Çarşamba
26
TEMMUZ 1950
Yıl: 2 —No. 451
Başmuharriri: Mömtaz Faik Fenik1
Denizciler Ceddcsi: 3
Posta Kutusu: 193 — ANKARA Telgraf: Zafer Gazetesi Ankara Başmuharrir ............ 16882
Yazı işleri ............ 15315
İdare .................. 15619
Fiyatı her yerde 10 kuruştur.
hergOn bir HÂDİSE
İngiltere sarayının yaramaz kızı
(Yann 8 işet nylaaıada)
)
/
r
Koreye 4500 asker veriyoruz
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Yardımcısı dün Istanbuldan avdet ettiler .Bakanlar Kurulu da derhal toplanarak Kore işini görüştü
.. ))' L Bakanlar Kurulunun dün Cumhurbaşkanımız Celâl Bayat’ın başkanlığında ve Genelkurmay Başkanının da iştirakiyle yaptığı toplantıdan bir görünüş
iWfWALÖiZMn
Fuad Köprülü Trygvel Lie’ye bir telgraf çekti
Telgrafta, hükümetin 4500 mevcutlu silâhlı bir Türk birliğini Birleşmiş Milletler emrine vereceği bildiriyor
Ankara, 25 (a.a.) — Birleşmiş ,
Milletler Genel Sekreteri Trygve Lie tarafından Koreye silâhlı yar dım yapılması hususunda Birleşmiş , Milletler üyesi devletlere telgrafla müracaat edildiği malûmdur.
Genel sekreter bu arada, hükume timize de aynı mealde bir telgraf
göndermiştir. Bu müracaat bugün Cumhurbaşkanının riyasetinde top ' İanen Bakılar Kurulunda tetkik edilmiş ve bu konuda ittihaz edilen karara tevfikan metni aşağıda yazılı cevabı telgraf Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine gönderilmiştir: ★ (Devamı Sa. 8 Sü: 1 de)
Halen silâh altında bulunmakta olan
subaylar 30 Ağustosta terhis edilecekler
M
Tıirkıyeye yapılacak askeri yardımlar
■■
s
M
t*
■
i.
i
4
js.
dÜMtaz Faik Fh!XİK
İG ki üç gündür misafirimiz ■ bulunan Amerikan ayanının M mümtaz üyelerinden Mr. Cain’in memleketimizden çok iyi intihalarla ayrılmakta olduğuna hiç ğtijmemiz yoktur. Mr. Cain Türk ricali ile ve askeri erkân ile yaptığı temaslardan sonra, Türkiye'nin en çok yardım görmesi lâzım gelen memleketlerin başında geldiğine her halde tamamiyle kanaat getirmiş olmalıdır- Onun Birleşik Amerika’ya döndükten sonra bu görüşünü muhakkak surette Ayan'ın Silâhlı Kuvvetler Komisyonunda ve yardımlarla alâkalı zevat nezdinde kuvvetle müdafaa edeceğine biz açık bir kalble inanmış bulunuyoruz. _ .
Esasen Mr. Cain siyasî hayatında daima realist bir şekilde hareket etmiş, hâdiseleri yerinde tetkik ederek kanaatlannı ona göre hakikatler üzerine bina eylemiş değerli bir devlet adamıdır. O, daha çok eskiden, memleketimizin Orta Şark-
ta komünist istilâsına karşı kuv. vetli bir set teşkil ettiğini görmüş ve bunun için daima Ayan Meoli-süıde Türkiyeye daha fazla yardım yapılması tarafını iltizam etmiş samimî bir Türk dostudur. Böyle bir zat ile Ankara'da yakından temas imkânları bulmamız dünyada banş fikrinin zemini bakımından büyük ir (Devamı Sa. 8Sü: 7 de)
Cumhur Başkanı Celâl Bayar dün hava meydanında..
Meclis Başkanı Refik Koraltan, Dışişleri Bakanı Fuad Ulaştırma Bakanı Tev fik İleri ile beraber
Üç Bakanımız dün
Eskişehirdendöndü
Hakanlar Eskişehirrie dün sabah muhtelif tesisleri gezdiler, işçilerle temas ve tetkiklerde bulundular
İki yanında Köprülü ve
Ha?* Part s?
Çanakkale
leşküâh 'd®
ınf s h fetti
O. P. Genel Kurulu toplantıya « çağrıldı
Demokrat Parti Genel Kurulu, parti işleri ve önümüzdeki belediye seçimleri üzerinde görüşmeler yapmak üzere toplantıya çağırılmıştır.
Eskişehir, 25 (Telefonla) — Dün akşam da bildirdiğim gibi iki gün kalmak üzere şehrimize gelmiş bulunan İşletmeler, Çalışma ve Ulaştırma Bakanlan gece yansı telefonla vâki davet üzerine bugün saat 14,30 da uçakla Ankaraya dönmüşlerdir. Bakanlar hava, meydanında Eskişehir Milletvekilleri. Vali, Garnizon Komutanı, Emniyet Müdürü, alâkalı daire müdürleri ve gazeteciler tarafından uğurlanmış-lardır.
Bakanlar, Eskişehirde kaldıkları
yarım gün içinde hiç olmazsa Bakanlıklarım alâkadar eden mevzularda umumî bir fikir alma maksadı ile mümkün olduğu kadar geniş temas temini için büyük gay- ' ret sarfetmişlerdir. Sabah saat 8 den itibaren gezi ve tetkiklerine başlayan Bakanlar, evvelâ şeker fabrikasına gjtmişjer ve burada işçi sendikası idare heyeti ve işçi mümessilleri tarafından karşılanmışlardır. Ho? üç Bakan da beraberindeki zevat ve işçi heyeti ile I
★ (Devamı Sa. 8 Sü: 5 de) |
Çanakkaleden şehrimize gelen haberlere göre Çanakkale dahilindeki Halk Partisi teşkilâtı tamamiy le yıkılmış ve son kalan Halk Partisi merkezi de kapılarını tamamiy le kapatmıştır.
Öğrendiğimize göre Halk Partisi ı Çanakkale İl İdare Kurulu da parti ( den toptan istifa etmiş ve Genel Mer ,
★ (Devamı Sa. 8 Sü: 1 de) ı
Büyük Millet Meclisinin, tatile girmezden önce kabul ettiği bir i kanunla, hükümete, yedek subay- j ların hizmet müddetlerim indir-; mek salâhiyetini vermişti Kanu-i na göre Bakanlar Kurulu. Milli Savunma Bakanlığının tekJıfı üzerine, yedek subayların kıta ve müesseselerdeki hizmet müddetle-* rinı dört aya indirmek salâhiyeti- j nı haizdir.
Öğrendiğimize göre Millî Savunma Bakanlığı bu kanuna dayanarak halen hizmet görmekte olan yedek subayların hizmet
Refik Şevket İnce
müddetlerini indirmeğe karar ver miş, bu yolda hazırlıklara başlamıştır. Bu yedek subaylar dört ay hizmet gördükten sonra, 30 Ağustos Zafer Bayramını müteakip te ı l ı is edileceklerdir.
Diğer taraftan yedek subay meselesini incelemekte olan komisyonda bazı fikirler belirmiştir.
Bu fikirlere göre Ankaradaki Yedeksubay Okulu kaldırılacak, bunun yerine sınıfları belli olan talebeler ait oldukları okullara gönderilecek ve okul müddetlerini oralarda tamamlıyacaktır.
Türk - Amerikan münasebetleri tekâmül safhasına intikal edecek
AKINTI I
L________KüRffc
Neden Icolıyor ?
I stanbul Valisi hakkındaki
* değişme haberleri, hava basıncı gibi her gün yükseliyor; alçalıyor.
Kimi gün barometre sıkı bir düşüş gösteriyor; kimi gün mii-tehavvil...
Kimi gün kuru!...
Herkesin merakı şu:
— Peki ama, şimdiye kadar nasıl oldu da İstanbul valiliğinde kaldı?. . Ben size haber vereyim:
Halk Partisi iktidan zamanında devletçi zihniyeti ile valiliği ele geçirmişti, Demokrat Parti iktidarı zamanında teşebbüsü şahsi ile makamını muhafaza ediyor! — YEDEKÇİ
ZAFER
- 7 - 1950
£ v
Sayfa: 2
Bir hüznün sebebi
Muhip DIRANAS
ün bir arkadaşa rastladım. Evvelki günkü yazımın neden o kadar karamser ve hüzünlü olduğunu sordu. «Hüzün bize yakışmaz» dedi. Yazının ismi «Akşam Yarenliği, dir. Doğrusu bir an şaşırdım. O yazıyı yazarken hiç de hüzünlü değildim. Hattâ, belki de keyifli bir ânundı. Arkadaşa bunu ifadeye çalıştımsa da, •Sen farkında olmıyabilirsin. Farkında olmadan da karamsar ve hüzünlü olur insan. Eserine de bu haleti olduğu gibi siner!- dedi.
Sonradan düşündüm. Belki de hakkı var bu arkadaşın! Gerçek-ten farkında olmadan bedbinim; farkında olmadığım bir hüzün, muhakkak var içimde. Nedeni ve niçini? Onu bugün kurcalamak istedim.
Hüzün benim içime çocuklardan geliyor. Son zamanlarda, yine farkında olmadan, hep çocuklarla İlgileniyorum, çocukları seviyorum; çocukları düşünüyorum. Büyük adamların bitmez tükenmez ihtiraslarından, sadizmler inden, menfaat mücadelelerinden bu ço-cunlara ne? Yarın, kan selleri akmaya. bombalar yağmaya başladığı z'man, çocukları yeryüzünün bütün çocuklarını masumlukları-
nm, safvetlcrinin, suçsuzluklarının yüzü suyu hürmetine, ve nihayet insanlığın son şeref ve haysiyeti adına- hangi dünyaya, hangi çimenliğe, kanın ve ölümün ulaşa-mıyacağı hangi diyara götürüp de koruyacağız?
Dizler Loğuşaduralım; fakat onlara hakikaten bir «ana baba» günü yaşatmamanın yolu nerede? iste beni, farkında olmadan ağlamaklı eden şey bu!
Elimi, bes altı yaşlarında bir yavrunun altın rengi saçlarında gezdiriyorum. Bizim yaşadığımız dünyadan nasıl habersiz! Yaklaşan korkunç buluta sadece gülümseyebilir. Silâhlarımızla onu katlettiğimiz zaman da ne olduğunu, neden, nasıl ve niçin öldüğünü bilnıiyecek. Sevgilerden, çiçekler, den, oyuncaklardan başka dünyası yok.
Ama diyeceksiniz ki, büyüdük çe, ilkiıı oyuncaklarını, sonra çiçeklerini, bir gün de sevgilerini kaybedecek! İnsanlık zaten bu şe kilde ölüp gidiyor; kalanı: İhtiras, sadizm, menfaat, kan ve saire..
Alı! Bırakın, ben oyuncaklar, çiçekler, sevgiler ve masumluklar dan bahsediyorum.
■-----ARADA BİR----------—
Haya nasipsizle)i
Dün akşam çıkan bir gazetenin Düşünceler sütununda Şe - Ci imzalı bir fıkra gözümüze ilişti. Muharririn aralarında konuşturduğu üç arkadaştan biri Demokrat Partinin çekilen piyangosundan milyonluk ikramiyenin Zafer Şirketine çıktığını söylüyor. İkramiyenin nevini merak eden ikinci arkadaşa üçüncüsünün verdiği cevap şu : «Devlet ilânları!..»
27 senedir C. H. P. gazetelerinde ibreti» «eyrettiğimiz sayfalar dolusu Ulus ilânlarının ne getir, diğini bilemezdik. Bugün bile tek parti rejiminin inhisarcılığından kurtulan resmî ilâncılığın hissemize düşen payını hesap etmek aklımıza gelmemiştir. Fakat bu vâdide pek salâhiyet sahibi olmadığını bildiğimiz bu gazetenin hesaplarındaki isabete inanıyoruz. Demek 27 senedir milyonları dercep eden bu efendiler bugün nihayet baklayı ağızlarından çıkardılar.
Şimdi biz soruyoruz: Seneler. denberi tam mânasiyle inhisarları altında tuttukları resmî ilân cılığın bugün hak ve adalet mefhumları karşısında bir tevzi sistemine tâbi tutulmasını bu derece yadırgayan ve hemen her gün gazetelerinde yeni bir feryat koparan bu efendiler hiç mi insaf ve hayadan nasip alma-B. D.
| İstikbale bakışlar
PULSUZ İSTİDA
( mışlardır.
Yurt Mf s’( teler i
Telefon teli
Köy yolları ve
hırsızları
feci hakikatler
Bundan böyle herhangi bir iktidarın mukadderctına, bu 15 milyonluk köylü kitlesinin o ufacık kâğıt parçalarında toplanan kuvvetleri hâkimdir
iktatör rejimlerin yekdğerine benziyen bir çok hususiyetleri vardır. Bunlardan bir tanesi de gösteriş ve alayişe olan iptilâdır. Bu kabil memleketlerde, vatandaşın başını sokacağı doğru dürüst bir meskeni bulunmaz; kümes gibi, mağara g bi yerlerde ömrü sürünmekle geçerken, öte yanda 100 milyonlara baliğ olan lüks binalar yap tınlır. Umumiyetle bu manâdaki hükümetler, evde çoluk çocuğu aç, devrin hacıağalraı gibi, milletin parasını, ziyanı sebil ederler. Bu durum becer.ks z, ehliyetsiz diktatörlüklerde değişmez bir kaide şeklinde daima böyledir. Çünkü antide -mokratik idare, zoru sevmez; kolay, göze görünür ve kısa vadeli işlerle uğraşmaktan hoşlanır.
Diktatör rejimlerin bir vasfı mümeyyizi de, bünyesinde, muhakkak surette bir köle sınıfın mevcut bulunması; sayısız vasıflarla yekdi-ğerinden ayrılan ve hattâ yaşayış, düşünüş ve hissedişleri başka olan iki sınıfın göze çarpmasıdır. Büyük inşaat ve iyi yol v.s. gibi meselelerde büyük şehirleri tercih etmek bu idarelerin işlerine elvermektedir. Şehirler, âdeta, bütün memleket dâvalarının ufak ufak halledilmiş numunelerinden müteşekkil birer müze vaziyet ve rolündedir-ler. Hususi trenleriyle teşr.f eden devlet adamlarının, hay huy ile geçen saltanatlarının (varsa) vicdanlarında husule getireceği arızî ihtizazları, işte, bu şehrin içindeki asfalt yol ve haşmetlü devlet binaları frenliyecek; şehirli sınıf da haline bin şükrederek yaşayışından memnun kalacak ve d ktatörlük bu sayede devam edebilecektir. Tarihimiz, köylünün daima ihmal edil diğini ve perişan bırakıldığını gösteren karanlık sahifelerle yüklüdür. OsmanlI imparatorluğunun o mutantan devirlerinde dahi, 100 milyonlar sarf yle bir takım saray ve âbideler yapılır ve bir zümre refah ve saadet içinde yüzerken, köy-ler'm z yine yokluk ve bakımsızlık içinde kıvranmıyor muydu?
Cumhuriyet devrimizle bütün bu kötü itiyatlara son veremed-ği-mizi itiraf etmeliyiz. Kastımız particilik yaparak şunu bunu muahaze etmek değ.l, acı tecrübelerden ders alınmasını 'emin etmektir. Daha düne kadar bütün maili iktisadı ve kültürel politikamızı şehirler üzerine teksif ederk; köylümüze kuru bir efendilikten başka b r şey bırakmadığımız bir gerçektir. Köylerimizin kalkınması cumhuriyet dev rimizde olsun, niçin tahakkuk ettirilememiştir, sual nin binlerce cevabı bulunabilir Kanaatimce, bu sorunun en kestirme karşılığı şudur: Çünkü köylerimizin yolu yoktu ve emin olalım ki, yolu ol-mıyan bir köyün hiç, ama başkaca hiç bir şeyj de yok demektir. Bi -zim bu düşüncemiz, bugün kara yollarını b.r medeniyet ve terakki ölçüsü diye kabullenen; yirminci asn kara yollan asn olarak isimlendiren yabancı devlet ve fikir a-damlarmın ittifak şekl.ndekj zihniyetlerinden mülhem olmaktadır. Yer yüzünde halen kara yolları dâ- . vasini halletmemiş tek medenî ülke-, yoktur. Nasıl ki bir zamanlar, deniz yollarını elinde bulunduran milletler büyük inkişaf v» terakki- |
lere mazhar olmuşlarsa ve nasıl ki, geçen asır bir demiryolları asrı idiyse; öylece asrımızın ayırıcı vasfı da, kara yollarıdır. Lâkin b z medeniyeti bir asır geriden takip e-den o ağır ve uykulu tempomuzdan bir türlü kurtulamamış ve 20 inci asrın yarısında hâlâ yol mese-les'ni bir millî dâva halinde, bütün imkân ve güçlerimizi seferber e-derek, ele alamamış vaz yette bulunuyoruz. Bir misâl olmak üzere orzedelim: Bugün, kilometre mu-rabbaına, İngilterede 1210, İtalyada 1050, Bulgaristanda 340, Yunanis-tanda 170, Habeşistanda 14 ve bizde 17 metre yol düşmektedir. Kaç münevverimiz, umumî yol durumu iti-barile Habeşistandan, bu Afrika ortasında millet olmak vasfını yeni yeni iktisap eden yarı vahşi memleketten de geri bir vaziyette bulunduğumuzu bilir de, bu muazzam ayıbımızın ıstırabını çeker, cayi sualdir.
Yeni bir devrin eşiğindey:z. Memlekette hürriyet rejimi kurulmuştur. Demokrasi, çarklarını ekseriyetin menfaatine işleten bir devlet idaresid.r. Halk Partisini köylü vatandaşlarımız yıkmıştır. Şimdi artık köylü, «Keramet şu u-facık kât parçasınnan del mi» icap ederse bu «Hükümeti de» indinve-ririnı mantığını kafasına yerleştirin ştir. .Kedi cırnaklı (tırnaklı) puslayı almayasın ha yollu ikaz ve nas hatlerle - kedi tırnağına teşbih edilen C. H. P. n‘n altı okudur - seçim sandıkları başında vatanî vazifelerini büyük bir titizlikle başarmış olan köylü vatandaşlarımız artık Hanyayı, Konyayı öğrenmiş bulunuyorlar. Bundan böyle herhangi bir iktidarın mukadderatına bu
A (Devamı Sa. 6 Sü: 6 da)
yakalandı
Bir kaç gün evvel Çubuk ilçesinin Pursaklar - Karacaviran köyleri arasındaki Ankara - Çankırı -Zonguldak telefon hattının 9 direk arasındaki bakır telleri meçhul k m seler tarafından çalınmış ve zabıta tahkikata başlamıştı.
Dün de Ayaş - Beypazarı arasında Gömleksiz köyü civarında Ankara - İstanbul şehirlerarası tele fon hattından 150 metre bakır telin kesilmesi üzerine muhabere kesilmiş ve hâdiseden mahalli jandar ma haberdar edilmiştir.
Vaka mahall ne g den devriyeler kısa bir zaman sonra telefon teli hırsızını çaldığı bakır tellerle yakalamıştır.
Hal.l Sevim Çubuk ilçes nin . de oturmaktadır. Hırsızlığı tek başına yapmadığını, bir şebeke halinde çalıştıklarını ve çaldıkları bakır telleri kilo ile sattıklarını söy-lem’ştir.
Halil Sevim çaldığı tellerle beraber Ayaş savcılığına teslim edilmiştir. Şebekenin d ğer elemanları da ele geçmek üzeredir.
Akrabasını yaralıyan kadın
Bâlâ ilçesinin Bayram köyünde Sıdıka Kuyrukçu ism'nde bir kadın değ rmende akrabasından Kâmile Kuyrnkçuyu, bir ağız müna kaşası nete esinje, taşla başından yaralamıştır. Suçlu kadın yakalanarak adalete teslim edilmiştir.
Bir şoför muavininin şikâyeti
Şecaettin Candar isminde bir şoför muavini, dün gece istasyondaki vagonların bir.nde yatmakta iken hat bekçisi Ali Gazanfer ile Yusuf Demir tarafından dışarı çıkarılarak dövüldüğünü, bu arala 187 lirasının alındığını idd a ederek emniyet mensuplarına ş kâyette bulunmuştur. Savcılık hâdiseye el koymuştur.
Rişar sustu. Profesör bir cigara yaktı, sonra müteessir bir eda ile: — Düşünün bir, diye devam etti. Ya bu sözleriniz üzerine işe polis vaziyet ederse ne olacak? Sizi şahit olarak çağırdıkları zaman söylediklerinizi inkâr zorunda kalmu yacak mısınız? Bütün bir ef.cârı. umumiye önünde meslek sırrına riayet etmemiş olduğunuzu nasıl ilân edersiniz! Hangi bakımdan o-lursa olsun, bundan kaçınmak zorundasınız. Bütün müşterilerinizin itimadını kaybedeceksiniz. Meslek daşlaıınız arasında fena vaziyete düşeceksiniz... Meslek sırrına riayet etmemiş bir meslektaş... değil mi?
Profesörün dediklerinin hepsi müthiş surette doğruydu. Rişar müşkül bir vaziyette kalmıştı.
— Haklı söylüyorsunuz, anlıyorum diye mırıldandı.
— Sonra... Ya o zavallı kadın, Martel’in karısı! Doğrusu aziz dostum, yaptığınıza hiç bir mâna ve. remedıııı. Kadın, en fecî bir anında, ıstıraplar içinde size koşup, size sığınıyor, sizin himayenizi talep ediyor... Siz kalkıyorsunuz... düşünün b;r kere... ihtiyatsızca konuşmanız biçareyi kimbilir, da. ha ne büyük felâketlere atacak.
Doktor Rişar bir defa daha:
u*
ismindeki hırsız, Çavundur köyün-
Bir caket hırsızı yakalandı
Koyunpazarındaki Ağa Hanında yatmakta olan Şefik Toros isminde b risinin, gece dışarı çıktığı bir sırada marangoz Mehmedin içer ye girerek paketini çaldığı tesb t edilmiştir. Sanık Mehmet hakkında gerekli tahkikata başlanmıştır.
Çöken bir oligarşinin terekesi karşısında
Yeni hüviyetimiz ve başlıca vazifelerimiz nelerdir?
J"| Temmuz tarihli yazımızda, çöken oligarşi terekesi karşısındaki durumumuzu belirtmeğe çalışmıştık. Bugün de, bu durum karşısında yeni hüviyetimiz ve vazifelerimizi, kendi görüş ve düşünüşümüze göre izah etmeğe çalışacağız. Muhterem okuyucularımız, bu izahatımıza yü.csek düşüncelerini de ilâve ederlerse, vatanî vazife programlarını tekmillemek lûtfunda bulunmuş olurlar. Yapıp yapmamak, kendi vatanseverliklerinin ölçüsüne bağlı bulunduğu için, bu babda daha fazla bir şey söylemeğu kendimizi salâhiyetti görmüyoruz.
Sene: 1945.
Yıllar boyunca, bin bir haksızlık ve düzensizliğe sebep olan di.ıtatör bir idare sisteminin, her şubesinde yarattığı bir hegemonya ile devlet ve millet umurunu, diledikleri şekilde idare edegelen bir zümrenin, zaruretler karşısında boyun eğme kabilinden, San Fransisko’da defteri dürüldüğü gün, millet sinesinden fışkın veı en dört mücahidin, demokrasi bayrağını açtığı görüL müştü.
Bugünkü âlem nizamına uymak için, diktatoryaya karşı sadece fikrî cihat ilân etmek suretiyle kar-deşseverliklerini, vatanseverliklerL ni, bu yönden de gösteren dört mücahidin, açtığı cihat bayrağı altına toplanan, ve yürüdükçe bir çığ gibi gittikçe büyüyerek, nihayet beş senelik çetin mücadelelerden sonra Hakkın inayeti ile bu bayrağı de. mokrasi kalesine dikmeğe muvaf-faz olan azimli demokrasi ordusu, muvaffak eserinin, bundan böyle de muhafız ve müdafii olarak, ner sahada, devleti yıpratıcı zihniyet ve hareketlerle mücadele etmeğe yemin etmiş bulunmaktadır.
Bir devletin, zecrî kanunlar altın, da bile derlemesi müşkül olan bu dört buçuk milyonluk gönüllü ordu sunu, (Ha.cka hürmet, haksızlığa lanet, ve hakikate rağbet) ruh ve terbiyesi ile yetiştirerek gelişen, ve o günden zafere er.ştiği tarihe kadar da, tarihî mücadelesi yolunda bir haksızlık heyüiası gibi önüne diklin her aevi d.ktatorya mâni-
Haydar BERKMAN
_______________
lerinl, fikir cephanesiyle yıkıp aşa- | rak tarihe, Kuvvavi MLlıyenin kud ret ve azameti hakkında bir misal daha vermiş bulunan Demokrat Paı tinin, iktidar hüviyeti, bir (hu kuk ve nizam devleti) dir.
Bu hüviyetle kurulan bir devlet, insan hak ve hüviyetlerini tahak kuk ettirmek yolunda, sinei millet, ten çıkan en ni ıstırap ve şikâyeti dindirmek, ve Türk milletinin gcl( ceğine ait olarak vazife takabbül etmiş olan devlet teşkilâtına, Lu yolda verilecek örneklerin en mü essir ve verimlisi olmak üzere, m-zide işlenen haksızlık ve kötülükle rin elbette ki hesabım soracaktır.
Zira, bir hukuk devletinin mem lekette her şeyden evvel yapmağa mecbur olduğu şey, ahlâk inkılâbıdır. Ahlâ.t, bir cemiyetin temel taşı, hak ve adaletin miyarıdır. Ahlâkın kökleştiği ülkede, hukuk ve nizanı. bir nehir gibi yatağında rahatça cereyan eder. Huku.c ve nizamın yerleştiği yerde de, endişesiz hayat hüküm sürer, seviye yükselir, ve cemiyetin istikbal ufku gittikçe genişler.
Takdir buyuı ulur kİ, inkılâp misallerini devlet verir, ve millet de ona imtisal eder. Misal vermeden, netice ummak, tohum atılmıyan tarladan mahsul beklemeğe benzer. Bu itibarla devletin, ahlâk inkılâbı yolunda örnek verebilmesi için, mazide kötülü.c yapanları, kötülükleriyle birlikte teşhir etmesi ve suçlarına göre cezalandırması kadar tabiî bir hareket olamaz.
Ancak, yıllar boyunca, koşar a-dım giderek rivaet istasyonuna ulaşan ahlâ.c mefhumunun, kötü misaller yüzünden, memurundan tüc. carına, esnafından işçis.ne kadar geniş bir sirayet dairesi içinde, zayıf iradel.leri malûl kılmış bulunduğunu da düşünecek olursak, bir taraftan mazinin hesabını sorarken, diğer taraftan da istikbali kurtar-
Bir değ 1, bir kaç
Emlâk Bankası
Takdirname alan bir koy muhtarı
Valilikçe ilin 50 köyünde kurulan köy makine işletmeler.nden birisi de Bâlâ’nın B. Boyahk köyünde tesis edilmişti.
