ALBAYRAK
PİRİNÇ ve HUBUBAT UNLARI
Deposu: Tahmis sokak No. 14. Telefon 20941 — Telgraf: Albayrak - İstanbul.
İZAHLI
MAHALLE MUHTAR VE 1HT1YAR KURULLARI TÜZÜĞÜ
Zühttt Çubukçuoğlu tarafından yazılan bu kitap
100 kurufl flütle satılmaktadır.
Sene 27 — No, 9571 — Fiat! her yerde 10 kuruştur.
PAZAR 10 Haziran 1945
Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü; Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
San - Francisco konferansında esmeye başlayan sevinç ve
ümit havası
San - Francisco'dan birdenbire ümitli havalar esmeye başladı, Konferansuı çıkmazdan, hattâ bir aralık uğradığı dağılma tehlikesinden kurtulduğu ve bir anlaşmaya varıldığı haber veriliyor. B. B. C. İngiliz radyosunun muhabiri: uKüçük milletler rahat nefes aldılar!» diye sevinmiş. Konferansın, ayin yirmisinde biteceği, Amerika Cumhur Başkanı M, Trumanın, kapanış nutkunu söylemek için San -Franciscoya gideceği de bildiriliyor.
Bu kadar sevince ve iyi haberlere sebep olan hâdise, yani son günlerde birdenbire elde edilen hayırlı netice nedir?
Bundan böyle, herhangi bir devlet tecavüze kalkışırsa Milletler arası güvenlik kurulu hemen harekete geçerek ordularım ve uçaklarını, saldırgan devlete fearşı mı gönderecek? Yahut Birleşmiş Milletler, hazırlanan Anayasa gereğince, bütün güçlerile tecavüze uğrayan milletin yardımına koşmak yükümü altına mı girdiler?
Bunlardan hiç biri değil.
Çözülen pürüz, kabul edilen nokta sadece şudur:
Kurulun on bir kişilik konse yi, yani İdare Meclisi herhangi bir meseleyi ele alıp incelemek isterse, buna kimse engel olamayacak, veto hakkını kullanamı-yacak
Bir meseleyi, meselâ iki devlet arasında çıkan bir anlaşmaz-lığı incelemek, bu mesele hakkında karar vermek, çare aramak demek değildir Konseyin, bir mütecavize karşı herhangi tedbiri alabilmesi için beş büyük devletin ittifakı gene şarttır. Bir meseleyi — hiç bir karara varmadan — sadece tetkik etmek Üzerinde bile anlaşma olmamıştı, konferans bu yüzden çıkmaza girmişti. Şimdi bu nokta üzerinde anlaşma olduğu için herkes geniş bir nefes almış.
Konseyin bîr meseleyi tetkik edebiImesile neyin önü alınacağını pek kestiremiyoruz. Daha doğrusu, kabul edilen metinler elimizde olmadığı için konferansın vardığı netice hakkında hüküm dermek istemeyiz. Herhalde, Dumbarton Oaks tasarısında, San . Francisco konferansının esaslı bir şey değiştirmediği muhakkaktır. Bu tasan ise — hiç değişmeyen mahut veto mesele-sile — milletler arasında emniyeti korumaya, tecavüzü önlemeye hiç yeter değildir.
Büyük devletlerin, ve onlara uymak zorunda kalan küçüklerin. San . Franciscodan eli boş dönmektense bir anlaşma imzalamayı tercih ettikleri anlaşılıyor, Son veto meselesine İtiraz eden Sovyet Rusyanm da, zaten fiilî bir kudreti olmıyan Emniyet teşkilâtı anlaşmasını en basit bir mesele yüzünden bozmak soravmı üzerine almaktan son dakikada çekindiği görülüyor.
Avıupada en çetin harbin zaferle bittiğini gören dünya, sulhun bir türlü gelmemesinden, tersine olarak her gün yeni bir çatışma çıkmasından o kadar bunalmış kj herhangi iş üzerinde anlaşma elde edilmesini, büyük bir ağırlık kalkmış gibi, sevinçle karşılıyor. San _ Francisco anlaşması dolavısile esen ümit havasının psikolojik sebebi buhur.
Bununla beraber, hiç şüphe yok ki milletler arası güvenlik Kurulu işinde, sulh vç emniyeti tam koruyacak şekilde olmasa da, herhangi bir anlaşma elde edilmesi hiç bir neticeye vanl-mamaktan daha hayırlıdır. Bugün varılan neticeye güvenip, milletlerin — bilhassa küçük denilen milletlerin — kendilerini
Milletvekili seçimi
Dün de namzetlik için müracaatlar oldu
İkinci seçmenler Partili verilemiyeceğinde Münhal bulunan İstanbul millet vekilliği İçin namzetliğini koymak üzera dün de yeniden müracaatlar olmuştur. Dün müracaat edenler eski şehremini Prof. Cemil Topuzlu, hayan Nezihe Muhlddln, Üsküdar Tekel İdaresi memurlarından Hikmet Çeçen, Fenerbahçe kulübü umumi kâtibi Havri Celâl Atamer, Göztepede oturan Mustafa Yaltı, Devlet Demiryolları eski memurlarından yüksek mühendis Refik Mangıoğlu. şair Asaf Halet Çelebl'dlr.
Dün bir gamete eski İstanbul millet vekili Abldln Daverln namzetliğinden bahsediyordu. Kendisi bu haberin doğru olmadığını söylemiş ve: «Seçilmemi lstlyen beş on vatandaşım varsa kendilerine gösterdikleri teveccühten dolayı teşekkür etmekle beraber millet vekilliğine namzetliğimi | koymak arzusunda olmadığımı bildiririm.* demiştir.
Eski vali Muhlddln Üstündağ, şair Halit Fahri Ozansoy. emekli general Cafer Tayyar’ın da namzetliklerinden bahsedilmektedir. Fakat henüz resmi müracaat olmamıştır.
ikinci seçmenler millet veklUnl partiye bağlı veya bağsız olanlar arasından mı seçeceklerinde tereddüde-dlyorlar. İkinci seçmenlerden bazıları reylerini mutlaka partili namzede vereceklerini, bir kısmı İse düşüncelerini en İyi anlatacak olanları tercih edeceklerini söylüyorlar.
Profesör Cemil Topuzlu’nun müracaatı Eski şehremini Prof. Dr. general Cemil Topuzluya birçok meslektaşları ve kendisini sevenler müracaat ederek namzetliğini koymağa teşvlfc etmişlerdir. Bunun üzerine profesör dün saat onda Vali ve Belediye Reisi Dr. B. Lûtfl Kırdan makamında ziyaret ederek namzetlik istidasını vermiştir. General Cemil Topuzlu seçimden evvel programını neşredecektir, Zongııldakta
Zonguldak 0 — Zonguldak millet vekilliği İçin şimdiye kadar İki kişi resmen müracaatla namzetliğini koymuştur. Bunlardan biri Parti genel sekreterliğinde kâtip Halim Cavlt
Petain’in yargılanması
Daladier aleyhinde şahitlik etti
Londra 10 (R.) — Eski Fransız Başbakanı Daladier dün gece Pâtaln aleyhinde şahitlik etmiştir. Eski Baş-bakan'a göre Petaln iktidarı ele geçirmek lstlyen bir (megalomanyak) idi. Mevsimsiz (rAteş keso emrini vermekle Fransız müdafaasını sekteye uğratmış, bir milyon Fransız’ın slr edilme • sine sebep olmuştur,
HAFTA KONUŞMASI
Utla serenat -Mandolinle gazel
Yazan: Refik Halid Karay Bugün bsşinci sahifemizde
tecavüzden masun saymalarına imkân yoktur. San . Franciscoda kurulan emniyet yapısının temeli üç büyük devlet arasında sürekli birlik ve beraberliktir. Bu anlaşma ve beraberlik bozulduğu gün, milletler arası güvenlik yapısı da yıkılacaktır.
Buna rağmen, milletleri, emniyeti korumak bakımından birleştirip teşkilâta bağlamak işi dahi küçümsenemez, Çünkü bu kurul ile birlikte, her çeşit milletler arası vicdan, bir mahkeme, bir ahlâk doğmuş demektir. Bu yeni siyasî ahlâk duygulan, bugünkü şeklinde, tecavüzü hemen ceza tepkisi görecek suçlar sırasına sokacak derecede kuvvetlenmiş olmasa da, bir devletin hareketini hiç olmazsa ayıp sayacak bir milletler vicdanı teşekkül etmiştir. Kurulan yeni
olmıyanlara rey verilip tereddüt ediyorlar
Bayan Nezihe B. Halil Fahri Muhlddln Ozanso]/
Arcak. diğeri Zonguldak Parti başkanı Ali Rıza İncealemdaroğlu'dur, lzmitte 8 kişi müracaat etti
İzmit 10 (Akşam) — Açık bulunan millet vekilliği için 35 kişinin müracaat ettiği, hoparlörlerde propaganda yapıldığı hakkındakl haberler çok mübalâğalıdır. Dün akşama kadar müracaat eden namzet sayısı sekizi geçmemiştir. Umumi hoparlörlerde hiçbir propaganda yapılmamıştır. Ancak bir sinemacı, bir arkadaşı İçin sinema hoparlöründe birkaç söz söylemiştir.
Kocaeli millet vekilliği İçin namzetliğini koyanlar arasında şunlar da vardır: Ankara Belediye Başkan muavini ve eski Adapazarı Belediye reisi Rauf, Türk Yolu gazetesi sahibi Rlfat Yüce, Birinci Umumi müfettişlik mali müşaviri B. Rüştü Demlroğlu. Hamdı Çağlar.
Yeni namzetler
Ankara 10 (Telefonla) — İstanbul Üniversitesi Hukuk fakültesi profesörlerinden B. Hıfzı Veldet İle Ankara doktorlarından Muzaffer Sezer açık bulunan çorum millet vekilliği için namzetliklerini koymuşlardır.
Ankarada bulunan Maliye Bakanlığı eski Mail tetkik heyeti âzasından B. İsmail Rüştü Asal da Kocaeli millet vekilliği İçin namzetliğini koymuştur. B. İsmail Rüştü Asal, evvelce 3 sene Londra elçiliği mail müşavirliğinde de bulunmuştu.
Batavya’ya hava akını
Japonya’da bir çok yerler bombardıman edildi
Manlllâ 10 (R.) — En uzak bir hava seferi Amerikan Llberatör uçakları tarafından yapılmış ve bu uçaklar fasılasız olarak 4890 kilometre küfede rek Japonların işgali altında bulunan Holnnda Doğu Hindistan'ın başşehri Batavya’yı bombalamışlardır.
Londra 10 (R. ) — Üstün uçan kaleler Japon uçak fabrikalarına, For-moz adasındaki hedeflere, Borneo adasının kuzey doğu sahiline akınlar yapmışlardır,
Çin kıtaları Hindi Çini hududuna varmışlardır. Amerikan kıtaları Okl-nava adasında başka noktalara da çıkmışlardır.
Cemiyetin en ayırıcı, en garip vasfı büyük devletlerin, kendilerini her türlü, suçtan münezzeh saymalarıdır. Bu da ancak, ilk suç işlenlnceye kadar devam eder, milletler arası ceza kanunu ona göre değişir.
San - Franciscoda elde edLlen anlaşmanın — ehemmiyetsiz sayılacak bir mesele etrafında olmakla beraber — sevinç uyandırmasına belli başlı sebep, başarısızlık olduğu takdirde dünyadaki kargaşalığın ne derece artacağı düşüncesinden doğan korkulardır Sovyet Rusyanın nihayet karara katılması bu bakımdan da ümit verici görülmüştür. Üçler arasmda olacağı söylenen toplantı, sıkıntılı konuların birinden kurtulmuştur. Bu da bir kazançtır,
Necmeddin Sadak
Suriye ve Lübnan’da durum yeniden gerginleşmeğe başladı
Ingiliz Orta Doğu Bakanı Beyrut ve Şam’a gitti & “---------- ------------- CL
Arap Birliği Konseyi dün toplandı, buhrandan^ doğacak bütün ihtimalleri gözden geçirdi §
Londra lo (R.) — İngiltere’nin Orta Doğu Bakanı M. Grlg Beyrut’a gitmiştir. Oradan Şam’a hareket edecek, Suriye Hükümet erkânı İle görüşecektir. Knhlre’dekl Reuter muhabirinin bildirdiğine göre Arap Birliği Suçlye ve Lübnan’daki Fransız kuvvetlerinin çekilmesi hususundaki İstekleri desteklemektedir.
Nevyork radyosuna göre Suriye ve Lübnan’da vaziyet yeniden gerginleşmiştir. Fransızlar Suriye’den çektikleri kuvvetleri Suriye - Lübnan hududunda topluyorlar. Bu tahşldiat İngiliz tahkimli noktaları civarında yapılmaktadır.
Arap birliği konseyinin toplantısı
Londra 10 fR.) — Arap Birliği kon-
Tito kuvvetleri Tries-teden çekiliyorlar
Dün imza edilen anlaşmaya göre bu kesimde mareşal Alezander’in emri altında 2000 Yugoslav askeri kalacak
Trieste’den bir görünüş
Londra 10 (R.) — Trlesto’dekl Yugoslav kuvvetleri çekilecektir. Bu mıntakada mareşal Alexander’ln emri altında 2000 Yugoslav askeri kala-lacaktır.
Londra 10 (R.) — Bu sabah Trles-teden gelen haberlere göre, Tlto birlikleri kamyonlara binmekte ve bu bölgeyi terketmeğe hazırlanmakta-dırlar. Trlestedekl duvarlar üzerine yapıştırılmış olan Yugoslav propaganda afişleri kapatılmıştır.
İki taraf arasında imzalanmış olan anlaşma gereğince Tlto kuvvetleri Teleste ve Venezla Julla bölgesini salı gününden İtibaren tahliye etmeğe başlı yacaklardır.
Anlaşmanın esasları
Londra 10 (A.A.) — Venezla Julla bölgesinin İdare şekil hakkında Yugoslav Dış işleri Bakanı M. Subaslç ile İngiltere ve Birleşik Amerikanın Belgrad büyük elçileri arasında İmzalanan anlaşmanın metnidir:
1 — Venezla Julla bölgesinde Trles-teyi, Gorltza ve Avusturyaya giden demiryolunu ve şosesini Caporetto, Tarvlslo, Pola'yı ve istirya’nın batı sahilindeki İrtibat noktalarını İhtiva eden hattın batısında kalan kısımlar Müttefik başkomutanlığının emrine verilecektir. Bu hattın batısında bulunan bütün kara, hava ve deniz kuvvetleri, anlaşmanın yürürlüğe girmesini mütaakıp Müttefik başkomutanlığının emrine girecektir.
2— Bu bölgedeki Yugoslav kuvvetleri muntazam kuvvetlerden mürekkep ve her rütbede 2000 askeri geçmlyecek olan bir birlikten ibaret olacaktır. Bu kıtalara, Müttefik başkomutanlığının İdari servisleri tarafından bftkjlacak-tır. Bunlar Müttefik başkomutanlığı tarafından bu hattın batısında tâyin edilecek bir kesimi İşgal edecekler ve
şeyi dûn Kahlre’de toplanmış ve İki buçuk saat görüşmüştür. Bu görüş-med0 Yakın Doğu buhranından doğacak bütün İhtimaller gözden geçirilmiş ve tam bir birlik hasıl olmuştur.
Lübnanlıların istekleri
Londra 10 (R-) — Beyrut’ta bulunan bir Fransız muhabirinin bildirdiğine göre dün Lübnan Genel karargâhında bir kaç saat süren bir toplantı yapılmıştır. Cumhur Başkanı. Meclis Reisi, Dış İşleri Bakanı toplantıda hazır bulunmuşlardır. Dış işleri Bakam, toplantıdan sonra İngiliz elçisini ziyaret etmiştir.
Lübnan hükümeti bir muhtıra neşre tnılştlr. Bunda şu esaslar vardır:
1 — Müttefiklerin yanı başında harbe İştirak etmiş müstakil bir mll-
bu bölgede kalacaklardır.
3—Müttefik başkomutanlığı Müttefik asker! kumandanlığı vasıtaslle gösterilen hattın batısındaki bölgeyi, Po-la’yı ve İstirya’nın diğer sahillerini İstediği gibi İdare edecektir. Küçük bir Yugoslav heyeti sekizinci ordu karargâhında bulundurulabilecektir. Müttefik kumandanlığı, Müttefik başkumandanlığı için muvafık görülebilecek hâlen mevcut bütün Yugoslav mülki İdarelerini kullanacaktır. Bununla beraber, Müttefik askeri hükümeti, faydalı gördüğü bütün askeri ve mülk! makamları hizmette bırakmak ve memurlarını değiştirmek yetkisini haiz olacaktır,
4 — Mareşal Tlto, gösterilen bu hattın batısında bulunan bütün muntazam Yugoslav kıtalar ile Pola şehrinde ve dolaylarında bulunan kuvvetlerin geri alınmasını emrede-cektlr. Askerler, 12 haziran saat sekize kadar bu çevreden ayrılmış olacaklardır. İkinci fıkrada zikredilen Yugoslav birliğinin İdamesine alt anlaşmalar. Müttefik başkumandanlığıyla Yugoslav kumandanlığı arasında tesblt olunacaktır.
5 — Bu çevrede bulunan gayrı muntazam kuvvetler Müttefik başkomutanlığının kararı gereğince ya silâhlarını teslim ederek dağılacaklar, yahut da mezkûr çevreyi terkedlecek-lerdir.
6 — Yugoslav hükümeti bu çevrede tevkif ettiği veya sürdüğü halkı tahliye edecektir. 1939 danberl Yugoslav tabiiyetinde olanlar bu kayıttan müstesnadır. Yugoslav hükümeti müsadere edilen veya alman malları da İade edecektir.
Bıı anlaşma, Venezla Jullan’-nrn mezkûr hattın batısında ve doğusunda bulunan kısımların ileride tâyin edilecek mukadderatına hiçbir veçhile tesir etmlyecektir.
jÖ let olan Lübnan, kendisi temsil edlK medlğl takdirde Yakın Şark konf«£ ransını ve verilecek kararlan tanımfj yataktır. 0)
2 — Askeri hususlarda kendisi^
Suriye İle aynı seviyeye getlrmlylfc kararlan reddedecektir. ;>,
3 — Lübnan hükümeti Suriye ıflî
Lübnan’da Fransız kuvvetleri btıiun-m asın a teessüf etmekte ve bıındaK hâdiseler çıkmasını zaruri bulm JE dır. (O
4 — Müstakil Lübnan dia Surljfl) gibi hâkimiyet şartlarından istifade
Suriye ve Lübnan orduları
Kahire S (AA.) — Sanıldığına göre, yeni Suriye vc Lübnan ordularının Mısır ordusuna mfnsup subaylar tarafından talim ettirilmeleri için plânlar hazırlanmıştır. Beş subaydan mürekkep bir Mısır askeri heyetinin Yakın Şarka gitmesi için bir anlaşma İmzalanmıştır.
Marsilya’da çarpışmalar
Marsilya 9 (AA.) — Dün Mardl-ya'da Araplar la Senega İlilir arasında çarpışmalar olmuştur 2 kişi ölmüş, 13 ağır. 50 kişi hafif suritte yaralanmıştır. Amerikan kuvvetleri müdahale ederek sükûnu tesis etmişlerdir
Fransız generalinin sözleri
Paris radyosu 9 (B. Y. U. M i — General Olivc Rogft, barın kanh-rıın-sında önemli bir demeçte bulunmuş ve Suriye İle Lübnan’da cereyan rdm olayların özetini yaptıktan şrnra şunları söylemiştir:
a— Suriye ve Lübnan'da öyle olaylar olmuştur kİ söylemcmezllK edemi-yeceğlm. ingilizier 19 mayıstan beri devamlı olarak Suriye ve Lübnanlılara mühimmat vermişlerdir M-e'û 22 - 23 mayıs gecesi 61 İngiliz kamyonu sözde «Suriye milli ordu» m silâh getirmiştir. Bu silâhlarla teıh z edilen Suriyeliler. Surivedeki Fransız tebaasına karşı çojt çirkin hareketlerde bulunmuşlardır.-
Londra 9 (A.AJ - Londra'daki resmi mahfiller, dün. Fransanin Sam eski komutam General Olive Rnpef nln^Surlye ve Lübnan’da Ingi'iz subaylarının tavrı hareketi hakkında İleri sürdüğü İddiaları şiddetle reddetmişlerdir.
Almanya’da 640,000 Yahudi öldürülmüş Paris 9 (R) — Harbden evvel Almanya’da bulunan 800.000 Yahudiden % 80 1 yani 640.000 Yahudi Naziler tarafından öldürülmüştür.
Abdülhamid'in bile bile hapisten kaçırttığı gazeteci üstadı:
7 eodor Kasap
Hayatı, yaptığı işler, çıkardığı gazeteler
YAKINDA BAŞLIYORUZ
DİKKATLER:
5 milyon boş şişe
Anıerikaya beş milyon şişe ıs-marlıyormuşuz. Dört milyonu bira, bir milyonu da şarap şişesi. Bir refikimiz: Hani şişe imalâtımız kâfi geliyordu?» diye sordu. Biz de düşünüyoruz ki: Ton he-sabile, 5 milyon şişe bir fabrikadan hafif olmasa gerektir. Bari iki numaralı bîr şişe fabrikası getirtseydik. Birüıeiyi işletmek mümkün olduğuna göre İkinciyi de işletebil irdik
Sahile 2
AKŞAM
10 Haziran 1943
SÖZÜN GELİŞİ
Almanya yeni nizama kavuştu
|U| eşhur sözdür: «Arayan bulur» derler. Almanya da, yıllardır *’■ peşinde koştuğu yeni nizama, yani o nizamla dünyanın her tarafında kurmak istediği sıkı, kontrollü, dört yanı bağlı, çemberli, bölgeli idareye nihayet, mağlûp olmasına rağmen, kavuştu.
Almanya, kuracağı yeni nizamda daima en yüksek otorite taraflısı idi. Alman topraklarına yerleşen muzaffer devletler neşrettikleri son beyannamede «Almanya üzerinde en yüksek otorite olduklarının ilân ettiler. .
Almanya, kuracağı yeni nizamda eline geçirdiği devletleri ne zamana kadar olacağı bilinmiyen bir devre için kontrol edeceğini ilân etmişti. Hiç bir memlekete, günün birinde çıkacağını söyliyerek girmedi. Hattâ işlerin kötü gitmeye başladığı günlerde bile gazeteciler Flitlerin sözcüsüne, Almanların Roma uy atlan çıkmak niyetinde olup olmadığını sordukları zaman sözcü «Al-manyatın böyle bir niyet beslemediğini» açıktan açığa beyan etmişti. Yani Almaıı kontrolünün ne saman sona ereceği belli değildi. Şimdi Alman topraklarına yerleşen muzaffer devletler «Ai-manyayı gayri mahdut bir devre için kontrol edeceklerini» ilân etmelerdir,
Almanyanın yeni nizamı, işgal altındaki memleketlerde ne bir hükümet tanırdı, ne de bir otorite. Muzaffer devletlerin kontrol komisyonu Almanyada «ne bir merkezi hükümet, ne de bir otorite» tanıyor Beyannameye göre Almanya hükümranlığı haiz bir devlet olmaktan çıkmıştır,
Nazi Almanyanın dünyada kuracağı yeni nizama göre her •memleket silâhlarını, gemilerini, fabrikalarını maden ocaklarını, demiryoDanm, işçilerini, yiyecek, içecek namına ne varsa hepsini Alman’ara teslim edecekti. Müttefikler Alman yeni nizamının bu maddesine de saygı göstermişler, Almanyanın, — yiyecek maddeleri hariç — bütün silâhlarını, harb gemilerini, maden ocaklarını, fabrikalarını, demiryollarını ve İşçilerini müttefiklere teslim edeceğini yaydıkları son beyannamede ilân etmişlerdir.
Binaenaleyh Almanya, dünyada görmek istediği yeni nizama, mağlup olmasına rağmen, herkesten evvel kavuşmuş, Nazllerin hayali hakikat olmuştur. «Her millet istediği şeklide İdare edilecek» diyen müttefikler doğrusu bundan ilk olarak Alınanyayi mahrum etmediler. Şevket Rado
Berlin’de büyük bir geçit resmi yapılacak
Şehrin ortasında şimdiden büyük tribünler inşa edildi
Bu sene okuldan 50 kişi mühendislik
diplomatı almıştır
Btflln 10 «Al — MilltrfUt Mata-n Rua işgal ordusu ile irtibat tesis edince Berlin'de büyük bir zafer geçidi yapılacaktır. Ruslar cehrin ortasında şimdiden büyüle tribünler inşa etmişlerdir. Bu tribünün üzerine Ohurchlll'ln, müteveffa Roosevelt'ln ve Stalln’lû resimleri asılmıştır.
Gl. Bradley’in demeci
Vaşington 10 (AA.) — 12 nel Amerikan orduları grupu eski kumandanı General Om ar Bradiey burada yaptığı bir demeçte, İngiliz ve Amerikalıların ordularını Berlin'e karşı yürütmek İçin hiç bir plân hazırlamamış olduklarını söylemiş ve şöyle demiştir:
.Bunu biz açığa vuramazdık. Zira, bu ta kirde bunu öğrenen Almanların kiilll kuvvetlerini Ruslara karşı çevirmeleri mümkün olurdu.»
General Bradlcy, Almanlar tarafından Ardennesler'de yapılan karjı hücumun Amerikan taarruzunu 10 ocaktan 10 şubata kadar bir ay geciktirmiş olduğunu açığa vurmuş, fakat bu taarruzun Alman ordusundan geri kalan kısmı zayıflattığını ve bu şirretle harbin sonunu yaklaştırmış olduğunu İlâve etmiştir. General Bradley demiştir M:
«Almanlar. Güney Almanya'nın İÇ kalesinde son bir mukavemet göstermek İçin plânlar hazırlamışlar, fakat lâzım gelen kuvvetleri toplayamamışlardır. Almanların bunu yapamamalarına sebep Ruhr çevrildiği zaman 317.000 kayıp, vermiş olmalarıdır. Müttefik ilerlemelerinin başarı lle bitirilmesinin sırrı, Müttefik hareketlerinin seyyal bir şekilde olmasındadır,»
Alınanlardan alman silâh ve mühimmat
Londra 10 (AA.) — Brltanova ajansının askeri muharriri yazıyor: Almanlar’dan milyonlarca ton mühimmat, silâh ve malzeme alınmıştır. Şunlardan ne suretle istifade edileceği çok mühim bir meseledir. Müttefik askeri şefler bu hususta tetkiklerde bulunmuşlarsa da henüz tatmin edici bir sonuca varamamışlardır. Mühimmat sandıkları milyonlarca tonu bulmaktadır. İngiliz hava kuvvetlerinin devamlı ve sistemli bombardımanları yüzünden Almanlar bu
Kibrite karşı
Teknik okuldan bu sene diploma alanlar
Tekel Bakanlığı Yunanistan’la anlaşma yaptı
San Francisco’ daki anlaşmalar
mühtomaU cepheye göndermemişlerdir. Bir milyon tonluk Alman mühimmatı, Jüponlara karşı kullanılmak lizere Uzak Doğu'ya gönderilecektir.
Alman uçak dafl topları Pasifik savaşında ehemmiyetli bir rol oyn&ya-mıyacağı İçin bunlar sevkedllmlye-cektir. Bu suretle işgal ordularının elinde sert ateşli binlerce ton silâh ve mühimmat kalmış olacaktır. Bu mühimmat İçin İki şey düşünülmektedir: Bunlar ya denize dökülecek, yahut sökülerek fabrikalarda maden olarak kullanılacalctır.
Mareşal Zukof’un demeci
Londra 9 (A.A.) — Mareşal Zukof Berlin'de yapılan bir gazeteciler toplantısında yaptığı bir demeçte Sovyet İşgali altındaki Alman bölgelerinin İdaresi için çok şiddetli tedbirler alınmış olduğunu söylemiştir. Sovyet askerlerine Almanlarla arkadaşlık yapmalarının kati şekilde menedildlğlnl söyleyen Mareşal şunları söylemiştir:
Bir başka harbe yeniden başlaya-maması için, Almanya’nın ekonomi seferberliğini İlga ttmek taraftarıyım. Birleşmiş milletlerin Almanlarla münasebetleri bunların takınacağı lavrıhareketc bağlıdır.
Mareşal Zııkof'tan Hltler hakkında bir |aç* sual sorulmuştur. Mareşal Berlin'in düşmesinden İki gün önce Hltler'in Eva Bravn ile evjenmlş olduğunu söylemiş, Hltler'e alt olabilecek hiç bir cesedin henüz bulunmadığını bildirmiş ve hava meydanı onun emrinde bulunduğundan kendslnln Avrupa'da bir yerde gizlenmiş olmasının pekâlâ mümkün olacağım İlâve etmiştir.
Hitler kaçtı mı?
Londra 10 (AA.) — Hltler'e alt olabilecek bir cesedin henüz meydana çıkarılmadığı hakkında Mareşal Zu-kof taralından Berlin'deki Müttefik muhabirlere yapılan beyanat, Londra’ da büyük bir alâka uyandırmıştır, Filhakika Berlin hava meydanı şehrin sukutundan evvel Almanların elinde İdi. Hltler’in son dakikada bir uçakla kaçmış ve Mareşal Zukof’un belirttiği gibi General Franco*nun n ezdin e sığınmış olması muhtemeldir.
Ufak tefek pürüzlerin çabuk halli bekleniyor
idare
M. Churchill’in
yeni nutku
«Sovyetlerle ittifakımız, Amerika ile dostluğumuz idame ettirilebilir»
Londra 10 (R) — San Fran-clscodakî çıkmazdan bir çoğu halledildiğinden görüşmeler hızla ilerliyor. Konferans iki hafta içinde işin! bitirecektir. Veto hakkında Sovyetlerle anlaşmaya varılması gerekin vaziyeti ıslaft etmiştir. Sovyetler Birliği haftalardan beri manda altında veya müfltemfekelerde bulunan ahalinin kendi kendilerini
hakkını haiz olduklarının İlân edilmesini istiyordu. Şimdi bundan vazgeçmiştir. Bulunan formül şudur: «Manda sahibi olan veya müstemlekeleri idare eden büyük devletler ileride, bu yerler halkının kendilerini İdare etmelerine yol açmak üzere bunların ekonomik ve sosyal terakkilerini temin etmeği üzerine almalıdırlar.»
Reuter muhabirine göre Sov-yetlerin daha bir kaç itirazı vardır. Bunlardan biri, demece, âza milletlerden biri birlikten çekilmek İsteyince bunun çekilmesini mümkün kılacak bir madde ilâvesidir. Amerika ve İngiltere buna muarızdır. Rusların bu hususta fazla ısrar etmlyeceklerl zannediliyor.
Londra 10 (R) — Konfersan-tak Amerikan bahriye müşaviri
Londra 10 (R) — M. Churchül dün yeni bir siyasi demeç neş-retmlştir. Bunda demiştir ki:
«Avrupa'da sulhun düzen'en-mesi ve Japonya'ya karşı harbin idamesi ancak azimli adamlar tarafından verilecek kararlara bağlıdır. Kuvvetimiz açık yürekliliğimizle eşit tutulduğundan Sovyetlerle ittifakımız ve Amerika İle sıkı dostluğumuz idame ettirilebilir,
Almanya’nın uzun müddet işgal altında tutulması lâzımdır. Ancak kuvvetli ve hürriyeti müdafaa için savaşmağa hazır bir U_ İngiltere dünya yüksek konsey- Q ferinde söz sahibi olabilir. Mec- fl_ burl askerlik hizmetinin kaldırıl-Ç\|
M—
tngiliz halkj hareket için yu- O kandan talimat beklemiyecefc C kadar siyasi olgunluğa maliktir. .O Dünya durumu şartlan müsaadû *“ eder etmez vergiler İndirilecek, mevcut kayıtlar kaldırılacaktır.»’
kabul ediyoruz.»
v ı» ■■
yeni binası açıldı
2 0 > o P

Teknik okul mühendis kısmının inşaat, mimari ve makine kısmım bitiren 50 mühendise diploma tevzii merasimi dün Yıldızdaki mektep binasında yapılmıştır. Merasime mezunların okuduğu İstiklâl marşlle başlanmış, müteakiben mektep müdürü B. Atıf Tansuğ kısa bir tarihçe yaparak bu sene sekizinci yılını bitiren mektebin hayatını canlandırmıştır.
Müaür sözlerinin sonunda Milli Eğitim Bakanı, B, Haşan - Ali Yücel den gelen ve bu törende bulunamadığı
için üzüldüğünü bildirerek mektep müdür, öğretmen ve öğrencilerini öven bir telgrafı okumuştur,
B. Atıftan sonra mezunlar namına Cemal Sancar da bir hitabede bulunmuş, arkadaşlarının duygularına tercüman olarak mektep hayatından, atıldıkları sahadan ve İlerideki başarılardan bahsetmiştir.
Bundan aonra, mezunların diploma almalarına, esas olan projelerden mürekkep «engin bir sergi gezilmiş ve toplantıya nihayet verilmiştir
Basın hürriyeti
Varşova hükümetinin ajans temsilcisini kim tevkif etmiş!
Amerikan gazeteciler * teşkilâtının tetkikleri
Londra 10 (AA.) — İngiliz İç İşleri Bakanı slr Donald SomerweU, Varşova'daki muvakkat Polonya hükümetinin resmi haberler ajansı olan Pol-press ajansının temsilcisi Dr. Jagod-zlnskl'nln hangi şartlar altında tevkif edilmiş olduğu hakkında İç İşleri Bakanlığına bir rapor verilmesini bugün ilgili makamlardan istemiştir. Bu tevkif ne Dış İşleri, ne de İç İşleri Bakanlığının malûmatı altında yapılmamıştır.
Polonya askerî karargâhının sözcüsü, bugün bir tebliğ neşretmiştlr. Bu tebliğe göre, Polonya askeri polis! 28 martta Jagodztnskl İçin bir tevkif müzekkeresi imzalanmış ve bu müzek kerenin bir sureti İngiliz sivil ve askeri polisine gönderilmiştir. 30 nisan tarihli Polonya resmi gazetesinde Ja-godzlnskl'nln asker kaçağı olduğu ilân edilmiştir.
Askeri dâvalar mûtat veçhile alenî yapılmamaktadır.Bununla beraber bu dâvaya gösterilen alâka dolayıslle gazeteciler ve diğer bazı kimseler Ja-godzlnfikl’nln yargılanmasında hazır bulunabileceklerdir.
Tebliğde ilâve edildiğine göre, Polonya askerî makamları, Jagodzinskl' yi yargılanması yapıhnciya kadar muvakkaten serbes bırakmışlardır.
IVashington 10 (R) — Bugün Amerikan gazeteciler teşkilâtı, Reis Truman'ı yabancı memleketlerde haber toplamak ve yaymak serbestlsini tetkik etmek ve teşci eylemek üzere gönderilmiş olan heyetin görüşlerinde tam bir neticeye vardığından haberdar etmiştir. Heyet 60,000 kilo-metrelJk bir seyahat yapmış ve 12 kadar şehri ziyaret etmiştir. Heyetin raporu muhtemel olarak pazartesi günü neşredilecektir.
Ankara 10 (Telefonla) — Tekel Bakanlığı Yıınanlstana 15 milyon kutu kibrit satılmasına karar vermiştir. Buna karşılık umum müdürlüğün ihtiyacı olan şişe satın alınacaktır. Bu İşe alt formaliteler önümüzdeki hatta-lçlnde bitecek ve mukavele İmzalanacaktır.
Öğrendiğime göre, yeni Türk - Yunan ticaret anlaşması hususi takas ve serbes dövizle ödeme esasına göre yapılmıştır. Mukaveleye, şu veya bıı maddenin lhracedlleceğine dair bir liste bağlanmış değildir. Alâkalı tacirler ithal ve İhraç hakkında mutabık kaldıktan sonra Türk ve Yunan makamlarına müracaat ederek müsaade alacaklar ve ancak bundan aonra İthalât ve İhracat yapabileceklerdir.
Yunanlstanın yurdumuza zücacl-ye, cam, kimyevi madde ve tıbbi müstahzarat da vereceği umulmaktadır.
Zeytin mahsulü bu yıl Yunanlstanda çok bereketlidir. Bu sebeple Yunanis-tanın Tiirklyeye zeytinyağı lhracede-ceğl de tahmin ediliyor. Buna karşılık Türklyeden. Yunanlstanın muhtacol-duğu gıda maddeleri gönderilecektir.
Çekler Alman topraklarından bir kısmını istiyorlar
Beme 10 (R) — Prag şehrinden gelen bir habere göre, Çek hükümeti Kremlin ile görüşmelerde bulunmaktadır. Bu görüşmeler iyi bir netice verdiği takdirde Çek hükümeti, Çekoslovakya hudutlarının şimalinde bulunan Alman topraklarından bir kısmını Llhak edecektir
Tüccarlar I
Nakliye Sigortalarmış
emriniz d edtr 1
Yukanda umum müdür vekili n utuk söylüyor, aşağıda yeni bina
yeni İdlerinizde
DOĞAN Sigorta Şirketi
Tıbbî müstahzarların âzami satış fiatleri
Ankara 10 (Telefonla) — Sıhhat ve İçtimai Muavenet Bakanlığı yeril ve yabancı tıbbî müstahzarların âzami satış fîatlerile toptancı ve perakendeci âzami kâr hadlerini tesblt etmiştir. Müstahzarların maliyeti İşçilik, işktme, İdare ve satış masrafları eklenmek suretlle bulunacak ve yüzde 10 toptancı kân ilâve edilecektir. Perakendeci kârı da bu rakam üzerinden yüzde 25 Ur. Biatler, «Istanbulda perakende satış fiati şu kadar kuruştur» diye acık olarak müstahzarlar üzerine yazılacaktır.
Kazanç ve muamele vergileri kanunlarında değişiklik
Ankara 10 — Kazanç vergisi kanununda değişiklik yapılması hakkin-dakl kanun tasarısı Maliye Bakanlığı tarafından İncelenmektedir. Tasarı sonbahar oturumunda Meclise verilecektir.
Diğer taraftan muamele vergisi kanununun da ihtiyaca cevap verecek şekilde değiştirilmesi için incelemeler yapılmaktadır. Bu hususta tüccar, esnaf ve ilgili makamların mütalâaları alınmaktadır.
Kazanç vergisinin arttırılacağı hakkindakl rivayetlerin aslı yoktur. Yeni tasarı, her kesin kazaneHe mütenasip bir vergi sistemine gidilmek diişiincealle hazırlanmaktadır.
Kabataşta'da yapılan Tekel Genel müdürlüğü binası dün saat 18 da merasimle açılmıştır. Törende Vali ve Belediye Reisi, Parti başkanı. Sıkı yönetim komutanı, konsoloslar, ve daha bir çok davetliler bulunmuşlardır.
Bvvelâ genel müdür vekili B. Kemal
Süleyman Vaner bir nutuk söylemli bundan sonra bina gtzlIınlşUr. Eskiden basit bir depo olarak yapûm» olan bina güzel bir idare binası hali* ne getirilmiştir. Bürolar, salonlar koridorlar ferahtır. Bina gezildikten son ra davetliler büfede ağırlanmı.«lar(lm
Memurlara aynî yardım Ankara 9 (AA.) — Yetkili makamlardan öğrendiğimize göre, 1945 yılı yedi aylık bütçe devresi İçinde 4599 sayılı kanun gereğince memur ve hizmetlilere yapılacak yardımın aylık miktarı Bakanlar Kurulunca 15 lira olarak tesblt edilmiş ve bu yardımın her ay bu miktar üzerinden nakden veya aynen verilmesi karlaştınlmıştır.
Yugoslav gençlik heyeti Moskova’da
Ankara’da Saraçoğlu mahallesinin inşası
Ankara 10 (Telefonla) — Saraçoğlu mahallesinin inşasına hızla devam ediliyor. 142 odası bulunan 17 apartmanın inşasının biran evvel bitirilmesine çalışılmaktadır. Bu apartmanlar 29 ekim ayında bitecektir. Her i gün binden fazla amelenin çalıştığı bu inşaat için şimdiye kadar bir buçuk milyon lira sarfe-dilmiştir, Havagazh, elektrikli ve
Toprak kanunu hakkında
Ankara 9 — Başbakan Şükrü Saraçoğlu ve Tanm Bakanı Şevket Raşlt Hatiboğlu, Toprak kanunu yürürlüğe girdikten sonra radyoda söz söyliyerek halkı bu konu üzerinde aydınlatacaklardır.
L-.n(lra s ÇA.A.) _ Moskova radjo- kaloriferli dairenin 3 «lası, 1
sıır.un verdiği bir habere göre, Yugoslav gençliğini temsil eden bir heyet, Moskova’ya varmıştır.
holü, 1 sandık odası, 1 mutfağı vardır.

Bayanlara mahsus Son moda desenlerde Empirme Vuallar geldi. Metresi 4 lira. Yeni ye cozlb desenlerde İPEKLİ EMPİRMELER de geldi. Metresi 8 llra 23 kuruştan itibaren. Beyoğlunda KARLMAN
Gulden
Reşadiye
İn gllls
Külçe (Bir gramı)
9/6/1945 fiatleri Londra üzerine 1 sterlin Nevyork üzerine 100 dolar Cenevre 100 İsviçre Pr Madrid üzerine 10Q pezeta Stokholm üzerine 100 kuron
ESHAM VE TAHVİLâl % 5 faizli Ita-tunlyeler: 1933 Ergani 1933 İkramiyen Millî Müdafaa
Demiryolu lkraml ye 11 % 7 faizli Tahviller: Sivas - Erzurum I Sivas - Erzurum 2-1 1941 Demiryolu I 1941 Demiryolu n 1941 Demiryolu ÎÜ Milli Müdafaa 1 MllU Müdafaa □ Milli Müdafaa m Anadolu Demiryolu Oruptn Tahviller 1-2
Hisse senetleri % 60 Mümessil senet Hisse sfnetleri: Merkez Bankası İş Bankası
T. Ticaret Bankam Aslan çimento
ALTIN
Borsa dışında


tO Haziran 1945
ahşam
Sahile 3
AKŞAMDAN AKŞAMA
Teşbihi fırlatan hacı
Refik Hatil vakitle, açılması tasavvur edilen bir klüp hakkında -400 kişinin cenneti» demişti. Öyle müesseseler var ki. görünüşte bir şehrin süsü ve şerefi imiş hissini veriyor; fakat hakikatte Mahrace’nin sarayı olmaktan daha demokrat değillerdir. Muhteşem sarayından yalnız Hint hükümdarı istifade eder. O tarz müessese!erden de Refik Haildin dediği gibi 400 kişi,
Hintliler, sefaletin gayyasında çırpındıkları sırada aralarında para toplayarak, Racanın malikânesine bir aşı boya sürdürür; (-ne İyi oldu! Ne mükemmel oldu'- diye sevinirlermiş.
Bu tıpkı harem ağasının haline benzer: Bizim paşası aıııaııi ne arkek maşallah! Yetmiş iki kadini nikahladı tu, tu, tu!»
Diye öğünürmiiş!
Sanki kendisile taallûku varmış gibi!
Memleketinuzuı sekiz on yerinde. bu kabil klüpler olduğu gibi, otel ve kazino’Iar (1) su şehri istirahat ve tedavi yerleri var. Çoğalmaları, müstakbel iç ve dış turizm baknumdan, belediye gelirleri noktasından temenni edilir. Fakat bunlar, nihayet. «400 kişinin cenneti dirler.
İhtimal, Refik Halid'in o yazıyı yazdığından beri memleketin iktisadi durumu hayli değişti, o Istan bu 1da 2000 milyoner var!» iddiası mevcut olduğuna göre, zenginlerimizin sayısı daha fazladır. Falanca kazino, otel, su şehri de, böylece 400 yerine 400 kişinin cennetidir: fark sıfır farkı.
Geçenlerde bir ahbabım karisiyle böyle yerlerden birinde bir hafta geçirmeğe gitmiş; fakat masrafın — ihtiyari masraflar hariç — iki gecede yetmiş beş lira olduğunu görünce, »haydi hanım! Burada fazla kalmıyalım! Biz eve!,,,» diyip bavulları toplamış. Bir diğer ahbabım da. ecnebi memleketlerden gelen bir dostunu şehrin yeni açılan tanınmış barlarından birine götürmüş. Beş kişi bir gecede 350 lirayı eritmişler.., .Müstesna hovardalıklar değil. Odalar da dolu, masalar da.. Bu minval üzere masraf edebiliyorlar.
Pahalılıktan şikâyet hakkımız mahfuz kalmak şartile kimsenin eğlencesinde, istirahatinde gözümüz yok. Ancak bir garabeti not edeceğim. Yukarıda tarifini yaptığım evsaftaki müesseselcrin birinde müellif ve mütercimlere müracaatlar oluyor: Kütüphane açacaklarmış. Dolapları, salonları mükemmelmiş. Ancak kitapları yokmuş. Müellifler ve mütercimler, buraya, kendi eserlerini göndersinler imiş.
Öyle ya: Zavallılar muavenete muhtaç... Aylarca çalışmanın emeği koskoca bir kitabını tâbıe çok defa 50 - 100 - 300 liraya satan müellifin muavenetine sığınıyorlar!... ,
Hac yerine yetişemiyeıı hac yolcusu, teşbihini (ırlatır, teşbihi dolayısile kendi de hacı olurmuş, Deırin münevveri de kitapçığını istirahat ve eğlenceye yollamak suretile safa sürsün bari!
(Vâ - Nû)


