girmedi
A 7/ Fuad Cebesoy
Saraçoğlu 2 rey aldı
Mech'a Başkanı Ali Fuad Ctbesoy bundan bir müddet evvel înönüyü karalarken
«
!î . •mrV • y
1
8
M
Cumartesi
81
OCAK
Onuncu TU
No. 8213
»■— I ■ ■
■
idare: Nuruoemanlyc No 1" Tel adrol: «YENİ SABAH»
Î6TANBVL Telefon: J#W
ŞeneUk 2800 «r. I aylık \W I 3 aylık W0 | 1 aylık XX) >
SAYISI HER
YERDE
10
Bcned (00 Kr.
lf*OO > coo > .
•00 > KURU«
•» r • - n-Jt ‘yt .-•» Y, . . .• - ; m ~
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MUOAFiiYi
m
Meclisin Dünkü Mühim Toplantısı
s
İbadete giderken bir Hindu nun attığı üç kurşun
Hint Milliyetçisinin son sözleri: "Katili öldirmeyinizl..,, oldn, 78 senelik : erişi bfltfls
Londra: 30 (B. B. C.) — 78 yaşında olan Hınd lideri Mahatma Gandi, hu akşam üstü, mutad ibadeti yapmağa giderken beyaz mer divenler üzerinde tabanca ile öldürülmüştür. Gandi, mâbede girerken birdenbire karşısına hâki elbiseli tıknazca bir adam çıkmış, tabanca ile 3 el ateş etmiştir. Kur şunlardan biri Gandinin göğsüne, diğer ikisi de kamına isabet etmiş» Gandi derhal yıkılmıştır. Gandi kaldırıldığı evinde biraz son ra ölmüştür. Facia, Yeni Delhide derhal duyulmuş ve büyük bir teessür uyandırmıştır. Halk matem içindedir, ölüm haberi üzerine Gandinin başı ucuna koşan Hindistan başkanı Pandit Nehru re kabine arkadaşları olmuştur. Da-
J&alıafma Gandi'ntn son r asimler inden biri
X. -i ■ ‘fer
Halkın dili, Hakkın dili
Demokrat Parti başkanı *Biz kavya etmek için kavga etmiyoruz» demektedir. Bu sözün çok yerinde olduğu etçiktir amma sadece her toplantıda s Hâkimi yel kayıdsız9 şartsız milletindir» vecizesirıi hep bir ağızdan tekrarlamakla da Demokrasi yolundu fazla bir mesafe kato-lunduğu iddia edilemez, fki yılı aşan bir zamandır ki iimid ve vaidlerle halk kitleleri iyice _________________beslenmiştir. Şimdi fiiliyatın vakti çoktan gelmiştir.
müfritlerin lâyık gör-olgunluğun-açıkca söy-
ni kabul ederler. Hattâ kadınlara en ileri Demokrasilerde bile henüz verilmemiş bulunan hakları bağışlarlar. Şimdi bu oyunların,
manevraların mahiyeti bütün milletçe anlaşılmış ve hilekârların ipliği paza çoktan çıkmıştır.
(Devamı Sa,, 3; Sü,, 4 de)
33 Liraya
SATIŞA ÇIKARDIĞIMIZ
Hali.. Ingiliz su geçm.z rreeçk.t pardea&lerimizi mutlaka görünüz.
Mahmulpaşu îrfaniye Han No. 9
YAVUZ KURTARAN
Demokrat Parti
Başkanlık ödevini tarafsa bir şekilde yapmayı esas sayacağız,, dedi
Mecliste dün görüşülen
.nuhtelif mes’eleJer
«
Ankara: 30 (Hususî) — B. M M. bugün Feridun Fikri Düşünselin başkanlığında toplanmıştır. O turum açılınca General Kâzım Ka-rabekirin vefatı dolayısile Ingiltere Avam Kamarası, Italyan Kuru-Meclisi* ve bir çok memleketlcr-bulunan elçilerimizden, valiler belediye reislerinden, Cumhuri
*
Maliye Bakanı- “Tedavül hacmimiz 1,5 yıldır normal bir durumdadır,, dedi..
Ekonomi Bakam kâğıd fiyatlarına zam takririne tatmin edici bir cevab veremedi, ilk olarak öğretmen ti muvazeneden tediyesi kanunlaştı
muı
Hj alk Partili Demokrasiye medikleri ve dan şiibhe ettiklerini
(edikleri şu geniş Türk köylüsü sınıfı ve her türlü lıalk tabakaları, geçen iki yıllık deneme devresinde, o kadar siyasî rüşd göstermiştir ki eminiz, en gözü kararmış inadcılar bile, içlerinden bu kemal karşısında hayran kalmışlardır. Hükümet baskısının en sert ve şiddetli olduğu zamanlarda, Re-ceb Tekerin İzmir seyahati sırasında, iş valiye kalsaydı belki çok elim hâdiseler olurdu. Fakat halkın basireti, itidali, vekarı, durumu hükümetin temsilcilerine rağmen, kurtarmıştır.
Esasen Halk Partisi ınensubla-rı nıüdhiş tezadlar İçinde iflâs çukuruna yuvarlanmış bulunmaktadırlar. Çünkü hem halkın siyasî olgunluğuna inanmazlar, heın de zâhireu tek dereceli intihab şekli-
Yeni bir Rus notası
Rusya, İtalyan sularında Amerikan filosunun toplanmasını protesto etti Cobelüttarıktan ““ _ ________ n
Amerika için hayatı bir ehemmiyeti
Paris: 30 (A.A.) — Moskova radyosunun bildirdiğine göre Sovyet Rusya hükümeti, İtalyan limanlarında ve kara sularında Amerikan harb donanmasına mensub gemlle rin mevcudiyetini bir nota ile Bir Iesîk Amerika nezdinde protesto et
Biraz da Şaka
Salcı Prof, İle Fırıldakçı Çelebi İttifakımı?
Q ilemcyiz sizin de dikkat nazarınızı çekti mi? «U-Ins» on sabık başyazarı ijalcı profesör Nihad Erimle, «Vatan» ser-muharriri Fırıldakçı Ahmed E* nıin Yalman non günlerde ağız bir bğl etmiş bir haldedirler.
Fınldakcıbaşı gazetesinde 12 Temmuz beyannamewiııin faydalarından, itidalden, teenniden, hürriyet meydan muharebesinin kazanılmış olduğundaıı ve işin artık badece harb meydanındaki ganimetleri depolamaktan ibaret olduğunu yazar, ıınıuınî efkâra üstünle afyon hapları yuttumııya çalı-şırkeo profesör Nihad Erini de İzmit, Kandıra ve Hendek Halk Partisi kongrelerinde aşağı yukarı ayni dili kullanmakta o da muhalefet partisinin mutedillerini •vmekte, müfritlerini yerden yere Çarpmaktadır.
Vak’a bütün çıplaklığı ile göz. önünde durduğuna ve iddiamızın ödeta el ile tutulur bir hakikat olduğuna güre buııuıı basit bir te-•adü/den İbaret olabileceğini ak-
f
** %
W!
1
Hint Okyanusuna kadar olan saha haiz bulunuyor mlş ve bu hâdiseyi İtalya ile yapılan barış andlaşması hükümlerinin ihlâli olarak vasıllandırmışiır. Notanın bir sureti, Fransa bükü metine verilmiştir.
CEBELÜTTARIKTAN H1ND OKYANUSUNA KADAR Vaşlngton: 30 (A.Pj — Amerikan Milli Müdafaa Bakam James Forrrestal, Senatonun, lıarb zamanında Akdeniz bölgesinden ahnmr? petroller meselesini tetkik eden komisyonunda verdiği bir demeçte (Devamı Sa., 5, Sü., 5 de,
•>/ p i i
I)
lınıız almıyor ve muayyen meseleler hakkında şalcı
Fırıldakçı Çelebinin tanı lak bir iş ve ağız birliği bulundukları neticesine bir zaruret faalini alıyor.
profesörle ve mut* halinde varmak
Valiler arasında nakiller
------o-----
Ankara, İzmir, Balıkesir, Seyhan valilerine yer değigtirtiliyor
Ankara: 30 (Hususî) — Valiler arasında yeni değişiklik vp tayinler hakkındaki kararname yakında çıkacaktır. Buna göre Ankara valiliğine Avni Doğan, İzmir valiliğine Osman Sabri Adal, Seyhan valiliğine İzmir valisi Şefik fioyer ve Balıkesir valiliğine de İzzettin Çağparın nakledilecekleri vc müddetleri dolup tekaüde srvkedllecek valilerden açılacak valiliklerden birine de Balıkesir valisi Fazlı Gülecinin tâyin edilecekleri aöylen-ttektedir.
maaşlarının n
Ankara, 30 (Hususi) — Büyük Millet Meclisinin bugünkü oturumunda başkan seçimi yapıldıktan sonra ^gündemdeki diğer maddelerin müzakeresine başlanmıştır.
KÂĞID FİYATLARI MESELESİ
Seyhan Milletvekili Ahmed Yüre-ğirin kâğıd fiyatları hakkındaki söz İÜ sorusuna Ekonomi Bakanı Cavid Ekin şu cevabı vermiştir:
— -Bu konuda henüz keslh bir karara varmış değiliz. Bir taraftan sellüloz ihtiyaçlarının artışı ve kâ-ğıd fabrikasının vaziyeti, diğer taraftan, gazete sahihlerinin talebleri-ni teknik elemanlarımız tedklk ediyorlar. Yakında bir karara varacağız.> (Devamı Sa.. 5; Sü„ 3 def
cu de ve yet Halk Partisi teşkilâtından, ge
len taziye telgrafları okundu. Bu arada Eskişehir Demokratlan da bir telgraf göndermişlerdir.
Seçim başlıyor
Başkan Meclis Başkanı seçim yapılacağını bildirdi. Kur’a ile seçim komisyonu seçildi ve Kocaelî-den başhyarak tayini esami ifa oylar verilmiye başlandı. Demok vatlar Meclis Başkanlığı seçimine iştirak etmediler.
Bağımsız milletvekıllerinde Mareşal ve Hamdullah Subhi oylarını kullandılar.
Yapılan tasnif neticesinde 290 milletvekilinin seçime iştirak ettiği, 285 oyun Konya milletvekili fDevamı Sa., 5; Sü., 1 def
Hsan PoJatkan, Cavid Ekin, Ahmet Remzi Yüreglr
Aldoğan'ın
H. Uran Yozgadda
1
1
Truman, yardım tahsisatında kesinti yapılmasına muarız
Vaşlngton: 39 — Başkan Truman dün gece gazetecilere verdiği bir demeçte. Avrupayı kalkındırma programının tatbiki için bütün az': mile çalışacağını söylemiş ve Maı-shal programının ilk 15 aylık devre si İçin kendisinin tesblt ettiği 6 mil yar 800 milyon dolarlık tahsisattan 2 milyar 300 milyon kesilmesi hakkın Cumhuriyetçilerin yaptıkları tekUfe muarız olduğunu ayrıca be ürtmlştlr.
C. H. P. Genel Başkan vekili partililerle hasbıhalde bulundu
Celâl Bayar da Yozgadda bir nutuk söyleyecek
Yozgad, 30 (Hususî) — Halk Pcı tisi Genel Başkan vekili Hilmi Uran bugün şehrimize gelmiş ve Halkevbı de yapılaaı bir toplantıya beraberinde bulunan Yozgad Milletvekili İhsan Olgun olduğu halde iştirâk etmiştir. Dört saat süren bu toplantıda C. H. P. mensubları muhtelif dileklerini anlatmışlar ve bu hususta bazı tekliflerde bulunmuşlardır
Hilmi Uran bunlara cevaben yapılan dileklerin mümkün mertebe ye-(Devamı Sa., 5; Su., 4 de)
masuniyeti
--------c-----
Dokunulmazlığın kaldırılmaması hakkındaki cereyan daha kuvvetli
---o---
Ankara: 30 (Hususî) — Haber aldığımıza göre Afyon milletvekili Sadık Aldoğanın Anayasa ve Adalet Komisyonu ekseriyetinin teşrii masuniyetinin kaldırılması lehinde verdikleri ekseriyet karan Meclis koridorlarında bir münakaşa mevzuudur. Paşanın teşrii masuniyetinin kaldırılmaması hakkıı daki cereyan daha kuvvetlidir.
KVIMDEN BİR YAPRAK
Hayat bir şikâyetdir!
Spor-Sergi Sarayı temel atma töreni
K
Dün
Vali Lütfi Kırkar bir nutku no üteakib ilk harcı
*
itmel atma IDrettiudeıt Mr oörünllj (Yazısı 5 inci sayfada!
«î
’V *
lâsık müelliflerden birinin ( Hayat, bir rüyadır» diye bir eseri vardır; bizim klâsiklcr-bırı do böyle bir J----------------
yazmağa kalkış-ınutlaka adını
IULUNAY[
den
eser sa
«Hayat bir şikâyetdir!» koymalıdır.
Çünkü bizim memlekette hakikaten şikâyetten başka bir şey yoktur. Hattâ o kadar ki dairelerde bile ayrıca şikâyet kalemleri kurulacağına dair bir haber okudum.
Eğor doğru ise öyle zannediyorum kİ daironın en meşgul kalomleri burası olacaktır.
Bir tarihte Avrupa şehirlerinden bi-rinde avdet vizesi yaptırmak üzero belediye dairesine miiraoaat etmiştim. Pasaportumu aldılar muameleye başladılar. öen de işin bitmesino intiza-ron okumak üzere cobiıuden gazeteyi çıkardım; daha birinci satıra başlamadan tepeme bir adam dikildi vo sordu:
— Slzınlo meşgul olunuyor mu?
— Öyle zannederim.
— Buraya goleli ne kadar zaman oldu?
— Beş dakika kadar...
Moğcr müfettişmiş... Birden ateş yutmuş gibi döndü. Kâtlblore:
— Bir pasaportun vizesi beş dakika sü* rer mi? Bu ofcndıyi
burada bekletmiye ne hakkınız var'î Horkesın işi var, gücü var...
Baktım: Arkası gelmiyor. Müdaha-loyo mecbur kaldım:
— Affedersiniz... Beş dakika sözünü öyle golişi güzel söyledim. O kadar bile olmadı...
Homon pasaportumu verdiler; teşekkürle kapıyı çıktık.
Bizde evvela kimsenin iş erbabına odilecek muamoioden haberi yoktur; ondan sonra da öyle boş dakika, on dakika, yarım saat bir saat bir günde, on giınde iş bıtmoz.
Sonra farzedelim ki biri çıksın da sihirli bir değnekle birdenbire deval-rin kırtasiyesini, muamelesini düzelti-versin... Gorı kalanlar halkı şikâyetten kurtarabilir mİ?
Evinden çıkan bir adam trene binse vakitsiz yakılan kalorilerden şıka-sayfayı çevirintat
SAYFA: 3
J J OCAK 1948
zmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördümîj
OkUYUCV
Atatürk’e suikasü tafsilâtı '
T!
II
ıçyuzu
Foran Ca
Tefrika No. 1«l
1
1
(
( ]
1
1 t 1 l i c v E h
D k d P k
y t( k b VI
te rr n( liı ni m şiı İç! m la tii
la nu İki bu oh pa
J
Ih:
'.u
r Bal Sırt, ce dü$ »u Badi me/ dük bıılı H gür. de Bu Enb ve ( dun yân Ibıl htın ki €
— Daha hakikate doğru gelmiyorsunuz. Cahid beyin ma kulesinin yazılmasından beş altı gün evvel umdeler yazılmıştı. Dokuz umdedir. Bunlar işte o umdelere kar yazılmış, hülâsa edilmiştir.
— Reis bey, hangisinin dalıa ev vel yapıldığını nereden biliriz?
— İşba t edeceğiz ki unîdoler daha evvel yarılmıştır.
Tedkik ettik.
Reis bey burada umdelerle dokuz maddeyi karşılaştırmış, nıad-4e madde okumuş bilhassa iki. aıadde arasında tam bir müşabehet bulmuş, dokuzuncu madde ile programın dokuzuncu maddesi a-rasında da tam bir ayniyet bulduğunu kaydetmiştir ve buna müsteniden içtimain. Kara Kemal bej davetiyle değil umdelerin intişarı üzerine aktedildigi neticesini çıkaı alıştır. Cavid bey ise bunun aksin iddiada ısrar etmiş, reis celseyi or dakika tatil eylemiştir, meclis saat on altıda küşad edilmiştir.
İkinci celse
Reis — Evdeki içtimalardan ba§ ca Kara Kemalin >-azıhanesind( başka bir içtima vuku, buldu mu'
— Bizim evde içtimadan başk-biı- içtimada bulunmadım.
— Neden sizin evde toplaıu. jurştu
— Daha rahat, daha sakin. •— Yani gizli bir komite gi’ıi.
— Kâtibi mesullerden VelıJbi bey umdelerin ilânı üzerine sîzin evde toplanıldığını söylüyor.
— Hayır katiyen.
— İddianız gibi bu içtima neticesindeki mukadderatı Ga2İ paşa Hazretlerine Kara Kemal bey soy jemiş midir?
— Sulhun akdini müteakib idi Kara Kemale sordum. O da: ( Gali paşaya arzettun. O da şimdilik tursun, artık lüzumu kalmadı cenabını verdik dedi.
— Arkadaşlarınızdan kimsenin namzetliğini vazetmesi mevzuuba-kİ6 oldu mu?
— Hasır, Gazı paşa kimi arzu ederse onu intihab etmesi lâzım geleceğini görüştük.
— Sizin ve Cahid bejin mam-•etliğimizi şimdilik koyma kliğimiz doğru değildir* dediğiniz doğru jaudur?
— Evet.
— Canbulat ile mi namzetliklerini tesbit ettiniz?
— Hayır, birini
müdafaayı hukuk reisi. Diğeri de cRaruf bey benim namzedliğinû ^oymuşlur.* dedi.
— Bu program ile Terakkiperver fırkanın teşekkülüne kadar /ürünmüştür. Rüfekanızdan biri: Ali İhsan bey böyle ifade ediyor, kli İhsan bey ayni zamanda hakkınızda da bazı ifadatta bulunmak ’adır. Arkadaşlarınız Halk Fırkasına girdikten, sonra nasıl iftiraka ioğru gittiler?
— Bendeniz bilmiyorum. 339 öu meclis içtimai bitmeden gazetelerle böyle şayialar devrana başla-
Şükrünün siz vazetmelerini
esasen İzmit
1
gazete ■>-veiecUerm Köprünün pis mur-
Hayat bir şikâyetdirl (Baftarafy 1 incide) yet edeoeh; lüzumsuz bilet kontrollerinden şikâyet edecek; vapura binecekse mutlaka vapurun gecikmesinden şikâyet edecek; uzatılan iskelenin bi* çimsizliğindon şikâyet edecek; içerideki kahvecilerin arsızlığından şikâyet edecek; «Efendi amca! Br lir mısın?» diye dilenen iz’ajfndan şikâyet edecek, Kadıköy iskelesindeki bitli,
dar serserilerin hücumundan şikâyet edecek; hava yağmurlu ise yukarı kat lakı (cihannuınâ) tertibi bürolara mu kabili bilet gişelerinin önündeki su birikintilerine dalıp çıkmaktan şikâyet edecek; tramvaya binerse izdihamdan İlk âyet edecek; ayağına basanlardan şikâyet edecek; itilip kakılmaktan şikâyet edecek, şikâyet edecek, çıkâyol şdecek.
Bu şartlar İçinde şHUyet mercileri ihdas etmek neye yarar? Derd dınlo-len memurlar tayin edeceğimize şi« câyet sebebi er ini ortadan kaldıralım.
Fakat imkânı var mı? Her işimiz birıfcn kına gibi un oluverirse o zaman ne olur bilir misiniz?
İç sıkıntısından patlarız, yolda ıslahat yapılmasının sebebi de bu olsa gerek I
G , iba bu en mühlın
inişti. Bilâhare fırka teşkili hakkında bunlar teşebbüsalta bulunu yollardı. O eanada Adnan bey biz de bulunuyordu. Bu içtimalara iştirak etmek üzere bir kaç defa gelip gitmişlerdi.
— Size teklif ettiler mi?
— Hayır.
— Neden böyle bir fırka teşkilini arzu ediyorlardı?
— Bilmiyorum. Zaten bunlardan muayyen bazı eşhas tanıyordum.
— Rauf bey böyle bir fırka yapılması hususunda size ne söyledi?
— Hiç bir şey söylemedi.
— Refel paşa ?
— O da bir şey söylemedi.
— Neden icabediyormuş böyle bir fırka yapmak?
— Ya arkadaşlarla yarlar, yahud kib ediyorlar, lirim*!
— Buuların
umdelerini kabul ederek mebus olduklarını biliyorsunuz bilâhare ay n bir fırka yapmalah ne fikre binaendir.
— ( Biz umdeleri kabul ettik. Halk Fırkasının programını kabul etmedik ' diyorlardı.
— Bizce hiç bir ciddi sebeb yok tur. Fikri müsmirlerini takib için yapmışlardır. Sizin evvelce yaptığınız programın tatbikatına mek istemişlerdir. Bu hususta hiç müracaat etmediler mi?
