?amilia
DÜNYANIN EN BÜYÜK PATRONLU ELİŞİ VE MODEL MECMUASI
116 Salıife 100 Kr. 364 Çıktı
Yıl: 2 — No. 535
* Telgraf adresi : Zafer Gazetesi — Ankara ★
AVER
£ Juı JEito
Ankaranın tanınmış möble mağazan
Bursa Mobilya Pazarı
Ehven fiai ve müsait şartlarla satışa devam etmektedir.
Mağazamızı gezmek serbesttir.
Anafartalar Cad. No. 198 — Tel: 14091
20 EKİM/1950 CUMA ★ Fiyatı her yerde 10 kuruş * Telefon : 15619, 15315 ve 16882 * Denizciler Caddesi 2 ★ Posta Kutusu 193
Arkadaşımız Poyrazoğlu Pusandan bildiriyor
Koresavaşbirliğimiz
Taegu'da toplanıyor
Askerlerimiz Pusan da tazahüratla karşılandılar ve ayni gün içinde Güney Kore’nin Taegu şehrine hareket ettiler
Pusan, 18 (Arkadaşımız Poy görmek için sokaklara yığıl-razoğlu telsizle bildiriyor) — mışlardı. Şehrin her binasından Birliğimiz uzun bir deniz yol- bayraklar sallanıyor; ve asker-culuğundan sonra Pusan’a var- terimizin üzerine çiçekler atılı-dı. Yolculuğumuz gayet güzel yordu.
geçti. Pusan’da halk tarafından Pusan’a çıkan askerlerimiz, büyük tezahüratla karşılandık, aynı gün Taegu’ya hareket et-Koreli kadınlar, çocuklar ve bü n.eğe başlamışlardır. L iz de tün Pusan halkı, Türk askerini Taegu’ya gidiyoruz. Orada top-
Trum n’m milletler
Mümtaz Faik FENİK
Başkan Truman, Wake adasında, Amerika'nın Uzak Doğu kuvvetleri Başkomutanı Gl. Mac Arihur'le yaptığı konuşmalardan sonra, Sanfransisko'-da, dünya siyasî tarihinde çok esaslı bir yer alacak olan mü-bim bir nutuk söylemiştir. Tru-man’m bu nutuk için Sanfran-sisko'yu seçmiş olması bilhassa dikkate şayandır. Çünkü Birleşmiş Milletlerin temeli beş sene evvel, bu şehirde atılmıştır; şimdi Birleşmiş Milletler fikrinin bütün dünyadaki zaferi bu nutukla yine bu şehirde kutlanmaktadır. Nasıl, Fransa'da Büyük İhtilâl zamanında neşredilen «İnsan Hakları beyannamesi», insanların hür ve hukukça müsavi olduğunu tesbii etmişse, Truman’ın bu nutku da milletlerin hür ve hukukça müsavi olduğunu ilân eden bir milletler hukuku beyannamesi kıymet ve ehemmiyetini taşımaktadır. Bu bakımdan nutuk dünyada emperyalizm ve tecavüze karşı koymaya azmeyle-miş milletler için, milletlerarası sahada yeni bir ışık hizmeti görecektir.
Başkan Truman, kendisine has olan belâgatle, gayet sarih olarak konuşmuş.kariları ortaya açık olarak dökmüştür.
Komünist emperyalistler, dünya hegemonyası fikri üzerinde yürümektedirler. Gayeleri bütün hür milletleri, kendi emirleri ve kontrolleri altına almaktır. Bu yeni bir sömürgecilik sistemidir. Sovyetler, işbirliğini kabul etmedikleri gibi peyklerinin de diğer milletlerle işbirliği yapmalarına müsaade etmemişler ve böylelikle dünyayı iki ayrı kutba ayırmışlardır. Onların gerek Birleşmiş Milletlerdeki bütün sabotajları, gerek tecavüzleri teşvik için yaptıkları hareketler, dünya sulhunun biran evvel kurulmasını zorlaştırmıştır. O halde hakikatleri görmeli ve ona göre müteyakkız bulunup tedbirler almalıdır. Hür yaşamak is-tiyen insanlar için bir tek çare
vardır: Kuvvoie kuvvetle karşı koymakl
Başkan Truman bu sözleriyle Sovyeilerin bugünkü hareket tarzları devam ettiği müddetçe, onlarla siyasî sahada anlaşıp dünya sulhunu korumanın çok zor ve hattâ imkânsız olduğunu belirtmiştir. Bu bakımdan nutuk. tam bir realitenin ifadesidir. Hakikatleri gizlemeğe lüzum yoktur. Mütecaviz, emellerini her sahada açıkça belli et-
(Sonu Sa. 4 Sü. 4 de)
lanacağız. Burada Birleşmiş Milletler Kore Komisyonu Başkanı Doktor Kâmil İdil tarafından karşılandık. Doktor Kâmil İdil birliğimizin işleriyle meşgul oldu. Taegu’ya hareket e-den askerlerimiz, yine halk tarafından tezahüratla uğurlandılar. Hepimiz neşeli ve sıhhatteyiz. Bütün vatandaşlara Kore’den çok çok selâmlar.
Poyrazoğlu Cephelerde durum Londra Radyosu, 19 (Basın -Yayın) ;— Birleşmiş Milletler kuvvetleri Kuzey Kore başkenti Pyongyang şehrinin batı kıs mini işgal etmiş bulunmaktadır. Birlikler şehri ikiye bölen Tedong nehrini geçerek batı kı yısmdaki bir köprübaşından i-lerlemelerine devam etmektedirler. Cepheden gelen haberle re göre, komünistlerin mukavemeti gayet zayıftır.
Şehre ilk giren birlikler, A-merikan birinci süvari tümenine mensuptur. Onları Güney Kore ve İngiliz kuvvetleri takip .etmiştir. .
Şehrin kuzeyinde askerî taşıtlar.' süratle ve uzun kafileler halinde daha kuzeye gitmektedirler.
Tokyo’daki bir Amerikan as-(Sonu Su. 4 Sü. 2 de)
Birliğimizin Pusan'dan sonra ilk toplandığı Taegu şehrini gösterir harita
Demokrat Partinin istişarî
kongresi bugün toplanıyor
I

Sincanköy’le Esenköy istasyonl arı arasında evvelki gece bir m arşandiz treninin kazaya uğradığını dün yazmıştık. Kaza, ta mir edilmek üzere Eskişehir’e boş yolcu ve yük vagonları götüren bir katara bağlı vagonlar dan birinin dingilinin kırılması neticesinde olmuş, 15 vagon devrilmiş, 3 vagon da raydan çıkm ıştır. İnsanca zayiat yoktur. Yol kapandığından dün tren yolcuları aktarma suretiyle yollarına devam etmişlerdir. Ulaştırma Bakanı Seyfi KurtSek dün kaza yerine giderek yolun açılması fa aliyetine nezaret etmiştir. Yol dün gece yarısı açılmış ve Haydarpaşa ekspresleri saat yarımda hareket etmişlerdir.
Tıp kongresinde dünkü mühim müzakereler
Kongre üyeleri şerefine verilen çayda Cumhurbaşkanımızdabulundu
Türk Mikrobiyoloji Kongresinde dün de çalışmalara devanı dilmiştir. Dün öğleden evvel sonra yapılan toplantılarda üyeler muhtelif tebliğlerde bulun-
Hususî sanayıimıze
(Sonu Sa. 4. Sü. 8 de)
Sağlık Baka lıp Kongresi üyelerine verdiği çayda Cumhur
Başkanı ile Sağlık ve Millî Savu nıııa Bakanları ve Meclis Başkan Vekilleriyle kongre üy elerinden bir kısmı
Prof. Dr. İh.
Kongreye iştirak edecek delegelerin mühim bir kısm1 dün geldi, diğerleri de bu sabah gelmiş olacaklar!
i
I
ı
indağ nutuk
lııhanesini
ninde Sağlık v söylerken
ıçııı Ağrı, Bitlis, Bolu. Diyar-r. Giresun, . Malatya.
(Sonu Sa. 4. Sü. 7 de)
Truman’ın nutkunun akisleri
Nutuk yurdumuzda memnunlukla karşdandı (T.H.A.) — Ame-
Murgul
işletmesi
dış kredi temin edildi
Milletlerarası İmar Bankası ile anlaşma dün Amerikada imzalandı
Fabrikanın tesisi ikmal
edildi
Murgul, 19 (Hususî) — Eti-| Vaşington. 19 (a.a.) (United I banka ait olup bütün malzemesi j Press) — Milletlerarası İmar v- I (Sonu Sa 4. Sü. 6 da) | (Sonu Sa. 4. Sü. 8 de) [
AKINTIYA
I____KÜREK
Veremle Savaş Derneği
Yeni Tefrikamız:
hastanesi dün açıldı
(Sonu Sa. 4. Sü. 7 de)
Fevkalâde bir müstesna aşk ve macera
Bugün 2 inci
Sağlık Bakanı Dr. Üstrndağ açış nutkunda veremle savaşa hükümetin verdiği önemi belirtti ı.
/AKA GtJNOÜZza ^
Değerli edip vo muharrir Aka Gündüz Zafer tahrir ailesine intisap etmiş bulunmaktadır. Aka'nın o, nev'i şahsına münhasır sürükleyici üslûbiyle yazdığı fıkralar pazar gününden itibaren «Zafer " sütunlarında neşre başlanacaktır.
Ciddi muhalefet 1
lus'la Son Telgrafın tezvir kaynakları is-ihbaratma nazaran, De-nokrat Parti içinde bir Müstakil Grup kuruluyor-

Demek şimdi de ümiile-ini böyle havadis diye ortaya attıkları kendi temennilerine bağladılar!
Ali İhsan Sâbis’i Ali Râ-Tarhan zannetmişler, Ali, ha bu Ali demişler, fakat bu arada Fuat Sirmen gibi bir Müstakil Grup Genel Sekreteri bula-
Siyaseilerini hep böyle hayale dayadıkları için, sonunda sakalını tutan Haci-vada dönmediler mi?..
YEDEKÇİ
Sayfa: 2
ZAFER
20/10/1950
Tiyatro
18 Ekim tarihli «Gece Postası. nda iistııd Aka Gündiiz'ün bana bir açık mektubunu okudum. Tiyatrolarımızda telif e-ser konusuna temas eden büyük romancının, derdi bütün vuzuhiyle deşen bu yazısını, daha doğrusu bana hitaben yazılmış bu mektubunu, payıma düşen düşüncelerle cevaplandırmadan önce. Zafer okuyucularına ııynen arzetmeği faydalı buldum. Gece Postasında yayınlanan açık mektup şudur:

SAHNE DIŞI OYUNLAR
— Dostum Ahmet Muhip Dıranas’a: —
Yalnız resmî salâhiyeti olan bir iki yazı gözüme ilişti, hepsi de Türk sahnesinden ve yerli piyeslerden bahsetmişler. İşi baştan atmak ve suçu başkalarına yüklemek için bir alay lâfın sonunda yalnız şu tek sebebi öne sürüyorlar: Yerli müellif yerli eser vermiyormuş muş muş muş!
Edebiyat nazariyeleri kitabında buna ne derler bilmem. Fakat yazı âleminde buna (c-debî ayıp) ıtlak olunur.
Yerli müellif yerli piyes vermiyormuş! Tabiî vermez ve tabiî şu boş meydanda onlar topal atlarını zorla oynatmağa devam imkânı buldukça vernıi-yecektir de.
Piyes müsabakası açılır. Niçin açarlar? Bilirler ki adını yapmış, piyes vermiş olanlar böyle bir müsabakaya girmezler. Ve onun için ve girmesinler diye müsabaka açılır.
Hadi bir ikisi dalgınlığa gelip girdi diyelim. O zaman da bütün yetkisizlikler ve ihtisas-sızlıklar şahlanıp (Bunlardan hiç biri Hümen (!) dâhiyane (!) beynelmilel (!) ve şaheser değildir, red!) denilir. Neden? Çünkü memleket güzel san’at-larını inkâr etmek modalaşmış-tır da ondan.
Yerli eser gönderilnıiyor-muş! Yokmuş! Nasıl gönderilmiyor? Gönderiliyor. ~ çoğu, evet belki de hiç okunmuyor, göz atmak zülünde bulunulmuyor. Eğer bugün hiç gÖnderilmiyorsa sebebi budur. Bu istihkar ve istihfaftan nefret edildiği için gönderilmiyor.
Ne bekliyorlar? Yani Reşat Nuri, Vedat Nedim, Muhip Dı-ranas, Kısakürek, şu, bu, yani
Muhip Dıranas
eser vermişler ve ad yapmışlar yerli piyes göndersinler de yetkisizlikleri, bilgisizlikleri sıfıraltı derecesinin daha altında olanların dudak büküşleri-ne, reddedişlerine mi uğrasınlar? Frenkçeyi biraz fanfin etmek, hattâ İngilizceyi derin su edip yutmak, Almancayı gıcırı biikme yavollamak Türk edebiyat ve sahnesini ilerletmeğe yetmez. Bilâkis geriletir. İşte halimiz meydanda! Varsa ılâlıi-yaııe(!) eser yoksa iiltra modern teknikte eser. Hadi efendim hadi!
Eğer Devlet Konservatuva-rının tiyatro kısmında ve İstanbul Şehir Tiyatrosunda bir avuç gerçek san'atkâr olmasa, kaptan paşa çıplakları gibi ortada dolaşacağız.
Yeter yahu bu keyfemâyeşıı-cılık!
Sayın meslekdaşım Seven-gil'den başka hiç ve hiç birinin Türk edebiyatı, Türk sahnesi ile bir münasebeti yoktur. Neden kemkiim edip açık konıış-
Bu; orta Çin’deki, kenar Tibet'teki çoban yamağının Türk üniversitesinin edebiyat fakültesine ordinaryüs profesör tayin olunmasına benziyor!
Türk edebiyatının, Türk pi-yesçisinin bir sarsılanıaz haysi yeti vardır. Saygısızlıklarla karşılaşmak azabından derhal kurtarılmaları — sadece gerekmez — farzdır, vazifedir.
Bana bak aziz dostum ve ül-küdaşım Ahmet Muhip Dıra-
Ben (Gece Postası) na yazıyorum. Bu gazete muhalif E-tem İzzet Benice’nindir. Belki onun için bunu (Ulus) a benzeten bulunııç. Fakat aslâ böyle değildir. İşte en az heninı yazılarım çıkıp duruyor. Öyle
Yem bir
şebekesi
hastahane
Sincanköy civarında devrilen
yoldan çıkan vagonlar
İzmirdeki Cumhurbaşkanlığı köşkü hastahane olacak
Izmirin Alsuncak semtinde lıınuıı ve Cumhurbaşkanlığı : rahat yeri olarak kullanılan mir Konak Köşkü; Devlet Demir Yolları tarafından işçi hastaha-nesine tahvil edilecektir.
Bu hususta, Cumhurbaşkanı Celâl Bayar da muvafakat etmiş
Taksilerde unutulmuş eşya
Lacivert palto, siyah paııtalon, siyah kadın şemsiyesi, güneş gözlüğü, numaralı gözlük, gri paka, gri fötr şapka, yün kadın c-şarpı, fermuvarlı kadın çantası, iki şişe balık yağı, bir kutu içinde dürbün, camlı levha, bir çift terlik, kasket, deri gözlük mahfazası, küçük erkek portföyü, bir çift yeşil eldiven, tek eldivenler, şarp, ipek çorap, bir çift yeni lâstik, bir çift çocuk kundurası, ufak para çantası, tcrmuı, elektrik malzemesi.
Yukarda yazılı eşyalar muhtelif tarihlerde, muhtelif taksi förleri tarafından teslim edilmiştir. Hükümet Caddesi
2 3 numarada Şoförler Cemiyetine lütfen müracaat etmeleri rica olunUr. Telefon 14203.
Ankara Umum Otoınobil-
cemiyetimize
Fakat
olsaydı, yazılarımı koymak de- | ğil ya, öteki malûmlar gibi a-dınıı bile anmazdı. Bununla ( beraber yine ihtiyatlı davranarak diyeyim: Belki Tevfik İleri de bu zandadır de benim bu yazımı yan çizer. Onun için sen şimdilik yüzde yüz su katılmamış (Zafer) e bir şeyler yaz da hemen dikkati çekiver-sin. Çekiversin de sayın İleri buna kesin ve çabuk bir çare bulsun. Meselâ madde bir: O heyete derhal huduttan ihraç lisansı versin. Hem sen nerelerdesin? Çoktandır ne göründüğün var, ne de basıncılar köşesine uğradığın. Selâm ede-
I
İdarî bahisler
İl genel meclisi
ve vazifeleri
GAZETELER
Meclis yaklaştıkça
Yeni sabah gazetesinde «Mec üs yaklaştıkça" başlıklı ve Yeni Sabah imzalı yazıda, Büyük Millet Meclisinin açılması zama nı yaklaştıkça, Ankarada iktidar ve muhalefet çevrelerinde faaliyetin arttığı belirtiliyor. Bu arada yeni yıl bütçe çalışmalarına dokunulduktan sonra, Mecliste eski devrin suiistimal, irtikâp, ve irtişa gibi hare ketlerinin hesabının mutlaka görülmesi lüzumu ileri sürülüyor ve böyle bir hareket halinde Halk Partili milletvekillerinin Meclisi terketmek suretiyle bir jest yapmak istiyecckleri hakkında haberler geldiği, fakat bu gibi jestlerin hiç bir fayda vermiyeceği ileri sürülüyor.
Çimento fabrikası
ıslah edilecek
Yeni projeye göre çimentonun tonunun 50 -55 liraya satılacağı ümit ediliyor
Ankaranın çimento ihtiyacını üzere belediye ile Sümcrbankın işlettikleri Ankara çimento fabrikasının ıslahı için çalışmalara başlanmıştır. Fransızların kurdu-duğıı alâkalılarc.ıı ifade cdilmek-fayctsizliği yüzünden hazırlanan de 7 faizle para bulmak teklifini de 5 faizle para bulmayı teklif
lığını teini netmiş olacaktır.
İlgililerin yaptırdıkları etüd-Icrc göre, fabrikanın ham madde ihtiyacı cn az elli yıl için şîm diki yata-'darından temin edilebilecektir.
Diğer taraftan dün vaziyeti kanı ile Sümcrbank Umum Müdürü Ankaraya modern bir müessese hediye etmek »çirı ha-
Bugünkü vîıziy,etile çimento-
nun tonunu 68 liraya sııtaıı fabrika diğer şirket vc fabrikalardan ucuza çimento satmaktadır. Meselâ bugün Ankara'da ■ İstanbul çimentosunun tonu 80 Siva-sınki dc 83 liraya satılmakladır. Ticaret Ba- Ankara çimento fabrikası ortak-tütün komitesinde 10 e- larının hazırladıkları proje tatbik edildikten sonra, çimentonun tonu 50 - 55 liraya satılabilecektir. Bu iş de bir yıl sonra tahakkuk edecektir.
Tütün komitesi bir rapor hazırlıyacak
Türkiye Tütün Kongresinde alınan kararların tatbik şekli ü-zerinde Ekonomi ve
kimde başlayıp 17 ekime kadar bik edildikten sı
Tarım Bakanlıkları, ekici ve tüccar temsilcileri de iştirak etmiş-
Çalışmalarını yon hazırladığı te sunacaktır, ciilük mevzuundaki dîr."
settikten sbnra sözü memleketimizdeki bugünkü muhalefet partilerine intikal ettirerek hiç bir C.H.P. münekkidinden müs bet, yapıcı, uyandırıcı ve tenvir edici tenkidin !»i:lenemiyeceği-ni yazmaktadır.
Muharrir, bu durum karşısında memleket hayrına olan ten kitler yapmanın, da büyük bir tecrübe sahibi olan D. P. men suplarına düştüğünü ilâve etmektedir.
Matbuatın dünya ölçüsündeki rolü
Vatan gazetesinde Ahmet E-min Yalman Nevyorktan yolladığı «Matbuatın dünya ölçüsün deki rolü» başlıklı yazısında, A-merikada toplanan bazı gazeteler başmuharrirlerinin milletler arası bir basın enstitüsü kurmak hususunda vardıkları kararı belirtiyor, bu enstitünün insanlığa sağlıyacağı hizmetle- 1 re işaretle »diyor ki: j
«Milletlerarası basın en ıtitü-sünün kurulması, mühim bir boşluğu dolduracak, dünya gazeteciliğinin insanlığın hizmetin de müşterek bir mesuliyet pey da etmesine yol açacaktır.» I
Demokraside tenkid
Demokrat İzmir gazetesinde
Kubat, «Demokraside • tenkid ' başlıklı yazısında yapıcı tenkid mevzuunu ele almakta ve bu-r.un bilhassa demokrasilerdeki faydalarından uzun uzun'bâh-
Yavrularım.. Evet sîzler... Hepiniz . . . Ayrı, ayrı biraz da bizinı... Öğretmenlerinizin çocukları sayılırsınız.. Oıı yıldan beri, her gün, boylarınızın biraz daha serpildiğini, zekâlarınızın geliştiğini, manevî varlığınızı idrâke vardığınızı gözlerimizle ve kalplerimizle takibettik..
Bugün artık okul hayatınız sona ermiş bulunuyor.. Artık bizden ayrılıyor, hayata atılı» yorsuııuz.. Sîzleri, elimizden geldiği, gücümüzün yettiği kadar istikbâl yoluna çıkmak ü-zere hazırladık.. Bu yolun hepiniz için açık ve hayırlı olmasını candan dilerim....»
Sabiha öğretmenin bakışlarında olağan olmıyan bir parlaklık vardı..
Gülşen, onun, göz yaşlarını güçlükle tutabildiğini farketti ve içini birden, vedâ anlarında duyulan, garip bir hüzün bürüdü. Şimdi, etrafını saran her şeyde ayrı bir güzellik seziyordu. Sanki eşyanın bile gizli bir ruhu vardı da onu şu anda dışarı vuruvermişti.. Öğretmenin söylediklerinden tek bir söz aklında kalmıştı., «ztrtık hayata atılıyorsunuz...» Bu sözde öyle derin bir mâna vardı ki.. Kaderin gizli ve sihirli kuvvetini taşıyordu sanki...
raporu hükümc-
Türk - Amerikan tanıştırma çayı
Türk - Amerikan Kadınlar Kül tür Derneği Başkanlığından:
Derneğimiz eski üyelerle yeniden bize katılmak istiycnleri tanıştırmak maksadiylc 25 ekim, çarşamba günü, saat 16 - 18 de Mrs. Russel Dorr’un evinde bir çay tertiplemiştir.
Davetiyelerinizi almak üzere iş saatlerinde 25030-40 adresinizi olunur.
de ihtiyacı göz önüne alınmıştır. Kireç taşı ve kil yatakları fabrikanın yanındadır. Ancak, Fransız firması fabrikayı çok kazanç esaslarına göre kurduğu haldedir. Fabrikada bütün çalış-mala iptidai şekildedir. Muhar-maktadır. Fabrikanın bu günkü vaziyetinde işçi sağlığı diye bir şey mevzuubahs değildir. Çimentonun pişme fırını gecekondu evlerinin teneke damlarını andırmaktadır. Çutısı harap olan fabrikanın işçileri kış günleri 11e yaparlar, nasıl çaıIşırlar. Bu ilgilileri çok düşündürmektedir.
Piyano konseri
İsrail virtüözü Piyanist Pnina Salmznıan ilk konserini pazartesi günü verecek
Şirket halinde çalışan dilencilerden 14 ü dün yakalandı
Ankara zabıtasının gcııiş öl çüdeki faaliyeti neticesinde, dün ' yolcuları iz'aç eden büyük bir dilenci şebekesi meydana çıkarıl-kaladıkları bir dilenciyi karakola getirmilşcrdir. Mustafa Budak ismindeki bu dilenci biraz sonra, lık duymuş ve çete mensubu bütün dilencilerin isim vc adreslerini vermiştir. Mustafa Budak müşkülâtla yerde lastikle siirü-
[ nür bir vaziyette getirilmesinden pek az sonra ayağa kalkmışta. Dumlupırıar karakolu memurlrrı kısa bir zaman içinde Mustafa-nın diğer arkadaşlarını yakah-yaruk getirmişlerdir. Bunlardan Abdullah Kırbıyık, Haşan Gün
' ve Musuafa Budak suçüstü mahkemesine sevkedilmişlcrdır. Diğer yakalanan 13 kişi de 4 üncü
1 şubeye gönderilmiştir, reisi olduğu söylenen mindeki şahıs bütün aramalara
■ rağmen bulunamamıştır. Dilenci Mustafa Budağın ifade ettiğine göre bu kimselerin dileniş tarzları hayli tuhaftır. En kalabalık mahallere yerleştirilen kör, topal ve kokuz iiç kişiyi, her saat başında yine bu çeteye mensup maktadır. Ayrıca bir ay zarftnda kazandıkları paranın ancak üçte biri dilenciye geri kalanı çete
51-