ŞEHİR HABERLERİ
Büyükada
Sıtma mücadelesi
Unkapanında Evliya Çelebiye heykel..
Yazın temizlik kadrosu genişletiliyor
Bu sene adalara, bilhassa Büyilka-daya rağbet fazladır. Cumartesi ve pazar günleri Büyûkadaya gidenler caddeleri, sokakları dolduran kalabalığa rağmen belli başlı caddelerin temizliğine büyük bir tltisUkle ehemmiyet verildiğini görmektedirler. Adalar belediyesinin bu alâkası Bü-yükadalıları memnun ediyor. Ancak büyük caddelere gösterilen bu ihtimamın ara sokaklarda aynı derecede olmadığı da aşikârdır. Bu ihtiyacı göz ününe alan Belediye. Btlyük adada temizliğin kusursuz olarak temini İçin temizlijj amelesi kadrosunu genişletmiş ve amele sayısını arttırmıştır.
Belediye reisliğinin aldığı bu pek yerinde tedbiri takdirle karşılarız.
Sivrisinek üreten yerler küçük say mükellefiyeti ile kurutulacak
Yoğurthaneler
Sıtma mücadelesini İncelemek. İçin. Silivri'ye giden S3ğlık ve Sosyal Yardim müdürü Dr. Faik Yargıcı İle sıtma mücadele heyeti başkaşıı Dr. Mithat Silivri yoğurthanelerlrU de gezmişler. İstanbul'un günlük yoğurt istihlâkinin sekizde blrLnl temin eden 8 - lo İmalâthanenin gayri fennî ve hıfzusıhha esaslarına uygun olmadıklarını, tesisatının da gayet iptida! bir halde bulunduğunu görmüşlerdir. Bunlar düdene konulmadığı takdirde imalâthanelerinin kapa tılacâğı şahinlerine bildirilmiştir.
Öğretmenler dinlenme yurdu
Geçen hafta Öğretmenler Yardım Cemiyeti, Cağaloğlundakl 1 İnci İlkokulda 1945 yılı senelik kongresini yapmıştı. Kongrede muhtelif üyeler bazı dilekler İleri sürmüşlerdir. Bunlar arasında, Fakir Çocuklar Kurtarma Yurdu olarak kullanılan Yeşll-köydekl yurt binasının, çocukların Darülâcezeye nakli İle boşaldığını, buranın yaşlı ve Istirahate muhtaç öğretmenler için bir dinlenme yeri olarak kullanılması da vardı. Gerek üyeler, gerekse Milli Eğitim müdürlüğü tarafından çok yerinde görülen bu dilek memnunlukla kabul edilmiştir. Burası bir ön prevantoryum haline konulacaktır. Fakat bugün binada başkalarının oturdukları anlaşıldığından, Belediyeye müracaat edilerek binanın boşalttırılması istenmiştir. Yakında bina boş olarak Yardım cemi yetine teslim edilecek ve hasta öğretmenler için dinlenme yurdu olarak kullanılacaktır.
(l) Zannımca Türkçedekl «gazino» kelimesi, «muntazam kahvehane» demektir, şimdi de yeni bir «kazino» giriyor; (k» İle yazacağımız bu kelime de müzikli, danstı, içkili ve bazan da kumarlı müessesedir.
özel okullarda kabul imtihanı
Şehrimizde bulunan özel okullardan bazılarına, alınması tesbit edilen miktardan çok fazla öğrenci müracaat etmektedir. Her okulun gerek bina durumu, gerekse öğretmen kadrosu bakımından okutacağı çocuk sayısı muayyendir. Bazı veliler, çocuklarını istedikleri okullara kaydettirmek üzeto birçok gayret Sarfetmekte ve hattâ Millî Eğitim Bakanlığına kadar müracaat etmektedirler. Bu sebeple Milli Eğitim müdürlüğü, bu sene özel okullara girmek Lstlyen öğrenci sayısının lüzumundan fazla olduğundan okullarda bir kabul imtihanı açmağa karar vermiştir, bu İmtihanda başarı gösterenler, kazandıkları derecelere göre okullara kabul edilecektir.
Esnaf odasına aidatlarını vermiyenler
İstanbul esnaf odasına, setlelLk aidatını verml yeni erden bir kısmımın daha listesi hazırlanmıştır. Listeye dahil olanlar, bugün icraya verileceklerdir.
Londradaki Halk evinde büyiik Türk muharriri Evliya Çelebi hakkında, bir âlim tarafından mühim bir konferans verildiğini ve mevzuun orada 9on derecede derin bir alâka uyandırdığını ajnas telgraflarında okuduk.
1611 tevellüttü olan Çelebi.
1 bugünkü muharrirlerimizin henüz erişemedikleri bir mazhariyete ulaşıyor. Nasreddin Hoca, mizah sahasında nasıl Milletler
. arası bir mevkie yükselmişse, i Evliya Çelebi'nin de beynelmilel şöhreti zaman geçtikçe büyüyor. Zira 10 ciltlik seyahatnamesi!*
1 — biraz mübalâğalı da oLsa — en cömert bir kalemle bol bol doküman bırakan Çelebi, bugünkü modem ölçülere göre nıulıarLL lirdir. Tarzı itibarile zamanımtQ
• zın muharrirlerinin ı oi'undaıfl pek yeni ve gençtir GazctedliC\| ijin fıkracıbk, başmuharrirlik^ tefrikacılık. havadisrîlik gibi ki-® sınılan arasında henüz anrakC son 25-30 sene içinde be'tren vçO acayip bir kelime ile yeniliginiCO gösterdiğimiz bir saha vardır:
1 Röportajcılık.. >
İfa’huki Evliya Çelebi hunuqj yüzlerce yıl öne? hem de n“ ka-fl) dar mükemmel bir tarzda vap^ nııstır.
Bugün bir verin, bir semtinO tarihini mazisini yazmağa kal-^ karken ilk has vurduğumuz ma-q) lıım.ıt membaı muhakkak onun meşhur eseridir. Bi'ha(saQ İstanbul kendisine nek çok bore-*— lııdıır Zira Ctlebi hu şehri nvleü sine tesbit etmiş ve bize bırakmıştır ki ona ne kadar teşekkür etsek azdır.
Evliyanın büvüklüğünii anlamak için söyle bir hesap kurmak kâfidir: Her nesild? değil, her 100 senede Evliva âyannda tek insan çıkıp da bövle har'kıı’*'de dokümanlar bıraksavflı, van’ her asrın 10 cilttik malûmat dolu eser yazan b'r Evliva Çe’cbisi ofsaydı bugünkü küftür kiitiinba-nemizîn ne vaziyette bulunabileceğini kolaylıkla tahmin edebilirdiniz
Ne çare ki Evliya Celebi tektir. Ve kıymeti de buradadır. Tundrada ad’na eeceler tertfbe-dilen Evliya Çelebi Idn. acaba ona pek çok şey borçlu ola»» İstanbul şehri ne yapıyor?., Hc!„ Geçen gün Çelebinin doğduğa ve bürüdüğü ve okuduğu semtten geçtim. Unkapanmdan.. Çelebinin babasının evi ve dükkânları buradaydı. O zamanlar Vn-kapanı büyük bir Kuyumcular carşısıydı Celebinin babası da buranın en büvük kuvumcusuv-du. Celebi dükkânların önünde oynardı. Sonra bürüdü. Ve bin» ileride Filvokıısnndaİri »»»«‘drese-de okudu.
Buradan otobüsle «çerken ts-tanhııhı tek başına satırlarile. Kavaklardan Eviinsultan İçlerine kadar semtlerde tiplerde tesbit eden büvük muharriri hatırladım
Celebinin doğduğu, bürüdüğü semt ne kadar güzedeşm’s ve oralarda hu âbide gibi muharririn heykelini dikecek ne bol arsa var. Hem hepsi de Reledivrnln elinde. Bu yepyeni, bu güzel *o-(a doğduğu, hiivüdiieıi s*mte Celbinin bir heykelini ...........
İstanbul şehri sadece ona şükranının " mis, hattâ olacaktır.
Şehrimizde sıtma ve sivrisinek mücadelesine devam olunmaktadır. 94 ekip halinde İstanbul un bütün semtlerine dağıtılmış bulunan mücadele memurları evlrre uğrayarak lüzumlu görülen yerleri m azotlamaktadırlar. Bununla beraber Istanbulun bu mevsiminde en büyük dertlerinden biri olan sivrisineklerden yalnız bu tedbirle kurtulmak mümkün olamıya-c aktır Bu sebeple sivrisinek üreten birikmiş suların da kurutulmasına başlanmıştır. Bu gibi yerlerin kurutma işi hem paraya, hem de insan gayretine mütevakkıf olduğundan sıtma mücadele kanununun bu husustaki maddelerinden faydalanılarak lüzumlu bölgelerde mecburi İş mükellefiyeti ilin edilmektedir.
SUlvride bulunan derenin ağzı her yıl bıı mevsimde İlçeyi iz'aç eden sivrisineklerin üremelerine elverişli olduğundan bu yerin kurutulması için orada küçük sây mükellefiyeti İlân edilmiştir 18 yaşından 6o yaşına kadar memleketin bütün erkekleri 5 gün devam edecek müşterek bir çalışma he derenin ağzını kurutacaklardır
Sağlık ve Sosyal Yardım müdürü Dr Faik Yargıcı İle sıtma mücadele heyeti başkanı Dr. Mithat, dün Silivri'ye giderek bu olağanüstü sıtma savaşı çalışmalarını İncelemişler, kaymakamdan İzahat almışlardır. Bu izahata /göre kurutulmasına başlanan Kanlardcrc* si bataklığında 75o mükellef amele nöbetle çalışmaktadır. Şimdiye kadar 850 metrelik bir kanal açılmıştır
Vali muavini B. Ralf Tek de sah günü Sillvrlye giderek çalışmaları gözden geçlrscektlr.
İstanbula bağlı İlçelerde sivrisineklere yataklık yapan yerler kaymakamlıklar tarafından tesbit rdilerfk vilâyete bildirilmişti Kurutulması icabeden yerler atasında ekiplerin veya bizzat halkın müşterek çalış-malarlie kurutulması mümkün olmayan yerlerle bizzat bayındırlık teşkilâtı meşgul olacaktır. Istanbulda bu durumda Sarıyer, Eyüp. Bakırköy, Yalova ve Kartal ilçeleri vardır.
Şehrin diğfr semtlerindeki biri tan! i sular, yor >vr Hân edilecek küçük sây mükellefiyeti İle kuru tutacaktır. Beykozda da kurutulması gereken dört yerin 20 şer kişiden terekküp eden 20 ekip vasıtaslle kurutulmasına yakında başlanacaktır.
Kıymetli ses sanatkarı B. Münir Nu-reddin Selçuk. 4 ay süren Mısır seyahatinden birkaç gün evvel şehrimize döndü. B Münir Nur ed din, Türk musikisindeki yüksek mevkii ile yalnız memleketimizde değil, komşu memleketlerde de sanat kudretini tanıtmış, bilhassa Şark musikisi sahasında cidden kıymetli elemanlar yetiştirmiş Mısır ve havalisi ülkelerinde füsunkâr sesinin slhrile gönülleri fet-hetmlştlr. Bu İtibarla B. Münir Nu-reddlnln her defakl Mısır seyahati büyük bir sanat hâdisesi olmuş, verdiği konserlerde bulunan binlerce kişi. Türk musiki ve ses üstadının günlerce heyecan ve cazibesi içinde kalmıştır.
Kıymetli sanatkârımızın bu sefer de yeni intibalarla yurda döndüğünü öğrenince kendisini ziyaret ettim. B. Münir Nureddtn ile pek münevver ve nazik eşi bayan Enlse, ben! Nişanta-şındaki apartmanlarında büyük bir nezaketle kabul ettiler. Kıymetli sanatkâr dört aylık İntihalarını şöyle anlattı:
— Şubat ortasında refikam ve sazımla birlikte buradan Ankaraya hareket ettik. Ankarada üç gün kaldıktan sonra tayyare Ue doğruca Kahi-reye gittik. Seyahatim, konser vermekten ziyade hem Mısın ziyaret, hem de filim lşlerlle alâkadardı. Çünkü Mısırlılar. filim sahasında bizden daha ziyade teşkilât ve vasıtaya maliktirler. Mısır, sinemacılıkta çok ilerlemiş bir memleket olduğundan ve ben de filimle ilgili bulunduğumdan, bu seyahati ihtiyar ettim. Aynı zamanda biraz da istirahat etmek niyetinde İdim.
Ancak Mısırlılar, memleketlerine ecnebi artist girmemesine fazlaca kıskanç davranıyorlar. Bundan da maksatları kendi artistlerini himaye etmek olacak. Bundan dolayıdır kİ, konser vermemekliğim şartile, Mısıra gitmemize müsaade ettiler. Bu seferki Mısır seyahatimiz beşincisidir. İlk seyahatim, 950 senesinde vuku bulmuştu. O zaman sırf konser vermek İçin dave tediimlştim. Bunu ta-klbeden ziyaretlerimde de müteaddit konserler vermiştim. Bu seferki ziyaret müsaadesi iki ay olduğu halde, bu müddeti benim için bir ay daha .uzattılar.
Mısırlılar, harb milnasebetlle, bancıların fazla kalmaması için hassas davranıyorlar.
Ankaradan hareket ettiğimiz man kış pek şiddetli idi; yolda rahatsız olduk. Mısırda da bu sene kış pek sert oldu. Mısırda büyük bir misafirperverlikle karşılaştık. Bir ay ls-tirahatten sonra, 8 nisan akşamı radyoda ilk konserimi verdim. Radyo konserinden sonra oradaki dostlarımın teşviki ve bilhassa bu sefer pek yakından tanıdığım filim ve yüksek sahne artist! Yusuf Vehbi'nin ısrarı üzerine ve konser vermemek hususundaki taahhüdüme rağmen, konser vermeğe karar verdim. Yusuf Vehbi, umumi konserlerimden başka evinde tertibettiğl suvarelerde Mısırın güzide sınıfına Türk musikisini dinletmek fırsatını verdi. Hattâ bu suva-rede bulunan birçok münevver ve sanattan İyi anbyan ecnebiler. Tiirk konserini dinledikten sonra «Bu kadar akıcı ve İlâhi nağme» dinlemediklerini söylemekle musikimize karşı hayranlıklarını gösterdiler.
Bir! Kahlrede, diğeri İskenderiyede olmak üzere Mısırda İki konser verdim. Mısırın pek güzide musikişinaslarından altı yedi kişilik bir heyet de bana refakat etti. Bu konserim, 14 mayıs akşamı, Kahlrenln özbeklye tiyatrosunda verilmiştir. Konser tama-nılle Türkçe şarkılardan ibaretti, şarkılarım tamaınile Türkçe olmakla beraber bir şarkıdaki Türkçe nakaratı Mısırın meşftur şairlerinden B Ahmet

Saraçlar kursu
İstanbul Saraçlar Cemiyeti, mele vergisi kanunu yüzünden saraç ustalarının eskisi kadar bol miktarda yetlştlrilemedlğinl ve memlekette saraçlığın gittikçe gerilediğini görerek, bir kurs açmağa karar vermiştir. Kursta eski ustalar saraçlık sanatının inceliklerini öğreteceklerdir.
mua-
Sahrayicedit mezarlığının tanzimine başlandı Kadıköydekl Sahrayicedit mezarlığına 14 dönüm kadar tutan yeni sahanın ilave edildiğini yazmıştık. Duvarları da çevrilen yeni mezarlığı^ İçinin tanzimine başlanmıştır. Belediye reis muavin! B. Lûtfi Aksoy beraberinde mimarlar olduğu halde dün buraya giderek tetkiklerde bulunmuştur.
İrmik dağıtımına başlanıyor
Vilâyetten tebliğ edilmiştir:
1 — Mayıs - Haziran dönem! ekmek kartlarının (mayıs - haziran 945 ekmek kartı)İbaresini ve kart sıra numarasını taşıyan başlıklarla değişmez gelirli ve umuma nüfus başına yarımşar kilo hesablle irmik mutemet bakkallar vasıtasile satılacağından bu başlıkların zayi edilmemesi.
3 — İrmik flatt ve dağıtma başlan- I gıç zamanı ayrıca İlân edilecektir.
Rakı sofrasına zorla oturtmak istemiş!
Karagümrtikte oturan Necati İsminde bir genç, dün gece evinin bahçesine kurduğu bir rakı sofrasında kendi kendine içmekte İken, oradan geçen arkadaşlarından Ali Dokumacıyı davet etmiş. Ah bu teklifi reddetmiştir.
Necati, bu ret karşısında Aliyi zorla oturtmak istemiş bu sırada bıçağını da çekerek havada sallamıştır. Oturup oturmamak hususunda ikisi arasında ayakta bir mücadele geçtiği sırada bıçak Necati’nin vücuduna saplanmış ve yaralanmasına sebebol-muştur.
İşe el koyan zabıta NeuaMyl tedavi altına ftldırrûıştir,
Ramiye manzum olarak tercüme ettirdik. Ve Türkçe nakarattan sonra Arapça nakaratı da tekrarladık. Bu. bir hüzzam türkü idi.
Konserlere gelen Mısırın münevver tabakasında büyük bir hassasiyet göze çarpmakta İdi. Musikiye karşı duydukları derin hayranlık, artiste gösterdikleri derin saygt ve alâka ile sabit oluyordu.
Kahlreden sonra İskenderiyede bir konser daha verdim. Lskenderiyedeki konser hasılatının bir kısmını Türk ve Mısır hayır cemiyetleri arasında taksim edilmek üzere terkettlm. İs-kenderiyedeki konserim, İskenderiye muhafızının himayesinde ve münevver insanlar m huzurunda bin kişilik Lise Franse salonunda verilmiş ve büyük bir muvaffakiyetle neticelenmiştir. Bilhassa İskenderiye muhafızı ve diğer maruf rical, konsoloshaneye giderek teşekkür ettiler. Hattâ Lise Franse nln müdürü «Ben uzun yıllar buradayım; bu kadar güzel, muntazam bir konser verildiğini görmedim.» dedi.
Mısırda bulunduğumuz müddet içinde filim stüdyolarını ziyaret ettik. Oradaki sanatkârlarla temaslarda bulunduk. Mısırın en meşhur stüdyosu, Mısır Bankasının yardımile kurulmuş ve bir şirket tarafından İdare edilen (Stüdyo Mısırı ı ziyaret I ettik. Burada umum! müdür Hüseyin Salt beyle görüştük, dostluk tesis ettik.
Mısırda flllnıcİlik, gerek teknik vasıtası. gerek İş verimi İtibarile çok yüksektir. Mısır sinemacılığının sahaları Suriye. Irak. Afrika ve Cenubi Amerlkaya kadar uzanacak derecede geniştir. (Stüdyo Mısır) Avrupa stüdyolarile mukayese edilecek kadar mükemmeldir. Bir de Kahlrede Yusuf Vehbi'nin stüdyosu var kİ, diğer husus! stüdyoların başında gelir. Mısırda bu sene on beş, yirmi filim çevriliyor. Ben, şimdi çevrilen Alimlere İştirak etmedim. Ancak kıymetli sanatkâr Yusuf Vehbi He yarısı Istan-bulda, yoruı Mısırda geçecek bir filim çevirmeğe kurar verdik
Mısır halkında sinema merakı çoktur. Tiyatro hareketi hemen yok gibidir. Mamafih eğlence hayatı, fevkalâde canlı ve zengindir.
Mısırı, 1943 tekinden şimdi bir misli pahalı bulduk. Mamafih Türklyeye nazaran yüzde otuz daha ucuzdur. Meselâ en iyi cins podösüet bir iskarpin 15 liradır. Bilhassa otel hayatı çok ucuzdur.»
Kıymetli sanatkârın İntibaları burada bitiyor. Sanatkâra bu seyahatinde refakat eden eş! bayan Enlse, Mısırın içtimai hayatı, kültür ve ekonomi sahalarındaki durumu hakkında

çok
notlar toplamıştır.
Tevzie tabi mallar hemen dağıtılacak
Dağıtmaya tabi mallardan bLrçoğu vaktinde İstihkak sahiplerine verilemiyor. Bir takım formalitelerin İkmalin! beklemek suretile hasıl olan bu gecikmeden istihkak sahipleri ve dolayısile sabit gelirliler mutazarrır oluyorlar. Ticaret Bakanlığı, ilgililere gönderdiği bLr timimde, tevzie tabi tutulan malların hemen İhtiyaç sahiplerine verilmesi cihetine gidilmesini istemiştir.
Satış flatl tesbit edilirken bir takım masraflar ilâve edilmek suretile flatler yükseltiliyordu. Buna da sebebiyet verilmemesi bildirilmiştir.
Mersin’de faydalı yağmurlar Mersin 8 (A_A.> — Şehrimiz ve
.» Cİ’ ydah yağmurlar yağ-susam ve setseler ko-
Her türlü Banka mamelelerlnde
Her turlu Banka muamelelerinde
k
I
Çabuklu
Yapı ve Kredi Bankası A. Ş.
k, susam ve setseler kn- yon zabıta, esinden kurtulmuştur. | aldırmıştır.
k
f
İstanbula bol miktarda sadeyağ getiriliyor
İstanbula bol miktarda sadeyağ getirilmesine devam olunuyor. Dün vilâyete gelen bir telgrafta Akçaabat'la Vakfıkebir’den 500o kilo sadeyağ Tarı vapuruna yükle t ilere., yola çıkarılmıştır. Bu yağlardan Akçaabad'don alınanların kilosu’ 300 Vakfıkebirdcn alınanların ise 320-330 kuruş arasındadır. Yağlar, kiloda 25 kuruş nakliye masrafı He yüzde on perakendeci kâri İlâve edilerek satılacaktır. _______
İthalât eşyası
Dağıtmaya tabi mallar, istihkak sahiplerine verlllnctye kadar uzun müddet İthalâtçıda bırakıldığından, mal sahipleri paralarının bu suretle bağlı kalmasından, yeni siparişlere girişemiyorlar. Yapılan şikâyetleri göz önünde tutan Ticaret Bakanlığı, yünlü kumaşlarla beraber her çeşit dağıtmaya tabi İthalât eşyasının hemen tevziatı yapacak müessese tarafından satın alınması esasını kabul etmiştir Yeril Mallar Pazarları müessesesl müdürlüğünden başka Ticaret ofisi de bu mâlları ithalâtçıya parasını vermek suretile alacaktır. Bu suretle serbes kalan ithalâtçı yeni ma! siparişine girişebilecektir,
★ Htybcliada'da Lozan Zaferi cad-deslndo 30 numaralı evde kiracı olarak oturan Davit Arsian'm karısı , Vlktorya dün gece saat 23 e doğru Çay pişirmek üzere gaz ocağını yakmak İsterken birdenbire bir iştial vukua gelmiş ve kadın eteklerinden tutuşarak kısa bir zaman İçinde muhtelif yerlerinden yanmıştır, tşe el ko- j — - zabıta vtktoryajı tedavi altına
dikmekle karsı milyonda birini M*-he’ki dp ödivemc’nis
Hikmet Feridun
Fındık ve fındık yağı fiatleri de düşecek Findik ve ona bağlı olarak fındık yağı flütlerinin lüzumsuz yere yükseltildiğinde ısrar etmiş ve fırsatçı- -ların takibine geçilmesi için ilgililerin dikkat nazarını bu olaya çekmiştik. Neşriyatımızı yakından takl-beden milli korunma teşkilâtı bu konuya lâzım gelen ehemmiyeti vermiş ve bir müddetten beri yapılan takipleri neticclendlrmlştlr.
Takipler, satışlara tesir ederek fiatleri düşürdüğü gibi son günlerde fındık kooperatifinin piyasaya tındık satışına başlaması üzerine de flat-krde yeniden düşüklük olduğu görül-müftür Ticaret Bakanlığının fındık re fındıkyağı flütlerine yakında daha müessir bLr şekilde müdahale edeceği hab«r alınmıştır. Müdahaleye ait formüller hasurlanmaktadır.
TURAL
ÖKSt’ttt’K HAPLARI
A R9 A M
10 Haziran 1943
Harb ekonomisinin menfi ta-î Kara pazar muhakkak bu rafında, bsş unsur’adan birini, harb içinde büyük servetlerin pıuhakkak, pamuk ipliği teşkil yapılmasına İmkân vermiştir, eder. Adının lisanımızdaki remzi,, Hal kın, müstehlikin bu yüzden mânası yüzünden midir, nedir,!maruz bırakıldığı fedakârlık bü-fn rnlr pn AvW>I Vİilr Aİrrialrlo horohor hl'
Heybetli burnu sayesinde
meşhur olan artist
Tibetteki sihirbazlar
Tanınmış bir Ingiliz doktoru gördüklerinden hayretle bahsediyor
cn çok. en evvel düzenlenmek istenmiş olan bu madde en geniş ve çeşitli inhiraflara mevzu olmuştur.
Birinci Cihan harbinde vagon ticaretinin oynadığı bozucu, çü-rütücü, fakat bir çok kimseleri zeng’n edici rolü bu defa iplik çok daha geniş ölçüde oynıyabil-misltr. Kıymetli gazeteci arkadaşımız Faruk Fenik yerli mallardan alınan İplik İle imal edilen dokumaların fabrikatörlere mütemadiyen ve mükerreren iplik temini için bir nevi «devri daim" e tabi tutu'duğunu bir yapısında anlatmıştır.
Vakıa fabrikatör yeril mallar-dr n aldığı ipliğe mukabil muayyen bir miktar dokuma teslim etmek mecburiyetindedir. Halka sa ılan bu dokumalara, hakikî ihtiyaç sahiplerine sıra bırakmı-yecak kadar, esrarlı bir talep vardır. Bu isteğin, yerli malların kapılan önündeki hararetli alış verişlerin sebebi, bu dokumaları a'ıp giyeceklerin talebi değil, fakat bu kumaşların bir nevi mübadele, iplikle mübadele vasıtası olarak, fabrikatör tarafından toplatılması imiş.
Bu sayede bir çok imalâtçıların hakikî istihkaklarının bir kac misli iplik aldıkları vç bunlarla imal ettikleri/ dokumaları kara borsaya sürdükleri rivayet edilmektedir.
İşin idaresinde, bir tarafta büvük bir ustalık fakat kraşı tarafta da hiç olmazsa hudutsuz bir saflık olduğu anlaşılıyor. Bir imalâthane, isthisal kabiliyeti muayyen olduğuna göre, bunun azamî haddini geçen miktarda İplik nasıl alır. Bunu temin edebi misse, alâkalı teşekküller en kaba bir hileye kurban veya âlet olmuşlar demektir. Yapılacak incelemelerin hakikati meydana çıkarmasını dileriz.
Bu «devri daim» ameliyesi bi-raz mübalâğa edilmiş bile olsa, ortada bir iplik oyunu olduğu muhakkaktır. Bu oyunun daha İnce bir tarafı imal marjlarıdır. Bir kilo iplikten'şu miktar dokuma veya şu kadar çift çorap İmal edileceği tesbit edilmiş ve bunun için de yüzde bir miktar tf'rrans kabul edilmiştir. Bu toleranslar, belki bazı mevzularda, aldatıldığını bilen kocaların bilerek istiyerek göz kapamalarına kadar vardırılmış olabilir.
İşte toleransların geniş tutulmuş olması da, hattâ en dürüst bazı imalâtçılara, yeril mallara teslim ettikleri mamul dışında ve serbes olarak satabilecekleri bir miktar bırakmış olabilir. Bu, hattâ kara pazara baş vurmadan, alâkalılara ehemmiyetli bir kâr temin eder.
Mevzuun iktisadi, ticari cephesinden, hattâ ahlâkî, daha doğrusu teşkilâtlandu’ilmış ahlâksızlık tarafından başka, bir de mail ciheti vardır. Bilhassa muamele vergisi bakımından bu, bilinen, gösterilen imalât dışındaki işler başlı başına bir tetkik konusu olmalıdır. Fakat, asıl amele adedi, motö'r kuvveti gibi bilinen bazı hudutlara riayet ederek, muamele vergisi mükellefiyeti dışında kalma yolunu bulanlar için, yukanda anlattığımız oyunlardan faydalanmak pek kolayıdr.
Muamele vergisine tâbi olanların da aynı istifadeyi temin etmedikleri veya edemedikleri fazla ısrar ile İddia edilemez. Muamele vergisi, maliye sistemimiz İçinde, belki hattâ kazanç vergisinden de zayıf bir unsurdur ve çok geniş ölçüde müva-zaalara, hattâ hilelere İmkân vermektedir. Bu, bir nevi kaçak İplikler ile yapılan İşin muamele vergisinden hazine mahrum edil-mektsdr.
Otoritesinin sarsılması, kurduğu tanzim ve mürakabe teşekküllerinin muvaffak olmaması, tam bir güven telkin edememesi gibi mânevî, rakamla ifade edilemi-yenler dışında, devletin kara pazar yüzünden en büyük zararı kazanç ve mütemmimi olan verdilerdedir.
yük olmakla beraber, bu servetlerin belki hâkim unsurunun bir nevi mecburi vergi kaçakçılığı teşkil eder. Gizil yapılan bir satışın kârının da gösterilmemesi tabiîdir. Kara pazar bu yüzden, en başta hâzinenin düşmanıdır,
İplikte ve her İşte gizil muamelelere imkân vermekle, fahiş fiatler yüzünden doğrudan doğruya millet, hazînenin mahrumiyeti yüzünden vasıtalı olarak yine millet tazyik edilmektedir.
Mevzu, tepkileri bakımından çok geniştir ve İktisat Bakanı kadar ve hattâ ondan fazla Maliye Bakanını alâkaland icmalidir, Maliye sistemimizi yeni bir düzene bağlarken sayın Nurul-lah Sümer’in memleketimizde fazla çabuk kurulan servet binalarının harcı İçinde hâzineden kaçırılmış vergilerin büyük bir yeri olduğunu hatırlatması faydalı olur
CEVAT NİZAMİ
İstanbul vilâyeti ikinci seçmenleri »ayın yurttaşlarıma
Partim iz Genel Başkan vekili tarafından dün ilân olunan Başkanlık Divanı kararma uyarak, açık bulunan İstanbul vilâyeti Milletvekilliğine adaylığımı koydum. Tam otuz yıl süren siyasi hizmetlerimin yirmisi: Romanya, Yunanistan, merkezi Avrupa, Rusya, ve bilhassa meşum mütareke yıllarında: İtalya, İsveç ve Norveçtc mücadele ile geçti.
Kurtuluş ve İstiklâl savaşı yıllarında harici cephede gece gündüz t«*k başıma gösterebildiğim siyasi faaliyetten dolayı damat Ferit beni tart cezasına uğratarak, âciz şahsıma istemeyerek milli bir şeref kattı.
Kesiksiz süren bu vatani mesaimin mükâfatı olarak da, İstokholm ve Kopenhag sefiri bulunduğum (1921 -23) sırada. Ebedi şefimizin iradelerl-le Hariciye "Vekili Yusuf Kemal bey tarafından, o devirde hiç bir meslek-daşımm nail olamadığı, ve hal tercümeme geçmiş bulunan resmi takdir a t ve teşvlkata mazhar kılındım.
Bu naçiz hizmetlerimin yurt içindeki akisleri semeresile de Roma'da İken Müdafaa! Hukuk cemiyeti beni Manisa'dan namzet östermiş, ve Edirne Paşaell Müdafaa! Hukuk cemiyeti kongresi de Avrupada Trakya hukukunu müdafaa leln salâhlyetname göndermişti.
Faal hayatım durduktan sonra İse yayın âleminde memlekete ve bilhassa rejimimizin müstakbel sahibi olan gençliğimizin irşadı uğrunda çakmalara devam ederek, münevver yurt-daşlarımm bildiği veçhile şu son on yıl İçinde; Mütareke vakayilnl tasvir eden: »Başımıza Gelenler» adlı İlk eserimle İşe başlayarak. İsvlçrenln maruf hukuk ve devlet adamlarından, Vlrgil Rossi’nln cumhuriyet ve demokrasi hakkında yazdığı «Hükümdar Millet» adlı şaheseri ve Godenhowe’-nln «İnsan ve Totaliter Devletler» İni necip milletlinizin mütalâasına sunduktan sonsa sır asile: En mâruf kalemlerden çıkmış «Dünya Tarihi», Rusya, İtalya, Japonya, İran İspanya, Türkiye, Efgan tarüılerln! ve «Bu günkü İngütereyl İyice anlamak İçin». «Yarınki sulha bakışlar», «Harb sonrası Avrupa», «Harbden sonraki dünya» isimli eserleri irfan sahasına takdim ettim. Verdiğim konferanslarla da yine gençliğimizin siyasi bilgi ve terbiyesine faydalı olmaya çalıştım.
îşte bugün de Milli Büyük şefimizin lrşadüe açılan yeni çığırda yurda faydalı olmak azmlle İstanbul Milletvekilliğine talip oluyorum. Devlet ve millet uğrunda yıllarca: azim, ferağat ve muvaffakiyetle çalışmış bu millet bendesine vereceğiniz reyin boşa çıkmayacağına emin olabilirsiniz sevgili yurtdaşlanm.
Eski Moskova sefiri Galip Kemali Söylemezoğlu
Berber çıraklığı, kundura boya cılığı yaparken nasıl yükseldi!
Amerika'da ( kahkaha kıralı» adı verilen bir adam vardır. Asıl İsmi Jimmy Durante olan bu adam heybetli burnu sayesinde meşhur olmuştur.
Jimmy New-York’ludur, 60 yaşındadır, Pek küçük yaşta hayata atılmıştır. Babası berberdi. O da mektep zamanı haricindeki ekser vakitle, .ıü bu dükkânda geçirirdi. İptidaları dükkânı temizlemek. müşterilerin paltolarını tutmak, şapkalarım vermek gibi İşler yaparken sonraları usturaları bilemeğe, hattâ müşterileri tıraş etmeğe başlamıştır. Fakat gördüğü işler bundan ibaret değildi. Para kazanmak İçin ayakkabı boyar, gazete satar, bakkallara çıraklık ederdi. Zararsız sesi vardı. Bunun İçin bazen seyyar çalgıcılar arasına katılarak şarkı söyler ve birkaç para toplardı.
Jimmy eline geçen para İle bir taraftan şarkı, diğer taraftan piyano dersi alıyordu. Az zaman zarfında piyanosunu çok iler! götürmüştü. Bu sırada New-York’un eğlence merkezi olan Ceney İsland'da bir gazinoda piyano çalmağa başladı ve çok muvaffak oldu. Bir müddet sonra' yeni yükselmeğe başbyan komik Eddie Cantor'a piyanoda refakat etmeğe başladı.
Jimmy birkaç arkadaşlle küçük bir vodvil heyeti kurdu ve temsiller vermeğe başladı. Halk bu neşeli, güler yüzlü artisti sevdi, kendisine her taraftan teklifler yağıyordu. Artist iptida radyoda neşeli şarkılar söyledi, sonra IngUtereye giderek Londrada. Palladlum tiyatrosunda kahkaha rekorlarını kırdı.
Amerlkaya döndüğü zaman filim şirketlerinin teklifleri karşısında kaldı ve filim çevirmeğe başladı. Jimmy nln muvaffakiyetinin en büyük sırrı burnudur. İri, şişman, heybetli bir burnu vardır. Bu burun güler yüzüne çok yakışmaktadır.
Kahkaha kıralı Timmy Durante
Edirnede yeni mahsul
arpa
Edime (Akşam) — Edlmenln Sö-ğütlüdere köyünden Salih Kuzunun yetiştirdiği 200 kilo ve Karaağaçtan Yusuf Moray'ın yetiştirdiği 100 kilo miktarındaki yeni mahsul arpa bor-saya getirilmiş ve müzayede suretile 24,30 ve 25 kuruş üzerinden satılmıştır.
Yenl bir filim çeviren Cary Graııt
Cary Grant’m yeni filmi
Askerleri eğlendirmek için çalışan diğer bir artist de Cary Grant’tır. Yalnız bu çok uzaklara gitmlyerek Holllvut yatanındaki kışlaları gezmekte ve piyano konserleri vermektedir.
Cary Grant da aslen îngillzdir. 1904 senesinde İngllterenln Brlstol şehrinde doğmuştur. Asıl adı Archl-bald Leach'tır. Babası kumaş fabrikatörü idi. Artistlik kabiliyetini. İn-gUterenln tanınmış aktörlerinden olan büyük babasından tevarüs etmiştir. Fakat pek senç iken şahneye çıkmağı değil, sahne tertibatını mükemmelleştirmeği düşünmüştür. Bu düşünce neticesinde şaline İçin hususi ışık tertibatı temin eden bir âlet hazırlamıştır. Delikanlı bu şuada sahne İşlerine merak etmiş, bir tiyatro heyetlle birlikte turneye çıkmıştır. Babası bu tarz hayattan kendisini vazgeçirmeğe çalışmışsa da muvaffak olamamıştır.
Artist 20 yaşında üten Nevyork’a giderek orada çalışmağa başlamış, bu sırada şarkı dersi de almıştır. Artist 1931 den İtibaren 12 operette rol almıştır.
Cary bir aralık, Hollibut'ta’kl arkadaşlarını görmek iizere otomobille sinema şehrine gitmiştir. Orada tanınmış bir kadın sahne artistinin çevireceği tecrübe filminde kendinin de rol alması teklif edilmiştir. Tecrübe filmi çevrilmiş, kadın artist muvaffak
olmadığı halde, Cary büyük muvaffakiyet kazanmıştır. Bunun üzerine Pa-l ramount şirketi kendisine uzun, müd-
■ det İçin bir mukavele teklif etmiştir. I Cary. teklifi kabul ederek İşe başla-' mıştır. Sekiz senedenberi birçok filim çevirmiştir. Artist 1942 de Amerikan tabiiyetine girmiş ve eym sene Barbara Hutton İle evlenmiştir.
Cary, İyi piyano çalar, sesi de güzeldir. Son olarak «Kimsesiz bir kalb» adlı bir filim çevirmiştir. Bunda Londranın kenar mahallelerinden birinde oturan basit, kendi Aleminde, biçare bir adam rolü oynamaktadır.
***
Salomon adalarından dönenler
Amerikan sinema artistleri, silâh altındaki askerleri eğlendirmek üzere dünyanın dört köşesine giderek mûsamereler tertlbedlyor, konserler veriyorlar. Bu seyahatleri göze alan yalnız kadın yıldızlar değildir, erkek sinema artistleri de uzun seyahatlerden çekinmiyorlar. Aslen İngiliz olan tanınmış artistlerden Ray Mallland yaptığı böyle, bir seyahatten Holll-vuda dönmüştür Artist geçen sene ismi çok geçen Pasifik adalarına, bilhassa Salomon adalarına gitmiştir. Yanında güze! sesli artist Roşlta Mo-reno, dansöz Mary Elllot ve akordeoncu Frances Fay bulunuyordu:
Gurup seyahatini yapabilmek İçin her türlü vasıtadan İstifade etmiştir: Transatlantik, uçak, cep. torpido, çıkarma taşıtı ve saire... Gurup Gua-dalkanal’dan Tulgai’ye, Florlda adasına, Savo, Russells'e seyahat etmiş, her yerde günde dört saat konser ver-
■ mlştlr. Gurup, Japonlar karşı taarru-1 za geçtikleri sırada Bougainvllle ada-1 sında bulunuyordu.
Mallland, İngllterenln Gal eyale-
- tinde Neath bölgesinde doğmuştur. Çelik fabrikasında çalışan bir İşçinin oğludur. At yetiştirmeğe mahsus bir çlfllkte büyümüş, İlk tahsilini yaptık-
Belediye — Vakıflar ihtilâfı
Belediye He vakıflar İdaresi arastadaki ihtilâfı halletmek İçin heT İki taraf mümessillerinin Iştlrakile vali muavini B. Ralf Tek'İn başkanlığında kurulan komisyon ilk toplantısını yapmıştır. Toplantıda, anlaşmaya mâni olan işlerden vergi meseleler! görüşülmüş ve komisyon, belediyenin evkaftan, evkafın belediyeden İstediği vergilerin bildirilmesini alâkalı dairelerden istemiştir. Yatanda bir toplantı daha yapılacakta:.
Stratosferde konuşma güçlüğü
Stratosfer uçuşları yapan havacıların aralarında telefonla konuşabilmelerl bile oldukça güç bir iştir. Netekim, New-York üniversitesinde yapılan bir tecrübede bu durum bariz bir surette tesbit edilmiştir.
Tecrübe odasında İrtifa şeraiti tesis edilince, 13.600 . 16,900 ayak arasında havacıların telâffuz ettikleri kelimelerde hecelerin iştltilmediği görülmüştür.
Kadıköy SÜREYYA Sinemasında ■
Bugün: Senenin İki yeni ve güzel filmi blfden
1 — SEVDA YARIŞI
MARY MARTİN — FRANCHOT TONE — DİCK POWELL
2 —HAVA TOPÇULARI
MM CHESTER MORRİ3 — RİCHARD ARLEN OZ»
Faydalı bilgiler
★ Yaş çamaşırların donmalarını önlemek için, bunların asmadan evvel tuzlu su ile çalkalanmaları lâzımdır.
★ Dut suyuna batırılan gömlekler, erleri her türlü haşarattan korumaktadır. Böyle bir gömlek 2 ay müddetle haşarata karşı koyma tesirini muhafaza ediyor.
★ Yapılan esaslı incelemeler ı neticesinde, her Amerikan zırhlısında 3.000 kitap ihtiva eden bir kütüphanenin mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Salomon adalarından dönen Ray Maili and
tan sonra liseye devam etmeğe başlamıştır. Bu esnada bir müddet Manş deniz! adaları arasında dolaşan bir patates gemisinde çalışmış, daha sonra İngiliz muhafız alayında hizmet etmiştir.
Mallland İlk defa bir İngiliz filminde gelmlyen bir artistin rolünü yapmış ve muvaffak olmuşutr. Bundan senra turneye çıkan bir tiyatro guru-punun oynadığı ( 13 numaralı odadaki kadın» piyesinde rol almıştır. Daha sonra «Uçan Skoçyalı» adlı İngiliz filminde başrolü yapmıştır. Bu filimden sonra Holllvut'a çağırılmış ve uzun müddet İçin bir mukavele İmzalamıştır. Artist birçok filim çevirmiş-, tir.
Mallland kestane rengi saçlı, mavi gözlüdür, çok İyi ata biner ve mükemmel avcıdır. Karısı ile beraber Los Angeles civarında küçük bir evde oturur: küçük bir erkek çocuğu vardır.
---------------------
HANDAN ORHUNÖZ
ile
Dr. HURŞİT YAZICI
Evlendiler ,
İstanbul 9.VI. 1945
Asyaııın ortasında ve Hlmalâya dağlarının şimalinde bulunan Tibet ülkesi Avrupada Ortodoksların bir papaz İdaresi sayılan Aynaroz yarımadası gibi ruhaniler tarafından İdare edilen bir memlekettir. Buraya yabancıların vc bahusus AvrupalIların girmesi yasaktır. Memleketin bir buçuk milyon tahmin olunan nüfusundan üç yüz bin kişi Budist papazdır. Her tarafta budlst manastırı vardır.
Bu garip ve esrarlı memleket, yalnız siyasi cihetten değil müspet İlimler ile telif edilmesi İmkânsız olan hâdiseleri İle de bütün dünyanın merakını uyandırıyor. Tibet ruhanileri öteden beri ispirüzme ile meşgul bu-
lum rlar ve bu İşlerde AvrupalIları hayrette bırakacak muvaffakiyetler elde etmişlerdir. Tibetli ruhanilerin LJ-bununla ne kadar uğraştıklarını veQ akla hayret verecek fevkalâdelikler fl_ gösterdiklerini Avrupa ya ilk tanıtan Ç\| Venedikli meşhur seyyah Marko Poloq_ o
Venedikli seyyah, meşhur cihangir- q lerden Kubilây Han’ın Pekln'dekl si- q rayında misafir bulunduğu zaman-— Tibetli sihirbazların hükümdar hu-zurunda gösterdikleri sihirlerin ve (jj meharetlerln hayranı olmuştur. >
(v
Bir baş ruhaninin işareti üzerine havadan şarap ve süt dolu şişeler hükümdarın sofrasına İniyordu. Bu fevkalâdelikler İle Tibetli budLst pa-' pazlar Kubilây Han'ın aklını çelmiş- 5** ler ve o zaman dünyaya hâkim olan^ Mogollardan ana yurtta kalmış olan--^ ları dinlerini değiştirmeğe ve budlst (D olmağa kandırmışlardır
Bugün de Tibette bu dişti erin ın-ı- q kaddes saydıkları lâmalar türlü türlü l_ sihir hârikaları gösteriyorlar. Bun- O lan tetkik etmek hevesine düşen Av-
rupalIlar az değildir. Bunlardan biri Londra belediye etıbbasından ve
meşhur ruhiyatçılardan doktor C'a unon’dur. İngiliz doktoru öteden beri ruhiyat ile uğraştığı halde Tibette büyük lâmanın Lhasa'daki sarayında yapılan duhanl âyinlerde gördüğü fevkalâdeliklere İlim ve fen cihetinden bir mâna verememiştir.
Londraya döndükten sonra yazdığı kitapta Lhasa'da gördüklerini hikâye etmiş vc bunlara karşı hayranlıklarını İzhar etmekten kendini menede-m emiştir.
Fakat doktorun böyle yabancı olr dinin ruhaniler! hakkında sarf ettiği takdirkârane sözler ingiiteredekk kilise mahafilinde İyi karşılanmamış, yükselen İtiraz ve takbih sesleri doktorun belediyedeki mühim memuriyetine mal olmuştur. Doktor gördükler! bir hayâl ve masal otmvH>',nı ve İlim ve fen ile telif edllemr ek hârikalar olduğunu bitaraf mütefen-nln heyetler huzurunda İspat ettikten sonra mir belâ eski memuriyetini tekrar elde etm’stir
’r>"lllz âlimi Kitabında Tibette gördüğü hârikalardan birini şu suretla anlatıyor:
«Bütün Tlbetln en mukaddes sarayı sayılan Lhasa’daki dalay lamanın büyük salnn’,”a davet edilmiştim. Sütunları som altından olan büyük salonun şark cihetinde büyük lâma altın tahtı üzerinde oturuyordu. Büyük lâmaya dikkatle baktım. Başımın etrafında mavi renkte bir nuran! hâle ışıldıyordu.
Büyük salonda baş lama ile benden başka bir İnsan gözükmüyordu. Halbuki salonun duvar ve kubbeleri binlerce musiki âletinin refakati İle yükselen İlâhî seslerlle çınlıyordu. Bir zaman sonra salonun kapısı açıldı. Ellerinde meşaleler bulunan birçok ruhani İlâhi okuyarak İçeriye girdi ve büyük lâmanın tahtı önüne geldi. Ve burada hep birden diz çöktüler. Bu halde türlü türlü duaları okumağa devam ettiler.
Çok geçmedi sekiz adam taştan yapılan bir tabutu sürükliyerek salona soktu. Tabutun kapağı açılmıştır. Tabut büyük lâmanın önüne konuldu. Ben de lâmanın yanında merakla seyrediyordum. Tabutta bir ölü yatıyordu. Baş ruhaninin bir İşareti üzerine tabuta yaklaştım ve cesedi muayene ettim. Nabzı atmıyordu. Âletlerimi yaklaştırarak kalbini dinledim. İyice durmuştu, ölünün vücudunu yokladım. Buz gibi soğuktu. Cep aynamı çıkarıp ölünün ağzına tuttum, Epey zaman beklediğim halde ayna üzerinde bir şey belirmedi.
Muayenemi bitirdikten sonra büyük lâmaya doğru çekildim. Büyük lâma anlamadığım bir lisanda dualar okudu ve tabutun İçine bakarak üfledi.
Ben de dikkatle bakıyordum. Öltl birdenbire gözlerini açtı ve doğruldu. İki ruhaninin yardımı ile ayağa kalktıktan sonra tabuttan çıktı ve büyük lâmaya doğru ilerledi. Tahtın önüne gelince büyük lâmanın önünde eğildi, Burada bir milddet huşü halinde kaldıktan sonra geri geri çekilerek tabutuna geldi ve tekrar İçine girerek yattı ve gözlerini kapattı. Birkaç dakika sonra tekrar muayene ettim. Yine eskisi gibi buz gibi ölü olduğunu gördüm.» — F.
HAFTA KONUŞMASI
Utla serenad - Mandolinle gazel
Eski zamanını sahici güneş altında görebilen yaşlı pek azdır; çoğu, geriye başını çevirince manzarayı ay ışığında seyreder. Kusurları örten ve çirkini bile güzelleştiren yalan söyleyici ölgün bir nur içinde! geçmişi öğer iz; öğer, öğer, gerilere bakar, ah ederiz
Ankara radyosunda mandolin çalınması ve mandolinin gittikçe hayatımıza karışması bir kaç meslekdaşımı sinirlendirmiş.,, haklan var. Alaturka ve alafranga her iki cinsin birinden, hele ikisinden — değil köklü — az çok oir musiki terbiyesi almış bulunanlar bile mandolin sesine tahammül edemezler.
Hoş, ben uta da dayanamam.
Eğer işkence devrinde bulunsaydı k ve ben de komplo yapacak yaradılışta politikacılardan olsaydım bir odaya kapatılarak1 kısa bir müddet uttan taksim,' mandolinden serenat yaptırmak suretiie bildiklerimi ağzımdan almak, yani çileden çıkararak bütün esrarı bülbül gibi söyletmek imkânsız değildi. Meşrutiyet tarihimize malolmuş meşhur «perde değneği., ile «domuz topu», çeşidinden orta çağ usulünde hoyratça iz bırakıcı işkence şekillerini önüne gelen her suçluda denemek bir psikoloji hatasıdır. insan vardır, bîr gazeli dört kere dinledi mi tırnağı kerpetenle sıkıştırılıp uğir ağir erinden sökülüyormuş veya koltuk altına hazırlop yumurta konulu-yormuşeasma acısına dayanamayarak kendinden geçer, âdeta fizyolojik bir ıstırap çeker. Çin-li’er gibi İşkencede bile İncelik gösterip böylelerini kaba âletlerle zedelememek gerektir.
Bir tarihte vapurumuz güneş batarken Napoli ye yanaşıp da etrafımızı mandollnli ve gitaralı yüzlerce şarkıcı kayığj aldığı zaman içim o kadar ezelmiş, yağmur borusundan çinko kaplı balkona âhenk değiştirmeden dökülen dam’a seslen gibi bu sinir tırmalayıcı tıngırtılardan öyle gevşemiştim ki o devirdeki İstanbul gecelerinin köpek havlamalarını. hattâ ulumalarını aramıştım. Bekçilerin korkunç «yangın var!» feryatlarını — biteviye zıngııdıyan mandolin tellerinin miskin miyavlamalarına kıyasla — bir opera parçası kadar heybetli, ciddî sesi farzede-cek kadar senfonik şuurumu kaybettiğimi iyice hatırlıyorum.
r"\yte olmakla beraber Mo-zart'm (Don Juan) ında mandoline yer verdiğini ve GrStry’nin (Kıskanç âşık) adlı eserinde mandolinle bir serenat yapıldığını ansiklopedik malûmat kabilinden biliyoruz. Mandolinin şeref tarihi bu kadar-cıkla kapanır; üst tarafı havacıvadır. Şu var kİ uta o bile nasibolmamıştır. Bu yazımda •utunu kamına yapıştırıp başını üstüne eğen ve bir taraftan da mızrabını acele acele, ıspazmoza tutulmuş gibi oynatan adam şekillerin en çirkinin? girmiştir, demiştim. Bu ut, bana haddinden fazla büyümüş bir fıtık gibi görünür; arkasına vurdukça inleyen, vızıldayan bir acayip dert, bir ur!»
Bendeki ut antipatiğine bakınız ki uzun müddet utun baş tacı edildiği ülkelerde yaşamak zorunda kaldığım halde gene aram düzelmedi. Musiki âletlerinin tasnifi bakımından ut kısmına giren mandolin şüphesiz ondan daha biçimlidir: vurguncu yahut malaryah karnı gibi şiş-liğile gözleri rahatsız etmez; ayakta çahnabildiği için de şekil cihetinden bayağılığı hafifler,
Ankara radyosunun kabahati yüz çeşit musiki aletlerine yer verdikten sonra araya mandolini de katması değildir: bunu gltaraşız çaldırmasıdır. Yoksa saksafonun dinlendiği, sevildiği bir asırda — hem ona hem uzun uzun ut taksimine göz yumup da mandolini radyodan atmak, tarafsızlığa riayetsizlik olur. Radyo istasyonu, konserva-tuvar değildir; her zevke hizmet etmesi icabeden bir müessesedir.
Memlekette alafranga dediğimiz musikinin dejenere bir şekil olan caz çalındıktan, cazla dan-sedildikten sonra Garbın en basit, en iptidai aletleri arasında sayacağımız mandolini de çaresiz kabul etmek lâzım geliyor. Eğlenme tarzını da — tıpkı yürüyüş, giyiniş, seviş, öpüş tarzları gibi — sinemalardan meşkeden şimdiki gençlik elbette koltuğunun altına uçkurlu torbasile bir ut veya kemençe sıkıştırarak kır, kumsal, deniz salasına çıkamaz, ay ışığında dolaşamaz. Elbette, diyorum, zira (ilimlerden öğrendiği Amerikan türkülerini bunlarla çalamaz; ut, kemençe, saz ise yeni danslara yoldaşlık edemez. Bütün o işleri, eksik de olsa görebilen mandolini tercih etmek lâzım gelir.
Tercih edince de alafranga sazların en kolay, hocasız, notasız, hemen hemen kendiliğinden çalınanı mandolin de. zaman ve moda sevkile evlere girer. O, artık değişen devrin bir icabı olmuştur, Madem ki utla serenat yapılamıyor... Mandolinle gazel okunamadığı gibi!
Daha ne değersiz, hoppa, hafif, münasebetsiz şeyler var ki bizim «Istemezük!» ümtize aldırış etmeden, kendilerini evlerimize sokuyor. Mandolin bunların en zavallısıdır.
Bunu malûmat satmak için değil. Birinci Cihan Harbinden sonraki sevinçle insanlığın — hem taşkın hareket, hem coşkun ses, hem de gürültülü müziği birleştirmiş olan — cazh dansa sarılması keyfiyetini bir sebebe bağlamak İçin naklettim. Adlarını pek bilmiyorum, fakat tam teşkilll bir caz orkestrasında kullanılan ses çıkarıcı aletlerden çoğuna, meselâ o uçları havaya doğru kaldırılıp kaldırılıp ileri geri harb silâhları gibi yürütülen borulara, boşlukta çevrilen üçerli yuvarlaklara, zilli maşalara, macuncu düdüklerde itfaiye çanlarına vesalreye göz gezdirince. hele kulak verince bizim eski aşinamız mandolini evimize sokmakta değil, bağrımıza basmakta bi’e mahzur kalmaz.
Salgını mandolinle atlatabilirsek ucuz kurtulmuş oluruz.
Zavallı dedim, zira mandolin îtalyada, İspanyada ve lâtin Amerflcada çok defa bir dilenme vasıtasıdır: öten bir dilenci çanağıdır. Sinema bu çanağı renkli ve aşklı filim’.ere sokarak. dekorlarla şatafathyarak idealize etmiş, mandolin sesi artık erkek ve kadın bir sürü güzel yıldızı ve sevişme sahnesini gözönüne getirdiğinden gençlerce bizimkine benzemeyen bir mâna, bir heyecan kaynağı olmuştur.
Bir ut nağmesi veya bir gazel ne yapalım kİ — bir şey hatır-latmadığ için — yeni nesilde aynı tesiri yapamıyor. Biz. civan yaşta eğer uttan, gazelden zevk aldıksa bunu bizde uyandırdığı hâtıralara borçluyuz. Evinin önünden geçerken sevgili bize ka-fes arkasından utu ile dert yanardı; biz de gece denizden gazelimizle ona cevap verirdik.
Hoş, ben böyle şeyler yapmamıştım ama çoğunluk yapardı; yaptığı içindri kİ «biz» demekte zarar ve mübalâğa yoktur. Dün, uzaktan uzağa ut çalanlarla gazel okuyanlar bugün bir arada mandolin çalıp semat yapıyorlar. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi olduğu gibi her devrin de bir eğlence şekil vardır. Eğlencede sinemalar ömek alındıktan sonra tazelerin kucağına ut veımek ve delikanlılara ellerini çenelerine dayatıp gazel söyletmek, hattâ ne kadar millî olsa bağlama çaldırarak kendilerini Anadolu türkülerlle oyalamak mümkün değildir.
Bunları da dinlerler, belki de çalarlar, söylerler ama konserde, gazinoda, festivalde, okul ve Halkevi törenlerinde.., her milletin yaptığı gibi.
Ciddî bir eserden batınında kalmış: Musikinin insanda İlk doğuş şeklini, aslını, özünü en İyi anlatanlar Çinlilerdir. Çinlilerce neşeli bir adam hareket İhtiyacı duyar, fakta hareket yet-, mez, bir takım sesler çıkanr;1 haykırışlarla da sükûnete eremez, sesleri uzatır, düzenler, türküye çevirir. Gün gelir, gittikçe kompleks - karışık bir hal alan ruhlar türkü ile de avutulamaz. işte o zaman, ruhunu anlatmak. heyecanını bastırmak İçin insan bir takım musiki aletleri yapmağa başlar ve musiki meydana gelir.
Cağaloğ tundaki konak (şimdiki Sağlık müzesi) sanki temellerine binlerce tekerlek takılmış gibi, âdeta yerinden oynadı. Nigâr hanım ve çocuk) an en üst katta oturuyorlardı. Bu kat Sultanahmet meydanına kayar gibi. dlüş.er gibi oldu. Esnedi, gitti geldi... Dışarıda çığlıklar kopuyor, gürültüler ayyuka yükseliyordu: Büyük zelzele!...
Nigâr hanım, çılgın gibi çocuklarını kaptı. Konağın geniş merdivenlerinden uçarcasına indiler. Sultanahmet meydanına kandllerlnl güç attılar. Aynı gün ve gözü bir tencereye benziyen kocaman sefer taslarlle Hisardaki yalıya gidildi.
Nigâr hanımın hayatında bu eski maceraya dönmemizin iki sebebi yar. Onun çocuklarına düşkünlüğü... kİ büyük bir edebiyatçımızın yazdığı gibi, şairin en güzel eserleri arasında, yetiştirdiği oğullan da vardır. Her biri nezaket timsali, kültür ve eser sahibi, İftihar edilecek kimselerdir. Nl-gür banım her fırtına karşısında onlara göğüs germiş, bütün bir ömril dul geçirdiği halde, onlara en mükemmel tahsili, terbiyeyi ve r d İrmiş-tir.
Büyük zelzeleden sonra Hisara, yalıya gelişi anlatmamızın İkinci sebebi de sudur: Nigâr hanım denilince, aklımıza Göksuda. hamlacUarile birlikte zarif bir sandal, billör bir yaşmak İçinde, şemsiyesini açmış zarif bir kadın gelir. Nigâr hanım bu Boğaz, Göksu ve mehtap gezintilerine dalma Hisardan çıkardı. Sağlık durumu fazla yürümesine müsaade etmediği için, kendisini tamamlle denize ve sandala verdi. Sazlı deniz âlemlerine daima çok uzaktan, meçhul bir dinleyici olarak lştlrâk ederdi.
Göksu gezintilerinin İse şakana manzaralı derest kadar Nigâr hanımı da meşhurdu. Göksu ve Nigâr hanım İsimleri esasen blrlblrlne pek ziyade karışmış İsimlerdi. Biri mutlaka ötekini hatırlatırdı. Göksu âlemlerine dair yapılan bir zamanın tablolarındaki yaşmaklı ve şemslyell kadın ya Nigâr hanım veya mutlaka ona çok benzlyen birisiydi. Nigâr hanım şimdi aramızda yok. Fakat Göksu gezintilerine lştlrâk ettiği kıyafetiyle ve san-dallyle hayalltnlzdedlr.
Zamanında taassup dalgaları dağlara çıkarken. Nigâr hanım İki çifte sandalında ehranjlı. hilâli yaşmaklı, en altında güllü dantel sarkıtılmış olarak Göksuda görünürdü. Hamlacıları giyinişleriyle göz alırdı.
Kendisi İse o kadar güzel ve hususi giyinirdi kİ, deredeki bütün sandal kalabalığı onu uzaktan farkederler, yol verirler, gençler:
— Nigâr hanımefendi... Nigâr hanımefendinin sandalı... diye gösterirlerdi.
Nigâr hanım, birçok sanatkârlar gibi tapınmasından memnun olurdu, hnttft bu âlemlerden birinde Selim Sırrı üstadımız da pek genç İken bulunuyormuş, O zamana alt yazdığı bir yazıda Nigâr hanımın sandalı geçerken gençlerin onun güzel bir mısraını yüksek sesle ve hürmetle okuduklarından bahseder. Nigâr hanım, genç münevverlerin kendisine karşı İçlen gelen bu tezahürlerinden pek hoşlannuştır.
Bir edibimiz de bu hâtıralardan bahsederken şöyle diyor:
— Göksu âlemlerine ecnebi konsoloslar, hattâ sefirler gelirlerdi. Nigâr hanımı uzaktan gördükleri zaman, kendisini çok lyl tanıdıkları İçin, derin bir hürmetle selâmlarlardı.
Göksu deresinde Nigâr hanımın muayyen bir yeri vardı. Sandalını
Şunu da not etmek lâzım:
Kapalı odada oturup kulağı dibinde radyodan mandolin dinlemek azaptır ama yaz geceleri, durgun deniz üstünde, uzak-tan uzağa gelen mandolin serenadı, taze kahkaha'ar açık havaya, güzel manzaraya, loşluğa veya ay ışığına epeyce uyar; bayağılığından kaybeder. Bu serenat — yüksek musikiyi anlamamakla beraber hiçten nağmelerle bile bulunduğu hayattan vc maddî kâinattan bir karış olsun yükselen, ideale kavuşmak değilse de tatlı bir rüya â'emlne giren bir genç topluluğunu belirttiğinden — «çoluk çocuk eğleniyor« diye iyi yürekli. İnsaflı yaşlılara, bize hoş gelir.
«Ne yapalım, deriz, bizim nesil ut çalar, gazel okurdu; şimdikiler mandolin çalıp Meksika türküsü çağırıyor. Gençliğimizin kırlarında ve denizlerinde sohbet ve safa böyle değildi; musiki zevki ise büsbütün başkaydı.» Arkasından malûm ve meşhur j edebiyatı, Boğaziçi mehtaplarile .saz âlemlerini tekrarlarız, Kanlıca körfezinde dinlediğimiz bîr faslı anarız, musiki meraklısı bir kaç paşanın adlarını sayalız. bilm°m kimin yay çekişini, mızrap vuruşunu, ney inleyişini, daire (yani tef) İdaresini öğeriz; öğer, öğer, gerilere bakar ah ederiz I
Tam o sırada kulağımıza mandolin sesi gelince tabiîdir ki küplere bineriz Eski zamanını sahici güneş altında görebilen yaşlı pek azdır; çoğu, geriye başını çevirince manzarayı ay ışığında seyreder: Kusurları örten ve Çirkini bile güzelleştiren yalan söyleyici ölgün bir nur İçlndel Bütün bunlar yaşlanmanın lyJ ve fena taraflarıdır vc tiryakice yaşlananlarda fena taraf daha çoktur. Musikideki gibi daha bir çok görgü ve geleneklerimizde bu kadar çabuk ve şaşırtıcı değişiklikler olması sinemadandır. Sinema insan yaşayışım ve zevkini gittikçe bir kalıba sokuyor, eşitleştiriyor.
Sinema insanlardaki maymunca taklit istidadını geliştirerek onları çok kere lstenmiyecek derecede birbirine benzeten yaman bir İcattır.
Refik Haltd Karay
RADYO
ANKARA RADYOSU!
Bugünkü program
18.00 Dans orkestrası, 18.45 Şarkılar. 19.00 Haberler, 19.20 Geçmişi bugün, 1ÖJ5 Salon orkestrası, 20.18 Pazar Gazetesi, 20.3o Fasıl, 21.00 Opera aryaları, 21.18 Kardık şarkılar, 21.35 Müzik, 21.85 Şan soloları, 22.19 Yurtta spor, 22.30 At yarlşlav 22.35 Dans müziği (pl.l, 22.45 Haberler.
YARIN SABAHKİ PROGRAM
730 Müzik (pl.l, 7.45 Haberler, 8.00 Müzik (pİ.l, 12.30 Karışık şarkılar, 12 45 Haberler, 13.00 Salon Orkefrtraöl.
1 ANIMADlClMlZ MEŞHURLAR:
Tavus kuşu haline konulan şiir kitabı..
Nigâr hanım «Safahatı kalb» adlı eserinin parasile bir tavus kuşu almıştı
■* - -
Z--——— ......... -
| Büyük zelzele — Göksu deresi ve Nigâr hanım — Şairin deredeki muay-| yen yeri — Büyük ağacın sulara kapandığı gölgelik — Gençlerin oku-| dukları mısra — Sefirlerin selâm verdiği yaşmaklı kadın — Nigâr hanı-mm saplı tek gözlüğü — Rumcayi nasıl öğrenmişti?
oturmadığı Şair Nigâr sokağı
Nigâr hanımın hayatında hiç
Nigâr hanimin eski bir tuvaleti derenin en nihayetine kadar çektirirdi. Oradaki meşhur değirmenden de daha ötede, derenin , üzerine, dallan suya değer cesl ne kapanmış bir büyük ağaç vardır, işte Nigâr hanım dalma burada dururdu. Sandalını dereye kapanmış ağacın gölgesine çeker oradan gelip geçenleri seyrederdi. Tabii binlerce İnsan bu gayet hususi giyinmiş, zarif, enteresan İnsani seyrederdi. Ve birbirine fısıldarlardı: «Şair Nfgârl.» Bazen onun bir manzumesini de okudukları olurdu.
Hey gidi günleri. Göksu şimdi Nl-gârsradır ve unutulmuştur.
Tavus kuşu..
Yalnız mesire yerlerinde değil, şehirde de giyinişi, zamanına göre İleri ve ince zevki hemen dikkati çekerdi. Meselâ ince yaşmakla veya tamamlle kendisine maiısus bir çarşafla bon-mnrşedc gör ünü verirdi. Esasen kendisine «zamanına İsyan eden kadın» adı takılmasının sebebi de bu iler! şevki İdi. Sokağa çıkarken yüzüne yalnız podra sürerdi. Güzel, hafif kokulara düşkündü. Pek nefis, çeşit çeşit şemsiyeleri, her biri birer sanat eseri olan yelpazeleri vardı. Bu yelpazeler çinden, Japonyadan ve dün-
Büyük zelzelede Cağaloğlunda oturduğu konak
[Şimdi Sıhhiye müzesidir]

