PAZAR
BotMirihcNrMı MOmtoa Faik Fonik
Danlvritar Ca^d«sl; S
Posta Kutana: 1»® — ANKARA
Telgraf: Zafer G .retesi Ankara
Başmuharrir tel; ........ 1BÖ1»
Yan ifleri, idare: ...... 1Ö31B
Fiyatı her yerde !• kuruttur.
İDEMÖKR ASİNİNDİR)
Sabah Kahvesi
Taşlık değil, şaştık!
(Yazısı 3 üncü sayfamızda)
Yeni Af Tasarısı
Meclise verileli
Tasarının son şeklinde affa başlangıç olarak 14 Mayıs 1950 tesbit edildi
Yeni tasarı hükümlerine göre aftan istisna edilenler
Bayındırlık Bakanı F.
Belen'in bir
tavzihi
! ; Anıt - Kabir için istimlâk edilen; ! !; arsalarla Şahap Gürler’in bir!! alâkası yok
Bayındırlık Bakanı sayın Fahri Belenden dün şu mektubu aldık:
«Büyük Millet Meclisi ve Anıt-Kabirin inşa edildiği sahanın istimlâk işleri hakkı ndaki sözlü soru ü-zerine Büyük Millet Meclisindeki beyanatım sırasında Anıt - Kabir için Şahap Köprülüden istimlâk e-dilmiş olan 564 metre karelik arsa nın yanlışlıkla General Şahap Gür ler adına gösterildiği ve basına bu suretle intikal ettiği anlaşılmıştır.
Sözü geçen arsanın General Şahap Gürlerle bir ilgisi olmadığının sayın gazetenizle tavzihini saygılarımla rica ederim.»
, Bayındırlık Bakanı
Fahri Belen
Gümriik ve Tekel Bakanlığı Muhafaza Genel Komutanlığında açılan meslek kursu sona ermiş ve bu münasebetle bir tören yapılmıştır. Gümrük ve Tekel Bakanı Nuri Özsanın iştirak ettiği bu törende Genelkurmay Başkanı Nuri Yamut kısa bir hitabede bulunarak mezun olan 33 gümrük memuruna başarılar temenni etmiştir. Resimde törende hazır bulunanlar görülmektedir
Adalet Bakanlığında .Bakan Halil Özyörük’ün başkanlığında toplanan ilmi bir komisyon tarafından tespit edilen esaslar üzerinde Bakanlar Kurulunca hasırlanan yeni af tasarısı dün Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş, Adalet Komisyonuna havale olunmuştur.
Dokuz maddelik olan af tasarısının Büyük Millet Meclisine sunulan şekline nazaran, 14 Mayıs 1950 den evvel işlenmiş olup henüz takibata başlanmamış olan suçlar affa tâbi tutulacak, bunlar için takibat yapılmıyacaktır. Bu tarihten daha evvel takibatı başlamış olan suçlar için de takibat durdurulacaktır
14 Mayıs 1950 den evvel işlenmiş suçlardan komünistlik, casusluk, ırza geçme, kız kaçırma, adam öldürme suçları ile devlet malları a-leyhine işlenmiş suçlar aftan istisna edilmektedir. Bu gibi suçlardan mahkûm olanların cezaları, suçun mahiyetine göre 6 da veya 8 de nisbetinde indirilecektir. Bunların haricinde bütün suçların cezaları affa tâbi olmaktadır.
Yurt dışında bulunan suçlular üç ay içinde gelerek teslim olurlarsa af hükümlerinden istifade edeceklerdir.
Aftan istifade ederek serbest bırakılanlar beş yıl içinde yeni bir suç işledikleri takdirde eski cezalarını da beraber çekeceklerdir.
★ (Devamı 8 inci sayfada)
Olgo Avukatı ile birlikte dü n Adliyeden çıktıktan sonra
Parlâmentolar arası birliği Türk grupunda
Dün idare neye1 i ; seçimi yapıldı
: J Büyük Millet Meclisi Başkan-i : !'lığından:
;: Parlâmentolararası Birliği Türk; ;IGrupu Genel Kurulu bugün sa-!
! .at 16 da Büyük Millet Meclisi! ! Başkanı Refik Koraltan’ın baş-!
! kanlığında toplanmıştır. Refik! ’ ! ;Koraltan, Parlâmentolararası^ ; ; Beynelmilel İşbirliğinin lüzum ; ; ;ve ehemmiyetini belirten kısa; ; ;;bir hitabede bulunmuş, bundan ! ;! sonra idare heyeti ve murakıp- ! ! !ler seçimine geçilmiştir. İdare ! ;! heyetine Cihat Baban, Tezer ! ! jTaşkıran, Ziyad Ebüzziya, Sala- ! !; mon Adatto, Selim Ragıp Emeç,; ;
Osman Kapanı, Mümtaz Faik; ; !; Fenik, Nadir Nadi, Cezmi Türk;; ; !; Murakıpliklere Sait Başak ve; ! ;; Hakkı Gedik seçilmişlerdir. ; !
★ (Devamı 8 inci sayfada) ;
Muzoffer Kayalıbay’ın ölümü hâdisesi
Ankara savcılığında Olga ifade verdi
Tok* t Milletvekili Ahmet Gürhan da*hâdisenin 12 şahidinin[ isimlerini [savcılığa bildirdi
tHâlâ şef isistemindeler !
Mümtaz ik E'ENHi
3 iz, Halk Partisinde her şeyden evv.el, bir zihniyet inkılâbı yapılmalı dediğimiz ı zaman haklı konuşuyorduk. Çünkü ' memleketimizde demokrasi fikirle-ı ri çok büyük bir merhale katetmiş-ı tir. Halk Partisinin de bugün muhalefette ciddî bir vazife görebil-f mesi için bu fikirlere intibak et-i mesi zaruridir. Onun içindir ki ı zihniyet inkılâbı lâzımdır, diyor-! duk. Fakat Kurultayın açılış şeklini I gördüğümüz zaman maalesef Halk I Partisi ileri gelenlerinin bugünkü j durumu kavrayabilmeleri için daha i kırk fırın ekmek yemeleri icabet-| tiğiue kanaat getiridk. Çünkü ileri doğru bir adım atmak şöyle dursun hâlâ oldukları yerde saymaktadırlar. Hâlâ sıkı sıkıya şef sistemine merbutturlar. Hâlâ kurultaya bu sistemi tavsiye etmekte, hâlâ tepeden inme yüksek irşat ve direktifler vermektedirler.
Açık konuşalım: Bütün Kurultayım mihrakım İnönünün şahsı etrafında toplamak istiyenler var... Evet, Kurultayın çoğunluğu İnönü üzerinde ittifak ederse, elbette ki yine o, Genel Başkan olacaktır. Maksadımız asla onun aleyhinde bir propaganda yapmak değildir. Biz ekseriyet sistemine bağlı oy hâkimiyetine i-nanmış kimseleriz. Bu bakımdan söyliyecek sözümüz yoktur. Fakat bu arada Halk Partisinin hâlâ bâlâdan dikte edilen emirlerle hareket ettiğini görürsek, memleket nam ve hesabına hakikaten müteessir ı oluruz.
■ Dikkat ediyoruz. Bir kaç gündür, S Halk Partisi organları İnönü’nün | şahsı etrafında geniş neşriyata baş-I lamışlardır. Sanki bu millet, ve bıı Karada Halk Partilileri de İnönü’nü ■ tanımaz gibi geniş propagandalar ■ yapmaktadırlar. Nihat Erim -İnönü E siyasi hayatının şahikasındadır. di-" ye bir başmakale yazmıştır. Her tarafta İnönü kurultay âzalanna takdim edilmektedir.
İnönüyü behemahal parti başka-
heyeti böyle şahıslar üzerinde tesir altında bırakılmak isteniyor? Elbette ki başkanlığa partinin mümtaz bir şahsiyeti seçilecektir. Sorarız o propagandacılara: Halk Partisinin içinde başkan olabilecek kabiliyette bir tek kişileri mİ vardır?... Fanı İnönü şerikslz ve eşsiz midir?
Görülüyor ki, bu zevat bizim ü-
Kızıl Kore'de durum kötü
Kadınlar da silâh
altına çağırıldı
Bir kızıl uçak Japonya'da bir adayı
Londra, 1 (Radyo) — Kore harbi hakkında gelen haberlere göre, Kı-uoruıujur ki, ou zevat uızım u- • zil Şimalî Kore’de bugün umumî zerinde titizlikle durduğumuz zihni- seferberlik ilân ve 283 ilâ 36 yaşları yet inkılâbının yanından bile geç- arasında bulunan bütün erkek ve memişlerdir. Hâlâ bütün kerametin --
şeften geldiğine kanidirler.
Bu hususta daha açık misaller
★ (Devamı 8 inci sayfada)
bombaladı

kadınlar silâh altına çağırılmıştır.
Tokyo, 1 (a.a.) — «United Press»: General Mac Aarthuır Genel karar-
gâhından bugün şu tebliğ yayınlanmıştır:
Han nehrini geçen komünist kuvvetleri şimdi Suvon’un 10 mil Kuzeyinde toplanmaktadır. Son haberler Suvon kasabasının ve Suvon hava alanının halen Güney kuvvetleri elinde olduğunu göstermek-★ (Devamı 8 inci sayfada)
İstanbul Cumhuriyet Savcılığının Ankara C. Savcılığına yazdığı tali mat üzerine Muzaffer Kayalıbayın ölmesi veya öldürülmesi meselesi ile ilgili olarak Muzafferin karısı Ümit (Olga) dün sabah polis vasr tasiyle Ankara savcılığına çağırılmış ve ifadesine müracaat edilmiştir.
Ankara Savcısı Rüştü Kayıkçı-oğlu Olga’yı bizzat sorguya çekmiş, bu iş üç saat sürmüştür.
Halen Yenişehirde mezecilik yapan bir Rus kadınının kızı olan ve Çin sefareti Ataşesi Mao ile alâkası bulunan Olga’nın verdiği ifadenin mahiyeti hakkında gerek savcüık, gerekse kendisi tarafından büyük bir ketumiyet muhafaza edilmektedir.
★ (Devamı 8 inci sayfada)
Brezilya dün Yugosiavyayı 2-0, yendi
Cumhurbaşkanımız dün Su Sporları Klübünde Meclis Başkanı ve Genelkurmay Başkanı ile beraber
Kasapların kendisine müracaatları üzerine
içişleri Bakanı Ankara
Belgrad, 2 (Radyo) — Dünya Kupası maçlarının en ö-nemlisi dün Rio de Janeiro’daki Be lediye Stadında 100.000 den fazla bir seyirci kitlesi önünde Brezilya ile Yugoslavya arasında oynanmıştır. Bu maç aym zamanda finale ka lacak olan takımı tâyin edeceği için seyirciler arasında pek büyük bir heyecan hüküm sürüyordu.
★ (Devamı 8 inci sayfada)
Kabotaj bayramı
Cumhurbaşkanımız dün Su Sporları Kulübündeki törende hazır bulundu
Bi yapmak için bütün parti teşki- ı. lâfının «*rl i I misinde. Ve
lâtmın seferber edilmesinde, ve parti gazeteleri sütunlarını mütemadiyen İnönü’nün şahsına a- , yırmasındaki sebep nedir? Kurultayda her hangi bir kimsenin eğer ekseriyeti kazanırsa, İnönü kadar başkan olması hakkı değil midir? Neden Kurultayın umumî |
mezbahasını tetkik tetti
İçişleri Bakanımız Rükneddin Nasulıioğlu dür tetkiklerini müteakip mezbahadan çıkarken (Yazısı 8 inci sayfada)
Haydarpaşa ekspresinde kuşet i yer biletleri
İstanbul - Ankara - İstanbul arasında işleyen Anadolu Ekspres tren lerinde yarından itibaren, yolcu a-rabalarında yatarak yolculuk etmek isteyen yolculara her iki isti kamette birinci ve ikinci mevki kuşetli yer verilecektir. Kuşet ücreti birinci mevki için 4, ikinci mev ki için 3 liradır.
★ (Devamı 8 inci sayfada)
Kabotaj bayramı, şehrimizde su sporları ihtisas kulübünde kutlanmış ve törende Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Büyük Millet Meclisi Baş kanı Refik Koraltan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut, kor diplomatikten bazı zevat, seçkin bir davetli kitlesi ve kulüp üyeleri hazır bulunmuşlardır.
Cumhurbaşkanının kulübe gelmesini müteakip deniz şehitleri hatı-, rasına suya bir çelenk atılmış ve futa yarışları yapılmıştır. 1000 metre üzerinden yapılan yarışlarda, ’ derece alan gençlerimize, Cumhur
başkanımız madalyalarını bizzat vermiştir.
Müsabakada derece alan sporcular şunlardır:
1 — Erdoğan Gücüyener 4,33 8/10
2 — Halûk Ersanlı 4,59
3 — Sulhi Karabudak.
AKINTIYA---1
I____KÜREK

Isianoui’da diir» geceki güreş Finlandiya takımı 5-3 mağlûp oldu
İstanbul, 1 (Telefonla) — Misafir Finlandiya takımı ile İstanbul Güreş klübü arasında ilk Greko - Romen karşılaşmadı bu gece Şeref stadında yapıldı. Müsabakalar başlamadan evvel Vali kısa bir konuşma yaptı. Bunu İstanbul Güreş klü-bünün ve Finlandiya kafilesi baş-
kanınm hitabeleri takip etti. Takımlar arasında bayrak ve rozet teatisini müteakip saat 21.50 de müsabakalara başlandı.
52 kilo: Ali Yücel — Kakkola. Derhal hücuma geçen Ali Yücel rakibini hırpalamağa başladı ve 7 da-
★ (Devamı 8 inci sayfada)
Arıksu I
L1 alk Partisi Kurultayının müzakerelerini ve Genel Başkanlannın nutkunu gazetelerde okuduk.
Meğer bütün kabahat Demokrat Partininmiş! Baştan a-şağı, bugünkü iktidara yükleniyorlar. Bu mevzuda akıllarına ne gelirse söylüyorlar... Ama kendilerinden nedense hiç bahsetmiyorlar!...
Onların hiç mi kabahatleri, hiç mi kusurları yok?...
Yoktur, çünkü kendilerini gökten zeııbille inmiş zannederler!...
Bilmem ki bu derece masum olmak için ıbu kadar sabî midirler? — YEDEKÇİ
ZAFER
2 - 7 -1950
2
| Memleket meseleleri j
PULSUZ İSTİDAM
Beklenen Müjde
Muhip DIRaNaS
ij
I
Kore harbi! Güzel, çok iyi, tam zamanında. Dünyamızın, bizim dünyamızın yeni bir düzene doğru gittiğini, sancılar 1-çinde bu yüzden kıvrandığını, hiç ummadık anda bir üçüncü defa altüst olabileceğini bilmemezlik-ten ne çıkar? Anlaşılması gerekli şey, doğumun ölümsüz olması iç n topyekûn bir tedbir alınması, elbirliği edilmesi zorudur. Kore harbi insanlara bu hakikat yahut bu mecburiyeti br defa daha, belki son defa, anlatabilirse, orada bugün dökülmekte o-lan kan, gelecekteki kan sellerinin kefareti olur.
Bu harplerin, bu yangınların, bu ıztırapların, bu bitmez tükenme toprak ve egemenlik ihtirasları nuı körükleyicileri kimler ve ne ler olursa olsun, zaten sebepler üzerinle değil, çarelerinde du malı. İnsanları birbiriyle boğazlaş tiran sebepler, belki hiç bir za
man, hiç bir gelecekte tain olarak ortadan kalkmayacak; ahla çareler vardır ki ve bulunabilir ki, hain sebepleri olduğu yerde yok edebilirler, iler hortladığı yerde boğmaya da hazır, elde bulundurulabilirler.
Bahtiyar bir insanlığın, -bahtiyar Ibir ıısanlık olur mıı ki. Lâfın gelişi, Ama hiç değilse daha derli toplu, daha aklı başında, daha az zalim, biraz daha merhametli- insanlığın müjdesi; dünyamızın artık tek bir dünya olduğu fikrinin bütün fertlerin ve milletlerin kafasında yer etmeğe başlamış olmasındadır; velev ki bıı müjde, şimdilik ufukta, bir şafak çizgisi halinde bile olsa. Ama, meselâ Korede tutuşan bir bacanın bütüy dünya evini ateşe verebile -cek bir yangın başlangıcı olduğunu bilmek! İnsanlığın geleceği için bu şuura varmış olmaktan daha İyi bir teminat düşünülebilir mİ, bilmem!
tahkik edil yo
Edip Altınel ismindeki kuyumcunun ölümü hâdisesi üzerinde savcılık ehemmiyetle durmaktadır.
Aynı zamanda Emniyet Sandığının muhamminlerinden olan Edip Altınelin bundan bir müddet evvel iflâs ettiği ve iflâsından sonra bu vazifeye getirildiği, vazifesini suiistimal ederek bir çok kimselere a-lt -eşyalara kıymetinden fâzla paha biçerek bu suretle Emniyet Sandığının zarara uğramasına sehep ol-d's“v«U( " u'mSIso da uhklk 1 bdlu'nüy'orlar. Uzu,, y;lla.r,n daS etmektedir. f Hn,inh VG 112111111,111 hayatından bi-
Ceza İşleri Gene Müdürllüğü Uzun zamandanberl İstanbul Cumhuriyet Savcılığını yapmakta olan İhsan Köknelin terfian Adalet Bakanlığı Ceza işleri Genel Müdürlüğüne tayin olunduğunu bildirmiştik. İhsan Köknel İstanbul-dan dün sabah gelmiş ve yeni va»

