliyor: «Aman, İtalya bizimle beraber olmasın... Çünkü ben İtalyanları beş tümenle perişan ederim, fakat müttefikimiz olurlarsa, onları korumak için yirmi tümen lâ-
Terakkiperver lider, Amerikanın her ihtimale karşı hazır olmasını istiyor
Londra Radyosu, (Basın -Yayın) — Eski Amerikan Cum hurbaşkanı yardımcılarından Henry Wallace bir gazeteciyle yaptığı mülâkatta, Rusyanm sinir harbini devam ettirmek riiyetinde olduğunu söylemiştir. Solcu inkılâpçı partisinin aşkanlığından son oylar zarfında istifa etmiş olan Walla-ce. Birleşik Devletlerin herhan gi bir buhrana karşı ihtiyatlı bulunması ve atom bombası da dahil olmak üzere bütün kaynaklarından
hazırlanması icap ettiğini lirtmiştir.
istifade etmeye be-
Londrada grev son buldu
Almanyanın silâhlanması işinde müşkilâtla karşılaştı
Nevyork, 17 (a.a.) (United Press) — Kuzey Atlantik Paktı Konseyi, Avrupanın savunmasında batı Almanyanın ifa edeceği rol hakkında bir anlaşmaya varamadan pazartesi günü tekrar toplanmak üzere dün akşam oturumuna son vermiştir.
Konseyin karşılaşmakta olduğu güçlük Amerika Dışişleri Bakanı Acheson'un Almanya'nın yeniden silâhlanmasına dair ileri sürdüğü teklifler kar gısındaki Fransa Dışişleri Bakanı Schuman’ın gösterdiği ihtiraz kaydıdır.
Fransanın takınmış olduğu tavır bu hususta bir anlaşmaya engel olmuşsa da uygun bir hal çaresi bulmak ümidleri henüz suya düşmemiştir.
Atlantik Konseyi meseleyi görüşmek üzere bugün de bir toplantı yapacak Kuzey Atlantik Konseyi, yarın toplantılarına devam c-decektir. Konsey dün, Almanya'nın Avrupa müdafaasına iştiraki hakkında Acheson tarafından yapılan teklif üzerinde karar vermeden dağılmıştır. Buna sebep, üyelerin anlaşmazlıklara yol açacağı tahmin edilen bu mevzuu ele almadan evvel mühim bazı meselelerin müzakersini yapmak istemiş ol masıdır. Fransa, Almanya’nın Avrupa müdafaa sisteminde oynayacağı rol hakkında şimdiden bir karar vermekten kaçınmaktadır.
Amerikan Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bir tebliğ, Alman askerlerinin militarizmin trikrar uyanmasına karşı tedbir elması şartile Avrupa ordusunda yer alması lâzım geldiğini belirtmekte, fakat bunun Almanyanın yeniden silâhlanması demek olnıı-yacağını ilâve etmektedir.
Verilen kararlar
Nevyork, 17 (a.a.) (Rcutcr) — 12 Kuzey Atlantik memleketi Dışişleri Bakanlarının dün Nevyorkta yaptıkları toplantıdan sonra, yetkili makamlardan öğrenildiğine göre, bir Alman askerî kuvvetinin ilerde, Kuzey Atlantik birleşik komutası altına girmesi prensibini İngiltere kabul etmiştir.
Bu prensibin aşağıdaki şartlarla kabul edildiği anlaşılmaktadır :
1 — Önce Avrupa savunması için müşterek bir Kuzey Atlantik ordusu teşkil edilecek.
2 — Kuzey Atlantik Birleşik komutası, herhangi bir Alman kuvvetini kontrolü altına almağa hazır bir teşekkül halini alacak.
3 — Gerek Amerikanın, gerekse Avrupanın savuması ba-kınmından, önce Kuzey Atlan tik Paktının Avrupalı üye devletlerinin ihtiyaçları temin e-dilecek.
lemeler olmuştur ki, son gün lerç kadar çok yükseklere atılan füzelerle dünyanın fotoğrafları alınabilmiştir.
Bu işi, o kadar kolay sanmayınız. Bakın, Nadar, hatıralarını anlatırken ne diyor :
• 1868 senesinde, bir balonun sepetinde, tâ yükseklerden, fotoğraflar almak tasavvurunda iken, ne gibi sayısız zorluklarla karşılaşacağımı, gayet iyi biliyorduu. Balonun boyuna sollanması, fotoğraf tekniğinin gayet g^ri olması v. s. Bununla beraber ben, düşünce ve çalışmalarımda İsrar ettim. Balonlarımı çabucak ş’şirmeye başladım. Ve nihayet havalandım. Başlangıçta eli boş döndüm.
Diğer tecrübelerim de ayni derecede faydasız ve verimsiz oldu. Ümitsizlenmiştim. Fakat bununla beraber ipin ucu nu koyuvermedim. Balondaki lüzumsuz eşyaları kaldırın
attım. Kendime en mübrem
tanlarını bıraktım, sadece, Ceketimi, yeleğimi, ayakkabılarımı çıkartıp attım. Yâni, ağırlık yapabilecek her şeyi boşalttım. Bütün bunlara rağmen, sadece 80 m. yükselebilmiştim.
Elimde tamamen hazır bir vaziyette bir plâka vardı. Ob-jekt'fimi açtım ve kapadım. Bu iş biter bitmez sabırsızlıkla bağırdım: İndiriniz!
re, Versailles
üzerinden al- susundaki teşebbüslere yol üç-
mış olduğu fotoğraflar, teknik mış oldu.
N. N. t).
Istanbulda asayiş ve zabıta vakaları
İstanbul, 17 (a.a.) — Vali ve Belediye Başkanı Prof. Gökay şehrin asayişi hakkında bu sabah Anadolu Ajansı muharririne aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
«İstanbul şehir ve civarında son günlerdeki bazı hırsızlık vakaları karşısında şehir asayişini ilgilendiren basın yazıları muvacehesinde umumi durumu gözden geçirmek üzere bu sabah vilâyet konağında başkanlığımda üç vali muavini, emniyet müdürü, merkez komutanı, il jandarma komutanı iştirakiyle bir toplantı yapıldı. Vatandaşın e-vinde, yollarda ve sokaklarda huzur ve emniyet içinde yaşaması Hükümetin en esaslı
diseleri örtbas etmenin zarar-
i
larına kani olduğum için bu yolda herhangi bir saklama veya hadiseleri hafifletme gibi hatalı bir yola başvurmadan milyonluk şehirde cereyan e-den günlük vakalar gözden geçirilmiştir.
Günlerini insan tâkatinin
tahammül ile şehrin
edemiyeceği. mesai ve vatandaşın hiz-
metine veren zabıta mensuplarının çalışmalarını yakından
görüyorum. Ara yerde ihmal ve kayıdsızlıkları görülenleri
de merhametsizce cezalandırı-
yoruz. Şehirde mevcud tedbirlerimize ilâveten Maslak ve
ödevi olduğu için vaziyet bü-
tün açıklığı ile incelendi. Ha-
Florya yolları için geceleri ay rica motörlü devriyeler ve Boğaz kısmı için de motörlü de-. niz vasıtaları ile gece devriye-I leri ihdas edilmiştir.

Dünya Basınından Hulâsalar
Durum, aşağı yukarı aynıdır. Bununla beraber, Atlantik akitleri, kanaatimizce, kuru ve iptidai selâmet ve güvenlik hislerinin zebunu olarak şu noktayı unutuyorlar:
Müdafaa sistemi kuracağız diye, hokkabaz kutusu gibi birbirinin içine girmek, bilhassa bu devrin şartları düşünülürse, en büyük hatadır. Muhtemel düş man, vuracak olursa, Batı Avrupada zaten mevcut olmıyan cepheyi iskambil kâğıdından yapılmış bir kule gibi dağıtır. Diplomat olunduğu kadar biraz da asker olunsa, anlaşılıyor ki, mev cut 176 Rus tümenini mümkün olduğu kadar geniş bir cepheye dağıtmakta fayda vardır, yine anlaşılıyor ki, Türk - İran hududu arasından Doğuya inebilecek olan Rus kuvvetleri Atlantik Paktı âkitterinin nefesini keser, yani petyolü.
Mücahit TOPALAK
Londra Radyosu, (Basın -Yayın) — Çarşamba gününden beri grev halidde olan Londra şehir otobüsleri idaresi müstehdamlerinden çoğu, işlerine dönmeye karar vermişlerdir. Bu karar, işçi birliklerinin liderleri tarafından yayınlanan bir tebliği müteakip alınmıştır. Grev, ücret ve çalışma saatleri hakkındaydı ve Londranin 28 bin otobüs işçisinin yarısmi içine almaktaydı. 2500 otobüs grey, yüzüden garajda beklemektedir. Seyrüsefer bugün öğleden sonra normale dönecektir.
Fransada silâh imali hızlandırılacak
Paris Radyosu, (Basın - Yayın) — Fransız Radikal Sosyalist Partisi, dün yaptığı kon grede, muhtemel bir tecavüz karşısında Fransa'yı müdafaa için Atlantik Paktına mensup diğer memleketlerin kuvvctlc-rile birlikte hareketi sağlamak yolunda çalışılmasını hükümet ten istemek kanan almıştır. Kongre, silâh imâlinin hızlandırılmasına ve askerlik müddetinin uzatılmasına taraftardır
İmtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına
Başmuharrir Mümtaz Faik Fenik
Bu nüshada yazı işlerini fiilen İdare eden
Hikmet YAZICIOGLU
Basıldığı yer
Güneş Matbaası — Ankara
İngillz Basını :
Belli başlı İngiliz gazeteleri bu sabahki başyazılarında çelik endüstrisinin devletleştirilmesi meselesini ve komünist ler tarafından tahrik edilen grevler konusunu ele almakta ve çeşitli yorumlarda bulunmaktadırlar.
Sıınday Times gazetesi, komünist tahriklerde mücadelede işçilere hükümetten daha büyük vazifeler düştüğünü, çünkü komünistlerin propaganda larının hedefinin işçiler olduğunu yazmaktadır. Gazeteye göre, işçiler komünist ajanlarını aralarından atmakla fena maksatla aralarına karışmış o-lanlara karşı en. iyi tedbirleri almış olacaklardır,
Obscrver gazetesi, Sundav Times gazetesinde çıkan yazıya ı benzer bir başmakale yayın-yar bir barış heyeti» nin ku- lamakta ve her şeyden evvel rulmasını teklif edecektir. Mu-' İngiliz işçisinin bundan sonra habire göre küçük milletler da bugüne kadar olduğu gibi temsilcilerinden teşekkül ede-' ............ ,Hl ,
(ek olan bu heyet daimi bir ko- ni önemlc kaydetmOktedir nıisyon halinde kendisini teh-1 Sunda Tımes azote-sl dev, lıkedczhıssederek müracaatta , , .
bulunacak herhangi bir mil- ^tleştirme planı üzerinde duı letln şikâyetlerini yerinde tah duktan sonra muhafazakârlar I kikle mükellef olacaktır. I üe işçiler arasındaki fikir ay-
Seyyar barış heyeti kurulacak
Londra 17 (a.a.) (Afp) — Sunday Times muhabirinin Nevyork’tan bildirdiğine göre , Birleşik Amerika Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna «sey j ıror Kir horıc ktovzoti* r,ir* kU- lamaktU
lığının silâhlanma İşine tesir etmemesini temenni etmektedir.
