Cumartesi
7^ 3
HAZİRAN 1950
Yıl: 2 — No. 398
Başmuharriri: Mümtaz Faik Fenik
Denizciler Caddesi: 2
Posta Kutusu: 193 — ANKARA I
Telgraf: Zafer Gazetesi Ankara |
Başmuharrir tel: ........ 15619 ı
Yazı işleri, idare: ..... 15315 1
Fiyatı her yerde 10 kuruştur.
w
HER GÜN BİR HÂDİSE
"Kominform güzeli" ve Anne Pauker
— Yazısı 3 üncü sayfada —
Mevcut 282 milletvekilinin ittifakı ile...
Hükümet dün itimat reyi aldı
Müstakillerde programın
yapıcı vasfını belirttiler
Söz alan muhalifler C. H. P. hesabına
mazeret sayıp dökmekle iktifa ettiler
Muhalif milletvekilleri bir bahane bulup salonu terkederek oya iştirak etmediler
BAŞBA KA N MUHALİFLERİN TENKîDiNLÇEVAP VERDİ Geçmişe ait suçlar kanun gereğince takip olunacaktır Para politikası hakkında bize öğüt verenlere
Cumhurbaşkanımız Sayın Celâl Bayar dün Büyük Millet Meclisinde bir müddet meşgul olmuşlar ve akşam üstü matbaamıza şeref vermişlerdir.
Cumhurbakanımızın matbaa-, miza geldiğini duyan bü-, yük bir halk kitlesi kendilerini sevgi ve saygı tezahürle-, riyle selâmlamışlardır.
Büyük Millet Meclisi dün saat 15 de başkan vekillerinden Bursa milletvekili Hulûsi Köymenin başkanlığında toplanarak hükümet programının müzakeresine devam et -
Bu mevzuda söz alan Muğla milletvekili Samet Ağaoğlu, muhalefet partisinin tenkitlerine cevap vererek, muhalefetin bu tenkitlerini zayıf, renksiz ve mütereddit olarak gördüğünü söylemiş ve bugünkü mu halefetin, dünkü muhalefete asla
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar’ı dün doğum yeri olan Gemliğin Umur-bey köyünden gelen bir heyet ziyaret etmiştir. Hemşehrileri Sayın Bayar’la hasbihal etmişler, memle kette demokrasinin zaferi dolayı-siyle duyulan sevinci ifade etmişlerdir. Resmimizde Cumhurbaşkanı Umtırbeyli bir hemşehrisiyle karşılaştığı sırada alınmıştır
benzemediğini, zira dünkü muhalefetin, genç ve heyecanlı, kuvvetli olduğunu, halbuki bugünkü muha lefetin, yıpranmış, tek partili bir zihniyetin müdafaasını yaptığını ve bundan dolayı da tenkitlerinin renksiz ve zayıf olduğuna işaret et miştir. Sözlerine devam eden hatip, devletçilik mevzuu üzerinde de durarak, C. H. P. hükümetlerinin kapitalist biı- devletçilik rejimi içinde iş gördüklerini ve bu usulün teda visinin de yeni hükümete düştüğünü kaydettikten sonra, yalnız za-nunların değil, itiyad ve telâkkilerimizin de demokratik b r şekil ala cağını, vatandaş ve insan hürriyetine muhalif olan bütün kanunların kaldırılacağını, komiteciliğin, dedi koduculuğun bertaraf ed ilerek
lekette yeni bir ruh yaratılacağın şahs yatla uğraşılmıyacağını, suçların da af edil lem’ştir. Hatip. mululeitln tı ni, bir program tenkidi, bir faaname değil ancak bir m name olarak vasıflandırmış ve diye kadar muvaffakiyetsizlik bebf olarak muhalefet tarafından leri sürülen hâdiselerin mazeret yılamıyacağını açıklamıştır.
Samet Ağaoğlu, n n hiç bir zaman Büyük lisini gayri meşru addetme ancak vaktiyle buraya gelmiş bir çok şahısların da m İlet n hak reyile geldiklerinin iddia edileni ceğini, 1946 seçimlerindeki tıraların unutulmaması lâzı ni bildirmiş ve ken yeni hükümetin muvaffak olması dileğinde muştur.
Halide Edip konuşuyor İzmir müstakil milletvekili Hol-
İktisadî hürriyet ve sosyal nizam
de Edip Adıvar, programın mik mevzuu üzerinde durarak, me menfaatini korumak için, sahalara devletçiliğin ve hangi
halara ferdi teşebbüsün yapılatıl mesi hususunun tayininde biraz mühlet verilmesi lâzım fikri üzerinde durmuş ve şahsî te-
şebbüsü felce uğratacak her türlü
x (öevamı Sa. 6 Sü. 3 de)
Mümtaz Faik Fenik
ıtnan Menderes Kabinesi ■ kadar devlet işletmeleri karşısında hususî teşebbüs erbabı daima eli kolu bağlı kalmıştır. Hangi sahaya el atsanız, orada devleti, bütün heybeti ile size rakip görüyorsunuz! Bu rekabet, normal imkânlarla ve müsavi şartlarla da yapılmıyor. İnhisar dışında kalan devlet işletmeleri dahi, hususi teşebbüsten daima üstün tutuluyor. Evvelâ ona yardım ediliyor, onun ihtiyaçları ucuza temin olunuyor. O işletmelerdeki yedek parçalar için döviz bulunuyor. Demiryollarında vagonları tercihli olarak onlar alıyorlar, vapurlarda mallarını sevketmek için rüchan hakkı onlara veriliyor. Hülâsa devletçilik her türlü İdarî tedbirlerle ve hattâ kanunlarla hususi teşebbüse karşı himaye ediliyordu...
Bunun esaslı bir neticesi bir taraftan vatandaşlarda iş yapma kabiliyetinin dumüra uğratılması, söndürülmesi, diğer taraftan da hususî sermayenin ya muattal kalması, veyahut ancak müstehlikin devlet tahvillerinde bir kaç kuruş faizle yaşama imkânı bulması idi.
Herkes, devletle rekabet olmaz! deyip çekiliyordu. Çünkü devlet gazozculuğa kadar elini uzatmıştı! İşte bu düşünce, ayrıca memle-( kette tasarruf zihniyetini de öldürüyor, küçük tasarruf sahiplerini ürkütüyor, yalnız, her ne pahasına olursa olsun para biriktirmek hırsında olanlar ise, bunlan çekmecelerinde saklamaktan zevk alıyorlardı! Bu sıfatlar dışında kalanlara gelince, onlar da sermaye ola-★ (Devamı Sa. 6 Sü: 4 de)
7 Eylülü hatırlatmak isteriz
Başbakan Adnan Menderes hükümet programı üzerinde söz alan mil letvekillerinin mütalaalarına cevap olarak dün Büyük Millet Meclisinde etraflı ve n .nel bir nutuk vermiştir. Başbakan demiştir ki:
Muhterem arkadaşlar;
Hükümet programı üzerinde Büyük Mecliste açılan müzakerenin çok istifadeli olmuş bulunduğunu kaydetmekle söze başlıyorum.
Programımızın müzakeresine geniş zaman tahsis olunmuş, muvafık, muhalif pek çok arkadaşlarımız kıymetli fikirler ortaya koymuşlardır. Müstakil milletvekili arkadaşlarımızla iktidar safında bulunan arkadaşlarımızın hükümet programı etrafında sevgi ve itimat tazammun eden sözlerine ve haklı ikaz ve irşatlarına çok teşekkür e-
Muhalefet adına konuşmuş olan milletvekilleri arkadaşların ileri sürdükleri görüş ve düşüncelere etraflı olarak cevap vermek ihtiyacını duymaktayız.
Böylece muhalefete atfetmekte olduğumuz ehemmiyet ve mevkii de belirtmiş olacağımızı sanıyoruz. Bu suretle hareketi aynı zamanda umumi efkâra gösterilmesi lâzım-gelen saygının icabı telâkki ediyoruz. ★ (Devamı Sa. 6 Sü: 1 de)
Başbakan Adnan Menderes Meclis kürsüsünde
Dışişleri Bakanımızın Paris’teki temasları
F. Köprülü dün iktisadi işbirliği toplantısında bulundu, Fransız Cumhurbaşkanı ile görüştü
.w dnan Menderes Kabinesi . . programının esas vasıfların- \ dan biri de İktisadî ıslahatı ilk safa almış olmasıdır. Hususî teşebbüse geniş imkânlar sağlanması, ve yabancı sermayelerin Türkiyede korkusuzca işliyebilmeleri, bu iktisadi ıslahatın esaslı unsurlarını teşkil edecektir.
Hepimiz biliyoruz: Demokrat Parti beş senedenberi hürriyet için mücadele etmektedir. Fakat şunu hemen söyliyelim ki hürriyet sistemi içinde bilhassa serbest çalışma, serbest kazanma, rahat ve huzurla yaşama hürriyeti en mühim yer alır. İktısaden darda bulunan, gündelik ekmeğini bile çıkaramıyan bir kimseninyalnız söz, yazı ve vicdan hürriyetleriyle yaşayabileceğini ve hattâ bunları tahakkuk ettireceğini sanmamalıdır. Ne aç adam, ne işsiz adam, ve ne de başkalarına göre çok daha zor şartlar, la hayatını kazanmağa mecbur tutulan adam, bir hürriyetten bahse demez. Böyle bir adam muhakkak, daha müreffehlerinin tesiri altındadır. Çünkü maalesef mide, düşünce hürriyetine her devirde hükmetmiştir!
İşte Adnan Menderes Hükümeti ^abt'^ramında, iktisadi ıslahatı, bi-plâna alarak, şimdi bütün hürriyetlerin hep birlikte tahakkuk ettirilmesi imkânlarını sağlamaktadır. Bu bakımdan özlediğimiz demokrasi bütün vatandaşlar için seyyanen tatbik edilecek, ve vatandaş hak ve hürriyetleri böylece daha geniş bir inkişafa mazhar olacaktır.
Hâdiseyi hep biliyoruz: Şimdiye
Türkiyeye yardım
Aeheson, yardım kat'î surette tesirli oldu diyor
Vejington, 2 (a.a.) (United Press) leri cihanşümuldur. Her hangi
222 milyon 500 bin dolar istemişti, _ ________
bugün de Aeheson Trumanın bu tek k)arşı bir tehdid teşkil eder. Sağlam, lifini desteklemiştir.
Dış münasebetler ve silâhlı kuvvetler komisyonlarının müştereken yaptıkları bir toplantıda söz alan Aeheson, Trumanın Çin bölgesi için istediği 75.000.000 doktrin Başkana Amerikan menfaatlerinin korunma sı için lüzumlu yerlerde yardım faaliyetlerine girişmek imkânını ve receğini. söylemiş ve şunları ilâve etmiştir
— Birleşik Amerikanın menfaat-
. Ji bir
ıilyar yerde dünya sulhüne karşı yapıla ‘ cak bir tehdid bizim emniyetimize
Tuta-
tetkıkine boş anıyor
Büyük Millet Meclisinde nakları inceleme Komisyonu sabah toplanmış, başkanlığa Ke-
mal Özçoban (Afyon), sözcülüğe Hüseyin Fırat (İçel), kâtipliğe Sadık Giz. (İzmir) seçilmişlerdir.
Komisyon bundan sonra iç tüzük gereğince beş kişiden mütevekkil altı Tâli Komisyon seçiliştir.
| basiretli ve sebatkâr hareket etmeliyiz. Bu, hürriyetimizin korunması için ana şarttır. Eğer aramızdan bil i bu husustaki gayretlerini gevşetse veya tüketseydi netice feci olurdu. Aeheson, kongreden silâhlar ve makineler de dahil olmak üzere Kuzey Atlantik devletlerine ve diğer Hızı memleketlere yapılacak askeri yardım hususunda mevcut tahdidatın kaldırılmasını istemiştir. Hiç bir silâhın milliyetçi gayelerle kullanıl Buyacağını söyliyen Aeheson şunları : ilâve etmştir:
I — Türkiyede Amerikan askerî yardımı kati surette tesirli olmuştur. Fakat Türkiye kendi savunma masraflarını artıramaz.
İranda emniyetin idamesi hür dünya için çok ehemmiyetlidir. Bu memlekette yapılması düşünülen .vardım onun en acele askerî noksan kırından bir kısmını tamamlamak gayesini gütmektedir.
Yunaıi'stan ve Tiirkiyeye
• milyon dolar, Çin bölgesine 75 mil ' yon dolar- vermek niyetindeyiz.
Paris, 2 (a.a.) (Afp) — Türkiye Dışişleri Bakanı Fuat Köprülünün Perisi ziyareti müstesna bir mahiyet almaktadır. Başbakan Bidaultdan sonra Fransa Cumhurbaşkanı V.n-cent Auriol, Türkiye Dışişleri Bakanı ile görüşmek istemiş, Köprülü, saat tam 11 de Elysee Sarayına git mek üzere toplantı halinde bulunan
iktisadi işbirliği Avrupa teşkilâtı konseyini terketmek mecburiyetinde kalmıştır. Avrupa iktisadi işbirliği Türk heyeti daimî murahhası Tiney, muvakkaten Bakanın yerini olarak toplantı sonuna kadar Türk heyetine başkanlık etmiştir.
Köprülü refakatinde Türk iyenin Fransa büyükelçisi Numan Mene -
Tahran - Ankara
maçı bugün
mencioğlu olduğu halde saat tam 11.15 te Elysee Sarayında Fransa Cumhurbaşkanı tarafından kabul dilmiştir. Köprülü ile Menemencioğ-lunu yalnız kabul eden Cumhurbaş kanı kendileriyle mesai odasında yarım saatten fazla görüşmüştür.
Görüşme sonunda France Presse Ajansı muhabirinin sualine Mene-mencioğlu, şu cevabı vermiştir:
«— Bakan Fransa Cumhurbaşkanı na bir nezaket ziyareti yaptı. Başkan bizi mutad nezaketi ve samimi yeti ile kabul etti ve ziyaretimiz müddetince Başkanın nezaket ve samimiyet havasının tesiri altında kaldık.»
Hepoel İsrail takımı da bugün lstenbul da Fenerbahçe ile karşılaşacak
Tahran _ Ankara karma takımları bugün saat 17.30 da beynelmilel Mısırlı hakem Muhammed Essait’in idaresi altında 19 Mayıs Stadında karşılaşacaklardır.
İranlIlara karşı çıkacak olan karma takımımız, Demirsporun takviyeli bir şekli olarak şu oyunculardan teşekkül edecektir.
Emin (D. S.), Kemal (H. T.), İsmet (D. S.), Mehmet (D. S.), Süleyman (D. S.), Muzaffer (D. S.), Zekeriya (D. S.)), Kadir (D. S.), Abdullah (D. S.), Fikret (A. G.), İsmail (D. S.).
İıanlı futbolcular şerefine dün İ-ran Büyükelçiliğinde bir çay ziyafeti verilmiştir.
Hapoel bugün İnönü Stadında Fenerbahçe ile, yarın da Galatasaray ile karşılaşacaktır. Hapoel 10 ve 11 Haziran tarihlerinde Vefa ve Fenerbahçe ile üçüncü ve dördüncü karşılaşmalarını yapacaktır.
İsrailin Kapoel futbol takımı dün uçakla İstanbula gelmiştir.
Ödenekler hakkında iki kanun teklifi
Mardin bağımsız milletvekili Dr. Kemal Tüıkoğlu, bütçede tasarruf temini maksadiyle Büyük Millet Meclisi Başkanlığına iki kanun teklifi vermiştir.
Dr. Kemal Tüıkoğlu, milletvekilleri ödeneklerine son defa zam
★ (Devamı Sa. 6 Sü: 4 de)
AKINVYAl--1
KÜREK
üzel bir fıkra anlattılar. Size de tekrar edeyim:
Seçim zamanında Halk Partisi müfritlerinden biri bir köyde propaganda yapıyor, eskiden kendi partilerinde olup da sonradan Demokrat Partiye geçenleri tenkit ederek diyormuş ki:
— Bu ne biçim iştir; hiç insan, gömlek değiştirir gibi parti değiştirir mi?
Köylü cevap vermiş:
— Beyim, gömlek kirlenirse pekâlâ değiştirilir! —
YEDEKÇİ
Sayfa: 2
ZAFER
i
)(
ik
P‘ Sli
;er ırr
ğü ht.
5 1 da Ti La an di
lat e i
, t:
en da ı c I k

