Çarşamba
19
TEMMUZ1950
Yıl: 2 —No. 444
Başmuharriri: MOmfen Fak Fenik
De*lseil«r Caddesi: 3
Posta Kutusu- İM — ANKARA Telgraf: Zaf ar Gaz ateşi Ankara Bafmuharrlr ve idare ... İMİ* Yon işleri ............. İMİ*
Fiyata hor yarde 1* kıratta».
hergOn bir HÂDİSE
(e.
==
American Express'de buluşalım/ olur mu?.
(Yazısı 3 üncü «ayfamızda)
u.
Yalova da dünkü mühim toplantı
hı.;
ir-
en iş. ;ni
iti ia-
la. ı un i ıra de le-ire uk un fa.
BAŞBAKAN VE BAKANLARIN DA BULUNDUĞU
Toplantıya askerî şefler de iştirak ettiler Başbakan altı saat devam eden toplantıda silahlı kuvvetlerimizin takviyesi ve tensiki hususunda
alınacak yeni tedbirlerin müzakere edildiğini bildirdi
■ 1 ■
Dünkü toplantıdan sonra Basına izahat veren Başbakan Adnan Men deres
Yalova, 18 (Hususî) Cumhurbaş Korgeneral Muzaffer Göksen’in, De kanı Celâl Bayarın Başkanlığında, niz Kuvvetleri Komutanı Tümami-Başbakan Adnan Menderes, Devlet rai Sadık Altıncan, Genelkurmay Bakanı Başbakan Yardımcısı Samet Harekât Dairesi Başkanı Tümgene-Ağaoğhı, Dışişleri Bakanı Profesör . rai Yusuf Egeli’nin iştirakiyle bu-" ........ ” gün Yalova’da saat 14 ten saat 20
ye kader süren bir toplantı yapıl-
Bu toplantı sonunda, toplantının mahiyeti hakkında gazetecilerin sordukları suale cevap olarak Başbakan Adnan Menderes aşağıdaki beyanatta bulunmuştur ;
•Silâhlı kuvvetlerimizin takviyesi ve tensiki hususunda alınacak yeni tedbirler müzakere edilmiştir. Yeni iktidar bu mevzua büyük bir ehemmiyet atfetmektedir. Takdir edersiniz ki dünya şartları ayrıca milli savunma meselelerinin ön plâna alınmasını zarurî kılmaktadır.» ★ (Devamı Sa. 8 Sü: 4 de)
Fuat Köprülü, Milli Savunma Bakanı Refik Şevket İnce, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Ya-mut, Hava Kuvvetleri Komutanı
Yalovadaki
toplantının ilk akisleri
Aftan sonrasını
fdüşünürken
Mümtaz
Faik FENİK
üyük Millet Meclisi haki. ı ra cemiyete faydalı bir uzuv haline k;ıten cok verinde bir şet- gelmeğe bakmalıdırlar. Çünkü tek-
ı£l|. katen çok yerinde bir şef-
IRr kat ve atıfet göstererek Af Kanununu bayramdan evvel şü. mullü bir şekilde çıkarmış bulunuyor. Günlerce bu sütunlarda müda fa acım yaptığımız Af Kanunundan hiiyük bir mahkûm kütlesinin faydalanmış olduğunu görmekten dolayı sevincimiz hakikaten derindir. Evet, memlekette muazzam bir demokrasi inkılabı olmuştur. Eski şartlar değişmiştir. Sosyal nizamda köklü değişiklikler vardır. Hayatı telâkki tarzımızda büyük tahavvül-ler meydana gelmiştir. Bütün bunları gözönüne alarak eskiden suç işlemiş olanları, cezalarının muayyen bir miktarım çektikten sonra affetmek bir zaruret halini almıştır. Böylelikle on binlerce kader kubanı, bahtsız vatandaş tekrar hürriyetlerini elde ederek hayata kavuşacaklar, ve onlarla beraber aileleri, çolukları, çocukları da sevinecekler, ve yeni şartlara uyarak cemiyet içinde yaşama haklarına sahip alacaklardır.
İşte Büyük Millet Meclisi bu za ? _-^»eti takdir etmiş, ve bayramdan I a'gün evvel bütün hapishanelerin hemen hemen kapılarını ardına kadar açmıştır.
Gazetelerin haber verdiğine göre, böylece 23 bin mahkûm derhal hürriyete kavuşmuştur. Cezalarının üçte birini bitirenler de sırasiyle tahliye olunacaklar ve belki kısa bir müddet içinde bu yekûn 30 bini aşacaktır.
Tahliye edilen mahkûmlardan bizim istediğimiz tek şey, artık eskiyi unutmaları, yaptıkları ağır hareketlerin üzerine bir sünger çekme leri, ve sanki yeni doğmuş bir insan gibi, bugünkü sosyal nizamın icaplarına intibak etmeleridir. Her halde, onlar hapishane hayatının ne demek olduğunu, hürriyetsizliğin ölümle bile kıyas edilemiyece-gini pek iyi anlamışlardır.
Şimdiye kadar yaptıkları suçla. vahametini dört duvar arasında Entariyle başbaşa kalarak idrâk etmişlerdir. Bu suçların sade kendilerine değil, ailelerine, çocukları, na, yakınlarına ne kadar büyük bir ıztuap mevzuu olduğunu pek yakından görmüşlerdir. Bu bakımdan içlerinde nedamet getirenler ve he le kaatiller arasında kıydıkları canların korkunç hayalleriyle daima muazzep olanlar pek çoktur.
Onlar, bütün bu kötü hâtıraları arlık un uçmalı, suç İşlemenin fecaatini takdir etmeli, ve bundan son
gelmeğe bakmalıdırlar. Çünkü tekrar yenj bir suç işleyecek olurlarsa artık af diye bir şey yoktur. O za. man hapishanelerde çürüyüp son nefeslerini bile bil? dört duvar arasında vereceklerdir!
Fakat bu arada bize de düşen ayrı vazifeler vardır:
Adliye mekanizması, adlî hataları asgarî hadde indirecek şekilde ıslah olunmalıdır. Bunun için Yargıtayın üstündeki ağır yük hafifletilmell ve mahkemelerde Yargı tap arasında istinaf mahiyetinde yeni mahkeme-ler kurulmalıdır. Teminatla hâkimler gibi savcılara da teminat verilmeli; hele siyasî mevzularda onları Adalet Bakanlığının emri altında bulunmaktan kurtarmalıdır. Adli tahkikat daha serî ve etab* kuvvetli bir hale ifrağ olunmalıdır. Hâkimle.
★ (Devamı Sa. 8 Sü: 3 de)
Toplantıda çok mühim kararlar alındığı söyleniyor
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar'ın başkanlığında yapılan ve 6 saat süren Yalova toplantısı çok büyük bir alâka toplamıştır. Top lantıdan sonra Başbakan Adnan Menderesin bu hususta verdiği kısa beyanattan da anlaşılacağı veçhile, toplantıda çok mühim hususlar konuşulup, yine çok mühim kararlar alındığına muhakkak nazariyle bakılmaktadır.
Pek yakın bir zamanda umumî efkâra peyderpey arzedilece-ği ilgililerce temin edilen bu kararların, Demokrat Parti iktidarının dış siyasette takip edeceği enerjik siyasete uygun olacağı da temin edilmektedir.
Muazzam bir
jik Uu H -üret
v
beyaz zehir şebekesi^
Paris, 18 (a.a.) (United Press) — Polis kuvvetleri Paris ve Fransanın diğer şehirlerinde merkezleri bulu, nan muazzam bir beyaz zehir kaçak çılık şebekesinin elebaşılarını yakalamıştır.
Kaçakçılık şebekesini idare eden ve Pariste bir barın sahibi bulunan 40 yaşlarındaki Bistonı’nin son iki sene içinde beyaz zehir ticaretiyle takriben 50 milyon frank kazandığı açıklanmıştır.
Hapisaneden yeni çıkan bir mahkûm birini yaraladı
Dün saat 21 sularında bir yaralama hâdisesi olmuştur. Yaptığımız tahkikata göre hâdise şöyle cereyan etmiştir. Bundan bir müddet evvel yine bir yaralama vakasından üç a. ya mahkûm olan sabıkalılardan Necdet Hancı, Af Kanunundan isti, fade edenler anasında bulunup, bir kaç gün evvel ceza evini terketmiş ti.
Dün akşam Fevzi Eriç isminde bir ■Ar (Devamı Sa. 8Sü:7 de)
Ankara'dan Istanbula göç devam ediyor |
Sıcakların bir hayli arttığı şu günlerde Ankara’dan sayfiye yerlerine bir göç başlamış bulunmakta ve pek çok aile İstanbul’a, Abant’a ve Kızılcahamam'a gitmektedir.
Diğer taraftan mühim bir yekûn tutan yabancı elçilikler mensuplan da mesailerine ara vererek yazı İstanbul’da geçirmektedirler. Bunun neticesi olarak da her gün gazete sütunlarında «yazlığına kiralık» ilânları artmakta ve Ankara'dan ayrılan aileler sayfiye yerinde yapacağı masrafın hiç değilse bir kısmım çıkarmak için evini üç aylığına kiraya vermektedir.
Muhtelif sebeplerden Ankara’dan ayrılmak imkânını bulamayanlar da hiç olmazsa pazar günlerini çiftlik ve baraj gibi yakın sayfiye yerlerinde geçirerek yazın sayfiyeye gitmek ihtiyaç ve itiyadını karşılamaya çalışmaktadır.
Ankara’dan gruplar halinde bilhassa İstanbul’a yapılan bir kaç aylık göç daha ziyade Ankara Garında göze çarpmakta ve çantalı, bavullu ailelerle bütün trenler tıklım tıklım dolmakta ve bu yüzden İstanbul trenlerinde yer bulmak mühim bir mesele halini almaktadır. .. »fı
Kore mes’elesini hal için Rusy anın teklifini Amerika soğuk karşıladı
Stalin'in bugün açıklanan mesajındaki, Komünist Çinin Güvenlik Konseyine kabulü şartını Amerika'nın reddedeceği anlaşılıyor
İngiltere de Koreye kuvvet gönderecek
Amerikalılar tekrar yeni mevzilere çekilmek mecburiyetinde kaldı
Durum eski nezaketini muhafaza ediyor
Washington, 18 (a.a.) (Afp) —
Birleşik Amerika Bakanlar Kurulu bugün saat 23 te özel bir toplantı yapacaktır. Hükümet mensuplan bu toplantıda Başkan Trumanın yarın kongrede yapacağı konuşma ü-zerinde görüşeceklerdir. Genelkurmay başkanları toplanıyor
New-Port, (Rhode îsland), 18 (a. a.) (Afp) — Eski Japonya filosu ko
mutanı ve halen Amerikanın Atlantik filosu destroyer flotillası komutanı olan Amiral Edmund Wool. ridge Genel Kurmay Başkanları komite toplantısında hazır bulunmak üzere Washington’a davet e-dilmiştir.
Vaşington, 18 (a.a.) (United
Press) — Birleşik Amerika kara, ★ (Devamı Sa. 8Sü;5de)
Moskova, 18 (a'a’) — «United
Press) — Stalin Kore ihtilâfının komünist Çin de dahil olduğu halde 5 büyüklerin iştirakiyle ve Güvenlik Konseyi vasıtasiyle barışçı yollarla halline taraftar olduğunu bugün açıklamıştır.
Stalinin cevabı geçen hafta Hindistan Başbakanı Nehrunun kendisine yolladığı ve Korede barışçı yollar kullanılmasını tavsiye eden mesajına karşılıktır.
Stalin, Nehrunun teşebbüsünü memnuniyetle karşılayıp, Kore meselesini mümkün olduğu kadar süratle halletmek için Güvenlik Konseyinin Kore halkından bir temsilciyi dinlemesini de tavsiye etmektedir.
Nehrunun Staline yolladığı mesajda, Moskovadaki Hind Büyükelçisinin Stalinle yaptığı konuşma ve Büyükelçinin bu mülakatta Kore ihtilâfında Hindistanın durumunu izah ettiği bahsedilmektedir.
Büyükelçi Hindistanın gayesinin bu ihtilâfı tahdit etmek olduğunu beyan etmiş ve Güvenlik Konseyi-★ (Devamı Sa. 8 Sü: 1 de)
Mareşal Stalin
talebe grupu yurdumuzda
Hoy'et dün Erzuruma hareket etti
Doğubeyazıt, 18 (a.a.) — Doktor Feylesofı başkanlığında 19 kişiden müteşekkil bir İran Ziraat Talebe grupu bugün saat 13.30 da ilçemize gelmiştir. Kaymakam ve Millî Eğitim memuru tarafından karşılanan * (Devamı Sa. 8Sü: 7 de)
Macar Adalet_ Bakanı çekildi^ Londra Radyosu, (Basın - Yayın) — Macar Adalet Bakanı istifa etmiştir. Mumaileyh Sosyal Demokrat Partisi 1948 de komünistlerle birleşmeden önce bu partinin bir üye. si idi. Yeni adalet bakanı eski bir dış bakanı ve Macaristan’ın eski
Moskova Elçisi Dr. Molnar’dır. Ken * dişi ileri gelen Macar komünistlerinden biridir.
Yeni bir atom
İstanbulda bulunan Pakistan Büyü kelçisi Bayram namazını Süleyma niye camiinde kılmıştır. Yukarıdaki resim Büyükelçiyi Süleymaniye camiinden çıkarken göstermektedir...
casusu yakalandı
Amerikalı mühendis Rosenbergin de Sovyet atom casusluk şebeke sine dahil olduğu tesbit edildi
Moskova, 18 (a.a.) (Afp) — Moskova gazeteleri, Nehru ile Stalin orasında teati edilen mesajları her hangi bir tefsirde bulunmadan birinci sahifede neşretmişlerdir.
Vaşington, 18 (a.a.) (United
Press) — Casuslukla itham edilen Amerikalı mühendis Julius Rosen-herg’in Federal Tahkikat Bürosu memurları tarafından pazartesi günü tevkif edildiği Adalet Bakanlığından bildirilmiştir.
Federal Tahkikat Bürosu Müdürü Edgar Hoover’in açıkladığına göre Nevyork şehrinde tevkif edilen Ro-senberg, Sovyet casusluk şebekesinin mühim bir uzvudur.
İngiliz atom casusu Klaus Fuchs la, üç Amerikalı casus Harry Gold, David Greenglass ve Alfred Dean Slack de bu şebekeye dahil bulunuyorlardı.
Rosenbeıg, eski muharip Greenglass vasıtas yle Sovyetleıe atom bombası hakkında malûmat yetiştiriyordu.
i Hoover’in ilâve ettiğine göre, Ro-senberg, 1945 senesi bidayetinde ★ (Devamı Sa. 8 Sü: G da)
AKINTWA~1 I_______KÜREK
Aksuata..
I thalâtm yüzde sekseni
■ serbest bırakılıyormuş.
O halde gelsin!...
Peki şimdi hangi maddeler serbest girecek? Evvelâ kürkten mi başlayacağız, naylondan mı? Yoksa kokudan mı?
Merak etmeyin eskiden pasaport diplomatikle bunlar zaten serbest geliyordu!... Hele erkâna hediye olursa!
Tasrih edelim: Bizim çektiğimiz sıkıntı kalay üzerinedir. — YEDEKÇİ
GUN GEÇERKEN
Muamele
Ka ’it ve ciddilik
vergisi
PULSUZ İSTİDA
ff\ünku Akşam gazetesinin .Dikkatler, .sütununda gördüm: İstanbulda Malıınutpaşada Kürkçü hanında, hanın çürümüş taşları üzerine yapılan bir inşaat dolayısiyle han sakinlerinin ölüm tehlikesi altında bulunduğu hakkında bir taraftan imar müdürlüğüne, bir taraftan zabıtaya ve savcılığa şikâyetler yapılmış. İş tetkik edilmiş ve filhakika görülmüş ki, hanın bir kısmı bu inşaat dolayısiyle çürümek, ve bazı dükkânlar da çökmek üzeredir. Bu vaziyet karşısında imar müdürlüğünün mühendisleri inşaatın tehlikeli olduğuna dair rapor vermiş ve daha evvel bu inşaata mıi-saade etmiş olan Eminönü fen heyetinden iki mühendis de -işlerine nihayet verilmiş değil hayır-başkp yere nakledilmişler.
»Dikkatler» sütununun muharriri güzel yazıyor: Ne tecziye maşallah! diyor ve şunları ilâve ediyor: Nereye nakledilmişlerse, ora halkı, müsaadesi verilmiş bi ilaların fenni yapılıp yapılmadığını inceleye dursunlar gayri I Vazifelerini kötüye kullananla ra, üzerlerine sorumluluklarımı aldıkları âmme hizmetlerinde men faat karşılığı olsun olmasın, lâub.ı Iilik edenlere, işlerinde kayıtsız
Me. - De.
davrananlara vo adamsendecilere ve bütün bu cinsten zihniyet mümessillerine, asla merhamet etmemek. onlara en ağır cezalan ver mek durumundayız. Şu yukanda-ki misalde görüyorsunuz, iki mühendis, belki de sadece kayıtsızlıkları, dikkatsizlikleri yüzünden, yüzlerce hayatı tehlikeye koyuyorlar. Bu cins ihmallerin, kayıtsızlıkların, lâubaliliklerin, devlet dairelerinde, resmi müessese ve mes'uliyet makamlarında her gün belki de yüzlercesi cereyan ediyor.
Hattâ sadece resmi makamlara veya memurlara değil, başıbozuklara, serbest meslek erbabına da, artık işlerinde ciddilik, kayıt ve ahlâk tavsiye etmenin zamanı gelmiştir. Hastayı kapısından çeviren yahut baştan savma eden doktordan nizamî sürati aşan şoföre veya herhangi bir müracaata omuz silken pol.se kadar, hatta kapıcıya, hatta boyacıya kadar herkese!
Zaten, âmir olmanın, memur olmanın, serbest meslek erbabı ol. manın, şu veya 'bu olmanın değil, fakat her şeyden önce vatandaş olmanın ve insan olmanın ciddiyet ve haysiyetini idrak etmeğe mecburuz. Çok laubali ve kayıtsız bir millet olmaya doğru gidiyoruz, dikkat edelim.
Kanunda yapılacak tadille vergi şümullend'rilecek ve aynı zamanda yerli sanayiimiz himaye edilecek
] Iklimleryemizaçlar
Hürriyet hakt.r
fakat şaıilun
Meseleler - Dâvalar
itiyatların değeri
O ir memleketin gösterebilece-ği en hazin manzaralardan birisini kültür ve görüş farkları aşırı topluluklar teşkil eder. Dünyanın her tarafında milletlerin bir aile benzerliği göstermeleri, yani aynı kültür esaslarını itiyat halinde gösterir bir olgunlukta bulunmala. n gayedir.
Bir miletin bir sınırından g.r’p ötekinden çıkarken bir fark bulamamak milli vahdeti teşkil eden muazzam bir manzaradır. Bu gayeye varabilmek için değişmeyen usullerle yıllarca çalışmak, aile, mektep, ve cemiyetin, değişmez prensip lerle yetiştirilmek lâzımdır. Bu o-kadar mühim, o kadar önemli ve milli bir bünyenin kemali için o kadar şarttır ki bunu istihsal edememiş olmanın affedilecek tarafını hiç bir suretle kabule imkân yoktur. Yıllarca üzerinde durulan kül-
ı
_ YAZAN ___________
Dr. Talât Vasfi ÖZ «Ankara Milletvekili.
Bundan bir sene kadar evvel eski hükümet tarafından Muamele Vergisi Kanununun tadili üzerinde bazı tedbirler alınmış ve bu arada tstanbul Defterdaılığında kurulan bir komisyonca da kanunda yapılması icabeden tadiller için b r rapor hazırlanmıştı.
Rapor Maliye Bakanlığına geldiği günleri takiben 14 Mayıs seçimleri yapılmış ve bu suretle Muamele Vergisi Kanununun tadili yüz üstü kalmıştı.
Yeni hükümet teşekkül ettikten sonra diğer işler meyamnda Muamele Vergisi Kanunu da ele alınmış ( ve bu arada son günlerde Ticaret vc Ekonomi Bakanlığında toplanan I ithalât, ihracat ve sanayicilerin de | teki fleri göz önünde tutularak ka- I nunda esaslı surette değişiklikler I yapılmasına karar verilmiştir.
Bu itibarla eski Muamele Vergisi Kanununun bir kısım yerli sana- I yi üzerinde ağır bir yük olduğu nazarı itibara alınarak Muamele Veı- I g sinin daha şümullü, fakat daha j hafif olması cihetine gidilecektir Kanunun bu esas üzerinde edilmesiyle hem yerli sanayi kalkındırılmış ve hem de bütçenin g-?-lir kısmında her hangi bir düşüklüğe meydan verilmemiş olacaktır.
link - Itrad Ticaıtt an ısı
Bir müddet evvel şehrimizde mem leketimizle îsrail hükümeti mümessilleri arasında imzalanan ticaret anlaşması üzerine b^r İsrail ticaret heyeti pek yakında şehrimize gelecektir.
Tüccar, fabrikatör, ve sanayici-1 lerden mürekkep olan heyet kendi sahalarına a t temaslarda bulunacak ve imzalanan ticaret anlaşması hükümlerine uygun olarak alacak, lan ve memleketimize gönderecekleri ma'llar hakkında görüşmeler ya pacaklardır.
"Dünyam ve kendimizi yeniden yaratmak için havanın değişmesi başlıca şarttır.
| nsan kimyevî ve fizik unsur-
" lan pek çok olan ve t leri kadar halleri değişen bir çevresi içinde yaşar. Bazı insanlar . r bilhassa hava ve iklim değişiklik-, lerine karşı son derece hassastır, ve
1 bilhassa heyecan sinirleri kamçılı veya bünyeleri istidatlı olanlarda bazan bu hassasiyet bir hastalık derecesini alır. Bu duyarlık kendini maddi, ruhi ve beş duyguya ait belirtilerle gösterir. Nabız hızlanması, tansiyon yükselmesi, baş ve vücut ağrıları, baş dönmeleri, astma buhranları, kanamalar., gibi.
Gök kararması ve gürlemesi, yağmur, bora, şiddetli rüzgâr, kızgın güneş gibi hava değişikliklerin, de insan mizacının bozuklukları daha önemlidir ve ruhî mahiyettedir. Sıkıntı ve durgunluk hisleri, bazan da aksine izah edilemez ruh lad 1 i kamçılamaları ve sinirlilikler olur.
vaıdır!
Yazan
terkip f 11'
r tabiat | Prof. Dr. Rasim ADASAL !■'
Her şahsın yapısına ve her organa göre hava hassasiyeti çok değişiktir. Meselâ kadın erkeğe nazaran daha hassastır (meteorolable). Asabı dokusu, kamçılanmaya istidadı, bilhassa bazı fiziyolojik hallerde (ay başı belirmesi, gebelik, yaş dönümü...) bu teamüller daha fazladır; hattâ kadının plâjlarda gördüğümüz gibi derisi dahi dış kamçılara daha hassastır. Sairler tarafından terennüm edilmiş olan akşam üstü melânkolisi kadında daha fazla görülmektedir: Güneş batarken son derece iç üzüntüsü, bedenî ve ruhî durgunluk, ümitsizlik hisleri!.
Catherine Mansfeld’i dinliyelim: ... Lâmbaları yakan adam uzun bir değneğin ucundaki ateşiyle her akşam göründüğü zaman kalbim titrer ve ruhan sarsılırım...
mektedir: .Şehirde yağdığı gibi benim kalbimde de yağmaktadır... Muhitin bu ruhî refleksini ifade eden yazılan ve şiirleri bir çok tanınmış ediplerde buluyoruz. Rou-sseau mizacındaki değişikliği ve içindeki huzuru hava değişmelerine bağlardı.
Nüfus Sayımı
Bu sene 22 Ekim pazar günü yapılacak olan genel nüfus sayımı hazırlıklarına hız verilmiştir. Bütüp Türkiye vilâyetleri 10 bölgeye ayrılmıştır. İstatistik Genel Müdürlüğü uzmanları yakında bu bölgelere hareket edeceklerdir.
Bazı şehirlerde ve bilhassa köylerde zaman zaman tatbikatlar yapılmasına devam edilecek, sayım memurları yetiştirmek iç n kurslar açılacaktır.
Bu seneki nüfus sayımı geçen yıllardan çok farklıdır. Sual varakaları daha fazla soruyu ihtiva etmekten ır.
ayırabilir. Çünkü verilmiş söz bir vatan emridir. Ve sebepsiz ayrılıklar vatandaşlık hakkından iskata kadar götüren ağır ve herkesi iğrendiren bir suçtur. Bu aile birleşmelerinin sarsılmaz kuvveti yanın-da fentlerinin birbirlerini iğfali bir başarı sayılan diğer bir cemiyet aile birliklerinin gevşek bağlılıklarını kavramakta bir zorluk olmadığını sanmaktayız. Kapılarının önlerinde uyandıkları zaman günlük ihtiyaçlarını artan paralariyle beraber bulmak bahtiyarlığına kavuşmuş milletler arasında kendilerine ait olmıyana el sürmemek itiyadı teessüs etmiştir. Bunun dışında da ce-
mi. ______ miyetin yüz karası sayısız bedbaht- I B. Jhassa 5000 nüfussan yukarı u-
tür dâvalarında öyle stabiliteye ih lan ihtiva eden topluluklar nizam- lan yerler için tertiplenen suallerle .■ . -----3... ı.: z»»»ıı ânno mrnpuna sizliği ve çirkinliği vardır. Millet- | meslekî ihtisasa ait istatistiklerin
■ • ■ • •• ’ ■ ı-:.. ı-.ı hasırlanması sağlanacaktır.
Sayım varakalarımda tahsil dere, ces', nereden mezü'ri olduğu, ne iş yaptığına dair sualler mevcut bulunmaktadır.
Hazırlanan sual varakalarının bazı yerlerde yapılan tatbikat neticesinde ihtiyaca uygun olmadığı görülerek bunların tadili ve kati soruların tesbiti için bugünlerde şehrimizde bir toplantı yapılacaktır.
Sayımda çalışacak mütehassıs memurların yetiştirilmesi için yakında şehrimizde de kurslar açılmasına başlanacaktır.
Nüfus sayımından bir hafta sonra bütün Türkiyede ziraî sayım yapılu-
tiyaç vardır ki onu ânne çocuğuna ------a
nasıl telkin ederse mektep öğren- jerin bünyeleri ilmin elinde bir bit-cisine aynı telkini yapacak ve ce- ı.ı-,- —i u.ı
miyet aynı tesiri icra . edecek.
ki kadar kolaylıkla işlenebilen bir mıyet a.»ıu ..... mahiyettedir. Yalan bir gelenek işi-
böylece gelişen ve refleksler hali- ' d ir. İtiyat denen ve insan yapısının gelen itiyatlar her yabancı gözü tekrar edilmiş hareketlerle elde et-' vehdet tiği bu meleke millî bir dâva ola-
I rak ele alınmadıkça bir tek insan
DU yeuşıne v(= yetiştirme usulle , gibi bir milletin doğması kabil mirinin sağlık, ekonomi, millî duygu- | dir. Bir cemiyette aksamalar kötü
lar, amaçlar ve d 1 gib; sayısız ko- ' geleneklerin birer tabiî neticesi de-nularmda hiç bir fark olamaz. An- , ğil midir?
imrendirecek bir vahdet gösterecektir.