:reated by free version of 2PDF
yanın her yerinden arkadaşları tarafından hediye getirilmişti. Buruna takılmı yan saplı tek gözlüklerinden biri mutlaka boynunda asılı dururdu. Nigâr hanımın hâtıraları arasında bu gözlükler hâlâ muhafaza ediliyor. Bazen de elinde İnce bir baston bulunurdu.
Yelpazelerini kendi tarif edip yaptırdığı. da olurdu. Böyle sanatkârane buluşları arasında neler yoktu! Meselâ babasına üzerinde « Osman» yazan bir kitap açacak yapmıştı.
Nadide mücevherleri severdi. Meselâ son zamanlarında Tavus kuşu şeklinde İşlemeli bir pırlanta göğüs İğnesi pek hoşuna gitmişti. Bu sırada Safahatı kalb eserini Hilmi kütünha-n esine basılmak üzere verdi Tâ bil bay Hilmi'den kitabın parası " .'ince Tavus kuşu İğneyi satın aldı. Edebiyatımızın meşhur bir eseri Safahatı kalbbu suretle bir pırlanta iğne oldu. Şair bir güzelliği bn("> h'r — tebdil etmişti
Nigâr tıanıın hakkındaki yazılarımızı bitirmeden önce onun zekâsına ve dil öğrenme kabiliyetine işaret eden bir fıkır anlatalım... Nigâr hanım bildiği birçok dillerden bnska pek güzel Rumca konuşurdu rtnu dlnllyenler Atlnalı bir genç kadın zannederlerdi. Rumcayi nereden öğ-renmlşti?- Bu pek tuhaftır. Konakta birçok Rum hizmetçileri vardı. Bunlar kötü Türkçe konuşurlardı kl Nigâr hanım onların ağızlarında mahvolan. bu berbat Türkçeye de isyan eder, sinirlenirdi. Rum hizmetçilerin yola gelmlyeceğlnl görünce Türkçeyl katletmemeleri İçin kendi onlardan hem de fevkalâde çabuk ve iyi olmak şartUe Rumca öğrendi öyle konuşmağa başladı...
ölümü..
Nigâr hanımın hotozu sarayda kadınlar mu ay edesinde moda oldu. Kadınlar muayedeslne gidenlerin hepsi Nigâr hanını tarzında hotozlarla padişahın huzuruna çıkıyorlardı. Tabii yaşmaksız, yüzü tamamlle açık olarak.» Bu suretle o zevkini her tarata, saraya kadar sokmuştu.
Edebiyat tarihlerimiz şair Nigâr hanımın yaşını 10 sene büyütürler. Hayatta büyük ıstıraplar çeken, engin ruhu tatmin ediLmlyen bu sanatkâr kadın öldüğü zaman yaşlı denilecek bir çağda değildi.
Bu büyük kadının hayat romanı da böyle bitti..
Hikmet Feridun Es
K AKŞAM SS
Abone bedeli
TürkLye Ecnebi
28OÜ kuruş 54ü0 kuruş
1500 » 2900 »
800 > 1000 •
tebdili için elli kuruşluk
Senelik
8 Aylık
3 aylık
Adres pul gönderilmelidir. Aksi takdirde adres değiştirilmez.
Telefonlarımız Başmuharrir: 20565 Yazı İşleri: 20765 - İdare: 20081 Müdür: 20497
Cemazlyclâhır 29 — Hızır 36 İmsak Giineş Öğle İkindi Ak Yatsı E. 6.29 8.48 4.33 8.34 12.00 2.02 V. 3.09 5.28 13.13 17.14 20.40 22.42
İdarehane BabıâU civarı
AcımuMuk sokak No^3
Saniîe 6
■ H S X M
Kadınlar arasında


Yem sâyln edildiği şirketin yolunu I istedi. Delikanlı onun ağzındaki siga-invırKen içinde garip bir heyecan rayı yaktı. Arka tarafında çalışan «uyuyordu Çok uzun süren bir lahsll ’-w
■evresinden sonra İlk defa çalışmağa tanıyacaktı. Vakıa iş bulmak husufunda epeyce sıkıntı çekmişti. Bitirdiği bir çok mektepler, kapı kadar ■iplomaları pek fayda etmemişti. Usun uzun koşmalardan sonra nlha-bir şirkette iyi bir iş bulmuştu. Dalın fazla anasının par as ile geçinenlerdi Zira yaş otuz beşe dayanmıştı Bu çağa kadar bir çok şey öğrenmişti, Bir iki dil de konuşuyordu amma tek kuruş kazanmış değildi.
Bu Iitibarla heyecanı pek büyüktü. İlfc defa çalışmağa gittiği şu anda kendisini mektebe başlatıldığı günün heyecanı İçinde buluyordu. Otuz sene Btir en talebelik hayatında her türlü mektebi öğrenmişti. Fakat iş. çalışma yeri nasıldı .. Bunun hakkında hiç bir fikri yoktu. Yalnız geçen gün bir kitap okumuştu. Bu kitabın adı «Hayatta muvaffak olmanın sırların İdi. tik satırlarında hayata yeni bavlıyacak olan gençlere şu nasihat veriliyordu: «Çalışmağı kendiniz için bir zevk yapınız. Çiçekli masalarda mümkünse güzel arkadaşlar arasında çalışınız.»
Sermet şimdi kendi kendine: «Bari çalışacağım, yerde şöyle güzelce kadın arkadaşlarını olsa... Ara sıra girip çıkakça devalr odalarının, şirket dosya dairelerinin ne kadar kasvetli yerler olduğunu görüyorum. Bütün günlerim, senelerim buralarda geçecek. Halbuki etrafımda bir kaç güzel sima plursa mesele tamamile değişir. Soğuk bir resmi daire odasında güzel bir fcadm, saksıda çiçek gibidir.» diyordu.
Bugün İşe yeni başlaması şerefine yeni elbiselerini de giymişti. Her cepheden iki dirhem bir çekirdek sayılabilire!. Şrkqte girerken kalbi fena fena çarpıyordu. Evvelâ direktörü görecekti. Odacı ona kim olduğunu sordu, ye biraz sonra içeri aldı. Müdür dalgın tavırlı ciddî bir adamdı:
— Sizi çalışacağınız servise götürüp takdim edeyim!,, dedi. Odadan beraber çıktılar. Sermed'in heyecanı art' mış'ı. Acaba servislnda bulunan arkadaşlar ne çeşit mahlûklardı?, Kim-bilir içlerinde ne alaycıları, ne aksileri, ne suratsızları çıkacaktı Kadın var mı İdi?.. Meselâ şöyle eli yüzü düzgün, saksıda bir çiçeği andıracak güzellikte?.. Haydi İnşallah...
Şirket yeni bir binada idi. Her taraf yağlı boya, kireç inşaatı henüz bitmiş yapı kokuyordu.
Direktör bir kapı açtı ve:
— İşte sizin çalışacağınız servis burası!.. dedi. Sermet az daha hayretinden küçük dilini yutacaktı. Zira bu büyük salonda 15-20 genç kadından başka tek erkek bile yoktu. Orta yerdeki boş bir jnasayı kendisine İşaret eden direktör:
— Muvaffakiyetler temenni ederim!.. dedi ve çekildi.
Salonda bir an acayip bir sessizlik pldu. Sonra arka taraftan hafif perdeden bir kıtırtı yükseldi. Hissettirmeden dönüp baktı. Biri gülüyordu. Yan tarafta tatil bir kıkirtı daha koptu. Her halde fazla neşeli bir yere düşmüştü.
Belli etmeden etrafını inceliyordu. İkisi çıkarılacak olursa g*rl kalanların hepsi fevkalâde güzel insanlardı. Ve her biri de kendisine birer diş macunu reklâmını hatırlatan biçimli ağızlar ve pek muntazam dişleTİe gülüyorlardı. Dostluk temelinin ilk taşlan bakışlarla atılmakta idi.
Sermet kendi kendine: «İşte bu Şartlar içinde çalışmak insan İçin bir 6aadet haline girebilir. Ben odamda bir sabsı çiçek istemiştim. Halbuki bir gül bahçesinin içine düşmüş gibiyim!..» dedi. Hayatından pek memnundu. İş dünyasına ilk adımını lyl atmıştı.
Yavaş yavaş konuşmalar başladı. Yanındaki büyük masada çalışan ve dudaklarının güzelliği İle dikkati çeken, uzun boylu kadın bir sürü «taret mektubunu okuduktan sonra bir sigara aldı. Kibriti yoktu. Sermet’ten
ulak tefek ve gayet zeki yüzlü güze» bir kadın çekmecesinin gözünü açarak bir kutu çıkardı. Serme d'e şeker ikram etti. Artık ahbaplık gırla gidiyordu. Sermct onların hangisini en fazla dost seçmek için tereddüt İçinde idi. Az ve tenha olsalardı mesele kal-miyacaktı. Fakat kütle halinde bulunmaları işi değiştirdi. Hepsi İle pek samimi fakat sadece arkadaştı. Hattâ geliyorlar, Sermed’in çalıştığı masanın köşesine oturuyorlar, bacaklarını sallıyarak konuşuyorlar, bu vaziyette sigaralarını içiyorlar, delikanlının k> ravatınm düğümünü düzeltiyorlar, hattâ bozan şaka olarak kalkıp muntazam saçlarını karıştırdıkları, dağıttıkları da oluyordu. Fakat arkadaşlık hududunun tel örgülerini bir adım bile aşamıyordu. ilk hafta Nihal bir sürü dosya getirerek:
— Kuzum sermet'clğim... şu angaryamı yapıver... diye onun masasına bırakmıştı. Nihaii kırabilir mi?..
__ Hay hay... Emredersin... dedi.
İkinci hafta Mukadder tercüjne edilecek Bir sürü mektup verdi. Üçüncü hafta Mukaddes kendisine verilen cetvelleri çıkarmak lşipl ona havale etti Üçüncü hafta Nimet 944 hesaplarını kopye ettirmek hususunda başladığı çalışmağı ona bıraktı. Kiminin İşi, kiminin daveti, kiminin randevusu vardı. Dosyaları, cetvelleri, mektupları, Sermed'in önüne yığıp gidiyorlardı. Hepsi de şirin, tatlı kızlardı. Hangisini kırabilirdi kİ?.. Angaryalar öylesine yığılmıştı ki pazar lar da dahil olduğu halde geceli gündüzlü çalışıyordu.
«Kadınlı senvis» e düşmek için can atmış, dua etmişti. Ve işte duası da kabul olmuştu amma günden güne çalışmaktan, angaryadan eriyor, iğne İpliğe dönüyordu. Nihayet bir gün umumi direktörün karşısına Çiktı ve:
— Beni kadınsız bir servise nakletmenizi rica ederim... dedi.
Direktör hayretle ona baktı. Bir çok memurların tamamile aksine blr adam!.. Arzusunu sebebini sordu.. Sermet boynunu 'bükerek cevap verdi:
— Hiç efendim... Zevcem razı değil de...
Yalan söylemeğe mecbur olmuştu. Evli bile değildi. Fakat karısından son derecede korkan direktör telâşla:
— öyleyse mesele mühim... Hemen nakledelim... dedi.
(Bir yıldız)
Toprak kanonu ve Milli savunma (Müdafaa)
r
Yatan:
I M. Şevki Yazman
■ I
Sıfırın altında 67 derece soğuktan donmamak için ne yapmalı?
Geçen sinema mevsimi bize «Her şeyden evvel vatan» adlı ve içerisinde bir ‘miktar da propaganda bulunan güzel bir filim seyrettirdi. Filmin kahramanı genç, cesur bir askerdir. Harbierde kahramanlığının büyük nayi sahasından ayrılması ve cephe-nişanelerini göstermiştir. Yiğitliğinin I ---■ •------ •- ----
örneklerini vermiştir. Fakat bir gün bu genç İnsan kendisini tam mânaslle ye'se kaptırmıştır: Bu kahramanlıklar. bu fedakârlıklar kimin İçin? Kendisinin bir karış toprağı, bir tutam çiçeği bulunmıyan bu vatan üstünde (filim burada İnglltereyl kasdedlyordu) lordların büyük malikânelerini müdafaa etmekten kendisine he fayda gelir? Bu düşünce ile her şeye isyan ediyor, kahramanlığından iğreniyor, âsi ve hattâ kaçak oluyor. Fakat arkasından hakikat,1 bir yurda, bir vatana sahibolamama- jen düşünülmüş İş kanunları, harb ııın ıstırabı, kaçak bir insanın duya- , zamanında mümkün olduğu kadar cağı haysiyet kırıcı acılar kendini gös- kendilerinin ve ailelerinin tatmini teriyor. Nihayet insanları doğru yo- onları vatan müdafaasında gereken .----M— wm.nı, m, fdakâriığı ve gayreti göstermeğe ye-
tecektir.
Asıl cephede düşmanla burun buruna gelen ve orduların daima büyük kısmını teşkil eden köylü ve rençperlikle uğraşan halkın İse, yukarıda izah ettiğimiz gibi âdilâne bir toprak
Pek soğuk yerlerde üstüste geniş elbise ve çamaşır giymek lâzımdır Pek kalın ve vücuda yapışık tek elbise, donmağa sebebolur
ye gönderilmesi hemen de imkânsız-1 dır. Olsa olsa bazı mütehassıslar ve t&mlrcller cepheye veya cephe gerisine gönderilebilir. Hattâ bir kısım gençlerin ve kadınların harb zamanında cephe yerine sanayie gönderilmesine zaruret hasıl olacaktır. Bu itibarla büyük kısmı şehirli olan sanayi işçisi haıb zamanında gene eski hizmetinde kalacak, hava bombardımanları. gıda azlığı gibi bazı zorluklarla karşılaşsa bile diğer şehir sakln-! lerile birlikte onu nasıl olsa paylaşıp ] çekecektir. Bunlar hakkında cvvelce-
.a.» «o ü.-n-l.M
i
I
la getiren âmiller, müşfik bir papaz,' güzel bir kıza olan aşk ve memleket sevgisi ortaya giriyor ve bu kahraman İnsanı eski yerine ve şerefli vatan müdafaasına koşturuyor. ’
Filim, burada gayesine ulaşmak
için biraz mübalâğa yapmıştır. Vatan ........................ ...
müdafaasında kendi şahsi menfaati-1 refomlle toprağa kavuşması ve ben-nl düşünerek hareket edenler pek az Hgine sahlp lyl blr vatandaş haline olsa gerektir. Fakat şurası da mu-' .......... ......................-
hakkaktir ki; İnsanlar ne kadar medeni. kanuna muti olurlarsa olsunlar, I müdafaa ettikleri dâvadaki ilgileri,1 bağları ne kadar kuvvetli ise kendi-lerlni de bu dâvaya o kadar kuvvetle verirler. İyi blr vatana, mesut bir hayata sahlp milletlerin e-korleri çıkarmaları bir tesadüf eseri olmadığı gibi, toprağa bağlı köylünün, rençperin en muti, en fedakâr. bunu tenün etm en kahraman askerleri meydana ge-1 atıimaktadır. Mı tirmesl de sebepsiz olamaz. Cephede ] mennj edelim. Ç dövüşen insan eğer bir taraftan da, ...
ufak da olsa, blr toprağa, temiz bir fca{jar mühim vatan müdafaa mese-eve. iyi kurulmuş, mesut bir aileye les3ni ve faydasını sağlıyaeaktır. sahipse canını ve kanını daha cö- -----------------------------------------
mertlikle vatan müdafaası dâvasına Taşova tütün Satışları hasreder. Bu böyle gelmiş ve böyle ’ gidecektir. İnsan benciliğinin burada büyük rolü vardır.
Bu İtibarla vatan yüzünü bu memleketteki insanlara taksim etmekte daha âdil, daha dürüst davranmak.
gelmesi milli savunmanın bu hakikî cephesini de çok kuvvetlendirecektir. Bugünün harbinde muvaffak olmak için nazi sürüleri gibi çılgın, atılgan ve saldırgan olmaktan ziyade Anglo-, saksonlar gibi hakka, adalete ve . müsavata dayanan mesut bir va-
en fedakâr as- tanda, hürriyeti müdafaa eden şerefli _ - ‘ vatandaşlar yetiştirmek lâzım gel-
mektedir. Bizde de toprak kanunu *---- temin etmek amaclyle ortaya
luvaffak olmasını temenni edelim- Çünkü iktisadi ve siyasi menfaatleri yanında bir de onlar
Edirnede sebze ve meyva fiatleri
Edime (Akşam) — Yeni mahsul meyva ve sebzeler çıkmağa ve piyasaya getirilmeğe başlanmıştır. Edime -nln meşhur Altıparmak kirazı 25-30 kuruşa perakende satılmaktadır. Kiraz mahsulü iyi ve çoktur. Sebzelere gelince: Perakende olarak taze fasulye 35. bakla 20, bezelye 35, kabak 30, soğan 26. ve patates de 50 kuruştan satılmaktadır.
Boluda zelzele
Bolu 8 (A.A) — Dün sabah saat dördü yedi geçe şehrimizde doğudan gelen ve beş saniye süren şiddetli blr yer sarsıntısı olmuştur. Hasar yoktur.
Trakyada bereketli yağmurlar
Edirne (Akşam) —• Uzunköprü, Havza ve Lalapaşaya bereketli yağmurlar düşmüştür.
TENİ SAVIN
AMATÖR
Zevk ve merak sahiplerine hitabeden bu memcuanın 7 ncl sayısı çıktı. Türlü amatörlük İşlerine alt bilgi, model, örnek ve resimli yazılardan başka birçok enteresan magazin yazıları da vardır.
Kahır Yüzünden Lütuf
Yazan: P, Wentworth Tercüme eden: Vâ . Nû
Tefrika No 43^"““
Madam Thompson tekrar güldü.
— Canım o kadar sabırsızlanmayın, meslenln arkasını da anlatırım. 8lzln bana tarif ettiğiniz şekilde, evin içini ona tasvir ettim. Kardeşini de ona anlattım. Şayet evden çıkmazsa büyük bir tehlikeye maruz kaldığını da söyledim. Anlatacaklarım bittiği zaman, bayılma taklidi yaparak onu tesir altında bıraktım. Emin olunuz kl daha hayatımda böyle mükemmel bir iş görmemiştim. Bana vadedllen parayı yarın sabah almak İstiyorum, On şlllnllk kâğıtlarla ödeyiniz. Çek filân kabul etmem. Büyük para da istemem. Aramızda anlaştığımız remizleri biliyorsunuz.
Telefonu kapadı. Agatha’nın verdiği parayı da, küçük çekmesine kilitledi
xxm
Julien Forsham, Yeni Eve sabahleyin geldi. İlk lş olarak madam Brown'ı ziyarete gitti. AnnLe'nln civarda olacağını düşünüyordu. Bron-Bon'iarda rasladığı Nlta King'İn An-nle'ye benzeyişi dikkatini çekmişti. Fakat olabilir mİ? Madam Klng, Edouard Berkeley'ln kuzini değil mİ?
Erbaa (Akşam) — Erbaa -vTaşova bölgelerindeki tütün satışları normal seyrinde devim ediyor. Rekolte miktarı dört milyon kiloya dayanan bu daim MU. «ana «urusü J“>1 WlS«lertoa« 5!mdi,e
mümkün olduSu kaüar wk İnşam M
memleketin toprağma Httaak mil-. ™ Tasovada bm buçilk mİ -
U savunma bak.mmdan daha büyük »ons yakm (*tambar edilmiş
bir kazanç olacaktır ve sat’s Kurmuştur. Fiatler: Erbaada
is bu kadarla bitmiyor: Yurda mü- ™JİG1l“r“s "“"d*
dalaa meselesinde IH yalma kupkuru 8«en mabsul flütleri Tok. Ntaar menfaat meselesine batlam.k re ka-. «sora çevrelerinde 170 İte l«0 kuruş anne, yalnıa bununla ifade etmek arasında dolaşmaktadır kİ Erbaaya yanlışta. Milli savunma işi her ,ey- Bore şua 1 bir fark vardır, bu da Erden evvel İnsanların şahsiyet, hwl. baadakl alıcı ad.Jlnm u.ro şeçen yet ve şeref sahibi olmaslle tekemmül belgelere göre çoktojundan ileri ge-eder. Çetin muharebe şartlan altında “y°r-ve hiç kimsenin kontrol ve icbarının Alıcılar: Taşovanın merkezi Erbaa-para etmlyeceğl zamanlarda askerin da başta inhisarlar olmak üzere Türk kendi İşini, vazifesini görebilmesi ve Tütün Limited şirketi, Mustafa Ta-niHm nnhucıno anîc nnha Şehri Avstin. Halis HâkimOÜlU,
noba, Şehri Aysun, Halis Hâklmoğlu, Kadri Kut ve Muharrem Başaran, Silrurl Say, Hüseyin Danışman, Hüseyin Cengiz firmalarıdır. Tokat, Niksar. Taşova kasabalarında ise başta İnhisarlar esaslı alıcı unsurdur. Ta-şovada bir, Niksar ve Tokatta İse bir kaç alıcı vardır.
İstihsalâtm miktar bakımından geçen yıla nazaran çok oluşuna, mahsulün kalite illbarile çok iyi evsafta bulunmasına ve maliyet itlbarlle büyük masraflarla meydana gelmiş olmasına rağmen fiatlerde daha biraz yükseliş icabederdl. Erbaadaki fiat durumu Taşova. Niksar, Tokada nazaran azıcık daha iyi olmakla beraber umumiyetle flatlerln bir miktar daha arttırılması beklenmektedir. Bu bölgeler piyasalarında eski tanınmış büyük firmaların da bulunmamasına
İcabında bunu ölüm pahasına güze alabilmesi İçin bir takım mânevi kıymetlere ve değerli bir şahsiyete sa-hlbolması şarttır.
Eğer bir memleket İnsanının büyük bir kısmı ortakçı, yarıcı, hizmetkâr ve saire gibi birçok -odlarla ve diğer kısmın uşağı, ecirl olarak çalıştırılırsa onlardan bu en güç. en ehemmiyetli zamanda şahsiyetli ve haysiyetli insanlardan beklediğimiz işleri tamamen bekllyemeylz. Bizzat _ memleket insanının kalkınmasında dahi bu Ortaçağ rejimine bir son vermek lâzımdır. Toprak kanunu yalnız toprağa bağlı değil, fakat şahsiyetini ve haysiyetini müdrik, iyi vatandaşlar yetiştirmek hususunda da bu merale-kete çok hizmet edebilir. Zaten İyi askerin en büyük vasıflarından birisi de budur. - .
Harbin gelişimi o tarzdadır kİ bun- göre inhisarların nazımlık ve müba-dan sonra sanayide istihdam edilen yaa görevlerinde iyi hareket ettiğini bütün İşçilerin harb miiddetlnce sa- kabul eylemek lâzımdır.
Blr İngiliz muharriri yazıyor:
Hindistan'da ve yahut cenup - batı Pasifik'te bulunan bir erin, sıcaktan korunmak için ne yapması lâzım geldiği hakkında herkesin az çok blr bilgisi vardır. Böyle blr durumda bulunan blr er. haşeratuı müsaade ettiği nispette elbise ve çamaşırlarını çıkarmaktadır.
Nadiren ele geçirilen tuz tabietle-rile, buzlu içkiler istisna edilecek olursa, böyle blr mıntakada bulunan bir erin sıcaktan korunmak İçin başvuracağı başka bir çare olmadığı kolayca anlaşılır. Kısaca, gölgede sıfırın üzerinde 130 derecelik bir hara- rm altında 65 olan blr hararet nedretin hüküm sürdüğü blr mıntııkada cesinde. vücudun blr kısmı donmağa asker sadece çamaşırlarını çıkarmakla İktifa eder.
Fakat, hararet sıfırın üzerinde 130 değil de, sıfırın altında 75 olursa, ne yapılabilir?.. Böyle bir durumda viskilerin donduğunu da nazarı itibara almak lâzımdır. Şimali Amerika kıtasının en soğuk nuntakasmda bulunan blr er kendisini nasıl ısıtabilir?
Alaska şoseslle, askerî hava alanlarını İnşa eden Amerikan grupu ile 2 sene çalıştıktan sonra, Birleşik Amerika'ya dönünce, bu sualleri yüzlerce defa bana sordular.
Bu işlerle uğraştığımız vakit, karargâhımızı Kanada’nın en soğuk mıntakası olan Jukon ve Meckenzie nehirleri boyunca kurmuş bulunuyorduk. 1942 - 43 kış mevsiminde, bu muıtakada haftalarca hararet sıfırın altında 50 idi. Bir sabah da, sıfırın altında 65 e inmişti. Ve 5 gün. arka arkaya sıfırın altında 61 oldu. Donjek, vzhite ve Tanana'da hararet, sıfırın altında 67 idi. Bu da, bulunduğumuz mıntakanın en soğuk yerleri İdi.
Bu, tam mânaslle korkunç bir hava şartı idi- Fakat, böyle blr durumda bile insanlar, tayyare İle havalanmaktan. kamyon kullanmak ve yahut odun kırmaktan geri kalmamışlardır. Bu işleri nasıl görüyorlardı? Hastalanan veya ölümle neticelenecek dere- llğ olan diğer erler, barakalarında cede ayakları donanlar olmadı mı?!................................. • —•-•
Kar ayakkabılarının bile donduğu blr sırada, burada bulunanlar kendilerini nasıl ısıtabilirler?
Şimaldeki Eskimo'lar kürk giyerler. Fakat, kürk irsalâtı mahdut olduğu İçin, 180.000 kişilik bir ordunun böyle bir vasıtadan istifade etmesine imkân ve İhtimal yoktur. Bu yüzden ordu, suni maddelerle pamuğu birbirine karıştırmak suretile bir örgü vücuda getirmiştir. Havaya karşı koymak bakımından bu örgünün sıklığı kürkten farksızdır.
Umumiyet itlbarile, ayak ve eller soğuktan bilhassa müteessir olmak-] tadır. 2 veya 3 ince çorabın yerini blr kalın çorap tutamaz. Burada da me-, safe meselesi büyük blr rol oynamak-, tadır.
Bu gibi soğuk mıntakalarda, üst üste elbise ve çamaşır giymek lâzımdır. Halbuki, doğrudan doğruya çok kaim blr şey giymekte hiç bir fayda yoktur., Nitekim, Eskimo'lar ötedenberl 2 kat-( lı kürk giymektedirler. Diğer taraftan, Eskimo'lar arasında donarak ölenlerin sayısı pek azdır.
Soğuk mıntakalarda giyilen elbiseler, behemehal geniş olmalıdır. Blr kasım sabahı, Kanada atlı polis teşkilâtının müfettişi olan Wllliam Grennau'la beraber WTıitehorse'da bir seyahate çıktığımızı hatırlıyorum.
VVhiLehorse için hava hiç de soğuk! sayılamazdı. Hararet, sıfırın altında 22 idi. 2 deri çizmelerimle barakalardan çıktım. Müfettiş, çizmelerimi gözden geçirdikten sonra dedi ki-
«Her halde bu çizmeler, sizin için değil de düşman için yapılmış olsa
gerek. Çünkü, burada çok geniş olan ayakkabıya «iyi» derler. Üstelik, bunun lâstikten yapılmış olması şarttır. Halbuki, ayağı sıkan deri çizme, doğrudan doğruya bunları donmağa davet eder.»
Kan ada da faaliyet gören atlı polisler, çok soğuk havalarda katiyen vücutlarına bore yapılmış blr elbiseyi kullanmazlar. Çünkü, bu gibi durumda vücuda göre yapılan her hangi blr elbise, doğrudan doğruya nefes kesmeğe yarar. Deveransızlık ta vücudun hararetini azaltır. Ve böylece, düşük mukavemetler de donar. Sıfı-
başlayınca, bütün vücutta felç alâlml süratle İnkişaf etmeğe başlar.
Kanada atlı polisleri, torba eldivenlerini vakit kaybetmeden kullanabilmeleri için, bunları iple boyunlarına asmaktadırlar. Şimdi, Amerikan ordusunda da aynı usule başvurulmaktadır. Soğuk mıntakalarda, normal boydan birkaç numara daha büyük elbise tevzi etmeleri için, levazım baş çavuşlarına emir verilmiştir.
çok büyük elbise giyen bir kimse, bu muıtakada yaşar. Fakat, vücudü-nü sıkan blr elbise yüzünden blr kolunu kaybetmek ve yahut da ölmek, işten bile değildir.
şimalde hizmet görmekte olan erlere kış mevsiminde daha fazla gıda verilmektedir. Alaska, İslanda, Gro-enland ve diğer şimal mıntakaların-da bulunan Amerikan erleri için fevkalâde elbiseler hazırlanmıştır. Ayakların soğuktan en çok müteessir olan kısım olduğunu hazarı itibara alan Birleşik Amerlka ordusu, bu hususta gayet titiz davranmaktadır.
Uzak şimal mıntakalannda hizmet görmekte olan Amerikan ordusu, mükemmel surette teçhiz edilmiştir. 1042 senesinin kış mevsiminde ancak bir erin soğuktan donduğu müşahede edilmiştir. Halbuki, sayısı binlere ba-
I

