1
SAYI S J HER
YERDf
ABOhE
Türkiye Senelik W
6 aylık TEM 3 aylık MC
1 aylık 300
ur.
)
)
T
İdare; Nuruoemanlve be, Tel adrteh «VEHİ CABAH)
İ 8 7 A M O Ü t Telefon: aoTOB
. mbinnci Yıl
No. 3338
•EDELİ
Ecnebi c4tM) #000 •JOOO
l)0€
Her Gün
C. H. P. Meclis Grupunun Dünkü Toplantısında
E)
Tepkili uçak hava meydanında ve Cumhur
başkanı uçağın havada seyrini iak\b
I
‘ -i •••’( ire • *.• ;rl
•T?.
T. Coşkanın Şaşkınlığı
Bakanın sağcılık, solculuk hakkında bu kadar karmakarışık fikirlere nıalik olması cidden halindir. Haşan Saka kabinesinin niçin her mes'elede bocalamakta olduğu, sağdan sola, soldan sağa yalpa yapmakta bulunduğu. Tahsin Coşkanın kararsızlığından anlaşılıyor.
üyuk Millet Meclisinde, dün cereyan eden çetin tartışma ve konuşma, bütün memlekette derin bir hayret ve elem uyandıracaktır.
An karada Yüksek Ziraat F&kük tesiade yıllardanberi komünist pro payandası yapan talebe varmış, t-dare de bu işlerden haberdarmış. Fakat en ufak bir hareket ve reşeb büse geçmek İstememiş. Tıpkı Halk Partisinin takib ettiği vurdum dnynazlık politikasına ayak uydurmuş Nihayet milliyetçi öğrenciler ayaklanmışlar, idarenin yapmadığı ve yapmak istemediğini şahsi teşebbüslerüe yapmışlar. Komünist elemanları sınıflarından ka pı dışarı etmişler. Ateş saçağı sardıktan sonra rektör de Ziraat Bakanına baş vurmuş, Ziraat Bakanı İçişleri Bakanını ve Ankara-va-lisini durumdan haberdar etmiş. Böylece tahkikat açılmış ve derin-leştirilmeğe başlamış... Bütün bu olaylar ne kadar hazin ve elem vericidir.
Yüksek Ziraat Fakültesi Rektörü ne kadar da Ankara üniversitesi eski Rektörü Şevket Aziz Kan suya iki damla su gibi benziyor. Şevket Aziz de kendisine talebe ta rafından vâki olan bınbir ihbara hiç kulak asmamış ve nihayet milliyetçi gençlerin heyecan ve galeyanı ile karşılaşmıştı.
★
trtikâb ve irtişa ile mücadele e-d’lecek deriz. Partide, Mecliste kükreriz. Fakat mes’ul olarak za-\allı bir iki memur üzerine çullan-ıoak ister, asıl onları himaye eden \(*)a hareketlcrilc teşci’ eden kodamanlara kadar yükselenleyiz, komünizmle mücadele demeyiz, Vr lis kürsülerinde haykırır fakat )vyıııı kaynağına giderek maarife bu zehiri aşılıyanlan partide ve t akanlar Kurulunda bir mevki şahit» olmuş iso asla rahatsız etmeyiz. V ani bir kelime ile her sahada hastalığın arazı i-mI men balara Böyle ohınea da sinin partizanlık
dar galib bulununca da her hangi itir teşebbüsten hayırlı bîr netice almanın imkânı tabiatile kalmaz.
H« le Ziraat Bakanını şaşkın bir hale sokan bir sağ, sol münakaşası olmuştur ki, bizzat Halk Partisinin en ileri gelenlerinin bu bahislerde ne kadar yayan olduklarını canlı bir şekilde göstermiştir, bahsin Coşkan bir milliyetçi memur için sağcı idî, onun için memuriyetinden uzaklaştırdık, demekle Mecliste bir fırtına kopar-ıuıştır. Komünistliğin, solculuğun memlekette bir cürüm olduğu fakat sağcılığın yâni milliyetçiliğin bir kabahat olmadığı Meclis sıralarından haykırılmış, zavallı Bjv. kan da niye uğradığını anlamıya-vak Millet Meclisi huzurunda teo «lidi iman etmiş ve Islâmiyeti ilk kabul eden bir adamın şehadet ke-| linıelcrini teker teker tekrarlaması Libi Meclisteki hatiblcrin sağcı» milliyetçilik bir cürüm olmadığı balkındaki sözlerini telaffuz cfmlş ve böylece imanını sağlamış tır. Sağlamış!ır amma nikâhını du ta' deyip ta/.eleiDediğj bizce meçhuldür. Fakat lir Bakanın sağcı-İK, '-olenluk halikında bu kadar turumkanşık fikirlere malik olma
ile uğraşırız da kadar çıkmayız, yâni Halk Parti-duyguları bu ka-
I
KURU£
ÎRİYET VE HAKKIN YILMAZ MüDAFiiYiZ
■
■
sı cidden hazindir. Hasaıı Saka kabinesinin niçin her ınes’elede be-calamakta olduğu, sağdan sola, soldan sağa yalpa yapmakta bu-
Amerika Filistine
subay gönderecek
Yahudi hükümeti (Ateş Kes) emrinin yanlışlıkla verildiğini söyliyerek çarpılmalara dîvam olunacağını bildi di
Vaşington, 3 (AP.) — Amerikan Ordu, donanma ve hava kuvvetlerine mensub 21 subayın Arab - Ya hudi mütarekesini hazırlamağa yar c'ım için uçakla Filiatine harek2tel bo2ir oldukları bildirilmektedir.
Dışişleri Bakanlığına göre, bu konuda Birleşmiş Milletlerden he-' nü7 resmî bir taleb vukubıılmamış | olmakla beraber, Amerikan hilkûV metinin muhtemel olarak yardım] içir personel göndermeğe dâvet I edileceği öğrenilmiştir. Amerikan subayları muhtemel olarak, sava-1
9500 ton Amerikan buğdayı dün geldi
Gel?n buğdayla yeni mahsule kadar ihtiyaç karşılanabilecek ekmek çeşnisinin de bu sayede düzelmesi muhtemel görülüyor Rcceb Peker hükümeti ve bilhas- ■
«a Ticaret Bakanı Atıf înan’ın yersiz kararları ve geleceği düşünmeden harice buğday ihraç etmesi neticesi, mahud Arpalı namile ekmeğini yemeye kadar varan, buğday sıkıntısını önlemek için Anıe-rikadan satın alınan buğdayların 9500 tonluk ilk partisini getirmekte olan Amerikan bandıralı Paue-netta vapuru dün limanımıza gelmiş ve doğruca Halice girerek Kasımpaşa önlerinde tahliyesine başlanmıştır.
D. Partinin bu
pazar yapacağı mitingler
Ankara, 3 (Hususî) — ünümüzdeki pazar günü Demokrat Parti tarafından birçok illerde mitingler | tertib edilmiştir. Samsunda yapılacak olan mitinge Ankaradan Fu-zd Köprülü ve 1 _
Kastamonuda yapılacak olan mitin gy Kütahya milletvekili İhsan Şerif özgen ve Eskişehir milletvekili Kepıal Zcytunoğlu, Havzada ya-pılşc^k olan mitinge Eskişehir mil letveklli Hasarı Polatkan, İstanbul ar;!lletvsklli Scnihi Yürüten ^tirftd
■
- ’/r .■W T ■■■"■
. h.* 1 * * * ~'Ch .• -1 • 1'
tâ-
* ‘
1 r
5*.
■ • •; •.
i
lunduğu, Tahsin Coşkanın kararsızlığından anlaşılıyor.
Hakikatte sayın Cuınhurbaşka-.(Devamı Sa„ 3: Sü., 4 de;
v
şah fakat kendi kumanda merkez-lerile doğrudan doğruya temasta olrnıyan Yahudi ve Arab birliklerle temas tesis ederek mütareke akdedildiğini bildireceklerdir. ] YANLIŞLIKLA VERİLEN ATEŞ KES EMRİ
Tel-Aviv, 3 (AP.) — İsrail hükümeti dün sabahki ateş kes emri nin yanlışlıkla verildiğini bildirmişi ve ateşin tekrar başlamasını emretmiştir.
(Devamı Sa., 5; Sü., 4 de)
t
Diğer taraftan Bölge Toprak Mahsulleri Ofisinde görüştügümilı salâhiyetdar bir zat, Amerikan buğ dayının tam zamanında yetiştiğini zir? Ofisin elindeki stok buğdayın (Devamı Sa., 5; Sü., 4 de)
İnönü Ankaraya avdet etti
İstanbul: 3 (A.A.) — Cumhurbaşkanı ismet İnönü refakatlerinde sayın bayan İnönü bulunduğu halde bu akşam saat 22 de özel trenlerde şehrimizden Ankaraya hareket buyurmuşlardır.
Lurkiyeye Marshal yardımında kesinti
Maırshall ptânında 16 devlete verilen
iıZ'k oh! muin1 tahsisatta yanlış tevzi edildiği anlaşıldı
4
Vaşington 3 (A. P. ) — Bu. giuı temsilciler Meclisi tahsisat Komisyonu Avrupa kalkınma programile yabancı memleket lere yapılan diğer yardım programları üzerinde % 25 ni^betiu-
ederken.
Dünyanın
en sürati I
rayyaresı
--o ■—
İngiliz pervanesiz uçağ* şehrimizde
Şehrimizde büyük bir alâka ile beklenen lngiliş Gloster Meteor tepkili uçağı dün saat 13 de şehrimiz üzerinde gösteri uçuşları yaptıktan sonra Yeşilköy hava alanına inmiştir.
Tepkili uçak Eskişehir - İstanbul arasında 12 dakikada katet-mekle yeni bir rekor daha kırmıştır.
Gloster Meteor lV^içağı 21 Ni sanda saatte 1046 kilometre yol almakla emsalo uçaklar arasında sürat rekoru kırmıştır.
Meteor uçağınnl tırmanış sürati saniyede 32 metre, pike sürati 1,5 dakikada 9140 metr£ ve havada ka lış müddeti 1,5 saattir.
Bombardımanlarda büyük faydalar sağlıyan Meteor tepkili uça ğın, 20 milimetre çapında 4 top, (Devamı Sa. 5. Sü. 7 de)
Y ugoslayanın Ankara Elçiliği
Si m t ç’İn verine yeni bir elçinîn tâyin edilip ed I nıîjeceğl Lefllfı denil
Tıb âleminin
büyük kaybı
| Haziran ayma aid geker kontenjanının halka karne usulile tevzi edileceğini, bu hususta vilâyetçe (Devamı Sa., 3 Sü., 6 da)
inin dün verdiği izahat
Yugoslavya elçisi Şimiç
4
Ankara, 3 (Hususî) — Yugos-lavyanın Ankara ve Londra elçilerinin geri çağırılması hakkında Yu goslavya elçiliğinden bir zat ken-dilerile görüşen gazetecilere aşa* ğıdaki izahatı vermiştir:
«— Yugoslavyanın Ankara elçisinin geri çağırılmasının sebebi «İçinin yaş haddini doldurmuş bulunmasıdır. Millî Yugoslav mecli-
(Devamı Sa., 5; Sil., 6 da
z
de bir kesinti yapılmasını tavsiye etmiştir. Komisyon Meclise 6.043.710.228 dolarlık topyekûn bir yardım tasarısı göndermiştir
(Devamı S a.. 6 SİL, & de)
Başbakan bugünkü Meclis müzakeresinin gizli yapılmasını şiddet ve ısrarla istedi
Atıf İ naıfını grupta yins kendi narnma söylediği sözler: “Mes’ele-nin tahkikat komisyonuna havalesi doğru değildir, bu takdirde efkârı umumiye nazarında itham olunmuş bir duruma düşerim.,, Mes'ele bugün Meclisda açıkça görüşülecek Ankara: 3 (Hususî) — Halk
Partisi Meclis Grupu bugün saat
15 de toplanmıştır.
Öğrendiğimize göre oturum a-çıldığı zaman, ilk sözü Necmeddin Sahir Sılay almış, Toprak Ofisten e»ki Ticaret Bakanı Atıf İnan hak kında yapılan tahkikata aid raporun Meclise gönderildiği hakkında ki Başbakanlık tezkeresinin Meclisin yarınki gündemine alındığını, mes'ele yarın konuşulacağına göre, Grupta daha evvel bir karara varılmasının lâzım geldiğini ve Atıf İnan hakkında yapılan tahkikat’ raporunun beş kişilik bir komisyona havalesinin daha doğru olacağını söylemiştir. Necmeddin Sahir mes’eleye daha evvel Adlî
(Devamı Sa. 5. Sü. 1 de)
• • • i-1
'l*
Ahf İnan, İzmir Fuarında meşhur nutkunu söylüyor
r* • iL
Hitler nerde gizleniyor?
26 Ekim 946 tarihinde Danimarka sahillerine vuran ağzı mühürlü bir şişe
«Bu vesika, KitTeri
altustiıa mensub bir denizcinin son satırlarıdır..»
Denizaltıda bulunan erlerden ev li ve Almanyada aileleri bulunan erbaş idiler, lar Norveç sahiline çıkarılmışlar- j dı. Bunlann sayısı 16 olup hepsi İngiliz ve Amerika harb gemileri
Karne ile Şeker tevziatı hakkında
-----o
Profesör Keç’et Öiner dün vefa!
e t fi lı
İstanbul Üniversitesi Tıb Fakültesi birinci iç hastalıkları Kliniği Ord. Profesörü Dr. Neş’et Ömer (Devamı) Sa., 5; Sü., 3 de
“Hârb ansızın
başlıyabilir»
----o---
Aroerikaıın
Kurmay Başka»b-nın demeci
I
i
Nevyork, 3 (A.A.) — (Nafen):. Askerî büdce hakkında yapılan ye ni teklifler müııasebetile Genelkur ınay başkam general Bradley şu beyanatta bulunmuştur: |
Bugünkü gergin ve şübhe dolu hava içinde kuvvetler hududlar bo, yunca karşı karşıya durdukları. müddetçe gerek kasden gerekse bir hâdise neticesinde muhasamat birdenbire başlıyabllir. Sovyet ah (Devamı Sa. 5. Sü. 7 de)
8
U-977 ■ Atlantik Okyanusunun
^TAKVİMDEN BİR YAPRAK
“Mesnevi,, Dersleri
« M esne vb açılmasına karar hocalığına da
ULUNAV|
*
azotolerin birindo derslerinin verildiğini vo ilim ve edebiyat âle- I nıinco maruf zatın I tâyin edildiğini oku- J duk.
Bir Mevlâna torunu olmak dolayı-silo hayretle karşılanacak bir fikirdir amma, ben şahsen bu derslerin açılmasına vo okutulmasına tarafdar değilim.
Sebebi şudur: Bu derslerden hangi bakımdan istlfado edilecektir? Eğer maksad «Fârisi» öğrenmok iso bunu bizo «Mesnevi» öğretmez; onun muhtevası .büyük Şark felsofesidir; o da böylo eldo edilmez, Şarkta «Mosncvi-hân» tâbir odilon âlimler —Konya der gâhmdakl Sıdkı Dededen bilirim— Mesneviyi okurlar vo toreomo ilo iktifa ederlerdi; zamanımızda bize bunu temin edecok vasıtalar mevcuddur: Ankaravi'nin şerhi bir illin âbidesi ola rak Mesnevi ilo tovaggül edenlerin kü-tübhanelerindo movcuddur; ayrıca Sarı Abdullah Efendinin şerhi, Bursavi'nin iki oild üzerine yazdığı şerh bütün kü-
Iı RR Lll İR
tarafından çok sıkı bir tarassuda tabi tutulan İzlanda ve Feroe adaları arasındaki bölgelerden geçtikten sonra güneye doğru yol alarak Canaries adalarının batı istikametinden de «Yeşil Burun» ada lan arasından geçmiştir.
Bu bölgeye varır varmaz U-977 deniz yüzüne çıkmış, San Pablo kayalıkları arasından geçerek Brezilya sahillerini 180 mil açıktan takib etmiş ve Mar-del-Plata’ya u-Jaşmıştır.»
Resmî tebliğ burada sona eriyor.
Bu tasrihattan anlaşılacağı üzere U-977, tıpkı U-530 denizaltısı gibi hiç bir savaşa tutuşmadan tam dört buçuk ay açık denizlerde dolaşmıştır.
(Devamı Sa„ 3 Sik, 6 (la)
vo bunda mu-
tübhaneierdo bulunur. Mesnevi okumak İstîyenlor bu csorlorden mükemmel surette —hiç kimseye muhtaç ol-
madan— istifade ede» bilir. Mesnevi’yi oku-
taoak zat felsefisini
do talim edecek mıdır? Bunu zannetmiyorum. Çünkü o zaman mes'olo tasavvufa dokunur; tasavvuf ise sonsuz bir ummandır.
Farisi'yi azimli müsteşriklerden Öğ-
rendiğimiz şu zamanda mesnevf'yl kim okuyacak? Kim anlıyacak? Evvelâ bunun gençleri alâkalandıracağını zannet iniyorum. Çünkü Maarif Bakanlığı müstakbel nesli Şark ilimlerinden ayı rıp Garba yöneltmek için bütün gayretini sarfetmektodir
vaffak da olunmuştur. Mesnovi'yo merak saracak olanlar varsa bunu Garb-dan dolaşıp öyle arıyacaklardır. Bizim nesle golinco onların içinde yino meraklıların ders talim eden Mosnevî-hândan istifâzaya pek ihtiyaçları OF ınıyacaktır.
Bu Itibarkf evvelâ Farscayı tahsil etmek lâzımdır. Bu lisan hızo Çaıku (Lüt/en saMfeyi çevirinizi
SAYFA: i
% r
ARIM
OKUTUCU
»il O
M
Yazan: Profesör Kenan Öner
— »4 —
2 — Müşahidlcrln sandık başlarına kabul edilmediği veya uzaklaştırıldığı iddiaları da bir hâdise tâyin etmek suretile olmamakla beraber itiraza bağlı bir fotoğrafide Bakırköy Kaymakamına atfedilen bir vaztda adavlar namına mümessilliğin vekâlet ıbrzına bağlı olduğu yolundaki yazıların kime hitaben yazılmış olduğunun belli bulun madiği serriştjesiîe varld görülmediği bildirilmiş bulunmaktidır.
Anlayamadım, (Müşahidler sandık başına kabul edilmemiştir) iddiasında hâdise bundan ibaretken daha başka bir hâdisenin tâyini ne lüzum göstermekten ne kasdediliyor?..
1 üdiamızı tevid için ihticaç ettiğimiz vesika da Bakırköy Kaymakamına atfedilmiş değil, Kaymakamlık aatetini havi bir kâğıt üzerine yazılarak bizzat Kaymakam tarfındn imzalanmış bir vesika olmak itibarile bu bahisde kullanılan atf kelimesi hiç te yerinde değildir. Bu vesikanın muhatabı değişmekle fiilin mahiyeti de değiş miyeceği için kime hitaben yazıldığının belli olup olmaması da iddianın reddini istilzam edecek mantiki bir -sebep teşkil etmez. Adaylar namına mümessilliğin vekâletname ibrazına bağlı olması düşüncesi de hukuk nazariyelerile telif edilir şeylerden değildir. Temsil edilen şalı sın imzasını taşıyan varaka, vekâletnameden başka bir şey olmadığı gibi kanun da ayrıca resmi bir vekâletname ibrazını mecburi kılan hiç bir sarahat yoktur. Fazla olarak seçim gününü, kanun pazara ya ni tatile getirdiği için Noterlerin hepsi kapalı bulunmasına göre bu düşünce ve nazariyenin fiilen de tahakkukuna imkân olmadığı kadar bir çok yerlerde ayaıı mahiyette yazılmış vesikalar kabul edilirken bir kısım yerlerde ayn bir vekâletnameye lüzum görülmesi de muhal bir keyif ve arzunun akıl ve mantığa hâkim olduğunu göstermektedir. Fazla olarak miktarı 750 yi geçen seçim komisyonlarile 17 yi bulan seçim kurullarından bir adayı böy le 770 adet vekâletname ibrazına mecbur kılmak — imkânı olsa da — binlerce lira bir mas rafı icap ettirir kı neticesi belli olmayan ve üzerinde laakal iki yüz binde bir ihtimal taşıyan böyle bir seçim piyangosu için böyle binlerce lira biler parası itasına bir adayın icbar olunması da mürakabeden vaz geç cıurile müsavi bir mahiyet arzeder.