Bu yetişme ve
geleneklerin birer tabiî neticesi de-
cak o zaman cemiyetler bu nizamın ı gır vazifeyi deruhde etmek tek-dışında kalanları asla af etmiyen. lifiyle karşılaşan bir ferdi kendisin onların hareketlerine karşı isyan dgn fou jge daha lâyık birisinin bu. eden, en ufak bir nizamsızlığı milli ; lunduğunu bildiği şartlarda onu bir hiyanet sayan mümtaz bir kr- ’ tavsiye edecek kadar idealist ve rakter arzedebilirler. Devlet mal:- ( vatansever olabilmesi kemali ifade nın bir emanet ve kendi malının : eder. Bunun yanında şahsî emel ve aynı olduğunu fertlerine itiyatları ; ihtiraslarına vatan menfaatlerini mış bir şekilde telkin edebilen bir bile bile bağışlayanların bulundu-cemiyetin herhangi bir ferdinde ğu topluluklar da yetiştirilmemiş ve ona el uzatıcı veya onu yıprandırın , işlenmemiş cemiyetlerin örneğidir, bir harekete şahit olabilmek im ân- Fiziyoloji bilgilerinin değişmez ka-sızdır. Vatan menfaatleri bahis ko- nunlara dayandıklarını hepimiz bi-nusu olunca fert ve cemiyet ilgin hriz. En iyi pedagoğ hiç şüphe edi-rinden bir anda tecenrüt edebilme- (Devamı S. 7 S. 4 de)
sini bilen insanlar bu toplulukları ! içinden doğar. Bir milletin bir s nınndan girip öteki sınırından çıkan seyyahların ilk karşılaştıkları hamallar bile bu millî olgunluğun açık bir örneğini. teşkil eder. Dev let, belediye, cemiyet nizamları ancak bu şartlarla mutlakiyetle vaci bülittibadır. Aksayan bir cemiyetin aksaklıklarını teker teker düzeltmeğe çalışmak için yapılan gayretlerin hiç de verimli olmıyan çetin j bir dâva olduğunu anlatmağa bile lüzum görmüyoruz. Öyle bir cemiyet tasavvur ediniz ki bu Standard nizam ve esaslara göre yetiştirilme, miştir. Orada her şey ayrı bir ölçü ve görüşün mahsulüdür. Bu cemiyetin nizamlanabilmesi için aksaklıkların düzenlenmesi yolunda sar. fedilen emekler boşa giden gayretler olarak vasıflandırılmalıdır. Bu çeşitli sakat ve standardize edilmemiş itiyatların düzenlenmesi yolunda seferber olmaktan başka ça. re yoktur. Bir çoklarının milletlerarası metodla yetiştirilmiş olması bile kıymet ifade edemez, ekseriyet içinde bu değerler erimeğe mahkûmdurlar.
Şimal memleketlerinde aile birliği millî bir görev sayılır. Ve hattâ kötü görenek ve geleneklerin gençlik arasında yerleşmemesi için 18 yaşında kız ve 19 yaşında eneğin evlenmesi teamül halindedir. Hayatlarını birbirlerine bağlayanları ancak nadir zaruretler ve ölüm
Üç kâğıtçının marifeti
Üç kâğıtçılardan Yaşar Sönmez üç kâğıt açmak suretiyle Alı Kıs isminde bir şahsın 10 lirasını dolandırarak döğüşmüştür. Sanık yakalanarak Suçüstü mahkemesne sevk olunmuştur.
Jak rahat bir nefes almıştı. Nihayet asıl söylemek istediğini söy. liyebilmişti.
— Fakat, şayet Doktor Rişar yine inat ederse... Diye devam etti. O zaman hükümet tabibine mi açmak lâzım meseleyi?.. Fakat bu, hiç çıkar yol değil. Ne yapmalı?
Mösyö Simoni cevap vermedi. Kaşları çatık duruyor, masanın üstünde parmaklarını tıkırdatıyor, du.
Jak, ihtiyar dostunun bu sükûtundaki mânayı anlayamıyacak . kadar kendi âlemindeydi. Üstelik bu sükût, ona rahatça konuşmak imkâhmı veriyordu.
— Tuhaftır, dedi, çoğu zaman, bütün adalet kuvvetlerine karşı yaman biı şekilde mücadeleye girişen o kurnaz, cüretkâr kaatille-rin derisi altında olmayı istemişimdir. Bu adamların ruh haletlerini, bütün bir cemiyete karşı, tek başlarına mücadele ederlerken ne duyduklarını, kuvvet kaynaklarını, zekâlarının ne şekilde çalıştığını bilmek, duymak, anlamak, ne kadar cazip gelirdi bana. Kendimizi ne kpdar az tanıyoruz. Halbuki şu anda, işe polis karışacak, bir sürü sorgu sual açılacak, diye âdeta ödüm kopuyor.
Mösyö Simoni bir an onun yüzüne baktıktan sonra:
— Şayet bir cinayet işlemiş ol-
Hava çevresindeki bütün kimyevi ve renk bukalemunluk'an bizim ruhumuzu da muhtelif renklere boyarlar. Büyük Fransız şairi Verlaine bunu ne güzel ifade et.
’ki garson)müşteriyi dövmüş
Dün gece Bomonti Gazinosunda para meselesi yüzünden bir kavga olmuştur. Hâdise şöyle cereyan et mişt r. Adurrâhman Örtek isırfnde bir genç dün akşam Bomonti gaz: nosuna g derek bir hayli içmiştir Gazinonun kapanma saatine yakın, önüne getirilen hesap puslasının pek kabarık olduğunu görünce ileri geri küfretmeğe başlamıştır.
Bu vaziyete sinirlenen garsonlardan Behzat Noyan ile arkadaşı Al, Saraç'ın müdahalesi üzerine münakaşa büyümüştür. Her iki garson el birliği ederek sarhoş müşteri Ab durrahman Örteki vücudunun muhtelif yerlerine tokat, yumruk vur. mak suretiyle, döğmüşlerdir. Sanık garsonlar yakalanarak, haklarında tahkikata başlanılmıştır.
TEŞEKKÜR
Eşim Fatma Bıyıklının çekmekte olduğu ızdırabını muvaffakiyetli ameliyatlarıyla eşimin sıhaunı kurtaran Gülhane Hast. Nisaiye Mütehassısı Operatör Şerif Çan-gay’a, Operatör Alâettin Beye, Doçent Dr. Ahmet Esendal'a, Baş Asistan Ata Atalaya Dr. Kerim Sümer'e. Dr. Sami Beye, Dr. Turhan | Bey, Dr. Fuat Bey, Dr. Kâmil Beyle ıe minnet ve şükranlarımızı alenen ifadeyi borç biliriz.
Hemşire ve hastabakıcılarına teşekkürlerimizi bildiririz.
Fatma Bıyıklı, Hurşit Bıyıklı
(5136)
nuxtıetQ]
Çeviren; KIRDANOÛLl'
saydınız, sevgili Jak, suçunuzu ne kolaylıkla itiraf edecekmişsiniz!
Jak şaşırdı:
— Neden? diye sordu, niçin böyle Zannediyorsunuz?
— Pek tabii, çünkü... çok zeki bir adamsınız.
— Anlayamadım... Bir tezat var söylediğinizde.
— Kafiyen. Bir katil zeki olduğu nisbette kolay yakayı ele verir. Çünkü, kendi tezatlarını çabuk farkeder. Bu tezatlar içinde inkârın, kurtulma çabasının buyhudeliğnni anlaı. Zeki olmıyan katiller ise, inadım inat der, ve tek bir fikirle hareket eder: İnkâr, inkâr, inkâr ve kurtulmak.
— Doğru, dedi, bunu, düşünmemiştim.
Simoni:
— Meselâ sizin vakfâyı alın, di-
Praust güzel günlerin kendis nde aşk ve seyahat arzusunu kamçıladığını. karanlığın da ruhi çöküntüye düşürdüğünü yazmıştır. Bizim ince ruhlu şairimiz Fikret de «Bahar olsun, bahar olun gönlüm — B raz def’i melal etsn diyordum..-şiiri ile havanın açıklığından medet ummaktadır. Bir çok münevverler güzel yazıları, zekâ faaliyetlerini, ilhamlarını hava değişikliklerine bağlarlar; güzel resim ve şiir yazmak için bugünleri seçerler. Ne-tekim Goethe İtalya iklimi ile’.kar-şılaştığı zaman taşkın bir heyecan içinde şunları yazmıştır: «Her şey burada kuvvet ve hayatla doludur;, güneş kamçılayıcı ve sıcaktır; insana Allahını hatırlatır. Bu toprakta kendimi bir seyyah ve garip bir insan gibi hissetmiyorum; aksine sanki burada doğmuş ve büyümüşüm... Fakat her hava ve iklim değişikliği bütün insanlarda ayni müsbet veya menfi tesirleri göstermez. Meselâ Beaudelaire sonbaharın keder ve malihülyasını terennüm ettiğHhal-de başka bir edip de ayni mevsimin neşe yaratıcılığını belirtmiştir. Edi-! bin veya halk içinden biri sabah yorgunluğu ve isteksizliğinden bahsederken şair Akif' ruhan açılmış görünmektedir:
B r infilâkı safadır ki yar-ı cânımdır
Sabahı pek severim en güzel ) zamanımdır.
Fikretin ayları tasvir eden «A-vengi Şuhur* adlı şiirinde havaya, güneşe, sıcağa ve soğuğa göre renk ler alan ruh haletlerine ait canlı teşbihler vardır. Yine Fikret kardan şikâyetçi olarak «Yine kar.. Bir sükûnu câmidle — Yine her yer me-lûl ve mev'.âlûd. derken Cenab Şehabeddin kar manzarası karşısında aksi bir behavior ile görünmektedir.
. ” I
I fer elektrikine bağlanmış olmakla Iberaber bunun doğrudan doğruya I tesirine ait yapılmış olan tecrübe- 1 iler birbirinin tersi sonuçlar Vermiş. »tir; daha ziyade dolayısiyle bir tc. siri bahis konusudur.
Hava olaylarına . rt hassasiyeti vasıflandıran muhtelif bozuklukların vücutta bir muvazene bozulmasının ifadesi olduğu muhakka ıtır O.ganizma içindeki unsurlara bağlı şoklara benzetilebilir. Havada her- i hangi bir değişiklik muvazenede başgösteren aykırılık biri biyolojik I ve d.ğeri de ruhî olmak üze (■ iki mekanizma yaratır. Esasen bunlaı I birbiriyle sıkı bağlantıdadır. Nor-mal şartlarda havayı, teşkil eden ı Atmosfer âmilleri ile canlı orga | nizma arasında son derece hassas ve çabuk kırılmaya meyilli bir mu- ] vazene husule gelir. Bu hususta bizzat hava terkibinin önemi vardır. Bu hava yabancı unsurlar taşıma- [ dığı zaman istikrarlı bir vasattan ibarettir. Hava elektrik hamuleleriyle stabilize olan çok ufak uzvi ve madenî cevherleri askı halinde ihtiva eder. İşte bunlardan bazıları «Allergene hasas kılan, cevher.
■ ler vazifesini görür. Hayvanı ve nebati tabiatta olan bu hava unsurları mahiyetleri, dağıtımları ve kesafetleri itibariyle muayyen bir iklimi tayın ettikleri kadar ayni zamanda rüzgâr, yağmur, gök gürlemesi, kar gibi fonksiyonlarla kendini gösteren bir havayı da yaratırlar.
Organizmanın her hangi bir havaya ve . i.dime olan uyarlığı ânî [hava değişmesiyle bozulur; ve bu. ,rta uygun yeni bir muvazene teessüs eder. İşte bilhassa heyecan ve damar, sinir mekanizmalarında de ğiş klikler yaratır. Edib Proust bunu edebi bir lisanla ifade etmiştir, i Dünyayı ve kendimizi, yeniden yaratmak için havanın değişmesi lâzımdır.*
Normal bir şahıs esasında dolaşım ve teneffüs sistemlerinde vâki olan intibakların farkına varmaz; lâkin her hangi bir düzensizlik bu muvazeneyi bozar; ve bu sefer marazı i ilim ve hava hassasiyeti olur. Ne-tekim güneş lekelerinin, aya ait devri değişikliklerin, den z medclv cezirlerin n, muhtelif istikametten esen rüzgârların, fırtınaların, şimşek çakmalarının vücut yapısına, sinirlerin ve organların hallerine göre yarattıkları marazı reaksiyonlar çok çeşitlidir ve bunlara ait özel buhranlar ve hastalıklar mevcuttur. Netekim Orta Fransada ve Tan-cada Cenup rüzgârlarının ruhî krizleri ve çocuklardaki sin rlilikler meşhurdur.
Memleketimizde koca bir dünyanın bütün iklim güzellikleri ve âna-tı mevcuttur. Yorulan, romatizmalı elan, rühu sıkılan uygun mevsimlerde bir yere gitme : itiyadındadır. Fakat her çeşit romatizmasına mütehassıslardan kaplıca raporu alan ■ insanlar dışında hava tebdili ma-ve tavsiyeler v_____________ hastalar gö-
rülmemektedir. Halbuki bu insanlardan biri ipertansiyonlu, biri ta-- , ».Au.u,.., bir diğeri vagotonik,
bilhassa intibakını sağla. , başka biri anemik ve birçokları da . muhtelif organların tea-
müllerini kontrol eden heyecan sinirlerine bağlıdır. Esasen bunlar vasıtasiyle dış çevre uzviyete tesir eder; ve iklim değişikliklerine bil hassa -Nörovejetatif muvazeneleri bozuk olan- insanlar ziyadesiyle hassastır. Acaba bu bedenî ve ruhî sarsıntıların ana sebebi nedir?. Bu ânî değişiklik uzun müddet Atmos
Hava ve gök olaylarının kamçılanma veya çökertmeleri her vakit sade şairlere ters veya müsbet ilhamlar vermez; bazan bir dağ irti-faı, bir cenup rüzgârı, ay dönmeleri, bir fırtına, kuvvetli bir yağmur veya bir kar tipisi zayıf sinirlilerde veya bel rli birtakım hastalarda ma-razî kamçılamalar gösterir. Hiç bir bedenî çaba yapmadığı halde oturduğu yerden başka br yere hava tebdili niyeti ile giden bir şahsın derhal sıhhati bozulur; tansiyonu yüksek olanda bir beyin spazmı o-lur; kalb anjini olan başka bâr şahsın da göğüs ağrıları şiddetlenir; başka birinin de faydalar umduğu hallini hekime soran ve deniz kıyısında Romatizma belirti- isteyen yorgunlar ve ’ leri teper. Sinir cümlesi de islime • •• -- ••
göre çok oynaklıklar gösterir. İnşa- .........
nın hava değişikliklerine olan has-, kikardili, sasiyeti, — __a,_ ı
mozopat’dır. Bunlardan her biri ayni iklimden, ayni irtifadan ve ayni deniz kıyılarından, kaplıcalardan faydalanamaz. Birine Urla ve Çeşme kıyıları, bir diğerine Aband gölü, başkasına da Antalya yaylaları uygundur. Binaenaleyh Avrupalıla. rın çok önem verdikleri .Climat.ı-therafie = İklim tedavisi, ne büyü : bir önem vermek lâzımdır.
eceş*
ye devam etti ve sonra birden gözlüğünün camlarım silmeğe beş-ladı.
— Benim vakamı mı? Anlaya inadım.
— Evet, yani Martel’in ölümü. Jak doğruldu:
Niçin benim vak’am oluyor Martel’in ölümü?
İhtiyar avukat, bu acıklı komedyadan bıkmıştı. Iztıraplı bir
Siz deli mi oldunuz genç dostun».diye bağırdı. Aklınızı bütün bütün mü kaybettiniz. Sahiden hdkikati benden saklayabilmiş, olduğunuzu sanıyor musunuz? Halbuki... Şu odadan içeri girdiğiniz andan İtibaren her kelimeniz, hepim aklımdan geçen ihtimali gerçekleştirip durdu. Benimle göz-gözd gelmek istemeyişiniz Tit reven sesiniz, ellerinizin sinirli
tefrika \(). 30
hareketleri... Perişan saçlarınız, yana çarpılmış kravatınız... Bun. lar da caba. Hepsi birbirinin mütemmimi, rengi! Ya! Benim sevgili dostum.
Jak sustu. Simon elini usulca Jak’m koluna koydu.
— Çok müteessirim, evlâdım, dedi. Çok müteessirim. Bununla beraber, şu dakikada, sizi her zamankinden fazla seviyorum. O kadar zayıf, o kadây insan, o kadar acınacak bir haldesiniz... Öyle bedbahtsınız. Bana her şeyi delice fakat masum bir şekilde itiraf ettiniz.
Jak, son bir gayret sarfetmek istedi:
— Fakat, aziz üstadım^ bir türlü anlıyamıyorum, ne demek istedi ğinizi bir türlü anlıyamıyorum... dedi.
Simoni artık işi kısa kesmek -
istiyordu:
— Bilâkis her şeyi anlıyorsunuz, yavrum, dedi, hem hemen anlı-yacak kadar zekisiniz. O kadar iyi anlıyorsunuz ki, sizin aleyhinizde olan bütün delilleri bana birer biler saydınız, sıraladınız. Madam Martel’le olan münasebetinizi... Dün akşam o saatte villâda bulunmanızı... Taksi şoförünü... Yarayı şüpheli gördüğü için intihar raporu vermiyen doktoru... Yani hulâsa sizin için tehlikeli olabile-ce : bütün noktaları bir bir teşrih
Jak cevap vermedi. Oturduğu koltukta eriyip yok olacaktı san. ki... Rengi ölü rengi gibiydi. Başı arkaya düşük, gözler kapalı, mırıldandı:
— Hak.unız var. Hepsini itiraf ediyorum. Belki de size farkında ■ olmadan bu itiraf sevkitabiisiyle geldim. Oyunum beyhude idi. ihtimal yarın mahkemenin önünde de aynı şeyi yapacağım.
Simoni taşkın bir halo gelmişti. Salonda dolaşmağa başlamıştı.
— Demek siz, Jak, siz adam öldürdünüz öyle mi? Hakikaten bunu yaptınız mı? Müthiş, müthiş, müthiş. Kendi öz evlâdım gibi sevdiğim seni... Ja .... Bunu duyacağıma kolumun birini kaybedeydim keşke. Yarabbinı! Peki ne geçti
* vur)
C ehır içinde dolaşırken göze
* çarpan aksaklıkları zaman zaman belirtmeğe ve bunların düzeltilmesi için alâkadarları ikaz «derken, bilhassa bu bayram günlerinde, caddeleri dolduran asker kalabalığını da gözden uzak tutmamak lâzımdır zantundayız.
Cumartesi, Pazar veya tatil günlerinde kimsenin sokağa çıkmasına imkân bırakmayan bu kalabu-ok, maalesef h.ç bir suretle kon-ıroio tam değildir.
Bunlaı parkları istilâ etmekle, yolları alışveriş sebebiyle tıkamakta, üzülerek söylüyoruz, genç kız ve kadınlara sarkıntılık etmekte vo olmadık sözlerle rahatsız etmektedirler.
Ekserisi, kışlada giydikleri talim elbiseleriyle dışarı uğrayan bu erlerin tahammül edilmez kokulan, bütün bu anormal vaziyetin üzerine tuz biber ekmekledir. Dünyanın hiç bir yerinde eşine rastlanamıyan bu hal, eski ve sakim bir düşünce mahsulü olduğunu zannettiğimiz, şehir içinde garnizon kurmak hatasından ileri gelmektedir.
Ilepimizbiliyoruz ki, şelnr) içinde birlik kurulamaz; zarureV sai-kasiyle kurmak mecburiyeti’olsa dahi, izin veya tatil günlerinde şehrin vaziyetini gözönüne a İldik! ve ona göre bir program tatbik c-' derek, hem erlerin gezme ihtiyacını tatmin edecek, hem de şehrin havasını bozmıyacak şekilde hareket edilir.
Yoksa, bugün olduğu gibi, on binlerce erin hepsini birden şehrin içine salıvermek, müşahidi olduğumuz huzursuzlukların dogmasına sebep olur.
Buna mukabil, er de. insandır, . nun da gezme hakkı vardır, di-S e bir mütalea iler sürmek müm. kün lür.
Lâkin, her işin birbirine oaglı olduğunu ve ilk olarak her vatandasın hür olduğunu ve bu vaziyetin ise, bir çok kişinin hürriyetini tahd t ettiğini gözönüne ala cak oluısak ve b nlerce erin hiç bir kayıt ve şarta tâbi olmadın şehri istilâ ettiğini düşünürsek, buna karşı bir tedbir almık veya bulmak lüzumu, kendiliğinden meydana çıkar.
İnsanların, hele demokratik rejimlerde yaşıyanların birinci hak ki hürriyettir; lâkin hürriyet de başkalarını rahatsız edecek şekil de kullanılamaz. Onun da kayıtla#, rı şartian vardır. Ya. bu şartla*" riayet etmesini bunlara öğrel^Lv sıkı nizamlar koyalım, vahut^r na l»i- nihayet vermek iç n ’edbfr alalım!
Hasılı, bir şeyler yanalım ve kimsenin kimseyi rahatsız etmesi, ne meydan vermiyelim!.
Hikmet YAZICIOGLU
CEMİYETTE
LÜZUMLU TELEFONLAR
Y»ntın .................... M
S)hbî İmdat .............. »1
TrrnU. )20?l
Hava Yolları .......... 1488’
V»»nkl, VggonJ», na*»
"’olrt'r»- '‘*40’
(r««.. IIP»
2484»
~ • • - ■ • 2227»
1
ruM
M-r
★
SİNEMALAR VE EĞLENC» YERLERİ
Uk (15031): Hamlet ’
»ra (23432): İnsan avcısı. Sinsi
Düşman
(22294); Ebediyen yağanına*
ıl (14040): Leyl&Xlar açarken
•k (11131): Bir yabancı gönül-
den yaralılar
ııer (14072): Cifte tehlike
(14071): Kumarbazlar Kral-İçesi
«O (13846): Son kahraman. Şarlo asker. Cemil» Hurmalar altında
♦
K CZ AH ANELE R
Sakarya, Numune, Yenişehir
1366 — Şevval? 4 : 1369 — Temmuz 5
19 Temmuz 1950 — Çarşamba
Vasmll Ezan!
olunur.
19 - 7 - 1950 -
ZAFER
Sayfa: 3
Radyo‘ST'elgtaf telefon
Giuliano efsanesi
canlanıyor mu?
Sicilyada İtalyan hükümetini senelerce âciz bıraktıktan sonra nihayet bu ayın beşinde, Castel-vetrano köyündeki sevgilisinin e-vinden çıkarken sabaha karşı jandarma ve polis kuvvetleri tarafından mitralyöz ateşiyle öldürülen meşhur haydut Giuliano’nun ölüsü dirisinden daha tehlikeli olacağa benziyor. Çünkü, son haberlerden anlaşıldığına göwe, daha şimdiden, bu ünlü haydudun hatırası etrafında kuvvetli ve oldukça romantik bir efsane canlanmağa bazlamış ve Giuliano’nun henüz yakalanamamış olan arkadaş ve dostla*. haydudun ismini istismar ederek yer yer giriştikleri cebir ve şiddet hareketlerine sosyal bir reaksiyon süsü vermek temayülünü göstermişlerdir.
SicilyalI haydut, harpten sonra, İtalyan hükümetini çok zot bir du rumda bırakmıştır. Bu yüzden Mteclîste komünistler sağcı ve mer. kez^partilerine şiddetle hücum ederek, hükümetin SicilyalIyı himaye -ettiği ithamını savurmuşlardır. Bu imamlar sonunda, bizzat bir SicilyalI olan İçişleri Bakanı Scelba'nın istifası müteaddit defa bahis mevzuu »edilmiştir.
Giuliano, adaletin pençesinden kurtulmak için mahalli halkın sadakat ve işbirliğinden geniş ölçüde faydalanmakta idi. Onun âdetâ her taşın altında bir dostu var gibiydi. Kimse haydudu ele vermiyor, büyük ölçüde girişilen tahkikattan bir neticıe a Onamıyordu. Bu durumdan istifade eden haydut habasetini serbestçe icra edebiliyordu. Çoğu kendisini tutmağa memur genç Karabinyerler olmak üzere yüz kadar katil vje bir o kadar soygunculuk suçundan takip ediliyordu. Bunun, la beraber, Giuliano’nun en dikkate değer tarafı, ve hükümeti müşkül duruma sokan marifeti, bu katil ve soygunları icra ederken kendisine siyasî bir renk vermesi idi. Nitekim bidayette Sicilyanın istik, lâl hareketini desteklemiştir. Bu cereyanı idare edenler bir aralık Başkan Truman’a müracaat edlerek memleketlerinin Amerika tarafın dan ilhak edilmesini istiyecek ka da rilerj varmışlardır. Haydut bundan sonra, zaman zaman kral taraftarı partileri ve demokratlan tut. -tuş, bütün bu birbirine zıt temayül ~?j^aaliyet içinde, memleketteki hoşnutsuzluğu istismar ederek, alelâ-de bir hayduttan fazla bir şey olduğu kanaatini aşılamasını bilmiştir.
Aslında Giuliano bir idealist ol maktan çok uzak, okuması yazması kıt. sert ve cesur bir köylü delikanlısı idi. Faaliyetini siyasî bir renge bürümek için sarfettiği gay-Öetler. doğrudan doğruya bir af temin etmek içindi. Nihayet bu işin sonu olmadığını sezen haydut, kendisini proletarya'nın hâmisi olarak göstermiştir. Bu suretle ilhak taraftan bir hareketin işe başlayıp sağ ve sol çeşitli cereyanlardan geçtikten sonra 28 yaşında zabıta kur şuniyle yere serilen Giuliano ölürken müfrit bir solcu lider rolünde idi.
Bu garip maceranın anlaşılmıyan tarafı. Sicilya halkının bidayetten-beri hayduda gösterdiği sadakat ve bağlılık olmuştur. Çünkü, n^mle-kette hüküm süren cehalet ve sefalete rağmen, Sicilya, İtalyanın en az komünist sayılan parçasıdır.
Mesele ancak şimdi, Giuliano ortadan kalktıktan sonra kısmen an--Şaşılıyor. Zira, kendilerine Guilia no’nun dostlan ve arkadaştan susunu vererek nizamı ihlale yeltenen şahıs ve teşekküllerin, eskidenbe-ri gizli faliyette bulunan ve vaziyet icabı, haydudu destekleyen kuvvetli komünist teşekkülleri olduğu ve bunların, Giuliano’nun halk nazarındaki sevgi ve itibarımı istismar ederek umumî bir hoşnutsuzluk yaratmağa uğraştıkları meydana çıkarılmıştır.