Obscrver gazetesi çelik endüstrisini devletleştirme selesinin Attlce kabinesini güç bir durum karşısında bırakabileceğini yazdıktan sonra, hükümetin artık bu işten vaz-geçmiyeceğini, çünkü parti i-çinde ciddi anlaşmazlıklar mey dana gelebileceğini belirtmektedir.

Romanya Belgrada bir nota verdi
Paris, 17 (a.a.) (Afp) — France Press ajansının Bükreş'ten bildirdiğine göre Romanya'nın Belgrad Büyük Elçisi Yugoslavya dışişleri bakanlığına bir nota tevdi etmiş
Rumen notasında Romanya-ya sığınmak istiyen bir Yugoslav vatandaşım takip mak-sadiyle Yugoslav hudud muhafızlarının 29 ağustosta Rumen topraklarına girdikleri kaydedilmekte ve zaman zaman bu gibi vakaların tekerrür etmesi protesto edilmek-
Balon, yere indiği zaman hemen otele koştum. Büyük bir heyecan içinde camı banyo ettim. Sevincimden göklere uçacaktım. Bu sefer, bir nc tice elde etmiştim. Fotoğraf, pek silik çıkmıştı. Hattâ biraz da soluktu. Fakat ne kıymeti var? Demek ki, hakkım varmış. Havadan fotoğraf almak mümkünmüş!»
Onbiı- sene zarfında, havadan fotoğraf almak işi güçlükle bir terakki kaydedebildi. 1879 da, iki fotoğrafçı, Tri-boulct ve Jovis, Paris üzerinde, yüksek bir yerden fotoğraf almaya muvaffak olabileceklerini sandılar, Maalesef, bir çok güçlükler buna mani oldu ve bir netice alamadılar.
1880 de Paul Desmaret; 1883 de, İngiliz Slıadbold, bir çok denemelerde iyi neticeler ala-bidilerse de, bu da pek iptidai j bir şey oldu.
1885 de, havai fotoğraf meselesi, gümüşlü jelatinibro-mürlü plâkların kullanılmasıyla kat'l bir şekilde halle- . dilebildi.
Böylelikle 19 Haziran 1885 den itibaren, foto J. Ducom ta rafından 601 ilâ 1000 petre yük seklikler arasında, muhtelif fotoğraflar alındı vc bu fotoğrafların gayet net bir şekilde çıkması dolayısiyle, yer üzerinde en küçük teferruat bile tesbit edilmiş oldu.
Bu büyük başarı, bu sahada |
Sahifc : 4
ZAFER
18/9/1950
[LÂLE^SUITAHfS
Yazan : Zuhuri DANIŞMAN Tefrika No: 19 ' ' ''r
1,
f II HİKÂYE n
Sevilen erkek
Yeşil entarili kız müstesna güzelliği ile dikkati çekiyordu
Kafeslerin içinde rengârenk çiçekler vardı. Ve her tarafı Nedim’in, Sünbülzade Vehbi’nin en mutena şiirleri ile işlen-
Kafeslerin üzeri ipek astarlı kırmızı çuha ile örtülmüştü. Rürgâr bazan bu çuhanın bi ucunu kaldırıyor, o vakit gö alıcı bir pırıltı, sanki güneşe tutulan bir ayna gibi etrafta akisler yapıyordu.
Kafeslerin kenarlarından ince, zarif altın saçaklar makta idi.
Nihayet bu akın, Kâğıtlıane-ye doldu. Top çınarlar, serviler arasına çadırlar, kuruldu, sayebanlar meydana getirildi.
Erkekler bir tarafta, kadınlar diğer tarafta idi. Nehrin bir tarafında narin yapılı kızlar dolaşır ve açılan yaşmakları arasından görünen göğüslerinin hayali suya aksederken, öbür sahilde dolaşan delikanlıların aşk ve ihtirasla yanan ah ve vahları duyulu-
Def, tanbuı*, darbuka sesleri bütün etmekte idi.
Birdenbire her şey sustu. Hareketler durdu.
Osmanlı Padişahı Sultan Ah met geliyordu.
Bütün vüzeı-a ve vükelâ, Mi-ıahor köşkünde Hükümdarı karşılamak üzere hazırdı: Şim-
bu âlemi mest
nül alıcı bil’ renk.
— Onun zevki de dine yakışan rengi
— Kıskanıyor musun?
— Bilmem.. İçimde tuhaf bir
Daha ötede mağrur bir ka-

Yazan: M. Y.
kaldırıyorla, bükülüyorlar, Tunanın dalgalanha uymuş haz çinde etraflarına neşe ve şetaret dağıtıyorlardı.
Yürüdüler, loşluğa girdüer, erkek sigara içiyordu.. Ne garipti konuşacak herşey tükenmiş gibiyd:, halbuki daha üç gün evvel burada ikisi sa bahın doğuşunu seyretmişler ve zamanın nasıl da çabucak geçiveriğine hem gülmüşler, hem de üzülmüşlerdi...
Demek erkek bu demekti, kızın yıSlaıjca arzuladığı, aşk, nihayet kavuştuğunu zan nettiği, sevgi, ideal kadının bulduğuna sevinen samimi erkek tipi buydu. Genç kızın
Gençler Birliği Ankara atletizm şampiyonu oldu
den tül yaşmaklı dilberler.. Yeşil Entarili Kız
Peri masallarında olduğu gibi..
Lâleler, güller, sünbüller, nergis ve menekşeler arasında şuh ve fettan cariyeler, güzel İstanbul kızları dolaşıyor.
— Of... bırakın canım, mazi, mazi, neyi Öğrenmek istiyorsunuz9.. Sizin geçmiş günleri nizde ne var ki, bir yığın ke der, ihanet, hüzün, eh belki bir iki damla sevinç., neden şu güzel hali berbat
istiyorsunuz?.k Size faydası olmıyacak benim içinde hiç bir tesiri kalmamış bir yığın küflü dert bohçacını neden or talığa saçıp dökmemi istiyor sunuz bilrfıdm ki?.. Garipsiniz dostum, bana hayrandınız, da ha dün beni çılgın gibi sevdi ğinizi, benimle hayatınızı hemen birleştirmek İstediğinizi söylüyordunuz, bak o zaman sende, bende ne mesuttuk, bu gece size ne oldu, kendimi boğazına bir şey tıkanıyormuş bir papaz huzurundayım sanı ’ yorum, durmadan değişmekten bahsediyorsunuz, halbuki de ğ şen bir kimse varsa; o da siz siniz dostum.. Sizden gizli bir şeyim kalmamasını, istiyorsunuz öyle mi?.. Yani samimi içi dışı bir insan, göründüğü gi bi olan veya olduğu gibi gö rünen değil mi?.. Aa siz beni böyle olduğum için sevdiğinizi kaç defa söylediniz. Peki bir kere daha tekrarjıyayım.
• Ben böyleyim işte, siz de nasılsanız öyle kalın. Daha ne istiyorsunuz?..
Macaristan ovalarına akşam yer yer koyu gölgelerle b r tül gigi seriliyor.. Tunanın Buda p«şte kıyıları esrarlı bir gü zelliğe bürünmüş, uzaktan u-zağa ç ganların baygın havala rı duyuluyor...
Yukardaki sözleri söyliyen ince zarif bir kız iri siyah gözlerinde garip bir bakışla karşısındaki esmer yeşil gözlü genç erkeği süzüyor. İkisi 15 gün evvel bu otelin terasında tanıştılar, kız Budapeşteye yaz tatilini geçirmeye gelmişti. Resion öğretmeni idi.
Ta yanlarına sokulan kemancı, baygın bir çigan hava sı çalıyordu, kız acı bir gülüşle dudaklarını büzüyor, elindeki yüzükle oynuyordu.. Şarkı kemanın yayında eriyor, inliyor, sonra Tuna’nin sularında boğuluyordu.. Bu şarkıda, aşk tan,' inkisardan, vermek, ver-diğ nin karşılığını sadece bir şüphe, bir tecessüs ve.anlaşıl mamakla bulmanın üzücü melodisi idi., şöyle söylüyordu-Ben sana olduğum gibi görün-
düm, İçimden geldiği gibi sevdim
İçinden tereddütleri kovdum, seni kuvvetli bir insan yaptım. Sen kuvvetini beni boğmakta deniyorsun...
Erkek başını kaldırdı, bem beyaz dişleri garip bir gülüşle parladı, 15 gün evvel aşktan, ebedî sevgiden ideal eşten, te-vazula biraz da ürkekçe bahseden delikanlı, şimdi karşısında sevgiyle ona bakan genç kızı şaşırtacak kadar değ ş-mişti. Ve durmadan kızı şaşır tan sözler söylüyordu....
— Çok romantiksin, biraz dolaşalım dedi.
Tunanın kıyılan geceleyin gündüzden bin kere daha can lı, daha renkli ve şiirli idi.. Kız yanında sesizce yürüyen uzun boylu erkeğe baktı, içi hüzünle doldu, neden onu sev mişti?... Peki ama sevmesini istiyen ve bunun içinde arzu duyan bu erkek değil mi idi. Hayat ne garipti, az önce ken dişine romantiksin diyen bu genç adam, bukalemon gibi değişen, şüpheci, maceraları İle övünen keoda.ni kızın kar şısında hiç sebat, yokken sorgu yargıcı gibi gösteren bir kimse oluvermedi a£ıl bu haller romantik değil de ne idi?..
Bir gazinoda, Macar kızları kıvrak bir dans havasına uymuşlar, renk, renk, etekleri, işlemeli, göğüsleri ile gerilmiş blüzleri içinde, ışıkların altında, kemanların arasında, dö nüyorlar, bacaklarını havaya

göstermiştir.
Savcı, Nurullah Barıman’-ın beıaetini istemiş, Yargıç da beraetine karar vermiştir. Dâvanın safhaları hayli enteresan ve oldukça eğlenceli olduğundan, Pazarı Suçüstü Mahkemesinde geçirenler, pek de şikâyetçi görünmüyorlardı.
Dünkü duruşmada dinlenen ondan fazla şahit arasında arkadaşımız Mekki Sait Esen ye Kadri Kayabul da bulunmuştur.
gibi oldu, kendini tuttu..
Uzaktan uzağa hâlâ çigan-ların baygın şlkâyetli, bazan dünyayı hiçe sayan, birden, ke derden kısılan notaları duyu luyordu. Yanlarından, coşkun bir kafile geçti, zamanı etrafı hattâ kendilerini bile unutmuşlardı, söyledikleri şarkıların sözleri, seslerinin sıcaklı ğında eriyor, anlaşılmıyordu
Erkek sıkıntılı bir susuştan sonra:
— Oturalım şu sıraya dedi. Ayaklarının dibinden; nelere şahit olmuş, ne tatlı aşk serenatları dinlemiş, ne ayrı lık göz yaşlarını sularına karış tırmış, hattâ çaresiz kalınca kendilerini buz gibi koynuna atıvermiş, zavallıların ölülerini uzak ülkelere sürüklemiş, gün görmüş tecrübeli Tuna kıvranarak akıyordu....
Kız bu gece Tunanın karan lık kuytu bir köşesinde yok olmayı, orada düşünce, üzün tü yüklerinden sıyrılmayı, bir türlü anlıyamadığı, çöze-med ği hisler labirentiden kurtulmayı ah ne kadar içten gönülden istiyordu şimdi....