çok elverişli bir hayat geçirmişlerdir. Diğer taraftan. 1913 tenberi. ilk defa olarak bu kadar soğuk blr yıla tesadüf edilmiştir.
Bu arada. Falrbanks'da bulunan blr Rus dostum. Amerikan ederinin neden kürklere sahip olmadıklarını anlayamamıştır.
«Biz, Moskova, Stallngrad ve diğer Rus şehirlerindeki sivillerden daima kürk talep ederiz. Kanlarınız hiç kür ük giymiyorlar mı? Bu soğuk gecelerde. Amerikan erlerini ısıtmak için, neden bu kürkler talep edil mi-yor?»
Diye bana sordu.
Çocuğunuza Dadı
Bulmak için ı« kOcDk İlân LAR en «üratli ve en ucuz vasıtadır.
LGömlekiş"!
BİRİNCİ SİNİ» GÖMLEKTİ I
■ Te): 20096 sirkeci ■■■■
Bütün bunları zihninden uzaklaştırmak istediği sırada, Lady Suzarme’ın şöyle dediğini de hatırladı: (Nlta King, bizim Edouardm kuzini olduğunu iddia ediyor.»
Madşm Brovm'la dereden tepeden konuşarak işe başlamak niyetindeydi. Fakat kötürüm kadını son derecede heyecanlı buldu.
İhtiyar kadın, ona:
— Jenny dün gece, madam Ebeyle biraz sert konuştu. — dedi. — Umarım kİ, madam Grey bunu fena telâkki etmiş olmasın. Jenny doğrusu İyi kızdır. Fakat zaman zaman haşinleşiyor. Şayet ki2imı bayan Grey'e affettireblUrsenlz, pek memnun olurum.
— Peki, peki, üzülmeyiniz. Esasen Jenny şayet münasebetsiz bazı sözler söylediyse, kendisi gidip özür dilemelidir.
İncil, madam Brov'ın yatağı, (berinde duruyordu. JuUen kitabı aüp yapraklarını çevirdL
Blr müddet sonra:
— Kızlarınızın fotoğrafın* bakabilir miyim? - diye sordu.
Ansızın:
— Annle ne boydaydı? — diye ilâve etti. — Hatırımda kaldığına göre, Jenny İle aynı boydaydı, değil mİ?
____ Hayır. Çocukluktan çıktıkları sırada aynı boyda değildiler. Jenny, Annle'den iki santim kadar uzundu.
Julien düşündü kl, Nita King ufak tefektl. Fakat blr fikri zihninden bir türlü uzaklaştıramıyordu. Birdenbire sordu:
— Acaba ben Annle’yl sonuncu defa ne zaman gördüm? Bu fotoğraftaki halini hatırlamıyorum. Halbuki Forsham'a İki sene sonra gelmiştim,
— Evet, efendim. O sırada Annle büyük ann esindeydi. Sizin onu son görüşünüzde, kızım on iki yaşındaydı. Madmazel Georgina, mektep çocuklarına, Forsham malikânesinin koruluğunda, blr akşam kahvaltısı ziyafeti çekmişti, o zaman gördünüz. Bay Georges Forsham. gayet azametli olduğu İçin bu ziyafete gelmemişti. Fakat siz alçak gönüllüsünüz. Gittiniz ve fırtına kopuncaya kadar çocuklarla oynadınız.
JuUen:
— Evet, evet. Hatırlıyorum. - dedi -Büyük blr fırtına kopmuştu.
İhtiyar kadın, başıyla tasdik işareti yaptı.
— Zavallı Annle! Fırtınadan pek korkmuştu. Jenny böyle şeylere pek aldırmaz. Fakat, şimşekle gök gürültüsü Annle'ciğLml perişan ederdi. Çılgına dönmuşt». O günkü iyiliğinizi
hiç unutmaz. Fırtınadan onu himaye ettiğiniz için size karşı büyük bir şükran beslemişti.
Annle Brovra'ı, sonuncu defa demek o gün görmüş! Kızın bembeyaz olduğunu, gözlerinin yuvalarından uğradığını, kendisine sımsıkı sarıldığını hatırladı.
Julien, fotoğrafı İncirin içine koydu. Arkasından yazılı olan Marle -Annie Brown ismini gördü.
— Bu İncLl sizin değil.
— Kocamın annesinlndir. İsimleri uyduğu için sonradan Annie'nin oldu.
Julien:
— Evet. İsmi. Marle - Annieydi. Bunu unutmuştum. - dedi.
Sonra ihtiyar kadının yanından ayrıldı. Amabell görmek üzere yukarı kata çıktL
— Geceyi rahat geçirebildiniz mİ?
— Pek o kadar değiL
— Niçin?
— Bilmiyorum. Manasız.
Erkek, geçn kadına baktı, ve onun çok sararmış olduğunu gördü.
— Bazı hâdiseler mİ cereyan etti? Ben de yatmadan evvel evin etrafını dolaşmıştım. İçeriden blr kahkaha kulağıma çalındı.
— Demek işlMlnto? Demek aminsiniz?
— Evet. Bir şey İşittim. Neydi?
— Bilmiyorum. İlk gece duyduğum gürültünün ajmL Ah, JuilcDJ AjsU
sesi sizin de işittiğinize o kadar memnunum ki. Zira ben, kendi kendime bir takım şüphelere düşüyorum.
— Olup biteni bana teferruatıyla anlatınız.
— Pek o kadar olup biten blr şey yok. Esaslı olan bu korkunç kahkahadır. Sonra da bütün evin içini blr sis bastı. Merdivenden arkam sıra ayak sesleri duydum.
— Vah zavallı!
Kadın ellerini birdenbire gözlerine götürdü.
— Hiç blr şey değil. Bunların ehemmiyeti yok. Ben de saçma şeylere kıymet veriyorum. Bütün bunları düşündüm. Hâdiseler sofada cereyan ediyordu. Her ne olursa olsun artık aşağı lnmemeğe karar verdim. Kapıları kapayarak odamda kalırsam başıma hiç bir şey gelmlyecek.
Gülümseyerek ilâve etti:
— Bu akşam evde yalnız da kalacak değilim.
— Bayan Moreland ger! mi geldi?
____Hayır. Ablam gelmedi. Bıı havalide oturan blr kadın, bu gece benimle kalacak.
____Bayan King olmasın? — diye Julien heyecanla sordu.
— Yok! Allah vermesin! Zavallı kadın, korkudan ölür. Miss Miller gelip kalacak.
— Sahi mİ, Amabel? Bunun İmkânı var mır ‘
Madam Grev neşeli neşeli:
— Miss Miller bu sabah bana, saat unda geldi. — diye devam etti. — Kendisine bir örgü modeli vermeği vadetmlştim. onu İstedi. Bu. modeli verdim. Konuşmaksızın bir müddet oturdu. Galiba fazla konuşmak esasen huyu değil. Nihayet kıpkırmızı kesildi. Ablamın hep burada kaldığını öğrendiği İçin pek memnun olduğunu söyledi. Meğer öyle zannediyormuş. Ben kendisine Agatha’nın gittiğini haber verdim. Bunun üzerine daha fazla kızardı. Benim burada yapayalnız kalmam fikrine tahammül ede-miyeceğinl söyledi. AğabeyisI de benim yalnız kalmamı istememiş. Bunun muvafık olmıyacağmı düşünmüş. Acaba, hortlakları mı telmih ediyordu, yoksa, yalnız kaldığım takdirde âlemin dedikodu mu yapacağını anlatmak istiyordu, o cihet! kestl-remedlm. Her halde bu kadın iyi ka din. Gelip yanımda blr kaç gün kalacağını söyleyince, bunu memnuniyetle kabul ettim.
— Kendisi mİ böyle bir teklifte bulundu?
Heyecan, Jullcn'in yâlnız sesinde değil, ayni zamanda yüzündeydi de._ Amabel'in neşesi arttı. Julien'ln o çatık kaşları! O hiddet saçan sesi!
Genç âlim, nv^a kalktı; kadına doğru bir Lki adım yürüdü,
(Arkası varı
Sfthife 7
10 Haziran u -û AKŞAM
- İŞ ARIYANLAR
mÜREKbiyf, _ Bir veya iW çocuklu bir âüe nezdlnde çalışmak üzere ciddi tahsilli Fransızca. Tiirkcc, Rumca konuşan mürebblye İş aramaktadır. Akşam da M. S.___319 —
İNGİLİZCE — Ticari muhabereye vakıf ve Türkiye İle ticaret yapmak Istlyen Ingiliz ve Amerikan firmalarını bilir. Müracaat H- S. Akşam gaze-şL____________224__________—_
LİSE TALEBESİ — Her hangi bir müessesede münasip bir iş arıyor. Müracaat: Tel: 80388. 202 -
BAYAN — İyi orta işi yemek ve Fransızca bilen namuslu bir bayan doktor muayenehanesi yahut tek bay yanında iş arıyor. Akşamda Kamber rumuzuna. _____244 -
PAMUK ZİRAATI — İşlerinden makine, elektrikten anlar, tamir eder Müsait .şartla Anadolu'ya da gidebilirim. Askerlikle alâkam yoktur Akşamda P Z. rümuzuna müracaat. _____________________261 —
İNGİLİZCE. FRANSIZCA, ALMANCA — Ticari muhaberatı ve her nevi tercüme işleri seri ve kusursuz olarak yapılır. Akşamda «İngilizce muhaberat rümuzuna müracaat. 273 — 5
MÜTEAHHİT VE ŞİRKETLERİN NAZARI DİKKATİNE _ Merkezde ve İnşaat mahallerinde vezne, amele bordroları tanzimi, muhasebeciye yardim ve büro muameleleri İşlerinde çalışmak. istiyorum. Taşraya da giderim. Akşamda MİM. D. rümuzuna bildirilmesi_______________279 — 2
O - IŞÇÎ ARIYANLAR
PİYANO ARANIYOR — Kullanılmış kusursuz siyah kuyruksuz Alman olması şart. Satmak veya teminat vermek şartlle kiraya vermek lst.lyen-ler: 22087 ye tclpfon. 259 — 2
SAĞIRLAR İÇİN — 1-6 dereceli mâden! ses vermez Süper Bablfon marka bir mikrofon. Akşam'da M. K. rümuzuna mektupla müracaat. 282 —
BAĞLAM YAPJLI — Kamaralı, yelkenleri yeni, takımları tamam 7.5 metre boyunda sabit omurgalı bir kotra ehven flatle satılıktır. İsteyenlerin Tc-lefon: 40303 1 88 — t
SATILIK — Bataryalı Aga Bal tık 5 lâmbah yeni radyo hiç kullanılmamış (Zeııtrlfuge) markalı krema makinesi iki adet birer buçuk beygirlik 110 - 190 volt kuvvetinde motor Ankara caddesi Reşit Efendi han 4 numaraya müracaat. 286 — 2
YENİ DÜKKÂN TUTACAKLARA -Beş yüz kilo çeken bir baskül İle her tarafı cam zaTİf kristal İki vitrin satılıktır. Bahçekapıda eczacı Salih Necatlyc. 230 —
1 — Kiralık — Satılık
CİHANGİRİN MERKEZÎ MEVKİİNDE — Tramvaya 3 dakika kısmen deniz görür. Dört katı beşer odalı lüks apartman. Taksim Kristal arkasında MIHI Emlâklş telefon 82777.
285 — 2
OSMANBEYDE — Tramvay görür altı katlı 6-7 odalı kaloriferli arkasında bahçeli apartman müsait flatle satılıktır. Taksim Kristal arkasında Milli Emlâklş telefon 82777 ________________________286 — 2
NİŞANTAŞTNDA — 3 katil 3 dört odalı banyolu arkasında bahçesi mükemmel manzaralı bir katı boş testim Taksim Kristal arkasında Milli Emlâklş telefon 82177 287 — 2
15000 LİRAYA — Kalamışta denizle irtibatı olan deniz cephesi 17 derinliği 57 ve iki cadde üzerinde Taksim Kristal arkasında Milli Emlâklş telefon 82777 288 — 2
MAÇKA CİVARINDA — Dört katlı 4-5 odalı arkası önii açık denizi tn-mamlle görür. Taksim Kristal arkasında Milli Emlâklş telefon 82777 230 — 2
SATILIK EV — Arnavutköyünde (boş teslim) sekiz odalı 18. Mecldlye-köy asfaltında üç oda bahçeli 20 bin. Galata, Agopyan han A Tel. 4273B. __________________________275 — 1
ÇOK KÂRLI BİR IŞ — Tarabyada içinde üstübeç madeni taş ocağı ve testi toprağı bulunan, bedelini altı ayda ödeyecek kabiliyette olan trazl satılıktır. Akşamda Aralan rümuzuna müracaat 4-5 arasında 22279 telefon __________________________297 — 1
DEVREN KİRALIK TERZİ DÜK-1 KÂNI — Tanınmış müşterisi mev-|cut Küçük pazar Kıblcçvşme caddesi , 28 No. lı dükkân. İçlnûckine müracaat. 283 — 1
I Devlet Demiryolları ve Limanları işletme Umum idaresi İlânları
■ıııııııııınnnıııtınııııınıııııııiHiııııııiH„ıııırn»ııııııııııı>ııı>ınıııııııııiırn>ııımnınııınnınıınıııııınnıııı>ıınınııı>nıııııftn
Şoför alınacak
Erzurum D.D. Zatişleri müdürlüğünden:
1 — Erzurum transit yolu İçin işçi kaydUe tamirden onlar ehliyetli 15 şoför alınacaktır.
2 _ İmtihanda gösterecekleri kabiliyete göre 77. 90, 100 liraya kadar ücret verileceği gibi günde 450 gram ekmek bir öğün sıcak yemek kendl-lcrl ve aile efradının beheri İçin ayda beşer Hra çocuklara onar Ura munzam ficret verilecektir.
3 — imtihan Ankara motor otelyesinde yapılacaktır.
4 — isteklilerin 25/6/945 akşamına kadar belgelerile birlikte müdürlüğümüze müracaatları. '
BAYAN ARANIYOR — Yazıhanede çalışmak üzere dolgun ücretle yazısı güzel bayan aranıyor. Taksim Kristal gazinosu arkasında Milli Ernlâkiş Tel: 82777. 202 —2
OKUR YAZAR — Bir amele bayan lâzımdır. Her gün saat üçten altıya kadar acele müracaatları. Tahtakale caddesi No. 96 Kundura boya imalâthanesi Nuri Leflef, 117 — 4
YÜKSEK maaş — Hastabakıcı ve hademe kadın aranıyor. Cağaloğlıı Sıhhat Yurduna hemen müracaatları.
253 —
YAZIHANE İÇİN GENÇ BİR BAYAN ARANIYOR — Çalışmak İsti yenlerin İstanbul posta kutusu (339) a mektupla müracaatları. 251 —
TECRÜBELİ — Tuhafiye İşlerinden •ular tezgâhtar bir bayana ihtiyaç vardır. Lisan bilenler tercih edilir. Sultanhamamında 1 No. Eşref Şenel bonmarşesl. 205 —
ERENKÖY'DE — Yetişmiş aile çocuklarına İngilizcelerini İlerletmek İçin, mükemmel İngilizce bilen bayan aranıyor. Yemek ve yatmak dahil 01-rns'u üzere, ücret gayet münasiptir. Müracaat: Taksim Kristal han No. 15-9, Tel. 82588_________209 —
HİZMETÇİ ARANIYOR — Üç yaşında bir çocuk ve orta işlerine bakacak, ücret iyidir. Her gün öğleye kadar şehremini Kürkçilbostan Sok. 13
162 — 2
HASTABAKICI ARANIYOR — Or-taköy Şifa yurduna hastabakıcı bayanlar alınacaktır. İsteklilerin her gün öğleden sonra müesseseye müracaat etmeleri. MuaJlm Naci cad. No. 115.___________________270 — 2
MUAYENEHANE İÇİN — Çalışkan bir bayan lâzımdır. CağaJoğlu Havagazı şirketi yanında 30 No. üst kata •aat 10 - 12 arasında müracaat. _________________________186 —
EYLÜL DEVRESİNDE — Riyaziyeden lise İmtihanlarına elreeek talebe için öğretmen aranıyor. Telefon: 20724 283 — 1
SATILIK EŞYA
KİRALIK FRİGİDAİRE ARANIYOR — Sabahları 54.70 No. ya telefonla müracaat olunması. 245 ___
SATILIK İKİ ERKEK BİSİKLETİ— Hava gas ocağı ve fırını. Müracaat: Telefon 42703____________249 —
SATILIK — Nadide buz dolabı Nörge marka 6 ayak nakil dolayıslle satılıktır. Müracaat Teşvikiye, Şekaylk sokak oiçay apartıman No 5. _________________________268 —
AMERİKAN MARKALI _ Kırk beygir kuvvetinde mazotla işler traktör harman makinesi ve orak makinesi satılıktır. İzahat Demir kapıda Mersin kıtaathaneflinde Hakla Sezere müracaat. 210 __
ACELE SATILIK DOĞRAMA MAKİNELERİ — Şerit 80 İlk. plân ya 50 İlk, fre?x;, daire tepsi, makkap, frezelt kalınlık 3 adet motor trasmls-yon, kayış lar il e Şar tel, teferruatı 18,000 liraya. Müracaat Eskişehir Hava hastane inşaatı marangozhane-dne,_____________________237 — 3
ACELE SATILIK ŞARPİ _ 5 metre boyu 1,30 eni her şeyi tamam. Bostancı Kasaplar arası 33 numaraya.
295 — 2
SATILIK EV — Gedikpaşa Han sokak No. 20-5 oda, 2 hol, 2 mutfak, yağlı boya Ve muşambalı havuzlu bahçesi, elektrik, terkos ve kuyulu satılıktır. Pazardan maada saat 13 - 15 e kadar içindekilere. 258 - 3
SATILIK ARANIYOR — İstanbu-lun her semtlnre ev, apartman, dükkân, depo, arsa aranmaktadır. Galata Rıhtım caddesi Kefeli Hüseyin han
2 No. ya müracaat. Telefon: 43840
36 —
SATILIK APARTIMAN — 7 daireli altında 6 mağaza ve atölyesi bulunan Cağaloğlu yokuşundaki Başak apartmanı satılıktır. Gezmek İçin kapıcıya ve görüşmek üzere Cağaloğlu Çatalçtşme sokak 18 No. ya müracaat_______ _____________114
KİRALIK — Bostancıda Küçük Yalıda asfaltta biri yedi ötekisi üç odalı kısmen eşyalı telefonlu İki kiralıktır, içindekilere müracaat. Telefon 52-248___________________123 —
. DEVREN SATILIK DÜKKÂN _ Her işe yarar cadde Üzerinde devren satılıktır. Harbiye Halftskârgazi caddesi 16 No. ya müracaat. 247 —
SATILIK KARGIR KONAK — Sultanahmette mükemmel apartıman yahut Sıhhat Yurdu olur. Büyük bahçe fevkalâde manzara. Müracaat Tel:_6O558 / 41807__________248 — 1
ACELE DEVREN SATILIK DÜKKÂN— Gayet işlek ve lüks bir bakkaliye acele satılıktır. Müracaat: Sultanahmet Park karşısı İnan Emlâk Bürosu No. 68 267-4
HAVASIZ Devren satılık bakkaliye dükkânı mobtlyaslle. Müracaat: Samatya caddesi Davutpaşa tramvay durağı No. 45_______________252 — 1
DEVREN SATILIK — Eşyalı yazıhane. Galata, Abld han 47 - Pazarlık için Galata, Beyoğlu 4 üncü Noterliği karşısında, Hürriyet han 9 numaraya müracaat. 264 — 1
KİRALIK KÖŞK — Havagan, elektrik, terkos, ağaçlı ve çamlı bahçeli. Erenköy Ethem Ef, caddesi No. 6. Görüşmek için Tel: 41645 250 — 1
5500 KELEPİR — Vezneciler tramvayına çok yakın 6 oda terkos saire kullanışlı büyük bahçe. Galata Büyük Millet ban (26) 15 ten 18 e kadar. ___________________________255 —
KALAMIŞ — Tramvay caddesi Üzerinde 3 parça münferit m satılıktır. Kalamış caddesinde K numaraya müracaat. 180 — 2
ANKARADA SATILIK ARSA — Bakanlıklara yakın Akay sokak parsel 2 ada 1101 blok başı 18 er metre İki yüzlü 837 metre sahasında. İsteklilerin her giin 18 ilâ 20 arasında -60736-telefona. 135 — 1
İKİ EV 18500 LİRAYA SATILIK — Üsküdar vapur İskelesine on dakika mesafede Paşallmanı îcadlyc caddesinde denize nazır bahçeli İrftgir villâ boş teslim şartlle yanındaki ahşap evle beraber satılıktır. Eczacı Salih Necat İye müracaat,_________S2İ -
18000 LİRAYA APARTIMAN — Şişlide Hürriyet! Ebediye, DarülAcezf sırtlarına nazır tramvay durağına 2 dakika, İki, üç dört odalı birer hollü
3 dairdi 160 metre kare parmaklıkla
çevrili işlenmiş bahçesi 22715 telefona müracaat. . 233 —2
YEŞJLKÖYDE — Altı odalı, kâglr bir ev boş olarak satılıktır. Yeşiköy, şevkttiye mahallesi, 8aadeüû sokak No. 64. Pazartesi, çarşamba ve cumartesi günleri içindekilere 11 - 17 ye kadar müraeaat, 236 -
TARABYA KOOPERATİFİ — Ka-radenizl kucakhyan Boğazın en mutena yerinde yirmi evlik bir kooperatif kurulmak üzeredir. Bin metrekaresi bin liradır. Bu erazi üzerinde takma evler kurulacaktır. Acele İzahat İsteyiniz, Eviş - Akşam 225 —
MODA CADDaSİNDE — Dört katlı bir apartman., bir ev ve bir dükkân satılık. 69137 telefona müracaat,
21Ü —
YENİ İNŞA EDİLECEK ADLÎYE SARAYI CİVARINDA — Arsa satıhtan deniz görür. Marmara Boğazlçlne manzaralı 120 metre arsa köşobaşı Taksim - Milli Emlâklş telefon: 82717 __________________________290 — 2
ŞİŞLİDE — Asfaltta, muvazi kısımlarında apartmanlık, vlllâhk gayet müsait arsalar 240 raetrcden 500 metre arasında Taksim Kristal arkasında Milli Emlâklş telefon 82777 __________________________291 — 2
TALİMHANEDE — Merkezi bir mahalde beş katlı 4 ve 5 odalı apartman acele satılıktır. Taksim Kristal arkasında Milli Emlâklş telefon: 82777 __________________________295 — 2
ERENKÖYÜNDE KİRALIK KÖŞK — Her türlü konforu haiz İstasyona çok yakın çamlıklar İçinde müstakil köşk kiralıktır. 4 üncü Vakıf han asma kat 10 numaraya müraeaat. 248 — 2
ÜSKÜDAR, KADIKÖY, BOĞAZİÇİ, ŞİŞLİ — Semtlerinde bahçeli ev, köşk satın alınacaktır. Satmak isteyenlerin, Sirkeci Ankara caddesi 86. Telefon 20310 Müracaatı. 294 — 2
SATILIK — Bostancıda Küçükyalı-da asfaltta 33 numaralı bahçeli konforlu Adalara karşı 9 odalı iki kat beton köşk satılıktır. Müracaat telefon: 52-248_______________223 — 3
FIRSAT — Havasız devren satılık bakkaliye. Cagalpğlu Türkocağı sokak 3 No. lı lük* çift vlrtinl! dükkân ucuz, acele satılıktır. İçindekilere müracaat 238 —
SATILIK APARTMAN — Beş daireli, kalorifer, sıcak su. deniz manzarası fevkalâde Çemberlltaş Peykhane sokak 18 No. kapıcıya müracaat. ___________________________216 —
ŞİŞLİNİN — Mutena yerinde üç daireli üçer odalı sağlam, beton, konforlu apartman 25000 liraya satılıktır. Sirkeci, Ankara caddesi 66. Telefon: 20310._______________207 —
ACELE SATILIK OTEL — Sirkecide Demirkapıda Güzel Konya Palas moblcsi ile anahtar tealimi satılıktır. Otele müracaat. 204 —
ACELE SATILIK EV, DÜKKÂN — Kadıköy Çuhadaroga sokağında İskele. çarşıya yakın 26 - 28 numaralarda su. elektriği mevcut 5 odalı ahşap ev İle bir dükkân ehven fiatla acele satılıktır. Müracaat telefon GU762 228 -
12000 LİRAYA — Istanbulda Kadırgada 7 odalı hamamlı İçi yağlı boyalı 18Û metre sahalı satılık ahşap ev. Galata ömcrâblt han 23/2 telefon 42308 240 -
22,000 LİRAYA SATILIK APARTİ-MAN — Beyoğlunda Kalyoncukulluk caddesinde 124, 126 numaralı dükkân ve 7 daireli 4 katlı bu iln 155 lira iratlı apartıman satılıktır. Müracaat: Yenlpostane karşısı Güzel handa Sa-flylttln Tlper e — 2
ACELE SATILIK APARTMAN — 6 daire bir dükkân Fatih tramvay durağma bir dakika. Müracaat Fatih Karaman caddesi 8 No. Osman Noban _________________________191 -
SATILIK ARSA — Ycşllköyde deniz kenarında fenerde emsalsiz nezaretli bir arsa satılıktır. Kadıköy Mühürdar Tuğlacı Emin bey sokak No. 9 Bay Hakkı'ya. 267 — 2
KARTALDA — Rahmanlarda yedi odalı k&filr köşklle yirmi dönümde meyvalı bağ ve bahçeslle favkaîâde manzaralı bir köşk kiralıktır. Sabahları 60583 telefon edilmesi. 266 — 4
DEVREN SATILIK YAZIHANE — Beyoğlunda İstiklâl caddesinde 98 numaralı apartmanın birinci katinda 3 oda telefonlu tam konforlu 12 - 14 vc 17 - 19 telefon 41571 e müracaat ________________________264 — 3
KİRALIK KAT — Eşyası satın alınmak şartlle Fatih tramvay caddesinde dört odalı kat kiralıktır. Müracaat Fatih Malta tramvay caddeni No. 20 Hüseyin Açar. 265 _ 2
SATILIK ARSA — Göztepe istasyon civarında inşaata elverişli 147S metre mıırabbaı arsa acele satılıktır Müracaat Göztepe İstasyon caddesinde manav Sıtkı'ya. 209 — 2
5000 LİRAYA SATILIK BOŞ EV, DÜKKAN — Orlaköyde Tramvaya be: dakika yağlı boya, muşamba döştü dört oda, deniz gariir taraçası kuyusu, kagir dükkânı bulunan ahşap ev satılıktır. Beyoğlu Sular İdaresi muhasebesinde Cemal EngcKe. 271 — 1
BEŞ1KTAŞIN İYİ BİR YERİNDE — Devren kiralık bakkal. Müracaat Vapur İskelesi kireççi Hilmi. 281 — 5
KİRALIK YAZIHANE ARANIYOR— Karaköy, Eminönü, Bahçekapı civarında telefonlu mobllycU mobllyeslz İki oda aranmaktadır. Fatih Fevzlpa-şa caddesi No. 57 kat İkiye mektupla müracaat. 231 —
KADIKÖYÜNDE 32000 LİRAYA ACELE SATILIK KÂGtR EV — Büyük bahçe İçerisinde tam konforlu ( odalı miiceddet ev. Müracaat Eviş -Akşam. 221 — 3
Ij-MÜTEFERRIK ON SENELİK — Tecrübeli bir Fransızca öğretmeni ikmale kalan talebeleri imtihanlara hazırlar. İstiyen S. N. rumuzuna müracaat. 211 -
LİSAN DERSLERİ — Ortaokul -İlse talebelerine meslek sahiplerine pratik İngilizce - Fr an size a dersleri ehven ücretle verilir. Evlere gidilir tercüme yapılır. Posta kutusu 29 İstanbul. 242 —
FEN FAKÜLTESİ — Son sınıfında buluan bir genç matematik, kimya ve fizik dersleri vermek istiyor. Fransızca da bu dersler! verebilir. Akşamda (XX) rumuzuna. 241 —
FRANSIZCA OLARAK — Riyaziye fizik, kimya dersleri verilir. Mıildlleme tercüme öğretilir, Üniversitelilere sınıf ve giriş İmtihanlarına hazırlar Akşam'da I. Ü. rümuzuna müTacaat 284 — $
av KÖPEĞİ — Han» kan irlnada seteri. Tek atlı Avrupa tekerlekli te-nezzüh araba İle komple Nivo aleti satılıktır, Göztepe Yeniyol No, 8. 261 —
BİR YÜKSEK MÜHENDİS TALEBESİ — Elverişli şartlarla İlse talebesinin fizik vc matematik dersleri vermekledir. Akşamda F. ö rumuzuna mektupla müracaat. 260 — 1
İngilizceyi — Mükemmel bilen ve hocalıkta tecrübeli bir genç seri ve pratik bir usulle hususi derslerle İngilizce öğretmektedir. Akşamda »İngilizce» rumuzuna müracaat. 272 — 7
İNGİLİZCE — Amerikûda oluma ve Amerikan mekteplerinde İngilizce öğretmiş bir genç üç ayda lisan öğretir. «D. S.» rümuzuna mektupla müracaat 274 — 1
SATILIK KÜRT KÖPEKLERİ VE YAVRULAR — Bolduk müracaat: Uzun çarşı başında îsmetlye caddesi 3 - 5 No. ya Kâmil. 280 — 1
I aîEKTUPl.ARINIZI ALDIRINIZ | Gazetemiz İdarehanesini adres 1 olarak göstermiş olan karilerimlz- 1 den 1 H.K — HE — H.O — C.C — DS— I T.S — Borç — Kamber — EK — M 8 — B.LA 1 namlarına gelen mektupları ida- 1 rehanemlzden aldırmaları rica 1 olunur.
Göz Mütehassısı Doktor Cemil Görür Hastalarını pazardan başka her gün saat 15 ten 18 e kadar kabul eder. Cağaioğlu Nuruosınaniye caddesi Osman Sfrafeddln Aprt. No. 6 .
Lokman Hekim (Dr. HAFIZ CEMAL) Dahiliye mütehassısı Divanyolu 104 Muayene saatleri Pazar hariç her gün 2.5 — 5. Tel: 2239A

1724L» . ..
★ ,
Balast İhzar Ettirilecek
Sirkeci İşletmesi Mübayaa Komisyonundan:
1 — İşletmemiz ihtiyacı için mevki ve mfktan aşağıda yazık İki kalem kırma balast kapalı zarf usullle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Her iki ocaktan alınacak balastın muhammen bedeli kat teminatları aşağıda yazılmıştır.
3 — Bu işe alt şartname ve mukavele projelerinden Kim. alt olan 152 kuruş mukabilinde sirkeci veznesinden ve Kim. alt olanı da parasız olarak komisyon kaleminden verilir,
4 — Her iki balastın eksiltmesi 22. 6. 1945 cuma günü aşağıda ya:
saatlerde Sirkecide 9 uncu işletme binasındaki komisyona yapılacağına isteklilerin teklif mektuplarını kanuni tarifata uygun olarak ihale saat-O-1 erinden 3 saat evvel makbuz mukabilinde komisyona vermeleri vey oı muayyen vakitten evvel komisyon eline geçecek tarzda ladeU taahhütl&ı— olarak posta He göndermeleri lâzımdır. O
5 — Kanunun tâyin ettiği mutat vesikalardan başka böyle bir taah- — hüdli muvaffakiyetle başarıldığına dair tasdikli bir vesika ibrazı lâzımdır. q
E (D > (D
He muvak-
27 ocağıUA
41 ocağına
Mevki Kim. 27 Kim. -11
Miktarı 6500 M3 5500 M3
Muhammen bedeli 30485 Ura 24145 >
İhale saati
15 00
16 00
Sayıştay başkanlığından:
1 — Sayıştay'a 30. 35, 40 lira maaşla Yar Denetçi alınacaktır.
2 — Siyasal Bilgiler okulu, Hukuk ve İktisat fakülteleriyle Yüksek Tt-g^*
caret okulundan mezun olanlar münhal adedine göre imtihansa alına-J‘J çaktır. "O
3 — Yüksek mektep mezunu olmiyanlardan Muhasebecilik. Malmudur-O)
lüğü ve Muhasebe mümeyyizliği yapmış olanlarla hâlen 25 lira maaş al-'tg inakta bulunanlar arasında müsabaka İmtihanı yapılacaktır. m
4 — Müsabaka imtihanı 18 haziran 945 pazartesi günü saat 9,30 da An-ıZ karada Sayıştay binasında yapılacaktır. İmtihanın İllerde yapılmas^ mümkün olmadığından Ankaraya gelemiyccelkerin, imtihanın mahallerinde İcrası İçin müracaat etmemeleri Lâzımdır.
5 — İmtihan: Sayıştay, Muhasebel umumiye, Vergi kanunlarlyle İlmi mail. İktisat, Hesap ve İfadeden yapılacaktır.
6 — Bu şeraiti haiz olup da denemeye girmek lstlyenlerln ve yüksek
mektep mezunu olanların 15 haziran 945 eııma günuüne kadar Nüfus hüviyet cüzdanı, Askerlik vesikası. Resmi tabip raporu. Tahsil vesikası ve iki kıta vesika fotoğrafı ve bir dilekçe İle Sayıştay Başkanlığına müracaatları vc Zat İşleri müdürlüğünde bu hususa dair formülü doldurup imza eylemeleri lüzumu İlân olunur. (7374)
Müteahhit nam ve hesabına
ANKARA BELEDİYESİNDEN:
1 — Bir ay müddetle ve kapalı zarf usullle bir adet elektro-pomp grupu satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli (30.000) liradır.
3 — Teminatı (2,250) lira
4 — Teminat su İşleri veznesine yatırılacaktır.
5 — Bunun 29. 6. 945 cuma günü saat 11 de talibine İhalesi mukarrer bulunduğundan şartnamesini görmek lstlyenlerln her gün encümen kalemine müracaatları vc isteklilerin de 2490 numaralı kanunun 32 nel maddesi sarahati veçhile tanzim edecekleri teklif mektuplarını İhale günü olan 29. 8. 945 cuma günü saat ona kadar belediye dairesinde müteşekkil encümeni! vermeleri. (7425)
Ankara belediyesi imar müdürlüğünden:
1 — şehir mezarlığında ve İlâve kısmında yaptırılacak toprak işleri yol. duvar, kanalizasyon vc beton lahit İnşaatı, garaj binası ve benzin deposu, bahçe sulama tesisat! ve diğer çeşitli işlerin yapılması vahidi flat esası üzerinden kapalı zarf usullle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu işlerin keşif bedeli 327975 lira olup muvakkat teminatı 16370 liradır.
3 — Bu İşe alt mukavele ve şartname ile diğer ekleri ve projeleri 18 Ura 40 kuruş mukabilinde İmar müdürlüğünden alınabilir.
4 — İhale, 22 haziran 945 tarihine rasthyan cuma günü saat 17 de vilâyet konağında İmar idare heyeti huzurunda yapılacaktır.
5 — Eksiltmeye girebilmek için.
a) Yukarıda yazılı geçici teminatı vermek,
b) 1945 yılında bir ticaret odasına kayıtlı bulunmak,
c) Bu işi yapmağa ehil olduğuna dair eksiltme gününden bir gün evveline kadar İmar müdürlüğünde vesika almış olmak lâzımdır.
6 — Teklif mektupları İhale saatinden bir saat evveline kadar İmar
İdare heyeti reisliğine makbuz mukabilinde teslim edilmelidir. Postadaki gecikmeler nazarı İtibara alınmaz. (7424*
Satılık Çeltik fabrikası makine ve tesisleri
Sünıerbank Umum Müdürlüğünden:
Tosya ve Maraşdakl çeltik fabrikalarının makine vc tesislerinin tip ve kapasitesinde bir çeltik fabrikası makine ve tesisler! satılıktır. Görmek lstlyenlerln 15. 6. 945 den itibaren Sümerbank İplik ve dokuma fabrikaları müessesesinin Istanbulda defterdar fabrikasına müracaatları ve tekliflerini nihayet 2. 7. 945 akşamına kadar Sümerbankuı salatada satın alma müdürlüğüne kapalı zarfla ve 3000 liralık tenıinatl&rile tevdi etmeleri ilân olunur.
NOT: .
a: Bu makine ve tesisler teşviki sanayi muafiyetinden istifade edilerek vaktinde gümrüksüz olarak ithal edilmiş olduğundan gümrük resini alıcı tarafından Ödenecektir. Tekinlere yalnız mübayaa fiatı yazılacak ve gümrük resminin ayrıca ödeneceği ilâve edilecektir.
b: Bıı makine vc tesisler olduğu gibi satılığa çıkarıldığından bunlarda bir noksanın veya kullanılmaz bir parçanın mevcut bulunduğu hakkında alıcı tarafından İhaleyi müteakip yapılacak İddialar dinlenmez.
(7506)
Kartal Belediyesinden
1 — Kartalda tanzim ettirilecek yolların kanalizasyon ıslah İğleri açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — İşin muhammen bedeli 6170 Ura 57 kuruştur. Muvakkat teminat 387 Ura 79 kuruştur.
3 — Eksiltme 18/6/945 pazartesi günü saat 16 da Kartal belediye encümeninde yapılacaktır.
4 — Bu işe alt şartnameler belediye muhasebesinde görülebilir.
6 __Bu İşe gireceklerin mimar, mühendis, fen memuru olmaları «veya
böyle bir kimse İle iş birliği yaptığını taahhüt etmiş olmaları» şimdi ya kadar böyle bir İşi başarmış olmaları ve ihaleden üç gün evveline kadar belediye fen İşleri şefliğinden bu iş İçin ehliyet vesikası alması lâzımdır.
«7500»
Devlet Deniz Yolları ve Limanları İşletme Umum Müdürlüğü İlânları
(Necat) vapuru 15 Haziran 1945 tarihinde İstanbul’dan kalkıp yalnız yüz alarak Port-3alde gidecek veoradan yine yük alıp İstanbul'u dönecektir,
Gidişte ve dönüşte yük vermek Isteymleria acentelerimize müracaat etmeleri rica olunur. «7665»
Sahlfe 8
SELLÜLOZ SANAYİİ MÜESSESESİNDEN:
Piyasa ihtiyaçları için yazı, bası, ambalâj kâğıdı ve karton yapılacaktır.
Müessese, fabrikalarının imalât kapasitesi nispetinde, piyasaya aşağıda cins ve gramajı yazılı kâğıt ve karton yaparak satacaktır:
1 — Satış ve dağıtımın düzenlenmesi İçin B10 sayılı koordinasyon kararına göre 1, 5, 1945 tarihinden evvel toptancı ve perakendeci kâğıtçı vesikasını haiz olanlarla yine aynı tarih-ten evvel kurulu matbaacılar, kitapçılar ve İştigal konusu İtibarile kâğıt ve karton istihlâk eden fabrika ve İmalâthanelerin 1945 yılı hakiki kâğıt ve karton ihtiyaçlarını tenunuz ayından başlamak üzere ve her ay İçin ayn ayn göstererek 25. 6. 1945 tarihine kadar postaya tevdi suretiyle lzmltte Sü-merbank Sellüloz sanayii mtiessesesl müdürlüğü adresine taahhütlü mektupla bildirmeleri ve bu tarihten sonra yapılacak müracaatların nazan itibara alınmıyacağı,
2 — Müesseseden toptan olarak satılacak asgari miktarın pleür kâğıdında bir, kâğıt ve kartonlarda her cins gramaj veya numarada 5 ton olduğundan bu miktarlardan aşağı ihtiyaçları olanların müesseseye müracaat etmemeleri,
3 — 2 inci maddede yazılı miktarlardan az ihtiyaçların İçril Mallar pazarlarından karşılanacağı ve bunun ayrıca gazetelerle bildirileceği,
4 — Toptan kâğıt vç karton isteyeceklerin, bunları nerelerde ve ne İçin kullanacaklarını ve 510 sayılı koordinasyon kararına göre aldıkları grup vesikalarının nereden, hangi tarihte alındığını ve numarasını müracaatlarında açıkça bildirmeleri, bunu yapmayanların müracaatlarının nazarı İtibara almam ıyacağı,
5 — Bugüne kadar Devlet Kırtasiye ve matbua idaresinden ihtiyaçlarını sağlamakta bulunan daire ve müesseselere fabrikadan ve Yerli Mallar Pazarlarından satış yapılmıyaca-ğından bunların müracaatta bulunmamaları,
6 — 1 temmuz 1945 tarihinden itibaren yıl sonuna kadar müesses? İmali derpiş edilen kâğıt ve karton cinsi, gramaj ve
ilân olunur:
Gramaj m2
4
numaralarının aşağıca gösterildiği Cinsi
No.
Sellüloz ambalaj kâğıdı 45
Sellüloz ambalaj kâğıdı 80) 150)
İmitasyon g-raft 75 60)
Birinci hamur yazı, bası kâğıdı 75) 90) 60)
ikinci hamur yazı bası kâğıdı 75) 90)
Pelür kâğıdı Beyaz mukavva No. 35
Gri mukavva No.
Tripleks karton No.
Kromo karton
225)
280)
300)
250 bu kâğıt
Dosyalık karton
jNOT: İhtiyaçlar tesbit edildikten sonra tonlara ait satış fiatlan ayrıca ilân olunacaktır.
45)
60)
80) 100) 120)
50)
60)
80) 100) 120)
80) 120)
ve kar-
■■ SATILIK APARTIMAN _
Beyoğlu Kordelâ sokağında 75 No. lı apartıman 180 hisse itibariyle 170 hissesi satılıktır. İstlyen Beyoğlu İstiklâl caddesi Deva çıkmazm-da Yeril Mallar .yanındaki sokağında Violct pastahaııeslnde saat 14 ■ 18 yâ kadar müracaat ■■■■■■■■■■■■■
Z İD A AT
BANKASI
çekUen kur'a Lle aşağıdaki plâna g&-
BİRİKTİREN
OAHAT-GOtU
Senede 28.800 lira ikramiye
Ziraat Bankasında Kumbaralı ve ihbarsız tasarruf hesaplarında
12 Mart. 11 Haziran, 11 Eylül ve 11 Blrlnctkânun keşide tarihlerinden bir ay evvelki matlûp bakiyeleri 50 liradan az olmamakla beraber keşide tarihine kadar da matlûp bakiyeleri bu mlkdardan aşağı düşmi-yenler arasında senede 4 defa • - -.......
re İkramiye dağıtılacaktır,
4 Adet J000 liralık
4 » 500 *
4 • 250 ■
40 * 100 •
100 • 50 >
120 » 40 ■
160 ■ 20 >
DİKKAT
1(J00 Lira 2000 . JOUO ■ 4060 • 5000 ■ 4800 ■ 3200 .
Hesaplarındaki paralar bir sene İçinde 50 liradan aşağı düşmlyen-ıere llcra m t ye çıktığı tekdirde % 20 fazlasl|e verilecektir.
UYUZ ve DERİ HASTALIKLARINI DERMOLiV Geçirir.
■ Dr. A. Asım. Onur ■
Ortaköy Şifa Yurdu Şehir gürültüsünden uzak biı yerde büyük bir parkın içinde ve çamların ortasında fevkalâde güzel manzaralı, çok temiz • c iyi bakımlı, kadın, erkek her türlü hastalara açık hususî hastane. Sinirlerini ve yorgunluğunu dinlendirmek ve nekahet devrini geçirmek istiyen-lere mahsus yegâne müessese.
Telefon: 84421
Pangaltmın tam merkezinde satılık apartıman Dörtyol ağzı köşebaşı
Harbiye - Pangaltı Süleyman Nazif sokak 14 numaralı Işıl apartunani; altı kat altışar oda gayet büyük sof alı çok sağlam apartıman Beyoğlu Üçüncü barış yargıçlığınca 12/6/945 salı günü, saat 16 da izaleyi şuyu yo-lile satılacaktır. Numarası: 8/945
Zayi — Cide nüfus memurluğundan aldığım nüfus tezkeremi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. 337 doğumlu Ahmet oğlu Şevki Yıldız
Zayi — İznik nüfus memurluğundan aldığımız nüfus cüzdanlarını zayi ettik. Yenilerini alacağımızdan zayi lerin hükmü, yoktur.
1320 doğumlu Emrullah kızı Emine Türkay, 1930 doğumlu İsmail kızı Emine Altın



lirim
A>i


HER AKŞAM SAAT 2L30 da
Yeni Swlng ve tangolar, temiz ve çabuk servis;
CUMARTESİ ve PAZAR Gala Suareleri
Yaz mevsimi dolayıslle hava tertibatı alınmıştır.
Masalarınızı evvelden temin ediniz. ■■■■^■■■■1
V

Beyoğlu Kaymakamlığı Karşısında Satılık Bina
Meşrutiyet caddesinde az bir masrafla apartmana çevrilmesi mümkün altında mağazası bulunan 144 - 146 No. tajlı bina Beyoğlu Sulh HâklmliğL Başkâtlpllğlnce 25/6/945 pazartesi günü saat 16 da satılacaktır. Numarası 25/945. ff7667«
■^^■■^^■■■■Boğazlçinin en güzel yeri olan
TARABYANIN BÜLBÜL YUVASI
SÜMER PALAS
Dans Paviyonu ve Bar Amerikeni
AÇOLMÖ TUR
Her akşam saat 22 den 1 e kadar
ERAULIO PEREZ İŞTIRÂKİLE FEVKALÂDE CAZ
Cll mart e SI Ve PcİZcir Günleri 17 den 20 ye kadar
MATİNE — DANSAN
EKSİLTME İLANI
Toprak mahsulleri ofisi genel müdürlüğünden:
1 — Aşağıda yazılı yerlerde ve alette demontabl madeni siloların temel akşamı İnşası ve madeni akşamının montaj işi açık eksiltme suretiyle İhale edilecektir
Tahmin Muvakkat
Yapılacağı Eksiltmenin edilen bedel teminat Eksiltmenin
yer Adet yapılacağı yer Lira Krş. Lira Krş. Tarihi 8a.
Havza 12 Samsun İnşaat şantiye şef. 3403.52 260.— 18/6/945 15
Erzincan 12 Malatya inşaat şantiye şef. 3328.08 250.— 18/6/945 15
Çankırı 12 Ankara T. M. O. genel M.D. 3169.27 240.— 20/6/945 15
eksiltme saatinden bir
2 — Maden! siloların montajına ait keşif evrakı ve projeler .Ankara'da Ofis Genel Müdürlüğü Malzeme Müdürlüğünde ve Samsun, Malatya inşaat Şantiye şefliklerinde görülebilir.
3 — Bu İşe talip olanların en geç İhale tarihinden bir gün evveline kadar İnşaat Müdürlüğüne Samsun ve Malatyadakller için de sözü geçen yerlerdeki şantiye şefllkleTlnc müracaat ederek bu İşi yapabileceklerine dair birer vesika almaları lizımâır.
4 — Eksiltmeye girmek İsteyenlerin en geç ________________________„ „„
saat evvel lâzım gelen muvakkat teminatlarını Genel Müdürlük veznesine ve Samsun, Malatyadakller de inşaat şantiye şeflikleri muhasebeleri -ne yatırmış bulunmaları lâzımdır._______________________________ „77540
Pamuz ve izoleli ve emaye bobin teli satın alınacak
Toprak mahsulleri ofisi genel müdürlüğünden:
(100 Kg. 1,30 m/m ilk, 100 Kg. 1,35 m/m ilk. 150 Kg. 1,40 m/m lik ve 50 Kg. 1,45 m/m İlk pamuk izoleli tel) ile (50 Kg. 0,90 m/m lik ve 50 Kg. 1,20 m/m İlk emaye bobin teli) satın alınacaktır.
Bu malzemeler İçin hazırlanan şartlaşmalar, bedeli karşılığında Ankara'da Genel Müdürlük Malzeme Müdürlüğünden ve İstanbul’da şubemizden alınabilir.
Pamuk İzoleli telin eksiltmesi 22/8/1945 cuma günü saat 10 da ve emaye telin eksiltmesi de aynı gündesaat 17 de yapılacaktır.
Satmak İsteyenlerin şartlaşmada yazılı temlnatlaTlylo birlikte teklif mektuplarını eksiltme saatlerine kadar Genel Müdürlüğe vermeleri ilin olunur,«7736»
Devlet orman işletmesi İstanbul revir amirliğinden:
1 — İstanbul revirinin şile bölge^ne bağlı Kurna Devlet ormanında 12 No. lı maktada tahminen 1286 kental kömürün kesim, imal ve Kurna, Alaçalı iskeleleri depolarda nakil işi.
2 — Beher kentalin kesim, Imallye, ve nakil için beiıer kentalinin muhammen bedeli 800 kuruştur
3 — Muvakkat teminat 771 lira 60 kuruştur.
4 — Eksiltme 20/6/945 tarihine rastlayan çarşamba günü saat 15 de : şile bölge binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
5 — Buna alt şartname Orman umum Müdürlüğünde, İstanbul, Ya-
1 lova, Büyükdere, Vize revir Anı iril kibriyle şile bölge şefliğinde görülebilir.
.7711.
10 Haziran 1945
Tarım Bakanlığından
1 — Niğde Dinin Aksaray ilçesine 23 kilometre mesafede Koçaş mevkiinde kurulan Koçaş Teknik Ziraat Okulunda bir adet yatakhane binası, bir adet kız öğrenci pavyonu, bir adetköy sanatları atölyesi, bir adet çamaşırlık, İki adet lâboratuvar binası İnşası kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu İnşaatın tahmini keşif bedeli 558.fr94.Bl Uradır. Muvakkat teminatı 26110 liradır.
3 — Kapalı zarf usullyle eksiltme Tarım Bakanlığı binasında toplanacak İnşaat komisyonunda 27/6/945 tarihine rastlayan çarşamba günü saat 15 de yapılacaktır.
4 — Eksiltme şartnamesi ve bu inşaata ait diğer evrak ve plânlar yirmi sekiz Ura mukabilinde Bakanlıt Levazım Müdürlüğünden alınabilir.
5 — Eksiltmeye girecek müteahhitlerin Bakanlıktan bir vesika almaları şarttır. İsteklilerin bu vesikayı alabilmeleri için resmi tatil gtlnleri hariç olarak eksiltme tarihinden en az üç gün evvel bir dilekçe İle Bakanlığa müracaat ederek dilekçelerinde bir kalemde bu İşe benzer üç yüz bin liralık bir inşaat işini muvaffakiyetle İkmal ettiklerine dair resmi idarelerden Verilmiş vesikayı rapt etmeleri şarttır. İsteklilerin gerek maU vaziyetler! ve gerek teknik teşkilâtlan ve halen taahhütlerinde mevcut iş vaziyetleri ve ş|mdlye kadar yaptıkları diğer bütün işlerdeki derece! muvaffakiyetleri tetkik edilerek komisyonca haklarında edinilecek kanaatin müsbet bulunması lâzımdır.
6 — Keşif bedelinden tenzilât yüzde hesabiyle yapılacaktır. Buna göre taliplerin yazı ve rakamla yazacakları teklif mektuplarını ayrı bLr zarfa, ehliyet vesikası. Ticaret odası vesikası ve şartnamede yazılı diğer vesikalarını ve mıivakkat teminat makbuz veya mektubunu ayn bir zarf» koyduktan sonra kapalı mühürlü zarflarını eksiltme saatinden bir saat önceye kadar komisyon başkanlığına tesUm eylemeler! ilân olunur.
Postada vuku bulacak gecikme nazarı dikkate alınmaz. «7582»
Tarım Bakanlığından
Konya - Sarayönü özden teknik ziraat okulunda bir adet kız öğrenci pavyonu bir adet köy sanatları atölyesi bir adet çamaşırlık üç adet tabo-ratuvar binası inşaatı kapalı zarf usu İlle eksUtmeye konulmuştur.
1 — Bu İnşaatın tahmini keşif bedeli 309.705.91 Ura muvakkat teminat 16.139 liradır.
3 — Kapalı zarf usullle eksiltme tarım bakanlığı binasında toplanacak İnşaat komisyonunda 25. 6- 945 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 15 de yapılacaktır.
4 — Eksiltme şartnamesi ve bu inşaata alt diğer evrak ve planlar 1550 Ura mukabilinde bakanlığımız levazım müdürlüğünden alınabilir.
5 — Eksiltmeye girecek müteahhitlerin bakanlıktan bir vesika almaları şarttır. İsteklilerin bu vesikayı alabilmeleri için resmi tatil günleri hariç olarak eksiltme tarihinden en az üç gün evvel bir dilekçe De bakanlığa müracaat ederek dilekçelerinde bir kalemde bu İşe benzer 200.000 liralık bir İnşaat işini muvaffakiyetle ikmal ettiklerine dair resmi İdarelerden verilmiş vesikayı rapt etmeleri şarttır. İsteklilerin gerek mali vaziyetleri ve gerekse teknik teşkilâtlan ve halen taahhütlerinde mevcut iş vaziyetleri ve şimdiye kadar yaptıktan diğer bütün İşlerdeki muvaffakiyet dereceleri tetkik edilerek komisyonca haklarında edinilecek kanaatin müsbet bulunması lâzımdır.
6 — Keşif bedelinden tenzilât yüzde hesabile yapılacaktır. Buna göre taliplerin yazı ve rakamla yazacaklıfrı teklif mektuplarını ayn bir zarfa ehliyet vesikası ticaret odası vesikası şartnamede yazılı diğer vesikalarını ve muvakkat teminat mektubu veya makbuzunu ayrı bir zarfa koyduktan sonra kapalı zarflarını eksiltme saatinden bir saat önceye kadar komisyon başkanlığına teslim eylemeleri İlân olunur.
Postada vuku bulacak gecikmeler nazarı dikkate alınmaz. (7583i

Tarım Bakanlığından
1 — Manisada Beydere Teknik ziraat okulunun bir adet köy sanatları Atölyesi bir adet kız talebe pavyonu bir adet süt evi bir adet şarap evi 1U adet lâboratuvar bir adet çamaşırlık binaları kapalı zarf usullle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu inşaatın tahmini keşif bedeli 418.342.49 Ura muvakkat teminât 20484 liradır.
3 — Kapalı zarf usullle eksiltme Tarım Bakanlığı binasında toplanacak İnşaat komisyonunda 22/6/945 tarihine rastlayan cuma günü saat 15 de yapılacaktır.
4 — Eksiltme şartnamesi bu inşaata alt diğer evrak ve plânlar yirmi lira mukabilinde Bakanlığımız Levazım müdürlüğünden alınabilir.
5 — Eksiltmeye girecek müteahhitlerin Bakanlıktan bir vesika almaları şarttır. İsteklilerin bu vesikayı alabilmeleri İçin resmi tatil günleri hariç olarak eksiltme tarihinden en az üç gün evvel bir dilekçe ile Bakanlığa müracaat ederek dilekçelerinde bir kalemde bu İşe benzer 250— liralık bir İnşaat işini muvaffakiyetle ikmal ettiklerine dair resmi idarelerden verilmiş vesikayı rapt etmeleri şarttır. İsteklilerin gerek mail vaziyetleri ve gerekse teknik teşkilâtları ve halen taahhütlerinde mevcut iş vaziyetleri ve şimdiye kadar yaptıkları diğer bütün işlerdeki muvaffakiyet dereceleri tetklg edilerek komisyonca haklarında edinilecek kanaatin müsbet bulunması lâzımdır.
5 — Keşif bedelinden tenzilât yüzde hesabile yapılacaktır. Buna gör# taliplerin yazı ve rakkamla yazacakları teklif mektuplarım ayn bir zarfa ve ehliyet vesikası ticaret odası vesikası şartnamede yazdı diğer vesikalarım ve muvakkat teminat mektup veya makbuzunu ayn bir zarfa koyduktan sonra kapalı ve mühürlü zarflarını eksiltme saatinden bir saat öncüye kadar İnşaat komisyonu başkanlığına teslim eylemeleri ilân olunur.
Postada vuku bulacak gecikme nazarı dikkate alınmaz. »7580»
Tarım Bakanlığından
1 — Gebze - Tuzla mevkiinde Çayırova teknik bahçıvanlık okulunda bir adet yatakhane, bir adet kız öğrenci pavyonu, bir adet köy sanatları atölyesi, bir adet çamaşırlık, bir adet süt evi. üç adet laboratuvar, bir adet umumi helâ binaları İnşaatı kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu İnşaatın tahmini keşif bedeli (500,747» lira «71> kuruş olup muvakkat teminat 24.020 liradır.
3 — Kapalı zarf usullyle eksiltme Tarım Bakanlığı binasında toplanacak İnşaat komisyonunda 26. 6. 945 tarihine rastlayan salı günü saat 15 de yapılacaktır.
4 — Eksiltme şartnamesi, plân ve diğer evrak «25» lira «50» kuruş mukabilinde Bakanlık levazım müdürlüğünden alınabilir.
5 — Eksiltmeye girecek müteahhitlerin Bakanlıktan bir vesika almaları şarttır. İsteklilerin bu vesikayı alabilmeleri için «resmi tatil günle-,rl hariç» olarak eksiltme tarihinden en az üç gün evvel bir dilekçe İle Bakanlığa müracaat ederek dilekçelerinde bir kalemde bu işe benzer «üç yüz bin» liralık bir inşaat işini muvaffakiyetle İkmal ettiklerine dair resmi idarelerden verilmiş vesikayı rapt etmeleri şarttır.
İsteklilerin .gerek mail vaziyetleri ve gerekse teknik teşkilâtları ve halen taahhütlerinde mevcut İş vaziyetleri ve şimdiye kadar yaptıkları diğer bütün işlerdeki derccei muvaffakiyetleri tetkik edilerek komisyonca haklarında edinilecek kanaatin müspet bulunması lâzımdır.
0 — Keşif bedelinden tenzilat yüzde hesabiyle yapılacaktır. Buna göre taliplerin yazı ve rakamla yazacakları teklif mektuplarını ayrı bir zarfa, ehliyet vesikası, ticaret odası vesikası ve şartnamede yazılı diğer vesikalarım ve muvakkat teminat makbuz veya mektubunu ayrı bir zarfa koyduktan sonra kapalı zarflarını eksiltme saatinden bir saat önceye kadar komisyon başkanlığına teslim eylemeleri İlân olunur.
Postada vuku bulacak gecikmeler nazarı dikkate alınmaz. (7581)
İstanbul Sular İdaresinden:
1 — Büyükadada henüz boru döşenmemiş olan sokaklardaki evlere, geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da haziran sonuna kadar su durumunun elverişli olduğu günlerde hortumla şu verilebilecektir.
2 — Böyle su almak lstlyenlerin hortumu sağlam olarak kendileri tedarik etmek şarllle isteklilerini Büyükadadakl şubemize bildirmeleri.
(7693)

