\W
ALBAYRAK
PİRİNÇ ve HUBUBAT
UNLARI
Deposu: Tahmis sokak No. 74, Telefon 208« — Telgraf: Albayrak - İstanbul.
CUMARTESİ 10 Şubat 194B
Sene 27 — No, 9451 — Fiatl her yerde 10 kuruştur.
Kıymetli Bir İrsa
KaJamiflcLa. İskele İle Otel Belvü arasına», denli üzerinde, fevkalâde nezareti olan bir arsa satılıktır. Müracaat: Telefon: 83785
Sahibi ı Necmeddln Sadak ■— Neşriyat müdürü; Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Üçler İktisadî, siyasî işlerle Alman tecavüzünü önliyecek tedbirleri görüşüyor
Görüşülen mühim meseleler
Almanyanın işgali 2 devreye ayrılacak
Amerika, Almanya’nın işgaline mahdut bir zaman iştirak edecek
Müstakbel Alman taarruzunu önlemek için düşünülen tadbirler-- Almanya şartlara riayet etmezse hava polisi, bombalarla onu riayete icbar edecek
Kızılordıı Stettin limanı çevresine çok yaklaştı Sovyet birlikleri, Dresden istikametinde ve Breslau cenup mahallelerinde ilerliyorlar
Vaşington 10 tAJLl - Öğrenildiğine göre, üç büyük şef askeri meseleleri halletmiş olduklarından, şimdi siyasi ve iktisadi meselelerle gelecekte her türlü Alman taarruzunu önllye-cek metot üzerinde görüşmelere başlamışlardır. inanıldığına göre, M. Roosevelt muhataplarına. Amerikalıların. Almanyanın uzun müddet işgaline Iştlrâkten çekinmeği tercih ettiğini söylemiştir. Almanyanın işgali işinin İngiltereye, Rusyaya ve mümkünse Fransaya bırakılacağı öğrenilmiştir Amerikalılar, İşgale İştir Ak edeceklerse de, bu, mahdut bir müddet İçin olacaktır. Üç millet arasında bir uzlaşmaya varılması beklenmektedir. Amerikalıların bu İşgale uzun zaman iştirak etmemesinin muhakkak bulunması, Amerikan parlâmentosu üzerinde büyük bir tesir yapacak ve parlâmentoyu .4. Roosevelt'ln varacağı uzlaşmayı kabule sevkedecek-tlr. Gene öğrenildiğine göre, Karadeniz konferansı gelecekle Almanyayı mütecaviz olmaktan alıkoyacak ve csnslı çare tasavvur etmektedir:
1 — Alman harb fabrikalarını tah-
rlhetmek. -
2 — Almanyayı teknik kudretinden mahrum bırakmak ve bu suretle komşularını bu sahada ilerlemek çarelerinden mahrum bırakmış olan bu memlekete komşularını geçmek İmkânını vermemek.
3 — Almanyanın Avrupa memleketlerinin yeniden imarı İşinde bu memleketlere bilhassa inşaat malzemesi ve İşçi göndermek suretlle yardım etmesini temin etmek.
M, Roosevelt'ln tam bir devlet halinde olmak şartlle llmanyanın bekası lüzumuna kani olduğu bilinmektedir. Prusyanın Almanyadan ayrılmasına M. Roosevelt'ln muhalefet edeceği sanılmaktadır Bununla beraber Almanyayı daha fazla parçalamanın müzakere mevzuu teşkil edeceği de bilinmektedir.
Almnya uçak ve denizaltı İnşa etmek İmkânlarından mahrum bırakılacaktır. Belki de Almanların pilot yetiştirmeleri de menedllecektlr. Almanya silâhtan tecrldedİlecektir. Karadeniz konferansının hiçbir şeyi eksik bırakmaması beklenmekte ve hatta barışı tanzim edecek plândan da bahsedilmektedir, Eğer Almanya kendisine tahmil edilecek şartlara riayetsizlik teşebbüsünde bulunursa, hava polisi bombaları vasıtaslle bu memleketi, bu şartlara riayete mecbur edecektir. Almanyanın İlk zamanlardaki işgali devresiyle onu ta-kibedecek milletlerarası polis devresi diye iki ayrı devıe gözetilmektedir.
Uzun ve samimî toplantılar
Kahire 9 (A. A > — United Press muhabirinin bildirdiğine göre, beş yıldızlı Amerikan generalleri, İngiliz mareşalleri ve Sovyet askeri şefleri bundan altı gün evvel toplantılar yapmağa başlamışlardı, Bu konuşmalar Başkan Roosevelt'ln mareşal Sta-lln ve Churchill İle ikinci buluşmalarına başlangıç teşkil etmiştir. Buluşma, pazartesi öğleden evvel başlamıştır. İlk toplantı sadece askeri olmuş, İkinci toplantıda İse diplomatlar da görüşmelere Iştlrâk etmişlerdir. Aske-
ri mahiyetteki konuşmalarda bu harbin en büyük generalleri hazır bulunuyorlardı. Toplantılar çok uzun v» samimi oluyordu. Kıtalar nöbet bekliyorlar, kimseyi binaya yaklaştırmıyorlardı.
Başkan Roosevelt ve ChurohUl. ma-
reşal St&lln gelinciye kadar çok meşgul oldular. Mareşal, pazar günü öğleden sonra mahrem mülâkat yerine geldi. Buraaı Karadeniz bölgesinde bulunmaktadır. Bık sık toplanan Üç büyük şef sıra ile blrlblrlerlnl yeme-(Arkast sahile 2( sütun 3 te)
Ingiliz taarruzu iyi şekilde gelişiyor
Fransızlar, Alsas ovasını temizlediler ve Almanları Rhnin öbiir yakasına attılar
Nevyork 10 (AA.) — Evvelki sabah fecir vakti taarruza geçmiş olan birinci Kanada ordusu, Almanya topraklarında ileri harektine devam ediyor. General Fer ar rar kuvvetleri 10 kilometrelik bir cephe üzerinden 8 kilometre ilerlemişler vc 13 Alman kasabasını ele geçirmişlerdir. Cle-ves'ln 3 kilometre doğusunda bulunan Kranenburg da İşgal edilmiştir.
İlk 24 saatlik taarruz esnasında İngiliz ve KanadalI kuvvetler 1800 esir almışlardır.
Harb muhabirlerinin bildirdiklerin» göre, bu birlikler bu kesimi tutmakta olan 84 üncü Alman tümenini tama-mlie joketmişlerdlr. Birçok noktalarda Alman askerleri, havadan desteklenmedikleri için teslim olduklarını söylemişlerdir
Ingiliz ve KanadalI kuvvetler, çamurlu. maylnll, siperlerle dolu bir arazide ilerlemektedirler Bu kuvvetler Siegfried hattına dayanmışlardır.
Diln gece gelen haberlerden anlaşıldığına göre, yeni Kanadalı birlikler taarruza geçen kuvvetleri desteklemek İçin cephe haltına çıkmışlardır.
Doğu Belçlkada birinci Amerikan ordusu ilerlemiş ve Roer barajlarından en büyüğüne bir kilometre mesafeye gelmiştir. Prum şehrinin şimalinde bu birlikler Prum nehrini geçmişler ve llerllyerek bu Dehrl iki kilometre geride bırakmışlardır,
Berne 10 fA.A'ı — Harb muhabirlerinin bildirdiklerine göre, Alsace ovası muharebesi başladıktan tam 21 gün sonra Fransız kuvvetleri bugün Alman birliklerini Rhln nehrinin öte yakasına atmışlardır.
Resmen bildirildiğine göre. Fransız kuvvetleri şimdi İsviçre hududundan SLrasburg'a 10 kilometre mesafede bulunan bir noktaya kndar Rhln kıyılarını ellerinde tutmaktadırlar.
Nevyork 10 (A,A.» — General Tas-slgny, Fransız Harbiye Bakanı Die-telm'e göndermiş olduğu bir mesajda şöyle demektedir:
‘Alsace muharebesi bu sabah saat sekizde sona ermiştir. Fransız kuvvetlerinin kendi kesimlerinde, Rhln boyunca nöbet beklemekte olduklarını size bildiririm.
Londra 10 (A.Aj — Birinci Ameri-
kan ordusu Roer barajları istikametinde yapmış olduğu ileri hareket esnasında 300 batarya tarafından desteklenmiştir. Amerikan kuvvetleri en mühim baraja 100 metre mesafededirler. Daha şimalde Roer nehrinin suları 50 santim yükselmiştir.
Üçüncü Amerikan ordusu Prum şehrine t kilometre mesafede çarpışmalar vermektedir.
Brüksel 10 (A.AJ — Resmen bildirildiğine göre, Alsace muharebesi esnasında Fransız kuvvetleri 15.000 Almanı esir almışlardır.
Londra 10 (A.A.ı — Reuter ajansının 21 inci ordular gurupu yanındaki özel muhabiri bildiriyor:
General Crerar emrindeki kıtalar son taarruzları sırasında Leuth, Zandpol, Nlel, Tuthees ve Faassel'l ele geçirmişlerdir.
DİKKATLER
Akortsuz sesler
Hatibin, spikerin, aktörün ve umumiyetle halk huzurunda sox söyliyecek insanların bir çok vasıflarına dikkat ediliyor: Dil bilgisi, umumi bilgi, intikal sürati, hattâ tecvit... ilh..
Lâkin damak ve geniz akustiği diye bir şey olduğunu, «yor-m» yatı, bilâkis meftun eden ses güzelliği» nin asıl bundan doğ' duğunu bilmiyor gibiyiz. Bazı hançereler akortsuz saz gibidir: Çalgıcı ne kadar mahir olsa, yine fayda yok! B azıl an ise, »altın sesli», «viyolonsel sesli» dir. Zira konuşma cihazları mükemmeldir. Böyle aktrislerin, böyle hatiplerin mevcut olduğu garpta pek maruftur, Bizde de mikrofon önüne yahut kürsüye, sahneye çıkmak, çıkarılmak mevkiinde olanlar, bu balamdan bir kon-trola tâbi tutulmalıdır. Acaba ekseriya bu tarz kontrol akla gelmiyor nıuT
Novyork 10 (A-A.l — Sovyet tebliği, mareşal Zukhov kuvvetlerinin atar-gard'ın cenup doğusunda ilerlemeler kaydetmiş olduklarını ve Ansvalde’l kııjatmı» olduklarını bildirmektedir. Answalde, Stettin limanına 80 kilometre mesafede bulunmaktadır.
Doftu Prusyada, Çerniyakovsky kuvvetleri birçok meskûn yerleri zaptetmişler ve Elbing’I kuşatmışlardır.
Sovyet tebliği, markea cephedeki çarpışmalarla Konlev ordularının faaliyeti hakkında hiçbir tafsilât vermemektedir.
Harb muhabirleri, Zukhov birliklerinin Kustrln ve Frankfurt sokaklarında çarpışmakta olduklarını bildirmektedirler
Bresi atfın cenubunda çarpışmakta olan Sovyet birlikleri nehri 30 kilometre geride bırakmışlar ve Dreaden Udkamet'nde İleri hareketlerine de vam etmişlerdir. Bu kuvvetler nynt »amanda Brcslau'ın cenup mahallelerine doğra ilerlemektedirler.
Stettine 24 kilometre kaldı
Berne 10 1A.A.» — Mareşal Zukhov birliklerinin Stettin istikametinde ileri hareketleri süratle devam etmektedir. Dün akşam bıı kuvvetler Stettin limanına 24 kilometre yaklaşmış bulunuyorlardı.
Reuter ajansının muhabirlerinden biri, Berlin doğusunda Öder köprü-başlannın genişletilmiş olduğunu ve Kustrln İle Frankfurt arasında »ol kıyıda kalmış olan »on Alman köprll-başının imhasının yakın olduğunu bildirmektedir.
Baltık istikametinde »eri Sovyet ileri hareketinin ilk neticesi, Baltık'-taki Alman denizaltı filosunun he-
işçi sendikaları konferansı
Sabık düşman memleketler murahhasları müşahit sıfatile iştirak edebilecekler
Londra 10 (A.A.) — Dünya sendikalar birlikleri konferansının dünkü toplantısında eski düşman memleketler murahhaslarının kabulü meselesinde bir anlaşmaya varılmıştır. Fln-lAndlya, Bulgaristan ve İtalyan temsilcilerinin yalnız müşahit sıratlle kabul edilecekleri, bir gün süren tartışmalardan ve İleri sürülen muhtelif mütalaalar dinlendikten sonra kararlaştırılmıştır. Bu temsilciler, konferans devam ederken Londraya gelebilirlerse konferans salonuna kabul edileceklerse de, bunların söz almalarına veya rey vermelerine müsaade edllmiyecekttr.
Daha iyi dünyayı arayanlar Yazan: A, ADNAN - ADIVAH ta(Bu^ünJjcşlncl şat2fem^
Ruhr havzası ve Rihn boyu
Yazan- A. Maclt Arda
(Bugün 4 üncü sahlfemlzde)
men Danimarka »ularına aktarılmış olmasıdır,
Brüksel 10 (A.A.) — Sovyet tebliğine yapılan ek. Sovyet kuvvetlerinin Koenlgsberg'ln 35 kilometre oenu-bunda bir kasabayı işgal etmiş olduk-
Yunan sulh görüşmeleri
Dün Atina’da hükümetle Eamcılar arasında yeniden başlandı
Londra 10 (A.A.) — Yunan
hükûmetUe Elâs murahhasları arasında sulh müzakerelerine dün öğleden sonra Elâs askerî uzmanlarile hükümet murahhasları arasında yapılan toplan tı ile yeniden başlanılmıştır.
Yunan Haricîye Bakam ve hükümet namına müzakereleri idare eden heyetin başkanı M. So-fıanopulos yaptığa bir demeçte, konuşmalarda İyi bir neticeye varılması için hükümetin elden gelen gayreti sarfettiğini söylemiştir. Neticeye güvenle baktığını, zira hükümetin bir anlaşmaya varmağı gönülden istediğini bildirmiştir.
Günler Geçerken
Kadınlar ve balıklar
Kadınlan ve balıklan alâkalandıran bir haber: İskenderun* gelen yeni ithal malları arasında 10 ton mantar varmış. Gel keyfim gel! Artık bu yaz mantar ökçeli kadın iskarpinleri alıp yu-rüyecek ve her ökçe bir karış daha yükselecek demektir. Kudıkö-yü vapurJan gözümün önüne geldi: şöyle, iskelenin bir ucunda, hele merdivenli tarafa yakın dur, inişi çıkışı seyret... sanmanı kî yüzde bir olsun mantarsız kadın ayağına Taşlanabilsin. Fraıi-conun ne biçim Devlet adamı olduğu hakkında kesin bir bilgini yok. Fakat mantar ökçe modasını yaymak, dünyaya tutturmak sureti l e Amerikalıca bîr zekâ gösterdiği şüphe götürmez hakikatlerdendir. Öyle tahmin ediyorum kı ormanlarının nıanlaruıı yalnız şişe tıpası, ağ şamandırası olarak ihraç etmekle kalsaydı Devlet bütçesinin gelir kısmındaki açık üçte bir nispetinde genişlerdi. Ortaya bir kadın modası çıkararak millet haznesini az çok koruyan ilk Devlet Reisi belki de bu zattır.
Doğrucunu isterseniz dilinde «mantara basmak ve bastırmak — mantar yutmam — mantara gelmem» gibi aldanmağı, aldatmağı anlatan tâbirler varken bir halkın bu kadar kolay, bu kadar bulaşıcı şekilde mantar ayakkabıya kendini kaptırmusı şaşılacak bir iştir. Dedelerimiz o tabirlerle âdeta kâhinlik yapmışlar, geleceği önceden görerek bizi dikkatli davranmağa sev-ketmişlerdir. Yazık ki tesirsiz kaldı. Acaba mantarın bildiğimiz mânadaki tâbirlere yol açması hangi sebeptendir? Çürüklüğünden, hafifliğinden mi? Belki.- «Mantara basmak» tâbiri yenidir; eskiden o mânada yalnız «çürük tahtaya basmak» denilirmiş ki Siiruri şöyle öğünür;
Basmadık saflı a i himmette çürük tahtaya hiç Eskidikçe anı dülger getüriıp sağlattık
«Sağlattık» sözünün sağlam lıale sokmak mânasına kullanıldığına ve bugün de o söze ihtiyacımız olduğuna işaret ettikten sonra asıl söylemek istediğime geliyorum: 4ü ton mantar memlekete girdiği halde acaba bu yaz bir taraftan yepyeni mantar ökçeter Bağdat caddesi asfaltını okşaya dursun gazetelerde gene «balıkçılar ağlar için mantar bulamadıklarından ve avla-namadıklarıııdan sızlanıyorlar» haberlerini okuyacak, balıklan gene kendimize güldürecek miyiz?
Refik Halid Karay
larını V» 3500 Almanı eatr aldıklarını bildirmektedir.
5000 Alman esir alınmıştır,
Baltık denizinde 8000 tonilâtoluk bir Alman şilebi batırılmış ve bir şilep de ağır surette hasara uğratılmıştır.
Created by free version of 2PDF
Ingiltereye gidecek heyetimiz
Hazırlıklarına devam ediyor. Heyete ihtiyaçlarımız bildirildi
Ankara 10 (Telefonla) — Raricly* Bakanlığı umumi kâtibi B Cevat Açıkalın'ın başkanlığında Ingiltere'ye gidecek olan ticaret heyetimiz hazırlıklarına devam etmektedir. Bakanlıklar, heyetimize ihtiyaçlarını bildirmişlerdir. Heyetle temas etmek üzere İstanbul ve tamir ticaret odalarüe ithalât ve İhracat birlikleri mümessillerinin de bir İki güne kadar Ankara'ya gelecekler» haber verilmektedir.
Diğer taraftan, memleketimizden mal almak ve bize mal satmak \ia İngiltere ve Amerika'da alâkanın genişlediğini belirten alâmetler vardır. Bilhasfa Amerikalıların Yakın Şark pazarları ile ve bu arada Türkiye tle gittikçe İlgilendikleri görülmekte' ir. Ticaret Bakanlığı müsaadeye tâbi olmadan Ingiltere ve Amerika'dan getirilecek malların yeni bir lister,nl hazırlamaktadır.
Sahıfe 2
AKŞAM
in Svhr’
-HtfTA SGnU NOTLARI-}
Bir mektup dolaynile
Garp klâsiklerini daha İyi anlamak İçin Yunan ve LÛ tın mitolojisini çok iyi bilmek gerektiğine, liselerimizde mitoloji dersleri görerek yetişecek nesillerin dilinizin kazandığı büyük eserleri rahatça anlıyabücceklerlne dair yazdığını iki yazı üzerine evvelki gün sayın doktor Adnan-Adıv&r'm bana göndermek lütfün da bulunduğu mektubu yine bu Bütünda okumuşsun uzdur.
Üstadınız- mektubunda bilhassa Türkçe bir mitoloji kitabının lüzumu üzerinde durmuş, bu arada bir okumuşumuzun mitoloji anlayışına da kısaca işaret etmiştir.
Okumuşlarımız arasında Oarb'tı fikir mahsulcrlnde mitolojinin değerini takdir edenler olduğu gibi bu değeri küçümseyenler de vardır. Tanıdıklarımdan bir çoğu bana: •Senin mitoloji dediğin nedir? Bir kitap alır, açar okur, öğrenirsin, topu topu yarım saatli^ İş!» demişlerdir. Amma hiç biri de açıp okuyup öğrenmek zahme'.ine girmemişlerdir. Şüpheniz İşi bu kadar değersiz sayınca onu öğrtnmlyc de lüzum yoktur. Fakat okumuşluk rütbesini aldıktan sonra değil, henüz bir öğrenci İken mitolojiyi dolduran efsanelerle tanışmış, onlarla büyümüş olsalardı elbette ki okumuşlukları da başka türlü olur, daha çok Garp'hya benzerlerdi.
Garp - Arap
Garp kelimesi geçince bir kere daha yüreğim sızladı, sayın dok t t Adnan - AdıvarHı evvelki gün okuduğunuz pek değerli mektubunun iki yerinde «Garp» kelimesi bir düzeltme yanlışı olarak «Arap» diye çıkmıştır.
Mektuptaki cümleyi »Tâ tah-il «amanındanbcrl okuduğum Arap ererlerinde araara. bu mitolojiye _dnvanarak yaptlan İmalar, !kt‘-baslar. kullanılan tabirler.. > tarzında gören okuyucu elbette ki şa-nnr.amıştır. şüphesiz Arap eserleri taksimiz oton Yunan re Lâtin m teloJLdndcn bilsbüt n müstağni k tornam ıştır; fakat onları an-
Vali Dr. Lûtfi Kırdar geliyor
Eir kaç gûndenberl İstanbul'a alt işler liralında ilgili Bakanlıklarla temasta bulunan Vali ve Belediye Reisi Dr Lûtfi Kırdar. bu akşamki djseresle Ankara'dan hareket edecek vc yarın staah şehrimize gelecektir.
Adliye Bakanının tetkikleri
Dün sabah Ankara’dan şehrimize geldiğini yazdığımız Adliye Bakanı B- Ali Rıza Türel bugün İstanbul ve Beyoğlu adliyderlnde 'etklkatla meşgul alacak, bu arada yeni teşkil edilmiş olan toplu milli korunma mahkemesini de ziyaret edecektir
Çay kutularla satılmağa başlandı
Bir Jıafladanberi çay bayilerde açık otarak satılmaktaydı, inhisarlar idare'.! paketleme İşini hızlandırdığı İçin dünden itibaren açık olarak çay sa-tışı durdurulmuş ve bayilere kutularla çay tevzi olunmuştur. Ayrıca piyasaya ekstra çay da çıkarılmıştır. Ekstra çayın kilosu eskisi gibi 2ü diğer d.ğcr eaytn kilosu da 16 liradır.
Sahte aynî yardım kuponları
Bu sabahki gazetelerin bazıları ayni yardım kumaş kuponlarını tak-lldedt-rı-k piyasaya yüzlerce sahte kupon süren bir şebekenin suç üstünde yakalandığını ve bu sahte kuponları basan matbaanın da bulunduğunu yazıyorlardı.
Bunu Yeril Mallar Pazarlan müdürlüğünden tahkik ettik. Müdürlükten sclâhlyetll bir zat bize şunları söyledi:
— İki gün önce kuponları tetkik eden memur 3 tane sahte kuponla karşılaşmıştır. Derhal vaziyeti emniyet müdürlüğüne bildirdik vc herhangi bir İhtimale karşı yurdun her tarafında satışları tahkikatın neticesine kadar durdurduk. Ayrıca hâdiseyi kendi cephemizden de tahkik etmekteyiz. Bahsolunduğu gibi bir cürmü meşhut bahta mevzuu değildir. Zira kuponlar, şahsa muharrer olmayıp hâmiline aittir.
^Türkiye ziraî donatım kurumu
Türkiye zirai donatım kurumu Eskişehir şubesi açılmıştır, yakında faaliyete geçecektir. Kurum, orta Ana-dolunun en büyük çlfçl çevresi olan Eskişehlrde müspet faaliyet göstereceği muhakkaktır.
Bulgaristanda yeni idamlar
Sofya 9 (AA., — Botovgrod halk mahkemesi 36 ölüm, 10 müebbet kürek. 6 on hec «cne, 20 daha az ağır eeza hükmü rmlştir.
liünnic İçin İslâm mitolojisini İyi bilmek gerekir. Garp eserlerinde ve fikir âleminde ise Yunun ve LA* * tin mitolojisi bilyilk yer tutar. Hatta eski eserlerde hemen hemen bütün yerler onundur denebilir. Madem kİ Şark'tan Garb'a, Arap ve Acem köklerinden Yunan ve lÂtln köklerine dönmüşüz, dönmeyi faydalı ve lüzumlu görmüşüz, öyle İse «serlerinin dayandığı temellcTİ de bilmemiz icabeder. Bu temel mitoloji bilgisidir.
Türkçe Mitoloji kitapları
Sayın doktor Adnan - Adıvor’ın üşer inde durduğu mitoloji kitabı bahsine gelince, kendilerinin de İşaret ettikleri gibi Tikrkçede bu yolda neşriyat büsbütün yok değildir.
Bazılarını biliyordum. Doğrudan doğruya mitoloji öğreten kitapların tam listesini öğrenmek ürüre pek değerli dostumuz B Selim Nüzhet Gerçek'l rahatsız ettim. Var olan topu topu dört kitapmış:
1 — Esatir: Nftbi zade Nâzım
2 — E-ntlrl Yuntmiyan: T-vflk paşa.
3 — Esatir: Şemseddin Sami.
4 — Mitololi: Nurullah Ataç Bunlardan İlk üçü dil bakımından çok eskimiştir, Üstelik eski harflerledir. En İyisi Nurulah Ataç’ in Fra nsızcadan naklettiği 1933 te çıkmış Kanaat Kltabevl baskısı, r«-gimli mitoloji kitabıdır. Hem mitolojiyi Öğrenmeğe, hem de kendisinden başkası olmadığı için bu bilgiyi ne kadar aldırmadığımızı öğretmeye yarar Bu arada sayın doktor Adnan-Adıvar'ın lüzumlu gördüğü bir mitoloji lügati de pek tabii olarak yoktur.