Bunların Cuma ia-
İsrail Virtüözü Piyanist Pnina Salzman konserler vermek üzere Ankaraya gelmiştir.
İlk konserini, Bayan
Bebice Köprülünün himayesi, Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri'nin mü-dımiylc, Bulgaristandaıı gelen Türk göçmenler menfaatine ve-
Ankara Valisinin tanışma toplantısı
Ankara Valisi Necati ilter bu gün saat 18 dc Şehir Lokantasında basın mcnsuplariyle tanınmak rnaksadiyle bir kokteyl vcrecck-
Koktcyl saat 20 ye kedat devam cedcektir.
23 ekim pazartesi günü Küçük Tiyatroda verilecek olan bu piyano resitalinde Virtüöz, Mensi mincur’ünü; Chopin’in Noctuin mol Vals’ını; Chopin’in La bemol majör Polonez’ini; De Folla-sını çalacaktır.
Proje tatbik edildikten sonru. dinlenme istasyonlarile şehrin yıllık 45.000 tonluk ihtiyacını rahatça karşılıyacak ve işçi sağ-
Ankaraya gelmeden evvel ls-tanbulda çok muvaffakiyetli konserler vermiş olan Pnina Salzman bir müddet daha burada kalacak vc konserler verecektir.
Bir yolcu kamyondan düşerek öldü
Dün saat I I sularında, Etimesgut hava istasyonu yakınlarında tığımız tahkikata göre; Ankara-resinde bulunan 4104 plâka sayılı kamyonun arkasındaki yolculardan Bayram isminde biri-da, muvazenesini kaybederek
Savcılık yaptığı tahkikat neti-
Bundan mali id lâyeti tetkik tik.
Bu makalemizde, hükmi şahsiyeti haiz vilâyetin yegâne karar ve müzakere unsuru olan 11 Genel Meclisini ve onun salâhiyetlerini inceliyeceğiz.
Kanunun valiye vc vilâyete i tanımış olduğu salâhiyetlerin I icra mevkiine intikal edebilmesi için, bütün bu salâhiyetlerin, bir merciin kararma bağlanmak sureti ile icra mahiyetini aldığını biliyor ve görüyoruz. Bu merci, tipik bir halk kurulu o-lan, 11 Genel Meclisidir.
Her vilâyette müzakere ve karar verme salâhiyetlerini haiz olarak bir il Genel Meclisi var-I dır. Bu İl Genel Meclisi, kazalar tarafından seçilir.
Hâlen mer'i olan hükümlere göre, kazalarda her on iki bin beş yüz küsur nüfus ve küsuru için bir üye seçilir.
On iki bin beş yüzden on sekiz bin yedi yüz elli nüfusa ka-1 dar bir, otuz bir bin iki yüz elliye kadar iki ve otuz yedi bin 1 beş yüz kadar için üç, elli bin nüfusa kadar dört üye seçilecek ve bu miktarın fazlası için bu ı ııisbet arttırılacaktır.
ı Gerçel Meclis üyesi olabilmek için, seçilen kaza ahalisinden . olması şart değildir. Fakat, vi-i lâyet ahalisinden olmak lâzmı-
Bu hesaba nazaran, her ilçe, , Genel Meclis seçimlerinde, bir i intihap dairesi telâkki olunabi-, lir. Seçilecek üyenin bu kaza halkından olması şart değildir. Elverir ki, vilâyet halkından ol-
Vâzıı kanunun bu hususta kasdettiği mâna, hiç şüphesiz, ’ ki İl Genel Meclisine gelecek ü-yenin, mahallilik vasfını haiz 1 bulunmasını istihdaf etmektedir.
: Genel Meclis Üyelerinin vazi-
fesi, küçük ve iptidaî olsa da, teşrii ve siyasî bir mâna arzet-ıniş olduğundan, Genel Meclise iştirak edecek üyelerden birtakım vasıflar aranmaktadır.
îdarei umumiyei Vilâyat 1 Kanunu Medeninin idarei lıusu-’ siyeye müteallik 2 nci kısmının c 106 ncı maddesine göre İl Ge-• nel Meölisine üye seçilebilmek
a - Bilfiil askerlik hizmetinde bulunmamak,
b - Milletvekili bulunmamak, i c - Yargıç, Devlet ve vilâyet memuru olmamak,
d - Vilâyet dahilinde vilâyetle ilgili işlerin müteahhidi bulunmamak.
1 Yukarıda kanunun valiye ve ) vilâyete tanımış olduğu bütün vazife ve hizmetlerin Genel Mcc lis kararına bağlanması icabet-tiğini söylemiştik.
Filhakika bayındırlığa, iktisa-- da, millî eğitime, sağlık vc sos-. yal işlere, vilâyetin menkul ve gayri menkul bütün mallarına velhasıl, mahallî idare bakımından vilâyeti ilgilendiren ve ilzam ; eden bütün akit ve tasarruflara, hak ve vecibelere ait karar verebilecek yegâne salahiyetli meclis, îl Genel Meclisidir. Di-■ ger bir tâbirle diyebiliriz ki, İl Genel Meclisi, gerek vilâyetin
n evvelki yazımızda, mali idare bakımından vi-ve mütalâa etrniş-

Safacddin Karannkçı
y ffll( IKW MAILIBÎ
Gülşen’in gözünde zanıan ve mekân mefhumu birden silindi, içinde, kendisi heyecanlı bir maceranın kahramanı imiş gibi bir his doğdıı..
— Haydi kızını araba nerede ise gelir...
— Ben hazırını teyze anne.. Şimdi geliyorum..
Teyze anne Gülşen'in teyzesi idi. Hayatta, her şeyi o kadar tevekkül ve sükûnetle karşıla-nıtya alışmıştı ki hiç bir hâdise, onun gözlerinin içine, yüzünün hatlarına kadar sinen durgunluğu bulandı ra mazili. Görünüşü, her zanıan, eski, yıpranmış bir fil dişi heykelciği andırırdı.
Her sene Gülşen’iıı okulu tatil olur olmaz, yeğenini Cemal dayılara gönderir kendisi de İzmir’e kadar bir giderdi. O-rada babadan kalma bir şeyleri vardı ve onları senede bir dolaşması lâzımdı.
Nakleden : Ş. TAYLAN
Onun için tatil deyince Giil-şen’in gözünün önüne hep Cemal dayıların evi gelirdi. Daha doğrusu tatil deyince Gülşen Cemal dayının Boğazda koru içindeki köşkünü hatırlar, daima, küçüklüğünden kalma dar çerçevenin içindeki aynı manzara hayalinde canlanırdı: Çinıeıı kaplı bir saha.. Renk renk, çeşit çeşit güller.. Dalları çiçek yüklü bir erguvan ağacı.. Ve iri bir köpekle oynaşan iki çocuk.. Bu çocuklardan biri.. İşlemeli elbiseli 'küçük kız kendisi idi.. Ondan biraz daha irice, pantolonunun askısı daima omuzundan kaymış olanı da dayısının oğlu Macit’ti.
Bu hâtıranın ne zamandan kalmış olduğunu geııç kız şimdi pek bât ırlıyanııyordu. Muhakkak olan bir şey varsa o da btı resimde, aradan yıllar geçmiş, ve o zamanın ıliişük paııtaloıılu çocuğu büyüyüp
Tefrika No. 1 delikanlı çağına girmiş olmasına... Çimenler üzerinde yuvarlanan iri lııırt köpeğinin de çoktan ölmüş olmasına rağmen hafızasında hâlâ ilk canlılığını muhafaza etmesi idi.
Gülşen kendini bildi bileli bütün yazları Boğazdaki o köşkte geçirmişti.
Yedi yaşında ya var ya yoktu.. O yaz annesi hastalanmıştı. Babası şaşkına dönmüş, kendisini de dayısı ile yengesinin yanına gündcrnıişlerdi. Boğazda hava güzel, güneş parlak, geceler sakindi.. Gülşen bahçede istediği gibi koşabiliyordu.. İyi bir dc oyun arkadaşı vardı.. Hayatından fevkalâde memnundu..
Sonbahara babası onu yatılı bir okula vermişti.. Ondan sonra da annesini bir dalın görememişti.. Okul ona zindan gibi gelmişti.. Tatili dört, gözle
gözler.. Bütün kışı korudaki yalıyı özleyerek geçirirdi.
Köşkte ve okulda geçen hayatında babasından çok fazla bir yeri yoktu. Onun bir kazaya kurban gittiğini öğrendiği zaman içinde büyük bir boşluk duymamıştı... Yalnız yatılı o-kuldaıı alınınca biraz afalla-mıştı. Seviye teyzenin (sonradan ona teyze anne demişti) evine yerleşince her şeyi birden o kadar yadırgamışh ki.. Gözünün her gün görmeğe alıştığı ufuk, içine sığındığı danı altı, etrafını saran yüzler, kulağına çarpan sesler, gündelik hayatına verilen nizam.. Hepsi birden değişivermişti.. Eskileri unutması, yenilere alışması lâzımdı.. Bu da kolay olmamıştı. Hayatında değişmeyen tek şey o yaz günleri idi.. Bütün kış onların hâtıraları ile oyalanarak avunur ve yazı onlara kavuşmağı özleyerek beklerdi.
İşte daima iştiyakla beklediği tatil günlerine bu yıl da kavuşmuştu. Fakat bu yıl diğerlerine benzemiyordu. Evden bu seferki ayrılışında mahiyetini sezemediği bir bu. kalık vardı. Gülşen içinde tuhaf bir heyecan duyuyordu.
— Ben hazırım teyze anne.. Şimdi geliyorum..
icra uzvu olan valinin, gerekse kendisinin icra uzvu olan İl Daimi Komisyon üyelerinin yegâne murakıbıdır.
Mahallî hizmetler bakımından, İl Genel Meclisi Vali ve Encümen tarafından hazırlanan bütçeyi, mesai programlarını ve buna mümasil mahallî hizmetlerle alâkalı işleri tetkik ve müzakere etmekle beraber vergilerin tevzi ve tahsili, sair kanunların tatbiki hallerinde gerekli gördüğü temennileri yine valiler vasıtası ile salahiyetli makamlara iblâğ etmek suretiyle bazı temennilerde de bulunabilir.
Görülüyor ki, İller idaresi kanununa göre, ilde devletin ve hükümetin temsilcisi ve ayrı ayrı her bakanın mümessili; idari ve siyasî icra vasıtası olan vali, millî idare bakımından, i-daıei umumiyei vilâyat kanunu ile tefrik edilmiş olan vazifeleri, Genel Meclis kararı ile ifaya memur bir kimsedir.
îl Genel Meclisi seçiminde, idaıei umumiyei vilâyat kanunundaki seçme ve seçilme vasıfları hakkmdaki hükümler mahfuz kalmak üzere, seçmen ve kütükleri, adaylık, seçim propagandası, muafiyet, sandık kurulu, oy verme gününe mahsus tedbirler, oy verme neticeleri, ceza hükümleri, ve kovuşturma usul ve şekilleri mevzularında milletvekilleri seçimi kanununun 2-3-4-5-6ncı kısımlarında yazılı hükümler kıyas yolu ile tatbik olunacağına göre, vâzıı kanunun 11 Genel Meclisine vermiş olduğu ehemmiyet kendiliğinden belli olur.
Demokrasinin esası, vatandaşın âmme hizmetine iştiraki olduğu kadar bu iştirâki temin etmek olduğunda asla şüphemiz
Vilâyet hizmetleri, şümulü ve mevzuu kanunlarla muayyen birer âmme hizmetidir.
Binaenaleyh vatandaş, il genel meclisi seçimine iştiıâk ve mümessilini intihap etmekle âmme hizmetlerine karşı olan ilgisini isbat edecektir.
Seçim sdnunda vücuda gelecek olan il genel meclisi, halkın tam ve mutlak bir ifadesi olduğuna göre vilâyet hizmet ve işlerindeki halk muıakabası il genel seçiminin faaliyeti ile sağlanmış olacaktır.
Halk iradesi ile teessüs edecek olan genel meclis, yılda bir defa Aralık ayının ilk yansı içinde toplanır. Yıllık her içtima sonunda il genel meclisi, kendi üyeleri arasından dört kişiyi seçer. Bu dört kişilik heyet, il genel meclisinin çalışmadığı zamanlarda onun namına vazife görür. Bu heyetin adı il daimî komisyonudur.
İl daimî komisyonunun vazifeleri şunlardır:
I - Vali tarafından tevdi olunacak bütçe tasarısını tetkik ve bu tasarıya müteallik mazbatayı tanzim etmek,
II - Her ay zarfında vali tarafından tevzi olunacak masraf cedvellerinin bütçeye muvafık o-lup olmadığını tetkik ederek, gereken kararı vermek.
III - Bütçe ve il meclisi nıu-karreratı gereğince yapılacak olan artırma ve eksiltmeler hak
(Sonu 6 ncı sayfada)

demesine rağmen alnını dayadığı camdan bir türlü kendini alamıyordu. Nihayet gözlerini güçlükle caddeden çe'ıcrek bakışlarını odaya çevirdi. Tavanın tahta oymalarına, döşemelerin yıpranmış örtülerine bâknıaktan adetâ biiyiik bir zevk duyuyordu. Duvarda biiyiik bir çerçevenin içine Turgut eniştenin resimleri dizilmişti.. Baş resimleri, boy resimleri... Turgut enişte oturuyor.. Turgut enişte okuyor.. Turgut enişte ata biniyor.. Turgut enişte yelken kııllanı-
Gülşeıı Turgut enişteyi hiç bilmiyordu.. Yalnız Seviye teyzenin vaktiyle onıınlr nişanlandığını, ailesi harp bilmeden evlenmelerine razı olmadığı için evleneıııedikleriııi ve Turgut eniştenin Yemeıı’den donup gelmediğini işitnıişti. |
(Dovam edecek)
SİNEMALAR
Büyük Sinema : Cennetin Anahtarı Ulus ........
: Vatan Kurtaran
: 1. Kızıl Şeytanlar
2. Zafer Yaratnıı
: Brodvuya Selâm : üvey Baba : 1. Kibar Serseri
3. Suçsuz Cani
: Üvey Bııba
: 1. Kanlı Şafak
2. İntihar Filosu
¥
NÖBETÇİ ECZAHANELER
İstanbul, Halk, Güray