Bu haberin, İtalyada büyük heyecan uyandırdığı anlaşılıyor. Hu. susilye kİ, bahis konusu hâdiseler, Kore savaşının patlak verdiği, Balkanların kaynaşmağa başladığı ve her an bir yönden bir darbe gelmesi ihtimalinin arttığı bir zamana rastlamaktadır. Kendilerini daima Akdenizin Koresine benzeten İtal-yanlar, şimdi bir yandan zihinlerinde korkunç hesaplar yaparken, di-- ğer yandan, Giuliano’nun bir an evvel tevkif edilememesi üzerine vaktiyle gerek mecliste, gerek hariçte kıyametleri koparan komü. -^rttlerin mânidar bir sükût muhafa za etmeleri karşısında her halde d|erin derin düşünüyor olmalıdırlar.
Bu suretle, haydut Giuliano’nun macerası, çok daha geniş ölçüde bir macera mahiyetini almak istidadını gösteriyor.
Mücahit Topalak
Atom komisyonu başkanına göre
Amerikalılar Atom
bombası atmıyacak
Diğer taraftan Hidrojen bombası imali için çalışmalar devam ediyor
Washington, (a.a.) Atoın enerji-, tevcih edilen sualleri cevaplandıran 1 si komisyonu’ Başkanı Brien Mc . Brien Mc Mahon hidrojen bomba- I Mahon dün yaptığı bir radyo mülâ- ' sının yakında imal edilebileceğin-katında Sovyet Rusyanın hidrojen bombası üzerinde çalışmalarına devam ettiğinden ve Birleşik Amerikanın hidrojen bombasmı tecrübe için seçeceği yer hakkında bir karara yakında varacağından bahsetmiş tir
Brien Mc Mahon Kore harbin’ Rusların hazırladıklarım ileri sürmüş ve Birleşik Amerikanın ne Sovyetlere ne de Kuzey Korelilere karşı Atom kullanmak niyetinde olmadığım da aynca belirtmiştir.
Hidrojen bombasının imal edilip edilmiyeceği ve bu bombanın bir harp silâhı olarak kullanılıp kul-lanılmıyacağî hakkında kendisine
sının yakında imal edilebileceğin- 1 den ve bir harp silâhı olarak da kul I lanılabileceğinden bahsederek demiştir ki:
«Fakat hidrojen bombasının bir harp vukuunda diğer silâhlar arasında yer almamasını temenni ede-ederim.
Bugün bu bombanın imalini istememize tek sebep Sovyet Rusyanın bu bomba üzerinde çalışmalarda bulunmasıdır.
Mac Mahon Atom bombaları üzerindeki ç(ıuşın(u(uı hızlandırmak gayesile başkan Tru- ' man’ın bir kaç gün evvel kongreden 28 milyon dolarlık bir ek tahsisat istediğini de hatırlatmıştır.
ve hidrojen çalışmaları
Macar hükümeti
yeni tedbir alıyor
Sob t j heri kî' e i ö ı'ermtz b r hol c dı
Londra Radyosu, - (Basın Yayın) Macar Hükümeti Sanayi alanındaki baltalamalara mâni olabilmek için yeni kararlar almak zorunda kalmıştır. Viyanadan gelen haberlere göre, fabrika ve diğer imalâthane işçilerinin baltalama hareketlerine mani olabilmek için Macar hükümeti defter şeklinde bir karne ihdas etmiştir. Her işçi bunları taşımaya mecbur tutulmuştur. Defterlerde işçilerin gündelik kazançları ve devamları not edilmektedir.
İsveç Başbakanının kızıl propagandaya hücumu
Voşington, (a.a.) «Afp» — İsveç Başbakanı, yayınladığı bir beyanatta şöyle demektedir:
Biz İsveçliler milletlerarası komünist propagandasının memleketimizin ismini istismar etmesini nefretle karşılamaktayız.
İsveç hükümeti şefi komünist taraftarları kongresinin geçen Mart ta hazırlanan sözde barış beyannamesinin, bütün dünyada kolay, fakat İsveç için pek iftihar edilecek bir şey olmayan Stokholm beyanna mesi ismi altında dolaşmasını ima etmekte ve söyle demektedir. İsveç halkının ezici bir ekseriyetinin insan nevine has olan barış aşkı ve harp nefretini kendi hususî menfaat leri için istismar eden komünistlerin teşebbüsleri ile hiç bir alâkası yoktur.
Yugoslavlann yerinde bir daveti
Belgrad, (a.a.) (Afp) — Yugos- I lav barışı müdafaa Milli komitesi kongresi, dünya barışının müdafaa ve idamesi yolunda çalışan bütün hareket ve teşekküller temsilcilerini Yugoslavyada askerî üsleri yabancı kuvvvetlerin mevcudiyetini ve komşularına karşı tecavüz hazırlıklarını yerinde görmek üzere Yugoslavyaya davet eden bir karaı name kabul etmiştir.
Ayni kararname bu heyetlerin Doğu Avrupa memleketlerinde de buna müşabih tahkikata girişmeleri lâzım geldiği belirtilmektedir.
Eerbest Fıkra
İranda end şe
BıLn gazetesi yabuı
C
lora güve ra mey z d ycı j
Bu sokala bu treş !
Sayın Ulunay, af münasebetiyle güzel bir fıkra yazmış.
Hükümet, sivri bıçak imalini yasak etmelidir, diyor.
Vakıa hapishanelerde maşayı, hattâ çiviyi bile bıçak gibi işleyen hünerbazlar vardır ama, ne de olsa, işin içine taammüt girdi mi, elbette cezası da o nisbette ağır olur. ,
Evet, üstad güzel söylüyor, fakat hangi birisini ortadan kaldırmalı, taş sade yapıda, ustura ve jilet yalnız tıraşda mı kullanılır? Peki anlan da mı piyasadan kaldıracağız? Öyle ise, sakalı ele verenleri seyredin gayrikj — A. F.
Hulâsaca'
İngiliz basını:
| İngiliz basını, Kore harekâtını ele
• almakta ve bu konuda İngiltere’nin ' gerekli kararını vermessip icabetti-' ği noktası üzerinde durmaktadır.
| İşçi partisinin organı olan Daily
• Herald gazetesi bu hususta diyor ki:
• Kore tecavüzünün; Birleşmiş Milletlerin ideali olan müşterek ordusunun geniş şekilde hazırlanma-. sından evvel yapıldığı unutulmamalıdır.
I Manchester Guardian gazetesi l şöyle diyor:
| «Atom bombası meselesi ihmal 1 edilir bir mevzu değildir. Bu Batı-[ lıların tecavüze karşı bir ihtarı ola_ | rak ayakta durmakta devam etmektedir. Atom bombası ile Birleş-' miş Milletlerin ideal olarak elde ' tuttuğu barış, bu silâhın istimali [ ile derhal tahakkuk ettirilebilir.
Biz bunu böyle tahayyül etmçmiş-
Tahran, 17 (a.a.) - (Afp) - Tog- , tik- Fakat aalaSllan iy“"ser
lu gazetesi Iranın harp tehlikesine davranmışız. Komünistler çok temaruz olduğunu bildirerek Kore'de , rı Silmişlerdir. O halde 3»nd) ne ki durumun inkişahm tefsir etmek- yapmalıyız. Bunun tek cevabı 5u-
ki durumun inkişafını tefsir etmek- , te ve Birleşmiş Milletler kuvvetle. ( rinin Korede uğrayacakları hezime , tin,Orta - Doğuda vahim al;i—cr uyandıracağını yazarak İranın bu bölgenin başlıca kapısını teşkil ettiğini hatırlatmaktadır.
Mamafih, gazete yabancı yardımına fazla güvenmemek lâzım olduğunu, zira yabancıların ancak kendi menfaatlerini hesaba katacak larını yazmaktadır. Makale söyle son bulmaktadır:
İrandaki durumu- düzeltmenin _____________
yegâne çaresi bizi tehdıd eden teh- | komlımsUe„ karşı tarafsız olabi. likeyi bertaraf etmek k”-loc- ... _ . ............*-•
mektir.
' dur: Amerika atom bombasını bun-ne^uuc ' dan böyle de inhisarında tutmakta akisler ' devam etmelidir. Şurası mııhakak-
’ tır ki, komünistelr Batıya teslim olmak veya geniş ölçüde mücadeleye devam etmek için hazırlanmakta-
1 dırlar.»
| Times gazetesi, Kore savaşının , Orta Doğu memleketleri üzerindeki tesirlerini ele alarak şöyle demektedir:
I «Bu harbin her tarafta olduğu gi-I bi, Orta Doğu’da da tesirleri i dikkate değer. Arap memleketleri
için birleş- yjer Fakat Mısırda olduğui gibi, ba
Rusyadaki Japon esirleri
zı emarelerin lehte bir gelişme kay detmesini bekleyebiliriz. Arap memleketleri muhakkak ki tecavüze karşı durmak isteyeceklerdir.» i.ynükn
Sovyetler iddiaları bir kere daha reddettiler
S ‘Ih ta(aftarI fi beyannamesi
Roma, (a.a.) — Komünist nüfuzu altındaki Sulh tarafları Atom- bombasının ortadan kaldırılması • hak-
Paris Radyosu, (Basın Yayın)
Tass Ajansı dün Sovyet toprak-' kındaki Stockholm beyannamesini lannda önemli sayıda Japon Harp ’ 10.125. 013 Italyanın imzaladığını esiri bulunduğu yolundaki iddia- ' dün bildirmişlerdir, lar hakkında bir tebliğ yayınlamış- | tır. Bu tebliğde, Sovyet Hükümeti’ ) nin Nisan ayındanberi Rusyada bulunan bütün Japon esirlerinin mem 1 leketlerine iade etmiş olduğu bildirilmektedir.
Rio de Janeiro, (a.a.) — Dünkü mağlûbiyet her Brezilyalı oyuncuya 60.000 Cruzeiros’a mal olmuştur. Bu miktar 3000 dolar tutmaktadır.
Brezilya spor konfederasyonu her oyuncuya Uruguayı yendikleri taktirde 10.000 Cruzeiros, dünya şampiyonluğunu kazandıkları tak-deirde ise aynca 50 bin Cruzeiros vermeği vadetmişti. ı
Evvelki oyunları için her oyuncu lardan istifade ettirilmesini- taleb topyekûn 23.000 Cruzeiros almıştır, etmiştir.
Japonya Müttefik Konseyi Rus üyesi hürriyet istiyor!
Tokyo, (a-a.) - (Reuter) Japon, yadaki müttefik konseyi Sovyet ü-yesi Polyashenko Mac Arthur’e gön derdiği sert bir mektupla müttefik, leri Japon halkının haklarını, çiğnemekle suçlandırılmıştır.
Bu mektubunda Polyashenko, Mac Arthur’ün Japonyadaki,icraatının halkı demokratlaştırrhaktan çok uzak olduğunu ve demokrasinin en basit anlayışıyla kabili telif olmadığını kaydederek komünist partisi de dahil olmak üzere' bütün Japon siyasî partilerinin ayni hak-
Mahzun döndüm!..
ç hafta süren İngiltere seyahatimiz sona erince sevgili vatana, ve bu sütundaki San Çizmelerime tekrar kavuştum. Seyahat intihalarımı ayrıca yazacağım. Yalnız şimdiden şu kadarını söyliyeyim: Ben kendi hesabıma bu seyahate ne kadar sevinçle katıldımsa, o kadar mahzun döndüm I Tevekkeli dememişler, göz görmeyince, gönül katlanır, diye!.. İşte ben de, mem leketimizle Garp âlemi arasında bu kadar derin bir refah ve terakki uçurumu olduğunu bilmeden, iyi kötü yaşayıp gidiyordum. Ve zannediyordum ki, harp sonrası her memleket halkı aşağı yukan bizim gibidir; bizim kadar hayat pahası altında kıvranır, bizim gibi evsizlikten, hastalıktan, gıdasızlıktan, yolsuzluktan, işsizlikten ıstırap çeker. Halbuki ne gaflet içindeymişim! Gittik gördük ki, bugün İngiliz milleti harp sırası ve sonrası bü-
rYatan: ■
Sarıçizmeli
tün dertlerini unutmuş, rahat ve müreffeh bir hayata kavuşmuştur.
Nasıl diyeceksiniz? Evet nasıl? Bir kere hayat pahası bizdeki gibi alabildiğine artnjış değildir. Sonra, amele ve memur ücretleri hayat pahasıyla tam bir ayarla, ma halindedir. Böylece, iktisadi vaziyetten doğan sosyal dâva hallounmuştur. Haftalık işçi ücreti asgari 5 İngiliz lirasıdır. Bizim paramızla 40 liradır. İmdi, bu para dört kişilik bir ailenin her türlü İhtiyacını karşılamağa yeter derecededir. Yâni bizim paramızla asgarî 160 lira kazanan bir kimse, 2 çocuğu ve kansam rahatça, ve insan gibi yaşatma İmkânlarına maliktir. Bunun içindir kİ İngiltere toprakları üze-
rinde biitiin seyahatimi» sırasında harap bir ev, kılıksız bir insan ve bakımsız bir çocuk göremedik. Çünkü İngilterede, işsiz lik diye bir şey kalmamıştır ve her çalışan haftada beş İngiliz lirası kazanmağa muktedirdir. İşte bunun için aziz kariler; sevinçli gittim ve mahzun döndüm, diyebilirim.
Evet sevinçli gittim, mahzun döndüm. Fakat döner dönmez de etrafa bakınca yeniden ümitli olmağa başladım. Çünkü üç haftalık seyahatimiz boyunca sev. gili vatanımda da, tıamdolsun i-yiye doğru sağlam adımlar atılmağa başlanmıştır. Gemiazıya a-lan hayat pahası durdurulmuş ve Recep Peker’in Aksaraylı Ayşe Hanımın da yüzü gülmeğe başlamıştır. Hiç değilse, beyaz ek mek, katıksız yenecek bir hile gelmiştir!
Meğer bizi harp değil eski ik-? ‘tidar saçmış!...
HER GÜN BİR HÂDİSE
" American Express’de buluşalım, olur mu ?. „
Dünya çapında geniş bir seyahat acentesinin derdi
I ondrada yahut Parisle olsun, . ™ American Express büroları' her iki günde bir şu mealde bir telgraf almaktadır: «Avrupanın bir yerinde kaybolmuş akrabamı bulmanızı rioa stop ölüm, dirim meselesidir.»
Eğer kaybolan Amexco (American Express Company) himayesinde seyahat ediyorsa, bu müessese Avrupadaki 39 şubesine telefon eder ve onu umumiyetle bir kaç saat zarfında bulur. Bu aramaların müşterilere tahmil ettiği bütün külfet telefon muhaberelerinin masraflarından ibarettir.
Amexco’nun gördüğü diğer vazifelerinden bir kaçım misal olarak verelim.
Amexco, Amerikalı turistlerin % 90 inin ve diğer milletler seyyahların çoğunun, müracaat ettikleri, her yerde hazır ve nazır bir devdir. Bu, dünyada mevcut bulunan hususî seyahat ve posta ajanslarının en büyüğüdür. Bütün bu işlerin arkasında ufak bir kâğıt parçası asıl temel direğini teşkil etmektedir: Şirketin teessüsünden kırk sene sonra ortaya çıkan American Exkpress Travelers Check, bütün teşkilâtın mihveridir.
Amexco posta arabası ile nakliyat yapan üç mühim şirketin bir-leşmesile 1850 yılında kurulmuştur. Avrupada tetkiklerde bulunmak ü_ zere İdare Meclisi Reisi James C. Fargo 1891 de seyahata çıktığı zaman, Amexco el’an emtia nakleden bir sürat postası şirketi idi.
James C. Fargo yanında oldukça yüksek bir kredi mektubunu havi olarak yola çıktı. Fakat Avrupanın bütün büyük şehirlerinde mahallî döviz temin edebilmek için o kadar müşküllerle karşılaştı ki, seyyahların yeni ve basit bir kambiyo usulü ne muhtaç oldukları neticesine vardı. Frangı, Liraya yahut başka bir paraya kolayca tahvil edebilecek bir senedin lüzumuna kani oldu. Bu. banknotlardan daha pratik olurdu, çünkü bu senet kaybolur veya çalınırsa, kıymeti sahibine derhal ödenecektir.
James C. Fargo’nun Amerikaya evdet eder etmez icade ettiği «Turist - Çek’i» çok basittir. Bu çek çift imza taşımaktadır. Çeki satın aldığı zaman alıcı satıcının gözü önünde onu imza ettiği gibi para çekmek üzere çeki tekrardan sattığı zaman çek sahibi onu tekrar imza eder.Çek bir tanıtma numarası taşımaktadır, eğer seyyah onu kaybedecek olursa % 75 masraflarına karşılık Amexco, bedelini kendisine öder.
Bunun üzerinedir ki, müşteriler, seyahat etmek niyetinde oldukları memleketlerde çeklerini bozdurabil-meleri için Amexco’dan şubeler açmasını istediler. Ayni zamanda seyahatler hakkında malûmat edinmeğe de başladılar. Hangi trenler Pazartesi günleri tsviçreye hareket eder? Floransada hangi otel şayanı tavsiyedir? Ve bu suretledir ki, American Expresse bir seyahat acentesi olmuştur. |
Normal zamanlarda Paristekl | 12.000 Amerikalı birbirine şu sözü , söylemektedir: American Ekpress’- | de buluşalım». Mektuplarını oradan alırlar - bazı günlerde 20.00 mektup | Amexco’ya gelmektedir.- Dostları-nın hangi otellere indiklerini ora-dan öğrenirler, Muhaberelerini te. I min ederler, eşyalarını yahut mo-' bilyalarını oraya emanet ederler, memurlara gezilecek yerleri, ber-! herleri, dükkânları velhasıl bütün ]
a, bir Amexco memuru tarafından kar- kesicinin ilk oksülâmeli çekleri he. rı ı şılanırlar. Bu memur dört lisan bl- men alıp en yakın posta kutusuna ı lir, yeni gelenlerin gümrük muame. [ atmaktır, çünkü üzerindeki numa-lelerinde, nakliyat işlerinde ve hat. ralar sayesinde çekler hemen tes---------------------------------------a— I bit edümektedjr Kaybolan çekler için tahkikat yapmak üzere Amex-co’nun 25 polis hafiyesi vardır.
Amexco şuna kanidir ki, gelecek on yıl zarfında Amerikalılar
ta bahşiş vermelerinde yardım eder. I
İkinci cihan harbi katileşince, se- ' faretlerin hareketlerinden pek sonrasına kadar Amexco, istilâ edilecek memleketlerde kalmıştır. Pa-risteki ikinci reis, bir kaç milyon her zamandan ziyade seyahat ede-dolarla, son dakikada temin ede- . çeklerdir. Hiç şüphe yok ki, bun-bildiği kırık dökük bir vesait ile, ]ar da dostlarına ananevi cümleyi muhaceret edenlerin tıkadıkları yol ; söyliyeceklerdir : «American - Ex-lardan geçmeğe muvaffak olarak ı - - • -
Almanların Parise girmelerinden bir gün evvel serbest mıntakaya geçmiştir.
Harpten beri yüzlerce kişi Amex-co'nun Avrupadakj bürolarına şu suretle müracaat etmektedirler: 1939 da Amerikaya gitmek için seyahat masraflarımı ödemiştim, harp dolayısiyle gidemedim, şimdi hemen seyahatimi temin edin. Başkaları. Travveller - Checks’lerini bahçelerine gömdüklerini ve bombar- w ______________
dıman sırasında bunların imha edil- kuruş olup geçici teminatı: diğini ileri sürerek bedellerini teh. ' nra 7 kuruştur.
sil etmek istemektedirler. Bugüne I ; 1________________________
kadar yapılan şikâyetlerin ekserisi evvel komisyonda görülür.
muhik görülmüş ve Amexco mil- 5 _ isteklilerin ihaleden üç gün yonlarca dolar ödemiştir. evveline kadar şartname gereğince
Travellers _ Checks’ler yankesici- Kara Kuv. inşaat Grupu Başkanlı-ler tarafından çalındığı vakit bu ğından belge almaları lâzımdır, tamamile, tesadüfi olmaktadır. Yan- (4852)—(1025)
pressde Buluşalım».
Nakleden: Tekyeli . Ban
İLÂN
M. S. B. 4. No. lu Satınalma Komisyonu Bşk. dan: (Ankara)
1 — Açık eksiltme ile Mevki hastahanesi Gasilhanesi yaptırılacaktır.
2 — ihalesi: 2/8/1950 Çarşamba günü saat 16 da komisyonda yapılacaktır.
I 3 — Keşif tutan: 2675 lira 43 ’ • • • ’ 200
4 — Şartnamesi hergün öğleden
Orman Genel Müdürlüğünden :
Cinsi
Miktarı
Fiyatı
Tutarı Lr. Kr.
128.306 88.30
ve miktarı yukarıda yazılı bulunan çam
11329.42 kereste açık
Çam kereste
1 — Cins .
arttırma suretile satılacaktır.
2 — Arttırma ihalesi 7.8.950 günü saat 15 de Genel Müdürlük Satın Alma Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Muvakkat teminat muhammen bedelin yüzde 7,5 hesabile
850 liradır. * - ’**•
4 — Çam kereste Genel Müdürlük bahçesinde ve buna ait şartname de Levazım Müdürlüğünde her gün görülebilir.
5 — İsteklilerin muayyen gün ve saatte teminat mektuplarile Komisyonda hazır bulunmaları ilân olunur. (4951)—(1100)
Bas'n - Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğünden
Ankara Radyosunun kısa dalga neşriyatında umumiyetle mesai sa-saatleri dışında çalışmak ve yapacakları beher yayım başına muayyen bir ücret almak üzere Türk tabiiyetinde yabancı dil spikerleri aranmaktadır. ) I
Türkçe ile aşağıda yazılı dillerden birine kuvvetle vakıf olup iyi tercüme yapabilen, sesi ve şivesi düzgün olan, ve en az lise tahsilini bitirmiş isteklilerin, ileride yapılacak imtihana esas teşkil etmek üzere hal tercümelerini, tahsil durumlarını ve bugüne kadar bulundukları vazifeleri belirten bir dilekçe ile Basın - Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğüne başvurmaları rica olunur.
Aranılan diller :
Arapça, Arnavutça, Bulgarca, Çekçe, Çince, Elence, Farsça, İbra-nice, İspanyolca, İtalyanca, Lehçe, Macarca, Orduca, Portekizce, Romence, Sırpça, Japonca. (4977)—(1105)
Mardin Jandarma Er Okul Alayı Satınalma Komisyon Başkanlığından Muhammen
Miktarı Fiatı Tutarı
kilo kuruş lira kuruş
Cinsi
Sığır eti
82000 90 738000 00
. t
ihalenin yapılacağı gün ve saet
10.Ağustos.950 perşembe sa&t 10 da
1 — 4. J. Er. Ok. Alayı için (82000) kilo sığır eti kapalızarf usulü ile satın alınacaktır.
2 — Eksiltme hizasında gösterilen tarihte gün ve saatte Alay Karargâhı binasında yapılacaktır.
3 — Muvakkat teminat muhammen bedelin yüzde 7,5 kuruş nisbe-tindedir. Kat’i teminat ise yüzde 15 den ibarettir.
4 — İstekliler şartnameleri her zaman Komisyonda görebilirler.
5 — Taliplerin eksiltme açılma saatinden bir saat evvel teminat ve teklif mektuplarını Komisyona vermeleri ilân olunur. (4837)-(1097)
İhtiyaçlarını sorar ve oradan gerek-1 .
ıı malûmatı daima alırlar, bu ı,ı.rı İngilizce Bil r Steno ■ Daktilo Alınacalıtır
başarmak için Amexco daima ma. halli memurlar kullanır. Meselâ , Parlste mevcut 220 memurdan yal-1 nız dördü Amerikalıdır. I
Aşağı yukarı dünyayı kat'eden bütün trenler, vapürlar ve uçaklar, muvasalatlarında mavi üniformalı
Etlbank Genel Müdürlüğünden :
Çatalağzı - İstanbul Enerji Nakil hattı montaj Müdürlüğünün İzmit merkezinde istihdam edilmek üzereîngilizce birli Steno ■ Daktilo alı nacaktır.
Taliplerin istiyecekleri ücreti ihtiva eden bir dilekçe ile personel İşleri Müdürlüğüne müracaatları rica olunur. (4792) (976)
l - Ucuzluk, Zerafet, Yeniliklerini,
1 — Yerli, Avrupa kumaşlarından Askeri Sivil yapılan ısmarlama elbiselerini, • - Her türlü giyim eşyasının fiat, dese^ ve modellerini mutlaka görünüz.
NOT:
FtATLARIMIZ KATÎYEN MAKTUDÜR Adres: Adliye Sarayı karsısı İkinci Anafartalar Caddesi No. 300
B
K
Ma gazanın
Sayfaı4
ZAFER
19 - 7 - 1950
Ekonomi Bahisleri
"'r,kı^“XrS-“l,"p îklısaılî Dev^ WMiilleriııiıı
209 —
Notaras alelacele Halice
Ve gitti.
Bir ________ ___
yan gemisi Sarayburnu hizasına yaklaştı. Hıristiyan gemileri Sa-raybumu önündeki Cizzeden meşhur Demetros burcunu dönmeğe çalışıyorlardı(l).
Poskolas’a göre halk bilhassa Sultanahmet meydanından sahile kadar olan sahaya yığılmıştı. BizanslIlar sonsuz bir heyecan, merak ve korku içinde titreyerek ne olacağını seyretmekte idiler.
Rüzgâr hafifçe kesilmişti. Buna rağmen ilk hızlariyle düşman gemileri son manevralarını yaparak sahile çok yakın geldiler.
İşte tam bu sırada, sahilden pek az bir mesafede Türk gemileri birdenbire bunların üzerine atıldılar.
İki donanma karşı karşıya gelir gelmez bir duraklama oldu. Hıris- 1 tiyan gemileri şaşırmış gibi idi. Fakat bu şaşkınlık çok sürmedi. Çünkü Türk gemilerinden oklar, taşlar, ucuna fitil takılmış yanan oklar atılmağa başladı. Hıristiyan gemilerinden de ayni şekilde mukabele ediliyordu.
Sahilden olduğu gibi görülen bu meraklı sahne cidden harikulade idi. Her iki taraf askerleri de korkunç naralar atıyorlar, birbirlerine küfür ediyorlardı.
Amiral gemisinin kıç tarafında bir heykel gibi ayakta duran Bal-taoğlu, hâkimane bir işaretle Hi-ristiyap gemilerine teslim olmalarını teklif etti.
Bir an mücadele durdu. Düşman kaptanları birbirleriyle görüştükten sonra Flaktanello cevap verdi :
(Hayır!..)
Demek İtalyanlar teslim olmak niyetinde değildiler. O vakit Bal-taoğlu, denizin yüzünü çınlatan sert ve hâkim bir sesle haykırdı: (Hücum!...)
müddet sonra beş Hıristi.
I
I
Bellamy Cinayeti
ZlFtli’tN POLİB TEFRİKASI
t
Ve,Türk gemileri daha korkunç bir şekilde yeniden hücum etti. |
İki taraf gemileri birbirlerine ’ tamamen ’ yaklaşmışlardı. Düş- | man, gemilerinin çok yüksek olmasından istifade ederek Türkle. rin üzerine iri taşlar, kayalar yuvarlıyorlar, mızrak, ok ve saire ile saldırıyorlardı.