3 — Demokrat Parti adaylarının oylarının azaltıldığı ve C. H. P. adayı oylarının çoğaltıldığını iddia da her adayın aldığı oyla kurulca esas tutulan oyları ve aradaki ilâve ve tenzilleri göstermek suretile bir liste halinde beyan edildiği, bu listey'e nazaran Demokrat Parti aday’ lanndan eksiltıldiği iddia olunan oylarla Cumhuriyet Halk Partisinin adaylarına eklendiği iddia olunan oylar yekûnu arasında 70 bin küsur miktarındaki farkın, diğer ihtimaller arasında, seçim neticelerini gösterir müfredat cedvellerinin de âızak ytrlerden henüz gelmemiş olması dolayısile yekûnlarda bir ) hatâ olması ihtimalinden de ileri gelebileceğinin yine itiraznaınede beyan olunduğu;
Listedeki bu hesabın müstenidatı gösterilmemekle beraber bunlara ait delillerin toplanmadığının da ifade olunduğu, yine itiraz vara kasında yapılan bir suç ve haksızlığın miktarı vasfı cürmünün tâyi ni ve fiilin sübutu üzerinde bir tesir vücuda getiremi.veceği ifade edilerek bu yoldaki iddialarını teyid sadedinde 9 numara altında toplanan 15 fotoğraf kopyasına istinad olunduğu;
Bu fotoğraflar Demokrat Parti temsilcileri tarafından sandıklar da, tasnif sonunda tanzim ve imza edildiği ileri sürülen kâğıtlardan ibaret bulunduğu, bu varakaların seçim neticesindeki oy’ miktarına sureti tesiri gösterilmemiş olmakla beraber bunların resmî seçim tu tanaklarma müessir olabilecek bir vüsuku haiz olduklarının da kabul edilemiyeceğii kaldı ki bu iddialerin iddiayı tesbit ve tevsika da yarar bir mahiyet arzetmediği... mütaleasile bu hususa taallûk eden iddia da reddolunmuştur.
Ben itiraz dilekçemde (Sandıkların bulunduğu yerde ilk tasnifin yapılmasını müteakip yazılacak tutanakların İlçelerde birleştirilmesi ve derhal bunların da tasnifi icap ettiği ve bu cihet 11 kurulu baş -kanlığınca da resmen teyid edildiği halde Beyoğlu İlçesinde olduğu gibi ^kazaların bir çoğunda seçim kurulları dağıtılarak işe fiilen devam imkânı bırakılmadığı gibi kurulları mevcut olan İlçelerde de bir iki saat çalışıldıktan sonra bunlar da dağılmış ve bu fırsattan bilistifade bütün tutanaklar bir gece komisyon başkanlarmın evlerinde misafir edilerek üzerlerinde istenildiği kadar ve arzu edildiği gibi oymanmış, sandüc başlarındaki tasnifde % 90 nı bulan kahir bir ekseriyetle mil let vekili seçilen Demokrat Parti adaylarının oyları y’a uydurma za -bıtlarla alınarak, yahut hesap harici tutularak C. H.' P. namzetlerine ilâve edilmek suretile bunlardan General Kâzım Karabekir, Recep Peker, Hüseyin Cahit Yalçın, Hamdullah Suphi Tanrıöver ve General Cemil Cahit Toydemir hakikatte ekaJliy'etin de dununda kalmışlarken Cumhuriyet Halk Partisinin Millet Vekilleri olarak kabul ve ilân e -dilmiştir) iddiasını da sarahaten arzetmiştim.
Ankara Tıb Fakültesi Profesörlerinden biri hakkında
Menıh-kvtüumıe elim ada) ııu olarak geçinen ve Lalene yetiştirmek ödevini üzerine almış bııluııau Ankara Tıp Fakültesi Nisaiye l’rofesö rü adilo anılan muhterem bir hocamız vardır.
Bu muhterem hoca An kara Tıp Fakültesi hocası dır. fakat evi ve muayene hanesi İstanbulda olduğu cihetle burada daima bulunmaz; İstanbul ile Ankara arasında mekik dokur. Burada hastalar baş asistan veya asistanlar e-linde, Talebeler ise Doçent lerin elinde kalır. Fakat hoca maaşım alır ve bu namdan da istifade eder.
Size ve Fakülte Dekanına sorarım: Böyle seyyar hocalık dünyanın nere sinde vardır?.
Sayın hocamızın muaye nebanesiude bir de rad yüm var. Bunu da hastala rina tatbik eder, fakat rad yüm kullanma selâhiyeti yok fakat Profesördür diye ilgili makamlar ses çıkarmazlar.
Keyfiyeti tam bir hakikatin açıklanması için bîl diriyorum.
Ankara Tıp Fakültesi öğrencisi
N. Polatkaıı.
--------o--------
Bir haftada menzile varan telgraf hakkında
Sayın Gazetenizin 28/ 4/918 tarihli nüshasının o-kııyucular diyor ki sütununda (bir haftada menziline varan telgraf) başlı ğı altında yayınlanan yazı goruldu
Bu hususta yaptırılan tahkikat sonunda Haydar paşa'dan PolatlI’ya çekilmiş olan bahis mevzuu 21/ 4/948 tarih ve 449 numaralı telgrafın aynı günde 21/30 da alıcısı Sabahat’ın eşi İsmail Tul gar imzasına teslim edildiği anlaşılmlş ve İdaremizde bir gecikme mikıı bulmadığı görülmüş tür.
Bilgi alınmasını rica ede rim.
P.T.T. İslerine Genel Müdürü
MI T El FRR1K
{Devamı var)
AKVIMDEN BİR YAPRAK
“Mesnevi,, Dersleri
4
1
. utîin alım
I»
•f
4
’1
A
işleri ne merkezde ?
4 HAZİRAN .948
ti ER SABAH
Muhtemel Başbakan larla muhayyel mülakatlar
- 4 —
Haziran ortalarında başlıyacak oİanı seferlerden idarenin bermutad zarar etmemesi temenni olunur!
Geçen seno Mısırda devam eden kolera ve diğer sâri hastalıklar do-layjsile Doğu Akdeniz seferleri muvakkat kaydile tatil edilmLgti. Fakat hastalıkların hitammdanbe-ıi aylar geçtiği ve Denizyollarila beraber seferlerini tatil eden bir çok ecnebi vapur İJUmpanyalan tek rar sefere başladığı halde Denizyolları ancak yeni karar vermiş bu Ilınmaktadır.
Bu bölgeye 3 haftada bir sefer yapılması hususu Ulaştırma Bakan lığının tensibine arzedilmiştir. Mu vafakat cevabı alındığı takdirde «•Aksu» vapuru bu hatta tahsis e-dilecek ve sefere bu ayın ortalarında başlanacaktır.
Diğer taraftan bu hatta çalışan Kumanya ve Mısır acentelerinin yolcu ücreti olarak her memleket
parasım kabul etmesi, yabaner memlekete işliyen bizim vapurların ’ ise yolcu ücretini yalnız Türk j»a-rası veya dolar olarak almanı kay' bettiğimiz mühim bir avantaj ol-1 duğu cihetle, Doğu Akdeniz seferini yapacak olan Denizyolları vapurunun diğer ecnebi paralarım da kabulü tedkik edilmektedir
Zira «İstanbul* vapurunun zarar etmesine sebeb olan yük bulamamasının sebebi, navlun ücretinin Türk parası ve dolar olarak ödenmesinin şart koşulmasıdır. Eğer Aksu da ayni zihniyetle çalıştırılır sa geminin zarar edeceği muhakkak görülmekte, bununla beraber idarenin bermutad bu işten de zarara uğramaması temenn» oiıjumakta-dır.
--------o--------
Isianbulda bir tütün ikicine evi yapılacak istanbulda inşasına karar veril-olan Tütün işleme ve Bokun evi projesi tamamlanmış ve şehircilik mütehassısı M. Prost’un ted-kikine sunulmuştur. Bundan sonra kat’î projeler Bayındırlık Bakanlığının tasdikinden geçtikten, sonra derhal ihaleye çıkarılacaktır. Bu Bakımevinde iki bin kadar işçi çalışacak ve senede iiç milyon kilo
a
uıı
DENİZDE
ADLİYFDE
D
Denizyollarında bîr zarar daha
Evlenme vaadile dolandırılan (tüccar
(Baytar afi 1 incide) pırlantalarını, yakutlarını» rzünırüdle-rinl, incilerini enümüze serer.
Kahvecilik eden bir İranlInın on iki ı yaşlarında bir gocuğu var; . bize de kahve çay getirir. Geçen gün Sa'dî-den bir mısra okudum. Hemen ikinci mısraı» da o okudu. Bir tosadüf olduğuna hükmederek diğer bir mısra o-kudum; yine tamamladı. Arkasından (Hâfız) ın bir gazelini kurcaladım: Külbe-i- ahzan şeved rüzî güiis-» İh ol gam ıuehur t diye devam etti. Firdevsi’yi d» okuyor, fakat ezber etmemiş.
On iki yaşında orta tahsilde bir ço- j auk memleketinin hattâ dünyanın bu J büyük şairlerinin eserlerini hafızasın- 5 (Ha topluyor ve okuyor; papağan gibi; | Üe değil çünkü mânasını biliyor hem ( de belli ki zevkini tadıyor. |
Bizde ortayı* bitirmiş bir çocuğa ( Pikretin tnkıfâb yapmış şiirlorlnden J biri olan (Sis) fh: ’ ;
Sarmış yine uf&kmı bir dûd-i-maannid mısraını okusak yavrucak cne lisan \ konuşuyoruz?» diye hayretle yüzümüze bakar.
Bu şartlar içinde Mesnevi'yl kutaeağız?
kime o-
Asisin Tiirkest eğprci
Daha Mevlânayı tanıyamamışız; Masnevjiyr nasıl anlatacağız?!
Yeni kibrit kutuları
Haber aldığımıza göre Tekel i-daresi, piyasaya yeni tip kibrit kutuları çıkarmağa karar vermiş tir. Kavak tomruklarının memleket dahilinde istenilen mikdarda tedariki zorluğu karşısında, yeni kutuları mukavvadan yaptırmağı düşünmüş ve tecrübeler iyi neti-co vermiştir. Yeni kutular, gerek etiket, gerekse baskı itibarile şimdikilere nazaran daha zarif ve kul lanışlı olacaktır.
----o—-
Mısırda bir Ingiliz firmasından satın alman deniz vinçlerinden birine Haliç Camialtı tezgâhında yapılmakta olan teknenin inşası bitmiş ve lâzım olan seyyar havuza Bahriye tarafından müsaade edilmediğinden, vinç ancak tezgâh ö-nündeki set 6 metre yıkılmak suretiyle denize indirilmiştir. Bunun Denizyollarına 30 bin lira sarar tahmil ettiği söylenmektedir.
---------o--------
Şehir Meclisinde dünkü tenkitler
Şehir Genel Meclisi, Haziran devresi toplantılarından İkincisini dün saat 15 de yapmıştır.
Meclis çalışmalarına başlamazdan önce şehrimizde bulunan Cum hurbaşkanı İsmet înönünün Meclise geleceği şeyi olmuşsa da bu şayia tahakkuk etmemiş, fakat) bu ziyaretin heyecanı meclis çalışmaları boyunca devam etmiştir.
Gündeme geçilmeden evvel Cemil Topuzlunun, Istanbulda imar hareket ve plânlan hakkında verdiği şifahî takrir, münakaşalara se bebiyet vermiştir.
Bu arada Sadi Bekter, şehrin imarına ehemmiyet verilmesi ica-bettiğini söylemiş, Haşan Koper de nıalî kaynak için bir şehir piyangosu tertib edilmesi hususunu ısrarla ileri sürmüştür.
tmar hareketlerinin tenkide uğraması üzerine belediye reis muavini Said Koçak'ın izahat vermesi istenmişse de Said Koçak, hazırlıksız olduğunu ileri sürerek, ge lecek toplantıda izahat vereceğini beyan etmiştir.
Bundan sonra gündeme geçilmiş ve 28 kadar teklif aid olduk-
M k«lıi
----o-----
Kocamustafapaşada Fuıucı çıkmazında 17 numarada oturan Güzide adında 20 yaşlarımla bir kız ayni semtte oturan 58 yaşlarında
Kemal Doğuş isminde bir tüccarla münasebet peyda etmiştir.
İddiaya göre Güzide Kemali evlenmek vaadile kandı ırak 18 bin lirasını dolandırmıştır.
Asliye ikinci ceza mahkemesine verilen genç kız dünkü celsede:
(—' Davacının iğdiast yalandır. Ben onu dolandırmış değilim. O, bana takıldı yüz vermedim, diye bu iftirayı attı) demiştir.
Dâvacı ise şu iddiada bulunmuş tur.
(— Sanığın boynundaki kolye ile ayağındaki ayakkabısına kadar benimdir. Hattâ benden dolandırdığı paraların bir kısmı baukada-dır.»
Mahkeme şahidlerin celbi için celseyi tâlik etmiştir.
-----------o-----------
POLİPİ E
(
tütün işlenecek ve seksen bin balya tütün istiab edecektir.
Diğer taraftan idare gecen ayın sonuna kadar Marmara bölgesinden 5.684.66(8, Karadeniz bölgesin den 13.336.558, Ege bölgesinden 42.377.488. Doğu bölgesinden 2.379.523 kilo tütün ve 29.181 kilo da tömbeki mubayaa etmiştir. Şu hale nazaran idare yukarıdaki bölgelerden 63.207.398 kilo tütün arttın almış, olmaktadır. Bu bölgeler de henüz satılmamış 30.987.000 kilo tütün mevcuddur.
Et RA FABRİKASINDA
îstanbulda bira fabrikası müştemilâtından olarak bir atölyenin inşasına başlanmıştır. Bu atölyede fabrikanın her türlü tamir, tor ua ve tesviye işleri yapılacaktır.
Erkek değil kadınmış!
Caddede çırılçıplak oynayan adam
Antalyada saatçilik yapan ı e bilâhare işleri bozularak İstanbu-lara gelen İbrahim ad uda birisi dün Ankara caddesinde çırılçıplak soyunarak göbek atmağa başlamıştır.
Etraftan müdahale edilmesine rağmen bir türlü giydirilemiyen İbrahim, polis tarafından yakalanarak akıl hastahanesi ■: ? gönderil iniştir.
lan komisyonlara ha •»le edilmiştir.
Meclis salı günü saat 15 de toplanacaktır.
5
Tavandaki ampulun altına, karyolanın yanına gelmiş, bir taraftan İcaşınıyor; Ecvedin orada olduğuna aldırmayarak, bir taraftan da kombinezonunu fora edip 'göğsünde, böğründe, karnında pire jerse donunu çekip rım yokluyor:
— Çorabın içine diyerek çorablarını
— Hava müdhiş etüvde gibiyiz!
Kuzen bey, öttü:
— Şimdi bozlu şampanya olsa, hele Merciet yahud De Lossy’nin-ki..
— Dondurma aldıralım..
Masada palanları çöplenmekle meşgul Gültere:
— Koş; dedi, bize iki dondurma getir amma kaymaklı ve şokolalı koymasın, hepsi yemişli olsun!
Ardından sordu:
— Dondurmacıya borcumuz ne kadardı?
— Siz bir yere yazıyordunuz!
— Eski (Lecture pour Tous) 1ar dan birinin kabına yazıyordum am ma şimdi bulamam onu; dolabın ne tarafında kimbilir?.. Uzatma, haydi çabuk!..
Besleme koştu, dondurmaları getirdi.
— Borcumuz 175 kuruşmuş! dedi. Mehlika, ntıldı:
— Yoksa sordun mu? Hanım, hesabı bulamadı demeydin sakın*
— Ben ağzımı açmadım, dnndn( maçı, söyledi.
— Bravo!.. Tabaklan götürdüğün vakit 5 kuruşluk da sen ye emt!
çekip
arıyor; kalcala-
• »
galiba:
kaçtı sıyırıyordu: sıcak. Sanki
Agobun
Yazan
SîHUÎEU MUHTAR ALUS
------ 35-------------
— Teşekkür ederim!
Ecvede gevşeklik basmış, tavşan uykusu gibi göz kapaklan aralık, bardise uyuyacak..
Gene kadın, fena halde sinirli, bunalıyor. Pencereye dirseklerini dayadı. Büyük Çamlıcanın arkasından ay çıkmış, on beşinci gecesi geçtiği için bir yanı karanlıkça amma yine ortalığı iyice aydınlatmada.
Yıldız sırtlanna, Üsküdar tepelerine, Marmaraya bakıp duruyor; uzaklarda titreyen lâmba ışıklarına dalıyor; bir türlü oyalanamıyor.
Salona gitti. Tenhalaşan caddeyi bir müddet seyretti. Piyanonun önüne oturup Çardaştan bir parça çalarken, delikanlı damladı:
— Bırak şu opereti, Miloviç ko-kini hatırıma geliyor, nefret ediyorum. Strauss’tan, VValdteufcl’den bir vals çal!..
Mehlika Güze! Mavi (Tuna) yi çalmağa başladı.
Eco, masayı köşeye itmiş, bir Bandalye kucaklayıp vals tutturmuş, ıslıkla da iştirâk ediyordu.
Îkisî de coştular. Piyanodaki, tabureden kalktı. îskemle kucağından çekip Ecvedle dansa girişti. Döndüler, döndüler; yorgun düştüler; soluk soluğa kanapeyo
’iinriû ^ûycm
Farsoa
(liyon MöMİânayı Mesnovj'yi yazdığından dolayı İranlI addedenler olmadı mı?
«Mevlâna, tarikat kurdu j Yunus Emre kurmadı. Bu itibarla Yunus Emre Mcvlânadarı büyüktür.» diyen allâ-me (!) lere rastlamadık mı?
Son zamanda Mevlânaya dair yazılmış öyle MUMar «ördüm M akuya-maaıın.
çöktüler.
—Biz çılgınız vallahi?
— Ne münasebet Şeniz, (ge) yız’
Bitişik apartmanın saati 10 a çaldı.
— Eco. mehtab fevkalâde. Şişlinin ilerisine, Hürriyeti tepesine ka dar yürüsek mi?
— (Olrayt!)
Caketini giymedi, omuzuna attı. Geceleri b|yle kır gezintisinle çıkarlarken, her zaman yaptığı gibi, pantalonunun arka cebine man tar atan oyuncak tabancayı soktu)
— (Arme) yim, korkma artık. En tenha, en tehlikeli yerlere bile gidebiliriz.
— (Maparol), pek komiksin!
— Onun yalancı Brovning olduğunu kim bilecek? Karşıdan görün ce (gras!) deyip ayaklara kapanır!
Gülüştüler.
Mehlika, peçe, çarşaf örtünmedi. kaşpusyer giydi, başına bir e-şarp sardı. Caddeye çıktılar. Yukarı doğru yirmi otuz metre ilerledikten sonra gene kadın:
— Bu gece âdeta bir (kriz ner-vöz) geçiriyorum. (Solitüd) beni büsbütün çıkacak. Taksim bahçe-
sine gidelim! dedL
Yürüdüler. Gişedeki adam uyku âa. Duhuliye vermeden girdiler Bahçede ervahilerden başka İçimseler yok. Nihayette» gübreler, nıo lozlar, süprüntüler yığılı bostanıu önündeki duvarın dibinde durup Kuzguncuk açıklarına akisleri vuran ayın gümüş pırıltılarına baktılar.
—Taksim meydanına kadar çıkalım mı Eco?
Topçu kışlasını, Tatımanagı geç mişlerdi. Sağ köşedeki ahşab, koskocaman binadan, Şantklerden Dili tik sesleri, oğultular taşıyordu.
Burası Umumî Harbden önce çatılmış (sirk) haline getirilmiş, bir aralık Kurddereli, Filiz Nurut-lah gibi Türk pehlivanlarile AvrupalI pehlivanlar maçlara girişmişler, her gece ağzına kadar dolmuş tu. Şimdi dans yeri olmuştu.
îstanbulu işgal eden itilâf kuvvetlerinin zabitleri, ııeferlerile terzi ve şapkacı çıraklığı eden Tarla-başılı, Tatavlalı Rum kokonaları; mağazalarda vandözlük yapan Ku-ledibilinin, Tozkoparanın Leh kırması Yahudi kızları IstrııPaılda yeni JHremeğe başlıya'j fokstrotlarla zıp’ayıp duruyorlar; (Fıör damur) (Bayader). gibi havalar
Bir kızı iğfalde» sanık «dt llkaıllı» soyununca erkek olııiîîdt^ı » nkeşıldı
Zonguldaktan bildiriliyor: — £• reğlide Nuriye Kirliayak adında 13 yaşlarında bir kız. polise müracaat ederek Mustafa, adında birinin kendisini iğfal ettiğini bildirmiştir. Emniyet memurları Müs tafayı derhal yakalamışlar ve her İkisini de muayeneye şevketmişler dir. Mustafa, doktorun karsısında böyle bir şeyden haberi olmadığı-nı söylemiş ve muayene için soyun mamakta ısrar etmiştir. Nihayet, ısrarların bir netice vermiyeceği-id anlayınca gömleğinin göğüs kısmını bir ânda parçahyarak göğ sünü açmış ve:' \
— Benim böyle bir şeyle alâkam olamaz. Olmasına da imkutı yoktur. Çünkü ben. iste.-buvunı.»
Demiştir. Doktor hic ummadığı bir manzara karşısında kalınca, hayli şaşırmıştır: Zira, görünüş Mustafanın da kadın olduğunu anlatmaktadır. Nitekim yapılan muayene neticesinde Mustafanın, 20 yaşında bir kadın olduğu katiyetle anlaşılmıştır.
Kadın «Mustafa nın asıl ismi kuazzez îşcidir. Ve küçük yaşın-dnnberi erkek elbisesi giydiği için onu herkes erkek bilmektedir.