B rbirini sevmiş, zamanın farkına varmıyacak kadar tat lı saatleri birlikte geçirmiş, iki ayrı cins insanın konuşacak bir tek kelime bulamaması daha doğrusu söylenemez şey leri kendi içlerinde tutmaları susmaları ne acı şeydi, Allahım.. Kız düşünüyordu..
O yanında oturan bu erkeği olduğu gibi kabul ediyordu, bü tün kusurları, bütün meziyet leri ve bütün gelecekteki olma sı mümkün her hali göze alarak. .Peki seninle evlenirim..» demişti. Bunu niçin demişti? Çünkü bu erkek ona öyle içten saygı ve sevgi göstermişti ki, artık rüyalarında gördüğü, her zaman düşündüğü erkeğini bulduğuna inanmıştı. Ama yanında oturan bu erkek şimdi neden susuyordu? Neden yersiz sorularla onu üzüyordu, ne düşünüyordu?..
— Vakit geç oldu, seni oteline bırakayım, benim de uykum geldi.
Deha vakit çok erkendi, ama kız sessizce ayağa kalktı, erkeğin sesinde yarını olmıyan ölümün sessiz soğukluğu vardı, ürperdi, bu gece ona son buluşmaları imiş gibi geldi ve içi sızladı..
Kız otele gelince,- yatağına uzandı... Yıldızlar birçok kimselere birçok şeyler vadediyor du, bir t( ıesi kaydı, Tunanın üzerine kandil kandil döküldü, kayboldu..
Yatağından Kalktı, başını cama dayadı, gerçeği ar.ls~jya çalışıyordu, kafası yorgun, düşünceleri hiç de birbirini tut muyordu, ama kendi kendine mırıldandı «belki haklı, benim bu kadar samimî oluşum onu ürküttü, şimdi insanlar o kadar sahte ki, belki beni de onlardan birisine benzetti.» dedi.
Ama içinin acısı hâlâ geçmiyordu, bir ses ona bu güzel Budapeşte gecelerinin, tatlı günlerin, hayatında sadece bir yaz tatilinde geçmiş şiirli birer hatıra olarak kalacağını söylüyordu. Çözleri doldu. Boğazına bir şey tıkanıyor gibi oldu, başını koluna dayadı hiç kıra hıçkra ağlamıya başladı..
Ayni gece kızın sevdiği erkek, bir başka kadının dizleri dibinde oturmuş, kadın onun saçlarını okşuyor, o çocuk gibi başım onun dizlerine dayamış.
— Seni seviyorum, artık senden hiç bir zaman ayrılm:-yacağım beni bırakma, hemen evlenelim..
Diye yalvarıyordu.
1950 yılı Bölge Atletizm birincilikleri son karşılaşmaları dün 19 Mayıs Stadında yapıldı. Müsabakalar sonunda Gençler-birliği 50 puvanla Ankara şampiyonu oldu. Müsabakalara az atletin iştirak etmesi yüzünden karşılaşmalar zevksiz geçti.
Elde edilen teknik neticeler aşağıdadır:
100 metre: 1 — Doğan Acar-bay (Y.B.E.) 11,5, 2 — Yusuf Yerdeş (G.B.) 11.7, 3 — Rebii Yücesoy (Fer.) 11.9.
110 M. Engelli: 1 — Mustafa Batman (G.S.) 15.7, 2 — Esat Hersek (Fer.) 16.9, 3 — Haban Heper (G.B.) 17.2.
400 Metre : 1 — Kemal Ho-rolu (Ferdî) 51.2, 2 — Ekrem Koçak (A.G.) 51.8, 3 — Vural Yüceı- (G.B.)52.
1500 Metre : 1 — Mustafa
Özcan (G.B.) 4.08, 2 — Nâzım İçli (A.G.) 4.20.2, 3 — Sabri
Öztekin (G.B.) 5.06.
3 Adım : 1 — Akın Altıok, (Fer.) 13.64, 2 — Ayhan Özerk (Fer.) 13.25, 3 — Turgay Bileli (Fer.) 10.99.
Disk : 1 — Çelil Uçarer (K. G.) 39,82, 2 — Mustafa Batman (G.S.) 34.06, 3 — Vedat Dinler (Y.B.E.) 33.41.
10000 Metre: 1 — Yaşar Ö-’ge (G.B.) 35.13.3/10, 2 — Ali Rıza Kasapoğlu (Em.) 40.55.
4X100 = Gençlerbirliği Takımı 50.8/10.
Puvan tasnifinde aşağıdaki neticeler alındı:
1 — Gençlerbirliği 50 puvan.
2 — Yüksek Beden Eğitimi Enstitüsü 15 puvan.
3 — Harpokulü 5 puvan.
4 — Dikmenspor 3 puvan.
1950 yılı Ankara şampiyonu o-lan Gençlerbirliğini tebrik ede-
İzmire gidecek Ankaralı atletler
Bu sene İzmir’de yapılacak o-lan Türkiye atletizm birinciliklerine Ankara 26 kişilik bir takımla katılmaktadır. Atletle P, Şevki ___________ —-—- -
Eylül Çarşamba günü İzmir’e hareket edecekler ve 23 - 24 Ey-lül’de İzmir’de yapılacak müsabakalara katılacaklardır. İzmir’e gidecek Ankara bölgesi atletizm takımı şu atletlerden mürekkeptir:
Turgut Sağman, Doğan Acar-bay, Yusuf, Kemal Horplu, Vural Yücel, Ekrem Koçak, Abdul lah Gökpınar, Şahap Uluç, Osman Coşgül, Edip Özbayer, Mus tafa Batman, Recep Het, Mustafa Kaplan, Esat Hersek, Ömer Özkap, Ferit Kardeş, Muhittin Akın, Emin Tokgöz, Çelil U-çaı-er, Mehmet Oktay, Halil Zı-raman, Nuri Çetinyılmaz, Muzaffer İskender, Torna Balcı, Şetfan Toker.
Kulüplerarası Güreş Teşvik müsabakası
Ankaı-ada mevcut, güreşle iştigal eden kulüpler arasında anlaşma neticesinde yapılması i-cabeden müsabakalardan ilki evvelki gün Ankaragücü sahasında Grekoromen olarak yapılmıştır.
Önümüzdeki haftalarda da bir serbest güreş teşvik müsabakası yapıldıktan sonra, Ankaragü-cünün koyacağı takım müsabakasına başlanacak ve bu müsabakalar futboldaki gibi lig şeklinde idame ettirilecektir.
Teknik neticeler şunlardır:
52 kiloda Demirspordan Hidayet Yavuz, 57 kiloda Demirspordan İbrahim Şahin, 57 kiloda Demirspordan Rıza Doğan, 67 kiloda Demirspordan Kadir Tom ruk, 73 kiloda Demirspordan Turgut Kumer, 79 kiloda Ç. Kaya, 87 kiloda Tekelden İsmail Şahin, Ağırda Tekelden Rıza Çökmez birinci olmuşlardır.
Basketbol Kursu Bugün Başlıyor
Pazartesi ve Perşembe günleri saat 17.30 da M. Ali Yalım tarafından genç basketbolcüle-re verilecek olan amelî ve nazarî basketbol derslerine bugünden itibaren başlanacaktır. Hilâlsporun yemekli
Birinci kümeye terfi eden Hi-lülspor kulübü, futbolcuların bu başarılarını tes’it için Demir-spor kulübü lokalinde bir ziyafet vermiştir.
Samimî bir hava içinde geçen bu toplantıda kulüp idarecileri duydukları memnuniyeti belirten birer konuşma yapmışlardır.
Koru’nun idaresinde 20
Hilâlsporun kısa bir zaman içerisinde elde ettiği bu muvaffakiyeti tebrik ederiz.
Istanbulda dünkü maçlar
İstanbul, 17 (a.a.) — Bugün şehrimizde yapılan hususî futbol maçlarında Beşiktaş Taksimi 4/0, Fenerbahçe İstanbulspo-ru 2/1, Vefa Unkapanını 1/0 , yenmişlerdir.
Maltepe Kulübünün Yıllık Kongresi
Dün Maltepe Spor Kulübünün yıllık kongresi yapılmış
ve kulüp başkanı Hikpet Kes-kinel'in kulübün bir yıllık faaliyeti hakkıpda verdiği toplu izahattan sonra yeni idare heyetinin seçimine geçilmiştir. Seçim neticesinde başkanlığa . Hikmet Keskinel, asbaşkanlı-ğa Hayri, sekreterliğe Sabri, genel kaptanlığa Nâzım Alıın-kaya, muhaspiliğe Orhan öz-tuna, yedek üyeliklere Asım ve İsmail, denetçiliğe de Şahap Araa’la Turgut, ittifakla seçilmişlerdir.
Ankara atyarışları
Sonbahar at yarışlarının birincisi dün Şehir Hipodromunda yapıldı. Ayni günde İstanbul yarışlarının da sonuncusu koşul-duğundan yarışlara fazla at iştirak edememişti. Buna rağmen koşular oldukça heyecanlı geçti. Bilhassa ikili İngiliz tayları koşusunun finalinde Destan - Sevgi çekişmesi alâka ile takip edildi. Bu mücadeleden Destan bir baş farkla galip çıktı. Hattâ ko- | şuyu geriden takip eden bir kısım halk Sevgi’nin kazandığını . iddia ettilerse de hakem heyeti gayet haklı olarak kararını de- 1 ğiştirmedi.
Günün en heyecanlı koşuların- • dan biri de üç ve daha yukarı I yaştaki Arap atları arasındaki Gandi koşusu oldu. Güzel bir start alan Selçuk koşuyu götürmeğe başladı. 1400 metrenin önlerinde sıkı bir hücum yapan Atomla Selçuk arasında heyecanlı bir çekişme oldu. Virajı Atom başta döndü. Son 200 metrede içeriden hücum eden Benliboz rakiplerini geçmeğe muvaf- 1 fak olarak birinci oldu. I
Koşuların resmî neticeleri şunlardır:
1. Koşu :
1 — Saratoga.
2. Koşu :
1 — Kanrıni . i
2 — Keramet i
3 — Murat. I i
Diğer atlar: Seyhan, Gümüş, 2/0 kombinezonları 1550 lira Buket, Ceylân, Bora. | bıraktı.
Müddet: 2.21, fark: 1 böy, 3 boy.
Ganyan: 325, Plaseler: 125. 125, 120.
3. Koşu :
1 — Benliboz
2 — Atom
3 — Birnisan
Diğer atlar: Çınar, Selçuk, Arda.
Müddet: 1.50, fark: 1 boy, 2 boy.
Ganyan: 415, Plaseler : 140, 150.
I 1 — Mimi
I 2 — Yiğit
| 3 — Lady
Koşmıyan at : Çamtepc. Müddet: 2.10, fark: 2 boy.
Ganyan: 185.
5. Koşu :
1 — Destan
2 — Sevgi
3 —Canım
Diğer taylar: Cengiz, Filiz, Özkan, Toboggan, Kır Çiçeği, Serap, İlkiz.
Müddet: 1.04, fark: 1 baş, 1 boy.
Ganyan: 375, Plâseler: 140,. 125, 205.
Üçüncü koşudaki ikili bahis, Mimi—Yiğit 1/3 kombinezontı 565, çifte bahis: Eenliboz - Des tan, Benliboz - Kır Çiçeği 2/5;
Koro cephesinde
(Başı 1 inci sayfada) Nakliye ve ’ ”
dır. _................, ______s
închon limanını kaplamış vaziyettedir.
