10
3800
kuruş
1 aylık 300
£6
W-
Kr.
>
>
>
î AYIBI
HER
YERDE
Onuncu Yıl
No. 3237
fi
»
3 aylı» »00 »
>
tdare: Nunıosmanlye No îT Tel adresi: «YENİ SABAH» İSTANBUL Telefon: 30795
A B o N ■ TVklye
Senelik « aybk 1500
BEDELİ
Ecnebi
»400
3900 1000
800
w
*
1
/
SALI
24
ŞUBAT
1948
■afata denizindeki rekabet
Bugün Başbakan

HURRiYET VE HAKKIN YILMAZ MÜDAFİİYİZ
Londra: ( 23 (AP.)
Attlee Falkland adalarına bir barb gemisi sevket-mek hususundaki Avustralya teklifini teşekkürle reddetmiştir. Avam Kamarasında beyanatta bulunan Başbakan «Negeria» kruvazörünün yakında Falkland’lara ulaşacağım söylemiştir.
Çukurova seylâb faciası etrafında dönen bir dedikodu
Doğru çıkmamasını bütün samimiyetimizle dilediğimiz bir habere göre Bayındırlık Bakanı Kasım Gülek, bazı nüfuzlu zevatın, karşı yakadaki topraklarını kurtarmak için Hadırlı sed dinin tamirine mani olmuş!
f

Bu son sel felâketlide Adana caıacıcnn tn nail
n
müracaatı
01
neden nazarı itibara alınmadı?
Bu hususta ciddî incelemeler yapılmasını ve neticenin ne olursa olsun ilânını bekliyoruz
İ.. •• f •• 1
nonu nun |
• ¥ halka vaidleri
$
>
Halk Partisinin mesuliyet anlayışı!
Yardımınıza koyacağız ney’eaizi yüzünüzde görmek isterim,,
Çukurovayı kurtaracak altmış,hattâ yüz milyonu yirmi beş yılda bulamaz mı idi? rtılnız An- I karada yapılacak bir binaya,, tek binaya altmış küsur milyon lira harcamakta bir an tered- I tfüd etmiyen bir ekseriyet vatanın bütün parçasının canı re malını korumak için böyle bir nefsini mükellef say muz mı, saymamalı nu? |
satı ayırmakla
eyrek asır siireıı idaresi sırasında, Halk Partisi- ( tün, bu yıırda hayli za- • tarlan ve fenalıkları dokunmuş- ı
tur. Bunları sıralamak zor ise de ı bunların başında ıncs’utiyet duygusunu kökünden kazıyıp yok etmesi gelir.
Toptancılık, partizanlık ve şeflik sistemi öyle garib bîr hava yaratmıştı ki —zaten o- hava bugün hiç de zail olmuş değildir— Halk Partisine bağlı kalmak, ubudiyet ve mutavaatta kusur etmemek şartile ne kadar giinalı, vebal istense, ne kadar yolsuz işler yapılsa hepsi mubah görülür, kaballat-ler affolunur hattâ devlet hâzinesinden taltif ve ikram devam edip gider.
Ölü ve diri şahıslardan bıı hâdiseye duzünelerle örnek gösterilebilir. Beceriksizliği, yolsuzluğu sabit olan hangi vekil veya Bakan ceza görmüştür. Makamından u-zaldaştırılnııştır. Muhakeme altına alınmıştır.
Harb içinde bir bu kan ınıız ve teşkilâtı bir kaç yiiz subayımızın bir vapurda batırılarak şehid e-dılmesine ihmali, aldırınaıııazlığı ve vurdumduymazlığı yüzünden sebeb oldu. Bu facia sonunda ne oldu? Hiç... Hattâ o Bakanın san daiyesiııdcıı çekilmesine bile lüzum görülmedi. Mecliste bir iki parlak nutuk söylendi, .şehidleriıı ruhu taziz olumlu, işte o kadar. Mcs’ulîyet faslı bir türlü karıştırılmadı.
Bir Bakanlıkta suiistimaller o-lur. alâkalılar hakkında tahkikat açılır, iş mahkemelere akseder. Yine bakarsınız, o işle ilgili memur, yüksek mahfillerce iyi görülen bir adanı ise, her şey sürüncemede bırakılır, lıaltâ taltifeıı ve mahkemelerin baskısından rahatsız edilmemesi için tâ Nevyorka ticaret ataşesi olarak Okyanuslar ötesine yollanır. Halbuki memurların vekâlet emrine alınması di-
ye bir u*iıl \ ardır. Bu şekil âdı Suiistimale karışarak ınahkemele* re düşenlere de tatbik edjhnije-cekse liaiıgi memıır hakkında tanıtacaktır.
H. Avniülaş vefat etti
-------o------
Türkiye Birinci Millet keçisinin maruf hatılı lu^ün defnedilecek
Rektör Sıddık Sami
t
a
İşte şimdi bütün memleket böyle bir sorumsuzluğun en parlak fakat o nisbett»* de hazin bir örneğik kar şı karşıyadır. Adunada (700,£00) dönüm erazi sular altında kalmış mahsullerimiz heder olmuş ayrıca da masum halkımızdan telefat ver mişiz.
Bu tufyan tabii bir âfettir diye elimizi oğuşturup geçebilir ve mazi üzerine bir sünger çekebilir miyiz?
Halk Partisi henüz dört aydır iş başına gelmiş değildir. Tam yirmi beş yıldır memleketin mu-
Ceyhan: 23 (A.A.) — Cumhurbaşkanı İnönü ve Bayan İnönü bugün saat 16,30 da şehrimizi şeref-lendirmişlerdir.
Cumhurbaşkanımız beraberlerin de Bayındırlık Bakam Kasım Gü-lek, Muğla milletvekili Nuri özsen, Maras mlUetvekT-i Haşan Reşit Tankut, Seyhar. valisi Zhhtü durukan, orgeneral Kurtcebe No-yan olduğu halde evvelâ pamuk tarım satış kooperatifinin Ceyhan daki fabrikasına uğrıyarak bazı hususlarda izahat aldıktan sonra Halkevine gelmişlerdir. C. H. P.
(Devamı Sa., 5; Sil., 7 de)
inlerce yurddaşı perişan bir vaziyete düşüren Çukurova sel felâketinin başlangıçta (Hadırlı) köyü şeddi-
nin yıkılmasile başladığı malûmdur. Bu köyde resmî tahkikata gö re (15), kulaktan kulağa dolaşan haberlere göre ise (30) dan fazla yurddaşm boğularak öldüğü de «Yeni Sabah da intişar etti.
Yine -Yeni Sabah ın 14 şubat tarihli nüshasında (Hadırlı) köylülerinin açız diye haykırıştıklan ve bu vatandaşların felâketin vukuundan iki ay önce, Cumhurbaşkanlığı da dahil bulunmak şartile, ilgili makamlara müracaat ederek köylerinin önüne isabet eden şeddin zayıfladığını ve yıkılma tehlikesine maruz bulunduğunu bildirdikleri haberi çıktı.
Cumhurbaşkanı sayın tnönüııün felâket mıntakasını ziyaretleri es nasında Adanaya gelir gelmez ilk iş olarak (Hadırlı) köyü felâketzc-delerile temasa geldikleri de ajans haberi olarak yayınlandı. Bunda «Yeni Sabah m naçiz bir ikaz his
sesi olduğunu düşünerek vazifemi zi yapmış olduğumuza inanıyoruz. Zira bugün sular altında tamami-le kaybolup yıkılmış olan (Hadır-lı) köyünün ve bu bedbaht köyde yaşıyan talihsiz köylülerin fecî ve yürekler acıfî durumlarını bü-ıDevamı Sa„ 5; SÜ., 1 de>
Talât Ülkü
Yaralı Pilot Talât Ulküşehrimizde
Havfteımız Rnlgaristandaki hâdise hnkk D.ra resmi makamlara lzah;»t vermek öıre Ankaraya fföffirülöyor | Sofya Sefareti Başkatibinin sözlîrî |
M
Hava şartlarının nıüsaadesizliğl yü ( zilnden; 9 Şubat günü yanlışlıkla Bul gar arazisine giren ve toprağa inmek
(Devamı Sa„ 3; Sil_ 4 de)
Filistinde
Yahudilerin İngiltere aleyhindeki nümayişleri
Solcu profesörlerin durumu
Üniversiteler arası kurulunun kararı ile mes ele mühim bir safhada

Kurul mevzuubahs profesörlere isnad olunan suçlara aid en ufak bir delile bile tesadüf etmemiş, şimdi ne olacak?...
İstanbul Beşinci Noteri Hüseyin Avnl Ulaş. evvelki gece kalb sektesinden vefat etmiştir.
Merhum, 1888 yılında Erzurumda doğmuş, birinci Cihan Harbinde ve İstiklâl savaşımızda fiilen vazife almıştır.
Türkiye Birinci Millet Meclisinde muhalefet safında yer almış, Erzurum kongresinde Misakı Milliyi teklif etmiştir. Meclisin mâruf hatible-Tindendir.
(Devamı Sa., 5; Sü„ 4 de)
Kudüs: 23 (AA,) — Durum bu sa bah halâ gayet gergindir, Dünkü İn filâktan sonra yapılan İngiliz aleyh tan nümayişleri müteakip, bütün stratejik noktalarda sabaha kadar zırhlı otomobiller nöbet beklemiştir,
Kudüs: 23 (A,A,) — Britanovanın muharriri yazıyor:
(Devamı Sa., 5; Sü„ 3 de)
İstiklâl Caddesindeki feci kaza
-----o----
Caddeden geçen bir kadın, demir bir çubuğun başımı düşmende hemen öldü
| Senenin En Mühim İfşaatı

Kenan Oner’in siyasî hâtıraları

Memleket, hattâ dünya çapında bir takım hâdiseler yaratacak olan bu hâtıraları önümüzdeki günlerde
7 Mart Pazartesi
^Yeni Sabahta alâka re merakla takib edaceksiniı
İstanbul üniversitesi Rektörü Bidftk Sami Onar
Ankara: 23 (Hususî) siteler arası kurulun karan etra -fında aldığımız mütemmim malûmata göre kararın esbabı mueibe-si takriben kırk büyük sayfa tutmaktadır. Karara göre: 1 — Fikre karşı ancak fikirle mukabele e-dilebileceği ve fikrin cezalandınl-mıyacağı, 2 — Senato tarafından ihraç kararı verilen sol tenıayül-lü profesörlere isnad edilen‘suçlar en ince teferrllatına kadar tetkik edilmiş ve en ufak bir delile dahi tesadüf edilmemiştir. Bu vaziyet karşısında üniversiteliler arası ku rıılan kurul Ankara senatosu tarafından verilmiş olan ihraç kara
Katillerin yargılanması
Üuîver
rını ekseriyetle bozmuştur. Karar da Ankara üniversitesine mensub kurul üyeleri Ankara senatosunun kararına uyarak oylarını istimal etmişler İstanbul üniversitelileri kurul üyeleri de tamamile oylarını Ankara Üniversite senatosu karan aleyhine vermişlerdir. AnkaralI üyelerin bu karar üzerine salonu terkettikleri hakkındaki ha-
(Devamı Sa., 5; Sü., 6 da)


Dün saat 16 da Beyoğlunda İstiklâl caddesinde, bir kadının ölümde neticelenen feci bir kaza olmuştur. Hâdise şudur;
İstiklâl caddesinde So1ıh Haydara aid Ankara apartmanının 4 üncü katındaki balkonu tamir ve Pol usta tarafından pencereyi genişletmek İçin Çağırılan lstavrl Kalavasl, çerçeve demirlerinin iyice yerleşmesi için bal kon parmaklıklarını kesmeğe başlamıştır.
Bu arada düşen yüz kilo ağırlığında bir demir çubuk, o esrfada aşağıdan geçmekte olan, Lamartin Cad desi, Ayda apartmanı 5 numarada o-turan 40 yaşlarında Belkis adında bir kadının başına İsabet etmiş ve kafa tasını parçalıyarak ölümüne se-beb olmuştur.
Hâdiseye el koyan savcı yardımcı-Ianndan Süreyya Soysal tarafından İfadesi alman sanık lstavrl ilk soruşturmayı müteaklb, dikkatsizlik ve fDevamı Sa„ 5; Sü.t 1 dsf ’
Karanfili öldürenler suçu benimsediler
»


fl
v
Polis Şijkriinün katili ise isi tevile kalkıştı
W 9 .m

FolirkatlU ğührU dünkil durulmada (Yazısı G’ Inckaayfada)
için 150 m. İlk bir mesafede uçu§ yaptıkları esnada, Bulgar bataryalarının sürekli ateşlerüe düşürülen iki tayyaremizden birinin yaralı pilotu, Üstteğınen Talât Ülkü, dün sabah bir askeri cip otomobili ile şehrimize gel nıiştır.
Omuzundan ve başınrn muhtelif yerlerinden hafif yaralı bulunan pilotu görmek için hududdan şehrimize gelinceye kadar muhtelif yerlerde binlerce vatandaş, yollara dökülmüştür. Fakat, sıhhati yerinde olmakla beraber, üzüntülü, asabi ve yorgun bulunan Talât Ülkünün, konuşmasına vc halkla temas etmesine müsaade edilmemiştir.
Dün sabah, şehrimize gelince, doğruca Ordu karargâhına götürülmüş ve ilgili askerî şeflerle gerekli konuşmadan sonra, Orduevinde misafir e-dilmlştir.
üstteğnıen TalâtÜlktl. yanında bulunanlara, yurda kavuşmaktan son derece mes’ud olduğunu söylemiştir.
Diğer taraftan, salâhiyeti! kimscle. rln söylediğine göre, pilot Talât Ülkü. Bulgaristanda kaldığı müddet zarfında, önce zindana, bilâhare bir kişilik hücreye kapatılmış ve muhte-^Devamı Sa., 5; SU,. 3 de»
VIMDtN BİR YAPRAK
Müdhiş bir vak’a karşısında
PULUNAY|
azetolerden biri Antakyadan bir telgraf neşrodlyor. Vak’a tüyler Ürpertecek kadar müthiştir. Gazoto buna «Görülmemiş bir hâdise» başlığını koy-
muş. Vak’a yalnız görülmemiş değildir; hattâ duyulmamıştır da... Anlatalım s
Antakyanın bir kazasına bağlı köy-Icrdon birindo bir kadın uzun müddet doğum sanoıları çekmiş; bir türlü çocuk doğmayınca eline geçirdiği bir İllet bıçağı llo karnını yarmış. Sezaryen denilen bu amellyeyl kendi kendine tatbikten de bir fayda eldo edo-hıeylnce dışarı fırfıyan barsaklarını karnına doldurarak yarasını dikmiş vo yaya olarak köyünden kaza merkezi-no gelmiş. Bu müdhiş vazlyotl gören-lor kadını bir otobüse bindirip Antak yaya göndermişler orada çocuk ölü olarak alınmış kadın da koma halinde İmiş!
Bu haberin sıhhatinden şübho etmiyorum dersem yalan söylemiş olurun).
6u kadının bulunduğu köyde ebe

yok mu imiş? Haydi ebe yok diyolim. konu komşudan doğurmuş dokumuş kimsede mi yokmuş? Bir insan dağ-başında katsa yine foryad ve figanına kurtlar kuşlar koşar,
adı üstündedir: Iztırabların en ulvisi olan doğum sancısının feryadına «menzil üstünde» derler. O feryadı kızaktan işitenler bile «Allah kolaylık versin!» duasını unutmazlar. Böyle saatler saati haykıran bir kadına nasıl olur da kimse «halin nedir?» dıyo sormaz.
Velhasıl «Gran Ginyol» repertüa-rındaki dramlara taş çıkartan bu müdhiş vak'anın mahiyeti hakkında tam % bir fikir cdinınok hayli müşkül olacak.
Şimdi bu zavallı oahil kadının akla sığmıyacak bir soğukkanlılıkla nefsine karşı yapmağa mecbur kaldığı bu ol-nayet, bizi sıhhi teşkilât bakımından çok düşündürdü.
Görüyoruz ki dovletin haricî, dahili, mâli sıyasoti olduğu gibi bir de sıhhi siyaseti olmalıdır. * Bu vadide (Lütfen sayfayı çwiriniv

SAYFA:>

TEN! SABAH
”4 ş U B A L 1948
İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm?
OkUYLCU
Atatürk’e suikasttın tafsilâtı ve içyüzü



■ I Bl

Yatan Cr« R
Tefrika IV o. 185

IIİYO








r

Hatta heyeti vekileyi basmak İstiyorlar. Kemal beyin bunlardan dolayısile haberdar olduğuna nazaran size ihsas etmiş olması lâzımdır.
— Ben de ümid öderdim ki böyle birşey söylesin, fakat söylemedi. Bendeniz mevkufum. Cereyan eden muhakemat neticesinde ne gibi hakikatler tezahür etmiştir bilmiyorum. Kat’ı vaziyetim her hangi birşey saklamağa miisaid değildir.
— Sonra burada Ali Ilışan Beyin bir ifadesi var ki tamik etmek icabedivor. Ali İhsan, Ziyn Hurşid ve şark mebuslarının ictimaından şübhelenerek Kemal Beye bir sual sormuş, anlaşılan sizin naklettiğiniz muhavere bu sıralara tesadüf ediyor.
— Belki efendim. Eğer böyle bir içtima edilmişse, böyle bir hâdise konuşulmuşsa ben Kara Kemalin Şükrü ve diğerlerile konuşmasına ihtimal veremiyorum.
— Sizin kendi vasiyetinizi düşününüz, vakayi ve hâdisat sizin bulunabileceğinize ihtimal verebilir.
— Bendeniz bunun hissen dahi fikrinize tebadürüne razı olmak istemem.
— Eğer eski hayatınızdan vazgeçmişseniz belki.
— Meclisten ayrıldıktan sonra hayatım adım adım takib olunabilir.
— Bütün bunlar bu faaliyetler Kara Kemalle yakın alâkası olan hâdisattır.
— Olabilir efendim. Fakat bendeniz bütün bunlardan bigâne kal dım. lctimalarına iştirâk ettim fakat noktai nazarımı muhafaza ede rek sizin bu nokta üzerinde hak-kımdaki sübheniz doğrudur.
— Peki nasıl olur Kemal Bey Terakkiperver fırka hakkında seninle görüşmüş olmaz.
— Efendim bendeniz arzediyo-rum görüşmedim ve bana bu fırkaya iitihakım hakkında bir teklif vâki olmadı.
— Fakat defterlerinizde şayanı dikkat fıkralar var. Meselâ 1926 Kânunusanideki notlarınız mühim bir meseleyi ima ediyor.
— Bu bir dedikodu intibaıdır.
— Ruhi bir infial neticesinde yazdığınız anlaşılıyor ve bu tarih Ziya Hurşidin Aukaradan döndüğü zamana müsadiftir.
— Efendim olabilir, fakat arzft tiğim gibi bunlar dedikodu intihaldir.
Reşid Galib Bey — Diyorsunuz ki Kara Kemal benim yakın bir arkadaşımdır. O sıkı bir faaliyette de bulunmuş olsa bana açardı. Peki Kara Kemal Cavid Beyin evindeki ietimada yazılan programdan bahsetti mi?
— Hayır.
Reşid Galib Bey
Kara Vasıf ve Salâfiaddin Beyler içtima ederek Terakkiperver fırka hakkında ve onun programı irz.e-

rinde çalışmışlardır. Buna dair bir şoy söylemedi mi?
— Hayır söylemedi.
Reşid Galib Boy — O halde siz birçok şeyler biliyorsunuz da söylemiyorsunuz. Çünkü kendiniz ifadenizde Kara Kemalin herşeyı size açacağını söylüyorsunuz.
— Efendim arzettim. Bendenizden îzmirde sorulsaydı ve Kara Kemal bu suikasdı yapmıştır denilseydi. Ben Kanı Kemale aid o-lan bu haberi üzerime alırdım. Kendimi ona bu kadar yakın hisse diyorum. Fa İm t söylememiştir.
(Burada birinci celseye nihayet verilmiştir.)
KATİBİ MEŞGULLERDEN ED-HBM EFENDİNİN
MUHAKEMESİ
İkinci celsede Edhem Efendinin muhakemesine başlanmış, mumaileyhi 329 da Bakırköy' kâtibi mes-ullüğüne intlhab olunduğunu söylemiştir.
— Ne kadar kâtibi mes’ul olarak kaldınız?
— Mütarekeye kadar.
— İaşe işlerine ne suretle karış tınız?
— Kemal Beyin iaşe teşkilâtı es Hasında kliiblere do ban vezaif tevdi edilmişti. Şeker ve ekmek tevziatı gibi bu meyanda kâtibi nıec’ul sıfatile meşgul oldum.
— Şeker,.ekmek ne suretle tevzi edilirdi?
— Adedleri teabit edilirdi. Emzikte bulunan çocuklar adedi tes-bit edilerek depodan^alınırdt.
— Nasıl alınırdı?
— Verilecek şeker mikdan çocuk için muayyendi. Bu mikdar ü-zerinden alınırdı.
— Çocuk mikdan nasıl tesbit edilirdi ?
— Mahallât vasıtasiie.
— Yâni hükmü karakuşu ile istediğiniz gibi tesbit ederdiniz!
— Mahallât heyeti ihtiyariyele-ri tarafından mikdar tesbit edilirdi. Sonra alman şeker mahallât bedelleri vasıtasilc tevzi olunurdu.
— Ekmek tevziatını hpsıl yapardınız?
— Mahallâttan mutenıvdler var dL
— Kim bulunurdu?
— Heyeti ihtiyariyseler.
(Devamı 5 incide)