Ankara

I
TAKVİM
20/10/1950 — Cuma
Rumî: 1366 — Ekim 7 Hicrî: 1370 — Muhar Vasati
■rem 8 Ezani
12.48
6.38
20/10/1950
ZAFER
Sayfa: 3
DışPolitikü
Başkan Truman’ ın nutku
Beyin dün yeni bir nutuk verdi
etrafında
aşkaıı Trunıan’ın Wake adası mülakatından sonra San-Fransisko’da söylediği nutuk hakkında çeşitli tefsirler başlamış bulunuyor. Bir çok müşahitler, nutku beklenildiğinden daha zayıf, diğerleri ise Sovyet-lere şiddetli bir ihtar teşkil etmesi bakımından kuvvetli buluyorlar. Bu iki görüşün ikisi de bir dereceye kadar haklıdır, denebilir. Zira, Başkan Uzak Doğu meselelerinden bahsederken, halen komünist tecavüzüne uğramış veya ileride böyle bir tecavüze uğraması muhtemel bölge ve memleketlerden bahsetmemiş, komünist Çin'e karşı nasıl bir siyaset takibedilcccğini belirtmemiş, buna mukabil, A-merika'nııı. tecavüz nerede vuku bulursa orada silâha sarılacağını (opyekûn bir prensip halinde ortaya atmıştır. Filhakika bu «tecavüze karşı koymak» taına’sı yeni bir şey değildir, nitelcinı Başkanın, bu temaya mukabil tema olarak Sovyetleri işbirliğine' davet etmesi ve onlardan mütehassıl iyi niyet delilleri istemesi de yeni bir talep sayılamaz. Yalnız, bu esasların, Kore hâdiseleri aydınlığında da değişmemiş olduğu bir kere daha anlatılmak istenmiştir denebilir. Şu kadar var ki. Başkanın bu nutku ile, Amerika’nın Uzak Doğudaki emniyet hattı daha seyyal bir hal almış ve taahhütler de o nisbette genişlemiştir. Çünkü Başkan, komünizm tehlikesinden endişe duyan bütün Asyalı memleketlere yardım edileceğini söylemiştir. Amerikan dış siyaseti, geçen ay bu konuda Dışişleri Bakanlığının neşrettiği broşürde de belirtilmiş olduğu gibi, artık muayyen bir emniyet hattının gerisinde pasif bir müdafaa ile iktifa etmeyip, daha faal, daha dinamik bir tutumla, gerekli bölgelerde nüfuz değil, kuvvet noktaları vücuda getirmeğe hazır olacaktır. Bunu başarmak için silahlanmaya hız vermek, kaynakların mühim bir kısmını harp vasıtaları imâline hasretmek ve ordtı genişletmek lâzım Bu ise, Amerikalı biraz daha fazla fedakârlık isteyecektir. Halbuki seçimler yakındır. Cumhuriyetçiler, bu yeni mahrumiyet ve fedakârlıkları menfi bir seçim propagandası
olarak kullanabilirler. Bu tehlikeyi kısmen olsun önlemek içindir ki Başkan, Sovyetlere, yukarıda bahsettiğimiz teklifleri yapmış ve son çareye de başvurduktan sonra nihayet zaruretleri karşılamak zorunda kaldık diyebilmek için imkânını bir kere daha ihtiyat hanesine kaydet-
İlaşkan Truman Asyalı memleketlere yardımdan bahsederken şu noktaları itina ile belirtmiştir: Amerika’nın hiç bir hâkimiyet fikri ve toprak talebi yoktur. Yardım ancak yapılacaktır, kalkınması plânlar keller, bu kalkınmayı kendi anlayışlarına, kendi dehalarına göre başaracaklardır. Bu memleketlerin İçtimaî adalet dâvaları, istiklâl dâvaları, yine onların istedikleri şekilde halledilecektir. '1 oprak mülkiyetine susamış kitlelerin bu haklarının temini yoluna gidilecektir.
Başkan Truman, Amerika’nın Uzak Doğuda geniş ölçülü ve u-zun vadeli bir siyasete hazırla-ııışını, Amerikan ve dünya umumi efkârı ııezdinde «sömürgecilik» olarak tavsife teşebbüs edecek olanları hıı suretle cevaplandırdığı gibi, arlık kurtarılmış veya hiınave altına alınmış olan lopraklardaki eski sömürgeciliğin son bulduğunu da haber ver-
Truman'ın nutku, bilhassa Av rupalı sömürgeciler için bu ba-
kadrolarını gelecektir, vatandaştan
istiyenlere memleketin hazırlanmış mevcut değildir. Memle-
Her
“ Batılılar asla mütecaviz devlet olmıyacaklardır „
\ Açık teşekkür!
| pr vvelki akşam Devlet Tiyatrosunda temsil edilen Ri-t goletto Operasına gidenler bilaistisna yeni yıldız
| Ferhan Onai’ın sesine ve kabiliyetine hayran kaldılar. 5 Söylediklerine göre operanın korosunda, hiç nazarı dik-İ5 kati çekmeden senelerce çalışan Ferhan, nihayet hassas bir kulağın dikkatini çekmiş ve k-sa bir çalışma devresin-den sonra «Gilda» rolünü senelerce bu işte nefes tüketmiş büyük şöhretler kadar ustaca oynamağa muvaffak olmuştur.
| Sanat kabiliyeti kadar, sesinin de harikulade güzelli-| ği, yakın bir âtide bu vatan çocuğunun beynelmilel şöh-$ reiler arasına karışacağını bizlere müjdelemektedir.
5 Bu istidadı keşfedip meydana çıkaran, sahneye oldu-5 ğu kadar, memlekete de hizmet eden feragat sahibi idare-| çileri tebrik etmek hepimizin vazifesidir.
J Bu münasebetle, başta Rigoletto rolünde eşsiz bir tip | yaratan kıymetli sanatkâr dostum Vedat Gürlen ve diğer 5 sanatkârlara bize müstesna bir gece hediye ettikleri için * teşekkürü bir borç biliriz.
5 Hikmet Yazıcıoğlu
Veremle savaş derneği hastanesi diiıı açıldı
İngiliz Dışişleri
Londra, 19 a. a. (Afp.) — Lün akşam Portekiz - İngiliz birliğinin tertip ettiği bir yemekte konuşan Bevin demiştir ki:
«İngiliz - Portekiz birliği gi-bi birlikler, hükümetlerin yapmadıkları şeyi yapmağa muktedirdirler. Zira bunlar nizamlarla değil kalbten gelen şahsî bağlarla bağlıdırlar.
Bu birliğin 600 senedenberi mevcut olduğu düşünülürse bunun ne büyük bir muvaffakiyet olduğu görülür. Bu keyfiyet gösterir ki büdün dünyaya
Bakanı Bevin
bir hüsnüniyet atfetmek istenirse, ona 600 sene zarfında ve hattâ her zaman için barışı ver mek mümkündür.»
| Bundan evvel Bevin, şimdiki milletlerarası durumun bir tab loşunu çizmiş, ve halen mevcut durumun halli için mühim bir hizmette bulunacağı kanaatinde olduğu Atlantik Paktının hazırlanmasından dolayı memnuniyetini izhar etmişti.
Bundan başka Bevin, batılı devletlerin hiç bir zaman «mütecaviz» olmıyacaklarını teyid etmiştir.
İtalyanın savunması
1951 Hazirana kadar
11 tümen hazırlanmış olacak
Roma, 19 a.a. — Savunma Ba kanı Radolfo Pacciardi çarşamba gecesi saylavlar meclisinde verdiği beyanatta «1951 haziranına kadar İtalya’nın harekete hazır bir halde 11 tümene sahip olacağını ■ bildirmiş ve demiştir ki:
«İtalya, önümüzdeki üç sene içinde savunma meselelerinde takriben iki milyar dolar sar-'etmek tasavvurundadır.
Birleşik Amerika hükümeti bu masraflara acaba ne şekilde iştirak edecektir. Gelecek senenin haziran ayına kadar Amerikan Mustang 51 av uçaklarından mürekkep 6 grup ve İngiliz tepkili «Vampire» uçak lavından mürekkep bir filo teşkil etmeyi düşünüyoruz. Bu u-çakları kullanmak üzere gayet iyi yetiştirilmiş 2420 pilot ha -zırlıyacağız.
Kaleme aldığımız plânlarla İtalya'nın kendisini müdafaa e-cic bileceğine kani bulunuyoruz
İmtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına Başmuharrir Mümtaz Faik FENİK
Bu niİHİıada jazı işlerini fiilen idare eden Fotin Fuad Basıldığı yer: Ciîneş Matbaası — Ankara
Hindiçini savaşı
İngiltere, Fransız kuvvetlerine hususî teçhizat vermeyi kabul etti
Londra, 19 a.a. (United Pres) — Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Hindiçinide komünistlere karşı kullanılmak üzere İngiltere’nin Fransa’ya hususî teçhizat teklif ettiğini açıklamıştır.
Sözcü, bu yıl bidayetinde yapılan teklifi Fransa’nın hâlâ tet kik ettiğini ilâve eylemiştir.
Sabık Yugosla Kralı Nevyork’a gitti
Londra, 19 a.a. (Reutcr) — Yugoslavya eski kıralı Peter dün keçe uçakla Nevyork’a ha reket etmiştir.
Kirala hususî kâtibi refakat etmektedir.
Kıral bir ay Nevyork'ta kaldıktan sonra tekrar Londra’ya dönecektir.
kundan düşündürücü olmak ge-
Diğcr taraftan, Başkan, As-yalı memleketleri tanıyıp onlara da Amerikalıları tanıtmak lüzu-
mundan bahsetmiştir. Bu, hakikaten önemi haiz bir meseledir,
çünkü Asyalılar, bu zamana kadar kendilerini sömürmekten
başka hiç bir şey yapmamış olan batıklardan şuurlu veya şuursuz olarak nefret etmektedirler. Ko-
münizmi, bu memleketler halkı-
nın endişesiz, en azdan lakayt karşılamalarının vb dolayısiyle
Uzak Doğudaki bugünkü duru-
mun bir sebebi de budur.
Başkan Truman, doğu ile batı arasında nasebetler, dostluk ve
nutkunda, komşuluk-
lar devrini müjdelemektedir.
Bu muazzam dâvayı bugün an-
cak yine Amerika gibi bir devlet ele alabilirdi. En yeni bir me-
deniyetin ilk vârisleriyle, kadîm
Atom tehlikesi ve Ingiltere
Londra, 19 a.a. (Lps) — A-vam Kamarasında İngiliz Savunma Bakanından İngiltereye yabancı gemiler vasıtasiyle a-tom bombası getirilebilmesi im kânları bulunup bulunmadığı sorulmuş ve Bakan, hükümetin böyle bir tehlikeden haberdar
ve bu hususta müteyakkız bulunduğunu ancak İngiltere’ye
yabancılar tarafından

bombası sokulmasını önlemek
için alınan tedbirlerin açıklana mıyacağını ifade etmiştir.
Atlantik Paktı devletlerine verilecek 475 milyon dolar
Vaşington, 19 a.a. — İnanılır
[ bir kaynaktan re, makine ve ;
öğrenildiğine gö
ham madde satın
alarak harp sanayiini arttırmaları için Atlantik Paktı devletlerine Birleşik Amerika'nın
tahsis ettiği 475 milyon doların
300 milyonu Fransa ile İngiltere’ye verilecektir.
medeniyetlerin son vârisleri a-rasındaki miinasebatın mahiyeti,
bir bakıma batı
demokrasisinin
ve batılı dünya görüşünün de imtihanı olacaktır.
Trunıan’ın açıkladığı mühim bir nokta da lıııdıır, denebilir. Mücahit TOPALAK
Ürdün hududu kapatılmamış
Şam, 19 a.a, (Reuter) — Hükümet sözcülerinden biri, Suri-yenin Ürdün hududunu kapattığı yolunda çıkan haberleri, dün akşam tekzip etmiştir.
Sözcünün ilâve ettiğine göre, sadece hududu geçen şüpheli şahısların tevkif edilmeleri için emir vcrilmşitir.
(Başı 1 inci sayfada)
»Aziz vatandaşlarını ve muhterem nıeslekdaşlarıın,
Millî mukadderatımız üzerinde meşum bir rol oynıyan âmillerin nevi ve mahiyeti düşünüldüğü zaman ilk hatıra gelen şey haricî düşmanlardır. Şüphesiz haricî tehlike çok büyük olabilir. Böyle bir tehlikenin mevCut olduğunu veya olabileceğini; dünya hâdiselerinin seyrini takip eden her insan kolayca sezebilir. Fakat, bir milletin hayat ve mukadderatında bundan çok daha müessir olan, ve gözle görüleıııiyen ve herkes tarafından da idrâki mümkün olmıyan diğer bütün birtakım âmiller do vardır ki bunlar dışarda değil, içimizde ve milletin bünyesinde yer almış bulunuyor. En çok 15 - 20 senede bir milletler arasında patlıyan şiddetli bir harp, devamı müddetince 100.000 -1,000,000 kişinin, ve harpte kullanılan tahrip âletlerine ve muharip milletlerin nüfusuna kıya-sen belki de bunun bir kaç misli insanın hayatına mal olabilir. Böyle bir harp en az 15 - 20 senede bir vâki olur. Fakat, ö-tedenberi insanlık için hakiki bir felâket addedilen ve harp kadar ve belki de harpten fazla insanlar arasında zayiata sebep olan diğer âmiller de vardır. Bunlar müsait yaşama şartları buldukları zaman 24 saatte a-detleri milyarları aşan bir çoğalma kabiliyetiyle, muhtelif yollardan gelerek, insanların muhtelif uzuvlarına saldıran vo gözle görülemiyecck kadar küçük oldukları halde takdir edi lemiyecek kadar müessir zehirler ifraz eden mikroplardır.
Kolera, Veba, Çiçek ve Leke-lilıummayı içinizde işitmiyen var mıdır? Bunlar yolunu bulup bir memlekete girdikleri zaman pek kısa bir zamanda milyonlarca insanı sessiz sedasız mahvederler. Bugünkü nesil bu istilâ felâketini belki bilmez. Fakat eski tarihi okuyanlar vo hattâ Balkan Harbiye Birinci Cihan Harbini beraber yaşıyan vatandaşlarım bu hastalıkların memleket bünyesinde yaptıkları tahribatın azamet ve dehşetini pek iyi görmüş ve anlamışlardır. Bugün fennin terakkisi sayesinde bu hastalıkların âmilleri meydana çıkmış, sirayet yolları anlaşılmış ve alınan tedbirlerle bunlar artık cemiyet için bir tehlike unsuru olmaktan çıkarılmıştır.
Halbuki bunların içinde bir tanesi vardır ki yüz yıllardır sinsi sinsi, sessiz ve gürültüsüz insanlık âlemine hesaba sığıııı-yacak kadar büyük zararlar ver-dirmiştir. Bu hastalık Veremdir. Verem, biraz evvel de söylediğim veçhile ne harpler ne de diğer salgın hastalıklar gibi zamanla mukayyet olmadığından hâlâ cemiyetimiz için en müthiş bir âfet olmak vasfını muhafaza etmektedir. Öyle ki,-Birleşmiş Milletlerin Sağlık Şubesi tarafından yapılan incelemelere göre bugün dahi bütün dünyada bu hastalıktan ölenle- ' riri sayısı her sene beş milyo- I mıh üstüne çıkmaktadır. Vakıa, I son yarım asır içinde bu hastalığın da mikrobu bulunmuş, hayat şartları incelenmiş, ve ne gibi tedbirlerle hastalığın önlenebileceği anlaşılmıştır. Fakat, bıı tedbirler halk bilgisinin ve hayat seviyesinin yükselmeline, ve hastalığın ilk devresinde meydana çıkarılarak tedavi edilmesine, hasta olanların da ıızıııı müddet tecridi gibi büyük masraf ve külfetlere ihtiyaç
Dünya' nın aynası:
H iti erin hâzineleri nerde saklı duruyor
Milyonlar değerinde bu hâzineyi bulmak için müsaade istendi...
Bundan beş sene önce, karanlık ormandaki bir sanatoryumda Abetz’i yakalayan başçavuş Ezac, Fransız,hükümetine müracaat ederek yeni bir «av müsaadesi» istemiştir.
— Eğer bana müsaadeyi verir ve yalnız başıma çalışmamı temin ederseniz 15 güne kalma dan bu «meçhul hâzineyi» ortaya çıkaracağım, demiştir.
Bu «Meçhul hazine»,^Abetzin dir: Almanyanın bir köşesinde yüzlerce milyon liralık bir hazine saklıdır. Polis memurları
gösterdiğinden birçok memleketler tarafından tatbik edilememiştir. Biz de maalesef henüz bu düşmana karşı kendimizi korumak için fennin lüzum gösterdiği bu tedbirleri almıyan veya alamamış olan milletlerden biriyiz.
Memleketimizde bu hastalık-40.000 vatan çocuğu millet sine sinden koparak toprağa gömülmekledir. Bu rakkamın on mislin den fazla vatandaşımız da; hiç bir iş görcmiyecck kadar hasta ve zebun, yataklarda sürünmektedir .Yapılan araştırmalar neticesinde bugün milletimizin yarısından fazlasının verem mikrobla riyle az çok sıkı bir temas halinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Aziz vatandaşlarım, artık görüyorsunuz ki, bu müsbet rak-kamla-r karşısında cemiyetimizi top yekûn mahvetmek yolunda bulunan bu müthiş düşmana karşı milletçe ayaklanarak şiddetli bir savaşa girişmek zamanı gelmiş vc geçmiştir. j(te hükümetimiz bu tehlikeyi yakıncn gördün bütün oağlık vasıta ve kuvvetlerini bir arada toplayarak bu müthiş düşmana karşı şiddetli bir taarruza geçmek kararını alınış bulunuyor. Fakat, düşman çok kuvvetlidir. Buna karşı vidnız hükümetin harekete geçmesi kâfi değildir. Bütün milletin seferber olması ve bü mücadeleye katılması lâzımdır. Çünkü, Türk hükümetinin malî men-baları yalnız başına bu mücadeleyi muvaffakiyetle idare edecek bir vusatta değildir. İşte bunun içindir ki. sevgili vatandaşlarım, halk sağlığına büyük hizmetler yapacağına kattiyyen emin olduğumuz bu (Verem Hastahancsi'-yurduıı her köşesinde çanla baş la vc feragatlu çalışan yurttaşla-l-.assa bil hastahaneııin kuruluşun da büyük hizmet ve gayre^er sürfeden Profesör Dr. Nusret Ka-lıancnin milletimize faydalı hizmetler sağlaması dileğiyle ve büyük bir sevinçle hastahaneyi mu? tarîp vatandaşların hizmetine açmakla kcabişeref eylerim.
Hepinizi hürmetle selâmlarım. Dernek Başkhnının nutku
Suğlık Bakanından sonra konuşan Dernek Başkanı Prof Nusret- Karasu, davetlilere hoş geldiniz dedikten sonra sözlerine şöyle devam etmiştir:
«— Veremle savaşın üç esası vardır: Birincisi; hastayı sağlam-laları tedaviden sonra iş haya-lâzımdır. 1946 da kurulan Der-I Ekrc nek bu güne kadar birinci şıkkı v:vi iır. İkinci safhaya da hastahnne-yi açmakla girmiştir .
dir. Aynı zamanda, eğer «Yapmasına müsaade edilirse» onu meydana çıkaracağından da e-mindir.
Halbuki ona müsaade «edilmiyor.»
— Ben, «onların» alay ettiklerini biliyorum diyor % 50 prim var. Kanun sarihtir. Hazi ne bulan adam yarısını cebe a-tar.
Fikirlerini böylece izah eden başçavuş Ezac,. hakikaten istihbarat servisinde en istifada edilmiş bir ajandır. Kısa boylu, esmer, kalın dudaklı, parlak gözlü bir adam olan Ezac, bir hayli enteresan bir adamdır. Al manyada, Naziliğe karşı koyma hususundaki maceraları, zafer kazanıldıktan sonra Peter Chey ney’in yazdığı bir eserin satışını birdenbire çoğaltmıştı. Hazine kursunun yeniden açılmasını bekliyerek, Lyonda, sün ger satışı yapmaya başladı.
M. Ezac, Abetz hâzinesinin mevcut olduğunu söylediği gün ona itimat edilebilir. Çünkü o, 1945 de, karanlık ormanda, 40 milyon liralık altının saklandığını (Bunların Fransız Bankasına ait olduğunu söylüyorlar) ve bu 40 milyonun, esas hâzinenin kıymetini biraz daha arttırdığını söylemiştir. Ve bunu ortaya çıkarmıştır.
İşte bu 40 milyon, hâlâ A -betz'in milyonlarıdır.
Abetz’in hâzinesi, Ezac'ı heyecanlandırmadı. Bilâkis, onu müteessir etti. Abetz’i tevkif e-debilmek ve altınları ele geçirmek için gizlice harekete geçti. Amirleri, onun kabiliyetine itimat edemiyorlardı. Fakat, hakikatte böyle değildi. 40 milyonu bulduktan sonra, mükâfat olarak 48.200 franklık bir ikramiye istemiştir. O zaman-
Hiilerin hazînesini arayan Ezac
lar, kendisine şöyle cevap ver- n.emize imkân verirseniz, yediler: min ediyorum, sandığı size a-
— Bir asker, mükâfat iste-
Ezac, beş sene bu parayı alabilmek için uğraştı. Nihayet, uyuştular. Bakanlık, kendisine 1800 frank teklif etti. M. Ezac, buna kızdı ve şikâyet etmeye kalktı. M. Ramadier'e yazdı. M. Ramâdier, mektubunu aldığına dair bir cevap verdi. O da, limitle 48.200 frangı bekledi.
Almanyadaki hatıralarını göz önüne getirdiği zaman, birdenbire, gözleri alevlendi: Sanator yumda Lauman ismi altında saklanan Abetz’i yakaladığı vakit Abetz ona, kendi elçiliğine ait bir doküman sandığından bahsetmişti. Abetz, bu sandığı ormanın bir tarafına gömmüştü. Ezac yolu buldu. Fakat sandığın saklı bulunduğu yeri tam mânasiyle bilemiyordu. Abetzi oraya naklettirdi. Aylar var ki, ı sandığı göstermekten imtina ,e-1 diyor: |
— Karımı görmekten çok memnun olacağım. Eğer görüş- '
çacağım.'
Ezac, cevap verdi:
— Evvelâ sandığı ortaya çıkarınız.
Abetz, sandığı ortaya çıkardı ve karısını gördü. Görüşmeleri iki saat sürdü. Ezac, bu
konuşma esnasında, hâzineye ait sırları karısına söylediğinden emindir.
Doküman sandığında, bir çok kıymetli parçalardan başka iki şişe âlâ şampanya vardı.
Abetz, yirmi seneye mahkûm
edilmişti. Vc bunun sebebi de

