Pazartesi
| MAYIS 1Y50
j Yıl: 2—No. 372
Ba»muharrlri) Mömtaz Faik Fenik
8
roeta Kotnaa. İM — ANKABA Telgraf: Zafer Gacetesl Ankara Başmuharrir tel: ........ 1561»
Yazı işleri, idare: ..... 15315
Fiyatı her yerde !• kuruştur.
C. Bayar'ın Malatya nutku
cinayetler
edasile dolaşanlar vardır
tavsiyelerine karşı dedi ki
"Halbuki şimdi, şurada irtikâp edilmiş siyasî bir cinayetin elemi içinde titremekteyim . Nasihatle ini bize değil, kendi mensuplarına tevcih etmelidirler»
Malatya, 7 (Hususî Muhabirimizden Telefonla) — Demokrat Parti Başkanı Celâl Bayar dün Elâzığdan otomobille Malatyaya gelmiştir.
Celâl Bayar, havanın muhalefetinden dolayı Erzuruma gidememiş ve Malatya üzerinden Adanaya geç miştir.
Demokrat Parti Başkanı Adana-dan Ankaraya geçecek ve Pazartesi günü Merkezde yapılacak toplantıya iştirâk edecektir. Bayar, Salı günü Ege mitinginde bulunmak üez-re Tzmire hareket edecektir.
• Sizin cazibenizden kendimi kurtaramadım. Miknatis gibi beni buraya çektiniz. Malatyayı ziyaret için programımı değiştirmek imkânını kıramamıştım. Bizim tayyare Elâzığdan geri dönmek mecburiyetinde kaldı. Sizi görmek fırsatını verdi.
Hudut be&çisi kahraman Erzurumluları ziyarete imkân bırakmadı. Bugün yanınızda bulunuyorum. D.P. ilk gününden itibaren bir çok (Devamı 8 inci sayfada)
1
Bayar nutuklarından birini veriyor
r'—-------~
Vj | Particilik
' rıavrpti
gayreti yüzünden
Muhalefetin hizmetleri,
şiddet değildir!
Adviye FENlr
D. P. Ankara adayları : 12
MÜMTAZ FAİK FENİK
yat asla semeresiz kalmadı. Ve ni-
ve emniyetli bir Seçim Kanu- ( nu çıkarılamsı için elinden gelen
izim ve
İzmir'de Halide Edip Adıvar da konuştu
Bnlıkesirdeki mitinge şiddetli yağmuru
kişi iştirâk etti
ÜKIHTİVA i
KÜREK
Demokı .t ı’ .rlı Ankara adayl: gazetemiz Başmuharriri Mümtaz Faik Fenik (Yazısı 6 ncıda)
C. H. P. Genelbaşkanı İnö- rüşt nü’nün, Ege’den sonra Biga _ ....
ve Çanakkalelilere verdik- her gayreti sarfetti.
leri propaganda nutuklarını hayret ' Bıı bakımdan Demokratların yer içinde takip ediyoruz. Çünkü dört yer yaptıkları büyük mitingler, senedir, Demokrat Partinin memle I söylenen nutuklar, alınan kararlar kete yaptığı büyük hizmetleri top- ve yapılan devamlı muhalif neşri-yekûn inkâr edip, onu şimdi tekrar ; __________2_ _____”,
durup dururken şiddet politikasiy- hayet, 1950 seçimlerinde bu şekilde le itham edenlerin hakikî zihniyet- hareket ederse, yapayalnız kalaca-lerini anlamak çok zordur. I 'Devamı 8 inci sayfada)
Gerçi, Demokrat Partinin 94G se- ' çimlerinin malûm sebepleri dolayı-siyle Büyük Millet Meclisi içinde | bulundukları vekiller, küçük bir azınlıktı; fakat Demokrat Partinin vücude getirdiği eserler, Halk Partili çoğunluğun yaptıklarından | çok daha mühim ve hattâ daha muhteşemdir. Aksi nasıl iddia edilebilir ki, Demokrat Parti, sade tek parti zihniyetinin verdiği bir alışkanlıkla hareket edip vesayet sistemini devam ettirmek istiyenleri dahi bir çok ahvalde yola getirmiş ve böylelikle memleketin umumî bünyesinde büyük bir değişiklik yapmağa muktedir olmuştur.
Nitekim bugün elimizde bulunan Seçim kanunu, Demokrat Partinin muvaffak eserlerinden biri değil midir? Eğer Demokrat Parti, sene-lerdenberi bu iş üzerinde bütün gayretini sarfetmemiş olsaydı, eğer eski kanunla ara seçimlere girseydi, bugünkü kanunu elde edebilecek miydik? Geçen 946 seçimlerinden sonra iktidarı ele alan merhum Recep Peker, Seçim Kanununda, ufak bir değişiklik yapılmasını bile havsalasına sığdıramıyordu. Onun yerine geçen Haşan Saka, eski kanunun mükemmelliğini övüyor ve •Mevcut kanunla İngilterede bile seçim yapabileceğini- söylüyordu.
Şemsettin Günaltaya gelince, o da ufak bir tadille, Demokrat Partiyi ara seçimlere girmeğe az mı zorlamıştı? Fakat muhalefet yılmadı, çekinmedi ve bıkmadı. Dii-
Aıiiüsya’da feci bir koz) oldu, 40 kişi ağ r ve hofıf yardandı
Amasya, 7 (Hususi) — Şu anda bütün Amasya matem havasına bürünmüş bir vaziyettedir. Particilik gayretiyle yapılan taşkın bir hareket, 40 tan fazla vatandaşın ağır ve hafif yaralanmasiyle son bulmuştur.
Şu ana kadar ölü olup olmadığı kati olarak tesbit edilememiştir. Şehire 35 kilometre mesafede bulunan Durucasu Hidroelektrik Santralının temel atma törenini C.H.P. liler 2 gündür davul zurna ve derme çatma -şehir bandosiyle halka (Devamı 8 inci sayfada)
D. Parti seçim beyannamesi
Çarşamb ı günü neş i muht mel
Seçim günü yaklaştıkça Ankara-da heyecan artmaktadır.
Demokrat Parti beyannamesinin, seçim propagandalarının sonu olan Çarşamba günü yay ■ulanacağını ve Salı akşamı basına verileceği anla-(Devamı 8 inci sa
Hürriyet uğrunda çalışırken siyr sî bir tertiple hürriyetini kaybederi Mümtaz Faik FENİK’in hapisten kurtulması 14 Mayısta vereceğiniz reylerle kabildir
Vatandaş
Bugün saat 18,30 da ve da Ankara, 20,10 ve 20,50 de İstanbul radyosunda Demokrat Partinin sesini dinle!
sıyası
seyahatlerinden birinde halka hıtabederken
Millî Eğitim maçlarının son kanlı müsabakası
Fenerbahçeli Futbolcular
dün kan revan içinde kaldı
İzmir'de dün yapılan ve kör döğüçü halinde cereyan edsn maçı 4-0 kazanan Fenerliler evvelâ sahada, soma otobüste, daha sonra otelde taarruza uğradılar, bir çok oyuncu yaralandı...
Elmadağ D. P. toplantısı nokrat P
luğ Buca-
rağmen 95000
İzmir, 7 (Telefonla) — Bugün Bornova’da Havuzlu Parkta 10 bin kişiyi geçen bir kalabalık önünde Demokrat Parti bir açık hava toplantısı yaptı.
Bu sabah vapurla gelen Halide E-kaya dip Adıvurın da bu toplantıda bir kısa konuşma yapması heyecanı bir kat seçim konu- . daha arttırmıştı. İnönünün İzmir nut nci sayfada) , kunda kadınlardan bahsetmiş olma-
POKER-PLAY
o o c
Zonguldak, 7 (Hususi Muhabirimiz Etingü bildiriyor) — Zonguldak valisi ve il jandarma komutanının ilçelerde yaptıkları ve yalnız muhtarlardan bag.ıa kimseyi içeri almadıkları gizli toplantıla- ■ nn menfi tezahürü görülmeğe başlamıştır.
Bugün Zonguldağm Çaycu- : ma ilçesinin, Ilacıkadı kö- . yünde, çok esef verici bir hâdise olmuştur. Köyde sayılan ve sevilen bir Demokrat ihti-
(Devamı 8 inci sayfada)
İzmir, 7 (Telefonla) — Milli Eği tim müsabakalarına bugün Alsan ca : stadında devam olundu.
Birinci maçta Vefa Göztepey ezici bir oyundan sonra 4 . o yendi
İkinci ve günün mühim karşılaş masına gelince heyecan son haddi ni bulmuştu. Fenerbahçe sahaya şı kadro ile çıktı: Cihad, Müjdat, Hil mi, Samim, Kâmil, Nusret, Ero! Lefter, Ahmet, Cemal, Halit.
Oyuna Fenerbahçe rüzgâra kar şı başladı. Sinirli bir hava içindi devam ediyordu. Fenerbahç!
Toprağa gomüli İki büyük teneke ilâç bulundu
Dün Çiftlik yolu üzerinde bir mii det evvel Şark Ecza Deposunda çalınıp da toprağa gömülmüş oldı] ğu tahmin edilen bir miktar ila bulunmuştur.
İki çocuk Çiftlikten dönerken yi lun kenarında hafif bir kaban görmüşler ve sopalarla toprağı İçd diktan sonra da büyük paketler I çinde bul lâçları çıkarmışla!
sının tesiri kendini göstermiş, toplantıya bir hayli de kadın iştirak et-' mşiti.
Toplantıyı Osman Acun açtı. De nıokrat Parti İzmir adaylarından ve eski milletvekillerinden Mehmet Al-demir konuşarak İnönünün son seya batinden bahsetti ve dedi ki:
.— Bundan evvel İzmir’e gelişle-(Devamı 8 inci sayfada)
Sıvos'ın boğlorı ! I vrupa, Amerika talanı derken... Nihayet Dışişlel ri Bakanımız da resmi arabasijl le ve kara yoliyle Sıvasa kadal gitti! Hadi gittiği bir şey değili tuttu, nutuklar da söyledi!... I Öteki Bakanlarımız, resmî al rubaları kullanmak için tetkil kat, inceleme diye benzin kull tanıyorlardı! Acaba Sayın Sal dak, Sıvasta hangi dış mesclej leri tetkike gitti, dersiniz? | Bilemediniz değil mi? Bel söyliyeyiın: llalk Partisinin sel çini arifesindeki dış manzarası! nı! Daha doğrusu, Sivas'ın göl rünen bağlarını!... Çünkü bil bağlar da, Sivas’ın dışındadır Yedekçinin YEDEĞİ
Sayfa: 2
ZAFER
;.vf.
GAZETELERDEN
Men dokka dukka I
meşe ziyafeti çekilmiş; Mar ___ . ‘ bir partili siyasî ha sımları tarafından pusuya düşürül
g e Milliyette, (Bir damla) sütunun- birer
3 w da B. Fa., Men dakka dukka! baş- dinde idealist
lıklı yazısında şöyle demektedir: Halk Partisi Genel Başkanı, İz- mÜş...
mirde, arkadaşlarına soruyor: j Ne gariptir ki, bu hasmfine ha
— Demokratların kaç tane ka - roketler, husumetçilerden değil, 5anc’ dm adayı var? 1 ' J— —)-•-----
— Bir tane.
İnönü’de geniş bir tebessüm:
x K — Su halde biz onlardan tam altı kaybederek, husumetçilerin boyun-
2 j defa daha inkılâpçıyız. | ların.a sarılacak yerde boğazlarına
.... güzel cevap. Fakat mu- sarılıveriyorlar.»
Sanı’ d) N(
1 (
4
Doğrusu „----------r. .....
kabele edilecek bir tarafı var ki. Demokratlar kaçırmamalıydılar:
— Evet ama, biz de sizden tam altı defa daha erkeğiz!»
5
habbetçilerden geliyor. |
Galiba muhabbet taraftarları fart-ı heyecan içinde kendilerini
8 - 5 -1950
| Tedkikler
'ıWin«Mii,:a
I
Vatandaşların dikkatine
Atıfbey, Altındağ, Telsizler gibi, şehir nüfusunun büyük bir ekseriyetinin oturduğu ma hailelerde, şu bir kaç gün içinde. «Halk Partisine rey vermiyenlerden yirmi beş lira ceza alınacak» şeklinde bir rivayet çıkarılmıştır.
Vatandaşlar arasında haldi bir endişe doğuran bu rivayetin aslı ve kabiliyeti tatbi-kiyesi yoktur.
Çün.cü herkes reyini gizli olarak sandığa atacaktır ve kimin, kime rey verdiğini, ken dişinden başka kimse bilmiye-cektir.
Buralarda oturan vatandaşlarımızın beyhude yere endişe etmemesini rica ederiz.
I
Temcit pilâvı
Köy İntibaları
C. H. P Seçim gününe kadar her çareye başvurup köylünün teveccühünü kazanmak gayretine düşmüştür
Y *rmî be9 senelik yıpranmış
* Halk Partisinin gayretkeş ileri gelenleri, artık şaşkınlığın son haddine erişmişlerdir. Bunu, son günlerde, canını dişine takıp, ağzına geleni söyleyen meşhur bakanların cümlelerinden anlamaktayız.
Bir taraftan, Ulus ve yavrusu, her türlü meslek ahlâkını bir tarafa bırakmış, «Partili değil, san ki eşkiya» başlıklı yazılar yazıp, muhalefetin gülünç bir hale düştüğünü ileri sürmekte, diğer taraftan Profesör Erim: «C.H.P. yİ iktidardan bir tek şey uzaklaştırabilir: O da aziz vatandaşların güvenini kaybetmektir!, gibi cevahirler savurmaktadır.
Peki, diyecek, muhterem Erim, Kocaelini dolaşmadı mı? Bandıraya gitmedi mi? Oraların vaziyetini görmedi mi? Sualini haklı o-larak soracak ve bütün bunları yaptığını düşünecek ve bu şekilde konuşmasına rağmen, ne için hâlâ istifa etmek niyetinde olmadığına şaşacaksınız. Çünkü, muhterem Profesörün dediği şey olmuştur: İktidar Partisi «aziz, vatandaşların güvenini kaybetmiştir. Eğer, hâlâ öğrenmemiş iseler, biz âcizane kendilerine hatırlatalım.
Kendi organlarının, şeyhin kerameti kendinden menkul sözünde olduğu gibi, modem bir parti olarak vasıflandırdığı C.H.P. nin mühim şahsiyetlerinden birisi olarak sayın Barlas da «İktisadî bakımdan mülkiyeti tanıyoruz. .İçtimaî adalet bakımından Sosyalist ve Köylü Partisiyiz-.
Demiş. Dilin kemiği yok ya. . Söylemiş İşte.... Dış Bakanı da, yirmi beş senelik meşhur plâk cilan, haricî tehlike şarkısını çalmış.... Şu, dinleye, dinleye, ku-
laklarımızın şiştiği, Beyatl faslından meşhur şarkıyı elbette bilirsiniz. İçinde, dünya durumu, sulhün kurulamaması, haricî tehlike, gizli ajanslar gibi önemli kelimeler bulunan bu şarkıdan, hâlâ medet ummak muhakkak kİ, aczin ifadesidir.
İşin asıl enteresan tarafı da şudur; lütfen okuyun:
«Hiç bir halk yoktur ki, onu bir veya bir kaç gün yahut bir kaç hafta için aldatamıyasınız. Fakat aldandığını anlayan halkın sizden hesap soracağını düşünmeniz lâzımdır.
gizli yerde —ekseriya cami içinde— zarfa koyarak sandığa atacağını ve oyların sayılmasını be.diyerek seyredeceğini öğrenmiş bulunmaktadır. Köylünün bu şekilde aydınlatılması seçime hile ve fesat karış-tırılacağı hakkındaki endişeleri tanıtmış ve köylünün Demokrat Partiye akın etmesine sebep olmuştur. Daha mühim olan şudur ki köylülerde, he.’hangi bir fesat ve hile ha. reketine karşı şiddetli bir karşı koy ma azmi de mevcuttur. Köylü en mukaddes hakkı olan oyunun çalın masına bu defa asla müsaade etmemek azmindedir.
, Köylünün bu azimkâr durumunu sezen Halk Partisi de,seçim gününe kadar her çareye başvurup köylü-
I nün teveccühünü kazanmak gayretine düşmüştür. Köylü Halk Partisinin bu telâşını haklı bir gurur ve
I gülümseme ile seyretmektedir.
— n —
öylerde Demokrat Parti bariz bir üstünlük ve kesin bir çoğunluk gösterme ttedir.Köy lüde muhalefet âdeta mistik bir inanç haline gelmiştir..Köylü «Demokratım, Demokratçıyım veya Demirkıratım» derken bir gurur duymakta ve bunu öğünerek söylemektedir. Köylüdeki seçim heyecanı âdeta şehirden daha fazla hissediliyor. Gün sayıyorlar ve seçim gününü, yıllardanberi özledikleri bir Kurtuluş günü olarak beklemektedirler.
Köylerde Demokrat Parti bilhassa Seçim Kanunu çıkıp da parti teş kilâtı tarafından köylüye iyice anlatıldıktan sonra birdenbire bir artış göstermiştir. Çünkü köylü 1946 seçim komedyasının bir daha tekrar edilmesinden endişe etmekte idi. ArtiK oyunun çalınamıyacağı-na ve sandıkların kaldırılamıyaca-ğına inandıktan sonra onu hiç bir
Yazan : ,
IS vli Kurlbe(
(Emekli Albay)
I
«boğan mes’elesi
Milliyette, Ali Naci Karacan, Al-doğan meselesi başlıklı Başmakalesinde, Aldoğanı bir kahraman olarak ortaya atıldığını ve âdeta zorla bir Aldoğan meselesi ihdas edilmek istendiğini ifade ederek :
■ Demo :rat Partiden Millet Partisine geçen Sayın General, Meclisin 1 dört yıllık devresi esnasında, bize,
memlekette jer arasında, bazan da hitabetinin bile biraz sert, bir miktar ölçüsüz, hattâ
det seçim kartlarını bile almadılar. Bu kartları alanların «Halk Partisinden sayılacakları» korkusuna kapılmışlar. Ancak Demokrat Parti teşkilâtının köylüyü aydınlatması üzerinedir ki köylü seçmen kartlarını muhtarlardan almıştır.
Köylü, köye gelen hususî işaretli bir otomobilin de yanına sokulmak istemiyor. Çünkü plâkada n (H) harfinin Halk Partisine delâlet ettiği zannında bulunmuşlardır.
Demokrat Parti teşkilâtı bütün köylere birer birer giderek seçimin nasıl yapılacağını ve Seçim Kanununu anlatmıştır. Köylü partiden seçim pusulasını alacağını ve onu
Bu pirincin taşı
Tunıhuriyet gzetesinde (Bir
ka) sütununun muharriri D. N. ■Bu pirinciA taşı» başlıklı yazısında lıyoı ki. J uorı yıuııs uevrcsı esnan
• Her yerde böyle mıd.r? Pek bil bazan çok doğ;al (lkirler iniyorum ama, bizim rpomiokPttP . . . .
'öyle isler var ki, düşünmesi t ......
bağınıza gelmeden, imkânı yok ak-1 zaman 2aman ölçüsüz olmakla da ™ı„„ m- I kalmlyaro. biraz da şahsî busumet
intibaı bırakan acı şerbetlerini içir mekten geri kalmadı. Sayın Generalin dediklerine bakılırsa, memlekette ne kötülük olmuşsa, —zelzeleden çekirgeye kadar!— hepsi, bir sebepten ileri geliyordu: Çan.caya-da oturan adam!
Demekte ve yazısına şöyle devam etmektedir:
«Memlekette siyasî terbiye, köklü bir demokratik ananeye dayanmakla beraber, G. S. Aldoğanın şiddetli hücumları, ilk zamanlar, —belki alışılmış hücumlar cinsinden tamamen ayrı bir fasileye ait oldu-.ları için!— az çok şaşkınlık, 1 asabiyet, hiddet uyandırdılar. Fakat sonradan, mumaileyhin konuş- I ma üslûbuna ve şahsî kamusuna alışılınca, en keskin hücumlar bile, tesirlerini yavaş yavaş kaybetmeğe başladılar. Sayın Generalin af-larına rağmen ve büyük samimiyetle söylemek mecburiyetindeyiz ki, hattâ hücumların hep aynı hedefe, münhasıran Çankaya istikametine doğru tersifi, soğukkanlılıkla görüşülmek icabeden memleket dâvaları bakımından, kendilerine yüzdeyüz garazsız tenkidler mahiyetini kaybettirerek onları bir nevi haksız gibi göstermeğe, hattâ, zaman zaman bık :ınlık tesiri vermeğe başladı. O kadar ki, eğer Halk Partisi, hatalı politikasiyle Sayın Generalin imdadına yetiş-meseydi, mütemadiyen sert konuşan bu zatı dinleyenler belki bugünkü miktarı bulmıyacaktı. Fakat Halk Partisi,dediğimiz gibi arka arkaya üç yanlış adım atarak, Sayın Generali elinden tuttu, tam seçimler arifesinde, onu, sahnenin ön kısmına getirdi, bir hürriyet kahramanı kaidesinin üstüne oturttu.
Aldoğan meselesinde C.H.P. nin de hatası olduğunu muharrir şöyle tahlil etmekte:
Halk Partisinin Aldoğan mesele- ou SUtlUft, n(,b(tn KaHiyün sinde birinci hatası, bu zâtı Reşat de muvazenesini kaybetmiş Aydınımın ihbarlarına uyarak, iyi- • ıc jü erek m........
ce sorup araştırmadan, neredeyse ■ yarala^ştır.’' sabah akşam tevkif edilecek bir sa- «• nık vaziyetinde göstermesi ve bu 1 esnada bütün hukuk teamüllerine rağmen teşriî mâsuniyetini hiçe sa- İ varak evini araştırması keyfiyeti- I dir. I
Bu hatanın psikoloji; neticesi şu I üdu. Aldoğan hakkındaki isnadın ' ftira olduğu anlaşılınca. Millet Par t li politikacılar, bu zatın eirafmda, 'nönü aleyhinde konuştuğu için bir ‘ertibe kurban edilmek istenmiş bir mağdur havası yarattılar.
Ve yazısına şu sözlerle son vermektedir: |
Zira, değil General Aldoğan, herhangi bir adam, kim olursa olsun, bir siyasî mücadelede tezyifi isti-'' nat noktası haline getirirse, soğukkanlı olmasını bilmez ve fakirlere, Tensiplere değil, daha çok şahıslama hücum ederse, o adamdan kor-kulamaz, korkulmamak lâzımge-
Cı
da-
lınıza gelmez. Ne gibi mi?
İşte bir misal: İzmire tayyare ile gehrsiniz. Bir şey yok. Bandırma yolundan yahut cenup hattından trenle gelirsiniz. Gene bir şey yok. İlle velâkin doğrudan doğruya vapura bindiniz mi, evvelâ Çanakka le sonra İzmir açıklarında karantina muayenesine tâbi tutulursunuz.
Neden? Allah bilir diyeceğim a-ma, tövbeler olsun, korkarım o bi-
21 le bilmez!»
22
23
24 ........_______
25 kala, Ibaşlıklı
26 yazıyor:
27 •llu’^ıet beyannamesine kaşla-
28 rım çatıp yüzlerini asan muhabbet misyonerlerinin kulaklarını çırfa-tacak haberler birbirini takip ediyor:
30 Mersinde miting yapan muhal if-
31 erin otomobil ve otobüslerine ben-
32 '-in verilmemiş; Kııklarelinde De-22 mokrat vatandaşların sırtlarında
18
19
20
On ikiye Çey e( kala
Hürriyetle, (İğne ile kuyu kazan), muharriri, Oıı ikiye çeyrek ' ‘ ’ı fıkrasında şunları
Helikopter
41
42
43
44
ktuiı ul'd pos'a tevziotı bugün Hdmoprerle )ap«»o( ak
İstanbul, 2 (Telefonla) — P.T.T.