Mitoloji yayınlarının çoğalması pek faydalı olacaktır. Mitolojinin bizim derin İncelemelerimize lüı-aupı gösterecek tarafı elbette yoktur. Hazır kitapları çevirebileceğimi! gibi mitolojideki efsaneleri nlıp onlardan çocuklara masallar yazmış büyük muharrirlerin kitaplarını da Türkçeleştirirsek küçük çocuklarımızın büyüdükleri î>man büyük eserleri anla malsa nt> kadar kolaylaşacaktır!
ŞEVKET RADO
KÜÇÜK HABERLER
* Dün şehre bir moLörle Bulgari--tandan 50 ton mangal kömürü getirilerek Kasımpaşa iskelesine boşaltılmıştır.
* Sahte beyannamelerle döviz kaçakçılığı yapmak suçundan mevkuf bulunan kambiyo müdür muavini Celâl, memurlardan Hikmet v(% diğer rûfekasının muhakemelerine dûn İkinci ağır ceza mahkemesinde devam edilmiş. Celal ve Hikmet haklarında Maliye Bakanlığından yapılan bir istilâma cevap gelmediğinden muhakeme talik olunmuştur.
* Sahte tapu senedi ve İpotek beyannameleri tanzim ederek binlerce lira menfaat temin etmekten suçlu tapu müdürlüğü Eminönü sicil muhafızlığı kâtiplerinden Mehmet Gökhan'ın muhakemesine dûn birinci ağır ceza mahkemesinde devam edilmiş ve yirmi dokuz kişi şahit olarak dinlenmiştir. Dâva safahatına nazaran en mühim şahit olarak görülen halen Meriç kazasında tapu kâtibi olan Ali Rızataın gelmediği anlaşıldığından para cezaslle ve zorla getirilmesine karar verilmiş ve bunun İçin muhakeme talik olunmuştur.
Yünlü kumaş ithali
Ankara 10 (Telefonla) — Memleketimize İthal edilecek maddelerden bazılarının bu mey anda yünlü kumaşların ithal lisansı alınmadan sipariş edilmemesi hakkında bir prensip karan verilmiştir. Bu meyanda bir çok maJdeierln hangi kalitelerinin İthaline müsaade edileceği teati t edilmiştir. Şimdiye kadar flat üzerinden ithal müsaadesi verilen yiinlli kumaşlardan on yedi tondan aşağı olanlarına İthal müsaadesi verilmemesi Ticaret Bakanlığınca karar altına alınmıştır.
Diğer taraftan Sümerbunk Yerli Mallar Pazarları önümüzdeki ay içinde hakiki İhtiyaç sahiplerine yünlü kumaşlar satmağa bağlıyacaktı- " ı kumaşlar çok ucuz, olacaktır. Foaal laklkl ihtiyaç sahiplerini mahalle bir İlklerinin tesblt etmesi muhtemeldir.
Üniversite sömestr tatili
Üniversitenin hukuk, edebiyat, iktisat ve fen fakülteleri ay sonunda bitmek üzere bugünden Itibareıı tatillere başlamışlardır. Tıp fakültesi şubatın blrta' glinü derslerine nihayet vermiş» ı Tıp fakültesinin öteki fakültelerden on gün faela tatil yapmazımın sebebi martta bavlıyacak olan vize imtihanlarına talebenin hazırlanmasına imkân verebilmek lçln-
■ dlr Teknik Üniversitenin sümeştr tatili 20 şubatta bitecektir.
Sinemalar
Belediye şehirdeki sinemaları sınıflara ayırarak fiatlerlnl indirmek ve sağlık şartlarını kollamak uğrunda tedbirler alacaktır.
Karagümrük cinayeti faili yakalandı
Kaatil Emrullah ihtiyar Nazifeyi
öldürdüğünü itiraf etti
Geçen ayın yirmi beşinci günü, Karagümrükta Keçeciler caddesi üzerinde 102 numaralı bir kat üzeri-ue ve tek odalı evinde ölü olarak bulunan Nazlfe Tavuskuşu'nun ölümü tahkikatına el konulduğu zaman adliye doktoru B. İzzet Işcan cesedi muayene etmiş ve Boğazı sıkılmak, başına da bir demir çubukla vurulmak suretile öldürüldüğünü tes-blt etmiştir.
Maktulenln yalan akrabası olarak Batat’ta oturan kızı Hayriye ile, Ka-ragümrük’te oturan oğlu Hüseyin Şerif görüldüğünden İlk İş olarak bunlar sorguya çekilmiş, Hayriye İlk kocası zamanında biriktirmiş olduğu şeklz yüz elli lirasının anasında olduğunu, bu paranın mejdaııda olmadığına göre anasının parasına tanınan öldürülmüş bulunduğunu ct-rııflle Uah etmiştir. Bu sırada yüzü gözü tırmık ve yaralar içinde elde edilen Şerif ise sorgusunda anasının ölümünden katiyen haberdar olmadığını anlatmış, hattâ adliye doktoru anasının cesedini kendisine »oydurduğu saman hüngür hüngür ağlamıştı. Tahkikatın adli safhasına el koyan müddeiumumi muavini B. Çekip Musluoğlu ve emniyet İkinci şubesinin alâkadar memurları hakiki failin bütün delâlille meydana çıkarılması İçin şiddetli bir takibata koyulmuşlar ve geçen ayın otuzuncu günü yazdığımı? gibi tahkikata yeni veçhe vermişlerdi.
Bu yeni veçhe de: son günlerde yine o civarda bulunan bir gencin har vurup harman savuracak şeklide para harca maşıydı. Bu genç de: Çankırı vilâyetinin HIclpli kazası ahalisinden yirmi üç yoşlanndn Em-iu İlahtır.
Memleketindi! yaptığı bir hırsızlık suçundan dolayı beş sene hapse mahkûm olarak oradan kaçmağa ve şehrim»? gelmeğe nıuvafak olan
Üçler konferansı
13aş tarafı 1 inci sahifede) ğe davet ediyorlardı. Mareşal Stalln gelmezden evvel Sovyet murahhaslarının çoğu, İngiliz ve Amerikalılarla beraber bulunuyorlardı Bundan bir müddet evvel Alman kıtalarının kaynaştığı bu şehirde gerek konferans binaları, gerekse oteller konforludur. Burası gündüz güneşli ve sıcak, geceleri de buz gibi Boğuktur.
Kararlar daha büyük sarahatle t es bit edilecek
Nevyork 9 (AA) — Üç büyükler konferansına tahsis ettiği başmakalesinde. Times gazetesi şunları yazmaktadır:
« Konferansta çok sayıda askeri uzmanların bulunması, kararların Tah-ran'da olduğundan daha büyük bir sarahatle tesblt edileceğini göstermektedir. Tahran görüşmelerinde geniş ve kesin tafsilâtın bulunmaması sui tefehhümlere yol açmıştı. Bu. varılacak her hangi bir anlaşmaya daha sonra değiştirilmesi güç olacak olan bir barış yapısı mahiyeti verecektir Bundan dolayı bu toplantı ileride yapılacak olan her hangi bir barış konferansından daha fazla ehemmiyeti haizdir.
Müteaddit devletler tarafından askeri hareketlerin şüphe ve karışıklık meydana getireceğinden bahseden muharrir, yazısını şöyle bitirmekledir:
«Barışın şetu, Avrupanın ve Atlantik ikliminin Asayiş ve huzuru, konferansın bu meseleleri sağlamak elde edeceği muvaffakiyet derecesine bağlıdır.»
Konferans görüşmeleri uzun sürebilir
Moskova 9 (A A.' — Ali ajansının muhabiri bildiriyor:
İngiliz büyük elçisi sir Archlbald Clark Kert ve Amerikan büyük elçisJ M. Averlll Harrlmân'in Moskovadan aycıiışındnnberl, 3 büyiik devlet şefi Edasındaki konferans’ Moskovaya gelen ilk iw.be rtflr. §imdl Almanyanın tam bLr surette mağlûbiyeti her va-kltklndeıı daha Yakın, daha muhakkak olduğuna «öre, konferansın çalışmaları ürün flürebiûr. çarşamba günü yayınlanan tebliğ, askeri harekât üzerinde dana şimdiden anlaşma Cievcut uğunu bildiriyor. Bıı bit-
erler, Sovyet hftüu tarafından bilhassa iyi karşılanmaktadır. Sovyet halkı pek tabii olarak, bunda. Batı müttefiklerinin de muazzam kuvvetleri harekele geçireceği ve Ki2ilordu-nur sarfettiğ! gayretle kıyas edilebilir bir gayret göstereceği emarelerini görmektedir. Almanyanın işgali ve kontrolü meselesi son derece H-I uyandırmaktadır. Şimdilik AlmanyalIn Ruslar tarafından işgal edilen arazi, Müttefiklerin İşga -ittikleri araziden çok daha büyük bir sahn tutar. Rus İşgalindeki arazide nüfus miktarı da büyük ve mühimdir. Her halde bu mesele, daha ziyade Müttefik kon-trolundakl unsurları İlgilendirir ve
Emrullah burada, maktıfl Nazife'nln damadı İle hemşcrl olması doiayı&üe onun yanına gelmiş ve müteaddit fabrikalarda işçilik yaparak günlerini geçirmeğe koyulmuştur.
İşte Emrullah Nazife’nln damadı İle konuşmaları arasında, Hayriye* nin şeldz yüz elli lira paracının anası Nazlte’ye teslim edilmiş olduğunu öğrenmiş ve bunu ele geçirmek içlıı kafasında kanlı bir plân hazırlamıştır. ı Emrullab'ın bu kanlı plânı haaırla-mannın başlıca âmili de; son zamanlarda sevl-şmeğe başladığı ve Kantarcılar civarında oturan Kerim j İsminde bir kırın muhabbetidir.
Emrullah, çok fakir otan bu kızın İhtiyaçlarını temin edip kendisine | bağlayabilmek için geniş masraflar yapması icabetmiş ve İşte bu silikledir kİ tesadüfen öğrendiği sekiz yüz eli! lirayı elde etmek için tetkiklerde bulunmuş ve Nazife'nln evhıl gözden geçirmiştir. Cinayet yerinde yapıları keşfe göre evin bahçe kapısın ıkın içeri kolayca girildiği görüldüğünden Emrullah da gece bu yoldan İçeri girmiş ve altmış yaşına yakın bulunan kadınla karşılaştıktan sonra kısa bir mücadeleyi müteakip boğazını sıkmak ve başına demirle vurmak suretile öldürmüş, cesedi de yüklüğe yerleştirdikten sonra geçip gitmiştir.
Cinayet evinin sokak kapısı üzerine daim» bir aşma kilit takılması mutat! olduğu için kaatil bu asma kilidi kapının üzerine geçirdikten sonra, kadının evde bulunmadığı hissini vermiş ve bu şekilde cinayet ancak. İşlendiği günden bir hafta sonra, maktulenln kızının şiddetli merakı neticesi araşhrnuıslle meydana çıkabilmiştir. Kaatil, suçunu İtiraf etmiş olup kabil olduğu takdirde bugün öğle üzeri, evrak tekemmül ettirilemezse pazartesi günü adllyeye tee-IIm olunacaktır.
asgari nizamı sağlamak için mahalli İdarelerin yeniden kurulmasına dairdir. B.u noktadaki Rus görüşü bellidir. Sovyetiçr, faşizmle olduğu kadar Hitlcrizmle de uzlaşmayı kabul etmiyorlar. Hlllerlzmle uzlaşmalar bir tarafa bırakılmalıdır. Almanyanın 1939 dan önceki arazisinden bir kısmının Polonya idari makamlarına teslim edildiği malûmdır. Mütecavizler tarafından evsiz barksız bırakılan ve malları yağma edilen ahalinin mevcudiyetini derhal sağlamak gerektir. Polonyada. Macaristanda ve Balkanlarda ahalinin süratle iaşesi meselesi endişeler doğurmaktadır. Bu, dünyanın iktisadi hayatında en büyük ağırlığı teşkil eden 3 büyük devletin î büyük şefi, arasındaki konferans, geç kalmadan bu meseie He uğraşacaktır
Konuşulan meseleler
Moskova 9 lA.Aj — United Press muhabirinin bildirdiğine göre. Karadeniz konferansı resmi tebliği, i'.us gazeteleri tarafından yorumlaıımak-sızın yayınlanmıştır. Askeri meseleler halledildiği cihetle, 3 büyük şef harb-den sonra Almanyaya yapılacak muamele İle güvenlik teşkilâtı üzerinde konuşacaklardır.
Konuşmalar gece gündüz devam etmektedir.
Mareşal Stalln yalnız taarruzun devamını İdare etmek üzere Kızılor-du genel ’.-ararg&hlle muhaberede bulunmak için vakit ayırmaktadır. Kurtarılan bölgeler hakkında aynı siyasete sahip olarak bir anlaşmaya varmak lâzım geldiği açıktır. Sınırlar meslcsl de tabiî konferansın gündeminde yer almaktadır. İspanya ve diğer tarafsız memleketlerle ve vatl-can’la münasebetler meselesi de şüphesiz konuşulmuştur. Konferansta barış, harb sona erdiği «aman güvenlik ve bütün kıtalarda güvenliğin d« -vanıhlığı meselelerinin konuşulduğu muhtemeldir.
Amerikan milleti B.
Rooaeveltle beraber
Vnşlngton 10 fAJL) — Nevyork Belediye başkam M. Thomas Dewey, United Press ajansı muhabirine yaptığı bir demeçte, m, Rooseveltln mareşal stalln ve Başbakan M. Churchiü İle yapaeağı görüşmede Cumhuriyetçi ve demokrat partilerinin tam müzaheretin! haiz bulunduğunu ve bütün Amerikan milletinin kalben Cumhur Başkanı İle beraber olduğunu söylemiştir.
Vaşlngton 10 (A.A.) — Karadeniz konferansından bahseden Ne w-York Herald gazetesi şunları yoaıyor:
M. Roosevelt, kendi şahsi politikasının ısınırlarını Amerikan halk efkârına açıklamamıştır. Şimdi ise biz kendisine yardım edemlyeceğiz. O. zamanımızın belki en ehemmiyetlisi olan bu konferansın bütün mesuliyetini taşımaktadır. Kendi menfaatimiz ve bütün dünyanın menfaati bakımından ona ancak muvaffakiyet temenni edebiliriz.
Türk-Yunan dostluğu
Yunan naibi Monsenyör Damaskinos’un beyanatı
Atina 9 (AA) — Anadolu ajansının özel muhabiri Mustafa Sürür bildiriyor:
8 şubatta Yunan Islan Naibi Mon-senydr Damaskınos. beni kabul etmek lÜtfıında bulundu ve dedi kİ:
• — Türk - Yunan dostluğu. Yunan milletinin şuuruna yerleşmiştir. Yunan milleti, karanlık ihtimaller devrinde Tilrk milletinin, Yunanistan'a yaptığı İyilikleri derin bir şükranla anacaktır. Yunan milleti kurtuluş vapurunun içindeki kıymetli yüküyle, ‘ bahtsız Yunanistan'ın yanında dost Türkiye’nin, bu sadık komşusunun bulunduğunu gösteren efsanevi gelişini gözleri yaşla dolarak hatırlamaktadır ,■
Monsenycr Damaskiııös, Cumhur Başkanı İnönü'nün kİ ya setli ve dahiyane siyaseti karşısında derin hayranlık duyduğunu, İnönü'nün basiretinin birleşmiş milletlerin iyiliğine olarak Tfırkiycyl barb facialarından koruduğunu söylemiş ve şunları İlâve etmiştin
«Müşterek mefkûrcler yolunda beraberce yürüyen Türkiye ve Yunanistan! hiç bir şey ayıramamaktadır.»
Cumhurbaşkanı Bağdat elçimizi kabul etti
Ankara 9 (A.A.) - Cumhurbaşkanı fsmet İnönü, Bağdat elçiliğine tâyin edilen Nebil Batı’yı bugün, köşklerinde kabul buyurarak öğle yemeğine alıkoymuşlardır.
Atatürk’ün kabrine çelenk
Ankara 10 (Telefonla) — Fıansanın yeni Ankara büyük elçisi, dün Atatürk'ün muvakkat kabljni ziyaret ederek bir çelenk koymuş ve Ebedî Şef'in kabri önünde bir saygı duruşu yapmıştır.
Matbaa kâğıtları ambalaj yapılmıyacak Ankara 10 (Telefonla) — Ticaret Bakanüğı bin müşkilâtla getirt ilen matbaa kâğıtlarının ambalaj ferinde veya kese kâğıdı imalinde kullanılmasının yasak edilmesini, aksL harekette bulunanlar haklarında kanuni takibat yapıimasnı ilgililere bildirmiştir.
Ankara kayakçıları geldi
Ayın 13 ünde Uludağda yapılacak kayak müsabakalarına iş-tirâk etmek üzere Siyasal Bilgiler okulu talebelerinden bir kafile öğretmen eri B. İhsanın idaresinde bu sabahki trenle Ankara-dan şehrimize gelmişlerdir. Talebeler yann sabah Mudariyaya gideceklerdir.
Karadenizde fırtına hafifledi
B'.velk! gün Karadentade fırtına yeniden başlamıştı. Gittikçe şiddetlenen rüzgâr kuzeyden esmekteydi. Liman idaresi rasathaneden aldığı haber üzerine motor ve teknelerin bulundukları limanlara sığınmalarını bildirmişti. Dün hava gevşemiştir. Dumlupınar ve Erzurum vapurları limanımıza gelmiştir. KaradenlZe çıkacak posta vapurları da muayyt-n zamanlarda çıkmışlardır.
İzmir - Aydın hattı te mir edildi
Aydın 10 'Akşam' — Sellerin demiryolunda yaptığı tahribat yüzünden dokuz gündür İşlemlyen İzmir treni işlemeğe başlamış ve İlk tren saat 8.16 du İzmir'e hareket etmiştir.
Romanya’da mitingler
Bükreş 9 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabir! bildiriyor: Nasyonal demokrat cephesi, büyük Rumen şehirlerinde halk mitingler! hazırlamıştır. Bu mitingler şimdiki kabinenin yerine nasyonal demokrat cephesi kabinesi getirilmesi için yapılan siyasi faaliyetlerin başlancını teşkil etmektedir.
Mahalli nıllll köylü ve liberal partileri teşkilâtı şefleri de halka hitabetmiş ve teşkllâtJannin nasyonal demokrat cephesi hükümeti pTogramma iştlrâk ettiklerini bildirmişlerdir.
VEFAT
Merhum İsmail paşanın kerimesi sabık SLnop mebusu Refik İsmail Kakmacının hemşiresi, sabık tsparta mebusu Hâkim Rıza Dtaçaym eşi, Londra Ataşenevalı Aziz Ulusan ve İstanbul Dokumaailar kooperatifi müdürü Mehmet Sayracın kain valideleri NİMET D İN ÇAY vefat etmiştir. Cenazesi bugün Lâlelide Lütuf apart-1 inanından kaldırılarak Beyaat camiinde ikindi namazııu müteakip Mer-kezefendlde aile makbereslne defnedilecektir. Mevlâ rahmet eyllye
Çukurdan ge4en sesler
Bağlı bulunan tahsildarın hikâyesi
İskenderun (Akşam) — Dün sabab Karaağaç yolu üzerinden geçmekte olan kamyonlarda bulunanlar yine aynı yol üzerinde bir çukurdan bir kaç defa .İmdat - şeşleri işitmişler ve kamvoniar durmuştur.
Çıınura gidildiği zaman kulları v« ayakları bir ambalaj itlnaslle bağlanmış otuz beş yaşlarında genç bir adam görülmüştür. Bağlan çözülerek şehre getirilen bu adam, hu tısı muhasebe tahsildarı Hurşlftlr.
Hurşll emniyet âmirLğine; talıd-iâttan dönerken£ üç silâhlı a .amin taarruzuna uğradığını, «’şyasmın bu adamiır tarafından alınarak soyulduğunu ve kollan, bacakları bağlanarak bir çukura atıl ’ığını acıklı bir dille anlatmıştır.
Hurşld’in ifade tanuonan şüphelenen zabııa kendisini sıkıştırmış. Mantıklı somlar karşısında Hurşlt. hakikati İtiraf 2urunda kalmıştır.
Meselenin te yüzü sudur-
Tahsildur Hurşit zimm.tnt bir hayli para geçirini'tir Bu zimmeti kapatmak ve tahsil ettiği son 245 lirayı da bir soygçn.u'uk hâdisesi arkasında sakiıyarak ayrıca ka?an-mnlf İçin Bekir adında bi:i İle anlaşmıştır Hurşld'l bizzat arkadaşı Bekir bağlamış ve çukura itina İle yatırmıştır. Üç silahlı soyguncu muhayyeldir Bekir v« Hurşit adllyiye veril niteler dlr
Amerikanın dev uçak gemileri
Londra 9 (A.A.I = Vaşlngton'dan resmen bildirildiğine göre, Amerika önümüzdeki iki ay İçinde her biri 4Ö bin tonilâtoluk iki uçak gemisini denize İndirecektir
Sıhhat Bakanı geldi
Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Bakanı Dr. B, Sadi Konuk bu sabahki trenle Ankarâdan şehrimize gelmiştir,
Gaziantep günü
Gaziantep 9 (AA.) — Kahramanca müdafaasından dolayı Büyük Millet Meclisi taraf urdan Antep adının .Gazlatep. e değiştirilmesinin 24 üncü yıldönümü olan dünkü günü Anteplller büyük bir sevinç içinde kutlamışlardır. Bu münasebetle şehitler anıtı önünde bir tören yapılmış ve anıta çelenkler konduktan sonra Halkevi başkanı verdiği bir söylevle Anteb’e Gazilik fınvanmi kazandıran kahramanlıkları hatırlatmış ve bu uğurda canlarını feda eden şehitleri tâzlz eylemiştir
Gene bu mutlu gün şerefine ki2 v« erkek talebelerin iştlrakile .Gaziantep günüı koşusu yapılmıştır Gece de her taraf ayd’nlatılmıs ve Hr.ike-vlnde yapılan toplantıda hatipler Anteb’in 11 ay süren müdafaasını İçten ve coşkun İfattelerle bir defa daha yaşatmışlardır
Tevhidi içtihat kararı
Ankara 9 — Gevri menkul mukavelelerinde tâyin edilen mııddet’n sonunda o verin tahliye edilip edii-miyeceğl hakkında yargılayan «temyiz mahkemesince > bir tevhidi içtihat karan verilmiştir Bu karara göre tahliyeye dair mukaveleye konulmuş olan şart ve taahhütler, milli korunma kanunu yürürlükte olduğu müddetçe muteber otmıvacnktır
A
9/2/1945 fiatlcrl Lonora lizerlne ı sterim Nevyork üzerine loa anlar Cenevre 100 İsviçre Fi Madrid üzerine RlU DPîieta Stokholm üzerine İOil kuron Esham ve Tahvilât Ergani % 5 1933 tkramlyell % 5 98» % S ikramiyen M m.
% 7 Milli Müdafaa Milli Müdâfaa 2 Milli Müdafaa 3 % 5 845 Millî -Mudafa Sivas - Erzurum l Sivas - Erzurum 2-1
% 7 1941 D Y i
1941 Demiryolu II 1941 Demiryolu IH 1941 Demiryolu % 5 Anadolu D Yolu % «t Anadolu tahvili i - ri Anadolu Mümes.
Merkez Bankası İş Bankası nama, İş bankası hamiline
Aslan çimento
BORSA DIŞINDA Reşadiye altını Gulden
Külce altın tür gramı
5.22
130.50 30.3255
I2ft9
31 P"5
24.80
12-
21.80
19.40
20.27
19 18
19.1.6
19 10
19 70
19 50
20.20
19 95
97.35
34.50
»3 —
4S.—
154-
14.25
15 50
8 80
35.20
32.20
5.13
—• Takvim *—ı
Sefer 20 — Kasım 95 0
İmsak Güneş Öğle İkindi Ak Yatsı I E. 11.4? İA? S.53 9.41 12.00 > 33İ V 6.22 8 02 13.28 16 17 18 30 20.011
10 Şubat 1943__________________
AK SAMDAN AKSAMA ls*anbuldaki 2000 milyoner ve sanata yardım meselesi
«Muharrirleri teşvik eden zenginler zuhur etsin mi, etmesin mi?» tarzındaki bir suali Refik Halıd ortaya attı: «Bazı memleketlerde milyonerler nasıl kendi mizaç v« meşreplerine uygun •serler yazanlara mükâfatlar sağlıyorsa bizde de böyle olmak-dır!» mânasına gelen bir ıniita-lâa yürüttü. Tırnak içindeki oıimlc onun değildir: aMilyoner-ler bizde de var» ı doğrudan doğ rııya o kaydetmedi. Fakat ben bir meclîste geçen şöyle muhavereyi — devrimizi aksettirir diye — kaydetmekten kendimi nlanıiyacağıni:
' ««*
Ticaret âlemine kuş bakışı bakmak imkânında olan bir meslekte müdürlük mevkiinde olan bir dostum:
— İstanbul şehrinde 2000 milyoner var' - dedi.
