Görmeniz menfaatiniz icabıdır. Anafartalar Cad.
No. 198 Tel. 14091.
5173
Telgraf adresi : Zafer Gazetesi — Ankara *
PAZAR 17 EYLÜL 1950
Fiyatı her yerde 10 kuruş * Telefon , 15619, 15315 ve 16882 * Denizciler Caddesi 2 * Posta Kutusu 193
Cumhurbaşkanımız şehrimizde
Bayar Dışişleri Bakanı ile birlikte dün akşam geldi
Cumhurbaşkanının daha evvel Zonguldağa gitmesi mukarrerken âni bir kararla Ankaraya muvasalatının
yol açtığı söylentiler hiç bir esasa dayanmamaktadır
Cumhur Başkanımız sayın Ce-
Atlantik Paktı ve vaziyetimiz
Üç devlet Dışişleri Bakanla- ( rı Vaşington'da toplanmış ve Türkiye’nin Atlantik Paktına alınması hakkındaki talebini , kabul etmemişlerdir. Bu habe- ( rin ilk hamlede memleketimizde teessürle karşılandığını söylemezsek hakikatleri gizlemiş oluruz. Vakıa bugün fazla mütalea yürütmek için elimizde bir ajans telgrafından başka malûmat yoktur. Elbette, Vaşington-dan yeni haberler geldikçe vaziyeti daha etraflı bir surette incelemek fırsatını bulacağız; fa-kat, eğer bu haber doğru ise, üçlerin bu kararı verirken da-
Mümtaz Faik FENİK
Gerçi Amerikalılar bize bir çok defalar bu hususta teminat verdiklerini söylemekte ve yine de aynı şekilde teminat vermeğe hazır olduklarını bildirmek-(Sonu 4 üncü sayfada)
Şantajcı bir kadın
Seri halinde yalan haber veren ajans
Ekonomi ve Ticaret Bakanı, son günlerde Ankara'da teessüs eden bir ajansın mahiyetini açıkladı
yandıkları mesnetlerin çok za- ( yıf olduğunu söylemeden geçe-miyeceğiz. Ajans telgrafına göre, gûya Türkiye bir Atlantik . devleti olmadığı için bu pakta | kabul edilememiştir. Fakat şura- , sini unutmamak lâzımdır ki İtalya da. Şimali Afrika’daki Fransız toprakları da Atlantik-te değildir. Ve muhakkak ki, Fransa, İngiltere ve Birleşik Amerika'nın talebimizi reddetmeleri için başka bir düşünceleri olmak lâzımdır. Ve bunlar bu düşünceyi Türkiye'nin bir Atlantik Devleti olmadığı sözleri altında kekelemektedirler. Fakat biz, gizli kapaklı, üstü örtülü bir siyaset bilmediğimiz için bu mevzudaki düşüncelerimizi meselenin her tarafını gözönünc topluca alarak burada teşrih etmeğe çalışacağız.
Evvelâ şunu söyliyelim ki, pakta alınmayışımız hakkında-ki habere bakıp da bu işin ta-mamiyle suya düştüğü neticesine varılmamalıdır. Birleşik A-merika, İngiltere ve Fransa Dışişleri Bakanları ayrıca Atlantik Paktı devletlerinin Türkiye ile askeri müzakereler yapmaları imkânlarından da bahsetmişlerdir. Esasen bizim de geçen günkü mütaleamızda işaret etmek istediğimiz nokta budur. O yazımızda söylediğimiz fikirleri burada bir defa daha tekrar c-delim :
Biz şu suali sormuştuk :
Türkiye bir tecavüze maruz kalırsa, Amerika bunu kendisine bir tecavüz yapılmış gibi telâkki edecek midir? Yani bütün vasıta ve imkânları ile Türkiye-nin bir müttefiki gibi davranacak mıdır? Yoksa basit birtakım yardımlarla iktifa edip, Türkiye’yi vakit kazanmak için feda edilen ileri bir cephe telâkki ederek kendi müdafaa lınllıılı dphn gerilerde mi kıır-
Sabıkalı Havva garip bir iddiadan sonra yakalandı
Ekonomi ve Ticaret Bakanı Zühtü Velibeşe dün bir muharririmize şu beyanatta bulunmuştur:
«— Ankara Ajansı namiyle bir müddettenberi asılsız ve memleket menfaatlerine açıkça muhalif neşriyatta bulunan bir zümrenin bugünkü gazetelerde pamuğun lisansa tabi o-lacağına, ihracatın tahdit edileceğine dair verdiği haber de diğerleri gibi yalandır.
Pamuğu lisansa veya tahdide tabi tutmak pamuğun değerini düşürmek, müstahsil köylüyü zarara sokarak bir takım spekülatörlere milletin sırtından yüksek menfaatler bahşetmek imkânını vermektedir. Böyle bir haberin yalan olarak neşri bile piyasayı sarsacak ve milli menfaatleri ihlâl edecek mahiyette olduğu malûmdur.
(Sonu 4 üncü sayfada)
lâl Bayar beraberinde Dışişleri Bakanımız Fuat Köprülü olduğu halde dün öğleden sonra saat 15,25 te bir askerî uçakla Yeşilköy'den hareket etmiş ve 16.30 da şehrimize gelmiştir.
Celâl Bayar'ı hava alanında Başbakan Adnan Menderes, Başbakan Yardımcısı Samet A-ğaoğlu, İçişleri Bakanı Rük-ııeddin Nasuhioğlu, Millî Eğitim Bakanı .Tevfik İleri, Maliye Bakanı Halil Ayan, Gümrük ve Tekel Bakanı Nuri Özsan, Ekonomi ve Ticaret Bakanı Zühtü Velibeşe, Genelkurmay ikinci Başkanı, Başbakanlık Müsteşarı, a-lâkalı daire müdürleri tarafından karşılanmıştır.
Cumhur Başkanımız Başbakan Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü ile birlikte Başbakanlığa gitmiş ve orada bir saat kadar kalmıştır.
Bayar’ın bundan iki gün evvel Zonguldağa gitmesi mukarrerken, seyahat programını tadil edip şehrimize gelmesi muhtelif söylentilere sebep olmuş ve ı bu arada Atlantik Paktı meselesi ile de ilgili görülmüşse de yaptığımız tahkikattan bu söylentilerin hakikatle hiç bir alâ- ( kası bulunmadığı anlaşılmıştır.
Korkunç bir facia
Dört kişilik bir aile yanarak öldü
Konya, 16 (Hususî) — Çumra’nın Kavak köyünde dün geco bir yangın faciası olmuştur. Gü- I müş Demir adında bir kadın ek- I mek yaptıktan sonra ateşi sön- ı dürmeden yatmış, ocakta kalan ateşin gece yarısı samanlığa sirayet etmesi üzerine yangın çık- .
Mustafa Demir, karısı Gümüş ve iki çocukları evle beraber yanmışlardır.
Facia şehrimizde teessür u-■yandırmıştır.
Havva objektiften kaçıyor (Yazısı 4 üncü sayfada)
Ulusun yeni ve katmerli yalanı
Ulaştırma Bakanı Kurtbek hiç bir trene tehir vermiş değildir
• Ulus» gazetesi son günlerde bilhassa göze çarpar derecede arttırdığı ucuz ve küçük politika oyunlarına dün yeni bir örnek daha vermiş bulunmaktadır. Baştan başa uydurma ve en ufak bir asıl ve esastan dahi âri olan bu haber Ulaştırma Bakanını istihdaf etmekte ve bu nevi yalanlarla Halk Partisinin memleket ölçüsünde kaybolan prestijinin biraz olsun tamir edi İçreği hülyasına kapılmaktadır,
İngiliz filosu dün İzmirden hareket etti
İstanbul 16 (Hususi) — Per-1 uçakla İzmir’e hareket etmiş-şembe günü akşamı şehrimize tir.
gelmiş bulunan Edinburg Dü- Edinburg Dükü Altes Philip kü Altes Philip Mouhntbatten Mountbatten’e şehir adına İn-bu sabah saat 10.45 de özel bir giltere Veliahtı Prenses Eli-zabeth’e takdim edilmek üze-‘ re Türk motifleri vc altın sırma ile işlenmiş bir el işi verilmiştir. Ayrıca Altes Philip’e bir albüm hediye edilmiştir.
İzmir, 16 (Hususî) — Altes Edinburgh Dükü saat 12 do u-çakla şehrimize gelmiş, gemisine giderek filotilla komutanı tarafından verilen ziyafette bulun muş, saat 16 da karaya çıkarak Fuarı ziyaret etmiş, izahat almıştır. Misafir bundan sonra gemisine dönmüş, filo 17.30 da İzmir’den ayrılmıştır.
Almanya'daki Ingiliz kuvvetleri
Londra Radyosu, (Basın - Ya yın) — Almenyadaki İngiliz ordusu 11 inci İngiliz zırhlı tümeni ile takviye edilecektir. Bu şekilde Almanyadaki İngiliz kuvveti üç tümeni aşan bil ordu haline gelecektir.
Bir Fransız harp gemisi infilâk ederek battı
Saint Malot, 16 (a.o.) — Bir Fransız harp gemisi Ferhel burnu açıklarında infilâk ederek batmıştır. İnsan kaybı olduğu sanılmaktadır. Geminin
Cumhur Başkanımız kendilerini karşılayan Bakanlarla birlikte hava meydanından çıkarlarken
Yedeksubaydaki fecî kaza
Yoralı talebeden
biri dün vefat etti
Faruk Geredenin cenazesi dün gözyaşları arasında kaldırılarak İstanbula sevkedildi
Yedek Subay Okulunda Salı günü yapılan talim esnasında elim bir kaza vukubulmuş-tu. Öğrencilerden Kaya Kaya-ay ündeki maşalı bombayı a-teşledikten sonra heyecanından dolayı elinden düşürmüş tekrar alıp atmak isterken de bomba elinde infilâk etmişti. Bombanın bu patlaması sırasında üsteğmen Ali Cantepe kalça ve kolundan öğrencilerden Kaya Kayaay elinden vc ‘ başından ve Faruk Gerede de (Sonu 4 üncü sayfada)
i
Kuzey Kore kuvvetleri geniş bir çenbere giriyor
Birleşmiş Milletler kuvvetleri Seul’un dış mahalleleri yakınlarına gelmiş bulunuyorlar
Tokyo, 16 (a.a.) (Afp) — İnchondan ilerliyen Birleşmiş Milletler kuvvetleri Seul’un dış mahallelerinin yakınlarına gelmişlerdir.
Komünistler şaşkın vaziyette
Tokyo, 16 (a.a.) (Reuter) — Mac Arthurün bugün bildirdiğine göre, Birleşmiş Milletler
lan komünistleri o kadar şaşırtmıştır ki, müdafaayı teşkilatlandırmakta güçlük çekmek tedirler.
Tebliğde, dün müttefiklerin çıkarma noktalarına kuzey ve güneyden alelacele gönderilen faktttye kuvvetlerinin hava kuvvetleri tarafından püskür
radıkları ilâve edilmektedir. Kızılların ikmal hatları feci bir tehdit altında Amerikanın Sesi Radyosu, (Basın - Yayın) — Koredeki askerî durum süratle Birleşmiş Milletlerin lehine gelilme ye devam etmektedir. Düşmanın gerilerine yapılmış ol(an
AKINTIYA I I_____KÜREK
Ultraseatil den sonra
Streptomisin çıktı!
Bu memlekete ne iyilik geldi ise hepsini İnönü yapmış!.. Ancak o iyi tatbik edermiş!..
1915 ten beri demokratik sistemi memlekette o kurmuş! Demokrasiyi o yerlcş-
Günün birinde yine millet onun etrafında toplanacak-
Parti Başkanı değil, yedi derde deva!..
Öksürüğe, aksırığa, nezleye, sancıya hepsine iyi geliyor..
Acaba Ultraseptil mi dersiniz!. Hayır, o değil çünkü bizzat kendi nöbetini kesemiyor!—YEDEKÇİ
ZAFER
17/9/1950
Istanbuldan notlar
IV
Istunbuldun notlarım, bilmiyorum, okuyucularımı bıktırdı mı? Onunçin, bugün de devam edeceğim, lstanbulun affedemediğim kabahatlerinden biri, azınlığın, bayrağı’ altında yaşadığı, müreffeh ve mesut olduğu memleketin ana diline saygı ve sevgi duymasını bir türlü öğrenememiş olmasıdır. Sırası geldi mi, İstanbul ve İstanbullu bütün memleket üzerinde bir üstünlük, otorite kurmak sevdasına kapılır. Memleketi istanbuldan ibaret, birinci sınıf vatandaşlık ve insanlığı da İstanbulluya münhasır saydığı pek sıktır. İkide bir kendisinin taşrasına burun kıvırır. Fakat zekâsı, iddiası, kül türü, böbürlenmesi bir yana; sevgili İstanbullu, gerçekten güzel olan Türkçesini bile daha bir avuç Musevi vatandaşa sevdirip de, şehrinin havasında bir anten paraziti halinde cırlayan iğrenç Fransızçanın yerine ikame etmekten âciz durumdadır. Hani, kültür, hani temessüL.
Lâf ve peynir gemisi!

■Vatandaş Türkçe konuş, diye zorlamak nıı? Hayır! Ne ayıp şey! Zaman zaman buna başvurmağa kalkan genç İstan bullu, neticede bir başarı kazanamadıktan başka, büsbütün
Muhip Dıranas küçük düşmüş ve azınlığa, o pis Fransızçaya devamı iııat ettirmiştir. Çünkü, gece yarısı bir adamın göğsüne tabanca dayayıp -Çıkar paraları- demekle, Türkçe konuşmamayı kasdedinmiş Yahudiye -Mecbursun- demek, ayni müsavilikle bir zavallılıktır. Kuldı ki, bugün Istanbulda gençliğin İngilizce özentisi, zaten Muse-vinin, kelimelerin sonlarını- vî, vî, vî. diye çektiği -vanakîî» Fransızcasına rahmet okutacak bir bayağılıktadır.

İstanbuldaki azınlıklara Fran sızça konuşma yasağını, olsa olsa, Fransızlar düşünmeli. Çünkü, güzelini Fransızçanın, Fransızça gerçekten güzel dillerden biridir, evet, güzelim Fransızçanın, İstanbul Musevi-si ağzındaki çekişmesi, —can çekişmesi— bir Fransızın hakikaten affedemiyeceği iğrenç liktedir ve maalesef Beyoğlusu, Adaları, Modaları ve bütün Kadıköyü, Suadiye semtleriyle, İstanbul bugün, bu dejenere ve sözüm ona Fransızca, acuib kuşdilinin tasallutu altındadır.
Ola ki, Sultan Ahmet, Fatih, Süleymaniye; yâni camiler, medreseler, türbeler semtine geçesiniz.
SENATO
VAKALARI
İÇTİMAİ
Rektör Hikmet Bırantın gazetemize beyanatı
Yeni öğretim yılı başında Ankara Üniversitesinin durumu hakkında kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza Ankara Üniversitesi Rektörü Hikmet Biranl, şunları söylemiştir:
«Ankara Üniversitesinde ka yıtlar 15 eylülde başlamıştır ve ekimin sonuna kadar devam edecektir.»
Senatonun toplantısı ve Ü-niversitenin 951 yılı bütçesi i-çin sorulan suali şu şekilde cevaplandırmıştır. «Senato 21 eylül perşembe günü toplanacaktır. Bütçe daha önce hazırlanmış ve Hükümete sunulmuş bulunmaktadır.» Yüksek tahsil gençliği sigorta edilecek midir sualine de «Böyle
Mezbahanın bu
Serbest sütun
Çocuk terbiyesinde radyonun vazifesi