— Hayır.
— Halbuki ALi İhsan bey
Kara Kemalin yazıhanesinde Can-buLat ve Şükrü beyle birlikte Terakkiperver fırka programını tes-bit ederken, müzakere ederken gördüğünü söylih’or: ne dersiniz?
— «Hayır yanlıştır» derim; yalan söylemez.
— Siz program Bilâhare bunlar bir bikatuıa geçiyorlar, malan imkânsızdır,
evde programı mebusluğa namzet İlklerini vazedecek zevatın ileride bir siyasî fırka teşkili mevzuuba-lıis olunca takib edecekleri hattı harehet olmak üzere yaptık» dediniz. işte bunun tatbikatına geçiliyor. Sizi nasıl dâvet-etmezler!
— Bendeniz siyasetle olmuyorum. Eserlerimle düm; onlar biliyorlardı, çiıı çağırmamışlardır.
(Kör Ali İhsan berin
gazetelerde münteşir resmi zabıttan okundu.)
geçinemi-ayn prensipler ta-ben bunları ne bi-
müdafaayı hukuk
B»1 uOKki
Kâzım Karatokirin ölümü ve i nk ra Radyosunun şarkı neşriyatı lladııııkuy; İstasyon ma-lıallesiııdeıı Bakkal Osıııaıı oğlu Sedat Torostan aldığımız mektubu ayııen neşrediyoruz:
Aziz büyüğümüz merhum General Kâzım Kıırabekiıin 26 Ocak 918 günü saat 10 da aramızdan ayrıldığını bildirir haberi bir kahve radyosunda dinledim.
Bu mateuı haberi beııiın gi bi eminim ki her Türkün kal bini de mateme boğmuştu.
Hatırlardadır ki, pek kıymetli büyüğümüz, padişahın kendisine itaat için yazdığı emre cevaben: (Ordu mille-’ tindir, millet ne Üterse ona itaat eder.) şeklindeki oe-vabile kalblerimiz.de en aziz yeri işgal etmiş olduğunu kim inkâr eder.
İşte bu acı haberi dinledik ten sonra, radyonun hemen şarkılar kısmını yayına başladığını esefle dinlemekte I-dinı ki, gözlerimden dökülen yaşlar bir o kadar artmıştı.
Memleketi uğrunda hayatı boyunca çalışmış ve istiklâl tarihimizde yer almış bir büyüğümüzün ölüm günüude şarkılar yayınını Radyo Eri tatil etseydi, ne kaybederdi acaba?
T E N t SABAH
Sağhk işleri
---o
A nk ur adan gelen Sağlık müdürünün verdiği izahat
adliye snensubları
P/lülga Millî Korunma memur ve hâkimlerin bir kısmının tayini yapılamadı
Yeni kumlun İstanbul 3 üncü ağır ceza mahkemesi dün faaliyete geçmiştir Toplu Millî Korunma mahkemesinden devredilen ihtilfts ve zimmet gibi dâva dosyaları yeni ağır-cezaya tevdi edilmiştir. Millî Korunma kanunu meriyetten kalkmamış bulunduğu için yeni kurulan ağır ve asliye ceza malıkemelerl bu kanunun müeyyidesi içindeki sııglann muhakemesine de bakmaktadır.
Milli Korunma teşkilâtının lâğvın-dan sonra ilga den Toplu Millî yeni agırcezaya kemenin kalemi
cu asliye mahkemesine devredilmiş-
tir. Fakat diğer 3 mahkeme ve savcılık kalemine mensub memurlar henüz açıktadırlar, önümüzdeki ayın maaşını alarmyacak olan bu memurlar C. Savcılığına müracaat e-derek bir ay ovvelki haklarının ladesini istemişlerdir. Oene bazı hâkimler de yeni asliye kadrosuna henüz alınmanı ıştır.
Diğer taraftan 38 gün evvel Ilga
edilen örfi idare mahkemelerinden! kalan yüzlorce dâva dozyası henüz mahkemelere tevzi edilmemiş ve dolay ıs L1 o dâvalar gecikmiştir, öğrendiğimize göro bu dosyalar yeni açılan asliye cezalara tevdi edilecektir.
sabah
konu-söy-
geç-size
sizi
yapıyorsunuz. programın tat Sizi çagırma-Siz de. bizim
meşgul meşgul-Onun i-
ifadesi.
(Devamı var)
YEŞILAYIN MEYVELİ TOPLANTISI
YeşiEay Gençlik Şubesi 1 Şubat Pâzaı günü saat 14 ile 19 arası Be yazıd Marmara Lokalinde Meyve!’ bir teminatı tertip etmiştir. Çeşit; eğlence ve sürprizlerle dolu olar.
• Caz ALİ Bant Orkestrasının da işti rak edeceği bu toplantının dâvet yeleri Cemiyet Merkezinde ve Lc. kakla dağ dalmaktadır.
Çahşamadı, bîr iş yapamadı, saatlerce gözleri bir yere dalmış, düşünememen; odasında oturdu ve! ne yaptıg’inın pek farkında olmadan, bir düziye masası üstündeki saato baktı. Halöcandan kalbi kuvvetle çarpıyordu.
— Acaba bana ne diyecek? Yoksa.?!
Damarları tok tok atıyor, sualine tam bir ccvab bulamıyordu. Ayni tereddüd ve telâş. Metinle yanyana yokuşu tırmanırken de devanı etti. Onun kaşları çatık, yüzü düşünceli idi. Konuşmadan tepeye çıktılar. Üç ayaklı yuvarlak masalardan birinin iki tarafına oturdular.
Ayaklarının altmda. bir renk sen fonlsl halinde, akaçlar, kırlar ve mavi bir şerit gibi uzanan Boğaz su-Lan vardı.
Verda. kakmayan hülyalı gözlerle bu güıel manzaraya uzun uzun bak tı, tatlı rüzgârı içine sindirmek için derin bir nefes aldı.
— Ne güzel det*ii mi? örrtrüm bu* ralarda geçtiği halde, buradan îs-tanbula hor bakışta nefesim tutulur, bir iki saniye bu gfizalLiğl İlk defa görüyorum .^anır, hayran hayran etrafıroı seyrederim.
Metin ona bakıyordu. Alnındaki çizgiler şimdi açılmış, (tartaklarına tatlı bir gülümseme gelmişti. Biraz evvelki somurtkanlığı ve bunun şebeklerini de unutmuştu. Yalnız o dakikayı yaşamakta İdi.
iliER ‘s'4g4//l
Halk Partisi kongresinde üya olsaydım...
■n ruıt Parti
edilen mahkeraaler-korunmanın kalemi vo 1 nam aralı mah de yeni açılan D uıu
Bir müddet evvel toplanan Sıtma Mücadelesi kongresine lştlrâk etmek üzere Ankaraya giden Sağlık Müdürü Faik Yargıcı, dün şehrimize gelmiştir.
Dr. Faik Yargıcı lccndisile şan bir arkadaşımıza şunları lomiştir;
«— Sıtma Mücadelesi kongresinde alınan kararlar Bakanlıkça bildiriL di. Bunları kısaca şöyle hülâsa edebiliriz:
Hastahaneler ve diğer sıhhi teşkilâtın daha sık teftiş ve kontrolları yapılacak. Şimdiye kadar ayrı çalışmakta bulunan Sıtma Mücadele teşkilâtı ile Sağlık Müdürlüğü, bundan böyle işbirliği yapacak, mevcııd elemanların daha rasyonel ve veılmll çalışmaları temin olunacaktır.»
> A A R t E T F.
POLÎS TE
ADLÎ Y E D E
Mangaldaki kömürde# zehirlenerek öldü
Şeytana uyan hoca 4 ay hapse mahkum oldu
★
BVKSA MEKlioON FABRİKASI MÜDCRLt(Jt)NE:
1 — T. C. kanununun 188/1 maddesince 7 gün hapis yemiş bir gencim. Bursa Merinos fabrikasına girmek üzere müracaatta bulundum; sabıkalısın, alamayız cevabi-le karşılaştım.
2 — Benim gibi 23 yaşında bir geuciıı ve bilhassa e-linde hiç bir sauaü Luıl un mı yan, ayııi zamanda da fabrikanın eski işrisi olau brıı. 188/i maddenin vermiş olduğu 7 gün hapis cezası yemiş olduğum İçin» fabrikaya allamıyorum, demektir.
3 — Talihin sevkıle 7 gün hapis cezası yiyen bir genç, ömrününün sonuna kadar «sabıkalı» muamelesi mi görür? Bu işlerde insaf ve vicdan p®y> mudur?
Mehıı eıl Şükrü Ağan Fevzi Çakmak caddesi Mautıcı sokak No. i Bursa...
FİKLZAGADA palaska SOKAĞININ TAMlEl HAKKINDA
Belediye neşriyat müdürlüğünden şıı tezkereyi aldık:
Venı Sabah gazetesinin Î4. 12.1917 tarihli nüshasında ^Belediyenin dikkat nazarına» başlığile intişar eden ya zı incelenmiştir.
Bey oğlunda Firozağada Palaska sokağının Kadirler yokuşuna kadar olan kısmı yaptırılmış ve iirt tarafa İsa bet eden küçük bir kısmının tamiri, tahsisat yokluğu yi-zuııdeu, geri bırakılmıştır. Yoldan gelip geçmeyi güçleş tiren mahzurlar ortadan kal dınlacaktır.
parçalan.
Orta köy parçalan-
TakJmde Hilseyinağa sokağında 155 numurada oturan ve Halicioğiu Manganez atölyesinde çalışan 30 yaş lannda Lûtfl Balıkçı evvelki akşam odas:au aldığı mangal kömüründen zehirlenerek ölmüştür.
Cesedi muayene eden Adalet doktoru defnine ruhsat vermiştir.
Hir otomobil iki tramvay arasında kalarak parçalandı
Şoför Salih idaresinde 3004 plâkalı bir resmî otomobil dün akşam saat 18 de Bahçekapıda Taksim -Beyaıdla Ortaköy - Aksaray tramvayları arasında kalarak iniştir.
Müsademe neticesinde tramvayının romorku da
dıgı için seyrüsefer tam bir saat duraklamıştır. Hâdisenin tahkikatına nöbetçi savcı muavini el koymuşter.
Hir ana - kız ağır yaralandı
Şoför Raşidin idaresindeki 4073 ntımaıth kamyon evvelki gün Beyler beyinde Bağlı caddesinden geçerken Semahat adında bir kadınla 5 ya-şmdald kızı Jaleye çarpmıştır. Sademe reticcsiııdc ağırca yaralanan ana kız Haydarpaşa Ndmune hasta-hanesin* kaldırılmış ve şoför hakkında takibata başlanmıştır.
öır n/o//ıoftı7 iki kişiyi yaraladı
Alımtd isminde bir şoförün İdaresindeki resmî bir teşekküle aid bir kamyon evvelki akşam Gümüşsüyü caddesinden inerken önüne Veli A-yaıı adında birisi çıkmış ve direksiyonu kırarak elektrik direğine çarpmıştır Bu sırada oradan geçen Haşan Coşar ile Veli otomobilin hademesine maruz kalarak ağır surette yaralanmıştır. Yaralılar Beyoğlu has tahanesine kaldırılmış tfe suçlu yakalanmıştır.
---------o--------
Kanunî Artakî oldu
Şehrimizin tanınmış musiki Q> tadlarından Kanunî Artaki Candanın vefatını teessürle haber aldık. Kanunda kendine mahsus bir tarz ihtira' eden bu değerli musikişinasın Türk musikisine hizmetleri asla u-nutulnııyacalctyr. Müteveffanın cenazesi pazartesi günü kaldırılacak ve aile mezarlığına gömülecektir.
Kocamustafa paşada Sünbiılefen. di Camii hocalarından 60 yaşında Meiımed Lûtfl bir müddet evvel cemaatin namaz kıldığı bir sırada yanındaki bir adama ait lâstikleri alıp kaçmıştır. Lâstik sahibi, hoca, mn lâstikleri çöplüğe sakladığını görmüştür. Neticede hâdise ciirmü meşhud edilmiş ve asliye 7 ncl ceza mahkemesine verilen sanık sor. gusunda şeytana oyduğunu ve bu işi bilmlyerek yaptığım söylemiştir. Mahkeme sanığın 4 ay hapsine ve bu cezanın da teciline karar vermiştir.
- o-
EKO NO Mî:
Hububat hakkındaki “Gizli,, kararlar
Tıb Fakültesi fevkalâde kongresi toplandı
120 imzalı bir dilekçe ile hesap vermeğe davet edilen Tıb Fakülte, si Talebe Cemiyeti fevkalâde kon» resi, dün saat 9 da Marmara Loka ünde yapılmıştır.
Haysiyet Divanı üyelerinin kendi aralarında yaptıkları bir toplantıdan sonra, kongre başkanlığına Mustafa Fikirbilicl seçilmiş ve rapor hakkındaki itirazlara geçıLmi? tir.
Sırayla söz alan Halil Tuncer Cevdet, Cengiz, Reyhan. Ramiz. Er cümend Baktır, Sabahattiu. Emin İstanbullu ve Üniversite Talebe Bir llği eski başkanı Rükneddin Tözün eski idare heyetinin faaliyetlerini muhtelif cephelerden tenkid veya müdafaa etmişlerdir.
Bilâhare, saat 12 olması hasebile vaktin geciktiği ileri sürülmüş ve toplantı: sömestr tatilinden sonra ya bırakılmjştır.
DENİZDE
Toprak Mahsulleri Ofisinde dütı sabah Ticaret Bakanı Malınıud Ne dim Gündüzalpm başkanlığında bir toplantı vapılnuş. hububat me selesinin müzakere edildiği bu top lantıda T. M. Olısi genel müdürü Cemil Parman, iç ticaret dairesi u-mum muduru ve T. M O bölge mü dürü hazır bulunmuşlardır.
Toplantıdan sonra kendişile konuşan. bir arkadaşımıza Bakan şunları söylemiştir:-
«— Hububat durumumuz hakkın da bazı yeni tedbirler almak kara rmdayız. Bunların ifşasını şimdilik doğru bulmuyorum
İstanbul Ticaret 8ara.nnın inşasına bugünkü şartlar altında İmkân bulamadığımızdan dolayı, e) deki binalardan istifade edeceğiz.
Bu İş İçin Yerli Mallar Pazarları fiın büyük binasını Ticaret Sarayı o larak kullanmak zorundayız.
Bu binada icabeden bazı tadil ve tamirat yapıldıktan sonra bütün ticari teşekküllerin bu binada toplanmasına çalışacağız.
İzmir tütün piyasasındaki du rum, memnuniyet vericidir Fiyatlın düşürülmemesi hususunda T ki’ idaresi tarafından lâzım gelen ted birler alınmıştır.»
Nccat’ta doğuıan kadın Denizyollarından ikramiye îsLdi
Bir müddet evvel İz mirden Istan bula dönen Devlet Denizyollarına ait Necat vapurunda seyir halinde iken bir çocuk dünyaya getiren Fatma Bulak adındaki kadın ida reye bir dilekçe iie müracaat ederek dendısıne ikramiye verilmesini istemiştir.
Mürcfte vapur iskelesi beledi-yeye mi devredilecek?
Miirefte Belediyesi. Denizyolları idaresine ait Mürefte vapur iskelesinin her türlü tamir ve masrafları mn kendisine ait olmak şartile dev rlni istemiştir.
Mürefte belediyesi tarafından ya pılan bu teklif Ulaştırma Bakanlığınca İncelenmektedir.
Dün şehrimizde kuvvetli bir zelzele kaydedildi
Dun şehrimizde 10 ü 50 dakika 37 saniye geçe şiddetli bir zelzele kaydedilmiştir. Kandilli Rasadhana sİ zelzele merkez üssünün İstanbul, dan 4590 kilometre uzakta olduğunu tespit etmiştir.
Tefr kı: 55
Aşk ve his romanı
»a
Muazzez Tahsin BERKAKD
a
— Sahi, ömrümüz hep buralarda geçti. Kaç senertenbcrl!
İkisi de uzak bir hayalete dalarak sustular, dalgın dalgın çaylarım iç. meğe koyuldular, îkislnin do gözleri eski günleri tekrar görüyor, o hâtı. raları yeniden canlandırıyordu.
Metin yüksek sesle düşünmekten kendini alamadı.
— Bu geçen uzun yıllarda seni her gün aradım, sana hiç kanamadım Verda! Şimdi anlıyorum ki (Mo tin ağabey» diye ayaklarıma dolanan. en kıymetli oyuncaklarımı alan beni peşisıra sürükhyen minimini çocuğa, ömrümün sonuna kadar 1-çimde yaşıyacak olan derin sevgi ile bağlanmışım. Sen daha o zamandan bende yaşıyorsun. Her yıl varlığıma biraz daha hâkim olarak., beni biraz daha kendine esir ederek... Bunu sen de biliyorsun değil mi yavrum ?
Gene kız ccvab verecek kuvveti bulamadan başile.
— Evet! işareti yaptı. Bu içil ve
verdK sevme-
saadet gülümsedi.
mek istedim. Söyle Verda. bu tereddüt! ve şübhelcriınde haklı mıyım?
Gene kızın kirpikleri hafifçe çırpındı. Fakat hemen açıkt. Göıtebek lerl doğrudan doğruya Metinin göz* lerİni aradı. Kat’î bir seste;
— Hayır! dedi.
Metin çılgın bakışlarla ona doğru eğildi.
— Demek sen de... Ne mesutlum Yârabbi!
Onun elini iki eli arasına almış, parmaklarını, avuçlarını delice bir sevinçle öpüyordu. gEiAîjjg
____ O hakle artık tamamile benim-sin Verda. Birleşmemize hiç mâni yoktur. Benimle evlenmeğe razı olur musun yavrum?
Gene
müdhiş bir korku çekti. Bir gece evvelki düşüncelerinin tesirinden kurtulamamıştı.
— Hayır’ hayır, buna imkân yok. Metinin çeneleri sıkıştı. Burun delikleri öfke ile açıldı.
— Niçin? Beni sevdiğin halde neden benimle evlenmek istemiyorsun?
Verdanın sesi büsbütün tUredi. Şimdi kendisini âciz bir çocuk kadar zayıf hissetmekte idi.
— Kabil değü. îkimizin de öleceğimizi bilsem bt*.nu yapamam.
— Hep onun yüzünden değil mİ? Bvnr» soran seste korkunç bir kin va**»l' başını eğdi, acz içinde
mırıldandı:
a rnıt Beeıaârat Parti kongre îj sindeki nıuhıyyM demetim HaB ® PirtHilert kıstı amlMrmtf olacak ki, (fvr» igHys doğru profesör M i ha d Erim telefon edip beni a-
ramı$; bulamayınca da muhbir arkadaşlardın birine:
— Fıkracı bizim sinde de muhj/yel yoksa on parmağım yurmuft
6eo Mniı hesabıma kimseden ça-kınmem, bu itibarla Nihain Erimin on parmağı ile yakama değil, gırtlağıma Mrıflsı vsıamediğım şeyi yaptıramaz Fakat her yerde esrarlı kızıl parmakJtr gören . Vatan» başyazarı Ahmed Emin Yalman ister misinle Oy iHalk Partili parmakları yakamda ^raiarnımş görünce avazı çıktığı katar:
— İ|te Fıkracı da kızıllaştı! Yakasında tam en tane kızıl parmak görüyorum! (hye feryada başlasın!
Yapar mı, yapar. 3u itibarla Uius> başyazın Nıhad Erimin heybetinden değil de, Vatan> sermuharriri Yalmanın şfrrettiğinden çekindiğim için Kandıra Halk Partisinde do, istemiye istemıye, Şu muhayyel nutku deceğun ve diyeceğiın ki;
v— Çirin Kandıranın şanlı çooukları,
3enden evvel Nıhad-Erim de kenuştu. Kendisi de, siyasi demeçlerinde, tıpkı benim gibi mizah yaptığı ve ciddi konuşmadığı için, bir günde arka arkaya İH kere masal dinlemek belki hoşunuza gitmiyebilir amma neybyey?m âı hu kürsüye ben kan dı isteğimle çıkmış doğiliıp. Sız zorladınız, beq de konuşuyorum işte. 8u ıtrbarja şayel R as ıh Kaplan gibi çam iar devirir, Muhiddin Baha Pars nu-sıllü potlar kırarsam bunları iyi niyetime bağışlayın (hay hay seslen ve tek tuk atkış sesleri).
Aziz Kandıraiılar,
Sayın Nıhad Erim, daha sayın idarecilerinizden aldığı direktiflore uyarak, cHondek* kaza kongresinde: «Halk Partisi bir kışla değildir» demiş (Koladan beler feryadiarı ve gürültüler) Sonra ayrıca: t Ben bu partinin içinde ölmek isterim» buyurmuş buna sızier ne dersiniz? (Allah kabir rahatlığı versin! sesleri ve biz ölmek istemeyiz nâraları) Haklısınız çocuklar. insan vatan için ölebilir, bu ideal uğrunda ölebilir, hattâ sevgilisi aşkına da ölebilir amma Hilmi Uranla, Şukru Saraçoğlu şerefine ölmek ısıenraz. zira buna pisi pisine ölmök aerur (Bir kıs un delegelerin şiddetli alkışları arasında gayet hafif perdeden ve isteksiz isteksiz canlarımız feda olsun sesleri yükselir, başkan sükûneti iade için muttasıl zil çalar.) Muhterem yurddaşlar.