Ezac’ın içini kemiren bir kurt var şimdi. Flitlerin hâzineleri. Ah, bir kere müsaade verseler-di kendisine, ne yapıp yapıp ortaya çıkaracaktı. Ama, ne yapıp yapıp ortaya çıkaracakla Ama, ne yapsın? Fakat o, bir gün gelip bu hâzineyi meydana çıkaracağından emindir:
— Aşağı yukarı, hâzinenin ne tarafta olduğunu biliyorum,
N. N. Ü.
Verem hastalığı ile luclc yatak meselesi haizdir. Yurtla en aşağı
l olması şarttır. Bu nispet vc im-azalmııktadır. Bizde şimdi. 10 ö-ledir.
Yıllar geçtikçe Aııkarada veremden ölenler çoğalacaktır. 1'13 1 de yüz kişi ölmüşken; K49 etmiştir.
da 576 kişiyi bulmuştur.
talar için en az 600 yatağa ihtiyaç vardır. Biz bunu karşılamak için Kcçiörcndc vc Numune 1-ias-tahaııcsi arkasında iki hasta'nanc daha açacağız. Bugün gördüğünüz şu 40 - 50 yataklı hastana* ııeyi azımsanmayınız. 40 yulak 40.000 vatandaşın ihtiyacını kar şılar. Her yatağa da yılda 5.000 lira harcamak gerektir. Bir hastanın yıllık bakımı 2000 liradır. Aziz Ankaralılar, bu vaziyet
tacız. Mücadelemiz büyüktür. Bü-liin Türkiye'de her şehirden çok kıymet verıncyişiıniz geliyor. An-kıırayı başşehir mi. yoksa vcreın ölülerinin baş şehri olarak mı görmek istiyorsunuz?
O halde savaşımıza katılınız ve bize yardım ediniz. Sayın Sağlık Bakanımızın uğurlu elile aşaca-’ğı bu müessesenin Ankara'ya vc verem savaşına uğur getirmesini
Nusrct Karasu’nun konuşmasını müteakip Sağlık Rakam Dr. rl rem Hayri Üstündağ, müesse-:i şıkkı' ■"’y’ *y‘ temennilerle açmış vc ş. davetliler lıastahancyi gezmişlcr--- 1 dir-
Veremle Savaş Derneği sekre-| lcri Doçent Celâl Ertuğ'un ver-, eliği izahata (töre; lıastahaneııiıı ehemmiyeti Fakültesince, iuşo de Sağlık vc ığı bir yılda personeli Dernek ve Ankara Tip min edilecektir.
Hastalar parasız tedavi göreceklerdir. Dernek merkez kumlu, Tıp Fakültesi verem kür-
cade-
kadar yatak * Sosyal Yardır
ANKARA RADYOSU Cuma — 20/10/1950
(Mnliıır fuslıl
n.-)
Ukknıbll kâğıdı
— Haberler. — Melodiler (1 13.30 — öğle Gazetesi. 13.4G vler Ciıgat Orkestrası Çalı.v
, Akşam Pr(
borçluları
Annem, krallar glye
'jiıi. güğüs 6 — Dudak, ns-
■ birliğimizin gittiği yer 7 markası, bulaşıcı S —
EFARV. bilim 11 -
Yıılıııdl ismi' 12 —
7.30 — Açılış, Program ... yarı. 7.35 — Kuraıı . ı Kerim (I’l. 7.15 — Haberler. 8.00 — Şurkılaı (Pl.) 8.15 — Havab Müzikleri (Pl.) 8.25 — Günün Programı vc Htıvıı - Sonat (I’l'.I
Soldan sağa:
arrtbi aylardan biri, Çok iyi. bilgin, cıılıu bay. IK 4 — Yaptın-trdenbire