Her iki «taraftan küfürler, naralar, iniltiler. ıstırap âvâzelei göklere çıkıyordu.
Küçük Türk gemileri, bütün kuvvetleriyle düşman gemilerine yaklaşıp halatlarla kendilerini onlara bağlamak ve sonra tırmanarak onların güvertelerine çıkmak niyetiyle çırpınmakta idiler. Fakat rüzgâr daha tamamen kesil mediği için yelkenleri şişmiş olan düşman gemileri, gemilerimizi ya ra yara Sarayburnunu dönmeğe devam ediyorlardı. Eğer böyle devam ederse çok fecî idi. Baltaoğlu hiddetinden ne yapacağını şaşırmıştı. Çünkü bu yüksek gemileri . yolundan alıkoymağa imkân yok- . tu. Ve rüzgâr Hırist yanlara yardım ediyordu.
Sarayburnu sırtlarını dolduran BizanslIlar bu manzarayı görünce çılgınca ve neşeli naralar atmağa başladılar. İmparator bile heyecandan ağlıyordu:
(Allah bize yardım ediyor..) ' ( Franzes cevap verdi:
(Allah bizimle beraberdir. Haş- ; metpenah..)
Baltaoğlunun çılgınca hiddeti, Türk tayfa ve askerlerinin küfür- , leri arasında beş Hıristiyan gemi- , s! Halice girmek üzere idi. Zinci- . re nerede ise bir kaç yüz metre ‘ mesafe kalmıştı. '
Manzarayı uzaktan seyreden j Sultan Mehmet ise hiddetinden j tepiniyor, sağa sola çatıyordu,
★ (Devamı var) .
(1) Biers.. İkinci zeyl, 43G ncı sayfa..
Küçük Hikâye
BEKLEYİŞ
_ enç kadın kendini ve çocuk- ; lalını yeniden hayata kavıış-turacak haberi nasıl da kal* i bi ezilerek sabırsızlıkla bekliyordu. Bekliyordu ama, bir türlü de ( o gün gelmek nedir bilmiyor; saatler, hatta dakikalar dahi onun için, ne kadar ağır, ne kadar öl-dürüci^bir kımıldayışla ilerliyor, bazan da saniyeler adeta yerinde sayıyordu.
Bütün ızdıraplarının dindiği* âna, ah bir kavuşab.lseydi...
Umumi af kımıerın bacasını tüt. türmeyecek, gönüllerini şenlettir-miyecekti ki...
Bu son şayialar da evvelkiler gibi; insanı dana çok yere vuracak boş vaadier, sonu aana darbeleyıcı üm.tler gibi çürük olmasaydı, diye içi sızlayarak düşünüyordu. Bu auşüncelerme kocasının kendim çocuğunun sıhhati için aıeşe aıtığı günlerin hayali karışıyordu _
Karı koca ateşler içinde yanan, çırpınan ilk çocuKiarının başında ne üzüntülü, öldürücü geceler geçirmişlerdi. Yavrularını Küçük Sel-ınacıgı kurtaracaK olan ilaç parasını eıde edebilmek ıç)n ne kadar sağa, sola başvurmuşlarsa da hiç b.r şey elde edememişlerdi. Ay» sonuydu bu. Hangi memurun ihtı^ yacını denk getirip te iki buçuk ku-| ruş fazlası bulunurdu ki, ccbınae....;
O ğıin genç kadın kocası dairede _! iken satılacak şeyleri yok pahasına . konukçulara vermiş, ancak yirmi lira temin edebilmişti. Bu kadar-cik para o korkunç hastalığı nasıl . karşılayabilirdi ki!...
Öğleni zor eden baba, eve döndüğü zaman, ateşinin şiddetinden baygın yatan çocuğu, gözleri önünde her dem biraz daha solu-yordu, da elinden hiçbir şey gelmiyordu. |
JDa.rede kafası hep çocuğuyla 1 meşgul olmuştu. |
ilk çocuğuydu bu, canından kopan bir parçaydı bu, evlât kay- 1 oetme tehlikesinin ciğerlerini oyucu" acısıydı bu.... '
Nihayet akşam yaklaşırken karar verm.şti. Kafasından geçen bu son çareye başvurarak arkadaşlar çekildikten sonra tekrar kasayı açtı, lüzumlu parayı cüzdanına yerleştirdi ve hemen eczaneye koşmuş.u.
İlâçlar iyi tes r yapmış, çocuğu kurtulmuştu.. Kurtulmuştu ama, baba da demir parmaklığın arkası-
Dert b rken bin olmuş, hayat yükü bütün ağırlığiyle ananın üzenine çökmüştü.
Selmanın mektep çağı geçeli b’r yıl olmuştu, baba hapishanede iken dünyaya gelen elindeki son numara da bu yıl bir yaşını dolduruyordu, yaşını ve çilesin; Şan
ki bunun ne günahı vardı. Zavalli yavrucak gıdasızlıktan, . raşitizmin bitirici rahatsızlığından her gün biraz daha eriyor, ananın gözleri önünde küçülüyor, kuruyordu.
Ya! kocası; onun acısı içini büsbütün kemiren, y.yen bir yaraydı.
Bu gün ziyaret günü idi. Binbır yoksuzluk içinde hazırladığı çıkı-•nını koltuğuna vurup evden çıktı.
Gardiyanlar Onıerı ç-ağırdiKları zaman ta uzaklan onun avurtlarının daha da çok çökmüş olduğunu gördü. Kalbi duracakmış gibi ken-d.nj fena hissetti. Bu son asılsız şayiaların kocasını b.rdenbire sarstığını anlamıştı. Asılsız vaadların insanı nasıl da yere vurduğunu ko-oasında görüyordu.
Genç kadın yere çökmemek için, kocasının ona ölü, hortlak gözlerle baktığı demir parmaklığa tutundu. O an kocası başını şefkat ve ★ (Devamı 6 inci sayfada)
I
hususî teşebbüse intikali
t
ktısat dünyasının âcaip bir formülü halinde ortaya çıkan Devletçiliğin, türlü tefsirlere uğramasına rağmen hâlâ mahiyeti
kat’iyetle anlaşılamadı. Çok büyük bir elastikiyet taşıyan bu mevhum ne taraftan çekilirse o tarafa uzamakta ve dünyayı tehdit eden bir doktrinin sinsi taraftarlarına kemmel bir kalkan vezifesi mekedir. Bir taraftan hukukçular, diğer taraftan iktisatçılar bu istifham işaretini evire çevire, bir kılığa sokmak gayretiyle hayli yoruluyorlar. Hele memleketimizde İktisadî Devlet İşletmeleri adını alarak faaliyet sahasında görünen Devlet tarikatçılığının boyasını anlamak bir türlü mümkün olamıyor. Bunun etrafıpda dönüp dolaşanlardan bazıları açık ifadelerle bu mevzuları âmme hukukuna tabi tutarak kızıl bir hüviyet ifade ettiklerini belirtmeye çalışırken diğer bazıları bunu hususî hukuk formülleri, içinde yumuşatmek gayretine kapılıyor ve bir dereden su getirerek davalarını isbata çalışıyorlar.
Bütün bu mücadeleler tam mana, siyle nazarî kalan bir âlem içinde iktisat ve hukuk formüllerine ın tibak ettirmek suretile yürütülmektedir. Halbuki işin hiç ele alınmayan bir de tatbikat safhası bulunduğunu biraz düşünmek lâzımdır.
Misâl biraz garip olmakla beraber herkesçe malûmdur, Medenî kanunumuzda bir madde kocanın aile reisi olduğunu belirtir. Bu suretle en sarih bir ifade ile kanuni-yet kesbeden bu fiilin tatbikatta, her aile yuvasında tahakkuk ettiğini kabul edebilir miyiz?... îç yüzüne vakıf olduğumuz nice çatı altlarında kanundaki bu sarahate rağmen ne gülünç hadiselerin cereyan ettiğini bilmeyen var mıdır?...
Şu halde müeyyidesi bulunmayan bir ifade, kanunî hüviyet dahi kazanmış ölse, bilhassa hukukun içinden çıkılmaz tefsirleriyle evri-le çevrile öyle bir hale gelir ki, kanun vazı’ı da düşüncesinin tamamen aksine tecelli eden tatbikat şe. killeri önünde şaşkın bir halde kalmaktan başka bir şey yapemaz...
Bizde İktisadî Devlet Teşekkülleri kendi hususî kanunlariyle canlanmış ve tamamen milli bir gaye ile iktisat alemım.zde görünen boşluğu sür'atle doldurarak iş hacmini ge-1
Cemil Kıpçak .
I -Zonguldak Milletvekili. I
miz yoktur. Ancak müsbet olmayan bir netice önünde de basların sağa, sola çevrilerek suçlu bir makam veya şahıs arayacaklarını kuvvetle tahmin ediyoruz.
İşi kanunî bakımdan tetkik e-denler bu suali cevaplandırmaya belki imkân bulacaklardır. Ancak bizim de bildiklerimiz vardır... Ve bu bildiklerimiz içinde meselâ bazı tesisler , tamamen gayrî İktisadî oldukları halde alâkalı Bakanlar kendi seçim bölgelerine cemile olsun di ye veya icraat ve hareketliliklerine misal olsun diye kurdurmuşlar veya kurdurmaya çelışmışlardır. Sonra da işin asıl izahını teşkil eden İktisadî, durumun gösterdiği aksaklık-' lar bin türlü tefsirlere tabi tutulmuş ve bazı tesisler sosyal bir kalkınma, diğerleri millî bir yerleşme gibi siyasî tefsirlerle faydalı unsurlar halinde belirmiş ve bu gibi demagojik izahlara intibak etmeyenler- için de askerî icap formülü yapıştırılmıştır. Bu suretle teşekküllere izafe edilen vasıfların belki de doğru samimi itirafları ile teyit edildikten sonradır ki, daha büyük bir kolaylıkla İktisadî ol-1 madıklarını gösterirler... |
Şu halde 3460 saylı kanun üzerinde fuzulî çırpınmalara lüzum yok tur. Profesör Hirsch’in yaptığı gib) kanunda ince tatbik mekanizmaları aramak ve bunları fiiliyatta teşekkül bünyesine intibak ettirmek ’ mümkün değildir. Vazii kanun, formülüne ne kadar hususiyet vermek isterse istesin mevzuun bu kanunla her hangi bir anonim şirketin hüviyetine benzemesi mümkün olamaz ve olamamıştır. Kendilerinde kontrol etmek ve bil-1 hassa tesis ve idamesi zarurî olan ahengi teinin ed ci direktifleri vermek salâhiyetleri bulunan makamların kendilerine bağlı mües-seselerde istihsal faaliyetinin cereyanı tarzına müdahaleye salâh iyet-li bulunmamalarının belirtilmiş olması, tefsirlere imkân bırakan ve nihayet tatbikatta kafiyen hüküm ifade etmeyen maddelerdir... Kanunda bu maddelerin elastikiyeti sur dllc uo.uu.a.a. eo- hüviyetini kaybetmiştir, lk-
nişletıp yurdda refah seviyesini yük ' tısadî teşekküllerin hiç b rinde ka-Ancak' kanunun bahşettiği istiklâl ne ı görülmüş, ne de tatbik imkânını | bulmuştur. Bu kanunî akkını kul-i lanmaya kalkan otoritelere ise derhal kara damga yapıştırılmıştır.
Bu sebeplerle devlet işletmeciliğinin 3460 sayılı kanunla müsbet ve İktisadî bir mâna taşıması katiyen mümkün değildir.
Bu zamanda ise İktisadî olmayan bir teşekkülün İktisadî bir iş görmesi ve yaşaması mümkün olamaz.
I O halde ne yapmalıdır?
I Yapılacak şey basittir. Bu teşekküllere hakiki birer anonim şirket cak olursa, bütün alâkalılar işin I hüviyeti vermek ve bu hüviyetle ya neticesine baktıktan sonra, bu pılan icraata tamamen intibak etmek...
Bunun için devlete, işini tasfiye
mü' gör-
seltmeK ıçm ele alınmıştır, sonradan yavaş yavaş işin mahiyeti plânlı bir çevirme hareketi ile baş-' ka bir safhaya sokulmuş ve 3460 sayılı kanunla güya hususî’ hüviyetleri kat'iyetle nizamlanıyormuş giib bir formül içine alınârak, tat-h.ki bakımından en sıkı bir çenbe-rin hududları içerisine sıkıştırılmıştır.
Mevzuun adı üstündedir. Bünye içine giren işlerin evvelâ İktisadî bir hüviyet taşımaları lâzımdır. Bu I hüviyeti tayin eden kimdir?... Bu sual salâhiyeti! bir ağızdan çıka- j
I
netice iyi göründüğü takdirde bir. çok taliplerin çıkacağında şüphe-1
etmek isteyen bir finansiye rolü vermek lâzımdır.
Şirketin umumî heyeti fiilen mevcuttur. Milleti temsil eden Mil let Meclisi, millet malının manevi sahibidir.
Umumî heyet işi tedvir edecek olan İdare Meclisini ve Murakabe Heyetini seçer... İşe tahsis edilecek sermaye miktarını tâyin ve tahdit eder.
İdare Meclisi umumi heyetin tahdit ettiği sermaye limiti içinde işin bütün idaresini üzerine alır. Ve hususi anlaşma yolu ile b'r umum müdürle mutabık kalanak işin tedvirine müteallik amenajman progra-miyle senelik iş programlarım leh kik ve tasvip eder
Umum Müdür hususî hukuk hükümleri içerisinde serbest olarak umumî amenajmanı ve bundan mülhem olan iş programını tatbik
Umumi amenajman programı İ-dare Meclisi tarafından tasd k edilmedikçe işe başlanmaz...
Senelik iş programlarının sene başında mutlaka idare Meclisi tarafından tasdik edilmiş olması şarttır.
Umum Müdüre programının tat-bikında hiç bir müdahale vapıla-
İktisadî bir işin harekete geçmesi üç esasa dayanır...
Birincisi sermaye, İkincisi isçilik, üçüncüsü malzemedir.
Bunlardan işçilik hareketleri iş ve çalışma kanunları dahilinde başka hiç bir tahdide tâbi tutulmadan Umum Müdür tarafından programa intibak ettirilir.
Personel.n bareme tâbi tutulması ve nazari seviyelere intibak su-| retile Umum Müdüre programın J daki hudutar içinde lüzum gördüğü şekilde maaş, ikramiye, prim i vermesi üzermde tahditlere gidi-I l.şi yapanların heyecan ve alâka-siyle canlanır, inkişaf eder. Heyecan ve alâka ise ancak fiili ve maddi hüviyeti bulunan takdirlerle ken dişini gösterir. Marifet iltifata tabidir.
Diğer taraftan Umum Müdprün İdare Meclisinin tasvibi ile programda derpiş edilen hatlarda maddî mükâfatlar vermek imkânına sahip olması mutlaka lâzımdır. Denilebilir ki mevzua İktisadî hüviyetini verecek ve müsbet neticeler a-lınmasını sağlayacak esasların başında bu imkânın mevcudiyeti gelir...
Zararlı olan bir müesseseyi kârlı hale getiren ve bu kâr hadlerini de arttıran kimselere temin ettikleri kârlarla mütenasip olacak mükafatların verilmesi keyfiyetinin her tecrübe edildiği yerde pek büyük faydalar sağladığı görülmüştür.
Malzeme hareketlerine gelince. Bunlar da ticaret kanunlarının u-mumî hükümleri dışında hiç bir tah dide tâbi tutulmamalıdır. Müdür, kendi teşkilâtiyle işinin gerektirdiği malzemeyi beğendiği şekilde dilediği yerden alır. Muhtemel suiistimal faraziyelerinj öne sürerek bunları önleyici tedbriler düşünmek işi da*
★ (Devamı 8 inci sayfada)
I
Yazanı Franct Noysı Hart
— 81
— Saatiniz doğru mudur, Bay Bellamy?
— Tamamiyle! Her sabah istasyonda kontrol ederim.
— Lakedale’den Rosemont’a ne kadar zamanda gidilir?
— Yarım saat sürmez. Dokuz mil kadar bir mesafedir.
Peki, Meyva Bahçelerinden Lakedale’e olan mesafe ne kadardır?
On iki mil kadar bir şey. Meyva bahçeleri Rosemont’dan iiç mil kadar şimaldedir.
— Evet efendim. Şimdi lütfen hikâyenizi anlatmağa devam eder misiniz?
— Rosemont’a dönerken yolda hemen hemen hiç konuşmadık. Yalnız Sue’nin acaba film bitmeden evvel yetişebilir miyiz, diye sorduğunu hatırlıyorum. Pek tahmin etmiyorum, dedim. Netekim, Ro. semont’a saat ona beş kala vardık. Sinemanın kapısı kilitlenmişti.. Ortada tek bir otomobil de yoktu. Ben, o halde eve dönmüştür, gidelim, dedim, Sue, şayet eve gelmemişse, bu saatte benim sizin evde bulunmam acaib olmaz mı? diye sordu. Seni kim görecek, hizmetçi izinli, Orsini de sekizi çeyrek treniyle Nevyork’a gitti, dedim.
Sinemadan eve gelmek, ancak üç dakikalık bir işti. Tam kapıdan gireceğimiz esnada Sue, garajda ışık var, dedi. Ben, senin âsabın bozulmuş, hayaller görüyorsun. Herifin trene gittiğini gözlerimle gördıîm, dedim. Kolundan tuttum, otomobilden indi. İçeride, holde ışık vardı, Mimi! diye bağırdım. Kimse cevap vermedi. Sonra ışığı açık bıraktığımı hatırladım. Ge) içeri, Sue. Mimi her halde Con. roy’lara gitmiştir, telefon edip soralım, dedim.
Muhabir, memnun:
— Buraya kadar mükemmel! diye fısıldadı. Stephen Bellamy doğru söylemiyorsa, görülmemiş derecede muhayyilesi kuvvetli bir yalancı, dedi. Biraz daha içiniz rahat mı? diye sordu.
Kızıl saçlı, heyecanla:
— Bundan daha rahat olamaz. Yalnız şu Mimi Bellamy denilen kadın, keşki çok daha evvel ölmüş olsaydı, dedi.
— Hakikaten böyle mi düşünüyorsunuz?
— Tabiî böyle düşünüyordum. Daha kısa çorap giyerken, iki örgü örüp saçlarınım ucuna kordelâ bağlarken erkeklerin yüreklerini yakmağa başlamış. Elliot Fanvell, Patrick İves, Stephen Bellamy... Hattâ, o zavallı otobüs şoförü bile birer birer yatmışlar. Ne ise, za. vallı ölmüş, şimdi artık ancak acımak düşer. Ama, pek kimseye faydası olur ıbir şey değilmiş.
— Zannetmem. Yalnız şu var ki,
C*rlr»oı S. YaiKiofllu
pek öyle kimseye faydası olanl^K. yürek yakmazlar. e
Kızıl saçlı kız, mağmum bir ta- q vırla: ,
— Kimbilir, belki siz de görse- , niz, onlar kadar yanar tutuşurdu, nuz diye cevap verdi. ,
Muhabir, yan mahcup bir tavırla tefahür ederek:
— Pek o kadar kolay yanmada- . ğımı rivayet ederler, dedi. Sonra, . dün gece uyuyabildiniz mi bari? diye sorduu.
— Hayır, yine pek İyi uyuyamadım.
— Aşkolsun. Sırf uykusuzluğunuzu tedavi İçin iki saat yirmi da- 5 kikalık kıymetli vaktimi, ve altı . dolar otuz beş sent de paramı feda . edeyim, hanımefendiyi otomobile bindirip dağ bayır gezdireyim de, yine eve dönüp gece yansına ka- ’ dar çalışsın, uyumasın, bu olur şey mi? Hani dün bana resmen ye- ’ min etmemiş miydiniz?
— Ben hiç bir zaman resmen ; yemin etmem. Hem on ikiden son. i ra açlışmadım. Altı dolar feda at-tiniz ama, doğrusu değdi. Çünkü . doğrusu ömrümde bu kadar keyif- ı li bir gezme yaptığımı hatırlamıyorum. Zaten onun için de uyuyamadım ya.
— Yalan da olsa insanın hoşuna t gidiyor. Yoksa flört etmek âdeti- • niz midir? y
Kızıl saçlı kız uzun bir zaman murakabaya dalmış gibi düşündü kaldı, sonra nihayet bir karara vanp, gayet ciddî bir tavırla ce- . vap verdi:
— Hayır, flört etmek hiç âdetim değildir.
— O halde?
Muhabir de ayni derecede ciddî bir tavır almıştı
— O halde, gidip size biraz yiyecek getireyim. Şayet ben yok- ' ken Sue İves cinayeti işlediğini itirafa karar verirse, ben duymı-yacağım. Fakat zarar yok, madem ki flört etmek âdetiniz değilmiş, buna mükâfat olarak size yemek getirmeği tercih ederim. Anlatabildim mi?
— Teşekkür ederim.
Kızıl saçlı kız uykusuzluktan ' kapanan gözlerini açık tutmağa ' uğraşarak gidip arkadaşının arka. , smdan bakakaldı. Oilk tanıştıktan gün ne demişti? Şayet bu cinayet hikâyesine bir de aşk hikâyesi ka-nşacak olursa, dünya yüzünde bundan mükemmel bir kombinezon olmaz gibi bir şey dememiş miydi? O halde... Demek ki... Kızıl saçlı kız içindeki ateşin yüzüne vurmasiyle kıpkırmızı kesilmekten korkarak kabahatli kabahatli etrafına bakındı. Bu dere^S* uykusu gelmek fecî bir şeydi.
★ (Devamı var)
a
I
-t
RADYO - BULMACA
Şu Boröver, her şeyi hadden aşın izam eder.
Kızı bıraktı ve, eli deliğe doğru uzammış, suratı sertleşmiş, nazar lan aonaurucu bir nal almıştı. Amirane oır sesle:
— ininiz:... aıye homurdandı.
Eıyorenua, insiyaki bir geii çekilme nareneıınue ouıunuu. len-ıikeyı oeynuue yere aramağa lüzum kaımauan kendisine oyıe u-nıumıauik Dir tarzaa karşısında buıau. şaşırıp kaldı. ı-ıaııf bir
— Buraya inmek ha!... Çok korkunç şey ou:... aıye mırıldandı.
Katerin, onu biran kadar sessizce seyretti. Kızcağızın şaşkinııgın. oan ve korkusundan zevk duyuyor, memnun oluyordu. Aynı meşum sükunetle:
— Bana itaatsizlik edecek olursanız Sızı cezalanalı acagımı söylemiştim. biz. emrime itaat etmediniz. işte ceza... nuyaı, ininiz|... büzlerini söyledi.
Katerin, rıyorendayı tetkik ettiğim ve onu pek iyi tanıdığını sanıyordu. Haiuuki, onu asıa tanımamış veya- pex fena tammış oi-uuBUiıd görecek, anııyacaktı.
lik şaşkimık ve korku anı geçmişti, Muhakkak olumun karşısında butun sogukkanıuıgını oul-muştu.
Katerinin yüzüne dik dik bakarak tıtremıyeh bir sesle:
—■ lnmıyeceğım, dedi.
Katerin, müstehziyane:
— Sahi mi?...
Fiyorenda da alaylı bir tavırla:
— ‘Hayır, dinin? hakkı için, in-miyeeeğim... İçerisi çok karanlık,, çok soğuk... 1-Iem iyi de kokmuyor... Hele.siz ininiz bir kere, görürsünüz... '
Afallayan Katerin hiç aklına
Yazan: MİSEL ZEVAKO
— 83 —
Çeviren: RAGIP RIFKI
getirmediği bu tehditkâr vaziyet karşısında bir an kadar sessiz durdu.
rıyorenda, elini hemen koynu-na soktu, hançerini çiKaıaı ve, kolunu Kaldırarak, tanınınıyacait derecede değişen Dır sesıe, amirane bir suretle Kraliçeye emretti:
— Inmız!... Aksı takdirde, pek meşum ve memur bir Kadın olduğunuz için aunyayı sızın gibi bıı canavardan kurtaracağım... Sizi merhametsizce gebertirim.
Katerin de cesur ıdı ve bu cesaretini gösterdi. Kendisine kaldırılan iıançeuı elin tehdidi altında gulmege başladı. Büyük bir sükû. netle kemerine takılı bir saati çıkardı, baktı ve onu, şaşıran Eıyo-renda ya göstererek sakın bir ta-
— işte bakınız, dedi, şayet on dakikaya kadar odama avdet edip haıcketımden evvel, verdiğim bazı emirleri iptal etmiyecek olursam ne olacak biliyor musunuz?
Fiyorenda, tepeden tırnağa ka dar titrediğini hissetti. Korkunç bir şeyler seziybr, içtinabı gayri kabil surette müthiş bir felâkete uğrayacağını hissediyordu.-Kalkan eh y avaşça İndi.
Katerinin gözlerinde ânı bir zafer işiğı parladı. Ne çarq ki, kız bunu görmedi. Eğer görmüş olaydı. dessaslıkla, hilekârlıkta eşi bnlunmıyan bu müthiş mücadele-
ci kadının, biraz evvel Boröver'in onu palavra ile aldattığı gibi, cü jetkaıane bir yalanla kendisini aıdatmak istediğini anlıyacaktı.
Kızın hançeri saplamadığını ve sustuğunu gürünce Katerin, yine ayni sakın tavırla:
— Şu olacak işte... Ferriyer’e işkence yapılacak... dedi.
fek şaşkın bir hale gelen I*’ıyo-tenda:
— işkence yapılacak ha!...
— Evet, işkence yapılacak... Hem büyük ve küçük işkence... Bunların neler olduğunu size izah edeyrnı isterseniz?
Alnından buz gibi bir ter akan Fiyorenda:
. — Bu alçakça, kahbece bir harekettir!... diye bağırdı.
Katerin, merhametsizce devam etti:
— Haydi bakalım, vur şimdi beni... Ne o, vurmıyor musun?... Beklıyelim. Vakit geçiyor... Fer-riyer’ın bacakları kırılacak, etleri • kerpetenlerle lime lime edilecek, boğazına erimiş kurşun dökülecek, dili kesilecek... Bütün bunlara sizin inadınız sebep olacak...
Zavallı kızcağız daha fazla dia-lemeğe tahammül edemedi:
— Merhamet ediniz! diye inledi.
Gaddar, zalim Katerin, deliği göstererek haşin bir tavırla :
— İnelim! dedi. Odama dönmek için sekiz dakikam kaldı.
Fiyorenda titredi. Ellerini uğuş turarak:
— Eğer itaat edecek olursam nişanlımın işkenceden kurtulacağını bana kim temin eder? dedi.
— Oğlum Hanri nin başı üzerine yemin ederim ki kurtulacak... Haydi, in aşağı... çabuk ol...
Fiyorenda, onun, sevgili oğlu üzerine ettiği yemine riayet edeceğinden emin bulunduğu için tereddüt etmeksizin:
— iniyorum, dedi.
Ve ayağını merdivenin ilk basamağına koyarak karanlıklara, meçhul bir uçuruma, ölüme kendini bıraktı...
