CUMA
30
OCAK (948 Onuncu Yıl No. 3212
10
KUTtUŞ
idare: Nuruo&manlye No. 17 Tel adred: .YENİ SABAH» İBTANBVL Telefon: 1O7M
SAYISI HjelH YERDE
ABONE
TttrWy« genelli 3WO K*. S »yUİ 1000 » 3 aylık *00 » 1 aylık 300 »
bîdili
Bcnebi
M00
1000 1000 eoo
Kr.
>
>
>
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MÜDAFİİYİZ
J___L. j ■ . J_•_? LfK • ( ‘ •/ r _■ -_;_*■ _ _ r . .. . . *£*/•!


Yeıl Irak kabiae»!
Kahire: 29
İrakta yeni bir kabinenin kurulduğunu bir telgraf almıştır. Yeni İrak Peşbnkan.' Muhaır med El Sadr bağıma.z âyan ıiyelvri₺d«n olup, evvelce Ayan Meclisine başkanlık etmiştir, Ingi-lizlere kargı vuku bulan 1920 ayaklanmanın© igti-râk etmiştir.
(AP.) — Bugün Arab Birliği,
ı bildiren
Amerikan Kredisi Münasebefile.

%
Halk Partisi gibi bir saltanat zümresi milletin başında bir kâbus gibi durdukça, böyle bir varlığa bir dolar bile vermek günahtır
«Cumhurbaşkanlık köşkünün müteferrik masrafı için 500 bin lira, Savarona denilen malıud tekneninf yıllık masrafı için 1 milyon lira, Cumhurbaşkanlığı makam treni için 100 bin lira, Başbakanın mutfak• masrafı için 63 bin Ura sarfeden milletvekillerinin maaşlarına bir kalemde 2,5 milyon lira İlâve eden bir f avuç hodgâmın eline on para vermek akıl kârı değildir
Afyon milletvekili general Sadık Aldoğan, Marshall plânı gereğince Türkiyeye ancak peşin para Ue yardım edilebileceğine dair son Amerikan karan etrafında dün ga zetemize aşağıdaki makaleyi göndermiştir:
.Birleşik Amerika devletlerinin, İktisadî kalkınmaları için muhtelif on altı devlete muavenete karar verdiği ve Türkiyeyi ise ancak peşin para vermek şartı ile bu muavenetten faydalandıracağı malûm dur.
Bu memleketin işlerini kendile rinden başka kimsenin yürütemi-yeceğini zanneden; ve bu hususta hodgâmlığın son haddine varmış olan Halk Partisi zimamdarlan i-çin. Amerikanın bu hareketi tam
8adık Aldoğcm

...»
«Atomik bir darbe tesiri yaptı» denilirse hiç de yanlış olmaz.
Dünyanın hiç bir Demokrat memleketinde bizde olduğu gibi, bir tahakküm partisinin canının is tediği gibi hareket serbestliğine sahip olduğu görülmüş şey değildir. Çünkü: Sayısız misallerile is-batı İşten bile olmıyan bu vurdum duymazlık C. H. P. ileri gelenle-! rinin şiarı olmuştur. j
Bütün millet yekvücut olarak! medeniyete susamış ve bu katara1 katılmak iştiyakı İle yanıyor. ı Dünyanın hiç bir memleketinde! bizde olduğu kadar vatandaşlar a-rasmda bu kadar iftihar edilecek' karşılıklı bir sevgi ve bağlılık gö-! rülemez. Görülen ayrılık iktidar (Devamı Sa., 6; Sû., 1 de)

Amerikanın durumu
Halk Partisi f e hükümetlerinin zihniyetleri, telâkkileri idare tarzları ne kadar geri ve ton-tancdık de malul olursa olsun bu hal nihayet Türk milletinin hakettiği yardımdan mahrum edilmesi için kâfi bir sebeb olmamalıdır. Türk, elindeki bütün kuvvetleri, sekiz yıldır seferber tutarak, şu dakikada dünyadaki iki büyük devletten birinin muhtemel tecavüzüne Şimali de sırf Türk milletinin vahimesi mahsulü-degıldır. Bilakis Sovyetler açıkça Turkiyeden toprak ve üs taleblerinde bulunmuş ve bunu her vesile Ue tekrarlamaktan hâli kalmamıştır. Bu hnkiknflrr ______ >
kalmamıştır. Bu hakikatler Amerikalı dostlarımızca açıkça malûmdur
“Demokrat Parti acele bir tasfiyeye muhtacdır^Bayar gibi konuşanlar ancak yeni bir istibdat idaresi kurabilirler
Bayor: “Halkın Demokrasi isteğine törelimse olmak iddiasında knlnnaı partini.
S
i
I 4
%
4
öner ve ÂldoğaB gibi kimseleri başı fistttnde taşıması lâıım gelirdi,, diyor..,

irleşik Amerikanın bütiiu medeniyet dünyasını toptancılık vc baskıdan kurtarmak İçin geniş bir ııriicadelcye giriştiği malûmdur. Ferdlerin hür ve serbest yasaması, milletlerin diledikleri hükümet şekillerini seçebilmeleri hasılı hakiki Demokrasinin dünyada kurulması ve yapılması Truman doktrini denilen düstur ve nizamın icabıdır.
Şimdiki halde Batı Avrupanın bir çok memleketlerinde Demokratik şekil hâkimdir. İngiltere, Fransa, Belçika, İtalya, Hollanda, Lüksenburg bu zümreye dahildir. İngiliz Dışişleri Bakanı Mfater Betin evvelki gün, dünyada büyük hkisler yaratan demecinde bütün bu âlemin birleşmesini ve tek ceb-he kurmasını tavsiye ediyordu. Garb medeniyetini temsil eden dünva bu suretle birleşmiş te müdafaa ceblıesl knrınuş olacaklardır. Müdafaa bir tecavüze karşı tedbir olduğuna göre şimdi mede-niyet âlemini tehdid eden tecavüz ihtimalinin sadece Sovyet ve Kızıl Rusyadan gelmekte oldıığn a-çıktır. Marshall plânı da esasen mü da t a a gayesini temin irin Amerikanın yapacağı fedakârlığı ifade etmektedir.
Batı dünyası desteklerle dursun şu «lahikada, en acele tehdid ve baskıya mâruz olan iki memleket vardır kî onlardan biri Yunanistan öbürü de Türkiyedir. Yunanistan fiilen iç mücadeleye atılmış ye kardeş kam dökmekte bulunmuştur. Birleşik Amerika maddi ve manevi kuvvetlerle bu küçük hürriyet ynrdunu takviye etmektedir.
Türkîyemizlu bu yardımdan lâ-yıkile ve hak kil e faydalanaruama-sı cidden teessür uyandıracak bir hâdisedir.
Ilalk Partisi ve hükümetlerinin »hoiyetleri. telâkkileri, idare tarz farı ne kadar geri ve toptancılık Re malûl olursa olsun bu hal nihayet Türk milletinin bak ettiği
yardımdan ınahrum edilmesi için kâfi bir sebeh olmamalıdır. Türk, elindeki. bütün kuvvetleri, sekiz yıldır seferber tutarak şu dakikada dünyadaki iki büyük devletten birinin muhtemel tecavüzüne karşı hazır bulunmaktadır. Bu teca-
vtiz ihtimali de sırf Türk milletinin vfthimesi mahsulü değildir. Bilâkis Sovyetler açıkça Ttirkiye-den toprak ve üs taleblerinde bulunmuş ve bunu her vesile ile tek parlamaktan hâil kalmamıştır. Bn (Devamı Sa„ 3; Sil., 4 de)
Bugün sütunlarımıza Hikmet Ba. yurun çok şayanı dikkat bir makalesini geçiriyoruz. Bütün memleket efkârının sevgi ve teveccühünü kazanmış olan bu hürriyet ve demokrasi müdafii zatın okuyucularımızın alâkasını çekeceğini kuvvetle ümid ettiğimiz yazısı aşağıdadır:
C. H. Partisince en sevilmiyenler-den biri olan Bay Kenan öner. Demokrat Parti İstanbul başkanlığından çekilir çekilmez Vatan gazetesinin son derece şiddetli hücumlarına uğradı. Onun aleyhinde yazılanlar arasında istifanamesinin bazı cümleleri de zikredildi ve Bay Kenan ö-nerin bu kâğıdın Bay Celâl Bay ar tarafından Bay Ahmed Emin Yal- • mana gösterilmiş olduğu iddiası yalanlanamadı.
Hiç şübhe yoktur ki Bay Kenan öner, Demokrat Partiye, demokrasi dâvasına ve yıftdumuza büyük hizmetler etmiştir. Vatan gazetesi ona hücuma başladığı vakit o Demokrat Parti ^Genel Merkezine ve hattâ kimseye karŞı basın yolu üe hiçbir tarizde bulunmamıştı; arada alenî hiçbir fîKlr tarhşinhsf üa ö'lmamıştt Buna rağmen Bay Celâl Bayar henüz Demokrat Partinin bir üyesi bulunan böyle bir kimseye bakımından tamamile kof, amansız bir dille yazılmış yapana vesika göstermiş, hiç olmazsa desteklemiştir; arkadaşına vurulmak istenilen, bilerek bil-miyerek komünist âletliğl damgasına karşı isyan edip bunu reddettiğini de ifade etmemiştir.
Bu biçim davranış kesin bir vefasızlığı ve hoşa gitmeyenlere karşı neler yapılabileceğini göstermek bakımından ibretle göz önünde tutulmaya değer. Bunlar her yerde ve her devirde yakışık almayan şeylerdir; bunları yapanlara karşı kimsede güven kalmaz, onların iş ortaklan ola. bilir, gerçek arkadaşları olamaz.
Bu, Kenan öner meselesinin bir safhasıdır; onun daha az teessür uyandırmıvan bir başka safhası da şudur. Devamı Sa.t 5; Sü . C do
karşı ,öz fakat çok hücumları yâni onu
Hikmet Buyur seçimler sırasında Manisada
Edirne D. P. kongresinde yolsuzluk
Fuad Köprülü, Celâl Sayara şikâyet edild
9

1
* l
Aldoğan ın teşriî masuniyeti -------Q.-—
Bu yol dia başa gelebilecek musibetler sadece bjr şereftir.. n
Bay ur umı m&kaFesi |!
— bugtoBı
M.K. mahkemeleri


Üçüncü ağırceza ve iki mahkemesi teşkil olundu
asliye ceza
Taşraya tâyin edilen
3 savcı istifa ediyor
Sncs B^kter
C. H. P. İl Başkanı
Merkez Bankan müdürlüğünden ayrılmak niyetindi değil
C. H. P. İstanbul 11 idare kuru-lu başkanlığına seçilen, Merkez Bankası müdürü Sadi Bukter, dün akşam, kendisile görüşen gazetecilere şunları söylemiştir:
11 idare kurulu arkadaşlarımın teveccüh ve itinıadlannın bir eseri olarak bugün parti başkanlığı vazifene başlamış bulunuyorum.
(Devamı Sa„ 6; SİL 5 de>
Evvelki gün İstanbul C. Savcılığına gelen yeni bir tamime gör( Millî Korunma mahkemeleri resmen lâğvedilmiş ve dün mezkûr mahkemeler tahliye olunmuştur. Millî Korunma mahkemelerinde karara bağlanmıyan dosyalar C. Savcılığına tevdi olunmuştur. Mül ga 6 Millî Korunma mahkemesin-
yargıç Kemal olarak asliye
den 1 numaralısı Aşkının reisliğinde ceza muaviniyle faaliyete devam etmektedir ve arta kalan dosyaların bir kısmı bu mahkemeyi bir kısmı da yeni kurulacak asliye Cezalara tevzi edilecektir. Adalet Bakanlığı tamimine göre İstanbul (Devamı Sa.t 5; Sü,t 3 de)
Rusya, Balkan Federasyonu teşkiline neden muarız?
I
((
Tito, Kremlln’in hayır duasını aldı; Dimitrof ise alenen paylandı,,

e
Paris, 29 (A.A.) — «Sovyetler Bir ligi Balkaıı federasyonunu takbih e-(Üyor> başlığı altında Le Monde gazetesi başmakalesinde şöyle demek-tedir» ✓
Batı devletlerinin bir batı tasarısı hazırlamağa karar olduktan şu sırada Kremlin, federasyonu plânını takbih
Oıoku veı iniş Balkan elTiıcyi
(Devamı Sa„ 5; SU, 7 do
Edirne İl İdare kurulundan habersiz bir kongrenin akdi için Köprülünün emrile Parti lokalinin kapısı kırılmış !
Evvelki günkü sayımızda Edir-neden aldığımız bir telefon haberine atfen Edirne D. P. il kongresinin yapıldığını yazmış, bu arada seçilen idare heyetinden de bahsetmiştik. Dün. Eklime D. P. il başkanı Ahmed Sengelli imzalı ve 746 sayılı bir mektub aldık. Bazı hususların açıklanması bakımından enteresan olan bu mektubu aynen neşrediyoruz;
1 — 25.1.948 günü bir takım sa-lâhiyetsia kimselerin parti lokalinin kapısındaki kilidi kırmak sıı-retlle içeriye girerek bir toplantı tertib ettikleri doğrudur. Ancak bu toplantının D. P. Edirne 11 kongresi olarak kabulüne ve bu suretle ııeşir ve ilânına kanunen ve nızamen imkân yoktur. Çünkü Cemiyetler kanununun maduei mahsusasma gör*" salahiyetli merci olan il idare kurulu başkanlığı! tarafından kongrenin icra yeri, (Devamı Sa., 5; Sü.t 3 de)
Ankara, 29 (Hus.si)
Kudretteki mskausınd? Hkmet Bj yur Afyon MilletveKijj Ssdık Aid gar.,n teşrii masuniyetinin kaldın: nısfına ve Amerikan yardımına te* rrıas ederek birinci mesele bakkmja - CJereraîZn Kumkapıda ne söyledig.-ni âjnnfeli claralı bilmiyoruz. Faktı tahmin ediyoruz ki daima yaptıgj gibi ateşi; bir dil üe demokrasi ö₺ vasim gütmüş ve bi2im bu ülküv»
• uiaşımamizı engelliyenlere tır. Yâni yurdumuzu bu kadar feru duruma gt‘irmiş gidişin değışmeabr
Devam Sa„ 5; $ de i
• •
Ihsan tamam
olmak!...
Sır ı Bellıoğlu’nuu uemcui-ır aması lâzımdır.
Fuad Köprülü
Vaşington; 29 (AA) — (Reuter) Dünya bankasının müdürü Johc J. Mecloy bugün dışişleri korniş -yonvnun balkanı Vandenberge gör derdiği bir mektubda, mensub olduğu müessesenJu Truman idaresinin Marshall plânında ilk 15 ₺j için derpi? edilen Avrupa ihtiyaç larıîiın takiben bin milyon dolar • eksik hesab ettiği kanaatinde bu (Devamı Sa., 5; SU., 5 ât,
KVİMDEN BİR YAPRAK

Emekli General Ali İhsan Sâbis’in kalan cezasını af İçin bir kanun ta-Mnm haz ılındığım gazeteler ve bu' arada “Yeı». Sabah ta yazdı. (
Hususi bir af olunca Generalle bir-' likte Cezaevinde yıllardır yatan eski milletvekili ve Baltan Sırrı Bvllioğ-:
(Devamı 8a.t 6; Sü., 1 de) i
■ e ■ ■—d. ■ ■ y»». ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ı
Limandaki korsanlar
• 2

• I
Gümrük ıruhafazc teşkilâtı tarafında î suç üstünde yaka’a »di
Limanda kaçakçılık yapmak makaadile bir ş( b( kc kurulduğunu, bu şebeke rr.ensııblarının gecenin karanlığından istifade ederek limanımıza gelen ecnebi şileplerden mal kaçırdığını ve bunları piyasaya sürüp fâhü. tiratla sattığı-!
(Devamı Sa.» 3; Sü . 5 d*1
Hâdiseler karşısında Hükümetler
Demokraside Meolislerln bir hü-kûmoto Itlmad yahud «adenı-i i'tiınad» reyi vermeleri, son zamanlarda şeklini £-----------------
değiştiren bir vakıâ halini almıştır. Şiın- (_____________
di hâdiseler yahud kabinenin Mecliste dayandığı okseriyetin biraz sarsılması hükümetlerin mevkilerini başkalarına terkoyloınolerıno kâfi bir sobeb teşkil ediyor.
Bızdo henüz böyle değil.
Bundan evvelki kabineye bizzat ekseriyet fırkasının sinesinden bir zümre muhalif rey verdi. Hükümet mevkiim muhafaza etti. Arkadan aahvâl-i-sıhhıyc ınazoreti İle çekildi; fakat düşmüş sayılamaz. Saraooğlu Şükrü de bu ekseriyet kuvvetinin sarsılmasının hiç bir kıymeti olmadığını «Mecliste fazla bir rey alsam yino iktidarda kalırım» cümlost ılo to'kıd eylemişti.
7 Eylül kararı siyasot vo iktisadiyatta büyük bir falsodur. Bu kararın mihverim teşkil edon Maliye Vokilı hâlâ iktidardadır. Bu da bir hükümetin mevkiim torketınek hususunda hâ-/iıcriprA ne kadar ohemmiyet verildiği-
ni gösteren bir mısaioir.
Demokrat memleketlerin ön safına* gelen Fransadi Mebusan Meclisi ka ' bineieri, komblar,
ULUNAY ( Ruviyeter, Klemanso*
/________ i ,ar» hattâ Bnyan’ın
■ w w w w---—
ilk Başvekilliği gibi parlak i't ima d iz kararları İle artık yor. Bir gün bir de bakılıyor kı Da* ladye kabinesi istifa etmlt9 yahuc Horyo çekilmiş... Bu istifaların sebebi kabinenin büyük küçük ıstinad ey* ledigi fırkaların bazısında ( itimadsu* lık) âsârının seıiimtslnden iion geliyor. Yahud memleketi taştan başa sarsan bir hadise oluyor; onun önünde kabinenin durmağa gücü kuvveti kâfi gelmiyor.
Meselâ Kayonun Fas mes elesinde Almanlora Kongo hakkınca bir teklifte bulunması matbuata intikal eder etmez kabine paloır küldür yuvarlanmıştı.
Bizde ise Demokratik idare olmasın? rağmen böyle düşünülmüyor. İstifa e-den kabinenin en faal şahsiyetleri yine gelen kabinede mevkilerini muhafaza
!*VİW
«adem-l* düşürmü*
ir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm?!
OklTY
\ HER SABAH{
Yünlülere
%


Yaran C, S
— Bunun aksine olarak Canbu-lat payitaht neresi olacaktır dediği lamau beyanatı vardı. Cnhld bej-in bu esaslar etrafında makaleleri vardı. Eğer dediğimiz gibi Orada söylenecek olsaydı sistem dahilinde çalışılmazdı.
— Madem ki ekseriyete iktiran etmiş, mebus olacaklar bunu müdafaa edeceklermiş.
— Kemal beyin Gazi hazretleri-le olan mülikatı tamamen esassız bir şekilde aksetmiştir. Arkadaşlarınızın her biri ajTi ayrı ifadede bulunuyor. Siz orada toplandınız, program tesbit ettiniz. Komite halinde çalıştınız.
— Bir defa ben onları toplamadım. Kara Kemal bey bunları ça-ğırnuş. evimi irae ettim, toplandık. Kara Kemalin sözleri etrafında konuştuk, malûm esasları tesbit ettik, meseleniu. içtimain hakiki safhası budur efendim.
(Burada vaktile bu içtima* hakkında Tanin» gazetesinde Hüseyin Calıid berin îttihad ve Terak ki ne yapıyor?» ünvanile neşrettiği başmakale okundu. Yansında reis, kongre akd salâhiyetini bu üç beş kişinin kendilerinde nasıl gördüğünü sordu.)
Cavid hey — îttihad ve Terakki uamma söz söylemeğe kimsenin salâhiyeti yoktur.
— Cahid bev fırka vardır fakat lideri yoktur, diyordu.
— Hayır reis le beraber fırka tur.
— Şimdi aynı
bil bir iki gazetenin cevabını daha evvel Anadolu Ajansının bir tekzibini okuyalım:
(Burada ajans Îttihad ve Te -rakki namına bazı zevatın Gazi paşa hazretlerine müracaatla teşriki mesai teklifinde bulunduğuna dair İstanbul gazetelerinin neşri -yatı karşısında Gazi paşanın tek-zibiui ve beyanatını kaydediyor -du. Müteakiben C'ahid beye ce -vab» Unvanlı başmakale okunmuştur.)
Bu makalede îttihad ve Terak -kinin gizli çalışmaları hakkında Cahid beyin makalesine itiraz e-diliyor ve Cahid beyin hilâfet me selesi hakkındaki fikirleri tenkiti olunuvordu.
•T
Reis — Cavid bey, îttihad ve Terakki namına şu programı yap tınız, şu takdirde Teceddüd» fır kasını kabul etmediniz mi?
— Bir noktada ayrılıyorsunuz, îttihad ve Terakki «Teceddüde» kalbedildi. Fakat bazıları kabul etmiyordu. Ben girmemiştim, fakat kabul etmiştim. Arzettiğim şudur: Kemal bey, îzmitten gel -mi.ş, yalan, yanlış, orasını kendi -si bilir. Bize o şeyleri söyledi.
— Peki bu programı niçin yap tınız?
beyefendi, lider -da kaybolmuş •
makaleye muka-ve
Hâdiseler karşısında
Hü kûmstler
(Baştarafı t incide)
ediyorlar.
Sayın Maliye Bakanımız, 7 Eylülden sonra bir de (Ocak ayı) hâdisesi ile karşılaştıkları halde yine movkılerini salâhiyetle muhafaza etmektedirler.
Amerikanın bizi yardım görecek memleketlerin dışında tutmağa karar vermesi formalite bakımından olsun bir değişikliğe lüzum gösteren en müz him bir hâdise olduğu halde ne garib-dir ki bizde hükümetin mevkiini sağlamlaştırmıştır.
Halbuki ekseriyet partisi içinde Frenklerin tâbirince (minıstrable) yani (bakanlaştırılacak) zevat eksik değildir; gelecek olanlar, hiç olmazsa geçen hâdiselerin ınes’uliyetini taşıyan şahsiyetler olmıyacaklardır.
Farzedeliın ki Paris konferansında murahhaslarımız vazifelerini faziasile yaptılar. Fakat bugün rivayet şoklin-de bir beceriksizlik ihtimalinin mov-oud olması bile hükümeti sarsan mühim bir âmil değil midir?
Hükümetin bu sarsıntı İle iktidarda kalmak istemesi aksi bir tesir husule getirir; onu kuvvetlendirmez belki zaafa düşürür.
Demokratik bir (objektif) den bakınca hâdiseler karşısında hükümetlerin vazıyetleri böyledir.
Amma biz «Böyle ofmıyacak!» diyor muşuz. O zaman Boktaşlnin abdestsiz namaz hikâyesine benzer, v Abdestsiz naınaz olmaz diyorlar, ben kıldım. Oldu ta demiş.