rak — 19.20 Mtlzllc: Tarllıl Türk Müziği ,'aları fesi — Serbest
Müzik: Dtrbus - Kemaıı Kom;ı su (1'1. ı — 31.0(1 Konuşma: Ti yede Mıır.ştıl Plânı — 21.15 Müzik:
Müziği (Pl.) -- 32.00 Koiııış-.... -.22.15 Müzik: Sclıübert . Re
Minör Kuartet (Ölüm ve Geııç Kız)
berler — 2:!.OU program, vo Kııpuniş.
İSTANBUL RADYOSU
Cuma — 20/10/1950
J2.57 — Açılış ve Prıığramlnr. 1/ 10' — Haberler. 1:1.15 — Karışık Hafif öfjle Müziği (Pl.) 13.45 — Şarkılar 11.20 — Serbest Snılt (Konuşma ve-yıı- Müzik). 14:30 .— Şarkılar .(Pl.)
'gramlar — J8.UU
— 18.30 Türkü-19.0(1 Haberler — 19.15 Kma-Seğir Haberleri — 19.20 ,üc Genç vo Dır Kız Kuart”tlııdejı Şarkılar (Pl.)
— 19.30 Radyo Scp'fdnl Orkestrası Koâseri — 20.10 Hafif Aru Müziği
l'.ı )ı Sın kılar — 21 S- i l- ı S
— 21.10 Dürt Güzellerden Caz Sur.
kıları (Pl.) - 21.20 Fasıl Heyeti
Konseri — 23.00 Müzik Dünyasından ÇeşJtU örnekler (Pl.) — 22.45 Hu. berjer — 23.00 Dans Müziöi (Pl.)
38.30 Programlar ve Kapanış.
ZAFER
2071071950
Sayfa: 4
I Başmakaleden devam :
Truman’ın
Yazan : Zuhurî DANIŞMAN
Tefrika No: 37
“Bu sularda kazada, belâ da bizden sorulur
Beyaz kömüre ait
Koraltan Kayseride
Meclis Başkanı tezahürlerle karşılandı
Kayseri, 19 (T.H.A.) — Refik Koraltan, beraberinde İçel ve Seyhan Milletvekilleri olduğu halde bu sabah Adana'dan Niğde’ye uğrıyarak şehrimize gelmiştir. Niğde Milletvekilleri, Belediye Başkanı ve Vali tetkik maksadiyle Kayseriye gelen Meclis Başkanına refakat etmişlerdir. Yeşilhisar’da Kayseri Valisi, jandarma kumandanı, Demokrat Paıti ileri gelenleri ve büyük bir halk kitlesi Koraltan’ı karşılamışlardır.
Meclis Başkanı, bir müddet dinlenip İncesu'da bir konu na yaptıktan som u tekrar Kay . •-riye dönmüştür.
Tütüncüler
1 kongresi
I
milletler hukuku
yalnız ve yalnız
— Akdenizde bizi nmızdan başka sınır yoktur Konsolos efendi.
Bu ihtar Konsolosu şaşırttı.
— Yâni yakınlarımızda demek istemiştim.
— Devam ediniz.
— Bir Cineviz gemi le yalcın bir kayay batmak üzere idi.
— Uzatmayınız, neviz Kaptanını lıi niz değil mi?
Konsolos ne diyeceğini şaşırmıştı:
— Yâni himaye dediğim..
— Saçmalama Konsolos fendi, ne söyliyeceksen söyl
— Bu sırada hiç sebepsiz Yeniçerilerin hücumuna, hakaretine maruz kaldım.
Kaptan Paşanın tavrı birdenbire değişti. Âdeta boyu iki misli büyümüştü. Gözlerinden ateş fışkırıyordu. Konsolos, bu müthiş hiddet karşısında afalladı. Ve Kaptan Paşanın, odayı inleten ■ sesi yükseldi:
— Bre hain!.. Bre namert Sen kim oluyorsun ki, zatı ş hanenin asakiri mansuresine karşı geliyorsun?
— Paşa Hazretleri...
— Sus!... Ben seni yakalatıp getirtmek için adamı mahsus göndermeğe karar vermiştim. Meğer sen kendi ayağınla buralara gelmişsin..
— Kaptan Paşa Hazretleri..!
— Sen Osnıanlı Padişahının! askerlerine kaışı gelmenin ne! demek olduğunu bilir misin? !
— Kulunuz karşı gelmiş de- ________
— Ya ne hallettin? Cineviz- I gemisinin kaptanı sana ne lâ-
. — Bu sularda kaza da, belâ da bizden sorulur.
— Fakat Yeniçeriler..
— Sus bre hain, dilini tut..
Sonra Çavuşa işaret etti:
— Kaldır şu haini.. Hapsey-le.. Vereceğim emri de bekle..
Çavuş, derhal Konsolosun kolundan yakaladı. Konsolos hâlâ çırpınıyordu:
— Ben, hakkımı aramağa gelmiştim.
— Biz de senin hakkını veriyoruz. Biraz hapishanede istirahat edeceksin.
Konsolos doğru mahzendeki odalardan birine hapsedildi.
. recHbtıjriş, kendisiyle gi lecek hiç bir mesele yoktur cevabını vermişti.
Sefir kejıdi kendine söyleniyordu’:
(Ben ki, bir Fransız Sefiriyim. Şahsıma yapılan hakareti hazmedebilirim. Fakat bu suretle devletime de hakaret edilmiş oldu. Ne yapabilirim? Münasebetleri kesmek neye I yarar!.. Çok müşkül vaziyette-
ma müracaat etmekti, ondan da bir haber gelmedi.) Sefir, bir müddet sustuktan
— Acaba Sadrazam Paşaya gönderdiğimiz adamımız ne ol-
— Dalıa gelmedi efendim.
— Neden bu kadar gecikti? — Bir kere öğreneyim.
(Devanı edecek)
VİLNÖV
Fransız Sefiri çok telâşlı idi. Yanında bulunan sefaret memurlarından birisine şunları söylüyordu:
— Bu bir felâkettir. Fransa için, şahsan benim için en büyük felâkettir. Asırlaıdan-beri teessüs etmiş olan Türk -Fransız dostluğunun bu şekilde altüst olması, Fransa ticaretinin Şarkta üstünlüğü kaybetmesi çok fecî bir şeydir.
— Hakkınız var Sefir Haz-
— Demek Konsolosu hapset-
— Evet.. Ama, sade bu ka-
— Tamamını anlatınız.
— Evvelâ Kaptan Paşa müthiş bir hiddete kapılmış, konsolosu âdeta yaka paça sürükleterek hapse attırmış.
—. Şu Türkleıin dostlukları ne kadar kıymetli ise, hiddetlerini celbetmek de o kadar fena bir şey. Daima uyanık durmak lâzım. Sonra?
— Ege Denizi adalarında ve Çanakkale’de bulunan bütün Fransız konsolosluklarının kaldırılması hakkında şiddetli emirler vermiş.
— îşte asıl müthiş felâket bu. Fransanm Şark ticareti mahvoluyor.
— Sefir Hazretleri, Kaptan Paşa ile görüşmek lâzım.
Sefir, çok düşünceli idi. Bir müddet düşündü. Odanın içinde gezindi. Sonra ağır ağır cevap verdi:
— Buna teşebbüs ettim. Keşki mülakat talep etmeseydim. Çünkü...
Sefir sustu. Kaptan Paşa tarafından kabul edilmediğini söylemek istemiyordu. Hakikaten Kaptan Paşa, Sefir Vil-növ’ıın müracaatını
Kore birliğimiz Kaplar arasında Taegu’da i
(Baş tarafı 1 inci sayfada) , kerî sözcüsünün bildirdiğine göre, • Kdzey Kore’lilerin dün geceye- kadar olan kayıpları ö-lü, yaralı , ve esir olmak üzere 265.000 kişidir.
■ Amerikan askerî sözcüsü, Eİ müdafaa eden kuvvetlerin 5 tümeni kadar olduğunu söylemiştir.
Yangdok bölgesinde 8 inci Güney Kore tümenine karşı o-lan' duşm’aın mukavemeti art-frtışCır. Bu tümene mensup birlikler Yangdok şehrinin temizleme işini bitirmişlerdir. Bu kuvvetler batıya doğru ilerlemektedirler. 8 inci tümen dün 700 düşman öldürmüş ve 18 e-sir almıştır.
İki değerli eser
Kızıllar başsız kaldılar
Tokyo, 19 a.a. — (United Press): Kuzey Koreli komünistler öyle bir mağlûbiyete uğramışlardır ki, Kore'de teşkilâtlı harp sona ermek üzeredir. Bütün askerî liderler Çin hududundan içeri iltica ettikleri için harekâtı idare edebilecek hiç bir komutan bulunmadığı sanılmaktadır.
General Mac Arthur karargâ hinin bir sözcüsü savaşacak sadece 70 bin komünist kaldığını tahmin etmiştir. Bunlar da süratle ortadan kaybolmaktadırlar.
Evlilik ve mahremiyelleri çocuk düşürmek ve kürtaj Değerli kadın hastalıkları he-,§eh kimimiz Doktor Cemal Zeki Önal, iki mühim kitabını bize göndermek lûtfunda bulunmuştur. «Evlilik ve mahremiyetleri» diğeri de «Çocuk düşürmek ve kürtaj» isimlerini taşımaktadırlar. Bu kitaplar halk arasında o kadar büyük bir rağbet görmüştür ki, müellif, muhtelif tabılar yapmak mecburiyetin -de kalmıştır.
Aile hayatımızın ve İçtimaî bünyemizin bir çok dertlerine deva aramak maksadiyle yazıl mış olan bu kitaplar, büyük bir emek mahsulüdür. Bir gazeteci arkadaşımızın yazdığı gibi evlilik ve mahremiyetleri kitabının muhatabı yalnız evliler değildir. Bu eserin muhatabı evliler kadar bekârlar, orta yaşlılar kadar genç ve ihtiyarlar da olabilirler.
Çocuk düşürmek ve kürtaj kitabına gelince, bu da herkesin anlıyabileceği bir lisanla, fakat derin bir vukufla yazılmış çok güzel bir eserdir. Bunda da çocuk düşürmenin tevlit ettiği bütün zararlar gayet açık bir lisanla yazılmaktadır.
Tadil edilecek askerî kanunlar
Ankara 19 (T.H.A.) — Millî Savunma Bakanlığında teşkil olunan komisyonlar tâdil edilecek o-lan bazı mühim kanun tasarıları ve talimatlar üzerinde çahşmaları na devam etmektedirler.Yakm bir zamanda sona erecek olan bu çalınmalar neticesinde hazırlanacak olan kanun tasanın Bakanlar Kuruluna sevkedilecektir. Değiştirilmesi derpiş adilen kanunlar arasında «Yedekâubay kanunu Askerî Yargıçlar kanunu ve «İç hizmet talimat, vardır. Yedek-»ubavlık kanunundaki değişiklikler arasında hizmet müddeti ile staj devresinin ne şekilde yapıla cağı hakkında yeni hükümler bulunmaktadır. İç hizmet talimat, da daha demokratik bir şekle ko-nulocak. Müracaat, izin, merci tecavüzü, silsilei meratip gibi bahislerde tadilât yapılacaktır. Askeri Yargıçlar hakkındnki tasarı ise eski kanunu tamamen değiştirerek, askeri Yargıçlar Adaletrrıunun açılış töreninde şîddetleBakanlığına bağlanacaktır. bulunacaktır.
Belediye zabıtası kadrosu tamamlandı
beyannamesi
miştir. O halde her memleketin kuvvetli olması ve bu kuvvetlerin bir tecavüze karşı birleştirilmesi gerektir. İşte Kore-deki tecavüz harbini önlemek ;in 53 devletin yardıma lcoş-ıası milletler arasındaki iesa-üdün güzel bir tezahürüdür. Başkan Truman, tecavüzü önlemenin yalnız Amerika’nın değil bütün hür milletlerin vazifesi olduğunu bildirmiş ve böyle bir iesanüde katılmamanın dünyayı vahim akıbetlere götüreceğini anlatmıştır.
Başkan Truman’ın Sanfran-isko’da bu nutku söylediği lün ve belki de aynı saatte, Türk savaş birliğinin. Birleşmiş Milletler ordusuna katıl- bı male üzere, Pusan’da Kore topraklarına çıkmış olması müşterek barışı müşterek kuvvetlerle kurmak fikrini biraz hafif olanlara, tereddütlü muhteris bir politikanın doğuracağı vahim neticeleri idrâk eimiyenle-re karşı Hükümetimizin aldığı kararın değerini bir defa daha isbat eden güzel bir tesadüf olmuştur.
Türkiye, dünya barışı ve hür insanların haklarını korumak yolunda yaptığı bu yerinde hizmetle, uhdesine düşen vazifeyi, daima şerefle başaracağını isbat _
etmiş bulunmaktadır. Bu iti- toı. 9 berla Başkan Truman tarafın- n|ma dan Birleşmiş Milletler fikrinin Yarır beşiği olan Sanfransisko’da jyjun| söylenen bu nutkun Türk umu mî efkârında lâyık olduğu ehemmiyetle ve bilhassa büyük bir anlayışla karşılandığına kimse asla şüphe edemez.
Tecavüzü önlemek ve hür insanların haklarını müdafaa etmek istiyenler,- hürriyet ve istiklâli en başta bir hayat ve beka şartı telâkki eden Türkiye'de daima en tetik bulacaklardır.
Bu noktayı bilhassa ehemmiyetle işaret ettikten sonra, şunu ifade etmek isteriz: Başkan Truman, bu nutukla mütecaviz emeller besliyenlere kati bir ihtar yapmış, onları bir defa daha hak yoluna davet etmiştir. Bu bakımdan nutuk mütecavize karşı Birleşmiş Milletler tarafından ve müşterek emniyet hudutları dahilinde, mutlaka karşı konulacağını sarahatle i-1 fade eden çok mühim siyasî bir ) vesika olduğu kadar, ayrıca büyük ve İnsanî bir değer taşı-maktadır. .
Başkan Truman’ın bu nut-ku Uzak Şarktaki kuvvetler komutanı Mac Arthur'le ko-nuşduktan, ve oradaki umumî askeri vaziyeti etraflı bir surette gözden geçirdikten sonra söylemiş olması, ayrıca bu sözlerin milletlerin haklarını ve hürriyetlerini koruyan bir kuv- , veie dayandığına en açık bir delildir.
Birleşmiş Milletler bu son hareketleriyle hakikaten bir varlık olduklarını ispat etmişlerdir. O halde Birleşmiş Milletler bu iesanüdü kuvvetle birlikle muhafaza ellikleri müddetçe bu dünyada tecavüzün yeri olmadığını istilâcılara karşı daima ispata muktedirdirler.
Amerika hür milletleri köle yapmak arzusunu güdenlere karşı sonuna kadar bir mücadele vaziyeti almıştır. Elbette ki, hür yaşamaya karar vermiş milletleri de daima yanında bu-
Mümtaz Faik FENİK
Emniyet Genel Müdürünün tetkik seyahati
Emniyet Genel Müdürü Servet Sürenkök dün bir tetkik gezisine çıkmıştır. Bugün Bursaya varacak olan Genel .Müdür, îs-tanbula geçerek Cuma günü a-çılacak olan Polis Sanatoryu-
Kararların tatbiki programı hazırlanıyor
10 - 17 oğustoR 1950 tarihlerinde toplanan Türkiye tütün kongresinde alınmış olan kararların tatbik şekli üzerinde Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı tütün komitesinde Tarım, Gümrük ve Tekel Bakanlıkları ile tüccar ve ekici temsilcilerinin iştirukile görüşmeler devam etmektedir.
Komite, bu çalınmalar «onunda kararlarının tatbiki hakkında ha
Çalışmalar, memleket tütüncü lüğünün hali ve istikbali hakkın da salahiyetli temsilcilerin görüş birliğine bir kere duha varmhla-rını sağlıyacaktır. Memleket eko-nomisinde yeri çok büyük olan faaliyeti müsmir neticeleri belenmektedir.
Kömür deposunda ölümle tehdit hâdisesi
Dun öğleden evvel Yenişehir hâdise olmuş ve zorba bir a-rabacı kantar memurunu ölümle tehdid etmiştir. Yapt.ğ.mız tahkikata göre tehdid hâdisesi şöyle olmuştur.
Meclis Başkanı Demokr.'.’ Parti binasında halka hitab r. bir konuşma yapmış, müteakiben vilâyeti, belediyeyi, tayyare fabrikasını, Cumhuriyet H Partisini ziyaret etmiş olan B. M. Meclisi Başkanı kendisiie görüşen Türk Haberler Ajansı muhabirine şu beyanatta bulun
«— Nerede sordumsa emniyet içinde misiniz? Huzursuzluk duyuyor musunuz diye bana huzur içindeyiz. Çok şükür benliğimize kavuştuk cevabını verdiler. İşte Ankaraya bu intiba ile dönüyorum.»
Etraftan yetişenler, büyümek istidadında olan bu çirkin hâdiseyi önlemişlerdir. Arabacı H •-şeyin Taşkın yakalanmış ve hak-candan bir müt- kında kanunî takibata geçilmiş-
Adalet Bakanlığında bir stenografi kursu açıldı
Haber aldığımıza göre Adalet Bakanlığında Bakanlık mensupia-
18.10.1950 çarşamba gününden itibaren başlamış bulunan
kurs 9 ay kadar devam edecektir Kurs hocalığına uzun sene-ı li rden beri bu sahada pek çok e-lleman yetiştirmiş bulunan, eski İve değerli stenograflardan Ismn-. ’ il özgül tayin edilmiştir.
İzmir Şehir Meclisi
İzmir, 19 (Telefonla) — İzmir Şehir Meclisi bugün yapmış olduğu toplantıda yeni bir tiyatro binası inşa edilinceye kadar İz-tır.
bir Tiyatrosunda şimdiye kadar çalışmış olan sanatkârlara üçer maaş tutarında ikramiye ve rilecek ve kendi arasında bir heyet kurup şehirde hususî temsillere başladıkları takdirde yiııe bu kimselere belediye 15 bin lira yardımda bulunacaktır.
ıir Şehir Tiyatrosunun lâğ-hakkında karar almış-Bu karara göre; Şe-
DOKTOR
Aziz Tevfik Yeginsoy
DAHİLİYE MÜTEHASSIS)
Her gün hastalarını saa'
15 den İtibaren Hamamft nü. Halk Eczaharıes ka) «tısındaki Ntzameddln * partmanı No 2 de kah» eder. Tel 15343
yeni tasarılar
Ankara, 19 (T.H.A.) — Su işlerinin memleket ekonomisindeki ehemmiyetli mevkiini nazarı dikkate alan Bayındırlık Bakanlığı bir kanun tasarısı hazıılıya-ıak memleket ihtiyaçlarına en geniş şekilde fayda temini için bu işi bir programa bağlamlya karar vermiştir.
Gerekli kanun tasarısını hazır lamak maksadiyle evvelce Bakanlıkta faaliyete geçen Su İşleri Kongresi, Bayındırlık Bakanının riyasetinde son toplantısını yaparak bu mevzu i'e ilgili kanun tasarısına son şeklini ver miştir.
-Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü. adındaki kanun tasârı-ı unlan başka «Su haklan kanlı-
I
C. H. P. aleyhine bir dâva
Ankara, 19 (T.H.A.) — Lütfi Evren adında bir vatandaşın C.
nu. ile «Su kooperalifteri kanunu. adında İki kanun daha hazırlanması için prensip kararına varılmıştır.
Halen mer'i olan talimatname ve şartnameleri de gözden geçirerek yapılması lâzım gelen tâdiller tesbit edilmiştir.
Su işleri mevzuunu en kısa za manda bir organizasyona bağlamak maksadı ile de yapılacak işlerde bir tercih sırası tesbit etmek ve iç, dış ödenek imkânlarını ortaya koyarak uzun vadeli bir envestisman plânı hazırlamak üzere hususî müessese lerin de katılacağı Bakanlıklar arası bir su kongresinin toplanmasına karar verilmiştir.
| 1!.P. Genelbaşkanlığı ile Ankara Defterdarlığı aleyhinde açtı-ği dâva Asliye Hukuk yargıçlığına intikal etmiştir. Bugün ilk
duruşma yapıldı. Fakat taraflar
tamamen gelmemiş olduğundan
yargılama başka güne bırakıldı. Dâvanın mevzuu, eski bir
Türkocaklı olduğunu ileri süren
davacının iddiasına göre, Halk
Partisi adına kanunsuz
olarak
yaptırılmış olan Halkevi tapu-
Murgul bakır işletmesi
(Ba? tarafı 1 ncı sayfada)
bir Ingiliz firmasından temin edi len ve Ingiliz mütehassısları nezareti altında Tüık işçi, teknisyen ve mühendisleri tarafından yapılan doğunun en modern ve büyük fabrikası olan Murgul Ba kır işletmesi tesisleri bitmiştir.
Şimdiye kadar fabrikanın montajına nezaret etmekte o-lan İngiliz mütehassısları mem leketlerine dönmüşlerdir. Fabrikanın tecrübe safhasına yalcın da başlanacaktır. Amerikadan istenen işletme mütehassıslarının da yakında gelmesi beklen mektedir. Bu mütehassısların gelmesiyle fabrikanın işletilmesine başlanacaktır.
Memleketimizin İktisadî bün yesinde olduğu kadar muhitin sosyal kalkınması bakımından da geniş faydalar sağlıyacak müesesenin, ikmal edilmiş olması büyük memnunluk uyandırmıştır.
Hamamönü cinayeti
Bundan bir müddet önce Ha-mamönündeki bir kahvede, Fahrettin Tuğbay isminde boşta gezer takımından birisi, Turan Eracar isminde bir talebeyi bilinmeyen bir sebeple dövmüş ve biraz sonra arkadaşı Halil İbrahimde bu döğüşe iştirak etmiştir. Turan Eracar ancak nefsi müdafaa karşısında kalmış ve yanında bulundurduğu ufak bir çakıyı Halil İbrahime saplamış ve ölümüne sebebiyet Vermişti. Bir müddettenberi ağır cezada yargılanmakta olan Turan Eracarın gösterdiği şahitler bugün dinlenmiş ve avukatı Süleyman Köymen de son müdafaasını yapmıştır.
Maktul Halil İbrahimin babası şayanı dikkat bir ihbarda bulunarak kaatilin Fahrettin Tuğbay olduğunu söylemiş ve böylece bu cinayet dâvası yeni bir safhaya girmiştir.
D.P. Saymakadın Ocak kongresi
Saymakadın Ocak İdare Kurulu Başkanlığından:
20/Ekim/1950 cuma günü sa-' at 18.00 de ocağımız yıllık kongresi yapılacağından sayın üyelerin teşrifleri rica olunur.
Saymakadın İdare Kurulu
D.l’.
sunun iptali ait malların
ve Türkocaklanna iadesidir. Dâvacı-
nın müracaatı üzerine lâyihalar teati edilmiş, C.II.P. adına cevap veıen eski Konya milletvekili Hulki Karagülle, bu zatın
böyle bir dâva, açmaya hiç bir
yetkisi olmadığını ileri sürmüş-
Trııma’nın nutkunun
akisleri
Foçada iğrenç bir tecavüz ve cinayet
İzmir, 19 (Telefonla) — Yeni Foçanın Demirkapı mevkiinde iğrenç ve fecî bir hâdise olmuş, iki namus düşmanı 15 yaşındaki bir delikanlıya tecavüz ettikten sonra zavallıyı kafasını taşla e-zerek öldürmüştür.
Köyde arabacılık yapan Nuri Balta ve Süleyman Karapiliç ad lavında iki arkadaş pazar gecesi yardımcıları 15 yaşındaki Ah-mete zorla tecavüz etmişler ve bilâhara da Ahmetin kendilerini
ele vermesinden endiş
ederek
zavallı çocuğun başını 40-50 kilo ağırlığındaki bir taşla ezerek öldürmüşlerdir.
İki gün sonra yakalanan her iki sanık da bugün şehrimiz a-ğır ceza malike.nesinde yargılanmaya başlamışlardır.
İngiliz Maliye Bakanı istifa etti
Londra, 19 (a.a.) (Afp) — Maliye Bakanı Stafford Cripps’ in istifa ettiği bildirilmiştir.
Sir Stafford Cripps’in yerine Ilugh Gaitskell'in hazine Bakanlığına tayin edildiği resmen bildirilmiştir.
Sünnet ettirilen kimsesiz çocuklar
Yardımsevenler Derneği Genel Merkez Başkanlığından:
Diyarbakır merkezimiz 7/10/ 1950 cuaııırtesi günü yetim ve yardıma muhtaç yirmi çocuğu sünnet ettirmiş ve icabeden giyim eşyası ve masrafların tamamı dernek tarafından ödenmiştir. Yardımsevenler Derneği Diyarbakır halkına olduğu kadar Genel Merkez Kurulunun da tak dir ve teveccühlerine mazlıar olmuştur.
( Başı 1. inci sayfada ) bu uğurdaki mücadelesini kanını dökmekle tetviç etmiştir. _
rine bağlı milletler yan yana mütecavize karşı döğüşerek Kerede fiilen sulhu muzaffer kılarken Trumanda büyük askerle görüştükten sonra San Francis-co'da sulh fikrinin zaferini ilân
Barış idealinin sadık hizmetkârı olan Türk Milleti, son tecavüz karşısında barışı ve insanlığı korumak yolunda dünyanın her hangi bir milletinden geri kalmadığım isbat etmiş ve evletla-rını Kore'ye göndermekte asla tereddüt etmemiştir. Bu itibarla. Başkan Truman’ın bu nutkunu mî mahfilleri derin bir memnunluk ve hazla karşdamıştır.
Hususî sanayiimiz
( Başı 1. inci sayfada ) Kalkınma Bankası, Türkiye Sanayi Kalkınma Bankasına bıı
kınnıası için hazırlanan proje I gereğince yapılacak ithalâtı fi-I nanse etmek Üzere 9 milyon dolar ikraz ettiğini bugjin bildirmiştir.
1 Türlfc hükümeti tanrfından temin olunan bu ikraz 15 yıl vadeli ve yüzde 2 3 — 4 faizlidir. Borç 1957 senesinde itfa edilmeve başlanacak ve vadenin sonunda
! Banka aynı zamanda Nnrmnn Tucker’in 31 ekimde Bankanın şube direktörlüğünden ayrılıp merkezi Istanbulda bulunan Tür-, kiye Sanayi Kalkınma Bankası
bildirmiştir. İkraz anlaşması bu-' gün Bankaya Türkiye Sanayi Kal
Umma Bankas. namma Türkivr | Büyükelçiliği malî müşaviri Na-hid Alpar tarafından imzaian-
Türkiye Büyük Elçisi Feridun Erkin hükümeti namına imzala-miştir. Her iki anlaşma da . banka namma başkan yardim-cısı Robert Garner tarafmdan imzalanmıştır.
Tıp Kongresi,
(Bası 1 inci sayfada)
Her iki tebliğ kongre üyeleri tarafından alâka ile takip edilmiş ve Dr. Sabahattin Payzın, Doçent Dr. Behiç Onul, Dr. Vefik Vassaf Akan,' Prof. Dr. Nuri Ergene. Dr. Talat Vasfi öz ta-I rafından söz alınarak bu konu I üzerinde fikir ve mütalaalarım bildirmişlerdir. Bu memleket dâ-' vasi üzerinde çok hassasiyetle durulmuş ve geç vakte kadar muzarekeler devam etmiştir.
D.P. nin istişarî Kongresi
(Baş tarafı 1 inci sayfada) Maraş. Mardin. Muğla, Siirt, Sivas ve Van vilâyetlerinden dün üçer temsilci üye gelmiştir.
Diğer vilâyet temsilcileri de bugün gelecek ve toplantıda hazır bulunacaklardı»
Demokrat Parti Genel Merkezinden dün aşağıdaki tebliğ gönderilmiştir:
«Demokrat Parti Istijarî Kongresi 20 ekim suma günü (bugün) saat 14 de toplanacaktır. Toplantı yeri olarak Gar Gazi nosu salonu seçilmiştir.
Kongre için gelen bütün delegelerin tayin edilen saatte Car Gazinosunda bulunmaları rica
Savarona yolcu gemisi yapılabilecek
İstanbul, 19 (T.H.A.) — Savarona yatını inşa eden Alman firmasının şehrimizdeki mümessili, Savaıonanın aynı firma tarafındım tâdil edilebileceğini ve yatı yerinde görmek için iki Alman mühendisinin İstanbul'a gönderilmek istendiğini bildirmiştir.
Öğrendiğimize göre, yatı inşa eden firmaSavaronayı Hamburg-taki tezgâhlarda 150-160 kişilik kamarası bulunan modern bir
yolcu gemisi haline getirebileceğini ileri sürmekte ve bu işin üç ayda tamamlanabileceğini ilâve etmektedir.
Kongre üyeleri şerefine çay verildi
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Ekrem Hayri Üstün-dağ, II ci Millî Tıp Kongresi ü-
yeleri şerefine dün akşam
Gar
Gazinosu salonunda bir çay ziyafeti vermiştir.
Ziyafette Cumhur Başkanı Celâl Bayaı-, Millî Savunma Bakanı Refik Şevket İnce, Millî E-ğitim Bakanı Tevfik İleri. Ekonomi ve Ticaret Bakanı Zühtü Hilmi Velibeşe, İşletmeler Baka nı Prof. Muhlis Ete, Çalışma Ba
kanı Haşan Polatkan, Ankara Valisi Necati İller, Basın - Yayın ve Turizm Genel Müdürü
Dr. Halini Alyot, milletvekilleri
bu meyanda dün
şehrimize
gelmiş olan Kocaeli milletvekili
tanınmış sinir mütehassısla-
rımızdanDr. Ethem Vassaf, Sa-
yıştay Başkanı, Yardımsevenler
Başkanı, Başbakanlık Müsteşarı generaller, Tıp Kongresine işti-ıâk etmiş bulunan doktorlarınız
ve seçkin bir dâvetli kitlesi hazır bulunmuş ve çay samimî bir
hava içinde
sona ermiştir.
200 milyon ton potasium bulundu
Londra, 19 a.a. (Lps) — İngiltere’de Yorkshire kontluğun da 200 milyon ton potasiyum bulunmuştur. İngiliz uzmanlarına göre, bu miktar 140 sene müddetle çiftçilerin ihtiyaçlarını karşılayabilir.
108 bin işçi grevden vazgeçti
Helsinki, 19 a.a. — İşçi liderleri, patronlar ve hükümet men supları, 108.000 maden ve kereste işçisinin sekiz haftalık grevine nihayet veren bir anlaşmaya varılarak işçi yevmiye lerinin biraz arttırıldığını bildirmişlerdir.
20710/1950 ZAFER • Şorta; 5
DOĞU K AR ADENİZDE |
■ KISA BİR GEZİ j
i Çoruhtan seyrüsefer için ? s faydalanılabilir mi ? |
Yurttan yazılar)
BEYPAZARI
Doğu kalkınması
Trabzon bugünkü haliyle bırakılırsa Doğu kalkınması diye bir program gerçekleştirilemez
11
Mütemadi bir iniş bizi bölge- 1 nin eski bir merkezi Aıdanoç'a yaklaştırdı. Ardanoça varmadan önce Tütünlüde bir öğle isti rahati yaptık.
Güzel evleri ve bol moyva bahçeleri olan bu köy buranın asıl merkezi Aıdanoç’a 4 kilometre uzakta bulunuyor.
Aıdanoç buraya göı-e bir düzlük kenarında yükselen sivri bir kaya üzerine kurulmuş bir kale olup, etrafındaki beyaz binalar uzaktan seçiliyor, buranın bir adı da Adakale'dir. Eski bir yer olmakla beraber nüfusu bini bulmaz.
Yol,
metreye kadar iniyor. 100 kilometrelik bir mesafede 2500 den 300 rakımına inmenin ne demek olduğunu siz düşününüz. Berta ve Aıdanoç sularının birleşerek Çoruha aktığı bu nokta ayni,za-
| gitmek vardı. Kara yolu I" kadar korkutmuştu ki, dı
aynı güzel manzaralar Berta köprüsünde 300
teblikeli olmamakla beraber bundan sonrası için nehir yolculuğunu seçtik.
Çoruh üzerinde seyrüsefer kabil olduğunu biliyorsam da, bunun tecrübesini yapmamıştım. Dik yamaçlarla çevrili dar bir vâdi içinde bulanık akan İm ırmağın Artvinden itibaren derinliği 1 - 2 metre arasında değişiyor. İki ucu sivri, altı düz ancak iki ton yük veya otuz kişi alan kayıklarla insan ve eşya taşınmaktadır. Akıntı boyunca kolayca giden bu kayıklar evvelce Karadenize kadar çıkarmış, şimdi Borçka’ya, nihayet hudutta, ‘ Mııradlı’ya kadar gitmektedir.
Kayıkların yükletilnıesinde ve yürütülmesinde birtakım usuller var, kürekçiler kayığın bir ucunda, reis bir ucunda yer alıyor, kaptan vazifesini gören I
Ankaranın güzel ve şirin kazası , küçük himmetler bekliyor
abık iktidar partisi, iktidarı kaybettiği günden 'Doğu kalkınması) diye bir terane tutturmuş gidiyor. Fillerinin durumu başlı başına bir umumî mesele ve dâvadır. Fakat yirmi yedi sene iktidar koltuğunda muayyen bir zümrenin rahatını teminle vazifelenmiş, olup Doğu illerinin kalkınması ile değil, kıpırdamasile bile alâkalanmamış, hattâ emsalsiz bir lûkay-dilc bunu önlemiş bulunan eski iktidar partisinin bu meseleyi ken di lehine bir propaganda mevzuu yapmasına kimsenin aklı ermiyor. Hele Trabzonluların bu bahisteki düşünceleri çok daha hazin ve acıdır. Çünkü, Kuzey Doğu illerinin teşkil ettiği mınta-keda TrabzonUn bütün Doğu illerde olan bağlılığı öyle merkezî bir hususiyet arzeder ki, İktisadî ve İçtimaî hayatımızın tarihî seyri göz önüne alındığı takdir- , de, bu husus bütün vuzuh ve e-hemmiyetile meydana çıkar. Binaenaleyh, samimî ve idealist bir kimsenin Trabzounu lAı mevzuun nın alamayacağı bir haldir. Ne yazık ki, Halk Partisi emsalsiz bir veği evlâd muamelesine tâbi tut-
Mahmut Goloğlu
I (Trabzon Milletvekili) j
Bilinen bu hakikatlere rağmen* yıllar boyunca Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz illeri
p.e,rdesi altında bırakıldı.
Lâkin, tarihin her ' devrinde hürriyete âşık bir kitle olduğunu isbat eden Türk Milleti 946 se-
çimlerile neler düşündüğünü sabık iktidar partisine açıkça anlatınca yeni bir oyalama siyasetine başvurularak bir kaç sene evvel bir (Doğu Kalkınması) lâfı ortaya atıldı. (Yurdumuzun diğer bölgelerine nisbetle bir çok bakımdan geri kalmış olan Doğu il lerinin kalkındırılmasını sağlayacak yol vesair tesisler) esbabi mucibesile, (Doğu Anadolu ve Edirne ili kalkınma giderleri) nardık bir tahsisat da konuldu. Fa kat Trabzonun Of kazasında halkın yardımı ile meydana getiri-I lip Maarife devrolunan Orta O-iktidarı, . kul binasının üstünü örtmek için lâkaydile âdeta ö- bu fasıldan istenen 10.000 liralık cüzî bir tahsisat (Trabzon Do-ığU' kalkınmasına dahi) ctvabile red edildi.
ı
*-lCÜJ tuğu Trabzonu, kalkınmaya muh I taç bir Doğu şehri olarak da ka- , 11 ** bul etmemiştir.
d.-fiildir)
Halbuki. Trabzonun acil bir kalkınmaya şiddetle muhtaç bulunduğu yıllarca evvel soluk i!,- ratab.lı tidar erkûnınca da malûm bulu Hdo: ı r.uyordu. Trabzona liman ve de-rniıyolu yapılması hakkınduki,, R11 10 Nisan 1340 tarihli kanıtnuıı
esbabı mucibe
lâyihasından
D(
Partililer arasında bir ikilik yn-Imek hcveaile (Yeni ik tın Doğu kalkınması hakanda bir programı yok) diye yay gara ediyorlar. Hangi pıogrnın-dan ve hangi kalkınmadan bah-
fade etmiştir:
Türkiyenin ak-le bakılırsa, gödeni vesaitle mücehhez olmak lııı susunda pek uzim farklar vurdır. Şöyle ki:
mı muhtelifesir
Türkiyenin Garbi ve kısmen Cenubi tarafları demiryollar. I -manla*-, şoseler vesaire gibi vesaite nz çok mâlik bulundukları hulde ŞFmnl ve Şark kısmı sen--.-miktardaki şoselerden başka bii rumdur. Muazzez vatanımı --ı bilaistisna her tarafı cümle i -için mukaddes ve medeni ihtiyu ; larının teminle refah ve ternk-dir. Bu itibarla vatanımızın gaıb
•esatı medeniyenin tekemmülü* tıno çalışmakla beraber aynı za manda her türlü eseri hayat ve ümrandan mahrum ve metruk ka lan Şimal ve Şark kısmının dahi muntazam bir progrnm duhilinde imarına başlamak da artık farz
■ olmuştur.»
atmayan b‘r programla Doğu illeri kalkınmasının sağlanamaya-keti tanımayan, Doğuyu Trabzon suz düşünecek kadar vatanın ik-
I yen insanların gösterişten ibaret programından mı?
14 Mayıs inkılâbının Demokrat hükümeti, elbette ki, böyle m?
tasına düşmeyecek, muhtelif bölgeleri müstakillen değil,, bir-blrlerile olan alâka ve irtibatlarda nazara alacak, memleket kal kınınasını bir bütün bilerek Do-
bir Doğu tanımayacaktır. Çinilinde kaldıkça ne bir Doğu, ne de bir memleket kalkınması mevzuu
Gaflet içinde masa başı plânları yapmukla ömrünü tüketen eski iktidardan başka türlüsünü bek kyemezdik. Fakat, halicin içinden. ihtiyaçlarından ve ızdırapla-rından kurulan yeni hükûmeti-siyelle nazara alacağı ve Doğu illerini kısa zamanda lâyık olduk pek tabiidir. Nitekim kısa bir za-mandanberi iktidarda bulunmasına rağmen bu esasları basiretle memleket kalkınmasında da büyük rolü aşikâr bulunan balık sanayiinin ve Trabzopu ilk plânda den tatbik mevkiine konulmasını 14 Mayın inkılâbına ve dâva-
Tütünlü ve Borçka manda Şavşata giden yolun ayrıldığı yerdir. Yapılmakta olan bu yol tamamlandığı takdirde Ardahana ikinci bir yol açılmış olacaktır.
Berta köprüsünden sonra yol tekrar yükseliyor, dönemeçler artıyor. Haritan sırtları üzerinden Çoruh vadisine, bundan sonra da kıvrıla kıvrıla Artvin karşısındaki Svet düzlüğüne varıyor. Burada yol ikiye ayrılıyor: Biri Çoruh üzerinde Kor-zol köprüsünü geçerek Aıtvine varıyor, diğeri de ayni virajları yaparak Borçkaya doğru devam
I reis, elindeki değneği çok yakın geçtiği kayalara kayığı çarptır-
ediyoı.
Artvin il merkezi olmak dolayısıyla bölgenin en kalabalık yeıidir. Buna rağmen nüfusu 4 bini az geçer. Artvin’in bir çok hususiyetleri var. Buranın köyleri gibi şehrinin de evleri seyrekli'. Bahçeler ortasında köşkler halindedir. Dağın yamacına yaslanmış olan Artvin'in bir u-cundaıı öbür ucuna 600 metro seviye farkı var. Şehrin aşağı mahalleleri İstanbulun Çâmhca-sı yüksekliğinde, yukarı mahalleleri ise Ankara irtifaındadır.
Artvin’de bana şu fıkrayı anlattılar, şehre üst taraftan doğru giren b r yabancı yukarı mahallelerde bakmış kirazlar çiçekte, biraz ilerledikten sonra yeşil yeşil baş verdiğini görmüş, aşağıya, asıl şehre indiği zurnan, henüz kopardık, diye kütür kütür bir tabak kiraz önüne koymuşlar. Hayret içinde kalan zıyarötçi burada kirazlar bir
B'Z de Ağustos içinde kirazdan üzüme kadar, elması, armut, şeftali, kayısı gibi bütün mey-valaıı bir tabakta burada gördük.
Buradan sonra, Borçka’ya kadar ya daha 19 kilometre bu virajlı yolları takip etmek, yahut da, Çoruh üzerinde kayıkla
mamak için mahiıane kullanmaktadır. Seyahat daimî bir heyecan içinde geçer. Kayıkçıların anlattığına göre, Borçka’ya kadar üç saat süren bu yol, dönüşte üç-günde alınırmış. Günlerce süren dönüş yolculuğunda kayık yedeğe alınır, altı kişilik bir kafile, kâh suya dalarak, kâh kenardan giderek iple kayığı çekermiş.
Sevimli ve şirin Artvin’den
Beypazarı deyince akla (Bey’in Pazarı) gelir. Selçuklular zamanında Hindistan’dan Bızansa doğru yol alan ağırlık itibariyle de oldukça yüklü bulunan zamanın beylerinden birisi o zaman tamamen Ormanlık olan bu tabiat Cennetinde konaklar Rivayet doğru ise burası o kadar hoşuna gider ki, burada bir kasabanın temelini atmağa aht ile:
— Şu tepeye evler yapılsın der ve o tepe şimdi hâlâ Bey-tepesi diye anılan bir mahalledir. Bir de büyük ve muazzam han yaptırır. Şimdi o hanın enkazı Beypazarını tenvir eden elektrik santral binasına mahfaza vazifesini görmekte-lir
Ankara’nın yanı başında güze) bir şose ile merkeze bağlı olan bu şirin kasaba eski* den bir ana yol üzerinde olmasına rağmen Ankara * İstanbul demir yolunun buraya uğ-rayamamasmdan dolayı körfez bir kaza olmağa mahkûm kalmış, 928 buhranından sonra da belli başlı mevzu olan tiftik v« yapağı fiyatlarının sukutu kasabanın iktisadi hayatım felce uğratmıştır,
Beypazar’lilar bu darbenin tesirinden kendilerini çabuk kurt* rmışlaı* ve işi sebze ve meyvecilikle telâfi edebileceklerini idrak etmişlerdir. Artık ı tiftik, yapağı yanında yepyeni bir mevzu vardır Sebzecilik: |
Beypazarında sebzeciye bostancı derler, yaz ve kış en az yirmi ton sebze veya meyva Ankara’ya kamyonlarla taşınır ve bu Beypaznrı'nın ticari ve iktisadi hayatını tanzim e-den tek miyardır. Buna ilâve olarak gene tiftik, yapağı, av derisi,
afyon, pirinç, kavun - karpuz Ve pek meşhur olan cevizli tat h sucukları başta Ankara olmak üzere İstanbul, Eskişehir ve Polatlı gibi il ve ilçelere
sevkolunur-
Kaza merkezi iki ilk bir orta okulu ile ve bilhassa Türki-
ye’nin hiç bir kazasına nasip
olmayan bir birine
paralel ve
dikey olarak yapılmış sokaklar ve her sokağından su akan dört köşe çarşısı ile İnönü boğazı gibi mesire yerlerini teşkil eden müteaddit bağları ve bahçeleri ile görülmeğe değer.
Son yıllarda kaza yollarının demir yollarına rekabeti ilçe için faydalı olmuştur- Her gün şehir içinden muhtelif yurt köşelerinin plâkalarını taşıyan kamyonlar, otobiirler gelir
ve geçer.
Beypazar’lıların bir kusurları vardır, müteşebbis değildirler Her işlerinin kolay olmasını arzu ederler Tehlikeyi sevmezler. 928 buhranının tesiri hâlâ mevcudiyetini hissettiriyor.
Beypazarında bir konserve fabrikası açılabilir- Türlü ad-’■ rla piyasaya çıkarılmış olan temizlik tozları yerine Bey
pazarının hemen yanı başın-
YURTTAN MANZARALAR
daki Devrencik toprağını© im tiyazını almak ve işletmekle hem memlekete ve hem de müteşebbise faide mutlaktır- Bey-pazaılıların dediği gibi «... Dur bakalım-, zamanı ver»-
Fakat nrtılç Beypazarı dur* maktan usanmışa benziyor. Be lediye el değiştirmiş.. Faal ye genç nakliyeci olan ve zamanında «Mavi Kuş» adlı kamyonu ile Beypazarlılara nakliye-
cilik san’atını öğreten Osman Karaali teker teker memleket dertlerine el koymağa bagla-
Gelecek yazımda1 Beypazarı
vc civarının umumî manzan,
kaplıcaları dert ve dâvalarını
anlatacağım.
YURTTAN KISA HABERLER
MUŞ’TA
Faydalı yağmurlar
Muş (Hususî) — Bu sene Mu; ta haziran ayında başlayan kuraklık eylül sonuna kadar devam etmiştir. Son günlerde yağan yağmur, ekim ayının ilk haftasında 73 milimetre su bırakmıj-tır.- Tam zamanında yağmış olan bu bereketli yağmur, son buhar ekimine geni} ölçüde imkân ver-
Bilhassa bu sene 100 bin dekarlık toprağı tohumlamaya hazırlayan A|p Aslan Devlet Çiftliği teşkilâtı hemen işe bağlamıştır. Çiftlik müdürü Niyazi Alpayın metodlu ve ahenkli vazife taksimi sayesinde bütün çiftlikler 24 saatten ibaret o-lan günün her saatinde çatılmaktadırlar.
Yalnız bu feyizli yağmurdan faydalanamıyan köylülerdir. Çün kü, bunlara açılacak banka kredisinin bu sene arttırıldığı hak-kındaki Zerbank Genel Müdürlüğünün radyo ve gazetelerle yayınlanan demecinin, henüz buralarda tahakkuk etmemi] olmasıdır.
Bilhassa geçen sene dağıtılan tohum borçlarının bankaca alınmasına bağlunmi] bulunması, köylüyü çok acıklı bir duruma sokmuştur.
Diğer taraftan; mevsimin ilk karı dağlara düşmüştür. Kredi keyfiyetinin daha fazla tehire tahammülü bulunmadığından, Ban ka kredisinin bir an evvel açılmasını köylü sabırsızlıkla beklemektedir. .
Sayfa: 6
ZAFER
ZAFElflN POLİS TEFRİKASI
Yazan; Franccs Noycs Harl Çcviren. S. Yazıcıoğlu
— 126 —
Madeluiııc Bcllamy'nin ölmüş
.......................... Öldürül.r.ü. olduğa ise ne ı-.kl :ı ir; kn.,1 n,a ne dc müdaf i", a-kum nea tek ? v-yu -..»sı isbat -dil :ıi (!"f, -a..'. Cinayetin Bel-lechcsler eyaletinde vukua geldiği üzerinde de zerre kadar şüphe varit değildir. Demek o-luyor ki, sîzleri işgal edecek o-’an tek mesele Bayan Ives ile Bay Bellamy’nin cinayette met haldar olup olmadıklarıdır.
İddia makatnı bu faıaziye-11in c^oğçu olduğunu ileri sürmekle ve iddiasını isbat için de şu noktalar üzerinde durmaktadır:
1926 senesi Haziranının 01i-dokuzuııcu Cumartesi günü akşam üzeri saat beş raddelerinde Bay Farwcll Bayan İ-ves’e zevcinin Bayan Bellaıııy ile müııasebettar olduğuna dair bir haber veriyor. Bayan İves bu havadisten o derece müteessir oluyor ki...
Kızıl saçlı kız:
— Artık tahammül edemem, diye fısıldadı. Eğer bütün hikâyeyi yeniden anlatmağa baş-Iıyacak olursa avaz avaz bağı-
Muhabir, üzüntü ile arkadaşının yüzüne baktı:
— Haydi öyle ise çık, git. Şu yan taraftaki kapıya doğru yavaşça süzül ve hiç kimseye görünmeden sıvış. Kapıdaki adam nereye gidiyorsun diye sorarsa, benim gönderdiğimi söyle; yoksa düşüp bayılacağım, rezalet olacak diye ' de izahat ver. Haydi yürü. Dı-fc şanda üçüncü kata çıkan mer-R diven başında otur. Hâkim de-jj lilleıi sayıp bitilince ben haberjJ yollarım, tekrar gelirsin. ■
Kız mecalsizce:
— Peki, diye mırıldandı. ■ Muhabir, dikkat ve üzüntüD ile bakarak arkasından takip» etti. | 1
Kız, âdeta parmaklarının u-,BJ cuna basar gibi kapıya doğru1-) süzüldü; kapıyı açtı ve dışarı-ıj ya çıktı. Üçüncü katın merdi-Jr venlerinden bir kaç basamak ’ çıktı. Sonra yeıc çöktü, oturdu.
Aşağıdaki kalabalığın gürültüsü hâlâ kulağına geliyordu. Duydukça da tüyleri ürperi-yordu. Dirseklerini dizlerine, başını ellerine dayadı, gözlerini kapadı, ve derin derin nefes almağa çalıştı.
Birdenbire baş ucunda bir ses duydu, küçük, çilli yüzlü bir çocuk elindeki telgraf kâğıdını uzatıyordu. Kız, uzun ve deriâ bir uykudan birdenbire uyanmış gibi gözlerini açıp kendine geldi.
Kâğıdın üzerinde:
• Eve dönebilirsin. Seni affettim.» diye yazılıydı. Altına da; «Deliller bitti. İş jüriye intikal ediyor. Çabuk gel.» diye ilâve edilmişti.
Derhal yerinden fırladı. Birdenbire şayanı hayret derecede uyanık, canlı ve heyecanlı 1 bir hal almıştı. Bîr gazete 111u- I habiri olduğunu, bir cinayet . dâvası takip ettiğini, artık sıra hükmün verilmesine geldiğini hatırladı. Beyaz, mermer merdivenlerden uçarak indi, köşeyi döndü, kendisine hayretle bakan nöbetçinin önünden geçip kapının aralığından tekrar içeriye süzüldü. Sanki a-yaklarıııda kanatlar, başında ise asma yaprağından bir çelenk vardı. Krndisini, muzaffer bir dev gibi hissediyordu.
Muhabir, ağzı bir karış açık, bu hali hayretle seyrediyordu:
— Bu da ne demek? Böyle on dakika içinde birdenbire nasıl değiştin?
— Her şey yolunda ' değil mi? Şimdi gelirler değil mi ? Korkacak bir şey yok değil
Birdenbire kulağında tamdık ve mehip bir ses çınladı; sözünün arkasını getiıeıniye-rek sustu. Hâkim Carver konuşuyordu.
— Hani deliller bitmişti! A-dam yine konuşuyor; bu ne demek ?
— Dur, telâş etme! Deliller bitti. Bir saniye sabredersen görürsün,
— Hâkim Carver yorgun bir sesle sözüne devam ediyordu:
— Binaenaleyh, şu nokta ü-ze rinde bilhassa durmak isterim; şu son dinlediğiniz iki şahidin dinlenilmeleri gcıçi ti-yatıovari ve gayri tabii şartlar altında vukua gelmişse de bu şartlan nazarı itibara al-