XXXVI YİNE KAPAK
Boröver, Fiyorenda'nın meydanda olmadığını görünce, Katşrinin, tehditlere kulak asmıyarak tasarladığı işi yaptığını anladı.
Hemen dehlize geldi ve saatlerce, büyük bir sabırla kapağı ve bunun açılmasını temin eden düğmeyi aradı. Bulamadı.
Gece oldu. O, ancak artık karanlıkta biır şey göremediği zaman vazgeçmeğe mecbur kaldı.
Evine gitti. Yalnız orada, karnının son derece acıkmış öldüğünü hissetti. Çünkü, ne kahvaltı etmiş ve ne de öğle yemeği yemişti. Alelâcele bir iki lokma bir* şey yedi ve yatağına uzandı. Yine kendine içerliyordu... Ama, elin* den gelen her şeyi yapmıştı.
Ertesi sabah, münasip bir tarzda, Katerinden huzuruna kabul’ edilmesini istedi. Kraliçe, onun ne için geldiğini anlamıştı. Kabul etmekte tereddüt göstermedi ve, hattâ onu pek hoş karşıladı.
Boröver, doğruca maksada girerek:
★ (Devamı var)
ANKARA RADYOSU
olunur.
19 -7 - 1950
ZAFER
Sayfa: 5
Yozgat Devlet Hastanesinden İlân
«umu
Şairi Walt Wl
I
"Ön dokuzuncu Yüzyıl Avrupasının şairleri, Whitman kadar este mel üzerine kurmuş değillerdir. Yeniyi arayan ve bu estetik en dünya görüşü kuran Whitman, gelecek nesiller için, istikbali ha
gelecek nesiller için, istikbali ha
r-_» debiyat, menşeine ve hedefi
■■ ne göre içtimaidir. Sanat
H- adamı da her şeyden önce cemiyet ve kitle adamıdır.
Sanat adamı, çukur bir ayna gibidir; muhitindeki dağınık şuaları ortasına toplar ve onları terkip ede rek gene oradan toplu olarak geri gönderir. aPdİ£İ-
Walt Whitman, «avam» deaıgı miz içtimai zümrenin bir terkibidir. O her fırsattan istifade ederek .halk. ın hayatını yakından tam-mava çalıştı. O’nun şiirinde, «halk adamı» ve «insan- yaşar. Bu insan, bir ideal ifade eder. Bu ideal: Demokrasidir. ,
Bir şair il* defa olarak avamın hayatını ortaya koyuyordu. O, halkı edebiyata sokuyor ve şiirde hürriyeti ilân ederek insan’ın haklarım koruyordu.. Böylece, görerek, yaşı-yarak, hissederek, düşünerek ve
[
FÜRUZAN HÜSREV TÖKİN H
-i yazdı- «Eseriniz, Amerikanın dünya edebiyatına kazandırdığı eser lerin belki eh güzelidir. Nasıl büyük kuvvetleri seyretmek insanı mesut ederse, kitabınızı okumak ta' bana öyle bir saadet veriyor. Hür ve cesur düşünceleriniz beni neşelendiriyor..
Bu günün yeni sanat telâkkisini yüz yıl önce ortaya atan Whitman, tıpkı, diğer büyük sanat adamları gibi kendi kendisini yetiştirmiş, onlar gibi âvâre ve onlar gibi insan âşığı idi.
Andre Gide. onu. «ahlâkî prensip leıe ışık tutan bir mürşit» gibi gö-
Erzurum Valiliği Beden Terbiyesi bölge başkanlığından
1 — Erzurum Palandökenin (Ab uhodaklar) Aşağıboğaz mevkiinde yaptırılacak Kayekevl inşaatı 6 Temmuz 1950 tarihinden itibaren (30) gün müddetle kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — İşin keşif bedeli (44086) kırk dört bin seksen altı lira (45) kuruş olup geçici teminatı (3.306) üç bin üç yüz altı lira (48) kuruştur.
3 — İhale 10 Ağustos 1950 Perşembe günü saat 16 da valilik makamında yapılacaktır.
4 — Bu işe ait keşif, şartname, plân, ve sair evrakı Erzurum Beden Terbiyesi Bölge Muhasipliğinde (Helkevftıde) görülebilir.
5 — Arzu edenlerin eksiltmeye girebilmeleri için ihale gününden 3 gün evveline kadar Erzurum Bayındırlık Müdürlüğünden bu işi ya pabileceklerine dair ehliyet almaları.
6 — isteklilerin geçici, teminat makbuz veya banka mektupları, 1950 Ticaret Odası vesikası ile 5 inci maddede yazılı ehliyet vesikasını havi hazırlıyacakları teklif mektularıru ihale saatinden bir saat evveline kadar Erzurum Beden Tebiyesi Bölge Başkanlığına makbuz mukabilinde verilecaktir.
7 — Postada vaki gecikmeler kabul edilmez. (4763)—(980)
44 Adet iç ve dış kamyonet lâstiği alınacak
Bayındırlık Bakanlığından
31/Temmuz/1950 tarihine tesadüf eden Pazartesi günü saat 15 de Bayındırlık Bakanlığı binası içinde Malzeme Müdürlüğünde toplanacak Malzeme eksiltme komisyonunda 44 adet iç ve dış kamyonet lâstiğinin açık eksütmesi yapılacaktır.
Lâstiklerin muhammen bedeli:
Fi at
Eb’ad Miktarı Dış İç Yekûn
Devlet Orman işletmesi Kütahya Müdürlüğünden
Bulunduğu yer fctlt No. Beher M3.ün muhammen bedeli Geçici teminatı
Cinsi Adet M3.
D3. Lira Kuruş Lira Krş.
Yıldırım Kemal 14 Çam tel direği 434 194 947 60 00 877 26
istasyonu 15 138 46 279 60 00 208 25
16 223 59 972 60 00 269 87
18 326 159 701 60 00 718 66
19 135 17 859 60 00 80 37
20 257 112 786 60 00 507 55
21 Çam maden direği 32 1 987 60 00 9 00
1545 593 531
1 — Yukarıda bulunduğu yer, cins ve miktariyle beher metreküpünün muhammen bedelleri ve ilk teminatları yazılı 1545 adet muadili 593.531 metreküp çam tel direği yedi parti halinde açık arttırma suretiyle satışa konulmuştur.
2 — Açık arttırma 25/7/1950 Pazartesi günü saat 15 de İşletme binasında toplanacak komisyon ö-nünde yapılacaktır. Her parti karşısında yazılı geçici teminat ayn ayrı alınacaktır.
3 — Buna ait şartname An karada Orman Genel Müdürlüğünde, İstanbul, Ankara, Eskişehir, Afyon, Tavşanlı ve Kütahya Orman İşletme Müdürlüklerinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk temin atlariyle komisyona müracaatları
ilân olunur. (4667)—(993)
yaran,
söyliyere.i yalnız demokrasinin ae- |
ğil, ruhunun büyüklüğü ve görüşünün derinliği ile bütün yeni dünyanın şairi oldu.
#alt Whitman, 31 Mayıs 1819 yılında New York’un bîr köyünde -^doğdu. Köy havasının temizliği . - içinde büyüyen şair, bir müddet ilk okula devam ettikten sonra babası ile beraber ırgat olarak çalıştı. Nihayet işi mürettipliğe döktü ve çıradan da gazeteciliğe geçti. Yirmi yaşından otuz yaşına kadar serseri ve âvâre bir ömür sürdü. Fakat boş durmadı; daima o ;udu, kendi kendini yetiştirdi ve hazırladı.
Whitman, baba tarafından Ingiliz Quakerlerinden, ana tarafından HollandalIdır.
Hıristiyanlığın sadece mistik tarafını benimsiyen Quaker’lerin imanı, «içteki ışık. tır. »Işığın çocuğu- Whitmaıı, ölümüne kadar insan ruhunun ve dâhiliğinin bir misyoner’i oldu.
Whitman, bâkir ormanlarda, dağ , başlarında, büyük nehir kenarların- i da âvâre dolaşmış ve tabiatın için- | de ruhunu olgunlaştırmıştı.
1862 de Amerika harbi sıralarında Whitman, harpte yaralanan kardeşini tedavi etmek için hastahane-ye gider. Onun sağlam ve temiz ruhu ve mistik inana, hastaları ilâçsız tedavi edecek kadar kendisine sihirli bir kuvvet vermiştir. Eli ile bir hastayı okşaması, onu yatağından kaldırmaya kâfi geliyordu. | Whitman’ın inlsanlığa olan sevgisi ve muhabbeti bu zamanda başlar. ' şiirinin büyük mânasını bu- ı keşfetmek mümkündür. I
On yıllık sessiz sedasız çalışmadan sonra -Çimen Yaprakları, adın daki eserini yayınladı. Bu eserde, insana ve tabiata bir dönüş vardı. Bir Fransız münekkidi, eser için: «Bütün edebiyatta görülebilen en orijinal eserdir.» demiş.
Lisanda, şekilde ve konuda gerçekten bir orijinalite ve ileri bir dünya görüşü yaratmıştı. Bütün bunlar, geleneklere, es :i âdetlere karşı bir darbeydi.
Bütün bu yenilikler, tenkid ve inkâr ile karşılanmaktan geri kalmadı. Fakat beri tarafta büyük esseyist R. W. Emerson,şaire şunla-
Şişir yelkenlerini ey Demok bütün yelkenlerini şişir.
Hamulen kıymetlidir, zira s Bizzat mazi senin bağrında ( Sen yalnız kendinin ve batı
Tekmil arzın cevheri senin g Bütün dünya senin yelken c Seninle zaman kaygusuzca d milletlerle Sen diğer kıtaların mücahit, onların desta Bu yolculuğun muzaffer som
Şu hakle dümenini cesaret vı
Mübarek ve muhterem Asya Keza feodal kırallıkların Avı İstikbalin hayır ve şer ile b( koı İlerlediğini, hâl’i yuttuğunu,
Işığının ışıklar saçtığını, göl ve hemen hemen I seni yok’a cesaret
16X600 2Q 66.80
16X650 20 92.00
15X600 4 80.00
8.50 75.30X20 = 1506.00
11.00 103.00X20 = 2060.00
12.50 92.50X 4 = 370.00
3936.00
Olmak üzere cem’an 3936 (üçbin dokuzyüzotuzaltı) lira olup geçici teminat mikdarı 295,20 (ikiyüzdok sanbeş) lira yirmi kuruştur.
Bu işe ait şartlaşma Bakanlık malzeme Müdürlüğünden bedelsiz olarak temin edilecektir.
isteklilerin geçici teminat ve şartlaşmasında yazılı belgelerle birlikte eksiltme gün ve saatinde malzeme eksiltme komisyonuna müracaatları ilân olunur. (4631)
Ankara Defterdar! ğından
Cinsi
Markası
Mo*ör No.
Muham. B. Teminatı
Lira Kr. Lira Kr.
Binek otomobili
Arazi otomobili Arazi tomobili Tenteli kamyon Açık kamyon Binek otomobili
KadiUâk Buick Linkolin Buick Doç Doç Şevrole Şevrole Buick
5290122
4548114 4193
3201612
1215/11203 1215/13833 838114
B.G.724426
13544217
7500 00
2500 00
3000 00
2000 00
2500 00
2500 00
2500 00
2500 00
3000 00
562 50
187 50
225 00
150 00
187 50
187 50
187 50
187 50
225 00
M. S. B. 4 No. lu Satınalma Komisyonu Bşk. dan Ankara
1 — Kapalı zarf usuliyle tamirhane iç su tesisatı ve şehir suyuna bağlanması işi yaptırılacaktır.
2 — İhalesi: 26/7/950 Çarşamba günü saat 11 de komisyonda yapılacaktır.
3 — Keşif bedeli: 20276 lira 94 kuruş olup teminatı: 1521 liradır.
4 — Keşif ve şartnamesi hergün öğleden evvel komisyonda ve İstanbul Levazım Amirliğinde görülür ve isteyenlere 102 kuruşluk makbuz karşılığında satılır.
5 — Bu işe gireceklerin şartnamenin 13 üncü maddesi gereğince ihale gününden 3 gün evvel K. K. tnş. Gr. Bşk. dan belge elmaları lâzımdır.
6 — İsteklilerin 26/7/950 Çarşamba günü saat 10 a kadar teklif mektuplarını komisyona vermeleri.
(4479)
★
Saman alınacak
As. Sa. AL Ko. Bşk. Bornova: (415).
1— As. Pos. 19875 için 250 ton bal-yalı saman kapalı zarfla satın alınacaktır. Beher kilo samanın muhammen fiyatı 11. Kuruş, tutar. 27500 lira, geçici teminatı 2062 lira 50 kuruştur.
2 — İhalesi 26 Temmuz 950 Çarşamba günü saat 11 de Bornova.
3— Teklif zarfları saat 10 a kadar kabul edilecektir. Şartname ve evsaf Ko. da görülebilir. (4529)
★
Çam kalas satışı
Tavşanlı Devlet Orman İşletmesi Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Emet bölgesi istif yerinde mevcut çam kalaslardan 2872.652 metreküp 35 parti halinde ve açık arttırma suretile 12/7/950 gününden itibaren 15 gün müddetle satışa çıkarılmıştır.
2 — Kalasların muhammen bedeli metreküpü 70 liradır. İhaleye iştirak için her partinin % 7.5 hesabiyle teminatını yatırmak lâzımdır.
3 — Buna ait şartname ve ebat listesi Ankarada Orman Genel Müdürlüğü, Merkez İşletme Müdürlüğü, İstanbul, Eskişehir, Balıkesir Afyon, Kütahya, Adana, Mersin, Malatya, Elâzığ, Diyarbakır, Dur-sunbey, Uşak İşletme Müdürlükleri ile Konya ve Emet Orman Bölge Şefliklerinde görülebilir.
4 — Taliplerin 27/7/950 Perşembe günü saat 15 de Emet Orman Bölge Şefliğinde toplanacak komisyona müracaatları ilân olunur.
(4845)
390 1
Su yıl Hacca *
Deniz}
I üks, rüratlı yr D iıntezam Hac sef
ilk vapur 4 Eylı kalkarak İzm İskenderun. Ciddeye t
ikinci vapur 11 Ey kalkacak ve uğrayaral gidec
128876
1 — Yukarıda cinsi, markası motor numarası ve muhammen bedelleri yazılı nakil vasıtaları kapalı zarf usulü ile ayrı ayrı satışa konulmuş olup, ihalesi 31/7/950 tarihine rastlayan Pazartesi günü saat 15 de Defterdarlıkta teşekkül edecek komisyonda yapılacaktır.
2 — İsteklilerin 2490 sayılı kanu nun 32 inci maddesine uygun olarak tanzim edecekleri teklif mektupla rını ihale saatinden bir saat evveline kadar komisyona vermiş olmaları şarttır. Postadaki gecikmeler kabul edilmez .
3 — Vasıtalar faal ve noksansız olup, 27/7/950, 28/7/950 ve 29/7/950
tarihlerinde öğleye k^dar Cumhur başkanlığı garajında isteklilerin görmelerine amade olduğu ilân olu nur. (4866)—(1045)
M. S. B. 2 No. İn Satın Alma Ko misyonu Bşk. dan:
1 — Acık eksiltme suretiyle 5000 kilo D. D. T. satm alınacaktır.
2 — Eksiltmesi 22 Temmuz 1950 Cumartesi günü saat 10 da yapıla çaktır,
3 — Beher kilosu (280) kuruş o lup muvakkat teminatı (1050) liradır.
4 — Tamamı ihale edilebileceği gibi parçalara da bölünebilir.
5 — Şartnamesi her gün öğleden evvel komisyonda görülür. (4540'
★
Stabilize Yol Yaptırılacak
Eskişehir Pek diye Faşkarlığır dan
1 — Seylâp bölgesinin Güney sınırında yaptırılacak stabilize yol inşaatı 16/7/950 tarihinden itibaren 15 gün müddetle ve kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
2— İnşaatın keşif bedeli 33331 lira 30 kuruştur.
3— Geçici teminat 2499 lira 85 kuruştur.
4— Eksiltme 4/8/950 Cuma gün ü saat 16 da Bleledlye Başkanlığı odasında toplanacak Belediye Encümeni huzurunda yapılacaktır.
5— isteyenler bu işe ait ihale evrakiyle şartnameleri her gün mesai saatleri içinde Belediyede görebilirler.
6— İsteklilerin benzeri işleri vaktinde başarı ile bitirerek kati kabulünü yaptırdığına dair vesikalarla ihale tarihinden üç gün evvel (tatil günleri hariç) Eskişehir Belediye Başkanlığına müracaatla alacakları yeterlik vesikasını, teminat mektubunu veya makbuzunu, 1950 senesine ait Ticaret Odası vesikası nı havi ve 2490 sayılı kanunun tari-fatı dahilinde hazırlıyacakları teklif mektuplarını 4 üncü maddede belli edilen zamandan bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Belediye Başkanlığına vermiş bulunmaları şarttır.
7— İsteklilerin (5) inci maddede zikredilen evrakı ihaleden evvel imzalamaları şarttır.
8— Postada vaki olacak gecikin e'er nezan itibara alınmaz.
9— Encümen ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir.
10— İhale Bayındırlık Bakanlığının tasdikini müteakip kesinleşecektir. (5008) (1091)
Adi Kaldırım yaptırılacak
Eskişehir Belediye Başkanlığından
Malatya Defterdarlığından
1 —)Aşağıda cinsleri yazılı ilimiz elektrik muhabere vasıtaları tamir fabrikasında mevcut hurda tayyare malzemeleri kapalı zarf usulü ile 11/8/950 Cuma günü saat on otuzda defterdarlıkta toplanacak komisyon marifetiyle satılacakdır.
2 —)Tahmini bedeli 31624 lira 38 kuruş olup geçici teminat akça-sı 2372 liradır.
3 —)TalipliIerin İhale günü teminat akçalarını yatırdıklarına dair makbuzla komisyona müracaatı.
4 —JPostadaki vaki gecikmelerin kabul edilmiyeceği.
5 —)Malzemelerin adı geçen fabrika deposunda şartnamelerin Millî Emlâk şefliğinde her gün görülebileceği ilân olunur.
Cinsi Miktarı Kgr. Kilosu Krş. Tutan Lira
inşaat yaptırılacak
Se. Al. Ko. Bşk. Erzincan (424):
1 — Cinsi, miktarı ve muhammen fiyatı aşağıda yazılı inşaat kapalı zarf usuli ile yaptırılacaktır.
2 — Kapalı zarfla ihalesi 25 Tem. muz 1950 Salı günü saat 15 de Er zincan Garnizon Sa. AL Ko. Bşk lığında olacaktır.
3 — Muvakkat teminatı 4193 lira 25 Kr. tur.
4 — Vasıf ve şartname tatil gün
leri hariç her gün komisyonda gö-
1 — Güllük, Ömerağa, Eskibağlar mahallelerinde yaptırılacak adi
kaldırım yollar 16/7/950 tarihinden itibaren 15 gün müddetle ve kapalı zarf usulile eksiltmeye konulmuştur.
2 — İnşaatın keşif bedeli 44370 Ura 10 kuruştur.
3 — Geçici teminat 3327 lira 76 kuruştur.
4 — Eksiltme 4.8.950 cuma günü saat 16 da Belediye Başkanlığı oda-
sında toplanacak Belediye Encümeni huzurunda yapılacaktır.
5 — İsteyenler bu işe ait ihale evrakile şartnameleri her gün mesai
saatleri içinde Belediyede görebilirler.
6 — isteklilerin benzeri işleri vaktinde başarı ile bitirerek ket’i kabu-
lünü yaptırdığına dair vesikalarla ihale tarihinden üç gün evvel (tatil günleri hariç) Eskişehir Belediye Başkanlığına müracaatla alacakları yeterlik vesikasını, teminat mektubunu veya makbuzunu, 1950 senesine ait Ticaret Odası vesikasını havi ve 2490 sayılı kanunun tarifatı dahilinde hazırlıyacakları teklif mektuplarını 4 üncü maddede belli edilen zamanda bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Belediye Başkanlığına vermiş bulunmaları şarttır.
7 — İsteklilerin (5) inci maddede zikredilen evrakı ihaleden evvel
imzalamaları şarttır.
8 — Postada vaki olacak gecikmeler nazarı itibara alınmaz.
9 — Encümen ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir.
10 — İhale Bayındırlık Bakanlığının tasdikini müteakip kesinleşecektir. (5006) (1089)
rülebilir.
5 — isteklilerin en az üç gün evvel resmi dairelerden aldıkları bel-
ZAFER’İd '’- n. S Memleket ıç(
12 avlık -_______________
miktarları yukarıda me usull İle
satın alınacaktır. Eksiltme ve İhalesi 16/7/1960 16 gün müd
cteUe 31/7/1B6O tarihine müsadif Pazartesi gün t 16 de Yoz-
gat Devlet Hastahaneslnde başhekimlik odasında tevekkül eden komisyonda İhale edilecektir. Muvakkat teminat muhammen bedelin mecmuu üzerinde % 7.5 dur Kati teminat İse İhale bedelinin % 16 sidir.
Şartnameler her gün Yozgat Devlet Hastahaneslnde, Ankara ve İstanbul Müdürlüklerinde görülebilir. İsteklilerin muayyen gün ve saatte temlnat-diğer veslkalariyle birlikte komisyonda bulunmaları O&n olunur (4952)
Hac sef
Cir
Bayındırlık BakanLğndan
90 metre küp anten direği taşıttırılacaktır.
31 Temmuz 1950 tarihine müsadif Pazartesi günü saat 11 de Bayındırlık Bakanlığı binası içinde Malzeme Müdürlüğünde toplanacak malzeme eksiltme komisyonunda 90 metre küp anten direği sözleşmesi gereğince Orman Genel Müdürlüğü Bolu İşletme Deposundan Derince Travers fabrikasına naklettirilecektir. Eksiltmesi açık eksiltme usulü ile yapılacaktır.
Direklerin nakliye keşif tutarı (4050) dört bin elli lira olup geçici teminat miktarı (303.75) üç yüz üç lira 75 kuruştur. Bu husustaki şartlaşma Bakanlık Malzeme Müdürlüğünden bedelsiz temin edilebilir.
İsteklilerin yukarıda yazılı gün ve saatte geçici teminat ve şart taşmasında yazılı belgelerle birlikte komisyonda hazır bulunmaları lâzımdır. (4803)—(1017)
Duaya No.
5’5—14411
W
Satılık kargır ev
İstanbul Defterdarlığından:
Kıymeti Teminatı Cinsi Lira Lira
Beyoğlu Hüseyin Ağa Mah. Toprak 20000,— 1500,—
Lüle so. 343 ada, 24 parsel eski, yeni ▼e taj 11 kapı sayılı 185 M2 kârglp ev.
Yukarıda yazılı kârgir ev 4/8/1950 Cuma günü saat 15 30 da Milli Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda kapalı zarf usulile satılacaktır.
İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlanmış teklif mektuplarını satış günü saat 14.30 a kadar komisyon başkanlığına vermeleri, farla bilgi İçin sözü geçen müdüılüğe başvurmaları.
_______________ (4881)-(1052)
Çelik
Pik Bakır
Saç
Dunal
21385
10942
2271
3080
5673
61621
20
20
7,50
65
25
35
4277.00
2188.40
170.33
2002.10 1418 25 2156840
31624.38
(4903)—(1054)
Ankara Ü-iversitesi Fen Fakültesi dekanlığından
Fakültemiz Fizikokimya Enstitüsü için yönetmeliği gereğince 2 asistan alınacaktır.
1 — İsteklilerin bir dilekçe İle yüksek öğrenim diploma ve Memurlar Kanununun 4 üncü maddesi nin A, B, C, H ve Z fıkralannda yazılı şartlan haiz olduklarını bildirir vesikalan 22/VII/1956 tarihine kadar Ankara Üniversitesi Fen Fa kültesi Dekanlığına göndermeleri.
2 — Yabancı bilim dili İmtihanı için İngilizce, Fransızca veya
Almanca dillerinden birisi seçilebi lir. Dil imtihanı 24/VI1/1950 Çarşamba günü saat 9 da Fakültede yapılacağından ilgililerin buna göre hareket etmeleri ilân olunur. (4395)
Istarbul Alşam Erkek Sanat Okulu Müdürlüğünden
1 — Erkek Teknik öğretim Okulları için 78350 lira tasarlanan be del üzerinden 4—16 pus ölçüleri arasında olmak üzere özel çelikten yapılmış yüksek kalite 21 kalem çeşitli tip ve ölçülerde eğeler, ihale tarihinden itibaren 2.5 ay zarfında teslim kaydiyle kapalı zarfla eksiltmeye konmuştur.
2 — Bu İşe ait şartname Ue eğelerin tip ve kalitesini gösterir nü muneler Tophanede 347 No. dakı Okulu Bürosunda görülebilir.
3 — Muvakkat teminat parası 5168 İradır.
4 — ihale, 26 Temmuz 1950 Çarşamba günü saat 15 de 2 nci mad dede yazılı büroda yapılacaktır.
5 — İsteklilerin, 1950 yılına ait Ticaret Odası belgesiyle ve mai sandıklarından her hangi birine yatırılacak teminat parasının mak buzu veya banka teminat mektubu ile birlikte 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde olmak üzere hazırlıyacakları teklif mektuplarını en geç 26 Temmuz 1950 Çarşamba günü saat 14 e kadar 2 nci mad dede yazılı büroda toplanacak komisyona vermeleri.
8 — Postada vaki olacak gecikmelerden komisyon sorumlu değildir. (8704) (4442)
gelerini bir dilekçe ile As. Pos 15247 İnş. Şb. ne müracaat ederek yeterlik belgesi almaları (En aşağı 60 bin liralık yaptığı işe ait bel ge).
6 — İsteklilerin ihale günü saatİD den bir saat evveline kadar bütün vesikalarile birlikte teklif mektup, larını komisyona makbuz mukabi linde teslim etmeleri.
7 — Postadaki gecikmeler kabul o-
lunmaz.
Saman alınacak
As. Sa. Al. Ko. Bşk. Bornova: (415)
1— As. Pos. 19875 İçin 250 ton bal-yalı saman kapalı zarfla satın alınacaktır. Beher kilo samanın muhammen fiyatı 11 kuruş, tutan 27500 lira geçici teminatı 2062 lira 50 ku. ruştur.
İhalesi 26 Temmuz 950 Çarşamba günü saat 11,00 de Bornova Sa. AL Ko. Bşk. lığında yapılacaktır.
Teklif zarflan saat 10,00 a kadar kabul edüecektir. Şartname ve ev saf Komisyonumuzda görülebilir.
(4556)
★
Patates alınacak
Yassı viran 106 No. lı Sa. AL Ko Bşk. (373)
1 — As. Pos. U264 birlikleri lhtl
vacı için 140 ton Patates kapalı zarf
usulü Ue satın alınacaktır. Muham
men bedeli 32200 lira, gecici temi
natı 2415 liradır.
2 — Kapalı zarfla eksiltmesi 24 Temmuz 1950 Pazartesi giinü saat 1630 da Yassıviranda 106 No. lı S»
Al. Ko. da yapılacaktır
3 — Şartnameler hergün komls yonda görülebilir.