Beklediğimiz İdare
Yeni hükümet İş başına geldiği günden beri hummalı bir faaliyete girişmiş bulunuyor. Gerek serbest iş sahibi olsun ve gerekse memur olsun hemen bütün vatandaşlar, yeni devrin ilk hükümetine nazarlarını olanca dikkatleri ile teksif et
u.
u
3
b
y sı e
İi
1; 1; o i«
GAZETELERDEN
Idağalı ve üzüntülü hayatmdan bi-r uianiar, kendi istediklerine uygun serî kararlar vemnıes-m ve uun ların yine hızla tatbik edilmesini sabırsızlıkla beklemektedirler. Bunlar için her geçen gün bir ziya teşkil ediyor. Sabahleyin gazeteleri tehalü.ıle ellerine alan ekseri va-
1 tandaşlar, gönüllerinin özlediği kamın uuu oauan «aııuş w; j,—.j v«-' raı’lara dair havadis “aramaktadır-IitaiMb^Lwsw.B;9ttlıidae,ı2|)” ”rat k. hGplmlzin
zusu: Memleket hayırına değişik-,n-1er ydağınık ve düzensiz işleyen idare makinesi yerine, vatandaşa ve idare edenlere emniyet ve huzur veren bir idare sistemi kurulması merkezindedir. Bununla beraber, mesnedini nazariyatla tatbikatı bağdaştıran İlmî görüşte bulan böyle bir nizamı gerçekleştirecek değişikliğin kısa vâ-lâzımdır. Enine,
Uluçınarlı üyelere çağrı .
Atıfbey Gençlik Klübü ile klübü- , İlkler yapılması, dağınık ınüzün birleştirme İşini görüşmek Q” pvpn İHarp 013 ,n( ve bir prensip kararına varmak ü* zere bütün üye arkadaşların bugün sabah saat 10.30 dâ klübümüzde hazır bulunmaları rica olunur.
K A İP A İP
Cunıhuriyet’te Nadir Nadl Kore roes'elesl Je ilgisi olarak Dışişleri Bakanımız Fuat Köprülü’nün Mec liste yaptığı beyanata temas etmekte ve şöyle demektedir;
«Koredeki hâdiseler esnasında sa-
vın Fuad Köprülünün dün Büyük _ . .
Millet Meclisinde verd ği izahat I havvül eski zihniyet ---------------
milletvekilleri tarafından uzun al- bir çok memurlarırf değiştirilmesini bünyesi icabı zarurî kılar. Binaenaleyh muhalefet liderinin te-
ile (300) c yakın kaymakamı tebdil ve tahv 1 eylemiştir. Demokratların henüz bu rekoru kırmadıkları muhakkaktır. Kaldı ki bütün bir sistem değişikliği olmuş ve toptancılık rejiminden hürriyet idaresine geçilmiştir. Bu kadar geniş bir ta-ve itiyatta,
Yine bir mektup
eçenlerde, muhalefet, kara Yollan Umum Müdürlüğ Dördüncü Bölge amelelerinde.. bir kaç tanesine yol verilmesini bahane ederek, buna siyasî bir çeşni vermişti.
İşi nereden tahkik edelim dlyo düşünürken, tam bu mevzuu açı t layan bir mektup aldık. Düşün-düğümze göre bu yazı, tam haki kati aksettirmekte ve yaranın üzerine basmaktadır. Bu sebep aynen okurlanmıza sunuyoruz:
«B.r müddet evvel, muhalefet saflarında geniş akisler doğuran, Dördüncü Bölgedeki işç erden bir kısmının tasfiyesi hâdisesinin esası şudur:
Kara Yollan Genel Müdürlüğü Dördüncü Bölgeye tasarruf yapması emrini vermiş, bölgede işçi kantininde çalışan bir kaç aşçı ve yamağı ile merkez teşekküllerindeki bir iki işçiye yol vermiştir. Halbuki on amelenin yevmiyeleri mecmuunun 30 lira tutması karsısında bu hâdisenin tasarruf ile alâkası olmıyacağı pek tabiîdir. Buna mukab.l kara yollarında mütehassıs işçi olarak 35 ile 45 lira arasında yevmiye ile çalışan yüzlerce kişi vardır. Bunlar mühendis veya yüksek mühendistir. Çoğunun yaptığı işler, evrak memur luğu, hesap memurluğu, dosya memurluğu, satın alma memurlu-luğu, hesap memurluğu, muamcv lât memurluğu g.bi mühendis ( mıyanların da hakkiyle yapabi çekleri işlerdir.
Kara yollan, yüksek yevmiyeli mühendisleri, kendi mesleklerinde kullanılıp, bunların yerine da-'n az ücretli ve daha iyi yapacak o-lanları ikame edecek olursa, hem yüzlerce amele çıkarmaktan hâsıl olacak tasarrufun bir kaç misli ii elde eder, ayni zamanda mühendislere de kendi ihtisasları dahilinde çalışmak imkânını verebilir.
Bu arada, merkez kadrosunun mühim bir kısmını, taşra kadrolarında bulunan memurlar teşkil etmekte bu gibilere, maaşlarından gayri yevmiye de verilmektedir. Bundan başka kara yolları kadrosunun mühim bir kısmı bililtizam «Çık bulundurulmakta ve buralara çift maaş alması arzu edil n zevat tayin edilmektedir.
Bu vaziyete ve kanundaki^.kadroda yazılı vazifelere kadro haricinden bu namlarla k'mse tayin edilemez!» kaydına uyıRarak hatırlılara çift kadro verilip tay,, imkânı ortadan kalktığına göre, yegâne çare olarak hiç bir tah-dîde tâbi olmıyan «Mütehassıs işçi» kapısından faydalanmak akla gelmiştir.
Kara yolları, türlü kombinezonlarla mühendisleri itma ederek kendilerine meslekleri hat c nde işler gördürerek, bu kıymetleri çürütmek hakkını nereden bulJ^A-maktadır?»
Mektuba göre, eskiden kalma bir aksaklığın hâlâ mevcut olduğu zehabı uyanmaktadır. Bu, yazılanlar doğru ise, israf ve memleket kabiliyetlerini çürütme, alıp yürümüştür. Alâkadarların lütfen bu işle de meşgul olarak, eğer varsa bu işi de bir hale yola koymaları lâzımdır kanatindeyiz.
Hikmet YAZTC1OÖHİ
ı
sini “
M
zihniyeti de yaratmıştır. Yanyana konan masaların sayısı zamanla o kadar artmıştır ki; sonunda koskoca binalar dar gelmeğe başlamış ve memurlar üst üste oturur hale gelmişlerdir. Bunlar arasında iş de. iş sahibi de, hak da Kaynayıp gitmiştir.
Telefon, telgraf, telsiz devrinde vesika havalesine dayanan bu sistem umumî hayatı âdeta felce uğratmaktadır. Hemen her gün vatandaşın başından garip garip hâ-Sorarsanız-■ Efendim, falanca kanunun filânca zeyline, şu sayılı kararın, bilmeni kaçıncı tavzihine dair emre göre böyle yapmak icabeder!» cevap alırsınız. Veyahut da: «Biz de bili-İım mer.ıeze sormazsak mesul olu-
T Yazan. ~ 'j
| Hayrı ‘ Ipar
günün birinde, sanki bir idare heyeti kararı gibi imzalarla dolu o-larak ortaya çıktığını görürüz. Yi- , ne en basit bir iş için müracaat ettiğiniz daire âmirinin, tereddütler geçirdikten sonra, bir kere üst ma.Lama danışması ve üst makamın da nihayet işi hükümet mer- ... - - , - —
kezine kadar intikal ettirmesi âde- 1 ta bir gelenek halindedir. |
Anglo Saksonların itimat esasına istinat ettirdikleri idare sistemi ye- j rine, Fransızların şüpheci düşüncelerinin mahsulü olan vesika sis- . v . .
temi, bizde kötü bir nümune ola- y°ruz. basit bır 19 amma; ı-ak tatbik sahası bulmuştur. Biı lım( merkeze sormaksak ir, kere de bu şekilperestliğin içine ru2-’ derle*-düştükten sonra, vakay, kurtar- Geçenlerde İstanbul Teleton Baş inak mümkün olmam,ş, etrafıma 1 müdürlüğü İle aramızda, bir tel₺ her gün biraz daha örümcek ağ, , fon nak‘‘ 1Slnden b“' mua-
ı-ak tatbik sahası bulmuştur. Biı
h
y d
P
her gün biraz daha örümcek ağı gibi sarılmıştır.
Rahmetli Maliye Profesörü İbrahim Fazıl Pelin, malî sistemimiz-
mele geçti. Ayni evin hemen hizasında bulunan diğer eve telefonu-ramm »zu ra,,ı, mu. slslc..u..u.- , "}uzu naklettin!»» işin tam on be5 deki garabeti anlatırken sık sık bu »«rastık. Adı .Telefon idaresi.
, , olan hu idare ffunlerce ıısrastı. An-
------------------------------ ■- mevzua temas eder ve . «xjoki mu olamayacağını kabul etmek • Maliye hocası olmama rağmen, bu-D.boyuna tetklkat gün Maliye şubelerinde bir vergi yapılmadan verilecek ânî kararla- | muamelesinin nasıl cereyan ettiği-rın doğuracağı tehlike, hiç de kü- nj sarjh olara’’ —««»imi» çümsenemez. Yeni iktidardan bir- | çekerim» der, çok şey bekliyen memleketi suku- j Netice tu hayal® düşürmemek için hesap- zihinleri
Demokrat Partideki çalışmalarım | h sırasında tutulduğum hastalığımın tedavisi için İstanbulda bulunduğum zaman Millet Partisine girdiğim hakkında Çıkarılan rivayetleri tedavimin sona^ ermesi dolayısiyle, Ankaraya gelir gelmez öğrenmiş bulunuyorum. Bu haberlerin asli olmadığını ve Millet Partisi Kayseri adayları arasında bulunan Mil» lî Eğitim memuru Ali Baran ile a-ramızda hiç bir münasebet bulunmadığını açıklarım.
Demokrat Parti
Genel Merkezi eski muhasibi
Ali Baran
DeğiştirÜen otobüs durağı
Haber aldığıma göre Ulus - Dış-kapı ve Dışkapı . Ulus hattı üzerinde troleybüs ve otobüslerin okul durağı, Atatürk Kız Enstitüsü ile Basın - Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü arasına alınmıştır.
Açıklama
kışlarla karşılandı. Bu meseleye dair Birleşmiş Milletler Genel . ...........
Sekreteri Trygve Lie ile hükûme. beddülâttan şikâyeti yukarıdaki timiz arasındaki yapılan temasları izahlara göre tamamile yersiz Yüksek Meclis yürekten tasvip et- mevsimsizdir.» ti. . |
Dış Bakanımızın da açıkça belirttiği gibi, milletlerarası münasebetlerde şiddet politikasını kanun dışı sayan Türkiye Cumhuriyeti, dünyanın neresinde olursa.olsun barış cephesini vurmayı hedef tutan böyle bir hareketi elbette hoş göremezdi. Hükümetimizin, Birleşmiş M lletler Genel Sekreterinin telgrafına verdiği cevabda nrlletimizin samimî duygularına tercüman olmuş, bu gibi sulh yalnız plâtonik temennilerle yet nmi-yeceğini, Birleşmiş Milİetler anayasası gereğ nce ” ' vec'beleri öteki m lletlerle beraber yer ne getirmeğe çalışacağını kesin olarak bildirmiştir, imzamızı taşıyan bir vesikaya bağlılığımızın böyle nazik b r dünya vaziyetinde craı,aıuaıI11 „oa.VWI uu
tarafımızdan b:r daha partiyi görenler, dinam.zmini kay-
ı t,..—. îof mn ı«nm betm-ş olduğu halde yaşamağa ça.
lıştığını beyhude yere bekliyorlar.
Zannımıza göre, bu partiyi za-geç^01 manında idare etmiş olanlar, bu a r” memlekette yeni bir devrin açıldığını henüz anlayamadılar. Daha açıkça konuşmak lâzımsa, bu partiye kuvvetli b r gençl.k aşısı lâzımdır.1 Çünkü, ancak böyle bir aşı ile ken. i dişin, toplayabilecek ve ayakta dur-1 haya iye- ma|_ ^^£3^ bulacaktır. |
’T”(: ,r Gençliği ötedenberi istihfaf eden
ve son zamanlarda ancak çerez kabil nden gençleri tecrübeye kalkışan bu parti, bugün maalesef siyaset emeklilerinin elindedir. Bizo öyle geliyor ki, saflarındaki gençlere çalışmak imkânları verdiği gün damarlarında yeni b r kanın «Yeni Sabah, imza- cevelân ett'ğ'ni hissedebilecektir. - - ■ Kuvvetli bir muhalif partiye bu'
memleketin ihtiyacı vardır. Bu da ancak C.H.P. n n yeni baştan kabi-.
ve
C. H, P. Kongresi
Hürriyet gazetesinde Sedat Sima-vi Halk Partisi Kurulmayı münasebetle şunları yazmaktadır;
■Cumhuriyet Halk Partisi Ankara’da büyük kongresini topladı. Bu kongre, tahmin edildiği gibi pek çok üzüntülü sahnelere meydan verecek, herkes seçimlerdeki muvaffakıyetsizliği birbirine atacak ve net cede bugünkü iktidara yumruklar sıkılacak, ve tehditler savru-
Ankara hakkında bir konferans
Dikmen Demokrat Parti ocağında 2.7.1950 Pazar günü saat 18 de Ali Rıza Uluçam tarafından Ankara ve şehircilik hakkında bir konferans verilecektir.
} Milletler ana- Gönül, C.H.P. nin bu kongresin-iizerine aldığı ^en yeni ve canlı bir partinin doğ-,’llotlrarla hprn. ...
masını istiyor. C.H.P., siyasî emek-l.lerden kurtulduğu gün, belki ken-1 dis ni toplayabilecektir. Bu partinin 1 göze görünen vasfı, içindeki genç elemanların azlığıdır. Har.çten bu
cephesin n kuru bir lâf olmadığını göstermesi bakımından aynca mühimdir. Son çeyrek yüzyıllık cihan tarihinde, yazık ki, küçük ve menfaatler uğruna prensip fedakârlığını mubah sayan bir çok devletler, hattâ büyük devletler gördük. İkine Dünya Harbi, diyebiliriz ki, daha z-yade bu dar görüşlü opportunist zihniyetin bir esiri oldu. Milletler Cem yeti tini bütün bütün kaybetmiş bir kadavraya döndürülmeseyd. 1939 fa ciası belk: önlenebilir, önlenmezse bile demokrasi ve hakkın zaferi çok daha kolay, çok az daha ıstı-tıraplı bir şekilde sağlanabil rdi.
Muhalifi t n si'âvti
Yenisabah'ın--------------—
sile çıkan dünkü baş makalesinde muharir aynen şöyle demeketdir;
«Ş.mdi muhalefet liderliği rolünü yanan, savın Gakl nı. Ankaradaki kurultayda bir açılış nutku söylemiştir. Bu beyanatta muhalif olman-n zorlukları üzerinde hayli ısrarla durulmuştur. Bir âyalık muhalefet hayatı, eski iktidar şeflerine, çok ağır ve tatsız gelmiştir. Halbuki henüz, memnuniyetle görüyoruz ki hiç bir Halk Partili, en ufak bir iz’aca uğramamıştır. Halk Partili oldukları için jandarmalar kimsen n sırtına binmemişlerdir. Hiç bir Halk Partili gazete muharriri baskıya uğramamıştır, hiç b r neşfr vasıtası, Sıkıyönetim kararile, serü bend edilerek matbaası mühürlenmemiştir. Her hangi fevkalâde bir mahkeme veya kanun ile hiç bir Halk Par-til!nin kılına dokunulmamıştır. Hükümet reis’ne hakaret etti d'ye bile hiç bir fert mahkeme huzuruna sevkolunmamışlır. Buna rağmen ve bütün olup bitenleri yaşamış ve hattâ yaşatmış olan sayın İnönü, yeni hükümetin icraatından ve beliren işaretlerden memnun değildr. İktidardan uzak olmanın bu derece insandaki insaf ölçü- ( sünü berbat etmesi cidden ps kolo-ji ile uğraşanların tetkik eylemesi icap eden bir mevzudur.
İsmet İnönü bilhassa idare ve askerler arasında yapılan tebeddüllerden muztariptir. Ama muhterem Adnan Menderesin geçen gün açıkladığı gibi Halk Partisi sayın İnö-nünün Cumhurbaşkanlığına tesadüf •don snn bir sene içinde (61) vali
Davet
BÜTÇE KOMİSYONU GÜNDEMİ
3/VÜ/1950 Pazartesi Saat: 10
1 — Mardin Milletvekili Kemal Türkoğlu’nun, milletvekili ödenek ve yolluklarına mütedair olan 756; 1169, 5142 ve 5143 sayılı kanunların kaldırılmasına ve 3050 sayılı kanunun 2 nci maddesine dair kanun teklifi.
2 — Afyon Karahisar Milletvekili General Alı İhsan Sabisin, Büyük Millet Meclisi âzasının tahsisat ve harcırahları hakkındaki 1757 sayılı kanuna ek 3050 sayılı kanunun 2 nci maddesinin değiştirilmesine dair kanun teklifi.
3 — Devlet Demiryolları ve Limanları İdarei umumiyesinin teşkilât ve vazifelerine dair olan 1042
, sayılı kanunla bu kanunun ek ve i tadillerinde değişiklik yapılması ve I' bu kanuna yeni bazı hükümler eklenmesine dair olan 4577 sayılı kanunun 4 ncü maddesinin değiştirilmesi hakkında kanun tasarısı.
4 — Eski Urfa Milletvekili Vasfi Gerger’in, Boğazlıyan eski kaymakamı Kemal’in ailesine vatanî hizr met tertibinden aylık bağlanmasına dair olan kanuna ek kanun T.
lı x e ölçülü adımlar atılması lâzımdır. Hele, şu kadar senenin verdiği uyuşukluktan Kurtulup dinamik muhalefete geçmek maksadı ile acemi idmanı yapanların, yerinden oynayan bir taştan -Mal bulmuş Mağrib.» g bi faydalanmaya kalktıkları düşünülecek olursa; sabırlı hareketlerdeki isabeti, daha iyi anlaşılmış olur.
Bu ciheti böylece belirttikten sonra, kurulmasını istediğimiz ida-ro cihazı etrafında şöyle bir göz gezdirmeyi faydalı, buluyoruz:
Hususî ve resmî mahiyette olsun, memleketimize gelen her ecnebi mütehassıs, içinde yüzdüğümüz akla durgunluk veren formalist idare karşısında şaşırır kalır. Hangi sahaya bakarsak bakalım, bir kişinin yapacağı işin on kişiye tevzi edildiğini) hiç ^)ir mütalâaya ihtiyacı olmı^ah bir evrakın günlerce gözden kaybolduktan sonra,
ni sarih olarak anlamakta güçlük acı acı dert yanardı, ne oldu? Bu karışık ve bulandırıcı kırtasî nizam, memur sayısını haddenden faz la kabartmış; iltimaslara, yolsuzluklara ve mesul şahsın ortadan kaybolmasına sebebiyet vermiştir. Körü körüne merkeze bağlılık zihniyeti içinde otomatlaşan memurlar, halkın karşısında mânâsız direnmelerle ha.tkı zıyaa uğratmaktan geri kalmamışlardır. Her han gi bir iş için devlet dairesine .düşmenin bedbahtlık olduğu fikri yaygın bir hal almış; memur, hal-ka, halk memura yan bakar olmuştur. . |
Yekûnu yüz binleri bulan me- 1 mur kütlesine ödenen maaş bütçenin yarısını geçmiş; ayrıca yirmi beş kuruşluk bir işe ait ita emri için cereyan eden muameleye -beş kuruş sarfetmek mecburiyeti, hazine zararına büyük za-yol açmıştır! Ehliyet vo «kuvvetli" arka.'
ayrıça rarlara liyakat yerine, (
aranmağa başlanması «Adama iş.

teıeı uaerugı ıvıu- - • |
eski Cumhurbaşka. b)'etl «enS ellerd« canlanması ile ............ mümkün olacaktır.» •
r
Her aaat 2L15 de
Yeni Sinemada
Zati Sungur
n SİK SİK MU ■■ - - X A
«Eski bir olan hu idare günlerce uğraştı. An-1 karaya kâğıt yazdı. Telgraf çekti Efendim arada bilmem kaç metre fazlalık varmış. Eğer arada bizi tanıvan ve dostlarımız olan memurlar, müfettişler olmasa idi belki de bu iş muhaldi. Neticede ne oldu? San.ci Ankarada masa başın , da oturanlar gelip tetkikat mı yaptılar? Havır! Gene İstanbulda-kilerin fennî keşif ve mütalâalarına göre «Mucip» alındı ve «yapıla» dendi. On beş gün mekik dokuyup rahatsız olmamıza mı, dostlarımızı najıak yere iz’aç etmemize mi, yoksa her türlü meslekî irtibatımı zın Kesilmesine mi yanalım!...
UU5_ I Bu tarihte îstanbulun bir yazlı-’fikn ğmda sükûnet içinde çalışabilmek için kendisine ev yaptıran tanınmış bir hukuk hocamızın başına gelenleri unutmak mümküp değil. • Efendim, bu işi süratle yapmak için üç, beş kuruş fedakârliK yapmak lâzımdır» diyen bir dostunun akıl vermesine sinirlenen bu profe sör: «Ben, ben ha.. İlim kürsüsünde hak ve hukuk dersi okutayım, son ra da gayri meşru fedakârlık yapayım» diye günlerce kükremişti!
Zavallı hukuk hocası, kürsüde, talebelere telkin ettiği nazarî hu kuk nizamının, pratik nayatta ne kadar sarsıldığını bilmiyordu!...

Şehirden köye kadar yayılan ve vatandaşla her gün karşı karşıya münasebette bulunan idare cihazının ıslahı hakikaten bir meseledir. Fakat her halde halli icabeden mühim bir memleket meselesidir Şahısların mutla.t hâkimiyete set çeken, takdir hakkı namı altında keyfi hareketlere yol açmıyan, idare edenle, idare edileni birbirini» yaklaştıran, rasyonel ve kanunî g?-lışma zihniyetine sahip ve idare sisteminin tahakkuku mesut bir hâdise olacaktır. Kurulan nizama göre, iş sahiplerinin göğüslerini ge re gere dairelerden içen girmeleri ve her türlü şek ve şüpheden uzak olarak müsbet veya mertti netice almaları «Güler yüzlü, tatlı sözlü idarenin» esasını teşkil eder. Sadece ehliyetlerine güvenilerek hatır, gönül dinlemeden tayin edilecek, terfi ve terakkisini kanuni teminatta bulacak az, fakat öz memul kütlesi bulunumu tamamlıyacaktır Refah ise, bu unurların doğru, dü-| rüsı yollarda yürümelerini temin edecektir. On beş, yirmi lira aslî maaşla vazifeye başlayıp, kadro zaruretlerini bir kaç senesini kurban eden âmme hizmeti hâdimleri nin bu vaziyetleri kurtarılmadığı takdirde, ne yapılsa boştur!... Serî, kolay, masrafsız; salâhiyetle mesuliyeti yanyana yürüten ve nihayet merkeziyetçiliğin inhisarcı zihniyetinden kurtulan idare, beklediğimiz idare olacaktır.
Temalı Ipri ikinci ve yeni program muvaffakiyetle devam ediyor.
Ucuz matineler: Cumartesi saat 18.30 da, Pazar sabah 11 de Fiatlar: Orkestra koltuk 150 — Koltuk ve balkon 10»
Onknllve 75 Vnrn»
Tems lden sonra: Bakanlıklar, Kavaklıdere, Maltepe, Bahçeli-evlere. Cebeci semtlerine otobüs temin edilmiştir.
Ergani Bakırı İşletmesinden
Hastahanemiz Eczahanesl için tecrübeli bir eczacıya ihtiyaç vardır.
Talip olanların kısa kal tercümesi, diploma, askerlik vesikası eski hizmetlere ait Bonservisleri su retleri sağlık raporu iyi huy kâğıdı ile iki adet fotoğrafı gundererek: ......
ERĞANİ BAKIRI İŞLETMESİ MÜDÜRLÜĞÜ
MADEN (4359)
adresine müracaat etmeleri rica olunur.
ı
1

I
NOT ; Hilmi Okcıın imzasiyie mektup gönderen okuyucumuza:
1 — Af Kanunu tasarısı Mecl-^ gelmiştir. Şu bir iki güu iflum. gündeme alınıp konuşulacak ve büyük bir ihtimal ile kabul edilecektir.
2 — Demokrat P .rti Eşya Pi-
yangosu 23 Temmuz 1950 tarihinde çekilecektir. H. Y.
Büyük Millet Meclisi Ticaret Komisyonu 3/7/950 Pazartesi günü saat 10 da toplanacaktır.
(Komisyon toplantılarının devamı 8 inci sayfamızda)
B-l-dive başkanlığından
Belediye Komisyonu 15 kiloluk buz kalıbının Fabrikalarda toptan 50 kuruştan ve perakendeci, buz bayilerinde 70 kururştan, perakende kilosunun 7 kuruştan satılmasını uygun görmüştür.
Sayın halka ve alâkadarlara ilân olunur.
torunuz yine Rişar' mı?
— Evet. Hattâ bü akşam yemek ten evvel gelmişti; Suzi nezle, oıflı görmeğe.
Jak, bir rahatlık duydu:
— Çok iyi, dedi. Rişar bir dosttur. — Sonra tekrar kaşlarım çattı, dudaklarını sıktı, düşündü — doktor gelmeden evvel ben çıkıp gitsem mi yo/.sa! Hangisi daha doğru, burada bulunmam mı, gitmem mi? Ehemmiyetli bir nokta bu. Bir karar vermeli.
Antuvanet heyecan ve korkuyla:
— Sayın, diye bağırdı, Allahaş-kına beni yalnız bırakma. Ben beceremem... Şayet bir şeyler sormaya kalkarsa...
Jak ona hak verdi: -Doğru, diye düşündü, kalmalıyım. Kâfi derecede soğukkanlı davranamaz.»
—• Sanmam ki, ’ sana birtakım nahoş sualler sorsun, dedi. Maa-mafih, senin yanında olmam her bakımdan daha doğru.
— Doktor Rişar'dan bunun bir intihar olduğuna dair rapor alır-' sak, her şey hallolur. Kurtuluruz. Diye ilâve etti. Fakat bunu söylerken heyecandan rengi bembe» yaz olmuştu.
— O zaman... Artık,.. Beni sorguya çekmezler mi? diye sordu ! Antuvanet. Son derece korkuyordu.
Çeviren: KIRDANOC.I.U
— Hayır! Eğer bu raporu verirse, kimse seni sorguya çekmez. Yeter ki versin. Zaten vermemesi için bir sebep de yok ya!
Jak’ın beyni çaresizliğin verdiği son kuvvetle çalışıyordu. Bütün avukatlık mantıkini kullanarak «Zayıf noktalar» arıyor, fakat, çok şükür, bulamıyordu. Hiç kimse aksini iddia edemezdi. O halde, doktor da hiç şüphesiz intihan tasdik edecekti. Ondan sonra, ö-lüyü muayene edece.c belediye tabibinden korkacak bir şey kalmıyordu. O, alelûsul bir gömme ruhsatiyesi verip çıkacaktı. Hele polise hiç iş kalmıyordu.
Jak, derin bir iç rahatlığım gös teren bir jestle, ağır ağır kolların» kaldırdı:
— Kurtulduk!
Fakat tekrar İki yana bıraktı. Antuvanet'in kendisine telefon etme hikâyesi «zayıf bir nokta»
teşkil ediyordu.
Ya olaylar, onların tasavvur ettiği gibi cereyan etmez de, işi kur çalarlar ve böyle bir telefon muhaveresi cereyan edip etmediğini telefon santralından tahki.te kadar giderlerse muhavere cereyan etmemiş olduğu anlaşılacağına göre, Jak gece yarısı burada bulunmasının sebebini nasıl izah ederdi? Tehlikeli, çok tehlikeli.'
İşe bak, böyle bir vaziyette ih-tiyor ve emektar uşağını şahit gösterirdi. Nihayet bir telefon santral memuru, bir an ihmalkâr davranabilir, aldanmış olabilir. Kâfi ve kuvvetli bir delil teşkil etmezdi bu.
Nihayet artık bu korkunç kararsızlıktan da bir an evvel kurtulmak lâzımdı.
— Cesur ol, sevgilim, dedi, haydi git doktora telefon et şimdi.
Antuvanet, uysal bir halde, te-
Tefrika No. 17
lefona yaklaştı. Fakat âhizeyi almak istediği zaman eli ispozmoz tutmuş gibi titremeye başladı; az kalsın küçük masayı deviriyordu... Gözleri yerde kan içinde yatan ölüye ilişmişti.
— Yapamıyacağım diye mırıldandı. Düşüp bayılmak üzereydi.
Jak onu tuttu.
— Peki, sen bırak, yavrum, ben telefon ederim, dedi. Antuvaneti divadivanın üzerine oturttu.
— Dinlen biraz. Dinlenirsen iyi olur. Tahammül etmeğe mecbur olacağın daha çetin dakikalar var önünde.
Antuvanet, kendisini yastıkların üzerine bıraktı. Gözlerini kapadı, fakat kirpiklerinden yaş süzülmekte devam ediyor. «Daha çetin dakikalar mı. Ooof Allahım, yarın, Suzi ona babasının seyahatten hangi saatte döneceğini sor duğu zaman, ne cevap verecekti?
Bu hakikati ondan nasıl saklayacaktı! Ya, haftasının öldüğünü öğJ renince o çocuğun içine düşeceği hal.
Çocuğunun duyacağı ıstırabı düşününce, Antuvanet'ın içine bir bitkinlik çöktü. Keşki Jak bırak-saydı da Lüsyen kendisini öldür-seydi. Süzi’yi baban bugün gelecek, yarın gelecek diye ne kadar zaman oyalayabilirdi? Siyahlar giyinmeğe mecburdu. Çocuk bunu görünce anlamıyacak mıydı? Fakat, niçin siyahlar giyinmeliydi...
Antuvanet, normal şekilde düşünecek halde değildi.. Yaşadığı korkunç dakikalar beynine müthiş bir uyuşukluk vermişti. Her şeyin esas bilgisini kaybetmişti. Sinirleri artık çalışmıyordu. Kendisini, gözlerinin önünde oynanan korkunç bir dramın, dışarıdan, uzaktan bir seyircisi gibi hissediyordu. O. artık o değildi. Bir daha hiç bir zaman da, bu akşamdan evvelki o olamıyacaktı. Ya Jak, rengi sapsarı, dudakları kısık, al-nı ter içinde, telefonun başında, âhize kulağında bekliyen bu a-dam, o da, kendisinin her şeyin üstünde sevdiği Jak değildi... Dramın aktörlerinden bir oluver mişti. Yerde, şa.ıağında korkunç bir yarayla yatıp duran Lüsyen de
* (Davana varı
SAtıîık Motosiklet
Kısmen tamire muhtaç, çok iyi vazivette «Puch» marka motorsiklet satılıktır.
Atatürk Bulvan No. 371 Kavaklıdere'de Gard’a müracaat edilmesi.
(24«m
Yedinci sayısı çıktı
azalmıştır
Posta Kutusu 18 İstanbul
I
I
2 - 7 -1950
ZAFER
Sayfa: 3
RADYO• TELEFON-TELGRAF HABERLERİ
Blı ..i liv
-f&re ve Japonya
yo ik n-
U.: in
'et
h, îll j in
Üİ
ri
’e
«t
ı
İl
ıi
!l
1
ı
ı
1


i
Haziran 21 de, Amerika Dışişleri Bakanının Cumhuriyetçi müşaviri Bay Foster Dulles’in Savunma Bakanı ve müşterek Genel Kurmaybaşkanı ile birlikte mağlûp Japonya başkentine gitmeleri, bir yanda mağlûp Japonya, diğer yanda, Amerika başta olmak üzere diğer Batılı galipler için ayrı bir sulh imzalanması yoluna girildiği hakkında baz)l ümitler uyandırmıştı.
Bilindiği gibi, bu konuşmaların cereyan ettiği bir sırada Kore’de harp patlak verdi. Yâni, bir mânaya, Amerikalılar, sulh aktedelim derken, müzakereleriyle bir harbin patlak vermesine sebep oldular.
Sovyet Rusyanın umumiyetle dünya meseleleri karşısındaki uz-I 1 aşmaz tavn biran için bir tarafa bırakılarak, durum mütalâa edilecek olursa. Amerikanın Japonya ile ayrı sulh teşebbüslerinin pek mahirane yürütülmüş olduğunu kabule imkân yoktur. Üs meselelerinin ve diğer nüfuz bölgelerinin bahis konusu olacağı açıkça belli bulunan bu konuşmalara iştirâk eden şahsiyetlerin hüviyet ve ün-vanlarınin da şahadet ettiği gibi, meselenin uzun zaman, Amerikan kopgre ve hükümet mahfillerinde münakaşa konusu olması da ne yapılmak istendiğini gerektiği kadar )aha kâfiydi.
Bu teşebbüse karşı komünist cephenin harekete geçmemesi, biihas sa, 160 kilometre kadar yakın bir sahilde üsler temin edilmesi yolundaki karar ve tasavvurların tatbik mevkiine konmasına karşı herhangi bir tepki gösterilmemesi beklenemezdi.
Bu durum dahilinde, meselenin bütün cepheleri arasında Japonların ne düşündüklerini de bilmek faydalı olabilir.
Denebilir ki, bidayette, yâni Kore savaşı patlak vermeden evvel ve Amerikalı General ve devlet a-damlarının Japonyayı ziyaretleri sırasında, Japonlar, bu ziyareti adeta alkışlamakta idiler. Lâkin ışm demokrasi cephesi lehine bir inkişaf kaydetmekte olduğunu hisseden Kominform, Japon komünist partisine emirlerini ulaştırmakta gecikmedi ve hatırlanacağı gibi geçen ay, işgal kuvvetleri başkomutanı General Mac Arthur, Japon, komünist partisi merkez üyelerinden 24 kişiyi, her türlü siyasî faaliyetten menetmek mânasına gelen tasfiye kararına tâbi tuttu. Bu arada, Japonya'da yapılan seçimler, Başbakan Yoşida’nm mürteci partisini biraz daha kuvvetlendirdi. Başba
, sol cenahı ezebilmek için, hat-işğal kuvvetleriyle anlaşmaya i taraftar korkak bir burjuva
olduğundan, seçimler arifesinde ira-detmiş olduğu nutukta belirttiği gibi, Japonkomünist artisnii kanun dışı etmek ve işğal kuvvetleriyle andlaşmaya varmak niyetinde olduğunu bildirdi.
Bununla beraber, Başbakan, Ja-ponyayı tamamen yalnız bir durumda bırakmamak için, Amerikalıların Japonya ve civarında bazı üsleri muhafaza etmeleri lâzım geldiğine kaani bulunuyordu.
Yoşida’nm bu yabancı müdahalesini talep edişi haricî bir tehlikeye karşı tedbir ittihaz etmek mahiyetinde olmayıp, dahilde durumunu sağlamak içindi. Fakat mesele, hariçtekileri harekete getirdi. Japonya ve civarının, Yoşida’nm rızası ve galiplerin arzusuna uygun bir tarzda işgal devletlerine verilmek üzere olduğunu anljıyan komünistler, bir hamlede karşı sahili tutmak yoluna gittiler.
Tokyo’da Amerikan Savunma Bakanı, müşterek Genel Kurmay-başkanı ve Dulles bir tarafta, Mac Arthur ve Yoşida diğer tarafta olmak üzere cereyan eden müzakerelerin bugünkü Kore hâdiseleriyle münasebetini bu suretle de mütalâa etmek mümkündür.
Mücahit Topalak