Doğu Karadeniz' Ankara Sayım Komitesi
mıyarak ve onları da tıpkı huzurunuza çıkarılan diğer şahit ler gibi telâkki ederek sözlerini ayni suretle nazarı dikku-te almanızı rica ederim; yâni bu sözlerin dinlediğiniz diğer beyanattan ne fazla no de eksik bir muameleye tâbi tu-tulmamaları lâzııngeldiğine i-şaı-et etmek istiyorum.
Bir nokta üzerinde daha duracağım. Sîzlere cinayetlerin derecelerini saydım. Hükmünüzü verirken bu dereceleri gözönünde bulundurmanız lâzımdır. Mahkemenin vereceği hüküm ise büsbütün ayrı bir şeydir, o sizi alâkadar etmez. Size düşen vazife, ve tek vazife, Susan İves’le Stephen Bellamy'nm ya her ikisinin yahut da ikisinden birinin bu cinayetten mesul olup olmadık lan noktasını düşünüp ona göre bir karar vermektir. Bu vazifeyi ise kemali itina ye .sadakatle ifa edeceğinize imanım var. Efendiler, vereceğiniz hükmü düşünmek üzere serbestsiniz.
On iki jüri âzası ağır ağır yerlerinden kalktılar, ve şaşkın şaşkın etraflarına bakındılar; sanki böyle bir işin içine girmiş olduklarına bin kere pişman olmuş gibiydiler.
1 Hâkim Caı-ver, sözünü şöy-lece bitirdi:
— Eğer sizce aydınlanması icabeden herhangi bir nokta varsa, lütfen odama kadar teşrif edersiniz. Delil olarak teklif edilen eşyalar ise her an müracaat edilmek üzere emirlerinize âmadedir. Şimdi çekilebilirsiniz, efendiler.
Hepsi ağır ağır ve ciddî tavırlarla küçük kapıdan geçip odadan çıktılar. Kapı hafifçe, fakat kati surette kapanır kapanmaz, o âna kadar güç zap-tedilen derin ve uzun bir nefes duyuldu. Sanki herkes, tahammül edilmez, uzun bir bekleme devresinin başladığını hissetmiş gibi hep birden iç çekiyordu.
Kızıl saçlı kız buz gibi ellerini ısıtmak için uğuştuıdu. Solgun yüzünü kapıya doğru çevirip, bir dakika evvel çıkıp giden on iki kişi üzerinde fikir yürütmeğe çalıştı.
Bu adamlar, her gün rast-gelinen, alelâde insanlardı; üstelik de heyecandan, yorgunluktan, ıstıraptan sersemlemiş bir haldeydiler. Acaba bunlardan ne dereceye kadar doğru bir hüküm beklenebilirdi?
Şimdi kapıdan Susan tves’el Stephen Bellamy çıkıyorlardı. İkisi de bir saniye duraladılar, ciddî, cesaret verici bir tebessümle Lanıbert’e gülümsediler, sonra müthiş ve tahammülfer-sa bir bekleme devresine değil de mükellef bir otomobile giri-yorlarmış gibi sükûnet ve itidalle kapıdan çıkıp kayboldular.
(Baş tarafı 5 inci sayfadh) uzaklaşırken, bu heyecanlı ka- , yık yolculuğu esnasında, hem etrafıma bakınıyor, hem de şun 1 laıı düşünüyordum:
Yurdumuzun hakikaten görül meye değer ne güzel köşeleri var. Yazın konforlu bir vapuı içinde Hopa'ya kadar yapılacak bir deniz gezisi ne kadar zevkli bir şey oluyor. Bu yolculuğu Hopadan sonra otomobillerle Artvine kadar uzanmak, J Artvindc dinlendikten ve civarında dolaştıktan sonra nehir yoluyla dönmek, bu seyahati ne ! kadar kimbilir, ne kadar zenginleştirir, diyordum..
Borçka’ya vardığımız zaman karadan bizimle beraber hareket eden otobüsün de ayni zamanda vardığını gördük. Borçka'dan Hopa’ya kadar 36 kilometre sürüyor. İyi ve muntazam bir şose halinde olan bu emsalsiz yolu tam bir sükûnetle gidebilirsiniz.
Ardahandaıı Hopaya kadaı 213 kilometre süren bu yolun yalnız Çam’dan Artvine kadar 118 kilometresi, Ârtvinden Borç-kaya kadar 49 kilometresi ta-mamiyle dağ yoludur. Hakâri bölgesi hariç, ülkemizin hiç bir köşesinde bcıı bu kadar virajlı yollara rastlamadım. Bu yolun tarihi pek eski değil. Sultan Azizin emriyle Miralay Hasım Bey adında bir zatın başkanlığında, patikadan ibaret olan bu yol araba yolu haline sokulmuş. Sonradan biraz ıslah edilmişse dc olduğu gibi kalmış. Cumhuriyet devrinde bu yolun Borçka ile Hopa arası tam bir şose olarak yeni baştan yapılmıştır.
Borçka'da Doğu Karadenizin kıyı bölgesine yaklaştığımız farkediliyordu. Fakat asıl bu bölgeyi, Karadeniz kıyıları boyunca yaptığımız vapur seyahati, bize tanıttırdı.
(Devam edecek)
İdarî bahisler
(Başı 2 nci sayfada) kında rey vererek, lâzım gelen evrakı tanzim etmek,
IV - Vilâyet bütçesinde icabe-den münakaleleri yapmak.
V - İl toplantısında meclisin tasvibine arzedilmek üzere müstacel hallerde kurar
Birkaçını yukarıya yazdığımız misallerden anlaşılıyor ki, İl Daimi Komisyonunun istişareye, • idareye ve muıakabaya ait çeşitli vazifeleri vardır.
Hulâsa olarak diyebiliriz ki, vilâyetlerimizin kalkınma ve inkişafında il genel meclisi ile daimî komisyonunun vazifeleri çok mühimdir. Bu mühim vazifeler vatandaşların tam ve serbest oyları ile teşekkül edecek genel meclisleri elinde, hukuk kaidelerine ve demokrasi icaplarına uygun ve hemşeri yararına daha muvafık bir şekilde tecelli edebilecektir.
Biz buna inanıyor nu böyle istiyoruz.
Başkanlığından
1 — Uzaklıkları dolayısiyle sayım vazifesi ile {'iirevlcndi-rilıniş memurların yayan gidemeyecekleri semtlere kalkacak Belediye otobüsleri, kalkış, mevki ve saatleri aşağıda gösterilmiştir.
2 — Bu vasıtalar gidecekleri semte gidip avdet ederlerken o semtlerde ve güzergâhta bulunan sayım ve denetleme memurlarını da alarak görevlendirildikleri yere en yakın umumi bir mahalle bırakacaklardır. Bu semtlerde vazife almış bulunan'-memurların bu saatlerde behemehal vasıtalarına binmiş olmaları lâzımdır.
3 — Bu semtler haricindeki şehir içi semtlerine vasıta iş-letilemiyeceğinden sayım ve denetleme memurlarının en geç saat 8 de vazife başında bulunacak şekilde yola çıkmaları lâ-zımgelmektedir.
BOMONTİ
Kışlık salonu her akşam
Mevcut kadroya ilâveten
MARUF ÜSTAD KEMANİ
NOBAR TEKYAY İDARESİNDE
GAZİNOSU
Sonar lşxl
fasıl heyeti
Otobüsün gideceği semt
Otobüs adedi
Hareket edeceği mevki ve saati
Müzeyyen Senar Işıl
Keçiören (Kalaba civarında) Etlik
Kayaş, Mamak, Üregil ve civarı Kayaş, Mamak, Üregil ve civarı Çankaya’ya
Kavaklıdere’ye Küçükesat’a Dikmen’e Balkat’a Gazi Çiftliğine Etimesgut'a Yeni Mahalle’ye Yenidoğan ve Aktaş’a Baraj’a
Arablar ve İmrehor kaptıkaçtı

