SALI
25
TEMMUZ 1950
Yıl: 2 —No. 450
Başmuharriri: Mömfaz Faik Fenik

Denizciler Caddesi: 3
Posta Kutusu: 193 — ANKARA Telgraf: Zafer Gazetesi Ankara Başmuharrir ............. 16882
Yazı işleri ............ 15315
idare .................. 15619
Fiyatı her yerde 10 kuruştur.
Bakanımız dûn
Eskişehire gittiler
Ulaştırma ve Çalışma Bakanları
birer kısa konuşma yaptılar
Tevfik İleri dedi ki: “14 Mayıstaki‘kadar 'imanlı ve heyecanlıyız, içimizdeki ateş her gün artmaktadır, milletim müzaheretiîe muvaffak olacağımıza eminiz,,
Hfğ
Ulaştırma, İşletmeler ve Çalışma Bakanlarımız dün garda Eskişehire hareketten evvel
Kabine âzalarının bugün Ankara’ya
avdeti muhtemel
Eskişehir 24 (Hususî Muhabirimiz Ali Rıza Ilıcalı bildiriyor) — Çalışma Bakam Haşan Polatkan, Ulaştırma Bakam Tevfik İleri ve İşletmeler Bakanı Muhlis Ete yanlarında Devlet Demiryolları Umum Müdür vekili İrfan Kuraner, Cer daire başkanı Nedret ve Yol dairesi başkam Muhittin, Çalışma Genel Müdürü Cemal Aksan, İşçi sigortalan j Genel Müdürü Dr. Cemal Kiper olduğu halde bugün saat 21,20 de An-
★ (Devamı Sa. 8 Sû: 4 de)


w


"İnönü ye yapılan işkence !n ne imiş?_
Mümtaz Faik FEN m
Millî Eğitim, ve İçişleri*
Bakanları da
hergOn bir hâdise
Harpte on yaş gençleşen general (Yaaun I ftnet ayfunada)
i
I
a
F*. ■ ■
&

■ ¥



jTİ
■ r


Amerikan Senatörü Mr. Cain dün Dışişleri Bakanı Fuat
nen Amerika Büyükelçisi Ekselans Wadsworth’dur.
Köprülüyü
‘K
&

»rü-
"Amerika, Türkiye ile dostane bağlarının, hepimiz için daha iyi bir dünyanın vücude getirilmesinde rol oynayacağına emindir [
CELÂL
BAYAR
Basın Bayramı miinasebetile verilen kokteyli şereflendirdi
1
üseyin Cahit Yalçın’in son bir makalesine göre, memlekette, demokrasi hareketi başlıyalı beri ismet İnönü’ye karşı da bir düşmanlık hareketi başla-Bizde demokrasiyi kuran,
u mıştır. ____________
’aiLUan ve bugünkü haline getiren ıiföaSı hakkında bu şekilde hareket reva mıdır? Onun için Ulus Başmuharriri, bütün yazılanları ve söylenenleri, «İnönü’ye yapılan işkence» diye tavsif etmekte, ve Halk Partisi Genel Başkanın* methiyeler yazarak onu dehâsı ile, şusu ile, bosu ile göklere çıkarmaktadır.
Hüseyin Cahit Yalçın’in bir par. tili, hem do sözcü bir partili olarak, sayın İnönü’yü bu şekilde methetmekte belki hususi bir maksadı vardır; fakat ne yazık ki söyledikleriyle hakikatler arasında çok de. cin ayrılıklar, hattâ tezatlar bulunmaktadır. Bu defa kendisine şunu hatırlatalım ki, bugün kavuştuğumuz demokratik sistem içinde kimse şahıslarla meşgul değildir; bu bakımdan İnönü’ye müteveccih hususi bir düşmanlık asla bahis mevzuu olamaz. Onun şahsı da, bizce her vatandaş gibi muhteremdir. Fakat eger, memlekette senelerden beri butun mîlletin yılmadan, bıkmadan ve her türlü tehlikeden ve baskıdan asla çekinmeden canını dişine takarak başardığı büyük demokrasi inkılâbını, bugün bir tek şahısa ve hele, buna karşı koyma-y» kalkanlar bulunursa, buna ce-vap_vermek de elbette bizim hakkımızdır.
Hüseyin Cahit Yalçın, bugün İnönü’ye yapılan işkence diye mevhum ve tamamiyle hayalî bir hâdiseden bahsederken, acaba, Senir-kent, Arslanköy, ve daha bir î°k bucaklarda ve köylerde vatandaşlara yapılan hakikî işkencelerden haberdar değil midir? Üzerlerine hayvan gibi binilerek, karakol odalarında zorla ağızlarına tezek doldurulan insanlara reva görülen bu ağır hareketler haklı birer nüvaziş midir? İşkence denildiği zaman, bunun maddî ve mânevi bütün şümulünü ele almak lâzımdır. Biz ta-

mamiyle iyi biliyoruz ki, vatandaşlar demokrasi dâvası uğrunda dayak yerken, reyleri binbir türlü marifetle Halk Partisi lehine çevrilirken, Devlet Başkanı o pek sayın İnönü, parti Genel Başkanı olarak, kendisini ve partisini kurtarmak için ve yine iktidarı kendilerine sağlamak için her türlü çareye ve her nevi propagandaya başvuruyordu! Böyle bir zatı şimdi kalkıp bize demokrasi kahramanı ve Hüseyin Cahit Yalçın’in tabiriyle, «bi. numaralı demokrat» diye takdim etmek, biraz tuhaftır!
Şimdi ne yapacağız? Hüseyin Cahit Yalçın İnönü’yü bir numaralı demokrat diye takdim ettiği için, onu alıp demokrasi mücadelesinde bu kadar eza cefa çekmiş işlerinden olmuş, ve hattâ işkencelere maruz kalmış insanların başına mı getireceğiz?... Onu milletçe tebcil edip, bir demokrasi pufu haline mi eo-kacağız?...
Gerçi biz, eski devir yaratmıya-cağız dedik, dedik amma, Ulus Baş muharriri müsaade ederse demokraside bu şekilde bir şahıs hüküm-A” (Devamı Sa. 8 Sû: 4 de)
dün geldiler
İçişleri Bakanı dün sabah trenden indikten sonra
Bir müdettenberi İstanbulda bulunan Millî Eğitim Bakanı Avni Başman ile İçişleri Bekanı Rük-nettin Nasuhioğlu dün sabahki ekspresle şehrimize dönmüşlerdir .
A- (Devamı Sa. 8 Sü: 2 de)
Muhabere, tank okullarında tören



Ayrıca Meclis Başkanı, Başbakan, Başbakan Yardımcısı da toplantıda hazır bulundular
İstanbul, 24 (a.a.) — Cum-
hurbaşkanı Celâl Bayar, beraberinde Başbakan Adnan Menderes, İstanbul milletvekili Salih Fuat Keçeci, vali ve belediye başkanı doktor Fahrettin Kerim Gökay olduğu halde saat 17.20 de, gazeteciler bayramı münase betiyle, Yıldız Parkındaki Mal-ı ta Köşkünde Gazeteciler Cemiyeti tarafndan verilen kokteyl partiyi şereflendirmişlerdir.
Ahşam geç vakte kadar devam eden kokteyl partide Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan, Büyük Millet Meclisi Başkanvekilleri Sıtkı Yır -cali, Hulûsi Köymen, Başbakan Yardımcısı Samed Ağaoğlu, şeh rimizde bulunan milletvekilleri, Basın - Yaym Genel Müdürü Doktor Halim Alyot, İstanbul Üniversitesi Rektörü Ömer Celâl Sarç, Teknik Üniversite Rektörü Hulki Erem, Emniyet Müdürü Kemal Aygün, vilâyet ve belediye erkânı, yerli ve ya -bancı basın mensuplan hazır bulunmuşlardır.
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar Ar (Devamı Sa. 8Sü: î de)
Almanya için İngiltere aleyhine
Çeviren
KÜREK
TüRKiVE 1
Türk dostu senatörün dün yaptığı ziyaretler
Şehrimizde bulunan Amerikan senatörü M. Cain dün saat 12.30 da Dış işleri Bakanı Profesör Fuat Köprülü yü makamında ziyaret ederek ken dişiyle yarım saat kadar görüşmüş tür.
Mr. Cain şerefine saat 13’de Amerikan hardım heyeti tarafınan Karpiç te bir öğle yemeği verilmiştir.
Yemekte Millî Savunma Bakanı Refik Şlavket İnce, Genelkurmay Başkapı Orgeneral Nuri Yamut, İkinci Başkam Korgeneral Zekâi Okan, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Kurtcebe Noyan, Deniz Kuvvetleri Komutanı Tümamiral
★ (Devamı Sa. 8 Sü: 6 de)
Marmara'da
yabancı bir denizaltı mı?
İzmir, 24 (Telefonla) — Mevsuk bir menbadan öğrendiğime göre Marmara denizinde Darıca ile Yalova arasında bugün saat 14 sıralarında yabancı bir denizaltı görülmüştür. Bir kaç defa suyun üstüne çıkan ve derhal kaybolan bu deniz-altıyı yakalamak üzere Gölcükteki deniz vasıtalarımız faaliyete geçmişlerdir.
Hüviyeti henüz tesbit edilemiyen bu meçhul denizaltının deniz vasıtalarımız tarafından aranmasına bu gece de devam edilecektir.
Resmî makamlar bu hususta henüz hiç bir beyanatta bulunmamaktadır.
Zafer — İzmir Muhabirimizden aldığımız bu haberi, gecenin geç saatine tesadüf ettiği için tahkikine imkân bulamadık. Sütunlarımıza kaydı ihtiyatla geçirmekteyiz.
•CASUSLUKTAN MAHKUM ALTI KİŞİ DE DÜN TAHLİYE EDİLDİ
Ceza evinden çıkan 4 ü ecnebi ve ikisi Türk olan mahkûmlar bir arkadaşımıza ihtiraslarını anlattılar İkinci Cihan Harbi esnasında İn-gilizler aleyhinde ve Almanlar lehine casusluk yapmaktan hükümlü altı mahkûm, Meclisten çıkan hususî bir afla dün tahliye edilmişlerdir.
Bundan bir müddet evvel askerî mahkeme 12 oasusu müebbet hapis
teğmenlere diploma verildi
Kursları başarı ile\bitiren
Şevket Dilmaç
Bir açık gözlülük!
Şehrimizde dün akşam tek yapraklı bir akşam gazetesi çık-ve haber aldığımıza göre de bu gazetenin satışında «Zafer, in isminden istifade edilerek mü-vezzilere «Zaferin akşam nüsha-sA diye bağırtılmıştır.
Bu hususta ayrıca icabedçn teşebbüslerde bulunmak hakkımız mahfuz olmak üzere «Zafer* in mezkûr yayın vasıtası İle hiç bir alâkası olmadığını gördüğümüz lüzum üzerine açıklarız.
S---
F
Millî Savunma Bakanımız dün diplomaları tevzi ederken
Mamak Muhabere Okulunda, bi-( rinci dönem Muhabere subayları temel kursunu başarı ile bitiren sueylara dün saat 16 da törenle dip lomaları verilmiştir.
Törende Millî Savunma Bakanı Refik Şevket İnce, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut. şehrimizde misafir bulunan Ame-★ (Devamı Sa. 8 Sü: 5 de)
Ruslar belki de Karadeniz kıyılarına asker çıkartma teşebbüslerinde bulunacaklardır. Halbuki kuzey kıyıların ekseri yerleri dik yamaçlı-dır. Müstesna birkaç yer ve meselâ Şile, Sinop, Samsun ve Trabzon gibi çok mahdut mahaller çıkartmaya elverişli sayılırlar. Fakat buralara yapılacak çıkartma hareketleri de sırf esas müdafaayı şaşırtmak, | , Trakya ve Boğazlardan kuvvet if-
— 4 —
I razına zorlamak için yapılır ve bu maksadı güdebilir. Zira: Genel olarak karedeniz kıyılarının dik ve ka-| yalık karakteri çlar kıyı şeritlerinde geniş çıkartmalara müsait değildir.
ile 10 sene arasında ağır hapislere mahkûm etmişti.
Mahkûmların üç tanesi Türk, geri kalanı ise Alman ve İtalyan dır. Almanların bir kısmı Af Kanunundan istifade ettiklerinden arife günü tahliye edilmişti. Geri kalan Ar (Devamı Sa. 8 Sû: 2 de)
İt Ve dik kıyıların gerisinden hemen «yüksek dağlar başlar.
B Yolsuz ve susuz Anadolu yayla-J larında ekmek yerine bol kaya bulunur. Buralarda Türk çeteleri Rus Q lan kolaylıkla karşılar ve onları ra-j hat bırakmıyacakları gibi geriyle o-- lan irtibatlarını her an kesbilırler. - Gerilla savaşında Türkler her halde e Ruslarıdan çok üstündürler. Yağ-A- (Devamı Sa. 8 Sü: 1 de)
İzmirde
»atında dört çocuk dünyaya getirdiğini, banlardan birinin erkek diğerlerinin kız olduklarını ve hepsinin sıhhatte bulunduklarını dün bildirmiştik.
Yakardaki resimde. Hürriyet, Müsavat, Adalet ve Uhuvv«t isimleriyle tesmiye olunan yavrular ve analın görülmektedir.
Memurlara borç para
Elde henüz müracaatları karşılamıya yetecek para var Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü tarafından memurlara verilmekte olan avansın tediyesine devrim edilmektedir.
Yaptığımız tahkikata göre bu iş için ayrılmış bulunan 3 milyon liralık tahsisatın mühim bir kısmı henüz elde bulunmaktadır.
Munzam tahsisat isteneceği söylentilerine gelince, ilerde bu husu-★ (Devamı Sa. 8 Sü: 1 de)
Çin Igk.ncasl!
•Değişiyor mu?», .Değişmiyor mu?...»
•tstanbul bu mu?», .Yoksa başkası mı?...»
Tanrının günü yeni bir ha. vadis. Ertesi günü bir tekzip! Daha ertesi gün bir teyid!
— .Değişiyor mu, değişmiyor
İnsaf bre yahu! Bu ne eziyettir? Bu ne işkencedir!
Adamı tekrar Bakırköy Akıl Hastahanesine mi göndrçrece -ğiz! — YEDEKÇİ
GUN GEÇERKEN .
Lozan başarısı üzerine
Muhip DIRANAS
Yiyecek fiotlannda
Günün Meseleleri
PULSUZ İSTİDA
f\ün Lozan Sulh Muahedesinin ■^imzalanışının yıldönümü idi. Lozan Sulh Muahedesi, bizim büyük siyasî muvaffakiyetler mizden biridir. Fakat, her şeyden önce, bu muvaffakiyetin âmilini, kurtuluş savaşlarının zaferle neticelenmiş olmasında aramak lâzım gelir. Biz Lozan’da müzakere masasına oturduğumuz zaman, Birinci Dünya harbinin mağlûp milletleri arasında müstevliyi ve galip devletleri, topraklarından bilek gücüyle kovmuş tek muzaffer millettik. Dünya bize hayrandı. Muhabbet ve sayğı duyuyordu ve o masada biz, -dikte etme» durumun daydık. Gerçekten de, o zamanın şartlarına göre bazı siyasî ve askerî mülâhazalar dolayısiyle üzerinde daha fazla ısrar edilmesi uygun görülmemiş bir iki nokta haricinde, muahedeyi dikte etmişizdir. Bu bakımdan tekrar edelim ki «Lozan», askerî başarı ve zaferimizin politik alandaki devamından veya neticesinden başka bir şey değildir.
Fakat, tek parti devrinin her 1) ’ ve başarılı hareketi ille şahıslara mal etme âdeti veya zihniyeti, Lozan Muahedesinde de kendini göstermiş, ve yalnızca Türk milletinin bir siyasî muvaffakiyeti sayılmak lâzımgelen «Lozan» bir kahramana rütbe veya madalye verilir gibi, bol keseden şahsa mal edilip çıkılmıştır. Bu işte, yanı Lozan muahedesinin büyük bir siyasî ve millî muvaffakiyet olarak imzalanışında sayın İsmet lnonu-nün şahsi hizmet ve gayretlerini inkâr etmek katıyyen hatırımızdan geçmez. Elbette ki, bu muvaffakiyette onun şahsen de bir hissesi vardır. Netekim Inonu
Meydan Muharebelerinden de, Garp Cephesi kumandanı olarak,
ona en büyük şeref payı ayrılmış ve hattâ İnönü soyadı jle bu şeref
bütün ailesi namına tescil edilmiş-
tir.
Lozan Muahedesinin uzun mü-
zakereleri sırasında cereyan eden olaylar bütün çıplaklığı ve gerçek likleriyle yarın tarihe mal oldukları zaman görülecektir ki, Lozan Muahedesindeki muvaffakiyet sadece şu veya bu şahsın siyasî mahareti ve zekâsı eseri değil, olsa olsa, o günlerin, mihrakını Ata-türkte bulan, çok kuvvetli siyasî inisiyatifinin mahsulüdür. Bizzat sayın İsmet İnönü dahi, Lozandan o zaman Atatürke çektiği emsalsiz telgrafiyle bu hakikati açıklar: «Her dar zamanımda Hızır gibi yet şirs n!»
Tek parti, tek şef devrinde bu gibi milli muvaffakiyetleri şahıslara mal etmeyi, zaman ve İdare tarzı icabı, tabiî bulanlar belki vardır. Ben de, tabiî bulanlardan değilsem bile, mümkünlüğünü tabiî görenlerdenim. Fakat yeni bir devre girdiğimiz, yeni bir zihniyete adapte olmıya çalıştığımız, daha doğrusu tek part tek şef sisteminden çıkıp çok partili bir demokrasi rejimine geçt ğimiz, millî hâkimiyeti fiilen sağladığımız bir zamanda, artık bu sakim yolu ter. ketmeli; milli eserleri ve millî muvaffakiyetleri, gerçek sahibi ve gerçek başarıcısı millete iade etmeliyiz.
Aksi halde, milletin ve gerçeğin rağmına putlaştırmaya çalıştığımız şahsı da yıpratmış oluruz. Çünkü, ne devir, artık o devirdir; ne de Lozan tek bir şahsın eseri!
[ YUaCUN KAN DAMARLARI j Yol Dâvalarımıza umumî bir bakış
atırlanıfsa, Halk Partisi ihtilal darı, cançekişme devresinde, ■■ kelîmei şahadet getirir gibi, büyük yol dâvamızdaki geniş terakkilerden dem vurmaya başlamıştı. Ulus gazetesin n Bakanlıktaki sözcüsünün kaleminden çıkan bu şişirme havadislerle, efkârı u-mumiyede biran içn «hakikaten öyle ise... aferin, yollu, şarta muallak da olsa, bir takd.r ifadesinin belirmeye başladığım müşahede ediyorduk. Gerçi, gören gözler ve hele meslekten olanlarda, bu kab-1 tellenip duvaklanmış havadislerin u-fak bir tesir dahi yaratmasına imkân yoktu. Ve hakeza realiteler, dosyalar arasında kalmış gizli devlet sırlarından olmadığı İçin, memleketin dört bir yanında yaşıyan vatandaşlarca da aşağı yukarı bilinmekte idi. Lâkin, Halk Partisi hükümetinin - zihinleri tatlı haberlere bulandırarak oy avlamak polit kası - vatandaşlarda «kimbi-lir belki bozuk olan bizim ilin yollarıdır ve bir gün ona da sıra gelecek tir. şeklinde bir düşüncenin doğmasına sebep oluyordu.
Artık, bugün, çok şükür, C. H. P. hükümetleri, imâl ettikleri pembe gözlükler le beraber, ebediyete intikal etmiş bulunuyorlar. İş başına gelen D. P. hükümeti ise, icraatlarını hakikatler üzerine bina etmeyi değişmez bir prensip şeklinde muhafaza etmek kararında gözükmektedir. Binaenaleyh, yol davamızın hakikî veçhesini efkâra arzetmekte faide vardır. Şunu hiç çekinmeden söyleyebiliriz ki, C. H. P. hükümetlerine karayollarını beşinci plâna bırakan geri görüşleri yüzünden, Türk;yemiz bugün dahi, iptidai bir memleket manzarası arzetmekte-dir. Bir kere 1940 yılına kadar yol dâvası için her yıl ayrılan ödenek m:ktan, iki milyon lirayı geçmekte idi ki, bu miktar bile, «totaliter part mizin» yol dâvasını, nasıl bir ihmâl ve teseyyüp içinde bırakmış olduğunu açıkça ifade etmektedir. 1940 yılı başında kara yollarımızın durumu aynen şu idi:
9515 Km. 7065 Km.
13222 Km.
------ Yazan -------------)
Emrullı h Şûfakoğ u
rak az zamanda mühim bazı başarılar elde edilmişti.
1940 senesinden 1947 senesi sonuna kadar olan 8 senelik bu devre içinde Bayındırlık Bakanlığı bütçesinden yollara harcanan para şöy-ledir:
1940 Senesinde 6.028.000 Lira
1941 « 11.219.000 «
1942 « 7.658.000 «
1943 « 9.267.000 «
1944 « 9.204.000
1945 « 7.802.000 «
1946 « 14.799.000 «
1947 « 14.920.000 «
Bu arada 49 adet büyük köprü yapılmış ve Devlet yolları ile Bölge teşkilâtlarının esası kurularak, mühim yollar üzerinde bakım teşkilâtı da tesis edilmiştir.
1948 senesi başında yurdumuzdaki yol durumu şu hali almıştır:
825 Km. Asfalt yol,
10955 Km. îyi şose,
7805 Km. Tamire muhtaç şose, 14230 Km. Köprülü ve köprüsüz tesviye,
9685 Km. Toprak araba yolu, I
43500 Km. Yol miktarı.
1947 yılı sonlarına kadar Yol İşleri Bayındırlık teşkilâtı kanunundaki' mütevazı ve normal kadro ile .
★ ( Devamı Sa: 1 Sü 1 de)
ucuzluk
Ekmek, şeker ve pamuklu fiyatlarında yapılan indirme piyasada umumi bir fenahlık yaratmış ve bu üç mühim maddeyi takiben diğer gıda maddelerinde de bir ucuzluk hissedilmeye başlamıştır.
Bu arada 6 ay evveline kadar 650—700 kuruştan satılan tereyağının toptan fiyatı 325 kuruşa kadar düşmüş ve son günlerde bu fiyat üzerinden satış yapılmaya başlanmıştır.
Buna muvazi olarak yakın zamana kader 200—220 kuruştan satılan beyaz peynir fiyatları da dükmüş ve belediye tam yağlı beyaz pey-n re 170, yarım yağlı beyaz peynire de 140 kuruş kıymet takdir ederek narh koymaya karar vermiştir. Belediye encümeni karar verdiği takdirde önümüzdeki günlerde beyaz peynire narh konacaktır.
Diğer taraftan ekmeklik un fiyatları ucuzladığı için simit 60 grama, pide de 370 grama çıkarılmıştır.
Ankara D. P. Dışkapı Ocağı Başkanlığından:
Atıfbey M. Dışkapı Ocağımızın 26/7/950 Çarşamba günü saat 21 de mahallemizin muhtar seçimleri hazırlıkları yapılacağından üyelerimizin teşrifleri rica olunur.
Yönetim Kurulu
Kızılcahamamda bir yaralama hâdisesi
Kızılcahamamın Pazar bucağına bağlı Başveren köyünden çoban Ali Tavşanlıyı Kökten köyünden Yunus Tokgöz ekinlerini koyunlara yed rdi diye av tüfeğiyle vurarak ağzından ağır surette yaralamıştır. Yaralı hastahaneye kaldırılmış, sanık yakalanark hâdiseye savcılık el koymuştur.
Türkiye - İtalya antlaşması
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İtalya Cumhuriyeti Hükümeti arasında 24 Mart 1950 tarihinde imza edilen dostluk, uzlaşma ve adlî tesviye antlaşması kanunu dün Resmî Gazetede yayınlanmış ve yürürlüğe girmiştir.
Verem aşısı tatb'ki
Haber aldığımıza göre Ankara Veremle Savaş Demeğinin Yenido-ğandaki 2 numaralı Dispanserinde B. C. G. Verem Aşısı tatbikine başlamıştır.
Dinarda garip bir kaza
Dinar, 24 (Hususî) — Dinar - Na-,' zilli yolu üzerinde bir kaç kişinin yaralanması ile neticelenen oldukça garip bir otobüs kazası olmuştur.
Nazilliden şehrimize gelmekte o-lan bir kamyon henüz yolun yansında iken bütün yolcuları heyecana veren «yangın var» diye bir feryat işitilmiştir.
Bunun üzerine otobüste yanğın çıktığı zehabına kapılan yolcular can havliyle kendJer.ni süratle g t-mekte olan otobüsten aşağı atmışlar ve vücutlarının muhtelif yerlerinden yaralanmışlardır.
Biraz sonra otobüs durmuş ve hakikaten bir yangın olmayıp otobüste bulunan sıtmalı bir yolcunun ateşin tesiriyle sayıkladığı ve «yan. ! gın var» diye bağırdığı, bunu işiten diğer yolcuların kendilerini otobüs ten aşağı attığı anlaşılmıştır.
Neticede yaralılar ve otobüste sayıklayan sıtmalı yolcu İsparta has-tahanesine kaldırılarak tedavi altına alınmışlardır.
Vefat
Yargıtay üyeliğinden emekli VEHBİ GÜNDÜZ b r kriz neticesi vefat etmiştir. Cenazesi 25/7/1950 günü öğle namazını müteakip Hacı Bayram Camiinden kaldırılarak Asri Mezarlığa defnedilecektir.
(5174)
13293 Km.
tyi Şose,
Harap Şose,
Köprülü ve koprüsüz tesviye
Ham Araba yolu.
Fakat,.. Fakat bu nokta «intihar. meselesinde kötü bir vaziyet ihdas ediyordu. Mağlûbiyetin, iki gün sonra acısını çıkaracağın, dan emin bir adam nasıl olur da kafasına kurşun sıkardı.
Kafasına kurşun sıkmak... Şa kaktaki yara... Halı üzerindeki kan pıhttlan...
Hayır, hayır, hayır, artık düşünmemeli, artık düşünmemeli... Başka şey düşünmeli... Beynini zorlamalı bu kanlı hayalin peşine takılmaması için. Eğer mücadele edemezse, eğer var kuvvetiyle bu hayali, bu sabit fikri beyninden u-zaklaştıramazsa, sonu del-liğe varacaktı. Bak az kalsın unutuyor-
du: Terzis ne
randevusu
vardı.
Yol miktarı.
43095 Km.
İkinci dünya harbinin kızışmasından yani 1940 senesinden sonradır, ki, kara yollarının bilhassa Millî Savunma bakımından ehemm'ye-ti tebarüz ederek; o zamanki hükümetleri de kısmen uyandırmış ve her sene devlet bütçes;nden b r miktar daha fazla tahsisat ayırmak imkânı hasıl olmuş ve kısmen de Millî Savunma bütçesinden yapılan münakale ve elde edilen ödeneklerle yurdun Trakya, Çanakkale, Çukurova ve Doğu bölgelerinde, bilhassa, askerî önemi ha:z yolların olsun, süratle yamlmnsına baslana-
Hava güzeldi. Yürüye yürüye bi-deb.lirdi. Üstelik caddeler de ka-
labalıktı.