Tefrika
leo
haziru-etmek
— Verilecek cevabda nun zîlbdei efkârını ifade için.
— Arkadaşlarınızın böyle bir program yapılmadığı sözüne kargı son sözünüzü söyleyiniz.
— Aman efendim, hepsi birlik te bulunurken yapılmıştır.
— Rtisubi bey bilmiyor, Vehbi bey bir zümre halinde hareket i-Çİn top la nıldığını söylüyor, Hüso-yinzade ile Hamdi baba, Ittlhad ve Terakkinin vücud ve ademi vücudu münakaşasını yapmak i * çin toplan ildiğim söylediler. De -mek ki bu neticede îttihad ve Terakkinin mevcudiyetini kabul ettiğinizi gösteriyor, neticei mantıkiye budur, bu olabilir.
— Bu, program dediğiniz maddeler orada bulunan sekiz on arkadaşın zübdei efkârı si yas iye sidir, bu ifadeler mebus olacak arkadaşların taklb edeceği fikirleri ihtiva etmektedir.
Müddeiumumi — Cavid beyin ifadelerinden bir şey anlamadım. Diyorlar ki: (Biz orada intihabat etrafında görüştük. Ve bunlar zübdei efkârı siyasiyemiz olarak Gazi paşaya arzedilmek üzere ya zılmıştır.> Birinci maddeyi okur * sak, görürüz ki, teşekkül edecek bir fırkaya esas olmak üzere do-ğil, teessüs etmiş bir fırkanın .1-yasî bir umdesini ifade etmektedir. «İstanbul sularında düşman donanması varken, biz, Gazi paşa hazretlerine karşı cebhe ala -mazdık.. diyen Cavid beyin ifa -delerinde samimiyet yoktur. O vakit Gazi hazretlerinin omdefe -ri neşredilmişti. Bundaki esas: milletin bütün kuvvetleri tekrar mecliste toplanıyordu. Bunların fikirleri ise berakistir. Bütün karar merkezin Ankara olarak kabul edilmesi merkezinde iken, bun lar lstanbulu merkez olarak gösteriyorlar. Bendeniz bu içtimain on beş kişiden ibaret bulunmasına rağmen bunun bir kongre o -larak kabul edilmesi dayım.
Cavid bey — Bu, meselesidir. Îttihad
programına nazaran bir takım şerait lâzımdır.
Reis — Peki nedir?
— Bir içtimadır.
— Yâni bir komite içtimai?
— Hayır, toplanan iki sın içtimaidir.
— Bugünkü suikasd olmamış olsaydı, bunu debi lirdik. Fakat ondan mütemadiyen gizli çalışılmıştır.
— Hayır efendim.
— Gazi |»aşa İle mülakat neticesi olarak bu içtimai akdettiğinizi söylüyorsunuz, bu sizin İddia-ntzdır Böyle bir şey Gazi paşa haz ret 1 eri söylememiştir.
— Efendim Kara Kemal hepimizi bu suretle topladı.
— Gazi paşa hazretleri bir program yapılmasını mı istemiş?
— Hayır efendim. Biz sadece düşüncemizi tesbit için toplandık.
(Devamı var)
mütaleasın-
bir kelime ve Terakki

üç şah-
meselesi kabul e-sonra
— Bazı dakikalar isyan ediyorum Verda. Biz genciz, yaşamağa bizim hakkımız var! diyorum. Seni alıp buradan gitmek istiyorum. Fakat a-cıma hissi bu isyanımı yeniyor.
— Zavallı adam! Zavallı büyük adam!
— Haklan var. O büyük bir adam dır. Ona bu kadar hürmet etmesem, onu bu kadar sevip saymasam belki bu mü İniş acıma duygumu öldürürdüm.
— Ne büyük sanatkâr! Ne hark kulâde çalıyor!
— Duyuyorum yavrum.
— işte bu büyük sanatkârın ölümü beni üzüyor, bunun için ben kendimi affedemiyorum.
— Senin ne suçun var Verda? Seni sevmemesine imkân var mıydı? Benim gibi o da...
— Sus Metin!
— Niçin? Daha ne kadar zaman susacağım? Tahammülün de bir hududa var.
— Sus? Onu çiğneyip geçemeylz.
— Biliyorum. Fakat... Yüzüme bak Verda! Gözlerime bak!
— Hayır! Sus Metin! Sus!
Ellerini onun sinirli parmaklarından kurtarmağa çalışıyordu. Herşeyi unutmuştu, önüne geçilmez bir korku İle titriyordu ..
Birdenbire parlak bir ışık, bir pro Jektör gibi, iki genci aydınlattı. V1İ-cudlan bir alevden sarılmıştı sanki... Elleri ayrıldı, yanlarma düştü.

Yine iktisadı üevlet teşekküllerindeki memurların prim meselesi
Bir okuyucumuzdan şu mektubu aldık:
İktisadi devlet teşekkülle* rina verilen prim nıe^eleal hakkında bir gazetenin yardığını okuyanlar blzlerin senede 17 maaş aldığımızı zannedebilirler. Fakat etelere çalınmamızın ve verilen fazlalıkların nasıl alındığını açıklı yacak olursam pek te 17 maaş almadığımızı a ular, bizimle beraber olursunuz kanaatindeyim:
Prim havadan gelme bir para değildir. Bunu hak e-dobilmck için işletmenin senelik programındaki istihsalinin en aşağı %10 daha M masrafla tenıln esi İlmesi lâzımdır. Bundan başka iş sahihlerinin \azWelerine devam ile çıkardıkları İş de primle alâkadardır. Şefler prim nle-betini düşürdükleri gibi müdürler tamamen venniyeblllr lor de. Şıı hale göre primi hak edebilmek öyle kolayca olmuyor.
Biz vazifeye devlet memurları gibi 9 da değil 8,S da başlarız. 5 değil 5.5 da çıkarız. öğle paydosumuz bir saattir. Bir dakika geç kalma veya erken çıkma mutlaka İzine tâbidir, iki üç ihmal pri mi sıfıra, senelik İkramiyeyi de yarıdan aşağı düşürebilir.
Fevkalâde ikramiye denilen bir maaş tutarındaki bu parayı tam olarak alan pek azdır. Bu para bir senelik çalışmadaki dereceye göre verlHr. Mlkdarını şefler takdir, müdürler de tasdik ederler. Mikdarı üzerinde İtiraz kabul edilmez.
Son o içinde fevkalâde mazeretlerle alınan günlük veya saatlik izinler toplanarak senelik izinden düşülür.
Biz 25 soneyi doM ursak bile 50 yaşına girmeden te-kaüdlük istiyenıe^z. Biz, dev let memuru gibi, 65 yasında değil 60 jaşına girince iştan çıkarılır. Daha fazla lıizmet edebilmek İçin vekiller kurarı da verilemez.
Müdürler isimize son verirlerse devlet memurları gibi müracaat edecek bir Danıştay'ımız olmadığı gibi destekleyici bir kanunumuz da yoktur. İş başında durabilme miz çalışmadaki kabiliyetimize bağlıdır.
Bir de bizde barem dışı memuriyetler vardır ki bunlar çok daha kötü Mr durumdadırlar. ücretleri bugün ktt devlet memurların'lan lld derece aşağı olduğu gibi çocuk zumlarından da vergi ke silmektedir. Senelik izinleri azami 15 gündür.
Eğer hal böyle giderse ve prim de verilmlyecek olursa devlet hizmetine doğru bir akış kendiliğinden başlı vacak tır.
Bilmem halimizi bir parçacık otsun tasrir edebildim mi? İmza: N. T.

Tefrika: 54
Muazzez Tahsin BERKAND
Iklat de şaşkın şaşkın arkalarına baktılar.
Yemek odasının bütün ışıklarını yakan Turhan Tılmas, kapı eşiğinde durmuş, onlan seyrediyordu. Arkadan gelen kuvvetli aydınlığa bürünmüştü. Geno kız büyük bir kuvvetle İtilerek ona koştu.
— Hocam! Ne harikulâde Mr çalıştı bu! Kaç zamandır ihmal ettiğiniz müziğe avdet edişinize ne kadar sevindiğimi bilseniz!
Turhan cevab vermedi. Bir heykel sertliğilo eşikte durmuş, ona yordu. Onun İliklerine kadar dlğlnln farkında bile değil.
— Senelerdenberl bu .kadar
çalınmış bir paıfça dinlememişim. Hiç bir konserinizde ruhunuzu bir esere bu kadar tam vermemiştiniz.
Torbanın dudakları sıkışık kaldı. Boş bakışları Metine doğru uzandı, tekrar Vcrdaya döndü.
— Beethoven bu sonatını mutlak böyle bir gecede kompoze etmişti ve
bakı-tltre-
gllzej

ek tıp ekmek ve
Belediye nikbinliği
Ekmek gramajı indirildikten sonra halk “Tek tip ekmek„den memnun kalacakmış
ıslah ve rutubet e indirmek mak-mütehaaae bir
Tek tip ekmeği derecesini yüzde 35 sadile evvelki gün heyet tarafından yapılan tecrübenin
neticelerini havi rapor, Belediye Encümenine verilmiş bulunmaktadır.
Bu husufa kendlsile konuşan bir arkadaşımıza Belediye reis muavini Namm Arda, şunları söylemiştir:
«— Yapılan toorübeler ftettoeıt müsbettlr. Ekmeğin gramı, rutube. tin azalması ve ekmeklerin dahi piş kin çıkması için 860 a İndirilecektir. Yeni çeşninin halkı memnun edeceğini ve cumartesi gününden İtibaren imâline başlanacağına kaniim.»
Diğer taraftım, geçenlerde bir fırıncının Esnaf Odasında, Bakana, ekmeklik unların %70 çavdar, %8Q
A DLİ Y F D E
14 şahit de yalan beyanda bulunmuş
Tanınmış fabrikatörlerden Kabri Ozarsian bir müddet evvel kanm Fat ma Ozarsian namına boşanma dâvası açmış ve bu dâvada dinlenen 14 şahidin yalan beyanda bulunduktan mahkemece tesbit edilmiştir.
Dün sabah asliye 1 inal assa mahkemesine verilen şahldlerüı sorguları yapılmıştır.
Ebe Seher mahkûm oldu
Beyazıdda ebelik yapan Beher a-dında bir kadın Melâhat İsminde bir gene kıza çocuk düşürterek ölümüne s?bnb(yot verdiği iddi asiyle 1 inal a-gire eza mahkemesine sevkolunmuş ve yapılan muhakeme sonunda t şene 8 ay ağır hapse mahkûm edilmiştir.
Mahkemenin karanın duyduktan sonra firar eden sanık, dün zabıtaca yakalanarak Cezaevine sevkedÜmtş-tir.
Pencereden diişen e^cuk öldü
Ortaköyde tşkamKd 8okagmda > numarada oturan 3anıu«l lası i yaş lannda Klara, dün sabah evin penceresinden düşerek kafatası parçalanmış. ve derhal ölmüştür.
-------o . . —
KFLE^trEDg
Belediye büdcesi
ilkokul öğretmenlerinin maaşlarını DoftardarJıktan ajmalan üzerine Be-ledty) bütçelerinin tasdik olunmadığı malûmdur.
tçişlorl Bakanlığından vilâyetlere gönderilen bir temimde, büdcelerde lâzım galen tadillerin süratle yapılması bildirilmektedir.
Fiyat kontrollerine hız verilecek
İstanbul Vali ve Belediye reıri Lûtfi Kırrtar, kaymakamlara göndermek Üzere bir tamim hazırlamaktadır.
Bu tamimde fiyat kontrolüne •* hemmfyet verilmesi, satışı, haksız bir kazanç haline getirenlerin derhal cezalandırılması İleri sürülmektedir.
ı( ı
bu gece onun ruhu sizin parmak!arınıza inmişti hocam. Çıldıracağım »an dım.
Sanatkâr, bu heyecanlı ve samimî İltifatları gitmiyordu. Bafuu hafifçe öne eğdi, kanpk «açlan, îfikta tel tal parladı. Onlar da gllmüjlen-mişti. Turhan ağır ağır, ayaklannı pürUyerck terasaya çıktı^ bir iki adım attı, sonra ptçman olarak tekrar döndü, odanın lâmbasını söndür dü, karanlıklara daldı.
Terasadakitar onun odasındaki ışı ğın da bir iki saniye yandıktan son ra söndüğünü gördüler ve hepsinin içinden ayni duygu geçti:
— Zavallı adam!

O geoe Verda hiç uyjyamadt, sa-atlerae çalıştı, sonradan ona «gümüş gece sonatının kompozitörü» İsmin! verdlrocelc olan parçanın İlk müa-fvoddelerinl hazırladı Vücutlu, sıtmaya tntvlmua lilr insan gibi, »tefler İçinde yanıyordu. Başında kuvvet

buğday İhtira ettiği şeklindeki ifşaatın uı dedikodusu devam etmektedir
Fırınoılarla Ofis ve değirmenciler arasındaki ihtilâf had safhaya girmiş bulunmaktadır Bahta mevzuu edilen hile ve kabahati ne fırıncılar ne Ofis, ne de deflrmenoller kabul etmekte, hepsi de hile ve kabahati yekdlğerne yüklemektedir.
Dün Belediyece yapılan teftiş ne. tloaslnde 2 büyük un fabrikasının hileli ve yüksek fiyatta un sattığı, ayrıca el altından da franoaln imâl edenlere un verdiği tur.
Aynoa 20 ekmek, oeza görmüş ve 10
Korunma mahkemesine verilmiştir.

tesbit olunmuş-
25 slmi»r» fırını ftrınoı da MIDI
E KON O M ti
Ticaret Odası yeni başkan seçimi
ya-
Ticaret Odası İdare meclisi, bugün saat 14 de fevkalâde bir toplantı paoaktır.
Bu toplantıda Mldhat Nemli Suad Karaosmanın istifalarından
ra İdare heyetinde boş kalan Üyeliklerin seçimi yapılacaktır.
ve
»on
Brüksel beynelmilel sergisine dâvet edildik
Brlkacl şehrinde 17 nisanda açılacak vc 25 nisana kadar devam ede oak otan Enternasyonal sergiye, ta-drlerimia de dâvet edilmiş bulunmaktadır.
X AAEİFTE
Gazetecilik enstitüsü bu yıl açı'mayacak
—----,o--------
İstanbul Üniversitesi senatosu, dün Ogloden sonra toplanmıştır.
Toplantı gcs valeta kadar sürmüş; bu yıl açılacağı vâdedllnıiş olan eGa Seteoillk Enstltüsll» nün geleoek ders yılına bırakıldığı öğrenlmiştlr.
Trabion lisesinden yetişenler cemiyeti kon gr es i
«Trabzon Lisesinden yetişenler Oe tnlyetl» »in fevkalâde toplantısı^ dün saat 15 te Eminönü Kalkerinde yapılmıştır.
Kongre, münakaşalı ve hararetli olmuş; üyeler, cemiyetten hiçbir yar dım görmediklerini ileri sürmüşler ve eski İdare heyetinden, bilhassa; Yurd binasının niçin senelik 10.500 L. gibi fahiş bir fiyata kiralandığını sormuşlardır.
İdare heyeti feshedilmiştir.
- - o---------------
Milli Türk Talebe Birliği kongresi yarın
MIDI Türk Talebe Birliği yıllık toplantım dün yapılması lâzımken çoğunluk olmadığı için talik edilmiş tir. loplarla yann saat 14 de Eminönü Helkevlnde yapılacaktır.
li şlmşakler çakıyordu.
Bu karmakarışık hislerinin tasirl altında, duyduklarını, düşündüklerini ve gördüklerini büyük bir heyecanla kAgıda dökmeğe uğraştı. Bunu yapmasaydı mutlak yıldıracaktı.
Artık etrafına dumanlı gözlükler altından, daha doğrusu kalın bir perde arkasından bakmağa devanı etmekte hiçbir mâna yoktu. Vaziyet apaçık; fakat o kadar da güç ve karışıktı: Turhan onu seviyor, çılgınca seviyordu. Onun duygulan İse derin bir saygı hududsuz bir acımadan başka birşey değildi ve olamazdı.
O halde? O halde ne yapmalı idi? Ne yapacaktı? Ne yapacaklardı? Ne güç bir durumda idiler? Bu zorluklardan nasıl sıyrılabilecekler, saadete giden yolda nas'l yUrtlycbile-ceklerdl ? Bu vaziyette Inına lmkûıı var mıydı?
Oenc kız bıı soruları zihninde tek rartıvor rahat m-fr, ^ir* eev-ıh hııla-hllmek feln shnrMrrtnl hırpalıyordu.
A
zam
yapılmayacak


Sümcrbank mamulleri tekrar satışa çıkarılıyor
Yünlü mensucat fiyatlarına zam yapılması hususunda ilgilileri» temaslarda bulunmak üzere bLr müddet evvel Anka raya giden iplik vs Dokuma Müeasesesi Müdürü Şevket Aydınelll, dün sabah şehrimize gel« mlçtir,
Şovket Aydınelll, kendisile konu-K fan bir arkadaşımıza şunları söylemiştir:
(— BLr fnüddetj evvel satışları durdurulan Sümerbank mâmuUerüe yünlü; kontenjana girmlyen pamuk-îu ve idhal mallarının satışlarına önümüzdeki pazartesi gününden itibaren îstanbul, Ankara ve İzmir satış şubelerinde bağlıyacaktır.
Şunuj mtl.ldetfyebiHrlm kİ. perakende satışlarda hiçbir değişiklik yoktur ve toptan satışlar devam e-(1elektir.»
Spor Sarayının temel atma töreni
Bir müddet evvel Belediye tarafın dan 2,5 milyon liraya ihale olunan Spor ve Sergi sarayının temel atma merasimi bugün saat 15.30 da yapılacaktır.
Hazine Um um
Müdürü gitti
Birkaç gündenberi şehrimizde bulunan Hazino Umum Müdürü Said Ergin, dtln sabah İngiliz hava yollarına atd bir yolcu uçağı ile Londra-ya hareket etmiştir.
Said Ergin, Londrada, Sterlin meselesi hususunda ilgili makamlarla temaslında bulunduktan sonra Nev-yorka hareket edecektir.

Elâzığ gecesi
Bir müddettenberi hazırlıkları yapılan Elâzığ gecesi bu akşam Taksim Belediye gazinosu salonlarında verilecektir. Bu maksadla Elâzığdan mahalli saz ve oyun ekipleri dâvet edilmiş, ekipler şehrimize gelmiştir.
, -'U- —.. ■
D. P. Gedik paşa ocağında konferans
Bu akşam saat 20 de ax*ukat Em-rullah Nutku Uitay tarafından (îç-ttmaî bünyemizi sarsan aksak taraflar) konusunda bir konferans ve-rllecoktir. Üyelerin teşrifleri.
Dağcılık kulübündeki Projoksiyonlu konferans Bu akşam 21.15 te Tenis • Eskrim • Dağcılık Klübü lokalinde Dağcılık ve Kayak konusu üzerinde film ve projeksiyonla bir konferans hazırlan iniştir. Konferans herkese açıktır.
--------—o-.......—
Ankara Hukuk Fakültesi öğrencileri şehrimize Gelecek Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri, bu hafta içinde iki grup halinde şehrimize gelecek ve sömestr tatilini burada geçireceklerdir.
ga-
bir
his-
Hayır, çare yoktu. Ne o. herşeyi ken dişine borçlu olduğu ve bu kadar saydığı hocasını çiğneyip geçebilir, ne de Metin, ikinci bir baba saydığı amcasına işkence etmeğe razı olurdu. Böyle birşey yapabileceklerini bir saniye için-düşünse bile, bu şartlar altında kuracakları yuvanın ikisini de mesud edemiyeceğini biliyordu.
Hâdiseleri haline bırakıp bekle« mekten başka çıkar yol yoktu.