t
MÜJDE
Boğaziçi Bozası Çıktı
Hususî şişelerle, gündüz ve gece Yenişehir mıntakasında-ki evlere gönderilir.
Merkez: Atatürk bulvarı No. 90. Tel: 24355
Şube: Meşrutiyet cad. No. 63
Bahçelievler satış yeri: Günaydın şarküteri mağazası
Ankara Askerlik Dairesi
Başkanlığından
1 — Ankara - Soğukkuyu, Samanpazarı, Çankaya Askerlik şubelerinde kayıtlı yerli ve yabancı yüksek ehliyetli olarak askerliklerine karar alınanlar bu sefer Yedek Subay okuluna sevkedileceklerdir.
2 — Tafsilât almak-için bu gibiler kayıtlı bulundukları As. Şubelerine müracaat edeceklerdir.
3 — Bunlar için toplanma günü 6. Kasım. 1950 pazartesi
günüdür 4 * I»ili «
4 — 15. Kasım. 1950 den sonra Yd. Sb. Okuluna öğrenci sevkedilmiyecektir.
5 — Askerlik şubelerine vaktinde müracaat etmiyenler
hakkında kanuni işlem yapılacaktır. (7874)—2303
Bu Pazar Nüfus sayımı dolayısiyle Cumartesi 21/10/1950 gündüz saat 15 de
KARA BÖCEKLER •« ..mne büyük İçkisiz AİLE MATİNESİ
Tel: 21355
Ankara Sayım Komitesi Başkanlığından
Sayım memurlarının sayımının bitiminde denetleme memurları vasıtasiyle defterlerini teslim edecekleri yedek memur defter ve tercüman tedarik edecekleri Grup amirliklerini ve Grup âmirliklerinin bulunacağı yerler aşağıda gösterilmiştir.’
Grup âmirinin bulunacağı yer ve telefon numarası
Memurlar tarafından bu grup âmirine denetleme memuru vasıtasiyle defterleri getirilecek olan sayım bölge No. sı
Aktaş Grupu
Aktaş Polis karakolu
16017
Yenidoğan
Altındağ Dışkapı
Kalaba
Keçiören Etlik Akköpıü
Teşekkür
Kayaş
Mamak
Saymakadın »
Samanpazarı
Cebeci Kurtuluş
Kavaklıdere
t
Küçükesat
Yenihayat İçkale
Dikmen » Bahçelievler grupu
Çankaya Grupu Yenişehir j)
DEVLET TİYATROSU BÜYÜK TİYATRODA
Vilâyet merkezi
Teşekkür
Mevlût
Etimesgut
Yeni mahalle
M3.
5827
Cennetin Anahtarı
10000
10000
5000
600
1358
İşletme adı
Tavşanlı Denizli
Î0
Tel. Gi3e: 15031 Müd. 24075
Dr. Celâl Ertuğ
Doktor Doçent Celâl Ertuğ, seyahatten avdet etmiş ve hastalarını kabule başlamıştır. Atatürk Bulvarı Zafer Apartmanı.

Altındağ Bucak Müd. Altındağ Polis merkezi Yüksek Talebe Yurdu
Kalaba ilk okulu
15911
13064
16220
16037
12012
Keçiören Bucak Müd.
Etlik Jandarma karakolu 13089
Süvari polis karakolu
Valilik binası
Yenihayat ilk okulu Demirfırka polis mer.
12574
( 11200
( 16662
12212
11312
Kayaş jandarma karakolu
Mamak P.T.T. merkezi 14599
Saymakadın istasyon mer.
Cebeci Bucak Müd.
13084
RIGOLETTO
Opera 4 perde G. VERDİ
Tercüme: Ferit Alnar Müzik idaresi: Adolfo Camozzo
Dekor-Kostüm: Turgut Zaim Sahneye koyan: Ayd
HAMLET
Dram 5 perde Yazan: W. Shakespear Sahneye koyan: Muhsin Ertuğrul
KÜÇÜK TİYATRO’da
.u«t 20.
Ş A K A C
Piyes 3 perde
Yazan: Sabahattin K. Aksal Sahneye koyan: Mahir Canova
Büyük Tiyatro: Opera: U-muma, Parter 250, Balkon 200. Memur ve öğrencilere, Parter 150, Balkon 100. Büyük Tiyatro: Dram: muma Parter 200, Balkon 150. Memur ve öğrencilere, Parter 100, Balkon 75.
Küçük Tiyatro: Umuma: Parter 200, Balkon 150. U-cuz Halk Parter 150, Balkon 100. Memur ve öğrenci Parter 100, Balkon 75.
15302
Kurtuluş ilk okulu
23146
Kavaklıdere polis karako
lu 22763
Çankaya ilk okulu 21716
Çankaya Kaymakamlığı 22983
Çankaya Emniyet komise-
Dikmen Bucak Müd.
Bahçelievler Bucak Md. Orman Çiftliği Polis
Karakolu
Etimesgut Bucak Md.
Yeni mahalle polis karakolu
21930
21944
31613
31661
31437/7
32744
1 — 59
1938 — 1940
292
523
648)
675)
788)
673)
728
702
772
794)
891)
804)
60 — 293 — 524 — 674 — 773 — 649 — 703 — 676 — 729 — 789 — 805 — 795 —
892 — 1313) 2893 —• 2909) 1459 — 1716 1314 — 1331) 1398 — 1458 1389 — 1925) 1941 — 1947) 1926 — 1937) 1948 — 2017) 2018 — 2042) 2237 — 2269) 1717 _ 1739) 1349 — 1888) 2018 — 2065) 2101 — 2116) 2153 — 2214) 2270 — 2276) 2293 — 2390) 1332 — 1397) 1740 — 1848) 2947 — 2966) 3335) 2066 — 2100) 2117 — 2152) 2215 — 2236) 2279 — 2292) 2391 — 2478) 2479 — 2545
2551 — 2595
2631 — 2892)
2910 — 2946)
2967 — 3101)
2546 — 2550
2596 — 2630
3102 — 3259
3323 — 3328)
3334 — 3344)
3260 — 3322)
3329 — 3333)
3346 — 3359
Devlet Orman İşletmesi Merkez Müdürlüğünden
Adedi
Muhammen Muvakkat Teslim yeri bedeli
Lira
teminat ____
Lira '
Bayramiç
100000
100000
50000
6000
13580
110
110
110
100
100
46750
46750
25750
4550
8040

Değirrnisaz, Demirci istasyonu Dalaman deresi civarı ve Kocabaş istasyonu
Çay ağzı
Kırkgeçit ve Köprübaşı Göçeksahil ve şose kenarı Demirci şosesi kenarında Aksaz Gökçeova sahil
Olukköprü, Kargı çayı su başı
10625
8500
5750
6000
4850
11500
125
100
120
95
120
105) 100)
130
141 130) 110)
15000
14500
7500
10000
6000
10000
10000
40000
60000
2250
3900
Anamur Antalya F ethiye Sındırgı Muğla Manavgat
Adana
Ankara’nın Eğlence Merkezi
Mersin
ıiyc
yeri miktarı, muhammen bedel ve temi-
Yarın
BRYMANS REVÜSÜ
müracaatla-
Tosman
Eğner
akşamdan itibaren
Beynelmilel Şöhretli
Her Pazar Bütün Artistlerin iştirakiyle Matine. Maline ye Çocukla Gelinebilir.
Telefon: 15190 — 12603
24550
37590
4857,50Töıhük ve Kızılbağ
Gar Gazinosu
Kadın kol saati
1 — Yukarıda isimleri yazılı işletmelerde teslim nalları gösterilen Mısır tipi Çam traversler pazarlıkla satışa çıkarılmıştır.
2 — Pazârlık 25/10/1950 tarihine rastlıyan çarşamba günü saat 10 da Ankara1 Merkez Orman İşletmesi Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Bu işe ait şartname ve mukavele projeleri yukarıda isimleri yazılı işletmelerle Ankara Merkez İşletmesi,‘İstanbul Devlet Orman İşletmesi ile Orman Genel Müdürlüğünde görülebilir.
4— İsteklilerin belirli gün ve saatte teminatları ile birlikte K
(79091—2304
20/10/1950
ZAFER
Sayfa; 7
Watherproof
Bay ve Bayan trençkotlan en ucuz fiyatlarla
ORTAÇ
bulabilirsiniz.
35 liradan 100 liraya kadar
Telefon: »1135
Mantoluk
ve yünlü ropların en güzel çeşitleri
ORTAÇ
Sizin için getiriyi r ihtiyacınızı almazdan
-ORTAÇ» n
Borsalino
Şapka çeşitleri vC en zengin renkleri ile
ORTAÇ
36 liraya satışa
arzedilmistir
fi ot ı'eşan.tr
H.4x1^,11111.! (.nn(A Kı»
ORTAÇ
S zierı bekliyor

f'