ALBAYRAK
PİRİNÇ ve HUBUBAT UNLARI
Deposu: Tahmis sokak No. 14. Telefon 20941 — Telgraf: Albayrak - İstanbul.
İZAHLI
MAHALLE MUHTAR VE 1HT1YAR KURULLARI TÜZÜĞÜ
Zühttt Çubukçuoğlu tarafından yazılan bu kitap
100 kurufl flütle satılmaktadır.
Sene 27 — No, 9571 — Fiat! her yerde 10 kuruştur.
PAZAR 10 Haziran 1945
Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü; Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
San - Francisco konferansında esmeye başlayan sevinç ve
ümit havası
San - Francisco'dan birdenbire ümitli havalar esmeye başladı, Konferansuı çıkmazdan, hattâ bir aralık uğradığı dağılma tehlikesinden kurtulduğu ve bir anlaşmaya varıldığı haber veriliyor. B. B. C. İngiliz radyosunun muhabiri: uKüçük milletler rahat nefes aldılar!» diye sevinmiş. Konferansın, ayin yirmisinde biteceği, Amerika Cumhur Başkanı M, Trumanın, kapanış nutkunu söylemek için San -Franciscoya gideceği de bildiriliyor.
Bu kadar sevince ve iyi haberlere sebep olan hâdise, yani son günlerde birdenbire elde edilen hayırlı netice nedir?
Bundan böyle, herhangi bir devlet tecavüze kalkışırsa Milletler arası güvenlik kurulu hemen harekete geçerek ordularım ve uçaklarını, saldırgan devlete fearşı mı gönderecek? Yahut Birleşmiş Milletler, hazırlanan Anayasa gereğince, bütün güçlerile tecavüze uğrayan milletin yardımına koşmak yükümü altına mı girdiler?
Bunlardan hiç biri değil.
Çözülen pürüz, kabul edilen nokta sadece şudur:
Kurulun on bir kişilik konse yi, yani İdare Meclisi herhangi bir meseleyi ele alıp incelemek isterse, buna kimse engel olamayacak, veto hakkını kullanamı-yacak
Bir meseleyi, meselâ iki devlet arasında çıkan bir anlaşmaz-lığı incelemek, bu mesele hakkında karar vermek, çare aramak demek değildir Konseyin, bir mütecavize karşı herhangi tedbiri alabilmesi için beş büyük devletin ittifakı gene şarttır. Bir meseleyi — hiç bir karara varmadan — sadece tetkik etmek Üzerinde bile anlaşma olmamıştı, konferans bu yüzden çıkmaza girmişti. Şimdi bu nokta üzerinde anlaşma olduğu için herkes geniş bir nefes almış.
Konseyin bîr meseleyi tetkik edebiImesile neyin önü alınacağını pek kestiremiyoruz. Daha doğrusu, kabul edilen metinler elimizde olmadığı için konferansın vardığı netice hakkında hüküm dermek istemeyiz. Herhalde, Dumbarton Oaks tasarısında, San . Francisco konferansının esaslı bir şey değiştirmediği muhakkaktır. Bu tasan ise — hiç değişmeyen mahut veto mesele-sile — milletler arasında emniyeti korumaya, tecavüzü önlemeye hiç yeter değildir.
Büyük devletlerin, ve onlara uymak zorunda kalan küçüklerin. San . Franciscodan eli boş dönmektense bir anlaşma imzalamayı tercih ettikleri anlaşılıyor, Son veto meselesine İtiraz eden Sovyet Rusyanm da, zaten fiilî bir kudreti olmıyan Emniyet teşkilâtı anlaşmasını en basit bir mesele yüzünden bozmak soravmı üzerine almaktan son dakikada çekindiği görülüyor.
Avıupada en çetin harbin zaferle bittiğini gören dünya, sulhun bir türlü gelmemesinden, tersine olarak her gün yeni bir çatışma çıkmasından o kadar bunalmış kj herhangi iş üzerinde anlaşma elde edilmesini, büyük bir ağırlık kalkmış gibi, sevinçle karşılıyor. San _ Francisco anlaşması dolavısile esen ümit havasının psikolojik sebebi buhur.
Bununla beraber, hiç şüphe yok ki milletler arası güvenlik Kurulu işinde, sulh vç emniyeti tam koruyacak şekilde olmasa da, herhangi bir anlaşma elde edilmesi hiç bir neticeye vanl-mamaktan daha hayırlıdır. Bugün varılan neticeye güvenip, milletlerin — bilhassa küçük denilen milletlerin — kendilerini
Milletvekili seçimi
Dün de namzetlik için müracaatlar oldu
İkinci seçmenler Partili verilemiyeceğinde Münhal bulunan İstanbul millet vekilliği İçin namzetliğini koymak üzera dün de yeniden müracaatlar olmuştur. Dün müracaat edenler eski şehremini Prof. Cemil Topuzlu, hayan Nezihe Muhlddln, Üsküdar Tekel İdaresi memurlarından Hikmet Çeçen, Fenerbahçe kulübü umumi kâtibi Havri Celâl Atamer, Göztepede oturan Mustafa Yaltı, Devlet Demiryolları eski memurlarından yüksek mühendis Refik Mangıoğlu. şair Asaf Halet Çelebl'dlr.
Dün bir gamete eski İstanbul millet vekili Abldln Daverln namzetliğinden bahsediyordu. Kendisi bu haberin doğru olmadığını söylemiş ve: «Seçilmemi lstlyen beş on vatandaşım varsa kendilerine gösterdikleri teveccühten dolayı teşekkür etmekle beraber millet vekilliğine namzetliğimi | koymak arzusunda olmadığımı bildiririm.* demiştir.
Eski vali Muhlddln Üstündağ, şair Halit Fahri Ozansoy. emekli general Cafer Tayyar’ın da namzetliklerinden bahsedilmektedir. Fakat henüz resmi müracaat olmamıştır.
ikinci seçmenler millet veklUnl partiye bağlı veya bağsız olanlar arasından mı seçeceklerinde tereddüde-dlyorlar. İkinci seçmenlerden bazıları reylerini mutlaka partili namzede vereceklerini, bir kısmı İse düşüncelerini en İyi anlatacak olanları tercih edeceklerini söylüyorlar.
Profesör Cemil Topuzlu’nun müracaatı Eski şehremini Prof. Dr. general Cemil Topuzluya birçok meslektaşları ve kendisini sevenler müracaat ederek namzetliğini koymağa teşvlfc etmişlerdir. Bunun üzerine profesör dün saat onda Vali ve Belediye Reisi Dr. B. Lûtfl Kırdan makamında ziyaret ederek namzetlik istidasını vermiştir. General Cemil Topuzlu seçimden evvel programını neşredecektir, Zongııldakta
Zonguldak 0 — Zonguldak millet vekilliği İçin şimdiye kadar İki kişi resmen müracaatla namzetliğini koymuştur. Bunlardan biri Parti genel sekreterliğinde kâtip Halim Cavlt
Petain’in yargılanması
Daladier aleyhinde şahitlik etti
Londra 10 (R.) — Eski Fransız Başbakanı Daladier dün gece Pâtaln aleyhinde şahitlik etmiştir. Eski Baş-bakan'a göre Petaln iktidarı ele geçirmek lstlyen bir (megalomanyak) idi. Mevsimsiz (rAteş keso emrini vermekle Fransız müdafaasını sekteye uğratmış, bir milyon Fransız’ın slr edilme • sine sebep olmuştur,
HAFTA KONUŞMASI
Utla serenat -Mandolinle gazel
Yazan: Refik Halid Karay Bugün bsşinci sahifemizde
tecavüzden masun saymalarına imkân yoktur. San . Franciscoda kurulan emniyet yapısının temeli üç büyük devlet arasında sürekli birlik ve beraberliktir. Bu anlaşma ve beraberlik bozulduğu gün, milletler arası güvenlik yapısı da yıkılacaktır.
Buna rağmen, milletleri, emniyeti korumak bakımından birleştirip teşkilâta bağlamak işi dahi küçümsenemez, Çünkü bu kurul ile birlikte, her çeşit milletler arası vicdan, bir mahkeme, bir ahlâk doğmuş demektir. Bu yeni siyasî ahlâk duygulan, bugünkü şeklinde, tecavüzü hemen ceza tepkisi görecek suçlar sırasına sokacak derecede kuvvetlenmiş olmasa da, bir devletin hareketini hiç olmazsa ayıp sayacak bir milletler vicdanı teşekkül etmiştir. Kurulan yeni
olmıyanlara rey verilip tereddüt ediyorlar
Bayan Nezihe B. Halil Fahri Muhlddln Ozanso]/
Arcak. diğeri Zonguldak Parti başkanı Ali Rıza İncealemdaroğlu'dur, lzmitte 8 kişi müracaat etti
İzmit 10 (Akşam) — Açık bulunan millet vekilliği için 35 kişinin müracaat ettiği, hoparlörlerde propaganda yapıldığı hakkındakl haberler çok mübalâğalıdır. Dün akşama kadar müracaat eden namzet sayısı sekizi geçmemiştir. Umumi hoparlörlerde hiçbir propaganda yapılmamıştır. Ancak bir sinemacı, bir arkadaşı İçin sinema hoparlöründe birkaç söz söylemiştir.
Kocaeli millet vekilliği İçin namzetliğini koyanlar arasında şunlar da vardır: Ankara Belediye Başkan muavini ve eski Adapazarı Belediye reisi Rauf, Türk Yolu gazetesi sahibi Rlfat Yüce, Birinci Umumi müfettişlik mali müşaviri B. Rüştü Demlroğlu. Hamdı Çağlar.
Yeni namzetler
Ankara 10 (Telefonla) — İstanbul Üniversitesi Hukuk fakültesi profesörlerinden B. Hıfzı Veldet İle Ankara doktorlarından Muzaffer Sezer açık bulunan çorum millet vekilliği için namzetliklerini koymuşlardır.
Ankarada bulunan Maliye Bakanlığı eski Mail tetkik heyeti âzasından B. İsmail Rüştü Asal da Kocaeli millet vekilliği İçin namzetliğini koymuştur. B. İsmail Rüştü Asal, evvelce 3 sene Londra elçiliği mail müşavirliğinde de bulunmuştu.
Batavya’ya hava akını
Japonya’da bir çok yerler bombardıman edildi
Manlllâ 10 (R.) — En uzak bir hava seferi Amerikan Llberatör uçakları tarafından yapılmış ve bu uçaklar fasılasız olarak 4890 kilometre küfede rek Japonların işgali altında bulunan Holnnda Doğu Hindistan'ın başşehri Batavya’yı bombalamışlardır.
Londra 10 (R. ) — Üstün uçan kaleler Japon uçak fabrikalarına, For-moz adasındaki hedeflere, Borneo adasının kuzey doğu sahiline akınlar yapmışlardır,
Çin kıtaları Hindi Çini hududuna varmışlardır. Amerikan kıtaları Okl-nava adasında başka noktalara da çıkmışlardır.
Cemiyetin en ayırıcı, en garip vasfı büyük devletlerin, kendilerini her türlü, suçtan münezzeh saymalarıdır. Bu da ancak, ilk suç işlenlnceye kadar devam eder, milletler arası ceza kanunu ona göre değişir.
San - Franciscoda elde edLlen anlaşmanın — ehemmiyetsiz sayılacak bir mesele etrafında olmakla beraber — sevinç uyandırmasına belli başlı sebep, başarısızlık olduğu takdirde dünyadaki kargaşalığın ne derece artacağı düşüncesinden doğan korkulardır Sovyet Rusyanın nihayet karara katılması bu bakımdan da ümit verici görülmüştür. Üçler arasmda olacağı söylenen toplantı, sıkıntılı konuların birinden kurtulmuştur. Bu da bir kazançtır,
Necmeddin Sadak
Suriye ve Lübnan’da durum yeniden gerginleşmeğe başladı
Ingiliz Orta Doğu Bakanı Beyrut ve Şam’a gitti & “---------- ------------- CL
Arap Birliği Konseyi dün toplandı, buhrandan^ doğacak bütün ihtimalleri gözden geçirdi §
Londra lo (R.) — İngiltere’nin Orta Doğu Bakanı M. Grlg Beyrut’a gitmiştir. Oradan Şam’a hareket edecek, Suriye Hükümet erkânı İle görüşecektir. Knhlre’dekl Reuter muhabirinin bildirdiğine göre Arap Birliği Suçlye ve Lübnan’daki Fransız kuvvetlerinin çekilmesi hususundaki İstekleri desteklemektedir.
Nevyork radyosuna göre Suriye ve Lübnan’da vaziyet yeniden gerginleşmiştir. Fransızlar Suriye’den çektikleri kuvvetleri Suriye - Lübnan hududunda topluyorlar. Bu tahşldiat İngiliz tahkimli noktaları civarında yapılmaktadır.
Arap birliği konseyinin toplantısı
Londra 10 fR.) — Arap Birliği kon-
Tito kuvvetleri Tries-teden çekiliyorlar
Dün imza edilen anlaşmaya göre bu kesimde mareşal Alezander’in emri altında 2000 Yugoslav askeri kalacak
Trieste’den bir görünüş
Londra 10 (R.) — Trlesto’dekl Yugoslav kuvvetleri çekilecektir. Bu mıntakada mareşal Alexander’ln emri altında 2000 Yugoslav askeri kala-lacaktır.
Londra 10 (R.) — Bu sabah Trles-teden gelen haberlere göre, Tlto birlikleri kamyonlara binmekte ve bu bölgeyi terketmeğe hazırlanmakta-dırlar. Trlestedekl duvarlar üzerine yapıştırılmış olan Yugoslav propaganda afişleri kapatılmıştır.
İki taraf arasında imzalanmış olan anlaşma gereğince Tlto kuvvetleri Teleste ve Venezla Julla bölgesini salı gününden İtibaren tahliye etmeğe başlı yacaklardır.
Anlaşmanın esasları
Londra 10 (A.A.) — Venezla Julla bölgesinin İdare şekil hakkında Yugoslav Dış işleri Bakanı M. Subaslç ile İngiltere ve Birleşik Amerikanın Belgrad büyük elçileri arasında İmzalanan anlaşmanın metnidir:
1 — Venezla Julla bölgesinde Trles-teyi, Gorltza ve Avusturyaya giden demiryolunu ve şosesini Caporetto, Tarvlslo, Pola'yı ve istirya’nın batı sahilindeki İrtibat noktalarını İhtiva eden hattın batısında kalan kısımlar Müttefik başkomutanlığının emrine verilecektir. Bu hattın batısında bulunan bütün kara, hava ve deniz kuvvetleri, anlaşmanın yürürlüğe girmesini mütaakıp Müttefik başkomutanlığının emrine girecektir.
2— Bu bölgedeki Yugoslav kuvvetleri muntazam kuvvetlerden mürekkep ve her rütbede 2000 askeri geçmlyecek olan bir birlikten ibaret olacaktır. Bu kıtalara, Müttefik başkomutanlığının İdari servisleri tarafından bftkjlacak-tır. Bunlar Müttefik başkomutanlığı tarafından bu hattın batısında tâyin edilecek bir kesimi İşgal edecekler ve
şeyi dûn Kahlre’de toplanmış ve İki buçuk saat görüşmüştür. Bu görüş-med0 Yakın Doğu buhranından doğacak bütün İhtimaller gözden geçirilmiş ve tam bir birlik hasıl olmuştur.
Lübnanlıların istekleri
Londra 10 (R-) — Beyrut’ta bulunan bir Fransız muhabirinin bildirdiğine göre dün Lübnan Genel karargâhında bir kaç saat süren bir toplantı yapılmıştır. Cumhur Başkanı. Meclis Reisi, Dış İşleri Bakanı toplantıda hazır bulunmuşlardır. Dış işleri Bakam, toplantıdan sonra İngiliz elçisini ziyaret etmiştir.
Lübnan hükümeti bir muhtıra neşre tnılştlr. Bunda şu esaslar vardır:
1 — Müttefiklerin yanı başında harbe İştirak etmiş müstakil bir mll-
bu bölgede kalacaklardır.
3—Müttefik başkomutanlığı Müttefik asker! kumandanlığı vasıtaslle gösterilen hattın batısındaki bölgeyi, Po-la’yı ve İstirya’nın diğer sahillerini İstediği gibi İdare edecektir. Küçük bir Yugoslav heyeti sekizinci ordu karargâhında bulundurulabilecektir. Müttefik kumandanlığı, Müttefik başkumandanlığı için muvafık görülebilecek hâlen mevcut bütün Yugoslav mülki İdarelerini kullanacaktır. Bununla beraber, Müttefik askeri hükümeti, faydalı gördüğü bütün askeri ve mülk! makamları hizmette bırakmak ve memurlarını değiştirmek yetkisini haiz olacaktır,
4 — Mareşal Tlto, gösterilen bu hattın batısında bulunan bütün muntazam Yugoslav kıtalar ile Pola şehrinde ve dolaylarında bulunan kuvvetlerin geri alınmasını emrede-cektlr. Askerler, 12 haziran saat sekize kadar bu çevreden ayrılmış olacaklardır. İkinci fıkrada zikredilen Yugoslav birliğinin İdamesine alt anlaşmalar. Müttefik başkumandanlığıyla Yugoslav kumandanlığı arasında tesblt olunacaktır.
5 — Bu çevrede bulunan gayrı muntazam kuvvetler Müttefik başkomutanlığının kararı gereğince ya silâhlarını teslim ederek dağılacaklar, yahut da mezkûr çevreyi terkedlecek-lerdir.
6 — Yugoslav hükümeti bu çevrede tevkif ettiği veya sürdüğü halkı tahliye edecektir. 1939 danberl Yugoslav tabiiyetinde olanlar bu kayıttan müstesnadır. Yugoslav hükümeti müsadere edilen veya alman malları da İade edecektir.
Bıı anlaşma, Venezla Jullan’-nrn mezkûr hattın batısında ve doğusunda bulunan kısımların ileride tâyin edilecek mukadderatına hiçbir veçhile tesir etmlyecektir.
jÖ let olan Lübnan, kendisi temsil edlK medlğl takdirde Yakın Şark konf«£ ransını ve verilecek kararlan tanımfj yataktır. 0)
2 — Askeri hususlarda kendisi^
Suriye İle aynı seviyeye getlrmlylfc kararlan reddedecektir. ;>,
3 — Lübnan hükümeti Suriye ıflî
Lübnan’da Fransız kuvvetleri btıiun-m asın a teessüf etmekte ve bıındaK hâdiseler çıkmasını zaruri bulm JE dır. (O
4 — Müstakil Lübnan dia Surljfl) gibi hâkimiyet şartlarından istifade
Suriye ve Lübnan orduları
Kahire S (AA.) — Sanıldığına göre, yeni Suriye vc Lübnan ordularının Mısır ordusuna mfnsup subaylar tarafından talim ettirilmeleri için plânlar hazırlanmıştır. Beş subaydan mürekkep bir Mısır askeri heyetinin Yakın Şarka gitmesi için bir anlaşma İmzalanmıştır.
Marsilya’da çarpışmalar
Marsilya 9 (AA.) — Dün Mardl-ya'da Araplar la Senega İlilir arasında çarpışmalar olmuştur 2 kişi ölmüş, 13 ağır. 50 kişi hafif suritte yaralanmıştır. Amerikan kuvvetleri müdahale ederek sükûnu tesis etmişlerdir
Fransız generalinin sözleri
Paris radyosu 9 (B. Y. U. M i — General Olivc Rogft, barın kanh-rıın-sında önemli bir demeçte bulunmuş ve Suriye İle Lübnan’da cereyan rdm olayların özetini yaptıktan şrnra şunları söylemiştir:
a— Suriye ve Lübnan'da öyle olaylar olmuştur kİ söylemcmezllK edemi-yeceğlm. ingilizier 19 mayıstan beri devamlı olarak Suriye ve Lübnanlılara mühimmat vermişlerdir M-e'û 22 - 23 mayıs gecesi 61 İngiliz kamyonu sözde «Suriye milli ordu» m silâh getirmiştir. Bu silâhlarla teıh z edilen Suriyeliler. Surivedeki Fransız tebaasına karşı çojt çirkin hareketlerde bulunmuşlardır.-
Londra 9 (A.AJ - Londra'daki resmi mahfiller, dün. Fransanin Sam eski komutam General Olive Rnpef nln^Surlye ve Lübnan’da Ingi'iz subaylarının tavrı hareketi hakkında İleri sürdüğü İddiaları şiddetle reddetmişlerdir.
Almanya’da 640,000 Yahudi öldürülmüş Paris 9 (R) — Harbden evvel Almanya’da bulunan 800.000 Yahudiden % 80 1 yani 640.000 Yahudi Naziler tarafından öldürülmüştür.
Abdülhamid'in bile bile hapisten kaçırttığı gazeteci üstadı:
7 eodor Kasap
Hayatı, yaptığı işler, çıkardığı gazeteler
YAKINDA BAŞLIYORUZ
DİKKATLER:
5 milyon boş şişe
Anıerikaya beş milyon şişe ıs-marlıyormuşuz. Dört milyonu bira, bir milyonu da şarap şişesi. Bir refikimiz: Hani şişe imalâtımız kâfi geliyordu?» diye sordu. Biz de düşünüyoruz ki: Ton he-sabile, 5 milyon şişe bir fabrikadan hafif olmasa gerektir. Bari iki numaralı bîr şişe fabrikası getirtseydik. Birüıeiyi işletmek mümkün olduğuna göre İkinciyi de işletebil irdik
Sahile 2
AKŞAM
10 Haziran 1943
SÖZÜN GELİŞİ
Almanya yeni nizama kavuştu
|U| eşhur sözdür: «Arayan bulur» derler. Almanya da, yıllardır *’■ peşinde koştuğu yeni nizama, yani o nizamla dünyanın her tarafında kurmak istediği sıkı, kontrollü, dört yanı bağlı, çemberli, bölgeli idareye nihayet, mağlûp olmasına rağmen, kavuştu.
Almanya, kuracağı yeni nizamda daima en yüksek otorite taraflısı idi. Alman topraklarına yerleşen muzaffer devletler neşrettikleri son beyannamede «Almanya üzerinde en yüksek otorite olduklarının ilân ettiler. .
Almanya, kuracağı yeni nizamda eline geçirdiği devletleri ne zamana kadar olacağı bilinmiyen bir devre için kontrol edeceğini ilân etmişti. Hiç bir memlekete, günün birinde çıkacağını söyliyerek girmedi. Hattâ işlerin kötü gitmeye başladığı günlerde bile gazeteciler Flitlerin sözcüsüne, Almanların Roma uy atlan çıkmak niyetinde olup olmadığını sordukları zaman sözcü «Al-manyatın böyle bir niyet beslemediğini» açıktan açığa beyan etmişti. Yani Almaıı kontrolünün ne saman sona ereceği belli değildi. Şimdi Alman topraklarına yerleşen muzaffer devletler «Ai-manyayı gayri mahdut bir devre için kontrol edeceklerini» ilân etmelerdir,
Almanyanın yeni nizamı, işgal altındaki memleketlerde ne bir hükümet tanırdı, ne de bir otorite. Muzaffer devletlerin kontrol komisyonu Almanyada «ne bir merkezi hükümet, ne de bir otorite» tanıyor Beyannameye göre Almanya hükümranlığı haiz bir devlet olmaktan çıkmıştır,
Nazi Almanyanın dünyada kuracağı yeni nizama göre her •memleket silâhlarını, gemilerini, fabrikalarını maden ocaklarını, demiryoDanm, işçilerini, yiyecek, içecek namına ne varsa hepsini Alman’ara teslim edecekti. Müttefikler Alman yeni nizamının bu maddesine de saygı göstermişler, Almanyanın, — yiyecek maddeleri hariç — bütün silâhlarını, harb gemilerini, maden ocaklarını, fabrikalarını, demiryollarını ve İşçilerini müttefiklere teslim edeceğini yaydıkları son beyannamede ilân etmişlerdir.
Binaenaleyh Almanya, dünyada görmek istediği yeni nizama, mağlup olmasına rağmen, herkesten evvel kavuşmuş, Nazllerin hayali hakikat olmuştur. «Her millet istediği şeklide İdare edilecek» diyen müttefikler doğrusu bundan ilk olarak Alınanyayi mahrum etmediler. Şevket Rado
Berlin’de büyük bir geçit resmi yapılacak
Şehrin ortasında şimdiden büyük tribünler inşa edildi
Bu sene okuldan 50 kişi mühendislik
diplomatı almıştır
Btflln 10 «Al — MilltrfUt Mata-n Rua işgal ordusu ile irtibat tesis edince Berlin'de büyük bir zafer geçidi yapılacaktır. Ruslar cehrin ortasında şimdiden büyüle tribünler inşa etmişlerdir. Bu tribünün üzerine Ohurchlll'ln, müteveffa Roosevelt'ln ve Stalln’lû resimleri asılmıştır.
Gl. Bradley’in demeci
Vaşington 10 (AA.) — 12 nel Amerikan orduları grupu eski kumandanı General Om ar Bradiey burada yaptığı bir demeçte, İngiliz ve Amerikalıların ordularını Berlin'e karşı yürütmek İçin hiç bir plân hazırlamamış olduklarını söylemiş ve şöyle demiştir:
.Bunu biz açığa vuramazdık. Zira, bu ta kirde bunu öğrenen Almanların kiilll kuvvetlerini Ruslara karşı çevirmeleri mümkün olurdu.»
General Bradlcy, Almanlar tarafından Ardennesler'de yapılan karjı hücumun Amerikan taarruzunu 10 ocaktan 10 şubata kadar bir ay geciktirmiş olduğunu açığa vurmuş, fakat bu taarruzun Alman ordusundan geri kalan kısmı zayıflattığını ve bu şirretle harbin sonunu yaklaştırmış olduğunu İlâve etmiştir. General Bradley demiştir M:
«Almanlar. Güney Almanya'nın İÇ kalesinde son bir mukavemet göstermek İçin plânlar hazırlamışlar, fakat lâzım gelen kuvvetleri toplayamamışlardır. Almanların bunu yapamamalarına sebep Ruhr çevrildiği zaman 317.000 kayıp, vermiş olmalarıdır. Müttefik ilerlemelerinin başarı lle bitirilmesinin sırrı, Müttefik hareketlerinin seyyal bir şekilde olmasındadır,»
Alınanlardan alman silâh ve mühimmat
Londra 10 (AA.) — Brltanova ajansının askeri muharriri yazıyor: Almanlar’dan milyonlarca ton mühimmat, silâh ve malzeme alınmıştır. Şunlardan ne suretle istifade edileceği çok mühim bir meseledir. Müttefik askeri şefler bu hususta tetkiklerde bulunmuşlarsa da henüz tatmin edici bir sonuca varamamışlardır. Mühimmat sandıkları milyonlarca tonu bulmaktadır. İngiliz hava kuvvetlerinin devamlı ve sistemli bombardımanları yüzünden Almanlar bu
Kibrite karşı
Teknik okuldan bu sene diploma alanlar
Tekel Bakanlığı Yunanistan’la anlaşma yaptı
San Francisco’ daki anlaşmalar
mühtomaU cepheye göndermemişlerdir. Bir milyon tonluk Alman mühimmatı, Jüponlara karşı kullanılmak lizere Uzak Doğu'ya gönderilecektir.
Alman uçak dafl topları Pasifik savaşında ehemmiyetli bir rol oyn&ya-mıyacağı İçin bunlar sevkedllmlye-cektir. Bu suretle işgal ordularının elinde sert ateşli binlerce ton silâh ve mühimmat kalmış olacaktır. Bu mühimmat İçin İki şey düşünülmektedir: Bunlar ya denize dökülecek, yahut sökülerek fabrikalarda maden olarak kullanılacalctır.
Mareşal Zukof’un demeci
Londra 9 (A.A.) — Mareşal Zukof Berlin'de yapılan bir gazeteciler toplantısında yaptığı bir demeçte Sovyet İşgali altındaki Alman bölgelerinin İdaresi için çok şiddetli tedbirler alınmış olduğunu söylemiştir. Sovyet askerlerine Almanlarla arkadaşlık yapmalarının kati şekilde menedildlğlnl söyleyen Mareşal şunları söylemiştir:
Bir başka harbe yeniden başlaya-maması için, Almanya’nın ekonomi seferberliğini İlga ttmek taraftarıyım. Birleşmiş milletlerin Almanlarla münasebetleri bunların takınacağı lavrıhareketc bağlıdır.
Mareşal Zııkof'tan Hltler hakkında bir |aç* sual sorulmuştur. Mareşal Berlin'in düşmesinden İki gün önce Hltler'in Eva Bravn ile evjenmlş olduğunu söylemiş, Hltler'e alt olabilecek hiç bir cesedin henüz bulunmadığını bildirmiş ve hava meydanı onun emrinde bulunduğundan kendslnln Avrupa'da bir yerde gizlenmiş olmasının pekâlâ mümkün olacağım İlâve etmiştir.
Hitler kaçtı mı?
Londra 10 (AA.) — Hltler'e alt olabilecek bir cesedin henüz meydana çıkarılmadığı hakkında Mareşal Zu-kof taralından Berlin'deki Müttefik muhabirlere yapılan beyanat, Londra’ da büyük bir alâka uyandırmıştır, Filhakika Berlin hava meydanı şehrin sukutundan evvel Almanların elinde İdi. Hltler’in son dakikada bir uçakla kaçmış ve Mareşal Zukof’un belirttiği gibi General Franco*nun n ezdin e sığınmış olması muhtemeldir.
Ufak tefek pürüzlerin çabuk halli bekleniyor
idare
M. Churchill’in
yeni nutku
«Sovyetlerle ittifakımız, Amerika ile dostluğumuz idame ettirilebilir»
Londra 10 (R) — San Fran-clscodakî çıkmazdan bir çoğu halledildiğinden görüşmeler hızla ilerliyor. Konferans iki hafta içinde işin! bitirecektir. Veto hakkında Sovyetlerle anlaşmaya varılması gerekin vaziyeti ıslaft etmiştir. Sovyetler Birliği haftalardan beri manda altında veya müfltemfekelerde bulunan ahalinin kendi kendilerini
hakkını haiz olduklarının İlân edilmesini istiyordu. Şimdi bundan vazgeçmiştir. Bulunan formül şudur: «Manda sahibi olan veya müstemlekeleri idare eden büyük devletler ileride, bu yerler halkının kendilerini İdare etmelerine yol açmak üzere bunların ekonomik ve sosyal terakkilerini temin etmeği üzerine almalıdırlar.»
Reuter muhabirine göre Sov-yetlerin daha bir kaç itirazı vardır. Bunlardan biri, demece, âza milletlerden biri birlikten çekilmek İsteyince bunun çekilmesini mümkün kılacak bir madde ilâvesidir. Amerika ve İngiltere buna muarızdır. Rusların bu hususta fazla ısrar etmlyeceklerl zannediliyor.
Londra 10 (R) — Konfersan-tak Amerikan bahriye müşaviri
Londra 10 (R) — M. Churchül dün yeni bir siyasi demeç neş-retmlştir. Bunda demiştir ki:
«Avrupa'da sulhun düzen'en-mesi ve Japonya'ya karşı harbin idamesi ancak azimli adamlar tarafından verilecek kararlara bağlıdır. Kuvvetimiz açık yürekliliğimizle eşit tutulduğundan Sovyetlerle ittifakımız ve Amerika İle sıkı dostluğumuz idame ettirilebilir,
Almanya’nın uzun müddet işgal altında tutulması lâzımdır. Ancak kuvvetli ve hürriyeti müdafaa için savaşmağa hazır bir U_ İngiltere dünya yüksek konsey- Q ferinde söz sahibi olabilir. Mec- fl_ burl askerlik hizmetinin kaldırıl-Ç\|
M—
tngiliz halkj hareket için yu- O kandan talimat beklemiyecefc C kadar siyasi olgunluğa maliktir. .O Dünya durumu şartlan müsaadû *“ eder etmez vergiler İndirilecek, mevcut kayıtlar kaldırılacaktır.»’
kabul ediyoruz.»
v ı» ■■
yeni binası açıldı
2 0 > o P

Teknik okul mühendis kısmının inşaat, mimari ve makine kısmım bitiren 50 mühendise diploma tevzii merasimi dün Yıldızdaki mektep binasında yapılmıştır. Merasime mezunların okuduğu İstiklâl marşlle başlanmış, müteakiben mektep müdürü B. Atıf Tansuğ kısa bir tarihçe yaparak bu sene sekizinci yılını bitiren mektebin hayatını canlandırmıştır.
Müaür sözlerinin sonunda Milli Eğitim Bakanı, B, Haşan - Ali Yücel den gelen ve bu törende bulunamadığı
için üzüldüğünü bildirerek mektep müdür, öğretmen ve öğrencilerini öven bir telgrafı okumuştur,
B. Atıftan sonra mezunlar namına Cemal Sancar da bir hitabede bulunmuş, arkadaşlarının duygularına tercüman olarak mektep hayatından, atıldıkları sahadan ve İlerideki başarılardan bahsetmiştir.
Bundan aonra, mezunların diploma almalarına, esas olan projelerden mürekkep «engin bir sergi gezilmiş ve toplantıya nihayet verilmiştir
Basın hürriyeti
Varşova hükümetinin ajans temsilcisini kim tevkif etmiş!
Amerikan gazeteciler * teşkilâtının tetkikleri
Londra 10 (AA.) — İngiliz İç İşleri Bakanı slr Donald SomerweU, Varşova'daki muvakkat Polonya hükümetinin resmi haberler ajansı olan Pol-press ajansının temsilcisi Dr. Jagod-zlnskl'nln hangi şartlar altında tevkif edilmiş olduğu hakkında İç İşleri Bakanlığına bir rapor verilmesini bugün ilgili makamlardan istemiştir. Bu tevkif ne Dış İşleri, ne de İç İşleri Bakanlığının malûmatı altında yapılmamıştır.
Polonya askerî karargâhının sözcüsü, bugün bir tebliğ neşretmiştlr. Bu tebliğe göre, Polonya askeri polis! 28 martta Jagodztnskl İçin bir tevkif müzekkeresi imzalanmış ve bu müzek kerenin bir sureti İngiliz sivil ve askeri polisine gönderilmiştir. 30 nisan tarihli Polonya resmi gazetesinde Ja-godzlnskl'nln asker kaçağı olduğu ilân edilmiştir.
Askeri dâvalar mûtat veçhile alenî yapılmamaktadır.Bununla beraber bu dâvaya gösterilen alâka dolayıslle gazeteciler ve diğer bazı kimseler Ja-godzlnfikl’nln yargılanmasında hazır bulunabileceklerdir.
Tebliğde ilâve edildiğine göre, Polonya askerî makamları, Jagodzinskl' yi yargılanması yapıhnciya kadar muvakkaten serbes bırakmışlardır.
IVashington 10 (R) — Bugün Amerikan gazeteciler teşkilâtı, Reis Truman'ı yabancı memleketlerde haber toplamak ve yaymak serbestlsini tetkik etmek ve teşci eylemek üzere gönderilmiş olan heyetin görüşlerinde tam bir neticeye vardığından haberdar etmiştir. Heyet 60,000 kilo-metrelJk bir seyahat yapmış ve 12 kadar şehri ziyaret etmiştir. Heyetin raporu muhtemel olarak pazartesi günü neşredilecektir.
Ankara 10 (Telefonla) — Tekel Bakanlığı Yıınanlstana 15 milyon kutu kibrit satılmasına karar vermiştir. Buna karşılık umum müdürlüğün ihtiyacı olan şişe satın alınacaktır. Bu İşe alt formaliteler önümüzdeki hatta-lçlnde bitecek ve mukavele İmzalanacaktır.
Öğrendiğime göre, yeni Türk - Yunan ticaret anlaşması hususi takas ve serbes dövizle ödeme esasına göre yapılmıştır. Mukaveleye, şu veya bıı maddenin lhracedlleceğine dair bir liste bağlanmış değildir. Alâkalı tacirler ithal ve İhraç hakkında mutabık kaldıktan sonra Türk ve Yunan makamlarına müracaat ederek müsaade alacaklar ve ancak bundan aonra İthalât ve İhracat yapabileceklerdir.
Yunanlstanın yurdumuza zücacl-ye, cam, kimyevi madde ve tıbbi müstahzarat da vereceği umulmaktadır.
Zeytin mahsulü bu yıl Yunanlstanda çok bereketlidir. Bu sebeple Yunanis-tanın Tiirklyeye zeytinyağı lhracede-ceğl de tahmin ediliyor. Buna karşılık Türklyeden. Yunanlstanın muhtacol-duğu gıda maddeleri gönderilecektir.
Çekler Alman topraklarından bir kısmını istiyorlar
Beme 10 (R) — Prag şehrinden gelen bir habere göre, Çek hükümeti Kremlin ile görüşmelerde bulunmaktadır. Bu görüşmeler iyi bir netice verdiği takdirde Çek hükümeti, Çekoslovakya hudutlarının şimalinde bulunan Alman topraklarından bir kısmını Llhak edecektir
Tüccarlar I
Nakliye Sigortalarmış
emriniz d edtr 1
Yukanda umum müdür vekili n utuk söylüyor, aşağıda yeni bina
yeni İdlerinizde
DOĞAN Sigorta Şirketi
Tıbbî müstahzarların âzami satış fiatleri
Ankara 10 (Telefonla) — Sıhhat ve İçtimai Muavenet Bakanlığı yeril ve yabancı tıbbî müstahzarların âzami satış fîatlerile toptancı ve perakendeci âzami kâr hadlerini tesblt etmiştir. Müstahzarların maliyeti İşçilik, işktme, İdare ve satış masrafları eklenmek suretlle bulunacak ve yüzde 10 toptancı kân ilâve edilecektir. Perakendeci kârı da bu rakam üzerinden yüzde 25 Ur. Biatler, «Istanbulda perakende satış fiati şu kadar kuruştur» diye acık olarak müstahzarlar üzerine yazılacaktır.
Kazanç ve muamele vergileri kanunlarında değişiklik
Ankara 10 — Kazanç vergisi kanununda değişiklik yapılması hakkin-dakl kanun tasarısı Maliye Bakanlığı tarafından İncelenmektedir. Tasarı sonbahar oturumunda Meclise verilecektir.
Diğer taraftan muamele vergisi kanununun da ihtiyaca cevap verecek şekilde değiştirilmesi için incelemeler yapılmaktadır. Bu hususta tüccar, esnaf ve ilgili makamların mütalâaları alınmaktadır.
Kazanç vergisinin arttırılacağı hakkindakl rivayetlerin aslı yoktur. Yeni tasarı, her kesin kazaneHe mütenasip bir vergi sistemine gidilmek diişiincealle hazırlanmaktadır.
Kabataşta'da yapılan Tekel Genel müdürlüğü binası dün saat 18 da merasimle açılmıştır. Törende Vali ve Belediye Reisi, Parti başkanı. Sıkı yönetim komutanı, konsoloslar, ve daha bir çok davetliler bulunmuşlardır.
Bvvelâ genel müdür vekili B. Kemal
Süleyman Vaner bir nutuk söylemli bundan sonra bina gtzlIınlşUr. Eskiden basit bir depo olarak yapûm» olan bina güzel bir idare binası hali* ne getirilmiştir. Bürolar, salonlar koridorlar ferahtır. Bina gezildikten son ra davetliler büfede ağırlanmı.«lar(lm
Memurlara aynî yardım Ankara 9 (AA.) — Yetkili makamlardan öğrendiğimize göre, 1945 yılı yedi aylık bütçe devresi İçinde 4599 sayılı kanun gereğince memur ve hizmetlilere yapılacak yardımın aylık miktarı Bakanlar Kurulunca 15 lira olarak tesblt edilmiş ve bu yardımın her ay bu miktar üzerinden nakden veya aynen verilmesi karlaştınlmıştır.
Yugoslav gençlik heyeti Moskova’da
Ankara’da Saraçoğlu mahallesinin inşası
Ankara 10 (Telefonla) — Saraçoğlu mahallesinin inşasına hızla devam ediliyor. 142 odası bulunan 17 apartmanın inşasının biran evvel bitirilmesine çalışılmaktadır. Bu apartmanlar 29 ekim ayında bitecektir. Her i gün binden fazla amelenin çalıştığı bu inşaat için şimdiye kadar bir buçuk milyon lira sarfe-dilmiştir, Havagazh, elektrikli ve
Toprak kanunu hakkında
Ankara 9 — Başbakan Şükrü Saraçoğlu ve Tanm Bakanı Şevket Raşlt Hatiboğlu, Toprak kanunu yürürlüğe girdikten sonra radyoda söz söyliyerek halkı bu konu üzerinde aydınlatacaklardır.
L-.n(lra s ÇA.A.) _ Moskova radjo- kaloriferli dairenin 3 «lası, 1
sıır.un verdiği bir habere göre, Yugoslav gençliğini temsil eden bir heyet, Moskova’ya varmıştır.
holü, 1 sandık odası, 1 mutfağı vardır.

Bayanlara mahsus Son moda desenlerde Empirme Vuallar geldi. Metresi 4 lira. Yeni ye cozlb desenlerde İPEKLİ EMPİRMELER de geldi. Metresi 8 llra 23 kuruştan itibaren. Beyoğlunda KARLMAN
Gulden
Reşadiye
İn gllls
Külçe (Bir gramı)
9/6/1945 fiatleri Londra üzerine 1 sterlin Nevyork üzerine 100 dolar Cenevre 100 İsviçre Pr Madrid üzerine 10Q pezeta Stokholm üzerine 100 kuron
ESHAM VE TAHVİLâl % 5 faizli Ita-tunlyeler: 1933 Ergani 1933 İkramiyen Millî Müdafaa
Demiryolu lkraml ye 11 % 7 faizli Tahviller: Sivas - Erzurum I Sivas - Erzurum 2-1 1941 Demiryolu I 1941 Demiryolu n 1941 Demiryolu ÎÜ Milli Müdafaa 1 MllU Müdafaa □ Milli Müdafaa m Anadolu Demiryolu Oruptn Tahviller 1-2
Hisse senetleri % 60 Mümessil senet Hisse sfnetleri: Merkez Bankası İş Bankası
T. Ticaret Bankam Aslan çimento
ALTIN
Borsa dışında


tO Haziran 1945
ahşam
Sahile 3
AKŞAMDAN AKŞAMA
Teşbihi fırlatan hacı
Refik Hatil vakitle, açılması tasavvur edilen bir klüp hakkında -400 kişinin cenneti» demişti. Öyle müesseseler var ki. görünüşte bir şehrin süsü ve şerefi imiş hissini veriyor; fakat hakikatte Mahrace’nin sarayı olmaktan daha demokrat değillerdir. Muhteşem sarayından yalnız Hint hükümdarı istifade eder. O tarz müessese!erden de Refik Haildin dediği gibi 400 kişi,
Hintliler, sefaletin gayyasında çırpındıkları sırada aralarında para toplayarak, Racanın malikânesine bir aşı boya sürdürür; (-ne İyi oldu! Ne mükemmel oldu'- diye sevinirlermiş.
Bu tıpkı harem ağasının haline benzer: Bizim paşası aıııaııi ne arkek maşallah! Yetmiş iki kadini nikahladı tu, tu, tu!»
Diye öğünürmiiş!
Sanki kendisile taallûku varmış gibi!
Memleketinuzuı sekiz on yerinde. bu kabil klüpler olduğu gibi, otel ve kazino’Iar (1) su şehri istirahat ve tedavi yerleri var. Çoğalmaları, müstakbel iç ve dış turizm baknumdan, belediye gelirleri noktasından temenni edilir. Fakat bunlar, nihayet. «400 kişinin cenneti dirler.
İhtimal, Refik Halid'in o yazıyı yazdığından beri memleketin iktisadi durumu hayli değişti, o Istan bu 1da 2000 milyoner var!» iddiası mevcut olduğuna göre, zenginlerimizin sayısı daha fazladır. Falanca kazino, otel, su şehri de, böylece 400 yerine 400 kişinin cennetidir: fark sıfır farkı.
Geçenlerde bir ahbabım karisiyle böyle yerlerden birinde bir hafta geçirmeğe gitmiş; fakat masrafın — ihtiyari masraflar hariç — iki gecede yetmiş beş lira olduğunu görünce, »haydi hanım! Burada fazla kalmıyalım! Biz eve!,,,» diyip bavulları toplamış. Bir diğer ahbabım da. ecnebi memleketlerden gelen bir dostunu şehrin yeni açılan tanınmış barlarından birine götürmüş. Beş kişi bir gecede 350 lirayı eritmişler.., .Müstesna hovardalıklar değil. Odalar da dolu, masalar da.. Bu minval üzere masraf edebiliyorlar.
Pahalılıktan şikâyet hakkımız mahfuz kalmak şartile kimsenin eğlencesinde, istirahatinde gözümüz yok. Ancak bir garabeti not edeceğim. Yukarıda tarifini yaptığım evsaftaki müesseselcrin birinde müellif ve mütercimlere müracaatlar oluyor: Kütüphane açacaklarmış. Dolapları, salonları mükemmelmiş. Ancak kitapları yokmuş. Müellifler ve mütercimler, buraya, kendi eserlerini göndersinler imiş.
Öyle ya: Zavallılar muavenete muhtaç... Aylarca çalışmanın emeği koskoca bir kitabını tâbıe çok defa 50 - 100 - 300 liraya satan müellifin muavenetine sığınıyorlar!... ,
Hac yerine yetişemiyeıı hac yolcusu, teşbihini (ırlatır, teşbihi dolayısile kendi de hacı olurmuş, Deırin münevveri de kitapçığını istirahat ve eğlenceye yollamak suretile safa sürsün bari!
(Vâ - Nû)