— Adette yanılmış olmıyasm?
— Bizim müessesede öyle hesapladık: İstanbul şehrinde 3000 milyoner var .. Tabii yalnız nakdî olanları, müessesesi olanları dikkate almıyoruz. Fakat 350000 lik dört apartmanı, yahut iki apartmanla Adada bir büyük çe arsası, bir de mensucat fabrika çığı olanları, ilh.„
Bunu şurada burada söyledim. Pek çoklarına merak oldu:
Bir kaç gün sonra haberini u-laştınyorlar:
— iddiayı evvelâ mübalâğa sanmıştık. Sonra etrafa dikkat etmeğe başladık: Yalnız bizim sokakta 12 milyoner var... Bizim apartmanın alt katında bile bir tane oturuyor... îstanbulda bina ve arsa fiatleri aşın derecede yüksek olduğuna göre bu 2000 rakamı bile eksik...
Böylece, zenginin parası züğürdün çenesini yoruyor.
Bunlardan hiç kimse Refik Halidin gösterdiği yolu takip etmedi! Meselâ: «Gençliği iyiliğe teşvik edici eserler yazarak içtimai hayatımızda müessir olduğu da anlaşılan müelliflere verilmek üzere bir mükâfat tahsis ettim!» Yahut: «Piyasanın keyfine göre değil de şu şu tarz fikirlerin yeretmesi uğruna ömür törpüliyecek müelliflere verilmek üzere de bir vakıf yaptım!» demediler.
Diyeceğe de benzemiyorlar. Esasen böyle romantizmler bir nesil içinde zuhur edemez. Refik Halid de, «bu düşüncelerin tohumları atılsın! Halkımız belki İstifade eder!» diye o fıkrayı yazmıştır sanırım.
Pevami Safa hiç öyle düşünmüyor. Mevhum ikramiyeleri bütün meslekdaşlanmız namına elinin tersile ve istihfafla iterek: — Biz mükâfattan vazgeçtik. Kitap okuyunuz, ey zenginler, o kadarı bize kâfi... Ve okuduğunuz kitapları yediğiniz biftekler kadar hazmediniz, elverir! - diyor.
Şevket Rado da. sırf cemiyetten yardım görmedikleri için inatlarına şah eserler veren muharrirlerden birini misal diye gösteriyor.
Hülâsa, lehle, aleyhle, bir sürü düşünceler var. Fikrimce, sanatkârları korumak işi, pek sa-natkâıanc olmalıdır. Aksi takdirde kâr yerine zarar olur. Hele hir devletin, bir fırkanın mevcut istidatları kanatları altına almasından pek garip neticeler hasıl olmuştur. Bizim uzak ve yakın tarihimizde de başka milletlerin tarihlerinde de, kanat altına girer girmez, başka yönde ve başka yanda ehliyet gösteren, sanatkâr olmak vasfından ayrılan şahsiyetler ekseriyettir
Meşhur bir ressamı himaye İçin sefir göndermişler. Üstadın tablo yaptığını gören mabeyinci:
— Maşallah! Sefir hazretleri boş zamanlarında ressamlıkla da mı uğraşırlar? . demiş.
Sanatkâr:
— Hayır, ressam hazretleri, boş zamanlarında sefirlik işleri-le uğraşır! - cevabını vermiş.
Nerede böyle karakter W, sırtını refaha verince gaflet uykusuna dalmasın?... Ekser himayeler. sanatkârı cidden öldürüyor. Bana kalırsa, himayeyi yapaıı şahıs yahut müessese, tıpkı bir mektep hocası gibi dikkatli ve ayarlı olmalı; doktor gibi eli nabızda bulunmalı: İlâcı dozun da vermeli.. Yoksa iyilik derken fenalık hasıl olacağı muhakkakta, (VJ. - NÛ).
AKŞAM
f ŞEHİR HABERLERİ |
“■. - .............. *
Salıüe 3
- ■■ i
|| B r çıranla ||
Ingiltere ile ticaret anlaşması
İstanbul tacirlerinin teklifleri soruldu
Zeytinyağı meselesi
İstanbul’daki yağ tacirlerde bir rafine fabrikatörünün fikirleri
Zeytinyağı meselesi hakkında Erdek muhabirimizin mektubunu neşretmiş tik, Bugün de İstanbuldakl yağ tacirleri İle bir rafine fabrikatörünün bu hususta ileri sürdükleri fikirleri yazıyoruz.
Konuştuğumuz İlgililer, Erdek muhabirimizin İleri sürdükleri hususlardan mühim bir kısmına İştirak etmekte ve bilhassa tesbit edilen flütlerle yapılan satışların kâr temin etmediğinde İttifak hâsıl olmaktadır. İleri sürülen mütalâalar şunlardır:
1 — Ticaret Bakanlığı, yalnız yag. çıkarılmağa elverişli zeytinler " koymuş, diğerlerini serbes bırakmıştır, Yağlık zeytinin kilosu, imalâtçılara âzam! 22 kuruştan satılacaktır. Halbuki salamura edilmiş zeytinlerin toptancıya kilosu 65 kuruştan verilmektedir. Bu sebeple müstahsil, zeytinlerini yağcıya vermekten kaçınarak tuzlamaktadır. îstanbulda toptan bir kilo zeytin 100 - 122, perakende 120 - 145 kuruştur
2 — Yalnız zeytinyağına Hat konulmasında lıata edilmiştir. Bir kilo fındık yağı 250 kuruştur. Halbuki ekstra bir kilo zeytinyağına 200 - 210 kuruştan fada flat İsabet etmemektedir. İstihsal bölgelerine gelen Anadolu tacirleri, sabunluk zeytlnyağlarını bile kara borsa Batinden toplayıp götürmekte ve çekindiği müşterilere fındık yağı diye, emniyet ettiklerine zeytinyağı olduğunu söylemek suretiyle kilosunu 270 - 2S0 kuruşa kadar satmaktadır, İstanbul n bol miktarda zeytinyağı getirllememesl-nln başlıca sebebi budur.
3 — Anadoluda da sade yağı tiatle-rl yüksektir Bu sebeple zeytinyağı sarfiyatı artmış ve birçok tacirleri zeytinyağı Lstlhsal bölgelerine toplamıştır. Bir ilgilinin söylediğine göre, fabrikaların faaliyette bulunduğu günlerde Edremit ve Ayvalıktaki oteller müşterileri alamaz olmuştur.
4 — Yağ imalinde zeytinyağı müstahsiline kâr bırakılmamıştır. Çünkü alelumvm beş kilo zeytinden bir kilo zeytinyağı çıkacağı esası kabul edilmiştir. Halbuki bu sene zeytinler hastalık geçirmiş, randımanını kaybetmiştir. İyl-mahsul alındığı zamanlarda 4-4.5 kilo zeylinden bir kilo zeytinyağı alınırken bu sene kilo zeytinden ancak bir kilo yağ alınabilmiştir, Fiat tesbitL esnasında bu husus göz önünde tutulmamıştır.
5 — Anadolu şehirlerinde kontrol
rmnniNMT m>. w u» «.«ç y(”«W- îstanbulda İse hal başkadır,
adi saç levah. İstiklâl cad. No. 299 da' Milli korunma kontrolörlüğü, gelen _ .... . .... . ııaıVların mnnlfnclzılbrml filîMAİf Slll-e —
Iııglltereye ticaret anlaşması yapmak üzere gidecek heyete İstanbul tacirlerinin tekliflerinin nelerden ibaret bulunacağı Ticaret Bakanlığı tarafından sorulmuştur. Bu hususu tes-blt etmek üzere dün Ticaret birlikleri umumi kâtipliğinde bir toplantı yapılmıştır. Toplantıda bulunmak üzere şehrimizde İngiltere İle alışveriş yapan başlıca firmaların mümessilleri davet edilmiştir. Ticaret birlikleri umumi kâtibi B. Salâhaddln Çuk-rııh’un reisliği altında yapılan toplantı geç vakte kadar sürmüştür. Verilecek kararları Ankaraya götürmek üzere bir hevet seçilmiştir. Heyet yazılı teklifi götüreceği gibi ayrıca ağızdan da İzahat verecektir.
Kartal’da Halkevi açılıyor
Kartalda bugüne kadar Halk odası bulunmakta iken bu defa bunun Halkevine tahvili kararlaştırılmış ve Belediyenin bitişiğinde bulunan arsada, birkaç evin ve nalbant dükkâ-i nımn İstimlâki ile burya bir Halke-' vl yapılmasına pek yakında baştana- | çaktır. Pendlkte de bir Halk odası açılacaktır
Satışa çıkarılan ithal mallan
İstanbul Eminönü Arpacılar No. 3 de L. Gramatopulo'ya kordenlu gû-’ mûş kol saati (kadın İçini, İst. Yıl-] maz handa J. Springere demir toplu, İğne, İst. Sabuncu han cad. No. 80 de Albert Sapan'a mobilya kulpu, öal. j Fermeneciler No. 00 da Koç ticarete,
yağların manifestolarını almak suretiyle şehre giren yağları tesbit ediyorlar. Ticaret borsacındaki kontrolörler faturaları teferruatına kadar tetkik edip buldukları noksanlar İçin derhal sualler soruyorlar. Yağ sahipleri kontroldün çekindiklerinden İs-tanbula yağ göndermlyerek An »doluya satıyorlar. İstanbuldan gönderilen kaparolar İade edilmektedir.
0 — İstihsal bölgelerindeki Ticaret Bakanlığı’İlgilileri fabrikaların faaliyette bulundukları esnada yağ almak iizere gelenlerle meşgul olmadılar. Bunların arasında demirci, kunduracı, kasap bile vardı. Hepsi zeytinyağı almağa gelmişlerdi. Yağları toplayıp nereye götürdüler ve kimlere sattılar?
7 — Rafine fabrikalarına verilen
H. Angelldlse vazo ve küllük. Ayvan-saray Mihael çlkvaşvlbye Glober tuzu. Gal. Küçükbahklı handa Tonıas C. Ta kere Danbolin yağlı boya, Aşır-efendl caddesinde Türkiye eczacılar deposuna santonin, stronslyon. kas-tereum. Aşırefendl caddesinde Mehmet Gailp Inele Sodyum Nukielnat. kalsium fosfat asit lâktlk. Jlrofl esansı, Feriköy Ergenekon caddesinde Atlantic Levanla bir yüzü mor kâğıt, Yenlpostahane caddesinde Emine Kınalıya karbon kâğıdı, İst. Mehmet paşa handa Çelebon İlleIe pantalon, pardesü. İstiklâl caddesi No. 377 de Geork Maycre yünlü gabardin pardesü, tst. Derebo-yu Gürci! kızı sokakta Yazma fabrikasına yorganlık tülbent, Beyoğlu Mis sokakta S Memduh Mukabeleci-, hak azdır. Masrafını bile çıkarnmı-yc avaryalı yün mensucat. İst. Fin- yan fabrikalar çalışmaktan İmtina cancılardf! M. Şefik ve M Beşir Ha- etmişlerdir. Bu sene bu yağların ek-rlrlye tuzlu kuru sığır derisi. serisi asidi yüksek yağlardır. Rafine
İstanbul belediyesinin bir tiyatrosu vardır; fakat İstanbul belediyesi bunun lüzumuna henüz kanaat getirememiştir. Daha doğrusu bir Şehir Tiyatrosunun ne demek olduğunu anlamamıştır» diyen Nurullah Ataç-ın yerden göğe kadar hakkı var o bıı sözleri 1037 de söylüyordu. Ben de bugün aynen tekrar zaruretini duyuyorum. Elbette benim de hakkımı teslim edenler olur.
Fikir terbiyesi İçin mektepler, cisim terbiyesi İçin stadyumlar neyse ruh terbiyesi İçin tiyatrolar da odur. İlk mekteplerimiz olgunluğunu mektep vasfına ait binaların İçinde aldı. Bugiiıı artık maddi ve mânevi köhnelikte ilk mektebimiz kalmadı. Dün herhangi bir arsada oynanan top oyununa tılr de bugün yeni stadyumlarda oynanan futbola bakınız. Spor alâkasının dün niçin yaşamadığını, bugün nasıl canlandığını görüraünüs.
Şimdi tiyatroya gelelim:
Ruh terbiyemizi, yerli telif eserlerimizi çerçevellyecek yeni tiyatro binalarını beklerken tiyatromuza lâyık olduğu seviyeyi vermeye çalışmalıyız kİ, tam mânaslyle, melik olduğumuz zaman, zarfla mazrufları arasında tam bir uygunluk olsun.
Şehir Tiyatrosu dram kısmı bugün seviyesini belediyemizin âzami yar-dımlyle buldu. Bu sayede biz bugün bir tiyatromuz var tüyebiliyoruz, Yarın bu sayede nihayet bir Türk tiyatrosu kurablllrla
Mangal kömürü
Bir yemek amatörünün ziyafeti...
Darlığı önlemek için alınması lâzım gelen tetbirler
Mangal kömüründen belediyenin narhı kaldırması üzerine ucuzluk beklenirken piyasada kömür fiatleri 18-20 kuruş arasındadır. Halbuki narhı kaldırmaktan gaye serbes rekabeti t(mln itmekti. Dünkü gazetelerin biri kömürün 10 kuruşa kadar satılabileceğini, ancak bunun mazotun serbes bırakılması ile kabil olacakını motörcülerle konuşmasına atfen yazıyordu.
Verilen haberi tahkik ettik. Vaziyet şudur:
Bıılgaristanda kömürün kilosu fatura İle 10 kuruştur Buna sigorta, gilmeük. çuval, personel masrafları da İlâve olunursa maliyeti İstanbul'a
edilmiş yağlara zlyadeslle ihtiyaç vardır.
8 — Sabunluk yağların asidi sekiz olarak kabul edilmiş ve toptan 138 kuruş flat konmuştur. Bu asit miktarından fazla asitliler İçin yüzde bir kuru? tenzilât yapılacaktır. Asidi yükselen sabunluk yağların fiatleri böylece İndirilmektedir. Halbuki Anadolu tBclri yağın asidine ehemmiyet vermiyor sabunluk yağların kilosunu 4.5 asitliye k""an 146 kuruştan alan bu tacirler, faturaların al-
J ima -e tarafımdan asidi diişüriilmüş-fiat* türi diye yazarak götürmektedir. Asit kontrolü İstanbul. İzmir ve Ankara- (3 Üû 13.50 kuruşu bulmaktadır da yapılmakta, diğer şehir ve kasa- 100.0(1(1 kilo hamuleli motör başına larda serbesçe yağ satışı mümkün —•- —
olmaktadır
9 — îstanbulda 4.5 asitliden yukarı asitli yağların yemeklik olarak kullanılması yasaktır. Şehrimizdeki tacirlere gelen malların faturalarında asit miktarı yazılı olduğu halde satış esnasında tekrar asidi alınmaktadır. Eğer asidi fahırednki gösterilen miktardan fazla veya az ise her asit için dört kuruş tenzil veya ilâve olunmaktadır. üç büyük şehirden başka şehir ve kes-bularda böyle usu! yoktur.
10 — Zeytinyağına flat konmuş,
sabun ftatı bırakılmıştır. Fa-
kat sabunluk yağlara sekiz asitli İçin 138 kuruş tesbit edilmiş, asit miktan arttıkça flatlerln muayyen esas dahilinde düşürülmesi kararloşmiştır. Sabunluk fındık yağının îstanbulda toptan kilosu 225 kuruştur 225 kuruşluk fındık yağları toplanarak götürülmüştür snbnluk zeytinyağlar kara bnrsadan alınarak karıştırılmış ve fındık yağı miktarı bu karıştırmada pek az olduğu halde en fazla gösterilerek sabun yapılmıştır. Bu suretle maliyeti kabartıldığından sabun rintlerim kolayca yükseltmek kabil olmuştur
10 — Erdek ve daha bazı zeytinyağı İstihsal yerlerinde bu sene fazla miktarda yağlık zeytin alınamamıştır.
Buraya kadar yazdıklarımız, piyasada zeytinyağı bulunamayışının başlıca âmilleridir. Şimdi de bundan sonra ne gibi tedbir alınması Icabe-deceğJ /olundaki mütalâaları sıralıyoruz :
1 — Her ne tedbir alınacaksa alınsın, geç kalınmıştır. Atı alan Üskü-darı aşmıştır Bununla beraber «zararın neresinden dönülse kârdır » ata sözüne uyularak elleri kolları bağlı durmamak lâzımdır
Rafine edilmiş zeytin yağlarına verilen satış flatı fabrikatör lehine tadil edip piyasaya rafine olunmuş yağ çıkarmalıdır. Fabrikatörler, fabrikalarını kapalı bulunduruyorlar Satışlardan kâr temin edebileceklerini hesaplamış olsalar her halde bos oturmazlar. Hiç olmazsa keyfiyet bir kere daha gözden geçirilmelidir Fakat bu kanlığından tesbit edilen fintlcrin •-* uı_ *.—»-----------------arttjrılması lâzımdır. Eğer bu teklif,
piyasada bolluk temini için kabul edilecekse mahalline masruf olamı-yacaktır. Çünkü, yağlar tamamen kara borsaya İntikal ettirilmiştir Kara borsadakl satışlar ve kârlar o kadar fazladır kİ Ticaret Bakanltğı
30(1 - 1000 Hra sigorta masrafı, çuvalın tanfsl 3 ■ 4 lira. kLln başına 30 para gümrük masrafı düşmektedir
İstanbul'un geçen senelere göre vasati olarak senede 30 milyon kilo kömür İstihlâki vardır ve bunun âzami 15 - 2ft mllvon kilosu Çerkessöy -Trakya - îğneada - ARva - Şile gibi mıntıkalardan, temin edilmekteydi.
Bugünkü vaziyette bütün mangal kömürü mm takalarında kİ kömürler ’ehrlmlze gelmiş bulunmaktadır.
Şehrimizde 600 kömürcü vardır, bunların ellerinde de halen stok kömür kalmamıştır.. Bu vaziyette Bulgaristan dnn kömür getirecek motör-lerin adetlerinin arttırılması vc sairlerinin sıklaştırılması Icnbetmek-tedlr. Zira bir motörün İstanbul -Burgaz seferi 12 giln sürmektedir. Kömür getiren motör adedi İse 1* ta‘ nedir, Şu halde şehre kömür getiren bir motörün hamulesini 8-7 ton hesaplarsak 8 günde bir 98 ton kömür gelmektedir, Halbuki zehrin istihlâki günde 18-20 tondur
Eğer motör adedi arttırılırsa bu vaziyette şehrimize daha bol miktarda kömür gelecek ve bu seklide ser-bes rekabet meselesi ortaya çıkarak ve kömür fiatleri düşecektir.
satılacak veya gönderilecektir? Ticaret Bakanlığı, elde tutulan bu yağları tstanbula getirtip spttırmalıdır Yağlar İki seki id» getirilebilir:
Birinci sekil yağlan vlne sahipleri tarafından Tstanbula getirtip murakabe altında sattırmaktır îklncl şekil. bu işi Tarım satış kooperatifine vermektir Esasen Dİyasadan öğrendiğimi:’? göre ellerind- malı bulunanlar İkinci şeklin tatbik edileceğinden endişe duymaktadır
Yeni mahsul devresine kadar Is-tanbulu yağsız bırakmamak İçin yukarıdaki İki tekliften birini tatbik etmekten başka çare yoktu Kaldı kİ bu iki şeklin tathlkında bile gecikilmiştir. Hemen harekete geçilmedlğl takdirde bir müddet sonra Iş işten geçecek, yağlar tamamen ortadan kaybolacaktır
J — Bir teklife göre Ticaret Ba-
İsi bir teşekküle bırakmalı, tüccar serbes kalmamalıdır
2 — Bugünkü şartlar altında İs-tanbula yağ getlrllemlyecektlr. Ancak. yağlar köylünün elinden çıkmış ve müstahsil adını alan sermaye sahibi kimselerin ellerine geçmiştir. Köylünün kara borsa satışında kan ne kadar fedakârlık ederse etsin te-olmamıştır Yağların kara borsa sa- fevvuk edemlveeektir tısından Azami İstifade temin edenler ......
tacirlerle büyük müstahsillerdir. ____________-------------------------------
Büyük müstahsillerin ellerinde mİ-, sonra ellerde kalan yağlan tstanbula hlm miktarda zeytinyağı vardır, getirip sattırmaktan başka çare kal-Bıınlar tutulmaktadır Acaba nereye mamıştır
4 — Diğer tedbirler, ancak gelecek sene İçin faydalı olabilir. Bundan
Şehir Tiyatrosu komedi kısmı ne olmalı?
Halk Tiyatrosu
Son temsillerin uyandırdığı düşünceler
Ben küçüklüğü hiç sevmediğimden şahsiyet vâdlslnde söylediklerine rağmen ve haktan ayrılmamış olmak İçin, Muhsin Ertuğrul'un da bu varlıkta payı olduğunu ve daha olabileceğini tekrarlamayı bir vazife bilirim Fakat aynı zamanda bugün bize bir tiyatromuz w dedirtebildiği içindir kİ daha İyi. daha kusursuz olmasını da temenni ederek bam İcraatını tenkldederlm.
Şehir Tiyatrosu dram kısmının muhatabı münçyyer zümredir. Okuyan gençliktir. Şehir Tiyatrosunun dram kısmı oynadığı Shakespearc’le ve dünya edebiyatında yeri olan piyeslerle vazifesini yapmaya, onları tat--mln etmeye çalışmaktadır. Belediyemiz de vazifesini yapar, yan! bir (şartname» lüzumuna kanaat getirerek piyeslerin nev'ln! tâyin ve her sene en nz İki telif eser temsilini te-mln ederse, artık ona bir diyeceğimi» kalmaz,
Şehir Tiyatrosunun komedi kısmına gelince onun rolü kanaatimce bir «halk tiyatrosu» olmaktır.
« Halk tiyatrosu» nun diğer iki nevi, köyde «köy temsilleri», şehirde «orta oyunu» olarak; yahut şehirdeki «orta oyunu» koyda «köy temsilleri» şek-
line girerek, henüz aramızda yaşamakta ise de her nedense biraz hor görülmektedir. Teşvlkslzllk, yardım-sızlık yüzünden mümessilleri de her gün biraz eksilmektedir.
Halbuki, elbette hatırlardadır, bir müddet Fransız Tiyatrosunda oynı-yan Şehir Tiyatrosu komedi kısmı hasılatı düştükçe Naşld'e, bu halk sanatkârımıza, başvurur; ona temsile ilâveten birer perdelik komediler oynatır, vaziyetin! kurtarıldı.
Ben bunu pek tabi! bulurum. Bunun ayrıca sevindiğim noktası Şehir Tiyatrosu komedi kısmının o zaman «halk tiyatrosu» olmak yoluna girmiş olmasıdır. Çok yazık ki arkası getirilmedi. O gün bugün umumiyetle kendisini bu vaattim uzaklaştıran temsiller vermekte devem ediyor.
Bugün şehir Tiyatrosu komedi kısmı hljblr mâna İfade etmemektedir. Halbuki dün muvakkaten olduğu gibi bugün tamamen bir «halk tiyatrosu» haline gelebilir. Ve gelmelidir de.
Geniş halk tabakasına tiyatro «ev-klnl verebilmek İçin bundan sonra yapılabilecek şey, çok kuvvetlileri henüz aramızda yaşı yan. halk artlstle-.jindep üriifade etmek, onlara bugün
yaşamak kaygıslyle yapamadıklarını yaptırmak, velhasıl tiyatromuzun şimdiye kadar İhmal edilen bu en esaslı işini kökünden halle çalışmaktır. Komedi kısmı dün Naşlt sayesinde. nâkıs olarak, yaptığını bugün daha tamam olarak yapabilir.
Evet Şehir Tiyatrosu komedi kısmı bir halk tiyatrosu şekline sokulabilir. Neteklm bir müddet evvel böyle bir rivayet de çıkmıştı. Fakat tasarlanan halk tiyatrosunda oynanacak oyunların «melodram» 1ar olacağını öğrenince. melodrama ağlanır ama. güldüm. Ama acı acı güldüm. Çünkü bir tesadüf aynı zamanda bana asıl maksadın rakiplere meydan bırakmamak İçin bir tiyatroyu daha inhisar altına almak olduğunu öğretmişti.
Okuyucularıma hatırlatmaya bilmem lüzum var mı? Halk tiyatrosunun kuruluşu tiyatronun kuruluşu kadar eskidir. Yunanlılar Arlstopha-ne’ın şahsında onun en cazip nev'lnl bilt-iln dünyaya beğendirdiler. Plaute L&tlnler adına onunla boy ölçüştü. Orta çağda oynanan forslar bu nev’ln en parlak çeşttlerlndendi. Ooldonl-nln bu son seneler gördüğümüz ko-medaya del arteleri de öyledir. Nete-kim onların Şehir Tiyatrosunun komedi kısminin sahnesinde, tamamly-lş yerU yerinde olduklarını görmüştük Kazandıkları muvaffakiyet de bunun delilidir.