DEVAKIN
Beherinde 0.15 Gr. kinin vardır. Soğuk algınlığını,
NEZLE, GRİP. ROMaTİZMa
ve bütün ağrılara karşı
1 — İnönü caddesinde Göztepeden itibaren Güzelyalı isti kametindeki tramvay rayları arasındaki 4.5 metre genişlikti parke döşemenin geceleri çalışmak şartile tamiri işi fen işler müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 44823,75 lira ve geçici teminatı 3264 liradır. Bu işe girmek için ihale tarihinden iiç gün evvel fen işlerinden belge almak lâzımdır. İsteklilerin 249 ) sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlıyacakları teklif mektuplarını ihale tarihi olan 1/11/1950 Çarşamba günü en geç saat 14 de kadar encümen başkanlığına vermeleri ve ihalesinin aynı taıihde saat 15 de yapılacağı ilân olunur.
ANKARA PALAS
Samsun Erkek Sanat Enstitüsü
1 — Rize Yapı Enstitüsünde kullanılmak üzere (17.500) lira bedelli 89.5 M3. çam kereste 10/10/1950 Salı gününden itibaren (21) gün müddetle açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — İhale 31/10/1950 Salı günü saat 15 de Samsun Milli E-gitim Müdürlüğü odasında yapılacaktır.
3 — Kerestenin beher metreküpünün muhammen bedeli 195.50 liradır.
4 — Geçici teminat (1312.50) liradır.
5 — İstekliler ihale günü olan yukarıda yazılı günde Milli Eğitim Müdürlüğü odasında bulunmaları lâzımdır.
6 — Eksiltmeye girecekler 4 üncü maddede yazılı geçici teminatı Samsun Maliye Veznesine yatırarak alacakları makbuzlarla ve 1950 yılma ait Ticaret Odası vesikaları ile eksiltme komisyonuna ibraz etmeleri lâzımdır.
NOT: Şartnameyi görmek istiyenler Enstitü Müdürlüğü-, ne müracaat edebilirler. (7743)—(2264)
2 — Kocakapı mahallesinde 1090 sayılı sokakta adi taş- ı tarla döşeli olan 780 metre boydaki kısım döşemesinin kesme taşlarla tamiri işi fen işleri müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 35889 lira ve geçici teminatı 2692 liradır. îşin ihalesi 1/11/ 1950 Çarşamba günü saat 15 dedir. Bu işe girebilmek için ihale tarihinden üç gün evvel fen işlerinden belge almak lâzımdır. İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlıyacak-ları teklif mektuplarını ihale günü en geç saat 14 de kadar encümen başkanlığına vermeleri lüzumu ilân olunur.
3 — İsmet kaptan mahallesinde 1372 sayılı sokakta yeni-
den kanalizasyon ve kesme döşeme yapılmasile Alsancak 1454-1455 sayılı sokaklarda mevcut adi döşemelerin kesme taşlarla esaslı tamiri işi fen işleri müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince açık eksiltme ile yapılacaktır. Keşif bedeli 18462.10 lira ve geçici teminatı 1385 liradır. Bu işe girmek istiyenler i-halc tarihinden üç gün evvel fen işleri müdürlüğünden belge tuı yu
almaları lâzımdır. İsteklilerin teminatlarını belediye veznesine jstekli olanların vatırarak makbuzlarile ihale tarihi olan 1/11/1950 Çarşamba vesajkj dilckçesiı günü saat 14 de encümene başvurmaları.
Her akşam «Sen Moritz Palas Otelinden» hususi olarak getirtilen beynelmilel tanınmış
VİYANA ATRAKSYON ORKESTRASI
“ GEZA SEYDL„
Koton Idrofil alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Safjnalma Korr«-.yc nundan:
1 — 6300 kg. koton hidrofil kapalı zarf usuliyle sat n al -nacaktır.
2 — Muhammen bedeli 38745 lira olup muvakkat teninat 2905 lira 88 kuruştur.
3 — Şartnameler komisyonda parasız olarak dağıt lmakta-dır.
4 — Eksiltme 6 Kasım 1950 pazartesi günü saat 11 de Hay darpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa satın alma komisyonunda yapılacaktır.
Teklif mektuplarının o gün saat 10 a kadar makbuz mu kabilinde komisyona verilmesi vc yahut muayyen olan saatten evvel ele geçecek tarzda iadeli taahhütlü olarak posta ile gön derilmesi (7824)—2301
Suşehri B ledıy ; ba ;^a.)lığından llid'.o elektrik tesisatını işletmek üzere bir makinist alınacaktır. İsteklilere ehliyetine göre 20? - 350 lira ücret verileceği ilân olunur. (7873)—2297
ı
4 — Kılıç reis mahallesinde 277 sayılı sokağın döşemesiz kısmının kesme taşlar ile döşettirilmesi Fen İşleri Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince açık eksiltme ile yaptırıla-1 çaktır. Keşif bedeli 16590 lira ve geçici teminatı 1250 liradır. Bu işe girmek istiyenler ihale tarihinden üç gün evvel Fen İşleri Müdürlüğünden belge almaları lâzımdır. İsteklilerin teminatlarını belediye veznesine yatırarak makbuzları ile ihale tarihi olan 1/11/1950 Çarşamba günü saat 14 de encümene başvurmaları.
5 — Kocatepe mahallesi 574 sayılı sokağın Eşrefpaşa ca ’
desinden itibaren Zafer ilkokulu binası arkasına kadar 600 metre boyda yeniden kanalizasyon yapılmasile adi ve şose olarak döşeli olan döşemenin kesme taslarla esaslı tamirile Eşrefpaşa caddesinde 574 sayılı sokaktan itibaren 515 sayılı sokağa kadar . :j__ .----yapılması işleri Fen İşleri Müdürlüğün-
şartlaşması gereğince kapalı zarfla eksiltmeye ko-, ve geçici teminatı 3336 1950 Perşembe günü saat 15.30 da liste sırasına göre yapılaca- | ^en İ^er* Müdürlüğünden belge almak lâzımdır. İşin ihalesi' ğından isteklilerin teklifleriyle kanunun tayin ettiği vesikala- , 1/11/1950 Çarşamba günü saat 15 dedir. İsteklilerin 2490 sarını aynı günde nihayet saat 14.30 a kadar makbuz mukabilindi , yı1' kanunun tarifatı dairesinde hazırlıyacakları teklif mektup-adı geçen komisyon başkanlığına vermeleri veya muayyen va- |,ar:nı lhak* günü en geç saat 14 de kadar encümen başkanlığına kitten önce ele geçecek tarzda iadeli taahhütlü olaTak posta ile vermeler* lüzumu ilân olunur, göndermeleri lâzımdır. | r*"' - .
Liste sıra
No.
1 İ
bezir yağı alınacak
Devlet Demiryolları Merkez 9 uncu Komisyon Başkan-
1 — Aşağıda cins ve miktarı yazılı 3 liste muhteviyatı bezirin satın alınması kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Her listenin muhammen bedel ve muvakkat teminat miktarları aşağıda gösterilmiştir.
3 — Şartnameler bedelsiz olarak Ankarada Malzeme Daire
sinden ve Haydarpaşa Malzeme Teslim Alma ve Yollama Mü- yeniden kanalizasyon düdüğünden verilir. I deki keşif ve ' _ ___
4 — Eksiltme Ankarada idare binasında Malzeme Daire-1 nu^mu§tur. Keşif bedeli 44467.30 lira sinde toplanan merkez 9 uncu satın alma komisyonunca 2/11/ | ^ra^,r Bu işe girebilmek için ihale
a Miktarı
Malzemenin ismi Kilo İngiliz beziri 15000
Türk beziri 5000
Renksiz ince bezir 5000
Muh. bedel
Lira 26250 9000 9000
Muv. teminat 1968
675 00
675 0('
(7708)—(2263)
75
Takeometre alınacak
Toprak ve İskân İşleri Genel Müdürlüğünden:
Toprak teşkilâtı için (7) adet takeometre âleti satın alına- , çaktır. Muhammen bedeli 23.100 lira, geçici teminatı 1.733 liradır.
Eksiltme 3/11/1950 tarihine rastlıyan cuma günü saat 1;) de Genel Müdürlük binasında kapalı zarf usulü ile yapılacak tu*. |
Aletlerin fenni ve idari şartnamesi Genel Müdürlüğümüz I Levazım Müdürlüğünden parasız olarak alınır.
Kapalı teklif mektuplarının eksiltme saatinden bir san' önceye kadar Komisyon Başkanlığına teslim edilmesi şarttır. I
Postada vuku bulacak gecikmeler nazarı itibara alınmaz ) (7775)^2291
Möbleli iki odalı 'müstakil ev aranıyor I iki oda, banyolu ve mutfaklı müstakil möbleli bir ev aranıyor. Tel. geceleri 16950 Ertugrul. I 5
5806
Yüksek Mühendis veya Yüksek Mimar alınacak
Zonguldak Belediye Başkanlığından:
80 lira maaşlı ihtisas mevkii Fen Şubesi Müdürlüğü boştur. Buraya yüksek mühendis veya yüksek mimar alınacaktır. ............rın 30/10/1950 tarihine kadar lüzumlu evrak ve ine bağlıyarak vermeleri ilân olunur.
(7850)—2287
Boyabat Belediye Başkanlığından
Kasabamızda her yıl kurulmakta olan meşhur Şehiraltı Çarşamba hayvan Ve emtia panayırı bu yıl da 25 ekim 1950 çarşamba günü açılarak dört gün devam edecektir. Bu maksatla kasabamıza teşrif edeceklerin her türlü istirahatleri temin e-dilmiştir. 100 senelik mazisi bulunan vc her sene rağbetini arttıran panayırımızda her türlü hayvan ve emtia alım ve satımının en müsait şartla* altında yapılmakta olduğu ilân olunur.
(7064)—2299
Kamyonet alınacak
Urfa Belediye Başkanlığından:
Şehrimiz Temizlik İşlerinde kullanılmak üzere 10 litre enzınle 100 kilometre yapar Alman menseli bir bucuk tonluk ' bir kamyoncun Arttırma ve Eksiltme İhale Kanununa tevfikan mubayaası takarrür etmiş bulunduğundan 11/10/1950 gü-"U"d™ 2d/,0/19sl) tarihine kadar istekli bulunanların Urfa Belediye Encümenine müracaat etmeleri ilân olunur.
(73431—2238
KİRALIK DAİRELER
Çamlı evler kooperatifinden
[ Üçer odalı, uygun fiyatlı daireler kiralanmaktadır- Bakanlıklara yedi dakika. Atatürk bulvarı Avusturya Sefareti yanı Telefon: 25557
Pey verilmek suretiyle dairelerinizi ayırtmakta acele ediniz KİRALAR: 85 den 110 liraya kadardır- Peşinde tenzilât yapılır.
I
Bayındırlık Bakanlığından \
A"'“ra istasyonunda" Escnbcea hava meydanma aral(k-
Kaloriferci
l.ırla 300 ton malzeme naklettirilecektir. Ekîltme ' W/l"o/195O cuma sunu saat 15 de Bayındırlık Bakanlığı binasında Malze-mc Müdürlüğünde toplanacak olan eksiltme komisyonunda va-pılacaktır.
Bu iş için tahmin edilen bedel (3450) üç bin dört yüz elli ' lira olup geçici teminatı (258,76) iki yüz elli sekiz lira yetmiş altı kuruştur.
Şartname Malzeme Müdürlüğünde görülebilir. İsteklilerin eksiltme günü Komisyonda belgeleriyle birlikte hazır bulunma lan ilân olunur. (7060) 2251
I
aranıyor
Posta caddesinde CÜNDOĞLU Hanında çalışmak üzere müracaat: CÜNDOĞLU Hanı kat 5, mimar MİLÂR saat 17 - 19
ZAYİ — Nüfu. hüviyet cüzdanımı kaybettim. Yenisini Ç1kar-tacağımdan eskisinin hükmü
BÜYÜK Mağazada
Taksitle Satış Başladı
Memur ve Subaylara Kolaylık
Mızz: Anafartalar Adliye Sarayı, yeni mağazalar karşısı No.
İzmir Tekel Başmüdürlüğünden
1 — Mukavele akdi tarihinden itibaren bir sene zarfında deniz ve kara yolları ile transitimize gelecek bilûmum tekel maddeleri ile üzüm, incir, anasonların ve diğer idare eşya ve levazımının gümrük ve istasyonlardan İzmir Karşıyaka ve Bor nova’daki depolarımıza ve bu yerlerden İzmir’e gönderilecek boş kapların vesair maddelerin ve eşyanın gümrüğe veya istasyonlara ve depolara nakli yükleme ve boşaltma işleri açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Eksiltme 27/10/1950 cuma günü saat onda Başmüdürlük alım satım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Muhammen miktarı 6943 ton, muhammen ücret tutarı 21208.69 lira ve muvakkat teminatı 1590.65 liradır.
4 — Şartnamesi her gün Levazım, Şubemizde ve Ankara, İstanbul Başmüdürlüklerinde görülebilir.
5 — Eksiltmeye girmek için isteklilerin son iki sene zarfında yekûnu en az (20000) liralık bu gibi işleri muvaffakiyetle yaptıkları hakkında alâkalı yerlerden ve bu işlerin ifasına kâfi nakil vasıtalarına vesikaları eksiltmeden evvel Başmü-
mım • dürlük nakliyat şubesine ibraz ederek ehliyet vesikası almala-
( } ( 76) ? rı lâzımdır. (7710)—2300
İzmir Belediye Başkanlığından
1 — Tepecik, mahallesinde Gaziler caddesinde Melez ça-üzerindeki mevcut köprünün tamiri Fen İşleri Müdürlüğün-ve şartlaşması gereğince kapalı zarfla eksiltmeye .............. " ve geçici teminatı 3743
y)
deki keşif konulmuştur. Keşif bedeli 49905 lira liradır. Bu işe girmek isteyenler ihale tarihinden üç gün evvel Fen İşleri Müdürlüğünden belge almaları lâzımdır. İşın ihalesi 1. 11. 1950 çarşamba günü saat 15 tedir. İsteklilerin 2490 sayılı Kanunun tarifatı dairesinde hazırlıyacakları teklif mektupların* ihale günü c-n geç saat 14 e kadar encümen başkanlığına vermeleri ilân olunur.
2 — Göztepe mahallesi 77 sayılı sokak döşemesinin Kız Kolleji okulundan itibaren 215 metre boydaki kısmında yeniden kesme taşlarla döçeme yapılması için Fen İşleri Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 19134,49 lira ve geçici teminatı 1436 liradır. İsteklilerin bu i.şe girebilmesi için Fen İşleri Müdürlüğünden ihale tarihinden üç gün evvel belge almaları lâzım-d*r. Fin ihalesi 1. 11. 1950 çarşamba günü saat 14 dedir. İstek-1 ierin teminatlarını Belediye veznesine yatırarak makbuzla*-rile belli edilen ihale günü Encümene başvurmaları. (7807) 2302
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
14 Ekim 1950 vaziyeti
PASİF
BÜYÜK Mağazanın j BÜYÜK Mağazanın
î İthal Ettiği Avrupa Kumaş
♦ ve yedi kostümlükleri müşterilerini memnun edecek vasıftadır! $ Ankara Şubesi '
ş ZENGİN Kadın Erkek, Çocuk. Bebe
Tekmil GıVİM EŞYA Çeşitlerini
Mutlaka görünüz
300 — Tel: 15149 — Hikmet Ünal ve Ortağı Kollektif Şirketi
BÜYÜK Mağazanın
Hususî surette getirttiği Paris diplomalı tersi Niko NÎKOLAÎDİS
Garantili
Sipariş, her türlü giyim ihtiyacınızı karşılamak üzere eınrinizdedir. Reklâm değil hakikattir.
Türk Millî Takımı 1919 da Viyana’da Avusturya Millî Takımına karşı çıktığı kadrosiy le (AvusturyalIlar bu maçı ancak 1-0 kazanabilmişlerdi)
MSI ******************** ************* ********1* ****************
Türk Futbol tarihinde müstesna bir gün _______________________________
MİNCİW W UNCU MİLLİ MAÇLAR
, { Türk milli takımı 192 3 yılından bugüne kadar 3 7 milli npaç yapmış ve ilk karşılaşma da 1923 yılında Romenlerle yapılmıştır.
Bu. 37 millî maçın 14 ünde takımımız galip, 20 sinde mağlup olmuş, 3 ünde berabere
yemiştir. Yapılan bu 37 karşılaşmanın 2 si Ankarada, 12
şi de lstanbulda olmak üzere )4 karşılaşma yurt içinde, 23 karşılaşma da yurt dışında yapılmıştır.
Yurt içerisinde yapılan bu 14 karşılaşmanın 5 i lehimize. 7 si aleyhimize neticelenmiş 2 karşılaşmanın 9 u lehimize 13 de berabeer kalınmıştır.
bir nispet yapılırsa hemen he-
Millî takımımızın ilk karşılaşmasından bugüne kadar
Birinci devre: 1923 ten 1937 ye kadarki zamandır. Millî ta-
kimimiz bu devre içinde 26 karşılaşma yapmıştır.
İkinci devre: 1937 den 1948 yılına kadar olan I I yıllık devredir ki bu müddet zarfında Milli takımımız hiç bir maç yapın ımıştır. Bu müddete ölü devre ‘ismi verilmektedir.
üçüncü devre: 1948 - 1950 yılları arasındaki 3 yıla yakın
maşlar yapmak fırsatını bulmuştur. Bu müddet içinde I I millî maç yapılmıştır. 3 yıl kadar kısa bir zaman içerisinde I I millî maç yapan gençlerimiz hakiki kıymetlerini göstermek fırsatını bulmuşlardır. Geçen yıl Atinada oynanan Doğu Akdeniz futbol turnuvasında Millî takımımızın Mısıra karşı olan 3-2 Jik galibiyeti ve Italyanlaıa karşı çi
kardıkları parlak oyunları bu-
Artık millî takımımızın temaslar yaparak Türk futbolunun hakiki kıymetini komşu memleketlere ve Avrupaya duyulmak zamanı gelmiştir.
Bunu yakından bil"fen Futbol Federasyonu sık sık millî maç yapmak çareleri
Avrupa memleketlerinde
olduğu gibi bir gilnde iki ta-ce vermiştir.
İlk defa olarak Gene Millî
genç millî takımı ile karşılaşırken (A) millî takımımız da Tel-Aviv’de İsrail millî takımı ile karşılaşacaktır. Bu suretle bir çok kıymetli genç
lerimiz millî formayı giyerek, hakiki kıymetlerini göstermek fırsatını elde etmiş oluyorlar.
28 Ekim cumartesi günü yapılacak olan 38 ve 39 uncu karşılaşmalarda millî formayı giyecek gençlerimize şim diden başarılar diler. Ve onlara bu fırsatları hazırlayan idarecilerimizi de tebrik ede-
Haydar özaknıan
Lig maçlarına yarın da altıl kulüp arasında devam edilecek!

Hoftanm ers mühim mnçmdö
D.Spor mu Ankam Gücü mü?
Lj azar günü yapılan il ge-nel meclisi dolayısiyle oy nânâmıyan lig maçları birinci hafatsın-n son üç karşılaşması vafrın oynanacaktır.
Bu karşılaşmalar, Emniyet -
Hilâl, Harpokulu
bu iki takım arasında klâs farkı bulunmaktadır. Bu itibarla Harpokulunun maçı qçık bir farkla da kazanması muhtemel dir
Emniyet - Hilâl spor maçı ise Kalespor, Emniyet takımının geçen yıla Dertiirspor - Ankaragücü arasın nazaran daha da yapılacaktır.
Geçen cumartesi günü yapılan karşılaşmalar bazı takımla
iyi . olduklarını «Zafer kupası maçında gördük. Hilâlin ise terfi müsabakala-_______________ a ~ rındaki kadrosu fena değildi, rınrizın lig maçlarına esaslı bir kadroya bir kaç oyuncunun şekilde henüz hazırlanmadıkla- 11............................
rint ve bazı eski oyuncuların da Rakımlarında yer almadıkları görülmüştür.
Yarın yapılacak olan karşılaşmalarda kulüplerin nasıl bir F-arşısında kadro ile sahaya çıkacakları bilinmemektedir.
daha ilâve edilmekte olduğu da söylenmektedir.
Hilâlin bir aydan beri de muntazam olarak açhştıklau nazarı itibara alınırsa, Emniyet çıka.-ııcakiaı m. tahmin ediyoruz.
Bununla beraber, Harpoku- c lunun Kalespora karşı normal olarak bir galibiyet alması bek lenmektedir. «Aydınoğlu ku -pası» maçlarında seyretiğimlz duğı
sı- maçında Havagücüne karşı seyrettiğimiz Ankaragücünün geçen yıla nazaran biraz zayıf ol-
i (asan, İsmet gibi birinci sınıf (•-lcmanların takımdan ayrılmaları, yerlerine konan elemanlar da, bu yerleri kısa bir zamanda doldu-rnüzde yapılacak olan karşılaşmalardan sonra anlaşılacaktı:.
bir fikir edinlnek biraz güçtür Çünkü, çalışmalarına henüz boşlamış, olan bir takımın aldığı bu netice her zaman değişebilir.
Demirspor ise. iki aydan beri İngiliz. antrenörleri Keskinsin nezaretinde bir program dahilinde çalışmaktadırlar. Yeni antrenörleri takımı lig maçlarına tam formunda girecek bit*şekilde ha-
Dcn.irsporun lig maçlarında hattında bazı değişiklikler yapmak icap ettiği kanaatindeyiz.
i
5
S
Takımda süratli bir santraforlaj b’r soliçe ihtiyaç bulunduğunu kl^S pı( maçında gördük. Soliçte ya-J rırı Hull City maçında ayağından?
Pıdvanın yer alacağı söylenmek-f lı-dir. Rıdvan takımda yerini si-
deyiz. Bu vaziyete ğöre, yarın
ili. mühim ve ciddi maçı olucalc-

Comments (0)