Mösyö Simoni doğruca kardeşine gitti. Profesör Simoni Tıb Fakültesinin en nüfuzlu şahsiyetlerinden ve zamanın en tanınmış operatörlerindendi. Mösyö Simoni kardeşine olup biteni etraflıca anlattıktan sonra:
— Peki, bu Rişar’ın, ki çok iyi, çok namuslu bir adamdır diyorsun, hiç mi bir zaafı, her hangi bir zayıf noktası yok? diye sordu.
Operatör:
— Yok, dedi. Son derece sade
bir hayat sürer. Kanaatkardır.
Bir yanlış anlayışın verdiği zararlar
undan sekiz, dokuz sene evveldi. O zaman mensup bulunduğumuz bir gazete adına Ege bölgesinde tetkik seyahatine çıkmıştık. «Bir tarafta bağ, diğer tarafta bal akan...» diye dillere destan olan Gediz ve Menderes vâdilerini dolaştık. İncir, üzüm, zeytin, tütün gibi tabiatin kıskanmadan, bol bol verdiği yaş mahsullerden başka; çeşit çeşit madenin yatağı ve memleketin döviz kaynağı Eğeyi gururla gezdik. Yağ ve bal akan vâdiler-de sıcaktan bunalıp yaylalarda serinledik. Fakat, İzmir körfezi de
dahil olduğu halde, güzelim Aliağa plâjlarından Kuşadasına, Menderes mansabına kadar süren kıyılara rahatça sokulamadık. Bir tanıdığın refakatinde olmaz veya resmî bir
memura
sığınmazsanız
yandınız
Tczgohtjflar kor gres1 dün toplandı
Ankarada muhtelif iş yerlerinde çallşan tezgâhtarların kurmuş olduk lan sendika jlk umumî heyet toplantısını evvelki gün Halkevinde yapmıştır.
Toplantıyı geçici idare heyeti başkanı Necip Kocabeyoğlu açmış, sendikayı ilgilendiren meseleleri izah etmiştir.
Bunu takiben, 1937 yılında kurulup bilâhare maddî imkânsızlıklar yüzünden kapanan tezgâhtarlar sendikasının eski başkanı Hilmi Çankaya tezgâhtarların arasındaki te-sanüde temas etmiştir.
Bundan sonra idare heyeti seçimine geçilmiş ve idare heyeti şu zevattan teşekkül etmiştir:
Sendika başkanlığına Necip Kocabeyoğlu, başkan vekilliğine Faik Did.nal, idare heyet ne de Hilmi Çankaya, Sait Toparlak, M. Ali U-ğurlu, İbrahim Kafalı, Faruk Tüzü-er, Necip Kıvanç, Enver İlkören ve Orhan Kursal seçilmişlerdir.
Zorla para istemiş
Evvelki gece saat 23 de, sabıkalı lardan Memet Durucu Gençl.k Parkı içinde Ali Metin ismindeki bir şahsın önüne geçerek zorla para istemiştir.
Bunun üzerine aralarında kavga çıkmış ve Mehmet Durucu yakala narak adalete teslim çdilm'ştir.
Bir hırsızlık
tsmetpaşa mahallesinde oturan Şevket Karakaya pol.se müracaat ederek eskiden yanında çırak olarak çalışan Süleyman Alsatın evine misafir gelerek kendisinin meşguliyetinden istifade ederek bir takım elbise, 1 peştemal, ve 180 lira parasını çaldığını idd a etmiş, sanık çaldığı idd a olunan eşyalarla birlikte yakalanarak adalete teslim edilmiştir.
Terfi edecek öğretmenler
Kadrosuzluk sebeb:yle Mayıs a-yında terfi edenryen orta öğretim elemanlarından 30 öğretmenin, bu ay sonuna kadar yaş haddi dolayı-siyle emekliye ayrılan öğretmenler den açılan kadrolara yerleştirilmek suretiyle terfileri sağlanmış bulun maktadır.
Diğer taraftan geçen yıl orta öğretim kadrosuna alınarak ilk öğretim kadrosunda çalıştırılan 120 kadar yüksek okul mezunu öğretmen de bu yıl orta öğretim kad -rosunda çalıştırılacaktır.
İhanet
Çeviren: KIRDANOGLU
Metresi falan da olmadığı için zaten fazla paraya da ihtiyacı yoktur. Tek ideali hayatta, günün birinde Fakülteye profesör olabilmektir.
Mösyö Simoni:
— Eh, mükemmel İşte! diye bağırdı. Mademki sen fakültenin en nüfuzlu üyelerinden birisin; iş halloldu gitti.
Kardeşi ona baktı:
— Hım, doğru, dedi. Bir müddet düşündü, sonra:
— Dur bakalım, belki... diye ilâve etti.

Profesör Simoni hemen kalkıp Doktor Rişar’ın evine gitti.
Doktor, ünlü Profesörün kendisini ziyarete gelmiş olmasından son derece heyecanlı ve memnun:
— Aziz dostum, diye ilânı şadı-mâni etti Teşrifinizle beni ihya ettiniz. Bir emriniz mi vardı?

Hoyri A par
gitti. Muhakkak bir casus hüviyeti I ' kondurulur! Bu «Yasak bölgelere» ne suretle girdiğiniz sorulur. İstintaklar sıklaştırılır; bir seferinde de * başımıza geldiği gibi ikamet ma- I hallinize telgraflar çekilerek kim olduğunuz tahkik edilir. Neticede, yine şüpheli gözler altında buralardan uzaklaşırsınız. Amma, bir daha da bu cennet diyarlara ayak basmamak üzere küsersiniz!... Bunu bildiğimiz için Sökenin uçsuz, bucaksız servet kaynağı ovasında, şöhretli yerli dostlarımızla birlikte Bafa gölüne doğru ilerliyorduk. İçlerinde balıkçılığı ile tanınmış dalyan sahibi bir zat da vardı. Kuruyan batak araziyi göstererek:
«— Bu kuru yerleri görüyor musunuz? Biraz kazalım yılan balığı çıkarl»
Diye söze başladı. Bizim hayretle yüzüne baktığımızı görünce izahatına devam etti. Menderes mansabı yılan balığının yatağıdır. Eskiden Italyan gemileri gelir, buradan tonlarca balık alırlardı. Fakat, bilâhare buralar yasak bölge oldu. Ecnebi gemilerinin yanaşması menedildi. Bu servetimiz de kuruyup gitti!...»
Balıkçı dostumuz, bu mevzuda izahatına devam ediyor; yılan balığının nasıl tâ Cenubî Amerika sahillerine kadar gidip çoğaldıktan sonra tekrar bizim sahillerimize akın ettiklerini anlatıyordu. Çok eskiden milyonlarca döviz getiren balıkçılığımızın hazin macerasını deştikçe derdi depreşiyordu... «Yasak bölge» diye Kuşadası koyunun »Ton balıkları» denizlerde serbestçe yarışıyorlarmış. Büyük balıklara küçükleri yem oluyormuş. Menderes'in yılan balıkları bataklıklarda uykularını tamamladıktan sonra sere serpe uzak denizlere açılıyor-muş.. Ve biz de arkalarından sadece bakıp duruyormuşuz!
O zaman sormuştuk. Meğer, bu sahillerde yasağı icabettiren hiç bir askerî tesis de yokmuş!

Yasak bölge yüzünden kaybolan servetlerimize ait yeni bir hikâyeyi bizzat Devlet Başkanımızın ağzından dinledik. Gazeteciler Cemiyeti idare heyetini Yalovada Acar motörüne dâvet etme iltifatını gösteren Cumhur Başkanı Celâl Bayar, İzmit Körfezinin dışına doğru yol alırken, söz bir ara yasak bölgelere intikal etti. İ.ctisat Vekili iken av için yanaştıkları bir sahili göstererek kumandandan müsaade aldıkları halde bir bölük askerin nasıl mâni olduğunu anlattı ve hikâyeyi şöyle tamamladı:
«— Bu vaziyet karşısında Yalo-vaya gitmek üzere karşı sahile geçtik. Bu arada da ayni mukavemeti gördük. Derdimizi anlatamaymca geri dönmek mecburiyetinde kaldık. Akşam Floryada Atatürkü ziyarete gitmiştik. Rahmetli vekillerin her hali ile alâkadar olurdu. Başımızdan geçen hâdiseyi naklettik. Güldü ve «Ayni şey geçenlerde yatla giderken benim de başıma geldi.» dedi! Vâkıaların hikâyesi devam etti...
Muhterem Celâl Bayar biraz durduktan sonra, vaktiyle İş Bankası müdürü iken şahidi olduğu, bir başka misali anlattı:
«— Urlada geniş bir sahada çimento bulunduğunu haber verdiler. O zaman İş Bankasının kasaları dolu idi. İşletecek yer arıyorduk. Bununla alâkalandım. Kalktık, Ur. laya gittik. Araziyi tetkik ettik. Bir
kahvede oturup dinleniyorduk! Bu sırada tüfeği omuzunda bir jandarma neferinin süratle bize doğru geldiği görüldü. Yanımıza yaklaşan nefer derhal:
•— Siz müslüman mısınız, gâvur mu?» diye sordu. Sükûnetle kendisine:
«— Gâvur olsa ne yapacaksın oğlum? Bırak ki biz müslümanız.» dedim. Nefer:
«— Buraya gâvur giremez» cevabını verdi. O anda kafam çimento işiyle meşguldü. Bir jeoloji müte. hassısı getirtip tet':|(at yaptırmayı ve alacağımız neticeye göre fabrika kurmayı düşünüyordum. Neferin bu hitabı üzerine yanımdakilere «Anlaşıldı.. Buraya fabrika kurula, maz. Kalkın gidelim» dedim. Şimdi, Marşal Plânından istifade ederek bazı müteşebbislerin çimento fabrikası kurmağa çalıştıklarını biliyorsunuz.. Fakat aradan da on sekiz sene geçti...»

Misal çoktur... Geçen yirmi yedi sene içinde bir çok şeylaf başarmağa çalıştık. Ne yazık ki, iyi niyetle girişilen ekseri teşebbüsler yanlış bir anlayış yüzünden kötü neticeler vermiş. Memleket de, vatandaş da telâfisi imkânsız zararlara girmiştir. Millî müdafaa mülâhazasiy-le, en verimli sahalar vatandaşa bile kapalı tutulmuş; yol olmadığı için gözden ırak olan halk gönülden de ırak olmuştur. Ne kültür, ne inkılâp fikri doğru dürüst dağları, bayırları aşamadığından, çevrek asır geçtiği halde inkılâp fikirlerini nasıl aşılayıp yerleştireceğiz dive düşünüyoruz. Taassupla, geri fikirlerle mücadele etme zorunda kalıyoruz. Bâkir servet kaynaklarına el sürülemediğinden, kendi yağımızla dahi kavrulamıyoruz, haricin yardımına bel bağlıyoruz!...
Yeni iktidar, henüz fazla mesafe katetmediği için, bu karışık manzaraya nasıl düzen verecek bilmiyoruz. Fakat her halde evvelâ kökleşen, şef emirlerinin mutlak surette yerine getirilmesi, şahsî kanaatlerin üstün tutulmak istenmesi zihniyetini silip atmak lâzımdır. Aksi takdirde ne yapılsa yine aradan şu kadar zaman geçtikten sonra «ar. kamıza baktığımız zaman bir arpa boyu yol gittiğimizi» görmenin hüsranına uğramak mukadder olacak-
tır.
Pasaport kanununda yapılan tadilâttan sonra «Yasak Bölge» meselesine de makul bir veçhe verildiğini duyuyoruz. Demek oluyor ki evvelâ vatandaş kendi yurduna hâkim ve sahip olacaktır. Bununla beraber, memleketin iç ve dış emniyeti bakımından devletin her türlü tedbiri alması kadar tabiî bir şey olamaz. Yasak bölgeler nizamlanırken bu cihetlerin göz önünde tutulacağı, emniyeti temin edecek hakikî ve umumî mekanizmanın kurulacağı muhakkaktır. Meselâ Doğu hududumuzda evvelce isyan mıntakası olan yerler açılırken, buraların eski sakinleri veya başkaları canlarının istedikleri gibi mağaralara, gözden uzak dağ kovuklarına çekilmezler. Bunların muayyen merkezlerde toplu olarak yerleşmeleri, müstahsil vatandaşlar halinde memleket hizmetinde yer alarak devletin maddî ve manevî her türlü müzahereti ile yakından temas halinde bulunmaları icabeder.
Bu suretle nizamlanacak memleket bünyesi; yakın gelecekte, gerek toprak üstü ve toprak üstü servetlerini kıymetlendirmek ve gerekse iç turizm yolu ile kuvvetlenecek cennet vatanı dünyaya tanıtmak mümkün olacaktır.
Profesör etrafına bir göz attıktan sonra:
— Apartımanmızı pek beğenirim, dedi. Hakikaten büyük bir zevkle dayayıp döşemişsiniz.
— Estağfurullah! îşte fakirhane! Fakat zevkli olmasına itina # ederim. Aydınlık evi severim. —Sonra yine sabırsızlıkla tekrarladı— bana bir emriniz mi vardı?
Profesör oturdu. Biraz tereddüt ediyordu.
— Çok naziksiniz Doktor, dedi Size karşı olan dostluğumu bilir, sinizi
Doktor Rişar bu tarz konuşmadan biraz endişelenmekle beraber:
— Çok bahtiyarım... çok... İftihar duyarım... diye cevap verdi.
Profesör:
— Bugün kulağıma bir şey çalındı, diye devam etti, bir... Bir küçük ihtiyatsızlık yapmışsınız.
Tefrika No. 33
İnanmak istemedim. Bunun üzerine bizzat gelip sizi görmeği uy. gun buldum.
Doktor Rişar’ı bir korku aldı.
— Ben, bir ithiyatsızlık mı yapmışım? Ne gibi acaba?
— Söylediklerine göre, dün akşam, sizi, şu, zavallı Martel’lerin evinden çağırmışlar!
— Evet, doğru.
— Orada, bazı şeyler söylemişsiniz... biraz... ileriyi, geriyi düşünmeden...
— Ne gibi bir şey söylemişim? Kime?
— Martel’in ölümünün intihar olmadığı kanaatinde olduğunuzu ifade etmişsiniz.
Rişar o zaman meseleyi anladı.
— Evet, dedi, bunu söyledim Bu kanaattaydım.
— İşte burada haksızsınız dostum. Siz, oraya Madam Martel tarafından bir aile doktoru olma!
sıfatiyle çağırıldınız. Meslek sırrı denen bir yeminimiz var, onu nasıl unutuyorsunuz? Bu gibi vakalarda beyanı mütalâa etmeğe bizim asla hakkımız yortür.
— Sizi temin ederim, sizi temin ederim, hiç kimseye, ben hiç bir kmsye bundan bahsetmedim... Sadece orada bulunan Mösyö Jak Darney'e söyledim kanaatimi.
— Evet, biliyorum. Fakat o da gelip bizim biradere na.detmiş bunu. Görüyor musunuz, ne kadar ağır bir vaziyet hâsıl oluyor. Halbuki siz, her ikiniz de, müteveffanın en yakın iki dostu idiniz, ihtiyatsızca ağzınızdan çıkan bu söz. lerin etrafta ne müthiş bir tesir uyandıracağını bir düşünün.
Rişar allak bullar olmuştu.
— Evet haklısınız... fakat... hakikaten, siz de benim yerimde olsaydınız... ben Martel'i çok severdim... ve... Mösyö Darney benden intihar etmiş olduğuna dair bir rapor vermemi istediği zaman, doğrusu... evet, reddettim... bu benim hakkımdı.
Profesör Simoni dostça başını salladı.
— Elbette, aziz Doktorum, dedi, elbette, vicdanen kaani değilseniz, aileye böyle bir rapor vermemek hakkınızdır. Ama bir yabancı ö-nünde bu kanaatinizi mutlak bil hürüm şekline sokup açıklamakta muhtar değilsiniz.
Falcılık yasak değil midir?
İZ kanunen Falın yasak* ol. duğunu bilirdik. Yanılmışız meğerse, C.H.P.ileri gelenleri vaktiyle hep işlerini bununla görürlermiş. Baksanıza... Kore harbinin çıkacağını bile dört sene evvel bulmuşlarmış da bizim haberimiz yokmuş.
Eski Yardımcı, Profesör Nihat Erim, bunu «Çok şükür anladılar» başlıklı bir yazısıyla açıklıyor.
Onlar iktidarda iken, dış lehli, keden bahsederlermiş de. Demokrat Parti muhalefeti alay edermiş. Nasılmış Dış tehlike yok mu imiş?....
İlâhi, eski yardımcı, akimla bin ya$a!....
C.H.P. İktidarının devamı sırasında, yâni ikinci dünya harbinden bugüne kadar, dünya yüzünde sulh teessüs etmemiş iken, eibe.te ki bir dış tehlike mevcut idi. Bunu esasen kimse inkâr etmiyordu ki!
Kabul edilmiyen cihet, C.H.P. nin bunu istismara kalkarak, vatandaşı korkutmak istemesi ve bu sebeple reylerini toplamak arzusu idi.
O günleri hep hatırlarız: «Aman b*rliŞi bozmıyalım! Dış tehlike büyüktür. Bunu ancak, işleri iyi bilen»!• bizler, aklımızla, tecrübemizle önlemek kudretine malikiz! Demokrat Parti, henüz gençtir, bu yaşta bu iktidara mesuhyet verilmez!» teranesi tutturulmuştu, nu, her önüne gelen Bakan, Vek*., salâhiyeti!, salâhiyetsiz, bütün C. H.P. mensuplan dillerine dola, mışlardı.
icraatlariyle övünmek İmkânının olmaması karşısında başvur, duklan bu taktiği de. alfedersiniz, kimse yatmıyor, bu sebeple kendileriyle alay ediliyordu.
Şimdi, Kore’de patlak veren tecavüz hâdisesi ile, Amerikanın işi ciddi tutmaya karar verdiği bir anda, eski teranenin tekrar ela alınarak : «Çok şükür iki aylık iktidar, bizim evvelce söylediğimiz dış tehlikeyi anlamalarına kâfi geldi!» diye, nalıncı keseri rolüne çıkmaları, eskiden olduğu gibi U-mumi efkânn, bu sıkı günlerde bir parça gülmesinden gayri işe yara-mıyacaktır.
O sebeple, bu sefer de yaya kaldıklarını kendilerine müjdeliyebi-liriz.
Hikmet YAZICIOGLU
CEMİYETTE
LÜZUMLU TELEFONLAR
Yangın .................... 00
Sıhhi İmdat ................. 01
Trenler .................. 12028
Hava Yolları .............. 143^
Yataklı Vagonlar ......... 11868
Elektırk ................. 24498
Su ârıza ................. 21575
Havagazı ................. 24845
Başkent Taksi ............ 22222
Yeni Güven Taksi ......... 22333
Merkez Taksi ............. 11111
Ersan Taksi .............. 21111
Sızın Taksi .............. 22332

SİNEMALAR VE EĞLENCE YERLERİ
Büyük (15031): Çizmell gollnler.
Yarın bizimdir
Ankara (33433): Ümitsiz gençlik.
Kanlı salak
Ulus (22294): Ümitsiz «ek, Mek-
sika çiçekleri
Yeni (14040): Gönüller kraliçesi
Park (11131): Kanatlardan türbe,
Bir fırtına gecesi Sümer (14072): Sevimli haydut,
ölüm randevusu Sus (14071): Tehlikeli yollar
Cebeci (13846): Cinnet, Zafer

ECZAHANELER
Başkent, Merkez, Bayar
Teşekkür
23/7/1950 günü bir otomobil kazasında ölen 4 üncü Orta Okul talebelerinden Cumhur Taşkıran’ın hastahaneye şevkinde ve müteakiben ebed ikametgâhına defninde yakın alâka gösteren Demokrat Parti il idare kurulu üyelerine, hâdise sırasında Samanpazannda bulunan şoför arkadaşlarına ayrı ayrı teşekküre teessürüm mani olduğundan gazetenizin tavassutumu rica ederim.
Cumhurbaşkanı Celâl Bayariın
Şoförlerinden
Mefail Yücel
J TAKVİM |
24 Temmuz 1950 — Salı
Hicrî: 1369 — Şevval 9
Rumî; 1369 — Temmuz 10
VasaU £1
ZAFER
Sayfa: 3
HER GÜN BİR HÂDİSE
Harpte on yaş
Bulgaristanda mahsul durumu kötü
gençleşen general
Mac Arthur dini bütün bir
hiristiyan ve tam bir demokrattır
TZadyo ıdTet&jon
Birleşmiş Milletler ordusu
irleşmiş Milletler Teşkilâtı Ge nel Sekreteri Trygve Lie’nin Kore tecavüzü üzerine, bu tecavüzü önlemek için girişilen askerî harekâta yardım yolunda üye devletlere 14 Temmuzda yapmış olduğu müracaat şimdilik ancak 12 devlet tarafından cevaplandırtlmış bulunuyor.
Hatırlardadır: İngiltere, bidayette bu işe karışmaz gibi görünmüş, fakat Başkan Truman’ın müdahale mânasına gelen enerjik mesajından sonra, Pasifik donanmasını, Amerikan gemileriyle beraber abloka vazifesini ifaya memur etmiştir. İn. giliz hükümeti, sonradan alman diğer bir kararla Kore’ye kara kuvvetleri şevkini de taahhüt etmiş bulunmaktadır.
Bulgar köylüsü mahsulü saklıyor
Resmî makamlar sabotaj ve Propagandadan şikâyetçi
Londra Radyosu (Basın - Yaym)
— Sofya Radyosunun bildirdiğine göre Bulgaristanda bu yılın mahsulü yüzde 51 nisbetinde toplanmış ve anbarlara yerleştirilmiş olması- —v-.*
na rağmen devlet hissesinin ancak , ıerjnde kasden ihmal gösterdiklerini pek cüz’i bir kısmı verilmiştir. Bul- beyan etmektedirler.
gar makamları bu durumdan acı acı şikâyet etmekte ve bu aksaklığın bazı sabotajcıların propagandası yüzünden olduğunu ileri sürmekte bundan başka devlet hissesini toplamaya memur edilenlerin vazife-
Dl
İ
ayl
ilil
'i
eki
ki
1-e

A
15'
il
Amerika’nın en büyük müttefiki ve Pasifik bölgesinde, bilhassa komünist Çinde çok hususî bir duruma sahip bulunan Îngilterenin bu hare'^ti, denebilir ki, bu bölge ile alâkalı bütün üye devletleri teşvik etmiştir. Bilhassa İngiliz milletleri cd’miasına dahil bulunan memleketler, başta Avustralya olmak üzere, yardıma koşmuşlardır.
Kore’de, Birleşmiş Milletler bayrağı altında ve General Mac Arthur kuman d asm da müstevliye karşı koymağa çalışan kuvvetlere bugün bu suretle 12 devlet, fiilen veya sembolik olarak katılmış bulunmaktadır. Genel Sekreter, bu konuda yaptığı bir konuşmada bilhassa Fransa, Arjantin, Brezilya, Yunanistan, Peru, İsveç, Norveç Danimarka ve Filipinlilerden cevap alındığını bildirmiştir. Güvenlik Konseyinin kararını tatbik yolunda üye devletlere müracaat eden Genel Sekreter, Kore tecavüzünün önlenmesine yardım hususunda bilhassa kara kuvvetlerine ihtiyaç olduğunu belirtmişti. Fransa bu talebe, Hin-diçinideki müşkül durumunu ileri sürmek suretiyle cevap vermiştir. Fakat bugün, bir Fransız tümeninin Kore’ye gönderilmesi hakkında karara varıldığı anlaşılmaktadır. Yunanistan, General Mac Arthur’un emrine altı uçaktan müteşekkil bir hava nakliye filosu vermiştir. İskandinav memleketlerine gelince; bunlar, her hangi bir askerî yardım ■ yapmanın imkânsızlığından bahisle ancSk yardımcı servislere kuvvet gönderebileceklerini Genel Sekretere bildirmişlerdir. Bu yolda Norveç iki büyük nakliye gemisi vermek teklifini tekrarlamış, İsveç bir sahra hastahanesini seferber etmiş; Danimarka ise mahdut sayıda seyyar hastahane ve hasta nakliye arabası tahsis etmiştir.
!
»i1