____ Verda, bugün seninle Tepe ainosuna gidelim mi?
Sabahleyin kahvaltı ederken
ara yalnız kalmalarından istifade e-derek Metin bu sözleri fısıldamıştı.
Gene kız hafifçe kızardığını setti.
— Gidelim, saat kaçta?
— Dörtte yola çıkarız.
Verda bir saniye tereddlld ettikten sonra:
— Son beni yokuşun başındaki kahvede beklersin olmaz mı? dedi,
Evdch b|4i’»4(' çıkmalannı istemediğini anhvtm Metinin kaşları ça tıldı sesi sertleşti.
— Peki. Tanı dörtte orada olurum Bugün seninle ciddi şekilde konulmak istiyorum.
Rn sözler, aksama kadar gene kızın kulaklarında çınladı. Rahatı kaç nuştı.

3
/Dr»(ımı var)
T

fikirde da bulunanlar onların ol-binerin ol-
kim ki ıstoiiıe-ki almayız di-
°ir kongre üyesi olsaydım...
ün •rtctn»
Talihime ttAtanahmecl durağında basamağı bir tramvaya da rastladığımdan çabuk vardım. Soyunup dökündükten »nrı köşe minderine yaslandım ve aksam yomeğine Intlraren gazetemi açıp Demokrat Parti başkanı Celâl Boyarın İzmit parti kongresinde yaptığı konuşmayı okumıya başladım.
Sayın 8ayarı doğrusu bu konu^nı* uında birdenbire pek iyirnaer oluvermiş buldum, idari baskınım kalktığını müjdeledikten başka 12 Temmuz beyannamesine bm bağlamak idtemlyan» •eri de tavcılıkla suçlandırıyor.
Birdenbire arktım» getût. Bir ngıra yakıp düşünmeğe havladım ve bir an kendimi o kongrede bir üye farzettim. Öyle ya! Pekâlâ Oemokrat Partiye intisab etmiş bir İzmirli yurddaş olabilirdim. Ve muhalefet liderinin o lüzumundan fazla iyimser demecine şu mukabelede bulunabilirdim.
» «— Sayın başkan ve arkadaşlar, Btıgün kongremır münmbetfte j-ramızda bulunan sevgili oartimizîn kurucularından azız balkanımızı oın-kulagile dinledim. Kendileri güzel konuştular, iç açıcı başarılardan bahsettiler. Meselâ altı ok çocuklarının Halk evinin kapılarını bize açmamaları üzerine kongremizi bir kereste dükkanında yapmak mecburiyetinde kaldığımız dan ötürü:
— Kâşancier başkalarının olsun, vazife bizim olsun! buyurdular, ûoğ ruöur. Bu gidişle kaşaneler daima ba( katarının, kuru vazife de birlerin olacaktır. Ancak böndeniz bu filim. Madem ki iktidarda (C. H. P.) illerdir, vazife sun da biraz da kâşaneler sun. (Muhakkak kı bu sor ter im şiddetle alkışlanırdı.)
Hem efendim bu aoz biraz oa kedinin yetişemediği ciğere kokmuş demesi kabilindendir diye karşı tarafa bir »
mukabele imkânı da bahşeder. Çünkü bize kâşane ikram eden yiz diyoruz. Veren yok yelim.
Bildiğiniz gibi İzmir otel salonunda yaptık, kongremiz bir çalgılı gazino salonunda yapıldı. İzmitteki kongremizi bir koreste deposunda yapıyoruz. Bu gidişle korkulur ki meselâ A* dana kongremizi yağmur altında bir meydanda yapmaklığımız çok ihtimal dahilindedir. Amma biz denize düşmüş kişiler olduğumuz İçin yağmurdan falan korkmayız (Bu cümlelerimin de şiddeti alkışlarla karşılanacağı muhakkaktı.)
Arkadaşlar,
Sayın başkanımız idari baskı kalktı buyurdular. Anlaşılıyor ki jandarmalar kendisinin ve arkadaşının sırtında henüz tenezzühler yapmıya kalkışmış değillerdir. lira böyle olmasaydı idari baskıyı bol keseden bu kadar kolaylıkla kaldıramazlardı. Yüksek müsaade-•erile kendilerinden küçük bur sualde bulunacağım: Lalapaşa hâdisesini işit* memişler midir, yoksa aziz kurucularımız topyekûn bir kulak hastalığına mı tutulmuşlardır? (Bu sözlerimin bazı üyeler tarafından alkışlarla bazıları tarafından da sadede gel, sadede gel feryadlarlle karşılanacağına yemir edebilirim.)
Muhterem Demokratlar,
Alkışı, falan bırakın da lütfen söz* (erimi can kulağile dinreyin. Bu meın-lekotln başına ne gelmişse hep alkıştan gelmiştir. (Doğrudur sesleri vo şiddetli alkışlar) Bana Öyle geliyor ki millet çeyrok asırdır Halk Partisinde»1 o kadar yaka silkti ki bizim kurucuların yerine her hangi bir sarı çlzmell Mohmed Ağa çıkıp:
— Ey millot, çektiğin yeter, seni altı ok yârânının ellerinden kurtaracağım! demiş olsaydı halk ayni heyecan, ayni tehacüm ve ayni istekle Mohmed Ağanın etrafına da toplanırdı, (gürül tüler. Toplanırdı, toplanmazdı feryad-lan, susturun sesleri) Aman arkadaşlar beni içinizde susturmıya kalkanlar tenkidden hoşlanmadıklarını itiraf etmiş oluyorlar. Hani hepimiz Demokrattık ya! (Sâhi, sâhi sesleri, devam, (Devamı Sa^ 5; Sil., I del

kongremizi bir İstanbul İl

OCAK 1948
* vıvvît!
* I
1363 K Rumi İİK. sâni
17
Kasını 84
CUMA
— AY 1 -
Vakitler
Gün w
Ö§Iö îklndl
Ak şan Yatsı lnısâl
Vasati
8. D
1
12
13
17
18
5
12
27
08
23
57
32

»

1367
Hicri
Rebiül-evvel
18
GÜW .30
D
51
06
45
PJ^aııi 1
S. “
1
7
9
12
1
12

34
11
k.
I
9
4

siir-
Arnavullar
da Yunan
uyarak, anlaşmayı ka ere bulun
rakta hasula yelen tepki, ingilterenin, Arak memleketleri hakkında j yanlış heeab yaptıfı \
kanaatini uyandırmış (
Londra, 29 (AP.) — Yeni I- * rak - İngiliz anlaşmasuun I-rakta husule getirdiği tepki ü« zerine, Dışişleri mahfilleri, üt-gilterenin Arab umum! efkârı hakkında «yanlış hesab yaptığı kanaatini ileri sürmekte ve Ingiltere ila bütün Orta Doğu devletleri arâsmdalü mllna’e-batta bir gerginlik hasıl olmasından korkmaktadırlar. Bunun ( la beraber, Irak'ta. yeni anlaş- ’ mayı kabul edecek başka bir i hükümetin dc kurulmasını ] mümkün görenler de vardır «
Anlaşmanın Irak'ta, 70 kişi- ] nln ölüntiyle neticelenen büyük ı bir ayaklanmaya sebeb olması ] Londra siyasi kaynaklarında ( hayretle karşılanmıştır; zira. ' anlaşmada Irakın istiklâlini İh- « lâl ettiği iddia olunabilecek ma * hiyette hiçbir madde görTrr. ?- ( mektedir.
Diğer taraftan, yeni kurula- ( cak Irak hükümeti, halk:.-, i?- ( teğine bul etmiyecek olursa, lugîlt nin bazı tadil teklifinde ması da mümkündür.
Bu hususta verilen malûmata göre, Arab anlatmalar başlıca iki muştur ki tün Aıab nist aleyhtarı Batı birliğine tihak etmek hususundaki arzu 1 ve tehalükleridir, ikindi âmil > de. Arab milletlerinin Orta Do- C ğudaki Ingiliz nüfuzu n: s '.:- > sinden ziyade Filistin meselesi- C le alâkadar olduğu kanaatidir. S Fakat. Irak hâdiseleri bu ka- C naatin doğru olmadığın, göster > iniştir. Çünkü Arab hükümetle- ? rlle milletleri arasında'.- düşün S ce farkı hesaba katılmamıştır. (
Bağdad. 29 (AP.) — Iraklı S 3 siyasi parti tarafından dün ( gece müştereken yayınlanan bir ı beyannamede, geçenlerde Irak r Başbakanı Salih Cabir ve îr.gil- 1 tere Dışişleri Bakanı Bevinfa > İmza etmiş olduklar: îngibz - > Irak andlaşmasımn derhal hü- r kflmstlz addedilmesi istenmiş- S tir. (
Beyannamede işmdiki Irak S parlâmentosunun feshile yeni ( seçimler vapılması da taleb e- S dilmektedir. ’ (
memleketlerde yeni yapmak f»krlr.Jo müşahede âmil ol-bunlardan biri, bü-devletlerinin komü-il-

î O I SABAH
Amerikanın
Durumu
Rusya
Sana' eserlerim ugaoımet„ o.a, ak ALı.anyadan alıp götürmüşler

kay-göre, 5 bir
p
sı, Corregglo'ntın
Berlin, 29 (AP.) — Yetkili Haklardan alınan malûmata Ruslar. «harb ganimeti* olarak, milyon İngiliz lirası tutarında,
çok sanat eserini Almanyadan memleketlerine kaçırmışlardır. Dresdcn-deki Z.vinger Müzesinden alınan bu eserler arasında, Rafaello’nun meşhur (Mudonna
«Mübarek gece* İsimli tablosu ve Rubens’ın hemen hemen bütün eserleri vardır. Müzenin resim galerisindeki 2000 tablonun 1700 ü götürülmüştür.
Eienstein
Rusya, Amerika ve Ingiltereyi protesto etti
Mellaha üssünün Amerika tekrar açılması protestosunu n
Trablustaki tarafından
Rus mevzuudur
Londra, 29 (AP.) — Moskova rad yosunun bugün bildirdiğine göre, Rtısya, Trablusgarbda Mellaha hava üssünün tekrar kurulması hak-kındakl Amerikan tasavvurundan dolayı, Ingiltere ile Amerlkayı pro teşto etmiştir.
Bu protesto notalarında, Mellaha üssü eskiden İtalyaya aid topraklarda bulunduğu için, yeniden faaliyete açılmasının İtalyan sulh anlaşmasına aykırı olacağı ileri sürülmüştür.
INGİLTERE NOTAYI TEDKIK EDİYOR
Londra, 29 (AP.) — Ingiltere
dışişleri bakanlığına mensub bir sözcü, Trablus civarındaki Mella -ha hava alanının yeniden açılmasına dair tasavvurlar aleyhindeki , Rus protestosunun tedkik edilmekte olduğunu beyan etmiştir.
Moskova radyosunun dün bildirdiğine göre, Rusya bu alanm Ame rlkalılar tarafından işletilmesinin İtalyan barış andlaşması hükümlerine aykırı olacağını ileri mektedir.
AMERİKA, NOTAYI REDDEDECEK Vaşington, 29 (AP.) — Dışişleri kaynaklarındaki kanaate göre, Trablusgarbda Mellaha üssü hak-
kında Rusyanm gönderdiği protes to notası Amerikan hükümeti tarafından reddcdilecetlr.
Zira, Amerika bu üssü kullanma nm tamamlle kendi hakkı olduğu na kanidir.
Rus notasına Amerikanın cevabı birkaç giino kadar gönderilecektir.
Bu münasebetle, Mellaha üssünün Akdenizdekl Amerikan hava kuvvetlerinin beslenmesi İçin lüzumlu olduğu İşaret edilmektedir. MARSHALLIN YAKIN DOĞU
MESELELERİ HARKINDAKİ DEMECİ
Vaşington, 29 (AP.) — Dışişleri Bakanı Marshall dün akşam gaze fecilere verdiği demeçte Yakın Doğu meselelerinden bahsederek: ezcümle şunları söylemiştir:
«Londıadan verilen bazı haberlerde, yakındoğuda Rus İstilâsına sed çekmek üzere İngiltere İle A-meılkamn bir emniyet çenberl kur mak hususunda bir plân hazırladıkları bildirilmektedir. Hakikatte böyle bir plân mevcud değildir.
«Ürdün kralı Abdullahın, ordu-sile harekete geçerek, Flllstinin bir kısmını işgal etmek niyetinde oldu ğıına dalı- Dışişleri Bakanlığımızın hiçbir malûmatı yoktur.»
Yeni bir Birleşmiş Milletler teşkilâtı
Lübnan, mi lletlerar ası ihtilâfları dostça halletmek için böyle bir teşki’ât
Lake Success; 29 (AP.) — Lüb nan. milletlerarası ihtilâfları dost ca halletmek İçin yeni bir Birleşmiş Milletler teşkilâtı kurulmasını teklif etmiştir.
Lübnanm teklifine göre, bu ye. ni teşekkül hâlen mevcud Birleş -miş Milletler kurumuna bağlı ol • makla beraber daimi toplantı halinde bulunacak ve «Birleşmiş Mil letler Barıştırma komitesi» adını taşıyacaktır.
Küçük genel kurulun 23 şubatta yapacağı ilk toplantıya sunulacak
kurulmasını teklif etti
olan bu teklife göre, komite 9 mil latten terekküb edecektir.
Kahire; 29 (AP.) — Arab Bir. liği basın dairesi müdürü Es'ad Dager gazetecilere verdiği demeçte genel sekreter Abdurrahman Az. zam paşanın, Ingilterenln bütün Arab devletlerile karşılıklı müdafaa anlaşması yapmayı-teklif ettiği ve Arab Birliğinin de bu teklifi tetkike başladığı hakkındakj ha. herlerin asılsız olduğunu bildir, miştir.
«
Demokrat» larına hayran!
(Başmakaleden devam) Dıa&ikntlor de Amerikalı dostlarımızca açıkça malûmdur. Sekiz yıldır Batı medeniyetinin esaslı umdelerini ve kendi varlığını müdafaa için olinde siiıılı bekliyen bıı mîllet takat ve kudretinin azami haddini bu külfete katlanmakla harcamıştır. Ekonomik durumumuzda görülen zorlukların bir kısmı hükûmetlerii! aciz, gaflet, cehil ve inadlarile bazı şahısların taassub kayıdlarından doğmuş ise bir kısmı da şübhesiz milletin İktisadi faaliyetle uğraşmağa imkân bulamamasından ileri gelmiştir.
Türk tezi Paris konferansına veya hor hangi bir görüşmede ne kadar fcayıf ve cılız izah edilmiş-olursa olsun teferrUatm üstünde hâkim olan bir olay vardır. O da Ttirklyenin coğrafi mevkii dolayı* sile Sovyet taarruz ve hücumuna ilk Fıedef olacak memleket bulunması...
(Daha dün Amerika Genci Kurmayı uzak üslerde müdafaa için bir milyon askerin bulundurulması tâzım geldiğini ve bunun için icab ederi umsraflurııı ihtiyarı zarurî bulunduğunu bildiriyordu. Şu halde Türkiyenlıı yalnız askerlikçe değil ekonomi bakımından da kuv vetli ve ayakta durması şarttır. Askeri yardımlar ve bağışlar devam ede dursun Marsluıll plânı gereğince iktisadi kalkınma ve tutunma bahsinde de memleketimizin yardım göreceklerin başında gelmesi icabeder.
Halk Partili hükümetlerin antidemokratik ve toptancılık zihniyetlerini bu sütunlarda eıı çok tenkiti eden bir yazar olmak sıfa-tile onların kötü ve memleket menfaatlerine aykırı politikalarını hücumlarımıza hedef saymakla be raber • Amerikalı bu durumu Türk milleti kullanmamaları lâzım hani bulunuyoruz.
Maddeten ve manen bir Türkiye yalnız Amerika değil bütün garb medeniyeti için zarurî ve hızını bir elemandır. Mali ve iktisadi kaynaklarımız sekiz yıllık seferberlikle ve çeşitli llalk partili kabinelerin kötü ve şuursuz idarclerile adeta kuruınşutru. Boy le iktisaden yorgun bir memlekete ancuk peşin para ile yardım yapmağı istemek bütün Türk yurdunu 2or bir duruma sokmak demektir. l>ü?üuınelldir ki Amerikanın böyle bir hareket hattı yalnız Halk Partisini ve onun hükümetini değil bütün Tlirkiyeyi müteessir eder.
Amerikalı mütehassıslar Tiırki-yeniu kaynakları ve imkânları hakkıuda yeter tedkiklerde bulundular binaenaleyh biz eminiz ki bu incelemeler Tiirldyeyi en zengin ve peşin para ile mul alacak memleketler arasında göstermiş değildir. Burası ne İsviçre ne de Portekizdir. O memleketler Sovyet tehlikelinden çok uzaktırlar ve harb yılları onlar için geniş servet kaynağı olmuştur. Türki-yemiz maalesef o hal ve seviyede değildir.
A. Cenıaleddin Saraçoğlu
SAYFA: 1
Kâzım Karabekir in aziz hâtırası
Cumhurbaşkanı İnönü dünkü uVlusff gazetesinde bir makale neşretti Ankara, 29 (Hususî) — Cumhur başkanı İnönü; bugünkü Ulusda «Kazım Karabekirln aziz hatırası» başlıklı bir yazı yayınlamıştır. Yazıda:
« Türk milletinin büyük bir evlâ şükran duygularımızla sara -ebedi karargâhına yerleştir-Derin teessürlerimiz içinde o-kahraınan menkıbelerini yü-

/
dostlarımızın aleyhimle geldiğine
kuvvetll
dun rak dik. nun.
rekten saygılarımızla anıyoruz.
Karabeklr, son kırk senenin as -kerl ve siyasi en ehemmiyetli h&. dlselerinde faaliyeti! ve değerli bir yer tutmuştur. Şahsî vasıflan temiz bir ruhun ve cesur bir ka -rakterin bütün faziletlerini göstermiş, fikir ve hükümlerinde dalma kendine güvenir vc sebatlı olmuştur.
Kuvvetli bir iradenin muvaffakı yellerin! hak ettiği gibi, güçlüklerini de hayatının her devrinde metanetle .karşılamıştır. Tarihimiz, Kâzım Karabekirln Millî Mü. caddedeki hizmetlerini vefalı sayfalarında daima İftihar İle yâde -decekth-. Şaık cebhesl komutam sıfatile milli kurtuluşumuzun tehlikeli bir seferini başından sonuna kadar gerçek bir nıeharet İle 1da • re ederek kat'i zafere götürmüş, tür. Tarihimiz, içinde büyük Türk komutanlarından biri olarak yüce bir İhtiram yerinde yaşayacaktır.
Şark ceblıesi komutanının istik, lâl savaşındaki siyasi hizmetleri herhangi bir askeri harekette olan dan daha ziyade tesirli İdi. Birin-ci Cihan Harbinin felâketli netice sinin İlk gününden başhyarak, hiç sarsılmayan bir iman ile meydana
atılmış olan pek kıymetli vatanseverlerden biriydi.
Onun komutasındaki cenlş böl-geler bütün dertlerini savaş müd-detince susturarak, İç ayaklanmalara karşı bir azim ve huzur ör -neğl olmuşlardır.
Kâzım Karabckirin zafeneri, garb ve cenup sınırlarımızda ıe içeride türlü şekildeki saltanat ha reketlerlno 'karşı gerçekten bunalmış bir zamanda yetişmiştir.
Orduda ve memlekette hasıl o. lan şevk ve sevinç bütün kurtuluş hareketlinize yepyonl bir hamlenin bütün ümid ufuklarını açmış yüreklerimiz taşkın bir minnetin heyecanı ile dolmuştu. Karabekir, adı, istiklâl Savaşının büyük âbidelerinden biri olarak milletin tak dirinde ebedi bir şeref yeri tutacaktır. Karabekir, siyasetin bütün tecellilerini görmüştür, ve kırk se neyi geçen vazife ve siyaset hayatının her safhasında, yüksek vatanseverliğin en ön safında bulun muştur.
Büyük Millet Meclisi başka mıhız Kâzım Karabekirln vekaılı ve tec rübell varljğı, bizim İçin bir kuvvet kaynağı İdi. Önu olmakla yüreğimizin sert bir acı duyuyoru
emanet olıjn şerefli ailesi ile beraber, büyük milletimize de sabır ve teselli niyaz ederiz.
Büyük komutan, devlet ve siyaset adamı ve kemâl sahibi bir insan olarak yüksek vasıflan, ve hiç bir güçlük karşısında yılmayan iman ve iradesi hafızanızda canlı olarak yâşıyacaktır.»
/(> •
kaybetmiş içinde pek Aziz bir
idareci gözile
aktüallteler