4 — Teklif mektuplarının 24 Teru muz 1950 Pazartesi günü saat 15.89 ) kadar komisyona verilmesi (4356'
Parke Kaldırım Yaptırılacak
Eskişehir Belediye Başkanlığından
1— Güllük ve Eskibağlar mahallesinde yaptırılacak parke yollar 16/7/950 tarihinden itibaren 15 gün müddetle ve kapalı zarf usultyle eksiltmeye konulmuştur.
2— İnşaatın keşif bedeli 133161 lira 30 kuruştur.
3— Gleçici teminat 7915 lira 81 kuruştur.
4— Eksiltme 1/8/950 Salı günü saat 16 da Belediye Başkanlığı odasında toplanacak Belediye encümeni huzurunda yapılacaktır.
5— isteyenler bu işe ait ihale evrakiyle şartnameleri her gün mesai saatleri içinde Belediyede görebilirler.
6— İsteklilerin benzeri işleri vaktinde başarı ile bitirerek kat’î kabulünü yaptırdığına dair vesikalarla ihale tarihinden üç gün evvel (tatil günleri hariç) Eskişehir Belediye Başkanlığına müracaatla alacakları yeterlik vesikasını, teminat mektubunu veya makbuzunu, 1950 senesine ait Ticaret Odası vesikasını havi ve 2490 sayılı kanunun tarifatı dahilinde hazırlıyacakları teklif mektuplarını 4 üncü maddede belli edilen zamandan bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Belediye Başkanlığına vermiş bulunmaları lâzımdır.
7— İsteklilerin (5) inci maddede zikredilen evrakı ihaleden evvel
imzalamaları şarttır. İttıs-.
8— Postada vaki olacak glecik meler nazarı itibara alınmaz.
9— Encümen ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir.
10— İhale Bayındırlık Bakanlığının tasdikini müteakip kesinleşecektir. (5007) (1090)_____________________________________
Tü.kiye Demir ve ÇeliK Fabrikası Müessesesinden
Müessesemlz hastahanesine alınacak bir Bakteriyoloji uzmanına 625 liraya kadar ücret verilecektir.
Emeklilik hakkı tanınmış daimi kadrolu olan bu göreve alınacak zata ayrıca yılda, iki aylık ücretini geçmemek üzere ikramiye verilebilir, çok cüz’i bir bedel karşılığında lojman Müessesece temin edilir .
1 — Nüfus hüviyet cüzdanı
2 — Öğretim belgesi .'.u ..
3 — (Varsa) hizmet belgesi _ _______ ____
4 — Terhis tezkereci, (4»2i) (1063)
Sayfa: 6
ZAFER
• -
19 -7 -1950
Malatya Valiliğinden
Doğu Kalkınması ödeneğile Mal atya il merkezinde yapılacak olan 80902,53 lira keşif tutarlı ve 5 ders haneli ilk okul binası inşaatı kapalı zarf' usuliyle eksiltmeye konulmuş tur.
1 — İhale 27/7/950 tarihine rast layan Perşembe günü saat U de Malatya Bayındırlık Müdürlüğünde müteşekkil komisyon huzuru ile yapılacaktır.
Bu işe ait geçici teminat (5295, 13) liradır.
2 _ 2490 sayılı arttırma, eksilt me ve ihale kanununun hükümleri
dairesinde hazırlanacak teklif mek tupları ihale tarihinden bir saat önce makbuz mukabilinde korniş yon başkanlığına verilecektir.
Posta ile gönderilecek müraca atların gecikmesinden mesuliyet kabul edilmez.
3 _Eksiltmeye girmek isteyen lerin ihale tarihinden en az tatil
günleri hariç İl Bayındırlık Müdür lüğünde fenni ehliyet vesikası ve Ticaret Odası belgesi almaları ve bir defaya mahsus olmak üzere bina işlerinden 60 bin liralık inşaat yaptıklarına dair belge ibraz eylemeleri şarttır.
4 — Bu işe ait keşif bedeli Bayındırlık kaleminde görülebilir. Ve sorular cevaplandırılır.
, Posta^Taşımaişleri
ı ^Ankara P. r. T.^Bölge]*Başmüdörlüğöndenj
! EKSİltme ve ihaleleri ayrı yapılmak, Elmadağ _ istasyon postası haftada 18 seferli, lâstik tekerlekli üstü kapalı el arabasile taşınmak, aylık 130 lira muammen bedel, 117 lira geçici teminat, 300 lira idari kefaletle ve Hasanoğlan - İstasyon postası haftada 7 seferli, bir bey-g.rle taşınmak, aylık 100 lira muhammen bedel, 90 lira geçici teminat
' 300 lira idari kefaletli olmak şartlarile 950—951 b ı-c.- v .. ı» •
( leri 10/7/1950 den itibaren 15 gün müddetle açık eksiltmeye konulmuştur.
| Eksiltmeleri, bedelleri uygun görülürse ihleleri, 25/7/1950 S günü Elmadağ - istasyon saat 15 ve Hasanoğlan - İstasyon saat 16 da Samanpazarı postahanesi üstündeki birinci katta Başmüdürlüğümüz komisyonunca yapılacaktır. Şartlaşmalar Başmüdürlüğümüz Klemln-den parasız verilir.
| İsteklilerin tâyin edilen gün ve saatlerde nüfus cüzdanı, doğruluk kâğıdı, eksiltmeye girmeğe mâni mahkûmmiyeti olmadığına dair belge, geçici teminat makbuzlarile müracaatları. (4548)—(931)
't^JJeniz Kuvvetleri Komutanlığından
Aşağıda ebadı ve evsafı yazılı şamandıra, demir ve zincirler ile elektron grupu satın alınacaktır. Vermeye istekli olanların temsil ettikleri fabrikaların orijinal teklifleri ile şartlarını en geç 25/Tem-muz/1950 gününe kadar göndermeleri ve şartnameleri görmek isteyenlerin Komutanlığımıza müracaat etmeleri.
Şamandıraların eb'adı
Mecmu
Mai mahreç Havada ağırlığı Muvazenesi istif için Ton Ton Ton boyu kutru
Ankara Belediye
1 — Ankara - Şehir dahili yollarda
se, asfalt ve bitümlü sathi kap siltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen keşif bedeli (332'
3 — Teminatı (17049) lira (75) kı
4 — Teminat Belediye veznesine ?
5 — Şartname ve keşif cetveli ve
nak Müdürlüğü kaleminde gı
6 — İhalesi 7.8.950 pazartesi günü
misyonda yapılacaktır.
7 — Bu işe girmek istiyenlerin T
ehliyeti Fen İşleri Müdürlüği sisi bir mühendis ve Y. Müher meyi birlikte imza etmeleri, asi bulunduğunu isbat etmeleri v yapmış olduklarına dair ves) (tatil günleri hariç) müracaat tubuna eklemeleri şarttır. i
8 — İsteklilerin 2490 sayılı Kanun
mektuplarını belli günde saat na makbuz karşılığında verme* lâzımdır. c
İl, ÂN
M. S. B. 4. Nolu Satınalma
Liıidyeıı
TKFKİKABl —
Cavlran, S. Yatıcıofllu
— Saatiniz doğru mudur, Bay Bellamy?
— Tamamiyle! Her sabah istasyonda kontrol ederim.
Lakedale’den Rosemont’a ne kadar zamanda gidilir?
Yarım saat sürmez. Doküz mil kadar bir mesafedir.
— Peki, Meyva Bahçelerinden Lakedale’e olan mesafe ne kadardır?
1 inci sınıf silin-
dir şamandıra 20.4 5.0
L; ci sınıf topaç 20.9 6.0
A; sınıfı silindir
şamandıra 9.1 3.0
Zincirler
2” luk 90 kadem boyunda lokmalı zincir.
Demir'er
Admiraltı demiri 1 tonluk
Admiraltı demiri 2 tonluk
Admiraltı demiri 3 tonluk
Elektrojen Grupu
Tipi : Dizel
B. K. : 130 . 150
Alternatör :
K. V. A : 110 - 120
Volt : 23ü - 4Û0
Safha 3
Period : 50
15.4
14.9
14’8" 8’8'
102" 13’4"
6.1 12’2” 6’6’
(4982) 1085
İnşaat Malzemesi Satışı
Türkiye Kızılay Derneği Genel Merkezinden:
Aşağıda cins ve miktarları yazılı inşaat malzemesi kapalı teklif verme usuliyle satılacaktır.
Teklif mektupları 31 Temmuz 1950 Pazartesi günü saat 12 ye kadar kabul olunacaktır.
Satış şartları ve malzeme hakkında icabeden bilgi Kızılay Ge-
nel Merkezinden alınabilir.
Yağlı boya 13400 Kg.
Tuğla 200000 Adet
Metal dö PulUvayye 30000 M2
Yuvarlak dertrur 235 Ton
Çeşitli kereste 430 M3. (2614)
^Kastamonu Valiliğinden
1 — Kastamonu ilinin Kargı ilçesinde yaptırılacak cezaevi inşaatı vahidi fiat esası üzerinden kamuştur.
palı zarf usulile eksiltmeye Jconul-
2 — İnşaatın keşif bedeli 63346 lira 50 kuruştur.
3 — Eksiltme 5/8/950 Cumartesi günü saat 11 de il bayındırlık müdürlüğü odasında yapılacaktır.
4 — Geçici teminat 4417 lira 32 kuruştur.
5 — Keşif, şartname, proje ve diğer evrak Kastamonu Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
6 — İsteklilerin bu işin teknik öneminde bir işi iyi bir surette başardığı veya idare ve denetlediğini isbata yarar belgeleriyle birlikte ihale gününden en az üç gün evvel valiliğe müracaatla alacakları ehliyet ve 950 yılı Ticaret Odası vesikası ve teminat makbuziyle birlikte 2490 sayılı kanun gereğince hazırlıyacakları teklif zarflarım 5/8/ 950 Cumartesi günü saat 10 a kadar imza mukabili komisyon başkanlığına vermeleri lâzımdır.
7 — Postada olacak gecikmeler kabul edilmez.
(4836)
Bayındırlık Bakanlığından
I 240 - 250 beygirlik bir adet açık sahil römorkörünün inşası teçhizi boyanması, inşa edildiği yerden Ereğli limanına kadar sigortalı olarak nakli ve Bakanlığımız adına tescili ile Ereğlide teslimi işleri kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur:
| 1 — Eksiltme 26/7/1950 tarihine rastlayan Çarşamba günü saat
on altı da Bakanlığımız Demiryollar ve Limanlar İnşaat Dairesindeki eksiltme komisyonu odasında yapılacaktır.
I 2 — Bu işin tahmin edilen bedeli 187.000 lira olup geçici teminatı 10.600 liradır.
| 3 — İstekliler, sözleşme projesi, eksiltme şartnamesi, özel ve fennî
şartnameler, Bayındırlık işleri genel şartnamesi ve D7 numaralı pro jeden ibaret bir takım eksiltme evrakını 935 kuruş mukabilinde demiryolları inşaat dairesinden satın alacaklardır.
| 4 — İsteklilerin bu işin teknik öneminde bir İşi iyi bir surette
başardığını veya idare veya denetlediğini ispata yarar belgeleriyle be I raber ihale gününden-en az (tatil günleri hariç) üç gün evvel yazı , ile Bakanlığımıza baş vurarak yeterlik belgesi almaları ve bu belgeyi teklif zarflarına koymaları şar ttır.
| 5 — Teklif zarflarının eksiltme saatinden bir saat evveline kadar
, (26/7/1950 tarihinde saat on beşe kadar) numaralı makbuz mukabilinde eksiltme komisyonu başkanlığına verilmiş olması lâzımdır.
| Postaya verilmiş olaup da bu saatten sonra gelecek teklifler nazarı itibara almmıyacaktır. (4588)— -(937)
Çalışma Bakanlığından
1 — Bakanlık ihtiyacı için 85 çeşit formül ve defterin baskı işi açık eksiltmeye konmuştur.
2 — Eksiltmeye konulan formül ve defterlerin tahmin olunan baskı ücreti (3000) geçici teminatı (225) liradır.
3 — Eks.ltme 26 Temmuzl950 Çarşamba günü saat 15 de yapılacaktır.
4 — Nümunelerle şartnamesi her gün levazım müdürlüğünde görülebilir.
5 — isteklilerin teminatlarını Merkez Saymanlığı veznesine yatırılmak üzere levazım müdürlüğüne, eksiltmeye iştirak için de teminat makbuzlarile birlikte tâyin olunan gün ve saatte Bakanlık Levazım Müdürlüğünde kurulu komisyonunda hazır bulunmaları ilân olunur.
(4678)—(940)
Kastamonu Valiliğinden
1 — Kastamonu ilinin Cide ilçesinde yaptırılacak olan sağlık merkezi binaları inşaatı vahidi fiat esası üzerinden kapalı zarf u-sulüyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Yaptırılacak işin keşif tutarı 199.993 lira 01 kuruştur.
3 — Eksiltme 4/8/956 Cuma günü saat 15 de Kastamonu Bayın dirlik Müdürlüğü odasında yapılacaktır.
4 — Geçici teminat 11249 lira 65 kuruştur.
5 — Keşif, şartname ve projeler Kastamonu Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
6 — İsteklilerin bu işin teknik öneminde bir işi iyi bir surette başardığı veya idare ve denetlediğin i ispata yarar belgeleri ile birlikte ihale gününden en az üç gün önce Kastamonu valiliğine başvurarak alacakları yeterlik ve 950 yılı Ti caret Odası vesikası ve teminat mak buzu ile 2490 sayılı kanun gereğince hazırlıyacakları teklif zarflarını 28/5/1950 Cuma günü saat 14 de kadar imza mukabili komisyon baş kanlığına vermeleri lâzımdır.
7 — Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (4835)
Diyarbakır Bayındırlık Müdürlüğünden
Ankara Belediye
1 — Mezbaha et naklinde kullanıp
kapalı zarf usulile eksiltmeyu
2 — Muhammen bedeli (29000) 1_
3 — Teminatı (2175) liradır. u
4 — Teminat Belediye veznesine \
5 — Şartnamesi hergün Belediye
lebilir. j.
6 — İhalesi 7.8.950 pazartesi günük
lanan Komisyonda yapılacakn
7 — İsteklilerin 2490 sayılı kanufc
layacakları teklif mektupları) makbuz karşılığında Komisyl. de hazır bulunmaları lâzımdır-
/z
Ankara Belediye Başkanlığınd
1 — Sağlık Müdürlüğü için almaca1'
açık eksiltmeye konulmuştur3’
2 — Muhammen bedeli (9500) dc
3 — Teminatı (712) yedi yüz on isi
4 — Teminat belediye veznesine
5 — Şartnamesi her gün Belediy^-
rülebilir.
6 — İhalesi 7.8.950 pazartesi günü*?
misyonda yapılacaktır. 5’
7 — isteklilerin belli gün ve saatn
lan. 3-
İzmir Belediye-
1 — Kültür mahallesinde 1402, 1-
lizasyon ve 1401, 1402, 1403 sn yol yaptırılması işi Fen işleri. sı gereğince açık eksiltmeya-lira ve geçici teminatı 1336 b-gün evvel Fen İşleri Müdürl. şin ihalesi 26.7.950 çarşamba id edilen gün ve saatte geçici ı-vurmaları.
2 — Güzelyalıda 40 sayılı sokakdn
da âdi döşeme tamirde 33 ve âdi döşeme yaptırılması Fa. şartlaşması gereğince açık a_ 18222.03 lira ve geçici teminu_ ihale tarihinden üç gün evve_ dır. işin ihalesi 26.7.950 çaa. belli edilen gün ve saatde a.
Kapalı:
Tire Belediye Başkanlığında!1
— On iki mil kadar bir şey. Meyva bahçeleri Rosemont’dan üç mil kadar «imaldedir.
— Evet efendim. Şimdi lütfen hikayenizi anlatmağa devam eder misiniz?
— Rosemont’a dönerken yolda hemen hemen hiç konuşmadık. Yalnız Sue’nin acaba film bitmeden evvel yetişebilir miyiz, diye sorduğunu hatırlıyorum. Pek tahmin etmiyorum, dedim. Netekim, Ro. semont’a saat ona beş kala vardık. Sinemanın kapısı kilitlenmişti.. Ortada tek bir otomobil de yoktu. Ben, o halde eve dönmüştür, gidelim, dedim, Sue, şayet eve gelmemişse, bu saatte benim sizin evde bulunmam acaib olmaz mı? diye sordu. Seni kim görecek, hizmetçi izinli, Orsini de sekizi çeyrek treniyle Nevyork’a gitti, dedim.
Sinemadan eve gelmek, ancak üç dakikalık bir işti. Tam kapıdan gireceğimiz esnada Sue, garajda ışık var, dedi. Ben, senin âsabın bozulmuş, hayaller görüyorsun. Herifin trene gittiğini gözlerimle gördüm, dedim. Kolundan tuttum, otomobilden indi. İçeride, holde ışık vardı, Mimi! diye bağırdım. Kimse cevap vermedi. Sonra ışığı açık bıraktığımı hatırladım. Gel içeri, Sue. Mimi her halde Con. roy’Iara gitmiştir, telefon edip soralım, dedim.
Muhabir, memnun:
— Buraya kadar mükemmel! diye fısıldadı. Stephen Bellamy doğru söylemiyorsa, görülmemiş derecede muhayyilesi kuvvetli bir yalancı, dedi. Biraz daha içiniz rahat mı? diye sordu.
Kızıl saçlı, heyecanla:
— Bundan daha rahat olamaz. Yalnız şu Mimi Bellamy denilen kadın, keşki çok daha evvel ölmüş olsaydı, dedi.
— Hakikaten böyle mi düşünüyorsunuz?
pek öyle kimseye faydası olanlâk yürek yakmazlar.
Kızıl saçlı kız, mağmum bir ta- 11 vırla: u
— Kimbllir, belki siz de görse- a niz, onlar kadar yanar tutuşurdu. D nuz diye cevap verdi.
Muhabir, yan mahcup bir ta- 1 vırla tefahür ederek:
— Pek o kadar kolay yanmadıi- 1 ğımı rivayet ederler, dedi. Sonra, 1 dün gece uyuyabildiniz mi bari? 3 diye sorduu.
— Hayır, yine pek iyi uyuyamadım. 1
— Aşkolsun. Sırf uykusuzluğu- ' nuzu tedavi için iki saat yirmi da- ' kikaiık kıymetli vaktimi, ve altı 1 dolar otuz beş sent de paramı feda edeyim, hanımefendiyi otomobile bindirip dağ bayır gezdireyim de, yine eve dönüp gece yansına kadar çalışsın, uyumasın, bu olur «ey mi? Hani dün bana resmen yemin etmemiş miydiniz?
— Ben hiç bir zaman resmen yemin etmem. Hem on ikiden son. ra açlışmadım. Altı dolar feda at-
tiniz ama, doğrusu değdi. Çünkü * doğrusu ömrümde bu kadar keyif- 1 li bir gezme yaptığımı hatırlamıyorum. Zaten onun için de uyuya. 1 nıadım ya.
— Yalan da olsa insanın hoşuna gidiyor. Yoksa flört etmek âdeti- J niz midir?
Kızıl saçlı kız uzun bir zaman murakabaya dalmış gibi düşündü kaldı, sonra nihayet bir karara . varıp, gayet ciddî bir tavırla cevap verdi:
— Hayır, flört etmek hiç âde- n tim değildir. ı-
i
— O halde?
Muhabir de ayni derecede ciddî ■-bir tavır almıştı
— O halde, gidip size biraz yi- r' yecek getireyim. Şayet ben yok- ' ken Sue İves cinayeti işlediğini *■ itirafa karar verirse, ben dnymı-yacağım. Fakat zarar yok, madem h ki flört e*mek âdetiniz değilmiş, ı-buna mükâfat olarak size yemek )■ getirmeği tercih ederim. Anlata* ı-bildim mi? a
— Tabiî
böyle düşünüyordum.
Daha kısa çorap giyerken, iki öı-ğü örüp saçlarının ucuna kordelâ
bağlarken erkeklerin yüreklerini yakmağa başlamış. Elliot Farwell, Patrick İves, Stephen Bellamy. . Hattâ, o zavallı otobüs şoförü bile birer birer yatmışlar. Ne ise, za. vallı ölmüş, şimdi artık ancak acımak düşer. Ama, pek kimseye faydası olur bir şey değilmiş.
— Zannetmem. Yalnız şu var ki,
— Teşekkür ederim.
Kızıl saçlı kız uykusuzluktan n kapanan gözlerini açık tutmağa u uğraşarak gidip arkadaşının arka- a sından bakakaldı. Oilk tanıştıkları ’ gün ne demişti? Şayet bu cinayet hikâyesine bir de aşk hikâyesi ka-rışacak olursa, dünya yüzünde bundan mükemmel bir kombine* „ zon olmaz gibi bir şey dememiş ı miydi? O halde... Demek ki... Kızıl saçlı kız içindeki ateşin yüzü. I ne vurmasiyle kıpkırmızı kesilmekten korkarak kabahatli kabahatli etrafına bakındı. Bu derece r uykusu gelmek fecî bir şeydi.
İr (Devamı var) .
Mardin valiliğinden
1 — Eksiltmeye konulan ış: Nusaybin ilçe merkezinde yapılacak sağlık merkezi İkinci kısım inşaatı ve müştemilâtı olan doktor evi. garaj binası, doktor evi ve garajın elektrik ve sıhhî tesisatı.
2 — Keşif tutan (268161) lira (3) kuruştur.
3 — Eksiltme 28/7/1950 Cuma günü saat 11 de Bayındırlık Müdür lüğünde müteşekkil komisyon mari fetiyle kapalı zarf usuliyle yapılacaktır.
4 — istekliler keşif, eksiltme şartnamesi ve eklerini her gün Bayındırlık Müdürlüğünde görebilir 1er.
5 — Eksütmeye girebilmek için usulen (14476) lira (45) kuruş geçici teminat vermeleri ve inşaatın devam müddetince mimar veya mühendis bulundurulacağının yük lenildiğine dair lüzumlu evrak ile 950 yılı Ticaret belgesi ibraz etme leri lâzımdır.
6 — İsteklilerin bu işin teknik öneminde bir işi iyi bir surette başardığını veya denetlediğini is pata yarar belgeleriyle birlikte ihale gününden en az (tatil günleri h ariç) üç gün evvel Mardin valiliğine müracaatla yeterlik belgesi alm alan şarttır.
7 — İstekliler usulüne göre, h azırlıyacakları teklif mektupları ve eklerini eksiltme günü olan 28/7/ 1950 saat 10 a kadar alındı karşılığında eksiltme komisyonuna vermeleri.
Postadaki gecikmeler kabul edilmez. (4801)—(1007)
1 — Diyarbakır ili Kulp ilçesinde yaptırılacak elli altı bin yüz o-tuz bir lira elli beş kuruş bedeli keşifli sağlık merkez binası inşaatı kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2,— Proje ve keşif dosyası Diyarbakır Bayındırlık Müdürlüğünde, Ankarada Bayındırlık Bakanlığı yapılar başkanlığında görülebilir.
3 — İhale 1/8/1950 Pazartesi g ünü saat 10 da özel idare binasında bayındırlık müdürlüğü odasında yapılacaktır.
4 — Eksiltmeye girebilmek iç in:
a) Dört bin elli altı lira elli sekiz kuruş geçici teminat.
b) Eksiltme gününden en az üç gün evvel Diyarbakır veliliğine müracaatla yeterlik belgesi.
c) 950 yılı ticaret odası belgesi.
d) Kırk bin liralık inşaat işini yapmış olduğuna dair belge.
5 — Taliplerin teklif mektup larını ihale tarihi olan 1/8/1950 Pa-
zartesi günü ihale saatinden bir saat evveline kadar makbuz mukabili komisyona vermeleri ve postada vukubulacak gecikmelerin nazarı itibara alınmıyacağı (4816)—(1015)
1 — Keşif bedeli (34908,90) Ismetpaşa ve Enstitü caddelerindi beton bordür işleri 6.Temmuz,19 saat 10.30 za kadar 28 gün müdd. ye konulmuştur.
2 — işbu kapalı zarf eksiltin ralık geçici güven akçesi makbır, madde de yazılı teklifnameleringi
3 — İşbu eksiltmeye girecek. üncü maddesi gereğince bu işin eıl lüklerinden fotoğraflı bir belge-ı
4 — işbu kapalı zarf eksiltr
keşifname ve teferruatı (1.75) li) dan alabilirler. t
5 — Kapalı zarf eksiltmesi! müddeti içinde 2490 sayılı kanun melerini 2.Ağustos.l950 Çarşaml mukabilinde belediye başkanlığına tevdi edeceklerdir.
6 — Postadaki gecikmeler kabul edilmiyecektir. (4922) (1099)
8.:
7.:
7.‘
Kapanış.
Açılış ve
Müzik: :
ANKARA RADYOSU ÇARŞAMBA — 19/7/1950 Açılıg ve Program.
M. S. Ayarı.
Müzik: Hafif Müzik (Pl.) Haberler.
Müzik: I
Günün Pr
Süt ve Yoğurt alınacak
1 No. lu Satın Al. Ko. Bşk. İst - Harbiye (407):
1 — Kapalı zarf ile aşağıda cinsi, miktarı, tutarı ve geçici teminatı yazılı süt ve yoğurt 24 Temmuz 1950 günü saat 15 de Harbiye İst. 1 No. lu Sa. Al. Ko. de ihale edileceği gibi ayn ayrı isteklilere de ihale edilebilir, istekliler teklif mektuplarım ihale saatinden bir sa-et evvel Ko. na verilmesi. Şartnamesi her gün Ko. da görülebilir.
Tutan Geçici teminatı
Cinsa Miktarı L. Kş. L. Kş.
Devlet Orman İşletmesi Gerede Müdürlüğünden
1 — İşletmemiz Geyikgölü bölgesi Düzağaç istif yerinde mevcut 593 adede denk 225.746 metreküp köknar tomrukları 3/7/1950 tarihin den itibaren yirmi gün müddetle iki parti hâlinde açık arttırma ile satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 24/7/1950 tarihine tesadüf eden Pazartesi günü saat 15 de Gerede işletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher metreküpün tahmini bed eli 45.00 ve 32.00 liradır. Her parti için % 7.5 hesabı ile geçici teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartname Anka rada Orman Genel Müdürlüğü ve Merkez Orman İşletme Müdürlüğ ünde ve İstanbul, Bolu işletme Müdürlükleri ile Gerede belediye başkanlığında ve işletmemizde görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk teminatları ile komisyona müracaatları. (4666)—(994)
Muhtelif Marka Kamyon ve Otomobil malzemesi satılacaktır
Devlet Orman İşletmesi Dursunbey Müdürlüğünden )
1 — İşletmemizin Dursunbey istasyonu garajında ve anbarlarında bulunan huhtelif marka kamyon, bir kamyonet, iç ve dış lâstikler, kamyon şaseleri, kamyon kasaları, komple ve yarım motörler, radyatör, kar boratör, konjektör ve differansiel kovanları, kamyon torpidoları, demir ve çelik parçaları ve muhtelif oto malzemeleri 19.7.1950 tarihinden itibaren 10 gün müddetle açık arttırma suretile satışa konmuştur.