Polis. Nuriye Kirliayak ile birlikte sahte «Mustafa- yi da savcılığa teslim etmiştir. ?
salasta boyuna tekrarlanıyordu. 3 M.plııca: g
— Haydi, biz de girelim! dedi. £ Eyvah, yanında para yok. OnarS kuruş antre vermek lâzım. Acelej-s le çıkarken çantasını evde unut-jj muş. Ecvedde olan da, iki kâğıdE 100 paralıkla üç köprü fişi. | Niyetleri kursakta kaldı. Hemenfj ters yüzü dönüp hızlı hızlı apart-a manı boyladılar. f
lyolım ki yeni kabineyi kurmak ödovi Şükrü Saraçoğlu-yaudeğıl de Hilmi Urana havale edildi, acaba eski İçişleri Bakanı vo 21 Temmuz seçimlerinde Halk Partisinin kurtarıcısı olan bu caL /caba nasıl bir kabine kurar ve kendishe yapacağım muhayyel mülakatta acaba bana neler söyler?
Evvolâ sayın Hilmi Uran kabine*♦* no muhakkak ki eski Balıkesir valisi Fazlı Güloç, İzmir valisi Şefik Soy er gibi bilhassa Temmuz seçimleri ura* sında şanlı altı ok çocuklarına In’tha-bı kazandırmakta himmet (!) ve seyret (!) feri geçmiş valileri behemehal sokar, öyle ya (C. H. P.) genel ujş-kan vekili Başbakan olunca meselâ Şefik Soyeri İçişleri Bakanlığına, Fazlı Güleç! de, ne bileyim, taraza Mitti E-ğitime pek âlâ getirebilir, öyle Genç nesilleri daha mektebde iken Cumhuriyet Halk Partisi adına avlamak, onları geleceğin imam bütün, yumruğu kuvvetli birer Halk Partili olarak yetiştirmek bir parti için az kazanç mıdır? Düşünün bir kere: Fazlı Güleçin himmeti ile binlerce rnekleb çocuğu müstakbel Halk Partili olarak yetiştiriliyor ve dişili, erkekli bu vatan yavrularına mekteb derelerinden başka:
1 — Seçim zaınaniarında haıkuı is (eğme rağmen bir partiye seçim.er nasıl kazandırılır?
2 — Oy sandıkları marifetleri ve tutanaklar marifetleri... Kabilinden dersler de okutuluyor. Hattâ bizzat kendisi Millî Eğitim Bakanı olduğuna göre Güleç bu acaib dersleri resmi programlara hilo ıdhal ettiriyor.
Oiğer taraftan Mnhiddln Baha
Pars da, eski bir öğretmen ve tecrübeli bir müfrit sıfatüe, mekteb ders leri arasına giren bu kitabları fahri-yen yazıyor ve hasılatını köylü sırtında teferrüçlar yaparken düşüp sakat kalmış emekli jandarma subay ve erlerine bir yardım olmak üzere tahsis ediyor.
Artık Bayar istediği kadar;
— Seçimlerde adli teminat isteriz! diye bağırsın, seçimlerde düzenbazlık bir nevi ilim, bilgi ve len sırasına Geçmiş olacağı için, Demokrat Parti ebediyen muhalefet mevkiinde kalıyor ve seçimleri Halk Partisi, mutod olduğu üzere, daima kazanryor, kuzam^or vo kazanıyor...
V
Sayın Uran Başbakan olduktan sonra beniinfe yapacağı muhayyel mülakatta da diyor ki:
— Partinin menfaati-namına Başbakanlık gibi ağır hır yükü yüktendim. Parti demek disiplin demektir, feragat demektir, çalışmak demektir. Madem kı memleket benden hizmet bekliyor, ben de büyüklerimin direktifine, küçüklerimin fedakârlığına ve altı oka güvenerek bu zor vc mos’uliyetll işi deruhte elmiş bulunuyorum.
— inşaailah muvaffak olursunuz o v fendim.
— (Kendi söylediğine bizzat kendisi de inanmadığını gösterir bir yumuşaklıkla)—Büyüklerin himmeti, Halk Partililerin gayreti ile muvaffak olacağımı umuyorum.
— Islahat hakkındaki tasavvurlarınız?
— Halk Partisi hükümetlerinin raatında ıslaha muhtaç bir cihet müyorum ki ıslahatla uğraşayım.
— Vergilerin ağırlığı, orman
ic-gör
O gecenin sabahı.. Yine bitişikR apartmanın saati, buçuğu vurdu.x Mehlika on beş yirmi dakikadanbe-J. ri uyanık. Yatağında bir taraftan^ bir tarafa dönüyor, gerinip duru-j? yor. Seslendi: 5
I w: — Eco, sekiz buçuk mu, dokuza buçuk mu?
— Gülter, yan pencereden kom-§uya sorsun!
— Böyle lâubaliliklerden vazge^ kuzum. Geçen gün sen de sordun. İsabet ki duydum da hemen (benim saatim tamirde, Ecvedinki de Modadaki evinde kalmış) dedimdi. O zamaııdanberi beş on kuruş tâ-mir parasını veremediler mi; kü-çükbeyde Kadıköyüne geçecek vapur parası bulamadı mı, demezler mi?
Halbuki, bitişiklerin saati on bu/ çuğu çalmıştı. O vakte kadar taze; de, delikanlılr da, Yemlihadaymış gibi deliksiz uyumuşlardı.
(Devamı var)
yolsuzlukları, irtikâb ve İrtişa rivayetleri?... -
— Hepsi yalan, hepsi uydurma. Bana inan Fıkracı: Sütün bunlar muhalefetin İktidarı elo geçirmek için savurduğu iftiralardır, bühtanlardır.
— Arpa ekmeği, şekersizlik hakkında» ne buyuracaksınız?
— Müşterek tehlike karşısında milletin birliği sayesinde bunlar unutulur.
— Yani?
—» Yani halk arpaya alışır, şoker yo-rine de meselâ bal istihlâk ederiz.
Ona da teşokkür edip ayrılıyorum.
FIKRACI
-K T ( v *
HAZİRAN 1948
1384
Rumi Mayıs
22
4
CUM A
Ruzı Hızır 30 - AY 6 -
Güneş öğle İkindi Akşam Yatsı İmsâk
1307
Hleri
Receb
Â6
Gün 156
Vasatı
S
5
13
17
20
22
2
D
23
12
12
36
36
15
S. I
8
4
8
12
2
6
53
36
37
00
40
1
h
I
f
. 4
L ı
/
SAYFAt
/
aktüallteler
I
ır*y
*
e-
1
V
Ankaraya gelmek üzere yola çıktı
Yeni Delhi: Ş (AP.) rr-Türkiyayo hareket etmek ü-zere bulunan Hüıdlstanın yeni Ankara büyük elçisi Di- | van Saman Lâl Associated j Prese’e verdiği demeçte ezcümle şunları söylemiştir!
«Hindistanla Türkiye arasında müşterek bir çok bag- , lar mevcuddur. Yakın tarih- I te geçirdiği safhalar itibari- I le bizimkine çok benzemekte I olan bir memlekete gitmek- i teyim. Türkiye de büyük bir I inkılâb geçirmiş ve lâik bir | devlet olmuştur. Biz de Tür- J kiyeye benzemek arzusunda- | yız. Türkiye modern bir dev- | let olmuştur. Biz de memle- | ketimizi modernleştirmeğe 1 çalışıyoruz. Bu itibarla şim- ( diye kadar ziyaret etmek 1 mazhariyetine maalesef na- | il olamadığım Türkiyede ken I dimi yabancı hissetmiyece- | ğim.» i
Yeni elçinin Haziran ayı I ortalarında Ankaraya var- « ması beklenilmektedir.
J
Rusyanın askerî kudreti
Avust^alyanm eski Moskova elçisi bunun ehemmiyetli olma-dağını söyledi
----o-----
Sdney: 3 (A.A.) — (Reuter) 1943 den 1946 ya kadar Avus-ralyanın Moskova elçiliğini yapan foseph Malony, Liberal Demokrat Birliğinde beyanatta bulunarak Rusyanın askerî bir kudret olarak ıhemmiyeti olmadığını söylemiştir.
Malony demiştir ki:
Büyük devletlerle vukubulacak j'.r karşılaşmada Sovyetlerin da-, anamıyacağına kanaatim vardır, ’ilhakika Ruslar gerek teknik ge-t k makine sahasındaki teehizat-aıı bakımından bizden çok geridirler.
Bununla beraber Rusya dünya-vı istilâ emeliyle mücadeleye mil-/ûiılarca insan atmaktan çekinmi-yerektir.
Rusyada bulunduğum iki sene zarfında halkın durumunun ilk iiinya harbinden evvelki durumun Jı a iyi olmadığına kanaat getirdim.
Anıerikadaki Rus çocukları naklediliyor
Nevyork: 3 (A.A.) — Burada bulunan Sovyet diplomat ve me-•nurları, okul çağında bulunan bü tün çocukların Rusyaya gönderilmesi hakkında Moskovadan veri-en emri dün icraya başlamışlardır. Bu iş üç ay zarfında bitirilecektir. Bu emrin, bahis konusu 105 çocuğun Amerikan Demokratik hayatı tesiri altında tından korkulduğu için zannedilmektedir.
7 yaşını geçen bütün
bu suretle ana ve babalarından ay yılmış olacaklardır.
Nevyorktaki Rus konsolos muavini bu konuda şunları söylemiştir:
Rus çocukları Nevyorkta tabiî i bir hayat sürmüyorlar. Bu çocuklar mektebe gidip diğer çocuklar-1 {ila bir kaç saat temas etmekte i-seler de, geri kalan zaman zarfında hep aileleriyle yalnız yaşamaktadırlar.
Kaçırıfan Yunanlı çocukların iadesi istendi
Atina, 3 (A.A.) — Afp): Munan hükümeti Bulgaristan, Rumanya, (Çekoslovakya, Yugoslavya ve Polonya Dışişleri Bakanlarına birer telgraf göndererek bu memleketler hükümetlerinden, topraklarında bulunan yahud sonradan götü-1 riilmüş olan Yunan çocuklarının derhal Yunanistana iadesi işinin kolaylaştırılmasını İstemiştir.
Yunan hükümeti, çocukların memlekete iadesi işinin teferruatı* m doğrudan doğruya müzakereler ’e halline hazır olduğunu bildirmiş • tir.
Yunan hükümeti, siyasî münasebetlerde bulunmadığı Arnavudluğa gönderi,1 mesi için telgrafın bir suretini Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine yollamıştır.
kalmala-verildiği
çocuklar
o
Londradaki 6 larjkonferansında Batı-Alman, yanın istikbali hakkında anlaşmaya varıldı Vaşingtonı 3 (A.A.) — (Reuter) — Dışişleri Bakanhğındaa dün beyanatta bulunarak Londrada topianan Altılar Konferansı esnasında batı Almanyanın istikbalini ilgilendiren esaslı noktaların hepsi üzerinde anlaşma husule gel diğl bildirilmiştir.
Vaşingtonda muvakkat olarak tavsif edilen bu anlaşmanın altı devlet hükümetlerine resmen tevdi edilinceye kadar gizil tutulacağı belirtilmektedir. Sözü geçen altı devlet İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda, Lüksenburg ve Birleşik Amerikadan ibarettir,
Alman birliğini Rusya da lestekliyeçekmlg
Borün: 3 (A.A.) — (L. P, S.)
Mareşal Sokolovsky dün akşam yaptığı bir demeçte Sovyetler Birliğinin Rus bölgesini Almanyanın diğer bölgelerinden ayırmak veya her hangi bir şeklide bu bölgeyi Rusyaya ilhak etmek düşüncesinde olmadığını söylemiş ve Rusya-
Kıbr ısa yığılan askerî birlikler
İngiltere askerlik çağındaki Yahudilerin Kıbrıs’dan ayrılmalarını yasak etti
Londra: 3 (AP.) — Ingiliz hükümetinin askerlik çağında ve sağ lam bedenli Yahudilerin Kıbrıstan Filistine gelmelerini yasak ettiği bugün Dışişleri Bakanlığı tarafından açıklanmıştır.
Bakanlık sözcüsüne göre, bu karar kabine tarafından verilmiş o-lup, yasak Yahudi ve Arablar tarafından kabul edilen 4 haftalık mütareke müddetince mer’i kalacaktır.
Ayni zamanda Bakanlığa men-sub iyi haber alan bir kaynağa göre, Kıbnsta, kamplarda tutulan 24.000 kadar Yahudinin çılcarabi-
Y ugosJavyadaki mecburî askerlik
Belgrad. 3 (A.A.) — (Reuter): Yugoslav hükümeti, memleketi har be hazır bulundurmak maksadile mecburî askerlik hizmetine okullar dan başlanmasını dün emretmiştir.
27 yaşından küçük olanlarla 7 yaşından aşağı çocukları bulunmı-yaıı kadınlar da askerliğe hazırlık derslerini takibe mecbur tutulacak lardır.
Gandinin katilleri
Yeni Delhi. 3 (AP.) — Gandhi-nin katli hâdisesile ilgili olarak tevkif edilen 9 şahsa bugün umumiyetle siyasî mahpuslara mahsus bazı imtiyazlar bahşedilmiştir.. Özel mahkeme heyetinin yeni bir kararile duruşmanın başlaması 22 hazirana tâlik edilmiştir.
Bununla beraber sanıklar yine 14 haziranda hazırlık tahkikatı ya pılmak üzere, mahkeme huzuruna çıkacaklardır.
f
[(S ün ün enteresan haberleri]
Kanadada büyük bir orman
yangını
■/( Torontoj Kanada, — Dün. geca şimalî Ontarlo ormanlarında büyük bir yangın çıkmıştır.
50 bin dönümlük bir arazi ataş t» çindedir. 800 kişi yangını söndürmeye çalışmaktadır .(A.P.)
Birleşmiş Milletlerdeki memurların muayenesi
★Lake Success — Birleşmiş
Milletler Kuruuuj kadrosunda
çalışan 2,900 kişi röntken mu ayeneslne tabi tutulftoaktü'. Sıhhat dairesi m®qıurlarıu lığı için buna lüzum görmüştür. Muayene 8 fyaçiran şalı ffU. nü başlayacak dört gün sürecektir. (A.P.\
Siyamda soygunculuk
★ Bangkok — Siyam polisi
12 Mayısta şehrin hava alanın dan Bangkoka taşınmakta, iken çalman 85Û kilogram külçe altını tamamll© meydana çıkararak müsadere etmiştir. Soygun culuk hâdisesi il© ilgili toshit edilen subay v® gümrükçüler K _____
Birleşmiş
t
A
nın bir Alman birliği fikrini destek Icdlğini beyan etmiştir.
Mareşal, Alman Halk Konseyinin Sovyet bölgesinde komünist taraftarı bir parti ihdası yolunda bir tedbir addedilmediğini İlâve etmiş ve Rusyanın doğu Almanya-da Demokratik seçimler yapılmasına mâni olmadığı veya bunlan gayrı tuuayyön bir zamana talik ettiği yolundaki haberleri yalanlamıştır.
General bundan başka toprak veya malikânelere bundan böyle ol konulmıyacağını beyan etmiştir,
«Kanunsuz» kararlar
Berlin: 3 (AP.) — Bugün Rus-!ar Almanyanın istikbaline dair Londrada cereyan eden 6 devlet konferansını şiddetle tenkid etmişler, görüşmeleri «kanunsuz» olarak vasıflandırmışlar ve bu konferans sırasında verilen kararların hükümsüz olduğunu ileri sürmüşlerdir.
Iecekleri karışıklıkları önlemek 1-çin uygun «askerî tedbirler» alınmıştır.
Basın muhabirlerinin bir sorusunu cevablandıran Bakanlık söâ-cüsü, Yahudi göçmenlerini mütareke müddetinde Kıbnsta alıkoymak kararının» tek taraflı» olarak verildiğini, yani bu hususta Birleşmiş Milletler Teşkilâtile görüşülmediğini, ancak Ingiliz hükft metinin kanaatince bu kararın a-teş kes müddeti sırasında savaşabilecek kuvvetleri Filistine sokûı^ mak hususundaki Birleşmiş Millet Ler takririne uygun olduğunu söy* Iemiştir.
Sözcüden sonra beyanatta bulunan Dışişleri Bakanlığına mensub yetkili şahsiyet de, Kıbrıs valisinin emrinde olağanüstü halleri karşılıyabilecek kadar askerî birlik bulunduğunu söylemiş ve man danm sona erdiği zaman Filistin-den Kıbrısa bir çok askeri birlikler nakledildiğini hatırlatmıştır.
Ingiliz, Kral ve Kraliçesi kaza atlattı
Londra, 3 (A.A.) — (Afp): At yarışları haftasının başlaması mü-nasebetile Epsom’a gitmekte olan Ingiltere Kral ve Kraliçesi iki dakika gecikme ile tribünlerine gitmişlerdir. Çok şiddetli ve âni bir fırtına yüzünden hükümdarların geçeceği yolun üzerine bir ağaç dev rilmiş ve otomobil biraz hasara uğramışsa da yaralanan olmamıştır. Mahallî makamla bu sebeble Kral ve Kraliçeyi başka bir yoldan geçirmek zorunda kalmışlardır.
Franz Lıszt’in
dahil, 20 kişi mevkuftur.
(A.P.) bestekâr Lisztin talebesi Öldü ■^Lizbon şon talebelerinden biri olan ta-
nınmış Portekizli pianist Viana da Mota bugün ölmüştür.
Viana da Moto, VVeimar’da İLiszt’in derslerini taklb etmişti. (A.A.)
Bir muhaceretin 100 üncü yıldönümü l!r!New-york — İsveç krah gıstaV’m torunu prens T^rtil vçç muhabirlerinin Missulvi vadimin© yprleşmeleriniu 100UA öü yılaöniltoü münasebetil© ya-İulaoak olan törenlerde hazır nıluhm^k üzere İsveç ileri ge-©nlerln^en mürekkep bir ha-yetl© bı'Hiktş dün öğleden son ra L& guardla hava meydanına inmiştir.
Başlıca tören 4 haziranda Chicago’da yapılacak, prens v© Amerika Cumhurbaşkanı birer nutuk söyleyeceklerdir.
(A.A,)’
Tahsin Coşkan ın Şaşkınlığı
(Baştarafı 1 incide) nı, daha iki gün evvel bir İstanbul gazetesine verdiği denıoçte ne sağoıhk ne de solculuk oereyanla-rina asla kapılmadığım söylemişlerdi. Acaba Mecliste heyecan n-₺TX.^,Bı«Cı2r«:|hesab'n* verebilirlerse versinler bire yeter
thi genel balkanının telâkkisi ile İMİ homahenktir, yok*a MoolleteH Malk Partili milletvekillerinin telâkki tarzları bir Ahenksizlik manzarası göstermektedir. Bu noktanın da aydınlanması çok yerinde olur.
öyle görülüyor ki Halk Partisinde devlet gemisini yürütmek İddiasında olanların sağ ve sol te-lâkklyetlerlnde bir ıttırad ve âhenk yok. Bu derece fikir ve ruhtan mahrum bir siyasi teşkilin nıuvaf-fakiyetslzllğe yuvarlanmasında taaccübü nıuclb olur?..,
A. Cemaleddin Saraçoğlu
Ankara cinayeti ------------o------
Eoludaki dâvaya bugün bakı’ıyor
/inkara, cinayeti kararının nak-gedilmesinden sonraki 5 inci celsesine yarın sabah Bolu ağırceza mahkemesinde devam edilecektir.
Yarınki celse, her iki sanık Haş met Orbay ile Reşid Mercanın, yeni baştan çekilecekleri sıkı bir sorgu ile çok mühim bir safhaya girecektir.
îstanbulda dinlenilen eski Ankara Emniyet Müdürlüğü şube müdürlerinden ve hâlen Adalar Emniyet âmiri Osman Nuri ve Zonguldak ile Bafra Cezaevinde bulunan 3 mahkûmun istinabe evrakı Bolu ağırceza mahkemesine gönderilmiştir.
Ancak yarınki celsede savcı esas hakkında hazırladığı mütaleasuu bildirmiyecektir. Zira Ankara avukatlarından Asım Ruacan ve Celâdet Cönkün istinabe evrakı gelmemiştir. Geçen sefer dinlenmiş olan Asım Ruacan, evvelce müvekkili olan, cinayetin en mühim görgü şa hidlerlnden Celâdet Conk'un kendisine mühim sırlar tevdi etmiş olduğunu, fakat avukatlık kanununa göre, Celâdet Conk'un muvafakati olmadan bunları açıklıyamı-yacağını bildirmiş ve şahadetten istinkâf etmiştir.
Mahkeme Celâdet Conk’un müsaadesi alınarak Asım Ruavanın bu mühim sırları ifşa etmesine karar vermişse de Ankara asliye ceza mahkemesi, her iki şahid de davetiye gönderdiği halde şahadet için gelmediklerinden bunların dinlenilmesi jçin haziranın 9 uncu gününü tâyin etmiştir.
Bu bakımdan yarınki mahkemede mütalea serdedilmeden başka kir güne bırakılacaktır.
Her iki taraf avukatları da mah kemeye gelmemişlerdir.
Mişelin “nişanlısı,,
Kopenhag, 3 (AP.) — Bugün saat 15.30 da Associated Press mu-habirile görüşen Prenses Anne de Bourbon Parma şunları .söylemiştir:
«Görüyorsunuz ki, Atinada değil Broedrehoej’deyim. Bahçede dolaşırken telefonun çaldığını işittim de onun için eve girdim. Söyllye-ceklerlmin hepsi bu kadardır. Güle güle.»