Marmara Kulubü atâhlyetll ve sözüne itlmad dillr bir zatın dediğine Marmara Yat Kulübü, Çlftf _ > paşa yalısının aahL
Belgrad, 29 (AP.) — Bugün Bel grada varan haberlere göre, Ar -navudluk başbakanı orgeneral En ver cak vut
retile» tahrikler yaratmakla itham etmiştir.
Arnavut parlâmentosuna hltab
Hoca; Yunan hükümetini «u-ve topçu ateşile her gün Arna hududuna taarruz etmek su -
eden Enver Hoca, Arnavutluk, goslavya ve Bulgarlstanm Yunan-lı âsilere yardım etmekte olduk -lanna dair lsnaoları reddetmiş, fakat şunları İlâve etmiştir:
« Arnavut milleti, Yunan demok-rat ordusunun muvaffakiyetlerini sevgi ve hayranlıkla takib etmektedir.»
Yu
Bayan Kelly’nın konferansı
Ankara; 29 (Hususi) — İngll-terenin Türkiye Büyük elçisinin eşi Lady Kelly, Dil fakültesi konferans salonunda (Ingliteredc halk sanatı) konulu bir konferans vermiştjr.
Konferansta, Başbakan, Bakanlar, kordiplomatik eşlerlle hazır bulunmuşlardır.
Ha k a temas eden işç ler© ehliyet -------------o--- ,
Ankara. 29 (Hususî) — Ankara belediyesi halkla temas eden işçilerin ehliyet almalarına ve imtihan dan geçirilmelerine karar vermiştir.
Her iş zümresi içhı konan yasağın tarihi ayrıca ilân edilecektir. imtihan neticesinde o iş İçin yeter sayıda işçi bulunmadığı an • laşıhrsa, çalışana bölge müdürlü -ğü tarafından kurslar açılarak işçi yetiştirilecektir.
Celâl Eayar Ankarada
Ankara, 29 (Hususî) — Demokrat Parti başkanı Celâl Bayar, bu sabah şehrimize gelmiş ve garda genel İdare kurulu üyeleri, De. mokr&t Parti milletvekilllerl ve dostları tarafından karşılanmıştır. Celâl Bayar, yatın Yozgat, Kirşe, hir havalisine doğru seyahatma devam edecektir.
Genel Ekonomi fcecl sin n k urulması
Ankara, 29 (Hususi) — Ekonomi Bakanlığı tarafından üzerinde ö-nenıle durulan Genel ekonomi meclisi Kurulması yolundaki çalışmalara devanı olunmaktadır.
Bakanlık bu hususta tanınmış iktisaduiarımızın, ekonomi kuru-munvn ve yabancı uzmanların gö. rüşleiinl tesbit ettirmekte ve bu husustaki yabancı mevzuatı da incelemektedir.
£o cu profesörlerin itirazlarının iı ce en nesi
Ankara, 29 (Hususi» — Ankara üniversitesinden çıkarılan profe -sörlerln yaptıkları itiraz üzerine üniversitelerarası kurul. 10 Şubat pazartesi günü saat 11 de Milli E-ğltim Bakanı Reşad Şemseddin Si rerin başkanlığında toplanarak bu itirazları inceliyecektir.
Üniversitelerarası kurul 20 üyeden müteşekkil olup İstanbul ve teknik üniversite rektörlerile 9 fakültenin dekanlarından ve Anka -ra üniversitesi rektör ve dekanla -rmdan ve senato temsilcilerinden mürekkebtir.
Kurulun raportörlüğünü Ankara üniversitesi genel sekreteri Fevzi Ball yapacaktır,
Fıimleri, kontrolü
Ankara, 29 (Hususî» — Filmle -rin ve film senaryolarının kontro lüne dair tüzüğün bazı maddeleri Bakanlar Kurulu kararile değiştirilmiş ve bu hususdakl yeni hüküm ler yürürlüğe girmiştir.
havuzlarda Ragıb
bi Ho üç sonoi& hususî bir anlaşme yapmış vo toknlk rlyle birlnoi sonenin İşlemesini Ankara Palasa vermiştir,
Hayrl Ipar iki yüz bin, Ahm(nJ Kara yüz olll bin, Mlthad Nomli yüz b% Sadık Ziya! yüz bin, Falih Rıfkı Atay yotmiş boş bin, İbrahim Âli üç yüt yirmi beş bin, Said İbrahim Es yirmi boş bin, Doktor Alî Şükrü yirmi beı bin lira vererek bir milyon sermaye i-’e bir anonim şirket töste etmişlerdir, suretle movzuubahıs gayrimenkul sahibini değiştirmiştir. Ve binnetlet, eski sahibinin yerine kaim olan şirket, esasen kulıib ile mevoud olan, üç sendik anlaşmadan geri kafan İki senoyi olduğu gibi kabul etmiş ve ku-lüb de anlaşma miiddctince blnayi işgalde devam etmiştir.

İki sene birbiri arkasına toplanan kulüb umumi heyetince koyfiyet müt-tofikan kabul edilmiştir.
Şirketin roisi Mithad Nemli imiş.
Kulübün reisliğine, umumi heyetin musırrane isteği ile birinci defa gıyabında, ikinci ve üçüncü sene, vicahin da Falih Rıfkı getirilmiştir.
1947 senesi sonunda, kulüb ile şirket arasındaki hususi mukavele müddeti bitince, kulübün tahliyesi istenmiş ve bugünkü görüş farkı bundan doğmuştur.
Kulüb, yalnız tadilâtına altı yüı bin lira sarfile maliyet fiyatı bir mil yon üç yüz olli bin liraya çıkan bil gayrımenkulden istifadeyi, belki d( haklı olarak düşünürken, şirket hissedarlarından bir kaçının da şirketin maksadı teessüsüne uygun olarak koy dukları sermayeye hiç olmazsa, en asgari yüzde beş gibi bir faiz almak arzuları pek mübalâğalı görülmemelidir.
Çiftchavuzlardaki Ragıb paşa yalısı Marmaranııi bir incisidir. Dünyanın hiç bir tarafında bir eşi daha yoktur. Bugün memleketin turistik hareketlerinde birinci derecede rol bir teessüstür.
Böyle beynelmilel denecek zel, eşsiz bir gayrımenkule şirket hissedarlarının hislerine ve hırs iarına kapılıp memleket zararına her hangi bir muameleye tevessül etmeleri doğru olamaz.
Koydukları sermayeler, kendilerinin bir kaç milyonluk servetlerine nazaran belki bir hiçtir, bu işe tahsis ettikleri küçücük paralarını hislerine foda edebiliyorlar, fakat memleketin menfaatini feda etmemelidirler.
İstidlal edilen harekot tarzlarından, evvelâ şehir ve sonra da memleket zarar görecektir.
Turizm hareketleri için, yollara, o* tellere milyonlar sarfedilırken sırf kap rislerini okşamak için movcudü ortadan kaldırmağa toşebbüs edenleri ne İstanbul şehri, ne memleket ve ne de efkârı umumiye hoş görmez.
Bu gibi tesisler artık şahısların hasis menfaatleri hududundan çıkmış, cemiyetin yüksek menfaatleri arasını girmiştir.
Bu zevata biraz sakinlik ve teennJ tavsiye etmelidir.
Arkadaşımı dinledim... Dinledim.
İDARS0İ
iş olması Itlba-
oynıyacaU
kadar, gfi-sahib olan
r-
ır

hakkfiıd iki |
------—o--------
Rus âlimlerine cevab veriyor ------------o------
çiku”o; 29 (A A.) — Bir dünya hükümeti kurulması
görüşlerine dört Sovyet âlimi tura tından yapılan nücuınlara r.evab veren Albert Einstenı bıllıussa şöyle demektedir:
Rusların infiratçılığa temayülle rl her ne kadar görünüşte bir mı: lafaa hareketi mahiyetindi i:« do ou hareket tarzı kendilerine ve di ğcr milletlere ancak bir felâket getirebilir.
Sovyet âlimleri sosyalizm ile ka pitalizm arasındaki düşmanlığı a-şırı bir şekilde belirtmektedirler.
Halihazırda mevcud siyasi vc içtimai müsibetlerden kapitalizmi mesul tutmak hatâsına düçmiye -Um, aynı suretle sosyalizmin yer-leşmesile insanlığın siyasi vc içtimai ıztırablannın sona ereceğine de inanmıyalım.»
Elnztein ııetlee olarak mektedir:
.feosyalizm, içtimai me çiu bir hal çaresi savda

öyle de-
İngiltere'nin Rusgadan gördüğü zarar
Londra: — Hazine Bakanı Sir Stafford Cripps tarafından bu gun Avam Kamarasında ifşa edil d iğine göre geçen sene Moskova-da İmzalanan İngiliz—Sovyet Rus ya ticaret anlaşması neticesinde Ingiltere Re üşül mâl olarak 27.000.000 ve faiz olarak 4.000.000 Ingiliz liralık bir zarar görmektedir.
Sir Stafford Cripps, bahis mevzuu bu 27 ÛÜÜ.000 İngiliz lirasının harb seneleri sılasında Sovyet Rus yaya verilmiş olan mallan bedelle rini teşkil ettiğini tasrih etmiştir.
Yine İngiliz Hazine Bakanı tara fıiıdan bildirildiğine göre bu malların her iki memleketin müşterek harb gayretinin ayrılmaz bir par çasmı teşkil etrifii hakkında Sovyet Rusyanm il*ri sürdüğü nokta inazannı kabul eden İngiltere hü kfıme(‘ bu meblâğı geri almaktan vazgeçmiştir. A. (A.)
Olimpiğudları
St. Morliz — Bugiin Filistin
• St. Morliz — Bugün Filistin beşinci kış olimpiyadla rmdan çekilmek k&raım» vermiş ve böyle c& oyunlara İştirak edecek milli
ekiplerin sayısı 23 e İnmiştir.
Esasen Filistin yalnız kayak yarışlarına iştirak edecekti. (AP.) «.Domuz» kumandan!
• Yokohama - Harb sırasında
Tanura ve Omutadukl temerküz kampım ına düşen İngiliz harb esirlerine işkence vaptığı ve dayak attığı sabit gö'ülen ve müttefik esirler arasında (Domuz) lâkabile anılan tapon idarecilerinden Kunlo Saravatari bugün sekizinci orduya bağlı bir harb suçları mahkemesi taralından 2ü yıl hapis cezasına çarptırılmış tır. (AP.)
’ i'apenin âkibeti
• Viyana — Avusturya hükü-
met mahaiüi, Buldur Von Sclıl-rach ile Fraıız Von Papenln, VI-yanada muhakeme edilmeleri 1-çln, Almanyadakl askerî makam lar tarafından Avusturyaya teslim olunacaklarına «pek az İhtimal» vermektedir. (AP.)
Dir Amerikan askerî taşıt uçağı kayboldu
• Frankfurd — Dün Fransa-dan Itaiyaya gilınekte İken kaybolan «C. 47» askeri taşıt uçağını bulmak üzere bu bölgedeki bil
• •
tün Amerikan hava birliklerine talimat verilmiştir.
4 kişiuk bir mürettebattan maada; uçakta uç Amerikalı kadınla 7 çocuğun bulunmakta olduğu bildirilmektedir. Bu asker ailelerini Fransamn lstres şehrinden Pısa yolu ile Trıesteye gö türnıekte olan uçağın denize düş nıüş olmasından korkulmaktadır.
(AP.)
Laşka bir uçuk kazası
• Lizbon — Tamirden sonra ue
neme uçuşu yapan bir Portekiz yolcu tayyaresi, Almada civarında düşmüş; ve İçindeki üç kişi ölmüştü». (AP.)
birleşik Anıerikada hüküm süren soğuk dalgası
• Nevyork — Fevkalâde büyük bn soğuk dalgası halen hemen hemen bütün Birleşik İmerika ara/lsim kasıp kavurmaktadır. Bü tun memleketi kaim bir kar tabakası kaplamıştır. Nevyork ve böl gelerl üç haitadanberl kar altındadır. Bu sabah hararet nakıs 13 idi.
Meteoroloji istasyonları . btık«ı«' gün daha devanı nl bildirmektedirler.
derecesi
soğuğun edeceğl-
Bu soğuk dalgası yüzünden Det ı ıolt bölgesindeki fabrikalara kö- ? mür veıılenıenılştlr. J
Bilhassa Ford, Chrysler, Gene- ) rai Motors fabrikaları kömürsüz ı kalmışlardır. Bu yüzden 200 blıı ( işçi boşta kalmışlardır. L
Sjcak İklim memleketlerinden o lan yeni Meksikada miıdhiş kar J fırtınaları hüküm sürmektedir. (
Teıınlsse bölgesi 40 santimetre t den fazla bir kar tabakası altın- i dat?ır- (AA.) Z
Liir İtalyan balıkçı gemisi 2 Z sene sonra meydana çıktı 7 Ancone — Tahminen İki se- i neye yakın bir gaybubetten son- | ra «Gargona» adındaki Italyan | balıkçı gemisi diin Ancone yakı- L nındakl serbest limana dönmüş- Z tür. Mürettebat, geminin Yugos- ? lav donanmasına ınensııb bir ge 7 mİ tarafından yakalandığını, son J ra du zaptedildiğlni beyan etmiş- 1 lordir. Tayfalar enterne edilmişler ( ve ancak iki senelik bir tahkl- L kattan sonra geminin ve müret- f tebat'n üslerine dönmelerine mü- Z saade edilmiştir. (a.a.) 7
İtalyada lüliin tayını J
kaldırılıyor )
• Roma — İtalyan tütünleri i tekel idaresinin bir tebliğinde 1 bildirildiğine göre, bir şubattan f İtibaren italyada tütün tayini 7 kaldırılacaktır. (AA.) j
• •

Limandaki korsanlar
/■Bajtarafr ı tnciAa) m evvelce yazmıştık.
Bu kaçakçılık hâdisesinden güm rük muhafaza teşkilâtı haberdar olmakla beraber bir kaç defa yaka lamak teşebbüsünde bulunmuş, fa kat teşebbüsleri âkim kalmış, bir ipucu ele geçirilememişti.
Gümrük muhafaza teşkilâtı, bu hâdise üzerine limanda gereken tedbirleri almış, nihayet bu şebeke evvelki gece yakalanmıştır.
28 Ocağı 29 Ocağa bağlıyan çar şamba gecesi, denizde ve karada pusu kuran gümrük muhafaza teş kilâtına mensub bir motör, gece yarısından sonra saat 3 de, ecnebi şilepler arasında forsu olmıyan bir sandalın dolaştığını görmüş ve sandalı takibe başlamıştır.
Gümrük muhafaza nıotöriinde-ki memur, sandalcılara (dur!) em rini vermiş, fakat sandal kaçmak teşebbüsünden vazgeçmemiştir.
Motor, sandala yanaşınca, sandalın içinde bulunan üç kişiden biri, bıçak çekmek suretile memura tehdit etnıiş ve bırakmasını istemiştir.
Hâdise mahalline gelen diğer bir muhafaza motöriinün tavfala-rile sandaldakiler arasında bir bo-ğuşma başlamış, netiCede sandalcılar denize atlıyarak, sandallarını ters çevirmişlerdir.
Bu esnada sandalda bulunan ka çak eşya da denize dökülmüştür.
Sandalcılar, yüzerek kaçmağa başlamışlar, fakat bu sırada düdük ve silâh sesine yetişen diğer muhafaza motörleri tarafından denize atlıyanlar kurtarılnıışlar-ve sandalı yedeklerine alarak karaya çıkmışlardır.
İsimleri Cemal, Nülerim ve Ah-med olan kaçakçı şebekesine mensub bulunan üç şahıs, tutulan zabıt varaluısilo birlikte emniyet 5 İnal şubeye teslim edilmişlerdir.
Tahkikat devam etmekledir-
bu ay başm-
ofisl de aynı yapmakta ve
Duvlet İktisadî teşekköV lerındo çalışanların primleri
Ankara, 29 (Hususi) — Devlet iktisadi teşekküllerinde çalışanlar® verilecek primkr hakkında Sümer ve Ecibank genel müdürlüklerince haz.irlonan yjnetmeiik bugünlerde Ekonomi BakanJ ğmuı tasvibin, den çıkarak hemen yürürlüğe girı çektir.
Hat er aJdjğbmiza göre, çok mut tcnıei olarak primler ua dağıtılacaktır.
Toprak mahsulleri şekilde hazırlıklar
prim işi bu üç İktisadî devlet teşekkülünde birbirine paralel ola rak yürütülmektedir.
Ekonomi Bakanlığında yapılan toplantıdan sonra konunun kesin şek’tnl alacağı tahmin olunmaktadır.
öğrenci diplomaları
Ankara, 29 (Hususi) — Milli E ğitim Bakanlığı bazı yüksek ve orta derecede okullardan mezun öğrencilere aid diplomaların okulun eski kayıdlanna dayanılarak düzenlendiğini ve öğrencilerin öğ. ıetinı süresi içinde kimlik kâğıd • larmda bazen vukua gelmekte o-lan değişmelerin takib edilmediği, ni görmüştür-
Bıı yüzden bakanlıkça onaaıoan geçmiş olan diplomalarla ilgiille rin müracaatı üzerine dii/vltmeleı yapılmasına ve yeni başları diploma tanzim edilmesine mecburîye' hasıl olmaktadır.
Bu gibi hallerin önleıiur içiıı bakanlık okul İdarelerine bir bil dirği tir.
Bu •larca
göndermeye k«ıar vnıııiş
bildirglde (Üpkmıaluvın okul-öüjrvncIhîTİı*
kimlik run ı'i
ua ile uLi j.gl.aL • .

V
8ü o o a e ıea
F*YKA:4
TENÎ sabah
— Edirne Davas
Trakyada Devlete düşen vazifeler
Trakyanın bugünkü durumu bir taraftan Devletçilik prensibine sadakatsiz-İlkten, diğer taraftan da Dev*tİ idare edenlerde yurdu onarma, verimi artırma aşkının, vazife duygusunun azlığından meydana gelmiş bulunmaktadır.
V____________________________________________________J
laları arasında üç beş dönüm bağı da bulunduğu ve bu husus için bilhassa çalışıldığı o günleri id -râk edenlerin yakından bildikleri hakikatlerdir.
Böyle bir göreneğin Trakyada yayılmış olması, şübhesiz bağcılığı besleyen ve ge liştiren bir rahmet tesiri yap-

