Perşembe
3
HAZİRAN
1948
Onbirinci Yıl
No» 3337
İdare; Nuruosmanlye No. 17 Tel adroeiı «YENİ SABAH» İSTANBUL
Telefon s 20705
ABONE ■ EDELİ
Türkiy» Ecnebi
S«nelik 1SOO Kr. 6400 Kr.
s aylık 1000 » 0600 )
3 aylık 800 ) 1000 »
1 aylık 300 ) 600 » |
10
3AYI8I
HER | YERDJ
w.
Her Gün

e
S



Meclisin dünkü toplantısında Tarım Bakanı çok ağır hücumlara uğradı, soru sahibi Tarih Fakültesinde bu, Ziraat Enstitüsünde bu,, Üniversitede bu

f
4' •
Nereye gidiyoruz?
Bu iş nereye varacak,, diye bağırdı..
7
i

7

J


• B
f/


A
i
/
I
J.
w



ı.

t
4
» «
ü/f
$
Hf a. »4.


■m»-—- lr)ı
’(r* •

'vk
Ezİ
ıff **'
I
5
i.
I
ıh ve




3

f
L
l I
1
L


I
e*’

7

W*
aWı 1 p F JLi ı
j Bi. ■.


Yazan;
Dr. Mustafa Kentli
Hemd- ahlat ekmeğinin mevcudiyetini» Başbakan muavininin bu hakikati Meclis kürsüsünde inkâr ederken şahid olarak gösterdiği çiftçi Mahm udi ağa bizzat te'yidi ediyor
»■W


fj
I
i
re-
M
M
7/ J.
7
L
* .4
»•Ga




j
:f'jr
* ,' •

(
Bugün bir lıarabezâre çevrilen güzel ormanlarımızdan bir görünüş
Ankara, 2 (Cususı) — Meclis bu , gün saat 15 te toplandı. Bugünkü oturumda bazı sorular münasebeti, C'lmnı ağır ten " kidlere uğradı. Oturum açıldığı,
zaman kürsüye gelen Tamı Bakanı Tahsin Coşkan Maraş milletvekili Emin Soysalın Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü Veteriner .faküL (D etenim) Sa., 5; Sü., 3 de
Dün Yeşilova ilçesi Güney köyünde mukim çiftçi bir vatandaştan ekli iki mektub aldık. Bu mek tublardan birincisi gazetemize diğeri Başbakan yardımcısı Faik Ah med Barutçuya hitaben yazılmış bulunmakta idi. Biz her iki mektubu da ehemmiyetine binaen gazetemize alırken bunlara ne bir ke lime ilâve edecek ne de bunlardan bir harf «eksilteceği)». Hüküm mub terem okuyucularımızındır...

Suiistimal Rezaletleri

Hakikatte suiistimal • Halk Partili milletvekillerinin de, kabul ve itiraf ettikleri gibi, çok yayılmıştır. Fakat bunu yalnız memurların sırtına yüklemek yerinde olmaz. Bu kabil vazifesini kötüye kullanan memurlar çok yüksek himayelere rnazhar olmaktadırlar. Asıl darbeler kodamanlara indirilmelidir
cek nice kimseler vardır. Bereket versin ki Halk Partili milletvekillerinden bir kısımları bu hakikati de itiraf etmişlerdir. Zaten Halk
işte birincisi:
Yeni Sabah gazetesi yazı işleri müdürlüğüne;
Köyümüz halkından bir kısminin, açlık yüzünden mısır koçanı ve ahlat unundan ekmek yiyerek yaşamakta oldukları hakkında, değerli milletvekilimiz Ahmed Çınar tarafından Meclis kürsüsünde yapılan iddiaları tekzib yollu Baş-
(Devamı Sa. 5. Sü. 1 de)
I
1

i.
1 ,



Mareşal Fevzi Çakmak
«Millet» mecmuasının 120 nci sayısında îstanbulun fethi dolayı-sile sayın Mareşal Fevzi Çakmak’ın kısa bir yazısı çıktı. Son elli senenin harb tarihini yazan tarihcl-leı, bütün dünj-ada, Mareşalin eser lerini, derslerini ve hâtıralarını çok kıymetli ve mevsuk birer mehaz olarak almakta devam ediyorlar. Haklıdırlar. Çünkü onun yazılarında yalnız hâdiselerin tarafsız ve doğru hikâyesini değil çok dikkatli ve çok derin tahlilini de bulmak mümkündür. Tarihî hâdise, ne kadar sadikane nakledilirse (Devam» Sa., 6; Siı., I de)
A)/t:
il
w
L
Ahmed Çınar (Bunlıır D. P.)
?
iman
U - 530 dan sonra ikinci bir Denizaltısı daha teslim oluyor..
a
Deııizaİtıı3arın- hiçbir «avıaşa girmeden £ rjantinegelişlerile Mitlerin «rr(ıadhm
Halk Partisi Meclis Grupu, evvelki gün bütün bir o-turumunu, tam beş saat, bir memurun suiistimaline aıd bir iddia üzerine genişliyen tartışmaya hasretti. Bu kadar müddette herkesin içindekileri dökmesine yetemediğinden ferdası gün ayni mevzuun konuşulmasına karar verildi.
Suiistimal hakkında konuşmak... Bu şimdi bir yılan hikâyesi kadar azıyacak bij keyfiyettir. Bir çok Halk Partili milletvekilleri suiistimallerden, irtikâb ve irtişalardan acı acı şikâyet etmişlerdir. Bir kaç sene evvel meteliği olmıyan bazı memurların şimıli senede kırk, elli bin lira irad getiren apartmanlara sahih olduklarını şahsen bildiğini Muammer Alakant ifade etmiştir. İşin garibi Başbakan Haşan Saka kendisi iş başına geldiği gündenberi «Mal beyanı» hakkın-ılald kanunun şümulüne girecek bir ihbarın vâki olmadığını söylemiştir. Halbuki Bay Muammer iş-t® açıkça ve bütün Halk Partili milletvekillerinin önünde böyle me murlan şahsen tanıdığından bahsetmiştir. Böyle bir ihbar hükümet? ve adaleti harekete getirmek İçin kâfi bir sebeb değil midir?
Hakikatte suiistimal Halk Partili milletvekillerinin de, kabul ve itiraf ettikleri gibi, çok yayılmıştır. Fakat bunu yalnız memurların sırtına yüklemek yerinde olmaz. Bu kabil vazifesini kötüye kullanan memurlar çok yüksek himaye-lero rnazhar olmaktaılırlar. Asıl darbeler kodamanlara indirilmelidir. Bizim bildiğimiz şimdiye kadar mal beyanına tâbi olan yalnız bir zavallı polis komiseri oldu. Hal bukl bu kanunun şümulüne gire-
Partisinin bugünkü manzara-;» bu tezatlardan dolayı gayet garlbdir. Bir kısım dürüst şahsiyetler suiis-(Devamt Sa., 3; Sil., 4 de.‘
Filîstineaitgiivenlik Konseyinin kararı


Bernadoit’a talimat gönderiliyor, Kral Abdullâh: “bir Yahudi Devletinin mevcu diyetini asla kabul etmiyeceğiz,, diyor
Lake Success: 2 (A.A.) — (A. F. P.) — Güvenlik Konseyi Filis-tinde dört haftalık bir mütareke yapılmasına dair yapılan teklife Arab ve Yahudilerin verdikleri ce vablan incelemek üzere bu akşam yeniden toplanmıştır.
Konsey bu toplantısında ateş kes emrinin başlıyacağı tarihi de tesbit edecektir.
Toplantıyı, bir ay için konsey başkanı olan Suriye temsilcisi Fa-ris el Huri açmıştır. Faris El Hurinin Arab ve Yahudi cevablarını
okumasını müteakib Yahudi temsilcisi, Güvenlik Konseyinin emirlerine uyarak Filistindeki Yahudilerin üç defa ateş kes emri yayın ladığını bildirmiş fakat böyle bir hareketin Arablar tarafından da yapılmadığından şikâyet etmiştir. Temsilci, dün gece Filistine Yahu (Devamı Sa., 5; Sü., 6 da

Möbarek Miraç Kandili
-----o-----
26/27 Receblşerlf 1367 ve Haziran 1948 tarihine müsadif Cuma günü akşamı (Cumartesi gecesi) mübarek Leylei Mi'rac olduğu ilân olunur.
Karne ile şeker tevziatı

— U-530 denizaltısı mürettebatının Birleşik Amerikaya naklinde Vaşington ne diye bu kadar telâş ta bulunuyordu?...
kayFmiSnnasv arasındaki nıüaasebrt
7
İkinci Dünya Harbi biteli men hemen üç ay olmuştu...
he-
Istan bul Müftüsil -------------------)
Cumhur | Başkanı '
—----o-----
İnönü’nün bugün azimeti muhtemel
Cumhurbaşkanı ismet İnönü Heybeliadadaki köşklerinde iki gÜDİük bir istirahatten sonra dün aksam 17, 15 de Dolmabah
| | çe Sarayına dönmüşlerdir.
İsmet İnönü, dün sabah Hey beliadada Deniz Harb okulunu ziyaret etmiş, öğretmen ve tale belerle hasbıhallerde bulunmuş ve akşamlayin Taksim Belediye gazinosundaki Teknik Üniversiteliler toplantısına şeref vermiş lerdh’.
Cumhurbaşkanının bu akşam şaat 21, 30 da hususî trenleriyle Ankaraya haraketi mıüıte-meldİE'
Ayın 6 sına kadar karneler dağıtılacak, nüfus başına 1,5 kilo şeker veriliyor
Muamma haline gelen şeker tev zii meselesi, günlerden beri devam eden istişare ve toplantılardan sonra nihayet dün kat'î bir karara bağlanmış bulamaktadır.
Dün sabah vilâyette vali Lûtfi Kırdarın başkanlığında yapılan bir toplantıda Haziran ayı şeker tevziatının karne usulü ile yapılması uygun görülmüştür.
Dün öğleden sonra belediye, vi-(Dcvamı Sa., 3 Sil., 6 da)
Tali Koınhyon çalanalarum
Komisyon vilâyet makamına tevdi ettiği raporunda Îstanbulun passif olarak havadan
xZ"
fcorunma$t için iki milyon liralık ihtiyaç
bir tahsisata
olduğunu bildiriyor.
₺orunr/ıa idûrflteZertfuten Mır giMlnüg X Yazıtı 3 üncü oahifedej

Müteşebbisler Ankarada nihaî toplantıları yapmıya başladılar Kenan Önerde dün Ankaraya muvasalat etti
Ankara: 2 (Hususî) — Üçüncü partinin kurucularından Kenan tiner bugün şehrimize gelmiştir, öğ rendiğimize göre evvelce ana hatları tesbit edilen nizamname maddeleri üzerinde yeniden durulmakta ve maddelere son şekilleri verilmektedir. Kurucular arasında Ankarada yapılan bu temasların bir müddet devam edeceği ve bu nu nıüteakib vilâyete resmen müracaat edileceği anlaşılmaktadır.
Bu bir iki gün içerisinde kuru-
cular Mareşal Fevzi Çaknıak'ın ri yasetinde toplantılar yapacaklardır. Kumculardan Jzmirde bulunanlar da şehrimize gelmişlerdir.
S
4
Yugoslav Hükümeti

------O-----
Ankaradaki Elçisi Simiç’i geri çağırdı
Londra; 2 (AP.) — Yugoslav resmî haberler ajansı Tanjug’un bir sözcüsü bugün beyanatta bulunarak Belgrat hükümetinin Lond ra ve Ankaradaki elçilerini geri çağırmış olduğunu söylemiştir. Yugoslavyanın Londra Büyük elçisi Doktur Leontic halen Belgrat ta bulunmaktadır. Elçi Londıadan bir kaç hafta evvel ayrılmıştır. Tanjug Ajansının sözcüsüne göre hükümetin bir teklifi üzerine millî meclis Londra ve Ankaradaki elçilerini geri çağırmağı kararlaştırmıştır.
Sonradan bu konuda beyanatta (Devamı 6 incide)
Hele «Amiral Grof Spee» müret tebatmın naklinde gösterilen yavaşlık nazarı dikkate alındıkta şim di U-530 denizaltı mürettebatının Birleşik Amerikaya naklinde gösterilen telâşa ne lüzum vardı? •
Hiç şübhe yok ki esrarengiz bir hattı hareket karşısında bulunuluyordu... Bu ana değin bu hattı ha reketin sebebi veya sebebleri henüz izah edilmemiştir.
Ayni ayın 29 uncu günü iki A-merikan taşıt uçRgı Buones Aire» ten Birleşik Amerikaya hareket et mişlerdir.
Bu uçaklar U-530 nın müretteba tının hemen hemen yarısını naklediyorlardı.
Uçaklarla nakledilen Alman bah ıiyelileri sıkı surette muhafaza al
(Devamı Sa., 3 Sü., 6 da)

AKVIMDEN BİR YAPRAK
İrtikâb ve İrtişa mes’elesi
ktidar partisi Meclis Grupu-nun müzakerelerini yazan ga-zetoior bazı milletvekillerinin İrtikâb vo irtişayo dair çok şort söyle- I |
diklerini, hattâ bu a- I..
rada «bir kaç seno ovvellno kadar parası bulunmıyan memurlar, bugün se-nodo kırk olli bin lira getiren apartman sahibidirler» gibi diglni kaydettiler.
Milletvoklllcrl idaro duraklatan en mühim zerine bunda makla maz.
Ya mos'uliyotı kiıno yüklemen?
Rüşveti vorone mİ? Evet o da mea’-ııldür. Zaton kanun hem «Rflçb y^ hem do «MÜrteşb yİ cozalandırır. Fakat biz mos’ufiyoti bu İki kııtubdan da biraz aşıracağız; bir üçüncü şah4 siyot arıyapağız. Bu üçüncü şahsiyet İş sahibi rüşvet vermeğe, momuru da rüşvot almağa sevkeden sebebtir. Yani «zamane-) dır.
Biraz da onun yakasına yarışmalı
d
sözler sarfcdıl-
mekanizmasını bir yaranın ü-porınak basmışlardır; fakat yalnız memuru târlzo hodof tut mos’clo olmuş bitmiş sayıla-
fermanforma oidır-memur sınıfı kıt mecbur tutulursa
vo o surotto tedbirler almalı kİ artık «Zamano» denilen «Ol ııâbeıâr» bir daha ı$ sahibi ilo memurun arası-
_ , ( na 8,rerok b’nni
V ) ölok,nl (mürte-yapanınsın; hu «ıa momuru doyurmakla olur.
Blzdo memurlar aç mı? Degıı. Fakat bin türlü sefaloto rağmen lükt salgınının dohşotlo gu bu nıenılokelto kanaat gcçınmcğo sonu böylo olur.
Bugün rüşvot ıstiyon vo alan bir momura ufak bir târızdo bulunsak dışımız covab şudur: «Çoluk çocuk sahibiyim; ovlm do kira; aldığım maaş kâfi golmlyor; no yapayım?»
Oıı, rüşvoto ınazerot teşkil otnıoı; nitekim böylo bir suçla mahkeme tıu* turuna çıkan bir (müttehom) kendini müdafaa otmlş sayılamaz. Hâkim onu bal gibi mahkûm edor; zira bun* kaı* şı verilocok oevab: «Aldıflın mauş fi geliniyorsa o momürlyetl bırakır Dışarıda başka bir iş tut: eŞ;ih:i io-sebbüs)» Iü çalışî» der.
(Lütfen sahijeyi









I ı i
5
R

k
Yazan: Profesör Kenan öner
t _ $)3 —
Den devletim diye ortaya çıkan bir teşekkül, gayo ve maksadı uüv.i ıtuş görünerek kendisini doğuran millet yerine, o milletin, ister as «ster çok olsun, yalnız bir zümresinin menfaatile uğraşarak üs tara-fuv. unutursa böyle bir idare mutlaklyet icabatına bile tevafuk etmiş sj- ılunıaz ve bir hükümet memlekette mevcud siyasî partilerden bir hattâ bir kaçının emri altına girdiği gün bunlar haricinde kalanların I örmet ve itimadını —bir daha elde edeuıiyecck kadar— kaybetmiş u’ur ki böjle bir hükümetle onu tesis edenlere düşen ve yaraşan hareket yolu da lütfen bir tarafa çekilerek nedametle ömür geçirmekten, bvylv bir i'tisafa mâruz mâruz kalan bir millete de zihniyeti asarile tahakkuk eden öyle bir idarenin hortlamasına meydan vermemesinden ibaret kalır.
Dünya tarihinde görülmemiş bir i’tlsaf ve idare sistemini icat eden biı hükümet kendi rızasile çekilmese bile, onu yalnız başından atmak değil, milletle beraber onun bütün iıaklarile yapılan bu aşikâr istihzanı.1. hesabını görmeü te Büyük Millet Meclislerinin en esaslı vazifesini tcş-kıi etmelidir. Filhakika hâkimiyet; kayıtsız şartsız milletin vc*Tiirkiye Bü?ük Millet Meclisi de o hakkı hâkimiyetin icra vasıtası kabul edildiği müddetçe başka türlü düşünmeğe imkân bulunamaz. Bunun için de o meclisi terkip eden vekiller böyle vakıalardan haberdar görünme-je bile haber verildikten sonra da iddiaları tetkik etmeden gelişi güzel Addederlerse icraî i’tisafı teşrii bir şekle sokmaktan başka bir şey yapmış olmazlar ve istikbal Çunun doğuracağı netice ve tehlikelerle dolu kalır...
Bazı parti adanılarile şahısların bilhassa seçim günü îlçe, Bucak ve Küllere değil arak Milletin oy ve vicdanlarını para ile satınalmağa çalıştıkları, seçim günü sandıklan civarında tesis edilen telefon hatları ve polise devrolıınan telefon santralı ile seçimin dakikası dakikası-nn takip edildiği ve seçim günü seçim kurul ve komisyonları nezdüıde tazyikler yapılarak neticelerin tebdiline çalışıldığı iddialarının da aynı mucip sebeplerle reddedildiğini tutanakları inceleme kamisyonunun mazbatasından anlamak kabildir.
Halbuki ben, lâyihamda da okunacağı veçhile, bazı parti adamlarıma. İlçe, Bucak ve Köylere dağılarak milletin oy ve vicdanlarını para ile satınalmağa çalıştıklarından müphem ve afaki şekilde değil, isim tasrih ederek bildirmiş, Halk Partisinin 20 veya 21 Temmuz tarihindeki tediyatımn tedkiki ile bu halçkatin tezahürü lcabil olduğunu‘tasrih et -inekle tutanakları inceleme komisyonuna bir de ip ucu vermiştim. Derhal tedlrikile isbat edilecek bir hakikate göz yumulmuş olmasından do lavı bugün bu iddianın kuru bir tezvirden ibaret kalınası ihtimali bu lunsa da inceleme vazifesile mükellef kılındığı isminden de anlaşılan b(r komisyonun bunu da okumamazlıktan gelerek umumî ve mücerret iddiaların çerçevesine sokmakla hiç olmazsa bilmeden ve hissetme -den vazifesini ihmal ettiğini söylersem bilmem ki mazur görülür müyüm.
Seçim günü sandıklar civarında tesis edilen telefon hatları ve poiise devrolunan telefon santralı ile yalnız seçimin dakikası dakikasına takip edildiğini değil, behren seçim neticelerinin tebdiline çalışıldığını da dilekçemde tesbit etmiş bulunuyorum. Filhakika... Salıife fede temas ettiğim veçhile, Halk Partisi ve Hükümet tarafından komisyonlara verilen son parola her şey sandık başlarında bitirilecek bu kabil olmazsa mutlaka kurullara iktidar partisinin mûvaffikiye-tini temin edecek tutanaklarla gelinecektir den ibaret bulunuyordu. 0 zamanki hükümetle onun partisi seçim kanunu yapılırken Parti .ıtüşahidlerinin tutanakları imza etmesi müeyyidesini kabul etmemek le mecburiyet hasıl olursa, zabıtları tahrif yoluna da gideceklerini ihsas etmekle beraber, vicdan hırsızlığı kolay kolay yapılır bir şey olmadığı için bunu bir ihtiyat sermayesi şeklinde dağarcığa atmışlar. tesis ve temin ettikleri bu telefon şebekesile seçimin aldığı istika neti vakit geçirmeden takip ederek partiyi kaybettiklerini anlayınca b ■ elim ve feci yola da girmek iztırarında kalmışlardı. Zaten seçimdi- mahremiyet yerine aleniyet temin edildiği için bu istikameti tahmin de o kadar güç olamazdı.
Oy pusulaları sandıklara atılıp neticesi anlaşıldıktan sonra ilâ -ama kadar geçen üç gün zarfında kurullar, Vali ve Kaymakamlar nezdiııdc, sayın Incedeyının yaptığı tazyik ve çektiği meşakkatin de recesiııi, büyük Mecliste intihap mazbataları tedkik olunurken biraz müşarünileyhin yüzüne bakmakla anlamak şüphesiz anlamak kabil olabilirdi. Ve inceleme komisyonu yapılan iddiaları tedkike lâyık bu 1 'ak n.ahallinden sorsaydı şüphesizdir ki seçim organ ve eleman-I ırı içinde Evet böyle olmuştur diyecek fazilet ve meziyet sahibi in -s;utlar da bulunabilirdi.
(Devamı var:
%)TAKVII1DE^ BİR YAPRAK
Irtikâb ve irtişa mes’elesl
»emek ve tedavi ©tınck icabedcr. Çünkü yalnız iş sahihlerine değil memura da gadr oluyor. Biri parasını, öteki şerefini kaybediyor!
O KUYUCU
m
OUOB ki