Oirfcof? ö m*i »ay/ftdol
Tabiat bu ya. Pek mükellef bile olsa ziyafete gitmekten hoşlanmam Fakat doğrusunu isterseniz, bu hafta içinde beni davet çimek nezaketini gösterdikleri bir ziyafete gidemiyeceğim için âdeta üzülüyorum. Zira bu ziyafetin hakikaten bir htısusb yeti vardır. Mesele şu;
Bir çok şeylerin amatörlerine rasgeliyoruz. Lâkin bugune kadar alıcılığın amatörünü görmemiştim. toce zevkli bir münevverimiz memlekette ilk defa — ta-mamile amatör olarak — ahçılı-ğa merak sarmış!... Ve söylendiğine göre de bu işte bir artist, bir şair, bir ressam inceliği gösteri yormuş. Sırf amatörce çalışarak öğrendiği yemekler, üstat elinden çıkmış, şiirler kadar güzel oluyormuş...
İşte bu münevverimiz kepçe ve tencere ile yaptığı bu şiirleri, bir ziyafet atelyesi haline soktuğu mutfağın güzel sanatlardan bir iş olduğunu göstermek için her zaman eserlerini okuduğu muharrirleri evine davet ediyordu:
Burada yenecek şeylere birer yemek değil, tabak tabak «eser» dernek daha doğru olacaktı.
Bu işte huşa giden taraf yemeklerden ziyade şudur: Zehir gibi bir dünyanın içinde, hâlâ bizim topraklarımızda «ağız tadı» m ilerletmeğe uğraşan mesut insanlar yaşıyor. Bu hareket bana hapishane duvarında açmış bir gelincik kadar güzel göründü. Ve böyle şeylerle yalnız bizde değil, yeryüzünün her tarafında uğraşıldığı, bir zamanın mesut dünyasını hatırladım. Fransada yapıları güzel, nefis ve yeni yemeklere ait müsabaka tafsilâtı gözümün önünde canlandı.
Artist ve amatör yemek mütehassıslarımızın hareketinde âdeta bir sulh kokusu hissettim. Kendisinin davetlileri arasında ağzının tadını hakkiyle bilen lam 'İstanbul çocuğu muharrir arkadaşlar da var imtihanın neticesini onlardan dinlemek de iyi bir şey...
4444 düzüne diş fırçasının esrarı...
Edgard IVallace'ın esrarengi» bir romanından bahsetmek istemiyorum. Hayır... Vakıa bu da en karışık bir zabıta romanına isim olabilir. Hattâ "4444 düzüne fırçanın esrarı-' zeki bir kalemin elinden çıkarsa Monte Kristodan daha meraklı okunacak bir roman haline de girebilir. Fakat bahsimiz başka...
Biz İstanbul piyasasında 44 dakikada sırra kadem basan 4444 düzüne diş fırçasının esrarından bahsetmek istiyoruz.
Bıı kadar fırça ne oldu acaba? Biıdenb.ire ağlımızda yeni yeni azı dişleri mi çıktı?.. Şehrin diş* leri eskisine nazaran beş altı misli mi arttı?
Diş sahipleri, fırçalan ortadan yok edenlere «dişli. oCdııklannı acaba nasıl ispat edebilir? Buıv dan bir müddet önce bir İsviçre gazetesinde şöyle bir ilân vardı:
«Tahdide tabi eşyanın bir kısmından hâlâ istifade etmiyenlerl görüyoruz. İstiyenler gelip mağa-zalartmızdan bunlan almalıdırlar. Zlrn vakit geçtiği takdirde alma hakkını kaybedeceklerdir.»
Şimdi bir de 44 dakika içinde ortadan yok olan fırçalan düşününüz...
Pek fena bir imtihan geçirdik. Ve her defasında olduğu gibi piyasanın bundan aldığı not da «sıfıra dır!..
Hikmet Feridun Es
Naşide Saffet - Refik Amir davası
B. Refik Amir ile bayan Nâslde Saffet, ve bayan Nâşlde 8affet*ln sevot Afif orolarndakl sirkat, hakaret w tehdit dâvalannın dün asliye altınoı ceza mahkemesinde rüyet edilmesi mukarrerdi.
Bayan Nâşlde Saffetin vekili; muhakemenin giril yapılmasını ve matbuatla nehrinin men’lnl istedi. B. Refik Âmir'ln vekili ls« buna lüzum olmadığını beyan etti.
Hâkim, bir müddet teemmülden sonra muhakemenin aleni olarak devamına, fakat gazetelerle neşrinin men’lne karar verdi.
Kadıköy Halkevinden' 12/22045 pazartesi günü saat 18,30 da sayın L Galip Ar can tarafından (Tiyatroda Mimik) mevzulu bir konferans verilecektir. Herkes gelebilir.
Created by free version of 2PDF
AKSAM
10 Şubat 1945
Sahlfe 4
KARAR ZAMANI
[Yazan: SUMNER WELLS HaHelye Müsteşarı
BİRİNCI KISIM ÜÇÜNCÜ BAHİS
Avrupaya misyonum: 1940
Isvıçre hududundan Berlin’e kadar perdeleri kapalı vagonda seyahat — Etrafta dolaşan ajanlar
____Fakat; dedi; şuna da eminim kİ, bütün faoteları v« tahribatı He hakiki harb başlarsa, usun müddet her hangi bir sulh müzakeresine yanaşmak mümkün olmıyaoaktır.
Konuşmamızın sonunda, benlinle tekrar görüşmekten memnun olacağını, ziyaret edeceğim Berlin, Parla ve Londradan her halde raporlar alacağını vs Vaşlngtona dönmeden evvel bu raporların Reis için kıymetli malûmat) İhtiva edebileceğini söyledi. Bunun üzerine ziyaretlerimi yaptıktan sonra Amer İkaya dönmeden evvel tekrar Romaya uğrıyor ak kendisini görmekte mutabık kaldık.
Duçe, ayağa kalktı ve masasının öbür tarafından yanıma geldi. Bir müddet bana İngilizce hitabetti. Sonra Fransızcaya çevirdi. Kendisine hâlâ her sabah ata binip binmediğini sordum. Bindiğini, fakat şimdi yani bir spora, tenise boşladığını söyledi. Tenisi şimdiye kadar bir kadın sporu zannettiğini, halbuki şimdi bunun eskrim kadar sert bir spor olduğunu anladığını ilâve etti. O sabah rakibini 2 ye karşı 6 ile yendiğini söylerken âdeta seviniyordu. Kanıya kadar bana refakat etti, kuvvetle elimi sıktı v: beni tekrar görmek ümidini izhar etti.
O akşam İtalyan sansürüne, ziya-ret İmden ancak mutedil bir samimiyetle bahsedlleblleceğl hakkında talimat verildi. O vakte kadar matbuat benden bahsetmemişti. İhtimal Si MussoUnl, bu ziyaretimde, Vaşing-tondan, kendisine bildirilenden fazla ve başka bir şey mevcut, olup olmadığını anlamadan, seyahatimden bnhscdllmesinde mahzur görmüştü.
Almanyava girerken etrafımı ajanlar sardı
Seyahat programımdan yanlış bir mfina çıkarılmaması için, Komadan sonra Paris ve Londrnya gitmeden evvel Berlin i ziyaret etmeği tercih ettim.
İtalyada faşizmin tazyiki her yerde duyuluyordu. Hattâ sokaktan geçerken hakikaten basit ve tabii olan bu halkın alışmadıkları ve uyumadıkları bir İdarenin her gün artan baskısı altında ne kadar rahatsız olduğunu anlamak mümkündü. Al-manyaya giderken İsvlçrede geçirdiğim birkaç saat İçinde, âdeta temiz hava aldığımı hissettim. Halbuki Zü-rlhte kaldığım kısa zaman İçinde muhtelit gruplara mensup Alman ajanlarının benimle temas temin için sarfcttlklerl âşlkftr gayret beni rahatsız etmişti. Brlkaç sene evvel şöyle uzaktan tanıdığım bir İki Alman, bana mektuplar göndererek Nazi ricalde olan sıkı münasebetleri dolayısile misyonumda bana faydalı olabileceklerini bildirdiler. Bazıları da kâtiplerimin teveccühünden İstifadeye çalıştılar. Bir kısmı da fsviç-rede bulunduğum kısa zaman içinde beni göz hapsine aldılar.
İtalya alışmadığı takyldat altında ezilmiş görünmekle beraber. Alman toprağına adım atar atmaz, İtalyada-kl havayı şerbes ve yumuşak gösterecek bir muhit içine girdim.
İsviçre hududundan Berline kadar yol boyunca benim bulunduğum vagonun perdeleri hep kapalı kaldı. Fakat fırsat bulup da istasyonlara İndiğim zaman duyduğum tazyik havası âdeta elle tutulacak kadar mad-deleşmlştl. Bu intiba. Alman hükümeti tarafından refakatime memur edilen Herr von 8İruwc-'nln getirdiği Alman gazetelerini okuyunca bir kat daha arttı. Voşlngtonda İken. Alman gazetelerinden kesilmiş parçalar tabiî görmüştüm Fakat hiç bir zaman Bitler Idaresf altında çıkan bir gazetenin İlk sahlfesinin bu derece mühim, bir vesika teşkil edebileceğini tahayyül etmemiştim. İlk açtığım gazetenin İlk «ahlfeslnde, İngiltere ve Amerlkada son günlerde vu-kubulduğu iddia edilen üç meseleye dair üç havadis vardı. Bu haberler yalnız yalan değtl, gülünçtüler. Al-manyada bulunduğum müddetçe, bu küçük tefarrüat, bende diğer hâdiselerden daha mühim bir intiba bırakmıştır. Bazan İnsanın bildiğini ve doğru olduğunu zannettiği şeyleri İyi anlaması İçin, şahsan tecrübe etmesi lâzımdır. Milyonlarca vatandaşım gibi ben de Almanyada matbuatın Nazi kontrolü altında ve Alman milletinin yalnız Nazi liderlerinin kendilerine öğretmesini istedikleri şeyleri okoma-sına müsaade edildiğini biliyordum. Fakat o dakikaya kadar, böyle bir salâhiyetin bir hükümete ne kadar kuvvet verdiğini anlamamıştım. Bu şartlar altında ve yabancı radyoları dinlemenin yasak edildiği bir zamanda, Alman milletinin efendilerinin talimatı dışında herhangi bir hareketle bulunmasına ihtimal verilebilir mi? Daha o andan İtibaren kani oldum kİ, harb bittiği zaman yer yüzündeki İnsanlar, bir milletin doğruyu Öğrenmek hakkından mahrum edilmesini IcabeCUron bir vaziyetin budusuna bir daha müsaade etmo-«nrhdfrler.
den Llnden'den geçerken İlk gördüğüm şey. yolda allhfell muhafızlarla karlan temizleyen Polonya muhacirleri oldu.
Alman hükümeti Berllne gelişim hakkında matbuatta bir kelime çık masına müsaade etmemişti. Alman milleti, benim misyonumdan ve bu misyonun maksadından haberdar değildi. Adlon oteli, söziiın ona Slovakyıı cumhuriyeti mümessillerinin orada bulunduğunu gösteren bayraklar asmıştı. Fakat bir Amerikan bayrağı asmasına müsaade edilmemişti.
Alman Hariciye nazın von Ribben-trop ile öğle zamanı buluşacaktım Hariciye nezareti binasına protokol şefi Herr von Doernberg'in refakatinde gittim, şimdiye kadar Ribbentrop tarafından kabul edilmemiş olan Amerikan maslahatgüzarı, benim talebim üzerine, bana refakat ediyordu.
Bütün Hariciye memurları askeri üniforma giymişti. BLsmark zamanından kalma kapıdaki İki sfenksi geçtikten sonra, merdivenlerin başında bakliyen 8. 8. efradı tarafından selâmlandık. Bu gençlerin yüzlerinde sertliğin vahşi ifadesi vardı. Rlbben-trop tarafından kabulüm, misyonumun en garip tecellisi olmuştur.
Ribben tropla mülâkat
Arkasında meşhur resmi tercümanı Herr Sçhmldt olduğu halde Rlbben-trop beni, hiç bir tebessüm alâmeti göstermeden ve bir kelime söylemeden kapıdan karşıladı. Bir kaç dakikalık bir sükûttan sonra İngilizce bildiğini bildiğim İçin. İngilizce bir kaç kelime söyledim. Çünkü Ingllteredekl kısa sefareti samanından başka, şarap taciri olarak, uzun müddet Lon-drada ve dört sene kadar da Amerl-kadn bulunmuştu. (Arkası var)

I
BUGÜN
Batı Almanya’dan coğrafi incelemeler
Ruhr havzası ve Rhin boyu
Versailies muahedesinden sonra Almanya, — Bu muahede yiiziinden Almanya neler kaybetti.
— Birinci dünya savaşında mağlûp olan Almanyanın ziyanları kendisi İçin öyle zannedildiği kadar öldürücü olmadı. — Rlııır havzası Almanyanın kalbi ve Rlıin nehri ve boyu bel kemiğidir.
— 6000 kilometre kare üzerine toplanan 7 milyon nüfus. — Nüfusu 100,000 1 geçen 20 den fazla
şehir. — Kilometre kare başına 1200 kişi
Alınanlar Versalües muahedesi gereğince topraklarının 1913 U-kl 540,858 kilometre karesinden 05,144 kilometre karesini, yani % 13 ünü Ve yine 1913 te 68 milyonu bulan nüfuslarından 0 milyon kadarını yani % 12 sini kaybetmiş bulunuyorlardı. Filhakika ellerinden diğer irUL ufaklı topraklarla beraber Atence Lorraine ve Poionyaya bırakılan Silezya kısmı gibi uran (sanayi >1 çok İlerlemiş yerler dc çıkmıştı. Yine bu muahedeye göre Almanlar 1014 • 1918 savaşından evvelki arpa, yulaf, buğday, çavdar, patates, şeker pancarı gibi başlıca ziraat ürün (mahsul) lerinııT % 15 İni, bütün uran (sanayi) terinin % 13 ünü kaybetmişlerdi. Bu büyük ziyanlara rağmen Almanya özünden ve ekonomik kuvvetindin büyük ş izler feda etmiş sayılamaz Jı. Zira rMidisine bırakılan yerlere bir göz atılacak olursa fOZTafl ve cscnonlk realitelere aykırılığına rrğmrn bu muahedenin, meselâ Almanya masiflerinin şlmalp bakan eteklerine şerhmiş olan çok bitek (münblt) yüksek ovalar gibi Almanya ziraatının çok önemli kısımlarının yetiştiği topraklara, yalnız Avrupanın değil, hatife dünyanın en iyi teşkilâtlandırdım® en büyük uran bölgelerinden biri olan Ruhr havzasına ve yine dünyanın cn İyi ve en İşlek su yollarından biri olan Rhin nefiri gibi Almanyaır.n can evlerine hlc dokunmamış olduğunu görürüz
Zaten bunun böyle olduğunu 15 nihayet 20 sene gibi kısa bir uun'n içinde i 013 Alman yasını her bakımdan kat kat geçen kalkınmaları İle bizzat Almanlar da İspat etmiş değil midirler? Acaba Almanya 1918 de
Rııhr’dekj başlıca uran (sana yi) tesislerini gösteren harita
1. Maden kuyuları; 2, Kok fabrikaları; 3, Metalürji (yüksek fırınlar, demirhaneler); 4, Makine uranı; 5, Kapkacak uranı; 6, Kimya uranı; 7, Dokuma uranı; 8, Şehirlere birer ek teşkil eden muhtelif yapılar; 9, Şehirler
Burada meskenler, maden ocaklarının üstü; vâdi boylan; bütün bu havzanın komşu bölgeler ve dış âlemle temasını sağlıyan Rhin kıyılan olmak iizere başlıca 3 mıntakaya toplanmıştır. Burası hakikaten uransal Almanyanın kalbidir ve Şerlinden kalabalıktır
daha çok
Ruhi' havzasile Rhin nehrinden ve boyun d an kesin olarak mahrum bırakılsa İdi Hltlcr ve arkadaşları, Almanların teşkilatçılıktaki bütün dehâsına. uranda eriştikleri yüksek tekniğe rağmen dünyanın başına bu İkinci savaşı açabilirler miydi?
Almarıyanın sosyal ve ekonomik yapısında Rhur İle Rhln’ln İşgal et-
tikleri miihlm mevkii daha İyi anlatmak İçin zaruri gör düğüm üz, bu mu-kaddemedeıı sonra asıl konumuza dönelim ve Rhin nehrini ye boyunu diğer bir yazımıza bırakarak yalnız Almanyanın değil, Avrupanın ve dünyanın en büyük uransal ve kalabalık bir bölgesi olan Rhur havzasını kısaca incelemeğe koyulalım:
(Arkası 0 acı sahlfede)
RADYO
ANKARA RADYOSU
Bugünkü program
18.00 Radyo çocuk kulübü, 18.48 Radyo Dans orkestrası, 1B.00 Haberler, 10.20 Geçmişte bugün, 10.25 Radyo Dans orkestrası, 10.45 Kitap saati, 20.00 Karışık şarkılar, 20,15 Radyo Gazetesi, 20.45 Şarla ve türküler, 21.00 Ingiliz müziğinden örnekler, 21.30 Radyo salon orkestrası. 22.15 Müzik (pl.l. 22.48 Haberler.
ların sabahki program
730 Müzik (pl.l, 7.40 Haberler, 7.55 Müzik (pl.l, 8.46 Müzik (pl.l, 90Û Dinleyici İstekleri, 0.45 Saz eserleri, 10,00 izahlı Müzik. 11.00 Müzik (pl.l, 11.30 Konuşma, 11.45 Radyo salon orkestrası, 12.20 Yurttan «esler, 12.46 Haberler, 13,00 Radyo salon orkestrası
Ses Tiyatrosu Operetinden bir sahne
Yalpa operetinde seyircileri kahkahalarla güldüren yegâne operet sanatkârı Celâl ve Sıtkıyi görüyoruz.
Created by free version of 2PDF
Bencnln en muazzam ainema hâdisesi Flilpînlerln boşkendl MANÎLLA’nın muzaffer MAC ARTUR erleri tarafından alınması dolayıslyle
SİNEMASINDA
B A T A A N müdafaası esnasında alınan müthiş film
FEDAİLER MANGASI
Baş rollerda:
ROHERT TAYLOR — LLOYD MOLAN
T H O M A I - MtTCHELL - ROBERT KALKER
Bugün» kadar görülen en muazzam kahramanlık va vazife filmi. Vatan uğrunda göze alınan tehlike ve fedakârlıklar.
Metro — Ooldwyn — Mayer ilimi Dikkat: Gece Jçln numaralı koltuklar erkendfn aldınlmalıdır.
— TAŞRA HALKINA—e
Herkesin seve »eve lasın aldığı HAYAT ACISI ve YETİM is- ■ inindeki kitaplardan mahrum kalmayınız. Eğer kitapçınız I Istanbuldan getirmiyorsa (Berkinen — Mcrcanof han) adresi- I ne bir kart yazınız. Adresinize tediyelj gönderilecektir.
İSTANBUL Gazinosunda
Yarın gündüz onat 15.30 da halk sanatkârı
İSMAİL DÜMBÜLLÜ (»
Okuyucu KtlÇÜK M U A L L A birlikte PAÇAVRACILAR KIRALI Komedi 8 perde Zengin Varyete. Tel: 40574 ;
Pazartesi akşamı Arnavut köy çİÇEK'ta
Aynı program
S

Beyoğlu
V
!#■■■■■ Bütün şehir balkı ve bilhassa bayanlar.
SÜMER SİNEMASINDA
Büyük muvaffakiyetle gösterilmekte olan ve YILAN KADIN artistleri. PHYLLİS CALVERT ve JAMES MASON tarafından emsaldi bir tanda yaratilan
YARALI KUŞ
Maaşuka ve kindar kadının ve kurban kal tilerin filmini görüp laBiaeMaKMV alkışlamaktadırlar, ı^—R

Oünün,,, Haftanın,,, Yılların En Büyük Zaferi
.TÜRKÇE»
LEYLÂNIN AŞKI: Mısır sinemacılığını şahikalara yükseltti. LEYLÂNIN AŞKI: Üştad Münir Nureddine şaheserler yarattırdı. LEYLÂNIN AŞKI: SAFİYE AYLÂ’nın altın sesinden hayat aldı. LEYLÂNIN AŞKI: Münir Nuredidinin Ölmez nağmelerile canlandı.
LEYLÂNIN AŞKI: Bütün Istanbulu hıçkırıklarla ağlattı, LEYLÂNIN AŞKI: LALE Tarihine yeni bir şeref yazdı.
Seanslar: Bugün 13 — 2.15 — 4,30 — 6.30 — 9 da



Eminönü Halkevi Sosyal Yardım şubesi menfaatine
KORO ve ORKESTRA KONSERİ
Şef; Dt. Dik ran Mamigonyan
Umumi arzu üzerine son defa: 18/2/845 pazar sabahı saat 11 de TAKSİM BELEDİYE GAZİNOSUNDA
PROGRAMDA: Bethoven 9 uncu senfoni - Hendelln Messias^ - Vag-uerın Tannhauser marşı - Adnan Saygının Halk türküleri Biletler SARAY SİNEMASI Gişesinde satılmaktadır,
BUGÜN
MELEK
Lâleler beldesinde nefis
bir macera...
SİNEMASINDA
7 erkek ismi tabyan 7 genç kız En güzel aşk. Musiki ve şiir diyarı.

Emsalsiz ve »evindi çift artist OESLR ROMERO ve CAROLE LANDİS tarafından yaratılan macera ve görülmeyen vakalarla dolu AŞK BORCU
Filminde İhtiraslı aşk romanım yaşatıyorlar. Yeni ve şık bir mevzuda olan bu filim frak fiymiş gangsterin şayanı hayret maceraları göreceksiniz.
Kadıköy SÜREYYA Sinemasında
BUGÜN
Büyük acılar göz yoşlle yıkanır.. Büyük şaheserler hayranlıkla seyre-dlflr. Sanatın zafarl.. Müzmin şerefi olan
TÜRKÇE
LEYLÂNIN AŞKI
Beril nd e
1 mart sabahı Berllnde FrUdriolı-«tr • istasyonuna vardım. Hotel Adb.n'a gitmek özere meşhur tfndor
*TAKSİM SİNEMASINDA
FAKİR ÇOÇUKLARI

YEDİ ÇiÇEK
Sizi bugün yalın* sevindirmiyecek, hattâ mesut edecektir, filmi yaratanlar:
KATHBRYN GRAVSON — MAHSHA HUNT — VAN HEFLİN İlâve olarak: En son harb jurnali.
L
BUĞUN SARAY SİNEMASINDA
Senenin de en büyük muvaffakıyeUtUr.
Türkçe: Şarkıları soylıyen
MÜNİR NUREDDÎN — SAFİYE AYLÂ bqi Matineler: 1.30 -4-6 gece 8.45
Bugünden itibaren:
KADIKÖY HALE SİNEMASINDA
Şimdiye kadar gösterilen Mısır (ilimlerin en güzeli

ELHAMRA SİNEMASINDA —
I GENÇLİK ŞARKISI
I VVEAVER BROTHERS — LYNN MERÎCK
I Ajşk... Müzik... Neşe ve nükte ile dolu bir film, !
Matineler; 12,30 dan itibaren başlar. ■■bemmobJ
Şar İli il en muvaffak olmuş IHrid Türkçe Höztll ne şarkılı YUSUF VEHBİ - EMİNE RIZIK |
bmbhmb Bugün AR Sinemasında ^*“**^SX İKİNCİ HAFTA
ÛD)u Kanayan Kalpler
Willy Fyffe - Leni Lynn I
--HMSeanslar: 12.30 - 2.30 - 430 - 6.45 — 8.16^
MEVLUT
Kurtuluş müessese?! sahiplerinden merhum zevcim:
HAKKI CEMAL ÜÇER'ln vefatının yıldönümü olan 12/2/1945 pazartesi günü saat 16 da Ayaspaşa'-da Mete caddesi Bedri Bey Apt. No-9 dakl evinde, onun aziz ruhuna İthaf edilmek üzere Mevlût okunacağından kendisini sevenlerin teşriflerini rica ederim.
Seza üçer
M E V L Û T
Aziz eşim merhum Cevdet Cebenin ruhuna ithaf olunmak üzere 11 şubat S45 pazar günü öğle namazını müteakip saat 14 te Teşvikiye camiinde mevlûdu şerif okunacağından kendisini tanıyanlar ve azru buyuranların teşrifleri rica olunur.