45 Tenel Müdürlüğü için getirttiği
46 ielikopter uçağı havanın şiddetli
47 lis ve yağmurlu olmasına rağmen ,aat 16,30 da Radyoevi amasındaki tahaya gele, ek orada hazır bulunan ?.T.T. Genel Müdürü Haldun Sar-ıan, Beyoğlu kaymakamı, Posta ve
50 Celefon İstanbul başmüdürleri P.T.
51 C. mensuplan ve P.T.T. meslek o-tulu müdür ve talebeleri, gazeteci-er ve kesif bir halk kütlesi önün-
53 le gayet enteresan uçuş tecrübele-
54 i yapmıştır. Uçağa Genel müdür /e gazetecıle.- binmişler, yerden a-nuden kalkışı ve havada istenildı-
55 mesafede duruşu, sağa ve sola
56 iönüşü ve tekrar süratle iniş ve
57 ü .selişler yapmıştır.
58 Helikopter o civarda en müsait . er olan Etibank pavyonunun üze-
a ne inmiş ve tekrar kalkarak muh 60elif pozisyonlarda gösteriler yap-61ıktan sonra tekrar halkın arasına
62 avaş yavaş inmiştir.
63 ..ielikopter yarın Anıaradan 15,30 ’a gelecek olan uçak postasını ala-
64 ak, doğruca Merkez Postahanesi-Jn önüne gelecek ve postalan alıp
65(T.T. merkezlerine götürecektir, gg Her merkezde bir memur elinde ilâması olduğu halde Helikopterin 6'neceği mahalde bulunacak ve ve-68eeeği işaretle inmesini temin ede-69“ tir.
70
71
72
tk«ıp
4 Mayıs 1950 gün ve 369 sayıl, ^g^zeten-z.n altıncı sahıfes.n.n ye mcı sütununda (Demokratlar yo ■ ükedeLyetıne tabi tutuluyor, T5işx.gı aıunua intişar eden yazırur 76,ıklanmasına lüzum gömülmüştür. 77 Şöyleki:
79 Vatandaşlardan arzu edenleriı j1 veıg.sıni bedenen ifa etmeler 8O’.nunî haklarıdır, bu istekleri ma öl'.ileri muhtar ve ihtiyar heyet 82rince, çalışma zamanları da illeı 83nei mecl.since tesbit edilir, bun ikamet mahalleline yakın ma İlerde çalışıl lar.
8^l’imîzin bütün ilçelerinden be-86 nen çalışacaklar yukarıda işare’ 87ilen esaslar dairesinde tesbit vc 8gtiplere ayrılmışlar ve bun’ardaı g9 Mayıs 1950 tarihine tertiplenmiş ınlar seçim dolayısiyle valilikçe 66ha önceden ve neşriyattan mu 91ddem 27/Nisan /950 tarihinde 92 Mayısa talik edılm ş ve mahal-93ine tebligat yapılmıştır.
3u tertiplerin Demokrat Parın
94 in kesif bulunduğu köyler le tat edildiği yazısı doğru değildir.
Konya Valisi Şefik Refik Soyer
Merkez ilçe seçim kurulu dün toplandı
Merkez ilçe seçim ^kurulu dün saat 14 de Ticaret ve Sanayi Odası salonunda toplanmıştır. ,
Bu toplantıda seçim sandıkları tevziatı hususunda bazı kanarlar alınmış ve sandıkların Pazartesi günü akşamına kadar tevziine karar verilmiştir. |
Diğer taraftan dünkü toplantı- (ıııA
dan sonra 26T seçim sandığından kuvvet Demokrat Partiye rey ver-bir kısmı yerlerine gönderilmiştir. mekten aiıkoyamazdı.
ı Demokrat Partinin köylerde ge-t nişlemesine —itiraf edelimki— İktidar Partisi de hayli hizmet etmiş tir. İ ıtidarın türlü baskı metodları
Birbirlerini döverek yaraladılar
Dışkapı semtindeki bir meyhane- _______________________________________
de sarhoş olan iki amele 5 tonluk Ve beceriksiz propagandası Demok-bir kamyonla ve altı polis nezare- J ratların çok işine yaramıştır. Köy-tinde karakola getirilirken birbir- ■ 1ü, baskı usullerinin kendine iras a lerini döverek yaralamışlardır. | ettiği zararlara tevekkül ile katla-; | Haşan Arslan ve Ziver Kılınç is-. nıyor ve Halk Partisine karşı iti- j ’’ inindeki bu sarhoş amca çoculdarı ’ matsızlık ve sevgisizliği kin ve | kendilerini kaybeder deıecede iç-1 nefrete inkılâp ediyor.
tikten sonra polisler tarafından ka-1 ıakola getirilmek istenmiş iseler de sarhoş olmakta birbirlerini suçlu bularak kavgaya tutuşmuşlardır.
Bu sırada Ziver kolundan yaralanmış ve tedavi edilmek üzere hastahaneye kaldırılmıştır.
Bir genç kadın bir çocuğu yaraladı
Dün Küçükesat semtinde bir ya-
İzmir ve Ankara
at yarışları
Dün İzmirde İlkbahar at yarışla- 1 rının yedincisi, şehrimizde de bi-
■ rincisi yapıldı.
| Tahmin yazımızda da belirttiği-j miz gibi mevcut atların ikiye taksim edilmesi yüzünden Ankara koşularına pek az at iştirâic etti.
ı Çifte bahis de gayet fena yerle-„ re konmuştu. Çünkü Karamehmet ahırı büyük favori idi. Bunun neticesi olarak satış 19 bin lirayı bulabil di ve kazananlar bir liralarına mu kabil 145 kuruş aldılar.
At azlığına rağmen koşuların enteresan tarafları da yok
‘ atlarının
Halk Partisi propagandacıları ■Bu işin sonunda sürgün var!» şeklinde tehditler savururken köylü artık bundan korkmıyor ve -Müslüman hudutlarından dışarı süremezler ya! Her yere razıyım. Ne . kaybedeceğim ki!...» diyerek mu- i kabele ediyor. !
Köyle Demokratlar rejimin değiş-I meşinde ve Demokrat Partinin ik- 1 a -
tıdarı almasında kendileri için bü- Meselâ A. Grupu Arap
uuıı auçunesuı seuııınue on ya- amıaomua namucn ıı,*** --- -----------‘ ----............
ralama hâdisesi olmuş ve genç bir yük faydalar bekliyorlar. Onlar bu koşusunda Selçuk kuvvetli rakiple, kadın aynı mahallede otuıan bir değişikliğin lüzumunu, kendilerine r,nı Bu
çocuğu başından yaraladıktan son- ı mahsus vecizelerle şu suretle ifade na mukabil geçen senenin en kuv-
rini geçmekte zorluk çekmedi. Bu-
. ra İstanbula kaçarken yakalanmıştır.
Genç kadın hakkında tahkikata başlanmıştır.
Habersizce bindiği kamyondan düştü
Ziraî Donatım Kurumuna ait şoför Mustafa iplikçi idaresindeki bir kamyona Bankalar caddesinden ge çerken Haşan isminde bir odacı habersizce kamyona binmiştir.
| Bu sırada Haşan kamyon üzerin-
■ re düşerek muhtelif yerlerinden
. yaralanmıştır.
Yaralı odacı hastahaneye kaldı-Z311 rılarak tedavi altına alınmış ve şoför hakkında tahkikata haşlan-, mıştır.
Ruhsatsız tabanca taşıyan memur
Maliye Tahsil Şubesinde çalışan
Mustafa Atılgan isminde bir me- İCVV1C murun ruhsatsız tabanca taşıdığı mlştır. görülmüştür. ■ I «-»«’-
Tabanca müsadere edilmiş ve sing sevl« sahibi hakkında tahkikata başlan- lanmıştır. mıştır. |
Yediği pastadan zehirlendi
I
beni yaralıyordu. Niçin? Niçin kendi sözlerim bina bu kadar azap veriyordu? Bir derdin devası varsa eğer, o derdin sürüp gitmesine müsaade edilemez. Istırabı dindirmek için bir çare bulunduğunu düşünmek dahi ıstırabı dindirebilir. Acı, benim çektiğim kadar derin olunca, demek kİ dert şifasız; mesele çaresiz....
Edith, tekrar bana doğru eğildi. Gözleriyle gözlerimde bir şeyler arıyor, bir şeyler soruyor, taze simasının, kızıl dudaklarının üzerimdeki büyülü tesirini anlamağa çalışıyordu. Sesi tatlılaştı:
— Hattâ çok yakından bakınca bile 52 yaşında göstermiyorsun, dedi. Kırk yaşında b.Ie gös-termiyovsun.. Yirmi yaş daha genç gibisin. Seni görenler otuz iki yaşında zannederler...
O zaman, birdenbire anladım, niçin ıstırap çektiğimi: Bütün ıstırabım, Edith’e yirmi beş, otuz sene evvel tesadüf etmemiş olmamdan İleri geliyordu. Bu, çaresiz bir dertti. Ben bir Pali Maybom gibi, bir saatlik, bir günlük bir macerayı bütün zevkiyle sonuna kadar yaşayın, sonra çıkıp gidemezdim. Ben bu gibi oyunların çoktan dışında kalmış, bu gibi oyunlardan çoktan vazgeçmiş kendi halinde bir
etmektedirler: ’ I vetli 2 ya§h İngiliz tayı olarak ta-
— Çobanı altı ay, çiftçiyi bir yıl- nınan Babacan beklenilen koşusu-
dan fazla tutmal Çünkü altı aydan sonra çoban ve bir yıldan sonra da çiftçi hileye başlar!
— İhtiyar çoban çok uyur ve sürüyü Kaptırır; değiştirmeli.
— Acar destinin suyu soğuk o-lur!
— Bu karpuzu kestik (Halk Partisi) ham çıktı. Bir de ötekini (Demokrat Parti) deneyelim!
— Bir de bunun (Demokrat Parti- adaletini görelim. Beğenmezsek onu da değiştiririz.
Köylü I.ıtidar Partisine ve onun temsilcilerine karşı çok itimatsızlık beslemektedir. Hattâ bir müd-
Cereyan hırsızı
Cebeci semtinde oturan Ticâret Bakanlığı mümeyyizlerinden Şükrü Akın Demirel isminde bir me-i mur ana hatta tel bağlamak suretiyle cereyan çalarken yakalan-. mıştır.
| Şükrü Akın suçüstü mahkemesine sevkedilmiş ve tahkikata baş-
Yan kesiciler
Seyyar satıcılık yiapan Abbas
Günsel ve Sıtkı Gürgen isminde Millî Eğitim Kütüphanesinde ça- iki arkadaş Elektrik şirketinde çalışan Tevfik Özbek isminde bir şa- lışan Hakkı Parıltı ismindeki bir his Anafaı-talar caddesi Akar Pas- şahsın cebinden 100 lira çalnruşlar-tahanesinden yediği pasta ile zehir ’ “ leumiştir. __________
Tevfik derhal hastahaneye kal - kesiciler yakalanmış dırılarak tedavi altına alınmıştır, başlanmıştır.
dır.
| Hakkının şikâyeti üzerine yan-î-1’— _.ş ve tahkikata
1 Üçüncü koşu: 3 yaşlı İngilizler 1600 metre.
1 — Karamehmet’in Anış 56 K. Ekrem
2 — Daıling 56 K. H. Ahmet
3 — Babacan 54.5 K. Reşat
1 baş, uzak. Müddet 1.49. Ganyan 100 Kr.
Dördüncü koşu: B. Grupu Arap atlan 1600 metre.
! 1 — Yakupoğlu’nun Düldül 60
K. Ahmet
2 — Kanunî 57 K. Halil.
I 3 — Murat 60 K. Reşat değildi. 4 — Aşkar 60 K. Zekeriya
ıtlarımn 1 boyun, 2 boy. Müddet 2 daki-
ka. Ganyan 400. Plâse 175, 220 Kr.
Beşinci koşu: İngiliz atları 1800
1 —« Karamehmet’in Citadel 58 K. Reşat
2 — Modalı 58 K. H. Ahmet
3 — Arda 58 K. Ahmet
4 — Lady 57 K. Zekeriya
1 boy, 2 boy. Müddet 2.02. Ganyan 150. Plâse 110, 110 Kr.
Çifte bahis: Anış-Citadel 145 Kr. İkili bahis: Düldül-Kanunuî 1170
nu yapamadı.
Koşuda ahır arkadaşı Anış olmasa idi birinciliği Darling kolayca elinden alacak ve mevsimin ilk büyük sürprizini yapacaktı.
B. Grupu Arap atlarının koşusunda favori olarak tutulan Aşkaı- ____________ „______________________________
da her nedense plaseye giremedi, kuruş.
Düldül - Kanunî İkilisi 11 lira 70 İzmir yarışları neticeleri kuruş verdi. « | Birinci koşu: A. Grupu Arap at-
4 ve daha yukarı yaşlı İngiliz at- ları 2000 metre, larının koşusunda Citadel kuv- I vetli rakiplerle karşılaştı. Eliyeşil ahırından Modalı’ya daha fazla şans verenler de vardı. Fakat Citadelin jokeyi Reşat gayet sakin bir koşu yaptı ve Lad/yi yakın mesafe ile takip ettikten sonra yerinde bir . hücumla başa geçti ve koşuyu Mo-
★
Bir partinin adı memlekette yalancıya çıktığı vakit, vatandaşların verdiği bu hükmü, partinin ne adını, ne de kendisini değiştirmekle de değiştiremezsiniz.
★
Yalanın hâkimiyet sürdüğü devirler de olabilir. Amma bu devirler, memleketlerin ve milletlerin göçme ve çö:me tarihlerine rastlarsınız. Acaba doğruyu söyleseler ne çıkar? Yalan bir müddet için kandırır, fakat doğru sürekli olarak inandırır. Milletler inandıranların peşine diişegelmiş-lerdir...»
Bu yazıyı, bizden birisinin yazdığını zannederseniz; aldanırsınız. Bunu «yalan avcılığı, başlığı altında, meşhur kalemşor Falih Rıf-kı Atay döküvermiştir.
Şimdi, düşünelim:
Acaba, bu yazı, Bakanlarımızın yukarıdan beri bahsettiğimiz sözleri hakkında mı yazılmıştır? Hiç zannetmiyoruz. Lâkin işi bu şekilde birbirine bağlamak o kadar yakışıyor ki...
Ne dersiniz? Doğru değil mi?...
Hikmet YAZICIOGLU
1 — Nadide 53 K.
2 — Tufan 60 K.
Ganyan 215. Plâse 100, 100 Kr.
İkinci koşu: 3 yaşlı İngilizler 2200 metre.
1 — Fanfare 47 K.
2 — Artık 63 K.
---------------------------------- Ganyan 650. Plâse 170, 145 Kr. dalı’nın önünde birinci olarak bi- Üçüncü koşu: Arap tayları tirdi.
Yarışların resmî neticeleri:
Birinci koşu: 3 yaşlı Arap tay-
ları 1000 metre.
1 — Ş. Eliyeşil'in Civan 56 K.
Zdkeriya
2 — Seyyare 54.5 H. Ahmet
3 — Meteor 56 Reşat
1 boyun, uzak. Müddet alınama-
dı: Ganyan 100 Kr. | «dcşmmm *u9u. ________r______r
İkinci koşu: A. Grupu Arap at- lan 2000 metre.
lan 1600 metre. | ı — Buket 50 K.
w L — 2 — çınar 60 K.
I Ganyan 420. Plâse 120, 230 Kr.
i Çifte bahis: Fanfare, - Nihavend 6 lira.
İkili bahis: Pullu - Derebeyi 375 kuruş. ATÇI
1 — M. Karabucak’ın Selçuk 57
K. Reşat
2 — Benliboz 60 K. Zekerlya ’
3 —-Bahtiyar 58.5 K. Ahmet
1 baş, uzak. Müddet 1.0, Ganyan 160 Kr.
voznn, f-FRENC MOINAR
adamdım. O anda çektiğim âzap, ondan evvel öleceğimi düşün-memdendi. Onu arkamda terü-taze, genç, güzel ve en çok sevdiğim bir zamanda bırakın mezara gitmek vardı. O güzel, olgun bir kadın haline geldiği zaman, ben onun dudaklarında ancak zaman zaman bir nefes, bir iç çekiş, bir hâtıradan ibaret kalacaktım. O da çabucak susutu-rulan, öbür erkeklerden gizlenen bir hâtıra. Çünkü erkeğin başka bir erkeğin hâtırasından, ölmüş bile olsa, pek hazzetmez... Ben belki, benden sonra gelecek erkekler için, sadece hâtıramla, tehlikeli, hattâ parlak bir rakip olabilecektim ama, benim bun dan haberim olmıyacaktu
Ed 11, ağzımı ağzuıa alarak mırıldandı:
— Oıız yaşında gibisin?
— Neden yalan söylüyorsun?
— Yalan söylemiyorum. Sen benim için otuz yaşındasın.
— Fakat.... Sana ıılsbetle.... Ben kendime yüz yaş veriyo-
— Öyleyse, beni hesaba kat-
— Seni hesaba katamamın, seni düşünmemenin çaresini öğ-retsene bana... Çok param yok, fakat, bu çareyi, sene düşünmemenin çaresini bana öğretirsen, sana bütün varımı yoğumu veririm.
Yirmi beş yaş fazla İhtiyar olduğumu, şimdi, şu anda yirmi yedi yaşında bir delikanlı olmam lâzım geldiğini anlıyordum. Bu fikri, kafamdan başka hiç bir düşünce kovamıyordu. Bu fikri kovmak, yaşımı düşünmemek içiıı ilâç mı lâzım dı, cerrahî müdahale mi Bilmiyordum. O zamanlar, henüz morfini tat-mamıştım.
— Bırak beni.... Bırak beni bütün bunlardan sıyrılıp çıka-
Sesim titriyordu. Edith:
— Nelerden çıkmak istiyorsun? Neden kurtulmak istiyorsun
Diye sordu...
— Her şeyden,.. Her şeyden
Çeviren: M.T. hıktım artık... Hem...
— Seni tutan yok... Serbestsin... istediğin gibi hareket edebilirsin.
— Söz kâfi değil.
— Yazıyla mı bildirmek lâzım?
— Budalalık etme. Senden ne istediğimi biliyorsun. Canımı sı-kacak, beni çileden çıkaracak bir şey yap. Sen erkekleri kaçıran şeylerin ne olduğunu bilmez misin? Yap işte onlardan birini.
— Yaparım ama, o zaman büs bütün yerleşip kalırsın. Kaçamazsın.
Edith’in hakkı vardı. O, bu sözleriyle benim kendi kendime bile itiraf edemediğim bir fikri ifade ediyordu. Bu kız, yine söy-liyeyim ki, zeki değildi ama, bütün kadınlar gibi, bazı şeyleri âdeta insiyaki olarak anlıyordu.
— O halde, dedim, ne yapmalıyım? B'Jın yardım et, senden kortulabllmem için.
— Bir tek çare var.
— Nedir
1200
metre.
1 — Nihavend 52.5 K.
2 — V. 1. 58 K.
Ganyan 120 Kr.
Dürdüncü koşu: İngiliz
2400 metre.
1 — Pullu 51 K.
2 — Derebeyi 58 K.
Ganyan 220 Plâse 100, 220 Kr.
Beşinci koşu: B. Grupu Arap at-
atları
tsssma
ÜZÜMLÜ TELEFONLAŞ 00 sı
12028
— Başka bir kadınla evlen...
— Sen galiba biraz evvel söylediklerimi hiç dinlememişsin.
— Dinliyorum. Biliyorum, biliyorum ama, ne yaparsın ki yegâne çare budur. Benden madem ki yardım istedin, işte söylüyorum sına: En namusluca kurtuluş çaresi budur. Ben vaktiyle başka birine de bu tavsiyede bulunmuştum. O adam söylediğimi yaptı. Şimdi çoluk çocuk sahibi, mesut bir aile babasıdır. Halbuki, bana deli divane âşıktı.
— Ya sen?
— Ben onu sevmiyordum. Fakat sen... Seni seviyorum. Ve senin yüzünden bedbaht olacağım.
— Ebediyyen mi?
— Hayır. Uzun zaman, amı ebediyen değil. Daha o kadar gencim kİ, bir kederin yükü altından kalkabilirim. Yahut bana öyle geliyor. Biz gençlerin en büyük kuvveti, kederlerin, felâketlerin karşısında metin olabil mektir. Sen, yaşınla mütenasip, sabırlı, sâkin, eli ağzına uygun bir Amerikalı kadınla evlenirsin. Meselâ dul bir kadınla. Burada bu gibi parçalara pek çok , rastlanılıyor. Yakış'.klısın. İlk bakışta kadınların hoşuna giden erkek tiplerindensin. Hiç durma, evlen...
•'angın .
ıhhl imdat
Yenler ..
(ava Yollan......... 14881
ataklı vagonlar .... 11568
lektrik ............ 24846
SİNEMALAR VI EĞLENCE YERLERİ
Büyük Ankara ülus
Yeni
Park
Sus Cebeci
(15031): Kadın cellâdı (23432): Taneler kralı (22294): Arelan güreşçilerimi.
(14040): Unutulmaz elmalar,
(11131): Canavar tohumu.
Tehlikeli kadın
(14072): Garp yolcuları, Issız vâdl
(14071): Daâlar kral!
(18846): Ormanlar kralı. İki
açık göz haremde
ECZAHANELER
Gülhane, Ankara, Güray
TAKVİM |
* (Devamı var)
Ruınî,’ 1366 — Nisan 25
Hicri: 1369 — Recep 20 8 Mayıs 1950 Pazartesi
8 - 5 - 1950
ZAFER
Sayfa: 1
Rusyanın teknisyen avından sonra
HER GÜN BİR HÂDİSE
Topyekûn diplomasi
Harp usulleri kadar sulh zamanının âdetleri de değişti.
Ispanya'ya kaçan Alman bilginleri
Eskiden bir avuç ücretli askerin yaptığı harp, şimdi yeni doğmuş çocukları bile esirgemiyen bir âfet halini aldığı gibi, vaktiyle hükümdarların, vezirlerin, şansölyelerin inhisar ve imtiyazında bulunan diplomasi de bugün yavaş yavaş milletlerin ve kütlelerin malı oluyor. Diplomasi, artık, masa başında müzakerede bulunmak, imzalamak veya imzalamamak için malıirane sebepler bulmaktan çıkıp, bütün milletin, her sahada topyekûn idrâk etmesi, desteklemesi gereken üstün bir faaliyet halini alıyor. Bütün milletçe, büroda, fab s rikada, tarlada, aile yuvasında, müşterek bir iman, kendi kuvvetine inanç ve sadetini ne pahasına olursa olsun müdafaa azmi şeklinde ifade edilen milli ahit ve karar olmadıkça, diplomatlar arasında münakaşa, müzakere, imza ve ahdin kıymetsiz kaldığını, soğuk harp devrinde evvelâ Amerikalılar sarih olarak ifade etmişlerdir. Başkan Truman’m geçen ayın 20 sinde ortaya attığı hakikat savaşı ve onu takiben Dışişleri Bakanı Acheson’un açıkladığı 6 maddelik program, top yekûn diplomasi esasına duyulan ihtiyaca cevap vermek için ileri sürülmüş ilk fikirlerdir.
Aslında Truman’m ileri sürdüğü esasla Acheson’un «Kuvvetli olduğumuzu bilmemiz ve bildirmemiz» lâzımdır tarzında ifade ettiği fikir birbirinin mütemmimidir. Bu, karşı tarafla olan ünasebetlerde, hiç bir sahada açık vermemek, en zayıf sanılan noktalarda bile onun karşısına ayni parola ve ayni silâhla çıkabilmektir.
Lâkin mesele bununla bitmiyor. Hakikati bizim bildiğimiz kadar karşı tarafın kütleleri de öğrenmelidir. O zaman işin içine propaganda da karışıyor. Amerikalılar, bu yolda, şimdiye kadar daima şüpheli bir şeymiş gibi karşıladıkları propagandaya hakikî mânasını vermeyi, bir hakikat propagandası savaşına başlamayı göze alıyorlar. Zira Batı dünyasında esas itibariyle milleti ilgilendiren bütün faaliyet açık cereyan ettiği, vâkıalar olduğu gi-"*bi milletin gözü önüne serildiği halde, totaliter rejimlerde, kütlelere ancak rejimin işine yarayacak haberler, rejimin işine geldiği gibi veriliyor. Onlara da hakikati eldeki bütün vasıtalarla öğretmek lâzım. Fakat, milletlerarası münasebetlerin bugünkü safhasında bu idealin az zamanda tahakkuku imkânsız görünüyor. Bu yüzdendir ki, Amerika, savaşı hasım taraf toprak laruıa götürmeden evvel kendi cephesini sağlamlaştırmayı programının ilk maddesi olarak kabul etmiştir. Buna evvelâ, memleketin dış siyasetine bütün partilerin iştirâk ve tasvibini sağlamak suretiyle baş lanmış bulunuyor. Bütün vatandaşların dış siyasette rey ve rolünü temin maksadiyle, iki partinin adamları milletlerarası müzakere ve temaslarda beraber hareket ediyorlar. Cumhuriyetçi Foster Dulles’in Acheson'a müşavir tayin edilmesiyle ortaya çıkan bu çift partili siyaseti, Amerikan Dışişleri Bakanlığının son günlerde uğradığı ve hâlâ da maruz bulunduğu ağır ten-flKitlere karşı alınan savuşturucu te yatıştırıcı bir tedbir olmaktan ziyade, topyekûn siyaset sisteminde atılmış bir adım olarak mütalâa etmek lâzımdır.