Endüstri mes’eleleri
TURKIYENIN ENDÜSTRİ
SAHASINDA TERAKKİSİ
İÇTİMAİ ZARURETTİR
Eskidenberi Türkiye’nin ziraat memleketi olduğunu söylemek, bir nevi adet haline gel miş bulunuyor. Memleketimizin nüfusunun dörtte üçünün ziraat işleriyle meşgul olduğunu kabul edersek, böyle bir iddianın yersiz olmadığını da kabul etmek icabeder gibi gözüküyor.
Gerçi, resmi istatistikler da- „„ lausaa, esl ima bu vakıayı tesbit etmek- hal a|abilmektedir. tedir. Son nüfus sayımına nazaran (1945 yılı), 19 milyon ci varında görülen nüfusumuzun 8 milyona yakın bir kısmının fiilen ziraatle meşgul olduğu anlaşılıyor. Buna mukabil, doğ rudan doğruya sınaî işlerle
kimselerin yekûnu r | civarındadır. Demek
’ | ki, ziraatte çalışanların yekû-j_ nu, sanayide çalışanlara nis-1 *—•i- ’0 mislinden fazladır. Bu zukubulmuş-' rakamların belâgati önünde I memleketimizin bu gün için bir ziraat memleketi olduğunu kabul etmek bir zarurettir.
Ancak, hakikat sadece bundan ibaret değildir. Bir mem-' rını ıor...—.........
leket halkının büyük ekseriye! ılabilir. tinin ziraatle meşgul olması I Bu arada bir noktanın da vakıasına istinaden, bu mem- ' aydınlatılması faydalıdır. Şim-leketin esas istihsal karakteri-1 diye kudar insana faaliyetleri-—. ..... ---- nin tayininde istical etmek ni, itibari bir şekilde, bir ta-
çeşitli gümrük eşyası yakalan- doğru değildir. Her şeyden ev-'kim kısımlara ayırdetmek, ve mıştır. vel, bu memleketin tabiatinin bu suretle bir kısım insanları
iyice tetkiki ile, endüstri im- ( endüstride, diğer bir kısmını kânlarını da gözden geçirmiş Ja ziraatte çalışan kimseler olmak lâzımdır. Böyle bir in- I şeklinde tefrik etmek adet ha-celeme yapmadan bir memle- iinde bulunmaktadır. Halbuki ketin ziraat memleketi oldu-1 bugünkü teknik tekâmül doğunu iddia etmek ve bu yolda (ayısiyle böyle sun’i tefrikle-
kat'i hükümlere gitmek sabit ,-jn yapılması, sadece bir tas-
fikre saplanmaktan başka bir njf iftiyacını tatmin edebilir,
şey değildir. j Fakat hakikatte bu günkü mo
Eğer, bir an için, Türkiye-1 dern teknik ziraatle endüstri . .......... ı . i____ nin ekilen kısımlarının yüz öl- arasındaki hududu ortadan Akkoprude bir yaralama çüsü edüen ziraîl aldlrmaktadır.
Don, Akkopıü’de bir kavga mahsullerin miktarı bütün a-! Gerçi memleketimizdeki olmuş ve sabıkalılardan Kazım razimizin yüz ölçümü ile mu-| .Kara Saban» ile yapılan zira-ile Muammer eski bir iğbirar kayesede diğer tabiat zengin-1 jt işlerinin tam mânasiyle en-yüzünden amele Arif’i vücudu- liklerimiz (yer altı servetleri, jüstri usulleriyle telifi güçtür, nun muhtelif yerlerinden bıçak- enerji kaynakları v.s. gibi) göz pakat bu şekildeki ziraat usu-lamak suretiyle ağırca yarala- önünde bulundurulur, ve ni- ,dne de artık bir son vermek mıstardır. Yaralı Arif hastane- ba)’« endüstri faaliyetlerim!-. bir zarurettir. Aksi tak-
i ririniir.il v» Mu ^in sçok az ve çok gen olduğu jjrde bundan böyle bu usule
' ; düşünülürse, merhleketirtıizin 'uygun olarak elde olunan ziraî
anınıer yakalanara tes-( bjr 2İraat memleketi olduğu nahsullerın pazarda satış imlim edilmiştir. keyfiyeti üzerinde biraz te- kânı bulması güçtür. Ziraî is-
reddüt etmek icabeder. Hele ( tihsalin mübadele kıymetini bir de hakikaten ziraat mem- kazanabilmesi için endüstri u-leketi olarak tanınan Macaris- ( jullerinin aynen ziraat sahası-tan, Kanada v.s. gibi memle- na da tatbik etmek iktiza e-ketlerin ziraî istihsal miktar- deı Yani, bir kelime ile zira-laı ı tetkik edilirse, bu hük-1 dın da) bjr istihsal meselesi o-mün tekrar gözden geçirilme- ıarak, bir endüstri işi şeklinde si lâzım geleceği kanaati kuv- _.]e alınması tabiidir, vet kazanmaktadır.
Son harpten evvelki bir is-, tatistiğe nazaran, endüstride, oldukça ilerlemiş bir kaç mem leketin endüstri sayesinde ge- . çınen nüfusun umum nüfusa nisbetleri şöyle gözükmekte- j dir:
İsviçre .............% 45 ]
Belçika ..............% 40 !
İngiltere .............% 40 1
Fransa ...............% 30 |
İtalya .............% 30\ '
Amerika .............% 30 ı
Bu cetvelden gö.rülüyor ki, endüstrisi çok ileri olan İsviçre, İngiltere ve Belçika'ya nazaran Fransa, İtalya ve hattâ Amerika halkı daha az nisbet-te endüstri denilen işlerle meş gul olmaktadır.
Diğer taraftan .ziraatta büyük istihsal temin eden memleketlerin - J ~-1----
kimselerin
Yazan
Fikret Çeltikçi
Yüksek Mühendis
J
miktarı da, daima nisbet itibariyle umum nüfusun %30 u-na doğru yükselmekte olduğu bu muvazene nisbetlcrine doğ ru yaklaşıldıkça, bir mcmleke tın İktisadî bünyesi normal bir
günkü acıklı halı
“"^",'bu‘ös- Kasaplar derneği Bakanlığa müracaat etti
rencilerimzin uğraştıkları bir iştir.» cevabını vermiştir. Hikmet Birant arkadaşımıza Fakültelere bu sene alınacak o-lan talebe sayısı hakkında da şunları söylemiştir. «Üniversiteler arası kurulunca alınan karara .göre, her fakülte tedris imkânlarını göz önünde tuta-rak okutabileceği kadar öğ- nnnnp renci alacaktır. Müracaat faz- ( la olduğu takdirde her fakülte kendi bünyesine uygun bir seçim sistemine göre hareket ; edecektir.» Dada sonra Istan-' bul Üniversitesindeki gençle-1 ı in verem muayenesine tabi I. tutulduklarına temasla «Aynı şekilde, İstanbul Üniversitesinde tatbik edildiği gibi, Ankara Üniversitesi de yüksek tahsil gençliğini verem muayenesine tabi tutacaktır.» de-
Bundan bir müddet evvel İ-çişleri Bakanı Rüknettın Na-suhioğlu Ankara Mezbahasına giderek tetkiklerde bulunmuş ve bu arada mezbaha işçileri-^ ; nin dilekleri üzerinde durarak. ilgili makamlara rasyonel
’ ı ve işçi haklarının göz-önüne alınması için lâzım gelen talimatı vermiştir.
Rüknettin Nasuhioğlu’nun bu teftişinden sonra mezbaha I biraz düzelir gibi olmuş ve iş-1 çilerin yıkanması için sıcak hamamlar hazırlanmıştı.
Son blediye seçimlerinde C. H.P. nin mağlûp olmasını müteakip mezhaba da bir.
müddetten beri biraz düzelen mesaisine son vermiştir.
Ankara Kasaplar Derneği. İçişleri ve Çalışma Bakanlığına müracaat ederek işçileri bu vaziyetten biran evvel kur tarmalarını istemişlerdir.
Diğer taraftan haber aldığımıza göre mezbahada kesim gayri sıhhi şartlar altında ya-pelmaktadır. Yerlerin, bar-I sakların ve işçinin yıkanması için su hemen hemen yok gi bidir.
Bir ay içinde 367 kaçakçılık vakası oldu
1951 ağustos ayı içinde, yurdumuzun kıyı, karasuları ve sınıı’ bölgelerinde faaliyette bulunan Gümrük Muhafaza kara ve deniz teşkilleri, 89 o-layı silâhlı kaçakçılarla çarpışarak, 278 olayı da çarpışması/ olmak üzere 367 kaçak vak ası ile karşılaşmıştır.
Bu olaylarda 317 kaçakçı yakalanmış; suç aleti olarak taşıdıkları 16 tüfek ve tabanca, 158 adet mermi ile ayrıca
kaçak taşıt aracı olarak, 1 mo- n‘*-şgul törsiklet, 14 adet at ve ester, 1^0.0^ 17 merkep ele geçirilmiştir. |
Bu kaçak olaylarının ve si- ( lâlılı çarpışmaların ç ney bölgesinde ' tur.
Bu ay içinde giriş kaçağı o-larak: 556 kilo ipekli, 79 kilo yünlü, 126 kilo mensucat, 1503 kilo eski elbise, 46 kilo çay ve kahve, 522 adet çakmak, 5765 adet çakmaktaşı, 1400 adet sigara, 37720 defter sigara kâğıdı, 92 kilo ve ayrıça 2263 adet
çoğu GÜ-'betle 10 kubulmus- ’ »akamlar
Bu müşahedelerin bizde yarattığı düşünceleri şimdilik fazla tafsil etmeden ve memleketimizin mutlak bir ziraat memleketi olduğu fikrine fazla saplanıp kalmadan, istikbal hakkında bazı ihtimalleri sezmek ve tesbit etmek gerektiği kanaatına Varmaktayız. Bu suretle yeni fikirlerin ışığı altında bundan sonra ortaya çıkacak meselelerin cemiyet hayatı üzerindeki muhtemel tepkilerini tahmin etmek ve buna göre de vakit kaybetmeden alınması gereken tedbirlerin esas prensiple-[ rini formülleştirmek mümkün
Bilhassa yeni senenin ilk aylarından itibaren pek güzel idare ediliyormuş hissini veren .Radyo Çocuk Saatime, Milli Eğitim Bakanlığının e) aldı... Ve elbette ki onun da koymuş olduğunu öğrenmekle bu tarihe, bu toprağa ödemek bahtiyarız. zorunda olduğu borçları var-
Gazetelerde her gün yeni bir dır. Bu borçlan ödemek için güzel hareketini okuyarak fe- daima daha iyiye, daima daha rahladığımız Milli Eğitim Ba- güzele, daime kanlığının yaptığı en 1 ’-
işlerden biri, şüphesiz saati’ni bu başı boşluktan kur- ,-ifeierin tarmak olacaktır. Esasen rad yodaki çocuk neşriyatının, te- I şekkül tarihinden itibaren bu Bakanlığın idaresi altında bulunması en tabii ve zarurî bir hal iken bu zamana kadar İh-mal edilmiş olması şayanı hay ret bir gaflet eseridir.
Radyo idaresinin çocuk saatine karşı gösterdiği lâk’aydınin, bu neşriyatın Türkiye çapındaki önemini anlamamakta ısrar etmesinin sebeplerini de. onun asıl sahibi bulunan Millî saatle yapılacak işleri icra e Eğitim Bakanlığının gösterdiği ,len-bu ihmalde aramak mümkün 2 — Radyo başında bu saati olabilir.. Çünkü on bir yıllık dinliyen çocuklar bakımımdan, bir geçmişe sahip bulunan 1 — Buraya devam eden ço-tocuk saati, maalesef hiç bir bu ssatin idarecisi
zaman kendisinden asri bekle- "lan *elklli blr Sahla bir nileni yapamamış olmak bet- (s°n" 1 “n™ ®)y'ada)
bahtlığı İçindedir. =
Çocuk saati’nden beklediğimiz nedir?... Aşikârdır ki bu saatin gayesi, çocuklarımıza, neşe, eğlence, oyun havası i-çinde bilgi kazandırmaktır. Fa kat asıl önemli taraf, kazandırılacak bilgilerin mihverini tâyin edebilmektir. Onlara ne öğreteceğiz?... Yıldızların dün yaya olan uzaklıklarını, korkunun kötülüğünü, yahut kitap okumanın faydalarını mı?.. Bütün bunlar, elbette öğreteceklerimiz arasında bulunacak tır.. Ama her şeyden evvel ve her şeyle beraber çocuklarımıza öğreteceğimiz tek şey: Tüık olduklardır-
Çocuklarına, söz anladığı ilk günlerden itibaren, milliyetini kendj öz benliğini yudum yudum içirmeyen; kanına, .iliklerine bu havayı sindirmeyen bir milletten, asla büyük işler beklenemez.
Bir ana için, kendi kaniyle beslediği evlâtlarını, diğer çocuklardan fazla sevmek ne kadar tabiî bir hâdiseye, çocuklarımıza: (Evvelâ Türk, sonra dünya..) fikrini vermek de o kadar tabiî bir terbiye tarzıdır... Her Türk çocuğu bilmeli dir ki: damarlarında dolaşan Tük kanıdır.. O, bu kanı en şerefli yapraklar, en büyük insanlarla dolu olan tarihden getirdi.. O, bu kum. dünyanın en
İsmet KÜR
o----, —..— daha mükem
hayırlı ;ne]e doğru gitmek vazifesini çocuk yüklenmiştir.. Bu vazife, va-en büyüğü, en şeref -T si, en güzelidir...
Bu mihveri, bu esas fikri bulduktan sonra diğer eksik leri tamamlamak, bir çocuk için lüzumlu olan diğer bilgilen kazandırmak güç olmıyacak-tır..
Radyo çocuk saati’ni birbirinin tamamlayıcısı oian iki yönden ele almak icabettiğl kanaatindeyim:
1 — Mikrofon başında bu
Tarım Bakanı Ayvalık'ta
Ayvalık, 16 a.a. — Tarım Ba-I anı Nihat Eğriboz, beraberinde Özel Kalem Müdürü ve Bakanlık erkânından bazıları olduğu halde dün saat 17.30 da şehrimize gelmiş, Ayvalığın Al-tınova bucağında Vali ve Balıkesir milletvekillerinden bazıları, Belediye Başkanı tarafından karşılanmıştır. Doğruca Demokrat Partiye giden Bakan, halk ve partililerle konuşmuştur.
i İşçilere verilmekte olan bir kat meşin pantalon ve çizmemin miyadı bir seneliktir. Ha) ___________________ ■ buki kan, meşin pantalonu ve ~__________________| kauçuk çizmeyi azami üç ay-
Sıtma Savaş Genel Müdür- da parçalamakta ve bu sebep-lüğü Bakanlığa bağlanacak le işçiler yalın ayak parçalan-Sıtmft Savaş Genel Müdürlü- . mı§ Pantalonlarla mezbahada .......... j,, v„ı. kesim yapmaktadırlar.
I İçişleri Bakanının teftişinden sonra yakılan hamamlar şimdi yakılmadığı gibi son zamanlarda ihalesi yapılmış o-lan hayvan pazarının da inşasına, aradan bu kadar zaman geçtiği halde, başlanmamakta-dır.
Çıkış kaçağı olarak da: 944 kilo çeşitli yiyecek maddesi, 735 adet koyun vc keçi, 182 kilo tütün, 522 kilo uyuşturucu madde, 195 kilo ve ayrıca 46 adet çeşitli Tekel maddesi, 3445 lira değerinde Türk ve yabancı parası yakalanmıştır.
’.nif iftiyacını tatmin edeb I Fakat hakikatte bu günkü
Silâh araması
Dün, şehrin muhtelif yerlerinde yapılan aramada, seyyar satıcı Hulûsi Ekinci, Hamal İsmail Güneykaya ve sabıkalılardan Hüseyin Akdemir’in üzerinde birer adet bıçak ve tabanca bulunarak müsadere edilmiştir. Bıçak ve tabanca taşıyanlar hakkında kanunî takibata geçil-
günün lağvedileceği haberi hak- ( kında Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığında salahiyetli bir zat şunları söylemiştir: .Henüz bu hususta katî bir karar alınmış değildir. Sadece Bakanlık mezkûr Genel Müdürlüğün müstakil bir halden çıkarılarak Bakanlığın bir şubesi haline getirilmesi şeklini düşünmüş ve ilgililere bu hususta gereken tetkiklerin yapılmasını bildirmiştir. Tetkikler halen devam etmekte olduğundan vaziyet hakkında şimdilik kesin bir şey söy lenemez. Tetkikler neticesinde Sıtma Savaş Genel Müdürlüğünün Bakanlığın bir şubesi hali-n ? gelmesi şekli daha faydalı görüldüğü takdirde bugün için bir şayia olarak vasıflandırdığımız bu havadis hakikat ola-
Göklerin kanadlı milletler tarafından fethedilmesi, küremizi bir avuç içi kadar küçültmüş ve insan topluluklarını birbirlerine yaklaştırmıştır. Bu medeniyet unsurundan tamamiyle faydalanmak için havacılık çalışmalarımızı hızlandırmalı ve (Türk Hava Kurumu) na yardımlarımızı arttırmalıyız.
İtfaiye meydanı cinayetinin faili tevkif edildi
Evvelki gün öğle üzeri İtfaiye meydanındaki Ayaş otobüslerinin durak yerinde, kahveci Sami Demirci, karısına tecavüz ettiği iddiasiyle yağ satıcısı Durmuş Şansever’i tabanca ile öldürmüştü. Dün öğleden evvel sorgusu yapılan Sami Demirci suçu sabit görüldüğünden tevkif edilerek cezaevine gönderil-
I
1951 Yılı
TASARRUF HESAPLARI İKRAMİYELERİNDE
BUYUK YENİLİK
150 Talihliye
Hesaplarındaki para kadar Para İkramiysi
(Bir kura numarasına en çok 2500 lirçı)
AYRICA
YAPI ve KREDİ BANKASI
İkinci kattaki salıncağında huysuzluğa vesile ariyan yaramaz bebek çıtırtılardan u-yanıp ağlamağa başlayınca, annesinin uyku arasında söylediği ninniyi bir lâhza dinler ve yeniden merdivenleri tırmanırdı. Her biri kendi âleminde, kendi hayatım istihsale uğraşan çalışkan ve fakir insanların toplandığı binaya mahrem bir arzu gibi usulca yayılan bu ninni, bar artistini, çok ötelerden garip ve sıcak bir şekilde kucaklar, sankj kendisine söyleni-yormuş gibi derhal uykusu nu getirirdi.
Ama bazan, öfkeli ve hırçın olduğu zamanlar, hiçbir şey işitmezdi. Her şey ona bomboş, gamlı ve sefil -görünürdü. Aslında neş'eli o-lan miaacını hiç geçmiyecek sandığı bir bezginlik kaplardı. Ruhu daralır, patlıya-cak hale gelirdi.
Üçüncü kata çıktığı zaman, bit sikteki odanın eşiğine bakardı. Orası karanlıksa mesele yok, hikayeci uyumuş tur. Fakat sarı bir ışık çizgili mevcutsa, henüz yatmamıştır. Ya söküğünü diker, ya kitap, okur, yahut sigara veya-pipo içer. Kapıyı hafifçe tıkırdatarak:
—Merhaba! der.
Merhaba! diye cevap ve-
Yazan : Necdet ASI
Tefrika No : 19
Kendi kapısını açar ve girdikten sonra bölmeye yak laşarak:
— Nasılsınız,
diye sorar, erkek de:
— İyiyim! derdi.
Daha sonra, yatağa girer-
— İyi geceler! diye seslenir, erkek buna da:
— Eyvallah Küçük ciız.. sana da! diye vap verirdi. Haftanın tı günü bunların değişmezdi. Amma tesi geceleri kim daha kenci ise, ötekini misafirliğe beklerdi. En çok misafir cilan da bittabi genç kızdı.
Karşılıklı çay içerler, şuradan buradan konuşurlardı. Daha doğrusu Meri anlatır, hikayeci dinlerdi. Dinlerken kafiyen kun.idamaz gözlerini kızın dudakların
sürü kelimenin arkasına giz lenen asıl şahsiyetini yakalamak isterdi. O kadar tarafsız ve müsamahalı idi ki; genç kız onun cinsiyetini unutur ve aklına ne e-serse onu söyler, içini boşaltırdı. Fakat, arada sırada, ağzına yakışmıyacak bir küfüfr HvvUrduğunu veya saçmaladığını fbVkettlğt zaman kıpkırmızı kesilirdi.
— Sen boyuna susuyorsun, ben de kendimi kız arkadaşlarının yanında zane-diyorum! diye özür dilemeğe çalışırdı. Biz, birbirimize herşeyi anlatırız.
Enver:
— Aldırma küçük, derdi. Biz Arkadaşız. Sen samimî bir kızcağızsın, ben de sır küpüyüm. Ne atarsan burada kalır.
Ama bir gün Meri oraya bir taş attı?
— Çalıştığım barı biliyor
ğe niçin gelmiyorsunuz?
— Seni burada, kendi o-cîLndâ görmek daha iyi değil rtıi? Tatlı tatlı konuşuyoruz. Kimse rahatsız etmeden.. Orada daha mı baş ka türlüsün?
— Evet. Beni dansederken vc şarkı söylerken görmelisiniz. Ben, şimdi karşınızda oturan kız değilim o zaman. Kalabalıkta derhal değişir ve etfâfımı büyülerim. Sonra sizin masanıza
masanızda bir acı k'-ihveden başka birşey içmiyeceğimi bilirsiniz. Onu da ben işmar lanm.
— Gelemem.
— Darılmayın amma pek man kafasınız.
Bu noktayı bu suretle kısa-ca belirttikten soma diğer bir müşahedeyi de burada kaydetmek icabeder.
Memleketimizde artık ziraat makineleşme yolundadır. Gün ■eçtikçe, her türlü ziraat işinde makine, insan ve hayvan enerjisinin yerine ikame edilecektir. Bu bir vakıadır. Makineyi kabul edemiyenler ihti-I yaçlarını tatmin etme bakı-■ mmdan çok geri kalacaklardır. 1 Böyle bir ihtimal ise insan karakterine pek uygun değildir-. Her türlü «Tevekkül, zihniyetinin, ihtiyaçların tatmini keyfiyeti önünde, ehemmiyet ve . tesir derecesini kaybedeceği . muhakkatır.
' O halde Türk Çiftçisi maki-________ neleşme mecburiyetindedir. E-endiistride çalışan sasen bu yola girilmiş olduğu-geçindirdiği nüfus na göre, kara sabanla yapılan ____________ı ziraatın maziye karışmakta ge cikmiş olan bir yadigâr olarak kabul edilmesi gerekir.
Ziraatın tam bir şekilde ve gerektiği gibi makineleşmesi neticesinde durum ne olacaktır? İşte esas mesele burada-
— Bazı fikirlerle..
Genç kız yerinden sıçradı: |
— Bazı fikirlerle, ha? dedi, i İçki, dans, müzik ve kadın ye- i jine fikirler. PekV, s rece oyalıyan fikirler
İptidai bir hesapla bir insan (Sonu 4 üncü sayfada)
— Neden?
SİNEMALAR
iyice biliy gelir.
— Vallahi gelme çıtlatın..
— Başka zaman!
— Yo, hemen şin öğreneyim. Yoksa bütün gee uyuyamam.
— Eh, biz de otururuz.
— Bakın, gene alaya başladınız. Sizin bu huyunuz fena. Ne olur, birazcık
Enver ciddileşti:
— Man kadılık mı? Belki.. fakat bu bir prensip meselesidir.
— Prensip nedir?
— Prensip şudur Küçük: insan hayatta bir yol seçer, düşünüp taşınıp seçtiği bu. yoTun icabettird'iği şeyleri yapar, icabettirmediğini de yapmaz.
— Peki, sizi barlardan, eğlence yerlerinden meneden şey ne biçim bir prensip olmalı? Siz genç değil misi-
NÖBETÇİ ECZAHANELER
Yeni, Ege, Yenişehj
geli-
kendime Oyalan-gitmem
oyalanırım, uzaklara
Yıl-
al -hiç biri
Cumar-
Canım şakayı bırakın..
göre
Enveı- gözkırptı:
— Yağma mı var?
Meri güldü vc sağ kaşını yukarı kaldırarak:
— Yoksa sizi masrafa boğarım diye mi korkuyorsunuz? diye sordu.
— Nasıl bildin! Evet, tabii, ben yorganıma göre a-yak uydurmaktan hoşlanı-
Enver bir müddet kaşmdık-
— Yok vallahi, dedi, alay etmiyorum. Bu memlekette fikir hürriyetinin, demokra3İ-eşmesine çalışanlardan benim. Herkes kork-' düşünecek ve düşün-
17 E)lûl — 1950 Pazar
Hicrî: 1369 — Zilhicce 4
Rumi: 1366 — Eylül 4
17/9/1950
- Skhlfe : 5
Batı Almanya Doğu
seçimini tanımıyor
demokrasi
Mehter
Doğu kesiminde yapıl
ıst taraftarı tezahür;
Hikmet YAZICIOGLU
vaziyeti
Evreka!... Evreka!
J..
metler ifa e
Demokr
bıılmııştı Billı
Itırını sağl
miihim hız-deceklermişl* mlekette nasıl inkişaf ettiğini ve so-ığını bilnıiyen vatandaş yoktur. Bu-landalyasındaıı kalkmamak hususunda çevirdiği entrikalar ila malûmdur. Bu vaziyetin unutula-•derek kalkıp «Bu işte bizim hakkımız büyüktür!» ■k, kendini fasulya gibi nimetten saymak gibi
. fliiııyaya örnek teşkil edecek derecede diizgiin geçmesinin ve Demokrat Partinin kazanmasını sebebi, Türk köylüsünün fevkalâde denilecek kad: ktîk kullamııaşıdır.
bizar olan köylümüz, çareyi )k, Halk Partisine yazılmada
Bınefsihi telkin!
ABAHAT snmı tıkabil iyi bi ■kim, I I ma;
güneşine de bir sürü sahip çıkmıştır.
DısPolitika
İki Almanya arasında gerginlik