ŞEHİR HABERLERİ
Büyükada
Sıtma mücadelesi
Unkapanında Evliya Çelebiye heykel..
Yazın temizlik kadrosu genişletiliyor
Bu sene adalara, bilhassa Büyilka-daya rağbet fazladır. Cumartesi ve pazar günleri Büyûkadaya gidenler caddeleri, sokakları dolduran kalabalığa rağmen belli başlı caddelerin temizliğine büyük bir tltisUkle ehemmiyet verildiğini görmektedirler. Adalar belediyesinin bu alâkası Bü-yükadalıları memnun ediyor. Ancak büyük caddelere gösterilen bu ihtimamın ara sokaklarda aynı derecede olmadığı da aşikârdır. Bu ihtiyacı göz ününe alan Belediye. Btlyük adada temizliğin kusursuz olarak temini İçin temizlijj amelesi kadrosunu genişletmiş ve amele sayısını arttırmıştır.
Belediye reisliğinin aldığı bu pek yerinde tedbiri takdirle karşılarız.
Sivrisinek üreten yerler küçük say mükellefiyeti ile kurutulacak
Yoğurthaneler
Sıtma mücadelesini İncelemek. İçin. Silivri'ye giden S3ğlık ve Sosyal Yardim müdürü Dr. Faik Yargıcı İle sıtma mücadele heyeti başkaşıı Dr. Mithat Silivri yoğurthanelerlrU de gezmişler. İstanbul'un günlük yoğurt istihlâkinin sekizde blrLnl temin eden 8 - lo İmalâthanenin gayri fennî ve hıfzusıhha esaslarına uygun olmadıklarını, tesisatının da gayet iptida! bir halde bulunduğunu görmüşlerdir. Bunlar düdene konulmadığı takdirde imalâthanelerinin kapa tılacâğı şahinlerine bildirilmiştir.
Öğretmenler dinlenme yurdu
Geçen hafta Öğretmenler Yardım Cemiyeti, Cağaloğlundakl 1 İnci İlkokulda 1945 yılı senelik kongresini yapmıştı. Kongrede muhtelif üyeler bazı dilekler İleri sürmüşlerdir. Bunlar arasında, Fakir Çocuklar Kurtarma Yurdu olarak kullanılan Yeşll-köydekl yurt binasının, çocukların Darülâcezeye nakli İle boşaldığını, buranın yaşlı ve Istirahate muhtaç öğretmenler için bir dinlenme yeri olarak kullanılması da vardı. Gerek üyeler, gerekse Milli Eğitim müdürlüğü tarafından çok yerinde görülen bu dilek memnunlukla kabul edilmiştir. Burası bir ön prevantoryum haline konulacaktır. Fakat bugün binada başkalarının oturdukları anlaşıldığından, Belediyeye müracaat edilerek binanın boşalttırılması istenmiştir. Yakında bina boş olarak Yardım cemi yetine teslim edilecek ve hasta öğretmenler için dinlenme yurdu olarak kullanılacaktır.
(l) Zannımca Türkçedekl «gazino» kelimesi, «muntazam kahvehane» demektir, şimdi de yeni bir «kazino» giriyor; (k» İle yazacağımız bu kelime de müzikli, danstı, içkili ve bazan da kumarlı müessesedir.
özel okullarda kabul imtihanı
Şehrimizde bulunan özel okullardan bazılarına, alınması tesbit edilen miktardan çok fazla öğrenci müracaat etmektedir. Her okulun gerek bina durumu, gerekse öğretmen kadrosu bakımından okutacağı çocuk sayısı muayyendir. Bazı veliler, çocuklarını istedikleri okullara kaydettirmek üzeto birçok gayret Sarfetmekte ve hattâ Millî Eğitim Bakanlığına kadar müracaat etmektedirler. Bu sebeple Milli Eğitim müdürlüğü, bu sene özel okullara girmek Lstlyen öğrenci sayısının lüzumundan fazla olduğundan okullarda bir kabul imtihanı açmağa karar vermiştir, bu İmtihanda başarı gösterenler, kazandıkları derecelere göre okullara kabul edilecektir.
Esnaf odasına aidatlarını vermiyenler
İstanbul esnaf odasına, setlelLk aidatını verml yeni erden bir kısmımın daha listesi hazırlanmıştır. Listeye dahil olanlar, bugün icraya verileceklerdir.
Londradaki Halk evinde büyiik Türk muharriri Evliya Çelebi hakkında, bir âlim tarafından mühim bir konferans verildiğini ve mevzuun orada 9on derecede derin bir alâka uyandırdığını ajnas telgraflarında okuduk.
1611 tevellüttü olan Çelebi.
1 bugünkü muharrirlerimizin henüz erişemedikleri bir mazhariyete ulaşıyor. Nasreddin Hoca, mizah sahasında nasıl Milletler
. arası bir mevkie yükselmişse, i Evliya Çelebi'nin de beynelmilel şöhreti zaman geçtikçe büyüyor. Zira 10 ciltlik seyahatnamesi!*
1 — biraz mübalâğalı da oLsa — en cömert bir kalemle bol bol doküman bırakan Çelebi, bugünkü modem ölçülere göre nıulıarLL lirdir. Tarzı itibarile zamanımtQ
• zın muharrirlerinin ı oi'undaıfl pek yeni ve gençtir GazctedliC\| ijin fıkracıbk, başmuharrirlik^ tefrikacılık. havadisrîlik gibi ki-® sınılan arasında henüz anrakC son 25-30 sene içinde be'tren vçO acayip bir kelime ile yeniliginiCO gösterdiğimiz bir saha vardır:
1 Röportajcılık.. >
İfa’huki Evliya Çelebi hunuqj yüzlerce yıl öne? hem de n“ ka-fl) dar mükemmel bir tarzda vap^ nııstır.
Bugün bir verin, bir semtinO tarihini mazisini yazmağa kal-^ karken ilk has vurduğumuz ma-q) lıım.ıt membaı muhakkak onun meşhur eseridir. Bi'ha(saQ İstanbul kendisine nek çok bore-*— lııdıır Zira Ctlebi hu şehri nvleü sine tesbit etmiş ve bize bırakmıştır ki ona ne kadar teşekkür etsek azdır.
Evliyanın büvüklüğünii anlamak için söyle bir hesap kurmak kâfidir: Her nesild? değil, her 100 senede Evliva âyannda tek insan çıkıp da bövle har'kıı’*'de dokümanlar bıraksavflı, van’ her asrın 10 cilttik malûmat dolu eser yazan b'r Evliva Çe’cbisi ofsaydı bugünkü küftür kiitiinba-nemizîn ne vaziyette bulunabileceğini kolaylıkla tahmin edebilirdiniz
Ne çare ki Evliya Celebi tektir. Ve kıymeti de buradadır. Tundrada ad’na eeceler tertfbe-dilen Evliya Çelebi Idn. acaba ona pek çok şey borçlu ola»» İstanbul şehri ne yapıyor?., Hc!„ Geçen gün Çelebinin doğduğa ve bürüdüğü ve okuduğu semtten geçtim. Unkapanmdan.. Çelebinin babasının evi ve dükkânları buradaydı. O zamanlar Vn-kapanı büyük bir Kuyumcular carşısıydı Celebinin babası da buranın en büvük kuvumcusuv-du. Celebi dükkânların önünde oynardı. Sonra bürüdü. Ve bin» ileride Filvokıısnndaİri »»»«‘drese-de okudu.
Buradan otobüsle «çerken ts-tanhııhı tek başına satırlarile. Kavaklardan Eviinsultan İçlerine kadar semtlerde tiplerde tesbit eden büvük muharriri hatırladım
Celebinin doğduğu, bürüdüğü semt ne kadar güzedeşm’s ve oralarda hu âbide gibi muharririn heykelini dikecek ne bol arsa var. Hem hepsi de Reledivrnln elinde. Bu yepyeni, bu güzel *o-(a doğduğu, hiivüdiieıi s*mte Celbinin bir heykelini ...........
İstanbul şehri sadece ona şükranının " mis, hattâ olacaktır.
Şehrimizde sıtma ve sivrisinek mücadelesine devam olunmaktadır. 94 ekip halinde İstanbul un bütün semtlerine dağıtılmış bulunan mücadele memurları evlrre uğrayarak lüzumlu görülen yerleri m azotlamaktadırlar. Bununla beraber Istanbulun bu mevsiminde en büyük dertlerinden biri olan sivrisineklerden yalnız bu tedbirle kurtulmak mümkün olamıya-c aktır Bu sebeple sivrisinek üreten birikmiş suların da kurutulmasına başlanmıştır. Bu gibi yerlerin kurutma işi hem paraya, hem de insan gayretine mütevakkıf olduğundan sıtma mücadele kanununun bu husustaki maddelerinden faydalanılarak lüzumlu bölgelerde mecburi İş mükellefiyeti ilin edilmektedir.
SUlvride bulunan derenin ağzı her yıl bıı mevsimde İlçeyi iz'aç eden sivrisineklerin üremelerine elverişli olduğundan bu yerin kurutulması için orada küçük sây mükellefiyeti İlân edilmiştir 18 yaşından 6o yaşına kadar memleketin bütün erkekleri 5 gün devam edecek müşterek bir çalışma he derenin ağzını kurutacaklardır
Sağlık ve Sosyal Yardım müdürü Dr Faik Yargıcı İle sıtma mücadele heyeti başkanı Dr. Mithat, dün Silivri'ye giderek bu olağanüstü sıtma savaşı çalışmalarını İncelemişler, kaymakamdan İzahat almışlardır. Bu izahata /göre kurutulmasına başlanan Kanlardcrc* si bataklığında 75o mükellef amele nöbetle çalışmaktadır. Şimdiye kadar 850 metrelik bir kanal açılmıştır
Vali muavini B. Ralf Tek de sah günü Sillvrlye giderek çalışmaları gözden geçlrscektlr.
İstanbula bağlı İlçelerde sivrisineklere yataklık yapan yerler kaymakamlıklar tarafından tesbit rdilerfk vilâyete bildirilmişti Kurutulması icabeden yerler atasında ekiplerin veya bizzat halkın müşterek çalış-malarlie kurutulması mümkün olmayan yerlerle bizzat bayındırlık teşkilâtı meşgul olacaktır. Istanbulda bu durumda Sarıyer, Eyüp. Bakırköy, Yalova ve Kartal ilçeleri vardır.
Şehrin diğfr semtlerindeki biri tan! i sular, yor >vr Hân edilecek küçük sây mükellefiyeti İle kuru tutacaktır. Beykozda da kurutulması gereken dört yerin 20 şer kişiden terekküp eden 20 ekip vasıtaslle kurutulmasına yakında başlanacaktır.
Kıymetli ses sanatkarı B. Münir Nu-reddin Selçuk. 4 ay süren Mısır seyahatinden birkaç gün evvel şehrimize döndü. B Münir Nur ed din, Türk musikisindeki yüksek mevkii ile yalnız memleketimizde değil, komşu memleketlerde de sanat kudretini tanıtmış, bilhassa Şark musikisi sahasında cidden kıymetli elemanlar yetiştirmiş Mısır ve havalisi ülkelerinde füsunkâr sesinin slhrile gönülleri fet-hetmlştlr. Bu İtibarla B. Münir Nu-reddlnln her defakl Mısır seyahati büyük bir sanat hâdisesi olmuş, verdiği konserlerde bulunan binlerce kişi. Türk musiki ve ses üstadının günlerce heyecan ve cazibesi içinde kalmıştır.
Kıymetli sanatkârımızın bu sefer de yeni intibalarla yurda döndüğünü öğrenince kendisini ziyaret ettim. B. Münir Nureddtn ile pek münevver ve nazik eşi bayan Enlse, ben! Nişanta-şındaki apartmanlarında büyük bir nezaketle kabul ettiler. Kıymetli sanatkâr dört aylık İntihalarını şöyle anlattı:
— Şubat ortasında refikam ve sazımla birlikte buradan Ankaraya hareket ettik. Ankarada üç gün kaldıktan sonra tayyare Ue doğruca Kahi-reye gittik. Seyahatim, konser vermekten ziyade hem Mısın ziyaret, hem de filim lşlerlle alâkadardı. Çünkü Mısırlılar. filim sahasında bizden daha ziyade teşkilât ve vasıtaya maliktirler. Mısır, sinemacılıkta çok ilerlemiş bir memleket olduğundan ve ben de filimle ilgili bulunduğumdan, bu seyahati ihtiyar ettim. Aynı zamanda biraz da istirahat etmek niyetinde İdim.
Ancak Mısırlılar, memleketlerine ecnebi artist girmemesine fazlaca kıskanç davranıyorlar. Bundan da maksatları kendi artistlerini himaye etmek olacak. Bundan dolayıdır kİ, konser vermemekliğim şartile, Mısıra gitmemize müsaade ettiler. Bu seferki Mısır seyahatimiz beşincisidir. İlk seyahatim, 950 senesinde vuku bulmuştu. O zaman sırf konser vermek İçin dave tediimlştim. Bunu ta-klbeden ziyaretlerimde de müteaddit konserler vermiştim. Bu seferki ziyaret müsaadesi iki ay olduğu halde, bu müddeti benim için bir ay daha .uzattılar.
Mısırlılar, harb milnasebetlle, bancıların fazla kalmaması için hassas davranıyorlar.
Ankaradan hareket ettiğimiz man kış pek şiddetli idi; yolda rahatsız olduk. Mısırda da bu sene kış pek sert oldu. Mısırda büyük bir misafirperverlikle karşılaştık. Bir ay ls-tirahatten sonra, 8 nisan akşamı radyoda ilk konserimi verdim. Radyo konserinden sonra oradaki dostlarımın teşviki ve bilhassa bu sefer pek yakından tanıdığım filim ve yüksek sahne artist! Yusuf Vehbi'nin ısrarı üzerine ve konser vermemek hususundaki taahhüdüme rağmen, konser vermeğe karar verdim. Yusuf Vehbi, umumi konserlerimden başka evinde tertibettiğl suvarelerde Mısırın güzide sınıfına Türk musikisini dinletmek fırsatını verdi. Hattâ bu suva-rede bulunan birçok münevver ve sanattan İyi anbyan ecnebiler. Tiirk konserini dinledikten sonra «Bu kadar akıcı ve İlâhi nağme» dinlemediklerini söylemekle musikimize karşı hayranlıklarını gösterdiler.
Bir! Kahlrede, diğeri İskenderiyede olmak üzere Mısırda İki konser verdim. Mısırın pek güzide musikişinaslarından altı yedi kişilik bir heyet de bana refakat etti. Bu konserim, 14 mayıs akşamı, Kahlrenln özbeklye tiyatrosunda verilmiştir. Konser tama-nılle Türkçe şarkılardan ibaretti, şarkılarım tamaınile Türkçe olmakla beraber bir şarkıdaki Türkçe nakaratı Mısırın meşftur şairlerinden B Ahmet

Saraçlar kursu
İstanbul Saraçlar Cemiyeti, mele vergisi kanunu yüzünden saraç ustalarının eskisi kadar bol miktarda yetlştlrilemedlğinl ve memlekette saraçlığın gittikçe gerilediğini görerek, bir kurs açmağa karar vermiştir. Kursta eski ustalar saraçlık sanatının inceliklerini öğreteceklerdir.
mua-
Sahrayicedit mezarlığının tanzimine başlandı Kadıköydekl Sahrayicedit mezarlığına 14 dönüm kadar tutan yeni sahanın ilave edildiğini yazmıştık. Duvarları da çevrilen yeni mezarlığı^ İçinin tanzimine başlanmıştır. Belediye reis muavin! B. Lûtfi Aksoy beraberinde mimarlar olduğu halde dün buraya giderek tetkiklerde bulunmuştur.
İrmik dağıtımına başlanıyor
Vilâyetten tebliğ edilmiştir:
1 — Mayıs - Haziran dönem! ekmek kartlarının (mayıs - haziran 945 ekmek kartı)İbaresini ve kart sıra numarasını taşıyan başlıklarla değişmez gelirli ve umuma nüfus başına yarımşar kilo hesablle irmik mutemet bakkallar vasıtasile satılacağından bu başlıkların zayi edilmemesi.
3 — İrmik flatt ve dağıtma başlan- I gıç zamanı ayrıca İlân edilecektir.
Rakı sofrasına zorla oturtmak istemiş!
Karagümrtikte oturan Necati İsminde bir genç, dün gece evinin bahçesine kurduğu bir rakı sofrasında kendi kendine içmekte İken, oradan geçen arkadaşlarından Ali Dokumacıyı davet etmiş. Ah bu teklifi reddetmiştir.
Necati, bu ret karşısında Aliyi zorla oturtmak istemiş bu sırada bıçağını da çekerek havada sallamıştır. Oturup oturmamak hususunda ikisi arasında ayakta bir mücadele geçtiği sırada bıçak Necati’nin vücuduna saplanmış ve yaralanmasına sebebol-muştur.
İşe el koyan zabıta NeuaMyl tedavi altına ftldırrûıştir,
Ramiye manzum olarak tercüme ettirdik. Ve Türkçe nakarattan sonra Arapça nakaratı da tekrarladık. Bu. bir hüzzam türkü idi.
Konserlere gelen Mısırın münevver tabakasında büyük bir hassasiyet göze çarpmakta İdi. Musikiye karşı duydukları derin hayranlık, artiste gösterdikleri derin saygt ve alâka ile sabit oluyordu.
Kahlreden sonra İskenderiyede bir konser daha verdim. Lskenderiyedeki konser hasılatının bir kısmını Türk ve Mısır hayır cemiyetleri arasında taksim edilmek üzere terkettlm. İs-kenderiyedeki konserim, İskenderiye muhafızının himayesinde ve münevver insanlar m huzurunda bin kişilik Lise Franse salonunda verilmiş ve büyük bir muvaffakiyetle neticelenmiştir. Bilhassa İskenderiye muhafızı ve diğer maruf rical, konsoloshaneye giderek teşekkür ettiler. Hattâ Lise Franse nln müdürü «Ben uzun yıllar buradayım; bu kadar güzel, muntazam bir konser verildiğini görmedim.» dedi.
Mısırda bulunduğumuz müddet içinde filim stüdyolarını ziyaret ettik. Oradaki sanatkârlarla temaslarda bulunduk. Mısırın en meşhur stüdyosu, Mısır Bankasının yardımile kurulmuş ve bir şirket tarafından İdare edilen (Stüdyo Mısırı ı ziyaret I ettik. Burada umum! müdür Hüseyin Salt beyle görüştük, dostluk tesis ettik.
Mısırda flllnıcİlik, gerek teknik vasıtası. gerek İş verimi İtibarile çok yüksektir. Mısır sinemacılığının sahaları Suriye. Irak. Afrika ve Cenubi Amerlkaya kadar uzanacak derecede geniştir. (Stüdyo Mısır) Avrupa stüdyolarile mukayese edilecek kadar mükemmeldir. Bir de Kahlrede Yusuf Vehbi'nin stüdyosu var kİ, diğer husus! stüdyoların başında gelir. Mısırda bu sene on beş, yirmi filim çevriliyor. Ben, şimdi çevrilen Alimlere İştirak etmedim. Ancak kıymetli sanatkâr Yusuf Vehbi He yarısı Istan-bulda, yoruı Mısırda geçecek bir filim çevirmeğe kurar verdik
Mısır halkında sinema merakı çoktur. Tiyatro hareketi hemen yok gibidir. Mamafih eğlence hayatı, fevkalâde canlı ve zengindir.
Mısırı, 1943 tekinden şimdi bir misli pahalı bulduk. Mamafih Türklyeye nazaran yüzde otuz daha ucuzdur. Meselâ en iyi cins podösüet bir iskarpin 15 liradır. Bilhassa otel hayatı çok ucuzdur.»
Kıymetli sanatkârın İntibaları burada bitiyor. Sanatkâra bu seyahatinde refakat eden eş! bayan Enlse, Mısırın içtimai hayatı, kültür ve ekonomi sahalarındaki durumu hakkında

çok
notlar toplamıştır.
Tevzie tabi mallar hemen dağıtılacak
Dağıtmaya tabi mallardan bLrçoğu vaktinde İstihkak sahiplerine verilemiyor. Bir takım formalitelerin İkmalin! beklemek suretile hasıl olan bu gecikmeden istihkak sahipleri ve dolayısile sabit gelirliler mutazarrır oluyorlar. Ticaret Bakanlığı, ilgililere gönderdiği bLr timimde, tevzie tabi tutulan malların hemen İhtiyaç sahiplerine verilmesi cihetine gidilmesini istemiştir.
Satış flatl tesbit edilirken bir takım masraflar ilâve edilmek suretile flatler yükseltiliyordu. Buna da sebebiyet verilmemesi bildirilmiştir.
Mersin’de faydalı yağmurlar Mersin 8 (A_A.> — Şehrimiz ve
.» Cİ’ ydah yağmurlar yağ-susam ve setseler ko-
Her türlü Banka mamelelerlnde
Her turlu Banka muamelelerinde
k
I
Çabuklu
Yapı ve Kredi Bankası A. Ş.
k, susam ve setseler kn- yon zabıta, esinden kurtulmuştur. | aldırmıştır.
k
f
İstanbula bol miktarda sadeyağ getiriliyor
İstanbula bol miktarda sadeyağ getirilmesine devam olunuyor. Dün vilâyete gelen bir telgrafta Akçaabat'la Vakfıkebir’den 500o kilo sadeyağ Tarı vapuruna yükle t ilere., yola çıkarılmıştır. Bu yağlardan Akçaabad'don alınanların kilosu’ 300 Vakfıkebirdcn alınanların ise 320-330 kuruş arasındadır. Yağlar, kiloda 25 kuruş nakliye masrafı He yüzde on perakendeci kâri İlâve edilerek satılacaktır. _______
İthalât eşyası
Dağıtmaya tabi mallar, istihkak sahiplerine verlllnctye kadar uzun müddet İthalâtçıda bırakıldığından, mal sahipleri paralarının bu suretle bağlı kalmasından, yeni siparişlere girişemiyorlar. Yapılan şikâyetleri göz önünde tutan Ticaret Bakanlığı, yünlü kumaşlarla beraber her çeşit dağıtmaya tabi İthalât eşyasının hemen tevziatı yapacak müessese tarafından satın alınması esasını kabul etmiştir Yeril Mallar Pazarları müessesesl müdürlüğünden başka Ticaret ofisi de bu mâlları ithalâtçıya parasını vermek suretile alacaktır. Bu suretle serbes kalan ithalâtçı yeni ma! siparişine girişebilecektir,
★ Htybcliada'da Lozan Zaferi cad-deslndo 30 numaralı evde kiracı olarak oturan Davit Arsian'm karısı , Vlktorya dün gece saat 23 e doğru Çay pişirmek üzere gaz ocağını yakmak İsterken birdenbire bir iştial vukua gelmiş ve kadın eteklerinden tutuşarak kısa bir zaman İçinde muhtelif yerlerinden yanmıştır, tşe el ko- j — - zabıta vtktoryajı tedavi altına
dikmekle karsı milyonda birini M*-he’ki dp ödivemc’nis
Hikmet Feridun
Fındık ve fındık yağı fiatleri de düşecek Findik ve ona bağlı olarak fındık yağı flütlerinin lüzumsuz yere yükseltildiğinde ısrar etmiş ve fırsatçı- -ların takibine geçilmesi için ilgililerin dikkat nazarını bu olaya çekmiştik. Neşriyatımızı yakından takl-beden milli korunma teşkilâtı bu konuya lâzım gelen ehemmiyeti vermiş ve bir müddetten beri yapılan takipleri neticclendlrmlştlr.
Takipler, satışlara tesir ederek fiatleri düşürdüğü gibi son günlerde fındık kooperatifinin piyasaya tındık satışına başlaması üzerine de flat-krde yeniden düşüklük olduğu görül-müftür Ticaret Bakanlığının fındık re fındıkyağı flütlerine yakında daha müessir bLr şekilde müdahale edeceği hab«r alınmıştır. Müdahaleye ait formüller hasurlanmaktadır.
TURAL
ÖKSt’ttt’K HAPLARI
A R9 A M
10 Haziran 1943
Harb ekonomisinin menfi ta-î Kara pazar muhakkak bu rafında, bsş unsur’adan birini, harb içinde büyük servetlerin pıuhakkak, pamuk ipliği teşkil yapılmasına İmkân vermiştir, eder. Adının lisanımızdaki remzi,, Hal kın, müstehlikin bu yüzden mânası yüzünden midir, nedir,!maruz bırakıldığı fedakârlık bü-fn rnlr pn AvW>I Vİilr Aİrrialrlo horohor hl'
Heybetli burnu sayesinde
meşhur olan artist
Tibetteki sihirbazlar
Tanınmış bir Ingiliz doktoru gördüklerinden hayretle bahsediyor
cn çok. en evvel düzenlenmek istenmiş olan bu madde en geniş ve çeşitli inhiraflara mevzu olmuştur.
Birinci Cihan harbinde vagon ticaretinin oynadığı bozucu, çü-rütücü, fakat bir çok kimseleri zeng’n edici rolü bu defa iplik çok daha geniş ölçüde oynıyabil-misltr. Kıymetli gazeteci arkadaşımız Faruk Fenik yerli mallardan alınan İplik İle imal edilen dokumaların fabrikatörlere mütemadiyen ve mükerreren iplik temini için bir nevi «devri daim" e tabi tutu'duğunu bir yapısında anlatmıştır.
Vakıa fabrikatör yeril mallar-dr n aldığı ipliğe mukabil muayyen bir miktar dokuma teslim etmek mecburiyetindedir. Halka sa ılan bu dokumalara, hakikî ihtiyaç sahiplerine sıra bırakmı-yecak kadar, esrarlı bir talep vardır. Bu isteğin, yerli malların kapılan önündeki hararetli alış verişlerin sebebi, bu dokumaları a'ıp giyeceklerin talebi değil, fakat bu kumaşların bir nevi mübadele, iplikle mübadele vasıtası olarak, fabrikatör tarafından toplatılması imiş.
Bu sayede bir çok imalâtçıların hakikî istihkaklarının bir kac misli iplik aldıkları vç bunlarla imal ettikleri/ dokumaları kara borsaya sürdükleri rivayet edilmektedir.
İşin idaresinde, bir tarafta büvük bir ustalık fakat kraşı tarafta da hiç olmazsa hudutsuz bir saflık olduğu anlaşılıyor. Bir imalâthane, isthisal kabiliyeti muayyen olduğuna göre, bunun azamî haddini geçen miktarda İplik nasıl alır. Bunu temin edebi misse, alâkalı teşekküller en kaba bir hileye kurban veya âlet olmuşlar demektir. Yapılacak incelemelerin hakikati meydana çıkarmasını dileriz.
Bu «devri daim» ameliyesi bi-raz mübalâğa edilmiş bile olsa, ortada bir iplik oyunu olduğu muhakkaktır. Bu oyunun daha İnce bir tarafı imal marjlarıdır. Bir kilo iplikten'şu miktar dokuma veya şu kadar çift çorap İmal edileceği tesbit edilmiş ve bunun için de yüzde bir miktar tf'rrans kabul edilmiştir. Bu toleranslar, belki bazı mevzularda, aldatıldığını bilen kocaların bilerek istiyerek göz kapamalarına kadar vardırılmış olabilir.
İşte toleransların geniş tutulmuş olması da, hattâ en dürüst bazı imalâtçılara, yeril mallara teslim ettikleri mamul dışında ve serbes olarak satabilecekleri bir miktar bırakmış olabilir. Bu, hattâ kara pazara baş vurmadan, alâkalılara ehemmiyetli bir kâr temin eder.
Mevzuun iktisadi, ticari cephesinden, hattâ ahlâkî, daha doğrusu teşkilâtlandu’ilmış ahlâksızlık tarafından başka, bir de mail ciheti vardır. Bilhassa muamele vergisi bakımından bu, bilinen, gösterilen imalât dışındaki işler başlı başına bir tetkik konusu olmalıdır. Fakat, asıl amele adedi, motö'r kuvveti gibi bilinen bazı hudutlara riayet ederek, muamele vergisi mükellefiyeti dışında kalma yolunu bulanlar için, yukanda anlattığımız oyunlardan faydalanmak pek kolayıdr.
Muamele vergisine tâbi olanların da aynı istifadeyi temin etmedikleri veya edemedikleri fazla ısrar ile İddia edilemez. Muamele vergisi, maliye sistemimiz İçinde, belki hattâ kazanç vergisinden de zayıf bir unsurdur ve çok geniş ölçüde müva-zaalara, hattâ hilelere İmkân vermektedir. Bu, bir nevi kaçak İplikler ile yapılan İşin muamele vergisinden hazine mahrum edil-mektsdr.
Otoritesinin sarsılması, kurduğu tanzim ve mürakabe teşekküllerinin muvaffak olmaması, tam bir güven telkin edememesi gibi mânevî, rakamla ifade edilemi-yenler dışında, devletin kara pazar yüzünden en büyük zararı kazanç ve mütemmimi olan verdilerdedir.
yük olmakla beraber, bu servetlerin belki hâkim unsurunun bir nevi mecburi vergi kaçakçılığı teşkil eder. Gizil yapılan bir satışın kârının da gösterilmemesi tabiîdir. Kara pazar bu yüzden, en başta hâzinenin düşmanıdır,
İplikte ve her İşte gizil muamelelere imkân vermekle, fahiş fiatler yüzünden doğrudan doğruya millet, hazînenin mahrumiyeti yüzünden vasıtalı olarak yine millet tazyik edilmektedir.
Mevzu, tepkileri bakımından çok geniştir ve İktisat Bakanı kadar ve hattâ ondan fazla Maliye Bakanını alâkaland icmalidir, Maliye sistemimizi yeni bir düzene bağlarken sayın Nurul-lah Sümer’in memleketimizde fazla çabuk kurulan servet binalarının harcı İçinde hâzineden kaçırılmış vergilerin büyük bir yeri olduğunu hatırlatması faydalı olur
CEVAT NİZAMİ
İstanbul vilâyeti ikinci seçmenleri »ayın yurttaşlarıma
Partim iz Genel Başkan vekili tarafından dün ilân olunan Başkanlık Divanı kararma uyarak, açık bulunan İstanbul vilâyeti Milletvekilliğine adaylığımı koydum. Tam otuz yıl süren siyasi hizmetlerimin yirmisi: Romanya, Yunanistan, merkezi Avrupa, Rusya, ve bilhassa meşum mütareke yıllarında: İtalya, İsveç ve Norveçtc mücadele ile geçti.
Kurtuluş ve İstiklâl savaşı yıllarında harici cephede gece gündüz t«*k başıma gösterebildiğim siyasi faaliyetten dolayı damat Ferit beni tart cezasına uğratarak, âciz şahsıma istemeyerek milli bir şeref kattı.
Kesiksiz süren bu vatani mesaimin mükâfatı olarak da, İstokholm ve Kopenhag sefiri bulunduğum (1921 -23) sırada. Ebedi şefimizin iradelerl-le Hariciye "Vekili Yusuf Kemal bey tarafından, o devirde hiç bir meslek-daşımm nail olamadığı, ve hal tercümeme geçmiş bulunan resmi takdir a t ve teşvlkata mazhar kılındım.
Bu naçiz hizmetlerimin yurt içindeki akisleri semeresile de Roma'da İken Müdafaa! Hukuk cemiyeti beni Manisa'dan namzet östermiş, ve Edirne Paşaell Müdafaa! Hukuk cemiyeti kongresi de Avrupada Trakya hukukunu müdafaa leln salâhlyetname göndermişti.
Faal hayatım durduktan sonra İse yayın âleminde memlekete ve bilhassa rejimimizin müstakbel sahibi olan gençliğimizin irşadı uğrunda çakmalara devam ederek, münevver yurt-daşlarımm bildiği veçhile şu son on yıl İçinde; Mütareke vakayilnl tasvir eden: »Başımıza Gelenler» adlı İlk eserimle İşe başlayarak. İsvlçrenln maruf hukuk ve devlet adamlarından, Vlrgil Rossi’nln cumhuriyet ve demokrasi hakkında yazdığı «Hükümdar Millet» adlı şaheseri ve Godenhowe’-nln «İnsan ve Totaliter Devletler» İni necip milletlinizin mütalâasına sunduktan sonsa sır asile: En mâruf kalemlerden çıkmış «Dünya Tarihi», Rusya, İtalya, Japonya, İran İspanya, Türkiye, Efgan tarüılerln! ve «Bu günkü İngütereyl İyice anlamak İçin». «Yarınki sulha bakışlar», «Harb sonrası Avrupa», «Harbden sonraki dünya» isimli eserleri irfan sahasına takdim ettim. Verdiğim konferanslarla da yine gençliğimizin siyasi bilgi ve terbiyesine faydalı olmaya çalıştım.
îşte bugün de Milli Büyük şefimizin lrşadüe açılan yeni çığırda yurda faydalı olmak azmlle İstanbul Milletvekilliğine talip oluyorum. Devlet ve millet uğrunda yıllarca: azim, ferağat ve muvaffakiyetle çalışmış bu millet bendesine vereceğiniz reyin boşa çıkmayacağına emin olabilirsiniz sevgili yurtdaşlanm.
Eski Moskova sefiri Galip Kemali Söylemezoğlu
Berber çıraklığı, kundura boya cılığı yaparken nasıl yükseldi!
Amerika'da ( kahkaha kıralı» adı verilen bir adam vardır. Asıl İsmi Jimmy Durante olan bu adam heybetli burnu sayesinde meşhur olmuştur.
Jimmy New-York’ludur, 60 yaşındadır, Pek küçük yaşta hayata atılmıştır. Babası berberdi. O da mektep zamanı haricindeki ekser vakitle, .ıü bu dükkânda geçirirdi. İptidaları dükkânı temizlemek. müşterilerin paltolarını tutmak, şapkalarım vermek gibi İşler yaparken sonraları usturaları bilemeğe, hattâ müşterileri tıraş etmeğe başlamıştır. Fakat gördüğü işler bundan ibaret değildi. Para kazanmak İçin ayakkabı boyar, gazete satar, bakkallara çıraklık ederdi. Zararsız sesi vardı. Bunun İçin bazen seyyar çalgıcılar arasına katılarak şarkı söyler ve birkaç para toplardı.
Jimmy eline geçen para İle bir taraftan şarkı, diğer taraftan piyano dersi alıyordu. Az zaman zarfında piyanosunu çok iler! götürmüştü. Bu sırada New-York’un eğlence merkezi olan Ceney İsland'da bir gazinoda piyano çalmağa başladı ve çok muvaffak oldu. Bir müddet sonra' yeni yükselmeğe başbyan komik Eddie Cantor'a piyanoda refakat etmeğe başladı.
Jimmy birkaç arkadaşlle küçük bir vodvil heyeti kurdu ve temsiller vermeğe başladı. Halk bu neşeli, güler yüzlü artisti sevdi, kendisine her taraftan teklifler yağıyordu. Artist iptida radyoda neşeli şarkılar söyledi, sonra IngUtereye giderek Londrada. Palladlum tiyatrosunda kahkaha rekorlarını kırdı.
Amerlkaya döndüğü zaman filim şirketlerinin teklifleri karşısında kaldı ve filim çevirmeğe başladı. Jimmy nln muvaffakiyetinin en büyük sırrı burnudur. İri, şişman, heybetli bir burnu vardır. Bu burun güler yüzüne çok yakışmaktadır.
Kahkaha kıralı Timmy Durante
Edirnede yeni mahsul
arpa
Edime (Akşam) — Edlmenln Sö-ğütlüdere köyünden Salih Kuzunun yetiştirdiği 200 kilo ve Karaağaçtan Yusuf Moray'ın yetiştirdiği 100 kilo miktarındaki yeni mahsul arpa bor-saya getirilmiş ve müzayede suretile 24,30 ve 25 kuruş üzerinden satılmıştır.
Yenl bir filim çeviren Cary Graııt
Cary Grant’m yeni filmi
Askerleri eğlendirmek için çalışan diğer bir artist de Cary Grant’tır. Yalnız bu çok uzaklara gitmlyerek Holllvut yatanındaki kışlaları gezmekte ve piyano konserleri vermektedir.
Cary Grant da aslen îngillzdir. 1904 senesinde İngllterenln Brlstol şehrinde doğmuştur. Asıl adı Archl-bald Leach'tır. Babası kumaş fabrikatörü idi. Artistlik kabiliyetini. İn-gUterenln tanınmış aktörlerinden olan büyük babasından tevarüs etmiştir. Fakat pek senç iken şahneye çıkmağı değil, sahne tertibatını mükemmelleştirmeği düşünmüştür. Bu düşünce neticesinde şaline İçin hususi ışık tertibatı temin eden bir âlet hazırlamıştır. Delikanlı bu şuada sahne İşlerine merak etmiş, bir tiyatro heyetlle birlikte turneye çıkmıştır. Babası bu tarz hayattan kendisini vazgeçirmeğe çalışmışsa da muvaffak olamamıştır.
Artist 20 yaşında üten Nevyork’a giderek orada çalışmağa başlamış, bu sırada şarkı dersi de almıştır. Artist 1931 den İtibaren 12 operette rol almıştır.
Cary bir aralık, Hollibut'ta’kl arkadaşlarını görmek iizere otomobille sinema şehrine gitmiştir. Orada tanınmış bir kadın sahne artistinin çevireceği tecrübe filminde kendinin de rol alması teklif edilmiştir. Tecrübe filmi çevrilmiş, kadın artist muvaffak
olmadığı halde, Cary büyük muvaffakiyet kazanmıştır. Bunun üzerine Pa-l ramount şirketi kendisine uzun, müd-
■ det İçin bir mukavele teklif etmiştir. I Cary. teklifi kabul ederek İşe başla-' mıştır. Sekiz senedenberi birçok filim çevirmiştir. Artist 1942 de Amerikan tabiiyetine girmiş ve eym sene Barbara Hutton İle evlenmiştir.
Cary, İyi piyano çalar, sesi de güzeldir. Son olarak «Kimsesiz bir kalb» adlı bir filim çevirmiştir. Bunda Londranın kenar mahallelerinden birinde oturan basit, kendi Aleminde, biçare bir adam rolü oynamaktadır.
***
Salomon adalarından dönenler
Amerikan sinema artistleri, silâh altındaki askerleri eğlendirmek üzere dünyanın dört köşesine giderek mûsamereler tertlbedlyor, konserler veriyorlar. Bu seyahatleri göze alan yalnız kadın yıldızlar değildir, erkek sinema artistleri de uzun seyahatlerden çekinmiyorlar. Aslen İngiliz olan tanınmış artistlerden Ray Mallland yaptığı böyle, bir seyahatten Holll-vuda dönmüştür Artist geçen sene ismi çok geçen Pasifik adalarına, bilhassa Salomon adalarına gitmiştir. Yanında güze! sesli artist Roşlta Mo-reno, dansöz Mary Elllot ve akordeoncu Frances Fay bulunuyordu:
Gurup seyahatini yapabilmek İçin her türlü vasıtadan İstifade etmiştir: Transatlantik, uçak, cep. torpido, çıkarma taşıtı ve saire... Gurup Gua-dalkanal’dan Tulgai’ye, Florlda adasına, Savo, Russells'e seyahat etmiş, her yerde günde dört saat konser ver-
■ mlştlr. Gurup, Japonlar karşı taarru-1 za geçtikleri sırada Bougainvllle ada-1 sında bulunuyordu.
Mallland, İngllterenln Gal eyale-
- tinde Neath bölgesinde doğmuştur. Çelik fabrikasında çalışan bir İşçinin oğludur. At yetiştirmeğe mahsus bir çlfllkte büyümüş, İlk tahsilini yaptık-
Belediye — Vakıflar ihtilâfı
Belediye He vakıflar İdaresi arastadaki ihtilâfı halletmek İçin heT İki taraf mümessillerinin Iştlrakile vali muavini B. Ralf Tek'İn başkanlığında kurulan komisyon ilk toplantısını yapmıştır. Toplantıda, anlaşmaya mâni olan işlerden vergi meseleler! görüşülmüş ve komisyon, belediyenin evkaftan, evkafın belediyeden İstediği vergilerin bildirilmesini alâkalı dairelerden istemiştir. Yatanda bir toplantı daha yapılacakta:.
Stratosferde konuşma güçlüğü
Stratosfer uçuşları yapan havacıların aralarında telefonla konuşabilmelerl bile oldukça güç bir iştir. Netekim, New-York üniversitesinde yapılan bir tecrübede bu durum bariz bir surette tesbit edilmiştir.
Tecrübe odasında İrtifa şeraiti tesis edilince, 13.600 . 16,900 ayak arasında havacıların telâffuz ettikleri kelimelerde hecelerin iştltilmediği görülmüştür.
Kadıköy SÜREYYA Sinemasında ■
Bugün: Senenin İki yeni ve güzel filmi blfden
1 — SEVDA YARIŞI
MARY MARTİN — FRANCHOT TONE — DİCK POWELL
2 —HAVA TOPÇULARI
MM CHESTER MORRİ3 — RİCHARD ARLEN OZ»
Faydalı bilgiler
★ Yaş çamaşırların donmalarını önlemek için, bunların asmadan evvel tuzlu su ile çalkalanmaları lâzımdır.
★ Dut suyuna batırılan gömlekler, erleri her türlü haşarattan korumaktadır. Böyle bir gömlek 2 ay müddetle haşarata karşı koyma tesirini muhafaza ediyor.
★ Yapılan esaslı incelemeler ı neticesinde, her Amerikan zırhlısında 3.000 kitap ihtiva eden bir kütüphanenin mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Salomon adalarından dönen Ray Maili and
tan sonra liseye devam etmeğe başlamıştır. Bu esnada bir müddet Manş deniz! adaları arasında dolaşan bir patates gemisinde çalışmış, daha sonra İngiliz muhafız alayında hizmet etmiştir.
Mallland İlk defa bir İngiliz filminde gelmlyen bir artistin rolünü yapmış ve muvaffak olmuşutr. Bundan senra turneye çıkan bir tiyatro guru-punun oynadığı ( 13 numaralı odadaki kadın» piyesinde rol almıştır. Daha sonra «Uçan Skoçyalı» adlı İngiliz filminde başrolü yapmıştır. Bu filimden sonra Holllvut'a çağırılmış ve uzun müddet İçin bir mukavele İmzalamıştır. Artist birçok filim çevirmiş-, tir.
Mallland kestane rengi saçlı, mavi gözlüdür, çok İyi ata biner ve mükemmel avcıdır. Karısı ile beraber Los Angeles civarında küçük bir evde oturur: küçük bir erkek çocuğu vardır.
---------------------
HANDAN ORHUNÖZ
ile
Dr. HURŞİT YAZICI
Evlendiler ,
İstanbul 9.VI. 1945
Asyaııın ortasında ve Hlmalâya dağlarının şimalinde bulunan Tibet ülkesi Avrupada Ortodoksların bir papaz İdaresi sayılan Aynaroz yarımadası gibi ruhaniler tarafından İdare edilen bir memlekettir. Buraya yabancıların vc bahusus AvrupalIların girmesi yasaktır. Memleketin bir buçuk milyon tahmin olunan nüfusundan üç yüz bin kişi Budist papazdır. Her tarafta budlst manastırı vardır.
Bu garip ve esrarlı memleket, yalnız siyasi cihetten değil müspet İlimler ile telif edilmesi İmkânsız olan hâdiseleri İle de bütün dünyanın merakını uyandırıyor. Tibet ruhanileri öteden beri ispirüzme ile meşgul bu-
lum rlar ve bu İşlerde AvrupalIları hayrette bırakacak muvaffakiyetler elde etmişlerdir. Tibetli ruhanilerin LJ-bununla ne kadar uğraştıklarını veQ akla hayret verecek fevkalâdelikler fl_ gösterdiklerini Avrupa ya ilk tanıtan Ç\| Venedikli meşhur seyyah Marko Poloq_ o
Venedikli seyyah, meşhur cihangir- q lerden Kubilây Han’ın Pekln'dekl si- q rayında misafir bulunduğu zaman-— Tibetli sihirbazların hükümdar hu-zurunda gösterdikleri sihirlerin ve (jj meharetlerln hayranı olmuştur. >
(v
Bir baş ruhaninin işareti üzerine havadan şarap ve süt dolu şişeler hükümdarın sofrasına İniyordu. Bu fevkalâdelikler İle Tibetli budLst pa-' pazlar Kubilây Han'ın aklını çelmiş- 5** ler ve o zaman dünyaya hâkim olan^ Mogollardan ana yurtta kalmış olan--^ ları dinlerini değiştirmeğe ve budlst (D olmağa kandırmışlardır
Bugün de Tibette bu dişti erin ın-ı- q kaddes saydıkları lâmalar türlü türlü l_ sihir hârikaları gösteriyorlar. Bun- O lan tetkik etmek hevesine düşen Av-
rupalIlar az değildir. Bunlardan biri Londra belediye etıbbasından ve
meşhur ruhiyatçılardan doktor C'a unon’dur. İngiliz doktoru öteden beri ruhiyat ile uğraştığı halde Tibette büyük lâmanın Lhasa'daki sarayında yapılan duhanl âyinlerde gördüğü fevkalâdeliklere İlim ve fen cihetinden bir mâna verememiştir.
Londraya döndükten sonra yazdığı kitapta Lhasa'da gördüklerini hikâye etmiş vc bunlara karşı hayranlıklarını İzhar etmekten kendini menede-m emiştir.
Fakat doktorun böyle yabancı olr dinin ruhaniler! hakkında sarf ettiği takdirkârane sözler ingiiteredekk kilise mahafilinde İyi karşılanmamış, yükselen İtiraz ve takbih sesleri doktorun belediyedeki mühim memuriyetine mal olmuştur. Doktor gördükler! bir hayâl ve masal otmvH>',nı ve İlim ve fen ile telif edllemr ek hârikalar olduğunu bitaraf mütefen-nln heyetler huzurunda İspat ettikten sonra mir belâ eski memuriyetini tekrar elde etm’stir
’r>"lllz âlimi Kitabında Tibette gördüğü hârikalardan birini şu suretla anlatıyor:
«Bütün Tlbetln en mukaddes sarayı sayılan Lhasa’daki dalay lamanın büyük salnn’,”a davet edilmiştim. Sütunları som altından olan büyük salonun şark cihetinde büyük lâma altın tahtı üzerinde oturuyordu. Büyük lâmaya dikkatle baktım. Başımın etrafında mavi renkte bir nuran! hâle ışıldıyordu.
Büyük salonda baş lama ile benden başka bir İnsan gözükmüyordu. Halbuki salonun duvar ve kubbeleri binlerce musiki âletinin refakati İle yükselen İlâhî seslerlle çınlıyordu. Bir zaman sonra salonun kapısı açıldı. Ellerinde meşaleler bulunan birçok ruhani İlâhi okuyarak İçeriye girdi ve büyük lâmanın tahtı önüne geldi. Ve burada hep birden diz çöktüler. Bu halde türlü türlü duaları okumağa devam ettiler.
Çok geçmedi sekiz adam taştan yapılan bir tabutu sürükliyerek salona soktu. Tabutun kapağı açılmıştır. Tabut büyük lâmanın önüne konuldu. Ben de lâmanın yanında merakla seyrediyordum. Tabutta bir ölü yatıyordu. Baş ruhaninin bir İşareti üzerine tabuta yaklaştım ve cesedi muayene ettim. Nabzı atmıyordu. Âletlerimi yaklaştırarak kalbini dinledim. İyice durmuştu, ölünün vücudunu yokladım. Buz gibi soğuktu. Cep aynamı çıkarıp ölünün ağzına tuttum, Epey zaman beklediğim halde ayna üzerinde bir şey belirmedi.
Muayenemi bitirdikten sonra büyük lâmaya doğru çekildim. Büyük lâma anlamadığım bir lisanda dualar okudu ve tabutun İçine bakarak üfledi.
Ben de dikkatle bakıyordum. Öltl birdenbire gözlerini açtı ve doğruldu. İki ruhaninin yardımı ile ayağa kalktıktan sonra tabuttan çıktı ve büyük lâmaya doğru ilerledi. Tahtın önüne gelince büyük lâmanın önünde eğildi, Burada bir milddet huşü halinde kaldıktan sonra geri geri çekilerek tabutuna geldi ve tekrar İçine girerek yattı ve gözlerini kapattı. Birkaç dakika sonra tekrar muayene ettim. Yine eskisi gibi buz gibi ölü olduğunu gördüm.» — F.
HAFTA KONUŞMASI
Utla serenad - Mandolinle gazel
Eski zamanını sahici güneş altında görebilen yaşlı pek azdır; çoğu, geriye başını çevirince manzarayı ay ışığında seyreder. Kusurları örten ve çirkini bile güzelleştiren yalan söyleyici ölgün bir nur içinde! geçmişi öğer iz; öğer, öğer, gerilere bakar, ah ederiz
Ankara radyosunda mandolin çalınması ve mandolinin gittikçe hayatımıza karışması bir kaç meslekdaşımı sinirlendirmiş.,, haklan var. Alaturka ve alafranga her iki cinsin birinden, hele ikisinden — değil köklü — az çok oir musiki terbiyesi almış bulunanlar bile mandolin sesine tahammül edemezler.
Hoş, ben uta da dayanamam.
Eğer işkence devrinde bulunsaydı k ve ben de komplo yapacak yaradılışta politikacılardan olsaydım bir odaya kapatılarak1 kısa bir müddet uttan taksim,' mandolinden serenat yaptırmak suretiie bildiklerimi ağzımdan almak, yani çileden çıkararak bütün esrarı bülbül gibi söyletmek imkânsız değildi. Meşrutiyet tarihimize malolmuş meşhur «perde değneği., ile «domuz topu», çeşidinden orta çağ usulünde hoyratça iz bırakıcı işkence şekillerini önüne gelen her suçluda denemek bir psikoloji hatasıdır. insan vardır, bîr gazeli dört kere dinledi mi tırnağı kerpetenle sıkıştırılıp uğir ağir erinden sökülüyormuş veya koltuk altına hazırlop yumurta konulu-yormuşeasma acısına dayanamayarak kendinden geçer, âdeta fizyolojik bir ıstırap çeker. Çin-li’er gibi İşkencede bile İncelik gösterip böylelerini kaba âletlerle zedelememek gerektir.
Bir tarihte vapurumuz güneş batarken Napoli ye yanaşıp da etrafımızı mandollnli ve gitaralı yüzlerce şarkıcı kayığj aldığı zaman içim o kadar ezelmiş, yağmur borusundan çinko kaplı balkona âhenk değiştirmeden dökülen dam’a seslen gibi bu sinir tırmalayıcı tıngırtılardan öyle gevşemiştim ki o devirdeki İstanbul gecelerinin köpek havlamalarını. hattâ ulumalarını aramıştım. Bekçilerin korkunç «yangın var!» feryatlarını — biteviye zıngııdıyan mandolin tellerinin miskin miyavlamalarına kıyasla — bir opera parçası kadar heybetli, ciddî sesi farzede-cek kadar senfonik şuurumu kaybettiğimi iyice hatırlıyorum.
r"\yte olmakla beraber Mo-zart'm (Don Juan) ında mandoline yer verdiğini ve GrStry’nin (Kıskanç âşık) adlı eserinde mandolinle bir serenat yapıldığını ansiklopedik malûmat kabilinden biliyoruz. Mandolinin şeref tarihi bu kadar-cıkla kapanır; üst tarafı havacıvadır. Şu var kİ uta o bile nasibolmamıştır. Bu yazımda •utunu kamına yapıştırıp başını üstüne eğen ve bir taraftan da mızrabını acele acele, ıspazmoza tutulmuş gibi oynatan adam şekillerin en çirkinin? girmiştir, demiştim. Bu ut, bana haddinden fazla büyümüş bir fıtık gibi görünür; arkasına vurdukça inleyen, vızıldayan bir acayip dert, bir ur!»
Bendeki ut antipatiğine bakınız ki uzun müddet utun baş tacı edildiği ülkelerde yaşamak zorunda kaldığım halde gene aram düzelmedi. Musiki âletlerinin tasnifi bakımından ut kısmına giren mandolin şüphesiz ondan daha biçimlidir: vurguncu yahut malaryah karnı gibi şiş-liğile gözleri rahatsız etmez; ayakta çahnabildiği için de şekil cihetinden bayağılığı hafifler,
Ankara radyosunun kabahati yüz çeşit musiki aletlerine yer verdikten sonra araya mandolini de katması değildir: bunu gltaraşız çaldırmasıdır. Yoksa saksafonun dinlendiği, sevildiği bir asırda — hem ona hem uzun uzun ut taksimine göz yumup da mandolini radyodan atmak, tarafsızlığa riayetsizlik olur. Radyo istasyonu, konserva-tuvar değildir; her zevke hizmet etmesi icabeden bir müessesedir.
Memlekette alafranga dediğimiz musikinin dejenere bir şekil olan caz çalındıktan, cazla dan-sedildikten sonra Garbın en basit, en iptidai aletleri arasında sayacağımız mandolini de çaresiz kabul etmek lâzım geliyor. Eğlenme tarzını da — tıpkı yürüyüş, giyiniş, seviş, öpüş tarzları gibi — sinemalardan meşkeden şimdiki gençlik elbette koltuğunun altına uçkurlu torbasile bir ut veya kemençe sıkıştırarak kır, kumsal, deniz salasına çıkamaz, ay ışığında dolaşamaz. Elbette, diyorum, zira (ilimlerden öğrendiği Amerikan türkülerini bunlarla çalamaz; ut, kemençe, saz ise yeni danslara yoldaşlık edemez. Bütün o işleri, eksik de olsa görebilen mandolini tercih etmek lâzım gelir.
Tercih edince de alafranga sazların en kolay, hocasız, notasız, hemen hemen kendiliğinden çalınanı mandolin de. zaman ve moda sevkile evlere girer. O, artık değişen devrin bir icabı olmuştur, Madem ki utla serenat yapılamıyor... Mandolinle gazel okunamadığı gibi!
Daha ne değersiz, hoppa, hafif, münasebetsiz şeyler var ki bizim «Istemezük!» ümtize aldırış etmeden, kendilerini evlerimize sokuyor. Mandolin bunların en zavallısıdır.
Bunu malûmat satmak için değil. Birinci Cihan Harbinden sonraki sevinçle insanlığın — hem taşkın hareket, hem coşkun ses, hem de gürültülü müziği birleştirmiş olan — cazh dansa sarılması keyfiyetini bir sebebe bağlamak İçin naklettim. Adlarını pek bilmiyorum, fakat tam teşkilll bir caz orkestrasında kullanılan ses çıkarıcı aletlerden çoğuna, meselâ o uçları havaya doğru kaldırılıp kaldırılıp ileri geri harb silâhları gibi yürütülen borulara, boşlukta çevrilen üçerli yuvarlaklara, zilli maşalara, macuncu düdüklerde itfaiye çanlarına vesalreye göz gezdirince. hele kulak verince bizim eski aşinamız mandolini evimize sokmakta değil, bağrımıza basmakta bi’e mahzur kalmaz.
Salgını mandolinle atlatabilirsek ucuz kurtulmuş oluruz.
Zavallı dedim, zira mandolin îtalyada, İspanyada ve lâtin Amerflcada çok defa bir dilenme vasıtasıdır: öten bir dilenci çanağıdır. Sinema bu çanağı renkli ve aşklı filim’.ere sokarak. dekorlarla şatafathyarak idealize etmiş, mandolin sesi artık erkek ve kadın bir sürü güzel yıldızı ve sevişme sahnesini gözönüne getirdiğinden gençlerce bizimkine benzemeyen bir mâna, bir heyecan kaynağı olmuştur.
Bir ut nağmesi veya bir gazel ne yapalım kİ — bir şey hatır-latmadığ için — yeni nesilde aynı tesiri yapamıyor. Biz. civan yaşta eğer uttan, gazelden zevk aldıksa bunu bizde uyandırdığı hâtıralara borçluyuz. Evinin önünden geçerken sevgili bize ka-fes arkasından utu ile dert yanardı; biz de gece denizden gazelimizle ona cevap verirdik.
Hoş, ben böyle şeyler yapmamıştım ama çoğunluk yapardı; yaptığı içindri kİ «biz» demekte zarar ve mübalâğa yoktur. Dün, uzaktan uzağa ut çalanlarla gazel okuyanlar bugün bir arada mandolin çalıp semat yapıyorlar. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi olduğu gibi her devrin de bir eğlence şekil vardır. Eğlencede sinemalar ömek alındıktan sonra tazelerin kucağına ut veımek ve delikanlılara ellerini çenelerine dayatıp gazel söyletmek, hattâ ne kadar millî olsa bağlama çaldırarak kendilerini Anadolu türkülerlle oyalamak mümkün değildir.
Bunları da dinlerler, belki de çalarlar, söylerler ama konserde, gazinoda, festivalde, okul ve Halkevi törenlerinde.., her milletin yaptığı gibi.
Ciddî bir eserden batınında kalmış: Musikinin insanda İlk doğuş şeklini, aslını, özünü en İyi anlatanlar Çinlilerdir. Çinlilerce neşeli bir adam hareket İhtiyacı duyar, fakta hareket yet-, mez, bir takım sesler çıkanr;1 haykırışlarla da sükûnete eremez, sesleri uzatır, düzenler, türküye çevirir. Gün gelir, gittikçe kompleks - karışık bir hal alan ruhlar türkü ile de avutulamaz. işte o zaman, ruhunu anlatmak. heyecanını bastırmak İçin insan bir takım musiki aletleri yapmağa başlar ve musiki meydana gelir.
Cağaloğ tundaki konak (şimdiki Sağlık müzesi) sanki temellerine binlerce tekerlek takılmış gibi, âdeta yerinden oynadı. Nigâr hanım ve çocuk) an en üst katta oturuyorlardı. Bu kat Sultanahmet meydanına kayar gibi. dlüş.er gibi oldu. Esnedi, gitti geldi... Dışarıda çığlıklar kopuyor, gürültüler ayyuka yükseliyordu: Büyük zelzele!...
Nigâr hanım, çılgın gibi çocuklarını kaptı. Konağın geniş merdivenlerinden uçarcasına indiler. Sultanahmet meydanına kandllerlnl güç attılar. Aynı gün ve gözü bir tencereye benziyen kocaman sefer taslarlle Hisardaki yalıya gidildi.
Nigâr hanımın hayatında bu eski maceraya dönmemizin iki sebebi yar. Onun çocuklarına düşkünlüğü... kİ büyük bir edebiyatçımızın yazdığı gibi, şairin en güzel eserleri arasında, yetiştirdiği oğullan da vardır. Her biri nezaket timsali, kültür ve eser sahibi, İftihar edilecek kimselerdir. Nl-gür banım her fırtına karşısında onlara göğüs germiş, bütün bir ömril dul geçirdiği halde, onlara en mükemmel tahsili, terbiyeyi ve r d İrmiş-tir.
Büyük zelzeleden sonra Hisara, yalıya gelişi anlatmamızın İkinci sebebi de sudur: Nigâr hanım denilince, aklımıza Göksuda. hamlacUarile birlikte zarif bir sandal, billör bir yaşmak İçinde, şemsiyesini açmış zarif bir kadın gelir. Nigâr hanım bu Boğaz, Göksu ve mehtap gezintilerine dalma Hisardan çıkardı. Sağlık durumu fazla yürümesine müsaade etmediği için, kendisini tamamlle denize ve sandala verdi. Sazlı deniz âlemlerine daima çok uzaktan, meçhul bir dinleyici olarak lştlrâk ederdi.
Göksu gezintilerinin İse şakana manzaralı derest kadar Nigâr hanımı da meşhurdu. Göksu ve Nigâr hanım İsimleri esasen blrlblrlne pek ziyade karışmış İsimlerdi. Biri mutlaka ötekini hatırlatırdı. Göksu âlemlerine dair yapılan bir zamanın tablolarındaki yaşmaklı ve şemslyell kadın ya Nigâr hanım veya mutlaka ona çok benzlyen birisiydi. Nigâr hanım şimdi aramızda yok. Fakat Göksu gezintilerine lştlrâk ettiği kıyafetiyle ve san-dallyle hayalltnlzdedlr.
Zamanında taassup dalgaları dağlara çıkarken. Nigâr hanım İki çifte sandalında ehranjlı. hilâli yaşmaklı, en altında güllü dantel sarkıtılmış olarak Göksuda görünürdü. Hamlacıları giyinişleriyle göz alırdı.
Kendisi İse o kadar güzel ve hususi giyinirdi kİ, deredeki bütün sandal kalabalığı onu uzaktan farkederler, yol verirler, gençler:
— Nigâr hanımefendi... Nigâr hanımefendinin sandalı... diye gösterirlerdi.
Nigâr hanım, birçok sanatkârlar gibi tapınmasından memnun olurdu, hnttft bu âlemlerden birinde Selim Sırrı üstadımız da pek genç İken bulunuyormuş, O zamana alt yazdığı bir yazıda Nigâr hanımın sandalı geçerken gençlerin onun güzel bir mısraını yüksek sesle ve hürmetle okuduklarından bahseder. Nigâr hanım, genç münevverlerin kendisine karşı İçlen gelen bu tezahürlerinden pek hoşlannuştır.
Bir edibimiz de bu hâtıralardan bahsederken şöyle diyor:
— Göksu âlemlerine ecnebi konsoloslar, hattâ sefirler gelirlerdi. Nigâr hanımı uzaktan gördükleri zaman, kendisini çok lyl tanıdıkları İçin, derin bir hürmetle selâmlarlardı.
Göksu deresinde Nigâr hanımın muayyen bir yeri vardı. Sandalını
Şunu da not etmek lâzım:
Kapalı odada oturup kulağı dibinde radyodan mandolin dinlemek azaptır ama yaz geceleri, durgun deniz üstünde, uzak-tan uzağa gelen mandolin serenadı, taze kahkaha'ar açık havaya, güzel manzaraya, loşluğa veya ay ışığına epeyce uyar; bayağılığından kaybeder. Bu serenat — yüksek musikiyi anlamamakla beraber hiçten nağmelerle bile bulunduğu hayattan vc maddî kâinattan bir karış olsun yükselen, ideale kavuşmak değilse de tatlı bir rüya â'emlne giren bir genç topluluğunu belirttiğinden — «çoluk çocuk eğleniyor« diye iyi yürekli. İnsaflı yaşlılara, bize hoş gelir.
«Ne yapalım, deriz, bizim nesil ut çalar, gazel okurdu; şimdikiler mandolin çalıp Meksika türküsü çağırıyor. Gençliğimizin kırlarında ve denizlerinde sohbet ve safa böyle değildi; musiki zevki ise büsbütün başkaydı.» Arkasından malûm ve meşhur j edebiyatı, Boğaziçi mehtaplarile .saz âlemlerini tekrarlarız, Kanlıca körfezinde dinlediğimiz bîr faslı anarız, musiki meraklısı bir kaç paşanın adlarını sayalız. bilm°m kimin yay çekişini, mızrap vuruşunu, ney inleyişini, daire (yani tef) İdaresini öğeriz; öğer, öğer, gerilere bakar ah ederiz I
Tam o sırada kulağımıza mandolin sesi gelince tabiîdir ki küplere bineriz Eski zamanını sahici güneş altında görebilen yaşlı pek azdır; çoğu, geriye başını çevirince manzarayı ay ışığında seyreder: Kusurları örten ve Çirkini bile güzelleştiren yalan söyleyici ölgün bir nur İçlndel Bütün bunlar yaşlanmanın lyJ ve fena taraflarıdır vc tiryakice yaşlananlarda fena taraf daha çoktur. Musikideki gibi daha bir çok görgü ve geleneklerimizde bu kadar çabuk ve şaşırtıcı değişiklikler olması sinemadandır. Sinema insan yaşayışım ve zevkini gittikçe bir kalıba sokuyor, eşitleştiriyor.
Sinema insanlardaki maymunca taklit istidadını geliştirerek onları çok kere lstenmiyecek derecede birbirine benzeten yaman bir İcattır.
Refik Haltd Karay
RADYO
ANKARA RADYOSU!
Bugünkü program
18.00 Dans orkestrası, 18.45 Şarkılar. 19.00 Haberler, 19.20 Geçmişi bugün, 1ÖJ5 Salon orkestrası, 20.18 Pazar Gazetesi, 20.3o Fasıl, 21.00 Opera aryaları, 21.18 Kardık şarkılar, 21.35 Müzik, 21.85 Şan soloları, 22.19 Yurtta spor, 22.30 At yarlşlav 22.35 Dans müziği (pl.l, 22.45 Haberler.
YARIN SABAHKİ PROGRAM
730 Müzik (pl.l, 7.45 Haberler, 8.00 Müzik (pİ.l, 12.30 Karışık şarkılar, 12 45 Haberler, 13.00 Salon Orkefrtraöl.
1 ANIMADlClMlZ MEŞHURLAR:
Tavus kuşu haline konulan şiir kitabı..
Nigâr hanım «Safahatı kalb» adlı eserinin parasile bir tavus kuşu almıştı
■* - -
Z--——— ......... -
| Büyük zelzele — Göksu deresi ve Nigâr hanım — Şairin deredeki muay-| yen yeri — Büyük ağacın sulara kapandığı gölgelik — Gençlerin oku-| dukları mısra — Sefirlerin selâm verdiği yaşmaklı kadın — Nigâr hanı-mm saplı tek gözlüğü — Rumcayi nasıl öğrenmişti?
oturmadığı Şair Nigâr sokağı
Nigâr hanımın hayatında hiç
Nigâr hanimin eski bir tuvaleti derenin en nihayetine kadar çektirirdi. Oradaki meşhur değirmenden de daha ötede, derenin , üzerine, dallan suya değer cesl ne kapanmış bir büyük ağaç vardır, işte Nigâr hanım dalma burada dururdu. Sandalını dereye kapanmış ağacın gölgesine çeker oradan gelip geçenleri seyrederdi. Tabii binlerce İnsan bu gayet hususi giyinmiş, zarif, enteresan İnsani seyrederdi. Ve birbirine fısıldarlardı: «Şair Nfgârl.» Bazen onun bir manzumesini de okudukları olurdu.
Hey gidi günleri. Göksu şimdi Nl-gârsradır ve unutulmuştur.
Tavus kuşu..
Yalnız mesire yerlerinde değil, şehirde de giyinişi, zamanına göre İleri ve ince zevki hemen dikkati çekerdi. Meselâ ince yaşmakla veya tamamlle kendisine maiısus bir çarşafla bon-mnrşedc gör ünü verirdi. Esasen kendisine «zamanına İsyan eden kadın» adı takılmasının sebebi de bu iler! şevki İdi. Sokağa çıkarken yüzüne yalnız podra sürerdi. Güzel, hafif kokulara düşkündü. Pek nefis, çeşit çeşit şemsiyeleri, her biri birer sanat eseri olan yelpazeleri vardı. Bu yelpazeler çinden, Japonyadan ve dün-
Büyük zelzelede Cağaloğlunda oturduğu konak
[Şimdi Sıhhiye müzesidir]