Dayak ve Pedagoji
İt
Fikir darlığının ve sakat biı* anlayışın yanında yer a-lan, gelişi güzel iskân po iitikasma, her çeşid yapıcı teşebbüs fakirliğini katarsak ve bunların hepsi harblerin, bilhafsa Trakyada, açtığı yaralar üzerine r konulması gereken ilâçlarla mu kayese edilirse, istaııbulun dibinde bulunduğu halde, Trakyanın, nede» keşfedilmemiş bir arz parçası gibi beş kalmış olduğunu kavlayabiliriz.
Ana yasamıza da girmiş olan altı prensipten birinin devletçilik olduğu dikkate alınırsa, Trakya bu umdelerin hüküm sürdüğü bir vatandan ayrılmış bir parça man sarası arzetmektedir.
Zira burada, devletçi hükümetlerin müsbet eserleri yoktur dense, mübalâğa yapılmış sayılmaz.
Halbuki geleneğinde devleti baba gören bu milletin, idaresi için umde olarak ele alman altı ine -şaleden, devletçiliğin ışığım Trakya toprağına biraz vursaydı, bugün kara lekeler halinde, ne yau gınlıklar karşımıza çıkarak, ne de boş toprakların üzerinden esen rüzgârlar, bize yabancıların kulak fanınızı tırmalayan ihtiras dolu salyalı naralarını taşıyacaktı.
Bilâkis yükselmiş her yapı, duman saçan her baca, yeşertilmiş her karış toprak, mevsiminde çi -çek, gölge ve nreyva veren her fi dan ve ağaç bütün parazitleri sı nırlar ötesinde bırakan met olarak millî servet muzu kabartacaktı.
Şu halde Trakyanın durumu bir taraftan prensibine sadakatsizlikten, diğer taraftan da devleti idare edenlerde, yurdu onarma, verimi arttırma aşkının, vazife azlığından meydana maktadır.
Çünkü Trakya, her hamleyi kıymetlendirir, bij -tün himmetlere ve gayretlere lâyık olduğunu isbat eder mthıyeti-le, vatanımızın mübarek bir parçasıdır.
Hakikat böyle olduğuna göre, artık geçmiş yıllardaki ihmalimiz den aldığımız dersle, bu dâvayı halletme sırasının geldiğir.t mana lun. Ve bu inançla vakit kaybetmeden işe koyulalım. Ve her şey den önce ziraat işlerine bir göz a-talım:
Bugün Trakyada. ziraat, köyle-
riı kurulmuş olduğu yerlerin ci -/arındaki topraklara inhisar eder. Diğer bir ifade ile. sabahleyin köyünden çıkan bir köylünün öküz ara basile en çok bir buçuk iki sa atlik bir zaman içinde ulaşabildi-
—------YAZAN---------
Şaban Taşkın Şehidoğlu |
birer kıy yekûnu -
bugünkü devletçilik
duygusunun gelmiş bulun
bol vt rai fite,
ği yerlere kadar yayılabilmekte ve bunun dışındaki topraklar di -ğer bir köyün sınırlan içine girmemiş dalıi olsa öküz arabası sü rafine göre uzaklığından ötürü işle dememektedir.
Trakya toprağına bu zaviyeden bakılınca vatandaşın erişemediği yere yetişmek ve orada verimli olmak, amacım güden devleti bu rada göremiyoruz. Halbuki Ziraat Vekâleti ileri bir anlayışın müşah has örneğini ortaya koyacak bir şekilde faaliyette bulunabilir.
Bu maksadla Trakya toprağının çeşidli ziraate elverişli ta biatini tecrübe ettikten soma, bir çok çiftlikler vücuda getirilebilir, getirmelidir.
Bu çiftlikler bir taraftan zii'aat istasyonları halinde köylünün görgü ve bilgisini arttırarak, di -ğer taraftan da boş kalan yerleri motörlü vasıtalarla verimli kıla -çaktır. Aynı zamanda memleket ticaretinde mühim bir .rol oynıya rak, ihraç maddesi olarak isteni -len çeşidi! ziraat mahsullerini yetiştirecektir, yetiştirmelidir.
Bu suretle arpa, çavdar, buğ -day, yulaf .kaplıca gibi dedelerimizin. başlıca mahsul çeşidleri dışına çıkılarak bol yetiştirilebile -cek ve kasıncı çok olan mahsullerine vatandaşın yöneltmekle ziraatte bir yenilik yapılmış olunur.
Bununla beraber. Ziraat Vekâ -letinin bugiin köylüye bizzat ör -nek olmak ve kolaylıklar temin etmek suretile Trakyada yapacağı ve yapılmasını kolaylaştıraca -ğı başlıca işlerden diğerleri de bağcılık ipek böcekçiliği, tütiin -cülük bunlar kadar hattâ daha fazla önemi ©lan iş de hayvancı -İlktir.
Balkan Harbinden önceki Trakya dahi İktisadî ve ziraî faaliyetleri gözden geçirirsek, bugün için bi -ze rehber olacak tecrübeleri elde etmif oluruz.
Nitekim, bağcılığın Trakyanın her kö^sine yayılmış olduğu her köylünün, arpa, buğday, yonca Var
ziraat emeğini
e.
Ingil ere
m ıştır.
Bu sebeble, bağcılıkta Edirne -Tekirdağ - Kırklareli atbaşı giden merkezler olmuştur.
Kırklarelinin hardaliyesi, şarabı konyağı böyle bir bağcılığın beslediği nam almış birer içkidir.
Keza bugün sadece Tekirdağm-da kalmış olduğunu gördüğümüz bağcılık, o zamanlara nazaran yine düşük bir seviyededir. Bugün Trakyanın yalnız Tekirdağ ilinin Mürefte ve Şarköy ilçelerine inhi sar etmiş olarak karşımıza çıkan Papaskarası, vaktile bütün Trakyada yetişen bir üzüm çeşidi idi.
Bilhassa Edirnenin o zamanki adile Zalif, şimdiki ismile Kırca salih bucağında Papaskarasından yapılan şaraplar dünya şarapçılı ğmın ve bağcılığının babası sayılan Fransa tarafından, mubayaa edilerek Fransız şaraplarına renk ve nefaset vermek için esans gibi kullanıldığı erbabınca bilinmekte • dir.
Papaskarasmm şarapçılıktaki de ğermi böylece tesbit ettikten son ra, Trakya bağlarında yetişen Ça vuş ve Misket üzümlerini ayrıca anmak, bu arada yalnız Edimeye hâs olan Alpehlivan adile maruf üzüm çeşidini hatırlamak yerinde olur.
Hülâsa, Ziraat Vekâleti yerine göre İnhisarlar Vekâleti ile anlaşarak bu atlar meşgalesi bağcılığı ihya etmeyi, Trakyaya yapılacak hizmetlerinden biri saymalı» ödenecek bir borç olarak bu göre vini hemen yapmağa çalışmalıdır.
Yine ipekböcekçiliği de ele alınacak özlülüktedir. Vaktile bağcılığa muvazi olarak inkişaf etmiş olan böcekçilik işi, bir çok ailelere büyük faydalar temin etmekte idi. Hattâ ipekböceği bakımı ile bazı ailelerin, bir y»Uık ihtiyaçlarını temin edecek kazanç elde et tikleri, bu işle meşgul olanlarsa malûmdur.
Bazı kimseler için başlı başına bir maişet kapısı ittihaz edilmiş olmakla beraber, diğer taraftan da toprak işlerile uğraşanların veya bakkal, terzi, fırıncı hattâ ufak memur gibi muhtelif iş bölümüne mensub aile reislerinin, aslî işlerinden başka, evdeki ço -cuklarının yün eğirmek, dikiş dik mek, çiçek yetiştirmek gibi mevsimlik çalışmaları arasında böcekçiliği yer alıyordu^
Aileler gider ve gelirlerini he-sablarlarken bir çok sürprizleri, böcek beslemekle istihsal edilecek kozanın kârile karşılayabile -çeklerini nazarı itibara alarak bu faaliyetin aile büdcelerinde mü -him gedikleri kapadığı görülüyor du.
Bu sebeble de, dutluklar her yıl inkişaf etmekte, bütün sebze bahçeleri, dut ağaçlarile sııprlana rak âdeta duttan duvarlar içine alınmakta, bu suretle böcekçiliğin hâkim olduğu yerde yeşillik gözü okşamaktadır.
Toprağın işlenmesi gibi faaliyet lerle beraber böceğin bakımı ile de bir çok kimseler, mevsim aralarında görüJegelen işsizlikten kur tuimuş olmakta idiler.
Trakyada böcek bakımı vaktile o kadar inkişaf etmiştir ki billıas sa Edirnenin Kavaklı, şimdiki Me riç ilçesinde istihsal edilen koza -lar, dış piyasada, Fransada çok rağbet bulmakta îdi.
Böcekçilik, aynı zamanda, bugün iki üç un fabrikası ve değirmeninden başka bir sanayi mües-seaesi bulunmayan
üç ipek fabrikasının yükselmesine ve çalışmasına âmil olmaklâ, bu fabrikaların her birinde altı, ye -di yüz kadın ve erkek vatandaş çalışmakta idi.
Bugün bütün bu söylediklerimi zin sadece yakın bir tarihi olduğunu dikkate alırsak, Trakyada. bu vadide ne yapılması ve nasıl yapılması icab ettiği hususunun düşünülmeğe değer olduğu anla -şılır.
Hele bu gibi işlerle görevlendi' rilmiş devlet teşkilâtının düşüncesine gelince: Onu da öğrenmek ve bu düşüncenin kuvveden flilo çık mış olduğunu görmek, hem hakkı mız, hem de candan bir arzumuz dur.
ipek
imp rator-uğunun siyaset merkezi ve ingil ere Baş ©'ran nın ikametgâhı
zel ve mzUıteşem olması şartlle Whiteha)lün çıkmaz sokaklarından birinde bir arazi parçası satın ala bilmeğe izin vermiştir. Sir Robert bir değil, dört ev yaptı, Fakat bun lardan hiç biri, bugüne kadar vazi yetini muhafaza edebilmiş olan zi yafet salonundan çok muhteşem o) duğunu anladığımız WhHehall kra liyet sarayı ile kıyas edilemezdi.
cunspk izine i- asırda Downlng Stre eti pansiyon evlerile dolu pis, küçük bir sokak olarak görüyoruz. Bu pansiyonlarda daha ziyade Is-koçyah ve LcJandalı pralanıento â-zalan otururlardı. Sokaktaki küçük mütevazı oir han işe bunlara ucuz yemek tedarik ederdi. Bıı evlerden bazıları zamanla çökmüşlerdir. Diğerlen ise yıktırılarak yerlerine büyük devlet daireleri huşa edilmiş tir. işte bu dairelerden birinde Aml rai Lord Nelson ve Duke Of Wel|jng ton karşılaşmışlardır. Bu karşılaşma her ikisi de İngiliz kuvvetlerini ayni düşmana karşı, kumanda ettik leri halde, onların ilk ve son karşı laşmauı olmuştur, çünkü, henüz stratejide ış birliği ( yapmak esası tatbik edilmiyordu.
Bu iki evin son 6 yılda şahld oldukları facialar çeşitli hâdls.elere sahne olan mazilerıle kıyas kabul etmlyecek kadar çöktü. M. Cburc-hill etrafına Alman bombalan yağarken Almanyamn mağlûbiyetini hazırlıyan plânını bu evde çiziyor dn. O bu plânı hazırlarken Avam Kamarasın: İmha eden bombaların aademelerini hıtjsedlyor, bir kaç a-dım İlerde yanmakta olan Hazine dairesinin alevlerini görüyordu. Churchill yine No. 10 d2n radyo ile yaptığı bir beyanatta düşmana mey (Devamı 6 ncula)
Bu adresi her turist blimeKtedir. İngilterede görülmesi icap eden yerlerin başında burası gelir Bıı ef sanevi yeri görmek arzusunda, ine rak ve heyecan da hâkimdir Devlet saraylarının sıralandığ TOılt-nailden sapar, Dowıılng sokağını» başındaki polis memurunu geçer ve No. 10 a doğru yürürsünüz, Iş-te o zaman heyecanınız şaşkmlık, hayret ve hattâ sukutu hayal içinde kaybolur. Karşınızda gördüğü nfız bu basit tuğla bina hakikaten Ingiltere başbakanının İkametgahı kabine toplantılarına S2hn* ola», dünya liderlerinin. btr!n(*! klan yer midir?
Burada mı milletlerle ittdak yanlıyor. Do manlar eziliyor? Silinmez mürekkep ile tarih burada mı yazılıyor Bu ne biçim mer/ıle kettir ki en yüksek devlet memıı runun oturduğu ev, orta halli bir dükkân sahibinin evinden (ıv (ıa ha basittir
Fakat hakikat şudur kî. Ingiltere de ananeye merbutlyet, mermer merdivenlere ve süslü sütunlara ter :ijı edilir. İşte bundan dolayıdır ki biç kimse No. 10 Dovning Şirreti yıkıp yerine bir saray yapmayj aklından bile geçirmez. Tarih onun soluk tuğlalarım takdltı etmiştir ve artık onlar yerlerinden kımıldamıyacaktır.
No . ıo Downlng Street karışık bir maziye sahiptir. Bu sokak 17 nel asrın fırsat düşkünü bir siyaset a-amı olan Sir Robert Downinge ltha fen isimlendirilmiştir. Bu adam, kral Charles II tarafından şövalye unvanı verilmiş ve Hazine sekro terliği mevkiine getirilmişti. Kral, Eilr Roberte ayni zamanda kraliyet •aravı vaklnlnda yapılacak evin rü

Futbol senesi zarfında olan biter, vakaları gözden geçirmek için met sim. ortası en iyi zamandır. İngilte rede bir çok milli sporcular mevcut bulunmaktadır, fakat halkır en çok rağbet ettiği spor muhakkak kİ futboldur. Oyun belki Romal lar zamanından kalmış bulunmak!.» fakat muhakkak surette orta çağlarda mevcut bulunmatakydı. O zamanlar, oyunlar İki komşu köy a-rasmda bir savaş halini alırdı. Son derece mahdut kaidelere İstinat e den oyunlara her istiyen yan yol da katılabilirdi. Bu şekilde vuku bulan vakit geçirme usulleri, resmi makamların canını sıktığından z: manla kanun bu gibi oyunları me netmlştir. Bahis mevzuu eski za manlarda, futbol bugün bilindiği gibi 11 kişilik bir takım oyunu değildi. Yüzlerce oyuncu futbola İş tirak etmekte ve tekmeler, çelmeler ve topu kapıp kaçmalar başlıca ka İdeleri teşkil etmekteydi. Ancak 19 ncu asnn ortalarında, futbolu bir nizama sokmak ve oyunu oyuncular kadar seyircilere de hoş göstermek fikri zihinlerde yerleşti.
Bugün bildiğimiz futbol, 1863 se nesinde kaidelerin hazırlanması ve Ingiliz kupa maçları da 1871—72 mevsiminde yapılan maçlarda baş ladı- 1888—89 senesinde son derece önemli bir hâdise oldu. O mevsim, 12 klübün Iştirakile liğ maçları baş ladı. O zaman mevcut klübler ara smda, Aston Villa, Blarkburn Ro-vers, Preston Nort-h End, Wolwer-hampton Wanderers gibi bugün he pimizin tanıdığı klübler vardı. *A-şağı yukan bu klüblerden her bir) nin eğlenceli veya romantik bir ta rihi vardır. Bu kliiblerden bir çoklan kiliselerde teşkil edilmiş, Sun derland takımı hocalar ve talebeler den müteşekkil. Sheffield klübü 1-se, oyuncuların kışın birlikte bulun durmak isteyen bir kriket klübü mensublanndan kurtulmuştu. İşte bu kulübler bugünkü futbolun te melini teşkil etmişlerdir. Futbol bir Uğk o zamana kadar gelişi güzel oynanan futbolu bir nizama soktu. Bugünkü nizamnamelere temel teş ki) eden kararlar alındı. Birlik bütün İngilterede oyunları idare ederek futbolu tamamen kontrolü altı na aldı. ^885 senesinde İngilterede profesyonellik kabul edildiği zaman bi’e, Futbol birliği bugün oldu ğu gibi en yüksek merci halinde kaldı.
1863 senedinde 30 üyesi olan birli ğm bugün 30.900 üyesi bulunmakta dır Bu 30.000 klübün vermekte ol duklan aidat binlerce İngiliz lirası na yükselmektedir. Birlik her sene milletlerarası kupa maçları tertip etmekte ve bu maçlardan muazzam hasılâtlar elde edilmektedir. Futbol birliği oyun kaidelerini ve 30.000 kulübe mensup idareci ve oyuncuları emri altında bulundurmaktadır. Futbol İngilterede a ka dar güzel idare edilmektedir kİ kim se Birliğin seiâhivetlne karşı gele-memektedir. Bugün her hafta İn gllterede yapılan futbol müsabaka lannı 2 milyondan fazla seyirci sey retnlekte ve belki de bu rakkanun 3 misli futbol sever, maçları B. B. C. radyosunun yayınlarından takip et mektedir.
Futbol oyunu, sanayi devrinin de ğişlkliğine ve İki mühim harbe rağ men 80 yaşma girdi. Bugün bu spo ra rağbet her zaman daha fazladır. Büyük bir sanayi müessesesi gibi, futbol liği tarafından kontrol edilen ve mahdut mesuliyetli bir .şirket halinde işliyen birliğin idari işlerinin çoğu, fahri olarak çahşan bir komite tarafından idare edilmekte dir. Futbol liğlnhı senelik toplantı sı, hakikatte bir futbol parlamento su teşkil etmektedir.
Profesyonel futbolcu, modem bir gladiyatördilr. Her ne kadar dünya eğlence sanatkârlarına nispeten az bir ücret almalarına rağmen, futbol oyuncularının almakta oldukları ücret hâlen kendilerine 1-yi bir hayat seviyesi temin edebilmektedir. Geçen mevsim, oyuncular sendikası üyeleri için daha yük sek ücret teinin etmiş ve birinci sınıf klütlere mensup fevkalâde ka blilyetler normalin de üstünde bir ücret almaktadırlar. Bir kliibden di ğerlne geçmek için, klublerln beher oyuncu için yekdiğerlerine ver dikleri ücret 1908 senesinde kararlaştırılan 3UÜ İngiliz lirasını fahiş bir şekilde aşmıştır. 1928 senesinde Arsenal David Jackı almuk için tam 10.890 İngiliz Urası verdi. Ge-çen yaz Derby County kiiibü bir İs koçyalı oyuncu olan Blily Steel! al mak için 15 000 İngiliz lirası ödedi İngiltere ve Blackpool takımında onıyan Staanley Mattews veya İngiltere ve Nottlnğuam kiübünde uy myan Tomnıy Lawton gibi oyuncu lar, kulüblere ıagoet balı.nnndan son derece tesirli olmaktadırlar, Lawton Chelsea takılımdan .şimdi |d taknm,na geçerken klübüne 17.000 Tngillz lirasına mal olmuştu.

Edirnede, iki


B
arasını açacak bu neşriyattan teessür duymaktadırlar! >
Eunun için neşriyata hacet yok. Çocuk eve gidip te: «öğretmen bana tokat vurdu... Vay kulağım!} ya-hud: «öğretmen beni odunla dövdü
— YAZAN: —
| Reji* Cevad Ulunay |
‘14!
Bektaşiye, dayak cennetten çıkmadır, demişler, iyi bir şey olsaydı, cennetten çıkmaz, orada kalırdı, cevabını vermiş,, Adam olsun diye evlâdım tek.
Atıyordum ikide birde kötek
• •
Öyle yerleşti ki zihninde sop*
Elifi görse sanır Lir mertek
İR komedide pek hoşuma giden bir nükte vardır:
Uzun müddet birbirlerini
görmiyen iki arkadaş senelerden son ra buluşurlar. Biri diğerine başından geçen maceraları anlattıktan sonra hayatını kazao- «■—
mak için teşebbüs £ ettiği işlerden bab seder ve:
— Biradör, der,
ben (pedagog) oldum. • ,.-4^ -öteki do: 5
— Vah vah.,. ‘Geçmiş olsun, kardeşim... Bâri iyi tedavi ettireydLn. lo mukabele eyler.
Bizde de bu kelimeyi bir maraz telâkki edenler eksik olmıyacak ki bu hafta gazetelerde ilkokullarda cereyan etmiş iki dayak vakası görüldü. Bunlardan biri Fatihte elli altıncı İlkokulda olmuş, öğretmen kadın Metin isminde bir çocuğu sopa İle öyle dövmüş ki korkudan sınıftaki çocukların dudakları uçuklamış. İsminin Metin olmasına rağmen çocuk dayağa dayanamamış, kafa göz patlamış... Şimdi galiba hasta yatıyormuş.
Diğer vak a da Ahırkapıda olmuş, öğretmen kadın. Nurân isminde bir çocuğa bir tokat vurmuş kulağından san sular akmış... Çocuk hasta-haneye kaldırılmış, ameliyat yapılmağa lüzum görülmüş.
Dün bu mesele halikında bir gazetede Maarif Müdürlüğünün bir teb ligi var: Sıkı bir tahkikat yaparak müsebbibinin cezalandırılacağını yazacağına gazetelere çıkışıyor:
«Millî eğitim ve öğretmen mahfilleri çocuk ailelerile öğretmenlerin
Britanyayı teşkil eden dört meni leketi temsil eden takımlar arasın, da 1896 senesinden beri devam e-' den. maçlar, ancak lıarb senelerinde inkitaa uğramıştır. İngiltere kv pa maçlarından sonra gerek Lon dranın Wembley stadyomurfda gerekse Glascoıvdaki Haniden parkta oynanan Ingiltere—İskoçya milli maçı kadar heyecan yaratan bir o-yun daha mevcut değildir. «Ham, den gükrenıesi> diye andan ve İskoçya takımının gol kaydettiği zamanlar işitilen ses bütün dünya fut bolcuları arasında meşhurdur.
1929 senesinden sonra İngiltere ıîıuhtellf zamanlarda Avrupa ta kımlarile karşılaşarak güzel netice ler elde etmiştir- 1945-46 mevsiminde Kus Dynemo takımı İngllte rede muvaffakiyetli bir turne yapmış. ve İngiliz milli takımının. Bel çika, İsviçre, ile yaptığı muvaffak! yetli maçlarla milletlerarası futbol maçlarına yeniden başlanmış oldu.
10 Mayıs 1947 tarihinde, İngiltere millî takımı Hamden Parkta 134.000 seyirci önünde Avrupa kar ması ile oynadı, ve kazandı.
Bu sene İııgilterenin yaptığı nıll letlerarası maçlarda, Belçika ve İs veç milli takımları mağlup edilmiş tir. Prağda Çekoslovak millî takı mile ve Romana ise İtalyan miLU takımile yapılacak, karşılaşmaların I tarihleri muvakkaten tespit edilmiş olup, aralarında, Türkiye, Mek sika, Amerika, Arjantin bir çok memleketlerden yağmaya başlamıştır-
Yarıyı geçmiş mevsimin
11 lıususiyelerinden takımının uzun müdet mağlup ol. madan ligin başında bulunmasıdır. Arsenal takımı ancak 18 nci oyun larında ilk darbeyi yiyerek Dcrby County takımına mağlup olmuştur. ikincil diinya harbine tekad diim eden 10 sene zarfında Arsenal 5 defa şampiyon olmuş ve 2 do fa da İngiltere kupasını elde etmiş', tir. Bu on sene zarfında İngiltere nln bu gözde takımı aucak 3 defa üçüncülükten aşağı düşmüştür.
Liğ sırasında Arsenalı halen Buııı ley takımı takip etmektedir. Lan caahire e\aletine mensup bu takını geçen sene tVenıbloy lini oynamıştı-
Liğ maçları ikinci şiııdan Birnılnghaüı mektcdiı-. Bu takını geçen sene, bit çok defalar kupa İmaline lştlrâk et düş bulunan Nuıveastio United ta kımile birlikle çok az bir farkla [ birinci kümeye terfi etmeğe mu-valfak olamamıştır.
İkinci kümeıüD sonlarında geçen sene 3 üncü kümeden İkinciye ter 11 eden Donca^ter klübü bulunmak tadır Bu klüb şimdilik buiır nl. anlar geçirmektedir. |
ingilterede oynanacak kupa ıııaç larpıın ilk devresi futbol mevsimi nln ikinci yansnun heyecanlı geç meşini sağlayacaktır

I
bulunan1 dâvetler
I
en önem biri, Arsenal
de kupa
bölümün takımı

fiııa
bı gel.