Bu köydeki makinelerin azami derecede dikkat ve gayretle çalıştırılması net.cesinde pek kısa zamanda 2500 dekar arazi sürülme s ni ve köy sandığına önemli gelir temin.ni sağlıyan muhtar Enver Öztürk bu olağanütü gayreti dola-yısiyle valilikçe bir takdirname ile taltif olunmuştur.
Hukuk Fakültesinde imtihan günleri
Ankara Ün.vers.tesi Hukuk Fakültesinde Eylül dönemi imtihanları tesbit edilmiştir. Programa göre 27—28 Eylül tarihlerinde yazılı eleme imtihanları, 11 Ekim tarihin de de sözlü imtihanlar başlıyacak-tır.
Kıbrıs Türklerinin bağışı
Kızılay Genel Merkezinden bildirilmiştir:
Kıbrısta bulunan Türkler Kıbrıs konsolosluğumuz vasıtaslle Eskişehir sel felâketzedelerine 2070.09 sterling, yani 16.162 lira 79 kuruş tutarında bağışta bulunmuşlardır.
Tütün kongresi hazırlıkları
10 Ağustosta şehrimizde toplanacağını evvelce haber verdiğim.z tütün konresi için Ticaret Bakanlığında gerekli hazırlıklara devam e-d.lmektedir.
Ticaret Bakanlığında daha evvel yalnız tütün ihracatçılarının iştira-k.yle bir toplantı yapılmış ve tüccarlar kendi görüş zavyieler nden hareket ederek bazı net.celere varmışlardı.
Ticaret Bakanlığı tek taraflı bir toplantının mahzurlarını gözönü-ne alarak müstahsil ve ihracatçıların iştirakiyle yapılacak görüşmelerin tütüncülüğümüz için daha faydalı olacağı kanaatına varmıştır.
Müstahsil ve ihracatçı temsilcileri en geç 9 Ağustosta Ankaraya gelmiş bulunacaklardır.
Toplantının mahiyeti Türk tütünlerin n ıslahı ve. dış piyasada tütünlerimizin arzının arttırılması cihetine gidilmesidir.
Ziraî Donatım Umum Müdürlüğü
Ziraî Donatım Kurumu Umum Müdürü Nurullah Torun istifa ettiğinden, Kombinalar Başkanı Remzi Ayözgen Umum Müdürlüğe vekâleten tayin edilmiştir.
mak ve cemiyetin sağlam uzuvlarını korumak bakımından, bunların da, şifa verici kanunlarla âcilen tedavisi yolunu tercih etmeği, zamanla tedavi usulünden daha faydalı ; buluruz.
I Zira, muhterem okuyucularım da tesiim buyururlar ki, demokrasi, hürriyet havası içinde ha.ckı ve ah lâkı korumak, haksızlı ve alâsızlık-la âmansızca mücadele etmek gibi ana prensipleri, geniş mânası içine almış bulunmaktadır.
Bu, böyle olduğuna göre, memle. kette nezi bir hürriyet havası estirerek, ahlâklı vatandaşlara her yön den oh dedirtebilmek ve emniyet içinde temiz nefes aldırmak içi» havayı ifsat edenlerle hukuk ve nizam kaidelerini bozanların, şiddetli kanunlarla tedip edilmeleri, demok. ratık rejimin zarurî icaplarından-
Bunun üzerinde demagoji yapanlar olursa, onların, memlekette ah. lak istemediklerine, hürriyet hava sini ifsat etmek arzusunda bulun, duklarına hükmetme.t gerekir ki. bunlara lâyik oldukları cevabı, ahlaklı millet çoğunluğunu vermekte gecikmez sanırım.
Ahlâ.c gibi, temel taşından başlı, yarak yepyeni bir devlet hüviyeti ile, hizmetini milletin emrine vermiş olan Demokrat Parti ve sayın hükümeti, geçen yazımızda belirttiğimiz gibi, çok müşkül şartlar içinde memleketi teslim almış bulun, maktadır.
Hukuk ve nizam devleti olan devletimizin bünyesinde, İktisadî devlet hüviyeti de mündemiçtir, ve bu, bizim en tabiî bir hüviyeti-mizdir. Bu hüv yete bürünmediğimiz müddetçe, hakikî bir hukuk ve nizam devleti olmamıza imkân ta. savvur olunamaz. Bu da, yine Ku vayi Milliye halinde çalışmakla elde edilebilir. Eğer devletimizin temel taşını, sağlam bir iktisadı zemin üzerine koyacak olursak, üzerinde yükselecek olan bina, hiç çatlamadan, sarsıntı duymadan, demokra. sinin beşiği olan Amerika g.bi, nesilden nesile int.kal edeb.lir. Ne ya zık ki eski iktidar, hükümet sandalını. iktisadi bir bataklığın orta yerinde bırakarak ayrılmıştır.
Evvelemirde, geçmişin acılarını unutmak, geleceğin refah sağlaya, çak mutlu günlerine kavuşmak için, i.ctisadî sahada hepimizin seferber olmamız lâzımdır. Eskinin aşın devletçilik sistemine dayanan köstekleyici prensipleri artık tarihe karışmış, esarete tahammülü olmı-yan iktisat ve ticaret de, beklediği hürriyeti elde etmekte bulunmuştur.
Tüccar, sanayici, esnaf, çiftçi, halden ve istikbalden endişesiz o-larak yeni hamleler yapabilecek durumdadır. Artık vatandaşın refahı kıskanılmıyacak, kazançlarına göz di.ulmiyecektir.
Hukuk ve nizam devletinin bün. yesini teşkil eden millet fertleri o. larak her birimize düşen vazife, tenbellikten silkinerek, kendi sahalarımızda yeni hamiller yapıp muvaffak eserler vermek suretivle. hükümet sandalının yedekçisi ola. rak, bu sandalı, içinde bulunduğu İktisadî bataklıktan el birliği ili sahili selâmete er.ştirmek, ve içinde bin bir sefalet, mahrumiyet, ve cehalet basillerinin yaşamakta olduğu bu bataklığı da kurutarak, o-nu verimli bir kaynak haline getirip, devletimizi, ekonomik, sosyal ve kültürel sahalarda hakikî bir yirminci asır Türikyesi halinde yükseltmektir.
L1 erkesin bir derdi, değirmen-
■ ■ cinin de su derdi mühim o. (urmuş. Şehr iniz nüfusunun ek- * ser i ye t ini teşkil eden memur k minin bir sürü dertleri meya-nında evsizlik, başta gelen bir mevzudur.
Bunun için, bir sürü gayret sürfeden, kıyıda köşede kalmış eşyalarını satan, borç eden ve hiç yoksa bir gecekonduya sahip olarak kiradan kurtulmak isleyen bir sürü memur vatandaş vardır.
Nitekim bu sebeple, şehrin bilhassa kenar semtlerine düşen arsalar, kısa zamanda dolmuş bir sürü çerden çöpten bina buralarını kaplamıştır. Vakıa, suyu, elek-tr ği, kanalizasyonu vesa.r sıhhî tes.satı olmıyan bu mahallerde yaşamak şaıtlan çok kötü .se de, iktisadi vaziyet bu g.bilere bü metanet vermekte ve bilmecburi-ye her sıkıntıya katlanmayı göze almaktadırlar.
Gaye, çok İnsanîdir, çoluk çocuklarını kendilerinden üstün yetiştirmek, bir parçacık fazla gıda verebilmek!...
Bu meyanda, elleri daha geniş olan vatandaşlar da bir çok kooperatifler kurmakta ve şurdan burdan yardım görmek ümidiyle işe girişmektedirler. Hepsinin düşüncesi ayni yola çıkmaktadır. Fakat, gecekondu işine razı olanlar, kısa zamanda emellerine muvaffak olmakta iseler de, kooperatiflere
olmakta iseler de, Kooperaıınere girenlerin vaziyetleri onlar karlar 1 parlak değildir. Çünkü. 5228 sayıl'
parlak değildir. Çünkü, 5228 sayıl' bina yapımını teşvik kanunu ge ■ reğince, bina bedelinin yüzde yet- I miş beşini Emlâk Bankasının vermesi lâzımken, buna imkân bulunamamış ve bilhassa belediye tarafından dağıtılan ucuz arsa sahipleri açıkta kalmıştır.
Vakıa, b.z bankayı burada mua-haze edecek değiliz, meselenin bir hesap mevzua olduğuna vâkıfız. Elbette, o müessese de herkese para verecek değildir. Esasen, bir an için bütün inşaatın yardım talebinde bulunabileceği düşünülecek olursa, buna değil bir, bir kaç tane Emlâk Bankasının bile kâfi gelemiyeceği meydandadır.
Fakat, eskiden kalma bu aksak j işin de bir hale yola konulmasının lüzumu üzerinde durmak ve bir an evvel, inşaat mevsimi geçmeden, bir tedbir, bir formül bularak bu vatandaşları da sevindir, inek, her halde yerinde bir hareket olacaktır.
Hikmet YAZICIOÖLU
Kıbrıs Fuarına iştirâk edemiyoruz
19 Ağustosta açılacak olan Kıbrıs j Fuarına jştirâk etmemizin tem ni maksadiyle şehrimize gelmiş olan Kıbrıs delegesi Arif Hikmetin TL acret Bakanlığı ile temasları ambermiş, Ticaret Bakanlığı Fuara iştirâk edemeyeceğimizi bildirmiştir. Buna sebep Fuara geç çağrılışımız, dolayısiyle hazırlık imkânı buluna- t mamasıdır. Kıbrıs Delegesi yeniden bazı teşebbüslerde bulunacaktır. '
CEMİYETTE
LÜZUMLU TELEFONLAR
Yangın .................... 0° '
Sıhhi İmdat .............. 01
Trenler ............... 12028
Hava Yollan ........... 14881
Yataklı Vagonlar ....... 11868 |
Elektirk ............... 24498 |
Su arıza .............. 21575
Havagazı .............. 24845
Başkent Taksi.......... 22222
Yeni Güven Taksi ..... 22333
Merkez Taksi ............11111 .
Ersan Taksi ............ 21111 ,
Sizin Taksi .......... 22332
fhcmet P
Çeviren ; *KIRD4NOCLU
— Çok doğru, evet, haksızım, diye hatasını kabul etti. Fakat... diye sözlerine devam etmek istiyordu. Profesör Simoni ona lâf bırakmadı:
— Hem öyle de münasebetsiz bir zamanda ki, yaptığınız bu hata azizim, dedi, tam Fakültede size bir kürsü teklif etmek üzere olduğum bir sırada!
— Efendim? Bana mı? Fakültede mi?...
Doktor Rişar’m gözleri fal taşı gibi açılmış kalmıştı. Sesi titre-yordu. Hayattaki tek hayali bu değil miydi?... Tek... tek...
— Dostlarıma, elimden gelen iyiliği yapmaktan zevk aldığımı bilirsiniz. Bir gün bana, çok eskiden. hayatta en büyük arzunuzun Fakültede profesör olmak olduğu-
nu söylemiştiniz. Görüyorsunuz, unutmamışım. Zamanı gelince de.. iyi çalıştınız, ciddî çalıştınız. Muhitinizin teveccühünü kazandınız. Artık o işin zamanı geldiğini düşünmüştüm. Fakat... —esefle başını salladı— şimdi bunu teir etmek mecburiyeti var. Martel hâdisesine adınız karışacak, şahit o-lacaksınız... şu, bu... anlıyorsunuz...
Rişar neredeyse ağlayacaktı. Başı, beyni, uğultu içindeydi. Hayatının rüyası... tam ha.ükat olacağı sırada... aptallığı yüzünden mahvolmuştu. Şeytan götürsün hepsini! Kendisini alâkadar etmu yen işlere ne diye burnunu sokardı? Sana ne! Ver raporu gitsin. Kapa çeneni de...
Operatör ayağa kalktı. Dokto-
Tefrika No. 34
run omuzuna dostça vurarak:
— Sırf size karşı dostluğumu isbat etmiş olmak için buraya kadar geldim, dedi. Görüyorsunuz. Şimdilik haber veriyorum... inşallah bir başka zaman da...
Kapıya doğru yürüdü. Fakat tek rar döndü ve:
— Bunun intihar olmadığından hakikaten emin misiniz? diye sor-
Doktor, yüreğini ateş gibi ya. kan nedamet içinde:
— Emin!... Kim bir şeyden mut. lak surette emin olabilir? diye ce-bap verdi. Sadece yara yerini biraz şüpheli bulmuştum. Onun için de... Böyle bir rapor vermekte kendimi haklı görmemiştim.
— Yazık! Çok yazık! İnsan, dos. tum, yüzde yüz emin olmadığı şey letri mesele yonmaktan dalma çe-
kinmeli. Hele bu gibi hallerde.
Ünlü operatörün ses tonunda bir azamet vardı. Tekrar kapıya doğru yürüdü:
— Allahaısmarladık, azizim!
P.işar onu kolundan tuttu.
— Belki... Daha vakit kaybolmamıştır. Mademki siz bu hareketimi... şey buluyorsunuz... —diye kekeledi— yerden göğe kadar hak lısınız. Dün akşam niçin böyle bir şaşkınlığa düştüm, bilemiyorum. Kafama takılmıştı ki... yara yeri... maalesef... fakat yanlış yap tim tabiî... mademki... her neyse, tam zamanında gelip beni ikaz ettiğinizden dolayj size minnettarını. —Çok endişeli bir hal almıştı— İnşallah vakit geçmem ştir. Hemen gidip hükümet tabibini görü-
Profesör Simoni:
— Çok iyi, dedi. O halde, ben de beri taraftan sizin ha.ckınızda-ki teklifi yapayım... Bu suretle ümit ediyorum ki...
Gülümsedi. Dostça ve anlaşmış olarak ayrıldılar.
■k
Ayni akşam gömülme ruhsatiyesi verilmiş bulunuyordu. Haberi alır almaz Mösyö Simoni Jak'a telefon etti. *
_ _____ ♦ (Devamı var)
BUyUk
Ulus
Yen:
Park
Sus Cebeci
★
SİNEMALAR VE EĞLENCE YERLERİ
(15031): Clzmeli gelinler. Yarın bizimdir _ (23432): Ümitefc gençlik
Kanlı eafak (22294): Ümitsiz «k, Mek sika çiçekleri (14040) : Gönüller kraliçesi (11131): Kanatlardan türbe.
Bir fırtına gecesi (14072): Sevimli haydut.
Ölüm randevusu (14071): Tehlikeli yollar (13846): Cinnet, Zafer
ECZAHANELER
îsmetpaşa, Nümune, Çankaya
| TAKVİM |__
Sabah öğle İkindi
Akeanı Yatsı
5.1
13.:
17.1
20.1
22. î
i
i
Portada otan gecikmeler küdu* I blrllkl« Ku»M« A» S*. AL Ko. o» nurr ou,
olunur.
anlamıştı*
ZAFER
Sayfa: 3
!
‘S
7Zady0*Q'ef0'M(f telefon
Belçika'da nümayişler
HER GÜN BİR HÂDİSE
Konyada bir
eşkıyalık
Konya, (Telefonla) — Şehrimizin Hadim İlçesine bağlı Kare-
isaı ------ . ----------
sin yaylâsmdan Taşkent bucağına
Amerikanın savunma
gelmekte olan Yusuf Baysal ve Mehmet Demircan adındaki iki öğ-retmen, kalabalık biır grupla karşılaşmışlar ve hücuma uğramışlardır.
ı Vu Fecî bir şekilde döğülüp para ve
’l
kıymetli eşyaları ellerinden alman , UJ_ öğretmenlere kimseye bir şey söy-ılaiıl İçmemeleri için bir de yemin ettiril-- miştir. Bitkin bir halde sabaha karşı Taşkent Bucağına ulaşan öğretmenler hâdseyi jandarmaya
elek •
•»■tt 1
)e d( haber vermişlerdir.
bmı dır.
M
Mütecavizler şiddetle aranmakta-
Yorgancıyı dolandıran kad.n . Konya, )ı (Telefonla) — Bugün a şehrimizde enteresan bir dolandın-
" cılık hâdisesi olmuştur.
Meram bağlarında oturan Nadire Eğen adında genç ve güzel bir ka. din İsmail Karaca adındaki yorgancıya 180 liraya sipariş ettiği yatak L "?'~:ş ve üze-
rinde parası olmadığını, eve kadar beraber gelerek parasını almasını söylemiş ve yolda giderlerken de Nadire merkez polis karakolu ö. nünd^durarak içerden bir polisi çağırıp, İsmailin kendisine sarkın-• ' k ettiğini iddia etmiştir. -ıJâdseye el koyan polis şikâyeti şüpheli görmüş ve yapılan tahkikat sonunda Nadirenin bir dolandırıcılık yapmak istediği kanaatine varılarak hakkında takibata başlan-
t M
S
rflıı —------------— - - -
liytfve yorganı almağa gelmiş
« ............... -
Fı
nl-r
I
atı çağır.
ı a -flâı
; tx
İş arıyor
Yedeksubaylığını yapmış eh yetli bir şoför iş arıyor.
Zaferde «K. Y.»ye müracaat.
(5179)
bi
ulı dir
Alâka Kesme
Aydın klişe atölyesinde çalışmakta olan bay Nihat Uz’un 15/7/950 tarihinden itibaren kendi arzusu İle alâkasını kesmiş olduğunu bildiririz. Aydın Klişe Atölyesi Hüsnü Omurtay ve oğlu
bı
Ankara Ticaret ve Sanayi Odasından!
Unvan: Mustafa Şevki Gürsoy, Sicil No: 3259.
Ankara’da Samanpazarı semtinde İnönü mahallesinde Divan sokağında 15 numaralı evde oturan, İstasyon semtinde Toptancı Hâl soka-^ında 37 No. lu mahalli ticarî ikâ-ittihaz ve kabzimal ticaretiyle iştigal eden, Ticaret Odasının 13/79 numarasında kayıtlı T.C. tab’asından M. Şevki Gürsoy un yukarda yazılı ticaret unvaniyle noterlikten tisdikli imzası şeklinin ticaret kanununun ahkâmına uyularak 25/7/1950 tarihinde tescil e-dildiği duyurulur. (5176)
bütçesi kabararak
Taft askerî bütçenin 60 milyara kadar yükselebileceğini söyledi
Washington, 24 (a.a.) - (Afp) —
Cumhuriyetçi Ayan üyesi Robert Taft dün radyoda verdiği beyanatta halen Birleşik Amerikada ilân edilen yarı seferberlik durumun 10 - 15 sene sürebilecek normal bir durum olarak kabul edilmesi lâzım geldiğini ve binaenaleyh Birleşik Amerika
Ingılterede kısmî seferberlik hazırlığı
nın senelik askerî bütçesinin 50-60 milyar dolara yükselebileceğini söy lemiştir.
Taft, hükümetin bu askerî masrafları tedricen ödeyebilmesi için derhal vergilerin arttırılması çaresine tevessül edilmesi lâzım geldiğini ilâve etmiştir.
Kral aleyhdarları faaliyete geçtiler
Brüksel, (a.a.) (Reuter) — Kralın tahttan indirilmesi ve tekrar Brükselden çıkartılmasını isti-yen kimselerin dün gece Brükselde tertip ettikleri bir nümayişi dağıtmak için polis kuvvetlerine müracaat edilmiştir.
Nümayişçilerin etrafını saran polisler nümayişin ilerleyip yayılmasına mani olabilmişlerse de dağıtmaya muvaffak olamamışlardır.
Polis nümayişçileri hâdisesiz olarak dağıtıncaya kadar halkın omuz larına çıkan nümayişçiler halka Fransızca ve Flamanca hitaplarda bulunmuşlardır.
İngiltere sarayının yaramaz kızı
Prenses Margaret bir ay içinde kendisine bir koca bulmak zorunda
Amerikan milli
geliri düşük
Aske lîk müddet nin uzatılması muhtemd
Londra Radyosu, (Basın- Yayın) — Yarın İngiliz kabinesinin savunma meselesi üzerinde çok önemli | kararlara varması beklenmektedir. | Silâhlı kuvvetleri derhal harekete hazır bir duruma getirmek için yapılan tekliflerin kabine toplantısın-I da ele alınacağı anlaşılıyor. Batılı j Savunma Bakanları son defa toplandıkları zaman bu teklifler üzerinde prensip itibariyle mutabık kalmışlardı.
Hükümetin başlıca gözönünde bulunduracağı nokta, şimdi 18 ay o-lan askerlik müddetinin uzatılıp uzatılmıyacağı ve eğer uzatılacak olursa İngiltere'nin iktisadiyatıma halel getirmeden bunun nasıl başa- j rılabileceğini kararlaştırmak olacak “Ayrıca İngiliz silâh fabrikaları. 1 nedenberi devam eden yüksek rnn Batı AvrupalI komşularının v“’"' n)
yeniden silâhlanmasına yardım için istihsalâtını arttırıp arttırmıyacağı da ele alınacak meseleler arasında gelmektedir.
■ ıeııne un (•'-■»(« 6.
Diğer taraftan Ingiliz Savunma mektedir. Bakanı dün gece beyanatta buluna. ] .
rak, hükümetin icabettiği takdirde* ITO fi hükumSİl bîf
I
948 yılı r« lor senesi kobijl «“diliyor
Londra Radyosu, (Basın Yayın) — Amerika Birleşik Devletlerinin 1949 yılı Millî geliri ile sanayi istih-salâtı 1948 yılına nazaran daha düşük olmuştur. Bu bakımdan 1948 yı. lı bir rekor teşkil etmektedir.
Amerika Ticaret Bakanlığının yayınladığı rakamlara göre, 1949 yı. lında Amerikanın Millî geliri 6 mil yar dolar noksan olmuştur.
Charleroi, (a.a.) (Reuter) — Kral aleyhtarı olan Volan sanayi merkezinde bulunan Varoşların birinde sabotajcılar dün gece bir e-lektrik muhavvile merkezini dinamitle berhava etmişlerdir. Bu kısım tan^amiyle karanlık içinde kal
Şehrin diğer bir kısmında sabotajcılar tramvay şebekesine cereyan temin eden diğer elektrik mu-havvil merkezini sökmüşler, fakat başka bir zarara sebebiyet vereme mişlerdir.
Ingiltere Sarayının, yâni yer yüzünde merasimin elan bütün şiddet ve ciddiyetiyle hüküm sürmekte olan büyük aile evinin, şimdiye kadar hiç bir mesuliyet yüklenmemiş genç bir ferdi, Kralın küçük kızı Prenses Margaret, yirmi yaşma basmıştır. Bu genç kızın tabii neşesi ve delişmenliği ile Kral ailesini her gün bir sürprizle karşılaştıran Margaret, İngilizlerin, bilhassa a. mele kütlelerinin sevgilisidir. Halk, Margaret’in ablası Veliaht Prenseste müstakbel bir Kraliçe selâmladığı halde, Margaret’i yaramaz bir
48 saat içinde kral aleyhtarı olan bu mmtakada 4 sabotaj hâdisesi vu-kubulmuştur.
Kral halka görünmüyor
10 w ı?
16
S
u
11
?-2
SATILIK OTO
Gazozcu, yağcı, bakkaliye ve hususiye elverişli az kullaıiılmız faal, ehven fiyatla.
Telefon: 15750.
(5180)
Satılık Motosiklet
1949 model «Sunbeam. marka 8000 Km. yapmış gayet iyi durumda bir motosiklet uygun fiatla satılacaktır.
Müracaat: Tel. 23090 dan 100.
(5171)
SATILIK
Her konforu haiz, dört daireli bina müsait şartla satılıktır. Bahçeli Evler sokak 54 No. 8. (5164)
-
Yeni neşriyot
MUKAVELE DIŞINDA
4
A
Kore harbi fya.lcrı tesir etmeyecek
New - York Radyosu, (Basın Yayın) — Amerikan Tarım Bakanlığının büdirdiğine göre, Amerikan gıda maddeleri istihsali son iki se-.................. • seviyesini muhafaza edecektir. Bakanlığın millî gıda vaziyeti hakkındaki tahminlerde, gelecek aylarda Kore’ deki harp dolayısiyle askerî istih-| lâk artsa bile sivillerin gıda madde I lerine bir tesir olmıyacağı belirtil-
kaynaklarının birçoğunu Savunma ya hasretmek kararında olduğunu söylemiştir.
lebi ğ yay miadı
Londra Radyosu, (Basın Yayın)
- İran Hükümeti dün bir tebliğ I yayınlıyarak hudut bölgesindeki du ' rumun normal olduğunu bildirmiştir. Tebliğde, geçenlerde gazetelerde çıkan ve hudut üzerinde Rusların askerî harekâtta bulundukları
Kızıl Çine bgilz ihracatı
Londra, (a.a.) — Financial Times gazetesinin Hong Kongdaki muhabi rinin bildirdiğine göre, İngilterenin Çine Kauçuk, Kalay, Bakır, Kurşun hakkındaki haberler yalanlanmak-Pamuk ve Çelik gibi bazı ham maddelerin ihracım yasak etmesi mümkündür.
tadır.
Bu şehirdeki İngiliz tüccarları arasında hâkim olan kanaata göre, böyle bir tedbirden sonra İngiltere- ' nin Çine yaptığı Petrol ihracatım ! da yasak etmesi mümkündür.
Amerikada mecburi askerlik
Hükümet herhangi bir hâdise vu ku bulduğu takdirde halkı derhal haberdar edeceğini tebliğde ilâve etmektedir.
İngiliz sömürgeler Bakanının
Londra Radyosu, (Basın Yayın) ( — İngiltere sömürgeler Bakanı Griffith, Afrika’daki İngiliz sömürgelerinde beş haftalık bir geziye
Londra Radyosu, (Basın Yayın)
— Üç milyon üyesi bulunan Ame- 1 rikan eski muharipler teşkilâtı, yap-' tığı büyük bir toplantıda, Amerika'da yeniden mecburi askerliğin Sıcaktır. Bakan Kenya, Tangani-kurulması lehinde mücadeleye ka-1 ka Uganda ve Zengibar sömürgele-rar vermiştir. rini gezecektir.
Serbest Fıkra
Brüksel (a.a.) (Lps) — Lac-kendeki kral sarayı etrafına çok sayıda muhafız yerleştirilmiştir. Krel taraftarları dün sarayın parmaklıklı duvarları kenarında toplanarak kendisini görmek istemişlerse de kral halka görünmemiştir. Bir çpk kimse de krala çiçek buketleri getirmiş ve bunları muhafızların nezareti eltında saray mer divenlerir.e koymuşlardır.
Amerikada seferbeılik
Vaşington — Başkan Truman'ın kongre tarafından tasvip olunan kararından sonra, Amerika’da ihtiyatların silâh altına alınması ve askerlik kanununun yeni ölçüler dahilinde tatbikine hararetle devam edilmektedir.
Başkanın basın sekreteri, gazetecilere yaptığı beyanatta, olağanüstü hiç bir tedbirin alınmamış olduğunu söylemiştir. Hafta sonunda, Başkanın Kongreden istediği 10 milyar dolar tahsisatın mahalli sarfı hakkında kongre liderlerine bir rapor verilecektir. Bu arporlar haftada bir (Muhasamat sona erinceye kadar) kongreye sunulmaya devam olunacaktır.