:reated by free version of 2PDF
yanın her yerinden arkadaşları tarafından hediye getirilmişti. Buruna takılmı yan saplı tek gözlüklerinden biri mutlaka boynunda asılı dururdu. Nigâr hanımın hâtıraları arasında bu gözlükler hâlâ muhafaza ediliyor. Bazen de elinde İnce bir baston bulunurdu.
Yelpazelerini kendi tarif edip yaptırdığı. da olurdu. Böyle sanatkârane buluşları arasında neler yoktu! Meselâ babasına üzerinde « Osman» yazan bir kitap açacak yapmıştı.
Nadide mücevherleri severdi. Meselâ son zamanlarında Tavus kuşu şeklinde İşlemeli bir pırlanta göğüs İğnesi pek hoşuna gitmişti. Bu sırada Safahatı kalb eserini Hilmi kütünha-n esine basılmak üzere verdi Tâ bil bay Hilmi'den kitabın parası " .'ince Tavus kuşu İğneyi satın aldı. Edebiyatımızın meşhur bir eseri Safahatı kalbbu suretle bir pırlanta iğne oldu. Şair bir güzelliği bn("> h'r — tebdil etmişti
Nigâr tıanıın hakkındaki yazılarımızı bitirmeden önce onun zekâsına ve dil öğrenme kabiliyetine işaret eden bir fıkır anlatalım... Nigâr hanım bildiği birçok dillerden bnska pek güzel Rumca konuşurdu rtnu dlnllyenler Atlnalı bir genç kadın zannederlerdi. Rumcayi nereden öğ-renmlşti?- Bu pek tuhaftır. Konakta birçok Rum hizmetçileri vardı. Bunlar kötü Türkçe konuşurlardı kl Nigâr hanım onların ağızlarında mahvolan. bu berbat Türkçeye de isyan eder, sinirlenirdi. Rum hizmetçilerin yola gelmlyeceğlnl görünce Türkçeyl katletmemeleri İçin kendi onlardan hem de fevkalâde çabuk ve iyi olmak şartUe Rumca öğrendi öyle konuşmağa başladı...
ölümü..
Nigâr hanımın hotozu sarayda kadınlar mu ay edesinde moda oldu. Kadınlar muayedeslne gidenlerin hepsi Nigâr hanını tarzında hotozlarla padişahın huzuruna çıkıyorlardı. Tabii yaşmaksız, yüzü tamamlle açık olarak.» Bu suretle o zevkini her tarata, saraya kadar sokmuştu.
Edebiyat tarihlerimiz şair Nigâr hanımın yaşını 10 sene büyütürler. Hayatta büyük ıstıraplar çeken, engin ruhu tatmin ediLmlyen bu sanatkâr kadın öldüğü zaman yaşlı denilecek bir çağda değildi.
Bu büyük kadının hayat romanı da böyle bitti..
Hikmet Feridun Es
K AKŞAM SS
Abone bedeli
TürkLye Ecnebi
28OÜ kuruş 54ü0 kuruş
1500 » 2900 »
800 > 1000 •
tebdili için elli kuruşluk
Senelik
8 Aylık
3 aylık
Adres pul gönderilmelidir. Aksi takdirde adres değiştirilmez.
Telefonlarımız Başmuharrir: 20565 Yazı İşleri: 20765 - İdare: 20081 Müdür: 20497
Cemazlyclâhır 29 — Hızır 36 İmsak Giineş Öğle İkindi Ak Yatsı E. 6.29 8.48 4.33 8.34 12.00 2.02 V. 3.09 5.28 13.13 17.14 20.40 22.42
İdarehane BabıâU civarı
AcımuMuk sokak No^3
Saniîe 6
■ H S X M
Kadınlar arasında


Yem sâyln edildiği şirketin yolunu I istedi. Delikanlı onun ağzındaki siga-invırKen içinde garip bir heyecan rayı yaktı. Arka tarafında çalışan «uyuyordu Çok uzun süren bir lahsll ’-w
■evresinden sonra İlk defa çalışmağa tanıyacaktı. Vakıa iş bulmak husufunda epeyce sıkıntı çekmişti. Bitirdiği bir çok mektepler, kapı kadar ■iplomaları pek fayda etmemişti. Usun uzun koşmalardan sonra nlha-bir şirkette iyi bir iş bulmuştu. Dalın fazla anasının par as ile geçinenlerdi Zira yaş otuz beşe dayanmıştı Bu çağa kadar bir çok şey öğrenmişti, Bir iki dil de konuşuyordu amma tek kuruş kazanmış değildi.
Bu Iitibarla heyecanı pek büyüktü. İlfc defa çalışmağa gittiği şu anda kendisini mektebe başlatıldığı günün heyecanı İçinde buluyordu. Otuz sene Btir en talebelik hayatında her türlü mektebi öğrenmişti. Fakat iş. çalışma yeri nasıldı .. Bunun hakkında hiç bir fikri yoktu. Yalnız geçen gün bir kitap okumuştu. Bu kitabın adı «Hayatta muvaffak olmanın sırların İdi. tik satırlarında hayata yeni bavlıyacak olan gençlere şu nasihat veriliyordu: «Çalışmağı kendiniz için bir zevk yapınız. Çiçekli masalarda mümkünse güzel arkadaşlar arasında çalışınız.»
Sermet şimdi kendi kendine: «Bari çalışacağım, yerde şöyle güzelce kadın arkadaşlarını olsa... Ara sıra girip çıkakça devalr odalarının, şirket dosya dairelerinin ne kadar kasvetli yerler olduğunu görüyorum. Bütün günlerim, senelerim buralarda geçecek. Halbuki etrafımda bir kaç güzel sima plursa mesele tamamile değişir. Soğuk bir resmi daire odasında güzel bir fcadm, saksıda çiçek gibidir.» diyordu.
Bugün İşe yeni başlaması şerefine yeni elbiselerini de giymişti. Her cepheden iki dirhem bir çekirdek sayılabilire!. Şrkqte girerken kalbi fena fena çarpıyordu. Evvelâ direktörü görecekti. Odacı ona kim olduğunu sordu, ye biraz sonra içeri aldı. Müdür dalgın tavırlı ciddî bir adamdı:
— Sizi çalışacağınız servise götürüp takdim edeyim!,, dedi. Odadan beraber çıktılar. Sermed'in heyecanı art' mış'ı. Acaba servislnda bulunan arkadaşlar ne çeşit mahlûklardı?, Kim-bilir içlerinde ne alaycıları, ne aksileri, ne suratsızları çıkacaktı Kadın var mı İdi?.. Meselâ şöyle eli yüzü düzgün, saksıda bir çiçeği andıracak güzellikte?.. Haydi İnşallah...
Şirket yeni bir binada idi. Her taraf yağlı boya, kireç inşaatı henüz bitmiş yapı kokuyordu.
Direktör bir kapı açtı ve:
— İşte sizin çalışacağınız servis burası!.. dedi. Sermet az daha hayretinden küçük dilini yutacaktı. Zira bu büyük salonda 15-20 genç kadından başka tek erkek bile yoktu. Orta yerdeki boş bir jnasayı kendisine İşaret eden direktör:
— Muvaffakiyetler temenni ederim!.. dedi ve çekildi.
Salonda bir an acayip bir sessizlik pldu. Sonra arka taraftan hafif perdeden bir kıtırtı yükseldi. Hissettirmeden dönüp baktı. Biri gülüyordu. Yan tarafta tatil bir kıkirtı daha koptu. Her halde fazla neşeli bir yere düşmüştü.
Belli etmeden etrafını inceliyordu. İkisi çıkarılacak olursa g*rl kalanların hepsi fevkalâde güzel insanlardı. Ve her biri de kendisine birer diş macunu reklâmını hatırlatan biçimli ağızlar ve pek muntazam dişleTİe gülüyorlardı. Dostluk temelinin ilk taşlan bakışlarla atılmakta idi.
Sermet kendi kendine: «İşte bu Şartlar içinde çalışmak insan İçin bir 6aadet haline girebilir. Ben odamda bir sabsı çiçek istemiştim. Halbuki bir gül bahçesinin içine düşmüş gibiyim!..» dedi. Hayatından pek memnundu. İş dünyasına ilk adımını lyl atmıştı.
Yavaş yavaş konuşmalar başladı. Yanındaki büyük masada çalışan ve dudaklarının güzelliği İle dikkati çeken, uzun boylu kadın bir sürü «taret mektubunu okuduktan sonra bir sigara aldı. Kibriti yoktu. Sermet’ten
ulak tefek ve gayet zeki yüzlü güze» bir kadın çekmecesinin gözünü açarak bir kutu çıkardı. Serme d'e şeker ikram etti. Artık ahbaplık gırla gidiyordu. Sermct onların hangisini en fazla dost seçmek için tereddüt İçinde idi. Az ve tenha olsalardı mesele kal-miyacaktı. Fakat kütle halinde bulunmaları işi değiştirdi. Hepsi İle pek samimi fakat sadece arkadaştı. Hattâ geliyorlar, Sermed’in çalıştığı masanın köşesine oturuyorlar, bacaklarını sallıyarak konuşuyorlar, bu vaziyette sigaralarını içiyorlar, delikanlının k> ravatınm düğümünü düzeltiyorlar, hattâ bozan şaka olarak kalkıp muntazam saçlarını karıştırdıkları, dağıttıkları da oluyordu. Fakat arkadaşlık hududunun tel örgülerini bir adım bile aşamıyordu. ilk hafta Nihal bir sürü dosya getirerek:
— Kuzum sermet'clğim... şu angaryamı yapıver... diye onun masasına bırakmıştı. Nihaii kırabilir mi?..
__ Hay hay... Emredersin... dedi.
İkinci hafta Mukadder tercüjne edilecek Bir sürü mektup verdi. Üçüncü hafta Mukaddes kendisine verilen cetvelleri çıkarmak lşipl ona havale etti Üçüncü hafta Nimet 944 hesaplarını kopye ettirmek hususunda başladığı çalışmağı ona bıraktı. Kiminin İşi, kiminin daveti, kiminin randevusu vardı. Dosyaları, cetvelleri, mektupları, Sermed'in önüne yığıp gidiyorlardı. Hepsi de şirin, tatlı kızlardı. Hangisini kırabilirdi kİ?.. Angaryalar öylesine yığılmıştı ki pazar lar da dahil olduğu halde geceli gündüzlü çalışıyordu.
«Kadınlı senvis» e düşmek için can atmış, dua etmişti. Ve işte duası da kabul olmuştu amma günden güne çalışmaktan, angaryadan eriyor, iğne İpliğe dönüyordu. Nihayet bir gün umumi direktörün karşısına Çiktı ve:
— Beni kadınsız bir servise nakletmenizi rica ederim... dedi.
Direktör hayretle ona baktı. Bir çok memurların tamamile aksine blr adam!.. Arzusunu sebebini sordu.. Sermet boynunu 'bükerek cevap verdi:
— Hiç efendim... Zevcem razı değil de...
Yalan söylemeğe mecbur olmuştu. Evli bile değildi. Fakat karısından son derecede korkan direktör telâşla:
— öyleyse mesele mühim... Hemen nakledelim... dedi.
(Bir yıldız)
Toprak kanonu ve Milli savunma (Müdafaa)
r
Yatan:
I M. Şevki Yazman
■ I
Sıfırın altında 67 derece soğuktan donmamak için ne yapmalı?
Geçen sinema mevsimi bize «Her şeyden evvel vatan» adlı ve içerisinde bir ‘miktar da propaganda bulunan güzel bir filim seyrettirdi. Filmin kahramanı genç, cesur bir askerdir. Harbierde kahramanlığının büyük nayi sahasından ayrılması ve cephe-nişanelerini göstermiştir. Yiğitliğinin I ---■ •------ •- ----
örneklerini vermiştir. Fakat bir gün bu genç İnsan kendisini tam mânaslle ye'se kaptırmıştır: Bu kahramanlıklar. bu fedakârlıklar kimin İçin? Kendisinin bir karış toprağı, bir tutam çiçeği bulunmıyan bu vatan üstünde (filim burada İnglltereyl kasdedlyordu) lordların büyük malikânelerini müdafaa etmekten kendisine he fayda gelir? Bu düşünce ile her şeye isyan ediyor, kahramanlığından iğreniyor, âsi ve hattâ kaçak oluyor. Fakat arkasından hakikat,1 bir yurda, bir vatana sahibolamama- jen düşünülmüş İş kanunları, harb ııın ıstırabı, kaçak bir insanın duya- , zamanında mümkün olduğu kadar cağı haysiyet kırıcı acılar kendini gös- kendilerinin ve ailelerinin tatmini teriyor. Nihayet insanları doğru yo- onları vatan müdafaasında gereken .----M— wm.nı, m, fdakâriığı ve gayreti göstermeğe ye-
tecektir.
Asıl cephede düşmanla burun buruna gelen ve orduların daima büyük kısmını teşkil eden köylü ve rençperlikle uğraşan halkın İse, yukarıda izah ettiğimiz gibi âdilâne bir toprak
Pek soğuk yerlerde üstüste geniş elbise ve çamaşır giymek lâzımdır Pek kalın ve vücuda yapışık tek elbise, donmağa sebebolur
ye gönderilmesi hemen de imkânsız-1 dır. Olsa olsa bazı mütehassıslar ve t&mlrcller cepheye veya cephe gerisine gönderilebilir. Hattâ bir kısım gençlerin ve kadınların harb zamanında cephe yerine sanayie gönderilmesine zaruret hasıl olacaktır. Bu itibarla büyük kısmı şehirli olan sanayi işçisi haıb zamanında gene eski hizmetinde kalacak, hava bombardımanları. gıda azlığı gibi bazı zorluklarla karşılaşsa bile diğer şehir sakln-! lerile birlikte onu nasıl olsa paylaşıp ] çekecektir. Bunlar hakkında cvvelce-
.a.» «o ü.-n-l.M
i
I
la getiren âmiller, müşfik bir papaz,' güzel bir kıza olan aşk ve memleket sevgisi ortaya giriyor ve bu kahraman İnsanı eski yerine ve şerefli vatan müdafaasına koşturuyor. ’
Filim, burada gayesine ulaşmak
için biraz mübalâğa yapmıştır. Vatan ........................ ...
müdafaasında kendi şahsi menfaati-1 refomlle toprağa kavuşması ve ben-nl düşünerek hareket edenler pek az Hgine sahlp lyl blr vatandaş haline olsa gerektir. Fakat şurası da mu-' .......... ......................-
hakkaktir ki; İnsanlar ne kadar medeni. kanuna muti olurlarsa olsunlar, I müdafaa ettikleri dâvadaki ilgileri,1 bağları ne kadar kuvvetli ise kendi-lerlni de bu dâvaya o kadar kuvvetle verirler. İyi blr vatana, mesut bir hayata sahlp milletlerin e-korleri çıkarmaları bir tesadüf eseri olmadığı gibi, toprağa bağlı köylünün, rençperin en muti, en fedakâr. bunu tenün etm en kahraman askerleri meydana ge-1 atıimaktadır. Mı tirmesl de sebepsiz olamaz. Cephede ] mennj edelim. Ç dövüşen insan eğer bir taraftan da, ...
ufak da olsa, blr toprağa, temiz bir fca{jar mühim vatan müdafaa mese-eve. iyi kurulmuş, mesut bir aileye les3ni ve faydasını sağlıyaeaktır. sahipse canını ve kanını daha cö- -----------------------------------------
mertlikle vatan müdafaası dâvasına Taşova tütün Satışları hasreder. Bu böyle gelmiş ve böyle ’ gidecektir. İnsan benciliğinin burada büyük rolü vardır.
Bu İtibarla vatan yüzünü bu memleketteki insanlara taksim etmekte daha âdil, daha dürüst davranmak.
gelmesi milli savunmanın bu hakikî cephesini de çok kuvvetlendirecektir. Bugünün harbinde muvaffak olmak için nazi sürüleri gibi çılgın, atılgan ve saldırgan olmaktan ziyade Anglo-, saksonlar gibi hakka, adalete ve . müsavata dayanan mesut bir va-
en fedakâr as- tanda, hürriyeti müdafaa eden şerefli _ - ‘ vatandaşlar yetiştirmek lâzım gel-
mektedir. Bizde de toprak kanunu *---- temin etmek amaclyle ortaya
luvaffak olmasını temenni edelim- Çünkü iktisadi ve siyasi menfaatleri yanında bir de onlar
Edirnede sebze ve meyva fiatleri
Edime (Akşam) — Yeni mahsul meyva ve sebzeler çıkmağa ve piyasaya getirilmeğe başlanmıştır. Edime -nln meşhur Altıparmak kirazı 25-30 kuruşa perakende satılmaktadır. Kiraz mahsulü iyi ve çoktur. Sebzelere gelince: Perakende olarak taze fasulye 35. bakla 20, bezelye 35, kabak 30, soğan 26. ve patates de 50 kuruştan satılmaktadır.
Boluda zelzele
Bolu 8 (A.A) — Dün sabah saat dördü yedi geçe şehrimizde doğudan gelen ve beş saniye süren şiddetli blr yer sarsıntısı olmuştur. Hasar yoktur.
Trakyada bereketli yağmurlar
Edirne (Akşam) —• Uzunköprü, Havza ve Lalapaşaya bereketli yağmurlar düşmüştür.
TENİ SAVIN
AMATÖR
Zevk ve merak sahiplerine hitabeden bu memcuanın 7 ncl sayısı çıktı. Türlü amatörlük İşlerine alt bilgi, model, örnek ve resimli yazılardan başka birçok enteresan magazin yazıları da vardır.
Kahır Yüzünden Lütuf
Yazan: P, Wentworth Tercüme eden: Vâ . Nû
Tefrika No 43^"““
Madam Thompson tekrar güldü.
— Canım o kadar sabırsızlanmayın, meslenln arkasını da anlatırım. 8lzln bana tarif ettiğiniz şekilde, evin içini ona tasvir ettim. Kardeşini de ona anlattım. Şayet evden çıkmazsa büyük bir tehlikeye maruz kaldığını da söyledim. Anlatacaklarım bittiği zaman, bayılma taklidi yaparak onu tesir altında bıraktım. Emin olunuz kl daha hayatımda böyle mükemmel bir iş görmemiştim. Bana vadedllen parayı yarın sabah almak İstiyorum, On şlllnllk kâğıtlarla ödeyiniz. Çek filân kabul etmem. Büyük para da istemem. Aramızda anlaştığımız remizleri biliyorsunuz.
Telefonu kapadı. Agatha’nın verdiği parayı da, küçük çekmesine kilitledi
xxm
Julien Forsham, Yeni Eve sabahleyin geldi. İlk lş olarak madam Brown'ı ziyarete gitti. AnnLe'nln civarda olacağını düşünüyordu. Bron-Bon'iarda rasladığı Nlta King'İn An-nle'ye benzeyişi dikkatini çekmişti. Fakat olabilir mİ? Madam Klng, Edouard Berkeley'ln kuzini değil mİ?
Erbaa (Akşam) — Erbaa -vTaşova bölgelerindeki tütün satışları normal seyrinde devim ediyor. Rekolte miktarı dört milyon kiloya dayanan bu daim MU. «ana «urusü J“>1 WlS«lertoa« 5!mdi,e
mümkün olduSu kaüar wk İnşam M
memleketin toprağma Httaak mil-. ™ Tasovada bm buçilk mİ -
U savunma bak.mmdan daha büyük »ons yakm (*tambar edilmiş
bir kazanç olacaktır ve sat’s Kurmuştur. Fiatler: Erbaada
is bu kadarla bitmiyor: Yurda mü- ™JİG1l“r“s "“"d*
dalaa meselesinde IH yalma kupkuru 8«en mabsul flütleri Tok. Ntaar menfaat meselesine batlam.k re ka-. «sora çevrelerinde 170 İte l«0 kuruş anne, yalnıa bununla ifade etmek arasında dolaşmaktadır kİ Erbaaya yanlışta. Milli savunma işi her ,ey- Bore şua 1 bir fark vardır, bu da Erden evvel İnsanların şahsiyet, hwl. baadakl alıcı ad.Jlnm u.ro şeçen yet ve şeref sahibi olmaslle tekemmül belgelere göre çoktojundan ileri ge-eder. Çetin muharebe şartlan altında “y°r-ve hiç kimsenin kontrol ve icbarının Alıcılar: Taşovanın merkezi Erbaa-para etmlyeceğl zamanlarda askerin da başta inhisarlar olmak üzere Türk kendi İşini, vazifesini görebilmesi ve Tütün Limited şirketi, Mustafa Ta-niHm nnhucıno anîc nnha Şehri Avstin. Halis HâkimOÜlU,
noba, Şehri Aysun, Halis Hâklmoğlu, Kadri Kut ve Muharrem Başaran, Silrurl Say, Hüseyin Danışman, Hüseyin Cengiz firmalarıdır. Tokat, Niksar. Taşova kasabalarında ise başta İnhisarlar esaslı alıcı unsurdur. Ta-şovada bir, Niksar ve Tokatta İse bir kaç alıcı vardır.
İstihsalâtm miktar bakımından geçen yıla nazaran çok oluşuna, mahsulün kalite illbarile çok iyi evsafta bulunmasına ve maliyet itlbarlle büyük masraflarla meydana gelmiş olmasına rağmen fiatlerde daha biraz yükseliş icabederdl. Erbaadaki fiat durumu Taşova. Niksar, Tokada nazaran azıcık daha iyi olmakla beraber umumiyetle flatlerln bir miktar daha arttırılması beklenmektedir. Bu bölgeler piyasalarında eski tanınmış büyük firmaların da bulunmamasına
İcabında bunu ölüm pahasına güze alabilmesi İçin bir takım mânevi kıymetlere ve değerli bir şahsiyete sa-hlbolması şarttır.
Eğer bir memleket İnsanının büyük bir kısmı ortakçı, yarıcı, hizmetkâr ve saire gibi birçok -odlarla ve diğer kısmın uşağı, ecirl olarak çalıştırılırsa onlardan bu en güç. en ehemmiyetli zamanda şahsiyetli ve haysiyetli insanlardan beklediğimiz işleri tamamen bekllyemeylz. Bizzat _ memleket insanının kalkınmasında dahi bu Ortaçağ rejimine bir son vermek lâzımdır. Toprak kanunu yalnız toprağa bağlı değil, fakat şahsiyetini ve haysiyetini müdrik, iyi vatandaşlar yetiştirmek hususunda da bu merale-kete çok hizmet edebilir. Zaten İyi askerin en büyük vasıflarından birisi de budur. - .
Harbin gelişimi o tarzdadır kİ bun- göre inhisarların nazımlık ve müba-dan sonra sanayide istihdam edilen yaa görevlerinde iyi hareket ettiğini bütün İşçilerin harb miiddetlnce sa- kabul eylemek lâzımdır.
Blr İngiliz muharriri yazıyor:
Hindistan'da ve yahut cenup - batı Pasifik'te bulunan bir erin, sıcaktan korunmak için ne yapması lâzım geldiği hakkında herkesin az çok blr bilgisi vardır. Böyle blr durumda bulunan blr er. haşeratuı müsaade ettiği nispette elbise ve çamaşırlarını çıkarmaktadır.
Nadiren ele geçirilen tuz tabietle-rile, buzlu içkiler istisna edilecek olursa, böyle blr mıntakada bulunan bir erin sıcaktan korunmak İçin başvuracağı başka bir çare olmadığı kolayca anlaşılır. Kısaca, gölgede sıfırın üzerinde 130 derecelik bir hara- rm altında 65 olan blr hararet nedretin hüküm sürdüğü blr mıntııkada cesinde. vücudun blr kısmı donmağa asker sadece çamaşırlarını çıkarmakla İktifa eder.
Fakat, hararet sıfırın üzerinde 130 değil de, sıfırın altında 75 olursa, ne yapılabilir?.. Böyle bir durumda viskilerin donduğunu da nazarı itibara almak lâzımdır. Şimali Amerika kıtasının en soğuk nuntakasmda bulunan blr er kendisini nasıl ısıtabilir?
Alaska şoseslle, askerî hava alanlarını İnşa eden Amerikan grupu ile 2 sene çalıştıktan sonra, Birleşik Amerika'ya dönünce, bu sualleri yüzlerce defa bana sordular.
Bu işlerle uğraştığımız vakit, karargâhımızı Kanada’nın en soğuk mıntakası olan Jukon ve Meckenzie nehirleri boyunca kurmuş bulunuyorduk. 1942 - 43 kış mevsiminde, bu muıtakada haftalarca hararet sıfırın altında 50 idi. Bir sabah da, sıfırın altında 65 e inmişti. Ve 5 gün. arka arkaya sıfırın altında 61 oldu. Donjek, vzhite ve Tanana'da hararet, sıfırın altında 67 idi. Bu da, bulunduğumuz mıntakanın en soğuk yerleri İdi.
Bu, tam mânaslle korkunç bir hava şartı idi- Fakat, böyle blr durumda bile insanlar, tayyare İle havalanmaktan. kamyon kullanmak ve yahut odun kırmaktan geri kalmamışlardır. Bu işleri nasıl görüyorlardı? Hastalanan veya ölümle neticelenecek dere- llğ olan diğer erler, barakalarında cede ayakları donanlar olmadı mı?!................................. • —•-•
Kar ayakkabılarının bile donduğu blr sırada, burada bulunanlar kendilerini nasıl ısıtabilirler?
Şimaldeki Eskimo'lar kürk giyerler. Fakat, kürk irsalâtı mahdut olduğu İçin, 180.000 kişilik bir ordunun böyle bir vasıtadan istifade etmesine imkân ve İhtimal yoktur. Bu yüzden ordu, suni maddelerle pamuğu birbirine karıştırmak suretile bir örgü vücuda getirmiştir. Havaya karşı koymak bakımından bu örgünün sıklığı kürkten farksızdır.
Umumiyet itlbarile, ayak ve eller soğuktan bilhassa müteessir olmak-] tadır. 2 veya 3 ince çorabın yerini blr kalın çorap tutamaz. Burada da me-, safe meselesi büyük blr rol oynamak-, tadır.
Bu gibi soğuk mıntakalarda, üst üste elbise ve çamaşır giymek lâzımdır. Halbuki, doğrudan doğruya çok kaim blr şey giymekte hiç bir fayda yoktur., Nitekim, Eskimo'lar ötedenberl 2 kat-( lı kürk giymektedirler. Diğer taraftan, Eskimo'lar arasında donarak ölenlerin sayısı pek azdır.
Soğuk mıntakalarda giyilen elbiseler, behemehal geniş olmalıdır. Blr kasım sabahı, Kanada atlı polis teşkilâtının müfettişi olan Wllliam Grennau'la beraber WTıitehorse'da bir seyahate çıktığımızı hatırlıyorum.
VVhiLehorse için hava hiç de soğuk! sayılamazdı. Hararet, sıfırın altında 22 idi. 2 deri çizmelerimle barakalardan çıktım. Müfettiş, çizmelerimi gözden geçirdikten sonra dedi ki-
«Her halde bu çizmeler, sizin için değil de düşman için yapılmış olsa
gerek. Çünkü, burada çok geniş olan ayakkabıya «iyi» derler. Üstelik, bunun lâstikten yapılmış olması şarttır. Halbuki, ayağı sıkan deri çizme, doğrudan doğruya bunları donmağa davet eder.»
Kan ada da faaliyet gören atlı polisler, çok soğuk havalarda katiyen vücutlarına bore yapılmış blr elbiseyi kullanmazlar. Çünkü, bu gibi durumda vücuda göre yapılan her hangi blr elbise, doğrudan doğruya nefes kesmeğe yarar. Deveransızlık ta vücudun hararetini azaltır. Ve böylece, düşük mukavemetler de donar. Sıfı-
başlayınca, bütün vücutta felç alâlml süratle İnkişaf etmeğe başlar.
Kanada atlı polisleri, torba eldivenlerini vakit kaybetmeden kullanabilmeleri için, bunları iple boyunlarına asmaktadırlar. Şimdi, Amerikan ordusunda da aynı usule başvurulmaktadır. Soğuk mıntakalarda, normal boydan birkaç numara daha büyük elbise tevzi etmeleri için, levazım baş çavuşlarına emir verilmiştir.
çok büyük elbise giyen bir kimse, bu muıtakada yaşar. Fakat, vücudü-nü sıkan blr elbise yüzünden blr kolunu kaybetmek ve yahut da ölmek, işten bile değildir.
şimalde hizmet görmekte olan erlere kış mevsiminde daha fazla gıda verilmektedir. Alaska, İslanda, Gro-enland ve diğer şimal mıntakaların-da bulunan Amerikan erleri için fevkalâde elbiseler hazırlanmıştır. Ayakların soğuktan en çok müteessir olan kısım olduğunu hazarı itibara alan Birleşik Amerlka ordusu, bu hususta gayet titiz davranmaktadır.
Uzak şimal mıntakalannda hizmet görmekte olan Amerikan ordusu, mükemmel surette teçhiz edilmiştir. 1042 senesinin kış mevsiminde ancak bir erin soğuktan donduğu müşahede edilmiştir. Halbuki, sayısı binlere ba-
I