Dünya Basınından Hulâsalar
İran müteyakkız davranmak istiyor
Eski anlaşmanın tatbik edilemiysceği belirtildi
Tahran, (a.a.) — Milletlerarası meseleler mütehassısı Ghassem Zade, Iran âyan meclisinde verdiği, beyanatta İran umumî efkârının halen bilhassa 1921 İran-Rus andlaş-m asının 6 inci maddesinin tatbiKi için Sovyet hükümetinin bir bahane bulmasından endişe etmekte olduğunu teyti etmiş, fakat mezkûr maa denin andlaşmanın imzası tarihinde olduğu gibi Sovyet rejimini tehdit edebilecek beyaz Rusların îranaa mevcudiyeti iddiasile haklı goste-rılemiyeceğini ilâve etmiştir.
Hudut bölgelerinin havadan alınan fotoğrafları meselesine temas eden Ghassem, İranın ihtilâfa sebebiyet veren bu rölövelerden vazgeçmeği kabul ettiğini bildirerek Sovyetler Birliği ile 2000 kilometre müşterek hududu olan İran dahilinde üçüncü bir devletin Sovyet güvenliğini tehdit etmesine müsaade edemiyeceğini söyleyerek sözlerine son vermiştir.
Ingiliz Endüstrisi geliliyor
Londra Radyosu, (Basın - Yayın) — Ingliz Hazine Müsteşarı, İngiliz sınai istihsalâtının şimdi, savaştan sonraki seviyesinden yüzde 40 nisbe-tinde bir artış göstermiş olduğunu söylemiştir. Diğer taraftan Stutgart’ ta konuşan İngiliz nakliye işçileri birliği sekreteri Ingilteredeki işsizlerin 400 binden daha az olduğunu söylemiştir; bu adet bir rekor addedilebilir.
Buna mukabil Güney Amerika memleketleri, Arjantin, Peru, Brezilya ve nihayet dün Bolivya, kara kuvvetleri sevketmek teklifinde bulunmuşlardır. Diğer taraftan, Fili-pLnler, vatandaşları arasında Kore-ye gönüllü yazılmak istiyenlere bu hususta müsaade vereceğini bildirmiştir. Genel Sekreter, bütün bu cevap ve teklifleri Birleşmiş Milletler kuvvetleri Başkumandanına pey derpey ve derhal bildirmektedir. Yalnız, dikkate değen nokta şudur kİ, Genel Sekreter, gazetecilere beyanatında milletlerarası bir gönüllüler Tuğayı teşkil edileceğine dair yayılan haberleri kesin olarak yalanlamıştır. Yâni yapılan ve yapılması mutasavver yardım, hiç bir za-man millî çerçeveyi aşıp milletlerarası bir şümul ve mahiyet ka-zanamıyacaktır. Bu vaziyet dahilinde yükün en ağır kısmının Ameri-kaya isabet edeceği şüphesizdir.
Sovyetler vaktiyle bu nokta üzerinde teemmül ederek, Birleşmiş Milletler Kurmay komitesinin hesap ve tahminlerini altüst etmeğe teşebbüs etmişler ve muvaffak da olmuşlardır. 946 dan itibaren seçkin kumandanların iştirâkiyle çalışmalarına başlıyan bu komite eğer mesaisinde muvaffak olsaydı, yâni anayasanın 43 üncü maddesinde derpiş olunan hâllerde hangi memleketin ne şartlar dahilinde ne kadar kuvvet sevkedeceğini teSbit edebilmiş olsaydı, bugün Birleşmiş Milletler ordusu otomatik bir surette Koreye varmış, mütecavizi defetmiş ve nizamı tesis etmiş bulunurdu.
Bu, şüphesiz, bugünkü şartlar içinde yalnız Sovyetler bakımından değil, fakat ayni zamanda türlü - menfaat ve endişe sebebiyle Batıklar bakımından da gerçekleştirilmesi imkânsız gibi görünen bir idealdir. Bu idealin tahakkukuna intiza-ren, şimdilik Birleşmiş Milletler ordusu Amerikan üniforması taşımaktadır.
Möcahit Topalak
Almanya nasıl silâhlandırılacak
Amerikan Yüksek Komiseri meseleyi yeniden ortaya attı
Londra Radyosu (Basın - Yayın) — Amerkan Yüksek Komiseri dün akşam Frankfurtta Almanyara, Ko-rede vuku bulan tecavüze Denzer bir hücum yapıldığı takdirde, Al martların kendi topraklarım müdafaa için harb vasıtalarından mahrum edilmelerinin pek güç olacağı kanaatinde bulunduğunu söylemiştir.
24.7.1950
İngiliz Basını :
İngiliz gazeteleri, Kore harbinin hür dünyaya karşı teşkil ettiği tehdidi, ve buna karşı alınacak tedbirleri bahis konusu etmektedirler.
Muhafazakâr Sunday Tmes şöyle yazıyor :
Tarih, Stalinin Kore harbine vakitsiz ve hesapsız başlamış olduğunu muhakkak ki ileride yazacaktır. Stalin burada karşılaşacağı ciddî durumu her halde hesabetmedi. A-merika Cumhurbaşkanı Truman’ın kongreye mesajı, buna en kuvvetli delildir. Truman, Koredeki duruma karşı tedbir alınmasını istemekle kalmamış, bütün hür milletler gibi Amerikanın da hazırlıklı olması-nı tavsiye etmiştir.
Kızıl tehlikeye karşı müşterek bir savunma stratejisine kat’i surette ihtiyaç vardır.
Müstakil Observer gazetesi şöyle yazıyor :
Koredeki buhran, Atlantik Paktı memleketlerinin askerî kuvvetlerini muvazenede tutmak lüzumunu bir kere daha ortaya koydu. Salı günü toplanacak olan Atlantik Paktı Savunma Konseyinde, bu paktın lüzum gördüğü müşterek ihtiyaçlar tesbit edilmelidir.
News Of The Welles gazetesi diyor ki :
îngilterenin Atlantik müdafaasında faal bir rol oynaması mukadderdir. Bunu hâdiseler de bir kere daha ortaya koyuyor. Barışın korunması için gerekli tedbirler derhal alınmalıdır. İngiltere esasen şimdiye kadar bu alanda çalışmaktan geri kalmamıştır. Bu bakımdan İngiltere, dünyanın diğer hür milletlerinden herhangi birisiyle mukayese edilebilir.
Doğu Almanyada yeni bir ınkıjaf
Berlin, (.a.a) — Sosyalist - Komü nist Partisi kongresinde konuşan doğu Almanya Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Walter Ulbricht, doğu Almanya Cumhuriyetinin doğu bloku memlekelteri arasında teşkil edilen (İktisadi Yardımlaşma Konseyine) girmesini talep etmiştir.
Ulbricht, Sovyet bölgesinin halkçı cumhuriyetlerle sıkı bir iktisadi işbirliğine girişmesi lâzım geldiğini belirterek 5 senelik plânı bahis mevzuu etmiştir.
Bu plân sayesinde doğu Almanya istihsalâtı 1955 senesinde, 1936 se-nesindekinin iki misli olacaktır.
Başbakan Yardımcısı bundan başka 1955 senesinde 22 gemiye sahip bulunacak olan bir ticaret filosunun ihdas edileceğini haber vermiştir.
Tevkif edilen iki İngiliz
Almanyadaki Sovyet makanuarı dün Sovyet bölgesinin hemen biı az içersinde iki İngiliz subayını tevkif etmişlerdir. Bu subaylar Batı Şerlinden atla gezintiye çıkmışlar ve yollarını kaybederek yanlışlıkla hududu geçmişlerdir. İngiliz makamları subayların serbest bırakılmaları için müracaatta bulunmuştur.
Garip bir iddia
Berlin (a.a.) — Sosyalist - Komünist Partisi kongresinde konuşan doğu Almanya Cumhuriyeti Başbakanı Otto Gretewalt demiştir kı :
Sarre, Avrupa’da kargaşalıklar merkezidir. Fakat Fransız ve Alman işçileri Sarre statüsünü yeniden gözden geçirmek işini üzerlerine alacaklardır.
Sarre'ın ilhakı ile doğu Alman-yada Oder-Neiss hattının hudut olarak tesbiti arasında büyük bir fark vardır. Zira, bu tesbit keyfiyeti devletler hukuku gereğince ve bir milletlerarası anlaşma ile yapılmıştır.
Maridar bir tekzip
Vaşington, (a.a.) — İktisadî İşbirliği idaresi Çine vermiş olduğu bütün petrol stoklarına komünist Çinliler tarafından elkonmuş olduğu yolundaki Honkong rryahrecli berleri dün tekzip etmiştir.
İktisadî işbirliği idaresinin sözcüsü İktisadî işbirliği idaresi tarafından verilen bütün petrollerin ko münistlerin işgalinden evvel tevzi edilmiş olduğunu söylemiştir.
ha-
Fronsız bütçesi kabul olundu
Paris Radyosu (Basm - Yayın) — Fransız Millî Meclisi dün sabahki toplantısında 40 a karşı 181 oyla Millî Savunma bütçesini kabul etmiştir. Öğleden sonra ise meclis süratle sanayi ve ticaret bütçelerini kabul etmiştir. Millî Meclis aynı zamanda seçim kanunu ile ilgili reform kanunu metnini incelemeğe başlamıştır.
YUGOSLAVYA BULGAR NOTASINI REDDETTİ
Belgrad, (a.a.) — Yugoslav makamlarının tek taraflı olarak Bulgar - Yugoslav sözleşmesini ihlâl ve Bulgar Yugoslav hududu üzerindeki mallan istismar ettiklerine dair 21 Temmuz tarihli Bulgar notasına verdiği cevapta Yugoslav hükümeti bu ithamları reddetmekte bilâksi Bulgaristanı bu sözleşmeyi ihlâlle itham etmektedir.
İNGİLİZ BAŞSAVCISI BEDBİN
Paris Radyosu, (Basın - Yayın) — İngiltere Başsavcısı Sir Hartley Shanwcross, bugün dış siyaset hak kında vermiş, olduğu bir söylevde, milletlerarası durumu vahim ve karanlık olarak vasıflandırmıştır. Hatip sözlerine devamla, Korede statüko kurulduktan ve Kuzey Kore kuvvetleri geldikleri yere çekildikten sonra bugünkü gerginliğe sebep olan bütün milletlerarası meseleler Birleşmiş Milletlerde veya doğrudan doğruya yapılacak olan müzakerelerde halledilmelidir, demiştir.
3 ncü dünya harbi ihtimali azalmış
Moskovanın Kore harbi ile büyük bir hata işlediği belirtiliyor
Belçikada Krala rağmen sükûn Londra Radyosu, (Basın - Yayın) — Belçika Kralı 3 üncü Leopold 6 yıl memleketinden ayrı kaldıktan sonra dün saba tahtına kavuşmuştur. Siyasî partilerin kan döküleceği ve sanayiin felce uğrayacağı yolundaki iddialarına rağmen memleket sükûn içindedir; mamafih sosyalistlerin kontrolü altında bulunan Belçka İşçi Birliği Federasyonu, dün akşam işçi hareketinin Kral Leopold’a karşı mukavemette bulunmalarını emretmiştir.
Washington, (a.a.) (United
Press) — Washington’daki milletlerarası gayri resmî, fakat iyi haber alan çevrelerde hâkim olan kanaate göre, Sovyetler kuzey Korenin güney Koreyi işgal etmesine müsaade etmekle bir strateji hatasına düşmüş ve böylece 3 üncü bir dünya harbi ihtimali azalmış bulunmaktadır. Bu fikirleri ileri süren uzmanlar Kore ihtilâfının bütün dünyayı alâkadar eden askerî bir mânası olduğu kanaatindedir. Sovyet Rusya Avrupadaki peykleri vasıtası ile bir taarruz düşündüğü takdirde şu müşkülâtı göze almalıdır :
a n
Ormaı Genel Müdürlüğünde» ;

Miktarı
Fiyatı
Tutarı Lr. Kr.
______ 11329.42
ve miktarı yukarıda yazılı bulunan çam kereste açık
128.306
Çam kereste
1 — Cins ’ _ _____ „______ , .
arttırma suretile satılacaktır.
2 — Arttırma ihalesi 7.8.950 günü saat 15 de Genel Müdürlük Satın Alma Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Muvakkat teminat muhammen bedelin yüzde 7.5 hesabile 850 liradır.
4 — Çam kereste Genel Müdürlük bahçesinde ve buna ait şartname de Levazım Müdürlüğünde her gün görülebilir.
5 — İsteklilerin muayyen gün ve saatte teminat mektuplarile
Komisyonda hazır bulunmaları ilân olunur. (4951)—(1100)
i
Önce İrana karşı yapılacak taarruz derhal kuvvetli bir mukavemetle karşılaşacaktır. Zira hür memleketler ne bahasına olursa olsun Sovyet-lerin petrol sahalarını almalarına mâni olacaklardır.
Yunanistana yapılacak bir hücum Birleşik Amerika ile Birleşmiş Milletlere siyasî bir meydan okuma teş kil edecek, Akdenizi tehlikeye atacak be Kuzey Afrika ile diğer üs-lerden yapılacak bombardımanlara sebebiyet verecektir.
Üçüncü olarak, Yugoslavyaya kar şı yapılacak bir komünist taarruzu Berlin üzerine yürüme ile beraber olmazsa — ki bu muhakkak umumî bir harp doğurur— stratejik bakımdan faydasız kalmaya mahkûm-
Bu itibarla peykler kendi başlarına hür memleketlere karşı kat’i bir harbi göze alamayacaklarına göre Moskovanın stratejisi ancak umumî bir harb tehlikesi doğuran mahallî taarruzlara inhisar edecektir.
Sovyetler böyle bir harbi göze a-lınca kendi sanayi kudretini diğer memleketlerinki ile mukayese etmelidir.
Rus istihsalâtının azamî haddini bulmuş olduğu kabul edilmekle beraber resmî olmayan iktisatçılar, Kore istilâsı başlar başlamaz Amerikanın silâhlanması ve süratli bir sanayi seferberliğinin Ruslarla hür miletler arasındaki sanayi hacmindeki farkı derhal değiştirebileceği kanaatindedirler.
tâ $
Kore Savaşının yükünü elbette ki bütün dünya hissetmektedir. Fakat, mütecavize karşı koyan Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin Başkumandanı General Mac Arthur bu mesuliyeti yüklenenlerin ön safında geliyor. Japonya galibi ve Japonya İşgal kuvvetlerinin Başkumandanı, şimdi de Kore’de esaret kuvvetlerine karşı bütün hür milletlerin bayrağını açmış bulunmaktadır.
Generalin Kore savaşını nasıl karşılamış olduğuna dair bir yazıyı aşağıda okuyacaksınız.
may, uzun tereddütlerden sonra, nihayet General Mac Arthur’a bazı «telkinler» de bulunmak kararını verdi. Mesaj, sıkıntıya düşmüş bir diplomatın mektubu kadar büyük bir ihtiyatla kaleme alındı: «Şöyle yaparsanız iyi olur. Bu tedbiri almanız muvafıktır...» tarzında bir telgraf. Tokyo’dan gelen cevap şu idi: «Tafsilâta lüzum yok». Savunma Bakanlığında zaten böyle bir cevap beklenmekte idi. Yine uzun tereddütlerden sonra, yeni bir mesaj hazırlandı: «Talimat istiyor musunuz?». Bu sefer Tokyo’dan gelen cevap daha da kısa idi: «Hayır». Hepsi bu kadar.
Mac Arthur, bu suretle intikam alıyordu. O zamanlar, henüz, tarihte ilk defa görülen şanlı vazifesini, yâni Birleşmiş Milletler kuvvetleri başkumandanlığını deruhde etmemişti. Fakat aylardan beri, Asyanın kilidi mesabesinde olan Japonyada durumunu kuvvetlendirmek için kuvvet isteyip duruyor, her yerde Rus istilâsına hazır bulunmak lüzumunu tekrarlıyordu. Hâdisat onun haklı olduğunu meydana koydu. Lâkin vaktiyle onu dinlememişlerdi. Şimdi, artık talimata ihtiyacı yoktu.
Harp patladıktan bir kaç saat sonra Mac Arthur, vaziyeti yerrnae görmek üzere cepheye gitmek kararını verdi. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Ve bu yağmur bütün gece devam etti. Generalin şahsı uçağını himaye edecek avcı uçağı bile yoktu Sabahın beşinde, subaylar, generale bu işten vazgeçmesi için ricada bulundular. Fakat, her şeye rağmen, Generalin Bataan adlı uçağı 6.40 da havalandı. Yol boyunca, Mac Arthur Fusan üzerinden uçulmasını ve düşman ateşi altında bulunan Sawan’a inilmesini emretti. Buradan, biar jeep arabasına binen General savaşların cereyan ettiği Seul civar ma gitti. Yollar kaçanlarla doluyu. Karar saati gelmişti.

İstiklâl ve Cecaret
Bu tarzı hareket Mac Arthur’a hastır. Bu adam istiklâlin ve cesaretin tâ kendisidir. Onun içindir kı reaksiyonları evvelden asla kestirilemez. Meselâ son dünya harbi içinde, onun bir kararından haberdar edilen Roosevelt, içini çekerek şöyle demiştir: «Ne kadar isterdim Mac Arthur'un gelip bunları bana anlat-
Birleşmiş Milletler Kore Başkumandanı General Mac Arthur
laşmıştır. Bundan bir kaç gün ev- ; ve bu bazifeyi ifa etmek içindir ki
• Mac Arthur, zaferden sonra bir kere olsun Amerikaya gelmemiş, Tok-yoda, münzevi bir hükümdar gibi çocuğu ve karısı arasında yaşamayı tercih etmiştir. Beş seneden beri bir gün tatil yapmamış, bir eğlenceye, bir ziyafete gitmemiştir.
Yalnız bir Pazar günü, yani 15 Ağustos 1948 tarihinde Seul’e giderek, Güney Kore Cumhuriyetinin kuruluş töreninde hazır bulunmuştur.
Ne garip tesadüftür ki, bu Cumhuriyetin tecavüze uğradığı haberi Mac Arthür’e yine bir Pazar günü gelmiştir.
vel subaylardan biri, onun için: ' «Harp patlayalı, General on yaş j gençleşti.» demiştir. Bu sözü duyan 1 Kurmay Başkam Almond’un da1 şöyle söylediğini naklediyorlar:
«O, yaşıyanların en büyüğüdür». • Fakat Mac Arthur, esas itibariyle ( bir asker olmakla beraber, daha ev-1 vel, tipik bir Amerikan askeridir. İdealisttir. Beş yıl var ki Japonya-aın efendisidir. Bir Hitler, böyle bir ' durumda mağlûbu erip perişan | ederdi. Mac Arthur, mağlûba kendi imanım aşılamağa uğraşmaktadır. Bu iman, din ve demokrasidir. O-nun nazarında, Japonlara bu imam aşılamak vazifelerin en büyüğüdür
Ziraî Bahisler
(Nihat)
Hububat haşarattan nasıl korunmalıdır?
Yapılan dikkate şayan tecrübeler
asad yapılıp, buğday ve diğer I timali yolu ile methyl bromide'in h)ıhı)Xat hava tesirlerinden, hububat yığınları arasına nüfuz derecesi kolayca takıp edilmektedir.
Hayret verici neticeler elde edilmiştir. Derin silolarda veya meselâ mısır taneleriyle doldurulmuş gemi anbarlarına, methyl bromide ser-pildiği zaman, haşere öldürücü bu maddenin hububat yığınlarıma üst tabakalarında kaldığı ve yığınların derinliğine nüfuz etmediği tesbn edilmiştir.
Bunun üzerine, Liverpool’lu bir hububatçı firmanın yardımiyle, bir boru şebekesi ihtiva eden bir silo inşa edilmiştir. Boru şebekesi sayesinde serpilen ilâcın, buğday yığınlarının her tarafına cereyanı temin edilmiştir. Tecrübeler neticesinde, haşere öldürücü ilâcın yaınııı saat zarfında bu büyük silonun her , tarafına yayıldığı tesbit edilmiştir.
Bu usulün, normal tipteki beton silolara tatbik edilebileceği ümit edilmektedir. 'İstimali pek müteam-min olmayan metfyl bromide sadece haşaratı öldürmekte olup, buğday ve diğer hububatın besleyici hassalarma tesir etmemektedir.
Bilhassa rutubetli iklimlerde veya hububatın ıslandığı zaman geniş ölçüde zararlar ika etmekte o-lan küf veya mikroskopik mantarlar hakkında da dikkate şayan malûmat elde edilmiştir. Slaugh labo-ratuvarlarına, dünyamn her tarafından nümuneler gönderilmiştir. Yüz , lerce cins arasında, yalmz Şili ile Güney Dakota’dan elde edilen birer cins buğdayın küflenmediği anlaşılmıştır. Diğer cins buğdaylar uygun şartlar altında depo edilince, bu küf mantarlar gelişmekte fakat sıcak ve ratıp şartlar altında derhal gelişmeğe başlamaktadırlar.
Slaugh araştırma laboratuvarı, hububatı silolanmasındaki şimdiki müşküllerle değil, gelecekte ortaya çıkması melhuz müşküllerle de ilgi linmektedir. Meselâ şimdiki halde dünyanın diğer bölgelerinde faaliyette olmayan ve yalnız Avustral-(Devamı Sa. 5 Sü. 7 de)
maşım...».
Mac Arthıır'un herkesi en çok şaşırtan reaksiyonu, Japonlar tarafından kovalanıp Filipinlere çıktığı zaman görülmüştür. General, Pasi-fiğin Dunkexque’i sayılan Corregi-dor'dan geliyordu. Kanlı bir savaştan çıkmıştı. Karaya ayak basar basmaz, bir mikrofon istedi. Kudur gan bir savaş her şeyi kasıp kavuruyordu- Fakat, buna ırağmen Mac Arthur nutkunu verdi...
Askeri münekkitler bunun bir tiyatro olduğunu söylediler. Fakat bu işte de* yine Mac Arthur haklı çıktı. Çün.kü onun nutkundan cesaret alan Filipinliler, kurtarıcılarının yanı başında arslanlar gibi savaşmağa başlamışlardı.
Bununla beraber, ayni adam, heı zaman, işi söze tercih etmiştir.. 1918 de kumanda ettiği kıilanın başında elinde bir süngü ile .göğüs göğüse cereyan eden muharebelere girmiştir.
Mac Arthur’ün en -çok sevdiği söz şudur:
(Bu dünyada emniyet yoktur. Ancak fırsatlar vardır.»
*
Güç vazifeler
«Pasifiğln Efendisi» (Amerikalılar Generale bu lâkabı takmışlardır). Şimdi 70 yaşındadır. Ve bir de ( üzerine yığılan bu çetin Kore dâva- | siyle belki uzun zaman uğraşmak I bahasına „ ve dişini sıkmak zorunda kalacak- I yapılmaktadı tır. Zira bugün için elinde gerekli J ',ol'a ,v' npt! vasıtalar mevcut değildir. Bu elbette ki Generale atfedilecek bir kusur sayılamaz. Zaten, o, güçlük . lerle mücadele ede ede âdteta zırh- kullanılan
hububat, hava tesirlerinden, yetişen mahsule musallat o-lan böceklerden, başağı karartıp mahveden cins cins hastalıktan masun bir şekilde depolara yarleştiril-dikten sonra, insan artık her türlü tehlikenin tamamiyle geçtiğini zanneder. Hakikatte, bakamızm bağ lı bulunduğu hububat için daha birçok tehlikeler melhuzdur. Hububat, limanlardaki büyük silolarda veya bir memleketten diğerine nakledildiği gemilerin anbarlarında birçok cins haşerenin taarruzları altındadır. Bunlardan bazıları, fareler gibi büyük olduğu cihetle tehlike aşikârdır. Fakat en büyük hasar, en büyük ihtimam ve dikkat-la araştırılmamalan halinde, gözle görülmiyecek kadar küçük yaratıklar tarafından ika edilmektedir. Un böcekleri, karafatmalar, buğday böcekleri ve daha birçok cins böcekler, dünyanın her tarafında her yıl milyonlarca kilo buğday ve hububata zarar vermektedirler. Depoların fazla sıcak ve rutubetli olması Jıalinde, tel dolaplarımızda u-zun müddet bıraktığımız yiyecekte oluğu gibi ve ayni sür’atla hububat taneleri üzerinde küf peyda olmaktadır. *
ilk nazarda, Büyük Britanyanın Hanvell’deki atom enerjisi araştırmaları müessesesiyle, bu civarda, Slaugh'da haşarata dair malûmat lâboratuvarı arasında pek az münasebet var gibi görünür. Hakikatte, Harvvell’de istihsal edilen bazı maddeler, Slaugh lâboratuvarında-ki meselelerin hallinde büyük bir başariyle kullanılmaktadır. Meselâ hububat s lolarım metkkyl bromide ‘ denilen tebahhur edici bir ilâçla ı temizlemek vç haşaratı öldürmek geniş ölçüde denemeler ....... ‘::lır. Bu maksatla şimdi daha iyi neticeler ekle etmek üzere Harvvell’de istihsal edilen radyoaktif bromide kullanılmaktadır. Böylece, radyoaktiviteyi ölçmek için en hassas âletlerin is-

Sayfa: 4
ZAFER

M /fflEMGU { Yolan ■ Zuhuri DANIŞMAN
Büzler, Ancak Cineviz Dükünden emir alırız delikanlı...
— ae® —
Yer yerinden oynayacak.. Top |. gürültüsündan, insan sesinden bütün İstanbul göklerinin inlemesini istiyorum.. Sûrlar üzerin-deki Bizans askerlerinin bir dakika dahi uyumaması lâzımdır. Bütün düşman ordusunu sûrlara çekeceksiniz.. Anladınız mı?)
Halil Paşa dikkat ve merakla dinlemişti.
Hükümdarın maksadı ne idi acaba?. Bu sözlere nazaran ciddî bir hücum istenilmiyordu. Yalnız bir gösteriş hareketi isteniyordu. Fakat bulidan maksat ne idi? Bir an sormak istedi. Sonra, Sultan Mehmedin, kafasında kurduğu plânları gizlemekteki asabiyetini hatırladı. Sormadı.
(Emir, Şevketlû Hünkârımın, dır!.)
Diyerek derhal icraata geçti..
Padişah, bir kere daha atını geri çevirdi. Yıldırım süratiyle, tozu dumana katarak yine Halicin Kâğıthane ucuna sürdü. Orayı dolaştı. Beyoğlu antlarına ulaştı. Yine ayni süratle Diplokiyonyon denilen Çiftesütunlara, yâni Dolma-bahçe kıyısına geldi.
Mühendisleri, amele başıları topladı. Sert ve şiddetli bir lisanla:
(Emirlerimi dinleyiniz. Dedi. Bu söylediklerim, bugün akşama kadar tamamlanmış olacaktır.
1 _ Her biri elli arşın uzunluğunda ve bilek kalınlığında iki bin teine halat..
2 — Beş yüz varil zeytin yağı..
3 — Beş bin su kovası..
4 — Her biri gayet güzel rendelenmiş ve temizlenmiş elli bin tane tahta.. Yalnız bu tahtalar kalın kalaslar olacak..
5 — Her biri beşer arşın uzunluğunda bir kısmı dört köşe, bir kısmı yuvarlak bin tane kalas..
6 — On bin kazma, on bin kürek..
7 — Kalın çivi, keser, halka, zincir..
İşte bütün bunları bu akşama kadar istiyorum!..
Mühendisler ve amele başları hayret içinde kalmışlardı. Bu istenilen şeylerin bu kadar kısa bir zamanda hazırlanmasına maddeten imkân yoktu.. Muslihiddin boynunu büktü ve yerlere kadar eğilerek:
(Benim Şevketlû Hünkarım...) Diyecek oldu. Fakat Padişah gök gibi gürledi:
(Bu istediklerim, akşam güneş batarken hazırlanmış olacaktır. Anlıyor musun Muslihiddin.. Eğeı bir tek noksanın görürsem batm keserim!..)
Bu mümkün değildi. Bu istenilen şeyleri temin etmek mümkün değildi. Fakat Padişaha karşı ne söylenebilirdi? O, cevaba bile tahammül edemiyordu. Ve Hükümdar ilâve etti:
(On bin amele.. Beş yüz çift manda da lâzım..)
Muslihiddin, bu müthiş yukun altında ezilmiş kalmıştı.
Hükümdar son erprini verdi: (İhmal istemem. Her çare mubahtır. Emrin benim emrimdir. Güneş batarken burada bulunacağım.. Göreyim seni, milletine, memleketine, padişahına nice hizmet edersin!...)
Sonra Hükümdar Ulubatlı Haşanı çağırdı: . |
(Git, Galatadaki Cineviz Valisine söyle.. Bize zeytin yağı lazım olacak. Ne isterlerse ver.. Sakın eli boş dönmiyeein. Başın keserim..)

