’ AYIŞ]
PAZAR
Kı.
Cnuneu Tıl
İSTANBUL
Telefon: 2û79ö
BİDİLİ
M0C
*900
1000
İdare: Nuruoemanlye No. W
Tel adresi: «TlThri SABAH>
ŞUBAT
10
No. 3233
KURUŞ
HÜRRİYET VE HAKKINYILMAI MuDAFiiYiZ
■ ----- ---- : •________
■ e
Akdeniz Amerikan filon aşkomutanı Triyestedo Trieste: 21 (AP.) — Akdenizdeki Amerikan deniz kuvvetleri yeni başkomutanı Amiral For-reet Shcrman, Trieete bölgesindeki yüksek rütbeli İngiliz - Amerikan komutanJariyle görüşmeler yapmak üzere bugün Napoliden buraya gelmiştir.
Bulgarların Namerdce Öldürdüğü Türk Pilotu
Şehid pilotumuzun aziz naşı bugün vatan toprağına tevdi ediliyor
r
*
r
o
Yardım Burnudur Ve Böyle mi Yapılı?^..
(
•
Edirne ve Lüleburgazdaki merasim
ı
Dışişleri Bakanımızın mantıkî açıklaması ve Türk milletinin protestosu karşısında Bulgarlar, cinayetlerini te’vile kalkıştı
İrticaın son
Deprenmesi...
I ★
tiiç bir Demokratik nu nı-lektttf (^i re benzeri bu-lunnuyan bir hükiinı şimdi ma2İ olmuştur. Poroy-lar buna ne kadar acırlarsa acısınlar yakında antidemokratik diğer kanunlar da umuyoruz ki bu polis salâhiyet kanunu nun 18 inci maddesi akıbetine ağrıyacaklardır.
iiyük Millet Meclisi polit salâhiyet kapııınınun oa sekizinci maddecini, '•ada ce yok eden hiikûuıet tekli fini kabul etmekle Demokrasi yolunda iik ekidi adımı atfı. Fakat r* •••»»bir ttffeMtör ki httaaın İm, •en kalecinin dürmesinden çok mutee^ r görünen iki milletvekili bütün milleti sevindiren bu hâdise kargısında milletle beraber nînıa-dıklanın açıkladılar.
Nazım Poroy ve vatandaşları valilerin keyfî hapis, nefy ve kurtarnuya matuf kararı iyi karşılamadılar. Receb Pekerin otorite telâkkisi zihniyetini tekrar hortlatmak istiyen Poroy, şimdiki hükümet reisini bu kanunu kaldır makla çok cesur bir adını atmış telâkki ediyor ve âdeta istihzalı bir eda İle diyor ki «Cesaret ekseriya bilmemezlikten gelir amma 1 hükümetin dalı ılı işlerimizin veba-metini bilmediğini kabul etmek mümkün değildir.»
Bu sözlerin altındaki gizli mâna acaba nedir? .Memleketin dahili işlerindeki vehamet nedendir? Nâzım Poroyu« ınedh ve senasına bir ı akitler doyanıadığı —Receb Pekerin sukutundan soııra ondan da dönmüştü ya— Receb Pokerler ve Saracoğlıılar memleketin k, işlerini berbad etmişlerdir mi umıek istemektedir?
Nâzım Poroyu başka türlü düşünceye ve içişlerimizde bu kadar bedbin olmıya teşvik eden âmil ve sebebler nelerdir? Yoksa bu polis salâhiyet kanununun peşinden, Haşan Sakanın temin ettiği gibi bir kaç ay sonra seçim kanununun da tâdil edilmesi ihtimali midir? O kanun değiştirilir ve Xİxii rey ve açık ve emniyetli tasnif kabul edilirse bu halden en zi-telâşa niçin Nâzım Poroy düşüyor? Rn memleket balkının kendisini tekrar seçnıiycceğiuden aıi kuşkulanmaktadır?
Koca Mecliste ve lialk Partisi (Devamı Sa., 5; sü., 4 de)
Hava şehidimizin râşı dün gece İstanbula getirildi, bugün milli merasimle Edirnekapı şehidliğine defnedilecek
Bakanımız Necmcddln Sadak
S&ya 21. (A. A.) — Anadolu A-jansnuıı özel muhabiri telefonla bildi rlvor:
Pilocumuz tUtegmen Talât Ülkü, bugütı Bulgar nıakamlaınnea elçiliği
Gençlik galeyan içinde
İstanbul ve Ankara yüksek tahsil gençli" ğinin tertib ettikleri mitingler
Galib Peke! ve idarenin baskısından
vo Bulgar Barbakanı Dimflrof mlze tesıim edilmiştir. Piloturpuz el çimizin misafiri olarak bulunmaktadır. Üsteğmen Talât Ülkü, bu akşam 23,15 de Sofyadan hareket edecek o-(Devamı Sc., 5; Sü„ 3
( t
Dün öğrendiğimize göre Bulgariütanda caniyane bir hareketle düşürülen ve kahraman bir pilotumuzun ölmesi ile neticelenen tayyare faciası münasebetile İstanbul Yüksek Tahsil Gençliği bugün bir miting tertib etmiş bulunmaktadır. Bu mitingde
(Devamı Sa,f 5; Sü.t 5 de1
J
Çukurova Sellerle Mahvolduktan Sonra..
Bakanlar Kurulu toplandı alınacak tedbirleri görüştü
Manyasta kar lapa 1 sp* yağarken, bir tabiat garibesi hâdisesi halinde, devamlı surette gök gflrlomiş,
•r
r*~:--------~~~-
II n ö n ü
Adanaya gidiyor
----O
Cumhurbaşkanına D. P.| den î uri özsaa da > refakat ediyor f
----O---
Ankara: 21 (Hususî) — Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, bu akşam beraberinde Bayan İnönü olduğu halde Adanaya hareket etmiştir.
Cumhurbaşkanına D. P. milletvekillerinden Nuri özsan ve C. H. P. den Nihad Erim de refakat etmektedirler. İnönü, garda Başbakan, hükümet erkânı ve bir çok (Devamı Sa., 3; Sü., 4 de)
Ankara: 21 (A.A.) — Bakanlar Kurulu bugün aaat 11 den 13 e ka dar toplanmıştır.
Bu toplantıda, sel felâketine uğ-nyan Çukurova mıntakasında alın ması gereken tedbirler ve bu mın-takanın âcil ihtiyaçları görüşülmüştür.
şimşek çakmıştır
Bu mevzuda tekerrür eden tedbirleri bir elden sevk ve idare etmek üzere Başbakanın başkanlığın da ilgili bakanlardan müteşekkil bir komite kurulması kararlaştırılmıştır.
(Devamı Sa., 5; Sü., 5 de)
Yiğit fakat derdli Maraştan geliyorum
I Senenin En Mühim İfşaatı
Kenan Öner’in siyasî hâtıraları
Memleket, hattâ dünya çapında bir takım hâdiseler yaratacak olan bu hâtıraları önümüzdeki günlerde
— 1 Mart Pazartesi —
Yeni Sabahta alâka ve merakla takib edeceksiniz
“Bir çift koşan bir köylünün yıllık istihsali 750-800 lira arasındadır ve daha bundan yemeklik, yemlik, tohumluk, vergi ayıracak velhasıl kendisi ayrılıncaya kadar ayıracak ve ayıracaktır
• 1 I
Dün Kütahyalı bir çiftçi vatandaş matbaamıza kadar gelerek bize şov. le derci yandı:
Eski Maliye Bakanı Nurullah Sümer hayatı ucuzlatmak için istihsali arttırmak lâzımdır diyor. Halbuki ma rifet iltifata tâbidir. Memlekette müs tahsil sayısı için 14 milyon diyorlar. Devlet buğday fiatını 22 kuruş, arpa fiatını da 15 kuruş olarak tayin etmiş. Halbuki bu fiat istihsal masrafını karşılamaz, çünkü 20 ku ruşa aldığımız pulluk demirine 220 kuruş, 5 liraya aldığımız pulluklar 55 liraya, 80 kuruşa âldığmuz tırpanlar 10 liraya, bir çift öküz evvelce 100 lira iken, bugün 800 liraya Blıyo ruz.
Bütün bu artışlar karşısında buğday ve arpaya tayin edilen fiattar Üç, dört misli arttırılmıştır.
Bir metre kaput bezi 20. 22 kuruş yerine 160 kuruşa fırladı. Gerek dev let vergileri, gerek çift âletleri ve gerekse giyim eşyası çok arttığı için bugün biz köylüler pabuçsuz ve ceket sisiz. Sonra Anadoluda bir çift koşan, iki çift koşan ve daha fazla çiti koşan kaç kişidir? Bunlar hakkında İstatistik yoktur. Acaba kimse merak edip de 100 hanelik bir köyde kaç kişinin çift koştuğunu sorup Ög renmiş midir? Dahası var. Bereket 11 yıllarda bir çift koşanın İstihsali nedir? İki çift koşan ne kadar mah (Devamı Sa., 5; Sü . 3 de>
C. H. P. nin oyunlarından
lzak etmek
âlet olmak bu gibi hâ-
İÇin,
Belediye Meclisi üyelerinden biri şöyle dedi: «Haksız şekilde hıı arkadaşın şerefile oynamıya kalkmaktansa riyasetten çekilmesini İNtiyelim zira bu arkadaş cevablarını hadisi şerife istinad ettirse makbulümü/ olmıyacaktırî...»
Maraş: lö, — (Hususi)
Dünkü mektubumda M ara? Milletvekillerinin, Halk Partisinin, ve hattâ Hilmi Uranın tah rikile, belediye reisliğinden uzaklaş tınlan Doktor Sald Aksüyek mace rasmın birinci kısmını istedim.
Seçimlerde kötülüğe istemediği ve şerefini,
diselerln üzerinde tuttuğu kin toplayan ve yarınki seşimler-de de bu seçimlere kuvvetlerde ve alın akile katılmak İstemeyenleri kuşkulandıran Doktor Saidln bele diyede mevcudiyeti tehlikeli görül müş, ve Hilmi Uran, tahriren yaza
Gecelerini ancak bir kandil ışığı altında geçiren Maraşlı ağrıca akşam gaat 20 den sonra sudan da mahrum bırakılıyor!... Derd bir değil bin...
— 3 —
Kahraman Maralın yol derdinden ba-^ka bir de elektrik derdi var.
Ortalık kararıp Maraşh elektrik düğmesini çevirince odajr ölü gözü gibi bir ıçık aydınlatıyor ve ya-
kılan lâmbalar çoğaldıkça bu ışık büsbütün zayıflıyor ve körleşiyor. Sebebini sordum: Cereyan bütün abonelere kâfi gclrniyormıış ve bütün aboneler lâmbalarını ya-(Devanıı Sa.. 5; Sû., 1 de)
D.P. genel merkezine veril m iyen zamlar
I I
Muğla merkezi, ilçelere verilen paranın derhal genel idare kuruluna irsalini ietedi
Ankara: 21 (IIusjjî) — öğren diğime göre Demokrat Parti genel idare kurulu karan hilâfına Muğla milletvekillerinden bazılarının |on yapılan ödenek ve yolluk zam lannın bir kıamını Muğla İlçeler teşkilâtına gönderdiğine muttali’ olan Muğla Demokrat Parti U kon-ffreel bu paraların derhal genel i-(Devamı Sa., 5; SİL İ
6
• .
r.*
’ı
t
t
(1
Çoruh şi
903 bin dolara alınan yilep ticaret f lomuza katılmif bulunuyor
Amerikadan satın aldığımız Vic tory C. II tipinde gr milcrdr-n Çoruh şilebi, Zeki Avanos kaptanın idaresinde limanımıza gelmiştir.
Ayni tipten Yozgat şilebinin eşi olan Çoruh 1Q89O tonluk olup
(Devamı Sa., 5; Sü . 5 de)
e
■
A
""T**1
f 1 c
a.-
* ,'F • .
iib
k. «VT
ML fi
>r
%
Pil'
IMMIlH
Viğit fakat derili Maraldan bir aörfbtily
mıyacağı şeyleri, bazı kuryelerle göndermek âdetinde olduğu için, o-ra belediye âzalanna verilen emir lerle Doktor lskad edilmiştir, Bundan evvelki mektubumda Doktorun belediye seçimlerinde hile yapmamış olmasından hoş karşı İsınmadığını, ve doktorun akrabasından Kadıoğlu Ziyanın,, hakaret gören Kılmç Aliyi evinde misafir el mlş olmasının doktor aleyhine xin leri körüklediğini yazmıştım, Şimdi, doktoru H Partisinde son derece kabahatli yapan MİUevkekill secim lerlne geçelim:
Tam bu sıralarda secimi Halk (Devamı Sa., 5, Sü., e da)
On Sekizinci Madde
olis ve salâhiyet kanununun
18 inci maddesi tarihe karıştı. Darısı ülger antidemokratik kanunlardaki rrrr , .^.« w (
maddelerin başına ... Ln L V V i
Cürümdo takdir hak L _ _ __ _ i
kını idare âmirlerinden alıp adalet mümessillerine tevdi öden kararda ımı vafık muhalif bütün memleket vekilleri —iki C. tesna— ayni tiler. 18 inol mebuslardan zım Poroydur.
AULARDd ın «Fransa yasi tarihi» ni büyük dilimize nakledon bir şahsi hürriyetini bu deroce hiçe sayan bir kanun nıaddosmln müzakeresinde nasıl maddenin Ibkasına tarafdar sa-fıııdo bulunur?
Sayın milletvekilinin on sekizinci maddeyi müdafaa İçin ileri sürdüğü delfilfde hâkim fikir endişedir. Çok şükür asayiş bakımından yurdumuz lamanıilo müemmendir. Buna rağmen örfi idarenin İlgasında da bazı millet-vekilleri böyle endişe yorlardı. No var? Ne oluyor?
P. H. millotvekh) müs-düşünco İle hareket et-maddeyi müdafaa eden biri değerli dostum Nfi-
İtiraf
ederim ki «A. inkılâbının sihir himmetle Nâzım Poroy,
içinde bulunu-
Elde
mevotrd kanunlar asayişi temine kâfF değil mi iai? Mtsefâ örfi idare kaldırılır kaldırılmaz polisi tai.vlye hini-7 * I 7^ mu Nssofundu vo y eni bir jandarma teşkilâtı kuruldu. Bu takviye kıtaatının da ne ışo yaradığını aniıy3niûdık. Halk, polisin, jandarmanın kanunu temsil ettiğini çoklan anlamıştır. Polisin haıkû söz geçimi o* si belindeki tabancasından değil sırtındaki ünıforınasındandır.
Nâzım Poroy, on sekizinci kaldırmak siıretlte gösterdiği ten dolayı Başvekili tebrik Başvekili biz de tebrik ederiz amma cesaretinden de*i»; vazıyeti kavrayışından ve memleketin nniiovecoih olduğu istikameti anlayış hususunda gösterdiği siyasetten dolayı tebrik e-deriz.
Hır momlekeıte asayiş ve emniyetin mevcudiyetine ne ile hükmedilir? Polis jıırnalları her gün tamamiîc bfikîr mi kalmalıdır? Yanı no yankosıoilık, no hırsızlık, no cinayet... Bunun ın> kânı var mıdır? Koskoca memleket ölüm sükDnoti içinde kalır mı?
(Lütfen sayfayı cevirtnto)
maddeyi cosaret-odiyor.
SAYFA:»
İzmir İstiklâl Malı Kem e sinde neler gördüm 7
■ ı «i
OkUTtCÜ
f
»İTORkl
Jelediye fakir halk için ucuz Tekel I^resi
22 A UR AT 1948
HER SABAH)
1917 yılı köyümün
ev yaptırmak istiyor
Karan Ca Ra
, — Evet, Hüsnü, Edhom, Canbu ’
lat, Vehbi beyler vardı. Eyüb Sab ri ve Sabri beyler yoktu. Reauhi bey vardı. Hüseyin zadeyi tanıyamıyorum.
• — Keırnl beyle evvelce konuş-, tunuz mu idi?
ı — Hayır lstanbula gitmiştim. Toplanılacağım Kemal bey.söyledi onun üzerine gittim.
( _ Güya Kemal bey Gazi paşa i-
le görüşmüş içtima da bu maksad la mı yapılmış?
— Evet efendim paşa hazretleri ile görüşmüş; bazı arkadaşlara arzedecek ve bunun üzerinde görüşülecekti.
— Ne vakit gittiniz siz?
— Yemekten sonra.
— Siz gittiğinizde kimlerin bulunduğunu hatırlıyorsunuz değil nü? Söyleyin!
— Cavid boy vardı, Cahid bey vardı efendim. Kimlerin evvel, kim lerin sonra geldiklerini hatırlamıyorum.
— Sizin söylediklerinizin ehemmiyeti olacak. Arkadaşlar ifadelo-rini dağıtmışlardır. Binaenaleyh bu ictimalarm hangilerinde bulun duğunıızu, diğerlerinin hangilerinde bulunduğunu söyleyin.
— Efendim diğer içtimalarda da aşağı yukarı ayni zevat bulundu. Meselâ kâtibi mee’uller gece iç tinıalarmda da vardılar bendeniz de son tramvaya yetiştim.
— Peki ne görüşüldü?
— Efendim müzakere neticesinde Gazi paşa ile beraber çalışılma sı ve kimler arzu ederse onların namzedliklerinin konulması kararlaştırıldı.
— öyle zannediyorum ki bu içtima lttıhad ve Terakki namına o-lacak ?
— Efendim hayır. Bu içtima blok halinde değil, ferden arkadaş lar arasında aktolunmuştur. Esasen arzettiğim gibi Gazi paşa hazretleri kabul buyurdukları takdirde münferiden intihab edilecekti.
— Peki ondan sonra Şükrü vr Canbulat beyler iııtibab edildiler. Bu söylediğiniz tarzda intihab e-dildikleri halde sonra aleyhdar ol malarını nasıl telâkki ediyorsunuz?
— Efendim bu kendi ahlâklarına ve telâkkilerine aiddir.
— Bu içtimada müdafaai hukukun umdesi mevzuubahis oldu mu? ,
— Olmadı.
— Peki orada dokuz maddelik bir program tanzim edildi.
— Edilmedi efendim.
— Peki şimdi okunacak dinleyin.
(Dokuz maddelik program okun iu.)
— Bunu hatırlıyor musunuz?
— Hayır efendim. Bulunduğum içtimada böyle bir karar ve .program yapıldığını hatırlamıyorum.
— Sizin bulunduğunuz içtima-da tahriri bir şey hazırlandı mı?
Tefrika M». 103
— Bendeniz kat’î olarak bilmiyo rum. Yalnız böylo bir şeyin Gazi paşa hazretlerine takdim için hazırlandığını zamandayım. Fakat pek emin değilim. Birinci, ikinci gruplan tevhide matuf bir içtima-da yapıldığını işittim. Bunun için Ali İhsan bey Ankaraya gelmiş, Gazi paşa hazretlerde görüşmüş, bir gün bana haber gönderdi. Bu vaziyeti söyledi. Güya ben de Mec lisi idareye girecekmişim. Ben bunun basit bir teklif olduğunu söyledim. Ali İhsan bey benim bu itirazımı istanbuldaki karara mutla-hallf buldu: «Siz şahsen Gazi paşa hazretleri ile görüşünüz?» dedi.
Benim fikrim bu teklifin fevkin de her iki tarafı tatmin edebilecek bir şekli itilâfı bulmaktı. Bendeniz Ali Ilışan beyin mütalaası ü-zerine Gazi paşa hazretlerde görüştüm. Kendileri muhakkak olarak «şahıs namına mı yoksa bir cGrup mu» yapıyorsunuz dedi. Mülakat burada Ali İhsan bey tarafından inkıtaa uğratıldı: (Bunu arkadaşlar arasında görüşelim» dedi. Bunun üzerine paşa haz retlerinin nezdinden ayrıldık.
— Ali İhsan bey diyor ki Hilmi bey bir takım sivri mütaleada bulundu utandım.
— Unutmuş olsalar gerektir.
— Siz şahsen ne teklif ettiniz?
— Onlar istiyorlardı ki bendeniz ve ikinci gruptan bazıları birinci grup heyeti idaresine girsin. Halbuki bendeniz başka bir şey yapılması vâki olursa haricinde adam alınmasını istiyordum. Benim vaziyetim ikinci grup arasında bir delil olmaktı.
— Ali İhsan bey: «Böyle bir kombinezondan maksadımız İtti-hadcı bazı elemanları grup dahiline alarak çalışmak ve maksadımıza doğru yürümektir» diyor.
(Ali İhsan beyin ifadei evveliye-si okundu:
Ali İhsan bey Gazi paşa hazretleri huzurunda teklifte bulunurken Hilmi beyin saçma ve bîmanû mü-talenlar serdettiğini ifade ediyordu.).
— Efendim arzcttîğhn gibidir. Ali İhsan bey unutmuş olacaklar.
— Birinci intihabda da mebustunuz, niçin gruplardan birine iltihak etmediniz?
— Efendim ben îttihad ve Terakki infisah ettikten sonra başka gruplara iltihak etmek arzusun da değildim.
— Siz hariçte kimlerle muhabere ettiniz?
— Efendim bendeniz burada i-ken Enver paşadan bir mektırb aldım. Ve cevab yazdım. Bende siyasî maksad yoktu.
— Küçük Talât bey ifadesinde sizin dalıa bir takım muhaberatta bulunduğunuzu söylüyor?