Türkiyede Atlantik Paktına girmelidir,,
Bir Amerika Âyan üyesi Rusların Orta Doğu taarruz hareketi yapabileceğini İddia ediyor
Washington,. (a.a) — (Afp) — Washington Cumhuriyetçi ayan ü-yesi Henri Caiz az çok yakın bir gelecekte Sovyetlerin batı Avrupa veya Orta Doğuya karşı kuvvetli bir taarruzda bulunmak üzere bir şaşırtma hareketi olabileceğini söylemiştir. Hayri Caiz, kötümser beyanatına rağmen üçüncü bir dünya harbinin hazırlanmakta olduğuna
inanmadığını ilâve etmiştir. Hayrı Cain, ayan meclisinin bugün öğleden sonra karar altına aldığı askeri yardım projesini tenkit etmiş ve tenkidin güdülen gayeyi değil fakat bu gayenin çok dair tutulmuş olduğunu istihdaf ettiğini söylemiş tir. Bu ayan üyesine göre, Türkiye ve İspanya derhal Atlantik paktına dahil olmağa davet edilmelidirler.
Dünyanın
yarını
Carlos Romılo
Harp tehlikesinin önlenme yenceğini ifade ediyor
Manilla, (a.a.) — (United Press) Birleşmiş Milletler genel kurul başkanı Carlos Romilo, Manilla’ya gelmiştir.
Basına verdiği bir demeçte Romilo, dünyanın ne durumda olacağım tahmin etmenin imkânsız olduğunu söylemiştir.
Kore harbi hakkında başkan El-pidio Gurine ile görüşmüş olan Romilo, yeni bir dünya harbi tehlikesinin önlenemiyeceğini fakat harb sonrası devresinde çıkan bütün buhranlarda olduğu gibi Sulh arzusu kendini gösterirse ihtilâfın mahallî kalabileceğini söylemiştir.
Rumilo 1950'nin bir karar senesi olabileceğini ve Birleşmiş Milletlerin en iyi ve en son Sulh ümidini teşkil ettiğini ilâve etmiştir.
istibdada karşı münevverleri tesanüde aâvet
Berlin, a.a. (Reuter) — Batı Berlin'de toplanan milletlerarası kültür serbestısi kongresi, istibdada karşı hürriyetlerini sorumaya çalışan bütün münevverleri tesanüde davet eden bir beyanname ile dün sona ermiştir.
Kongreye dünyanın muhtelif memleketlerinden gelen 100 den fazla tanınmış ilim adamı, muharrir ve sanatkar iştirak etmiştir.
Kongrenin kapanış oturumunda İngiliz muharrıçı Arthur Koeseler, oarış ve hürriyetin şartlarım tesbıt eden 12 maddelik bir beynname o-kumuştur.
Ferdlerin fikir hürriyetini ve bu fikirleri serbestçe ifade hakkim savunan beyannamede ezcümle şöyle denilmektedir:
Nazariyatta olduğu gibi fiiliyatta da totaliter devletler ferdlerin ve kül olarak insanlığın ana haklarına aykırı bir şekilde hareket etmektedirler. Bundan dolayı totaliter devletleri insanlığın bugüne kadar karşılaştığı en büyük tehlike olarak addediyoruz.
Bulgarlar her tarafa notalar yağdırıyor
Paris Radyosu, (Basın - Yayın) Bulgar basını, Belgrad’daki Bulgar maslahatgüzarı tarafından 24 Haziran da Yugoslav hükümetine ve rilmiş olan bir notayı yayınlamaktadır. Bu notada Sofya Hükümeti Belgrad’daki Bulgar Elçiliği personeline karşı yapılan fark gözetici muameleyi şiddetli bir lisanla protesto etmektedir. ,
Yeni bir yardım
B. Amerika
1,222/500,000 dolarlık
bir silâh yardımı yapacak
Vaşington, (a.a.) - (United Press) Amerika âyan meclisi yabancı mem leketlere 1.222.500.000 dolarlık yeni bir silâh yardımı yapılmasını derpiş eden kanun tasaırısını kabul etmiştir.
Cumhuriyetçiler İspanya ile Batı Almanya’nın savunma plânına ik-hal edilmelerini istemişlerdir.
Kore’deki durum dolayısiyle bu ikinci silâh yardımı tahsisatının kabul edileceği muhakkaktır.
Mamafi bazı âyan üyeleri gayri memnundurlar. Bunlar tüfeklerin, tankların ve tayyerelerin Kore de dahil olmak üzere dost memleketlere kâfi derecede süratle gönderilmediği ve Japonya ile Almanya iştirak etmediği için komünist aleyhtarı Batı ittifakı müdafaa plânlarının kâfi derecede sağlam olmadığı kanaatindedirler.
Kenneth Wherry, Dışişleri Bakanı Dean Acheson’a karşı Cumhuriyetçiler adına yeni bir hücuma geçecektir.
Kenneth Wherry, Acheson’un Ba tı Almanya’nın yeniden silâhlandı-ı-ılması ve Isyanya’nın Atlantik mü dafaa paktına iştirak ettirilmesi mevzuunda askeri şahsiyetlerle ih-tilâtf halinde bulunduğunu söylemiştir.
Silâhlı kuvvetler komisyonu üyesi Cumhuriyetçi âyan üyesi Harry Cain, Stratejik plânlarından mesul Amerikalı şahsiyetlerin Ispanya’nın rolünü Batının müdafaasında önemli telâkki ettiklerini iddia etmektedir.
Haberin kaynağını açıklamamak-la bereber âyan üyesi Cain, Ispanya’nın 400.000 kişiyi silâh altında tut tuğunu, daha bir milyonu gayet süratle silâh altına alabileceğini bildirmiştir.
Harry Cain, Ispanya’nın hava kuvvetlerinin halen 14 grup, 35o, u-çak, yetişmiş 2000 pilot ve 36 hava üssünden ibaret olduğunu ilâve etmiştir.
Afiyet Olıun !
azeteler harıl hani, Kan-dıra’dakl bir yamyamlık hâdisesinden bahsediyorlar....
Rivayete göre, Kandıra’da bir
kaç yamyam bir çocuğu kebap edip yeyivermişler!...
Bunu okuyunca kendi kendime:
— İyi ki, dedim, bizim Kan-cbral’ı hârika çocuk o sırada o-rada değildi... Çünkü pek körpe bulup onu da belki yerlerdi!...
Evet hârika çocuk yamyamlardan kurtuldu ama, onu da siyaset yedi! — NÖBETÇİ
A. A. yeniden üç tazminat dâvasından
mahkûm oldu
İki yıldır Anadolu Ajansım idare edenlerin icraatı yüzünden çeşitli sebeplerle çekilen memurların a-jansa karşı hukuk mahkemelerinde açtıkları dâvalar artık birer birer hükme bağlanmaktadır. Dün bunların en ehemmiyetlisi olan üçü daha Birinci Hukuk mahkemesinde neticelenmiş, Ajans üç başmuharrire 22.000 lira tazminat ödemeğe mahkûm edilmiştir.
Bilindiği gibi Anadolu Ajansı i-le Memurlar arasında Matbuat Kanunu gereğince mevcut olan mukaveleler, Ajans idaresince memurlar aleyhindeki icraatında daha büyük bir serbestlik temini maksa-diyle umum müdürlük tarafından geçen yıl sonunda ansızın feshedilmiş, bunun üzerine üç başmuharrir Fazıl Kurtiş, Ihsan Cemal Karaburçak ve Cevdet Lagaş noterlik vasıtasiyle bir protesto çekerek a-janstan ayrılmışlardı,
işte dün neticelenen dâvalar, bu üç başmuharrir tarafından açılan dâvalardır. Avukatları şimdi zarar ve ziyan dâvasının ikame edileceğini bildirmiştir. Tahsisatı devletçe ödenen Anadolu Ajansı idaresinin bu tazminat ve zarar ve ziyanların hesabmı vermek zorunda kalacağı bildirilmektedir.
Yugoslavya’da Kraliyetçi (bir hareket meydana çıkarıldı
New . York Radyosu, (Basın Yayın) — Belgrad’daki basın muhabir lerinin bildirdiklerine göre, Yugoslav polisi, bir Piskopos ile Belgrad civarında ikamet eden 3 sabık Baka nı Kral Piyer’i memlekete getirmek için hazırlıklar yapmakla suçlandırarak tevkif etmiştir.
Tevkif edilenler sıkı bir kontrol altında bulundurulmaktadır. Bunlar, Yugoslavya’da mevcut olan ve kraliyetin yeniden kurulması için faaliyette bulunan teşkilâtın ileri gelenlerini teşkil etmektedirler.
Japonya’da kapanan 24 kızıl gazete
Tokya, (Basın Yayın) Japon polisi bir ay müddetle 24 komünist gazetesini kapatmıştır. Bundan üç yıl önce General Mc. Arthur’un eniriyle komünist partisinin resmî organı da kapatılmıştır.
Çekoslovakya'da din adamlarına zulüm devam ediyor
Nev - York, Radyosu, 30 (Basın - Yayın) Vatikan radyosu dün, geceki yayınında, Çekoslovakya'da _____________
yeniden 1500 katolik papazın tevkif ı Birleşmiş Milletlere atom bomba-edildiğini ve birçok tanınmış rahip- sımn kanun dışı edilmesi hususun-lerin de hapishane haline getirilen' da yeni bir teklif yapmasını tav-kiliselere kapatıldıklarım açıklamış ! siye etmişlerdir, tıı*. Bu saylavlar, muhafazakâr paı-
Vatikan radyosuna göre, Çek hü- 1 lâmento grupunun Kuaey Kore hü-! kümeti pek yakında bütün katolik kûmeti güvenlik konseyinin ateş rahipleri komünist partisine üye ’ -----
kaydolunmağa davet edecektir. Bu- _ ____o ----o — ---------- -
nu yapmıyanlar, maden ocaklarına atılması teklifini fena karşılamış-sevkedileceklerdir. I lardır.
Atom bombasının kanun dışı edilmesi
Londra, a.a. (Afp) — İki işçi saylav, avam kamarasına verdikleri bir takrirle Ingiliz hükümetinin
kes emrine uymadığa takdirde Pyong Yang’a bir atorcı bombası
Taşlık değil, şaştık!
Fatihin kızakları-Semiramis’in bahçeleri-Hepsi heykel-Bebeklerden beğendiğini al!
Fatihin kızakları
_____YAZAN ____
Yedekçi
bir üçüncü karıştı. Münakaşanın sordu, işi anlayınca
| ki arkadaş çok derin tarihî B bir meselenin münakaşasına dalmışlardı:
— Fatih Sultan Mehmet İstaıı-bulu aldığı sırada gemilerini Tophaneden kızakla Kasımpaşaya geçirmiş ama, hangi istikametten?....
Bu hususta muhtelif tarih kitaplarımda yazılı meııitlerden bahsediyorlar, fakat bir türlü fikirlerinde mutabakat hâsıl olamıyordu...
Derken aralarına arkadaş mevzuunu dedi ki:
• — Canım efendim nenize lâzım sizin Solak zade tarihî. Hammer tarihi!?.... Bu işi vaktiyle İstan-
bulini sevimli valisi Lûtfi Kırdar halletti de bitirdi bile...
İkisi de şaşırıp kaldılar:
— Lûtfi Kırdar mı?...
— Evet, hattâ İstanbulun 500 üncü yıldönümüne hazırlık olmak üzere kızakların geçtiği yerde asma bir yol bileyaptırdı....
Bir tanesi güldü:
— Evet, dedi, hakkın var. Elbet-teki Fatihin gemilerini kızakla geçirdiği yol burası olmalı...
Öteki de münakaşayı bırakıp tasdik etti:
— Şimdi de burada atı alan Üsküdan geçmiştir!...

Semiramis'in bahçeleri
İtiyorlar ki, Taşlıktaki arsa-lan vaktiyle metre karesini 10 liradan almışlar, şimdi 250 lira ediyormuş... Ama satarlar mı dersin? Biraz daha bekletmeli belki 400 e bile çıkar!... Dolma-bahçe ayaklar altmda... Valide-camiinin minareleri arasından Kız kulesi gözüküyor. Öbür tarafına hak, tâ Kandilli sırtlarına varıncaya kadar Boğaza alırsın... Al alabildiğin kadar.
Arkadaşlardan biri dedi ki:
— Fakat şu asma caddeye doğrusu şaşıp kalıyorum. Ne demeğe asma yapnyışlar?...
Öteki cevap verdi:
— Lâf kıtlığında asmalar budamak için-
Gülüştüler...
Bereket versin ki üçüncü arkadaş yine imdada yetişti:
— Efendim, semtin İcabı böyle-dir, Dolmabahçeden sonra elbette ki bir asma cadde lâzım! Mademki bahçeyi doldurmuşlar, caddeyi neden asma yapmasınlar?... Bir de tarihçi geçinirsiniz. Semira-mis'ın asma bahçelerini unuttunuz mu? Lûtfi Kırdarın neden asma caddeleri olmasın?
Hepsi birden gülüştüler, dedi ki:
— Bayıldım doğrusu!...
Öteki lâfı yakaladı:
— Hay işte onun için de bu yokuşa Bayıldım Yokuşu demişler!...
İşte Lûtfi Kırdar da bu yoldan , Manisaya kadar giderek milletvekili oldu; ve sonra yine ayni yoldan geri döndü!....
Ama sözüm o değil. Serginin ağzındaki İnönü heykeli ne olacak?... Kaidesi duruyor. Heykel meydanda yok... Halbuki bunun için 300 bin liradan fazla para harcamışlar, sonra heykeli bir garaja çekmişlerdi..
Neden oldu da heykeli kaidenin üzerine oturtamadılar; anlamadım gitti!.
Bir arkadaşla konuşuyorduk da dedi ki:
— C. H. P. Genel Başkanın ın heykeli bile otomobile meraklı da onun için garajdan ayrılamıyor!
— Saka etme! diye cevap verdim.
— Hayır, dedi. $aka etmiyorum; heykel nerede sen ondan haber ver?.
Arkadaşa bugün hiç de lâkırdı anlatamıyorum. Heykel nerede mi? Halk Partisinin içinde. Çoğunun son seçimlerden sonra heykel kesildiğini bilmiyor mu? Kımıldanacak halleri mi kaldı?
İf
Bebeklerden beğendiğini al
I stanbul Sergisinde bir Bebek
■ Sergisi açılmış. Hazırlıkla-rında bulunanlar çok güzel oldu-
ğunu söylüyorlar...Muhtelif memleketlerden cicili bicili bebekler getirilmiş. Hepsi de pek şeker şeylermiş! Siyamlısı varmış. MeksikalIsı varmış, Fransızı varmış, Almanı varmış.
Eğer bu bebekler satışa çıkarılırsa kimler alır, diye düşünüyorum. Ve muhtelif siyaset adamlarına bazı bebekler yakıştırıyorum.
Zeybeği her halde yine bizim Saraçoğluna düşerdi.
Dönen dervişleri, eskiden sıkı sıkı Halk Partisine bağlı olup da 14 Mayıstan sonra sıkı Demokrat olanlar alırdı!
Bizim Ajans Müdürü Ziya Gevher Etili’nin perende atan canbaz bebek her halde pek hoşuna giderdi ama, Fazlı Güleç’le aralarında taksim bakımından herhalde büyük bir ihtilâf çıkardı.
Geniş şapkalı, bukle bukle saçlı, çekik gözlü Parisli bebeğe kimse dokunmasın. O, bizim Necmed-din Sadağın hakkıdır. Fakat mev-lid okuyanı da muhakkak Haşan
Ali Yücel’e vermeli!
Ya eli tesbihli hoca efendi?... Artık bunu da ben söyliyecek değdim ya. Yakışığını siz bulun!...
Otomobilli bebek her halde sabık Barlas Bakanımızdan başkasına gitmez!. Ama otomobilin üzerine de limondan biraz garnitür koymalı!...
Dâvanın büyüğü, Siyamlı yapa-şık kardeşleri taksim edebilmektedir. Bunu da müsaadenizle, U-lus’un baş sütunlarını ikiz olarak işgal eden Nihat Erimle, Hüseyin Cahit Yalçına birlikte verelim? Hissei şayiadır!
Biri
Olmuş vak'alar
"Kralın içeriye girmesi yasaktir,,
Satılık bahçeli ev
Kavaklıdere, İran sefareti yanında 2539 ada 11 parselde, iki odalı, hollü, banyolu tam ve aydınlık müstakil bodrumundan gayri iki kat üzerinde üç yatak odası, salonu, yemek odası, holü, banyosu, vs., geniş balkonları, şöminesi, garajı, bin metre kare bahçesi, yolu, suyu, havagazı ve elektriği olan tam konforlu ev satılıktır.
Kısmen peşin kısmen taksitlidir. İş saatlerinde 12157 telefona müracaat edilmesi. (2520)
SerbestFıkra

Hepsi Heykel
I stanbul Sergisi açıldı; kim
" bilir ne güzeldir. Allah bir fırsat verse de İstanbula kadar uzanıp şu sergiyi bir görsem! Geçen senedenberi her halde hayli gelişmo vardır.
Serginin bir hususiyeti de, sergi sahasından İnönü Gezisine kadar giden caddeyi asma köprü İle atlayan yoldu..
Yenlmahallede
İki ve dört odalı daireler
■ kiralıktır
Müracaat: İstanbul caddesi Ardıç sokak No. 7 Fazıl YeşiL ) » ovalı. ( (2510)
Nişan
Sümerbank Sağlık memurlarından Sabahat Uzunoğlu ile yine Genel muhasebe hesap uzmanlarından Hikmet Sertkaya nişanlanmışlardır. Tarafeyni tebrik ederiz.
Zekât keçisi!
D iz Halk Partisini yalnız bir ■* siyasî teşekkül zannederdik, meğer onun bir de fıkara babalığı varmış!... Varmış ama, cebinden mi bağış yaparmjış? Hayır... Allah bana ben sana!... Bilemedin o da değil! Sümerbank bana ben de seçime...
Seçimde parti az fıkara mı oldu?
Meclisteki bir sözlü soruya verilen cevabı elbette gazetelerde okumuşsunuzdur. Seçimlerden evvel, C.H.P. Sümerbank’a müracaat ederek fakir çocuklara yardım için para istemiş. Eh, çok veren maldan, az veren candan...
Sümerbank da İdare Kurulu karariyle tutup 50 bin liracık verivermiş! Fakat bu kadar para kimin dişinin kovuğuna gider? İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü!...
Yazan;
S. Ç. Mehmedsğa |
Genel Sekreterlik tekrar Sü-merbank’a başvurmuş! Al sana 10 bin lira daha!...
Peki ama, Sümerbank fukaraya yardım edecekse, kendisi bizzat vererek fakir fıkaranm hayır duasını doğrudan doğruya alamaz mıydı?... Olmamış işte! Dualar dolambaçlı yoldan geb miş!...
Allah için Ihsan, seçim için kurttan!...
Halk Partisinin Sümerbank gibi tezgâhı oldukça istediği kadar çorap örebilir!...
Ama ııidersiuiz ki, bu seçimlerden sonra çoraplar naylon çıktı! Bir tarafından öbür tarafı
göründü!.. Halbuki yardım da güya nâmahremdi!... Kimse gör-mlyecek, kimse farketmiyecek-til...
Fakat bilmem ki bu 4)o bin lira Parti Genel Sekreterliği kanalıyla hangi fakirin kursağına gitti?... Orasını ne siz sorun, ne ben söyliyeyim. Galiba, Sümer-bank verdi, «cib. e gittiî. .
Parti, seçimler dolay isiyle her vilâyete asgarî bir «çiti" verdiğini raporunda söylemiyor mu?
Seçimlerin neticesini gördükten sonra insan kendi kendine şöyle diyor:
Demek, fakir fıkarangn duası da para etmedi! Dalıa doğrusu fıkaranm âhı tuttu!
Meşhur meseldir:
Fıkara kalbine her kim dokuna! Dokunâ sinesi Allah okuna!
Rusya «sinir gazleri»mi imal ediyor
San Francisco, a.a. (United Press) — Birleşik Amerika ordusu kimya harbi uzmanlarının dün açıkladığına göre, halen Rusyada bulunan Alman alimleri, insanları, derhal öldürecek kokusuz ve renksiz korkunç .sinir gazları» imal etmişlerdir. Bu gazlar uzak menzilli bomba uçakları tarafından taşınacak ve muhtemel olarak bir kimya harbinde Birleşik Amerikaya karşı kullanılacaktır.
Uzmanların bildirdiğine göre, bu gazlar o kadar müessirdir ki, gözden ve mesamattan nüfuz eder etmez bir sinir şoku neticesinde bir iki dakika zarfında ölüme sebebiyet vermektedir. Bununla beraber, bu gazlara karşı alelâde gaz maskelerinin kullanılabileceği kaydedilmektedir.
Saygon, a.a. (United Press) — Merkezi Vietnam valisinin kâtibi Van Lan, 6 kurşunla ölüm derecesinde yaralanmıştır.
Van Len’ın dairesine giren bir âsi komünist olan katil kaçmağa muvaffak olmuştur.
Ingilterede Mesken masuniyetinin Kûdsiliğine en canlı bir misâl
D ir çok sene evvel, ailemle! birlikte, Londra civarında! mütevazı bir evde huzur içinde ya-’ şıyorduk. Ebeveynim, bu sükûn ve." rici hayata karşı derin bir minnet hissi duymamı bana öğretmişti. Çünkü Rusyadan kaçmış olan babam, çar'in gizli polisi tarafından daima tarassut edilmenin acısını tatmıştı. ,
Bir akşam, gece yarısına kadar devam eden bir siyasî toplantıya git tik. Avdetimizde, evimizin kapısı önünde bir polis bulduk. Bunu görünce dehşetli korktum. Bu demokrat memlekette, hürriyetimizin daima emniyet altında olduğunu zannetmiştim, fakat eviç önünde polisin bulunması, kaçtığımız istipda-dın her yerde bizi takip ettiğine inandırmıştı.
Polisin konuşmasını dinledikten sonradır ki, Ingiltereyi hakikaten anladım. Asayiş memuru şunu söyledi:
— Bayım, mutad devriyemizi yaparken, sokak kapınızın açık olduğunu gördük. Zile bastık fakat evde kimse yoktu. Bunun üzerine birinin zorla içeri girdiğini zannettik.
— Evi aradınız mı? diye babam sordu.
— Hayır Bayım. Çünkü elimizde arama müsaadesi yoktu. Yazılı bir emir olmadıkça, kimsenin evine girilmez. Bu, kanuna karşı gelmek olur, bayım.
— Fakat kapı kilitli değildi ki?
— Zararı yok.. Kapı açıktır diye de sizin evizine girilemez. Arkadaşıma arka kapıda nöbet beklemesini tenbih ettim. Aşağı yukarı 5 saattir bekliyoruz. Öyle ya, akşamın yedisinden beri... Eğer istiyorsanız, şimdi evi beraber arıyabi-liriz.
On dakika sonra, yapılan arama neticesinde eve kimsenin girmemiş olduğu anlaşıldı. lİBci polis de bir bardak bira bile kabul etmeden çekilip gitti.
Evden çıktım ve sokak kapısına dikkatle baktım, sonra bahçeyi dolaşarak arka kapıyı tetkik ettim. Kapıların hiç biri sağlama benzemiyordu. Bununla beraber, ilk defa i olarak onların hakikî kuvvetini anladım. Bu kapılar bir İngiliz evinin kapıları idi. Ne kadar mütevazi ,' olursa olsun, evler İngiliz kanunla. , ' rı sayesinde birer kale haline gel-{ m işlerdir. Fikir ve vücut bir İngiliz