Fidanlar
Manifatura Mağazası
Daimî ucuzluğunu sayın müşterilerine aşağıdaki fiyatlariyle bir kere daha hatırlatmakla bahtiyardır.
CİNSİ
FİYATI
İpek Muarse Anver Saten
Krep Saten Vistra Emp.
Amoroza
«3» Kr.
6M „
7H „
S6I „
8M „ dur.
Diğer ipeklilerimiz de yu kardaki fiyatlarımız gibi tahmin edilmedik derecede ucuzdur. Fırsat budur, kaçırmayınız, men-faatinizedir.
ADRES : Fidanlar.
MANİFATURA MAĞAZASI
ALİ FİDANLAR. TEL : 16420
Denizciler Cad. No: 58. — ANKARA (2058)
Belediye Başkanlığından
İstasyon civarındaki Yaş Meyv e ve Sebze Toptancı Hali’nin; sabahları saat i den 12 ye ve 14 den 17 ye kadar satış yapacağı Sayın halka ve ilgililere ilân olunur. (3666) (455)
Sayın Ankara bayanlarının çok iyi tanıdığı
FERİYE GÜNEL
SÜTYEN »e KORSA
Siparişlerini evinde kabule başladı
Sıhhî ve gebelik korsaları, Amerikan gebelik bağları, askılı ve askısız Amerikan çelik telli sütyenleri yapılır.
Yenişehir, Sağlık Bakanlığı
İsırje’tpaşa cad».les5 No. 9.
i (2117)
Atatürk Orman Çiftliği Marmara
Gazinosu'nda
Mevsimin en büyük KIR BALOSU
3 Hazinan 1950 Cumartesi akşamı verilecektir.
Lokanta, Otel ve Eğlence Yerleri İşçileri Sendikası yararına tertip edilen mevsimin en büyük KIR BALOSU için Bendika tarafından hazırlanan özel programda neler var? Saz, Caz, Mil-i Oyunlar, (Karadeniz, Erzu--■ um, Kars, Kafkas, Azerbaycan, oyunlar) — Hayali Küçük Aliden Karagöz — Dünya güreş şam piyonlarından güreş gösterileri— Boks oyunlarından başka biı çok sürprizlerle süslenen bu muh-teşem Gece'nin davetiyeleri bir kişilik olarak 2,5 hra üzerinden satışa çıkarılmıştır.
Sayın halkımızın onur vermesini saygı ile rica ederiz. (2112)
Devıen Satılık Dükkân
Piyasanın işlek bir yerinde.
Müracaat: Tel; 13245 (2059)
Küçük Mııggie’yi çok arıyordum. Küçük, bir kaç gün evvel mektebe dönmüştü. O burada ol saydı, şimdi, onunla oynar, gevezelik eder ve bu suretle hakikî haleti ruhiyemi daha iyi gizlemek imkânını bulurdum. Şüphesiz ki, bu küçük kızla meşgul olmak, gazetelere gömülmekten, yahut, dı.ş siyasete ait inanmadığım uzun nutuklar vermekten daha insani bir şey olurdu. Bir tek kelimesine inanmadığım bu uzun mütalea ve mülâhazalardan beklediğim tek şey, mümkün mertebe kendi kendimden uzaklaşmak, mümkün olduğu kadar hakikî fikirlerime ve endişelerime dönmemekti. Halbuki, bu gibi zamanlarda Hilda, beni âdeta dinî bir hürmet ve dikkatle dinliyordu. Bilmiyordu ki zavallı kadın, ancak kendimi gizlemek için konuşuyorum. Yine bilmiyordu ki zaman zamau ölçüyü aşıyor ve artık ne dediğimi bilmez oluyorum.
Üçüncü gün, altıdan evvel, Hilda’yı almak için mağazaya gittim. Daha fazla bckliyemez-dlm. Dükkâna giderken karaı vermiştim: Komedi muvaffak olmazsa, Hilda bir şeyler sezinlerse, akşama evde, küçük bir çocuğun annesine kabahatlerini İtiraf edişi gibi, ona bütün hakikati söyliyecektim. Edlth'e bir
* "fon 16668, evi: 15233. (2047) 1
— Size malûmat vermek isteme
3 - 6 - 1950
Dünya gençlik birliği
Önümüzdeki Ağustos ayı içerisinde İstanbulda yapılacak Dünya Gençlik Birliği (Way) kongresinin hazırlıkları için Türkiye Millî Talebe federasyonu Genel İdare Kurulu şehrimizde olağan üstü bir lop laptı yapmıştı.
Bu arada federasyonu ilgilendiren meseleler görüşülmüş ve hükümet erkânı ile müsbet temaslar yapıldıktan sonra kurul Çalışmalarını bitirmiş. İstanbul İcra Komitesi üyeleri Ankaıadan ayrılmışlardır.
Federasyonun üzerinde durduğu talebe mübadelesi meselesi ilk meyvasını vermeye başlamış ve Yunanistan başta olmak üzere birçok devletler talebelerimizi, yurtla, rını gezmeleri için davet etmişlerdir.
Korodenizde moyın tehlikesi ozjldı
İstanbul, 1 (a.a.) — Harp yılları içinde Karadeniz’in bazı bölgelerinde gemilerin geceleri seyretmeleri ihtiyatî bir tedbir olarak menedil-miştir.
Devlet Denizyollarından verilen malûmata göre, gerek İktisadî durum ve gerekse tarifelerin hazırlanması bakımından bir çok güçlükler doğuran bu kararın kaldırılması muvafık görülmüştür. Mayn tehlikesinin de azalmış bulunmasından gemilerin geceleri de seyre devam edebilecekleri alâkalılara tebliğ edilmiştir.
Kuduz bir köpek
20 kişiyi ısırdı
Bursa, 1 (Telefonla) — Bugün Demirtaş istasyonunda Çeltik fabrikası civarında tarlalarda çalışmak ta olan 20 kader işçi kadın, kudurmuş büyük bir köpeğin hücumuna uğramıştır. Köpek kadınlardan birinin gözünü çıkarmış, bir kadının kolunu parçalamış, diğer kadınları da muhtelif yerlerinden ısırarak yaralamıştır. Köpek kaçmış, yaralılar hastahaneye kaldırılmıştır. Gözü çıkan ve kolu parçalanan Hatice ve Fatma İstanbul Kuduz Hstahane-sine gönderilmiştir.
Türkiye tş Bankası
Tasarruf ikramiye çekilişinde kazananlar
Türkiye İş Bankası’nın kumbaralı ve kumbarasız tasarruf hesapları arasında tertip eylediği 1950 ikramiye plânının üçüncü çeklişi banka genel merkezinde ve ikinci noter Şakir Baı an'ın huzuru ile yapılmıştır.
Bu çekilişin büyük ikramiyesi olan Büyükadadaki köşk Galata’da 14049 numaralı hesap sahibi bayan Cihadiye Tan’a isabet etmiştir. Ankara’da İller Kooperatifi sahasındaki dükkânı Samanpazannda 886 numaralı hesap sahibi Özden Ortaç kazanmıştır.
Biner lira kazananlar: Zonguldak'ta Ayşe Şehirli (6441). Mersin’de Fuat Duvek (9016). Gazian-tep'de Hayriye Özataş (3855), Ankara’da Yusuf Kaya (80444). İstanbul’da Muammer Şenöz (156968).
Beşer yüz lira kazananlar: Balıkesir’de Ömer Arslan (8002), Ay-dın’da Eyüp Özbaş (1713). Afyon-karahisarida Recep Sağlam (5319), Adana’da Hadiye Öztan (15370). İzmir’de Hulûsiye Hâmit Meto (24006).
iki yüz ellişer lira kazananlar: Eskişehir’de Ali (8205), Diyarba-kırda Murat Parmaksızoğlu (5772), Ayvalık’ta Fatma Suzan Sokol (2239). Beşiktaş’ta Pembe Demir-cioğlu (2776), İzmir’de Yenigün’de Kenan Acunsal (3311).
Bunlardan başka türlü şubelerde 115 talihli yüz ve elli liralık para ikramiyeleri kazanmışlardır.
PULSUZ İSTİDA
Efendilik Allah
vergisidir!
BAZI İŞÛRETLERE DAİR
Türkiyemizde, yeni Seçim Kanuniyle yapılan ve yepyeni bir mahiyet taşıyan milletvekilleri seçmen mücadelesine göz atacak olursak gerek seçimden evvel baş-göstermig bazı işaretleri, gerekse seçimden sonra vukubulan ufak tefek belirtileri sadece şahsî ve mahallî bir düşüncenin birer eseri bulunduklarını teslim etmek mecburiyetinde kalırız.
Kat'î olarak diyebiliriz ki; bugüne kadar hiç bir kanun Seçim Kanunu kadar vazıi kanunun maksat ve gayesine uygun bir surette tatbik olunmamıştır. Zira Seçim Kanunu milletin çeyrek asırdan fazla bir zamandır susamış bulunduğu ihtiyaçlara tam olarak cevap veren bir kanundu.
Bugün usuli ve nazarî olarak kanunlaşmış nice hükümler mevcuttur ki ihlâl edilmiş olmalarına rağmen tatbik mevkiine konamamak-ta, ancak mevzii olarak tatbik olu-nabilmektedir.
Misal mi? Bir Yapı Yollar Kanunu vardır. Fakat hastalığı değil ancak ârâzı tedavi maksadiyle yürürlüğe konmuş olduğundan tatbikatta yer bulamamakta, bir takım mennedici 'hükümlerine rağmen baş kentten tutunuz da sınır illerimize kadar bir çok gayrinizamî inşaat şehir ufuklarına doğru yükselmektedir.
Yurdumuzda, 14 Mayıs 1950 tarihinde yapılan milletvekilleri seçimi bütün dünya efkârının takdirle karşıladığı üzere, Şark’a ve Garb’a örnek olarak bir soğukkanlılık ve asalet hisleri içerisinde sükûnetle cereyan etmiştir.
Seçimi takip eden şu günlerde bazı mahallî zabıta vak’aları hasıl lomuşsa bunun vebal ve günahını sadece seçim kampanyasında bazı vatandaşlar tarafından ve şahsen yapılan propagandalarda aramak hâdiseleri sathî olarak mütalea ve müşahede etmek olur.
Nasıl ki seçime tekaddiim eden günlerde daha büyük çapta vuku-bulmuş zabıta vak’alarının sebep ve illetini Halk Partili vatandaşların seçim propagandalarına bağlamak mümkijn değjise bugünkü ufak tefek hâdiseleri de aynı şekilde bir sebebe hamletmek mümkün değildir.
Hatırlardadır ki; seçimden önce adedi dördü bulan katil vak’aları vukubulmuştur.
Bu seçim mücadelesi kurbanlarının cümlesi de Demokrat Partiye mensup vatandaşlardı. Bunlardan bir tanesinin büyük günahı da Akşehir açık hava toplantısında Demokrat adayları sırtında taşımaktan ibaretti.
Biz o zaman; bu vak’aları, kanuna uygun olması kadar ahlâka, â-daba ve en nihayet inkılâba da uygun olması lâzımgelen propagandanın bu ölçüler dışına çıkmış ol duğunu bizzat müşahede etmiş olmamıza rağmen bir taraflı olarak mütalea etmemiş bu müessif hâdiselerin daha ciddî vo derin sebeplerin birer neticesi olabileceğini düşünmüştük. Parti beyannamesi mevcut iken, ve akıl mantık icapları gözönünde dururken bir vatandaş çıkıp ormanların başıboş bırakılacağını söylemiş olabilir. Diğeı taraftan resmî ağızların beyanatı dmdik dururken bir vatandaş da kalkar şu partiye oy verilecek o-lursa il hududu dışına sürüleceğini ileri sürmüş olabilir.
14 Mayıs 1950 günü şuur ve siyasî rüştünü bir kere daha ilân etmiş alan bir milletin bu gibi kanun ve mantık dışı tahrik ve tesirlerle ha-
Ümran Nczif Yiğiter |
roket etmekte olduğunu kabul bizzat vakıalarla tezada düşen bir düşünce tarzı olur.
Bize göre, nüfus ve mesahamıza göre çok şükür ki pek az nisbette olan bu mahalli fena işaretlerin tek sebebini geçmişte aramak icap e-der.
Şayet, ekseriyetin hilâfına olarak bir kaç kişi şahsî iğbirar ve husumetlerini birer parti mücadelesi haline sokuyorsa bunun saiki sadece kültür noksanlığıdır. Çünkü ekseriyet seçim mücadelesini bir hasım ile değil bir rakip ile yaptığını idrak etmiş ve 14 Mayısı bu hava içerisinde geçirmiştir.
İlk Tedrisat Kanunu bu memlekette en uzak köye kadar uzanmış olaydı şüphesiz ki hepimizi üzen bu tek tük işaretlere de rastlamı-yacaktık, Bu işaretleri önleyici tedbirler memlekette esasen mevcuttur. Fakat Ceza Kanuniyle katil suçu yasaklanmış olmasına rağmen hapishanelerimizde katilden yatanlar da vardır.
Bugün için iktidara düşen ödev yeni bir kanun yapmak değil, mevcut kanun hükümlerini ihlâl edenleri takiptir.
Bu sahada ise iktidar gayet hassastır ve zamanında yaptığı tamimlerle bugün için yapılması mümkün olanı yapmıştır. Temenni edelim ki 1954 seçimleri bu ufak hâdiselerden de âzâde bir hava içerisinde geç-
r
İstanbul Mağazası
Sayın müşterilerine yeniliklerini sunar

1 — Radyoların harikası olan Alman SABA Radyoları,
2 — Radyo tekniğinin şaheseri SİERA Radyoları,
3 — Ayda 30 lira taksitle 10 pilâk alan Otomatik ve Tekli Pi-
kapları, otomatik ütüler,
4 — Her marka kol, cep, masa saatlerinin en güzel desenleri,
5 — Elmas, pırlanta yüzükler, küpeler, kolye ve broşlarımızı tak-
sitle de alabilirsiniz.
BAHATTİN ATATUĞ - TEVFİK ERTAŞ
Anafartalar caddesi Adliye üstü No. 273 — Tel: 14761 Ankara
r
Sayın Ankara'lıların çok sevdiği kıymetli san’atkâr

Mim - BAKİ tam kadrosile
PEK YAKINDA CEBECİ DOĞAN BAHÇESİNDE Büyük kadro — Zengin Kostüm ve Dekor Kıymetli okuyucu MUAZZEZ ALTINSES birlikte (2147) ------------- • -- ı ....m ■■■■! ■—■*

Bankamızda bir tasarruf hesabı açtırınız. Hem para biriktirir, hem faiz alır, hem de ikramiye kazanabilirsiniz!
ikramiye çekiliş tarihleri
25 Ağustos :
31 Ekim ;
29 Aralık :
1 Ev
1
2 Ev
2 Dükkân 1 Dükkân 1 Dükkân
ve çeşitli para ikramiyeleri...
EV ve DOKKÂNLAR'ın veraset ve intikal vergisini bankamız öder.
TÜRKİYE İS BANKASI
D izim -efendi muhalefet- lıerj gün umumî efkârın önüne verdiği sözü tutmak için olacak, ciendice çıkmaktadır.
İşte size, hayranlık uyandıran bir başlık:
«Yeni iktidarın programı çürütüldü!* vay... diye iki elinizi başınızın arasına alıp, bu kadar çalışmadan, emek sarfından ve dünya ölçüsünde medenî bir sc- j çimden sonra iktidara gelen D. P nin ilk hükümetinin başına İlk 1 günde gelen bu felâket nedir? diye ağlamamak için kendimizi , zor zaptediyeruz.
— Kireç kaymağı mısın? A mübarek!... Sözü gayri ihtiyarî ağzımızdan dökülüyor.
Bu, sempatik ve şirin başlıktan sonra bir takım küçükleri ve daha fevkalâdeleri de var:
• D. P. Milletvekilleri Meclisi ■ miting meydanı sandı!*, «Bu iktidar, bu program, hâdiselerdeki şeref ve mes’uliyeti okunan böyle bir hükümete, millet acaba güvenir mi?»
Allah, Allah... Millet eğer gü-venmcseyûi, şimdi iktidarda O. H. P. olurdu! Düşüncesi, acaba a-kıllarına gelmemiş mi dersiniz?. Hayır, gelmesine gelmiştir, ama.. Serde efendilik var... Onu göstermek mecburiyeti karşısında bu kelimeler az bile... Neyse, bugüne kadar yani iktidarı ellerinde bulundurdukları seneler içinde, yine bu çeşit efendice muvafakat yaptıklarını zannettikleri için bugünkü hale düştüklerinin farkına varamıyacak kadar efendi ruhludurlar.
Bakın, sîzlere eski bir mecmua kolleksiyonunda gördüğüm üç resimden müteşekkil bir karikatürü anlatayım:
Resmin birincisinde, züppenin biri, yeni icat olunan elektrik fenerini tutmakta ve bir köylü de bunun ateşinden sigarasını yak mak için uğraşmaktadır. Züppe memnun, köylü ise şaşkındır.
ikinci resimde, züppe kendi arkadaşları arasında ve fenerden sigara yakmak için uğraşan köylünün halini anlatırken görülmek tedir.
Züppe Monşer, adamın aklına bakın, elektrik fenerimden sigarasını yakmak için belki yanm saat uğraştı!... ilmekte ve etrafında bulunanları kahkaha ile güldürmektedir.
Üçüncü resim ise bir köy kahvesini göstermektedir. Züppemin alay ettiği köylü dayı çubuğunu yakmış, sabahleyin başından geçeni hikâye etmektedir:
— Hemşerim ateşin var ini? dedim... Herif beni bir şey anlamaz zannetti. Elektrik fenerini yaktı, uzattı. Ben de hiç bozmadım. Sigarayı fenerin camına dayadım. Uğraşıyor gibi yaptım. Seninki, benim uğraşmamı sahi sandı. Feneri yaktı, dıırdu. Nihayet herifin pilini bitirdim!
Kıssadan, İrisse, C. H. P. fenerim uzatmış herkes hiç bir şey bilmez zanniyle:
— Buyurun efendim, sigaranıza ateş! diye senelerce ikramda bulunmuştu. Halk ise vaziyeti pek iyi bildiği için fenerin pilini bitirmiştir. Vaziyet bundan ibarettir.
Hikmet YAZICIOĞLU
Dikkat
Görü medik Ucuzluk
160 liralık elbise bizde 110 liradır. Bu fırsattan istifade etmeniz menfaatiniz icabıdır.
ADRES : Hacıbayram caddesi No: 5. (2060)
YAĞ, PEYNİR, KREMA ve emsali âmillerine:1
Yenişehir Ulus Sineması altında yeniden, sön sistem, fenni tesislerle meydana getirdiğimiz soğuk hava deposu açılmıştır.
Müracaat: Kızılay S. Soysal İş han No. 18 Telefon: 22373
(2142)
00 '91 12028 14881 11566 24846 21575 24846 22222 22333 11111