Bu suretle muayyen bir dünya görüşünü, hakikat ve hürriyet esasını, bütün partileri ve fertleriyle temsil, müdafaa ve telkine azmetmiş görünen Amerika, yazık ki, harbin sonundan beri kalkındırmağa çalıştığı Avrupada kendisine iyi bir yardımcı bulmuş değildir. Avrupa’da, hemen hiç bir memlekette bir partinin geri kalan dünya hak-kındaki görüşü diğer partininkine uymaz. Memleketlerin, kendi aralarındaki münasebetlerde de hal böy-ledir. Harbin sonıındanberi Maddeten, az da olsa, kalkınmağa muvaffak olan Avrupa, mânen ka Ikına -mamış, bir «AvrupalI» idealine kavuşamamıştır. Bunun sebepleri muhteliftir. Fakat şüphesiz ki, başta gelen sebep, Avrupanm yeni bir harpten zayıf ve imansız çıkmış ve bugün de yeni bir harbi korku ile beklemekte olmasıdır.
Avrupa, Sovyet emperyalizmi ile Amerikan üstünlüğü arasında bir tercih yapmak mecburiyetinde kalmış olmanın verdiği «aşağılık duygusu» ndan henüz sıyrılmış değildir. Bu dert, müzminleşerek, zamanla Amerikanın kuvvet ve enerjisini de tehlikeye düşürürse buna hayret etmemek lâzımdır.
Mücohit Topalak
Müttefikler bazı kaçak teknisyenlerin mevcudiyetini kabul ediyor
Bonn. 7 (a(a.) — 50 Alman teknisyeninin sanayi ve millî müdafaa sahalarında çalışmak üzere işgal makamlarının müsaadesiyle Madrid'e hareket etmiş olduklarına dair yabancı kaynaklardan verilen haberler hakkında yetkili çevrelerden bildirildiğine göre. Müttefik yüksek komisyonu özel bir surette Al-
man teknisyenlerinin ferden veya birlikte olarak Ispanya'ya hareketlerine müsaade etmemiştir. Bununla ' beraber, Almanyadan çıkış vizesi elde edenler arasında Ispanyol ma-' kamlarının müsaadesi olmaksızın İspanyaya gitmiş olan bazı teknisyenlerin bulunması muhtemel duğu ilâve edilmektedir.
ol-
D adyolarda partilere 15 da-kikayı çok görmüşlerdi; halk dinlemez, 10 dakika kâfidir, demişlerdi!
Muhalifler, 10 dakika içinde bunca senelik dertleri nefes nefese, arkalarından atlı kovalıyor gibi söyliyedursunlar! Erkân nutukları yine dört öğün önümüze geliyor!
Fakat hakları var:
C.H.P. Başkanı İzmir’de, biz, altı defa onlardan medeniyiz, dememiş miydi? Zahir, radyoda altı defa fazla konuşmak da bu medeniyet icabı!
Hayır bir şey değil! Ayrıca, İktidar Partisi kendi «sabır ve tahammül» ünden de bahsediyor! Acaba ne zamandan beri halkın bu yoldaki hissiyatına tercüman olmağa karar verdiler? — A. F.
Doğuştan aptal olan
bir çocuk iyileşti
Tibet Komünist
Çini istemiyor
Yedi kişilik bir heyet Pekine gidecek
Kalküta, 7 a. a. (Afp) — Katır sırtında birkaç ay süren bir yolculuktan sonra dün akşam Kalküta’ya gelen bir Tibet heyeti, Pekin hükümeti temsilcilerine »Tibet milletinin halkçı Çin kuvvetleri tarafından kurtarılmağı hiç bir surette arzu etmediğini bildirecek ve Tibet’in büyük milletlerle barış içinde yaşamak azmini ifade edecektir. Heyete mensup 7 üye, Çin hükümeti temsilcileri ile temasa geçmek için Hong - Kong’cı gitmek üzere vize talep etmişlerdir. Tibet heyetinin hemen bütün üyeleri şimdiye kadar memleketlerinin hududunu aşmamışlardır. Modern hayat şartları, temsilcileri hayran bırakmıştır. Belki de alışmak için vakitlerinin büyük bir kısmını taksilerde, tramvaylarda ve oteldeki asansörde geçirmektedirler.
Atom cesusu Fuchs
Pakistan malî
yardım istiyor
Liyakat Ali Han silâh satın alacak
Nevyork, 7 (a.a.) — Pakistan başbakanı Liyakat Ali Han memleketinin inkişafı için Amerika’nın malî yardımını istemektedir. Liyakat Ali Han, Amerika’nın büyük maliyecilerine memleketin sanayi programı hakkında geniş izahat vermeği ü-mid ettiğini söylemiştir.
Liyakat Ali Han yaptığı toplantısında United Press tarafından verilen bir haberi teyitle Amerika'dan askerî teçhizat almağı arzu ettiğini söylemiş ve demiştir ki:
»Birleşik Amerika'ya yaptığımız ziyaretin başlıca gayesi silâh satın almak değil, lehimizde bir tesir yaratmak ve Amerikalıların memleketim hakkında daha iyi bir anlayışa malik olmalarını temin etmektir. Eğer silâhlı kuvvetlerimize lâzım olduğu kanaatine varırsam Birleşik Amerika’dan silâh da satın almak isterim. Birleşik Amerika'dan silâh satın almağı bir müddetten beri arzu etmekteyiz. Meselâ Sher-man tankları için yedek parçalar satın almak istiyoruz. Bu tanklar A-meril^a’nın artan malzemesine dahildir ve Amerika bunların yedek parçalarının bulunduğu yegâne memlekettir».
ajansı
Barış taraftarları Roma kongresi
Roma, 7 (a.a.) — Barış taraftarları teşkilâtı İtalyan komitesinin Ro-ma’da yaptığı bir toplantıda Italyan sosyalist çoğunluk partisi lideri Pietıo Nenni bilhassa harp tehdidinin vahameti ve geniş İtalyan tabakalarının bu tehdide karşı hazırlanması zarureti üzerinde ısrar ederek demiştir ki:
• İki hata karşısındayız: bir taraftan harp tehlikesini küçümsüyoruz. Öte yandan da harbin kaçınılmaz olduğuna inanıyoruz.»
Nenni milletlerarası barış taraftarları komifesinin Stokholm’da yaptığı toplantıda atom silâhlarına karşı verilen takririn mâna ve kıymetini izah etmiştir. Kütle halinde imha tehdidine karşı ve atom silâhlarının milletlerarası bir kontrole* tâbi tutulmasını elde etmek üzere nihâî takrir tasvip edilmiştir.
Amerikan polisi tarafından sorguya çekilecek
Brazaville Radyosu. 7 (Basın _ Yayın) — İngiliz hükümeti, son zamanlarda bir İngiliz mahkemesi tarafından 14 seneye mahkûm edilen atom casusu Fuchs’un Amerikan polisi tarafından sorguya çekilmesine müsaade etmiştir. Fuchs, itiraf-namesinde Amerika’da atom araştırmalarında bulunduğu müddetçe de Ruslar menfaatine casusluk yaptığını söylemiştir.
Plastiras Yunanlıları birliğe davet etti
Atina Radyosu, 7 (Basın - Yayın) — Başbakan general Plastiras ; dün gece Yunan milletine hitaben • Atina radyosunda bîr konuşma yap- : mıştır. Yunan başbakanı bu konuş- . masında merkez partileri hükümetinin millete karşı olan vaitlerini en yakın bir zamanda yerine getireceğini belirtmiş, hükümetin belli başlı gayesini çeşitli tesirler altında Yunan milleti arasında yaratılmış olan düşmanlık havasının giderilmesi olduğunu söylemiş ve şunları ilâve etmiştir:
• Hükümet Makronissos adası toplama kamplarını lâğvetmiye karar vermiştir. Şimdi bu adada bu- ‘ lunanlardan memleket emniyeti için tehlikeli oldukları tesbit edilenler başka adalara nakledilecekler ve orada nezaret altına alınacaklardır. Diğerleri serbest bırkılacaklardır. On senedenberi savaşmakta olan Yunan milleti barışın nimetlerin- _ ...~
den istifade etmek hakkını kazan- .Wolley Forge. uçak gemisi ile Kamıştır. Yunan milletini birliğe da- nada -Öntario» kruvazörü de bulun-vet ederim.» I maktadır.
üçler Konferansına Mac C'o/ da gidecek
Frankfurt. 7 a.a. (Afp) — John Mac Cloy, dışişleri bakam Acheson ve büyük elçi Philip Jessup ile Londra konferansının açılışından evvel konuşmak üzere bu sabah Paris'e hareket edecektir.
Evvelce verilen haberlerin aksine, | Birleşik Amerik’anın Almanya’daki yüksek komiseri yanında özel siyasî müşaviri James Riddl Berger ve siyasî işler dairesi -özel müşaviri Walter Wildes olduğu halde bu konferansa iştirak edecektir. Cac Cloy 8 Mayıs akşamı Londra’ya hareket edecektir.
Amerika - Kanada deniz monevrası
Pearl Harbour. 7 (a.a.) — Kanada ve Birleşik Amerika gemilerinden mürekkep bir filo şimdi Harei adalarına doğru ilerlemektedir. Bu gemiler müştereken yapacakları bir manevra esnasında O - Ahu adasına taarruz edecektir. Bu adanın açıklarında buluan ve millî muhafız kuvvetlerine mensup filo tarafından takviye edilen gemiler -müstevli.yi püskürtmeğe çalışacaktır. 125 uçak ve 19 harp gemisi hücum edecektir. Bu gemiler arasında Amerikan
"Namağlup Armada#, nin ilk izleri bulundu
Londra, 7 (a.a.) — îskoçya’da To-bermory koyunda batan İspanyol armadasına mensup bir kalyonda bulunduğu sanılan hâzineyi bulmak üzere bir haftadan beri devam eden araştırmalar esnasında dalgıçlar, üzerinde çıplak bir kadın resmi bulunan iki madeni para bulmuşlardır.
Çek Bakanlar kurulunun Sfolin'e mektubu
Prag, 7 (a.a.a) — Prag millî tiyatrosunda dün akşam fevkalâde bir toplantı yapan Çekoslovakya bakanlar kurulu Stalin’e gönderilen bir bektubun metnini hazırlamıştır. Mektupta şöyle denilmektedir:
•Sovyetler Birliğinin yardımı olmasaydı Çekoslovak devleti mev-cud olmayacaktı.»
Mac Carthy tekrar hücuma geçti
Şikago, 7 (a.a.) — Radyo ile yayınlanan bir demecinde Cumhuriyetçi Âyân üyesi Mac Carthy, Dışişleri Bakanı Acheson’a karşı hücumlarını ve hükümet dairelerinde komünistlerin bulunduğuna dair ithamlarını tekrarlamıştır. Dışişleri Bakanı hakkında Mac Arthy demiştir ki: »Acheson’un ve Krem, ünle yoldaşlarının siyasî sahadaki günleri sayılıdır. Algar Hiss’e arkasını çevirmeği reddeden Başkan şimdi bu hainin hizmet ettiği komünistler elinde bulunan iki üniformalı Amerikan gencine sırtını çevirmektedir. ,
1948 Ekim ayındanberi Çin komünistlerinin elinde esir bulunan Smith ve Bende isimli iki hava subayını telmih eden Mac Carthy, Dışişleri Bakanlığında komünistlerin mevcudiyetine dair vaki ithamlar üzerine âyân meclisi tarafından açılan tahkikattan bahsetmiş ve natamam tahkikat dosyalarını komisyona tevdi eden Truman hükümetini gayri samimî harekette bulunmakla itham etmiştir.
Doktorlar "çocuğu kurtarmak için beyninden ameliyat lâzım„ dediler
«i—
zel bir muayene etti ve tatbik et-1 tiği usullerle hastayı iyi etti. Bilâ- I hare, kalp hastası olan Châleau- I Thierry, belediye reisinin karısını iyileştirdi. '
Artık hem müşterileri ve mem de iyi ettiği hastalar çoğalıyordu. Lu-cuen François metodlarından ve kendinden çok emindi. Belki binlerce hasta onun tedavisine sığınmışlardı. hem de çeşit çeşit hastalıklardan şikâyet ediyorlardı:-Sara, I kalp romatizması, karaciğer, mide, şöyle yazıyor: tüberküloz, bağırsak hastalıkları. | «Size hayatımı borçluyum, Yalnız, »kansere karşı bir şey ya- isterseniz yapmak isterim. Sizi pamıyorum» diyordu. neş’eli görüyorum. Her halde
Sanatoryomdan, iyi olmak ümi-1 yattan memnunsunuz. Eğer bu di kalmamıştır diye taburcu edilen det altında sizi üzen bir taraf bir tüberkülozluyu M. François iyi sa etmiştir. Hastahaneden çıktığında , ___
37 kiloydu. Bugün ise, tam 70 kilo- ■ zenginim sis dur. Bir sağır doktoru, kalp hasta-1 kâıilıklar _ ______ ____
larını iyi ettiği gibi, vücudunda şiş, hastaya sadece teşekkür etti. Ona olanları normal hale getirdi. ______*._’ " „
Lucien François, dinleme aletleri di. Sadece, muvaffakiyetlerinin kullanmaz. Onda bu işi gören ...............
elidir. Onu muvaffakiyete eriştiren nokta, muayenedeki sabrıdır.
Soissons’daki yirmi doktorun ümit kestikleri hastayı iyi eden mösyö François’nin hali hazırda günlük 60 hastası vardır.
Bununla beraber, onun bu muvaffakiyetleri ona kanunî vasfı kazan-dıramıyor. Kendisi tıpdan mezun olmadığı için resmen doktor sıfatını haiz değildir. Fakat onun ba-
M. François: "Ameliyat istemez, ben bir mucize yaratıp bu çoçuğu kurtaracağım,, dedi ve hakikaten kurtardı.
ayan, çocuğunuz doğuştan ap-■)) taldır vç hayatı boyunca öy-—le kalacaktır. «
Doktor, bu korkunç teşhisini bildirirken, karşısındakinin ümitsiz ve perişan bakışlarını görmemek için başını eğdi.
Karşısında, baştan aşağı siyahlar giyinmiş olan genç kadın hiç bir cevap vermedi. Buna inanmak istemiyordu. Dizleri üzerindeki çocuğa bakıyordu. Bu ilk çocuğu idi. 1947 de doğmuştu. Güçlükle yemek yiyor, ayağa kalkamıyor ve dik tutamadığı başını göğsünün üzerine düşürüyordu.
Mme Hohweiller eve döndüğü zaman, koşa koşa kocasını buldu ve göz yaşları arasında, doktorun koyduğu teşhisi anlattı.
Hohweiller ümidi kestiler. İki çocukları daha oldu. îkisininde sıhhati yerinde ' ’ ! bir de ilk çocukları Râgis iyileşseydi. Tekrardan, çocuğu mütehassıslara göstermeye düşündüler.
Bir klinikte muayenesi yapıldı. 8 gün sonra, doktorlar teşhislerini bildirdiler. Beyinde bir şiş vardı ve elektrik tedavisi yapılması icabe-diyordu. 8 kere takrarlanan tedati bir netice vermedi. En son çare olarak ameliyat yapmak icebediyordu.
Zavallı fırıncı dünyanın parasını harcadı, fakat hâlâ çocuğu yürüyemiyor ve başını kaldıramıyordu. Bir gün bir adam geldi ve:
— M. Françoiş beni iyi etti. dedi. Belkemiğimde bir bükülme vardı, gidip bu doktoru bulunuz.
Yeniden ümitlenmişlerdi. Kadıncağız çocuğunu alarak doğru doktora gitti. Doktor eline çubuk gibi acayip bir alet aldı ve çocuğun muayeneye başladı. Başının bir noktasında çubuk titremeye başladı.
— işte, beyin hasta, Sizi temin e-derim ki, beyinde ne bir şiş ve nede bir tümör var. Onu iyi etmeğe çalışacağım.
Sonra kafatasının üzerine elini koydu ve:
— Tamam. Çarşambaya geliniz. Yakında iyi olacaktır, dedi.
Üçgün sonra mucize kendini gösterdi. Rögis ayağa kalktı ve annesinin eteğine yapıştı. Annesi onu yere koydu. Çocuk yürümeye başladı.
Yavaş yavaş bu mucize bütün memlekette duyuldu. Derken, M. François’nin muayene günleri çoğalmaya başladı. Önce, haftada iki gün idi. Sonra üç, beş ve nihayet hergün oldu. Regis koşuyor, başını normal bir şekilde kaldırıyor, iştahı yerinde. Kardeşlerde geziyor. Yalnız daha henüz konuşamıyor.
Bütün bu havalide, bu »mucize kabilinden iyileşme.den bahsedi-
M. François kimdir?
şanlarını gören veya duyan bazı doktorlar, meclise müracaat ederek ona kanunen doktorluk pâyesıni vardirmek için müracaat edeceklerdir.
Esasen, François' nin da bütün gayesi budur. Hele bir kere kanunen doktor sıfatını haiz olsa, bak o zaman neler yapacak, ne ümitsiz hastalan kurtaracaktı. Çünkü bu kuvvet ve cesaret verecektir.
İyi ettiği hastalarından biri
ona
çok
. , _ - - ha-
ümi-1 yattan memnunsunuz. Eğer bu saa-
ve bunu bana söyleyebilecekseniz. hiç durmayın söyleyin. Ben sizin için bir çok feda-yapabilirim...... Lucien
bu büyük arzusundan bahsedeme-
sağ, ticesi olarak iyileşen hastalarının, bu tarzda mektuplarla kendisine teşekkür etmeleri ona en büyük saadet ve heyecanı veriyordu.
Şimdi gözünün önünden, ümitsiz hastalarının iyileştikten sonraki neş’eli ve sıhhatli halleri göz önüne geliyor ve gözlerini kapayınca sanki bütün bunlar sevinç gözyaşlariy-le beraber yanaklarından aşağıya süzülüyor.
Luicen François ağlıyor.
Ziraî Donatım’a olan borçlarından
Çubuk'ta köylüler
icraya verileli
Reylerini C. H. P. ye verirlerse icranın durdurulacağı bildiriliyor
Serbest Fıkra
"Maksim Bar hadisesi,,
Bu hâdiseden sonra, M. François’-nin kimin nesi olduğu merak edildi.
Lucien François 1908 de Braine de doğmuştur. Altı yaşındanberi doktorluğa bir merakı vardı. Mektepteyken, hasta arkadaşlarının midesihi, kafasını, kalbini muayene eder ve sanki iyi edecekmiş gibi tavsiyelerde bulunurdu.
Dört sene eczacılık stajı
Nihayet habisiyle bir otel açtılar.
Bir gün, romatizmadan çok ızdı-rap çeken bir müşteri geldi. Bu o-nun mektep arkadaşıydı. Onu gü-
yaptı.
Tanca’da Amerikalı bir subay grupu
Tanca,7 (a.a.) — Birleşik Amerika genel kurmay başkanlığı yüksek subaylarından mürekkep bir grup Tanca'ya gelmiştir. Subaylar, Kuzey Afrika’daki ikametleri esnasında Lyautey ve Mers - El Kebil üslerini ziyaret edeceklerdir.
- Maksim Barda Senihi Yürüten hâdisesi!» Bu başlığı Ulus gazetesinde görünce sormuşsu-nuzdur: Maksim Bar’da ne olmuş? Gecenin bir yarısından sonra D.P. nin İstanbul Milletvekili Senihi Yürüten, sarhoş olun bir hâdise mi çıkarmış? Konsomasi-yoncu kızlar yüzünden bir gürültü mü olmuş? Kim kimi çekememiş. kim kimi kıskanmış?
Evet, Maksim Bar’da hâdise deyince, insanın aklına bunlar gelir..
Hayır, aziz kariler! Mesele ışu-dur: İstanbuldaki .şoförler, evvelce Maksim Bar diye anılan bir salonda gündüzün saat 14 de kendi mesleklerini alâkalandıran meseleler üzerinde bir toplantı yapmışlar, burada Halk Partisine mensup bazı kimseler bir hâdise
Yuar)
Sarıçizmeli
çıkarmak istemişler, fakat la kısa zamanda yatıştırılmış!..
Esasen Maksim salonu denilen yer bir bar değildir. Gerçi ev -velce orası Ankara’daki eski Şule Bar gibi bir bar’mış. İçinde türlü âlemler olurmuş. Fakat sonra barlıktan çıkmış, şimdi orada düğünler, nişanlar, toplantılar, yapılıyor, piyesler oynanıyor, müsamereler veriliyor, ve hattâ çocuk bayramları bile kutlanıyor. . Şoförler de, bir salon diye orasını kiralamışlar, ve toplantı yapmışlar.
Ama, muteber Ulus gazetesi, vatandaş şeref ve haysiyetini ko-
rumak lâzımgeldiğiııi tekrar eder de, vine şoföf vatandaşlar arasında çıkan bir tartışmayı Maksim Barda Senihi Yürüten hâdisesi» diye umumi efkâra sunmaktan çekinmez! Çünkü bar, bir sarhoşluk ve eğlence yeridir. Bir Demokrat Partiliyi muhakkak böyle bir yere girmiş ve barda hâdise çıkartmış göstermek lâzımdır. Böylelikle de muhalefet küçültülecek ve iktidara oy dev-.girilecektir!
Ilalk bunu bilmez mi? Bilen bilir, bilmeyen de bilmez! Bilen de, 'zahir yeniden bar olmuş der ya! İşte bu da kâfi bir şeref madrabazlığıdır!
Yoksa, bugün Ayasofya ne kadar kilise ise, Maksim Bar da o kadar bardır!.. Ne diyelim? Al lalı cümleyi korusun! ..
Tetevizyjnu da Ruslo icat etmiş
I^ondra, 7 (a.a.) — Moskova radyocunun yayınlarından birinde bildirildiğine göre, televizyonu ilk defa Rus âlimleri keşfetmiştir. Radyo bu haberi müteakip, bu sahada meydana getirdikleri muhteşem eserler dolayısiyle Stalin mükâfatını kazanan Rus mucitlerinin isimlerini okumuştur.
Moskova'ya göre, şimdiki halde, yeryüzünde Ruslar tarafrndan yapılmamış bir tek icat yoktur.
Arjantin’de grev devanı ediyor
Buenos - Aaires, 7 (a,a.) — Çalışma bakanlığı tarafından gayrî kanuni ilân edilen et sanayii grevi I bugün de devam etmektedir. Öte yandan dok işçileri grevi de geniş-I temektedir.
Çubukta Halk Partisi yeni bir Ceylan.Osman Avcı, Yunus Özen, taktikle köylüleri kazanmaya ça- Murtaza Çelik, Bayram Apak, Mus-lışmaktadır. | ' ' ...... ’ ” ’ *
Öğrendiğime göre D. P. nin çok kuvvetli olduğu köylerdeki köylü vatandaşları Türkiye Ziraî Donatım Kurumuna ait borçlarından dolayı adı geçen kurum tarafından tam seçimlere on beş gün kala icraya verilmişlerdir.
C. H. P. liler tarafmdanda oylar C. H. P. sine verilirse icranın durdurulacağı propaganda edilmektedir. Köylü vatandaşların en fakir oldukları bir mevsimde bu borçlarını ödeyemeyecekleri açık bir hakikattir.. Hasat mevsimine kadar bu borçların ödenmesinin üç ay sonraya tehir edilmesi Çubuklu ve köylü vatandaşların halis temennisidir. İlgili kurumlardan bu durumu düzeltmeleri yerinde bir hareket o-lur.