Demokrat Parti İzmit kongresinde o partinin başkanı Celâl Sayar: rKâşaneler başkalarının,. vazife bizim olsun!» demiş bu fedakârlığa sîzler no yokla mukabele edeceksiniz? yok ki karşı tarafın bu cevabsız bırakamazsınız, doğrudur, sesleri, elbette yız. Kâşaneler bizlerin olmasına olsun anıma, onlara da hiç olmazsa birer bekçi kulübesi sağlıyalım nâra lan. olmaz, olmaz, bekçi kulübesi de çoktur, birer portatif çadır hediye edelim teklifleri, kavgalar, gürültüler ve başkan çaldığı zilin sükûneti iade edemediğini görünce el altında hazır bulundurduğu davulu çaldırmıya başlaması Çizerine sükûn avdet eder gibi olur) ben de devam ederim:
— Görüyorum ki fedakârlık, feragat bahislerinde aranızda pek anlaş»* mıyorsunuz; tıpkı sayın idareleriniz
( gibi. Onlar da başında oturdukları nimet sofrasından bir türlü ayrılmak istemiyorlar. (Hakları yok mu, biz kamalım da Celâl Bayarla arkadaşları mı otursunlar? sesleri) müsaade e-din lâfımı bitirmedim. O cihete ben de yam*(nak istemem, çünkü onlar sofraya büsbütün aç karınla üşüşcoek leri için sizinkilerden lazla ubur davranmaları pek mümkündür. (Şiddetli ve sürekli alkışlar, yaşasın Fıkracı nârâiarı.)
Arkadaşlar, Tanrı memleketi bir 311 evvel sizlorden kurtarsın! Temennisi-le sözlerime son veriyorum. FIKRACI
Kandıra kopgre-bir nutuk vorsın, yakasındadır! bu-
bana
ırad e-
altı ok
ağabeyi
Şübhe feragatini (Doğrudur, bırakaraa-
tekrar başile işaret etti, sıkışmıştı. Açık konuşma nihayet çaldığını görüyor, titriyordu.
parmaklarını
ini Verda? sesi:
kızın yüzünde birdenbire
belirdi, ellerini
hülyalı ses onu altüst etmişti. O devam etti:
— Vakur denilen o münasebetsiz adamın seninle evlenmek isteyişine ne kadar kızmıştım! Sonradan, senin Bölendi sevdiğini sandığım zaman, larda ne kadar ıztırab çekmiş tınıl Bunu da anlamıştın değil mi?
Verda
Çeneleri saatinin saadetle
— EÇer seni mes’ud edeceğine î-nansaydım, kalbime taş basacak, se ni o^a hım kacaktım. Fakat macera ariyan o züppenin seni lâyık oldurun kadar sevmesine imkân yoktu. Şarlatan, hafif bir adamdı o . Bak. henüz otuz yaşına gelmeden iki defa evlendi, boşandı, nutaaall&h sent tor-palardı,
Metin duıdu. derin bir nefes al*h.
____ Onu büsbütün unuttun değil mİ Verda ?
Beklemediği bu İçli .suU gene kızı
şaşırtmıştı. Hayratla gözlerini açtı. Bir s* niye evvelki h^yecanile tezıd yapan sâkin bir sesle cevab
— Bili en di mi? Onu zaten miştinı ben...
Motlnin yüzünde derin bir ışığı parladı: Dudakları
Masanın üstünde duran eli, çok tabiî bir surette onun buldu, öylece kaldı
— Başkasını .sevdin
Ayni sannnrn hayret
— Başkasını nu ? sualini so»du.
Sustular.. Metinin sıcak a» um Ver danın parmaklarını biraz daha sılctı.
— Renim seni sevdiğimi de biliyorsun değil mi Vtrda? Bunu her zaman bilmiştin Ben h- senin hislerini anlamak istiyorum. Bazı da Iciknlar dîm-^mn ?n nu-s'ud r.dumı olduğvma hlikıuptriğmı halde h»zan bllftkiz seni kendi uznU ( ’( uzak iniyorum Crhenn(*n azab Viyn-rım îşte hu terod İki ve ştfhh \ı (-r-• adan kaldırmak m o nS. i seni ^ör
OCAK 1943
i
* TAKVİM
1363
Rumi
K. sâni
'«T
! 18
Cumartesi
Hicri
Rebıul-evvel ı
19
Kasım 85 — AY 1 — GÜN 31
Vakitler VlM A .ta D. Ezani
3. D.
a ün eş 7 12 1 49
Öftle 12 28 7 05
lirtdl 15 07 9 44
Akşam 17 25 12 —
Aaylsı 18 58 1 34
imsak B. 32 12 00
/
Dimltrofun
paylanması
I
YENİ SABAH
Halkın dili
oAYFA: 3
Trakya hududumuzda beynelmilel müşahitler
• •
Pravdanı* takbihi karşı-jıada Bulgar gazeteleri Dimitrofu müdafaaya başladı
Londra: 30 (AA ) — L. P. S : Dün, Bulgar gazeteleri, bir Balkan Federasyonu kurulması lehinde bulunan Bulgar Baş bakanı Dimitrof hakkında i Pravda gazetesi tarafından ile ' n sürülen tenkitlerden bahset ( inekte idiler. Gazeteler ayni! :amanda resmi bir tebliğ de j yayınlamışlardır. Bu tebliğde 1 bildirildiğine göre Diınitrof, j böyle bir federasyonun mev- 1 simsiz olduğunu söylemiştir, j Yine a pil tebliğde bundan ’ oaşka, Dimltrofun Doğu Avru ] pa memleketleri arasında biri Gümrük Birliği istemesi oldu ] ğu da tekzip edilmektedi
Londra: 30 (AA) — Lcn Jdra basın servisinin siyasi mu zharriri yazıyor:
i Komünist Partisinin resmi
( organı Pravdada yayınlanan
> ve Dimitrof tarafından ileri sü
( rülmüş olan, bir Doğu Avrupa
> federas.vonu teklifini hattâ bir
( Gümrük Birliği tesisi fikrin!
> reddeden makale iki bakımdan [ ilgi çekicidir
/ Her şeyden önce Pravda, S şüphe edilmeyen bir yetki İle £ Rus politikasının, Rusyanın
> müttefikleri tarafından fede-% rasyon şeklinde yeni bir kud
> retli devletin kurulmasma mu J halif olduğunu bildirmekte ? dir. Bu suretle Rusya Birlik y Kuvvettir sözünü ve peykleri
> ııin birleşmesinden husule ge J lecek müşterek kudretin kont
> rol edilmesinin müşkülleşece-Ş ği hattâ imkânsızlaşacağı lh-/ timalini göz önünde tutarak S peyklerinin bağımsızlığına hür ? met ettiğini de iddia ederek, i bunların her birine ayn ayrı ? tatbik ettiği vasıtasız bir kon
> trolla hâkim olmak için par-c çatlamayı tercih etmiştir.
S ikinci olarak makale. Di-C mitrof için şahsı ve ağır bir
> azarlama mahiyetindedir. Şijn
( diye kadar Dimitrof Rusyanın
> yabancı memleketlerde en gü y vendıği bir alet idi. Dimitrof 5 un böyle umumi bir şekilde a-y zarlanması şimdiye kadar vu-( ku bulmamış bir hâdisedir, y Ve Dımitrofun istikbali hu.
I susunda bazı tahminler yürü-ı tülmesine yol açmıştır.
J
Ht zır e umu~:
Müdürümüz
Loiidıada mühim temaslar yapacak
Londra: 30 (A.A ı — iyi haber a-lan Ingiliz mahfilleri bugün Lon draya gelmesi beklenen Türk Hazi ne Umum Müdürü Said Erkinin In gtllz Hazine Bakanlığı memurları ile resmi müzakerelerde bulunmayacağı fikrindedirler. Fakat Said Erkin Türk meselesi üzerinde ihtisas sahibi olan ve İstanbulda iyi tanınan M. Somerville Smlth’le go] goıu .mek üzere Hazine Bakanlığı-1 na gitmesi çok muthemeldlr. Said' Erkin ve Somerville Srnith birbirlerini bir çok senejerdenberl tanı inak-a^rlar. Bu iki şahsın hiç olma a TürKlerin sterling hesaplan mc. j. ,in. yan resmı |>jr fiurett,e göı i- -ekleri zannedilmektedir Saıc Erikm ciaha sonra Vasiugıona g^mek niyetindedir.
Ingiiiz hava Mareşali
Curnıiç h m bir uçak karasında öldtt
Londra (APı — 26 yolcu vc 6 kİ filik bir mürettebatla Bermudaya ğitmek üzere bugün Asör adaların dan hareket eden Ouney Amerika Havayı,ilanda alt «Tudor» tipinde 4 motörlü bir yolcu uçağı kaybol-Huştur.
Yolcular arasında İkinci duııya brrbmde şöhret kazanan Ingiliz kornutanlarjndan Hava Mareşali ftr Arthuı Connlnghamın da bulun (tuğu bildirilmekledir.
Mareşal Conningham geçen Ka-«ım aynıda Kraliyet Hava kuvvetle nnden emekliye altmıştır, Muhte İL’ bölgelerden havalanan 16 kadar, Ufak, kaybolan uçağı aramaktadır.
Birleşmiş Milletler Balkan komisyonu, bir kolu hududlarımıza kadar uzanan 6 müşahid ekipi tekiline karar verdi
Atina: 30 (A.A.) — Balkan komisyonu Yunanistanın kuzey hududu boyunca ve bilhassa Make-donyanın batısında, Epirde, Ma.-kedonyanın kuzeyinde, Maködon-yanuı doğusunda Trakvada, Gü-mülcünede ve gene Trakyada Türk hududuna kadar Evrosda altı müşalıade ekipi vücude getirmeğe karar vermiştir.
İngiltere Arnavutluğu itham ediyor
Londra: 30 (A.A.) — La Haye milletlerarası Adalet Divanı 26 Şu
batta yapacağı toplantıda, Korfu Boğazında iki İngiliz muhribinin nıayne çarparak hasara uğramasından mesul tutulan Arnavutluk aleyhindeki İngiliz ittihammın res men Adalet Divanına bildirilip bil dirilnıiyeceği hususunda karar verecektir.
Arnavutluk hıgilterenin takib ettiği usulün doğru olmadığını bil dirmiştir. İngiltere hak kazandığı takdirde, tahkikat için bir tarih tesbit edilecektir.
t
Filistinde Yahudi
Milisi kurulacak
Arab orduları Başkomutanı da neşrettiği ilk günlük emirde, 40 bin silâhlı yahudiye karşı koymak mecburiyetinden bahsediyor
Nevyork: 30 (A.A.) — Dün ak şam Birleşmiş Milletler Filistin komisyonu İngiliz mandasının nihayete ermesinden evvel Filistinin Yahudi kısmında bir Yahudi milisinin kurulması için mutabık kalmıştır. Komisyon âyan üyesi Fran siscoyu İngiliz hükümeti ve Yahudi idaresi ile müzakerelere girişmeğe memur etmiştir. Ayni şekilde bir Arab kuvvetinin vücude getirilmesi işi de komisyon tarafından incelenecektir.
İlk günlük emir
Ankara: 30 (Radyo) — Filistinde çarpışacak Arab orduları başkomutanı Fevzi El Kavukçu ilk günlük emrini neşretmiştir. Kavukçu bu günlük emrinde Arab ordularının 2500 ü hücum kıtası olmak üzere Filistinde 40 bin silâhlı Yahudi ile karşı karşıya gelmek tir.
Kral
Kahire: 30 (AP.) — Dün Suudi Arabistandan buraya gelmiş o-lan Suriye İçişleri Bakanı Muhsin El Barazî, Suriye Cumhurbaşkanı Şükrî El Kuvvetliden Kral Faruk'a hususî bir mektub getirmiştir. El-Barazi Kral Ibni Suud’a da ayni şekilde bir mektub götürmüş tü.
Suriye İçişleri Bakanı gazetecilerle görüşmek istememiştir ve bu mektubların mahiyeti hakkında henüz hiç bir malûmat yoktur.
Amerikalıların Arablara sattığı silâhlar
Vaşington: 30 (AP.) — tonun Demokrat âzasından nuson, Ortadoğuya silâh hakkmdaki yasağa itiraz
hükümetin bu kararı 5 Aralıkta verdiğini, halbuki o tarihe kadar Ortadoğudaki harb fazlası askerî malzemeden Arab devletlerin* 37 milyon dolarlık satış yapıldığını ileri sürmüştür.
Sena-
Mag-ihracı etmiş,
mecburiyetinden bahsetmiş-
Farıık'a gönderilen mektub
£merikaa halkının “dcstînk treni,, ila İegLii iiralih yiyecek maddeleri t&taştarHida
Paris: 30 (AA.)
■ Dostluk Treni» ile na gönderilmiş olan na dağıtılmak üzere rındaki bir depoya bulunan yiyecek maddelerinin bu sabah birdenbire ateş aldığı bildirilmektedir. Depo tamamen harap olmuştur Bu binada stok edilmiş bulunan yiyecekler bir milyon İngl-gillz lirası kametinde idi. B. B. C. muhabirinin, bildirdiğine göre bu yangının bir baltalama hareketinin neticesi olduğu zannedilmektedir
M
r*
r
“ ’-r—--- •;
— Amerikan Fransız halkı-ve Paris halkı Paris yakınla yerleştirilmiş
J
MARSHALL, İNGILTEREYİ AVRUPAYA YARDIMA ÇAĞIRDI
Vaşington: 30 (A.P.) — Dışişleri Bakanı Marshall, Bevine müracaat ederek, işgal altındaki Alman topraklan halkına yardım olmak üzere, Ingilterenin bir miktar hububat ve balık sevketmesini istemiştir.
Bu münâsebetle hatırlatıldığına göre, Amerika 1 Temmuz 1947 den beri Almanyaya 2.100.000 ton hubu bat göndermiştir ki bu, ayda 300 bin tona gelmektedir Bu rakamlar Amerikanın vâdettlğiııden daha fazla sevkıyatta bulunduğunu gös termektedlr.
(Başmakaleden devam/
Cu iıalin bir numunesini kaydet inekten zevk almamak kabil değildir. İzmitte Demokrat Parti kongresinde, Celâl Bayarın bulunduğu içtiınada, bir köylü delege şöyle demiştir: «Ben 14 sene Halk Partisinde çalıştım, mebuslar seçtim, fakat biz bu mebusları lıep ezbere seçerdik. Kimin nesi, kimin fesi ol dukJarını bilmezdik. Acaba insan mıdır, ağaç mıdır, onu da bilmezdik. Böyle vekil seçilir mi? Demokratların zamanında bari bundan sonra böyle olmasın!...»
Bu ifade yirmi beş yıllık toptancılık devrinin en acı bir tenkididir. Milletin bağrından koparak basit ve mütevazı bir köylünün dilinde kendisine yol bulan bu düşünceler Halk Partili milletvekillerinin milyonlarca yalanlama ve demeçlerinden daha mühimdir. Canlı bir tablodur, tzınıte gelen bu köylü bilmiyerek edebiyatın en yüksek şahikasına yükselmiş ve Halk Partisinin en acı karikatürünü, iki cümlede, çizmeğe muvaffak olmuştur. Hâdiseleri bu kadar iyi ölçen ve anlıyan bir kitlede siyasî olgunluk yoktur deme ğe insanın hattâ Halk Partili olsa da, dili nasıl varır?
Diğer taraftan, bu köylü delegenin demecinde, Demokrat Parti zimamdarları için de faydalanacak mevzular vardır. Demokrat Parti başkanı Celâl Kayara son seyahatinde halk muttasıl antidemokratik kanunların ne vakit kalkacağını ve hakikî Demokrasinin ne zaman yerleşeceğini sormuştur. Bu sualler karşısında ihtiyatlı davranmak ve dileklerin tahakkukunu uzak vâdelere atmak artık kâfi gelemez. Demokrat Parti baş kanı «Biz kavga etmek için kagva etmiyoruz» demektedir. Bu sözün çok yerinde olduğu açıktır amma sadece her toplantıda «Hâkimiyet kayıdsız, şartsız milletindir» ve-çizesin! hep bir ağızdan tekrarlamakla da Demokrasi yolunda fazla bir mesafe katolunduğıı iddia edilemez. İki yılı aşan bir zamandır ki iinıid ve vaidlerle halk kitleleri iyice beslenmiştir. Şimdi fiiliyatın vakti çoktan gelmiştir. Demokratların Mecliste (50) kişilik bir azınlık olmaları hiç bir şeyi yapmamak için kâfi bir sebeb değildir. Hâlâ ne matbuat kanunu, ne seçim kanunu, ne polis salâhiyet kanunu değişti rilebilmîş-tir. Ortada yalnız ve yalnız bir 12 Temmuz beyannamesi vardır ki onun da bir gaye olduğunu sayın Celâl Kayar dahi kabul edemez. Bu ancak bir başlangıç idî; fakat bu başlangıcın bir arkası ve mabadı henüz görülemedi.
Demokrat Parti, öyle görülüyor ki, az çok iç kavgalarına dalmak üzeredir. Kenan Ömer gibi ateşli ve dâvaya çok sadık bir zatın partiden ayrılmak mevkiinde oluşu yeni fırkanın çok lehimle değildir. Bahusus ki dünkü nüshamızda bir de Köprülünün şahsî temayüller gösterdiğine dair Edir neden haberler vardı.
Halk Partisi bııgün yirmi beş yıllık hatâlarının yükü altında çözülme ve bozulma halindedir. Hâla ayakta durur görünmesi hükümetin açık desteğiledir. Demokratlar çok daha mütecanis, nıiite-sanid olmalı ve ideal uğurunda şahıslara hiç fazla mevki vermeden, çetin savaşa girişmelidirler. Uyuşturucu, savsakiayıcı ve kitlelerin şevkini kırıcı gidişe son vermek anı artık hulul etmiştir.
Halk, Demokrat Parti başkanı-na hemen her yerde bu dileklerini açıklamıştır. Celâl Kayar da şimdiye kadar yapılanların az olma-
On bin dolarlık sahte bir para
Brezilya şeker ve alkol enstitüsü Avrupa nıömessi linin Merkez bankasına vermek istediği tu paranın sahte
Ankara, 30 'Husus!) — Dün saat altıda Merkez Bankasında on bin dolarlık sahte bir para sürmek isti-yen Leorina Lopcrvlra bugün savcılığa verilmiştir. Kendisi Portekizli olup Brezilya Şeker ve Alkol Enstitüsü Avrupa, Asya mümessilidir. Ve şeker şirketinin alacağı şekerde Brezilya namına bir milyon lira tenzilât
olduğu anlaşıldı
yapmış, işini bitirip memleketine döneceği sırada kendisine on bin sterlinlik kredi açıldığı halde on bin dolan bozdurmak istemiştir.
Ehlihibre on bin dolarlık paranın sahto olduğunu görmüş, kendisi ise bunu İsviçre bankalarından aldığım söylemiştir. Tahkikat devam etmektedir.
idareci= gözile
aktüallteler
Millî Korunma mahkemeleri fiile* kaldırıldı
edilen
doğa memleketlerinin kabil yapmaları
Yabancı memleketlsrd* okuyan f » ebelerimiz ---------------o---
Ankara, 30 'Hususî) — Yabancı memleketlerde okuyan öğrencilerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Rvsml kayıdlara göre resmî ve özH olarak yabancı memleketlerde okuyanların sayısı şöyledir: Ameriıcada Ö58, İsviçrede 36», IngEterecîc 9P., Fıa::rada 51, İsveçte 10, Belçikada 6, Avusturyada 5. Italyada 4, Kanada, Macaristan ve Lübnan'ca da birer talebemiz o sumaktadır. Birleşmiş milletler gıda ve tarım teşkilâtı konferansında Türk müşaviri
Ankara, 30 (Hususi) — 2 şubatta Kahırede toplanacak olan Birleşmiş Mblctler gıda ve tarım teşkilâtı kon feransma Tarım Bakanlığı adıra katııac&k olan müşavir Mehmed Ali MT’ra hareket etmiştir, 15 gün kader devam edeceği tahmin konferansta
gıda ve tarım meselelerinde nldrğu kadar işbirliği n cvzı u bahis olacaktır. Konferansın birçok milletlerarası müşkülleri or. ‘tadan kaldırması beklenmektedir.
Basın Yayın Umum Müdürlüğü
Ankara, 30 (Hususî) — Bugünkü Kudret gazetesi Easın Yayın Umum Müdürü Nedim Veysel İlkinin elçi olarak tâyin edileceğini ve yerine Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreter yardımcısı Abdullah Zeki Poların getirileceğini yazmaktadır.