çok elverişli bir hayat geçirmişlerdir. Diğer taraftan. 1913 tenberi. ilk defa olarak bu kadar soğuk blr yıla tesadüf edilmiştir.
Bu arada. Falrbanks'da bulunan blr Rus dostum. Amerikan ederinin neden kürklere sahip olmadıklarını anlayamamıştır.
«Biz, Moskova, Stallngrad ve diğer Rus şehirlerindeki sivillerden daima kürk talep ederiz. Kanlarınız hiç kür ük giymiyorlar mı? Bu soğuk gecelerde. Amerikan erlerini ısıtmak için, neden bu kürkler talep edil mi-yor?»
Diye bana sordu.
Çocuğunuza Dadı
Bulmak için ı« kOcDk İlân LAR en «üratli ve en ucuz vasıtadır.
LGömlekiş"!
BİRİNCİ SİNİ» GÖMLEKTİ I
■ Te): 20096 sirkeci ■■■■
Bütün bunları zihninden uzaklaştırmak istediği sırada, Lady Suzarme’ın şöyle dediğini de hatırladı: (Nlta King, bizim Edouardm kuzini olduğunu iddia ediyor.»
Madşm Brovm'la dereden tepeden konuşarak işe başlamak niyetindeydi. Fakat kötürüm kadını son derecede heyecanlı buldu.
İhtiyar kadın, ona:
— Jenny dün gece, madam Ebeyle biraz sert konuştu. — dedi. — Umarım kİ, madam Grey bunu fena telâkki etmiş olmasın. Jenny doğrusu İyi kızdır. Fakat zaman zaman haşinleşiyor. Şayet ki2imı bayan Grey'e affettireblUrsenlz, pek memnun olurum.
— Peki, peki, üzülmeyiniz. Esasen Jenny şayet münasebetsiz bazı sözler söylediyse, kendisi gidip özür dilemelidir.
İncil, madam Brov'ın yatağı, (berinde duruyordu. JuUen kitabı aüp yapraklarını çevirdL
Blr müddet sonra:
— Kızlarınızın fotoğrafın* bakabilir miyim? - diye sordu.
Ansızın:
— Annle ne boydaydı? — diye ilâve etti. — Hatırımda kaldığına göre, Jenny İle aynı boydaydı, değil mİ?
____ Hayır. Çocukluktan çıktıkları sırada aynı boyda değildiler. Jenny, Annle'den iki santim kadar uzundu.
Julien düşündü kl, Nita King ufak tefektl. Fakat blr fikri zihninden bir türlü uzaklaştıramıyordu. Birdenbire sordu:
— Acaba ben Annle’yl sonuncu defa ne zaman gördüm? Bu fotoğraftaki halini hatırlamıyorum. Halbuki Forsham'a İki sene sonra gelmiştim,
— Evet, efendim. O sırada Annle büyük ann esindeydi. Sizin onu son görüşünüzde, kızım on iki yaşındaydı. Madmazel Georgina, mektep çocuklarına, Forsham malikânesinin koruluğunda, blr akşam kahvaltısı ziyafeti çekmişti, o zaman gördünüz. Bay Georges Forsham. gayet azametli olduğu İçin bu ziyafete gelmemişti. Fakat siz alçak gönüllüsünüz. Gittiniz ve fırtına kopuncaya kadar çocuklarla oynadınız.
JuUen:
— Evet, evet. Hatırlıyorum. - dedi -Büyük blr fırtına kopmuştu.
İhtiyar kadın, başıyla tasdik işareti yaptı.
— Zavallı Annle! Fırtınadan pek korkmuştu. Jenny böyle şeylere pek aldırmaz. Fakat, şimşekle gök gürültüsü Annle'ciğLml perişan ederdi. Çılgına dönmuşt». O günkü iyiliğinizi
hiç unutmaz. Fırtınadan onu himaye ettiğiniz için size karşı büyük bir şükran beslemişti.
Annle Brovra'ı, sonuncu defa demek o gün görmüş! Kızın bembeyaz olduğunu, gözlerinin yuvalarından uğradığını, kendisine sımsıkı sarıldığını hatırladı.
Julien, fotoğrafı İncirin içine koydu. Arkasından yazılı olan Marle -Annie Brown ismini gördü.
— Bu İncLl sizin değil.
— Kocamın annesinlndir. İsimleri uyduğu için sonradan Annie'nin oldu.
Julien:
— Evet. İsmi. Marle - Annieydi. Bunu unutmuştum. - dedi.
Sonra ihtiyar kadının yanından ayrıldı. Amabell görmek üzere yukarı kata çıktL
— Geceyi rahat geçirebildiniz mİ?
— Pek o kadar değiL
— Niçin?
— Bilmiyorum. Manasız.
Erkek, geçn kadına baktı, ve onun çok sararmış olduğunu gördü.
— Bazı hâdiseler mİ cereyan etti? Ben de yatmadan evvel evin etrafını dolaşmıştım. İçeriden blr kahkaha kulağıma çalındı.
— Demek işlMlnto? Demek aminsiniz?
— Evet. Bir şey İşittim. Neydi?
— Bilmiyorum. İlk gece duyduğum gürültünün ajmL Ah, JuilcDJ AjsU
sesi sizin de işittiğinize o kadar memnunum ki. Zira ben, kendi kendime bir takım şüphelere düşüyorum.
— Olup biteni bana teferruatıyla anlatınız.
— Pek o kadar olup biten blr şey yok. Esaslı olan bu korkunç kahkahadır. Sonra da bütün evin içini blr sis bastı. Merdivenden arkam sıra ayak sesleri duydum.
— Vah zavallı!
Kadın ellerini birdenbire gözlerine götürdü.
— Hiç blr şey değil. Bunların ehemmiyeti yok. Ben de saçma şeylere kıymet veriyorum. Bütün bunları düşündüm. Hâdiseler sofada cereyan ediyordu. Her ne olursa olsun artık aşağı lnmemeğe karar verdim. Kapıları kapayarak odamda kalırsam başıma hiç bir şey gelmlyecek.
Gülümseyerek ilâve etti:
— Bu akşam evde yalnız da kalacak değilim.
— Bayan Moreland ger! mi geldi?
____Hayır. Ablam gelmedi. Bıı havalide oturan blr kadın, bu gece benimle kalacak.
____Bayan King olmasın? — diye Julien heyecanla sordu.
— Yok! Allah vermesin! Zavallı kadın, korkudan ölür. Miss Miller gelip kalacak.
— Sahi mİ, Amabel? Bunun İmkânı var mır ‘
Madam Grev neşeli neşeli:
— Miss Miller bu sabah bana, saat unda geldi. — diye devam etti. — Kendisine bir örgü modeli vermeği vadetmlştim. onu İstedi. Bu. modeli verdim. Konuşmaksızın bir müddet oturdu. Galiba fazla konuşmak esasen huyu değil. Nihayet kıpkırmızı kesildi. Ablamın hep burada kaldığını öğrendiği İçin pek memnun olduğunu söyledi. Meğer öyle zannediyormuş. Ben kendisine Agatha’nın gittiğini haber verdim. Bunun üzerine daha fazla kızardı. Benim burada yapayalnız kalmam fikrine tahammül ede-miyeceğinl söyledi. AğabeyisI de benim yalnız kalmamı istememiş. Bunun muvafık olmıyacağmı düşünmüş. Acaba, hortlakları mı telmih ediyordu, yoksa, yalnız kaldığım takdirde âlemin dedikodu mu yapacağını anlatmak istiyordu, o cihet! kestl-remedlm. Her halde bu kadın iyi ka din. Gelip yanımda blr kaç gün kalacağını söyleyince, bunu memnuniyetle kabul ettim.
— Kendisi mİ böyle bir teklifte bulundu?
Heyecan, Jullcn'in yâlnız sesinde değil, ayni zamanda yüzündeydi de._ Amabel'in neşesi arttı. Julien'ln o çatık kaşları! O hiddet saçan sesi!
Genç âlim, nv^a kalktı; kadına doğru bir Lki adım yürüdü,
(Arkası varı
Sfthife 7
10 Haziran u -û AKŞAM
- İŞ ARIYANLAR
mÜREKbiyf, _ Bir veya iW çocuklu bir âüe nezdlnde çalışmak üzere ciddi tahsilli Fransızca. Tiirkcc, Rumca konuşan mürebblye İş aramaktadır. Akşam da M. S.___319 —
İNGİLİZCE — Ticari muhabereye vakıf ve Türkiye İle ticaret yapmak Istlyen Ingiliz ve Amerikan firmalarını bilir. Müracaat H- S. Akşam gaze-şL____________224__________—_
LİSE TALEBESİ — Her hangi bir müessesede münasip bir iş arıyor. Müracaat: Tel: 80388. 202 -
BAYAN — İyi orta işi yemek ve Fransızca bilen namuslu bir bayan doktor muayenehanesi yahut tek bay yanında iş arıyor. Akşamda Kamber rumuzuna. _____244 -
PAMUK ZİRAATI — İşlerinden makine, elektrikten anlar, tamir eder Müsait .şartla Anadolu'ya da gidebilirim. Askerlikle alâkam yoktur Akşamda P Z. rümuzuna müracaat. _____________________261 —
İNGİLİZCE. FRANSIZCA, ALMANCA — Ticari muhaberatı ve her nevi tercüme işleri seri ve kusursuz olarak yapılır. Akşamda «İngilizce muhaberat rümuzuna müracaat. 273 — 5
MÜTEAHHİT VE ŞİRKETLERİN NAZARI DİKKATİNE _ Merkezde ve İnşaat mahallerinde vezne, amele bordroları tanzimi, muhasebeciye yardim ve büro muameleleri İşlerinde çalışmak. istiyorum. Taşraya da giderim. Akşamda MİM. D. rümuzuna bildirilmesi_______________279 — 2
O - IŞÇÎ ARIYANLAR
PİYANO ARANIYOR — Kullanılmış kusursuz siyah kuyruksuz Alman olması şart. Satmak veya teminat vermek şartlle kiraya vermek lst.lyen-ler: 22087 ye tclpfon. 259 — 2
SAĞIRLAR İÇİN — 1-6 dereceli mâden! ses vermez Süper Bablfon marka bir mikrofon. Akşam'da M. K. rümuzuna mektupla müracaat. 282 —
BAĞLAM YAPJLI — Kamaralı, yelkenleri yeni, takımları tamam 7.5 metre boyunda sabit omurgalı bir kotra ehven flatle satılıktır. İsteyenlerin Tc-lefon: 40303 1 88 — t
SATILIK — Bataryalı Aga Bal tık 5 lâmbah yeni radyo hiç kullanılmamış (Zeııtrlfuge) markalı krema makinesi iki adet birer buçuk beygirlik 110 - 190 volt kuvvetinde motor Ankara caddesi Reşit Efendi han 4 numaraya müracaat. 286 — 2
YENİ DÜKKÂN TUTACAKLARA -Beş yüz kilo çeken bir baskül İle her tarafı cam zaTİf kristal İki vitrin satılıktır. Bahçekapıda eczacı Salih Necatlyc. 230 —
1 — Kiralık — Satılık
CİHANGİRİN MERKEZÎ MEVKİİNDE — Tramvaya 3 dakika kısmen deniz görür. Dört katı beşer odalı lüks apartman. Taksim Kristal arkasında MIHI Emlâklş telefon 82777.
285 — 2
OSMANBEYDE — Tramvay görür altı katlı 6-7 odalı kaloriferli arkasında bahçeli apartman müsait flatle satılıktır. Taksim Kristal arkasında Milli Emlâklş telefon 82777 ________________________286 — 2
NİŞANTAŞTNDA — 3 katil 3 dört odalı banyolu arkasında bahçesi mükemmel manzaralı bir katı boş testim Taksim Kristal arkasında Milli Emlâklş telefon 82177 287 — 2
15000 LİRAYA — Kalamışta denizle irtibatı olan deniz cephesi 17 derinliği 57 ve iki cadde üzerinde Taksim Kristal arkasında Milli Emlâklş telefon 82777 288 — 2
MAÇKA CİVARINDA — Dört katlı 4-5 odalı arkası önii açık denizi tn-mamlle görür. Taksim Kristal arkasında Milli Emlâklş telefon 82777 230 — 2
SATILIK EV — Arnavutköyünde (boş teslim) sekiz odalı 18. Mecldlye-köy asfaltında üç oda bahçeli 20 bin. Galata, Agopyan han A Tel. 4273B. __________________________275 — 1
ÇOK KÂRLI BİR IŞ — Tarabyada içinde üstübeç madeni taş ocağı ve testi toprağı bulunan, bedelini altı ayda ödeyecek kabiliyette olan trazl satılıktır. Akşamda Aralan rümuzuna müracaat 4-5 arasında 22279 telefon __________________________297 — 1
DEVREN KİRALIK TERZİ DÜK-1 KÂNI — Tanınmış müşterisi mev-|cut Küçük pazar Kıblcçvşme caddesi , 28 No. lı dükkân. İçlnûckine müracaat. 283 — 1
I Devlet Demiryolları ve Limanları işletme Umum idaresi İlânları
■ıııııııııınnnıııtınııııınıııııııiHiııııııiH„ıııırn»ııııııııııı>ııı>ınıııııııııiırn>ııımnınııınnınıınıııııınnıııı>ıınınııı>nıııııftn
Şoför alınacak
Erzurum D.D. Zatişleri müdürlüğünden:
1 — Erzurum transit yolu İçin işçi kaydUe tamirden onlar ehliyetli 15 şoför alınacaktır.
2 _ İmtihanda gösterecekleri kabiliyete göre 77. 90, 100 liraya kadar ücret verileceği gibi günde 450 gram ekmek bir öğün sıcak yemek kendl-lcrl ve aile efradının beheri İçin ayda beşer Hra çocuklara onar Ura munzam ficret verilecektir.
3 — imtihan Ankara motor otelyesinde yapılacaktır.
4 — isteklilerin 25/6/945 akşamına kadar belgelerile birlikte müdürlüğümüze müracaatları. '
BAYAN ARANIYOR — Yazıhanede çalışmak üzere dolgun ücretle yazısı güzel bayan aranıyor. Taksim Kristal gazinosu arkasında Milli Ernlâkiş Tel: 82777. 202 —2
OKUR YAZAR — Bir amele bayan lâzımdır. Her gün saat üçten altıya kadar acele müracaatları. Tahtakale caddesi No. 96 Kundura boya imalâthanesi Nuri Leflef, 117 — 4
YÜKSEK maaş — Hastabakıcı ve hademe kadın aranıyor. Cağaloğlıı Sıhhat Yurduna hemen müracaatları.
253 —
YAZIHANE İÇİN GENÇ BİR BAYAN ARANIYOR — Çalışmak İsti yenlerin İstanbul posta kutusu (339) a mektupla müracaatları. 251 —
TECRÜBELİ — Tuhafiye İşlerinden •ular tezgâhtar bir bayana ihtiyaç vardır. Lisan bilenler tercih edilir. Sultanhamamında 1 No. Eşref Şenel bonmarşesl. 205 —
ERENKÖY'DE — Yetişmiş aile çocuklarına İngilizcelerini İlerletmek İçin, mükemmel İngilizce bilen bayan aranıyor. Yemek ve yatmak dahil 01-rns'u üzere, ücret gayet münasiptir. Müracaat: Taksim Kristal han No. 15-9, Tel. 82588_________209 —
HİZMETÇİ ARANIYOR — Üç yaşında bir çocuk ve orta işlerine bakacak, ücret iyidir. Her gün öğleye kadar şehremini Kürkçilbostan Sok. 13
162 — 2
HASTABAKICI ARANIYOR — Or-taköy Şifa yurduna hastabakıcı bayanlar alınacaktır. İsteklilerin her gün öğleden sonra müesseseye müracaat etmeleri. MuaJlm Naci cad. No. 115.___________________270 — 2
MUAYENEHANE İÇİN — Çalışkan bir bayan lâzımdır. CağaJoğlu Havagazı şirketi yanında 30 No. üst kata •aat 10 - 12 arasında müracaat. _________________________186 —
EYLÜL DEVRESİNDE — Riyaziyeden lise İmtihanlarına elreeek talebe için öğretmen aranıyor. Telefon: 20724 283 — 1
SATILIK EŞYA
KİRALIK FRİGİDAİRE ARANIYOR — Sabahları 54.70 No. ya telefonla müracaat olunması. 245 ___
SATILIK İKİ ERKEK BİSİKLETİ— Hava gas ocağı ve fırını. Müracaat: Telefon 42703____________249 —
SATILIK — Nadide buz dolabı Nörge marka 6 ayak nakil dolayıslle satılıktır. Müracaat Teşvikiye, Şekaylk sokak oiçay apartıman No 5. _________________________268 —
AMERİKAN MARKALI _ Kırk beygir kuvvetinde mazotla işler traktör harman makinesi ve orak makinesi satılıktır. İzahat Demir kapıda Mersin kıtaathaneflinde Hakla Sezere müracaat. 210 __
ACELE SATILIK DOĞRAMA MAKİNELERİ — Şerit 80 İlk. plân ya 50 İlk, fre?x;, daire tepsi, makkap, frezelt kalınlık 3 adet motor trasmls-yon, kayış lar il e Şar tel, teferruatı 18,000 liraya. Müracaat Eskişehir Hava hastane inşaatı marangozhane-dne,_____________________237 — 3
ACELE SATILIK ŞARPİ _ 5 metre boyu 1,30 eni her şeyi tamam. Bostancı Kasaplar arası 33 numaraya.
295 — 2
SATILIK EV — Gedikpaşa Han sokak No. 20-5 oda, 2 hol, 2 mutfak, yağlı boya Ve muşambalı havuzlu bahçesi, elektrik, terkos ve kuyulu satılıktır. Pazardan maada saat 13 - 15 e kadar içindekilere. 258 - 3
SATILIK ARANIYOR — İstanbu-lun her semtlnre ev, apartman, dükkân, depo, arsa aranmaktadır. Galata Rıhtım caddesi Kefeli Hüseyin han
2 No. ya müracaat. Telefon: 43840
36 —
SATILIK APARTIMAN — 7 daireli altında 6 mağaza ve atölyesi bulunan Cağaloğlu yokuşundaki Başak apartmanı satılıktır. Gezmek İçin kapıcıya ve görüşmek üzere Cağaloğlu Çatalçtşme sokak 18 No. ya müracaat_______ _____________114
KİRALIK — Bostancıda Küçük Yalıda asfaltta biri yedi ötekisi üç odalı kısmen eşyalı telefonlu İki kiralıktır, içindekilere müracaat. Telefon 52-248___________________123 —
. DEVREN SATILIK DÜKKÂN _ Her işe yarar cadde Üzerinde devren satılıktır. Harbiye Halftskârgazi caddesi 16 No. ya müracaat. 247 —
SATILIK KARGIR KONAK — Sultanahmette mükemmel apartıman yahut Sıhhat Yurdu olur. Büyük bahçe fevkalâde manzara. Müracaat Tel:_6O558 / 41807__________248 — 1
ACELE DEVREN SATILIK DÜKKÂN— Gayet işlek ve lüks bir bakkaliye acele satılıktır. Müracaat: Sultanahmet Park karşısı İnan Emlâk Bürosu No. 68 267-4
HAVASIZ Devren satılık bakkaliye dükkânı mobtlyaslle. Müracaat: Samatya caddesi Davutpaşa tramvay durağı No. 45_______________252 — 1
DEVREN SATILIK — Eşyalı yazıhane. Galata, Abld han 47 - Pazarlık için Galata, Beyoğlu 4 üncü Noterliği karşısında, Hürriyet han 9 numaraya müracaat. 264 — 1
KİRALIK KÖŞK — Havagan, elektrik, terkos, ağaçlı ve çamlı bahçeli. Erenköy Ethem Ef, caddesi No. 6. Görüşmek için Tel: 41645 250 — 1
5500 KELEPİR — Vezneciler tramvayına çok yakın 6 oda terkos saire kullanışlı büyük bahçe. Galata Büyük Millet ban (26) 15 ten 18 e kadar. ___________________________255 —
KALAMIŞ — Tramvay caddesi Üzerinde 3 parça münferit m satılıktır. Kalamış caddesinde K numaraya müracaat. 180 — 2
ANKARADA SATILIK ARSA — Bakanlıklara yakın Akay sokak parsel 2 ada 1101 blok başı 18 er metre İki yüzlü 837 metre sahasında. İsteklilerin her giin 18 ilâ 20 arasında -60736-telefona. 135 — 1
İKİ EV 18500 LİRAYA SATILIK — Üsküdar vapur İskelesine on dakika mesafede Paşallmanı îcadlyc caddesinde denize nazır bahçeli İrftgir villâ boş teslim şartlle yanındaki ahşap evle beraber satılıktır. Eczacı Salih Necat İye müracaat,_________S2İ -
18000 LİRAYA APARTIMAN — Şişlide Hürriyet! Ebediye, DarülAcezf sırtlarına nazır tramvay durağına 2 dakika, İki, üç dört odalı birer hollü
3 dairdi 160 metre kare parmaklıkla
çevrili işlenmiş bahçesi 22715 telefona müracaat. . 233 —2
YEŞJLKÖYDE — Altı odalı, kâglr bir ev boş olarak satılıktır. Yeşiköy, şevkttiye mahallesi, 8aadeüû sokak No. 64. Pazartesi, çarşamba ve cumartesi günleri içindekilere 11 - 17 ye kadar müraeaat, 236 -
TARABYA KOOPERATİFİ — Ka-radenizl kucakhyan Boğazın en mutena yerinde yirmi evlik bir kooperatif kurulmak üzeredir. Bin metrekaresi bin liradır. Bu erazi üzerinde takma evler kurulacaktır. Acele İzahat İsteyiniz, Eviş - Akşam 225 —
MODA CADDaSİNDE — Dört katlı bir apartman., bir ev ve bir dükkân satılık. 69137 telefona müracaat,
21Ü —
YENİ İNŞA EDİLECEK ADLÎYE SARAYI CİVARINDA — Arsa satıhtan deniz görür. Marmara Boğazlçlne manzaralı 120 metre arsa köşobaşı Taksim - Milli Emlâklş telefon: 82717 __________________________290 — 2
ŞİŞLİDE — Asfaltta, muvazi kısımlarında apartmanlık, vlllâhk gayet müsait arsalar 240 raetrcden 500 metre arasında Taksim Kristal arkasında Milli Emlâklş telefon 82777 __________________________291 — 2
TALİMHANEDE — Merkezi bir mahalde beş katlı 4 ve 5 odalı apartman acele satılıktır. Taksim Kristal arkasında Milli Emlâklş telefon: 82777 __________________________295 — 2
ERENKÖYÜNDE KİRALIK KÖŞK — Her türlü konforu haiz İstasyona çok yakın çamlıklar İçinde müstakil köşk kiralıktır. 4 üncü Vakıf han asma kat 10 numaraya müraeaat. 248 — 2
ÜSKÜDAR, KADIKÖY, BOĞAZİÇİ, ŞİŞLİ — Semtlerinde bahçeli ev, köşk satın alınacaktır. Satmak isteyenlerin, Sirkeci Ankara caddesi 86. Telefon 20310 Müracaatı. 294 — 2
SATILIK — Bostancıda Küçükyalı-da asfaltta 33 numaralı bahçeli konforlu Adalara karşı 9 odalı iki kat beton köşk satılıktır. Müracaat telefon: 52-248_______________223 — 3
FIRSAT — Havasız devren satılık bakkaliye. Cagalpğlu Türkocağı sokak 3 No. lı lük* çift vlrtinl! dükkân ucuz, acele satılıktır. İçindekilere müracaat 238 —
SATILIK APARTMAN — Beş daireli, kalorifer, sıcak su. deniz manzarası fevkalâde Çemberlltaş Peykhane sokak 18 No. kapıcıya müracaat. ___________________________216 —
ŞİŞLİNİN — Mutena yerinde üç daireli üçer odalı sağlam, beton, konforlu apartman 25000 liraya satılıktır. Sirkeci, Ankara caddesi 66. Telefon: 20310._______________207 —
ACELE SATILIK OTEL — Sirkecide Demirkapıda Güzel Konya Palas moblcsi ile anahtar tealimi satılıktır. Otele müracaat. 204 —
ACELE SATILIK EV, DÜKKÂN — Kadıköy Çuhadaroga sokağında İskele. çarşıya yakın 26 - 28 numaralarda su. elektriği mevcut 5 odalı ahşap ev İle bir dükkân ehven fiatla acele satılıktır. Müracaat telefon GU762 228 -
12000 LİRAYA — Istanbulda Kadırgada 7 odalı hamamlı İçi yağlı boyalı 18Û metre sahalı satılık ahşap ev. Galata ömcrâblt han 23/2 telefon 42308 240 -
22,000 LİRAYA SATILIK APARTİ-MAN — Beyoğlunda Kalyoncukulluk caddesinde 124, 126 numaralı dükkân ve 7 daireli 4 katlı bu iln 155 lira iratlı apartıman satılıktır. Müracaat: Yenlpostane karşısı Güzel handa Sa-flylttln Tlper e — 2
ACELE SATILIK APARTMAN — 6 daire bir dükkân Fatih tramvay durağma bir dakika. Müracaat Fatih Karaman caddesi 8 No. Osman Noban _________________________191 -
SATILIK ARSA — Ycşllköyde deniz kenarında fenerde emsalsiz nezaretli bir arsa satılıktır. Kadıköy Mühürdar Tuğlacı Emin bey sokak No. 9 Bay Hakkı'ya. 267 — 2
KARTALDA — Rahmanlarda yedi odalı k&filr köşklle yirmi dönümde meyvalı bağ ve bahçeslle favkaîâde manzaralı bir köşk kiralıktır. Sabahları 60583 telefon edilmesi. 266 — 4
DEVREN SATILIK YAZIHANE — Beyoğlunda İstiklâl caddesinde 98 numaralı apartmanın birinci katinda 3 oda telefonlu tam konforlu 12 - 14 vc 17 - 19 telefon 41571 e müracaat ________________________264 — 3
KİRALIK KAT — Eşyası satın alınmak şartlle Fatih tramvay caddesinde dört odalı kat kiralıktır. Müracaat Fatih Malta tramvay caddeni No. 20 Hüseyin Açar. 265 _ 2
SATILIK ARSA — Göztepe istasyon civarında inşaata elverişli 147S metre mıırabbaı arsa acele satılıktır Müracaat Göztepe İstasyon caddesinde manav Sıtkı'ya. 209 — 2
5000 LİRAYA SATILIK BOŞ EV, DÜKKAN — Orlaköyde Tramvaya be: dakika yağlı boya, muşamba döştü dört oda, deniz gariir taraçası kuyusu, kagir dükkânı bulunan ahşap ev satılıktır. Beyoğlu Sular İdaresi muhasebesinde Cemal EngcKe. 271 — 1
BEŞ1KTAŞIN İYİ BİR YERİNDE — Devren kiralık bakkal. Müracaat Vapur İskelesi kireççi Hilmi. 281 — 5
KİRALIK YAZIHANE ARANIYOR— Karaköy, Eminönü, Bahçekapı civarında telefonlu mobllycU mobllyeslz İki oda aranmaktadır. Fatih Fevzlpa-şa caddesi No. 57 kat İkiye mektupla müracaat. 231 —
KADIKÖYÜNDE 32000 LİRAYA ACELE SATILIK KÂGtR EV — Büyük bahçe İçerisinde tam konforlu ( odalı miiceddet ev. Müracaat Eviş -Akşam. 221 — 3
Ij-MÜTEFERRIK ON SENELİK — Tecrübeli bir Fransızca öğretmeni ikmale kalan talebeleri imtihanlara hazırlar. İstiyen S. N. rumuzuna müracaat. 211 -
LİSAN DERSLERİ — Ortaokul -İlse talebelerine meslek sahiplerine pratik İngilizce - Fr an size a dersleri ehven ücretle verilir. Evlere gidilir tercüme yapılır. Posta kutusu 29 İstanbul. 242 —
FEN FAKÜLTESİ — Son sınıfında buluan bir genç matematik, kimya ve fizik dersleri vermek istiyor. Fransızca da bu dersler! verebilir. Akşamda (XX) rumuzuna. 241 —
FRANSIZCA OLARAK — Riyaziye fizik, kimya dersleri verilir. Mıildlleme tercüme öğretilir, Üniversitelilere sınıf ve giriş İmtihanlarına hazırlar Akşam'da I. Ü. rümuzuna müTacaat 284 — $
av KÖPEĞİ — Han» kan irlnada seteri. Tek atlı Avrupa tekerlekli te-nezzüh araba İle komple Nivo aleti satılıktır, Göztepe Yeniyol No, 8. 261 —
BİR YÜKSEK MÜHENDİS TALEBESİ — Elverişli şartlarla İlse talebesinin fizik vc matematik dersleri vermekledir. Akşamda F. ö rumuzuna mektupla müracaat. 260 — 1
İngilizceyi — Mükemmel bilen ve hocalıkta tecrübeli bir genç seri ve pratik bir usulle hususi derslerle İngilizce öğretmektedir. Akşamda »İngilizce» rumuzuna müracaat. 272 — 7
İNGİLİZCE — Amerikûda oluma ve Amerikan mekteplerinde İngilizce öğretmiş bir genç üç ayda lisan öğretir. «D. S.» rümuzuna mektupla müracaat 274 — 1
SATILIK KÜRT KÖPEKLERİ VE YAVRULAR — Bolduk müracaat: Uzun çarşı başında îsmetlye caddesi 3 - 5 No. ya Kâmil. 280 — 1
I aîEKTUPl.ARINIZI ALDIRINIZ | Gazetemiz İdarehanesini adres 1 olarak göstermiş olan karilerimlz- 1 den 1 H.K — HE — H.O — C.C — DS— I T.S — Borç — Kamber — EK — M 8 — B.LA 1 namlarına gelen mektupları ida- 1 rehanemlzden aldırmaları rica 1 olunur.
Göz Mütehassısı Doktor Cemil Görür Hastalarını pazardan başka her gün saat 15 ten 18 e kadar kabul eder. Cağaioğlu Nuruosınaniye caddesi Osman Sfrafeddln Aprt. No. 6 .
Lokman Hekim (Dr. HAFIZ CEMAL) Dahiliye mütehassısı Divanyolu 104 Muayene saatleri Pazar hariç her gün 2.5 — 5. Tel: 2239A

1724L» . ..
★ ,
Balast İhzar Ettirilecek
Sirkeci İşletmesi Mübayaa Komisyonundan:
1 — İşletmemiz ihtiyacı için mevki ve mfktan aşağıda yazık İki kalem kırma balast kapalı zarf usullle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Her iki ocaktan alınacak balastın muhammen bedeli kat teminatları aşağıda yazılmıştır.
3 — Bu işe alt şartname ve mukavele projelerinden Kim. alt olan 152 kuruş mukabilinde sirkeci veznesinden ve Kim. alt olanı da parasız olarak komisyon kaleminden verilir,
4 — Her iki balastın eksiltmesi 22. 6. 1945 cuma günü aşağıda ya:
saatlerde Sirkecide 9 uncu işletme binasındaki komisyona yapılacağına isteklilerin teklif mektuplarını kanuni tarifata uygun olarak ihale saat-O-1 erinden 3 saat evvel makbuz mukabilinde komisyona vermeleri vey oı muayyen vakitten evvel komisyon eline geçecek tarzda ladeU taahhütl&ı— olarak posta He göndermeleri lâzımdır. O
5 — Kanunun tâyin ettiği mutat vesikalardan başka böyle bir taah- — hüdli muvaffakiyetle başarıldığına dair tasdikli bir vesika ibrazı lâzımdır. q
E (D > (D
He muvak-
27 ocağıUA
41 ocağına
Mevki Kim. 27 Kim. -11
Miktarı 6500 M3 5500 M3
Muhammen bedeli 30485 Ura 24145 >
İhale saati
15 00
16 00
Sayıştay başkanlığından:
1 — Sayıştay'a 30. 35, 40 lira maaşla Yar Denetçi alınacaktır.
2 — Siyasal Bilgiler okulu, Hukuk ve İktisat fakülteleriyle Yüksek Tt-g^*
caret okulundan mezun olanlar münhal adedine göre imtihansa alına-J‘J çaktır. "O
3 — Yüksek mektep mezunu olmiyanlardan Muhasebecilik. Malmudur-O)
lüğü ve Muhasebe mümeyyizliği yapmış olanlarla hâlen 25 lira maaş al-'tg inakta bulunanlar arasında müsabaka İmtihanı yapılacaktır. m
4 — Müsabaka imtihanı 18 haziran 945 pazartesi günü saat 9,30 da An-ıZ karada Sayıştay binasında yapılacaktır. İmtihanın İllerde yapılmas^ mümkün olmadığından Ankaraya gelemiyccelkerin, imtihanın mahallerinde İcrası İçin müracaat etmemeleri Lâzımdır.
5 — İmtihan: Sayıştay, Muhasebel umumiye, Vergi kanunlarlyle İlmi mail. İktisat, Hesap ve İfadeden yapılacaktır.
6 — Bu şeraiti haiz olup da denemeye girmek lstlyenlerln ve yüksek
mektep mezunu olanların 15 haziran 945 eııma günuüne kadar Nüfus hüviyet cüzdanı, Askerlik vesikası. Resmi tabip raporu. Tahsil vesikası ve iki kıta vesika fotoğrafı ve bir dilekçe İle Sayıştay Başkanlığına müracaatları vc Zat İşleri müdürlüğünde bu hususa dair formülü doldurup imza eylemeleri lüzumu İlân olunur. (7374)
Müteahhit nam ve hesabına
ANKARA BELEDİYESİNDEN:
1 — Bir ay müddetle ve kapalı zarf usullle bir adet elektro-pomp grupu satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli (30.000) liradır.
3 — Teminatı (2,250) lira
4 — Teminat su İşleri veznesine yatırılacaktır.
5 — Bunun 29. 6. 945 cuma günü saat 11 de talibine İhalesi mukarrer bulunduğundan şartnamesini görmek lstlyenlerln her gün encümen kalemine müracaatları vc isteklilerin de 2490 numaralı kanunun 32 nel maddesi sarahati veçhile tanzim edecekleri teklif mektuplarını İhale günü olan 29. 8. 945 cuma günü saat ona kadar belediye dairesinde müteşekkil encümeni! vermeleri. (7425)
Ankara belediyesi imar müdürlüğünden:
1 — şehir mezarlığında ve İlâve kısmında yaptırılacak toprak işleri yol. duvar, kanalizasyon vc beton lahit İnşaatı, garaj binası ve benzin deposu, bahçe sulama tesisat! ve diğer çeşitli işlerin yapılması vahidi flat esası üzerinden kapalı zarf usullle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu işlerin keşif bedeli 327975 lira olup muvakkat teminatı 16370 liradır.
3 — Bu İşe alt mukavele ve şartname ile diğer ekleri ve projeleri 18 Ura 40 kuruş mukabilinde İmar müdürlüğünden alınabilir.
4 — İhale, 22 haziran 945 tarihine rasthyan cuma günü saat 17 de vilâyet konağında İmar idare heyeti huzurunda yapılacaktır.
5 — Eksiltmeye girebilmek için.
a) Yukarıda yazılı geçici teminatı vermek,
b) 1945 yılında bir ticaret odasına kayıtlı bulunmak,
c) Bu işi yapmağa ehil olduğuna dair eksiltme gününden bir gün evveline kadar İmar müdürlüğünde vesika almış olmak lâzımdır.
6 — Teklif mektupları İhale saatinden bir saat evveline kadar İmar
İdare heyeti reisliğine makbuz mukabilinde teslim edilmelidir. Postadaki gecikmeler nazarı İtibara alınmaz. (7424*
Satılık Çeltik fabrikası makine ve tesisleri
Sünıerbank Umum Müdürlüğünden:
Tosya ve Maraşdakl çeltik fabrikalarının makine vc tesislerinin tip ve kapasitesinde bir çeltik fabrikası makine ve tesisler! satılıktır. Görmek lstlyenlerln 15. 6. 945 den itibaren Sümerbank İplik ve dokuma fabrikaları müessesesinin Istanbulda defterdar fabrikasına müracaatları ve tekliflerini nihayet 2. 7. 945 akşamına kadar Sümerbankuı salatada satın alma müdürlüğüne kapalı zarfla ve 3000 liralık tenıinatl&rile tevdi etmeleri ilân olunur.
NOT: .
a: Bu makine ve tesisler teşviki sanayi muafiyetinden istifade edilerek vaktinde gümrüksüz olarak ithal edilmiş olduğundan gümrük resini alıcı tarafından Ödenecektir. Tekinlere yalnız mübayaa fiatı yazılacak ve gümrük resminin ayrıca ödeneceği ilâve edilecektir.
b: Bıı makine vc tesisler olduğu gibi satılığa çıkarıldığından bunlarda bir noksanın veya kullanılmaz bir parçanın mevcut bulunduğu hakkında alıcı tarafından İhaleyi müteakip yapılacak İddialar dinlenmez.
(7506)
Kartal Belediyesinden
1 — Kartalda tanzim ettirilecek yolların kanalizasyon ıslah İğleri açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — İşin muhammen bedeli 6170 Ura 57 kuruştur. Muvakkat teminat 387 Ura 79 kuruştur.
3 — Eksiltme 18/6/945 pazartesi günü saat 16 da Kartal belediye encümeninde yapılacaktır.
4 — Bu işe alt şartnameler belediye muhasebesinde görülebilir.
6 __Bu İşe gireceklerin mimar, mühendis, fen memuru olmaları «veya
böyle bir kimse İle iş birliği yaptığını taahhüt etmiş olmaları» şimdi ya kadar böyle bir İşi başarmış olmaları ve ihaleden üç gün evveline kadar belediye fen İşleri şefliğinden bu iş İçin ehliyet vesikası alması lâzımdır.
«7500»
Devlet Deniz Yolları ve Limanları İşletme Umum Müdürlüğü İlânları
(Necat) vapuru 15 Haziran 1945 tarihinde İstanbul’dan kalkıp yalnız yüz alarak Port-3alde gidecek veoradan yine yük alıp İstanbul'u dönecektir,
Gidişte ve dönüşte yük vermek Isteymleria acentelerimize müracaat etmeleri rica olunur. «7665»
Sahlfe 8
SELLÜLOZ SANAYİİ MÜESSESESİNDEN:
Piyasa ihtiyaçları için yazı, bası, ambalâj kâğıdı ve karton yapılacaktır.
Müessese, fabrikalarının imalât kapasitesi nispetinde, piyasaya aşağıda cins ve gramajı yazılı kâğıt ve karton yaparak satacaktır:
1 — Satış ve dağıtımın düzenlenmesi İçin B10 sayılı koordinasyon kararına göre 1, 5, 1945 tarihinden evvel toptancı ve perakendeci kâğıtçı vesikasını haiz olanlarla yine aynı tarih-ten evvel kurulu matbaacılar, kitapçılar ve İştigal konusu İtibarile kâğıt ve karton istihlâk eden fabrika ve İmalâthanelerin 1945 yılı hakiki kâğıt ve karton ihtiyaçlarını tenunuz ayından başlamak üzere ve her ay İçin ayn ayn göstererek 25. 6. 1945 tarihine kadar postaya tevdi suretiyle lzmltte Sü-merbank Sellüloz sanayii mtiessesesl müdürlüğü adresine taahhütlü mektupla bildirmeleri ve bu tarihten sonra yapılacak müracaatların nazan itibara alınmıyacağı,
2 — Müesseseden toptan olarak satılacak asgari miktarın pleür kâğıdında bir, kâğıt ve kartonlarda her cins gramaj veya numarada 5 ton olduğundan bu miktarlardan aşağı ihtiyaçları olanların müesseseye müracaat etmemeleri,
3 — 2 inci maddede yazılı miktarlardan az ihtiyaçların İçril Mallar pazarlarından karşılanacağı ve bunun ayrıca gazetelerle bildirileceği,
4 — Toptan kâğıt vç karton isteyeceklerin, bunları nerelerde ve ne İçin kullanacaklarını ve 510 sayılı koordinasyon kararına göre aldıkları grup vesikalarının nereden, hangi tarihte alındığını ve numarasını müracaatlarında açıkça bildirmeleri, bunu yapmayanların müracaatlarının nazarı İtibara almam ıyacağı,
5 — Bugüne kadar Devlet Kırtasiye ve matbua idaresinden ihtiyaçlarını sağlamakta bulunan daire ve müesseselere fabrikadan ve Yerli Mallar Pazarlarından satış yapılmıyaca-ğından bunların müracaatta bulunmamaları,
6 — 1 temmuz 1945 tarihinden itibaren yıl sonuna kadar müesses? İmali derpiş edilen kâğıt ve karton cinsi, gramaj ve
ilân olunur:
Gramaj m2
4
numaralarının aşağıca gösterildiği Cinsi
No.
Sellüloz ambalaj kâğıdı 45
Sellüloz ambalaj kâğıdı 80) 150)
İmitasyon g-raft 75 60)
Birinci hamur yazı, bası kâğıdı 75) 90) 60)
ikinci hamur yazı bası kâğıdı 75) 90)
Pelür kâğıdı Beyaz mukavva No. 35
Gri mukavva No.
Tripleks karton No.
Kromo karton
225)
280)
300)
250 bu kâğıt
Dosyalık karton
jNOT: İhtiyaçlar tesbit edildikten sonra tonlara ait satış fiatlan ayrıca ilân olunacaktır.
45)
60)
80) 100) 120)
50)
60)
80) 100) 120)
80) 120)
ve kar-
■■ SATILIK APARTIMAN _
Beyoğlu Kordelâ sokağında 75 No. lı apartıman 180 hisse itibariyle 170 hissesi satılıktır. İstlyen Beyoğlu İstiklâl caddesi Deva çıkmazm-da Yeril Mallar .yanındaki sokağında Violct pastahaııeslnde saat 14 ■ 18 yâ kadar müracaat ■■■■■■■■■■■■■
Z İD A AT
BANKASI
çekUen kur'a Lle aşağıdaki plâna g&-
BİRİKTİREN
OAHAT-GOtU
Senede 28.800 lira ikramiye
Ziraat Bankasında Kumbaralı ve ihbarsız tasarruf hesaplarında
12 Mart. 11 Haziran, 11 Eylül ve 11 Blrlnctkânun keşide tarihlerinden bir ay evvelki matlûp bakiyeleri 50 liradan az olmamakla beraber keşide tarihine kadar da matlûp bakiyeleri bu mlkdardan aşağı düşmi-yenler arasında senede 4 defa • - -.......
re İkramiye dağıtılacaktır,
4 Adet J000 liralık
4 » 500 *
4 • 250 ■
40 * 100 •
100 • 50 >
120 » 40 ■
160 ■ 20 >
DİKKAT
1(J00 Lira 2000 . JOUO ■ 4060 • 5000 ■ 4800 ■ 3200 .
Hesaplarındaki paralar bir sene İçinde 50 liradan aşağı düşmlyen-ıere llcra m t ye çıktığı tekdirde % 20 fazlasl|e verilecektir.
UYUZ ve DERİ HASTALIKLARINI DERMOLiV Geçirir.
■ Dr. A. Asım. Onur ■
Ortaköy Şifa Yurdu Şehir gürültüsünden uzak biı yerde büyük bir parkın içinde ve çamların ortasında fevkalâde güzel manzaralı, çok temiz • c iyi bakımlı, kadın, erkek her türlü hastalara açık hususî hastane. Sinirlerini ve yorgunluğunu dinlendirmek ve nekahet devrini geçirmek istiyen-lere mahsus yegâne müessese.
Telefon: 84421
Pangaltmın tam merkezinde satılık apartıman Dörtyol ağzı köşebaşı
Harbiye - Pangaltı Süleyman Nazif sokak 14 numaralı Işıl apartunani; altı kat altışar oda gayet büyük sof alı çok sağlam apartıman Beyoğlu Üçüncü barış yargıçlığınca 12/6/945 salı günü, saat 16 da izaleyi şuyu yo-lile satılacaktır. Numarası: 8/945
Zayi — Cide nüfus memurluğundan aldığım nüfus tezkeremi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. 337 doğumlu Ahmet oğlu Şevki Yıldız
Zayi — İznik nüfus memurluğundan aldığımız nüfus cüzdanlarını zayi ettik. Yenilerini alacağımızdan zayi lerin hükmü, yoktur.
1320 doğumlu Emrullah kızı Emine Türkay, 1930 doğumlu İsmail kızı Emine Altın



lirim
A>i


HER AKŞAM SAAT 2L30 da
Yeni Swlng ve tangolar, temiz ve çabuk servis;
CUMARTESİ ve PAZAR Gala Suareleri
Yaz mevsimi dolayıslle hava tertibatı alınmıştır.
Masalarınızı evvelden temin ediniz. ■■■■^■■■■1
V

Beyoğlu Kaymakamlığı Karşısında Satılık Bina
Meşrutiyet caddesinde az bir masrafla apartmana çevrilmesi mümkün altında mağazası bulunan 144 - 146 No. tajlı bina Beyoğlu Sulh HâklmliğL Başkâtlpllğlnce 25/6/945 pazartesi günü saat 16 da satılacaktır. Numarası 25/945. ff7667«
■^^■■^^■■■■Boğazlçinin en güzel yeri olan
TARABYANIN BÜLBÜL YUVASI
SÜMER PALAS
Dans Paviyonu ve Bar Amerikeni
AÇOLMÖ TUR
Her akşam saat 22 den 1 e kadar
ERAULIO PEREZ İŞTIRÂKİLE FEVKALÂDE CAZ
Cll mart e SI Ve PcİZcir Günleri 17 den 20 ye kadar
MATİNE — DANSAN
EKSİLTME İLANI
Toprak mahsulleri ofisi genel müdürlüğünden:
1 — Aşağıda yazılı yerlerde ve alette demontabl madeni siloların temel akşamı İnşası ve madeni akşamının montaj işi açık eksiltme suretiyle İhale edilecektir
Tahmin Muvakkat
Yapılacağı Eksiltmenin edilen bedel teminat Eksiltmenin
yer Adet yapılacağı yer Lira Krş. Lira Krş. Tarihi 8a.
Havza 12 Samsun İnşaat şantiye şef. 3403.52 260.— 18/6/945 15
Erzincan 12 Malatya inşaat şantiye şef. 3328.08 250.— 18/6/945 15
Çankırı 12 Ankara T. M. O. genel M.D. 3169.27 240.— 20/6/945 15
eksiltme saatinden bir
2 — Maden! siloların montajına ait keşif evrakı ve projeler .Ankara'da Ofis Genel Müdürlüğü Malzeme Müdürlüğünde ve Samsun, Malatya inşaat Şantiye şefliklerinde görülebilir.
3 — Bu İşe talip olanların en geç İhale tarihinden bir gün evveline kadar İnşaat Müdürlüğüne Samsun ve Malatyadakller için de sözü geçen yerlerdeki şantiye şefllkleTlnc müracaat ederek bu İşi yapabileceklerine dair birer vesika almaları lizımâır.
4 — Eksiltmeye girmek İsteyenlerin en geç ________________________„ „„
saat evvel lâzım gelen muvakkat teminatlarını Genel Müdürlük veznesine ve Samsun, Malatyadakller de inşaat şantiye şeflikleri muhasebeleri -ne yatırmış bulunmaları lâzımdır._______________________________ „77540
Pamuz ve izoleli ve emaye bobin teli satın alınacak
Toprak mahsulleri ofisi genel müdürlüğünden:
(100 Kg. 1,30 m/m ilk, 100 Kg. 1,35 m/m ilk. 150 Kg. 1,40 m/m lik ve 50 Kg. 1,45 m/m İlk pamuk izoleli tel) ile (50 Kg. 0,90 m/m lik ve 50 Kg. 1,20 m/m İlk emaye bobin teli) satın alınacaktır.
Bu malzemeler İçin hazırlanan şartlaşmalar, bedeli karşılığında Ankara'da Genel Müdürlük Malzeme Müdürlüğünden ve İstanbul’da şubemizden alınabilir.
Pamuk İzoleli telin eksiltmesi 22/8/1945 cuma günü saat 10 da ve emaye telin eksiltmesi de aynı gündesaat 17 de yapılacaktır.
Satmak İsteyenlerin şartlaşmada yazılı temlnatlaTlylo birlikte teklif mektuplarını eksiltme saatlerine kadar Genel Müdürlüğe vermeleri ilin olunur,«7736»
Devlet orman işletmesi İstanbul revir amirliğinden:
1 — İstanbul revirinin şile bölge^ne bağlı Kurna Devlet ormanında 12 No. lı maktada tahminen 1286 kental kömürün kesim, imal ve Kurna, Alaçalı iskeleleri depolarda nakil işi.
2 — Beher kentalin kesim, Imallye, ve nakil için beiıer kentalinin muhammen bedeli 800 kuruştur
3 — Muvakkat teminat 771 lira 60 kuruştur.
4 — Eksiltme 20/6/945 tarihine rastlayan çarşamba günü saat 15 de : şile bölge binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
5 — Buna alt şartname Orman umum Müdürlüğünde, İstanbul, Ya-
1 lova, Büyükdere, Vize revir Anı iril kibriyle şile bölge şefliğinde görülebilir.
.7711.
10 Haziran 1945
Tarım Bakanlığından
1 — Niğde Dinin Aksaray ilçesine 23 kilometre mesafede Koçaş mevkiinde kurulan Koçaş Teknik Ziraat Okulunda bir adet yatakhane binası, bir adet kız öğrenci pavyonu, bir adetköy sanatları atölyesi, bir adet çamaşırlık, İki adet lâboratuvar binası İnşası kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu İnşaatın tahmini keşif bedeli 558.fr94.Bl Uradır. Muvakkat teminatı 26110 liradır.
3 — Kapalı zarf usullyle eksiltme Tarım Bakanlığı binasında toplanacak İnşaat komisyonunda 27/6/945 tarihine rastlayan çarşamba günü saat 15 de yapılacaktır.
4 — Eksiltme şartnamesi ve bu inşaata ait diğer evrak ve plânlar yirmi sekiz Ura mukabilinde Bakanlıt Levazım Müdürlüğünden alınabilir.
5 — Eksiltmeye girecek müteahhitlerin Bakanlıktan bir vesika almaları şarttır. İsteklilerin bu vesikayı alabilmeleri için resmi tatil gtlnleri hariç olarak eksiltme tarihinden en az üç gün evvel bir dilekçe İle Bakanlığa müracaat ederek dilekçelerinde bir kalemde bu İşe benzer üç yüz bin liralık bir inşaat işini muvaffakiyetle İkmal ettiklerine dair resmi idarelerden Verilmiş vesikayı rapt etmeleri şarttır. İsteklilerin gerek maU vaziyetler! ve gerek teknik teşkilâtlan ve halen taahhütlerinde mevcut iş vaziyetleri ve ş|mdlye kadar yaptıkları diğer bütün işlerdeki derece! muvaffakiyetleri tetkik edilerek komisyonca haklarında edinilecek kanaatin müsbet bulunması lâzımdır.
6 — Keşif bedelinden tenzilât yüzde hesabiyle yapılacaktır. Buna göre taliplerin yazı ve rakamla yazacakları teklif mektuplarını ayrı bLr zarfa, ehliyet vesikası. Ticaret odası vesikası ve şartnamede yazılı diğer vesikalarını ve mıivakkat teminat makbuz veya mektubunu ayn bir zarf» koyduktan sonra kapalı mühürlü zarflarını eksiltme saatinden bir saat önceye kadar komisyon başkanlığına tesUm eylemeler! ilân olunur.
Postada vuku bulacak gecikme nazarı dikkate alınmaz. «7582»
Tarım Bakanlığından
Konya - Sarayönü özden teknik ziraat okulunda bir adet kız öğrenci pavyonu bir adet köy sanatları atölyesi bir adet çamaşırlık üç adet tabo-ratuvar binası inşaatı kapalı zarf usu İlle eksUtmeye konulmuştur.
1 — Bu İnşaatın tahmini keşif bedeli 309.705.91 Ura muvakkat teminat 16.139 liradır.
3 — Kapalı zarf usullle eksiltme tarım bakanlığı binasında toplanacak İnşaat komisyonunda 25. 6- 945 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 15 de yapılacaktır.
4 — Eksiltme şartnamesi ve bu inşaata alt diğer evrak ve planlar 1550 Ura mukabilinde bakanlığımız levazım müdürlüğünden alınabilir.
5 — Eksiltmeye girecek müteahhitlerin bakanlıktan bir vesika almaları şarttır. İsteklilerin bu vesikayı alabilmeleri için resmi tatil günleri hariç olarak eksiltme tarihinden en az üç gün evvel bir dilekçe De bakanlığa müracaat ederek dilekçelerinde bir kalemde bu İşe benzer 200.000 liralık bir İnşaat işini muvaffakiyetle ikmal ettiklerine dair resmi İdarelerden verilmiş vesikayı rapt etmeleri şarttır. İsteklilerin gerek mali vaziyetleri ve gerekse teknik teşkilâtlan ve halen taahhütlerinde mevcut iş vaziyetleri ve şimdiye kadar yaptıktan diğer bütün İşlerdeki muvaffakiyet dereceleri tetkik edilerek komisyonca haklarında edinilecek kanaatin müsbet bulunması lâzımdır.
6 — Keşif bedelinden tenzilât yüzde hesabile yapılacaktır. Buna göre taliplerin yazı ve rakamla yazacaklıfrı teklif mektuplarını ayn bir zarfa ehliyet vesikası ticaret odası vesikası şartnamede yazılı diğer vesikalarını ve muvakkat teminat mektubu veya makbuzunu ayrı bir zarfa koyduktan sonra kapalı zarflarını eksiltme saatinden bir saat önceye kadar komisyon başkanlığına teslim eylemeleri İlân olunur.
Postada vuku bulacak gecikmeler nazarı dikkate alınmaz. (7583i

Tarım Bakanlığından
1 — Manisada Beydere Teknik ziraat okulunun bir adet köy sanatları Atölyesi bir adet kız talebe pavyonu bir adet süt evi bir adet şarap evi 1U adet lâboratuvar bir adet çamaşırlık binaları kapalı zarf usullle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu inşaatın tahmini keşif bedeli 418.342.49 Ura muvakkat teminât 20484 liradır.
3 — Kapalı zarf usullle eksiltme Tarım Bakanlığı binasında toplanacak İnşaat komisyonunda 22/6/945 tarihine rastlayan cuma günü saat 15 de yapılacaktır.
4 — Eksiltme şartnamesi bu inşaata alt diğer evrak ve plânlar yirmi lira mukabilinde Bakanlığımız Levazım müdürlüğünden alınabilir.
5 — Eksiltmeye girecek müteahhitlerin Bakanlıktan bir vesika almaları şarttır. İsteklilerin bu vesikayı alabilmeleri İçin resmi tatil günleri hariç olarak eksiltme tarihinden en az üç gün evvel bir dilekçe ile Bakanlığa müracaat ederek dilekçelerinde bir kalemde bu İşe benzer 250— liralık bir İnşaat işini muvaffakiyetle ikmal ettiklerine dair resmi idarelerden verilmiş vesikayı rapt etmeleri şarttır. İsteklilerin gerek mail vaziyetleri ve gerekse teknik teşkilâtları ve halen taahhütlerinde mevcut iş vaziyetleri ve şimdiye kadar yaptıkları diğer bütün işlerdeki muvaffakiyet dereceleri tetklg edilerek komisyonca haklarında edinilecek kanaatin müsbet bulunması lâzımdır.
5 — Keşif bedelinden tenzilât yüzde hesabile yapılacaktır. Buna gör# taliplerin yazı ve rakkamla yazacakları teklif mektuplarım ayn bir zarfa ve ehliyet vesikası ticaret odası vesikası şartnamede yazdı diğer vesikalarım ve muvakkat teminat mektup veya makbuzunu ayn bir zarfa koyduktan sonra kapalı ve mühürlü zarflarını eksiltme saatinden bir saat öncüye kadar İnşaat komisyonu başkanlığına teslim eylemeleri ilân olunur.
Postada vuku bulacak gecikme nazarı dikkate alınmaz. »7580»
Tarım Bakanlığından
1 — Gebze - Tuzla mevkiinde Çayırova teknik bahçıvanlık okulunda bir adet yatakhane, bir adet kız öğrenci pavyonu, bir adet köy sanatları atölyesi, bir adet çamaşırlık, bir adet süt evi. üç adet laboratuvar, bir adet umumi helâ binaları İnşaatı kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu İnşaatın tahmini keşif bedeli (500,747» lira «71> kuruş olup muvakkat teminat 24.020 liradır.
3 — Kapalı zarf usullyle eksiltme Tarım Bakanlığı binasında toplanacak İnşaat komisyonunda 26. 6. 945 tarihine rastlayan salı günü saat 15 de yapılacaktır.
4 — Eksiltme şartnamesi, plân ve diğer evrak «25» lira «50» kuruş mukabilinde Bakanlık levazım müdürlüğünden alınabilir.
5 — Eksiltmeye girecek müteahhitlerin Bakanlıktan bir vesika almaları şarttır. İsteklilerin bu vesikayı alabilmeleri için «resmi tatil günle-,rl hariç» olarak eksiltme tarihinden en az üç gün evvel bir dilekçe İle Bakanlığa müracaat ederek dilekçelerinde bir kalemde bu işe benzer «üç yüz bin» liralık bir inşaat işini muvaffakiyetle İkmal ettiklerine dair resmi idarelerden verilmiş vesikayı rapt etmeleri şarttır.
İsteklilerin .gerek mail vaziyetleri ve gerekse teknik teşkilâtları ve halen taahhütlerinde mevcut İş vaziyetleri ve şimdiye kadar yaptıkları diğer bütün işlerdeki derccei muvaffakiyetleri tetkik edilerek komisyonca haklarında edinilecek kanaatin müspet bulunması lâzımdır.
0 — Keşif bedelinden tenzilat yüzde hesabiyle yapılacaktır. Buna göre taliplerin yazı ve rakamla yazacakları teklif mektuplarını ayrı bir zarfa, ehliyet vesikası, ticaret odası vesikası ve şartnamede yazılı diğer vesikalarım ve muvakkat teminat makbuz veya mektubunu ayrı bir zarfa koyduktan sonra kapalı zarflarını eksiltme saatinden bir saat önceye kadar komisyon başkanlığına teslim eylemeleri İlân olunur.
Postada vuku bulacak gecikmeler nazarı dikkate alınmaz. (7581)
İstanbul Sular İdaresinden:
1 — Büyükadada henüz boru döşenmemiş olan sokaklardaki evlere, geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da haziran sonuna kadar su durumunun elverişli olduğu günlerde hortumla şu verilebilecektir.
2 — Böyle su almak lstlyenlerin hortumu sağlam olarak kendileri tedarik etmek şarllle isteklilerini Büyükadadakl şubemize bildirmeleri.
(7693)

Comments (0)