Yazan . FERENO MOLNAR miktar para verecektim. Hilda o-nu mağazadan çıkaracak ve btı mesele artık tamamen kapanmış olacaktı. Komedi oynamanın, hele insan iyi bir aktör olmazsa, çok güç bir iş olduğunu anlama ğa başlıyordum.
Mağazanın satış yerinde, Hilda, en İyi müşterilerinden, çok zengin, İhtiyar ve kibar kılıklı bir kadına açık penbe renkte bir İpekliyi göstermekle meşguldü. Yanlarına sokulmadım. Geride, atölyenin kapısı önüne giderek İçeriye baktım, işçiler uzun biı masanın etrafuıa oturmuş, çalışıyorlardı. Edith de aralarında idi. Yanındaki arkadaşiyle Fransızca konuşarak bir şey dikiyordu. Fakat konuştuklarını anlı-yamıyordum. Edith’in başından geçenler, yüzünde yorgunluk izleri bırakmıştı. Yahut da, kimbi-lir »Belki bu izler, bir erkekle beraber yaşamanın eseridir- dİ ye düşündüm. Bu izleri yalnız benim görmüş olmam, bunların yalnız benim muhayyilemin esc ri olmaları İhtimali do vardı.
— 53 —
Her zamanki gibi işçi kızlara selâm verdim. Ötekilerle beraber Edith de cevap verdi. Sonra. başka hiç bir şey söylemeden, hiç bir hareket yapmadan, tekrar İşine daldı. Sanki, «Tamam... Mükemmel oynıyorsun» demek istiyordu. «Anladım. İstediğin gibi olacakı. Birbirimizi tanımıyormuşuz gibi yapacağız» demek istiyordu.
Bir kaç dakika sonra zengin müşteri gitmişti. Hilda atölyeye geldi. O gelince, Edith'te soku lup hatırını sormak lüzumunu hissettim:
— Matmazel Gal siz misiniz? dedi.
— Evet efendini.
— Görünce hatırladım sizi. Nasılsınız?
Edith kıpkırmızı kesilmişti. Ayağa kalktı ve gayet hürmetkar bir eda ile:
— tylyim, teşekkür ederim, dedi. Bana yardımda bulunduğunuz için size minnettarım.
— Rica ederim. Gayet tabii bir şey...
Çeviren ı M. T.
Kanın, bir iyilik yapmış olmanın ithinan vc hazziyle gülerek bizi dinliyordu. Bir kere da ha, oynadığım komediden sıkıldım. Bu yeni mesleğime daha nc kadar zaman tahammül edebilecektim. Az kaldı, çok azı kaldı, diyordum. Bu komedinin bitmesine çok az bir şey kaldı.
Edith’in bugünkü durumu hakkında hiç bir şey biliniyor dum. Nerede, kiminle oturuyordu? Yine bir erkekle beraber mi yaşıyordu. Hiç bir şey bilmiyor ve öğrenmek de istemiyordum. Kıskanmıyordum. İçimden- kıskançlık gelmiyordu. Acaba derilimden tamamen kurtulmuş mu idim? Hayır. Fakat... Edith’in bu dünyada tek başına kaldığı benden başka güvenecek hiç kimsesi olmadığı belliydi. Artık projeler yapmıyordum. Kendimi kadere, kaderime terketmiştim. Ne olacaksa olacaktı. Artık sarih vc muayyen olarak hiç bir şp.y arzulamıyor, «şu olsun» diyemi- I yordum. İradem kalmamıştı & Edlth'e yazmış olduğum mektu-®
bu istiyerek yazmamıştım. Onu istiyerek postaya atan ben değildim. Netekim kanma karşı da daimî surette yalan söyler bir vaziyette kalmayı istememiştim. Bütün hareketlerimde, hayatınım umumî ve mühim hatlarını çizen bütün teşebbüs ve hareketlerde, isteyen, emreden, kumanda eden yalnız Edith’ıli. O istiyor, o arzu ediyor ve hâdiseler bana baskın ediveriyordu. Edith bir insan değildi. O, orta çağda büyücü, sihirbaz da değil di. Olağanüstü kuvvet ve kudrete sahip mahluklardandı. Kendimi o kadar âciz ve kuvvetsiz hissediyordum ki, bu aczimi kabul etmek ruhuma bir nevi sükûnet aşılıyordu.
İki gün sonra, yine karımı al mak için mağazaya giderken aşağı yukarı katî bir karara varmış bulunuyordum. Bu durum böylece devam edin gidemezdi Bu akşam her şeyi Hûda’ya itiraf edecektim. Bu bana ferahlık verecekti. Karım gibi iyi kalblİ. makul, candan bir kadına hcı şey, aına lıcr şeyi söylenebilirdi. Bu hiç bir zaman bir felâkete sebep olamazdı. Bu gibi kadınlın zamanımızda pek nadirdir. Bundan istifade etmeli. Bu ağır duruma bir son vermeliydim.
★ (Devamı var)
LÜZUMLU TELEFONLAR
Yangın ..........
Sıhhi imdat ......
Trenler .........
Hava Yolları ....
Yataklı Vagonlar Elektrik .........
Su ânza ..........
Havagazı
Başkent Taksi ...
Yem Güven Taksi . Merkez Taksi .....

SİNEMALAR ▼ B EĞLENCE YERLERİ
«Ortt (15US1). Seven gözler
(W4M) : Buadvua perileri (UOH): HtlyUk senfoni, ka dinler çlItllRI (140«0): Unutulmayan eek.
■tyalı gtll
HllBl) Korkunç vâdl. «eh rtuatıii doğusu
(14071): Büyük casuslar, sev. dalı kovboy
(14071): Macera gecesi, ca-ıvıır tuzağı
Park



kczahanklek
Ulus. Dermen. Sağlık
I TAKVİM 1
Rumi) 1366 — Mayıs 21
Hicri: 1369 — Şaban 17 3 Haziran 1950 Cumartesi
Sayfa: 3
ZAFER
IÜÂDYO»TELEFON-TELGRAF HABERLEPı
I
Demir perde arkasında
Dünya 8a«ınından Hulâsalar
;her gün b r hâdîse
I
Ingiltere'de Liberalizm
cereyanı
eçeıı Şubat seçimlerinde Muhafazakârlara karşı pek zayıf bir ekseriyet kazanmış olan İn-
giliz İşçi Partisinin, iktidarda kalıp kalamıyacağı meselesi bidayette hayli münakaşa mevzuu olmuştu. Filhakika, hükümet, Avam Kamarasında kanunları ancak küçük bir çoğunlukla, çok kere Liberallerin yardımına ihtiyaç göstererek; bazen de ancak 1 oy farkla tasdik ettirebiliyordu. Bu durumun uzun zaman ve herhalde bir dönem devam edemiyeceğini iddia edenler çoktu. Fakat Başbakan Attlee bir beyanatiyle bütün bu tereddütleri *Sİİdi ve İşçi hükümetin, zayıf çoğun luğuna rağmen iktidarda kalarak Sosyalizm tecrübesine devam edeceğini söyledi. Lâkin, işçi hükümetini, bizatihi sayı bakımından zayıf olmaktan ziyade, asıl bu Sosyalizm tecrübesi nazik bir durumda bırakıyordu. Çünkü, hükümet, memleketin iktisadi -hayatında gelecek nesilleri de ilzam edecek mahiyette bünye inkılâpları tahakkuk ettirmekle meşguldü. Liberalizmin beşiği sayılan İngilteredc, en büyük ve önemli kamu işleri devlet miifrakabpîli altına alınıyordu. Bu derece şümullü değişikliklerin bu ka dar zayıf bir çoğunluğa dayanan bir hükümet tarafından, k»c
rey farkla karar altına
Kollektif sistem
tutunamıyor
Çiftçiler komünist idarecileri öldürmeye ‘ '
Londra, (Nafen) — Demir perde gerisindeki bütün kolektif çiftlik 1 sisteminin sarpa sardığı ve komünistlerin süratle metod değiştirmeye başladıkları .bildirilmektedir. | Sovyet Rusyada ziraat bakanı Andreev'in azline sebebiyet veren hadiseler Bulgaristanda, Rumanya-da, Slovakyada müşahede edilmiş ve bu memleketlerde de ziraat bakanları le kolektif çiftlik ida-I recileri azledilmişlerdir.
Demir perde gerisinden alman raporlara göre. Bulgaristan ile
başladılar
sisteme uymadıkları gibi kendilerini zorlamaya gelen komünist idarecileri de öldürmeye başlamış, lardır. Bükreşde yapılmakta olan muhakemelerde bu köylüler hem siyasi ve hem de cinayet suçu ile itham edilmekte ve iki defa idam cezası almaktadırlar.
Bulgaristanda da ayni hal mü-şahade edilmektedir. Burada da kolektif çiftlik sistemi tutmamıştı ve Sovyetlerin emri ile idareciler raporlara göre. Bulgaristan ue arasında mühim tasfiye yapıldık-Rumanyada kolektif çiftlik sistemi- Itan sonra *size zulmeden bunlardı, nın tatbiki işi yeniden ele alınmış onları değiştirdik şimdi işler yü-ve esaslı değişiklikler yapılmış- 11 üyecektir. propağandası ile yeniden tir. Şirhdi komünistler tehditlerde ' faaliyet başlamıştır. Fakat köylü-bulunmuyoı- ve köylüyü tatlı dille I niin bu oyunlara düşmediği ve gene i yola getirmeye çalışıyorlar. Ruman- kolektif çiftliklere ancak zorlan-yada ise vaziyet çok daha fenadır, eliği takdirde girdiği kaydedilmek-I Burada bir çok köylüler kolektif I tedir.
Amerikan Basını:
Amerikan yazarları, Orta - Doğu nun güvenliği hakkında İngiltere, Fransa ve Amerika’nın müştereken neşrettikleri tebliğin buradaki gerginliği ne şekilde izale edeceğini ve güvenlik ve sulhü nasıl temin edeceğini münakaşa etmektedirler.
Amerikan gazetelerinden Christi-an Science Monitor, bu mevzudaki başmakalesinde diyor ki:
.Amerika için bu hareket siyasî ve askeri vaitlerinip genişlemesinden ibaret gibi gözüküyor, hakikat halde, bu yazılı olsa da olmasa da, kaçınılmaz tehhütlerin for-mülleştirilmesinden başka birşey değildir..
• Komünizme karşı bir savunma olarak bu anlaşma iki taraflıdır. Gayet iyi silâhlanmış bir Orta - Doğu, komünizmin genişlemesine kar-şi askerî bir kale olabilir. Bunun kadar mühim olan bir nokta de Orta Doğu'da siyasî bir istikrar temin edilirse, gerek Arap gerekse Ya-hudilerin toprak almak emelleri bertaraf edilirse her iki ırk da ik- 1 tısadî kalkınmaya çalışırlar ve karşılıklı ekonomik yardımlaşmaya girişirler. Bu da komünizmi tâ temelinden hakim olarak karşılar..
"Kominfarın güzeli"
ve Anne Pauker
İki kadın Rumen komünist partisini
pay edemiyorlar
Batı Avrupa hava manevralarıbaşlıyor
Sovyetlerin hazırladığı yeni bir mihver
bir kaç rey ıarwa ...___ alınması,
muhalefetin tenkitlerini celbetmek-teydi. Hükümet bundan başka, u-zuıı vadeli programını gerçekleştirmek için memleketi bir «darlık rejimi- ne tâbi tutmuştu. Bütün bunlar ne Parlâmentoda, ne umumî efkâr nezdinde İŞÇİ hkûmete sempati kazandıracak mahiyette icraat sayılamazdı.
İşçi Partisi bu durumu 24 Mayısta aktetiği İcra Komitesi toplantısında incelemiş ve seçimin yenilenmesi hususunda bir prensip kararına varmıştır. Yalnız, seçimlerin yapılacağı tarih ile, bu tarihe kadar Sosyalizm tecrübesine devam edip etmemek hususunda parti ileri gelenleri arasında görüş ayrılığı olduğu anlaşılmaktadır. Morrison’un 1 etrafında toplanan bir hizip, şimalilik icraatın durdurulmasına taraftardır. İşçi Partisinin koyu sosyalisti Bevan'ın ise, programın ger çekleştirilmesi yolunda, bütün parti, seçim, oy mülâhazalarını bir tarafa bırakarak fasılasız faaliyete devam edilmesinde ısrar ettiği anlaşılmaktadır. Bu mücadelenin, Morrison'a nazaran ekalliyette kaldığı zannedilen Bevan’ın mağlûbiyetiyle neticelendiği ve gelecek seçimleri her halde kazanmak mülâhazasının şimdilik doktrin mülâhazalarını ikinci plânda bıraktığı, hükümetin son günlerde almış olduğu bir çok tedbirlerden bellidir. Filhakika, başlanmış olan işlerin tasarlandığı gibi bitirilmesinin her şeyden evvel, ergeç yenilenmesi mukadder olan seçimlerin kazanılmasına bağlı bulunduğunu realist bir rruhakeme tarziyle kestiren İşçi hükümeti, bir çok yiyecek ve giyecek maddelerini serbest bırakmış ve Ekim ayında yürürlüğe girecek olan çelik imalâthanelerinin dev-Jetleştrilmesi kanunu müstesna ol-mak üzere, diğer devletleştirme işlerinden şimdilik sarfı nazar etmiş-
Ruslar 939 mihverini tckM ediyorıormı;
Londra, (Nafen) — Evening Stan------------------ o«u «.»- dard gazetesinin muhabirine göre, apılan hhva manevra- Sovyet Rusya yeni bir totaliter büyüğü Ağustosta baş- 1 mihver hazırlamakla meşguldür- tır. Batı birliği memleket- Bu yeni totaliter mihver de mem-leri ve Amerikan bomba uçakları leketlerin durumlarında bazı deği-Avrupa’daki kara ve hava kuvvet- ’ şiklikler vuku bulacaktır. Batı lerinin manevralarına katılacaktır, j aleyhtarı yeni blokda eski nazi Al-tepkili avcı uçlakları tarafından manyasının rolünü Sovyetler Bir-. --- kuvvetleri İngiliz liği, Japonyanın rolünü komünist
Fransa, Belçika Çin ve Doğu Almanyada Musso-belli başlı sanayi ( lininin İtalyası rolünü oynıyacaklar-
Avrupa hava müdafaa sistemi ilk defa de-enecek
Londra Radyosu, (Basın - Yayın) __ Savaşın sonundanberi Batı Avrupa’da yapılan hava manevra-I larının en büjüğü Ağ"--
Uyacaktır. Batı birliği memleketleri ve/ ’
mezöetmesini bilmiştir. Evine ka- tir. Bu vaziyet dahilinde Anna bul ettiği kimseleri hayran bırakan Pauker’in zaman zaman çok müş-bir sadelik gösterir. I kül durumda kaldığı anlaşılıyor.
Halen tam dört tane otomobili . Hususiyle ki Liuba’nın kuvveti .savardır. | dece kocasının nüfuzundan ileri
Bu otomobiller, Komünist Parti- t —i— - » (-
sine, yâni RomanyalI mükellefe 30 _ milyon Ley'e mal olmuştur. Liuba lltlız. j da şimdi, tıpkı Anna gibi, Bükreşin
Öyle bir yıldız ki, senelerdenbe- yegâne büyük terzisi olan Waiser’-■' ■ •---- de giyinmektedir. Bütün diğer bü-
yük terziler, komünist rejim altın-muı»» UU..J—)■ — —. __________ da iflâs ettikleri halde bu Waiser,
gelmektedir. Birinden birinin âkı- I Pauker’in ve Liuba’nın himayesine - - .«...». ------I mazhar olduğu için ayakta kalabil-
miştir. Zaten müşterileri de hemen kamilen Komünist Partisi erkânının ailelerinden ibarettir.
Liuba, bu terziye elbiselerini düzüne düzüne ısmarlar. Bu çirkin ’ n da, kapitalist dünyadaki milyarder karılan gibi garip kaprisleri, şımarıklıkları vardır.
l Bununla beraber Liuba’nın hiç bir zaman mesut olmadığını, Pau-ker'i ayağının altına almadan rahat edemiyeceğini söylerler.
Müthiş Mücadele
| Liuba bu kudret ve nüfuzunu ne-reden alıyor. Şüphesiz ki büyük ölçüde, kocasının nüfuzundan. Çün llıual mu «iması nuı umemıg, x.ıuutc kü halen Romen Komünist Parti- | yı hakikî bir canavar haline getir-sinde çok mühim bir mevki işgal miştir.
eden Joseph, karısının bir dediği- | Şimdi bütün komünist dünyası» ni iki etmiyen kılıbık adamlardan- iki kadın arasındaki bu âmansız
, dır. Bütün parti ve. devlet meka- ’ mücadelenin sonunu merakla bek-nizmasını karısının emrine vermiş- ' lemektedir.
Herkes birbirine soruyor:
— Bu kadın kim?
Bükreş sokaklarından, son model bir Chryler arabaya kurulmuş, yıldırım süratiyle geçip giden bu ka-dm Liuba Kişinevski’dir. Yâni komünist Romen Cumhuriyetinin se-ı masında parlamağa başlayan bir yıldız.
ri düşmanı olduğu Aıına Pauker’in yıldızını bile söııdürebilir. Zira komünist dünyası bu iki kadına dar
PARİS HALKI HAVADA BALE SEYREDECEK
Paris, (Nafen) —Paris bale hey’e-tinin idaresinde dört helikopter uçağı opera binası civarında provalar yapmaktadır.
Tahmin edildiğine göre 11 Haziranda havada bale temsili için bu helikopterlerden istifade edilecektir
Paris halkı havada bale temsilini seyir etmek üzere tehalükle beklemektedir.
beti fena olacak. Romen komünist partisinin ileri gelenleri bu kanaatte oldukları gibi, halk arasında da konuşulanların hulâsası budur.
• * aktiyle Anna Pauker, kendi, sinden çok emin olduğu için,
Batı
Avrupa kara kuvvetleri İngiliz liği, Japonyanın rolünü komünist desteklenecektir. Fransa, Belçika Çin ve Doğu Almanyada Musso-ve Hollanda’nın belli başlı sanayi lininin İtalyası rolünü oynıyacaklar-merkezleri manevra hücumlarına dır.
" ’ | Evening Standard muhabirinin
( kaydettiğine göre,^Moskova yakında Doğu Almanya ile kendisi ve peykleri arasında bir dostluk ve ademi tecavüz paktının imzalandığını açıklıyacak ve bu hadiseye büyük ehemmiyet verilecektir. Zan. nedildiğine göre, Rusya bu harekete girişmekle ayni zamanda ’non I senesinin Stalinin Hitleri ile
merKezıen mauevıa
hedef teşkil edecektir. Batı birliği | hava manevralarında Avrupa müdafaa sistemi ilk defa olarak denenmiş olacaktır.
PokLfanın muhocir çocuklara yardımı
Nevyork Radyosu, (Basın - Ya-
KANADA’DA SU BASKINI BİLÂNÇOSU
Montreal, (a. a.) — Winnipeg ı bölgesinde Kızıl nehrin sularının taşması neticesinde meydana gelen hasar yekûnının 17 milyon dolar bulduğu tahmin edilmektedir, bölgede suların seviyesi şimdi metre indiğinden halkın büyük kısmı yerlerine dönmüştür. «
Belediye makamlarından bildirildiğine göre, Manitoba eyaleti felâketzedelerinin imdadına koş-1 mak için açılan on milyon dolarlık yardımın şimdiden 2.500.000 doları toplanmış bulunmaktadır.
Bu
1.5 bir
demeçte teknoloji
_ ......... 1939 |
yın) — Pakistan hükümeti Birleş-1 se"esının ow““u' mC im-1
miş Milletler çocuklara yardım fo- 1 “1,anl‘s °ldueu da hak-
nuna yeniden 30.225 dolar yardımda 1 1 S°ster™fc Çalışacaktır. bulunmuştur. Bu para ile yakında ^ komünistler arasında olan o„ «x— n„ı.:„x abnark hadise bir «istifham işareti, olarak ı kalmakta ve bir çok kızıllar bu yüzden Moskovaya karşı cephe almaktadırlar.
Yugoslav - Avusturya münasebetleri
Viyana, (a.a.) — Yugoslavyada harp suçları ile itham edilerek ağır hapse mahkûm olan 33 AvusturyalI harp mahkûmu mareşal ı Tito tarafından affedilerek dün A-' vusturyaya dönmüşlerdir.
| AvusturyalI tefsircilere göı I hareket mareşal Tito’nun
miş Milletler çocuklara yardım fo- '
3.600 ton Pakistan buğdayı alınark Orta Doğudaki göçmen çocuklara ve annelere gönderilecektir.
İşçi hükümet, bundan başka, bilhassa ev kadını seçmenlerin oylarını sağlamak maksadiyle, hayat pahalılığına karşı çok şiddetli bir mücadele açmış ve perakende sebze ve meyve fiyatlarını sıkı bir kontrol altına almış bulunuyor.
Şimdi, bütün iş seçim tarihinin tesbiti meselesinden ibarettir ki, bu konuda da işçilerin ihtilâf halinde bulundukları bildiriliyor. Bunlardan bir kısmı seçimleri, iktisadi durumun hayli düzelmiş bulunduğu bu aylarda, yahut en geç gelecek Kasım ayında yenilemek taraftarıdır. Fakat, İngilterenin İktisadî drumunun Amerikadaki refah ve satın alma kabiliyetine sıkı surette bağlı olduğu düşünülecek olursa, ve Amerikada şimdilik hiç bir buhran alâmeti görülmediğine göre, bu fırsattan istifade e-derek 951 Şubatına kadar çalışıp, daha iyi İktisadî şartlar içinde seçimlere girmenin daha doğru olacağı kanaatini besleyenler de vardır. Bu tarihe kadar devletleştirilmiş müesseselerin teşkilâtlanma i şi de tamamlanmış olacaktır.
İşçi hükümetin, bazı maddeleri serebst bıraktığı, devletleştirme işlerini durdurduğu, liberal bir nizama doğru gittiğine dair alman haberler, İşçi Partisinin doktrinden fedakârlık ettiğine alâmet değil, şimdilik seçim mülâhazalarına ön plânlda yer vermek zorunda kaldığına işaret savmak daha doğru o-
lı göstermeğe çalışacaktır.
Çün-bu
Amerika’da yeni bakanlıklar
Vaşington, (a.a) — Başkan Tru-man bir sıhhat, millî eğitim ve güvenlik bakanlığı kurulmasını derpiş eden tasarıyı kongreye vermiştir. Bu tasarıya göre, bu bakanlığın başına geçecek şahsiyet ka- ...............
bineni diğer bakanları gibi bas- 'tetsircilere göre bul bakanlık kabinesi üyesi olacaktır. harekc, mareşal Tito'nun Avus-- _ . turya ile eski mücadelesini unutup
LIBYANIN İSTİKLALİ d0Sf geçjnmeğe hazır olduğu huşu- I
MESELESİ 1 SUnda son zamanlarda verdiği be-
Nevyork Radyosu, (Basın - Ya- ' yanatın ilk tatbikatıdır, yın) — Lake Succeess.e Bingazi den gelen haberlere göre, Berka emirj 10 üyelik Birlemiş Milletler konseyine BeTka’nın Birleşmiş Milletler genel kurulunun 1952 ye kadar Libya'da hür bir hükümet kurulması kararını tam manasiyle desteklediğini bildirmiştir.
GELECEK ELLİ YILIN TERAKKİYATI
Boston, (a.a.) — Bugün bulunan Massachusetts enstitüsü başkanı James
gelecek 50 yıl içinde fen sahasında vukua gelecek başlıca ilerlemelerin şunlar olduğunu söylemiştir:
Renkli ve belki de kabartma televizyon, saatte 1700 kilometreden fazla sür’atle hava seferleri, şehirlerin ısınmasını temin için güneş enerjisinden istifade edilmesi, başlıca enerji kaynağı olarak arzın herkezı hareketinin kullanılması, deniz suyunun içecek su haline getirilmesi.
Satılık ev
Hamamönünde asfalta metre cepheli, 267 un* arsa üzerine kurulmuş, alfanda üç dükkânı bulunan on odalı ahşap ev satılıktır.
Müracaat: Her gün 3 den 6 ya kadar Atatürk Bulvarı Foto Ap. Daire 1. (1079)
15
Mücahit Topalak
NORVEÇ - İRAN HAVACILIK 1 ANLAŞMASI
Oslo, (a.a.) — Norveç ile İran abasında hava seferleri tesis edilmesi hususunda bu iki memleket arasında bir havacılık anlaşması imzalanmıştır.
Bir kaç gün için Ankara’ya geldim. Avrupadan getirdiğini:
En son model Şapkalarımı
Bu vesile ile sayın AnkaralI müşterilerime teşhir etmekteyim. Teşriflerini saygılarımla beklerim.
Şapkacı Münevver
Cihan Palas Oteli No: 10.
(2135)