ZAFZR’in Abone Şartları
Memleket i«ı
12 aylık ............ 23 U
6 « İS
8 .................. «
Memleket dup
12 aylık ............
6 ...................
3 .................
98 Lire 80 .
18 .
ZAFER’in İlân Şartlan
Başlık ............... 13
2 ve 3 üncü Sayfada Sm. 3 Diğer sayfalarda Sm. ... 2.25
Doğum, Nikâh, Nişan, Ölüm ve Mevlût ilânları 5 sahtimi geçmemek partiyle 1» lira.
tarife tatbik edilir.
Devamlı ilânlar için hususi
Gazeteye gönderilen evrak ve yazılar neşredilsin edilmesin İade edilmez.
ilânlardan mesuliyet kabul edilmez.
Ulubatlı Haşan, yanına iki tercüman, iki tane de arkadaş aldıktan sonra süratle kale sûrlarına koştu.
Sûrların kalın kapısı açıldı. Haşan muhafızlara:
— Gidiniz, muhterem Cineviz kumandanına haber veriniz ki. Padişahı Cihanın bir elçisi gelmiştir, kendisiyle derhal görüşmek ister..
Padişahın adı muhafızları âdeta büyülemişti, hemen yerlere kadar eğilerek Haşanı içeriye aldılar. Kısa bir müddet sonra Haşan, iki tercümanı ile birlikte Cineviz kumandanının huzuruna çıkmış bulunuyordu.
Kumandan, bu sert ve z~,': u" ’ kışlı, pos bıyıklı, açık ve k ğüslü, yağız çehreli delikanlıyı ! görünce gayri ihtiyarî irkildi. I
— Haşmetlû Türk Padişahının ’ Elçisi misiniz?
— Evet Kumandan..
— Padişahınızın arzuları nedir? Haşan dimdik dikildi:
— Arzuları değil, emirleri var.. ' Bu sert cevap Cinevizliyi evve- |
I İLÂN
M. S. B. 4. Nolu Satınalma Komisyonu Bşk.dan
ANKARA
1 — Açık eksiltme ile Malzeme Park’ı ilâve SU ve Yangın Tesisatı inşaatı yaptırılacaktır.
2 — Eksiltme: 1/8/1950 Salı günü saat 16 de Komisyonda yapılacaktır.
3 —Keşif tutarı: 20145.35 lira olup geçici teminatı: 1511 liradır.
4 — Keşif, şartname ve resmi her gün öğleden evvel Komisyonda ve İstanbul Levazım Amirliğinde görülür. İsteyenlere 101 kuruşluk makbuzla satılır.
5 — Bu işe girecekler şartname
gereğince Kara Kuvv. İnşaat Gr. Bşk. dan yeterlik belgesi almaları lâzımdır. (4709 ) 965

Ankara M. S. B. 1 No.lu Sa. Al. Ko. Bşk. dan:
Kapalı zarfla Ankara - uevrek şosesinin 207 - 221 kilometrelerindeki istif yerlerinden Ankara Lv. â-mirliğinin Ankarada göstereceği yere 1700 ton odun taşıttırılacaktır Muhammen bedeli 85 seksen bin lira olup geçici teminatı 5500 beş bin beş yüz liradır. İhalesi 28/7/1950 Cuma günü saat 11 dedir.
Şartlaşmalar her gün komisyonda
, . , | çuıuaısmaıar ner gun Komısyonaa
kıllı a" görülebilir. İsteklilerin belli gün ve »1‘k * 1 ' saatten bir saat evveline kadar tek-
lif mektuplarını komisyona vermeleri. (4618)—(933)
Makiııa ve Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğünden : İnşaat Yüksek Mühendisi alınacaktır.
_______.___ Biri Ankarada, diğeri Kırıkka lâ sinirlendirdi ise de, kumandan 1 lede istihdam edilmek üzere iki in. ’ _____ " ____ 1 şaat Yüksek Mühendisine ihtiyaç
vardır. Talip olanların bir dilekçe ile Genel Müdürlüğe müracaatları (4997)—(1122)
kendini tuttu. Rengi hafifçe sararmıştı.
— Bizler, ancak Cineviz Dük’-ünden emir alırız delikanlı..
— Benim Padişahım da ancak emretmeğe alışıktır.
— Sizi dinliyorum.
— Padişahımın emri şudur ki.. bize zeytin yağı lâzımdır. |
Kumandan hayret etti. Bu da ne demekti?
— Anlıyamadım. Zaten askerlerinize lüzumu olan zeytin yağı ta- 1 rafımızdan satılmaktadır. I
— Doğrudur. Fakat bu kere çok 1 fazla istiyoruz.
— Bunun sebebi nedir?
Haşan güldü :
★ (Devamı var) i
İLÂN
| M. S. B. 4. No. lu Satın Alma Komisyonu Başk. dam
I 31.7.950 günü açık eksiltme sure ti ile ihalesinin yapılacağı ilân edil-
1 miş olan ÎŞEVİ inşaatından sarfına zar edilmiştir. İlân olunur.
(5031)—(1200)
KİRALIK DAİRE
Tam konfor. Beş oda. Hamamönü,, : İnönü Bulvarı, İpcioğlu Apartmanı. I i (5169)
İzmir Belediye Başkanlığından
1 — Kültür mahallesinde 1402, 1403 sayılı sokaklarda yeniden kanalizasyon ve 1401, 1402, 1403 sayılı sokaklarda da yeniden beton yol yaptırılması işi Fen İşleri Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşma sı gereğince açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 17807.82 lira ve geçici teminatı 1336 liradır. İsteklilerin ihale tarihinden üç gün evvel Fen İşleri Müdürlüğünden belge almaları lâzımdır. İ-şin ihalesi 26.7.950 çarşamba günü saat 11 dedir. İsteklilerin belli edilen gün ve saatte geçici teminat makbuzlarile encümene başvurmaları.
L — Güzelyalıda 40 sayılı sokakda kesme ve 32 - 37 sayılı sokaklarda da âdi döşeme tamirile 33 sayılı sokakta yeniden kanalizasyon ve âdi döşeme yaptırılması Fen İşleri Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 18222.03 lira ve geçici teminatı 1367 liradır. Bu işe girmek için ihale tarihinden üç gün evvel Fen İşlerinden belge almak lâzımdır. İşin ihalesi 26.7.950 Çarşamba günü saat 11 dedir. İsteklilerin belli edilen gün ve saatde Encümene başvurmaları ilân olunur.
v ( (4984)—(1106)
Ankara Belediye Başkanlığından
1 — Ankara - Şehir dahili yollardayaptırılacak muhtelif makadam şo-
se, asfalt ve bitümlü sathi kaplama işi kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen keşif bedeli (332493,80) liradır.
3 — Teminatı (17049) lira (78) kuruftur.
4 — Teminat Belediye veznesine yatırılacak ter.
i — Şartname ve keşif cetveli ve sair evrak her g(ia Belediye Tutanak Müdürlüğü kaleminde görülebilir.
6 — İhalesi 7.8.950 pazartesi günü saat 18 da Belediyede toplanan Ko
misyonda yapılacaktır.
7 — Bu işe girmek istiyenlerin Ticaret Odasına kayıtlı bulunması
ehliyeti Fen İşleri Müdürlüğünce kabul edilecek asfalt mütehassısı bir mühendis ve Y. Mühendis ile teşriki mesai ederek sözleşmeyi birlikte imza etmeleri, asfalt makinesi ve püskürtme kazanı bulunduğunu isbat etmeleri ve (150.000) liralık beton asfalt işi yapmış olduklarına dair vesika ibrazile ihaleden üç gün evvel (tatil günleri hariç) müracaatla yeterlik belgesi alarak teklif mek tubuna eklemeleri şarttır.
8 — İsteklilerin 2490 sayılı Kanun gereğince hazırlayacakları teklif
mektuplarını belli günde saatOn beşe kadar komisyon başkanlığına makbuz karşılığında vermeleri ve ihalede hazır bulunmaları lâzımdır. (4959) — (1102)
Sığır eti alınacaktır
KIRIKKALE AS. POS. 17643 SA. Al. Ko. Bşk. (385) :
1 — Cins, miktar, muhammen bedeli ve ihale günü aşağıda yazılı iki kalem sığır eti Kırıkkale As. Pos. 17643 Sa. Al. Ko.ca kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır.
2 — Şartname her gün komisyonda görülür.
3 — İsteklilerin mezkûr gün ve saatte komisyona müracaatları.
4 — Kapalı zarflann mezkûr gün ve ihale saatinden bir saat evveline kadar komisyona verilmesi.
Muhammen
bedeli
Lira
57500
23000
Miktarı
Kilo
50.000
20.000
Cinsi
Sığur eti
Sığır eti
20 Ton Sığır eti Elmadağ birlikleri için
50 Ton Sığır eti Kırıkkale birlikleri için.
G. Teminatı Lira
3412
1725
K.
50
İhale tarihi
28/7/1950
28/7/1950
Saat 15.30 da

Sığır eti alınacaktır
ÖZALP SA.
lahiM:
Mümtaz Faik FENİK
Bu nflchad* yamlglerüu fiile» İdare adca: HİKMIT YAZICI OÖLT «asıldığı ym: □ÜKHS MATEAAA’
. DAN (452) :
Fiyatı
Krş
84
________________________________ _ yazılı ihtiyaç kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır. Eksiltme U Ağus tos 1950 günü saat 14.00 te Özalp As. Pos. 11658 K. ğısa. Al. Kom. da yapılacaktır. İsteklilerin aynı gün ve saatte teminat mektupları vesair vesikaları ile birlikte komisyonda bulunmaları.
2 — Evsaf ve şartlar her gün komisyonda görülebilir. (4698) 962
Cinsi
Sığır Eti
1 — Yukarıda
AL KO. BŞK.
Miktarı Kilo
50000
ve miktarı ;
cins
Tutan Lira Krş. 40000 00
Kapalı Eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden :
1 — Valde Bağ Sanatoryumu Necati Bey Pavyonu kalorifer tesl-
nsn ;jbz ıındtnı î»ıSı )ne5m jiyıe eksiltmeye çıkarılmışta.
Keşif bedeli (129215) lira 47 kuruştur.
Eksiltme 10.8.950 tarihinde perşembe günü saat 15 de İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu işe ait evrak şunlardır. Mukavele, eksiltme, bayındırlık iş leri genel, hususî ve fenni şartnameleri, proje keşif hülâsasiyle buna müteferri diğer evrak dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye iştirak etınek için taliplerin (7710) lira (77) ku-
ruşluk muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve 950 yılında Ticaret Odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hâmil olması, eksiltme gününden tatil günleri hariçç (3) gün evvel vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası alması ve yukarıda 2 inci maddede yazılan evrakı görüp kabul ettiğine dair imzalaması ve buna ait 2490 sayılı kanun mucibince hazırlayacağı teklif zarflarının 10.8.950 perşembe günü saat 14 e kadar İst. Bayındırlık Müdürlüğüne verılme-lâzımdır. (4996)—(118*

Bellamy Cinayeti I
ZAFER’IN POLİS TEFRİKASI |
Yazan: Frances Noyes Hart Çeviren; S. Yazıctofllu
— 86 —
Kocaeli Beden Terbiyesi Bölge Başkanlığından
1 — Adapazarı Stadyumunda yaptırılacak kârgir tribün inşaatı (43365) lira (95) kuruş keşif bedeli ile ve kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu işe ait keşif, proje ve şartlaşmalar Kocaeli Beden Terbiyesi Bölgesinde tetkik edilebilir.
3 — Geçici teminat miktarı (3252) lira (45) kuruştur.
4 — Eksiltme İzmitte Halkevi binasındaki Beden Terbiyesi Bölgesinde toplanacak komisyonda 7 Ağustos 1950 Pazartesi günü saat 15 de yapılacaktır.
5 — Eksiltmeye jştirak için ihale gününden evvel Bölge Başkanlığına bu gibi işleri başan ile bitirdiklerini gösterir evrakla başvurarak yeterlik belgesi alınması lâzımdır
6 — İsteklilerin 2490 sayılı kanun esasları dairesinde hazırlıyacak lan teminat makbuzu veya mektuplarını, yeterlik belgesini ve 950 yılına ait Ticaret Odası veskasını taşıyan kapalı teklif mektuplarını i-hale günü eksiltme saatinden bir saat evvel komisyon başkanlığjna vererek makbuz -almaları lâzımdır.
Posta gecikmeleri kabul edilmez. (5125)—(1156)
Erzak Alınacak
Hadımköy 79 Sa. Al. Ko. Bşk. dan (522)
Aşağıdaki erzaklar hizalarında yazılı esaslara göre kapalı zarfla ayrı ayrı satın alınacaktır. Eksiltmeleri Hadımköyünde 79. No. Sa., Al. Ko. yapılacaktır. Sade yağı 6 veya 7 şer tonluk partiler halinde ve kuru fasulye biri 95 diğerleri 90 ar tonluk partiler halinde ayrı ayrı da ihale olunabilir. Şartnameleri her gün komisyonda görülebilir.
Teminat
Cinsi Ton Lira Eksiltmesi Saati
Kuskus 42 1890 10/8/950 Perşembe 16
Mercimek 45 1350 10/8/950 Perşembe 17
Nohut 90 1689 10/8/950 Perşembe 17
K. fiasulye 275 8250 15/8/950 Salı 16
Sade yağı 26 7605 15/8/950 Salı 17
(5070)- -(1138)
Çoruh «Valiliğinden
1— Yusufeli sağlık merkezi yapımı kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konmuştur.
2— Keşif bedeli (50.815.92) elli bin sekiz yüz on beş lira doksan iki kuruştur.
3— Geçici teminat (3811.19) üç b in sekiz yüz on bir lira on dokuz kuruştur.
3— Geçici teminat (3811.19) üç bin sekiz yüz on bir lira on dokuz kuruştur.
4— İhale H Ağustos 950 Cuma g ünü saat 15 on beşte Çoruh Bayındırlık müdürlüğü odasmda toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
5— Bu işe ait keşif kâğıtları ile sözleşme ve şartlaşma örnekleri her gün Bayındırlık kaleminde parasız olarak görülebilir.
6— Eksiltmeye girmek için isteklilerin 3811.19 liralık geçici teminat makbuzu ile bu işe ait Çoruh ili Ba yındırlık Müdürlüğünden alınmış yeterlik belgesi ve 950 yılına ait Ticaret odası vesikası ile 2490 sayılı kanunun tarif atma göre hazırlanaca k kapalı zarflan ihale saatinden bir saat evveline kadar makbuzla komisyon başkanlığına verilmesi lâzımdır.
7— Postada vaki gecikmeleri k abul edilmez. (5066) (1148)
Tunceli ilinden
1 —Eksiltmeye konulan İş Tunceli ilinde Pertek ilşesi ilkekul i*.
... . . u.
2 — Keşif tutarı 48166,78 liradır.
3 — Eksiltme 1/8/1950 Salı günü 6aat 15 de Tunceli ili Bayındırlık Müdürlüğü odasında kapalı zarf usulü üe yapılacaktır.
4 — Eksiltme şartnamesi ve buna bağlı kâğıtlar Tunceli Bayındırlık Müdürlüğünde görülebüir.
5 —Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin usulüne göre 3612.51 kuruş geçici teminat vermeleri lâzımdır.
6 — Isteklüerin 950 yılına ait ticaret odalarından alacakları belgeleri vermeleri şarttır.
7 — İsteklilerin bu işin teknik öneminde en az 50000 lira tutarında bir işi iyi bir surette başardığını veya idare ve denetlediğini ispata yarar Delgeleriyle birlikle ihale gününden —tatil günleri hariç— en az üç gün evvel yazı üe Tunceli üine başvurarak bu işin eksiltmesine girebilmek için yeterlik belgesi almaları lâzımdır.
8 — îsteklüerin teklif mektuplarını eksiltme günü olan 1/8/1950 Salı günü saat 14 de alındı karşılığında eksütme komisyonu reisüğine vermeleri lâzımdır.
Postada olan gecikmeler kabul edilmez. (4592)—(934)
Çorum Bayındırlık Müdürlüğünden Kapalı zarfla Eksiltme ilâm
1 — Isküip ilçesi sağlık merkezi birinci kısım inşaatı işi 4/8/1950 Cuma günü saat 15 de Çorum Bayındırlık Md. de müteşekkil komisyonda ihale edilmek üzere kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur.
2 — Keşif bedeli (40511) lira (48) kuruştur.
3 — Muvakkat teminat (3038) lira (36) kuruştur.
4 — Bu işe ait evrak şunlardır:
a) — Eksiltme şartnamesi.
b) — Mukavele projesi.
c) — Silsilei fiat cetveli ve özel fennî şartname.
d) — Durumu ve bina plânları.
e) — Bayındırlık işleri genel, ve yapı işleri umumi ve fennî şartnameleri.
f) — Keşif hulâsa cetveli.
Bu evrak her gün Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
5 — İsteklilerin yukarıda yazılı teminatı yatırdıklarına dair belge ile eksiltmeden en az üç gün evvel vilâyet makamına müracaatla alacakları ehliyet ve Ticaret Odası vesikalarını ve ayrıca kapalı bir zarfa konmuş yukarıda yazılı evrakı okuyup tamamen kabiü ettikleri şerhini havi teklif mektuplarını mevzuata uygun şekilde diğer bir zarfa koyup ihale saatinden bir saat evveline kadar komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde vermeleri veya göndermeleri ilân olunur. Postada olacak gecikmeler muteber değildir
(4813)—(998)
— Hastahaneden de haber al. inak için telefon etmiştim.
— Peki, şayet size verilecek bir haberleri olsaydı, nereye müracaat edeceklerdi?
— Evime.
— O halde, otomobilinizle sokak sokak dolaşırken, bu haberi, bu hayati mahiyetteki haberi öğrenmenize imkân var mıydı?
— Bilmiyorum.
— Öldü mü, kaldı mı diye merak etmiyor muydunuz?
— Ediyordum.
— O halde niçin evinize dönme-
— Size daha evvelce de söyledim, bilmiyorum.
— Bize vereceğiniz en iyi cevap bu mu?
— Evet
— Acaba ben size yardım etsem daha iyi bir cevap veremez misiniz? Bakınız, meselâ sebep şu olamaz mı? Hastahaneden veya polis ten tekrar haber almak üzere telefon etmediğinizin veya evinize avdet edip cevap beklemediğinizin sebebi, artık size verilecek haberin zerre kadar kıymet ve ehem miyeti olamıyacağını bilmeniz değil midir?
Stephen Bellamy perişan bakışlarını, kendi gözlerinden ancak bir karış uzakta bulunan müstehzi. gözlere dikti:
— Affedersiniz, ne dediğinizi anlayamıyorum, diye cevap verdi.
— Anlayamıyor musunuz? Ben size izah edeyim. Evinize dönme, yişinizin sebebi, zevcenizin üç mil ilerideki küçük köşkte çoktan ölmüş, kanlar içinde yattığını bilmeniz değil midir?
— Ooof! Allah rızası için!
Bu kısık ve meyiis feryadın şiddeti önünde, mahkeme salonundaki insanların birçoğu savcının buz gibi yüzünde beliren çirkin mu-zafferiyeti görmemek için başlan m çevirdiler.
— Bilmiyorum. Size kaçtır söylüyorum ki, bilmiyorum. O gece çılgın gibi idim. Ne düşünebiliyor, ne muhakeme edebiliyordum. Zih nime takılan tek şey Mimi’nin gitmiş olmasıydı.
— En iyi cevabınız bu mu?
— Evet, bu.
— Zevcenizin bir cinayete kurban gittiğini ertesi sabah saat kaçta öğrendiniz?
Kendini büsbütün perişanlığa terketmekle nefsine hükmetmek arasındaki kısacık mesafeyi Stephen Bellamy nokta nokta katetti, sonra bitkin sesini yükseltti, yorgun gözlerini kaldırdı:
— Zannedersem saat on dı, dedi.
— Haberi kim getirdi?
— Polis karakolundan gelen bir devriye galiba.
— Ne dediğini bize lütfen tekrarlar mısınız?
— Thome köşkünün boş bahçı. ▼an dairesinde Bayan Bellamy’nin cesedini bulduklarını, teşhis edilmiş olmasına rağmen, bir de benim tarafımdan görülüp vaziyetin teyid edilmesini istediklerini söy. ledl.
— Siz de dediklerini yaptınız mı?
— Evet
— Cesedi gördünüz mü?
— Evet
— Teşhis ettiniz mi?
— Evet
— Elbiselerini çıkarmamışlar mıydı?
— Hayır.
— Elbiseler bunlar mı, Bay Bellamy?
Vaktiyle tüy gibi uçan kırmaları, şimdi kaskatı donmuş, lekeli elbise yine şahit bölmesinin önün, de, Stephen Bellamy’nin uzun parmaklı ellerinin hemen yanında kaldırılıp sallandı. Bellamy vücudunu kıskıvrak geren ilk gayri ihtiyari hareketten sonra, düz kaşlarının altında garip bir surette büyümüş gözlerle bakarak hiç kımıldamadan oturuyordu.
— Evet
— Ayakkaplar da bunlar mı? ’
Gümüş yaldız'ı, parlak tokaüf/ [ a küçük zarif bir çift iskarpin kelebekler gibi hafifçe şahit bölmesi, nin kenarına kondu. Bölmenin içindeki adam garip bakışlı gözlerini bunlara doğru çevirdi. Bir an sonra, yavaşça, tereddütle elini uzattı, paslanmış gümüş yaldızlara okşar gibi hafifçe dokundu, sonra bir tehlikeden muhafaza et mek ister gibi iskarpinleri sımsıkı avucunun içine aldı.
— Evet, bu ayakkabılar diye cevap verdi.
Salonun arka taraflarında, bir yerde bir kadın yüksek sesle hıçkırdı, fakat o gözlerini dahi kaldırmadı.
Savcı inanılmıyacak kadar tatlı bir sesle:
— Bay Bellamy, odaya girdiğiniz zaman ceset piyanonun sağında mıydı, yoksa solunda mıydı, diye sordu.
— Solundaydı.
— Tamamiyle emin misiniz?
— Tamamiyle eminim.
Muhabir, telâş içinde:
— Eyvahlar olsun! Yakalandı! Ah, yakalandı! diye fısıldadı.
Savcı sesini büsbütün tatlılaştı -
★ (Devamı var)


25 - 7 - 1950
ZAFER
Sayfa: 5
•)
■’-l
İl ÛDTAPTM Alman malı Tobralko Gofre Alman mal. Valen cici Jorjet Emprime Emprime çamoş)rlık R T A Z*(
II ÖKIA^lfi 2.75kr. 2.5Okr. 1.95 kr. 2.40kr. 3.50kr. 2*™*
Gotre Alman malî
Büyük Damping
Almanyadan yeni gelen mallan.
Emprime MStralar
t ‘' mır gayet ucuz Matlarla satışa arza-| Lütfen Matlarımın okuyu-
■UZ.
Î.ÎÜ1
Gandiler
Anversaten
3.50 kr. 6.50 kr.
340 kr.
Mimoza emprimeler
8.75 kr. 7.75 kr. 2.75 kr.
Leonardo poplinler 375^kr. Çekoslovak keteni
Sûra emprimeler
Alman malı emitasyon keten
No. 224 ( Adliye
karşısı koşa mağaza) Tel : 11135 - Ankara
750 kr.
Manisa Belediyesinden
Şartnamesi mucibince (75.000) adet Parke Taşı açık eksiltme suretiyle mübayaa edilecektir. Keşif bedeli (18250) lira ve geçici teminatı (1368) lira (75) kuruştur. İhalesi 1 Ağustos 1950 Salı günü saat (10) da Daimî Komisyonda yapılacaktır.
Eksiltmeye iştirak edeceklerin getirecekleri taş nümunelerini şimdiye kadar kullanıldığı, bunların ait oldukları idarelerden biri tarafından mühürlenmiş ve ayrıca iyi netice alındığını gösterir. vesika ile birlikte ihaleden iki gün evvel belediyemiz Fen İşleri Müdürlüğüne teslim etmeleri lüzumu ilân olunur. (5045) (11*7)
Bitlis Bayındırlık Müdürlüğünden
İlimiz merkezinde bu sene yeniden yaptırılacak (83345) lira (43) bo deli keşifli (A) tipi ceza evi inşaatının 31.9.950 pazartesi günü saat 13 te kapalı zarf usulile yapılacak ihalesine iştirak etmek isteyen taliplerin muayyen gün ve saatte Bitlis İli Vesika Komisyonundan alacakları yeterlik belgesi, (5417) lira 27 kuruştan ibaret muvakkat teminata ait makbuz ve teklif mektuplarile ihale saatinden en az bir saat evvel, İlimiz Bayındırlık Müdürlüğünde toplanacak ihale komisyonuna müracaatlarının ve bu İşe ait keşif, proje, şartname ve sair evrakı Bitlis Bayındırlık Müdürlüğünde görebi'eceklerinin, on beş gün içinde dört defa gazetenizle ilân ettirilerek bu ilânı havi gazetelerden birer nüshanın ilimiz Bayındırlık Müdürlüğüne gönderilmesini rica ederim.
(1092)—(5009) Bitli» Valisi Nmidr Ü»er
İzmir Yollar 2 nci Bö'ge Müdürlüğünden
1 — Eksiltmeye konulan iş : Denizli ilinde şube atölye yapımı olup keşif bedeli (7808990) yetmiş sekiz bin seksen dokuz lira doksan kuruştur.
2 — Eksiltme 3/8/1950 tarihine rastlıyan Perşembe günü saat (11) de Bornova Mersinli’sinde bulunan Yollar 2 nci Bölge Müdürlüğü binasında kapalı zarf usulü ile yapılacaktır.
3 — Eksiltme evrakı (390) üç yük doksan kuruş bedel mukabilinde bölge müdürlüğünden verilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek için :
a) İsteklilerin bu iş öneminde bir işi iyi surette başarmış olduklarım isbata yarar belgeleri bölge müdürlüğünden alacakları tanıtma beyannamelerine (Müteahhit ehli yetnamesi, müteahhit plân ve teçhizat beyannamesi) bağlamaları ve yeterlik belgelerini isteme dilekçeleriyle birlikte eksiltme gününden en az üç gün önce yazı ile bölge müdürlüğüne müracaat ederek bu iş için yeterlik belgeleri »İmaları
b) 1950 yılı Ticaret Odası Bel gesini haiz olmak,
c) (515450) Beş bin yüz elli dört lira elli kuruş geçici teminatı yatırmaları.
5 — isteklilerin 2490 sayılı kanun hükümleri gereğince hazır lı-yacakları yükleme mektuplarım eksiltme günü en geç nat (10) » kadar makbuz karşılığında komlayon reisliğine vermeleri lâzımdır.
Postada olan gecikmeler kabul edilmez. (4924) (1067)
Zabıta Memuru Alınacak
İlân
s
4
Idnh nri

Ttb. Okulu Satın Alma Rom. Başkanlığından :
1 — J. Subay ve Ttb. Okulu dershanelerinin döşeme mozayikleri
mevcut keşfine göre 2490 sayılı kanunun 46. maddesinin B. fıkrasına istinaden pazarlıkla yaptırılacaktır.
2 — Keşif bedeli (835) lira (20) kuruş olup kafi teminatı (125) lira
(28) kuruştur.
3 — ihalesi 8.Ağustos.950 salı günü saat 15 te Okul binasında toplana-
cak Satın Alma Komisyonunda yapılacaktır.
Taliplerin belli gün ve saatte mezkûr komisyona müracaatları ilân olunur. (4966) (1110)
Muhtelif Marka Kamyon ve Oto nobii malzemesi satılacaktır
Devlet Orman işletmesi Dursunbey Müdürlüğünden )
1 — işletmemizin Dursunbey istasyonu garajında ve anbarlarında bulunan huhtelif marka kamyon, bir kamyonet, iç ve dış lâstikler, kamyon şaseleri, kamyon kasaları, komple ve yarım motörler, radyatör, kar boratör, konjektör ve differansiel kovanları, kamyon torpidoları, demir ve çelik parçaları ve muhtelif oto malzemeleri 19.7.1950 tarihinden itibaren 10 gün müddetle açık arttırma suretile satışa konmuştur.
2 — Arttırma 3.8.1950 perşembe günü saat 16 da İşletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
3 — Bu işe ait şartname ve satışa çıkarılan kamyon ve malzemelerin cins, miktar, muhammen bedelleri ve teminatlarım gösterir cetvel Ankarada Orman Genel Müdürlüğünde, İzmir, İstanbul, Bursa, Ba lıkesir, Bandırma, Eskişehir İşletmemiz merkezinde görülebilir.
4 — isteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk teminatla-
rile komisyona müracaatları. (4893)—(1098)
AnkaraJielediyesi\:.Başkanlığindan_
1— Belediyemiz Zabıtası teşkilât kadrosunda açık bulunan 20 şer lira kadro maaşlı Zabıta memurluklarına aşağıda yazılı nitelikleri haiz olanlar arasında yarış sınavı ile memur alınacaktır
A) Belediye Memur ve Hizmetlileri Tüzüğünün 3 cü maddesinde yazılı nitelikleri haiz olmak,
B) En az orta okul mezunu bu lunmak,
C) Fiilî askerlik ödevini yapmış ihtiyata kayıt olunmuş bulunmak, ıj?
Ç) 30 yaşından yukarı yaşta olmamak,
D) Boyu bir metre yetmiş santimden aşağı olmamak,
E) Fena hallerle tanınmış bulu nrnamak,
F) Namus ve haysiyeti muhil bir suça mahkûm edilmiş olma-
mak» I
G) Ecnebi kız veya kadınla evli veya yaşar bulunmamak,
H) Vücutça sağlam olduğu tam teşekküllü bir hastane sağlık kurulunca muayene neticesinde s abit olmak,
Bu şartları tevsik eden belgeler ibraz edilmedikçe talip sınava kabul edilmez.
2— Yukarıda yazılı şartları ha iz bulunanların en geç 27/7/950 Per-
şembe günü saat 17 ye kadar dilekçelerine bağlıyacakları kimlik belgesi, askerlik terhis tezkeresi, bitirdiği okul diploması, aşı kâğıdı, hal tercümesi, 9X12 eb'adında dört adet fotoğrafları île birlikte Ankara Belediye Başkanlığına başvurmaları ve 29/7/950 Cumartesi günü saat 9 da sınavları yapılmak üzere Anka ra Halkevi kitaplığında hazır bulunmaları ilân olunur. (5893) (U74)
Hububat haşarattan nasıi korunmalıdır ?
★ (Baştarafı 3 üncüde) ya'da görülen son derecede tahripkâr bir cins örümcek mevcuttur. Bu böcekle aynı cinsten diğer haşaratın yaşayış tarzları en ince teferruatına kadar İncelenmektedir. Bu cins böcekler birçok memleketler için vahim bir tehlike teşkil etmekle berabçp üremeleri ve inkişaf etmeleri için gerekli şartlar normal olarak Ingiliz adalarında mevcut değildir. Bununla beraber, Slaugh lâboratıfvannın elde ettiği malûmat, bu haşaratın tehlike teşkil edebileceği diğer memleketler için son derecede faydalı olacaktır.