Emekliler kanunu sllr’atle çıkarılmalı Senelerdoubcri mağduriyet ve mahrumiyet içerisinde perişan bir vaziyette yaşamalıda olan eski emeklilere yeni emekliler gibi maaş verilerek aradaki farkın kal-dırdacuğc ve muvafıkı adalet olacağı senelerdenberl mütemadiyen halis edilmektedir. Arada sırada yem borusu kabilinde Mecliste do müzakere edilerek hele şimdilikle dursun hâzinenin ıntisald zamanında icabına bakılır boya-nite atiye devir ede ede sağ kalanlar bir deri bir kemik kaldılar. 018 senesi eski emek İllerin maaş keyfiyeti Meclise verildiği eski emeklilere müjdelerle tebşiratta bulundular. Büyük serlevhalarla sevindir diler ilk içtımada çıkmadı bu içtimada da henüz geçmedi şimdi gazeteler büdeo müzakeresinin rahat rahat tedkikini Ekim ayına bırakmışlar şayet eski emeldiler yâni biz leriıı tetklkide bu sefer yapılmayıp da anın da rahat ra hat Ekim ayına tedldkl bırakılırsa blzler de inleye inleye sefaletle can verir kanun da çıkar, meydanda çıkacak ka -nundan istifade edecek kimse kalmaz.
Bu kanunun bir an evvel çıkarılmasını istiyoruz.
Bahriye eski emekli dul Emine Aydcnlz
Bahriye eski emekli dul Hamiyet Aııafarta
Londra üniversite sinde Türk dili
1 •• •• •• kursusu
Londra Üniversitesinde bir Türk dili kürsüsü açılmıştır. Dr. Witek Ekim ayında derslere bağlıyacaktır. Dr. Witek, 1934 ile 1910 arasında Brüksel Üniversitesi doğu enstitüsünde ders vermekle vazifelendirilmiş ve 1942 ile 1945 yılı arasında Londra Üniversitesinde Türk kültürü hakkında beş kon ferans vermiştir.
-----------o----------
MI TFF F R F1K
286 göçmen daha geldi
İmroz adasına iltica eden Garbi Trakya Türklerinden 160 hanelik 286 göçmen, dün Çanakkale tari-kile şehrimize gelmiş ve Sirkeci göçmen erine yerleştirilmiştir.
Yurd dışında bulunan ırkdaşlarımızın ana yurda getirilmeleri bahis mevzuu olduğu sıralarda İçişleri Bakanlığı vilâyetlere yaptığı bir tamimle göçmenlerin iltica ettiği vilâyetlerde iskân edebilmeleri lâzım geldiğini bildirmişti.
tmroza iltica ederek Çanakkale-ye getirilen göçmenlerin Çanakka lede iskân edilmiyerek îstanbula gönderilmeleri bir takım güçlüklere yol açmıştır.
serı ıta-
tnemu-
bit ine-
(Baştarafı 1 incide) ı3um( da demesi kolay fakat yapması güçtür; zira her insan memur olamadığı gibi, her memur da tüccar olamaz. Cebinde muayyen bir sermaye i-te ticaret hayatına atılmış neler görüyoruz ki eninde sonunda İmi yeyi kediye yükletip, yeniden riyet arıyor.
İktidar Partisi Meclis Grupu
seleyi (/Hey’et-i- umumiye» ye götürmeli. Daireleri, hükümet kapılarını bu ağır ithamdan kurtarmalı. Çünkü bu firtlkâb ve irtişa rivayetleri «tevatür .boymesb haline gelmiştir. Böyle de-vairde iş takib eden bir kadın tamdım ki çantasında ve ceplerinde dert tane sigara paketi taşırdı ve her pakette on, beş, iki buçuk ve bir liralıklar bulunurdu.
IMutlakiyet devrinde en çok rüşvet alınan dairenin «Şeyhülislâm kapışta olduğu ve oradaki ınemuriarm rüşveti ckaiemiye» diye adlandırdıkları bile! söylenirdi. (Hakikaten bunlardan banlardım «Bizim hokkanın mürekkebi kurumuş yazmıyor!» gjbi ibhamlarla iş sahiblerine keseye davranmak lüzumumu ihsas edenleri bilirim.
Bugün madem kİ bu mes'ele bu kadar kurcalanmıştır. Biraz fazla ufu-ınotleşen bu yarayı adam akıllı temiz-
POLİSTE
Kamyondan düşen adam öldü
----o----
Belediye Fen işlerine aid 690 plâkalı kamyon evvelki gün Beşik durağından Akaretler caddesi ne doğru giderken şoför kaldırıma bindirmiş ve bu sarsıntının ne tieesinde kamyonun üstünde bulunan amele Satı Bilir tepetaklak ye ce düşmüşderhal ölmüştür.

\ Öbür kiracılara gelişinde bunla-t ra uğrar, saatlerce oturup sohbet g eder; bazan ikisini, Nesrin de ora-o da ise, üçünü yanına alarak otomo-9) t ille Büyükdereye kadar uzanırlar, j deniz kıyısı gazinolarının birinde î yer, içer, neş’eli neş’eli dönerlerdi, | Elektrik, havagazı. Terkos tak-| şiflerini geciktirmek caiz olmadığın w dan, sandıktaki yadigârlardan çı-$ karırlar ; Ecved o sabah tıraş olmaz. kalıpsız fesini ve eski enper-meablini giyip yakasını kaldırır, yâ ni tanınmamak için kılığım değiştirir; arka sokaklardan Kapalıçar-şıya vurup pakettekileri satıp savar, şirketlerin taksitlerini yatırırdı.
(Yevmün cedid, rızkın cedid) yaşıyorlardı. Uçan kuşa borçlan vardı.
Şehir Genel Meclisi bugün de toplanıyor


)

.4
1*


%
Bugün E.T.T. nin durumu ile Et Şirketine Belediyenin ortak olması görüşülecek Şehir Genel Meclisi Haziran dev
resi toplantılarından İkincisini bugün saat 16 da yapacaktır.
Meclisin bugünkü toplantısında müzakere olunacak meseleler arasında E. î. t. nin durumu ile limi-ted et şirketine belediyenin ortaklığını derpiş eden teklif cn mühim mevzuları teşkil etmektedir.
Ticaret Bakanlığınca İstanbul, *
Ankara ve İzmir gibi büyük istih-
lâk merkezlerinin et ihtiyacını kar şılamak üzero konulan Limited Et şirketinin statüsü kat i bir şekil almış bulunmaktadır.
lngllizlerin söylediklerine göre sermayesi 4 milyon lira olan Limi ted Et şirketine 3 milyon 250 bin lira ile Ticaret Ofisi; 50 lira ile can lı hayvan ihracatçıları birliği, 100 binor lira ile Ankara ve İzmir belediyeleri; İstanbul belediyesi de 500 bin lira ile ortalı olacaktır.


3 HAZİUAN 943
ADLİ YFD E
D'AÂ R İF TE
Betül Aytun aleyhi ne hakaret dâvası
Kocası Alâeddin Aytunu öldürdüğü iddiasile ağır ceza mahkeme sine verilen Betül Aytun geçenki celse arasında koridorda ka*yın ba bası Salih Saide hakaret etmekten sanık olarak cürmümeşhud mahkemesine verilmişti.
Dün yapılan duruşmada dinlenen bazı şahitler:
«— Sanık Betül Salih Saide (Re ziller, utanmazlar^ diye bağırdı* demişler ve o da bu ifadeyi kabul etmemiştir.
Mahkeme gelmiyen şahidlerin celbi için talik edilmiştir.
Çatmalımescit katili 8 yıl hapse mahkûm oldu
Bir müddet evvel Çatmalımescit te sevgilisi Annayı kıskançlık yüzünden bıçaklıyarak öldüren Mi-nas diin 2 inci ağır ceza mahkemesinde yapılan duruşma sonunda 8 sene ağır hapse ve 800 lira tazminata mahkûm edilmiştir.
——(o---------------
DENİZDE
u
Doîmabahçe - Haydar paşa vapur seferleri
Denizyollarından bildirildiğine göre Eeyoğlu semtleriyle Anadolu vakası arasındaki vapur seferlerinde halkın çektiği zorluğu gidermek ve Köprüden Haydarpaşaya ve Kadıköyiine kalkan vapurlardaki izdihamı önlemek için Fındıklı veya Dolmabahçede bir iskele yapılacak. buralar ile Haydarpaşa ve Kadıköy arasında direk vapur seferler ihdas edilecektir.
/;ir yardım gemisi Derincede
Amerikan bandıralı S. S. Exhes ter gemisi otomobillere bindirilmiş makineli tüfekler, optik ve muhabere malzemesi, tank ve kamyon! yedek parçalarını hamilen Derinceye gelmiş ve hamulesini boşaltmağa başlamıştır.
Gemi bir kısım yükünü buraya boşaltacak ve mütebakisini tahliye için de bir iki güne kadar limanımıza gelecektir.
Hukuk fakültesi imtihanları
-----o-----
Hukuk fakültesi imtihan günleri ve gruplan dün ilân edilmiştir.
İmtihanlar ayın dokuzunda bağlıyarak 26 sına kadar devam edecektir. Alınan karar üzerine imtihan 15 er kişilik gruplar halinde yapılacaktır.
ilkokullarda mezuniyet imtihanları baslaclı
İlkokullarda dersler kesilmiş ve öğrencilere karneleri dağıtılmış bulunmaktadır.
İlkokul son sınıf öğrencilerinin, mezuniyet imtihanlarına dün başlanmıştır. İmtihanlar 15 Hazirana kadar bitmiş olacaktır.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da şehrimiz ilkokullarını bitiren öğren çilere 27 Haziranda Şeref stadında törenle diplomaları tevzi edilecektir.
13 iincü ilkokulun resim sergisi
13 üncü İnönü ilkokul öğrencilerinin okul binasında açtıkları resim sergisi ilgi ve takdit ile karşılanmıştır.
-------o------
B EL Dİ Y F " )'
Kadıköy Hâlindeki dükkânlar

Formaliteleri ikmal edilmiş bulunan Kadıköy Halindeki 13 dükkânın kiraya verilme işi sağlanmıştır.
İlgililerden öğrendiğimize göre dükkânlar Haziran ayı içinde kiraya verilmiş olacaktır.
Taliplerin çok olması dolayısile belediye bu dükkânları açık arttırma ile kiraya vermeği kararlaştırmıştır.
Bu husustaki şartname, belediye emlâk işleri müdürlüğünce hazırlanma ktadır.
Mecidiyeköy - Bayazıd otobüs ring hattı
îsveçten son gelen 15 belediye otobüsünden 6 sı gümrükten çekilmiş ve bunlarla yeni Mecidiyeköy - Bayazıd ring servisi ihdas edilmiştir. Diğer dokuzu da çekildikten sonra ring hattı ihdası ve Sanyer hattının da ringe tahvili düşünülmektedir.
r
S^natyada Ibir cinayet
-------------o------ Maktulün kardeşi, pnli)a müracaat ederek; «Kardeşimi sahte vereni mütehassısı H timdi Yılmaz vurdurttu» dedi
----o----
Kasımpaşada oturan ve Kapalı-çarşıda clbisecilik yapan Hayan Çoban evvelki akşam Malunud Taner ve Lâtif isminde iki arkadaşi-le birlikte Aksarayda bir meyha-nede içmişlerdir.
Kocamuştafapasaya doğru giderken aralarında münakaşa çıkmış ve bu esnada bıçağını çeken Mehmed, Haşanın iki yerine sap-lamıştır.
Kanlar içinde yere yıkılan elbi-Beci Haşan derhal Cerrahpaşa has tahanesine kaldırılmışsa da dün sa bah ölmüştür.
Hâdise sanıklan yakalanarak savcılığa verilmişler ve Mehmed tevkif edilmiştir.
Diğer taraftan maktulün
kardeşi polise müracaat ederek:
( — Kardeşimi sahte verem mütehassısı Haindi Yılmaz vurdurt-tu) demiştir.
Hadisenin tahkikatına devam olunmaktadır.
----------o----------
Silivride toprak tevzii isleri
Muhtemel Başbakan larla muhayyel mülâ katlar
— a —
erkek
Köylüyü topraklandırma kanununu tatbik etmek üzere Silivride kurulan komisyon çalışmalarına devam etmektedir.
İlgililerin verdikleri malûmata göre komisyon tarafından Silivride hâzineye aıd 10 * 12 bin dönüm arazi tesbit edilmiş bulunmaktadır.
Komisyon bir taraftan tesbit i-şile bir yandan da çiftçi kütüklerini hazırlamakla meşguldür.
Çiftçi kütüklerine kaydedilmeyenlere arazi verilmiyecek; bu bakımdan arazisi olnııvan çiftçilerin kütük kaydına kendilerini kaydettirmek için uyanık bulunmaları lâzım gelmektedir.
Tesbit işi ve kütük tanzimi tamamlandıktan sonra arazı tevziatına başlanacaktır.
Arazi tevzünde, hâzineye a’ui teraziyi eskidenberi ekenler tercih edilecektir.
-----r----O----------
«Kocaeli» tankeri limanımıza geldi
Abadandan yüklediği akaryakıtın bir kısmını İzmire boşaltan (Kocaeli tankeri, mütebaki yükünü de lstanbııldn tahliye etmek â-zere dün limanımıza gelmiştir.
Bilindiği gibi Kocaeli Amerikandan satın alınmış 15 bin tonluk en büyük tankerimiz olup, ilk defa limanımıza gelmektedir.
-------o--------
B. M. M. inşaatına riyaset edecek İngiliz teknisyeni geldi
Büyük Millet Meclisi inşaatına riyaset edecek olan İngiliz teknisiye ni Marther Alexandre. Rumen ban duralı Transilvania vapurile dün şehrimize gelmiştir.
Marther Alexandre. dün akşam Ankaraya hareket etmiştir.
Bir günlük bir fasıladan sonra yine muhtemel SaşkabaniarU muhayyel müiâkatlarımıza de wam edelim:
Şayod yeni kabineyi tenkite Alî Fu* □d Cebe soy memur edilmez de uu vazife yine Saracoğduya havale edilirse acaba nasıl bir hükümetle karşılanırız ve sayın Şükrü Saraçoğlu hu İkinci sadaretinde nasıl bir demeçte bulunur?
Bana kalırsa Saraçoğlu, eski ve teo* rüboli bir Halk Partili sıfatile, her şeyden evvel yine eski arkadaşlarını iş başına getirir, çünkü evvelâ Bakan değiştirmenin bir Başbakan için hayırlı bir şey olmadığını Receb Peker örneğinden bit tecrübe anlamış olacaktır. Sonra da Saraçoğlu yani arkadaş seçmekle eskilerini güconoırnnş olacağını pek âla bilir. Kaldı ki: t ski öo,l düşman olmaz, yenisinden vefj goi-nıez; tekerlemesine de inananlardan* dır. Mele hububat Thraet İşinde Atıf inan'ın ağzından baklayı çıkarması
A
ihtimalini de hesaba katacak kadar diplomattır. Bu itibarla İnan'ı kurduğu kabinede Ticaret Bakanlığına geıir mosi bile şiddetle variddir.
Evvelâ bu muhayyel kabinenin azalanda bir geçit resmi yaptıralım: ic işlerine Saraçoğlu hiç şübhesız yine Hilmi Uran ı getirecektir. Hele 21 Temmuz seçimlerindeki meşkûr hikmetleri nazarı dikkate alınacak olursa, doğrusu Saraçoğlu kabinesi için Urandan daha mükemmel Dır İçişleri Bakanı bulunamaz. Adalete nza Türelf Milli Savunmaya ba^ka bir Rıza, fakat bu sefer bir asker. Ali Rıza Ar tun kal, Dışişlerine ya Bakan vekili olarak Nurullah Süıner yahud da kandırabilirse Haşan Saka, Mâliyeye Nuruliatı Sümer. Bayındırlığa Sırrı Oay, Ekom) mıye Fuad Sirmen (tabii müşarüniley hin bir hayli nazını çoktikten sonra) Sağlık ve Sosyal Yardıma doktor Sa* di Konuk (ki bu takdirde Muhiddir Baha Parsın düşmanlığını Başbakan hesaba katmak mecburiyetindedir). Tarıma Raşid Hatiboglu (Nâzım B(t turun zevk ve neşesinden şıkır şıkır göbek atmıya başiıyacagım pek âlâ tahmin edebilirsiniz), Ulaştırmaya ge* neral Ali Fuad Cebe soy, Ticarete Rai» Karadeniz (Egeli olmayıp Karadeniz! olması değil de kıoemi Danış mevzu» olduğu için), Çalışmaya da Doktor Sa d» İrmak... / -----—=—
Kala kala Milli Eğitimle Gümrük ve Tekel Bakanlıkları aç»k kalıyor. Çünkü zavallı Suad Hayri Ürgüplü daha ilk kabinede feda edihmştî, Masan Â* li Yücel ise gözden düşmüştü. 3u iti* barla bu iki Bakanın yerine mrer mü* nasip zat bulmak icabedecak. Saraçoğlu da bu iki Bakanlığa sukutunda» sonra dostluğuna sadık kalmış iki za tı getirir, (Koca Ankarada bu vasıft? iki kişi bulabilmek şartile getirir, kabinesini tamamlamış olur.

Saraçoğlu Başbakanlıktaki kol tır ğuna yeniden kavuştuktan sonra ber de oraya damlıyorum. Kendisi tabii gayet neşeli ve beni beşuş bir sima it( karşılıyor:
— Hoş geldin Fıkracı, ne yok bakalım?
— Sağlığınız efendim; yeni nin programı hakkında biraz rica edecektim.
— Ne yeni kabinesi yahu? iki yıllın bir fasılai saltanattan sonra eski ar kadaşlarla yine iş başına geldik. Nd bet değişti, vazifelerimize döndük Bızler millet hizmetinde fakirler gib çalışan kimseleriz.
— Allah eksikliğinizi göstermesin e fendim, demek değişmiş bir şey yok.
— Elbette yok. Bermutad kasalarım altınla, silolarım hububatla dolu..
— Aman beyefendi, dil alışıklığ ile söylüyorsunuz galiba. Millet arpı ekmoği yemekle meşgul, kasalardaki altınlara gelince bunu pek yüksek ses le söylememenizi min gayri haddim hatırlatacağım.
Birden kendine gelerek:
— Dilim kaydı Fıkracı, kusura bak ma ne yaparsın alışkanlık tesiri...
____ Anlıyorum efendim. Vergiler* zam falan?
____ Ne münasebet bilâkis indirmeieı yapacağım- İlk Başbakanlığımda oldu (Devamı Sa. 5. Sü. 1 de)
♦ » â
* 1
var nr
kabine* tafsilât
— (Relide) si yok. bu böyle.
Şişede iki parmak kalan birayı^ bardağa koyup içti: H
— Kavafo belki de bize bir vi-g zit vermek istiyecek. Apartmanımı x zın hali (lamantabl), möblelerimiz $ kötü, perişan.. ö
— Düşündüğün şeye bak. (P°‘f zisyon) u biliyor. Onu da bırak, farkına varmaz bile. Herifin çene | işletmekten sana hayranlıktan et-S rafı görecek vakti var mı ki? |
Yemekten kalktılar. Mehlika o-X dasına gidip yine şezlonga sereser-^ pe yayıldı; Ecved de karyolaya u-ö zan dİ. Hava lodos, durgun. Çatı katında oldukları için, akşama ka^ dar güneşten damın kiremitleri^ ısınmış; odalar hamam halvetine dönmüş. g
Ecved, o seneler ağızlardan dilş-^ miyen; Rumca güftesi terzi çırağı \ kızların, meyhane miçosu kopille-K ıin bile dillerinden eksik olmıyanj, Ky ky ky katy, beautıful Katy 8 türküsünü bariton sesile söylerken g
I dedi. &
Yazan : SBBMED HIÜHTA» ALUS --------------------------- 34 ----------------
Gülter yiyecekleri getirdi. Ah-bublarıııdan biri yahud Nesrin filân kalınca sofrayı salona kurarlar, caddedeki lokanta bozuntusu aşçı dükkânından et, sebze, makar na gibi birkaç porsiyon yemek getirirler; başka vakitler mutbakta duran ufak tahta masayı antreye çekip, üstüne gazete yayıp, tabak mabak koymadan, yalnız çatal bıçak çıkarıp çerezleri yerler; artıklarını da beslemeye yedirirlerdi.
Yine öyle yaptılar.
Masada karşı karşıya konuşn-yorlardı:
— Yahya Bey bakalım ne zaman telefon edecek!
— Bana kalırsa yarın muhakkak eder.
— Adamcağız çok meşgul, içlerinin çokluğundan mütemadiyen (nnbale) halde; zaten m
biri.
— Evet. Kavafocağız acınacak bir zavallı!
— Kavafo!.. Aman Melok ne lıoş ad buldun herife!
— Tıbkı benzediği (Karafon) u da - küçük sürahi demek - hatırlatıyor değil mi?
— Aklıma ne geliyor, bilir misin ? .
r


dakika idman yapardı. Evvelâ İsveç jimnastiği; ardından 3 kiloluk (alta) larla oynayış, sandev çekiş.
Şimdi de caketi, gömleği atmış, sırtında atlet fanilâsı, (ön, dö, trua) lara girişmişti.
Mehlika, şezlongda doğruldu. Terliklerini anyor, bulamıyor. Kar yolanın, gardrobun altına baktı, yok. Çorapla, tabanlarını yerden keldıra kaldıra, yine arkasında kombinezon, varı çıplak odadan çıktı. Açık kapıdan Ecvedi gördü:
— Bugünlerde boks antrenmanlarını bıraktın. Hiç ip atlamıyorsun, topa yumruk vurmuyorsun; çok fena ediyorsun. Hani do. Şantklerdekî maçlara tin?
— (Jöman fiş!)
— Amma doğru değil.
boks bütün dünyada mlldhiş bir (sükse) kazanmada. Fransız şampiyonu Karpantiye parmakla gösteriliyor. Yakında Amerikalı Demp şeyi de nakavt ederse milyoner bel ki milyprder olacak..
— Bu memlekette bokstan para çıkmaz. Küçük Kemalin ne trajik vazij'ette olduğunu görüyoruz.
— Fakat büyük şöhret kazandığını da unutma.
Taksiın-girecek-
Bugün
Ecved, bakkalın defterini Giiite-re verdi. Her zamanki gibi bir kâ-ğıd parçasına, ısmarladıklarını Fransızca harflerle yazdı:
Bir paket Adapazarı tereyağı, 250 gram Holanda peyniri, bir kutu sardalya, iki francala, 100 dirhem ekmek, iki şişe Bomonti birası.
Besleme bunları getirmeğe gitti.
Eeh, Modadaki Frerler mektebine devam etmişti amma diploma mîploma arama. Üçüncü sınıfın başında, yâni bitirmeğe üç sene kala mektebi bırakmıştı. O zamandan-berl de, beş senedir boşta gezenin boş kalfası; kaldırım mühendisi..
Sporcu geçinenlerdendi. Sabahları yataktan kalkınca, akşamlan da yemeğe oturmadan önce, 10-15
buluşur-Stefano-edecek; Meselâ yü r üye-
— Söyle! .
— Kavafo yann, öbür gün, yâni bugünlerde telefone edip randevu verirse, Tokatlı yanda, Mülatyede veya başka bir patisride sak, tabiî Bosforda, San da falan promenad teklif biz de kabul edeceğiz. Dron mağazasına kadar
lim. Dün geçerken vitrinde (blö-vıyolase), çarşaflık bir kumaş gözüme ilişmişti. Tokatlıyana geleceksiniz diye aceleden mağazaya inip topu indirtememiştim. Şunu göreyyim, Birmense 4 metre alacağım) desem, hemen kestirip benim hediyem olsun der mi acaba ?
— Yüzde yüz! Ona göre kaç paralık şey?.. (Tutoplü) 25, 30 lira!.
— Bilemedin, 40..
— Beni de kışkırtıyorsun, Me-lok. Ben de meselâ (Şömizri Üniversel) in önünden geçerken dalsam dükkâna. Poplin bir gömlek almağa kalkışsam onun da parasını vereceğine şübhe yok.
Gülüştüler. Mehlika:
— Hayır, hatır, katiyen olmaz, diyordu. Şaka ediyorum. Çabucak bu kadar (san fason) luk doğru doğiL
— (Kel ide!)
Mehlika,
____ Rica ederim sus. Eco, Sıkıntıdan boğuluyorum.
— Allasen piyanoda şunu — Tam sırasını buldun!
Birden, yerinden fırladı:
— Pireler yine dansa başladı, tahammül edebilirsen et!
(Devamı var1 g
çal!
I