— Efendim onlar Butumda takım faaliyette bulunmuşlar.
Bendeniz bunu Ankarndn haber aldım. Bunlar Meclis reisi Gazi paşa hazretlerine bir program gön dermişler. Paşa hazretleri de E-yüb Sabrı beye sizinkiler bazı faaliyette bulunuyormuş demişler. Ben de bu suretle haberdar oldum.
-- Demek Eatumdaldlcr Ittilıad ve Terakki namına bir içtima akdetmişler ve bir program yapmış
bir
M. Eğitim Bakanlığının dikkat nazarına
Milli kalkınmamızı Bağlıyacak olan, ilk öğretim dâva*» safında yer alıp, bu yön de memleketime faydalı bir olomau olabilmek gayealle öğretmen oldum, nihayetine kadar
öğretmeni idiııı. Hiç bir ihtar ve inzibati bir karar ıvlma-dını. \ atanıma ve milletüne karşı vazifemde hüsnüniyetle çalıştığıma emindim. İlçemiz \kneki dahilinde okullu öğretmensiz köyler mevcutken, bir emirle, Kaş ilçesinin kuş uçmaz kervan geçmez bir kö yüne sürgün edildim. Yine de secimi çıkarmıyanık blıı-bir mahrumiyet içerisinde \azifvme devanı ettim. Yirmi beş gün vazifemde kaldık tıııı sonra, burada da durdu-rıılnıı.sa rak tekrar üçüncü bir köye dıılın atıldım. Huduttan hududa kakılarak dört ayda üç köy değiştirmekliğimin sebebini bilmiyorum. Bilmediğim bir şey var sa, hakikati söylemeındir.
llu müddet zarfında perişan oldum, ne maaş no de harcırah alamıyıırak kendime bakamadım. İhı müşkül durumun vazifemi aksatmak ta olduğundan sonsuz eza i-çerisıııdeyim.
Memleket imde kırk parasız koyup geldiğim çocuklarımın halini ve kendi halimi düşünerek manen ve maddeten lıasiayun. Bakanlığın a-Jâkasını bekliyorum.
Bu hazin hikâyenin aynen nesrini rica ederim.
Kuş ilçesi öğretmenlerinden Kemal Yoltaş
★
Osmaniye ilçesinden Orlon Erdinç imzasile aldığımız mektııbda deniliyor kİ:
İlçemize, 917 ders yılı ortaokul devlet sımıvmı vermek üzere geldiği sıralarda, etrafındaki gençlere, komünizm propagandası yaptığı iddiasile mahkemeye verilerek, yargılama sonunda 3 ay lıabse mahkum olan Kadirli ilçesinin Avluk köyünden Hacali Gökçel adındaki gencin mahkûmiyet müddetini bitirerek, Kars Erkek Eiso-(ıude okumakta olduğu şayia halindedir.
Komünizm gibi aT fedilmez bir suçtun ceza g6-ren bir öğrencinin, bilhassa doğu sınırlarımıza yakın bir yerde okula kabul edilerek ' tahsile devamının doğuracağı tehlike göz önüne alındığından olay muhitte hayret ve teessürle karşılanmaktadır. Millî gururumuz bu olayı hazmedemediği ieiıı, bu hususta ehemmiyetle ilgililerin dikkatini çekeriz.
Bu hususta haricden getirilecek inşaat malzemesi de gümrük resminden muaf tutulacak
Belediye mesken buhranını önlo mek maksadlle elinde bulunan arazi lorl ucuz ev inşaatına tahsis etmoğo ve bu arsaları ucuz bedelle satmağa karar vermiştir.
Yakında; Belediyeye, Evkafa ve Hâzineye aid bulunan arazinin ucuz evler İnşaatına tahsis olunaoak kı. sınılan bir heyet marifotilo tayin e (Silecektir,
Belediye en ziyade Kurtuluş ve |W‘lİefendl çayıri nııntakala^ı tahriride durmakta, bu sahalar şehrin iyi semtlerini işgal ettiği halde imar masraflarına ihtiyaç göstermemektedir.
Belediye tarafından satılığa çıkarılan arsalar, orta halli vatandaşlar
yardım derneği
---------o -
Derneğin çalışmaları, diğer müesseselere örnek olacak şekilde ilerliyor
mümkün görülmek-
mahsur olarak inşa evlorin ucuzluğunu malzemenin
tarafından alınacak kadar ehven bir flalla olacak ve bu satışlardan elde edilooak moblağ inşaat ma^atlannı karşılayacaktır.
Bu şekilde ihdas edilecek olan (o nu bllAbare başka gelir kaynakları İle do bellemek tedlr.
Fakir halka ettirilecek olan
temin İçin. lüzumla gümrük rüsum ve muamele vergisin den muaf tutulması da sağlanacak -tır.
Boledlyo, İnşaatın kolaylıkla yapılması vo süratle İlerlemesi huşu -sunda hükümetin kefaleti altında 10 milyon liralık tahvilât çıkarmağı dü şünmektedlr.
A' A A R/FTS
Akademi talebelerini üzen bir hâdise
Güzel Sanatlar Akademisinin tesl sl yıldönümü münascbctilo her yıl üç mart gecesi tertib edilen eğlencenin, Akademiye mensub olmayanla rm inhisarı altında bulunduğu İddia edilmektedir.
Bu münasebetle; bastırılan düve t iyelere elbise mecburiyeti karuafldn-ğıı, halbuki hiç bir talebenin frak, smokin temin edemiyoceği ileri sürülmektedir.
Bütün hazırlıklardan tamamlla bl lıaber olan talebeler, eğlence gecesi nln kendi çalışmalarile tertiblcnma-slni istemektedirler.
DENİZDE
W
Kara de o izde fırtına nihayet hafifledi
Karadcnlzdo fırtına hafiflemiştir. Bu suretle günlerdenberl limanlara »gınan gemiler hareket etmişler -dir. Karadeniz seferinde bulunan Bakır H^phva. Aksu ise Ereflty® va sil .olmuştur.
Diğer tarafdan 4000 ton kömllr yükü ile limanımıza gelmiş bulunan Ödemiş şilebinin tahliyesine başlanmıştır. '
ADLİ YEDE
On Sekizinci Madde
Bayın milletvekili Başbakana:
— Cesaret ekseriya bilmeınezlikten gelir amma dahili işlerimizin vehame-« tim bilmediğini kabul etmek mümkün j değildir. Fakat madem ki maddeyi 1 kaldırıyorlar; çok güzel, günlük gü-1 neşlik bir vaziyet içindeyiz demektir. ı
Diyor. Dahili işlerimizin vahameti* 1 ni bilmemekte Başbakan yalnız değil- | dir. Bunu en yüksek zabıta âmiri, I- I çışlort Bakanı da bilmiyor. Bilmeğe de İhtimal yok... Çünkü dahili işlerde 1 vehamet diye bir şey yok. On sekizinci maddenin kaldır »mamasını ioabet-l tırecek bir vehamet var idiyse o za-J man Mecliste İçişleri Bakanını sığaya çekmek icaboderdi. Değerli dostumun Haşan Saka kabinesi için hasenat hanesine kaydodilecok en kuvvetli Icra-J atı »Mademki madde kıldırılıyor. Ol halde günlük güneşlik bir vaziyette-1 yiz demektir.» tarzında ihâmlı surette tefsirini de hiç hoş görmedim.
Tekrar ediyorum; Çok şükür yur- î dumuz asayiş bakımından hakikaten günlük güneşlik bir vaziyettedir. He-lû on sekizinci maddenin kaldırılması bu güneşin altın ışıklarını olgunluk cemresi İle bir kal daha tesirli bir hale koymuştur.
Hürriyet ufuklarına atılan adımlar böyledir. 1
şahıs hürriyetini sağlıya» böyle bir! tasarının müzakeresinde gönül isterdi kİ tek milletvekili dahi mu’teriz mevkiinde bulunmasın. Hele Nâzım Po-rop İçin bunu cvlevlyetle temenni e-derılik.
Saygı değer dostum her halde profesör Autard’ın âlem-i- ma’nâ da olsun tcvbihlnl hak etmiştir*
Patrik MaksimoG etrafında dönen 'dedikodular Şehrimizdeki Rum ortodoke pat rikhanosıne mensub bazı motcopoliJ ler Patrik Maksimosu istifaya zorlamak lar.
Bir dada ki patrik
söylenmektedir.
İçtiği gazinoda hâdise çıkaran Afrodit mahkûm oldu
nin toplantılar yapmaktadır
heyetin bugünlerde B'lyüka-Ruhban mektebine giderek Maksimodü ziyaret edcoogi
lar. Siz bunu haber aldınız?
— Aldım efendim.
— Bunların programını gördü-nuz mu?
— Gördüm.
(Devamı var)
İST*
Bir adam bıçaklanarak öldürüldü
— o
Evvelki gece sabaha karşı Eyüb iskelesi yanındaki sandalcılar deniz do yüzen bir cosed bularak sahile çı karmıklardır. Derhal polis haberdar edilmiş ve ccsodin, Sütlücede Ha -mam sokanında 3 numarada Arak ol oğlu Karanfil Çetine duğu anlaşılmıştır.
Cesedin üzerinde 7 bıçak
oturan aid oL
Kurtulurda Yenişehir mahallesin Doğramacı sokağında oturan Af
de
rodit adında genç bir kadın kocası Mthal ile kıskançlık yüzünden kav. ga etmiş ve evinden çıkıp gitmiştir.
'Teessürünü izale için Boyoğiunda bir gazinoya giren Afrodit hayli İçmiştir. Kendini biloruiyocek derece -de sarhoş olan Afrodit şarkı (söyle -meğe ve «ben meşhur Afrodltim* di ye bağırmağa başlamıştır.
Bu sırada bir müşteriyi de bar. dakla yaralayan Af rodit suç üstü ■mahkemesine verilmiş 29 gün hapse ttnahkûm olmuştur.
l
yarası görüldüğünden morga kaldırılmıştır.* Sütlücede ahırlan ve koyunlan bulunan KaranfU Çetinin öldürülüp denize atıldığı tahmin edilmektedir.
Odun yığınının kalan
bir inçi yaralandı Eyübdr Zalzalpaşa caddesinde 30 numaralı evde oturan Fahri Er t un evvelki gün odun deposunda çakşırken yıkılan yığının altında kalarak ağır surette yaralanmıştır.
Fahri Guraba haatahn nesine kfli dınlmıştır.
Bir amele arkadaşını keserle uaralndı
Şişlide İnşaatta çalışan amele A-zlz Altıntaş İle arkadaşı Hüsnü Çiçek, iş yüzünden çıkan münakaşa 60 nlmda tonvga etmişlerdir Bu 'esnada Hüsnü, eline geçirdiği keserle A zlzi ağır surette yaralamıştır. Suçlu yakalanmıştır.
Polis Celâlin katili yakalandı
Perşembe akşamı Üsküdarda polis Celâl Cingözü öldüren sabıkalı hırsızlardan Siirtli Şükrü dün Ka dıköyde glzlendlftl evde yakalanmıştır, Yapılan arama sonunda ci nayet aleti tabanca da katilin evin de bulunmuştur.
Emniyet Müdürlüğüne sevk olu narak nezaket oltana alınan katli Şükrü yarın Adllyeye teslim çektir.
Diğer taraftan öldürülen Celâlin cenazesi dün Beyazı d inde öğle namazım müteakip renle. Şehitliğe defnedilmiştlr, ■o-----------------------
Halkevlerinde bugün yapılacak rııera&inı ,
Halkevlerinin kuruluşunun 16 ın cı yıldönümü münasebetile, bugün bütün Halkevlerinde merasim yapıla cak, muhtelif kasaba ve köylordo de 6 Halkevi ve 90 Halkodası açılacaktır.
• I
ulu
l
edile-
polis Cami tö-
Ancak Turhan bu oyuna kendini ye romanı
kaptırmıştı: r _______________—-------------------—-
— Güzel karıma bu sözleri söyle mem de kime söylerim? Gidelim mİ yavrum? koluma gir de seni asansö re kadar götüreyim. Herkes, Allahın bu bahtiyar kulunu kıskansın!
Genç kız bu mevzuda münakaşa etmemeği müna^ib gördüğü için ses çıkarmadı, tabii bir tavırla onun ko luna girdi. Fakat tanı kapıdan çıkacakları sinula Turhan birdenbiıe durdu. Yüzü o kadar doğişmişti ki Verda korku ile titremekten kendini menedemedi. \
— Sana bir şey soracağım Ver da. Bunu çoktan Ler sormak isli yordum . Tana doğru söyliyeçeğiııe söz veriyor musun7
Verda onun yüzüne hayretle bak tı. F?vlcalâde b’r vazlvette bulundu-w ğunu aralamıştı... Bu hasta adanı n heyecandan birdenbire ne, havayı ciğerlerine ken burun deliklerine nun, hafif de olsa, bir
çtrmekt: olduğunu isbata kâfi İdi.
— B‘ıaz otursam? hocam! Yor -
gun görünüyorsunuz...
Turhan, ıssız bir çölde yolunu kaybetmiş bir seyyah cndişeslle et rafına baktı.
— Yorgun mu görünüyorum'’ Belki de hakkın var. Evet hakkın var! Biraz dinlenmeliyim... Bir çey rek sonra gideriz.
— Siz rahat edin. Gitmesek de ö
sararan yüzü güçlükle çc-bakmak, o -kalb krizi ge
lur.
Turhan ağır adımlarla yürüyerek geniş bir koltuğa yaslandı. 1
— Sîze ne yapabilirim hocam?
— Aşağıya telefon ct yavrum. Bana bir doktor yollasınlar. Krizi önlemek İçin acele bir igno yapmak lâzım. Sen çantamdan ilâç kutusunu çıkar.
Nefesi kesik koaik çıkıyordu; fa kat bu krizlere alışkın bir İnsan os Barotile gülümsemeğe çalışıyor, şl -kftyet etmiyordu.
— Korkma Verda... Korkma be nim güzel RaHafını.
Genç kız titlzlenmekten kendini alamadı:
— Bu oyunu bırakın hocam. Ko nuşmayın, gözlerinizi kapayıp dinle nln.
— O zaman seni göremem yavrum.
— Ben yanınızda olacağım. Biraz dan yine konuşuruz. Hele şu doktor gelsin.
I
Tefrika: 77
f Muazzez Tahsin jERKAND
Yarım saat sonra Turhan yatağında uzanmıştı, Vorda da onun kar şısmdaki koltukta oturmakta idi. Doktorun yaptığı iğnenin faydası göTÜlmcğe başlamış, Turhanın ya -naklanna kan gelmişti.
— Biraz duba rahatsınız değil mi hocam?
— Operaya gidemedikten sonra... Faustu azmedecek, dünyanın en büyüle ses sanatkârlarından birini dinliyecektlk. Ben bunun için günler ce evvel yer ayırtmıştım.
— Yarın akşam gideriz, çelecek halta gideriz. Ne ehemmiyeti var?
Turhan acı aeı gülümsedi t
— Hasta adamla yola çıkmak böyledir işte. Ne ise, bıı sözü bıraka lım. Sana biraz evvel kapının eşiğin de sormak istediğim suali tekrarlı-yacağım. Bana doğruyu söyllyaoeğt ne söz vorlyor musun?
Genç kız tereddüdstiz cevab ver di;
— Yemin ediyorum hocam. Fa -
kat bu suali yarına bıraksanız ol -nıaz mı? Yorgunsunuz ...
Turhan başım salladı, elile nıüb-hem bir işaret yaptı. Söze başlama dan evvel çok düşündüğü belli idi. Verdaya gelince, onu» kriz halinde ilk defa gördüğü fçtn fevkalâde en dişe ve üzüntü içinde İdi. Kendi ken dine:
— Ya birden bire ölseydi!
Deyip duruyor, çok sevdiği kıy -metil dostunu kaybetmekle haya -tında ne müthiş bir boşluk duyacağı nı dehşet içinde tasavvur ediyordu.
— Aman Yarabbi! O ölmesin! O yaşasın! Allahım sen onu kurtar!
Onun yüzüne bakıyordu. Ne ka -dar yorgundu!
— Verda, letanbuldaıı niçin kaç tin?
Bu suali hiç beklemiyordu. Bir * denhlre şaşırdı.
— îstanbuldan mı?
Hasta, aralık göz kırnaklan arasından, yorgun bakışla n İle onu sü
Dün ögledt n sonra saat bir bu -çukta Tekel genel müdürlüğünde yardım demeği mensubları CemaJ Hanyaoğlunun riyasotindc toplan -mışlardır. Hurşid Korol senelik ra -poru okumuş, memur ve müstahdem lero yapılmış ve yapılacak yardımlar incelenmiştir.
Neticede eski idare heyeti ipka • dümlştir.
1917 senesinde temine edüen (591.200) lira ile yapılacak yardımlar şunlardır:
ölüm, yemek, öğrenci yurdlannı daha İyi bir hale getirmek ve müteferrik yardımlarda bulunmak.
Yardım demeğtnln başardığı en önemli İşlerden biri de (Tütün Ban kası,) nın kurulmasıdır. Bu banka 1941 denberi yapılması düşünülüp de 1945 ve 1946 senelerinde tama -men tediye edilen 1.000 000 lira ila faallyote geçmiştir. Banka memurla ra ilk yardım olarak on ayda kesil -mek üzere kesintisiz olarak birer maaş avans vermektedir.
Tekel yardım derneğinin başta «Tutum Bankası» K gelmek üzere bu sene başardığı işler hiç şüphe yok ki, şimdiyo kadar hânı isiz kalmış, memur ve müstahdemlerin yüzlerini güldürecektir ve yine ,hiç şüphe edilemez ki bu başarılarda Tekel Genel Müdürlüğü erkânının ve bilhassa Genel Müdür Hüsnü Kortelin büyük himmetleri vardır.
Tekel yardım Demeğinin diğer müessese ve dairelerimize örnek kil etmesini dileriz.
- ...— «r>- - ■ — —
M Ü TF. F F R t î K
teg
Bakanlığı mütvhaj-iizere Sl-
Köylüyü topraklandırma faaliyeti devam ediyor
—o *
Köylüyü topraklandırma kanunu nun tatbikine şehrimizde ve mülhakatında da banlanmış bulunmakta -dır.
Bu münasebetle Tarım tarafından gönderilen bir sis tedkılderde bulunmak livriye hareket etmiştir.
Mütehassıs, Sülvride ihtiyacı vo boş bulunan arazi mıkdanm bir ra : porla Bakanlığa bildirecek, yakında! teşkil edilecek bir komisyonun mu-' rakabesl altında Sıintide köylüye toprak tevzii yaodac ıktır.
Bayburdun kurtuluş yıldönmii dün Jiuiliindı
Bayburdun 30 uncu kurtuluş yıldönümü münasebetti? dün saat 14.20 da Eminönü Halkevinde, bir toplantı yapılmıştır.
Toplantıyı açan Bayburd kültür ve yard(m cemiyeti başkanı: Bayburdun tosa bir tarihçesini yapmıştır. ,
oyjn'ar ve türkülerden sonra toplantıya nihayet verlünış • tir.
Akar, güne kadar,-3500 ton yüklemek
--------o--------
yac yemişi A badana J egdeoek t
akaryakıt gemisi bir petrol ofisi hesabına1
gaz x-e 1800 ton motorin, için Abadan* gidecektir.]
züyordu. Çtuoleri ski şıı.şt.. Basile cHvet> işareti yaptı. Ona bakarken genç kız, bir saniye için, soğukkan hlığını kaybedecek gibi oldu ama hemen kendini topladı. Bu dakikada en küçük bir dikkatsizlik ve ihtiyat sizlik hu adamı derhal öldürebilirdi. Ömründe ilk Jefa. ehemmiyetli bir vazifo Jle karşılaştığım hissetti. Bir rol oynamalı idi. Hem de büyük bir incelik ve itina ile Yoksa, seneler denberi yaptığı fetelc&dık başa gide cek, Turban halûka: ı onun ağzından öğrenecek . Sor.ra.. Allah esirge -sin!
Yüzüne maâüm bir mâna verme-muvaffak olarak ona baktı.
— Ben İMtanhuldan kaçmadım hocam. Sadece Viyanaya geldim. Annemin Ölümü sinirlerimi bozmuştu, gahşamryordunL Hayatıma bir değişiklik katmak Kedim.
Sesindeki sükûnete şaşmaktan kendini alamıyordu. Bu söyledikleri ne cidden inanan bir insan hali almıştı. Tımhmm göz kapakîarmın a ğe ağır kalktığau gördü.
— Benden kaçmadın mı sen Verda! Benden korkarak kaçmadın mı?
Ganç kız kaildi kemlîne ihtar etti; «Dikkat! sıtırım ele verme! > ve bu kamçılayışın tesirile sakın bir ce| vab verdi:
£e
(Dcvanu var)
Profesör Nihad Erimin memnuniyeti olls vazife, salâhiyet kanununun valilere birer diktatör salâhiyeti sağlıyan (18) inal
maddesinin kaldırılması etrafında Büyük Millet Meclisinde görüşülürken Şaloı Profesör Nihad Erim:
— Bu maddenin kalkması ile tam vo kâmil normal cumhuriyet rejimi4 ne girmiş oluyoruzl buyurmuş.