Ulus'un yalan haberlerinden biri
Dinar’ın Eber köyü muhtarı Durmuş Koç, Tekin köyü Demokratları adına Gaffar Güngör ve Gürden köyü Demokratları adına Mahmut Taşkoparan imzaları ile aldığımız bir mektupta şöyle yazılıyor:
.Ulus gazetesinin 22/4/1950 tarihli nüshasının 5. sayfasındaki (Çözün-tü Afyon’da hızlandı- başlıklı yazıda, Dinar İlçesinin (Tekin, Gürden ve Eber köylerindeki Demokrat Parti teşkilâtı tamamen dağılmıştır. Bu köydeki 192 Demokrat Partili teşkilât mensupları ile birlikte istifa ederek C.H.P. ye kay.do-lunmuşlardır.) şeklinde hakikate tamamen uymıyan yalan yazıyı o-kuduk.
Üç köyde 363 Demokrat kayıtlı o-lup bunlardan birinin dahi istifa etmediğini yazarak, sıkılmadan bu yalanı yazanların yüz karalarını âmme efkârına ilânını rica ederiz.»
Çivril'de H Partisinden
ay'ilanlar
Çivril, (Hususî) — Seçimler yaklaştıkça partimize karşı halkın sev. gisi artmaktadır. Son günlerde birçok vatandaş C. H. P. den istifa e-derek Demokrat Partiye üye yazılmıştır. Bu vatandaşların isimlerini bildiriyorum:
Yuvaköyde: Ali Güneş, Mehmet
| tafa Küçükkul, Yusuf Karakaya, îs-hak Aslan ve yeniden Ali Uğurlu, Kâmil Karagöz, Ahmet Bilbağ, Haşan Aylak, Haşan Karagöz, Halil Üncü, İsa Akdoğu;
İmrallı köyünden: Ali Kıvrak, Ali Duru, Bekir Kök, Mehmet Ali Kök, Zeynep Gündüz, Hüseyin Yıldız, Mustafa Doğru, Yusuf Doğru, Ali ve H. İbrahim Dikici.
Menteş köyünden: Niyazi Demirden, Nebi Dede, Hakkı Başbuğ, Mustafa Serim, H. Ali Serim, Selâ-hattin Başbuğ, Mehmet Gültekin, Mustafa ve Halil Deler, Ali Celim-li, Haşan Yenidede, Haşan Emre;
Koçak köyünden: Ali Şahin, Mev-lût Demir, Ramazan Yıldız, Himmet Gökçe, Osman Demir.
Kızılcahamam’da
C. H. P. den istifalar
Kızılcahamamda C. H. P. den istifalar devam ediyor. C. H. P. baş-kanından sonra elliye yakın C. H. P. li de istifalarını vermişler ve D. P. ye- girmişlerdir.
Bozkır’da tehditi propaganda!
Seydişehir, (Hususî) — 21 bin seçmeni bulunan Boztür ilçesinde seçimler yaklaştıkça partilerin faaliyeti artmıştır. C.H.P. nin propagandası daha ziyade halkı korkutmak suretiyledir. Meselâ şöyle deniliyor:
• Demokrat Partiye rey verenlerin evleri yakılacaktır. Şark vilâyetlerine sürgün edilecektir. Memurlar Halk partisi amaline hizmet etmediği takdirde kendilerini bir fişlersek ölünceye kadar bu damgayı ahularından silemezler. Bozkır isyan geçirmiştir. Ufacık bir hâdisede başınıza gelecekleri kendiniz düşününüz. 1946 seçimlerinde Demokrat Parti kazandı da ne oldu? Şimdi kazansanız bile yine aynı olacaktır.»
D. P. adayı Himmet Ölçmen halkı tenvir ederek bu sinsi tehditlere ehemmiyet vermemelerini, memlekette kanun hâkim olduğunu söylemiştir.
Yüzde doksanı Demokrat olan Boz kır halkı, tehditlere Demokrat Par-ti’ye oy vermekte tereddüt etmeyecek lerini söylemektedirler.
Sayfa; 4
ZAFER
8 - 5 • 1950
5ayf:
5!
Mevsimin Kumaş Fiatları
Mimoza Emprimeler Vistra Emprime Jorjet Krep Emprime Tual Keten Emprime Emprime Çamaşırlık ORTAÇ:
-------------------------------------------------------------- --------------------- ---------------------- Anafartalar Cad. Adliye karsısı
875 krş. 450 krş. 260 krş. 260. krş 375 krş.
jpy 18 Renk hakiki İrlanda Keteni 900 krş. Gandi 340 krş.
N»
2;
3
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
)0
11
12
)3
)4
15
16
17
18
)9 $0
11
12
33
54
15
56
)7
18
59
ro
11
12
Î3
M
15
16 n 19.
10 ıı W
13
14
35, ıe.
Î7İ
18’
ÎS.
10
)lc
)4 9( M M
Ayaş Kültür Derneği yararına 8 Mayıs 1950 Pazartesi akşamı saat 21 de KÜÇÜK TİYATRODA' ünlü Ses Sanatkârlarımızdan
Sabite Tur Zehra Biiir’in iştiraki ile Büyük Müsamere YERLER NUMARALIDIR Davetiyeler Küçük Tiyatro gişesinden temin edilebilir.
Almakta acele ediniz.
Büyük Otel
2 nci Anafartalar Tel» 15665
MÜJDE
İNŞAAT SAHİPLERİNE
DOĞRAMACI ve MOBİLYACILARA
Prese edilmiş, su geçmez, kabar maz, her türlü cilâya fevkalâde el \ erişli KAPI, TAVAN. DÖŞEME BÖLME, LAMBRİ, MASA, DOLAP haricî reklâm tabelâlarile her tûrlt imalâtta kullanılan:
DÜRO
Marka kontrplâklarımız gelmiştir Fiyatı tahtadan ucuzdur.
Alman malı taze Portlant ithalât
ÇİMENTO
8u satışımız serbesttir. Her çeşit in şaat malzememiz mevcuttur.
Tel: 12789 İNAN TİCARETHANEM’
Poata Caddesi No. 12
Taksim Hamam
Kadın erkek sıhhatini ve rahatını sevenlerin emirlerine her gün açıktır.
Dışkapı, trolleybüs durağı (834)
Orta Okul ve Lise
Öğrencilerine Müjde
Amerikadan yeni gelmiş bir bay müsait şartlarla İngilizce ve Matematik dersleri vermektedir.
Müracaat: P. K. 101—Ankara
(861)
İlân
Bir Amerikan ailesi Kavaklıdere veya civarında 3.4 yatak odalı ve bahçeli, möblesiz bir ev kiralamak istiyor. Saat 9 ilâ 17 arasında 21495 numaraya telefon edilmesi (875)
Genel Kurul Toplantısı
Ankara Elektrik Teknisyenleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığından •
Demeğimizin Genel Kurul toplantısı 30/4/1950 Pazar günü ekseriyet temin edilemediğinden, 10 Mayıs 1950 Çarşamba günü saat 10 da, Ankara Halkevi salonunda yapılacaktır. Üyelerimizin teşriflerini rica ederiz.
Kiralık tek odalar
Birinci ve ikinci katlarda müstakil. Helâ ve banyoları dahi ayrıdır.
Yenişehir, Kocatepe, Ataç Sokak No. 68 — Tel: 24549. (868)
Emlâk Satışları
Ankaranın her semtinde bol gelirli, borçlu, dükkânlı apartmanlar, arsalar, evler, bağlar.
Ulus Meydanı Mühendis Hanı
No. 5 Y. Musa. Tel: 16668, evi 15233 (856)
Sahibi
Adviye FENİK
Bu nüshada yazuglenni fiilen
İdare eden: HİKMET YAZICIOĞLU
Basıldığı yer: GÜNEŞ MATBAASI
ORTAÇ’ta
Ankara Merkez İlce Seçim Kurulu Başkanlığından
Sandık No. Mahalle adı
Sokak adı
Sandığın konacağı yer
Sandık No. Mahalle adı
Sokak adı
Sandığın konacağı yer
1
2
3
4
5
6
7
8
10
267
11
12
13
14
16
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
94
31
32
33
34
35
36
37
38
40
41
42
43
Akalar
Akköprü
Aktaş 1
1
1
2
2
Altındağ 1
Altıntaş
1
2
2
3
3
4
4
6
Hamam arkası, Çağlayan, İnönü Bul varı, Kadınkız, Evkadını ve Kahramanlar.
Anadolu, İpçi, inci ve Kümbet ve Öksüzler.
Cevizaltı, Eylül,’ Hediye, Vardar ve Sarıca
Akide, Arslanhane, Cevizaltı, Dal-fes ve Er Yokuşu.
EVkadını, Oylûl, Filiz, Hacettepe ve İnegöl.
Mermerli, Oluk, Örtmeli, Slarıca, Ulucanlar ve Vardar.
Bezen, Gevrek, Zerdali, Çim, Şipka.
Hamamönü İnönü İlkokulu ön kapı
Hamamönü înönü İlkokulu arka kapısı
Yeşilağa Camii
Ulucanlar Cad. Cumhuriyet ilk okulu
Ulucanlar Cumhuriyet ilk okulu
Ulucanlar Cumhuriyet ilk okulu
44
45
46
47
48
49
50
51
52
Atıfbey 3
) 3
4
4
5
) d
» 6
» 6
Başkır
1-391 sıra No.lu seçmenler 392-639 sıra No.lu seçmenler 1-404 sıra No.lu seçmenler
Temizlik işleri, Mezbaha civarı ve Mezbaha.
Kanarya, Yenituran ve İstanbul ca-‘'jSSFdesi.
İskitler, Nafia Garajı, Emlâk Bankası Evleri, Kazıkiçi Bostanları ve Kum Ocakları.
Varlık ve Mezbaha arkası.
Kanarya sokak 6 No.lu ev yanında Yakup Çilinglroğluna ait boş dükkân.
Mezbaha yanında Temizlik hanı bekÇi kulübesi.
Kanarya sokak Ulus Marangoz fabrikası
İskit.’.er yolu üzerinde Musa Yi-ğit’e ait dükkân.
53
54
55
56
7
I.)
0
8
6
6
0
7
7
9"
9
10
10
Anafartalar
Atıfbey 1
1
1
2
Bentderesi
1-415 sıra No.lu seçmenler
416-830 No.lu seçmenler
831-1245 No.lu seçmenler
1-257 sıra No.lu seçmenler
1-358 sıra No.lu seçmenler
1-319 sıra No.lu seçmenler
320-638 sıra No.lu seçmnler
1-335 sıra No.lu seçmenler
336-670 sıra No..lu seçmenler
1-291 sıra No.lu seçmenler
292-584 sıra No.lu seçmenler.
i ’
1-445 sıra No.lu seçmenler llMHla:'..» r g’.
446-890 sıra No.lu seçmenler 891-1336 sıra No.lu seçmenler
1337-1777 sıra No.lu seçmenler
Bütün mahalle
X
i-422 sıra No.lu seçmenler
1-357 sıra No.lu seçmenler
.358-714 sıra No.lu seçmenler
Güvercin, Kutlu, Kevgirli, Boyacılar
Gülibrişlm, Küp, Güllü, Gültekin, Akgün, Eşme ve Yayık
Elmalı, Kandilli, Tandır, Payırlı, Topaç, Kızılbey, Senayi, Kuşbaşı,, Havza, Susam
Anafartalar caddesi, Posta caddesi, Zafer, Tahtakale, Uğur, Aslanhane caddesi, Hal, Susam, Oteller
Veteriner Fakültesi, Ziraat Fakültesi, Kız Öğrenci Yurdu, Telsizler caddesi, Birinci sokak, Dışkapı (İnci Ap., Tangün Ap., Uzun Ap., Taksim Hamamı) Yeni yol, İkinci sokak, İstiklâl fırını
Yüksek Talebe Yurdu
Yeniyol, Yeniyol sol sokak, Yeni-yol sağ sokak, Yeniyol 4 üncü sokak
Bütün mahalle
Ikromiyeli Sürpriz Marka gömleklerin
Spor Açık yakalı
Yeni vo yazlık çeşitleri gelmiştir PANAMA ŞAPKALAR 12,75 Krş.
Mezbaha arkasında TahtakÖprü başı.
Aktaş polis noktası yanında bakkal Emin’in eski dükkânı.
Aktaş birinci muhtarlık bölgesi Hüseyin Güçoğlu kahvesi yanın da 43 No.lu ekmekçi dükkânı.
Aktaş Birinci muhtarlık bölgesi. Asri mezarlık yolu üzerinde 336 No:lu boş bina.
Bentderesi caddesi Yaşar Kaba( alinin 414 Nolu kereste deposu yazıhanesi.
Bentderesi caddesi Kasap dükkânı karşısı 424 NoJu Sebzeci dükkânı.
Birinci muhtarlık bölgesi 107 numaralı ev.
Birinci muhtarlık bölgesi 177 nu maralı ev.
İkinci muhtarlık bölgesi 114 nu-maralı evin bahçesi.
İkinci muhtarlık bölgesi eski 385 ve yeni 129 numaralı Kemal Ta-lur a ait evin bahçesL
Üçüncü muhtarlık bölgesi Muhtarı Azize ait 319 No. lu Ekmekçi dükkânı
Çeşme başı Mustafa İlgi evinin önü.
Dördüncü Muhtarlık bölgesi, Muhtarhk binası yanında Mustafa Kaya’ya ait 303 No.lu ev.
Dördüncü Muhtarlık Bölgesi, Mermer çeşme yanındaki bakkal Yusuf Çetin’in dükkânı bitişiğinde bulunan 243 No:lu baraka Beşinci Muhtarlık Bölgesi D.P. Telsizler semt ocağı yanı eski 889 yeni 175 No.lu ev.
Küçük bakkal Hüseyin Çalış dükkânı altı eski’ 1107, yeni 136 No:lu ev.
Altıncı muhtarlık bölgesi Ziya Olgaz’ın (kahvesi
Halil'in kahvesi.
Asfalt yol kenarı çocuk Dispanseri
Asfalt yol kenarı Ziya Çerkeş’in odun ardiyesi.
Yedinci muhtarlık bölgesi 672 No:lu Kalaycı Dükkânı.
Polis merkezi karşısı, Birlik Camii şantiyesi.
Muhtarlık bölgesi Tan Halk odası alanı 1209 No.lu dükkân Muhtarlık bölgesi 1303 No:lu Kurdu Yıldırım’ın Ekmekçi dükkânı.
1430 No:lu Hüseyin Bağdat’ın e-vinin önü.
Muhtarlık bölgesi Yeniyol altındaki Çeşme yanında bulunan 1639 No:lu ev.
Millî Pınar Yanında 1523 No:lu
Balaban Mescidi önö
Balaban Mescidi önü
Devrim İlkokulu
Belediye altındaki yeni dükkânların önü.
Dışkapıdaki Hamam önü.
_ İ
Telsiz asfaltı üzerindeki ilk o-kul.
Telsiz asfaltı 58 No:lu dükkânın önü.
Atıfbey Mahallesi 221 No:lu Çer-keŞli Mustafa Hanı.
Fiatlanmız çok ucuzdur
750 Kr.
990 Kr.
1200 Kr.
1450 Kr.
780 Kr.
840 Kr.
1075 Kr.
1260 Kr.
1950 Kr.
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
70
71
72
73
74
76
76
77
78
79
82
83
89
90
91
92
93
95
900 Kr. 1100 Kr.
1300 Kr.
2S50 Kr.
Bozkurt
Çimentepe
Duatepe
Demirfırka
Demirtaş
Doğanbey
Dumlupınar
Erzurum
Etlik 1
) 1
2
2
Fevzipaşa
Gündoğdı İçkale
tnkilâp
înönü
İstiklâl
Ismetpaşa
Keçiören 1
405-809 sıra No.lu seçmenler
1-462 sıra No.lu seçmenler
463-925 sıra No.lu seçmenler
Atpazarı, Develi, Kayabaşı, Yasa, Derince, Yenice ve Şenlik
Üçöz, Akdağ, Berberler, Koru, Pa-) .î zar, Doğru, Direkli
Boyacılar, Dar sokak, Son evler, Yo-iri.kıış, Turna, Dere, Gaziantep, Sarı-■ » kamış, Ballı, Çay, Altıok, Yoncalık
' ClÇamlıca, Taşpınar, Güvercin, Aksoy ve Çeşme
Kuzu, Börekçiler, Yay, Uluçınar, Polatlı ve Yayık
Atbspor Kulübü, Müze arkası, Armutlu, Neşe ve Bozkurt
Beşik, Soğukkuyu, Çankırı cad., Ma liye Okulu, Ergüvan, Dolma, Vefalı, Bekçi
Kazıkiçi Bostanları, Çiçek, Çankırı kapı, Telgraf, Gün ve Orta
Bütün mahalle
Yeşilköy, Altıel, Yeniköy, Şafak, Pembe Taş, Fıstıklı, Çankırı, Ulucanlar, Ilgın, Hartuç
Sergi, Dağ, Ceylan, Meriç, Develi ve Altıntaş
Bütün mahalle
Şair Mehmet Akif, Tosun, Damla, Diktetepe
Küçükkapı ve Selçuk
Kale Kapı, Barış, Devdiren ve Doy-
ran
Kale, Haymana, Berrak, Kapıdağ, Kadife, Kireçh ve Yayçeken
Binbaşı, Solmaz, Yokuşlu, Karalar, Abalı, Küçük Gelin, Sakızh, Gazeller, Yalaza, înönü Bulvarı
Eski yol, Hamamönü, Şair Mehmet Akif, Dutlu, Fırın, inanlı
I Taşdöşeme, Konuklar
Güreşçiler, Doğan, Posta cad. Senayi cad. Bankalar cad., Kedi Seven Nurtopu, Kuruçeşme, Boztepe, Sivas, Akar, Çerkeş, Konca, Kırgız
Tan, Çetiner, Esenlik, İltekin, İtfaiye, Kızılca, İtfaiye Çavuş ve Erleri
Aktepe, Ağustos, Dilektepe, Sakızlı, Gazeller, Şair Mehmet Akif, Küçük kapı
Selçuk, Samsun, Zambak ve Gürcüler
Göksu, Beykoz ve İmece
Bütün mahalle
Aşağı İncirük, Yukan İncirlik
Kuyu Yazısı, Etlik
277 No :1u Uğur Bakkaliyesi önü. Eski 460, yeni 90 No:lu Doğu kıraathanesi.
643 No:lu ev önündeki cami. Vehbi Koç çeşmesi önü. MermeT çeşme 759 No:lu ekmekçi dükkânı önü.
Ulucak çeşmesi karşısı
Ulucak köprüsü
Bentderesi caddesi Pres atelyesi Saraç Sinan Mescidi önü.
Direkli Camii önü.
Çamlıca sokak 8 No:lu Ahi Ya-kup Camii.
Boyacılar sokak 20 No :1u ev önü
Yayık sokak Çeşme önü.
Maliye Meslek mektebi önü.
Maliye Meslek mektebi önü.
Atlıspor kulübü önü.
Heyet odası.
Çankırı sokak 13 numaralı ev önü.
Sergi sokağı Kızılay Şefkat yurdu önü.
Öz Sokak çeşme önü.
Hacettepe Camit
Hacettepe CamlL
Aslanhane Camii kapısı önü
Aslanhane Camii kapısı önü
Dumlupınar ilk okulu
Dumlupınar ilkokulu
Sanat okulu
Sanat okulu
Sanat okulu
Sanat okulu
Karacabey
Karacabey
Camii avlusu
Camii avlusu
Karacabey
Camii avlusu
II kekin ilk okulu.
Etlik ilk okulu
Bakkal Osman Anteplinin evi altındaki boş kasap düzkânı.
Bakkal Muştalanın dükkânı önü
CamL
Aşağı Eğlence
Aşağı Ayvalık, Askerî Depolar ve
Levazım, Amaç Şirketi, Belediye
Ucuz Arsaları
Plevne, Yelken, Eşdost, Erguvan, Neşe, Açık, Rüzgârlı ve Ardış Soydaşlar, İstanbul cad., Cumhuriyet Meydanı, B. M. Meclisi, Çapa-Istiklâl cad., İnebolü, Çankırı, C. H. P. binası, Sayıştay, Osman)ı Ban -kası
Bütün mahalle
Düğün, Alakuş, Kağnı, Başkale İstek, Alitaşı Gençkapı, Enginar, Irmak, Kurt, tçhisar
Hükümet Alanı, Tarhana, Ulutaş, A-nafartalar cad., Zincirli Cami, Çam, Demirtaş, Telgraf, Gün, Bent, Hilâl, Hükümet caddesi
Fırat, Çankın İnişi, Bilen, Kılıçlı,
Tahta Konak ve Meram
Evkadını, Takacı, Yüzbaşı, Gebze,
Baş, Tekin, Fener ve Gürbüz
Divan, Tilki, Göztepe, Hamam arkası, Hamam ve İnönü Bulvarı
Denizciler, Kargalı, Eskicioğlu, Öksüzce, Yenice, Kargı, Birlik ve
Zümrüt
Leylekli, İnam, Eskici, Acıçeşme» Kumrucuk, Şengül, Çanakkale, Ça- ; talce ve Anafartalar
Uluçınar, Serpme sokağından 500 üncü sıra numarasına kadar
Serpme sokağının geri kalan kısmı _ .
Deliller Tepesi, Ulucak, Yanık Ses, İsmetpaşa İlkokulu
Yelpaze, Beştepeler, Lodos, Tunceli . . ..
ve Aykut
Tekdaş, Bayır, Güzel, Uzunyol. Ak- Osmaniye Camllnın İç avlusu şehir, Yeni, Çankırı ve Okul Mey-dam
Bütün mahalle
Pijamalar:
1050 Kr. 1390 Kr. 1680 Kr. 2950 Kr.
NOT: İkramiyelerin çekiliş tarihi 21 Mayıs 1950 dedir.
Ulus matbaası yanı polis noktası karşısı terzi dükkânı önü.
Ankara Palas köşesi Çapa sokağının başı.
Dördüncü ilk okul binası.
Cami
CamL
Cami.
Hilal Sokağındaki Meydanlık.
Sümerbank’ın İş Bap koşma kar şı olan kapalı kısmı.
Telli Mescit
Çiçekoğlu camii avlusu
Leblebici Camii önü.
Leblebici Camii önü.
Bay Ali Evinin bahçesi önü.
Kocatepe, ilk okulu binası.
Ortaokul binası.
★ (Devamı Sa: 5 8ü: 1 de)
Ortaç:
Anafartalar Cad. Adliye karşı*1 Köşe Mağazası, No. 224.
Tel: 11185 Anknr»
8 5 - 1H30
Z A F B B
Ankara Merkez İlce Seçim Kurulu Başkanlığından
lercüme Bürosu
Sandığın konacağı yer
Sokak adı
Sandığın konacağı yer
Sokak adı
Mahalle adı
ı
Bütün mahalle
4
Kalaba İlkokulu.
4
Kalaba ilkokulu.
ve
Yenihayat 1
Hacı İlyas Camii.
MÜJDE
Mukaddem Camii.
ait dük-
2
5 No.lu sokak, Çay
2
Çay kenarı ve Asfalt kenarı
Kurtuluş Camii.
2
Yenlturan
Poryacı Mescidi.
Sankadı Camii.
Etimesgut
Cami önü
Sankadı Camii.
İbadullah Camii.
Tepebaşı
Sümer
Erzurum Camii önü
özgen
Pa-
tJrgüp Camii.
Cumhuriyet İlkokulu
Tarkohan altı
DOKTOR
8 No:lu Genegi Mescidi.
Hacıbayram Minaresi altı
Konservâtuvar methali
r
\/j(idjt Süleyman’ın
Sincan köyü
Tabakhane Camii önü
Bağlum köyü
Kayabaşı Camii avlusu
Kayabaşı Camii avlusu
Gazi Lisesi methali
Gazi Lisesi methali
302-003 sıra No.lu seçmenler
1-339 sıra No.lu seçmenler
No.lu seçmenler
1
1
1
2
1-430 sıra No.lu seçmenler 431-860 sıra No.lu seçmenler 861-1291 sıra No.lu seçmenler
Nürnune Hastahaneel
Kayabaşı Canın yazlığı
Aile Bahçesi gige önü lltekin tik Okulu
Kuyu başındaki kapalı otobüs durağı.
Ziraat Fakültesi içi.