EŞİ BERAAT CEBE ÖLÜM
Abdüilâtif Suphi paşa kerimesi bayan Senihanın ve âyandan müşir Fuat paşa zade bay Alinin kızı bayan Gün er müptelâ olduğu hastalıktan kurtulâmiyarak dün sabah vefat etmiştir. Cenazesi bugün Aksarayda Valide camiinde öğle namazından sonra Merkezefendlye nakledilecek ve hususi makberlne defnolunacaktır.
Mesut bir nikâh
Samsun eşrafından Hacı Hüseyin oğlu merhum bay Nuri Keskin kızı Muallâ İle Eğenin tanınmış büyük çiftçilerinden Ahmet Lütfl Karaos-manoğlunun nikâh merasimleri 8 Şubat Perşembe günü üd tarafın büyükleri, akrabaları ve seçkin davetliler, huzurlle Beşiktaş belediye dairesinde yapılmış ve nişan yüzükleri sayın general Nurettin Baronsel tarafından takılmıştır.
Nikâhlılara ve her İki yüksek aileye saadetler dileriz.
ŞEHİR TİYATROSU Dram kısmında Saat 20.30 da YAYLA KARTALI
Komedi kısmında İLKAHI KÖŞK
Saat 14 de çocuk tiyatrosu
TURAN sinemasında
Bugüne kadar çevrilen an şayanı hayret ve harlkulâde film;
Tamamen Tabii
şehrazat renkli
M AR İ A MONTEZ — 8 ABD — JOHN RAUL — TURHAN BBY insanı hayrette bırakacak mu-azzajn bir şaheser.
________________________. AL
Daha iyi dünyayı arıyanlar
İdeal silâhşorlcri — Dosyalar arasından gelen ses — Kırmızı şerit — Beş misli fazla istihsal — Bir istatistik — Şartlı refleksler dairesi — Beyin radyosu — Delifeonhntn midesi bulanıyor
Geçen makalenin sonunda binim delikanlının M. Tranpor-telise ile İki arkadaşını dinledikten sonra düşünceye dalarak yine daha İyi dünyayı aramak için yola koyulduğunu söylemiştik. Delikanlı o üç büyük ideal sllâlı-şöründen duyduğu sözler üzerinde düşünürken kendi kendine. •İdealler dile kolay gelir, fakat başa güç çıkarılır şey’erdir; kutudan çıkıp bana güzel şeyler anlatan bebekler iş başına geçince kuklalar olmasalardı bari» diyordu.
Bir ara etrafına bakıyor ve görüyor kİ her tarafı dosya yığınları ile doludur. Bu yığınlar arasından bir ses gelir:
— Ey daha iyi dünyayı arayan delikanlı, biraz da beni dinle.
— Siz kimsiniz?
— Ben kıımızı şerid kurduyum (1).
Bu sarada dosyaların arasından hışırtılarla bir küçük ejderha ile bir büyük solucanın çiftleşmesinden vücuda gelmiş gibi garip bir mahlûk ortaya çıkar. Bütün vücudu kırmızı şeritlerle sarılmış boynunun etrafına raptiyelerle müsveddeler takılmıştır. Her ağcını açışta salya yerine kırmızı mürekkep akan garip bir mahlûk delikanlıya, evvelce Mr. Tran portouse'den ve ondan sonra raslâdığı daha zorlu fikirler ortaya süren en modern politikacıdan duyduğu fikir, lerin hayal olduğunu ve herşey iyi kontrol edilirse, meselâ yüz sene bütün dünyanın istihsali makul bir kontrola tabi tutulursa bütün insanlar için hayat standardının bugünkü standarttan 4-8 defa daha yüksek olacağım söyler. Bu arada büyük bir hürmetle meşhur iktisatçı Lord Keynes’in ismini zikrettikten sonra «.eğer bütün dünyada mal ve menali beş misli daha fazla-laştırabilir ve herkesin karnını doyurup oturacak bir ev vererek onları rahata ve dolayıslyle uysallığa kavuşturabilirseniz bugün İçtimaî mesele denilen şey ortadan kalkar» gibi bir de aforizma savurur.
Delikanlının daha evvel dinlediği bir iki sözcüden İngilterede bütün halk umumi işlere burnunu sokmak ister diye aldığı bir kanaat vardır. Kırmızı şerid kurdu, bu kanaatin yanlış olduğunu ve tashih edilmek lâzım geldiğini iddia ederek der ki:
— İleriye gitmeğe ne hacet, şu size benden evvel halk terbiyesine dair verilen izah'arla edindiğiniz kanaate göre halk idaresi ancak terbiye İle temin olunabilir değil mi? Fakat ben size bir şey söyliyeyim: 60 sene evvel tngiliz-lerin yalnız dörtte biri okuyup yazarken bütün gazeteler Avam kamarasının müzakeratını aynen sütunlarına geçirirlerdi; bugün 60 senelik halk terbiye ve maarifinden sonra hemen hemen her kes okuyup yazıyorsa da halk gazeteleri denilen * gazetelerde Avam kamarasının toplanıp toplanmadığı havadisin, bile kolay koiay arayıp bulamazsınız. Çünkü şimdi dünya değişti. Evvelden boş zamanlarda yalnız kiliseye gidip dua etmekten yahut meyhaneye gidip içmekten başka bir iş olmadığı için herkes umumî işleri düşünür ve mitinglerde tedarik ettiği bir gaz sandığı üzerine çıkıp nutuk çekmek isterdi. Halbuki bugün insanlar için ne yok. ne yok: Sinema, radyo, gramofon. dans, çamurlarda yarıştan tut da tazı yarışma kadar yarışlar, ucuz otomobil, kırlarda hanlar, oteller, gazetelerde bilmeceler ve bulmacalar. Bununla beraber İnsanların eski dostlan olan meyhaneler, varyete tiyatroları. futbol maçları da yerli yerinde duruyor. İşte bu kadar eğlenceler, meşguliyetler arasında herkes umumî işlere burnunu sokmağa nereden vakit bulsun? Bana inanmazsanız size şimdi dosyaların arasından İngLltere-nin cenubi Gat ve Liverpool ve
(D Kırmızı şerid İngilizcede bizim bürokrasi dediğimiz şeye tekabül eden bir konuşma dili tâbiridir. İngiltere dalı ı lerinde dosyaya giren kâğıtlar birbirine kırmızı bir şerit ile raple-dildilândcn bu isim ortaya çıkmıştır. Yukarıdaki kıırt tâbiri de solucan cin' inden Olan kurda delâlet ediyor. Tıir'n-edc kurdun merazı mânasına, yani işin teini dışını bilen mânasına da uygun gGiyor.
Glascotv ıruntakalannda 1938 de politikaya olan iştirakin İstatistik'ini çıkarırını ve görürsünüz kİ bu iştirak ancak yüzde 1,8 derecesindedir.»
Bunun üzerine etraftaki dosyalar delikanlının daha ziyade dikkatini çeker ve bunların içinde neler olduğunu sorar:
— Her türlü plânlar, istatistikler: meselâ şartlı refleksler dairesinin plânlan. İşte size bir misal olarak bu plânlardan birini İzah edeyim: Meselâ işçiliğe girecek çocukların beynine hayal ve güzellik aşkı, romantizm girmemek lâzımdır. Çünkü sonra tam çalışırken akıllarına tabiat güzellikleri, insan güzellikleri, romantik fikirler geliverirse ellerindeki İş bozuk çıkar. Bunun İçin onları güzelliğe, romance’e karşı şartlı refleks tesiri altına sokmak istiyoruz. O halde şu yolda hareket edeceğiz: Çocuk; lamı bayılacağı güzel, sanatkâra-ne yapılmış oyuncak şeklinde tabiat manzaraları, güzel bebekler ve saire aralarından geçirilecek; tam küçükler bu oyuncaklara el uzatacakları şuada bir siren gayet korkunç bir ses çıkaracak ve çocuklar o güzel şeylerden derhal ellerini çekeceklerdir, İşte bu tekrar edildikçe onlar artık güzel şeylerle meşgul olmıyacak hale geleceklerdir. Onlardan hattâ ölüm korkusunu da kaldırabiliriz. Bunun için de can çekişen hastaların yanına güzel şekerlemeler. pastalar koyacağız. Çocuklar ölümü düşünmeden pastaları yiyecekler ve keyiflerine bakacaklardır. Artık onlar ölüm korkusundan da kurtulmuşlardır».
Kırmızı şerit kurdu daha böyle bir takım yeni icatlar gösterdikten sonra bilhassa şu İhtiraın üzerinde durur:
— Bizim âlimlerimiz ispat ettiler ki şuur denilen şey maddî hâdiselerin bir ek - mahsulüdür. Meselâ bir yağlı kâğıdı güneşe tuttuğunuz zaman göreceğiniz parlak renkler, yahut kokmağa yüz tutmuş bir ıstakoza karanlıkta baktığınız zaman göreceğiniz fosforlu parlaklıklar gibi. Tıpkı bunun gibi akıl ve ruh da vücut makinesinin ileri, geri hareketinde husule gelen bir duman gölgesinden başka bir şey değildir. O halde makineyi kontrol edersen akıl ve ruhu da kontrol edersin. Makineyi nasıl kontrol edeceğiz; iste cevabı: Radyo İle. Her çocuğun muayyen bir yaşta kafa tasının bir kısmı açılarak içine en İnce bir sanatla fil dişinden yapılmış küçük bir radyo makinesi koyacağız. Bu makine bu işle yani akıl ve ruhu kontrolla meşgul olacak dairenin radyosuyla temasta olacaktır. Bu dairenin memurları her an yurttaşın beyninden geçeni haber alarak o düşünceyi icabına göre düzeltecek, ayarlıyacaktır. Eğer bu arada bu düzeltmelere, bu ayarlamalara mukavemet edecek bir dik kafa çıkarsa tıpkı dinlemesini istemediğimiz radyoları nasıl ka-nştırıyorsak onun da kafasını radyo vasıtasile karıştıracağız; müthiş bir baş ağrısı ile düşünmek kabiliyetini kaybedecektir. Bana öyle geliyor ki bu keşfi pek beğenmediniz; amma ne yapalım İlmî devlet teşkilâtı böyle olur. Fakat eğer düşünürseniz bu âletin ne kadar faydalı olduğunu anlarsınız. Meselâ bir adamın beynini kara sevdalar sarmış biz ona derhal neşeli, canlı düşünceler göndereceğiz İçmeden sarhoş olacak, yemeden güzel biftekler, sucuklar, tatlılar yemiş olacak. Bundan başka filozofların bir dü-zlye söyledikleri »İçten saadet» formülünü, papazların »Allaha dua» vaizim biz bu âlet vasıtasile derhal »dıştan saadet» formülü İle tahakkuk ettireceğiz. Bir saniyede sıkıntı, felâket yok edilecek yerine saadet gelecek».
Mürekkep salyalı ağızdan durmadan akan bu sözleri dinll-yen delikanlı bir mide bulantısına tutulmuştur:
— »Sizin konforunuz, rahatlığınız, saadetiniz benim midemi o kadar bulandırdı kİ şiir, tehlike, hürriyet, disiplin İstiyorum, fakat sizin konforunuzu, rahatlığınızı. saadetinizi Istemlyoıum» der ve dosyalar arasından kendisine güçlükle açtığı bir yoldan sıvışır. Onun önüne artık şimdi din ve felsefenin mümessilleri çıkacaktır, A. ADNAN - AD IV AR
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR:
Mühim bir eser
Fikret, arkadaşlarını niçin sol tarafında yürütmezdi? Bu ne bir işitme ârızası, ne de bir nezaket meselesi idi. Başka bir sebebi vardı..
e
Nasıl çalışırdı? — Âşiyanda sabahın ilk saati — Tashih hataları — Makale başına 40 kuruş — Kadın tasvirleri nasıl yazılmalı? — Fikret’in bulduğu matbaa gömleği — «Sansürce çıkarılmış yazıları» kolleksiyo-nu — «Rübabın cevabı» bir günde satılıp bitince,.


Fransa inkılâbının siyasî tarihi
Bize öteden beri kıymetli profesörlerimizin çok güzel eserlerini veTen eski ülm hazînelerimizi tarayıp bir çok kıymetli Türk teliflerini yeni harflerimizle okuyuculara sunarak memleket İrfanına hizmete çalıdan Türk tarih kuruntunun, kendisine çizdiği programa göre, ecnebi dillerde yazılmış olan bazı ana eserleri de lisanımıza çevirmek hizmetini muvaffakiyetle başardığını görüyoruz. Türk tarih kurumu bu yoldaki çalışmalarının. İlk semeresini almıştır.
Hüseyin Cahit Yalçın, Tevfik Fikret hakkında, bana pek dikkate değer bir noktayı anlattı:
— O Aksaray da Ağayokuşun-da otururken, ben de yine Aksara yda, Horhorda, Çingrakh bostan karşısında oturuyordum. Ve hemen her gece kendisine gidip gelirdik. Ben evlendim. Mehmet Rauf, Fikret'in halaslle evlendi. Üçümüz birbirimize kanlarımızı çıkarıyorduk. Yani ailece konuşacak derecede samimîydik. Daha sonraları ben bir aralık Burgaza, bir aralık da Kanlı caya taşındım. Biz kendisine gittiğimiz gibi, o da bize gelirdi. F’.k-retle tenha kırlarda dolaşırken, yolda katiyen bizi sol tarafına geçirmezdi, Dalma sağ tarafında yürütürdü.
Bu ne bir işitme ânzası. ne de bir nezaket meseleyiydi. Fakat o bizi daima sağda yürütürdü. Sebebini sorduğumuz zaman sol tarafım, kalbinin üstünü işaret ederek şu cevabı verirdi:
— Orada Nâzıme [zevcesi] var!..
Tabiî bunu ancak pek samimî olduğu kimselere söyleyebilirdi. Fikret her zaman bir mektepli aşkı heyecanını muhafaza etmiş kimsedir.
Bundan anlaşılıyor ki. büyük kitleler, büyük dâvalar, büyük meselelerle m-şgul olan ve -yal-mz onlara ait şeyleri terâAıünf eden Tevfik Fikret İnsan olarak da hudutsuz der?cede heyecanlıydı. Ve hakikaten 18 yaşının duvgularile âşıktı. Kalbinde, büyük memleket dâvalarının yanında bunlara da yer vermişti...
Düğününde Nâzıme hanıma hediye ettiği gül yapraklı büyük İğneyi takarken heyecandan şaşırmıştı.
Fikret, aleiûmum yabancı kadınlarla karşılaşmaktan, konuşmaktan utanırdı. Hattâ meşhur bir kadın sairini evinin penceresinde görmüş ve hafifçe sadakor şemsiyesini yüzüne indirmiştir. Bu şair hanım bu meseleden serzenişle bahsederdi. Kendisini hazan kız talebeler görmek İsterdi. Haber gönderilip müsaadesi alınırdı. Bövle şeylerden de nek hos'anıraz^ı. Sadece ressam Mihri hanıma, resmini yaptırmıştı. .
Nasıl çalışırdı?
Boğazın üstünde, durgun, sıcak, sisli bir ağustos sabahı başlamak üzeredir...
Âşlyanın en üst katında, balkonlu odada hafif bir hareket var. Tevfik Fikret erkenden kalkmıştır. Balkonun önündeki büyük mindere uzanmış, koltuğunun altına Japon pazarından aldığı yastıklardan birini sıkıştır-mştır. Odanın İçindeki sessizlik âdeta tasallup etmiş gibi bir haldedir... Fikret çalışıyor!..
Onun zaten lk| çalışma zamanı vardır. Gecenin epeyce ilerlemiş saati veya böyle sabahın en
Âşiyanin bugünkü ha ünden bir görünüş
erken zamanı!.. Tevfik Fikret, çalışmak için bile zamanların en
sessizini seçer...
Yazdığı şeye eğilip bakarsak şaşırırız. Önündeki kâğıdın bir çok yerleri karalanmış, çizilmiş, bozulmuş, kelimeler değiştirilmiştir. Zira tfendJsi pek güç ve gayet uğraşarak, bir kuyumcu gibi işliyerek, kelimeleri uzun uzun tartarak çalışırdı. Günlerce. haftalarca, hattâ bazan daha uzun zaman bir şiirin üstünde durduğu, yazıp bozduğu, değiştirip yeniden yazdığı, sonra hepsini baştan başa çizdiği çok olmuştur. Son şeklini alan şiiri temize çekmeği ihmal etmezdi.
Tabiî bütün bunlar şiir yazarken mevzubahstl. Yoksa alelâde yazılarında böyle değildi. Hattâ bazan bunlaıj bir mektup kenarına, bir gazetenin etrafına yazdığı da oluıdu.
Yazılarının tashihlerini kendi yapardı
Tashih hataları Fikret'in âdeta asabını bozduğu İçin yazılarının provalarını daima kendi okurdu. Hattâ sırf tashih hataları yüzünden bazı yerlere yazı yazmaktan vazgeçtiği dc söylenir,
Yaptığı tashihlerde bilhassa «noktalamak» işine son derecede riayet ederdi. Hiç bir cümlenin noktasını, virgülünü, sorgu İşaretini ve ötekileri katiyen ihmal etmezdi. Bu hususta aşın derecede titizlik gösterirdi. Aynı şeyi pek hususî mektuplarında, hattâ çabuk yazdığı ve acele bir İş için gönderdiği bütün tezkerelerde bile hiç bir zaman ihmal etmemiştir. «?» Işaretslz bir sorgu cümlesi Fikret'in kaleminden çıkmamıştır.
Bu itibarla matbaalarda bazan saatlerce provaların tashihlerile uğraşır, atlanmış kelimeleri gayet güzel ve okunaklı yazıslle yeni baştan İlâve ederdi,
8ervetl Fünun o zamanlar, BabıâH yokuşunun alt başında, şekerci Rlfat efendinin yanında eski Sanayi bankasının yerln-deydl. Ekseriya perşembe günleri toplanılırdı. Tevfik Fikret Serveti Fünundan 30 mecidiye ay-
lık alırdı. Yazılar burada okunur, fikirler söylenirdi. Ekseriya Mehmet Raufun ve Hüseyin Cali idin yazılarındaki bazı hafifçe dekolte sahnelerin kapatılmasına bilhassa itina olunurdu.Mese-lâ Cahidin »Sukut- hikâyesini, Fikret satır satır okumuştu. Tasvirlerin—hele kadınlara ait olursa — gayet ağır başlı olmasına dikkat edilirdi. Ahmet İhsan mecmuayı çok İdareli ve hesaplı bir tarzda çıkarmaktaydı. İlk günlerde genç şöhretler para da almıyorlardı. Lâkin sonra Fikret ısrar etmiş ve yazı ücreti dağıtmak üzere Ahmet İhsandan 120 kuruş tahsisat almıştı. Bu suretle beğenilen yazılara makale başına 40 kuruş veriliyordu. Muharrirler bundan pek memnun oluyorlardı.
Mecmuanın sansür memurluğuna, »Mustafa bey» den sonra Velet Çelebi tâyin edilmişti.
Muharrirler ve Fikret umumiyet itibarile Velet Çelebi ile İyi geçiniyorlardı. Mamafih Çelebi yazıların mahzurlu gördüğü taraflarını çıkarmaktan geri kalmıyordu. Mustafa Asım sansürce çıkan İmiş bütün yazılan topluyor, bunlan büyük bir itina ile saklıyordu. Maksadı »sansürün çıkardığı yazılar» unvanile bir eser neşretmekti. Matbuat tarihimiz İçin hakikaten pek mühim bir vesika olacak bu eser ne yazık ki neşredllemedl. Çünkü bir yangın sırasında sansürün çıkardığı yazıların hepsi kül oldu.
Matbaa gömleği
Tevfik Fikret'i üç ay kadar Tanin'de görüyoruz. Bir yevmi gazete kadrosu içinde büyük şairin kendisine bulduğu iş de bir nevi sekreterlik, heyeti tahririye müdürlüğü gibidir.
Fikret gerek kendisi, gerek Hüseyin Cahit, gerek Hüseyin Kâzm için birer matbaa gömleği yaptırmıştı. Aşlyandakl ev gömlekleri gibi bunlar da tamamlle Fikret’in tarlflle yapılmıştır, Ka-naveceye benzeyen, koyu renkli
Tercüme edilerek ortaya çıkan bu eser Fransa İnkılâbının siyasi tarihidir. Kitabın yazıcısı Paris te edebiyat fakültesinde inkılâp tarihi kürsüsünü otuz seneden fazla İşgal eden ve tablatiyle Fransa devrimi tarihinin en salâhlyetll bilgini olan (A. Oıı-lard) dır. Bu kitap bize her olayın, ortaya atılan her fikrin mutlaka bir takım vesikalara dayandığını ve bıı suretle bir tarihin tarih metodu İle ne suretle yazıldığını ve yazılmak lâzım geldiğini göstermek İtibariyle çok kıymetli olduğu gibi dünyanın umumi gidisi üzerinde derin tesiri olan Fransa İnkılâbı gibi büyük bir hâdisenin ibretli tavsiyeleriyle dolu olmak İtibariyle de çok ehemmiyetlidir. Bu kitabın dilimize çevrllmeslle kütüphanemiz bütün dünyaca meşhur büyük bir eserin h-rrümeslnl kazanmıştır.
Kitabı dilimize çevirmek hizmetini gör'-n eski gazeteci arkadaşlarımızdan Tokat Millet vekili Nâzım Foroy'dur. Nâzım Poroy eserde mevcut bazı bahislerin okuyucular tararından daha kolay anlaşılmasına yardım etmek için etraflı bir hulâsa yaptığı gibi çevirme İşinde de çok itina göstermiş, konu İtibariyle ekseriya ağır olan bir kitabı tatlı tatlı okutmak çaresini bulmuştur. Tamamı üç cilt olan eserin İki cildi bitmiş ve Maarif yayınevi ile diğer kitapçılarda satılmakta bulunmuştur. Üçüncü cilt basılmak üzeredir. Birkaç güne kadar çıkacaktır.
Bu muvaffakiyetlerinden dolayı Tarih kurumunu da, Nâzım Poroy’u da tebrik eder ve bu emsalsiz eseri bütün okuyucularımıza tavsiye eyleriz.
Adapazarı, Düzce ve Bolu d a zelzele
Adapazarı 8 — Bu sabah saat 8 3 ı da şehrimizde 5 saniye kadir süren hafif bir yer depremi olmuştur.
Bu zelzele Düzce ve Boluda da hissedilmiştir. Nüfusça zayiat yoktur.
I|IIİII( UII|I,HU>HI,,HI|.,|IIII.|.U|HI , . .,"î7>nnTffWnWffîlTna keten gömlekler... .
Tevfik Fikret, Hüseyin Cahit, Hüseyin Kâzım matbaaya gelir gelmez hemen soyunurlar, ceketlerinin yerine.bu gömlekleri giydikten sonra masaları başına geçerlerdi. Sokak elbisesile matbaada çalışmak — aralarında verdikleri kararla — katiyen memnudu. Bu gömlekler dik yakalı ve omuzdan düğmeliydiler. Bu suretle matbaa. Çarlık Rusya d a gizli çıkan ihtilâlci bir gazete idarehanesini andırıyordu. îşlerj bitince gömleklerini çıkarırlar, dolaplarına asarlar, ceketlerini giyerlerdi. Karışmaması için gömleklerin üstünde markalan işlenmişti.
YazıJannın beğenilmesinden pek, memnun olurdu. Meselâ «Rübabın cevabı» piyasaya çıkar çıkmaz satılmış ve bitmişti. İdare işlerlle meşgul olan bir akrabası ve dostu o akşam eve geldi. Bu haberi Fikret’e verdi. Satıştan kazanılan 2000 kuruşu getirmişti. Bu o zamana göre mühim bir paraydı. Lâkin Fikret'i memnun eden şey bu değil kitabın bir günde hitmesiydi. Çocuk gibi sevindi.
«Rübabın cevabı» nın çıktığı günün gecesi Âşiyanda güzel bir ziyafet sofrası kurulmuştu...
Hikmet Feridun Es UMU |l| IHI III ■IMIIIIII IIIIII )|| itHiıımnmmIl CANLI "
Âşlyanın balkonundan alinmiş Boğazın resmi
TARİHLER
Bngiiıı Çıktı.
Canlı tarihler nedir? Memleketimizin en mühim fnakaml arında bulunmuş ve son asırdaki hayatımızın İçyüzünü bilen muhtelif meslekte-tanınmış ilim, fikir, ve sanat adamlarının; meşhur diplomatlar, askeri kumandanlar, alimler, doktorlar; valiler, hakimler, profesörler, edipler vs daha birçok meslek erbabının son derece enteresan ve çok kıymetli hatıraları dır,
İKİNCİ KİTAr
Profesör Mehmet Alı Ayni hatıraları
Böyyük Mimimiz üstat Mehmet Ali Aynî'nln bu kitapta anlattığı bahislerden bazıları; İlk müdürlüğüm - Sarayın aczine Örnekler - Slnopta-Talz’de - Kabasls eşklyası - Yemen çöllerinde - Asiler arasında - Arabistan âdetleri - Çatalca meselesi - Balıkesir vukuatı - Meşrutiyetin meyvaları - Türklyede İlk amele grevi - v_b. Bütün gazetecilerde -bulunur. Fİ: S0 Krş.