Hopinlz bilirsiniz vo biz gazeteciler hophniz biliriz ki sayın moslckdaşımız Demokrasi bahsinde çok geniş mez-hebiıdlr; aza kanaat eder ve bir aralık şalla örtmeğe kalkıştığı hürriyet babında da bir hayli müsamahakârdır. Meselâ bugtm vücudu kalktığı için bizimlo birlikte sevindiği mahud (18) inci uıadde yürürlükte iken do sayın profesör:
— Memleket hürriyet vo Demokrasiye kavuştu! Müfritler artık sussunlar! diyor ve Fmidakçıbaşı Fırdöndü Yalman Çelebi ile ağızbirliği ederoh hepimizi hayranı yapmağa teşvik eyliyordu.
(18) inci madde dipdiri ayakta du« rurken de, bu /oadde ortadan kalktıktan sonra da ayni teraneyi terennüm eden Şalcıbaşı ile bir görüşeyim dedim. Talihim varmış ki kendisini Ankara Palamn üpyük salonunda buldum. Mecliste rakibi, fakat mekteb sıralarında yakırt arkadaşı bağımsız millelvokıli Cihad Babanla satranç oynuyordu.
Beni görünce görüşmek istediğim derhal anlamış olacak ki:
— Müsaade et Fıkracı da şu acemiyi yeneyim! diye oyuna devam etli amma neticede kendisi yenildi. Fafcal bu mağlûbiyeti centilmence karşıladığını anlatmak için:
— İnsan politika oyununda olduğu gibi kâğıt ve taş oyunlarında dı kazanır veya kaybeder, ehemmiyeti yok dedi, şimdi söyle bakalım, ne ıslıyor sun benden?
— Efendim, (13) inci maddenin kaldırılması doiayısile tam ve kâmil cumhuriyet rejimine girmiş olduğumu zu müjdeliyorsunuz.
— Yalan mı söylüyorum? Bu mart-seni memnun etnvcdı
donin kalkması mi Fıkracı?
— Memnun benim anlamak
— Nedir çabuk söyle.
— Öyle acele etmeyin beyefendi parti grupunda konuşmuyoruz, İki ga zeteoi hasbıhal ediyoruz. Efendim an lamak istediğim cihet şu: Bu (18) irr ci madde yürürlükte ikon de tam vı kâm» oumhuriyot rojmıine girdik di ı bayram ediyor, süttenja^ı^azi^yznC :> İçin ayranı öf Uy erek iç*wn( ftıtıyaVnı gösterenlere hücumlar ediyordunuz.
— Ederim ya! O kötü niyolu ar. > ritlcri cevabıız bırakacak değildir.) ;aî
— Kötü niyetli müfritler diye tavatt buyurduğunuz uzağı gören zevatta mı, yok^a sîzlerde mı, pek orası be«li almamakla beraber biz yine bahsimize dönelim: şayed tam ve kâmil cumhuriyet rejimine (18) inci maade kaldırıldıktan sonra girdikse bu madde ınovcud iken bu rejime girmedik mânası çıkmaz mı?
— Haya* (18) inci madde mevcud b ken de benim kanaatimce tam ve kâmil cumhuriyet rejimine girmiş bulunuyorduk.
— Tuhaf şey» Sözleriniz birbirini tutmuyor. -
— Benim sözlerim birbirini tutmuyor amma siz müfrit muhaliflerde ty sözleri kavrıyacak idrâk yok.
— İIIIfalınıza teşekkür otmehle beraber şu kaim kafalarımızın bu toaib nükteyi kavrayabilmesi için biraz ırahat lüUetseniz...
— Behey gafil, yarın faraza basın kanunu ilga edildiği vakit de >ben yine işte şimdi tam ve kâmil .oumhuri-yet rejimine girdik diye bayram ede oeğlm.
— Ha anladım; sizin bu tekerlemeleriniz şu eski heiyacı dükkânlarındaki: (Bugün peşin, yann veresiyeli gibi bir şey dose^uze...
— Ayol ben .hürriyet ve Demokra sinin değil sadece partimin meddahıyım. Bunu hâlâ a »Uyamadınız mı?
etmesine etti. Anca* istediğim başka şey.
ŞUBAT 1948
Vakitler
31
İB
* T4KVIM
D.
55
38
38
1367
I Hmrı | Rebiül
âhır
11
1363 Rumi Şubat . 9
*
i Pazar
Kasım 107 — AY 2 — GÜN 53
Dışişleri Bakanı Ankaradan geldi
Dışişleri Bakanı Necmedduı Sa. dak dün sabah An karadan şehrimi ze gelmiştir. Bakan, Istanbulda bb müddet kalacaktır.
Güne? Öğle ikindi Akkanı
Yrttsı İmsak
Vasati
D.
45
28
28
51
22
08
S.
6
12
15
17
19
5
Ezani
6
12
6
9
12
1
11
rficaın son
Yunanistan harbi
aktüallteler
8 inci yıla girdi
Konferansı
D
ci'
1-
edeni > bir te dediğ geni
Bir İngiliz gazetesi Rat- ( yamfl, Avusturya vasıta- ( konferansa zemin S hazırladığını yazıyor > Londra; 21 (AA) — Brita- > ııova — Evening News gazete C sinin siyası nıunarrırı, Kus nu 1 kumeünın bu yaz yem bir S dörtler konferansının toplan ( ması iınKanıarı naamnaa A* S vustuıya vasııasile Batı aevlet ( leri nezdınae zeuun araştır- 5 malarında bulunmakta oıau- j ğunu belırttiKieıı sonra Ban 2 devletlerinin durumlarının ı hiç şopnesız bilhassa buğun 1 Londraaa çalışmalarına başın > nuş oıan aort ouyuk devlet c Dışişleri Bakan muavinlerinin > toplantılardım nihayete er- > ıııesıııc ve pazartesi guııü In- J gihz Başıcenunae uç buyuk / devlet arusmaa Almanya me- J selesi uzennae başnyacak oıan ? toplantıya bağlı olacağını yaz S maktadır, (
Avuscaryadaki Alman mal- S ları meselesi hakkında JRusıar ( tarafından yapılan son teKin > bir anlaşma zemini sağlama- ( ya hizmet edecek olursa Avus / turya uzennae bir Ingiliz— ( Fransız—Amerikan—Rus an r laşmasııun temini mümkün o- > lacak ve bu anlaşma da A- J vusturya barış anuıaşmaöinın ? imzalanmasına ve mutıeıik iş J
> gal kuvvetlerinin taldıvesine r ı yol açacaktır, Fakat bunun J ) aksine olaaık bu teklif, Rusıa ç J rm Büyüyecekleri son soz ise > ? yeni bir inkıta, kaçınılmaz oır c C hal alacak ve Avusturya barış S ç anlaşması Dır deıa dana geri C 5 OıraKijacaKtjT, Kuşlar, Avus- >
1 tutyanın 5u milyon İngiliz lira ( S sı vermek surenle Kusyaya o * c uemede bulunmasını petrol ıs / S tıhsaiaunın üçte ikisini tuna >
( seyvuseıer kumpanyasına ait (
> man?rın yüzde 25 ini Sovyet S
( ler Birliğine vermesini ve Rus \
> ve Avusturya sınai teşekkülleri > \ ııin memleket dışı imtiyazları (
2 haklarından faydalanmalarını ? \ te Kil f etmektedirler. Ingiliz ve J 2 Amerikan noktal nazarı
> tekillin daha evvelki Rus ? rumıma nazaran daha iyi p lunmusına rağmen gene
Içok sert, olduğu merkezinde dir, Sovyet'ler Birliğinin pazar lıkta bulunması imkanlarını sağlayan aşırı bir talebin ba his mevzuu oiuugmkanaati hâ kinidir. Londra ve Vaşington un kanaatine göre, Moskova hükümeti. 7 sene zarfında ö-denecek olan meblâğ tutarının daha ziyade azaltılması nı kabul ettiği takdirde pet rol meselesi üzerinde yapılan talebin de daha mutedil bir ha le sokulması ve memleket d; şı haklarının da değiştirilmesi gerekmektedir,
bu du bu de
Dünya yiyecek istihsali geçen senekinden fazla
Vaşington: 21 (A A.) — Usis: — Dün, Amerikan Tarım Bakanlığı tarafından yayınlanan bir tebliğe göre, 1947—48 senesi zarfındaki dünya esaslı hububat maddeleri istihsalâtının geçen seneye nazaran biraz üstünlük göstereceği ve harbden evvelki senelerin vasatisi ne nazaran da daha aşağı buluna cağı zannedilmektedir,
Bazı bölgelerde yiyecek kıtlığı ge çen seneye göre, daha şiddetli bir hal almıştır, Buna sebep mevcut stokların harbden evvelki senelero nazaran azalmış olmasıdır. Yeni ha sat alınmadıkça Avrupada yiyecek durumu düzelemez. Bundan ' baş-da toprağın fena şartlar arzetmesl ve klmjevi gübre bulunmaması ha va müsait olmad^ takdirde vasat bir maLsulün alınmasına da engel olacaktır,
Bütûı memleketlerde yiyecek maddel-rinln taksimini mükemmel leştirmık ve kararlaştırılmış bulunan tâ.’inlarm dağıtılmasını temin için mevcut stokların artmasına 1b tiyac vırdır,
Asyata daha iyi bir hasat, bu memleietlerin 1947 ye nazaraD 1948 senesindeki İthalât İhtiyaçları nı azaltabilecektir,
Orta—Doğudaki hayat şartları, havalann fena gitmesi yüzüxıdûD son iki seneye nazaran aaha fena bir durım göstermektedir, Nüfusun artmış ılması ve harbdenberl İpti daî tarm usullerine başvurulmak ,a ölmesi lstlhsaiâtı azaltmış ve İh ll/Açlajı da arttırmıştır.
“Bu ateşi besliyen yakıt, hududdan kaçak geçtiği müddetçe ateş söndürülemiyecektîr,, Londra 21, (A. A.) — Times and
Tede gazetesi, Yunan hududu başlığını taşıyan, bir makalesinde ezcüm le şunlan yazmaktadır:
Birleşmiş Milletler teşkilâtı Balkan Komisyonu bir senedenberi Yu-nanistanda bulunmaktadır.
Komisyon Yunanistana geldiğin-denberi hududun güneyinde her tarafı serbestçe ziyaret edebünıiş, fakat kuzeyde attığı bütün adımlar engellerle karşılaşmıştır. Yunan hududu -nun biı kısmını teşkil eden demir -perde güvenlik konseyinin kanununun hâkim bulunduğu bir dünyayı bir kanunun mevcud bulunmadığı diğer bir dünyadan ayırmaktadır.
•
Başkan T'rurrıamn köngreye gönderdiği mesajda da belirttiği gibi çetecilerin niyeti Yunanistanda sade -ce devamlı bir siyasî karışıklığı mu hafaza etmek değil, fakat ayni za -manda bu memleketin iktisadiyatını kullanmak suretile baltalamaktır.
Yunanistanın istikrarını temin maksadile bu memlekete dolarlar ve İngiliz liraları tahsis edilmiş bulun, maktadır.
Bununla beraber durum elân bir istikrarsızlık arzetmekte ve harb a teşini cani! bir halde tutmak gayesi, ne matuf olan yakıt hududu kaçak o larak geçmektedir.
Ateş yanmaya devam edecektir ve Yunan kuvvetleri de bu ateşi görüldüğü yerde söndürmeğe çaVşacak lardır.
Denizcilik Konferansı
Cenevredeki deleg-im'ıs, milletlerarası bütön ticari, adli ve teknik deniz meselelerinin tetkikine salahiyetli bir hükûmetlerarası teşkilâtın ku-ulmasına taraftar olduğumuzu söyledi
leri inceleyebilecek yetkiyi haiz hükümetler arası bir deniz nakliyatı teşkilâtının kurulması lehinde bulun dugunu söylemiştir. Bununla bera -ber Türk heyeti, kurulması düşünülen teşkilâtın özel bir yer işgal et -inekte olan kabotaj üzerinde yetki sahibi bulunmasını kabul etmemektedir. z
Konferansta cereyan eden genel müzakereler sırasında büyük bir ek seriyetin hükümetler arası bir teşekkülün kurulmasının lehinde bulunduğu kaydedilmiştir.
Konferans, îngilizler tarafından yapılan tekliflere uygun olarak muh telif heyetler tarafından izhar edilmiş olan muhtelif noktai nazarları uzlaştırmak maksadile 14 üyeden müteşekkil bir çalışma gTupu teşkil etmeyi kararlaştırmıştır. Bu grupun vereceği rapor konferansın hükümet ler arası bir deniz teşkilâtının kurul ması yolunda ileride cereyan edecek olan müzakereleri için bir esas mahiyetini haiz olacaktır.
Cenevre 21, (A. A.) — Anadolu Ajansının özel muhabiri bildiriyor: '
Denizcilik •konft-ransmdaki genel müzakereler sırasında Türk delegesi Haşan Nurelgin. Türk murahhas he yetinin milletler aram mahiyetteki ticari, adli ve teknik bütün mesele-
» -4
Harb fazlası malzeme
----o---
Amerika, bu malzemeyi Çine veriyor
Vaşington: 21 «A.A» — Dışişleri Bakanlığı taralından dün gece a^ çığa vurulduğuna göe Cine, Amerikalılardan artan fazla harb mal zemesinden çok mühim bir milctarı mn verilmesi hakkında geçen. O-cak ayının 30 unda bir anlaşma im za edilmiştir.
Gene Dışişleri Bakanlığı tarafın dan bildirildiğine göre Şubatın 1(? İnde Cine 18 Amerikan harb gemi sİ verildiği gibi geçen Aralık ayın- nenesinden beri Çine yapılan yardım da her tipten 99 geminin mecca-nen devredildiğini, 150 uçağın da
!|G ün ün enteresan haberleri]
{k-------------------------------------------------------------t
teriLmeslnl 70 e karşı 75 oyla red etmiştir. Valera 16 yıl Başbakanlık etmiştir, Costello 57 yaşında bir avukattır, İrlanda Cumhurbaşkanı Costellonun Başbakanlığa seçil meşini tasvLb etmiştir. (AA,) Fransada maskeli haydutlar bir şatoyu soydular Paris: — Cuma gecesi maske 11 ve ellerinde otomotik tüfekler bulunan dört haydut Amlens cıva rında Fransartdaki bir şatoda yal mz oturan bir adamla kızma işken ce etmişler ve mumlarla bunların ayaklarını yakmışlardır . Haydut lar bir kaç milyon tutarmda para ve mücevherat alarak kaçmışlardır, Bu dört haydut, adamla kızım gayet sıkı bir surette birer lskem leye bağladıktan sonra mücevher lerln saklı bulunduğu yeri söyletin ceyo kadar bunların ayaklarım yakmışlardır, Haydutların otomobil İle kaçma larmdan ancak bir kaç saat sonra, Bout de Vllle şatosunun 65 ya
şındakl sahibi, İpleri çözn.'ğe mu ğmı, gecen sene Almanyada İngl-vaffak olmuş ve ayaklarının’"nık üz işgal bölgesinde tevkif edildiği olmasına rağmen telefona kadar fakat Fransız gölgesine geçmeğe gidebilmiş, fakat tellerin kesilmiş muvaffak olduğunu bildirmiştir,
Linç ve Trurnan
Vaşington: — Başkan Tru-man, Linç etme cürümlerine kar-vı zecri tedbirler alınmasını kong reden talep etmiştir. Başkan bu ha reketi şiddetle takbin ettiğini İfade İçin kuvvetli bir tabir bulmakta zorluğa uğradığım ilâve eylemiştir. (AJL)
Avrtıpada soğuk dalgası
Paris: — ‘.Soğuk dalgası,, şim dİ hemen hemen bütün Avrupayı kaplamış bulunmaktadır. Mosko vada sıfırın altında 15, Varşovada 11, Bâıkreş ve Berllnde 8 Belgrad ve Brükselde 4 derece soğuk oldu ğu bildirilmektedir.
Bununla beraber İtalya ve İapan yada havalar yumuşaktır. Suhunet derecesi Madridde 3ifırın üstünde 9 ve Romada 4 den fazladır.
Ayni zamanda Norveç sahilleri de suhunet itlbarlle sıfırın üstün de 2—6 derece olmak üzere nisbe den yumşak havadan müstefld ol maktadır. (A,A,)
Cebcniıtarık Valisi Fasa gidiyor
Tx)ndra: — Gnzete muhabir İtrinin bildirdiklerine göre, Ce-belüttarık valisi ve başkomutanı
Yunanistan harbi 8 inci yılında hâlâ büyük bir mukavemet kuvveti göstermektedir. Her hangi bir Avru pa memleketinden daha fena bir, şe kilde toşkilâtlandırdmış olmalarına rağmen Yunan köylüleri, sanayicileri, İşçileri, sendikaları ve memurları bu ihtilâfa ve komünist bir azınlıkla, bu azınlığın tedhişçi kara kuvvetlerinin çarpışmalarına karışmamışlardır Fakat; Yunan halkının birlik zlh niyeti ve Amerika ve Ingiltere tarafından yapılan yardım bu ateşi ancak tahdid edebilecektir. Fakat bu ateşi besliyen yakıt hududdan kaçak olarak geçtiği müddetçe bu ateş sön -dürülemiyecektir Ne olursa olsun bu tlânilıaye devam edebüecelc bir du -runı değildir.
yunan hükümet! îtImad ALDI
Atina 21, (A. A.) — Meclis dün, Liberal ve Halkçı partilerin iştirak etmekte oldukları koalisyon lıükûme tine itimadını beyan etmiştir. Bu gü ven oyu 280 mevcuddan 190 inin hükû met lehinde 90 inin da aleyhinde oy vermeslle sağlanmıştır.
ATİNADA ÎDAM EDİLENLER
Atina 21, (A. A.) — Bu sabah A tinada 20 kişi idam edilmiştir. Bun Iardan 9 u polis memurlarını öldür -mek ve siyasî liderlerin hayatına kas detmek suçundan ölüme mahkûm edl len komünistlerdir. Diğer 11 1 de 1944 senesi aralık ayında işledikleri suçlar dan dolayı ayni cezaya mahkûm edilen Opla teşekkülü mensııblandır.
maliyet fiyatından aşağı satıldığı bildirilmiştir,
Dışişleri Bakanlığına göre 1937
3 milyar dolara yaklaşmaktadır, Bunun yarısı Japonya harbinden
General Anderson 15 martta Fransız Fasına gidecektir, Bu se yatıatml h’jsusî mahiyette yapacak olan General, Rabatda General Julnln misafiri olacaktır.
(AA.)
Mo8kovada soğuklar sıfırın altında 20
Moskova: — Rusyanın Avru pa bölgesine bir soğuk dalgası yayılmaktadır. Bu sabah Moskova da derece, sıfırdan aşağı 20 ye düş müştür, (a,a,)
Fransada şiddetli soğuklar
Paris: — Bütün Fransada so ğuklar hüküm sürmektedir, Saat 19,30 da kapalı yerlerde derece şu rakamları göstermekte idi:
Parlste sıfırın altında 7 ile Bo-urgetde 10, Llllede 8, Strasburgda ve Fransamn merkez eyaletlerinde
6 ve 7,
Nicede derece sıfırın üstünde 3, Marsllyada 2 ve Blarrltzde 1 göstermekte idi, • (A, A,)
Irlandanın yeni flaş bakanı
Dublin: — Fine Gael Nutedll Partisine mensup Jİohn Costello trtânda Başbakanlığına seçilmiştir. İrlânda Parlamentosu De Vale ranın hükümet şefliğine aday gös
Deprenmesi
(Başmakaleden devam) içinde ne Saracoğlular, no Rccoh Pokerler, ne Cemil Badaslar çık da şu 18 inci maddeyi • müdafi etıuek cüret ve cesaretini uefis lerinde bulamıyorlar da gazete. Nâzım Poroy bütün milletin \ Meclisin arzusuna karşı gelere çökmüş bir zihniyetin modası ço tan geçmiş bir irticaın müdafii! ğini yapıyor. Esefe lâyıktır ki b» de Galib Pekel diye kendisine b» ikinci arkadaş da buluyor aııımu işte o kadar...
Adalet Bakanı Şinasi Devril Nâzım Poroyu susturacak keşi bir dil kullanıyor ve Poroyun İn giltereden getirdiği misallerin naklettiği vak'alann ne kadar an (aşılmamış ve yanlış olduğum Meclis huzurunda isbat cdiyoı Çünkü eskiyi müdafaa bütün muhakemeleri yanlış mele dayanıyor. Bakanın gibi: «Ingilterede polisin salâhiyeti varmış. Dokuz tanesin saydılar not ettim. Söyledikler ancak müdafaa ettikleri kaııunuı aksine bir delil olarak gösterilebi lir. Bunlar ya işlenmekte olan yı işlenmiş bir suçun suçluları hak kında tatbiki icabedea muamelelerdir.»
Nâzım Poroy ya bilmemezlik-ten yahud bilerek mugalata yapmak istediğinden hakikatleri böyle ters ve bulanık göstererek yüksek Meclisin efkan üzerinde biı tesir yaratmak istemiştir. Fakat Porojıın değil Büyük Millet Meclisine hattâ bir karıncaya bile tesir yapabileceğini ummak ve tahayyül etmek gülünç olur. Çeyrek asır Halk Partili olarak Meclîste ağzını bir defa olsun açmamış o-lan bu adam yalnız geçen yıl Cumhurreisine ûbudiyet izharı i-çin bir cümle sarfetuıiş, şimdi de irticaın son kalesini müdafaaya beyhude yeltenmiştir.