..fc
evinde emniyettedir.
Bir buçuk asır evvel, William Pitt, bu zihniyeti şöyle ifade etmişti:
En fakir insan, mütevazi kulübesinde, İngiliz tacının kudretine karşı koyar. Evceğiz kırık dökük ve sağlam olmıyabilir, rüzgâr her tarafından girebilir, damı delik olabilir, yağmur ve fırtına içine dalabilir, fakat İngiltere Kralı oraya giremez. Bütün kudret ve azametine rağmen o, yıkık kulübesinin eşiğinden girmeğe cesaret edemez.
Kapımızda bekliyen polisin hareketi, mesken masuniyetinin ve şahıs hürriyetinin hakiki kıymetini ölçmeme vesile oldu. Müteakip senelerde, İngiliz demokrasisi hakkında şüphe edenlere rastladığım zaman, evimizin önündeki hadiseyi hatırdan çıkarmadım ve hâlâ bugün o polisi ve söylediklerini düşündükçe, daha iyi günlerin bizi beklediğine emin olmaktayım.
Nakleden: Tekyeliban
Sayfa» 4
ZAFER
2 - 7 -1950
Padişah hiç birşey söylemeden atına atladı ve: Beni takip ediniz emrini verdi
— 196 —
Fakat.. Müthiş bir şey..
Ateş sönmüyor!.. Hattâ daha fazla alevleniyor!.
Bu hal Yeniçerileri bir an şaşırttı. En öndeki delikanlı, yâni Ulubatlı Haşan çılgına dönmüştü. Çünkü tam sûrlara atlıyacağı sırada önüne gittikçe çoğalan bir alev sütunu gerilmişti.
Bu, (Rum ateşi) denilen meşhur şeydi. Onu, Alman mühendisi Jan Grant bulmuştu.
Merdiven yavaş yavaş büküldü ve ortasından kırıldı. Hâlâ merdivenin üzerinde bir hamle ile sûrlara atlamak niyetini güden Ulubatlı I-Iasan da kendini tutamı-yarak kuleden aşağı yuvarlandı..
Kuledeki asker ne yapacağını bilmiyordu. Esasen bu sırada kulenin üst tarafında da yangın başlamıştı. Durmadan atılan (Rum ateşi) kuleyi de ateşlemişti.
Ayni zamanda mancınıklarla atılan bu garip ateş, kütle halinde ve birbirine bitişik bir halde iler-liyen Tür.c askerlerinin arasına da düşüyor ve düştüğü yerde süratle genişliyerek bir yangın halini alıyordu. Onu söndrmeğe imkân yoktu. Su, bu ateşi söndürmüyordu. Bilâkis şiddetini arttırıyordu.
şalardan hiç birisi ona bu tavs'ı-de bulunamıyordu
Nihayet Sultan Mehmet beklenen emri verdi...
(Hücum durdurulsun!... Askeri geri çekiniz!...) (1).
Bu emri verdikten soma gayri ihtiyarî olarak, yanında bulunan Halil paşaya döndü ve bir fısıltı halinde:
(Sen.n haklun varmış lala... Daha hücum zamanı değilmiş...)
Diyebildi.
Halil paşa cevap vermedi. Başını önüne eğdi:
Denizdeki fırtına
Bu hal, Türk asker ve kumandanlarını sonsuz bir hiddete gar-ketti. Hiddet ve asabiyetle asrer, bir dağ gibi yükselen sûrlara hücuma başladı. Askerler birbiri altına yatarak ve birbirine basıp çık mağa karar vermişlerdi.
Bir anda yüzlerce asker yere yattı, onların üzerine yine yüzlerce asker çömeldi. Onların da üstüne tırmananlar oldu. Piramit
yükseliyordu.. Bir yerden değil, sûrlar boyunca bu insandan, et ve kemi den yapılmış ehramlar yükseliyordu.
Belki zafer böyle müyesser olacaktı..
Uzaktan bir ses haykırdı:
(Biraz müsaade.. Şu bacağımdaki yara sarılmış.. Ben de geliyorum.. Yoldaşlar bensiz sûrlara çık mayın.. Ben Padişahıma söz verdim.. Sûrlara ilk defa ben çıkacağım!..)
Bunu söyliyen Ulubatlı Hasan-dı. Kuleden yuvarlandığı vakit ayağım bir Kalkanın keskin kenarı yarıp atmıştı.
Fakat onun sözünü kim dinler.. Her asker sanki bir kükremiş ars-landı.. Gözü hiç bir şey görmeksizin tırmanıyordu..
Ve.. İlk asker sûrların en üst kenarına ulaştı..
Birdenbire müthiş bir şey oldu..
Bu insan yığını anlaşılmaz bir feryat içinde dağıldı... Bir anda... Koca insan ehramı dağılı- j verdi... Acı ve ıztırabın yarattığı iniltilerle dağılan bu kitleye ne olmuştu?.
Surların üzerine daha evvelinden fıçılar dolusu hazırlanmış o-lan kaynar zift ve zeytinyağı dökülmüştü...
Bir yanık kokusu... Bir et kokusu etrafı sardı...
Feryat, ah ve vah... İniltiler...
Buna rağmen ikinci insan ehramı yükseldi... Onu bir üçüncü, dördüncü takip etti.
Fakat ne yazık... Bu ehramlar tam surların üst tarafına yaklaştığı vakit aynı akıbet... Kaynar sirke, zift, zeytinyağı... Ve ehram boğuk feryatlarla dağılıyor...
Genç hükümdar çılgına dönmüş bir halde... Sağa sola bağırıyor, bizzat surlara çıkmak istiyor, o-nu bu arzusundan güçlükle vaz-geçiriyorlar.
Sabah oluyor. Fakat padişah hâlâ ayakatadır. Muhteşem çadırının içinde geziniyor, elindeki altın kabzalı kamçısı ile baldırlarım dövüyor...
Geceki hücum hâlâ onu meşgul etmektedir. Ve hiç kimse onun yanına girmeğe cesaret edemiyor.
Geri çekilme emri bütün askeri müteessir etmişti. Gayri mümkün dahi olsa bütün asker surlar önünde ölümü cana minnet biliyordu. Şimdi orduda ağır, korkunç bir homurtu devam ediyordu.
(Neden çekildik?„ Neden Bi-zansı zaptetmedik?.. İçimizde ö-lümden korkan mı vardı?..)
işte bütün asker bunu söylüyordu.
Şimdi sabah oluyor. Anadolu sahillerinde güneş yükseliyor. Birdenbire padişahın çadırından çıktığı görüldü. Halil Paşa ve diğeı vezirler huzurunda başlarını eğdiler..
Padişah hiç bir şey söylemeden atma atladı ve: ,
— Beni takip ediniz!-
Emrini verdi. I
Bir anda yüzlerce kumandan padişahın arkasına düştü. Tozu dumana katarak Likos (Bayrampaşa deresi) vadisinden aşağıya indiler. Acaba padişah nereye gidiyordu? Yine ne düşünmüştü?
Bunu ona sormağa imkân yoktu. Sultan Mehmet, yapacağı işi evvelinden kimseye söylemezdi.
Kafile, atları çatlatmcaya kadar müthiş bir süratle pad.şahın beyaz atını takip ediyordu.
İki saat sonra padişah Galata sırtları üzerinden Boğaziçi sahi-
line inmiş ve Tütk donanmasının
sıralandığı (Diplokiyomiyon) sa-
hiline gelmişti.
Orada yüzlerce Türk gemisi her dakika harekete hazır bir vaziyet-
te duruyordu.
♦ (D*vamı var)
(1) Silavun vakayinamesinden..
DlŞ lAclol
Zeki Tat han
Posta caddesi, telefon santralı sırasında Cündoğlu Han 27 numarada açtığı muayenehanesinde hastalarını, Pazardan başka her gün saat 10—13, 15—20 ye kadar kabul ve tedavi eder.
Asansör vardır. Tel: 16265.
(2474)
Gecenin karardığında tarifi müşkül bir facia oynanıyor.
—Arslanca nâralara feryatlar karışıyor.
Tam gece yarısı...
Genç hükümdar hakikati gördü. Asabiyet ve teessüründen perişan bir halde... Hâlâ tereddüt ediyor. Hücumun durdurulmasına emir veremiyor ve yanındaki pa-
ZAFERİN Abone Şartlan
Memleket içi
12 aylık..............28 Lira
6 .................. 16 •
3 .........~......... • •
Memleket dışı
12 aylık..............58 Lire
6 « 30 .
3 ...................16 •
ZAFER’In tLân Şartlan
Başlık .......... 15 Lira
2 ve 3 üncü cayfada Sm. 4 •
3 üncü sayfada Sm. .... 8 «
5 ve 6. cı sayfada Sm. ... 2.25 «
Doğum, Nikâh, Nişan, Ölüm ve Mevlût ilânları 5 santimi geçmemek gartiyle lö lira.
Devamlı İlânlar için hususî
tarife tatbik edilir.
Gazeteye gönderilen evrak ve varalar neşredilsin edilmesin İade edilmez.
İlânlardan mesuliyet kabul
H ııdistaıı Başbakanı Panılit Ndını, geçenlerde dünyanın eu (büyük ıniis lüman devleti olan Endonezya'yı ziyaretinde, memleketin görülmeğe değer birçok yerlerini de ziyaret etmiştir. Resmimiz;* Nelıru’yu, Endonezya'nın en güzel adalarından bi ri olan Cava’ııın Puııdjak tepesinde, kızı bayan Iııd ra Gandhi, Endonezya Cumhurbaşkanı Soekarno, Hindistan’ın Endonezya Büyükelçisi Dr. Subbarayan ve Endonezya Başbnka ııı Muhammet Hatta ile birlikte göstermektedir.
I = DİLEKLER-ŞİKÂYETLER = ]
Şehir içinde dinamit patlatılıyor
Belediye Kanununa göre şelıir içinde dinamit patlatmak yasak olduğu halde dört çevresi meskûn bulunan İçcebeci Abidinpaşa köşkü eteğindeki taş ocağında sabahtan akşama kadar dinamit patlatılarak taş çıkarılmaktadır. İnfilâk neticesi fırlayan kayalarla iki defa buradaki evimin kiremit ve camları kı-
rılmış ve bir defa da büyük bir taş parçası ayağımın ucuna düşmüştür.
Bu hususta Çankaya Emniyet Â. mirliği ile Kaymakamlığına, Valiliğe, Belediye Başkanlığına ve Cebeci Karakoluna telefonla vâki mü-
racaatlarım semeresiz kalmıştır. Civardaki halk tarafından mütead-
dit müracaatlar üzerine geçen sene ocağın faaliyeti durdurulduğu halde bir müddet sonra tekrar müsamaha başlamış ve iki senedenberi bu tehlikeli duruma bilinmeyen fakat hatıra gelen bir sebeple Belediye Fen İşleri Müdürlüğü göz yum muştur. Bu ocaktan uzak mesafelere kadar fırlayan sivri «aya parçaları civarımızda bahçelerinde oturan, sokakta giden halkı bizar etmekte ve bilhassa çocuklar için teh likeler doğurmaktadır.
Müteaddit tetkikler üzerine Cebeci Bucax Müdürlüğünce de bu mahzur iki defa resmî yazı ile ilgili mercilere bildirildiği halde aldırış edilmemesi sebebi anlaşılamamış-
tır.
Bir defa da gazeteniz vasıtasiyle ilgililerin dikkatinin çekilmesini saygılarımla rica ederim.
Gümrük ve Tekel Bakanlığı Zatişleri Kısım Amiri Nuri Alpay.

ISPİR’İN YOL İHTİYACI
Doğu İllerinin en geri kalmış kazası lsp.r’dir. Bu 60 bin nüfuslu kaza yolsuzluk yüzünden büyük müş külât çekmekte, halk sefalete gitmektedir. Otuz sene evvel yazın 3, kışın 5 günde gidilen kazamıza gene ayni zamanda gidilebiliyor. Trabzon - Erzurum arası 360 kilometre mesafe için bir kilo nakliye ücreti âzami 2 kuruş, 85 kili metrelik Erzurum . İspir arası için at ve
Ferriyer, hafif bir tereddütten sonra bu hediyeyi kabul ederek teşekkür etti ve hemen sokağa çıkması lâzımgeldiğini söyledi.
Boröver, onun yalnız olarak gitmek istediğini anladığı için birlikte gitmek teklifinde bulunmadı. Ama, içinde anlaşılmaz bir ü-züntü husule geldi ve:
— Vikont, saygısızlık olmasın ama, böyle nereye gideceğinizi sorabilir miyim? diye sordu.
Ferriyer, hilmiyetle:
____ Luvr sarayına... cevabını verdi.
Boröver, iki kolunu havaya kaldırdı ve ona merhametle bakarak.:
— Demek, dün size söylemiş ol duğum şeylere rağmen, diye bağırdı.
Ferriyer, halimiyetle:
— Dinleyiniz, Şövalye, dedi; bir an kendinizi benim yerimde far-zediniz... Asil ve halûk nişanlınız Madam Floriz'in de Fyiorenda’mn yerinde olduğunu farzediniz... ne yapardınız?
Boröver bir an kadar şaşırıp kaldı; sonra, samanı olarak itiraf etti;
— Hakkınız var... Ben de sizin yapmak istediğinizi yapardım .. Ama, hiç olmazsa Madam Katerinden çekininiz.
Ferriyer, ciddî ve azimkar bir tavırla:
— imkânı yok, dedi. Unutuyorsunuz galiba, Şövalye, nişanlımı görmek istesem —ki muhakkak görmek isterim— Kraliçenin müsaadesini almam lâzım.
Boröver, içinden:
— Hakikaten ben de aptallaşıyorum, dedi ve çehren: Gidiniz dostum, Allah sizi korusun... sözlerini söyledi
Ferriyer gitti.
Boröver de hemen evden çıktı ve onu uzaktan takibe başlat^.
Bellamy Cinayeti
_____ . ZAFERİN POLİS TEFRİKASI
Yazan: France» Noves Har?
Mimi kadar giizel, Pat kadar talihli olamadıkları İçin kıskançlıklarından çılgına dönmüş budala mahlûklardan başka ne olabilirler kL Dedikoduİan hakikaten
çirkin ve tehlikeli bir hal alacak
olursa, biz o çeneleri susturmanın yolunu biliriz; daha temiz, daha yemyeşil bir dünyada mesut yaşayabilmek için her an Rosemont’u
terkedip gitmeğe hazır olduğumuzu söyliyemez miyiz?
Sana binlerce, yüz binlerce defa yalvararak, arkamızdaki köprülerin hepsini yıkıp evlenelim, Mimi diye rica ettiğimi tekrarla-maklığımı mı istiyorsun. Yoksa bu sözleri işiten sen değil miydin? Çünkü ben böyle yalvarırken, sen dama, başka bir sese kulak verir gibi beni yan dinlemiyor muydun? Sanki, «Bekliyelim... Acele etmlyellm. Belki pişman oluruz. Biraz daha düşünelim.» demiyor muydun? Bu sese kulak asma, Mimi, beni dinle, seni seven Pat’ı dinle., ne olursun.
Çeviren» S. Yaucıofilu
katır sırtında bir kilo nakliye ücreti 25 - 30 kuruştur.
Bu yolsuzluk yüzünden zenginlerimiz bile fakirleşti ve hemşeri-lerimiz yavaş yavaş bağını bahçesini bırakarak başka yerlerde iş aramağa başladı.
Yeni hükümetten istediğimiz tek şey kazamıza yol yapılmasıdır. Yoı yapılırsa bizler feraha, rahata ve ucuzluğa kavuşacağız. Çünkü şimdi yolsuzluk yüzünden her şeyin fiyatı artıyor. Size bir iki misal. Köylünün en mübrem ihtiyaç maddelerinden biri olan tuzun Kilosu burada 34, şekerin (ucuzlatılmadan evvel) 250 kuruştur. '
İspir - Rize, İspir . Erzurum yolunun yapılacağmıt eski iktidar senelerden beri bize vadedip dur. muş, fakat sözünü tutmamıştır. Şimdilik bunlardan vazgeçtik. Hiç olmazsa, eskiden kalma ve pek az masrafla tamiri kabil İspir - Tortum ve İspir . Bayburt yollarının yapılmasını rica ediyoruz.
Erzurumun Veylsefendi mahallesinde İspiri! Mehmet Günal
*
RASYONEL ÇALIŞMA PRİMLERİ
me müstahak görülmiyen servisle-
rin şeflerine de prim ödeniyor. Sü-
kût hakkı olarak mı?
İstihsalde çalışanların prim al-
masına maliyet hesapları müsaade
ediyorsa bir şey denemez. Fakat müstahsil olmıyan dairelerin bir
kısmına prim verilirken ötekine
verilmemesini akıl almıyor. Eski devirden kalan bu usulün hüküme-
timizce bir kere gözden geçirilmesini ve varılacak kanaata göre bir karar verilmesini rica ederiz.