2 — Arttırma 3.8.1950 perşembe günü saat 16 da İşletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
3 — Bu işe ait şartname ve satışa çıkarılan kamyon ve malzeme, lerin cins, miktar, muhammen bedelleri ve teminatlarını gösterir cetvel Ankarada Orman Genel Müdürlüğünde, İzmir, İstanbul, Bursa Balıkesir, Bandırma, Eskişehir İşletmemiz merkezinde görülebilir.
4 — isteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk teminatla-
rile komisyona müracaatlar’. (4893)—(1098)
Süt 24 Ton 12000 00 900 00
Yoğurt 21 . 14700 00 1102 50
Hepsinin 26700 00 2002 50
(4667)
İlân
Askerî Fabrikalar Tekaüt ve Muavenet sandığı ihtiyacı için kapalı zarf usulü ile ilâç alınacaktır. Şar tname ve liste her gün sandık Mü. dürlüğünde görülebilir.
İhale 31/Temmuz/1950 saat 15 d e sandıkta müteşekkil komisyon tarafından yapılacaktır. İhalenin ya pılacağı saat 15 den bir saat evvel zarfların sandığa verilmiş olması şarttır. Postadaki gecikme kabul ,.(4974) (1084)
Devlet Orman İşletmesi Bayramiç Müdürlüğünden
Satılık çam tomruğu
1 — İşletmemiz Evciler bölgesinin M. Karaköy ara istif yerinde 4, 5, 6, No. lu istiflerde mevcut 339 adet muadili 286,033 metreküp çam tomruğu açık arttırma ile satışa çıkarılmıştır.
2 — Beher metre küpünün muhammen bedeli 53 lira 67 kuruştur.
3 — Arttırma 2/8/950 tarihine rastlayan Çarşamba günü Bayramiç İşletme Müdürlüğü binasında yapılacaktır.
4 — Malın bedel tutarı üzerinden % 7,5 hesabile geçici teminat alınır.
5 — Buna ait şartname: Orman Geneı Müdürlüğü ile Ankara, İstanbul, Balıkesir, Edremit, Ç. Kale, Biga İşletme Müdürlüklerde Evciler bölgesinde ve işletmemizde görülebilir.
6 — İsteklilerin muayyen gün ve saatta teminat makbuzlarile
birlikte işletmede müteşekkil komisyona müracaatları. (4844)
Devlet Denizyolları vs limanlan İşetme Genel MüdiirlOğündeı
1 — İdaremiz atölyelerde Havuzlar ve İstinye fabrikaları sahaların
da birikmiş takriben 2345 ton hurda demir pazarlıkla satışa çıkarılmıştır.
2 — Pazarlık l.Eylül.1950 cuma günü saat 14 de Istanbulda Tophanede
Genel Müdürlük Alım Satım Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Hurdanın takribi tasarlanmış değeri 99.662,50 lira güvenmesi de
12.466 lira 25 kuruştur.
4 — İsteklilerin, pazarlıktan önce Komisyondan alacakları bir yazı ile
güvenme paralarını idare veznesine yatırmaları ve pazarlık gün ve saatinde şartnamede yazılı belge ve makbuzlarile birlikte komisyonda hazır bulunmaları.
5 — İstekliler (5) muhtelif mahalde toplanmış olan hurdaların heye-
ti umumiyesi için veya her grup için ayrı ayn fiat teklif edebilirler. Bu takdride güvenme paralan da buna göre hesaplanır.
6 — Şartnamesi 498 kuruş bedel mukabilinde idare veznesinden alı-
nabilir. (5000) (9596) (1107)
Teessürle bayılanlara. Çarpıntıya. Sinir buhranlarına NEVROL CEMRL eo OAMLAS!
muhabbetle okşarken; yuvası, çocu-•ğu için kendini felâkete atan canından çok sevdiği sahibinin iske- : letleşmiş elini muhabbet ve vecdle { okşayarak dudaklarına götürdü...... ,
Bu iskeletleşmiş elden dudaklarına ve vücuduna bir kuvvet geçmişti sanki. Hemen kendini topar- ] l«b.
Kocasına ne diller dökmedi, ne j kuvvet verici tesellilerde bulunmadı. Bir bülbül kesilmişti...
Ayrılırken ona tebessümlerle ve. ’ da etti. Etti amma, içi de kan gi- ' diyordu....
Eve varır varmaz da boşanıverdi...
• Kana kana değil de, ağladıkça kanamayan bir ağlayışla ağladı.
Selma bahçedeydi, sesini ona duyurmaması, küçüğü daldığı derin uykusundan uyandırmaması için ağzını yastıklara bastırdı, yüzü koyun bir koma halinde, şiltesi daha çok incelmiş tahta sedire kapandı.
Üzüntünün verdiği yorgunluktan bitap kendinden geçti.
Daldığı alemde; bütün hayatı, önünde resmigeçit yapıyordu.
Saadet içinde geçen günle j yaşıyordu. Sonra birdenbire bir’ka-ranlığa gömüldü, uzun müddet bocaladıktan sonra görülmeyen bir el tarafından kocası, ve çocuk-lariyle beraber aydınlığa çıkarıldılar. Başı tekrar saaddetten mest kocasının göğsü üzerinde daldığı rüyadan uyandı. Bu rüyanın hakikat olmasına, milletinin yıllar yılı susadığı dört başı mamur bir kanuna kavuşabilmesi için bütün yarliğiyle dua etti...
Edibe AZİZE
ZAFER
Sayfa: 7
t
l
1 t
I
f lî
Demokrasilin büyük JKÎ
Şairi Walt Whitman
"Ön dokuzuncu Yüzyıl Avrupasının şairleri, Whitman kadar estetik faliyetini geniş bir felsefî temel üzerine kurmuş değillerdir. Yeniyi arayan ve bu estetik en dişe ile birlikte geniş bir Omanıst dünya görüşü kuran Whitman, gelecek nesiller için, istikbali hazıriayanar için yazmıştır.
rg» debiyat, menşeine ve hedefi
J» ne göre içtimaidir. Sanat fi» adamı da her şeyden önce cemiyet ve kitle adamıdır.
Sanat adamı, çukur bir ayna gibidir; muhitindeki dağınık şuaları ortasına toplar ve onları terkip ede rek gene oradan toplu olarak geri gönderir. ....
W alt V/hitman, »avam» dediğimiz içtimai zümrenin bir terl^ld1^ O her fırsattan istifade ederek • halk- ın hayatını yakından tanımaya çalıştı. O’nun şiirinde, «halk adamı» ve «insan» yaşar. Bu insan, bir ideal ifade eder. Bu ideal: Demokrasidir. e
Bir şair il* defa olarak avam m hayatını ortaya koyuyordu. O, halk ı edebiyata sokuyor ve şiirde hürriyeti ilân ederek insan’ın haklarını koruyordu. Böylece, görerek, yaşı-yarak, hissederek, düşünerek ve
f . "I
FURUZAN HUSREV TOKIN I
_______________itiyal laıın değeri
A (Baştarafı 2 ncide) lemez ki dimağ teşrih ve fizyolojisini en iyi bilen insandır. İnsan yetiştirmenin önemine zaman zaman temas eden ne kadar Türk büyükleri gelip geçmiştir. Bir inhanla mil-( yonların yetiştirilmesi arasında hiç bir fark yoktıjr. Bir eser yazmağa bir insan yetiştirmenin tercih edil-‘ XIX. Yüzyıl Avrupasının şair’le- | meşine kaani bulunanlar ne kadar ri, Whitman kadar estetik faaliye- , haklıdır. İnsan yetiştirme Standard .n-zarinA usuller ve değişmez prensiplerle ”âki olmazsa birbirlerine benzemi-yeri, birbirleriyle uyuşomıyan, bir. birlerini anlamıyan fertlerin teşkil ettiği, hiç bir nizamın mutlak bir hüküm halinde ayakta durduğuna şahit olamıyacağınız cemiyet ve milletler manzarasiyle karşılaşırsınız. Her hangi bir sahada milletlerarası vahdet milletlerarası standardizasyonla kabil olabilir. Meselâ milletlerarası bir biyolojik standardizasyon Biyoloji sahasında milletlerarası teşkilâtların usullerinden doğar. Milletlerin bünyesinde de standardizasyonun ana prensip ve kanunları aynen câridir. O halde herhangi bir topluluğu bir te': in. san gibi düşünen, . kımıldayan ve yaşıyan bir zümre haline getirebil-I mek için o topluluğun bütün fert-i lerinin kayıtsız ve şartsız bilmek ve tatbik etmek mecburiyetinde ol duğu değişmez bir takım usullerin | buluhması lâzımdır, Bu topluluk I larda bu usullerin ve itiyatların dı şında her hareket suç sayılır ve on-, 1ar hakikaten de suç sayılması za-I rurî olan fiil ve hareketlerdir. İlmin ı realiteleri karşısında indî görüş ve I tetkik asla mevzubahs olamaz. Standardizasyonun birinci şartı iti-I razsız kabuldür. Bunu yanlış anla-, manialıdır. Bir usulün standardi-' zasyonu demek onu sayısız tetkik | ve mütalâalardan sonra formülleştirmek demektir. Artık bu yapıldık | tan sonra o değişmez bir kanun sa-l yılır ve ona kimse itiraz edemez. | itiraza kalkmak standardizasyon | ilminin bilinmemesi demektir. Stan ' dart bir usul düşünülebilenlerin en i iyisi, en verimlisi, en kısası ve tat-ı biki en kolay olanı demektri. M:1 I letlerin idarelerinde en büyük ba şanlar bu cins toplulukların içinde yer bulabilmektedir. Bunun dışında bir tasavvur asla varit olamaz. İman yenilmez ve güçlü : tanımaz.
. Tertemiz hayatlarının günlük vicdan muhasebelerini huzur içinde ■ yapabilmek bahtiyarlığına erebilen-ler yılmazlar ve imanlarından vaz-' geçirilemezler. Çünkü onlar benlik lerinderi değil cemiyetin ve ilmin kaynaklarından ilham alırlar. Sabit ve standart olmıyan hiçbir çalışma vatan hizmetinde bir kıymet ifade edemez. Her alanda değişmez usul ve kaidelere, sayğıya alışabilmek de ferağatin, cemiyette inhilâ-lin ve millî bünyede adsızlar kahramanlığının birinci şartıdır.
| Bir tek insan gibi bir millet olma ve bütün kötü gelenek ve göreneklerimizden kısa bir zaman zarfında kurtulabilme yolunda seferber olmamız lâzımdır.
!
tini geniş bir felsefi temel üzerine kurmuş değillerdir. Yeni’yi arayan ve bu estetik endişe ile birlikte geniş bir ümanist dünya görüşü kuran Whitman, gelecek nesiller için, istikbali hazırlayanlar için yazmış-
Onu bir peygamber büyüklüğün- , de görenler: «Whitman, sanat adamı değildi, o, sanatın da üstündedir» demişlerdir.
Amerika harbinden sonra hastalanarak vücudünıin bir kısmına inme inen şair, 26 Mart 1892 de ölmüştür.
Şairin «DEMOKRASİ» adındaki şiirini dilimize naklettik. Her ne kadar âhenginden kaybettiyse de
-ı yazdı- -Eseriniz, Amerikanın dünya edebiyatına kazandırdığı eser lerin belki eh güzelidir. Nasıl büyük kuvvetleri seyretmek insanı mesut ederse, kitabınızı okumak ta bana öyle bir saadet veriyor. Hür ve cesur düşünceleriniz beni neşelendiriyor..
Bu günün yeni sanat telâkkisini yüz yıl önce ortaya atan Whitman, tıpkı, diğer büyük sanat adamları gibi kendi kendisini yetiştirmiş, onlar gibi âvâre ve onlar gibi insan âşığı idi.
Andrâ Gide. onu. -ahlâkî prensip . ------ -------- -
lere ışık tutan bir mürşit» gibi gö- şiirin canlılığı, tasvir kudreti göz-
yuictn, -
söyliyerek yalnız demokrasinin de- |
ğil, ruhunun büyüklüğü ve görüşünün derinliği ile bütün yeni dünyanın şairi oldu.
■^alt Whitman, 31 Mayıs 1819 yılında New York’un bir köyünde -^-Jjoğdu. Köy t havasının temizliği •-^inde büyüyen şair, bir müddet ilk okula devam ettikten sonra babası ile beraber ırgat olarak çalıştı. Nihayet işi mürettipliğe döktü ve o-ı-adan da gazeteciliğe geçti. Yirmi yaşından otuz yaşına kadar serseri ve âvâre bir ömür sürdü. Fakat boş durmadı; daima o.ıudu, kendi kendini yetiştirdi ve hazırladı.
Whitman, baba tarafından Ingiliz Quak.erTerinden, ana tarafından HollandalIdır.
Hıristiyanlığın sadece mistik tarafım benimsiyen Quaker’lerin imanı, -içteki ışık» tır. «Işığın çocuğu» Whitman, ölümüne kadar insan ruhunun ve ilâhiliğinin bir misyoner’i oldu.
Whitman, bâkir ormanlarda, dağ başlarında, büyük nehir kenarlarında âvâre dolaşmış ve tabiatın içinde ruhunu olgunlaştırmıştı.
1862 de Amerika harbi sıralarında Whitman, harpte yaralanan kardeşini tedavi etmek için hastahane-ye gider. Onun sağlam ve temiz ruhu ve mistik inancı, hastaları ilâçsız tedavi edecek kadar kendisine sihirli bir kuvvet vermiştir. Eli ile bir hastayı okşaması, onu yatağından kaldırmaya kâfi geliyordu. Whitman'ın inlsanlığa olan sevgisi ve muhabbeti bu zamanda başlar. ' şiirinin büyük mânasını bu- ı keşfetmek mümkündür. |
On yıllık sessiz sedasız çalışmadan sonra «Çimen Yapraklan, adın daki eserini yayınladı. Bu eserde, insana ve tabiata bir dönüş vardı. Bir Fransız münekkidi, eser için: ■ Bütün edebiyatta görülebilen en orijinal eserdir.» demiş.
Lisanda, şekilde ve konuda gerçekten bir orijinalite ve ileri bir dünya görüşü yaratmıştı. Bütün bunlar, geleneklere, eski âdetlere karşı bir darbeydi.
Bütün bu yenilikler, tenkid ve inkâr ile karşılanmaktan geri kalmadı. Fakat beri tarafta büyük esseyist R. W. Emerson,şaire şunla-
ZAFER’İd ' n.» Sırtlan
Memleket iç,
12 aylık ............ 28 ul
6 15
3 8
Memleket dışı
12 aylık .............
6 ...................
3 « ..............
58 Lire
30 «
18 «
H
k
1»
it
ZAFER’ın İlân Şartlan
TBaşlık ............... 15 Lira
2 ve 3 üncü Sayfada Sm. 3 (
Diğ-^r sayfalarda Sm. ...2.25
Doğum, Nikâh, Nişan, Ölüm ve Mevlût ilânları 5 santimi geçmemek şartiyle 15 lira.
Devamlı ilânlar için hususî tarife tatbik edilir.
Gazeteye gönderilen evrak ve yazılar neşredilsin edilmesin iade edilmez.
ilânlardan mesuliyet kabul edilmez.
I den kaçmayacaktır:
Şişir yelkenlerini ey Demokrasi gemisi, bütün yelkenlerini şişir.
Hamulen kıymetlidir, zira sadece hâl değil, Bizzat mazi senin bağrında dinleniyor.
Sen yalnız kendinin ve batı kıtasındakileriniıı
kaderini taşımıyorsun, Tekmil arzın cevheri senin göğsündedir. Bütün dünya senin yelken direklerinde, Seninle zaman kaygusuzca dolaşıyor,
milletlerle beraber yürüyor veya batıyor. Sen diğer kıtaların mücahit, kahraman ve şehitleri ile, onların destanları ve harpleri ile yüklüsün. Bu yolculuğun muzaffer sonu olduğu kadar
onları da bekliyor. Şu halde dümenini cesaret ve dikkatle tutsunlar,
zira kendine lâyık insanlar taşıyorsun. Mübarek ve muhterem Asya seninle birliktedir; Keza feodal kıratlıkların Avrupası da. İstikbalin hayır ve şer ile bezenmiş
korkunç azametini hissediyorum. İlerlediğini, hâl'i yuttuğunu, maziyi ardında bu-aktığını görüyorum. Işığının ışıklar saçtığını, gölgenin gölgeler serptiğini
ve hemen hemen bütün arzı kapladığına bakarak seni yok’a cesaret edemiyorum, beynime ancak sığdırabiliyorum.
r".... “ )
Cebeci Doğan Bahçesinde | |
Mim BaKi - Muhterem Nil
VUR PATLASIN
Biletler Anafartalar caddesinde Müzeyyen Abla Gişesinde satılır.l
3 Ağustos MİM BAKİ gecesini bekleyiniz. (5118) |
390 Liraya
Su yıl Hacca gidebilirsiniz
Denizyolları
I üks, rüratlı yolca gemileriyle n ııntBzam Hacsef rleri tertip etmiştir
ilk vapur 4 Eylülde İstanbul’dan kalkarak İzmir, Mersin ve İskenderuna uğrayarak Ciddeye gidecektir.
İkinci vapur 11 Eylülde İstanbul’dan kalkacak ve yalnız İzmire uğrayarak Cidde’ye gidecektir.
Hac seferlerine
Tahsis edilen CUMHURİYET ve ORDU TİP’i gemilerde tertemiz kamaralar, bol çeşitli yemek, soğuk hava tertibatı, banyo, her ihtiyacınıza cevap verecek bütün tesisat mevcuttur.
Denizyollarının her İki gemisi Arafattan 5 gün evvel Cid-deye verecek. Bayramdan sonra 10 GÜN limanda kalarak Me-dineyi ziyaret edecek yolcularını bekliyecektir.
Acentalardan izahat aldıktan sonra Hacca gideceğiniz vapuru seçiniz... (4931) (1060)
Amerika Birleşik Devletleri Büyük Elçiliği aşağıdaki otomn. bili satılığa çıkarmıştır :
1947 modeli Lincoln 4 - kapılı binek otomobili, motor No. su. 26 H-6050.
Otomobil için teklifle: 1 Ağus tos 1950 gece yarısına kadar kabul edilecektir. Taşıt olduğu yerde ve olduğu vaziyette satılacaktır. Büyük Elçilik her hangi bir teklifi veya bütün teklifleri reddetmek hakkını muhafaza eder ve mülkiyetten gayri hiç bir teminatta bulunmaz. Satışla ilgili bütün gümrük, vergi ve resimler satın akan tarafından ödenecektir. (5137)
En büyük kayıp kararsızlık içinde geçen günlerdir
r
ORTAÇTA
büyük bnmpiny
AJLmanyadan yeni gelen mallanınız gayet ucuz fiatlarla satışa arze-dilmiştir. Lütfen fiatlanmızı okuyu-
Muammer Karaca
Sizin Sokak
DÜZELTME
Gazetemizde 17.7.1950 de çıkan . 5005 No. lu Çorum P. T. T. Müdür-I lüğünün ilânında »meyaneleri» ke-■ limesi «muayeneleri» olarak çıkmıs-I tır. Düzeltir özür dileriz.
SATILIK RÖMORK
Yazan: Muammer Karaca
Biletler: Rerkalp kitap sarayında satılır
(5132)
Jip veya kamyon arkasına takılmak suretile çekilen iki tekerlekli, müceddet ve bir ton yük çekebilecek takatte iki adet römork satılıktır.
İsteklilerin Ulus Meydanı, Koçak Handa Umumî Mağazalar T. A. Şirketine müracaat etmeleri.
Telefon : 11129.
I (1101)—(4953)
A'mon malı Tobrdlko
2.75 kr.
2.50 kr.
3.50 kr. 6.50 kr.
V a I e rı c i a
1.95 kr.
Mimoza e'ppıimeler
8.75 kr.
Bizans, Selçuk ve Osmanlı eserlerini görmek isterseniz. Yataklı Vagonlar Acentesinin tertiplediği î
Konya gezisine^
Siz de iştirak ediniz g
Her cumartesi saat 13 de hareket, Pazar saat 22 de Ankaraya avdet. Lüks otobüs, temiz otel, Merkez lokantasında güzel akşam yemeği, sabah kahvaltısı ve öğle yemeği dahil 25 lira.
Tel: 11565 - 11572 (2621)
Sobacılara, rökiimhanelere, Fırınlara, Fabrikalara, Kirpç ocaklarına müjde..
İstanbulda Bakırköyde kâin meşhur (Hazinedar) fabrikasının her çeşit ateş tuğlaları mağazamıza gelmiştir. Fazla izahat mağazadan a-lınır.
Fabrikanın Ankara ve civarı vilâyetler acentesi. Posta Caddesi No. 26. Ahmet Gündeş Mağazası Tel: 13782. (5140)
Devle* Orman işletmesi Elâzığ Müdürlüğünden
Yapılacak iş: Odun nakil, istif ve imâl işi.
Mahal ve mevkii: Sansa istasyonundan Fırat kenarı istifine.
Miktar ve cinsi: (20420) kental meşe odunu.
Muhammen bedeli: Kentali 265 kuruş.
İlk teminat: (4059) liradır.
Müddeti: (90) gün.
İhale şekli: Açık eksiltme.
İhale tarihi: 25/7/950 Salı günü saat 15 de.
ihale yeri: Orman İşletme Müdürlüğü binasında.
1 Yukarda cinsi yazılı 20420 kental odun nakil, istif, imal işi açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Buna ait şartname Orman Genel Müdürlüğünde, Malatya, |
Erzincan, Erzurum, Pülümür bölge şefliklerinde görülebilir. I
3 — Taliplerin ihale gününde evrakı müsbite ve ilk teminatları |
ile komisyona müracaatları. (4902)—(1042)
Jorjel Emo'irre
2.40 kr.
Sûra ‘n-.prim.’ler
7.75 kr.
Empr m- çcmaşırhk
3.50 kr.
Alman malı emitasyon keten
2.75 kr.
Ağustos başında açılacak olan yeni devremize girerek .otomobilciliği bir an evvel öğrenmelisiniz.
ANKARA
ŞOFÖR OKULU
Müracaat saatleri : 14 _ 18.
Tel ; 21649
İsmet Paşa Cad. No. 4
(5139)
25 Ağustos
İkramiye çekilişine hazırlanınız!
1 Ev
(Ankarada Kavaklıderede Gü-
ven mahallesinde iki salon, altı
oda, teras, müstesna manzaralı
geniş bahçeli.)
2 Dükkân
(Ankarada İller Kooperatifi sahasında.)
24.000 Lira
tutarında çeşitli para ikramı-
31 Ten muz
akşamına kadar açılacak yeni Tasarruf Hesaplan ıbu çekilişe katılırlar.
T. İŞ BANKASI
(2590)
Okunmuş Kitap alınır - satılır
Köşe Başı Kitapçısı Ali Rıza Özsoy
Her saat evlere adam gönderilir. Tel: 14829 (5107)
NAZARI DİKKATE
Ankara’da piyasanın iyi bir yerinde kurulu ve ticaret işleriyle uğraşan bir yazıhanenin sahibi kendisiyle işbirliği yapacağı bir ortak aramaktadır.
Müracaat Tel: 16474 (5135)
ORTAÇ
Anc I H A-r Caddesi Nc 224 ( Adliye
Icoış «ı m )ğazo)
Te! : 11135 - Anka a
Gandıler 340 kr. Leonardo poplinler 375 kr. Çekoslovak keteni 750 kr.
Sayfa: 8
ZAFER
7 -'■’.y-
19 - 7 -1950
[ Baımakaleden devam
Transf er ayı en hararetli devre girmiş bulunuyor
Şehrimizde.en'çok oyuncu.kaybeden kulübün
Demirsporı olduğu anlaşılıyor - İsmet ve Zekeriyanm da Fenere girmeleri muhtemel
Bu yıl Transfer ayı her nedense geçen yıllara nazaran biraz sönük geçmektedir. İstanbul kulüpleri her yıl Ankaradan bir çok oyuncu aldıkları halde, bu sene transfer e-decekleri oyuncuların dördü geç-mıyeceği söylenmektedir.
Bu defa kadrolarında pek az gedik olan İstanbulun as takımları, bu gedikleri daha ziyade kendi a-ralarından aldıkları oyuncularla tamamlamak niyetindeler.
Şimdilik transıer edilecekleri söy lenen oyuncular arasında Vefa ku lübüne mensup oyuncuların isimleri fazla geçmektedir Vefadan ay rılacak olan oyuncular arasında Me lih ve Bülentin Galatasaraya, Emel ve Selâhattınin de Fenerbahçeye geçecekleri, Beşiktaştan da Bülent, Rahmi Faruk ve Fahrettinin ise A. dalete, Ankara Demirsoprundan da İsmet, Zekeriya ile İzmir Altaydan Kâmuranla, Cihadın da Fenerbahçeye, Ankara Gücünden Receple İstanbulsporlu Kâmil ve Altaydan Kemalin, Beşiktaşa, Gençlerbirli-ğinden İsmet Artuncun Galetasara-ya, Ankara Emniyetinden Mehme-tin İstanbul Emniyetine transfer e-dilecekleri katiyetle söylenmektedir. Bununla beraber, transfer fa aliyetinin en hararetli günleri bu hafta yaşanacaktır. 1 Ağustos tarihine kadar devam edecek olan bu faaliyetin bitmesine pek az bir zaman kalmıştır.
Bu seneki transfer faaliyetinin İstanbulda olduğu gibi şehrimizde de sönük geçmekte olduğu görülmektedir. Transfer ayından Ankara kulüpleri arasında en fazla faydalanan Gençlerbirliği olmuştur. Genç lerbirliğinden yalnız İsmet Artunç ayrılmış, diğer taraftan Ankara Gü.
★
cünden İsmet, Zonguldak Kömür-spordan Burhan Danışman, İstan. bul Sarıyerden Refet Olgaç, Nazilli Sümerspordan Ruhi, Tavşanlı Lin-yitspordan Kemal ile Cebeciden Hik met, Celâl Torkal, Kurtuluştan O-ğuz Akşit’in Gençlerbirliğine gire çekler arasında isimleri geçmekte, dir.
Demirspordan Şevket Demirtepe İstanbul Demirsporuna, Esat Olgun soy Hacettepeye, Abdullah Sakall) 1
da İzmir Yün Mensucata kat’i olarak müracaat etmişlerdir. Zekeriya ve İsmetin de Fenerbahçeye geçmeleri kuvvetle muhtemeldir. Kulübe transfer edilecek oyunctulann da t simleri bu hafta içinde belli olacaktır. Malatyaya gitmiş olan kaleci Abdülkadir de bu sene takımda yine eski yerini alacaktır.
Ankara Gücü ise Recep ve İsmetin ayrılmasına mukabil, bunla rın yerini daha ziyade genç elemanlarla doldurmaya karar vermiştir. Bu arada Emniyetten Ercüment de Ankara Gücüne girmiş bulunmaktadır.
Emniyet transfer ayından hemen hemen hiç faydalanamıyan bir kulüptür. Takımdan ayrılan Ercüment ve Mehmetin yerlerine henüz kimlerin alınacağı malûm değildir
Emniyet müessese- kulübü olduğu için, alınacak oyunculara da vazife vermekte mümkün olmadığından, bu sezon lig maçlarına zayıf bir kadro ile iştirak etmesi muhtemeldir. Elinde mevcut on iki oyun, cu ile Emniyet takımının bu vaziyete göre, lig maçlarını tamamlaması ihtimali uzak bulunmaktadır.