h
ÜO
dlü ıtu
i?;
# 1
Emniyet Otobüsieu
Ankara - İstanbul sabahlan saat 7 de İstanbul - Ankara, akşamlan saat 18 de 22 Temmuz Cumartesi gününden itibaren her gün muntazaman seferlerine başlamıştır.
■' Sayın yolcuların rahat ve emin gitmeleri için aşağıdaki adrese müraoaatları.
NOT: Vilâyet Jandarma Komutanlığı karşısında Emniyet Oto Yazıhanesi. Tel : 12909.
İstanbul'da : Sirkeci Orhan iye caddesi, Aşmalı kahve bitişiğinde Çorlulu Raşit yezıhanesi.Telefon- 25705. Akşamları saat 18 de Haydarpaşa garından hareket eder.
nd
Satılık kargır ev
-İstanbul Defterdarlığından;
Dosya No.
Cinsi
Kıymeti Teminatı
Lira Lira
Kapalı Eksiltme ilânı
Yeşilköy Hava Meydanı inşaatı Komisyonunda» •
1 — Yeşilköy hava meydanı inşaatı için satın alınarak işlenmiş betonarma demiri kapalı zarf usuliyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
Keşif bedeli (190635) liradır.
Eksiltme 3/8/950 tarihinde Perşembe günü saat 15 d» Yeşilköy hava meydanı inşaat komisyonunda toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu işe ait evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme, Bayındırlık işleri, Genel, Hususi ve Fennî şartnameleri, porje keşif hulâhsasiyle buna müteferri diğer evrak adı geçen komisyonda veya İet. Bayındırlık Müdürlüğünde görülecektir.
3 — Eksiltmeye iştirak etmek için taliplerin (10781) lira (75) ku-
ruşluk muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve (950) yılında Ticaret Odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hamil olması, eksiltme gününden tatil günleri hariç (3) gün evvel vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası alması ve yukarıda 2 inci maddede yazılan evrakı görüp kabul ettiğine dair imzalaması ve buna ait 2490 sayılı kanun mucibince hazırlıyacağı teklif zarflarını 3/8/950 Perşembe günü saat 14 e kadar Yeşilköy hava meydanı inşaat komisyonuna verilmesi şarttır. (4828)—(9257)
Devlet Orman İşletmesi Dursunbey Müdürlüğünden
1 — Müsadereli emvalden olup İşletmemizin Orman dışı tarlabaşı
istif yerimizde mevcut (2) partide (1900) adet karşılığı (193.721) M3. Çam kalası 20/7/1950 tarihinden itibaren 10 gün müddetle açık arttırma suretile satışa konmuşV.ur. ■»--■.v. -
2 — Arttırma 4/8/1950 Cuma günü saat 16 da İşletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyan önünde yapılacaktır.
Kalasların beher metreküpü i ün muhammen bedeli (110) liradır. Her parti için % 7.5 hesabile geçici teminat alınır,
3 — Bu işe ait şartname Ankarada Orman Genel Müdürlüğünde,
İzmir, İstanbul, Balıkesir, Bursa, Bandırma, Eskişehir İşletme Müdürlüklerinde görülebilir. V
4— isteklilerin belli gün ve saatte müsbet evrak ve ilk temin*t-lariyle komisyona müracaatları (5117)—(1161)
Sümerbank Adana Pamuklu Sanayii Müessesesi Müdürlüğünden
1 — Müessesemizde mevcut muhtelif malzeme 3 Ağustos Perşembe
günü saa 15.00 de Müessesemiz Müdüriyet binasında açık arttırma ile satılacaktır.
2 — Malzemenin cins, miktar ve teminat tutarları şartnamede yazı-
lıdır.
3 — İsteklilerin teminatlarım ihale saatinden bir saat evveline kadar
Müessesemiz veznesine yatırmaları.
4 — Şartnameyi İstanbulda A.lım ve Satım Müessesesinde, Ankarada
Sümerbank Satış Mağazasında ve Müessesemiz Ticaret Servisinde görebilirler.
5 — Müessesemiz ihaleyi yapıcı yapmamaka serbesttir.
515—14481



)!•
r
I
Beyoğlu Hüseyin Ağa Meh. Toprak 20000,— 1500,—
Lüle so. 343 ada, 24 parsel eski, yeni ve taj 11 kapı sayılı 185 M2 kârgir ev.
Yukarıda yazılı kârgir ev 4/8/1950 Cuma günü saat 15.30 da Millî Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda kapalı zarf usulile satılacaktır.
isteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlanmış teklif mektuplarım satış günü saat 14.30 a kadar komisyon başkanlığına vermeleri, fazla bilgi için sözü geçen müdürlüğe başvurmaları.
(4881)—(1052)
İlân
1 — İşletmemizin Fariske bölgesi Çilingir köprülü istif yeriad» mevcut (11355) adede denk (1252) M3. sedir kerestesi 8 parti halinde 13/7/1950 gününden itibaren 15 gün müddetle ve açık arttanna suretiyle satışa konmuştur.
2 — Açık arttırma 28/7/1950 Cuma günü saat 15 te Ermenek Örmen Bölge Şefliği binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher metreküpünün tahmini bedeli (125) lira olup her parti i-çin % 7.5 hesabile geçici teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartname Ankara Orman Genel Müdürlüğü, İstanbul, Ankara, Adena, Mersin, Antalya İşletme Müdürlükleri ile Kon ya, Ereğli ve Jfcmenek Orman Bölge Şefliklerinde ve Müdürlüğümüz de görülebilir.
4 — isteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk teminatları
ile komisyona müracaatları. (4895)—(1053)
Devlet Orman İşletmesi Dursunbey Müdürlüğünden
1 — İşletmemizin orman dışı fabrika istif y»riad» mevcut (9) partide (402.279) M3. normal çam kereste ile çamlık bölgesi orman içi istif yerinde mevcut (1) partide (138. 593) M3. ç*m kalası 21/7/950 tarihinden itibaren 10 gün müddetle açık arttırma suretiyle satışa konmuştur.
2 — Arttırma 8/8/1950 Salı günü saat 16 da İşletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Kerestelerin beher metreküpünün muhammen bedeli (100) liradır. Kalasın beher metreküpünün muhammen bedeli (110) liradır. Her parti için % 7.5 hesabiyle geçici teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartname Ankarada Orman Genel Müdürlüğünde, İzmir, İstanbul, Balıkesir, Bursa, BancVrma, Eskişehir, Adana İşletme Müdürlükleri ile Konya Orman Bölge Şefliğinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk teminat-
larile komsiyona müracaatları. (6121)—(1159)
Betonarme köprü yapımı.
Karayolları Genel Müdürlüğünü ea :
1 — Eksiltmeye konulan iş : Sivas ilinde Pihgan-Divriği yolundaki Pingan köprüsür.ün betonarme olarak yapımı olup keşif bedeli (99.406.85) doksan dokuz bin dört yüz altı lira seksen beş kuruştur.
2 — Eksiltme günü : 10.8.950 tarihine rastlayan perşembe günü saat 16 da Ankarada Bayındırlık Bakanlığı binasında Karayolları Genel Müdürlüğünde Karayolları Eksiltme Konıiyonunca kapalı zarf usulü ile yapılacaktır.
a n
Ankara Belediye Başkanlığından :
1 — Sağlık Müdürlüğü için alınacak bir adet hasta nakliy» otomobili
açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedeli (9500) dokuz bin beş yüz liradır.
3 — Teminatı (712) yedi yüz on iki liradır.
4 — Teminat belediye veznesine yatırılacaktır.
5 — Şartnamesi her gün Belediye Tutanak Müdürlüğü kalaminde gö
itilebilir.
6 — İhalesi 7.8.950 pazartesi günü saat 16 da Belediyede toplanan ko-
misyonda yapılacaktır.
7 — İsteklilerin belli gün ve saatte Belediye Komisyonuna baş vurma-
ları. (4963) — (1104)
Kapalı Eksiltme İlâm
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğündes :
1 — İstanbul Arkeoloji müzesinde yapılacak onarım işleri kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çıkarılmıştır.
Keşif bedeli (194716) lira 43 kuruştur.
Eksiltme 10.8.950 tarihinde perşembe günü saat 16 da İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünde toplanacak Komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu işe ait evrak şunlardır : Mukavele, eksiltme, Bayındırlık İşleri, genel, hususi ve fenni şartna_ meleri, proje keşif hülâsasile buna müteferri diğer evrak dairesinde gö rülecektir.
3 — Eksiltmeye iştirak etmek için taliplerin (10985) lira (82) kuruşluk muvakkat teminat yatırdığı na dair makbuz ibraz etmesi ve 950 yılında Ticaret Odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hâmil olması, eksiltme gününden tatil gün leri hariç (3) gün evvel vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet ve sikası alması ve yukarıda 2 inci mad dede yazılan evrakı görüp kabul ettiğine dair imzalaması ve buna ait 2490 sayılı kanun mucibince hazırlayacağı teklif zarflarını 10.8.950 perşembe günü saat 15 e kadar Is tanbul Bayındırlık Müdürlüğüne verilmesi lâzımdır. (4992)-(1116)
3 — Eksiltme evrakı ■; Vezneye yatırılacak (5) beş lira bedele ait
makbuz karşılığında Karayolları Genel Müdürlüğü Teknik Hesaplar Şubesinden alınabilir. 3. ...al . ...j .. (■ t
4 — Eksiltmeye gireb ilmek için ;
a) isteklilerin 1950 yılına ait Ticaret Odası belgesi ile usulü dairesinde (6.220.34) altı b in ikiyüz yirmi lira otuz dört kuruşluk geçici teminat vermeleri,
b) Bu işin teknik öneminde bir işi iyi surette başarmış veya idare ve denetlemiş olduklarım isbata yarar belgelerini, Karayolları Genel Müdürlüğü ile Ankan ı, İstanbul \ve Kayseri Yollar Bölge Müdürlük lerinden birinden alacı ıklan tanıtma beyannamelerine (Müteahhit ehliyet beyannamesi, mü teahhit plân ve teçhizat beyannamsi) bağlamaları ve bu beyannameL erin içindeki sorular cevaplandırılarak yeterlik belgesi isteme dilekçele ri ile birlikte eksiltme gününden en az üç
gün önce (tatil günleri Hariç) yazıile Bayındırlık Bakanlığına müraca at ederek bu iş için yeterlik belgesi almaları.
5 — İsteklilerin eksilt me şartlaşmasının 34 üncü maddesinde verilen izahat çerçevesinde (eksJıltme evrakının .her parçasına ellişer kuruşluk pul yapıştırarak bunları imzalayıp zarflarına koymaları) hazırlayacakları yükleme mektuplü irim eksiltme günü saat onbeşe kadar makbuz karşılığında Komisyon R eisliğine vermeleri lâzımdır.
Postada olacak gecik meler kajbul edilmez.
Keyfiyet ilân olunun. (5090)—(1201)
Devlet Orman işletmese Giresun Müdürlüğünden
1 — İşletmemizin Karaduga bölge sinin Gelevara sahil deposuna 950 yılı nakledilen çam ve lâdijı tomrukları aşağıda gösterildiği şekilde dört parti halinde 34.7.950 tarihinden itibaren 15 gün müddetle açık arttırma suretile satışa çıkarılmıştır.
Şu motorize devirde
Elan otomobil kullanmasını öğrenmemişseniz HAYATINIZ boyunca sıkıntıdan kurtulamazsınız!
Ankara
Şoför Okulunda
Yeni der» devresi Ağustos başında açılıyor Kayıtlarınızı bir an evvel yaptırınız
Müracaat saatleri: Her gün 14—18 arasu Telefon: 21649 — İsmetpaşa Caddesi No. 4 (5158)
Hamamönü — Yeni Doğumevi Çocuk Hastalıkları Mütehassısı
Dr. Ihsan Can
Hastalarını hergün saat 15 den itibaren kabul eder
Anafartalar caddesi Kurşunlu Cami karşısı No. 394 Bekmaıı Apartmanı. Muayenehane ve ev Tel: 15888.
—DOKTOR ■■
Aziz Tevfik Yegînsoy DAHİLİYR MÜTRHASSISB
ntatalanju her gün aaai İS de-n İtibaren kabul adar.
E amamönû Halk Eczan «d kar gmla, Niaameddla apartmrAi He. 3 — Tal: 1W41.
■'""Diş Tabibi""”
ALİ RİZA OKTAY I
Her gün hastalarını sabahtanJ akşama kadar Denizciler Cadde-3 ; sinde Celâl Hamamcı apartıma-j nmda 3 numaradaki muayed nehanesinde kabul eder.
Öğleden evvelki saatler içini evvelden randevu alınması ricaj 5 olunur. Telefon: 14618 «
Ankara Belediye Başkanlığından
1 — Yeni tesis edilen arşiv odasında yaptırılacak etajerb demir par-' makhk işleri açık eksiltmeye konulmuştur.
Ş2 ~~ Muhammen bedeli (2870) liradır. Teminatı (215) lira (25) kuruştur.
4 — Teminat Belediye veznesine yatırılacaktır.
5 — Şaırtname keşif cetveli ve projesi her gün Belediye Tutanak Mü-
dürlüğü kaleminde görülebilir.
® ihalesi 11.8.950 Cuma günü saat 16 da Belediyede toplanan komisyonda yapılacaktır.
7 — Bu işe girmek isteyenlerin en az (2500) liralık bi/r doğrama işini
bir defada yapmış olduklarına dair resmi daireden alınmış bel-gelerile ihaleden üç gün evvel (tatil günleri hariç) başkanlığa müracaatla yeterlik belgesi alıp ibraz etmesi şarttır.
8 — isteklilerin belli gün ve saatte Belediye Komisyonuna baş vur-
maları. (5133)—(1398)
İzmir Ilı Daimi Komisyonundan
İl Bayındırlık İdaresi Nakil vasıtalarının ihtiyacı bulunan 37300 kilo benzin 1620 kilo motorin ve her nevi makina yağı için 23/6/x950 tarihinde yapılan kapalı zarf eksiltmesine istekli çıkmadığından 11/7/1950 tarihinden itibaren 20 gün müddetle ve kaplı zarf usulü ile tekrar eksiltmeye konulmuştur.
Muhammen bedeli 20689.83 lira ve geçici teminat 1551.74 liradır.
istekiilerbuna ait şartnameyi İzmir . Ankara - İstanbul Bayındırlık Müdürlüklerinde görebilir.
Eksiltme 1/8/1950 Sah günü saat 11 de İzmir İli Daimi komisyonunda yapılacaktır.
İsteklilerin 2490 sayılı kanunun hükümleri dahilinde hazırlıyacak-lan 1551.74 liralık teminat makbuzu veya mektubu ve Ticaret Odası vesikasını muhtevi kapalı teklif zarflarım yukarıda gösterilen güıı ve saatten bir saat evveline kadar komisyon başkanlığına tevdii ile makbuz alacaklardır.
Postadaki gecikmeler kabul edilmez. (4685 ) 963
Parti % 7,5
No. Cinsi Kutur Adet M3. D3. Fiatı Tenmatı
6 Çam 30 dan yukarı 510 149,451 57,77 647,53
7 Çam 30 dan yukarı 415 122,288 57,77 529,85
8 Lâdin 30 dan yukarı 186 55,758 55,22 230,62
8 Lâdin 30 dan aşağı 127 17,994 42,02 56,71
1238 345,491
2 — Açık arttırma 7.8-950 tar i hine müsadif pazartesi günü saat 15
Satılık Otomobil
Amerika Birleşik Devletleri Büyük Elçiliği aşağıdaki otomobili satılığa çıkarmıştır :
1947 modeli Lincoln 4 - kapılı binek otomobili, motor No. su. 26 H-6050.
Otomobil için teklifler 1 Ağus tos 1950 gece yarışma kadar kabul edilecektir. Taşıt olduğu yerde ve olduğu vaziyette satılacaktır. Büyük Elçilik her hangi bir teklifi veya bütün teklifleri reddetmek hakkını muhafaza eder ve mülkiyetten gayri hiç bir teminatta bulunmaz. Satışla ilgili bütün gümrük, vergi ve resimler satın alan tarafından ödenecektir. (5137)
de Tirebolu Orman Bölge Şefliğine, e toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
3 — Tomrukların yukarıdaki fiyatlar üzerinden karşılarında yazılı olan yüzde 7,5 muvakkat ter.ıina Harı alınır.
4 — Bu işe ait satış şarf.naır ,esi Ankarada Orman Genel Müdürlüğünde, Samsun. Ordu, Trabzon i şletmelerile işletmemizde, Karaduğa ve Tirebolu Orman Bölge Şeflikleri ndc görülebilir.
5 — isteklilerin belirli ,giit j ve saathe ilk teminat akçeleri ve müsbit evraklarile birlikte komis.vo numuza müracaatları ilân olunur.
■ Sİ - .1 L- . (511.1)— (1202) _
YENİ NEŞRİYAT.
AİLE
Memleketimizin en güzel ev dergisi olan -Aile- nin yaz sayısı da Yakup Kadri, Falih Rıfkı, Ahmet Hamdi, Vedat Nedim Tör, Ziya Os-1 man, Cahit Tanyol, Prof Dr. Şükrü ] Hazım, Nahit Sırrı Örik, Dr. Rauf Saygın, Muhtar Körükçü ve daha bir çok taranmış imzaların yazıları, ‘ şiir ve hikâyeleri, aynca çocuk, sağ-İık, moda, karikatür sahifeleriyle çıkmıştır. j
Bu faydalı dergiyi bütün okuyu-' cularımıza tavsiye ederiz.
Sayfa: 6
ZAFER
İngiltere mektubu |
KADINLARIN
SONBAHARDA
GİYECEKLERİ ELBİSELER...
“ time and tide” i iki kadın çıkartıyor - takas usulü seyahat - Eğlenceli çocuk filmleri - Dolar getiren salıncaklar - brumasın filmi çekiliyor
eçenlerde moda defilelerin-' tini müteakip, ayrılmadan evvel ............. ı yeni Sonba-' kendisine 4 ay daha yetebilecek çalışma teklifleri almıştır. Fakat sadece portre resamlığiyle ilgilenmemektedir. İcabında peyzajlar yapmakta, sipariş alırsa fabrikalardaki çalışma sahnelerini de çizmektedir. Sanşın Miss Primmer pek az fince
Geçenlerde moda de teşhir edilen . har modellerinden bazıları her halde doktorlar tarafından, be. ğenilse bile, endişeli bir gözle takip edilecektir. Bunlar suarelerde giyilmek için moda ressamları tarafından çizilen «sırtı önde» rob ve ceketlerdir. Etekler kısa ve gö- konuşmaktadır. Finlandiya’ya hare-ğüs tarafı kapalı, fakat sırt dekolteler «V» şeklinde bel hizasına kadar açıktır. Bu kıyafetlerin serince bir Sonbahar akşamında hekimlerin zihninde vahim bir zatür-rie tehlikesi uyandırması melhuzdur.
Bununla beraber arzettiklerı bü- i tün «tehlikeye» rağmen bu yeni Sonbahar modelleri tarafsız seyir- : çilerin gözüne son derecede cazip . görünmektedir. Yeni Sonbahar mo- ı dellerinin diğer bir hususiyeti de, : bunları giyen bayanların sırtlarını çevirdikleri zaman etraftakiler l üzerinde husule gelen sürprizdir. 1 Bütün bu kıyafetler gayet yapışık ve dar etekli olup, bunları teşhir eden manikenlerden bazıları, de- 3 fileler sırasında sahneden çekilip ; giderlerken merdivenleri çıkmakta ■ bâriz güçlükler çekmişlerdir. ı
Bununla beraber moda müessese- t leri, bu kıyafetleri biraz aşırı cür’et . kâr bulan ev kadınları veya çalı- i şan kadınlar için başka modeller . de yaratmışlardır. Sonbahar rob ve : tayyörlerinin etekleri dar görün- 1 mekle beraber umumiyetle gizli : pliler ihtiva etmektedir. Gizli pli- ’ lerin mevcudiyetinin farkına var- ( mayan biri bu pek dar görünüşlü ı etekleri giyenin »eke seke yürüme- ; sini beklerken, bayan pekâlâ normal bir insan gibi adım atmakta ve ) hâttâ ailesini matemlere garket-meksizin otobüse bile atlayabilmek, tedir. ı
İki kadının çıkardıkları nüfuzlu bir haftalık siyasi gazete «Time and 1 Tide.
Bağımsız, siyasi ve edebi hafta- ' lık bir gazete olan maruf İngiliz 1 dergisi «Time and Tide» bu yıl ' kuruluşunun 30 uncu yıldönümünü 1 kutlayacaktır. Bu derginin Birleşik ‘ Krallık gazeteciliği tarihçesinde 1 eşsiz bir hususiyeti vardır Ka- 1 dınlardan fazla erkekler tarafından 1 okunmasına rağmen, başyazar ve neşriyat müdürü kadındır: Lady ( Rhondd. Bu gazetenin Büyük - Bri- ( tanya’da mazhar olduğu rağbet, nüfuz ve itibar kadınlar bakımından ( cazip bulunuşu veya feminizmi mü- ( dafaa edişinden değil siyasî bir rteş- ] riyat olmak bakımından haiz bu- ( lunduğu kıymetten ileri gelmektedir. I
Bilhassa Lady Rhondda'nın yo- ; rulmak bilmez gayretleri »ayesin- j de dergi, siyasî gazeteciliğin erkek- ; lere mahsus bir hak ve imtiyaz ol- ı madiğini ispat etmiştir.
Lady Rhondda henüz 11 yaşında iken «bir şeyler neşretmeyi» aklı- 1 na koymuş olan ve daha 20 yaşma ı basmadan bunun sıyası bir dergi oL maşım kararlaştırmıştır. Hararet- 1 li bir feminist olan Lady Rhondda, hareketin ınkışaıına İnlen hizmet etmiş, Güney ualdekı oaşra gazetelerinde harekete dair sayısız makaleler yazmışın. Sonradan babasının ticari teşebbüslerinden birçoklarım da idare etmiştir. O devirlerde ış sahasında kadınlar ancak daktilo ve steno gibi işlerle meşgul olurlardı.
İngilterenin en ileri gelen 6 siyasî haftalığı arasında olmakla beraber «Time and Tide» bünye itibariyle münhasıran siyasî bir neşriyat değildir. Her nüshası müteaddit edebi sahıfeler ihtiva etmektedir. Bu kısımda roman, dram, müzik sinema gibi konular ele alınır. Edebî kısım ingilterenin en ileri gelen tarihçilerinden Miss C. V. Wedg Wood’un idaresindedir. Sir Rolph Wedgwood’nun kızı olan Mısâ Wedgwood tarihî konular hakkında en velûd yazarlardan olup, ayni zamanda derginin editör muavinidir.
Takas usulü ile seyahat:
İngiliz gençleri arasında macera arama hevesi çoğalmtıştır. Hergün küçük grupların yaya olarak Avru-payı dolaşmağa çıktıklarına dair haberler alınmaktadır. Bu gibi az masraflı ve eğlenceli seyahatlar, aslen Yeni Zellandalı bayan Kath-leen Primmer’in ispat ettiği gibi bir artist için belki de daha kolaydır. Genç kadın hayatını takas usulü ise kazanmayı aklına koyarak bu yılın Mayıs ayında bir ticaret şilebiyle Finlandiya’ya hareket etmiştir. Kendisini misafir edenlerin yağlı boya protrelerini yapmak suretiyle otel ve yol masraflarını ödemektedir. Geçen yıl da bunu en büyük muvaffakiyetle denemiştir. Miss Primmer tngilteredeki ikâme.
ketinden evvel bu konuda: «Şimdiye kadar resim yapmaktan yabancı dil öğrenmeğe vakit bulamadım. Hem nasıl olsa Finlandiya’da en fazla konuşulan yabancı dil İngilizce» demiştir.
Dünyanın maruf iş kadınları Londra’da toplanıyor?
Ticaret, sanayi alanLariyle muhtelif mesleklerde kendilerine ön plânda yer edinen 600 kadar kadın Temmuz ayı sonunda 18 dünya memleketinden Londra’ya gelip, İngiltere’de aynı alanlarda şöhret sahibi 1.100 kadar meslekdaşlariyle bir kongre akdedeceklerdir.
Bu toplantı iş ve profesyonel kadınlar Milletlerarası Federasyonunun Birinci Kongresi olacaktır. 102 üyeden müteşekkil en kalabalık yabancı grup Kanada'dan gelecektir. Norveçli grup 94 delege ihtiva etmektedir. Finlandiya 78, Birleşik. Amerika 68, İsveç 46, İsviçre 30 ve Hollanda 28 delege göndermektedir. Ayrıca kongrede Danimarkaya mensup 20, Avustralya’ya mensup 18, Fransa’ya mensup 14, Belçika'dan 13, Güney Afrika Birliği, Almanya ve İtalya’dan altışar, Yeni-Zellanda dan 4, Güney Rodezya’dan 3, Avusturya’dan 2 ve Küba’dan bir delege bulunacaktır.
Çocuklara mahsus eğlence filmlerinin muvaffakiyeti.
Son 5 yıl zarfında dünyanın her tarafında çocuklara ve gençliğe gösterilen filmlerden altıda biri Ingiliz Ran müessesesi tarafmdan hazırlanmıştır. Bu ilimlerin çevrilirine Mary Field nezaret etmektedir. Büyük - Britanya'da bu filmleri her Cumartesi sabahı 3000.000 den fazla çocuk seyretmekte olup, filmler her yerde en büyük bir başarı ve takdir kazanmaktadır. Geçenlerde bu eserlerden bazıları Bath'ta tertiplenen Milletlerarası Çocuk Filmler Festivalinde gösterilmiştir.
Rejisör bayan Field’e göre, çocuklar dünyanın en tenkitçi seyircileridir. Rejisör şunları söylemiştir. «Eseri beğendiklerini veya hoşlandıklarını belirtmek için ayrı ayrı cinsten gürültü ve patırdı çıkarırlar. Sıkılmışlarsa ya kendi aralarında başka şeylerden konuşmağa girişirler, veya yüksek sesle ve a-çıktan açığa sılaldıklarını söylerler. Film hakkında hep birden konuşmağa başlamaları, münakaşa etmeleri veya «bundan sonra şu olacak» demeleri iyi alâmettir. Hele katıla katıla gülmeleri daha da iyidir. Fakat tabiatiyle sessiz sedasız seyre daldıkları zaman bu herkes için eş-■iz bir zevktir.»
Son zamanlarda hazırlanan çocuk eğlence filmleri arasında «Pendra-gon Şatosu Canavrı», tamamiyle Afrikada çevrilen «Yılan derisi kemerin esrarı», Tyrol'da hazırlanan «Dağcı» gibi eserler vardır. Bath’ta «Gül rengi boyun» adlı bir Rus, «Zanzabel Paris’te» adlı bir Fransız, «Çocuklar Konseri» isimli bir Kanada ve «Maori Okulu» adlı bir Yeni - Zellanda filmi beğenilen eserler arasındadır.
Dolar getiren salmcaklar:
İngilerenin Birmingham şehrinde yaşamakta olan 4 yaşındaki küçük
r
t,
ili
l
APARTMAN ALMAK İSTEYENLERE MÜJDE
Mecburî yolculuk dolayısile mutlaka satılması lâzım, yedi daireli apartman. Bedeli uygundur. Fazla tafsilât almak için, Bayram caddesi No. 1 Parla Emlâk Bürosu. Telefon: 11101 Akşam 11175. (5172)
]
KENDİ HATASI
Kesilmiş odun alınacak ■
1 — Çocuk Esirgeme Kurumu Mü-esseselerinin ihtiyacı olan (250) ton 1 sobalık odun içip kapalı zarf ek-1 siltmesinde teklif edilen fiyat uy-1 gun bulunmadığından açık eksilt-' meye konulmuştur.
2 — Tasarlanan bedeli (15000) li- _ VOK uzanvan , ra, muvakkat teminatı (1125) lira-1 gunum, sabah ben
Netil Kelly, babasının hurda demirlerden kendisi için yaptığı yeni salıncağa kuruldu, bir müddet bacaklarını sallandırdı ve salıncağın havalanmadığını görünce ağlamaya koyuldu. Bu, uzun zamandan beri arzuladığı bir oyuncağa kavuştuktan sonra, onunla eğlenebilmek için bir arkadaşın yardımına ihtiyaç olduğunu anlayan bir çocukcağızın macerasiydi
Zira umumiyetle salıncağı sallayacak biri lâzımdır. Küçük Neil’in ise bunu yapacak kimsesi yoktu. Babası gece gündüz çalışır, annesi ise ev işeriyle meşgûl olurdu.
Kelly baba, oğlunun üzüntüsünü farkedince düşünüp taşındı ve aklına bir fikir geldi. Bu sayede hem oğlunu sevindirdi, hem de kendisine dolar kazandıran siparişleri almağa başladı: «No Push» tipi salıncağı icad etmişti. İtilmesine lüzum olmayan bu salıncak şu parçalardan müteşekkildir: Kutu şeklinde emniyetli bir oturak mahalli’ rezeli bir döşeme, iki çıkrık ve bir tel parçası. Ayaklar döşemeye bas-dıkç)a ıssüıncjak kendiliğinden harekete geçmektedir. Sıkı bastığınız nisbette havalanır durursunuz.
Küçük Neil’in pek hoşlandığı bu salıncak, seri halinde H. A. Wilkin-son’a ait British Mills firması tarafından imâl edilmektedir. Cilâlı parlak düralüminim’den memûl ilk model Prenses Elizabeth’in oğlu Prens Charles'a sunulmuştur. Worchestershire İl Sıhhat Dairesi, beden terbiyesi kurslarında kullanılmak üzere bu tip salıncakların okullarca tedarik edilmesini tavsiye etmiştir.
Brumas’ın filmi çekiliyor;
İngiliz Basın, Radyo, Televizyon ve aktüalitelerînin meşhur yıldızı, küçük Kutup ayısı Brumas şimdi filmlere de geçmiştir. Londra hay-. vanat bahçesinin en büyük atraksyo-nu olan küçük ayı, halk tarafından o kadar sevilmektedir ki, umumî isteği göz önönde tutan General Film Distributors firması «Brumas’la bir gün» adlı bir kısımlık bir sinema filmi hazırlamıştır. Filmin ko-manterleri Austin Willis tarafından yapılmaktadır.
Bu sevimli beyaz ayıcık doğduğu günden beri, Londra hayvanat bahçesini gezen genç ve ihtiyar binlerce ziyaretçiyi eğlendirmektedir. Küçük, daima endişeli görünen annesinin nezareti altında büyümekte ve hergüıj çeşit çeşit maskaralıklar icadetmektedir. Son zamanlarda yüzmeyi öğrenmiştir. Hergün yarım düzine kadar banyo yapmakta ve büyük bir zerafet-le suya dalmaktadır.
Kapı topuzlarını demode eden yeni tipte kilit)
Bir Ingiliz firması, son günlerde icaddettiği yeni tipte bir kapı açma ve kapama tertibatının reklâmını şu tarzda yapmaktadır: «Tüteli kilidi kapı topuzunun diktatörlüğüne son verdi.»
Bu tertibat hakikaten kapı veya çekmece topuz, kol veya kilitlerini ortadan kaldıracak basitlikte sustalı ‘bir tertibattır. Kapının veya mobilyanın stilini bozmayan, adeta göze görünmeyen küçük bir mekanizma sayesinde, dokunur dokunmaz kapı açılmakta, diğer bir temasla emniyetli şekilde kapanmaktadır. Bu tertibatın yakında evlerde, bürolarda, fabrikalarda her çeşit kapı ve dolaplarda kullanılması bekelnilmektedir.
dır.
3 — Şartnamesi her gün Çocuk ■ Esirgeme Kurumu Genel Merkez ' Levazım Müdürlüğünde görülebilir.
4 — Açık eksiltme 7/Ağustos/950 Pazartesi günü saat (10.30) da Çocuk Sarayında yapılacaktır.
(2636)
Satılık Motosiklet
1949 model «Sunbeam» marka 8000 Km. yapmış gayet iyi durumda bir motosiklet uygun fiatla satılacaktır.
Müracaat: Tel. 23090 dan 100.
(5171)
Muammer Karaca
Bu Akşam
Rakım 185
NOT : 1 Ağustos- izmirde temsillere başlanacağından
Yalnız 5 gün kaldı
Biletler Berkalp Kitap Sarayında satılır.
■*k
Devlet Orman İşletmesi Çoruh Müdürlüğünden:
1 _ İşletmemiz Hatilâ bölgesi Hatila ormanlarında dağınık vaziyette mevcut 3000 M3. lâdin tomruğunun bulundukları yerden Nake-rav fırınlar mevkiindeki rampaya nakil ve burada muntazam istif işi açık eksiltme suretiyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Açık eksiltme l/Ağustos/1950 Salı günü saat 15 de Çoruh İşletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
3 — Beher metreküpünün tahmini bedeli 14 liradır. Bu eksiltme için % 7,5 hesabiyle geçici teminat alınır.
4 — Şartname Orman Genel Müdürlüğünde, İstanbul İşletme Müdürlüğünde ve İşletmemizde görülebilir.
5 — İsteklilerin belli gün ve saatte komisyona müracaatları.
(4949)—(1123)
dan kalbi duracak gibi oldu. Şimdi adam kalkıp elektriği açacak, örtüyü kaldırıp bakacak. Karyolasının altındaki yabancı kadını belki sürüyüp dışarı çıkaracak sonra... sonra ne olacaktı. Alemin nefreti, belki hapis, hâttâ ölüm bile vardı sonunda. Karar verdi, kalkıp elektriği açarak, adamı uyandıracak ve vaziyeti dili döndüğü kadar izah etmeye çalışacaktı. «Mösyö» deyince adam uyanacak «affedersiniz» şey... şey hay allah Fransızca «bir yanlışlık oldu» nasıl niyecekti, bir türlü aklına gelmiyordu. Neyse ziyanı yoktu, elbette birşey söyleyecek meramını anlatmaya çalışacaktı. Kalktı, elektriği açtı. Öksürdü ve cesaretle:
— Mösyö dedi. Fakat hayret adamda hiçbir hareket görülmüyordu. Üçüncü defadır hiç bir ses. Bracegirdle’ın kalbi duracak gibi oldu. Birdenbire aklına adamın ölü olması ihtimali geldi. Acaba hakikaten ölü müydü? Ne yapacağını le;
şaşırdı. Tekrar fakat bitap bir ses-
— Mösyö, mösyö dedi.
Yine ses yok. Ayağının ucuna basarak karyolaya yaklaştı. Ağzı yarı açık, yüzü mum gibi sarıydı. Herhalde öleli epey olmuştu. Yüzünü elleriyle kapadı:
— Zavallı adam diye mırıldandı. \
i Şimdi vaziyeti daha mühimdi. A**-caba kimdi, neden ölmüştü, yoksa öldürülmüş mü idi? Yabancı bir yatak odasında bulunmak zaten bir felâketti; bir de üstelik adamın ölü olması. Kaillik ithamı edecekler, belki de asacaklardı. Allahım hiçbir suçu, günahı yokken başına gelen bu felaketler neydi, Fransa’da idamın giyotinle olduğunu biliyor- I du. Kocaman çelik bir bıçakla başı- j nı keseceklerdi. Odaya silâhlı' jandarmaların girdiğini görür gibi olu- i yordu. Mavolmuştu. Şimdi sükûnet- | le bir kurtuluş yolu bulması, polis ve jandarmalar, diğer alâkalı şahıslar gelmeden ve kimseye görünmeden buradan çıkması lâzımdı. Ki-liti dikkatle muayene etti. Başından i bir firkete çıkardı demir parçasını çıkarmak için kapının deliğine soktu, fakat onu biraz daha içeri itmekten başka birşey yapamadı. | Döndü, adamın eşyalarına baktı. ' Traş bıçağı, traş fırçası, kalemleri, lâstiği ve mühür mumu vardı. Mum işe yanardı herhalde. Zaten itiyaç , icadın annesidir. Ömründe en ufak i birşey dahi keşfetmemiş olan Miss Bracegirdle ihtiyaç karşısında, zekâsını kullanıp bir hâl çaresi buldu, j Kilidi, şamdan mumu ve filkeyeti | bir araya topladı. Mumu iyice eritti firketenin alt kısmını muma soktı | ve sonra kapının deliğinden içeı* ı siktu ve çekti. Bu işi yedinci defa 1 takrarlayışında demir parçası firketeye yapışıp çıktı. Yavaşça dışarı çekti, sol eliyle sıkıca tuttu, sağ e-liyle tokmağı yerleştirdi ve dön- j dürdü. Kapı açıldı. Sevincinden birden koridora fırladı; fakat ih- I tiyatlı olmak lâzımdı.-Etrafına baktı, İrimseler yoktu, kapıyı kapadı odasına geçi. Havlusunu ynutmuş-tu. Tekrar ölünün odasına geldi, | çantasını aldı, odasına döndü. Ya- j tağma girdi ve derin bir uykuya daldı.
Uyandığı zaman saat onbirdi. Hava açık ve güzeldi. Acaba gece j olan bitenler bir kabus mu idi, rüyam mı görmüştü? Hçla içinde I bir sıkıntı vardı. Zili çaldı. Hizmetçi kız geldi Kızın bakışlarından bir fevkalâdelik seziliyordu.
— Kahvaltı mı getirir misiniz?
— Emredersiniz Madam.
Halinden birşeyler söylemek istediği anlaşılıyordu. Nihayet dayanamadı, yatağın yanına yaklaştı yavaşça:
— Madam, dedi şey... kimseye söylemiyecektim ama... şey çok mühim bir hâdise oldu. Bir adam ı ölü olarak bulundu 117 numarada, » bitişik odada. Ama rica g-»— benim söylediğimi kimseye söyle- j meyin. Doktor, savcı, jandarmalar | hepsi orada. Ah çok müthiş tüyler ürpertici bir hâdise.
Miss Bracegirdle sesini çıkarmadan dinliyor, neticeyi bekliyordu.
— Kimmiş Madam biliyor musunuz? Boldu imiş. Hani Jeanne Carretoi’u öldüren adam, zaten aranıyordu. Sözde kadını boğmuş sonra da parça parça edip iki fıçıya koyup nehre atmış... Çok fena canavar gibi bir adammış Madam. İntihar ettiğini belki de kalp sektesinden öldüğünü tahmin ediyorlar.
Madam kahve de ister misiniz?
— Hayır, teşekkür ederim. Bir ça istiyorum, demli olsun.
Ne büyük bir felâket atlatmıştı Yarabbi. Neler gelmişti başına. Yabancı bir memlekette, bir katilin, bir ölünün odasında ne korkulu ir gece geçirmişti. Ömrü oldukça 1 geceyi unutmayacaktı. Ama kimse- j nin suçu yoktu, kendi dikkatsizliği, -kendi hatasıydı.
Giyindi. Paraguay’dan gerçek yengesini karşılamak için rıhtıma doğru yola çıktı. Yol boyunca hep geceki hadise gözünün önüne geliyordu. Ya saat üçte filçn polisler gelseydi, karyolanın altında onu görseydiler, hali ne olurdu?
Çeviren: T. Denk taş
bilecek yer değildi, adi, sefil insanlar çoktu orada.
Valizini açtı, eşyalarını yerleştirdi. Bu otel odası da nekadar soğuk ve sıkıcı idi, fazla kalacak değildi. Bir gece de nasıl olsa geçerdi.
Soyundu, geceliğini giydi. Havlu sunu bir çantaya yerleştirdi. Elektriği söndürkp kapısını kapadı, sessizce banyo dairesine gitti. Sıcak suya girince bütün yol yorgunluklarını unuttu. Memleketinden ayrılalı ilk defa içinde bir rahatlık ve emniyet hissetti. Mesut günleri,
— Odanız Madam,
— Teşekkür ederim.
— Nasıl buldunuz?
— Fena değil.
— Bir arzunuz var mı Madam?
—Bir banyo almak istiyordum.
— Emredersiniz Madam. Banyo . dairesi koridorun sonunda soldaki1 I kapıdır. Ben şimdi gider hazırlarım
• , — Çok uzaktan geliyorum. Yor-1
svu.v..», »aLuh "u«=n zili çalmcaya 1
| kadar rahatsız etmeyin.
■ — Başüstüne Madam. j
Miss Millicent Bracegirdle hak- .,
lıydı, hakikaten çok yorgundu. Sus- } gençliği hatırına geldi. Şimdi kirse de oturuyordu. Sussexden Lon-draya, oradan Dover’e, daha sonra Calais yoliyle Paris’e, orada dört saat kaldıktan sonra da Bordeaux'ya gelmişti. Ertesi gün Güney Ameri-kadan gelecek yengesini karşılayacaktı ve beraber îngiltereye döneceklerdi. İşleri çok olduğu için ağabeysi gelememişti; bu vazife Miss Bracğırdle’e kalmıştı.
Şimdiye kadar hiç İngiltere’nin dışına seyahat etmemişti. Zaten yal nız seyahat etmekten ve yabancılarla temastan çekinirdi, ama bu seyahat mecburî olmuştu, meraıpını anlatacak kadar Fransızca biliyordu.
Ağabetsi yabancılarla konuşmaması icap eden malûmatı polis ve istasyon memurlarından alması için epey nasihat vermişti. Onun kanaatma göre, Fransa bilhassa