İsminin açıklanmasını istemiyeu bir okuyucumuz yazıyor:
Sümerbank, Etibank gibi Devlet işletmelerinde 1946 da tatbik mev- ı kiine konulup bütün memurlara şâmil olan rasyonel çalışma primi 1 1947 de mülga iplik ve dokuma fab- ' rikalan müessesesi müdürü Şevaet Aydınelli zamanında yapılan bir talimatname ile değiştirildi. Memurlar çalıştıkları servisler itibariyle ikiye ayrıldı. Muhaberat, İçtimaî teşkilât, hastahane, meslek o-kulu gibi kısımlarda çalışan memurlara rasyonel çalışma primi verilmemesi esası kabul edildi. Buna mukabil aşağı yukarı onlara mümasil ve istihsalle alâ.calı olmı-yan işlerde, yâni, muhasebe, zatişleri, anbar, itfaiye servislerinde çalışanlar ve şoförler prime müstahak görüldü. Bu arkadaşlara dört senedenberi yüzde yirmi beş üzerinden prim ödeniyor. Tuhafı, pri-
MEMURLAR ADINA BİR TEMENNİ
Emekli Sandığının memurlara üç maaş nisbetinde borç vereceği ve ev yaptıranları tercih edeceği 2-3 aydanberi yazılıyor. Bizler buna ümitlenerek Ankara Belediyes n-den aldığımız ucuz arsalar üzerine inşaata başlayarak, Emekli Sandığına da ayrıca müracaat ettik Maalesef bugüne kadar bu yardım yapılmadığından müşkül duruma düştük.
Ev yaptıranlara tercihan veyahut müracaat sırasile bir an evvel bu yardımın verilmesini sayın gazeteniz vasıtasile ilgil.lerden tekraren rica ederim.
Telgraf Memurlarından Ahmet Tarhan
Satılık
Bahçelievler 15 numaralı sokakta 7 numaralı ev satılıktır. İsteyenlerin Ziraat Bankası merkez şeflerinden B. Mahmut Aktay’a müracaatsan. Görmek için: Pazartesi, Perşembe 15-18 ______(2472)_
Sahibi:
Mümtaz Faik FENİK
Bu nüshada yazıişlerini fiilen İdare eden: HİKMET YAZICIOĞLU Basıldığı yer:
GÜNEŞ MATBAASI
fazan . MİSEL ZEVAKO Ç«vlr«n ı RAGIP RIFKI
— 71—
Kısa bir müddet sonra, Vikont Ferriyer’in hususi surette kabul edilmesini istirham ettiği kendisine sözlendiği zaban son derele şaşıran Katerin, işte bir yanlışlık olduğuna zahip olarak gelenin i», mini ve asalet unvanım tekrar ettirdi.
Ona, gelenin: Monsenyör Sen -Jermen Vidamının oğlu Kont dö Ferriyer olduğu cevabı verildi.
Bu haber kendisini son derece hayrete düşürdüğü için Vikontun hemen yanına getirilmesini emretti ve onun huzurunda hürmet-kârane bir tavırla eğildiğini gördüğü zaman kendisine verilen haberin doğruluğuna kanaat getirdi.
Teessürü hiddeti yüzünden belli olrmyordu ama, İçinden, müthiş korkunç bir tehevvürle homurdanıyordu:
«Demek, o Boröver rezili, dostunu kurtarmağa muvaffak oldu!... İyi ama, nasıl yaptı bunu... Nasıl muvaffak oldu?... Emir vazıh ve katî idi... Bu işi ne gibi bir şeytanlıkla becerdi?... Nasıl oluyor da benim haberim olmıyor?... Kendisine talimat vermiş olduğum Bastil’in kumandam olacak o herif ne yaptı?... Ya, bu delikanlının ne işi var burada?... Mademki serbestti, neye geldi?... Şüphesiz, bana hakaret etmeğe gelmiş olacak... Bu adamlar hakikaten yaman şeyleri... Ya, ken-
disini mat ettiğimi sandığım o Bo röver!...»
Ve cehren, sesinde gizli bir tehdit edasiyle:
— Ya! Vikont, demek dostunuz Bay Boröver size Bastil’in kapılarını açtırdı, öyle mi?
Ferriyer, sadece:
— Evet, Madam, dedi... îşte görüyorsunuz ki huzurunuzdayım ve emirlerinizi almağa geldim.
— Ne dediniz?
— Zindanımın kapılan, Majestenizin arzulan hilâfına açılmış olduğunu öğrendiğimi söyledim, Madam. Size, her an emrinize â-made bulunacağıma söz vermiş olduğum cihetle hemen geldim ve size: Majesteniz, tekrar Bastıl'e avdet edere.c kendimi hapsettirmemi isityor mu?... Bana başka bir hapishane göstermeyi mi tercih edecek?... Kendisinin mahpusu olduğum için Kraliçe bana nereye gitmekliğimi emrederse oraya gideceğim.
Bu sözler, tabiî ve fakat biraz meyusane bir tavıj ve eda ile söylenmişti.
Katerin bir an düşünceye daldı. Acaba, bu derece asilâne bir sadakat onu müteessir mi etmişti?... Katerin, içinden sadece:
«Ne adamlar, bunlar!... Ne yazık ki benim aleyhime hareket ediyorlar!... Evet, kuvvetli vo kor kunç adamlar oldukları için onları yok âmeliyim... Aksi takdirde
onlar beni mahvedecekler, diyordu.
îltifatkâr bir tavırla cehren:
— Demek, Vi.cont, ortadan kaybolmanız gayet kolay iken şada kat göstererek kendinizi emrime âmade bulundurmak maksadiyle geldiniz... dedi.
Ferriyer, doğrularak:
— Bir Ferriyer, verdiği sözün esiridir, Madam... Cevabını verdi.
Katerin, bu cevabı beğend.ğini anlatmak istiverek:
— Oh!... Bu yaptığınız hareket pek güzel, pek asilânedir... Ama. böyle bir harekette bulunmanız beni hayrete düşürmemiştir, çünkü asaletinizden bu beklenirdi.
Ferriyer, soğuk bir tavırla:
— Kraliçenin emirlerini bekli-
yorum... dedi.
Katerin, bu söze derhal cevap vermedi. İçinden, vicdaniyle mücadele ediyordu ve: «Mösyö dö Ferriyer şimdi serbesttir... Oğlum Hanri’nin başı üzerin» ettiğim yemini bozmadan ona tekrar Bas-
til’e gitmesini emredebilir miyim?... Edebilirim, tabiî... Ona karşı yeni bir teşebbüste bulun-mıyorum; sadece, bu yeminden evvel tasarlanmış bir plân netice lerinin normal surelte gelişmesi-
ni sağlamış oluyorum... Hem, onu gidip ben aramadım ki!... Aptal-
casına kendisi geldi, bana teslim oldu... Onu nisbeten serbest bırak
makta ne mahzur var ki... sözü-
ne bu derece kıymet veren, bu derece riayet eden bir adamı sur best bırakmakla hiç bir tehlikevo maruz kalmam. Evet evet... En iyi hal çaresi budur.» diyordu.
İvi bir hal çaresi dediği şeyi bulunca, iyilik sever bir tavırla gülümsiyerek.
★ (Devanı» var)
Yarın akşam, saat dokuza doğru otomobili arka yola getireceğim. Ben bir yolunu bulup kaçacağım, sen de öyle yap. O ince, tül gibi zarif elbiseni giy. Biliyorsun, hani o benim sevdiğim yeşil elbiseni, bir de üzeri kelebekli iskarpinlerini. Başına bir şey giyme.. O güzelim başa şapka giymek günahtır. Hayır, hayır, hata ediyorum; istersen başına bir şey giyebilirsin. Yalnız kulaklarının arkasındaki o küçücük buklelere —benim buklelerime— o leylâk
giıbi kokan lavantadan iki damla sürmeyi unutma. Ben de seni, buk lelerinle, iskarpinlerinle, bütün güzeli ğ.nle, bütün füsununla otomobile koyup, o söylenip duran insanlardan yirmi mil öteye kaçıracağım. Hem de Mlmi’ciğim sadece ballardan, yıldızlardan ve leylâklardan ibaret bir dünyada yaşamanın, genç olmanın, âşık olmanın ne kadar güzel şey olduğunu sana öğreteceğim. Ah Mimi çabuk gel; sana söyliyeceklerim.
öğreteceklerim var.
Pat.»
Birdenbire alçalan sesi pek kısa bir müddet sustu. Oliver’ln ensesi dahi alevler saçıyordu. Mahkeme salonunda kaç çift gözün üzerine dikilmiş olduğunu bilse, belki bu kadar kızarmazdı. Çünkü bütün gözler, soğukkanlılığım tamamiyle kaybetmiş, yaşlı, perişan, dehşetle büyümüş gözlerle pencerenin kenarında oturan kocasına bakan Sue İves’e çevrilmişti. Bu ıslak gözler, sanki, ah, Pat - Pat, nedir bu bize yaptığın? Başka hiç kimseyi sevmedim, tek sevdiğim sensin ne demek! Hiç
mi sevmedin? Ne yaptın? Ne yaptın?» der gibiydi.
Pencerenin yanındaki erkek bu perişan feryada cevap verir gibi, çılgınca yalvararak başım salladı, sanki, bu yalvaran, sızlanan gözlerle, .-Dinleme'.... Dinleme! -der gibiydi.
Farr, lütfen ikinci mektubu da okur musunuz, dedi.
Rosemont, 8 Haziran,
Mimi, sevgilim, sevgilim, sevgilim..
Saat dördü geçiyor. Dışarıda ağaçların dalları arasında kuşlar müthiş gürültüler ediyorlar. Daha gözlerimi kırpmadım. Artık kırpmağa da çalışmıyacağım, Zaten uykunun ne lüzumu var? Ö-nümûzde Mimiyle geçecek bir gün varken... Şafak... Bu kelimeyi daima İngiliz lisanının en sevimsiz kelimesi addetmişimdir. Buna rağmen deliler gibi, çılgınlar gibi mesut, şafağı bekliyorum. O kadar mesudum kİ bu derecesi ayıp gibi geliyor. Kendi kendime, çılgınlık ediyoruz. Başımıza bir felâket gelecek. Mademki ben yaşça daha büyüğüm, ben olsun biraz daha makul olmalıyım, diyorum. Fakat bu sözleri söyledi bitirdiğim anda, kendimi doğduğu günün sabahı uyanıp da yata ğınm ayak ucunda güneşle, meh-d tapla, yıldızlarla, bütün kâinatla beraber bir de kırmızı pınl pırıl otomobil bulan küçük bir oğlan çocuğa benzetiyorum. Çünkü sen benimsin Mimi. Güneş de, mehtap da, yıldızlar da, o küçük, pırıl pınl kırmızı otomobil de sen-siıı. Benim güzel Mimim..
İşte güneş çıktı. Şu koca Rose-mont’da sütçü ile benden başka ona ehemmiyet veren yok. «Güneş.. Bütün şaşaasiyle..» Bu mısraın arkasından ne gelir hatırlıyor musun? Hatırlamıyorsan zararı yok. Bunun arkasmdan gelecek şeyi ben sana söyliyeyim. Bir iki dakika sonra saat beşi çalacak, sonra altıyı, sonra yediyi.. Derken yeni bir gün doğmuş olacak. Öyle mucizevî, öyle inanılmı-yacak derecede fevkalâde bir gün ki, içinde Mimi’nin bulunduğu bir âlem; aydınlatacak. Mesut gün, mesut dünya, mesul ben. O ben ki, bu dünya durdukça seni sevecek ve sana tapacağım, Mimi.
Hayırlı sabahlar oksun güzelim.
PAT.»
Bütün mahkeme salonundaki gözler tekrar köşede oturan altıu saçlı başa çevrildi. Fakat bu baş artık önüne eğilmişti. Sue İves artık Mimi’nin prestişkânna bakmıyordu.
+ f Davamı
RADYO-BULMA C A
2 - 7 -1950
2AFER
Sayfa: 5
Mağlûp ve galip .» Almanyanın hali
Büyük bir devlet mağlûp olursa
başında doğmuş olan1 2 3 * S°1 cereyanlarla mücadele etmek mecburiyetinde kalıyordu. Bu mücadele zaman zaman silâhlı çarpışmalara bile müncer oluyordu. Ekim
• maıaıa uue müncer oıuyorau. nacırn
~.r — . - .* ayında Reichstag ilk olarak, kanun
gören bu nesil, yapma hakkını muvakkaten icra
beş sene sonraki Al- , kuvvetine devreden salâhiyet ka-1918 * ta^ip nununu kabul etti. Kasımda. Sak-
sonya ve Thüringen hükümetlerindeki solcu radikallerin, Reich’m askerlik kanununa iştirâk etmediklerinden dolayı, Sosyal Demokratlar kabineden ayrıldılar ve böylece «Büyük Koalisyon» parçalandı. Bir kaç gün sonra, Hitler ile Luden-dorf Münihde ilk isyan hareketine giriştiler; Bavyera polisi asilere derhal şiddetle mukabele etti ve yapılan bir sokak çarpışmasında Führer yaralandı. On gün sonra da General Von Soockt, Komünistlere karşı, Nasyonal Sosyalistleri bir maşa gibi kullanmaya başladı.
Yılın sonunda bütün tehlikelerin bertaraf edilmiş olduğunu zannediyorduk. Cumhuriyet zahiren kuvvetlenmiş görünüyordu. Herkese bir emniyet gelmişti. Belki de, hiç kimse, artık doğrudan doğruya, silâhlı hareketlere girişmek kudretini kendinde bulamıyordu. Hitler şimdilik bertaraf edilmişti. Ve o-nun tekrar, bütün devlet mekanizmasını içeriden yakalaması için on senelik bir zaman geçecektir. | Bugün 1918 den daha feci bir durumdayız. O günkü gibi ne bir hükümet ve ne de bir hükümet fikri var. Parçalanmış bir haldeyiz. Almanya kâmilen işgal edilmiş ve kısımlara ayrılmıştır. Mağlûbiyetten beş sene sonra, bir iç harp, birbi-riyle mücadele eden silâhlı kıtalar görülmüyor. Fakat acaba hakikaten bir kardeş harbi yok mudur? Dikkat edelim: Soğuk harbin bir elemanı olan bir soğuk iç harp vardır. 1 Mayısta Berlinde, iki taraf arasında yapılan nümayişler bunun en güzel misalidir. Bugün sağ ya-
Bu asrın
bizler bugün hiç de memnuniyet verici bir durumda bulunmuyoruz. İki harp, iki mağlûbiyet ve ’ sonu devrini gören *"* — tesliminden t ___ manyanın durumu ile, 1918 eden senelerdeki Almanyanın durumunu mukayese etme.: imkânına sahip olmuştur. Takvime baktığımız zaman hayret içinde kaldık. 8 Mayıs 1950.. Teslimden beri tam beş sene geçmiş. Artık. «Harp sonrası» devrinde yaşanılıyor. Yepyeni bir devir. Aldın alamıyacağı değişiklikler ortaya çıkmış. İnsan bu za man akışının sürati karşısında, şaş kanlığa düşüyor. Evet, harp beş sene evvel bitti; fakat sulh hâlâ gelmedi. Peki, bizim istediğimiz, Almanya ile dünyanın istediği sulh nasıl bir sulhtur? Her şeyden evvel Almanyanın yardımcıları ile dünyanın yardımcıları arasında yapılacak olan bir sulh. Bu «harp sonrası» devrinde, beş sene içinde ge-’çen hâdiseler, bizde hiç bir ümit , bırakmamıştır. Bugün soğuk harp içinde bulunuyoruz. «Berline Yürüyüşü» bekliyoruz. Dessau'da komünist usulü mahkemelerin birincisi başlıyor. Doğu bölgelerinde «Halk Polisi» ismi verilen, ağır silâhlı insanların miktarı gittikçe fazlalaşıyor. Korkuyor muyuz? Fakat yalnız değiliz. Batılı ordular memleketimizde. Harp biteli beş ^ene olduğu halde hâlâ memleketimizde. Bunlar gitselerdi, ne yapardık? Hayır, bugün de emniyetimizi bu suretle sağlamaya mecburuz. Hükümet bu hususta haklıdır. Batıyı müdafaa etmek için, bazılarımız yeniden silâhlanmayı istiyecekler, bazılarımız ise üniformayı giymekten nefret duyacaklardır. Kimimiz, sökülen fabrikalar karşısında ıstırap çekiyor, kimimiz yeni bir harbi dört gözle bekliyor, insanın aklını durduracak bir keşmekeş.
İşte bu karışıklık içinde nazarlarımı geriye çevirdim. 1923 de yâni birinci dünya harbinin bitmesinden beş sene sonra, henüz mektebe gidiyordum. O zamanlar, mağlûbiyet acısı, bizde daha başka türlü tesirler meydana getirmişti. Evvelce Prusya ordusunda yüzbaşılık etmiş olan sınıf hocamız mağlûbiyeti bir türlü kabul etmek istemezdi. Lâtince dersinde bile 1918 hakkında ko nuşurdu. Şöyle derdi: «Bunu kim yaptı. Çirkef içinde yuvarlanan f sarhoş proletaria domuzlan.» Şahsen liberal olan din dersi hocamız da, uzun, kemikli parmaklarım sı raya vurarak, ayni mevzu üzerinde bizlerle münakaşa yapar ve «1914 de Nazareth’Ü İsa bizimle beraber olsaydı, harbi kazanırdık» mealinde vazederdi. Arkadaşlarım Tolstoi ile Gandhi’ye hayrandılar. Gezmeye gittiğimiz zaman, mağrur adımlar atarak «Erhardt Destanı» m söylerdik:
«... Çelik miğferde Gamalı haç,

I
hut sol olarak birbirimizi düşman sayıyoruz. Karşı taraftaki insanlar garip bir haleti ruhiye içinde birleşmişler ve doğu hududundan El-be’ye kadar uzanan beş Alman memleketinde acaip bir «Millî cephe» kurmuşlardır. Müstakil bir dev let ismini alan bu bölge, hakikatte komünist partisinin bir eyaletinden başka bir şey değildir. Diğer taraftan, Batı Almanya birliğinin, bugünkü vaziyette dış ve iç politikada her hangi bir ilerleme yapmasını beklemek saçma bir şey o-lur. Hiç şüphesiz bugünkü birlik sayesinde «Bu defalık» yâni mağlûbiyetten beş sene sonra, biraz sükûnet, birazcık yaşama hakkı elde ettik. Fakat bu tek ülke içinde bu coğrafî hudutlanmalar, umumî yaşama seyrine bir köstek vurmuştur. Evet, hakikaten ağır bir darbe yedik. Artık «İnsanlığın doğuşu» 1-imlî eserler yok. Semadaki karanlık, koyu "renkli bulutların arasından hiç bir ışık gelmiyor. Şairler susmuşlar. Bütün bu ümitlerimiz, B;rleşm:ş M lletlerin ebedi sulhu gerçekleştireceklerindeydi. Bunun da hakikat olamıyacağını gördük. Birleşmiş Milletlerin sesi şimdi çok uzaktan geliyor. Bazı hayaletler etrafımızda dönüyor, fakat bunlar da derhal matlaşıp kayboluyorlar.
«Kardeşlik», «Reich partisi», «Alman Aktionu» işte bu hayallerin ismidir. Memleketimizin ortasında, dünya partisi ile dünya düşmanları, birbirleriyle savaşmaya hazır o-larak karşı karşıya duruyorlar. Soğuk harp, kadeşler arasındaki soğuk harp, vatandaşlar arasındaki soğuk harp. Bu korkunç durum karşısında gözlerimizi kapıyoruz; etrafımızdaki hayallerin hakikat olmasını istiyoruz ve yanlış bir yola gitmemek, doğru yolu seçmek için çabalıyoruz. Bu yolun ismi de hürriyet ve barışseverliktir.
(— Wolt am Sonntag— dan)
r
I
1 —— , II—
Elektrik, Makine Mühendisi ve İktisat Fakültesi me’zunu alınacak
Ereğli Kömürleri îşlftmesi GeDel Müdürlüğünden
Kömür Havzasının Teknik ve İdarî Servisleri için:
— Elektrik Yüksek Mühendisi veya Mühendisi,
— Makine Yüksek Mühendisi,
— İktisat Fakültesi mezunu elemanlar alınacaktır.
Taliplerin, şartlarını ve istedikleri ücret miktarını bildirir bir yazı ile (E.K.I. Genel Müdürlüğü - Zonguldak) adresine müracaatları rica olunur.
(Müracaatlar 15 Temmuz 1950 akvamına kadar kabul edilecektir.) (4428)
«Siyah, beyaz, kırmızı Band, Ona Ehrhardt’ın tuğayı ismini verdik.»
Bu cemiyet içinde zaman zaman kendimi unutur ve çoğunluğun havasına kapılırdım. Marşlarla, asker varî yürüyüşlerle, düşünceden ziyade hissiyatımızı körüklerdik. Bir taraftan böyle germanist tezahürlerde bulunurken diğer taraftan bize, demokrasiden, sulhtan, kardeşlikten bahsedilirdi. Franz Wor-fel’in «İyi bir iş yaptım» mısrala-riyle başlıyan şiiri, Kurt Pinthus’ un «İnsanlığın doğuşu» isimli eseri yayınlanmıştı. Bu kitaplar» satuı almak için aşağı yukarı bir milyon mark ödemiştim. (1923 yılının Kasım ayında bir dolar, kırk milyon marka, 15 Aralıkta ise iki buçuk trilyon marka yükselmişti.) Korkunç enflasyon baş döndürücü bir süratle devam ediyordu. Paranın hâkimiyeti bitmişti. Bütün bu maddî ve mânevi çöküntüler arasında, karanlık, koyu renkli bulutların arasında bir ışığın parladığını görürdük. Bu ışı.: bize ümit verirdi. Bu ışık, biraz evvel bahsettiğim o güzel şiirlerdi
1923 yılı, hakikatte Almanyada bir kardeş kavgası yılı idi. Ve pekâlâ ileri sürülebilirdi ki, cephelerde mağlûbiyetten sonra, harp, §e-1923 yılının mağlûp Almanyası 2 hirlere sirayet etmişti. 1922 Haziranında Walther Ratheau öldürülmüştü. 1923 Ocağında Fransız kıtaları Ruhr havzasını işgal ettiler ve buna karşı da o mmtakalarda bir passif mukavemet meydana geldi. Ayni ay içinde Bavyerada sağcı radikaller, yeni idarenin icraatına karşı durmaya başladılar. Genç Cumhuriyet ayni zamanda sağ ve
İlân
Ankara Tekel Başmüdürlüğünden
(Nakliyat yaptırılacak)
Aşağıda adları, taşınacak artar ve eksilir yük miktarları ve % 7.5 güvenme paraları gösterilen idarelerin, transit deposu ile bu İdareler arası, mukavele tarihinden 31/12'1951 akşamına kadarki emtia nakliyat işi -açık eksiltmeye konulmuştur.
İsteklilerin, 14'7/lâaC* Cuma günü saat 14.30 da güvenme paralarını veznemize yatırmış olarak, başmüdürlüğümüzdeki komisyonda hazır bulunmaları lâzımdır. Şartnameyi görmek ve fazla İzahat almak için Satış Şubemiz Müdürlüğüne müracaat edilmelidir.
NOT: Mahalli Tekel idarelerinden de gerekli izahat alınır ve şart-
name görülebilir. Nakliyat yapılacak mahal Taşınacak tahmini Kilo % 7.5 güvenme parası
Lira Kr.
Ayaş 103132 89 72
Bâlâ 155169 131 51
Çubuk 116763 163 76
Haymana 151937 151 56
K. Hamam 248959 259 54
Kırşehir 63670 194 16
Kaman 28828 56 65
Mucur 16980 55 01 (4343)
Terzi IMaide
Bayram münasebetiyle bir aylık fevkalâde ocasion.
50 lira Manto;
30 ( Elbise
En kısa zamanda dikilir. İyi bir kalfaya ihtiyaç vardır.
Adres: Yenişehir Ihlamur sokak Ar Apt No. 22 Tel: 22298
Kasap Esnafının Nazarı dil katlre
Gülhane Hastahane arkasında Mamak asfaltı ile yeni açılan yol üzerinde kazanç vergisi az. Kasap veya sakatçı dükkânı kiralıktır.
Demirlibahçe Mamak asfaltı üzerinde Ağaçlı sokak No: 7 Aile Bakkaliyesi Mehmet Şahine Telefon: 14427. (2477)
Çelik Alınacak
Devlet Üretme Çiftlikleri Gene!
Müdürlüğünden
256.983.00 lira muhammen bedelli ve 14.030,00 lira muvakkat te minatlı 24 grup çelik, kapalı zarf usulü ile ihaleye konulmuştur.
İhalesi 26. Temmuz. 1950 saat 15 de Atatürk Orman Çiftliğinde Ge nel Müdürlük Yönetim Komisyonunda yapılacaktır.
Tahmini fiyat ve ihtiyaç listeleri İstanbul’da Balık Pazarında Süngerciler sokak 63 numarada Yollama memurluğundan ve Genel Müdür, lükten verilir ve İdarî şartname de buralarda görülebilir (4322) (632)
Kayseri Valiliğinden
1 — Kayseri merkez İlçesi köy lerinde yaptırılacak olan okul tami. ratı inşaatı olup kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — İnşaatın keşif bedeli (27.5 71) lira 31 kuruş olup muvakkat teminatı (2067) lira 85 kuruştur.
3 — İhale 12'7/1950 Çarşamba günü saat 15 de hükümet binası içinde İl Daimi Encümeninde yapılacaktır.
4 — İsteyenlere keşif ve şartna me ve diğer bağlı evrakı her gün İl Daimi Komisyonunda görebilirler.
5 — İstekliler ihale tarihinden üç gün evveline kadar Kayseri Valiliğine müracaatla buna benzer iş yapmış olduklarına dair belge İbraz etmek suretiyle bu iş için İl Ehliyet Komisyonundan alacakları yeterlik vesikasını teminat mektup ve mak buzunun Ticaret Odası vesikalarını havi ve 2490 sayılı kanun tarifatı dahilinde hazırlayacakları teklif mektuplarım 3 üncü maddede belli edilen zamandan bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Encüm en Başkanlığına vermiş bulunmaları lâzımdır.
6 — Postada vuku bulacak gecik meler nazarı itibara alınmaz.
(4306)-(617)
Bayındırlık Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğünden
j — Derinceden 2550 ton varilli bütün gemilerden tahliye edilerek İzmit, Sapanca, Düzce* Bolu yolu üzerindeki muhtelif iş mahallerine, Ankara ve Konya istasyo nlanna nakledilecektir
2 — Bitümler limanda sup alan teslim alınacak bundan itibareD Gümrük ve resmî hariç bilûmum masraflar, yükleniciye ait olacaktır.
3 — İşin kapalı zarfla ihalesi 11/7/1950 tarihine tesadüf edeD Salı günü saat 15 te Ankara’da Karayolları Genel Müdürlüğü binasında Malzeme Şubesi Eksiltme Kom isyonunda yapılacaktır.
4 — 84.000 lira muhammen be delil nakil işinin muvakkat teminatı 5450 liradır.
fl — Bu hususa ait özel şartlaşma Malzeme Şubesinde her gün me sai saatlerinde görülebilir.
6 — İsteklilerin kanun tarifine göre harırlıyacakları teklif mektup laruu tayin edilen günde asa t 14 • kadar Komisyona vermeleri 11 emdir (,42$)2)
I â n
Devlet Orman İşletmesi Karabük Müdürlüğünden
İşletmemizin anbannda mevcut 12,14,16, 18, 22 milimetre kutrunda çubuk ve 14x14 milimetre dört köşe demirleri 22/6/950 tarihinden itibaren 20 gün müddetle 6 parti halinde ve açık arttırma suretiyle satışa konulmuştur.
2 — Açık arttırma 12/7/950 tarihine rastlıyan Çarşamba günü saat 10 da Karabük işletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher kilosunun muhammen bedeli 34 kuruş elli santimdir.
% 7.5 hesabiyle geçici teminat alnur.
3 — Bu işe ait şartname Ankarada Orman Genel Müdürlüğünde, Bartın, Gerede, Devrek, İstanbul işletmeleriyle, işletmemizde görülebilir.
4 — isteklilerin belli gün ve saatte komisyona müracaatları. (4269)
Sığır Eti Alınacak
Erzincan Sa. Al. Ko. Bşk. (376)
Cinsi
Sığır eti
Miktan
Ton
220
Fiatı Lira Krş.
1 10
Tutan
Lira Krş,
242.000 00
1 — Cinsi, miktarı ve muhammen fiatı ile tutan yukarda yazılı sığır eti kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır.
2 — Kapalı zarfla ihalesi 20 Temmuz 1950 Perşembe günü saat 15.00 de Erzincmn Garnizon Sa. Al.Ko. Bşk. da yapılacaktır.
3 — Muvakkat teminatı 13.350 liradır.
4 — Vasıf ve şartları tatil günleri hariç her gün komisyonda görülür.
5 _ isteklilerin ihale günü saatinden bir saat evveline kadar bütün ves.kalariyle birlikte teklif mektuplarını komisyon başkanlığına makbuz mukab linde teslim etmeleri.
6 — Postada gecikmeler kabul edilmez. (4353)
Hatay İ i Köy okulları Yapirma Komisyonu
A -şk'inl ğındm
1 — Köylerde yaptırılacak okul binaları inşaatı ikinci maddede
gösterild ği şekilde dört grup ha linde ayrı ayrı ve on gün müd-
detle temdiden açık eks İtmeye ko nulmuştur.
2 — Grup No. Köyün adı ilçesi Keşif bedeli Lira Kş. Geçici teminat Lira Kş.