Çıkaran: TÜRKİYE YAYINEVİ İstanbul.

Sahile 6
AKŞAM
Bütün hizmetçiler kapıcının oda-| mesleklerinden bayağı iftihar du-sıııda toplanmışlardı. Zaten burası yarlardı. Hani hakikaten de Seher onların her zaman için «umumi ka- “ ' ’ «
rargâho ları idi. Dedikodular evvelıl | buraya getirilir, birbirlerine verilir ve sonra etrafa dağıtılırdı. Bunun için' Memlş'ln odası günün bazı saatle-1 İnde, hıırb zamanında bir ajans oda-, sini, yahut bir gazete idarehanesini andırırdı. Bütün semte alt aşklar, kavgalar, yeni nişanlanmalar, ayrıl-1
i.ua kararlan, muhtelif evlerdeki muhabirler, yrnıi hizmetçiler vasılaslle hep buraya koşlurulurdu. Yalnız; hâdiseler değil, buradaki evlere, apartmanlara dair bir takım gizli malûmat da öğrenilip buraya getirilirdi. Filânca hanımefendinin hakiki yaşı, falancaııuı saçlarını ne ile boyadığı, filân beyin gece on buçuktan sonra nereye kaybolduğu, talana yeni kürkünden kimin aldığı hep evvelâ Memtş'in odasında söylenir, işitilirdi. Dedikodular dağıtıldıktan, herkes öğreneceğini öğrendikten, İstediklerini aldıktan sonra — tıpkı gazete muhabirleri glb! — yine kendi mıntakala-rma dağılırlardı Yeni havadisler toplamak üzere,
Lâkin ekseriya da, birbirlerine çalıştıkları «kapio ları çekiştirmek maksadı ile toplanırlardı. Bugün de İşte yine öyle yapıyorlardı. Arnsıra yukarıdan sesler geliyor, İçlerinden birinin ismi bağrılıyordu.
Fakat kendi adı çağrılan omuzlarını kaldırarak;
— Aldırmaaaa... Boş ver... Patlamadılar ya... Bağırırlar, bağırırlar, nihayet susarlar... diyordu.
Hakikaten de öyle oluyordu. Sesler bir müddet devam ettikten sonra — bağıran ümidi krsmeli ki — susuyorlardı
Bugün içlerinden en kıdemlisini, on yaşlı başlısını, en tecrübelisini kendi gruplarına reis seçtikleri Seher ablayı dinliyorlardı. Bu kadın hakikaten pek dikkate lâyık bir tlpdi. 58 yaşında ıdl ve tam yarım asırdan beri de hizmetçilik ediyordu. Hattâ Fransızca bilen, İngilizce’den anlıyan ve 45 liraya çalışan genç bir hizmetçi kız;
— Niçin herkes yapıyor da biz yapmıyoruz? Seher abla İçin bir Jübile yapsak nasıl olur?., demişti. Ve arkadaşlarına jübilenin ne demek olduğunu söyleyince herkes bu fikre İştirak etmişti:
— Bütün meslek sahipleri yapıyorlar da biz niçin yapmıyalyn?.. Hizmetçilik bir meslek değil midir?., demişlerdi.
BU ssjz ne zaman yanında açılsa
«Seher abla» coşardı:
— Hizmetçilik neden meslek olmı-yacakmış’’.. Hem de ne meslek!.. Ne meslek!.. Acaba hiç bir meslek onun serçe parmağına su dökebilir mİ?., derdi
Kendisini mesleğinin en büyük üstadı addeden Seher abla sonra da gururla şöyle ilâve ederdi.
— Hizmetçilik etmeden hayatı, insanları öğrenemezsin kİ!.. Dört sene’ Inlversltodc okuyacağına bir sene hizmetçilik et... Bak neler, neler öğreneceksin ... Her ev ayrı bir kapalı kutudur. Bu kutuya hariçten yalnız sen girebilirsin ,. Yabancı olduğun halde evin insanı sayılırsın. Bütün kıyıyı, köşeyi, o kapılı kutunun tekmil esrarını öğrenirsin. Hangi meslek İnsana bunu kazandırır?..
50 senelik hizmetçi bu müddet zarfında 117 kapı değiştirdiğini iftiharla anlatır ve der kİ:
— Herkes bir tek, keııdl Ailesinin sırrını bilir... Ben 117 ailenin içinde bulundum. Onlarla beraber yaşadım. Bir hamur oldum. Bûliin esrarını öğrendim. 117 ftlle. 117 ayrı ev... Dile kolay bu.,.
Ve genç hizmetçiler bu dili gayetle kuvvetli kadına, mesleklerinin pirine hayran hayran bakarlar, onun fikirleri, kullandığı lügatler, kurduğu cümleler karsısında bayağı saygı duyarladır
«Seher abla» âzası bulunduğu İçin
, I yarlardı. Hani hakikaten de Seher 'abla bu İşe kendisini tamamlle verilmişti- o doğuştan hizmetçi olarak ■ yaratılmıştır. 50 yıl ne evlenmiş, ne ' de zengin olup bir köşeye çekilmek | gibi bir hülya kurmuştu. Onun bütün • .ideali bu hizmetçilik meselesi üzerin -. de saplanmış kalmıştı.
Bugün «Seher nblaonuı bütün babaları üstünde idi MemJş'ln odasında küplere biniyordu:
— 117 kapı değiştirdim. İlle ve lâkin bunlar kadar çingene, bunlar kadar pinti, bunlar kadar cimri İnsanlar görmedim... Meselâ Tatar böreği yaparlar değil mİ?. Bana tenbth üstüne tenbih:
— Aman Seher... Sakın çok yeme,.. Senin tansiyonun vardır. Dokunur...
Ertesi günü yen! beyaz undan baklava yapılır, bu sefer hep bir ağızdan başlarlar:
____ Seher bir samsa baklavadan fazla yeme ha., Biliyorsun ya... Senin tansiyonun var... Sonra ne yaparız?.. Ölürsün maazallah!.. Sanki b‘n hizmetçiliğe iki ay önce başlamış mesleğin «cemisi toy bir kızmışım gibi... Bana baksanıza siz... Kimi kandırıyorsunuz?.. Seher’de o »izlere inanacak göz var mı kİ?.. Tansiyonmuş!.. Klnıin tansiyonu? aBüyük . hanımefendi» olacak karı b?nlm ha- f mlnnem yaşında. Onun tansiyonu ; yoktur Baklavaları lâmpur lumpur ’ atıştırır. Bize gelince tansiyon değil ( mİ?.. Biz elli senelik hizmetçilik etmiş j 117 kapı dolaşmış İnsanız. Böyle şeyler! yutar mıyız?.. A hanım Vallahi ( çıldıracağım. Neve elimi «zatsam;
— Aman yemt* . Senin tansiyonun , var... diye karşıma dikiliyorlar. Has- ' talıktaıı korktuğumu biliyorlar ya. ‘ tansiyonu umacı gibi karşıma çıka- ( rıp duruyorlar. Çıldıracağım billıihl | kardeş... Hay siz! tansiyonlar götür- , etin e mİ?..»
Seher abla böyle söylerken üçüncü ( katta oturan hanımlarına bakıyor- , muş gibi gözlerini yukarıya kaldın- , verdi.
— Amma ben yapacağımı bilirim... Bilirim!,. Hele bir evde yalnız kalayım... Alimallah o buz dolabını, o yemek dolabım boşaltaeağım.. Hem de misafir hazırlığı yapılacağı bir zamanda... Tansiyon mu?.. Alın size tansiyon... Midem katdırablldlğ! kadar yiyeceğim... İnat değil mİ bu?. Siz kimi kandırıyorsunuz bakalım?
Ve Seher abla bir gün dediğini
İkine! devre lig maçlarmuı sekizinci hafta karşılaşmalarına yarın Şeref. Fenerbahçe, Galatasary, Vefa stadlarmda devam edilecektir. Sahaların karla kapalı olması yüzünden geçen pazar tehir edilen maçlar liglerin sonuna bırakılmıştır.
Ajanlığın tesbit ettiği programa gper yarın Şeref stadında: Siileyma-rılye - Beyoğlu, Beşiktaş - Kasımpaşa, Fenerbahçe stadında: İstanbulspor - Fenerbahçe. Galatasaray stadında- Hisar - Galatasaray, Vefa, stadında; Beykoz - Vefa takımları I karşılaşacaktır, Lig maçlarının nlha-yetlenmeslne üç hafta kaldığı halde kulüplerin birbirine gerek maçlardan evvel ve gerekse yeril müsabaka talimatnamesine uyarak maçlardan sonraki bir haftalık müddet İçinde yaptıkları itirazlar yüzünden birinciden üçüncüye kadar olan dereceler müstesna diğer dereceler henüz katiyetle belli olmamıştır. Bu bakımdan liglerin üçünciiden sonraki dereceleri İçin bu son üç hafta içinde yapı'a-cak müsabakaların çok alâkalı ve heyecanlı geçeceği şüphesizdir.
Beyoğlu - Süleymaniye
.--- — „— ---------- Şeref stadında günün İlk maçı
yaptı. Onların yalanını meydana çt-' Sûat 33 d(? Beyoğlu İle Süleymanlye knrtmak için hakikaten ıo^dllim^bö-; iirasmda yapılacaktır Beykoz’a yenilerek dördüncülük şancı zayıflayan Beyoğlunun son oyunlarda rakiplerine yaptığı bazı itirazları kazanması ıhtlnıal dahiline girdiğinden dördüncülük ümidi tekrar belirmiştir. Bu cihetle llğln son oyunlarını galibiyetle atlatmak Istiyeceğl t/biidlr. Beyoğîu’nun dördüncülük İddasına mukabil Süleymanlye de muhtelif İtirazlar yüzünden karışık bir durum arzeden sonunculuk dâvasından yakasını sıyırmak gayesile çalışacağından bu karşılaşma haftanın sıkı maçlarından birisi olacaktır. Mevs'm başında İdareyi eline alan eski Sü-leymaniye'lilerln takımda son yaptıkları ıslahatla kulüplerine iyi bir İstikbal hazırladıkları muhakkaktır. Fakat kalecileri çok acemi görünmektedir. Bu noksanı da telâfi ettikleri takdirde ligleri iyi bir derece He ve sonunculuğu atlatarak bitirmeleri beklenir.
Beşiktaş - Kasımoasa
Şeref stadında İkinci karşılaşma saat 15 de Bnşlktoşla Kasımpaşa arasında yapılacaktır. Kıymetli Ve 15 bilir İdareciler elinde gönden güne olgunlaşan Beşiktaşlıların şampiyonluğu tahakkuk etmiş bir vaziyetidir. Takım heyeti umumiyesi itlbarlle tam bir anlatmaya doğru gitmektedir. Bilhassa eskiden milli takımı çalıştırmak üzere bir kere daha şehrlmi-z* gelmiş bulunan M, Slayttın Besik-taşın antrenörlüğünü kabul etmiş
Fek, bir tavuk, yarım tepsi bak’avn. ve saire yedi. Memnundu.
Fakat birdenbire başı döndü. Yere yıkıldı. Bayıldı Koşuşanlar onu zorla kendine getirdiler. Hâlâ söyleniyordu:
— Açlıktan gözlerim karardı a dostlar, bir tansiyondur tutturmuşlar... Karılar beni açlıktan az daha öldüreceklerdi'’. » diyordu.
(Bir yıldız)

Eskrim birincilikleri
İstanbul eskrim ajanlığı tarafından tertlbedllen eskrim şampiyonluğu müsabakalarına bugün saat 18 da Dağcılık kulübünde başlanacaktır. Müsabakalar tecrübesizler, tecrübeliler ve kızlar olmak üzere üç sınıf eskrimci arasında yapılacaktır.
Basketbol Tiüsabakaları
Sportif oyunlar ajanlığının hazırladığı basketbol müsabakalarının dd-mlfinal karşılaşmaları yarın saat 14 de Eminönü Halkcvlnde yapılacaktır. İkinci kategoride Galatasaray - Beyoğlu, birinci kategoride Kurtuluş -Beyoğlu takımları karşılaşacaktır
Dahilî atma ve atlamalar
Kapalı salon atma ve atlama müsabakalarına yarın sabah saat 14 de Kurtuluş kulbiinde kızlar arasında atma, erkekler arasında üç kategori atlama rniisab?kalan ile devam edilecektir.
Bir erkeğin kadını
MACERA VE AŞK ROMANI
Yastan: Maurice Leblauc Çeviren: (Vâ - Nü)
— Tefrika No. 38
Birbirlerinin ne demek istediklerini anlıyorlardı. Şimdi artık yuvalarını, samimiyetlerini yeniden kurabilirlerdi.
Aradan birkaç gün geçti, şehre dönmeği düşünmenin .lirasıydı. Avukatlık rtıeslegl, Patrlce'ln Parlste bulunmasını kabl şekilde lcabetliriyor-du. Diğer cihetten. Delbot'yu şatonun etrafında dönüp dolaşırken muhtelif sererler görmüşlerdi.
Bir akşam, oturdukları odanın penceresinin kanadı birdenbire İtildi, bir erkek onlara doğru dehşetle koştu.
— Kurtarınız beni, rica ederim, kurtarınız!
— 812 kimsiniz?
— Julot Caboche,.. Mavi Çayır akşamı otomobilinizin yanına gelen benim Sîzlere şampanya dağıtanım. Sonra, kaçtım. Fakat Delbot beni yakaladı Şimdi de peşimde kovalıyorlar, korkuyorum.
— İstediğiniz nedir?
— Beni bir dakika dinlemeniz.
— Plerjeuşe'ü siz mİ öldürdünüz?
— Hayır, öbürü öldürdü. Adaşım.
O kargaşalık esnasında,, geceleyin aramıza karışriüştl. Oradan tüymemi bana emretti. Heriften pek korkardım. Dediğini yaptım. Gözü İnci gerdanlıktaydı. Plerreuse, çaldığı gerdanlığı ona vermek İstemediği için adaşım onu öldürdü.
Bense, saklanmıştım. Herkes kaçtıktan sonra Plerreus’ün yanına yaklaştım. Ona bir yardımda bulunup bulunamayacağımı anlamak İstedim. Ruhunu teslim etmişti. Civarında, otların Üzerinde her halde Julot'ya kaptırmamak İçin atmış olduğu inci gerdanlık duruyordu. Tesadüf bu ya, gözüm İlişti, ben de gerdanlığı aldım.
«Meğer almamalıymışım. Hatâ etmişim! O ana kadar hayatımda hiçbir feci hatâ işlememiştin-.. Yaptığım bütün suçlar, sarhoşluktan, polise küfürden, kavgadan, âlemi rahatsız eden gürültüden ibaretti.
«Lâkin ben namuslu bir İnsandım. Şimdi birdenbire hırsız, oluverivor-dum. İsterseniz, bana inanınız, isterseniz inanmayınız; amma, hakikat
LİG MAÇLARI
Haftanın programı
ve/a takımı
■Haftanın mühim karşılaşmaları Beykoz - Vefa Fenerbahçe - İstanbulspor arasında yapılacak


I



bulunması takımın İstikbali İçin çok hayırlı netice vereceği muhakkaktır. Yarınki rakipleri Kasımpaşa enerjik oynamakla iştihar etmiş olduğundan İhmal etmemeleri lâzımdır,
Fenerbahçe - 1. Spor
Fenerbahçe stadında günün yegâne maçı saat 15 te İstanbulsporla Fenerbahçe arasında oynanacaktı. Galatasaray maçında vazifesine yetişmek üzere oyunu yarıda bırakarak Sahayı terkeden Melihi oynatmakla1 i idari bir hata yapan Fenerlilerin hücum hattındaki ıslahata müdafaayı da katmaları lâzım geldiği 30li maçta belli olmuştur. Cihadın kaleyi müdafaa İşinde çok yalnız kaldığı muhakkaktır. Bu ıslahat gerek hai hattı ve gerekse son müdafaa için el- • zemdir. Yarınki rakipleri Istanbulsuor kümenin en İyi futbol oynayan takımlarından birisidir. Bilhassa son maçlarında güzel oyunlar çıkaran su-' rı slyhalılann ihmale gelmediğini1 düşünerek oynamak her halde san lâcivert takımın hhiııe olur.
Galatasaray - Hisar
Galatsaray stadında saat 15 te ya-, pılacak olan bu karşılaşmanın Hi-| sarılıların enerjik oyununa mukabil ne de olsa takımlar arasında kuvvet farkı olduğundan Galatasaray lehine kapanması İcabcder. Galatasaray takibimin da bilhassa hücum hatlında Fenerbalıçede olduğu gibi değişiklik yapılması netice alan oyun çıkarmak bakımından lüzumlu hale gelmiştir Dikkat edilirse sarı kırmızdılar maçlarının hemen hepsini büyük zorluklar içinde ve gol kısırlığa içinde kazanabilmektedirler. Tş başında bulunan futboldan çok İyi anlıyan İdarecilerinin bu aksaklığa bir çare bulacaklarını tabii görmekteyiz.
Beykoz - Vefa
Vefa stadında günün yegâne maçı saat 15 te Beykozla Vefa arasında yapılacaktır. Beykozluların Beyoğlu-sporıı yenmekle beraber son üç haftalık maçlarında da. iyi bir netice aldıkları takdirde ancak dördüncülüğü mğlıyacakları göz önünde tutulursa bu maçta Vefaya galip gelmek için çok çalışmaları lâzımdır. Rakipleri Vefa saha avantajından maada son günlerde takımını düzeltmiş eski takımları kadar olmasa bile ona yakın maçlar çıkarmaya başlamıştır. Bey-kozhılnrın dördüncülük iddiası karlar veşit be.vizlılarm da iyi bir derece almak yolunda gayeleri geniş bulunduğundan bu karşılaşma haftanın çetin oyunlarından birisi olacaktır Kuvvetler arasında pek bârla bir tefevvuk olmadığından ancak fırsatları iyi kullanan taraf maçı ka?.anabl Iccektlr ŞnAZt Tercan
bir
son

şudur kİ vicdan azabı çekmeğe başladım. Azaplarım şu anda hâlâ sürüp gidiyor. Geceleyin kâbuslar geçiriyorum. Gündüzleri titreyip, için için kendimi yeyip duruyorum.
•. Bu İnci gerdanlık beni korkutuyordu. Onu, Marly civarında, üç ana dallı bir kestane ağacının, kovuğuna saklamıştım. İçimde daima bir arzu vardı: Giderek, yerinde durup durmadığına bakmak. Artık yaşıyamaz olmuştum.
«Bunu müteakipti kİ. Julot, kendini benim yerime koyarak geldi, şantaj yaptı. İşin arka tarafını biliyorsunuz: Tevkif edildim, julot polis müdlrlyetinin otomobiliie kaçtı, Benden kâğıtlarımı aldı Adaşımın öldüğünü ve benim hapisten kaçtığımı da biliyorsunuz.
«Hürlyetime sahip olur olmaz, derhal Marly ormanına gittim: oradan kolyeyi aldım.
«Elime mücevherleri tekrar geçirdikten sonra, gene vicdanım ben! rahat bırakmaz oldu. Endişeler, İşkenceler, hulâsa şeytanlar, iblisler, beni berbadetti Şayet polis beni mücevherlerle yakalarsa, artık arkasını siz tasavvur edin.
«İşte bunun İçindir kİ, seyahate çıkmağa karar verdim. Parlsln havası, suyu artık bana yaramaz! Fak'i.t gitmeden evvel, her işi bir nizamına sokmak, eksiği gediği tasfiye etmek istiyorum. Bu şehirden sıvışan* ka-
dar polis bent tevkif edemezse, gide ceğim yer her neresi İse. orada bambaşka bir insan olacağım Of, artık bu yükün altından kurtulacağım.
Cebinden İnci gerdanlığı çıkardı.
Hiç de aktörlükle, yapmacıkla alâkası olmıyan bir tavırla, mücevherleri Patrlce’e uzatı.
Avukat sordu:
— Buna karşılık ne kadar istiyorsunuz?
— Bir pul istemem. Tekrarlıyorum: Ben fena bir insan değilim. Buraya şantaj maksadtle gelmedim.
— Öyleyse niçin geldiniz?
— size alt olan bir şeyi size İade etmek İçin! Kendime karşı temiz çıkmak için! Şu vicdan yükünedn kurtulayım. Buyurun, madam, kolyenizi alın... Sayın bakalım: Tanelerinde eksiklik yok mu?... Vallahi bir tanesini bile almadım.
Domlnlque. mücevherleri aldı,
Herif, geniş bir nefes alarak:
— Oh, hamdolsun! —* dedi. — Dünya varmış... Aman, nasıl rahatladım. bilemezsiniz.
Bir sükût hüküm sürdü. Patrlce. kolyeyi çekmeceye killtlemlşt 1. Do-minlque'le bakıştılar.
şimdi, İşte yeniden, konuşmaksa ın anlaşıyorlardı Jülot’nun söyllyt-blle-ceğl şeyler bundan İbaret değildi.
(Arkası varı
FENERBAHÇE STADINDA:
Saat 13 İat. Bpor - Fenerbahçe (B), Karayel, Ceylân, İlgaz, saat 1B Fenerbahçe - İst. Spor Esin, Elmen, Şannan.
ŞEREF STADINDA;
Saat 13 Süleymanlye - Beyoğlu 1 Savman, Ozgan, Erge; 15 Beşiktaş - Kasımpaşa Tezcan, Akal, Gtiventürk.
GALATASARAY STADINDA: Saat İS Galatasaray - Hisar
Garon, Pural, Akduman.
VEFA STADINDA:
Saat 13 Vefa - Beykoz Uluoz, Eldem, Gezen; 15 Beykoz - Vefa Kılıç. Gezen, Eldem.
-
İstanbul kapalı kort tenis birincilikleri
Şehrimizde İlk defa olarak tenis federasyonunun tertlbetliğl kapalı kort maçları iki giindenberl Kadıköy Halkcvlnde güzide bir seyirci kitlesi tarafından büyük bir ilgi ile taklbe-dllmlştlr.
Bu oyunların en heyecanlısı Celâl Uluğ ile Melih arasında oldu ce-lâl'ln gayet kuvvetli IDriveı larına karşı Melih epeyce zorluk Çekti, fakat rakibine ltarşi daha tecrübeli olmasından ötürü maçı 3/fl 6 '4 6 '4 kazandı.
Vedat Abut ile DavitTn maçı da çok zevkli ve uzun oldu, Neticece Da-vlt kuvvetli rakibini 4 (J 7/5 8 6 yendi.
Diğer maçlarda Krls iyi bir oyunla Encs’l 6'0 9 11 6'3. Ciras Osman'ı 6/3 6 2: Beliğ Beler Erdoğan’ı 6/0 8/3: Suat Baykurt Ras'n'l 6/2 6/l; Arevyan Reştan’ı 6 0 6/2; çiftlerde de Suat Bavkurt - Krls. Erdoğan - Osman'ı 6 2 6/0; Suat Nemli - Artv-yan, Davit - Clras'ı 12 16 7'5 m*ğ-lûbet mislerdir
Bugün (10'2/®'5> saat IS de döml finaller, varın da gene saai 15 te finaller yapılacak ve bu suret’e î • tanbıılda ilk defa olarak kapalı kort tenis yıldızları belli olacaktır.
Maçlara giriş s^çrbest’r.
_____________10 Şubat 1945
Batı Almanya’dan Coğrafi incelemeler (Baş tarafı 4 üncü sahlfedeı
Rhln nehrinin doğudan aldığı Ruht çayı havzasına,, aynı adı taşıyan v« bir asra, yakın bir zamandan bşrl işletilen kömür ocakları yüzünden akılları durduracak derecede çok insan, sermaye, fabrika, yüksek fırın, İptidai ve mamul madde, şehir, kasaba, köy toplanmış ve bu toplantı çayuı v« kömür havzasının sınırlarını çoktan aşmıştır. Rlıln’ln sağ yakasından sol yakasına atlamış olan bu saha Rhln masifimin son eğimlerini tırmanarak aşağı Rhln ovasındaki Munster havzasına kadar ulaşmıştır. şayet havzanın maksimum olarak yayıldığı sahayı ele alırsak eksenleri batıdan doğuya 150. güneyden kuzeye 100 kilometreyi bulan 10,000 kilometre kareli^ ve 1Q milyon nüfuslu eliptik bir alan karşısında bulunuruz. Eğer sadece uranlaşma-ııın umumi olarak her tarafını kapladığı nispeten daha kiiçiik bir saha İle kanar isek Walsom ve Hamm aşağı yukarı bu alanın kuzey, Dilssc*-dorf, Rcmscheid, Soilngen güney sınırlarını teşkil eder. Doğudan batıya 110 kilometre uzunluğa karşılık kuzeyden güneye 31 kilometre genişliğinde olan bu toprakların yüz ölçümü 6.000 kilometre karedir ve burada 7 milyon nüfus yaşar (kilometre başına 1200 uüfusi.