ir ecnebi dostumuz Mehteri radyoda dinlemiş. «Bu müzikte ben bir hususiyet buldum. Neyin nesjdir?» diye sordu. Teklifim üzerine, birlikte 19 Mayıs Stadyumuna gittik. Mehter orada bütün heyet ve heybetiyle «nevbet vuruyordu-. Ecnebi dostum, kıyafetleri görünce ve gümbürtülü çalgıyı işitince biraz şaşırdı. Kendisine bu musiki takımının ne olduğunu kısaca anlatmaya çahştım. Tabiî bu münasebetle söz imparatorluğa intikal etti. «Merak etme, diye şaka ettim, yeni bir imparatorluk kurmağa hazırlandığımız için muhafaza etmedik bu Mehter takımını... Sadece vaktiyle imparatorluk kurmuş olmamızın bir sembolü olarak
İmparatorluk lâfından hassa-nefret eden dostum: «Bili-sun ki imparatorlukların mo-ı zaten geçti», dedi. «Doğru, ün imparatorluklar bir bün-hastalığiyle çöker giderler.
Biz bunu anlıyalı çok oldu. Şifasız bir hastalığa tutulan bu vu zamanında kesip atmı bildik. Ama doğru söyle, teklifsiz bir eda takındım, bizim yokluğumuzu hissettiğiniz yerler mevcut değil mi?»
Mehter Mahurdan vuruyordu. Dostum düşündü: «Var, dedi.
Orta Avrupa ve Orta Doğu...». Sözünü ben tamamladım. «Senin anladığın mânada imparatorluk lâfı bize yakışır bir ad değildir. Zira bizim en cuşişli ’ fetih zamanlarımızda, Macar ovalarında yeşeren kütüklerin koparılmış salkımları yerine çil çil gümüş sikkeler bağlanmıştı. Çünkü akıncılarımızın kumandanı, velevki bir salkım üzüm olsa, koparılan veya tahrip edilen her şeyin bedelinin yerine
i bırakılmasını emretmişti. Biz
I gittiğimiz yere harabı ve esaret
I değil, hak ve adalet götürdük.
Düşün ki, diye devam ettim, si-
zin ananevi düşman saydığınız Cermenlere. Fransa Kıratlığını kurtarmak için ilk kafa tutan biziz. Bugün karşısında tirtfr dirediğiniz Rusya’nın hakkın-dan asırlarca biz geldik. Birleşmiş Milletler ruhu ve ittifakı diye bugün sıkı sıkıya bağlandığınız mefhumu, biz mukaddes ittifakla Polonya’nın taksim edilmesine her şeye rağmen itiraz ederek, bundan bir buçuk asır evvel tahakkuk ettirdik.» Dostum, Mehteri seyretmek istiyordu. Lâkin yüzünden anladım ki söyliyecek iki çift sözü var: «Peki bu inhitatın sebebi ne?» dedi.
«Geç kaldık, dedim. Avrupa-ya geç çıktık. Çünkü biz, sizin diyarlara ayak bastığımız zaman, siz Rönesansın harareti içinde idiniz. Yeni ufuklar ve yeni kıtalar keşfetmiştiniz. Tacirleriniz çoğalmıştı. Alınteri ve hayat pahasına denizaşırı memleketlerden mal alıp getiren be-zirgân, bu malını himaye edecek kuvvetli bir otorite arıyordu. Kıratlarınızın, Derebey şatolarını tacir barutiyle yıktıklarını ve Viyana’yı iki sefer tüccarlar kiralanmış askerlerin »)UUU.U(» «-««.ğini bilirsin. Buna mukabil biz galipler, işin iktisadi tarafını hak ve adalet uğruna tamamen ihmal etmiş bir vaziyette idik. Sömürmesini bilmiyorduk. Bu işin nasıl bir iş olduğunu sonradan yine sizden öğrendik.»
Orta Doğu meselesine gelince, diye devam etmek istedim. Dostum yüzünü buruşturdu. «Bunda haksızsın» dedi. «Nasıl haksızım, dedim, istiklâl vereceğiz diye birtakım memleketlere tesahup edip sonra da bu yüzden, bütün dünya sulhunu tehlikeye düşürebilecek acaip bir kavgaya girişmek haklı hareket etmek midir? Seninle şu Süveyş ve petrol meselesini konuşalım mı?» demeye kalmadı, Mehter «Divan tutmaya» başlamıştı.
Mücahit TOPALAK
. tarafından kiral müdafaa ettiğir
A-
İmtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına
Başmuharrir Mümtaz Faik Fenik
Bu nüshada yazı işlerini fiilen idare eden
Hikmet YAZICIOĞIU
Basıldığı yer Güneş Matbaası — Ankara
Dünya’nın aynası:
ATOMUN İKLİMLERE VE İNSANLARA TESİRİ
Muhakkak olan tek şey atomun dünyamızı zehirlemiş olmasıdır..
Batı Almanya Birleşmiş Milletlere başvuracak
Nevyork Radyosu, (Basın -Yayın) — Bonn parlâmentosu dünkü oturumu esnasında Doğu Almanyada komünistler tarafından tertip edilen genel seçimleri Birleşmiş Milletler nezdinde protesto eder mahiyette bir karar almıştır. Bu kararın oya konması esnasında yalnız komünist saylavlar
aleyhte oy vermişlerdir. Alman hükümeti, Birleşmiş Milletlere yapîığı bu protesto müracaatında seçimlerin ne şekilde yapılacağını bütün teferruatı ile açıkladıktan sonra, Sovyetler tarafından tanzim olunan bu genel seçimler ne-neticesinde Alman milletinin tamamen esir edilmek istendiğini önemle bildirmektedir.
eden günlerde kafile hnlinde ’artili müfettişlerin aldanma-Mcrkezlcrinc gelen bütün raporlar, yurtta ısı diye ancak bir kaç bin kişinin kaldığı-
ırasında para ile tııtıılan kalabalıklar da, kendi kendini kandırma isinde çok faydalı olmuş ve neticede
Norveç’in müdafaa
İsveçin Savunma tedbirleri
beıdir. Gözümüzle de gördük, mü-raporu da ortada... Yapılacak iş seçimlerin tamamen seıııest olmasıdır. Bu vaziyette yüzde yüz seçimleri kazanırız. Bu sayede bütün dünyaya bir demokrasi nümune-si gösterir, aynı zamanda 1946 seçimlerinin yüz karasını da ege muvaffak oluruz! İktidarı sağlar sağlamaz da mu-feti kökünden temizler ve bir daha meydana çıkmamak ■e tasfiye ederiz..
bir eksik, ne bir fazla, düşündükleri aynen bu idi!... la üç kuş ve kepdi aleyhlerinde düşünmek
işan da edeceklerdi.
bile verilmeyen bu devirde, ken-li keseleri gibi tasarruf ettikleri imkânları, sarayları, yatla-kâşaneleri, sırf memlekete hizmet, demokrasiye olan aşk sevda yüzünden elleriyle, istekleriyle bırakmalarına imkân ihtimal yoktu.
Onlarda bu çeşit bir «hacı gözü» olmadığı bugünkü neş-atlan ile de sabittir.
Bari, kendilerinin bile inannmıyacağı bu kadar lâfı bir getirmek zahmetine katianmasalar da, zamanlarını slere hasretseler!
Itfl eteorolojistlerin de ak-■■■ sini iddia etmiyecekleri bir olay karşısında bulunuyoruz): Geçirdiğimiz «Acı» yaz mensimi, senelerdenberi tahammül ettiğimiz yazların en ağın olmuştur. 1949 yazı zaten istikrarsızlık içinde geçmiştir ve en mühim olanı, bu istikrarsızlığın gittikçe artmasıdır.
Her gün vukua gelen fırtınalar, insan ve hayvan telefatı, kapanan yollar, müthiş e-lektrik tazyikleri, aile kavgalarının ve milletlerarası konferanslarının havasını ağırlaş-tımaktadr. Bugüne kadar görülmemiş şiddette yağan yağmurlar ekinleri harab etmekte ve milyarlarla ölçülecek derecede zararlar husule getirmektedir.
Bu durum karşısında İnsanın şöyle düşüneceği geliyor:
— Alt üst olan iklimler, havadaki elektrik tazyikinin bir artışının neticesi midir? Yoksa bu hal atom âlimlerinin bir oyunu mudur? Dünyaya bir yıldız mı çarptı?
Mümkündür. 1908 yılında, youlnu şaşırmış olan ufak bir seyyare, Şibiryada Tougoun-dra mintakasına çarparak muazzam bir sahayı tanınmaz hale sokmuştur. Bu çarpmanın neticesinde husule gelen alev 600 kilometrelik bir mesafeden görülebilmiştir. Sade -menin tesiriyle meydana gelen toz tabakası da bütün arzın et-
rafım kaplamıştır,
Henüz pek bilinmlyen bir
cihet varsa, o
da havanın ter-
kibindeki en ufak bir tahav-
Norveç’in askerî bakım dan herşeyi eksik
Londra Radyosu, (Basın -Yayın) — Norveç Savunma Bakanı Oslo’da Norveç parlâmentosunda verdiği bir demeç te, harpten evvelki vaziyetine kıyasen çok daha kuvvetli ve iyi teçhiz edilmiş olan Norveç ordusunun henüz kâfi derece de kuvvetli olmadığım ihtar etmiştir. Norveç, ordusunun kara kuvvetlerinin ve subay sayısının gayri kâfi olduğuna işaret eden Savunma Bakanı, Norveç'in hava müdafaa teşkilâtının da zayıf olduğunu söylemiştir. Savunma Bakanı son olarak Norveç’in batı müt tetiklerinin savunma siyaseti zincirinde kuvvetli bir halka olamıyacağını söylemiştir.
Tersanelerin yeniden tamirine başlandı
Nevyork Radyosu (Basın Yayın) — İsveç hükümetinin, savunma işlerini süratle başai mak için derhal teşebbüse geç fiği Stokholmden haber verilmektedir Hükümetin, askeri fabrikaların durumunu gözden geçireceği ve bu arada tersanelerin tamiri için gereken e-mirleri verdiği anlaşılmaktadır. Savunma Bakanlığı tarafından tanzim edilen bir program gereğince, hastabakıcı o-kulları ^kadroları genişletile- I cek, askerî olaııL'ırip sayıs: art- 1 tırılacak, ordunun bütün mo- | dern silâh ihtiyacı temin edilecektir. Harp sanayii de bilhassa önemle ele alınacaktır.
Sovyetlerin yeni harp gemileri
Stokholm, (a.a.) — İyi haber alan bahriye kaynaklarına göre, Sovyetlerin yeni yapmakta oldukları 5.600 tonluk üç harp gemisinden biri bu ay Doğu Baltık denizinde seyir tecrübelerine başlamıştır.
Bu Sovyetlerin 15 senede inşa ettikleri «Sovietksy Sojus» gemisidir. Bu gçminin inşaatına diğer iki eşi Tretia International ve Sovietikoia Ukrania İle beraber 1935 de Leningrad civarında başlanmıştı.
Bu sene indirilen .Tretia International» teçhiz edilmektedir. Sovietikaia Ukrania ise henüz tezgâhtadır.
Geminin iki taretli 40.6 san timetrelik elti, 15 Sm.lik 20, 15 milimetrelik 25, 20 mm lik 10, ikj taretinde füze topu var-lır.
Kore’ye gidecek Ingiliz birlikleri
Nevyork Radyosu, (Basın -Yayın) — Kore cephesindeki savaşlara katılmak üzere, İngiltere’den yeni askerî birlikler u-çakla Uzak Doğu bölgesine sev-kedilecektir. Bu birliklerin bir an evvel Kore’ye ulaşması temin edilmiştir.
Serbest Fıkra
vülün, zahiren ehemmiyetsiz görünen bir bulanıklığın, arz üzerindeki hayata geniş ölçüde tesir edip ve hattâ onu tama-mile yok etmesi mümkün olup olmadığıdır.
Arzdaki hayatın bağlı olduğu şartlar tetkik edildikçe, bunların, kâinatta mevcut bulunan şartların en mükemmeli olduğu kolayca anlaşılır. Halbuki, insanlar makul olmak istememişler ve Los Alamos, Hiroshima, Nagasaki, Bikini,
Cisimlerin suda yüzme kanununu hamamda yıkanırken keşfeden eski Yunan Fizikçisi Arşimed sevincinden dışarıya çini çıplak fırlıyar^k «Buldum!., buldum!..» diye bağırmıştı. Aynı hal size kolaylıkla İngilizce, Fransızca, Almanca... öğreten LİNGUAFON metodumuz hakkında da vakidir. Zira artık iğne ile kuyu kazar gibi karışık ve anlaşılmaz gramer kaideleri içinde boğulmağa lüzum kalmamış, yabancı dili ay-nen ana dilinizi öğrendiğiniz tajyiî usulle yani kulaktan otomatik olarak size maletmenin kolayı bulunmuştur. İlişik kuponu doldurup yollarsanız, mufassal izahatı havi resimli broşürümüzü adresinize memnuniyetle göndeririz. 2758
KUPON
İstanbul belediyesine yakıştıramadık!
Gemide iki keşif uçağı ile ki yanında ve su kesiminin ’.ltında 6 tane de torpil kovanı oulunduğu sanılmaktadır
Geminin her biri 240 metre boyunda 3 metre enindedir. Su 'cesiminden aşağısı 11 metre-iir. Zırhları 10—18 pus kalın* ığındadır. 32 behrimil süratinle olan her üç gemi, 14 bahri mil katedebilmektedir. j
Tahminlere göre her birinin rıürettebatı 1850 kişi olacak-l tır.
İstanbul Belediyesinde, giderayak bir ihale bolluğudur, gidiyor’..
Vakıa İstanbul'da su yoktur ama, ilâ maşallah su gibi para harcayan bir İstanbul Belediyesi ve Daimî Encümeni vardır ki yumurta kapıya gelmiş boyuna ihale, ihale, yine ihale yapıp durur...
Yalnız dünkü gazetelerde gördüğüm ihalelerin miktarı 3 milyon 291 bin küsur liradır. Tediye müddetine gelince: Bu ihaleler ayrıca 1951 -52 ve mütebaki senelerinde ödenmek gibi kolaylıkları da (!) ihtiva etmektedir. Hele ihale tarihini söylesem büsbütün hayret edersiniz, şöyle k):
30 eylül akşamı eski Belediye Meclisinin de Encümeninin de kanunî müddeti bitecek 1 ekimde de yenileri işi
[ Sarıçizmelı
devralacaklardır. İşi Encümen azimetim bir gün evvel yani 29 tarihinde 3 milyon küs lık ihaleleri erbabına kaman-ço etmek için harıl harıl çalışmaktadır!
Hayret!...
Bu hale bakır ki yeni Bclediy lirini, giderini hesapladı ve buna göre bu milyonluk ihalelere kapılarını açlı. Hayır
Fakat sorması ayıp olnıa-nln sebebi nedir? Bir Belediye Encümeni azimetinden 21 saat evvel, 3 milyon küsur li-
hhütlere nasıl giri-ir gün sonra kanu-salâhiyeti kalmıyan ümen bu ihaleleri, • müddetle çalışacak Belediye Meclisi ve üınenlerinin sırtına nasıl devredebilir? Hem bu ihaleler, iki gün bekletilse, kimin göbeği çatlar?
anlaşılır iş, değildir!
akıl
ı acaip vaziyeti alâ-ve bilhassa İstanbul Belediye Reisi Fah-erim’in ününe bir kere daha sermeği muvafık bulduk. Şifasını ondan bekliye-ceğiz!
Maltını ya... Kendileri Belediye Reisi olmakla beraber ayrıca sinir ve ruh hekimidirler de... Hiç değilse Encümen âzasının bu marazî hallerini tedavi etseler!...
doğmasının muhtemel olduğunu ve, bütün arzımıza, yumuşak yazlar, mutedil kışlar, bulutlu bir havanın yayılacağım evvelden bildirmişlerdi.
Bu tahmin yanlış çıkmıştır. Hiç şüphe yok ki fırtınalar devrine gidiyoruz. Fakat muhakkak olan bugüne kadar vukua gelen atom infilâklarının dünyamızı zehirlemiş olmasıdır. Eğer her çeşit atom ve id-rojen bombası bombardıman; olacak olursa, hayatımızın ne olacağını düşünmek daha şimdiden ürperti vermektedir. U-mumî bir buz devrine mi gireceğiz? Her şeyi silip süpü-
rüp yok e.decçk olan fırtınalar ve dinmeyen sağnaklarla mı karşılaşacağız? Kandaki kır -mıZı kürreciklerin imha edilmesinden dolayı ölümle neticelenen salgın hastalıklarla mı mücadele etmek zorunda kalacağız?
Bunların hiç biri ihtimal dahilinde değildir, fakat kabul etmek mecburiyetindeyiz ki, yeni bir harp, galipleri mağlûplar kader perişan edecek umumî bir facia halini almaya yüz tutmaktadır. Ve işte harbi önliyebilecek yegâne sebep de her iki taraftaki bu korkudur.
Safa Takyelî - Ban
Enivetok ve henüz bir tecrübe mi yoksa bir kaza neticesi mi olduğu bilinmeyen Rus atom infilâkı ile, tahminlerinin fev kinde öldürücü tecrübelere girişmişlerdir.
Atom bombasının en fcüyük teknik mahzurlarından biri,
'infilâkın tarif edilemiyecek kadar süratli olup 235 uranium yahut plutonium'un çatlayıp dağılmaya bile vakit bulamamasıdır. Bundan maada, infi-
lâkin neticesinde, muazzam miktarda yayılan «Neutron.lar havaya ve etraftaki her şeye • radyo - aktif, tozlar serpmektedir.
Bir tek Otom bombasının 6 milyar milyondan fazla radyoaktif atomlar yayabileceği ve bu suretle dört gün zarfında bütün dünyayı kaplıyabılece-ği hesaplanmıştır, Böy.e bir anda, havanın normal radyoaktivitesi iki misline çıkmış ve insanlar, hayvanlar ve nebatlar üzerinde aşağı yukarı tah« mini imkânsız tesirler icra et-
miş olacaktı. Bunun haricinde
• Mevzi toplanmalar, olacaktır,
yani radyoaktif bulutlar orta-
lığa yayılacaktır.
Bir fransiz fizikçisi, teçrü) be ile sabit olacak bir şekilde ■
meseleyi halletmeğe çalışmış-;
tır. Hususi surette teçhiz edil-
miş bir «Laboratuvar - uçak»
kullanan bu âlim, Fransa sema
sında atom keşifleri icra et • iniştir, .Netice memnuniyet verici olmuştur: 1946 haziran a-yında Fransanın gök yüzünde Hiroshima’dan gelen radyo-' aktif cisimlerin mevcut okluğu , tesbit edilmiştir. Bikini infi-lâkinden tam yirmi gün sonra radyo aktif kuvveti büyük o-lan esrarengiz bir (A cismin» havada mevcut olduğu müşahede edilmiştir.
Hali hazır kötü hava şartlarının sebepleri bunlar mıdır? Belki. Sıkı bir gizlilik perde sine bürünmüş olan Enivetok-
tecrübelerinden evvel Ameri-
kalılar bir «Bikini ikliminin»’’
ANKARA RADYOSU Pazar — 17/9/1950
8.28 — Açılış ve Program 8.80 --S. Ayarı, Haberler ve Hava Raporu 8.46 — GUnaydın (Pl.) 9.10 — Gü. nün Programı. 9.15 — Radyo ile in; gilizce. 9.30 — Sevilmiş Parçalar (Pl.) 10.10 — Konuşma. 10.25 — Makamlardan bir Demet. 11.05 — Temsil. 11.80 — Salon Orkestrası (Pl.) 12.00 — Hep Beraber Söyll. yciim (Yurttan Sesler Korosu).
12.30 — Telden Tele. 12.50 — Oyun Havaları (Bağlama Takımı). 13.00
- Haberler. 13 15 - Dans Müziği (Pl.) 13.30 — öğle Gazetesi. 18.45
- Dans Müziği (Pl.) 14.00 — Hava Raporu. Aksam Programı ve Ka.
¥
17.58 Açılış ve program 18(0
S. Ayarı. — 18.00 İncesaz (Muhav. yer Faslı). — 19.00 S. Ayarı ve hu borler. — 19.15 Tarihten bir yaprak.
- 19 20 Yarım saat dans (Pl.) — 19.50 Akşamın karma müziği (Pl.) -
20.15 Radyo gazetesi. - 20.30 Şar. kılar. — 20.45 Hafit Melodiler (Pl)
- ?1.15 Müzikle gezi (Pl.) — 22.00 Spor saati (Günün lıabcreri.) -
22.15 Dans müziği (Pl ) - 22 15 S. Ayarı ve haberler. 23.00 Prog.
İSTANBUL RADYOSU
17 Eylül 1950 — Pazar
12.57 Açılış ve programlar. — 13.0J Haberler. — 13.15 Müzik dünyasın, dan çeşitli örnekler (Pl.) — 13.45 Saz eserleri ve oyun lıavalraı. — 14.00 Serbest saat. — 14.10 Dans nıOzlJl (P.) — 14.80 Şarkılar. — 15.15,Dinleyici istekleri. — 16.00 Saz eserleri — Şarkı ve türküler (Pl.)
- 16.30 Konserto (Pl.) — 17.15'Sc. vllmla seslerden melodiler (Pl.)
17.30 Dans müziği ve Türkçe tan. «ular. — 18.00 Bestekâr simaları: EdUard Grleg (Pl.) - 18.20 Fası) heyeti Konseri. — »9.00 Haberler. —
19.15 İstanbul haberleri. — 19.20 Şarkılar. — 20.00 Serbest saat. — ‘20.10 Ara müziği (Pl.) — 30.15 Rsd.
Dünkü bulmacanın halli; foldan sağa:
•a. 9 — On. İdam, »•I. açık, eren. Yukardan aşağıya:
1 — Kosab, kök. 2 — Yok. ne 3 — Zo. asi. 4 - üre. arazi, û.-y Mazi, arada. 6 — Kımız. ınafl. 7 - Kim. mı. 8 — Ev. arl.9 w Ret. idame. 10 — Ete», atiye. 11».— Adattı, şer 12 — Ark. re. 13 — Ye. oda. 11 —
Tertibeden - ,V. V-
gazetesi. — 20 :iö Saz eserleri.
20.45 Spor hasbıhalleri. — 21.00 Vals kralı Slrauss. Radyofonik tem. sil. — 21.40 Ara nfüzlği (Pl.) r-
21.45 Şarkılar. — 2?-2Q Keman ve piyano |çip sevilmiş parçalar (Pl.) - 22.46 Haberler. — 23.00 Dans mllzlgl (Pl ) — 2330 Karışık hatıl gece-müziği (Pl.) —24.00 Program.