Kara Kemal,
işi büsbit-canlandır-
Amerikalı-
Bİ LEDİ YEDE
Şehir umumî Meclisi bugün toplanıyor
Şehir Genel Meclisi bugün saat
15 de toplanacaktır,
Meclisin bu toplantısında et meşe leşi ve mesken bu liranı dolayısile hazırlanan mazbatanın müzakeresi yapılacaktır.
Diğer taraftan âzadan Remzi öz •
değer geçen toplantı da. 947 büd-cesinde 2 milyon lira fazlalık bulun duğunu ileri sürmü(, buna karşı bed^Hye reis muavini, geçen yıl büd çeskun 1;5 milyon Ura açıkla kapandığını, gelecek toplantı da bu hususta izahat verileceğini söyle-miştl;
Muhtar Acarın, gecen senek! büd ce halikında izahat vermesi beklen mettedir ,
Hayatını ve bugün (ın ya-çocuguııu (la go içtin çalışıyordu. Imrıııncak yeri kimsesi yok. Eski
Sağlık Bakanının dikkat nazarına
İLftkın tanıdığımız Mclilıa Kalaydın İsminde genç bir kadın vardır. Kocası boş se-no mukaddem bırakıp savuş muş, î/i bilo yok. kazan mali şında olaıı çindlrınck Hastalandı vo gidecek
aile dostluğunu sayarak bu talihsiz kadına evimin bîr o-dasını ücretsiz olarak vermişi iın. Hastalığı tüberküloz olarak tahakkuk etti. Erenköy verem dispanserinin vo muhitimizin fukara babası o-lan doktor İskender tUınaııııı iaşe ve tedavi yardıınlarlle aramızda, ikileşmesine ve bir sanatoryoma yatırılmasına çalışılıyordu. Çocuğunda da hastalık arazı müşahııde e-den sayın Erenköy verem dibpaiD»eri doktoru Bayan Süheylâııın verdiği raporla ve fakrtthal ilmülıabrrile ına arif provantoryoınuııda tedavisi kararlaştırıldı.
Bi|i yorsunuz ki. pravantor yom ve sanatoryumlar için yapılan müracaatlar sıraya konmaktadır. İhtiyaca yeter derecede yatak im lunnıadı ğından! bir çok vatandaşlar sıralan gelinceye kadar ölüp gitmektedirler...
Hasta kadın on beş gün mukaddem lıad krizler geçirmeğe. elden gelen ihtimanılı tedaviler, enjeksiyonlar müessir olmamağa başladı. 2G Octıkta Erenköy belediye doktoruna müracaat ettik. 27 de geldi, muayene ettL hastanın benim dört çocuğum da bulunduğu bir evde kalmasının feıuıen ve insaniyet bakımından doğru o-laınıyacağını, derhal Haydar paşa İntaniye lıastalıanesine kaldırılruasını söyledi ve mat bu bir sevk kâğıdı yazdı, ma halle ihtiyar heyeti de bu kadına. kocası kaçmış yersiz ve kimsesiz, konu komşunun yardıuıile geçinebildiği hakkında fakrütıal ilmühaberi verdi.
Ayni gan 27 Ocak salı gü-kalbi iıısanbğa yardım ve hastaya düve şefkat gös-İskender Dikendi otoıuobi-bıtanlye
nü, hlslerile dolu imi bir alâka teren doktor matı. haftayı
İlle Hay darpaşa lıastahauesiue yatırmak üzere götürdü.
Başhekim Sıhhiye Vekâletinden bir emir olmadıkça kabulüne katiyen imkân bulunmadığını, ve kabul ederse, nıes’ııl tutulacağını söylediğinden hu&ta'gerl geldi.
Fevkalâde ahvalde ııedeo bir lıastahaıtenin veremli bir lıustavı kabul salâhiyeti olma miiÎ Anltyaınıyornz? Her hangi bir doktorun veremde» gavrı bir hastalık dola-yısiie ba>talıaııeye kaldırıl-masına lüzum günlüğü fakir bir hastayı memleket tıastahanel'M’inin derhal kabul ettiği görülmüşken ve gazetelerimizde verem mevzuu üzerinde her gün sayfalar clolUMi yazılar yer bulurken. hükümete bağlı verem lıastaİHUielrriııüı bıı variyeti nasıl tefsir edilebilir?
Bostancı Güıııiişcü sokak 5 numarada e-nwkli Necati Demir-seren
«Yeniköy palas» ta bir adam karısını tabanca ile vurdu
lik tahkikata göre; cinayetin ailevî bir geçimsizlikten ileri Evvelki gün Yeniköyde «Yenlköy
Palas» otelinde kanlı bir hâdise olmuştur.
Bakırköy d □ OsmanlI apartmanında oturan Bayan Hııaena.Aykut 30 yaşlarındaki kızı Perran Ay.knÇu bundan 10 av evvol İzmir tacirlerinden 26 yaşlarında Hüseyin Kuşku llo ovlendirmiştlr. Evlendikten 10 gün son ra Hüseyin karısını aJıp Lzmire götürmüştür. Fakat her nedense Perran kocaslle imtizaç edememiş vo bir fırsatını bulup tstanbula kaçmıştır. Bidayette bu hareketi lâkayıd karşılayan tüccar 20 gün önce Istan bula gelmiş vc karısını Bakırköyün. do annesinin yanında bulmuştur.
Hüseyin Kuşku kayınvaldesl ile bal dizi Berrin Aykutıın muhalefetin» rağmen Pcrranı tazyik etmiş. Yonl-köy Palas oteline götürmüştür.
Fakat damaclllo arası acık bulunan Hasona pazar günü kızı Berrlnlo birlikte Emniyet Müdürlüğü 3 Üncü şube nöbetçi müdürüne müracaat ede. röle
(— Kızımın vo benim hayatım teh İlkededir. Damadım Hüseyin tabanca cebinde geziyor, her an bir hâdise çıkması muhtemeldir. Zabıtanın vazhyed etmesi lâzımdır» demiştir.
Bunun üzerine nöbetçi mildürü Ha-


MÜTK FFRIİK

Yeni gıda maddeleri nizamnamesi
%
Harb yıllarından evvel tatbik mev Aline konan gıda maddeleri nizam namesi, günün hayat şartlarına uymamakta, esnafı müşkül mevki de bırakmaktadır.
Bu münâsebetle Sağlık Bakanlı ğı tarafından bugünkü İcaplar gözönünde tutularak hazırlanan ye ni gıda maddeleri nizamnamesi, ya kında tatbik mevkine konacaktır.
Profesör Fuhite Battal Gazinin * cenazcsifdlln kaldırıldı
tik kadın profesörlerimizden Ba-yan F ah i re Battalgazlnin nâp dün sabah 9.30 da Ankaradan Haydar, paşaya getirilmiştir.
Haydarpaşa d a gözyaşları arasında trenden alman tabut İstanbul cihetine geçirilerek Üniversite bah;esinde hazırlanan katafalka konmuştur.
Burada yapılan merasimden sonra cenaze nam az 1 Beyazıd cümilndo kılınmış, merhum Edlrnekapıda ebedi medfenlne tevdi olunmuştur.
«Kastamonu» şilebi havuzdan çıkarıldı
Bir müddeftenberi Hailede tamir edilmekte olan Kastamonu şUebl havuzdan çıkmıştır. • Gemi Mersin ve tskenderuna kamyon vo bazı malT( me götürecek, yükünü boşalttıktan sonra Amcrikaya gidecektir. Şilep dönüşte yardım malzemesi getirecek tir.
Aladeni eşga san at kârlarının kongresi tehir edildi
Dün saat 14 d» Eminönü Kalkerinde yapılması kararlaştırılın Madenî eşya san’atkârlan kooperatifinin yıllık kongresi ekseriyet temin edilemediğinden 15 gün Takılmıştır.
Çalışma
* Bakanı
geldiği anlaşılıyor senanın yanına bir sivil polis vermiş Yenlköy Palasa göndermiştir. Aşağıya çağırılan Hüseyin Kuşku her nasılsa otele sivil polisin geldiğini duymuş ve odanın kapısını içeriden kilitledikten sonra kanona:
(— Vay! d em ok kl beni zabıtaya İhbar ettin Öyle mlT> diye çıkılmıştır. Gene kadın kendisinin birşeyden haberi olmadığını söylemek istemişse de Asabına hâkim olamıyan Hüseyin tabancasını çekmiş Perrana el ateş etmiştir.
Bu sırada sivil pollş de yııkan şarak Hüseylnl yakalamıştır.
Kocasının attığı kurşunlardan
sİ koluna ve biri de omuzuna isabet cdon Perran baygın bir halde Bal talim anı h ast .'ihanetine kaldırılmış,
derhal ameliyat yapılarak kolundaki kurşunlar çıkarılmıştır.
Hâdisenin tahkikatına Sarıyer sav cısı Fahri Kazan e! koymuştur. Suçlu Hüseyin Kuşku nezaret altına a-lınmıştır.
Diğer taraftan yaralı kadın dün hastahanede kendisfle görüşen bir arkadaşımıza:
(— Kocamı polise ben ihbar etmiş değilim, ne de olsa kocamdir. Fakat beni öldürmek istediğini bilseydim polise müracaat ederdim » demiştir.
Tahsin Balta, dûn Haliç fabrika ve havuzlarını teftiş etti
beş
ko-
lkL
İş verenlerle, işçiler arasında bulunan ihtilâfların Bakanlığa aksetmesi üzeri no şehrimize gelen Çalışma Bakanı, dünden itibaren tedklk-lerlne başlamıştır.
.Bakan Tahsin Bekir Balta, dün saat 15 de Halle Fabrika vc Havuzlarını ziyaret etmiş, işçi mümessillerin den işlerin durumu hakkında izahat almıştır.
İşçilere verilen yemekleri, tabakların kalaylı olup olmadığını ve yemekhaneleri gözden geçiren Bakan, bıı arada Jcendlsjle konuşan bir arkadaşımıza şunları söylemiştir:
Vâki şikâyetler dinlemek İçLn tıtanbuJa gelmiş bulunuyorum. Tetkiklerimi bu hatta içinde bitirmeğe ve sîzlerle bir basın toplantısı yapmağa gayret edeceğim.
—>- >
SAĞLIK:
D. D. T. kireçli topraktan yapılıyormuş

PÖJ i S TE

Bir kadın boğulmak suretile öldürüldü
KüçOkpazarda Tekirdağ iskelesinde Otluk sokağında 16 numaralı evde oturan İhsan ÇUegâr adında bîr kadının 6 günden beri evinden dışarı çlR madiği anlatılmış, keyfiyetten polis haberdar edilmiştir.
Kapıyı kırarak içeri giren memurlar gene kadının boğulmak suretile öldürtDdüğünü görmüşlerdir.
Hâdisenin tahkikatına nöbetçi sav cılıgı el koymtıg ve Adalet doktoru Kâmil ÜnseJan cesedi Morça kaldırt mıştır.
İhsan ÇllekAnn bîr cinayete ban gittiği zannedilmektedir.
Mısırçarşıgmda on diirt dükkân soyuldu
Mısır çarşısının 10 santim kalın İramda olan büyük demir kapısı ev velk! akşam^demtr destere kullanıl mak suretile Tleltnmiş ve içeri gi-rllmişttr,
Cüretkâr hırsızlar çarşıda 14 dük kâm sojthurlardır,
Zazına hâdiseyi ancak dün saban haber almış, tahkikata haşlan^ş-t>r ,
kur-


Af. T. T. B. H(y(ti
Ankaradan döndü
Bir müddet önce, yeni bir talebe yurdu binası temin etmek ve muh telif talebe meselelerini açıklamak İçin ilgililerle temaslarda bulunmak üzere Ankaraya gttmi? olan Milli Türk Talebe Birliğinden beş kişilik bir heyet, dün sabah şehrimize dönmüştür,
İbrahim Paşa Sarayı İçimdeki medreselerden birinin yirmi odalı bir yurd yapılması için Milli Türk Talebe Birliğine verilmesi karar al tına alınmıştır.
Hamaratın öldürülmesinde kulla nılan D, D. T. nln memleketimizde imaline müsaade olunduktan sonra lmal&tçıların. hileli yollara sap tıkları tesbit edilmiş ve bu hususta Sağlık Müdürlüğüne bir ihbar yapılmıştır,
• •
ihbarda, piyasada satılmakta olan D, D, T, lerln. kimyevi hic bir vasfı bulunmadığı, dezenfektan madde olarak kullanılamayacağı, zira bunların kireçli toprakların fırınlarda pişirilmek suretile toz haline getirildiği ve anbalajh kutular içerisinde piyasaya sürüldüğü bil dirilmektedir,
3ağlık Müdürlüğü ou İhbar üzerine D. D, T. imal eden yerleri dal-nu kontrol altında bulundurmağa karar vermiş ve. dünden İtibaren mtfjıteltf yerlerden numuneler ala rak tahlil ettirmeğe başlamıştır,
CîlJ ve uyu: hastalıkları çvk arttı
Sön günlerde cilt ve uyuz hastalıkları artmış bulunmaktadır,
Bu gibi hastalıkların sirayet yer lertnin hamamlar olduğu ve yapılan tetkikler petlceslnde hamamla rın pis b’ l'jr.duğu anlaşılmıştır.
Hastalıkların çoğalması ve hamamların vsreryeri hakkında Sağlık Müdürü Dr. Faic Yargıcı, kendisile konuşan bir ariradaşıiuıza şunları söylemiştir:
— İstanbul hudutları dalîiilnde 111 kadar hamam vardır, bunların sürekli kontrolü mümkün olamamaktadır,
Şimdiki lıald? hamamlar Sağlık ektplerınıiz tarafından onbeş günde bir kontrol edilmekte, İcap eder se havlu ve pe^temallar. tebhirha netlerde teMûzlenmektedir.»
I
Tekel Bakanı dedi ki..
Dün matbaada oturmuş, ara* mııda tatlı tatlı lâf atıyor
■ duk. Sirdonbire talofonuın çaldı. Alaycı bir ses t
— Fıkracı, dedi, Tekel Bakanı sayın Şovkat Adolan istanbuia goldl Kendisile muhayyel bir mülakat yapmayı düşünüyor musun?
Kendi kendime:
— Bir güncük olsun joylj rahat rahat başımı dinlemek bana naslb ol-mıyacak! dıyo hayıflandım fakat meçhul iykazcımın da hakkı aşikârdır. Miiiot sigara yerine süprüntü, rakı ü'yo do cam kırlığı gibi ne idüğü be-hrsiz noanolor içerken adeta ayağıma kadar ealnı($ bir fırsattan istifade e-damenıek umumi efkara karşı saygısızlık olurdu.
Emektar gocuğumu sırtıma geçir dim vo Şevket Asistanı lraWIya başladım. Park Otele baktım yok, îabık Tokatlıyana baş vurdum yok. Taksim Belodiyo Gazinosuna koştum yine yok idi. Nihayet kendisin* rtır dost ev-nda ele geçirdim. Saym Adatan bir kaç gün için olsun İstanbuia kavurmakian memnun görünüyordu anıma beni kar şıaında buüınoa bu memnunluğu hafif-lor gibi oldu ve daha ben agztmı aç madan : ' 'PItT K.
Fıkracı, ssyahaıte İken gaıeie-çilerle konuşmak adetim do&(d(r. de öi» yarını bekle. Hepmue dört ban mamur bir demeççe buiufiaoağım.
Ben pişkin ve gürültüye kolay ko» lay pabuç bırak mamr/a azmoîmıs e mek (ar bir gazeteci aıfatUe:
— Telâş buyurmayın beyefendi, cevabım verehm. ben sizden sen (ü* tün salışlarnnızın yürekler acısı durumu hakkında açıklamalar rica etnuye-cegun. Ha(tâ nek kuvvetli söeıinme^ digmız mevzulara oı temas edcctk ue-ğilınt. Sadece sigara vtj içki tiryakilerini yakından ilgilendiren bozu ehem-miyetsiz mes eleler ÇaMwndak( görüşlerinizi İstifsar edeceğim.
— Meselâ?
— Meselâ şu ya mavzer fişeği gıb sert ve tıkız, yahud oa boş çıkan sigaralar...
Sözümü kesti:
— Fıkraoı, ben seni
Türk gazetecisi olarak dim...
Bu azarlama karşımda şaşaladım vo:
— Aman beyefendi, dedim, sizi vatanseverliğimden şübhe ettirecek bO şey mi oklu. Ben bildiğiniz ve tanofe tınır Türk oğlu Türk Fıkracı olmak t i berdevamım.
— Öyledir de neoen dolayı mavıor 9 fişeğine şikâyet sun ki sortleşe
ve bir gün düşmana karşı kullanma bilirler.
— Bu cihet aklıma gelmemişti bo-yetendi, demek ki Tekel fabrikalar halka sigara değil, MHfi Müdafaa ho sabma mermi fi mat He meşguldürler?
— Sen ne zannettindi ya? Gafil a dam!
— Peki, ya yarı baş sigaralara m buyuracaksınız?
— Onlar da icabında düşmanın göz-lorine üfürülnıek suretile ve. bu yurda •
kem nazarla bakacak düşman gözlerini tütün toziie kör etmek maksadıle kas den o şekilde imal edilmekledirler.
— Hele bakın, neler düşünü yormuşsunuz da baterin haberimu yokmuş. Desenize ki yakında sigara paketlerinin üzerfierme birer de baral ve yahud har t uç bandrolü yapıştırmak gerekecek.
— Bunu bana hatırlattığından dolayı sana Tekst idaresi varidat müdür luğii namına teşekkürler ederim Fıkracı.
— İstağfurultah efendim. İnhisar I danesinin dinlendirilmemiş, kıl döken rakıları hakkında ne diyeceksiniz? Bari bunlar olsun düzelecek mi?
— Rakılarımız Veşifaycı sayın doktor Fahreddin Kerim Gökayın teklif ve ısrarı üzerine o şekildo imal edilmektedirler. Maksat da vatandaşı rakıdan soğutmaktan ibarettir. Hatta son zamanlarda anatoî yağı yerine rakılarımıza öyle bir madde ilâve etmeğe başladık kİ en tiryaki akşamcıların bilo bu rakılardan tek kadeh içmelerine imkân kafimıyacakhr. Halkın sıhhatini korumakla fena mı ediyoruz Allah aşkına?.-
(Devamı 5; Süv 1 ac/
HER SABAh\
yarı yarıya
vatansever b»* tanır ve sever
benziyen sert sigaralardan ediyorsun. Düşünmüyor im-bu sigaralar gittikçe se. Jc e gerçekten birer fişek otarLif

• , «fr - . ■—
Gümrük ve Tekçi Hakanı bu hafta şehrimize gelecek Gümrük ve Tekel Bakanı Şevıcet Alalan bu hafta içeririnde Ankara, don şehrimize gelecek, Tekel teşkilatında tedkılder yapacaktır.
Müdhiş bir vak’a karşısında
(B(i9tararı 1 faaliyet sahası o kadar geniştir ki yalnız hükümet ve belediye doktorları ile bu ihtiyacı önlemeğe imkân yoktur.
Uzun seneler sıhhat ınes'elosi ihmal edAen memleketimizde bü tün yeni bir teşkilât llo mak lâzımdır.
ikinci Dünya Harbinde
lar ordu doktorluğuna büyük ehemmiyet verdiler; bu sayede harb telefatının bir dereceye kadar önünü almağa muvaffak oldular. Bizim do hastalıkla sıhhi ibtiyaçla harb edecek bir teşkilâta ihtiyacımız vardır. Sıhhiye teşkilâtı, kaza ve nahiye merkezlerinde birer dispanser açmak demek I değildir; İstanbulun pek yakın nahi-1 ycJorııuleıı birinde kurulan bir ( Sıhhat I istasyonu^ nda brimem kaç seneden-1 beri açıhmyan ilâç dolabı nihayet bir I gün açılmış ve bütün ilâçlarm küllen-1 dıgı görülmüştür. I
Memlekette sıhhat mınUkaiarı ku-1 rulman ve her muılakaya çok faal I müfettişler tâyin edilmeli. Doktor I müdahalesini icabeltıren vaziyetlerde I derhal faaliyete geçilmeli Bir kaç kö-1 yü içme aüüMleoek teşkilat mevoud ol- I saydı belki bu kadın kurtulabilirdi ve I yurdumuzdan İki nüfus eksilmezdi. I istanbuia müoavir yerlere bile daha I bir ( Cankurtaran arabasu temin ede-1 incilik; hastaları yaralıları kamyonla I naklederken «Sıhhat ınıntakası teşki-1 lâlıııı» temenni biraz garib oluyor de-1 ği! mi? I
Fakat no yapalım? Dönül bu... İs-1 iivort I
— Evet, sık sık mektublaşıyoruz Tam blı çift dostuz. Metin bu vazL yeti kabul ediyor.
Derin bir sükût... Dışarıda Parl sin gürültüsü. A^agjda kaynaşan ha yat... Verda kalbinin tok tok attığı duymaktadır. Bütün varlığı ile İs tanbulda Metinin yanındadır şimdi.
— Budala! fırsatı kaçırmışım, ne yazık^oMu bana.
)
• «İ
Hafif... Titrek bir fısıltı...
— Ne diyorsunuz hocam? Sesini işitmiyorum.
— Bir* şey
Genç kızın
demedim yavrum, kalbi bütün damarla, atıyor. Faika t rolünü oynama ğa azmetm iş-
I rmda birden sonuna luuiar
tir. Artık geri dönemez. Bu ı kıymet li, sevgili adamı yaşatmak için boy le yapması gerektir. Onun fısıltılar p rını işitrnemezlikten gelecek, onu an ' lamıyor görünecek, ona raJıathk ve sükûnet verecek... Bu. büyük bir sa dalcadır, bunun sevabı var. Zavallı büyük sanatkâr, pek hasta, pek bit kin!
Derin bir sessizlik. Hastanın kesik nefesleri.
— uyumak istiyor musunuz cam?
I — Bir sual daha Verda. Bu r yemin ediyorum.
________ Yoruluyorsunuz. Yarın devam I ederiz.
I — Hayır. Bu son Buna da açık kalble cevab verir misin?
• • Hastanın yüzünden bir kasırga
suk,
ho-
son.
(
Tefrika: 79
Aşk ve his romanı
Muazzez Tahsin *BERKAND