1 Akıllı Antakya Narlıca « 20.256.50 1.519.24
2 Avsuyu 20.688.53 1.551.64
Hacıpaşa Altınözü
3 Babatorun « 22.159.96 1.664.68
Büyükburç « 4 Çamsan Kırıkhan Dizin Reyhanlı 20.256.50 1.519.24 (10) da Millî
3 — Eksiltme 6/Temmuz/1950 Perşembe günü saat
Eğitir Müdürlüğünde Komisyon huzurunda yapılacaktır.
Ankara Defterdarlığından
4 — inşaat işlerine ait keşif, şartname vesair evrak her zaman için Millî Eğitim Müdürlüğünde görülebilir.
5 — İsteklilerin eksiltme gününden en az üç gün evvel 11 Ma-
kamına müracaatla alacakları yeterlik belgesi, teminat makbuzu veya banka mektubu ve 1950 yılı Ticaret Odası vesikasiyle birlikte ilgili komisyona baş vurmaları ilân olunur. (2504)
T—. Çubuk Barajının Göl Biti mi ve Karacaören Köyü Civarındaki hâzineye ait 150 dönüm arazide yetişmiş bulunan Çayır ve ot 7/7/950 tarihine rastlayan Cuma günü sa at 15 te Defterdarlıkta teşekkül edecek Komisyonda pazarlıkla satı lacaktır.
2— Muhammen bedeli 1500 lira olup teminatı 112 lira 50 kuruştur.
3— Buna ait şartname Millî E mlâk Müdürlüğünde ve Karacaören
Köy Muhtarlığında görülebilir.. (4362)
İlân
Ankara Sular İdaresinden
1 — Şebekede kullanılmak üzere 13 • 15 Mm. kutrunda 250 adet 20 Mm. kutrunda 250 adet kİ cem'an 500 adet au sayacı teklif alma usulü ile mübayaa edilecektir.
2 — Su sayaçları T. C. Ölçü Ayaflar nizamnamesine uygun ve kuru tipte olacak (düz okunaklı tipler tercih edilir) ve her sayaçla birlikte bir adet don çemberi ile rekorları komple olarak verilecektir.
3 — Ellerinde yukarıda yazılı evsafta su sayacı bulunanlar veyahut ecnebi memleketten getirmek isteyenler (döviz, gümrük vesair muamelât ile hertürlü vergi ve resimler vesair masrafları müteahhide ait olmak üzere 24/7/950 günü bir dilekçe ile teklif edecekleri sayaçların birer numunesini veya kataloglarım ve ayni zamanda An kara Sular idaresi anbannda teslim tiatlannı ve teslim müddetlerini bil dirmeleri rica olun»-’’.
4 — ihale, evsaf, zaman ve fiat itibarile en uygun şerait teklif eden
firmaya yapılacağından isteklilerin teklif bedellerinin 7 5 niabe tinde İare veznesine yatıracakları teminat makbuzlarının ve mühürlü teklif zarflarım ikinci bir zarf içine koyarak İdare Alım c K
misyonuna vermeleri ilân olunur.
Kocaeli İli Daimi Komisyonu Başkanlığından
1 — Kapalı zarf usuliyle arttırmaya konulan (16.000) lira muhammen kıymetli özel idareye ait Ada pazarında Kuyudibi caddesinde bir bap kârgir hamam ve müştemilâtına istekli çıkmadığından aynı şartlar dahilinde Temmuzun onuncu Pazartesi günü saat on beşte 'halesi yapılmak üzere yeniden kapalı zarf usuliyle arttırmaya çıkarılmıştır.
2 — Geçici teminatı (1200) liradır.
3 — Hamamı görmek ve gezmek isteyenlerin Adapazarı Özel Saymanlık memurluğuna, şartnamesi için de İl Daimî komisyon kalemine müracaatları.
4 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre hazırlayacakları teklif mektuplarını 950 yılı Ticaret Odası vesikası, belli miktar, geçici teminat mektubu veya banka makbuzu ile birlikte ihale satinden bir saat evveline kadar İl Daimi Komisyon Başkanlığı na makbuz mukabilinde vermeleri.
5 — Postada vâki olacak gecikmeler kabul edilmez. 8449 ( 4287)
Koyun eti alınacak
Erzincan Sa. Al. Ko. Bşk. (3 53)
Miktarı
Cinsi Ton
Fiatı Lira Krş.
Koyun eti 12 1 50
1 — Yukarda cinsi, miktarı ve muhammen fiatı koyun eti kapalı zarf usulü ile sa tın alınacaktır.
Tutan
Lira Krş.
18.000 00 ile tutan yazılı
2 — Kapalı zarfla ihalesi 19 T emmuz 1950 Çarşamba günü saat 15.00 de Erzincan Garnizon Sat. AL Ko. Bşk. da yapılacaktır.
3 — Muvakkat teminatı 1350 liradır.
4 — Vasıf ve şartlan her gün komisyonda görülebilir.
5 — isteklilerin ihale günü saatinden bir saat evveline kadar bütün vesikalariyle birlikte teklif mektuplarını komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde teslim etmelerL
6 — Postadaki gecikmeler kabul olunmaz.
(4320)-(631)
I ân
Ankara İli Daimi Komisyon
başkanlığından
Özel idare ihtiyacı 68 kalem defter ve evrakı matbuanın tab’ı işi açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
Muhammen bedeli 6960 lira olup geçici teminat 522 liradır.
ihale 10/7/950 Pazartesi günü saat 15 de 11 daimi komisyonunda yapılacaktır. Şartname daimî komisyonda görülür. (4241)
İLÂN
Ankara Defterdarlığından
1 — Muhammen bedeli 10430.50 liradan ibaret olan Keçiören'in Aktepe mevkiinde Kadastronun 1866 adanın 5 numaralı parselini teşkil eden 23270 Ma. miktarındaki üzerinde İki katlı ahşap bir ev ve müştemilâtından olan ahır ve samanlık ile iki kuyusu ve çeşitli ağaçlan bulunan harap bağ açık arttırma usulü ile satışa konulmuş olup, ihalesi 13/7/950 tarihine rastlıyan Perşembe günü saat 15 te Defterdarlıkta teşekkül edecek komisyonda yapılacaktır.
2 — isteklilerin belirli gün ve saatte 782,29 liralık teminat makbuzu ile komisyona müracaatları.
3 — Fazla malûmat Millî Emlâk Müdürlüğünden alınabilir.
(4244)
Sığır eti alınacak
Bursa As. Sa. Al. Ko. Bşk, (352)
1 — 140 ton sığır eti kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır. Tahmin edilen bedeli 224 bin lira geçici teminatı 12450 liradır.
2 — Eksiltme 20 Temmuz 1950 Perşembe günü saat 10.00 da Bursa Askerî Satın Alma Komisyonunda yapılacaktır. Şartlaşmalar her gün komisyonda görülebilir.
3 — Teklif mektuplarının 20 Temmuz 1950 Perşembe günü saat
9.00 a kadar komisyonumuza verilmesi. (4320) (630)
Türk'y® K zloy D»rn-ği
Ankara’da Cebeci’de Kızılay HemşYe Okulu ve Haslahanesi inşaatının haricî sıvasının ve bir kısım tuğla duvarlarının yapılması kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
Eksiltme evrakı Kızılay Genel Merkezinden alınabilir.
Talipler daha önce bu kabil eksiltmeye iştirak ederek işi başarmış olduklarına dair vesikalarını teklif mektuplarına eklemeli-dlrler.
Dernek, teklifleri kabulde ve ihale yapıp yapmamakta tamamen serbesttir.
Geçici teminat 10.000 lira olup teklif mektupları 10 Temmuz 1950 Pazartesi günü saat 12 ye kadar Kızılay Genel Merkezinde kabul olunacaktır. (2503)
Pakart marka
Hususî az kullanılmış otomobil satılıktır 23458 No. dan ErtuğruL
(2471)
Parke taşı kaplattırılacak
Sa. Al. Ko. Bşk. Kayseri
1 — İskenderun ordu donatım ana tamirhanesi alanında 4350.68 Mt 2 parke taşı kaplanması kapalı zarf usuli ile yaptırılacaktır. Keşif be
’ As. Sa. Al. Ko. da yapılacaktır.
I Şartlaşma plân ve keşif cetvelleri 25G kuruş mukab linde İ.-turbu», Ankara Lv. Amirliklerde Kayseri, İskenderun, Adana Sa. Aa. Ko. h-Iğından alınabiLr.
3— İhaleye gireceklerden istenilen belgeler:
deli 42262 lira 51 kuruş olup geçici teminatı 3170 liradır.
2 — Eks.ltme 17 Temmuz 1950 Pazartesi günü saat 11 de Kayseri I
b) Ticaret ve Sanayi Odasına ka yıtlı olduğuna da.r ves.ka 950 tarihli
c) İkametgâh vesikası (mahalle mümess.lliğinden veya emniyetten tasdikli) ve yeterlik belgesi.
4 — Teklif mektuplarının 17 Temmuz 1950 Pazartesi günü saat 10 a kadar Ko. na verilmesi. (4346)
Zor guldak Asliye Hukuk Yargıçlığından
947/820
948/545 Yargıç : Eyüp Sabri Erman 6462
Yazıcı : Ülfet Geçgıl
Dâvacı : Maden Yüksek Mühendis Gürbüz Fındıkgil Vekili : Avukat Ata Germen
Dâvâlı : E. K. İ. İdaresinde Yüksek Mühendis Rahmi Akıncı
Dava : Taraflar, Tabellen, Zur Bestimmung der Mineralien adlı Almanca eseri Türkçeye çevirip müşterek imza ile yayınlamağı kararlaştırmış bu yayın anlaşmasında müekkili kitabın Almancadan Türkçeye çevirine işini, Almanca bilmiyen damadı Rahmi de kitabın teknik ve tab işlerini üzerine almış, kitabın Türkçeye çevrilmesi bitirilip sıra tab işine geldiği zaman Rahmi Akıncı anlaşma hilâfına ve kitabı münhasıran kendisi çevirmışcesine hareket ederek üzerine yalnız kendi ismini koydurmuş ve bu suretle asıl mütercimin mahsulâtı fikriye-sını benimsemiş, kendi adına izafe île bastırıp satışa çıkarttığı bu kitabından maddî fayda temin etmiş olduğunu iddia ederek:
A — Eserin müekkili tarafından Türkçeye çevrildiği tesbit edilip keyfiyetin Ankara, İstanbul ve Zonguldaktaki gazeteler vasıtasile ilân olunmasını,
B — Mahkeme ilâmının birer örneğinin eseri toplu olarak satın alan müesseselere gönderilmesini,
C — İlgili resmî makamlar nezdinde icra edilmiş kaydın tashih ettirilmesini,
Ç — Henüz satılmamış ve elde bulunmuş kitap nüshalarına keyfiyetin derç edilmesini,
D — Eserin ikinci tabının ancak muvafakatleri ile yapılmasının (e-minini,
E — Satılan kitaplardan elde edilmiş kârın dört yüz liradan ibaret yarı hissesinin tahsilini ve daha sonra satılacak nüshalar kârının yarı hassesinin de müekkiline aidiyetinin tesbit olunmasını istemiştir.
Savunma:
14/8/1947 günlü cevap dilekçesinde: Adı geçen kitabın Türkçeye çevirmeği uzun yıllar evvel düşünüp bu fikrini arkadaşlarına ve talebelerine açmış, Almanyada tahsil eden Gürbüz Fındıkgili isteği ve ricası uzerme aaha evvel başladığı Türkçeye çevirme işine iştirak ettirip kitabın müşterek imza ile çıkarılmasına muvafakat etmiş, Gürbüz kitabın başlangıç kısmını yanı 3.5 sahıfelik bölümünü Türkçeye çevirmiş, henüz kitabın üçle birinin tercümesini tamamlanmadan taahhüdünü nakzedip anlaşmayı bozduğundan tercüme işine bizzat devam ve ikmal etmiş birinci formasını tab ettirdiği bir sırada «sözünü tutmadı, beni ortaklığa kabul etmedi» sözünü sarfeden Güjbüze tab ıç.n saıledılen paranın yansını verdiği takdirde tek isimle çıkan ilk formayı imha edip müşterek isimle çıkarmağa amade bulunduğu haberim gönderdiği halde mumaileyh «ben ne para veririm ne de imzamı koyarım» diyerek bu teklifi reddetmiş olduğunu bildirerek dâ vanın reddini istemiştir.
Maddî ve hukuki sebepler;
Dâvâlı Rahmi Akıncı gerek cevap lâyihalarında ve gerekse tuta nağın 1—2 nci sahifelerınde, mazbut sözlerinde, kitabın mukaddeme kısmını ihmal ederek münhasıran rakam ve cetvellerden ibaret bölümünden 5—6 sahıfesini Türkçeye çevirdiği bir sırada dâvacı Gürbüz kitabın mukaddemesınde önemli ve tercümeye şayan bulunduğunu bildirdiğinden kitabı birlikte Türkçeye çevirip müşterek imza He yaymağı kararlaştırdıklarını, bu anlaşma mucibince kitabın mukad deme kısmını Gürbüz tercüme ettiğini kendisi matbu Türkçe nüshaya aa geçirilen bu mukaddemeaeki bazı tabiratı Türkçeleştirmekle kaldığını bildirerek Türkçe tercümesini imza ile yaydığı kitabın bir kısmı davacının fikir mahsulü olduğunu kısmen ikrar etmiştir.
Dâvâlı Rahmi Akıncı yukarıda bahis mevzuu edilen sözlerine ye tek imza ile tabına başladığı kitabın birinci forması bitmesine rağmen muteaKip masrafa iştirak ettiği takdirde bunu imha edip yeniden ve müşteıek imza ile bastu’mağa hazır olduğu hakkında Gürbüze haoer saldığına müteallik ikrarına rağmen dâvanın gayrı varit olduğunu, k-ıauı tea imza ile tan ettirmek hakkını haiz bulunduğunu iau«a etm*ş ve ou hususta şahit din letmiştir.
Kanm.ıun uuiıctugı tanıklardan Salâhattin Ağan Ankara Mahkemesi niaiıieuıe aıııian ıiaaesmde: Kitabın mukaddeme kısmını Guıouz uucunıe eıugım ve Kahmiyi de madenlere ait kısmın ter-cuıuesue ug«ajıı«.en guruugunü Dıldırmiştir.
ianiK nezjı ruıiaı. hatam lurKçeye çevirme işine tarafların birlikte oaşıauiKiaıını, /umanca lisanını iyi bilen Gürbüz kitabı okuyup Türkçeye çevirdiğini, madenlerin Türkçe isimlerini Rahmi daha iyi badiğinden kitapta yazılı olanlarını Türkçe karşılıklarını Rahmi ııe konuşaıak tesbit ettiğini ve bu suretle iki ay kadar çalıştıklarını, daha sonra araları açıldığından tercümenin geri kalan kısmına Rahmanın devam ettiğini ve bu çalışmaları sırasında bazı tâbirlerin Türkçe karşılıkları hakkında Alm anca bilen arkadaşlarına danıştığım anlattı. Tanık Lûtfi Emrül, kitabın 61 inci sahifesınden sonraki kısımlarını bizzat tercüme ettiğini Rahminin ağzından dinlediğini, bu bolümde cümle ve ibareler pek az olup daha ziyade formül ve renkleri ihtiva ettiğinden lügat tan faydalanmak suretile Türkçeye çevrilmesi kabil olduğunu tanık Nezih Önyay kitabın tamamı taraflarca müştereken tercüme edildiğini, en son defa yanlarına gittiğinde tercümenin bitmesine 5—6 sahifelik bir şey. kaldığını gördüğünü, hattâ taraflar yanında tab işinden söz açtıklarını ve Tanık Ta-cettın Ataman ise tarafları kitabın tercümesile meşgul bir halde ve müteaddit defa gördüğünü bildirmiştir.
Diğer tanıkların ifadeleri de yukarıda hulâsaten işaretlenenleri teyit ve takviye eder mahiyette bulunmuştur.
Dâvacı vekilinin isteği üzerine dâvâlı Rahminin bu tercümeyi başarabilecek derecede Almanya lisanına vakıf olup olmadığının tesbi-une lüzum hissedilerek keyfiyet tarafların ittifakla seçtiği bilirkişi mühendis Behzat Fıruz ve Sabih Duralıya havale olundu. Bunlar 30/12/1947 günlü raporun okunma sile anlaşılacağı gibi Rahmi Akıncının Almanca lisanının en iptidaî kaidelerine ve hattâ alfabesine dahi vakıf olmadığım, adı geçen kitaptakine müşabih olmak üzere teşkil edilen cümleleri tercüme edemediğini, yalnız bu kitaptaki Alman ca cümlelerin kitaba bakarak Türk çesini söylemekte ise de bunun basma kalıp ezberlemekten ileri gitmediğini ve başkası tarafından tercüme edildikten sonra ezberlenmiş intibaını verdiğini, Rahmi Akıncı kitabın bazı yerlerinde Almancayı iyi bilen bir kişi tarafından yapıl-mıyacak hatalar bulunduğunu işaret ederek bunu kendi lehine bir savupma vasıtası yapmakta ise de bu cihet tercümenin kendisi tarafından yapıldığını değil fırsat buldukça başkalarına yaptırdığını ve sorma imkânı bulamadığı ibareleri müsveddelerde açık bıraktığını tebarüz ettirdiği kanaatini izhar ettiler.
Yukarıda hulasaten izah edilen delil, karine ve emareler, kitabın müşterek imza ile yayınlamağı hedef tutan anlaşma hükümlerine göre ve birlikte tercüme edildiğini, Rahmi Akıncı bu anlaşmaya rağmen dâvacının da fikri mesaisini ihtiva eden tercümeyi tamamen kendine mal ederek tek imza ile tab ettirip satışa çıkarttığını tebarüz ettirmiştir.
Dâvacı vekili 26/4/948 günlü lâyihalariyle maddî tazminata taallûk eden dâvalarını tefrik ve takibini atiye talik ederek diğer husu-satın karar altına alınmasını istemiş, itirazla karşılanmayan bu talep usul ve kanuna uygun görülerek kabul edilip yargı ve hüküm diğer iddialara hasredilmiştir.
Hüküm:
Tabellen Zur Bestimmunğ Der Mineralien isimli eser’in müşterek fikir mahsulü olan Türkçeye çevrilişini dâvâlı Rahmi Akıncı kendine mal ederek (çeviren: H. Rahmi Akıncı) adı altında 1947 yılında Zonguldakta, İncealemdaroğlu basın evinde tab ettirerek satışa ar-zettiği toplanan delillerle tahakkuk etmiş bulunduğundan keyfiyet he nüz satılmayan elde bulunan nüshalara bu suretle işaret edilmekle beraber resmî makamlarda bu hususda bir kayıt tesis edilmişse bunların düzeltilmesi için bu makamlara da bildirilmesine, kitabın müştereken Türkçeye çevrildiği hususunun İstanbul, Zonguldak ve Anka rada birer gazete ile ve bir kerejlân olunmasına, müteakip tabların ancak müşterek imza ile yayınlanmasına, ilân masraflarının ve davacı vekili lehine maktu tarifeye göre tesbit edilen yetmiş beş lira vekâlet ücretinin tamamının, ayrıntıları aşağıda yazılı (4546) kuruş yargı giderinin onda yedisinin dâvâlıya t-' " ’’ c/ı zı o
gününde dâvacı vekil'nm ve dâvâlının olarak karar verilip anlatıldı.
■ ■ "
Moda Mano Palas Oteli
Güzel manzara, — Temiz yemek — Elıven fiyatla yazı geçirmek için en güzel sayfiye yeridir.
I İstanbul, Moda Tel: 60512
Kuru Fosulye ve P inç ( lı-occkiır
Devlet Demiryolları Ankara 2 ci işletme
Komisyonundan
Ankara istasyonunda iaşe anbarına teslim şartile 250 Kg. pirinç ve 250 Kg. Kuru Fasulye pazarlıkla satın alınacaktır. İhaleden itibaren 5 gün içinde teslimi şarttır, isteklilerin nümuneleri ile yazılı fiat tekliflerini 7 Temmuz 1950 saat 16 ya kadar komisyonumuza vermeleri. (4431)
FABRİKA FİYATINA
İzmir Şark Sanayi Fabrikası mamûlleri
Yeni açılan İzmir Yerli Malları
Mağazasında satışa başlanmıştır FİYATLARDAN BAZILARI
100
125
150
Krepon Basma Topralko
Kuton Jorjet
Keten Patiska 140 en
Perdelik
İZMİR YERLİ MALLARI
Mağazası Çocuk Sarayı karşısı No. 239/10
Devlet Orman İşletmesi Merkez
Aytemiz Radyo - Elektrik
.4 tötyesi
Büyük Sinema karşısındaki (Tümen Ap. 80/2) atölyemde fennî enstalâsyon plânları çizilmekte ve tesisatın montaj mesuliyeti deruhte edilmektedir.
Radyo ve Elektrikle çalışan cihazların garantili tamiri yapıldığı gibi evlere de teknisyen gönderilir.
Telj 25639 (2344)
BU HAFTA Tarihin eşini kaydetmediği bir kahramanlık âbidesi FEDAİLER KALESİ •Outpost of Morokko* Oymyanlar: George Raft _ Akim Tamıroff - Marie Wlndsor
• Seanslar:
14-—16.15—18.30—21
Tel . Müd.: 24075 ' Gişe: 15031
Yazıcı Pul Yargı gideri; Krş.
Pul 1 Kasım
tahmil olunmasına, 5/10/1948 ı yüzlerine karşı kabili temyiz 5/10/1948
Yargıç 6462 Eyûb Sabri Erman
400
200
200
İlâm harcı
Peşin harç
Bakiye ilâm harcı

T
Müdürlüğünden
Renkli atış bastırılacaktır
1 — 50.000 adet renkli afiş bastırılacaktır.
2 — Muhammen bedel 2.500,— liradır.
3 — Geçici teminat 187 lira 50 kuruştur.
4 — İhale 12/7/1950 günü saat 15 de merkez işletmesi binasındaki komisyonda yapılacaktır.
5 — Nümune Orman Genel Müdürlüğü 6 ncı şubede görülebilir.
6 — Şartname İstanbul işletm esinde ve Ankarada merkez işlet -
meşinde görülebilir. /
7 — İhaleye iştirak edecekler geçici teminatını merkez işletmesi veznesine yatırarak makbuzları ile komisyona müracaatları (4465)
r
Mim Baki Revüsü
Cebeci Doğan Bahçesinde
KAPANOĞLU
Biletler Anafartalar caddesi Müzeyyen Abla Gişesinde ve
Adliye yanında Toker’de. (2513)
Vakıflar Genel Müdürlüğünden Yıllık kirası Muv. Teminatı Mahallesi Mevkii Cinsi Lira K. Lira K.
No.
Katı
171 00
Anafartalar caddesi Oda 1140 00 171 00 315 3 üncü
İş Hanı katta
Yukarıda cinsi, mevkii, yıllık kirası ve muvakakt teminatı yazılı oda teslim tarihinden 28/2/1951 gününe kadar kiraya verilecektir. İhalesi 7/7/1950 Cuma günü saat 15 de İkinci Vakıf Apartmanda Vakıflar Emlâk ve Arazi Müdürlüğünde yapılacaktır, fflsteklileran bu müdürlüğe müracaatları.
(4364)
İstanbul Akşam Erkek Sanat Okulu
Müdürlüğünden
1 — Erkek Teknik Öğretim okulları yatılı öğrencileri için beherine 7 lira tasarlanan fiat üzerinden 2500tane otoman ve poplin frenk gömlekleri «engeç bir ay zarfında teslim kaydiyle» kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu işe ait şartname ve tutulan nümuneler Tophanede 347 numaradaki okulun bürosunda görülebilir.
3 — Muvakkat teminat parası 1313 liradır.
4 — İhale 19/Temmuz/950 Çar şamba günü saat 15 de 2 ci maddeye yazılı büroda yapılacaktır.
5 — İsteklilerin 1950 yılına ait ticaret odası belgesiyle ve malsan-dıklarının her hangi birine yatırılacak teminat parasının makbuzu veya banka teminat mektubu ile birli«te usulü dairesinde hazırlıyacak-ları kapalı teklif zarflarını en geç 19/Temmuz/950 Çarşamba günü saat 14 de kadar belirtilen büroda toplanacak komisyona vermeleri.
6 — Postada vaki olacak gecikmelerden komisyon sorumlu değildir. 8700 (4445)
— Kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulan (28990) Ura 22 kuruş keşif bedelli Adapazarı - Karasu yolunun 23X500 _ 27X000 kilometreleri arasındaki şose tamiratına talipleri tarafından yapılan teklifler İftylk hadde görülmediğinden aynı şartlar dahilinde Temmuzun onuncu Pazartesi günü saat on beşte ihalesi yapılmak üzere yeniden kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konmuş tur.
2 — Eksiltmeye girebilmek için (tatil günleri hariç) ihale gününden en az üç gün evvel valilik makamına müracaatla yeterlik belgesi alınması lâzımdır.
3 — Bu işe ait şartname ve sair evrak Î1 Daimî Komisyonu ve Bayındırlık Müdürlüğü kalemlerinde görülebilir.
4 — İsteklilerin 2490 sayıh k» nunun 32 nci maddesine göre hazır-lıyacaklan teklif mektuplarını yeni yıla ait Ticaret Odası vesikası ye terlik belgesi ve (2174) lira 24 kuruşluk geçici teminat makbuzu veya banka mektubu ile birlikte ihale saatinden bir saat evveline kadar makbuz karşılığında komisyon başkanlığına vermeleri.
* — Postada vâki olacak gecikmeler kabul edilmez. (8448)-(4286)
Büyük Tenzilâtlı Satış Altan Kundura Mağazası nın Mahkemece verilen tahliye karan dolayısiyle sermayesine yapılacak satışı 1 Temmuz 1950 tarihinde bağlıyacaktır. Bu büyük fırsattan istifade ediniz.
ADRES:
Alton Kundura Mağazası Anafartalar Caddesi No. 84 (3288)
Ankara Belediyesi Başkanlığından
Sayın halkımızın ve hususî otobüs işleteceklerin nazarı dikkatine:
Hususî eşhas tarafın'an Baraj, Kayaş, Mamak, Ayrancı ve Balgat gibi sayfiye sayılan yerlere otobüs işletmesine müsaade edilmesi uygun görülmüştür. Bu itibarla Belediye vergileri dahil olmak üzere Baraj (40), Balgat (30), Ayrancı (25), Kayaş (40) ve Mamak’a (25) kuruş ücretle yolcu taşımaları uygun görülmüştür.
Müracaat edenlere ruhsat verilmekle beraber getirdikleri bilet, resmi alınmak şartile damgalanmaktadır.
Sayın halkımızın bu gibi otobüslere bindiklerinde Belediye-mizce damgalanmış olan biletlere dikkat etmeleri rica olunur. (4378j

Muammer Karaca

V
Sizin Sokak
Yazan: Muammer KARACA nilrlrnt • BUel Satls yeri IXIBK JVm I • değişmiştir Biletler
Bugün Karpışte Satılır
Devlet Orman İşletmesi İstanbul
Polatlı Devlet Üretme Çiftliği Müdürlüğünden:
Çiftliğimizde mevcut 3000 Kg. kirli yünün açık arttırma ile satışı yapılacaktır.
1 — Hepsine tahmin edilen fiat 5400 liradır. Geçici teminatı 405 liradır.
2 — Bu işe ait şartname iş saatleri dahilinde hergün çiftliğimiz muhasebesinde görülebilir.
3 — Arttırma: ll/Temmuz/950 gününe rastlayan Salı günü saat 14 de çiftliğimizin bulunduğu yer olan Şehitilk Abidesi yanındaki Müdürlüğümüz binasında komisyon huzurunda yapılacaktır. İlân olunur.
Satılık
Acele satılık dükkân yeri: İller Kooperatifi çarşısında. Müracaat: Tel: 32732.
Türk Heykelfroşlyra
Eskişehir Atatürk Anıtı Komitesi Başkanlığından:
Eskişehirde Hükümet meydanında yaptırılacak olan 26/7/950 gününe kadar müsabakaya konulan Atatürk Anıtı maketj müsabakası müddeti görülen lüzum üzerine 15.9.950 gününe kadar uzatıldığı ve bu konudaki şartname vesair evrakın Güzel Sanatlar Akademisinden alınabileceği ilân olunur. (2507)
Pıyaro meroklıloı ıno
Yolculuk dolay isiyle ehven fiatla acele bir piyano satılık-tır-
Müracaat; Telefon: 12232.
(2514)
Kiralık Möbleli kat
Beyoğlu, İstiklâl Caddesinin en mutena yerinde dört oda möbleli ve telefonlu bir kat yaz için kiraya verilecektir. Arzu edenler saat 12 ile 2 arasında 49572 ye veyahut Beyoğlu Hava sokağında Emlâkçi Bay Petroya müracaat edebilirler.
Müdürlüğünden
1 — Orman Genel Müdürlüğü Bölge fidanlıkları ihtiyacı için 3 adet kamyon 21/6/950 gününden itibaren 15 gün müddetle ve kapalı zarf usulile eksiltmeye konulmuş tur.
2 — Eksiltme 7/7/950 Cuma günü saat 15 de İstanbul Orman işletme Müdürlüğünde teşekkül edecek Satın Alma Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartnamesinde yazılı evsafı haiz kamyonların beheri 9800 lira-den tutar muhammen bedeli 29400 liradır.
4 — Muvakkat teminatı 2205 liradır.
5 — Bu işe dair şartname İstanbul, Ankara, Orman İşletme Müdürlüklerile İzmir Orman Başmühendisliğinde görülebilir.
6 — Talip olacakların teminatlarım İstanbul Orman Sorumlu Say
manlığına yatırdıklarına dair makbuz veya banka mektubu ve Ticaret Odası vesikasile esas teklife ait mektubu 2490 sayılı kanunun tarifi veçhile hazırlanmış kapalı zarfı ihale saatinden bir saat evveline kadar Komisyon Başkanlığına vermeleri ve postada vaki gecikmelerin kabul edilemeyeceği ilân olunur. (4215) (569)
Sümerbank Malatya Pamuklu Sanayii miiessesesi müdürlüğünden,
( Sığır eti alınacak )
1 — 15 Ağustos 1950 tarihinden 15 Ağustos 1.951 tarihine kadar günde 130 ilâ 170 kilo arasındaki sığır eti ihtiyacımız kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çıkarılmıştır. Muvakkat teminat 3500,— liradır. Bu teminat maktuan konulmuş olup muhammen bedel tesbit edil-memiştir.
2 — Eksiltme 2 Ağustos 1950 tarihine rastbyan Çarşamba gijnü
saat 15 de Müessesemiz Müdüriyet binasında toplanacak komisyon hu zurunda yapılacaktır. üia.*: u
3 — Eksiltme şartnamesi, Ankara, İstanbul ve Erzurum Sümer-
bank Satış Mağazalarından, Sümerbank Elâzığ Pamuk Mübayaa Bürosundan ve Müessesemiz Ticaret Servisinden parasız olarak alınabilir. 11 l U-.L-.
4 — Müessesemiz ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. ___
Geliniz Görünüz
Ünal Kundura Sergisinde