HAZİRAN 1948
1334
Rumi
Mayıs
21
3
Perşembe
1367
Hicri
Receb
25


sı Hızır 29 - AY 6 - Güu 155
V(» oJer W ı V .uati X- , -I 1.-
S D. s. D, ,
Güneş 5 29 8 54
Öğle 13 12 4 37
İkindi 17 12 8 37
Akşam 20 35 12
Yatsı 22 34 2 oo
İmsâk 3 16 6 42 i

e

9
3 haziran
f
,1
tedbirler
Markos’un
1
Bir Hind Fudboİ
Markds'un
i




ı

a
*(
teklifleri

i

e

4
41



Y unan hükümeti görüşme teklifine cevab vermiyecek
Atina, 2 (A.A.), - Marko-sun tekliflerini iyice inceli-yen hükümet çevreleri âsilerin kayıdsız şartsız teslim olmalarım bekliyen hükümetin bu tekliflere hiçbir cevab vermiyeceğini temin etmekte
l dirler.
• Bu çevreler Markosun te-, şebbüsüııü şu sebeblere atfet-1 inektedirler: ı 1 — Millî cebhede bulunan [ uzlaşma taraftarlarile sonuna
kadar mücadeleye karar verenler arasında ikilik çıkar-
) mak,
[ 2 — Avrupa ve Amerika
► umumî efkârına Kendilerini [ açındırarak Yunan hükûme-
• tini bir uzlaşmaya yanaşma-; sı için zorlamağa sevketmek.
İDAM EDİLEN KOMÜNİSTLER
Atina, 2 (A.A.) — (Afp): Askerî mahkeme tarafından ölüme mahkûm edilen 3 ü ka din olmak üzere 6 komünist dün Tebes’te idam edilmiş-tir.-
Diğer taraftan askeri inzibat memurları Karanteotes-de bir piyade yarbayı ile bir doktor albaya tevkif etmişlerdir. Nihayet genel emniyet memurları partizanlar le hinde casusluk yapmaktan sanık olan 44 komünisti tevkif etmişlerdir, Sanıklar askerî malıkemey’e sevkedile-cetir.
GRİSWOLD YUNANİSTAN D A
Atina. 2 (A.A.) — (Afp): Yunanistana Amerikan yardım heyeti şefi Griswold hava yolu ile Vaainetondan Yu naııîstana dönmüştür.
Amerikanın ıskerî büdçesi O------------------
merika tarihinde barış zamanına •id olanların en kabarığını teşkil ediyor
Londra, 2 (A.A.) — (Reuter) 5 Reuter'in diplomatik muhabiri bildiriyor: Yetkili bir kaynaktan bildirildiğine göre altı devlet arasında Almaüya hakkında ooreyao e-den ve dün akşam Loııdrada sona eren görüşmelerden başlıca şu neticeler çıkmıştır:
1 — Üç batı bölgesine şamil bir kurucu meclisin bu seneniu eylül ayında teşkili,
2 — Ruhr sanayiini kontrol mak ssdile îngutıere, Fransa, Birleşik Amerika, Belçika, Molanda, Lük-semburg ve batı Almanya temsilcilerinden mürekkeb bir milletler-arası kontrol heyetinin vücuda getirilmesi.
Bu kontrol hej'etinin Ruhr havzası ana istihsal maddelerini ve bilhassa kömür, çelik ve kok kömü rünü tevzi yetkisi olacaktır.
3 — Ahnanyanm batı lıölgelerin de para inkılâbını hedef tutan bir anlaşma, fakat bu para değişimi evvelce söylendiği gibi Şerlinin batı bölgelerini ihtiva etmiyecektir. 10 GÜNE KADAR NEŞREDİLECEK TEBLİĞ
Londra, 2 (A.A.) — (Lps): Altı devletin Almanya hakk.nda Lon-t’eda yapmakta olduktan konferansın soua ermîsi müuasehetile bugün bir tebliğ yayınlanacaktır.
■ ■■ ■ ■
B.B.C. nin siyasî muhabirinin öğrendiğine göre, konferansın tavsiyeleri hükümet tarafından incelendikten sonra yâui 10 güne kadar daha tafsilâtlı bir tebliğ neşredilecektir.
Muhabire göre, konferans bundan bir hafta evvel bir karara varılmadan dağıtılmak tehlikesini göstermişti. Buna Fransızların A-merikan diş siyasetinin tesiri hak kında gösterdikleri şübhe ve tered-düd sebeb olmakta idi.
Alman ekonomisinin kalkınması içhı kendi güvenliklerinin feda edi leceğinden de korkmakta idiler.
M Bevin, Fransanın Londra Bü yük elçisi M. Massigli Ve Amorika E^iyük elçisi M. Douglas ile yaptığı görüşmeler sonunda bu müşkülleri bertaraf etmiş ve bir hal çaresi bulunabilmiştir.
İNGİLİZ İŞGAL BÖLGESİNDE BİR HADİSE
Berlin, 2 (A.A.) — (Afp): Ingiliz işgal bölgesindeki Sovyet as-kotî heyetine mensub binbaşı îvau îvar.ovlç Bogdanov’un dün sabah evinin balkonunda bir rövelver kur şunu ile başından yaralı olarak bu lunduğu Ingiliz askerî idaresi tarafından bildirilmektedir.
Bad Salzoflen’deki evinden derhal askerî hastahaneye kaldırılan yaralı yarım saat sonra ölmüştür.
Almoyda Kızıl terrör
rezaletleri
("Başmakaleden devam) (imallerden, irtikâb ve irtişalardan ve bunların himaye edilmesinden Çok ıztırap duymaktadırlar. Fakat bir türlü dertlerini anlatılmamakta ve feryadlarını fiiliyata intikal ettirememektedirler. Meselâ bunlardan biri Grupta diyor kİ:
«— Bu suiistimal işleri sade burada konuşulmuyor. Bütün memlekette konuşuluyor. Bu bir hakikattir. Devlet idaresinde suiistimal almış yürümüştür. Büd-cenin belki yarısı mahalline sarf edilememiş bulunuyor. İktidar partisi irtikâb ve irtişanın alıp yürümesinden mes'uldür. Bütün suiistimal şikâyetlerini dlnliye-cek bir encümen kurulsun, tea-bederse Bakanlar ve milletvekilleri lıakkındaki şikâyetler de in-celenmelidir.»
fişte ancak bu sözlerle yaranın tam üstüne basılmış olunuyor. A-sil dâva bazı Bakan, milletvekilleri ve Halk Partisi kodamanlarının yolsuzluklarını önlemeğo çalışmak tır. Bu hasıl olursa o zaman tâli derecedeki yolsuzluklar kendiliğinden durur. Tıpkı kaynağı kuruyan bir nehrin yatağında artık su bulmak kabil olamıyacağı gibi ...
Amma lâkırdı bu safhaya intikal edince Halk Partisinin malûm şahsiyetleri kükremeğe başlarlar. Mulıiddin Baha Pars yine ortaya atılmış herkesin haysiyetlle oyna manın caiz olmıyacağını söylemiştir. Atıf tnan'ı da müdafaa etmiş olan Ekrem Oran da Parstan aşağı kalmak istememiş ve böyle bir tahkikat komisyonu açılmasınla şiddetle aleyhinde bulunmuştur. Fakat bu sırada bir çok milletvekilleri «Atıf İnan’ın müdafii!» diye kendisine haykırmışlar. Pars da konuşurken Halk Partililer ba-ğınyorlarmış: «Sen Atıf tnan için de böyle konuşuyordun. Fakat şim di tahkikat açılması lüzumu gün gibi aşikâr oldu.
Fakat bu sesler Parsın kulağına girer mİ? Onlar kendilerini partizanlık hissine kaptırarak behemehal fenalıkların örtbas edilmesi,
• tahkikatın yapılmaması tarafdan-dırlar. Onların telâşları bu işlerin çorap söküğü gibi çok uzaklara git mesidir.


takımı geliyor
Takım her sene Karaşide yapılan Atatürk kupasının bu seneki galibidir
Ankara: 2 (Hususî) — Ankara spor mahfillerine gelen malûmata göre 938 denberi Hindistan-da Atatürkün hatırasını canlandır mak maksadile büyük bir futbol turnuvası tertib edilmektedir. Tur nuvada kazanan takımlara bir A-tatlirk kupası verilmektedir. Bu yıl da turnuva 48 takımın iştirâki-le Karaşide yapılmaktadır. Bu tur
nuvayı organize eden heyet başkanı büyük elçiliğimize müracaat e-derek turnuvada şampiyonluğu kazanan takımın Istanbulda ve An karada birer maç yapması teklifin de bulunmuştur. Verilen cevaba göre 13 Haziranda Ankarada, 20 Haziranda Istanbulda iki maç yapılacaktır.
Tâli Komisyon çalış-malarını bitirerek raporunu Vilâyet makamına verdi
V
Vaşington: 2 (AP.) — Birleşik Amerika tarihinde barış zamanına :id en kabarık askerî büdce bu-(ün kongreye sunulmuştur. Bu »üdceye göre, 1 Temmuzdan itibaren yeni malî yıl için ordu, donan na ve hava kuvvetlerinin ihtiyacı L0.196.672.000 dolar olarak tesbit edilmiştir. Tahsisat komisyonu ta rafmdan Temsilciler Meclisine sunulan iki ayrı savunma büdcesi rasansında ordu ve hava kuvvet-eri için 6.590.939.000 ve donanma .cin 3.686.733.000 dolar tahsisat iynlmıstır. Geçen yıla kıyasen askerî büdcede 505.000.000 dolarlık bir fazlalık mevcuttur.
Mişelin “nişanlısı,, kimse ile görüşmek istemiyor
Kopenhag: 2 (A.A.) — Reuter: Dün akşam eski Rumanya kralı Michel ile evleneceğine dair veri- I len haberleri yorumlıyan prenses Anne de Bourbon, gazetelerin bu söylentileri neşretmelerinin kendi-Hinde teessür uyandırdığını söylemiştir.
Pıenseg, Reuter Ajansının mu-l bahirine intihalarını hiç bir kimse ye bildirmek istemediğini ve kimseyi görmek arzusunda bulunmadığını sözlerine ilâve etmiştir. I Batı birliğînİA askerî plânı
Londra: 2 (A.A.) — (j. p
Batı Birliği askeri konaitesl,* 4J rnerika Dışişleri Bakanlığına ’ bir rapor göndermiştir. Bu rşpor, çişleri Bakanlığı müsteşarı M.’ ’ett'in isteği üzerine hârirlanmıŞ-tır.
B. B. O. nin Vaşington myhabk rine göre, M. üovett, Çatı birliği, nin plânı ve tasanlarıülû kendisi. 11e bildirilmesini istemiş Y0 bu malumatın kongredeki
îiâve et-Bunupta beraber rapor» numî hliklffaler^n bahşet »ucnvc uıup yamuğa Vaşiııgtoûa ayrıca gönderilecek ojgn askeıf • plânın gizli tafsilâtını ihtiva etmek
kendisine ayrılabilece iniştir. 7 yalnız umumî 'nekte olup yakın^â
tedir.
Sovyet gizli polisinin tatbik ettiği baskı tahammiilfersa bir derecede
rinde icra ettiği zulüm olduğu bildirilmektedir. Sovyet gizli polisi son dakikada müracaat etmekle beraber işkenceyle sorguya çekme, kötü muamele ve kırbaçla dayak muntazaman devam etmektedir.
Tebliğde, geniş bir haber alma sisteminin Sovyet bölgesinde gündelik hayatın hemen hemen her safhasına girdiği ilâve edilmektedir.
Berlin: 2 (A.A.) — (L. P. S.)
Dün akşam Berlindeki. İngiliz makamları tarafından yayınlanan bir tebliğde Rusların işgal bölgele rinde icra ettikleri ve her hangi bir Demokrasiye tamamile aykırı olan baskı tenkid edilmektedir. Bu tebliğde Ruslar tarafından politika ile uğraşan her şahsı kurtarmak için kullanılan usullerin Sovyet gizli polisinin bu kimseler üze
er çeşit
Efektif döviz alım matımı İçin bankamız enırinizdedir