Hiç bir Demokratik memlekette eşi ve benzeri bulunınıyan bîr hüküm şimdi mazi olmuştur. Poroy-lar buna ne kadar acırlarsa acısın lar yakında antidemokratik Hiğer kanunlar da umuyoruz ki bu polis salâhiyet kanununun 18 inci maddesi akıbetine uğrıyacaklardır. Türk milletinin azmi ve karan kat’ îdir. Veyl o gafiller ki bundan haberdar olmayalar ve hâlâ eski çürük tahtalara yapışarak yaşıyabi-ieceklerini uınalar. Polis salâhiyet kanunundaki keyfi hükümlerin kalkmasına bu kadar şahlananlar yarın seçim kanuna ve matbuat kanuna değiştirilir ve kaldırılırken ne yapacaklardır?
Halk Partisi yetkili şahsiyetleri şimdi kendilerinin ıııii ra fa asına cesaret edemedikleri hükümlerin boylere bıı gibi şahıslar tarafından müdafaa edildiğini gördükçe partilerin içinde ne kadar kıymetli cevherler bulunduğu halde bunlardan, neden şimdiye kadar hakkile istifade etmediklerine tabiatile çok müteessir olacaklardır. Yeni bir gerileme hareketi imkân dahiline girer ve otoriter bir idare toptancı bir rejime avdet müyesser olursa Nâzım Poroy ve Galib Pekel adlarını şimdiden iftihar listesinin başına kaydetti-rebilirler.
A. Cemalcddin Saraçoğlu
sonra verilmiştir.
Çine İktisadî yardımda bulunmak üzere Başkan Tr um anın kongreden 570.00.000 dolar istemek niye tinde bulunduğu da ayrıca bildiri] mektedir,
Yeni Türk - Ingiliz licaretmiizakereleri
Ingilteredeki aterling alacağımız hakkında izahat veren yetkili bir zat, yeni t.caret müzakerelerinin de Nisanda Ankarada bnşııyacağ nı açık.adı Ankara 21, (hususî) — Bazı Is-, tanbul gazeteleri Ingiltoredekl bloke] sterlinlerimiz hakkında bir anlaşma ya varıldığını, bu anlaşmaya göre îngilizlerln bloke 10 milyon sterlinden arta kalanları dolarla ödemeyi kabul ettikleri hakkında yazmışlar dır. Bu hususta yetkili makamlarla yaptığımız temaslarda haberin baştan başa uydurma olduğu bildiril -mektedir. Bu husuata yetkili bir zat gazetecilere şunları söylemiştir:
—Hemen hemen ayni gazetelerde ve ayhi konuda çıkan ve mahiyeti 1-tibarile benze-r telcnilc yanlışlıklan ihtiva eden bu haber de yanlıştır. Mevzuun ortaya atılışında yanlışlık vardır. Çünkü Türkiye ile Ingiltere arasında mevcud anlaşma iki müsta kil devlet arasında imzalanan bir an laşmadır. Bu itibarla Türk liralar! I
Bası ichal mallarının gömrük resimleri
---o----
Ankara 21, (hususi) — Bazı ithal mallarının gümrük resimlorLnl indir mek imkanlarını arattırmak için pa zartesi gününden itibaren Gümrük ve Tekel Bakanlığında Bakanlıklar arası bir komisyon toplanacalctır. Komisyon Maliye, Tarım, Bayındır « lık, îktisad, Ticaret, Gümrük ve Tr kel bakanlıklarının mümessillerin • den mürekkebdir. Çalışmalar mart ayının sonuna kadar sürecek ve hart gi ne gi
yi
■
maddelerin gümrük tarifelerinde milcdarda indirmeler yapılabilece tesbit edilecektir,
\eni teşviki sanayi kanun tasarısı
Ankara 21, (hususî) — Ana sana kanun tasarısından sonra teşviki
sanayi kanun tasarısı üzerindeki ça lışmalara başlanmıştır. Komisyon çalışmaları daha henüz kesin bir şekilde olmamakla .beraber faaliyetin bu devresi yalanda bitirilecektir. Bu kanunda sanayiimizin nasıl ve hangi sahalarda himaye edileceği
tesbit Ve sınırlandırılmaktadır Bu su j retle sanayi kanunumuzdan açılmış olan boşluklar da doldurulmuş ola-vaktır.
Milletlerarası kızday ve Kızı h(ç kongre i Ankara 21 (hususî) — Milletler arası Kızılay ve Kızılhaç birliği önü müzdeki ay Cenevrede bir toplantı yapacaktır. Bu tolaııtıya Kızılay der negi de katılacaktır.
Er gii imanı
Ankara, 21 (hususî) — Ereğli limanı inşaatına devam edilmekte -dir. 800 metrelik dalgakıranın suni bloktan hariç 200 metresi bitirilmiş tir. Hattâ çok dalgalı havalarda ge. miler bu ^parçadan istifade etmektedirler. Ayrıca sipariş edilmiş bulunan büyük makineler de gelmiştir Çimento ihtiyacı halledildiği takdir de dalgakıranın bu yıl içinde tamam lanması ihtlm&K vardır. Bütün İL man 950 dc tamamlanacaktır. Trabr zon aboanı da hazırlık devresini önü müzdeki yıl içinde bitirecek ve esas inşaata geçilecektir. Alanyada ge -çen sene başlamış olan büyük iskele ye gelince burada da denizden iki dönüm arazi doldurulmuş ve iskele bu sayede kurulmuştur.
olduğunu görmüştür. İhtiyar a- ı dam hâdiseden komşuları haber- i dar edebilmek için sabaha kadar L beklemek zorunda kalmıştır, (A’Aj? italyanm Mısıra ödiyeceği 1 harb tazminatı |
Kahire: — Dışişleri BakanlığjJ İle yakından ilgili olan mahfillerin J bugün açığa vurduklarına göre 1 akdolunan bir anlaşma hükümle- i rlnce İtalya harb tazminatı olarak l Mısıra beş senelik bir devre İçinde £ 2.500 000.000 Mjsjr lirası tediy? e- J decektlr, İtalya ayrıca bir milyon 7 Mısır lirası tutarında Italyan em ) lâkinl de devredecektir, (A,A,) J Kanser kâşili değil, şarlatan | imiş I
Hamburg: — Kanser hakkın l da yeni bir teori keşfeden ve düıı i ya fen âleminde büyük bir şöhret Z sahibi bulunan Alman âlimlerin / den prof Dr. Von Brehmer tarafın » dan bugün bildirildiğine göre, ser lıakkıudakl şayanı hayret rübelerl Paris gazetelerinde günlerde yer alan Lorenz bir
latan vc hırsızdan başka bir .şey değildir.
Prof. Dr, Von Brehmer, Lorenz İn doktor bile olmadığını, kanser hakkında kendi tetebuatmj çaldı
kan tec son şar
no bloke edilmiş no de dondurulmuş tur. Esasen anlaşma müstakil iki devlet arasında imzalanmış bulundu ğu için paralarımızın bloke edilmesi ne İmkân yoktur. Türkiye Cumhu -riyetl hükümetinin paraları bloke e-dilemez. Haberi verenler bu hususta memleketimizi küçük düşürecek şekilde hareket etmemelerini bekler -dik Kaldı kı karşılaştığımız zorluk daha ziyade hemen bütün dünyada sterlinle yapılan mal alım satımla -nnda karşılaşılan zorluklardan ileri gelmektedir. Bunun için geçenlerde Londraya uğrayan Bakanlık Hazine müdürü Said Naci Ergin İngiltere hükümeti ile gereken teşebbüslere geçmiştir. Nisan ayında Ankarada İngilizlerle bir ticaret anlaşması çin müzakerelere başlanacaktır.
Viyana çocuk korosu An araya geliyor
I
• « «•
Ankara 21. (hususi) — Meşhur Viyana çocuk korosu konserler ver -mek üzere şehrimize gelecektir. Koro halka iki, öğretim üyelerine bil konser verecektir.
Diğer tarafdan Fransamn meş -hur Chanıps Elysee bale heyeti de şehrimize gelerek temsiller verecek tir. Heyet 41 kişiden ibarettir.
'i e >i op ’ rı E.na ı
Ankara 21, (hususi) — Yeni Ope ra binasının açılış günü yine teknik sebeblerden talik edilmiştir. Bu talik 20 çkimdenberi beşinci talikdir.
S cu Pr > esör
Ankara 21, (hususi) — Sol tema yüllü profesörlerin durumlarını ince leyen Üniversiteler arası Kurul bugün de çalışmalarına devam etmiştir Kuruldan sızan haberlere göre halen Kurulda iki fikir çarpışmaktadır. Ankara Üniversitesi profesörleri ihraç hakkındaki fikri müdafaa et -mekte İstanbul Üniversitesi prof e -sörleri, bilhassa Sıddık Sami Onar, bu hususta çok titiz davranılmasın) istiyerek ileri sürülen delillerin kbs yetsizliği yüzünden Ankara Üniver-'1 * 3 * * 6 sitesi profesörlerinin fikirlerine iti -1 raz etmektedir.
Fkn O’b r C
Ankara 21, (hususi) — Ekonomi zgenel meclisinin kurulması etrafında Ekonomi Bakanlığınca yapılan çalışmalar ilerlemektedir. Amerika, Ingiltere, Fransa ve İsviçre gibi memleketlerin bu husustaki mevzuatlarının incelenmesi bitmiş 30 sahi, felik bir rapor hazırlanmıştır. Ba -kanlık halen bu raporu esas tutarak bir ön tasan hazırlıyacak gerek res mİ ve gerekse hususî sahalarda ta -nınmış şahsiyetlerin de mütaleasını alarak Meclisin kış tatili devresinde tasarıya son şeklini verecektir.
An .araua / saat caddeae ka.an oigu
Ankara 21, (hususî) — Dün şeh rimızm mühun bir mahallinde bir ö lü 7 saat cadde üzerinde bekletilmiş tir. nadise şudur;
SoğuKkuyu Açık sokak 26 numaralı Kuıubede oturun 48 yaşlarında bir meczub dilenci kadın dün evinde ölü olarak bulunmuştur. .Civar koru şulardan verilen haber üzerine saat 9 da polise ve Adalet doktoru eve gitmişlerdir. Odanın çok karanlık ve ölünün bitler içinde bulunması yüzünden muayenesi sokağa çıkar -mak suretıle yapılmıştır. Kanser hastalığına da müptelâ olduğu söylenen meczub ölünün üzerinde altın, 1 beşibiryerde, 300 liralık banka cüzdanı, 700 lira kâgıd ve ıııikdar bozuk para çıkmıştır.
Muayenesi için saat sabahın 9un da sokağa çıkarılan ölünün kaldırılması için civardan müteaddid defa lar belediyeye telefon edilmişse de maalesef suat 16 ya kadar hiç bir haber çıkmamış ve biçare ölü yedi saat kadar sokakta teşhir edilmiş . tir.
Hikmet Buyurun
Ku retteki maka esi
Ankara 21, (hususî) — Dünkü Kudrette Hikmet Bayur Polis Sa^ lâhiyetlerl Kanunu ve çetin bir mu halefetin lüzumu başlıklı makalesin de şöyle demektedir:
( Hükümet ve Kamutayın Adalet encümeni bundan bir hafta önce yal I nız gösterişe aid bir değişiklik yap-j mağa razı olmuşlardı. Hattâ içişleri Encümeni de hükümeti devirmek İs tiyenlerln yani iş geniş mânada alı’ rıırsa bütün muhaliflerin idareten hapis edilebilmelerine bir hüküm ek [ lenmesini bile istemişti. Durum boy le İken no oldu da son günlerde bazı milletvekilleri birdenbire gayrete geldiler ve hükümet tavrını temelin don değiştirerek 18 inci maddenin kalkmasını önerdi, Yani tandaşlarını idareten hakkından vaz geçtiğini
46
bir
bir
Türk va -habsetmek I ifade etti.1
idareci
gözile
İçkili yerler hakkında alınan kararlar münasebetile
darı makamlar tasarruflara nın meydana getirdiği ihtilâf* *ar için vazıı kanun, iki men
göstermiş ve bunun blrinoi9inrn (M meratibl silsile olduğunu teyid elmiş* tir.
$u halde, idari tasarruftM mutazarrır olan şahıs, karan ittihaz eden makamın, mafevkkıo müraoaat* la kararı bozdurmak talebinde hulo nabiliyor.
İçkili yerlorin Örfi makamlarca ha patılmasına dair verilen karar müdde^ tinin hitamında, alâkadarlar, açılma müsaadesi almak üzere, tâbi oldukla* rı idari makamlara müracaat stmip* lerdir. Kaymakamlıkça, bu tarteb belki pek haklı sobebler altında reddedk* linçe, bu yerlerin sahihleri, İçişleri Bakanlığına müracaatla, İstanbul idari makamlarının kararlarının bozulma sini istemişlerdir,
İçişleri Bakanlığınca mes ele tetkik edilmiş ve içiorinden bazılarının talefe leri kabul ve bazılarının talebleri reddedilmiştir.
Takib edilen usul ve her iki idari mz kam tarafından ittihaz olunan karar da, kanunsuzluk ve salâhiyetsizlik ınes’eleleieri ile alâkadar olacak değiliz.
•
Bizim burada tetkik etmek işediğimiz nokta, madun bir makam taraf n-dan ittihaz olunan bir ka/arın mafevk makam tarafından daima bozulması, muvafıkı maslahat mıdır? Mafevk ma kam, madunun idari prestreni biraz daha muhafaza etmemeli mi?
Hiç şübhe yok kı kanunsuz veya kanuna az uygun kararlar, vaf?nd :şı haksızlığa karşı korumak ve mahkemelerde bir çok zamanlar uğraşt(rr«3k tan kurtarmak için kanun va >ıa« un tecellisi bakımından ve meratıni silsile noktasından mafevk tarafınJsn •(>-zulmalıdır. Vc hatta kanana a/n rı hareketinden dolayı madun ... n’ ir ınüahaze edilmeli ve mutazurr'r a an şahıs tarafından şahsi hatâ n(v«.^sırdan mahkemelerde tazminat o muhatob olmalıdırlar. Fa ( dairesinde ittihaz olunan ı.r
rağnen, sırf sıyası ve idari d.> ler ile madunun k (rarı ta.; I c i sa, madun memurun ınafe ( karşı hır müeyyidesi oinıa(udiı
Filhakika, mafevkin kanun har
. t
a
ı
;• a
f
f
kerhen, mafevkin mevkiinde kan-
meınur idare edi-
açık olduğunu soy-
tarafından kararı-değiş t i rildıgim gö-niçin kanunlar*
idare edilenin a-belki sene'ercu mutazarrır ola-
kı, nihayet ma-
I verdiği kararları, ınadun. infaz etme!t le mükellef değildir. Fakat tatbikatta huni, maatteessüf imkân görülemiyor.
Madun, bazı defa kararını icra etmek yor.
Bu suretle küçük
lene karşı otoritesini kaybetmiş bulunuyor.
Mcratıbi silsileden talebin reddini gören idare edilene, kantin idari mahkemeler yolunun temektedir.
Mafevk makam nın bozulduğunu,
ren madun memura, idari mahkemelerde mafevkin kararına itiraz hakkını vermiyor.
Filhakika bu şekil, leyhinedır. Hakkjnı ihkak edemediğinden çaktır.
Fakat ne yapalım
dun denilen mcnuırun da görüşü, kanunu kavrayışı ve nihayet otorite vc perestiji vardır.
Bu memura da idari mahkemeye gidip noktainazarının yanı kararının kanunî olduğunun izahı ve binneti-ce hak kazanmasını temin etmelidir.
Teamül bu şekildedir, enıro itaat zarurîdir kaidesi kâfi mıdır?...
Bu anormal vaziyot acaba şu şekilde ıslah edilemez mi?
Madun ınenuır, kondi kararının kanuni ve ınavakaya daha uygun olduğu kanaatinde ise, mafevk memurun tasarrufunu infaz etmekle beraber bir idari mahkemeye müracaatla mafevkinin kararına itiraz etmemeli midir?
Bu prosedürden vatandaş hakkı muhafaza edilomiyorsa, mafevk makamın kararı vatandaş hakkında tatbik edilsin, fakat madunun idari mahkemeye müracaatı da devam etsin ve neticelensin.
İdari mahkemenin kararı, gerek mafevk ve gerek madun için bir ders o-lur, ve taraflar daha teenni ile salâhiyetlerini istimal ve vazifelerini ifa e-derler.
Madun memurlar için bu şekil çok güzel bir müeyyide olmuş olur.
İDARECİ
——
En az iki yıldanbcrl devam eden i -| nadla son hafta içindeki husule gc ., len selAlıı bir tek şeye atfetmek l mümkündür. Dalıaı çetin bir muha l lefetln ortaya çıkması ihtimalinin belirmesi. Bu gerçeği örtmek İçin I pek çok şeyler yazılıp söylenebilir, ancak bizce bunlara kapılmadansa bu olayın ihtiva ettiği manayı lylcol anlayıp ona göre davranmak en doğ I rudur ve demokrasi severlik icabı -I dır. Bunu yaptığımız yani mııhafe-i fetl çetinleştirdiğimiz ölçüde ilor’yel doğru geniş adımlar atarız demesB tedir S
r
Fen İfa hisleri
İstanbul Konservatuarında
t
4e ıı
( musikîsi ve
Atom ve
I
Türk musikisinin nazaılyelcri çok şnğlam esaslara dayanır.
Musikinin fizik ve riyaziye ile o-lau ilgisini Tiiıkler çok iyi kavra-mış ve kurduklarmazariyeleri çok sağlam temeller üzerine oturtmuşlardır. ilk ıskalayı meydana-koyan Elsagorun bulduğu nlsbetlerin hatâ lı olduğunu çok İyi gönen Tütkler bu hatâyı GarbUlardan, daha mükemmel bir şekilde işi ah edebilmiş lerdir. Buna rağmen bugün İstanbul Konservatuvarmı idare eden . 1er hâlâ onun bir bakışta cazib gibi brünen kromatik sistemine bilmeye rek dönmek istemektedirler. Gaıb da dlyatonik ıskaladan sonra plya nounun icadı üzerine meydana geti rilen eşit tamperemanlı ı&kala musi ki alanında büyük yenilikler ve ko laylıklar sağlamış iken, bizim bun dan da mükemmel olan esaslarımı zı unutarak kromatik sisteme dön ınenıiz hiç bir makul sebebe daya namaz. Malûm olduğu üzere Garb-da Fisagor ıskalasını» yerine kaim olan ve çok sağlam frekansları ihti va eden diyatonik ıskala aynen bt »im ana dizimiz olan rast dizisinin frekanslarına uvaı-. Ancak bizde Gar.b notası kabul edildiği zaman eserlerimizi Gaı blılar gibi sol anah tan ile kolayca yazabilmemizi sağ lamak İçin Rast perdesinin Garb-dakl mukabili olan- (Do) sesi yeri ne onun beşlisi olan (Sol) alınmış tır. Tatbikatta hiç bir zorluk doğulmayan bu basit transpozisyon İşi aaalesef işin esasını kavrayamayan bir kısım musiki erbabını şaşırtmaktadır. Diyatonik ıskala ile Rast dizisini yanyana yazarsak mukaye semizi yapabiliriz. Perdenin İsmi Rast — Do Dügâh — Re Segah — Mi Çargâh — Fa Neva — Sol Hisaı-ek — La Eviç — Sİ Gerdaniye Do
Frekansı 1 9/8 5/4 ;4/3 3/2 5/3 15/8
; 2 .
Bu ukalada hiç hatası olmayan ses yalnız sekizli yani ok tayı teşkil eden Rast — Gerdaniye sesleridir. Bandan sonra en sağlam nisbetler ikili, bizde taninl Garbda Majör ton denilen 9/8 nlsbetl ile dörtlü ve beşli seslere tekabül eden 4/3 ve 3/2 nisbetleridir. Bu nlsbet ler dahi pek cüz i hatalı olduğundan on üçüncü ses d e oktav esası na nazaran bir koma kadar fark gösterirler.) Bununla» beraber bun-. lardan daha sağlam rakkamlar bul mağa imkân yoktur. Esasen musiki de tam bir katiyet aranamaz bu İti . barla bu nlsbetlerl olduğu gibi ka bul etmekte mahzur yoktur, Türk musikisinde kullanılan perdelerin ti* ^«irn cavlar' aşağı yukarı yetmiş beş ile bçş bin arasında bulun
• #
duğundan bu kadar ciiz’i bir hatâ titreşim sayıları üzerinde bir fark meydana getirmez. Diğer üçlü, altı lı ve yedili nlsbetleıi olan 5/4, 5/3, 15/8 ıılsbetlcrl ise binde İkiden da-
- Yazanı. ■ —•
[krem Karedeniz^|
ha küçük bir hah) ile bulunmuşlar dır, Bununla beraber demin de söy İrdiğimiz gibi bu ciiz’i hatâları «m bulde netice İtibarlle hiç bir malı zuı- yoktuı,
Hal böyle İken bugün İstanbul Konservatnvannda ana dizi olarak Çargah* dizisi kullanılmaktadır, Ara lanııda hlçde mülâyemet bulunma yan bir takım frekanslar bu diziye sokulmaktadır. Diziyi inceleyelim. Percioöin ismi Pest çargâh Yegâh Hüseyin a?ir.«n Acem aşiraıı Rast Dii gâh Puselik Çargâh
Frekansı 1 9/8 81/64 4/3 3/2 27/16 243/129 2
Bu ıskalaaa goruıen 81/64 nlsbet-H üçlü aralığı uçlii nlsbetl olan 5/4 den, 2? 16 nisbetl ile gösterilen altılı aralığı 5,3‘den,’243/128 nisbetl ile gösterilen-yeaiii aralığı da 15/8 nlsbetinden takrloen birer koma büyüktür Bu perdeler kulağa hiç de hoş gelmeyen seslerdir. Hele 243 128 nisbetl ile gösterilen Fuse-llk perdesi ana ses değildir. Frekan sı da bu değildir. Aşağıda da anlatacağımız gibi bizde ana ses Segah perdesidir. Bu isi perde arasındaki aralık bir konu, değildir. 51/50 11e gösterilen irha' aralığıdır,
Bu dizivi makam Dokumadan da İncelersek yine hatâsını giirürüz. Çargâh makamını temsil etmesi lâ zungelen bu dizi makamın şeyrine katiyen uygun değildir, Çargâh makamı Neva, sesini kullanmaz, o-nuıı yerine 10,9 nisbetl ile gösteri len Saba perdesini kullanır. Keza Hüseylnl yerine bis j*/ma daha pest olan HIsarek perdesini Pusellk yeri ne de Segah perdesini kullanır. O halde bu dizinin Çargâh makamı ile zerre kadar ilgisi bulunmadığı meydana çıkar.