U usun bnşTia’vale^i
Ankara, 30 (Hususî) — Bugünkü Ulusta Hayatı Ucuzlatma tedbirleri başlıklı imzasız başmakalede: Hayatı ucuzlatmanın birçok güç problemlerin çözülmesine bağlı olduğu belirtilmekte ve bu işde en mühim meselenin istihsali arttırmak olduğu ancak bu işte de maliyet yüksekliği engelivle karşılaşıldığı ileri sürülerek kömür mevzuuna temas edilmekte ve kömürün maliyetinden aşa ğı satıldığı buna devamlı olarak imkân görülmediğinden ya kömürün satış fiyatlarına zam veyahut da fazla fiyatla ihraç ederek zararın bu suretle kapatılması lâzım geldiği belirtilmekte ve en kestirme yolun madenlerde daha rasyonel ve teknik bir tarzda çalışılarak ucuz istihsal yapmak olduğu söylenmektedir.
Ankara, 30 (Hususî) — Ankara Toplu Milli Korunma ve tek yarg’»> lı Millî Korunma mahkemeleri dünden itibaren fiilen kaldırılmış ve bunların yerine kurulacak olan iki asliye ve bir suçüstü mahkemesinin
I şubattan itibaren faaliyete geçebilmemi için gerekli hazırlıklara başlan mıştır..
Pa mu'du tevziatı baş’ıyor
Ankara, 30 (Hususî) — Yeni yıl için birincidönem pamuklu dağıtımının başlaması hakkında Sümer-bank Genel Müdürlüğü tarafından ilgililere talimat verilmiştir. Bu suretle dağıtımın en yakın Ankara ve İstanbul depolarında birkaç gün i-çinde memleketin muhtelif yerlerindeki 10 depoda da müteakiben başlanması beklenmektedir. Bankanın1 talimatına göre birinci üç ay için nüfus başına bir buçuk metre olarak 23 milyon metre giyim eşyası tahsis etmiştir. Bu malların yüzde 22 si kaput bezi, yüzde 16 sı basma, ve pazen ve yüzde 62 si de çeşit
II mamullerdir. Bundan başka alınan bir kararla Sümerbank Ankara İstanbul ve İzmir mağazalarında id-lıal malı pamuklularla yünlü kumaş iaiın battaniye halı, yün ipliği ve dağıtıma girmiyen bazı pamukluların perakende satışlarına da pek yakında başlanacaktır.
Et ban’c Gen^l Modijr'nçfii
Ankara, 30 (Hususî) — Bugünkü Kudret gazetesine göre, Etibank Genel Müdürü Ferid Nazmi Gürmen, Etibanktan ayrılarak yerine Ereğli Kömür işletme Genel Müdürü İhsan Soyak tâyin edilecektir. Ferid Gürmen açık bulunan işçi Sigortaları Genel Müdürlüğüne veya tiler Bankası Genel Müdürlüğüne getirilecektir. Bu takdirde iller Bankası Umum Müdürü Hulki Alisbah yakında te-kaüd olacak olan Kemal Zalmin yerine tâyin edilecektir.
Ankaranın imarına aid mühim bir adım
Ankara, 30 (Hususi)
belediyesi şehir jcaar komisyona yap tığı bir toplantıda mühim bazı karar iar almıştır. Alman kararlar Bakan ıar kurulunun tasvibinden gejtikten s( nra derhal yürürlüğe girecektir. Bu kararlara göre 950 senesinde 750 bin kişiyi barındırabilecek bir şehir haline getirilecek, arsa vüsatleri bina derinlikleri ve yükseklik* lerlnde değişiklik yapılacak, binalara birer kat daha ilâvesine müsaade edilecektir. Balkonlar ve badrum katlan için de yeni hükümler konuk muştur.
Marshall plânına aid Kudret.n ‘makalesi
Ankara, 30 (Husus!) — Bugünkü Kudrette «Yine Marşal plânı meselesi» başlıklı makalesinde Fuad Köp rülü: Bu meselede Türk matbuatı ve efkârı ımıumiyesinin tamamile hükümetimizi kusurlu görmesinin, Türk milletinin bu büyük demokrasiye kar şı nasıl bir itimad ve muhabbet beslediğinin en büyük delili olduğunu gösterdiğini söylemekte ve hükümete müştereken yapılan taarruzun, artık Türkiyenin Amerikan kapitalizmine alet olduğu hakkmdaki propagandaların da sona erdiğini göster diginl bildirmektedir.
•knicaıa
İkamet resmi
Belediye gelirlerinin
sı hakkında tetkikat ya^n komisyon şehirlerde oturan kıranlardan ikamet resmi alınmasa düşünüyormuş. (
Bu resmin nisbeti evlerde kiranın yüzde yirmi beşi, dükkânlarda yüzde ellisi olacakmış.
Derhal işaret edelim ki, her hangi bir şehirde daimî surette ikamet edon ler için böyle bir vergi, veya resim dünyanın hiç bir tarafında mevcutf değildir.
Hiç bir vazıı kanun böyle bir resmir, alınmasını düşünememiştir. Çünkü evvelâ adaletle kabili telif değildir. Saniyen homşorinin mükellefiyetler ö-niınde müsavi olması lâzım geldiği esaslarına muhaliftir. Adaletle kabili telif olması: Herkes ov sahibi olmak ister, kirada oturmak mecburiyeti, ekseri, mali zorluklardan ileri gelir. E-sasen bin müşkilât içinde kirasını ö-diyebilen kiracı, bir de, ikamet resmi tediyesinin tahmili bu zavallıyı büsbütün çileden çıkartacaktır.
Hükümet bile kiracıların lehine, kiraların arttırılması hakkında bir takım, kanuni tedbirler alırken, komisyonun binnetıce kiraların çoğalınası demek olacak vaziyeti kabul etmesi bilmem ne dereceye kadar doğrudur.
Kiracıdan bu resmin alınıp, gayrı menkul sahibinden alınmaması bu veı ginin âdil olmadığını leyid eder. Ayn noktai nazar, hemşorinin mükellefiyet önünde müsavi olması kaideı hu-kukiyesini de ihlâl eder.
Şunu da unutmamalıdır ki, bina vergisi hiç bir zaman kiranın yiizde yirıni beşi derecesinde doğildir. 8u i-tibarla Avrupa devletlerinin hiç birinde kira üzerine müesses ikamet resmi tamı altında bir mükellefiyet mevcud değildir.
Yalnız su şehirlerinde taxe de se-jowr denilen ve hakikaten ikamet resmi diye terecine edilmesi doğru olan bir nevi resim
i — Fakat davisı tesisatı su kaynakları cuddur. Sizde
lıcaları ve saire gibi Avrupada Baden, Saden ve saire gibi.
2 — Bu resim ancak, bu şehirlerd daimi surette oturmayıp, tedavi oturmak ınaksadile, muvakkaten gelenlerden alınır. Hattâ daha ileri gidile: efe tedaviye gelenlerin hizmetlerim görmek için beraberlerinde getirdikler hiznıetçilorden bile resim alınmaz.
Alınan resim, yalnız buralardaki ikamet günlerine münhasırdır. Ve nisbeti yalnız, oda kiralarına yapılan yüzde üç zamdan ibarettir.
Şehirde daimi surette ikamet edenlerden bu resmi almak pek tabiî olarak belediyenin aklından geçmez.
Komisyonun böyle bir tasarıya ka-nuniyet verdireceğini tahmin etmemekle beraber, şayed belediyeye galir temin edilecekse, yine tekrar edelim bu, böyle vasıtasız killer ile olmalıdır.
Vasıtalı vergiler kolaylıkla alınır ve
o nisbette azdır. Mükellef de vorgisi-nl hissetmeksizin öder.
vardır.
bu resim yalnız sıı :e-buiunan ve tabii olan şehirlerde 8uısa ve Yalova
sıcak mev-kap-Vişi
Ted v’lds* ka’dırılan Frans z paraları
Paris, 30 (A.A.) — 5000 franklık-ların tedavülden kaldırılmasını derpiş eden kanun tasarısı 286 muhalife karşı 307 oyla kabul edilmiştir.
dığını bu iş bir fiiliyatta dur.
A.
söyliyebil iniştir. Halbuki nıikder mes'elesi değil isteklerin talıakkuku-
Cenıaleddin Saraçoğlu
/*-
r --------------------------------------------------------------------
ijGünürı enteresan haberleri ı (-----------------------------------------------------------------------
bina İnşa edilmiş olup bunlar da harb esnasındaki bombardımanlar yüzünden evsiz kalmış olan 54 bin aile dırılnuştır.
lUilletlcrarası otomobil şebekesi Mıinlh: — B( lcıKa ve polisi ile işbirliği yapan kan cinayet masası Alınanyadakl otomobil yapan milletlerarası yakalamışlardır-
Otomobiller Amerikan bölesin de vvlesbadenden çalınmakla, Fransız bölgesinde Cologne'a götürülerek salılmakta ve sahte ve sika ve plâkalarla Brüksele kaçırılmakta idi. *A.A.)
«Amerikanın Sesi» yayınları 17 milyon dolara mal olacak Vaşington: — Başkan man, Dışişleri Bakanlığının resi altında tertlb edilen ve memleketlere hitaben yapılmakta merikamn sesi» narnile yabancı ulan radyo neşriyatına daimi bir statü temin eden kanunu İmzalamıştır.
Senede 12 milyona' mal olan ve yakında masrafı 17 milyon do-
İKış olimpiyadları başladı
* St Morltz: (İsviçre) — Kış Olimpiyatları bugün burada başlamıştır. Bu suretle, 12 seneden-berl ilk defa olarak Olimpiyat ıneş alcsi tekrar buzlar üzerinde yanmaktadır. (A.P)
Inyilterede senelik könıiir istihsali 214 milyon ton •ff Londra: — Ingiliz maden a-melekrl 1948 senesinde »yiyecek allyetlerine geçen haftaki hedef-ve dolar için kömür,» istihsali talerini epeyce aşmışlardır. Bütün kömür madenlerinin istihsalinin yekûnü 4.004 700 tona varmıştı kİ bu, tam altı yıldan beri İlk defa Orak ayına, kaydedilmiş olan en yüksek miktardan daha fazladır. Ocak ayı kömür lstlhsalâtı İçin 1-yl bir ay olarak telâkki edilmemek tcdlr. Bununla beraber geçen haf takı umumi yekûn 4.116.00 tona yükselmiştir. Buna açık madenlerde istihsal edilen 111.300 ton da dahildir. Bu seviye bütün yıl va-İsati olarak muhafaza edilecek olursa senelik verim 214 milyon to nu geçecektir kİ bu da hedef ittihaz olunan miktardan 1 milyon ton daha fazladır. (A.A.)
«I
Kral Zogonun casusları
★ Belgrad: — «Polltika5 gaze sinin Arnavutlukta ç!kan «Başki-mİ» gazetesinden naklen veıdlğl bir habere göre, ..İngiliz — Ameri kan imperyalistlerinln ve vatan haini teşekküllerden arta kalanların adamları ve casusları» olan 7 kişi Tiranadakl muhakemeleri ne ticeslnde, idama mahkûm edilmiş lerdir. Arnavutça gazetenin verdiği habere göre, bunlar Arnavutlukta kral Zogo İdaresini yeniden kurmak için çalışmışlardır. (AP )
Nevyork bor sasında petrol tahvilleri yükseldi
Nevyork: — Dünkü borsada basta petrol tahvilleri olmak üzere, başlıca sanayi hisse senetleri 1 dolara kadar çıkan yükseliş kaydet mlştlr. Pamuk fiyatları da -0.02—0.26 santim yüksek olarak kapanmıştır. (AP.)
lııgillerede bir ayda 17 bin ev inşa edildi
ir Londra: — Kasım ayında İn gilterede 17.800 ev inşa edilmiştir Bu rakam iki senedcnberl yapılan İnşaatta ay başına düşen en yüksek sayıdır.
Geçen bir sene zarfında 186 bin
barksız barın-(A.A.) hırsız
Ingiliz Amerl-nıctnurları, hırsızlığı bir çeteyi
Tı u-ida-
(ı A-
Jara çıkacak olan bu neşriyat, şlm diye kadar senelik taahhüdlerle l tertlb edilmekte İdi. (AA.) i
Anıerikada Hollanda malları- ı nın sürümü için l
Nevyork: — Seyyar bir dük- ( kân haline getirilmiş olan bir J kamyon ve romorku 6 ay müd- ' detle Nevyork İle San-Fransisko ( arasında Amerikalılara Hollanda i mallan satmak için geziler ya- £ pataktır. I
Bu seyyar dükkanda takriben ? 70 Hollanda firmasının malı teşhir/ edilecek ve bu malların sürümü } temin edilecektir. (A.A.)’ ı
Mussotininia «Ibrı atislun ) Kralı» bir otelde öldü j Bitene Aires: — Hırvatlsia- 1 nın eski kralı Duk D’Aste. dun bu l •"da veremden ölmüştür İtalya k kralı müteveffa Vlctor Emanuelln j yeücnı olan ve 47 yaşında bulu £ narı Dük, 1942 dc Italyan orduları ? na Ijumandıı eden büyük kardeşi / nln ölümünden sonra taşıdığı Duk ? De Spelc-te ismini bırakmış ve Dük J D Aosta unvanını alınıştır. Kendi J sİ 1942 de Mussollnt tarafından ı Hırvatistan kıaij nasbcdilınişse de i 1943 de krallık Unvan ve hakkın- k dan feragat etmiştir. £
Robırto Delin Clsterna ad: Ih £ 1947 de Gtine.v 'Amerik.ıva yerleş- £ mtş btılıtnuyoTdu. (A A > ’
değil vasıtalı şe-
mükelleften daha tahsil masrafı da
İDARECİ
Kış Olimpiyadlan başladı
Mişel mayısta evlenecek
Bern: 30 (A.A.) — Prenses Anne De Buurbonun babası olan Prens Rene de Boıııbon Parme dün akşam St. Morlt/de kızmjtı Mayıs a-yında eski Romanya kralı Mişel 1, le evleneceğini söylemiştir
1 ruman, Stalia Aınerikaya gelmezse 3 büyükler toplananı yucak, iliyor
------o----—
Nevyoık, 30 (A.A.) — Birleşik
Amerika. Sovyet Rıır.ya ve İngiltere hükümet şeflerinin tekrar bulunmaları hukkmün Churchill’in yapnuş olduğu teklin yorumlan a nasını Is-tiyen gazeteciye Başken Truman, şu cevabı vorınekJe dJif ı
((Eger Üç Büyiikh r t «j »arsa bu~t• jplant«k
olabl!ir»>
St. Moritz: 30 (AP) — 5 nci kış Olimpiyad oyunları bugün Alp dağ larmm heybetli dekoru içinde. St. da Hltlerln başkanlığında Garml-Moritz vâdisinde başlamıştır. 1934 seh—Partenkirschende cereyan et, miş olan 4. üncü kış Olimplyadlanu da yer alan askeri kudret gösterili rlle kesin bir tezat teşkil eden basit bir merasim yapılmış. İsviçre Fede rai devlet başkam Henrlco Celio. nun kısa bir hitabesini müteakip, İsviçre milli marşı çalı nırken, Olimpiyad bayrağı direğ» çekilmiş ve şeref tribünü üzerindeki meşale yakılmıştır.
Bundan sonra milli takım bayrak tarlan şeref tribünü önünde bir ya nm daire teşkil etmişler, her takım kendi bayrağı arkasında yeı almış ve 1 000 kadar atlet sağ kolla nm kaldırarak «Olimpiyad yeınlnlt ne İştirak etmişlerdir.
Merasimi müteakip, aıı'ane ıııııc bince 6 kişilik kiiçiik Yunan takım başta olmak üzere, 28 mcml(‘k('tir. milli takımları harf sıiasivle geçit resmi yapmışlardır.
8 Şubata kadar sürecek ulun o. yunlaıııı bugünkü açılışında, eski Yugoslavya kıah Pierre, Mcntoro Düşesi. İsveç Prensi Bertil vc Lord Burgley gibi şahsiyetler bulunmuş tur.
■tmiştlr: Hnavrtk (.!ur \ •İİÂİCİÜIİI i
Prof, ^cunıarf^n Konf rwsı
İktLsaö Fakültesi Oı\l Fyofeserlc-riiUu'n Dr. F. Nvıımark CHdnbv.ü Halkevi müstakil koafcıa*ı iaruun 13 üncüsünü günü satıl
I' I ► il luvı ı ât ı bt jll h*
Nviınıaı k ıl konferans y:b ıt 1948 r:ız.ı (
») de • 19’7
• l
SAYFA:4
teni sabah
ON
| Anadoludan Notlar |
Afyon Karahisara umumî bir bakış
Afyon kalesinin Milli Mücadelede yarattığı kahramanlık destanı milletin kalbinden silinmiyecektir — Kocaltpe ve Dundu-pınarın oynadığı rol — Zengin eserlerle dolu Gedik Alınıed pa şu kütüphanesi — Kahve ve kıraathaneler insanlarla dolu — Eski belediye reisinin hizmetleri — 194-1 yılında yeni elektrik makinesi getirilecek diye hane başına 25 şer lira toplanarak 175000 lira sağlanmış, bu pareı mahalline sarf edilmemiştir.
Yazan ! T. Ö.
ö-
ge -
An-
Akarçaynı geçtiği ve suladığı geniş bir ovantiı kenarında ve yüksekliği 1500 metreyi aşan dağların doğu eteğinde kurulmuş olan Af • yoııkarahisar şehri iç Batı Anado Ju bölgesinin en büytik şehri ve işlek uğrağıdır.
Şehrin nüfusu 1940 da 25807 1-ken 1947 de 29500 ü bulmuştur.
Bu iki müddet arasındaki zaman zarfında nüfus mikdan 3893 olarak artmıştır. Şehirde 7000 hane vardır-
Bütün Ege bölgesinin İzmir ve Manisadan sonra en kalabalık şeh ridir. İstanbul, İzmirden geîlp iç Anadoluya ve Göller mıntakasma giden yollar ve demiryoilann yenili bir kavşak noktasıdır.
Yâni İzmir ve İstanbııldan ]ip orta ve güney Anadoluya,
kara ve Dıyarbakıra kadar olan sahalardan geçen demiryolları bu rada birleşirler.
ŞEHRİN TARİHİ
Kara renkli trakit- kayalıklar yükselir. 1200 metre yükseklikteki sivri tepe üzerinde inşa edEen es ki bir hisar yığıntısından ismini almış olan şehir, evvelâ bu kalenin etrafında kurulmuş, sonradan da Hıdırhk dağının eteklerile Kazanmaya ve Ortasivri tepeleri arasında gelişmeye başlamış, Taşpı -nar deresi boyunca ovaya doğru yayılmıştır.
Tarih ve arkeolojiye gelince: Afyonkarahisar çevresinin Eoll-Lik (Eolitik çağ, taş. devrinden çok sonra gelen devir) çağdan beri meskûn olduğu, yapılan kazılardan anlaşılmaktadır.
Afyonkarahisar çevreslode I: V. nci Troianın zamanına kadar sûren bir kültür karakteri, medeni -yeti bulunduğu bu civardaki höyük kazılarından çıkarılan beka -yalardan tezahür etmiştir.
Sandıklı cenubunda yap.lan kazılardan bu kültürün bolluğuna buralarda tesadüf edilmiştir.
Bu medeniyetin birinci Troia as rjiıa tesadüf ettiği Höyük kazıların da Çıkarılan mezarlardan meydana çıkmıştır.
Afyonkarahisar muhitinin rn e-henuniyetli kültürü. Miiâddan önce üç bininci yılın ortalar dan sonuna kadar sürenidir.
Yap lan hafriyattan bu çağda bir sıra kileri, mutfağı ve küçük odaları gösteren dört köşeli evle*, caddeler, çanak çömlekler bu bölgenin o zamanlardaki ktiltûr ve medeniyet varlığım gösterır-ente-dir
Etilcrin AfyonkarahEar çevresine kadar yayıldıkları Beyköy yarı tı He «Bolvadlnı çanak ve çömlek leılnden ve Eti duvar kalınlıkların dan anlaşılmaktadır.
Milâttan evvel 1200 yıllarjıda. E-t. imparatorluğunu ortadan kaldı-ran Flitlerin buralara vilâyet hududu içinde rı hafriyatla meydana Jara oyulmuş tapınma ya mezarlardan ibaret h-idesi çivilerle süslü fcfe ıks baş ve çehre kabartıların -arflaşılmaktadır.
An’lk (eskiı çağda Akrecnos» İsmini taşıyan bu bölge, sonradan Yunan Dil' ve nüfuzu kârları heykelleri yapmağa devam etmişlerdir.
Romalılar devrinde şehrin ken -dişinde ve çıyan yeni bir sanat meydana geJ miştir.
İstanbul ve Ankara müzelerinde bulunan ve Frig mezarı taşları is mini tabyan bu eserlerin bir çokları buralarda toplanmıştır.
Sonraları Anadolu Selçuıt devle-tme geçen bu şehre hükümdar (Alâeddin İ-Kcykubat) devlet jıazi nesini sakladığı için buraya (Ka -rahlsarı devlet) adım vermiştir.