Diğer taraftan, harp halinin piyasada sebep olduğu fiyat yükselmelerine karşı Başkanın şimdilik hiç bir özel tedbir almak niyetinde olmadığı anlaşılmıştır. Yalnız bu hususta, endişeye mahal olmadığı ve fiyat yükselmelerinin sunî olduğu müstehlike çeşitli vasıtalarla anlatılmaktadır.
Belçika Kıralı muhafaza altında
Londra Radyosu, (Basın Yayın) — Belçika’da Kıral Leopold’un ikâmet ettiği Aiken Sarayı çok sıkı bir muhafaza altında tutulmaktadır. Dün Brüksel, Liyej ve diğer Belçika şehirlerinde Kıral Leopold aleyhinde yeni gösteriler yapılmış-tır.
kız gibi bağrına basmaktadır. Ve , şimdi, yirmi yaşma gelen Prensesin ne zaman ve kimle evleneceği meselesi hemen herkesin tasası olmuştur. Zira, Margaret, her dansettiği gençle evlenecekmiş gibi danseden cana yakın bir kızdır.
¥
I ngiliz Kral ailesinde, kaduı-
* 1ar tarafında, yirmi yaşında evlenmek âdettir. Prensesin annesi ve bütün kadın akrabaları en geç yirmi yaşında evlenmişlerdir. Bu itibarla, bugün yirmi yaşına basan Prensesin kiminle evleneceği meselesi, İngiliz milletini Schuman plâ m, Atlantik paktı veya Avrupa tediye anlaşması kadar alâkadar etmektedir. Çünkü Margaret, asla Kraliçe olmıyacak bir kral kızıdır; hiç bir mesuliyet yüklenmemiştir'
Londra’da bir gemiye La Haye’de hakikî isim koyarken bir Prenses
Paris’te terziden çıkarken bütün zerafeti üzerinde
Amme kudretinin mesuliyeti
Fransanın mümtaz hukukçularından Lille Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Profesör Paul Duez’ in yukarıda adı yazılı olan eseri Danıştay üyelerinden İbrahim Se-nil tarafından muvaffakiyetle dilimize çevrilmiştir.
Başlıca (Îdarî mesuliyet bahsinin umumî hukuku: Hizmet kusuru, İdarî risk sebepsiz mal iktisabı na-zariyeleri, tazminatın şekil ve şümulü ve mesul mamelikin tayini — mesuliyet dâvaları, ademi mesuliyet halleri: Parlâmento tasarrufları, teşriî tasarruflar, hükümet ta sarruflan, kazaî tasarruflar — hususî kanunlarla tesis edilen ademi mesuliyet halleri — mesuliyet sis-~:*%ninin değeri hakkında umumi tenkid) bahislerini ihtiva eden ve bu bahislerde Devlet Şûrası, temyiz ve uyuşmazlık mahkemeleri içtihat ku^ıin seyrini takip eden bu eserin dilimize çevrilmesi kütüphanelerimiz için çok büyük bir kazançtır.
Fiyatı 650 kuruştur.
Ankarada Akba ve
tanbulda Üniversite _____________ .
bulunur. Ayrıca eser sahibinden de istenebilir.
Berkalb, îs-kitabevinde
Tekerlekli Azrail!
ün anlattılar.. 14 - 15 yaşla-rında zavallı bir yavru, anasının eline tutuşturduğu beş on kuruşla ekmek almak için, kenar kenar giderken yolunu şaşıran bir taksi hışım gibi sağa sola yalpalayarak, ezerek, devirerek ta yaya kaldırımına kadar çıkıyor. Bu bedbaht çocuğu da altına alıyor, biraz sürüklüyor ve duruyor.
Kana susamış bir vampir hainliği ile otomobilden fırlayan ve insandan gayri her şey olan şoför yan ölü küçücük vücudü tekerlekler altında bırakıp oradan kaçıyor. Yakalanıyor, yakalanmıyor, o ayrı mesele.... Fakat çocuk fecî bir şekilde can veriyor.
Müteakip tahkikat safhalarından anlaşıldığına göre hem şoför ehliyetsiz, hem otomobil frensizdir. Ve ehliyetsiz şoför, frensiz otomobille gün ışığında, belediye hudutlan avuç içi kadar olan bir şehirde her türlü kontrolden uzak rahat rahat insan avlıyor, ömür söndürüyor...
Geçen gün aziz arkadaşım Mu.
r“"“" Yazan:
Sarıçlzmeli
lıip Dranas da fıkrasında ayni mevzua temas etmiş ve ayni âkı-bete uğramasın.! ramak kaldığı bir hâdiseyi ele almıştı...
ir
Bu şehirde ehliyetli, sanattan ve çekirdekten şoför olan vatandaşları tamamiyle tevzih ederek, her gün bir kaç -hayata kasteden, her gün bir kaç kazayı teşbih tanesi gibi yollara diziveren hirlinin başına bîr derttirler, istiyoruz ki, bunlar hakikaten şehirlerinin başına bir derttirler. İşin asıl göz yaşartıcı tarafı böy-ielerj katiyyen bir kontrole de tâbi değillerdir.
Bir mezbaha kasabı, elinde baltasiylc, satiriyle, saldırmasiy-le koyun sürüleri arasına yallah ederken bile bir an için dura lar da, onlar insan kalabalığının ortasına yıldırımdan birer ok gi-
bl araba sürmekten zerre kadar perva etmezler..
Adetleri her halde pek çok olmadığını zannettiğimiz bu beş on şoför yamağının şehir içinde Az-railden farkı yoktur. Otomobil tamponları, farları, sanki avını aramaya çıkan birer sırtlan ihtl-raslyle sağını solunu koklar, yalpa eder, öteye beriye saldırır. Eğer bu ölüm saçan sıçrayışlardan kendinizi kurtarabilirseniz sadece ve sadece tesadüflere borçlusunuzdur. Çünkü artık yaya yolcular için kenar kaldırımlar da hayat garantisi olmaktan uzaktır. Otomobillerinin, icabında duvarlara bile tırmanmaya kalktığı, kertenkeleleştiği acaib bir şehirde yaşıyoruz.
★
Velhasıl seyriseferi yoktur, mc nıuru yoktur, kontrolü yoktur, belediyesi yoktur, yolları çopur bir kokonanın podralı suratı gibi delik deşiktir...
Ne hazin, ne biçare, ne bedbaht, ne nasipsiz, ne zavallı şe hirdir şu Ankara.......
ve üstelik bütün sarayı hop oturtup hop kaldırtan «Skandal» lariyle halk arasında «Kralın delişmen kızı» unvanım kazanmıştır. Margaret’in ilk «rezalet» i 5 yaşında iken patlak vermiştir. O sıralarda anne, baba ve kardeşiyle bir merasime iştirâk etmek zorunda kalan Prenses, halkın alkışlarım kendisi için zannederek «Millet beni çok seviyor...» demiş ve bunun üzerine derhal saraya gönderilerek odasına «hapis» edilmişti.
Sonradan çıkardığı oyunları, Prenseslerin mürebbiyesi neşrettiği kitabında uzun uzadıya anlatmaktadır. Margaret, tipik surette yara-maz bir kızdır. Babası Kralı traş etmek, ata binmek, annesi Kraliçenin şapkaları üzerinde türlü muzip likler yapmak ve nihayet başmabe. yineciye dilini çıkarmak günlük â-detlerindendir.
Margaret, geçen sene İtalya seyahatinde, bütçede açık verdi. Çünkü dayanamayıp kendisine yarım düzüne elbise ısmarlamış. Papayı ziyaretinde giydiği siyah elbise İngiliz sarayında iyi karşılanmamış, çünkü dantelleri pek pahalı imiş. Denize girerken «rezaletâmiz» bir mayo kullanmış. Capri’de bir meydanda seyyar bir satıcıdan dondurma alıp yemiş ve saire.... Bütün bunlar, sarayı zıvanadan çıkarırken, İngiliz milletini Margaret’e biraz daha kuvvetle bağlamaktadır.
¥
Nasıl bir Prenses?
İngilterenin «Hoş kızı» dedikleri Margaret, ufak tefektir. 6 milyon lira geliri vardır. Evlenmek niyetinde, daha doğrusu mecburiyetindedir. Talipler kum gibi. Fakat en iyisini seçmek mesele.
Margaret çok roman okur. Felsefeye ve edebiyata meraklıdır. Dünyayı ve insanları tanımak ister. Bu bakımından, amcası Vinsdor Dükü ile arası gayet iyidir. Geçenlerde, bü yük,'bir gece kulübünde Chuchill’in kızı zannettiği bir bayana önündeki pastadan imal ettiği güllelerle ateş açtığı için «Kepazelik» çıktı. Çünkü o kadın Churchill’in kızı değil pek meşhur bir Amerikalı yıldızmış. Margaret, yanlışlığı anlayınca, kızararak yerinden kalktı ve büyük bir tevazu ile gidip yıldızdan özür diledi. Bu hareket İngiliz genç lerini hayran etmeğe kâfi idi. O gece, sabaha kadar hep «İngilterenin hoş kızı» şerefine içildi ve yaşasın Margaret diye bağınldı.
Prenses Margaret’in sarayda sigara içmediği, bu zevkini tatmin için odasına kaçtığı naklediliyor. Yalnız izmaritleri atacak yer bulamıyormuş.
Kütüphanesi tipik surette 950 genç kız kütüphanesi. Çoğu modern muharrirlerden eserler. Annesi ve babası ile teklifsiz anlarda eni konu münakaşa ettiği ve İngilterenin
gençleştirilmesi lâzım geldiğini şid-detle müdafaa ettiğini naklediyorlar.
Bu bakımdan Margaret muhafazakâr İngilizlerle mücadele halinde terakkiseverlerle dosttur. İngilterenin en azılı komünist gazetesi Daily Wolker dahi, Prenses Eliza-beth’in düğününü polis haberleri arasında iki satırla verdiği halde, Margaret’in genç taliplerinden biriyle dansederken alınmış fotoğrafını ikinci sayfaya basmakta ve ma-
kul bir prenses diye oldukça sevimli bir haber vermekte mahzur görmemiştir.
Prensesin yıldırım hızıyla zevk değiştirişi heyecanla takip olunmaktadır. Umumî efkârı yoklayan bir müessese, İngilizler arasmda geniş bir anket açmıştı, Margaret kimle evlensin? diye... Verilen cevapların yüzde doksanı şöyle: «Sevdiği erkekle...»
Doğrusu, Margaret de başka türlü hareket edeceğe benzemiyor.
Serbest Sütun:
Talebedentoplanan resimlere ne oldu?
31
TEMMUZU -
UNUTMAYIN
Zafer Gazetesinin 17.3.950 ta-raihli nüshasında intişar eden yazımda: (Genç kabiliyetler. lerden bahsederken, alâkalı makamların bir teşkilâtla resim ve sair konuları ele almalarını, senenin muayyen zamanlarında her yaşta ve sınıfta olanlar arasında müsabakalar açmalarını ve bu gibi kabiliyetleri teşhir ederek biz-lere zevk ve iftihar vesileleri bahşetmelerini temenni etmiştim.
O yazımdan bir müddet sonra tesadüfen olacak okullarda birinci sınıftan on birinci sınıfa kadar bütün öğrencilerden resimler toplandı.
Vaki temaslardan öğrendiğime göre, bir heyet tarafından bu resimler üzerinde tetkikler yapılmış ilk okullarda 1-5 ortaokullarda 6-8 ve liselerde ise 9-11 inci sınıfa kadar olanların hepsi ayni ayarda kabul edilerek bu üç grup arasında içlerinden kazananlar seçilmiş.
Ben burada ilk okulların durumuna temas edeceğim.
Dün ana ve babanın dizi dibinde olan ve teşkilâtlı bir eğitime tabi olmayan birinci sınıf öğrencisi ile beşinci sınıf öğrencisi arasında ne kadar büyük farklar olacağı tabiidir.
Bir resim müsabakası oluyor. Dün okula gelmiş tap taze henüz 7 ya-şında br mini mini yavru beşinci sınıfa kadar yükselmiş ve sanat kabiliyeti üzerinde beş sene eğitim görmüş öğrencilerle boy ölçüşmeye davet olunuyor. Hem de nasıl. j Bu gün yalnız bir zümreen başka kimsenin akıl erdiremediği modern resim esaslarına göre.
Modern resim nedir? Tabiatın emsalsiz kudretini bambaşka ifade eden, sanatkârın bütün heybet, zarafet ve güzelliği ile karşımıza koyduğu şeyleri tarif eden bir karalama.
Bir yavru hayata gözlerini açıpda etrafı tanımağa başladığı zaman kafasında yerleştrdiği, tabat kudretinin ve sanat eserlerinin tam kendisidir. Yani o ağacı ağaç, tepeyi tepe, dağı dağ, denizi deniz, gemiyi gemi, treni, tren, masayı masa ve her şeyi olduğu g bi görür ve öyle fadeye çalışır.
Şayet o m nimini sanatkâr, gözünün gördüğünü hafızasında yerleştirdiği ve hayalinde canlandırdığı bir manzara ve şekli kâğıt veya
herhangi bir şey üzerinde ifade edebiliyorsa, o sanat kabiliyetine göre bir değer taşır. Bu çağda bir yavrudan modem tarzda resim istemek garip olur. Ancak; o yavrunun bulunduğu muhitte mutlak surette tesiri altına girebileceği bir kimse bulunmalıdır. Bizim ilk okulların eğitim sisteminde modern resmi bilen, öğreten kimseler yoktur.
İlk okul sınıf öğretmenleri arasında resim kabiliyeti çok zayıf o-1 anlar vardır. Fakat buna rağmen çocuğun resim bilgisi ile bu öğretmenler alâkalıdır.
Çocuklarımızın başında yeni tarz resim tekniğine sahip, akademi mezunu ve Fransada bu işle uğraşmış kimseler bulunmadığına göre verilmeyen bir şeyi çocuktan istemek hiç doğru değildir. Bu demokrasi zihniyet ve idaresinin hâkim bulunduğu bir zamanda haksızlığın tam kendisidir.
Tabiattan kudret ve kuvvetini alan ve henüz filizlenmeğe başlayıp eserleri ile sanat kabiliyetini ortaya koymağa başlamış olanları bu tarz öldürmekten başka birşey değildir.
İşin en garip tarafı şurası: Maddî ve manevî bir taltife mazhar olacak bu yavruların yüzlerce resimleri hazır bir araya toplanmışken ve ayni zamanda sanatın gelişmesini teşvik bakımından fırsat mevcutken bu resimlerle bir sergi açılmayışı, kazanan ve kazanmayan eserlerin heyeti umumiyeden gizlenmesidir.
Bu resimlerle bir sergi açılmalı; kazanan eserlerle diğerleri halka ' teşhir edilmeli ve modern resmi henüz birkaç kişiden başka kimsenin anlamadığını düşünerek de kazanan ların fevkalâdelikleri de izah edilerek meraklıları tarafından bilin meliydi ki, işin en Demokratça tarafı da buydu. Yoksa biz bu işi biliriz, yaptık bitti demek halkın be-ğenmeyip yıktığı eski zihniyetin temadisinden başka bir şey olamaz.
Sayın Maarif Vekili henüz idareyi ele almış olması dolayısiyle işin bu kısmına birçok işleri arasında tabiatiyle nüfuz edememişlerdir.
Alâkalanmalarını ve hiç bir şüpheye meydan bırakmıyacak şekilde bu işte hem teşviki ve hem de halkın hissesini nazarı itibara almalarını saygı ile rica ederim.
Berri Bökesoy
ZAFER
«M
Yazan » Zutori DANIŞMAN J—
I Bellamy Cinayeti
ZAFERİN POU8 TEFRİKASI
Mustafa ve Sultan
Yazanı Frances Noye» Hart
Çevireni S. Yazıcıofl
— 87 —
Tenkidier - Düşünceler
Orası malûm. Bana şu zeytin yağı h kâyesinin hakikatini söyler misiniz?
— 226 —
— Bunun anlaşılmıyacak bir tarafı yok.. Askerlerimiz şimdiye kadar zeytin yağını içiyorlardı, şimdi yıkanmak istiyorlar..
Kumandan şaşkın şaşkın bakıyordu:
— Yıkanmak mı istiyorlar? Zeytin yağı ile mi?
— Tabii ya.. Çok sıhhîdir. Size •de tavsiye ederim. Zeytin yağı ile yıkanan asker ele avuca sığmaz.
— Vallahi bir şey anlayamıyo-
— Öylesi daha iyi.. Anlayıp da ü zülmekten, anlamayıp keyfine bakmak daha iyidir..
— Siz, benimle alay ediyorsunuz.
— Asla.. Biz Türklerin şakası yoktur.
— Orası malûm. Bana şu zeytin yağı hikâyesinin hakikatini söyler misiniz?
— Vallahi siz hoşuma gittiniz. Eğer bilseydim muhakkak söylerdim. Fakat ben de bilmiyorum. Bizim Padişahımızın tuhaf bir huyu vardır. Ne yapacağını kimseye söylemez.
— Doğru söylüyorsunuz. Onun büyüklük tarafı da budur. Ne kadar zeytin yağı istersiniz?
— Benim hesabıma göre yıkanacak asker sayısı on bin olsa, her askere bir varil zeytin yağı lâzım olsa.. On bin varil eder.. Öyle değil mi? Bu benim hesabım..
— Fakat.. Garip bir hesap bu.. Bununla beraber biz bu kadar zeytinyağı veremeyiz.
— Sebep?.
— Bel.ci bu kadar yoktur da ondan..
Haşan bıyık altından gülüyordu. Bir müddet sustuktan sonra:
— Sizde bu miktar zeytin yağı vardır. Ve isterseniz verebilirsiniz de. Ben Cenevizlileri bilirim. Padişahımın ne derecede zengin olduğunu bilirsiniz. Aldığımız zey tin yağlarının parası peşin verilecektir.
O vakit Cenevizli kumandanın yüzünde hafif Lir değişiklik oldu.
— Padişahınızın zenginliğini biliriz. Bir kere depoları yoklattırayım.
— Siz bu işle meşgul olunuz. Biz mevcutlan almak için tertibata başlıyabiliriz değil mi?
— Hay hay.. Yalnız bir nokta mühim. Bu alış veriş gece olacaktır tabii..
— Neden?
— Çünkü biz, din kardeşlerimiz olan Binzanslılann aleyhine hareket edemeyiz.
— Anlıyorum. Gece olursa onların aleyhine hareket etmiş ol-mıyorsunuz demek..
Kumandan kızardı. Haşan farkına varmamış gibi göründü.
Mukavele aktedilmiştL
Haşan Cenevizlilerin yanından ayrıldı. Kale kapısına doğru gidiyordu. Bütün so.ıaklar birer pazar yeri gibi idi. Köşe başlarında ha. raretli alış verişler oluyordu. Burada her cinsten insan vardı. Şarklı, Garplı, müsliiman, hristi-yan...
İstanbul caniyle uğraşırken, bin yıllık bir imparatorluk yıkılmak üzere bulunurken, Bizansın müttefiki olan Galatada hayat normaldi. Herkes ticareti ile meşguldü.
Haşan, bu hale hayret etti. Cenevizlilerin hayat felsefesi karşısında parmak ısırdı. Demek Cenevizliler için para her şeyden mukaddesti.
Böyle düşünerek dar bir sokaktan geçiyordu. Durmak zorunda kaldı. Çünkü dar sokağın köşesini bir kalabalık kapamıştı. Haşan da onların arasına karıştı. Bu insan kalabalığı derin bir sükût içinde dinliyordu. Ses seda çıkmıyordu.
Kalabalığın ortasında yere çö melmiş bir kadın farkedilmekta idi. Bu kadın, esrarlı birtakım söz ler söylüyordu. Dinleyenlerin hep sinin yüzünde garip bir tevekkül görülmekte idi.
Haşan, bu meçhul kadının son sözlerini işitebildi. Bu esrarlı ses şöyle diyordu:
(Bizansın ilk hükümdarının adı Kostantin idi. Kostantin, (Sent Helen) in oğlu idi. Şimdi beni dinleyiniz. Beni dinleyiniz. Nasıl ilk Bizans İmparatoru (Helen) in oğlu Kostantin ise, son Bizans Kayseri de başka bir (Helen) in oğlu Kostantin olacaktır!..)
Bu sözleri söyleyen kadın birdenbire sustu. Bir müddet etrafındakiler de susmuşlardı. Bu sözlerin mânasını hiç kimse anlamamış görünüyordu. Fakat birdenbire o-rada bulunanları titreten garip bir ses duyuldu:
(İmparatorumuzun adı Kostan-tindir!.)
Başka bir ses, büsbütün heyecanı arttırdı:
(İmparatorumuzun anasının adı Helen’dir!...)
Ve sonra, orada bulunanların hepsi birden bir çığlık kopardı:
(Son İmparator.. Bizansın son imparatoru!..)
Heyecan son haddini bulmuştu. Çığlıklar kopuyordu. Fakat bütün bu sesleri bastıran mert, yiğit bir
ses daha duyuldu:
(Bizansın son günleri!!..)
Yerde oturan falcı kadın, bu sesi duyar duymaz birdenbire yerinden sıçradı. Kalabalığı iterek bu sesin geldiği tarafa baktı. Bu sözü söyliyen adam, lâkayıt bir tavır ile oradan uzaklaşmak üzere idi.
Falcı kadın birdenbire bu adamın kolundan yakaladı. Ve ona:
— Sizin de falınıza bakayım mı? |
Diye sordu. Haşan irkildi. Bu sesi tanıyor gibi idi:
— Fala bakıp da ne olacak?
— Talihinizi söyliyeceğim.
— Ben taliimi kendim çizdim.
— Hakkınız var. Fakat..
Haşan durdu. Dikkatle bakmağa başladı. Fakat kadının çehresi kapalı idi. Onu tanıyamadı. Yalnız sesi ona bir şeyler hatırlatıyor gibi idi.
— Peki.. Sizin istediğniz olsun.
Kadının Haşanın elini avuçlarına aldı. Bu el yumuşak, sıcak ve heyecanlı idi. Titreyen bir sesle:
(Bahtiyar olacaksınız.. Diye inledi. Bahtiyar bir adamsınız.)
Sonra daha yavaş bir sesle:
(Kulağınızı bana veriniz. Söyli-yeceklerimi kimşe duymasın!.)
Dedi. O vakit Haşan büsbütün-afalladı. Eğildi. Falcı kadın, heyecandan kendini tutamıyarak kesik kesik bir şeyler söyledi.
(Demek siz Margarit’siniz. Bana o mektubu gönderen de mi siz-siniz?)
(Evet..)
(Hayret!... etmiştim.)
İkisi de sustu. Sonra Haşan sordu:
(Bana söyledikleriniz doğru mu?
(Benim sözlerime inanacağınızı sanmıştım.
(Yok canım, öyle değil.. Lâf olsun diye söyledim. Size inanıyorum. O halde ben derhal gitmeliyim.
Cem türbeleri,,
Prof. Süheyl Ünverin kitabı hakkında bir kaç tenkid
Profesör Dr. Süheyl Ünver’in «Fat.h'in Oğullan, Mustafa ve Sultan cem ve Türbeleri* adlı kitabındaki «Sultan Cem’in Resimleri, makalesini bundan önce
Yazan
al-
Nuraddi ı Cıngiilekli
ki yazımızda söz konusu etmiştik.. al.5kanlığmdan İleri seldi-
Bu yaz.mızda Profeso ün aynıx - £ ) örnekle
' taptakı «Şehzade Mustfaa ve Sul- ... , , . , , n ,
lan Cem Türbesi. adli 12 sayfalık *«“ rtntek yerinde olur Baktn.z,
Maamafih tahmin
★ (Devamı var)
tan Cem Türbesi, adlı 12 sayfalık makalesi üzerinde duracağız. Yalnız hemen işaret edelim ki, Tıp Tarihi Profesörü Sayın Dr. Süheyl Ünver’in «Tezyini Sanat Eserleri-rmz üzerindeki çalışmalarından birçok genç öğrenciler.m;z faydalanmışlardır. Esasen kendisi bu konuda yalnız bir etütçü olarak ça lıştığı için biz, yazılarındaki hü-.cümlerin ilmi değeri üzerinde durmayı fazla bulduk. Kitabın 45 inci sayfasında başlayan ikinci makalenin konusu Cem’in yattığı türbenin tar-hçesi ve süslerinin tarifidir. Profesör, Fatih’in oğullarından ikis nin akıbetlerinden söz e-derken, sekiz satırlık bir cümlede.
«Arkadaşımız M. Zeki Pakabn’ın yazdığı hal tercümesinde de okuna-catı üzere Fatih, sevditi büyük oğlu ve yaşasaydı hayırlı halefi olacağına şüphe olmayan Şehzade Mustafa’yı (870-1474) de Uzun Ha-san’a karşı zaferinden sonra Kon yaya civarındaki kalaleri de almak suretiyle dönerken Niğde civarında (Bor) da 25 yaşında pek genç bir yaşta ölünce Bursa’ya ge-t rilmiş ve Muradiye türbesi bahçesine üzerine ayrıca br muazzam anıt kabir yapılmak üzere gömülmüştür,»diyor. Müsaade buyurursanız Profesörün Lu söz yığınını Türkçenin kendisine has cümle yapısı ölçülerine vuralım: Cümlenin baştaki fâili «Fatih.midir? Öyle kabul edilirse «Fatih... gömülmüştür.. Şekl nde bir kalıpla karşılaşırız. Profesörün sözlerinden söktürebil-diğimize göre, gömülen, Şehzade Mustafadır. Bu takdirde cümle gene bozuktur. Çünkü bu söz dizisinin tamamlayıcı unsurlarını atarak, fail ile fiili yanyana get rsek «Şehzade Mustafa’yı... gömülmüştür., çıkar. Şu halde bu cümle iki kere bozuktur! Doğrusu şüphesiz ki, «Şahzade Mustafa... gömülmüştür., şekl nde olmalıydı. Esasen burada Şahzade Mustafa’ya mi, Fatih’e mi bağlanacağı belli olmayan bir sürü fi l daha vardır ki. bunların, Profesörün mantık silsilesindeki yerini bulmak elbette bir bilmece çözmekten zordur.
Okuyucunun tahammlünü son haddine kadar israf ederek kavrayabileceği br kaç satırı buraya nak letmekten vazgeçtim. 46 sayfanın ilk cümlesini görelim: «Bu türbe zamanının Anadoluya has ve İstanbul’a gelen klâs k süsleme usu-
mayan fiiller» çoğul «cemi» eki maz. Meselâ «Masalar, sandalyalar, dolaplar devrildiler.» denemez. Doğrusu: -Masalar, sandalyalar, dolaplar devrildi.»dir. Eski adı kaide yeni adı kural olan şu ölçüye, Sayın Profesör Süheyl Ünver’in cümlesini tatbik edelim. Bakınız, içinde ik ikişi yattığı için Profesör bu türbeye ne buyurmuş «Cem türbesi dediğimiz türbeye Mustafa ve Cem türbeleri demeliyiz.» Bana kalırsa, kendis nl hiç bir dil kâides.ne bağlı görmeyen bu zat biraz daha özenseydi yeni cümle çeşitleri icat ederek daha güzel bir tarz meydana getireb lirdi.