İngiliz tekaüt
îngilterede yapılan sun i el
★Londra — İngiliz tekaüt bakanlığı tarafından halen tec rübeleri yapılmakta olan bir sun’î el krallık cerrahî kolleji mensuplarını son derece hayret içinde bırakılmıştır. Bu sun’î el le daktilo ile yazı yazmak, «»te nogtfafi ile not tutmak, iğne toplamak, düğüm atmak, kapı açmak, bardak tutmak ve hattâ. çorap örmek ve golf kriket de dahil olmak üzere bütün oyunları oynamak mümkündür. (A.A.)
Amerikaya kabu1 edilecek muhacirler
iç Washüij'ton ■ - Avrupa memleketlerinden 200 bin muhacirin Amerika’ya kabulu hak kındaki tasan dün Ayan Mecli si tarafından kabul edilmiş, Mü messiller Meclisin© gönderilmiştir. (A.A.)
Yunanistan Arnavutlukla sulh yapmağa hazır
Ar Lake, Success alstan Arnavutlukla sulh anlaş
Yuna-
Hikmet Bayur’un mühim bir yazısı
| “Bugün iktidarda bulunanlar son 9-10 yılın
Ankara: 3 (Hususî) — Bugünkü Kudrette Hikmet Bayur, Başba kanın buğday ve toprak mahsul leri hakkındaki demeci ve 28 yılın hesabı, başlıklı makalesinde: «Baş bakanın son beyanatının da gözü kapalı olarak yapılması dolayıslle bundan bir hayır beklemenin aşın iyimserlik alacağını söylemekte ve makalesine şöyle devam etmektedir:
«Sevilmiyen ve kendisine güve-nilmiyen kimseler sırf mevkilerine yapışmaları ve bazı pek göze batan ve can yakan olaylar dola-yıslle içlerinden sanık duruma dü şenler haklarında tahkikat açılma ama bile razı olmamaları yüzünden hasıl olan manevî duruma hepimiz kurban olmaktayız. Bu sebeblerle bir çok işde olduğu gibi bu meselede de varlık içinde yokluk çekiyoruz. Onlar iş başından uzaklaştırılmadıkça ve içlerinden gerekenleri ceza görmedikçe bu böyle devam edecektir. Ne Başbakanın ne de kimsenin hiç bir lâfı bunu değiş tiremez, ve herkes bunun zararını
Orta ve Lise tahsilinin 5 yıla indirileceği doğru değil
Ankara: 3 (Hususî) — Ortaokul ve liselerin öğretim sürelerinin birleştirilerek bu suretle lise öğretim süresinin beş yıla indirileceği hakkında bazı gazetelerde çıkan haberler Millî Eğitim Bakanlığının ilgili mercilerince tekzib edilmekte ve Bakanlıkta bunun için hiç bir hazırlık yapılmadığı söylen mektedir.
Bu sencki tütün rekoltesi
Ankara: 3 (Hususî) — Bu se-neki tütün rekoltesi 100 milyon küsur kilodur. Karadeniz Marmara ve Doğu Anadolu piyasalarında satışlara normal olarak devam edilmektedir. Ege piyasasında da kalitesi düşük olan tütünlerin satışlarına peyderpey devam edilmek tedir. Satışların Ekim ayı nihayetine kadar devanı edeceği tahmin edilmektedir. Eğede yeni mahsul için ekime başlanmıştır.
—
İstanbul, Galata, Kadıköy, Pangaltı, İzmir, (Karşıyaka, - Çarşıiçi,) Adana, İskenderun
Ankara (Anafartalar, Yenişehir). '
Şubelerimiz daima emrinlz-dedlr.
Bugün de
4 Haziran 1948
Bursa Şubemiz
hizmete giriyor
YAPI ve KREDİ BANKASI
ması için müzakereye hazu* ol- t duğunu dün resmen Birleşmiş l Milletlere bildirmiştir. ı
Arnavutluk 1940"da İtalya ? ile beraber Yunanistana karşı ' harb açmıştır. (
(A.A.) I
Rus dcnizallısı zannedilen l Amerikan denizaltısı (
★ Washington — Mümessil ( ler meclisinin dünkü toplantı- ? sında Cumhuriyetçi âzadan ? Hugh Jr. «Çarp» isimli Ameri- | kan denizal tısının Kaliforniya ) de San Diego açıklarında Rus 1 denizaltısı zannedilerek bir A- 1 merikaıı tayyaresi tarafından J bombardıman edildiğini iddia v etmiştir. k
Deniz hareketleri başkan ( yardımcısı Visamiral Arthur i Bradford buııun doğru olmadı i gını bildirmiştir. Bradford’un & verdiği izahata göre, vakıa «C | rap» mürettebatından bir as- l ker bundan bir buçuk ay evvel ft bombardıman edildikle» mi a- ( ilesine yolladığı bir mektubun ? da haber vermişse de yapılan ? tahkikat böyle bir hadise olma ) (lığını meydana koymuştur. 5 (A.P.) )
»I çekecektir. Ankarada günlerdenbe ri çalkanan 29 tarihli Demokrat İzmir gazetesinde çıkan ve bu satırları yazdığımız 2 Haziranda hâlâ yalanlanmıyan Başbakanın 2.500 liraya mal olan va Sayıştay-ca tasdik edilmek istenmiyen 8 kişilik ziyafet hikâyesi de ne güven arttırıcı ne de bay Haşan Sakanın devlet adamı vasıflarıyla halk efkârına verdiği önemi belirtici olmasa gerek.»
Hikmet Bayur bundan sonra dünkü Ulusun 28 yılın hesabı başlıklı makalesine temas ederek şöy le demektedir:
«Dünkü Ulus gazetesinin başya zarı C. H. Partisi 28 yıllık idarenin hesabını vermiye hazırdır diyor. O devrenin 919 dan 938 e kadar giden kısmının hesabını, bü yük bir ölü Türk, ulusuna ve bütün dünyaya karşı vermiştir. Bunu anlamak için bıraktığı esere bakmak yeter. Bu günküler son 9-10 yılın hesabını verebilirlerse versinler. î
Seçim tasarısı hakkında C.H.P. nın görüşü
Ankara: 3 (Hususi) — C. H. P. Meclis Gru punda incelenecek olan yeni seçim kanunu ve memurin muhakemat kanunları tadilâtında seçim kurulları başkanlıklarının i-dare âmirlerinden alınarak beledi ye başkanlanna bırakıldığı ve bu suretle idare âmirlerinin baskısın dan seçimlerin masun bulundurulduğu esbabı mucibe olarak ileri sü rülmektedir. İktidar partisinin bu görüş tarzına mukabil Demokrat Parti mahfilleri bu hususta çok bedbin davranmakta ve ekseri belediye başkanlarının iktidar partisine mensub olduğu ileri sürülerek mazbataların tasdiki işinin büsbütün suiistimallere yol açacağı ileri sürülmektedir.
«Yılın Afişi» müsabakası
Ankara: 3 (Hususî) — Birleşmiş Milletler teşkilâtı haberleşme bürosu geçen yıl olduğu gibi bu yıl da bir ' Yılın Afişi müsabakası tertib etmiştir. Müsabakaya Türkiyeden de üç afiş gönderilecektir.
Karne ile şeker tevziatı hakkında (Başturufı 1 incide) hazırlıklara başlandığını dün yazmıştık.
Vali ve belediye reisi Lûtfi Kırda r, şeker tevzii hakkında ve belediyece alınan tedbirler üzerinde dün basına beyanatta bulunarak şunları söylemiştir:
«Bugünkü şeker durumu normal istihlâki 10 misli aşan mubayaaların piyasada yarattığı sun’î bir buhran sonucudur. Son on beş gün içinde piyasaya verdiğimiz şekerin mübayaasında menfi propagandaların tesirlerini gördük. Bu se-teble haziran kontenjanının fiş ile tevzii kararlaştırıldı. Karneler muh tarlıklarca düzenlenen bordrolarla tevzi edilecektir.
1 Haziran 1948 ayı için Ekonomi Eakanlığınca İlimize 200 ton şeker tahsis edilmiştir. îstanbuluıı gecen sene ayni ay içindeki sarfiyatı 1700 tondur. Bu hesaba göre bize tahsis edilen mikdar normal ihtiyaçtan 300 ton fazladır. Şeker nüfus başına 1.5 kilo verilecektir.
Bu ortalama, her evin ihtiyacına tekabül eden mikdardır.
2
lan diğer hususî müessese ve imalâthaneler muayyen gruplara ayrılmış ve bu grupların ihtiyacı için yetkili merciler tâyin edilmiştir.
A — Resmî ve hususî lıastaha-neler, Belediye Sağlık îşleri Müdürlüğüne,
B — Resmî ve hususî okullar İstanbul Millî Eğitim Müdürlüğüne,
C — Hayar ve Yardım Müessese leri. Vilâyet Sağlık ve Sosyal Yar dun Müdürlüğüne,
Ç — Müesseslerdeki işçi istihkakları için bölge Çalışma Müdürlüğüne,
E — Hususî müessese, daire ve klüb, kantin ve tabildot ihtiyaçları için Belediye tktısad işleri Müdürlüğüne,
F — Devlet müesseseleri imalât ihtiyaçları için Belediye îktısad işleri Müdürlüğüne,
G — Askerî birlikler kantin vo tabildot ihtiyaçları için İstanbul Merkez Komutanlığına,
H — Bllûmııın imalâthane, fabrikalar ve tarifeye tâbi yerler alâ-kah ticaret ve sanayi odasile Esnaf odası umumî kâtibliklerine, mii racnat ederek verilecek ihtiyaç bc-1 «rprile seker alacaklardır.»
Halk ihtiyacı dışında ka-
ı
i
B
de hakan memurla# atılan bu O. H.
ta* te-ya-ik-dâ-iû-
trtikâb ve irtişa
©İki haklı ve belki olarak, alelûmum hakkında ortaya
Çirkin mevzu yine dünkü Grupunda bahsedilmiş ve bazı hatib* ler, hükümet ve memurlar için ileri, geri sözlor söylemişlerdir.
Velev siyasi makeadla, ekseriyet partisine hüoum vesilesi yapmak üzo* rö ara 8lr«» memurların Irtlkâb ve ir-l’iasından bahsedilmesi, şeref ve hay* Biyelini bilerek kendisine mevdu âm-»no hizmetini namusk^r bir niyet ila Ha eden bir vatandaş memuru pek haklı olarak ne kadar renoide edecek bir durumdur.
Her hanfii parti veya her hangi hükümet olursa olsun, bahusus siya* si hakkını istimal edecek memur ordu* su hakkında, kendi parti siyaseti namına buna müsaade etmemelidir. Fakat bu taktikten evvel, binnetice maddî ve manevî mes’uliyetini kabul et* miş, kendisi ile işlerinde teşriki mesai eylemi? iş arkadaşlarına kalb kı* rıcı ve yüz kızartıcı tarizlor, hücumlar yaptırtmamalıdır.
Memurların hizmet ettiği hükümet terinden bekledikleri himaye, pek bii, umumi hürriyetlerin takyidini mln edecek kanunlar ile olmaz. Ve hud Mecliste veya Grupta, kendi tidarı zamanında, mal beyanaına det edilecek bir hâdise olmadığını dia etmek de kifayet etmez.
Hem devlet için, hem hükümet için, hem ekseriyet partisi için ve hem de bilhassa, haksız yere hakkında dedikodu yapılan namuslu memur için baş vurulacak yegâne çare her memurun tercümeı halinde mal beyanı bulunmasıdır.
Bu mal beyannamesinde gerek ken* dişinin ve gerek baba ve anasının ve gerek zevcesinin servetlerinin ve yaşa yış tarzlarının menbalarını göstermelidir ve her tahavvül vukuunda, tebeddülü gösteren zoyl beyanname aslına iliştirilmelidir.
Ne için, bugünkü kanunun derpiş ettiği gibi, beyanname almak yalnız irtikâb veya rüşvet maznunları ile şeriklerinden istenilsin?
Tahsilini, takdirnamelerini, mahkûmiyetini gösteren teroümei hallerin bir sayfası da memurun servetini vo yaşama menbaını göstersin.
Büyük Millet Meclisi hükümeti zamanındaki bir Dahiliye Vekili, memur tercümei halinin tam ve mükemmel şekilde her şeyi ihtiva eden hattâ memurun Casıer judiciaire'yinl içine alan bir hayat gösterioisi olmasını derpiş etmiş ve bu hususta bir de nümuno hazırlamıştı.
Vekil değişince, her gibi, bu yerinde karar gitti.x
Mal beyanı yapmak,
ref ve haysiyetini rencide edecek bir vaziyet midir ki, hükümet bunu tamim etmekte tereddüd göstermektedir?
Bilâkis, haksız dedikodulara mevzu teşkil etmemek şerefile oynanmamak için, memur, bunu seve seve verir.
Bugünkü kanunun eksik bir tarafı da, beyanname vermesi istenilen mıırlardan, yalnız zevcesinin malî ziyeti, sorulmakta, ana ve babası, (leşi, dayısı, kocası fona niyetle
reket eden bir memur için, cürüm şeriki olamaz mı?
İrtikâp ve irtişaya, sebebiyet veren en büyük âmilin biri de, kanunlarımızın maatteessüf fazla elastikiyetidir.
Memurun müsbet veya menfi anlayışına müsald olnuyan vazıh ve açık yazılmış kanun olsa, iş sahibi bu vaziyet karşısında, memuru dalâlete sev ketınek mecburiyetinde kalır mı?...
Köylüden en münevver iş adamına kadar şikâyet edilen irtikâb ve irtişadan kurtulmak için:
1 — Horkesin yemin şeklinde anlayacağı açık ibareli kanun.
2 — Memurun, her vaziyetini açık gösteren bir teroümeihal cüzdanı.
Ve İllâ.—
vakit olduğu da, unutuldu
memurun şe-
me-va-kar ha-
İDARECİ
İdam cezası
Cezanın te klif i
—o------
kaldırılması reddolundu
—o—
(AA.) — (Afp);
edilmiş
' Londra, 3
Lor di ar kamarası, daha önce vam kamarasınca kabul ve îugilterede beş yıl müddetle i-, dam cezasını kaldıran kanunu dün akşam 28 e karşı 181 oyla reddetmiştir.
Avam kamarası bu mesele üzerindeki görüşünde muhtemel olarak ısrar edeceğine göre saylavlarla Lordlar arasında bir anlaşmazlık başlamış gibidir.
Esasen, Avam kamarasının bu tasarıyı kabul etmesi üzerine İrilen idama mahkûm bulunan mahpuslar kendiliğinden affedilmiş olmaktadırlar.
la
SAVFAî «
O
Lülehurgazı» itfaiye ve doktor ihtiyacı
| 3500 haneli ve 13.000 nüfuslu
şehirde bir itfaiye yok. Bele-diyenin fıkaralara ayrılmış
( bir tnuayone odası da mevcud
( değildir. Yaralanma valtfala-
rında hastalar Çorluya S
gönderiliyor. t
—o—
Lüleburgaz (Hususî) — Kasabamız 3500 haneli ve Trakyamn en önemli bir kasabasıdır, belediya teşkilâtımız vardır. Fakat bu teş« kiiâtı şimd^ e kadar idare edenler heı nedense amme hizmetini yay mz imâr bakımından tedkik etmiş ve bu yoldan yürümüştür. Halbuki kasabada itfaiye teşkilâtı yoktur, ■tekdir edilen bu imâl' keyfiyeti bu noksan karşısında daima sıııtmak-tadır. Zira yapılan bu imârın ileride Allah saklasın itfaiye teşkilâtı bulunmaması dolayısile bir günde mahv ve heder olmıyacağına bizi kim inandırabilir? |
Yine kasabamızda * tahminen 13.000 kadaı- nüfus mevcud olduğu halde bu nüfus arasında zuhur e-öcn hastalıkları ve hastaları kar-şılıyacak belediyemizin ne bir mu* pyene odası, ne de bu hususta ayrılmış bir doktoru yoktur. Bununla beraber herhangi bir yaralama, yanma vesaire gibi âcil vakıalarda kasaamızda mevcud olmayıp ta Çorluda buhınan hastahaneye nak' ’lcdecck bir arabası dahi yoktur. Bunlar halk için belediyenin yapa-. cağı âmme hizmeti mevzuunda i-mâi’dan daha öne gelen vazifeler-, den olduğuna şübhe edilemez. Bulun düzenlenmesi ve ihtiyacın kar şılanması icabeder. '
Keza gün geçtikçe kasabada ar» tn gelmekte olan (Verem) hastalığını önliyebilmek için bu hastaları tedavi ve mümkün olduğu kadar tehvin edecek bir verem dispanseri ve dokto r gibi vasıtalardan kasabamız tamamen mahrumdur.
Bunların da vamlmam işinin ilk plânda eöz önünde tutularak ge-Tfktendirilmesini yeni belediye baş kanımızdan bekindiğimiz en zarurî w kat’î hareketler mevanında okbığurdan bunların bir an evvel yapılmış olduğunu görmek tizleri çok memnun edecektir.
----------o----------
C. E.K. Eşya piyangosu çsksldi
------o------
Kazanan numaralan ve nkan ik-ramiyelerile strasile bildiriyoruz
T E N î SABAH
HAZİRAN .948
Af
Al
1
Son günlerde had safhaya gren h Ikın şeker ihtiyacı karaborsacıların elinde oyuncak oldu. 500,000 nüfuslu olan Balıkesir havalisinde de karaborsa çalışıyor
Balıkesir (Hususî) — 5 giindür fevkalâde faaliyette bulunan karaborsada kilosu 200 kuruştan şeker satıldığı söylenmektedir.
500 bin nüfuslu Balıkesir ilinin tahsis edilen 130 ton şekerle katiyen tatmin olunamayacağı aşikârdır Mahalle bakkalları eliyle insan başına yarım kilo veriloceği kararlaştığına nazaran, etrafta mevcud tüyüz) illetinin şekersizlilc yüzünden daha ziyade arttığına şahid olacağımız şübhesizdir. Bazı ilçelerimi* ze ayrılan mikdar gelmiş ve mu-temedleri tarafından alınmıştır.
Dün sabah belediye başkanı Muammer Yasanın başkanlığında toplanan dağıtma komisyonu evlere, tatlıcılara ve müesseselere verilecek şeker mikdarını tesbit ettikten sonra, halka da yarımşar kilo ve-
rilmesini kararlaştırmıştır.
Her ferdi, bilhassa çocuklu aileleri pek sıkıntıda bırakacak olan bu mikdar yüzünden kahrolası karaborsanın daha bir hayli faaliyette kalacağı tahmin edilmektedir.
Halk, şeker diye kıvranırken, şehir içinde 400 kadar kahvenin hiç buhran yokmuş gibi şeker sar federeli işlerine devam etmeleri ve bazılarının da kilosunu 200 den aldıklarını söylemeleri ve bazı gazozcuların kasada 10 kuruş şeker zammı yapmaları, karaborsanın na sil işlediğine delil değil midir?
500 bin nüfusa 130 ton şekerin yetmiyeceğini pek iyi bilen kimselerin bu mikdarı imkân nisbetiıı-de arttırmaya çalışmalarını bekliyoruz.
Bergama Kermesi eğlenceli geçdi
Ecrgama Kermes münasebetile görmediği günlerden birini yaşamdı. Üç giin üç gece devam eden eğlenceler davetlilerin neş’eli günler geçirmelerine vesile oldu.
( Hususî ) —
Adnan Bilget bil-
Mersin (Hususî) — 3172 bisiklet, ÎS02 kol asati. 063 bohça, 696 işlemeli torba, 2323 işlemeli yastık 3074 patiska, 0575 jorjet, 1104 kumaş. 01-45 ipekli, 1186 ipekli, 4522 maroken, 3794 ipekli, 3264 i-pekli pike, 4871 lâcivert emprime, 4109 amber saten, 5122 nefti ipekli. 3731 beyaz poşu. 2139 siyah po*| şu. 2351 nefti maroken, 5286 yeşil İpekli, 2119 gümüş kiipc, 679 sigaralık, 2885 bebek önlüğü, 28Q3 diş fırçası mahfazalı. 29Q7 kuLno, 717 ipekli, 5841 martılı yastık, 3779 atlas resimlik, 4552 poşu işlemeli, 3454 bebek elbisesi, 3792 basma, 1672 markizet, 4434 tisör, 2663 i-Vîekli. 3866 ipekli pike, 5905 ipekli, 3146 ipekli, 3125 pike. 5745 ipekli
4568 saten, 4835 poşu, 1165 poşu 452S poşu, 5520 maroken. 2310 s*?h pu örtüsü, 1313 gümüş yüksük, 5101 tuzluk, 2160 bebek ceketi,1 52?î» medenî tabak, 5470 kutno.
Son rakam 539 olan numara*, lar erkek çorabı son üç rakamı 862 ! olan mm ralar mendil, son 3 rakamı 761 olan numaarlar kadın m^n-d li. son 3 rakamı 800 olan numa-rni:»r sehpa örtüsü, son 3 rakamı 4; I olan numaralar iğne oyası, son 2 ) p - .»mı öl ile nihayet bulan numaranı r kokulu «abun, son 2 rakamı 22 ile nihayet bulan numaralar diş macunu kazanmışlardır.
--------------o------ Kandıra ele trik fabrikası nin temeli törenle atıldı
Kandıra (Hususî) — Birlac; ayda nheri maha^in toprak vaziyeti, nir çürük olmasından dolayı hir tiirlii bina temeli tutturulmıyan £-teldrik fabrikasının temeli tören ic atılmış ve' bir de kurban kesil-ınjştir. Kaza kaymakamının ve E-lc-ktrik şirketi mümessillerinin bulunduğu bu toplantıya balk memnuniyet göstermiştir.