geçmiş gibi, yanaldan çökmüştü, gözleri o>ev alevct.
— Söz veriyorum,
•- Ben... Ben isteseydim... düşün şeydim... Unisaydım... Üç sene ev -vel... Çok, çok zaman evvel sana: ( Verda, benimle evlenir misin?> diye sorsaydım. Bana ne cevab verirdin?.
Ne kesik sea ...Ne kesik nefesler Zavallı adam Onun içini ferahlata -cak bir yudunı ıu... Bir sadaka... Bir sevab!
— Hocam, sizi o kadar çok seviyorum İd, benden ne isteseniz, bana ne söz sanız, size evet cevabını verir dlm.
— Yani?
— Sizinle evlenirdim.
— Beni sevmeden mİ?
— fitoi severdim.
— 2orla olur mu?
— Hayır yavaş yavaş duygula . nm değişirdi.
— Şimdi .. Şimdf haftayım, artık
geç kaldım.
— 'Yorgunsunuz. Bu ufak krtz û* geçecok.
— Geçecek... Sempra?!
— Yerini düşünmeyin hocam. Siz iyi olun da...
______ Bugün .. Bu gece çok meeu-dum. Benim kaıncığım...
Sensizlik o kadar uzun sürdü ve gittikçe dcjinleştl İd, genç kız. göz leri kapalı yatan ve rahat nefes almağa baş)iyon hastanın tamamile
uyuduğunu zannederek kalktı, ayak larmın ucuna basarak kapıya doğ ru yürüdü. Sarfcttlğl kuvvet .oyna dığı yorucu rol onu harab etmi|. si nlrlerini tamamile bozmuştu rada kaçmale? yalnız kalmak, duğunu düşünmek istiyordu.
Zavallı adam! Fakat onun
belki de ondan daha acınacak halde olan ötekiler!
— Verda!
irkildi, bekledi
— Verda!
Bu -ne ol
kadar
— Efendim hocam.
— Azıcık gel yavrum. Seni gece çok yordum. Artık gidip uyu malının. Bir saniye daha...
Genç kız helecandan titreyerek yatağa yaklaştı.
— Elini verir misin?
Elini uzattı. Onun battaniye üstünde duran uzun parmak la rmı tuttu. Bu elleri ne kadar sevmiş, bu el 1 erden neler öğrennügti o ...
Turhan babını hafifçe doğrulttu ona baleti ve gültimatdi:
— Meıudum Verda! Kalbim çocuk kalbi kadar sevinçli... öpmeme izin •verir misin?
Titreyen dudakları genç kızın parmaklarını tekrar tekrar öptü.
— AUah ralıathk versin.
— Allah rahatlık versin hocam, bir şey isterseniz benî çğırın.
— Pek! yavrum.
Kesik bir gülüş ...İniltiye çok ziyen bir fısıltı:
— Peki kancığım
• i ’ I
giydiği u üstünden
ağlamak
Verda bu sesden, bu sözlerden, bu odadan kaçmak için koşar adım larla odasına girdi. Bir kaç saat evvel Operaya gitmek üzere zun elbisesini yırtarcasına çıkardı
— Oh. . Yalnız olmak,
no tatlı b^r rahatükl
Göz yaşı, AiUluiaa gelen şifa ve rici teselli! 3u ohaasa, zavallı zayıf insanlaştın, hah ne olurdu? Ver da ^ğiach... Saatlerce iııçtararak ağladı.
— Metin, neredesin- Seni büsbütün kaybettim artrk. Or.a bu büyük ya lanı... Bu büyük yalanlan arka ar kaya nasıl söştıyebûdto? Onu öâ-dürnıenıek îçul «mim» ütırab çekine meaı için, kendimiza kıydım. Ona a cıdığtm için seni va-berd ona sadaka olarak verdim. Beni affet Metin, Be nim biricik sevgilim! Fakat başka türlü yapamazdım İmkan yoktu. O ölecekti. Bu sadakayr istemek için tâ Istanbuldan buralara geldi. Bunu ban Viyana garında onu görür gör -ruez anlamıştan- Bu sorgulardan kaçmak için her şeyi yaptım, ama, artık kaçamazdım. Kabil dcğfldL. B: çare adam çok acı çekiyor. Hep be nim yüzümden... Niçin? Nifiin? na acı verdim. Sent de... Lânet
sun bana! İçimdeki bu acıma hissi beni yakmadaydı» briaz daha kuvvet U olsaydım (Devamı var)


bu
ben
O-ol
bir Elini
Vakitler
Güne; Öğle İkndl Aksan Yatsı
Iınsâk
1303
"Rumi Şubat
11


ŞUBAT 1MB
24
ŞALİ
1307 Hicri
Bebıül-
I âhır
13
Kasım 109 - AY 2 - GÜN 55
Vasati
8.
6
12
15
17
19
5
D.
42
28
30
54
24
06
Ezani a
12
6
9
12
1
11
D.
50
33
38

Halk Partisinin
Moîötdl Bensş, komünistlere doktrini mukavemet ediyor


ortaya
Kerede siyaset
Ko rdeki hi^eltrin Sov' yet emperyaHzmile i f .sı i Londra. 23 (AA.) - Torunu
> cu Ehver Kore meselesi baglıklı : yazısmd» îö-vle demektedir:
Sovyet d;? siyasetini hazırlı-yanlar eski Çarların sadece bir çok hedeflerini değil fakat ayni zamanda onların Jcullandıklan ^biyelerden bazılarını da tevarüs etmiş görünüyorlar. Tazyik merkezini orta doğudan birden bire uzak höğuya nakletmek eski bir’gelenektir. Bu suretle bir nevî diplomasi keşif yolu tatbik eâiUrek her tarafta ve birbiri ardına zemin yoklamaları yapılmaktadır. Bütün imkânlar araştırılmakta ve bütün cebhe boyunca muhtelif kesim-leıdo vaziyet nıüsaid görülür t görülmez bu imkânlardan fayda lanılmağa çalışılmaktadır.
Bu tâbîyenin bir tezahürü o-larak Huşlar şimdi Avusturya ve Almanyada aşağı yukan bir uzlaşmaya müsaid görünmektedirler. Dörtlü bir anlaşmanın mümkün olacağı yolunda bazı şayialar dolaşmaktadır. Orta doğuda ise herşey sâkinair. 1- ( rana yay lan şiddetli ihtardan ' sonra b ırada başka bir şej ol- ( nuımıştır. Faka’ birdenbire Ko- ( rede demokrat halk cumhuri-yetinin kuruluşu haberi çıkıvermişüir.
Sovyetler Birliğinin takib etmekte oldukları
bu memleketin İlgili bulunduğu ? bütün çenelerde takib ettiği si ( yasetin bir parçasından başka > birşey değildir. Bu siyaset her ( komşu memlekette Sovyetler > Birliğine sadık bir rejim kur- ( maktır. Bunun içfh bahane ola- ) rak bunun Sovyetler Birliğinin .^üvenliğ. için bir zaruret oldu- ? ğu ileri sürülmektedir. . j
Hiç şübhesiz Kore, Molotof j doktrininin tatbik edileceği mü- ) said sahalardan bindir. Ancak ( bu doktrin. Korede derhal tat- 5 bik edilemezdi- Zira, Japonya J teslim olduğu zaman Sovyet or J duşu hükümetin Üırnd etmiş.ol- ( duğu gibi bütün Koreyi işgal 5 edebilecek bir durumda bulun- ( muyordu. Rusyamn Japonyaya } harb ilânı lüzumundan biraz ( fazla geciktirilmişti. Bu yanlış 1 hesabın neticesi şu olmuştur ki ( Sovyet ordusu kuzeyden Kore- 1 ye girerken Amerikalılar güney j den bu memlekete asker çıkan- J yorlardı. Bu suretle Kore mün- ( hasıran Sovyetlerin değil, faka 5 bütün müttefiklerin müşterek ( kOTtrollan altına girmiş bulunu 5 yordu. Bu hal, 1945 senesinde ( toplanan ikinci Moskova konfe- 1 ransmda derpiş edilen neticeyi ( vermiştir. Yâni Kore, beş sene 1 müddetle dörtlü bir vesayet al- ( tına alınmıştır. Amerikalılar ve J Ruslara Koredeki demokrat par tiler ve sösyal teşekküllerle istişarede bulunduktan sonra mu vakkat bir hükümet kurmak za zifesi verilmiştir.
Bu 1945 aralık ayında Mosko-vada imzalanmış olan anlaşmaya tamamüe mugayirdir. Sovyetlerin tek taraflı hareket tarz larile Kore ikiye bölünmüş bulunmaktadır. Bu memleketin ku zeyinde bulunan yarısı bir peyk j umhunyet haline gelmiştir. Bu ( cumhuriyetin iktisadiyetı ve ser j vetleri Rusyanmkilere karışa- , çaktır. Bundan başka kurulan (
> yeni hükümet tehdidâmiz bir e- , t da Ue .cumhuriyetin mtthte- ( ) mel olarak bütün Koreyi kap-
v iıyaeağı nı ve bu cumhuriyet or-
> dulannm bütün Korenln hakla-ı rını müdafaa edeceklerini açık-} tomaktadır. Bu suretle Ameri-( kan ve Sovyet kıtalarının Kore-5 den çıkanlrrfidan hakkındaki C tatlı Sovyet teklifinin hakiki J mânası açıkça meydana çıkmak
( tadır. Takriben 200 bin kişilik 5 bir kuvvet teşkil eden bu yeni | cumhuriyet orduları bütün Ko-5 re içinde yegâne askeri teşkilât
( olarak kalacaklardır. Bu ordu-? 1ar bütün memleketi 48 saat J içinde İstilâ edebilir. Bütün Ko-
( re böylelikle Sovyet tahakkümü S altınâ düzecektir. Stalin bu ku-c retle Çarların emellerinden bi-S rint daha tahakkuk ettirmiş o-
( lacaktır.

Çekoslovak iç buhranı had safhada;Çeklerin yurd dışına çıkmaları yasak edildi
Pragl 23 (A.AJ — (Britanova: Başkan Bencşin manız kaldığı baskı altında henüz teslim olmadığı ve polisin tamamen komünist bir kuvvet haline gelmesini meneden çoğunluğun kararlarını, tat bik mevkiine koymak istemiyen komünistlerin hareketine karşı istifa eden bakanların istifalarını kabul etmediği söylenebilir. Bununla beraber, başkan sayfiye e-vinden başkente dönmüş bulunmaktadır.
Komünistler kadar, başkan da bir ihtilâftan çekinmektedir. Komünistler, Bonesin nüfuzuna hür-
* *
met etmekte ve şahsiyetine kıymet vermektedirler. Bu sebebledir ki, dün 8000 kişinin iştirak ettiği işçi konseyi toplantısında söz a-lan komünist Başbakan ve diğer sözcüler istifaların kabulü hususunda ısrar etmişler ve fakat bu talebin karar suretine ithal edilmesini istememişlerdir. Toplantıda. beklenildiği gibi. 50 kişiden fazla işçi kullanan bütün işletmelerin. ithalât, ihracat şirketlerinin inşaat ve su enstitülerinin ve sa-natory omların devletleştirilmesi istenmiştir. Küçük işletmelerin devletin himayesine mazhar olmaları lüzumu ileri sürülmektedir. Karar suretinde, ayni zamanda İçtimaî sigorta, toprak reformu ve yardım vergileri ile ilgili kararnamelerin derhal kabulü istenmekte
dir. Bu zamapa kadar kabinede çoğunluk bu tedbirlere muhalif bu lunmuştur.
İç buhran had safhada
Prag: 23 (AP.) — îç karışıklık lara yol açabilecek mahiyette telâkki edilmekte olan had kabine buhranı devam etmektedir.
Bugün makineli tüfeklerle mücehhez polis birlikleri Çek Millî Sosyalist Partisi genel merkezini işgal etmişlerdir. Telsiz istasyonu Parlâmento binası ve yabancı elçilikler de silâhlı nöbetçiler tarafından beklenilmektedir.
Sosyalist partisi genel merkezinin işgali tam öğle vakti vukubul muştur. Bununla beraber, Çek haberler ajansı keyfiyetten malûmatı olmadığını bildirmektedir.
Harice çıkma yasağı
Prague: 23 (A.A.) — içişleri Bakanlığı bugünden itibaren yabancı memleketlere seyahati yasak etmiştir.
Şu dakikada içişleri Bakanlığının radyo ile yayınladığı tebliğde pasaportların, Bakanlığın hususî müsaadesile verilenler müstesna, artık ibdal edilmiş oldukları bildirilmektedir. Bu tedbir, derhal yürürlüğe girmiştir.
Basın ve radyo, bu yeni en az üç kere yayınlamak almıştır.
Hususi izinler istisnaî yalnız millî ve iktisadi sebebler dolavısıle verilebilecektir.
• •
haberi emrini
olarak
d



%
ingilt erenin Hava t orun ması çareleri
%
Masraf beş'.e b r nispetinde ( oıuktîd r bir bombardıman
Londra: 23 (AP. > — Bu yıl zar fında Büyük Britanya hava kuv-’ vetleri masraflarını beşte bir nis-betinde eksiltmek fakat ayni zamanda taarruza karşı bir emniyet tedbiri olmak üzere daha muktedir bir bombardıman kuvveti bulundurmak tasavvurundadır.
Keyfiyet, havacılık bakanı Art-hur Henderson tarafından büdce tahminleri münasebetiyle hazırlanan bir muhtırada açıklanmıştır. *


indirilecek fakat daha kuvveti bulundurulacak
Bakana göre, 1948 - 1949 mali yılı zarfında havacılık büdcesl 173 milyon İngiliz lirası veya 947-948 büdcesindm 41 milyon aterling noksan olacaktır.
Muhtırada şu kayıt mevcuddur:
• Taarruza karşı bu memleketin en müessir garantisi, vurmağa muktedir kuvvetler mevcudiyeti olduğuna göre, bombardıman kuv •
vetlerinin yetiştirilmesine bilhassa önern verilmektedir.»
Vilson prensipleri
Amerika Dışişleri bakanlığı, vesikaları Beyaz kitab halinde neşretti
mesuliyet anlayışı!
(Başmakaleden devam) kadderatına hâkimdir. Yurdun en müstacel yaralarını sarmak, en tehlikeli noktaları desteklemekle muvazzaf ve mükellef bulunuyordu.
Çukurovayı kurtaracak altmış, batta yüz milyonu yirmi beş yılda bulamaz mı idi? Yalnız Ankara-da yapılacak bir binaya, tek binaya altmış küsur milyon lira • harcamakta bir an tereddüt etnıi-yen bir ekseriyet vatanın bütün parçasının canını ve malını korumak için böyle bir tahsisatı ayırmakla nefsini mükellef saymaz mı» saymamalı mı? Bu iş yapılmamış ve ondan bir badire ve felâket doğmuşsa bımun sorumlusu yok mudur? Valilerin nüfusça zayiat yoktur, demesi kâfi midir? Bunu ulu orta temin eden vali büyük bir mantıksızlıkla ayni zamanda diyor ki: «Bazı köylerimiz ile tuğyan dolayısile irtibat kesilmiştir. Oralardan haber alamıyoruz.» şu halde o haber alınamıyan yerlerde nüfusça kayıb olmadığına nereden hüknıedilebiliyor da böyle konuşulabiliyor? Halbuki Londra radyosu harıl harıl su taşmalarının tesirlerini dünyaya haber veriyor ve cesedlerin seller tarafından sürüklendiğini tekrarlıyor.
Hâdiseleri saklamak, küçültmek ile ne netice alınır? Nihayet hakikatler yavaş yavaş sıyrılır ve efkârın önünde arzı endaın eder. t
Memleketi imar ettik, güllük gülüstanlık yaptık diye lıer vesile ile barbar bağıranlar acaba şimdi bu ihmallerinden dolayı bîr üzüntü duyarlar mı? Sıra ile birbirini kovalaınasa Halk Partili Bayındırlık Bakanlan, Başbakanlar ellerini şakaklarına dayıyarak se-beb olduktan telefattan nâşi kaf\, ağlarlar mı? Hiç sanmayız. Çünkü şimdi yine tetkik seyahatleri, nehir taşmalarının illetini aramalar, incelemeler faslı açılır. Sanki bu yurda yeni gelmiş yabancı mütehassıslar gibi tahkikat devri başlar.
Emin olabilirsiniz ki bu incelemeler de, tetkikler de, seyahatler de devlete ve hazîneye yüz binlerce liralara mal olur. Çünkü seyrüseferler öyle İngiliz Başbakanı-. nın otobüsle seyahati gibi olmaz. Treni mahsuslar, hususi vagonlar, özel tertibat birbirini kovalar. İstikbal ve teşyi merasimleri düzenlenir... ' —— -----
Bari şu felâket günlerinde yurdun yas ve matem anlarında debdebeye biraz ara verilse de yapılacak masraflar felâketzedelere 1-arıe olarak dağıtılsa daha gerinde olmaz mı?
Bizde mes uliyet fikri yerleşmedikçe lıer gelen Bakan ve Başbakan dilediği gibi oynıyacak sonra iş iyi olmadı mı nihayet İstanbul-daki evine veva köşküne çekilerek istirahatine bakacaktır. Maaıııaflh yine milletvekilliği tahsisatını ve Bakanlıktan çekilme maaşuır tıkır tıkır almakta devam edecektir.
A. Cemaleddin Saraçoğlu
Meclise verilecek
kanun tasarıları
Bunlar arasında Seçim, Emekliler, Orman kanunlarının tâdil tasarıları da var •
Ankara: 23 (Hususi) — Meclisin tatilinden evvel son oturumda Baş bakan Haşan Saka Meclis tatilinden sonra yirmi kadar yeni kanun tasarısının Meclise sevkedllece ğlni bildirmişti, Öğrendiğimize göre Meclise sevkedilecek tasarılar a-
Mantar tabancası eczaları infilâk edince
Ankara: 23 (Hususî) — Bugün akşama doğru Koyun pazarında Saraç sokak No. 15 de Nesim Alya
* E
zara alt İstanbuldan gelmiş mantar tabancası eczası İle dolu bir sandık eyi ambalaj yapılmadığından ara-badan indirilirken birden bire müt hi? bir gürültü ile patlamış ve bu yiizden etrafta bulunan evlerin camları kırıldığı gibi etrafa sıçrayan parçalardan Nesim Alyazar a-ğır, beraberinde bulunan üç kişide muhtelif yerlerinden hafif surette yaralanmışlardır. Eczalar büyük bir gürültü ile patladığından mahallede bir bomba patlağı zanm hasıl ol muş, fakat bilâhere mesele anlaşıl mıştır,
Fazlı Güleç İzmitte
İzmit, 23 (Hususî, — Yeni Kocaeli valisi Fazlı ÇUleç. bugün buraya gelerek vazifesine başlamıştır.