Esasen perdelerin İsimlerinin tet kikinden de anlaşılacağı üzere biz de dügâhdan sonra ana seaP Segâh perdesidir. Puselik perdesi değildir. Eğer Puseiık i]e Dugâh arasındaki arabk nlsoetl oır taninl yani 9/8 nisbetlne eşit olsa ’di o zaman Pu sellk perdesine Sekâh denilirdi. Bu n.uıı böyle olduğunu nazariyelerle jsbat belki güçtür- Biz bu işi ameli bakımından da etraflı surette İnce ledlk.
Yaylı sazlarımızın tel boyları kısa olduğt için, bunlar üzerinde İnceleme
yapamadık, mızraph sazlardan ud, perdeli olınaaığmdaa maksadı sağ layamadı. Tan bur üzerinde yaptığı uiız ioeleme bize hakikati isbat etti İse de kâfi gelmedi. Perdeleri sabit olan kautın bize bu işte en sağ Jam sonucu sağladı. Filhakika elhn deki kanunun Segah teli üzerinde ki Pusellk ve Segfth mandallarının arasındaki nisbetl 51/50 olarak qes bit ettim, Bundan bttşka Segâlı mandalından evvel Uşak mnkanun da kullanılan Segâlı perdesine mah sus bir mandal daha vardır ki bu-ıntnla âegâh mandalı arasındaki a ralık nlsbetl 77/76 olarak görülmek tedin Hattâ basit bir göz bile bu a-rahklardan birincisinin , İkincisinin bir buçuk misli uzunlukla olduğu nu kolayca görebilir. Tecrübeme e-sas olan kauuuun mandallarının yanlı? çakılmış olması varit görüle bilir,
Çocukluğumdanbeı-I tam otuz üç senedir musiki ile meşgulüm, kulağım hu seslere çok alışıktır. Bu İti barla elimdeki kanun mandalları nııı hatasız olduğunu biliyorum. Biz bununla da j’etinmcdlk bu anıpi rik tecrübelerimizi teknik tecrübelerle de teyld etmiş bulunuyoruz. Okuyucularımıza İstanbul Ünl versltesl Fen Fakültesi Fizik lâbora tuvannda değerli Doçent Bay Adnan Sokullunun yardımı He yaptığımız tecrübenin sonunçlarmı rtık kamlarla veriyoruz. Yardımını şiik ranla kaydettiğim değerli fizik bil glni bize çok faidell yardımlar sağ ladı, Tecrübeyi Hollandadan yeni getirilen Fıllps müesseseslnin yeni bir makinesi olan ve Oscillateur. İs mini taşıyan yepyeni bir ses jene ratöıü İle yaptık, Tecrübeden evvel aletin İyi İşlediğini Bay Adnan Sb kullu muayene etti. Bununla da ye ttnmeyerek bu âleti Amerikadan ge tlrilmlş bulunan yeni diyapazonlar la da kontrol -etti sonunda bu aletin gösterdiği rakkamlann hatalı olma dığ] anlaşıldı. Alet 15000 ne kadar olan titreşimleri gösteriyor, Kanunu 540 frekanslı bir diyapazonla Rast dizisine göre akort ettim, şes leri muayene ettik tamamile Rast dizisindeki frekansları tuttuğunu gördük bundan sonra asıl ihtilâfımızın konusunu teşkil eden Uşak, Segah ve Pusellk perdeleri araların daki nlsbetlerl aradık. Filhakika Segâh perdesinin titreşim sayısının 675, Uşak perdesinin 666 ve Puselik perdesinin ise 688 olduğunu tesblt ettik. Görülüyor kİ alet bizi teyld etmiştir, bu rakkamlar İncelenecek ölursa Uşşak ile Segâh perdesi ara smdaki nlsbetten 77/76 veya 1.0132 yani bir koma, Segâh ile Puselik arasındaki nisbetln de 51/50 veya 1,02 yani bir buçuk kma uzunluğun daki irha aralığından ibaret olduğu görülür,
Atomik enerji inkişafı zirai araş tırmalarda başlı başına yeni bir sa ha açmıştır. Radyo Isotoplan, çift İlkleri zenginleştirmek ve günden güne artan ve İyi beslenmeyen dün ya nüfusu İçin daha fazla mahsul sağlamak hususundaki hayati gay retler bakımından gayet önemli bir alet olarak kabul etmek gerektir,
Birleşik Amerika atomik enerji ko misyonu Başkanı Dawid Llllentlıal timi ve diğer araştırmalarda atomik enerjisinin İstimali bakımından tafsl lât vermiştir.
LfllcnthaJ, bu hususta şunları söy lemiştlr:
«Son otuz yıl zarfında beşeriyet atomik enorjl hakkında dalın evvelki asırlarda bilinenlerden çok fazlasuiı öğrenmiştir. Bu yeni bilgi ■ülkesi toprağı», denizin ve teneffüs ettiğimiz hevannın her zeıre sile İlgilidir, Bugünün modern Ame rlkan çlftllğlle gayet .cılız bir ıçift-llk arasında söylenecek tek bir söz varsa, o da «bilgi» dlr. Bugün hayat, hastalık ve ıztjrap hakkında el de ettiğimiz gibi bilgiler İlerdeki be şer hayatı hakkında yeni düşünce lere yol açacaktır.»
Oak Rldgede betondan inşa edilen pencereslz bir atomik enerji o-cağı vardır, Ocakta, grafit blokları nnı arasındaki uranlyum parçaları alelâde kömilf gibi göze çarpmakta dır,
Tıpkı güneş gibi şualar neşretmektedir, Çünkü, bünyesinde kırılan blrşeyler vadır, Bu enerji şuala n neutronlar ismi verilen görülme yen yığınların yolunu teşkil etmek tedlr. Umumiyet ltlbarile bu şualar çok değildir. Lâkin yığının hususi bir şekilde tanzim edilmiş olması neticesinde bu şualar uranlyum ü-zerlnde faaliyete geçorek İlâve olarak bir serbest neutronlar duş husule getirmektedir, Her serbest ne utroıı diğer neutronlar husule getir diğine göre yığında bir «zenclr ak-sülâınell ( baş göstermektedir. Ve bu aksülâmel kontrol edilmediği tak dlrde iştialle sona ermesi İşten bile değildir,
' Bu atomik ocaktaki şualar, tonlarca radyumdan neşredilebllecek kadar çoktur, Birleşik Amerikada kullanılabilecek 25 ons radyum mev cuttuı-, Yığma karbon ve yahut da kalsyum gibi fosforlu malzemeler konulduğu vakit bunlar da şua neş retnıeğe Itrşlarlar, ve yığından çı kanldığı vakit de bu neşriyat de vam etmektedir,
Netice ltlbarile bu maddeler rad-yo-r-aktif isotoplar halini almakta dır, Zira, bu radyo—aktif malzeme nin her zerresini, mevce yayınlayan küçük bir radyo İstasyonuna benzetmek mümkündür. Bu arada fen adanılan bu neşriyatı zaptetmek gayeslle bir.alıcı meydana getirmek ten de geri kalmamıştır, İsmine Zel ger hesaplayıcısı denilen bu alet şu alan ayırdedip bunların kaynakla nnı t«BblY etmektedir,
Bu işler görüldükten sonra ancak
iürkıye, Kremimin isteklerine mutavaat etmek istememiştir. Rusya, ondan kend s ne bir fayda temin edemiyeceğini anlayınca Yunanistan^ Yugoslavya, Lu genstan ve Arnavudiuğun hücumuna maruz bırakmayı hedef tutmuştur. Yugoslavya, Selânige kadar hır yol açmak; Bulgaristan, Doğu Irakyayı zab-teiuıok; Arnavudluk, Yunanistan» sıkıştırmak vazıfesile tavzif edilmişlerdir.
Mareşal Tito, son günlerde Bel-gradda toplanan tarafdcrlarına şöyle hltab ediyordu:
— Biz, barış ebediyen devam ede cdtmiş gibi çalışmalıyız; fakat savaş yarın pathyacakmış gibi dc ha zırbklı bulunmalıyız'.
Filhakika Yunanistan ve Roman-yada vukua gelen kanlı hâdiseler Titonun bu sözlerini tasdik eder ma hiyettcdlr. Halen Birleşik Amerika Marshall plânı mucibince batı Avru paya kredi dağıtırken Rusya, emni yetini sağlamak ve. kuvvetli bir hü cum üssüne sahlb olmak maksadile Dotfu blokunu tamamlamağa ghy -ret etmektedir.
Romanya kralı Mişel düne kadar Moskovamn tehlikeli bir düşmanı halinde görünüyordu. Onu, tıbkı Bul gâıistan ve Yugoslavya krallarına yaptıkları gibi iktidardan uzaklaştır dılar. Bundan böyle Sovyet Rusya-xnn hayat sahası dahilinde, efendisi nin politikasını güden uysal devlet lerden (halk cumhuriyetlerimden) ba^ka bir kuvvet kalmamıştır.
Türkiye KremUnln isteklerine mu tavaat «itmek tetfcmemlj^tir Rusya, ondan kendisine bir fayda temin o demiycceğinl onlainca Yun ani atanı: Yugoslavya*. Bulgaristan ve-Ar-tiavudluğun hüoumuna maruz bırak
toprakta ve denizde bulunan güne? enerjisini yiyecek maddelerin istih salâtmda kullanmak mümkündür. Bir fen adamı Oak Rldge fabrikası nm damına İsabet eden güne? 2İya lanndan, fabrikanın ocağındakln-den çok daha fazla atomik enerji bulunduğunu müşahede etmiştir.
Ban? devresindeki atomik enerji a rai lırma hırında azamî derecede faydalanmak için İki şeyin tahak kuk etmesi şarttır,
1 — Atomik enerjinin askeri bir silâhtan başka bir şey olmadı ğı hakkındaki efsanenin ortadan kaldırılması lâzımdır.
2 — Bütün dünya da nıusbet bir a tonıik kontrolünün yer alması ibti yacı.
Birleşik Amerika, dünya konfcro lii tatbik edilmesine rağmen ban? devresine mahsus atomik enerji a-Taştırmasını ilerletmek ilglsile diğer milletlerin fen adamlarına ga yet değerli atomik enerji araştırma malzemesi vermektedir. Ancak bun karın tahrlbedlci gayelerde kullanıl maması ve elde edilecek bilgilerin dünya menfaatine hasredilmesi şarttır,
mağı hedef tutmuştur. Yugoslavya SelAnlğe kadar bir yol açmak; Bul garlstan, Doğu Trakyayı zabtetrnek Arnavudluk, Yunanistanı sıkıştır -m ak vazif esile tavzif edilmişlerdir. Bu aurotlo Sovyet bloku, Akdenizo açılan g( niş bir mahrece sahlb olacaktır.
STALİN, Hl’rLERİN İZİNDE...
Rusya, Habsburglann, Hohen -Zollernlerin ve Hıtlerin izinde yürü mektedir. Artık eski orta Avrupa politikasr tekrar ıhja edilmiştir Fa kat Habsburg ve HohenzoUernler. geniş toprak parçalarını ele geçir -mek istemeleri yüzünden taç ve taht lanndan olmuşlardı. Ve Hitler» deli oe hareket ettiği için ALmanyayı in kiraza sürükliyerek mutlak bir he • almete ddğru gitmişti.
Halbuki Staiirıin plânı çok aydın >,bir karakter arzetmektedir. O. Yugoslavya, Bulgarisini Arnavudluk vo gcnçral Markosun Yunanistarun dan mürekkeb bir Eaik&n federasyo nu vücude getirmek istemektedir.
Yine o, Tuna federasyonunu ku •ftarak, Macaı^stan. Çekoslovakya ve Romanyayı bir araya getirmek gayesini hedef tutmâk^adır. Stali-nln kurmak istediği ou blok, iddia e dildiği gibi, bir Slav Bloku değil, belki daha çok Moskovaya bağlı bir Doğu Blokudur.
DOGTJ BLOKUNVN GAYESt
Doğu Blokunun iki gayesi var -dır: 1) Batı Avrupayı Doğu Avru-panın mahsullerinden mahrum bira karak Marshall plânını i/lfcs ettir -mek, 2) Doğu Avrupanın beraberliğini tahakkuk ettirip, ilen askeri üs ler temin ederek muhtemel bir sava şa hazırlanmak.
Bir müddetlende ri, Balkan itti -hadmın ocak ayında gerçekleşeceğine muhakkak ı^azariln bakılmakta ldl. Fakat general Markosun Konlt* ra önünde uğradığı hezimet ve Ame rikanm Yunamstana göndermiş ol -duğu takviye Kıta.an bu ittihadın kuvveden fiile çıkitıasmı geciktirmiş tir. Kremlin, ihtimal kı, kati bir ha rekete geçmek için bahan beklemeği tercih etmektedir Daha şimdiden bir çok askerî mûşahıJler; önümüz deki mart ayında mühim (liselerin vuku buİÂ4?.ğınj inektedirler.
Romanya kralı Miştlin feragat etmesi Sovyet Doğu Blokunun ittihadına
lan projelerim kısmen gerçekleştir -miş sayılabilir. Burunla beraber Yu nanistan ve Avusturya halâ şiddetle, mukavemet göstermektedirler. ’
siyasi hâ ileri silr-
tahtından Rusya ma dair o -
Aakeri ftohada ise mareşal TltOj M oak ovanın propagandasını büyük bir muvaıİHkıyctlc başa,inağa çah| maktadın O, İki yıldan beri orta Avrupa ve Balkan memleketler i r-l dolaşmakta ve bu yerlerdeki hükû-moUeri , Ruayanın safıîa geçmegt teşvik etmektedir. Ve bugün hemen bütüa bu memleketleri sıkı bağlarla birbirlerine bağlı buluıunaktudırlar, MENF^kDAJvl KRALLAR
KremJin» politika sahasında, uli kadar küçük devletleri uıüşterek bir rejimin etrafında toplamıştır. Bunu gerçokJLûşUrmck için de bütün muhalin suaturuuış; BulgaristanlI Petkov veya RomanyalI Maniu gibi hükümet, adamlarını hapse attırıp iş kençeye.Ubl tutarak öldürtmüştür. Krallar sürgün edilmişlerdir: Yugos lavya kralı Fierre* Bulgaristan kra lı Simeon, Romanya kralı Mişel .. Şimdilik ortada bir Ölüm aükııtu hâ kimdir. Fakat muhalefet; zorla sus turulmuş olfstakla beraber son »özü nü söylemiş değildir ve sürgüne atı lanlar, hakikatin tecellisi için didinmekten geri kalmıyorlar.
Nihayet İktisadî sahada Rusya, bütün peyk memleketlerle andlaşma lar akdetmiştir. Fakat onun en ’(> ( tazyik altında bulundurduğ-u memle ket Çekosluvakyadır. Aşikârdır kİ, Doğu Avrupa ziraatının gelişmesine en mhaaid olan bir sahadır. Halbuki Çekoslovakya daha çok bir en -düstri memleketidir. Bu sebebden dblayı o; Polonyadan alacağı kömtl re; Macaristan ve Romanyadan te -m in edeceği hububata karşılık bu memleketlere endüstri ve ald m anıul ler ihraç edecektir. Vaktile Çelco«do vakyanın ihracatı batıya miiteveç -ciht’j Bundan böyle doğuya mü te -vecclh olacaktır.
Açkça görülüyor kf R ^ya, b ’ ı bu memleketlerin ikt*«4di rerr~* it kendi arzusur.a ^öre tan anıit • •. ğişlirıuege gayret etmekte ve S*a linin hayat sahası her türlü r-V- 1 meşnı kılarak yayılmak tsf .d. b göstermektedir.
Samr ı/i • Sniy'/lnn
BANDIRMA ORMAN D AİRES YANDI
i > • n
* t
FaJıkesir (Yen: Sabah) saK.h Banıbrm ı orman daire ynıvm çı'.ıp havanın sert V' gû’h olma5i dolay (ile bina ta?-i -m-n yanmıştır; Bh meyandn k \ . t li -evmk’an- havi dosyalar d\ k -. •a rıkmıyarak yanmıştır. Snvc V c ta-k’bata başlamıştır.
Huzin bir maceradır bu!
Veni Sabah'ın bu sütunu ciddiyet âleminde bunalan halkın biraz da mâlâ y*anî mevzularla hoşça vakit geçir mesi için açılmış birer ferahlık pen ceresidir. Burada haftanın hâdiselerini biraz hicv, biraz şathiyat, biraz nükte, biraz cinasla karıştırarak okuyuculara sunacağız ve onlara haftada bir defa olsun beş on dakika hoşbeş imkânını karınca kaderince vermeğe çalışacağız? Fakat nerede? Hafta hâdisatının hangisine el atsak, şakalaşmak değil toplanıp ağlaşmak icabedi-yor. Hele bu hafta!.../
Nedir bu seylâb felâketi?!
Zavallı yurdun en zengin, en fe yizli, en bereketli, en verimli yerleri bugün koca bir göl haline gel
miş! Gazetelerde okuduğumuz taf- bir j'erde silâta bakılırsa mahsul tamamen mahvolmuş, hayvan ziyâı telâfi edilir gibi değilmiş... Köylerden haber alınamadığı için nüfus telefatının miktarı da bilinmij'or-muş...
Eh ne yapalım? Biz de Şeyh Galibin:
Allah ne verir ki kul götürmez sözü gibi mütevekkiline boynumu zu mu bükelim?
Hâdiseyi her defasında olduğu gibi içine kaynatmak için ne güzel teselli yolları vardır! Meselâ: «Hayır da şer de Allahtan... Elden ne gelir? Allah daha beterinden esirgesin. Ya sular böyle sel halinde karadan geleceğine deniz taşıp bir anda ne var ne yok boğup mahvetmeydi ne yapardık! Yine halimize Allah acıdı... Şükredelim birader şükredelim!» Bu, lâftır... Bu hâdisede Jıiraz Dımal ve teseyyüb vardır. Bu ili -mali yapanlar onun mes’uliyetini yüklenmelidirler. Kaldı ki seylâb her sene her sene kendinden bahsettirildi. Sanki: »Bakın... Bu şe
ne de ta-’tım her tarafı istilâ et -tim. Gözünüzü açın... Aklınızı ba şınıza toplayın . Bir gün ndnm a kıllı coşacağım Benim coşkunluğumu karalamak irin ne barajınız, ne şeddiniz, ne de bendiniz var. Sonra pujnrıan olursunuz, diye ihtar etlerdi. Fakat bir kci'e sular çekildi mi? Biz dostlar a -lış verişte görsün! kabilinden fe lâket mıntakasma yüksek mühen dinlerden mür*-kk(-b bir bej’et gönderir, -seylâbdan koruma kurulu ■ diye- tnr de komisyon teşkil ederdik. Sonra raporlar başlar, arkadan makaleler yürür; yaz ge lir, kurak başlar. Yine
zurnayı kurarız.' Gelecek seylâba kadar böyle geçer giderdi. Ne o-lacak? Ölümlü, dünya
• İkinci
davulu
♦ • •
Ahdüıhumid zamanında zelzele olur, evler yıkı-telefatı olur.* *ı (harc-nahiye müdürü, kayma ka yma kam mutaear rıf a,
lir, insan keti arzı) kama, mutasarrıf da valiye yazar. Ge -
len cevab tarihe geçecek kadar güzeldir: *
(■ Fazla mütee^ır olmayın. . Al lah belâyı sevdiği kullarına ve -rir; zaten meşhur meseldir: Nerede hareket orada
öperim:
Yeni Sabaha da sile çıkan bir
bereketb
Diken imza -fıkrada • Ab-dillhalik Rendaııın istifasının kabinenin vaziyetine tesir etmiyece-ğiue dair bir gazetede görülen ha vadise-:, rseylâbın bile kabinenin vaziyetine tesiri olamazken bir devlet bakanının istifasının kabineyi elbette narcamıyacağı > tar-. zında bir fikir beyan edilmiş. Ni-zameddin Nn2İf buna karşı «Yeni Sabah, a iltifatta bulunduktan sonra zelzele, oeylâb, gibi tabiat hâdiselerinin hükümetleri de vinnesi icab etse «Hnya devletlerinde hiç bir müstakar hükû -met olamıyacağmı söylüyor ve
4
r
Hazin bir maceradır bu! - Öperim! - Akala tohumu - Balık çok mu? - Haydi denize! - Ya et mes’elesi ne halde? - Fırtına ve İstanbul
Yine dilenciler
vapuru
diyeyim- mugalâ
deviren tabiat o hâdiselere kar-
bu hususda hayli delail serdin -den sonra kendine hâs olan selâmı ile yani öperim! i ile fıkrası na hitam veriyor.