Diğer kulüplerin de kendi aralarında oyuncu alış verişi devam etmektedir.
Askeri Güçlere gelince, askerle, rin celp zamanı Ekim ve Kasım ayları olduğu için, Güçlerde kadrolarını bu tarihlerde alacakları yeni sporcu erat ile takviye edeceklerdir.
Son olarak, 1 Ağustos tarihinde transfer faaliyetinin kat’i neticesi malûm olacağından o tarihi beklemek lâzımdır.
Haydar ÖZAKMAN
İngiltere de Koreye kuvvet gönderecek
★ (Baş tarafı 1 incide) I kuvvetleri düşman birliklerinin top ' havacılık ve deniz bakanları sefer- lanma merkezlerine mukabil taar-| berlik ilân etmek hususunda henüz bir karara varılmadığını bildirmişlerdir.
I Vaşington, 18 (a.a) (Afp) — Sa-vmı auıajavun. ve vıvuamaıu)u«) vunma Bakanı Louis Johnson dün hissedecek şekilde cezalarını çek- ! beyanatta bulunarak demiştir ta; indidirler. Bunun için tek hücre °rdu, Bahriye ve Havacılık Ba-usulü bütün hapishanelerde tatbik ! kanları bundan böyle «müşterek olunmalıdır. Tâ ki döktükleri kan. hakanlar, namı atlında ve bir grup bu hücrelerde kendilerini tutsun! halinde birlikte çalışacaklar ve Sa-Bu suretle, kendi vermedikleri ca | vunma Bakanına Birleşik Amerikanı kendilerinin alamıyacaklarmt n,n rn',lî -ıaı._j_ -
anlasınlar...
Diğer taraftan hapishaneler ıslah edilmeli, ve nedamet getirmiş mah kumlar için buraları birer verem kültür yuvası, veya maktel olmaktan çıkarılmalıdır.
Mahkûmlar hakkında birer sl«H fişi tutulmalı, ve iyi hareketleri gö rülenleri muayyen bir müddet son ra, hürriyetsizlik içinde dahi olsa, daha iyi yaşama şartlarına kavuşturmalıdır.
Meşhur meseldir: Tenbellik ve işsizlik kötülüklerin anasıdır. Bunun için asri ceza evlerinde olduğu gibi, bütün hapishanelerde iş yurtlan tesis etmeli, ve her meslek er. babanı çalıştırmak imkânları aranmalıdır. Bu meyanda hapishaneler kadroları yeniden gözden geçirilmeli, ve bilhassa buralarda disiplini tanzime memur olanların terfihi imkânları aranmalıdır. Yoksa bir gardiyana 80 - 90 lira maaş verdin mi, hapishaneye daima eroin, esrar, rakı, bıçak girmesi işten bile değildir.
Bunun dışında aftan istifade edip tahliye edilen mahkûmlar hakkında da düşüneceğimiz çok mühim esaslar vardır. Sosyal bakımdan ev. velâ. bu mahkûmlaran üzerindeki sabıka damgasını kaldırmak ve gösterilen şefkati hürriyete kavuştukları anda da devam ettirmek gerektir.
^Aft an sonrasını
Ekonomi bahisleri
Kore mes’elesini hal için Rusyanın
teklifini Amerika soğuk karşıladı
* (Baytarab 1 incide) ni içinde bulunduğu çıkamzadan kurtarmak için komünist Çin mümessilimi Güvenlik konseyine kabul etmek lâzımgeldiği gibi, Sovyet Rusyanın bu teşekküle karşı giriştiği boykottan vazgeçmesi gerektiğini de sözlerine ilâve etmiştir.
Nehru, Stalin’in sulhu korumak hususundaki azmine ve Birleşmiş Miletlerin tesanüd fikrine itimadı
lunmamakadır.
Pravda, aynı zamanda atom bombasının kanun dışı ilân edilmesi hususunda Stockholm’de kitle ha linde yapılan toplantılar sonunda kabul edilen kararları da neşret-m iştir.
Amerika, Sovyet teklifini reddedecek
ancak komünist Çin’in Güvenlik Konseyine kabulü şartiyle Korede uzlaştırmayı kabul edebileceğini belirtmiştir.
Lake Success’deki murahhaslarda mevcut intiba, komünist Çin’in Güvenlik Konseyine kabulü huşu-, snuda talepte bulunursa ve konsey
olduğunu bildirmiştir.
Nehru Staline insanlığın refahının dayandığı müşterek gayeyi te-
min yolunda nüfuz ve
ritesini kullanmasını
yüksek oto-temin için
müracaat etmiştir.
Nehrunun ilk mesajı Moskovaya
Vaşington, 18 (a.a.) — Amerikan siyasî mahfillerinden bildirildiğine göre, Kore harbine bir çare bulmak yolunda komünist Çinin Güvenlik Konseyine kabulünü derpiş eden Sovyet teklifini Amerika Birleşik devletleri reddedecektir.
Hindistan Başbakanı Nehrunun
toplantılarım boykottan vazgeçecek olursa, Rusya gibi üç devletin reyini elde edebileceği yolundadır. Halbuki konseye girebilmek i-çin 7 reye ihtiyaç vardır.
Anlaşıldığına göre, Lie Birleşmiş Milletlerin uzlaştırıcı nüfuzunu ancak 2 şartla kullanmağı kabul etmektedir.
Temmuzun 13 ünde, İkincisi ise Tem-
Amerikanın cevabı muhtemelen bu-
muzun 16 sında varmıştır.
Moskova radyosuna göre, Stalin Nehrunun teşebbüsünü aşağıdaki i-
gün geç vakte doğru veya yarın tevdi edilecektir.
fade ile karşılamıştır.
Çindeki halk hükümetinin temsilcisi de dahil olduğu halde beş büyüklerin mecburî iştirakiyle Güvenlik Konseyinde Kore ihtilâfının barışçı yollarla ve süratle halledilmesi hususundaki kanaatinize ben
temin için ayrıca Güvenlik Konseyinde Kore halkından bir temsilciyi dinlemenin de faydalı olacağı kanaatini taşımaktayım.
Komünist partisinin organı olan •Pravda» bugün birinci sayfasının dördüncü sütununu Stalin ile Nehru arasında teati edilen mesajların metnine tahsis etmiştir. Fakat bu hususta gazete hiç bir tefsirde bu-
Birleşmiş Milletler de Rus teklifini soğuk karşıladı
Lake Success, 18 (a.a.) — «United Press.: Korede sulhu temin yolunda Hindistanm uzlaşma plânı Birleşmiş Milletlerde oldukça soğuk karşılanmıştır.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği sözcüsü, Genel Sekreter Tryg-ve Lie’nin Hindistan Başbakanı Pandit Nehru ile Stalin arasında
Bu şartlardan birincisi, Güvenlik Konseyinin 25 Haziranda aldığı karar gereğince Şimal Korelilerin ateş kes emrine itaatle 38 inci arz daire-
sinin şimaline çekilmeleridir.
İkinci şart ise, Çinin temsili meclisinin Kore hâdiseleri, boykotlar ve ideoloji mülâhazaları dolayısiyle geri bırakılmasıdır.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğinden Kore cephesine askerî birlikler gönderilmesi hususunda
olunur.
nota teatisinden haberdar edilmediği gibi, teati edilen notaların metninin de Lake Success’de henüz bilinmediğini açıklamıştır.
Maamaflh, Hint heyeti başkanı Sir Bengal Rau, Stalinin Nehruya pazar günü gönderdiği ve Yeni Delhi gazetelerinde yayınlanan metnin, den anlaşıldığı veçhile Stalinin
Birleşmiş Milletlere âza olan devletlerden henüz cevap alınamadığını bildirmiştir. Trygve Lie’nin sözcüsü, muhtelif memleket hükümet-
lerinde bu. mesele görüşülmeden bir cevap beklenilmediğini söylemiştir. Milletlerarası gönüllüler tugayı meselesi de Birleşik Amerika ve Birleşmiş Mületler Kurulu ileri gelen şahsiyetleri tarafından görüşülmektedir. Fakat bu hususta henüz kat’î
bir karara varılamamıştır
düşünürken
rin üzerindeki hazan beşer takatinin bile tahammül edemiyeceği yük hafifletilmelidir.
Öbür taraftan ceza sistemlerinde de esaslı ıslahata lüzum vardar. Ağır suçlular yanlıkları işin fecaa tini anlayacak ve vicdanlarında
„ nın millî savunmasını alâkadar e-den meseleler üzerinde hazırladık-h iarı projeleri sunacaklardır.
I '
Onlar nasıl eski suçlarını unutmak mecburiyetinde iseler, ıbiz de onların böyle bir suç işlediklerini unutmalı ve kendilerine iş sahaları açmalıyız. Yoksa nereye el atarlar sa, hapishaneden çıkmış diye kendilerine iş vermezsek, affın mânası kalmaz. Çünkü onlar da yaşamağa mecburdurlar: ve nihayet başvurdukları her kapıyı kendilerine kapalı görürlerse, meşru olmıyan vasıtalara müracaat edebileceklerini unutmamak gerektir.
Affın hakikî iyi tesirlerini gör. mek ve tahliye edilenleri kurtarıp cemiyete kazandırmak için bunların iş yapma ve çalışma imkânlarını da esaslı bir surette düşünmeliyiz. Yoksa bünyemiz, bu aftan fayda yerine büyük zararlar görür. Bu mevzuda Sosyal Yardım Bakanlığına ve Çalışma Bakanlığına düşen mühim vazifeler vardır.
Mümtaz Faik FENİK
Yaiovada dünkü
mühim toplantı
★ (Baş tarafı 1 incide)
İdare âmirlerinin yerlerinin de ğiştirilmesi hususuna bir suale de Menderes vermiştir:
•— idare âmirlerinin yerlerinin değiştirilmesi meselesine gelince; bunlar 14 Mayıs seçimlerinde parti faaliyetlerinin o kadar içine girmiş lerdı ki; bu seçimlerden sonra bulundukları mevKİlerde meşguliyetlerine, der’uhte ettikleri vazifelerine devama izzetinefisleri müsade etmiyecekti. Bu bakımdan onlar yerlerinin değişmesi ile memnun ve müteşekkirdirler.
Ayrıca esas mesele, bunları tecziye etmek olmayıp kendilerine yeni bir şans vermek ve elde mevcut idare adamlarından ne şekilde istifade edileceğinin meydana çıkmasını temindir.
Bundan sonra Menderes kendisine sorulan D. P. ye ai t bir suali de Parti Başkanı sıfatiyle şu şekilde cevanlandırmıştır:
«— Matbuatın muhalefette bulunduğumuz zamandaki gibi iktidarda da bizi desteklemekle, iktidarın tuttuğu yolu daimi surette teşvik et miş bulunuyorsunuz. Bir çok kimseler biz iktidara geldikten sonra matbuatın bizden uzaklaşarak mu-nalefete geçeceğini söylüyorlardı. Lâkin tahminleri tekzip eden matbuat daimî surette muhalefeti de ğil, fakat hak yolunu tutmuş olduğunu herkese ilân oluyor.»
Başbakan Adnan Menderesten sonra, Dışişleri Bakanı İî'uat Köprülü, Kore için Birleşmiş Miletler teşkilâtının taleplerine ait bir suali cevaplandırmış ve demiştir ki:
•— Birleşmiş Milletlerden vuku bulan talep hakkında lâzım gelen izahatı ve cevabımızı Büyük Millet Meclisindeki beyanatımda belirtmiş tim. Bayramdan bu yana her hangi bir yeni teklifle karşılaşmış değiliz..
ait sorulan şu cevabı
MUAMMER KARACA
SİZİN SOKAK
Çok beğenilen bu operetin son bir iki günü
İngilterenin Moskova B. Elçisi Gromiko ile tekrar görüştü Londra Radyosu, 18 (Basın - Yayın) — Britanyanın Moskova Büyük Elçisi Sır David Kelly dün, Sov yet Dışiçlerj Bakan yardımcısının daveti üzerine dün gece yeniden Gromlko’yu ziyaret etmiştir. Bu ziyaret, Kore harbi başladığından beri dördüncü temastır. David Kelly, konuşmalar hakkında Birleşik Ame rika ve Fransa Büyük Elçilerini muntazam haberdar etmektedir.
Avam Kamarasında bu konuşmalar hakkında sorulan bir soruya. Dıglşleri Bakan Yardımcısı Emesi Davis, bunlar hakkında açıklamalarda bulunamayacağını söylemiştir.
Koredeki son durum
Londra Radyosu, 18 (a.a.) (Basın - Yayın) — Koreden gelen muhabij telgraflarına göre, Kuzey Koreli ko münist kuvvetler, Güney Korenııı muvakkat hükümet merkezi olan Taejon şehrine girmişlerdir.
Diğer taraftan Kum nehrini dc aşmıya muvaffak olan komünistler Amerikan hava kuvvetlerinin faali-' yeti sayesinde ancak 3 tankı nehrin öte kıyısına geçlrebilmişlerdir.
Tokyo, 18 (a.a) (United Press) -Amerikalılar mukabil taarruza girişmek için lâzım gelen teçhizata sa hip oldukları zaman kat’i savaş cereyan edecektir.
Amerikan kıtaları bugün Taejon yakınlarında yeni müdafaa mevzilerine yerleşmektedirler.
Taejon civarından gelen cephe haberlerinde 24 üncü tümenin geri çekilerek yeni müdafaa mevzilerine yerleştiği bildirilmektedir. Cepheden gelen biı} haberde Güney Karenin muvakkat başkenti Taejon-dan güneylilerin çekildiği bildiril, mektedir. Taejonu gezen United Press muhabiri şehrin çok tenha olduğunu yazmaktadır.
Kuzey Kore ordu tebliğinde doğu sahil bölgesinde bulunan Yong-dah’la Yongyangın işgal edildiği bildirilmektedir. Yongdok, Pusan limanının 90 mil kuzeyindeki bir demiryolu kavuşağıdır, Yongyang ise Yongdokun takriben 22 mil kuzey batısındadır.
General Mac Arthur, pazartesi günü yayımladığı tebliğde güney Kore kara kuvvetleriyle Amerikan avcı uçaklarının Yongdok şimalinde Kuzey Kore kuvvetlerini bozguna uğrattığını bildirmektedir.
Sekizinci ordu sözcüsü Yongdok kuzeyinde Sangıvong yakınında kuzey Korelilerin küçük gemilerle çı. kartma yaptıklarını ve fakat Güney istikametinde takriben üç mil ilerledikten sonra geri püskürtüldük-lerinj bildirmiştir.
Diğer taraftan Pekin hükümetinin komünist Çin ajansı, terkedilmiş bulunan Güney Korenin muvak kat başkenti Taejonu Kuzey Korelilerin işgal ettiklerini bugün bildirmiştir. Taejop, Koredeki on büyük şehirden bir tanesidir. Harbten evvel 135 bini bulan nüfusu ile Taejon bu bölgenin ticari ve sınai merkezi haline gelmiştir.
Şehrin evleri umumiyetle eskidir. Ancak Japonlar tarafından inşa edilmiş bazı binalar betondandır.
Taejon ahalisi, bilhassa dokuma sanayiile iştigal etmektedir. Taejon civarında pirinç ve pamuk yetiştirilmektedir.
Şehre varan yollar umumiyetle gayet bozuktur.
Tacoma (Washington), 18 (a.a.) (Afp) — İkinci Amerikan piyade tümenine mensup birlikler Koreye müteveccihen yola çıkmış bulunmaktadırlar.
Harb zamanında yürürlükte olan nizamlara uyulduğundan birlikler tam bir gizlilik içinde yola çıkmışlardır.
Londra, 18 (a.a.) (United Press) tnglltere Koreye kara kuvvetleri göndermeyi düşünmektedir. Trygve ie’nin birleşmiş miletler teşkilâtına âza olan devletlerden Korede çar. pışan Amerikan kuvvetlerini destek lemek için yardım talep etmesi ü-zerine İngiliz kabinesi bugün bu husustaki plânı münakaşa etmiştir.
Bupunla beraber Büyük Britanya Malezya, Hongkong ve Süvoyş Kanalı bölgesi gibi hayati ehemmiyeti haiz noktalarda bulunan kuvvetlerini zayıflatmak istememektedir.
Avustralya Başbakanı Robert Menzies ile İmparatorluk Gene) Kurmay Başkanı Mareşal Sir Wil-liam Slim İngiliz kabinesinin toplantısında hazır bulunmuşlardır.
Koredeki Amerikan genel karargâhı, 18 (a.a.) (Afp) — Koredeki A-merikan Genel Karargâhı sözcüsü Taejon cephesinde günün nisbeten sakin geçtiğini söylemiştir.
Merkez cephesinde Güney Kore*
ruzda bulunmuşlardır. Diğer taraftan aynı sözcünün belirttiğine göre, Güney Kore Birliğine Amerikan cephesinin Güney _ Batı cephesini müdafaa etmek vazifesi verilmiştir.
Tokyo, 18 (axı.) (United Press) — General Mac Arthur bugün yayınladığı resmî tebliğinde 24 üncü Amerikan tümenine mensup kuvvetlerin Taejon’un batı ve kuzeyindeki mevzilerine yerleşmekte olduk lannı ve düşmanın muhtemel harekâtını tesbit için civara keşif kıtaları çıkardıklarını bildirmektedir.
Komünistlerin Taejon’a taarruz etmeleri ve Amerikalıların takviye kıtaları yolladıkları demiryolundan geçerek, cepheden 123 mil uzakta ve güney doğu sahilinde ve Amerikan deniz üssünün bulunduğu Pusan limanına kadar uzanmaları bek lenmektedir.
Mac Arthur’ün bildirdiğine göre şimal Koreliler Taejon kesimine 64 mil kuzey doğuda bulunan Tanyang cephesine takviye kıtaları göndermektedirler.
Pusan yolunun 35 mil güney doğusunda bulunan ve 500 ilâ 800 met re yükseklikte olan dağlarda Amerikalıların vaziyetlerini düzeltecekleri sanılmaktadır.
Bugün yayınlanan resmi tebliğde etmek üzere hava akınları yaptık-Amerikan hava kuvvetlerinin komünist takviye kuvvetlerini imha lan .bildirilmektedir.
Mac Arthur’ün genel karargâhından Avustralya hava kuvvetlerinin Korede Chongju kesimine karşı giriştikleri hava atanlarında Mustang tipinde iki Avustralya avcı tayyaresinin hafif hasara uğradığı bildirilmiştir.
Diğer taraftan Pyongyang’daki komünist radyosu kuzey Koreli kuvvetlerin Taepyençni savaşı esnasında Amerikan kıtalarına ağır zararlar verdirdiklerini ve 100 A-merikan askerini esir aldıklarını bildirmiştir.
Pyongyang radyosu komünistlerin güneye doğru ilerlemelerine devam ettiklerini ilâve etmiştir.
24 üncü. Amerikan tümeni komutanı General William alan kıtalarına yaptıkları yardımdan dolayı hava kuvvetlerine teşekkür etmiştir.
★ (Baştarafı 4 üncüde) ima yorar... İş âmirine programının hududu içinde, her safhada olduğu gibi malzeme mübayaası safhasında da geniş hareket imkânı vermek mutlâka lâzımdır. Aksi halde hiç işe girişmemek daha hayırlı olur...
Bu suretle organize edilecek teşkilâtın murakabe ve kontrolü evvelâ iş programı üzerinde olur. Bu programı İdare Meclisi arzu ettiği takdirde tensip edeceği otoritelere tetkik ettirerek lüzumlu tadiller İL zerinde Umum Müdürün mutabakatını temin eder. Murakabe heyetinin kontrol salâhiyeti bu programın tatbikata intikal safhası üzerinde vâki olur. Yani murakabe şahsî görüşlere dayanan bir kontrol esası yerine formüle edilmiş bir programın tatbikatta ne şekilde tecelli ettiği hususunu teftiş altında bulundurur. Tatbikatın program safahatına intikalindeki aksaklıkları vaktinde îdare Meclisine belirtir. Bu
suretle Umum Müdür bütün geniş slâhiyetlerinj ancak programının fasılları içinde tahdit edilmiş bulur ve iş de ona göre veehelenerek prog ramda derpiş edilen, neticeye doğru
Vukua gelecek aksaklıklar karşısında organların hareketleri ve
sair mesai nizamları yukarıda bahsettiğimiz esas etrafında hükûmlen dirileceğine göre burada bunlardan bahsetmeyi mümkün göremiyorum.
Bu suretle iş, hareketi için lüzumlu olan istiklâle kavuşur ve mutlaka inkişaf yoluna girer. Bu arada ç-«^-nlacak obligasyonların daimî suret.
te satışının serbest tutulması sağlanır ve bu obligasyonlardaıı muayyen bir nisbeti haiz olanların umu-
mî hevete iştirak etmeleri kabul edj lir.
casusu yakalandı
★ (Baş tarafı 1 incide) Fuchs’la Sovyet casusluk şebekesi arasında irtibat temin eden Greeng lass ve Goldla birlikte çalışmağa baş lamıştır.
1943 ten 1945 e kadar Birleşik A-merika ordusu muhabere birliklerinde mühendis olarak çalışan Ro-senberg, Komünist Partisi üyesi olduğu 'anlaşıldığı zaman Harbiye Bakanı tarafından vazifesinden u-zaklaştırılmıştır. O tarihten beri Nevyork şehrinde müstakil olarak çalışan Rosenberg evlidir ve iki çocuk sahibidir.
Fedenal Tahkikat Bürosundan bil dirildiği üzere, atom bombası hakkında teknik malûmat da dahil olmak üzere, Sovyet Rusyanın arzu ettiği özel malûmatı Greenglass’a Rosenberg vermiştir.
Greenglass’ın atom enerjisi hakkında verdiği özel malûmata mukabil Gold kendisine Nevyorktaki Sovyet Konsolosluğundan aldığı 500 doları vermiştir.
Federal Tahkikat Bürosundan bil dirildiğine göre, 1950 ilkbaharında Fuchsla Goldün tevkifini müteakip Rosenberg Greenglassa bol para vermiş ve memleketi terketmesini söylemiştir.
Vaşington, 18 (a.a.) (United
Press) — Louıs Budenzin komünist faaliyetler hakkında tahkikat yapan âyan üyelerine verdiği ifadeye göre müteveffa General İvans Carlson faal bir komünistti.
Komünist faaliyetler hakkında tahkikat yapan âyan meclisi tali komisyonunun geçen nisan ayının 25 inde yaptığı gizli bir oturumda Budenz’in ifadesi alınmıştır.
Şimdi açıklanan ifadesinde, eski komünist muharrirlerden olan Budenz harbten önceki komünist topluluklarında Carlson’a rastladığından bahsetmektedir.
Budenz Owen Lattimore tarafından çıkartılan «Pasifik Meseleleri. adlı mecmuada çalışan 17 komünistin arasında Carlsonun’un da a-dını zikretmektedir.
Berlin. 18 (a.a.) (Reuter) — Batı Almanya haberler ajansının dün gece bildirdiğine göre, doğu Almanya Saksonya eyaletinin amalisi a-tom bombasının kanun dışı edilmesini isteyen Sovyet beyannamesini imzalamağa icbar edilecektir.
İlâve edildiğine göre, bu beyannameyi imzalamayı reddeden her hangi bir şahıs, barışçı gayeler güden insanların atomla imha edilmesine taraftar olmakla ittiham edilecektir.
KAYIP İNCİ KOLYE
Bayramın birinci günü (altı sıra) hakikî inci gerdanlık kaybolmuştur.
İnaKim inci geraanıuc «ayDoımt Bulan mükâfatlandınlacaktır.
Doktor Necini Şar. Tel: 1
Doktor Necini Şar. Tel: 10885
Bu suretle yavaş yavaş ve gittikçe kârlı bir hüviyet aldıkça tabii olarak aksiyon satışları da yükselir ve umumî heyet tedricen bunlara sahip anasırın her gün bir az art. masiyle hüviyetini hususî teşebbüse doğru kaydırmış olur.
Yukarıdaki satırlarla belirtmiş ol duğum şekil İktisadî Devlet Teşekküllerinin hususî teşebbüse ne şekilde intikal ettirilebileceğine dair bir misaldir. Bunun gibi daha bir çok kombinezonların ortaya atılması mümkündür. Biz bu yazıyı tatbikata intikal için her hangi bir em-pozisyon yapmak fikrile değil, ga zete sütunlarında bu mevzula alâkalı olarak sık sık intişar eden ve işin hususî teşebbüse intikalini basit formüller içinde endişeli ihtimal lere yükleyen bazı sorulara cevap vermek için yazdık...
Yakın istikbalde İktisadî Devlet Teşekküllerinin yeni iktidarın programına göre veehelenmesi gerekmektedir. Bu sebeple konuyu şimdiden ele alarak üzerinde çalışmak, en uygun hareket tarzının tâyinine git mek yerinde olur. Her halde bu teşekkülleri bugünkü çıkmazdan kurtarmak için çok ciddi adımların a-tılmasında zaruret vardır. Ve memleketin iktisadi durumu bu hususla çok yakından alâkalı olarak kendisini ayarlamaktadır.
Iranlı talebe grupu
★ (Başta rafı 1 incide) misafirler şerefine askerî gazinoda bir çay verilmiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı halk türküleri heyetinin çalışmalarında hazır bulunan İranlı misafirler saat 14.30 da Erzurum’a müteveccihen hareket etmiştir.
Ankara yolcu vapuru Batı Akdeniz seferinden döndü
İstanbul, 18 (a.a.) — Denizyollarının Ankara yolcu vapuru bugün saat 14 te 452 yolcu, 218 ton yük ile Batı Akdeniz seferinden limanı, miza dönmüştür.
Ankara vapuru bu seferinde 263.404 lira hasılat yapmıştır. Bu miktar bugüne kadar Batı Akdeniz seferlerinde elde edilen en yüksek hasılattır.
Hapisten yeni çıkan
★ (Baştarah 1 incide) arkadaşiyle beraber bir ayak meyhanesinde içtikten sonra İtfaiye meydanına doğru yola çıkmışlardır.
İtfaiye meydanında bir terzi dükkânı önünden geçerlerken, dükkân kapısı gürültüyle açılmış ve bir kaç kişi dışarı fırlamıştır. Bunlardan birisi, sabıkalılardan Necdet Hancıya küfretmiştir. Sakin olmalarını söylemesi üzerine daha bir kaç meçhul şahıs Necdedi döğmüşler-dir.
Bu vaziyet üzerine bıçağmı çeken Necdet, mütecavizlerden birini vücudunun muhtelif yerlerinden yaralamıştır. Yaralı hastahaneye kaldırılarak tedavi altına alınmıştır. Sanık yakalanmış ve Adalete teslim edilmiştir.
■ahlM:
Mümtaz Faik FENİK
Bu nüahada yaulşlerinı fiilen idare «dan: HIKMKT YAZICloALü
Batıldı ğı yar:
GÜNRŞ MATBAASI
Comments (0)