Umumi olarak Rulır adını taşıyan bu havzada maden kömüründen v« büyük urandan doğma ve tıpkı şlmik bir çökeleğin (rüsup) taneleri eibl âdeta birbirine yapışmış bir yığın şehir vardır. Bunlardan 15 kadannıû nufusu 100.000 i geçmiştir. Bu şehir yığını içinde Elberfeld. Barmen, Gel-senkirehen - Bur. Bochum gibi şehirlerin nüfusu 300.000 1 geçer. Dort-mund. Düsseldorf, Duisbourg gibi se-hirlerlnkl de yarım milyonu bulur. Bütün bu bölgenin en büyük ve en güzel şehirl meşhur Krup fabrikalarının bulunduğu 750.000 nüfuslu Essen şehridir
Avrupanın en büyük kömür havzalarından biri olan Rhuı-'ün yıllık kömür istihsali (bütün Almanya kömür istihsalinin C5> 77 sil 110 milyon tondur. Yine bu havza Alnıanyada yapılan kokun beşte dördünü ve çeliğin üçte ikisini verir. Bölge ahalisinin beşte dördü uran ve ticaretle geçinir; amelenin sayısı İse bir milyonu çoktan geçmiştir, Bu amelenin yatım milyondan fazlası kömür kuyularında çalışır.
Kuyulardan kömür çıkarma ve ağır metalürji havzada görülen uransa! faaliyetin en mühlmml olmakla beraber ancak bir kısmıdır Dokuma uranları (pamuk, ytin. İplik) yüz binlerce amt-leyi geçindirmektedir. Kimya uranı da, başlıca merkezleri burada buiıınmakla beraber, çok mühimdir Bölge hemen hemen bütün AlmanyanLn ve kısmen de dışarının iptidai maddelerini kendine çeker, civar bölgelerle dış memleketleri kömüre ve fabrikalarından çıkan mamul maddelerine boğar
Dünyanın hiç bir uran bölgesi bu-ranınkl kadar kompleks, buramnkl kadar canlı bir organizma arzede-mez. Burada teşkilâtlandırma fikri ve dehası, tabiatın cömertçe hazırladığı yer altı ve yer üstü zenginliklerinden maksimum derecede faydalanma imkânlarını son raddesine kadar vardırmış, İstihsalin, mübadelenin mekanizmasını bütün teferruatlım düzenlemiş ve istihsali daima ihtivaca uydurmuştur
İşte bugünlerde Ingiliz ve Amerikan kuvvetlerinin batıdan istilâya hazırlandıkları Rhur havzası böyle bir yerdir. Filvaki burada beşerî faaliyeti. son derecede zengin İşletilmesi nispeten koJay maden kömürü damarlarının mevcudiyeti. Almanyanın ve belki de bütün dünyanın en güzel su yollarından birinin bu havzanın yanı başında bulunması, çalışacak kolun bolluğu ve saire gibi uygun şartlar desteklemiştir .Fakat ne de olsa elde edilen netice hakikaten baş döndürücüdür İşte Alman devleti bünyesinde tuttuğu hayati yeri yukardan beri anlatmağa çalıştığımız Rhur havzası Rhln su yolu He birlikte Almanyanın h'»k'katen kalbi ve bel kemiğidir
Hiç şüphe yok ki buralarını vc buralarla beraber kömürünün yüzde 77 sini, uranının belki de dörtte ÜÇÜ-nû kaybedecek olan Almanyanın zaten sarsılmış olan savas kudret! büsbütün zavıflıvacaktır
A- MACİT ARDA
Şehir tiyatrosu komedi kısmı ne o’ma’ı?
(Baştaraft 3 üncü say/ada'ı
Evet. Şehir Tiyatrosu komedi kısmı bir halk tiyatrosu olmalıdır. Evvelce Muhsin Ertuğrul’un da bu kanaatte olduğunu şu yazısından anlıyoruz:
«Bizde iDarülbedayiı teessüs ettiği zaman herkes gtbl ben de aşağı yukarı bir halk tiyatrosu ümidedlyor-dum. Çünkü fakir bütçemizden az, çok ayrılan meblâğı İnsan mahalline masruf görmek istiyor Vâkıa Şehre-manetlnîn Darülbedayie verdiği senevi tahsisat büyük değildir. Fakat İstanbulun her köşesinden insanın yüzüne haykıran sefalet ve İhtiyaçla mukayese edilince bu para büyüyor, büyük gözüküyor. Bunun İçin de şüphesiz herkes İstiyor ki sefaletin ağzından kapılan bu lokma, halka mânevi bir fayda temin etsin. Btr zamanlar ve hattâ hâlâ hayatı sanatımın geçtiği bir mûessesenln halka maalesef nâfi olamadığını görmek ve söylemek benkıı İçin acı bir şey.. Fakat lâzım. Halbuki Darülbedaylln bu memlekete müfit bir unsur olabilmesi ne kadar kabildi Bir kere en İyi sanatkârlar orada idiler ve sonra halk rağbetin âzami derecesini gösteriyordu. Eğer doâru yoldan gltsey-dlk. biz! taklbeden halkı istediğimiz gayeye eriştirecek, istediğimiz seviyeye yükselecektik,»
Bunun yapılamamasının sebebi, yine aynı yazıdan öğreniyoruz ki «temaşadan başka her şeyden anlıyan adamların» müdahalesi olmuş.
O zaman böyle imiş, olabilir. Fakat bugün de böyle mİ? Katiyetle soyli-yebllirint, bugün belediye, Nurullah Ataç’in dediği gibi, Şehir Tiyatrosunun ne demek olduğunu düşünmek zahmetine katlanmamakta ve onun İdaresini herhangi bir «şartname»-slz, yani bilâ kaydüşart Muhsin Er-tuğrul’un eline bırakmaktadır. Bugün herhangi bir müdahale mevcut olmadığına. Muhsin Ertuğrul’un da aynı düşüncede bulunduğu, okuduğumuz sözlerinden, anlaşıldığına göre Şehir Tiyatrosu komedi kısmı neden olması lâzımgeldiğl gibi olmuyor? Olamıyor. «Halkın zevkini ve terbiyesini yükseltecek yerde alçaltıyor. Ahlâktan ziyade ahlâksızlığa hizmet ediyor.»
Taş çatlasa tahinin edemezsiniz: Bu son cümle de Muhsin Ertuğrul’un yazısından alınmıştır. 1922 de temenni ettiği bu hususları, yirmi üç sene sonra, kuvveden flüt' çıkarmasını Muhsin Ertuğrurdan istemek bilmem çok mudur?
Dram kısmı «Yaylâ kartah» ndan sonra «Casuslar» ı oynıyacağına göre bu tiyatro mevsimi asgari İki telif. eser temsil elmiş bulunacak Yani. I Miıhshı Ertu'/rul duymasın, temennim yerine gelecek. Dram kısmı İçin herhangi bir itirazını knlmıyaç&û
Komedi kısmına gelince: Rejisör]
Muhsin Ertuğrul da tlyatrosever Muhsin Ertuğrul’un sözlerini dinler ve komedi kısmını nezih bir halk tiyatrosu şekline sokarsa yalnız benim değil, hiç kimsenin, hattâ belediyenin. bir diyeceği kalmaz. Kurulacak halk tiyatrosunun yüzü suyu hürmetine yirmi üç sene evvelki bu güzel sözlerin nasıl unutulduğunu kimse sormak bile İstemez.
Vaktiyle komik Haşatı Efendiye bir tiyatro mektebi olarak Darülbedaylln açılacağını haber vermişler, onun İşine artık kesat geleceğini bildirmek İstemişler, Rahmetli cevaben: «Ben tiyatro mektebi değiJ. iptidai mektebi açılmasından korkarım.» demiş. Bu cevapta üzerinde durulması, düşünülmesi gerekli büyük bir hakikat parlıyor. Yazımın başında söylediğim gibi yeni binalar içinde yeni yeni ilk mektepler açıldı. Halk tiyatrosunu kurma sırası geldi, geçiyor bile.
Selim Nıizhel! Gerçek
İP -Şubat İS"" ________
Maliye müfettiş muavinliği müsabaka imtihanı
Maliye müfettiş heyeti başkanlığından:
1 - 36 lira maaşlı Maliye Müfettiş Muavinli» için 7/Mayıa/945 pazar-te&i Rûnii müsabaka İmtihanı yapılacaktır.
1 _ Aranan şartlar şunlardır:
rıi. Memurin kanununun 4 üncü maddesinde yanlı evsafı haiz olmak.
b) . 1945 Ocak ayında 30 yaşını doldurmuş bulunmak.
c) . Siyasal Bilgiler Okulu. Hukuk veya İktisat Faültelerindcn, Yüksek Ticaret ve İktisat Okulundan veya bunlara muadil derecedeki ecnebi okullardan mezun olmak,
d) . 3656 numaralı teadül kanununa göre 10 uncu dereceye tayin şartını haiz olmak.
el. Yapılacak tahkikat neticesinde karakter itibarlle Müfettiş olablle-oek vasıfları haiz bulunduğu anlaşılmak,
2 — İmtihana talip olanlar l/Nisan/945 tarihine kadar «Maliye Bakanlığı Teftiş Heyeti Başkanlığına» dilekçe İle müracaat edeceklerdir.
3 Dilekçeye şu evrakın raptı lâzımdır.
a) . Nüfus cüzdanının aslı veya tasdikli sureti Ve adresi,
b) . Kendi el yasasUe tercüme! hal hulâsası,
c) . Askerliğini yaptığına veya Nisan 1945 den İtibaren asgari bir »ene hizmetten tecil "edilmiş bulunduğuna üalr r«sml vesika
di. Okul şehadetnamesi veya tasdiknamesi.
e) . Sağlam ve yolculuğa mütehammil olduklarına dair resmi rapor.
4 — 3 üncü maddenin iC) fıkrasında zikredilen nskcrl vesika 1/Nisan 1946 tarihine kadar temin vc- dilekçeye rapta mümkün olmadığı takdirde bu vesikaların 3/Mayıs/1945 perşembe akşamına kadar Başkanlığa verilmiş olması caiz ve lâzımdır.
5 — Taliplerin aranılan şartları haiz olanlar tahriri ve şifahi olmuk üzere iki imtihana tabi tutulacaklardır. Tahriri imtihan Ankarada ve İs-tanbulda ve bunda muvaffak olanların şifahi İmtihanı Ankarada yapılacaktır. n — İmtihan programı dşağıda gösterilmiştir:
1. — Maliye
a) Bütçe. (ihzari. tatbiki, tasdik-ve kontrolü) muhasebe! umumiye kanunu hükümleri,
b) . Vergi naaariyelerl ve nsulleri. Vasıtasız ve Vasıtalı vergiler (sedül lü vergiler, Gümrük. İnhisarlar, Borçiar> TürUyedeM Vasi tosu ve Vasıtalı vergiler,
e) Maliye Bakanlığının Merkez ve Vilâyetler teşkllâu,
dT. İstikraz norarlyeleri, tahvili düyun amortisman, Türkiye düyunu amunnyesl ve tarihçesi,
2. — İktisat: '
(iktisadi meslekler, istihsal, tedavll «nakit ve itibar, İnkJsam Ye istihlâk bahisleri'.
3. — Mail ve Ticari Hcoap:
(Basit ve mürekkep faiz; Iskonto, faizli hesabı cariler) hendese (Satalı ve hacim mesahaları).
Usuiu defteri:
.Ticari ve Sına! muhasebelerle Devlet Muhasebeci hakkında nazari ve tatbiki malûmat).
5-— Hukuk:
idare hukuku ve bu meyan da idari kaz® ve mercileri, memurin mu-hakemaUvc 1609 numaralı kanunl.ır. Ceza muhakemeleri usulü kanununun esaslar; »e tahkikata müteallik hükümleri, Ceza kanununun memur suçlarına ait kısmı, kanunu medeni, borçlar, İcra ve iflâs kanunları ve Ticaret kanununun Mâliyeyi alâkadar eden hükümleri.
e, — Ecnebi lisanı;
ı Fransızca. Almanca, İngilizce ve İtalyanca dan biri Devlet lisan imtihanında muvaffak olanlar başkaca lisan İmtihanına tabi tutulma».
IH. — imtihan neticesinde Müfettiş Muavinliğine almanlar uç «ne sonra yapılacak ehliyet imtihanında muvaffak olurlarsa Maliye Müfettişliğine tayin edilecekler ve staj İçin Avrupaya gönderileceklerdir. .1717.
UMUMİ HEYET DAVETİ AKTALYA UMUMİ NAKLİYAT Türk Anonim Şirketinden Şirketimizin senelik hissedarın umumi heyetinin aşağıda yazılı ruznamedeki maddelerin müzakeresi İçin l mart 945 tarihine müsadif perşembe günü saat 11 de Şirket İdare Merkezinin bulunduğu Istan-bulda Sirkecide Yalıköşkii caddesinde Antalya hanında adiyen içtimaa daveti kararlaştırılmış olduğundan hissedarların muayyen gün ve saatte teşrifleri rica olunur.
İçtima gününden bir hatta evvel hissedarların malik oldukları hisseleri Şirkete İbraz ederek duhuliye varakaları almaları İcabc-cler.
R U Z N A M E :
1 _ 1944 senesi İdare meclisi ve murakıp raporlarının okunması,
2 — J944 senesi bltanço, kâr ve zarar hesaplarının tasuıld, İdare meclisi azalarile murakıpların İbrası,
3 — Müddeti biten idare meclisi azalarının yerine yenilerinin İntihabı.
4 — 1944 senesi temettüünün tesviye tarihinin kararlaştırılması (Madde 77)
5 — 1945 senesi murakıplarının intihabı ve ücretlerinin tayini.
Müfettiş ve müfettiş muavini alınacak
Toprak mahsûlleri ofisi umum müdürlüğünden:
Ofisimize bareme girebilecekleri derecelere göre maaş İle müfettiş ve müfettiş muavini alınacakta
Aranılan şartlar:
! — Hukuk ve iktisat fakülteleri He siyasal bilgiler ve yüksek İktisat ve ticaret okullarından birinden, yahut muadili yabanca memleket okullarından mezun olmak
2 — Memurlar talimatnamemizi n memurluk İçin aradığı vasıflan haiz bulunmak;
3 — Fiili askerlik hizmetini yapmış olmak ve yaşı 45 den yukarı olmamak;
4 — Sicil ve seciyesi itibarile mesleğe alınmasına engel bir hail bulunmadığı anlaşılmak;
5 — âaC'lık durumu her mevsim ve şart içinde gezgin hizmete elverişli olmaktır.
6 ~ Daha önce teftiş mesleğinde çalışmış ve tecrübe görmüş olmak veya başka teftiş kurullarından gelmek tercih sebeplerinden sayılacaktır.
7 ~ fetihlerin bu ayın sonuna kadar gerekil bclgclerlle birlikte umum müdürlüğümüz teftiş heyeti reisliğine yukarıdaki birinci, üçüncü ve altıncı maddelerden, hususları açıkça belirlen birer dilekçe ile baş vurmaları gerekir. (1706)
■ - çiTmfbramv ■ --------------------------
Yerli Mallar Pazarları
Müessesesi müdürlüğünden
Ayni yanlım kuponu hamilleri yalnız İstanbul merkez mağazasından mal alabileceklerdir
Ayni yardım kuponu mukabilinde yapılmakta bulunan satışlar görülen lüzum üzerine yalnız Bahçekapıdakl Merkez Mağazamıza hasredilmiştir.
Kupon mukabili satış günleri: SALI, ÇARŞAMBA, CUMA ve CUMARTESİ olarak tesblt olunmuştur
İstanbul Erkek Sanat Enstitüsü Müdürlüğünden:
İstanbuldaki Meslek okullarının Su. Elektrik ve diğer tesisatilç eşyasını tamir edebilecek üç tamirci ustaya ihtiyaç vardır. 9Q - j,qij jira ücret verilecektir. isteklilerin Müdürlüğümüze müracaatları. «1633.
AKŞAM
Hububat, bakliyat ve vailı toh ımları ihraatcıları birliğinin genel kurulu ithalâtçı ve ihracatçı birlikleri umumî kâtipliğinden
7/8/1945 çar^mb» günü yapılması Rcreken yıllık ganel kurul toplantısı çokluk nisabı sağlanamadığından birlik statüsünün 15 inci maddesi hükmüne göre 14/2/1945 tarihli çarşamba gününe bırakılmıştır.
Sayın birlik üyelerinin o gün saat 14 de birlikler toplantı salonunda hazır bulunmaları önemle rica olunur (1803)
Kendir ve Keten Sanayii
Türk Anonim Şirketi Meclis İdaresinden:
İdare meclisinin 19 1. 1945 tarihli içtlmaında şirketimiz ortaklarının senelik umumi heyetinin sureti ad iye de içtimaa daveti karar altına alınmıştır.
Ticaret kanununun 361 İnci ve dahili nizamnamenin 49 uncu maddesine tevfikan 14 mart 1945 tarihine müsadif çarşamba günü saat. 15 te Galatadakl Manhayn hanının 3 üncü katındaki şirket merkezinde aşağıdaki rııznanıcyi müzakere etmek üsere içtimaa davet olunur.
En az (5) be» hisseye malik hissedarların İçlimi» gününden bir hafta evveline kadar şirket me.kezlne veya milli bankalardan birine hisselerini tevdi ederek mukabilinde duhuliye varakaları almaları ve toplantıda bu-lunamıyacak hissedarların da nizam namemiziıı 59 uncıı maddesine göre diğer ortaklardan kimi vekil edeceklerse bildirmeleri lüzumu Uân olunur RUZNAMEİ MÜZAKERAT!
1 — Meclisi idare ve murakıp raporlarının okunarak 1944 senesi bl-l&nço ve hesaplarının tetkik ve tasdlklle idare meclisi ve murakıbın ibrası.
2 — Temettüatın tevzii.
3 — Nizamnamenin 27 nel maddesi mucibince vazifeleri hitam bulan İki idare meclisi azasın» yerlerine yeniden aza lntlhablle idare meclisi atalarına verilecek huzur hakkının tayini,
4 — 1945 senesi için murakıp tntihablle verilecek ücretin tayini.
^çık arttırma ile fevkalâde satış
Hakiki ve mecburî büyük bir satışı
1945 Şubatının 13 inci p^ur günü saat 10 da, Beyoglunda İstiklâl caddesinde. Parmakkapı tramvav durağında ve Yıldız (Etual) Sineması karşısında 48 No. lı Katırln (eski Papadopulos) apartımanın 4 numaralı dairesinde mevcut ve Bay Leonldas Hazapis'e alt çok kıymetli morkltlrl vc stil eşya, zarif biblo ve gümüş takımları.nadide halı ve tablolar açık arttırma suretile satılacaktır. Halis İngiliz malı ve masif m avun zarif salon takımı tekmili oyma emsaline az tesadüf olunur 2 büfe. 1 masa, 12 sandalya ve 2 koltuktan ibaret lüks Rüs-tlk yemek oda takımı, gayet az kullanılmış lâke Loul$ XVI güzel yatak oda takımı, salona alt eşyalar, stü oymalı peridon ve masalar, kolonlar, iki adet ceviz oymalı ve Liyon kumaş kaplı nadide Berjer koltuk, tekmili Markltiri işlenmiş ve şimdiye kadar az görülmüş muhteşem bir mlnistrl yazıhane vc iki Bombe komod, 4 adet «Louir. Phlippe» hakiki gevri vazo ve bir büyük Jardlnyer, zarif Saks vazolar, Saks. Vlena duvar tabaklan v® biblolar, kristal vazo ve mezelikler, meşhur revanı Thomas Couture İmzalı orijinal bir tablo ile birçok artistik tablo, pastel, gravür ve akuareller, uyaklı lâmbalar. Japon fil dişi biblolar, Ampir mavun sekreterler. Blavun komodlar. Hol kanape vc maşaları, Banketler, Louls XVT oymalı kıymetli biblo vitrini masif gümüş turaJi ve İngiliz tepsi, çay takımı Şam aynalık, ;k ve tabaklar maden pay tabakları, yeni halde kadife perde ■ ier, Kauç divanlar, çay arabası, elbise dolapları, cini soba Bronz Kristalli nadide avizeler, hakiki Goblen bir Papiscrl hah, 6 odalık yeni muşamba. Stüdyo divanlar, abajurlar, elajericr. Frijider markalı en son model otomatik yeni buz dolabı, «Miduest» marka 16 lâmbalı son model pl-pikapl ive 12 plâk çala rotomatlk muhteşem bir Radyo. Fı»?1a izahat almak için Beyoğlu Lvtikl&İ Cad No. 207 Mobilya Mağazasına mûraeaat. Telefon: 40992.
SATILIK MATRİS
a VC 10 punto az kullanılmış Intertib matrisi satılıktır. Yedigün matbaasına müracaat olunması.
İstanbul defterdarlığından:
İstanbul tapu ve kadastro binası nda yaptırılmasına lüzum görülen (19991,941 on dokuz bin dokuz yüz doksan bir lira doksan dört kuruş keşif bedelli tamirat işi kapalı zarf usullle eksiltmeye konulmuştur.
Eksiltme 5. 3 . 945 pazartesi günü saat 15 de milli emlâk müdürlüğünde müteşekkil komisyonda yapılacaktır.
Mukavele, eksiltme bayındırlık İşleri genel hususi fenni şartnameleri proje keşif hulasasile buna müteferrl diğer evrak milli emlâk müdürlüğünde görülebilir.
Muvakkat teminatı (1499,40) bin' dört yılı doksan dokuz lira kırk kuruştur.
İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlanmış teklif mektuplarını vc en az bir taahhütte ı15 000) liralık bu işe benzer iş yaptığına dair İdarelerinden almış olduğu vesikalara İstinaden İstanbul vilâyetine müracaatla eksiltme tarihinden (tatil günleri hariç) üç gün evvel alınmış ehliyet ve 945 yılına ait ticaret odası vesikalarını havi kapalı zarfların 5 3. 945 pazartesi günü saat 14 de kadar komisyon reisliğine tevdi edilmesi muklazidlr. (17701
mobilyalı
ış an m merkez bir yerinde her n, kalorifer ve sıcak suyu havi [yeşile devredilecektir Saat 9 -'..i telefon edilmesi. Mutavp"i!
türlli konforu. Radyo, Frijl-5 odalı apartimun kiralıktır, 11.30 veya 1 - 3.30 arasında kabul edilmez
İstanbul belediyesinden :
Daimi encümenin 20. 1. 1945 tarih ve 14272-10550 sayılı kararlyle kabul edilen tembihi belediye Böre‘
1 — İstanbul belediyesi Karaağaç müesseseler! müdürlüğünce nevilerine göre etlerin üzerine vurulmakta olan damgaları gösteren muntazam bir levhanın kasap dükkânlarında herkesin kolaylıkla görebileceği bir yere asılı bulundurulması mecburidh*.
2 — Bu tembih hilâfına hareket edenler belediye umuruna müteallik ahkâmı cezaiye kanunu hûküm’crlne göre tecziye olunurlar.
Keyfiyet ilân olunur. (1798)
Galatasaray lisesi müdürlüğünden:
Paralı yatılı talebemizin mart 1945 taksitlerinin tahsiline başlanmıştır. Zamanında yatırılması lüzumu İlân olunur. (1760)
Eminönü Kaymakamlığından
Eminönü kazası 945 yılı bekçi ücretleri tahakkuk cetvelleri 5. 2. 945 tarihinden İtibaren on beş gün : uddetie her nahiyenin polis karakollar) koridorlarına asılmıştır.
Her mükellef mıntak03indakt karakollara giderek kendiler‘ne tarh ve tevzi edilen bekçi ücretlerini mutlaka görmeleri. Ve itirazı olanların bu müddet zarfında bağlı bulundukları nahiyelere dilekçe İle müracaat etmeleri ilân olunur >1592)________________________________
Vakıflar orman işletme müdürlüğünden:
1 — Terkos civarında kulokçayir ormanının alatepe deposundan 5200 kental odun şartnamesine göre ve pazarlıkla satılacaktır. Beher kentalin muhammen bedeli «320» kuruş muvakkat teminat 1243 liradır.
2 — İsteklilerin 14. 2. 945 çarşanba günü saat ıs de komisyona müracaatları. (1701)
Snhlfc 7
Devlet Orman işletmesi Muğla Revir Amirliğinden
Yapılacak İş : Tomruk nakliyatı
Mahal ve mevkii : : Kavak deposundan. Yatağan son deposuna
Mikdur ve cinai : 528 M3. çam tomruğu
Muhammen bedeli : Beher M3. tomruk için on Ura
ilk teminata : 392 lira
Müddeti : U 30 temmuz 945 de bitmiş olacaktır, p-
îhdle şekil : Açik eksiltme
ihale tarihi : 19/2/945 pazartesi günü
İhale yeri : Muğla revir âmlrjlği binam
1 — Yukarıda cinsi yazılı 528 M3. çam tomruğunun Kavak deposun-
don Yatağan deposuna nakli açık eksiltmeye konmuştur.