9
Bergama: Arkadaşımız diriyor:
Bundan 20 asır önce sinesinde muhteşem bir tarih yaratmış olan Antıksite Bergama 36 saatten beri ayaktadır. Bu küçük, fakat dikkatli ve enerjik şehir, bugünde bütün ege şehirleri a-rasında en başta olmanın verdi ği gururla âdeta bir tarih kitabının sahifelerini çevirir gibi ma ziden muhtelif devirleri yaşamakta ve yaşatmaktadır. Eskü lap tiyatrosunda oynanan Elekt ra terajedisi, -harpten sonra Bergama tiyatrolarında klâsikler oynanacak» tır işaretine dev letin değil, BergamalIların ilk adımıdır.
Nedense Bergama kermesle rinde henüz devlet konservatu-varııım tiyatro bölümü görün-memiştir.
Bergama henüz bir geceyi uy kuşuz geçirdikten ve müze salonlarında, tam 20 aşırın muhtelif devirlerini canlandıran Ar keolojik eserlerin yanı başında yeni bii" neslin, millî kıyafetler giyinerek tertip ettiği baloda sabahı bulduktan sonragözlerini kırpmak lüzumunu hissetmemiş tir.
Sabahın sekizinde Antikiteler gezisi başlamıştı. Akropola çıkan binlerce insan öğle zamanına kadar Bergamanııı binlerce senelik hayatını gözleriyle mevcut esefleriyle takip etmişlerdir.
Öte yandan ayni saatlerde bü yük sahada cirit ve Cop oynanmıştır. Anadolu delikanlıların dan ciridi tanımıyan, at üzerinde cirid savurmıyan varmıdır. bilmiyorum. Fakat bu tarihi ve Millî spor yavaş yavaş inkiraza doğru giderken Bergamanın ya ğız delikanlıları Bergama kerme sinde ciride ve Copa geniş bir yer vermişlerdir.
Kermesin en garip vesıfların dan biri halk eğlencelerine, halk spor ve oyunlarına geniş ölçüde yer verişidir. Bugün saat 17 de kermes alanında toplu kermes şenlikleri başlamıştır.
MİLLİ OYUNLAR
Bundan sonrayüzleıce yağız delikanlı sahada yerlerini alarak Bengi ve dağlı oyunlariyle Zeybek oynamışlardır. Gerek Bengi, gerek dağlı oynanırken artık yaşını ve devrini doldur-başlamış olan 65 yaşında andık efe ile arkadaşlarının ı vrak, itinalı vucütleriyle şenlik sahasını çevirmiş olan binler cc meraklıya yaşatmış oldukları heyecanlı ve zevkli dakikalar elbette ki tarihe geçecektir.
Kermeste hazır bulunan Ame rikalı iki kadın Benginin harikü lâde ahengine kendilerini kaptır diktan sonra Sandık efe ile arka duşlarının etrafını sarmışlar ve bu Türk millî oyunlarım oynıyan larla birlikte fotoğraflar çektirmişlerdir.
1 Kermes pazartesi günü de de vam edecek ve Kozak, çam orma Dinda oyunlar oynanacaktır.
var
Biz yılda bir kaç gün de olsa bu bayramın sevincini yaşamak la, millî sporlarımızı, tarihi an la, millî sporlarımızı, tarihi an ailelerimizi, atıcılık, binicilik vel hasıl geçmişin kalın perdeleri arkasında kalan Türk şahameti ni ve kudretini burada tekrarla makla övünüyoruz.
Bugün neşe ve gurur elbisesi ne bürünerek karşımızda duran kermesin çeşitli yönlerinden fay dası vardır.
Bir defa burada güzel berga-manın tarihî verlığı Türk ve ya bancı bütün bir âleme yayılıyor yani, şehrin Türk olduğuna dair propogondası yapılıyor. Kermese gelen gezicilerin bıraktığı paralarla şehrin kısmen olsun ikdısaden kalkınmasına" yardım ediliyor, kermes vasıtasile şehir ve çevresinin adet, kıyafet, raks, müziği ve spor gibi folklor bakımından zengin ve incele meğe değer kıymetleri yaşatılıyor, ve nihayet burada şehirli ile köylümüz yan yana kalp kal be bulunarak Türkiyemiz için de kuvvetlidir bütün ve tek bir
lık oluyor. îste kermesin iç var lığının ve hakikî mânasının desi budur.
Sayın dinleyiciler; bir zaman lar zenginliği, kudreti kıskanılan Bergama, devrinin en parlak medeniyetini kurmuş en yük sek eserlerini yaratmıştır.
O baş döndürücü Anfilerinde on binlerce seyirci alan tiyat rolarında, binlerce yıl önce neşenin ve ızdırabın eserleri oy nandı. Halkın güzellik ihtiyacı giderildi, bilgisi arttırıldı. O zamanlar eşine küçük asyada ve ne de diğer eski va medenî şehir lerin hemen hiç birisinde bulun mıyan sağlık yurtları, hastaha-neler burada yapıldı.
Biz bugün bu büyük eserlerin ayakta kalan harabeleri önünde bile hayret ediyoruz. Sayısız ca mileriyle mescitleriyle Selçuk ve Türk mimari tarzının şah es» le rinide sinesinde toplayan Berga ma; bize her devirde yüksek bir sosyal hayat yaşadığını ispat et mektedir.
Bugün burada kalkaniyle, cırı diyle, zeybeklerimizin nararları nı işiteceğiz. Yaşayacağımız he yecan, duyacağımız gurur ve ö-vünme hissi, ileriye olan güveni mizi arttıracak ve bizim daha i-leride ve daha büyük medeniyet ler kurma, eserler yaratma az mimizi kamçılayacaktır.
Kerrnet hepinize kutlu olsun."
Adnan Bilgd -----------------o----------- Kandırada D. P. pehlivan güreşi tertibattı
Kandıra (Hususî) — Kazamız Demokrat Parti İlçe ldaro kurulu tarafından parti yararına tertib edilen büyük pehlivan güreşleri pazar günü Namazgâh çayırında yapılacaktır. Ayni gün güreşlerde D. P. milletvekilleri de davet edilmiştir. Güreşler öaümüzde Dazar eünil yapılacaktır.
ifa-
Lüleburgaz da tamamlanmı-an kabrisytan -------------o--------- Sflbıfc Belediye Başkanı zamanında ağaçlar dikilmeğe başlanmış kabristan mâmur bir hale getirilmek: te idi. Duvarları yarım kalan şehir mezarlığı bakımsız bir halde
—----o------
Lüleburgaz (Hususî) — Bir çok şehir kasaba ve hattâ köylerimizin kısmı küllisinde ölülerimize hürmet için kabristanların muhafazasına itina edildiği ve fazla e-hemmiyet verildiği görülmekle beraber haricden gelenlerin rivayetlerine nazaran ecnebiler bile mezarlıklarına son derecede riayetkar ve önem vermiş oldukları herhangi bir ecnebi şehre girildiği za-j man mezarlıklarının güzel ağaclar la ve kokulu çiçeklerle süslendiği ve tertib edilmiş bulunduğu dört tarafları da kârgir duvarlarla ve demir parmaklıklarla örlftldüğünü söylemektedirler.
Bizim Lüleburgazın Taşköprü mtvkiindeki mezarlık vaktile bakımsızlık yüzünden kalarak kabristanlığın içinde bütün hayvanatın gezmesi maalesef kabristanı yol haline getirmiştir.
Fırsat düştükçe vücuda getirdiği nafi hizmetlerinden bahsetmek mecburiyeti karşısında bulunduğu muz eski belediye başkanı Kemal Çerman 1946 senesi büdcesine bu maksadla sarfedilmek üzere koydurmuş olduğu tahsisatla kabristanlığın bir hayli akşamını tuğla duvarlarla çevirtmiş ve etrafı da mükemmel çimento sıvası yaptırmıştır.
Bu suretle kabristan içüıe ağaçlar dikilmeğe başlandığı sırada duvarlar bitmemiş faaliyette burada kalmıştır.
Sabık başkanın ve mesai arkadaşlarının büyük azim ve gayretle-rik birçok kısımları ikmal edilen bu kabristana yeni baştan İsmail Baydar ve mesai arkadaşlarının önem vermesini Lüleburgaz haikı sabırsızlıkla beklemektedir.
—------o-------
Lüleburgazda bir batında üç çocuk
------------
Fakat çocuklardan biri-si fakırl.'iı yüzünden yaşıyamadı. Burada Ç. E. K. nun acele yardımı bekleniyor
I —
Lüleburgaz (Hususî) — İlçemizin Büyük Karıştıran bucağına bağlı Kayabeyli köyünde oturan göçmenlerden Hüseyin karısı 3G yaşlrında Şahsine Bahar 24-5-948 cumartesi günü bir batında hepsi eıkek olmak üzere üç çocuk doğurmuş ve bu yavrulara Haşan, Hü-sıfîn ve Yusuf isimleri verilmiştir.
Çok fakir bulunan ve bu üç çocuğun birden yaşamasını Bağlıyacak vasıtalardan mahrum olan bu ailenin sevinci ancak iki gün kadar devam etmiş, yavrulardan en küçüğü Yusuf 31-5-947 pazartesi günü ölmüştür.
Diğerlerinin yaşama vasıtalarından mahrum kalmaması için beş çocuk babası Hüseyin Bahara Çocuk Esirgeme, diğer hayır cemiyetlerin gereken yardımı acilen yapmalarını bekliyoruz.
Alaçatıda marangoz ve demirci kursları sergisi
Alaçatı (Hususî) — Bu yıl Ala-çatıda muvaffakiyetle çalışan ma rangoz ve demircilik kurslarının sergisi büyük bir kalabalığın önün de Alaçatı belediye başkanı ve • Mithatpaşa Sanat okulu müdürünün nutuklarile açılmış ve kursu bitiren öğrencilere Çeşme kaymakamı tarafından şahadetnameleri verilmiştir. Sergiyi gezen halk ve misafirler başarılı çalışmalarından dolayı öğretmen ve öğrencileri teb rik etmişlerdir.
5
liraya
1OOOOO
Hra
Kazanmanın fevkalâde bir şey olduğunu kabul ediyorsunuz da
Cebinizde
neden bir
Millî Piyango
bileti bulundurmuyorsunuz
Filisfindeki Muharebelerde Bilfiil Hazır Bulunan
bu
rmı
.(
h
4
t -fcl
Arablarla Yahudiler mütareke akdetmeği kabul ettileı Bugün askerî harekât durmuştur. Fakat Kudüs, bir
husumet denizi içinde boğulmuş ölü bir şehre benziyor.
s
ateş açan topçular şehri cehenneme çevirmişlerdi. Limana yakın yerlerde Yahudi Komandoları, în-gilizler tarafından, terkedilen mevkileri işgal ettiler. A.rablann kay bı büyüktür: (400) ölü...
Bir Arab, bana, Lübnan Emiri-nin kral Abdullahın nezdinde misafir olduğunu söyledi. Acaba bu, yeni ve müşterek bir Arab hücumuna aid bir başlangıcın işareti mi?
25 Absan — Dünden itibaren Ku düs, askerî harekâta sahne olmuştur. İnisiativi »ellerinden bırakmı-yan Yahudiler, Şeyh Cerrah mahallesine hücum ettiler. Ben, bulunduğum yerden otomatik silâh-lan? ve lîavan toplarının gürültü «ünü işitiyorum.
27 Nisan — 8 günlük askerî harekâtın bilançosu şudur: Her yan dan kuşatılmış olan Fevzi Beyin ordusu ricat halindedir.
Şimalde, Yahudiler Tiberiâ® havalisini temizlemek suretile ilk taarruz hedeflerine «ulaşmışlardır.
Doğuda, Yahudi kuvvetleri, Ma-verai Ürdün hududuna varmışlardır. Batıda, ingilizlerin çekilmesin den sonra sahil kontrolü tamamile Yahudilerin eline geçecektir.
29 Nisan — Son günlerde bir çok yabancılar, banka gişelerine hücum ediyorlar. Geçen gün, «Fo-veingn Office» memurlarından biri 100 e yakın bir Arab grupunun hücuma geçmeğe hazırlandığı bir sırada Berclay’s Bank’dan çıkıyor du. Bu memur, soğukkanlılığını
I
Bununla burada, hakikî vaziyet bazı siyasî hâdiselere gö-almaktadır.
bir kaynaktan öğreniyo-
ürekli bombardımanların sokak savaşlarının, top ve ateşin ortasında, ne Yahudi, ne Arab, hattâ ne İngiliz
olmıyan tarafsız bir miişahid, Ku-düste cereyan eden muharebelerde, bilfiil bulunmak istemiştir.
Bu müşahidin, dercettiğimiz, gii nü gününe kaleme aldığı notlar, Filistin savaşının nasıl bir inkişaf seyri takib etmiş olduğuna dair bize bir fiJkir vermesi halamından hayli faydalı bir kaynaktır. Hele Filistindeki kanlı çatışmalar sırasında her türlü muhaberenin kesilmiş olması, bu notlara ayrıca büyük bir ehemmiyet kazandırmak tadır.
5 Nisan — Fevzi Bey, büyük A-rab müfettişinin teşvikile ilk hücumlarına geçmiştir. Yahudiler de en ufak bir endişe bile sezilmiyor. Yahudi ordularına hücum emrinin verildiği herkesin malûmudur. Ya hudilerin ilk hamlede, Suriyedcn sızmaları beklenen Arabların askeri harekâtına mani olmak için Tiberiad istikametinde, şimalden taarruza geçmeleri kuvvetle muhtemeldir.
Mandanın hitamına daha (40) gün var. Yahudilerin gayesi, bu müddet zarfında iyice hazırlanmak ve 41 inci günün sabahında Yahudi devletini kurmaktır.
9 Nisan — İngiliz hükümet a-damlan, birbiri ardından Kudiisü terkediyorlar. Bunların arasında öyleleri var ki (30) yıldanberi ayni yerde çalışmaktadırlar. îşte şim di arkalarında bir takım münhal memuriyetler bırakıp gidiyorlar.
14 Nisan — Şübhe yok ki yakın da, alevlenecek olan siyasî cidal, daha az ehemmiyetli hâdiselere ga lebe çalacaktır. Gitgide Filistindeki iç savaş, İspanya iç savaşma benzemeğe başlamıştır, beraber şaşırtıcı re şekil
Emin
rum ki -jStandard Oil ■) Kumpanya sı, Ortaşarkta bir petrol darlığı ya ratmak hususundaki faaliyetine gi rişmiştir. Amerikan şirketleri, Fi-listinden Haytaya kadar uzanan nüfuzlarını kaybetmekten korkarak, hükümetleri nezdinde mütemadiyen teşebbüslerde bulunuyorlar. Bugün Amerikanın hükümet meclisi, yeni bazı petrol depolarının süratle inşasını uygun görmek tedir. Artık bundan böyle Filistin bir tasfiye merkezi olmaktan çıkacak ve bu suretle Filistin Arab-ları en kıymetli dayanak noktalarından birini kaybetmiş olacaklardır.
Diğer taraftan, Yahudilerin îr*-gun ve Stern kuvvetleri askeri bir sefer sırasında Deir Yâsin’de 250 Arab öldürdüler. Bu sabah İslâm âlemi, bir hiddet dalgası içinde çalkalanıyor ve Mısır ve İrakta ■»Filistin Arablarını, Yahudi pençesinden kurtarmaktan başka bir şey konuşulmuyor.
19 Nisan — 15 Mayıstan sonra İngiliz memurlarından bir kısmı buruda kalmağa karar vermişlerdi. Bu memurlar, yanlarına bir mikdar yiyecek ve bir de hariçle temas halinde kalmak için radyofonik bir âlet alarak Anglikan kilisesine iltica etmişlerdir.
20 Nisan — Sözüne inanılır bir müşahit olan Mösyö S... bana, Te-lavivdcn büyük mikyasta sebze gönderildiğini söyledi. Amerikalıların hiç bir suretle Yahudilerin kendi siperlerini terketnıelerini mu cib olacak askerî bir hezimete uğramalarına kayıtsız kalamıyacak.
öyle görünüyor ki Nevyork, yeni dünyanın lngilizlerdcn en çok ürken bir şehri olmuştur. Yahudi işçileri, Made in Great - Britain markasını taşıyan mallara karşı boykot ilân etmişlerdir.
21 Nisan — Telavivden hareket eden yiyecek ve hayvan yiiklü (250) kamyon evvelisi gün buraya vardı.
Arab teşekkülleri, kamyon kafilesine bir çok defalar hücum ettiler; çatışma (32) saat bir zaman zarfında fasılasız devanı etti. Bu çalışmada (20) kamyon hasara uğradı.
22 Nisan — Fllistinde olup biten biitiin kanlı hâdiselere rağmen kendisinden memnun görünen bir tek adanı vardır: Kızıl Haç direktörü Jacques de Reymin, bu zat, YahıTdi ajansının ve yüksek Arab komitesinin teveccühünü k inanabilmiştir.
Dünden itibaren llayfada vukua gelen askerî harekâttan büyük bir heyecanla bahsediliyor.
23 Nisan — Yahudiler, Hayfa savaşını kazandılar. Yahudi kuvvetlerinin hücumu fini ve şiddelh oldu. Kornel dağının tepesinden
• • •
(Haştorufı 1 incide)
U-977 denizaltısı kumandanı yüz başı Schaeffer’in beyanatına göre kendisi, ne U-330 un kumandanı Otto Wermutt’u, ne de bu gemide bulunan subayları tanımakta idi.
U-530 un Arjantin sularına gelip Mar-del Plata deniz üssüne tes lim olduğunu radyo haberlerinden öğrendiğini bildirmiştir.
Yüzbaşı Schaeffer. U-530 nm teslim oluşunu haber aldıktan tam beş hafta sonra bu karara varması sebebini bir türlü anlatmak istememiştir.
U-530 nun 10 veya 11 Temmuz 1945 günlerinden birinde Arjantin makamlarına teslim olduğunu öğrendiği halde, U-977 nin kumandanı yüzbaşı Schaeffer, teslim olmak için neden 17 Ağustosa kadar vakit geçirmiştir?
Bu gecikmeye ne mâna vermeli9 I* • • • •
Bu beş hafta içinde bir hâdiser nin vukuunu mu bekledi?
Dikkat nazarlarını çeken bir nokta daha vardı. U-977 mürettebatı içinde evli bulunanlar —ki bunların sayısı 16 idi— Norveçte karaya çıkmışlardı.
İngiliz denizcilik çevreleri tarafından teyid edilmiş olan bu hâdise her halde garib bir mahiyeti haizi bulunuyordu.
18 Ağustos 1915 tarihinde Lond rada yapılan beyanatlara göre, o tarihten tam üç ay evvel, U-977 denizaltısma mensub olduklarını bildiren 16 Alman bahriyelisi Norveçte dağları aştıktan sonra Bergen limanına varmışlar ve Norveç makamlarına teslim olmuşlardır. Derhal sorguya çekilen Alman bahriyelileri Breınanger civarında karaya düşen Alman denizaltısın-dan kurtulan Alman bahriyelileri olduklarını, kendilerinden başka kurtulan olmadığım, sahile bir filika ile ulaştıklarını bildirmişlerdir.
Alman bahriyelileri yalan söylüyorlardı. Bu muhakkaktı.
Bunların yüzbaşı Schafferiin em rile Norveç, sahiline çıkarılan *cv-li -bahriyeliler» oldukları gün gibi aşikârdı.'
Nazarı dikkate alınacak bir nokta dalın var: Ancak 600 tonluk çok güçük bir denizaltısı olmasına rağmen 4U-977» nin mürettebatı sayısı 18 idi. Bu ise harb zamanında bile bu tipte bir denizaltı normal mürettebatı sayısının üç misli idi.
U-530 denizaltısı gibi U-977 dahi bir harb denizaltısından ziyade bir nakliye denizaltısma benziyordu.
Mürettebattan bir kısmının Nor-veçe çıkarılması naeBelesi üzerinde durulmamış ise de, ortaya şu sual atılabilirdi:
■) Denizaltı kumandanı yüzbaşı Schaeffer evli ve aile sahibi olaıı mürettebatını Norveçe bırakmak lüzumunu neden dolayı hissetti 7
Aile sahibi olanların hayatlarını koruduğundan dolayı mı bu ha-
muhafaza ederek bankadan çektk gi parayı Ingiliz polislerine teslim etti. Sonra uzaklaşmak iötedi. Fakat Arablar, üstüne atılarak, adam cağızı öldürdüler.
30 Nisan — Yahudiler, gitgide cesaret kazanıyor, artık kral Ab-duilahm vaziyete hâkim olamıya-eağını zannediyorlar. Ben bu nikbin kanaati hiç bir zaman paylaşa Buyacağım. Zira son gelen haberlere göre Arablann Amman d a akdettikleri meclis nihayete ermek ü-zeredir. Ve 15 güne varmaz bütün Ortaşarlcm muazzam bir yangın yerine dönmesi muhtemeldir.
1 Mayıs — Heyecan biiyüktikr* îngilizler, Arablara Malta ve Kıbrıs adasından takviye kıtaları gön deriyorlar. Şübhe yok ki bu yardım, Yahudi kuvvetlerini müşkijj bir dununa sokacaktır.