idareci
aktûaliteler
r- -=
rasında yeni seçim kanunu tasarısı, memurin mahakemat kanunu orman toprak kanunları, emekliler kanun tasarısı, teşviki senayii, küçük sanatlar ve Genel Ekonomi Mec lisi kurulması hakkındaki tasanlar vardır,
Vasington, 23 (A.A.) — Dışişleri Bakanlığı, Birinci Cjhan Harbi sonun dan kalma ve cumhurbaşkanı VVÜ-soa taarfmdaıı barış konferansında bulunduğu sırada gönderilmiş olan gizli vesikaları bir Beyaz Kitab ha linde pazar günü yayınlamıştır.
Bugün Çekoalovakyada cereyan e-
bu vesikalar kazanmakta-
1919 (ia Çe-
den olayların ışığında hususi bir ehemmiyet dır.
Vesikalardan birinde
koslovakyaya gitmiş olan heyet üyelerinden Amerikalı yüzbaşı John Karlazin, Çekoslovakyaya doğrudan doğruya Moskovadan gönderilmiş ve
e\\er'ınâc mühim mikdarda para veı propaganda malzemesi bulunan tehlikeli denecek kadar çok Bolşevik gel diğini yazmaktadır.
Rus Bolşeviklerinin himayesi altında ezcümle Karakovl’de, Budapeş tede, Vlyanada ve Prague’da propaganda merkezleri kurulmuştur.
Diğer taraftan başka bir Ameri-
Yunanistan Parlamentosunun tâtili istendi
Atina: 23 (AP' — Barlamonto-nun 3 ay müddetle tatiline matuî bir kanun tasarısı bugün ilgili Par lamento komisyonu tarafından 11 e karşı 17 oyla reddedilmiştir,
Buna rağmen tasarı parlamentoda müzakereye konulacaktır, Ancak yetkili çevreler tasarının parlamento tarafından da ıeddedilece ği kanatini izhar etmişlerdir,
--------o---------
Kızıl ordunun
30 uncu yıldönümü
Londra: 23 (APı — Sovyet’ordu-1 "sunun kuruluşunun 3u uncu yııuu-l nümü dolayısile. Sovyet Müdafaa Bakanı Bulgaııin bir günlük emir çıkarmıştır, Moskova Radyosu tara fından yayılan bu hitabede Bulga-nin, Sovyet vatandaşlarına, ezcüm le şöyle demektedir:
«Sovyet ordusunun ve deniz kuv vetleıinin kudreti Almanvaya ve o-nun müttefiklerine karşı yapılan | son harbde tam ve canlı bir şekilde isbat edilmiştir. Fakat yeryüzünde İmperyalizm devam ettiği müddetçe vatanımızın tekrar bir taarruza uğraması tehlikesi bulunduğunu da unutmamalıyız,»
kan müşahidi olan Prf. Kemer’in 1919 yılındaki kanaatine göre milletlerin yüksek sınıfları İktisadî ve İçtimaî büyük farklarla ayrılmış bulunduğu takdirdedir ki Bolşeviklik daimi olarak hüküm sürebilir. Bolşevikliğin yayılması kuvvetle değil, ancak büyük ölçüde insan ve malzeme kaynaklarına sahlb olmak suretile önlenebilir.
Kaymakamlar arasında nakii ve tâyinler Ankara, 23 (Hususi) — Kaş kaymakamlığına Ekrem Talât Avşaroğ-lu, Yenişehir kaymakamlığına Selçuk Akatlı. Akseki kaymakamlığına Orhan Akbay, Çaj'iralan kaymakam, lığına İhsan Akıncı,"Doğanşehir kaymakamlığına Hikmet Bdloğlu, Hacıbektaş kaymakamlığına Raşid Bilge, Kelkit kaymakamlığına Hikmet Bilgili, Emirdağ kaymakamlığına Nua. ret Budunç, Çaycuma kaymakamla ğına Necdet Cengiz, KaraisalI kaymakamlığına Ceiâleddin Coşkun, Feridun Epiker Hafik kaymakamlığına Deday kaymakamlığına lshak Ergin, Manyas kaymakamlığına Muzaffer Erman, lmralı İzaynıakanılığına ö-mer Erzurumluoğlu. Gürün kaymakamlığına Muzaffer Onat,- Anamur kaymakamlığına Murad öner. Bozkır kaymakamlığına Ahmed özcan, Ha-dın kaymakamlığına Şinasi özden, oğlu. Darende kaymakamlığına Kemal Özkan. Alt ntaş kaymakamlığına Buıhan özkulun. Güne yce kayma kamlığına Hakkı Savın, Hekimhan kaymakamlığına Turgııd Timur. Kar gı kaymakamlığına Necdet I'ğur Kaman kaymakamlığına Yakub Yüce naklen tâyin edilmişlerdir.
A^kar-’nın ht:vacı
Ankara, 23 (Hususi• — Ankara Belediyesi şehrin et ihtiyacını zamanında temin edebilmek için Devlet Demiryolları nezdir.de bir teşebbüste bulunmuştur. Bu hususta Devlet De-miryollanndan yetkili bir zat sunla. ,n söylemiştir: Doğudan şehrimize gelecek hayvanlar istasyonda 8-10 saat bekletilmektedirler. Bu günlerde yük trenlerine az vük yüklenU-mekte ve şehrimize srelan katarlar n birçok vagonları bos hıılunmsiktadır Eğer kovun ve kesilmiş et irin istasyonlarda bir mür&cat olmuş ol-savdı hemen yârine getirirdik de-—■ ---------—----------------- . -
Fgf’Hm Ens^’hVe in;n
Ankara. 13 (Hususi)
Enstitülerinin yeni ders program \r kara. İstanbul, İzmir. Balıkesir Eğitim Enstitüleri öğretmenlerinden top Ianan komisyonun 5 günlük çalışımı-larından sonra yeniden tesbit edilmiştir. Eğitim enstitüleri'kanunu henüz tamamlanmadığı için komisyon* bu kanunun da bir an evvel çıkarılması temennisinde bulunmuştur.
Frankfurta gidice b( yet
Ankara: 23 ıHususi> — Alnıan. yadakl Birleştirilmiş İngiliz ve Ame rikan bölgelerile bir ticaret anlaşması imzası için müzakerelerde bu luıımak üzere Ticaret Bakanlığı Dış Ticaret Dairesi Reisi Mahmut Şey da Başkanlığında Gümrük ve Tekel Bakanlığının ve merkez banka smm birer mümessillerinden müteşekkil heyet bu ayın yirmi beşınae Frnfurta hareket edecektir.
Belediyelerin inşa ed ecekleri ucuz evler — 4 —
aris belediyesinin tahakkub
ettirdiği netice:
İskân işi, Paris belediyesini işgal eden en mühim vo en eski bir mes’eledir. Umumi Meclisteki uzun münakaşalar vo serdedilen muhtelif fikirler/ vazıı kanun üzerinde oldukça müessir olmuş vo mevzuatın tesbit şekline çok yardım etmiştir.
Ucuz bina ve ucuz kira kanununun tatbikîni, her an fazlalaşan nüfusa, 3ihhî şartlar dahilinde, ve mutedil kira İle lüzumu olan meskeni tedarik mecburiyetini Paristeki nüfus kesafeti tahrik etmiştir.
* iParls şehrinin eseri iki noktadao tetkik edilmelidir:
t) Ucuz bina ve ucuz kira.
2) Yirmi bin mesken programı. 7883 senesinde, Pariste bir mesken nuhram olmuş ve kiralar bittabi teza-yüd etmiştir. Paris Belediye Meclisi, halk ikametgâhı mes'olesinı hal ile ygraş4rken ortaya atılan fikirler şun-fardır:
inşaatı yapanların belediye ve oktoı va resimlerinden muafiyet, inşaat şirketlerine karşı faik teklifi, belediye arsalarının inşaat şirketlerine sarışı ve yahud pek uzun müddetle kiraya verilmesidir.
Fakat, kanun boşlukları karşısında bu teklifler fiilen tatbik edilememiştir.
Ancak 1906 tarihli kanuna istinaden Paris belediyesi, ucuz ev inşaat şirketlerine ucuz fiyatla arsa satabil-mek vaziyetine girebilmiştir. Fakat, har gün biraz daha ehemmiyet ve ve-hamet kesbeden İskân mes elesi kar-şiâinda» Paris belediyesi harekete gelmek mecburiyetinde kalarak 1912 senesinde ailesi kesir olanlara tahsis e-tlilmek ve doğrudan doğruya ucuz et irısa ve idare etmek üzere iki yüz milyonluk bir istikraz akdini teklif ve meclisçe kabul edilmiştir.
flik inşaata 1913 de 1476 mesken ile oaşla.mmş ve harbin devamı müddetin ce tatil edilen faaliyete da yeniden geçilmiştir.
iktisadi nizamı altüst Umumi Harb, vaziyette
• •
ancak 19IJ
7352 mesken inşa et-için yapılan masraf üç milyon franktır. Oiğer mesken ofisi de harb
----— — -
Eğitim
uc’.h ev
ucuz c*« oluyor-
Celâl Bayar bugün İzmire gidiyor
Ankara: 23 (Hususi) — Celâl Ba yar yarınki trenle izmire hareket edecektir. Bayar^ Iznılrdc bir nu tuk vermesi ihtimali vardır.
jiG ünün enteresan haberleri]
Yugoslavuada küreğe mahkûm olan Amerikalı kadın it Belgrad: — YugoslavyalI bir memurla evli bulunan Amerikalı Bn, Erııma Dobeljak, djin 10 yıl kürek v cezasına mahkûm edilmiş tir.
Amma Dobeljak, harb mücrimi bir kaçağı saklamak ve evinde ted hlşçflere toplantılar yapiırmış bu lunmaktan suçlu olarak yargılan mıştır,
Diğer 4 zamk ta 4 yıl İle 8 y:i ara smda değişen cezalara mahkûm e dilmelerdir,
Önce Bıı. Dubeliakın ölüme mah -ûm edildiği haber verilmişse de Yugoslav hükûme'J haberi yalanlamış bulunmaktadır, (A.A.I
Şimal kutbunda antreneman
İt L.'.-.-.(iru. — Ingiliz ha’"* kuv vetleılue mfr.sun beş Lancaster u çağu şimal Kutbunda yapmakta ol dukları Antreman uçuşuna başla mışlardır,
Uçaklar dün, İzlandadan ha a-
1?.muşlardır, Bunlar, Şimal Kutbu tik, Karaib, Panama ve Pasifik yo üzerinde uçuşlar yaptıktan sonra ’ • ile sefere çıkmıştı, Heyet bu. de Kutub seferi heyeti gemilerine buz İngiltereye avdet edeceklerdir, sahasında ferakat edecektir, (A,A,)
İngilterede milletvekili sayısı azaltıldı
Londra: — Avam Kamarası yeni seçim kanununu dün akşam kabul etmiştir, Bu yeni kanun, Saylav adedini, bütün seçim daireleri arasında hakkaniyetli bir şe şilde tevzi etmekte ve 640 dan 618 e indirmekledir, (A,A,)
Bulgaristanda petrol ticareti \ de millileştirildi
Sofya: — Bulgar parlamento su petrol ticaretinin millileştirilme fil hakkındaki kanunu bu akşam kesin olarak tasvib etmiştir, Bu kanun hükümlerine göre petrol mamul ve müstahzarları devlet in hisarına geçmiş ve her çeşid petrol-sanayii minileştirilmiş bulunmak-tadlr> (A,A,)
Hir tren kazusında 19 kişi öldü ★ Wadenswill: (İsviçre) — İçir, de kayakçıların bulunduğu bir tren dün raydan çıkarak üç katlı bir eve çarpmış ve kaza neticesin de 19 kişi ölmüş, 48 kişi yaralan mıştır,
Kayakçılar için misafirhane ola rak kullanılan bina yıkılmış i^kat içlndekilerden kimseye bir şey ol-V--------------------------------------

mamıştır, Kaza kurbanları sadece trendekllerdendir, Trende 400 kişi bulunuyordu, (AP»
Makineli tüfekle öldürülen lıatib
> Roma: — Nisanda yapılacak seçimler İçin HrIstiyan Demokrat Partisinin adayı Vincenzo Campo, dün Gibelllneda bir söylev verirken, üzerine bazı kimseler tarafpı dan makineli tüfekle ateş edilerek öldürülmüştür Failler, hâdiseden sonra kaçmaya muvaffak olmuşlar dur. (AP)
Amerika Iiuz kırara
•4 Pearl Harbour; — Burada teslimle alınan bir haberde bildirildiğine göre 39 uncu Amerikan de niz kuvvetlerine mensub buz kıran gemileri, Graham arazisinde Mar guerlte koyunda bulunan kuman dan Frum Ronııesin emri .Ttmdakl Amerikan Kutub heyeti ile kuman danm gemilerinin serbest sulara çıkmasına mani olan dört millik bir buz şeddini yararak tam zama nmda temas peyda etmişlerdir,
Amerikan buz kıran gemileri,
bombası uçak taşıyacakı denizaltılar |
★ Londra: — Daily Graphlc ga î zetesinin bu sabah haber verdiği 7 bir habere göre. İngiliz bahrlyesl } su İçinde günlerce kalabilecek ve I Atom bombaları yüklü bir uçak | taşıyabilecek yeni denizalhlar İn- l şaşına hazırlaıımaktadır, Bu gaze l te, İngülz bilginlerinin ve mülıen i dişlerinin yeni bir harbde ağır bir ? İlklerin yerlerini, bütün denizlerde ? ve hertürlü havada sefer edecek 7 kabiliyette denizaltılar gibi hafif z birliklere terk edecekleri kanaatin 7 de bulunduklarını İlâve etmekte- 7 dlr- . , (A.A.) j
Derin sularda denizaltı |
araştırmaları I
Bata”ia: — Derin •sularda de I nızaltı araştırmalar yapmak üzere I .Göteburg Okyanus araştırmaları l enstitüsü müdürü Hans Petteıson i un başkanlığındaki heyet «.Albat £ rosr adındaki yelkenli gemi İle z Cavada Surabayaya gelmiştir, 7.
Deniz diplerinde araştırmalar ya J pan ve yeni bir tip buharlı boru I vasıtasile önümıineler toplayan he l yet geçen Temmuz ayında Atlan- l
fa Hlnd denizi ve Akdeniz yolu ile | dönecektir, (A.A.) (
Ardahanın kurtuluş yıldönümü kutandı
----—o-----
Ardahan: 23 (AA., — Ardahan, lılar, bugün, kurtuluşlarının yirmi-yedinci yıldönümünü büyük bir sevinç İçinde kutlamışlardır,
Kahraman ordumuza karşı derin bağlılık duygularının bir defa da ha tezahürüne vesile olan bu kutla ma törenine bütün civar ilçeler ve köyler halkından da yüzlerce kişi katılmıştı, Her taraf bayraklarla donanmış ve yapılan toplantılar, da söz alan hatipler , kurtuluş yolunda canlarını feda etmiş olan şe bitlerimizle hayatta bulunan kahra manlann hatıralarım artmışlardır.
Belediye başkam, Cumhurbaşkanı İnönü ve Genel Kurmay Başkan’ na gönderdiği telgraflarla, halkın bu içten şükran ve bağlılık duygu kırma tercüman olmuştur, .
eden Birinci bazı tâdille-r icao ettirmekle beraber, Paris belediyesi faaliyetine devam ile 1926 senesi nihayetinde mişt r. Bunun yüz otuz dört uırarian ucuz
TTiaııu
(adar yüz seksen milyon franga *520 mesken inşa etmiştir.
Paris surlarının kaldırılması hakkın baki karar Üzerine Paris belc*ii;c3i arsa tedarik ve eskiden banliyö olan kısım şehire İltihak edince, b’teb'it n faaliyetini teksif e(2n Paris bc’edte-sr 17155 meskeni 773 milyona inw ettirmiştir.
senesindeki kanun Paris bele diyesine yeniden yirmi bi.ı inşasına müsaade edlyerkı.
rY'at iki esaslı se3e> b" finşas.nın tahakkukuna mani
du. Birincisi Paris belediyesinin bu masrafa artılı tahammülü kalmamıştı, İkincisi: Devletten muavenet istemeğe maddeten imkân yoktu.
$u halde üçüncü bir çare, bu iş tı-mamile inşaat şirketlerine vermekti. 3u şirketler» evvelâ inşaatı tamamı yacaklar ve bilahare bunları işlet* çeklerdi.
Paris belediyesi» inşa edilmiş olan binaların kiraları ile bakım ve sa.n masraflarını karşılıyarak bakiyesini sermayenin amortismanına tahsis etmeğe ve amortisman ile sermaye ka panıncaya kadar faaliyetim tatil etmeğe karar vermiş ve yirmi bin vrs evin inşası h»ni şirketlere devrec: ı :» tir.
İnşa tarzları değiştirilen ve basit İlkten çıkan bu evlerin bir kısmım ıslah edilmiş ucuz evler ismi verilini? diğer bir kısmının kirası serbest bırakılmıştır. Çünkü bunlar artık ucuı evlik vasfını kaybetmişlerdir. Ve binalar dört oda mutfak, holâ 52 metre karo, üç oda mutfak, hela 40 kare» iki oda mutfak, holâ 2S kare üzerine inşa edilmişlerdir.
Netice: Ucuz ev ınes’elesinin İstanbul için ne kadar hayati bir iş olduğu-* nu hükümeti merkeziye do kabul etmiş ve faaliyete geçmiştir.
Sayın Başvekilin direktiflerile Istan bula gelen Emlâk Bankası umum müdürü, belediye reisimizle bu İşin halli üzerindedir.
Bu mühıın işin Haşan Saka ve Lût-fi Kırdar zamanlarında totevvüc etmesini ve muvaffak olmalarını can/ gönülden isteriz.
İDARECİ
ınetro metro
Milâno, futbol iakımı Istanbula geliyor Roma: 23 (AF' — İtalya futbol lig maçlarında başta gelmekte olan Milâno takımının Mayısta İstanbul-da 3 maç yapacağı bugün ilân edilmiştir, Milâno takımı Mayıs ayı başlarında Istanbulda bulunacak ve 9, 12 ve 16 Mayıs tarihlerinde Türk takımlarına karşı oyniyacuk-tır.
Genelkurmay Başka nı Mankaya gitti Manisa: 23 (A.A,) — Genel Kur may Başkanı Orgeneral Salih O murtak bugün Manisaya gelmiştir, Genel Kurmay Başkanı, vilâyet makamını ziyaret ettikten sonra şereflerine belediye tarafından şehir klübünde verilen zivafette bulunmuştur.
{Düşünceler ve Deıemel rj

M jT
r
n

t
Yine Konser
'V
İstanbul şehir meclîsi riyasetine

Eski Günlerim
r
Avrupai düşünceye ayak aydurmayı gaye bi’en ınk lâb Türkiyesj siyasî fırtınalardan sonra yarın durulacağı muhakkak olan bu dünyada kendi öz sesini duyurmak istiyorsa her şeyden önce fikir adamlarını seferber etmek ve dilini nizama sokmak mecburiyetindedir. Ve mütefekkirlerimizin ite bir.cik gayesi ruhî bünyemizi şuurlu bir tahlile kavuşturarak düşünce ve san’at sahasında tutacağımız yolu aydınlatmak olmalıdır.
Bir milletin tefekkür hayalı, edebiyat ve sanatı daima kendi ruhi oluşuna ve düğünce karakterine bağlı kalmıştır, hemen her topluluğun tarih l>o-jvjıca gelişen fikir yapısını ve san anlayışını çizgilvştiıip belli bir fcrmül halinde aydın bir gerçeğe ki.vuşturan onıın derunî hayatı olmuştur. Bu noktayı ihmal edip fikir dünyalarım başka milletlerin d ışünce nizamına esir eden millet kr, bütün zekâlarına ve üstün ta-akkul kabiliyetlerine rağmen kenti İtrini bulamamış; ister ilim ve felsefe, ister edebiyat ve sanat sahasında olsun tarihi sıçrayışlarla en ileri cemiyetlerin seviyesine u-la^mak isterken yaratıcı hamlelerini bir terakki çıkmazında boşuna tüketmişlerdir.
Şübhe yok ki Greco - Latin medeniyetinin mirasçıları olan ( batı milletlerinin ruhî bünyesini ve düşünce karakterini belir bir formüle bağlamak daima kabildir. Bir Fransız milletinin, bir İngiliz ve Alman milletinin şahsiliğini teşkil eden ve onları farklı bir dünya gö rüşüne götüren ruhi âmili yakalayabiliyoruz. Fakat Türk milletinin ruhî bünyesini derli toplu bir sisteme sokamıyor, fikir dünyasının hududunu çizemiyoruz.
Halbuki Türk ruhunun nasıl bir cevher olduğunu, üzerine koyduğu eserlerin nasıl bir iç zorlayışının ifadesi bulunduğunu açıklıvamadı ğımız takdirde, ona uygun düşünce ve sanat dünyasının iklimini tâyin etmemize* imkân yoktur.
Fransanm rasionalist bir renge bürünen karakterini; felsefe. ıhm ve sanat eserlerinin tahlili sayesinde meydana çıkarmak mümkün dür. İşte gerçek ilmin olduğu kadar modem felsefenin de müessiri olan Descartes, kâinatta - «Moi» nin «ben > in dışında - aklın matematik yoMte aydınlatabileceği geo-—i
Neden Dünyanın Film isi hsal merkezi oldu ?
Sinema sanayiinin tevlzlat Ve gös teri safhaları dünyanın bütün kısıklarına ulaşmış olmasına rağ-0.^11 isllhsalât sahası büyük ölçüde tecrit edilmiştir. Yarım asır evvel sİ nema sanayii başladığı günden iti türen Birleşik Amerika en önemli Ihın lstihsalâtcılarınden biri olmuş tur. Diğer dünya memleketlerinin kum'olne lstlhsalâtı, Amerikanın meydana getirdiği filmlerin ancak bir kısmını teşkil etmektedir.
Diğer taraftan bu endüstrinin B-.leşık Amerika Los—Angelos mın tıpasında toplanmış olması oldukça gariptir. Son otuz yıl zarfında Bi leşik amerlkada meydana getiri Ben İlimlerin onda dpkuzu Pasifik k aiıinin bu merkezinden gelmekte dır. Arada s.rada ou sanayiin mer kez değiştirengi söylenmekte İse de Hoiıyvodun daha bir müddet dünya film istihsal merkezi olarak kalacağı kuvvetle muhtemeldir.
Hidayette filin sanayii Nevyork Karinin civarında inkişaf etmeğe oa'-ıam.şu, 1889 yılında Edison «Kı.ıoıoscupe ı New Jerseye bağlı ouıunan VVest Oıangedaki bir lâ ojratuvarda tekemmül' ettirmişti, Adesell basit bir kutudan İbaret o-lan bu sinema makinesinde sadede 50 kadem uzunluğunda film takıla-billyordu. Bu gayet kısa film göste rllcrl dahi Amerikanın büyük şehir - Icrindc büyük bir rağbet görmeğe başlamıştı.
1098 y lı ıda, tabii boydan fljrri projeksiyonu sağlayan Vltascop da i
lâtÇilarj bir boblnlik film hazırlama a başlamışlardır, Böylece Ame Tikzının belli başlı şehirlerinde si nema salonları açılmıştı, Nevyork bölgeslnoc düzinelerle film Istihsa lâi"»sı vardı, Lâkin, Şlkagonıın Ba tısında yer alanların sayısı gayet ciı/'i denebilecek kadar azdı, O za medarda bir çok film kumpanya la>ı azami derecede ışıktan fayda tanaİMlmek İçin Nevyork şehrinde kİ binaların damında film çevirlvor la. dı.
Ç'J
-uisoniiıi ıftboratuvarında lnki-; ttlrnmişt), 1903 de film İRtittfia

metrik veya mekanik münasebetlerden başka birşey bulunmadığını iddia etmekle milletinin (raeio-naJist» akliyeci karakterine sadık
--- Yazan: —------- Nazım Kemal
(
hir ayna tutmak istemişti. O, «raaio» ya olan güvenini şöyle I-fade ediyordu:
«Bana hayyız ve hareketi veriniz; size dünyayı yeni baştan inşa edeyim.»
Fransız edebiyatının klasik devrini kapayıp romantizme kuran «Hngo» da ve stoik bir gurura Sahih olan «Vigent» de şekil kaygu-Bu daima hakim bir unsurdu. Le-conte de«Lisle> ve *H£redia» mısralarında plâstik güzelliği en mükemmel bir şekle vardırmalardı. «Verlaine», Maclarme ve iPaul Val6ry> gibi senbolistler bile rüya yı tesbit etmeğe kalkan «şiir simyasını» akim ışığı altında tahakkuk ettirmeğe çalışmışlardı.
’ Akıl) Fransanm hususî hayatının olduğu kadar zihni hayatının •da düıenlevicisidîr. Aklın bu hâkimiyeti) kendirini lisanda da hisset tirmekten geri kalmıyacaktır. Zira Fransız cümlesinde tahlilci bir zam mevcuddur. Fail başta, fiil tada, mef’ullcr nihayettedir, suretle, Fransız ruhu şaşmaz
karakter arzettiği için onun tarihî oluşunda kendisini bulmakta zorluk çekmiyoruz.
Fransadan tamamile farklı bir karakter gösteren Alman ruhunun dinamik ifadesini; tahlilden daha çok terkibe, basit ve saf bir görüşten daha çok hayalci bir inşaya yönelen bür?>ıâni de. felsefe ve sanat eseri •••rin in tedkiki sayesin-de meydana koymak mümkündür.
Filhakika Almanyanm bütün düşünce tarihi Alman milletinin insyakî UlHJj^UVhuhl illfi tezahür
ni-or-Bu bir
de