Alâeddin, şehrin kalesini tamlı ve yeniden tahkim ettiği gibi, buraya bir mescid ve bir de cami yap tırınıştır.
ŞEHRİN ADI
Büyük askeri ehemmiyeti bu kalenin bekçiliği bilâhare çuk vezirlerinden Sahib Ata larma verildiğinden burası Kara-
• •
sarktıklan-bulvndvkla çıkan kaya yerleri ve • binalarla, arslan vt
ve Romalılara intikal et-bunların kültür ve sanat altına girmiş ise de sanat yine Şatka aid yerli sanat
civarında yerli izleri ta
olan Sel . ogul-
hisan Sahib adını almıştır.
En son olarak Germlyan oğulla nna ve daha sonra da Osmanlı imparatorluğuna geçen bu şehir, bir müddet bu nam İle anılmış ise de sonradan çıkardığı en iyi cins afyon dolayıslle Afyonkarahisar de nilmlştlr.
AFYONUN YETİŞTİRDİĞİ BÜYÜK ADAMLAR
Alyonkarahisar en çok OsmanlIlar- devrinde büyümüştür.
Bu şehir; ahteri sahibi dilenci Mustafa Şemseddln, Hattat Ahnıed Şemseddini Karahisari ve şnlr Bemai dede gibi büyük adamlar yetiştirmiştir
CUMHURİYET DEVRİNDE AFYON
Osmanh devletinin dağılmasile, cumhuriyetimize intikal eden bu şehir; milli tarihimizde büyük rol ier oynamıştır.
Milli ordularımızın 1922 ağustosundaki son ve büyük taarruzunda Kocatepe ve Dumlupınar tepeleri çok mühim ve büyük birer askeri rol oynamış olup; bilhassa rahmet 11 Ata türkün üzerinden (Ordular, ilk hederiniz Akdenizdlr) emir ve işaretim verdiği Dumlupınarın mil li tarihimizde özel bir değeri var -dır.
Birinci dünya harbinin mütareke devrinde Yunanlıların taarruz ve salgınına olan ve 30.8.1922 zafe rile kurtulmuş bulunan şehir, bu tarihten sonra yeniden kurulmağa başlamıştır.
Şehir. 1935 yılından İtibaren eski belediye başkanı çok değerli bay Hüseyin Tiryakioğlunun himmet ve gayreti ve eski Nafia ve Ulaştırma Bakam, sabık Afyon nıilietvekill çok kıymetli bay Ali Çetinkayanın yardım ve delâletile gelişmeğe ve güzelleşmeğe başla -rmş ve bugünkü müterakki halini ve güzelliğini almıştır.
Şehri şarktan garba ve batıdan güneye doğru kateden iki büyük ve geniş bulvar vardır. Bu cadde -ler Ulus meydanında İltisak pey -da ederler; bunların her iki tara -h ve ortaları çam agaçlarile süs.
- lenmiştlr.
Hükümet meydanına nazır ve hâkim ve güzel bir park içine dikilmiş biı- zafer amdı da vardır.
Şehir müteaddid caddeleri, yeni ve güzel apartman ve binalar, kâ gir yeni Larzda yapılmış mağazalar la süslüdür-
B>r çok çiçek, ağaç ve bir ha -vuz ile bezenmiş parkla Ermeni mahallesindeki küçük park mevsiminde ahalinin istirahat dinleneceği yerlerdir.
Şehirde ve civarında işleyen kiz on kadar taksi otomobili bir çok da kamyon ve otobüs dır
Otobüsler, vilâyet kazalaıule
kın olan Akşehir, Konya, Antal -ya. İsparta ve Eskişehir gibi yerlere insan ve eşya nakil ve taşı -maktadır. Bu sebetole, Afyon ve do laylarmda istihsal ediieıniyen seb ze ve meyvular kuş ve yaz mezbul olarak bulunmakladır.
şehirde Osınaulılar devrinde bina edilmiş Kasımpaşa caınii İle unlu Türk kahramanlarından TL murtuş paşa ve Umurbey camileri ve daha bir takım camiler ve mev levi tekkesi. Gedik Ahmedpaşa ca mil; çimdi müze olan medresesi, hamamı ve İmareti vardır.
Bu hamamdan başka daha beş altı hamamı vardır.
çok güzel ve kıymetli kitabiar-la dolu zengin Gedik Ahmedpaşa kütüphanemle Türkevi kütüphanesi rağbet görmemektedir.
Yalmz okul talebelerinden bazıları buralara devanı etmektedir.
Bu da bizde İlme, kitaba ve mü ta.'eaya verilen kıymetin deıecesL nJ gösterir.
Buna mukabil de kahve ve kıraathaneler gece gündü2 lebaleb in sanla doludur.
Şelılrde sekiz on tane otel ile bir çok kıraathane ve kahveler vardır. Otellerden birinci sınıf ola rak en güzel ve temizi bay Osma-I mu idaresindeki (Afyon Palas) o-teli de (Ferah) oteledir.
Bu İki otel, çok titiz ve takib e-dici bir idare altında gelişmiş bu Ilınmaktadır. Ya buz esef edilecek
yaz ve
selle var
ya-
r--------------------
i Ispartada gizli ve acık tasnif
S ----o-----
s Görende D. P. Kelediğe
( seçimini kazandı
lepar-seçimi dörtte
İsparta (Yeni Sabah) — tanın Gönen köyü belediye dün yapılmış, bu gün saat seçimin neticesi belli olmuştur. C.
H. P. ve D. P. nin iştirâk ettiği seçim intizam içinde geçmiş ve giz li rey ve açık tasnif esasına ehem miyet verilmiştir.
Demokrat Parti il başkanı M. Ali Tokoğlu, ilçe başkanı Celâl Ka ya, C. H. P. müfettişi Kâzım Ay-dar ve Vali Asım Türel de seçimde hazır bulunmuşlardır.
Geç vakit yapılan tasnif sonun da Demokratların 24 kişilik asil ve yedek üyeliklerin hepsinin kazandıkları ve aradaki farkın yan ya yakın bulunduğu anlaşılmış-tır. Yapılan ilk toplantıda belediye başkanlığına Gönen D. P. başkanı Zülıtü Başaran getirilmiştir. Bu durum gösteriyor ki yeni seçimlerde seçün kanunu değişirse her tarafta galibiyet yüzde yüz D. P. nin olacaktır.
---------o -
Düzce belediyesi caddeleri düzeltti
am ul taktırdı
■ ■ o
Düzce (Yeni Sabah) — Düzce belediyesi bu sene faaliyetini arttırmış ve çamur olan sokaklara kum döklürmüştür. Şehrimizde ana caddeye yakın öyle sokaklar vardır ki çamurdan çıkılmazdı, karanlıktan geçilmezdi. Belediye-miz bu derdi de halletmiş kırılan ampullerin yerine yenilerini tak-tırmıştır. Yol ve ışık mes'eleaini hallettiğinden belediye başkanını tebrik ederiz.
ve-dlk
ve
bir nokta varsa o da, gönül fe -rahlığı He oturacak, dinlenecek gü zel, temiz ve modern bir gazlım > nun yokluğudur.
Gonüı burada da güzel bir şehir kliıbü görmek isterdi.
Bir çok gül, çiçek ve havuzlarla eüsiü. geniş ve güzel bir bahçe içe fisindeki askeri gazino subayların toplantı, eğlenti ve İstirahat ma-
hallini teşkil etmektedir. Bu askeri bahçe, yaz mevsiminde umuma açıktır.
Habılr belediye başkanı bay Hüseyin Tiryaklofelunun gayret ve himmetile zamanında inşa edilmiş güzel ve modem bir şehir hali ile Türk’yenin hiçbir mahallinde mev cud olmyan bir asri mezarlığı var dır.
Evvelce hâl çok temiz tutulmakta İdi, şimdi o temizlik biraz azal ni’Şt’r.
Afyonun halen genç ve faal bir belediye başkanı vardır, çalışmak arzu ediyor; fakat bir çok müşki-lâtla ve bilhassa parasızlıkla karşılaşmaktadır. Şehrin temizliği oldukça iyidir, mevcut kadro ve aaitle temizliğine ve sıhhatine kat edilmektedir.
Şehrin nağbk işleri
Sıhhat işlerinin müdürlüğü
belediye tabibi ile sıhhat memur- I lamım gayret ve çalışmalarile bul kış şehirde mühim hastalıklar gö-1 rülmemiştir. i
Şehrin Afyon, İstanbul ve sağ-1 lık namlarında üç eczahanesi olup muktedir ve çalışkan genç eczacılar idaresinde gece gündüz halkın hizmetine amade bulunmaktadır.
Bu kış havalar burada çok güzel gitmektedir, geçenlerde biraz kar yağdı ise de tutunanuyarak bir gün içinde eriyip kalkmıştır. Sühunet derecesi sıfırın üstünde 8:10 dereceyi bulmaktadır, I
Şehrin tenviratı
Şehrin tenviratı çok eski, haıab ve adeta hurda bir halde bulunan üç dinamo makine ile İcra edilmek te ise de İkinci Dünya Harbi içinde tamir ve yeniden tedarikine imkân bulunamamak ve bugüne kadar ise karşılık tahsisat buluna maması yüzühden elektrik maki- ı nelerinin yenileştirilmesi sebebile tenvirat kötü ve fena bir hal İçinde devam etmektedir.
Otel ve gazinolarla vali ve bazı nüfuzlu zevatın bulunduğu mınta-ka tenviratı hafif ve zayıf ise de hiç olmazsa inkıtaa uğramak felâketinden masun bulunmamaktadır; fakat şehrin diğer cihet ve mahalleleri ve sokakları günlerce bazen haftalarca zifiri karanlıklar içerisinde bırakılmaktadır.
Bu elektrik işinin bir an evvel bir sonuca vaıdırıLması zamanı artık gelmiş ve geçmiştir bUe, bunda ilgililerin dikkat nazarını çeke-
Slovakya’da
Meydana çıkan fesat tertibatı ftunderovciler kimlerdir? gâhına bir baskın — Fe&adcdarın kuvveti adına gizli biı teşekkül meydana çıkarıyor?
kifler — Eski S. 51. terden bir adam -______________bi kundakçılığı
Beneş’in âni seyahati —
Slovak Milli Komitesi karar-Amerikan mıntakasma bir iltica — — Fesadcı liderleri — Kisling Tiso Bir Kazağın tevkifi fesadı nasıl — Subay, memur ve papazlardan tev-Üçiincü Dünya Har-
Â?. Spencer Brommel
(konıin-komtinist
ç
ekoslovakyada form) denilen haberler bürosunuu kurulmasını takib eden, siyasi partiler taksimatının vazıhlaşması ile Çek komünist ve sosyal demokratları arasındaki müzakereler, kısmen Slovakyadaki son inkişafların ışığı altında tetkik edilebilir. Şimdi Siovakyada, Çekoslovak İçişleri Bakanlığı komiseri general Fercıı-cikbir fesat teşkilâtının karışık iplerini çözmekle meşguldür. Bu teşkilâtın içinde Slovaklarm eski Kislingleri bulunduğu gibi Ukray na, Polonya ve diğer Doğu Avrupa gizli ordusu bakayasından ve Çekoslovakyadan geçip Avusturya ve Bavyeradaki Amerikan kuvvetlerde birleşmek isti; en lrredentist levden müteşekkil (Bandrovci) grupu da bulunmaktadır, (lrre-dentiat, bir memleketin lisanını konuşan insanların yaşadığı toprakların o memleket hududları i-çine alınmasını istiyenlere verilen İtalyanca isimdir.)
14 Eylüde Cumhurreis» Bcneş Slovakyadaki Topokıanky’ye gitmişti. Çek hudud şehri olan Brek-lavda Cumhurbaşkanın id treni durarak Dr. Beneşle Fereneikin buluşmalarını temin etti Slovakya-nın başşehri olan BratlsLavaya ye-tışildiği zaman, orada en şiddetli emniyet tedbirleri alınmış bulunuyordu. Burada. Dr. Beneş, Slo-vakyanm ileri gelenlerinden bir grup tarafından karşılandı. Bunların başında Slovak Demokratlarının başkanı ve Slovak Millî Komitesi reisi Dr. Leltrich bulunuyordu. Dr. Beneş Slovakvaya gelişinden istifade ederek, Çeklerle Slovaklar arasında imza edilmiş olan ve bir dereceye kadar müb-hem bulunan (Konice) anlaşmasının merkeziyetçi bir tefsirini yap tı. Bu anlaşma, aralaı nda Katolik eski Hlinka aynlaş tarafdarla-n bulunan sağ ceuuh Slovak Demokratlan taraiıncian. hiç bir vakit yürekten kabul edilmemişti.
Slovak -Fesat tertibatı» nin a-çığa çıktığı. Bratislava buluşmasından bir hafta sonra, bir partizan grupu, Dr. Lettrich ile hesab görmek üzere Slovak Milli Komitesi karargâhını basmak teşebbüsünde bulundu. . Bu partizanlar ordunun Baderovcirle mücadelesine yardım etmek özere, komünistler tarafından uestekienerek yeni den kurulmuştur.) Sivil polis tara fından üç partizan subayının bina yı aramak için ayrdmaeiie bu kızgın grup teskin edildi. Arayıcılar içeride Dr. Lettireh in bulunmadığını anlayınca dağıldılar. Bundan sojıraki ifşaat üzerine Çek Katolik Halk Parliaı de Kardeş Slovak partisinde temizlik yapılmasını istedi.
Bu müddet zarfında ortaya çıkan hakikatler Bandcrovcilerin plânlarını ve hareket tarihlerini vc programlarını tenvir etti. Birleşik Amerika ordu erkânı kendi mıntakalarına ilk gelen Bandero-vcüeri ilân etti. Bunlar Bavyera hududunu \Vegseheiddn geçen ve Amerikan mıntakalarına teslim o-lan 30 kişilik bir müfreze idi. Bun lar isticvab edildikleri zaman, son zamanlarda harekete geçen Ban-derovci gruplarının 15000 kişilik bir ordudan alırmış 4000 kişilik bir kuvvet olduğu anlaşıldı. (Bun lar, şimdi anlaşıldığına göre, yukarı Avustıııyada Linz şehrindeki Ukrayna Millî Komitesi emrindedir.) Banderovci teşkilâtı üç piyade ve bir karargah bölüğünden müteşekkil, harice muhtaç olmı-yan kuvvetli birliklerden ibarettir.
İsticvab edilen bir çok mülteciler, ordularının Hazivaııda müşterek Sovyet - Polonya kuvvetleri tarafından, Cenubî Polonyada Nowysacz - Zakopane - Babia Go-ra - Biala nam t a kasında sıkıştırılarak çok .zayiata uğradığını itiraf etmişi rdir. Karışık ve iyi plân laşmış Eaııdı rovci luu( kâtının a-nahtarı belki Çekoslovakyndâ bulunmaktadır. Ahuaıdar ric'at ferin-
riz.
7000 lınnenin yansından fazlası elektriğe yabancı olduğundan 944 yılında belediye tarafından yeni makine getirtilecek diye hane bağına yirmi beşer lira toplamak sıı-retile «175000 İha kadar bir para elde edilmiş ve fakat mahalline sarfedilmeıniştir. Ahaliden bu hususta şimdiye kadar hesap sorulmadığı gibi belediyeden de bu yolda bir şey denilmemiş, bir hesab Vörilmemiştip
den önce, Siovakyada Sekulede bir tedhişçi ve sabotaj merkezi kurmuşlar ve buraya birer birer seçilmiş 42 kişilik bir iftirakçı -Faşist Hlinka muhafız grupu ile Hlinka gençlik hareketleri gnıpu göndermişlerdir. Sekulede bu lider ler sıkı bir talim görmüşler, bin-netice 1945 sonbaharında Slovak faşiaUeri arasında bir çok talimli asker yetiştirmişlerdir. Sonraları, bu gizli faaliyetler etrafa yayılmış ve Siovakyada bir çok küçük gizli .yuvalar kurulmuştur. Bunlar da siyasî ve askerî kısımlara ayrılmıştır. Askerî gruplara Tiso darbe alayları (Tiso ve Poho-tovostni Odilly) ismi verilmiştir. (Tiso idam edilen papaz Slovak devlet reisidir.) İşler evvelce ka-larlaşan gayesine, yani müstakil bir Slovak devleti kurma maksadi le yapılacak ihtilâl hareketlerine yaklaştıkça Slovakyadaki gizli teş kilât gittikçe kuvvetini arttırmıştır. Bunda üç şey âmil olmuştur: 1) Çeklerin Slovak nasyonalistlerini büyük mikyasta istiklâl ver-mlye yanaşmaları, 2) Gittikçe yak laşan Banderovcilerle yakından iş birliği yapmak, 3) Tisonun eski Kisling hükümeti âzasından ve Dıı reansky adlarındaki tanınmış iki siyasî menfi tarafından oynanan menhus oyun.
Şimdiye kadar müsadere edilen kanuusuz neşriyat, daha 300 müsaadesiz gazete ve risalelerin yayınlanmasına hazırlanıldığı göster miştir. Banderovcilerin Slovak top Taklarına girmemle T. P. O. grupları (Tiso darbe alayları) bütün rütbe ve teşkilâtlarile kurulmağa başlamıştır. Bu kuvvetler (Ren tü meni) ni ihtiva etmektedir ki bun lar ayrıca ikiye ayrılmış, her grup ta aralarında 20 ve 150 kişilik tâli taksünata bölünmüşlerdir. Büyük zayiata uğrıyan Ohromenko grupu Moraviaya girmiş ve bundan bir müfreze Almanya ve A-vustııryadaki Amerikan mıntakası na geçmiştir. Bu kaçışta müfreze Çek hükümet erkânının nazarı dikkati en kuvvetli ve iyi teşkilâtlı bir grup üzerine çekilmesinden istifade etmiştir. Bu kuvvetli grup esatiri çete reisi Banderanın sağ eli mesabesinde olan Burlak - Azy helskynin kumandası altındadır. Burlak grupu Çekoslovak topraklarına girdiği dakikadan itibaren Çvk ordusuyla ağır muharebeler yapmıştır. İddia edildiğine göre bu grup nihayet Slovakyadaki Ma lafatra nuntakasında imha edilmiş ve lideri Burlak - Szyhelsky yaka lanm ıştır.
Biıtün fesad tertibatı bir «Vlas-sov kazağının yakalanmasile mey aana çıkmıştır. Zlilina yakınında tutulan bu adam Fabek ismile nüfus kâğıdı taşıyordu. Fakat çabucak kendisinin Hruntosky isimli korkunç bir eski S. S. memuru olduğu anlaşılmıştır. Bu adam kendisinin Slovak ihtilâl hareketinde en mühim vazifeyi gördüğünü Ban derovci grupile yakından münasebeti olduğunu itiraf etmiştir. O-nun itiraflarına dayanılarak, adet leri 380 e dayanan siviller tevkif edilmiştir. Yakalanan asker ve askerî emekliler bu mıntakanın dışında olup ayrıca askerî mahkemelerde sorguya çekilecektir.
Şimdiye kadar tutulan sivil arasında memurlar, papazlar, rütbeli katolik rahipleri yeti teşkil etmektedir ve naşı, bunların arasında iki vak mebusu vardır. Bütün kâtın liderliğini yapan öğretmen Anthony Melzer, diğer fesat arka dağlarından edinilen kuvvetli em relere dayanılarak, 13 Eylüld Dolna Porubada tevkif edilmiştir Hlinka muhafızlarının bu eski 1 deri harb biter bitmez Slovakyad mukavemet grupları organize et pini itiraf etmiştir. O 1946 da nis belen daha geniş (Vesna) organ: zasyonıınu kurmuştur. T. P. € âzalarının kayıtları muntazam ta lımgâh merkezlerinde yapılmıştır lâzım olan para sempatizanla: Tiso kartpostalları çatılarak temi edildiğine göre, Baııdt-rovici ta re
I fından iki askerî verici radyo m: kinesi işletilmiştir.
Bu fesat teşkilâtile alâkalıla dau bazılarına Bireckebi kııvv hesabına çalışmak ciirmü ismi d ( dilmek için bir çok d> lıller de * 1 lunmuştnr. Başka yerlerinde ■ ğu gibi burada da bir adanılan dayandık !aıı esas hâdiselenn ka( rılnınz bir halde Üçüncü Dün: Harbine doğru gittiği hakkındak felâketli faraziyedir.
• •
yüksel: ekseri-en fc de Slo hare
Yazan: Pakize Başaran
B
I
I
ı
ANDIRMADA lahmetli babam dajo kalma Çiftligimai küçük bir yerde oturuyorduk. Annem hiç sokağa çıkmazdı. Eütün ahbabla
rı annemin bu itiyadını bilekleri 1-çin daima bizde toplanırlar ve kadınlara mahsus olan eğlence, dedikodu ve dişlerini yaparlardı.