3 Mayıs — Irakın motorlu kıtaları, hava kuvvetlerinin himayesin de, Aramana doğru yürüyorlar.
5 Mayıs — Elektrik santralinde tasarruf yapmak maksadile öğleden sonraları, cereyan kesiliyor.
6 Mayıs — Arablarla Yahudiler mütareke aktetmeği kabul ettiler. Fakat bu sükûn insana muvakkat bir fasıla hissini veriyor. Daha üç gün önce Arab topçusu, Kudü9 şehri üzerine saatte bir sürekli bir ateş yağmuru yağdırıyordu. Bııgün askerî harekât durmuştur. Fakat Kudüs, bir husumet denizi içinde boğulmuş ölü bir şehre benziyor!
«Europe Arnerique dergisinden»
• •
rekolte bulundu. Yoksa kendisine verilen bir emre mi itaat etti?-Mantıkî bir faraziye!
U-977 nin macerasının kalan Kısmı alâka uyandırıcı olmaktan uzak kalmıştır.
Bu macera arkadaşı U-530 nur geçirmiş olduğu maceranın aynidir. yani:
Tıpkı U-530 subay ve mürettebatına yapıldığı gibi U-977 nm mürettebatı evvel emirde Martin Ga-reia adasına, oradan da uçakla Birleşik Amcrikaya nakledildiler.
U-977 mürettebatının istiuvab-ları neticesi de neşredilmişti. Bun dan evvel vermiş oldukları demeç lerin mahiyeti de meçhul knlm’s-tı.
Bununla beraber bu maceralardan çıkarılacak bir mâna vaıdır:
Almanyanın tarnami’e yıkılm ışından ve teslun olmasından evvel Almanvada hakikî veya sahte ’ ıh viyetlere bürünerek haşka dcm/.aî-tıların hareket etmiş oîmeîan, bu», lann da Norveçe uğradıktan sonra meçhul bir vazifeyi ifa chm-k üzere Güney Atlantiğe doğru yo1 aldıklarıdır.
Bu vazifenin mahijeti hakkında henüz kimse bir şey söylememiştir. Vak’alar ve hâriiaelcriıı mantıkî surette teselsülüne mğn.en, esı-aJTm mahiyetinin aala^ıbnera için hiç bir teşebbüste bulunulmamıştır.
Atom bombası; Japonyanın teslimi; Nnremberg mahkemesi ve diğer mühim hâdiseler donizalî.•!:». rı esrarını unutturdular.
Bununla beraber yalnız jsui zamanlarda değil, fakat bütün tarih boyunca cereyan etmiş olan en mu azzam esrarengiz hadiseyi tı.'i il eden Adolf Hitlerin hayattaı olur? olmaması meselesini örten perdesinin açılması bu denizel:ı meselesinin halline bağlı bul‘ırmaktadır.
Burada yeni bir mesele he karşı karşıya bulunuyoruz:
Şayet Adolf Hitler bayat tu ise halen nerede bulunmakirdn Y Nereye ve nasıl getirilmiştiı ?...
Bütün dünya bu esrarm kvsin olarak çözülmesini büyük yecanla beklemektedir.
Bu heyecanlı meselenin ne bir an için ara vermek nimarkada cerçyşn etmiş olan bir hâdisen anlatacağız:
Hitlerin son mesajı mı?...
26 Ekim 1946 tarihinde Yet r-gen Haıısen adında bir Danir.mı-kah deniz kenarında içinde bir kâğıt bulunan sımsıkı mühürlü büyükçe bir şişe bulmuştur.
Şişeyi Damıuarka makamlarına teslim eder.
Şişe açılır ve İçinden Almum a yazılı bir kâğıt bulunur.
Kâğıdın «U-Kreuzer Mantilua» denizaltı kruvazöründen yazıldığı bildirilmiştir.
Kâğıt 10 Ekim 1945 tarihini ta-Sımaktadır*
(Devamı var?
bir he-
T F N ! S A w * W
.«AN MR
T*
i
■
İ8a$tarafı 1 incide) )
* • ■ a « a*a
r
1
r
')(nfı .5üi koj-nıası halinin bu gibi ü?)eıxie tiaha faydalı olacağını be-lir tm iştir.
MedHLrtd gizli oturuıu teklifi
Müteakiben kürsüye gelen Başbakan yapılan tahkikat evrakının yüzlerce sayfa tuttuğunu, bu evrakın okunmasının Grupta müşkül olduğunu, raporlarda bir çok memurların adlarının da geçtiğini, bunların, -efkârı umumiyeye akset-mesima^bir çok kötü neticeler doğurarak, adii tahkikatı işkâl edece ğb'ı söylemiş ve tahkikat rapoıu-nun Meclisin gizli olarak yapacağı bir toplantıda konuşulmasının nuıvaûk olacağını söylemiştir. Tahkikatla adalet cihazına terki teklifi
SÖZ kİau Haşan Fehmi Ataç meselenin evvelâ adliyeye intikal e-derelc». memurlar hakkında takibat yapılmasını, bu suretle meseleden Bakanın da mes’uliyetiniıı meydana çıkacağım söylemiş ve tahkika tın adalet cihazına bırakılmasını istemiştir.
Gürültüler
Hatibin sözleri gürültülerle kar şılanmış Müfettişlerin tahJcikatı 1 iptidai tahkikat mahiyetindedir. zjBu^ş daha çok sürüncemede bırakılamaz. Meclisin normal tahkikat komisyonlarına verelim» sesleri duyulmuştur,.
Fund Sirıuenin ınüdahalesî
Söz alan Fuad Sirmen Ofis tahkikatı ve Atıf inan işinin Grupun bu gunkii gündemine dığı, bu meselenin mıyarak serbestçe gülmesini ve eğer rette bugün Grupta görüşülecekle Celsenin tatil edilerek, işin ev-relâ Grup gündemine alınmasını İstemiştir.
Fuad Sirmenin bu teklifi kabul edilmiş ve celseye oıı dakika ara verilmiştir.
ikinci celse
ikinci celsede gündeme alınmış olan Atıf İnan işi uzun ve şiddetli tartışmalara yol açmış ve söz alan Sinan Tekelioğlu (AtLf inan işi memleket içinde bir çok dedikodulara ve neşriyata yol açmıştır. Bu t .mesele yüzünden partiye bir çok yapılmıştır. S Bu mevzu-çok savsaklanmasına, içinde boğulmasına
r
dahil bulunma-Grup işi yapıl-Mecliste görü-muhakkak su-
hücumiaı h un daha
1» formaliteler
I tahammülü yoktur. Müfettişlerin Iklhkikatı bir ıcıhkikatı iptidaiye ma ^jjıyet i ödedir. Mes’ele Mecliste ser y bentçe kouusolsun ve Anayasa ile
i
addet komisyonlarından müterek-k" comisyon& havale edilsin» delmiştir.
V JVihad Eriuıin konuşması
Easnu) müteakib söz alan Nilıad Et e. d rok kuşetli bir konuş-ıxw yadmış ve ezcümle şöyle demiştir :
AttB İnan işi uzun zamandan-be^ mes ele olarak ortada durmaktadır. Bu iş süratle neticelen-Dv-^Be, ook fena tesir yapar. Bu o* (ele bir parti işi olmaktan ziyade bir «aesaleket dâvası İnline gelmiştir. Tahkikat açılmakla eski E»* 1 anın haysiyetine bir halel gel-m rz )• demiştir.
’lıim açılacak bu tahkikat!* rta(£4 karanlık bulunan kazı n(»k(-' l'.rnt acıklanmLş olacağını bildomış ve sözlerinin sonunda: memleketin itibarile a-dâvadır. Çok isterdim eski Bakan tahkikatın JcencFliğinden taleb et-ı • demiştir.
I
teşkil ettiğini, bütün
ili
||l r
'V . , jhj ha”a)e
n
I f
z
Bil lâv ı|ı bir kı .-.lâkalt açı İmasını
••iT-.hjj© Feridun Fikri Düşün-A' t’ Luan tahkikat evrakının
Baperhaan ve vazılann Meclis-
t£tu» âûe imkân olmadığını söv * e butum beş kişilik bir ko-edvlmesini, • komis ereceği rapora göre, lüzum
»e- tahkikat komisyonuna ♦ - 'dılrrıFBini istemiştir.
»^vzula söz alan daha bir •t -Hbleı- meyanıQda Sah ir T-Co-ru dyoğlu, KahRin P.ançio^lu Tevfik - - -
*'
-r
I
e
»
i’.
I
4
Fikret Sılav bulunmakta idi. lısi ı Bangioğlu konuşrnasın-)recuöin yarınki toplaatİBinda raoak müzakerelerin her han-';r kayıt ve şarta tabi olmadan parti mülâhazaları haricinde •’bc-aj’çe yapılmalını istemi ve ıv/dsta birde takrir vermiştir. 3nrıd n sonra konuşan daha bir ‘ hatibler daha ziyade mes’ele-ûin bes kihilik veya on beş kişilik bir komisyona mı, yoksa adalet Ve Anayasa komisyonlarından mü-.teşekkil tahkikat komisyonuna mı havale edilmesi üzerinde durmuş-| la J I '
t , Bi/ bakandan bir taleb
(ekraü aöz alan Fuad Sirmen mesele hakkında tenevvür iğin Başbakanın hiç ol-tualiye müfettişlerinin rapo «ıı I »r hülâsasını yapmasını is-Tl ı .
yp gelen Başbakan ceva-hususta fazla izahat ve-pni. esasen y^rın Meclis ııHuauu görüşülçceğini söy-;rafcia Atıf İnan işinin giz-e-ie -örüüldjxıeRİni iste-
k” h l
1
.•
(Atıf İnan konuşuyor
Hatiblerden sonra söz alan AtLf inan mes’elenin adalet ve Anayasa komisyonlarından müteşekkil tahkikat komisyonuna havalesinin doğru olmadığını.-bu takdirde efkârı umumiye nazarında itham o-lunnıuş bir duruma düşeceğini, bu bakımdan taJıkikat evrakının beş kişilik bir komisyona havale edilmesini istemiştir. »
Bu sırada söz alan Tevfik Fikret Sılay Meclis gündemine alınan mes’elenin gündeme alınış tarzına itiraz etmiş ve gündemde «tahkikat. hakkında Başbakanlık tezkeresi .• şeklinde yazılan ibareyi «tah kikat hakkında Başbakanlık tezke resi ve eski Bakan Atıf İnan hak kında Meclis tahkikatı açjlmaşi hakkındaki tekririn müzakeresi* şeklinde düzeltilmesini istemiştir.
Tevfik Fikret Sil avın bu teklifi kabul olunmuş ve bundan sonra Tahsin Bangioğtunun teklifi ile müzakereler kâfi görülerek ve Mec lisin yarınki toplantısında partili milletvekillerinin hiç bir kayıt ve şarta tabi olmadan müzakereye katılabilmeleri ve serbestçe oy ver meleri teklifi ekseriyetle kabul e-dilmiştir.
Gruptaki umumî temayül Atıf îuan işinin doğrudan doğruya A-nayasa ve Adalet komisyonlarından kurulacak tahkikat komisyonuna verilmesi merkezindedir. Grup müzakerelerinin sonlarına doğru Tarım Bakanı Tahsin Coş-kan da söz alarak kürsüye gelmiş ve geçen celseden kalan eski Toprak Ofis umum müdür muavini A-tıf Gürav meselesi hakkında vâici ikazlar üzerine tahkikat yaptırdığını, binaenaleyh yakında daha sa rilı malumatla Grupa gelebileceğini söylemiş ve bu husustaki müzakerenin gelecek toplantıya bırakılmasını istemiştir. Bakanın teklifi kabul olmuş ve bu suretle A-tıf Gürav ve Toprak Of ıstaki yolsuzluk etrafındaki müzakereler ve Bakan, hakkında güven oyu meselesi Grupun gelecek toplantısına bırakılarak oturuma son verilmiştir.
Ankara: 3 (Hususi» — Meclisin yarınki toplantısının çok enteresan ve ehemmiyetli olacağı anlaşılmak tadır. Hükümetçe Toprak Mahsulleri Ofisinde hububat ihracı ve diğer meseleler hakkında yaptırılan tahkikat suna ermiş ve buna aid evrak bugün Başbakanlık tarafından Meclise sev kedi İm İst ir. Yarın-ki oturumda evrakın Meclise sov-kedildiğine dair Başbakanlık tezke resi okunacaktır. Mccb’“ tüzük hükümlerine göre tahkınat uosya-sınnı doğrudan doğruya Anayasa ve Adalet komisyonlarından seçilecek bir komisyona havalesi muh 1 temel olduğu gün bu hususta müzakere açılması ve tahkikat rapo r.unıın pkm&rak yapılacak görüş menlerden soma da bir karanı varılması do muhtemeldir.
Evvelce d bildirdiğimiz gibi tah kikat evrakında Toprak Ofis u-Tnınn m ödü rl öğürün 'kazma rağ-mc’i Ticaret* Dakankğınûa ihracat yaj «’ li2i belirtilin rktedir. Bu me-sekd'- eski Ticaret Bakanı Atıf 1-nar/m ve eski Başbakan Reccb Pe! ker ve Başbakan yardımcısı Mümtaz Ökmcnin de mesuliyetleri mey zuubahir. olmaktadır. Ancak ihracata bazı politik zaruretlerin de te siri -olduğu ileri siirülemektedir. Müfettişler incelemelerinde daha ziyade ihraç müsaadelerinin nasıl ve t kimlere verildiği meseleleri ü-zerinde durmuşlar ve ihraç müsaadelerinin normal şekilde bir sıra
f-—-------------------------------
J Ou ikinci İLoam Mulıammed Mch 5 di hakkındaki rivayetleri incele-C meğe germeden bazı hususatm iza-/ h» lüzumludur.
{ Malûm olduğu üzere \ edinci ma-? sum lnv.ıı: Cafer Şadık'ın oğlu ) Musa Kâzım dır. tsnâ Aşeriyeyj ç göre ondan sonraki İmam; Ali / kazadır. Hâlbuki lmamiye fırkata* \ rnıdnn bir kısmı Ali Rızanın i-) mamhğrıı kabul etmiyor, kardeşi S (Ahmed ı in imamlığına kail olu-( voı lar. Bir kısmı da İmam Ali Rı-c zayi kaimi eyJer, fakat oğlu do-j kuzuncu İmam Muharnmed Talcî’-İnin imamlığında şübhcye düşerler ve derler ki: Babası vefat eylediği zaman Muhammed Takı küçüktü, İmametin usullerini bilemezdi, o yaşta bir küçük çocuğun imameti caiz olamazd’.
Şiadan bir takımı ise, îsnâ aşeriyeye uygunluk göstererek Mu hanırned Takî’yi İmam olarak ta-i iur, anıma bu kere de onun ölü-• münden sonra yerine geçecek zatın tayininde ayrılır: Bazıları Mu-: hammed Tâki den sonra İmam o-?jfullanndan (Musa) dır, diğerleri de yine îsnâ Aşeriyeye uygunluk göstererek öteki oğlu (Ali Nakî) diı der. Fakat ihtilâf yiııe-bitmez. Ali Nakî ölünce, Şİadan bir kısmı oğullarından (Cafer) in, diğerleri yine îsnA Aşeriyeye muvafakat *• _______________________________
ya tâbi olmadan, bazı kimseleri himaye ve kazandırmak kasdile ve rilmiş olduğunu tesbit etmişlerdir. Bu arada ihraç müsaadesi verilen Osmar, Vitor. İtitı ve Trak şirket lerinin hangi şartlar altında bu mü saadeyi aldıkları Bekir Karaya verilen müsaade ve Bekir Karanın ihracat mukabilinde getirtmek istediği fakat hâlâ getirtmediği manifatura. Bekiı Karanın yakılmı-yan ve kendisine iade edilen teminatı işi ve Bekir Karaya hususî müsaade verilmesi için Bakanlıkça bir emir verilip verilmediği mevzuu üzerinde de durulmuştur. Müfettişler eskiden Ofiste yapılmış olan bazı suiistimaller üzerinde de durmuşlar ve bu meyanda Kuruçeşme deposunda yapılan hu bubat suiistimali, çelik silolar işi, kaybolan kırk bir dosya, Konya deposundaki suiistimal, Ofisin Erzurum şubesinde yapılan suiistimal mevzularını da incelemişlerdir.
Diğer taraftan buğday işini Mec liste görüşülmesi sırasında evvelce müzakere edilmiş olan 7 Eylül Kararının ifası meselesinin de yapılacak Meclis tahkikatına dahil edilmesi için bazı tekliflerin yapılması da kuvvetle muhtemeldir.
Tıb âleminin kaybı
(Baştarafı I incide) İrdelp dün saat 11.30 da vefat etmiştir.
Profesör Dr. Neş’et Ömer İrdelp Istanbulda 1882 de doğmuştur. Askerî kaymakamlardan Ömer Bepin oğludur. Dr. Neş’et Ömer ilk vc orta tahsillerini Niimuııei Terakki edlı hususî bir nıektebde tamamladıktan sonra Mülkiye Tıbbiyesine girmiş ve 1902 senesinde doktor diplomasını almıştır. Mecburî hizmetini Ankara vilâyetinde yapan Nes'et Ömer bilâhare tahsilini tamamlamak üzere Parise gitmiş, Saint Antoine hastahanesinde Prof. Vaquez’in yanına devanı etmiştir. Memlekete 1910 tarihinde avdet etmiş ve müsabaka ile Tın Fakültesi Birinci Dahiliye şeriri-yatı şefliğine tâyin edilmiştir. Birinci Dünya Harbinde Süveyş heyeti imdadiye reisliğinde ve daha sonra Dördüncü Ordu Sıhhiye reisliğinde bulunmak suretile Fdis-tinde, Sina çölünde ve Hicazda vazife gören Neş’et Ömer irdelp Dür düncü Ordunun sıhhî teşkilâtını büyük bir başarı ile idare etmiş ve bu arada ilmî çalışmalarına da fasıla vermiyerek cŞark çıbanı ); Deve tripaııozmiası, Tifüs ve bil-lıarazios» gibi mevzular üzerinde 1’ürkçe, Fransızca ve Almanca dil-1 leıile nıüteaddid etiidler neşretmiş tir.
1934 seçim devresinde İstanbul mîlletvekîlliğine seçilmişse de mü-teakib devrede tedris hayatında kalmağı mebusluğa tercih ettiği i-cin mebusluktan avrılnnş ve yalnız pek bağlı olduğu -öğretim işile ve hekimlikle mes'nıl ohnağa devam etmiştir. Büviik Atatürk’ün ^a m bir i t im a d ve teveccühüne maz har olan Dr. Neş’et Ato’nın hayatının sına kadar hususî yapmıştır. 45 seneyi
hayatında sayısız hasta tedavi e-den ve şifaya kavuşturan Prof. îr-öflp. 37 senelik tedris hayatında binlerce talebe yetiştirmiş ve çeşitli tıb konularında kendi basına veya çalışma arkadaslarile beraber birçok ctüdîer ve monografiler neşretmiş tir.
ömer trd.'lp son dakika-doktorluğunu geçen; meslek
l'efvijk» IV. i 43
Yazını
**«■ i (»0Mn
İMAMI V
)•
FIRKALARI
îsnâ Aşerıye imamları rivayetler dı. İmam Haşanın meydanda çocuğu yoktu. Oariyelerinin hiç birinde de g iıelik alâmeti görünmüyordu (1). Bu sebeble kardeşi Cafer; mirası dâva eyledi ve aldı, îsnâ Aşeriye; imam Mehdinin doğuşuna ve ou ikinci imam olduğuna inanırlar ve Cafer için do (lki kişi bir araya gelip te ima-rmmızdır) dememiştir derler.
(Milel ve Nihal) e göre; Coftrül lırametüıe kail olanlar; Caferden sonra yine ihtilâfa düşmüşlerdir, bir kısmı Cafcrin oğlu Ali ile Ali-mu kızkard^şi Fatımauın İmam olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bir takından ise, Fatımauın İmamlığını kabul etmiyerek yalnız Alinin 1-mam olduğuna zahib olmuşlardır. Diğer taraftan Ali ile Fatırna öldükten sonra ihtilâf büsbütün ço-ğalfıış ve on bir fırka olmuşlardır.
eyliycrek öteki oğlu (Haşan Askerî) nin İmametine kail oldular.
(Cafer) in tarafdarları diyorlar* dı ki:
«.Biz, Haşan Askerî’yi sorguya çektik, tarttık, fakat onda ilim denilebilecek hiçbir şey bulamadık.»
Bundan dolayı (Haşan Askeri) yi İmam olarak kabul edenleri tezyif ederek Himariye lâkabını tak-
tılar. Haşan vefat eyleyince bunların durumu kuvvetlendi, çünkü (Haşan) m ortada görünür bir halefi yoktu.