Taşçılar sokağında Doğan spoı lokali.
Demiray sokakta Toros oteli altı
Susuz köyü Şehit Ali köyü Yapracık köyü Yuva köyü Bağlum köyü
Hacıayvaz Camii.
Maslak Çeşmesi yanındaki baraka.
Gelin sokakta Hemhüm Camii
(Türk Hava Kurumuııun Ankara
Paraşüt Kulesi çalışmalarına İn-» lamıştır.)
Yenidoğan 4 . 4
» 4
Emre Kıraathanesinin nefis ça.( ve kahvelerini bir defa tecrübeniz kâfidir.
Anjfsrtalar Vakıf İş Han k*
1 No. 115 . Tel: 18345.
Balıkuyurhcu köyü Esenler köyü Polatlar köyü Zir köyü
Ankara Paraşüt Kulesi çalışma -larına başlamıştır. Atlamak istiyen-ler her gün (Cumartesi, Pazar dalı ' ■ ■aat 10.30 dan 19.30 a kadar kule deki öğretmene baş vurmalıdır.
Seyhan Apartmanı önü
Aslanhane camii.
21 No.lu Mescit.
ikinci Anafartalar Cad. üzerinde Kurşunlu Camii.
Hacı İlyas Camii.
Aziz Tevfik Yeginsoy omhH Ivp MÜTEHASSIS
Necatöbey İlkdkulu Ticaret Bankası
Denizciler Cad. deki Kağnı zarı Camii
Mukaddem Camii
Hal binesi İçerisi
Muhtar evi yanında yeni yapılan binanın holü
Erzurum Camii önü
D. P. Piyangosu
Demokrat Parti piyangosu B Temmuz 1950 günü çekilecekti,.
1292-1722 sıra No.lu seçmenler . .1.
1723-2162 sıra No.lu seçmenler
Uzun yolu Beştepeler sokağına bağlayan meydan.
Ekmekçi sokağı başındaki meydan.
İsmetpaşa İlkokulu.
DİLDEN - DİLE I
Sandık No. Mahalle adı
Kurtulug
Mlsakı Millî
Nâambey
Necati bey
' I. iTlj r
Turan
Yeğen bey
Yenidoğan
Kılıçaslan Kızıl elma Koyunpazar
Yalçınkaya
Kaz, Hacıhanım, Gümüşdere, İpek-iş, Su Süzgeci, Enstitü mahallesi ve Ziraat mahallesi
Kalabanın 363 sıra No.lu seçmenden 697 sıra No.lu seçmenine kader Kalabanın 698 sıra No.lu seçmeninden itibaren mütebakisi ve Eski Ziraat
Bütün mahalle
Bütün mahalle
Bütün mahalle
Yıldırım, Solmaz, Eskiyol, Yokuşlu, Hasırcı, İnönü Bulvarı, Çamlıbel ve Gündüz
Görgülü, Yazı, Salkım, Sağlamlar, Karakurum, Sakızlı, Perçem Çıkmaz, Atlama, Yeniay, Güner, Önev
Uzunyol, Elmacık, Sümbül, Karayel, Yavru ve Aralık
Poyraz, Barbaros, Beştepeler, İnce-yol, Tiftik ve Ekmekçi
Bostancılar, Okullar Meydanı, Dilber, Ada ve Çankırı cad.
Kurtuluş, Yeniay, Sülün, San, Çimen, Sekizli, Kartal, Adatepe, imece ve Menzil
Akbaş, Akdemir, Salkım, Damar, Beykoz. Sağlamlar, Mortaş ve Di lektepe
Sarıkadın, Tanış, Dutlu, Şair Mehmet Akif
Şimşir, Yazıeıoğlu, Erzurum, İnönü Bulvan
Çerkeş, Sulhan, Koç, Yanmaz ve Perçinli
Pala, Bakır,Taşçılar ve Topçular
Çataldağ, Denizciler cad., Anafarta-lar cad., Konuklar, Tenekeciler, Şekerciler, Posta cad., Hanef Ap., Allan, Demiray, Tayyare
Balcıoğlu, Ferah, Süngü, Gelin, Er-yokuşu, Atpazan ve Sergi
Mimar Sinan, Sarıgül, Merdivenli, Cevizaltı, Eylül, Uzun Kavak ve U-lucanlar ’
Işıklar cad., Karakuş, ismetpaşa, Par cad., Anafartalar cad., Mevsim, Şan
Firuzağa, Nilüfeg
Alataş, Kocalar, Korucular, Tekinler, Uçanlar, Papatya ve Konya Basamaklı, Oluk, Uzunyayla, Arslan hane, Gürbüz, Taflan, Küçüksinan ve Divan
Tilki, Can, Enez ve Ulucanlar cad. Yeniyıldırım, Kestane, Ulucanlar, Savaş ve Tokat
Taşevler, Çeşme Çıkmazı, Çakalte-pe, İnce, Mimar Sinan, Gelin, Öksüzler ve Döner
Adliye, Hükümet cad., Anafartalar, Altıok ve Bayram caddesi
Ballı, Sevim, Eti, Etizafer. Gaziantep
Güvercin, Kıskanç, Sarıbağ, Konak, Taşocak ve Tavşanlı
Bütün mahalle
Eşen, Birlik, Örtmebaş, Eskicioğlu Kalyon, İğde, Yağcılar, Kitap, Yazıcı, Güler ve Heybeliada Leylekli, Kargah, Kumrucuk, Yamanlar, Kargı, İnönü Bulvarı ve Anafartalar caddesi
İnönü Bulvarı, Başşehir
Çıra, Başnil, Güçlüler, Armağan ve Badem
Burgaz, Kestane, İşbaşı, Dalyan, Ye-niköy ve Yaratık
Şenyurt ve Sutepe mahallesi
Çenkın, Dolu, Şafak, Yeniköy, Dere, Babacan ve Bulgurlu
Cezaevi yönünün 494 sıra No. sundan 831 sıra No.suna kadar olan seçmenleri
Cezaevi yönünün 832 sıra No.sun-dan 1169 sıra No.suna kadar olan mütebaki seçmenleri
Cicioğlu, Gediz, Yavuz, Yeniçay, Çakırlar Köprüsü, Çakırlar, Kadıncık, Pınar, İyiGün, Firuzağa ve Kevgirler
Kahkaha, Tabakhane ve Genelevler Çağlayan, Engin, Yılmaz Çıkmazı, Kestane, Yeşerti, Eğriyol
Koyun Gözü ve Öksüzler Cingöz, Uzunkavak, Gelin, Ceviz-altı, Sanca, Kümbet ve İnönü BuL Radyoevi, Etnografya Müzesi, Tıp Fakültesi Şantiyesi, Atatürk Bulvarı, İnönü Bulvarı ve İsmetpaşa Kız Enstitüsü
Nürnune Hastahanesi
Güzelkız, Yalçınkaya, Babadağ, Üç ve Ceylân
Akardere, Alpullu, Altıntaş, Başkaya ve Kayalık
Meydan önü, Böcek, Kalfa, Genç, Yasa, Yazbaşı ve Kayabaşı Taşçılar, Denizciler, Yenice ve Yapıncak
Pala, Bakır, Dibek, Eğerciler, İşçi, Çalışkanlar, Kargı ve Geyve
Ordu, Tavus, Azat, Kosuva, Temiz, Aysın, Ayhan, Temmuz, Yalçın Çalıkuşu, Ayaş, Denizciler Cad., Yenice, Derman, tiler Bankası, Opera Oteli, Nevşehir ve Kırşehir hanı, Opera ve Altay Ap. Toros, Aydın, Seyhan Palas ve Araş 1-301 sıra No.lu seçmenler
079-1019 sıra No.lu seçmenler
1-404 sına No.lu seçmenler 403-809 sıra No.lu seçmenler 810-1214 sıra No.lu seçmenler
Hacıbayram Minaresi yanındaki kulübe
Etizafer Mescidi
Arslanhane Camii önü
İstiklâl İlk Okulu avlusu
İstiklâl İlk Okulu avlusu
Yıldız sokakta Gençlerbirliği Lo. kali önü
Çenkın sokak polis noktası yanı
Cezaevi arkası yönü sokakta çeşme yanı
Dolu sokak C. H. P. si ocağı yanı
Tabakhane Camii Önü
4 üncü Orta Okul methali
Gelin sokakta Hemhüın Camii Cevizaltı sokakta Zeynelabidin Camii
İsmetpaşa Kız Enstitüsü
Denizciler cad. Çakır Ap. önü
Sakalar polis noktası sonunda Hakkı Sokulkana ait 3 No.lu dük kân ve önü
Keresteci Tevfik Engez’e ait diye ve önü
Eskişehir sokak 68 No.lu ev ve önü
Bakkal Sait'e ait 204 No.lu dükkân ve önü
Cemal Bey sokakta Ömer Yap -rak’a ait .357 No.lu ev ve önü Uluçınar Gençlik Kulübü ve önü Yenidoğan İlk Okulu
Eskişehir sokakta Yusuf Demir-taşa ait 139 No.lu ev ve önü
1-286 sıra No.lu seçmenler 1
287-574 sıra No.lu seçmenler
1-405 sıra No.lu seçmenler
406-810 sıra No.lu seçmenler 811-1215 sıra No.lu seçmenler 1216-1620 sıra No.lu seçmenler 1621-2080 sıra No.lu seçmenler
i' !•
Dış Hisar, Kaledibi, 2/1 sokak, 2/2 sokak
Birinci sokak, İkinci sokak Üçüncü sokak
3-1 sokak 3-2 sokak Yasa ve Yasabir Köprü ve 4 No.lu sokak
Yenidoğan İlk Okulu Yenidoğan yeni Dispanseri
C. H. P. si Zafer ocağı yanındaki dükkân ve önü
Mpstafa Türker’e ait berber dük kâm ve önü
Arif Dinç’e ait berber dükkânı ve önü
150 No.lu berber dükkânı ve önü 131/B No.lu ev ve önü 143 No.lu ev ve önü 165 No.lu ev ve önü 239 No.lu ev ve önü 637 No.lu dükkân ve önü 396/A No.lu berber dükkânı önü
î Yenihayat, İlk Okulu
Yıldırım ve Erler
IbV z
]-48 ve 314-748 sıra No.larındaki Ka-zıkiçi Bostanlan seçmenleri
749 dan itibaren Kazıkiçi Bostanları, Yenituran, Ataman cad., Muhittin Ağa ve Zeycan
Yenimahalle, Doğan, İstasyon civarı, Selektör muhiti ve bir No.lu sokak
2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 No.lu sokaklar Bütün mahalle
Sarıkadın, Kale, Zülüflü, Yan, Saka ve Ekin
Yazıeıoğlu, Erzurum, Dumlupınar, Kıvrım, Akbaba ve Silivri Leylekli, İğde, Yenice, Sayım, Eğri-bucak, Bucak ve Kantarcılar x Beyhan, Porsuk Öksüzce, Denizciler ve İnönü Bulvarı
Kavaklı köyü Karapürçek köyü Nenek Solfasol
Tatlar
Zir - Çimşit köyü Peçenek köyü Kurtşıh köyü Aşağı Yurtçu ve Yukarı Yurtçu köyleri Balıkuyumcu köyü Esenler köyü Polatlar köyü Zir ve Osmaniye köyleri
Anayurt köyü Bucuk köyii Akçaören köyü îlyakut köyü Çoğulu köyü
Mülk köyü Pursaklar köyü Keçiören Peçenek köyü
Gicik köyü Aydıncık köyü Ovacık köyü Karacaviran köyü Karaköy köyü Alacaatlı köyü Bağlıca köyü Dodurga köyü Eryaman köyü Elvan köyü Ergazi köyü Macun köyü Karacakaya köyü Kutuğun köyü Fevziye köyü Sincan ve Saraycık köyleri
Sincan ve Saraycık köyleri
Susuz köyü Şehit Ali köyü Yapracık köyü Yuva köyü Bağlum ve Kösenlik köyleri
Bağlum ve Kösenlik köyleri
Yakacık köyü İvedik köyü Kılıçlar köyü Lezgi köyü Ülümbüş köyü Saray ve Mahmulye köyleri
Menlik ve Kapaklı köyleri
Balâ Çimşit, Bitik Emirgazi köyleri Halkavun ve Kazan köyleri
Kınık köyü Yassı Ören ve Ahur köyleri
Alpagut, Yılbanta Balkaya köyleri Aydın ve Mehdi köyleri imrendi köyü Örencik köyü Teşrek köyü Sarıayak köyü Ahi köyü
Karalar ve İğne köyleri
Orhaniye köyü Dutözü köyü Saray köyü İğmir köyü Sanlar köyü Sancar köyü Güvenç köyü Soğucak köyü incirlik köyü Fethiye köyü
Kışla köyü
Kızılay, Soysal Han, 11, Ankara Telefon: 25700 İngilizce, Fransızca, Almanca. İtalyanca, İspanyolca, Elencc, Rusça, Bulgarca, Sırpça, Rumence, Macarca, Çekçe. Lehçe, Orduca, Arapça, Farsça, Peştuca, Çince ve Japonca’dan Türk-çeye, Türkçe’den bu dillere ve bir yabancı dilden başka bir yabancı dile her alanda, her türlü tercüme işleri ehliyetli mütercimler tarafından yapılır. Fazla' bilgi için sirküler isteyiniz.
Yenihayat, İlk Okulu Yenihayat, İlk Okulu
Yenihayet, İlk Okulu Muhtar Ahmet Ersan’t kânın yanı ve önü
İbrahim Binler’e ait 6 No.lu 6^ ve önü
36/A No.lu Salim Gürcan’ın evi ve önü
Yıldırım sokakta BalıkçıAli Ço-raya eit 182 No.lu ev ve önü | Taşköprü yolu üzerinde Hacı Mus tafaya ait ev ve önü
Ataman caddesinde Rasim Mülke alt 35 No.lu ev ve önü
Dikkat:
Koşu meraklılarına
7 Mayısta bavlıyacak olan At Yarışları tafsilâtı her Cumartesi Emre Kıraathanesinde verilir.
ADRES: Denizciler Cad. No. 7
Kavaklı köyü Karapürçek köyii Nenek köyü Solfasol köyü Tatlar köyü Çmşit köyü Peçenek köyü Kurtşıh köyü Aşağı Yurtçu köyü
Anayurt köyü Bucak köyü Akçaören köyü ilyakut köyü Çoğulu köyü Mülk köyü Pursaklar köyü Peçenek köyü
Gicik köyü Aydıncık köyü Ovacık köyü Karacaviran köyü Karaköy Alacaatlı köyü Bağlıca köyü Dodurga kövii Eryaman köyü Elvan köyü Ergazi köyü Macun köyü Karacakaya köyü Kutuğun köyii Fevziye köyü Sincan köyü
Yakacık köyü îvedik köyü Kılıçlar köyü Lezgi köyü Ülümbüş köyü Saray köyü
Dr. Osman Nuri Soydaç
Anafartalar caddesi Vakıf Hanı 301 No. da hastalan ■) Pazardan maada her gün 9 dm 17 ye kader kabul eder.
Telefon: 16151. Ev: 219-d Cumartesi günleri öğleye ka Lir olan muayeneler parasızdır.
Hastalarını her gün saat icn iiionren kabul eder.
Hr)T)«rnönü Halk Eczanesi } «no». NizameddİD «partaır. No 5 — Tel: 1IWMS
TABİBİ
H (LIT SUNGUR
Piyasada mevcudu azaldı.
Merhum Şair Enis Behiç’in •Varidatı Süleyman» edlı eseri, kitapçılara tekrar getirtilmiştir. Okuyucularımıza, bu müstesna eseri tavsiye ede-
Bl
Prof. Dr. Burhan URUS
Deri ve Tenasül Hastalıkları Mütehassısı
Hastalarını Anafartalar Toygar Apartmanı 1 inci Noter üstündeki muayenehanesinde her gün saat (16 - 19) arasında kabul etmektedir. Tel. 15151
Menlik köyü
Bâlâ Çimşit köyü
Halkavun köyü ZAFER’in Abone Şartları
Memleket içi
- - Kınık köyü 12 aylık 28 Lira ■ . 16 )
— — Yassıören köyü
- - Alpagut köyü Memleket dup
Aydın köyü 12 aylık 58 Lira
e » 80 »
imrendi köyü Örencik köyü * » İS »
— — Teşrek köyii ZAFER’in hân Şartlan
— — Sarıayak köyü Bağlık 15 Lira
Ahi köyü 2. ve 3 üncü eayfada Sm 4 »
Karalar köyü
5. ve 6. cı Bayfaoa Sm 2 »
— Orhaniye köyü Doftum, Nikah, Nisan, ölüm ve
— Dutözü köyü Mevlût İlanları 5 «antlmi geçmemek
Saray köyü eartlyle 13 Ura.
— — İğmir köyü —
— Sarılar köyü Devamlı ilânlar için hususi
Şancar köyü tarife tatbik edilir.
— — Güvenç köyü —
— — Soğucak köyü Gatetsyo oOnderilen evrak «m yo«Ju»
— — İncirlik köyü adtr*dilsO« l-ıdu jdUtnd»
— Fethiye köyü îl*nlard*n me«ûlly6t kabul edîlmeı.
Kışla köyü
5
S
Sayfa: 6
ZAFER
8 - 5 -1950
Dikkofler
Haliç’teki Fener, Gabriel Trevizan’nun idareo ndeki Venediklilere bırakıldı.
Vatandaşla hasbıhal
D. P. Ankara adayları : 12
— 156 —
Ve sonra Kostantin biraz içeri çekildi.
Sultan Mehmede yazılan mektubun sureti şu idi:
(Öyle anlıyorum ki, sulhtan ziyade harbi arzu ediyorsunuz. Diğer taraftan kemali samimiyetle şunu arzedeyim ki, bu dakikada sana tâbiim demeğe hazırım. Fakat âmali sulh perveranem hakkında sizi ikna edemediğimden dolayı varsın sizin arzunuz olsun..
Eğer şehrin Türkler eline geçmesine arzuyu İlâhî varsa, buna kim mâni olabilir? Yok eğer, Cenabı Hak sana sulh yapmak arzusunu ilham ederse bundan dolayı pek ziyade mesut ve bahtiyar olurum...) (D.
Kostantin bu mektubuyla Sultan Mehmedin ayaklarına kapanmış oluyordu. Fakat bütün şartları kabul ederek şehri teslim edeceğine dair bir şey söylemiş olmı-yordu.
Notaras, mektubun yazılışını beğenmedi. Bunun, harbi kabul etmek demek olduğunu iddia etti. Fakat Notaras memnundu:
— Harbi kabul etmeyip de esir mi olacaktık muhte em Grandü
Notaras, kendini harbin dehşetine kaptırmıştı:
— Siz, Türk ordusunun nelere muktedir olduğunu hâlâ bilmiyor sunz. Şehrin âkıbetinj bu mektup tayin etse gerektir. Ey mukaddes şehir!.. Ey yeddi İlâhiye mevdu şehir!..
Notaras sanki İstanbulun sukutunu görüyordu. Gözleri dalmış, kendini kaybetmişti. Franzes ise oralı değildi. Cinevizli kumandan Jan Jüstinyani ise, sevinçle çırpınıyordu. Hattâ kılıcını yarı yarıya çekmişti.
(Tarih, emsalsiz bir müdafaa görecektir!.. Türkler bir kayaya çarptıklarını anlayacaklardır!...)
Kostantin bu iki zıd mütalâa arasında dalgın ve müteessir duruyordu. Bir müddet böyle geçti. Sûrların dışında kaynaşan OsmanlI ordusunun korkunç velvelesi kulakları sağır edecek kadar müthişti. Kostantin bu hay ve huyu işittikçe kendinden geçiyor, zaman zaman kale boyundaki mazgallardan mahşeri andıran kalabalığı gördükçe derin derin içini çekiyordu.
Başını kaldırdı ve:
— Bir meclisi harp akdedeceğiz. Sûrların müdafaasına ait son ve katı tertibatı almamız gerektir. Hemen meclis toplansın..
Hakikaten böyle bir meclise lüzum vardı. O dakikaya kadar mev cut müdafaa kuvvetleri gelişi güzel sûrlara yerleştirilmişti. Halbuki muazzam Türk ordusu sûrların yakınına yerleştikten sonra işin rengi birdenbire değişti. Herkesin içini müthiş bir korku kaplamıştı. BizanslI ve yabancı bütün kumandanların ve muhariplerin bulunduğu bu tarihî meclise İmparator başkanlık ediyordu.
imparatorun rengi sapsarı idi. Uzun bıyıkları titriyordu. Harp kıyafetinde id:. Etrafındakileri derin bir yeis ile süzdükten sonra söze başladı:
— Mukaddes şehrimizin en felâketli günlerini yaşıyoruz. Yeddi iktidarımızda olan bütün kuvvetlerimizle şehrimizi müdafaaya azmettim.
Ey Venedikli, Cinevizli, İtalyalı ve Bizanslı kahraman muharipler kumandanlar!.. Bana bu mukaddes vazifede yardım etmeği vaa-dediyor musunuz?
Kısa bir sü.cût oldu. Fakat akabinde heyecanlı ve karışık bir gürültü salonun tavanını sarstı. Yüzlerce ağızdan birden:
(Vaadediyoruz!.. Bizans için ölmeği vaaded yoruz!...)
Sözleri çıktı.
Kostantinln çehresini tatlı bir tebessüm kapladı. O da bu kahra-manlıklrrın kâfi gelmiyeceğini biliyordu. Fakat sözlerini heyecanla mukabele edilmesinden memnun görünüyordu.
— O halde diye söze başladı, müthiş Türkü bizzat otağını karşısına kurduğu Sen Romen kapısının müdafaasiyle işe başlıya-lım. Öyle anlaşılıyor ki Sultan, en müessir hücumu buradan yapacak tır. Çünkü istihbaratımıza nazaran en büyük toplarını buraya yerleştirmiştir. Bu en mühim ve hayatî noktanın müdafaasını kim deruhte edecek?
İmparator deminki heyecanlı cevabı bekliyordu. Fakat umduğu çıkmadı. Heyecan değil, sükûnetle karşılandı. Bütün kumandanlar başlarını önlerine eğmişlerdi. Ne Rumlar, ne Lâtinler cevap vermiyorlardı. Muhakkak ki hücumların en müthişi bu noktadan olacaktı. Bu müthiş hücumlara mukavemet etmek imkânsız görünüyordu.
İmparator bir daha aynı suali sordu:
— Bu noktanın müdafaasını kim deruhde edecektir?.
Yine bir sükût..
Bir saniye sonra meşhur Cinevizli kumandan Jan Jüstinyani birdenbire ayağa kalktı. İri ve uzun gövdesini gerdi, başını dimdik kaldırdı. Eliyle kılıcının kab-
Bellamy Cinayeti]
■■»i ZAFİKİN POMC TKFR1KAS1 ""“"I
Vazon. France» Noves Har
MÜMTAZ FAİK FENİK
— 8 —
Aziz Yurtdaş:
14 Mayıs seçim günü, oy vermenin bittiği saat 17 dir. Seçmenler oy'larını attıktan sonra, seçim bitmiş olacak ve sandığa atılan oy’lar sayılacaktır.
Oy’unu gizli ve kapalı oy verme yerinde hazırlayıp, kendi elinle zarfa koyup, zarfı sandığa atacaksın demiştim. Attığın oy'un sandıktan çıkarılıp sayılması ise açık ve herkesin önünde olacaktır. Akşam saat 17 de, sandıkbaşına gidip oy sayımını sen takip edebileceksin. İntizamı bozmamak ve sayınlın doğru yapılabilmesi için, sandık ’ ' ‘
sandığın etrafında, takip edebileceğin küçük bir hudud çizecek sen bu hududun dışında, oy'la rın sayılmasını kendi gözünle göreceksin. Sandığı kapalı ve senin göremiyeceğin bir yere götürp sayımı yapmak yasaktır, hiç bir suretle sandığı gözünden ayırmıyacakisın.. Buna kimse mani olamaz. Kanun, sayımın «enin önünde a-çık olarak yapılmasını emreder. Bunu unutma.
Oy’ların sayılması aralıksız olarak sonuna kadar devam e-decektir. Sandık kurulu, sayımı durduramaz ve tehir edemez. Kanun buna müsaade vermiyor. Sen de sayım hududuna girmeğe ve oy’lar sayılırken karışmaya hakkın yoktur. Bunu yaparsan. Kanun seni cezaya çarptırır.