Fakat, KaJiorr^ya ikliminin ğlşmez ve mük-ylpı oluşu ve bu mm takada tab ı sahnelerin çeşitli ve İşe elverişli olmasj.ni nazarı itlbare alan film kumpanyaları derhal bu raya nakletn.Merdi,
1909 yılında Los—Angelosdaki da iıni stüdyo Se’rg tarafından İnşa e dlimlşti, Bu rr. ntıkada bulunan dag lar ve Elysıan Parkı açık havada film çevirmeğe gayet elverişli geliyordu, Vltagnrph stüdyosu da o cl varda inşa edümMi, Hattâ bugün Doğu Hollyvood srıd verilen mm tjkada shv-ma •• ( ■ ' -langıç
devresine ait bakiyeler mevcuttur,
Hollywood . önem-
li stüdyo inkışalı 191J yılında baş gösterdi., Burada haftada muhtelif IHmler çevrildiktir, sonra basılmak üzere Nevyorka gönderiliyordu, Bir bobinden maret olan bu film ler umumiyet itibarile Batı hayatı nı belirten drar Jardj,
O zamanlarda HoHyv.'od pek az kimse tarafınca.-, ikâmet edilen ve merkezi Los—Ar.gelosun takriben yedi ilâ seki- mi] Şimal Batısında yer alan kuçüıı Wı nijntıka idi,
Başlangıçta HUJyv/ood’da kuru, lan stüdyolarr. ekserisi yol kenarın da. portakal ağaçlarının bulunduğu mıntıkalarda e. almışlardı, Yağmurlu ve bulut. ı havalarda ekseri ya film çevrilemiyordu, Umumiyet itibarile büyük bir sermayeye İhtiyaç hissedilmiyordu ve çevrilen film lerln bir bobinden İbaret oîıışlı. Hol lyroooda güro( yirne yeni filin is tlhsalâtçjları ce.rpdiyordu,
Hollyvzooc 1 o b’arm günden güne çoğalın; .‘j neticesinde mıntıkada büyük ob ne inkişaflara önayak olmuştu Nitekim. 19)0 yılında 5,000 kişiden ıb; ret olan nüius 1920 yılında birdenbire 3C.0GÜ kİ ?İ oluver miştir, 1930 vjijnda Hollywood 235„009 klşilnc tuç nüiu.-a sahip bu lunuyordu, Ara;i fiyatları pek paha hlanmıştı, ÜetdJk filmciliğe elverlş li olabilecek geni" nrazl de buluna mıyordu, 1915 yılından İtibaren stüdyo İnesatj ancak Loe—Ange-^Devamt C neula)


>
1



rllndcn başka birşey değildir. Kâinatı monade> adlı krrpalı küçük bir âlemde hapseden Leibnitz'dcn âlemi, iç hayatımızın akışına göre tanzime savaşan Shelling’e kadar hemen bütün Alman filozofları mü cerred fikrî spekülâsyonlar peşinde koşmuşlardır.
Edebiyat sahasında İBe ^Goctheji Alman ferdile kâinatın bütünü ibrasındaki çatışmanın şiir dilile me tafizik bir anlayışını tesbit etmek istemiştir. Hülâsa, Alnıanyanıp fikir ve sanat adamları, köllekttf ruha sadık kalarak, tasnifçi me-ha relinden daima kaçmışlardır.
Bu soydan tahlillerle belli başlı bütün batı milletlerinin ruhî bürt-yesini meydana çıkarmağa, onların düşünce ve sanat dünyalarmıp sınırını çizmeğe imkân vardır. Zaten birçok mütefekkirler - sanat ve tefekkür yolunu aydınlatmak gayesile - kendi milletlerinin ruhu nu inceleyen çeşidli eserler vücuda getirmeği ihmal etmemişlerdir. |
Şu halde her milletin‘olduğu gibi Türk milletinin de ruhî bir bünyesi, tarih boyunca gelişen bir fikir dünyası olmak lâzımdır. Bu, şübheye yer vormiyen bir gerçektir. Evet, amma, garib olan şudur ki Türk milletinin tarihî kaderi, o-nun âdeta ruhunu yabancı kalıplarda eritmiş, onu, düzenli bir fikir dünyasından mahrum bırakmış tır. Zira bizde tarihî devirler, birbirlerini takib ederek zaruri bir sebeb ve neticeler sıralanışı halinde vücuda gelmemişlerdir.
Türk milletinin ruhî bünyesinin farikasını, şahsiliğini, tarihî devir lerin devamında arayıp bulamıyoruz. O, kâh kendi kendisini kaybetmemiş, kâh sahte bir varlığın iğreti hüviyetini benimsiyeTck ken dinden uzaklaşmıştır.
Halbuki Alman ferdinin primitif bir duyguya yapışıp kaldığını, hayatı ve gerçeği insiyaki sübjekti-vizmi sayesinde yakalamağa çalıştığı; buna karşılık rasyonalist Fransızın çetin cemiyet ve hayat problemlerini en hurda parçalara kadar inerek tedkik etmeğe, tartmağa gayret ettiğini görüyoruz.
Tiirke gelince o, dilini bulamamış inaaniyetei ve dinî bir mistisizmin elinde oyuncak olmuş kâh aşın bir hassasiyete ve merhamete doğru kavmış, kâh hayn başkalarına dokunan bir fedakârlıkta karar kılmıştır. Onun derinden dç-rine kaynaşan ferdiyetinin zengin iç dünyası, realist görüşü harice taşmak suretile şahsiyetinin teşek külüne imkân vermemiştir.
Türkte, akliyeci Fransızı olduğu kadar, tecrübeci Ingilizi, mütevekkil Arabi, sübjektivist Almanı bulabilirsiniz. Fakat bizzat kendisini, şahsiliğini teşkil eden şemayı bulamaz, yakalıyamazsınız. Zira o, asil nıhunu ve tükenmez enerjisini başkaları hesabına sebil etmiştir.
Gerçekten Türk ferdi lslâmiye-ti kabul ettikten sonra dilini unutacak kadar kendisini beyhüde yere harcamıştır, «lbni Sina» 1ar, «Fârâbî» ler, eserlerini Arabca yazmak suretile dehâlarına, İslâm medeniyetinin terakkisi uğrunda, kıymamışlar mıydı? Mevlânâ?, şiirlerini Acem dilile yazan bir Türk değil miydi? ' [
Türk cevheri, bütün duruluğile ayakta durduğu halde onu, yabancı duyuşlarla yüklü dillerde tüketmek veya kaynağı şübheli ölü kelimelerin heveslerine tevdi etmek cinayetlerin en büyüğü sayılmalıdır. ' '
Muhakkak olan şu ki ileri bîr seviyede olduklarını kabul ettiğimiz batı milletleri, muayyen bir fikrî karaktere sahih bulunan kol-lelctif darlıklardır. Onlar, bu vaziyete, kendi ruhî bünyelerini yine kendi dilleri vasıtasile işliyirek kavuşmuşlardır.
Avrupai düşünceye ayak uydur mayı gaye bilen inkılâp Türkiyesi, siyasî fıtınalardan soni’3 yarın durulacağı muhakkak olan bu dün-'"tda kendi öz sesini duyurmak istiyorsa. herşeyden önce fikir damlat ını seferber etmek ve dilini bir nizama sokmak mecburiyetindedir Ve mütefekkirlerimizin ise biricik gayesi, ruhî bünyemizi, is-tidadlanmızı, şuurlu bir tahlile ka vuşturarak düşünce ve sanat sahasında tutacağımız yolu aydınlat mak olmalıdır.
Nâzım Kemal

•-"I
Bir açık mekt ub!
devam et-
hayli iler-bahia mev
«Sayın meclisinizin tonsih ettiği 300.000 liraya yakın bir büdce ile kurulan «İstanbul Şehir Orkestrası» nın vazifesini suiistimal ettiğine dair gazete sütunlarında, rakamlara ve hakikâtlere İRtinad e-derek neşriyat bugiine kadar resmî bir ağızdan cevablaııdırılmadığı gibi, halka devamlı ve ucuz konser lor vermekle mükellef bulunan orkestra, münhasıran, sayın İstanbul vâlisi Dr. Lûtfi Kırdarın lahrî Telsi bulunduğu İstanbul Filarmoni derneği) ve (Saray sineması) sahihlerinden Bay Franko ile Bay Nedim Akçanın kurmuş bulunduğu (Kontiyu) isimli ticâret şirketi hesabına çalışmakta mektedir.
Konser mevsimi bir İçmiş olmasına rağmen,
zııu orkestra şehir namına ancak iki konser vermiş, hâlbuki yukarıda adı geçen iki hususî müessese için 8 konser vermiş bulunmaktadır.
Belediye büılcesindon ücretli ol • duk’on için haftada dört pro'-a yap maya mecbur tutulan orkestra üye lerl (Kontlya) ra (Filarmoni) hcsa bina verilen konserlerden beş para almadıkları gibi, bu provalara do -vam etmedikleri takdirde, bele 11ye nin verdiği ücretten kıstelyevm yapılmaktadır. Halbuki bu provalarda münhasıran (Filarmoni 1 konserleri hazırlanmaktadır. Bundan evvel. Şe hlr Orkestrası nanıile verilen ve hasılatı 239 lira olan konser, ksr.se" -den ancak İki saat evvel yapılan bir prova ile hazırlanmış ve böylec? or kestrayı idare edenlerin halkı hiçe saydıkları işaret edilmiştir.
Orkestra keyfi bir şekilde kurulmuş, ve konservatuvar profesörleri nln fikirleri bile alınmadan teşekkül etmiştir,
Konservatuvar orkestrasının ne-nelerce konsertmaysterliğinl yapmış bulunan saym viyolonist Alin Sezen, yerinden Çıkarılmış ve kon sertmaysterllk mevkiine, orkestra şefinin genç ve tecrübesiz eniştesi getirilmiştir,
Gerek bir İstanbul hemşerisl, gerek amme menfaatlerini korumak la mükellef bir gazeteci, gerekse konservatuvar mezunu bir vatandaş olmak Sıfatlle aşağıdaki sualle rin sayın Mecllsi’nizce incelenmesini ve efkârı umumiytyl aydınlatıcı bir şekilde cevaplandırılmasını say gılanmla diliyorum,
1 — Şehir namına halka ucuz ve devamlı konserler vermesi İçin te şekküle eden İstanbul Şehir Orkcs-rası. hangi selâbiyetle hususi mües seseler hesabına konserler verip, kendi vazifesini suisıimal etmektedir Eğer bu orkestra böyle bir ga ye İçin kurulmuşsa, bu kadar ihtl yaçlar arasuıda, İstanbul şehri baş
[MERAKLI BAHİSLERİ
A m e r i k adaJKasırgalar
nasıl tahmin ediliyor?

Son zamanlarda Birleşik Ameri-kada meteoroloji İşlerde uğraşan mütehassıslar kasırgaların tahripkâr kuvvetlerini azaltmak gayeslle esaslı araştırmalara girişmiş bulun maktadırlar,
Meteoroloji haberlerinin çok doğ ru olması esası üzerinde bilhassa ıs rarla durmaktadırlar. Bu alânda şimdiye kadar başarmış oldukları işler cesaret verici bir mahiyet taşı maktadır, Nitekim bunların kasırgaları tahmin etmek bakımından sağladıkları malûmat, son zaman, larda baş gösteren bir kasırga afe tinde eskisine nazaran çok daha az insanın ölmesini temin etmiştir, Lâkin evler, ve meyva ağaçları gibi sabit şeyler halâ tahribata hazır bir durum a rzet inektedir Bu gibi hasarm önün? geçmek için kasırga ların yok edilmesi lâzımdır. Esasen meteoroloji işlerile uğraşanların başlıca gayeleri de bundan iba rettlr,
Amerikada meteoroloji llmile meşgul olan mütehassıslar son zamanlarda Florldaya lâboratuar vazifesini 'tepebilecek uçaklar göndermişlerdir. Bu
dört motörlü muazzam larında kurulmuştur, Pilotların ve müşahldlerin kasırga bakımından anlattıkları şeyler hurrlcanenin e-sas şekil üzerinde yeni düşüncelere önayak olmaktadır, Sekiz saatlik il çuş esnasında uçak köpüren‘mev-celerln 60 ilâ. 240 metre üzerinde seyretmemi ştlr,
Bazen uçak İlerleme kuvvetini tamamen kaybetmiş bulunuyordu, Rüzgârın kuvveti kud-
lâboratuvarlar
—29 uçak
ka müesseselerln menfaati İçin 300,000 liralık bütlceyl nasıl tahsis edebilmiş?
2 — Haftada yaptıkları dört pro vada, sâdece filarmoni Kontlya kon serleri hazırlayan orkestra üyeleri, bu provalara devam etmedikleri za man belediyenin tahsis etliği ücret ten kristelluma tâbi tutuluyorlar, Bu keyfiyet ne ile telif olunabilir?
3 — Şehir Orkestrası nasıl kurulmuş ve selâhiyettar zatların kurulurken fikirleri almmışmıdır?
4 — 1934 senesinde Konservatuva nn konser büdcesl, 7.000 lira İken o mevsim zarfında, orkestra, oda mu slklsl ve resital olmak üzere 18 kon ser verilmişti, Hâlen bu büdce 300.000 lirayı geçtikten sonra, kon serlerin yok denilecek kadar azalması r>e İle telif olunabilir? (Bone başından beri ancak İki konser ve rilmlştlr,)
5 — Konservatuvar orkestrasını senelerce idare etmiş bulunan ve konservatuvarın kıymetli rüknünden biri olan Prof, Seyfettin Asal niçin orkestra şefliğinden çıkarılmıştır
6 — Konservatuvar müdürlüğünce geçenlerde Son Saat gazetesine gönderilen bir mektubda, büdce kİ fayetslzllğl ileri sürülerek tymser adedinin az olduğu bildirilmişti Or kestra masrafı hariç, konser masra fı olarak belediyece tensip edilen 32,000 lira nerelere sarfedlliyor
7 — İstanbul Şehir Orkestrasında kİ elemanlar, hangi İmtihan heyetince muayene edilmiş ve hangi e saslara göre seçilmiştir?
8 — Düyanın sayılı musiki müte hassıslazmdan biri olan Prof, Mar-ks memleketimize gelip, bir program hazırlamıştı, Bu program saye sinde, konservatuvanmız kıymetli elemanlar yetiştirmiş -ve gerek An kara gerekse İstanbul orkestraları nı beslemişti,
Bu kadar semereli bir prograır^ i) mi kurul başkanı namiyle Konser-vatuvara gelen Sadettin Arel tarafından değiştirilmiş ve konservatuvar son derece verimsiz bir hâle sokulmuştur?
Bunun müsebblbleri kimlerdir?
9 — Bütün bu gibi hareketlere karşı Şehir Meclisi ne gibi tedbirler almıştır,
Sayın Konservatuvar müdürünün ve profesörlerinin tarafsız bir •komisyon tarafından, bu mevzular üzerinde fikirleri alınacak olursa, hakikatlerin meydana çıkacağından şüphe etmiyoruz,
Cevabını gazetelerde neşrini say gıyla rica ederim,»
Müfid H, İmşir İngiltere, Newcastle Senfoni Orkestrasının Eski Şefi

detil motörleri dahi tehdit ediyordu, Uçağın tavanından ve kenarlarından sular akıyordu, Dİ-ğer taraftan uçağın arada sırada 11,100 metreye tırmandığı da oluyordu, Böyle olmasına rağmen buz lu bulutlara tesadüf edilmiyordu, .
Korkunç kasırganın agöz» ünü teşkil eden 40 kilometrelik bir dlya metre bir kaç dakika havacıları sü kûnete kavuşturdu, Lâkin, bunun etrafındaki 128 kilometrelik bir çev re dahilinde büyük bir karanlık ve korkunç bir rüzgâr müşahede edili yordu, Bazan kasırga saatte 240 İlâ 300 kilometre süratle etrafı kasıp kavuruyordu,
Umumiyet İtibarile arzın devrile dönen hurrlcane teşkili saatte 19 İlâ 24 kilometre süratle yavaş yavaş Batıdan tarafa seyrediyordu. Bu arada dönen rüzgârda evleri ve ağaçları yerle bir ederek ve korkunç bir surette akan sellere sebebiyet vererek tahrip İşini görüyor dıı,
Böyle olmasına rağmen uçak mü rettebatınin verebilecek İyi havadisleri de vardı, Bu muazza mbir sı cak hava dili oldukça Önemli bir keşfi teşkil ediyordu, Ekseriya bu dil kasırganın taklbedeccğl lstika-metden tara la seyahat etmektedir, Bu muazcam sıcak ha »ra dili 1280 kilometre uzunluğunda ve 900 kilo metre genişliğinde bir mesafe kap lamaktadjr, Dil, hurrlcane hakkında bir lntar teşkil edip bunun takl bedeceğl İstikamet bakımından he men hemen kati bir delil addeiun maktndır, Rasat işlerile uğraşan mütehassıslar bu mühim keşfin yar