Birşey nazarı dikkatimi durmadan çekerdi. İki kadın bir araya geldiler mi (Zavallı Hacı Nine) dediklerini ve uzun uzun kendi;inden bahsettiklerini ve bazı ac:lı kadınların İçin İçin ağladıklarını görürdüm. Bir gün içtmdo büyük bir hicran olarak kalan bu Hacı Nine muammasını çözmekten kendimi alamıyarak anneme sordum:
— Anneciğim. Ç$k .rica ederim, bana anlat. Her zeman (Hacı Nine) diye bir kadından acı acı bahsediyorsunuz. Bu beni çok düşündürüyor. Kimdir bu kadın, neden onu daima konuşuyoraunuz bana anlatıver anneciğim dcdL Annem bana kızmadı bilâkis omuzumu okşıyarak:
— Benim hisli çocu£rım. Sana her zaman diyorum, kadınlann lâfları-nı dinleme. Fakat bunu mademki bu kadar merak ediyorsun kısaca anlatayım, dedi. Fakat annemin yüzünde üzüntü ve yeisten çizgiler belirmiş ve gözleri bulanmıştı.
— Bilmem işittin mi, buraya e-pey uzakta Mam un köyü vardır. İşte Hacı Nine dediğimiz bu bed baht ana orada oturur.
Bundan otuz m ne kadar evvel Hacı Nine, biricik oğlu Alisiyle birlikte kendilerine mahsus ufak bir kulübede hiç kimseye muhtaç olmaksızın mes’ud ve rahat bir hayat yaşıyorlardı. Ali annesinden, anası da Alisinden hiç aynlmaziardı. Hacı Ninenin yegâne emeli Alisini mesud etmek ve onu mes’ud görmekti. Bu ana ogul’u köyde sevmiyen yoktu. Çünkü hiç kimseye zararları dokunmaz» bilâkis kendilerine göre icab ederse herkese yardım etmekten, bütün fedakârlıklardan çekinmezlerdi. Fakat, bir gün geldi ki harb ilân edildi# haber alındı. Eütün köyün delikanlıları gibi henüz askerlik çağına yeni girmiş olan Aliyi de askere götürdüler. AU ile annesinin ayrılmaları çok acıklı bir sahne olmuştu. Tam ayrılacakla m zaman anası oğluna:
— Güle güle Alim, sag salim dönesin inşallah. Fakat şunu da unutma ki memleketin uğruna icab ederse canını vermekten esirgeme, diyerek ağlıya aghya Alisini ugurlamıştı. Günler Tayları, aylar seneleri takib ediyordu. Nihayet lıarb bitmiş, kö-’ 51in bazı delikanlıları avdet etmiş, lerdl. Fakat gelmivenler de vaıdı. îçte bunların araaında Ali de mev-cuddu. Hacı Nine sabah karanlığında sokağa çıkar Alisini beklerdi. Bir haber alırım diye gelen geçene durmadan sorardı. |
— Alimi gördünüz mü. Alimden haber var mı? Fakat kimseden ne bir haber alır ve ne de bir cevab. öylece günlerce akşamı sokakta yap mışti. Yine bir gün sabahleyin gün dogmadan Allahına dua edip, Alisinden hayırlı bir haber almak ümidile sokağa çıkıyordu. Fakat tam bu sırada kapıda bir adam belirdi:
—Teyze, bu köj’ün delikanlılarından askere giden Ali isminde birinin anasım* tanır mısın?
Zavallı Hacı Nine çıldıracak gibi oldu.
— Benim, oğlum, benim, ne var, nc oldu. Alimden haber mi var, çabuk söyle, çabuk diyerek gelen haberciyi zorluyordu.
Adam neye uğradığını şaşırmış, ne yapması lâzım geldiğini düşünüyordu. Nihayet başka bir çaresi ol-madiğim bildiği için elinde tuttuğu bohça ile bir Irffrd parçasını Hacı Nineye uzataraJı: r
____ İşte teyze ne yapalım, Allahtan gelen çekilir. Keşki hepimiz AU gibi kahramanca dövüşerek ve yüz lerce düşmanı tepeledikten sonra şe-hid düşseydik, dedi. Hacı Nine âdeta donmuştu, ne bir kelime söyledi ve ne de ağladı, beş dakika kadar ayni vaziyette gözlerim muhatabından a-yirmıyarak donmuş bir vaziyette dur du. Fakat birdenbire hıçkırıklarla boğulurcasına ağladı, ağladı, arkasından da' kahkahalarla gilldü, güldü, sonra yine ağladı ve arkasından da bir şarkı tutturdu. Gelen yabancı anlamıştı, evet Hacı Nine çıldırmıştı, îşte oğlum, o gilr. bugün Hacı Nine kulübesinin önündeki tpşm Üstüne oturur ve AhH İçin uydurduğu şarkıyı durmadan söyler ve bazan ağlar, hazan da gtiltr. Alisinin S*41' meşini bekler, zavallı Hacı Nineye işde bu yüzden hepimiz acır ve iki kadın bir araya geldik bahsedoriz.
Annemin anlattıklarını sonra uglamamak için kendimi zoı tuttum Ne yapıp yapıp gidecek Hacı Nineyi bulacak ve kendisini teselli edebilecek bazı lâflar söyliyecek-tim.
Ertesi gün sabah erkenden kalk, tun. Anneme komşumun oğlu Sllley-«nla birlikte kıra gideceğimi söy-
nıl ondan
dinledikten
n» de
liycrck evden çıktım. Doğruca Ma-mun köyünün yolunu tuttum. Kar, fırtına gayet nıüdhlşti. Yolumu şaşı nnm diye çok korktum. Soğuktan bütün vücudum donmuş, yürüyemi-yecek bir hale gelmllim. Yolda birisine sordum:
— Haa.. şu Dell Hacı Nineyi mi arıyorsun. Aha bak orada diye elini uzatarak gösterdi. Onun gösterdiği yoldan biraz yürüdükten sonra ku lağıma taUı bir ses gelmeğe başladı. Bu aeB hem tatlı ve hem de çok hazindi. Yanımdan geçen bir köy a-gau içini çekerek:
— Ah, Hacı Nine, ah Daha kauâı alUücen bu şarkıyı, bizim
bağrımızı yakıyon, diyerek âAyderti-yordu. Şeşin geldiği sokağa saptım, işte Hacı Nine... Tâ kendisi Evet tâ kendisi. Henüz pek ihtiyar olmamasına rağmen başı sanki bir kat yığını, çukura kaçmış fersiz gözleri, ölü rengi gibi sarı yüzile âdeta kor. kunc bir hal alıyordu. Kulübcsiıv’i önündeki taşa oturmuş durmadan anlaşılamıyacak bir şekilde şarkı soy İtiyordu. Beni gördü, derhal oturduğu yerden kalkarak:
— Çekil, çekil oradan, şimdi Alim gelecek, bak şu gördüğün bacası görünen gemi yok mu. işte o Alimi getiriyor, evet benim Alim geliyor Diyerek söylenmeğe balşadı. Tek ra kalktığı taşa oturdu, ve şarkısına devamla bazan ağlıyor, hazan dn gülüyordu. Kendisine bir kelime söv liyemedim. Evet, ne söyleyebilirdim. Kendisini nasıl teselli edebilirdim Zaten Alisi gelmiyor muydu ki...
Een köyden ayrılırken akşam ol maç. güneş kıpkızıl bir kan rengine bürünmüştü. Koşa koşa eve geldim Kapıda annem beni merak ve hey( • canla bekliyordu. Ne çıkar annen-beni bir gün bekledi, ya Hacı Njne . kimbtlir daha ne kadar bekliyecok zavallı ?..
Untun î he ânın heıvrr i: şan isteniyor
Düzce ‘Yeni Sabah) — Şehrimi zin yıllardanberi hallechlmiy^n derd umumi hâlânın yapHmaıns-s dır.
İki senedir sık aık C. H. P. kongre sinde de ek alınan bu mevzu nedense bir türlü halledilme yoluna girme miştir
Düzce belediyesi şehrin bu tabii ihtiyâcını bir an önee hallederce hah kımızı cidden memnun bırakmış o-lacaktır. Zira haftanın perşembe gür leri kandan pazarına gelen köylü vatandaşlar iki cami helâsmda ihtiyaç -arını giderememektedirlen Bele-diyemlzuı şehrin en zaruri ve lüzumlu ihtiyaca olan umum! heiftjun in-gasını bir an evvel sağlamalıdır
——------------
Keş n spor kulübü, Tekirdâğını 3-S mağlûb etti
-----o-----
K* »en (Yeni Sabah) — n p&aar giinü Tekirdağında Ç*k :a-lp.bakk bir seyirci önünde j-ap-Keşan Halkevi spor kulübtt t.\';ı-n_ut Ttkirdağ Yılmaz Spor takımı aıî.-sıuaaki futbol maçı heyecanlı ve zevkli cereyan etmiştir.
Tt-Kİrdsğımn birinci devrede ka-zam.nğj bir gole Keşan takımı iu gvl ile maçı 3 - 1 galip bitirmiş-ü
Bu maç lıer iki takımında g"'> ' oy.urile zevkli ve heyecanlı oim- --tur.
Çocuk Esirgeme Kuran Alemdar şubesinin dün'--kongresi
Çocuk Esirgeme Kurumu Aleni lar şubesinin senelik kongresi dön ) V 24 te Divanyolunda Çocuk Klttiibha-nesi b> ıasında toplanmış ve doktu Salım Abmed Çalışkan kongre ö ■ • kaubç.» vazifesini ifa etmiş, tı m •••-k. - nı Bav doktor Lûtfi Aksu t- -sil e*miştir.
Bucak kolunun ittifakla kabı Jeıı raDnruna nazaran bu y:l (l''i)c.ı çocuğa yemek, giyim eşyası, kur rik tşkum, JlAÇ 'e muhtelif yank ı-' y6pıM(.j oi.luğıı, bu mnk a.i (2443,3) Uru sarf etti#
idare etli# Alemdar 5c* cuk Yuvası» Çocuk l(Utübhaıwsi. Ç ” cuk yemekhanesi, Çocuk hanının, v DİZdariyc Çocuk bahçesi ilr çav?ı-kapı Çocuk Dispanserinin âlem bu bueafı idaresloe verilmesi kararla?, tonlttoş. gelecek yıl İÇİ» (G0 C^oı lirahk büdce kabul edüudşür. »"u-cak kurumu balkanı Saiın Göztep ile üye arkadaşları Sıdkı Kutnv Kâmil- Erkul, Bayan ve Basrl Çağlar 1948 yılı idare kı. ruluna Itlakla yeniden intihan eJ.ı; jniyl^rdir
31 OCAK 19«
Mudiiııe He Alinin şahti vasıfları, maddi re mânevi ceb-
— Eiıli Sünnet ile Şia’nın, imameti an-«Ebu l’beyde bu milletin eminidir» — Osman devri hilâfeti —
__________ 43
I liflerinin tasrihi ı layı? tarzları — I —
ve halktan intihale etmiyerek, dikkatle ve salâ-ısrar eden büyük-muhakkaktır: ve
ba-olsu
Ali-
Artık «Ebû Bekir , cömer- gibi ı fukara! sâbirîn) olarak kalmak devri geçmiş, «ağniyayi şâkirin* «-tasanda yer tutmak modası alıp yU-’ r im üştü. «Şükredenler den mi. h* | y r ve cönıerdlik sevenler den mi. aav’. imaları iktiza evlediğini kesti-
• •
r mem. amma başta Halife olmak Azere, Ashabdan mühim bir tasıru mıütemevvilin den. servet ve serti, a ve sahibin inden bulundukları da meydandadır. Aslıab d vrin gidişlerine eski durumlarını betle muhafazada lerin varlığı da
böylelerin başında (Ali) yi saymak hakdır ve hakkıdır.
Osman’ın yaşı ilerlemişti. Ailemi ferdlerine düşkün ve müşfik, sözleri ve nüfuzlarının tesirlerinden kendisini kurtarmağa kudretsiz, halini ve sabur, irade ve idaresi zayıf bir zattı.
Onun zâti faziletleri, temiz ahlâln, şahsan dürüstlüğü ve Isl&ma hizmeti: makamının iktiza ettirdiği yetkilere malik bulunmadığım, tarih tamından, açıklamamağa saik maz.
Bu sabırlı ve yumuşak zatın;
nin meziyetlerini kendisini o makama seçenlerden daha iyi takdir etmiş bulunduğuna dahi şübhe yoktur.
Seçmen kurulu adına hareket ey-îiyen (Abdurrahman) m ( kendisi 8e-çiltnezse en ehliyetli kimi bulduğu sualine karşı (Aliyi bulduğunu) söv lemesi bu noktayı tebarüz ettirir.
Egânî» de şöyle bir rivayet var:
Muaviyenin babası Ebû Süfyanm son demlerinde gözleri görmez olmuştu. Osman Halifeliğinde bir gün yanma geldi:
— Yalnız mısın, bizi kimse İşitmez va?..
Diye sorup ta. kimse bulunmadığı revabı verilince:
— Ey amca oğlu, şu senin makamın, emaretin: hakikat aranırsa dün ya emirliğidir, asıl mülk İse cahili-1 yet devrindeki mülktür. Faik yok-l tur. Beni Umeyye’yi ver yüzünde kökleştir eski devirlerde olduğu gibi, insanlar üzerinde, yine daima on. ların enıir ve hâkim olmalarını sağla sîlîAleliği muratlarına eriştir! demişti, yine daha evvel bir gün: UmevVe ileri gelenleri de Osman yaranda İken: I
(Bitarafı î inde-General Ali Fuad Cehesoya veril-1 diği anlaşıldı. Seçimde Saraçoğlu iki rey almış, ve üç çekimser oy çıkmıştır. Bu suretle Cebesoyun başka? seçildiği ilân edilmiştir.
Yem Meclis Başkarımın îlk demeci
Bu sıralarda arka sırada oturan Ali Fuad Cebesoy söz istemiş, kür süye gelerek şu demeçte bulunmuştur:
Muhterem arkadaşlarım.
Gösterdiğiniz gü”*n ve sevgiye candan teşekkürler .derim. Yüksek Meclisinizin değerli başkam General Kâzım Karabekiriıı anî ölümü hepimizi içten kederlendir-1 iniştir. 40 yıllık silâh ve politika | arkadaşım rahmetli Karabekırden * açılan yere muhterem arkadaşla-i rımın güven ve sevgileri neticesi. olarak seçildiğim şu anda yürer:-’ mi kaplıyan hüzünle karışık ıfti- ’ har duygulu nmı itade etmek iste rim. Milli rejimimizin temeli olan millî hükümraakğı prensipini daha mütekâmil formüller içerisinde tatbik eylemek gayretlerini ba çarı ile devam ettirmekte Unlanan büyük meclisin çok partili parlâmento
fab ve saadeti yolunda en müessir tedbir olarak benimsediği bir zamanda başkanlık ödevinin uhde me tevdi buyuru İmasını, şahsım için büyük bir bahtiyarlık saymak tayım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi 8on 25 yıl zarfında gerçekleştirdiği inkılâblann siyasî istikbalimiz bakımından en mânahsını 1945 yı hndan bu yana aldığı tedbirlerle başarmaktadır.
İkinci Cihan Harbi sonunda rahat ve huzura susamış olan milletler, gerdek barışa kavuşmuş olmaktan henüz uzaktır. Batı Demokrasilerinin inandığı umdelerin, milletlerarası münasebetlere
hayatını, miLletünizuı re-
ve
____ Ey Umeyye oğulları topluluğu, Hilâfet artık size geçmiştir. Ona, havadan top yakalar gibi iki elinizle sımsıkı yapışınız. Cennet ve Cehennemi bir tarafa bırakınız da, bu nimeti elden kaptırmamağa bakınız ve bütün dileğiniz ancak bu olsun!
Deyince. Hazreti Osman gücenikliğini gizliyemecU, öfkesini de yenemedi ve:
— Allah luüstahaickun versin, di, kalk defol, burası senin yerin gıldır. Bizden uzaklaş!
Azarlı yarak kovdu.
•T
Osman: kendi sülâlesinin, Ali
Ali’nin mensub bulunduğu Hâşiml hanedanına rakib olduklarını bilmesine rağmen Ali’ye saygı göstermekte tereddücl etmediği gibi. Ali de vaktile seçmen kurulu namına kendisinden sorulana karşı Osmanın ehliyetini bildirmiş olduğu gibi, inti-hab ve tâyininden sonra ona: biat eylemek, nasihat ve yardımlarını e-sirgenıemekten. son zamanlarında da kurtarmak üzere elinden gelebileni yapmaktan geri kalmamıştır.
Osman Ali’ye inanır. Ali de ona nasihatte bulunup yol gösterirdi, amma Osmanın etrafını sarmış bulun ar Umeyye ileri gelenleri ve hele onun her işine karışan ve bütün kötülüklerin başı olan Mervan ne yapıp yapar, yaşı ilerledikçe yumuşak lığı artan akrabasına bağlandık *a idaresi ve iradesi gevşeyen Halifenin fikrini çeler, kararlarını değiştirir.. Ali’nin tırtırdı.
Bu Mervan; Osman’ın şahadetinde rfıemmfyettî bir tesir yapmış -ve sonra Emeviye devletinin dördüncü hükümdarlığına yüklenmiş: yüksek zekâ vc kabiliyetini cinayetler ve kötü »slere sarfeylemekten çekinmemiş bir adamdır tslâm tarihinin bu ka-ranhk ruhlu, meş’ıım siması Öncelerde. Resulü Ekrenıfn vahv kâiib-iı; İmrân nazil o-lunca Peygamberimiz ona:
— Yaz.
Emrini verdiler. O. Cenabı Resulün:
— Âli îmrân
B uyruğunu.
— Âli Mervan
Diye yazdı. Peygamberimiz bun»» görünce onu (Medine) den sürgün evindiler
*
tavsiyelerini hükümsüz bırak.
(Devamı var)
hâkim kılınması. Türkiye Cumhuriyetinin de uğranda ötedenberi çalıştığı ülküdür. Dünyanın bu karışık ve nâzik dunun un d a büyük meclisin üzerine aldığı sorumun ehemmiyeti bir kat daha artmış bulunmaktadır.
Daima Türk milletinin arzu temayüllerine değişmez şiar yük meclisin bir zamanda
mek, güven ve siksiz devamına bağlıdır. Ben ve arkadaşlarım bu güven ve sevgiyi aramaktan bir an geri kalmıvaca-ğız ve başkanlık ödevini tarafsız bir şekilde yapmayı esas sayacağız, «Alkışlar .
ve tercüman olmayı, edinmiş bulunan bü başkanlığını, böyle basan ile yapabil-sevgilerinizin ek-
Mart Sonuna Kadar
4
dergisine
2 yıl içiı.
Abone kaydolunanlar
100 altın piyangosuna
girmek hakkım kazanırlar.
2 yıllık abone bedeli
4 liradır.
Yapı ve Kredi BankaMi'aın İkramiyeli Aile Cüzdanı sahihleri için yalnız 2 liradır ir Bu eşsiz dergiye siz d» abone olunuz!
P. K. 2217 Beyoğlu
Mecliste dün
f E N T SABAH.
muhtelif meseleler
oe-
bir
ki:
fi-
(Bastarafi i :r,r
Halcanın bu izahatı karşısında Ah med Renizi sornyor:
— Ccvab bu mudur?
Bakan haileden kâğıd getirtmek su. alini cevabi andı rınıyocak mı?
REİSİN BİR MÜDAHALESİ
Reis söze karışıyor:
— Abmed Remziye Bakan cevab vermemezlik etmiyor. Bu şekilde
vab veriyor, (gülüşmeler)’ Ahmed Remzi söz alarak: — cBakaaın cevabından hiç şey anlamadım. Yalnız anladım «Hayır* demediğine göre kâğul
yatları da artacaktır. Birçok mâmûl ler dışarıdan getirilebiliyor, Bakanlık neden kâğul idhaline müsaade etmiyor? İzmit Kâğ?d fabrikasının, yaptığı lüks ve hattâ israfı gazeteciler, mecmualar, kitabedar mı ödeyecek? Memlekette 500 e yakııî gazete ve dergi çıkmaktadır. Bu yüz den Reçinen aileleri fena vaziyete sokmak doğru olur mu? Gazete ve mecmuacılık bir kültür yayımı işidir. Bunun esas maddesi ise' kâğıd-dır. Fabrika zarar ediyorsa Bakanlık bunu önlemelidir.
İKİNCİ SÖZLÜ SORU |
. Müteakiben Fethi Mağaranın Küre. batar. Cide kömür ve İnebolu de. mir madenlerinin işletilmemesi hak-tanda Ekonomi Bakanından sözlü sorusuna geçiliyor. Ekonomi Bakanı Cavid, bu üç maddenin dünya piyasalarındaki fiyatlar bakımından maliyetleri fazla ve ekonomik bir isletme olmayacaklarını ve mikdar. larının çok az bulunduğunu söylive-rek sözlerini bitiriyor. Soru sahibi iş letmelerde yalnız Devletin ekonomik şartları de*il ora halkının ihtiyaçlarını da hesaba katmak zaruri olduğu nu bu maden mıntakaları diye saydığı yerlerin halkının çok müşkül şartlar içinde bu1 onduğunıı sövlüyor.