Bir başka cümlecik daha:
«Bunları ayırmakta tarihi kaynaklarımız ve bilhassa şeriye sicilleri esas olmakla beraber binaların yanlış devirlerini ve bilhassa anlaşılmasına çalışılması icabeden süslerinden de yapılış zamanlarını da bulmalıdır.» İsterseniz bu cümleyi de şöyle bir kaç yerinden yoklayalım: Sondaki «bulmalıdır.» fiilinin fâil ni araştıralım. Âdet ol-' duğu üzere «km? ne?» soruların’ sorarak, cevaplarını cümle içinde ’ ;niz ki
SuUye ve I ektan oğıetmen
kafileleri geldi
Evvelki günkü Toros Ekspresile birisi Suriyeden, diğeri de Iraktan olmak üzere iki öğretmen kafilesi şehrimize gelmiştir.
107 kişiden mürekkep olan Suriyeli öğretmenlere ihtiyat subaylığını İstanbulda yapmış bulunan Su riyede Nejat Okulu Müdürü Fuat Nakşibendi katle reisliği yapmaktadır.
Suriyeli öğretmenler Türkiyede
20 gün kalacak ve Ankara, İstanbul, İzmir ve Bursa gibi büyük şehirlerimizi gezeceklerdir.
Türk meslekdaşlari ile temaslar yapmak, Türkiyedeki tedris sitemini ve mektepleri tetkik etmek mak __________ .........—
sadiyle memleketimize gelmiş bu- lümüzce süslenirken tamir edilme-lunan Suriyeli öğretmenler bugün yen ve edilen bir Çok yerleri bunun şehri gezeceklerdir. asıl bir örneği olarak durmaktadır.»
Iraktan gelen öğretmen kafilesi- Ben buraya herhangi bir söz yaza-nin 34 ü kadın ve 16 sı erkektir. rak okuyucuyu bu cümleden duya-
Lise müdürü Muh ttin Hüseyin cağı der n «zevk!»ten mahrum et-Elellak’m başkanlığında gelen ka- mek saygısızlığında bulunmayaca-f le 25 gün kadar memleketimizde ğım. kalacaktır. Her iki kafile de fakül- ------iplerde misafir edileceklerdir.
Profesör Süheyl Ünver’in cümle dizisindeki bozuklukların «uzun
Fransuva, onun halindeki soğukluğu nasıl hissettiyse, gösterdiği teenni ve ihtiyatı da derhal anladı. Ama, bunun da farkına varmış olduğunu hiç sezdirmedi. Sözüne devamla:
— Beni pek müteessir eden bir şey keşfettim; evet, beni pk üzn bu şey de şudur: Bana ve bana mensup olanlara, asla alâkamız olmıyan kötü bir leke sürmek isteniliyor. Güya ben, Protestan adı verilen mutezile güruhunu ilzam ediyormuşum. Bu da yetmiyormuş gibi benim bizzat bu yeni dini kabul ettiğimi ve ailem de bunu kabul etmeğe zorladığımı söylüyorlarmış.
Bir an sustu. Vidam sükût ediyordu. Fakat, Fransua onun kulak kesildiğini, ihbar mahiyetindeki bu mukaddemeye büyük bir alâka gösterdiğini gördü. Memnun bir tavırla gülümsedi ve sesine daha kuvvet vererek devam etti:
— Bu, menfur bir iftiradır ve ben, halk arasında yayılmasından evvel buna karşı kendimi müdafaaya karar verdim.
Kral, bir çeyrek saat kadar söyledi, Vidam da dinledi.
Fransua, söylemek istediği şeylerin hepsini söyledikten sonra bir zile vurdu ve, Başvekil Mişel dö L’Ospital’in getirilmesini emretti. Ayni zamanda sarayın bütün işlerine de bakan bu zat gelince, Vidam ile onu birbirlerine takdim eden Kral:
— Sizi beraber çalışmağa bırakıyorum, diyerek odadan çıktı.
Vidamla Başvekil yalnız kaldılar. Tanışıyorlardı ve birbirlerine karşı, takdir hisleri besliyorlardı. Yüksek seciyeli adamlardı bunlar. Derhal, eski iki dost gibi rahat rahat oturdular.
Başvekil, çalışma masasının üs-
vTrmrieri Urandır. °tan “a°“
olunur.
anlamıştı.
Sayın Profesör birkaç kelimelik kısa bir cümlede bile ne güzel «zâfı tel'f. örnekleri yerebilmiş:
•44 yaşında Fatih’in kaybettiği bu genç oğlu doğduğunda 19 yaşında idi.» Bu cümleden anladığımıza göre, Fat'h’in oğlu 19 yaşında doğmuş. Yed; aylık çocuk doğduğunu duyanlarımız çoktu . Fakat 19 yaşında bir delikanlı olarak doğan bu Şehzadeyi doğuran ananın çektiği ıstırap «azabünnar.dan da acı olsa gerek! Sayın Profesörün okuttuğu dersin «Tıp Tarihi, olduğunu düşünerek derin bir «hayret!.den başka ne d'yebiliriz? Fakat işin bu derece lâtifeye tahammülü yoktur. Cümleyi, içindeki rakamlara dayanarak ve tarih kitaplarındaki küçük bilg lerle çözmeye çalışalım--
«Şehzade Mustafa doğduğu va- ______________ __________.y.
kit, Fat h 19 yaşında idi. «Cümle- bulmaya çalışınız. Göreceks:nii .... deki birinci hüküm budur. «Şehzade .bulmalıdır.» f ilinin fâili yoktur!. Mustafa öldüğü vaicit Fatih 44 ya- “" * ' *
şında idi.» İkinci hüküm de bu olsa gerek. Bu iki hükmü birleştirerek b r arada yazmak için yol mu yok? Bunu tecrübe iç’n Ortaokullardaki çocuklarınızdan birine yazdırabilirsiniz.
Küçüklü büyüklü bir sürü imlâ yanlışını da buraya, okuyucuyu yormamak için, almadım. Eğer her yanlış üzerinde dursavdım, Profesörün yazdığı 12 sayfalık yazının bir kaç misli bir tenkit makalesi meydana çıkardı. Önce verd ğimiz örneklerden de «olgun!» bir cümleyi bareber okuyalım:
«Abdüllatif’in(Hülasatülvefiyat fi hakkı Bursa) eserinde Mustafa’nın amcası Amasya’da vali iken dünyadan göz yumunca Bursa’ya nakli ile gömülen ikinci Murad Şehzadesi Alâeddin’in civarına gömülü olduğunu yazmaktadır.» Rica rim, Profesör burada kimin ğünü, k'min gömüldüğünü anlatmak istiyor? Senelerce ilim ve irfan kürsüsü işgal etmiş, br zat, en önemli konulardan biri olan «Tarih» ile bu derece alay edebil'r mi? Bir eserden nakil böyle mi yapılır? Sanırım ki, bu hareket yalınız «Tarih.e hürmetsizlik değil, aynı zamanda okuyucuyu hiçe saymaktır. Kalemi eline alan her adam gibi, bu Profesörün de efkârı umumiye karşısında ağır bir mes’uliyet altına girmekte olduğunu b lmesi gerekmez miydi? Fakat hayır, böyle bir en i şe duyulmamıştır. Çünkü kim bilir, ş mdiye kadar buna benzer ne şaheserleri iltifatlara garke-dilmiştir. Eğer tahammülünüz varsa devam edelim:
• Bugün Cem türbesi dediğiniz türbeye (Fatih’in oğullan) veyahut ta (Mustafa ve Cem) türbeleri demeliyiz. «Müsaadenizle dilimizin küçük bir kaidesini hatırlatalım: Bir Türkçe cümlede fâili insan ol-
I
ede-öldü.
Cümlenin de mânası olmadığı gibi.... Burada yok olan bir şeye daha işaret edelim :
Artık bizim bu kadar bozuk düzen bir yazıyı okumaya tahammü lümüz yoktur. Şu cümleye ne buyurursunuz?
«İşte Cem Sultan denen türbenin tavanında Mustafa’nın adı yazılıdır.» Geçelim. Bir başkası daha:
«Bina XV. asrın Bursa'da çok yapılan kubbeli yapıları tarzındadır ve süsleri de yine o asrın Anadolu-muzun m:llî ve Selçuklardan beri ink şaf ede gelen klâsik tarzdadır.» Burada, eskilerin «izafet terkibi. dedikleri iki isim takımı vardır. Bunlardan biri «asrın, diğeri Anadalumuzun» parçalarıdır. Bun-ların ik:si de izafet rekibinin birinci parçalarıdır. Yâni ikisi de, eski' adıyla «muzafunileyh. d:r. Muzafla-rını, ikinci parçalarını boşuna a-ramayınız. Çünkü bu cümlede ikinci parçaları yoktur.
Profesörümüzün 47 sayfadaki güzel söz diz si örneklerinden birkaçını daha görelim:
«Onun ölümü bütün millet asırlarla acıklı maceralarının yadiyle üzmüş, ağabeyisi ikinci Beya2id zahiren üzülmüş görünerek 3 gün sarayında matem tutturduğu kardeşinin kendi garipliğ icabı bu türbeye bir garip olarak bırakılıvermiştir.» Fazıl Ahmet Aykaç’ın vaktiyle «Güzel Yazılar» adlı kitaba geçmiş bir makalesi vardır. Orada, zamanının Türkçe bilmeyen yazıcıla-riyle alay eden üstad bir ara, Süleyman Nazifi imdada çağırır: «Sebzevâtı edebiyatta bostan kalmadı!. diye feryat eder.
Meğer ne kadar haklı imiş, Ma-maf h bir de şimdi görsün, edebiyat bostanı ne haldedir?
Grameri, imlâyı bir tarafa atarak. Profesörümüzün tasvir ve ifadesi-
★ (Devamı Sa. 8Sü: 7 de)
— Bu derece emin oluşunuz çok garip şey, Bay Bellamy; çünkü cesedi görmek üzere sizi aldıkları odada piyano yoktu, dedi.
— Ne?
Suratına bir kamçı darbesi yemiş gibi Bellamy’nin eğilen yüzü birdenbire arkaya doğru fırladı.
— Cesedi kaldırmış oldukları odada piyano yoktu. Piyano, cesedin ilk bulunduğu odada, yâni so. fanın karşısındaki öteki odadaydı.
— Öyleyse, İçeriye girdiğim zaman görmüş, sonra da birbirine karıştırmış olacağım.
— içeriye girdiğiniz zaman gör müş olmanıza ihtimal yok, maalesef. Çünkü, içeride bulunan şey. ler karıştırılmasın diye odayı kapayıp kilitlemişlerdi.
— O halde... Belki daha evvel görmüş olduğum i.jn hatırımda öyle kalmış olacak.
— Daha evvel mi görmüş olduğunuz için?.. Halbuki, bahçıvan köşküne hiç girmemiş olduğunu, zu söylemiştiniz.
— Hayır, hayır, böyle bir şey demedim.
Perişan sesi, telâş ve yeis içinde yükselmeğe başlamıştı:
— Böyle bir şey diyemem.. Çünkü doğru olmaz. Senelerce evvel Douglas Thorne ile oynamak üzere köşke giderdim. Köşkün biraz ilerisinde ufak bir daire vardı, o-rada oynardık. Köşkte ihtiyar bir Alman bahçıvan otururdu, Douglas gider, reçelli ekmek getirir, akşam üzerleri yerdik. Belki bunlardan dolayı zihnimde hatıralar birbirine karışıyordun
Kızıl saçlı kız, göz yaşlarını kurutmağa katiyyen kâfi gelmiyen ufacık mendilini yüzüne kapamış, sessizce ağlıyordu.
— İğrenç, hain, ahlâksız herif!
— Öyle mi? O halde.. O halde belki Mimi bahsetmiştir»
— Zevceniz mi?...
Savcının tatlı sesi yavaş yavaş sitem eder gibi hırçınlaşıyordu,
— Zevcenizin, kendi cesedinin piyanonun sol tarafında yatmakta olduğunu size söylemiş olmasına imkân var mı? Mesele yalnız piya. noda değil. Görüyorsunuz ya, zihniniz biraz karışsyor. Mesele cesedin piyanoya nazaran yattığı yeri tarif etmenizde. Cesedin piyanonun sol tarafında yattığında tamamiyle haklısınız. Burası tamamiyle doğru. Yalnız nasıl oluyor da bu noktadan bu derece emin bulunuyorsunuz, işte bunu öğren, mek istiyoruz?.
— Bir dakika müsaade edin.
Bellamy’nin sözleri gayet sarihti.
— Bir dakika müsaade edin. Zihnimin karma karışık olduğu noktasında haklısınız. Ben de gö-
rüyorum ki, her şeyi berbat Lir surette karma karışık ediyorum. Kaç gündür uyumadığımı Allah biliyor, insan bu kadar zaman f y-kusuz kalırsa, böyle perişan ulı) yor.
— Bay Bellamy, affedersiniz, bu tarzda konuşmanıza maalesef müsaade edemiyeceğim. Lülien sorduklarıma cevap veriniz!
— Suallerinize cevap veremi, yeceğim! Allah da şahittir ki ne Susan Ives’in, ne de benim bu cinayette zerre kadar dahiinıiz yoktur.
— Bay Hâkim! Rica ederim...
— Rica ederim sakin olunuz!
Pür sıhhat, al yanaklı Lam'-ert’ in kül gibi solgun bir gölgesi, 'ütmek tükenmek bilmiyen dakikalarca mıhlanmış olduğu yeıden kalkıp tereddütle ileri doğru yürüdü.
— Sayın mahkemenin şahide karı/t biraz daha lûtufkâr ve müsamahakâr davranmasını rica edeceğim. Doktorların katiyyen mâni olmalarına rağmen huzurunuza çıkmıştır. Kendisi tam mâna.*-iyle asabi bir iflâsın arifesindedir. Zaten saat da dörde geldi. İddia makamı kendisini tekrar sorguya çekmek isterlerse, yarın tekraj devam etmeleri için müsaadenizi istirham ederim.
Hâkim Carver kaşlarını çalmç ileriye doğru eğilmişti.
Savcı birdenbire büyük bir ulûvvü cenab gösterir gibi söze atıldı.
— Sayın mahkemenizce bir rnah zur yoksa, böyle bir şeye lüıum görmüyorum. Zaten Bay Bellamy. den soracaklarım bitmiştir. Sıyın muarızım kendileri bazı şeyler sormak istiyorlarsa, o başka.
Lambert, karşısındaki bitkin, meyüs gözlere bom boş nazarlarla bakarak:
— Hayır, bizim soracak bir şeyimiz yok. Teşekkür ederiz, Bay Bellamy, dedi.
Sanki her bir adelesini işkence ederek birer birer sıkmışlar, bükmüşler gibi, Bellamy, karısının elbisesiyle, yaldızlı İskarpinle!inin bulunduğu şahit bölmesinden ağır ağır, titrek adımlarla indi. Otur-racağı sandalyeye bir adım yaklaşınca, bir dakika durdu, şaşkınca etrafına bakındı, yüzünde korkunç bir istihfam mânasiyle bir az ötede oturan kadına doğru döndü. O, her zamanki zarafetiyle olduğu yerde dimdik oturuyordu. Korkusuz ve sâkin bakışlarının arkasında her an görünmeğe hazır duran sevimli, dost tebıssü-miyle dudakları parlıyor, yanaktan ateş gibi yanıyordu. Stepben Bellamy, donmuş, kısılmış dudak**'
★ (Devamı var) |
I
I
Taran: MİSEL ZEVAKO
güzel fîyoranda
— 88
tüne, bir kâtibin getirdiği dolgun dosyaları yaydı. Yanyana oturan iki adam bu dosyaları tetkike başladılar. Başvekil izahat veriyor, Vidam’ın sorduğu bir çok sualleri yorulmadan cevaplandırıyordu.
Akşama doğru Kral da geldi. Yanında Boröver vardı.
Vidam’ın son derece hürmetkâr duruşundan, pişmanlığına delâlet eden tavrından, mahcup halinden, onun yola geldiğini anlamışlardı.
Boröver, Fransuaya:
— Nasıl, dediğim çıktı mı? der gibi bir nazar fırlattı.
Fransua, hafif bir baş işaretiyle tasdik etti. Bununla beraber, her ikisi de Vidamın halindeki bu değişikliği görmemş gibi göründüler.
Kral, Başvekle izin verdi. Odada yalnız üç kişi kaldıkları zaman, Kral Ferriyer’cien bahsetmeğe başladı ve onun hakkında Vidamın babalık gururunu yükselten tâbirler kullandı. Artık onun adamakıllı yumuşadığını, tamamiyle yola geldiğini gören Kral, sözü Vikontun evlenmesine intikal ettirdi. aFkat, Vidam hâlâ tersliğinde devam ediyordu.
Fransua, birdenbire:
— Canım, ister misiniz, ben sizi barıştırayım, aranızı bulayım?... ister misiniz, Vikonta lâyik ve her ikinizin de hoşunuza gidecek bir zevce bulmak işini ben üzerime alayım?... dedi.
Çeviren : RAGIP RIFKI
Sevinçle müteheyyiç olan Vidam:
— Ah!... Beni ihya buyurdunuz!... diye bağırdı.
Ve üzüntülü bir tavırla başını sallayarak:
— Ama, Vikont kabul etmez ki...
— Canım, onu da görürüz... Evvelâ siz söyleyiniz efendim, size takdim edeceğim yağlı kuyruğu kabul ediyor musunuz?
— Memnuniyetle, minnettarlıkla, Şevketmeab!
— Güzel!... Muvafakat ettiğinizi kaydediyorum .. Muvafakat e-diyorsunuz, değil mi?
— Cânü gönülden. Şevketmeab.
— O halde, Vikontun evlenme işini ben deruhde ediyorum... Başınızı öyle sallamayınız. O benim işim, diyorum size...
— Allah sizden razı olsun!
Fransua:
— Onu razı edecek tarzda hareket edeceğim... diye lâtife etti.
Ve cıddeî bir tavırla:
— Kısa bir zaman sonra, evlenme mukavelesin’ yapacağız. Bakınız, yapacağız diye cem siğası kul tanıyorum; çünkü, onu ben de imza edeceğim, düğün sahibi olacağım, gelin hanımla baloyu ben açacağım, güvey de Kraliçe Mari-nin kavalyesi olmak şerefine nail olacak... Kral sözü sözdür, böyle olacak... Sözlerin] söyledi.
Son derecede müteheyyiç olan Vidam:
— Şevketmeab, Şevketmeab, diye kekeledi... Bunca lütuf, onlara pek az lâyik olan bana ha!...
Ve birdenbire iki dizi üzerine çökerek ve muhterem başım eğerek:
— Şevketmeab, istirhamım af değildir... Benim gibi büyük biı suçlu merhamete lâyik değildir... Cellâdınızı çağırınız, Şevketmeab ve şu başımı ona teslim ediniz... Böylece adalet yerine gelmiş olacak.
Fransua, onu kaldırmağa teşebbüs etmedi. Acaba bu halden memnun mu idi. yoksa değil miydi?... Kralı, bu hususta son derece ketûm davrandığından öğrenmek imkânsızdı. Maaheza, itiraz makamında:
— Kalkınız, Mösyö, namuslu o-lan siz asla suçlu olamazsınız..
Dedi.
Vidam, inat etti:
— Ben bir sefilim; cinayetimi itiraf etmeliyim ve sonra da cezamı çekmeliyim... Mümkün olan tek ceza, idamdır... Ben bu cezayı bin kere hak ettim...
O vakit, Fransuva eğilerek onu ellerinden tuttu ve ayağa kalkmağa mecbur etti... Biraz hüzünlü bir ciddiyetle:
— Ne demek istediğinizi bilmiyorum. İtiraftan bahsediyorsunuz. Şunu yi biliniz, ben hiç bir şey işitmek istemem... Hiç bir şey, anlıyor musunuz?... Ölüme müstahak olduğunuğu söylediniz... Peki ama, yapılacak daha iyi bir şey mevcut olduğunu zannetmiyor musunuz?
— Ne gibi, Şevketmeab?
— Yapılmış olan hatayı tamir etmek... Az kalsın, bilmiyerek vc ★ (Devamı yar)
7
13
13
14
ANKARA RADYOSU ÇARŞAMBA — 26/7/1950
'.28 Açılış v
'30 M. S. A
Müzik: sı Çalıyor (Pl.)
'.45 Haberler.
1.00 Müzik: Hafif Mü
Î.25 Günün Programı i
1.30 Müzik: Chopin - Fa Minör Pl
45 Müzik; Havai Melodiler (Pl.)
30 öftlo Gazetesi.
45 Müzik: Polkacılar (Pl.)
00 Hava Raporu, Aksara Pr ve Kapanış.
58 Açılış ve Program.
00 Müzik: Şarkılar.
30 Konuşma: Çifcilerle Baebasa
45 Müzik: Caz Victor Sllve
00 M. S. Ayan
15 Geçmişte Bugün.
20 Müzik: Haydin - Do MakOr Koman Konçertosu (Pl.)
45 Konuşma; Maliye Bakanlığı Adına. 00 Müzik: Şarkılar.
15 Radyo Gazetesi.
30 Serbest Saat.
35 Müzik: Tarihi Türk MüzIRl.
15 Konuşma.
30 Müzik: Dans Müzlfcl (Pl.) 00 Konuşma.
15 Müzik: Harp Soloları (Pl.
30 Müzik: Halk Türküleri.
45 M. 3. Ayan ve Haberler.
00 Program ve Kapanış.
STANBUL RADYOSU ÇARŞAMBA — 26/7/1950
12.57 Açılış
Gtlzcl gözlü ramdan bir evvelki gün, tükrük ze, İnsan eti yiyen 5 — Kraliçe, bir çan 6 — Tersi: Tok değil, birlik 7 -uzaklık gösterir 8 — Kırbacım.
Eşya yak. bir içki 10 — Çıplak,
~“(W7O-(W1)' Unnı biri». USkALI.O. -
(Kastı
Müzik (Pl.)
17.67 Açılış 18.00 Dans
18.20 Serbest Saat.
Çeşitli
Haber
Programlar
Musikisi 1
Radyo Sal
Salonlarında
1 — GaGlatasa
zlr), 16 3 —
7 — Ha. yegöno 8 — Neşe
9 — Amarkl (arna:
Leima 11 — İcmal
Yukardan Aşağı:
1 — Gayr! ahlûkl 2 —
Rgay (Gayr), karm
Türküler, ady
ZAFER
Çerik/i - Sungurlu - Çorum - Merziton -
Havza araları posta taşıma işleri
ir,
Ereğli Kömürleri İşletmesi Genel Müdürlüğünden :
1 — İşletmemizin Kozlu bölgesinde yaptıracağı D. ve F. tipi evler inşaatı kapalı zarf usulü vah.di f.yat esasiyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu inşaat için işletmemiz tarafından verilecek malzeme, eksiltme dosyasının hususî şartnamesinde yazılıdır.
r 3 — Bu işin tahmin bedeli (86.560. —) liradır.
4 — Muvakkat teminat miktarı (5.580.— ) liradır.
5 — Eksiltme evrakı (10.— ) lira mukabilinde. (
Zonguldak’ta: Etüd-Tesis Grupu Müdürlüğünden, Ankara’da: Et; Bank inşaat Müdürlüğünden,
İstanbul’da: Eti Bank Şubesinden, temin edilebilir.
6 — Eksiltmeye iştirak edeceklerin, ihale gününden üç gün evveline kadar İşletmemiz Etüd ve Tesis Grupu Müdürlüğüne müracaat ederek ehliyet vesikasr almaları lâzımdır.
7 — Eksiltme 9/Ağustos/1950 Çarşamba günü saat 15 te Zonguldak'ta Ereğli Kömürleri İşletmesi Etüd ve Tesis Grupu Müdürlüğü binasında yapılacaktır.
8 — Teklif zarfları eksiltme şartnamesine göre tanzim edilmiş olarak ihale günü saat 12 ye kadar makbuz mukabilinde İşletme Genel Müdürlüğü Başkâtipliğine teslim edilmiş olacaktır.
Postada vaki olabilecek gecikmeler nazarı itibara alınmaz.
9 — İşletmemiz, vesika verip vermemekte ve ihaleyi yapmakta tamamen serbesttir. (5164)—(1199)
I .11
KAMYON SATIŞI
Devlet Orman İşletmesi Ankara Merkez
Müdürlüğünden
Muvakkat teminat Muham. bedeli
% Lira Kr. Motor No.
375,—
128,25
128,25
165,—
1 — Yukarıda cins ve
5000 1710 1710 2200
799.T 1732231
699.T 01150569
699.T 1578873
61930.H
00
00
00 00
_ motor numaraları yazıh 4 adet kamyon açık arttırma ile satışa çıkarılmıştır.
2 — 2/8/1950 tarihine rastlıyan Çarşamba günü saat 15 de Müdürlüğümüz binasında toplanacak komisyon huzurunda satışı icra kılınacağından taliplerin sözü geçen gün ve saatte % 7,5 muvakkat teminatlarını Müdürlüğümüz veznesine yatırılarak makbuzlarını komisyona vermeleri.
3 — Şartname ve otomobilleri görmek istiyenlerin her gün Müdürlüğümüze baş vurmaları dân olunur. (5109—(1166)
Devlet Orman İşletmesi Eğridir
Müdürlüğünden
-
$
kopalı zarfla eksiltmeye konuldu
Çorum P. T. T. Müdürlüğünden: ıU ■ ( 'j, J.ai’
1 — Çerikli - Sungurlu - Çorum - Merzifon - Havza araları 1950—1951 devresi posta taşıma işi 19/7/1950 gününden 2/8/950 gününe kadar aşağıda gösterilen beş şekilde on beş gün süre ile ve ka-palf*-zarf usulü ile eks-ltmeye konulmıştur.
a) Haftada karşılıklı yedi seferli bin dört yüz lira aylık tahmini bedelli bin iki yüz altmış lira geçici teminatlı dört bin lira idari ke-
-^îletlı bir sene süreli Çorum . Sungurlu _ Çerikli araları birinci şekil otomobille posta taşıma işi.
b) Haftada karşılıklı yedi seferli bin dört yüz lira aylık tahmini bedelli iki bin beş yüz yirmi lira geçici teminatlı altı bin lira idari kefaletli üç sene sürelj Çorum - Sungurlu - Çerikli araları ikinci şekil otomobille posta taşıma işi.
c) Haftada karşılıklı yedi seferli bin lira aylık tahmini bedelli bin sekiz yüz lira geçici teminatlı dört bn beş yüz lira i(’ kefaletli üç sene süreli Çorum _ Merziton - Havza araları üçüncü u _-ı otomobille posta taşıma işi.
ç) Haftada karşılıklı yedi seferli iki bin dört yüz lira aylık tahmini bedelli iki bin yüz altmış lira geçici teminatlı yedi bin l.ra İdarî kefaletli ve bir sene süreli Çerikli - Sungurlu - Çorum - Merzifon -Havza araları bir hat birinci şekil otomobille posta taşıma işi.
d) Haftada karşılıklı yedi sel erin ıkı bin dört yüz. Ura aylık tahmini bedelli dört bin üç yüz yirmi lira geçici teminatlı dokuz bin lira idari kefaletli üç sene süreli Çerikli - Sungurlu - Çorum - Merz.fon-Havza araktı bir hat ikinci şekil otomobille posta taşıma işi.