Ticaret ve Sanayi Odasından
Unvan: Mehmet Uysal
Sicil No. 3225
Ankara'da Kayabaşı semtinde Yenihayat mahallesinde Yasa so-koğında 13 numaralı evde oturan, Atpazan semtinde Arslanhane sokağında 12 No. lu mahallî ticari ikametgâh ittihaz ve Yün, tiftik ve Deri ticaretiyle iştigal eden, Ticaret Odasının 15/43 numarasında kayıtlı T. C. tebaasından Mehmet Uy-sal’ın yukarda yazılı ticaret unva-niyle noterlikten tasdikli imzası I şeklinin ticaret kanununun ahkâ nıına uyularak 1/6/1950 tarihinde tescil edildiği duyurulur. (2146)
V sinden çok emin olduğu için, - —
Liuba'yı her fırsatta istihfaf kadının eder, onu diğer komünist ileri ge- mı ',ar lenlerinin yanında küçük düşürmeğe çalışırdı. Fırsat buldukça buna hâlâ da dâvam ediyor. Çünkü komünist partisinin Pauker anası elan çok kuvvetlidir. Bütün Romanya-nın fiilî diktatörü odur. Lâkin Liuba bu eski hesapları unutmamıştır. Hesap sormak için en müsait zamanı bekliyor.
Son günlerde Anna Pauker’in ara sıra ortadan kaybolduğunu, Mosko-vanın gözünden düşmüş olduğunu vesaire... rivayetleri çıkaran hep bu Liuba adlı kadındır. Yâni Romen komünistlerinin taktıkları lâkaba 1 göre: Kominform güzeli....
Kominforın Güzeli nasıl bir kadındır
Liuba Kişinevski’nin babası bir terzi idi. Liuba mektebe gitti. Sonra üniversiteye devama başladı. Öyle kuvvetli bir ihtiras sahibi idi ki, az zamanda üniversiteli arkadaşları arasında nazarı dikkati çekmeğe başladı. Nihayet, tahsil yılları sırasında o zamanlar gizli çalışan Komünist Partisine girdi
Liuba Partiye girdikten sonra, müthiş bir gayretle Marxisme'i tetkike koyuldu ve bu konuda en ileri gelen arkadaşlarını geçti.
Liuba, partide, mahcup, çekingen bir delikanlı ile tanışmıştı: Jo- [ sef. Az zamanda ne yapıp yapıp bu delikanlı ile evlenmenin çaresini buldu. Fakir bir hayat sürüyorlardı. Hükümetin gözü üstlerinde idi. Ara sıra hapishaneye düştüler. Nihayet Liuba yirmi yaşında bir kere daha tevkif edildi ve bu sefer mü-ebbed hapse majıkûm oldu. Ancak 15 sene sonra, yâni 1944 de, Partisinin iktidara gelmesi üzerine, koca-siyle beraber hapisten çıktı.
| İkbal Devri
Liuba Kişinevski hapisten çıkınca, millî bir kahraman edası takındı. Kocası Joseph'in derhal komünist partisi merkez komitesine kabulünü temin etti. Bu suretle ı kendisi de Moskovaya vazife ile ' gitmek çaresini temin etti.
Liuba, Moskovadan döndüğü zaman, bütün Romanya onu »Kerm-'| linin gözü» sayıyordu. Bükreşte def I hal bütün işlere ej attı. Propagandaya, basına ve sansüre o nezaret J ediyordu. Âdeta küçük ölçüde bir diktatör olmuştu.
Fakat.... Fakat tabiat kanunlariy- ' le Halkçı Demokrasi kanunları.bile 1
I
I
gelmemektedir. Liuba, günü gününe tuttuğu muazzam bir arşive sahiptir. Bu arşivde herkesin bir dosyası ve kirli çamaşırları bulunmaktadır. Öyle sanılıyor ki, Liuba dosyalarını açıverecek olsa, yalntz Romen Komünist Partisi değil, bütün Komünist Partileri ileri gelenlerini allak bullak edecek evraka sahiptir. Bu meyanda bilhassa Anna Pau-ker’in genç erkeklere karşı olatı zaafı bütün tafsilâtiyle tesbit edilmiştir.
Liüba, her şeye rağmen, en az bugün için Anna Pauker’e ciddî bir rakip sayılmıyor. Bununla beraber, fırsat zuhur ettiği takdirde Anna-nın en ufak müstehzi tebessümünün, en küçük bir iğneleyici sözünün toptan ve perakende hesabını soracağı muhakkaktır.
Liuba, bütün hayatını ihtirasına feda etmiş bir kadındır. Âdeta ihti-rasiyle, ihtirası sayesinde yaşamıştır. Hayattan ve kadınlıktan hiç bir nasip umamıyacak kadar çirkin ol-i ması bu ihtirası körüklemiş, Liuba’
r
Mevsimin büyük gardenpartisi
Seçimlerden sonra Milletv eltilerimizle tanışmak için D. P. Cebeci olcağı tarafından bir ge lenek halinde yapılmakta olan Ye-» mekli Toplantı; bu defa da 9/Haziran/950 Cuma günü gecesi saat 20 de Gar Gazinosunda tertip edilmiştir.
Davetiyeler: Adliyenin karşısında Foto AR ve Bakanlar caddesinde Mustafa Erkmen (Berber) müesseselerinden temin edile-bilinir. (2066)
İçişleri Bakanlığı Yardımlaşma Derneğinden:
Derneğimizin 31/5/950 tarihine t usadüf eden Çarşamba günü yapılması kararlaştırılan senelik Genel Kurul toplantısında çoğunluk bulunamadığından toplantı 7/6/ 950 Çarşamba günü saat 14,30 a bırakılmıştır.
Sayın üyelerimizin teşrifleri rica olutıur.
Gündem :
1— 1949 yılı bilançosunun tasdiki,
2— Yeni İdare Kurulu seçimi,
3— 1950 yılı bütçesinin müzakeresi.
(3636) (457)
r
r ■
Lokanta kahve, gazino, şekerci tatlıcı ve pastacı esnafına
AİT DERNEK KURULDU
ve kayda başlandı. Dernek merkezi Konya sokak
Tarko Han üçüncü katta 13 numaralı odadır. Ufak kıtada 3 fotoğraf ve nüfus kâğıdı ile birlikte arkadaşların kayıtlarını yaptırmaları rica olunur (10381)
Gökçek Foto
Stüdyolarına yeni kartlar gelmiştir. Vesikalık ve diğer her ebatta fotoğraflar çok uygun fiyatla çekilmektedir.
Anafartalar Orman Çiftliği Karşısı Ticaret Han Kat: 1 (1028)
le Halkçı Demokrasi kanunları.oue g baş edemez. Liuba, çirkindir. Hem de eni konu çirkin bir kadın. Kısa ‘ boylu ve tıknazdır.
Yağlı bir cildi vardır. Elleri tokmak gibi, tırnakları kısadır. Saçları hiç bir şey ifade etmiyen saçlardandır. Bütün hüviyeti, denebiliı ki kahverengi gözlerinin pırıltısında toplanmıştır. Otomobiline kadar gitmek için yürüdüğü zaman bir ördeği andırır. Yâni kadın olmak bakımından sıfır, hattâ sıfırın altın dadır. Lâkin, konuşmağa başladığı zaman, t_ ......... ,,J’’ ' : ,
olur. Bütün dinleyenleri kısa bir ( zaman içinde teshir etmekte geçik- . mez. Onun için Dünyanın en büyük hatip kadını diyenler vardır.
Yaşama Tarzı
Korkunç diktatör Anna Pauker’in aksine olarak Liuba, nüfuz ve kuvvetle nezaket ve alçak gönüllülüğü