Kayıp
Nüfus kâğıdımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
İlyas oğlu 1330 doğumlu Doğan
Tuna. İstanbul - Beyoğlu. (5170) I yalnız bir kadın için seyahat edile-
f Albany - Nevyork motor yarışı j
Hudson nehri üzerinde Albany ile New York arasında yapılan 18 İnci senelik motor yarışlarını, August Nigl isminde Long Island’lı bir madenî levha işçisi kazanmıştır. 13» millik yarışı kazanan Nigl, böylece saatte 39,3 mil üzerinde 3 saat 18 dakika ile yeni bir rekor tesis etmiştir.
Yarışa 234 motor katılmış, fakat
bunlardan ancak 115 i müsabakaları bitirebilmiştir. Yarışta istimal e-dilen motörler, senelik izinlerini kullananların kamp ve balık avı gezilerinde kullandıkları standart teknelerdi.
Resimde, New York Merkez Demiryolu Köprüsü altındaki başlama noktasından harekete geçen motörler görülmektedir.
Devlet Orman İşletmesi Eskişehir Müdürlüğünden
1 — İşletmemizin Taycılar bölgesinin Akbayır deposunda 1, 2, 3 numaralı istiflerinde mevcut 555 adede denk 171.934 metreküp çam sanayi odunları bir parti halinde 22/7/1950 tarihinden itibaren 15 gün müddetle açık arttırma suretile satışa konmuştur.
2 — Açık arttırma 7/8/1950 Pazartesi günü saat 15 de Orman İşletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır. Beher metreküpün muhammen bedeli (31) liradır. % 7.5 hesa-bile geçici teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartnameler Ankara Orman Genel Müdürlüğünde, İstanbul, Afyon, Kütahya ve Bilecik Orman İşletme Müdürlük -lerinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve s aatte müsbit evrak ve ilk teminat-
lariyle komisyona müracaatları. . (5193)—(1225)
Karayolları Genel Müdürlüğünden
300 lira ücretle, İngilizce bilen, seri İngilizce ve Türkçe daktilo yazabilen bir daktilograf alınacaktır, i
Taliplerin 29/7/1950 gününe kadar Karayolları Genel Müdürlüğü Personel Şubesi Müdürlüğüne müracaatları ilân olunur.
(5173)—(1204)
r'
SAYIN DOKTOR ve ECZACILARIN NAZARI DİKKATİNE
Dünyaca tanınmış hakikî
VALiDOL ZiMMER
SİMPLE ve CAMPHRE olarak Orjinal 5 ve 10 Gr. lık şişelerde bol miktarda tekrar geldi ve piyasaya arzedildi. (10146)
kına yaklaşmıştı.
Banyodan çıktı, kurulandı geceliğini ve onun üzerine kalın yün ropdöşambrını giydi, kapıyı yavaşça kapadı, elektriği söndürüp odasına gitti. îçefi girer girmez elektriği açtı ve kapıyı kapadı. Aksilik olacak kapının tokmağı çıktı ve elinde kaldı, tokmağı döndüren çivi gibi bir demir parçası da yere
— Hay aksi şeydan dedi.
Demiri yerden aldı, yerine yerleştirmeğe çalıştı. Nafile bir türlü yerleşmiyordu. Tekrar uğraştı bu sefer de demir parçası çok fazla içeri gitti ve içerde kaldı. Zili çalsa hizmetçi kızı çağırsa, ama çok geç olmuştu. Herhalde yatmağa gitmiştir diye düşündü.
Döndü odaya bir göz attı Bütün vücudu korku ve dehşetten kaskatı kesildi. Yatağında bir adam uyuyordu. Esmer, uzun sakallı, saçları karışmış, iri yqn bir adam. Ner-deyse kalbi duracaktı. Ne birşey düşünebliyor, ne bağırabiliyor, nede yerinden kımıldanabiliyordu. Sanki bütün vücuduna felç gelmişti. Gözlerini yabancı adama dikmiş buluyordu. Birkaç saniye ne yapacağını bilmeden öylede kaldı. Sonra yavaş yavaş düşünmeğe başladı. Bu kendi hatasıydı, yanlış odaya gelmişti. Odalar hep birbirinin ayniydi. Numarasına dikkat etmeliydi. Acaba kendi odasının numarası 115 mi idi, 116 mı? Zaten ö-tedenber hep numaraları karıştı. Öteye beriye baktı. Yabancı adem elbiselerini, yakasım, gravatını, botlarını rastgele gardrobun, sandalyenin üstüne, yere atmıştı. Miss Bracegirdle tekrar kapıya gitti, tır-naklariyle demir parçasını çıkarmaya çalıştı; küçük ince birşeydi ama bir türlü çıkmıyordu. Uğraştı, uğraştı; faydasız. Yabancı bir memlekette, bir otel odasında, tanımadığı bir adamla yapayalnız kalmıştı. Elektriği söndürdü. Yabancı adam uyanabilirdi. Hayret şimdiye kadar uyanmamıştı. Eğer u-yansaydı ne cevap verecekti, vaziyeti nasıl izah edecekti. Adam inanmazdı ki, zaten kim inanırdı.
Nasıl çıkıp kurtulmalıydı, buradan. Adamı uyandırsa mı idi? Yok yok hayır; adam belki onu öldürürdü. Bağırsa etraftan yardım istese. O da ayni idi. Herkes odaya dolacak, kimse hakikate inanmı-yacak. Onu hırsızlıkla itham edecekler, hapsedeceklerdi, hefrhalde. Ne yapsaydı da kurtulsaydı. Acaba bacadan çıkabilir miydi, şömineye baktı. Ama sonra nasıl inecekti. Üstü başı kurum içinde indireceklerdi. çatıdan. Pençereden çıkmayı düşündü. Dışarı baktı, pençerenın ö-nünde balkon yoktu; zaten olsaydı da beşinci kattan inmek imkânsız dL
Aklına bir plân geldi. Saat bire geliyordu. Bu adam da olsa olsa ya toveret, yahut bir iş adamıydı. HHerhalde sabah saat yedi yahut sekizde kalkıp giyinip gidecekti. O gidinceye kadar karyolanın altında saklanamaz mı di? Yalnız birkaç saat sabretmesi lâzımdı. Erkekler böyle işlerde daha zebi ve pratikler Sabah kapının tokmağını yerde görünce belki zili çalacak, belki de çakısı ile kapıyı açıp gidecek, o da yavaşça odasına geçecek böylece kimseye hesap vermek mecburiyetinde kalmayacaktır. Plânını beğendi, başka türlü kurtuluş yolu da kalmamıştı zaten. Eğildi, sürüne sürüne karyolanın yanma geldi, Allahtan karyola beyaz bir karyola eteği koymuşlardı. Örtüyü kaldırdı, karyolanın altına grdi. Bereket versin yerlere tamamen halı yayılmıştı, gerçi biraz tozlu ve havasızdı ama ziyam yoktu. Ya öksürecek, yahut aksıracak olursa., ne yapacaktı o zaman? Gayet ihtiyatla nefer alıyordu. On, onbeş dakika kadar durdu. Daha altı yedi saat nasıl tahammül edecekti. Keşke bağırsa, hizmetçiyi çağırsa idi, ama şimdi çok geçti. Nasıl olsa uyumayacak-tı, ama bakalım işler umduğu gibi cereyan edecek miydi? Örrtüyü ka dırdı, adamın nefes alışını dinledi; nefes alıyordy, herhalde ama emin değildi. Bundan biraz cesaret alarak başım örtünün dışına çıkardı. Artık rahatça hava alabiliyordu. E-vini düşündü. Şimdi hepsi de rahat, rahat uyuyor, Sussex’in tatlı havasını teneffüs ediyorlarddı, onlara gıpta etti. Yatmadan evvel yanında diz çöküp dua ettiği yatağı boştu evinde. Ömründe ilk defa dua etmeden yatmıştı.
Kendisini bu tehlikeli vaziyetten kurtarması için bütün kalbiyle Allaha dua etti. Birdenbire aksırmak ihtiyacını hissetti, aksırdı. Korku-

edertC vj

(8874)—ıwu;
ZAFER
Sayfa: 7
Dünyada neler oluyor?
\
Niyagara şellâlelerine meydan okuyan canbaz
Toplantıya davet I
D. P. Şehitlik Ocağı Başkanlığından:
Muhtar seçimi münasebetiyle O-cağımız bu akşam (25/7/1950 Salı) saat 20.30 da toplanacağından sayın üyelerimizin behemahal teşrifleri rioa olunur.
damarları
Bir canbaz 60 metrelik ölüm uçurumuna gerilen ip üzerinde dans edip yemek yiyor
igaıa şellâleleri, gözü pekler için önüne geçilmez bir cazibe teşkil etmektedir. Kend sini cesur göstermek veya hırstan ileri gelen b r hisle, bir sürü erkek ve kadın, meşhur şelâleleri bir ip üzerinde boydanboya geçerek yahut .......... ’--------fıçı iç.nde yahut geç-sındalla akıntıya uyup
kendilerini kapalı b:ı kaynayan suıara atılmak, sel g bi akan nehri yüzerek mek veys.
gitmek, cesaı etini göstermek sure-tile defalarca ölümle karşılaşmışlardır.
Bununla beraber, yalnız bir kişi bu müthiş tecrübelerde şöhret ve servet sahibi olmuştur. Blondin adın da bir Fransız, 1859 ve 1860 yaz aylarında Niagara fcerinde gerili
1