2 — Eksiltme 2/8/950 tarihine rastlıyan Çarşamba günü saat 15 de Çorum P. T. T. Müdürlüğü binasında yapılacak vaki olacak tekliflere göre bu beş şekilden her birisi üzerinde şartlaşmanın ikinci maddes.ne tevfikan işlemde bulunulacaktır.
3 — 2490 sayılı arttırma eksiltme ve ihale kanununun 32 nci mad desine göre hazırlanacak teklif mektuplarının eksiltmenin açılma saatinden bir saat öncesine kadar komisyon başkanlığına alındı kâğıdı karşılığında verilmesi şarttır. (Postada olacak gecikmeler kabul edil-
4 — Teminatlarm teslim yeri P. T. T. veznesidir.
5 — İsteklilerin ergin ve iyi huy sahibi olduklarına namus ve haysiyete dokunur suç ve helj ağır hapis veya o derecede cezayı gerektirecek bir eylem ile hükümlü bulunmadıklarına erklik derecesine güvenilir kişilerden olduklarına dair belgeler göstermesi ve okur yazar olmıyan isteklilerin noterden onanmış bir vekâlet kâğıdı ile
ku; yazar bir vekil bulundurmalari-
I — İsteklilerin eksiltme şartlaşmasını kanunî tatil gün ve saatleri dışında her gün Çorun. P.T.T Müdürlüğü yazı işleri odasından bedelsiz alacak veya görebilecekleri ilân olunur. (5127)—(1154)
1 — îş’etmemizin Cire bölgesinin Eğridir istasyon deposu İstif yerinde mevcut 894 adede denk 10 6 metreküp 262 desimetreküp çam kerestesi bir parti halinde 14/7/950 tarihinden itibaren 15 gün müddetle açık arttırma suretile satışa konmuştur.
2 — Açık arttırma 9/8/950 Çarşamba günü saat 15 de işletmemizde toplanacak komisyon önünde y apılacaktır.
Beher metreküpünün tahmini bedeli 110 liradır. Her parti için % 7.5 hesabile geçici teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartname Ankarada Orman Genel Müdürlüğünde, Ankara, İstanbul, İzmir, Eskişehir, Denizl.i Burdur, Antalya işletme müdürlüklerinde, işletmemizde İsparta, Ş. Karağaç, Keçiborlu, Konya orman bölge şefliklerinde görülebilir.
4 — isteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk teminat-
bırivle komisvonn müracaatları. (5118)—(1160)
Markası
Fort Kamyon
1
Bu hafta iki orijinal Film birden l.ÇtZMELİ GELİNLER •The Bride Were Beets» Barbara Stanwyck-- Robert Cummings
2. YARIN BİZİMDİR «And new tomorrow) Alan Dadd-Loretta Young
Yarın Bi. 14-17-20.30 Çizmell. 15.30-18.30-22
*)l
Dünyaca tanınmış toplama, çıkarma, bölme ve çarpma dört ameliyeyi birden yapan otomatik tuşlu EVEREST marka hesap makinalarımızın geldiğini sayın müşterilerimize arzederiz.
Balıkçı Kardeşler KollektLf Şirketi
Posta caddesi No. 31
Telefon: 15163 — Telgraf: Balıkçı Ankara
Ayaş içmece Kaplıcaları
Radyolu, konforlu otobüsler ile gidiş - dönüş seferlerine başlanmıştır.
itfaiye Meydanı, Karyağdı Türbesi yanında Beypazarı otobüsleri yazıhanesi. Telefon : 13458. (2628)
(2604)
1
Devlet Ornıan işletmesi Kaş Müdlirlüğünıfeıı
— İşletmemiz Sütleğen bölgesin m kasaba ara istif yerinde mevcut (4048) adede denk (341.798) M3. sedir kerestesi iki parti halinde (140) lira muhammen bedelle. Ayni istif yerinde (2937) adede denk (236.067) M3. sedir kerestesi iki parti halinde (80) Uru bedelle. Gürsu bölgesinin Sıfat sahil son deposunda mevcut (1142) adet muadili (94.258) M3. sedir kerestesi bir parti halinde (156) lira (83) kuruş bedelle. Ayni istif yerinde (958) adede denk(72.776) M3. sedir kerestesi bir parti halinde (95) lira (30) kuruş bedelle. Yine ayni istif yerinde (925) adede denk (66.565) M3. çam kerestesi de bir parti halinde (90) lira (15) kuruş bedelle 12.7.950 ta rihinden itibaren (21) gün müddetle açık arttırmaya konmuş-
tur.
2 — Arttırma 2.8.950 tarihine raslayan çarşamba günü saat 10 da Kaş
Orman işletmesi Müdürlüğün de toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
3 — Her emvale ait yüzde 7,5 hesa bile geçici teminat alınır.
4 — Bu emvallere ait şartname ve çap listesi Ankara Orman Genel
Müdürlüğünde Ankara, İstanbul, İzmir, Fethiye, Mersin, Antalya ve F.nıke Orman İşletme Müdürlüklerde İşletmemiz Kalkan Orman Bölge Şefliğinde görülebilir.
5 — Taliplerin belirli gün ve saat ta müsbit evrak ve teminatlarile
komisyona müracaatları. (5120)-(1189)
r.
v1
Devlet Orman İjletmnsi Gerede Müdürlüğünden
1 — İşletmemiz Pazarköy bölgesi Daren - Sorgun ve S'oğucak - E-lecek seri ormanlarında mevcut dam gali ceman 868 edede denk 3124 metreküp çam ağacından, takriben elde edilecek 2090 metreküp çam tomruklarının kesim, tomruklama ve Eskipazar Fabrika istif yerine nak.1 ve istif işi 3.7.950 tarihinden itibaren 25 gün müddetle iki parti halinde açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Açık eksiltme 27.7.950 gününe tesadüf eden perşembe günü saat 15 de Mengen Bölge Şefliğinde toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher metreküpün tahmini bedeli Daren - orgun serisi için 20,00 /e Soğucak - Elecek serisi için 15,00 liradır. Her parti için yüzde 7,5 hesabı ile geçici teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartname Ankarada Orman Genel Müdürlüğü ile Merkez İşletme Müdürlüğünde, ve İstanbul, Devrek, Karabük Devlet orman işletme müdürlükleri ile Mengen ■ Gerede Belediye Başkanlıklarında ve işletmemizde görülebilir.
4 — İsteklilerin müsbit evrak ve ilk teminatları ile komisyona müracaatları. (4790)—(1112)
1 — İşletmemizin Çerkezköy Bölgesinin İstasyon istif yerinde -^svcut (7.263.36) kental kömür açık arttırma suretile satışa çıkarılmıştır.
2 — Arttırma 14.8.950 tarihine raslayan pazartesi günü saat 15 de İşletme merkezinde teşekkül edecek komisyon huzurunda toplanacaktık*
3 — Kömürün beher kentali 10.50 lira olup yüzde 7,5 hesabile geçici teminat alınır.
4 — Bu işe ait şartnameler An karada Orman Genel Müdürlüğün, de, İstanbul, Edirne, Çatalca işletme Müdürlüklerlle Çorkeşköy Bölge Şefliği ve işletmemiz merkezinde görülebilir.
5 — isteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk teminatla-
rlle komisyona müracaatları. (S119).(1188)
1 — İşletmemizin Çatal bölgelinin Elmagediği İstif yerinde mevcut (626) adede denk 306.230 M3. kayın tomruk 11/7/1950 tarhinden 9/8/1950 tarihine kadar 30 gün müddetle pazarlığa terkedilmiştir.
Mevcut 12 parti ayrı ayrı pazarlıkla satılacaktır.
İ
Parti No. Adet M3,
D3.
Beher M3. nün muhammen bedeli
Lira Kr.
Kutru
Maden direği, boylara bölme, yükleme, nakliyat ve istif işi
Devlat 0 man işlatmesi Göynük Müdürlüğünden
1 — İşletmemizin hepsi şose üzerinde bulunan Mongoşlar, Alan-çayı, Kara İbrahimler, Gölderesi ve İlyasın değirmen yanı istif yerlerinde mevcut ceman 754 metreküp çam maden direklerinin boylara bölünmesi, yüklenmesi ve Ali Fuat Paşa istasyonuna nakli ile istif işi eksiltmeye konulmuştur.
2 — Açık eksiltme 7/8/1950 gününe rastlayan Pazartesi günü saat 15 de Göynük İşletme Müdürlüğü merkezinde komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Beher metreküp maden direğinin boylara bölme, yükleme, nakil ve istif işinin muhammen bedeli 15 liradır.
4 — Muvakkat teminat % 7,5 hesabiyle 848 lira 02 kuruştur.
5 — Açık eksiltme şartnamesi Ankarada Orman Genel Müdürlüğünde, Ankara, İstanbul, Adapazar, Bolu, Mudurnu, Beypazarı İşletme Müdürlüklerde İşletmemizde ve Örencik, Geyve, Hacımahmut Orman Bölge Şefliklerinde görülebilir.
6 — İsteklilerin muayyen gün ve saatte evrakı müsbitelerile komisyona müracaatları. (5115)—(1163)
2
10
11
14
15
74
21
22
3
704
419
Kalın înce
Kalın
înce
Devlet Orman işietmesi BtypJzırı MiiMiünden
r1
İr
[■
58
34
4
25
23
1
25
24
144
154
954
108
256
774
K
36.65
Kalın
1 — İşletmemizin Güdül bölgesi mezarlık istif yerinde mevcut 616 adede denk (176) M3 (345) dm3 köknar tomruğu (2) parti halinde 19. 7.950 tarihinden itibaren (10) gün müddetle açık artırma sureti ile satışa konmuştur.
2 — Açık artırma 2.8.950 çarşa mba günü saat 15 de işletme Müdürlüğünde toplanacak komisyon önünde yapılacaktır. #
Beher metre küpünün tahminî bedeli 35 liradır. Yüzde 7.5 hesabiyle geçici teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartname Anka roda Orman Genel Müdürlüğü, Ankara Merkez, Eskişehir, Bolu, Kızılcahamam ve Adapazarı İşletme Müdürlükler.yle, Müdürlüğümüzde gö “ölebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve İlk temlnatla-
riyle kom syona müracaatları. (4950)—(1115)
M. S. B. 2. No. lu Sat. Al. Ko. Bşk. dan:
1 — Kapalı zarf ile 101 kalem elektrik malzemesi satın alınacaktır.
2 — Heps'nin muhammen bedeli 10137 lira 90 kuruş olup geçici teminatı 760 lira 35 kuruştur.
3 — İhalesi l/Ağustos/950 Salı günü saat 11 de kom.syonda yapılacaktır.
4 Şartnameleri ve listesi her-gün öğleden evvel komisyonda görülebilir.
5 — Teklif mektuplarının noksan-
sız olarak l/Ağustos/950 Salı günü saat 10 a kadar komisyon başkanlığına verilmesi. (4910) (1055)
★
M. S. B. 2 No. lu Sat AL Ko. Bşk. dan:
1 — Kapalı zarfla ihales’ne talip çıkmayan 15 kalem Akü ham mal-zeme»! pazarlıkla satın alınacaktır.
2 -- Hepsinin muhammen bedeli 23225 lira olup kesin teminatı 3483 lira 75 kuruştur.
3 — Pazarlığı 29 Temmuz 1950 Cu martesi günü saat 10 da komisyonda yapılacaktır.
4 — Akü ham malzemeleri bir müteahhide ihale edilebildiği gibi azami üçü tecavüz etmemek şartiy-le ayrı ayrı firmalara ihale edilebilir.
5 — Şartnameleri ve listesi İstanbul levazım âm.rlığınde ve her gün öğleden evvel komisyonda görülür.
(4672)—(939)
★
M. S. B. 2 NoJu satın alma komisyon Bşk. dan
1 — Açık eksiltme suretiyle 2000 kutu Fikzatör ile 2000 kutu Revıla-tör satın alınacaktır.
2 — Eksiltmesi 31 Temmuz 1950 Pazartesi günü saat 10 da komisyonda yapılacaktır.
3 — Muhammen fia* Fikzatörün 350 kuruş ve Revilâtörün 390 kuruş olup muvakkat teminatı (1110) liradır.
4 — Tamamı İhale edildiği gibi parçalara da bölünür.
5 — Şartnamesi her gün öğleden •ivvel komisyonda göriililr.
(4782)—(987) ★
Odun ihalesi hakkında
Zara Sa. AL Kom. Bşk. (538)
1— 600 ton odun ilk ihalesinde teklif edilen fiat pahalı görüldüğünden kapalı zarf usulü ile yeniden eksiltmeye çıkarılmıştır. Tahmin edilen bedeli (33000) lira olup geçici teminatı (2475) liradır.
2— Eksiltmesi 8 Ağustos 950 Salı günü saat 16 da Zara As. Gazino binasında yapılacaktır. Şartlaşmalar her gün komisyonda görülebilir.
3— Teklif mektuplarının 8 Ağustos 950 Salı günü saat 15 şe kadar komisyonumuza verilmesi
(5100) (U71)
★
Motopomp Alınacaktır
Harbiye 3 üncü Sa. Al. Bşk. (547).
1 — Tahmin edilen bedeli 25000 lira 2 adet motopomp 4.Ağus.950 Cuma günü saat 14 te Harbiye M.S.B. İstanbul 3. Satın Alma Komisyonunca pazarhkla satın alınacaktır.
2 — Kesin teminatı 3750 lira olup
şartnamesi her gün komisyonda görülebilir. (5150)-(1195)
Ankara (Esenboğa), İstanbul (Yeşilköy). İzmir. Afyon. Diyarbakır, Konya, Esk.şehir. Adana Hava Meydanları S.R.A. Radyo Yardım, cı tesisleri Çelik direklerinin montajı
Kalın
37.16
38
40
.44
işe ait şartname Ank ara _______ ______
ı r, Bursa, Ankara Merkez, Bandırma, M.
25
26
25
37.50
37.50
Kaim
2 — Bu
İstanbul, İzm ., a_)u,aa, mmaıa 01C ı nci, Dtıuuuıucı, ıvı. ıvcıııaıpaşa ve İşletmemiz Müdürlüklerinde ve Çatal (Kepsut) Orman Bölge Şefliğinde görülebilir.
2 — İsteklilerin belli güne kadar işletmemiz komisyonuna müracaatları. (5122)—(1158)
Orman Genel Müdürlüğünde, I. Kemalpaşa ve
Bayındırlık bakanlığından
Sümerbark Malatya Pamuklu Sanayii Müessesesirden (Pamuk döküntüsü, üstüpü, parça bez ve hurda) eşya satılaak
1 — Aşağıda cins ve miktarları yazılı tali hasılat 14.Ağuştos.950 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 14 de Malatyada Müessesemiz binasında pazarlıkla satdacaktır. Teminat akçeleri şartnamelere ekli listelerde gösterilmiştir.
2 — Satış şartnamelerimiz İstanbulda Sümtrhanda Alım ve Satım Müessesesi satış şübesinden, Kayseride Pamuklu Sanayii Müessesesin-den ve Ankarada Sümarbank Satış Mağazasından parasız olarak alınabilir.
3 — Mallan her gün müessdsemiz anborında görmek mümkündür.
4 — Müessesemis satışı yapıp yapmamakta
Miktan
Kg.
serbesttir.
Cinsi
i ı /
-------------- 1
Birinci sınıf pamuk telefj
İkinci sınıf pamuk telefi
Üçüncü sınıf pamuk telefi
Dördüncü sınıf pamuktelefi
Şapka telefi
Temiz üstüpü haşılsız renkli ufak
Kirli ve yağlı üstüpü
Muhtelif üstüpü ve levent sonu (cins -ve tniktarları şartnamemizde yazılı)
Parça bez (0-1-25 cm. eb’adında)
İpekli fistanlık parçası (151-300 cm. eb’adında)
Kalem hurda eşya (cins ve miktarlar gartnemem’zde yazılı)
(5017)—(1127)
J
\ İ
’ i
V t
\ I
Devlet Orman İşletmesi Trabzon Müdürlüğünden
1 — İşletmemizin Of Bölgesi H ayrat Nahiyesi Büyük Harman mev kii Ormanlarından istihsal ve imâl edilecek Maki deresi istif yerine indirilecek olan 4000 metreküp Lâdın tomruğu arttırma suretile satılacaktır.
2 — Mezkûr Lâdin tomruklarının beher r&etreküpünün muhammen bedeli 32 hra 40 kuruştur.
3 — Muvakkat teminatı yüzde 7,5 hesabiyle 9720 liradır.
4 —• Arttırma 7.8.950 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 15 de İşletmemiz Müdürlüğü merkezindatoplanacak komisyon huzurunda yapdacaktır.
5 — Bu işe alt şartname ve mu kavele projesi örneği Giresun, Rize, Gümüşone İşletme Müdürlüklerinde işletmemiz merkezinde ve Orman Genel Müdürlüğünde görü lebilir.
İsteklilerin belirli gün ve saat ta teminatları İle birlikte komisyona müracaatları. (5123)-(1190) Mr „
1 — Eksiltmeye konulan işi Ankara (Eesenboğa), İstanbul (Yeşilköy), İzmir, Afyon, Diyarbakır, Konya, Eskişehir, Adana Hava Meydanları S.R.A. Radyo yardımcı tesıleri direklerinin montajı olup keşif bedeli (97186.14) doksanyedibin yük seksen altı lira ondört kuruş-
2 — Eksiltme günü 7.8.1950 tarihine rastlayan Pazartesi günü saat on altıda Ankarada Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve imar İşleri Reisliği Eksiltme Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Eksiltme evrakı: Vezneye yatırılacak (4.86) dört lira seksen altı kuruşluk bedele ait makbuz karşılığında Yapı ve imar İşleri Reisliği Muamelat Müdürlüğünden alınabilir.
4 __ Eksiltmeye girebilmek için: isteklilerin 1950 yılına ait Ti-
caret Odası belgesi ile usulü dairesinde (6109.31) Altı bin yüz dokuz lira otuz bir kuruşluk geçici teminat vermeleri ve bu iş gibi teknik önemi haiz bir ışı 1yı surette başardığına veya idare ve denetlediğine isbata yarar belgeleri ile birlikte eksiltme gününden en az üç gün önce (tatil günleri hariç) yazı ile Bayındırlık Bakanlığına müracaat ederek bu işi için yeterlik belgesi almaları.
5 _ İsteklilerin eksiltme şartlaşmasının 34 üncü maddesinde veri-
len izahat çerçevesinde (Eks.itina evrakının her parçasına ellişer kuruşluk pul yapıştırılarak bunları imzalayıp zarflarına koymaları, hazırlayacakları yüklenme mektuplarını eksiltme günü saat onbeşe kadar makbuz karşılığında Komisyon Reisliğine vermeleri lâzımdır.
Postada olacak gecikmeler kabul edilmez Keyfiyet ilân olunur. (4965)—(1149)
Elâzığ Yollar 8 inci Bölge Müdürlüğünden
1 _Eksiltmeye konulan İş: Yollar 8 inci Bölge Müdürlüğü Er-
zincan 83 üncü Şube Atölye binası inşaatıdır. Keş.f tutarı (78340.39) yetmiş sekizbın üçyüzkırk lira otuzdokuz kuruştur.
2 — Eksiltme 1/8/1950 Salı günü saat 16.30 da Elâzığ Yollar 8 inci Bölge Müdürlüğü odasında toplanacak olan eksiltme komisyonunca kapalı zarf usuliyle yapılacaktır.
3 — Eks.ltme şartlaşması ve buna bağlı kâğıtlar Bölge Müdürlüğü sorumlu saymanlık veznesine yatırılacak (3.92) üç lira doksaniki kuruşa ait makbuz karşılığında Elâzığ Yollar 8 inci Bölge Müdüflüğü ve Erzincan 83 üncü şube şefliğinden alınacaktır.
4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin usulüne göre (5167.02) beşblnyüzaltmış yedi lira iki kuruş geçici teminat vermeleri ve 1950 yılı Ticaret Odası belgesi ibraz etmeleri lâzımdır.
5 — isteklilerin bu işin tekrhk öneminde bir işi iyi bir surette başardıklarına veya idare ve denetlediklerini isbata yarar belgelerde birlikte ihale gününden en az (tatil günleri hariç) üç gün önce Elâzığ Yollar 8 inci Bölge Müdürlüğüne yazı ile müracaat ederek bu işin eksiltmesine girebilmek ic)n yeterlik belgesi almaları lâzımdır.
6 — (5) inci maddede belirtilen yeterlik belgesinin verilmesinde yapılacak incelemeye esas olmak üzere isteklilerin Bölge Müdürlüğünden alacakları tanınma beyannamelerini doldurarak noterliğe tasdiK ettirilip (tatil günleri hariç) ihale gününden en az 4 gün evvel Bölge vesika komisyonuna vermiş olmaları şarttır.
7 — İsteklilerin eksiltme şartlaşmasının 34 üncü maddesindeki izahat dairesinde (Eks.ltme evrakının her parçasına 50 kuruşluk pul yapıştırarak imza etmeleri ve bu evrakı zarflarına koymaları) hazır, layaoakları yüklenme mektuplarını ikinci maddede belirtilen günde saat 15.30 a kadar alındı karşılığında eksiltme komisyonu reisliğine vermeleri lâzımdır.
Postada olacak gecikmeler kabul edilmez.
Erimiş sadeyağı alınacaktır.
Elâzığ Sa. Al. Kom. Bşk. (537)
1— Elâzığ Garnizon birlikleri için kapalı zarf usulü ile 6 ton Erimiş Sadeyağı satın alınacaktır.
2— Muhammen bedeli 23400 lira, egçici teminat 1755 lira olup eksiltmesi 7 Ağustos 950 günü saat 15 de yapılacaktır.
3— Evsaf ve şartnameler her gün
komisyonda görülebilir. Postada vukua gelecek gecikmeler kabul e-dilmez. (5099) (1172) *
(4884)—(1080;
Koyun Eti alınacaktır
İzmit As. Pos. 12338 Sa. Al. Kom. Bşk. dan (536)
1— 25 ton koyun eti kapalı zarfla eksiltmesi 1 Ağustos 950 Pazartesi günü saat 15.00 te İzmit As. Pos. 2338 Sa. Al. Kom. da yapılacaktır.
2— Muhammen bedeli 53750 lir ilk teminatı 3938 liradır. $artr komisyonda görülür. Te tupları saat 14.00 kad1-
4
Sayfa: 6
ZAFER
ORTAÇTA
Büyük Damping
Almanyadan yeni gelen mallan, mız gayet ucuz Matlarla satışa arze-dilmıştir. Lütfen Matlarımızı okuyunuz.
Gandiler
Alman malı Tobralko
2.75 kr.
Emprime visiralar
3.50 kr.
Gofre Alman malı
2.50 kr.
Anversaten
6.50 kr.
V a I e n c i a
1.95 kr.
Mimoza emprimeler
8.75 kr.
Jorjet Emprime
2.40 kr.
Sûra emprimeler
7.75 kr.
Emprime çomoşırlık
3.50 kr.
Alman malı emitasyon keten
2.75 kr.
ORTAÇ
Aıofortû'ar Caddesi
340 kr. Leonardo poplinler 375 kr. Çekoslovak keteni
No. 224 ( Adlice
karj.sı köşe moğoj Tel : 11135 - Ankara
750 kr.
l.je j za) / ara ’ L
r —ı
Satılık çırçır ve çeltik fabrikası
Adana Sümerbank Pamuk Satınalma ve Çırçır Fabrikası Müessesesinden:
1 _ Ceyhanda kâin Sümerbanka ait muhammen kıymeti 570772. — lira olan Çırçır ve Çeltik fabrikası satılıktır.
2 — 15578 metre kare saha üzerinde depo, ambar, sundurma, ikâmet evi ve yazıhane gibi müteaddit binalarla işler bir halde makineleri muhtevi olan işbu fabrika her zaman mahallinde görülebilir.
3 — Bizzat veya mektupla müessesemize müracaat edenlere plânı ve kâfi malûmat verilir.
4 — Satış kapalı zarf usuliyle yapılacaktır.
5 — Muvakkat teminat 42810 liradır.
6 — Teklif mektuplarının teminat ile birlikte en geç 15. Ağus-tos.950 Sah günü saat 10 a kadar müessesemize tevdi edilmiş olma-lıdir.
7 — Müessese ihaleyi yapıp yapmamakta serbest olduğu gibi
yapılacak ihale dahi Sümerbank İdare Meclsiinin tasdikinden sonra hüküm ifade edecektir. (ZSII) (L90S) (frZ£6)
inşaat ilânı
Boyabat Devlet Orman İşletmesi Müdürlüğünden
Taze fasulye Taze kabak
T. fasulye ve kabak alınacaktır
(539):
10000 kilo
5000 .
Muhammen fiatl Lira Krş.
Geçici Tem. Lira Krş.
İhale tarihi Saati
Çorum - İskilip, Çorum - Osmancık aralan Posta taşıma işleri kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur Çorum P. T. T.J Müdürlüğünden
1 __ Aşağıda meyaneleri gösterilen ve ihale’erj ayrı ayn yapıla-
cak olan Çorum - İskilip ve Çorum. Osmancık araları 1950 - 1951 devresi posta taşıma işleri üçer senelik olarak 14.7.950 gününden 28.7.950 gününe kadar onbeş gün süre ile ve kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
A — Çorum - İskilip arası haftada karşılıklı altı seferli yediyüz-yirmi lira ayhk tahmini bedelli bin- ikiyüz doksan altı hra geçici teminatlı dörbin lira idari kefaletli üç sene süreli otomobiUe nakil şartlı posta taşıma işi,
B — Çorum" _ Osmancık arası haftada karşılıklı beş seferli altıyüz hra aylık tahmini bedelli bin seksen lira geçici teminatlı üç bin lira idari kefaletli üç sene süreli otomobille nakil şartlı posta taşıma işi,
2 — Eksiltmeler 28.7.950 tarihine rastlayan cuma günü saat 15 de Çorum P. T. T. Müdürlüğü binasında yapılacak vaki olacak tekliflere göre her iki eksiltme hakkında şartlaşmalarının ikinci maddesine göre işlem yapılacaktır.
3 — 2499 sayılı Artırma Eksiltme ve İha'e Kanununun 32 inci mad desine göre hazırlanacak teklif mektuplarının eksiltmenin açılma sa-atından bir saat öncesine kadar Komisyon Başkanlığına alındı kâğıdı karşılığında verilmesi şarttır. (Postada olacak gecikmeler kabul edilmez).
4 — Teminatların teslim yeri P. T. T. veznesidir.
5 — İsteklilerin ergin ve iyi huy sahibi olduk'arına namus ve haysiyete dokunur suç ve hele ağır hapis veya o derecede cezayı gerektirecek bir eylem ile hükümlü bulunmadıklarıfia erklik derecesine güvenilir kişilerden olduklarına dair belgeler göstermeleri okur yazar olmayan isteklilerin noterden onanmış bir vekâ'et kâğıdı ile okur yazar bir vekil bulundurmaları,
6 — İsteklilerin eksiltme şartlaşmasını kanuni tatil gün ve şaatları
dışında her gün Çorum P- T. T. Müdürlüğü Yazı İşleri Odasından bedelsiz alacak veya görebilecekleri ilân olunur. (5005) — (1088)
1 — Boyabat Devlet Orman İşle tmesi Bürnük ve Elekdağ bölgelerinde yapılacak Bakım memuru evleri kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
2— Yapılacak işin keşif bedeli (14.000) lira ve muvakkat teminatı (1050) liradır.