YAPI ve KREDİ BANKASI

z


Meclis Grupunda başka türlü bir havanın da estiği görülmüştür. O da bazı kötümser ve meyus milletvekilleri tahkikat açılmasından bir bayır beklememeğe başlıyan-tardır. Bunlar diyorlar kİ: Suad Hayriyi Yüce Divâna verdik de ne oldu?... Bu sual ve istifham çok yerinde sayılmaz. Çünkü Yüce Divân Suad Hayrinin işi gibi karmakarışık ve Arab saçı kadar girift bir düğümü bir kılıç darbeslle çözemez. Adalet mekanizması daima yavaş işler amma bazı devlet a-damlan ve suiistimali görülenler hakkında tahkikat açılsın, dâva Yüce Divâna intikal etsin her halde bir neticeye bağlanır. Atıf 1-»ıan için buna diler yal...
Temizlik işi len memleket
Halk Partisi çoğunluğu böyle bir mücadeleye razı olabilir mi? Parslar, Ekrem Oranlar buna müsaade eder nü?... Asıl mesele buradadır.
Her zaman söyledik, bıkkınlık Verecek kadar tekrarladık, durduk: Bu memlekette suçludan he-sab sorulmadıkça, kısacası mesuliyet hissi yerleşmedikçe irtikâb-lar da, irtişalar da eksilmez, bilâ-
YOL KANUNU TASARISI SON ŞEKLlNt ALDI
Ankara, 2 (Hususî) — Memleketimizi yol bakımcıdan kalkındırmak için Bayındırlık Bakanlığınca hazırlanan yol kanunu tasarısı son şeklini almıştır. Tasan başlıca üç kısımdan mürekkebdir. Bunlardan biri ana yol kanunu ismini taşımak ta 150 bin kilometreyi aşan köy yolu tipini, devlet yolunu, il yolunu ve belediye yolunu tesbit etmektedir. Ayrıca yol gelirlerini tno âern esaslara istinad ederek yolu yapan müesseselere bırakan tasarı 15 yabancı devletin yol kanunu r.un incelenmesile meydana getirilmiştir. Memleketimizdeki Amerikalı uzmanların da görüşlerini ihtiva eden tasarının ikinci kısmı yol teşkilâtına dairdir. Üçüncü kısmın da ise seyrüseferi tanzim eden mad deler mevcuddur. Tasarı müstahdemin ücretlerine de temas etmekte ve eskiye nisbetle daha avantaj lı bir durum sağlamaktadır. tPLİK İMALÂTHANELERİNİN
MÜŞKÜL DURUMA DÜŞTÜĞÜ
DOĞRU DEĞİL
Ankara, 2 (Hususî) — Bazı gazeteler haricden iplik idhal edildiği için hususî iplik imalâthanelerinin müşkül duruma düştüklerini bunların elinde 4 milyon lira değerinde iplik mevcud olduğunu yaz mışlardır. Ekonomi Bakanlığından yetkili bir zat böyle bir şeyin va-rid olmadığını çünkü memleketimizde iplik fabrikaları mamullerine devletçe el konularak satın alın dığı bildirilmiştir.
Amerikan bahri-yesinde 28 kişi boğuldu
Norfolk - Virginia: 2 (A.A.) — (A. F. P.) — Kearsarge uçak gemisine aid bir şalopenin devrilmesi üzerine 18 deniz erinin ve 10 deniz piyadesinin boğulduğu bahriye servisinden dün akşam rilmiştir.
bildi-
bile müsaade etme-
bugün ün safta ge-dâ vasidir. Fakat
[Günün enteresan haberleri]
Bir bok» şampiyonunun ikiz kızı oldu
Englewood (Amerika) — Dünya hafif sıklot boks şampiyonu Gus Lesnovich'ln dün gece i-kiz kızı dünyaya gelmiştir.
Lesnevich 26 tommuzda Londra da Freddie Milla'le karşılaşacaktır.
Otomobil yarış primi İndlanapolte, — Üs otomobil yarısında prim ve 14ü fcafat kazanan Mauıl Rose 75,001] dolar almıştır. (4)A.|
Japonya, Sterlinffle tediye yapabilecek
Tokyo Mae ArÇ-
Japonya ile atorllh salıauı ıj-tasındaki tload tediyelerin dola?» la değil, Inyllbı lirtmUo yapıla^* Hini kabul etınlfttfr. Ön sıu-otU hıi aueî muameleler için ffoçoü f(aau4 Îıymdanberi müsaade odfipılş o» an sterlinle tedlyoloı? bundatl sonra hükümetler aradı ıtıuam^ işler işin do lçabul odllecelrtlA Öterlin sahasına dahil memleketlerin îngtltero, Mong - )İong
Lodlanapo
i
.4 u, dola
F.
P.
Yeni Çek parlâmentosu
Praque: 2 (A.A.) — (A.
Yeni Parlâmento, eski Parlâmen-
toyu teşkil eden 122 saylavdan mürekkeb olacaktır. Bunlardan 30 u Slovakyayı ve 90 ı Bohemya, Moravya ve Silezyavı temsil etmektedir.
kis artar. Suya gidenle destiyi kıran birbirinden ayrılmadıkça, bütün kabahat ve suçlar ya partizan lık gayretkeşliği yahud da hatır, göniil kaygusu yüzünden örtbas edildikçe fenalıklara son veriş demek muhali temenni etmek olur.
A. Ceıııaleddin Saraçoğlu
*
müstesna olmak üzeri sömürgeleri, Avustralya, Yeni Zelanda, Bir manya, İrlanda, İzlanda, Irak, Pâ klstan, Güney Afrika ve Basra körfezi olduğu hatırlatılmaktadır. Bununla beraber sterlin sahasına dahil memleketlerin bore muvazenesi Amerikan işgal makamlarının arzularına göre senede İki de fa dolar olarak ödenecektir. Bt* sebable Tokyonun Ingiliz mahfil-rinde, alıoı memleketlerin dolat tlyaolarını elden çıkarmaları esini arzeden son madde do«
layıeile hiçbir memnunluk lzha? edilmemektedir. (A.Aji
19 haydutla tek başına çarpışan
Ingiliz çavu-
As m ar a
gu, dün Blndft iştaayonu yakınla-tında ABinara Mufiavva trenini durdurmağa çalıjan 19 kişilik biç lıaydud çotesile yalnız başına çarpışmıştır. Haydudlar hatların U-perlnç bir kaya yuvarlamaljjjurû-tlle elektrikli treni durdurmuşla? ve ateş açmışlardır. Çavuş dû haydudlara karşı makineli tttfentt
-----------------------------/ ateşi açmış ve birkaç kişiyi ya-ralıyarak çeteyi kaçırmıştır. Kendisine cam kırıkları i#abet eden Çavuş da yaralanmıştır. Taarruza sahne otan bölge polis devrl-yelerl tarafından kuşatılmış ve a-raştırmalar devam etmektedir.
(A.P.)
İngiliz imparatorluğunun baş hahamı
Londra — Ingiliz ordusunun În kıdemli hahamı îsraol Brodie nglllz imparatorluğunun Baş Ha hamlığına kesilmiştir. Keyfiyet dün tebliğ edilmiştir. (A.P.) İngiliz İran petrol Icumpanyanınin kârı
-jk- Londra — Büyük bir hissesi înglllzlere aid olan İngiliz Petrol Kumpanyasının geçen sonckl kârı 1Ö46 daklnin hemen hemen bir inişlini bulmuştur. Şirket 1946 da 9.624.980 Ingiliz lirası kâr ettiği halde 1947 deki kârı 18.564.857’ Ingiliz lirasıdır. (A.P.)
Yol kazalarında 413 kişi öldii fr Nevyork Meçhul Asker hatırasınla anıldığı hafta sonun-
da yol kazalarında ölenlerin sayı- a 8i bugüne kadar en az 443 e var- i mıştır. t
Daha başka kimselerin de bu / yol kazalarında almış oldukları ’ yaralar neticesinde ölecekleri tqh K min edilmektedir. (A.P.) ı
Amerikan borsalarında ( Nevyork — Dünkü borsada z petrol sanayii hisse senedleri bir 7 senedenberi en yüksek noktayı ı bulmuş, iki dolar birden yüksel- 1 iniştir. Çelik sanayii hişpe senedle I rinde de yükselme kaydedilmiş- i tir. |
Chicago hububat piyasasında l buğday hafif bir düşüklükle ka- 2 panmıştın, (A.P.) Z
Transatlantikte kaybolan z Vaşington — îngilterenin / yeni Vaşington Büyük Elçisi Sir ) Oliver Franks, perşembe günü Be J yaz Sarayda Başkan Trumant zl- ı yaret ederek, itimadnamesinl su- 1 nacaktır. Sir Oliver ( Queen Eliza- I beth» transatlantiğinde kaybolan i kedisi «Lulu» nun hâlâ bulunma- u dığıniı söylemiştir. (A.P.) L
10 bin teneke benzin yandı c Frar^cfurt — Dün Fritzlar ? civarında çıkan bir yangında Ame 7 rikan ordu kuvvetlerine aid on ) hin teneke benzin yanmıştır.
J
VİLÂYETE YEN! TELEFON TESİSLERİ
* —o—
Ankara, 2 (Hususî) — Rize, Samsun, Trabzon, Giresun, Ordu, Sinob, Kastamonu illerinin telefon tesisleri bu yıl sonuna kadar tamamlanacaktır.
KUDRETİN BAŞMAKALESl
Ankara, 2 (Hususî) — Bugünkü Kudrette çıkan, (Meğer kabahat halkta imiş!) başlıklı imzasız bir başmakalede; son günlerde yapılan mitinglere temas edilmekte ve bu mitinglerle halkın iktidar tarafından gasbedilen haklarının kanunî yollardan istendiği ileri sürülerek şöyle denmektedir: «işte halk bun lan istediği için yaptığım haksızlıkları bir daha yaptırmıyacaçun dediği ijin kabahatlidir. Yaptığı toplantı totaliter rejimlerin toplantısıdır ve hattâ memlekette demok rasi kurulamıyorsa bunun sebebi halkta siyasî olgunluk bulunmayışıdır. Şu garib iddialar gülünç olmaktan fazla bir şeydir, tiksindiricidir. Bu yavuz hıfsızın ev sahibini bastırmasıdır. Hem milletin hak tarım elinden alıyor, hem de bu hak sahibi istihkak dâvasında bulunurken onu suçlu çıkarıyor ve hattâ sen bu hakka lâyık değilsin diyor. Şu hal Halk Partisinin en büyük sukutlarından biridir. Ahlâk ve şeref denilen kıymetlere ina nan hiçbir kimse artık haksızlığın irsafsızlığın ve demagojinin bundan fazlasını tasavvur edemez. Bu biı ağır rakkamdır ki Halk Parti-sinin hesabı carisinde haysiyet kı rıcı olarak kalacak ve onun halk düşmanı olarak aldığı notların bel ki en fenasını teşkil edecektir.*’
Ka ne ile şe^er tevzii (Baştarafı 1 incide) lâyet kaııalile Istanbulun nüfusunu öğrenmiş ve karne tabını verilen rakama göre ayarlamıştır.
Vilâyet nüfus müdürlüğü son sayımda İstanbul nüfusunun 1 milyon 70 bin olarak tesbit edildiğini bildirmişse de Belediye bazı ihtimalleri, bu arada nüfus artışını hesaba katarak karneleri 1 mil yon 200 bin adet bastırmağı kararlaştırmıştır.
Basılmakta otan karneler, belediyeye ayın altısında halka tevzi edilmiş olacak bir şekilde teslim olunacaktır.
. Evvelce de yazdığımız veçhile şeker karneleri mahalle muhtarları vasıtasile halka dağıtılacak ve şeker ancak kaymakamlıkların gösterdiği bayi bakkallar tarafından satılacaktır.
Yakında îngiltereden şeker geleceği düşüncesile Ekonomi Bakan lığı ile yapılan istişareler neticesin de nüfus başına 1,5 kilo şeker verilmesi hususu kat’iyet kesbetmiş tir.
Ekonomi Bakanlığınca İstanbul iline tahsis olunan aylık şeker kontenjanının 1500 tonu halka; 500 tonu da imalâtçı ve esnafa ay nlmıştır.
imalâtçılar, Bölge Sanayi Birliğinden, esnaflar da aid oldukları esnaf teşekküllerinden, aylık istih kaklarını temin edeceklerdir.
Mayıs ayı içinde bakkallara, hal ka intikal ettirilmek maksadile verilen şekerler, haziranın 5 ine ka-darki ihtiyaca cevab verecek şekilde ayarlandığından, Haziran ayına aid şeker kontenjanı aym beşinden sonra satılmak üzere bayi bakkallara tevzi edilmeğe başlanacaktır.
Bayi bakkallar, şeker şirketinden aldıkları şekerin hesabını bölgelerindeki kaymakamlıklara vermekle mükellef tutulacaklardır.
Gerek yeni tevziat usulü gereğince hazırlık yapmaları ve şeker bayii otan bakkalların sıkı bir şekilde kontrol edilmeleri İçin kaymakamlıklara lâzım gelen tebligat yapılmıştır.
Vali Lûtfi Kırdarm, bugün veya yarın yeni şeker tevzii usulü ve bu hususta belediyece alınan tedbirler hakkında basına bir beyanatta bulunması kuvvetle muhtemeldir.

Harb yıllan içinde hava tehlikelerine karşı vatandaştan korumak maksadile Passif Korunma tedbirleri alınmadığı, bu arada teşkil 0-lunan komisyonlar vasıtasile konferanslar tertib edildiği, kurslar açıldığı ve amelî tecrübeler yapıldığı malûmdur.
J . •; t » •? İr»,
Harb bitelidenberi passif korunma komisyonlarının, faaliyetlerini tatil etmeleri, halkın bu husustaki bilgi ve hazırlıklarını iKfnalö sebebiyet verdiğinden gerek içişleri ve gerekse Millî Savunma Bakanlıklarınca vilâyete yapılan bir tamimle, bu komisyonların faaliyetlerine yeniden hız verilmesi, passif korunma tedbirlerinin ihya sı için lâzım gelen tahsisat mikda-nnın tesbiti istenmişti.
Bu tamim üzerine vilâyet passif korunma komisyonu derhal fa* aliyete geçmiş ve tâli komisyonlara ayrılarak çalışmağa başlamış tır.
Bir buçuk aylık çalışma devresinden sonra tâli komisyonlar çalışmalarını bitirmişler ve bu husus ta bir rapor hazırlıyarak vilâyet makamına tevdi etmişlerdir.
Vilâyet makamı, ilgili Bakanlıklarla temasa geçmiş, nazarî çalışmaların bitirildiğini, amelî tatbikat için tahsisata lüzum görül-duğunu bildirmiştir.
Passif Korunma tâü komisyonları, Istaııbulun hava tehlikelerinden korunması için tesbit olunan esasların tatbikine 2 milyon liralık bir tahsisata lerdir.
Bu tahsisatta, şehirde bulunan
dafaasını sağhyacak sığmaklar ya pılacak, yeraltı tesisatı kurutacak, itfaiye teşkilâtı takviye olunacaktır.
ihtiyaç göstermiş
hava tehlikesinde vatandaşların mü
Doğru ise çok acı!
---o--
Sokaklarda zerzevat satan köylülere kara ko’d a “Filistine gidin,, diye bağırmışlar
Dün akşam matbaamıza gelen vû tahrir salonunu dolduran 50 köylü ağlıyarak şunları anlattılar:
— «Bu sene dolu ve seylâb fa lâketleri yüzünden ekinlerimiz ha-rab oldu. Aç ve sefil kaldık. Köylerde bıraktığımız çoluk ve çocuğumuzu geçinairebilmek için heş on kuruş elde edebilmek ümidile îstanbula gelip zerzevat satmaya başladık. Bugün yollarda bizi poliş ve jandarmalar çevirip karakola götürdüler. Ceza vereceksiniz, dediler. Hepimizden beşer lira ceza aldılar. Biz vaziyetimizi anlattı*. Biraz insaf ve merhamet rica ettik. O sırada orada bulunan bir polis memuru yüzümüze karşı şöyl« bağırdı:
— Buraya ne geldiniz, defolun Filistine gidin!..
Ne yapacağımızı, tıe cevab vere ceğimizi şaşırdık...
Bunu bize anlatan köylü arkadaş şunarı iâve etti:
(— Köylüyüz diye biz bu vatanın evlâdı değil miyiz. Benim babam, kardeşim Çanakkalede can verdi Ben de her zaman ayni yolun yolculuğuna hazır değil miyim?.. Benim de şimdi dört oğlum askerde onlara harçlık mı yetiştireyim yok sa her gün beş on lira ceza mı ö-diyeyim? Bu hak ve revâ mıdır?..»
Biz bu sözlere hiçbir şey ilâva etmeden İlgili makanüajın . #ynen dikkât nazarına amtuyoruz.
*
I
t
4
I
(
I



A
YEN! sabah
HAZİRAN 34b
SAYFA: 4
r (1 * M*
maazzas
* M
Lülebur gazda müessif bir tâd is©
I
MÎLLÎ MES'ELELER
'I
Lüieburgazda Kadı Camii Şerifinin hali!
) Koca Mimar Sinamn d sarın-( dan olan bu cami imar ve tâ-t mirden mahrum bir vaziyette f yıkılmasını mı bekliyor 1
—o--
Lükburgaz, (Hususî) — Kasaba ınn Edirne bayırile şehre girerken bu semte bir şeref bahşeden ve fakat bir hayli znıuandanberi gerek minaresinin şerefesine kadar yıkık bulunması ve gerekse kubbenin pek harabî variyete gelmesi yüziin-den son derecede ihm;M edilen i-mnr ve tâmirden mahrum ve bir türlii alâka gösterilmiyen Koca Mimar Sınanın âsarmdan Kadı ca-niışerifi kasabanın ıledhalinde bulunması hasebile yolcuların edai din için camie girerek vazifelerini ifaya vesile olmakta idi.
Bundan iki yüz on sene evvel yapılan bu cami Balkan harbi meş-1 tununda Bulgarlar tarafından yı- ■ kıldığı ve esasen Bulgarların bütün mukaddesatı yıktıkları malÛM biı keyfiyettir. 1947 yılı içinde Ev kaf idaresince verilen ödenekle ca-miişerifin tamirine başlanmış kubbe kısmının birçok yerleri tamir o-Jv.nmuşsa da geçen kış inşaat tatil edilmişti.
Kadı camiişerifi bu yaz olsun tâ mire başlanmalıdır. Kısmen Evkaf idaresi, kısmen de Belediye tarafından yardım yapılmak suretile bu sene camiin noksan kalan kısımlarının ikmali hususunda büyük gayret ve dinî mâbedlerimize karşı alâka gösterilmesini memleket adına temenni ederiz.
lAeh^Md Tercan -------o--------
K. Zeytinoğlunun Tavşanlıda yaptığı tedkikler



Belediye Parkında bir konuşma ya-milletvekili seçim kanunuma « hücum etti. Kasabanın hapiska gitti mahkûıcJt*»ıa kovuştu
Tavşanlı, (Hususî) — İki giin ör.ce ilçemize gelen D. P. Eskişehir milletvekili Kemal Zeytinoğlu bugün Belediye parkında bir konuşma yapmıştır.
Kalabalık bir dinleyici önünde konuşan milletvekili bilhassa seçim kanununa temas etmiş, seçimde gizli oy alenî tasnif ve adlî murakabenin millet için bir zaruret ol-J duğunu tebarüz ettirmiştir. I
Siyasî mahkûm Şükrü Koyuncuyu ziyaret eden Z. oğlu Cezaevinde mahkûmlarla konuşmuş ve bir malı kûm. gardiyan tarafından dövüldüğünü ve hattâ ekmeğinin bile kesildiğini söylemiş, milletvekili dc vaziyeti telle Adliye Bakanlığına bildirmiştir. |
Bakanlığın âcil emri üzerine sav Cilık tahkikata başlamıştır.
M. Diler
-------o-------
Bandırmada hırsız bir genç yakalandı
----ty---
T7 yaşlarında bir getıc çaldığı 7i kaşkol fiabun saire ile birlikte yakalandı '
Yurdda protestolar devam ediyor

Kasabaya kömür indiren .bîr köy tüye arzusunu yerine getirmedi di ye tabanca çeken orman bakım memuru
i
urKiye’nm





Komşu kazalarla nahiyelerin ve köyluin- iştiıakile Çarşambada tertib edilen D, P. nin büyük mitingi on l inlerce vatandaşın-candan tewhâ^ ratilc kutlandı. Sös alan hatibler iktidar partisini şiddetle tcuk’d ctdlcr.

Çarşamba (Hususi) — Geçen pa zar günü burada komşu kaza ve kucaklardan gglen Samsun D. P. 11 idare kurulu* başkanı Süleyman Balkanın ve idare kurulu üyeleri-’ nin iştirakile büyük bir mhıting yrı pılmıştır. On binlerce halk ellerin-’ deki levhalarla meydanda toplan-1 mışlardır. Levhalarda şu ibareler göze çarpıyordu: (Memurin Muha , kemat kanununun tâdili, basma sa tan devlet değil, bataklık kurutan devlet isteriz, seçimlere adlî teminat isteriz) gibi daha yüzlerce vecize göze çarpıyordu.
Bu sırada kürsüye gelen Cafer Tokayın işaretile Atatürke hürmeten beş dakikalık bir vakfe veril-
miş ve Demokrat hatibler kürsüye | gelerek hitabelerine başlamışlardır.
îlk olarak ktirsüve gelen kazamız D. P. kurulu başkanı Hamdı Tokay mitinge dış kazalardan gelenlere hoş geldiniz demiş ve sözlerine şöyle devam etmiştir:
«Biliyorsunuz ki, 21 Temmuz se çimlerinde yapılan tazyik, tehdid ve kanunsuz hareketler idare âmir; ve memurlarının bitaraf kalmadık larından ileri gelmiştir. Bu da me ımırin muhakemat kanununun ida re âmir ve memurlarına vermiş oldu | ğn salâhiyet noktasından neş’et et miştir.
Demek oluyor ki, Memurin Mu-bakemat kanununun da tâdili icab etmektedir. Tek parti zihniyetini yaşatmak istiyen ve milletin 25 senedir, sırtından geçinen bazı kimselerin, bu kanunları değiştirmek işlerine gelmemektedir. Halbuki, milletin iradesi anayasa gereğince berşeyin üstünde bir mukaddesattır. Ve hâkimiyet keyıdsız şartsız mîlletindir. Bu cümleyi tekrar edelim.
Milletin mukaddesatına tan rey haydudları X’nu
kî, 21 Temmuz bir defa daha tekrar edemiyecektir».
îşte tan yeri ağarıyor. Bizler bu
üç defa
el azabilsinler

Bandırma (Hususi) — Bundan bir buçuk ay evvel Bandırmanın gehid Sülcymanbey caddesinde ha-zıı elbisecilik yapan Ahmed Perçinin dükkânının duvarı delinerek 75 aded kasketle 5 kalıp sabun ve 1 lira da parası çalınmıştı. Dükkânın delinen duvarının dar oluşu
bu işi yapanın büyük bir insan ola-1 Buyacağı kanaatine varan zabıta-₺ın yaptığı çok sıkı araştırma neticesinde failinin Istanbulda Kara-gümrükte Sarıgüzel mevkiinde Ho-caefendi sokağında oturan İsmail Hakkı oğlu 1930 doğumlu Orhan Mutlu adında bir gene olduğu tes-bit edilerek çaldığı kasketlerle yakalanarak Bandırma C. Savcılığına teslim edilmiştir. Bu cüretkâr b rsızın alınan ifadesinde okuduğu gangster romanlarından ilham ala Fak bu işe teşebbüs ettiğini söylemekle cürmünü itiraf etmiştir. Küçük hırsız romanlar kahramanı Orhan Cezaevinde yatmaktadır.
Lülebtvrgazın ilkokullarında sergi
Lüleburgaz, (Hususî) — Kasabamız ilkokulları ders kesimi münasebetle okullarında birer sergi açmak üzere hazırlıklara haşlamış lardır. Bu sergiler haziran içinde açılacak ve bir hafta sürecektir.

ı

nun öncüleı iz. Demokrasi Tür-kiyede yuşıyacaktır. Büyük Tiirk milleti yaşıyor.
İkinci olarak kürsüye gelen avu kat Ccmnleddin Danışman seçim kanununa temasla millî iradenin Cmnivet ve huzur içind’e tecelli e-de bilmesini sağllyan bir seçim kanunundan bahsetmiş ve hürriyet dâvasına daha ecdadlnrımız zamanında başlandığını anlatmıştır.
Hatib sözüne devamla: Mevcud • •lan seçim kanununun doğrudan doğruya Saraçoğlu hükümetinin tef parti zihniyetile ve şef usulüne göre yapılmış olduğunu ve bn kanunu siper yaparak 21 Temmuz milletvekili seçimlerinde ve onların tasnifi sırasında açık olarak görül ınüş olan yolsuzlukları misaller vererek izah etti.
Müteakiben kürsüye D. P. Samsun Î1 idare kurulundan yilksek mühendis Naci Berkmaıı, on bine yakın mitinge iştirak eden Demokratlan selâmladıktan sonra söze, başlamış: (Demokrat Partinin bugüne kadar kanun yolundan aycıl-nıadığ.nı, millî birlik ve beraberliğimizin dâvası arzusile her Demokratın siyasî hak ve hürriyetlerinden ve şahsi şeref ve haysiyetle rınden de fedakârlıklar yaptıklarını söylemiş ve demiştir ki:
Naci Berkman Demokrat Parti-
O
ınn kimsenin zümre malı olmadığını bu dâvayı hiçbir şahsın tasarra funda tutamıyacağını ve böyle yap mak istiy’enlere ancak acımak i-cab ettiğini belirtmiştir.
Üçüncü olarak kürsüye gelen Niyazi Hamuloğlu, 21 Temmuz seçim İtrinden Memurin Muhakemat kanunlarından ve adlî teminattan bahseden konuşmasını yapmıştır.
Hatibin konuşmasını bitirmesi üzerine kürsüye Bafra kazası mümessili Kâşif Başkaya, onu takiben avukat Cemal Bulak ve Hüseyin Uysal, Ziya Zeren geldi, bunlar da gayet ateşin nutpklar verdi-İC r.
Lüleburgaz, (Hususî) — Geçen cumartesi günü Enver Engin namında bir yurddaş köyden Lülebur gaza satmak üzere bir araba ile altı yüz kilo kadar mangal kömürü getirmiştir. Bu Birada Orman bakını kâtibi Talât Dalbayrak u-sulen ormaniyesuji sormuş ve yine usulen bu şahsın ibraz ettiği ormaniyeyi alarak arabanın boşaltılmasına izin vermiştir.
Aradan az bir müddet geçtikten sonra orman bakım memuru Ab-durrahim Kılavuz gelerek köylünün elindeki ormaniyeyi görmek istemiş, Enver Engin ormaniyeni» J kflttb Talât Dalbayrak tarafından alındığını ve boşaltılmasına izinj verildiğini söylemişse de Abdıır-rnhim arabadaki kömürleri indirtmemek istemiş» halbuki kömürcü Enver Engin arabasını boşaltmamak ta ısrar edince Abdurrahim hâmil olduğu tabancayı çekerek kendisini ölümle tehdid etmiş bu vaziyet karşısında her iki taraf birbirine sille tokatla hücum etmiş ve kavgacılar savcılığa teslim edilmiştir.
Tabanca taşıma ve kullanma yet kişini haiz olan memurlarımız bun lan ancak ağır ve nefislerini başka türlü müdafaaya muktedir olmadıkları zaman kullanabilirler. Memuıun yoktan yere silâh kullan ması ökıürürüm diye tehdidi halk arasında büydik bir infial uyandırmıştır.
t' b j 0 t * '
y

Her noktadan farnamiie ihmale uğratılmış, sefalete terkedilmiş köylüye aid karar!