Kiralık aranıyor
İki oda bir hollü, konforlu daire aranıyor. Peşin verilebilir.
Mektupla müracaat rica o-lunur. Bedia Atalan, Küçük Tiyatro (2098)
Ankara Ticaret Odasından: |
Ticaret sicillinin 1883 numarasında 1 müseccel M. ve A. Hanif Kardeşler Ltd. Şirketini imzalariyle ilzama yetkili zevatın isim ve imza şekillerini havi olup Ankara Birinci Noterliğinin 31/5/1950 gün ve 8873 sayısı ile tasdikli bulunan sirkülerin, vâki istek üzerine 1/6/1950 tarihinde ticaret sicilline tescil edildiği duyurulur. (2141) I
. Rizeli HeT’tehrile imize
Rizeli ve Rize mılletvekillerim tanışmak maksadiyle, Hemşin Kültür Derneği tarafından Ordu evinde 6 Haziran Salı günü saat 2 b r toplantı tertip edilmiştir
Bütün hemşehrilerimizir
li oldukları bu tanışma gec
1950 günü Aka- davetiyeler, Misuı i. Karadc
Tıp Akademisi Müdürlüğünden:
1 — Akademimizde muhtelif ta-
rihlerde vefat eden sivil eşhasa ait
eşyalar 9. Haziran 125? gürü Aüe ......._
demide satılacaktır. | zelkaradeniz. lokantalariylı
2 — İsteklilerin ayni günde Aka- Gerçek, İstanbul Palnp, Başkent
I demi Müdürlüğüne müracaatları Ankara otelinden temin edilebilir. |
I ilân olunur. ' • 2137
Müjde Müjde Müjde *|
Beklediğiniz yarım derecelik ÜÇPINAR menba suyunun sa- I tışına başlanmıştır. Satışlar: 30, 25, 10 litrelik damacanalarla S yapılmaktadır. ?
Teneke ile satışımız yoktur. EVLERE taze olarak derhal I gönderilir. Sucularınızdan dai ma Türkiyenin en iyi suyu olan I ÜçPINAR’ı ısrarla isteyiniz.
Deposu : YENİ HAL No: 6. TELj 14161.
(1052) J
Avukat Emin Halim Erguh
Ulus Meydanı Koç apartımanı Kat 3 No. 3 de Avukatlık çalışmalarına tekrar başladığını ar-zeder. Tel: 14060 (2137)
_,âkın, konuşmağa oaşıaaıgı bu çirkin mahlûka bir hal | z iitiin dinleyenleri kısa bir nur
İZMİRDE KELEPİR SATILIK MAĞAZA
İzmir Gazi Bulvarında 22 ve 24 I numaralı mağaza ile 4 odalı bir daire olan üst katı 7-6-950 Çarşamba günü saat 11 de açık arttırma suret.le satılacaktır.
Takdir edilen fiyat 7.500 lira m-'.
, 143
Müracaat: İzmir Sulh Hukuk Mahkemesi satış memurluğu sayı: 950/3 (2150)
Ticaret ve Sanayi Odasından
Unvan: İbrahim Ergen. Toptan Tuhafiye Satış evi.
Sicil No. 3224
Ankara'da Bahçelievler semtinde Anıttepe mahallesinde 44 üncü sokağında 9 numaralı evde oturan, Anafartalar semtinde Mevsim sokağında 10 No. lu mahalli ticari ikametgâh ittihaz ve toptçın tuhafiye ticaretiyle iştigal eden, Ticaret Odasının 17/303 numarasında kayıtlı T. C. tebaasından İbrahim Erşen’in yukarda yazılı ticaret un-vaniyle noterlikten tasdikli imzası şeklinin ticaret kanununun ahkâmına uyularak 1/6/1950 tarihinde tescil edildiği duyurulur. (2143)
NEVROZİN
GRİP. NEZLE, ve SOĞUK]
ALGINLIKLARINA KARŞI KULLANILIR

Sayfa: 4
ZAFER
3 - 6 -1950
fs
r
K
e
Ben, düşman karşısında nefsime hâkim
Elbise
Anafartalar Cad. Alsancak sokak No. 27 (Yeni Belediye binası altı) Tel: 16475.
r


ıf
y n
e
ıı k
1.
c K :{ ü c
i
ü e
1

ı
c
?
i
1
ı ■
t
‘i
i
E
1
I ı t
I i
i
— Ben İncili okumadım.
— Ben okudum Haşmetpenah.. İmparatorun, kralların, hükümdarların namuslu adamlar olması lâzımıdır, diyor.
— Güzel bir kız karşısında eli kolu bağlı kalmk lâzım olduğunu söylüyor mu?
— Evet.
— Yâni taş gibi duracğım, öyle mi?
Margarit gayri ihtiyarî güldü.
— Nefse hâkimiyet meselesi Haşmetpenah..
— Ben, düşman karşısında nefsime hâkim olurum. Fakat..
— Asıl hâkimiyet o değildir.
— Bunlar boş lâflar.
Kostantin bir daha kolunu, Mar garitin omuzuna atmak istedi. Fakat Margarit ayni çevik hareketle kapıya biraz daha yaklaşarak:
— Haşmetpenah.. Çok yüksek sesle konuştuk. Dışarıdan bizi duyabilirler. Zaten kapıya çok yakın bir vaziyetteyim.
Hükümdar ilk defa Margarit’in, kapı kenarında olduğunun farkına vardı.
— Oradan çekil..
Diye bağırdı. Margarit âlini kapıya uzattı. Fakat İmparator müt hiş bir süratle Margariti belinden yakalıyarak kolları arasına aldı. Margarit, böyle bir sürati beklemiyordu. Gayri ihtiyarî bir halde acı bir çığlık kopardı. Ve bilinemez hangi hisle:
(Giriniz!) diye haykırdı.
Tam bu sırada kapı açıldı. İri, dev gibi bir gölge belirdi ve kapının iç tarafına bir adım atarak:
(Heşmetpenahın emirleri?...)
Diye kalın sesiyle bağırdı. Sonra, gözleri karanlığa alışınca İmparatoru ve kollarındaki kızı gören bu iri gövdeli adam ayni askerce heyecanla :
(İmparator tehlikede ise yardıma gelmemi emreder mi?..)
Kostantin bu sesin, Hassa kumandanı Leon’a ait olduğunu anlamakta gecikmedi. Müthiş bir küfür savurarak Margariti kollarından bıraktı. Leona dönerek:
— Seni buraya kim çağırdı?
Leon büyük bir gururla cevap verdi:
— Haşmetpenah.. İçime garip bir his doğdu. Her halde imparatorumun bana ihtiyacı var diye düşündüm. Bir tehlikede olduğunuz hissine kapılmıştım, kim...
— Kâfi Leon..
Margarit’in ince ve âhenkli sesi işitildi:
— Leon’un hakkı var Haşmetpenah.. Hakikaten tehlikede olan biri vardı.
— Allah bu Leon budalasını kahretsin.
Leon şaşırdı:
— Zatı Hükümdarilerine karşı bir küstahlıkta mı bulundum,
— Hayır Leon.. Dilim alıştığı için söyledim. Sen cidden değerli bir adamsın. Artık gidebilirsin.
Leon Margariti görmüştü. Ağzının suyu akıyordu. Bir adım geri çekilirken Margarit’in sesi bir daha işitildi:
— Muhterem kumandan, İmparator Hazretleri acele etmemenizi istiyorlar.
Leon mütereddit bir vaziyette bakındı. İmparator da biraz şaşır mıştı. Margarit’in yüzüne istifham la baktı Margarit şen ve şakrak bir ifade ile:
— Muhterem kumandan muhak kak benimle beraber gitmekten memnun kalacaklardır. İmparator Hazretleri böyle arzu ediyorlar.
Leon âdeta rüya görüyordu. Hakikaten bu sihirli kızla, bu gece karanlığında harap sûrlar arasında beraber mi kalacaktı! Leon kekeliyerek cevap verdi:
— Madem ki Haşmetpenah böyle arzu ediyorlar..
İmparator, zeki falcı kızının çevirdiği manevra karşısında mağlûp olduğunu anlayarak başını ö-nüne eğdi. Avı kaçırmıştı. Asabî bir halde idi.
— Evet.. Leon.. Margarit’i salimen evine götürmeğe memur-
170 —
sındaki taş yığınları arasında u-zaklaştı.
Leon Margarit’i bir gölge gibi takip ediyor ve belki de nisbeten tenha bir yer arıyordu. Margarit bir kuş gibi uçmakta idi. Şişman ve hantal Hassa Kumandanı ona yetişmekte zorluk çekiyor, bir koşu hayvanı gibi soluyordu.
Nisbeten kalabalık bir yere geldikleri vakit Margarit birdenbire durdu:
— Burada ayrılacağız değil mi kumandan?
Dedi. Hafifçe gülüyordu.
Leon hem şaşırmış, hem kızmıştı. Bu kalabalık arasında Mar-garit’e bir şey söyliyemezdi. Asabiyetten titreyerek:
— Ben böyle bir şey söylemedim.
Dedi. Fakat Margarit ısrar etti:
— Ayrılmamız lâzım.
— Fakat, sizi geceleyin buralarda bırakamam. Benim erkeklik ve mertlik hislerim buna müsaade etmez.
ir (Devamı var)
DANİŞ’te ısmarlama gömlek diktirmek lüks değil, ekonomidir, zevktir.
Zengin Poplin ve İpekli çeşidi. Yaka yenilenir.
Daniş: Anafartalar 222, Ortaçtı bitişik. (960)
Arsası en iyi bir yere çıkmış olan
Satılık tam bir kooperatif hissesi Kartal, Dragos (Orhanbey) tepesinde yapılmakta olan Ankara Evleri Kooperatifine ait.
Müracaat tel: 23553 ve 16282 de Avukat Doğan Baysal’a.
(2149)
Satılık 2 Katlı evli bağ
Gayet güzel manzarasile maruf Etliğin Ayvalı semtinde otobüse yüz metre mesafede. İki katlı evli bağ, içinde terkosu, kuyusu ve 8400 m-2 bol meyva ağaçlariyle bakili bağ 14.000 liraya acele satılıktır.
Müracaat Tel: 10061. (2139)

Ankara Asliye Üçüncü Hukuk, Yargıçlığından:
949/331
Dâvâlı: Abdürrahman Ören; An kara Sulhanda alt katta Kemeraltı kısmında oturmakta öken halen i-kametgâhı meşgul.
Eski Paraşüt Satılacak
Türk Hava Kurumu Genel Merkezinden
Kullanma kabiliyetlerini kaybetmiş olan çeşit, miktar ve muhammen bedelleri aşağıda yazılı eski paraşütler, partiler halinde veya teker teker açık arttırma ile satılacaktır.
Arttırma 6/6/1950 Salı günü saat (15) d.e merkez binasında Levazım Müdürlüğü odasında yapılaoaktır. Örnekleri depoda gö-rülebilir.
İstekliler, yüzde 7.5 nisbetindeki teminatlariyle birlikte belirtilen gün ve saatte arttırmada hazır bulunmalıdırlar. Kurum ihaleyi yapıp yapmamakta veya malzemeyi dilediğine satmakta serbesttir.
Sırt ve talim paraşütü 85 T Talim ve pilot paraşütü 42 Kule paraşütü Paraşüt torbası
Bellamy Cinayeti i
ZAFERİN POLİS TEFRİKASI I
Yazanı Frances Noye» Hart
Çevireni S. Yazıcıodb*
— 45 —
s
Dâvacı: Vakıflar Genel Müdürlü-ğü vekili tarafından aleyhinize açı- | larak mahkeme kararile yapılan . nızda verilen gıyab kararı üzerine den ilân suretile haberdar olduğu- I nuz halde gelmediğimizden ve bir I vekil göndermediğinizden hakkı- | niza verilen giyab kararı üzerine I yapılan yargılama sonunda yazılı | hususlara karar verilmiştir.
1 — Dava konusu olan zalana tarafınızdan biı mevcut olmadığına;
2 — Davacının halen mağazaları işgal etmekte olan şahıslar hakkında ayrıoa dava açmakta muhtar bulunduğuna;
3 — Ecri misil hakkında davanın reddine;
4 — Yargılama gideri olan 6237 kuruşun davacıya tahmiline.
5/5/950 tarihinde karar verilmiştir. İşbu ilâmın bir örneği mahkeme divanhanesine asılmıştır. Teb. liğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yoluna baş vurulabi-linir.
Tebliğ yerine kaim, olmak üzere , keyfiyet ilân olunur. (2144) .
mağa-müdahale
1
Belkıs Yalın
Terzihanesi Paris’den yazlık modellerinin gelmiş olduğunu sayın müşterilerine bildirir.
Kâzım Özalp, Bayındır Sokak Bayındır Apt. 47/7 Telefon: 21632 (2110)

80 Liradan
Diş Hekimi Ekrem Avnı
İstanbul, Taksim meydanı, Kristal yanında Ay - Yıldız Apart-
(2116)
Belediye Başkanlığından
Küşat ruhsat veşınıf_
tayini hakkında
1— Açılması Belediyenin ruhsa tına tâbi birûmum yerlerin küşat muamelelerini süratle neticelendirmek maksadiyle bu konudaki müracaatlar üzerine Belediyece yapıl acak tetkikat bundan böyle Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri öğleden sonra alâkalı memurlar tarafından Belediyeden tahsis edilecek vasıta ile mahalline beraberce gidilerek raporu tanzim olunmak suretiyle intaç edilecektir.
2— Bu husustaki müracaatların çabuk sonuçlandırılması için Po lis vazife ve salâhiyetleri kanunu şümulüne giren müessese sahipleri nin evvel emirde Valilikden müsaade belgelerini; ve keza umumî hıfzıssıhha kanununun 271 ve 272 inci maddesi şümulüne giren gayri sıhhî müessese sahiplerinin valiliğe müracaat ederek alacakları izin kâğıtlarını Belediyeye ibraz etmeleri.
3— Küşat heyetinin aynı yere tekrar tekrar gitmemesini ve bin-netice işin uzatılmamasını teminen iş sahiplerinin gerek küşat için gerekse sınıf tayini için müracaat etmeden evvel İktisat Müdürlüğüne başvurarak açılacak yerin veya istenen sınıfın vasıflarını öğrenmeleri faydalı olacağından sayın iş sahiplerine keyfiyet ilân olunur.
(3639) (453)
İnşaatçılara Müjde - Belçika menşeli
BETON DEMİRLERİMİZ
İTHAL fiatına PERAKENDE satılmaktadır.
Müracaat: Transco, İstanbul Galata, Büyük Tünel Han 16. P.K. 1136 . Telgraf: Transco - Tel? 40953
Büyük Otel
Çevireni
Yazan: MİŞJELZEVAK°
ANKARA RADYOSU CUMARTESİ — 3/6/1950
7.30 M. S, Ayarı.
7.31 Müzik: Hafif Parcal
7.45 Haberler.
8.00 Müzik: Saz Eserleri (Pl.)
8.15 Müzik: 10 Dakika Klavse
8.25 Günün Programı ve Hava 1
8.30 Müzik: Çeşitli Hafif Melodll
Ankaradayeni açılan1
Rahatlık' - Ferahlık - Konfor - Manzara ve mükemmel servisiyle eşsizdir