Yarın, seçtiğin adayların kazanıp kazanmadıklarını nasıl öğreneceğini anlatacağım sana, aziz yurtdaşım.
zasını tutarak haykırdı:
(Sıyaneti İlâhiyeye sığınarak, bu mevkii Hazreti İsa'nın şerefine, düşmanın bütün hücumlarına karşı, maiyetim ile müdafaa etmeğe hazır olduğumu beyan ederim!..)
Kostantin’in gözleri yaşardı, iki adım atarak Jüstinyani’nin omuzlarına elini koydu ve matemli bir sesle:
(İsa seni korusun!..)
Diye mırıldandı.
Bu en mühim noktanın müdafaası meselesi halledildikten sonra diğer noktalara sıra geldi.
Edirnekapısı ile Tekfur Sarayı ârasmdaki sûr kısmı Poi Antuvan ve Trovalo isimlerindeki üç kardeş tarafından muhafaza edilecekti. Bu üç kardeşe Brochiardi kardeşler denilirdi.
Tekfur sarayının bulunduğu noktayı Jirolamo Minotto adındaki Venedikli kumandanın askeri müdafaa edeceklerdi.
Velâkerna denilen Eğrikapı havalisini Romalılar ye Sakızlılar ile meşhur Kardinal İzidor müdafaa edecekti. |
Topkapının cenup tarafındaki sûr kısmında Venedikli Dolfin ile Fabruzi ve diğer kumandanlar l bulunacaklardı.
Marmara sahilindeki sûrlar kısmını Venedikli Jacque Contarini kumandasındaki papaslar ve keşişlerden mürekkep Venedikliler muhafaza edeceklerdi.
Ahırkapı tarafını ve Bukaleon Sarayını Pedro Juliano’nun kumandasındaki Katalan askeri koruyorlardı.
Haliç tarafındaki sûrlara, Amiral ve Başvekil Lucas Notaras yerleşti.
Haliç’teki Fener, Gabriel Trevi-zano’nun idaresindeki Venediklilere bırakıldı.
Bugünkü Fatih camisinin bulun duğu noktaya lüzumu kadar bir ihtiyat kuvveti ayrıldı. Bu ihtiyat kuvvetinin başında Demetrius Cantacuzene ile Nicephore Paleo-logue bulunuyordu.
Uzun münakaşalardan sonra İstanbulun müdafaa tertibatı bu suretle tamamlanmış oldu. Şu kadar var ki bu alman tertibat ilk tertipti. Muhasara başladıktan bir müddet sonra, lüzum ve ihtiyaca göre birtakım kumandanlar yerlerini değiştirmek zorunda kaldı. I lauK ayuıua luzıarı iaşemi
imparator celsenin sonunda kı- ' doğumundan sonra daha fazla sa bir nutuk iradetti: |
(Şimdi, mevcut kuvvetimizle yapabileceğimiz son tedbirleri almış olduk. Bütün Lâtinlere, Ro- ı _ # malılara, Cinevizlilere teşekkürleri Çl 'Çeneleri SÜrÜyOr mi arzederim. Bizans tarihi, bu I hizmetinizi asla unutmıyacaktır.
Bu dakikadan itibaren artık sarayıma dönmiyeceğim. Muhasaranın devamı müddetince bir nefer gibi sûrların üzerinde kalacağım. Tarihî Velâkerna Sarayının müdafaasını deruhde edecek bir kumandan lâzımdır. Bunu da sizden soruyorum.. Bana bu hususta kim yardım eder?...)
I
başkhru, sayımı şekilde,
NUSAT
Rita Haywor h koc^srd^n ayr lıyor
İl Messagero gazetesinin bil -dirdiğine göre, Rita Hayvvorth ve kocası Prens Ali Han boşanmak üzere, geçen sene evlendikleri •Canne, şehrine hareket etmişlerdir.
Gazete yazısına şöyle devam etmektedir:
«Milanonun itimat edilir kaynaklarından bildirildiğine göre, dillere destan olan bu çiftin ayrılmalarına sebep, evlendiklerinin hemen ilk aylarında baş gösteren, ve geçen A-I ralık ayında kızları Yasemenin doğumundan sonra daha fazla ar-I tan ruhi imtizaçsızlık olmuştur.
(1) Güstav Şlomberje, İstanbullun zaptı. Sayfa: 44.
★ (Devamı var)
Çekoslovckya
Bonn. 7 (a.a) — D. P. A. Ajansından bildirildiğine göre, Çekoslovak makamları çingeneleri Almanya’daki Amerikan işgal bölgesine kütle halinde sürmeğe karar vermiştir. Alman muhafızlarının mü-şahadelelerine göre, yüzlerce aile şimdi Çek hududuna yığılmış bulunmaktadır. Almanya’ya girmeğe muvaffak olan iki kişi tevkif edilmiştir. Çekoslovakya’ya gönderilmeden evvel söylediklerine göre, Çek polisleri kendilerini Bevyera’ya gayrî kanunî bir ekilde kaçmağa teşvik etmişlerdir.
— Tam bir ay sonra, muahede imzalanacaktır. O işi ben üstüme alıyorum... Başım üzerine yeminle sizi temin ederim...
Ve izahata başlıyarak:
— Antuan dö Burbon seciyesiz bir adamdır. Kararsız değil, kararsızlığın timsalidir. Eğer karısı Jan d’Alber’in sözüyle hareket etmeğe razı olmuş olaydı tehlikeli olabilirdi. Fakat, şimdi karisiyle bozuşmuş bulunuyor; aralan a-damakıllı açılmıştır ve bundan da istifade etmeği bilmek lâzımdır. O bir kere partinize girsin —ki bunu ben deruhde ediyorum— o zaman, elinize istediğiniz gibi kul lanacağınız muti bir âlet geçtiğini göreceksiniz. Bu neticeye varmak için de ona, küçük kardeşi Prens dö Kondeden bahsetmeniz kâfidir. O, küçük kardeşini kıska nıyor, Monsenyör; çünkü, kendisi ne kadar kararsız, ihmalci ve ihtirastan mahrum bir adam ise küçük kardeşi de o derece faal, cevval, haris bir adamdır. Küçük kardeşi onu üzüntüye düşürüyor, korkutuyor ve her hususta kendisine faik olmasını bir türlü hazmedemiyor, âdeta gözüne diken oluyor.
Kardinal:
— Biraderim, dedi, Monsenyör Vidam’ın sözünü iyi dinleyiniz, dedikleri pek doğrudur.
Dük, biraz kabaca bir eda ile:
— Bynu anlamadığımı mı zannediyorsunuz?... Fakat, bütün bunlar o kadar cazip, güzel şeyler ki inanmağa cesaret edemiyorum.
Vidam, ikna edici kuvvetli bir sesle tekrarladı:
— Monsenyör, eğer istiyorsanız bu iş dediğim gibi olacaktır.
— İstemez olur muyum hiç!... Allahım, bu da sorulur mu ya!...
Artık cesur Dük coşmuştu... Diğer iki arkadaşı gibi sevinçten ağzı kulaklarına varıyordu. Lâ-
Hürriyet uğrunda çalışırken siyasî bir tertiple hürriyetini kaybeden Mümtaz Faik FENİK’in hapisten kurtulması 14 Mayısta vereceğiniz reylerle kabildir
1946 yılında Demokrat Partinin kurulduğu sıralarda, hiç bir sebep zikredilmeden ve tafsilâtı daha evvel kendisi tarafından Zafer sütunlarında verildiği üzere, Ulus’taki vazifesine nihayet verilmiştir.
1946 seçimlerinde, Demokrasi dâvasına ve zaferine inanmış bir insan sıfatiyle, Demokrat Partinin Neşriyat ve Propaganda servisini fahri olarak idare etmiştir.
Halka daha ziyade hizmet edebilmek ve halkın sesine tercüman
Demokrasinin memlekette yerleşmesini temin için bütün varlığı ile bu dâvaya atılan ve bu uğurda hapishane köşelerine düşen kıymetli yazı arkadaşımış Mümtaz Faik Fenik’in Ankara milletvekili adayı gösterilmesi İktidar Partisini büsbütün endişeye düşürmüştür.
Seçim devresinde kalemini elinden alarak onu susturmak istiyen-ler, hürriyet uğrunda çalışan vatan daşlara bü dâva uğruna daha çok _ —----- ------ --------
fedakârlıklar yapmak hızını aşıla- 1 olabilmek emeli ile, Mümtaz Faik mış ve bu memlekette ayni dâva- Fenîk, bir gazete kurmanın çarenin izinde yürüyen milyonlarca in- lerini araştırmış, fakat maddî im-sanı Mümtaz Faik Fenik’e daha çok kansızlıklar yüzünden bu arzusunu bağlamışlardır. I tehire mecbur olarak Vatan gazete-
................... . . ' sine girmiştir.
Onun Vatan’ın sütunlarında yine ayni ateşli iman ile milletin haklarını aradığını ve müdafaa ettiğini, başmakalelerinde ve dış politika sütunlarında takip ettik. Yedekçi fıkrası köşesini ihdas etmekle ten-kid sahasında yeni bir çığır açmıştır.
Nihayet 1949 da bu memlekette hak, hukuk ve hürriyetin teessüsüne susamış vatandaşların maddî ve mânevî yardımlariyle, Mümtaz Faik Fenik, beslediği emeline ulaştı ve Zafer gazetesini kurdu.
Bir kaç gün evvel bir yaşına basmış olan gazetemizdeki, Mümtaz Failk’in, yazılarından bahsedecek değiliz, çünkü karilerimiz, Ankara-nın göbeğinde Zafer gibi bir gazetenin Demokrasi uğruna açtığı devamlı mücadelenin İktidar Partisinin belini nasıl büktüğüne şahittir.
Senelerdenberi bu memlekette hürriyet ve demokrasiyi temin et- ' mek için her fedakârlığa katlanmış ve bu uğurda hapishane köşelerine düşmüş bulunan hürriyet mü cahidi şimdi, mücadele silâhlarından mahrum olarak demir parmaklıklar arkasındadır.
Hürriyet uğruna çalışırken iktidarın siyasî bir tertibi ile hürriyetini kaybeden Müntaz Faik Fenik’in hapisten kurtulması, 14 Mayısta vereceğiniz reylerle kabildir.
Bütün parti adayları memleketin her yerinde seçmenleriyle temas edip kendilerini tanıtırken, o, hapishanenin İzbe bir odasında 14 Mayısta vereceğiniz reylerin neticesini beklemektedir.
Yegâne mücadele silâhı olan kalemi ve sesi İktidar Partisi tarafın dan susturulmuş olan ve bu seçimlere gayri müsavi şartlar altında giren Başmuharirimizin hayatı hak kında bir kaç satır yazmayı onun hakkım korumak bakımından bir vicdan borcu saydım.
1320 de İstanbulda doğmuş olan Mümtaz Faik Fenik, tahsiline devam ederken ve daha 17 yaşında i-ken gazeteciliğe atılmıştır. İstanbul Hukuk Fakültesini ikmal ettikten sonra yurt dışında yine gazetecilik ve muhabirlik yapmak suretiyle Belçikada, Siyasî- ve İktisadî İlimler Fakültesinde tahsiline devam etmiştir.
Mümtaz Faik Fenik, kendi kendini yetiştirmiş değerli zetecidir. Türkiyeye c çok bağlı olduğu mesleğine devam ederek İstanbulda muhtelif gazetelerde çalışmıştır. Olgun yazıları ve kendisine has üslûbu ile kısa zamanda temayüz eden Mümtaz Faik, 1937 de Atatürk’ün sağlığında Ulus gazetesine Yazı İşleri Müdürlüğüne getirilmiştir. Bu gazetede bulunduğu müddet zarfında ve ikinci dünya harbi sırasında «Harbe dair, başlıklı sütunda Ankara karilerine devamlı olarak hitap etmiştir. O sıralarda büyük bir alâka toplıyan Radyo Gazetesini de Mümtaz Faik Fenik tesis etmiştir.
Şimdi Radyo Gazetesi denince hâlâ Mümtaz Faik Fenik hatıra gelmektedir.
bir ga-avdetinde, gazetecilik
Şunu da tebarüz ettirmek lâzımdır ki, bir milletvekilinin ve bir gazetecinin birin ci vazifesi, umumun dertleri ilç meşgul olması ve ayrıca mümessili bulunduğu vilâyetin seçmenlerinin İhtiyaç ve arzularını yerine getirmesidir.
Bugün hakları elinden alınmış olan Müm taz Faik Fenik’in yarın milletvekili seçil, ditti takdirde, memleket ve Ankaranın da vaları için elinden geldiği kadar çalısa-' caftına hepimiz emin olabiliriz.
NUSAT
— 23 —
Çeviren t S. Yazıcıoflk
rafta ise Bayan İves’in tuvalet odasiyie banyo odası vardır. Üçün cii katta ise çocukların odalarıyla benim odam vardır. Kapıdan girince sol tarafta ise küçük bir çiçek odası vardır.
— Çiçek odası mı?
— Evet efendim; Bayan Daniel İves’in çiçekleri yerleştirmek için kullandığı bir oda. Bir çok rafları vardır, rafların üzerinde vazolar durur. Ayni zamanda bir musluğu, bir de üzeri çini kaplı bir masası vardır. Alt kattaki telefon da o odada durur.
— Affedersiniz efendim, acaba bu suallerin nereye Varacağını sorabilir miyim?
— Sorabilirsiniz; çünkü mahkememiz de şimdi ayni suali süAj-caktı. Acaba bu sonsuz suallerin mutlaka lüzumu var mı, Bay
— Bay Farr, mahkememiz, sadetten ayrılmamanızı sizden ilk ve son defa olarak talep etmek mecburiyetindedir. Sorduğunuz suallerin dâvaya münasebetini tesbit edebilecek misiniz?
— Tamamiyle efendim. İddia makamının kanaati şu merkezdedir ki, Bay İves talâk talep ettiği takdirde, Mis Poge’in de şahadet ettiği üzere pek çok sevdiği çocuk lan üzerinde kısmen olsun velâ-yet hakkının kendisine verilmesi ni istiyecektir. Bundan maada, Bayan İves dinî akidesi icabı boşanma fikrine karşı şiddetle muarızdır. Binaenaleyh çocuklarından ayrılmağı göze alamadığı takdirde Bayan İves’in yapacağı yegâne şey emniyet ve huzurunu tehdit eden insanı derhal ortadan kaldırmaktır. Bu noktayı isbat edebilmekliğimiz için Bay İves’in çocuklarına karşı olan rabıtasını tamamiyle tesbit etmemiz lâzım-gelmektedir. Şurası da herkesçe . teslim edilecektir ki, bu hususta yegâne fikir beyan edecek insan vaziyeti icabı Mis Poge'dir. Bu sebepten, sorduğum sualin tamamen yerinde ve lüzumlu olduğunda, ve Mis Poge’in bu hususta fikir beyan etmeğe sahibi salâhiyet bulunduğunda tamamiyle ısrar ediyorum.
— Sualin cevabını vtrebilirsi-
— Bay İves çocuklarına fevkalâde bağlıydı, çocuklar da kendisini ayni derecede severlerdi, ve daima beraber bulunurlardı.
— Bayan İves de çocuklarını ayni derecede sever miydi?
— Ayni sebeplerle itiraz ediyo-
— Suali sorabilirsiniz.
— Evet, o da çocuklarına fevkalâde merbuttur.
— Babaları kadar mı?
— Rica ederim, sayın hâkim.. Hâkim Cerves mutedil bir alâkayla Lambert’i süzüyordu:
— Bay Farr zannedersem sualiniz çik şümullü.
— Peki efendim, daraltırım. Bayan İves de Bay İves kadar çocuklarına bağlı görünüyor muydu?
— Evet, tamamiyle. Maamafih, Bayan İves pek o kadar hislerini göstermez.
— Hislerini göstermez, öyle mi? Soğuk ve kapalıdır, demek?
Mis Poge’in yalvarır gibi mırıldanışı hâkim Cerves’in sert müdahalesi arasında boğuldu kaldı.
— Bay Forr bu mahkeme size istediğiniz kadar müsait davranmıştır, fakat bu noktada kâfi derecede malûmat aldığınıza ka-
— Sayın hâkim, işaret ettiğiniz noktai nazara tamamiyle imtisal ediyorum... Mis Poge, bay İves, elinde sandalla çocukların odasına gelirken zevcesi de beraber miydi?
— Hayır, Bayan İves çocuklara daha evvel Allah rahatlık versin demişti.
— Bay İves siz aşağıya inmeden evvel mi çocukların odasına girdi?
— Önümden geçip çocukların gündüzleri oturdukları odaya girdi, her halde oradan da yatak o-dalarına girmiş olacak..
— Orasının bize lüzumu yok. Yalnız katı olarak bildiğiniz şeyle ri anlatınız. Demek çocukların iki odaları vardı öyle mi?
— Evet efendim.
— Lütfen bu odaların hangi cihete tesadüf ettiklerini anlatır mısınız?
— Her ikisi de evin üçüncü katında ve sağ taraftadırlar.
— O katta başka hangi odalar vardır?
— Benim odam, bir banyo odası, bir de küçük dikiş odası.
— Lütfen bize evin taksimatını anlatır mısınız?
— Bakayım... Kapıdan girince büyük bir hol vardır, evin hemen hemen bütün merkezî kısmını içine alır. Bu merkezî kısım eski bir çiftlik evi imiş, odaları ihtiva e-den sağ ve sol kanatlar ise sonradan Bayan İves tarafından yaptı rılmış. Eski çiftlik evinin bütün iç duvarları yıktırılmış, ve ortada bu suretle üç kat yüksekliğinde büyük bir hol hasıl olmuş, ikinci ve üçüncü katlarda bu holün etrafında koridorlar vardır, bunlardan yatak odalarına gidildi. Holün nihayetinde iki merdiven vardır, bu merdivenler ikinci ve üçüncü kata çıkar. Galiba pek iyi anlatamıyorum, affedersiniz, fakat biraz karışık bir taksimattır da..
— Gayet güzel anlatıyorsunuz. Şimdi kapıdan içeri girdiğinizi farzedelim, odaların kapıları han gi cihetlere açılıyor, anlatır nusı-
— Kapıdan girince sağda küçük bir vestiyer ve büyük bir oturma odası vardır. Bu oda o kadar büyüktür ki, sağ kanadın alt katını tamamiyle kaplar. Onun üzerindeki katta Bay ve Bayan İves’in yatak odaları vardır.
— Bay ve Bayan İves’ ayrı mıdır?
— Hayır, yatak odaları birdir, fakat bir tarafta Bay İves’in giyinme odasıyla banyosu, diğer ta- 2
* (Devamı var)
ANKARA RADYOSU PAZARTESİ — 8/5/1950
7.30 M. S. Ayan
7.31 Müzik; Harry Horlick Orkestrası (Pl.)
7.45 Haberler.
8.00 Müzik; Hafif Parçalar (Pl.)
8.25 Güllün Programı ve Ilava Raporu.
edi-
13.00 Haberler.
13.15 Müzik: Salon Müzikleri (Pl.)
13.30 öfîlc Gazetesi.
13.45 Müzik: Karen Kemple’dcn Melodiler (Pl.)
14.00 Hava Raporu, Ak-am Programı ve Kapanış.
17.58 Açılış ve Program.
18.00 M. S. Ayarı.
18.00 Konuşma: (Seçim) C. H. P.
18.10 Müzik: Dans Müzikleri (Pl.)
18.30 Konuşma: (Seçim) D. P.
18.40 Müzik: Şen Parçalar (Pl.)
19.00 M. S. Ayarı vc Haberler.
19.15 Geçmişte Bugün
19.20 Müzik: Şarkılar.
19.30 Konuşma: (Seçim) M. P.
19.40 Müzik: Şarkıların Devamı.
19.50 Konuşma: (Seçim) M. P.
20.00 Müzik: Tarihi Türk Müzlfti.
20.15 Radyo Gazetesi.
20.30 Konuşma: (Seçim) D. P.
20.40 Müzik: Radyo Senfoni Orkestrası. Mozart: Lâ Majör Konçerto. Solist - Ayşegül Sarıca (12 Yaşında Piyanist.)
21.15 Konuşma: (Seçim) C. II. P.
21.25 Müzik: Dans Müzitti (Pl.)
21.40 Konuşma: (Seçim) M. K. P.
21.50 Müzik: Dans Müziftlnin Devamı (Pl.)
22.00 Konuşma: Kanun Konuları.
22.15 Müzik: Şarkılar
22.45 M. S. Ayan ve Haberler.
23.00 Program ve Kapanış.
İSTANBUL RADYOSU PAZARTESİ — 8/5/1950
12.57 Açılıg ve Programlar.
13.00 Haberler.
13.15 Dans Müziği (Pl.)
13.30 Hafif öğle Müzlfii.
Çalan: Semlranıis Ork 14.00 Karıgık Şarkı ve Türküler (Pl.)
14.30 Serbest Saat. J
(Konuşma veya Müzik.)
14.40 Orkestra Eserleri (Pl.)
Georges Bizzet... Carmen süiti. Çalan: Stokovski Id. Philadelphla Orkestrası.
Felbc Mendelssolın. ”Blr Yaz Ce. cesl Rüyasından Kısımlar". Çalan Thomos Beeclıarn id. Londra Flârmonlk Orkestrası.
15.00 Programlar ve Kapanış.
17.57 Açılış ve Programlar. 18.00 Fasıl Heyeti Konseri.
"MAHUR" 1 — Peşrev 2 — Merhamet ey çosml ahu 3 — Badeler’ döndükçe 4 — Hâlâ kaynayan.
' 18.20 Konuşma.
' 18.30 Fasıl Heyeti Konseri Devamı.
5— Seninle durmak 6 — Mu dere yonca 7 — Su güzele bir bakın 8 — Mahur zeybek.
15.50 Konuşma.
19.00 Haberler.
19.15 İstanbul Haberler
19.20 Konuşma.
19.30 Dans Müziği (Pl.)
19.40 Gitar Kuarteti Konseri.
20.00 Konuşma.
20.10 Küçük Orkestradan Melodiler.
20.30 Şarkı vc Türküler.
20.50 Konuşma.
21.00 Dinleyici İstekleri.
(Türk MtlzISI.)
22.00 Senfonik Müzik ÇÇl..)
I
meliyim... Benim de kilise ve dinin iyiliği için çalıştğıma emin ol duğundan onun bu hatası pek işime yarar. Binaenaleyh, onu kazanacağımı anlıyorum. Mademki, menfaat mevzuunda onunla münakaşa edilmek imkânı yok, o halde onu kendime tamamiyle bağlamak için ne demeliyim?... Bu ta-biatte bir adama karşı hile de para etmez. Açık ve serbest olmak lâzım... Böyle hareket edersem ne kaybetmiş olurum? Hattâ anlaşmamız mümkün olmasa bile, bana ondan zarar gelez... Son derecede namusludur o, beni ele veremez..
Dük, bu karara vardıktan sonra yerine oturdu ve gayet azametli bir tavırla:
— Elimde tuttuğum bu krallık tacını kendi başıma koymak hülyasında bulunduğumu söyleyenlerin aldanmadıklarını ve hakikaten böyle bir tasavvurda olduğumu şayet size söylemiş olsaydım ne derdiniz?
— O halde, Monsenyör, ben de sizin adamınız olamam cevabını verirdim.
Bu sözler, bir balta darbesi gibi sert ve kesici olarak söylenmişti.
Kendinden pek emin olan Dük, koynunu aradı, kâğıt makamında kullanılan bir deri çıkardı, açtı ve:
— Vaktiyle Dük Pepen'in Papa Zahri’ye sorduğu: -Fiilen kral nüfuz ve kuvvetine malik olan bir adam, bizzat kral olup taç giyebilir mi?» sualini ben de aynen şimdiki Papaya sordum. İşte Papa Dördüncü Pi’nin cevabı, Kardinal leıiyle müzakere ettikteıj sonra, Allahın yeryüzündekj mümessili olan adamın verdiği hüküm budur... Alınız, okuyunuz... Göreceksiniz ki bu fetva, bu hüküm, ir (Devamı var)
Çevireni RAGIP RIFKI
— 22 —
Kc
Ko
Yazan. MİSEI ZEVAKO
.. ’Ompha-
Willem
Orkestrası.