İLKOKUL ÖĞRETMENLERİ
Özel idarelerden maaş alan İlkokul öğretmenleri maaşlarının Umumî Muvazeneye alınması halikında kanun tasarısının «nÜakeresi başlıyor.
SADİ 1RMAKTN SÖZLERİ
Sadi Trmak memleketin kendilerî-po hMvnk biznıetlp»- viikledlği bu sınıfın bir kısım haklarının garanti nnktsotu belirterek hükümete teşekkür ediyor. Yaln(z ►o./>:ıAr, Irt cr«*»»»Vı«i£ı
ması İçin ayrıca bir tasarıya ihtiyaç nbbj^vjm he’irterek sr»p '»a*''anlavda bu sınıftan di^er memleketlere cok (jA^riî k’vmetlor kaçtığını, bunun ön İçermesini istiyor.
HıP*' Oğuz Betaca kanunu övüyor. Hükümete tefekkür ediyor B*j tasarının zenginlik nı ve ilk
ablarının, vaktinde verilmesini sa^îI-1 vacak bu kanun ook mükemmeldir. Midhat Satar Attan (Knnva) bu ta-AArı bu miHeHn vefaJ* ^vjAzllormdcın otan ilk öğretim muailîmtarml memurlarla müsavi bir vsziveto .sokacaktır .Yalnız ilk san m i tat ah dem lerin vazeneve alınmasını rim dîvnv
TAHTAKJL1C NE DİYOR?
Bundan sonra söz alan Ahmed Tah takılıc. ilk öğretir» dâvasının ehemmiyetine işaret etmiş ve hükümetin ilk tahsil mecburiyeti koyarken dâvanın hallinin özel idarelere bırakılarak programsız bir tarzda yürütülmesinin esasen sakat bir usul olduğunu belirterek dâvanın bütün tefemıatile ele alınması lüzumuna i-şaret etmiş ve eğer Cumhuriyet hükümetleri bugüne kadar 8.000
retmeni ilk tahsil kadrosundan ayrılmasına mâni olacak tedbirleri mış olsaydı ilk tahsil dâvasına yardım etmiş olurdu, demiştir.
Tasan oya konmuş ve mevcud 292 milletvekilinin 292 sinin îttifakile kabul olunmuştur.
Bundan sonra Posta. Telgraf, Telefon idaresinin gelecek yıllara geçici yüklenmelere girişme salâhiyetinin 60 milyon liradan yüz milyon liraya çıkarılmasına dair kanun tasarısının müzakeresine geçilmiş söz alan Haşan Polatkan söylemiştir:
«— Elimizdeki tasan ile 60 milyon olan yetkisi yüz
çıkarılmaktadır. Buna sobeb malzeme fiyatlarının artmış olması ve 60 milyon liranın yetmemiş olmasıdır ki bu da meşhur yedi eylül kararlarının memlekete şifalı tesirlerinden biridir .
Hatib bundan sonra idarenin çıkaracağı bonolara temasla bono çıkarmak usulünün emisyona gitmekten başka birşey olmadığını tedavül hac mini arttırıp fiyatların yükselmesi, ne sebeb olduğunu söylemiş ve bu u-sulden vazgeçilmesini hükümetten İstemiştir.
Bundan sonra söz atan Fatin Hoca da İdarenin teknik İlerlemesini Bağlıyacak olan laboratuvarlara c-hemmlyet verilmesini istemiş ve Meşrutiyette kurulan bir laboratuv^
özel idavejeri de fakir’«k eibi ikilikten kıırtaracağı-öğretim muallimlerinin ıw
öğretimde d»' umumî temenni
calini ti-
ede-
öğ.
ai-
ve şunları
idarenin milyona
leııkid etmi^-
Bakanı Fatin
rın bugün işletilmesini Ur.
Söz aiaıı Ulaştırma
Hocanın temennilerini yerinde ol-
duğunu bu yüz milyon lira ile laboratuarlarında kurulacağım İfade ederek 1da resin in teknik işlere ge reken ehemmiyeti vereceğim temin etmiştir.
MALİYE BAIG1NINLN CEVABI
Bundan sonra söz Maliye Bakanı Haşan Polatkaııa cevap vererek şunları, söylemiştir:
•— Bundan evvel müteaddit de falar yedi Eylül kararlarının alınması sebep ve zaruretlerini açıklamıştım. Arkadaşıma tavsiye ederim gözlerini birazda başka taraflara çevirsinler. Finansman meselesine gelince bu mevzuda büdce müzakereleri dolayısile açıklamışımı. Biz hükümet olarak bu mevzuda ti tiz davranmaktayız. Tedavül hacmi iniz bir buçuk yıldır normal bir du rumdadır. Hattâ son zamanlarda bir miktar düşmüştür. Tedavül hac minin artmasının hayat mahalılığı na olan tesirini de takdir etmekteyiz. Bundan sonra söz alan Muammer Erişte çıkarılacak olan bona ların reskonta tabi olmadığ! için tedavül hacmine tesir etmiyeceğini söylemiş ve son zamanlarda 990 milyon olan tedavül hacmmm 135 milyon azalmış olduğunu bildirmiş tir. Bundan sonra İspanyol Kıllrink hesaplarına dair ve eski yüz liralık ların mururu zenıan müddetinin kısaltılmasına dair kanun tasanla tının birinci müzakereleri yapda-rak' oturuma Pazartesi günü devam etmek üzere son verilmiştir.
H. Uran Yozgadda (Baftarav 1 ^c\dei rine getirilmesi için çalışacağını vâ. detnıiştir. Genel Başkan vekili yarın sabah (bu sabah) Çökelek kazasına gidecektir.
Yarın Celâl Sayarın da Yozgada gelmesi beklenmektedir. Bu hususta Yozgad Demokrat Parti mahafllînde hummali bir faaliyet göze çarpmaktadır. Ayrıca Yozgad Demokrat Par ti 11 kongresi de yarın Demokrat Parti binasında toplanacaktır. Ton. lantıda Celâl Bayarın mühim bir hitabede bulunarak son hâdise ve dedikodular etrafında Demokrat Parti men şuhlarını tenvir inektedir.
CELÂL BAYAR HAREKET
Ankara, 30 (Hususi) — Celâl Ba-bugün saat sekiz buçukta lcal-trenle Yozgada hareket etnıi?-Demokrat Parti Başkanı Yer-
etmesi beklen-
YOZGADA
ETTt
yar kan tir. köyden otomobille Yozgada gidecek pazartesi günü do Kırşehirde geçirdikten sonra pazartesi günü Anka-rada olacaktır.
• •
tat bir
de-
Çocukları koruyalım
Çocuk; yurdun temeli, varlığın özü, milletin ümidlerle dolu geleceğidir.
Çocuksuz insan, meyvasız ağaca, yıldızsız geceye ve yağsız bir kandile benzer.
içinde çocuk neşesi, çocuk sesi, duyulmıyan yerler suyu çekilmiş değirmenleri andırırlar.
Ne kadar büyük ve derin olursa olsun bir çocuğun masum gülü şü iki damla gözyaşı karsısında unutulmıyacak keder, dağılmıya-cak üzüntü, dinmiyecek gözyaşı olabilir mi?
Parmaklarını emerek rüya gören çocukta ayrı bir büyü, emekli-yenin de ayTi bir çekicilik, gülmeğe yeltenenin de ayrı bir güzellik, yürüyüp koşanın da başka bir lılık, okula gideninde apayrı zevk vardır.
Çocuklar, en güzel bir çiçek metinden dalıa güzel, her sevgiden daha temiz, her kuvvetten daha kuvvetlidir. Çocuğa gönül vermek, yurda gönül vermek, geleceğe ve kendimize inanmak demektir.
Çocuk dünya yüzünün en kesin ve geniş bir hakikati ve hakikatle rin en değeriİBİdir.'
Çocuk sevgidir, güzelliğin özüdür, ümidin sesidir, ailenin neşesidir. En büyük servetimiz çocuklarımız ve yavrıılanmızdır. Onların varlığı saadetimizin kaynağı, yoklukları bahtımızın ıstırabı, hasretimizin dinmiyen ateşidir.
Çocuk aile ocaklarımızın tüten dumanı, ve geçmişi geleceğe bağlıya» yıkılmaz bir hayat köprüsü dür.
Çocuk solmıyaıı bir bahar, çağlıya» bir pınar, coşturan bir musiki, batmıyan bir güneştir.
Her Türk çocuğu yarın için sınırları bekliyen kahraman bir Mehmedcik, vatana feragat ve fa-zijet dokuyacak bir ana, tarihe des t^p yazacak ve yol gösterecek bir dâhi adayıdır.
Çocvk Esirgeme Kurumu Genel Merkez»
ugfcnkl D^açlsr
Bugün Şeref ve Vefa stadların-da lig maçlarına devam edilecektir, Şeref stadında Galatasaray -lstanbulspor, Vefa stadında Kasımpaşa - Süleymaniye karşılaşacaklardır.
Galatasaravın bııgün yapacağı müsabaka oldukça mühimdir. Sarı Kırmızdılar son müsabakalarda hiç de beklenilen şekilde ııctice a-lamıyorlar. Bugün istanbulspor-lulara karşı alacağı netice şampiyona üzerinde birinci derecede rol oynayıp oynıyamıyacagmı meydana koyacaktır.
Spor - Sergi Sarayı
Bir müddet evvel belediye tarafından 2,5 milyon liraya ihale o-lunan Spor — Sergi Sarayının temeli atılması münasebetile, Ordu evinin arkasındaki inşaat yerinde bir merasim yapılmış, bu merasim de İstanbul vali ve belediye reisi Lûtfi Kırdar, İstanbul Birinci Ordu komutanı Nuri Yamut, vali mu ayinleri ve seçkin zevat hazır bulunmuştur.
Merasime valinin bir nutku ile başlanmıştır.
Vali bu nutkunda şunları söylemiştir:
t— Aziz Türkiyemizin büyük ve medenî hamlelerinin yanında sporun da yer yer nasıl genişleyip bütün memleketi içine alan bir ö-nem ve vüs at kazandığını iftiharla görüyoruz./
İstanbul, modem Türk sporunun doğduğu şehir olmasına rağmen bir kapalı spor salonundan mahrumdu.
Böyle bir spor salonunun yokluğu ayni zamanda, kapalı yerlerde yapılan sporların istediğimiz kadar gelişmesine ve yükselmesine de engel oluyordu. •
^Gelecek yılın bu günlerinde bitireceğimizi umduğumuz yeni sarayla 1949 Avrupa güreş şampiyonasını yapacak ve ayni sene ilk büyük sergiyi burada açacağız.
îki buçuk milyon liraya çıkacak olan bu bina, Türk sporunun terakkisine ve Türk iktisadiyatının inkişafına hizmet edeceği gibi İstanbul belediyesi için de bir gelir kaynağı olacaktır.» •
Valinin bu hitabesinden sonra sporcular adına bir genç konuşmuştur.
Bundan sonra kazılan temel yerinde bir kurban kesilmiş vali ve ordu komutanı sırayla üçer kürek harç atmışlar ve dâvetliler hazırlanan büfede izaz ve ikram edilmişlerdir.
Yeni bir Rus notası
(Baştara/ı 1 incidej
Cebelüttarktan Hind Okyanusuna kadar olan bütün sahanın Amerika için hayati bir ehemmiyet taşıdığı nı söylemiş ve ezcümle demiştir ki: »Bu bölgeyi kısımlara ayırmak ve teker teker ele almak kabil değil diı^ Bütün bu bölge bir tek bütün teşkil eder ve hepsi birden Amerikan menfaatleri bakımından haya ti ehemmiyettedir.»
FİLO TARANTODAN AYRILDI
Bari: 30 (AA.) — Hafta sonundan beri Taranto limanında bulunan Birleşik Amerikanın onar bin tonluk Little Rock ve Providence kruvazörlerlle İki muhrib dün bilinmeyen bir semte müteveccihen bu limandan ayrılmışlardır.
20 gemiden mürekkep olan Aıne rikan Akdeniz filosunun Taranto li mantnda toplanması ve burada ay sonuna kazlar kalması bekleniyordu.
■ Acı Lir Kayıp
S Sabık Konservatuvar icra he S yeti âzasından, SAHİPLİNİN I SESİ Valıram Gesar ve or-I lâkları miiessesesinin musiki şefi, yurdumuzun tanınmış
I bestekâr ve musikişinaslarından :
9
Gençliğinin bir gecelik günahını hayatı ile ödeyen zavallı bir ananın hazin hikâyesi, para ve içkinin tesirik vicdanını kürkten bir hainin felâkete sürüklediği masum ruhlar...
Şark filmciliğinin bugüne kadar vücude getirmiş olduğu en muazzam bir hayat dramı...
icran Ateşi
Oymyaıılar: ENVER VECDİ - SARAÇ MÜNİR - SABA1I BİŞA-RE A AKİM - MİMİ ŞEKİB
Şarkılar: Memleketimizin eşsiz ses sanatkârı PERİHAN ALTINDAĞ, KADRİ ŞENÇALAR idaresindeki 40 kişilik muazzam süz ve koro heyeti...
Bugiiu taksim Sinemasında
Bay ARTAKÎ CANDAN’ın vefat ettiği teessürle bildirilir.
Cenaze merasimi 2 Şubat 1948 pazartesi günü saat 15.30 da Beyoğlu Bahkpaza-n Üç-Horan Ermeni kilisesinde icra olunacağı ilân olunur. •
îşbu ilân hususî davetiye yerine kaimdir. Cenaze levazımatı Becidyan
Gandi öldürüldü!
G andiııia
(Ba^tarafı 1 tncuU) şet şeklinde yayınlamışlarda'. Cinayet nasıl işlendi?
Gandinin öldüğü haberini Yeni Delhi radyoBU vermiştir. B. B. C. nin Yeni Delhi muhabiri, hâdiseye şahid olmuştur. Muhabir, hâdise hakkında şu tafsilâtı vermiştir:
Gandi duasına başlamadan bir kaç dakika evvel Öldürülmüştür. Ateş edilir edilmez Gandi sırt üstü yere devrilmiştir. Gandinin ya nındakilerle muhafızları ve polisler atılarak paltosu içinde kan bu lunan bir adamı yakalamışlardır. Az sonra Gandiyi evine götürmüş lerdir.
Gandinin yakınlarından biri heyecan içinde bulunan halka saat 17.46 da Papu (Baba) nın ölmüş olduğunu bildirmiştir.
Gandinin son sözleri
Londra: 30 (A.A.)
katli hâdisesi hakkında Londrada-ki Hind mahfillerinde iki rivayet dolaşmaktadır. İlk rivayete
• göre, Gandi, birleştirdiği elleri a-rasında o zamana kadar sakladığı rovelveri çektiği zaman «Geç kaldınız dostum* demiştir. İkinci rivayete göre Gandi mütecavize hiç bir şey söylememiş, fakat maiyetinde bulunanlardan katili öldürmemelerini istemiştir. Katilin ismi Mathu Ram olduğu ve halkın hücumuna uğramadan önce kendini öldürmek teşebbüsünde bulunduğu söylenmektedir.
Cinayetin tafsilâtı
Yeni Delhi: 30 (A.A.) — Gandinin öldürülmesine şahid olan biri Reuter mulıabirine aşağıdaki demeçte bulunmuştur:
«Duaya başlaması için takriben 500 kişi Gandiyi beklemekte idiler Gandi evinden çıktıktan sonra küçük kızlarının omuzlarına dayanarak her vakit halka hitab ettiği küçük taraçaya doğru yürüdü.
Halka doğru ilerlediği sırada halk ona yol vermek için ikiye ay rıldı. Bu sırada, takriben 30. 35 j'aşlannda hâki elbiseli bir adam Gandinin üzerine dört el ateş etmiştir. Vaka o kadar ani olarak cereyan etmiştir ki, kimse ne olduğunun farkına varmamıştır. Bu karışıklık arasında, Gandinin boynundan kamına kadar kan içinde kaldığı görülmüştür.
İbadete gelenlerin bir kısmı Gandiyi kollan arasına alarak korumak istemişlerdir. Halkın bir kısmı katili yakalamış ve polis ge 1 inceye kadar kendisini muhafaza etmiştir. Bu arada. «Ne oluyor? sesleri duyuluyordu.
Katil kimdir?
Yeni Delhi: 30 (A.A.) — Gandiyi katleden şahsın 36 yaşında ve Nathutan Vinayak Gode adında bir Hindli olduğu anlaşılmıştır.
Gode, müfrit bir Hindu olarak tanınmıştı. Çok iyi İngilizce bilir bir adamdır.
«Cinayetin siyasî mânası»
Nevyork: 30 (A.A.) — Reuter muhabiri bildiriyor:
Gandinin ölümü haberi gelir gel mez Güvenlik Konseyinde Hind murahhas heyeti üyelerinden biri Reuter muhabirine aşağıdaki demeçte bulunmuştur:
( Bu facianın derin bir siyasi mânası vardır.»
Güvenlik Konseyinde Pakistan murahhas hey'eti üyelerinden biri de şunları söylemiştir:
Bu haber çok esef ver.çidir.» Cinayetin tepkileri ne olabilir?
Londra: 30 (A.A.) — Gandinin ölümü hakkında demeçte bulunan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü şunları söylemiştir:
( Mahatmu Gandinin ölümü yeri doldurulmıyacak bir kayıp ve dünya için hakikî bir felâket teşkil etmektedir.»
Resmî çevrelere göre bu facianın siyasî tepkileri hakkında istidlallerde bulunmak için vakit henüz erkendir. Hindistan ile Pakistan arasındaki münasebetlerin düzelmesi için hiç kimse Gandi kadar gayret sarfetmemiştir.
Londra: 30 (A.A.) — Gandinin katli hâdisesinin vehanıeti resmî mahfillerde belirtilmektedir. Di-
BATTA • 1
r
lcenli.Keşmir meselesini m-tak-re etmek üzere halen Nevyıorkca bulunan İngiliz camiası münasebetleri bakanı Noel B a herden başka Dışişleri Bakanlığının bütün q -murları Atlee’niıı bu akşam sö'.
yeceği nutku sabıraızhkkı bekle mektedirler. Gandinin öldürülme si hakkında ilk haber alınır alın maz kejTıyet Salndriuglıam'da bulunan krala bildirilmiştir. Hususî bir şahsiyet hakkında ilk defa olarak böyle biı* teşebbüse geçilmiş bulunulmaktadır. Çünkü Gandi yeni Hindistanda t^smı brr vazifenin başında bulunmakta î-di.
lıal tercümeli
(AP.) — Gandi 2
Ahmedabıd civarın kasabasında doğ-
Gandîuiıı
Londra: 30 Ekim 1869 da da Probander muştur. ı '
1882: 13 yaşında evlenmiştir. 1687: Londra
üniversü''sinde hukuk tahsiline başlamıştır.
1920 Hindistan millî hareketini desteklemek üzere, «pasif muka-veır.?t- kampanyasma başlamıştır.
1922: Pasif mukavemet hareketinde oynadığı rol dolayısiyle ilk defa olarak hapse girmiştir.
1929: Hindistana tam bağımsı* lığını kazandırmak üzere Hindistan Millî Kongresi tarafmdan tertip edilen harekete önderlik etmiş tir.
1930: Tuz vergisine muhalefet etmiş ve deniz suyunu tabahhur ettirerek, kaçak tuz imal etmiştir. Böyîece, Londrada îlk Hindistan Yuvarlak Masa konferansı çere yan ettiği sırada ikinci defa hapse girmiştir. Bu konferans sırasında o zamanki Başbakan Ram-sey Mc Donald Hindistana Domir yontuk vâdetmiştir.
1931: Londradaki ikinci Hindistan konferansında bulunmuş ve gerek Hind usulü giyinişinde ve gerek pehrizlerine sadık kalmak suretiyle Londralıları şaşırtmıştır Hindistana dönünce, İngiliz hükümetini, anlaşmayı ihlâlle itham etmiş ve silâhsız itaatsizlik kam panvasma devamı tavsiye etm-y-tir.
1932: Tevkif edilerek 3 ütt ü defa hapse gönderilmiştir. Bu t-lın Eylülünde meşhur oruçlarından ilkine başlamış ve ayni yıl zrır fıııda 3 kere daha açlık grevi yapmıştır.
1934: Artık her hangi bir hizme ti dokunmamakta olduğunu ileri sü rerek, Hindistan Millî Kongresinden istifa etmiş, fakat bu sefer müridlerinden 7 sinin oruç tutma ğa başlamaları üzerine, yen’d-sı kongreye girmek zorunda kalmıştır.
1939: Sıbhî sebebler dolayısiyle siyasî hayattan hemen hemen çekilmiş, fakat harbin patlak vermesi üzerine İngiltere ye taraftar lığı ilân etmiş ve banşı temin u*; runda Hindlere şalısî bir gönderdiğini açıklamıştır.
Harb müddetince. Japon halinde tatbik edilecek pasif
vemet plânlan üzerinde çalışmıştu*.