dan Bcyazıddan bahseden var mı ?
— Hocaendi! Vallahi atlı liva her gün Akaaraydan geçer...
— Atlı liva kim?
— îşte o sırmalı paşa...
— Mel’un! Ben sana şimdi sırmalı paşayı gösteririm. 3en Mehmed Ali Efendi! Kalk harita üzerind* hat-tı-istüvayı gör
ter.
Mthmed Ali gösterir. Hoca yine Hîtate hitab İle:
— Hat-tı-istüvayı gördün mü mav mun?
— Gördüm efendim.
— Şimdi söyle bakayım. Hat-ı- is-tüva arzı kılıç gibi kesiverirse ne o-lur?
R.fat afalladı. Sağına soluna melih .nelûl bakındı. Etrafındaki arkadaş ianndan imdad bekliyordu. Mırıldanır gibi arkadaşından sordu:
— Söylesene be... Kılıç gibi keserse küre! arza ne olur?
Arkadaşı usta bir suflör gibi fıs-ladı:
— Ne olacak? Barsaklan dışan Çökülür.
Rifat aldığını biraz tereddüdie hc caya satmak istiyerek:
Efendim. Şey... Ba ba barsak!*-n...
— Neleri?
— Barsakları...
— Kimin.
— Sey --
— Oğlan saMiar» olur
ilk
şu cümleyi teR-
barsaklan
kik., kü... kürei arzın*, yezid! Kürei arzın bar-mu?
— Olur efendim.
— Su b hân e men tahayyere!.. Ey barsaklan neresinde durur?
— Kanunda durur efendim. Kılıçla kesilince djşarı dökülür.
— Oğlan iblis! Bunu 3t. kendi
zidnL.. ilmen-ve- zekânla jhl buluyorsun? Yoksa et-raftan bir f ıslı yan mı var?
— Vallahi değil Hocaendt.. Kimse fıslannyör. Ben kendim söylüyorum.
— Ben sana şimdi kürei .kt i bar saklanın anlatırım habis! Ban a Ah-med Abrayı çağınnız.
Ahmed Aga Bey ab... Fal »ki tutmaktaki mehareti mektebe** müsel-lem_. Onun nasırlı elile tut. gu c işkence âleti alüında kıvrannis.mâç çocuk yok...
Hoca son bir ihtarda bulunur:
— Rifat’ Hat-tı-istüvay> söyle fa. lakayı affedeceğim.
PJıat canını dişine alır:
Efendim. Hat-t>kstüvı Rabbu öyle keskin bir kıhcuhr ki bîr dünvanın üzerine inerse elm« w ortasından ikiye ayır r
Yârabbi! Bonim
v Söyle. .
anlayışımı ziyade et! kalın sesini çocuğun hey?
de kafanı yaıaıik- diye ağlamağa, başlayınca bu açıklık tabiâtile husul bulmuş olu”
Bu itibarla okullarda (falaka.) nıu yeniden kabulünü doğru buluyorum. Çünkü hiç olmazsa ıfalaka) çocuğa sakat etmez; tabarJanna, yahud kı ba etine sopaları yer, ondan soma biraz topallar, ertesi gün de hiç gör memişe döner.
Eskiden dayak vardı amma, ilme hürmet de vardı. Meselâ mektebe başlanış bir merasimdi; çocuğun ha
• yaünda unutulmaz bir merhale teşkil ederdi Him namzedi olan, yavrucak o gün İçin süslenir, fesine pırlan mürurunu birbirimize haber vereerk ta boroşlar iliştirilir. Boynuna sırma işlemeli bir cüz kesesi takılır saçları kabartılmış, kuyruğuna l’iyonga kor delâ bağlanmış, üstüne kırmızı kadife palan vurulmuş bir midilliye bindirilir; önde mahalle bekçisi başının üstünde taşuiıgrı açık bir rahle ... arkasında bu uşak, elinde çocuğun nıektebde oturacağı minder.. Bütün çocuklar sıra olmuşlar kalfanın idaresinde (İlâhiler) okuyarak, ikide birde (Âmin) diye bağrışarak arkadaşlarını camie götürürler.. O-rada hoca yabanlık kürkünü giymiş m i hra bda oturur: önündeki hüllenin üzerine yaldızlı cüz'ü koyar; ders olarak çocuğa rar ettirir:
— Ve kuL Rabbl fehma!
Mânası: ilmimi ve
Hocanın
candan titreyen ince sesi takib etti-ği zaman çoğu babalar kendilerini tutamazlar ağlarlardı.. Çünkü ilim dünyasına girişi remz eden bu merasimin ruhlara yerleşen ve fikirlerden çıkmıyan büylik ihtişamı vardı Taş riıekteblerde sınıf farkı diye birşey yoktur. Eskiden sıra da konmazdı. Herkesin ufak bir minderi bulunurdu Hoca da köşede yüksekçe bir yerde oturur, yaounda uzun bir sopa durunlu
Sokaktan geçenler cavultuüan b.r mekteb yakınında olduklarını anlarlardı. Arada hocanın sesi de akseder arkadan bir sopa sesi işitilirdi.
Sopanın uzun oluşu yaramazlık e-deni tedib İcab edince hocanın yerin den kalkınalı zahmetine katlanma-nıas’ içindi. Hoca sopayı kapar, yayamaza kütietir. Yaramaza büyüK ikramiye, yoîdakHere de amorti isabet ederdi O zaman (Rtlşdiye) deli len orta okula geçince tedib şekli de değişirdi. Duvarda falaka asılı dururdu; ip geçirilmiş kalınca bir değnekten ibaret olan, bu âletin, yanında hususî kızılcık sopası da dururdu. Falakayı hakkedecek bir cüdüm iş-liyen, kalfa ile bevab tarafından ortaya getirilir. Hocanın: tyıkın!» ku mantlusı üzerine yere yatırılır. Ayak lan falakaya takılır; iki kişi tutar; hora da basardı sopayı...
Kimin ne demeğe hakkı var?
Babası çocuğu hocaya teslim eder keıt: Eti senin kemiği benim! ' diyor. Çocuk dayak yerse, Hocanın vurduğu yerde yarın Ahlrette gül bitecek! ' kanaati var. Eğer bu rivayet doğru çıkarsa bizim nesil, yüzümüzde açan güller ve dikenlezle pek çirkin olacağız..
O zamanki falaka meselesini merhum Hüseyin Rahmi Gürpınar ayni zamanda hâtıra olan bir hikâyesinde pek güzel tasvir eder:
O kısmı alıyorum:
■ Müzakere esnasında bazan pencereden caddeye bakarız. Akşam sabah sırmalar içinde atlı bir ilva ge-çer. Biz onun parıl paııl elbisesine, haşasına İmreniriz. Onu ne zaman gensek *,AUı liva, g^çiyorV tel&şlie mürurunu birbirimize haber vererek pi'nccrelore koşarız.
E!r fellrı cd^râfyâ idorainûoyjzı H.'.l camız bârul gibi sert bir adam. |
— Rifııt Ef ndl ayağa kalk-
Rtfat kalktı
— (Hat-tl-lstüva) nereden sjeçer bana söyle.
Rifatin arz, tul, nıafinnahar, Hat -tı-fstüva dairelerce o ana kadar hiç meşgul olmamış bulunan âvâre zihni hemen atlı livaya giderek:
— Akaaraydan gelir. Beyanda doğ ıu gider...
Hocanın gözleri parladı.
— Behey hayvan!. Sana Aksaray-
k-
• I w 4 hrıy-bh
nun kere gibi
Hoca:
— Ahmed Ağa Gettr:'- ı «Rayı vat>rın habisi.
Rifat feryadı basarı
— Yanıldım... Hocaendi yanlış söyledim. Vallahi ayırmaz . O kı-İjÇ değildir... başka birşevdir ıtnma aklımdan çıkmış... gelerek ders-.e su gibi ezber ederim!

teblerden falaka 7>ı’:ait
dayak kalkmadı. Yalmz şeklmı Eştirdi. Abdurrahuıaa 6 » hum Galatasaray müdürü Jkea li dayağını yedik Müdür bey
suçumun olursa evvelâ aza dar; son m nasihat verir; ondan son a bar. gibi yaparak oturduğu yarden uzatır:
— Haydi elimi öp de Sk.ntma Dtr. Biz de uzanan ele ibgru «1u-dağımızı yaklaştrırken surataıuzda müdhiş bir tokat patJarâı. Bunu bil □ iğimiz için uzanan sol el ise- atll davranır tokadın boşuna gitme un» çalışırdık. O zaman da rahmet’.inir öfkesitü alamayıp ayağa kalkarak kapının arkacında duran bastonla-giriştiği olurdu.
Bugüu nıekteblerde dayak olma-dı^ı iddia ediliyor. Fakat, yır? de vukuat eksik değil.
Mekteblerden dayağı kaldıramazsak köylerden naaü kaldıracağız?
Beklaşiye:
— Dayak cennetten çıkmadır. Demişler.
— îyi blrşey olsaydı cennetten çıkmaz, orada kalujdı .
Cevabımı vermiş!
. ( n Mini
s -----■----"7“*'
I Yeni Sabah'ın I
İLÂN FİYATLAR)
Kr. 1500
500
400
300
250
150
sayfa»
>
»
»
santimi »
inci
»
»
>
Başlık maktu olarak
1
2
5
6
6
| İslâm Tarihinin En Meraklı Bahisten |
Islanma mezhsbler vs fırkalar nasıl doğdu?
VtMriye ile Alinin şahsi vmıflan. maddi ve mânevi cebA belerinin tasrihi — Ehli Sünnet ile Şia'nın, imameti an-\ lauıs tarzları — «Ebu Vbeyde bu milletin eminidir» —| Osman devri hilâfeti — |
___________________________ 42 ______________________________-
YazantM. KAIF OĞAN
«•■■■•«••■■a
Olaylardan evvelce sök açnuştd».
Alt; Osmanın seçilmesi suretile bu kere açıkça hakkının tijaa nğ ratılmış bulunduğunu anlamıştı. Amma kendisi yüzünden karışıklık Çikanimasını istlyecek seciyede de gildi. Nitekim; «.Seçmen kurulu.; intihabın icrasına geçmeden ileri genelerden her birinin verdikleri demeçler sırasında Ali:
■ O büyük Tanrıya lıamdolsıın ki bizden (yâni, ailemizden) (Muj hammedı i bizlere Peygamber ola rak gönderdi. Biz; Resulü Ekrem ailesiyiz... bizim bir hakkımız
vardır, verilirse alırız; verilmezse Allahın ülkeleri geniştir, deyip de velerin sırtına atlarız...»
Demesile de, makama olan ılıakı kını cebir ve zor kullanarak deüil, tanjiup verilmesi alabileceğin^, ve rllmezse fiili muhalefete geçmiye -ceğini anlatmak istiyor.
Artık bu durumda, ve düşüncede bir adamm, üç ilk halifenin her hangi birinden geri tutulmasını, zaman ve dünya gidişlerinden baş ka bir şart ve kayda bağlamak, bin üç yüz kiisûr yıl önce yapılmış fiili haksızlığı bu kere
tekrarlamaktan başka v’r suretle tevcih olunamaz.
Osman, ashabın büyüklerinden olmakla beraber, ne Ebu Bekir ve Ömer gibi dünya ile ilişiklerini kö künden keserek kendileri zamana değil, zamanı kendilerine uydurabilmiş, ne de Ali gibi peygamberden görüp öğrendiklerine sımsıkı bağlanarak imkân ve muhit farkı gözetmeden tamamile tatbik edecek kadar tecellüd ve fedakârlık -la zamanın üstünde ve dışında kalabilmiştir. \
Halife olunca dahi medeniyet ve refahın güdümlerinden uzak kalamadı. Kuleler, saraylar, bahçeler, mal ve servet bakımından bütün j halifeliği süresince bir zengin şah siy et durumunu muhafaza eyledi. Doğrusu aranmak lâzım gelirse, aynı vaziyeti ileri gelen ashabdan belli başlı zarlarda dahi bulmak
• ve bunu devrin icablarında ve Islâm Cumhuriyeti hududlarmın ge-nlşliyerek medeni milletlerle revabı ta ve münasebatın artmış bulun -masının zaruri sebeblerinden saymak da belki mümkün olabilir.
İkincisi, azadlı bir köle olan Sa üm idi. ki cesaret ile fazileti nefsinde toplamıştı. O dahi çokcan Tanrının rahmetine kavuşmuş bu 1 arıyordu.
Ömer; bu ikisini tahassürle andıktan sonra, hayattaki büyükler üzerinde fikir yürüttü. Her birisi-ıı.n adım Heri sürdükçe, bir et-k:>. dığinı bulup gösterdi!
— O halde, dediler; oğlun Ab-dıdlahı seç!
Abdullah bin Ömer, fukadıayi sahabeden çok değerli, bir insandı. Babası ona bir kusur bulamadı, a mma:
— Bir evden tek kurban kâfidir!
Karşılığını verdi. Ve kendisinin yüklendiği ağır yükün evlâdına da tahmilini istemedi, yalıud — İlk in ühablarda dahi düşünüldüğü muh temel olduğu tizere, makamın verasetle intikal biçimine bağlanmasına meydan açmamak İstedi, ve yahud Umeyye sülâlesi büyüklerinin makam ve riyaset hırslar m m tutuştu ulabilecegi isyanlar ve güç lüklere oğlunu maruz bırakmamağı düşündü!
Bu ihtimallerden bir tekinin de. hepsinin birlikte olarak varlığı im kansız değildir.
Söz, Aliye intikal eyleyince:
— Ali, makama geçerse* uıu'oak Kak sizi en doğru yola götürür. Gerçekten ehliyetlidir, amma, biraz lâtifecillkten hoşlanır!
Dedi. Vakıa, Ömer; iktidar mev kiinde bulunanların pek ciddi ol -masını ister; «lâtife ve şakanın in sanın heybetini gidereceğini » söylerdi. Amma, Alînin letatfe meyli, edibaue nezaket caat ve kar.
ve masumane zerafet ve nevinden olup, onun şe -ciddiyeti, mehabet ve ve. Omerin mechuiii değildi.
Şu halde; bu sözün iki nokta! nazarla tefsiri mümkün, olabilir:
Birincisi; diğer ashabın dünya ya meelûblyetlerinl, refah ve ihti jama meyil ve akrabalarına mer-butivetlerinl ileri sürerek her bi -rindeki esaslı eksikliklere işaret ederken, Alinin bu tarzlardaki kusurlardan uzak kaldığını ve Lâtı -feden hoşlanmak gibi pek ehem -mtyetsiz bir meylinden başka mu» j haze olunabilecek hiç bir tarafı onaadığ.m söylemekle Onu tercih eylediğini- ve >Emsaline tercih e-Sllmeğe lâyık bulunduğunu, açıklatmak istediği vârid görülebilir.
ikinci olarak, oğlu gibi Aliyi de kendi eliyle mesuliyete sevketme-mek ve onu yerine tâyin edince ashabdan ve büyüklerden mokama göz dil...ş bulunanların çıkara-
cakları karışıklık ve zorluklara maruz kalmasına kendi sebebiyet »ermiş olmamak İstediği düşünüie bilir, ihtimaller, ne kadar çoğalt* lıraa çoğaltılsın kati olan nokta şudur, ki; Ömer devrin gidişine göre, istikbalin tehlike ve ayrılıkla nru sezmişti. Müslt'a. ılar arasında vukuundan çok korktuğu fitne ve nifakın «kendi tâyini, yüzünden Çıkması mesuliyetinden çekinmiş ve işin hallini btr « Seçmen kurulu na bırakmakla sorumluluktan leberri ile tevekkülü İhtiyar eyle, m iştir.
işin şûraya bırakılmasından çı kan netice ile ona tekaüdüm eden
her Sabah

Bir kongre üyesi olsaydım ...
(Baştarafı 2 incide) devam feryadları ve bir kaç alkış) Demokratlar hiç tcnkîdden kaçarlar mı? Sonra Halk Partililerden ne farklımı ılır? Tenkldden çekinenin, plavdan ka çan gibi kaçığı kırılsın! (Kırılsın seslen, şıuuetH atfcıçlar ve aradan akseden zayıf hır kaç seıln; Kaşrğrmız kırılsa plâvımızı nasıl yeriz? yolundaki Birazlan yükselir). Kaçığımız kırılır-ta pilâvımızı avucumuzla yeriz arkadaşlar, çünkü blzîor imanı bütün Demokratlarız. (Şiddetli alkışlar) Şurasını da ilâve edeyim ki...
Nutkumun bu en hararetli kısmını, muhayyel dinleyicilerimin 'Şiddetli alkışları değil vaidenın sesi kesti:
Evlâdım yemek soğuyor, haydi (ol artık!...
FIKRACI
sö21e
(Devamı var)

Yunanistan orc’usuna harcanan dolarlar
Atina, 29 (AP.) — Yunanistanda-ki Ajnerikan yardım heyeti askeri şefi tümgeneral WilUam Livcsay bu gün beyanatta bulunarak, şimdiye ( kadar Yunan ordusuna 100 milyon dolardan fazla harcandığını ve şim-di hükümet kuvvetlerinin çeteler* karşı muvaffakiyetli taarruzl harekâta muktedir bulunduğunu söylemiştir.
General şunları İlâve etmiştir: ctû glllz yapısı havan toplarlle diğer bazı toplan Amerikan silâhlarrle tebdil etmekteyiz. Bu karar, toplanmu zın İngiliz toplarına kıyasen herhangi bir üstünlüğü haiz olduğundan değil, Amerikan silâhtanna daha kolaylıkla cebhane temin edebildiğimiz den dolayı verilmiştir.»
Generalin açıkladığına göre, hâlen Yunan kuvvetlerinin elinde bulunmak ta olan 75 mm. İlk toplara İlâveten, ayni çapta dağ toplan da sipariş e-dllmlştlr.

hcye-
yapü-olnıalc
Teknik Üniversitede yapılacak idmanlar
Atletizm Teknik Mürvere tinden:
Evvelce kendilerine tebligat mış olan atletlere münhasır
üzere 3 şubat Salı gününden Itlba. ren saat 17.30 da Teknik Üniversitede Millî takım idmanlarına başlanacaktır.
Diğer günler perşembe ayni »aat te cumartesi saat 16 dadır. Ehemmiyetle tebliğ olunur.
-----~ o-—------- ka^ab ceza yordü
Et ftyatlannm arttırılmam hmm-aundn kasabfar tarafından Belediyeye vâki olan teklif, Şehir Genel Mec llslnin şubat ayı toplantısında müzakere olunacaktı r.
Narh fiyatlarına uygun flflrtfş yap-mıvan 19 kaıab eeza görmüştür.
Fuad Köprülü C. Bayara şikâyet edildi
merkcz ilçesi davet edilmiş kimse tarafın-

(Baştarafı 1 incide) gün ve saati ilân edilmemiştir. Kongrenin parti tüzüğünün 25 nci maddesinin birinci fıkrası mucibince il idare kurulu başkanı tarafından açılması ve yoklama yapılması suretile nizamî vaziyete-girmesi lâzım iken güya il kongre si olarak yapılmak istenen bu top lantı evvelce vazifeden muvakkaten uzaklaştırılmış başkanı tarafından ve salâhiyetsiz bir dan da açılmıştır.
ilçe kongrelerinde kanunî ve nizamî şartlara uygun olmıyarak meselâ 7 bin küsur üyeye malik Uzunköprüden 8 delege il kongresi için seçilmesi lâzungelirken 12 delege seçilmiş ve hu toplantıda da 8 den fazla delege Uzuuköprü-yü temsil etmiştir.
Edime merkez, Meriç ve Keşan ilçeleri bazı ocak kongrelerini ve hattâ bucak kongrelerini akdetme den il idare kurulunun ademi kabulüne rağmen nizamsız ve kanun suz oldu bitti kongreleri yaparak delegeler seçmişlerdir. Bilhassa merkez ilçesinin il idare kurulunun ademi muvafakatine rağmen gümrükten mal kaçırırcasına yaptığı ilce kongresi Havsa delegelerinin kısmı küllisinin yerine salâhiyetsiz ve pazartesi pazarı sebe-bile Edirneye gelmiş bulunan Lalapaşa ilçesine bağlı bazı köylüleri de hanlardan toplıyaıak salâhiyetsiz oldukları halde ilçeye seçilmiş delege addederek kongresini yapmış ve kabul ettirmeğe çalışmıştır.
Gerçi ilçe kongrelerinin delcge-o terinin nizamî ve kanunî şartlara uygun olarak seçilip seçilmediğini tedkik salâhiyeti il ko"gresine a-id ise de D. P. genel başkanlığı 62 sayılı tamininin 2 inci maddesine nazaran teşkilât dahilindeki bütün kongrelerin intizamla ve tüzük hükümlerine tamamen uygun bir tarzda icrasının temini vazifesi ile idare kuruluna verilmiş bulunmaktadır.
Merkez ilçesinin mensubların-dan ve cümlesi nalâyık hareketleri sebebile vazifeden muvakkaten uzaklaştırılmış ve ha.vsiyet divanına fma ve ile rini
kavgacı ekalliyet, kongrele-altma al-
verilmiş bazı kimselerin etra topladıkları şamatacı bir bütün ocak gezerek tahakkümü
inak istedikleri görülünce il idare kurulu müşahitleri tarafından bu elîm vaziyet tesbit edilerek genel idare kuruluna da arzı malûmat edilmiştir. Fakat bütün bunlara rağmen bu ekalliyetin kongreler üzerindeki tabakk ü mü nü n ön üne geçmeğe imkân hasıl olamamıştır.
Ayni merkez ilçesi D. P. eski tü züğünün 25 inci maddesinin tatbikinde ısrar etmiş merkez bucakla rı teşkil etmiyerek 3600 üyeye ma
M. K. mahkemeleri dün lâğvedildi