Bergama Kermesi
neş’eli geçti
Fge bölgesinden şehrimize gelen binlerce insan eğlenceli üç giin geçirdiler. Gece de Halkevi salonunda Filozoflar piyesi temsil edildi.
rnı olarak vasıflandırmış ve bu bay ramın her sene şehirli ile kasabalıyı bir araya getirdiğinden büyük bil mâna taşıdığım beliğ bir lisanla belirtmiştir.
Valinin takdirkâr sözlerinden sonra umumî neş’e bir kat daha artmış ve geç vakte kadar devam eden millî oyunları müteakib yemekler yenmiştir.
Gece saat 21 de Halkevi sakınanda (Feylesoflar) piyesi oynanmış ve heyecanlı alkışlar toplamıştır. Şehir Tiyatrosu sanatkârları, piyesin temsilinde fevkalâde muvaffak olmuşlardır.
Kermes alanında sabaha kadar süren millî oyunlar tertib edilmiştir.
Bergama (Hususî) — Kermesin | ikinci günü, civar il ve ilçelerden gelen binlerce halkın iştirâkile geç mistir.
Sabah saat 7 den itibaren antikitelerin gezilmesine başlanmış, sa at 10 da alanda cirid oyunu oynanmış, galiblere mükâfatlar verilmiştir.
Saat 17 de Kermes alanında millî kıyafetlerile yüzlerce kız vc delikanlı, efelerle birlikte büyüklerimizin önünden geçmişler ve ha raretle alkışlanmışlardır.
Valimiz Osman Sabri Adal, ve ciz bir nutukla halka Kermesi kutlamış ve duyulan umumî neş’eden memnun olduğunu beyan eylemiştir. Vali; Kermesi, azmimizi kuvvetlendiren millî bir kültür bay ra-
Kemal paşada Kiraz bayramı kutlandı
İzmir ve civarından gelen bütün davetliler kiraz bahçelerine dağılarak kasabada eğlenceli vakit geçirmişlerdir. Havanın soğuk olmasından bu sene kirazlar
Ker.ıalpaya. (Hususi) — Geçen yıl şu günlerde kirazlar «go lin» olmuştu. Bu yıl havaların serin gitmesi, mahsulün geç idrak edilmesine ve binnetice yay la kızı kirazın "gelin» olmasının gecikmesine sebeb olmuştur.
Kiraz bayramının birinci haftası bugünkü pazar günü yapılmıştır. Bu münasebetle îz.-mirden ve civarından kadın, erkek bir çok misafirler ilçeye gel mişler, kiraz bahçelerine dağılmışlar, «dere» nin güzel manza rası, asırlık ağaçları ve çoşkun su akışları arasında neşeli saat ler geçirmişlerdir. Bu arada bu güzel yaylanın biricik meyva yıldızı olan kirazların toplanma sında genç ve cici kızların şakrak seslerle besteledikleri şarkı
geç olmuştur.
larj dinlemişlerdir.
Evvelce temas ettiğiniz ve^lı j lo kiraz sıhhî bakımından bol vitaminli biı* meyvadır. İçtimai münasebetlerde de bir aşk ve iz divaç vasıtasıdır. Bunun için-dirki kiraz ba3yranılaıında yeni yeşil yapraklı, dilber dudaklı meyvenin dibinde aşk ihtiras sahnelerine rastlanmaktadıı.
Nitekim henüz dalındım kopa rılmış bir çift kirazın *ıatenmın elinde aşıkını şaşırtmak için sürpriz olarak kullanıldığı görülmüştür.
Bu yıl kiraz azdır. Belki onbeş gün sonra ♦gelin» olacaktır-, Bunu nazara alan misafirler müteakip bayramları da takip edeceklerini söyliyerek şen çen relerle eec vakit ilçeden avrıl-
Tarsus
--------o---------
Tarsus Gençlik Spor kulübü bir gezi tertib etti
----o---
Tarsus: (Hususî)
gençlik spor klübü azametli Toroslan tarihi Gülek boğazını İbrahim Paşa tabyalarını Çu-kurovalı vatandaşlar! le üye
lerinin görmelerini temin etmek için bir Toros gezisi tertip etmiş tir.
Tavşanlıda Pehlivan Güreşleri yapıldı Tjvşanlı, (Hususî) — 30.5.938 güııü Halkevi Sosyal Yardım kolu yararına pehlivan güreşi tertib e-dilmiş birçok pehlivanların iştirak ettiği güreşin baş birinciliğini Sın-dırgılı Şerif başaltını Katrancı Halil almışlardır.
----------o-----------
Çarşambada At koşuları ve Pehlivan güreşleri

Çarşamba (Hususî) — Mitingden sonra Çarşambada at koşuları ve pehlivan güreşleri olmuş ve bu koşu ve pehlivan güreşlerine ç/k kalabalık halk kütlesi iştirâk etmiştir.
Pehlivan güreşlerinde Lâdikli Seyid Ahmed, Yavuz pehlivanı Ma nisalı Abdullah Eker ve Cebili Ya-kub pehlivanı da Hayrabolulu Ahmed pehlivan yenmişlerdir.
Ali Ahmed pehlivan Ingiltereden avdetinde Çarşambada güreş yapı lacağını duyar duymaz tayyare ile gelmiştir.
Dünkü koşu ve pehlivan güreşleri çok heyecanlı geçmiştir.
Bandırmada şeker buhranı
Bandırma (Hususî) — Bandırmada piyasada bir dirhem şeker kalmamış, hastalar için görülen ihtiyaç karşılanamamakta karaborsada satıldığı kulaktan kulağa duyulmakta ise de yapılan sıkı kon-üollara rağmen bir türlü ip ucu | elde edilememektedir.
Balıkesir ili kendi istihkakını ve sika ile dağıtmış bakalım Bandırmaya ne ;Çman sıra gelecektir. Söylendiğine göre Bandırma için ancak 7 ton şeker ayırmışlar 37000 nüfuslu olan ilçemize bu 7000 kilo şekerin tevziatı da çok güç olacaktır. Bıı bakımdan nüfus başına pek az mikdarda şeker düşmektedir.
I-------• — ■■■ ---------------.1»
mışLudır.
Iialil efendi kirazları biiaiiş, Turan» kirazların toplanmasına başlanmıştır. Gelen uuslalara göre fiyatlar 80 — *00 kuruş arasındadır. Her vd V’i.ı-lar bü yük kofa'2)la nakledilirken bu seııe mahsulün azlığı dolayısilo küçük '«çpotlerk taşınmaktadır. İzmir Iıaıicılaı nidan gelen '»Jû mata göre kirazlar iyi ambalaj yapılır içine muhtelif cins kiraz lar karıştırılmazsa fiyatların da ha yüksek gitmesi tabiî görülmektedir.
Rençberlerin bu cihete ehem | miyet vermftİPr) lâzımdır.
binlerce emsali
ra
karşısında inanmak artık güç oluyor..
l
sa bibi,, olan
devir-
da ayni yol-şübhe yok-
vakit yeni
smanlı İmparatorluğunna ıslahat devrine girdiği o® sekizinci asır başlangıcın, dan zamanımıza kadar devam edip» gelen bir feryad işitilir:
Türkiye bir ziraat, bir köylü memleketidir. Nüfusumuzun dört) te üçü çiftçidir. Ordunun temeli köydedir. Devlet büdcesıne gelir getiren kaynak bu topraklama mahsulleridir... gibi...
Viyana bozgunundan dönen,, garblı ordularının teluıik ve teşkilât şamarlarını yiyerek İstanbul* gelen o zamanın aydın insanlarile, sarayın etrafında bulunup da gerçekleri olduğu gibi görüp göstermek için Islahat ârızacılarr, par dişaha sundukları raporlarında hep ayni feryadı tekrarlamışlardır.
Tanzimat devrinde bu yolda bazı gevşek kımıldamalar oldu. Ba-bıâli hemen her sene değişen lir hıkım teşkilât kurdu. Sonu gelmi-yen, hiç bir netice vermiyen karar lar ve perişanlık içinde geçti. Harb ler, kuraklıklar, göçler, fiyat düşüklüğü, yolsuzluk, teşkilâtsızlık ortasında bocalıyan zavallı köylü. Millî Mücadele neticesinde bir m3 letin başına az gelen felâketten de zaferle çıktı.
Milletimiz çiftçi ve çoban olmasaydı bugün yer yüzünde bulun-mıyacaktık» diyen Atatürk, ayraca şunu da söyledi:
Bu memleketin hakikî efendisi, hakikî müstahsil köylüdür.»
Cumhuriyet devri, geçen
lere nisbetle ziraate daha fazla e-hemmiyet vermek istedi. İlk senelerde ziraat teşkilâtı hayh kararsızlık içinde bocaladı. Nihayet «Ziraat Vekâleti» olarak kendine göre çalışmağa başladı. Fakat mem-leketin gerçekten muhtaç olduğa kökten bir inkılâbı yapmalı için e-saslı, rasyonel bir ziraat siyaseti güdemedi, sanayi mi, ziraat mı dâvasının fasid dairesi içinde boe* lıyan devlet gemisi, bugün dahî kendisini bu bakımdan sahih selâmete eriştirmiş değildir.
Hangi birini söybyeyim. Gerek C. H. P. nin gerek öteki partilerin programlarında ziraate, köylüye dair parlak sözlerle dolu maddeler bulunduğu halde bu partiler yüksek sınıfların, sermayedarların menfaatlerini kollamayı politika ba kımından daha faydalı görmüşlerdir ve bundan sonra da yürüyeceklerine tur.
Hükümetler vakit
programlar hazırlamışlardır. Ziraat mektebleri, enstitüleri, Teknik Ziraat okulları, Islah istasyonları... gibi faydalı ve lüzumlu resmî teşekküller kurulmuştur. Fakat bunların muhitlerine yaptıkları tesirlerin derecesi devede kor lak kabüindendir. Çünldi. buralarda yetişen gençler de masalaşmış-lardır. Ziraat müdür ve memurları toprakla, köylü ile değil, masa başlarında hayah istatistikler dönmekle meşgul olmuşlardır ve hâlâ da olmaktadırlar. Ziraat Vekâleti neşriyat müdürlüğünün şu koca çeyrek asır zarfında köylüyü uyan dıracak kaç tane broşür çıkarmış olduğunu sormağa kalkılmamalt-dır. Alınacak cevab ağlatacak kadar hazindir.
An karadaki yüksek ziraat enstitülerinin kendi duvarları dışında, yakın köylerde ne gibi ziraî ıslahat yapmış olduğunu incelemek hayli zevkli olacaktır.
Ziraî Donatım Kurumu gibi milyonlarca millet parasile iş gören bir müessesenin parasızlıktan in-liyen köylüye 180 lira gibi fâbiş bir para ile sattığı pullukları, köy lü, kasabadaki sanatkârlara -10-50 liraya ayrıca tamir ve ıslah ettirmek şartile kullanmaktadır.
Ankaranm burnunun dibinde bütün dünyaya örnek köy olsun diye kurulan Sincan ve Etimesat köylerindeki köylüleri şöyle yalan dan bir dinleyin. Hükmünüz şu o-lacaktır: Gösteriş için de dahi olsa kendi yaptığını kendi yıkan tor hükümet sistemi...
Bir köy kanunu vardır. Bu kanun güya köye hükmî şahsiyet ver miştir. Kendi işlerini kendi görecektir. Fakat 37.000 muhtarlıktan belki 1000 i az çok bir bağımsız idareye bnvuşnıuştur. Gerek bunlar ve gerek diğer büttin köyler sözüm ona beş yıllık programlarla iş görmektedirler. Hakikatte plân, program mefhumu buralara uğra-

• is
mamıştır. Köylücüklerin paralan israf edilir durur. Dünyanın hor medenî memleketinde köy okulları yerli malı ile (ağaç, taş, kerpiç» gibi) yapıldığı halde bizim hemen her köyümüze çimento denen
--------Yazan-----------
| Salâhaddin Dsmirkan |
fâcire musallat edilmiştir. İçinde kansızlıktan renkleri uçuk, çıplak yavruların kaynaştığı, köye nisbet Ie saray denebilecek bu mübarek köy okullarını yapmak için köylü senelerce altından kalkamıya-cağı borca girmiştir.
Bir takım üstünkörü vesilelerle milyonluk köylü sefil bir hale girmiştir. îşte orman kanunu, çeltik kanunu, afyon, tütün inhisarları... Son zamanlarda sıtma mücadelesini bahane ederek bir kaç kitabet doktorumuzun pirinç ekimini yasak etmek için ortaya sürdükleri mütaleaları dikkatle okuyanlar, bu memlekette Tanzimat ricalinin hâlâ yaşadığını elbette anlamış olacaklardır.
Daha geçen gün görüştüğüm iki milletvekiEnden biri, son aylarda köylünün aç durumda olduğu hak-kındaki gazete feryadlarmdun bah »ederken şöyle demiştir:
—- Bütün kabahat köylüdedir. Zira tenbeldirler, çalışmıyorlar.
Karşısında ne diyeceğimi şaşırdığım bu muhterem mebus C. H. P. nin oldukça genç âzasıııdandır.
Vilâyet makamına geleli beş ay olduğu halde köy bürosunu henüz görmediğini söyliyen vaülerle gö-riişmüşümdür.
İki yüzden fazla köyü bulunan kazalarımızda bir tanecik ziraat memuru vardı»-, o da senede beş on domuz, bir kaç yüz tarla faresi
öldiİLierek yıllık raporunu doldurmaktadır.
Ancak derdin timle birine parmak basıyorum. Hastalığın sebeb-leri pek derinlerdedir. D. P. önder lcrindım meşhur bir profesörümüz, vakit vakit şöyle der durur:
Türkiyede sınıf esasına dayanan bir parti kurulamaz. Bu tez, onun ve onun gibi bugün köyü son plân da tutanların pek âlâ işine yarıyor. Güya Demokrat geçinen bu gibi Osmanlı bakayası zevatı kirama sormalıya: Medenî dünyanın hangi memleketinde toprak ve toprak adamları Türkiyede olduğu derecede geridir. İhmal edilmiştir Birleşik Amerikanın bugünkü kud ret ini yaralan kaynak, çiftçilik de ğü midir? Sanayici îngilizlerin iç timai, iktisadi temellerinin nere’de bulunduğunu bilmiyecek kadar va hil misiniz?
Anadoluyu trenle, otomobille dolaşmak ve sonra «Ben köyiiiyü bilirim» demek moda olmıısLur. Facialarla dulu iskân işlerimizi şimdilik açmak islemiyorum. Evlerinin üst katında keçi besledik-leri, bahçedeki meyva ağaçlarını yaktıkları için kendilerinden acı acı şikâyet edilen zavallı göçmenlerin nasıl bir resmî cehalet ve ihmale kurban olduklarını anlıyaını-yan sözüm ona biz münevverlerin, Türk köylüsü karşısında affoluna-maz günahlarımız vardır.
Bunu böylece bilelim de kendimize gelelim.
Hiç bir politika oyununa müsait olmıyan köy dâvası, bütün bir milletin mukadderatını bağrında yaşıyor. Şimdiden sonra bu dâvayı politikacılığa feda ettirmemek i-çin aklı başında milliyetçi münev verleri vazifeye çağırmak zamanıdır.
S. Denıi rkan
I
(liaştarafı 1 incide) tına alınmışlardı.
Mürettebattan kalan kısmı nakletmek üzere Buenos Aires’e ertesi günü iki Amerika taşıt uçağı daha gelmişti. O sırada Birleşik Amerika bahriyesine mensub yüzbaşı Y. L. M. Yacobseıı U-530 de-nizaltısını teslim almıştı.
Üç gün sonra yani Ağustosun dördüncü günü son gelen Amerikan taşıt uçakları kalan Almanları kamilen hareket etmişlerdi.
Odnr budur; bu mesele hakkında hiç bir şey öğrenilmemiştir.
Alman Denizaltı subay ve mürettebatının Birleşik Ajnerikada yeniden sorguya çekilmiş oldukları kuvvetle tahmin edilebilir... Bu nunla beraber verdikleri ifadeler neşredilmemiş tir.
Sıkı bir ketumiyet
Vaşıngtonda ve Londrada, bugü ne kadar, yani bu satırları okumakta olduğunuz güne kadar tam bir ketumiyet muhafaza edilmiş ve denizaltı kumandanı yüzbaşı Otto Wermutt. ve maiyetinin ifadelerine dair tek bir satır bile neş redilmemiştir!
Alman denizaltdarı meselesi Jütlerin ortadan kaybolmasîio ilgilidir!...
1945 senesi Temmuz ayı ortalarında San-Clenıente-del-Tuyu da bir düşman denizaltısı gördüklerini ısrarla tekıarlıyan şahidler, bir ay sonra, ikinci bir Alman deni-zaltısının Arjantin balıriye makam lanna teslim olduğunu haber alınca iddialarının doğru çıktığı hakkında avundular...
17 Ağustos 1945 günü Arjantin Bahriye Bakanlığı aşağıdaki resmî tebliği neşretmiş tir:
(Bugün saat 9,20 de ü-530 a biı Alman denizaltısı» Mar-dePPlata da karalcoliuk vazifesini görme.‘«te- olan Aıjantin de-vetlerino teslim oldu..’ 11J5 de, (M-10) Arjantin i arama gemisi tarafından alınan bu gemi, Mar-del-
er-% __4t
benziyen
- -_, -
Tlt
niz hu1
Saat
mayın yedeğe
Plaia limanına.girdi. Bir Arjantin deniî^dtıaı Almam lıarb gemisini tahib etmekte, idi! Denizaltı mürettebatı kai’aya çıkarıldı ve halen bu gemiye Arjantin Icri bırakılmaktadır.»
O giin almama doğru, Bahriye Bakanlığı ikinci mî tebliğ neşretmi§tirf
İkinci resmi tebliğ
Bu ikinci resmi tebliğin de met ni şudur:
Mar-del-Plata limanında demiı lemiş olan Alman denizaltısı 600 tonluk U-977- denizaltısıdır.
Bu gemi mürettebatı iki suöay ve 32 erden ibarettir.
v U-977 denizaltısı kumandanı teğmen Heinz Svhaeferdir. Bu subay «Beigrane Arjantin harb gemisine nakledilmiştir.*
Göründüğüne göre teslim olan yeni denizaltı U-530 nun güttüğü gayeyi takib ediyordu.
«U-977» denizaltısı, Mar-del Plata’mn takriben sekiz mil açığu da Arjantin deniz birlikleri ve c sırada orada bulunan bir balıkçı gemisi tarafından görülmüştü.
Arjantin harb gemilerindeı «Conıodore P\ ► ve diğerlrri bu »e nizaltıya yaklaştıkları vakit bunun bir Alman denizaltısı olduğu nu anlamışlardı.
Bu sırada kendilerine hıtab den «U-977 kumandanı teslim »1-mağa hazır bulunduğunu söyledi.
U-977 deniz üssüne kadar g1 rüldükten sonra subaylar v( c derhal enterne edilerek sorgu çekildiler...
(U-530) nun aksine olarak «U-977» silâhlarından tecrid çelilmiş değildi.
U-977 de yapılan teknik ••»ticık-ler geminin uzun müddet yüksek denizlerde kaldığı halde hiç bir harb hareketine iştirâk etmediği ni göstermişti*
Torpil ve mühimmat meveudü eksiksiz idi. Bundan başka sinde muharebeye iştirâk et gösterecek en ufak bir yoktu...
Evli sııbay ve erlerin karaya çıkarılması
U-977 nin Mar-dcr-F: mek için takib ettiği yol jantın Bahriye Bakaulığ tos 1915 giinü akşamı tebliği neşrctnıişlir.
Bu tebliğ veline göre tanzim adil
«— G-977 denizallısn nan evrak ve vesaike
denizaltının
J »




nöbetçi-
Arjantin bir res-
ru-
rier
ı va
tCKne-ini



:r
k ağı ıdal-
— w s
t)U g ı Ki
K
da lıaı*
cor e* mi 13 Nisanda Almaııy limanıudan hareket ederek varmış, Oslodan 22 Nisan ket ederek Christianaıiıdt’e g« In.ıs ve bu şehri de 2 Mayısta teıkodı -rek açık denize doğru yol a mr tır. {Devamı var t
(14.1