«Haşan, evlâdsız vefat eylediğinden dolayı onun İmameti batıl-dtr. Çünkü; İmanı kendinden Bonr.n yerine geçecek bir halef bulunduğu zaman İmam sayılır, eğer nesli yoksa İmam değildir. • diyorlar. Ve bu suretle Şianm bir kısmını Ca-ferin İmamlığına ittihft ettiriyorlar
I
I
I
• •
Amerika FilUtine subay gönderecek
(ltaştareıf t 1 incide) MUHAREBE DEVAM EDİYOR
Kudüs, 2 (AP.) — Diln ve rlüu gece bütün cebhelerde mutıai’ebe yine eskisi gibi devanı etmiştir. İsrail'hava kuşetlerinin Messersch-midt avcı tayyareleri kullandıkları bildirilmektedir. Bir Yahudi kaynağından verilen malûmata gö re geçenlerde Tullarn üzerinde bir Arab Spitfire tayyaresini bu Mes-fierchmidt’lerden biri düşürmüştür TEL-AVİV BOMBALANDI
Kahire, 3 (A.A.) — Reuter):
îll Balaglı adındaki akşam gazetesi tarafından bugün haber veril eliğine göre Mısır topçusu Tel-Aviv şehrini 6 kilometreden bombardıman etmektedir.
Tel-Aviv, 3 (A.A.) — Bugün Te-1-Aviv üzerine birkaç bomba atılmıştır. Şehirde İki defa hava tehlikesi işareti verilmiştir.
MÜTAREKE NE ZAMAN
* BAVLIYACAK
Lake Sııccess» 3 (AP.) — Güv n lik konseyinin dün akşamki toplantısında Filistinde bir aylık mütarekenin tatbikatına ne zaman geçileceğini tâyin işini Kont Berna-dotte’a havale etmiştir. Yalnız,’bu tarihin mühim olduğu kadar çabuk tesbit edilmesi tavsiye olunmuştur.
KONT BERNADOTTE, • TEL-AVİV^DE
Londra, 3 (B*B.C.) — Mütarekenin ne zaman baslıvacağını tâyine memur beynelmilel Kızılhaç reisi Kont Bernadotte bugün I(a-hireden Amman yolu ile Tel-Avive gitmiştir.
INGİLTERE SİLÂH ŞEVKİNİ DURDURDU
Londra, 3 (AP.) — Büyük Bri-tanyanın, Birleşmiş Milletler mii* tareke şartlarına uyarak. Mısır, Irak ve Ürdüııe her türlü silâh ve askerî teçhizat şevkini durdurdu gu Dışişleri Bakanlığı sözcüsü ta* rafından bu akssm açıklanmıştır, tSRAİL DEVLETİ ZAR ZOR BİR DEVLET SAYILABİLİR
Paris, 3 (AP.) — Millî Meclisin bueiinkü toplantısında bevanatta bulunan Dışişleri Bakanı Georees Bidault, İsrail’in «hukukî bakımda# bir devlet olmadığını ve fiilen dahi zar */or bîr devlet sayılabileceğini» söylemiştir.
9500 ton Amerikan buğdayı dün g?ldi (Zfastarii/ı I incide) bittiğini, değirmenlerde ise ancak on-on iki günlük ihtiyacı karşdı-Aabilecek un bulunduğunu, fakat gelen buğdayla yeni mahsule ka-(dar ihtiyaç karşılanabileceği cihetle, ikinci -partinin getirilmesinden vazgeçildiğini ve Amerikan buğdayı sayesinde ekmek çeşnisinin düzelmesinin mümkün olduğunu söylemiştir.
Yine ayni zattan öğrendiğimize göre Ofis, Anadohıda yeni fiyatlar ürerinden buğday mubayaasına başlamıştır. Yerli buğdayın kilosu yeni fiyat üzerinden 28 knrııs tutmaktadır. Amerikan buğdayı i-se îstanbıılda teslim 18-19 kurusa mal olmuştur. Söyle ki:
Pıı buğday serbest dövizle değil ihraç edilen arna mukabili alınmış tır. Amanın tonunu İskenderun-da teslim 130 dolardan snttığırm,7a va buğdayı îra 1qfnnbıdda tesVm dolara 3^*^11711 mire, v~»I ynpemfı O)kanVb"i tnt-d»r«1e bnğ. davla, nrna svni fi vat tan mun mele rörmiis den^AÎrfîr. Amanın kdo snnn hnrîAA 18-10 knm«a c»ntt'*v'-jnrrdon buğday da aynî fiyata maT oîmnshır.»
I.
r
1
f'Raşt aralı 1 incide) ilhakika komisyon tarafından tahsisat, i bizzat ona yladığı ve
i
F tavsiye edilen kongrenin ; sarfını başkan Trıunaıun istediği yekûn-
dan yalnız 490 milyon• dolar veya yüzde 7,5 noksandır. Ancak noksanlık nisbetinin yüzde 25 e yükselmesi şu sebebteıı ileri gelmektedir: Yardım sıfatına yetki veren .kanun, paranın 12 ay zarfında sarfını sağlamaktadır. Buna mu kabil tahsisat komisyonu sarfiyatın 15 ayda yapılmasını istemektedir.
Komisyonun tavsiyesine göre. 1949 yılı Nisanı ayının 3 ünde birikecek olan 12 aylık devre sırasın da istenilen yekûndan 5 milyar kadar aarfedilecektir.
iki ay e^-vel kongre tarafından kabul edilen ekonomik kalkınma kanunu mucibince istenilen rakamlarla Temsilciler Meclisi tarafın-dan tavsiye edilen tahsisat arasındaki farklar şudur:
16 Avrupa memleketi ile Batı Almanya için istenilen 4 milyar 245 milyon dolar - tavsiye edilen 4 milyor dolar - Kongre ekonomik kalkınma programı için 5 milyar 300 milyon dolar sarfına izin vermiş ve şimdiden 1 milyar 55 milyon dolar tahsis etmiştir.
Triyeste için ayrı bir madde cı-Iarak istenilen 20 milyon dolar -komisyon bııuun umumî programa idhalini tavsiye etmiştir. -
Türkiye ve Yunanîstana vardım için istenilen munzam. 275 milyon dolar -Meclis komisyonu 200 mil yon dolar tavsiye etmiş, fakat indirmenin ne nisbette tatbik edileceğine dair bir kayıt koymamıştır.
Çin için istenilen 464 milyon dolar - Komisyon tamamile tahsisini tavsiye etmiştir.
Milletlerarası Çocuk Bakım teşkilâtı için istenilen 60 milvon do-•* •• lar da aynen kabul edilmiştir.
işgal altındaki bölgelere yardım için istenilen 1.400.000.000 dolar - komisyon 1.200.000.000 tahsisini tavsiye etmiştir.-
Tahsisatan yanlış tevzi olunduğu anlaşıldı
Vaşington: 3 (A.A.) — L. P. S.)
Temsilciler Meclisi Maliye Komisyonu. hükümeti gerektiği takdirde, kongre gelecek Ocak ayında tekrar toplandığı zaman, yeniden muntazam tahsisat istiyebile-ceğini belirtmiştir.
Komisyon yabancı memleketler açılmış olan kredilerin biiyikk bir kısmının, tahsisatın fena bir şekilde tevzi edilmiş olmasından veya muhtelif memleketlerde mütemadiyen vukua gelmekte olan değişiklikler sebebile ziyan edildiğini ve bundan başka Amerikan kay naklârı tedricî bir şekilde azaldığı için Amerikan ekonomisini korumak maksadile tedbirler alınmasının elzem olduğunu bildirmiştir.
En mühim tavsiye. Japonyanın ekonomik kalkınmasına yardım i-çin verilecek olan 150 milyon dolarlık kredilerin ibdal edilmesine dair olandır.
16 Memleketin millî gelirleri
Vaşington: 3 (AP.) — Bugün Temsilciler Meclisi Tahkikat Komisyonuna Avrupa kalkınma pro gramı hakkında bazı izahat veren İktisadî işbirliği idarecisi Paul Hoffman şu gayeyi açıklamıştır:
Marslıall plânına dahil 16 memleket milli gelir yekûnunu yıld^ı 135 milyar dolara yükseltmek.
Hoffman, bu 16 memlekette ya şıyan takriben 260 milyon insan için bu toptan gelirin şimdikine kı yaseıı 3.5 milyar dolar bir artış teşkil edeceğini söylemiştir. Hoff-
ve karşılıklar
ki avun birer unvanları yoktur. Şöy lo demişlerdir:
1) Haşan ölmedi, ölmesi caiz değildir. Erkek çocuğu da yoktur. Amma, dünya İmamsız kalamaz, kaini odur.’lki gaybet vardır. Bu, ortadan çekilişi birincisidir, ki vakti gelince ortaya çıkacak ve her kesce bilinip tanınacak, sonra tek ıar gaib olup saklanacak ve bu suretle ikinci gaybet başlıyacalctn*.
2) Haşan öldü, lâkin gelecektir. Kaimdir. Biz her ne kadar onu gö-reouyorsak ta mânen kaimdir. Bu; ölümden sonra kaimliktir. Haşamın mevtinde ve halefi bulunmadığında şübhe yoktur, amma ölümünden sonra gelmesi de vacibdir.
3) Ha^an öldü, ölürken İmameti kardeşi Cafere vasiyet eyledi. Bu suretle İmamet Cafere döndü.
4) Haşan öldii, İmam; Caferdir.
man, bu rakamları Anıerikada ya-• şıyau 140 milyon halkın 1947 yılın daki 200 milyar dolarlık toptan ge ürlerile kıyas etmiş ve 16 Avrupa memleketinin 135 milyar dolarlık ; milli gelirle oldukça .yi ve tahammül edilir bir hay'A seviyesine u-laşabileceklerini söylemiştir.
Diğer taraftan Meclis tahsisat komisyonu şimdiye kadar Avrupa kallcınma programı ile ilgili olarak dinleyip zabta geçirdiği bir çüc şe bedellerin metinlerini yayınlamıştır.
Amerika ile iki taraflı anlatmalar yapılabilecek
Paris: 3 (A.A.) — (Nafen)
Avrupa İktisadî işbirliği idaresi genel sekreteri Robert Marjoli bu yılm 3 üncü üç ayına aid Avrupa ihtiyaç raporunun tamamlanmış olduğunu söylemiştir.
Rapor Harrimana sunulacak ve hazırlanması yakında bnslıyacak olan Marslıall plânın ilk yıldan iti baren idlıal edilecektir.
Marslıall plânından istifade e-den devletlerin. Amerika ile iki ta raflı anlaşmalar hususunda rnüza kerelerde bulunabilmeleri için bir ay zamanları kalmıştır. Bu iki taraflı anlaşmalar olmadan Avrupa kalkınma programının ilk üc avın dan sonra hiç bir meblâğ tahsis edilemez.
Unrranın yaptığı yardım
Vaşington: 3 (A.A.) — (Reu-
Rusya. Finlandiya-daki alacaklarından vazo- çdi
Helsinki, 3 (A.A.) — (Afp):
Fınlandiyanın henüz Sovyet Rus-yaya borçlu bulunduğu harb tazminatının geri kalan yansım yâni ( 70 milyon dolarlık meblâğı Sovyet Rusyanın almaktan vazgeçtiği yo I lundaki kararı Finlandiya hükümetine bildirilmiştir.
Yunan Çetecileri zor durumd ı
Atina: 3 (A.A.) — (Nafen)
Nafen Ajansı muhabirinin bildirdiğine göre, Yunan komünistlerinin efendilerinden daha büyük bir ölçüde yardım görmedikleri takdirde dahilî harbi kazanmaktan ümidi kesmiş olduklaruıa dair deliller gittikçe birikmektedir.
Çetecilerin radyo ile çeçen pazartesi günü barış yolunda yapmış oldukları tekliflerden sonra Markos tarafından komünist paruuı genel sekreteri Zahaıyadise Şubat ayında yazılmış olan bir mektub neşre dilmiştir. Bu mektubunda Markos, toplıyabildiği 50.000 kişilik bir kuvvetle hükümet kuvvetlerine karşı bir cebhe taarruzu yapamı-vacağını ve sivil halk arasından toplanan askerlerin beklenen neti ceyi vermemiş olduğunu bildirmek tedir.
Markos mektubunda, herkesin kaçmak ve hükümet kuvvetlerine iltilıak etmek üzere ilk fırsatı kol lanıakta olduğunu belirtmektedir.
Yugoslavya ıın Ankara elçisi
(Ilnstarafı l incide) si Ankara ve Londra elçilerinin geri çağrılmasına karar vermiştir. Şimdilik sefarete müteallik işleri ı maslahatgüzarlar yapacaktır. Mib ' lî Yugoslav meclisinin yeni bir elçi tâyin edip etmiı eceği henüz ke« si n olarak belli değildir.»
--------------------------------
Biz Haşanın imametine kail ol-) makin yanlışlığa düştük. Haşan, C halef bira lanı yarak ölınosile onun? imam olmadığı sabit oldu. Şu du-c ı urna göre, Haşanın imameti ba- $ tıi. Cafcrin İmamlığı haklıdır. (
5) Tlasan ölünce, biz yine yan-/ lışlığa düşmüş olduğumuzu nula-\ âxk. imam, o değil, kardeşleri (Mu? htmmed) ve (Caferi îdi. Ve bizî anlıyoruz ki (Cafer) böyle olduğu-? r.u bile bile sakladı ve kendini Î-S mam ilân eyledi. Nitekim Hasrın ' di böyle yapmıştı. Şu halde şimdi ) anlıyoruz ki (Haşan) da. (Cafer) i de İmam değillerdir. İmam: lıale-) fi mevcud olan (Ahmed) dir. ?
6) Haşanın oğlıı vardır. Hasa-S nın hayatında gözükmeyişi ve ölü-c inlinde onu takib eylenıeyişi Cafer) vesair düşmanlarından korkusun-1 dandır. Adı (Muhammed^ imi muntazır odur.
(Devamı
dir, ka-
rar 1
annesi
Bu
(1) Imam-t Melıdî’nin Nercis adında bir cariyedir, cariye; îmanı Haşandan gebe kalınca, odda karın şişliği gibi gebelik alâmetleri görünmedi. Bu da ATlahütealânın bir hikmetidir, ki imam Mehdiyi hıfeeyltKniştir, Gebelik alâmeti görilnseydi çocuk daha doğmadan annesine suikasd olunmak ihtimali vardır. Îsn4 A serine böyle diyorlar! (Alla il d tem)
ter) — Unrrftmn 30 H.»zn m. 1947 tarihine kadar muhtelif memleket) lere iki milyar , e di yüz milyon-do-lar kıymetinde emtia aevkettjgi. başkan Trunıa n tarafın d 11. kongre ye bildirilmiştir. Unrıa bilindiği gibi hesablarııu bu tarihle kesmiştir.
Başkanın rakoru hesahLuuı k(-sildigi tarihe kadar Rusyanın ö-denıeği taahhüd ettiği patadan *n cak bir milyon ualar tediye ettiği tıi ilâve etmektedir.
Harb aas;zın başhyabMir (Uaşturufi 1 incide) lâhlı kuvvetleri, Moskovatuo muta cavız siyasetine bir demir yumrulı. teşkil etmektedir. Sov/'etleriıı as kerî kabiliyetleri hattâ Rusyanıu bugünkü niyetler ile-birlikte ınlita lea edilmese bile yine, de Amerika nm güvenliği için endişe verici bir tehdiddir. Şimdiye kadar lıiçbb zaman, açıkça tâyin ve gereğlla devam edilea bir askerî ' y asetu buç-ünkü kadar ihtiyaç duymadık Harb patladığı takdirde, büdce tat minlerinde derpiş edilen kuvvetler ancak gerekli ve müessir ihtiyaçları toplanıncaya ■ kadar müstacel, hususatı karşı Uyabilir.
OADU ÜIEVCL DU ARTIRILIYOR Nevyork, 3 (A.A.) — (Nafen) Büdce talimi elerine nazaran ordu mevcudu önümüzdeki mart ayına kadar 542,'JOO kişiden 790.00 kis) ye çıkarılacaktır. Bu artış haftada 30.000 kişinin. askere ahnmaaila sağlanacakta-.
uığer silâhlı kuvvetler de yapılması düşünülen artış şu şekildedir
Hava kuvvetleri 364.500 kişiden 414.500 kişiye çu /rdacak ve hava gruplarının mîkdarı da 55 den 70 « iblâğ edilecektir.
Deniz piyadelerinin miledar 476.000 den 552.000 e çıkarılacak t'r.
ORDU ÎCÎN TAHSÎSAT Vaşington 3 ( AP.) — Sulh sa meni için bir rekor teşkil -eden ni kara ve hava kuvve/.ri büdce si Mümessiller Meclisi tamfındar l.abul edilmiş, âvan meclisine gön derilmiştir. Deniz kuvvetleri büd cesinin müzakeresine hngün başla) nacaktır.
Tasarı yy a göre kara ve hava 1 uvvetleri tahsisatı 6.509.OO&.OOu dolardır. Deniz ku\v ^leri için d(-) 3.686.737.000 dolar tahsisat istenil n-.ektedir.
Kara ve hava kuvvetleri büdces ? ye karşı 346 reyle kabul edilmiş tir.
Dünyanm en sür’atli tayyaresi (Başturafı 1 incide) 425 kiloluk iki bomba ve 6 roket taşımaktadır.
Gloster Meteorun dün öğleden, sonraki gösteri uçuşluııııda Cumhurbaşkanı ismet İnönü Büyük Britanyanm Tüârkiye büyük elçisi Ekselans Davit Kelly, vali, İstanbul ovdu müfettişi ve basın mensubları hazır bulunmuşlardır.
Cumhurbaşkanı İnönü, uçak hak kında izahat almış ve bilâhare u-çak pilot binbaşı VVaterton’un idaresinde gösteri ve akrobasi uçuşları yapmış, uçağın hareketleri İ-nönü ve halk tarafından büyük bir alâka ile takib edilmiştir.
Uçağın” tezahüratı nı uçağın
- tir.
Bundan
fından Hava Yollan Cumhurbaşkanı şerefine teyl parti terfih edilmiştir.
Kokteyl partiyi müteolûb, Me teor uçağı ile Ömer İnönü uçurulmuştur.
Ömer İnönü, uçuş hakkında ken dişile konuşan biy arkadaşımıza:
«— Meteor uçağı ile uçuş, diğer uçaklara nisbetle daha rahat ge çiyor- demiştir.
Uçağın pilotu, uçuşun yarıdan sonraki.kısmında uçağı Ömer İnö /nünün idare ettiğini beyan etmiştir.
Fakat uçak üânci uçuşunda pek fazla havalananıauıu •(•
• oyunları yapmamıştır
CumhurI»arkT/ı Inö mer înönünlb ıır
• damlıdaki fruçnkkrı û leşinden seyretiristir.
inişinden sonra halkın arasında Cumhurbaşka pilotunu tebrik etmiş-
sonra îngiliz sefiri tara, binasında bir kok-
ve ak roba:'i
ii..QgiU O-. ’m\ ı im
J ı mr k
Alın a ny ava
kan tütünü ıh acı
Vaşiugtou, 3 (AP.) — Hüküm» 15-20 bin ton Ameriken ve Puorb» Rico tütününün Almanyaya şevkine yardım edeceğini. bildirmiştir.
Armatörleri teftik
Ankara: 3 (Hususî) — Armatör lerin yabaucı memleketlerden ge-mi almalarını kolaylaştıracak bir kanun tasarısı hazırlanmak tadır. Bu maksatla armatörlerimize 20 milyon lira civarında kredi sağlar ması imkânları araştırılmaktadır. Halen armatörlerin elinde bulu nan 30 kadar gemi eski ve kulla nışlı olmadıkları için mevcud İhtı yacı karşılıya mavna İtfadır..
& r
E.
ı )
ft ATT’ A s «
Üslküdarda bir eve yjfahrım isabet etti
Evvelki geceki fırtıoa esnasında r«al 3.40 da Üshüdarda Selâmsız caddesinde 285 sayılı eve yıldırım ilnabet etmiştir.
Yıldırım^düşmesi neticesinde e-vin bir kısmı yıkılmış, içerde bulu-aıan ÎBmail, karısı Hayriye» kızları Emine, Fatma, Nuriye ve oğulları Mclımed ile Arif muhtelif yerlerinden ağır surette yaralanmışlardır. ' .1
Yaralılar Nümune lıaetahaneeine I '.kaldırılmışlardır,
---------(_o----------- Iran ve Yunan atletleri geldi
-----o-----
Doğu Akdeniz atletizm birincilik îcrinc iştirâk etmek üzere 20 kişilik dost îranlı atletler bu sabahki Znkara ekspresli© şehrimize gelmişlerdir.
Atletler, Haydarpaşada îran başkonsolosu Mükerrem Nûrzad tnral'ından karşılanmışlardır.
Atletler Kadıköyde Marmara Yat Hiibünde misafir edilmişlerdir.
Diğer taraftan gene müsabakalara iştirâk edecek olan Yunanlı at İdler de dün saat 18 de bir îsveç uçağile şehrimize gelmişlerdir.
Dünya Muallimler Birliyi konfer ansı
Birleşik Amerika Muallimler Birliği Umumî Sekreterliği, ağustos ayı bakrında îsviçrede toplanacak olan Dünya Muallimler Birliği Teşkilâtı kongresine iştirâk elmemiz içjn İstanbul Muallimler En liğine bir teklif mektubu göndermiştir. Bu teklif öğretmenler arasında memnuniyetle karşılanmıştır. Kongreye iştirâk edecek temsilci, yapılacak bir toplantıda geçilecektir.
Bir adam arkadaşının harsaklarını deşti
Mahmudpaşada işportacılık yapan Şevki isminde biri evvelki ak-1 çam arkadaşları Lûtfi ve Mahmud Demir ile bir meyhanede iyice içtikten sonra aralarında kavga çıkmıştır.