(Baftarafı l incide adliyesinde açılacak olan ve ay başından itibaren faaliyete geçecek bulunan 9 uncu asliye ceza mahkemesi yargıçlığına Millî Korunma yargıçlarından Kemal Aş-kın, 10 uncu asliye ceza yargıçlığına da Milli Korunma başmuavi-ni Celâl Karalnıan tâyin edilmiştir. Teşkilâtın ilgasına karar verildikten sonra taşraya tâyin edilen 9 savcı bugünden itibaren tâyin edildikleri yerlere gideceklerdir. Konya Aksarayı yargıçlığına tayin edilen Millî Korunma savcılarından Bedri özkaya ise dün istifasını vermiştir.
Çanakkale C. Savcılığına tâyin edilen Hanıid Macid Selekler ile mümtazen terfi olunduğu halde Iskilip’e tâyin edilen Süleyman Nasuhoğlu da istifalarını vereceklerdir.
Adliye başmüfettişliğine tâyin olunan Milli Korunma savcısı Muh tar Uğurlu da ay sonundan itibaren vazifesine bağlıyacaktır. Bu suretle İstanbul adliyesi başmüfettişliğinin adedi ikiye çıkacaktır ki, bunların vazifeleri de mın-takalara göre ayrılacaktır.
Gene Adalet Bakanlığından gelen tamime göre yeni kurulan 3 üncü ağır ceza kadrosu bildirilmiş tir. Bu tamime göre Bürhan öğenin başkanlığındaki ve yargıç Sey fi Uğur, Reşad Tesal i!e Nafiz Yü-celdcn mürekkeb üç azalı ağır ceza mahkemesi 4 üncü asliye ticaret mahkemesinin yerinde kurulacaktır. Adliyedeki dört ticaret mahkemesi ilga edilen Millî Korun ma mahkemelerinin yerine taşınacaklardır. Bu suretle ticaret ve hukuk mahkemeleri Sirkeci yolcu salonunun üstündeki oğir
lik olan şehir ocaklarından 75 delege seçtirmek suretile bunları da kanunsuz ve nizamsız olarak ilçe kongresine kabul etnûştİT. Beri ta rafta Havsa ve Sülcoğlu bucakları 6 bin küsur liyeye malik oldukları halde ancak ilçe kongresine 15 delege göndermelerine imkân verilmiştir. Fakat bu bucaklardan gelen bazı kimseler Kara Mehmed ve Kadir tşean gibileri bucakları kongrelerince delege seçilmedikleri halde keyfemayeşa kongreye kabul edilmişlerdir.
2 - Bu vaziyet karşısında genel merkezden istediğimiz müfettiş geç gelmiş fakat vaziyet kendisine açıkça anlatıldığı halde genel başkan adına Fuad Köprülüden aldığı kat’î emir ve talimata istinaden il idare kurulunun tes-bit eylediği bir gün olan 25.1.948 günü yukarıda izah etmeğe çalıştı ğınıız sailâhiyetsiz kimselerle kon grenin akdi için bizi zorlamıştır. Demokrat Parti içinde kanunun ve parti tüzüğünün hâkim bulunduğuna kani bulunan ve gayenin temini için kimseden pervası olmı yan Edirne il idare kurulu bu mucite sebebsiz kanunsuz ve nizamsız teklifi reddetmiştir.
3 — Genel idare kurulumuzun müfettişin bize telkin ve tebliğ ettiği karar benzer nizamsız, kanun suz ve mucib sebebsiz bir karar ittihaz edebileceğine hâlâ kani değiliz. Oynanmak istenen bu komedyanın hakikî aktörlerini meydana çıkarmak azim ve kararındayız. Vaziyeti ayrıca evinin adresine ve şahsına olmak üzere sayan genel başkan Celâl Bayara da bildirmiş bulunuyoruz.
Toplantı zabıtlarını tetkik etme den ve vukubulaıı ve bulacak oian itirazları incelemeğe zaman itiba-rile imkân bulmasına ihtimal tasavvur edilemiyen genel başkan adına hareket eden Fuad Köprülünün bu şekilde nizamsız, kanun suz ve parti selâmet ve menfaatlerini göz önünde tutmıyan emir ve talimat vereceğini de lıâlâ kabul edemiyoruz.
4 — Bu anarşi hareket partimi zin muazzam ekseriyetini teşkil e-den temiz mensuplarımız nezdlerin de çok büyük bir teessürü mucib olmuştur. Lalapaşa ilçesi delegeleri, merkez ilçesinin kongresine akdetmiş bulunan Havsa, Süleoğ-lu ve Sırpsuıdığı ve bir numaralı şehir bucağı delegelerinin ekseriyeti genel başkanlığa müracaat e-derek vaziyeti protesto etmişlerdir.
5
fettişin ve Fuad Köprülünün nizamsız, kanunsuz hareketleri sebe bile genel başkanlığa şikâyette bulunmuş başka bir müfettiş izamını istemiştir.
Saygılarımızı sunanz.
D. P. Î1 idare kurulu başkanı Ahmed Sengelli
11 idare kurulumuz da mü-
ceza, asliye ve sulh ceza mahkemeleri de İstanbul adliyesinde bulunacaktır. Bu durum avukatlar ve davacılar için daha fazla kolay iık temin edecektir.
Diğer taraf tan mülga Millî Korunma mahkemeleri savcılık ve mahkeme kalemlerine men su b me mutlardan 65 yaşını dolduranların tekaüde sevkedilnıesi hususun da gelen emir alâkalılara bildirilmiş ve mezkûr kalemlerde çalışan 4 kâtib ve başkâtib dün vazifelerinden ayrılmışlardır. Diğer zabıt kâtipleriyle mübaşirler de yeni a-çılacak mahkeme teşkilâtında ve diğer adliye işlerinde vazife alacaklardır.
K ons er vat u var T iirk musikisi konseri
İstanbul Konservatuarı vermekte olduğu seri halindeki Türk musikisi konserlerinden 5 inci konserini önümüzdeki 3 şubat salı günü saat 18 de Şehir Komedi tiyatrosunda verecektir.
Program Mahûr faslıdır.
Sakar im kıs k"'idari
B. T. tat. Bölgesi RI iid ılvl üğ İhı d eni
1 — Sakarya Kır koşusu 1 şubat 948 pazar günü saat 11 de Fenerbah çe staclyomu önünde başlı ya çaktır.
2 — Yarışma mesafesi:
ITT. Küme 3500 metrr
T. Küme 7000 metre
3 — Yarışmaya katılacak inicim ve ferdler 30. Ocak 918 cuma akşamı saat 17 ye kadar kayıdlarını yap tırıp numaralarını almalıdırlar.
Saydık Müdürü Ankurudun jeliyor
Ankara la toplanan Sıtma Mücadeleni kongresinde hazır bulunmak ü-zere elden ^ogiık Müdürü Faik Yargıcı, bu sabah - ferimize gelmiş olacaktır.
C. H.P. İl Başkanı (Bitarafı 1 incide)
Benîm için parti çahşmalan bü tün şahsî endişe ve tesirlerden u-zak kalarak program ve tüzüğümüzdeki ana fikirler çerçevesi ı-çinde bir memleket hizmetidir.
Yeni tüzüğümüz ana memleket dâvalarının ve meselelerinin bütün çıplaklığı ile partililer arasında konuşulmasını mümkün kılmak tadır. Tam bir serbesti içinde yapılacak bu konuşmalardan faydalı neticeler bekliyorum. Bu anlayışla müsbet çalışmalarımızda bizim saflarımıza katılacak aydın İstanbulluların vâdettiği değeri, ayrıca tebarüz ettirmek isterim. Başlıyacak olan kongrelerimizde bu iman ve şuurla belirecek müsbet fikir vc kanaatlerin Istanbu-lun aydın topluluğuna yakışacak olgunlukta olacağına da inanıyorum.
İşte bu zihniyetli ve şuurlu İstanbul basınının memlekete ve Is-tanbula ait neşriyatı; bizim çalışmalarımızda büyük bir değer taşıyacaktır. Müsbet kanaatler ve ten kidleri hürmetle karşılayıp parti bünyesi içinde bunların tahakkukuna çalışılacaktır.
inandığımız ve takib ettiğimiz fikirlere avkırı kanaatlere de efkâ
*
rı umumiyeye bu meseleleri açıklamaya vesile verdikleri için ayrı bir değer vereceğimiz tabiîdir.
Memlekete ve îstanbula aid dâvalar ve nrcs’elelerde yapıcı ve olgun hal şekilleri arıyarak bunları aksettirmek yolu bizim aradığımız ve üzerinde durduğumuz çalışma ve muvaffakiyet yoludur.
Partili olsun veya olma'sın bu dâvamızda İstanbulluların ve o-nun pek sayın basınının yardımlarına güveniyorum.»
Yeni başkan Sadi Bekter; Merkez Bankası müdürlüğü ile. parti başkanlığının telif edilip edilmiye-ceği sualine, şu cevabı vermiştir: «— Merkez bankası bir anonim şirkettir. Bunun için, ben hiç bir zaman, memur sayılmam. Bu vaziyette, bir parti vazifesi deruhte etmiş olmak keyfiyeti de, hiç bir kanunî müeyyide ile sınırlanmış değildir.»
Sadi Bekter; D. P. ye karşı ne gibi yol tutulacağı hakkında da şunları söylemiştir:
«— D. P. ye karşı takib edilecek siyaset diye, şünmüyorum.
iktidar partisi rimizi yaptığımız
zü tamamlamış oluruz. Karşı partilere de, aldıkları vazifeyi yapmak hususundaki anlayışlarında, mütekabil ölçüyle hürmetkar oluruz.»
olarak, vazifele-nisbette rolümü
I
Aldoğanın teşriî masuniyeti
f * f 9 ' ” ’ * *
istiyen Türk ulusundan almış olduğu görevi yapmıştır. Böyle bir yolda çalışırken başa gelebilecek bütlin
musibetlerin bir şeref olduğunda* 1 2 3 şübhe yoktur, demekte ve Atıf inan j hakkındakl Meclis kararına işaret ederek, böyle bir memleket dâvasında Meclis tahkikatı açılmamasına karar veren Meclisin. Sadık Aldo-ğanın teşriî masuniyetinin kaldırılmasına karar verdiği takdirde büyük bir tezada düşmüş olacağını belirtmektedir. Hikmet Bayur makale-1 sinin sonunda Amerikan yardımı’ mevzuuna da temas etmekte ve İlil-1 kûmetin 16 1ar komisyonuna vermiş okluğu raporun ve Amerikanın vermiş olduğu kararın esbabı mucîbe-sinln yayınlanmaslle efkârı umumi-yenin aydınlatılmış olacağını söylemekte ve meselenin yalnız Receb Pe İçer hükümeti üzerine at ilamı yalağını bildirerek Receb Poker hükümetinde bulunan birçok Bakanların ve-nî kabinede de yor almış olduğunu, hükümetin hu işdo kalmış bulunduğunu kalesine şöyle son «Uyuyanların birşey çekleri tablkl’r. Tabi!
rın mesul edilmemeleridir» demektedir.
tamamiyle âtıl söyllyerek ma-' vermektedir: ; elde edemive- • olnuyan bunla-

Ka shall blânmda bin milyon ddarlık hesab yanlışı
(B(L9taraft 1 İncide’ hmdugıınu söylemiştir.
Dünya bankası müdürünün Ihj ikazı, G8D0 milyon ’ dolardan bir kesinti yapılmaması hususunda ıs rar eden Marahallıiı bu beyana-rijndan sonra tam zamanında ya PıLmıştır.
Kongredeki Marshal] plânı l* • raf tartarının daha büyük indirme İfr yapılmasını isteyen plân ınııa rrzlaiını yatıştırmak İçin yukaırda ki rakamdan bin milyon kadar İn dirilmesine muvafakat (*₺mcye Jıa zırlandıklarj sandmaktad r
(• Bin milyon.
se de. telgrafın orijinalindeki, bu t.nh|r f ..'• r ' - , ’
i
1 milyar demok-
Muhalefet bu zihni-
yetle yürüyemez


(Ba9tara.fi 1 tncide)
Bay A. E. Yalman bu gürültülerden az önce Cumhurbaşkanlığı makamına, yâni ayni zamanda C- 11. Partisi başkanı bulunan Bay İsmet İnönü’ye muhalefet edenlerin komünistlik veya mürteciliglni iddia eder özde yazılar yazmıştı. Ayni kimse, aynı gazetede, Bay Celâl Bayar tarafından desteklenerek Bay Kenan öner'e de komünist âletliği damgasını vurmaya çalışmıştır.
Bu iki olayın yaklaştırılmadı Demokrat Partinin ve hiç olmazsa onun başındakilerin bir kısmının ne gibi yollara sapmış olduklarını iyice aydınlatır ve onlarla gerçek demokrasiye ulaşmayı ummanın pek doğru olınıyacağını gösterir. Biz bu ola$*-ları Demokrat Partiyi mânen olsun son derece sansaçak özde görüyoruz.
Bay Kenan öner’e karşı Bav Celâl Bayarıp desteklediği hücumlar arasında onun yeni bir kongre toplayıp bugünkü genel merkezi değiştirmek istediği «isnadı da vardır. Bunun doğru veya yanlışlığı hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. Ancak her hangi bir partinin iç tteüğüne uygun olarak o parti üyelerinin baştakileri değiştirmeğe kalkışmaları gayet ta-1 biî bir şeydir. Bunu b’r kötü niyet veya suç biçiminde göstermeğe vei-1 tenmek makama bağlılığı herşeyden Üstün tutmanın ve ona göz dikenleri en kötü insanlar savmanın ifadesidir. Demokrat Partinin başında b> lunanlann hiç olmazsa bir kısmı bu harısane zaafı göstermektedirler. Bu amaçla yaptırdıkları ve hiç olmazsa destekledikleri hücumların Bay ismet İnönüvü son derere tutmaya ve 1 övmeye koyulmuş olan Vatan gazetesinde yapılması, «muvazaa yolundaki sözleri an^ak teyid eder.
Bu gazete Bay Kenan öneri incir çekirdeği doldurmayan ve tamamile delil ve dayanaktan mahrum bulunan isnadlarla çürütmeğe çalışmayı yeter saymamıştır. O. Türk ulusunun komünistliğe ve ‘Rııs imperializmine karşı olan çok haleli nefretini sö-möre»*ek tıbkî vaktile C. H Partililerin ve Reecb Poker hükümetinin1 lüksleri Bakanı Bay ŞÖkrl Sökmen-siierin yapmış olduklan gibi bınbir dolanhaclı elimle ile Mareşali, epey zamandır siyasal hayattan çekilmiş olan Bay Tevfik Rüşdü Arası ve daha bir takım kimseleri kalemine dolayarak karmakarışık bir şeyler ya-zadurmuştur. Amacı besbellidir. Bay Kenan önerin yen! bir parti kurnıa--eından çekinildlği ve Mareşalin ona karşı teveccühü bilindiği için ortalığa bir ürkeklik salmak istenilmektedir. Beyle yapılarak doğması teveh-hiim edilen muvazaa yoluna sapmıya-cak yeni bir muhalefet partisinin ku rulması önlenilebilir sanılıyor.
özet olarak iki y.ldanberi C. H. Partisi ve bn arada Receb Peker hükümeti tarafından kullanılmış olan mânevi baskı ve şuna buna leke sür mek usulleri bugün Demokrat Parti lehinde kuşanılmaktadır ve bunu yapan gazete ayni zamanda C. H. Partisi Başkamnm baş övücüsü kesilmiştir.
Biz bu b.’çîm gayretleri ve komünist düşmanlığının ba tarzda öze! ihtiraslar uğrunda sömürülmesin! yurdseverlikle telif edilemez sayıyoruz.
C. H. Partililer başlangıçta, kendi mevleilerini sarsan Demokrat Partiye karşı bu gibi silâhları kulla m rken hiç olmazsa bunların yeni birşey ol- ; malan dolayısile fayda vereceğini umabilirlerdi. O vakit tesiri görülmt yen bir silâhın iki yıllık kötü tecrübeden sonra bu sefer Demokrat Par. ti adına kullanılmak istenilmesini, yalnız siyasal anlayışsızlığa ve hal. kımızın sağ duyusunu hiçe saymaya atfedebiliriz.
Halkın demokrasi, hürriyet ve iy! idareye kavuşmak yolundaki isteğin© tercüman olmak iddiasında bulunan bir parti ortada bu derece fena bir idare varken Bay Kenan öner ve Sadık Aldoğan gibi kimselere hücum ettirmek değil, onları başı üzerinde taşımalıdır; çünlcü iktidardakiler an cak bu gibilerden çekinirler. Böyle yap’îacağına Bay Celâl Bayatın desteklediği Vatan gazetesi alabildiğine Bay Kenan önere hücum ediyor. E-ğer Demokrat Partide Hürriyet Mi-sakı için tam bir mücadele azmi olsaydı İş böylo tutulmazdı. Bu suretle davrananların muvazaa yoluna sanmay» düşündüklerine ve bunu kabul etmlyccek olanları tasfiyeye baş İnd'klarma hükmetmek hakkımızdır.
Per İslerine gelmiyene komünist âleti dnnuYasını vurmaya yeltenenler karşısında haHcımız şu yönleri unutmamalıdır:
1) Komünizmi sefalet ve onun biz-deki başlıca âmili olan fena ve başarısız idare doğurur ve besler; bu biçim İdareyi C. H Partisi yaşat-maktiKür. dola.VHlle komünizme karşı mücadelenin ilk şartı bu parti ilo mücadeledir.
2) Bunu yapmak Iddiasile ortaya
• -t. « m

kanr, onda tercddiidHr v»
znuvazaa yollarına hattâ sap
nıış görünürlerse, propa-
gandacıları için geniş rbr gal.gmıs alanı açılmış oiur. Dmakvat Parti bu yolun üzerindedir. Eğer o çarça» buk kendini toparlamaz ve Bay Ke-mm öner ve Sadık Akîoğan gibi a-damlara önemli mevkiler vonnezsu onun tçindeld salim dOşürtCeH yur d severlerin ondan ayrflTrıalan vv davaya daha gerçekten bağh başka Vır partinin kurulması zarurî olur; çtfrı-kü halkın gözünde l>rwkrat Partilr-ler C. H. Partililerinkme yskm btr duruma düşürülürse sinsice çatışan komünistler meydanı boş bulurlar. Asıl büyük tehlike bura4a4ır.
Bay Celâl Bayann Balıkesnr söylevi üzerinde de az duralım. Omsa 12 Temmuz bevannamesilc İlgili söz. L rini ele ain-aya lüzum görmüyoruz, çür k i bu işten kimlerin kâr ve zarar ettiklerini 15 Ocak tarihli (Akm> dA ••rmlştık.
Demokrat Parti Başkmımn Balı-kestrde söylemiş oldu(u şu sözler: ( Parti nizamnameleri hududu dışına çıicardar. kulağından tutulup Haysiyet Divanına veTflirler. O da yetmezse partiden atılır, geçer giderler* çok ibrete değer. Bunlar ya İstanbul'la kazanımş olduğu «zafer!» in neşesile kendinden geçmiş ve yahut a!eyhin(> bulunanları ürkütmek i>-tiyen Lir kimaenln sözleridir.
Halkmuz Demokrat Partiyi tek parti idarecini yıkıp onun yerine ger çek halk egenaenliğkd kurmak lati-yen bir teşekkül olarak kabul ettiği tçtn tutmaktadır. Kendilerine bu per rasız biçimde hitsft) edilmesine müsaade edenlerden bu işleri başaracak saiâbet ve azmi beklemek abestir; anlara, her an sinmeğe haz«r kimseler diye bakraBk en doğrusudur. Şayet Demokrat Parti îktidardaküerin aşın yıpranmış olmaları sayesinde iş başına gerecek olursa Bay Celâl Bo, yar gibi konuşanlar anoak yeni bir istibdad kurabilirler. Onun bn kaW1 sözleri karşısında susup sin enler bu v**nl tahakkümün yalnızca direkleri olabilirler.
Demokrat Parti gerçekten acele ve Istanbulda yapılmış olduğun»m aksi ist ikamette bir tasfiyeye mı'fitse görünüyor.
Birliğinin federasyon karşı Polonya ve
— ■ -------------------#
Eikm8, Palkan Federasyonu teşkiirne neden muarız ?
(Baştarafı 1 incide) ve üyeleri doların altın esaretine per vasızca koşan batı blokunun tecavüz kAr manevralarına karşı doğu memleketlerinin mağrur istiklâlini öne sürmeyi ustaca bir hareket sayıyor. Sovyetler projesine
Çekoslovak yanın hemen hemen yenilmez bir mukavemet gösterdiklerini anlamış olduğunu da ilâve edelim.
Muharrir Sovyetler Birliğinin bu husustaki kararı hakkında şunları yazmaktadır:
Sovyetler Birliği şu halde an’ancvi siyasetine dönmüş oluyor. Bu siyaset kendi arzularına rametmek istedi gi memleketlerin hâkimiyet ve istiklâl zihniyetini körüklemek, bu suretle kendilerine, bu hâkimiyeti ihlâl ettiği iddia olunan üçüncü bir devletin müdahalesine meydan vermeden baş başa bir konuşma yapmağı kabul ettirmekten ibarettir Başbaşa yapılan bu görüşmede iki tarafın kuvvetleri arasındaki nisbe’sizlik Sov yetler Birliğine görüşlerini kolayca kabul etmek imkânını v önektedir. Rusların başlıca kanaati Sovyetlerle Moskovaya komşu olan cumhuriyetleri birleşten bağların vasıtasız ve bu cumhuriyetlerin kendi aralarındaki muhtemel bağlardan vetU olması dedir.
Muharrir nıektedir:
Balkanlar
tısad ve gümrük birliği projeleri her ne kadar reddedilmiş görünmekte ise de bu hal iki senedenberi Mareşal Tlto tarafından açılan ve tatbik sahasına konmuş olan askeri paktlar politikası Üzerinde hiçbir tesir husule getirmemiştir.. Tifo, eserine her zamankinden daha kuvvetli bir şekilde devam etmek içtn Kremlinta hayır duasını almıştır.
DIMITROFUN PAYLANMASI
Londra. 29 (AP.) — İngiltere Dış işleri Bakanlığı sözcüsü Pravdamn ma kal esini ( Moskova n ı n Dimi tro-fu alenen paylaması» şeklinde tefsir etmiştir.
daha kuv-merkezln-
lâ2im geldiği
şöyle de-
netice olarak
ve Tuna hakkmdaki Ik-
Pamuklu tevziatı baş'»yor
Ankara. 29 (Hususî) — iki üç güne kadar İstanbul ve Ankarada pamuklu tevziine ballanacak nii. fus başına bir buçuk metre verilecektir.
Tevziat pevderpey diğer vilâyet-bn 9 VHCfl kt-İT
“ '• vfa : (1
T B NI SABAH
JO OC A K 1846
I
□ ALMANCA - TÜRKÇE
knik Lügat
DNAN HALET TAŞPINAR Genişletilmiş ikinci tabı ezl - Galata, Sermet hanı No 1 [asan deposu sırasında)
I İstanbul Val