1913 : Hindistanın bağımsızlığı 1 çin tahriklere devam etıaeai neticesinde, Puna’da ikamete memur edilmiş ve buna karşı protesto makamında, 73 yaşında olmasına rağmen 3 hafta müddetle açlık gı*evi yanmıştır. Bu hareketi o zamanki H.n-distan Kral Naibi tarafından «siyasî şantaj» olarak vasıflandırılmış' îr.
Ertesi yılın yazında scrlıest bırakılmış ve bu tarihtenbeıi Hlndis.an bağımsızlığı için çalışmakta beraaer. taksim meselesi ve Mltelllmanlârla Hindular arasındaki camla kavgalarına üzülerek, iki açlık grevi yaj mıştır.
1948 : Camia kavgalarının gittikçe genişlemesi neticesinde Gandhi bu yılın başiengîC’ndA yine 6 gün oruç tutmuş ve Bîbbl (1 .»nwu vahim bir hal almıştı. 30 ocakta bir katilin kurşunu ile Hindistanın mânevi İL dert hayata gözlerini yummuştur.
mesaj
istilânı muk ı.
7
SAYFA: •
XKNI S A B AB
“W"
31 OCAK 1048
T
Perakende Satış
Sûmerbank İplik ve Dokuma Fabrikaları Müessesesi Mü
I •• i •• V
aurlugunden
istiklâl caddesindeki Beyoğlu mağazamızda ithal malı pamuklu mensucatın 2/2/948 tarihinden itibaren ve bir kaç güne kadar da yünlü kumaşlarımızın, hah ve bayraklarımızın parekende satışına başlanacaktır. Saym ihtiyaç sahiplerinin mağazamıza mü-racaat-lann) rica ederiz. (1294)
I
Mısır Çarşısı Kapısı Yanında
Fındıklıyan Han No. 18/19
Giyim Eşyası Tedarikinde Hakikî Kolaylık
oSAĞLIK GİYİM EVİ» toptan satışlarına birde parekende kısmı eklemiştir. Resmi Daire ve hususi müessese memurlarına TAKSİTLE de satış yapılacaktır. En temiz malzeme ve işçilikle hazırlanmış erkek ve çocuk elbiseleri, paltoları, pardesülerl, trenç kotlan, gömlek ve pijamaları, kadın manto ve trençkotları, halkı miza birinci elden yapılan satışların bütün faydalarım sağlamaktadır.
İstanbul Emniyet Sandığı
1948 TEVDİAT İKRAMİYELERİ
KURALARI
Kıravat Alınacak İstanbul Sıhhî Kurumlar Artırma Ve Eksiltme Komisyonundan
İst Tıb Öğrenci Yurdu öğrencilerinin 1200 adet kjravatlan açık eksi] ime ije satın alınacaktır.
1 — Eksitltme 9/Şubat/948 Pazartesi günü saat 15 de Cağaioğlundaki (Sağlık ve S. Y- M. lüğü binasında jon unca yapılacaktır.
2 — Muhammen bedeli: Bfher
lan 2724 Ura ve ilk teminatı: 205
3 — İstekliler bu işe ait şartnameyi çalışma günlerinde komisyonca görebilirler-
4 — isteklilerin cari seneye alt Ticaret Odası vesikası ile 2490 sayı
l kanımda yazılı belgeler ve bu işe yeter ilk teminat makbuz veya banka mektupu olduğu halde belli gün ve saatte komisyona müracaat lan. (901)
fopianacak Sıhhi kurumlar korniş*
ıdedi 227 kuruştan olmak üzere tu. liradır.
• •
Çam Tomruğu Satışı Kütahya Devlet Orman işletmesi Müdürlüğünden
Çam tomruğu satışı
Değirmenözü
1
2
3
4
Beher
101.663 M3
f
Yapılacak iş : Mahal ve mevkii : Mıkdar ve cinsi :
ncl
*
parti
*
»
s
istasyon deposu
101.663
106 483
93.209
29.816
merteküpu 53 ün
>
Muhammen bedel: İlk teminau
| Tekel U. Müdürlüğü ilânları"!
Cinsi
Malzeme Aiım Şubesinden;
İhale günü
borsa
İst. Borsasmın 30/1/948 Fh LoıııUg j
Nevyork 2fj
Paris
Cenevre €
Anısterdam
Brüksel
Prağ
Stokhohn
Lizbon ı
ESHAM VE TAHVİLÂT % 6 941 Demiryolu 6
6 Kalkmma 3
5 ikramiyeli Millî
Müdafaa i
6 Kalkınma I
6 Kalkınma 2
T Milli Müdafaa 3 Ittihad Değirmencilik Şirketi Hisse Senedi
Anonim Şark Sanayi Hisse Senedi
f>r
}0
Miktarı
Muhemmen Güvenme bedeli parası
tarihi
saati
ev, küçüklere
Müddeti ihale ihale ihale
1 linde
teminatı
r
M3
»
»
»
Ura
D
Çanı
* ■
»
>
50
75
tomruk
>
*
kuruştur, hesabiyle
*
*
gün
*
»
>
407.92
427.26
374.00
119 64
liradır
»
suretile
106 483
93.209
29.816
: On beş
: Açık arttırma
: 10/2/948 tarihine rastlayan
: Kütahya Orman İşletmesi Müdürlüğü.
şekli
tarihi
yeri
— Yukarıda cins ve miktarı yazılı emval ayrı ayrı dört parti ha
açık arttırmaya çıkarılmıştır.
2 — Buna ait şartname Ankarada Orman Genel Müdürlüğünde. İs-tanbulda Orman Başmühendisliğinde. Eskişehir. Usaf. Afyon, Tavşanlı orman işletme müdürlüklerinde görülebilir
3 — Taliplerin ihale gününde avrak; müsbite ve ilk teminatları ile komisyona müracaatları
Yeni Neşriyat
Cur.arteai Akşam)
Bu haftalık mizah ve dedikodu gazetesinin 3 ncü sayısı bugün çıkıyor. Cpmartesl Akşamı bugünkü sayısı ile hiciv ve mizah âlemi-mizde bir merhale teşkil etmekte* djr. Mutlaka okuyunuz, çok güleceksiniz!
KEŞF—EL—ZUNUN ZEYLİ
CILD II
Hacı Kalfa adile tanınan büyük Türk Âlimi Kâtip Çelebinin vücüde getirdiği bir "Bibliyografya Kamusu dur.
Elde mevcut yazma ve Basma nüshaları ve zeyilleri gözden geçiri Jeıek müellifin el yazısile yazılı o-laıı nüshaya göre fazlaları çıkarı) mak, eksikleri tamamlamak suretile. merhum Profesör Şerafettin Yalpkaya ve Lektör Kilisli Ritat Bii ge tarafından hazırlanan Keşf—El —Zvnun'un başında eserin mahiye ti hakkında bir .Önsöz. İle Kâtip îfcleblnin hayatı ve şahsiyeti hakk;n da ayrı ayrı bir yazı bulunmaktadır.
Şimdiye kadar birinci ve ikinci ciltleri ile ikinci cildin birinci ve 1-kincl zeyilleri çıkmış bulunan bu değerli eser Milli Eğilim Bakanlığı yayınevlerlle bütün kltabçılarda sa Ulmaktadır.
BÜYÜK MATEMATİKÇİLER
II
Etiç Temple Bell tarafından galeme alınan bu değerli eserin bi rinci cildi bundan önce çıkmıştı. Bu defa yayımlanan ikinci cildinde sırasile Lobaçevski, Abel, Jacobı. Hamllton, Oalois, Cayley, Boole Hermitc. Kronecker. Rıemann, Kummer, Poincar( Cantor, gibi büyük Matematikçilerin hayatı İncelenmekte ve bunlara ait kuşt kâğıt üzerine basılmış fotoğraflar bulunmaktadır.
Milli Fğitim Bakanlığı Yayınevle-1 h ile bütün kitapçılarda 5 lira fi-] yatla satılan bu değerli eseri bıi-i tün Matematik meraklılarına tevsi ye ederiz-
2 adet
4000 metre
45 ton
17000 adet
13117 L 183.77
4320 L 350 00
— 2500.00
(Takriben) 168 00
6/2/948
6/2/948
10/2/948
10/2/948
Cuma
Cuma
Salı
Sah
10.30
10.45
9 30
945
«atin
Vadesiz tasarruf hesablan için :
19 - Haziranda
Vadeli tasarruf hesabterı için :
12 - Aralıkda Çekilecektir.
Bu ikramiyelerle büyüklere
paraaız tahsil ve san’at erbabına işlerini genişletecek araçlar sağlanır.
İştirak şartlan Merkezle Ankara, Eminönü, Beşiktaş ve Kadıköy şubelerimizin tevdiat gişelerinden öğrenilebilir. 1007
T.
A.
2u 2Ç
95 3$
OSStj
21.34
72 20
RAOYÖ1
»• Program
Kontlnü pres inam ve hesaba)
Bakır tel
mam ve hesaba)
Siklop çenberi
Tuz torbası
diktlrllmesl
1 — Yukarıda cins ve miktarı yazılı malzeme pazarlıkla alınacak ve bezi idaremize? verilmeek şartile tuz torbası diktlrilecektir.
2 — Pazarlık hlzalarmda gösterilen gün ve saatlerde Kabataşta Genel Müdürlük malkezeme alım şubesindeki komisyonda yapılacaktır,
3 — Şaşrtnameleri ve tuz torbalarına ait numüne her gün sözü ge çen şubede görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte hizalarında gösterilen güvenme paralarile birlikte mezkûr komisyona müracaatları ilân olunur,
5 idare kısmen veya tamamen veya kısım kişim ihalede serbesttir. (1019)
r
r
i—r
35 Liraya
I Hakikî »u geçirmez gabardin I İngiliz Trençkot pardeeüleri
■ Ayrıca: Bayanlar için 25 lira
■ sarig muhayyerdir
J Sultan Hamam Dikranyan han No. 11-12
Abdurrahrnarı Kalyon
• « - *
Jiomphim&tehi
i
Teknik Üniversitesi Satınalma Komisyonundan
Üniversitemiz matbaasında tabettirilecek olan kitabların kiliseleri açık eksiltmeye konulmuştur.
Kıllşelerln beher santimi 5.50 ve beher parçası 75 kuruştur, ilk te mlnat 750 lira olup eksiltme 17/2 948 tarihinde ve saat 10.30 da yapıla çaktır. Fazla malûmat alniRk için komisyona müracaat. (1256)
»
4 EV, 4ARSA
günü
saat 15
de.
sah
-
Birinci Çekiliş: 1 MART
I
>
■
Yılda dört çekiliş: Her çekilişte 1 EV, 1 ARSA ve dolgun para ikramiyeleri...
Hesaplarında altı yüz liradan fazla parası bulunanlar her beş yüz lir alan için çekilişlerde ayrı bir kur’a numarası alacaklardır.
Ayrıca, 21 Nisan 1948 %de ÇOCUK HESAPLARI için zengin ikramiyeli çekiliş.
1948 PLANI
I
No. 112
İmtiyaz Sahibi:
A. CEMALEDDİH SARAÇOĞLU -Yaaı l|lenni hilen idare edan: Yarı t|len Miidüru: FATİH FUAD
J ut ildiği Yrr-
«Yeni Sabah» mürettiphanesi Satıldığı yer: «Gün Basımevi»
107288 No lu ve 23 Eylül 1943 tarihli Gümrük makbuzunun 327 No lu formülü kayıp olmuştur. Yenisi m çıkaracağımızdan eskisinin hiq bir hükmü yoktur.
Türk — Ellas T. A. Ş.
Isı B T Bölge Müdürlüğünden:
İstanbul—Atina güreş takımları arasında 31 1/948 günü yapılacağı bildirilen güleş karşılaşması ELEN sporcularının gelmemesi yüzünden tehir edilmiştir
Bu karşılaşmanın tarihi ayrıca bildirilecektir.
ZAYİ: - İstanbul Üniversite si Iktisad Fakültesinden aldığım şebekemi kaybettim. Yenisini ala cağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Fuad Özçelik Sınıf I. No. 3782
Hazreti Ali ile Hareli Muaviye a-rasında fiıffin muharebesi yapılıyor dıı. Hazreti Ali, bu muharebeyi, has mın ikinci bir hilesine kapılarak kaybetti Nihayet canından bıktı. Rüyasında. Hazreti Peygambere, ümmetinden şikâyette bulundu. Ümmetinin aleyhinde dua etmesini rica eyledi. Hazreti Peygamber de: Yarabbi! Eana onlardan hayırlısını tebdil et, onlara da daha şerrini musallat kıl buyurdu.
İşte İrak halkının Haccâc-ı-Zâlimin zulmü altına girrreslnin sebebi bu du&i Peygamberidir. Haccâc. I-rak halkına yirmi sene tahammülsüz zulüm v( işkence yapmıştır. Fakat ne yazık ki bu belde ahalisi ilfl birlikte diğer beldelerin ahalisi do bigavri hakkin zulüm görmüştür.
Tarîhler, Haccâc'ın Irak valiliğine tâyini hakkında birçok sebcb gösterirler; lâkin bunların hangisinin doğru, hangifiinivı eğri olduğunu a-çdr:a yazmazlar. Ancak, İbrahim îb-nî Telha vak’aaı üzerinde birleşmiş
ve
CUMARTESİ 31/1/948
Açılış ve program.
M. s. ayarı.
Müzik.
Haberler.
Müzik: Çeşitli Hafif
Müzik (Pl.)
Müzik: Şarkılar (Pl.) Kapanış.
Açıhş ve program.
M. s. ayan.
Müzik: Operalardan Seçim
Parçalaı (P|.)
Haberler.
Müzik: Radyo Salon Orkestrası.
Müzik: Hafif Melodiler (Pl.) Müzik. Şarkılar, Türküler. Müzik: Cuınhurbaşkanhğı -Armoni Muzikası.
1455 Konuşma: B. T. O. D.
15.00 Kapanış.
16.58 Açılış ve program.
1700
17.00
18.00
1830
18.45
19.00
19.00
1945
19.20
19.45
2015
20.30
20.35
21.15
21.45
7 29 7 30 7.30 745 800
8.45
900
1229 12.30
1230
1300
13 15
13 45
14.00
14.30
Şen bir yuvaya sahip olmak İsterseniz, TÜRKİYE IŞ BAN-KASI'ndaki tasarruf hesabınızı en az YÜZ liraya yükseltiniz. Hesabınız yoksa derhal bir hesap açtırınız.
TÜRKİYE İŞ BANKASI
200.000 LİRALIK İKRAMİYE
4
Yaş Sebze alınacak
Sümerbank İplik ve Dokuma Fabrikaları Müessesesi Defterder Fabrikası . Müdürlüğünden:
1 — Fabrikamızın 1948 yılı yaş sebze ihtiyacı açık eksiltmeye kolunmuş tur.
2 — Eksiltme 2/2/948 Pazartesi günü saat 14 de fabrikamızda yapılacaktır.
3 _ Geçici güvenme 500 Tl. sidir.
4 — Şartname her gün ticaret »ervisinoe görülebilir.
5 — Fabrika ihalede serbesttir.
22.00
2220
22.45
2245
23.00
23.30
M. s. ayarı.
Radyo Çocuk Klübü.
Müzik: Dans Müziği ıpı Konuşma.
Miizlk: Şarkılar. M. s. ayarı.
Haberler.
Gpçmişte Bugün,
Müzik: Güzel Sesler (Pl.) Müzik: Yurddan Sesler. Radyo Gazetesi.
Serbest Saat.
Miizlk: İnce Saz.
Müzik: Semai ve Şarkılar Konuşma: Kitap Saati. Müzikleri (Pl.)
Müzik: Varyete Müzik.
%
M- s. ayarj Haberler.
Müzik,
Program ve Kapanış.
BULMACA
----*---
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1
2
3
İstanbul Tapu Dairelerinde İşi Olan Vatandaşların Dikkat Nazarına
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünden:
Tapuda işi olan vatandaşların işlerinin daha ziyade kolaylıkla görülmesi ve tapu işlerine ait her türlü bilgiyi edinmelerini sağlamak ve İşlerinin gecikmesinden doğan şikâyetlerini kayıt ettirerek bu işlerin sonundan kendilerine malûmat verilmek ve muamelelerini safha safha takip ettirmek maksadı İle İstanbul grupu tapu sicil müdürlüğü binasında ve grup müdürünün emrinde danışma ve takip bürosu kuruldu fcu ilân olunur. >
Aşk - Macera - Tarih - Cinayet
Ysaant BuharreiR Z, korgunal
gibi görünürler. Doğrusunu Allah bilir.
İbrahim lbni T»Iha hâdisen HaC-câc’ın müdhiş diplomatlığım belirtmesi itibarile pek mühimdir. Acaba llaccâc, daima kendisi aleyhinde konuşan İbrahim’e karşı gösterdiği ikram ve ihtiramda samimi miydi; yoksa onun halk üzerindeki geniş te Bir ve nüfuzunu nöz önünde tutarak, siyaset İcabı, böyle mi hareket ediyordu? Ekseriyetle bitaraf yazılım-yan İslâm tarihleri, böyle bir sual sormak ve buna cevab vermek lüzumunu hissetmemişlerdir. Sadece gerek hakikî, gerek mevzu vak'a ve
fıkraları yazmakla İktifa etmişlerdir. Hâdiseleri muhakeme terazisinde tartıp ağırla hafifi ayırmak cihetine yanaşmamışlardır. Bu yüzden hak ile batıl ayni seviyede kalmıştır. Daha sonra yetişen tarihçiler do evvelkilerin yürüdüğü yoldan dışarı çıkıp hakikati aramamışlardır.
★
Haccûc, biı gün yolculuğa çıkma-ğa karar vermişti. Seyahati biraz uzun süreceğinden, bir vekil bırakmak irab ediyordu. Muhammed'den daha tu. Namazdan sonra
— Ev Küte halkı,
Buna da oğlu münasibi yok. Minbere çıktı: ey ehli Irak!
diye bağırdı. Sefere çıkmağa karar verdim. Bir müddet sizden ayrı bulunacağım. Oğlum Muhamnıed, bana vekâlet edecektir. Kendisine itaatte kusur etmenizi katiyen İstemem. O-nun arzulan benim arzularım, emirleri benim emirlerim, yasakları benim yasaklanırıdır. Eğeı siz oğluma muhabbet gösternıeylp içinizden â-kıbetl hâyır olmasin» diye beddua ederseniz, ben de size ‘Oğlumdan daha zalimine mübteia olasınız diye beddua ederim.
Haccftc’dan çok den hiç birisi ses tini gösteremedi.
korkan Kûfelıkr* çıkarmak ceaare-Haccâc, müsterih
olarak seyahate çıktı.
Haceâc'ın seyahate çıkmasından birkaç gün evvel şehirden birisi kaç nuştı. Kaçışının sebebi korku idi. Adamcağız, biraz geveze olduğu için, diline hâkim olabileceğine güvene-, miyoıdu. Gevezeliği yüzünden bir t gün başına bir belâ geleceğini düşünmüş ve kaçmaktan başka çare bulamamıştı. Küçük bir köyde oturacak. orada zulümden Azade, hayatından emin olarak yaşıyacaktı.
Bu adam, yerleşmeğe karar verdiği gün giderken ağaç gölgesinde yalan ve rahat, rahat uyuyan bir köpek gördü Bir bu mesud köpeği, bir de kendisile birlikte diğer İrak halkım düşündü ve:
- Ne olaydı, ben de böyle bir köpek olsaydım da HaccAc’ın zulmlln-dan korkarak terki diyar etmeseydim, diye ^öylendi.
Bu adam, birkaç gün sonra başka h!r kove gitmek zorunda kaldı. Yine geidtğ voltları gitmesi lâzımdı.
/Devamı var)
4
6
8
t.
8 i ■
"I ■ l
1 !
■ ■
£ 1 i i M
■ l 1 ■
1 1 ■ I 1 te
ı i ■ i
i ■
Soldan Sağa:
1 — Kadın sigarası; 2 — Hücre. İşaretle; 3 — Sonuna (N) ilâvesile bir basma olur, Namaz valrti okunur; 4 — Dinamik, LAzların çok kul landıgı bir hece; 5 — Bir C, H. P. kalemşorunun soyadı, Bir harfin o-kunuşu; 6 — Yemek, Nitekim; 7 — Irmaktan küçüktür, Gelir; 8 — Telefonda lâzım olur, Eline (aynen); 9 — Lif veren bir bitki, Çok beyaz olur.
«aradenizde bir iskele, Ada-2
Karıştır
1
nan şey; 2 — Deniz ortasında bir kara, Karıştır (emir); 3 — Göz değmesi, Sonuna (AR) ilâ vesile tehir olur; 4 — Sonuna (T) ilâvesi. )e narh olur; 5 — Nota, Tersi olur mu mânasına Acıkınca çalar, Tefrik edilmiş; olma; Anne; 9 hem bayıltır hem ayıltır.
EVVELKİ BULMACANIN MAUJDDÜ.MTŞ ŞOKU l 2 3 4 5 6 7 8 9
Genişlik; 6 — Har;
7 — Rizeli Türkler,
8 _ Hislere hâkim — Tersi birdehbhe
2
o
t
I
t
S
4
l