Fevkalâde hususiyetlere sahip olan oteli miz Ankaraya teşr edecek sayın milletvekillerinin emirlerine her an hazırdır
Odalarımız aylık olarak da müşterilerimizin emrindedir.
Telefon: 1566* - Telgraf: Büyük Otel, Anafart. cad. Adliye Sarayı karşım
sun..
Leon nerede ise Margarit’in boy nuna sarılacaktı. Fakat zeki falcı kızının bir ihtarı üzerine kendini topladı:
— Bir muhafız olduğunuzu u-nutmamalısınız muhterem kumandan.
İkisi beraber çıkarken İmparator bir fısıltı halinde )seslend i:
— Sizinle tekrar görüşmek istiyorum.
Falcı kızı memnundu:
— Haşmetpenahın emirlerine â-mâdeyim. Hattâ sûrların içinde ser bestçe ğezeb;lmem, ve huzurunuza istediğim vakit girip çıkabilmem için bir ves;ka lütfederseniz...
İmparator, Margaritin bu uysal -lığına şaşırdı:
— Hakkınız var. Böyle bir vesi kayı derhal vereceğim.
— Bu takdirde yarın sabah erken tekrar zatı Hükümdarilerini ziyaret şerefine nail olacağım.
— Bu sabah mı?
— Evet Haşmetpenah..
Ve böyle söyliyerek iki sûr ara-fon 16668, evi: 15233. (2047)*
Rospinyak meydana çıktı. Ferrı-yer, onun kuskuslanarak geldiğini görünce teşebbüsünde muvaffak olduğjmu anladı ve rahatça bir nefes aldı.
Rospinyak:
— Majeste Ana Kraliçe, dedi, son derece memnun oldu. Biraz , sonra sizi çağırtacak.
Ve, Ferriyer’in gözlerinde okuduğu bir meseleyi açıklamak mak sadiyle :
— Evet, onunla görüşmemiz biraz uzun sürdü. Kraliçe, dünkü seyahatimi icabettiren vazife hak kında kendisine malûmat vermemi emretmiş olduğundan gecikme bundan ileri geldi. Artık tama-miyle biliyoruz; Fiyorenda buradadır; zaten bizim için esaslı olan şey de bu değil mi ya!.. Kendisine çok iyi muamele edilmiş. Ondan, falcılığından bahsedildiğini işiten Kraliçe kendisini görmek ve falına baktırmak istemiş... İşte, sizi endişe ve telâşa düşüren bu gaybubetin sırrı ve sebebi bu-dur. Birkaç güne kadar ve belki de yarm, çektiği üzüntüleri ve kaybettiği zamanı telâfi etmek için pek büyük bir ihsan ile beraber serbest bırakılacaktır.
İçi gittikçe rahatlamakta olan Ferriyer :
— Onu görmekliğime müsaade edileceğini zannediyor musunuz? diye sordu.
— Kraliçenin, size büyük bir teveccühü olduğunu gördüm. Ken dişinden istiyeceğiniz her şeyi yapacağını sanırım.
Bu sırada Vikont dö Ferriyer’i çağırdılar.
Rospinyak’la Ferriyer kucaklaştılar ve Vikont, son bir defa daha teşekkür ettikten sonra gitti. Baron onu, muammalı bir tebes-— Size malumat vermen ısnıu« —
sümle takip etmişti. O da, müteakiben, Kraliçenin dairesinden çıktı.
Katerin, önünde derin bir hürmetle eğilen Ferriyer’in selâmına bir baş işareti ve tatlı bir tebessümle mukabele etti.
— Akrabanızdan olan Rospin-yak, dedi, o küçük falcı kızın akıbetinden endişe ettiğinizi bana söyledi. Vikont, müsterih olunuz, ona hiç bir fenalık edilmemiştir. O genç kızın ele bakarak istikbali keşfettiğini işittim ve onun bu bilgisini tecrübe etmek merakına düştüm. Rospinyak’a, onu bana getirmesini emrettim. Galiba, bu iş biraz kabaca olmuş!... Tabiî, gizlice gelmesi icabederdi. Siz de tasdik edersiniz ki, Ana Kraliçe, el falına baktırmak merakında olduğunu damlara çıkarak bağıra bağıra âleme ilân edemezdi. Zannedersem artık içiniz rahatlandı, Vikont.
— Evet, Madam. Hakkımda gösterdikleri lûtfa karşı Majestelerine nasıl teşekür edeceğimi bilemiyorum.
— Yok canım, ortada teşekküre değer bir şey yok. Vikont, her zaman size karşı büyük bir teveccüh ve iyi niyetler beslediğimi bil menizi isterim. Bunun da sebeplerini söyliyeyim; evvelâ, malûmumuz olan şahsî liyakat ve meziye-
. Saniyen, kendisine karşı pek büyük bir hürmet beslediğimiz Monsenyör Sen - Jermen Vi-damının oğlu olmanızdır. Ne ise, gelelim sizin işe. Acaba sorabilir miyim size, Vikont, bu genç kızla ne bakımdan alâkadar oluyorsunuz, yâni böyle şiddetle alâkadar olmanıza sebep nedir?
Katerin, karşısında hürmetle eğilen Ferriyer’i kabul ettiği an-danberi ona, Kraliçeliğini mümkün olduğu kadar az ihsas ediyordu. İstediği zaman mükemmel surette takınmasını bildiği azamet ve vakarını muhafaza etmekle beraber mütebessim, mültefit ve laubali hareketleri karşısında hay retinden ağzı açık kalan Vikont ta kendini lûtufkâr, âlicenap, iyiliksever bir muhibbe, son derece müşfik bir ana tavırlı yaşlı bir muhibbe gibi gösteriyordu. .
Ferriyer, bu katlını iyi tanımış olsaydı her halde ihtiyatı elden bırakmaz, müteyakkız davranırdı. Evvelce onu gördüğü zamanlar kendisine pek korkunç görünüyordu. Fakat, şimdi, onun asla öyle korkunç bir kadın olmadığını anladı. Ne çare ki, Ferriyer onun ne mal olduğunu bilmiyordu. Görünüşe aldandı ve açık kalblilikle:
— O benim nişanlımdir, Madam! cevabını verdi.
Katerin bunu biliyordu. Hatır-
larda olsa gerektir kı, Kral, zevcesi Mari Stüart’a, Ferriyer ile Fi-yorenda’nın pek yakında evleneceklerini söylediği zaman Ana Kraliçe gizli kapının arkasından bu sözleri işitmişti. Böyle olmakla beraber, Katerin, sanki hiç bir şey bilmiyormuş gibi büyük bir hayretle:
— Nişanlınız ha!... diye bağırdı... Fakat, beni mazur görünüz, Vikont, bir Kraliçe tebaasının nevama anası gibidir, ve ben de bilhassa sizinle alâkadarım... Bu küçük kızın ne bir asaleti, ne bir unvanı, ne de emval ve emlâki vardır.
— Doğru söylüyorsunuz, efendim... Fakat ben, bütün bunların iki kişiye yetişeceğinden fazlasına malik bulunuyorum.
O, bu sözleri hürmetkârane bir eda ve tavırla ve fakat, Kateri-ni de biran düşündüren bir metanet ve kuvvetle söylemişti.
Kraliçe, sadece:
— Ya! dedi.
Ve iyilik seven bir kadın eda ve tavriyle gözlerini delikanlıya dikerek:
— Monsenyör Vidam, bu tasav varlarınızı biliyor mu? diye sordu.
Ferriyer, büyük bir samimiyetle:
— Tasavvurlarımı kendisine bil dirdim, efendim... diye itirafta bulundu.
— Ey, ne dedi o?
— Bu izdivaca sureti katiyede muhalefet etti.
Katerin, içinden:
— Bunu bilmiyecek ne var, diye söylendi ve çehren:
— O halde ne yapmak fikrin-, deşiniz? dedi.
— Thomes’lerin bahçıvanı Or-sini’nin arkadaşı imiş; kendisi izinli olarak İtalyaya giderken anahtarı Orsini’ye bırakmış; çünkü aşağıda bodrumda bir nevi şıra yapıyormuş, ara sıra bir göz atmasını rica etmiş.
— Bayan Bellamy anahtarı en son defa ne vakit istemiş; biliyor musunuz?
— Evet. Ayın on dokuzuncu günü öğle vakti. Saat bire doğru evlerine uğramıştım; öğle yemeğini kulüpte beraber yer miyiz, diye soracaktım. Orsini bahçe parmaklığının kapısını düzeltiyordu. Mimi’nin yarım saat kadar evvel piyano çalmak için anahtarı alıp otomobille gittiğini söyledi. Ben de arkasından gittim.
— Bahçıvan köşküne mi?
— Evet.
— Kendisi orada mıydı?
— Hayır.
— Orada olmadığım nasıl anladınız, Bay Farvvell?
— Ortada ne otomobil vardı, ne de piyano sesi duyuluyordu.
Farwell’in sesinde haşin bir meydan okuyuş seziliyordu; fakat savcı bu mânayı anlamam azlığa geldi.
— Köşke girdiniz mi?
— Hayır, kilitli idi.
— Peki, sonra ne yaptınız?
— Ben evin önündeki balkonda dururken yağmur başladı. Hava belki açar da golf oynamak mümkün olur diye ümit ederek yazı mı, tura mı diye ortaya bir para fırlattım. Tura geldi, kulübe gittim; eve dönmekten vazgeçtim.
— Kulüpte kimler vardı?
— Bayan Bellamy, Dick Bur-goyne, Conroy’lar, Dallas’lar. Sue İves — Hepsi. Öğleden sonra hava açtı, hepimiz sahaya çıktık.
Sue, Conroy’ler ve Stone Bellamy ile dört kişilik bir grup yaptı. Stone iki treniyle gelmişti. Mimi, Burgoyne ile oyuna başlamıştı, ben de George Dallas’la beraber kaldım. Kısa bir zaman sonra hep bir araya toplandık, bir iki kadeh içki içtik, şuradan buradan konuştuk.
— Kocasına dair olan dedikodudan Bayan İves’e o vakit mı bahsettiniz?
— O sıralarca olacak.
— Bay İves orada mıydı?
— Hayır, telefon etmiş, akşam yemeğine kadar gelemiyeceğini söylemiş.
— Bu dedikoduyu Bayan İves’
anlatmağa sizi sevkeden sebep nedir, Bay Farwell?
Elliott FarweU'in şişman yanak lan biraz daha sarkar gibi oldu.
— Galiba biraz fazlaca içmiş olacağım; hem de bu iş fena halde sinirlerime dokunuyordu. Sue şeker gibi kızdı, kocasının bu suretle hareketi bana çok acı geliyordu.
— Bayan İves size ne cevap verdi?
— Sen çıldırmışsın, dedi; ben de o akşam Mimi ile Pat’ın ayn ayrı masallar uydurup ortadan kaybolacaklarından ve köşkte bulu-şacaklanndan emin olduğumu, isterse bin polarma bahse gireceğimi söyledim. Bir hafta evvel, Sue Nevyork’ta iken, büyük kapının yanındaki fidanlıkların arkasına gizlenip beklediğimi ye evvelâ yaya olarak Mimi’nin, sonra da otomobille İves’in geldiklerini gözümle gördüğümü anlattım. Buna biraz canı sıkıldı. Ne dereceye kadar açık olduğumdan emin olmadığı için, yine sen çıldırmışsın diye sözümü kesti.
Sustu; savcı sabırsızca söze gi-
— Peki, sonra ne oldu, Bay Fanvell?
— Biraz sonra George Dallas yanımıza geldi: Sue’ye isterse eve giderken uğrayıp yeni öğrendiği kokteyl'in nasıl yapıldığını göstereceğini söyledi; akşam yemeğinde Pat’a sürpriz yaparsın, dedi. Sue de peki deyince, hepimiz otomobile dolduk, Sue’nin evine yollandık. Hepimiz —yalnız Mimi ve Bellamy müstesna—. Onlar erken yemek bahanesiyle daha erken ayrılmışlardı.
— Bayan İves’le ayni mevzua dair tekrar bir şey görüştünüz
— Pek görüştük, diyemiyece-ğim. Çünkü eve kalabalık gittik, her kafadan bir ses çıkıyordu.
— Kendisi bu bahsi tekrar açmadı mı?
— Açtı. Ben gidiyordum; bolda şapkamı arıyordum, yanıma geldi, rica ederim Elliott bana böyle bir şeyden bahsettiğini kimseye söyleme, olur mu? dedi. Ben de kendisine, peki diye söz verdim. Hayır, kati söz ver, dedi, çünkü hattı hareketimi tayin etmeden evvel dedikodunun Pat’ın kulağına gitmesini istemiyorum; dedi. Ben de kendisine katî olarak söz
★ (Devamı var)
RADYO
12.:
12.
Bir balık, Parayla bir müddet ek. yüksek duvar 9 — Geyiğe . dik İÜ — Giderme
15 Müzik: Saz
30 öğle Gazetı
45 Müzik: Sar 00 Müzik: Cumhurbaşkanlığı nl Mızıkası (Şef: İhsan KUı 1. A. Luigini: Marş;
dülüs Valsi;
30 M. S. Ayarı.
30 Müzik: Rady (Şef: Halil O
1. Lalo: Prelüd;
2. Bellini: Norma Operasından Fantezi:
. Ziehrer: Viyanalı
. D'Ambroslo: Inte
1.40 Müzik: Gonatd Sarkılan (Pl.) .55 Konuşma: (Spor Haberleri). ..00 Kayıp Mektupları, Akşam Prog ramı, Hava Raporu ve Kapanış.
1.58 Açılış ve Program.
'.00 Çocuk Saati.
1.00 Müzik: Dans Müziği (Pl.)
1.30 Müzik: Karışık Şarkılar.
1.00 M. S. Ayan ve Haberler.
1.15 Geçmişte Bugün.
1.20 Müzik: Yurttan Sesler
1.45 Radyo İle İngilizce.
1.00 Müzik: Operet Müzikleri (Pl.)
),15 Radyo Gazetesi.
).30 Serbest Saat.
1.35 Müzik: îr
1.15 Müzik: I
1.35 Müzik: I
(Pl.)
22.00 Konuşma
22.15 Müzik: Beste ve Şarkılar. '
22.45 M. S. Ayarı ve Haberler. 23.00 Müzik: Dans Müziği (Pl.)
23.30 Program ve Kapanış.
İSTANBUL RADYOSU CUMARTESİ — 3/6/1950
12.57 Açılış ve Prograr
13.00 Haberler.
13.15 Saikı ve Türküler (Pl.)
13.30 Dans Müziği (Pl.)
13.45 Saz Eserleri _ Şarkı ve Türküler
14.30 Caz Müziği (Pl.)
L 15.00 .Atom ve Hidrojen Bombaları
★ (Devamı var) I Hakkında .
14
14
15
16.5
17. (
18. (
18.5
19.(
19.:
19.!
19. -
20.1
20. :
20.:
20.:
21
(Muhayyer) Fa» Hafif Müzik (Pl.) Filim Yıldızlan Geçidi
niar.
15.15
Konuşan: Ord. Prof. Salih Murat. Uzdllek.
Radyo Salon Orkestrası Konseri.
1—Boleldlcu. "Bağdat Halifesi" uvertürü 2 — Georges Blzet, "Carmen" operasından potpuri. Haftanın Programı.
Açılış ve Programlar.
Saz Eserleri.
Dans Müziği (Pl.)
Haberler.
İstanbul Haberleri.
Caz Müziği (Pl.)
Şarkı ve Türküler.
Dinloyicl İstekleri.
(hafif Batı Müziği).
Serbest Saat.
(Konuşma veya Müzik).
Şarkı ve Türküler.
Dans Orkestraları Geçidi (Pl.) Haberler.
Hafif Müzik (Pl.)
Dans Müziği (Pl.)
Programlar ve Kapanış.
V


0
3 - 6 -1950
ZAFER
Sayfa: 5
i Büyük Kumaş fiatiannda son derece ucuzluk Emprime Vistra Valencia Gandi
” Danpink ORTAÇ ta 350 kr. 195 kr. 340 kr.
Gandi ORTAÇ'ta
Emprime çamaşırlık Keten Emprime Jorjet emprime Anversaten 350 kr.
260 kr. 350 kr.
18 Renk hakiki İrlanda keteni 900 kr.
290 kr.
Anafartalar Cad. Adliye karşısı Köşe Mağazası, No. 224
• Tel: 11135 Ankara
Mimoza Emprime 875 kr.
Panama erkek şapkaları 12,75 ve 17,00 Lira
Total
375 kr.
AZİNO-SUNOA —.
Her Akşam
Eşi görülmemiş dansözler
Carmen Romero Marietina
Bahçemiz açılmıştır
ve
Antonio Reyes
Vırfüoz ADOLFO VENTAS
İdaresinde
Atraksion tipik orkestrası
Capricho Espagnol
ve
Samba - Guaracha
Ispanyol dansları
BU ÇEKİLİŞE 9.6.1950 AKŞAMINA KADAR EN AZ 100 LİRA YATIRANLAR DAHİL OLURLAR
Dört Yol Sakarya Aile
Bahçesinde heri akşam
Kıymetli okuyucu KÜÇÜK Tanınmış okuyucu
MelihiKarahoç Karaböcekler Nadire Işık
Ankara halkının yüksek sempatisini kazanmış KARA BÖCEKLER her akşam Bahçemizde. Ayrıca Saz sanatkârı MUCİP ARCIMAN ve büyük 12 kişilik saz topluluğu
DİKKAT- Bahçemiz ıçİGşizdir ' Telefon- 14165
Türkiye Emlâk Kredi Bankasının 31-Mart-1950
Umumî Vaziyeti
AKTİF Lira Lira
Kasa ve Merkez Bankası:
Kasa T. C. Merkez Bankası 475.434,67 7.703,94 483.138,61
Kanuni karşılıklar kasası Dahildeki Bankalar Senetler cüzdanı Esham ve Tahvilât cüzdanı Avanslar Borçlu cari hesaplar 7.461.658,96 3.274.879,74 1.053.558,74 6.371.322,92 298.558,80 9.688.410,59
İpotek karşılığı taksitli borçlar: % 5 faizli meskenler karşılığı Diğer G. Menkuller karşılığı 17.818.295.35 38.202.504.91 56.020.800,26
ipotek karşılığı krediler iştiraklerimiz Sabit kıymetler Hissedarlar (ödenmemiş sermaye) Muhtelif 329.576,50 1.074.500,— 3.343.323,81 56.400.259,63 25.892.020,21
Yekun 171.692.008,77
Nâzım hesaplar 164.012.022,70
Haziran devresinde
Otomobilciliği öğrenmek fırsatını kaçırmayınız Derslere 7 Haziranda başlıyoruz.
Ankara
Şoför Okulu
İsmetpaşa Cad. No: 4. Telef. 2164S
Müracaat saatleri her gün
14 - 18 arası
Acele satılık tuhafiye dükkânı
Kalabalık, işlek bir muhitte dört yol ağzında bir dükkân malı ile birlikte muazeret dolayısiyle devren satılgçaktır.
Müracaat: Abdurrahman Ünüvar Doğanbey Çerkeş sokak No. 46 da Bakkal. Tel: 13691. (1082)
Satılık Apartıman
Yenişehirde Meşrutiyet Caddesi, Bayındır sokak kavşağında, Kocatepe otobüs durağına çok yakın mesafede üç daire, sağlam yapılı 56 No. lu apartı-man acele satılıktır.
Beş oda ve bir holü havi üst katı boştur. 22449 No. lu telefona müracaat (2111)
Müth ş ucuz uk
Sayın Ankara halkı, yağ ve yağlı gıda maddeleri kalitesi üstün Fiyatı ucuz. Ancak Yozgat Pazarında bulabilirsiniz. Bir defa teşrifiniz zevkiniz ve menfaatiniz icabıdır.
Merkezi Yeni Hal No. 13, şubesi Dışkapı Uzun apartıman altında Tel: 12766 ( 2123)
OSMAN Karakuş
Bakanlıklara 5 dakika mesafede
kiralık MÜSTAKİL BİR ODA
Elektrik, su, mutfak v.s. Konforu haiz. Müracaat Tel: 23553 j ve 16282. (2148) |