>(• •
*
a
//t
/•
ı z S


4 j
0 2 948 tarihine rastlayan
Başmüdürlüğü binasında keşif bedeli 7859 lira 50
cuma gü-toplanan kuruştur


saat 14 de kadar inşaat
bürosuna İbraz ile
1 — Ouraba hastahaneslnin kalorifer tesisatının onarılması açık eksiltmeğe konulmuştur, ihalesi
nü saat 10 de İstanbul Vakıflar Komisyonda yapılacaktır. Bu İşin ilk teminatı 589 lira 46 kuruştur.
2 — İsteklilerin ihale günü
başvurarak ehliyet belgelerini Vs ilk teminat makbuzlarını Şartnamesinde yazılı bu belgeleri tasdik ettirerek hazırlamış bulun-inala n şarttır-
3 — Keşif, şartname ve bu İşe aid diğer evrak parasız olarak in-
gaat bürosunda her gün öğleden evvel sa^t 9 dan 12 ye kadar gömebilirler. (826»
/ •
- ■ ■ — -L—JLTTT- . — -------—
Benzin alınacak
K oly nos ferahlandırın.
$
l
Yaş Sebze alınacak
Sümerbank İplik ve Dokuma Fabrikaları Müessesesi Defter der Fabrikası Müdürlüğünden:
1 — Fabrikamızın 1948 yılı yaş sebze İhtiyacı açık eksiltmeye kolunmuştur.
2 — Eksiltme 2/2/948 Pazartesi günü saat 14 de tabakamızda yapılacaktır.
3 — Geçici güvenme 500 Tl. sidir.
4 — Şartname her gün ticaret servisinde görülebilir.
5 — Fabrika İhalede serbesttir. (1110)
t
İstanbul Borsastmn
Londra
NevyorJ
Paris
Cenevre Amsterdan,
Brüksel
Prag ötokholnj
Lizbon
Şuk adarcık
diş macunu temizleyici
Muhtelif Yiyecek Maddeleri Alınacak
Teknik Üniversite Satınalma Komisyonundan

r
1A «y!
* '
c


s. A (
■> „
• •
I >
• *


* ■
fj
v z r / k

>8
14 tonu Bursada teslim şiir ille 29 ton ben pazarlıkla sa
* .'M'-
tş JU>

T
/ _
«
t
M
I >
»2a


»ol
T
t
Bayındırlık Bakanlığı İst. malzeme gurup amir.iğ nden 15 tonu Gellboluda,
Çin cem’an (13589.16) lira muhammen bedel üzerinden tın alınacaktır.
isteklilerin şartnamesini dairede görerek (2038.37» teminat makbuzu ve 948 yılı Ticaret Odası belgelerde fesi günü saat 15 de Karaköy Perçemli sokak Cemaat hanında gurup ğnıirllği S A. komisyonunda hazır bulunmalurı (1192)
• •
liralık kesin
2 2 948 pazar.
vermeğe kâfidir
rzzzı
Sadık Aldoğan'ın hücumu
Cinsi Muhammen İlk MI k d an bedel teminat Şekil Eüuiltmenln Tarihi • Saati
Salamura yaprak 300 K. 50 K. •
Ispanak 7000 * 30 B
Pırasa 8000 » 20 > 442.50 Açık 3/2/1948 10,00
Lahana 4000 » 20 >
Havuç 2000 * 25 •
Kök kereviz 3000 » 25 •
Bamya 1000 » 50 >
Patlıcan 15000 > 30 >
Domates kır 7000 • 20 > 611.29 Açık 3/2/1948 10,30
Domates dolmalık 4000 » 25 >
Dolmalık biber 3000 » 25 >

S:
fwtlan
11.38M 283.—
1.8060
66.7270
106.6468
6.3887
6.60
77.8860
11.2495
ESHAM VE TAHVİLÂT
% 7 941 Demiryolu D 20 W5
% 7 94 > ni 1065
%16 941 > 4 100.20
% 5 041 > 5 95.50
% 5 ikramiyeli birinci Milli
Müdafaa 20 10
% 6 Demiryolu 6 95..T5
% 6 Kalkınma 2 95.60
% 7 Birinci Mili! Müdafaa 20.25
% 7 ikinci > > 21.06
% 7 Üçünoü > > 21.15
% 7 Dördüncü » > 2010
Aslan Çimento 16 25
RADYO
M Bv^&nhi Program (
CUMA — J0/I/J94#
içler siste pen-kur-
Uraf» 1 ituHd»/ partieile millet arasındadır.
Milletçe gerek haricî tehlikeye karş> durmak ve gerekse medeniyet yolunda yapılacak hamleleri yapmaktaki istidadımıza rağmen bu talihsizliğimiz nedendir?
Açık konuşalım. Bütün bu acısı halimizin tek sebebi gef minin (diktatörlüğün) zalim çesinden kendimizi bir türlü
taramamış olmamızdır. Şef siste-tai zihniyeti yerinde kaldıkça bu illete bir son vermek mümkün ol maz.
İmkân nisbetinde kısaca tarifine çalıştığımız bu durumumuzu acaba Amerikalılar biliyorlar mı dersiniz? Bizim içimizi, bizden daha iyi bildiklerine hiç şübhe edilmemelidir. Amerikalılar çok realist insanlardır. Onların her yaptığı iş, müşahedej’e, esaslı tedki-ke dayanır. Bizim zimamdarlar gibi keyfî hareket eden cinsten değillerdir. Bizden akıl da öğrenecek değillerdir. Görünen köy kılavuz istemez derler. Ne yapacağını bilmiyen aklına eBdikce bir takım saçma sapan işler yapan ve milletin bütün maddî imkânlarını kendi kaprislerine göre çarçur e-den basiretsiz, âciz bir iktidar partisine bir dolar bile vermek a-kıl kân değildir.
Bütün zimamdarları saltanat tir yakiliğine tutulmuş ve bu illetin tesiri altında yavaş yavaş can çekişen bir parti, milletin başında bir kâbu8 gibi durdukça böyle bir varlığa niçin yardım edilecekmiş?
Cumhurbaşkanlık köşkünün mü teferrika masrafı için 500.000 lira, Savarona denilen mahud teknenin yıllık masrafı için 1.000.000 lira. Cumhurbaşkanlık makam tre ni için 400.000 lira Başbakanın mutfak masrafı için 63000 lira Dışişleri Bakanının mutfak masrafı için bilmem kaç bin lira sarfeden milletvekillerinin maaş ve yolluklarına 2,5 milyon İ16ve eden ve bü tün milletin verdiği vergilerin kar şıîığı olarak millet hayrına en fazla 200 milyon lira sarfeden ve bu-Dun da ancak 20 milyon kadarını iktisadi işlere tahsis eden blitün bu münasebetsizliklerin mürettibi olan bir avuç hodgâmın eline on para bile vermek günahtır.
Buraya kadar yazdıklarımızdan
1O«KİYt MOMt&SlM
Mrh Morhoa Ecıo lıhtAİbul
As
9
kuvvetli bir imkânına na-
son hareke-Halk Partisi
şunu çıkarıyoruz ki. Marshall plânından bizim faydalanmaktan mahrum olmamızın kabahati asla Amerikalılara aid değildir. Bu ka bahat diktatörlüğü kaldırarak De mokrasiye ciddî surette geçmemiş ve milletin istediği hükümete kavuşmak il olamayışımızdır.
Amerikalıların bu ti ümid edelim ki,
ne ve onların benimsediği prensip lere davul zurna tesiri yapsın da tası tarağı toplıyarak meydandan çekilsinler!
♦ Biz iki el bir baş içindir» ata sözüne uyalım. Kendi işimizi kendimiz görelim. Mirasyediliğe nihayet verdiğimiz gün iktisadi istiklâ Hmize de mükemmelen kavuşaca* ği2.> Sadık Aldoğıın
Downing Street No. 10 tsaşcarafı 4 üncilde) dan okudu, ve, Fransanm düşmesi ne. medeniyetin yıkılmasına rağmen her Ingllizin düşmana teslim olmaktansa ölmeği tercih edeceği ni söyledi. Müttefiki Rusya ve Ame rika ile Nazilerin mahvını sağlayan görüşmelerde bulunmak üzere işgal altındaki toprakları ve atlantlj ği aşmak İçin Churchlll yine West minsterln mütevazı bir arka kapısından elinde çanta, ağzında slga ra İle çıktı. Düşman çok denediği1 halde No. 10 ya hiç bir zaman bom ba İsabet ettlrememişlir. Mamafih eltirebilseydi dahi Ingiltere yine harbe devam edecek ve nihayet ka zanacantı. Azim ve sebat, İngiltere I de şahıs ve mekânla kaim değildir İşte bunun içindir ki, Dovnlng St reetteki o küçük ev. hangi parti ik tlriarda olursa olsun, daima Başba kanlık bhıası olarak kalacak ve İn giliz milletinin İnanışlarının olduğu kadar kuvvetlerinin de bir sem bolünü teşkil edecektir.
Zayi
İstanbul Ticaret ve Sanayi Odasından aldığım 19 12.1947 gün ve 5979 sayılı Menşe şahadetnamesi ziyaa uğramıştır. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilân olunur. Haşan Kozluca
Bezelye Araka
Aj;şe Fasulye
Çalı Fasulye Barbunya Fasulye
2000
5000
3000
3000
50
55
55
55
528.75 Aç:ic
3 2/1948 11,00
f4 EV, 4ARSA
$
%
a

• *
o
o ® ••





• JJ

Taze yaprak Semiz otu Sakız kabağı Bal kabağı Taze bakla Enginar baş Yeşil Salata Marul Taze soğan Maydanoz Nane Dere otu Hıyar Limon Yaprak kereviz Sirke Salça Ekmek
Beyaz sabun Yeşil sabun
Beyaz peynir
Kaşar peyniri
Şen bir yuvaya sahip olmak Üterseniz, TÜRKİYE İŞ BAN-KA8I’ndaki tasarruf hesabınızı en az YtZ liraya yükseltiniz. Hesabınız yoksa derhal bir hesap açtırınız.
TÜRKİYE İŞ BANKASI
1948 PLANI
200.000 LİRALIK İKRAMİYE
Yılda dört çekiliş: Her çekilişte 1 EV, 1 ARSA ve dolgun para ikramiyeleri...
Birinci Çekiliş: 1 MART

Hesaplarında altı yüz liradan fazla parası bulunanlar her beş yüz liraları için çekilişlerde ayrı bir bura numarası alacaklardır.
Ayrıca, 21 Nisan 1948 de ÇOCUK HESAPLARI için zengin ikramiyeli çekiliş.
imtiyaz sahibi: A. CEMAL E D DİN SARAÇOĞLU - Yazı iğlerini fiilen idare eden: Yazı iğleri müdürü: FATtN FUAD — Dizildiği Yer: «Yeni Sabah» mürettiphanesi - Basıldığı yer: «Gün Basımevi»
Kuru Fasulye
Barbunye Fasulye
Nohut
Kırmızı mercimek Yeşil mercimek
Tuz çekilmiş Sofra tuzu Yumurta
Kuru soğan Patates
300 2000 6000 2000 2000 3000 A 10000 3000 10000 90000
800 4000 8000 20000 .
500 K. 1500 » 1500 ■> 60000 Ad.
d.
50
20
25
25
25
35
5
10
5
4
5
4
7
8
20
40
70
25

733 25
1125.00
Ac.k
AÇ*
3. 2/1948
11,30
U.00
3000 K.
2000 »
200
160
690 00 AÇık 3/2,1948 15,15
4000 »
2000 »
200
330

1095 00 AÇ)k 3/2/1948 15,30
5500
2500
1500
1500
1000
>
»
*
ı>

85
65
75
80
70
D
> 699 38 Açık 3 2 1948 16.00
V
o
2500 »
250 »
80000 Ad.
11
30
10
»
* 626.25 Açık 3,2/1948 16.30
*
10000 K 18» 630 00 Açık 3 2 1948 17,00 30
22000 » 30 »
1 — Üniversitemizin 1948 yılı ihtiyacı olan yukarıda cinsi, mikta-n .tahmin bedel ve ilk teminatları yazılı yiyecek maddeleri hizalarında gösterilen gün ve saatlerde eksiltmeye konulmuştur isteklilerin fazla malûmat almak üzere komisyona müracaatları . (415)
f
0 İngiliz
L_

Hakikî
Ingiliz
35 Liraya “"■■■ su geçirmez gabardin Trençkot pardesüleri
Ayrıca: Bayanlar için 25 lira satış muhayyerdir
Sultan Hamam Dikranyan han No. 11-12
Abdurnıhman Kulyou
X
İhsan tamam olmalı!.
fBcMfarafı 7
’.u »la bu affa mutlaka sokulmalıdır. Gerek Emekli General Ali İhsan Gâbis ve gerekse eski roillulveklli Sırrı Bellioğlu bugün siyası döşiln-ce ayrılıklarından dolayı bu duruma dürmüşlerdir ve bu iki Türk göçüğü Killere muhabbetlerinden değil, sadece Almanyannı kat’1 surette çök meMni Türk menfaatlerine aykırı gör , dükleri için *uç İşlemiş mevkiinde bulunmaktadırlar. I
Halbuki Sovyet Rusya hariç bu. i gür. iküıcı Dünya Harbinin galibleri de böyle düşünmeğe başlamışlardır. Bu tekdirde hapishaneye Ali İhsan Sâbiaten 4k>rt beş yıl evvel girmiş ve o zamandanbed hâlâ çilesini dol-1 duramam*? olan 8ırn Belltoğlu’nu, yân! Müh Mücftdelonln lktısad Vekilini de EnukH Generalle â?ad edip hürriyetine kavufturmaK saniyeni» ki âcllâne bir hareket olur.

(— Halifenin bu sözlerile karşılanınca hayret ve korkudan gözlerim karardı. Hiçbir şeyi göremez gibi oldum. Çıkıp gitmek istedim. Abdül-melik, bir hademeye beni yakalayıp odaya hapsetmesini emretti ve başka bir hademeye de Hucuâc’ı çağırmasını söyledi. Biraz sonra Kaccâc gelip huzura girdi. İkisi bir müddet hararetli hararetli konuştular,
nurluklarını tabii duymuyor, fakat müzakerenin bona tahmin (diyordum. Nihayet konuşmaları sona erdi. Haccâc, güler yüz le yanıma gelerek elimi öptü ve:
(— Allah aenl|i aalljh timcilerine mükâfat eylesin; eğer daima benim yanımda buluıırnuğa san kadir ve menzlletln daha yüksek olsun-bulundu
Haceâc’m benimle zahlb oldum. Fakat
götürülüp Halireden haddinden fazla ikram ve hürmet görünce zehabımda aldandığımı anladım. Abdül-
Ko-
dalr olduğunu
diye
razı ulur büsbütün iltifatta
alay tekrar
ettiğine huzura

Aşk • Macera - Tarih - Cinayet
lagan: lıuhttaTcım Z. korgunal
melik, bana kendi yanında yer gösterdi. İkimiz konuşmağa başladık
(— Yâ îbnl Talha- Bana ettiğin nasihati Haccâc’u ve sair kimsek re söyledin mi T
(— Bu sözleri sizden başka hiçtir ferde söylemedim ve Hacdkfdan gör düğüm İhtiramı da kimseden görmedim
(— O halde sana hürmette kusur otmlyen bir zat hakkındâ niçin fena şeyler söyledin?
«—^iaccâo bana ikram ve ihtiram da bulundu diye günah irtikâb ederek onun hakkında yalan yere med-hü senada bulunamazdım. Haecûc 1»
zulümleri sayılanuyacak kadar çok olduğu gibi, lûtul ve keremlori de aayılannyacak Kadar çoktur. Lâkin kötülük, kötülük olarak söylenir, iyilik te iyilik olarak yâdedillr. Bu İR! şeyi birbirine karıştırmamak lâzımdır. Şu halde, ben »alıklarını da açıkoa ayrıca faziletlerini de
— Aferin yâ lbnl
rinde sadık olduğunu anladım ve diyanetini cezmeyiedhn. Eğer dünyaya meyil ve tama’m obaydı; Hac-câcır. ihsanına, yahııd dolayısile benim ihsanıma nail olmak içlü onu medht) sena eder, âdeta aöklere çı-
Haccâc'ın fe-söyliyoblllrim, tâdad edorlm.
Talha! Söz.
Tefrika No. 11 i
kûrırdın.
Evet,
(— Senin
ğc karar verdim ve — valiliğinden alzeyleyip Irak valiliği-
öyle yapardım, nasihatinle auıel etme-‘ ve Hacvâc’ı Hicaz
zalim bir adamın emir ve iradesi altına sokulmakla mümkün olur. Bu gün bu vazifeye Haccâc dan daha ciyak bir kimse yoktur.
_____çoK jyi söyledin yâ İbrahim. Ben de böyle düşünerek onu* Irak’a vali tâyin ettim. Zira bilirim ki zalimin hakkından yine zalim gelir. Ancak, sen de Haceâc’la beraber fraka gidecek: daima onun yanında bulunacaksın.
Niçin, ey Mü’minler Emlri?
(— Zira zulümde haddi tecavüs edebilir. Halbuki sen vamnda bulunursan, onu ikaz ve irşad edersin.» İbrahim lbnl Talha, nihayet lan söylüyor:
«r— Haccâo’la İran'a gitmeğe oldum ve Halife Abdülmellkin kârim ahlak sahibi olup
görmek için çalıştığını hu vak adan istldlâ) ettim.»
İbrahim îbni Teiha, bu sözleri keıı dlllğiçıden söylemeyip bir Hâdisişe. rll’e dayanarak sövdemişti. Şöyle ki: İDevamı var)
-

ne tâyin ettim. Bunu tebliğ edeıken de kendisine: «İbrahim, sana HicM veliliğini az gördü * derim.
«__ İsabet buyurmuşsunuz, ey
Mü’mlnler Emlri!
«— Aoaba hükmümde niçin isabet ettiğimi anlıyabillr miyim?
«— Çünkü Irak halkı haklıya değil, kuvvetliye müzahir olur. Bu itibarla Irak ahalisi hilkaten zalimdir Onların ıslahı, kendilerinden daha
şim-
razı m ilhaktı i?
7.29 Açılış ve program
7.30 M. S. Ayan
7.30 Müzik
7.45 Haberler
8.00 Müzik
8.00 Kapanış.
12.28 Açılış ve program
12.30 M. S. Ayan
12.30 Müzik: Salon orkestrası
13.00 Haberler
13.15 Müzik: Karışık Şarkılar
13.45 Müzik: Türküler
14.00 Kapanış.
17.58 Açılış ve program
18.00 M. S. Ayan
18.00 Müzik: Radyo dans orkestrası
18.30 Konuşma
18.45 Müzik: Şarkılar
19.00 M. S. Ayan
19.00 Haberler
19.15 Geçmişte Bugün
19.20 Müzik: İnce Sa>
20.15 Radyo Gazetesi
20.30 Serbest Saat
20.35 Müzik: Yurddan seslet
21.1.5 Konuşma
21.30 MüZ’k: Radyo salon orkestra»
22.40 Müzik: Tan%oUr fPl )
22.45 M. S. Ayan
22.15 Haberler
23 00 Program ve kapanış
a
J
İ
3
4
b
r
4 C
h
'2 34567 39


İ 1
■ i 1 tt
£1 1 i ■ İ
1 S i 1 1
sı 1 !B
1 M
Bl
Soidau Suğa:
1 — Bir denlzlnüz, 3 — Bir jb let markası; Runıanyada para a-dı, 3 — Tersi tavlada olur, hisse, der mânasına: 4 — Tersi pratik; 5 — Dui'gun değil, nota; 6 — Son mudhiş icad, mistik; 7 — Tersi mikdar; cins; Avnıpada fazla, 8 — Sayı, eser; 9 — Tecrübesiz, hafif rüzgâr.
I ukari(isuı A*ağv*:
1 — Sonuna (E- ilâvesile defa olur; cehdetme; 3 Fakat, heı şeye kanşan (atılganı; 3 — Tica rette tehlike; köpek: 4 — Renk; isim; 5 baş, içki; 6 — Keder; evin üstü: 7 — İntizamlı; mah 8 — Başma tş) ilâvesile lehçe o. lur; başına (m) ilâvesile ezan o kunacak yer olur; 9 — Yaş rekoru nu kıran bir Arnavud; cenub vilâyetlerimizden biri.
KVVaLKİ BtrLMACAN» HALLKDİLMlg 0BKU
1 23456789
F U K AİR A Ll 1 K
2 O D 0 L «|D ÂÎrTÂ
b Y|1İV B'K, I LU İT
4 A ■ E G E ■ Â ZiB
6 B A T E Ş I..B EK
₺ U Z « M B kTİ | a
L A T 1 INİB MIE T
i U.'M A B t N A;Y 1
9 S' 1 N E B_E M.fN
I-
a y I
İstanbul E. T. T. İdaresinden a) dığmı 10082 saydı tramvay pa. somu zayi ettim. Yenisini alaca “skisinin hükmü yoktur Yakub Yorulmaz