«ok. "Sinfonletta" Ça-( l Kubellk
kin, biraz sonra kendini topladı ve ciddî bir tavırla:
— Fakat, pek iyi anlıyorum ki, söylemek istediğiniz bazı şeyler var ve bunları söylemedikçe bizim partiye intisap etmek niyetinde değilsiniz. Görelim bakalım, ne imiş o şeyler... Eğer anlaşmağa muvaffak olamazsak pek aldanmış olacağım.
— Filhakika, Monsenyör, size soracak sadece bir sualim var. Sizin vereceğiniz cevaba göre ya partinize katılacağım, veya katıl-mıyacağım.
X
DÜK DÖ GİZ MASKESİNİ .YÜZÜNDEN ATIYOR
Bir an kadar sükût edildi.
Gizler, Vidam’ın pek büyük bir ehemmiyet verdiği o suali büyük bir merakla ve hattâ endişe ile bekliyorlardı. Çünkü, bu sual, onların mahvolmalarını veya ihtiras larını tatmin edecek tasarı ve plânlarının tahakkuk etmelerini intaç edecekti; yâni bütün bunlar, o adamın dudakları arasından dökülecek bir söze bağlıydı.
Nihayet, Vidam söze başladı:
— Hanedanınızın ihtiraslarından pek çok bahsedilmektedir. Hattâ bazıları iddia ediyorlar ki...
Vidam, o âna kadar fikirlerini söylemek hususunda gösterdiği samimiyet ve serbestlik hilâfına olarak ilk defa tereddüde düşmüş-
Fakat, Giz’ler şimdi onun ne demek istediğini anlamışlardı. Dük, bu sözde gizli ithamı önlemek için ciddî bir tavırla, Vidam’ ın söylemek istediği halde söyleyemediği sözü tamamladı:
— Bazıları, benim Fransa tacını kendi istifadem için gaspede-ceğimi iddia ediyorlarmış... Söylemek istediğiniz bu değil miydi Vidam hazretleri?
Vidam, açıkça:
— Evet, Monsenyör, dedi, size sormak istediğim sual işte budur. Bana itimat edip edemiyeceğinizi ancak bu sualime alacağım cevap üzerine size bildireceğim.
Dük, gayet sâkin bir tavırla:
— Pekâlâ, dedi, şimdi bu meseleyi görüşelim ve karar verelim.
Dük bu sözü müteakip ayağa kalkarak düşünceli bir tavırla salonda bir kaç adım yürüdü. Düşünüyordu:
• Şu Vidam, ne kadar halim tavırlı olursa olsun, müteassıp bir adamdır. Onun nazarında Tanrıdan başka hiç bir şey mevcut değildir... O, Allah deyince, kiliseyi anlar. Rahiplerle yaşaya yaşaya, Allah ile kilisenin bir olduğuna kani oldu. Onun nazarında din ve kiliseye hizmet, Allaha hizmet, ve kiliseye ihanet Allaha isyan idi. İşin en müthiş olan tarafı da o-nun bu hatalı fikrinde musir vu samimî olmasıydı.
İmdi, bu hatadan istifade et-
lu ec le ’ht
m C(
ZAFER
Sahife : 7
Kumlu kâğıtlar muhtelif başlıklı
HaJ No. 1 — Telefon: 126»9
'A
Mürekkepli kalem Vidalı kurşun kalem
Karbunlar
Florya Asfaltı üzerinde
Her türlü konforu haiz Bahçeli Evlerde
PELİKAN ÇEŞİTLERİMİZ GELDİ
EVRENSEL ALMAN MARkûSi
Yolcularının Nazarı Dikkatine
J
A' koro Yöfcsek Tahsil
İT MORITZ
ON-THE- PARK
NEW - YORKA GİDİYORSANIZ 1000 ODALI 1000 RADYOLU 1000 TELEVİZYONLU
ST. MORITZ
Oteline ininiz
Avrupadan gelen iş ve resmî heyetlerin lokalidir
Konforu. Amerikan ve Türk yemeklerinin nefaseti, lüks kahve salonları, bar ve kabaresi New Yorkta tanınmıştır.
Odanızı evvelden yazarak temin ediniz TÜRKÇE DE MUHABERE EDİLİR
Sahibi: Marmara Adalı Charles G. Taylor
ADRES: HOTEL St. MORITZ
50 Central Park South New - York N. Y.
TELGRAF: SAN MORITZ — NEW - YORK
Müdürlüğünden:
Bina Kiralanacak
200, en çok 250 kız öğrenciyi barındıracak bir yurt kiralanacaktır. Bir apartman veya ayrı ayn iki bina da şayanı kabuldür. Cebeci, Yenişehir, Ulus, Dışkapı semtlerinde bu şartı haiz mülk salipleri fiat ve teferruatı görüşmek üzere her gün Dışkapı Üniversite ( lethalinde Yurtlar Müdürlüğüne baş vurabilirler. En geç Ağustos içinle bitecek bina sahiplerile de bir angajmana girilebilir. (2868)-(3G6)
TELEFUNKEN
1950
modellerini «ahdim eder
dlııtı c/LLaman
Aplik, âvize ve salon lâmbaları için kullanacağınız yegâne bûl ve mum seklinde
7L/NGSRAM KRİPTON ampulleri
süt gibi beyaz ve parlak bir ışık verdikten maada elektrik cereyanından da azamî sûrette tasarruf ettirir.
TUNGSRAM
Etibank Genel Müdürlüğünden
Ticaret şubemiz haricî anlaşmalar servisi için İngilizce ve Fran. sızcayı iyi bilen bir ekspere ihtiyaç vardır.
Ehliyetine göre, 625 liraya kadar ücret verilecektir. Taliplerin 15 Mayıs 1950 akşamına kadar bir dilekçe ile Personel işleri Müdürlüğüne müracaatları. (2866)
«İÜ"
diğer bazı vilayetler bayilikleri aonuz
ZAYİ — İst. Giriş Gümrüğünden aldığım 23/6/1949 tarih ve 158880 sayılı makbuzu kaybettim. Yenisini alacağımdan hükmü kalmamıştır.
Ali Said ÖNER
Belediye Başkanlığından:
Belediye sınırları içinde vukubulan çocuk ölümlerinde bazı 1 hemşehrilerin çocuk ölülerini muayene ettirmek ve defin ruhsatı almak için kucakta veya genel nakil vasıtalariyle merkez veya , şube Belediye tabipliklerine getirme ite oldukları görülmektedir.
Ölüm vak’alarında sari hastalıkların da olabileceği tabiî bu-r j lunduğundan cenaze nakillerinin münhasıran Belediyece tahsis q edilen vasıtalarla yapılması Umumî Hıfzıssıhha Kanunu hüküm-■ lerinden olduğu cihetle aksine hareketin cezayı icabettirdiğinden halkın ölüm vukuunda Belediye tabiplerine ölülerini evlerinde , İ muayene ettirmeleri ve bu muayeneden sonra mezarlığa Belediye Cenaze Otomobilleriyle naklettirmeleri lüzumu ilân olunur
ZAFERİN
ı Bundan böyle gazetemizde Küçük ilânlar başlığı altında hafızda İki kere Pazertesl ve Perşembe günleri bir sütün açılmıştır. Bu sütuna kiralık, satılık, zayi, aranıyor ve tescil ilânları .kabul edilecektir. Bu ilânların maktu fiatı satılık, kiralık, ara ve zayi ilânlarında 2 santimi geçmemek şartiyle 2.5 tescil ilanlarında ise 7,5 liradır. Sayın okuyucularımıza
PELtb AV PEl İKAN PELİKAN PELİK \N
Pek yakında diğer çeşitleri de geliyor
NORVEÇ BORREGAARD Fabrikasından getirdiğimiz birinci ha tbaa kâğıtları, yazı kâğıtları. ŞlMlLl, İKİNCİ HAMUR KİTAPLIK. MECMUALIR ve Gar ete kâğıtları
Her o-vı omba nj l)rğtı rl
4v up ) ve inli ’oz N belin
4 VER* Bovkül
Ankara acentesi bulunduğumuz USTERTAG para kasalarımız dt) yakında gelecektir.
Çeşitlerimizi doğrudan fabrikalarından getirdiğimiz için FİYAT LARLMIZ müşterilerimizi her halde memnun edecektir. Her gün ucuzluğa doğru gidildiğinden sık sık yeni fiyatlarımızı lütfen sorunuz.
Cami Yaptırılacak
BAYRAMÖREN KÖYÜ CAMİ YAPTIRMA DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞINDAN :
1 — Çankırı İlinin Kurşunlu İlçesine bağlı Bayramören Köyünde yaptırılacak Cami İnşaatı 7/5/1950 tarihinden itibaren 15 gün müddetle ihaleye çıkarılmıştır.
z — ihale, 21/5/1950 Pazar günü saat 16 da Ankara Dışkapı’da Özen Otelinde Dernek Yönetim Kurulu önünde açık e.tsiltme suretiyle yapılacaktır.
3 — İşin muhammen bedeli 21.952 Lira 57 Kuruş olup % 7,5 muvakkat teminat akçesi 1646 Lira 44 Kuruştur.
4 — İhaleye girebilmek için, ihale günü aynı yerde saat 15 de Yönetim Kuruluna, 20.000 Lira kıymette bir inşaatı başardığına dair bir vesika ibraz ve teminatını yatırarak yeterlik belgesi alınması lâzımdrr.
5 — Bu işe ait fennî şartname ve projeler 5 Lira mukabilinde Posta Caddesi 18 No. da Demir ve İnşaat Malzemesi Ticarethanesinden alınabilir.
6 — İsteklilerin belli gün ve saatte müracaatları ilân olunur.
(878)
Tekel Ankara Başmüdürlüğünden
Orman Çiftliğindeki (Bira Parkı) işletme için icara verilecektir.
Şartnamesi mesai saatleri dahilinde Hukuk Şubesinde görülebilir. İsteklilerin 15/5/1950 günü saat 14 de Başmüdürlükteki komisyona müracaatları. (2957) (348)
Dsvet
Demokrat Parti (4) numaralı Bucak Başkanlığından.
Bucağımıza bağlı Ocaklardan, seçimlerde, köylerde vazife alaca.c arkadaşların 8/5/1950 Pazartesi günü saat 20 de Bucak merkezine gelmelerii rica olunur.
Ankarada kayıtlı Yüksek Tahsil Gençliğini Okutma Derneği Başkanlığından: 7/5/1950 günü yapılan Genel Kurul olağanüstü toplantısında nisap temin edilemediğinden 11/5/1950 günü saat 18 de Halk-evinde toplanılacağından üyelerin teşrifi rica olunur.
Gündem:
1 — Ana tüzüğün 9 A fıkrasının tadili.
2 — Denetleme Kurulunun vazife ve salâhiyetinin genişletilmesi.
3 — Dört üyesi bir aya kadar ayrılacak olan Yönetim Kurulunun ibrası.
4 — Yönetim Kurulundan yurt müdürünün tek dereceli seçimle belirtilmesi.
5 — Seçimler.
6 — Arzu ve dilekler.
ZAYİ — 340/41 mezunu olup Tıp Fakültesinin Dişçi Şubesinden 15/4/341 tarihnide aldığım diplomamı zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Diş Tabibi Vartan Tara Balaban
Beş sene taksitle arşı satışı
Arsaların kıymeti 1500 ilâ 2500 lira arasındadır. Alıcılar bu meblâğın dörtte birini peşin verecek, geri kalanı beş müsavi taksitte beş senede ve faizsiz ödeyeceklerdir.
Müracaat mahalli. Galata, Bankalar Cad. Safir Şirketi Müdürü Adnan Akasat, Telefon: 41460, arsaları görmek için Bahçeli Evlerde Benzin deposuna müracaat. Telefon: 16 - 17 (Bahçeli Evler Otobüsleri Sirkeci istasyonundan hareket etme efedirler.)
Ankara-Istanbui ve İstanbul - Ankara
Her gün karjılıklı Ankaradan lstanbula ve İstanbuldan Ar) araya Emniyet Koç Otobüs seferleri 15 Nisan 1950 Cumartes sabahından itibaren başlıyacaktır.. Sayın yolcuların fazla tafsılĞ' çın aşağıdaki yazıhanelerimize müracaatlarını rica ederiz.
Ankara: 11 Jandarma Komutanlığı yanında Emniyet Otolar' Yazıhanesi, Tel: 12909.
İstanbul: Sirkeci. Orhaniye Caddesi Aşmalı Kahve bitişiğin de Çorlu • Ankara Yazıhanemi Tel 25705.
I
Birliğimizce tertip edilen seri konferanslardan İkincisi 8. V. 1950 Pazartesi günü saat 18 de Dil.Tarih ve Coğrafya Fakültesi salonunda Y. Mimar Mithat Yenen tarafından verilecektir.
Mevzu: Şehirciliğin doğuşu ve gelişmesi’dir. ,
Koı feıat s
Kiralık Bağ evi
Keçiörende, Çoraklık mevkiin de bir bağ evi yazlık kiralıktır. Elektriği ve suyu vardır. Asfalta ve otobüse çok yakındır.
Müracaat: Telefon: 14170. (855)
Seçimler Arifesinde
Seyyar (otomobil) Hopar -Jör, Amplifikatör cihazlarımız gelmiştir. Taşnaya tediyeli o-larak gönderilir.
Fiatı komple: TYP:APM 500 T.L. TYP. AM 450 T.L. Her türlü radyo malzemesi satışı ve tamiri.
Müracaat: Behiç Emre Radyo, Elektrik Müessesesl Anafartalar cad. yeni dükkânlar 239/9 Tel: 12366
Ankara Ticaret ve Sanayi Odasından:
Unvanı: İbrahim Kaya
Sicil No. 3184
Ankara’da Denizciler cad. semtinde Yenice 57 numaralı evde oturan, Hacı Bayram semtinde 13 No. lu mahallî ticarî ikâmetgâh ittihaz ve tüccar terzi ticaretiyle iştigal eden. Ticaret Odasının 17/296 numarasında kayıtlı T. C. teba’asından İbrahim Kaya'nın yukarda yazılı ticaret unvaniyle noterlikten tasdikli imzası şeklinin ticaret kanununun ahkâmına uyularak 6/5/1950
KİRALIK LÜKS OTEL
Ankara’da Çankırı caddesi No: 44 de çatısı alınmakta olan 50 odalık kalorifer ve asansörlü otel 5 ilâ 10 sene müddetle .«İraya verilecektir.
1950 senesi içinde tamamlanacak olan bu inşaatın dahilî taksimatını arzularına göre yaptırmak isteyen taliplerin müracaatları.
Adres Çankırı Caddesi No: 44 tarihinde tescil ed ldiği duyurulur. Gündüz : Tel. 11505. 1 r'— ' rr“1 ”wn
Gece : Tel. 22560.
ız dolabı, Radyo, Pikkap, Çamaşır makinesi, Elektrik süpürgesi, Avize alacağınızda R. PAKERi hatırlayınız. Tediyatta azami kolaylık yapılır.
YlLl'lRIM Elektrik Pazarı
R. PAKER
Anafartalar, Kooperatif Arkası, Ali Naznıi Apt.
Altında No: 5. Tel; 15189 (874)
| Başmakaleden devam .
Kazanan numaralı
ve Al- i yenildi
Cihad ' İstanbul, 7 (Hususî) — Bugün
S
i*
İzmir ve Balıkesirde D.P. mitingi
ya
Jya
Jrir
,la
ya ol-
Balıkesirdeki Demokrat mitingi
Balıkesir, 7 (Hususî muhabirimiz
Bu esnada Samim ve
ile içeri giıdi.
Bu gol üzerine Altaylılar itiraz ,
D. Parti seçim beyannamesi
★ (Baştarafı 1 incide) şılmaktadır.
Diğer taraftan bugün Malatyada
5.000 lira | (L;
5.000 lira g
korumaya çalış- 1 bıkmıştır. i - .
......................Şevgili vatandaşlarım, ' zonan numaralar şunlardır: İntihap zamanında nazara alına- '
______ cak esaslı bir nokta vardır. Bütün
dostluk ıstıraplarınızı anlayanlara vekâlet
MAVİ GİŞE
müsabakaları şampiyonluğu kendisine pek pahalıya nıal olan Fenerbahçe takımı
F. Bahçeliler kan revan içinde kaldı
* (Baştarafı 4 üncüde) yaptı ise de sayılmadı. Tekrar hü dan evvel oynanan Vefa - Göztepe hâkim oynamasına rağmen bir tür-1 cum eden Fenerbahçeliler bir kor- maçı da 4-0 Vefanın galibiyetiyle .............. ” ------ —J—' ’ ’ ’ "-----' ----’ sona ermiştir.
Ordu Karması Beşiktaşa
lü gol atamıyordu. Ahmet bu arada’ bir iki tehlikeli dalış yaptı ise de, Altay müdafaasının sert oyunu ile kesildi. Bu esnada Altay solaçığı Cihad’ın çok sıkı ve köşeyi bulan şütünü Fenerbahçe kalecisi Cihad „„ _____
fevkalâde bir plonjonla dışarı çı- | yüklendiler karmaya muvaffak oldu. ...........
Devrenin 40 ncı dakikasında de- «««..-««..«_ «..—j ..*««« ...
rinlemesine bir pas alan Ahmet sol ettiler, saha karıştı. Oyuncular . ~ bir şütle sağ köşeden Fenerbahçe- j hakem birbirine girdi. Hakem sa-nin ilk golünü yaptı. Ve devre de hayı terketmek mecburiyetinde kal böylece 1 - 0 Fener'in galibiyeti ile dl) Ovuncular da alkışlar .........
bitti. | ■ ■ • -
İkinci devrede rüzgârı arkaya a-lan Fenerbahçeliler gol adedini dörde çıkarmak azmi ile oyuna hızla başladılar. Nitekim oyunun 4 ncü dakikasında Samım Altay kalesinin karışmasından ıstifiade ederek çok güzel bir burun vuruşu ile topu sağ köşeden ağlara taktı. Bu hal üzerine daha çok canlanan Fener -bahçel.ler Altay kalesini sıkı bir çenbere aldılar. Ve 8 mci dakikada Ahmet 3 üncü Fener golünü çıkaı dı. Bu sırada Altay kalecisi sakatlandı, yerine santrfor Bayram geçti. Fenerbahçeliler 4 üncü golü atmak için canla başla çalışıyor, fakat 10 kişiye inmiş olan Altay takımı da gol yememek için çok gayretli bir mukabele gösteriyordu.
Oyun bu minval üzere devam e-derken Lefter sakatlandı. Fakat ı yine oyuna devam etti. Halk çok heyecanlanmış, sahada çok sinirli bir vaziyet hasıl olmuştu. Ankaralı hakem Reşat da oyunu i-dareden âciz bir hale gelmişti. Bir ara Altay kalesi tekrar karıştı. Bu sırada kaleci Bayram sakatlanarak dışarı çıktı. Yerine Mehmet girdi. 9 kişi kalan Altay takımı Fe-nerbahçenin karşısında son dakikalarını geçirmek için uğraşıyordu. Son dakikada Fenerbahçe bir gol
ner kazandılar. Korneri Cemal attı. Tam kalenin üzerinden gelen topa bütün Fenerbahçeliler ve Al-taylılar sıçradılar, kaleci Cihad _____________ ,
bile santraya geçmiş bulunuyordu. Şeref Stadında ikinci maçını yapan Kâmil topa Ordu Karması bozuk bir oyundan top Samimin kafası sonra Beşiktaşa 3-2 mağlûp olmuş-| tur.
Millî Eğitim Kupası puvan cetveli
uı. vjuuvumu u« am*s«»r VC yuha-| 1ar arasında sahayı terkettiler. Zaten oyunun vakti de dolmuştu. Hakem de oyunun bitmiş olduğu şek linde raporunu tanzim etti. Bu suretle Fenerbahçe şampiyon oldu.
FenerbahçeKiler soyunma odasın da bir saate yakın bir zaman kalabalığın dağımlasını beklediler. Bu bir saati müteakip polis ve jandar ma muhafazası altında otobüse bindirilirken halk etraftan oyuncuları ve idarecileri taş yağmuruna tuttu. Bu sırada Kâmil, Samim, Halit, Cihad bir hayli sopa ve taş yediler. Otobüse bindikten sonra da halk oyuncuları taşlamaya de-’ va metti. Oyuncular otobüste birbirlerinin üzerine balık istifi gibi yığılarak kendilerini taşlardan korumaya çalışıyorlardı. Bütün otobüsün camları kırıldı. Ve oyuncu-’ laı- kan revan içinde otele geldiler. , | Otelin etrafını da halk ve polis sarmıştı. Zorla otele girildi. Oyunculardan Halit kulağına yemiş olduğu bir taşla baygın bir halde ya-tırıldı. Halen tedavi edilmektedir. ı Polis ve jandarma kordonu sabaha kadar devam edecektir.
! Diğer taraftan Altaylılardan ralanan Bayramın vaziyeti de dukça ciddidir.
Vefa - Göztepe
i Fenerbahçe Altay karşılaşmasın-
getirdiğini söylemiş ve «Var olsun, onu 14 Mayısta kendi oylarımızla kurtaracağız!» sesleri ile mukabele edilmiştir.
Müteakiben hep beraber Elmadağ İstasyon ocağına gidilmiş ve ! orada da muhtelif hatipler konuşmuştur.
Kınkkaledeki Miting
Kırıkkale, 7 (Telefonla) — Bugün saat 17 de Kırıkkale Cumhuriyet meydanında 5000 kişiyi mütecaviz ....unan.naan yüzümüzün am ı.e çı- I bir. Demokrat kitlesinin iştirakiyle kaçağız demiştir. Uzun dakikalar “ç,m "T»"/.*, "!'5 i S
alkışlanan bu sözlerden sonra sözü M,lle‘ Partlsl ve Kalkm’
Fahri Başkan almış ve sık sık alkış ' larla kesilen konuşmasında C.H.P. nin iddia, isnat ve iftiralarına cevap vermiştir.
Kürsüye gelen D.P. Ankara adayı Dr. Talât Vasfi Öz çok tesirli ve memleket dertlerini vukufla teş rih eden bir konuşma yapmıştır. Dinleyenleri heyecandan heyecana götüren sözleri ile Talât Vasfi Öz 950 seçimini D.P. nin neden kazana cağını söylemiş ve D. P. nin kuvvetinden korkan C. H. P. nin onu parçalamak için saçtığı nifak tohum ların-n tesirsiz kaldığını ve Demok rat Partin'n 1950 seçimlerini mut lak kazanacağına emin olduğunu ifade ettikten sonra iktidar pertisi-ne yalnız sandık başında sağlanacak zaferle mukabele edileceğ ni söylemiştir.
’nrca alkışlanan bu soylara M'İte’-'e ocağı başka-nuş ve D. P. n:n kuvvetli
’emanlara sahip olduğunu izah tm;s ve dem’ştir ki: -Memleketi refaha götürecek olanların altıoklu-lar olmadığını bütün dünya anla mıştır. Tekrar konuşan Piraye Bi-gat başmuharririmiz Mümtaz Faik Fenikin hürriyet ve demokrasi dâvası için hapishanede bulunduğunu ve kendisinin selâm ve sevgilerini
* (Baştarafı 1 İncide) hakkında izahat vermiş ve alâ- , ka ile dinlenmiştir. Müteakiben söz alan İlce Kurulundan Piraye Bigat, C.H.P. nin seçim beyannamesini tahlil ederek, İnönü’nün «Artık u-yanmamız lâzım» sözüne işaretle, C.H.P. nin programının bir keşmekeş olduğunu ve kabili tatbik olmı-yan vaidler ihtiva ettiğini belirtmiş nin programını izah ederek ncak yapabileceğimizi söy- | ve onun içindir ki 14 Mayıs imtihanından yüzümüzün akı ile çı- |
'5 ten evvel Millet Partisi ve Kalkın-U ma Partisinin yaptıkları toplantıyı ancak 60 kişi takip etti. İki gün evvelki Halk Partisinin mitingi de 150 kişinin huzuru ile yapıldı.