Nizam bu meselede -müsaade-lerile bermutad taya düşmüştür.
Hükümetleri hâdiseleri değil,
şı tedbir almamaklığın ağır me -suliyetidir. Yangın olur; itfaiye teşkilâtı olmadığı için bir mahalle silinip süpürülürse bunda ateşin kabahati yoktur. Su basar; bu hâ (liseyi önlemek için tedbir alın -mazsa bunda suyun kabahati yok tıır. Bütün surlar bu ihtimalleri düşünüp tedbir almayanlara yük lcrilr.
Anıma Nizamın bir t- iti bu suçu yüklemeğe eli varmıyor; mesuliyeti suya tahmil ederek hâdiseyi sudan geçiyor. İzzet Mollanın kız laı- ağası için söylediği gibi; «Yarabbi! Şu arabın altlını yiınıi dört saat bana ver de bir rahat uyku uyuyayım!) öperim!
Akala tohumu:
Bizim gazeteye -Ankaıadan gelen hususî bir habere gö re önümüzdeki ekim mevsim’n -de pamuk istihsalini arttırmak i-çin tedbirler alınmakta imiş. Zi
i
raat Bakanbğı Çukurova çiftçi -lerine 2000 ton saf (Akala) tolıu mu satın alacakmış!
Bu Akala tohumunun ne oldu ğunu bilmiyorum; fakat kelime komşuluğuna bakıyorum da bu
------ YAZAN --------->
\ ULUN A Y\
tohuma ufak bir tadilâtla Çukurova çiftçilerinden ziyade lınşknla nnm da ihtiyacı olduğunu takdir ediyorum.
Evvelâ şu Akala tohumunu biz kendi kafalarımıza eksek ve ondalı hasıl olacak neşvü nema ile akıllnnouza biraz civadet vo -rerek Çukurova gibi çukur yer -leri kazadan belâdan koruyacak tedbirleri ele alsak daha faydalı bir iş yapmış olmaz mıyız?
Balık çok mu?... Haydi denize!
H
er sene denize »torik ncek> merasimi bu hamsiye çevrildi.
Son günlerde bu nefis tan be>? yüz bin kilo
ın’.ş. 3u kadar çok balık, no yapı lir? Karadeniz uşağına sorursan
tlök -sene
baltk-tntııl-
• • •
her şey yapılır. Hattâ meşhur -dur. Lâz: «.elli çeşid yemeği var -dır... Evvelâ tatlısı... derdemez, dinleyenler: »kırk dokuzu senin olsun... deyip keşmişler. •
Hamsi, Hakkın bize en büyük ihsanıdır. Fakat gelin de bunu bi zim gibi Allahın beceriksiz kulla rina anlatın. Süıob, Samsun ve mahiyette tuzlonıacılar vardı. Bunlar deniz kıyısında kurdukları balıkhanelerde tuzlama yapıp Avrupaya gönderirlerdi. Hattâ Ancuvez denilen kutu tuzlamasının hamsi olduğunu zanediyorum BazL lıanısi o kadar bereketli o • lurmuş ki Trabzon ve havalisinde ■tutulan batakları denize... dök -mezler, tarlalara yayarak gübre yerine kııLlan ala ranş.
Bizde balık meselesi de yukarı s derddir, kilât, Netice boca denire!
• Sahillerde balık a , ■ileri diha -mitle balığın kökünü kurutmakta devam ediyorlar./. Bir kaç sene sonra biz de Yunanistan ve İtalya gibi balık satın almağa, çıktj -ğırrnz zaman denize döktüğümüz tarikler ve. hamsilerin matemini, malım hâl- vurup harman savır -
bir ruhilh rd>- eskiden hususî Balıkçılar osmiySti teş-incelemr. rapor, kurul...
ran miras yediler gibi, çekeceğiz. Fa et nu^'elesi ne halde?
• («lacak? Belediye lk
- - tisad h'uG.ır.’ugü Karaman
230 kuruşa; kıvırdı nm de 240 dan ( ıkanbnasr hakkında
Nc halde t İRii H T etinin 210 da cık ve dağla 260 kuruşa Daimî Encümene bir teklifde bulunmuş, o da teklifi reddetmemiş, Şehir Meclisine havale eylemiş... Bunu yazan gaztte • t meselesi ta zelenecek diyor. Bâz bu meselenin bayatladığım tıimijoruz ki tazelendiğine hükmt-dehm.
ı Et derdine çare bulmak için ya pılacak muamele şudur: •
Et meselesi Şehir Meclisinde müzakere edümHı ve muhtelif ha tiblerin fikirleri aklaşıldıktan son ra biı* komisyon teşkil eylemeli, bu komisyon msanlarih geçmiş a-sırlardan heri ete karşı ne gibi tedbirler aldıbiarmı tcdkik eyle -nıeli, hazırladığa raporu Belediyeye vermeli. R lediye bu rapor ü-zerine bir mı * Dra yazarak Daimi Encümene takdim eylemeli. O da* .Şehir Mccüsine havale eyleme li... Tekra» m uza kere ve munaka şayi müteakib toplıyaruk bir mah ve orada rat ynıe Da in »i edilmeli öradafl gönderihAblf.^ bahd.l bir kariır verebilirse febi-ha !,vvor^meBsc bu feefer de bütün lötanbulün et istihlâk edenlerini toplıyarak Ur toplantı akdetme -ii. Diğer tarardan da halkı et yemekten soğutmak üzere bir cemiyet kurulmab. •
l-mariz kı bu mühim mesaiden hayırlı bil netice elde edilsin. Yoksa 1)11 et deıdi bûylcce süriip gidecektir.
Fırhnu ve İstanbul vapuru:
İstanbul vapuru şehrimize gelmek Üzere Marsilyadan kalkmış. Halbuki §u sırada Akde
bütün kasapları vt kongresi» yap-ahnacak mukarre-
Encümene. tebliğ ilâ’ Şehir Meclisine Şehir Meclisi bu
nizde hüküm süren müthiş f-r/ı . nanm geminin seferine tesiri olacağını düşünenler var. Eu en(i yi yeraiz ve manasız buluyoruz. Gen k (İstanbul) ve gerek ) böyle ne hslecanlı fırtınalar jtl-ıt mış gemilerdir. Kiminde ultvv kı miude döviz kaçakçılığı gihi ne va kalar gördük.
Hattâ bir defasında (Eğe) de bilmem kim muhafaza memurunu bilmem ner-sinden ısırmıştı. S-m zamanda da (İstanbul) vapurunda bir hâdise oldu. Böyle vak ılaı atlatan vapurlara Akdenizin koca man dalg.Jı fırtınaları vız gelir.
Bakalım hu sefer (îstanbn! li muna geldiği zaman ne sürprizi -ı !e karşılaşacağız?
Yine dilenciler:
İmci —Zı kâğıd lira,
A nkarada meczub bir dıi kan kulübesinde ölmüş bıta yattığı yerde 650rİ J 48 sarı lira, bir mikdar beşi birlik 300 liralık kıymetli evrak buhunş Dilenci pislikden ölmüş; yap. aa muayenede vücüdünde bitlerin jmva yaptıkları görülmüş.
Dilencilik bir meslek oldu. Mu vaffak olup böyle servet yapın -lar bulunduğu gibi ancak eeçlne-bilenler de çluyor. Yalnız ştınu u-nütniamah ki yegâne Hâstan kork mayan meslek budur; çünkü sermayenin tehlikeye düfmek ihtuna li yoktur.
Bu itibarla dilencilik pek çok mesleklerle nıükemnel surette boy ölçüşebilir. Hele kalem erbabının bu bahiste esamisi bile o-kunmaz. Şimdiye katar (ircaî') emrine (Lebbeyk) dije koşan mu harrirlerden h^ngisinh terekesin de böyle kâğıdı ayn, tnadeni ıyr liralar, beşi birlikler büundu? işti Ahnıed Kasiın, işta îahnıud Sa dik; işte Saffet Nezih!
Ön safdakiler böyle olursa tık geri kalanları daşüuateh'
22 ŞUBAT 1948
YENİ SABAH
SAYFA : I
İslâm Tarihinin En Meraklı Bahis'eri
Bir koyBü ağzından köylünün derdleri
Çukurova sellerle mahvolduktan sonra
(Bajtarafr 1 tntida)
Nehrin
Muaviye hakkında çeşidli malûmat — Muaviyenin doyuşuna aid bir kehanet — Muaviyenin müşavirleri — islâmda ilk rüşvet kapısı nasıl açıldı?
-------------------- - ------?----------
YazantM. KAIF O«AN
Bu cin fikirli adam da onun baş lıca müşavir ve tarafdarlarından idi. (Yczid) in veliahd edilmesine Mua viycyl teşvik edenin de Mugayre ol dtıgunu çolc tarihçiler söylüyor ve şöyle bir fıkra ile buna işaret eyliyorlar:
Mugayre; Küfe âmili iken azlo-»vnmı^tu. Şama gdlmekte gefiiktî. Gelince Muavive sebebini öğrenmek İstedi:
_____ Neden geç kaldın, emrimi alın ca hemen gelmedin?
Mugayre cevab verdi:
— Mühim bir işin esaslarını kur-m:» a uğraştım. O yüzden geçiktim.
jNtuaviye:
— O hangi işmiş
— Senden sonra Yezidin halife -ûk makamına geçmesi meselesi.
— Ev bu işi becerebildin mi?
— Elbette...
Muaviye (memnunlukla):
— öyle ise, dedi, haydi git.Yine Küfe âmili ol.
lüııgayre, makamını sağlamış ve kazancının kesilmesini önlemişti. Ay nlıp Küfe volunu tutarken candan arkadaşlarına: -
— Muaviyenin ayaklarını öyle bir derin çukura soktum ki, artık kı /aıuete kadar içinden çıkıp kurtulamaz.
Üçüncü müşavir ve yardımcısı; piç Zeyyada gelince, Kerbelâ faciası nı kuran ve yaptıran meşhur Küfe em iri Abdullahın babasıdır, hangisinin ötekinden daha zâlim olduğuna kesin hüküm verilmese bile, muhak kak olan babasının oğlundan zeki ve dirayetli olduğudur.
Buna «babasının oğlu Zeyvad> yani «babası meçhul Zeyyad* derlsr 0i. Anasının adı Sümeyye olup o zama nın meşhur tabiblerinden biri olan Harisin meclisi dininde bir cariyesi idi. Tabibin tedavi eylediği bir köylü zengin tarafından ona hediye edilmişti. Haris bu karıyı bir müddet is tifraş eylemiş, sonra bir hıristiyana bağışlamış, yahud satmıştı. Zaman geçtikten sonra da kadın Taif şeh -rinde Meyhanecilik ve kadın dellâllı ğı eden bir herifin canlı sermayesi olmuştu Cahiliyet devrinde, kadınla rm satılması ve satın alan ahlâksız kimselerin onlardan fuhşa sevk sure tile istifade eylemeleri de âdet idi.) Muaviyenin babası Ebfı Süfvan Tai
I
fe uğradığı sırada meyhaneciden k ı din istiyor, o da bunu çıkarıyor, Ehû Süfyan sarhoş oluyor ve kadınla bir leşiyor ve bu mukarenetten Zeyyad doğuyor. Aradan zamanlar geçiyoı. îslâmiyetin nuru Arab yarım adasın dan cehalet asırlarının karanlıklarını ve sapıklıklarını gideriyor. Artık, , Zeyyad kuvvetli, atılgan, çok güzel söz söyliybilen zeki bir delikanlıdır. İslimin fetihler ve gazalar arka* smda koştuğu parlak devirler gelmiş ve Zeyyad ordularda cesaret ve iktidarile kendini tanıtmış bir deli -kanlıdır.
Hazretl Ömer zamanında Islâm or -duşunun muzafferiyet haberini mdj delemek vazifesile Medineye gelip, halifenin huzuruna çıkıyor ve zaferi yüksek bir belâğat ve fesahatla anlatıyor. Oradakilerden hepsi; gen cin hitabet kudretine hayran kalı -yorlar. ömer-el-Faruk:
— Ey babasının oğlu, çok güzel | konuşuyorsun, devam eyle!
Suretinde beğenmesini açıklıyor., Oradakiler arasında Ebfı Süfyan ile’ Amr bin As ve hazretı Ali de bulun-maktadırlar. Âmr da genci pek bs-1 ğeniyor ve:
— Şu delikanlı, eğer Kureyşdcn olsaydı, halkı bastonunun ucu ile i-şaret ederek istediği tarafa yürüde-bilirdi!
Deyince, Ebû Süfyan dayanamı -yor. hazreti Aliye:
— Vallah, diyor, ben bu çocuğu a naşının karnına koyanın kim olduğu nu biLyorum. O; benim oğlumdur.
Ali, hemen onu susturuyor da:
— Sus, bu sözünü Ömer duyma-.sın. Duyarsa sana haddi zinâ vurdurur.
Aradan zamanlar geçiyor, Zey -yad Ömer zamanında Basra valisi o luyor, fakat günün bilinde halife o nu azledip Medineye çağırtıyor, başkente gelince halîfeden masının sebebini yor.
Adil Ömer ona vabı veriyor*,
— Senin çok halk üzerinde bir kötü gördüm de. Başka sebeb yoktur! Hazret i Ali;
geçince bu kere Zeyyadı onun adam lan ve yardımcıları sırasında buluyoruz. fDevamı var)
«T
tazil olun -öğrenmek isti -
şu kısa ve kati ce
üstün zekûvetinin • baskı yapmasını | ondan azleyledim. • e
hilâfet makamına
(Baştarafy 1 imcide} kınca son derece hafifliyen cereyan ampullere ancak bir gece kan dili canlılığı verebiliyormuş.
Ev sahibimiz bize bu izahatı verirken bir taraftan da ampulleri değ’gürliyordu. Filvaki ampuller değişince ışık birdenbire arttı. Me ger cereyanın voltajı (220) imiş. (11ü) voltluk ampuller takılınca ışık birdenbire kuvvetleniyor am-m ı gece varışına doğru abonelerin ;oğ ı lâmbalarını söndürdü mü çere} an kuvvetleniyor ve (110) volt luk ampuller de yanıyor ve patlıyor.
Kandil ışığı altında
Konuksever Maraşlılor misafirlerini bu kandil ışığı altında ağırlamaya mecbur kaldıklarından do-!ayı âdeta ağlamalı Demokrat Parti il başkanı Salâhaddin di ki:
-— Bizim bu kör
Ci
ol uyurlardı idare kurulu Huda i oğlu de-
ışık altında ö-mür tüketmemiz varlık içinde yok sulluk çekenlerin hallerini andırır. Burada elektriğin kilovatını (24) kuruşa yakıyoruz. Gazianteb de vaziyet daha fecî. Onlar bir kilovat ei( ktiriğe tam (52) kuıuş veriyorlar. Halbuki iki kasaba el ve iş birliği edip bir su türbini ile hem Maıaş. hem Gazianteb aydın lansa cereyanı beyaz kömürle ya-ai bedavaya temin edileceği için iık tesis masrafları pek az zanıan ie amorti edileceği gibi her iki şehir dc elektiriği âdeta ijednvaya yakacaktır. Fakat gel gör ki ikti-iardo.ultr bu kadarcık bir himmeti hile Marazlılarla Gaziantepliler den esirgiyorlar. Dcrdlcrimiz büyük Saraçoğlu...
Bilmem Thzinıle Marssın kurtuluş bayramma davetli olarak iştirak eden Halk Partili milletvekillerine (C. H. P.) başkanı da aynı derdi açıklamış mıdır? Şayed actklacıışaa bu zevat muhakkak kı d- rin derin dününmüşler ve bu yolsuz, İlene n hemen ışıkaız şehir kafFistînd x yûks-kicii v-rh; natt.î biraz da gülünç bul-uııı.^U! rdır.
Maraş susuzdur da.
Elftün aboneler ampullerinin
düğmelerini çevirince ancak bir ge ce kandili ışığı altında karşısında kinin yüzünü bile lâyılrile görmeden yemeğini yiyen Muraşlı maatteessüf akşamın saat sekizinden sonra akar sudan da mahrum kal maktadır. Çünkü elektrik cereyanı nasıl bütün abonelere kâii gelmiyorsa Maraşm akar suyu da mu ayyen saatten sonra ke silmek su-retile ancak bütün aboneleri tatmin edebilmekledir.
Düşünün bir kere: Cennet kadar güzel, yeşil ve sulak bir yuıd köşesi. Yedisinden yetmişine kadar şirin yüzlü, güler bakışlı tertemiz insanlar ve bu cennet şehi-rin melek insanları yoldan mahrumdurlar, ışıktan hemen hemen mahrumdurlar ve akşamın muayyen saatinden sonra 6udan da mahrumdurlar ve galiba işte bundan ötürüdür ki kurtuluş bayramında Cumhuriyet Halk Partisinin ocaldurı geçid resmi yaparken tek bir alkış sesi işitilmedi ve şeref tribününde, milletvekilleri ara sında yanyana durduğumuz Osman Bölükbaşı bir aralık kulağıma eğilerek:
— Pek ayıb oluyor. Önümüzden şu gecenler de Maraşlı, bari biz al kışlıyahm! dedi ve o derin semizlik arasında iki hafif elin, benim ve Bölükbaşının ellerimizin cılız alkışlan yükseldi.
Halk Partililerin geçişine sükunetle mukabele eden yiğit Maraş, kendisinden her şeyi esirgemiş, ge çeleri doya doya ol yıkamayı bile kendisine çok görmüş çeyn k asırlık bir idareyi bu sükûtu ile açıktan açığa ayıplıyordu gibi seldi bana. A. c.
Saraçoğlu Şükrülerin atıp tutmalarını pek
D. P. genel merkezine verılruiyen zamlar (Baitarajı ı inci^t) darc kuruluna irsal edilmesi kararını vermiş ve ilçe teşkilâtına bunu tarnim etmiştir. Ayrıca öğrendiğime göre, ödenek ve yoüıık farklarını intîhab dairesindeki par ti teşkilâtına gönderdiğini basına nöyliyen Muğla milletvekili Mithat Sakaroğlu, 4 kazaya ancak 1500 lira yardım yapmıştır.
.(Bajtarafı l İncide* sul elde eder? Bunu da layılcile bilen yoktur.Halbuki biz köylülerin kanaa timize göre bir çift koşan köylünün yıllık istihsali 750 ilar ile 800 lira a rasındadır.Bundan yemeklik ayıracak hayvan yemliği ayıracak, tohumluk ayıracak, eline ne kalacağını varın siz hesab edin. Size söyliyeyim ki 350 ile 100 lira arasında bir şey kalır. Bundan vergi verecek, ihtiyacı o lan yiyeceği alacak, kendisinin ve ço luk çocuğunun giyim eşyasını sağlı-yacak, ziraat âletlerinin tamirine masraf edecek. Hal böyle iken çiftçi karaborsacı, çiftçi istifçi ve daha bil mem neler oluyor? Halbuki devlet odacıdan tutun en büyük memuruna kadar dar gelirli sayıyor, ona türlü yardımlarda bulunuyor. Yılda asga rı 1200 lira alan bir odacı yardıma müstahak sayılıyor da yukarıda an -1 lattığım gibi bir çiftle ekip kaldıran müstahsilin eline yılda 350 ile 100 11 ra geçen bahtı kara köylü Hacı ağa oluyor. İşte bu yüzden çiftçi de buğ day, arpa ekeceğine keten, pançar, fasulya, nohud gibi daha kârlı mahsul, ekiyor. Ve buğday ekimi günden , güne azalıyor ve daha da azalacak -tır. I,
— Peki baba, buna nasıl bir çare bulmalı?
— Dış memleketlere buğday, arpa ihracı serbest bırakılmalı, yalnız bu ihraç işinde Toprak Ofisi Istan- 1 bul. İzmir, Samsun, Mersin gibi yer lerde ancak fiatlar düştüğü zaman nâzım vazifesi görmeli. Bizim (O -' fis) dediğimiz (Ofisi in yukarıda' saydığım büyük ihraç merkezleri ha riç, bütün Anadolu teşkilâtı kaldırıl malı. Bu yüzden devlet de bir hayli tasarruf etmiş olur.
Şimdi gelelim et kısrnu.A. Acs^a Anadoluda mevsimine göre et 200, 22o kuruş olduğu hplde tstanbulda ne den üç liraya satılıyor? Bugün işiti tiyoruz ki devlet eti ucuzlatmak için Erzurıımda teşkilât yapmak için 15 milyon lira masraf edecekmiş Acaba 15 milyona mal olacak bu teşkilât e-tin ucuzlamasını temin edebilecek mi? Burası şüphelidir.