Sahifc : 4
[LÂLEoeSULTAH
Yazan : Zuhuri DANIŞMAN
Tefrika
I Başmakaleden devam
I
ZAFER
17/9/1950
Birdenbire herşey sustu. Osmanlı Padişahı Sultan Ahmet geliyordu
Ve sandallar birbiri ardı sıra Kâğıthaneye doğru geliyor.
Şimdi Halicin üzeri sanki bir sandal mahşeri.. Rengârenk elbiseler altından ince ve mukavves kaşların, gönüllere saplanan uzun kirpiklerin, dalgalanan saçların harelendiği görülüyor.
İstanbul, Kâğıthane sofasına akıyor!..
Padişah bugün Kâğıthanedc-dir!..
Uzaktan Ney ve Tanbur ses leri duyulmaktadır. Bu içli ney sesine, def, darbukanın coşkun ahengi de karışmaktadır.
Sahili sıralayarak gelen bir sandaldan Bekir Çavuşun Hüseyni faslından nefis bir gazel, denizi yalayarak bütün gönül lere akıyor:

Türkiye Kömür Satış ve Tevzi Müesaesesi Ankara Şubesinden
Atlantik paktı ve vaziyetimiz tcdirlcr. Yalnız, bunlar sadece dostça ifade edilmiş, plâtonik teminattır. Halbuki Türk Umumi efkârı, Amerika'nın, altına sarih bir şekilde ve gönül rızası ile imzasını koyacağı ahdî bir teminat beklemektedir. Biz bu siyasî vesikayı siyasî portföyümüze koydukan sonradır ki, A-hın tanı bir yardımından labilirlz. Ve kendi politikamızı daha emniyetle ve daha nağlam bir şekilde yürütebiliriz, izim Atlantik paktı üzerinde rla duruşumuzun tek sebebi, ve İngiltere ile olduğu e bir ittifak aktır. Geçen gün de yazdık, meselenin esası, Amerika’nın vaziyeti, altına imzasını koyduğu bir teahhütle bilinmektedir. Bu iki şekilde olur: Ya Atlantik Paktına girmek, veyahut Amcrikh’nın da dahil olacağı bir bölge ittifak manzumesi kurmaktır.
Yoksa, Türkiye bir tecavüze uğrayacak olursa, Atlantik Paktını imza eden devletlerden çoğunun, bize yardım edemiyccek durumda olduğunu bilmiyor değiliz. Bunların hepsi hakkında dostça hisler beslediğimiz niyetlerinden emin oldu-halde bir noktayı açıkla-a lüzum görüyoruz: Bir harp olduğu takdirde İzlanda mı, Portekiz mi, Lüksomburg Dukalığı mı bize netice üzerinde müessir olabilecek bir yardımda bulunacaktır? Bütün mesele Amerika’nın, İngiltere ve Fransa ile beraber, var kuvveti le bize yardım edeceğini ahdî bir şekilde temin etmesindedir. Eğer üç devlet Dışişleri Bakanları, Vaşington toplantısında Türkiye’nin Atlantik Paktına şimdilik kabul edilmemesine karar verdikleri zaman işin bu tarafını esaslı bir surette tetkik etmişler ve sarih bir neticeye varmışlarsa, o zaman mesele yoktur. Çünkü bu takdirde, geçen gjinkü makalemizde bahis mevzuu ettiğimiz ve yukarıda da tekrarladığımız ikinci şık tahakkuk etmiş olacaktır ki bizim de istediğimiz yerine gelecek ve Türkiye umumî efkârı tatmin edilmiş ve barışın korunması emniyet altına alınmış bulunacaktır.
Bütün bu noktaların Hükümetimiz tarafından lâzım gelen dikkat ve teyakkuzla incelenip ona göre bir hareket hattı tayin edileceğinden şüphe etmiyoruz. Yalnız bıı arada biz de bir gazeteci ve bir vatandaş olarak şahsî mütaleamızı söylemeden geçemiyeceğiz.
Üçlerin, bir askerî anlaşma akdi için ihzari konuşmalara tevessül edilmeden evvel Atlantik Paktı hakkındaki talebimizi reddetmeleri, cidden teessüre şayan dır. Geçen gün de işaret ettiğimiz gibi, bu şekilde bir hareket, neticeler üzerinde hiç bir tesir icra etmese bile muhakkak ki, Türk umumî efkârında bir kırgınlık yaratacaktır. Onun için Üçlerin derpiş ettiği askerî konuşmalara derhal başlamak ve bunları süratle bitirip bir karara varmak ve yapılan hatayı ancak bu şekilde tashih etmek mümkündür.
Fakat bu konuşmalar da belki müsbet neticelere ermiyebi-lir. Buna karşı da elbette diğer tedbirlerimiz olacaktır. Amma her şeye rağmen şunu da söy-liyclim ki, Türk Milleti tek başına kalsa da son neferine değil, son ferdine varıncaya kadar kendi topraklarını ve hürriyetini müdafaa etmiye azmetmiştir. Bu mücadele aynı zamanda bütün iyi niyetlerimizi ve gayretlerimizi bir tarafa itip, bizi yalnız kendi imkânlarımızla başba-şa bırakanların da halâs mücadelesi, medeniyet ve insanlık mücadelesi olacaktır.
Bu cihetten bir Türk evlâdı olarak kendilerine hatırlatalım, şunu da ilâve edelim ki, biz Atlantik Paktını bir iç politika meselesi halinde asla görmedik* görmiyeceğiz. Hâdise bunun çok üstündedir. Çünkü bu insan haklarının ve bir medeniyetin beka-
Mümtaz Faik FENİK
Kok Kömürü Tevziatı
Bu hafta kömürleri verilecek beyanname numaraları aşağıdadır.
Gününde kömürünü aimıyanların sırası geriye bırakılırBu ilânlar Pazar günleri sabah gazetelerinde yayınlanır. Para yatırırken, kömürü alırken hüviyet gösterilmesi lâzımdır.
nu efendim. Nczzarei ruhsatına kansın mı efendim. Derler ki seni mihri vefa semtini bilmez Aşık bu söze hiç inansın nu | efendim...
Artık gazeller birbirini kovalıyor. Bu âheste ve dermansız nağmeler gönüllerde dalga lanırken, beri taraftan Nedim’ in şuh ve fettan bir gazeli duyuluyor:
Bir safa bahşedelim gel şu dili
Gidelim servi revanini, yürü Sa’dabadc.
İşte üç çifte kayık iskelede âmâdc,
Sa’dabadc.
Gülelim, oynıyalım, gâm alalını dünyadan,
Mai Tesninı içelim çeşmci
Görelim âbı hayat aktığın
Ejderhadan,
Gidelim...
Geh durup havz kenarında hıraman olalım,
Ge|ı gelüp Kasncinan seyrine hayran olalım.
Gâh şarkı okuyup gâhi gazelhan olalım.
Deniz böyle cûş-u huruş için de çalkanırken, Kâğıthane sırtlarından gayet zengin ve süslü arabaların da indiği görülüyordu.
Arabaların hemen hepsi de fevkalâde süslü, yaldızlı, altın işlemeli, ve kafesli idi. İnce kafeslerin arkasından tül yaşmakların dalgalandığı görülüyor, ve bu tüller arasından baygın edalı güzellerin fettan gülüşleri işitiliyordu.
(Sonu var)
Şantajcı kadın
Dün şehrimizde oldukça garip bir hâdisenin faili yakalan mış ve tahkikat sonunda soyulduğunu ve tecavüz edildiğini, iddia eden bir kadının hakikatte sabıkalı hırsız, dolandırıcı ve şantajcılardan birisi olduğu meydana çıkarıl-
Yaptığımız tahkikata göre Havva isminde 40 yaşlarında bir kadın otomobille geçenlerde bir soygunculuk hadisesinin vuku bulduğu Gölbaşı mevkiine giderek pürtelaş jan darma karakoluna müracaat etmiş ve yolda şoförler tarafından ilâçla uyutularak tecavüze uğradığını 300 lirasının çalındığını söylemiş ve bu sırada baygınlık alâimi göstermiştir.
Bunun üzerine Gölbaşı Jandarma Karakolu derhal faaliyete geçerek hadiseyi büyük bir titizlikle incelemiş ve bir kısım şoför ve yolcuları sorguya çekmiştir.
Bitkin bir vaziyette olan ve ağzından kan gelen Havva derhal hastahaneye kaldırılarak tedavi altına alınmış fakat doktorlar kadının hastalığını bir türlü anlayamamışlardır.
Nihayet tecavüz edildiğini ve parasının çalındığını iddia eden Havvanın hakiki hüviyeti meydana çıkmış ve ağzından kan gelmesinin de bilhassa ağzına yerleştirilmiş bir dalaktan meydana geldiği anlaşılmıştır. Şantajcı kadının Cebeci semtinde bir çok evlerden eşyalar çaldığı ve Türki-yenin muhtelif yerlerinde aynı şekilde dolandırıcılık yaptığı meydana çıkmıştır.
Şantajcı kadın hakkında tahkikata devam edilmekte-
ı Serbest sütun
(Başı 2 nci sayfada) komisyon tarafından hazırlanacak bir iç tüzüğe tabi tutul maları icabeder.
2 — Yukarda belirtmiş olduğum gibi, esas mihveri bulduktan sonra, radyo çocuk saatin den, dinleyiciler hesabına beklediklerimizi söylece madde-leştirmek mümkün olabilir:
a) Çocuklarımıza iyi alışkanlıklar, sağlam bir karakter ver mek; zevklerini, umumî bilgilerini artırmak; Türk ve dünya büyükleri hakkında bilgi kazandırmak için karşılıklı yapılacak konuşmalardan, piyes-larden oduğu gibi, bulmaca, şarkı ve şiirlerden de faydalanılacağı tabiîdir.. Fakat ele alı nan konu, nekadar faydalı olur sa olsun, eğer temiz, güzel bir Türkçeyle işlenmemişse hiç bir kıymet taşımıyor demektir... Dil meselesi, üstünde titiz bir dikkatle durulacak konulardan biridir.
b) Mikrofon başına geçecek dareci, hattâ öğrencilerin düz gün ve tabiî bir dille konuşmaları şarttır. Kelimeleri yersiz vurgularla alelocaip bir şekle sokarak «artistik konuşma» diye uydurma bir tarz ortaya atmak zararlı ve gülünçtür.
c) İstidatlı çocukları teşvik mahiyetinde olmak üzere, onlar arasında piyes, şiir yarışmaları da açmak mümkün ve faydalıdır.
d) Şimdi pek gelişi güzel i-iare edilmekte olan «Misafir saati, gelenlerin ve dinleyenlerin edebiyat ve müzik zevklerini, şiir okuma kabiliyetlerini arttıracak şekilde ayarlanabilir.
d) Radyo çocuk saatinin mü ’.ik kolu da, basit okul şarkılarından vazgeçin 2—3 sesli ko-
.-olCT kurmalıdır. Büyük müzisyenlerin çocukları çekebilecek parçalarından örnekler verirken, onların çocukluk ha yatlarına ait hatıralardan baş-lıyarak, hayatları hakkında ga /et kısa ve hatırda tutulur nilgiler de verilebilir.
e) Bütün bu sayılanlar hiç oir, maddi fedakârlık istemi-yen işlerdir. Elde bir miktar □ara bulunduğu takdirde, bir le çocuk dergisi çıkarmak »ok faydalı olur. İçine haftalık radyo çalışmalarından piyes-’er, şiirler, notalı şarkılar bulmaca ve resimlerden başka ço-nukları ilgilendirecek diğer konuları da alacak olan bu dergi, çocuk edebiyatımızdaki büyük boşluğu da kapatmış ılacaktır.
Bütün bu istekler, şöyle ilk 1 hamlede akla gelenlerdir Milli Eğitim Eııkartlığının seçeceği . komisyon elbette çocuklarımı-. za, huzur içinde dinleteceğimiz mükemmel bir program 1 hazırlıyacaktır..
1 Ümitle bekliyoruz...
Endüstri mes’eleleri
(Başı 2 nei sayfada) kilogrametre olan bir bey-takriben olarak

Kiralık - Satılık
Konforlu, geniş, möbleli, möblesiz daireler kiraya verilecektir. Ayrıca satılık temiz ve yeni yaptırılmış ev eşyası vardır. Adres: Meşrutiyet caddesi 49 numara, daire 6 ya müracaat.
Telefon: 22000
75 gir gücüne nisbeti 1/10 dur. Ortalama __________
memleketimizde çeki beygirlerinin mekanik iş kudretleri bir beygir gücünden çok aşağıdır. Bu itibarla ziraat işlerine giren (traktör, motopomp, ziraat makine ve çeşitli aletlerde kullanılan küçüklü, büyük lü motörler halindeki) her mekanik beygir gücü bir miktar canlı enerjinin yerini alacaktır. Her zaman ve heryerde, hiç yılmadan çalışan ve insan gücünün çok üstünde imkânlara malik makinelerin, diğer iş sahalarında olduğu gibi, zi-raatte de el emeğinin yerine geçeceği kaçınılması mümkün olmayan bir olaydır.
Bu takdirde, her gün artacak büyük bir insan kitlesi eski ziraat işleri sahasından çekilerek yeni iş yerlerine doğru akacaktır.
Bu aki!) bu gün bile bariz bir şekilde kendisini his ettirmektedir. Eğer köyden şehirlere göç edenlerin miktarlarını tam o*arak hesaplıyabilir-sek, bu hususta çok önemli neticelerin çıkarılması mümkün olabilecektir.
Şimdilik köyden şehirlere gelenler az çpk bir iş yeri bulabilmektedir. Fakat gün geçtikçe bu imkânların azalması muhtemeldir. Ziraatımızın ma kineleşmekteki hızı her gün biraz daha artacağı muhakkak hiç bir vakit kaybetmeden incelenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması için gayret sarfe-dilmesi icabeder.
Biraz evvel ele aldığımız cetvele tekrar göz gezdirecek olursak, şöyle bir mülâhazaya imkân vardır: Gelişmekte olan endüstrimizin er, geç nüfusumuzun %30 unu geçindirecek duruma gelmesini bekliyebili-riz. Bu halde, bu günkü nüfusumuza müstenit basit bir hesapla, 6 milyon kişinin endüstri sayesinde geçinebilmesini sağlamak lâzımdır. Bu yekûnun fiilen çalışan kısmını %40 - 45 kabul edersek, 3 milyona yakın bir kitleye endüstride iş bulmak lâzımdır. (Ziraat işlerinin de modern metotlarla yapıldığını ve bu sahada da is tihsalin bu günkünden çok daha fazla olacağını kabul ederek).
Bu iş nasıl telif edilebilecektir Hiç şüphesiz endüstrimizin mütenasiben geliştirilmesi ile ve ezcümle her türlü toprak zenginliklerimizin değerlerini arttırmak için gerekli tedbirleri almak ve bilhassa ham maddecilikten külliyen vaz ge çerek, son istihlâk şeklinde o-tarak mamul eşya imal ve istihsal etmekle.
Y. Mühendis Fikret Çeltikçi
Korede savaş
(Başı 1 inci sayfada) müteaddit çıkarma hareketleri her noktada başarılı olmuştur.
Kore yarımadasının batısına yapılan bu büyük ihraç omeli-yesi aynı zamanda' doğu sahi-1 linde düşmanın elinde bulunan Pohangın 23 ilâ 55 kilo- I metre kuzeyine yapılan ikinci bir ihraç hareketile ayarlanmıştır. Bu iki ihraç hareketi Birleşmiş Milletler kuvvetlerine yarımadanın güneyindeki savaş ileri hattı boyunca saldırmakta olan komünist ikmal hatlarını fecî bir surette tehdidi altına almış bulunmakta1-
Sayın müşterilerimize müjde
1835 senesi bet bulan Cad. Susam meşhur, Pastırmacı I
Mehmet Samancı yeni sene mallarile dükkânını aç -mış. Müşterilerine arzeder.
Dikkat: Hiç bir yerde şubesi yoktur. (5518)
sindenken rağ-ı Anafartalar ı sokağındaki
&/&L£4t
Dünyaca tanınmış toplâma, çıkarma, bölme, çarpma dört ameliyeyi birden yapan otomatik tuşlu EVEREST marka hesap makinelerimizin mevcudu azalmakta olduğunu sayın müşterilerimize arzederiz.
Müracaat günleri: Müracaat yerleri: 18.9.1950 Pazartesi Beyanname No. 19.9.1950 Salı Beyanname No. 20.9.1950 Çarşamba Beyanname No. 21.9.1950 Perşembe Beyanname No. 22.9.1950 Beyanname No.
; ULUS Sanayi Cad. Belediye Müzayede Salonu karşısı No. 16 16601-16650 17151-17200 21701-21750 22451-22500 23101-23150 24101-24150) 25451-25500 26701-26750 27701-27750 28201-26250
YENİŞEHİR Necatibey Cad. No. 58 18351-18450 182101-182200 182501-182600 182901-183000 183101-183200
ŞUBE MERKEZİ Anbarlar Cad. Kok Kömürü deposu. 160251-160300 170401-170450 171401-171450 173701-173750 175701-175750 176701-176750 177701-177750 178701-178750 179701-179750 180501-180550
45 liradır.
DİKKAT: Kok kömürünün beher 'onu vasıta-■ te
Linyit kömürünün beher tonu vasıtaya teslim 30.— liradır,
Seri halinde r"
yalan neşreden
ajans
(Başı 1 inci sayfada)
Aynı menbadan yayınlanan bu yalan serisi bir kaç gündür tevali etmektedir. Bugün Dış Ticaret Reisinin çekileceğine ve yerine falanın tayin edileceğine dair olan haber kezalik yalandır. Bir kaç gün evvel Toprak Ofiste bir takım kadroların lağvedileceğine dair olan haber de yalandır. Ticaret Vekâletinde yeni bir Teşkilât Kanunu hazısiandığına, bunun için bir komisyon kurulduğuna, bazı dairelerinin lâğvedileceğine ve kooperatiflere dair olan haber de yalandır. Hulâsa Ekonomi ve Ticaret Bakanlığına müteallik bu menbaın verdiği haberlerin büyük bir ekseriyeti masa başında uydurulmuştur.
Memurlar arasında huzursuz luk, piyasada kargaşalık ve spekülâsyon yaratacak mahiyetteki bu yalan ve uydurma haberlerin neşrindeki gaye ve hedefi Türk milletinin sağduyusu hakkiyle takdir edeceğine emin olarak umumi efkârı tenvir etmevi bir vazife bilirim.» — (A.Â.).
Ulusun yalanı
(Başı 1 inci sayfada)
Nitekim Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü dün «Ulus» gazetesine şu tekzibi göndermiştir:
Ulus Gazetesi Yazı İşleri Müdürlüğünü
Gazetenizin lG/Eylûl/1950 tarihli nüshasında (Bu da örnek demokrasiden) başlığı altında çıkan yazının aşağıdaki şekilde tavzihi zarurî görülmüştür.
Ulaştırma Bakanı Seyfi Kurt-bek’in Gebze'den İstanbul'a seyahat ettiği otodrezin hiç bir veçhile hiç bir trene tehir ver-» dilmemiş, bilâkis bu vasıta Haydarpaşa - Adapazarı trenini Tuzla’da iki dakika beklemiştir.
Sözü geçen Adapazarı treninin beklemesi normal trenlere tercihli bulunan Ankara ve A-nadolu ekspreslerinin o gün tehirli olmasından ileri gelmiştir.
Bu tavzihin Basın Kanununun (19) uncu maddesi gereğince gazetenizin aynı sütununda neş-ı redilmesini talebederim.
Saygılarımla Genel Müdür
Yedeksubaydaki
(Başı 1 inci sayfada) vücudunun muhtelif yerleri i-le başından ağır olmak üzere yaralanmışlardı.
Yaralanan öğrencilerden Nakliye Bölüğünden 4111 numaralı Faruk Gerede dün sabah, gösterilen bütün ihtimama rağmen hayata gözlerini kapamıştır. Merhum Faruk Gerede, Eski Arjantin Büyük Elçimiz Hüsrev Gerede’nin büyük oğludur. Büyük babası da Eski Moskova Büyük Elçisi Galip Kemali Söylemezoğlu-
Faruk Gerede'nin cenazesi dün arkadaşlarının elleri üzerinde kaldırılmış ve İstanbula gitmek üzere trene konmuştur.
Dün saat 16,15 te Gülhane hastanesinden, hareket eden cenaze alayı Klırtuluş, Sağlık Bakanlığı, Öper® Meydanı tarikiyle İstasyonl gitmiştir.
İstasyona getirilen cenaze son defa olarak Yedek Suhny Nakliye Bölüğü tarafından selâmlandıktan sonra kendisini İstanbula götürecek olan hususi vagona konmuştur. Va-
,J V
BALIKÇI KARDEŞLER KOLLEKTİF Şirketi Posta caddesi No. 31 Telefon: 15163 Telgraf: Balıkçı Ankara.
2759
Gaz’antep İl Daimi Komisyonundan
Cinsi Hududu
Ada Parsel Muhammen Geçici No: ' No: Bedeli Teminatı
Lira Lira
Müştemilâtı
Ev
45000
3375
Alt Kat: 1 avlu, 3 oda, 3 an-bar ve mahzen, 1 yünumara. İkinci kat: 1 eyvan, 3 büyük oda, 1 salon, 1 hazne ve çık-
Doğusu: Haşan Güzel ve Aarpacı Memik vereselerine ait evler, Batısı: yol, Güneyi: Abdullah kızı A-yuş ve Fatma evleri, Kuzeyi: Belediye Otobüs ga-
Doğusu: emniyet dairesinin işgalinde bulunan daireler. Batısı: yol ve Yağcı Ramazan oğlu Saidin evi, Güneyi: yol ve Emniyetin işgalindeki bina Kuzeyi: Belediye Otobüs garajı ile Yağcı Ramazan oğlu Saidin evi.
Mülkiyeti Özel İdareye — : - — u»a,u4).v.(« — .......
(ihaleleri ayrı ayrı icra edilmek üzere) kapalı zarf usulile artırmaya konulmuştur. İhale 5 Ekim 1950 perşembe günü saat (10) da II Makamında yapılacaktır. Zarfların eksiltme saatinden bir saat evveline kadar alındı mukabilinde komisyon başkanlığına verilmesi lâzımdır.
Postada vaki olacak gecikmeler kabul edilmez.
Ev
46
23
35000
2625
Alt Kat: 1 avlu, 1 mahzen, üzerleri 2 oda, 1 bodrum. Üst kat 1 eyvan, 3 oda, 2 hazne, 1 mutbak, 1 kömürlük, 1 yüznumara.
evsafı ve muhammen bedeli yazıh iki ev
(6919)—2036
Yozgat 6. J. Er Okulu A. Komutanlığından
Cinsi miktarı Muh. Bedel Klg. Lr. Krş.
Bulgur 35000 16800 00
1 — Yukarda miktar ve
Geçici T. Ll. Krş.
ihale
İhale tarihi
5/Ekim/1950