Bu cephede kara kuvvetleri denizden desteklenmekte, Missu-ri zırhlısı Kızılları topa tutmak-
Seul istikametinde ilerliyen kuvvetler Han nehrinin batı kıyısına geçmişlerdir. Seul’de Kızılların ancak iki alay kadar kuvvetleri kaldığı tahmin ediliyor. Amerikan kuvvetleri şehrin dış mahallelerine girmişlerdir.
Mc. Arthur Cephede închon, 17 (a.a.) (Reuter) — Seul’a doğru ilerlemekte olan birliklerini cephede ziyaret e-den General Mac Arthur savaşın cereyan tarzı hakkında subaylardan etraflı malûmat al-
Bundan sonra, 70 yaşında olmasına rağmen, kendisinden
___ _____ . beklenmedik bir çeViklikle harp gemileri | yanmış bir düşman tankı üze-kaplamtş vazı- rine sıçrayarak çıkan General ■ I Mac Arthur, şunları söylemiş- • ti,_
•— Düşman,
j «— Düşman, kuvvetlerinin ı büyük bir kısmım Güney Küreye gönderdi. Seul, bu günkü durumun can damarıdır..
Mac Arthur sesini yükselterek şöyle devam etmiştir :
«— Kuzey Korelilerin güneydeki kuvvetlerini asker ve malzeme ile takviye etmelerini imkânsız bir hale getirmek. elzemdir,
Bunda muvaffak olunduğu takdirde, düşman kuvvetleri er geç dağılacak ve teşkilâtlı bir. savaş birliği olmaktan çıkacaktır».
General Mac Arthur, Kim-po’ya giden geniş yeşil vadiye hâkim bir tepeden harekâtı takip etmiştir.
D. P. Ankara Ocak kongreleri
(Başı 1 inci sayfada) | İdare kurulu seçiminden son-huzuru ve Milletvekilleri, İl, ra, Çankaya ilçesi adına Pira-İlce, Bucak kurullarının işti- 1 ye Bigat, il kurulu başkanı A-ıakile yapılmıştır. tıf Benderlioğlu, Ankara Mil-
İdaı-e kurulu raporunun o- . letvekilleri konuşmuşlardır, kunmasından sonra muhtelif | Kongre akşamın geç vakitle-hatipler söz almışlar ve reye rinde sona ermiştir, konan rapor ittifakla tasvip e- | idare kurulunda şu vazife dilmiştir. taksimi yapılmıştır :
Çok veciz bir konuşma ya- ( Başkan Mehmet Gelgeç, 2 pan Dündar Kılıççötenin söz- QCj başgan şükrü Torun, Mu-leri uzun alkışlarla karşılan- basi|ı Sezai Eyüpoğlu, .kâtip memleket dâvasına olan bağ-lılığı bir dana tebarüz ettiril- j miş oldu. Bu arada hatip, Mamak üyelerinden Şükrü Torun’ un Partiye 600 m2 arsasını he- j diye ettiğini bildirmesi ve idare kurulu namına teşekkür et- ( mesi şiddetli alkışlara vesile olmuştur. 1 •
Kongrece alınan bir karar ; üzerine yeni arsaya derhal bir ; parti binası inşa ettirilmesi te- ( şebbüsüne geçilmesi karar al- I tına almıştır. I
Dilekler faslında bilhassa as- 1 lcerî ve sivil fabrikalarda çalı- 1 şan işçiler vaziyetlerinin ıslahını belirten açıklamalarda bulun- 1 muşlardır. J
Demokrat Partinin Salâhattin Özer, üye Ali Toker I D. P. niıı yeni bir ocağı açıldı
Pazar günü Demokrat Partinin Turan Ocağının küşad resmi yapılmıştır. Ankara Mil letvekilleri, İl, İlce, Bucak, O-cak kurulları ve çok kalabalık bir halk ve partili kitlesi huzuru ile yapılan merasimde söz alan hatipler, yeni bir ocağın açılmasının- demokratik rejimde ifade ettiği büyük mânayı belirtmişlerdir. Üye kaydına başlamış olan yeni ocağın müteşebbis heyeti şu partililerden teşekkül etmiştir.
Mütevekkil Buyruk, Hidayet Erson, Abdullah İslâmoğlu, Fahri Toy, İhsan Karakaş.
18/9/1950
ZAFER
Sahlfe : 5
1
Avrupa birliği ve Türkiyenin vaziyeti
caristan, Bulgaristan, hattâ Yugoslavya’yı da üstelik vermiş ve Asyada yep yeni bir ı kızıl Çinin doğmasına da ma-: ni olamamıştır. Şu halde dâva
■ yeni bir harbi kazanmak de-ı ğil sulhu elden kaçırmamaktır.
Gerçi bugün Rusyanın karşısında, Avrupa milletlerinin, ı gerek nüfus bakımından ve ge-, rek malzeme, kömür, petrol ı ve çelik bakımından faikiyet-• leri vardır. İngiliz işçi mebusu . Mösyö Edelmann asamblede ■rakamlar üzerinde durarak bu tefevvuku isbat etmiştir. Fa-' kat Mösyö Edelmann’a cevap veren Churchill, çok haklı o-: larak (evet üstünlüğümüz var fakat müdafaamız yoktur. Ya-i rın bütün bu halk, bütün bu
■ fabrikalar, ve bütün bu kö-ı mürler Rusların eline geçebi-ı lir. Ve bizim aleyhimize kul-- lanılabilir.) demiştir.
İBaşı 1 İnci sayfada) zerinde ısrarla durmak lüzumunu hissediyorum.
Görünüşe .göre, Avrupa Birliği dâvasının bir4 realist bir de idialist cephesi mevcuttur. Realist cephesi Avrupanın müdafaasız oluşu ve Rus tehlikesinin de yakın bulunuşudur. İkinci Dünya Harbinden sonra, Almanya çöktüğü için, Slav emperyalizmi ile Garo demokrasileri arasında hiç bir müdafaa maniası kalmamıştır. Fransa'da bir kısım halk ruban bedbin olmuştur. Neticesiz bir mukavemetin hiç bir fayda vermiyeceğini düşünerek, yarın memleketi tekrar istilâya uğradığı takdirde bu istilânın altında, fakat kendi ev ve ocaklarının başında rahat yaşayabilmek için daha şimdiden Sovyet politikasına aykırı bir yol tutmamak: niyetindedirler. İş buunla bitse yine jyi, bedbinlik felsefesi Fran sanın aşağı yukarı üçte birini komünist yapmıştır. Bu manzaraya göre, Rusya yalnız demir perdenin arkasında değil, İtalya gibi, Frannsa gibi memleketlerin ta içindedir. Bir memleket ki yarın bir müdafaa harbine katıldığı zaman ordusunun üçte birinden emin değildir, gerideki sivil halkın İmemleket müdafaasına vatan-perverane bir surette katılacağından şüphlidir. Bu memleket elbet de harp edemez ve onun içinde müdafaasını başka zemin ve çareler üzerinde arar. Bulduğu da Rvrupa Birliği formülüdür. Italyayı da aynı mülâhazalar peşinde gör düğümüz için, iki lâtin hemşire arasında muvazilik de mevcuttur. İşte bu yakın tehlike Avrupa Birliğini kurmak arzusunun realist mesnetlerini teşkil eder.
Bu realist mesnetlerin yanında bir de idealist fikirler mevcuttur. Dünya nizamı milletlerin bir birine yaklaşmasını istiyor. Müşterek kültür ve müşterek medeniyet bir takım sun’î manialar tarafından parçalanmaktadır. Bunları birleştirmek ve federalist bir kafa ile bu büyük zorlukları ve dâvaları halletmek.... İlh... îlh... Avrupa Konseyi dediğimiz siyasi varlık iki unsurdan terekküp etmektedir:
1 — Hariciye nazırlarından ibaret nazırlar komitesi ve bir de Avrupa ittihadına katılmış olan milletlerin temsilcilerinden mürekkep olan istişari a-samble...
, Nazırlar komitesi bu ittihadın icra organıdır. İstişari A-samble de lâ teşbih teşri organı...
Asamblenin içinden de anlaşılacağı veçhile kararlan is-tişarîdir. Ancak, nazırlar komitesinin tasvibine iktiran ettiği taktirde bu kararlar mer'-iyet safhasına intikal edebilir. Nazırlar komitesi ise kararları ittifakla vermeğe mecburdurlar. İş bununla da bitmez, nazırlar komitesinden çıkan bir çok kararların her memlekette ayrıca millî meclislerce tasvibe uğraması lâzımdır. Elbet herkes takdir eder ki, böyle bir mekanizma ile, müstacel bir Rus tehlikesinin karşısında ayakta durmağa imkân tasavvur edilemez. İşte Strasbourg-daki müzakerelerde hâkim o-lan endişe de bu olmuştur Netekim görülmüştür ki bilhassa İkinci Cihan Harbinden sonra muzaffer olmanın hiç bir mânası da kalmamıştır. Çünkü Polonyanın tamamiyeti mülkiyelini garanti etmek i-çin harbe giren Churchill bu ------------, _____ ...a.______
harpten muzaffer olarak çık- I kalarında bizim paramızla dört tığı halde Polonya’dan başka buçuk milyarlık mevduat bu-Romanya, Çekoslovakya, Ma- lundurduklarını nazara alır-
Buıaya kadar dâvanın Av-rupadaki veçhesini tasvire çalıştım. Bir de Avrupa Birliğinin Türk ihtiyaçlarına ve görüşüne göre bir safhası olmak lâzım gelecektir. Bir taraftan Rus tehlikesi bizim için her zaman vardır. Ve bu tehlike bizim için Avrupadaki mahiyetinden çok daha ağırdır. Biz Allah göstermesin, bir istilâya maruz kaldıktan sonra yeni .bir istilâsı güç ümid edebiliriz, Çünkü bir senelik bir istilâdan sonra bile Rusyanın mut laka Türkiyeyi haritadan silmek için bütün tedbirlere baş vuracağı muhakkatır. Böyle olunca harbi binnetice kazanmak değil sulhü korumak dâvası bizim de başlıca dâvamız-dır. Ve bu itibarla bir Avrupa Birliğinin kurulmasına şiddetle taraftarız. Yalnız şunu da u-nutmamak lâzımdır ki, bir Avrupa Birliği demek buna dahil olan milletlerin her birinin hükümranlık hukuklarından bazı fedakârlıklarda bulunmaları demektir. Türkiye fakir bir memlekettir. Türkiye ikti-saden organize değildir. Bu i-tibarla her fakir ve iktisaden zayıf millet gibi her hangi bir topluluğun içinde yardım e-decek olanlar arasında değil yardıma muhtaç olanlar arasında bulunacaktır. Ve bu ittihada verecek maddi hiç bir şey olmayınca açığını ancak kan vergisi ile, yani askeri ile, ordusu ile ve müşterek dâva namına başkalarından fazla döğüşmek mecburiyetinde kalarak ödemeğei mecbur olacaktır. Bu hal ise, onun büsbütün zayıflamasını, büfibüj-tün başkalarının eline düşmesini intaç edecektir, öyle zannediyorum ki, bizim tarafımızdan tablonun acıklı fakat hakiki cephesi de budur.