Halbuki mezbahada baş üzerine a lınan mezbaha resmi yerine hayva -nın ağırlığı üzerinden kilo başına bir resim alınsa et fiatı ucuzluğa doğru gider. Bugün bir kuzudan ayni resmi alınıyor, elli okkalık bir koçdan da ay ni resim alınıyor. Elli okkalık bir da nadan da ayni resim alınıyor. öOOkila luk 1 öküzden de ayni resim alınıyor Sonra hayvandan bir resim alınır bu böyle iken dışardan kesilmiş gelen etten dc ikinci bir vergi daha alınmak tadır. Bu fuzulî resimler kalkarsa et Hatları İstanbulin Anadolu arasın da 20, 25 kuruş farkeder. •
Sonra Anadoluda bizinı bir derdi miz daha vardır: Hiç bir köyümüz yoktur ki canavarın aldığı hayvan ol ( mamış olsun. Yani sizin şehirlilerin anlıyacağınız kurdlar her köyde bir iki hayvan parçalar. Kurtların aldığı hayvanların bir istatistiği tutulsa Î9 tanbulün asgarî altı aylık na tekabül eden hayvanın linde parçalandığı görülür,
resi av malzemesini ucuzlatmaktır.
Çobanların silâh taşımasına muhtar tarafından müsaade verilmelidir. Bugün bu müsaadeyi jandarma kara kolundan almak çok müşküldür. Hele canavar vurup kuyruğunu veyahud burnunu getirene bir ikramiye de vâ rildi mi canavar yavaş yavaş ortadan kalkar.
et ihtiyacı canavar a Bunun ça-
Ceyhan: 21 (A.A.) seviyesi bu sabah biraz inini'; de sular Nevheri bucağı şeddini yararak yeniden bir kısım arazin kaplamıştır. Dün, Körüklü bucağını da sular istilâ etmiştir.
Kızılayın yolladığı 150 çadırla on beş bin lira gelmiştir.
Iskcndenından motörlü kayıkların nakil imkânsızlığı karşısında Sümer Bank bürosu şefi şahsî mo türünü makinistiyle birlikte vermiştir. Bu İnsanî hareket büyük takdirle karşılanmıştır.
İskenderun kaymakamlığı liman idaresi ve emniyet heyeti de azamî müzaheret göstermişlerdir. Bir kaç özel motor sahibi de kayıklarını vermişler lâkin bunlar nakle-dilememiştir. Gelen motörlerin birine yiyecek doldurularak ilçe jan darına komutanı ile haber almamı yan köylere hareket etmiştir. Ayrıya iki küçük kayık at koşulmak suretiyle uzak yollardan nehrin yukarı kısmına sevkedilmiştir. Çiftçi Birliği felâkete uğrıyan çift çilere tohumluk temini için ilgili makamlar nezdinde teşebbüse geç mistir.
Manyastaki garib tabiat hâdisesi
Manyas: 21 (A.A.) — Manyas bölgesinde şimdiye . kadar görül-, memiş bir tabiat hâdisesi vukua gelmiştir.
Üç gündenberi kar yağmakta i-di. Dün yine kar lapa lapa yağarken devamlı gök gürlemiş ve şimşekler çakmıştır.
Ayni hâdise Balyada da vuku-bulmuştur.
Yardımlar
Ankara: 21 (A.A.) — Bize verilen malumata göre, Seyhan, Cey han ve Tarsusda sel felâketine uğ uyanlara Kızılay genel merkezi bugüne kadar şu yardımlarda bulunmuştur: 70.000
3.000
400
900
lan trenle, elçilik başkâtibi Fııad îr debin refakatinde olarak Türkiyeye hareket edecek ve yarın öğleden son ra hududumuzu geçnuş bulunacaktır.
Bu sabah Bulgar hükümeti tarafın dan yayınlanan resmî bir tebliğde bil dirildiğine göre, uçaklarımızın teslim edilmesi mukarrerdir.
Edirne 21 (A. A.) — Bulgar topraklarına mecburi iniş yaparken, Bul garlar tarafından şehid edilen gedik li üst çavuş Kemal Menderesin nâşı, sınır şehirde şimdiye kadar görülme miş çoşkun bir tezahüre ve içli bir te essüre sebeb oldu öğleye doğru Kapı kule hududumuzda askeri birlikleri -miz tarafından teslim alınarak nâşm memleket hastahanesine getirildiğini t duyan halk bir teessür seli halinde a kın akm hastalıane çevresine akmış ve çok az bir zamanda on binlerce E-dirneli ile sokaklar geçilmez bir bale gelmişti. !
Herkesin yüzünde bu hazin ölüm den mütevelli d derin çizgiler teessü-1 rii gözle görülür hale getirmişti- Namazın üç şeref eli camiinde kılınacağı nı ve törene de oradan başlanacağını öğrenen halk, gittikçe büyüyen bir çığ halinde üç Şercfdi camiine indi ler. Orada Cumhuriyet alanını ve et
rafını dolduran kalabalığa karıştı. ’ Saat 1C da nâşı getiren otomobil ca mi önünde durdu. Minarelerden verilen salâ. arkadaşlannm elleri üzerin de cami avlusuna götürülen tabut her kesin gözlerini yaşnTttı.
Namaz kılındıktan sonra bando vo otuz kadar çelenk, arkada taşımak L çin birbirinin elinden almak istiyen halkın İhtiram kolları ve başları ilze rinde yükselen aziz şehidimizin tabu tu ve arkasında muazzam bir kitle u nnımî caddeden İstanbul yoluna doğru hareket etti. Yollar iki sıra halkla dolu idi.Kadınların zabdedemrdikla ri hıçkırıkları, İhtiyarların beyaz sa--kallanndnn süzîıluı güz yaşları ara -sında müdafaasız bir halde Bulgarlar tarafından sehid edilen bıı Türk yiğl tinin nâşı, Türke yaradır bir vole ar- | la şehir dışına götürüldü. Orada kon dişini Istanbula götürecek olan motor İÜ birliklere tevdi edildi
LÜLEBURGAZDA
Lüleburgaz 21 (telefonla) — Bulgaristan'la mecbur! iniş yaparken na merdcc öldürülen pilotumuz Kemal Menderesin aziz nfışı motörlü birlikler le bu akşam buradan Manbııla müteveccihen yola çıkarılmış ve hemen hemen bütün Lüiebtırğarldar tarafın-
dan göz yaşları ile tığurlanmıştır. (
Saat 20 de Edirneden Lüloburgaza gelen motörlü birlikler, kasabamız be ledlyesi öırttndr durmuş, burada Bul-garların sırtından hançerleyip öldür -düğii vatan çocuğuna Lülvbıırgazın son ihtiram bağlılığı gösterilmiş ve burada Muhiddin Sar.saltuğ, Hayrı Aybar ve Sabrl Barkan tarafından he yecanlı nutuklar verilmiştir
Şehld havacımızın tabutu, şanlı Türk tmyrnğır.a -nrılı idi. âîotörlil bir ilkler, Çorluya doğru yola çıkmıştır. Cenaze alayının gece yanandan sonra 1 .daıı bu la varmış olacağı tahmin o dilmektedir. ıV
BULGAR Z.73AJSTNIN TEVİLİ
Bulgar ajansı bildiriyor:
Bulgar Telgraf ajansı iki Spitfire Türk askeri uçağının 9 şubat gînll Sozopol şehri elvnrndn denize ve Bulgar toprak la rina düşmesi hâdise
si ile ilgili olarak bu hususta Bulgar makamları tarafından yapılan hususî tahkikat neticesini bildirmeye me zundur.
1 — Gerek karaya düşen, geregse denize düşük sahile getirilen bu iki u çağın dikkatle incelenmesi neticesin de bunların üzerinde bir mermi izi görülmemiştir. Sağ olan pilot teğmen Talât ülkü ve boğularak ölen vc sa! hile getirilen gedikli çavuş Kemal Menderese aid nâşm tıbbi muayenele- j rinde de hiç bir mermi yarasına tesa düf edilmemiştir. Üsteğmen Talât Ül( künün ifadesi de buna mutabık olub kendisi benzin kalmaması yüzünden mecburî iniş yapmış olduğunu teyi i etmiştir. Uçağın parçalanması, pU tun yalnız olduğu için bataklık bir raziye uçağın gövdesi üzerine bir i niş yapmaya karar vermiş olmasın dan ileri gelmiştir.
2 — Üsteğmen Talât Ülkünün, gerek kendisinin gerekse boğulmuş o larak ölen Aide adaşı Kemal Mendere sin İstanbul yakınında Yeşilköy hava meydanlarından takriben 20U kilomet re uzakta ve Bulgar arazisinin 5 kilo metre içerisinde bulunmaları sebeble ri hakkında verdiği izahat hakikate mutabık değildir. Kendilerine modern askerî uçaklar tevdi edilmiş olan ve İstanbul civarında uçmakta bulunan bu iki pilotun pusla ve diğer âletleri tamam olduğu halde güney ve güney doğu istikametinde bulunan kendi ha va meydanlarına gitmek isteılikleri halde tamamen aksi olan kuzey ve kuzey balı istikametine düşerek So zopol Bulgar şehrinin üzerine gelmiş bulunmaları ihtimal dışındadır. Bu i tibarla iki Türk askeri uçağının Türk - Bulgar hududlarmın 65 kilometre içerisinde Bulgar hava» sahası na gelmiş olmaları «sebebleriı> aydınlanmamış kalmakta ve buhusus-ta muhtelif faraziyelerin ileri sürülme si mümkün bulunmaktadır.
Bulgar hükümeti iyi komşuluk his lerinin ve iyi münasebetler arzusunun bir delili olmak üzere Üsteğmen Talât Ülküyü ve gedikli çavuş Kemal Menderesin nftşını ve bulunmuş ol-duldarı vaziyette her iki uçağı Türk makamlarına tevdi etmek suretilc hft diseyi kapanmış addetmeye karar ver m iştir.
J.
a
★
Pu jfflnkü reni e merasi">i
Şehid pilotumuz KernnJ Memelere cenaze alayı Liileburgazdan Bonra yoluna devam etmiştir. Türk bay
lira kat çamaşır battaniye çadır.
Aynca Mersinden Tarsusa gönderilecek olan sıhhî ekipin masrafının Kızılay genel merkezi tarafından ödeneceği bildirilmiştir.
Bıı büyük felâket karşısında, Kızılay genel merkezi elile ilk olarak yardım edenler şunlardır:
Bir vatandaş: Bir çuval kaşar peyniri.
Ankara levazım âmirliği* 40 lira.
Eskişehir: 21 (A.A.) — Adana, Ceyhan ve Tarsusta sel felâketine mâruz kalmış olan yurddaşları miza yardım için bugün vali Danış Yurdakulıın başkanlığında tüc ( ı»!.'nmızm aralarında yaptıkları l.ir toplantıda 5000 lira bir teberrü kaydedilmiştir.
Bundan başka halkın yardımını kabul etmek üzere de bir komite teşkil edilmiş ve teberrü kabulüne başlanmıştır.
Gençlik galeyan içinde
(Baş tarafı 1 incide)
Bulgarların bu gayrı dostane hareketi tel in ve takbih olunacaktır.
Ankara: 21 (Hususî) — Bulgarların alçakça bir hareketle düşürdükleri tayyare lerden birinin pilotu olan Gedikli başçavuşu Kemal Menderesin şehadetı ve hâlâ BulgaristanlIn ulıkonan pilot üsteğmen Talât Ülkü için An kara gençliğinin bir miting tertib edecekleri haber alınmıştır. Bu nritingte Bulgarların işledikleri cinayet takbih olunacaktır.
--------- ■ ' -■ ■■ ----L-l
Maraş Belediye Reisi nasıl iskat edildi
* — w w
(Baştarafı 1 incide)
Partisi lehine kazandırmak İçin, 61 vas Milletvekili Gl, Fikri Maraşa gönderiliyor.
Seçimde, ıcy tasnifinde Doktor dalavere yaptırmıyor. Onun İçin merkezde Demokratlar kazanıyor.
.Kazalarda ise vaziyet Demokratların j lehine yalnız Pazarcık kazasının tasnifi geriye bırakılıyor. Tabii İz mirde, tıpkı, Manlsada Eşme kaza sı hâdisesinde olduğu gibi, burada Pazarcık netlcel katlyeyl İstihsal e-diyor. Bu sebepten, dolayı da Pazar cık belediye reisi Maraş Milletvekil lerinin, mahbubu oluyor. O da trenlerde ve şurada, burada bu Mil letvekilleri, Maraşm değil, benim Milletvekıllerimdlr, diye böbürlenl-I yor!.
ARTIK MÜCADELE AÇIK BİR SAFHA ARZEDİYOR
Alttan alta hükümferma olan mücadele Milletvekilliği seçiminden sonra açık bir şekilde alıyor, Doktor Sait gerçi Halk Partilidir, fakat se çimlerde dürüst hareket etmektedir, Onun o mevkide bulunması bir tehlikedir, O kadar ki, eğer rivayet gene doğru İse, Halk Partisi Genel Başkan vekili Hilmi Uran o sırada vali olan Osman Nuriyle bir konuş ma esnasında:
— Said hâlâ orada beledive reisi w midir Şunu devirmediniz, diyor.
Nihayet tertip başlıyor, partili be lediye âzalarj, reitfe itimatsızlık o-yu vermek üzere sekiz sualllk bir takrir hazırlıyorlar. Bu sekiz sual-lik takririn tafsilâtını vermek uzun olacak ve karileri yoracaktır
İşte bu suallerle birlikte reise a-demi itimad beyan edilmiştir. Bu sıralarda Maraşm tanınmış şahsiyetlerimden kaymakam Tevflk bele diye, âzalarından birini görmüş ve iyi yapmadıklarını, bundan vaz geçmek lâzımgeldiğini söylemişse de, belediye âzası. Iskat kararım evvelden imzaladıklarını, merkezin bunu böyle istediğini, Hilmi Uranın Aksüyek, ailesine teveccühü ol madiğim, o aile ile karabeti olan Kadıoğullarmın Demokrat olmaları dolavısile, onlarla mücadele zarûrî olduğunu söylemiş, ve bele diye reisi ne derse desin, karar rilmiştir. demiştir,
Gerçi, belediye reisi 11 Şubat rihli celsede, suallerin cevabını
miş ,eğer halk belediyeden memnun değilse, (hep beraber istifa e-delim: Bakalım kimleri seçer?) su alini sormuşsa da bu tabii bu sözü dinlenmemiştir, .
BAŞKANIN ISKAT EDİLDİĞİ CELSE NASIL BAŞLADI. NASIL BİTTİ?
ve.
ta-
ver
sen hiçten İbaret olan suallerin cı vapton dergileniyor, Memleketti vakar, doğruluk, dürüsttük ve İyi huylulukla tanınmış olan Doktor Öaid Aksüyek, bu vaziyetlerine İsti nad ettirdiği cevaplarını, büyük bir metanet ve açık alınlıkla okuyor, adetâ dinleyenleri doğruluk mefhumunun derinliklerine garkı diyordu, Ancak burada dinleyenle! den maksadım belediye Meclis üye lerl değil ’samiindlr,
OGÜN DIŞARDAN DUYDUĞUMUZA GÖRE
Çünkü, cevaplar ne kadar tatmir kâr ve reisin harekâtı memleket ab valine ne kadar uygun olursa olsun kendisine ademi itlmad beyan edU mesl büyük bir ekseriyetle kara] altına alınmış bulunuyordu, Toplan tı, sual sormak cevap almak ve ne ticeyi müzakere etmek hep forma liteden ibaret şeylerdi,
Bu cümleden olmak üzere üyeler, den Hüseyin Çiftçioğlu şöyle bir konuşma yaptı:
—«Sayın arkadaşlar; buraya ks dar reisin cevaplarının yansını din ledik, Görülüyor ki, sorulan çürüt çarpık suallere çelik gibi cevap veriyor, Açık konuşmak lâzımdır, Toplantının esas hedefi her ne pa hasına olursa olsun reisin buradan memleketin bu temîz ve dürüst evlâdının şerefile oynamağa kalk-uzaklaştırılmasıdjr. Böyle olduğuna göre, bu tarzda ve haksız şekilde maktansa, riyasetten çekilmesini rica edelim, zira bu arkadaş cevap larmı hadisi şerife istinad ettir, se makbulünüz olmayacaktır, Binaenaleyh çekilsin, yerine beğen eliğimizi getirelim, Bu suretle efkâ rı umumiyeyi de beyhude yere işgalden çekilmiş oluruz, dedi, Faka! Hüseyin Çiftçioğlu gibi garezkârlık tan kaçınmamağa ahdü peyman et mis, olan diğer üyeler; (Hayır mut laka cebap istiyoruz, demeleri üzeri ne reis müdafaasına devam etti, Yukarda da arzettiğim, bütün cevaplar hep vesaik ve kuvvetli delillerle ifade edilerek nihayettendi, ve son söz olarak reis şöyle bir hl tapta bulundu:
— Belediye azalan! evvelki Mec liste, efkârı umumiyenin tazyik' karşısında bu suallerin sorulması na ihtiyaç görüldü, denildi, Şayet efkârı umumiyenin bugünkü Şehı Meclisi çalışmalarına itimadı sarsıl nnş ise topyekûn hepimiz çekilelim. Halk iradel milliyesine dayana rak seçeceği yeni bir Meclisi iş başı na getirsin, .bizler de bundan şeref duyalım, Bu sözleri sükûnle karşılandı bende salonu terkederek çıktım,
Yakardaki izahatımıza göre her türlü insani meziyetleri taşıyan ve haksız sorulan suallere en haklı şekilde çelik gibi cevap veren böyle bir belediye reisinin belediye üyele ri tarafından istenmemesi sebeb: Buna da ancak Ruf al ler karışır, nedir
Maraş: (Hususî) — Bir nıaraşh sıfatlle iskat karan verileceği gün Meclis müzakerelerini takip eden muharririmiz ihtisaslarım şöyle an latıyor:
10 Şubat 948 Sah gününün Şehir Meclisini teşkil eden 27 âzadan 18 kadarııım daha evvelki Mecliste Ööşkan Doktor Sald Aksöyeke yönelt tikleri sekiz sualin cevabını verme günü olduğunu haber aidini, Mecli sin aleni olacağı şüphesiz olduğun dan herkes gibi bende dinlemek ar zusile belediyeye doğru ilerledim,
Şehir, Meclisi, dar ve gayrimüşait' olmasına rağmen riyaset odasında toplantı, Buylece, samiine girmek için yer kalmadı, Açık kapılım ö-niinde ayakta durmak mecburiyeti, beni biraz sıktı, fakat memleket işi olması itibarile hele topyekûn hep sinin C, Tl. P. 11 olmalarına rağmen kendi aralarından seve seve seçtikle ri reise itimatsızlık tevcih eden su i allerin ne şekilde cevnplandjrjlaca ğını dinlemek heyecar.ile çarnaçar ayakta durmayı kabul ettik Ve ne tiyeci öğrenmeğe katlandım,
Reis cevaplarım ve bu cevapların isbatına hâdinı olacak evrak, vesi ka ve dosyalarım sıraladı, Kâtipler yerlerini aldı ve saaat 14 de Meclisi ağtığım söyledi. Derme çatma ve esa
............. 1 *
I 1K & İH AL
Hanya eşrafından merhum Sa I raczade Hacı Ahmed- Ağa torunu ^ive Sultan Abdülazizle Yusuf İz-| ceddin efendi merhumların ma -| beyncflerinden Saraç zade Hacı İTevfik boy merhumun kerimesi 3 ve gazetemiz sahibi bay Cemaled İdin Saraçoğlunun amca zadesi sa lllhatı nisvandan: İ Fehime SARAÇOĞLU hanım ■ evvelki gece Hakkın rahmetine S kavuşmuştur. Merhumenin cena-Fze namazı ikindiyi müteaklb Bo ? şiktaş Sinan Paşa camiinde kıh-Inarak Yahya Efendi kabristanın Jdaki aile hattroslne defnolunmuş-I tur.
Merhumeye Tanrıdan nıağfî -ret, kederli ailesi efradına da baş sağlığı ve sabırlar dllerbt
ı Çoruh şilebi dün geldi (Ba^tarafı 1 incide)
uzamı sürati 17 mil, normal sürati ise 14-15 mildir. 1945 de denize indirilmiş, kısa bir müddet asker vc eşya nakliyatında kullanılmış yeni bir gemidir. Radar ve Cayro pusla gibi en modern âletlerle mü cehkezdir. Subay ve tayla 52 mürettebatı vardır.
Şilcb 900000 dolara salın alınmıştır. Bu miktar geminin asıl fiyatının iiçte biri olup mülıiaı bir kısmı uzıuı vâde ile ödenüûıektir.
Atnerikadan 7740 ton mal alan! gemi bunun 7000 tonunu Cenova-1 ya, 115 tonunu Piıvyc bırakmış; ve 625 lorumu da tstanbıda «ir, miş‘ır. Bu seyahati esnasında ; 100000 dolar hasılat bırakmışı ir. | Atlantikte yedi gün dalgkUula boğuşan ailep, yeniliği, »ağlandığı sayesinde tehlikeyi atlatmıştır.
Şıleb aynca on iki yolcu getirmiştir. Bunlar arasında, Devlel Demir ve Denizyolları hesabına mubayaa için Arnerikaya giden heyet reisi Fııad Zinclrkıran da vardır. Heyet reisi gazetecilere Aınerikadaki temasları hakkında malûmat vermekten imtina etmiştir.