' L 9
3 HAZİRAN
TENİ p * r» /•

I
I c)
fcjiakan yardınıeısı Faik Ahnıed Barutçu tarafından 21.5.048 tarihin-' 1 de Meclte kürsüsünden yapılan beyanatı hayret ve esefle öğrendim. Millete ve hakikate hizmet etmeyi mukaddes bir vazife bilen yüksek gazetenize arzedeyim ki, maalesef Ahmed Çınarın iddiası bir hakikat ve Başbakan yardımcı sının iddiası da tamamen uydurmadır.
| Hakikat namına rica ediyorum. I İlişik yazımı muhterem gazeteniz-! de yayınlıyarak hakikatin millet 1 tarafından öğrenilmesine yardım I ve delâletlerinizi arz ve istirham eylerim.
Adres: Yeşilova ilçesi Güney kö yünden çiftçi Mahmud Candan. Başbakan yardımciM Faik Ahuıed Barutçuya açık mektub -• Geçim zorluğu hakkında Bü-j 21.5.948 tarihinde yapmış olduğunuz beyan a-*ı 22.5.948 tarihli 'Yeni Asır gazetesinde her yurddaş gibi ben de ' akudunu
J j Burdur valisinin mahallinde.
• yaptığı tahkikata müstenit bulunduğunu söylediğiniz rapora daya-
fr'~'san bu beyanatınız hakikate tama hile muhalif bulunduğundan ve (Demokrat Partiden ve Ahmed Çı-f narın yakın arkadaşı olduğu vali tarafından söylenilen Mahmud a-ğa da teyid etmemiştir) şeklindeki fıkra ile de şahsımı alâkadar et fiğinden, hakikatleri • açıklamayı llizumlu görüyorum.
Her şeyden evvel şunu belirteyim ki; Ahmed Çınar denilen halk ve hakikat sever milletveltilini. bu sıfata salıib oldukXn sonra gıyaben ve bu açlık hâdisesi münasebetle köyümüze kadar gelip bu a-cıklı hakikatla uğraşması milûase betile de şahsen tanıdım.
Valinin dediği gibi ben ne Demokrat ve ne de Halle Partisine ka
• yıtlı ve mensub değilim. Ahmed
’ Çınarla da yakın bir arkadaşlığımız yoktur. Bunlar baştan aşağı hakikate u\Tnıyan iddialardır.
Köyümüzde açlık vardır ve halen de devam etmektedir.
Üç yüz evden ibaret olan köyü-oıüz halkının en aşağı yüzde otu-
• zu mısır koçanı ve ahlat unundan 1 yapılmış ekmekle yaşamaktadır-
^lar
İnsanlık bakımından-imcisi ve lıükûmetcilii^hakımından da vöz -U*«ıtDcı olan bu hâdise, rizinle beraber bütün Türk milleti bilsin ki; maalesef bir hakikattir.
Bu millete karşı mesulij’et duygusuna sp.hib bir Bakan iseniz ve bu acı hakikati de öğrenmek istiyorsanız, halkın bağrından çıkardığı o cevherli Türk çocuğu Ahmed Çınarın istediği gibi içinde ga tefeciler de bulunan aklı başında, namuslu ve bitaraf bir heyet gönderip tahkik ettirerek alacağınız neticen yine o büyük kürsüden anlatmanızı istiyorum.
Türk milleti bilsin ki: Günev •r köyü halkının bir çoğu açbktan mısır koçanı ve ahlat unundan yap tığı ekmekle yaşıyor.
Halkın kendisinden olan namus lu bir evlâdı milletvekili sıfat ile bu acı hakikati Meclis kürsüsünden haykırıyor. Hükümet, bu vakıayı inkâr etmeğe Ahmed Çınarı tekzib etmeğe kalkı-ıyor ve yapıyor da.
Demokrasi icablarınn göre, bir Başbakan yardımcısı herkesten ev vel bir milletvekilinin 3özüne ve iddiasına inanmağa mecburdur.
Zira: Bir vali hattâ bir vekil bir başa bağlıdır ve idarei rnasla-' hat zihniyetine sahiptirler. Halkı f. v hakikati bir milletvekili kadın / göremez ve gördüklerini de bir milletvekili gibi söylivemezler.
Milletvekiü milletin bağrından çıkardığı ve vicdanından başka 7 bir âmir taıumıyan varlıktır. I Bu durum karşısında. Ahmed Çınar gibi memleket çapında sev-Yu o lav hükümeti , (Huştarafı 1 incide) Kulunan Yugoslav elçiliği maslahat güzan F. Kox, Leontic'in kendi arzusu üzerine emekliye sevkedü-4 dığini söylemiştir. Kox, Yugoslav-, yanın Ankara büyük elçisi Bezhin) Simiç’in durumu hakkında bir şeyr sövlivoDLiiveceğini bevan etmiştir. )




(arfl/t 1 incide)
yük Millet Meclisinde
• — w
I









i
• *
gri kazanmtş değerli^ lmkikat?l-nas bir milletvekilini, bir valinin hakikate uymıyan raporuna inanarak Meclis huzurunda tekzib c-dişkıizi hiç bir Demokrasi haide-sile müdafaa ve izaha imkân yok-tur.
Ben hakikî bir köylü ve çiftçiyim hikmet, hükümet halkın derdine çare bulmaktır diyebiliyorum.
Hakikati söylemek acıdır. Fakat sonu umum için ekseriya iyi olmuştur.
Hürmetlerimin kabulünü rica e-deriın.
Yeşilova Güney köyünden çiftçi Mahınud f andım...

Yu rdda dolu âfeti
-----o----
Her larafa çeriz iriliğinde dolu yağıyor, bilhasva ekinlerde zarar büyük
Kandıra: 2 (A.A.) — Dün ilçemize beş dakika kadar süren şiddetli yağmurlar yağmıştır. Bilhas sa civara ceviz büyüklüğüne yaklaşan dolu düşmüştür. Ehemmiyetli zararlar olduğu tahmin edilmektedir.
Karaman: 2 (A.A.) — Dün öğleden sonra şimşek ve gök gürültüleri arasında fasılasız olarak yarım saat dolu yağmış ve büyük za rarlara sebeb olmuştur.
Ceviz büyüklüğünde köşeli buz parçaları halinde olan ve güneyden bir sağhak halinde gelen dolu bağ ve bahçelere, ekimlere zarar verdiği gibi bir kısım evlerin de camlarını kırmıştır.
Boyabad: 2 (A.A.) — Dün gece yarısı ilçemiz merkez ve köylerine bir buçuk saat kadar devam eden ve şimdiye kadar eşine az rastlanan dolu ile karışık sağnak halinde yağmur yağmış, kasabayı etraftan gelen seller basmıştır. Bir çok ev ve dükkâna sular girmiş ve zararlara sebeb olmuştur.
Bazı köylerdeki ekinlerle bahçeler doludan müteessir olmuştur.
İnsanca zariat yoktur.
Taşköprü: 2 (A.A.) — Dün sağ nak halinde yağan yağmurlarla birlikte beş dakika ceviz büyüklü-büyük dolu tır. ilçenin merkez ve Germeç böl galerinde zararlar yapmıştır. Gök Irnıak’ın suları yükselmiştir.
Türk takımın d in olimpiyadlarda bir sürpriz bekleniyor
Londra: 2 (A.A.) — Queens
Park Rangers İngiliz futbol takımı nın geçenlerde Türkiyede yapmış olduğu turne hakkında yorumlarda bulunan Star gazetesinin spor muharriri şöyle demektedir:
Ingiliz takımının menajeri olan MangaJl, Türk piyadlarda bir sinin kuvvetle kanaatindedir.
tıkımının bu olim-sürpriz yapabilme-muhteme! olduğu
O impiyadlara iştirâ-kimiz tekarrur etti
Ankara: 2 (A.A.) — Beden ter biyesi genel müdürlüğünden bildirilmiştir: x
Bazı gazetelerde Türk sporunun tahsisatsızhk yüzünden Londra O-linıpiyad oyunlarına katışamıyaca gına dair haberler görülmüştür.
Bu haberin aslı yoktur. Türkiye Olimpiyadlara iştirâk edecek-’tir.
I

leaitgüvenlik uonseyînîn karanı

(Raştarafı l incide) ı tesinde komünistlik propagandası yapan sekiz öğrenci lıakkındaki sorusuna cevab vererek ezcümle şuaları söyledi:
— Komünistlik bütün dünya için bir âfettir. Maatteessüf zanıau zaman bu cereyanın bazı tezahürleri Lıemlekctimizde de görülmektedir. Aşağı yukarı altı aydanberi malumumuz olan hâdise şudur: Veteriner fakültesinin bazı sınıfları arasında ve bir kısım öğrencilerin sol culuk ve komünistlikle ilgili olduk lan Rektörlük tarafından bildirilmiş ve hükümetin ilgili daireleri l ___ _____%_______
bu^suretle «hâdiseden haberdar ol-' CO-3-948 tarihinde başlıyan tahkikat
I


MEVLUD
Defter Emini Yusuf Rıza efendi vakfının hayır şartlarından bulu -nan Mevlûdu şerifin, İstanbul Vâklfhu uasmüdun ugu tarafından Miraç kandiline tcead ıf eden 4 Ha ziran 948 Cuma günü Cuma namazını müteakib Bayazıd Camii şerifinde güzide mevt faklılara okuttu rıılacağı memnuniyetle öğrenilmiş tir.

muşlardır. Mart ayının 25 inci gü* nü 5 inci sınıftan 4 ^grencinin arkadaşları tarafından dışarıya çıkarıldıkları yine bir gün sonra 3 üncü sınıftan üç kişile, birinci sınıftan bir talebenin ayni muameleye maruz kaldıkları öğrenildi. Bu gün leri takib eden bir cumartesi sabahı Enstitü Rektörü evime geldi. Veteriner fakültesinde cereyan e-den bu hâdiseleri anlattı. Ayrıca bir takım tezahürat üzerinde de durulduğunu ilâve etti. Rektör bu mevziî tezahürlerin Enstitüye yayılmasından endişe ettiğini de söz lerine ilâve etti. Bir tezkere ile ve ayrıca telefonla hâdiseyi İçişleri Bakanına 1 İldirdik. Lâzım gelen tedbirler alındı. Yalnız 25 Marttan evvel Rektörlük ve Enstitü tarafın dan ve esasen tahkikat yapılmakta idî. Son vaziyet karsısında yâni Rektörün bana gelişinden iki giin sonra içişleri Bakanlığı tarafından bu işin tahkikine memur edilen Ankara valisi Avni Doğan Fakülte jre gitti ve tahkikata başladı. Enstitü talimatnamesinin 50 inci maddesi gereğince talebe hakkında yapılacak tahkikat iki profesör ve Rektör tarafından yapılmaktadır. Yapılan tahkikat neticesi meselenin mevziî olmayıp kökünün dışar-da bulunduğu kanaatini uyandıran 572 numarayı alan bu tahkikat evrakı yine Enstitü talimatnamesi hükümlerine göre hakem komisyonuna tevdi edildi. Bu komisyonda 4 profesör ve Rektörden müteşekkildi. Gecen ayın 17 sinde dosyayı ellerine almışlar ve hâdiseyi incelemişlerdir. Hakem komisyonunun kanaati tahkikatın tamikine ihtiyaç olduğu merkezindedir. Hâdise bu tarzda sumiill^uince Bakanlığı-mı?; Rektörlükle daimî surette temasa geçmiş hâdisenin süratle ikmalini istemiştir. Bu ha-
kem komisyonunun vereceği karar b( klenmoktedir. Netice alındığı tok dırde mesullerin en kufi ve şiddet li cezalara çarpılacaklarına yüksek hevetinîzin en kürük bîr söb-besi dahi olmamalıdır.
Bakanı mî
soru sahibi Emin Soysal şöyle de-
SORU SAHİBİNİN CEVABI
«— 70 sahifelik tahkikat evrakı birkaç talebe işi olsaydı sizleri burnun için rahatsız etmezdim. Maalesef komünizm cereyanı yüksek Ziraat Enstitüsünde ve Veteriner Fakültesinde iki yıldanberi sinsi bil mahiyet taşıyarak devam ettiğin? anlıyoruz. Hattâ bu yüzden ta lebeler iki gruba ayrılmışlardır. ’ Hâdisenin nasıl patlak verdiğini kısaca anlatayım: Bir akşam Fakültedeki helalardan birinin kapısında bir güneş resmi ortasında orak çekiç, altında da şu sat’rlar görülmii Aür:
«Açlık ve sefalete karşı doğacak güneşi bekliyoruz. Talebeler tarafından görülen ve muhafaza altına alınan bu resimde yazı ayuen kapıdan kesilerek talikhaneye gönderilmiştir. Bundan başka seçim- I ler sırasırga ayni fakültede yeni bir hâdise cereyan etmiş ve fakülteye konulan bir seçim snndığııvn başında muhafaza için gönderilen bir polisi talebeler dışarıya çıkarmışlar ve hâdise ertesi günü Moskova radyosu tarafından, seçime ıl’id/ıele edilen polisler talebeler tarafından dışarı atıldılar, tarzın (la anlatılmıştır. Yine yapılan tahkikat dosyasından öğreniyoruz ki Ötedenberi bu fakültede Marksizm-den bahsedilmekte ve millet aile
nri^î-ib kürsü ve gcl?n






mefhumları inkâr edilerek nıilli mu kaddesata ve bu arada Atatürke de dil uzatılmaktadır. Bu vaziyete tahammül edemiyen vatanperver öğrenciler hazırladıkları 70 sahife-lik bir raporla vaziyetten Rektöriü ğü haberdar etmişler fakat Rektör lilkce bir muamele yapılmaması ü-7crino bu komünist talebeleri sı-
nıftan dışarı atmışlar böylece hâ-j dişe Rektörlük kanalile Başkanlığa iktiran etmiştir. Resmi tahkikat t başlayınca vali talebelere yaptık-lavı işin gayri kânunî olduğunu j söylemiş ve o andan itibaren tahki '
1 kat komisvonu işe el koymuştur.
tiirlü safhalar arzettikten sonra 5-5-948 tarihinde sona ermiştir. Bu rapora göre fakülte talebelerin len Mes’ud Çuhalıoğlu, Nevzad Yalçın, Orhan Gündüz, Mustafa. Arskın, Kemal Akan, Yusuf Hüseyin öz-türkün komünist oldukları neticesine varılmıştır. Tahkikat sırasında çok titiz hareket edilmiş, herhangi bir hırs ve el müdahalesine meydan verilmemek mahsadile şa-hidlcr bile kur’a ile dinlenilmişler- i dir. Şahid talebelere şu sual sorulmuştur:
[ «Senin vicdani kanaatin bu adamın komünist olduğu merkezinde midir?» Bütün şahidler, «Benim vicdanî kanaatim bu adamın ko- • münist olduğu merkezindedir: diye cevab vermişlerdir. Sanıklardan Nevzad Yalçın tahkikat heyetinden hiçbir şey gizlememiş, hattâ. «Beni bu fikirlerden döndürecek kuvvet yoktur, isterseniz giyotine isterseniz kodese atın demiştir. (Rusyaya gitsin sesleri» Komü-j ııizm dünya yüzündeki tarikatlerin en korkuncudur. Bu tarikat© giren-' lere karşı genedir, şudur, budur di ye bir müsamaha göstermek ilerde bu fikrinden vazgeçer diye müsaa-jjekjir da\Tanmak asla caiz değildir. Adam sende Londra üniversitelerinde de böyle imig. orada yüksek tahsil gençliği her rejimi serbestçe münakaşa ederlermiş, mes-löklerimizi yıkmaktan başka hiç 1 bir mâna ifade etmez, insan kendi |
• kendine soruyor: ıuz9 Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesinde bu. Üniversitede bu, Ziraat Enstitüsünde bu, böyle neerye kadar varacak? Bu gibi ahvalde failler derhal savcılığa verilmek lâzım gelirken işin, türlü komisi’çnlara havale edilmesi doğru mudur? Ta-i’m Bakanını mazur görürüm. Çün 1 kü buraaln ayrı bir devlet şeklinde idare ediliyor. Gönül ister l:i milletin vatanın parasile çalışan ve okuyan insanlar millete ve devlete karşı olan vecibelerini hakkil? yapsınlar. Bunların başında mili? mukaddesata hürmet gelir. Fakültede bu miinasbetle cereyan eden müessif bir hâdiseyi de yüksek hu zurlannızda belirtmek isterim:
Burada yurd müdürü olan Aii ı Uygun adında vatanperver bir zat bu cereyanları haber verdiği için takdir beklerken Muşa nakledilmiş tir. Tan m Bakanı buna ne diyecek tir? Derhal ilâve etmeliyim ki bu vatansever nıennır yerine iade edil nıeli ve kendisine bir de takdirname verilmelidir. (Yerine iade edilsin, takdirname verilsin sesleri).
TARIM BAKANI TEKRAR KÜRSÜDE
Tekrar söz alan Tarımcı kürsüye geldi, önerge sahibinin iddia ve i-zahlarını şöyle cevablandırdı:
«— Bazj müesseseler vardır kı onların kendilerine göre muhtariyetleri vardır. Ziraat Enstitüsü de bu nevidendir. Müsaade ederseniz Lu müessesenin nizamnamesinden bazı parçaları okuyayım: (Nesini j okuyacaksın, zahmet etme sesleri) Bakan devamla: (Enstitü nizam namesinin 50 inci maddesi okunmuş, sonra Muşa nakledilen Uygur hakkındaki Rektörlük Sim ele alarak demiştir ki:
(— O talikialcat sırasında TTygurun talebeye tesir ettiği, araş tırıp soruşturmaları işkâl ettiği gö rülmüş, tahkikatta şalini bir neticeye varabilmek için memuriyetinin tahvili gerekmiştir Bunda nrofesörlerin kanaatleri müşterek-dir ve yazdıkları tezkerede imzaları


Neneye gidiyo-
Ali
yazı
Ali



Halifenin kardeşi de bunlar arasın dadır. Halifenin biraderi, ölüm döşeğine uzatılmış imamın üzerindeki örtüyü açıyor ve herkese göste-rerok onun nuıktül, mecruh, zehir-
Sabah: ) lenmiş olmadığını ve eeelile yata-
«uhtemel Başbakanlarla? muhayyel mülâ'rat !
(Baştarafı 2 incUioı tu gibi hoyctı vekile içtimaları yupıi-nııyacagı için elektrikten tasarruf sunta her ay basın toplantıları yeniden İhdas olunacağından ötürü «azeie baş ^azarlarının ziyafetlerle, Çaylarla, 4Okteyucrio gönülleri alınacağından nâ)i tonkidlero paso... Göm çeksin rnem •eket cennete dönecek.
— Ya dinlemezlerse17 '
— Sıkıyönetim ne jjüne duruyor bu Fıkracı.••
Etekleyip litreye titreyo kendimi' dışarı zor atıyorum.
FIKRACI
tesbit ettiriyor. Büyük bir cemaat ile namazı kılınarak evlerinin avlusundaki bahası mezarının yanına gömülüyor, ömrü 28 sene. & mamlığt altı yıldır.
Oğlu Muhammed Mehdi Nledine-de saklıdır. Herkese karşı çocuğu yok gibi gösteriliyor ve böylece oğ Iunun mevcudiyeti bili Enediğinden mirası kardeşi Cafer B. Afiye teslim olunuyor.
Me'lıazıanrnızdan biri.
(Haşan Askerinin kardeşi Cafer kifayetsiz bir adam idi. Her ne kadar imametini iddia eylemiş ise de, buna lâyık olmadığından şia-
bir
milletve -haykırdı: • yapmıyor-
vardır. Yine bu sırada Refik sol tr.mayüllü bir adam da mektebden atılmıştır. Şu hale göre Ali Uygur sağcı, Refik de solcu oldukları i-Ç;n Fakülteden uzaklaştırılmışlardır.»
Bakanın bu sözleri Mecliste büyük gürültülere sebeb olarak umu* mi bir lıoşnudsuzluk havası yarat tı. Bazı milletvekilleri ayağa kalkarak bağırdılar: «Sağcı ile solcuyu birbirine karıştırma. Sağcı demek, vatanperver demektir. » Bu u-mumî protesto karşısında Tarım Bakanı özür diliyerek az evvelki cümlesini taslıih etti.
Bu sırada Fahri Kurtuluş ayağa kalktı. Bu memlekette milliyetçilik suç değildir, Ali Uyguru derhal vazifesine iade etmelisiniz.
Tarım Bakanı kürsüden şu cevabı verdi:
(— Arkadaşlarım, ben de sizin kadar heyecanlıyım.»
’ Bu sırada
C 'kili oturduğu yerden «Heyecanın var amma sun!»
Baltam müteakib tekrar kürsü gelen Emin Soysal bu mevzuda benim hükümetten istediğim şunlardır:
1 — Bütün partilerin iştirâk e dcceği bir neşriyat organı kurmak.
2 — Teferrüatı bırakıp zatî mo sele ile meşgul olarak tahkikat ev rakının savcılığa havalesini teshil etmek.
3 — Bu müessesede esaslı bir i-dare sistemi kurmak, manevî bir muhit yaratmak.
4 — Muşa nakledilen Ali Uygu-run vazifesi başına iadesini tem;n etmek. Komünistliğe ve türlü pro* pagandalara karşı esaslı tedbirler almak, hâdiseleri örtbas itiyadları na son vermek.
Soru sahibini müteakib Başkan müdahale ile Komutayın bu husustaki heyecanı Bakanca görülmüş* tür. Nazara alınacağa derkârdır ■dedi.
MANGAL KÖMVRÜ MESELDİ
Gündemd* Eulnan İstanbul milletvekili Senihi Yürütenin İstanbul şehrinin mangal kömürü ihtiyacı lıakkındaki Tarım Bakanlığın dan sorusuna eecildî.
TARIM BAKANI YİNE KÜRSÜDB Kürsüye gelen Tarım Bakanı bu meczudo da ezcümle şunları söy -ledi:
I
«— 43/44 senesinde İstanbul’la külliyetli mikdarda kömür stoku olduğu tesbit edildi. Tanm Bakanlığı bu sebeble iki senedenberi kömür yapmamakta, bunları hususî-ellere bırakmış bulunmaktadır. İstanbul valiLiğfnHen aldığımız mali) mata göre şehrin yıllık mangal kö.’ mürü ihtiyacı 28/30 bin ton arasındadır. îstanbulda bulunan muhtelif işletmeler mangal kömürü is-, tıhsal edebilmeleri için 100 bin ton odun tahsis edilmiştir. Istanbulun kömür ihtiyacını bu mikdar kömür temin edememekte, Bulgaristanda.ı kömür gelmektedir. Kömürün fahiş fiyatla sValması orman idaresinin elinde olmıyan belediyeye aid bir işdir.) »
Kürsüye gelen Senihi Yürüten, Eakanın sözlerinin tatmin edici olmadığını söyliyerek demiştir ki:
«— Istanbulun civarındaki orman mıntakalarını ve kömür istihsal sahalarını dolaştım. Edindiğim kanaat şudur ki, bu canım ormanlar devletin elüıe geçtikten soııca bir harabezara dönmüştür. Ve bu vaziyette ne kömür müstahsili o-lf‘iı köylüyü ne de İstanbullu müstehliki nu I nun etmemiştir. Bir ûjmanlığı gezdim. 950 senesinde kesilmesi ieab eden makta lar bir müteahhidi tarafından 45 senesinde kesilmiştir. Müteahhid muhalefet hava dolayısile zaten fahiş fiyatla sattığı kömüre 2 kuruş daha zam yapılması için İstanbul belediyesini zorlamış, ve bunda muvaffak ol muştur. Sonra gezdiğim bölgelerde köylü müstahsilin elinde 25'mil yon kilova yakın kömür gördüm, Buîgarlstandan memlekete 18 kurusa kömilr id hal ederken bu müstahsili düşünmek lıic kimsenin aklına gelmemişti’*.»
Senihi Yürüten fakir İstanbul



Foırk^il
»«an’.