3— Eksiltme evrakı Ankarada Orman Genel Müdürlüğü inşaat şubesinde, İstanbul Limanhanda Orman İşletmesi Müdürlüğünde ve İşletmemizde görülebilir.
4— Eksiltme 1/8/1950 Sah günü saat 15 de Boyabat Devlet Orman İşletmesi Müdürlüğü binasında toplanacak Komisyon marifetiyle yapılacaktır.
5— Eksiltmeye gelecek taliplerin bir teahhütte -bu gibi teknik ehemmiyette bir işi yaparak kat'î kabulünü yaptırdıklarına veya idare ve kontrol ettiklerine dair vesi kalariyle birlikte ihale gününden (tatil günleri hariç) en az üç gün evvel bir düekçe ile Kastamonu ve Sinop Bayındırlık Müdürlükleı ine müracaat ederek ehliyet vesika
! ları almaları ve kanunun tayin et-tiği diğer vesaikle birlikte teklif . mektuplarına eklemeleri ve eksiltm e saatinden bir saat evveline kadar Komisyona vermeleri lâzımdır.
6— Postada vaki gecikmeler kabul edilmez.
Cins miktar muhammen bed
Taze fasulye 5000 »
Taze kabak 5000 »
H§a ^051 iv es aiB)ıx'J'N
Kırıkkale birlikleri için 5000 00 3200 00
Elmadağı birlikleri için 2500 00 2000 00
375
240
187
150
(5113) (1164)
Maden direği naklettirilecek
Devlet Demiryolları Samsun liman satınalma komisyonundan
1 — Çeltek kömür madeni için 600 m3 maden direği Tokat orman işletmesi Omoahk istif yerinden Turhal istasyonuna, 500 m3 direk Vezirköprü orman işletmesi Hamyol istif yerinden Çeltek madenine ve 250 m3 maden direği Tosya orman işletmesi orman dışı fabrika istif yerinden Çeltek madenine nakil işi, kapalı zarf usulile ek-1 siltmeye çıkarılmıştır.
| 2 — Tokattan Turhal istasyonuna kadar muhammen nakliye be-
deli metre küpü 750 kuruş, Vezirköprüden Çeltek madenine kadar 1400 kuruş Tosyadan Çeltek madenine kadar 4500 kuruştur.
I 3 — Muvakkat teminat 600 direk için 337.5 lira, 500 direk için 525 lira ve 250 direk için 844 liradır.
| 4 — Direklerin istif yerinde kamyona tahmil ve tahliyesi müte-
ahhide aittir. Direklerin hepsine birden teklif verileceği gibi ayn | ayrı da teklif verilebilir. Şartname ve mukavelename Samsun satın alma komisyonunda ve Çeltek kömür madeni müdürlüğünde görülebilir.
| 5 — Eksiltme 31/7/1950 günü saat 10 da Samsun liman müdürlü-
ğü binasında toplanacak satın alma komisyonunda yapılacaktır.
I 6 — Taliplerin 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesi gereğince | hazırlıyacakları teklif mektuplarını eksiltmenin açılışından bir saat evveline kadar komisyon başkanlığına vermeleri lâzımdır. Postada o-lan gecikmeler kabul edilmez_____________ (4824)—(1003)
00 11/8/1950 10.00
50 » 10.00
50 . 10.00
00 » 10.00
ve ihale günü yukarda yazılı ihtiyaç As. Pos. 17643 Sa. Al. Kom. her gün komisyonda görülebilir. İsteklilerin (5105)—(1168)
UE)JflUl 3A ısuıo eii
ca açık eksiltme usulü ile satın alınacaktır. Şartname mezkûr gün ve saatte gecici teminat makbuzlariyle komisyona müracaatları.
Zabıta Memuru Alınacak
Ankara\3eledigesi&Başkanltğ ndan
1— Belediyemiz Zabıtası teşkilât kadrosunda açık bulunan 20 şer lira kadro maaşlı Zabıta memurluklarına aşağıda yazılı nitelikleri haiz olanlar arasında yarış sınavı ile memur alınacaktır.
A) Belediye Memur ve Hizmetlileri Tüzüğünün 3 cü maddesinde yazıh nitelikleri haiz olmak,
B) En az orta okul mezunu bu lunmak,
C) Fiilî askerlik ödevini yapmı ş ihtiyata kayıt olunmuş bulunmak,
Ç) 30 yaşından yukarı yaşta olmamak,
D) Boyu bir metre yetmiş santimden aşağı olmamak,
E) Fena hallerle tanınmış bulu nmamak,
F) Namus ve haysiyeti muhil bir suça mahkûm edilmiş olmamak,
G) Ecnebi kız veya kadınla evli veya yaşar bulunmamak,
H) Vücutça sağlam olduğu tam teşekküllü bir hastane sağlık kurulunca muayene neticesinde s abit olmak,
Bu şartları tevsik eden belgeler ibraz edilmedikçe talip sınava kabul edilmez.
2— Yukarıda yazıh şartlan ha iz bulunanların en geç 27/7/950 Per-
şembe günü saat 17 ye kadar dilekçelerine bağlıyacaklan kimlik belgesi, askerlik terhis tezkeresi, bitirdiği okul diploması, aşı kâğıdı, hal tercümesi, 9X12 eb’adında dört adet fotoğraflan ile birlikte Ankara Belediye Başkanlığına başvurmaları ve 29/7/950 Cumartesi günü saat 9 da sınavlan yapılmak üzere Anka ra Halkevi kitaplığında hazır bu-lunmalan ilân olunur. (5692) (1174)
r
A
M. S. B. 1 No. lu Sa. Al. Ko. Bşk. dan: (Ankara)
Lv. âmirliği ihtiyacı için kilosuna verilen 8 kuruş 25 santim âmiri i-taca pahalı görülmesinden pazarlıkla satın alınacağı ilân edilen 1400 ton kuru otun ilk pazarlığına istekli çıkmadığından ikinci pazarlığı 31/7/1950 günü saat 11 de yapılacaktır.
Tutarı 115500 lira olup kesin teminatı 14050 liradır. Şartnamesi 1 her gün komisyonumuzda ve İst. J Lv. amirliğinde görülebilir. 1400 ton**, kuru ot bir istekliye verilebileceği '1 gibi hususi şartnamenin 9 uncu ■ maddesinde gösterilen miktarlar ü- I zerinden ayrı ayrı ihale edilebilir. b (5140)—(1207) ,
★
M. S. B. 2 No. Satın Alma Ko misyon Bşk. dan:
1 — Açık eksiltme ile Gn. Shh. Deposu ihtiyacı için 52 çeşit âlet ) ve edevat satın alınacaktır.
2 — Eksiltmesi 12 Eylül 1950 Salı . günü saat 10 da komisyonda yapıla- 1 çaktır.
3 — Muhammen bedeli (8000) lira olup geçici teminatı (600) liredir. I
4 — Tamamı ihale edilebildiği gibi parçalara da bölünebilir.
5 — Şartnamesi her gün öğleden ) evvel komisyonda görülür.
(5188)—(1226)
1
1
••
Erzincan İlinden
1 — Kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulan iş İliç İlçesinde Hükümet Binası inşaatıdır. Açın tutarı 155174.98 liradır.
2 — Eksiltme 3/8/1950 Perşembe günü saat 16 da Bayındırlık Müdürlüğü odasında toplanan ihale komisyonunda yapılacaktır.
3 — İstekliler ihale gününden üç gün evvel Valilik Makamına müracaatla buna benzer bir dJefada 75 bin liralık iş yaptıklarına dair vesika komisyonundan alacakları yeterlik 1950 Ticaret Odası belgesi ve 9008.75 liralık geçici teminat vermeleri lâzımdır.
4 — Proje, keşif viesair evrak her gün Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
8 — İstekliler teklif mektubu ve belgelerini ihale günü saat 15 e kadar leksiltme komisyonuna vereceklerdir. Postadaki gecikmeler kabul edilmez. (4W5)
Kocaeli İli Daimî Komisyonundan
1 — Gebze İlçesinin Tuzla istasyon . Tuzla yolunun 0X006—2X47» kilometreleri arası esash temlratı ile bir metre açıklığında bir menfez inşası açık eksiltmeye konmuştur.
I — İhalesi Ağustosun 7 nd Pazartesi günü saat on beşte İl Daimî Komisyon Odasında yapılacktır
* — Keşif bedeli (0103) hra 25 kuruş geçici teminatı da (IMS) lira 67 kuruştur.
4 — Eksiltmeye iştirak İçin (tatil günleri hariç) ihale tarihinden en az iki gün evvfel dilekçe ile İl makamına müracaatla yeterlik beL-gesi alınması lâzımdır.
3 —■ Bu İşe ait şartname ve sair evrak İl Daimî Komisyon ve Bayındırlık Müdürlüğü kalemlerinde görülebilir.
6 — İsteklilerin ikinci maddede yazıh gün ve saatte belli miktar,, geçici teminat makbuzu veya banka mektubu, yeterlik belgesi ve 95» ydı Ticaret Odası vesikası ile İl Daimî Komisyonuna müracaatları.
(4993)
Devlet Orman İşletmesi Giresun
V
Ankara - İstanbul sabahları saat 7 de İstanbul - Ankara, akşamları saat 18 de 22 Temmuz Cumartesi gününden itibaren her gün muntazaman seferlerine başlamıştır.
Sayın yolcuların rahat ve emin gitmeleri için aşağıdaki adrese müraoaatları.
NOT: Vilâyet Jandarma Komutanlığı karşısında Emniyet Oto Yazıhanesi. Tel : 12909.
İstanbul’da : Sirkeci Orhaniye caddesi, Aşmalı kahve bitişiğinde Çorlulu Raşit yazıhanesi.Telefon: 25705. Akşamları saat 18 de Haydarpaşa garından hareket eder.
Karfıçe Çivisi Alınacak
Kocaeli İli Daimî Komisyonundan
1 — Adapazarı - Kâzım p aş* yolunun 6X606—1X866 kilometreleri arasında (1800) metrelik şosenin -»sash onanını Ağustosun 7 nci Pazartesi günü saat on beşte ihalesi yapılmak üzere açık eksiltmeye konmuştur.
2 — Keşif bedeli (21612) lira geçici teminatı da (1668) lira 56 kuruştur
3 — Eksiltmeye iştirâk için (tatil günleri hariç) ihale günündlen en az iki gün evvel dilekçe ile İl makamına müracaatla yeterlik belgesi alınması şarttır.
4 — Bu işe ait şartname ve sair evrak 11 Daimî Komisyon ve bayındırlık müdürlüğü kalemlerinde görülebilir.
5 — İsteklilerin birinci madde- de yazılı gün ve saatte belli miktar teminat makbuzu veya banka mektubu, yeterlik belgesi ve 950 yılına ait Ticaret Odası vesikası ile İl Daimî komisyonuna müracaatları. (4994)
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satınalma Komisyonundan:
1 — 30000 kilo muhtelif eb’atta Karfiçe çivisi kapalı zarf usulde satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 17530 lira olup muvakkat teminatı 1314 lira 75 kuruştur.
3 — Şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme 4/Ağustos/1950 Cuma günü saat 11 de Haydarpaşa Gar binası dahilindeki Hapdarpaşa Satınalma Komisyonunda yapılacaktır.
Teklif mektuplarının o gün saat 10 a kadar makbuz mukabilinde komisyona verilmesi veyahut muayyen olan saatten evvel ele geçecek tarzda iadeli taahhütlü olarak posta ile gönderilmesi.
(4839)
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığından
Hemşire ve Laborant Okullarına öğrenci alınacak
Bu okullar İstanbul Çocuk Hastanesile Haydarpaşa ve Ankara Nü mune hastanelerindedir. Panasız - y atılıdır. Yaşı 15 ten aşağı ve 25 ten yukarı olmıyan orta okul mezunu kız öğrenciler alınır. Öğrencilere muayyen bir harçlık verilir.
Girmek istiyenlerin aşağıda ya zıh belgeleri doğruca Bakanlığımı-aa göndermeleri.
1 — Dilekçe,
2 — Nüfus kâğıdı onanmış örneği,
3 — Sağlık kurulu raporu,
4 — Doğruluk kâğıdı (okuldan veya polisten),
5 — Orta okul diploması veya bitirme derecesini gösterir öğrenim belgesi,
6 — Üç tane resim.
(4914)—(1113)
İstanbul Gümrük Muhafaza Deniz Bölge Komutanlığından:
1 — Kapalı zarfla altı adet yardımcı dizel makinesi satın alınacak-
2 — Muhammen bedeli 32000, geçici teminatı 2400 liradır. Teminat İstanbul Galata Çinili rıhtım hanında Gümrük Muhafaza Başmüdürlüğündeki saymanlığımıza yatırılacaktır.
3 — Kapalı zarfla ihalesi 8.8.950 Salı günü saat 13 de aaı geçen komutanlık komisyonunda yapılarak tır.
4 — İsteklilerin zarflarını eksiltmeden bir saat evvel (saat 14 de) komisyona vermiş olacaklardır. Şartname Ankara’da Genel Komutanlıkta, İzmir’de'Gümrük Muhafaza Deniz Bölge Komutanlığından ve İstanbul’da komisyonumuzda görülebilir. (9546) (4998)—(1121)
der kanuı |
(8874)—(4571)
1 — İşletmemizin Karaduga * bölgesi Gelavara sahil son deposun-istife alınmış 1950 yılı nakliyatiyle gelen aşağıda istif numarası ve teminatı yazılı olan çam tomrukları açık art-
da . . _
adedi, hacmi, Myatı _ ___________,________________________
tırma suretiyle 18/7/1950 tarihinden itibaren 15 gün müddetle satışa çıkarılmıştır.
İstif No.
Adet Hacim Fiatı % 7,5 geçici teminatı
8, 9 ve 10 1277
12, 13, 14, 15 544
17, 18, 19 498
21, 22, 23 553
2 — Fiyatı 44 lira 20
189,243 44,02 609,60 Lira
158,067 57,77 672,18 »
142,448 57,77 605,76 »
151,603 57,77 644,70 »
. kuruş olan 189,243 M3. çam tomruklannm
kuturları 23 ilâ 30 santim arasındadır.
3 — İhale 2/8/1950 Çarşamba günü saat 15 de Tirebolu Oroıari Bölge Şefliğinde toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
4 — Bu işe ait şatış şartnamesi ve ölçü listeleri Ankara Orman Genel Müdürlüğünde, Trabzon, Samsun, Ord.u işletmeleriyle işletmemizde ve Tirebolu ve Karaduga Orman Bölge Şefliklerinde görülebilir.
5 — İsteklilerin belirli gün ve saatte ilk teminat akçe ve lüzumlu vesikalariyle birlikte komisyon umuz^, müracaatları ilân olunur.
(5112)—(1165)
Çam tomruk satışı
Tavşanlı Devlet Orman İşletmişi müdürlüğünden
1— İşletmemizin Değirmisaz İs tasyon istif yerinde mevcut 5 parti tutarı 259.294 metreküp çam tomruğ u 18/7/950 gününden itibaren 15 gün müddetle açık artırma suretiyle sa tışa konulmuştur.
2— Tomrukların muhammen b edeli 3, 5 inci partilerin metreküpü 39.50 lira. 1, 2, 4 cü partilerin metre küpü 53.00 lira olup her parti için % 7.5 hesabiyle geçici teminat alın ır.
J— Buna ait şartname Ankara da Orman Genel Müdürlüğü ve merkez İşletme Müdürlüğü, İstanb ul, Eskişehir, Balıkesir, Kütahya, Afyon, Uşak, Dursunbey Orman İş letme Müdürlüklerinde görülebilir.
4— Taliplerin 2/8/950 Çarşamba günü saat 15 de Tavşanlı İşletme Müdürlüğünde toplanacak komisyo na müracatları ilân olunur.
(5116) (1162)
Teessürle bayılanlara. Çarpıntıya, Sin^buSranİaryıa NEVROL CEMAL 20 DAMLASI DERHAL FERAHLANDIRIR. EVLERİNİZDE MUTLAKA BULUNDURUNUZ
blzm. A» Sk Al 10. O.
Konya 3. Bölge Müdürlüğünden
î ı . • . j â • • Tutan
Cinsi Miktarı Lira Kuruş
Çimento nakliyesj 450 ton 24440 00
Istanbuldaki depolardan Konya, Afyon, Çay, Burdur istasyonlarına ve Antalya, Alanya iskelelerine 450 ton çimentonun nakli kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çıkarılmıştır.
Eksiltme 10.8.950 perşembe günü saat 15 de Konyada Yollar 3. Bölge Müdürlüğü binasmda komisyonumuz huzurunda yapılacaktır.
Muvakkat teminat 1833 liradır.
Bu işe ait şartname Ankara, İstanbul ve Konyadaki Karayolları 4, 1, 3, cü Bölge Müdürlüklerinde görülebilir.
İsteklilerin muayyen gün ve saatten 1 saat evveline kadar kapal» zarflarım komisyonumuz başkanlığına vermelerini ve postada vaki olacak gecikmelerin kabul edilmiyeceği ilân olunur. (5016)—(1126)
Açık EktUtme İlânı
İstanbul Defterdarlığından:
Keşif bedeli Lira Kr.
29994 55
Geçici teminatı Lira
Kartal Malmüdürlüğü binasında yaptırılacak onarma İşi. (Dosya No. 5213—576)
Yukarıda yazılı onarma işinin 14/8/1950 Pazartesi günü saat 15 de Millî Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda açık eksiltme ile ihalesi yapılacaktır. İsteklilerin teminat makbuzları ve 950 yılı Ticaret Odası belg-eleriyle en az bir kalemde (30000) liralık bu işe benzer iş yaptıklarına dair eksiltme gününden (Ara verme günleri hariç) üç gün evvel vilayet makamına müracaatla alacakları ehliyet vesiklari-le birlikte eksiltme günü ve saatinde komisyona müracaatları, keşif ve şartlaşmalarını görmek ve imzalamak için de sözü geçen müdürlüğe başvurmaları. (5159)—(1211)
2250
1
I
Ağn Valiliğinden:
1— Doğubayazıt ilçesi sağlık merkezi ikinci kısım ikmali inşaatı kapalı zarf usulü suretiyle eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli (198375) Ura (02) kuruştur.
2— Eksütme 11/8/950 Cuma günü saat (H) de Ağrı hükümet konağı içinde Bayındırlık Müdürlüğü o-dasında toplanacak ihale komisyonunca yapüacaktır.
3— Zarfların ihale saatinden en az bir saat evvel makbuz karşılığı komisyon başkanlığına verilmesi lâzımdır.
4— İhale dosyası her gün Ankara Byındırlık Bakanlığı yapı ve i-mar işleri reisliğinde ve Ağn Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
5— Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin usulüne göre (11168) lira 75 kuruşluk teminat vermeleri ve eksiltme şartlaşması gereğince 1950 yılı Ticaret Odası belgesi ibraz etmeleri lâzımdır.
6— İsteklilerin bu işin teknik ö-neminde (50.000 )liralık bir işi muvaffakiyetle yaptıklarına dair belgeleriyle ihale gününden (tatil günleri hariç) üç gün evvel valilik makamına müracaat ederek bu işin ek sdtmesine girebilmek için yeterlik belgesi almaları şarttır.
T— Postada vaki gecikmeler ka bul edilmez. (5124) (1157)
1
D
I
■
E
■aklU.
Mümtaz Faik FENİK
Bu nüshada yajalşiarinı fillaa itea İtanı IinCİOÖLC
Bamldığı yar: OÜHRŞ MATBAASI
i
J
ZAFER’in Abone Şartları Memleket ifı
12 aylık 0 (
3 (
2S Lira
18 «
I •
1
t
12 aylık
6 .
3 .
Memleket (4ışı
............. ö8.Lire ............. 30 .
............. 18 .
ZAFER’in İlân Şartlan
Başlık ................ 15 Lira
2 ve 3 üncü Sayfada Sm. 3 (
Diğer sayfalarda Sm. ...2.25
Doğum, Nikâh, Nişan, Ölüm ve Mevlût ilânları 5 santimi geçmemek şartiyle 15 lira.
Malatya Valiliğinden
İl merkezi civarında 19071 lira 88 kuruş keşif bedelli Boğa Deposu inşaatının 14/8/1950 Pazartesi günü saat 11 de il daimi encümeninde açık eksiltme ile ihalesi yapılacaktır. Muvakkat teminatı 1431 Unadır. İsteklilerin bayındırlık ehliyet ve Ticaret Odası belgeleriyle belirli I zamanda müracaatları. (Plân, mukavele, hususi fennî şartname, proje, I keşif dosyaları daitni komisyon ve bayındırlık kalemlerinde görülebilir. _ , (5171)—(1206) '
tarife tatbik edilir.
Devamlı ilânlar için hususi
Gazeteye gönderilen evrak v« yazılar neşredilsin edilmesin iade edilme*.
ilânlardan mesuliyet kabul edilmez.
I
1
1
*
p
ii
ZAFER
Sayfa: 7
26-7-195Ü
)
1
Günün geç saatlerinde ç.«an demokrat gazete
r
Muammer Karaca
Bu Akşam
Rakım 185
NOT : 1 Ağusto» izmirde temsillere başlanacağından
•i
in
J)
rlı-
.pı-
i;
bin
ıcu
)7)
(a
ıh. let
alı la-
't
yurt Mes’ete'ert
Köy yolları ve
*
/
En yeni haberler - En güzel tefrikalar - En seçme fıkralar ve memleketin en tanınmış ve sevilmiş imzaları
e • e •
Pek yakında (ikmaya başlayacak olan Zafer AKŞiM POSTASI, Ankaı almn özleaiği gazete olacaktır
Fiyatı her yerde 5 kuruştur
Junkers
w.
Yalnız 4 gün kaldı
Biletler Berkalp Kitap Sarayında satılır.
feci hakikatler
2
Ankara BeBdiye Başken’ ğından
1 — Dışkapıda Keçiören şube tabipliğinin işgalinde bulunan binanın tem'rj işi pazarlıkla yaptırılacaktır.
2 — Muhammen bedeli (1466) bin dört yüz altmış altı liradır.
3 — Teminatı (109) yüz dokuz lira (75) yetmiş beş kuruştur.
4 — Teminat belediye veznesine yatırılacaktır.
5 — Şartname ve keşif cetveli her gün belediye tutanak müdürlüğü kaleminde görüleb İ r.
6 — Pazarlıkla 2/8/1950 Çarşamba günü saat 16 da belediye dairesinde toplanan komisyonda yaptırılacaktır.
7 — İsteklilerin belli gün ve ^saatte belediye komisyonuna baş vur
malan. (5132)—(1210)
★ (Baştarafı 2 nclde) 15 milyonluk kitlenin o ufacık kâğıt parçalarında toplanan kuvvetleri hakimdir. Binaenaleyh, hükümetlerin ayakta durabilmeleri köy davalarında gösterecekleri alâkaya ve babda başaracakları işlere bağlıdır. Bugün köy yolu denince ister istemez hatırımıza keçi yolu, patika gibi koca bir kış karla örtülü, uzun bir yaz toz ve taşla kaplı; yağışlı mevsimlerde bir batak ve çamur deryası olan hüdainabit geçitler glme.ıtedir. Halbuki köy yolları, insan vücudundaki kan damarları gibi, bir memleketin hayatiyetile çok yakından ilgili unsurlardır. Köylerimizin yola kavuşmasile temin edilecek gelişmeleri şöylece hülâsa etmek mümkündür:
a) Köylerimizin ziraî, ticarî durumlarında bir hareket vukua gelecektir. Köylü mallarını büyÜK merkezlere kolaylıkla nakledecek; tüccar istihsal mahallinde satın alma muameleleri de bulunabilecektir. Tabiî membalardan istifade imkânları çoğalacaktır.
b) Kültür harexetlerlnin yayıl-
ması hızlanacaktır. Köylerde vazife alan memurlar şehir ve kasabalarla irtibatlarını muhafaza edebilecekleri için, münevverlerimizin köyden firar hareketleri büyük mikyasta önlenecektir. Gazete ve broşürler en ücra köylerimize kadar gönderilebilecektir. ı - ----------- —e.—
c) Nakliye fiatkn ineceği İçin varsa! Dr- Profesör 48 sayfada, üze-
bil ucuzluk mallara inikas edecek; rı.?de dikkat,e durulacak başka bir pahalılık geniş mikyasta önlen’-' güzel *ifade’ beyan buyurmuş: çektir. 1 **"
d) Köylünün şehre ve gc„lll4 iş adamlarının köye sık sık vuku
istihdaf eden bu programın tatbikatına geçilmek üzeredir. Karar, vatandaşların ekseriyetinin reyleri-le iş başına gelmiş demokrat bir hükümete yaraşır olgunluktadır. Yalnız bir nokta var ki, işaret etmeden geçemiyeceğız: Eğer köy yollarının yapımı vilâyet Harelerinin malî imkânlarına terkedilir ve yol vergis nde de bir reform yapılmazsa, neticenin hüsran oalcağını şimdiden, tereddütsüz beyan edebilir z.
Kemal Cündübeyoğlu
Tenkidler
Düşünceler
Çok zamandır beklenen «JUNKERS. havagazı otomatları gelmiştir. Mevcudu az olduğundan hemen müracaat ederseniz, tanınmış ve senelerce memleketimizde tecrübe edilmiş bir otomat almış olur-
Satış yeri: Akdeniz Güven LTD.Şti Posta caddesi No. 72 (5178)
Çam tomruk satışı
Tavşanlı Devirt Orman İ.letmesi MûdC'ilüöürd n
— işletmemizin Değirmisaz istasyon istif yerinde mevcut 5 parti tutarı 259.294 metreküp çam tomruğu 18/7/1950 gününden itibaren 15 gün müddetle açık arttırma suretiyle satışa konulmuştur.
2 — Tomrukların muhammen bedeli 3, 5 inci part.lerin metreküpü 39.50 l.ra, 1, 2, 4 üncü partilerin metreküpü 53 lira olup her parti İçin % 7.5 hesabiyle geç.ci teminat alınır.
3 — Buna ait şartname Ankarada Orman Genel Müdürlüğü ve Merkez İşletme Müdürlüğü, İstanbul, Eskişehir, Balıkesir, Kütahya, Afyon, Uşak, Dursunbey Orman İşletme Müdürlüklerinde görülebilir.
4 — Taliplerin 2/8/1950 Çarşamba günü saat 15 de Tavşanlı işletme Müdürlüğünde toplanacak kom.syona müracaatları ilân olunur.
(5196)—(1220)
Cebeci Doğan Bahçesinde
Mim Bani - Opereti
Ankarada ilk defa
Kalanrş Pansiyonu
Biletler Anafartalar caddesinde Müzeyyen Abla Gişesinde satılır 3 Ağustos MİM BAKİ gecesini bekleyiniz. (6118)
Belediye Başkanlığından
Yapılan umumî muayenelerde noksanlıkları görülen motörlü taşıtların bu noksanlıklarım gidermeleri hususunda kendilerine bırakılan müddet sona erm ştir.