Çoruh yolcularının beraberlerin de getirmiş oldukları zati eşyanın 1 fazlalığı ^kknti çekmiştir. Islan- | bul vu* ' ı .linin, Marsıl\ :ı « den dönüşünde nun eşyalarının dahi bu kadar faz la olmaması, getirilmiş olan eşya nuı çokluğu hakkında bir fikir ve-r4»bilmei;tcdİJ>
I
i
sin da rağına sanlı btıhına ıı tabut, gece ya nsından sonra GÜUıane hsstfthanesine tevdi edilmiştir.
Şebid pilotumuzun tabutu bu sa -baJı saot 10 da haatahaneden alınarak! Sirkeciye getirilecek, oradan **”korî ’ morafiimlo ve Babıâlî yolu ile Türbeye getirilecek tramvay yolunu takiben ’ Beyazıt Camiine götürülecekte
Namazı ndltcaklb şekid pilotumuzun nâşı Edinı.-kapı Şehldllğinde hazırlanan mnkb^resîne defnedilecek -tir
İnönü At’anaya g'diyor
(Bitarafı 1 incide) k»!U ri tarafından teçyi e-
mili
dilıniştir.
Cumhurbaşkanının Adunadau sonra Doğu illetine doğru tetkik seyahatine devanı edeceği bildirilmektedir
v feri ıı-
gelen 150 yolcu-
- Bugün MELEK^İPEK^y
Sinemalarında birden I
luRK SİNEMACILIĞININ ZAFER TACI, ŞEREF MADALYASI |
İstiklâl Madalyası
Milli Tjüric Filmi Reji: FERDt TAYFUR CAIIIT IRGAT — HANDAN KARAOKÇU — OP.HON NU — MÜMTAZ ENER — HULUSİ KGNTMEN YAŞAR ÖZSOY — VARDI ERSİN
I
Gayesi uğrunda dünyaya mevdan okuyanların zakn.
Rüyaları hakikat yapmak istmenlerin şerefi olan fljra
Bugiiı ar Sinemasında
: ÜĞJAYLAR YEŞERİYOR
«THE CORN IS GREEN-BETTE DAVİ6 — JOHN HAli-
lle edebiyatın ölmez bir ecrinden yalattıkları f kr
BAYTA:t
Şukaüarcık
vermeğe kâfidir
PAMUK PALAS
Telgraf. Mikrofon
M. Nimet t'yken
MİZAH FIKRALARI
CUMARTESİ aKŞAMI
200.000 LİRALIK İKRAMİYE
RILARINA
alt Tica-İl Bayın-şartname
Telgraf: Pamuk Pah Adres: Eski Postaha
renkli numarada
Haberler,
Müzik: Çeşitli Hafif Müzik (Pl.) Dinleyici İstekleri fPl.) Müzik: İzahlı Müzik Temsil,
Müzik: Sevilmiş Parçalar (Pl.)
Müzik: İnce Saz, Müzik: Yurddan Sesler
YıM» dört çekiliş: Her çekilişte 1 EV, 1 ARSA ve doldun para ikramiyeleri...
r ı n u A ...................
I Beher, Erlenmeyer, Dıstılâsyon Ealo.nları V. S
Haberler, Müzik: Çeşitli Hafif Müzik (Pl.) Müzik.
Kapanış,
Açılış ve program, M. s, ayan,
Müzik: Radyo Salon Orkestrası,
Müzik: Şarkılar M. s, ayarı.
Haberler,
Geçmişte Bugün, Müzik: Karışık Şarkili Müzik: Radyo Dans Orkestrası.
dil?-
— Ukuba (ayneıU Mutfakta kapkacai
Mizah fıkraları Ansiklopedisinin ikinci sayısı çıkmıştır. Her meslek mensubunu mutlaka alâkadar e-den en seçme fıkralardan 103 tane, ayrıca Kadının Fendi başlıklı fev kalâde meraklı bir roman ve ayrı ca karikatürlerle süslenen bu An. siklopedlde avukat ve hâkimlere doktorlara, din ve din adamlarına, harbe ve diplomatlara, spor ve av cılara, çocukve okula, esnafa, hükümdarlara, Yahudlleıe, zengin vo fakirlere, kadına ve evliliğe, akşam cılara, çocuk ve okula, esnafa, lıü-
n ayrı sayfalarda tasnif edilmiş o larak verilmektedir, 24 faslküldu bir cilt haline getirilmek üzere ha zırlanan Ansiklopedi, mahdut mik tarda basılmakta olduğundan fasi küllerin vaktinde edinilmesi taysiye edilmektedir, (25) büyük sayfa 25 kuruştur,
İstanbul Belediyesi İlânları
Kadıköy Feneryolu Gazi Mustafa çıkmazı 9 No. da mukim İken 3/2/948 tarihinde Erenköy sanatoryomunda ölen Dürrlye Tanrıverdlnin mirasçıları mevcut ise sıfatlarını gösteren belgelerle yayın tarihin, den İtibaren üç ay İçinde yargıçlığımıza müracaat eylemeleri,
Ölüden alacaklı ve borçlu olanlar varsa yine yayın tarihinden İtibaren iki ay içinde alacak ve borçlarım müstenidatlle birlikte kaydettirmeleri . Müddetinde alacak ve borçlarını kaydettlrmeyenler hakkında medeni kanunun 569 uncu maddesihükmünün tatbik olunacağı yayınlanır- (2329)
Liğ maçları tehir edildi
Bir haftadanberi devam eden sürekli yağmurlar ve karlar neticesinde stadlar maç yapılamıyacak hale gelmiş olduğundan bu haftaki bütün liğ maçları tehir edilmiştir.
SOLDAN SAĞA :
1 — Heves, Tertemiz sıfatı yerine kullanılır; 2 — Sonuna (E» :.â vesile bir nevi abajur, Kadınlar saçlarına takar; 3 — Kanunlar Mec lise sevk edilmeden hazırlanan şey, Canı yananın çıkardığı nida; 4 — Tersi ticarette mütedavil bir vesi-ka
Zayi — inebolu nüfus memurluğundan aldığım askerlik durumum yazılı nüfus cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hük mil yoktur.
Kasımpaşa Cami1 Kebir mahallesi Baba hindi sokak No: 11 323 tevrllüdlil Mustafa oğlu Mustafa Şahin
4355 sayılı kanunun 33 üncü maddesi senelik oda aidatının üç aj tartında ödenmediği takdirde üç misli alınacağını mutazammmdır.
1948 senesi aidatının başlangıcı 1/1/948 olduğundan 31/3/948 ak çamına kadar ödenmeyen aidatların 1/4/ 948 den itibaren ,üç misil tab sili zaruret ve katiyet kesbedeceğinden buna muhal bırakılmamak üüo re odamızda kayıtlı bütün ftzaniızın senelik aidatlarım son 31/3/948 ak (amma kadar muhasebe şubemize müracaatla ödenmeleri lüzumu tav siye ve rica olunur. (2183)
ekn iK Lug
ADNAN HALET TAŞPINAR Genişletilmiş ikinci tabı revzl merkezi — Galata, Sermet Hanı No. 1 (Haşan Deposu Sırasında 1
M sırçarşısı içi 54 numarada satılmaktadır
ALMANCA — TÜKÇE
Pazar Gazetesi,
Müzik: Tarihi Türk Müzığ Müzik,
Müzik: Dans Müziği ıPl.) Konuşma.
Müzik: Dans Müziği (Pl.) M, s. ayan,
Haberler,
Program ve Kapanış,.
G-'lecck haıtaki Demokrat Parti balosunu bütün tafsilâtı ile «Cu martesi Akşamı» nın bugün çıkan 6 ncı sayısında okuyunuz. Ayrıca en yeni sosyete dedikoduları,
K Progr am
PAZAR — 22/2/1948
8.29 Açılış ve program,
8.30 M, 8, ayan,
8,30
8.45
Fatih ilçesi dahilindeki 5, 15, 24, 27, 28, 31, 34, 51, 52, 60, 68 İnci ilk okullarda yaptırılacak su tesisatı açık eksiltmeye konmuştur,
Keşif bedeli (29996) lira ve ilk teminatı 2249,70 liradır,
Şartname 0 75 lira bedel mukabilinde 11 Bayındırlık Müdürlüğünden satın alınacaktır,
İhale 1 Mart 948 pazartesi günü saat 14 de İstanbul belediyesi meı kez binasında müteşekkil daimi komisyonda yapılacaktır,
İsteklilerin İlk teminat makbuz veya mektubu 948 yılına ret Odası vesikası ve şartnamede yazjh hükümler dahilinde dirlik Müdürlüğünden alınmış fenni ehliyet kâğıdı ve İmzalı yanlarında bulunduğu halde ihale günü saat 14 de daimi komisyonda bunlunmaları. lâzımdır, (1450)
%
%
Şark Bigorta Hisse Senedi
Profesör Avukat Kenıuı ö-ner tarafından neşrolunan ve Öner - Yücel dâvasının üçüncü kitabını teşkil eden bıı eser nefis bir şekilde basılıp satışa çıkarılmıştır. Mik dan pek mahdut olduğundan tükenmek üzeredir. Meni leket çapında bir dâvanın tamamlayıcı kitabı olan bu e-ser her Türk mütevverrinin kütübhanesinde yer alacak bir kıymet ve ehemmiyettedir. Kitabe ılardan arayın.
Fiyatı 175 kuruştur.
Türkiye Basketbo birinciliği başladı
İlk karşılaşmalarda G. Saray Altınorduyu Mülkiye Beyoğlusporu yendiler
Kadıköy İkinci Sulh Hukuk Yargıçlığında
947 — 105
Oûneyln en koaforîv, en temin oteli
PAMUK PALASf Ct Karaymuf’un mesai mic'ür-‘W altında açılmıştır. Sağın müşterilerinin emrine amade bulunduğuna antderiz.
Bir edat, Akıl, Mevcud;
Toprağa; 7 — Bir ağaç (çoi devrilir», Erek ismi: 8 — Alır kelimesinin Azerbaycan şlvesile söylenişi. Askerlere dur emrlle berab-.r söylenen bir kelime; 9 — Eıkek 1/ mi, Sabunsuz çıkmaz,
YUKARIDAN AŞAĞI :
1 — Sahib, Tersi klübler arasın da yapılır; 2 — Hitlerin sevgilisi İtalyanın Fransızca okunuşu; 3 — Yalan, Gaye; 4 — Bir diş. Hayvan larda bir cild hastalığı. Sonuna (Y» gelirse demir yolu olur; 5 — Ekir. biçme; 6 — Yıkılan matbaa, Bir « mir; 7 — Fransızca (hayır» lük (arazi); 8 İstikbal; 9 — konur, Vesaitin geçikmesl,
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
i 2 34 £67 89
İstanbul Belediyesinden
Ekmek, Simit , Börek ve sair unlu maddeler İmal etmek üzere yeni, den fırın açılmasına bclediyemizce müsaade edilmeyeceği hakkmdakl İşitilen yorumlar hakikate uygun değildir.
Her vatandaş belediye zabıtası talimatnamesine ve bu husustaki mevzuata uygun olarak fırm açmakla serbesttir,
Gplrülen lüzum üzerine keyfiyet ilgililere ilân olunur (2263»
MÜLÜRtYET
Telefon: 1077-1078 Caddesi
«■ Anadolu MOşteril erim ize MCJda-Beklediğiniz her çeşit telefon malzemelerimiz gelmiştir- Vereceğiniz siparişlerde her türlü kolaylık. ACELE EDİNİ Z...
ALİ SAİD ÖNER
Telefon Mütehassısı İstanbul Galata Bankalar Caıjdesl Uzun Han Birinci Kat
Telefon: 42525
Kereste Mubayaa Edilecektir i. E. T. T. işletmelerinden
1 — Muhtelif cins mikdar ve afatlarda kereste 5/5/947 pazartesi günü saat 10 da kapalı zarf usuliyle mubayaa edilecektir,
2 — Muhammen bedel 53004,12 muvakkat teminat 3976 liradır, Şartnameler Metro han levazımından parasız dağıtılmaktadır. (5078)
İstanbul Ticaret ve Sanayi
Odasından
İran kupası
Türkiye basketbol birinciliklerini müt( akib 23 şubatta icrası kararlaştırılan (îran Kupası) basketbol maçlarının tarihinde, son dakikada bir değiştirme yapılmıştır. Teknik sebeblerin bir zarureti olan bu değiştirme gereğince 23 Şubat pazar tesi günü saat 18 de Eminönü Halkevınde yalnız Istanbul-Anka-ra karma takımları karşılaşacak bu karşılaşmanın galibi salı (24 Şubat) saat 18 de yine Eminönü Halkevınde İzmir karmasına karşı oynıyacaktır. Böylece salı günkü maçın neticesinde İran Kupası nın birinci sene galibi ortaya çıka taktır.
Muharrem Candaş ve Muhsin Tayfur İstanbula geliyorlar
Millî güreş takımımızın elemanlarından olan, İzmir bölgesine mensub, Muharrem Candaş ve Muhlis Tayfur Güreş Federasyonu emrinde olarak, Olimpiyadlara ka dar, İstanbulda çalışacaklardır.
Ecnebi temaslar:
Yunanlılar millî basketbol maçı istiyorlar
Yunan Sportif Oyunlar Federas E onu Türk federasyonuna yazdığı ir mektubla Türk millî basketbol
—— RENGİ GÜNEŞE KARŞI GARANTİLİ. STOR PECDE SATIŞI
Güneşte rengi aslâ solmıyan garantili siyah, lûclverd vo nefti stor muşamba perdeler şimdilik yalnız Mısırçarşısı 67 (TÜRK MUŞAMBACILIK ŞİRKETİNDE) satılmaktadır. Rengi solan SBüfcMBnOhfiMB storlarımız kayıdsız geri alınır. ■naaoUBH
Türkiye baskelbol * birinciligıno »vvelki gece Eminönü Halkevi salonunda yapıldı.
İlk müsabaka Istanbuldan Gala laearay ile İzmirden Altınordu a-faaında yapıldı.
İlhan Uyguç ve Çerassinin orta hakimliklerini yaptıkları bu maça takımlar şu şekilde çıktılar.
Galatasaray: Kesim, Ayhan, Bati Ahmed, Ali, Samim, Erdoğan, Yılmaz, Naci.
Altınordu: İskender, Avni, Dündar, Turan, Nezilıl, Şinasi, Nuri, Vedad.
Maç, genç ve enerjik Altınor-dululara karşı Galatasaraym bilgili ve tecrübeli oyunu ile geçti ve San - Kırmınlılar ilk devreyi 20-9 ve maçı 47-34 kazandılar.
İkinci müsabaka Istanbuldan Be yoğlusporla Ankaradan Mülkiyeliler Birliği arasında yapıldı.
Hakemler: Nilıad Ertuğ - Zeki öztaş.
Mülkiyeliler Birliği: Tevfik, Turan, Behçet, Cemil, Muvakkar, Dündar, Faruk.
Beyoğluspor: Y’orgi, Alfred, Bo rİB. Koço, Aleksandros, Sokrat, Lemeos, Barokas, Aleksandr, Hris to.
îlk devre: Beyoğluspor, saha yabancısı olan, Mülkiyelilere karşı daha lıâkim oynıyarak devreyi 16-14 galib bitirdi.
Lâkin ikinci devrede çok canlı bir oyun çıkaran Mülkiye maçı 27-32 kazanmış oldu.
Türkiye basketbol birinciliğine dün gece Eminönü Halkevinde devam edildi. İlk müsabaka Mülkiyeliler Birliği ile Altınordu arasında oldu.
Takımlar:
Mülkiyeliler Birliği: Tevfik, Beh cet, Turhan, Muvakkar, Cemil, Dündar, Faruk, Nejad.
Altınordu: Nezihi, İskender, Şinasi, Turan, Nuri, Avni, Dündar, Vedad.
Hakemler: Feridun Kuray - Ni-tad Ertuğ.
İlk devre Mülkiye İle Altınordu-nun müsavi oyunu ile 11-18 Mülkiyeliler Birliği lehine bitti, ikinci devre çok düzgün bir oyun çıkaran Mülkiyeliler enerjik fakat tec rübesiz rakiblerini 34-18 mağltıb ettiler.
İkinci müsabaka Galatasaray ile Beyoğluspor arasında yapıldı. Çok canlı ve teknik bir oyun çıkaran Beyoğlusporlular ilk devreyi 18-9 galib bitirdiler. Lâkin ikinci devrede San - Kırmızdılar çok gayretli bir oyun oynıyarak büyük bir enerji ve bilgi neticesi musaba kayı 38-28 kazandılar.
Bugün saat 10 da Türkiye birinciliğinin final müsabakasını Ga latasaray - Mülkiyeliler Birliği ya pacaklardır.
Fenerbahçe ikinci kategori voleybol şampiyonu oldu
Dün Eminönü Halkevinde yapılan İstanbul ikinci kategori voleybol şampiyonası finali Fenerbahçe Vefa arasında yapılmış ve Sarı -Lâcivı illiler rakiblerini 15/7, 7/15 — 7 15 yenerek şampiyon olmuşlardır.
İst. Boraasıma 21/2/918 Fiyatla
Londra
Nev york
Paris
Cenevre 66-75
Amsterdarn 109.84
Brüksel ş 34
Prag ö.'flf
Btokholm 77-81
Lizbon 11,24
ESHAM VE TAHVİLAT
% 5 İkyamlyell 1938 21
% 6 Kalkınma 2 93
% 7 Millî Müdafaa 1 20
Millî Müdafaa 3 20
Milli Müdafaa 4 20
Dun geceki karşılaşmalarda Mülkiye Altınorduyu, Galatasaray da Beyogl usporu yen liler
takımını, ilkbahardın, Atinaya davet etmektedir.
Evvelce Beden Terbiyesi istişare kurulunda, millî basketbol takımımızın Mısır, İtalya veya Yu-nanistanda bir millî temas yapma sı işi görüşülmüş bulunduğundan Yunanlıların bu yeni dâvetine müs bet cevab verileceği kuvvetle tah nain edilmektedir.
Avusturya ile yapılacak millî ınaçın hakemi
Avusturya millî futbol takımı ile 30 mayısta Türkiyede maç yapılacağını ve bu hususta tam bir anlaşmaya varıldığını evvelce bildirmiştik. Viyanadan son gelen bir mektubda, AvusturyalIlar, millî takımlarını teşkil edecek o-yuncıılannın resim ve biyografile rini gelecek ay bize yollıyacakla-nnı bildirmekte ve bu maçın hakeminin tâyini hususunu bize ter-ketmektedirler. Federasyonıımuz-ca seçilecf k hakemin ('ek olacağı tahmin edilmektedir.
Ankara haberleri: I.übnanhı futbol maçı
Lübnan futbol federasyonunun, üç maç yapuıak üzere, vâki bir tek lifi üzerine Ankara kalmasının Lübnana gitmesi için temasa geçilmiş bulunmaktadır. Lübnanlılar da Ankaraya ayni şartlarla gelme ği kabul ederler ve malî hususlarda mutabakat hasıl olursa Ankara muhteliti nisan içinde Lübnana gi decektir.
Sen bir yuvaya sahip olmak isterseniz. TtîRKÎYE IŞ BAN-KASI’ndaki tasarruf hesabınızı en az YÜZ liraya yükseltiniz. Hesabınız yoksa derhal bir hesap açtırınız.
TÜRKİYE İŞ BANKASI
1948 PLANI
Futbolda ecnebi temasları
Futbol Federasyonu Avusturya 1 millî maçına takaddüm eden, Mayı sın son haftalarında, İstanbulda ec nebi takımların iştiraklle bir turnuva tertibine müsaade edilmesi i-çin Aııkaradaki salahiyetli makam lara nıüracaattta bulunmuştu.
Öğrendiğimize göre Ankaradan müsbet şekilde cevap gelmiştir. Bu na nazaran Mayısta Çek ve Avus-1 turya takımlarının iştirakile bir tur ■ nuva yapılabilecek demektir.
Su sporlar d ’a F i ’î feman
Su Sporlpr» Fecters’c’n-’n b1” il-il temas yapmak hususunda Avua-* turyaya lumacaatuı uu»...ıiı o. • ..r. Diğer taraftan evvelce dprpiş edildi ği üzere Yunanistaııla milli yüzme karşılaşmaları önümüzdeki mevsim İstanbulda yapılacaktır. Yüzücüleri miz şimdiden bu müsabakalar için hasırlanmakta ve her hafta Yalova da İdman yapmaktadırlar.
pirinci Çekiliş: 1MART
Hesaphıruıda altı yüz liradan iazia parası bulunanlar her beş yüz liraları içlu çekilişlerde ayn bir kur a Dumarası alacaklardır.
Ayrıca, 21 Nisan 1918 de ÇOCUK HESAPLARI için -angin Ikramiyell çekiliş.
noıynos aış macunu ferahlandırıcı. temizleyici
G 0 n:e yu T A 'B
OıR 0 N »İT U R A
Zl 1 i ■ a : s i A L|A f. • i
E i K1 LLIEİN' K S J
Liü SİAİNİ1 K8 K
«)T! A S «ıK EK ö
S'A; b: 1 ikm R A IY
E Z| e:«:ain ’ İD E
Pİe; LİEimiE m; i ,R
İmtiyak Sahibi:
A. CEMALEDÛİN SARAÇOĞLU • Y»»ı İylerinı fiilen idare «don Yatı İdleri Muduıü: I ATİN FUAP
Dır.ıldigı Yor:
«Yeni Sabaha mürettiphanoci Basıldığı yer: «Gün Basımaul.