IMAMIYE FIRKALARI
İsnâ Aşeriye imamları ı.vjyerkr
âlimi ve Afdnli olup ondan çok hâ di: rivayet olunduğu da müccrred dâvalar ve boş iddialardır. Onun devrinde butun Ldıuv larva mâruf âlimler vardı kı. hi(; biri de ondan rivayeti m^hfın? kuydev İvmem işlerdir. Mühim, altı kitabın nıusaa-nüleri; Ruharî». Müsltim, Ebı Da-
dan hiç kimse ona uj aiamış ve hat t& iki İçişi olsun bu araya gelip de imamım izdir dememiştir/ diyor.
Ehli Hale dcmi'lerdu ki
1) On birinci truum Haşan Askeriye gelince
Haşan Askerinin, zamanının en
ve karşılıklar
vud, Tirrnizî, Neseî ve ona yakın zamanlarda; dan evvel, bazısı soııra malarına dan dır.
2) ğme mış
lbni Mace harası on-ErK VCUd ol ıağmen kil ablarına on-
nıenkııl rivayet alnıamışlar-
Haşan Askerînin öiiinı döşe-uzaıuhğı sırada devletçe alın olan tedbirlere bakılihba. o-
( Huştur afi 1 incide) di makamlarının ayaklandığı ateş kes emri sırasında Haganaha men sub kuvvetlerin her tarafta hücum larile karşılaştığını iddia etmiştir. Yahudi temsilcisini müteakib A-rab konseyi sözcüsü Cemal Hüsey ni söz almıştır. Cemal Hüseyni, Kilislindeki Arabların bir Yahudi devleti kurulması üzerinde münakaşaya dahi girişmiyeceğini söylemiştir. Temsilci sözlerini kesmiş ve Arab yüksek komitesiyle istişareden sonra daha etraflı beyanatta bulunacağını söylemiştir.
Daha sonra İrak, Arjantin, Fran sız ve Eiı k şik Amerika temsilcileri de söz alarak bu mevzuda hükûmetlerinin görüşlerini açıkla mışîardır.
İngiltere hükümetinin kanaatine göre, Filistinde ateş kesilmesi devresi zarfında Arab memleketlerine silâh idhalinin durdurulması, yabancı memleketlere ait olup Arab memleketlerinde bulunan si lâh stoklarından yapılacak sevkıyata da racidir.
Bu tefsir Yahudi makamlarınki-ne de uymaktadır.
Güvenlik Konseyi, Filistinde a-teş kes emrinin başlama tarihinin taraflarca yapılacak istişarelerden sonra bizzat Birleşmiş Milletler teşkilâtı aracısı tarafından tes bit edilmesine yetki vermiştir.
Güvenlik Konseyi tarafından A-rablarla Yahudiler arasında dört haftalık bir süre için tesbit edilmiş olan mütarekenin başlaması için muhasamatın durdurulma ta rihi en kısa zamanda olmak üzere Kont Bernadotte tarafından tes-bit edilecektir.
«Bir Yahudi devletinin mevcudiyet mi asla kabul etmiyeceğiz»
Amman: 2 (AP.) — Bugün Associated Press muhabirini yarım saat müddetle kabul eden Ürdün kralı Abdullah Arab Birliğinin Fi-listine dair ateş kes emrini kabul edişini övmüş ve bu hareketi cBir-liğin şimdiye kadar verdiği en akıl lıca karar» olarak vasıflandırmış-tır. Bununla beraber kral şu sözleri de ilâve etmiştir:
«Bir Yahudi devletinin mevcudiyetini asla kabul etmiyeceğiz.
Mülâkatın devam ettiği müddet çe sarayın önündeki caddeden mütemadiyen Filistine. doğru ilerlemekte olan motorize İrak piyade kuvvetleri geçmiş ve Ürdünlüler tarafından çok alkışlanmışlardır. Kral Abdullah şunları beyan etmiştir:
«Geçen hafta, askerî durum daha az müsaitken Arab devletleri bir mütareke teklifini kabul etmişlerdi. Bu, barışı istemediklerin den değil, fakat mütareke teklif’
halkının bu yüzden büyük sıkıntı lar çektiğini belirtmiş ve bir kes( kâğıdında getirdiği bir kömür par çasını göstererek: «Zavallı Istan bul halkı kömür denilen şu mıcıra 20 kuruş ödemektedir.^ demiştir.
TRAKYA YAPAĞILARI
Bundan sonra gündemde bulu nen Tekirdağ milletvekili Ziya Ersin Cezarnplunun ihracına müsaade edihniyen Trakya yapağıları hakknıdaki sorusuna Ticaret ve Ekonomi Bakanları cevab vererek Trakya yapağılarının kalitesinin 5-yi olması dolayısile bunların memleket ihtiyacına tahsis edildiğinden şimdiye kadar ihracına müsaade edilmediğini, bundan böyle bunların da ihracına müsaade edileceğini bildirdi. Ve gündemde bulunan kimsesiz ve anormal çocukların kn ruııması hnkkındaki tasarının müzakeresine geçildi. Söz alan bazı hatibler daha tasarı aleyhinde konuşmuşlar. bunun üzerine kürsüye gelen sağlık komisyonu başkanı yapılan müzakerelerden tasarıırn baz» noktalarının noksanlarının gö rüldü’oinii sövliverek tasarının ko-mîr.vona iadesini istemis ve tasarı knmisvona iade edümist’r. Bugün pii müzakereler Tarım bakanının ağır hücumlar Haşan Saka kabinesinin vınranmts okluğuna yeni bir delil daha vermiş bu-Irnmîiktartır.

--------------------------------
nun bir suikasde kurban olaral 7 değil, ecelile öldüğünü tesbit et-J t irmek kadar, kendinden sonra ev lâdı kalmadığını tevsik ettirmek maksadîle hareket olunduğu meydandadır.
öldükten sonra, mirasının karde şine teslim olunmuş bulunması da böyle olduğunu gösterir. Diğer ta-İ raftan Muhammed B. Cerir ÜltabeJ rî, Abdülbaki B. Nafi’, ve saire gi* bi esap ve tarih rişlerine göre
kendinden sonraya yoktur. Halbuki, imamiye bıınıın aksini iddia ederler ki, imam Meh di bahsinde tafsil olunmuştur.
nin* hedefsiz ve karışık oluşu ad)K di. şimdi ise Arab devletleri, es-kerî durumlarının çok daha fazla inkişaf etmiş olmasına rağmen a-tes kes teklifini kabul etmişlerdir. Zira, şimdi Filistin meselesine a-dalete dayanan bir hal çoreaı bulmağa çalışan bir şolısıyet, Kont Bemadott gelmiştir. Sabırb olaca ğız ve Kont Bernadotta ödevinuı ifasında yardım edeceğiz. Fakat, bir Yahudi devletinin mevcudiyetini hiç bir zaman şartla asla Kabul edemeyiz. Evvelce bildirdiğimiz karara sadıluz: Yahudiler* birleşik bir Arab Filistin devletinde her türlü vatandaşlık hakkı verilecektir. Kont Bernadottun gay retleri akim kalır ve yeniden savaşmamız ica hederse, ne Birleş miş Milletler ne de dünyada heı haııgi bir devlet, Filistine barış v* birlik sağlamağa savaşan Arabla ra müdahale hakkını kendinde bu -lamıvacaktır.»
Kral Ahdnlluhın saraya biHmbalacdi
Kahire: 2 (AP.) — Başbakan Nokraşi paşanın bildirdiğine göre, dün Yahudi tayyareleri Amman üzerinden uçarak kral Abdullahm sarayına bomba atmışlardır. Arablar ateş kes emrim beş defa ihSal etuıiş
Telâviv: 2 (AP.) — Bugün bir tebliğ yayınlıyan Yahudi ordusu genel karargâhı Arabların şimdiden ateş kes emrini 5 kere ihlâl et tiklerini ileri sürmüştür. Tebliğe göre Arab kuvvetleri ateş kes em rinden sonra dün gece Kuzey vo Güney cebhelerde taarruza devam etmişler ve bir köyü bombardıman, etmişlerdir. Tebliğde bu harekâttın cereyan etçiği bölgelerde İsrail kuvvetlerinin de savaşıp savaşmadıkları açıklanmamaktadır.
Arab harekâtı devam edecek
Kahire: 2 (A.A.) — Arab Bir liği resmî çevrelerinde söylendiğine göre Güvenlik Konseyinin ateş kes teklifine cevaben Arablar tarafından ileri sürülen şartlar kabul edilinceye kadar Arab kuvvetlerinin Filistıııdeki harekâtı devam edecektir.
Ayni çevreler, Filistinde askeri teşebbüsün Arab kuvvetlerinin e-linde bu lu udu ğ u nu kay de t inekte ve «ilerde Yahudi azınlığının haklarına riayet olunacağı bir Arab memleketine* sulhun avdet edebilmesi iç’ın Arab şartlarının kabul edileceği ümidini izhar etmektedirler.
’ Eski Kudüme Yahudi hücumu
Amman: 2 (AP.) — Ürdün Le-ji}ronu tarafından bugün yayınlanan tebliğde ezcümle şunlar kaydedilmektedir:
Yahudiler Kudüs şehrinin eski kısmına karşı şiddetli bir hücumda bulunmuşlardır. Bu taarruzda Hagaııahm en seçkin birliklerinden hücum kıtaları kullanıldığı zanne dilmektedir. Taarruz püskürtülmüş ve 80 ölü bırakan Yahudiler kaçmışlardır. Yahudi kuvvetlerinin Romena ve Givat Satıl bölgelerinde de giriştikleri taarruzlar birliklerimiz tarafından ezilmiştir. Düşmana 100 kişilik zayiat verdirilmiştir.
Arablar fosforlu yangın bombaları kullanıyor
Tclavîv: 2 (A.A.) — (A. F. P.) Bu gece fosforlu yangın bomba lan kullanan Arablar yine Telavi vin Yahudi mahallelerini bombala mışlardır. Bıfna mukabil Kudüs cebhcsinde hiç bir askeri faaliyet yoktur. Bütün alâka La turna çevrilmiştir. Son haberlere göre Ha-ganah Latrundf bulunan Arab top cu mevzilerini tahrib etmiştir.
Ayni katmağa göre bu bölgede son 48 saat zarfında Arablarm kayıplan 150 ölü ve yaralıdan i-barettir. Yahudi kayıpları bu rakamın onda biri kadardır.
Ürdün topraklanua giren Yahudi kolu
Amman: 2 (APJ — Havan top larile mücehhez zırhlı bir Yahudi kolunun bu sabah erken bir saatte Ürdün topraklarına 8 mil derin ligine girdiği ve Goıes Safi mevkiinde 15 mevcutlu bir polis garnizo nuna taarruz edip S polisin ölümüne sebebiyet verdiği gayrı resmî olarak bildirilmekledir. HabenV ’ sağ kalan polislerin taarruza cTihi karşı koymakla oldukları da kııy-dudilıniştir.

Tr( bzo nliın ninni
âlimlerinin bildi-Haşan Askerînin kalmış oğlu
(Devamı var)
inşası
Ankara: 2 (Husıun) — Trab:?-.»î) limanının inşası için gelecek yıL r da 10 milyon lira .-a kadar gı) te i yüklenmelere girişilmesi halckı: u hükümete verilen yetkinin 20 ı.ı:l yon liraya çıkarılması hakkme1*» 1 yeni bir tasarı meclise gelmiş te gündeme alınmıştır.
‘ Kızılaym yardımı
[ Ankara: 2 (A.A.) — Bize veri-ı len malûmata görfe Kızılay ge» -I [ merkezi Filistinde savuşan Arab-! larm yaralılarına yardım olmak ü-zeru 10.000 liralık ilâç göndernıig-

• *\ F * W

S HAZİRAN 948
SAYFA» «
ve Mareşal
(Baştarafı i incide)
edilsin, kendi kendini izah etmez. Onu değerlendiren, insanlara faydalı kılan tarih felsefesidir. Yâni tarihî hâdise ile sebebleri ve neticeleri arasındaki münasebetin kanununu bulmaktır. Ben sayın Mareşalin bir eserini okurken, yalıud Onun ağzından meselâ Sakarya meydan muharebesini dinlerken çok dürüst ve çok dikkatli bir tarih filozofile karşı karşıya olduğumu hissederim. Mareşal, şahidi olduğu ve kahramanları arasında kendisinin de bulunduğu bir meydan muharebesini bile, bin sone sorra gelecek olan tarafsız bir tarihçi soğukkanlıhğile anlatır. Has mı de dahil olduğu halde herkese hakkını verir. Yalnız kendi hissesine düşen şeref payından yfa hiç bahsetmez, y’ahııd hasım kumandalın muhakkak okuduğu hatıra not larından bir fıkrayı nakletmekle İktifa eder.
Şu küçük mukaddimeden sonra, Mareşalin, lstanbulun fethi lıak-kındaki on bir satırlık yazısını birlikte okuyalım:
Fatih, kumandasındaki Türk or dusile. bundan 495 sene evvel îs-tar.bulıı fethederek Ortaçağı kapa- ı mış ve Yeniçağı açmıştır. Bu fe-j t:lı yeni medeniyet devrine bir baş] langıc olmuştur. Fatih lstanbulda, Patrikliği ibka ederek din ve vicdan hürriyetini bütün âleme ilân etmiştir. Fatih bu muharebede bü yük vukuf ve dehâsile bütün cihana askerlik sahasında da şu dersleri vermiştir:
1 — Kaleler yaparak Boğazları kontrol altına almak.
2 — Ağır toplarla kale bedenle-
rini tahrib ederek umumî hücumu, hazırlamak. «
3 — Karadan gemiler yürüterek.1 düşman manialarını çevirmek.
Fatih bıı suretle, Türk kahraman lığının, fennî ve medenî usullerlo ne kadar hemahenk olduğunu bil-ti)' dünyaya isbat etmiştir.»
Mareşal, Ortaçağın kapanarak Yeniçağın açılmasını, bazı tarihçilerin iddia ettikleri gibi, îstan-buldan kaçan hıristiyan âlimlerin Avrupayı uyandırmalarına bağ Jamıyor. Yâni Türklerin îstanbu-Jvn fethile Yeniçağın açılmasındaki rolleri menfi değildir. Bunu vicdan ve itikad hürriyetini, Türk devletinin anaprensiplerinden biri elarak kabul ve tatbik eden Fatihin dehâsile izah ediyor.
Kale bedenlerini tahrib eden «a-ğır toplar) la Ortaçağı kapamaktaki büyük rolünü kavrıyan da Fatih olmuştur. Mareşale göre Istan Lıılun fethi yalnız bir kahramanlık menkıbesi değil, bu kahramanlığın fennî ve medenî usullerile hema-h^nk olduğunu gösteren bir hâdisedir. Askerî zaferlerin daima daha yüksek bir teknik medeniyete de tekabül ettiği bahsinin münakaşasını Başka bir zamana bıraka-lak bu yazımda din hürriyeti üzerinde biraz durmak istiyorum.
Her insanın dilediği tanrıya inan mak, dilediği dilde ve dilediği şekilde ibadet etmek hakkına ve mabedimin mutlak masuniyetlerine: insanlar pek güç alışmışlardır. Fatih bu hususta muasırlarından ?n aşağı beş âsır ileri fikirli görünüyor. Tarih, Avrupada ayni dine mensuh insanların birbirlerini nasıl boğazladıklarını, kanlı mezheb ihtilâflarını. Fatihten sonra da yaz mağa devam edecektir. Türkiyede muhtelif mezheblere değil, muhtelif dinlere mensub insanlar, ideal vc manevî bir banş içinde yaşama ğa devam ederlerken bir Endülüs faciası vukua gelecek; ölümden kurtulan Yahudıler yalnız Türkiyede bîr sığmak bulacaklardır. E-vet Mareşal haklıdır: «lstanbulun fethi yeni medeniyet devrine bir başlangıç olmuştur». Avrupa için çok hazin olan bu devirleri geçerek Yeniçağa gelelim.
Istanbııîun fethinden aşağı yukarı dört yüz sene sonra 1857 do Avnıpanm en hür memleketi olan tngilterede bir devlet müsteşarı seçmenlerine irad ettiği bir nutukta şu suretle konuşmuştu:
-İngiliz hükümeti, onların (yüz milyon Ingiliz tebaası Müslüma-nın) imanlarına, din namını verdikleri batıl itlkadlara milsaadekâr bk göstermekle, Ingiliz adının gittikçe artan üstünlüğünü geciktirmekten ve hıristiyanlığın kurtarıcı gelişmesini önlemekten başka bir netice alamamıştır. Dinî milsa-adekârlık memleketimizin hürriyet lerınin köşe taşıdır. Fakat bu mll-saadekârlık kelimesi hakkında yan Iış bir fikre düşülmesin».
Bu garib nutku (Hürriyete dair) »dlı eserinde nakleden büyük hür-Jyeti filozof (John Stuark Mili) nut Jrun şu kısa tefsirini veriyor: «Mtis taşarın din hürriyetini anlayış tartına bakılırsa bu hürriyet hıristt-, yan mezlıebler arasında müsamaha frûrlık mânasına gelir. îsanın ulû-İıiyetine inanmıyan insanlar din hürriyeti iddlâ edemezler. Bu saçma nutuktan sonra dinî tecavüzler devrinin ebediyen kananmış oldu-


I


ğuna kim inanabilir».
Son senelere gelelim: Rusyada ve Balkanlarda yurdlanndan ayrılım yan Müslüman Türklerin uğradıkları felâketleri herkes bilir. Fakat bunu bir ırk veya ideoloji ih-tilâfile izah etmeğe çalışan bir temayül vardır.. Fakat yine dünyanın en hür memleketf sayılan Fran şada, meşhur bir âlim ve politika adamı olan (Charles Mayer) in terakki hakkında ve 1944 te yazdığı bir kitabdan, Fransa namına bir hlcab duyarak, şu satırları alıyorum:
«Daha da ileri giderek diyeceğim M milletler arasındaki zıddiyet ve nıünafereti kaldırmak için, dine inaıımıyanlar da dahil oldukları halde, bütün garbliler; Asyalı milletlerin.. hıristiyanlığı kabul etmelerini istemelidirler. Garblilerin menfaat fizikî ve ahlâkî sukııt. â-millerine kargı, müsamahaya karşı müşterek bir ccbhe almaktır. . Ye« ni nesillerre böyle bir idealin kökleşmesi için onlara, perişan, intizamsız, dejenere, ahlâk düşmanı ve rezil olan lıerşeye karşı nefret ve hakaret hissini aşılamamız lâzımdır. Hattâ çok daha ileri gideceğim: Asyada ve Afrikada dindar ve lâik iki çeşit talim .ve terbiye usulü terkedilmeli, lâik tedris yerini katolik ve protestan terbiyeye bırakmalıdır. Hıristiyanlık, ırklar, milletler ve muhtelif tedris arasındaki’ münazaaları azaltabilecek biricik diıı (JJ dir. Hakikî terakki oradadır. Öyle bir terakki ki, günün birinde, Asya millettendin garb medeniyetinden öğrenecekleri zarurî şeylerle o medeniyeti tahrib etmelerinden daha az kor kuncdıır. . Afrikada ve Asyada geniş bir saha vardır. Beyaz ırkı a renkli ırklarla karışması ve birleşmesi hiçbir bakımdan arzuya şayan değildir. Bilâkis Asyalı ve Afrikalı milletlerin Hıristiyanlaşmaları ve ana dillerini terketmeleri, ahenk, sulh ve terakki için kuvvetli bir âmil olabilir.!
lstanbulda, fetihten beş yüz sone sonra yalnız lstanbulun eski halkı olan Rumlar değil sonradan Türkiyeye iltica etmiş olan Yahu-diler bile dinlerini ve ana dillerini muhafaza ediyorlar. Bizim için din hVriyeti millî bir an'ane haline gelmiştir. Din hürriyetile başlıyan Yeniçağ ve yeni medeniyet îstan-tulun fethile doğmuştur. Bize bunu bir kere daha hatırlattığı için sayın Mareşale müteşekkiriz.
Türk milleti bugünlerde siyasî hürriyet mücadelesi yapıyor. Tür-kiyede hür bir demokrasi teessüs edecektir. Sayın Mareşalin de mü* essisleri arasında bulunduğu bir liberal partinin doğuş arefesinae bu on bir satırlık makalenin çıkması iyi oldu.
Mareşalin tefekkür ve muhakeme kudretini ve doğruluğunu şüb-heli göstermeğe çalışan muarızlarımızı, vicdanlarile baş başa bırakalım.