— Gelişin uğurlu bir güne tesadüf etti Necml, biliyor musun oğlum bu akşam halanın kızı Leylâ -nın düğün merasimi var...
Doha fazlasını dlnlnyemadlm, za vali» anneciğim bana bu mutlu fakat gerçekten bir zehir kadar acı haberi •ne diye vermişti sanki... İdimde, bü yük bir çöküşün meydâna geldiğini anneme *nasıl • Büyüyebilirdim ? Oturduğum İskemleden kalkarak, elimde ki sigarayı pencereden fırlattım ve: ; — Evet anneciğim, dedim; biliyo rum. Bu akşam Leylâ evleniyor...
Gözlerimin önünde on altı on ye dİ yaşlarındaki bir melek kadar gü zel güldük^ yanallarında gamze ler bcüron» g-üzHlıği önünde bana mesud ve llmid dolu dakikalar yaşa tan Leylâ belirmişti. Onun güneş battıktan sonra camlara inen lâcivertlikten renk alan ve daima gülen gözleri, bana şimdi tanımadığı bir insana bakar gibi bakıyordu. Eskiden o gözlerde bana karşı müstesna bir dâvet çfrpımr, onun iki gül yaprağına benziyen pembe dudakla nnda dalma benim ismim dolaşırdı O. Necini Necmt diye seslendiği ve beni bahçeye çağırdığı zamanlarda içimi saadet dolu râşeler kaplar ve ben onun yanında bütün ıstırablan mı unutarak bambaşka bir insan o luverirdlm.
Leylftmn siyah san saçlarından elimde bir tel kaldı, diye ben. günlerce büyük bir sevinç içinde yaşa -iniştim. O. buna mukabil benden de bir hatıra istemişti ve çok sevdiğini söylediği gözlerimden bir kirpik ko parıp almıştı.
Şu ânda, güneş: batmak üzere bu lunan bu dünyanın, masmavi semasında Leylâ, başka diyarlara kaçan bir kuş gibi çırpmıyordu. Gözlerim ondan ayın geçen *beş plin ıstırabını tşşıyan yaşlarla dolmuştu. Bu gü -zel akşamın boyl^ aeı ile batmasını ben hiç de ümid etmemiştim. Dönü §11 mü duyan Leylânın evimize koşa rak, soluyan nefesile beni kuçakla inak için gelmesini ve kulağıma o billûr sesile Görüyorsun ya Necmi. seni tam beş yıldır bekledim, seni se viyorum, artık yacaksm değil şünmüştüm.
’ Yolculuğum
mukaddes emellerle geçrr Köy de kalbime sinen ve ebediyen unuta mıyaeağım acılan b*n böylelikle ha flflctmiştlm. Yüz dönüm arazisinden mahsulün iyi olduğu bir yılda kazan dığı bir kaç ytlz lirasını tstanbulun fahişelertle yiyen ve frengi illetine tutularak köyüne dönen bir köylü -nün çıldırdığını görmüştüm. Sıtma -dan ölen, bir kinin bulabilmek için günlerce araba tle seyahat eden ve dönüşlerinde hrttahmfmn öldüğünü gören zavallıların ıstırabını yaşamış tim. Doğuramıyan bir köylü kadı -nın kasabaya götürülürken araba i-çinde yanı »başımda çırpma çırpma öldüğüne şahid olmuştum. Fakat hic bir acının beni tu kadar sarkacağım düşünmemiştim.
Ufukta güneş muazzam bir renk koüeksiyonu yadigârı bırakarak kay boldu. Hafif esen rüzgâr bahar dolu kokuları ile gözlerimde biriken yaş lan silip götürdü. Annem:
____ Göreceksin Necmi diyordu; bu akşam o kadar eğleneceksin ki... Leylâyı belki de tammıyacalcsın gü zel bir kız oldu.
Ben bü akşam Leylfımn düğününe nasıl gidecektim ? CeTıeneme gi deceğimi müjdeliydim. Muhakkak ki bu kadar üzülmez, endişe duymazdım.
.Düğün salonuna, ancak Leylâyı
beni yalnız bırak mı. mİ?» diyeceğini dü-
bu tatlı hayaller ve
dmıile 48 saat? evvelinden kasırga ların tahmin edilebileceğini açığa vurmaktadırlar. Hattâ, bu sıcak hava dilinin radarla tesbit edıleb -leceği dahi ümid edilmektedir.
Diğer taraftan ikinci keşif dah yapıhmşbr: Bu da önemle bahsedilecek bir mahiyet taşımaktadır, Al-tostratus bulhtlannm içindeki 32 İlâ 48 kilometre genişliğinde daire ler müşahede edilmiştir, Bu dairelerde hiç bir bulut göze çarpmamak tadır. Esas itibarile bulutlar parça landıftı takdirde belki de kasırganın önüne geçmek mümkündür. Şimdi, Birleşik Amerika kara ve deniz kuvvetlerine bağlı olan rasat birliklerinin yaıdıinile yeni bir pro je hazırlanmıştır, Bu projenin tâki bettiğl gaye kasırga tayfun ve bu na benzeyen âfetlerin kuvvet bulmadan yağmura tahvil edilmesi kev fiyetidlr, Yani, Fen adamları çiftliklerde yaptıkları, gibi, sun’i kar yağdırmak fikrindedirler. Bu da, bu lut teşkillerini kuru buz serpmek suretlle mümkün olabilmektedir,
Radarla tesbit edilip uçaklarla ta kip olunduktan sonra bulutlara ku ru buz serpmek suretlle sun i kar yağdırarak hurricane, tayfun ve bu na benzeyen âfetlerden Tropikal bölgelerde yaşayanların kurtulablle çekleri kuvvetle tahmin edilmektedir,
Yazan: A/. Kemal Canerti
da gel sordu. Köyün nıüo
son olarak bir daha görmek arzusu ile geldim, İhtiyar annemle beni kar şülayanlar arasında ne yazık ki Ley lâ yoktu. O andaki haiinı bir enkaz yığınından başka hiç bir şeyle mu kayese edilemezdi.
Oturduğum masaya halanı m'.ştl, Bana geldiğim köyü Ccvablanm onu bilâkis üzdü, yolsuzluğu, yaZ mevsiminde
delo edilmesi Lnkânsızlaşan aıtma d leti, hcklmaızhk. sık sık vukua gelen kız kaçırma hâdiseleri ve kan dİ vasinin seb^b olduğu cinayeti* r, hz İnmın tüylerini diken diken yaptı, sonra bunları anlatmaktaki mandan lığı anhyarak işi şakaya dökt İml Halam yarumızdan aynlhktaa sonra gelin ve danıad, alkışlar- arj.3in(lı piste doğru ilerlemeğe başladılar... Leylâ, benim hayatımın ışığı, kalbi min en büyük sevgilisi, yüzüme bile bakmıyordu. Bir arahk gözleri anne me ilişti, aeviDç ve saadet dolu bir tebessümle- onu selâmlarken» besi görebildi. Tanımadı bile...
Daima boni dUşüneceğıuı, ıstırir ba tahammül edemezse, habersiz ya nınıa geleceğini vaad eden Leyli, b*-nl tanımıyordu demek! Alialum, ben buna naaıl inanayım? Hangi ce saretle ben bu feci hakikati kaoul • debHlrim? Leylâ beni nasıl -uuuUnuy olabilirdi? Yoksa bana karşı duyda ğu aşk bir gençlik heyecanın lan im ibaretti?
Leylâ şimdi saadetlerin ona ba!» şettiği bir çeviklikle müatakb •’ koca Btnın kollan arasında durmadan dans ediyordu. Bâr zamanlar o be -nim kolanının arasında da dans et-mişti. Şu ânda duyduğum heyecanla n, bütün satiyelıle benim kakaomda iken de duymuştu ve hana( bir glin düğünümüz olacak, o zaman kim bilir saaddetten ne haK gelece ğinı. Çocuklarımıza haşin davraonu yacaksın değil mi? Necmi*-diye w muştu.
Ben eski günlerimi yaşamatotao, bundan böyle ezeil bir tsrırah» duyacaktım/ O günlerin tinud (ıuıu haş*a ieılne kapıldığımı ve busuana arka sın dan fırtınaya tutulmuş bir yap . rak gibi sürüklendiğim soua:%r(tar ua içini sızlayacaktı. O günler y(‘inye -şil güneşli ulr vadi kadar- g ızeldı Leylâ masamıza geldiği yüzüme acayip acayip öalnvordu. Annem:
— Tamyamadın galiba
— Unutmakta hakları vat de dlm; beni unutmakla iyi y«pı»» şlkH Ncemiyi kim hatırlar Anne?
Leylâ birdenbire IrkıMi, KOBİtri ilk önce hayretle açıldı; sonra esai günleri’iıiLln hatıralara lolchı:
— Sen'Necmi... Demek N rnu?.
Leylâ şaşırmıştı. Eoyle b»r .(ec*-de beni göreceğini akimdan*> bile ge-çinnemtşti.
— Tebrik ederin: Leylâ, dedim kendine iyi bir eş se*^uşs»n; mesul olacağına eminim. Zaten olan da buydu. Annen biz ımhk yı nmıızdan avrıldı.
— Demek Leylâ oana yazrr.ayjşına. bem ur.utıışu ı >eöeb, evlenmece karar verişindi Baiıçenu zi öir bülbül yuvas.rı ındrr^n Lj-merdeki sevişmemizi îliğimiz ye -mirileri unutacaktın ?
Cebimde her zamar .,■ ligim bir tel saçını geri verdim Gezleri v’u-j a nıışti. Kolyesini açtı benden lur n» tıra olarak saltladıgı lcirptgî laJe etti:
— Dbniişü olmaya? lıir yoldny n, dedi...
Bu esnada kocası i ?lmi‘ştl, Mu-a ade isteyerek yanımdan. ajnrMrlar.
Ben Istanbula sadece Leyl*yı i. «r mek için gelmiş, köyden yalmz (. y lâ için ayrılmıştım ne yazık kİ nıu-hayyelemde yaşattığın- j-üzel havai lerimi gerçekleştirmek için sabır -azlıkla sona ermesini beklediğim bu yoldan şimdi vari dinidari bir çok şeyler kaybetmiş zararlı bir ins 1 ı o' larak bana eski günlerimin tatlı hı yallorin1 yaşatan köyüme beni do-1 gözle bekliyen talebelerimin yaımu dönüyorum. e
Tokatta spor faaliyeti
Tokat: (Hususî) — Pazar gıi-nü Tokav stadında il şaıuplyonutk maçlarına devam edilmiş, ve saat 11 de Niksar—Zile maçana böige aıurenörünün hakemlimi; altında başlanmış iki, ikiye beraberlikle bit iniştir, ikinci maça Tokat—Turhal klübleri arasında başlanmış, Peke rin hakemliği altında ceryan etmiş maçın neticesi bir bire berabere bitmiştir. Niksar—Zile. Turhan— Tokat aralarında yapılan 11 şampiyonluk maçlarında Tokat—Zile finala kalmış olduklarından’ önümüzdeki hafta Turhal stadında To kat—Zile takımları arasındavyapı lan maç sonunda kesin durum bel 11 olacaktır.
*

■ *
J4 ŞUBAT 1948
Y E Nl SABAH

■r
SAYFA î S
İslâm Tarihinin En Meraklı Bahisleri
I
î
*
a
Solcu Profesörlerin durumu
Filistinde
(Ba^tarafı 1 incide)
Dün vukua gelen en büyük tethiş hareketi ve felâkette 67 kişinin öldüğü bildirilmektedir, Ölenlerin on üçü Yahudiler tarafından ınuka bele bilmlsil olarak katledilen İngi lizlerdir, Yahudiler bu mukabele bil misil! diiu sabırlı ticaret merkezini tahrip eden elli kişinin ölümüne sebebiyet veren infilâk, üzerine yap ııiış oldukları hatalı bir- faraziye yii zünden İcra etmişlerdir, Bundan başka Yahudiler havan toplarile polis genel karargâhlle bürolar ii j zerine ateş açtıkları zaman oradan geçmekte olan Arabların üçü 61 müştür,
Ingiliz kuvvetlerinin bu felâketten mesul olmadıklarına dair İngiliz ler tarafından yalanlanmaya rağmen fevkalâde bir heyecana kapılmış o-‘lan Yahudiler kabahati İngilızlere yüklemişlerdir, Hastahanelerde da hi Ingllizler Yahudi kitlelerinin ga levanından masun kalmamaktadır,
Dün akşam maske takmış olan bazı gençler bir salona baskın vere rek üç Ingiliz askerine ateş etmiş ler ve bunlardan ikisini öldürmüş lerdlr, İngiliz kuvvetler'! dün akşam kıım torbalarının arkasında, makineli tüfekleri halkın üzerine tevcih edilmiş ve her an kütle halinde bir hücuma karşı ateş etmeye hazır bir şekilde mevki almışlardı,
Kudüs: 23 (A,A.) — Reuter: —
Bugün Yahudi tedhişçi teşkilâtının, Kudüs şehrinin Yahudi mahal leşine girecek bütün üniformalı İn giliz kıtalarının Dün Ben Yehuda caddesini tahrib eden infilaka kar şı bir misilleme olmak üzere öldürülmelerini emreden bir beyanname yayınlanması üzerine Kudüste ki genrgirılik hâd dereceyi bulmuş tur,
Resmen bildirildiğine göre brı sabah misilleme olarak yapılan teca vüz sonunda 7 İngiliz askerile İngiliz hava kuvvetlerine mensub 3 kişi öldürümüş ve 8 i yaralanmıştır,
İNGİLİZLERLE YAHUDİLER KARŞILIKLI BARİKADLARDA Kudüs: 23 (AA? — Yahudiler, Yahudi mahallesinde İngiliz kuvvet lerinin girmelerini menetmek üzo-re dün. akşam bu mahallenin çevre sine elektrikle patlayan nıanylax koymuşlardır,
Ingiliz kıtaları. Yahudiler birbir lerini karşılıklı gözeterek barikad-larda bulunmaktadırlar. Vaziyet o kadar gergindir kİ en küçük bir lrâ dişe kanlı bir muharebeye sebeb o-laeak gibi görünmektedir.
Gece yarısına doğru harekete geç inpöp hazır bir vaziyette bulunmak üzere zırhlı otomobiller şehrin stra tejlk noktalarında ırrezvi almışlardır, Tedhişçiler tehdidierini ikaa te şebbüs ettikleri takdirde bunların üzerine yürümek üzere hazır bulun mak nraksadile seyyar polis kuvvet | lerile askerler harekete müheyya bir halde bulundurulmaktadır, YAHUDİLER MESULİYETİ
' KABUL ETMİYOR
Kudüs: 23 (A.A.) — Hagânah teş kllâtı dün akşam, radvoda bir teb-llğ neşret iniştir ,
Tebliğde bildirildiğine göre. Ingiliz askerlerine yapılan hücumlardan muhalif Yahudi grupları mes uldür, Bu tetlıişçl gruplai’in Stern ve Irgun grupları olduğu söylenmek bedri,
ARARLAR BEYNELMİLEL ORDU İLE DE ÇARPIŞACAKLAR,
Kudüs. 23 (A.A.) — 'Routerî: Yilk sek Arab komitesi sekreteri Hüseyin Haildi bugün yabancı basın muhabirlerine yaptığı beyanat sırasında, Filistin Arablnrının diğer komşu Arab memleketlerinin de miizaheretile. Bir leşmiş Milletler Kurulu veya güvenlik konseyi tarafından Filislinin taksimini sağlamak üzere gönderilecek milletlerarası bir polis veya ordu kuv vetlle çarpışmak kararında olduklarını söylemiştir.
Haildi ezcümle şunları ilâve eylemiştir:
«Flllstlnde cereyan eden son hâ il, seler Arablann gösteriş yapmadıkları hususunda bütün dünyaya kanaat vermelidir.»
HaJidî bundan sonra, dün Yahudi
Çoruh şilebi ve kaçakçılık ihbarları
gerginlik ticaret merkezi Ben YehucFda vulaıa gelen infilâk Iınldcında yorumda bu. lunınıyacağıTu söylemiş vo demiştir kı:
cKudüste vukubulan son vakalar, patlayıcı maddelerle saatli bombalar kuUamlmasınııı iki taraflı »keskin bir silâh teşkil edebileceğini Yahudilere isbat etmelttecUlU’
F1LIÖT1N KOMİSYONU
Londra: 23 «AP» — Kudüse git-mekt - ulun Bııleşmiş Milletler FUis tin Knv.l vontı sekreterliğinin 6 ii-w yesi bugiin Londraya varmışlardır ikisi kadın olan-sekreterlik mensupları basın muhabirlerile görüş, inekten imtina etmişler ve fotoğraf çekilmesine müsaade etmemişlerdir,
Grup Loııdrada bir kaç gün kala cağım söylemekle iktifa etmiştir,
Londra. 23 'A.A,> — Kudüsten ge len haberlere göre Birleşmiş Milleti ler Filistin komisyonu üyelerinden bazıları Filislinc gelmişlerdir, Komisyon üyeleri, Küdiise yakın bir hava alanına İnmişler ve müteakiben şehre gitmişlerdir,
BAYAN RUZVELTIN NOKTAİ
NAZARI
Lake Success, 23 (AP> — Amerika nın İleri gelen şahsiyetlerinden dört kişi, Filistinln taksimi mesele sİ hakkında gerek Amerikan hülcû metine, gerekse Birleşmiş Milletler kuruluna bugün dört teklifte bulun muşlardır,
Bayan Roosevet, Unrramn eski Genel Direktörü Herbert Lehman, Senato âzasından Elbert Thomas (Demolaatı ve eski Dışişleri Baka m Sumnıer ‘VVellesten mürekkep o-lan bu dört zat şunları istemektedirler:
1 — Derhal Milletlerarası bir or du kurulmalı.
2 — Ingllizler Filistinden çekilir çekilmez .hattâ daha çekilmeden ev vel bu kuvvet Fllistine yerleştirilmeli,
3 — İcap ?derse, Birleşmiş Millet ler Anayasasında sulhu koruma hususunda gözetilmiş olan tedbirlere başvurulmalı,
4
olan Filistinlilerin kendilerini mü dafaaya imkân vermek için, silâh ihracı üzerindeki ambargo kaldırıl malı,


I



(Bat tara fi l incide) borler doğru değildir. Buna muka bil üniversiteliler arası kurulu top laııtısından bir gün sonra Başbakan Haşan Saka tarafından üyeler kabul edilerek bir müddet görüşül düğü haberleri doğrudur. Bu karardan sonra vaziyetin ne olacağı 1 fikirleri işgal etmekte devam etmektedir. Karara göre çıkarılan profesörlerin derslerine devam etmeleri icabetmektedir. Ancak fakülteler halen tatildir. Bu hocaların mensub oldukları dil tarih fakültesinin tatili devam ettirileceği gibi karara uyularak tatil bitin Ce derslere başlanması da ihtimal I dahilindedir. Üçüncü bir ihtimal. ı tatili devam ettirerek Meclis açı- l lınca dil tarih fakültesinin bir kanunla lağvı ve diğer bir kanunla bu profesörler kadro harici bira- | kalmak suretile yeniden tesisi en i kuvvetli ihtimaldir. Aldığımız son malûmatta üniversiteler arası ku- | rul biı taraftan bahsi geçen profesörler haklarında bir disiplin cezası tatbikine mahal olmadığına karar verirken Ankara üniversitesinin tarih, coğrafya fakültesi yönetim kurulu üniverSiteliler kanunu yedinci maddesinin üçüncü ben dini ve Ankara üniversitesi öğrencileri disiplin yönetmenliğinin yedinci maddesi gereğince isimleri mevzuubahis profesörlerin Türk halk edebiyatı ve folklor kürsüsü dersleriyle felsefe kürsüsünün sos yoloji derslerini tatil etmiye karar vermi hr,
Rektör Sıddık Sami ne diyor?
Bundan bir müddet evvel, Ankara Üniversitesindeki solcu profesörlerin ihracı meselesi etrafında incelemelerde bulunmak ve bir * karara varmak için Anka raya git | miş olan, Rektör Sıddık Saminin ( başkanlığındaki on sekiz profesör den mürekkeb heyet, dün sabahki ekspresle şehrimize dönmüştür.
Rektör Sıddık Sami Onar, bir arkadaşımıza şunları söylemiştir:
«— Ankarada, bir tetkik komis yonu halinde, Millî Eğitim Bakanı Keşad Şemseddin Sirerin başkanlığında, solcu profesörler me-
selesini inceledik. Neticede bilinea karara varıldı; profesörlerin ihraz* cı kabul olunmadı. Benim, fazla bir şey söylemiye; yani, bu kararın lehinde veya aleyhinde bulunmağa salâhiyetim yoktur. Yakın* da bu hususta Bakan tarafından bir beyanname yayınlanma- muK temeldir.
Rektör, arkadaşımızın Ür/vecai-te meselesi hakkındaki su >Herini de şöyle cevablandırmıştır:
«— Üniversite merkez binasının, arka kısmında yapmağı tasarladı ğımız Hukuk ve İktisad Fakültelerine tahsis edeceğimiz ek inşaata, beş on güne kadar başlanabileceğini tahmin ediyorum.
İnşaatı, kısa bir.zamandı bitirmek istiyoruz. Ortaya çıkacak binanın, modern ve talebenin bütün ihtiyaçlarını sağlıyabilecek bir durumda bulunmasına çalışacağız.
Binanın içinde, büyük bir talebe kantini ve talebenin kendi kitapları ile çalışabileceği bir kütüphane olacaktır.
İnşaat tamamlandığı zaman, talebelerin bütün ıhtiyaıJanEa ce-vob verilemiyeceğini talimin ediyo rnın.
Bununla beraber, İngiltere ve A-merikadaki üniversiteli hayatını yaşıyabilecek, modem bir (Üniversite Sitesi) ne kavuşmamız i-çin, büyük teşekküller ve uzun seneler lâzımdır.
Fikrimce, (Üniversite yeri de ancak Yenikapı olacaktır.
-----o----•
Amerıkadan gelen gemi, muhafaza memurları ve Maliye müfettişleri tarafından aramalara tâbi tutuldu
Muaviyenin doğuşuna
Islânıda ilk
hak landa çeşidli malûmat
— Muaviyenin müşavirleri rüşvet kapısı nasıl açıldı?
----------- —-
Yaı&nıM. RAiF O4SAW
Kadı Şureyh, «Öyle bir zâlimin elinin kesilmesine neden mâni oldu-1 gu* sorulunca şöyle mukabelede bulunmuştur:
— Danışılan adamın emin olması ve fhicrini açıkça bildirmesi şarttır. Yoksa»* ben onun yalnız elinin kesilmesini değil, her uzvunun parça par ça doğratunasııu isterdim!
Zeyad; kendisi de kendinin ne mal olduğunu bilirdi ve yaptıklarını kötü olduğunu bilmediğinden, değil, dün/ara bağlılığının icablanndan sayarak yapardı. Bir kere ona:
— Dünyada en mesud insan kimdir?
Diye sorulunca:
«— Ivl ahlâklı namuslu bir karısı, geçinebilecek kadar serveti olup da tizlerle tanışmıyaıı adamdır. :Zira O bizi tanır ve biz de onu bilirsek, dün.vaoinı ve âhiretini ifsad eyleriz;
Cevabını vermesi bu ciheti açıkça ’ gösteril'. Fenayı bilirdi, amma, fenalık yapmağı siyasetin muktezaların • dan sayınca tatbikten geri kalmazdı.
( Havârio İn ileri gelenlerinden biri onu hastalığında ziyarete geliyor, konuşurlarken Zeyad:
— Benimle Emirilmü’minin Muaviye hakkında senin düşüncen nedir?
Sualini atıyor, muhatabı çekinmeden:
— Muaviye. diyor. Müminlerin E-miri değil müşriklerin reisidir. Sana gelince: Senin evvelin zinâ ile başlıyor. sonun da fenalık ve kötülüklerle bitiyor. Allaha âsi olduğun hal de âiıirete gidiyorsun!
Zeyad; derhal onun boynunu vurduruyor.
İşte, Muaviye hazretlerinin kardeşlik şerefine yükseîttikleri yüksek ze-' kânın ahlâkî nrahiyetî bu tecelli eylemişti!
* 3

Muaviye: kendi saltanat re t ine dokunamıyacaklar;
'uzaksalar bile müsamaha gösterirdi.'
Ashatrtfux Abâde bin Sânv.t Şam-dr otururdu. Bir “güfr TOttaviye onu çağırttı, Amr bin As^ da orada bulunuyordu. Gelir gelmez, doğru gidin Muaviye ile Âmr’in «ralanna oturdu., Muaviye ona eski hikâyelerden sc’r akarak. Ali’nin Oaman’a yardım et-m^h^inden ve Osman in velisi ve va-^5îsü olmak sıfatile gc.'lp kentlisine il- •
Muaviye
aid bir kehanet
ve kud-nnn. dil

(Raeiarah i incide» I tün çıplaklığı ile açıklamamış olsaydık her nedense örtbas ve l idared maslahat pohtikasını pek benimsemiş görünen Adana i-dare mekanizması muhakkak ki ( vaziyeti gülrerık gösterecek ve: ♦ A’Çtz! diye inliyen zavallı Ha-dırlıların derdinden kira3e haberdar olmıyaeaktı.
Adana idarecilerini boş yere suç landirmiyoruz, zira bugün başyazı mızda da tebarüz ettirdiğimiz veç idle, sayın vali bir taraftan bazı köylerle henüz irtibat tesis cdile-
me-liğini söylerken bir taraftan da] kat’î bir ifade ve eda ile nüfus kay
tihak eylemesi lâzım geldiğinden ban sedince, A-bAde ağzını açtı:
____ Beni çağırdınız, geldim, fîöz’e-rinizl de sonuna kadar dinledim» Fakat, acaba siz dikkat ettiniz mi, ki ben buraya gelince başka yer varken, neden İkinizin, arasına geçip oturdum?
(Hayır) cevablan üzerine,
— Tebük gazasından dönülürken ben Resulü Elu'em ile birlikte yürüyordum Siz ikiniz de yanyana gidiyordunuz. Resulü Elcremln; sizin yan yana bulunduğunuzu bize işaretle cEunlann ikisini bir yerde buluşmuş görürseniz aralaıunı ayırınız. Zira, bunlar (hayır) üzerine asla birleşmezler.» •
Buyurduklarını işittiğimden, şimdi ikinizi yanyana oturmuş bulunca aranıza girip ayırmağa lüzum gördüm. Ben sizlerle birleşmek değil, tuttuğunuz kötü yolda karşı durmak ve size göz kulak olarak îslâmlara bir hizmete bulunabilirsem, işte ancak o sebeble bahtiyarlık duyarım!
Demiş ve savuşup a\T.inuştır Mu-aviye, o zamanlar henüz Emeviye tanatını tesis cyli yememiş ti. Ses katmamağı münaaıb buldu.
Muaviye; güçlü olanlar suçlu
olsalar afederdi, anıma suçu unutmaz ve güçlü olan zayıf düşünce o-nu yere vurmaktan çekinmezdi.
B±r gün Mugayre ile birlikte Şam sokaklarında dolaşırlarken ileri gelenlerden birine rastlıyorlar, o zat uzağa çekiliyor. Bu hal Muaviyerıin dikkatinden kaçmıyor, soruyor:
— Yanımızdan çekilmek bize bağ, lılık ve saygından nu, yoksa korkun dan mı?
Adam:
— ficisi de değil, diyor, şerrinden kaçınmak üzere senden uzaklaşmak istiyorum!
Muaviye aldırmadı, adam gittikten sonra Mugayre:
— YA Emirilınii’minin, senden daha yüreği söylemez bir zat görme-* dim!
Hitabında bulununca Muaviye:
— Şiddet ve hiddet göstererek halkı kendimden soğutup ürkütmekten ise yumuşaklık ve tatlılıkla kendime itaat ve inkıyndlnrını temine uğraşıyorum da ondan.
Cevabını verivor.

sal
Çi-
da

I

Taksim plânının aleyhinde
H. Avni Ulaş vefat etti
Siyasi hayattan ayrıldıktan sonra yıllarca tstanbulda 5 inci Noterlik vazifesinde *hulUnT?X^ şort gUnh*M*-de millî bir parti kurmak için teşebbüslere geçmiş, fakat ömrü bunun tahakkukuna imkân bırakmamıştır.
Hüseyin Avni Ulaşın cenazesi bugün öğ.e namazını müteaklb Teşvikiye camiinden kaldırılarak Kandillideki aib* makberesine defnedilecektir.
Merhtma rahmet, ailesine sabır leriz.