14 de
1260 00 Kapalı zarf ------------
____________________ _____ muhammen bedeli gösterilen bulgur 6. J. Er okul alayı binasında satın alma komisyonu tarafından alınacaktır.
2 — Teklif mektuplarının 5 Ekim 1950 pj-şembe günü ihale tarihinden bir saat evveline kadar komisyonda bulundurulmasını postada gecikme kabul edilmez.
3 — Bu işe ait şartname İstanbul ve Ankara Jandarma satın alma komisyon başkanlıklarından Yozgatta okul alayından bedelsiz olarak temin edilebilir.
4 — Taliplilerin belirli günde kanuni belgeleri ile birlikte hazır bulunmaları ilân
olunur. (6983) — 2041
ı-imizden geçen Samsun trenine bağlanmıştır.
Cenazeyi takip edenler arasında, babası Hüsrev Gerede, büyük babası Galip Kemali Söylemezoğlu, akrabalarımdan, Operatör M. Kemal öke, Eti-bank Genel Md. Muavini Hikmet Rauf, Sarper, Ticaret O-dası Reisi Sait Sarper, Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarı ve tanınmış bir çok zevatla be ıaber merhumun arkadaşları ve aile dostları vardı.
*
Faruk Gerede bundan 26 sene evvel İstanbul'da doğmuş, Koleji bitirdikten sonra İsviç-1 reye giderek, Siyasal Bilgiler okulunda yüksek tahsilini İkmal etmişti. Fransızoa, Alman ca, İngilizceye aşina olup, güzel keman çalardı ve sporcu bir gençti.
Zafer yazı ailesi merhuma Tanrıdan rahmet, kederli ai-
House to let Having 6 (Six) rooms on two floors, furnished. And having ali conforts in Bahçeli-evler 26 St. 11. ★ Bahçelievler 26 sokak 11 No.lu ev möbleli kiralıktır. Telefon: 31177. (5514) Kayıp Köpek Siyah renkli, uzun kulaklı. Getiren memnun edilecektir. Yenişehir, Hatay sokak No. 24. (5519)
MOD - ELGİN Kadın Terzihanesi 1 Ekimden itibaren siparij kabul ediyor İzmir Caddesi No. 21 Yenişehir (5482)
Kiralık daire Maltepede, elektrik, havagazı, su ve banyosu bulunan üç oda bir hollü, birinci kâtta, ferah bir daire kiralıktır. Aylığı 120 lira Peşin istenmez. Müracaat: Maltepe otobüs durağı, A-kıncılar sokak Özer Apt. daire 4 de. (5515)
Kiralık ev Beş oda, hol, antre ve bütün konforu haiz. Yenişehir, Pazar yeri Marmara, sokak No. 38. Tel: 23180.
17/9/1950
ZAFER
Sahıfe : 5
HAHAMIN SANATŞİİK KÖŞESİ
Resimde “Temsili-Gayrı
Temsili,, mücadelesi...
Fotoğraf tekniğinin çok ilerlemiş olması telâkkilerimizde büyük değişiklikler yapmıştır. Bilhassa ortaçağdan sonra san’atkârın perspektif uğruna sarfettiği gayretlerin ne kadar yersiz olduğunu fotoğraf tekniğinin bu terakkisi bize göstermiş bulunmaktadır
Şekil mi, muhteva mı münakaşası, denilebilir ki, resini tarihi ile başlar. Bugün de aynı nakarat: Temsilî mi, gayrı temsili mi? Figüratif, non-figüratif, realist, sürrealist, antifealist!
Resim tarihi geniş hayalli dâhiler sayısı kadar ileri ta-biatcı dâhiler klâsik üstatlar kadar mahir romantik üstatlar, modem hocalar kadar değerli akademik hocalar kaydetmiştir.
Bazıları tabiat mevzuunun temsilî olmıyan bir şekilde tasvirini iki temayül arasında bir uzlaşma, başka bir tabirle, daha yaşlı olduğu için daha olgun telâkki edilen realizmin mücerret resme karşı bir tavizi şeklinde tefsire yelteniyorlar. Bunun bir manâsı da resmin bu suretle tamamen «abstre» ye doğru yürüdüğü demektir.
Biz bu hususta tamamiyle başka türlü düşünüyoruz. Resim tarihinin kaydettiği bütün meslek ve cereyanlar kendilerinden evvelkilerin aksülâ-meli olarak doğmuş, her yeni cereyan evvelkinin tamamiyle zıddı prensiplerden hare* ket etmiş ve bu yeni prensipler de bir evvelki cereyanın kaide ve prensiplerinden daha az sert, daha az bükülmez olmamıştır. Bu, içinde yaşadığımız asra kadar böyle olmuş, sanatkâr daima fikirlerin demir çemberi içinde sıkışıp kal iniştir» Yani, insan bir sanat yaratıyor, sonra onun tarifini yapıyor en sonra da bizzat kendi tarifinin esiri olarak kendi kendini hapsediyor.
Modern sanatın en bariz vasfı ise sanatkârın böyle bir takım prensip ve kaidelerin esaretinden kendini kurtarması, hâs tabiriyle azad olmasıdır. O halde? O halde, hâlâ niçin gerçek mi -hayal mi, tabiat mi- fantezi mİ gibi sualler ortada dolaşıyor? Sanatkârın birgün tabiat karşısında hayran, öbürgün iç ilhamlarının cereyanına kapılmış görülmesinde hangi kai-deve hangi prensipe aykırı bir hareket görülebilir? Sanat-
Klee: Batan güneş ile
---------YAZAN----------.
İhsan Cemal Karaburçak
kâr ruhuna en ziyade yakışan bu hareket, yirminci asrın nyp-dem sanatına en uygun olanıdır. Yirminci asır sanatkârının ruhu, her devirden daha ziyade, toprağı alt üst eden, yanardağlara kızgın ateşler savurtan bir zelzle ruhudur. Bunun içindir ki modern sanat terazisinin kefeleri realizmden irrâalizme, irrealizmden realizme durmadan eğilecek ve asla bir muvazene bulmıya-
Aşırlar boyunca da böyle oldu. Şu farkla ki, yukarıda da işaret ettiğimiz gibi, devir devir böyle oldu. Yani, uzun yıllar süren bir cereyanın tepkisi yine uzun yıllar süren makus cereyanı doğurdu. Sanat bazen tabiatı taklit etti, bazan ondan uzaklaştı. Bu iki anânenin klâsik antikiteden ortaçağa, oradan rönesansa, oradan da akademizme ve ni-
hayet modern sanat devrine
kadar münavebe ile hakimiyetini görüyoruz. Bu iki ananeden hangisinin daha normal
olduğu hiçbir zaman söylene-memiştir.
Bugün yeni bir şeymiş gibi bahsedilen gayri temsili sanat medeniyetler boyunca hüküm sürmüş, sonra kaybolmuş, sonra tekrar ortaya çıkmıştır. Kazılarla ele geçirilen eski eserler de gösteriyor ki mücerret sanat daha şümullü olmuş, daha uzun devirler yaşamıştır. Buna mukabil tabiata sadakatin, realizmin her defasında daha az sürdüğünü söylemekle bir hataya düşmüş olunmaz kanaatindeyiz.
Tarih boyunca bir yerde kalmıyarak ülkeler aşan, fütuhat yapan milletler resimde gayri temsiliye, mücerrede, zihin ve hayale, düşünce kombinezonlarına gözden ve tabi-
attan daha çok yer vermişlerdir. Bu gün modern sanatla birlikte geliştiğini gördüğümüz hendesî kombinezonla renk
zenginliğine çok eski eserlerde de büyük bir ehemmiyet verildiği anlaşılıyor. Bundan çıkan netice şudur: Yerleşmiş medeniyetlerle ilerliyen tetkik ve müşahede ve bununla muvazi olarak işçiliğin atölyelerdeki tekâmülü çok zamanlar resmi, bünyesini u-nutturarak, iki bulutlu çerçevesinden çıkarmış, perspektif gayretinin de inzimamı ile realizmin revaç bulmasına sebep
olmuştur. Rönesans bunun en güzel delilidir. Tetkik ve mü-şahadeyi Avrupa Rönesans-tan öğrendiği gibi işçiliği de ondan öğrenmiştir. Zenaat sanata bu suretle girmiştir.
Bir zamanlar fotoğrafın mevcut olmaması da buna yardım etmiştir. Şimdi fotoğraf tekniğinin pek ziyade ilerlemiş bulunması telâkkilerimizde büyük değişiklikler yapmıştır. Bilhassa ortaçağdaki sonra sanatkârın perspektif uğruna sarfettiği gayretlerin ne kadar yersiz olduğunu fotoğraf tekniğinin bu terakkisi bize çok iyi göstermiştir.
Fakat bizce tabiat mı -hayal mi, şekil mi- muhteva mı, yani sanat kendi kendinin ifade-
si mi yoksa bir mevzuun tasvir ve hikâyesi midir müna-
kaşaları tıpkı renk mi, siyah -beyaz mı münakaşası kadar fuzulidir. Sanatkâr hiçbir ananenin, hiçbir cereyanın, hiçbir kaide ve prensipin tesirinde kalmıyacak, yalnız ve ancak kendi iç aleminin ilham ve direktiflerini dinliyecektir. O yalnız bunları dinlesin! Bu ilhamlar onu ya tabiata götürecek, yahut ondan inhiraf ettirecektir. Fakat ne olursa olsun, sanatinin muhtlif devirleri için umumî bir tarzda ola-
rak veyahut her eseri için ayrı ayrı olarak bu ilham ve di-
rektiflere göre seçeceği yol bu «seçme» de «samimi" olduğu takdirde muteber olur. Bunun aksi «taklit» dir. Veyl
bu son
yola gireceklere!
Yozgat Valiliğinden
15468 lira 55 kuruş keşif bedelli Yozgat - (Boğazhyan yolunun 28 ve 28.300 kilometreleri arasında yapılacak İki adet 5 metre alıklığında köprüye verilen fiat uygun 'görülmediğinden 12/9/1950 den itibaren on gün müddetle açık eksiltmeye konmuştur. Eksiltme 22/9/1950 Cuma günü saat 15 de ti Daimi Komisyonunda yapılacaktır. İşin geçici teminatı 1160 liradır.
Bu İşe ait şartname ve bağlantısı Daim! Komisyonda her gün görülebilir.
isteklilerin bu işin öneminde bir İş yaptığına dair ihâle gününden önce vilâyet makamına müracaatla vesika alması ve bulundukları yerin Ticaret Odası vesikasını göstermesi şarttır.
Marangoz alınacaktır
| Harla Genel Müdürlüğünden:
I Harta Genel Md. lüğü ince marangoz atölyesinde çalışmak üzere sanat okulu mezunu bir marangoz alınacaktır. Yapılacak sınav neticesinde 260 liraya kadar ücret verilecektir. Talip o-. lanların bir dilekçe ve aşağıdaki belgeleriyle 30 eylül 1950 ta-■ rihine kadar Harta Genel Müdürlüğüne müracaat etmeleri ilân olunur.
1 — Nüfus hüviyet cüzdanı
2 — Askerlik vesikası,
3 — Diploma veya tasdikname,
4 — Çalıştığı yerden bonservis,
5 — Polisten tasdikli doğruluk ilmühaberi.
(6801) — 1988
Eceabat Malmüdürlüğünden
1 — Eceabat ilçesinin Settülbahir köyünde hazîneye ait hurda demirler kapalı zarf usulü ile satışa konulmuştur.
2 — İhalesi 27.9.950 tarihine rastlayan Çarşamba günü saat 15 de Mal Müdürlüğünde teşekkül edefcek komisyonda yapılacaktır.
İstekli olanlar 1575 liralık teminat makbuzları dahil olmak üzere 2490 sayılı kanunun 32 inci maddesine uygun olarak hazırlayacakları teklif mektuplarını belirli günde saat 14 e kadar komisyona vermiş olmaları şarttır.
Postada gecikme kabul edilmez.
3 — Fazla bilgi Çanakkale Defterdarlığından ve Eceabat'
Malmüdürlüğünden alınabilir. (6834)-(l999)
Kocaeli Daimî Komisyonundan
1 — İlimizin Gebze - İstasyon - Gebze yolunun 0x000 — 3x400 kilometreleri arasındaki esaslı onarımı Ekim ayının ikinci Pazartesi günü saat on beşte ihalesi yapılmak üzere açık eksiltmeye konmuştur.
2 — Keşif bedeli 22025 lira 80 kuruş, geçici teminatı da 1651 lira 96 kuruştur.
3 — Bu işe alt keşif ve şartnameleri 11 Bayındırlık Müdürlüğü ve Daimi Komisyon kalemlerinde görülebilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek için "tatil günleri hariç" ihale gününden en az üç gün evvel dilekçe ile 11 makamına müracaatla yeterlik belgesi alınması şarttır.
5 — İsteklilerin yukarıda yazılı gün ve saatte belli mik-
tar geçici teminat makbuzu veya banka mektubu İle 11 Daimi Komisyonuna müracaatları. 12226 (6726) - 1957
Sürpriz
Gömlek ve Pijamalarının En zengin çeşitleri
Emes
kravatlarının yeni desenlerini
1 Ankara mümessili
ORTAÇ
Borsaliııo Şapkaları
Trençkot ve
Pardesü çeşitlerimiz gelmiştir
Fiyatlar Rekabet kabul etmez derecede ucuzdur
HAYALİ’den GAZEL
Cihân âıâ cihân içindedir ârâyıbilmezler 0 mâhîler ki derya içredir deryayı bilmezler
Harâbât ehline dûzah azabın anma ey zâlıit Ki bunlar ilini vaki oldu gami ferdâyı bilmezler
Şafak gûıı kân içinde dâğıni seyreyler âşıklar
Güneşte zerre görmezler felekte âyı bilmezler
Hamide kadlerine riştei eşkî taklip bunlar Atarlar tiri maksûdû nedendir yâyı bilmezler
Hayâli fakr şâlînâ çekenler cismi uryâııı Anınlâ falırederler allaştı dil âyı bilmezler
MaHsse : Kırmızı
Korsajlı Kadın
Matisse’in son sergisi
Bugünkü Fransız mektebinin iki büyük mümessilinden biri olan Matisin Paris’teki son sergisinin akisleri devam etmektedir. Büyük sanatkâra has olan kuvvetli desen ve coşkun renk kompozisyonları ile heykellerine bu defaki sergide Vence kilisesinin resim mabetler de katılmış, Matisse, 81 yaşında olmasına rağmen, büyük bir hayatiyet gösteren son eserleri ile bir sanatkâra yaşarken nasip olabilecek nadir muvaffakiyetlerden birini kazanmıştır.
Sayın AnkaralIların gösterdiği
rağbet üzerine
BÜYÜK MAĞAZA
Hususî surette hazırlattığı zengin kumaş ve tekmil giyim eşya çeşitlerini ucuz zarif ve sağlam olarak satışa arzetmiştir.
Teşrifleriniz kâfidir.
Müessesemiz Alman mamulatı VEKA marka radyoların da pek yakında satışına başlıyacakiır.
Adres: Anafartalar Cad. Adliye karşısı No. 300 Hikmet Ünal vo Ort. Kol. Şirketi
(2718) Ankara Şubesi
Tekel Çamaltı Tuzlası müdürlüğünden
1' — Tuzlamızda mevcut üç adet gazojen grup
Jontorl şartnamesine müsteniden pazarlık
rılmıştır.
clcklro-
suretiie satışa çıka-
2 — Grup elektrojenlerin muhammen badeli msemuu 60 bin lira olup geçici teminattı 4260 (liradır.
3 — Pazarlık 20 eylül 1950 çarşamba günü saat 15 de Tuzla Müdürlüğündclld komisyonda yapılacaktır.
4 — Şartname her gün mesai saatleri dahilinde Tekel
Ankara, İstanbul, İzmir Başmüdürlüklerinde ve Tuzlamızda görülebilir. (6401) 1911
Ropdeşambr
Kısa ve uzun her cinste ve kalitede gayet itina ile dikilmiş
Çeşitlerimiz gelmiştir
Mantoluk
Tayyörlük en giizel
fabrikaların çeşitlerini
r
Sayın bayanlara müjde
Amerikadan ithal ettiğimiz % 100
Nylon Siityen ve Külotlarımız
satışa arzedilmiştir.
Mevcudu az olduğundan acele etmen'z menfaatiniz icabıdır.
PAPATYA MAĞAZASI
Bankalar caddesi No. 19 Ankara — Tel: 11094 (5435)
Roptuk yünlü
Çeşitleri, EKOSE ve desenli yünlüleri
PHILIPS Radvolarının