Bu esnada bıçağını çeken Mah mud, Şevkinin karnını deşmiştir. ti’.
Yaralı ölüm halinde Cerrahpaşa-hastahanesine kaldırılmış ve suçlu yakalanmıştır.
----------O---------
E nekli subaylar
-----o-----
Emekli subaylar tüzüğü gereğince merkezi İstanbulda olmak üzere il ve ilçelerde bölge ve şube-ieı açılabilecektir.
Şimdiye kadar ancak merkez teş kilâtını düzenlemek ve yeni bir tüzük yaparak bunun tasdik işlerini tamamlamakla uğraşmış olan derneğin artık bölge ve şubelerde kurulmaya başlamış ve bunlardan Ankara bölgesi ve Beşiktaş, Beyoğ lu. Kadıköy şubeleri kendi mınta-kalan nda işe başlamışlardır.
Bu hususta hamiyetli vatandaş-f&nmmn yüksek yardımları g-3-rii1m-i!’’’ür. Beşiktaş subesi için yardım ve iyilik severliği ile tanın mis olan sayın bay Nuri Demirağ Hayreddin İskelesindeki müessesesinden bir salon ile döşeme ve diğer malzemeyi Beşiktaş şubesinin istifadesine bırakmıştır.
Vatandaşlarımızın her taraftan gördüğümüz yardım ve kolaylıklar. dolayısile sevincimize teşekkür lerimizi de baylar için d'.ha büyük Diaktayız.
Emekli Subaylar Genel Sekreteri Aziz Hiidai Akdemir
Av Malzemesi
Av malzemesinin piyasaya daha g. niş mikyasta arzı için gerek aslı n ve gerek hariç fabrikalara külliyetli mikdaıda sipariş verilmiş tir. Bu meyanda barut .ile kâfi mik darda rovelver ve fleber fişeği var dır.
Tekel idaresinde terfi eden memurlar
Tekel idaresinde kıdemini ikmal eden merkez ve mülhakat memur-lanndan (202) memur birer derece terfi etmiştir.
Köpüklü şaraplar
948 yılı bidayetinde istihlâke ar-zedilen Köpüklü şarab rağbet gördüğünden bu şarab imalâtını daha nefis bir şekilde ve fazla mik-darda yapmak için Paşabahçe fabrikasında yeni bazı tertibat alınmaktadır.
Dabkoviç
Vapur İlânlar»
Beklenen vapurlar
TRANSMAHİN İsveç vapur kumpanyası Helsinboıg S/S ULLA 6-7/6/1948
Londra, Anvers, Roter-dam, Bremen, ve Hamburg için aktarmasız mal kabul eder.
m/s GUNDA
12-15, Haziran, 948 İskenderiye. Londra, An-vers, Rotterdam, Bremen ve Hamburg için aktarmasız mal kabul eder, s/s H E R A
6-9 Temmuz 948
STE VEHSO ÎJTİN E
Şimali Amerika muntazam hattı m / s Elin Horn 20-22/ Napoli,
York için mal kabul eder.
|
* t
) •
4 . »
*
4
Haziran /1948
Cenova ve New
H, PAYKURİC
Y ugolinîya
Adriyatik limanlarına Yu goslav muntazam hattı s/s Soıin
15-20/ Haziran /1948 Triyeste ve Rijekaya mal
, kabul eder.
GÖRTHON LİNE
İsveç kumpanj'ası Cenubî Amerika hattı m/s Adı Gorthon Haziran sonunda Cenubî Amerikaya mal kabul e-der.
Bütün tafsilât için Galata Eski yolcu salonu karşısın da Frank Han 3. kata mü-caat. Tel: 44, 707/8
1 r
• I
■
W
z
Vic-
Denizyolları muhasibi Amer ikaya gidiyor
Amerikadan satın alınan tory tipi 6 geminin tamir, tadil ve
teçhizi için Export İmport Banc-dan temin edilen 3 milyon dolarlık kredinin bonolarla bankalardan çe kilmesi, faizlerinin ödenmesi, tamir işlerini deruhte eden firmalara tediyelerin yapılması ve bunlara aid hesabların tutulması yeniden karar altına alınmış ve halen orada bulunan bir heyete ilâveten Denizyolları dışişleri mesul muhasibi Kemal Doğrumanın da Ameri kaya gönderilmesi tekarrür etmiştir.
ekeiycrek emekli su-gelecek günlerimize kuvvet ve ümidle bak-
İmtiyaz sahibi:
A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU
Yazı işlerini fiilen idare eden: FATİN fuad
Dizildiği yer
«Yeni Sabah» mürettibhanesi Basıldığı yer: •• Gün Basımevi»
Ge-
General Smuts Atmaya gitti
Atina, 3 (A.A.) — (Lps):
m al Smuts bugün uçakla Atinaya gelmiştir. Smuts hava alanında Yunanistan kraliçesi Frederica ve i' şhakan muavini Çaldaris taralından karşılanmıştır.
General Smuts yarın La Haye'a d , ro' ra Londraya gitmek ii-•/( ■ Atmadan hareket edecektir.
Akışa hazırdı. Delikanlıya sor du:
— îyi oturabildin mi?
— Oturdum.
— Yalnız boynumu fazla sıkma biraz serbest bırak ki rahatça u-çayım.
—- Peki yâ Akışa!
Bacaklarınla da belimi fazla sıkma ve düşerim diye lıatırına korku getirme.
Seyfi Zülyezen, kadının sözleri ne hep «peki» diyor ve müthiş he yecan geçiriyordu.
Gerçi o ilk defa uçacak değildi. İlk uçuşunu büyük kuşun göğsün deki torbaya girerek yapmıştı. Lâ kin bu torbadan düşmek ihtimâli yoktu. Halbuki Akısa’nın sırtın -dan emin olamazdı. Bununla bera l.er, lıcr tehlikeyi göze alarak ha va yolculuğuna çıkmağa mecbur du. Aksi halde tekrar yakalanıp ya yine işkence kuyusuna sarkıtı lacağı, yahut öldürtüleceği muhak kaktı.
^kısa. vücudunu biraz ileri mey lettirdi ve kanatlarını çırparak yavaş yavaş havalanmağa başladı. Hızla yükselmiyor, Seyfi Zülye -zen'i alıştırmak için ağır ağır yük seliyordu.
ilk sıralarda müthiş heyecanlar geçiren Seyfi Zülyezen yavaş ya-vıs heyecandan kurtn’uvor ve
Atletizm hakem komitesi seçilecek
B. T. İst. Bölgesi Müdürlüğünden:
Bölgemiz Atletizm hakem komitesini seçmek üzere lisanslı atletizm hakemlerinin 8 haziran salı günü eaat 18 de Bölge binasında bulunmaları ve müseccel hakem sayısının yarısından bir fazlası mevcud olduğu takdirde toplantının bir hafta sonra aynı saatte tullk edileceği ve o gün mevcudla iktifa edileceği bildirilir.
Tekelin kaçakçılıkla mücadelesi
Geçen mayıs ayı içinde Baybur-dun Cılanser köyünde Tekel takib memurlarile kaçakçılar arasında bir saatlik bir müsademe neticesinde on bir hayvanla (1257) kilo kaçak tütün yakalanmıştır.
Yine mayıs ajanda Gaziantebin IClııkefe bölgesinde kaçakçıları r«| takibi neticesinde (371) kilo kaçak tütün ve dört hayvan yakalanarak müsadere edilmiştir.
4
4 HAZİRAN 94«
4
SATILIK EV
Beyoğlu Perapalâs arka
smda Tozkoparan Çatma
Mescid Taburimam sokak
No. 11 Ahşab altı oda üç
kat, bahçesi, kuyusu, ter-
kos, elektriği var. Ucuz fi-
yatla verilecektir.
Müracaat adresi: İstan-
bul Yenipostahane cadde-
si No. 19 yazı makineci
20.20
20.50
4
4
₺7. 0 V7.40
I
I
SATILIK EV ı
Beyoğlu Perapalâs arka smda Tozkoparan Çatma Mescid Taburimam sokak No. 11 Ahşab altı oda üç kat, bahçesi, kuyusu, ter-kos, elektriği var. Ucuz fiyatla verilecektir.
Müracaat adresi: İstanbul Yenipostahane caddesi No. 19 yazı makineci Fevzi.________________
** A
Mülhak (Sultan Fatih Kâtip vekili Hacı Mahmut Raif Ef.) vakfının, mütevellisi Hatice Fitnat vakıf işile ötedenberi alâkadar olmadığından 28.4.948 gün ve 4228/18 sayılı merkez tevcih komisyonu kararilo tevliyetten azledilmiştir. Kayfiyet mumaileyhanın ikametgâh ve meskeni bilinmemesi lıasebile ilânen tebliğ olunur.
• •*
| i ekel u. Müdürlüğü ilânları |
V
Malzeme Alım Şubesinden
1 — Cibalide yedek parça ve tamir atelyesi müdürlüğü kereste an-barına denizden ve karadan gelecek ve ayni anbardan denizden ve karadan gidecek olan artar eksilir, tahminen 4000 M3 kerestenin deniz ve kara nakil vasıtalarından indirilmesi, anbara nakil ve istifi ile anbardan kara ve deniz vasıtalarına nakil konulmuştur.
2 — Pazarlık 18.6.948 cuma dürlük malzeme alım şubesindeki
3 — Şartnamesi her gün sözü geçen şubeden görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte 900 liralık güvenme parasile kanunî vesaikile birlikte mezkûr komisyona müracaatları ilân olu-
(7808)
ve bindirme işi pazarlıkla eksiltmeye
günü saat 9,30 da Kabataş genel mü-komisyonda yapılacaktır.
■ ve ır.
Öğrenci oturma şuraları yaptırılacak
adet saat
İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünden:
Üniversite için yaptırılacak 9000 lira muhammen bedelli 50 oturma sırasının açık eksiltmesi 21 Haziran 1948 pazartesi günü 15.30 da Rektörlükte yapılacaktır.
İstekliler benzer iş yaptıklarına dair eksiltme gününden üç gün evvel Üniversite mimarlığından alınmış belge ile 675 liralık geçici teminat ve Ticaret Odası makbuzlariyle eksiltmeye gelmelidirler.
Şartname, resim ve sair evrak Rektörlükte görülür.
(7771)
Oırtaokull - Lise ve Teknik Okullar Talebesine
T una Dersevi’nde
MATEMATİK — FİZİK — KİMYA — LİSAN Dersleri
»
Dersevi talebesini en iyi hana
Müracaat: Pazardan başka
— KİMYA verilir şekilde ve kısa zamanda inıti hazırlar.
her gün saat (14-18) arasında
Atatürk Bulvarı No. 88
(Aksaray Postahane karşısı) AKSARAY
TUNA DERSEVİ
İSTANBUL
İst. Borsacının !)/ö,9;t
L-ndra
Nevyoık
Paıi»
Cepevre
Amsterdam
Brü ksel
Prag
Stoklıolm
Lizbon
ESHAM VE TAHVİLAT
%
6 Kalkınma 2
6 Kalkınma 3
7 3 üncü terti’o Millî
Müdafaa
7 4 üncü tertib Millî
Müdafaa
Tuzla ~ Çayırova Teknik Bahçıvanlık Okulu Müdürlüğünden
Okulumuz döner sermaye saymanlığında ambar ve ayniyat işlerinde görevlendirilmek üzere barem kanunu gereğince musaba ka ile lise veya orta okul mezunu bir memur alınacaktır.
Müsabaka imtihanı 11 6 948 cuma günü saat 11.00 de Çayı-rovadaki okul binasında yapılacaktır.
İsteklilerin askerliğini yapmış olması ve 788 sayılı memurin kanunun 4. üncü maddesindekivasıfları haiz bulunması şartile 10/6/948 günü akşamına kadar bir dilekçe ve kanunen gösterilmesi gereken vesikalarla birlikte okul müdürlüğüne müracaatları ilân olunur. (7496)
Türkiye İş Bankası I
Devlet Orman işletmesi Burdur İşletme Müdürlüğünden
1 — İşletmemize bağlı Bucak ilçesinin Aksubaşı orman içi istif yerinde 45 ilâ 79 numaralı istiflerde mevcud 4787 adede denk 532, 282 M3 çam kalas ve travers 2 parti halinde açık arttırma suretile Batılığa çıkarılmıştır.
2 — Beher metreküpünün muhammen bedeli 80 liradır.
3 — Arttırma 15.6.948 salı günü saat 15 de Bucak orman bölge şefliği binasında yapılacaktır.
4 — Muvakkat teminat 3193 lira 69 kuruştur.
5 — Şartname orman genel müdürlüğü, Antalya, Afyon, Denizli, Eğridir, Burdur ve Ankara merkez işletme müdürlüğü, İstanbul orman başmühendisliğinde Bucak orman bölge şefliğinde görülebilir.
6
ki komisyona müracaatları ilân olunur.
İsteklilerin belirli gün ve saatte Bucak orman bölge şefliğinde (7431)
* 4
t
Küçük Can Hesablar 25 Ağustos 1948 Çekilişinin İkramiyeleri:
1 0F .• (Anlcarada Tasarruf Evleri Mahallesinde bahçe içinde iki katlı ve bodrumlu, 6 oda, 2 sofa, veranda, balkonlar, tam konforlu.)
1 ARSA: (lstanbulda Suadiycdcj
1
1
2
5
M 5000 x 2000
x 1000
E
500
IJJrahk
)
)
)
14
25
25
150
x
x
X
X
200
100
50
20
Liralık
*
)
)
Bankamızdaki hesabında en az 100 lirası olanlar bu çekilişe katılacaklardır. Her 500 lira için ayrı bir kura numarası .
3 «Henüz bankamızda hesab açtırmarıış olanlar, sîzler
X de talihinizi deneyiniz!
I
A
w • t » £
Tefrika No* S3
Muazzam Sark Efsânesi
t
C S c V.
I
V cgnnt [9i ulıarrem koryunuill
:
7
Âkısa’ya «biraz daha hızlı uç? di ye sık sık ihtarda bulunuyordu. Ni hayet öyle zaman geldi ki, kadın son hızla uçmağa başladı. Bu neticeden ikisi de memnundu.
MUHTETİFİN SARAYINDA
Şeyh Abdüsselâm hazretleri, Âkısanın getirdiği Seyfi Zülyezeni öz evlâdına kavuşmuş bir baba gi bi sevinçle karşılayıp bağrına bastı. Alnından ve gözlerinden öpe -rek:
—Sefa geldin yavrum, dedi . Bana dünya gözüyle »eni görmek imkânını bahşettiğinden dolayı Ce nâbıhakka hamdederim. Sana ilk ve son tavsiyem şudur: Zerre ka dar yılgınlık göstermeden müca -deleye devam edeceksin. Zafer se nlndir, (İstikbal şenindir. İleride, mücadele esnasında çektiğin bütün sıkıntıların mükâfatını fazla -Biyle göreceksin.
Seyfi Zülyezen, Şeyh Ceyyad gi bi ak sakallı nûrânî yüzlü bir piri fâni olan Abdüsselâm hazretleri •
nın elini öptü:
— Bu çöllerinizden anladığıma göre başımdan hayli macera ge -çecek. Acaba doğru mu düşünü -yorum ?
— Evet evlâdım. Başından çok şeyler geçecek. Hattâ öyle müt -hiş vazıyetlerla karşılaşacaksın ki muhakkak surette kurtulacağını bilmiş olduğun halde bile, hayatın dan ümidini keseceksin.
— Çok fena!
— İnsanın en büyük müdafaa kalnanı, zafer silâhı sabır, taham mül ve bütün tedbirleri aldıktan sonra Cenabıhakka tevekküldür.
— Acaba ileride başımdan geçe cek şeylerin neler olduğunu şimdi den öğrenebilir miyim? ?
Abdüsselâm hazretleri sakalını sıvazladı, ağır ağır bağanı salladı ve güldü.
— Oğlum, ölüm muhakkak mıdır.
— Muhakkaktır.
—- ölüm muhakkak toMuAr» tiaJ
de ne zaman öleceğini bilir misin?
— Hayır!
— O halde bundan sonra geçi -receğin maceraları da bilmene im kân yoktur.
— Demek bir şey söylemiyecek siniz.
— însaıı ne bilirse onu söyler; bilmediğini söyleyemez. Yalnız bir şey aöyliyebiliıim. O da şudur: Biri bileğini kestiğin ecinni Muhtetlfln ölümü penin elindedir. Onu ancak ve ancak sen öldüreceksin, başkası öldüremez.
— Muhtetlfln ölümünün benim elimde olduğunu bildiğiniz gibi o-nunla ne zaman ka rşılaşacağımı da bilirsiniz düşüncesindeyim.
— Onunla karşılaşacağının zama nın eşiğindesin. /kısa, şimdi seni Muhtetlfln bulunduğu yere götürecektir. İşini bitirdikten sonra ya nıma gelmeyi İhmal etme. Sana ih tlyacım var. Haydi, Allah yolunu ûçık, İşini kolay etsin.
—JEksllı olma muhterem De -
der.
Seyfi Zülyezen, Şeyh Abdüsselâm hazretlerinin huzurundan ay nldı. Akısa’nın sırtına binp havalandı.
Birkaç saat sonra büyük bir dağ göründü. Seyfi Zülyezen, merak edip sordu:
— Bu dağ ne dağıdır, yâ Akışa?
— Kamer dağı,..
— Dağda gözüme saraya benzer bir bina ilişiyor. Acaba yanlış mı görüyorum.
— Hayır, yanlış görmüyorsun Gördüğün bina hakikaten saray -dır.
— Kimin sarayı?
— Tahmin et bakayım.
— Bir hükümdar sarayı mı?
— Bilemedin. Sen nereye gidi yorsun ?
•— Muhtetlfle boy ölçüşmeğe..
— İşte bu saray, o müdlıiş ifritin sarayıdır.
— Vay zâlim, vay! Demek o. hükümdarlar gibi büyük saraylar da oturuyor.
— Bunu daha evvel söylemiştim zannediyordum.
— Hiç hatırlamıyorum.
— Unutmuş olacaksın, yahut eannrmda ben aldanıyorum.
(Devamı var)
7.29
7.30
7.30
7.45 8.00
8.30
8.45
9.00
12.29
12.30
12.30 13.00
13.15
13.30 13.45 14.00 17.58 18.00 18.00
18.30
13.45 19.00 19.00 S 9.15 19.20
20.15
20.30 20.35
21.15
21.30 22.00
22.15
22.45 22.45 23.00
CUMA — V6/19,3
Açılış ve program
M. S. Ayan
Müzik: Operet uvertürle^ Haberler
Müzik: Çeşitli hafif müzik Miizik: Film müzikleri (Pl.)
Müzik: Dans parçalan (P.1.) Kapanış.
Açılış ve program M. S. Ayan
Müzik: Çeşitli müzik (Pl.) Haberler
Müzik: Kanşık şarkılar öğle Gazetesi
Müzik: Türküler
Kapanış.
Açılış ve program M. S. Ayan
Müzik: Radyo dans Ork. Konuşma
Müzik; Şarkılar
M. S; Ayarı
Haberler
Geçmişte Bugün Müzik: înce Saz
Radyo Gazetesi
Serbest saat
Müzik: Yurddan sesler Konuşma: Posta kutusu Müzik: Radyo 6alon Ork. Konuşma: B. M. M. Saati Müzik: Dans müziği (Pl.) M. S. Ayan
Haberler
Program ve kapanış.
Büyükçağ dergisi okuyucularına
Birçok güçlükler ve engeller do-layısile bir türlü düzene girememiş olan Büyükçağ dergisi nihayet Cemal Azmi Basınevine geçmiştir.
Yüksek kalemler ive kuvvetli yardımlar da sağlamış olan bu dergi, bilhassa ordu ve gençlik için, en faydalı bir dergi olmaya çalışacaktır. Bu hususta Cemal Azmi müessesesinden de kuvvetli yardım vâdi almış bulunuyoruz.
Öner ve Yücel dâvası
neşrolunan dâvasının teşkil eden şekilde ba-
s ÜÇÜNCÜ KİTAB
s İddia ve Karar
( Profesör Avukat Kenan ö-/ ner tarafından J ve öner - Yücel
) üçüncü kitabını ? bu eser nefis bir
/ silip satışa çıkarılmıştır. Mili 1 \ dan pek mahdut olduğun- 2 ? dan tükenmek üzeredir. Mem |
( leket çapında bir dâvanın ta- ( ? mamlayıcı kitabı olan bu e- 1
( ser her Türk münevverinin J
) kütübbanesincie yer alacak j
ı bir kıymet ve ehemmiyette- ( / (lir. Kİtabcılardan arayın. ! J Fiyatı 175 kuruştur. (
/ * )
) «Yücel - öner» dâ\ astım i c aid Profesör Kenan önerin t
) eserlerinden birinci ve ikin- ) c ci cildlerîn mevcudtan tü- i
) kenmek üzeredir. Bu kıymet 5 c 11 ve ibret verici kitablann (
) her üçünü de Ankara cadde- S r sindeki «Kanaat» ve çıtııkv X S lâb» Kitabevlerinden tedarik
£ edebilirsiniz.
I
I
Yeni Sabah’m
HAN FİYATLA»
Ballık m alı tu ohınû 1 î
»
ft
e
İnci
) »
)
••yfa,
)
)
» »
mujUiu
»
)
W
Hr.. m
*60
2SO
1W)
*