Büyük Mağazcfnın
Sivil
— Ucuzluk, Zerafet, Yeniliklerini
— Yerli, Avrupa kumaşlarından Askerî yapılan ısmarlama elbiselerini
— Her türlü giyim eşyasının fiat, desen
3 ve modellerini mutlaka görünüz.
Not: Fiatlarımız katiyen maktudur
Adres: Adliye sarayı karşısı İkinci Anafartalar Caddesi No. 300
PASİF Lira Lira
Sermaye 100.000.000,—
İhtiyat Akçalan:
Kanunî ihtiyatlar 1.521.673,05
Fevkalâde ihtiyatlar 524.227,91 2.045.900,96
Karşılıklar 340.859,80
Taahhütlerimiz 6.414.626,94
Mevduat ve Cari Hesaplar:
Tasarruf mevduatı 27.274.939,55
Sair mevduat 3.496.690,27 30.711.629,82
Muhtelif 32.178.991,25
Yekûn 171.692.008,77
Nâzım hesaplar;
Cirolarımız 64.762.480,—
Kefaletlerimiz 3.643.391,49
Sair nâzım hesaplar 95.606.151,21
Yekûn 164.012.022,70
Ankara Elektrik, Havagazı ve Otobüs İşletme Müessesesinden
Şebekede yapılacak bir tamir dolayısiyle 4/6/1950 Pazar günü saat 5 den 8,30 a kadar Keçiören, Kalaba, Eski Ziraat, Etlik, As. Depolar, Mezbaha bölgelerinde elektrik kesileceği abonelerimize bildiririz.
(3682)
İLAN
Belediye Başkanlığından
Belediye komisyonu 2/6/1950 günlü oturumunda et ve sakat Hatlarının perakende satışını aşağıda gösterildiği şekilde tesbit etmiştir. Bu fiatlar .3/5/1950 gününden itibaren muteberdir.
Sayın halka ve alâkadarlara ilân olunur.
Koyun eti perakende satış fiatı kilosu 190 kuruştan.
Sakatlar
Dilden Dile Tercüme Bürosu
Kızılay, Soysal Han, 11, Ankara Tel: 25700
İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, İspanyolca, Elence, Rusça, Bulgarca, Sırpça, Rumence, Macarca, Çekçe, Lehçe, Orduca, Arapça, Farsça, Peştuca, Çince ve Japonca’dan Türkçeye ve Türkçeden bu dillere her alanda, her türlü tercüme işleri ehliyetli mütercimler tarafından yapılır. Fazla bilgi için sirküler isteyiniz.(2614)
Koyun, keçi
Baş (beyinsiz) Beyin
Karaciğer (kilosu) Akciğer (adet) Yürek (adet) Ayak (kirli) 4 adet Dalak
İşkembe (kirli) Bumbar
Dil
Başetd (kilosu)

Dana Sığır
Diyanet işleri Reisliğinden
Ankaranın Osmaniye, Ürgüp, Telli Hacı Halil, Geneği, Hacettepe İ-mam vekillikleri Balaban, Boyacı Ali, Örtmelimescid, Devdiıan Camii imamlıkları için 8/6/1950 gün yapılacak imtihanda bulunmak üzere taliplerin Ankara Müftülüğüne müracaatları ilân olunur. (3670)
SUMERBANK
Ankara icra dairesi iflas memurluğundan.
Ankarada Bankalar caddesi No. 32 re tüccar ve tuhafiyeci Burhan Ça-kır'ın ticaret mahkemesince iflâsına ve iflasın 2/6/950 Cuma saat 14 de açılmasına karar verildiği ilân olunur. (2619)
Vadeli vadesiz tasarruf mevduatı
Yeni ikramiye Plânı
2 Ağustostaki ikramiye çekilişine katılmak için
30 HAZİRAN'A KADAR
Bankamızda 100 liralık bir hesap açtırmak kâfidir. Bu çekilişin ikramiyesi 18-500 liradır.
Her 100 lira için ayrı bir kur’a numarası verilir. İkramiyelerin vergisi Bankaya aittir.
En yüksek isabet ihtimali — En müsait faiz.
» I I J
» ı i
(3674) (462)
Kilis Kültür Derneğinden
Derneğimiz 4/6/950 Pazar günü Söğütözünde bir Çiğ Köfte günü tertip etmiştir. Otobüs hareket saat ve mahalleri aşağıdadır. Bütün Hemşehrilerin maaile teşrifleri rica olunur.
1 — Dışkapı Saat 7,30
2 — Hamamönü, Orta Okul karşısı saat 8,
3 — Kurtuluş durağı saat 8.30,
4 — Kızılay (Ulus Sineması karşısı) saat 9. (2621)
Bu akşam Saot 21 de
TANBUL ŞEHİR TİYATROSU DRAM BÖLÜMÜ
TEMSİLİ
Koca Bebek
Piyes 3 Perde
Yazan: Cevat Fehmi Başkut DİKKAT: Pazar günü ucuz matine TEBEŞİR DAİRESİ
Biletler gişelerimizde satılmaktadır. Numaralı yerlerinizi evvelden aldırınız.
Tel. Gişe: 15031 — Müd.: 24075
OTEL — GAZİNO ve LOKAN-
TALARA TAKSİTLE
Osman Şaplakoğlu Sandalya-larından almak isterseniz, FAHRETTİN YAKAR Ticaret evinden temin edebilirsiniz. Perakende satış da yapılmaktadır.
Adres: Bankalar caddesi İnebolu sokak (Karpiç altında)
No. 13 Telefon: 15715 (2162)
Satılık Kamyon
Faal vaziyette çok ucuz fiatla verilecektir.
İtfaiye Meydanı Gazi Lisesi arkasında tamirci Horan ustaya müracaat telefon: 16292 (2615)
Maltepe Demokrat Parti Ocrığı Başkanlığından:
2-6-1950 Cuma günü akşamı saat 21 de yapılacak aylık toplantıya işvelerimizin gelmeleri rica olunur.
Ucuz Satılık Taksi
Çakşır ve iyi durumda bir taksi otomobili çok ucuz fiyatla 2 Haziran 1950 Cuma günü saat 18.30 da Belediye Müzayede salonunda satılıktır. (2140)
TÜRK KOOPERATİFÇİLİK KURUMUNDAN
GENEL KURUL TOPLANTISI
Kuıunıumuzun yıllık Genel Kurul tonlantısı 17 Haziran 1950 Cu-ıpartesi günü saat 16 da Ankarada Y’enişehir İsmetpaşa Cad. No. 54 de KuTum Merkezinde yapılacaktır.
S'oyın üyelerimizin teşriflerini
Yönetim Kurulu
Gündem?
1 — Genel Kurul Başkanlık Divanı seçimi;
2 — Kurumun 1949 yılı çalışma-larile hesapları ve bütçe hakkında Yönetim Kurulu ve Denetçi raporlarının okunması ve Yönetim Kurulunun ibrası;
3 — Yeni Haysiyet Divanı, Merkez Kurulu, Denetçiler Kurulu ve Yönetim Kurulunun seçilmesi;
4 — Dilek ve teklifler. (2161)
ZAYİ — İş Bankası 39748 küçük cari hesap cüzdanımı zayi ettiğimden eskisinin hükmü yoktur.
İsmail Çıklaçlfti (2616)
Şayfa: 6
Z AF IE
Başbakan muhaliflere cevap verdi
Başmakoleden devam
# (Baş tarafı 1 incide)
İlk olarak eski iktidar sözcüsünün konuşmasını cevaplandıracağız-
Aziz arkadaşlar; iş başına gelirken, memleketin içinde bulunduğu müşkül şartları programımızda çok kısa olarak belirtmek istemiştik. Sayın Barutçu, bunu bir muhalefet partisinin iktidara karşı kullanacağı üslûp ve usul olarak görmekte ve tenkit etmektedir.
Meselelerin esasını bir tarafa bu rakarak, üslûp ve usul üzerinde tenkitler yapmak icabedeıse; biz de kendilerine tenkit diye bir buçuk saate yakın süren konuşmalarının büyük bir kısmını, ötedenberi Halk Partisinin yerli, yersiz her imkânı kullanarak ve en küçük işlere bile hususî bir ehemmiyet atfederek vücude getirdikleri ve memleketin artık tamamen kanık samış bir övünme edebiyatının yeni bir örneğinden başka bir şey olmadığını söyliyebiliriz. (Bravo sesleri alkışlar).
Anlaşılıyor ki, Halk Partisi olan bitenin lâyıkiyle farkında değildir. Ve hâdiseyi alelâde bir hükümet değişikliğinden ibaret sanmaktadır.
Halbuki; 14 Mayıs seçimleriyle memlekette şimdiye kadar yapılanlarla ölçülemiyecek ehemmiyette büyük bir inkılâbın en mühim merhalesi aşılmıştır. Tarihimizde ilk defa olarak millet iradesiyle iktidara gelen bir partinin ilk hükümetinin birinci vazifesi, şüphe yok ki, kapanmak üzere bulunan devrin kısa bir muahsebesini yapacak memleket işlerinin ne halde devir ve teslim alınmakta olduğunu umumî efkâra açıklamaktır. (Doğru sesleri, alkışlar).
Buna karşı ileri sürülecek her hangi bir tenkidin mantığı, mesnedi olmadığı meydandadır.
Halk Partisinin sözcüsü, hükümet programını tenkide, son seçimlerde üç milyondan fazla rey aldıklarını iddia etmekle başlıyor. Seçimleri kaybettikleri andan itibaren Halk Partisinin, zendi lehine kullanmış olduğunu ileri sürdükleri rey sayısını her vesile ile ilân etmeğe büyük bir ehemmiyet verdiği görülüyor. (Soldan bravo sesleri). Şu hale nazaran iki cümle ile olsun bu mesele hakkında mukabil görüşlerimizi ifade etmek zaruretini bize yüklemiş oluyorlar demektir.
950 seçimlerinin kanunî ve nisbî bir serbestli: içinde cereyan ettiği bir hakikattir. Ancak memlekette seçimlere kadar hüküm sürmekte devam eden şartların pek çok vatandaşlarımız üzerinde mânevi ve esaslı bir baskı teşkil edecek mahiyette olduğu tereddütsüz ifade e-dilebilir. (Bravo sesleri, alkışlar).
Halk Partisi tarafından son zamanlara kadar idare cihazlarının devletin silâhlı kuvvetlerinin v₺ hâzinenin kendi ellerinde olduğunu ve binaenaleyh bir iktidar değişmesinin bahis mevzuu olarnıyaca-ğını, buna asla imkân verilmiyece-ğini parti teşkilâtlariyle ve halkla temasları ve halk üzerinde tesirleri olan bir çok devlet memurlariyle. kuTaktan kulağa telkin olunuyordu. Bilhassa memleketimizin uzak köşelerinde ve muvasalâdan mah rum yerlerinde oturan ve vatandaşlık haklarını müdafaa etmek ve kullanacak hususunda güç şartlar içinde yaşayan pek çok vatandaşlarımız üzerinde bu telkinlerin tesirsiz kaldığı iddia olunamaz.
Hürriyet güneşinin aydınlatıp ı-sıtamadığı, hiç seçimlerde vatandaş reyinin muteber olmadığı ve gelmiş geçmiş iktidarlardan birinin vatandaş reyine dayanmadığı bu memlekette endişe ve tereddüt perdesinin henüz her yerde tamamiy-le yırtılmamış olduğu bir hakikattir.
Halk Partisinin seçimlerde gizli veya açık olarak idareyi kendi lehine kullandığı, mühim ölçüde malî fedakârlıklara katlandığı da unutulmamalıdır. İşte bu müsait olmayan şartlara rağmen milletimiz 14 Mayıs seçiml°rinde reyi ile iktidarı ueğışti emiştir Bu neticeyi onun siyasî olgunluğuna hak ve hürriyete karşı olan derin bağlılığına, hülâsa her hususta büyük bir millet olmak vasıflarını haiz olmasına bağlamak icabeder.
Şayet, kısaca işaret ettiğimiz bu gayri müsait şartlar olmasaydı, elbette seçim neticelerinin rakam o-larak ifadesi bugünkünden bambaşka olurdu.
Muhterem arkadaşlar, Dokuzuncu B. M. Meclisinin ilk defa olaral £ millî iradenin serbest tecellisi n-). ticesinde işbaşına gelmiş oldu.ğ’u hakkındaki ifademizin, hukuk p ren ıvıenueıes uuik sıplerine aykırı olduğunu sc/ylü- işlenmiş suçlara yorlar. Ve işi basitleştirmek, hâdi- ’ ‘ ’*
senin ancak milletvekilliği ,seçim lerinde ötedenberi devam ed^gelen bir tekâmülün son safhasından ibaret bulunduğunu anlatmak istiyorlar.
Halbuki hâdise, onların göstermek istedikleri gibi seçimftn de de vam edegelen bir tekâmülün esen olmaktan çok uzaktır. Dokuzuncu B. M. Meclisine gelinceye kadar M. ■ ouıut munaun kcçuhşic- ışıcunıu-Mecl slerinin vatandaş reyi jle iş suçlar, işlendikleri zaman siyasî ve başına gelmiş olmaktan ziyade hii-1 ildarî tesir ve baskılar neticesinde
kanım hükümleri harekete getirile-‘ ve cezasız kalmış ise
kûmette olmanın temi nettiğı nüfu- .
^dayanılarak teşkil edilmiş ol- rek tatapsız .. ------
dİklannda vatandaşların hiç bir bu 6ıb. suç arın işlendiği zamanlar-au ...... ...... .nvvolki da vururlukte olan kanunlar gere-
. dUKiarınua .
tereddüdü yoktur. Bundan evvelki
■ Meclislerin seçimlerinin, millet ıra ı desinin hâkimiyeti bakımından, bu -ı birine nazaran bir tekâmül arzet-. mediği de muhakkaktır.
946 seçimlerine gelince; kendi ı-1 radesini hâkim kılmak için milleti-• mizin büyük bir azim göstermesi karşısında, kuvvet kullanma hâ-. disesinin bu seçimlerde büsbütün «çığa vurulmuş olduğu görülmuş-
Bu açık hakikatlere dayanan programımızdaki ifadeyi geçmişteki milletvekilliği seçimlerinin ade mi meşruiyetini iddia etmek mânasına alarak; bunu hukuk prensip leriyle aykırı telâkki etmekte asla «sabet yoktur. Maksadımız, geçmişe ait meşruiyet meselelerini m'^ıajca şa etmek değildir. Çünkü her hâd -se vukubulduğu zamanda, hâkim olan şartlara göre muhakeme edil mek icabeder.
Fakat mademki, bu mevzuu bu meşruiyet münakaşasına götürmek istiyorlar. O halde söyliyelim ki; bir meşruiyet kabul olunca dahi bu meşruiyet o zamanlara ait bir nevi fiilî meşruiyet sayılmak icabeder. Yoksa Anayasanın sarih hükümleri ve bugün milletçe kabul etmiş olduğumuz demokratik prensipler muvacehesinde geçmiş seçimler hakkında varılacak hüküm elbette menfi olur.
Yine bu bahiste durarak bizim 14 Mayıs seçimlerini bir devrin a-çılması mânasında yaptığımız izahı tenkit ettik. 14 Mayısta bir devü-açılmadığını ve bir devir bahis mevzuu ise bunun ancak Cumhuriyetle başladığını ileri sürüyorlar.
Şekli Cumhuriyet olan bir çok idarelerde millet iradesinin hiç bir veçhile hâkim olmadığımı, aksine olarak şekli Cumhuriyet olmayan bir çok idarelerde ise millet iradesinin kayıtsız şartsız hâkim olabildiği misalleriyle herkesin bildiği bir hakikattir. Bu itibarla Cumhuriyetin daha ziyade bir şekil meselesi olduğunu iddia etmekte hata yoktur. O halde Cumhuriyetin çok evvel ilân edilmiş olmasına rağmen ı» Mayıs tarihini, bu memlekette Lam mânasiyle demokratik bir Cumhuriyetin teessüsü mebdei ola rak kabul etmek hakikatin tâ kendisidir.
Millet iradesine dayanmanın ver-l.ği salâhiyetle biz bu hakikatleri jlduğu gibi ifadede hiç bir tered Jiit göstermiyeceğiz. Ve hâdiselerin tahlilinde geçen devirlere ait birtakım habide ölçü ve kayıtlardan kendimizi azade sayacağız
Muhterem arkadaşlar,
Halk Partisi kendine mahsus bir inhisarcı zihniyetle daima her iyi .şi kendine hasretmek temayülün den de hâlâ kurtulamıyor. Bir top luluğun çok tabiî olan ilerleme ve gelişme halinin neticelerini toptan benimsemekte bu partinin hiç te reddüt etmediğine bir defa daha şa hit olmaktayız.