ı auı ınaıaı m çç^ıucum
ORTAÇ ORTAÇ
ORTAÇ
II
da
1950
«engin modellerini 36 U
sizin İçin getirijoı hakkak almazdan görünü
4a
İn bilirsiniz, dosta ORTAÇ
modellerinin en eengln çeşitlerini radyo salonumuzda
ın
Kravat pavyonunda bulabil! ralnla
Sahife : 6
ZAJ'.EJl ..
17/9/1950

Atletizm takımının
Avrupa temasları
Avrupada son yapılan Atletizm müsabakalarının tam bilânçosu
ı Yeni futbol sezonu için yeni tertip komiteleri
22 Temmuzda Avrupaya gi
den atletlerimiz. Viyana’da, Klagenfurt’ta, Londrada, Dublin’de, Barselona’da millî
temaslar yaptıktan ve sel’de Avrupa atletizm
Brük-birin-
c.liklerine iştirak ettikten sonra memleketimize dönmüş bu-
lunuyor.
Memleket dışında turneye çıkarak bir mevsimde bu kadar çok ve mühim temaslar yapmak, spor tarihimizde ilk defa olmaktadır ve bu şeref millî atletizm takımımızur
dır.
Takımımız bu turneyi yop-makla memleketimizde atletizmi canlandırmak ve beynelmilel ölçüye çıkarmak bakımından büyük hizmette bulunmuş tur. Bu karşılaşmalar sayesinde bir ay sonra Mısır’da yapı lacak beynelmilel karşılaşmala ra masraf onlar tarafından ve
rilmek üzere) dörtbeş atletimiz davet edilmiş, Belçikalılarla önümüzdeki günlerde bir
millî temas yapılması kararlaştırılmıştır. İngilizler, gelecek yıl, AvusturyalIlar da 1952
yılı
atletizm mevsiminde mem
leketimize millî takımları ile
geleceklerini bildirmişlerdir.Ay rica takımımız Ho’anda, Fin-
landiya ve Portekiz’e davet e-dilmiştir. Temin edilen bu temaslar atletlerimiz için büyük bir- kazançtır ve bu kazançların temininde, şüphesiz atletlerimizin Avrupa sahalarında elde ettikleri muvaffakiyetlerin mühim hissesi vardır. îyi
bir takım yetiştiren atletizm fedeasyonu başkanı Naili Mo-ran da, beynelmilel federas-
yon mensupları
Avrupa spor
tanıtından,
yük mücadele takdire şay-_n olmuştur.
Koşunun ilk milinde her i-kisi de yanyana gitmişlerdir. Son turda Amerikalı arayı a-çarak Osman’dan kurtulmak istemişse dc Osman mükemmel bir finişle rakibine yet/şmiş ve göğüs farkı ile ikinci olmuştur. Bu muvaffakiyetinin neticesi olarak Osman’a tert p komitesi tarafından «en mücadeleci koşucuya» verile-
na iki yıl müddetle üye seçil-
Takımımız Avrupa turnesinde ilk karşılaşmasını Vi-yana’da 29 ve 30 Temmuz gün leri ^ağc#k halinde yağan yağ murun bir çamur deryası haline getirdiği pistte yapmış ve 8 birincilik, 11 ikincilik ve 6 üçüncülük kazanarak AvusturyalIlara 95 e karşı 85 puvan la mağlûp olmuştur.
Bu mağlûbiyetin sebeplerini araştırırsak, bir kere Türk takımının 25 atletten müteşek kil olmasına mukabil Avusturya takımı 43 atletten müteşekkildi. 200, 400, 400 engelli koşan Doğan ve Kemal, yolculuktan dolayı çok yorgun o-larak müsabakalara katılmışlar, ayrıca, 100 ve 200 koşan atletimizin bacağına kramp girmesi neticesi takımımız, dört, beş koşuyu kaybetmiş ve bu mağlûbiyete uğramıştır.
Demirspor 4
G. Birliği 0
Dünkii hususî maçın tafsilâtı
Dün 19 Mayıs Stadyumunda 3 numaralı çim sahada Demirspor ile Gençlerbirliği takımları hususi bir maç yapmışlardır. Her iki takım da oyun es-
cek otan*bisiklet hediye edilmiş ve Osman bu bisikletle sahayı bir tur dönerken halk kendisini çılgınca alkıştamiş-
. Üçlü yarışmada İngiltere 76, Amerika 74 ve Benelüks devletler takımı 40 puvan almışlardır. İkili tasnifte İngiltere. Türkiye’yi beşe üç mağ lûp etmiştir.
Bundan sonra Dublin’de 16 Ağustosla yapılan beynelmilel müsabakalara katılan takımımız, burada da yeni muvaffa kiyetler elde etmiştir. Üç gün süren bu müsabakalarda Osman, kendisini Londra'da geçen rakibi H. Ashenfelter’i 4 milde mağlûp etmiye muvaffak olmuştur. Ayrıca Doğan 440 yar da manialıda meşhur Amerikalı John Halderman'ı ve Halil Zıraman da cirit atmada
nasında yeni oyuncularını de-
nemek için değiştirdi.
durmadan oyuncu
Takımlar, şu kadrolarla sahada yerlerini aldılar:
Gençlerbirliği: Orhan,. - Orhan, Tuıan - Burhan, Oğuz, Metin - İbrahim, Macit, Ajli, Mehmet, Halim.
Amerika rekortmanı Steve Sey mour’u mağlûp etmişlerdir. ; Bu karşılaşmalara Amerika. 1 İrlanda, İngiliz ve Türk atletleri katılmışlardır.
Nihayet atletlerimiz, Briiksel-de 70,000 kişilik Heysel stadında yapılan 4 üncü Avrupa şampiyonasına katılmışlardır.
Avrupa atletizm şampiyona-
I
Nitekim Klagenfurt’da 1 ilâ 2 Ağustos’ta yapılan karşılaşmalara İngiltere, Avusturya, Macaristan, İsviçre ile Türkiye katılmış ve Türkiye 12 birincilik. 5 ikincilik ve 3 üçün-dülük kazanarak evvelce mağlûp olduğu Avusturya takımına olan faikiyetinj göstermiştir.
Demirspor: Abdülkadir - İskender, Mehmet - Kadir, Süleyman, Muzaffer - Sabahattin, Orhan, Fuat, Naci, İsmail.
Hakem: Kentin Sertyel.
Maç, güzel ve süratli tempo ile başladı. Her iki takım da, bilhassa içleri vasıtasile güzel
akınlar yapıyor.
Dakikalar
geçtikçe, Demirspor rakipleri-
ne nazaran daha
oyun tutturdu.
müessir bir
sının birincisi 1934 te Torino'da,
İkincisi 1938 de Paris'te, üçün-cüsü 1946 da Oslo’da yapılmıştı. 23 Ağustostan 27 Ağustosa
kadar süren bu müsabakalara 20
memleketin atletizm takımları katılmış ve neticede Rusya birinci, İngiltere ikinci ve Fransa üçüncü olmuşlardır.
Türk takımından yalnız Ruhi Sarıalp üç adımda üçüncülüğü alabilmiştir.
Viyana’da yapılan müsabaka larda Ekrem Koçak 800 met-
reyi 1.56 ve Osman Coşgül 5000 metreyi 15 dakika 8 saniyede almakla iki yeni Türkiye rekoru tesis etmişlerdir.
Viyana ve Klagenfurt karşı taşmalarından sonra. News of the World. adlı gazete; tarafından davet edilen 9 atletimiz Londra'da yapılan üçlü ve ikili karşılaşmalara katıl-
Gençlerbirliği akınlarını Mehmet inkişaf ettiriyor. 15 inci dakikada Demirsporular bir gol attılar, hakem evvelce hendbol olduğu için bu golü saymadı. Birkaç dakika sonra, Demirsporlu Naci, topu şahsi bir sürüşle rakip kale önüne getirdi, Gençlerbirliği müdafaasının lakaytlığından istifade ederek, ağır ağır takımının ilk golünü ve yarım dakika sonra aynı şekilde ikinci golünü yaptı.
Takımımız son karşılaşması- I nı Barselona’da 159 kişilik Is- , panyol takımına karşı 72,000 kişilik Barselon stadında yapmış 13 birincilik kazanarak İspan-
yolları mağlûp etmiştir. Bu a-
rada 5000 metrede Osman Coş-
ğül Viyana’da tekrar ettiği Tür kiye rekorunu 1,55 4/10 la tek
rar kırmaya muvaffak

mak üzere Londra'ya müte-
veccihen yola çıkıp 12 Ağustos ta meşhur White City stadında Amerika, İngiltere ve Bene-lüks devletlerinin en kuvvetli
Devre sonlarına doğru Genç lerbirliği birkaç tehlikeli akın yaptı ise de Abdülkadir güzel kurtarışlarla gol olmasına mani oldu ve devre 2-0 Demirspor lehine sona erdi.
takımlarının kotıldıkları kar-
şılaşmalara dahil
olmuşlardır.
Birkaç olimpiyat rekortmenin
de katıldığı bu müsabakalarda, Türk atletleri hiç ezilme-
mişler ve umumiyetle her üç takımın bir|inei adamlarına geçilmişlerse de İkincilerini geçmişlerdir
Bilhassa 3 millk koşuda Osman Coşgül’ün Amerikalı rakibi
H. Ashenfelter’je yaptığı bü-
İkinci devrede,

Demirspor
azimli oynamakta idi.
Devamlı hücumun neticesi o-
tarak yedinci dakikada, Mustafa’nın ayağı ile üçüncü golünü kazandı. 29 uncu dakika-
da, Demirspor sağ açığı Sabahattin topu sürerek rakip kale önüne kadar geldi ve Fuat’a
pas verdi. Fuat 18 içinde yakın mesafeden Demirsporun dördüncü golünü yaptı. Maç böylece 4-0 Demirspor lehine
tur.
Bugün takımımız memlekete | dönmüş bulunuyor. Bütün gençlerimiz, bu karşılaşmalardan büyük dersler almış, senelerce çalışmakla kazanacakları tecrü- | beyi bir ayda elde etmiş, çok yorucu bir seyahatten döndükle- ' ri halde karşılaşmaların verdiği hevesle ertesi günü, antrenmanlara başlamışlardır.
Kendilerine, böyle bir turneyi i temin eden federasyon Başkanı Naili Moran’a müteşekkirdirler. Atletlerimiz üzerinde büyük bir dikkatle çalışan, bir aralık takımı Avrupaya yollamak üze- i rinde mütereddit olan umum

müdürlükle mücadele ederek bu turneyi sağlıyun Naili Moıan'ı biz de can ve gönülden tebrik eder, muvaffakiyetler dileriz.
Klüp temsilcilerinin dünkü toplantısı
Düıı saat 15 de bölgede birinci küme kulüpleri arasında 1950—1951 futbol se- ' zonu ciolayısiyle yeni tertip | komitesi seçimi için toplantı yapıldı.
Bölge müdürü Mithat Er tuğun bir konuşması ile a-çılan toplantıda, yeni tertip komitesi seçimi için, »mühürlü pusulalar dağıtıldı. Bazı kulüp temsilcileri, bu | na lüzum olmadığını evvelce hazırladıkları pusulaları kullanabileceklerini ileri sürdüler. Neticede mühürlü pusulaların kullanılmasına karar verildi.
Bundan sonra tertip ko nıitesj seç.mine geçildi. Gün I ierdenberi yediler ve dört- I ler arasında zuhur eden ihtilâf sonunda Hilâl ve Em- ı niyetin katılması ile dörtler altıya yükselmiş, yediler de beşe düşmüşlerdi. Bu | hava içerisinde seçime ge- | çildi. Rey pusulaları topla- I narak tasnife başlandı, ilk olarak Natık. As. İbrahim Sonuk. Turgut Berna. Hik /met Keskinel isimleri o -kundu. Tasnif sonunda Na-tık As 11. İbrahim Onuk, Turgut Berna ve Hikmet Keskinel altışar oy atarak tertip komitesi üyeliğine seçilmeye muvaffak oldular. Seçim sonucu salonda .bu -lunanları hayrette bıraktı. Çünkü son dakikaya kadar (Ankaragücünün dörtler a- j rasında bulunduğunu söy iemesinden seçim neticesi aksi şekilde bekleniyordu. Fakat Ankaragücünün 7 le-re iltihak etmesi tam bir sürpriz yarattı. Nitekim dörtler de oylarını Ankara-gücü temsilcisine vermek suretiyle Natık As’m 11 oy almasına sebep oldular.
Fikstür tanzimi için tem silcilere numara çekmeleri ; bildirildi. GençlerfrirLiği temsleisi Orhan Şeref Apak evvelce bölge başkam vali Necati İKer’le yaptıktan gö inilmede Lig maçlarının i-kinci devresinin 6 ve 5 takım olmak üzere iki grup halinde oynanması ve birinci küme kulüp adedinin gelecek sezonda 11 kulüpten 8 e indirilmesi kabul edilmişti. Bu hususta yeni tertip komitesi bir karar almadıkça fikstür tanzimine girmeyeceklerini bildirdi. Demirspor, Hacettepe. Emniyet, Hilâl temsilcileri de bu fikre iştirak ettiler.
İki taraf arasında yeni bir ihtilâf zuhur etmek ü-zere iken, bölge müdürü va-| ziyete müdahale etti. Kısa | bir görüşmeden sonra tertip komitesinin Pazartesi günü toplanmasına karar verildi. Komitenin bu toplantıda lig maçının ikinci devresinin 6 ve 5 takım ota rak iki grup halinde oynanmasına ve birinci küme kulüp adedinin gelecek sezon 11 den 8 e indirilmesine dair bir karar vermesi muh temeldir. 3 Küme kulüp temsilcilerinin saat 16 da yaptıkları toplantıda, mün- , hal olan ceza heyeti üyeliklerine, Ruhi Tolunayla, İhsan Tutan seçilmişlerdir.
Saat 17 de ikinci ve üçüncü küme kulüp temsilcileri- ı nin de yaptıkları toplantı sonunda tertip komitesine Alâeddin Perksoy (Jandar-magücü), Salih Even (Ma makspor), Fikret Uruz (Vefa), Salâhattin Kunak (Dik rnen) seçilmişlerdir,
ikinci ve üçüncü küme fikstürleri çekilerek lig maçlarının 30 Eylülde başlanmasına karar verilmiştir.
Haydar Özakınan
bil
I I
Ctuler Anmanın Komada çekilmiş fevkalade güzel Lir resmi
Türkiye Öğretmen Dernekleri
i Millî Birliğinden
27/IX/1950 tarihinde Kayseri de Öğretmenler Derneğinde saat 10 da yapılacak Temsil-| çiler Kurulu tonlantısına birliğimize bağlı derneklerin temsilcilerin ri teşrifleri rica olu-
1 — Toplantının açılması ve yoklama,
2 — Toplantının idaresi için başkan, iki başkan vekili, dört kâtip seçilmesi,
3 — Yönetim Komitesi rapo-
Cebeci Açıkbava
ÇİÇEK SİNEMASINDA
Bu akşam saat 21.30 da Ankara'da ilk defa
Amerikan filmciliğinin en son şaheseri olan
Korsanın Adaleti ni
takdim edecektir
Aşk, macera ve heyecan dolu bir film
NOT: Yerler nizi erken temin etmeniz tavsiye olu-
....
Bu Hafta
Kurban Bayram» münasebetiyle ve yeni kış mevsimine giriş Yarın Matinelerden İtibaren
| Cebeci] Sinemasındaki
ANKARADA İLK DEFA
Hiç görülmemiş 2 büyük yeni film birden
okunmaşı
hesap
hulâsasının
ve müzakeresi,
4 — Masrafların tetkiki için
bir hesap komisyonu
seçilme-
5 — Dilek, tüzük, İktisadî teşekküller, iç ve dış münasebetler ve yayım komisyonlarının seçilmesi,
6 — Hesap komisyonu rapo-
runun okunması ve
komitesinin ibrası,
yönetim
7 — Komisyon raporlarının
BÜYÜK SİNEMA
Bugün matinelerden tlba-ren iki büyük orijinal film
1 - Gülmiyen kadın
-Nineteshka.
Greta Garbo - Melvyn Douglas
2 - Mavi Tuna şarkısı
' AlfrcJ Rode - Madeleine Sologne Seanslar:
G. Kadın: 1418-21.30 Mavi Tuna. 16-20
10 da ucuz matine
2 film birden
1
Fevkalâde satılık arsa
Bahçelievler birinci durağa yakın Çiftlik asfaltı üzerinde, ada 2616, parsel (8) 928 metre kare.
Telefon: 31347 her saatlerde.
okunması ve karara bağlan-
8 — Yönetim Kurulu ve murakıpların ı seçimi
BUGÜN
CEBECİ Sinemasında
2 büyük yerli film birden
1 - Gönülden yaralılar
Türk Filmi
Müzik: Kadri Şençular ’
Şarkılar: Müzeyyen Senar Necini Rıza
2 - İstiklâl Madalyası
Türk filtıil
Seanslar: '
İstiklâl: 14-1Ç-20.30
Gönülden: 16 22,30
Saat 10 da uetız matine
2 fjlm birden
1 - Ormanlar Kralının intikamı
(Türkçe Sözlü) ALEXANDRE DUMAS’ın ölmez
Asilzadelerin, Şövalyelerin çarpışmalar, heyecanlı aşk
esrar dolu ve macera
eserinden alman entrikaları, kanlı
NOT: Bu filmin orijinal kopyası Büyük Sinemada gösterilecektir.
2 - Çapkın Senorita
Ankarada İlk Defa «The Gay Senorita» Jim Bonnan - Steve Cochron
Rumbalar, Sambalar, Gitarlarla Serenatlar, Dans, Şarkı, Müzik, Eğlence filmi.
17/9/1950
Z A F-E.fl
Sahtfe : 7
Devlet Orman İşletmesi ;
Devlet Orman İşletmesi Karabük Müdürlüğünden :
Müzeyyen Senar Işıl
Bomonti
Müteahhit nam ve hesabına
Ankara Belediye Başkanlığından:
Vadeli, voılesiz 'asarruf mevdu..tı
Eşsiz Sanatkâr Müzeyyen Senar Işıl
Üstad Kemani Nobar Tekyay
Kıymetli ses sanatkârı Sabite Tur
Kısa bir zaman için sahnemizde konserlerine devam etmektedir
YEMEKLİ Masalar numaralıdır. Hariçten yemek getirmek serbesttir.
Türkiye Öğretmen Dernekleri Millî Birliğinden
1 — işletmemizin Keltepe Bölgesi emvalinden olup Soyul» orman içi istif yerinde mevcut 30 kuturdan aşağı 801 adede denk 184.771 M3 köknar tomrüğü ile 297 adede denk 72.152 M3 çam tomruğu ve yiAe 30 kuruştan tomrukları 11.9.950 tarihimden itibaren 16 gün müddetle 4 parti halinde açık arttırma suretiyle satışa çıkarılmıştık. '
2 _L' Açık arttırma 27/9/1950 tarihine ıastlıyan çarşamba gü nü saat Iİ de Karhbük işletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon örlünde yapılacaktır.
Beher metreküpünün muhammen bedeli 30 kuturdan aşağı o jlan köknar tomruklarında 10 lira çamlarda 15 lira 30 kuturdan yukarı olan çam tomruklarında 20 lira köknar tomruklarında ise 13 liradır.
Her' parti için ayrı ayrı yüzde 7.5 hesabiyle geçici teminat I
3 — Bu işe ait şartname Ankara'da Orman Genel Müdürlüğünde Bartın, Gerede, Devrek, İstanbul İşletmeleriyle İşle/mehıizde ve Keltepe Bölge Şefliğinde görülbilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte Komisyona müracaatları.
(69J2 — 2018)
SUMERBANK
kurullarını seçmek, j
e) Ertesi yılın Temsilciler ■ Kurulu toplantısının hangi dernek merkezinde yapılaca- ‘ ğını tayin etmek (Kaçınılmayacak bir sebep olmadıkça bu toplantılar her yıl başka bir dernek merkezinde yapılır.) ı
f) Gerektiği takdirde, olağa-1 nüstii toplantıda, Yönetim ve Murakıplar kurullarını değiştirerek yenilerini seçmek,
g) . Gündemde yazılı diğer işleri inceleyip karara bağlamak.
Madde 16 — Temsilciler Kurulunca verilen kararlar, birliğe dahil derneklere yazılı o-larak bildirildiği gibi, büyük I merkezlerdeki iki gazete ile de i ilân olunur. Tüzükte yapılan değişiklikler bir hafta içinde, en büyük mülkiye amirine bil-
Birliğimiz Temsilciler Kurulunda tüzüğümüzün 1-9-12 13-14 -15-16- 18-22 - 24-30 cu maddeleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Madde 1 — Türkiye öğretmenlerinin meslekî gayelerle muhtelif adlar altında kurdukları ve kendi tüzüklerine göre bağımsız olarak faaliyet te bulunan dernekler, merkezi Ankara’da olmak üzere bir birlik kurmuşlardır. Bu teşekkülün adı «Türkiye Öğretmen Dernekleri Millî Birliği» dir. Birlik siyasetle uğraşmaz.
Madde 9 — Temsilciler Kurulu, Birliğe dahil bulunan te-şeküllerin gönderecekleri tem silcilerle Yönetim Kurulundan meydana gelir. Temsilcilerin birliğe dahil herhangi bir derneğin üyesi olması şarttır. Yönetim Kurulu üyeleri reye iştirak ve herhangi bir derneğin temsilciliğini de kabul edemezler.
Madde 12 — Temsilciler
Kurulu, her yılın Ağustos ayı içinde yıllık tonlantısını yapar. Toplantı yeri, günü, saati ve gündemi Birlik Yönetim Kurulunca tesbit olunur ve toplantı tarihinden en az on-beş gün önce dernklere taahhütlü mektupla bildirmekle be raber büyük merkezlerde çıkan iki gazete ile de ilan edilir ve keyfiyet hükümete de bildirilir.
Madde 13 — Lüzum hasıl olduğu takdirde Yönetim veya murakıplar kurulu ve üye derneklerin enaz beşte biri temsilciler Kurulunu olağanüstü toplantıya çağırabilirler. Birliğe dahil derneklerden beşi, Genel Kurul kararıyla ve yazı ile müşterek olarak Birlik Yönetim Kuruluna müraeat edip Temsilciler Kurulunun olağanüstü toplantıya çağırılmasını istiyebilirler. Birlik Yönetim Kurulu bu isteği yerine getirmediği takdirde dilek sahibi dernekler Murakıplar Kuruluna müracaatla çağırma işini bu kurula yaptırırlar. Ancak bu derneklerin dileği üzerine yapılan olağanüstü toplantının lüzumsuzluğuna Temsilciler Kurulunca karar verilirse bu toplantıya ait masraflar ilgili derneklerden müsavi olarak alınır. Olağanüstü toplantılara çağırma işi 12'ci madde hükümlerine uygun olarak yapılır.