w
Mustafa Kentti
SATILIK EV k. I Beyoğlu Perapalâs arka sında Tozkoparan Çatma
Mescid Taburimam sokak
No. 11 Ahsab altı oda üc

kat, bahçesi, kuyusu, ter-kos, elektriği var. Ucuz fiyatla verilecektir. Müracaat adresi: İstanbul Yenipostahane caddesi No. 19 yazı makineci Fevzi.
I
A»"”• fÇ • 7te Lİ—
Büyük suç işleyene tesadüf edil mediği için kuyuyu âdedâ unutmuş lardı. Yüz senedenberi kuyuya ilk olarak Seyfi Zülyezen sarkıtıla -çaktı.
Ünlü kahramanımızın elleri, a -yakları bağlı olduğu halde kuyuya sarkıttılar, Sonra otuz batman lık kurşundan yapılan kapağı ağ zina kapattılar. Bırakıp gittiler.
Kuyunun kapağını kaldırdıkları zaman hakikaten koyu ve gayet pis kokulu bir duman çıktı.
AKIŞA
Seyfi Zülyezen, Akale.nin zözü nü tutmadığına bin defa pişman olmuşnıı, Eğer tutmuş olsaydı, başına bu felâket gelmlyecekti.
Bir taraftan açlık...
Bir taraftan, belinden aşağısı su içinde olduğu halde, susuzluk.
Bîr taraftan kuyunun pis ko -kuşu ve vücudunu sıkan kalın iplerin acısı...
İnsan bunlara tahammül edebilir mi? Elbette edemez. Bö/lo zorlu bir felâkete düş( nlere acı -mamak, mümkün olmaz. Fakat Seyfi Zülyezen g'hi bir gence acımak bilineni doğru mudur?
Doğru olsun, olmasın. Eiz, Sey fi Zîilyezen.e acıyalım, Kuyudan huri ıılması için cenabıhakkka dua edelim. Zira onu memlekette bekleyen sevgili var. Sevgiliden baş-
Beynelmilel Afif (İçkili yerlerin tahd. d’n? diaiiır rapor
------o-------
içkili yerlerin tahdidine memur edilen komisyonlar çalışmalarını bitirmiç ve bu hususta vilâyete bir rapor veımiş bulunmaktadır.
Bu rapor vilâyet idare heyetince tetkik olunduktan 6onra İçişleri Bakanlığına gönderilecektir.
İlgililer içkili yerlerin cami, o-kul ve karakol gibi yerlerden 100 metro uzak olması esasından sarfı nazar edildikten sonra tahdld işle rinin kolaylaştığını ve bu sebeble pek az vatandaşın mağdur olduğu nu ileri sürmektedirler.
100 metre uzaklık esası, şimdiki talimatnameye göre ancRk ilko kullarla iş yerlerine şamil bulunmaktadır.
Seylâb felâketleri için nlınacak tedbirler
Seylâp felâketlerine karşı ilk tedbir mahiyetinde olmak üzere Adana vilâyetinin 4 büyük, 2 küçük kayık ve 4 adet Tonbaz almağa karar verdiğini ve İstanbul vilâyeti kanalile Denizyollarına mü racaatta bulunduğunu evvelce yaz mıştık.
Denizyolları havuzlar idaresi mü dürlüğü, Adana vilâyetinin İBtedi-ği malzemeyi üç ayda teslim edebileceğini, büyük boydaki kayıkları 1530, küçük boydaki kayıkları 1350 ve tonboziann beherini de 1660 liraya yapacağını bildirmiştir.
Denizyolları havuzlar idaresinin bu teklifi İstanbul vilâyeti tarafın dan Adana vilâyetine tebliğ edilmiştir.
«İstanbul» vapuru ) ille Franche'da
İstanbul vapuru evvelki gün Fransada Nice yakınlarında Ville Franche - Sur - Mer’e vasıl olmuştur, Harbiü sonundanberi bu liman. ilk defa olarak bir ticaret gemisi tarafından ziyaret edilmektedir. Bu cihetle, yük bulamamak sebebile zarar eden İstanbul vapurunun, buradan epeyce eşya alacağı umulmaktadır.
Rize postasını yapan vapurlar Hopaya da uğrıyacak-
Çoruh valiliğinin Denizyolları i-daresine vâki müracaatı üzerine, Rize postasını yapan vapurların, seferlerini Hopaya kadar uzatmaları hususu tetkik edilmektedir.
müsabakası
Ankara: 2 (A.A.) — Millî Eğitim Bakanlığından bildiriliyor:
Birleşmiş Milletler Teşkilâtı Ha borleşme Bürosu geçen yıl olduğu gibi bu yıl da bir «Yılın afişi - Af-fiche de l’annee» müsabakası tertlb etmiştir. Bu müsabakaya TÜr-kiyeden üç afiş gönderilecektir. Müsabaka şartları Ankarada Güzel Sanatlar genel müdürlüğünden ve lstanbulda Güzel Sanatlar Akademisi müdürlüğünden öğreni Iebilir, müsabaka neticesinde Birleşmiş Milletler Haberleşme Bürosu, derece alan eserlerden birinci ye 1500, İkinciye 1000, üçüncüye 500 dolar mükâfat ve ayrıca 10 e-sere de 100 er dolarlık mansiyonlar verecektir. Bu müsabakaya katılacak Türk afiş ressamlarının 1 Eylül 1948 çarşamba akşamına kadar eserlerini İstanbul Güzel Sa I nallar Akudemisi müdürlüğüne teslim etmeleri gerektir.
Şekerobalı Demokratlar kh iye edildiler
Maraş; (Hususî) — l’htiya tedbir kararının infazına mü
manaat, zabıtaya mukavemet ve sair suçlardan sanık olup gün lerdenberi mevkuf bulunan 34 Şekerobalıdan onüçü bugün ke faletle tahliye edilmişlerdir.
istenilen kefaleti veremiyecek kadar fakir olan bu vatandaşla rın biran evvel hürriyete kavuş maları için Demokratlardan 11 idare kurulu üyesi Ali Kısakü-ıek ile Hanefi Güçlü, Süleyman Aksilyek ve Sıddık inanç olmuşlardır.
Köylüler ceza evinden çıkmaz doğru Demokrat
merkez binasına gitmişler kendilerini bekliyen teşkilat ida recileriyle görüşmüşlerdir.
Sırtında bir torbadan ve 13 kişiye yalnız bir yataktan başka bir şeyleri olmayan Şeker obalı vatandaşlarımız gördükle ri sıcak ve samimi alakadan do layı partili arkadaşlarına ve bil hassa bu işte çok enerjik davra nan 11 idare kurulu ikinci Başkanı doktor Şükrü Mazmana hararetle teşekkür etmişlerdir.
Serbest bırakılan 13 Şekero-balı vatandaşların partiye geliş leri çok kalabalık bir halk kütlesinin parti binasında toplanmasına sebebolnıuş bina Önünde birlikte fotoğraflar çekildikten sonra bu 13 vatandaş köylerine uğurlanm ışl ardır.
— * ———zr
Limanları işletmesi) Genel Müdürlüğünden:
Mefsuh İstanbul Rıhtım, Dok ve Antrepo Şirketi tahvilâtının 1948 amortismanı Noter huzprunda 28-5-948 tarihinde idaremiz Liman muhasebesinde yapılmıştır.
Bu keşidede itfa olunan 465 aded tahvilin bedeli 22 liradan amorti bfedelierile haziran 1948 de vâdesi hülfjl eden 84 numaralı faiz kupon-laıının beheri 44 kuruştan, bedelleri 7 haziran 1948 tarihinden itibaren ödenecektir.
Hâmillerinin pazartesi, Çarşamba vc Cuma günleri eaat 9 dan 12 yo kadar idaıfemlz Liman işletmesi Muhasebe servisine müracaatları.
(7444),
——r—- .r-Trr iL'fUiıuiM
t
■r

İNŞAAT
i
,ANI

ı8 /;yatları
11.3656
220,—
1.30C0
65.7270
105.5468
6.3887
B.60
77.8830
11.2495
isi Bor t
Londra
Novyork
Paris
Cenevre
Amsterdaju
Brüksel
Prağ
Stokholn» Lizbon
ESHAM VE TAHVİLAT
6 Kalkınma 1
6 » 2
6 » 3
Ö Millî Müdafaa 1
Anadolu Demiryolu
Mümessil
» »
senedi %100
Aralan EeklhİBar mütte-hld Çimento hisse senedi 15.25 Aralan EsklbiBar müttehid müessis
Milî Reasürans hisse senedi lttıh.Jd DeiirmenriHk A ise sa.jjı
% % %
%
hisse
ti
• •
97.25
97.80
97.35
20.50
72.—
82.10
4.—
10-
kefil
çıkar Parti
ve
•(
%
7 GÜN KALSII..
29 EKtM 1948 tarihli
APARTIMAN Dairesi
9
k
t
gününe kadar hesab açtırmaksınız
GARANTİ BANKASI
Keşidesine iştirâk için
250 Lira İle
10 Haziran 1948
Z AV I
İstanbul Emniyet altjncı şube-den aldığım 2480 sicil sayılı şoför ehliyetimi kaybettim. You'sini a-lanacağından hilkmii yoktur.
Şoför: Abdullah Oİfaz
Pazar günü “Kırkpınar dönüşü,, Güreşleri! yapılacak
Her yıl yapılan tarihi Kırkpmar güreşleri bu millî an’anemizin gelişmesine büyük yardımlarda bulunmaktadır. Memleketin dört bir yanından gelen yüzlerce pehlivanın iştirakini temin eden bu panayırın havasını sayın İstanbullulara da teneffüs ettirmek için her yıl Haziranının ilk haftasında «Türk Pehlivanlarını Koruma Kurumuş tarafından «Kırkpınar dönüşü;) na mı altında Kırkpmar kadrosunun aynen muhafazasına çalışılarak bü yük yağlı güreşler tertlb edilecektir. Bu meyanda ilk güreşi 6 Harran 948 günü saat 14 de Fenerbah çe stadında 100 pehlivanın iştirâ-kiyle yapacaklardır. Ayrıca gayet kıymetli olan bir kupa -İstanbul Kupası» namı altında bu müsabakalarda baş pehlivanlığı alacak gü reşçiye İstanbul şehrinin en güzel kızı tarafından verilecek, bu suretle 1948 yılının ^İstanbul Güzeli» de seçilmiş olacaktır. Bu güzeli şehrin en maruf sanatkârlarından müteşekkil bir jüri daha evvel seçmiş bulunacaktır. Ayrıca millî oyunlar gösterilecek filmler çekilecektir.

1 — Konya - Sarayönü istasyon una (5) kilomet te uzaklıktaki özden Devlet çiftliğinde (143.933,90) lira keşif bedelli 2 aded dörtlü lojmanla 1 aded 40 kişilik yatakhane ve paviyon inşaatı kapalı zarf ubu-lile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Eksiltme 16-6-948 günü sa.ıat )6 da Ankara Yenişehir Atatürk Bulvarı 265 numaralı Ziraî Kombinalar dairesi reisliği blnasuMa müteşekkil İnşaat komisyonunda yapılacaktır.
3 — Bu işe aid proje, keşif, şartname ve sair lüzumlu evrak (7.20) lira bedel mukabilinde Kombinalar dairesi Tesis şubesi müdürlüğünden alınır veya parasız görülebilir.
4 — isteklilerin 948 Ticaret Odası vesikalarını ibraz ederek usulü
fiaıresinde (8446,70) liralık muvakkat teminat vermeleri, eksiltme gününden 3 gün evveline kadar daireye müracaatla inşaat komisyonundan İştirâk vesikası almaları, teklif zarflarını eksiltmeden bir saat evvelina kadar daireye vermiş bulunmaları lâiimdır. (7640)


(1
72.20
•«4 BugSakil Program
Perşembe — 3, 6/1948 7.29 Açılış ve program, 7 3() M. S. Ayan.

Balast alınacak
Haydarpaşa Birinci İşletme Müdürlüğünden
Haydarpaşa • Ankara hattı üzerinde Sanköy istasyonu civarında Kim. 405 deki taşocağından çıkarılacak 2500 metre mikâbı balast işi kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur.
Balastın beher metre mikâbının muhammen bedeli 600' altıyüz kuruş olup mecmuu muhammen bedeli (15000 on beş bin lira olan bu işin muvakkat teminatı (1125 bin yüz yirmi beş liradır.
Eksiltme 17.6.948 tarihine ıastlıyan perşembe günü saat 15.30 da Haydarpaşada birinci işletme komisyonunda yapılacaktır.
İsteklilerin kanun gereğince hazırlıyacaklan kapalı zarflarını eksiltmeden bir saat evveline kadar komisyona vermeleri lâzımdır. Posta gecikmeleri kabul edilmez. Şartnamesi parasız olarak komisyon kaleminden alınabilir. (73741_____________________
7.30 Müzik: Hafif Parçalar (PL
7.45 Haberler.
8.00 Müzik: Operetlerden seç me parçalar (Pl.)
8.30 Müzik: Hafif sololar (PL)
8.45 Müzik: Türküler (PL) Kapanış.
Açılış ve program.
M. S. Ayarı.
Müzik Şarkılar. Haberler.
Müzik: Salon orkestralarından çeşitli parçalar (PL
13.30 öğle gazetesi.
13.45 Müzik:
14.00 Kapanış.
17.58 Açılış ve program.
18.00 M. S. Ayan.
18.00 Müzik: DaDs müziği (PİJ
18.30 Konuşma.
9.00
12.29
12.30
12.30
13.00
13.15

ARSA:
Küçük Cari Hesablar 25 Ağustos 1948 Çekilişinin İkramiyeleri:
1 EV: (Ankarada Tasarruf Evleri Mahallesinde bahçe içinde iki katlı ve bodrumlu, 6 odd, i sofa, veranda, balkonlar, tan konforlu.)
J
I
ı
1
2
5
x
X
X
X
(lstanbulda Suadiyedv)
5000 2000
1000
300
LiJralık
»
)
)
14
25
25
130
X
X
X
X
100
30
20
Liralık
»
)
)
lirası olanlar bu çe-
Bankamızdaki hesabında en az 100 ." kDişe katılacaklardır. Her 500 lira için ayrı bir kura numarası .
V
«Henüz bankamızda hesab açtırmamış olanlar, »izler )de talihinizi deneyiniz!
İmtiyaz sahibi: A. CEMALEDDİN SARAÇO(?LU • Yazı işi erini fiilen idare eden: FATİN FUAD — Dizildiği yer: «Yeni Sabah» m üretti b-lıanesi — Basıldığı yer: «Gün» Basımevi
Tefrika No. 52
Muazzam Şark Efsânesi
I x E
M
ftMiharrere» korfynraai|

I

2
7
18.30
18.45 Müzik şarkılar.
19.00 M. S. Ayan.
19.00 Haberler.
19J.5 Geçmişte bugün.
19.20 Müzik Radyo Senfoni Kastra.s,.
20.05 Müzik: Butteılly .
sından aryalar (PL) •20.15 Radyo gazetesi.
20.30 Serbest saat.
20.33 Müzik: Tarihi Türk mü-
• w • Zlgl.
21.15 Müzik: Debusy: Noktürn ler (Pl.)
21.40 Müzik Tangolar (Pl.)
21.45 Konuşma.
22.00 Müzik: Varyete müzikleri (Pl.)
22.20 Müzik: Dans müziği (Pl.)
22.45 M. S. Ayan.
22.45 M. S. Ayarı.
22.43
23.00 Program ve kapanış.
Haberler.
or-
r
ka dönmesini isteyen dostları, dön memesini istiyen düşmanları var. Sonra o, bu maceraya sebepsiz a-tılmadı; Şâmenin aşkı uğrunda atıldı.
IjJzatmıyalım.
Gece yarısı olmuştu. Seyfi Zül yezen, inim inim inliyor, kendisine acıması için Ulu Tannya yalvarıyordu. Duası kabul edilmiş o lacak ki kuyunun bir tarafı yani di. İçinden uzun boylu bir şahıs çıkarak delikanlının alnından öptü.
— Merhaba, yâ Seyfi Zülyezen! Bu korkunç diyan teşrii ve te’-iıla eyledin. Hatırına bir şey gelinesin. Cenabılıakkın yardımiyle İmdadına koştum.
Meçhul şalııs, Seyfi Zül.vezen’i bağlarından kurtardı ve küyudan Çıkardı.
Kuyuya girince bir daha kur -tulamıyaeağını zanneden, hayatın dan ümidini kesmiş olan zavallı Helikonla, sevincinden na vanaca*
ğını, nasıl hareket edeceğini §a -girmişti. Minnetdar bir Besle:
— Sen kimsin? diye sordu. Be nim ısınımı ve ))u felâkete düştü ğümiı kimden öğrendin?"
Meçhul şahıs, kendisini tanıttı:
— Yâ Seyfi Zülyezen! Ben, mü min ecinnilerden bir kadınım. A -dım Akısu’dır. Seniıı ismini Şeyh Abdüsselâm hazretlerinden öğren dim. Buraya yine onun işaretiyle geldim.
Sonra macerasını anlatmağa başladı.
«— Babam, mü’min'vdnp1, tayfasın’? beylerlndendir. Kâfir ecinnilerden Muhtelif adında bir ifrit beni görmüş; güzelliğime û-tpk olmuş. Benimle evlenmek içip babama müracaat etti. Babam, Muhtetifin ne djinslz, bir ecinni olduğunu biliyordu. Korkusundan razı oldu. Halbuki ben, ondan nefret ediyordum. Kendimi öldürür de onunla evlenmezdim.
« — Baba! Beni bu İfrit® ver-
me. A.ksi takdirde aziz canıma kı yarım ) Diye yalvardım, ayakları na kapandım, kanlı göz yaşları döktüm, derdimi dinletemedim.
■( — Seni Muhtetife vermeğe mecburum, Çünkü onun şerrinden halâs bulamam. Yalnız beni değil hepimizi helâk eder. Mü'min ecin ni nâmına kimseyi sağ bırakmaza dedi.
( Babamdan ümidimi kesince memlA'-1 imden kaçtım. Zamanımı zın ermişlerinden Şeyh Abdüsse-iâm hazretlerini buldum. Hâlimi arz ettim. Abdüsselâm hazretle -H:
♦ -- YA Akışa, dedi. Seyfi Zül-jeîen adında bir yiğit vardır. Se-(li Muhtetifin elinden ancak o kur tiırabilir. Bu saatte Melik Kamerun’un İşkence kuyusunda mah -pustur. Derhal İmdadına yetiş, o-l)u kurtar ki sonra da o seni kpr-tarsın. Zira Muhtetifin ölümü Sey fi Zülyezen’ln çlindedir. Hattâ o mel’uıı ifritin bir bileğini bile kes
iniştir. )
Akışa, hikâyesini burada bitirdi. Sonra:
— Yâ Seyfi Zülyezen, dedi. îşte ben buraya bu şekilde geldim ve senin ismini bu suretle öğrendim. Vakit geçirmiyelim. sırtıma bin, derhal kaçalım. ,
— Sırtına mı bineyim? Ben yii rümekten âciz değilim. Bunu yapamam.
— Yürümekten aciz değilsin am ma uçmaktan acizsin. Halbuki ben seni hava yolu ile her tarafa götürebilirim.
— Demek sen uçucu bir mah -lüksün.
— Evet, ben uçucu bir mahlukum. Cenabıhak, siz insanlara vermediği uçma imkanını kuşlara ve biz cinnilere vermigtir.
— Böyle deme yâ Akışa! Bir gün gelecek, biz de uçacağız. Zekâmız, azmimizi, sebâtımız saye -sinde buna muvaffak olacağız.
— Çalışmakla her şey elde edilir. Lâkin şimdi bunu münakaşa etmenin sırası mı? Haydi, bin sırtıma!
Seyfi Zülyezen, Akkanın sırtına bindi düşmemek için boynuna sarıldı. Kollarını açınca kadının iki yanağından kollarına mıvvazi|| olarak biror kanat peyda oldu.
var)
ner ve Yücel dâvası
ÜÇÜNCÜ KİTAB iddia ve Karar Profesör Avukat Kenan ö-ner tarafından neşrolunan ve öner - Yücel dâvasının üçüncü kitabını teşkil eden bu eser nefis bir şekilde bakılıp satışa çıkarılmıştır. Mik dan pek mahdut olduğundan tül^-nmek üzeredir. Meni ' leket çapında bir dâvanın tamamlayıcı kitabı olan bu e- 1 ser her Türk münevverinin ı kütübhanesinde yer alacak 1 bir kıymet ve ehemmiyette- ( dir. Kitabcılardan arayın. *
Fiyatı 175 kuruştur. 1
* 5
«Yiicel - öner» dâvasına 5
aid Profesör Kenan önerin c eserlerinden birinci ve ikin- ) ci eildlerin mevcudları tii- c kenmek üzeredir. Bu kıymet ) li ve ibret verici kltablann ( her üçünü de Ankara cadde- ) sindeki «Kanaat» ve «İnkı- ç lâb» Kitabevlerinden tedarik 1 edebilirsiniz.

tuuıtinıl
Kr. İÖÖO
500
400
800
250
150
Yeni Sabah’ın i
İLAN FİYATLAR»
mılrtii olarak »ayf»,
)
)
»
Ba&lık
1 t
8 fi
6
inci
»
)
»
»
» t »