ı
di
i
bı olmadığını temin ediyordu. Sadece şu küçük müşalıade Adana i-dare mekanizmasının zihniyet ve görüşlerini kâfi derecede aydınlatır sanırız.

Bu mukaddimeden sonra Adana da ısrarla dolaşan fakat doğru çık mamasını bütün kalbimizle temenni etliğimiz bir şayiadan bahsedeceğiz. Zira bu haber teeyyüd edecek olursa yalınz felaketi küçük ve ehemmiyetsiz göstermek istenmek ie işlenen bir suçtan çok dahcı büyük hi/günah karşısında, bulunu-jorıız demektir.
Bu habere göre (Hadırlı) köylü lerinin köylerinin önünde şeddin zayıfladığı ve yıkılma tehlikesi gösterdiği* hakkında verdikleri ha ber Baymdırhk Bakanı Kasım Gü-
Wer Sabah ;
Tekel Bakanı dedi ki..
(Ra ^taralı 2 incide)
Doğrusu Sıhhat işleri Bakanı o-lacak zatmışsınız beyofendı. Anoak bu izahlarınıza Ankarada da kulak verenler olur mu?
— otmaz olur mu hiç? Çeten gün aynı izahatı Başbakanıma verdim. Heyecanından boy«uma atıldı.
— Boğmak için mı?
Ne ımınasabctf iki yanağımdan fapır şupur öptü.
Diyecek bir şey kalmıyordu. Tcşek-kürler cdarek çekilmeği Uıroıh ettim.
FIKRACI

leke de bildirilmiş fakat Bayındırlık Bnlıanı Kasım Gülekin bu köyün karşısına isabet eden İcarşı yakada bazı nüfuzlu zevatın era-zisi bulunduğu ve (Hadırlı) şeddi tamir ve takviye edildiği takdirde suların şeddi yıkmasına mâni olununca suların bu toprakları kap kırnak tehlikesi karşısında kalını-Iacağıın düşünerek takviye işine ehemmiyet vermemiş Ve göz göre göre (Hadırlı) köyünü feda eylemiştir.
Yine bu haber cümlesinden olarak takviye işinin (70.000) lira gibi, şimdiki milyonlarca liraya nazaran ehemmiyetsiz bir meblâğa mal olacağı da Bayındırlık Bakan lığına bildirilmiş fakat Bakan yukarıda açıkladığımız düşünce yüzünden, bu takviye işini yaptırtmamın ve dolavısile de malûm felâket bpş göstermiş imiş.
Tekrar ediyoruz: Bakanlık mevkiini işgal eden bir zatın bu kadar hasis bir düşünce ile hareket edebileceğini ve bir çok vatandaşların can ve mal kaybına dolayısi-le sebebiyet verebileceğini havsalanınız kabul etmiyor.
Ancak mevsuk kaynaklardan öğrendiğimiz bir haberi de gizlemek ve şayed varsa böyle büyük bir manevi mes'uliycte iştirak eylemek de elimizden gelmiyor. Bu hıiBusta ciddî bir incelemenin yapılmasını ve şayed mes’uller varsa, ne kadar büyük mevki işgal ederime etsinler, emsaline müessir brr diret teşkil edecek şekilde -Cezalandınlmalanru istiyoruz. İstiklâl Caddesinde ki feci kaza
(Berter âfı 1
tedbirsizlikten dolayı ölüme sebebiyetten nezaret ultuıa alınmıştır. FINDIKLIDAKİ TRAMVAY - OTO-
MOBİL ÇARPIŞMAM
Diğer taraftan yine dtııı ayni saatte, 16 da; Fındıklıda, aksi istikamette hareket eden iki tramvay arasından geçmek iatiyen 0933 numaralı hususî otomobil; tramvayın sadme.! aîne uğnyarak parçalanmıştır. Bul

sır-
t
w
Or

PROF. ORHAN ABDİNİN CENAZESİ
Kıymetli tıb profesörlerimizden
han Abdinin vefatını teessürle bildirmiştik. > ;*r
Merhumun cenazesi dün öğle namazını müteaklb Beyazıd camiinden kaldırılarak ebedi istirahatgâhına tev di edilmiştir. Merhuma Tanrıdan mağfiret, nilcRine ve dostlarına baş sağlığı dileriz.
Şimal kutbunda havalar nasıl ?


Amerikadan satın aldığımız o Çoruh* şilebinin cumartesi günü limanımıza geldiğini bildirmiştik.
Evevlce de yazdığımız gibi Ame rikadan hareketinden önce 7740 ton yük alan şilep, bunun 7000 tonunu Cenovaya, 115 tonunu Pireye bırakmış, mütebaki 625 totı eş^v1 du lstanbula gctiımiştir. '
İlgililer nezdinde yaptığımız e saslı ve etraflı tahkikata göre, İs taııbul - Marsilya arasında işliyen İstanbul yolcu vapurunda meydana çıkarılan mühim döviz ve enva kaçakçılığından, sonra; karasu la 11 mız dışında çalışan gemilerin gümrük muayenelerine eskisine nazaran daha ziyade ehemmiyet veren gümrük muhafaza başmüdürlüğü Çuruhun bu ilk gelişinde de liman da çok sıkı tedbirler almış, şilep limana yanaştığı zaman tekmil eş ya ve on iki yolcu çok esaslı bir aramaya tâbi tutulmuştur. Üstelik bu kontrole maliye müfettişlerinin de katılması, işin ciddiyet ve ehemmiyetini büsbütün arttırmıştır.
yine iddia edildiğine göre iki, sene evvel Demiryolları ve Denizyolları idareleri namına malzeme müba-taası için Amerikaya giden ve bu defa Çoruh ile dönen eski Devlet Demiryolları genel müdürü Fuat Zincirkıran ve yanındaki zevat ile diğer yolcuların beraberlerinde ge tiıdikleri evrak ve dosyalara, maliye müfettişleri tarafından el kon muştur. Düne kadar devam eden aramalarda gümrük muhafaza teş kilâtı, gemideki eşyayı tetkik etmiş, müfettişler ise münhasıran evrakı tesbit ile meşgul olmuşlardır.
Maliye müfettişlerinin bir gemi nin kontrolüne ilk defa vaziyet etmeleri ilgili mehafilde merakla kar şılanmıştır. Bu vakıanın bir ihbar nâdiscsile alâkalı bulunduğu söylenmekte, Amerikada malzeme ve gemi mubayaa eden Fuad Ziııcirkı ranın başkanlığındaki heyetin, A-merikan firmalarından komisyon aklıkları iddia edilmektedir.
Dünkü tahkikatımız esnasında Devlet Denizyolları idareleri Istan bul vapuru kaçakçılığında olduğu gibi bu son hâdisede de nıutacL ketumiyet vc soğukkanlılığı muhafazada ısrar .etmişlerdir.
Diğer taraftan bu hususta malûmatına müracaat ettiğimiz güm rük muhafaza başmüdürü Hamid Tiğrel bize şunları söylemiştir:
«— Siz de biliyor ve görüyorsunuz ki; gümrük muhafaza teskilâ tı karasularımız dışından gelen ge mileri muayene ye tâbi tutmaktadır. Bu mesaimiz; mevzuatımızın teşkilâtımıza verdiği vezaif cümle sindendir.
Maamafilı Çoruh şilebinde çıkan zatî eşya çok fazladır. Bunun kim lere aid olduğunu anlamağa çalışıyoruz. •
Yemenin durumu hâlâ karanlık


de eskıduııberi tanı fazla İçki içer ve ö çatar kütuıoaz bir a-
gecesi arkadaşım Şev
Sitesinin) tarafları
■ Tarih -lâğvedil-

Rektör Sıddık Sami:
Diğer taraftân, Dil Coğrafya fakültelerinin
dilip edilmiyeceği şayiaları etrafın da şunları söylemişlerdir:
— Biz böyle bir vakıadan haberdar değiliz. Ayni zamanda fakültenin lağvedilebileceğini pek tahmin etmiyoruz. Hâdise tama-mile şayia halindedir. Kuvveden fiile çıkabilmesi de uzun çalışma ve tetkiklere muhtaçtır.*
Teknik Üniversite Rektörü Tev-filc Sağlam da, hâdiseden malûmat tar olmadığını beyan etmiştir.
Yaralı Ta'ât
Ülkü şehrimizde
(Ba^tarah 1 iıuMey
lif şekilde tazyik e dilmiş; askeri
lan öğrenmek kasdile kendisine bazı sualler sorulmuştur.
Talât Ülkünün ikametgâhı Yeşilköy, hava garnizonu dahilindedir. He nüz ailesilc de temas ettirilmedigi söylenmektedir. Bugün, yine Mİcerî bir nakil vasıtasüe, Anlcaıaya götürülmesi muhtemeldir. 1
Diğer taraftan, ayrı bir otobüsle ( şehrimize gelen, Sofya sefareti J^aş-kâtibl Fuad İrdelp, bir arkadaşımıza şunları söylemişti?:
(— Vstteğmen Talât Üücüyü. hududa kadar getirdim vc vazifeli tu-baylava teslim ettim. Kendisinin sıhhî durumu İyidir. Vazifem nihuyote erdiği İçin, iki gün sonra Sofynva avdet edeceğim. >
• • • — ■ —— — ■ ■ - * ■ •
«anada tramvaydan biri yoldan çıkmış.; seyrüseferin 45 dakika lnkıtm-na sebeb olmuştur.
------o-------
Shawburg: —Shıopshire— 23 — (A,A,ı — Kutub çevresinde 5,500 kilometrelik bir talim uçuşu yapan İngiliz hava kuvvetlerine mensab 7 bomba uçağının mürettebatı dün akşam yere indikleri esnada beraberlerinde götürdükleri ve fakat Şimal Kutbunda giymek ihtiyacını. duymadıkları kürklü mantolarım hemen giymişlerdir.
Şimal Kutbunda hava açık idi ve seferi heyetin ulaştıkları en son nokta olan ('Ayı adası nda kar İzlerine tesadüf edilmemekte idi,
Mürettebat, mensub oldukları ha va üssüne döndükleri zaman şeya-halleri esnasında görmedikleri bir soğukla karşılaşmışlardır.


(ELİM BİR ZIYA»
%



Birinci Büyük Millet Meclisi Reis vekillerinden sabık Erzurum Mebusu İstanbul beşinci Noteri
HÜSEYİN AVNİ ULAŞ
23/Şubat/948 Pazartesi sabahı kalp sektesinden rahmeti rah mana kavuşmuştur, Cenazesi 24/Şubat/94fl Salı günü saat 11 de Kurtuluş Feriköy Boz-kurd caddesinde Osmanbey Apartmanından Teşvikiye Ca inline getirilerek öğle namazı m müteakip BeşlkLaş Yapı- is kelesinden hususî vapurla (an dillideki aile kabrine deînedi leccktlr. Mevlâ ratmet eyleyc,
Çelenk gönderilmemesi rica olunur,
Londra: 23 ıA,A,> — Yemen durumu halâ tamamen aydınlanma ııiıştır, Son haberlere göre, yeni 1 mam Abdullah Elvezire karşı eski 1-manıınoğlu Emir Seyfülislâm tara fıııdan bir isyan haznlannıaktadjr,
Arab Birliğinin, Elvezirlıı imam]) ğa gelmesini tanıması ihtimali vaı dır, Fakat bu, ancak altı kişilik heyetin Yemeni ziyaretinden sonra olabilecektir, Bu heyetin başında birlik genel sekreteri Azzanı Pa>a' bulunmaktadır, Komisyon, Yf"nıeıı1 deki durumu inceleyecektir, Heyete ’ dalıll bulunan Mısır Dışişleri Bakan , lığından Abdul Mureim Mustafa Bey ve MıSjrm Berildeki ticaret he yetinden Doktor Haşan İsmail dun uçakla sanaya müteveccihe.» 1 trt ket etmişlerdir, Bu zatlar ilk İncelt meleri yapacaldardır,
Cumartesi gecesi Eyiıode 8 yerinden bıçaklanmak suretile öldürül | dükten sonra cesedi denize atılanı lokantacı Karanfilin kailli otdugıı] anlatılan Şevket ve Receb adında iki saüiKalı yuKuiannu$ ve rat..—..., suçlar kanununa göre dün ögveu .n| sonra 3 üncü ağır cez_ mahkeısf sine verihnlşdir,
Dunku ceısccte sorguları yapılan sanıklardan Receb;
( — Meri mezbahada çatışırını, Süt lucede lokanta sahibi ouiauan Ka ranfll Çetini nnı, Kendisi nüne gelene damdı,
Cumartesi
ket, Hilmi ve Cavit İle birlikte Süt lücede Akifin meyhanesine gittik, Karanfile bu meyhanede rastladık, Bize içki ısmarladı, Oradan Şevket ile ikimiz çıkıp giderken perlmişze takıldı ve:
(■ — Sizi Beyoğluna götüreyim, iç ki ısmarlıyayım.. dedi, Razı olduk,
Beyoğlunda Lala meyhanesinde ve Akay gazinosunda da içlikten sonra otomobile binip Eyiıoe gittik,1
Karanfil bu akşam da her zaman j ki gibi ağzım bozdu, Türklüğe ve Padişahlara süvüp saymağa başlamıştı,
Daha takside İken bu yüzden ara mızda re de:
vurup öldüren katil Siirzu Şükrünün ılı aşinasına dün 1 inci ağır ceza mahkemesinde başlanmıştır,
Sabıkalı katil Şükrü sorgusunda: %
— Arkadaşım Mustafa ile bir mavzer çalarak kaçtık, Bir çok yer lerde hırsızlık yaptık, O yakalandı, ben dc hâdise gecesi Kısıklıda ıs sız bir köşkte ateş yakıp ısınırken ansızın içeri birisi girdi, Elektrik fe nerini gözüme tuttu, Korktum. Silâhımı gayri ihtiyarı ateşledim Sonrana da kaçıp gittim. Fakat bu
nu. istemiyerek yapmıştım. Polis ol duğıınu bilmiyordum demiştir,
Dinlenen şahitlerden bir bekçi ise:
e — Suçlu yalan söylüyor, polis Celâl köşke girince «Şükrü teslim
ol, ben polis' diye kendini ..■•.rttı demiştir.
Mahkeme, diğer şahitlerin ( etol için duruşmayı başka güne bitak ımş tu?,
İnönü’nün haike vaidlerî fBoytorafı 1 incida)
i

münâkaşa çıktı, Hatta şofö*
işte söylediklerini lşltiyorsu Mahkemeye vereceğiz, şahld atdlk ve taksinin numarası

u — jiTUz ya!
olunu
m aldık, dedi vc ŞivketLn bıçakla
Karanfili öldürdüğünü, söyledi,
Mütalâası sorulan savcı sanıkların tevkifine ve sabıkalarının tahkikine karar verilmesini istemiş ve mahkeme talebe uyarak celsenin başka güne bırakılmalına karar vermiştir,
ÜSKÜDAR CİNAYETİ DURUŞMASI
Geçen Perşembe akşamı Üsküdar da polis Celâl Cingözü mavzer ile


Al
A
I
3
»m Yarın A k ş ı melek Sinemasında
Senelerden beri, kaşandığı şöhrete iâyik olduğunu bir kerre dahil ispat edecek
BEN AMES WİLLİAMS’ın bütiüı dünyada rakipsiz olan ve Türk çesi de pek yakında çıkacak olan ölmez romanı
KISKANÇ KADIN
(RenklD .

Ask... His... ve seven kadının ıs'dıcıplari.
Bu şaheseri yaratanlar:
GENE TIERNAY — COBNEL W1LDE — J E ANNE CRAIN Numaralı koltuklar bugünden aatılır,
>•
%

t





ve D. P. idare kurullarıyla men-sublan, kadın ve erkek dk&uıcahk bir halk kütlesi karşılamıştır. «Ya şa, varol, sağol, babamlasın nida-lariyle ve şiddetli alkışlar arasında öğrencilerin ve halkın sağfagmi sorarak Halkevine giden Cumhurbaşkanımız burada halkımızın g(> çirdiği büyük felâketi ve banım yarattığı üzücü ve sıkıntılı durum ile yakından ilgilenerek bu konuda sualler tevcih etmişlerdir.
• •
İnönü bundan sonra ilçe kayma kamından da sel felâket! üzerinde izahat almışlar ve yapılması zarurî ve âcil işîbr hakkında tavsiyeler de bulunarak hazır bulunanlara hi tabla: «Uçakla gezdim. Seyhan ka dur Ceyhanı da geniş mikyasta a-razi işgal ’btmiş gördüm. Esaûk tedbirler alacağız, yardımınıza ko saçağız, eski neş’enizi yüzünüzde . görmek isterim* demelerdir.
Bundan sonra demir köprüye gt den Cumhurbaşkanı, burndn köprünün karşı sahilini her yıl suyıın kaplaması yüzünden kesilen yol i-şini tetkik etmişler, yaren» kalan hastahancnıizi de gördükten sonra hükümet konağını, orta okulu gezerek 17.40 da Adana;, a hareket etmişlerdir.
fıVÖA’tr UÇAKLA TEDKjKLER
YAPTI
Adana, 23 (AA.)
şehrimizde bulunmakta olan Cumftue başkanı îsmet fnönü, bugün saat 10 • da uçakla sele maruz kalan bölgeler Üzerinde bir aoat 10 do'cllca suren tedkihicrdc h’.rlunnıır»lar*.»ır
Cumhurbcrjıranc, ö»Yb'Li’ sanrı ota mobllle Ceyhana hareket (tcn:şi r-ılüfc
Dür. den beri

1
BAYTA: I
i~ Yurd gezisinde —,
Gördüklerim
Duyduklarım
Bandırmada Demokrat Parti teşkilâtı — Ban lırma Belediye Reisi ile bir göröfine — Bandırmada gençlik hareketleri ye kulübler..
k A lı a iiıe(i A leş
Boııdırmanın Gene life Elifba takımı
Bandırma — Güzel lzmirle şirin lstanbulun ara kapısı olan (Bandırma) ya dün, lâpa lâpa yağan kar altında ayak bastım.
Çantamı otele bırakıp oldukça güzel kasabalarımızdan biri olan Bandırmayı başlayıcı soğuk ve biraz da dinmiş olan karın altında dolaşmağa başladım. İlk işim (Demokrat Parti) binasına uğramak oldu.
Oldukça güzel bir bina... Kuvvetli ve mukadder bir idare heyeti, masaları başına oturmuş, hararetli hararetli konuşuyorlardı.
Kendimi takdim ettim.
Parti başkanı sayın bay Ali Fah ri îşer, ortaçağda olgun ve dirayetli bir zattı.
Bana arkadaşlarından ikinci baş kan Mustafa Evyapan. kâtib Ali Kırımlı, muhasib Tahsin Atmaca, âzalardan Faik Güryaş, Mehmed Akgül ve Hamdi Özbeki etti.
«i* •/ f