1/8/1950 Salı gününden 10/8/1950 gününe kadar olmak üzere 10 gün müddetle —tatil günleri hariç— her gün saat 14 den 16 ya kadar H podrom önünde, daha evvel n.uayeneye gelmemiş veya bir takım noksanlıkları olduğu bildirilmiş bulunan motörlü taşıtların yeniden muayeneleri yapılacaktır.
Umumî muayenelere gelip noksanlıkları bulunmadığına dair sa -lâhiyetli memurlar tarafından muayene cüzdanlarına meşruhat verilmiş olan taşıtlar bu mecburiyete tabi değildirler. Keyfiyet ilân olunur.
(5191)—(1224)
En Büyük kuvvet bilgidir
İyi bir otomobilci hayata emin gözlerle bakabilir
Ankara
Şoför Okulu
Ağustos devres ne kaydınızı yaptırınız
Müracaat saatleri her gün 14—18 arası Tel: 21649 Ismetpaşa Cad. No. 14 (5182)
Muhammen
Miktarı Bedeli
Urfa 3 Gümıük Muhafaza Alayı falınılma Komisycnu
B ışl anlı ıından
Teminatı
thalen'n
tarihi gün İhalenin ve saati şekli
Satıl k Arsa
Cebecide, Konservatuvar arkasın da içinde su ve elektriği bulunan 1642 ada 1 parsel 5613 metrekare arsa ehven fiyatla satılıktır. Telefon: 14838. (5185)
i.
D
1 ri
ö
1-
I-
!İ
İİ
1
I
İ
75 ton
14/8/1950 Pa- Kapalı zartesi saat zarf 10 da
1 — Urfa gümrük muhafaza alayı motörlü vasıtaları için
benzin alınacaktır. Şartnamesi komisyonda her an görülebilir.
2 — İhale Urfa Gümrük Muhafaza Alayı binasındaki satın alma kom:syonunda yapılacaktır.
3 — istekliler evrakı müsbiteleriyle b'rl kte gelecekler ve teminatlarını alay saymanlığı veznes ne yatıracaklardır.
4 — Mektuplar ihale saatinden bir saat önce komisy-sa verilmiş bulunacaktır.
5 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun 31 inci ve müteakip maddeleri göz önünde bulundurularak ihaleye iştirakleri ilân olunur.
(4214)—(1226)
Karayolları Genel müdürlüğünden
300 lira ücretle, İngilizce bilen, seri İngilizce ve Türkçe daktilo yazabilen bir daktilograf alınacaktır.,
Taliplerin 29/7/1950 gününe kadar Karayolları Genel Müdürlüğü Personel Şubesi Müdürlüğüne müracaatları ilân olunur.
(5173)—(1204)
Ankara C. Savcılığından:
1 — Ankara Merkez Ceza ve Tevkifevler nin 1950 malî yılı ekmek ihtiyacı kapalı zarf usulü İle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Eksiltme Ankarada adalet dairesinde toplanacak satın alma JpjmHyonunda (11/8/1950) tarihine rastlıyan Cuma günü saat 15 de
yakacaktır.
3 — (900 gramlık tek tip ekmeğin) muhammen miktarı (115.500) yüz on beş bin beş yüz adettir.
4 — Ekmeğin muhammen bedeli (34.650) otuz dört Lin altı yüz elli liradır.
5 — Geçici teminat miktarı (2598.75) iki bin beş yüz doksan «ekiz lira yetmiş beş kuruştur.
6 — Eksiltmeden mütevellit damga resmi, mukavele, teminat mOK tubu, bilûmum verg 1er, teslim ve muayene masrafları, İlân ve nakil ücretleri müteahhide aittir.
7 — Buna dair şartnameyi görmek ve almak lstlyenler’n memu-
riyetimize ve fazla bilgi edinmek isteyenlerin de Cebecide Merkez Cezaevi Müdürlüğüne baş vurmaları ve şartnameyi almak lstiyenlerln (172) kuruş mukabilinde memuriyetimizden alabilecekleri ilân olunur. (5178)—(1218)
Çank'rı Ifi Daimi Komisvonundnn
1 — Çankırı - Şabanözü yolunun 14+500—23 + 000—25+000 İnci kilometrelerde (18900) lira (61) kuruş keşif bedelli üç adet betonarme köprünün inşaatı açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu işe ait eksiltme şartnamesi, mukavele projesi, bayınurlık fgleri genel şartnamesıle fenni şartname, ölçü ve keşif cetvelleri ve
daimi komisyon kalem nde her gün görülebilir.
3 — Eksiltme 24 Ağustos 1950 tarihine rastlıyan Perşembe günü saat 15 de il de:m| komisyonunda yapılacaktır.
4 — Geçici teminat (1422) lira (46) kuruştur.
5 — Eksiltmeye g'rmek lstiyenlerln yukarda yazılı gün ve saatte geç'ci teminatı yatırdıklarına dair banka makbuzları ve 1950 yılında Ticaret Odasında kayıtlı bulunduklarına dair vesikaları ile birlikte il daimi komisyonunda hazır bulunmaları ilân olunur. (5166)—(1219)
İLÂN
İçcebecde imârın 2978 ada ve 4 parselindeki 500 metre kare arsam üzerine ev yaptıracağımdan bunun 7 metresi Zeynep ve Meryem adındaki şahıslara şuyulu bulunduğundan onbeş gün içinde Dışka-pı Atıfbey 63 No. daki adresime müracaatları ilân olunur. (5181)
Kiralık yazıhane
Anafartalar Cad. 167 No. da piyasanın işlek yeri olan Ülkü Mağazası karşısında dükkân üstünde 2 ayrı yazıhane doktor, terzi, avukat için kiralıktır. Her gün saat 17 den sonra yanındaki yorgancıya müracaat Tel: 13886. (5184)
Hendek nüfusundan aldığım nü -fus cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisin.n hükmü yoktur.
(5183) Turgıın Orgun
: Hamamönü — Yeni Doğumevi 1 ! ;Çocuk Hastalıkları Mütehassısı ! ;
: Or. Ihsan Can
i Hastalarını hergün saat 15 den ; ' I itibaren kabul eder 1
' Anafartalar caddesi Kurşun- 1
( ’lu Camı karşısı No. 394 Bekmaıı I ' Apartmanı. Muayenehane va ev ;
Tel: 15888.
Ticani’lerln duruşmasına devam edildi
Ticanî tarikatçılığı yapmaktan sanık Kemal ve arkadaşlarının duruşmasına dördüncü Asliye Ceza Mahkemes nde devam olunmuştur.
Duruşma sırasında sanıklar hakkında bilırk şı tarafından verilen rapor okunmuştur. Raporda Ticanîliğin Şimalî Afr kada on ikinci a-sırda Şeyh Ahmed Ticanî tarafından tesis ed İd ği .Sahrayı Kebirde oturan halkın ve Afrikalıların ruhuna uygun düştüğünden buradaki insanların arasında kolaylıkla yayıldığı anlatılmakta ve net cede sanıkların hareketler nin ticanilikle bir ilgisin n bulunmadığı belirtil mekte idi.
Duruşma bazı hususların incelen mesi için başka bir güne bırakılmıştır.
Ankara Belediye Baskanigmdnn
1 — Bahçeler Müdürlüğü motörlü vasıtaları ihtiyacı için (500) lo üstüpü pazarlıkla alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli (625) altı yüz yirmi beş liradır.
3 — Teminatı (46) kırk altı liira (88) seksen sekiz kuruştur.
4 — Teminat beled ye veznesine yatırılacaktır.
5 — Şartnamesi her gün belediye tutanak müdürlüğü kaleminde görülebilir.
6 — Pazarlık 2/8/1950 Çarşamba günü saat 16 da belediyede toplanan komisyonda ^yapılacaktır.
7 — isteklilerin belli gün ve saatte belediye komisyonuna baş
vurmaları. (5130)—(1208)
kİ-
'I
★ (Baştarafı 4 üncüde) nin nefis bir nümunesin. görel m: «Lâkin sevdiği oğlu Mustafa'nın ölümünden sonra çok büyük emellerle ve itina jle yetiştirdiği Cem in hazin macerası, yerine halef, nden başka, bütün duygulu insanların ü-züntüsünü ve belki hakkında Fatih’in eğer varsa vukuundan önceki hislerini duymamak kabil olmamaktadır.» Ben bu cümleyi ilk okuduğum vakit yan tarafına «Aman Allahım!» yazmışım. Dikkat buyurursunuz, Profesör «Duymamak kabil değildir.» Hükmü ile bitird ğ, «h.s» için daha önce ne diyor: Eğer
Ankara Belediye Başkanlığından
1 — Mezbaha kesicileri için 20 şer adet meş:n pantalon, deri önlük, bel kayışı ve kırkar adet dimi gömlek ve takke pazarlıkla alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli (1200) liradır.
3 — Teminatı (90) liradır.
4 — Teminat belediye veznesine yatırılacaktır.
5 — Şartnamesi her gün belediye tutanak müdürlüğü kaleminde görülebilir.
6 — Pazarlık 2/8/1950 Çarşamba günü saat 16 da belediyede toplanan komisyonda yapılacaktır.
7 — Istekl.lerin belli gün ve saatte belediye komisyonuna baş
vurmaları. (5131)—(1209}
Sümerbank Kayseri Pamuklu Sanayii
Müess°sesesi Müdürlüğünden
Müessesemlzde mevcut aşağıda cins ve miktarı yazılı tâli hasılât 7/8/1950 Pazartesi günü saat 10 da şartname dahilinde pazarlıkla sa-1 tışa çıkarılacaktır.
isteklilerin belirli günde hizalarında yazılı geçici teminatı yatırarak müessesemize müracaatları.
Mallar her gün öğleden sonra fabr'ka ambarında görülebilir. Müessesemiz satışı yapıp yapmamakta serbestt.r.
Şartnamesi fabrikamızda, İstanbul Alım ve Satım Müessesesinde, Sümeıbank Ankara Satış Mağazasında ve Sümerbank İzmir Pamuk Satınalma Büromuzda mevcuttur.
ClnSl
Geçici
Miktarı teminatı
Ü. D. üstüpü beyaz haşıllı 5 met. den uzun
Ü. E. Üstüpü beyaz haşıllı 5 met. den kısa
Ü. D. U. Üstüpü beyaz haşılsız 5 met.den uzun
Ü. D. K. Üstüpü beyaz haşılsız 5 met.den kısa
U. G. Üstüpü renkli haşıllı 5 met. den uzun
U. H. Üstüpü renkli haşıllı 5 met. den kısa
U. Y. K. Üstüpü renkli haşılsız 5 met. den uzun
U. Y. U. Üstüpü renkli haşılsız 5 met. den kısa
U. C. Üstüpü beyaz açılmamış
U. İ. Üstüpü k’rli ve yağlı
U. C. T. Üstüpü kaskam
Pamuk döküntüsü sınıf 1
Pamuk döküntüsü sınıf 2 2
Pamuk döküntüsü sınıf 3
Pamyk döküntüsü sınıf 4
Döküntü
D. 7. Telefi
D. 11, 12 telefi l
D. 15, 16 telefi
T. D. î. Açılmış
Hurda kanaviçe
Pamuk döküntüsü yağlı (dokuma) (
Hurda demir ;
Hurda çember 1
450,—
450,—(950 kg.
200,— kirli)
150,—
350,—
50,—
120,—
ıo,—
550,—
80,—
30,—
3.000,—
1.600,—
4.500,—
250,—
60,—
400,—
950,—
380,—
500,—
950,—
165,—
1.350,—
100,— (5207)—(1228)
| «Ş.mdi bu hislerimizle haklı mı-şehirli yız’ kaks,z mıyız bir tarafa bıraka--, --------..»x». aın auı vuku rak Cem SuItan denilen türbeye gi-
bulacak seyahatleri, zamanla köy- reUm-’ Sayın okuyucular arasında ı.';-.;;..-; „j— ... «his».n İbrahim Alâaddin merhu-
t mun «Çocuk Ruhu» adlı kitabında dahi başlı başına bir bahis olduğunu bilenler çoktur. «His» ın haklısı, haksızı olur mu? Her hangi bir şahsa :
— Siz haksız hissediyorsunuz, diyeb lir miyiz? Fakat madem ki bu • zat bir Tıp Tarihi Profesörüdür, elbette bu konudaki bilgisi derindir!
Ben Profesörümüzün şu cümlesini okuduğum vakit tüylerim ürper-di:
«İkinci Murat vasiyeti üzerine Allahın rahmetine, yani toprağa sevdiği milleti g.bi gömülmüştür.» Hüsnin yetimin bütün imkânlarını şu cümlenin iyi izahına köle etti-ğ.m halde, ben İkinci Muratın milletiyle beraber toprağa gömüldüğü manasından başka b.r şey çıkaramadım. Bu cümlenin birkaç defa okunmasını rica ederim.
Profesörümüzün imlâsına bir misal vermeden sözü b.tirmek biraz saygısızlık olur. Istenbulda Fatih'in yaptırdığı köşkü, Süheyl Unver daima «çjuli köşk» diye yazıyor. B-z-de bir «Den.zbonk» terkiDın.n aylar ca suren «Devlettik davâ» haline gelişi vardır kı, tarihe malulmüş* tur. Proiesör, Çimlıköşk kel.mesı-run bir has ıs.m oıdugunu oumeli ve ilk harlını buyuK yazmalıydı. Haydi kuçuK harııerıe başlamasını bir kusur saymayalım, tanai çını-1 li ve köşk sozıerım ayrı ayrı yazmasını o.z bagışiasak bue nang» gramer hocası aiıeueodjr?
Fransana b»r kernne yanlışı yü-zünuen Dır Protesorun Akademiden kovulduğunu ok uy anlarımız çuk-
ur. «Kıoar Naci» unvanı ile şöhret buıan meınum General Naci Eıûemz ın Harbıyedekı hocalığı si-rasınaa bir imla hatasından dolayı taieoeıer.nden bir.ni donaürdugunü bir moKaiede okumuştum. Butun . bu rrusauer bir yanlış ıç.n. Bizim Proiesorumüze k-m ne diyebilir? Çünkü onda yanlış bir değil, brnbir i değili Nurettin Can Giilekli
lümüzü sadece iyi bir müstahsil değil, ayni zamanda iyi bir müs. ı tehlik unsuru haline sokacak ve memlekette sınaî ve ticarî faaliyet gelişecektir.
e) Sıhhi korunma ve içtimai yardım imkânları kolaylaşacak nüfus politikamız müsbet birer safhaya girecektir.
f) Köylü makinalı taşıtlara iltifat edece.c; makinalaşma köylerimize kadar yayılacaktır. Köylümüz yazın çalışıp Kışın uyumaktan vazgeçecek; 15 milyonluk bir kitle daimî faaliyet halinde tutulacak çalışma potansiyelimiz artacak ve verim inmkânlanmız çoğalacaktır. Şehirle irtibat köylüyü mütegalli-benin elinden, binaenaleyh köle vari çalışmaktan kurtaracaktır. Medenî bir insan gibi yaşamanın örnekleriyle sık sık karşı karşıya geleceği için, Köylümüzün iyi, temiz ve faıdeliyi görenek yolıle öğıen-mesıne imkânlar hazırlanacaktır.
Şu izahattan da anlaşılacağı Çizere, köy yollan davâsı, halli mut-laka lâzım muazzam bir problemdir. Yola kavuşmadan köylerimizin kalkınmasını düşünmek, boş ve ham bir hayâlden başka bir şey değildir. Köylerimizin kalkınması ise, memleketimizin refah ve saadete kavuşması davâsının tâ kendisidir.
Son günlerde Bayındırlık Bakanlığının köy yollan hakkında almış olduğu bir karar, izah ettiğimiz gerçeği anlayışın taze ve memnuniyeti mucip bir m-salj olarak z.kredil-meye eğer. Bölge müdürleri toplan tısında hazırlanan ve 4 yılda 50 b-n kilometre köy yolunun yapılmasını
Suriyenin Türkiye elçisi
Suriyenin Türkiye nezd.ndeki elçisi ekselans Emir Adil Arslan, M.lletlerarası Diplomatik Akade-m ye faal âza seçilmiştir. İsmi geçen akademi, hükûmetlerarası res mî bir müessese olup Birleşmiş Mil letler tarafından da tanınmıştır. i
r1
EKSPRES LOKANTASI
Özder Pavyonu
Buğun yeniden oçıldı
i
Kırkla reli il Daim! Komisyonu Başkanlığından
Kırklareli - Dereköy yolunun 27 + 000 ve 30 + 000 kilometreleri arasında yapılacak Ed köprünün onarımı işi kapalı zarf usulıyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Keşif bedeli 16188 lira 26 kuruştur.
3 — İhale 11.8.1950 tarihine rastlıyan Cuma günü saat on altıda yapılacaktır.
4 — Eksiltmeye İştirâk etmek lstiyenlerln buna benzer bir kalemde 8000 liralık iş yapmış olduğu na dair vesika ibraz etmeleri ve eksiltme gününden tatil günleri ha riç. en az üç gün evvel dilekçe İle vilâyete müracaat ederek ehliyet vesikaları almaları,
5— Eksiltmeye gireceklerin 24 90 gayılı kanun hükümlerine göre hazırlıyacakları ve buna bağlı 1950 yılına ait Ticaret O.dası vesikası ve ' 1214 lira 20 kuruşluk geçici garanti mektubu veya makbuzlarını havi teklif mektuplarını ihale saatinden asgarî bir saat evvel komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde vermeleri
6 — Bu işe ait şartname ve sair evraklar Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
Postada vâki olan gecikmeler nazarı dikkate alınmaz.
W30 (52X2)
Hatay Defterdarlığından
1 — Akgöl - Bağlama mevkiinde balık avlama hakkı 1.4.950 tarihinden 30.9.951 tar h.ne kadar açık arttırma ile iltizama ver.lecektir.
2 — Muhammen bedel 68244 liradır.
3 — Muvakkat teminat 5118 İli a 30 kuruştur.
4 — ihale 2.8.950 Çarşamba günü saat 9.30 da Hatay Defterdarlığında yapılacaktır.
5 — Şartname her zaman Defterdarlıkla görülebilir.
Keyfiyet ilân olunur. (4825)—(1004)
1 — Biga . Karabiga yolunun 112+428 kilometresindeki ahşap Ak-köprü esaslı onarımı, ihalesi açık eksiltme usulü ile 10/8/1950 Perşembe günü saat 14 de H Da.mı Komisyonunda yapılmak üzere 21 gün müddetle eksiltmeye konmuştur.
2 — Keşif bedeli 18772.00 lira ve -geçici teminatı 1407.90 liradır.
3 — İsteklilerin 950 yılı Ticaret Odası vesikalarını ve bu gibi İşleri yapmış olduklarına dair belge terini göstermeleri ve ihale günün, den en az 3 gün evvel (Tatil günlen hariç) Valiliğe müracaatla bu işin eksiltmesine iştirâk etmek için yeterlik belgesi almaları ve ihale günü saat 14 de teminat makbuzları ve yukarıda yazılı belgeleriyle komisyonda hazır bulunmaları.
4 — Bu işe ait keşif evrakı Bayındırlık Müdürlüğünde her gün görülebilir.
I
Koreye 4500 asker veriyoruz
★ (Baştarafı 1 inci de) Ekselans Bay Trygve Lie Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri
Lake - Success
Birleşmiş Milletler paktından doğan taahhütlerine ve güvenlik konseyinin kararlarına uymağı vecibe bilen Türlüye Cumhuriyeti Hükümeti, Kore hakkında yardım talebini mütezammın 15 Temmuz 1950 tarihli telgrafınızı bu zihniyet içinde ve itina ile tetkik etmiştir.
Cumhuriyet hükümeti bu tetkik neticesinde mezkur, kararlan dünyanın şimdiki şartları içinde umumî barış hizmetinde müessir ve fiilî bir şekilde icra mevkiine vazetmekteki lüzum ve ehemmiyeti müd rik olarak, Korede hizmet etmek üzere 4500 mevcutlu silâhlı bir Türk savaş birliğini Birleşmiş Milletlerin emrine vermeye karar vermiştir. ......
Profesör Fuad Köprülü Türkiye Dışişleri
Bakanı
Dünkü Bakanlar Kurulu toplantısının tafsilâtı
Bir müddettenberi İstanbulda ve Yalovada bulunan Cumhurbaşkanı Celâl Bayar beraberinde Büyük Mil let Meclisi Başkanı Refik Koraltan Başbakan Adnan Menderes, Devlet Bakam Başbakan Yardımdısı Samed Ağaoğlu, Vaşington büyükelçisi Feridun Cemal Erkin ve Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Basri Aktaş olduğu halde dün saat 16.15 de askerî bir uçakla şehrimize gelmiş -lerdir.
Cumhurbaşkanı askerî hava alanında Dışişleri Bakanı Prof. Fuad Köprülü, Millî Savunma Bakanı Refik {İnce, İçişleri Bakanı Rük-nettin Nasuhioğlu, Gümrük ve Tekel Bakanı Nuri Özsan, Ticaret ve Ekonomi Bakanı Zühtü Velibeşe, Millî Eğitim Bakam Avni Başman, bir gün evvel Eskişehire gitmiş bulunan ve ani olarak uçakla Ankara, ya dönen Ulaştırma Bakanı Tevfik Heri, Çalışma Bakanı Haşan Polat-kan, İşletmeler Bakanı Muhlis Ete, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tümgeneral İsmail Tunaboylu, Başbakanlık müsteşar Vekili Ahmet Salih Korur, müsteşar muavini Hulûsı Timur, Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tümgeneral İhsan Olgun, Merkez Komutanı Necati Olcay, Emniyet Müdürü ve basın mensupları tarafından karşılanmışlardır.
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Ba kanlar hava alanından doğruca Başbakanlık binasına gitmişlerdir.
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Büyük Millet Meclisi Başkanı, Millî Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı, ve Vaşington büyükelçimiz Feridun Cemal Erkin Başbakan lık odasında, diğer bakanlar da Ba. kanlar Kurulunun toplandığı salonda 3 saat kadar müzakerelerde bulunmuşlardır.
Bu istişari mahiyetteki toplantıdan sonra Bakanlar Kurulu fevkalâde toplantıya çağırılmış ve saat 19 dan 21 e kadar müzakerelere devam edilmiştir.
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Baş bakan Adnan Menderes ve Bakanlar Başbakanlık binasından çıkarken dışarda toplanmış bulunan kalabalık bir halk kitlesi tarafından şiddetle alkışlanmışlardır.
Yamyamlar hapishane duvarını delerek kaçmağa teşebbüs ettiler
İzmit, 25 (Telefonla) — Kocaeli yamyamları dün gece tevkif edilmiş bulundukları Karasu hapishanesinden kaçmağa teşebbüs etmişlerdir.
Hâdise şudur:
Yamyamlar hariçten ellerine geçirdikleri bir küskü ile duvarı delip, yine ayrıca temin ettikleri bir gemici feneri ile hapishaneyi terke-decekleri bir sırada nöbetçiler tarafından görülmüşler ve yakalanmışlardır. Yapılan sorguları neticesinde yamyamlara duvarı delmeğe yarayan küskü ve gemici fenerinin dışarıda olan akrabaları Hüseyin Teke tarafından temin edildiği anlaşılmıştır. Hüseyin Teke de tevkif edilmiştir. Bu mevzudaki mevkuf adedi şimdi 1 yi bulmuştur.
Kore’de kızıl istilâ henüz durdurıılamadı
Amerikan kuvvetleri çembere düşmemek için biraz daha çekildiler
Tokyo, 25 (a.a.) (United Press) , — Cepheden gelen haberler konun nistlerin Yongdongu işgal ettiğini bildirmektedir. Fakat son raporlara göre komünistler henüz Yongdon- 1 ga girmemişlerdir. Amerikan kuvvetleri komünist çemberinden kurtulmak için güneye doğru çekilmişlerdir. Bu çekilme neticesinde Pusana giden ikmal yolu komünistler tarafından kuşatılmak tehlikesine maruz kalmıştır. Dört gün süren muharebelerden sonra birinci süvari tümenine mensup birlikler Taejon’un 23. mil güney doğusuna çekilmiştir.
Türkiye saatile 13 de United Pres 1 muhabirinin birinci süvari tümeni- I nin bulunduğu cepheden bildirildiğine göre, komünist kuvvetleri ilerlemektedirler. Fakat bu ilerlemenin ’• 25 inci tümenin bulunduğu sahaya da şamil olup olmadığı tasrih edilmemektedir. Bu bölgeden alınan I son haberlerde 25 inci tümenin da- I yandığı bildirilmekteydi. ‘
Diğer bir habere göre iki Ameri kan birliği kuşatılmıştır. Yongdong cephesinde çarpışan Amerikan kuvvetleri Yongdong'un büney doğusundaki yeni savunma hattına doğru çekilmektedir.
Pyonbyang radyosunun verdiği bir habere göre, Kuzey Kore kuvvetleri bugün Yongja’yu almışlardır. Burada yapılan savaşlarda ku zey kuvvetleri büyük ölçüde Amerikan malzemesi ele geçirmişlerdir. İngiltere kara kuvveti gönderecek
Londra, 25 (a.a.) (United Press) — İngiltere general Mac Arthur -den, kendisine ne gibi kara kuvveti lâzım oldutunu ve bunun hangi tarihte ve ne şekilde Korede emrine verilmesini istediğini sormuştur.
Mac Arthur’ün cevabının yarın Avam Kamarasında savunma meşe, leleri hakkında yapılacak olan müzakerelerden önce gelmesi beklenmektedir.
Türkiye ve Rus tazyiki
Amerika Dışişleri Bakan yardımcısının beyanatı
Vaşington, 25 (a.a.) (Usis) — Dış işleri Bakanlığı Yakın - Doğu, Güney Asya ve Afrika işleri yardımcısı George Mc Ghee, Kore mesele sinde Amerika ve Birleşmiş Milletlerin aldığı yerinde tedbirlerin kendi alâkadar olduğu bölgelere yapılacak bir teoavüzü uzun müddet durduracağını söylemiştir.
Mc Ghee Rusyanın stratejik mev kileri dolayısiyle Türkiye, Iran ve Yunanistan üzerindeki tazyiklerine devam ettiğine işaret etmiştir.
Londra, 25 (a.a.) (Reuter) —
Daily Telegraph gazetesinin Türkiye muhabiri Malcolm Durr, bu -günkü yazısında Türkiyenin demok
rasi yolundan ayrılmadığından Lah sederek şöyle demektedir:
«Fransanm çökmesi esnasında Türkiyenin eline İngiltere ile olan anlaşmasını bozmak fııaatı geçtiği halde Türkiye bu anlaşmaya sadık kalmıştır.
Batı demokrasilerinin yolundan yürüyerek onlarla olan anlaşmalarına ve İngiltere, Amerika, Fran-
sa ile olan dostane münasebetleri-
ne sadakat gösterip Türkiye bildirmiş olduğu jiyaseti daima takip etmiştir.»