1 — Akköprü civarında 6 No. lu ucuz arsa mıntaka-sında imarın 8093 ada 30 No. parselinde bulunan (90) M2 yer dükkân yapılmak üzere açık artırma suretiyle satılacaktır.
2 — Muhammen bedeli (360) liradır.
3 — Teminatı (27) liradır.
4 — Teminat Belediye veznesine yatırılacaktır.
5 — Şartnamesi her gün Belediye Tutanak Müdürlüğü Kaleminde görülebilir.
6 — İhalesi 2.10.1950 pazartesi günü saat 16 da Belediyede toplanan komisyonda yapılacaktır.
7 — İsteklilerin belli gün ve saatte Belediye
misyonuna başvurmaları. (6869)
v(

2 -11 - 950 çekilişi
İkramiyesi 13.500 liradır.
‘10 Eylüle kadar
100 l.ralık hesap açanlar da keş deve katılırlar. Bıı hesabın çekil ş tarihine kadar idâmesi lâzımdır. Her 100 İra iç n ayrı l) r kura numarası veriFr.
İkramiyelerin vergisi Bankaya aittir. e ” fERP (\NK mevduata en yüksek ? vermektedir. (6880)—2040
Devlet Orman İşletmesi Adapazarı Müdürlüğünden :
1 — İşletmemizin Karadere bölgesinin Aksu istif yerinde mevcut 1758 adede denk 184.383 metreküp kayın dolap kerestesi açık arttırma ile satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 28/9/1950 perşembe günü saat 15 de Hendek Bölge Şefliğinde toplanacak Komisyon huzurunda yapılacaktır.
Metreküpü 74 lira 70 kuruş olup yüzde 7.5 teminatı 1033 lira-
3 — Buna ait şartname Orman Genel Müdürlüğünde, İstanbul, Ankara, İzmit İşletme Müdürlüğünde, Adapazarı, Hendek Bölge Şefliğinde ve İşletme Müdürlüğünde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte evrakı müsbiteleriyle likte komisyona müracaatları ilân olunur. (6910 - 2021)
bir-
1 — işletmemizin Kaıabe'en bölgesi 68-88-89-90 ve 72 numaralı havzalarında numaralanmış 700 adede denk takriben 210 metreküp Çam tel direğinin kesme dalları budama, boylarına tas nif ve Çekirge deposunu nakil ve istif işi 12/9/1950 tarihinden itibaren on beş giin müddetle açık eksiltmeye konulmuştur.
• 2 — Açık eksiltme 27/9/1950 çarşamba günü saat 15 de İş-
*)Jfctme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyonda yapılacaktır
3 — Beher metreküp için kesme ve taşıma ücreti 28 liradır. Tutar bedeli üzerinden yüzde 7.5 hesabiyle 441 lira muvakkat teminat alınır.
4 — Buna ait şartname Ankara’da Orman Genel Müdürlüğünde, Ankara Merkez, İstanbul, Mustafakemalpaşa, İnegöl, Orhaneli İşletme Müdürlüklerinde, işletmemizde ve Kaıabelen Bölge Şefliğimizde görülebilir.
İsteklilerin evrakı müsbite ve ilk teminatlariyle komisyona müracaatları. (6766) 1974
(67GG)
Devlet Orman İşletmesi Elâzığ Müdürlüğünden ;
Yapılacak iş : Odun istihsal, nakil ve istif işi.
Mahal ve mevkii ; Hozat bölgesi 0 No. Dersim seri ormanlarından.
Miktar ve cinsi : 7400 kental meşe odunu.
Muhammen bedeli : Kentali 200 kuruştur.
İlk teminatı : 1110 lira.
Müddeti : îki ay..
İhale şekli : Açık eksiltn e.
İhale tarihi : 18/9/1950.
İhale yeri : Elâzığ Orman İşletmesi Müdürlüğü.
1 — Yukarıda cinsi ya/jlı 7400 l.ental odunun istihsal, nakil, istif işi açık eksiltmeye konmuştur.
2 — Buna ait şartname Malatya Orman İşletmesi, Erzincan, Erzurum, Pülümür, Hozat Kalan Orman Genel Müdürlüğünde görülebilir.
3 — Taliplerin ihale gününde evrakı müsbite ve ilk teminatları le komisyona müracaatları. (6790)-(1982)
güneyi
Köprü ahşap kafes kirişli tahliye yapım
Karayolları Genel Müdürlüğünden:
0. — Eksiltmeye konulan iş: Muş ilinde Hınıs - Bulanık yolunda Şeyhin köprüsünde mevcut kârgir ayaklar üzerine ahşap kafes kirişli tabiiye yapımı olup keşif bedeli (69.363) altmış dokuz bin üç yüz almış üç liradır.
2 — Eksiltme günü: 29.9.1930 tarihine rastlayan cuma günü saat 16 da Ankara'da Bay.n'dırlık Bakanlığı binasında Karayolları Genel Müdürlüğünde Karayolları Eksiltme Komisyonunca kaıpalı zarf usulü ile yapılacaktır.
3 — Eksiltme evrakı: Vezneye .yatırılacak (350) üç yüz elli kuruş bedele alt makbuz ka -şılıgında Karayolları Genel Müdürlüğü Teknik Hesaplar Şube finden alınabilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek için:
a) isteklilerin 1950 yılma alt ticaret odası (belgesi ile usulü dairesinde (4.718,15) dört bin yedi yüz on sekiz lira oıı beş kuruşluk geçici teminat vermeleri.
b) Bu işin teknik öneminde bir işi iyi surette başarmış veya idare ve denetlemiş oldukla ını isbata .yarar belgelerini, Karayolları Genel (Müdürlüğünde.ı alacakları tanıtma beyannamelerine (Müteahhit ehliyet beyannamesi, müteahhit plân ve teçhizat beyannamesi) bağlamaları ve bu beyannamelerin içindeki sorular cevaplandırılarak yeterlik belgesi isteme dilekçeleriyle birlikte eksiltme gününden en az üç gün önce (tatil günleri hariç) yazı ile Bayındırlık Bakanlığına müracaat ederek bu iş için yeterlik belgesi almaları.
5 — İsteklilerin eksiltme şartlaşmasının 34 üncü maddesinde verilen izahat çerçevesinde (eksiltme evrakının ıher parçasına ellişer kuruşluk pul yapıştırarak bunları imzalayıp zarflarına koymaları) huzırlıyacııkları yükleme mektuplarını eksiltme günü saat onbeşe kadar makbuz karşılığında komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır.
Postada olacak gecikmeler kabul edilmez.
Keyfiyet ilân olu
Madde 14 — Temsilciler Kurulu toplantısının yapılabilmesi için, temsilci üyelerin üçte ikisinin hazır bulunması lâzımdır. İlk toplantıda nisap temin olunmazsa, yeniden liân yapılmak suretiyle toplantı üç gün sonraya bırakılır. Bu toplantıda mevcut üye ile konuşmaya başlanır. Konuşmayı Birlik Başkanı açar. Bundan sonra kurul başkanı, bir başkan vekili ve dört kâtip seçilir. Toplantı bu suretle seçilen başkan veya başkan vekili tarafından idare olunur. Zabıtlar ve diğer yazı işlerini de kâtipler idare eder. Müzakere zabıtları başkan, başkan vekili ve kâtipler tarafından imzalanarak saklanır. Temsilciler Kurulunda, hilâfına hüküm bulunmayan hallerde, mevcut üyenin mutlak çokluğu ile karar yerilir. Birliğin feshi ve tüzüğün değiştirilmesi bahis konusu olursa temsilcilerin beşte dördünün bulunduğu toplantıda üçte iki çoğunlukla karar verilir.
Konuşmalarda gündem dışına çıkılamaz; ancak temsilcilerin enaz yirmide biri tarafından müzakeresi istenen maddelerin gündeme konması lâzımdır.
Madde 15 — Temsilciler Kurulunun görevleri ve yetkileri şunlardır:
I a) Yönetim ve Murakıplar kurullarının raporlarını ince-ı lemek ve Yönetim Kurulu ile I komitesini ibra etme (Yönetim Kurulunun raporu toplantıdan ‘ enaz bir ay önce derneklere, temsilci sayısınca gönderilir.)
b) Derneklerin lerinin dileklerini karara bağlamak bir yıllık çalışma hazırlamak,
c) Yönetim Kurulunca hazırlanan bütçe tasarısını i İçmek ve onarmak,
Başkan
Madde 18' — Birlik Başkanı' Yönetim Kurulunun AnkaVîı’-dan seçilen üyeleri arasından bu kurulca, gizli olarak," üye sayısının üçte iki çoğunluğu' ile seçilir. Bir kimse birlbirıl üstüne iki ttöfadan fazlû birlik1 başkanlığına seçilemez.
Yönetim Kurulu
Madde 22 — Yönetim Kurulu, Temsilciler Kurulunca 19 u asıl ve 9 u yedek olmak üzere bir yıl için seçilen üyelerden meydana gelir. Asıl üyelerin 9 u ile yedeklerin 5 i Ankara merkezinde bulunan ve birliğe dahil herhangi bir öğretmen Yardımlaşma Derneğinin üyesi veya temsilcisi olan kimselerden; geri kalanları da yine birliğe dahil olup Ankara dışında bulunan derneklerin üyelerinden veya temsilcilerinden seçilir. Yedek üyeler, herhangi bir sebeple Yönetim Kurulundan ayrılan asıl üyelerin yerlerini, seçimde kazandıkları oy sırasına göre doldururlar. Yönetim Kuruluna seçilen üyeler birliğe dahil herhangi bir öğretmen teşekkülünün Yönetim Kurulunda veya Haysiyet Divanında iseler eski görevlerinden ayrılmaları gerektir. Müddeti biten üyeler bir defa daha Yönetim Kuruluna seçilen üyelerin hüviyetleri bir hafta içinde en büyük mülkiye amirine bildirilir.
Madde 24 — Yönetim Kurulu tabii olarak, yılda iki defadan az, dört defadan çok olmamak şartiyle, Birlik başka-nının veya vekilinin daveti ile toplanır ve Temsilciler Kurulunca düzenlenmiş olan çalışma programına göre Birliğin işlerini yürütür. Acele haller dışında çağırma toplantıdan enaz onbeş gün önce yapılır ve bu çağırma ile toplantı günü ve gündemi üyelere bildirilir.
özürsüz olarak birbiri üstüne üç tonlantıya gelmiyen üyeler çekilmiş sayılır ve yerlerine yedekleri getirilir. Yönetim Kurulu üyelerinin Ankara’ya geliş ve dönüş yol parolan, seyahat ve ikamet yevmiyeleri ile diğer masraflarının birlikçe ödenmesi asildir. Birlik bu masrafları ödeyemiyecek durumda olduğu takdirde mas raflar üyenin mensup olduğu dernekçe ödenir.
Birliğin Gelir ve Giderleri
Madde: 30 — Birliğir kaynakları şunlardır:
a) Bağışlar,
b) Yayımlar hasılatı,
c) Derneklerin kendi gelirlerinden nisbeti, her yıl Temsilciler Kurulunca tayin edilecek paylar,
d) Müsamere, sergi, piyango ve diğer benzeri teşebbüslerin hasılatı.
e) Türlü tesislerin gelirleri.
gelir
Parasız Hizmetçi
Edirne Vakıflar Müdürlüğünden
1 — Eksiltmeye konulan iş: Edirnedeki Bedestan binasının onarımı.
2; — Keşif tutarı (14283) lira (69) kuruştur.
3 — Eksiltme 29.9.950 cuma günü saat 15 te Edirne Vakıflar idaresi binasında toplanacak inşaat komisyonu odasındâ kapalı zarf usûlü ile yapılacaktır.
4 — Eksiltme şartnamesi ve buna bağlı kâğıtlar Ankarada Vakıflar Genbl MüdürlUğü inşaat Müdürlüğünde ve Edirne Vakıflar müdürlüğünde görülebilir.
5 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin usulüne göre (1071) lira (28) kuruşluk geçici teminat vermesi ve eksiltme şartnamesi gereğince ticaret odası belgelerini ibraz etmeleri 'azımdır.
6 — İsteklilerin bu işin özelliği dolayısı ile 1950 yılı için vakıflar genel müdürlüğünden alınmış yeterlik belgeleri göstermeleri şarttır.
7 — Talip olanların yukarıdaki maddelerde yazılı belge-
lerle birlikte ikinci maddede yazılı günde adı geçen komisyona müracaatları ilân olunur. (6896)—2016
Lâpseki İle si Malmildiirlüğiinden
Satılacak menkulün cinsi: Barbaros zırhlısına ait hurda çelik beheri 4 metre boyunda 2,5 metre eninde 40 santim kalınlıkta her biri 25 ton ağırlıkla (8) parça
Teslim edileceği yer: bulunduğu yerde.
Bulunduğu yer: Çardak Fener burnunda .
Durumu: Beş tanesi yarı kısımlarına kadar üç tanesi tâ-mamen kumlara gömülü vaziyette.
Tahmini Muhammen bedeli: 200 ton; 80.000 lira. Muvakkat Bedeli 6000 lira.
1 — Yukarda evsafı yazılı Barbaros batığına ait hurda çö-lik, hizasında yazılı muhammen bedeli üzerinden 3.10.1950 salı günü saat 15 te kapalı zarf usulü ile satışa çıkarılmıştır.
2 — Muvakkat teminatı (6000) liradır.
3 — isteklilerin ihale saatinden bir saat evvel teklif mektuplarını kanunun 32 ve 33 üncü maddeleri gereğine ekomis-•on başkanlığına teslimi şarttır.
Komisyona müracatlan ilân olunur.
(6893)—2015
Eskişehir Mahmudiye Çifteler aygır deposu Müdürlüğünden
1 — Kuruntumuz damızlık aygfrlarına yedirilmek üzere, 1950 yılı mahsulü 60 ton arpa ile 60 ton yulaf kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Eksiltme, 29.Eylül.l950 Cuma günü saat 15 de, Eskişehir Ticaret Borsasındjı kurulacak Çifteler Aygır Deposu Satınalma Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Muhammen beddlleri, arpanın 19 kuruş, yulafın da 18 kuruş olup muvakkat teminatları 1665 liradır.
4 — Teminatlar, Eskişehir mâliyesine makbuz mukabilinde yatırılacaktır.
5 — Bu işe ait şartname Eskişehir Veterinr Müdürlüğünde, Ticaret Borsasında ve Mahmudiye’de Çifteler Aygır Deposu Müdürlüğünde görülebilir.
6 — İstekliler, teklif mektuplarını belirli günde saat 14 de kadar Zahire Borsasında toplanacak komisyona vermeleri.
Postada vâki gecikmeler kabul edilmez. 12451 (6826)(1997)
Seyhan İl Daimî Komisyonu Başkanlığından
Adana Memleket hastahanesinin 950 mali yılı sonuna kadar olan ihtiyacı için 18654 lira 20 kuruş muhammen bedelli 160 kalem eczayı tıbbiye ve 10476 lira 50 kuruş muhammen bedelli 142 kalem tıbbi ve cerrahi alat ve edevat kapalı zarf ve eksiltme usulü ile ihaleye çıkartılmışta.
ihale 27.9.1950 Çarşamba günü saat 11 de Seyhan 11 Daimî Komisyonunda yapılacaktır.
İteklllerin muhammen bedelin yüzde 7,5 nisbetinde muvakkat teminatlarının Adana özel idare Saymanlık Müdürlüğü veznesine veya taşradaki bankalardan birinden alınacak makbuzlarla teklif mektuplarının ihale gün ve saatinden bir saat evveline kadar komisyon başkanlığına vermeleri lâzımdır.
Postada vâki olacak gecikmeler nazarı itibara alınmaz.
Şartname ve sair evrak tatil günleri haricinde ve mesai saatlerinde Sdyhan İl Daimî Komisyonunda, İstanbul Sağlık ve Sos-' yal Yardım Müdürlüğünde ve Adana Memleket hastahanesi Baş-tabibliğinde görülebilir. 12452 (6827)41998)
Erzurum Valiliğinden
1 — Erzurum’da yanan adalet binası inşaatı kapalı zarf usulde eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Bu işin keşif bedeli yüz altmış sekizbinyediyüz elli yedi lira seksen bir kuruş olup bunun geçici teminatı dokuzbin al-tıyüz seksen yedi lira doksan kuruştur.
3 — Eksiltme 27.Eylül.l950 Çarşamba günü saat 16 da Mülga Üçüncü Müfettişlik binası içindeki Bayındırlık Müdürlüğü o-dasında toplanacak komisyonda yapılacaktır.
4 — istekliler bu işe ait keşif şartname vesaireyi Bayındırlık Müdürlüğünde okuyabilirler ve 10 lira bedel mukabilinde evrakı fenniye ve saireyi alabilirler.
1 5 — İstekliler bu gibi işler yaptıklarına dair bonservislerini
dilekçelerine bağlayıp ihale gününden üç gün evvel il makamına müracaatla muvafık olduğu incelenip ehliyet komisyonundan alacakları ehliyetnameleri ve 950 yılında Ticaret Odalarına kayıtlı olduklarını bir belgelerini ve 2490 sayılı kanunun hükümlerine uygun olarak hazırlayacakları geçici teminatlarını yukarda sözü geçen kanun hükümlerine göre hazırlayacakları teklif mektuplarını ihale günü saat 15 de makbuz mukabili komisyon bn-kanlığına vermeleri lâzımdır. Teklif mektuplarının postada vâki olacak gecikmelerinin kabul edilmiyeceği ilân olunur.
Kapalı zarf usulü in aat ile eksiltme ilânı
Doğu Bölgesi Yapı işleri Müdürlüğünden :
1 — İş: Hakkâri Hükümet konağı ikinci kısım inşaatı,
2 — Keşif bedeli: 232.286.34 lira,
3 — Geçici teminat: 12.864.32 lira,
4 — Eksiltme kapalı zarf usulü ile 3.10.1950 salı günü sa-11 de Diyarbakırda doğu bölgesi yapı işleri müdürlüğü bi-
nasında yapılacaktır.
5 — Bu işe ait şartname ve projeler bedelsiz olarak mesai saatleri içinde doğu bölgesi yapı işleri müdürlüğünde görülebilir.
6 — İsteklilerin 29.9.1950 cuma günü mesai saati sonuna kadar doğu bölgesi yapı işleri müdürlüğüne yeterlik belgesi için müracaat etmeleri ve yeterlik belgesi alabilmek için bu isin teknik öneminde iş yaptıklarına dair belge göstermeleri lâzımdır.
7 — Kapalı zarflar ihale günü olan 3.10.1950 cuma günü saat 10 a kadar doğu bölgesi yapı işleri müdürlüğü binasında toplanacak eksiltme komisyonu başkanlığına verilecektir.
8 — Kapalı zarfların içinde usulüne göre yazılmış ve kapatılmış teklif mektubu ile kanunen bulunması gereken teminat, yelerlik belgesi, 1950 yılı ticaret odası vesikası bulunacaktır.
9 — Postada vukubulacak gecikmeler kabul edilmez.
Açık eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden:
1 — Haydarpaşa Nümune Hâstahanesi kalorifer tesisatı □narımı açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
Keşif bedeli (26035) liradır.
Eksiltme 5/10/1950 tarihinde perşembe günü saat 15 de İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Eksiltmeye ait evrak şunlardır: Mukavele, eksiltmo bayındırlık işleri genel, hususi ve fennî şartnameleri, proje keşif hülfisasile buna nıüteferri diğer evrak dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye iştirak etmek için taliplerin (1952) lira
(63) kuruşluk muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibra- etmesi ve 950 yılında ticaret odasında kaydı bulunduğuna H-jr beldeyi hamil olması, eksiltme gününden tatil günleri hariç (3) gün evvel vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet '•"sikası alması ve yukarda ikinci maddede yazılan evrakı görün eksiltme şartnamesinde yazılı kayda göre kabul ettiğine etair imzalaması şarttır. (6897)—2039
Manisa İl Daimi Komisyonundan
1 — Kula Selendi yolunun 134-150 — 27 + 000 kilometreleri arasında yaptırılacak kaldırım inşaatı (15389.60) liralık keşfi üzerindn 3/10/1950 sah günü saat 10.30 a kadar müddetle açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muvakkat teminat (1154.22) liradır.
3 — Bu işe ait keşif ve saire evraklar Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir. (6518)—2035
İstanbul Telefon Başmüdürlüğünden
1 — İdaremiz için şartnamesine uygun olarak kapalı zarf usulü ile on ton kurşun levha satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedel 15.000 onbeş bin lira olup geçici teminat 1125 binyüz yirmi beş liradır.
3 — Eksiltme 3/10/1950 salı günü saat 15 de Tahtakale telefon başmüdürlüğü satın alma komisyonunda yapılacaktır.
4 — Şartnamesi bedelsiz olarak mesai saatlerinde levazım amirliğinden alınabilir.
5 — İsteklilerin kanuni vesikaları ile usulüne uygun tek-
lif mektuplarını muhtevi kapalı zarflarını münakaşa saatinden bir saat evvel komisyona vermeleri. Postada vukubula-cak gecikmeler kabul edilmez. 12758 (6970)—2034
Köpük
Temizleme
ve temsilci-inceliyerek ve birliğin programını
Tiryakilere müjde
İBRAHİM MELEK
Müessesesi
Kıymetli müşterilerinin bayram kahvesini Brezilya’dan getirtmiştir. Perakende kilo
Sahife : 8
17/9/1950
OTOMATİK
BLAUPUNKT
Yarış günü
Müessesesinde
DİKKAT
Çelecek hafta deneme koşusuna girecek Ingiliz taylarından bazıları
(5511)
PİKAP ve
MARKA
Pilli, elektrikli salon radyola rı ile uzup. orta dalgalı OT
LARI
GUGUKLU
SAATLERİNİ
(Bayram hediyesi ve torunlara intikal eden aile hatırası olarak).