*?**£,- ■
Bandırma Belediye Reisi
Servet Çırpan
takdim
Emin
Hoş beşi müteakib, Bandırmanın kuvvetli bir teşkilâta sahib ol- | duğtınıı iki bucak ve otuz dört o-1 cağ; malik bulunduğunu öğrendim. Yarıda kalan hararetli müza-kerekrini işgal etmemek için mii-fcaade istemiştim.
Lnakmadılar kasabayı gezdire-ceklvriui söyledikten sonra müza-kerı lerinin mevzuunu da bildirmekten çekinmediler.
— Sayın bay... dediler.
Biz Demokratız... Bizde gizli kapaklı bir şey olmaz ve olamazda...
Müzakere Halk Partisine (Kral dan ziyade kralcılık) misalini tatbik eden eski valimiz Fazlı Güleç hakkındadır.
Evvelki gün, vilâyetimizden yeni tâyin edilmiş olduğu îzmite gitmek üzere ayrılmıştır.
Bu ayrılış, Halk Partisi erkânı ve vilâyete bağlı bilumum belediye erkânı ki, mıntakamız çevresinde Halk Partisi üyeleri ancak belediyecilerdir. Uğurlama merasimi yapmışlardır.
Allah ne verdi ise yendi içildi. A-eaba bu paralar nereden gitti diye görüşüyorduk. ’ .
İçlerinden biri:
— Henüz daha belli değil amma haber aldığıma göre en fazlasını, bizim Bandırma belediyesi ödemiş galiba... dedi.
Güzelleşen Bandırma
Bandırma günden güne güzelleş meğe, imar da o nisbette artmağa başlamıştır. Demokrat Parti ve Halk Partisi üyeleri tarafından sevilmiş olan belediye reisi Emin Servet Çırpanthyı makamında ziyaret ettim.
Belediye hesabına mı, yoksa ken di hesabına mı bilemiyorum ikram ettiği kahveyi içerken gazetemize aid suallere başladım.
Çekoslovakyanm Iskoda fabrika sına 81000 lira 350 beygir kuvvetinde Dizel elektrik motör ve teferruatını Bipariş etmişler, bu a-yın Bonlanna doğru kasabaya gelecekmiş.
şimdiden
Yirmi senedenberi tu kasabayı
* tenvir ed( n motörler tamamen değiştirilecek ve bu y( ni gt k cek o-lan motörlerle güz».! Bandırmamız nura gargolacakttr.
Y’akın zamanda llh r Bankacından 500 bin lira istikraz vdiliyor. Bu para ile soğukhava dt pesu yap tırılacak ve yeniden fenni bîr mezbaha da inşa edilecektir. J
içme suları teşkilâtı ıslaha başlanmıştır.
Sokaklar oklukça temizdir. Yalnız nazarı dikkati celbeden ve hal km da şikâyetini mııcib olan bir şey varsa o da. kamyon v( otobüs lerin belli başlı garajlarda anı-ma-yıp köşe başlarında ve cadde üzerinde bulunmalarıdır. Siaym belediye reisinin bu işin de bir an evvel halline çare buldup anda Ban dırma esnafının daha ziyade mem nuniyetini. kazanacağına asla süb-hc yoktur.
Belediyenin en mühim ve şikâyeti de İktisad Vekâletindendir. Ellerinde vüz senelik imtivazları olduğu halde iskele hasılatına vekâlet el koymuştur.
Müteaddit müracaatlara rağmen vekâlet bu iskele hasılatın; bir tür lü belediyeye bırakamıyor.
Eğer bir bırakacak olursa Bandırmaklar bayram yapacak dersem yerinde söylemiş olurum.
Zira, bu bayrama civar kazalardan Erdek, Manyas, Gönen ve Karacabey de İRtiıâk edecektir.
tarafın edilmiş faal ve getiril-
Gençlik hareketleri
Bandırmanın göz(. çarpan faaliyetlerinden biri dı gençlik hareke tidir. Güzel, hem d* «ok güzel iki klübü vardır. Biri t Bandırma Gençlik) klübü. diğ-ri (Marmara) klübüdür.
Marmara klübü h( nüz öal.a yenidir. Gençlik klübü \irjri dört se nelik klübdür.
Fakat, son id»r>- heyeti dan var kuvvetlerde ıslah ve Balıkesir havalisinin en en güzide gözbebeği haline miş tir.
Klübün reisi Emin Volkandır. Muhitinde çok s-vilen faal bir zat tır. İdare heyeti teşkil eden Ha-mid Türken, İbrahim l’çar Mch-med Ergan ve Halil Gliney genç ve faal şahsiyetlerdir.
Lig maçlarına devam etmektedirler. Şimdiye kadar on bir klübü mağlûb etmiş ve bu Balıkesir takımile son lig maçlanm yapacak ve kuvvetle emin olduklanna mın taka şampiyonluğunu elde edecek terdir.
Klüblerinin sahile yakın binası fevkalâdedir.
Kuvvetli bir caz takımlan, ka-
Abdül-
Onabı
e
sevmez
— Biz ölmedikçe, yahpd onun vU cudü ortadan kalkmadıkça zulmünden kurtulamıyacağımız muhakkak olan Irak valisi Taifli Haccacdan,
— Yani benden.
— Ve seni halkın başına n;usal-lât eden Abdillm-lik ibni Mervan -dan...
— Çok tatlı konuşuyorsun deli -kanlı! Yalnız aldandığın bir nokta var: Beni size musallat eden melik itni Mervan olmayıp Hakdır.
— Cenabı Hak zâlimleri
ki onları halka musallat kılsın.
— Gerçek söylersin. Evet, Cenabı Hak zâlimleri sevmez; lâkin zulüm görmeğe lâyık olanların tecziyesi t-çin onlara fırsat ve imkân verir. Bunun canlı misalini başka yerde aramağa ne hacet! işte meydanda ben varım.
— Sen Nemrud kadar, Firavun ka dar, Şeddad kadar zâhr? ve muzır bir mahlûksun,- Muhakkalr ki onlarla Cehennemde ha$rolaca>tsm.
’onda çit yoktu. Hacete, yarag
HoIIyvood neden dünyanın fiim istihsal merkezi oldu ?
(Baştarafı 4 üncüde) loşun diğer bölgelerinde yapılabiliyordu, Bugün Los—Angclosda bulunan 10 büyük stüdyodan yedisi Hol|ywodun haricinde yer alnuş va zlyettedlr,
1928 yılında sinema sesli olunca, filnı stüdyolarında da büyük değişiklikler husule geldi, Umumiyet 1 tibarile açık havada çalışılan sUid yolardaki cam ve tahta yapılar, se sİ lâylkile tecrid edebilmek gaye-sile beton ve çelik İnşaat haline ge tlrilmiştl. Film sanayiine yatıntaıı sermayeler büyük ölçüde artniı/ve bir çok ses teknisyenlerinin istihdamına zaruret hâsıl olmuştu. Ses II film tatbik sahasına girince, (RKO) ve Warner Biraderler gibi kumpanyalar İyiden İyiye inkişaf e derlerken diğer küçük film istlhsa lâfçıları da büyük organizasyonlar tarafından yutuluvermlştl, Kallfor nlyanın elverişli iklimi ve parlak güneşi sinema sanayinin tam ma-ndslle Los—Angelosa bağlı kalma lanna önayak oluyordu, Filmler ar tık kapalı stüdyolarda çevriliyordu, Açık havadan faydnlanmak imkân lan da lıerzaman olduğu gibi mev cuttu,
1932 yılında renkli film başgös-tcrlnce sesli İlimde çalıştırmak ü-zere istihdam edilen teknisyenlere İlâveten diğer uzmanların angaje I edilmesi zarureti hâsıl olmuştu, Bu 1 gün renkli film çevirebilmek için I yüzlerce artiste ve teknisyene Ibtl ı yaç vardır, Renkli film sahasmdal bilhassa büyük renkli sahneler ve zeminler aranmaktadır,
Sesin inkişaf etmesi neticesinde radyo ile sinema arasında büyük bir alâka başgöstermlştir, Hol-lywood, Amerikanın bellibaşh rad yo yayın merkezlerinden biri olmuştu, Amerlkada memleket—ara sı radyo yayınları ekseriya Hol-lwood radyo merkezlerinden yapıl maktadır, Diğer taraftan televizyon, radyo ile sinoma arasında ö-nem/i alâkayı bir derece daha art tırmıştır,
Sinema sanayii ötedenberi Los— Angeiosu en elverişli bir mıntıka olarak kabul etmiş ve bugün dahi ayni fikirleri hâkim olmaktadır. Bu mıtakpmn gayet cazib sahilleri, çölleri, dağlan ve yaylaları vardır. Bu arada ormanlar, dereler, adalar ve kar mintakalan da eksik değil dlr,
/-Ana dola Müşterilerinize Mfljde—\ | Beklediğiniz her çeşit telefon malzemelerimiz gelmiştir. Verece- ■ İğiniz siparişlerde her türlü kolaylık ACELE EDİNİZ... I I ÂLİ8AİDÖNER I
I Telefon Mütehassısı I
I Telgraf. Mikrofon — İstanbul Galata Bankalar Cafriesi Uzun I I Han Birinci Kat I
| Telefon: 42525 B
Devlet Deniz Yollan İlânları •
İstanbul Liman İşletme Müdürlüğümüzde ambarlama memurluk-larilo puantörlükler açıktır, Barem dahili olan bu memuriyetlere müsabaka imtihanı neticesinde kazananlar alınacaktır,
• imtihan 10 Mart 1948 tarihinde saat 14.00 de Galata Genel Müdür lük binası yanmdukl Yolcu Salonunda yapılacaktır.
Bir İş verilmesi İçin daha evvel dilekçe ile idaremize müracaat et miş olanlar dilekçelerinin kayıt tarih ve numaralarım gösterdikleri takdirde yeniden bir dilekçe vermelerine lüzum kalmadan imtihana gl reblledeklerdir,
imtihana girebilmek İçin Lise mezunu olmak ve fili askerlik hizmetini bitirmiş bulunmak şarttır, İmtihanı kazananlar bilahara Sağlık teş-killerimizce muayeneye tabi tutulacak ve hüsnühal sahibi olup olma İdik 1 ar * da araştırılacaktır,
isteklilerin okul şahadetnamesi, askerlik terhis tezkeresi ve üçer tane vesikalık fotoğlarla imtihan zamanından bir hafta evvel bir dilekçe ile Genel Müdürlüğümüze müracaatın ilân olunur, (2418)
I •
f •
BORSA
İst, Borsasunm 23/2/Pig Fi.vatla Londra
Nevycık
Paris
Cenevre
Amsterda»
Brüksel
Pıağ Stokholm
Lizbon
ESHAM VE TAHVİLÂT
7 1934 Sivas Erzurum
5 941 Demiryolu 4
G
5
% % % %
% % %
İtalyan Başbakanı “Partimiz, Komünist olmıyan Çekoslovak partilerinin âkibetine uğramasın., diyor
Av bir bir
Lecce, 23 (A.A ) •— Lecce’de söylediği bir nutuk esnasında Barbakan de Gasperi, ezcümle demiştir ki:
Komünist partilerinin Blalystookda tertib ettikleri konferansta Marshall plânım akim bırakmak üzere batı rupa memleketlerinde umumi kaynaşmayı hedef tutan geniş plân vücuda getirilmiştir.
Bundan sonra İtalya ile Sovyet Rusya arasındaki münasebetleri bahis mevzuu eden de Gasperi, İtalya-nın bu büyük doğu devletile iyi münasebetler idame etmek İstediğini söylemiş, fakat barış andlaşması ge* reğince tediyesi lcab eden tazminatın vâdesi gelmeden ödenmesini göz önünde bulunduran Rus tezini kabul
• • etmenin imkânsız olduğunu belirtmiş tir.
De Gasperi, bilâhare iç durumu.göz' den geçirerek bugün artık 1946 se- ( nesinin haziran ayında olduğu gibi; siyasî Ore^nnlarrn hepsine karşı müsamaha ile hareket edilmesini tavsiye edemlveceğinl söylemiş ve demiştir ki:
Bütün İtalyanların memleketin ima nna iştirâk etmeleri yolunda o tarihlerde beslediğimiz ümldler boşa I çıkmıştır.
Roma, 23 (A.A.) — Tarantoda söy ledigi bir seçim nutku esnasında î-talyan Başbakanı de Gasperi, demiştir kİ:
Partimizin komünist olmıyan Çe-1 koslovok partileri gibi bir akıbete dUçar olmasını istemiyoruz.
De Gasperi, Hıristiyan medeniyetini kurtarmak için İtalyan demokratlarının gayretlerini birleştirmelerini istemiştir.
Toxat öğretmenler birliği kuruldu
Tokat (Hususi) — Şehrimiz öğretmenler Birliği toplanarak aralarında yapılan İş bölümünde: Başkanlığa İlk öğretim müfettişi Şeref Coşkunses, Başk, vekilliğine Necati Göksel, kâtipliğe Münevver Renda, Kasadarlığa İbrahim Kazanç, saymanlığa 8elime Özsel, üyeliklere Hüseyin Altuğ ve Saime Burak seçilmişlerdir,
ilk öğretim kültürüne hizmet ga-yeslle kurulan birliğe başanlar dileriz,
İran kupası
M
Haberiniz olsun !
Birinci Çekiliş: 1 MART
1948 PLANI
200.000 LİRALIK İKRAMİYE
Ytlda dört çekilip: Her çekilişte 1 KV, i ARSA ve dol^u* para İkramiyeleri...
Hetyaplannda kJt> yüz liradan fazla parası bulananlar her bee yüz liraları İçin çekilirlerde ayn bir Lur'a numarası alacaklardır.
Aynca, 21 Nteaıı 1948 de ÇOCVK MJESAFLARI için Leagin ikraıniyeli çekillç.
Şen Ur yuvaya sahip olmak isterseniz, TÜRKÎYE İŞ BAN-KASI’ndaki tasarruf hesabıma» en az YÜZ liraya yükseltiniz. Hesabınız yoksa derhal bir hesap açtırınız.
TÜRKİYE İŞ BANKASI
11,3851
280.-
1.3060
65,7270 105,5468
6,3887
5,60
77.8866
11,2495
6
6
6
941 Demiryolu 9 îkıamlyell Milli Müdafaa 1 Kalkınma 1 Kalkınma 2 Kalkınma 3
2—7 20.-
9550
95.50
20,00
95,50
9563
95.65
RADYu]
M Bugttnkt Program
SALI — 24/2/194)
7.29 Açılış ve program,
7.30 M, s, ayan,
7.30 Müzik: Hafif Müzik (P1,
7,45
8.00
8,15
8.30
Haberler,
Müzik: Hafif Sololar (P1.
Müzik: Şarktlar cPU» Müzik: Çeşitli Hafif Müzik (P1.)
9,00 Kapanış,
12.29 Açılış ve program,
12.30
12,30
13,00
13,15
M, s, ayarı,
Müzik: Karışık Şarkılar, Haberler,
Müzik: Manhattan Müzikler ve Çeşitli Salon Orkestralarında □ .
Parçalar (Pl,ı
Kapanış,
Açılış ve program
M, s, ayan,
14.00
17,58
18,00 18,00 Müzik: Radyo Dan)
Orkestrası,
Konuşma,
Müzik: Saz Eserleri ve Oyun yavalan, M, s, ayan, Haberler,
18,30
18,45
19.00
19,00
19.20 Müzik; Tarihi Türk Müziği,
19.45 Konuşma,
20,00 Müzik: Melodiler (P1.)
20.15 Radyo Gazetesi
20.30 Serbest Saat,
20,35 Temsil,
21.20 Serbest Saat
21.30 Konuşma,
21.45 Konuşma,
21,45
22.15
Müzik: İnce Saz, Müzik: Radyo SenfoıU. Orkestrası,
M, s, ayarı, Haberler,
22,45
22,45
23,00 Program ve Kapanış,
İran kupası basketbol karşılaşma, lanna dün akşam Eminönü Halkevin de başlanılmıştır.
İstanbul - Ankara arasında yapılan karşılaşma lstanbulun bâriz üstünlüğü altında cereyan etmiş vo İstanbul maçı 41 . 33 kazanmıştır.
---------n---------
fstanbul Atletizm Ajanlığından:
26 Şubat 948 perşembe günü saat 17 de Eminönü Halkevi* salonunda atletizmle alâkalı bir film gösterile-» çektir. 1
Millî kadroya seçilmiş atletleri behemehal. diğer atletlerimizin de diledikleri takdirde, mezkûr gün ve saatte Halkevindo hazır bulunmaları Türk Atletizm Federasyon unca İsten mektedlr.
yıkhane ve denizcilik teşkilâtı ile atçılık ve binicilik teşkilâtı mev-cuddur.
Sadece derd ve şikâyetleri stad yumlarının muhafazalı bir şekilde imara sokmak olamayışları ve böl geden umdukları yardımları göremedikleridir.
Ahmet) Ateş
General Electric müsabakasının cevapları 2 Marta kadar kabul edilecektir. Bu büyük müsabakanın gazetelerle İlân edilen şartlan gözönün den kaçtı ise, bunları her hangi bir elektrikçi mağazasına müracaat edip mecca-nen elde edebilirsiniz, Kazanacağınız radyo. General Elektrlc’in yeni ve müstesna modellerinden biridir
ÜÇÜNCÜ Kir AB
İddia ve Karar
neşrolunan dâvasının teşkil eden şekilde ba-
teaf
rrofesör Avukat Kenan ö ner tarafından ve Öner - Yücel üçüncü kitabını bu eser nefis bir
silip satışa çıkarılmıştır. Mik dan pek mahdut olduğundan tükenmek üzeredir. Meın leket çapında bir dâvanın tamamlayıcı kitabı olan bu e-ser her Türk mütevverrinin kütübhanesinde yer alacak bir kıymet ve ehemmiyettedir. Kitabcılardan arayın.
Fiyatı 175 kuruştur.
Haccâc- ı Z«
---- Aşk - Macera - farih - Cinayet lOE^ıu K ııliHrrem y. ps s a i


Tefrika No. 12»
İfiTANBUL BXL£DÎTK91
S&BİR TİYATROLARI
Saat 20 de Dram UH1I üll Nü Mi ı K.arra:
1 EVİN
I DEKİ
| Yazan:
! din Kudret Aksal
BULMAC&
------*------
1 2 3 4 5 6 7 89
ı I î ı 1
I I jg.
I I I İM | M| | | I İMİ
I IHI I I i I I
ÜSTÜN-
BULUT
Sabahad-
Komedi Kısmı:
B Ü Y V E
CEMAAT
TUrkçesl: ş>nasi îmıe; Telefon: 40405
; Yem Sabah'ın
İLÂN FİYATLA»
Kr.
Başlık maktu olarak 1500
1 İnci Mkyfa, ban timi 500
2 » > » 400
S » > » 300
S » > > 250
6 > > » 150
yavaş kızmağa başlıyordu:
— Biraz ileri gidiyorsun gibi geliyor bana!
— Sen benim doğru sözlerime tahammül edemiyorsun, yâ bu halk senin zulmüna na«ıl tahammül etsin?
— Simdi suçlarınızı affetsem memnun kalmaz mısınız; beni alkışlamaz mısınız
— Arkadaşların memnun kalıp kal mıyacaklanıu bilirim; fakat ben ne beni affetmeni isterim, ne de seni alkışlarım. Bahusus, kendimi suçlu da addetmiyorum.
Haccûc, diğerlerine sordu»
— Siz no dersiniz sersemler? Sıra ile cevab verin. Evvelâ sen söyle ihtiyar! Seni bagışlasam memnun kalır mısın?
—t Bu yaşta zindan köşelerinde yat mak, zulüm ve işkence görmek istemiyorum. Bunlara tahammül edemiyorum. Suçum varsa bağışlanmasını rica ederim.
git karşımdan!
Peki, Beni affediyorum. Defolup Sonra öteki ihtiyara bağırdı:
— Sen do defol moruk! Size yapılan işkence bana zevk vermez. Daha Uk anda ya bayılırsınız, yahud gebo-
rlrsiniz!
ihtiyatlar, birer (Al]ah ömürler versin> çekerek deli gibi dışarı fırladılar. Koridorları nasıl geçtiklerini, merdivenlerden nasıl indiklerini ve Kasrül-Emâre'nln kapısından çıkıp halkın arasına nasıl karıştıklarını bi İçmediler.
,Haccâc, henüz konıışmıyan diğer İki gene adamdan birisine sordu:
«— Senin adın ne?
Yusufl
— Yalan söylüyorsun, doğru söyle! ,
— Doğru söylüyorum. İsmim Yıx
sufdur.
— Yalan söylüyorsun be herif! Yu suf benim babamın adıdır. Babamın adını taşıyan bir adamın bana isyan etmesine imkân yoktur.
— Baban halim, selini bir adamdı. Onun ismini taşımakla iftihar ederim. Fakat doksan dokuz oğul ve on misli torun sahibi olsam, bunlardan bir tanesine Haccâc ismi koymaktan hâyft ederim.
— Sen, gözlerine mil çekilmeğe lâyık bir âsisin. Biraz sonra cezanı gö recek ve babamın ismilo daha iyi iftihar edeceksin.
Haccâc, diğer gene adama sordu:
— Senin adın da Yusuf mu?
— Hayır, benim adın) Yusuf değil..
— Nedir T
— En büyük düşmanının İsmini taşıyorum.
— Benim hâlen en büyük düşmanım Talha’dır. Senin adm Talha mı?
— EveU
• 1 1
SOLDAN SAĞA :
1 — Geçici (ebedi değil). Bu hay li; 2 — Kadın İsmi, Göz rengi: 3 — Tersi bir nevi rüzgâr, Su Fazla lçU ce zuhur eden bir hastalık; 4 — Bayağı; 5 —ikinci derecede. Hatır la (emir); 6 — Kıyafet; 7 — İddia sı (veya prensibi), Bir nıeyva; 8 — Ezani (Aynen), Orta; 9 — Bir mey va, Teşbihi makbüldür,
YUKARIDAN AŞAĞI :
1 — Kurtuluş, Deri; 2 — Sonuna (E) Gelirse işçi olur, Nitekim; 3 — Kısmeti arzu, Patlayınca sağır oh; ruz: 4 — Ayı yuvası, Fakat; 5 — Gösterişli, Duman pası; 6 — Ka-dm ismi; 7 — Kasm İsmi; 7 — Sonuna (RİN) gelirle subay mantosu olur, Gelir; 8 — Göz rengi. Başına (B) gelirse evlenmemiş kız o-lur; 9 — Uzak değil, Masallarda a-dı geçen bir ismi,
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
fPovamt var)
tmtiyaı Sahibi:
A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU -
Ya»> İllerini fiilen ideru eden:
Y*m İlleri Müdürü: FATİN FUAO Dikildiği Yor*.
«Yeni Sabah» mürattiphasod Baaıldığı yer; «Gün Basımevi»