Bugünkü mitingte ilk sözü İlce Başkanı ve Ankara Demokrat adayı Fuat Seyhun aldı. Özlü bir konuşma ile 14 Mayıs seçiminin ehemmiyetini ve Demokrat Partinin kuv vet ve hedefini güzel bir lisanla ifade etti. Sık sık alkışlarla kesilen ve çok alâka toplayan bu nutuktan sonra Çiftçi Ahmet Ayaz, İşçi Ö-mer Contepe ve Zeki Ayhan söz alarak; köylü ve işçi dertlerini heyecanla ve büyült bir vukufla anlattılar. Müteakiben Demokrat Parti Ankara adayı Emekli Gl. Salâ-haddin Âdil; memleketimizde yapılan hürriyet inkılâplarını ve muhtelif savaşlardaki hatıralarını anlatarak büyük tezahürata vesile oldu. Bu sırada şiddetli ve bereketli bir yağmur hatibin sözlerinin devamına im'kân bırakmadı. Meydanı terketmek istemiyen ve kenarlara çekilen halk 20 dakika sonra tekrar yağmura rağmen toplandı ve Ankara Demokrat adayı Profesör Muhlis Ete söze başladı. Muhlis Ete de hürriyet ve demokrasinin muhtelif mânalardaki tarifi hakkında İlmî bir konuşma yaparak çok alkış topladı.
uzun gövdesini gerdi, başını dim- | Diğer iki arkadaşı giDi sevıuyı dik kaldırdı. Eliyle kılıcının kab- ağzı kulaklarına varıyordu. L
ağzı kulaklarına varıyordu. La-
TAM 10.000Lira
SATMIŞTIR
Ankara Ulus Meydan
Sinema karşısı Mavi GişJ M Taşradan sipariş kabul edilir*
siyasî cinayetler
★ (Baştarafı 1 incide) yarın hayatına mal olan bu hâdise; husumet andını kimlerin takip ve tatbik etmekte olduklarını göstermesi bakımından nümunei imtisal olabilir. İddia edildiğine göre Hacıkadın köyünün muhtarı ve müfrit C.H.P. li Niyazi Özyurdun 6/5/1950 günü köydeki evinin altındaki odaya aldığı ve köyce hiç de iyi tanınmayan dört adamına bir rakı ziyafeti çektikten sonra, bu kafadarların iyice sarhoş olduğuna kanaat getirmiş, bu adamların içkili hallerinden istifade ederek cebinden çıkardığı C.H.P. oy pusulalarını demet halinde a -damlara vermiş ve şöylece bir ten-bihde bulunmuştur:
«— Bunları köylere ve köydeki Demokratlara da dağıtın. Almıyan olursa temizleyin hergeleleri.»
Bu sırada kapının önünden geçmekte olan Demokrat Partili Osman Katırcı’ya hitaben:
(— Buraya gel ulan Demokrat» demişler.
Bu hitap karşısında şaşıran ve daha vaziyet almaya irrlkân kalmadan sarhoşlardan birinin çektiği tabancanın iki kurşunu ile Osman Katırcı bacağından ve omuzundan yaralanmıştır. Hâdiseye uzaktan şahit olan Mustafa Özyurt adında bir diğer vatandaş, durumun vahametini takdir ederek: «Can kurtaran yok mu? adam öldürüyorlar!» diye bağırması üzerine bu dört azılı ellerindeki kalın sopalarla .köyün ayni zamanda tanınmış Demokratı sayılan Mustafa Özyurda saldarmış-lar;
«— Seni de gebertelim» diyerek, sopa darbeleri ile başını parça parça etmişlerdir.
Vaka mahalline yetişen ihtiyarın yetişkin oğlu Cûvat Özyurt ve arkadaşı Muhterem Bostancı can-çekişmekte olan ihtiyarı kurtarmak istemişlerse de, muvaffak olamamış lar, ve kendileri de ağır yaralı olarak vaka yerinde kalmışlardır.
Hâdise çevrede tasavvurun fevkinde bir infial uyandırmıştır.
Huhıletetın hzmet-leri, şiddet değildir! ğıııı hisseden iktidar partisi, Seçim Kanununu çıkarmağa kendisini mecbur hissetti. Bu uğurda sar-fedilen gayret, Demokrat Parti tarafından gösterilmiş bir şiddet değil, bilâkis, Demokrat Parti adına ve memleket hesabına büyük bir kazançtır.
Karilerimiz hatırlarlar; Demokrat Parti seçimlerde adli teminatı ileri sürdüğü zaman karşı tarafta büyük gürültüler çıkarılmıştı. Bizzat Nihat Erim, adlı teminatın şiddetle aleyhinde bulunarak ortaya bir sürü bahaneler atmıştı. Yoksa Halk Partisi, kendi haline bırakılmış olsaydı daha yek çok seneler eski Seçim Kanununa dokunulmazdı. Soruyoruz; iktidarı, eldeki Seçim Kanununu hazırlamağa mecbur etmek, şiddet politikası takip etmek midir?
Eğer Demokrat Partinin bütün hizmetleri ve muvaffakiyetleri bir şiddet gösterisi ise, bunları daha da sayabiliriz: Köylülerin behemehal nümünesine uygun mektep yapmaları için mecbur tutuldukları angaryanın kaldırılması Demokrat Partinin eseri değil midir? Bu memlekette elbette mektep yapılacaktır. Fakat şehirdeki çocuklar, devlet tarafından yapılan okullarda bedava okurken, neden köylüler takatlerinin fevkinde bir yük altında bırakılsın?
Toprak dâvası, orman dâvası böyle olmuş ve nihayet köylünün istifade edebileceği ormanlarda bir kısım hakkı tanınmıştır. Anti _ demokratik kanunların tadili, polis vazife ve salâhiyetleri kanunundan 18 inci maddenin çıkarılması, vatandaşların kanunsuz yere tevkiflerinin kısmen önlenmesi, hep muhalefetin devamlı surette çalışmalarının bir neticesidir. Eğer Demokrat Parti bu meseleler üzerinde ısrarla dıırmasaydı, iktidar partisi acaba bunlardan hangi birisini tahakkuk ettirecekti? Şimdi Demokrat Partinin bu yoldaki muvaffakiyetleri, şiddet politikası mı diye tavsif olunacaktır?
O halde soralım; Demokrat Parti bütün bu hizmetleri ..şiddet politikası.. denilen o mevhum usullerle mi başarmıştır? Dört senedir bu tenkitler yapılırken ve kanunsuz işler meydana konurken şimdiye kadar kimin burniı kanamıştır?
Behemehal iktidarda kıalayım diye, karşı tarafı sebepsiz yere şiddet politikası ile itham ederek oy teminine çalışmak, salim bir yol değildir. Kanaatimizce, muvaffakiyetin büyük sırrı, her şeyden evvel, ferdî endişelerin dışında büyük bir feragate sahip olmaktır.
Adviye CfcNlK
Bundan sonra yine Ankara adayı Profesör Sadri Maksudî Arsal söz alarak: Türk milletinin Avrupa milletlerinden geri kalması sebeplerini izah ederek, bunu iktidar partisinin lâkaydi ve ihmaline atfetti. Ankara Demokrat Parti adayı Feyzi Kurtbek kendisine has bir ifade ile sık sık alkışlarla kesilen nutkunu söyledi ve mitingin son beş dakikasında tekrar söz alan Fuat Sey-hun: Seçimin tarzı ceryanından kim senin endişe etmemesini, yeni seçim kanununun bekçisi Türk milleti olacağını ve garantisinin de Türk hâkimi olduğunu beyan ederek, toplantıda hazır bulunanlara Demokrat Partiyi selâmlamak üzere üç defa yaşa demelerini rica etti. Toplantı Demokratların yaşa I sesleri arasında
Particilik gayreti
★ (Baştarafı 1 incide) ilân etmişlerdir. Bugün günün erken saatlerinden itibaren resmî, hususî bütün motorlu nakil vasıtalarını seferber ederek otomobil ve kamyonlarla halkı merasim yerine yollamışlardır. Bine yakın AmasyalInın hazır bulunduğu merasime Tokat valisi de gelmiştir. Nutukların söylenmesi, .Halk Partisinin gök lere çıkarılması ve muvaffakiyet duasından sonra kurbanlar kesilmiştir.
Dönüşte halk balık istifi halinde kamyonlara doldurulmuştur. Her birinde 50 - 55 kişi olarak yola çıkan kamyonlardan emniyet müdür lüğüne ait ve bir polis memuru idaresindeki kamyon Bâlâ köprüsünü geçer geçmez içinde bulunan 50 den fazla vatandaşla birlikte Yeşirırma-ğa yuvarlanmıştır.
Hâdisenin vukuundan 5 dakika sonra vaka yerine yetişen diğer kamyonlar fecî bir manzara ile kar şılaşmışlardır. Kolu, bacağı kırılanların, muhtelif yerlerinden yaralananların iniltileri etçafı kaplamıştı.
Çok ağır yaralı 12 vatandaş evvelâ şehire gönderilmiştir.
Kamyonların şehre girişini müteakip Amasya ana baba günü haline gelmişti. 25 i mütecaviz ağır ve hafif yaralı memleket hastahanesi-ne yatırılmıştır.
Ayni kamyonda bulunan Ağırce-za Başkanı ve Müftü kazayı hafif yara ile atlatmışlardır.
Ruhi Yıldırım
*■ (Baştarafı 1 incide) | Fiiliyat beklenmektedir. Hangi bahanelerle tecavüze uğramıştır, parti kendisine ihtiyacını dindire- I Hakları çiğnenmiştir. Buna muka- cek esaslı icraata girişirse millet o- | . Millî P).vangonun 7 Mayıs çeld bil D.P. sadece müdafaayi meşrua nu destekliyecektir. Nazariyattan §* dün saat 13 de Ankarada yaj halin de haklarını korumaya çalış- 1 bıkmıştır. | mıştır. Bu çekilişte ikramiye ı
mıştir. İşitiyoruz kİ, bir havari eda- 1 —-»—i------- • vnnnn numaralar «unlardır- i
siyle, bir melek sedasiyle memlekette (kardeşlik muhabbeti partiler arasında iyi geçinme ve 2__'.1_L ____ ____ — ,__________ ________
propagandasi yapılmaktadır. i veriniz. Sizin elemlerinizi kendi
Halbuki şimdi şurada, irtikâp elemi olarak duyanlara vekâlet ve-............................. ’ ‘ riniz. Yapmazsanız, reylerinizi şim- 1 diye kadar olduğu gibi alır ve sizi unuturlar. Hiç kimsenin büyük kü- I çük şahsını istihdaf etmiyorum. ■ Yalnız fikirler üzerinde seçim siste- 1 mine hücum ediyorum. Bu takdir- j de bütün seçimleri gözönüne getiri- I niz. Formalite yerine gelsin diye vali, kaymakam nasbeder şekilde matbu pusulaları sandığa giriyor ve milletvekilli oluyorlardı. Ve onlar bazan nakise dahi olsa hatırlarına getirerek bizi namzet gösteren kuvvetin mebusuyuz! Bu takdirde onların hoşuna gidecek harekette bulunuyordu Bugün mesele tamamiyle değişmiştir.
Vicdanınızın emrettiği kimselere, sizleri anlayanlara reylerinizi veriniz. Reyinizi verdiğiniz zatın icraatını da yakından kontrol ediniz. Ça lışmayan olursa onu alaşağı etmeyi ihmal etmeyiniz..
Dünyanın cennetinde yaşıyoruz. İyi ahlâklı, melek gibi bir milletiz. İyi bir hayata kavuşmak için bütün vasıfları haiziz. Buna nazaran mükemmel bir hayata sahip olmak hakkımızdır. Hâkimiyetinizi iyi kullanmak suretiyle bütün bunları temin edeceksiniz. Bunu hatırdan çıkarmayınız. Son söz olarak şunu söyliyeceğim:
Her hangi bir partinin mükemmel bir programı olabilir! İktidar partisinin bir hayli zamandanberi hangi hükümeti iktidara gelmiştir de, methettikleri programını ele almıştır. Her hükümet kendi fikirlerini tahakkuk ettirmeğe çalışmıştır. Bir sonra gelen de evvelkisinin hareketini ve propramının bozarak bu milleti müşkül hale getirmiştir. Hattâ vekiller bile kendisinden evvelkisinin programını, icraatını altüst ederek bugünkü durumu meydana getirmişlerdir.
14 Mayıs Türk milletinin mukadderatını tayin edecektir.
Sayın MalatyalIlar, bugünkü gidiş ve idareden, bugünkü hayattan memnun iseiliz, Halk Partisine reyinizi vermekte tereddüt etmeyin. Değilseniz, yapacağınız mühim bir vazife vardır. Ben sizi bu vazifenin ifasına, D.P. ye dâvet ediyorum. Allah muinimiz olsun!» 10 binlerce kişinin alkışları arasında meydandan ayrılan Celâl Bayar otomobille Adana’ya gitmiştir. Celâl Bayar Malatyaya gelir gelmez bir C.H.P. li tarafından öldürülen D.P. li Mehmet Karakaşın evine gitmiş ve ailesine taziyelerde bulunmuştur.
edilmiş siyasî bir cinayetin elemi içinde kalbim titremektedir.
Üç gün evvel burada, çalışkan, namuslu, fedakâr ve memleketini seven bir arkadaşımız siyasi bir kasdın kurbanı olmuştur. Samsundan geçenken Uzunköprüyü de ziyaret etmiştim. Orada da üç ay evvel siyasî maksatla kurban edilmiş melek gibi ahlâklı bir arkadaşın, ailesine bugün olduğu gibi aynı suretle taziyette bulunmuştum. Demek ki, taarruzlar Demokratlar tarafından vâki olmamaktadır. Memlekete kardeşlik tavsiye edenler nazariye itibariyle haklı görünebilirler. Bu hareketin siyasî bir taktik olduğuna kaniim. Böyle de olsa nasihatlerini biz Demokratlara değil, yakın dostlarına, kendi mensuplarına tevcih etmelidirler. Türk milleti ruhundaki asaletin icabatı olarak haksız harekette bulunamaz. Bu büyük camianın bir cüz-ü biz Demokratlar memleket menfaati hesabına nasıl davranacağımızı biliriz. Onlara gelince, işte mensupları en aklı başında olanları bizi arkamızdan vurmaktadırlar. Nasihatler yolunu şaşırmasın! D.P. böyle siyasî bir kütlenin mânasını iyi anlamaktadır. Burada, her yerde seçim yapılacaktır. Arkadaşlar, seçim lerde partilerin programlarından bahsediyorlar. D.P. nin programı yok diyorlar, halbuki mükemmel programı var. Bütün memleketin ihtiyaçlarına ameli bir suretle cevap vermektedir.
Milletimiz itimat edip de iktidarı Demokrat Partiye teslim ederse programın fiilî neticesi, semeresi o zaman görülecektir. D.P. beyannamesini bekliyorlarmış.
Bu beyanname çıkacaktır. Çıktığı zaman beyannamenin hayale yer vermeyen, yapılması mümkün olan işleri ihtiva ettiği görülecektir. Halk Partisinin kendileri tarafından metholunan seçim beyannamesini okuduk. Ötedenberi birikmiş fikir yığınlarının bu defa da tekrarından ibaret olduğunu gördük. Her hükümet değiştikçe bu fikirler ortaya atılır. Yeni bir hükümet kurulunca aşağı yukarı ayni şeyler tekrar edilir.
Bu fikir seçim dolayısıyla millete tekrarlanmaktadır.
Söz söylemek çok kolaydır. Yalnız onları fiiliyat sahasına çıkarmak zannolunduğu kadar kolay değildir. Herkesin bildiğini ortaya atmakla memleketin bunların peşinde koşacağını zannetmiyorum.
183263 Numara 100.000 lira 289724 Numara 20.000 lira 399006 Numara 20.000 lira 020028 Numara, 10.000 lira 240421 Numara 10.000 lira 245323 Numara 10.000 lira 384902 Numara 10.000 lira 012595 Numara 5.000 lira 062012 Numara 5.000 lira 172639 Numara 5.000 lira 181190 Numara 5.000 lira 279416 Numara 5.000 lira 340781 Numara 5.000 lîScj, 347179 Numara 5.000 lirin 397173 Numara 499039 Numara 499395 Numara
İkişer bin lira ikramiye kazaj numaralar:
046664 057989 096082 101318 111
113404 134085 142869 157323 151
178998 193799 198161 214455 22i
226494 240725 242708 263859 247
287945 298132 299556 301380 306j
316650 355529 359078 372673 367ı
382944 387680 393941 408813 410ı
416182 472561 482460 483492 48f/
Biner lira ikramiye kazanan ı maralar:
003022 006712 014500 017196 ûll|
027018 028635 030708 040955 0W
064142 070395 072461 083125 0W
086450 102724 104295 107252 1241
137219 139116 144093 157216 1W
165784 166198 171546 174300 174
175954 176816 180466 194627 196
197012 197351 202862 209745 21$
218584 220163 222162 225315 225ı
228959 231215 255366 257741 263
270306 282133 286402 295213 309
313518 318493 326935 327679
366843 371013 386059 386187
394546 402024 406121 410341 41Î
414324 418983 421059 421836 424
430722 454004 461415 470741 49!T—
1 tı
★ (Baştarafı 1 incide) ve miting vakur bir şekilde coşkun rinde İnönü bize 19 bin rey kazan-1 alkışlar arasında nihayete erdi, dırmıştı, bu gelişlerinde ise onlara 10 Mayıs Çarşamba günü aynı mey danda 80 bin kişi ile cevap vermek -— --------
fırsatını bize verdi. İnönü’nün geçen Cahit Albayraktan) — Şehrimiz de-günkü konuşması bu millete 100 bin mokratları seçim mitinglerinin ikin-liraya mal oldu. Helbuki, bizim top- , çişini k,.«rön va«
lantımızın millet kesesine hiç bir t,lap zararı olmıyacak, bilâkis 14 Mayıs için faydası olacaktır.
27 yıldanberi memleketi idare e-demiyenler bundan sonra da ede -mez. Bunun için 14 Mayıs 1950 de millet onları atacak, yerlerine hürriyet yolcularını getirecektir, bu muhakkaktır.»
Bundan sonra Hüsamettin Petek konuştu ve sonra kürsüye gelen Halide Edip’i halk «Hoş geldin Demokratların anası, yaşa, çok yaşa sen» nidaları ile alkışladılar. Halide Edip de onlara: İstiklâl Savaşından kalma askerce bir «selâm verdi ve sözlerine millî mücadelede İzmirin tarihi hizmetinden bahsederek başladı, bilâhare de şöylece devam etti:
«— Her hangi parti daima veza-mana göre milletin ihiyaçlarını kav rar ve iktidar devrinde imkân dairesinde iş görürse millet onu daima iktidara getirir. Fakat uzun bir mazisi olan demokrasilerde carî olan bu ananenin bizde de teessüs ede bilmesi için partiler kadar, hattâ onlardan da mühim bir noktayı he pimizin kavraması lâzımdır. O da; hangi parti iktidarda olursa olsun partili, partisiz ekseriyet ve akalli-yet her ferdin haklarını koruyacak, halk için işliyen istikrarlı bir hükümet mekanizmasıdır. Bunun bizde 100 küsur senedenberi hayli ileri bir edebiyatı avrdır. Fakat bu, tamamen
uıger taranan uuguu edebiyatı avraır. rasar ou, tamamen
mühim bir konuşma yapan Celâl tahakkuk edememiştir.-Bayar da oradan Erzuruma gitme-
ğe karar vermişken, son dakikada Halide Edip bundan sonra tanzi-muhalefeti hava dolayısiyle bundan mattan bu yanâ olan hâdiselerden vazgeçmiş; Malatyadan, otomobille tek parti idaresinden ve muhalefet-Adar.a’ya gitmiştir. Bayar, yarın ten bahsederek: -Baki söz ıpilletin-Ankaraya gelecek ve buradan doğ- i dir. diye sözünü bitirdi.
ruca İzmire giderek orada bekle- . wı tr„..
nen konuşmasını yapacaktır.
Halide Edipten sonra Ekrem Hayrı Üstündağ kısa bir konuşma yaptı
Beşer yüz lira ikramiye kaz» numaralar:
001729 002274 009181 010519 02 025188 032349 032915 040496 04 045461 045908 051092 051817’0 054498 056655 059906 068790 Oîj 074598 082909 083833 085560 0 086297 091835 092278 094095 10 104172 104725 110700 115070 lif 124404 125190 141942 145029 14i 148386 159723 174677 175120 175 175863 180396 183044 196242 191 202037 202068 204213 206831 213544 214584 218795 220757 235988 236121 238857 240696 248470 252964 253372 254186 265113 267218 270023 272198 286475 290944 294242 295976 305989 306197 308304 309593 334118 337516 340002 348121 358229 362845 363592 364315 367322 371265 377936 388824 394525 396174 396836 407221 444349 450971 453084 456860 458868 474145 478820 480357 486493 488626 491846 495480
____i ve pek muazzamım bugün yap tılar. İkiyüz den fazla nakil vasıtası iki gündür civarlardan Demokrat taşımıştır. C. H. P. Genel Baş-kanının da bugün Çanakkaleden Bursaya geleceği ve miting saatine tesadüf ihtimilleri bugüne ayrı bir heyecan ve ilgi konusu vermiştir. Akhisar ve Ayvalık Demokrat ban dolariyle 4. mahalli takımın iştirak ettiği muazzam demokrat alay lan caddelerden geçerken iki tarafı dolduran ve pencerelerden uza nan halk tarafından hararetle alkışlanmıştır. Şehlrimizde misafir bulunan bazı yargıçların ve tarafsız vatandaşların tahminlerine göre Cumhuriyet Alanını dolduranların miktarı 25.000 kadardır. Göğüslerine rozet bulamayanlar kırmızı kalemle yaptıkları rozetleri takanak toplantıya İkattlmışlardır.,
Saat 17 de toplantıyı açan il başkanı Esat Budakoğlunun halka teşekkürü esnasında sicim gibi bir yağmur başlamıştır. Buna rağmen toplantı açılmış, «Hâkimiyet kayıt sız şartsız milletindin diye bağırıl mış ve hiç kımıldanmadan İstiklâl Marşı söylenmiştir. Gittikçe artan yağmur altında ve yüzlerce şemsiyenin ıdeğiştirdiği manzara karşısında söz alan hatipler bu dâva yolundaki gayret ve imanlarını tebarüz ettiren ve sürekli alkışlarla tasvi pedilen konuşmalarını yap -mışlardır.
Sıtkı Yırcalı’nın, Edremit başka m Tuncay’ın iktidarı şiddetle tenkit eden söyleri ve bazı C. H. P. adaylarının «Demokratları Rusya-ya süreceğiz- şeklinde sarfettikleri sözlerin tesbitirii ileri sürerek ver-liği cevaplar günün en heyecanlı tezahürlerine vesile olmuştu.
Cahit Albayrak
Yüzer lira ikramiye ka maralar: j
Son üç rakamı 100 veya 885 ile1”! hayet bulan 1000 numara yüzer
Yirmişer lira ikramiye }'• ( » numaralar: retı:
Son iki rakamı 29 ile nihayetbk lan 5000 numara 20 şer lira, leriı
Ona rlira ikramiye kazanan _ maralar:
da, Son iki rakamı 11 veya 88 hayet bulan 10.000 numara onajLjn
Beşer lira ikramiye kazanan rar marnları kat
Son rakamı 5 veya 7 ile bulan 100.000 numara beşer 1ine tl ramiye kazanmışlardır. zar
İkramiyeler nerelere çıktı: tcle5 100.000 lira İstanbul. heı
20.000 lira Kozan, Konya, M ver zarı. dır
10.000 lira Ankara, İstanbul î lıkesir, Midyat. ğm
5.000 lira ikişer tanesi Ankaiesa İstanbul diğerleri Kayseri Gür’1’* hane, Güney, Çarşamba, Kan 1 Besni.
2.000 lira 12 tanesi İstanbul,^’ Ankara, üçü Adana, ikişer tane! ■ mir ve Ödemiş, 23 tanesi yurdi zun muhtelif şehir ve kasabalı satılmak üzere gönderilmiştir. |
laı I taı Toprağa gömül! £ ilâç bulundu
bi
★ (Baştarafı 1 İnci
Bu arada çocuklar iki büyiif Uç neke ilâcın da yine top^a*" g; bj müş olduğunu görmüşlerse dt()3 nekeleri çıkaramadıkları için jj, ruca İkinci Şubeye gelip habel ra inişlerdir. ' v.
İkinci Şube memurları Ç (b yoluna giderek toprak altında ,a lunan ilâçları çıkarmışlardır. yı
Hâdise hakkında tahkikata jjj lanmıştır.
Comments (0)