Bayram münasebetiyle bol ve yeni çeşitlerile ucuz satışa devam etmektedir.
Kadın Ayakkabıları 5 Liradan Erkek »
Keten Lâstikler
Terlikler
ıs
5
2.50
3.50
16.50 Liraya kadar 20.00
9.50
6.50
7.50
Adres: Anafartalar Caddesi Tahtakale Susam sokak No. 52
Telefon: 10900
260
210
55
Damga pulları
Sürat ve tebliğiye
Posta ücreti
Yekûn
725 ______
Dâvâlının masrafları: 440
376
2780
225
Dilekçedeki yazılı masraf Vekâletname masrafları Bilirkişi ve tanık ücretleri Davetiye masrafları yja Ij
3821
725
4546
Yekûn
*)jzim Terzi
İnşaat dolayısiyle Terzihanemi muvakkaten karşı sırada Sekerci Meliha Turhan üzerindeki 70 numaralı apartmana naklettim. Sayın müşterilerin teşriflerini rica ederim.
Bizim Terzi Abdullah Diker
(2483)
Kiralık oda
Bir kişi için mobilyalı. Yenişehir
Umumî Yekûn
Bu ilân örneği dosyasında saklı bulunan aslına uygundur. Necatibey cad. No. 68 Ap. No. 3 I 24/6/1950 1 müracaat (2490)
Kaloriferci alınacak
1 — Keçiören Çocuk Yuvası için kalorifer tesisatını idare edecek ve ayrıca soğuk tesisat işlerinden anlar bir kaloriferci alınacaktır.
2 — İsteklilerin ehliyet belgeleri, evvelce çalıştıkları yerlerden aldıkları iyi çalışma kâğıtları ve iyi hal vesikalariyle Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkez Levazım Müdürlüğüne müracaatları.
İLAN
1 — Karayazı ilçesinde yeniden yaptırılacak olan üç dershaneli ilk okul inşaatı kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çıkarılmıştır. Eksiltme 31 Temmuz 1950 Pazartesi saat 16 da Mülga Üçüncü Müfettişlik binası içindeki Bayındırlık Müdürlüğü odasında toplanacak komisyonda yapılacaktır.
2 — Bu işin keşif bedeli (66335) lira (43) kuruş olup geçici teminatı (4566) lira (77) kuruştur.
3 — Bu işe ait keşif ve sair evrakı fennıyeyi Bayındırlık Müdürlüğünde istekliler okuyabilirler.
4 — istekliler bu gibi işler yaptıklarına dair eksiltme şartnamesinin maddei mahsusasmda yazılı o-lan miktarda iş yaptıklarına dair vesaiki dilekçelerine bağlıyarak i-hale gününden üç gün evvel il makamına müracaat edip ehliyet komisyonundan belgelerini almaları ve 1950 yılı Ticaret Odasına kayıtlı olduğuna dair vesikasını ve 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesi hü kümlerine uygun olarak tanzim ede çekleri teklif mektubu ile birlikte ihale günü muayyen saatte komisyon başkanlığına müracaatları ve vermeleri lâzımdır. Bu mektuplar rnı postada gecikmeleri komisyonca kabul edilmiyeceği ilân olunur.
Ankara 1 ci icra M. dan
Haczedilerek çatışa kararlaştırılan beheri 300 liradan 44-46 ve 48 beden üç adet OLAK astarsız siyah kürk mantonun 6 Temmuz 1950 Perşembe günü saat 12.30 da Belediye Mezat salonunda 1 inci arttırması yapılacak mahcuz mal muhammen değerinin % 75 ini bulmadığı takdirde 7 Temmuz 1950 Cuma günü aynı mahal ve saatte ikinci satışı yapılacağından alıcıların satış yerinde bulunacak memuruna müracaatları ilân olunur.
Kurtuluşta Satılık Arsa
Samur sokağı asfaltta köşe 473 ma müracaat Tel: 13632 Haşan Tansı. (İtfaiye Meydanı Haymana Otelinde) veya Tel: 13742. (2237)"
Kiralık ev
İller Kooperatifinde Anıt Kabir yolu üzerinde 5 odalı müstakil ev 175 liraya kiralıktır.
Telefon: 23775
2 - 7 - 1950
ZAFER
ORTAÇTA
Almon m«l| Tobralko
2.75 kr.
Gire Alman malı
2.50 kr.
Biiaük D n(ping
■^»Mmanyadan yeni gelen mallarl‘ gayet ucuz fiatlarla satışa arze-dilm.ştir. Lütfen fiatlarımızı okuyrv
E(rp İTi« vistrolor
3.50 kr.
6.50 kr.
Voloncio
1.95 kr.
Mimrzı emprimeler
8.75 kr.
Jorj .♦ Emp ime
2.40 kr.
Sü'n »r primeler
7.75 kr.
Eırp-'m’ çamajTİ'k
3.50 kr.
Alman mili emitasynn keten
2.75 kr.
ORTAÇ
A • f r) 'lor C )d *-si No. 224 ( Adi
lo ş ■! )ÖŞ‘ m ğ z ) Te1 : 1 135 - Ankna
Gandiler 340 kr. Leonardo poplinler 375 kr. Çekoslovak keteni 750 kr.
Sayın Yolcular
izlik ve rahatınızı severseniz fevkalâde hususiyetlere sahip konforlu ve manzaralı otelimizi tercih ediniz
Büyük Otel

r— Atatürk Çiftliği m
Marmara Park Goznosu

ouimizin oıt ndokı s* ra^ Ankaranın yegâne istirahat yuvasıdır
Po.f «alonu oçılmıılır 15665 TeUm»r Büyük otel
7&nmuMi950
MÜŞTERİLERİMİZE
HER AY BİNLERCE LİRA İKRAMİYE DAĞITIYORUZ.
i .n." ....
Har Nevi PERDELİK
TÜL RAY ve KORNİŞ I
Bol çesd Ucuz fiht
Mefruşat Pazarı
Çıkrıkçılar Yokuşu, Özkan Kardeşler Mağazası yanında No. 27 _ (5011)
TÜLİŞ
İlân
Bankamızın ANKARA MERKEZİ gibi, Hamamönündeki HAMAMÖNÜ Ajansı da, her gün saat 9,15 ten 18 ze kadar fasılasız açık ve sayın müşterilerimizin emrindedir.
13863 12475
(Ankara Merkezi) _ (Hamamönü)
Telefon} ■ "21b*
10610 13689
(Umumî Santral) (Ankara Merkez Md.)
** (2537)
Ankara Asliye Üçüncü Hukuk Yargıçlığından:
Dosya No: 949/520
Davalı: D.vriğin; Ramo bucağına kayıtlı Ankara Askerî Fabr kalar Saraç Haşan Kurtculuya: (Başka adresi yoktur).
Karınız Necmiye Kurtculu tarafından aleyh.nize açılan boşanma davasından dolayı yapılmakta olan yargılanmada:
Sizden olma ve davacıdan doğma Nurettin, Şinasi ve Nerimanın, boşanma vukuunda velâyetlerinin ana, babadan b.risine tevd.i hususunda istizahınız yapılmak üzere davetiye yazılmasına karar verilerek duruşma 10/7/950 Pazartesi saat 11 e bırakılmıştır.
Medenî kanunun 148 inci madde si gereğince bu hususta istizahınız yapılmak üzere yazılı gün ve saatte mahkemeye gelmeniz lüzumu, aksi takdirde adı geçen çocukların velâyetlerinin anaya bırakılacağını kabul etmiş sayılacağınız tebliğ o-lunur. 30/6/950 (5007)
En iyi Tuğla
Kâzım Perçiner tuğlasıdır
Yeni ekstra mallarını piyasaya çıkarmıştır.
Posta caddesi Naci Kıcıman pasajı No. 5 Telefon: 12375, Ev: ?4317 / (5008»)
Ankara İcra Dairesi İflâs Memurluğundan Ankara’da Yeni Sinema üstünde 8 numarada müteahhit Cevdet Arı-kan hakkındaki iflâsın t-caret mahkemesince kaldırılmasına karar verildiği ilân olunur. (5005)
Devlet Denizyolları ve Limanları İşletme Genel MüJürlüğiinden
Satılık Frijider Buz Dolabı
3/7/1950 Pazartesi saat 12.30 da Belediye Mezat Salonunda yeni vaziyettedir.
Tesis etmiş olduğumuz Şimalî Avrupa muntazam yük pos asının ikinci seferine
10 Temmuz 1950 Pazartesi günli “ Ma atya „ Vapuru kalkac ktır
Gemi, izımr, Pire, Havr, Anvers, Rotterdam iskelelerine uğnyarak Hamburg’a g.decek ve Rotterdam, ' Anvers, Dunker k, Pire, İzmir'e uğnyarak Istan-bula dönecektir.
Sağlık Memuru Hüsnü Özen |
Her türlü enjeksion, aşı, Serum ve pansuman yapılır. !
İnönü Bulvarı Sâmanpazarı Nü-mune Hastahanesi arası No. 31. F. | (5006)
Ankara 1 inci İcra M.luğundan: '949/1475
1476
Mahcuz satışı kararlaştırılan ceman 1374 lira 75 K. değerindeki 213 Metre Maroken, Keten, Vistira, Bir-man kumaşlariyle 6 adet Kadın par dösüsü ve iki adet kadın mantosunun 6 Temmuz 1950 Perşembe günü saat 12,30 da Şehir mezat salonunda 1 inci satışı yapılacak mahcuz mal muhammen değerinin % 75 işini bulmadığı takdirde 7 Temmuz 950 Cuma günü ayni mahal ve saatte ikinci satışı yapılacağından alıcıların satış yerinde bulunacak memuruna müracaatları ilân olunur.
(5003)
Sotılık Apartman
Çeşitli meyva ağacı bulunan bahçe ıç.nde, bir dairesi boş teslim.
Cebed istasyonu yanında Evren sokak No. 9 - 11 (5009)
Toplu yük temin edildiği takdirde yol üzerinde bulunan diğer limanlara da uğratılması mümkündür.
Fazla malûmat almak için acenteliğimize müracaat edilmesi rica olunur. (8797)—(4497)
Adâlft Baban lığız dan
Bakanlık ve Yargıtay müstahdemlerine 120 takım elbisenin kumaşı Levazımdan ver.lmek ve astar ve diğer malzeme ve dikigj müteahhide ait olmak üzere pazarlıkla diktiri lecektir.
Bu işe talip olan terzilerin 3 Teinmuz 950 Pazartesi günü saat 16 ya kadar Bakanlık Levazım Müdürlüğüne baş vurmaları ilân olunur. (4476)
Koyun eti ehnacaktır
Sivas As. Sa. Al. Ko. Baş, dan (405)
Muhammen Bedeli Geçici Temniat .
Cinsi Miktarı L.ra Kış Lira Krş
Koyun Eti 10 Ton 16000 00 1200 00
1 — Cins ve m.ktarı yazılı iht.yaç kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır.
2 — Eksiltme ihalesi 24/Temm uz/950 Pazartesi günü saat 16.00 da Sivas As. Sa. Al. Ko. Başk. da yapı lacaktır.
3 —Vasıf ve şartlar hergün komisyonda görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte tem natlariyle ve diğer vesikaları ile birlikte Komisyona müracaatları ilân olunur. (4494)
Seyahata kolaylık
Eevlet Deniz Yolları Batı Akdeniz ve Güney - Doğu Akdeniz se-yahatlarınızda yer temini ve her türlü malûmat için Posta caddesi 19 numarada Antalya Umumî Nakliyat T. A. Şirketi Ankara Seyahat Bürosuna müracaat ediniz. Telefon: 12797—15437. (5012)
Devle» Orman İşletmesi Ed’em't Müdürlüğünden
1 — İşletmemizin Adadağı bölgesinin Ilıca sahil son istif yerinde mevcut 174 ton 910 kilo muadili 205.776 M3. Çam kullanacak, odun iki parti halinde 27.6.950 tarihinden itibaren 18 gün müddetle açık arttırma suretiyle satışa konmuştur.
2 — Açık arttırma 14.7.950 tarihine raslıyan Cuma günü saat 15 de İşletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır. Beher metreküpün tahmi ni bedeli 30 lira 30 kuruştur. Her parti için % 7,5 hesabiyle geçici teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartname Or. Genel Müd.de İstanbul, Ankara, İzmir, Balıkesir, Biga işletme Müd.de, Kazdağı, Adadağı, Eğbekdağı ve Kocadağı Or. Bölge şefli derinde görülebilir.
4 — isteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk temi-
natiariyle komisyona müracaatla rı. (4489)
AGA-RADIO Radyoların Ağası
Otomatik 10 plaklı Pikaplar
MIELE Marka Çamaşır makineleri
Bütün bunları, AnaJartalar
SIERA Marka Radyolar GARRARD Marka Ingliz pikaplar MIELE Marka Elektiik Süpürgeleri
Kooperatif arkası Ali Nazmı Apt. altında No. 3/5 de Yıldırım Elektrik Pazarı R.
Konya Sax ve Kaşık oyunları Folklor heyeti
Kemani TAHİR ÜNYAYLAR v® Plâk kıralı NADİR DÜYGULÜ SES İdaresinde alt» Bayan okuyucu iştlrakile yirmi kişilik saz heyeti her akşam devam etmektedir. Aynca Müessesimizin büyük fedakârlıklarla İstanbuldan getirttiği KONYA SAZ ve KAŞIK OYUNLARI FOLKLOR heyeti muazzam programlarla devam etmektedir. Telefon : 31473 (2474i
*- 1
VADESİZ TASARRUF HESAP! \RI İKRAMİYELERİ
Hesap sahibi B. Salihe ve aynca 1 adet 10.000 ve 5 adet 1.000 lira muhtelif yerlerdeki mevduat sahiplerine çıkmıştır. (2545)
.......111 111
Büyük
Mağazanın
1 — Ucuzluk, Zerafet, Yeniliklerini,
2 — Yerli, Avrupa kumaşlarından Askerî,
Sivil yapılan ısmarlama elbiselerini,
3 — Her türlü giyim eşyasının fiat, desen
ve modellerini mutlaka görünüz. NOT:
FİATLAR1MIZ KATİYEN MAKTUDUR
Adres Adliye Sarayı kaıssı İK nci
Anafartalar Caddesi No. 300
Etlılte Kinlik E«
Bahçe içinde 2 oda, bir hol, mutfak, banyo, terkos ve elek triği mevcut. Yeni yapı- Asfalt yola 30 metre.
Müracaat: Etlik 2 inci bakkal, otobüs durağı civarındaki evde öğretmen Firdevs Ertiin.
(2516)
Acs'u Satılık Otomobil
48 Model Plymouth, 4 kapılı taksiye elverişli (7500 lira). 23458 den Ertuğrul. 12501.
Zayi Ibir cilt makbuz
1250 numaradan 1300 numaraya kadar 50 yapraklı 26 ncı cild Yeni Doğan mahallesinde bir cami yaptırana derneğine ait teberrü makbuzu zayi ed lmiştir. Hükmü olmadığı ilân olunur. (2586)
Demek Başkanı M. Ali Çarkoğlu
Büvük sa h^şîuk
Son Alman — Rus savaşı Yazan Çeviren
Erich Kern Şevket Dilmaç Komünistlerin sevmedikleri kitap
Büvük sa1 hoşluk
Son Alman — Rus savaşı Yazan Çeviren
Erich Kem Şevket Dilmaç Komünistlerin sevmedikleri kitap
Her Türk okumalı
250 Kuruş.
MÖBLELİ KİRALIK
Kızılayın en iyi yerinde dört o-dalı bütün konforu haiz Möbleli yazlık için ehven fiyatla Kiralıktır. Tel: 22307. (5004)
ti Am
Ankara Kasaplar Demeğinden:
Derneğim z.n senelik toplantısının yapılacağı ilân edilen 29/6/950 gününde ana tüzük gereğince aranan çoğunluk bulunamadığından toplant n.n, yine Meıbıhada Kasap Esnafına ait odada 6/7/950 Perşembe günü saat 9 a bırakıldığı sayın üyelere ilân olunur.
Ankara Kasaplar Demeği
Yönetim Kurulu
(2535)
Satılık pa İman
Bahçeli Evler 2 inci cadde 43 No. 3 katlı her kat dört ve beş odalı konforlu apartman satılıktır.
ilânda yazılı adreste birinci kata müracaat (5010)
FR)GiDAiRE Marka Buz dolapları Her ktS-yr l) gUfl COLLEMAN Marka Petrol ocakları ŞIK
HİRON Marka Fransız bisikletleri Avizeler
PAKERIdcn elvefrişli ödeme şartlariyle temin edebilirsiniz.
Tel: 15198