-
İr
i
IBS

★ (Baştarafı 2 ncide) yürütülmüş, muvakkat işçi ve miyeli personel kullanılmamıştır. 1947 senesi sonlarında, yol işlerinde yeni bir devre başlamıştır. Mem leket mizin Amerikan yardımından faydalanan memleketler arasına girmesi, kara yolları vadisinde de bu yardııjıdan istifade etmeği intaç etmiş ve hükümeti yol dâvasını ilk plânda ıpütalea etmeğe icbar et-m.ştir. Bu tarihten itibaren Amer.-kalı uzmanlarla işbirliği yapıldığını, yol dâvasında geniş ölçüde mâ-kineleşmeye gidild.ğini, Amerikan yardımından külliyetli miktarda makine ve taşıtın memlekete gel-diğ.nı ve hükümetçe de o vakte kadar verilen n kat, kat fevkinde ö-deneğ.n yol işine tahsis ed.ldiğini gö rüyoruz.
Yukarıdaki izahatımızdan da anlaşılacağı g bi, C. H. P. hükümetleri tam 18 yıl bir gaflet uykusuna dalmıştır, insan vücudundaki kan damarları mesabesinde olan karayollarının, memleketin iktisadi ve kültürel kalkınmasında haiz olduğu ehemmiyeti idrakte aciz göstermişler ve ancak son yılların stratejik zaruretleri ve yabancıların rane ikazları net'cesinde, da-ben msemeğe başlamışlardır.
Hal böyle iken, yani yol meselesini bir dâva olarak ele alalı henüz pek kısa bir müddet geçmiş ol sma ve şimdiye kadar yapılanlar da, bu muazzam problemin bir «ilk adımını, teşkil edecek kadar mahdut bulunmasına rağmen, yazımızın başında da işaret ett ğimiz gibi, seçimler arifindesinde Ulus gazetesi, yol dâvasını adeta halledil miş gibi gösteren acaip yazılarla bir takım yanlış düşüncelerin doğumuna sebep olmuştur.
Maamaf h bugün artık, uzun bir ihmal devresinden sonra da olsa, yol işlerinin normal seyrine girmiş olduğunu iddia etmek kabildir. Ancak, Günaltay hükümetinin son günlerde gider ayak tesis ve kabul ettird ği Karayolları Genel Müdürlüğü Kanununun eksik tarafları ve teşkilâtın noksan ve israflarla yüklü faaliyeti hakkında söylenecek çok söz vardır. Bir başka yazımızda bu hususları ele alacağız.
bir ipte bir taraftan diğerine geçmiştir. Bu gösteriyi Kanada ve A-merika sahilinden takip edenler a-rasında Pr.nce de Galles, sabık bir Cumurbaşkanı, Valiler, milyonerler ve kalbur üstü şahsiyetler mevcuttu. Vapur ve tren seferleri tertip edildi ve bu suretle kaynaşan suların döküldüğü uçurumun 60 metre üstünde gerili ipte, bazan başı bile torba ile örtülmüş olarak çeviklikle gezinen adamı binlerce kişi seyretmeğe geldi.
Blondin’in yaşayıp ölmesi, kendi kazancını bile geçen yüksek meblâğların bahse konmasına vesile oluyordu. Rivayet edild ğine göre, bir gün bahse g renlerden biri İşi o kadar ileri götürmüş ki, oanbaz hünerini yaparken ipi kesmeğe bile teşebbüs etmiş.
Asıl ismi Jean-Franços Cravelet olan Blondin, canbazlığı ile Fran-sada şöhret sahibi olmuş bir insandı. Niagara şellâlelerine meydan o-kuduğunu ilân ettiği zaman bütün gazeteler ona müzahir oldu ve kendisinden bahsetti. Avrupadan A-merikaya gelirken, Blondip, Atlan-tiğe atlamış ve gemiden düşen bir kamarotu kurtarmıştı.
Niagara üzerindeki gösterisini yapmak için Blondin 7 sant metre kalınlığında bir kabloyu Kanada sahilindeki kayalara kaktırdığı kazıklara bağlamış ve karşı Amerika sahilinde atlar tarafından harekete getirilen bir bucurgat vasıtasile gerdirmişti. Kablo 300 metre uzunluğunda idi. Gerildikten sonra kablo hâlâ orta yerinde 15 metrelik bir inh dam arzedüiyordu. Her 6 metrede bir konmuş olan ve kum torbaları asılı bulunan yardımcı gergiler ana kabloyu sahile bir daha bağlıyor ve hareketsiz ve gergin durmasını temin ediyordu. Bununla beraber ana kablonun ortasını germek mümkün olmamıştı ve o kısım bir salıncak gibi sallanıyordu.
Blondin, 30 Haziran 1859 günü uçurumu geçeceğini ilân ettiği zâ-man bütün Amer ka heyecana düşmüştü. Uçurumun her iki tarafı insan sellerde taşıyordu. Anfi şeklinde sıralar inşa edilmiş ve yerler fahiş fiatlarla kiralanıyordu. Bah s-ler gittikçe hararetleniyordu Ortaya servet denecek meblâğlar konmuştu.
Fakat Blondin korku nedir bilmiyordu. Belirli saatte, 25 kiloluk muvazene sopasını taşıyan canbaz, Amer.ka sahilinden emin adımlarla lerliyerek ipin ortasına kadar geldi. Oturdu, tekrar kalktı ve dersline b r takla atarak yoluna devam etti. Kanada sahiline vardığı zaman Marseyez çalındı ve müthiş b’r alkış tufanı ortayı kapladı. Beş on dakika istirahatten sonra Blondin bu sefer bir iskemle alarak yine geri dönmeye hazırlandı. Yarı yolda iskemleyi ip n ortasına koydu ve üzerinel oturdu. Bu müthiş hünerini yaptıktan sonra dinç ve çevik olarak Amerika sahiline yine avdet etmiş bulunuyordu.
Blondin bü gezintisini Amer kan millî bayramında ve 14 Temmuzda tekrarladı. Hünerini tekrar etmekle beraber her seferinde ona bir yenilik katıyordu. Elleri üzerinde yürüdü, uçurumun ortasında ipin üs-
tünde dans etti, bir masa ve iskemle taşıyarak yan yolda oturup yemek b le yedi. Hâttâ bu marifetlerini lokomotif lâmbaları ışığı altında geceleyin tekrar etmeğe cesaret etti. Yarı yolda lâmbalar söndürüldü ve son mesafeyi karanlıkta kattetti. Gözleri bağlı olarak, bir defasında da ayakları sepetler içinde olmak suretile ipin üstünde dolaştı. İki defa arka arkaya yürüdü. Bir gün bir ipe sallandırdığı bir şişe vasıtasile altından geçen bir ufak gemiden kendisine içecek temin edip susuzluğunu gidermek cesaretinde bulundu.
En müthiş gösterisi, sırtında taşıdığı bir adamla uçurumu geçmesi oldu Bu tecrübeye gir şebilecek olana Blondin mühim bir para vaad etmişti. Bir çok kişi müracaat etti, fakat sonradan h ç biri cesaret edemedi. Net cede kendi yardımcılarından Harry Colcord kabul etti.
Kalabalık her zamankinden fazla idi. Bu korkunç gösteri için Blondin açık renk bir mayo g ymişti. Frak giymiş olan Colcord geldi, canbazın sırtına bindi, ayaklarını üzengilere taktı, kendisini de Blon-din’e bir kemerle bağladı. Sonra ilerlemeğe başladılar. Blondin dikkatle yürüyordu. 45 metre ilerledikten sonra Blondin d nlenmek ihtiyacını duydu ve Colcord’u sırtından indirdi. Bu duruş programa dahil değildi ve Colcord fena halde korkmuştu. Fakat bu ölüm dirim meselesi olmuştu. Çarnaçar yine Blondin’e bağlandı, İkinci tevakkufta Blondin kolunu açarak şapkasını salladı. Meşhur bir atıcı olan John Travis bir gemin n güvertesinden şapkaya ateş etti. Blondin, vuramadın, manasına gelen bir işaret yaptı. Travis bir daha ateş etti, fakat yine isabet ettiremedi. Ü-çüncü atışta Blondin delinmiş şapkayı salladı.
Uçurumun tam ortasında ip:n gerilemediği ve sallandığı yerde muvazene sopası Blondin’in el'nden tehlikeli şekilde titriyordu Blondin koşmaya başladı. İpin gergin olduğunu ve dinlenebileceğini zannettiği yere varınca yedek gergilerin birinin kesilnrş olduğunu gördü. Sırtındaki ağırlığın altında çö-kercesine muvazenesini yine temine muvaffak oldu ve ikinci gergiye kadar koştu. Orada Colcord’u sırtından indirdi ve sonra sah le kadar vardılar. Seyirciler ayılıp bayılıyor ve ağlıyorlardı.
Avrupaya avdetinde ancaktır ki, Blondin hakikaten mükâfatlandırıldı. Londrada Cristal Palace ile bir mukavele yaptı ve her akşam 50 metre yükseklikteki bir ipin üzerinde dans etti.
En'nde sonunda bir çapulcuya servetini kaptıran Blondin, 1896 da 72 yaşında olarak Belfast’da hünerlerine devam etti. Bir sene sonra dh ecelinden yatağında öldü.
Nakleden: Tekyeli-Ban
Muhtar seçimleri
Ankara Valiliğinden:
5671 sayılı kanun hükümleri dahilinde 13 Ağustos 1950 Pazar günü yapılacak olan mahalle muhtar, ihtiyar mecl sleri seçimine ait seç-’men kütükleri milletvekilleri seç -men kütüklerinin asılmış bulunduğu eski yerlerine 23 Temmuz 1950 sabahından itibaren askıya çıkarıl-
Bu kütükler 7 gün müddetle her gün saat 20 ye kadar askıda kalacak ve 29 Temmuz 1950 Cumartesi günü saat 20 de askıdan indirilecektir.
Sayın seçmenlere duyurulur.
Günün geç saatlerinde çıkan demokrat gazete
En yeni haberler - En güzel tefrikalar - Eı s'çme fıkı ala» ve memleketin en tanınmış ve sevilmiş inzalan • • • •
Peh yakında {ikmaya başlayacak olan Zufr ARŞ ı M POSTASI, Anhnahn)n özlediği gazete ol ca1 tır
Çam tomruk satışı
Tavşanlı Oevkt Orman İpletmesi Müdürlüğünden
1 — işletmemizin Değirmisaz istasyon istif yerinde mevcut 5 parti tutarı 259.294 metreküp çam tomruğu 18/7/1950 gününden itibaren 15 gün müddetle açık arttırma suretiyle satışa konulmuştur.
2 — Tomrukların muhammen bedeli 3, 5 inci partilerin metreküpü 39.50 lira, 1, 2, 4 üncü partilerin metreküpü 53 lira olup her parti için % 7.5 hesabiyle geçici teminat alınır.
3 — Buna ait şartname Ankarada Orman Genel Müdürlüğü ve Merkez İşletme Müdürlüğü, İstanbul, Eskişehir, Balıkesir, Kütahya, Afyon, Uşak, Dursunbey Orman İşletme Müdürlüklerinde görülebilir.
4 — Taliplerin 2/8/1950 Çarşamba günü saat 15 de Tavşanlı İşletme Müdürlüğünde toplanacak komisyona müracaatları ilân olunur.
(5196)—(1220)
Karaman
1— İşletmemizin Ermenek - Fariske bölgesi Çilingir köprüsü istif yerinde mevcut 7 nci parti (1713) adede denk (191,426) metreküp katran kerestesi 23/7/1950 gününden itibaren 10 gün müddetle ve açık arttırma suretiyle satışa kor muştur.
2 — Açık arttırma 3/8/1950 Perşembe günü saat 15 de Ermenek Orman Bölge Şefliği binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher metreküpünün tahmini bedeli (125) lira olup % 7,5 hesabiyle geçici teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartname Ankara Orman Genel Müdürlüğü, İstanbul, Ankara, Adana, Mersin, Antalya İşletme Müdürlükleri ile Konya, Ereğli, Ermenek ve Çumra Orman Bölge Şefliklerinde ve Müdürlüğümüzde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk teminatları ile komisyona müracaatları. (5197)—(1221)
Asfalt kaplama yaptırılccak
Eskişehir TMe(iivA Ppsk»rl)£,nd n
1 — Yediler Pazarı yeri ara yollarında yaptırılacak asfalt kaplama inşaatı 21/7/1950 tarihinden itibaren 20 gün müddetle açık eksiltmeye
ı konmuştur. 7
2 — İnşaatın keşif bedeli 23728 lira 89 kuruştur.
3 — Geçici teminat 1778 lira 77 kuruştur.
1 — Eksiltme 11/S/1SS0 Cuma günü aaat 16 da Belediye Başkanlık-! tun odasında toplanacak belediye encümeni huzurunda yapılacaktır
s — Islıyenler bu ise alt ihale evrakı İle jartnameleri her sun meai saatleri içinde belediyede görebilirler.
6 — İsteklilerin ihaleye ıftiri.t edebilmeleri için belediye Başkanlığına müracaatla alacakları yeterlik vesikasını, teminat mektubu veya makbuzunu ve l»so senesine alt Ticaret Odası vesikasını encü. mende ibraz etmeleri ve ihale evrakım da imza etmiş bulunmaları şarttır.
8 — Encümen ihaleyi yapıp yap mamakta serbesttir. (5167) 1217
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğüden
Türkiye’de yangın, nakliyat, hayat ve kaza sigorta işleriyle iştigal etmek üzere kanuni hükümler dairesinde tescd ve ilân olunaraK bu gün faaliyet halinde bulunan Ankara Anonim Türk S.gorta Şirketi bu kere müracaatla Ankara ve Havalisi acenteliğini ifa etmekte olan H. Polatkan’ın acentelikten istifa ederek ayrıldığını bild.rmiştir.
Keyfiyet ilân olunur. (2635)

Yürürlüğe giren Kananlar
Matbaalar, Pasaport ve Basın Kanunları dünkü Resmî Gazetede yayınlanmış ve bu suretle dünden itibaren yürürlüğe girmiştir.
VIM Her şeyi
I // ak ve Kolay Temizler! / VİM Pasta kalıplarınızı kolay
/ buk temizler. Bir veva iki de
\ \
BÜYÜK Ma ğ a z a n ı n
1 — Ucuzluk, Zer af et, Yeniliklerini,
3 — Yerli, Avrupa kumaşlarından Asker1 Sivil yapılan ısmarlama elbiselerini
3 — Her türlü fiyim eşyasının fiat, deeeı ▼e modellerini mutlaka görünüz.
NOT:
STATLARIMIZ KATÎYEN MAKTUDUR Adres: Adliye Sarayı karsısı İkinci Anafartalar Caddesi Ne. 300