Türk - Amerikan münasebetleri
Amerikan Kongresinin Cumhuriyetçi üyelerinden ve Kongrenin Silâhlı Kuvvetler Komisyonu âzala-rmdan Mr. Cain, dün gazetecilerle bir görüşme yapmıştır.
Bay Cain, konuşmasının başlangıcında Türk ordusunu öğmüş ve Türklerle işbirliği yapmaktan duyduğu tatmin ve iftiharı belirtmiştir.
Âyan üyesi, askerî yardım faslın-
dan verilen malzemenin
daha iyi
kullanılabileceğine işaret ettikten sonra; oldukça uzun süren konuşmasında, kendi işareti üzerine ba-zan âyan üyesi sıfatiyle, bazan albay üniformasını taşımakta olduğu Amerikan askeri sıfatiyle, nihayet
bazan da bir Amerikan vatandaşı
olarak idarei kelâm etmiştir.
Halk Partisi Çanakkale teşkilâtı
★ (Baştarafı 1 inci de) keze vaziyeti bildirir bir de tel çekmiştir.
Bu telgrafta bina, demirbaş eşya ve evrakın teslim alınması için Genel Merkez tarafından Çanakkale-ye bir memur gönderilmesi istenmiştir.
Mr. Cain bu arada şunları söylemiştir:
— Bir Amerikan senatörü ve vatandaşı olarak, Türk hükümetinin, Koreçleki tecavüz dolhyısiyle Birleş miş Milletler tarafından girişilen harbe iştirak etmek üzere bir Türk askerî birliğini yollıyacağmı ümid etmekteyim. Kore harbi sadece bir Amerikan harbi değildir, Birleşmiş Milletler teşkilâtının bütün üyelerinin iştiraki gereken bir harptir. Kofedeki harbin neticesi, müessir bir Birleşmiş Milletler teşkilâtına malik olup olmadığımızı gösterecek tir. Bu teşkilâtın diğer üyeleri yakında Kore harbine iştirak etmiye-cek olursa, teşkilât yıkılacak ve her devlet kendi başının çaresine bakmak zorunda kalacaktır.
Birleşmiş Milletler elele vermeği ve birlikte savaşmayı yakında kararlaştırmadıkları takdirde, bir dünya harbi kaçınılmaz olacak ve dünya medeniyeti karanlık çağlara gömülecektir. Kore harbi, sona ermezden önce diğer Birleşmiş Milletler fiilen iştirak ederlerse, ka-naatımca bir üçüncü dünya harbine mani olacaklar ve har hangi başka bir tecavüzün müttehit bir cephe ile karşılanacağını Sovyet Rusya-ya ispat etmiş olacaklardır.
Birleşik Amerika, karada tek başına savaşmak zorunda kalırsa, bu harbi gene kazanır, lâkin onu kaza-pıncaya kadar yıpranacak ve mev cut kuvvetlerinin büyük bir kısmını kullanmış olacaktır. Eğer Birleşik Amerika yorgun düşer ve kuvvetlerinin büyük bir kısmını Korede tüketirse, dünyanın sair bir kıs mında bir tecavüz veya harp baş gösterdiği vakit ne olacaktır? Bizim başka memleketlerden kara kuvvetleri istememizin sebebi, Birleşik Amerikanın yıpranmaması ve diğer her hangi bir tecavüz ile başa çıkabilecek durumda olması içindir.
Bir senatör sıfatiyle şunu söylemek isterim ki, bazı hür milletlerin bugüne kadar asker yardımında bulunmayı teklif etmeleri icap e-derdi. Lâkin etmediler. Eğer Türkiye böyle bir yardımda bulunacak ilk memleket olursa, Türkiyenin dünya nazarındaki prestij pek artacaktır. General Mac Arthur’ün karargâhında bir Birleşmiş Milletler bayrağı, onun altında da bir Amerikan bayrağı vardır. Ümid ederim ki pek yakında orada bir de Türk bayrağı dalgalanacaktır. Türkiye yakında Koreye askerî bir birlik yolladığı takdirde, bu hareketi bütün dünyayı elektrikliyecek ve baş ka milletlere örnek olacaktır.
askerî birlik göndermesi onun At. lantik Paktına alınmasını tesri e-
Atlantik Paktına göre, bir üye devlete yapılan bir harp bütün üye devletere yapılmış sayılır. Ben, Atlantik Paktı devletlerile Türkiye arasında hiç bir fark görmüyorum. Kanaatımca, Türkiyeye bir teca-cüz olduğu takdirde, bütün hür mil letler ona yardım etmelidir. Lâkin aksi de varittir. Türkiye de diğer bir hür millete, uğradığı bir harpte yardım etmelidir. Bir hür millete karşı yapılan harp bütün hür millet lere yapılmış demektir. Hepimiz ne kadar çabuk birleşirsek, sulha o ka dar çabuk kavuşuruz.
Türkiye, Boğazlan ve Süveyş kanalım kontrol etmektedir. Biraz egoistçe konuşacağım. Türkiye, Atlantik Paktına tam bir üye sıfatile girdiği takdirde, kendimizi çok daha iyi koruyabiliriz. Halen İtalya, Atlantik Paktının doğu cenahını teş kil etmekledir,(lâkin büyük bir denizin yalnız yansını müdafaa et -mek imkânsızdır. Bu denizin tamamını müdafaa etmek istiyorsak, Türkiye Atlantik Paktına alınmalıdır. Türkiyenin Atlantik Paktına alınmasını icap ettiren başka sebepler de vardır: Türkiye, müttehittiı ve her türlü tecavüze karşı kendisini müdafaa etmeğe azmetmiş bulunmaktadır.
Hür milletler işbirliği yapmadıkça ve birlikte savaşmadıkça, hepsi teker teker imha edileceklerdir. Bir Amerikan Senatörü ve vatandaşı olarak, böyle düşünmekteyim.
Türkiye’de çok mükemmel şeyler gördüğüm ve ileride daha da mükemmel şeylerin yapılacağına kanaat getirdiğim için, memleketime döndüğüm vakit, Türkiye’nin Atlantik Paktına alınması hakkın-daki görüşümün kabulü için uğraşacağım.
liyiz. Bunun bir rizikosu varsa, he-
pimiz buna katlanmak zorundayız.
Dışişleri Bakanımızın öğle ziyafeti
Dışişleri Bakanı Profesör Fuat Köprülü, dün Dışişleri Bakanlığı köşkünde, memleketimizde misafir bulunan Amerikan Ayan meclisi Silâhlı Kuvvetler Komisyonu cumhuriyetçi üyelerinden Mr. Cain şerefine bir öğle yemeği vermiştir.
Mr. Cain İstanbula hareket etti
Mr. Cain beraberinde Amerikan büyükelçisi Mr. Wadsworth ile A-merikan askerî yardım heyeti kara grupu başkanı General Mc Bride ve Binbaşı Andıew Cella olduğu halde saat 15.30 da îstabula hareket etmiştir.
İstanbul, 25 (a.a.) — Amerika A. yan Meclisi Silâlı Kuvvetler Korniş yonu üyelerinden cumhuriyetçi Mr. Cain beraberinde Birleşik Amerika nın Ankara büyükelçisi ekselâns Wadsworth öldüğü halde bugün saat 17 de özel bir uçakla Ankara-dan şehrimize gelmiştir.
Mr. Cain hava alanında vilâyet ve Basın - Yayın Genel Müdürlüğü adına Nazif Bölükbaşı, Amerika başkonsolosu Mr. Lewis, Amerikan haberler servisi müdürü Mr. Carter ve Basın mensupları tarafından karşılanmıştır.
Mr. Cain hava alanında kendisi ile görüşen basın mensuplarına şun ları söylemiştir:
Uruguay futbol takımı mı geliyor?
Rio - de - Janeiro’da yapılan 1950 dünya futbol şampiyonluğunu kazanan Uruguay takımının, bir kulüp ismi altında dünyayı görüp tanımaları ve bir eğlence seyahati yapmaları için büyük bir turneye çıkacakları ve bu turneye Türkiye-den başlıyacaklan bildirilmektedir.
Bundan bir müddet evvel hususî bir iş için memleketimize gelmiş olan Uruguvay Futbol Federasyonu üyelerinden bir zatın o zaman or-
taya attığı bu haberin, UruguaylIların dünya şampiyou olmalarından sonra şimdi hakikat haline geleceği kuvvetle ümit edilmektedir.
Bu haber tahakkuk ettiği takdirde önümüzdeki mevsim başında UruguaylIlar, İstanbulda Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve üçünün muhtelitiyle dört maç yapmak üzere memleketimize gelmiş ola-' caklar.
Bu yıl Lig maçlarının dört grup arasında oynanması kararlaştı
Dün bölgede futbol ajanı Namık Katoğlunun başkanlığında birinci ve ikinci küme tertip komitelerinin iştiraki ile bir toplantı yapıldı.
Bu toplantıda 1950—1951 futbol • sezonunda lig maçlarının A, B, C ve D gryları arasında yapılmasına da r evvelce verilen karara yapılar, itirazlar, görüşüldü. Bu itirazlarla Ankara sporunun kalkınması hususunda evvelce verilen kararın değiştirilmesinde bir fayda sağlana-mıyacağı neticesine varılarak eski karar aynen kabul edilmiştir.
Tertip komitesinin müşterek ver diği karara göre, A grupuna birinci kümeden birden sekize kadar derece alan takımlar, B grupuna geri kalan takımlar üç takımla i-kinci kümenin mütebaki 7 takımı I
Bırİeşnvş Mil etler dekgemiz
Ba|makaleden devarr
Basın - Yayln Genel Müdürü
İstanbul, 25 (a.a.) — Bir müddettenberi şehrimizde tetkiklerde bulunmakta olan Basın u Yayın .ye Turizm Genel Müdürü Dr. Ha-Pr*jTçVfik Alyot bu akşamki eks-"■ “■—»raya hareket etmiştir.
Suallere cevaplar
1 — Sual: Kore’ye gönderilecek bir Türk birliğinin cidden müessir olacağına inanıyor musunuz? Yoksa bu, sadece politik bir jest olarak mı kalacaktır?
Cevap: Hem müessir olacağına, hem siyasî bakımdan iyi olacağına inanıyorum. Türk ordusu hakkında bilgim vardır. Savaş kabiliyetine hayranım. Türkiyenin göndereceği birliğin büyüklüğü ne olursa olsun, harbin neticesine o nisbette tesir edeceğine inanıyorum.
2 — Sual: Türkiye gayet nazik bir coğrafî mevkide bulunmaktadır. Onun Koreye asker göndermesi, kendisi için bir tehlike teşkil etmez mi? Bu, diğer memleketlere nazaran Türkiy için daha güç ve daha tehlikeli olmaz mı?
Cevap: Olabilir. Lâkin Türkiye-
nin nazik bir durumda bulunması-
na rağmen Kore’ye asker yollaması, herhangi diğer bir milletin yardımına nazaran daha değerli ve daha mânidar olur. ,
3 — Sual: Türkiye kuvvetli bir askerî devlet midir ki Kore'ye asker yollamasını istiyorsunuz?
Türkiye Atlantik Paktına alınmalıdır
Bir Amerikan senatörü sıfatiyle, ihtilâftı, bir. meseleye temas etmek isterim: Türkiyenin Atlantik Paktına alınmasını isteyen Amerikan senatörlerinden biriyim. Herkesin bildiği gibi, yeni bir üyenin kabulü ancak mevcut 12 üyenin ittifakile mümkündür. Bir Amerikan senatörü ve vatandaşı sıfatile zannediyorum ki Türkiyenin Koreye ufak bir
Cevapı Türkiye, büyük bir cesarete sahip, büyük bir millettir. Ken dişi bir tehlikeye maruz bulunduğu halde Kore’ye asker gönderecek o-lursa, bu hareketiyle Birleşmiş Milletlere olan,iman ve itimadının.büyüklüğü dolayısiyle kendi savunma sı için gerekli kuvvetlerin bir kısmını başka hür bir millete yardım için ayırmaktan çekinmiyeceğini göstermiş, olur. Diğer milletler de, bunu Türkiye yapabilirse biz neden yapamıyalım derler ve cesaret bulurlar.
«— Ankarada Bakanlarınızla yap tığım görüşmelerden çok mütehassis oldum. Asırlardanberi bir çok kahramanlıklara ve savaşlara şaline olan tarihj kıymeti haiz güzel Istanbulu çoktandır ziyareti arzu et mekteydim. İşte şimdi bu arzum yerine gelmiş bulunuyor. İstanbulda bulunmak benim için çok büyük zevktir.»
Mr. Cain gazetecilerin bir suali üzerine Atlantik Paktı hakkında şu beyanatta bulunmuştur:
«— Şahsî kanaatime göre Türkiye Atlantik Paktına alınmalıdır. Birleşmiş Milletler Camiasına dahil bulunan bu hür devletin Atlantik Paktına alınması, Akdenizin müstakbel emniyetini daha fazla sağlı-yacaktır.
Amerikaya dönüşümde Ameri -kan askerî yardımının Türkiyede başarı ile tatbik edildiğini ve kay dedilen terakkileri izah edeceğim. Türk askeri vazifelini çok iyi başarmakta ve yardım malzemelerini kullanmağı çok çabuk öğrenmektedir. Kısa zamanda daha fazla terakkiler kaydedilmesi gerekmektedir. Zira Amerika Türkiyeye yardım malzemesi göndermeğe devam edecektir.»
Gazetecilerin Türkiyeye çeşitli silâh tipleri gönderildiği haberlerine temas ederek şahsî fikrini sormaları üzerine Mr. Cain şunları soy lemlştir-
«Türkiyedeki yardım malzemesi iyi ve modern silâh ve vasıtalardan mürekkeptir. Aynı silâh ve vasıtalar bugün Birleşik Amerika ordusunda da kullanılmaktadır. E-■sasen Amerika, dostlarına mükeııı mel bir şekilde, yardım etmek ister»
Mr. Cain, 3 üncü dünya harbinin başlayıp başjamıyacağı hakkındakı ■ soruya şu cevabı vermiştir;
) — Bu suale cevap vermek müş-
küldür. Kanaatimce 3 üncü dünya
4 — Sual: Türkiye, Kore’ye asker yolladığı takdirde, kendi yanı başında bizzat, kendisinin karışacağı bir harbe yol açmış olmaz mı?
Cevap: Kanaatımca, hayır. Hepimiz, Kore’de Birleşmiş Milletleri takviye etmek işin gayret sarfetme-
harbi Kore harbinin neticesine bağ lıdır. Birleşmiş Milletler Camiası bu harpte işbirliği ile hareket e-derek mütecavizi durdurmağa muvaffak olursa 3 üncü dünya harbi
önlenmiş olur. Birleşmiş Milletler
Camiası mütecavizi nerede olsa dur
duaıbileceğini bütün dünyaya göstermelidir.
Mr Cain yarın sabah saat îO da askerî uçakla AJjnanyaya hareket edecektir.
ile üçüncü kümeden birden beşe kadar derece alan beş takım alınacak, D grupunu ise geri kalan üçüncü küme takımları teşkil ede-
Ayrıca 1950—1951 futbol sezonunda lig maçlarına katılacak olan kulüp idarecileri arasında Cuma günü saat 17.30 da bölgede bir top lantı yapılacaktır.
Bölge Güreş Çalışmaları
B. T. Ankara Bölgesi Güreş Ajanlığından:
31 Temmuz Pazartesi gününden itibaren Bölge güreş antrenman salonunda Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri antrenör nezaretinde çalışmalara başlanacaktır.
İlgililere duyurulur.
Selim Sarper Nevyork’a hareket etti üsaâ,
Yalova, 25 (a.a.) — Cumhurbaşkanı Celâl Bayar ile beraber dün İstanbuldan Yalovaya gelmiş olan Birleşmiş Milletler nezdindeki Türkiye baş delegesi büyükelçi Selim Sarper bugün Cu/nhurbaşkanını uğurladıktan sonra İstanbula git -miştir.
Selim Sarper bu gece 1.30 da u-çakla Nevyorka vazifesi başına dönecektir.
Üç Bakanımız dün Eskışehırden döndü
★ (Baştarafı 1 inci de) -birlikte atölyeyi ve anbarları dolaşarak işçilerle temaslarda bulunmuşlardır.
Buradan vilâyet ve belediye ziyaret edilmiştir, işletmeler Bakanı Sümerbank Yerli Mallar Pazarına, Ulaştırma Bakanı ve çalışma Bakanları da P. T. T. Merkez binasına giderek yeni yapılmakta bulunan otomatik santral tesislerini gezmişlerdir. Bakanlar buradan Devlet Demiryollarına gitmişler, Yol ve Cer Atölyelerini gezmişler, sandık idare heyeti ve işçi mümessilleri ile bir toplantı yapmışlardır.
Bu‘toplantıda konuşan Ulaştırma Bakanı Tevfik İleri, Eskişehire 2-3 gün kalmak üzere geldiklerini, fakat Ankaraya dönmek mecburiyetinde kaldıklarından bütün işçi vatandaşlarla temas etmek imkânını bulamadıkları için çok müteessir olduklarını fakat bir hafta sonra tekrar geleceklerini anlatarak ezcümle demiştir ki:
(— Türk işçisinin bütün dertlerini yakinen biliyoruz. Elde mevcut imkânlar dahilinde bunların izalesine çalışacağız. Türk işçisini refaha kavuşturmak boynumuzun borcudur.»
Ulaştırma Bakanının büyük bir memnuniyet uyandıran beyanatından sonra işçilerden bazıları söz alarak işçi bareminden ve evsizlikten şikâyette bulunmuşlardır. Bakanlar tekrar gelişlerinde bütün işçilerle karşılıklı görüşmelerde bulunacaklarını vaadetmişlerdir.
Hastahane de ziyaret edildikten sonra doğruca Demokrat Parti binasına gelen Bakanlar, burada ken dilerini bekleyen tüccar, esnaf, fabrikatör, işçi, partili veya partisiz vatandaşlar tarafından karşılanmış
Burada yapılan toplantıda bir çok esnaf, tüccar ve işçi söz alarak bazı dilek ve şikâyetlerde bulunmuşlar ve Bakanlar bunları ayrı ayrı cevaplandırmışlardır.
Bu konuşmalar neticesinde Sümerbank Yerli Mallar Eskişehir Şubesinin kaldırılması, Eskişehire hava seferleri ihdası, Eskişehirde Halk Sandığı şubesinin açılması gibi esaslı kararlara varılmıştır.
Bakanlar Parti binasına gelişlerinde olduğu gibi gidişlerinde de partiyi dolduran halkın büyük tezahüratı ile uğurlanmışlardır.
Atlantik Paktı [Konseyi dün toplandı
Londra, 25 (a.a.) (United Press) — Dışişleri Bakanı Yardımcılarının bugün yaptıkları ilk toplantıda A-merikan delegesi Stafford, Atlantik Paktı soğuk harp kabinesi başkanlığına seçilmiştir.
Stafford Avrupanm her hangi bir yerinde, Koredeki gibi bir komünist tarruzuna karşı daima uyanık bulunmayı tavsiye etmiştir.
Atlantik Paktı konseyinin dört gün sürecek olan ilk oturumunda ittifakla Stafford’u başkanlığa seç. miştir. Bu konseyin gayesi, komünizm aleyhtarı Avrupanm savunma sini takviye etmektir.
Stafford açılış nutkunda demiş-ir ki:
«— Koredeki harp komünist em-paryalizminin habersiz hücuma geçeceğini isbat etmiştir. Atlantik Paktı üye memleketleri Avıupada çıkabilecek her hangi bir taarruza karşı müteyakkız bulunmaktadırlar.»
Stafford, konseye Amerika tarafından hazırlanan 10 milyon dolarlık bir silâhlanma programı suna-
Marmarada yabancı bir denizaltı şayiasının aslı çıkmadı
İzmit, 25 (Telefonla) — İzmit körfezinde görüldüğü iddia edilen meçhul denizaltı hakkında şimdiye kadar yapılan araştırmalarda ele hiç bir şey geçmemiştir. Yalnız ortada tek bir muhbir mevcuttur. Bu
muhbirin iddiasına göre evvelki gece 60 - 70 metre kadar önünde
bulunan bir mesafede denizaltıya benzeyen bir karaltı su üstüne çıkıp, tekrar batmıştır. Bu hâdise,
vakanın bütün çerçeve ve umumi
durumunu teşkil etmektedir.
Bugün askerî makamlarla yaptığım temasta, hâdiseyi haber verenin ifadesine tekrar müracaat edildiğini bununla beraber ayrıca körfezde ve Boğazlarda lâzım gelen tertibatın alınmış olduğunu, Mar_ marada karakol gemilerinin dolaştırıldığını öğrendim.
Buradaki kanaat, görülen bu karaltının denizde yüzmekte olan
bir çavalya, yahut da bir motor
enkazı parçaları
dedir.
olduğu merkezin-
' DOKTOB ■
Aziz Tevfik Yeginsoy
DAHtUYB MUTVHAlflltt
HmUûatm» h®r gûts «si ll (ı®o İtitottcn kabul
Hamamöaü Halt JtcMar.®*, ku) omda. Nizam «idi» aout'-mö No. 1 — Tul: 1M«.
Atabay Kooperatifi Ankara ortakların;'.
Bu ayın On dokuzundaki toplan tı 29 uncu Cumartesi gününe talik edilmiş olduğundan mezkûr günde saat 16 da Halkevine teşrifleri rica olunur. (5206) 1229
Türkiyeye yapılacak askeri yardım
bir kazanç olacaktır. Kendisi Hükümet merkezinden ayrılmadan evvel edindiği intibaları radyocu izah etmiş ve muhtelif temaslar ' neticesinde Türkiye’nin Milletlerarası sahnede işgal ettiği hayatî ehemmiyetteki muvaffakiyet inancını temin ederek şunlan söylemiş, tir:
•Türkiye’nin yıldırma havası içinde yılmamak azmi, beni ziyadesiyle memnun etmiştir. Bugünkü dünya durumu her Türk’e ve her Amerika’lıya ağır mesuliyetler yük lemektedir. Bu mesuliyetleri der. uhte etme şeklimiz hep birlikle sulhu ve hürriyetimizi idame ettirmeğe lıak kazanıp kazanamadığımızı gösterecektir.»
Mr. Cain’in bu sözlerinde dünya barış stratejisinin esasları saklıdır. Artık herkes kaani olmuştur ki, Türkiye, bir taarruza uğrayacak o-lursa, bundan bütün dünya sulbü zarar görecektir. Ve memleketimiz, Orta ve Yakın Şark’ın olduğu kadar Akdenizle beraber Amerika kıtasının da anahtarıdır. Eğer Millî savunmamız için bu kadar masraf ve külfeti ihtiyar ediyorsak bununla sade kendi yurdumuzu değil, belki aynı zamanda dünya barışını da koruyoruz.
Evet, kimse şüphe etmemelidir ki, eğer biz bir tecavüze uğrayacak olursak her karış toprağımızı en son ferdimize kadar müdafaaya azmetmiş bir milletiz. Mr. Cain’in pek güzel ifade ettiği gibi hiç bir yıldırma poltikası, hiç bir sinir harfe.’ bizim istiklâlimiz ve hüryetimize olan bağlılığımızı asla örseleyemez. Bilâkis tehlikeleri gördüğümüz zaman, bu mukaddes mefhumlara daha kuvvetle ve daha imanla sarılırız.
Atatürk’ün bir sözü Türklerin kuvveti hakkında bütün dünyaya bir fikir verebilecek kıymettedir:
«Türk ordusu müsavi kuvvetteki düşman ordusunu muhakkak mağlûp eder. Kendisinden bir misli üstün düşmana karşı kuvvetle müdafaa eder. Kendisinden iki misli üstün düşmana karşı uzun zaman müdafaa eder.»
Eğer ordumuz bugünkü şartlar içinde daha süratle modern silâhlarla ve malzeme ile teçhiz edilecek olursa Anadolu Yarımadası Akdenizin önünde hakikaten bir ba-raj olacaktır. Mr. Cain her halde son temasları neticesinde bunu yakinen görmüş olmalıdır ki, Türkiyenin Milletlerarası sahada işgal ettiği mânevi mevki üzerinde ehem ıniyetle durmuş, ve bugünkü dünya durumunun her Türk’e ve her Amerikalıya ağır mesuliyetler yüklediğini söylerken, Türkiye’nin A-merikanın müdafaasında da mühim bir rolü olduğunu anlatmak istemiştir.
Unutmamalıdır kİ, bugün düny^ nın selâmeti de Türkiyenin selâmetine bağlı bulunmaktadır; fakat buna rağmen memleketimize yapılan yardımlarım az olduğunu henüz takdir etmiyenler vardır. Halbuki bu yardım arttırılacak olursa, hem müdafaamız kuvvetlenecek, hem de, şimdiye ka)dar silâh altında tut. tuğumuz bir ç ok vatandaşların iktisadi sahaya •dönüp müstehlik olmaktan çıkarai, müstahsil hale gelmeleri imkânları teinin edilmiş olacaktır. Bu sayede, Türkiye de, Avrupa İktisâdi işbirliği manzumeleri içinde elbette ki daha faal ve daha yapıcı bir vaızife görecektir.
Türk Ordusunun modern silâhlarla teçhizimin daha süratlendiril-mesi aleyhinde bulunanlar, belki, memleketimizde henüz bu silâhları kullanacak derecede yeter eleman olmadığını ileri sürebilirler. Biz kendilerine şunu söyiiyelim ki, bu elemanları en kısa bir zamanda dalla fazla miktarda yetiştirmek pekâlâ kaabildir. Bugün Amerikada kurs görmüş, bir çok subaylarımız, erbaşlarımız ve erlerimiz vardır. Türk milleti cidden zeki, anlayışlı, ve fevkalâde kabiliyetli olduğu için bu silâhları kullanmaya en kısa bir zamanda ve en yüksek bilgi ÜŞ 4% tibak etmişlerdir. Bu kurslar, memleketimizde de arttırılacak olursa, bütün modem vasıtaları kullanacak elemanların süratle yetişeceğine şüphe etmemelidir. Bir çok askeri tatbikatta Türk subay ve Türk eri en iyi imtihanı vermişler ve bunu bizzat Amerika’lılar da takdir etmişlerdir. Bundan dolayıdır ki memleketimize yapılacak askeri yardımların arttırılması gerek yur-dumuzun ve gerek dünya barışının müdafaası içiin en mühim bir zamanda çok iyi neticeler tevlit edecektir.
Bunun için de hakikatleri görmek ve Mr. Cain gibi Türkiye’nin Miletlerarası sahadaki mühim rolünü takdir etmek gerektir.
Unutmamak lâzımdır ki, hududumuzu bekiiyen her Türk askeri aynı zamanda Birleşik Amerika’nın da hududunu beklemektedir. Biz vatanımızı müdafaa etmek için fedakârlık yapmaya mecburuz. Bunu biliyoruz, amma, dostlarımız da bu fedakârlığımızın dünya barışının da hizmetinde olduğunu bilmelidirler.
Türk dostu, ve basın dostu, Mr. Cain’in Türkiye’den böyle intibalarla memleketine dönmekte olduğuna asla şüpbe etmiyoruz.
Mümtaz Faik FENİK
■gormeK ısıenuyu»uu.
Comments (0)