Sayfa: 8
ZAFER
_2 - 7 - 1950_

k
t
Ç
1
]
'j
( I
Yeni Af Tasarısı
Meclise verildi
★ (Baştarafı 1 incide)
Tasarının Büyük Millet Meclisine sunulan son şekli bu olmakla beraber Af Kanununun Mecliste az çok tadilâta uğraması muhtemeldir. Tasarının müzakeresi sırasında bir çok hatiplerin söz alacakları an-laşüıyor.
Tasarı Adalet Komisyonunda süratle görüşüldükten sonra önümüzdeki günlerde ruznameye alınarak Meclisin Bayram tatilinden evvel kanunlaşacaktır.
Muzaffer Kayalıbay-ın ö ünü hâdisesi
İstanbul Sergisi merasimle açıldı
Gümrük ve Tekel Hakanı açış nutkunda serbest teşebbüse yeni iş sahaları açılacağını belirtti
İstanbul, 1 (Hususî) — 1950 Istan bul Sergisi, bugün saat 17 de törenle açılmıştır.
Tekel Bakanı Nuri Özsan, şehrimizdeki milletvekilleri, vali ve be- -
lediyç başkanı, İstanbul komutanı ' başlayan
★ (Baştarafı 1 incide)
Diğer taraftan Olga, kendisi ile konuşan bir arkadaşımıza bundan birkaç gün önce bir Ankara gazete sinde çıkan ve tamamen Ömer Inö nü’yü itham eden mahiyette olan beyanatı tekzip etmiş, bu şekilde hiç bir söz sarfetmediğini, mezkûr gazeteye bir tekzip gönderdiğini, fakat bunun gazete tarafından ko- 1 nulmadığını, bu yüzden mahkemeye müracaat ettiğini söylemiştir.
Olga’ya dün adliyede avukatı Hüseyin Horhorlu ile Çin Ataşesi Mao refaket etmiştir.
Diğer taraftan hâdiseyi bir takrir ile Büyük Millet Meclisinde a-çıklayan Tokat Milletvekili Ahmet Gürkan da dün sabah adliyeye gelmiş, hâdise hakkında malûmatına müracaat edilmiştir.
Ahmet Gürkan, Muzaffer Kayah-bayın ölüm hâdisesini bilen on iki kişinin ismini vermiştir.
İstanbuldaki tahkikat
İstanbul, 1 (Hususî) — Teknik okul pansiyon âmiri Muzaffer Ka-yalıbay'ın ölüm hâdisesine el koyan savcılık tahkikata devam etmektedir. Hâdise gecesi tahkikatı idare eden komiser ve polis memurlarının hüviyetleri tesbit edilmiştir. Bunlardan halen İstanbulda bulunan Komiser İhsan bugün savcılığa celbedilmiş ve ifadesi alınmıştır.
Aynca Muzaffer Kayalıbay’ın ö-lümü hâdisesine ismi karışanlardan eski İstanbul Emniyet Müdürü Ahmet Demir, Nman Turhan, Süleyman Sucu ve İsmail Tirfil de bugün savcılığa çağırılmış ve :t~ delerine müracaat olunmuştur.
Bilgisine müracaat edilmek için hâdisenin kahramanlarından ve mühim şahitlerinden Olga’mn arkadaşı Alûşka aranmış, fakat İstanbulda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Diğer taraftan söylendiğine göre Muzafferin babası Halil Kayalıbay şahsan açacağı dâvada halen Cezaevinde bulunan Haşmet Orbay’ın ve annesinin de ifadelerine müracaat edilmesi için talepte bulunacaktır.
İddiaya göre Olgayı gayet iyi tanıyan Haşmet OrbayTa bazı malû? mata sahip olduğu sanılan annesinin ifadeleri Muzafferin ölümü hâdisesinin aydınlatılması hususunda ehemmiyetli rol oynıyacaktır.
ifa-
IBagmokaloden devam
karadaki işlerinin çokluğundan gelemediler. Serginin açılması şerefini bana vermiş bulunuyorlar.
Sizlere Başbakanımızın sevgi ve saygılarını getirdim. Geçen sene ıcaıyç DaşKaıu, *sıanuuı nuıuuıauı başlayan ve bu sene daha mütekâ-ile vilâyet ve belediye erkânı, yerli mil bir manzara arzeden İstanbul ve yabancı basın mensuplarının ha j sergisinin önümüzdeki -1'*
zır bulunduğu törene, şehir bando- ' tekâmül seyrini tâki sunun çaldığı istiklâl Marşı ile bag “”*** "
lanmıştır.
İlk olarak sergi Sırrı Enver Batur kısa bir konuşma ile İstanbul sergisinin hangi şartlar altında hazırlandığım ve ekonomik hizmetini belirtmiş ve müteakiben vali ve belediye başkanı Dr. F. K. Gökay bir hitabede bulunmuştur.
Bundan sonra Tekel Bakanı Nuri Özsan kürsüye gelerek şu açış nut kunu söylemiştir:
«— Aziz ve sevgili İstanbullular, Bu yıl İstanbul sergisinin açılma merasimde bulunmak üzere davet olunan Başbakan Adnan Menderes, bugün aranızda bulunarak bu güzel. serginin açılma merasimini bizzat ifa etmeyi çok arzu etmig olmalarına rağmen, takdir edeceğiniz veçhile An-
_„4 sene de bu i takip edeceğine şüphemiz yoktur. Serginin bir mera lekette iktisadı faaliyetlerin geliş komitesinden ' meşindeki mühim tesirleri malûm-I dur. Bilindiği gibi Demokrat Parti iktidarının takip edeceği politika, daha çok serbest teşebbüse yeni iş sahaları açmak olacaktır. İstanbul sergisinin gelecek senelerdeki tekâmülü bu politikanın müsbet netice-ı lerinin görülmesine de fırsat teşkil edecektir. Bu ümitle bu güzel yer. de konuşmak fırsatını bulmuş iken kalpleri hürriyet ve memleket sevgisi ile çarpan muhterem İstanbulluları yürekten sevgi ve hürmetle selamlamayı bir vazife bilirini. Ser giyi muvafakiyetler diliyerek açıyorum.»
Tekel Bakanı açış nutkunu müteakip kordelâyı kesmiş ve bundan sonra pavyonlar davetlilere gezdi-rilmiştir.
I
Bulgarlar şehidimizin cenazesini teslim etti
Edime, 1 (Telefonla) — Türk - teslim alman nâş bir ihtiram kıt’a-
Bulgar hududunda şehit edilen ga- ' sının merasim duruşu önünde belediye cenaze arabasına konularak yola çıkarılmış, yolda kalabalık bir kitle tarafından selâmlanmış-tır. Bir otomobil kafilesi halinde şerre güderek cenaze doktorlarca tetkiki için devlet hastahanesine
zeteci Arif Necip Kaskatı’nın cenazesi bugün saat 12 de Bulgar hudut makamlarından teslim alınmıştır. Bir saat süren bu teslim muamelesinde kayda değer bir hâdise cereyan etmemiş, iki taraf masa başına geçerek bir anlaşmaya varılmış, bırakılmıştır, protokol imza ve mukabilleri teslim, I Şehidin cenazesi yarın (bugün) tesellüm edilmiştir. | vatan topraklarına törenle gömüle-
Kapıkule hudut karakolumuzda çektir.
Kızıl Kore’de durum kötü
«F - 80. tepkili iki av uçağı ile bir «B - 26. hücum bombardıman uçağı kaybettiklerini açıklamıştır.
Beş ton beyanname
Tokyo, 1 (a.a.) — «Reuter.: General Mac Arthur’un emriyle hazırlanan ve Cenup Koreye uçakla a-tılan beş ton beyanname, Güney Kore askeri kuvvetlerine ve Güney
Matematik-Fizik - Fransızca
Ehven ücretle ders verilir. Arzu edenlerin evlerine gidilir. Yenişehir ■ Kâzım Özalp caddesi No. 30 apartmanı (E.LE. Umum Müdürlüğü binası) daire 11 de Ertan’a müracaat. (2511)
★ (Baştarafı 1 incide) tedir. 30 Haziran gecesi Suvon bölgesine giren komünist öncülerinin kuvvetleri az olduğu için buralarda tutunamıyacakları tahmin edilmektedir. Yağmur bugünkü kara ve hava harekâtım güçleştirmiştir. Han nehrinin Güneyinde düşman faaliyetinin arttığı müşahede edilmiş . .. . ------- ----------- . .
ve nehir üzerinde yeni iki tahta Kore halkına, Kızıl kuvvetlere kar-köprünün yapıldığı görülmüştr. I şı müdafaada devam etmeleri ve Ingiliz, Avustralya ve Amerikan Amerikan yardımının her an daha donanmaları Kore sularında birleş- fazla miktarda geldiği bildirilmek-mişlerdir.
Vaşington, 1 (a.a.) — «Afp»: Bu- | gün demeçte bulunan Savunma Ba-
tedir.
Bir kızıl uçak Japnoyada
___________________..________,____ Tokyo, 1 (a.a.) — «Afp»: Tokyo-kanlığı sözcüsü, son 24 saat içinde da öğrenildiğine göre, Japonyanın Kore üzerinde yapılan taarruz ha- Suchima adası bir Şimal Kore uça-reketleri sırasında Amerikalıların ğı taraftndan bombalanmıştır.
s
r
Türkiye Kömür Satış ve Tevzi Müessesesı Ankara Şubesinden Kok Kömürü Tevziatı 1 — 1950—1951 kışı için evvelce soba kömür beyannamesi vermiş olanlardan aşağıda numaraları
yazılı beyanna leri ve kendiler me sahiplerinin hizalarında yazılı satış yerlerinde müracaatlar kömür bedellerini ödememe verilecek ordino karşılığında kömürlerini aynı günde almaları lâzımdır.
Müracaat günleri Müracaat yerleri 3/7/1950 Pazartesi Beyanname No. 4/7/1950 Salı Beyanname No. 5/7/1950 Çarşamba Beyanname No. 6/7/1950 Perşembe Beyanname No. 7/7/1950 Beyanname No. 8/7/1950 Cumartesi Beyanname No.
Ulus, Sanayi cad desl. Belediye Müzayede Bulonı karcını No. 16 6951-7000 7901-7937 7945-8000 8901-8950 8951-9000 10901-11000 11901-12000 12901-13000 13901-14000 14951-15000 14901-14950 15901-15930 15966-16000 16901-17000 21901-22000 22901-23000 23901-24000 24901-24944 25901 26000
Yenlochlr. Ne catlbey cadden No. M 30001-30100 30901-31000 31001-31050 31051-31100 34901-35000 35901-36000 36901-37000 37901-38000 1531-1600 3421-3569 4795-4900 5171-5220 28676-28781 35501-35600 36501-36600 37501-37600
Şube merkezi, Ar barlar caddeni kok kömürü depı 49901-50000 159901-160000 160901-161000 166901-167000 170901-171000 171901-172000 173901-174000 175901-176000 176901-177000 177901-178000 178901-179000 179901-180000 180901-181000 181351-181450 300901-301000 301901-302000
2 — Bu sene halka kesintisiz olarak 1948 - 1949 kışında olduğu gibi beyannamelerinde yazılı oda ve soba sayısı esasına göre kömürleri verilecektir. 8 — Resmî Daire, Sefaretler, Hastahaneler, Okullar, Kaloriferli binalar ve Sınaî Müesseseler için müracaat yeri: Yenişehir Mühendisler Birliği binasındaki Müessese Merkez! Satış Servisi Telefon No. 24022. Soba kömürleri için izahat almak İsteyenler Anbarlar caddesinde Kok Deposu yanındaki Şube Merkezine veya 23905 numaralı telefona müracaat edebilirler. 4 — Gişe saatleri: Öğleden evvel ı 8.80—12.00 % Öğleden sonra : 14.00—17.00 B — istenilen vesikalar: Beyanname kuponu ve nüfus hüviyet cüzdanıdır. 6 — Bir hafta zarfında muameleleri yapılacak beyannamelerin numaraları Pazar ve Pazartesi günleri sabah gazetelerinde ilân edilecektir. 7 — Linyit kömürlerinin serbest olarak ve istenildiği kadar satışına devam olunmaktadır. DİKKAT: Kömürlerini beyanname numaralarının ilân edildiği günlerde almayan vatandaşlar geri bırakılacağından kendilerine ayrılan günlerde müracaatta bulunmaları menfaatleri iktizasındandır. (4490)
İâlâ şef sistemindeler! verebiliriz: İsterseniz, Halk Partisi Genel İdare Kurulunun Kurultaya sunduğu rapordan şu cümleleri beraber okuyalım:
«Büyük inkılâp ve devlet adamımız Sayın İnönü’nün partimiz başında bizler için daimî bir ilham ve enerji kaynağı olacağına inanarak onun etrafında dürüst bir muhalefeti her şeye rağmen devam ettirmeğe azmetmiş bulunmaktayız.»
Demek genel İdare kurulu da bu raporunda İnönü’yü, Kurultaya be-hcmahal seçilsin diye takdim etmektedir. Bizim bildiğimize göre, her kongrede idare kurulları, yapılan işleri umumî heyete bir rapor halinde arzederler. Yani üzerlerine aldıkları vazifenin hesabını verirler. Geçen işlere dair ya ibra eıulırler, veyahut mes’ul tutulurlar. xiıç bir idare heyetinin bir kongreyi hiçe sayarak ona akıl öğretmeğe, direktif vermeğe hakkı yoktur. İliç kimseyi behemahal seçiniz, diye dikte edemez. Çünkü bizzat Genel Başkan İnönü de kongre önünde hesap verecek, ve adaylığını koyduğu zaman, diğer adaylarla beraber ve aynı haklar dairesinde seçimin neticesini bekleyecektir. Demokratik parti idareleri sisteminde normal olan budur. İnönü seçilmezse, parti ilham ve enerji kaynağını kayıp mı edecektir? Parti onun şalısile mi kaimdir? İşte anlaşılmaz muamma budur!
İşin tuhaf taradı şudur ki; demokrasi inkılâbını bizzat başardığı iddia edilen İnönü dahi aynı hataya düşmüş, ve o da kurultaydaki hesap verme nutkunda, kendi kendisini ebedi başkan telâkki ederek istikbale muzaf vaidlerde bulunmuştur. Halbuki o da Kurultay huzurunda sadece yapılan işleri anlatmak mevkiindedir. Kurultaya direktif verecek değil, oradan direktif alacaktır. Partinin yürüyüş istikametini, fikirlerini, prensiplerini tespit eden Kurultaydır. Kendi tüzüklerine göre en yüksek kademe Kurultaydır. O halde seçimleri kaybeden bir partinin başkanı, hesap verme mev kiinden nasıl direktif verme mevkiine çıkabilir? Nasıl istikbalde şunu yapacağız, bunu yapacağız, cLye koskoca Kurultaya istikamet vermeğe kalkar?
Hadi tevazuu bir tarafa bıraksınlar, fakat prensiplere sadakat böyle mi olur? Bütün bunlar gösteriyor ki. Halk Partisinin ellerinde bulunduranlar, de bunu yine behemahal almak istiyenler, hâlâ memleketteki büyük inkılâp hamlesinin farkında bile değildirler. Onun için, diyoruz ki, Halk Partisinin eğer hakiki ve ciddî bir parti halinde yeniden taazzuv etmesini istiyorlarsa her şeyden evvel bir zihniyet inkılâbını başarmalıdırlar.
Biz yakinen biliyoruz ki, Kurultayın içinde bu memleketin hayrını düşünen, demokrasi inkılâbının ne demek olduğunu pek iyi bilen çok güzide unsurlar mevcuttur. Bu işi, ancak onlar başaracaktır. Şef sistemini onlar yıkacaktır. Bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa öbür gün behemahal Halk Partisi içinde bu zihniyet inkılâbı başarılmalıdır. Çünkü bu sayede iktidar da hakikaten dürüst bir muhalefetle birlikte çalışmak imkanını bulacaktır.
Inönünün pek yüksekten atan nutku hakkındaki düşüncelerimizi de ayrıca izaha çalışacağız.
Mümtaz taık FENİK
Ordular arasında Futbol
Birinciliği bugün başlıyor
1950 yılı Ordulararası futbol birinciliği bugün 19 Mayıs Stadında başlanacaktır. Bu husustaki genel kurmay spor kolunun tebliği aşağıdadır.
Genelkurmay Spor Kurulundan bildirilmiştir:
1 — 1950 yılı ordulararası futbol
şampiyonası 2—11 Temmuz günle-1 rinde 19 Mayıs Stadyumu 3 No. lu çim sahada aşağıdaki tertip dahi-; ünde yapılacaktır:
a) 2 Temmuz 1950 saat 16.45: A- j çılış töreni, saat 17.00 de: Kara kuvvetleri - Jandarma. Hakemleri: Orta hakemi Sıtkı Eryar. Yan hakemi Ekrem Emiroğlu ve Nail.
Saat 18.45: Hava kuvvetleri - Tak viyeli Harpokulu. Hakemleri: Orta hakem Ekrem Emiroğlu. -Yan hakemleri Sıtkı Eryar ve NaiL
■ b) 4 Temmuz 1950 saat 17.00: Kara kuvvetleri - Deniz kuvvetleri Saat 18.45: Jandarma . Takviyeli Harpokulu.
| c) 6 Temmuz 1950 saat 17.00: Ka ra kuvvetleri - Hava kuvvetleri. Sa-
I at 18.45: Deniz kuvvetleri - Jandar.
d) 9 Temmuz 1950 saat 17.00: Hava kuvvetleri . Jandarma. Saat 18.45: Hava kuvvetleri - Takviyeli
| Harpokulu.
e) U Temmuz 1950 saat 16.30: Ha va kuvvetleri - Deniz kuvvetleri. Saat 18.15: Kara kuvvetleri - Tak viyeli Harpokulu. Saat 20.00: Ka-
: panış töreni.
2 — 11 Temmuzdan sonraki maç
■ ların hakemleri ayrıca bildirilecektir.
Halkevleri için Iıalâ tahsisat talep ediyorlar I
Cumhuriyet Halk Partisi Kurul- , tayı dün sabah toplanarak çalışma- ı lafına devam etmiştir. Celse açılınca, ikamet etmekte olduğu Sipahi Ocağı binasının yanması dolayı-siyle İstanbula giden deleğe Ekrem Tur'un müsade talebine dair tezkeresi okunarak kabul edilmiş, bundan sonra Gaziantep delegesi olan j Refik Daniş isminde bir zatın takriri okunmuştur. Bu zatın iddiasın- j ca iktidar muhalefete tahammül ı etmek niyetinde değildir! Bu se- , beple Halk Partili Milletvekilleri- ’ nin seçim tutanakları iptal edilecek J tir! Böyle bir şey olduğu takdirde Halk Partili bütün Milletvekilleri Büyük Millet Meclisini ‘terketmeli ve bu hususta şimdiden Kurultay karar alarak Halk Partisi Meclis Gruuna direktif vermelidir.
idaresini ve ilerde ellerine
Brezilya Yugoslavya’yı 2-0 yendi
★ (Baştarafı 1 incide)
Maça her iki takım da büyük bir süratle başlamış ve ilk devrenin dör düncü dakikasında Brezilya millî takımı Yugoslavyaya bir gol atmağa tpuvaffak olmuştur. Oyun birin ci devrenin sonuna kadar bu minval üzere ve karşılıklı hücumlarla devam etmiş ve devre 1—0 Brezilyanın galibiyetile spna ermiştir.
İkinci devrede Yugoslavlar ağır basmaya başlamış olmalarına rağmen Brezilyanın müdafası, zamanın da müdahaleleriyle Yugoslav akın-larını akim bırakmağa muvaffak ol muştur. Yugoslav akınlarının kolay ca bertaraf edilmesine ikinci sebep de Yugoslav sağ kanadının aksamasıdır. Maamafih Brezilyalıların 1—0 neticenin kendilerine tehlikeli olacağım, bildikleri için yeniden teşeb büsü ellerine alarak ikinci devrenin 20 nci dakikasında ikinci gollerini de atmışlar ve bundan sonra müdafaaya çekilerek neticeyi muha faza etmeğe ve finale kalmağa muvaffak olmuşlardır.
Böylece Brezilya 5 puvanla finale kalmış, Yugoslavya da 4 puvanla ikinci olmuştur.
Halk bütün oyun müddetince Bre zilyalıları »Brasil! Brasil!» diye bağırarak teşçi etmişlerdir.
İstanbul’da dün
N. A.
Parlâmentolar arası
geceki güreşler
★ (Baştarafı 1 incide) kika 12 saniyede tuşla kazandı.
57 kilo: Osman Oz — Johanson Baştan sona kadar FinlandiyalI da-, ha üstün güreşerek müsabakayı ittifakla kazandı.
62 kilo: Halil Kaya — Kplosela. Güreş sıkı ve zorlu oldu. Halilin rakibi kuvvetli idi. Fakat Halil teşebbüsü ve üstünlüğü elden bırak-mıyarak güreşi ittifakla kazandı.
67 kilo: Haşan Sarıçiçek — Hao-pasalmi. FinlandiyalI daha iyi ve neticeli güreşti, müsabakayı ittifakla kazandı.
73 kilo: Ahmet Şenol — Simaa-ilen. Ahmet Şenol bu sikletin dünya birincisi olan rakibine karşı fevkalâde hareketli ve güzel bir güreş çıkararak müsabakayı ekseriyetle kazandı.
79 kilo: Ali Özdemir — Keisela. Ozdemir rakibinden daha iyi ve verimli güreşti, müsabakayı ekseriyetle kazandı.
87 kilo: Muharrem Candaş — Se-ı konmen. Derhal rakibini altına alan 'Candaş 45 saniyede güreşi tuşla kazandı.
Ağır: Muzaffer — Rehimeki.
FinlandiyalI ilk dakikadan itibaren Muzafferi sıkıştırdı ve neticede tuşla 9 dakika 5ü santyede galip geldi.
Bu suretle Greko-Romen akrşı-laşmaları 5—3 İstanbul Güreş klü-bünün galibiyeti ile bitti.-
★ (Baştarafı 1 incide) îdare heyeti kendi arasında yaptığı toplantıda Başkanlığa İzmir miletvekili Cihat Baban’ı, başkan vekilliğine Ankara milletvekili Mümtaz Faik Fenik’i, Genel Sekreterliğe İstanbul milletvekili Salamon Adatto’yu ve saymanlığa Bursa milletvekili Selim Ragıp Emeç’i seçmiştir.
içişleri Bakanı
Bundan bir müddet önce Ankara mezbahası hakkındaki şikâyetlere sütunlarımızda yer vermiş Ankara belediyesi ise bunları tekzip eder mahiyette mektup göndermişti.
Bu vaziyet üzerine kasaplar İçişleri Bakanlığına müracaat etmişler, İçişleri Bakam mezbahaya giderek işçileri ve diğer alâkalıları dinlemiş, mezbahayı tetkik etmiştir.
Bakanın da müşahede ettiği gibi mezbahada, hayvanların kesildiği, temizlendiği ve barındırıldığı yer hep aynıdır. Bugünkü kadro ile bile mümkün olduğu halde temizlik işleri tamamen ihmal edilmiştir.
Kesilen hayvanların bir kısmı gereken fennî ve sıhhî tesisatın bulunmaması yüzünden ziyan olmaktadır. Belediyenin emrinde olan ve muazzam bir iş sahası hazırlayan bu yerin gördüğü alâkasızlık içişleri Bakanı Rüknettin Nasuhi-oğlunun da nazarı dikkkatini çekmiştir.
Bakan, mezbaha işçilerinin ücret azlığı, fazla mesai ve gayri sıhhî çalışmaları hakkındaki dileklerini dinlemiş ve işçilere en kısa bir zaman zarfında haklı görülecek dileklerinin yerine getirileceğini söylemiş ve alâkalılara gereken direktifi vermiştir.
Kasapların teşekkürü
Ankara Kasaplar Derneği Başkanı Sabri Özkan imzasiyle dün şu yazıyı aldık:
«Bu defaki maruzatımızla her hangi bir konuda mevcut şikâyetlerimizi değil, Sayın Demokrat Parti Hükümetimizin pek kiymetli İçişleri Bakanına ~ — şükranlarımızı istiyoruz.
Işıklı ve nurlu 14 Mayıs gününden evvel Ankara mezbahasının
Kuşetli biletler
★ (Baştarafı 1 incide)
Kuşetli yer almayıp numaralı yerlerde seyahat etmek isteyen yoı culara da yme .eskisi gibi numaralı yer kuponu satılacaktır.
Kuşetli arabalarda eşya koyacak yerlerin az olması dolayısiyle ku şet bileti alan yolculara büyük parça valiz, bavul gibi eşyalarım bagaj olarak kaydettirip furgona vermeleri icap edecektir. Kuşetli arabaların yakında İstanbul - Ankara -İstanbul trenlerinden gayri diğer ana hat trenlerinde de bulundurula cağı haber alınmıştır.
Öıüm
Kırşehirli Hacı oğullarından Kırıkkale Milli Eğitim memuru Alâ-eddin Gölece tutulduğu hastalıktan kurtulamıyarak evvelki gün Nü-mune hastahanesinde vefat etmiştir. Merhumun cenazesi dün Hacıbay-ram camiinden kaldırılarak Asri mezarlıktaki ebedî istirahatgâhına tevdi ediliştir. Kederli ailesine başsağlığı dileriz.
sonsuz minnet ve alenen arzetmek
sürüp giden aclklı halini gösterip gereken tedbirlerin alınmasını temin için müteaddit müracaatlarımıza rağmen koca bir sene zarfında mezbahanın bağlı bulunduğu Belediyenin iktisat Müdürü dahi ancak bir defa mezbaha müdüriyet binasına kadar gelmiş ve mezbahayı teftiş etmeden avdet eylemiş i-ken, pek Sayın içişleri Bakanımızın vaki olan tek bir müracaatımız üzerine 1/7/950 günü mezbahaya ka. dar teşrif edip burayı dikkatle teftiş etmesi Sayın Demokrat Parti Hükümetlerinin esnafın dertlerine ve bilhassa halkımızın sıhhatına derin alâka göstermek azimlerinin açık bir ifadesidir.
Bozuk işlerin düzelmesinin en kat’i teminatı olan bu asil ilgi ve azim karşısında duyduğumuz minnet ve şükran hislerini alenen arzet-meyi vicdanî bir borç bildik. Derin saygılarımızla.»
Dâvet
Adalet Komisyonu:
3.VH.1950 Pazartesi günü saat 10 da,
Anayasa Komisyonu:
1— Kastamonu milletvekili Hayri Tosunoğlu ve Tokat milletvekili Halûk Okerenin T. B. M. M. 9 uncu döneminde çıkacak kanun ve kararlar hakkında önergesini,
2— İstanbul milletveKİli Dr. Mü-kerrem Sarol’un Anayasanın ikinci maddesindeki (Devlet Dili Türkçe-du') fıkrasının yorumlanması hak-Kindaki önergesini görüşmek üzere, 3.VIL1950 Pazartesi günü saat 10 da.
Dilekçe Komisyonu:
3.VH.1950 Pazartesi günü şart 10 da,
İçişleri Komisyonu:
1— İzmir milletvekili Cihat Baban ve beş arkadaşının, Belediye Gelirleri Kanununun 21 inci maddesinin 4 üncü fıkrasının yorumlanmasına dair önergesini,
2— 2 Vakfa ait tarihî ve mimarî kıymeti haiz ol|n eserlerin korunma, bakım ve restorasyon işlerinde uyulacak prensipleri. kararlaştırmak üzere bir danışma kurulu kurulması hakkında kanun tasarısını,
3— Ağrı milletvekili Celâl Yardımcının hastahane, okul, park, meydan, cadde, stadyum ve emsali müessese ve yapılarak yaşıyan kişi adlarının konmaması hakkında kanun teklifini,
4— Erzurum milletvekili Bahadır Dülgerin, Basın Birliği Kanununun kaldırılması hakkında 4932 sayılı ka nunun birinci maddesinin yorumlanmasına dair önergesini görüşmek üzere 3/7/1950 Pazartesi günü saat 10 da.
Toplanacaklardır.
Takel Bakanının İstanbul'da
beyanatı
İstanbul, 1 (Hususî) — Gümrük ve Tekel Bakanı bugün Ankaradan şehrimize gelmiştir. Bakan gazetecilerin sorularına şu cevapları vermiştir:
«— Bugünkü bütçe ile sigara fiyatlarını ucuzlatmak imkânı yoktur. Ancak daha önemli mevzularda ucuzluk teminine çalışmaktayız.
Sigara fabrikalarının ve sigara sanayiinin hususî teşebbüslere devri de imkânsızdır, diğer hususlar İncelenmektedir.
Yeni yapılacak tâyin ve nakiller işi de tetkik edilmektedir.»
Başkan, bu mevzuda konuşmak ' istiyen olup olmadığını sormuş, j kürsüye gelen Fehmi Ataç mevzu- j un serin kanlılıkla üzerinde düşünülmesi gereken mühim bir mevzu olduğunu söyliyerek işin Meclis Grupuna havale edilmesini, Grupun yeni kurulacak Parti Umumî idare Heyeti ile birlikte bu hususta bir ka ’ rar vermesini teklif etmiştir.
Bundan sonra Faik Ahmet Barut-çu söz alarak Seçim Kanununa -^11! murakabe sistemini ilâve etmek' şe- ’ refini Halk Partisine mal edivere- _ j xek Seçim Kanununun esasların-;x j uzun uzadıya anlatmıştır. Hdlk Partili Milletvekili bu mukaddimeden ' sonra seçim tutanaklarına itiraz Kalk Partili Milletvekileri hakkın-daki itirazların kanuni müddetleri i içinde yapılmadığım söylemiş, yüksek seçim kurulunun raporunu Mec. İlsin tetkik etmek salâhiyetini kanunî bir hak olarak kabul ettikten sonra bu hakkın «objektif bir hu-Kuki hüıtûm olarak değil, politik trr hüküm olarak ileriye sürüldüğü» haberleri ile karşılaştıkları iddiasında bulunmuştur. Faik Ahmet Barutçu bu arada maziye ait bir itirazda bulunarak eskiden itirazların ve şikâyetlerin «istenildiği gibi» Demokrat Partnin Seçim Kanununa aykırı bir harekette bu-lunmıyacağma inanmak istediğini belirtmiş, sözü Gaziantep delegesinin teklifine getirerek parlâmento grupları Meclisin birer uzvu olduklarına göre Meclisten çekilmek veya çekilmemek gibi bir karar verilmesinin Grupa bırakılmasını, Ku. ruitayda bu yolda bir karar alınmamasını teklif etmiştir.
Faik Ahmet Barutçudan sonra j Mardınin Halk Partili Milletvekili® Dr. Azız Uras söz almıştır. Bu zatH Büyük Millet Meclisinde şimdi mu-3. halefet yapmanın «tahammüirers-«J sa» olduğunu söylemekle söze lamış, bu iddiasını izah için şu^fi-bebi göstermiştir. Mecliste hükümet programından Milletvekili sözlü sorusuna kadar tek mevzu eski iktidarın seyyiatıdır. Bililtizam ağır ithamlar w tarizler yapılmaktadır!
C. H. P. 8 inci Kurultayı öğleden soma saat 15.30 dan itibaren çalışmalarına devam etmiş ve ilk olarak Halkevleri komisyonundan geren rapor okunmuştur.
Rapor üzeıinde söz alan delegeler Halkevlermin tahsisatının kesilmesi üzerinde tenkitlerde bulunmuşlardır.
Bu sırada söz alan bir delege «Halkelerini elimizden alacak bis kuvvetin bulunduğunu tahmin etmiyorum» demiş ve tahsisatın kesil mesiyle Anayasanın çiğnenmiş olduğunu izah ederek «Anayasa çiğnendiği zaman hepimizin silâha sarılması icabeder» demiştir.
Halkevleri üzerinde açılan konuş ma sona erdikten sonra muhtelit) delegeler tarafından Demokrat Par tinin Milli Husumet andına karşı Millî Uhuvvet andı ilân edilmesi teklif edilmiş, fakat bu teklif delegeler arasında iyi karşılanmadığı için teklif geri alınmıştır.
Müteakiben dilek komisyonunun raporu okunmuş ve bu rapor üzerinde de biı- çok konuşmalar yapılmıştır.
Bu komisyon tarafından alman en mühim kararda Ulus, Karagöz ve İstanbulda çıkacak olan gazetelerin C. H. P. teşkilâtına gönderilmesi olmuştur.
Dilek komisyonu raporunun müzakeresini müteakip tüzük komisyonu raporunun gelmediği bildirilmiş ve bu sırada bir kifayeti müzakere takriri verilmiştir. Bu takrir kabul edilmiyerek muhtelif mevzular üzerinde konuşmalara devam edilmesine karar verilmiş ve söz a-lan Dr. Sezai tenkitlerde bulunarak genel merkezin parti müfettiş lerinin teşkilâtla alâkadar olmadı-1 ğını en büyük hatanın da 1946 seçimlerinden sonra partinin hükûj metten ayrılamamış olduğunu S“* ki göbekleri bitişikmiş gibi beraber çalıştıklarını fakat derdini kim şeye anlatamadığını söylemiş v** bundan Nihat Erime «Sen genç bir , hukukçusun, iyi talebe yetiştirirsin fakat bizim gibi memleketi göre« , mezsin» demiştir.
Hatip «teşhisi yanlış koyduk dik kat edelim» diye sözlerine son vermiştir. Kurultay bugün de sabah ' saat 10 dan itibaren çalışmalarına devam edecektir.

Comments (0)