Ağrı Doimi Komisyon başkanlığından
1 — İlimiz dahil ndeki Transit lltlsakı - Diyadin yolunun istabi-lize olarak ikmali inşaatı açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — İşin keşif bâdeli (24483) lira (45) kuruştur.
3 — Eksiltme 8/8/1950 tarih ne rastlıyan Salı günü saat 15 de Ağrı .ili da;mî komisyonu odasında yapılacaktır.
4 — İşin muvakkat teminatı (1836) lira (25) kuruştur.
5 — İsteklilerin (tatil günleri hariç) en az üç gün evvel valilik makamına dilekçe ile müracaat ederek yeterlik belgesi almaları ve komisyona ibraz etmeleri lâzımdır.
6 — Bu işe ait keşif, şartname ve mukavele projesiyle diğer mü-
teferri evrakı istekliler her gün mesai saatlerinde daimî komisyon bürosunda ve bayındırlık Md. ünde görebilirler. (5179)—(1222)
Açık eksiltme ilânı
1 — Şile hükümet konağı onarımı keş.f bedeli (29988) lira (85) kuruştur.
Eksiltme 8 Ağustos 1950 tarihinde Salı günü saat 15 de Şile Mal Müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 —Bu işe ait evrak şunlardır;Mukavele, eks.Lme bayındırlık işleri genel, hususî ve fenni şartnameleri, proje keş.f hulâsasıle buna müteferri diğer evrak Defterdarlık Millî Emlâk Md. Bayındırlık Müdürlüğü ve Şile Malmüdürlüğü da.res nde görülecektir.
3 — Eksiltmeye iştirak etmek için taliplerin (2249) lira (17) ku-
ruşluk muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve (950) yılında T-caret Odasında kaydı bulunduğuna da.r belgeyi hamil olması, eksiltme gününden tatil günler! hariç (3) gün evvel vilayet makamına müracaat ederek ehliyet ves.kası alması ve yukarda 2 nci maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yazık kayaa göre kabul ettiğine dair imzalaması şarttır. (5180)—(1223)
(Çeşitli Malzeme, eşya benzin bidoru ve yağ satılacaı)
Türk Hava Kurumu Genel Merkezinden:
1) Çeşit, muhammen bedeli ve teminat miktarları aşağıda yazılı Bidon, Hintyağı, manifatura eşyası, malzeme ve yanık motor yağı ayrı ayrı açık arttırma ile satılacaktır.
2) Arttırma l/Ağustos/1950 terihine rastlıyan Salı günü saat (14) de merkez binasında Levazım Müdürlüğü odasında yapılacaktır.
3) Satılacak olanlardan manifatura eşyası merkez ambarında, diğerleri Etimesgut ve Ergazi Hava meydanlarında görülebilir.
4) İstekliler belirli gün ve saatte teminatlariyle blrl.kte komisyonda hazır bulunmalıdırlar.
5) Türk Hava Kurumu ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir.
Satılacakların çeşidiyle miktan: Muham. Bedeli Teminatı
Lira Lira Krş,
(70) tane galvanizli bidon, 4.900
(1400) Kilogram Hintyağı, 4.200
(4600) « Motor yağı (yanık) 1.000
(24) Çeş't manifatura eşyası, 3.465
(132) Çeşit hurda malzeme, avan-
dalık 2.710
Yekûn ......................... 16.275
367. 50
315. —
75. —
260. —
203. 25
1.220. 75
(5190)—(1212)
Denizli Belediyesinden
1 — Eski santralimize ait D’esel motörleri ve muhtelif makine ve elektrik âletleri, santral n hidro - elektr.ğe çevrilmesi dolayısiyle satılacaktır. Satılacak malzemenin esasları şunlardır:
Muhammen bedeli
T. L.
National Diesel motörü, çok iyi durumda, 90 beygir 230 devir 20000,— Ganz Diesel — Alternatör grupu 82 beygir 100 devir 400/231 V. 5000.— Deutz Diesel motörü 25 beyg r 1000,—
ASEA (İsveç) markalı alternatör 33 Kw. 100 devir 400/231 V 2000.— Hepsi teferrüatı ile ayrıca kayışlar, kasnaklar, tevzi tabloları, muhtelif elektrik ölçü âletleri, bedelleri yekûnü 1428,—
2 — Satış 4/8/1950 günü saat 16 da açık arttırma ile elektrik işletmemizde yapılacak ve her kalem malzeme ayrı ayrı satılacaktır.
3 — Satın alınması istenen malzemenin % 7,5 u nlsbetinde hesaplanan geç:cı güvenlik akçası makbuzu ihaleden bir saat önceye kadar satış komisyonuna ibraz edilecektir.
4 — İhaleye ait mufassal malzeme listesi ve şartname ücretsiz
olarak belediyemizden temin edilebilir. Ve malzeme her gün görülebilir. (5172)—(.1215)
Belediye Başkanlığından
Yapılan umumî muayenelerde noksanlıkları görülen motörlü taşıtların bu noksanlıklarını- gidermeleri hususunda kendilerine bırakılan müddet sona erm'ştir.
1/8/1950 Salı gününden 10/8/1950 gününe kadar olmak üzere 10 gün müddetle —tatil günleri hariç— her gün saat 14 den 16 ya kadar Hpodrom önünde, daha evvel muayeneye gelmemiş veya bir takım noksanlıkları olduğu b'ldirilmlş bulunan motörlü taşıtların yeniden muayeneleri yapılacaktır.
Umumî muayenelere gelip noksanlıkları bulunmadığına dair sa -lâhlyetlf memurlar tarafından muayene cüzdanlarına meşruhat verilmiş olan taşıtlar bu mecburiyete tabi değildirler. Keyfiyet ilân olunur.
(5101)—(1224) i
Muş Valiliğinden İnşaat eksiltme ilânı
1 — Kapalı zarf usuliyle eksilt meye konulan iş :
29/6/1950 de eksiltmesi yapılacağı evvelce dân edilmiş olup talip zuhur etmemiş olan ve yeniden eksiltmeye konulmasına lüzum görülen (50.258.26) hra keşif bedelli Bulanık Sağlık evi inşaatıdır.
Bu işe ait keşif özeti, mu.cavele projesi, eksiltme şartnamesi, Birim fıyaa cetveu, yapı ışıerı geneı şartnamesi, hususi ve tennı şartname vesair evrak Muş Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
3 — Eksiltme B Ağustos 1950 Pazartesi günü saat Onbirde Muş Bayındırlık Müdürlüğü odasında toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
4 — Muvakkat teminat miktan (3762.91) Hra olup isteklilerin bu miktar teminat veya banka mektubu ile 1950 yılına ait ticaret vesi-kasıyle diğer vesikayı ibraz etmeleri lâzımdır.
5 — İsteklilerin bu işe girebilmeleri için en az (50000) Uralık İnşaat yaptırmış olduğuna dair belgelen ile birlikte Bayındırlı^ Bakanlığı yapı ve imar ışıerı reisliğinden yeterlik belgesi almaları şarttır.
6 — İsteklilerin kapalı zaıf usuliyle teklif mektuplarını 14 Ağustos
1950 Pazartesi günü saat 10 a kadar makbuz mukabilinde Komisyon başkanlığına vermeleri lâzımdır. (5171) 1216
İlan örneği
1 — Eceabat ilçesin.n Seddülbahir köyünde hâzineye alt hurda demirler kapalı zarf usulü ile satışa konulmuştur.
2 — ihalesi 24/8/1950 tarihine rastlıyan Perşembe günü saat 15 de Malınüdürlüğunde teşekkül edecek Komisyonda yapılacaktır.
İstekli olanlar 1575 liralık teminat makbuzları dahil olmak üzere 2490 sayılı kanunun 32 nej maddesine uygun olarak hazırlayacakları teklif mektuplaıını belirli günde saat 14 de kadar Komisyona vermiş olmaları şarttır.
Postada gecikme kabul edilmez.
3 — Fazla bilgi Çanakkale Defterdarlığından ve Eceabat Malmü-
dürlüğünden alınabilir. (5174) 1214.
Adana Belediy si Başkanlığından
Adana Belediye Başkanlığından:
1) 11/7/950 Salı günü saat 10 da kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulan sebze pazarı hâl dükkânları 3 üncü kısım inşaatına ait ihale Belediye Encümen! karan gereğince feshedilerek 2490 sayılı kanunun 14 üncü maddesi hükmüne tevfikan yemden kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2) Işın keşif bedeli (48807 lira 03 kuruştur). Ve geçici teminatı (3650 lira 53 kuruştur).
3) İhale 11/8/950 Cuma günü gaat 11 de Adana Belediye binasında ihale komisyonunca-yapılacaktır.
4) Teklif mektuplarının ihale günü saat 10 a kadar komisyona makbuz mukabilinde verilmesi şarttır. Postada ve sair suretle vuku-bulacak gecikmeler kabul edilmez.
5) İhale ve sözleşme evrakı mesai saatleri dahilinde görülebilir.
6) Eks İtmeye girebilmek için isteklilerin:
a) Geçici teminat vermeleri;
b) 1950 yılı Ticaret Odası Belgesi;
c) Bu işe girebileceklerine da±r İl Makamından alınmış yeterlik belgesi;
d) İstekli yüksek mühendis veya mimar değilse yapının devamı süresince böyle teknik önemde b r işi idare ve denetled.ğini resmî belge ile tevsik edecek bir yüksek mühendis veya yüksek mimar çalıştıracağını bildirir noter mektubu.
Usulüne tevfikan ibraz etmeleri şarttır. Yeterlik belgesi almak İçin tatil günleri hariç en az ihaleden üç gün evvel bir dilekçe ile (istek-1 lerin buiş.n teknik öneminde bir işi iyi bir surette başardığını, resmî bir belge üe tevsik ederek) il makamına baş vurmaları lâzımdır.
(5160)—(1205)
Yabancı gözile
Tüı kiye
'Casusluktan] mahkûm sonjaltı kişi dün tahliye edildiler
ICa|makal»d»n davam
“İnönü’ye yapılan
da değil ağır tank hattâ hafif lar bile saplanıp kalırlar, halkı, çoğu ufak olmak üzere, bin kadar köyde toplanır, kendi yağlarile
harice pek muhtaç olmazlar, vazzaf Türk Ordusu bir hezimete ramış olsa bile Türk millî ları savaşı bırakmazlar ve işte o man Anadoluda emsali bir dram başlar.
Bugün Avrupanm bir kalesi sayı lan Türkiye Cumhuriyeti aleyhindi Stalinin çizdiği plân bu devlen dün yu haritasından tamamile silmektir Türkler Stalinin bu plânını Rus hal kından daha iyi bilmektedirler. Ge çenlerde Moskovadan Türkjyeye dönmekte olan bir Türk Kuryesi rafından öldürülmüştü. Komünist Türk hududu yakınlarında vagondaki kompartımanında Ruslar ta-Ruslar buna da hemen bir yalan uydurmuşlar «Kuryeniz intihar etti!, demişler ve cesedini Türklere tes lim etmişlerdi
Türk ırkından olup da Türk hududunda veya civarında sâkın Rus tebaası tekmil Türkler sinsi bir plâ na tevfikan gizliden gizliye yerlerin den oynatılmışlar ve Sibiryeya sürülmüşlerdir. Oyleki bir aileden o-lan kimseler darmadağın edilerek her biri bir tarafa gönderilmişlerdir.
Çünkü Türkler tarafından Rusya-ya karşı yapılacak her hangi bir is tilâ hareketinde Rus tebaası Türklerin kar. kardeşlerine yardım etmek üzere ayaklanacaklarından Stalin çok korkmaktadır.
Türkiyeden kaçıp yakın doğuya, Mısıra ve Balkanlara yerleşen Er-menileri bir araya toplıyarak bir Ermeni cumhuriyeti kurmak ve bu Ermeni cumhuriyetini Sivasa kadar uzatmak Stalinin pâmndadır. Türkiyeye karşı bir hareket halinde Sta lin, bugün Türklerle kaynaşmış Kürt ve Lazları ayırmak ve birer cumhuriyet kurmak kararındadır. Bunun adı da «Kürt ve Lazlarm kur tuluşudur!. Tabii buralarda Moskova modeline göre birer Sovyet cum huriyeti kurulacaktır. Nüfusları dört beş yüz bin kadar olan Lazlar Samsunla Batum arasında Karadeniz kıyılarına yayılmış halktır.
Bugün Sovyet Rusyada hüviyeti sorulan bir kimse «Ben Türküm» derse derhal Sibiryayı boylar. Stalin Türkleri anayurtları olan Olta , Asyaya sürmek ve asırlardan beri ( nice mücadelelerle Anadoluda tavattun etmiş Türklerin bütün gay- j retlerini ve tarihlerini sıfıra indir- ( mek kararındadır. Osmanlı İmpaıe- j torluğunun dağılmasile /— Türkler için anayurdu olmuştur. , Burası Türkler için öyle bir yurt- j tur kj bu bir insanın iç gömleğine t benzetilebilir. Bundan herhangi j bir parça kesilemez veya koparı- } lamaz. Halbuki Stalinin bütün f gayreti Türkleri sadece Trakyadan değil tekmil Anadoludan atmak, si- , lip süpürmektir. ,
«Kızılların deniz erleri 1 hoş kimselermiş!» j
Stalinin Türkiyeyi imha için çiz- j dıği bu plân karşısında Türklerin , saflarını sıklaştırmaları ve nefisle- j rini müdafaa için dişlerini tırnakla- ] rina takmaları meşru değil midir? j Ve sonra tekmil Türkiyede münev- ' verler arasında ancak bir kaç züppenin komünist taraftarı görülmesi ve Türkiyede komünizmin kanun dışı sayılması pek tabii olmaz mı?
«Türk neslinden Sovyet tabası Türklerin tasfiyesi!»
larim gibi severim. Hapishanelerde
Dün tahliye edilen Ierden bir görünüş
t * (Bastaraft 1 İnci de) | İm- gibi
altı mahkumdan dordu, Af Kanunu- bana gösterilen İnsanî muameleyi nun tayin ettiği üçte iki nisbetini hayati!" *------
dolduramadıklarından Ankara ce- ” ‘ ' za evinde tahliye günlerini beklemişlerdir.
Dünkü Resmî Gazetede hususî Af Kanununun ilân edilmesi üzerine bu siyasî mahkûmlar da tahliye e-dilmiştir.
Bir arkadaşımızla konuşan siyasî mahkûmlardan İtaylan tebaalı An-tonio Spempinati, tahliye sebebile duyduğu sevinci anlatarak demiştir ki:
*— Bundan bir müddet evvel İstanbul İtalyan Başkonsolosluğu Kançilarya kâtipliğine tayin edilmiştim. Bu sırada ikinci cihan harbi çıkmıştı. Bildiğiniz gibi İtalya da, Almanya yanında harbe girdi. 1 Bir gün beni casusluk yapıyorsun , diye yakaladılar. Askerî mahkeme , 30 yıl ağır hapse mahkûm etti. Ben ( masumiyetimi isbat etmek için tem ) dört defa verilen kararı temyiz et- j tim. Fakat bütün dileklerim boşa , gitti, ama, hiç bir zaman ümidim kırılmadı. Nihayet beklediğim gün geldi. İşte bugün hürriyetime ka -vuşmuş vaziyetteyim.
Karun ve çocuğum halen Roma-dadırlar. Bir kaç gün sonra Roma- ■ ya gidip aileme kavuşacağım. j
Bundan sonra Türk milletinin en sadık dostlarından b*naı (j«= be», olacağım.»
Siyasî mahkûmlardan birisi de, ' memleketimizde uzun yıllar kalmış ve Atatürk' zamanında Yozgat ve havalisinde hafriyat y arkeologdur. i - - -
Prof. Von Der Osten Türkiyedeki Ayrılık pek hayatından hararetle............... -----—
demiştir ki:
«— Yaşım 50 olmasına rağmen hürriyete kavuşmakla hayata yeniden gelmiş gibiyim. 1926 - 1932 yıllarında Yozgat civarı Alişar köyü Anadolu höyüğünde, Şikago Üniversitesi he sabına hafriyat yaptım. Bu arada bir çok kıymetli eserleri toprak al tından çıkarmaya muvaffak oldum Hattâ Atayürk bir gün hafriyat sahasına gelmiş tetkiklerde bulunarak izahat almıştı.
Atatürk 1937 de, İkinci Türk Tarih Kurumunun Dolmabahçe Sarayındaki serginin hazırlanmasında benim de bulunmamı söyledi.
İkinci cihan harbi esnasında Tür kiyede bulunuyordum. İngilizler ve Ruslar aleyhinde ve Almanya lehine casusluk yaptığım için 11 sene S ay hapse makûm oldum Fakat hiç bir zaman Türkler aleyhine çalışmadım. Çünkü Türkiyeyi ve Türkleri kendi vatanım ve ırktaş-
, . ım boyunca unutmıyacağım.
Hapishanede, boyahane şefi olarak çalıştım. Bir miktar da para kazandım.
İki çocuk babasıyım. Ailem ve çocuklarım halen Cenubî Amerikada-dırlar. Ben de onların yanına gideceğim. Türk hükümetinin enirinde çalışmaya daima hazırım. Çünkü burasını kendi vatanım addediyo -rum.
Mahkûmardan birisi de, kırmızı sakallı 40 yaşlarında İstanbulda doğmuş Alman tebaalı Hans Buc-her, hürriyetin verdiği memnuni -yetle konuşmasına şu şekilde başlamıştır;
«— Türk olmamakla beraber doğum yerim İstanbuldur. Ailem uzun zaman evvel Almanyadan îs-tanbula gelmişler ve ticaretle meşgul olmuşlardır. Ben de ailemin mesleğine intisap ederek krom ve kimyevî maddeler üzerinde ticarete başladım.
İkinci cihan harbi esnasında Almanlar lehine casusluk yaptığım id l diaslyle askeri mahkeme beni 24 se ı ne hapse mahkûm etti. | Yakalanmadan evvel nişanlanmıştım. Fakat bir gün kurtulaca-s. Huneuuuu eu ğımdan emin olduğum için nişan -birisi de ben lımdan ayrılmadım. Meclisin bizim 1 için çıkarttığı hususî Af Kanununu Amerika bölgesinde bulunan nişanlıma ve kızkardeşime telgrafla bil-t vc dirdim. Şimdi her ikisi de Istanbula
yapmış bir gelmişler ve beni bekliyorlar. Oraya gider gitmez hemen evleneceğim. * 11----’ uzun sürdü.
bahsederek j Türkiyeden ayrılmak niyetinde | değilim. Eğer Türk hükümeti beni ■ burada bırakırsa İstanbulda tekrar eskj mesleğime döneceğim..
Kemal Uman ismindeki diğer bir siyasî mahkûm da, diğer üç arkadaşı gibi askerî mahkeme tarafından 24 sene ağır hapse mahkûm olmuş.
Diğerlerine nazaran biraz neşesiz olan Kemal, hapishanede 7 sene 4 ay yattığını söyledikten sonra 24 ve 25 yaşlarında iki çocuk babası olduğunu, karısının kendisini ter-kettiğini, şimdi İstanbula gitmek tasavvurunda olduğunu ve kardeşinin labaratuvarında çalışacağını anlatmıştır.
Mahkûmlar savcı yardımcılarından Çekip Undunamen ve cezaevi Müdürü Kemal Göktanın ellerini öptükten sonra orada bulunan diğer mahkûm arkadaşlarına da veda e-derek hapishaneden ayrılmışlardır.
Kemal Bağlam
işkence!,, ne imiş?
ranlığı kurmak fazla, hem de çok fazla olur.
Bütün bu hakikatler ortada dururken, şimdi Hüseyin Cahit Yalçın kalkmış bize buzlu buzlu -İsmet İnönü de demokrasiyi sade istemekle kalmadı, yapan, kuran, işleten de odur» diyor. Ve «demokrasi hareketi yarı yolda kalmadı ise bunu ancak İsmet İnönü’nün demokrasiye beslediği imana, vatana karşı duyduğu hudutsuz muhabbet ve itimada borçlu olduğumuzu» söylüyor.
Biz kimsenin vatanseverliğinden asla şüphe etmeyiz. Fakat sorarız: 21 Temmuz faciasında İsmet İnönü-nün demokrasiye karşı beslediği iman nerelerde idi? Hangi iklimlerde seyahat ediyordu?...
Ulus Başmuharririne şunu hatırlatalım ki, bizim kimseye karşı minnetimiz, borcumuz yoktur; borcumuz sadece bu asil Türk milleti-nedir. Demokrasi dâvasına milletin arzusuna rağmen mütemadiyen sekte vuranlardan da ancak alacağımız vardır; işte o kadar!
Eğer bu sözlerimize, inanmıyor, sa, Hüseyin Cahit Yalçın’a kapı komşusu Nihat Erim’in, bundan bir müddet evvel yazmış olduğu -Bir oluşun hikâyesi» adlı yazılardaki fıkrayı tekrar okumasını tavsiye ederiz. Hatırımızda kaldığına göre, Nihat Erim bunda seçim kanunu ve değişikliğinden bahsederken; tarlada çalışan köylüden, kasaba ve şehirlerdeki münevver vatandaşlara kadar herkesin seçim kanununun değiştirilmesini istediğini ve bunun bir zaruret halini aldığını, aksi takdirde memlekette büyük bir buhran olacağını, söylüyordu. Demek hal km arzusu o kadar galeyan halmde idi ki, ona karşı gelmek sel önünde kalmış küçük bir çakıl gibi imkânsızdı. Büyük inkılâbı bu millet başardı; ve Halk Partisi erkânı için buna kerhen de olsa, mutavaat etmekten başka çıkar yol bulunamadı. Bütün bunlara rağmen milli bir inkılâbı bir tek adama hasreden ve kitlelerin başardığı hamleyi inkâr yoluna sapan bir zihniyete şaşarız!
Şimdi bütün bunlar meydanda olduğuna göre demek biz, son seçimlerde kahkari bir hezimete uğrayan, kabine âzasınm hemen hepsini kaybeden bir partiyi ele alacağız ve bunun Genelbaşkanını bir numaralı demokrat diye ilân edip ona demokrasi şefi payesini vereceğiz!... insan nasıl olur da böyle bir fikri müdafaa edebilir? Bu ne cürettir, anlamaya, kavramaya imkân yok. Hiç olmazsa, son vaziyetler üzerine ihtiraslarına biraz gem vurmasını bilseler...
Sözlerimizi bitirirken şunu ilâve edelim: Biz İnönü ile meşgul değiliz, o da biraz kendi kendisi ile meşgul olmayı bırakıp, şu perişan olan partisini derleyip toparlamaya ve ona hakikî ve ciddî bir muhalefet partisi halini vermeğe çalışsa çok daha iyi eder!
.... kızı Ayla Karaca ile Tevhid
nikah merasimi dün Halk evi salonunda kalabalık ve seçkin bir davetli kütlesi huzurunda yapıl miştir. Yukarda bu merasimden bir intiba görülmektedir.
Cain’in Türk Milletine mesajı
★ (Baştarafı 1 inci de)
Sadık Altıncan.Hava KuvvetleriKo-mutanı Korgeneral Muzaffer Gök-senin, Genelkurmay harekât dairesi başkanı Tümgeneral Yusuf Egeli, Amerikan büyükelçisi Mr. Wards worth, İktisadî işbirliği idaresi Tür kiye icra komitesi başkanı Mr. Russell Dorr, Amerikan askerî yar dım heyeti başkanı General Mc Bride, deniz grupu başkam Amiral Ginder ve hava grupu başkanı General Robert Tate hazır bulunmuşlardır.
1 [Celâl Bayar
Stalinin Türkiyeyi imha için hazırladığı plâna karşı Türkler başka türlü hareket edebilirler miydi? A-nadolu yüksek yaylasında Boğazlardan Kafkaslardaki Rus hudutlarına kadar bin kilometrelik bir saha Rusyaya karşı hareket için bir üs-olarak hazırlanmıştır. Bu sahadan çıkış yapacak Türk ve Amerikan hava filoları bir kaç saat içinde Rusların en can alacak noktalarım en hassas ve önemli yerlerini vurabileceklerdir: Romanyada Ploesti, Kafkasyada Bakû petrol havzaları ile Donetz havzasındaki sanayi merkezleri ve Moskova bomba yağmuru altında kalacaklardır. Ruslar Türklerin yer altı hava üslerinin Anadolunun nerelerinde kurulduklarını bilmezler. Çünkü komünist casuslarının kolları buralara kadar yetişmez.
Rus askerî yazarlarının Türkiye hakkındaki yazılarına Türkler karşılık vermeğe iğrenirler. Türkler dâvalarının meşru ve haklı olduğunu biliyorlar. Üst tarafı ise «ît ürür kervan yürür, den ibarettir.
Frankfurter İllustrierte Sayı 14 den
Memurlara borç
para
★ (Baş tarafı 1 inci de) sun nazarı itibare alınması muhtemel olmakla beraber, buna bugün için lüzum görülmemektedir. Bize verilen malûmata göre elde hâlâ mevcut bulunan tahsisat halen ya. pilmiş olan müracaatları karşılamaya kifayet edecek miktardadır.
Mim Baki - Muhterem Nll
Ankarada ilk defa
Kalamış Pansiyonu
Biletler Anafartalar caddesinde Müzeyyen Abla Gişesinde satılır.
3 Ağustos MİM BAKİ gecesini bekleyiniz. (5118)
Balıkesir belediye başkanlığından
29982,16 lira keşif bedelli Yağ ve Yoğurt Pazarı şimal kenarı binası ile bir umumî halâ inşası işinin ihalesi için tayin edilen 21 Temmuz 1950 gününde talipler ta rafından yapılan tenzilât lâyık hadde görülmediğinden 2 Ağustos 1950 Çarşamba günü saat 16 da Belediye encümeninde ihalesi yapıl mak üzere eksiltme müddeti on gün uzatılmıştır. (5177) 1213
Milli Eğitim ve içişleri Bakanı geldi
★ (Baştarafı 1 inci de)
Akçakoca, 24 (a.a.) — Bir kaç gündenberi Bolu ilinde tetkiklerde 1 rujmu_ bulunan Bayındırlık Bakanı Gene I ıal Fahri Belen milletvekillerinden j tır’ Meslektaşların, Anafartalar Yıl-Mahmut Güçbilmez ve Akçakoca diz sokak No. 12 de bulunan mu-kaymakamı Tevfik Kurma ile be- I vakkat merkezimize müracaatla kaydedilmeleri ilân olunur. (5175)
Ankaradaki döşemeci işçilerinden terekküp eden (Ankara Döşemeciler Esnaf ve İşçileri Derneği) ku-ve üye kaydına başlanmış-
raber ilçemize gelmiş ve ilçe hududunda milletvekili Vahit Yöntem ve kalabalık bir halk kütlesi tarafından karşılanmıştır.
Korgeneral Yümnü Üresln İyileşti
Bir müddetten beri rahatsız bulunan Genelkurmay Harekât Başkanı Korgeneral Yümnü Üresinin iadeyi âfiyet ettiği memnuniyetle haber alınmıştır. Sayın Generale I geçmiş olsun, deriz.
Yözmade yeni bir cü-ya rekoru
Settle (Vaşington), 24 — Yüzme şampiyonu John Marshall, 800 yar. I dayı 9 dakika 37 saniye 5/10 da yü- ’ zerek Bili Smith’e ait olan dünya rekorunu kırmıştır.
Bili Smith, ayni mesafeyi 9 dakika 54 saniye 6/18 da yüzmüştü.
üç Bakanımız
■k (Baş tarafı 1 İncide) karadan şehrimize gelmişlerdir.
Bakanlar İstasyonda Eskişehir Milletvekillerinden Âbidin Potuoğ-lu, Muhtar Başkurt, Vali Ahmet Kınık, Emniyet Müdürü, Şeker fab-rikası, Cer Atölyeei, P.T.T., Çalışma ve sigorta müdürleriyle Demokrat Parti İl Başkanı ve idare ku. rulu üyeleri ve kalabalık bir halk kütleei tarafından karşılanmışlardır.
Doğruca Demokrat Parti binasına gelen misafirler burada bir müddet istirahat etmişlerdir. Partililere hitaben Haşan Polatkan ve Tevfik İleri kısa birer konuşma yapmışlardır.
Ulaştırma Bakanı çok heyecanlı bir ifade ile ezcümle demiştir ki:
.__ 14 Mayıs seçimlerindeki ka-
dar heyecanlı ve imanlıyız. Memleket ve millet işlerini başarma yolunda çok hevesliyiz. İçimizdeki ateş her gün biraz daha fazlalaşıyor. Bu iman ve heyecanla Türk Milletinin büyük müzahereti sayesinde muvaffak olacağımızdan e-min bulunuyoruz. Burada kalacağımız günler içinde Eskişehirli vatandaşlarımızla çok yakından temas edeceğiz.»
Bakanlar yarın sabah saat sekizden itibaren Devlet Demiryolları, şeker ve tayyare fabrikalarında tetkiklerde bulunacaklar, personelin dertlerini dinliyecekler ve Eskişe-hirde kalacakları iki gün içinde sanayi erbabı, tüccar, esnaf, işçi ve partili vatandaşlarla konuşacaklardır. Bu maksatla Demokrat Partide, Devlet Demiryollarında ve Ticaret Odasında birer toplantı tertip edilecektir.
Bakanlar dönüyor
Eskişehir, 24 (Hususî Muhabirimiz Ali Rıza Ilıcalı bildiriyor) — Son dakikada aldığımız bir habere göre; Başbakan Adnan Menderes, Başbakan Yardımcısı Samed Ağa-oğlu ânî sujette yarın Ankaraya avdete karar vermişlerdir.
Bu yüzden iki gün kalmak ve muhtelif tetkiklerde bulunmak üze re bugün öğleden sonra Eskişehire gelmiş olan Ulaştırma, İşletmeler ve Çalışma Bakanları da bu gece Ankaraya davet edilmişlerdir. Her üç Bakan yarın tayyare ile Ankaraya avdet edeceklerdir.
Mr. Cain’in Türk milletine mesajı
Ankara, 24 (Basın - Yayın) — Ankarada bulunan Amerikan senatörü Mr. Cain, Türk milletine hitaben, Ankara Radyosunun, bir muhabirine şu mesajı vermiştir:
«Türkiyeye yaptığım bu ilk ziyaret esnasında bana gösterilmiş olan misafirperverliği büyük bir şükran ve takdirle karşıladım. Bu ziyaretimi başkalarının da takibedeceğinı ve yakın bir istikbalde diğer senatör arkadaşlarımla birlikte Türkiyeye tekrar gelebileceğimi ümidet-mekteyim.
Bu defa Türkiyeye, Birleşik A-merika Senatosunun bir temsilcisi sıfatiyle ve gerek memleketiniz, gerek Türkiyedeki Amerikan askeri yardım heyeti ile iktisadi işbirliği heyeti hakkında mahallinde bilgi edinmek için gelmiş bulunmaktayım. Buradaki çok kısa ziyaretim esnasında mümkün olduğu kadar fazla Türkle görüşmeyi ve Türk milleti hakkında mümkün olduğu kadar fazla şey öğrenmeyi bilhassa arzu etmekteyim.
Gerek Dışişleri Bakanınız sayın Fuat Köprülü ve Millî Savunma Ba kanınız sayın Refik İnce, ile gerek buradaki Amerikan dostlarınız, yani Amerikan büyükelçisi Wads-worth, Mr. Russell Dorr ve Gene rai Mc Bride ile yaptığım görüşmeler Türkiyenin milletlerarası sahnede işgal ettiği hayati ehemmiyetteki mevkiine olan inancımı teyid etmiştir. Türkiyenin bir yıldırma havası içindeki yılmamak azmi beni ziyadeiyle teşçi etmiştir.
Bugünkü dünya durumu her Tü-ke ve Amerikalıya ağır mesuliyetler yüklemektedir. Bu mesuliyetleri deruhte ediş şeklimiz, hep birlikte sulhu ve hürriyetimizi idame ettir meye hak kazanıp kazanmadığımızı gösterecektir. Amerikanın memleketinizle giriştiği iktisadi ve aske-
rî işbirliği, vatandaşlarımın sulh • uğrunda sarfettiğiniz gayretler kar şısında duydukları büyük saygının ■ bir delilidir.
İkinci dünya harbinde Afrikada, i Sicilyada, İtalya ve Batı Avrupada vazife görmüş bir albay sıfatiyle, müşterek Türk Amerikan gayretlerinin Türk silâhlı kuvvetlerinin takviyesi bahsinde büyük ve hakiki neticeler sağladığına kaniim. An karadaki zırhlı birlikler okulunu gezmiş bulunuyorum, ve bugün ve yarın sabah başka Türk askerî te sislerini de ziyaret edeceğimi ummaktayım.
Son üç sene zarfında Türkyeye büyük miktarda Amerikan askerî teçhizatı teslim edilmiştir ve sair teçhizat da halen yoldadır. Öğrendiğime göre, Amerikan askerî heyetinin Türkiyede faaliyete geçişinden beri aâkerî eğitim kurslarına yirmi bin kadar Türk askerî personeli iş-tirâk etmiştir. Bu, pek ümit vericidir. Maamafih silâhlı kuvvetleriniz için daha fazla talim ve eğitim şart tır. Zira herhangi bir modern askerî teşkilât için talim ve terbiye büyük bir ehemmiyeti haizdir.
Sözlerime son verip sizlerle vedalaşırken ve tekrar gelmek ümidini izhar ederken, hepinize şunu söylemek isterim ki, Amerika, Türkiye ile olan dostane bağlarının hepimiz için daha iyi bir dünyanın yaratılmasında rol oynıyacağından emindir. Bana gösterdiğiniz samimî misafirperverlik için tekrar teşekkür ederken, bir noktaya daha temas etmek isterim. Birleşik Amerika I Senatosundaki arkadaşlarınım benden Türkiye hakkında bir çok sualler soracaklarından emin olabilirsiniz ve ben de bu pek kısa lâkin pek mesut ziyaretim esnasında memleketiniz hakkında öğrendiklerimi onlara anlatmakla bahtiyar o-lacağım.»
Senatör Cainin dünkü ziyaretleri Evvelki gün şehrimize gelmiş o-lan Amerikan âyan meclisi silâhlı kuvvetler komisyonu üyelerinden cumhuriyetçi Mr. Cain dün sabah Amerikan büyükelçisi Mr. Wads-worth ile birlikte Millî Savunma Bakanı Refik Şevket İnce ve Genelkurmay Başkam Orgeneral Nuri Yamut’u makamlarında ziyaret etmiştir. 1
Mr. Cain, daha sonra saat 10 da Amerikan yardım heyeti kara, ha- 1 va ve deniz grup başkanlarına gi- 1 derek ilgililerle görüşmüştür. (
p , ,* baştarafı 1 İnci de)
, Adn“n Mendert ,1 kü„ü„ ,fle"su’,aı‘ Malla Kög.fl Cumhurbaşkanı bir müddet ..ti, , I hat ettikten sonra, Gazeteelfe? Cc.| «.yet Başkam Burhan Felek bir hitabede bulunmuş ve mütea'7” C^^hasfenını, Bü*ük M. i-let Meclisi Başkanmı, ve djğer da vetlı zevatı büfeye davet etmı ,t Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Burhan Felek bu kısa hitabesin. , butun gazeteciler bayramının üçü-, cu yıldönümünün tes’it edilmek! ■= olduğuna işaret ettikten sonra d -mıştiı- ki;
• Yalnız bizim ismini verdiğim ) I fakat hakikatte millete mal oldu’ sunu pek iyi bild.ğimiz bu büyüt gun dolayısiyle tertiplediğimiz hp toplantıya igtirak buyurduğunuz. I dan dolayı Türk basını adına teşek. kürlerimi arzederim. Bu sevinçli I gün, hürriyet dâvasını bir millet , dâvası olarak ele aldığımız bir gü-dür. Mütevazı soframıza şeref vermenizi rica ederim.»
Burhan Feleğin hitabesini müteu kip Cumhurbaşkanımız Celâl Ba-yar, kadehini kaldırarak: «Hür matbuatımızın şerefine içiyorum demiştir.
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Ga zetecıler Cemiyetinin durumu h?'. kında Burhan Felek tarafından verilen izahatı alâka ile dinlemişler, dir. Bu arada Başbakan Adnan Men deres gazetecilerle görüşmüştü!. Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Büyük Millet Meclisi Başkanı Refil-Korallan, Başbakan Adnan. -Meı deres, B. M. M. başkanvekilleri Başbakan Yardımcısı Samed Ağ ■ oğlu, İstanbul milletvekilleri sâ ’ 20 de devam eden kokteyl partiden ‘ ayrılmışlardır.
Patrik Atenagoras Cumhurbaşkanımızı ziyaret etti İstanbul, 24 — Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, bugün saat 17.30 da Yalovadan Acar Motoriyle Istan -bula dönmüştür.
Cumhurbaşkanımızı Dolmabahc j rıhtımında Başbakan Adnan Men deres, Başbakan Yardımcısı Same Ağaoğlu, İstanbul milletvekili Salih Fuad Keçeci, vali ve belediye başkanı Dr. Fahrettin Kerim Gö kay. Başbakanlık hususi kalem mil

dürü Basri Aktaş, ve emniyet mü dürü Kemal Aygün karsılamıcln.
neleri'" lâzımdır. Poşuda olan ,«dun««r «om nur. _
Unm birlikte KarakÖM
Ab. Sa. AL Ko. aa nazır
amıştı.
Muhabere, tank okullarında tören
★ (Baştarafı 1 inci de) rikan Âyan Meclisi Silâhlı Kuv vetler Komisyonu üyelerinden cum huriyetçi Mr. Cain, Amerikan yar dım heyeti kara grupu başkam General Mc Bride, subaylar ve basın mensupları hazır bulunmuşlardır.
İstiklâl Marşı ile başlanan töreni Muhabere Okulu komutanı Albay Eşref Acar bir konuşma ile açmış ve okulda yapılmakta olan kursların Amerikan sistemine uygun olarak cereyan ettiğim, bir çok değişikliklerle bugünkü modern ordular muhabereciliğine ulaşma yoluna girmiş bulunan muhabere sınıfı mn şimdiye kadar geçirdiği safahatı belirttikten sonra mezun olan genç teğmenlerin bugünden itibaren Türk ordusunun değerli safları arasına katıldıklarını ifade etmiştir.
Mezunlardan bir teğmenin konuş masından sonra mezunlara diplomaları dağıtılmış ve Millî Savunma Bakanı Refik Şevket İnce, birinci dönem muhabere subayları temel kursunu başarı ile bitiren mezunlara şu hitabede bulunmuştur:
— Evlâtlarım.
Gerek müdürünüz ve gerek arkadaşınız nutuklarında mesleğinizin ehemmiyetini anlattılar Benim bun lara ilâve edecek yeni bir şeyim yoktur. Yalnız unutmamanız lâzım gelir ki, bu mesleğin size tahmil ettiği mükellefiyetler gün geçtikçe e-hemmiyet kesbetmektedir. Gideceğiniz kıtalarda sizj her şeyden evvel sabırlı ve faziletli b r mürebbı ve öğretmen görmek isteriz. Sîzle re teslim edilen evlâtlarımızı iyi yetiştirmek ve onlara sevgi ve sav gı dairesinde muamele yapmak baş vazifenizdir. Kalbi sevgilerle birbir lerine bağlı olan bir ordunun kıv meti çok büyük olur.
dürü Kemal Aygün karşılamışlar nr.
Cumhurbaşkanımız beraberine? 1 Başbakan Adnan Menderes, vali ’ “ I belediye başkanı Dr. Fahrettin Ke rim Gökay, İstanbul milletveki.. Salih Fuat Keçeci olduğu halci j saat 17.45 de vilâyete gelmişlerdir.
Saat 18 de Ortodoks patriği Ate- I nagoras, beraberinde Kadıköy met ’ ropolidi Tomas, İliupolis metropol i-di Gounainos, Konya metropolidi Yakovos, Sensinot Meclisi başkâti bi ve Fener Patrikhanesi Logoteı sayın Cumhurbaşkanını ziyaret e.-miştir.
Vilâyet kapısında vali ve bejecl. ye başkam Fahrettin Kerim Gök? ve İstanbul milletvekili Salih Fuat Keçeci tarafından karşılanan patrik Atenagoras Cumhurbaşkanımıza Rum cemaatinin saygı ve tebriklerini sunmuştur.
Cumhurbaşkanımız patrik Atena-goras’a şu cevabı vermişlerdir:
«Nazik ziyaretlerinden dolayı kendilerine teşekkür ederim. Vatandaşlarımızın saadet ve refah i-çinde yaşamalarını sağlamak hu’ -sunda elimizden geleni yapmak’a asla tereddüt etmiyeceğiz.
Patrik hazretlerini çok zamandan beri gıyaben tanımakta ve kendi’: rinin büyük bir zekâ ve dirayetle vazifelerini ifa ettiklerini görmekteyim. Samimî teşekkürlerimi ta* dim ederim.»
Müteakiben patrik Atenagoras Başbakan Adnan Menderese takdim edilmiştir.
Patrik Atenagoras vilâyetten ay rılırken gazetecilere şunları söylemiştir:
«Sayın Cumhurbaşkanını ziyaret etmek ve saygılarımı sunine’: fırsatını bulduğumdan çok bahtiyarım. GösterdilkleTi teveccühten . dolayı da müftehir olarak dönüyo- J
Bizler zekâ ve kabiliyet bakımın dan hiç bir milletten asla geıi deği liz. Yalnız mütemadi çalışma ve takip kabiliyetimizi de azamî dereceye çıkarmak mecburiyetindeyiz. Bu cihetlerden ne diğer milletlere yetişeceğimizden ümidimiz çok kuv vetlidir
Az evvel genç arkadaşınızın nutkundaki sözleri hepiniz namına verilmiş vatanî bir taahhüt olarak kabul ediyorum Orgeneral Nuri Ya mutun bütün orduya tamim ettiği prensip dahilinde bir asker olmanızı bekliyoruz Gerek Türk, gerek Amerikalı öğretmenlerinize ve A-merikanın mümessili olan General Mc Bride’a teşekkür ederken A-merikan âyan azasından mister Cain’in de okulumuza kadar gelerek aramızda hazır bulunmasını bir bahtiyarlık sayar hepinize mem leket ve ordu hizmetinde başarılar dilerim.
Bakanın konuşmasından sonra okul tesisleri gezilerek törene son verilmiştir
Tank Okulundaki tören
Tank Okulunun yedinci dönemini başarı ile bitiren 26 genç teğmene dün saat 16.30 da Zırhlı Birlikler Okulunda törenle diplomaları dağıtılmıştır.
Törende kara kuvvetleri komutam adına kara kuvvetleri kurmay başkanı Tümgeneral İsmail Hakkı Tunaboylu, zırhlı tugay komutam Tuğgeneral Tahsin Yazıcı, kara kuvvetleri harekât dairesi başkanı Kurmay Albay Hüseyin Ataman, kara kuvvetleri zırhlı birlikler dairesi başkanı Albay Celâl Öner, kara kuvvetleri eğitim adiresinden Kurmay Albay Necmi Öktem, I Zırhlı Birlikler Okulu komutanı Kurmay Albay Mete Yurdakul, o- 1 ku! komutan muavini Kurmay Yar miştir. Mükâfatlan ve mezunlar... bay Salâhadd.n Tokay, Genelkur- dislomalar.ni Tümgeneral tan.il maydan Kurmay Yüzbaşı Şinasi Hakkı Tunaboylu dajıtnuştu-.

Erdek, subaylar ve basın mensupları hazır bulunmuştur.
Törene İstiklâl Marşile başlanmış, müteakiben Amerikan tank uzmanı Albay Rau namına binbas-Bohonnon, Amerikalı ve İngiliz müşavirler namına mezun olan genç teğmenlere başarılar dileyen Albay Mete Yurdakul, Zırhlı Birlikler Okulunun yedinci dönem mezu.: larını vermekle sevinç, gurur ve şeref duyduğunu belirterek yetiştirecekleri, fıtraten öğrenme kabili yetine sahip Türk erlerinin üstü1' vasıfları sayesinde daima muvaffak olacaklarını söylemiş ve okul adın? genç teğmenleri tebrik etmiş, yol larının açık ve şanslarının bol olmasının dileğile sözlerine son vermiştir.
Okul komutanından sonra g(rı( teğmenler adına sınıf birincisi Teğmen Orhan Kavunoğlu, kendilerin ■ yetiştiren ve yetişmelerinde her türlü imkânlardan faydalanan gayretli hocalarıtna arkadaşları adına teşekkür etmiştir.
Okul komutanı sınıf birincisi ih-okulun en iyi ve faziletli öğrencisi olarak seçilen teğmeni takdim et miştir. Mükâfatları ve mezunlanı*

Comments (0)