Maalesef yeni demokrat hükümet bu çaprazın ve çıkmazın ortasındadır. Ekonomik zor luklar, İçtimaî sefalet, sosyal teşkilâtsızlık, bir sihirbaz değe neği darbesi ile düzeltilemez, önümüzdeki kısa seneler ve hattâ aylar içinde ekonomik vaziyetimizi behemahal düzçlt mek, istihsalimizi çoğaltmak ve dünya pazarlarına göre a-yarlamak, ve mümkün olduğu kadar muhtaç olmaktan kurtulmak mecburiyetindeyiz. Sakıt iktidarın ise, asıl günahı, kendilerini müdafaa için söyledikleri bütün parlak sözlere rağmen burada....
Bu derin muammanın içinde ve memleket nam ve hesabına yirmibeş senelik bir devirde kaçırdıkları büyük fırsatlar vardır. Üç milyonluk İrlanda miletinin, yalnız Ingiliz Ban-
Vetocularla peyklerin istediği emniyet
İnönü partinin başında olmuş, veyahut olmamış orası bizi zerre kadar alâkadar etmez. Bizi müteessir eden taraf, bir muhalefet partisi liderinin, sırf mevki ve ikbâl hırsı ile bu kadar hazin bir durııma düşmüş olması, ve hâlâ kendi vücudunu bu millete rağmen ayni keramet ve mahzı hikmet telâkki etmesidir. Bunda onun ruhî zaafı kadar, etrafındaki peyklerinin de tesiri olduğu muhakkaktır. Çünkü onlar tnönüsüz bir şey yapamıya-cak derecede cılız ve çelimsiz mahlûklar olduklarını anlamakta, ve dört elle başkanlarına sarılarak kendileri için bir necat imkânı aramaktadırlar, işte bunun içindir ki Halk Partisinde şef sistemi, yine eski şekli ile yeniden meydana gelmiştir.
Bizzat İnönünün bozguncu sözlerinden ve peyklerin durup dinlenmeden ortaya attıklar kışkırtıcı iddialarından anlaşılan şudur: Bu zevat, tekrar iktidara geçebilmek için memleke te zararlı olacak, birtakım mu-vaffakiyetsizlikleri dahi adeta memnunlukla karşılayacak gibi bir eda takınmışlar, ve adeta böyle vaziyetleri bir fırsat gibi kullanmağa başlamışlardır. îşte onun için değil midir ki, en hayatî meselelerimiz dahi bahis mevzuu olurken bunların iıdeta düğün.bayram eder gibi bir halle ihanetin kapısını çaldıklarını görüyoruz.
Kendilerine şurasını hatırlatalım ki, dürüst muhalefet bugün olduğu kadar hiç bir zaman kendisini emniyette görmemiştir. Fakat bunu eskiden muhaliflerin neler çektiğini bilmiyenlerin anlamasına imkân yoktur. Evet, muhalefet tam bir emniyet altındadır. Çünkü Demokrat Parti bugünkü iktidarı vatandaş haklarını ve hürriyetlerini korumak için senelerce mücadele ede ede millet iradesiyle ele geçirmiştir. O halde muvaffakiyetin başlıca sırrı olan bu prensiplere canla başla bağlanması kadar tabiî bir şey olamaz. Aksini düşünmeğe imkân yoktur; o zaman, Halk Partisinin yerini bütün seyyieleriyle Demokrat Parti almış olacaktır.
Tekrar hatırlatalım:
Memlekette sadece dürüst muhalefet emniyet altındadır. Yoksa hıyanet değil! Ve her şeyden daha evvel emniyet altında bulunması lâzım gelen nokta, kanunların himayesi altında bu memleketin emniyetidir. Vetocularla peyklerini, bu vesile ile bir defa daha tariki hakka dâvet etmek vazifemizdir.
Mümtaz Faik FENİK
Başmakaleden devam
mes elelerı
(Başı 2 inci sayfada) her şeye tercih etmek mecburiyetinde bulunduğumuzu ne kadar çok hatırlarsak vatana ve aziz çocuklarımıza karşı sorumluluğumuzu o kadar iyi idrak etmiş bulunacağımızı sanmaktayız. Daha geçenlerde ahlâk esasları üzerinde en küçük bir işlemin kendilerinden esirgendiğini şikâyet eden çocukları hatırlıyorum. Hangi münasebetlerimizin ne şekil ve mahiyette olacağını tanzim etmek çok geç kalmış bir hadise gibi içimizi yakmamak mıdu-? Bu günkü çocuk yalnız taklitçidir. Çocuklarımıza yalnız maddi bilgiler vermekten ibaret kısır bir sisteme ne kadar önce son verirsek vatana o kadar hizmet etmiş olacağımızı teslim etmemiz lâzım gel diğine kani bulunuyoruz. Mektep içinde fena örnek cemiyetin yarınına ait emniyeti her-şeyden daha çok sarsar. Ailelerin aralarına sokulabilen insanlar onların bütün mahremiyetlerine vakıf olabiliyorlar. Öğretmenden öğrenciye kötü örnek teşkil eden bir çok fiillerin yanıbaşında imtihan faciaları ayrı bir fasıl teşkil etmektedir. Bilmeliyiz ki irtikâp bu kutsal ocaklara kadar sokulmuş ve gençlik paranın her kapıyı açabileceğine inan-dırılmıştır. Bakanlıktan gelen kapalı zarfların açılmasından tutunuz da akla gelmeyen şekillerde iğrenç bir mefsedet şebekesinin açık ve gizli, çalışmalarına son vermenin zamanı geldi. Demokrasi inkılâbının nihayetsiz dâvaları var biliyoruz; fakat, pırlanta gibi masum yavrularımızın gözleri önünde bu feci düzensizlik ve usulsüzlükleri katiyetle silmemiz lâzımdır, öğretmenin durumunu tayine mecbur tutulması lâzımgeldiği gibi öğrencinin de yarını mutlak bir emniyete bağlanmalıdır. Mekteplerimizde yavrularımızın sağlık durumlarının içinde bulunduğun emniyetsizlik ayrı bir facia teşkil etmekte devam e-diyor. Mektep hekimliğinin mutlak bir meslek haline konulmasını dilemekte bilmem haksızmıyız. Daha geçen sene Ankara’da ilk okul sıralarında difteriden ölen yavrularımızı hatırlatmakla iktifa edelim. Salgınlar mekteplerimizi en müsait birer zemin bulmakta ve kısır tedbirlerimizle istihza etmektedirler. Muayyen şahısların bir kaç kuruş kazanmaları esasına dayanan ek görev sistemine acilen son verilmelidir. Mektep hekimi öğretmen kadar öğrencisinin yalnız mad de yapısiyle değil aynı zamanda ruhsal durumiyle de ilgilenmeğe mecbur olduğu gibi başarılı bir terbiye sisteminin aksamadan tatbik edilebilmesi yolunda sakınılması imkânı olmayan bir müşavirdir. Vazifelerimizi vicdan muhasebesi içinde ifa itiyadını kazanmış görmek hasretile kıvranıyoruz. Bu gidiş dizginlenmeli ve düzenlenmelidir. Sokaklarda dolaşırken kulaklarımızı tıkamak istemiyorsak, meyhanele-sak dahilî borçlar için çıkarı- rin sefalet ve levs kokan köşe-lan tahvillere yüzde yedi faiz lerinde yavrularımızın çürü-veren Türkiye Cumhuriyeti , melerine tahammülümüz yok-Hükümetinin acıklı durumunu Sa, yalnız etine ve eteğine düş-nazarımızda derhal canlandır- 1 müş betbahtların hüzniyle kıv-mak zor olmaz. ■ ranmaktan mustarip isek hep
. i beraber haykıralım dert ferdin kaI‘ 1 değil cemiyetin ve aziz Türk
Şu satırlarımla bizim iç k kınma hayatımızın istiklâl ve , istikbalimiz üzerinde ne dere-cede müessir olduğunu izah etmek ve j ' ittihadı içindeki ıuıuıuu« şaret etmek istiyorum, öyle 1 zannediyorum ki sözlerim tef- | sir edilmiyecek kadar vazıhtır. ......
Ve tehlike de göz yumulmıya- ( 40 - 52 - 62 • 64 No.lu boş dük-cak kadar büyük ve korkunç- k&nJar ve 60 No.lu işlek esnaf tur.
İkinci yazı «Avrupa Birli- | ği ve Kâfur Şırıngası (Yarın)
milletinindir.
Dr. Talât Vasfi Öz
yannki b)r Aıwupa| Satılık dükkânlar
indeki rolümüze ;-
ve kahvehane
Saraçlar Çarşısı mevkiinde
kahvesi satılıktu-.
Adres : Saraçlar Çarşısı No 55. Tel : 14049. (5520)
Bugün matinelerden itibaren Kurban Bayramı münasebetiyle ve yeni kış mevsimine giriş

CEBECİ SİNEMASINDA
Ankarada ilk defa hiç görülmemiş 2 büyük film birden
Ormanlar Kiralının İntikamı
Türkçe Sözlü
Alexandre Dumas'm ölmez eserinden alınan kanlı çarpışmalar, muhteşem zengin dekorlar, aşk ve macera filmi.
NOT: Bu filmin orijinal renkli kopyası Büyük Sinemada gösterilecektir.
Çapkın Senyorita
The Gay Senorita
Ankarada ilk defa
Rumbalar,
sanbalar,
serenadlar
ve dünya-
ca tanınmış caz üstadları The Trionus And The Tico, Ticos.
Ormanlar: 14 - 17 - 20.30
Senyorita: 15.30 - 18.30 - 22.10
—M
Kamyon sahiplerine MÜJDE
Fazla Kilometre Yapmak,
Çok Yük Taşıyabilmek, I
Bozuk Yollarda Emniyetle gitmek, |
Ucuz Nakliyat Yapmak ve
Havasından Emin olmak için, |
Tamamiyle tabii kauçuktan mamul ve tecrübe edilmiş İngiliz malı
HENLEY
lâstiklerini kullanınız.
Yeniden getirttiğimiz 34X7 = 7,50X20 10 kat
bezli dış lâstiklerin
FİATI: 180 Liradır.
Satış Yeri i
ARİF ALP
Karaoğlan Ticaret Hânı Altında No. 15 Tel: 13452
Ankara
2760
Devlet Orman İşletmesi
Devlet Orman işletmesi Bolu Müdürlüğünden:
1 — İşletmemiz şehir istif yerinde mevcut Tatava bölgesine alt 97 adede denk 44.146 M3. köknar tomruğu ile Çele bölgesine alt 245 adede denk 121.021 M3. köknar tomruk, 33
adede denk 4.962 m3. köknar sanayi odunu 7/9/1950 tarihin den itibaren 16 gün müddetle ve açık arttırma suretilc 3 parti halinde satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 22/9/1950 Cuma günü saat 15 de Bolu belediye binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır. Köknar tomruklarının muhammen bedelleri 49 lira 10 kuruş ve sanayi odunununki 29 lira 28 kuruştur.
3 — Bu işe ait ilân, şartname ve listeler Ankarada Orman Genel Müdürlüğü ile Merkez İşletme Müdürlüğünde ve İstanbul, Adapazarı, Düzce, Gerede, Kızılcahamam işletmelerinde ve işletmemizde ayrıca Tatava ve Çele bölge şefliklerinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk teminatları ile birlikte komisyona müracaatları.