Adnan Menderes bundan sonra Marşal yardımı meselesine temas et mış ve demiştir ki:
«— Ancak şurasını tebarüz ettire lim ki, hükûmetmiz karşılıklı çok sıkı dostluklarla bağlı bulunduğu, muz Amerkan dostlarımızın millet iradesiyle vazife başına gelmiş olan bir iktidarı, müşkül durumda bırakmamak istiyeceklerine kani bulunmaktadır.
Menderes nutkunda iç meselelere de temas ederek, ticarî sistemden bahsetmiş ve istihsalde maliyet u-cuzluğunu sağlıyacak tedbirler alınacağını ve fiyatlarımızı dünya fiyatları seviyesine indirmek -’e böy lece serbest esaslar dairesinde mübadele yapan bir rejime sahip ola cağımızı belirtmiştir.
Başbakan ofislerin lâğvı meşalesini de izah etmiş, bunlardan Toprak Ofisin yeni baştan ele alınacağını belirtmiş ve para mevzuuna da temas edevek şunları söylemiştir:
«Para politikasına gelince, paramızın istikrarı ve para politikası hakkında bize öğüt verenlerin, paramızın kıymetini nerelerden nerelere getirdiklerini ve ne kadar hatalı yollarda yürüdüklerini hatırlatmak isteriz.
7 Eylül kararları alanların para politikası etrafında artık mütalea serdetmek hakkını çoktan kaybetmiş olmaları icabeder.
Başbakan grev meselesine temas ederek te şunları söylemiştir:
— Grev hakkını tanımaş olmak noktasında hiç bir ric’at- yapmak 1 niyetinde değiliz.
( Menderes bundan sonra geçmişte ■ -a’.~ 1, —»1—a ve kanunsuzluklara da temas etmiş ve demiştir ki:
— Kanunsuzlukları ve geçmişte | işlenmiş suçları kanun icaplarına aykırı olarak takip etmiyecek değiliz. Ama açıkça ifade edeyim ki, iktidarı ele almaktan faydalanarak kinle, garazla, öç almak hırsiyle hareket etmekten temamiyle uzak , kalacağız. Kindar bir zihniyetle [ hareket etmiyeceğiz.
| Buna mukabil geçmişte işlenmiş
da yürürlükte olan kanunlar gereğince hareket olunacağından asla şüphe edilmemelidir.
Menderes bundan sonra parti başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığının aynı zatların uhdesinde bulu-namıyacağını bildirerek sözlerine şöyle devam etmiştir:
— Cumhurbaşkanı seçilen Celâl Bayar, artık partimizin başkanı değildir..
Hükümete itimat
A (Baş tarafı 1 incide) devletçilik zihniyetinden vazgeçilmesini istemiştir.
Bundan sonra hükümet programı üzerinde daha 34 milletvekilinin .'.öz almış bulunduğu, hatiplerin onar da kika söz söylemelerini isteyen bir önerge ile yine program üzerindeki görüşmelerin yeterliği hakkmdaki diğer bir önerge başkanlıkça oyu sunulmuş Seyhan bağımsız milletvekili Sinan Tekelioğlu, Kayseri bağımsız milletvekili Suat Heyri Ürgüplü, Manisa milletvekili Muam mer Alakant, önergenin aleyhinde bulunmuşlardır.
Önergelerin reddedilmesi üzerine görüşmelere devam edilmiştir.
Meclis bu görüşmeleri müteakip saat 17.20 de oturuma kısa bir aralık vermiştir.
İkinci oturum
Millet Meclisi saat 17.40 ta Hulû-si Köymen’in başkanlığında ikinci oturumu yaptığı zaman konuşacak hatiplerin bir lehte bir de aleyhte olmak üzere kürsüye gelmeleri hakkındaki bir takrir, tarafından kabul edilmiş zü alan müstakillerden Ali Fuat Cebesoy, Menderes programının her bakımdan mükemmel olduğunu, bu itibarla muvaffak olunmaması için hiç bir sebep görmediğini söylemiş, Ulaştırma ve sulama işlerine daha çok ehemmiyet verilmesini istemiştir.
Cevdet Kerim İncedayi (C. H. P.) geçen oturumda bazı hatipler tarafından ileri sürülmüş mütalealara diasında olduğu işlerden bahsettikten sonra C. H. P. nin para ile oy temin etmediğini söylemiştir.
Bu sözler münakaşaları mucip olmuş ve kürsüye gelen Zonguldak milletvekili Abdurrahman'Bo-yacıoğlu, C. H. P. nin kendi seçim bölgesinde oy almak için bazı devlet hizmetlerini tasarrufu altında bulundurduğuna dair misaller vermiş ve bu hususta vesikalar bulunduğunu bildirmiştir.
Basın ve Af Kanunları
Müstakillerden Suat Hayri Ürgüplü, program üzerindeki görüşlerini bildirmiş ve vatandaşın yazı hürriyetini tahdit etmekte olan Basın Kanununun töpyekûn kaldırılmasını ve Af Kanununun bir an evvel çıkarılmasını istemiştir.
Bundan sonra ikinci yeterlik ö-nergesi verilerek kabul edilmiş ve Adnan Menderes hepsine toplu bir cevap vermiştir.
Muhalefetin gösterisi!
Başbakanın çok şiddetli ve sürekli alkışlarla karşılanan nutkundan sonra muhalefet adına konuşmak isteğinde bulunan Faik Ahmet Barutçu’nun bu arzusu oy’a sunulmuş] fakat kabul edilmemiştir. Bunun üzerine C. H. P. mensubu milletvekilleri toplu halde salonu ter-ketmişlerdir.
Bunu müteakip güven oyuna geçilmiş 228 oy’la ve mevcudun ittifakı ile Meclisin hükümete güvenini bildirdiği anlaşılmıştır. Salonu terketmiş bulunan C. H. P. milletvekilleri oy’a katılmamışlardır.
Sürekli ve şiddetli alkışlar arasında tekrar kürsüye gelen Başbakan Adnan Menderes kısa bir hitabede bulunarak teşekkür etmiştir.
Büyük Millet Meclisi Pazartesi günü toplanacaktır.
ekseriyet ve ilk so-
İktisadî hürriyet ve sosyal [nizam bilecek tasarruflarım hovardaca sarfediyorlar, ve istihsale yarayacak kıymetler böylece bir istihlâk mevzuu olmaktan ileri gidemiyordu.
Bu yüzden şahsi teşebbüs, büyük ve masraflı devlet işletmeleri yanında kısırlaşıp kaldı; ufak tefek işlerden para kazanabileıılerin ( ğu da birer hacıağa halinde har ı rup harman savurmakla vakitle ni geçirdiler.
İş imkânlarının azalması, işsizleri fazlalaştırıyor, bir tarafta büyük para sarfedeııler, öbür tarafta meteliğe kurşun atan zümreler peyda oluyordu.
Bütün bunların İçtimaî hayal üzerinde, aile düzeni üzerinde büyük tesirleri olduğu njuhakkaktır. Memlekette evlenmelerin azalması, sefahatin artması, fuhşun artması, veremin artması, esnafın eli böğründe kalması hen bu düzensizlikten, ve yeni iş sahaları açılmamasın Zan doğuyordu.
Çünkü emniyet yoktur; çünkü yarın sermayenin hangi ağır bir darbeye uğrayacağını kimse kestiremez. İthalât ve ihracat politikasının ne şekil alacağı bilinemez. Daha evvelce de bir yazımızda belirttiğimiz gibi, devlet işletmeleri eski devirlerdeki baş kadınefendi gibi gözdedir. Bütün şahsî teşebbüsler, sanki bu kadmefendinin büyük lüksünü, yorgun ve tenbel hayatını idame ettirmeğe yarayan odalıklardır.
Bu yüzden nice dükkânlar muattal kalmış, teşebbüs kabiliyeti ölmüş, onun yerini israf, lüks almış, bürokrasi zihniyeti geniş bîr saha kazanmıştır.
İşte Adnan Menderes, programında bu hastalık üzerinde teşhisini koymakta, inhisarcı, bürokratik bir devlet tipinden bahsederken şüphesiz hep bunları kasdetmekte-dir.
Senelerce bu hata üzerinde ısrar edildi de ne oldu? Bu yüzden birçok gençlerimiz istikballerini sadece memuriyette gördüler. Fakat bu kapı da kadrolar dolayısiyle yavaş yavaş kapanınca, memlekette bir işsiz -münevverler», «okumuşlar» zümresi meydana gelmeğe başladı. Bir çok üniversite mezunlarının bugün işsiz kalmalarının sebebini başka nasıl izah edebilirsiniz? I j
Eğer hususî teşebbüse bir kıymet verilecek ve ona yaşama imkânları sağlanacak olursa, o zaman memlekette sade İktisadî değil, fakat aynı zamanda sosyal bir inkılâp da başarılmış olacak ve neslimizin iş ve hayat telâkkisi bambaşka bir mahiyet alacaktır.
Unutmamak lâzımdır ki, siyasî demokrasiyi devam ettiren, besleyen kuvvetlerin başında iktisadı demokrasi gelir. Çünkü iktisaden bağımsız olan vatandaşlar, fikirlerini daha açık söyliyecekler, memleket meselelerini kimseden korkmadan, çekinmeden daha iyi münakaşa edecekler, reylerini daha büyük bir huzurla ve emniyetle kullanabileceklerdir.
İşte Adnan Menderes kabinesi programında İktisadî hürriyetleri tahakkuk ettirmeğe çalışarak yeni ve mühim bir inkılâp başarmak vazifesini üzerine almış bulunuyor. Bu, memleketimizin İktisadî, ve sosyal bünyesini takviye bakımından çok ileri bir hamledir.
Mümtaz Faik FENİK
r*
Batı müzği sanatkârları dernek kurdular
Batı Müziği San’atkârları dün saat 15 de Tabarin Barda bir toplantı yapmışlardır.
Bu toplantıda sanatkârların kurdukları derneğin tüzüğü okunmuş ve ittifakla kabul edilmiştir.
Bundan sonra idare kurulu seçimine geçilmiş ve neticede Zekâi Apaydın, Şevket Yücesaz, Cihat Âşıkoğlu, Özdemir Çevik ve Mehmet Giray idare kuruluna; Orhan Sezener, Enver ve İsmail Urhalı Haysiyet Divanına; İrfan İstenir, Hıfzı Şenaktan denetçiliklere, Zekâi Apaydın da idare kurulu başkanlığına seçilmişlerdir.
r
İM
Aşağıdaki mallar n tasfiyesi dolarisi e
r
Yalnız 15 günlük fevkalâde tenzilâtlı satış
Naylon çok
ANKARA PAZAR
Bakkaliye Mağazası'na yeni mahsul
Okuyucu
Hamide Dinletir
SAMAN PAZARI
1
Acı bir ölüm
Teessürle haber aldığımıza göre, merhum Vasıf Arkaya-nın kızı, merhum Dr. Rasih Emin Arlı’nın yeğeni, Ali Sungur Gürsoy’un eşi
MUHTEREM GÜRSOY 1/6/1950 tarihinde doğum neticesi vefat etmiştir.
Demokrasi inkılâbımızda çok değerli hizmetlerde bulunmuş olan Muhterem Gür-soy'un vefatı haberi bütün demokrat mahfillerde derin bir teessür uyandırmıştır.
Merhumeye Tanrıdan rahmet ve kederli aliesine başsağlığı dileriz.
V
Ödenekler hakkında
★ (Bajtarah 1 İncide) yapılmasına dair olan kanunla, devrenjn yenilenmesi halinde yeniden seçilen milletvekillerinin tekrar ödenek almalarını mümkün kılan kanunun kaldırılmasını teklif etmektedir.
Meşhur Alman Saba Radyo laıı
gelmiştir.
B. Atatuğ, T. Eşta$
Anafartalar caddesi, Adliye üstü No. 273 — Telefon: 14761
( İNCİ PARK ) içkisiz aile bahçe ve salonu 3 - 6 - 950 Cumartesi gününden itibaren sayın halkımıza açıktır. Duhuliye yoktur
Okuyucu
Mukaddes Dinletir
Kemani
Naci Tek tel
Darbuka
Mehmet Yalçın
Cunbuş
Muhittin Soydan
Kanuni
Nuri Şenmeyli
Kemani NACİ TEKTEL idaresinde 10 kişilik Saz Heyeti Cumartesi akşamından it’baren her akşam
saat 19.30 da Fasıl başlar
NOT: Ankaranın tanınmış Kukla sanatkârı KEMAL ŞAKRAK'ın canlı kuklalarını sahnemizde kahkahalarla seyredeceksiniz.
DİKKAT Her akşam AHMET GAZİ AYHAN seanslarına devam edecektir.
Bütün AnkaralIların Naz ırı D kkatin
Ekstra Poplin ve Filafil ısmarlama dikişli, yedek yakalı erkek (gömlek
II inci kalite Poplin gömlek
III üncü kalite Poplin gömlek
Ankarada ilk defa görülecek olan devrik Manşet yedek yakalı, yakaları dikişsiz Stil son model Poplin ve F.Tafil erkek gömlek
EkJira Poplin ısmarlama dikişli Teksas modeli, uzun kollu, kapaklı, çift cepli gömlek
İthal malı ekoseli Teksas modeli, kısa kollu erkek gömlek İngiliz Toplarkodan diklimiş bayan Sabahlık ve Entari İthal malı Corjet basmadan dikilmiş Sabahlık ve Entari Kusursuz bayan Naylon sağlam Amerikan Çorap Çok sağlam lâstik Keten Ayakkabı her boy
Gömleklik Mancister Poplin ve ithal malı Corjet basına 1 metresi Finlandiya tabaklı kahve Fincan ve Kristal Tuzluk ve Amerikan sağlam Kompostoluk Kâse Parlak ve mat zarif muhtelif Çantalar
Fiatlara bak ucuz değilse alma
ADRES: Anafartalar, Sus Sineması tam karşısında No. 239/3 «MAHMUTPAŞA PAZARI.
----------------

s
Mevsimin en güzel ve nefis aşk hikâyesi
Sönen Gözler
..Venüs Aveugle» Oynıyanlar: Vivian Ro-mance-Georges Flamant Seanslar: 10-12-13.30-15.30-17.30
Gişe 15031
Müd. 24075
Müzik görüş'eri
Aylık Müzik Dergisi
9 uncu sayısı dolgun yazılarla çıktı. Bayi ve kitapçılarda arayınız.
Çıkaranlar: Nüvit Beriker -Mithat Fenmen.

Sahibl
Aavıy* tENlü öu nüshada yaıdjlerlnl fille» ır» HİKMYT TA7ICIOÛ1A
Basıldığı yer tiCNüŞ MATBAASI
ve Pikapları, Frijidaire Buz dolapları, Şık avizeler evlerinizi şenlendirir. Tediyatta büyük kolaylık yapılır
— Evet tıaşmetpenajı.. ı ■— -»......
Ve böyle söyliyerek iki sûr ara- * Baron onu, muammalı bir tebes- muz oıan şansı
J v)
«Hakiki URFA yağları, Hjİİs AYVALIK Zeytin yeğleri
Biri ci Ns-i LÜKS çamoşır SABUNLARI
gelmiştir. ,
Sayın müşterilerimizin mağazamıza teşrifleri menfaatleri icabıdır.
Yeni Hal No. 51/6 — Telefon 12264 (2138)
MUAMMER KARACA
6 HAZİRAN SALI AKŞAMI Stadyumdaki Yeni Sahnede (21,30)
Osman Bikes


3 Perde Laklakiyât
KADRO: Mehmet Ali, Celâl Uluç, Tcvfik Bilge, Ali Uluç, Tur. gut Orman, Zafer, Timuçin, Adnan, Orhan, Haşan, Asım, t. Toto, Güzin, Nesrin, Korfolu, Aylâ Karaca, Nermin, Serap, Nimet, Ceni, Suna, Rezaıı, Eleni, Necla, İffet, Selma, Jale ve MUHİDDİN DİLER idaresinde (8) kişilik Orkestra
ZARİF KOSTÜM VE DEKORLAR
Biletler: Ulus meydanı Erler Tuhafiye Mağazasında, Pazarları Karpiçte satılır. Fiyatlar: Hususî 300, Birinci 200, Duhuliye 150.
Balıçelievler, Maltepe, Cebeci. Kavaklı, Çankaya, Bakanlık, Etlik, Keçiörene otobüs vardır.
I ■■■
MİELE,, Marka Çamaşır makine ve Süpürgelerin Taksitle salgına bajlanmştıı
R. P\KER
Yıldırım Elektrik Pazarı
Anafartalar, Kooperatif arkası No. 3/5
Telefon: 15189

Comments (0)