Dünyaca tanınmış
Her çeşit elektrik, radyo, telefon malzemesi.
Koşu başlarken bir kaç düşünce
UYGUN FIAT VE ŞARTLARLA BULABİLİRSİNİZ.
Anafartalar cad. Vakıf İş Ham No. 110
Tel: 16121
Sayın Ankara valisinin dikkat nazarına
Ankara şehir hipodromu 14 sene evvel açıldığı zaman modern bir hipodroma kavuşmuş olan halk cidden sevinmişti Koşu »meraklıları ve at sahipleri ise bunu at sporunun memleke timizde ilerlemesi için atılmış en büyük adım olarak telâkki ettiler.
O tarihten evvel seyircisi gayet mahdud olan at yarışlarına rağbet fazlalaştı ve kalabalık gittikçe arttı. Hattâ erkekler kadar kadınlar da ya rış yerine gelmeğe başladılar. Kadın terzileri mankenlerini yarış yerinde teşhir ederler, ba yanlarımız yeni ve zarif elbiselerle hipodroma gitmek için biribirleri ile adeta yarış ederlerdi. Hipodrom Avrupa yarış yerleri ile boy ölçüşecek hale gelmişti.
Fakat günler ilerledikçe maalesef hipodromun manzarası daha güzelleşeceğine çirkinleşmeğe başladı. Halkın istirahatını temin etmek unutuldu, çok yerinde bir düşünce ile yapılan, localar yarış yerine bedava girenlerin hoşuna gitmediği için kaldırıldı; eskiden hasır koltuklar atılalark yerine yenileri konulmadı, temiz büfe bir meyhaneye döndü, konfor kalmadı, müşterek bahis bir kumar iptjlâsı halini aldı. Koşu kaybeden jokeylere avazı çıktığı kadar bağırarak
Ç Yazan 'j
i Abdurrahman Atçı
— Kapılarda ve duvar kenarlarında kontrolü sıklaştırmak ve yarış yerinin nezahatı-nı bozan kimselerin içeri girmelerine mani olmak,
— Ehil memurlar kullanmak suretiyle mÜEtl'r^k bahis sstış ve tediyesinde sür’at sağlamak,
— Müşterek bahisi halkın menfaatini koruyacak şekilde tertiplemek.
Bilhassa bu son maddenin ehemmfyetle ürerinde durmak icabedfer. Müşterek ba-hissiz yarış olmayacağı tabiidir. Fakat yarışlarımızın bu sporda ileri gitmiş memleketlerde olduğu gibi tam bir intizam ve dürüstlük içinde cereyan etmediği de muhakkaktır. j
Yarışlarımızın islâhı büs bütün ayrı b'r mevzu olduğu için noksanlarımızı bu yazımız da izaha lüzum görmedik. Bununla beraber yarışlar normal cereyan etmiyor diye halkın zarara sürüklenmesine de lâ-kayt kalınmaması icabeder.
Bu sene İstanbul yarışların da At Sahipleri Cemiyeti, çok yerinde bir kararla, ikili bahsin şeklinj değiştirdi. İkili ------------- ------ —_ bahiste kazanmak için behem _____ edenler, ayak*a dura- ’ mehal hangi atın birinci ve mayacak kadar sarhoş’ı r, ya- ik:nci geleceğini bulmak icab rış yerine nasıl girdikleri bel ederken yeni h.tbik edilen li olmayan yalın ayak çocuk- usqlle birinci ve ikinci gelen lar, çeşit çeşit seyyar satıcılar (atlara, tersli yüzlü, kâr payı o temiz muhitin n değişirdiler ve nihayet j— yerindeki hava büsbütün değiş ti. Güzel tuvaletler kayboldu, bu asîl sporun meraklıları sahadan uzaklaştılar.
Muhtelif yazılarımızda yarış yerinin ıslâhı için lüzumlu tedbirlerin alınmasına- işaret etmiş olmamıza rağmen bu husus maalesef hiç nazarı itibara alınmadı.
Hipodromu eski nezih haline getirmek pek âlâ mümkündür. Bunun için yapılması i-cabeden şeyleri Özel bütçesini sarsmayacak az masrafla başarmak dir.
Haftanın programı
ve tahminlerimiz
Ankara Sonbahar at yarışları bu hafta başlayacaktır. Ayni günde İstanbul yarışlarının da sonuncusu yapılacağından atların hepsi Ankaraya rilmemiş bulunmaktadır, sebeple program gerek at a-dedi, gerekse koşuTarın ehem miyetî bakımından pek değildir. Sene zarfında kazanmamış 3 yaşlı taylarına mahsus birinci koşu- ö uanm»»»»-
da Sıraloga rakipsiz kalmış- I dan d'a g“yel kı'sm b!r "k^üy'a t,r- ı........
Esasen, Saratogadan başka koşu kazanmamış iki tay daha vardır ki, onlar da İstanbulda koj .taklardır..
geti-
Bu
cazip koşu İngiliz
Selçuk ile Benliboz rakiplerine tefeevvuk edebilirler.^
Günün en zevksiz koşusu olan dördüncü yarışında anlayamadığımız bir düşünce ile ikili bahis konulmuştur. Halbuki, burada favori olarak tutulabilecek iki attan birinin geçilmesi halkın ekseriyetini zarara sürükler. Bu itbarlar halkın menfaati gözetilmediği g.bi varidat temini bakımın-
yar saııcııar ana»* re»au ju«u, r.aı
manzarasını dağıtıldı. Bu şekilde halkın İkinci koşu, B. grupu Arap layet yanş 1 menfaati korunduğu gibi muh aUarın“ mahsus handikapta,
Yolculuk dolayısiyl
Acele satılık
Hiç giyilmemiş Avrupa mamûlâtı bir mutondore, bir Fin pejması kürk, kristaller ve gümüş kadın tuvalet eşyası.
Saat 15—20 arası Saraçoğlu mahallesi birinci cadde No. 6/2 ye müracaat.
(5504)
DİKKAT
Zonguldakta diş muayene -hanemi satmak veya kira ile vermek istiyorum. Talip olanların aşağıdaki adresime müra caatları ilân olunur.
Zonguldakta, Yenj Çarşıda Dişçi Ahmet Çek (2756)
DOKTOR
Vafi Erar
Dahiliye Mütehassısı Günün her saatinde hasta kabul ve tedavi eder. Fakirlere ücret arzuya tabidir.
Muayenehane ve ev: Hamam önü, İnönü Bulvarı İpçioğlu Ap. daire 1
ANAFARTALAR.TARKO HAN : ANKARA
; TeL,16011 ' Tel.162151
CINKOGRAFHANESİ ALMANYADAN GETİRTTİĞİ TAMAMEN MOTORLU MODERN MAKİNELERİYLE SİPARİŞLERİNİ
UCUZ, TEMİZ VE SÜRATLE YAPAR
r1
Büro Kiralanacak
Posta caddesi veya Ulus meydanı ve civarında merkezî bir yerde ve tercihan birinci katta, büro olmaya elverişli üç odalı bir daire aranmaktadır.
Saat 11 le 12.30 arası veya saat 17 den itibaren (15511) numaraya lütfen telefon edilmesi.
Yukarıda' da işaret ettiğimiz _ gibi, bu koşuda iki favori ı vardır, bunlardan biri Mimi, I . diğeri de Lady’dir. Arızasız koş ) turulduğu takdirde Çamtcpe . koşunun süpriz atı olur.
Koşu kazanmamış iki yaşlı İngiliz taylarınki: mahsus bc-i şinci koşu günün en güzel ' koşusudur. Bu koşuda göre-i ceğimiz 10 taydan Cengiz, ■ Özkan ve Kırçiçeği ilk yarış-ı larını yapacaklardır. Diğer taylardan. girdikleri koşular- | Kıunuran İlteî, Maliye Bada derece atabilenler Destan. kanl]ğl As Pos ıs63s sayman Toboggan ve İlkjz’dir, bu üç hk memuru. Tel: 130TT Ankara, taya idman bakımından iyi —................— ■ ■ ■
durumda olan Sevgi’yi de ilâ-1 Müşterek bahis merakıları ve edebiliriz. | bu koşuda bol bol sürprize oy-
Tahminmize göre, koşunun namak imkânını bulacaklar-favorileri Destan ile Sevgi’dir. dır. Kini bilir belki koşunun Üçüncü ihtimal olarak To- ' netihesî de o şekilde tecelli boggan üzerine oynanabilir.
I
(Şair Kâmuran İllerin kahrolsun komünistler'^* adlı broşürü çıkmıştır. Sa -
tış fiatı: 5 kuruştur. Her kitab-çıda bulunur. Bayilere ve kitapçılara 3 kuruştan verilir.
Toptan satış yerij

t
! ikili bahis konmuştur.
At sahipleri cemiyetinin İs-tanbulda tatbik ettiği ve ikili bahsi âzami derecede kolaylaştıran usulün Ankarada tatbik edilmemesi ve özel idarenin kör değneğini beller gibi * "e ısrar etmesi hay-
temel hileleri de kısmen önle. ₺□ keyttli 8 at atastnda esk, usuldc
şimdiye kadar gırdtg, koşu- retle karşdanacak bir keyfi-
İdare kadar kabil-
Ezcümle:
— Yarış yerinde hususî bir mevki ihdas etmek (trende, tramvayda, vapurda, sinemada, tiyatroda velhasıl her tarafta biraz fazla ücretle iyi yerde oturmak kabil iken neden hipodromda tek mevki üzerinde İsrar edelim.)
— Büfeyi bugünkü meyhane şeklinden kurtarmak ve ihtiyacı karşılayacak bir şekle koy
mek kabil oldu. ,, , " . , * "
I larda en fazla muvaffakiyet yettir Bilet masrafı bakımından da göstermiş olan at Seyhan’dır. | yarı yarıya bir tasarruf temin i Yalnız İlkbahar yarışlarından pdpn hu ıısıil maalesef Ankara . beri koşuya iştirak etmemiş olması ve bu koşuda da rakip I lerinden fazla sıklçt taşıması şansını azaltmaktadır. |
Diğer atlardan Murat iyi bir jokey altında koşacağı gibi, idman vaziyeti de rakip-1 lerinden daha iyidir. Bu iti-1 b^rla koşunun favorisi olarak tutulabilir. Murattan plase oynanabilecek Seyhan ile Keramettir.
Ankaraya yeni gelmiş olan Gümüşün Urfa’da iki koşu ’ kazandığı ve kuvvetli bir et olduğu söyleniyor, ise de koşuda alacağı netice bize hakiki kuvvetini belli edecektir.
Üçüncü koşu A. grupu Arap atlarına mahsustur, bu koşuya kayıtlı yedi attan Çınar müstesna, hepsinin koşu kazanma şansları vardır.
Benliboz geçen hafta îstan-
eden bu usul maalesef Ankara ! Özel İdaresince hiç nazarı iti-1 bara alınmadı.
Yukarıda da işaret ettiği)-miz gibi müşterek bahisi halkın menfaatim koruyacak şe kilde tertiplemek şarttır. Bu haftaki programı hazırlayanlar ikili bahsi en akla gelmeyen, çifte bahisi de günün en Zor iki koşusuna koymakla hataya düşmüşlerdir. Yine esefle kaydetmek zorundayız ki, bu hatalar bugünkü iş değildir ve bu şartlar dahilinde arkası kesilmeyecektir.
Bu şekilde müşterek bahis ne İdareye menfaat temin eder, ne de halkın zararını
Yarış yerinin ıslahı için alma 1 DCIUıuuZ geçen uuu ı₺ı(m cak tedbirler meyanında bu bulda mükemmel bir koşu ka-işin idaresini de ehil ellere tes- - . -.
lim etmek icabettiği kanaatin-
sonra -atlar ■
Lüks Yolcu Gemisiyle
Pire, Cenova, Marsilya, Napoli, İskenderiye Beyrut Limanlarına emsalsiz bir seyahat
325 LİRAYA
Fazla tafsilât için:
ELÂZİZ UMUM NAKLİYAT ŞİRKETİ Ltd.
Emrinize amadedir
Sanayi Caddesi No: 39 Telefon: 12232 Pasaport takibi işleri parasızdır.
İlkbahar A. grupu Arap atlarının koşusunda Akkent, Ilavari
zandı, Bahtiyar bir hafta evvel 63 kilo ile Arda’nın arkasında ikinii oldu. Selçuk İstanbul yarışlarına iştirak etmedi ise de çok iyi durumdadır. Atom istikrarlı koşu yapmamakla beraber koştuğu gün bütün rakiplerini ezmektedir.
Bir Nisan ile Arda’ya gelince, bu ikisi hakkında fazla birşey söylemeğe lüzum yoktur. İstanbulda 1600 metreyi 1 dakika 46 saniyede koşarak Arap atlarının yalnız Türkiye rekorunu değil, dünya rekoru nu kıran Arda normal koşusunu yaparsa birinci olmaması için hiçbir sebep yoktur. l 1 Nisan koşu içerisinde a-hır arkadaşına kılavuzluk ettiği için vazifesi oldukça mühimdir. |
Yukarıdaki izahatımızdan da anlaşılacağı veçhile Arda bu koşunun büyük favorisidir. Bu tay geçildiği takdirde koşuyu hangi atıh kazanacağını
HAFTA AT A N K A R YARIŞI .AR 1 17 EYLÜL 1950
1
6 ATIN
SAHİBİ I Binicisi 3
w İsmi Rengi Babası | /Zasr
BİRİNCİ KOfiU — 3 yaşlı koşu kazanmamış İngiliz taylarına mahsustur. İkramiyesi 1200 lira. mesafesi i 600 m.
Aziz Yener Saratoga Al At Umacı Muod 3 56
İKİNCİ KOSf — B. Grubu arap atlarına mahsus handikap İkramiyesi 1200 İra. mesafesi 2000 m.
1 Mustafa Yücehan Seyhan Al At Seklavi H. Güzeli 9 Mehmet 61
2 K. Yapar Murat Al at Seklavi Sabiha 8 Reşat 59
3 Ö. Konuk Gümüş Doru at Önal Yıldırım 7 57
4 Enver Oğuz Kanuni Doru at H. Zamffn Necmiye 4 Şakir 54.5
5 A. Yılmaz Buket Kır At Kuruş Manegi 6 53,5
6 E. Cumalı Keramet Al At Seklavi Şahende 4 Filips 53
7 M. Kozanlı Cpylan Kır At K. Aslan Can 4 52
8 S. Akdeniz Bora Kır At Hamdani z Gazel 7 50
ÜÇÜNCÜ KÖSÜ — Gandi koşusu. 3 vc daha yukarı yaşlı A. Grubu arap atlarına mahsustur. İkramiyesi 000 lira, mesa
fesi 1600 m.
1 Nezir Temizer Çınar Doru at Seklavi Sabıka 6 İhsan 62
s Sadi Eliyeşil Benliboz Al At Benliboz Necmiye 5 H. Ahmet 62
s d. Somtürk Bahtiyar Doru kısrak H. Zaman Necla 5 Zekeriya 60.5
4 Mustafa Karabucak Selçuk Kır At Kuruş İde 4 Reşat 60
A Nezir Temizer Atom Al AA Can Leman 4 Mehmet 60
8 Mustafa Turgut Bir nisan Kır kısrak Hayda: Sevim 4 Mustafa 58.5
7 M. Turgut Arda Doru erkek Haydar Merzuka S 56
DÖRDÜNCÜ KOŞU — 4 ve daha yukarı yaşlı İngiliz atlarına mahsus handikap. İkramiyesi 1500 lira, mesafesi 2000 m.
ı Ö. Atman Mimi Al kısrak Owenstovn Scraplet 4 Zekeriya 63
2 Ş. Eliyeşil Lady Kır Kıs. Coup de Roir Zenart 5 Adil 62
3 Ş. Eliyeşil Çamtepe Doru at Coup de Roi Garrigıîl 4 Salâhattin 49
4 F. Avşâr Yiğit Doru at Coup de Roi Garrigill 5 48
BEŞİNCİ KOŞU — 2 yaşlı koşu kazanmamış İngiliz taylarına mahsustur, ıkra miyesi 1300 lira, mesafeli 1000 M.
1 H Cağın Doru erkek Legal Fare Santaline 2 1 56
2 Salih Temel Filiz Al Erk. Subutay i. Didar 2 Zekeriya 56
3 K. Yıkılmaz Özkan Al Erk. Yatağan 2 06
4 W. Giraud Toboggan Doru erkek Bobsligh Khazar 2 Filips 56
5 F. Slmsaroğlu Destan Doru erkek Pulat Destegül 2 Bayram 56
6 F. Slmsaroğlu Kır Çiçeği Doru diş) Pulat Çiçek 2 54.8
7 W. Giraud Serap Doru diş) Bar le Due Ladv Tolgus 2 Şakir 54.5
8 Ş. Eliyeşil Sevgi Doru dişi Legal Fare Stefaııette 2 H. Ahmet 54.8
9 Karamehmet İlkiz Al dişi Bar le Duc Gelincik 2 Reşat 54.5
10 K. Kasar Canım Kır dişi Subutay Bihser 2 Rıdvan 54.5

Comments (0)