(6767)—(1983)
Devlet Orman işletmesi Bolu Müdürlüğünden :
1 — işletmemizin fabrika istif yerinde mevcut 47468
adede
denk 1000.021 M3. normal köknar kerestesi 7 parti halinde 14.9.950 tarihinden itibaren 15 gün müddetle ve açık arttırma suretiyle satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 29/9/1950 cuma günü saat 15 te Bolu Belediye binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır. Mu-hammen bedeli 116 lira olup her parti için yüzde 7.5 hesabiyle geçici teminat alınır.
Aydının Bozdoğan ilçesi Cumhuriyet Savcılığından:
BoğdoğûTi cezaevi ikinci kısım ikmali inşaatı 41038 lira 49 kuruş keşif bedeli ile ve kapalı zarf usulile eksiltmeye konmuştur. Bu işe ait keşif şartname ve projeler Bozdoğan ve Aydın Cumhuriyet savcılıklarında görülebilir. Eksiltme 7 Ekim 1950 Cumartesi günü saat 10 da Bozdoğan savcılığı odasında yapılacaktır. Geç ci teminat miktarı 3077 lira 89 kuruştur. İsteklilerin geçici teminatları ile Ticaret O-dası ve bu ,ş için tatil günleri hariç ihaleden üç gün evvel il belge komisyonundan alınmış yeterlik belgeleri bulunması lâzımdır. Tekl.f mek tupları yukarıda yazılı saatten bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde komisyon baş kanlığına verilmiş olacaktır. Postada olacak gecikmeler nazarı itibara alınmaz.
(6799)—(1989)
Usta pedalcı aranıyor
Ankara Matbaasına müracaat
ANKARA
Şoför okulunun yeni devresi Ekim ayı başında açılıyor
1 — Okul ücreti, motor dersleri. oto arızalan ve direksi -yon talimleri dahil 132,5 liradır.
2 — Yalnız direksiyon talimi yapmak istiyen amatörlere ücret 50 liradır.
3 — Okulun müddeti 2 aydır.
Müracaat saatleri her gün
14—18 arası.
fpırjetpaşa caddesi No. 4
Telefon: 21649
3 — Bu işe ait şartname ve ebat listesi Ankara’da Orman Genel Müdürlüğü ve Merkez İşletme Müdürlüğü ile İstanbul, Adapazarı, Düzce, Gerede, Kızılcahamam işletmelerinde ve işletmemizde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk teminatları ile birlikte komisyona müracaatları. (6911 — 2019)
Devlet Orman İşletmesi Sındırgı Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Bulak bölgesi Sındırgı - Taştepe şose ke-aarı istif yerinden 25 parti halinde (3343,281) metreküp çam kalası, beher metreküpü (50) liradan açık arttırma suretiyle satılacaktır.
2 — Satılan emvalden alıcılar yüzde 1,5 nisbetinde ıskarta tefrik edebilirler.
3 — Arttırma 28/9/1950 perşembe günü saat 15 te Sındırgı Devlet Orman İşletmesi Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon marifetiyle yapılacaktır. Beher parti için yüzde 7,5 hesabiyle geçici teminat alınır.
4 — Bu işe ait şartname ve ölçü listesi Ankara’da Orman Genel Müdürlüğünde, İzmir, İstanbul, Balıkesir, Bandırma işletme Müdürlükleriyle Akhisar, Konya Orman Bölge Şefliklerinde görülebilir.
isteklilerin belirli gün ve saatte müsbit evrak ve geçici teminatları ile komisyona müracaatları ilân olunur. (6946-2031)
Devlet Orman
İşletmesi Adapazarı
Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Karadere bölgesinin Aksu istif yerinde mevcut 1826 adede denk 199,929 metreküp kayın dolap kerestesi açık arttırma ile satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 28/9/1950 perşembe günü saat 15 te Hen-
dek Bölge Şefliği binasında toplanacak komisyon huzurunda yapı-
lacaktır.
Atölye ve depo arayanlara
Metreküpü 74 lira 70 kuruş olup yüzde 7.5 teminatı 1121 liradır.
3 — Buna ait şartname Orman Genel Müdürlüğünde, İstanbul, Ankara, İzmit İşletme Müdürlüğünde, Adapazarı, Hendek Bölge Şefliğinde ve işletme Müdürlüğünde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte evrakı müsbiteleıiyle birlikte Komisyona müracaatları ilân olunur. (6914 - 2017)
Şantiye atölye ve depoya müsait muhtelif yerler ayakta olarak satılmaktadır.
Devlet Orman İşletmesi Merkez Müdürlüğünden:
1 — Muhammen bedeli 13000 liradır. Açık artırma ile satılacaktır.
2 — %7,5 muvakkat teminatı 975 liradır.
3 — İhale 27.9.1950 tarihine rastlayan çarşamba günü saat 15 de müdürlüğümüz binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
4 — Şartname İstanbul işletmesinde, Ankara merkez orman işletmesinde, satışı yapılacak binalarda merkez işletme-
si yanında görülebilir.
5 — İhaleye girecekler “ihale günü geçici teminatlarını merkez müdürlüğü veznesine yatırarak komisyona müracaatları. (6948)—2042
Karacabey cumhuriyet savcılığından
Karacabeyde yeni inşa edilecek ceza evi inşaatı 60756 li-
89 kuruş keşif bedelile ve kapalı zarf usulile eksiltmeye
Devlet Orman İşletmesi Karabük Müdürlüğünden :
1 — İşletmemizin Keltepe Bölgesi emvalinden olup SoyuK orman içi istif yerinde mevcut 30 kuturdan aşağı 801 adede denk 184.774 M3 köknar tomruğu ile 297 adede denk 72.152 M3 çam tomruğu ve yine 30 kuruştan tomruklan 11.9.950 tarihinden itibaren 16 gün müddetle 4 parti halinde açık arttırma suretiyle satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 27/9/1950 tarihine rastlıyan çarşamba günü saat 11 de Karabük İşletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher metreküpünün muhammen bedeli 30 kuturdan aşağı o-lun köknar tomruklarında 10 lira çamlarda 15 lira 30 kuturdan yukarı olan çam tomruklarında 20 lira köknar tomruklarında ise 13 liradır.
Her parti için ayrı ayrı yüzde 7.5 hesabiyle geçici teminat
3 — Bu işe ait şartname Ankara'da Orman Genel Müdürlüğünde Bartın, Gerede, Devrek, İstanbul İşletmeleriyle İşletmemizde ve Keltepe Bölge Şefliğinde görülbilir.
4 — isteklilerin belli gün ve saatte Komisyona müracaatları.
(6912 — 2018)
konulmuştur.
Eksiltme 6.10.1950 tarihine rastlayan cuma günü saat 16 da cumhuriyet savcılığı binasında toplanacak olan eksiltme komisyonunda yapılacaktır.
Keşif proje, seridöpri, özel fenni, yapı işleri umumi fenni, bayındırlık işleri genel ve kapalı zarf usulile eksiltme şartnamelerde sözleşme modeli bu işin evrakı olup arzu edenler bu evrakı her iş gününde Cumhuriyet Savcılığı kaleminde ve Bursa Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilirler.
Bu işin eksiltmesine girebilmek için
A — 4287 lira 84 kuruşluk geçici teminat,
B — 950 yılı ticaret odası belgesi,
C — Eksiltme gününden itibaren tatil günleri hariç olmak üzere en az üç gün evvel vilâyet makamına müracaatla Bayındırlık Müdürlüğünden yeterlik belgesi almaları şarttır.
Yukarıda yazılı şartları haiz olanların 2490 sayılı kanun hükümleri dairesinnda hazırlıyacakları teklif zarflarını eksiltme saatinden bir saat evvel komisyona vermeleri lâzımdır.
Postada vukubulacak gecikmeler kabul edilmez.
(6795)—2022
Demir satılacak
Devlet Orman İşletmesi Ankara Merkez Müdürlüğünden:
1 — Muhtelif cins ve ebatta 58300 kilo inşaat demiri 15 gün müddetle/ açık artırma ile satışa çıkarılmıştır.
2 — Artırma 28.9.1950 tarihine rastlıyan perşembe günü saat 15 de İşletmemiz meyanında toplanacak komisyon huzu? runda yapılacaktır.
3 — Satışı yapılacak olan demirlerin kilo itibariyle mu-nammen bedeli 27 kuruş 50 santim olup geçici teminatı 1202 lira 44 kuruştur.
4 — Şartnamesiyle demirlerin evsafı görmek istiyenlerin her gün Müdürlüğümüze başvurmaları.
5 — Taliplerin belli gün va satten evvel geçici teminatlarını Müdürlüğümüz veznesine yatırarak makbuzlarını komisyona ibraz ederek hazır bulunmaları ilûn olunur.
(6865) 2004
P.T.T. Genel Müdürlüğünden
1 — İdare ihtiyacı için şartnamesine ilişkin fennî şartnamelerinde vasıflan yazılı beş adet bir fabrikatonluk kapalı kamyonetle, altı adet 2,5 fabrikatonluk karoserli kamyon ve dört adet on kişilik kaptıkaçtı, her birinde lüzumlu avadanlık İdarî şartnamenin 6 ncı maddesinde yazılı kayda göre teklifte bulunulmak şartiyle kapalı zarfla eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Beş adet bir fabrikatonluk kapalı kamyonetin muhammen bedeli 45.000 geçici teminatı (3375) lira, altı adet 2,5 fabrikatonluk karoserli kamyonun muhammen bedeli (66.000) ve geçici teminatı (4550) lira, dört adet on kişilik kaptıkaçtının muhammen bedeli (50.800) geçici teminatı (3790) lira bu üç kalemin muhammen bedeli (161.800) geçici teminatı (9340) lira olup eksiltme'si 29.9.1950 cuma günü saat 16 da Ankara’da Genel Müdürlüğümüz Fen Dairesi Başkanlığı odasında müteşekkil satın alma komisyonunda yapılacaktır.
3 — İstekliler geçici teminat makbuzu veya banka teminat mektubu ile şartnamenin 4 ncü maddesinde yazılı kanunî vesaik ve teklifi muhtevi kapalı zarflarım o gün saat onbeşe kadar mezkûr komisyon başkanlığına vereceklerdir. Postada vaki olacak gecikmler kabul olunmaz.
4 — Şartnameler Ankara’da P.T.T. Emlâk ve Levazım Müdürlüğünden İstanbul’da Yeni Valde Hanında P.T.T. Umumî Depo Muhasipliğinden bedelsiz olarak verilecektir.
(6745) 2006
r'
Biiro Kiralanacak
Posta caddesi veya Ulus meydanı ve civarında merkezî bir yeyde ve tercihan birinci katta, büro olmaya elverişli üç odalı bir daire aranmaktadır.
Saat 11 le 12.30 arası veya saat 17 den itibaren (15511) numaraya lütfen telefon edilmesi.
ti

Sahlfe : «
ZAFER
18/9/1950
Sürpriz
Gömlek ve
Emes
Borsalino
Pijamalarının
En zengin çeşitleri
Şapkaları
[jPTllÇ Ankara mümessili
’ ORTAÇ
kravatlarının yeni desenlerini
ın
ı
büyük mağaza
Kravat pavyonunda bulabil! ralnia
(2718)
■engin modellerini 86 U
Trençkot ve
Pardesü çeşitlerimiz gelmiştir
Fiyatlar Rekabet kabul etmez derecede ucuzdur
Ropdeşambr
Kısa ve uzun her cinste ve kalitede gayet itina ile dikilmiş
Çeşitlerimiz gelmiştir
Mantoluk
TayyörlUk en güzel
fabrikaların çeşitlerini
Ropluk yünlü
Çeşitleri, EKOSE ve desenli yünlüleri
■ auı mamı İli Ltaıntı 1111 _
ORTAÇ ORTAÇ
■izin için getiriyot muhakkak almazdan görünül
Adliye karşısı köşe mağaza
bulabilirsin!!. Kesenizin dosta ORTAÇ
Anafartalar ea(L No. 224
Sapın AnkaralIların gösterdiği rağbet üzerine
BÜYÜK MAĞAZA
Hususî surette hazırlattığı zengin kumaş ve tekmil giyim eşya çeşitlerini ucuz zarif ve sağlam olarak satışa arzetmiştir. Teşrifleriniz kâfidir.
Müessesemiz Alman mamulatı VEKA marka radyoların da pek yakında satışına başlıyacakiır.
Adres: Anafartalar Cad. Adliye karşısı No. 300 Hikmet Ünal ve Ort. Kol. Şirketi Ankara Şubesi
Ankara Üniversitesi Veteriner [
I
Fakültesi Dekanlığından
1 — Bu yıl Fakültemize aday öğrenci kaydına 15 Eylül 1950 de başlanacak ve 15 ekim 1950 akşamı sona erecektir.
2 — İstekli öğrencilerin aday kaydedilebilmeleri için ne şekilde okumak istediğini bildiren (burslu veya serbest) bir dilekçe ve aşağıda yazılı belgelerle birlikte Fakültemiz Dekanlığına baş vurmaları ve aday kartı almaları lâzımdır.
Aday kaydı için istenen belgeler:
A) — Lise bitirme diploması aslı ve lise bitirme notlan
B) — Devlet Olgunluk diploması aslı ve olgunluk imtihan notları,
C) — Nüfus kimlik cüzdanı örneği,
D) — Sağlık ve aşı raporu,
E) — 4,5x6 büyüklüğünde 12 adet fotoğraf,
F) — Oturduğu yer muhtarlığından iyi hal kâğıdı,
G) — Fakülteden alacağı beyannameyi kendi el yazısı ile doldurarak imza etmesi,
3 — Aslî öğrenci kaydının yapılabilmesi için tamamlanması istenen belgeler ve aranılan şartlar:
Burslular için.

Kiralık büyük salon
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezinden:
Sus Sineması önünde resmî daire, acenta, merasim salonu, gazino, lokanta ve emsali işlere elverişli, her türlü konforu havi, güzel manzaralı geniş ve ferah bir salon kiraya verilecektir. İsteklilerin Çocuk Sarayında Levazım Müdürlüğüne caatları.
f
Yenişehir, lisesi
Lise sınıflarına öğrenci
Şatlık ev
İstanbul Defterdarlığından
PHILIPS Radvolannıa
ORTAÇ
1950
modellerinin en zengin çeşitlerini radyo salonumuzda görünül
Tel: 111U
| YATILI - YATISIZ
başlanmıştır. îş aaati 9-Ü7 ye kadar. Tl: 60136 Haydarpaşa - Ibrahimağa, Sokullu Köşkü
Eskişehir Valiliğinden
Keşif bedeli Lira —
Kr).
Muvakkat teminat Lira
Krş.
Bayburtta Hacı Ferahşatbey Vakfı Mütevellisinden
1 — Eksiltmeye konulan iş: Bayburtta Hacı Ferahşatbey vakfına ait bent hamamının tamiri.
2 — Keşif tutarı: 16862 lira 68 kuruştur.
3 — Eksiltme 25.9.1950 pazartesi günü saat 15 te Bayburt belediye salonunda açık eksiltme usulü ile yapılacaktır.
4 — Eksiltme şartnamesi ve buna bağlı kâğıtlar Bayburtta Hacıferahşatbey vakfı mütvelliliğinde görülebilir.
5 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin usulüne göre 1264 lira 63 kuruş geçici teminat vermeleri ve eksiltme şartnamesi gereğince ticaret odası belgesi ibraz etmeleri lâzımdır.
6 — tstklilerin bu işin özetliği dolayısiyle bu gibi teknik işleri yapmış olduklarına dair vakıflar Genel Müdürlüğünden alacakları yeterlik belgesi ibraz etmeleri şarttır.
7 — Talip olanların yukarıdaki maddelerde yazılı belgelerle birlikte 3 üncü maddede yazılı gün ve saatte adı geçen komisyona müracaatları ilân olunur. (6805)—1985
İ
a) Türk vatandaşı olmak,
b) Yaşı 17 den küçük 24 ten büyük olmamak,
c) Bekâr öğrenci olmak,
d) Ankaradaki tam teşkilâtlı hastaneden örneğine uygun tahsile ve memur olmağa mani bir hastalığı olmadığına, memleketin her hangi bir bölgesinde hizmete kabiliyetli olduğuna dair rapor almak,
e) örneğine uygun Yüklenme senedini Fakülteye vermiş bulunmak.
Serbestler için.
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları Müessesesinden
Karabük
Müessesemiz Hastahanesine alınacak bir sinir hastalıkları uzmanına 625 liraya kadar aylık ücret verilecektir.
Emeklilik hakkı tanınmış, daimi kadrolu olan bu göreve alınacak uzmana ayrıca yılda iki aylık ücretini geçmemek üzere ikramiye verilebilecek, çok cüz’i bir bedel karşılığında lojman Müessesece temin olunacaktır.
Dosya No.
Cinsi
Kıymeti İra
Teminatı lira
3000—
Sıhhi tesisat Kalorifer tesisatı Elektrik tesisatı
3939 32282
3357
50
00
00
50
295
2421
251
2968
39678
mahallesinde yaptırılmakta olan ilk keşif bedelleriyle muvakkat teminat-günü saat 15.15 e
Harç yönetmeliğine göre verilmesi gereken harçların Ü-niversite Muhasebesine yatırıldığına dair makbuzu ibraz etmek
4) — Bu yıl Tarım Bakanlığı hesabına burslu 100 erkek öğrenci alınacaktır.
5) — Burslu öğrenciler sırasile :
İsteklilerin aşağıda yazılı belgelerini çeleriyle acele Müessesemize müracatları
ekliyecekleri dilek-ilân olunur.
Olgunluk
Lise Bitirme
1 — Nüfus hüviyet cüzdanı,
2 — öğrenim belgesi,
3 — (Varsa) hizmet belgesi,
4 — Terhis tezkeresi.
(6798)—1990
Fen
Fen
Edebiyat
Fen
Fen
Edebiyat
Fen
Fen
Edebiyat
Edebiyat
Edebiyat ____
derece ile mezun olanlar arasından seçilecektir.
6) — Seçme ile kadro dolmadığı takdirde olgunluk dere-
cesi orta olanlar imtihanla alınacaktır. (îmtihan Fakülteoe
yapılacak.) | _____________________________........................ ......
7) — Serbest okumak istiyenlerin adedi fazla olduğu tak- 40 liradan 2000 adet nöbetçi kaputu şartnamesine göre kapalı dirde kadro ve olgunluk imtihan dereceleri göz önünde bulun- zarf eksiltme usulü ile kürklettirilecektir.
durulacaktır. | 2 — Muhammen bedeli 80.000 liradır. İlk teminatı 5250 li-
NOT: Noksan evrak veren veya gönderenler hakkında hiç . radır.
bir muamele yapılmaz.
P.ÎYÎ P.İYİ P.tYÎ
İYÎ P.tYÎ P.tYÎ
İYİ
ÎYt P.tYÎ
ÎYÎ
ÎYÎ
P.ÎYt
ÎYÎ
P.tYÎ P.tYÎ ORTA
ÎYÎ
ÎYÎ ORTA ORTA P.tYÎ
ÎYÎ
I
Sayın Ankara halkına müjde
Uzun zamandanberi kapalı bulunan Ankara’nın tanınmış jlan ALTAN KUNDURA Mağazası bu kere büyük fedakârlıklarla teminine muvaffak olduğu en son modelleriyle tekrar Adliye yanındaki yeni dükkânlarda açılmış olduğunu muhterem müşterilerine müjdeler. ALTAN Kundura Telefon: 11090.
İstanbul Jandarma satmalına
komisyonu Başkanlığından
1 — Jandarma birlikleri ihtiyacı için tahminen beher adedi


Urfa Millî Eğitim Müdürlüğünden:
1 — Eksiltmeye konulan iş: Suriye’de Caber Kalesi rında Süleyman Şah Türbesinin onarımı işidir.
2 — Keşif tutarı 25.765 lira'13 kuruştur.
3 — Geçici teminatı 1932 lira 38 kuruştur.
4 — Eksiltme 2490 sayılı kanunun 31 nci maddesi uyarınca kapalı zarf usuliyle yapılacaktır.
5 — Eksiltme 28.9.1950 perşembe günü saat 11 de Urfa Milli Eğitim Müdürlüğü odasında toplanacak komisyonda yapılacaktır.
6 — Eksiltme şartnamesi ve diğer keşif evrakı her gün mesai saatleri içinde Urfa Millî Eğitim Müdürlüğünde görülebilir.
I
3 — Eksiltmesi 28. Eylül. 1950 tarih perşembe günü
11 de Taksim Ayaspaşa’daki kurulumuzda yapılacaktır.
4 — Şartnamesi mesai saatlerinde her gün 4 liralık sandığı makbuzu mukabilinde Ankara’da J. Sa. Al. Kom. Bşk.
lığında, İzmir'de 11 J. K. lığından ve İstanbul’da Kurulumuzdan verilir.
5 —İsteklilerin belli günü eksiltme saatinden bir saat ev-
veline kadar 2490 sayılı kanunun alâkadar maddelerine göre hazırlıyacakları teklif mektuplarını makbuz karşılığında Ku -rulumuza vermeleri ve bu saatten sonra mektupların kabul edil-«ıiyeceği. (12211) (6725) 1984
7 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin ihale gününden üç gün evveline kadar (tatil günleri hariç) bu işin teknik öneminde ve en az onbeş bin lira keşif bedelli bir işi başarmış bulunduklarına dair bonservislerini ibraz ederek Urfa Bayındırlık Müdürlüğünden alacakları ehliyet belgesini 1950 yılı Ticaret Odası vesikasını ve lüzumlu belgelerin teklif mektuplarına eklemiş olmaları şarttır.
8 •— Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. Teklif mektupları ihale saatinden bir saat evveline kadar alındı mukabilinde komisyon başkanlığına verilmelidir. (6864) 2010
Deri satılacak
Türk Hava Kurumu Kırıkkale Şubesinden:
1 — Kurban bayramında toplanacak çeşitli deri 20 Eylül 1950 tarihine rastlıyan Çarşamba günü saat 15 de açıl: arttırma ile satılacaktır.
2 — İstekliler pey akçeleriyle birlikte belirli gün ve saatte Kırıkkale Belediye binasında hazır bulunmalıdırlar.
(2748) .
38
Eskişehir’in Güllük okul binasının yukarıda ları yazılı tesisat işleri 2.10.1950 pazartesi kadar kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
515—3871 Beyoğlu Kemerhatun malı. Du- 40000
raç so. 429 ada, 7 parsel eski
ve yeni 8 kapı sayılı 49 M2 kârgir ev.
Yukarıda yazılı kârgir ev 29.9.1950 Cuma gunu saat 15.30
da Millî Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda kapalı zarf usu-
lde satılacaktır. Eksiltme Hükümet Konağındaki D. Komisyon salonunda
İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde ha- Komisyon huzuriyle yapılacaktır.
ırlanmış teklif mektuplarını satış günü saat 14.30 za kadar ko-1 gu j$e ajt metraj, seridöpri, eksiltme ve mukavele
projeleri ile buna bağlı evrak her gün D. Komisyon Bürosu ile Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
İsteklilerin ihale gününden en az üç gün evvel Valiliğe müracaatla ehliyet vesikası almaları şarttır.
ISieKllieriIl sayın naııuııuıı ----
zırlanmış teklif mektuplarını satış günü saot 14.30 za kadar ko-1 misyon başkanlığına vermeleri, fazla bilgi için de sözü göçen müdürlüğe başvurmaları. (6759)•( 1979)
İstanbul Sıhhî Kurumlar Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan
Devlet hastaneleri ile Trabzon Nümune hastanesinin ihtiyacı olan 4 muhtelif ebatta 2585 düzüne röntgen filmi kaıpalı zarf u-stfliyle eksiltmeye konulmuştur'
Ü — Eksiltme, 27 eylül 1950 çarşamba günü saat 15 de Ca-ğaloğlundaki Sağltk ve Sosyal Y. Müdürlüğü binasında toplanan Sıhhî Kurumlar Satınalma Komisyonunca yapılacaktır.
2 — Muhammen bedeli: Topyekûn: 28915 lira olup, tik teminatı: 2169 liradır.
3 — İstekliler, bu işe ait şartnameyi çalışma günlerinde komisyonda görebilirler.
4 — isteklilerin, cari seneye ait ticaret odası vesikası île 2490 sayılı kanunda yazılı belgeler ve bu işe yeter ilk teminat makbuz veya banka mektubu olduğu halde teklifi havi kapalı zarflarını eksiltme saatinden bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde komisyona vermeleri.
5 — Postada vaki gecikmeler şayanı kabul değildir.
(6574)1 1944
Taliplerin 2490 sayılı kanun hükümleri dairesinde hazır-lıyacakları teklif zarflarını yukarıda gösterilen ihale saatinden bir saat öncesine kadar makbuz mukabilinde ve mühürlü olarak komisyona vermeleri şarttır.
Postaca olacak gecikmeler nazara alınmaz.
(6862) 2009
Maliye Müfettiş Muavinliği müsabaka imtihanı
Yapı işleri ilânı
Bayındırlık Bakanlığından:
1 — Eksiltmeye konulan iş: Ankara Atatürk Lisesi konferans salonu havalandırma ve teshin tesisatı ikmali ile diğer çeşitli işlerdir.
Keşif tutarı: (6143.10) liradır.
2 — Eksiltme B.iaiOoO pazartesi günü saat 15 de Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar işleri Reisliği Eksiltme Komisyonu Odasında pazarlık usulU ile yapılacaktır.
3 — Eksiltme şartlaşması ve buna 'bağlı kâğıtlar Yapı ve imar İşleri Reisliğinde görülebilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin usulüne göre (921.47) liralık kesin teminat vermeleri ve eksiltme şartlaşması gereğince ticaret odası belgesi ibraz etmeleri şarttır.
5 _ isteklilerin bu işin teknik öneminde bir işi iyi bir surette başardığını veya idare ve denetlediğini ısbata yarar belgeleriyle birlikte ihale gününden en az (tatil günlen hariç) üç gün önce Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar işleri Reisliğine başvurarak bu işin eksiltmesine girebilmek için yeterlik belgesi almaları şarttır.
(6763) 1980
Eskişehir Valiliğinden
Kalorifer tesisatı Elektrik tesisatı Sıhhi tesisat
Keşif bedeli
Krş.
Muvakkat teminat Lira
Krş.
12552 2669 2804
50
00
60
10
941
200
210
1351
44
18
30
92
18026
Eskişehir Hükümet Konağı arkasında yaptırılmakta olan Özel tdare Mülkünün yukarıda keşif bedelleri ile muvakkat teminatları yazılı tesisat işleri 2.10.1950 pazartesi günü saat 15.30 a kadar kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
Eksiltme Hükümet Konağındaki D. Komisyon salonunda Komisyon huzuriyle yapılacaktır.
Bu işe ait keşif, metraj, seridöpri, eksiltme ve mukavele projeleri ile buna bağlı evrak her gün D. Komisyon Bürosu
Bayındırlık Bakanlığından
Eksiltmeye konulan iş:
1 — Malatya sulama işletme mühendisliği bölgesi içinde
bulunan eski Malatya Millî ve Boran sulama şebekelerine ------- — ------
ikmali inşaatı olup tahmin edilen keşif bedeli fiat b’rımleri-ile Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
esası üzerinden 107240 lira 83 kuruştur. | İsteklilerin ihale gününden en az üç gün evvel Valiliğe
2 — Eksiltme 22/9/1950 tarih ne rastlıyan Cuma günü müracaatla ehliyet vesikası almaları şarttır.
saat (15) de Ankarada Su İşleri Reisliği binası için-1 Taliplerin 2490 sayılı kanun hükümleri dairesinde hazır-de toplanacak olan su eksiltme komsiyonu odasında kapalı Uyacakları teklif zarflarını yukarıda gösterilen ihale saatinden zarf usuliyle yapılacaktır. | ............. '' -----atr..ı;)
3 — İsteklilerin eksiltme şartlaşmasını, sözleşme tasarı- , smı özel teknik şartlaşma, fiat birimler ve keşif cetvelini, Ba yındırlık işleri genel şartnamesi ve su işleri umumi fennî şartnamesini (5) lira 36 kuruş karşılığında su işleri reisliğin den alabilirler.
4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin 6612 lira 04 kuruşluk ğâgçci teminat vermeleri ve bu işin teknik ehemmiyetinde bulunan diğer b r isi muvaffak'yetle başardığını veya idare ve denetlendiğini isbata yarar belgeleriyle birlikte eksiltmenin yapılacağıgünden en az (tatil günleri hariç) üç gün evvel yazı ile Bayındırlık Bakanlığına başvurarak bu işin eksiltmes'ne girmek için yeterlik belgesi elmaları ve bu bilgeyi göstermeleri şarttır.
5 — İsteklilerin tekl'f mektuplavm 2 nci maddede yazılı saatten bir saat öncesine kadar Su İşleri Reisliğine makbuz karşılığında vermeleri lâzımdır.
Postada olan gecikmeler kabul edilmez.
(6476)—(1926)
bir saat öncesine kadar makbuz mukabilinde ve mühürlü olarak Komisyona vermeleri şarttır.
Postada olacak gecikmeler nazara alınmaz.
(6861) 2008
Tapu ve Kadastro Gene Müdürüğünden
1 — Tapulama teknisyenleri için 300 adet iş çantası a-Çik eksiltme suretile satın alınacaktır.
2 — İhale 28.94050 tarihine rastlıyan perşembe günü saat 11 de Genel Müdürlük binasında yapılacaktır.
3 — Muhammen bedeli 9 bin lira olup geçici teminatı 675 liradır,
•1 — Nümune ve şartnamesi her gün komisyonda görülebilir.
5 — İsteklilerin muayyen gün ve saatte bulunmaları İlân olunur. (6667)/ QO72
Maliye Teftiş Kurulu Başkanlığından :
I — 35 lira maaşlı Maliye Müfettiş Muavinliği için 6/Ka-sım/1950 Pazartesi günü Ankara, İstanbul ve İzmir’de, Maliye Teftiş Kurulunda, müsabaka İmtihanı yapılacaktır.
1 — Taliplerde aranılan şartlar aşağıda gösterilmiştir.
a) Memurin kanununun 4 üncü maddesinde sayılı evsafı haiz olmak,
b) İmtihan açıldığı senenin Ocak ayının başlangıcında 30 yaşını ikmal etmemiş bulunmak,
c) Siyasal Bilgiler, Hukuk ve İktisat Fakülteleri ve Yüksek Ticaret mekteplerinden (veya bunlara muadil Ecnebi Okullarından) mezun olmak,
d) Yapılacak tahkikat neticesinde karakter itibariyle Müfettiş olabilec :k vasıflan haiz olduğu anlaşılmak,
2 — İmtihana talip olanlar 18/Ekim/1950 tarihine kadar Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığına bir dilekçe İle müracaat edeceklerdir. Dilekçeye talibin sarih adresi yazılacak ve aşağıdaki vesikalar eklenecektir.
a) Nüfus cüzdanının aslı veya tasdikli sureti,
b) Kendi el yazısiyle hal tercümesi,
c) Askerliğini yaptığı veya imtihan tarihinden itibaren bir sene tecil edilmiş olduğunu gösterir resmi vesika, (bu vesikayı getiremiyenler imtihana kabul edilirler ise de tayinleri, fili askerlik hizmetini tamamladıktan sonra, kadro imkânlarına göre yapılır),
d) Okul diploması veya tasdiknamesi,
e) Sağlam ve yolculuk zahmetlerine mütehammil olduğuna dair tam teşekküllü bir Hastahaneden alınacak sıhhi Heyet raporu,
3 — Taliplerden aranılan şartlan haiz olanlar tahrirî ve şifahi olmak üzere iki imtihana tâbi tutulacaklardır. Tahriri imtihan Ankara, İstanbul ve İzmir’de; bunda muvaffak olanların şifahi imtihanı Ankâra'da yapılacaktır.
II — İmtihan programı aşağıda gösterilmiştir.
1 — Maliye,
a) Bütçe,
b) Vergi nazarıyeleri,
c) İstikraz,
2 — İktisat;
a) istihsal, inkisam, tedavül ve istihlâk bahisleri,
b) İktisadi meslekler,
3 — Matematik, (Geometri ve aritmetik);
4 — Ticarî ve Sınaî Muhasebe usulleriyle Devlet Muhasebesi hakkında nazarî ve tatbikî malûmat,
5 — Hukuk;
a) İdare hukuku,
■b) Ceza Hukuku ve ceza muhakemeleri usulü kanununun esasları ve tahkikata müteallik hükümleri,
c) Medeni kanun, borçlar kanunu,
d) İcra ve İflâs ve Ticaret kanunlarının Maliye’yi alâkadar eden hükümleri;
6 — Ecnebi lisanı;
Almanca, Fransızca, İngilizce lisanlarından biri, (Devlet lisan imtihanı verenler ayrıca İmtihana tâbi tutulmazlar).
İÜ — İmtihan neticesinde Müfettiş Muavinliğine almanlar üç sene sonra yapılacak ehliyet imtihanında muvaffak olurlarsa Maliye Müfettişliğine tayin edilecekler ve tetkikat için bir sene müddetle ecnebi memleketlere gönderileceklerdir. (6428)
Devlet Üretme Çiftlikleri Genel müdürlüğünden
1 — Merkez atölyemiz ihtiyacı için bir adet frenleme tezgâhı satın alınacaktır.
'Fenni şartnamesi Ankara'da Makine Müdürlüğünden, İstanbul'da Balık Pazarı Süngerciler sokak No. 83 de Yollama Müdürlüğünden alınabilir.
■2 — İsteklilerin 10.10.1950 tarihine kadar teklif mektupları verilmesi,
3 — Genel Müdürlük tezgâhı alıp almamakta serbesttir.
(6736)( 1070

Comments (0)