1 — Buna alt şartname orman umum mMüriüğündcn, İstanbul, Çine, Turgutlu, Denizli. Fethiye ve Muğla revir amirliklerinde görülebilir.
3 _ Taliplerin İhale gününde evrakı müsblte ve ilk teminatları Ue komisyona müracaatları. «1679ı
Maarif Bakanlığından:
747169 Ura 17 kuruş keşif bedelli Trabzon erkek sanat enstitüsü tesviye ve demir atölyeleri İnşaatı kapalı zarf usulü Ue Ve 4470 sayılı kanun hükümleri dahilinde yaptırılacaktır. Bu işe girebilmek İçin’
1 — 33036 lira 77 kuruşluk muvakkat teminat yatırıldığına dair makbuzun.
2 — Müteahhit olarak bir kalemde en az 500,000 llrabk İnşaat yüklendiğine ve yükümünü yerine getirildiğine dair belgenin,
3 — HM5 yılı için ticaret vc snnayt odasından alınmış belgenin taklit mektubuna eklenmesi şarttır.
Bu İşe alt şartlaşma ve keşif cetvelleri her gün çalışma saatları içinde mesleki vc teknik öğretim yapı işleri müdürlüsünde görülebilir.
İhale 19 şubat 1045 pazartesi günü saat 15 de büyük evkaf apartıma-nı 4 üncü katta toplanacak mesleki ve teknik öğretim merkez satın alma komisyonunda yapılacaktır
Teklif mektuplarının toplantı saatinden bir saat ene) komisyon başkanlığına verilmesi veya gönderilmesi lâzımdır. Postada vuku bulacak gecikmeler nazarı dikkate alınma®. (1481)
Created by free version of 2PDF
Samsun belediye reisli ğınden:
1 — Samsun Belediyesine ait su fabrikası tamiratının kapalı zarf usu-ille eksiltme müddeti 10 gün uzatılmıştır.
2 — Kaşif bedeli 15621 lira 77 kuruş ve muvakkat teminatı 1188 »ra 54 kuruştur.
3 — İhale 12/2/945 pazartesi günü saat 15 dr Belediye encümeni huzurunda yapılacaktır.
4 — İstekliler teklif mektuplarlk* muvakkat teminatlarını havi zarflarını vc sair lürumlu evrakı yukarıda yanlı gün ve saatten bir saat evvel Belediye encümeni Riyasetine makbuz muknMKndc vereceklerdir.
5 — Şartname, keşlfnamesl ve sair evrakı her gün Belediye encümen)
kaleminde görülebilir. «1523»
Emniyet umum müdürlüğünden
Zabıta memurlarının ihtiyacı için satın alınacak 100 çift çizme 23.
2. 945 cuma günü saat 11 de kapalı zarf uzuliyle eksiltmeye konulmuştur,
Bir çift çizmeye «73» lira flat tahmin edilmiştir. Şartname ve numunesini germek isteyenlerin umum müdürlük satın alma komisyonuna müracaattan. □tsiltaneye İştirak edecekler 548 liralık İlk teminat makbuzu veya banka mektublle birlikte 2490 sayılı kanunda yazılı belgeleriie teklif mektuplarını eksiltme günü saat ona kadar komisyona vermeleri.
" (1596)
ilân
Kuleli askeri lisesinin yüz yılı dolduran irfan hayatının tarihçesi ha-yırlajımaktadır. Bu yıllar içinde bu okulda öğretmenlik ve subaylık yapan. dan hayatt» kendilerinin hayatta olmayanların da ailelerinin birer fotoğrafı İle kua hal tarcûmekrinl ve mümkünse okula ait hatıralaruıı y-zarak Ankarada askeri İlseler müfettişliğine göndermeleri rica olunur. «18i
| İnhisarlar U. Miidürl ü ğün d en:
1 —■ İdaremiz ihtiyacı için mecmuu hacimleri «960 000» litre olan 55 adet bira tankı kapalı zarf usuliylc satın alınacaktır.
2 — Mecmuu muhmmen bedel 400.000 lira* muvakkat teminatı 19750 liradır.
3 — Eksiltme 2. 3. 945 cuma günü saat I I de kabataşta levazım şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır.
4 — Şartnameler her gün adı geçen şubeden alınabilir, Ankara ve İzmir başmüdürlüklerinde görülebilir.
5 — İsteklilerin mühürlü fiat teklif mektuplarını kanuni vesaikle güvenme parası makbuzu veya banka leminat mektubunu ihtiva edecek olan kepalı zarflarını eksiltme saatinden bir saat evveline kadar adı geçen komisyon reisliğine makbuz mukabilinde vermeleri ilân olunur.
6 — Postada vukua gelecek gecikmeler kabul edilmez. (533)
*
1 — Adpazarı pavyonları bahçe parmaklığı soba bacaları ve sal» noM-san işleri pazarlıkla yaptırılacaktır.
2 —Muhammen bedel 3.974.90 lira olup teminatı 596.24 liradır.
3 — Pazarlık 16/2/945 cuma günü saat 10.30 da Kabataşta levazım şu-b(sindeki alım komisyonunda yr.pılacaktır.
4 — Şartnameler her giin adı geçen şt’heden alınabilir.
5 _ İ’stcldllerln belirli gün ve taatie mezkûr komisyona müracaatları
İtan olunur. w «1359«

1 — İdaremiz ihtiyacı İçin derhal teslim şartile bir adet torna tezgâhı kapalı zarf usullyle satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedel (9500» Hra olup muvakkat teminatı «712.50» liradır.
3 — Eksiltme 27 2. 945 salı günü saat 10,30 da Kabataşta levazım şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktıs.
4 — Şartnameler her gün adı geçen şubeden alınabilir.
5 — İsiciJllerin mühürlü flat teklif mektuplarını kanun! vesaikle güvenme parası makbuzu veya banka teminat mektubunu ihtiva edecek olan kapalı vıtrflnrint eksiltme snatlndcn bir snnt evveline kadaT adı geçen komisyon reisliğine makbuz mukabilinde vermeleri Hân olunur.
(1789)
İstanbul Bele-,;''eai İlânları
KeşJf bedeli hk teminata
L. K. U K
OT7 38
876 30
5731 54
37 30 Üsküdar İtfaiye garajı avlusunda yaptırılacak tas-vlye betonu vc saire.
65 72 Azapkapı temizlik alıularuıda yaptırılacak «aşeme tamiratı.
429 8fi Üsküdar Zeynep Kâmil doğum evinde yaptırılacak su dtpo&u ve tesisatı.
Keşif bedelierile ilk teminat miktarları yukarıda yarılı işler ayn ayrı açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif ve şartnamesi Zabıt ve Muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir, ihaleleri 14 2'945 çarşamba günü saat 14 te Daimi Encümende yapılacaktır. Taliplerin İlk teminat makbuz veya mektupları, ihale tarihinden. 3 gün evvel Belediye fen İşleri mttâürlüCüne müracaatla alaca klan fenni ehliyet ve kanunen ibrazı lâzım gelen diğer tesi-knnlrı Ue birlikte ihale günü muayyen saatte Daimi Encümende buluutna-lan. «1306«
Haseki hastanesi için alınacak 200ü kilo tdrofil pamuk kapalı zarf usulü ue eksiltmeye k.n olmuştur, Meemuunun tahmin bedeli 80(i0 lira ve Uk teminatı 000 liradır.
Şartnamesi zabıt ve Muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir İhalesi 21 2/945 çarşamba günü saat 15 te Daimi Encümende yapılacaktır Taliplerin İlk. teminat makbuz veya mektuptan ve kanunen ibrazı lâzım gelen diğer vesikaları ile birlikte 2490 numaralı kanunun tarifatı çevresinde hazırUyucakları teklif ınektuptarıru ihale günü saat 14 de kadar Dataü En e umun.- vermeleri taaunuu. «1621>
Balıiie S
AKŞAM
10 Şubat 1945
HAŞAN LİMON KOLONYASI
Ancak Avrupa va Amerikada benzerine tesadüf edileoak derecede yüksek bir kalitede olup pek lâtif kokuludur. Haşan deposu, Eminönü, Galatasaray, Karaköy, Ankara
NEVROZİN
rGömlekişH
| BtetNCİ SİNİP GÖMLEKÇj | ■■■■Tel: 10090 Sirkeci ■■■■
M A K S i M’ d e
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve bütün ağrıları derhal keser
İcabında günde 3 kaşe alınabilir. Her yerde ısrarla NEVROZİN İsteyiniz.
■mm ör. İHSAN SAMİ
TİFO AŞISI
Tifo ve para Uf o hastalıklarına tutulmamak i«ln tesiri kafi. muafiyeti pek emin taze ağıdır. Her eçzanedebulunur. KutuşuSMu^ ^^■■■^ nıs tur
Memleketimizin kıymetli ve pek sevimli ses sanatkârı . .
MU ALLA GOKÇAY
KURTULUŞ
Biçki ve Dikiş
DERSHANESİ
Kayıtlar başlamıştır. Feriköy Tepeüstü 116 Papazyan ap&rtı-manı.
HER AKŞAM
seçkin SAZ arkadaşlarının İş tir âk İla yeni şarkılarını okumakta ve sonsuz alkışlara mazhar olmaktadır.
MUHTEŞEM SAZ HEYETİ
Okuyucu Bayanlar.
Halk türkülerinin öztürk kızı HACER
biricik okuyucusu AnkaralI
BULUŞ’un
Bu haftanvı yelil programı:
1 — BOZLAK MANAVGAT
YOLLARI,
Z — ASLAN KARAM,
3 — SARI BUĞDAY
BAŞIYIM,
4 — ESTERGON KALESİ.
5 — GİDE GİDE YARALA-
RIM DİRİLDİ.
MAHMURE — F A I D E —
8RMİHA — SANtYE
İlâveten: Programın sonunda, milli kostümler ve orijinal dekorlar içinde çok cazib havalar. KURULU PROGRAMIN SON HAFTASI
KİMYANIN İNSANLIĞA HİZMETİ
HAŞARAT
Sinek, tahtakurusu ve bit gibi kan emmek suretile tegaddı eden haşerelerin başlıca gıdasını İnsan kanı teşkil eder. Kendi yiyeceğimiz ve bunlardan arta kalanlar da tufeyli haşereler ordusunu doyurur. Tifüs ve farelerio insanlara aşıladtğı veba gibi salgın hastalıkların, insanların kullandığı en kanlı silah ve vasıtalardan daha farla eavıda tahribat yaptığı malumdur. Fenni araştırmalar, hastalıkların sirayetinin ve tufeyli haşereler hayalının esrar perdesini tamamen yırtınıştır. Hastalıkların sirayetine mani olmak Ve parazitlerin çoğalmasını önlemek için araştırmalar yapan kimyagerler, sayısız tozlar, püskürtmeler, dumanlar Ve dezenfektanlar hazırlamışlar ise de, harp eski derliler arasında yeni gaileler de çıkarmıştır. Mesela kalabalık sığınaklar ve kamplar, depolardaki dağınık gıda maddeleri, tufevlı haşerelerin mikroplarını daha geniş sahalara yaymak imkânlarını vermektedir. Hava nakliyatı du parazit ve hastalıkların dağılma ve sirayeti tehlikesini arttırmıştır. İnsanları koruma İçin daima hazır bir vaziyette bulunan sıhhat teşkilâtı arkasında çalışan Britanya kimya sanayii devamlı çalışmalar sayesinde tufeyli haşeratı imha edecek ilâçlar» hazırlamaktadır.
tmperial Chemical Industries Limited, London.
Türkiye Umumi Vekili:
İm peri al Kemikal Industris (Ttırkey) Ltd.
Sigorta Han, Galata İSTANBUL
DERMOJEN
Yanır Çatlar. Ekzama va uııa yaralarına fevkalâde İyi gelir. Derinin tazelenmesine ve yenilenmesine hizmet eder,
FR E N ü 1 ve BELSOÖUKLUÖUNA
Tutulmamar için *
PROTEJİH
2ayt — Şişil Terakki Lisesinden al-
dığım tramvay pasosunu zayi ettim. Yenisini alacağımdan «kişinin hükmü yoktur.
5 cl sınıl 265 No Cemil Akınal
Zayi — Karamürsel nüfus memurluğundan aldığım nüfus kâğıdımı Yalova askerlik şubesinde kayıtlı askerlik tezkeremi kaybettim. Yemlerini alacağımdan eskilerinin hükmü yoktur. 334 doğumlu
Hüseyin oğlu Rütbem Duran taş
Zayi _ 2664 - 2605 No lı liman ve seyrüsefer ehliyetnamemi kaybettim. Yenisini çıkaraca^ımdnn eskisinin hükmil yoktur.
Şaban oğlu Eyüp Uzun
İlân tashihi
Dünkü nüshamızda neşredilen Ö Z B E S İ
Türk Anonim şırK'-tl Kurulunu toplantıya davet Hânının 7 nel satırında OY’UNU kelimesi sehvn (Oyunu) şekilde yazıldı Keyfiyet tavzih ve tashih olunur
'ân tashihi
B. 2 945 tarihli nüshamızda neşredilen
Türk Maadın Şirketi nin hissedarlarını toplantıya davet İlânında Şirketin ismi TÜRK MAADÎN ŞİRKETİ yazılacak iken sehven iTüık Maden şirketi) şeklinde yazıldı. Keyfiyet tavzih ve tashih olunur_
MM KâğltÇl MM
Kemal Benmavor
Ticarethanesi bugünden itibaren dükkânını Marpuççularda Kohen hanın içinde birinci kat 8 numaraya naklettiğini sayın müşterilerine bildirir.
Kullan malıdır.
KIZILAY
İstanbul Satış Deposundan
Açık eksiltme He 3,40 metre boyunda kuru budaksız çam dun 3000 adet
Mahruti Çadır Direği Yaptırılacaktır.
Açık eksiltme 15/2/945 günü saat 14 de Yenipostahane civarı Mimar Vedat caddesKKızılay hanındaki büromuzda yapılacaktır. Şartname ve nümune her giin Depo Direktörlüğünde görülebilir. Muvakkat teminatı 1050 Hradır.
■ Dr. A. Asım Onur ■
Ortaköy Şifa Yurdu Şehir gürültüsünden uzak bir yerde büyük bir parkın içinde ve çamların ortasında fevkalâde güzel manzaralı, çok temiz .c iyi bakımlı, kadın, erkek her türlil hastalara açık hususî hastane. Sinirlerini ve yorgunluğunu dinlendirmek ve neka-hat devrini geçirmek isdyen-lera mahsus yegâne müessese.
Telefon: 84421
HER PAZAR eaat 3 den itibaren tekmil programla î Ç K t S î Z AİLE MATİNESİ
IlKil
Öksürük va bronşiti dar kal gaçirir
BÜTÜN ECZANELERDE RRRYINIZ
Makarna fabrikacılarımla dikkat nazarına SUMERBANK Yerli Mallar Pazarları Müessesesı Müdürlüğünden:
Makarna paketlerinde kullanılmak Üzere müassesemlzce ambalaj kâğıdı dağıtılmaktadır, ilgililerin mıntaka İktisat müdürlüğünden makarna fabrikatörü olduklarına dair alacakları vesika ve senelik kâğıt ihtiyaçlarını bildirir bir beyanname Lle İstanbulda SÜMER HANDA mtlessesemlz satış servisine başvurmaları ve taşrada bulunan makarna fabrikatörlerinin de bu belgeleri posta lle müessesemlze yollamaları İlân olunur.
Mıntaka İktisat müdürlüğü bulunmıyan mahallerden fabrikalar bu belgeyi Ticaret odasından alacak ve mahallin en büyük mülkiye âmirine tasdik ettirecektir.
İlk tevziata girebileceklerin müracaatları 15. 3. 945 akşamına kadar kabul edilecek ve bu tarihten »on-ra müracaat edecekler müteakip terziden istifade edeceklerdir.
Devlet Orman işletmesi Burdur Revir Amirliğinden
Satılacak mal Adet M.küpü Miktar ve evsafı İhale şekil İhale yeri ihale eaatl
M 3 D3 Çapı Boyu Muham- İlk te-
nten be- mlnat
deli Lira Kr
1 çam azman 93 52 042 25X25 - 50X50 4-5 110 436 77 Açık arttırma Burdur 21/ 2/94B
revir Saat 1B de
amirliği
a » » 46 31 688 » » 6-10-6 115 278 31 » » 21/2/045
Saat 15.30 d*
3 » » 207 217 642 » » 8-10-8 128 2040 40 » » 21/2/B4B Saat 16 da
4 » » 247 320 258 » » 8-10-10 130 2147 80 » » 21/2/945 Saat 16,30 da
3 » » 50 Yekûn 64 887 87A > 202 » 10-10-10 180 727 80 » > 21/1946 Saat 17 de
1 __ Yukarıda cinsi, boyu, Çapı, adedi ve diğer bususatı yazılı çam azmanlar açık arttırma suretlle satı-
lacaktır,
2 — Buna alt şartname orman umum müdürlüğünde, Antalya, Eğridir, Deniall, Acıpayam, Mersin, Adana Eskişehir. İstanbul revir âmlrliklerinda göre (İlebilir,
3 — Taliplerin ihale gününde evrakı müsbtte ve ilk teminatları ile komisyon* müracaatları. (1756)
BAYILANLAR,ÇARPINTlucSİNİR BUHRANI ÇEKENLER NEVROL CEMAL DEN 20 DAMLA ALINCA SİNİRLERİ YATIŞIR. DERHAL FERAHLARLAR .
KULLANILMIŞ
Şeker çuvalları
İç ambalaj İşlerinde kullanılmak üzere, kullanılmış boş kâğıt şeker çuvalları satın alınmaktadır. Mevcut miktarın mahallindeki son satış fiatile birlikte telle veya mektupla bildirilmesi.
İstanbul# kadar ambalaj ve nakliye masruiı ıııuessesemize aittir. Bedelleri İstanbulda ambarda teslimi anında ödenecektir.
TÜRKİYE KÖYLÜ Ve İŞÇİ ELBİSELERİ TOPTAN SATIŞ YERİ MÜESSESESİ l^tanbuL Süllanhuınam. Irfanlye çarşısı No 18/10. Salâhaddİn Ka-■^^^■■5 rakaşlı. Telgraf adresi: Karakaşlı - İstanbul. ■■■■■
Son model üzerine muhtelif cins
KÜRK MANTOLARIMIZIN
Satışına devam edilmektedir.
Mevsim dolayısile fiatlerimiz tenzilâtlıdır.
Kürkçü Şükrü Kürkçüler
Kürk hakkında lüzumlu malûmat memnuniyetle verilir. İstanbul: Mahmutpaşa Kürkçü han birinci kat 39
— MUKAVVA—.
I Bir çok zamandanberl beklediğiniz FİNLANDİYA menşeli birinci huınurl BEYAZ MUKAVVALARIMIZ »elınişUr.
I satış yeri: Aamaalt-i 45 ntfinarada FERİDUN YEGÂNI I : Taşradan sipariş kabul olunur. Tel: 21536. THgrat adresi: I
SEVER1Ş — İstanbul.
Türkiye Şeker Fabrikaları A. Ş.
İstanbul bürosundan:
Fabrikalarımızın çiftliklerinde yetiştirilmiş (100) baş
besili domuz pazarlıkla satılacaktır.
İhale 14 Şubat 1945 Çarşamba günü saat 15 de Büromua-da yapılacaktır. Şartnameyi görmek ve şartlan anlamak için Bahçekapı Taş hânda büromuza müracaat olunması,
TAKSİTLE KÜRK MANTO
Uygun flatlarla son moda üzerine zengin çeşitler. Adrese dikkat: Mahmutpaşa, Kürkçü han İçinde (sabık Beyko ticarethanesi) HÜRBAŞ KÜRK MANTO EVı
No. S/», Tel: 21685-
Created by free version of 2PDF
Mİ ’
\W
ALBAYRAK
PİRİNÇ ve HUBUBAT
UNLARI
Deposu: Tahmis sokak No. 74, Telefon 208« — Telgraf: Albayrak - İstanbul.
CUMARTESİ 10 Şubat 194B
Sene 27 — No, 9451 — Fiatl her yerde 10 kuruştur.
Kıymetli Bir İrsa
KaJamiflcLa. İskele İle Otel Belvü arasına», denli üzerinde, fevkalâde nezareti olan bir arsa satılıktır. Müracaat: Telefon: 83785
Sahibi ı Necmeddln Sadak ■— Neşriyat müdürü; Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Üçler İktisadî, siyasî işlerle Alman tecavüzünü önliyecek tedbirleri görüşüyor
Görüşülen mühim meseleler
Almanyanın işgali 2 devreye ayrılacak
Amerika, Almanya’nın işgaline mahdut bir zaman iştirak edecek
Müstakbel Alman taarruzunu önlemek için düşünülen tadbirler-- Almanya şartlara riayet etmezse hava polisi, bombalarla onu riayete icbar edecek
Kızılordıı Stettin limanı çevresine çok yaklaştı Sovyet birlikleri, Dresden istikametinde ve Breslau cenup mahallelerinde ilerliyorlar
Vaşington 10 tAJLl - Öğrenildiğine göre, üç büyük şef askeri meseleleri halletmiş olduklarından, şimdi siyasi ve iktisadi meselelerle gelecekte her türlü Alman taarruzunu önllye-cek metot üzerinde görüşmelere başlamışlardır. inanıldığına göre, M. Roosevelt muhataplarına. Amerikalıların. Almanyanın uzun müddet işgaline Iştlrâkten çekinmeği tercih ettiğini söylemiştir. Almanyanın işgali işinin İngiltereye, Rusyaya ve mümkünse Fransaya bırakılacağı öğrenilmiştir Amerikalılar, İşgale İştir Ak edeceklerse de, bu, mahdut bir müddet İçin olacaktır. Üç millet arasında bir uzlaşmaya varılması beklenmektedir. Amerikalıların bu İşgale uzun zaman iştirak etmemesinin muhakkak bulunması, Amerikan parlâmentosu üzerinde büyük bir tesir yapacak ve parlâmentoyu .4. Roosevelt'ln varacağı uzlaşmayı kabule sevkedecek-tlr. Gene öğrenildiğine göre, Karadeniz konferansı gelecekle Almanyayı mütecaviz olmaktan alıkoyacak ve csnslı çare tasavvur etmektedir:
1 — Alman harb fabrikalarını tah-
rlhetmek. -
2 — Almanyayı teknik kudretinden mahrum bırakmak ve bu suretle komşularını bu sahada ilerlemek çarelerinden mahrum bırakmış olan bu memlekete komşularını geçmek İmkânını vermemek.
3 — Almanyanın Avrupa memleketlerinin yeniden imarı İşinde bu memleketlere bilhassa inşaat malzemesi ve İşçi göndermek suretlle yardım etmesini temin etmek.
M, Roosevelt'ln tam bir devlet halinde olmak şartlle llmanyanın bekası lüzumuna kani olduğu bilinmektedir. Prusyanın Almanyadan ayrılmasına M. Roosevelt'ln muhalefet edeceği sanılmaktadır Bununla beraber Almanyayı daha fazla parçalamanın müzakere mevzuu teşkil edeceği de bilinmektedir.
Almnya uçak ve denizaltı İnşa etmek İmkânlarından mahrum bırakılacaktır. Belki de Almanların pilot yetiştirmeleri de menedllecektlr. Almanya silâhtan tecrldedİlecektir. Karadeniz konferansının hiçbir şeyi eksik bırakmaması beklenmekte ve hatta barışı tanzim edecek plândan da bahsedilmektedir, Eğer Almanya kendisine tahmil edilecek şartlara riayetsizlik teşebbüsünde bulunursa, hava polisi bombaları vasıtaslle bu memleketi, bu şartlara riayete mecbur edecektir. Almanyanın İlk zamanlardaki işgali devresiyle onu ta-kibedecek milletlerarası polis devresi diye iki ayrı devıe gözetilmektedir.
Uzun ve samimî toplantılar
Kahire 9 (A. A > — United Press muhabirinin bildirdiğine göre, beş yıldızlı Amerikan generalleri, İngiliz mareşalleri ve Sovyet askeri şefleri bundan altı gün evvel toplantılar yapmağa başlamışlardı, Bu konuşmalar Başkan Roosevelt'ln mareşal Sta-lln ve Churchill İle ikinci buluşmalarına başlangıç teşkil etmiştir. Buluşma, pazartesi öğleden evvel başlamıştır. İlk toplantı sadece askeri olmuş, İkinci toplantıda İse diplomatlar da görüşmelere Iştlrâk etmişlerdir. Aske-
ri mahiyetteki konuşmalarda bu harbin en büyük generalleri hazır bulunuyorlardı. Toplantılar çok uzun v» samimi oluyordu. Kıtalar nöbet bekliyorlar, kimseyi binaya yaklaştırmıyorlardı.
Başkan Roosevelt ve ChurohUl. ma-
reşal St&lln gelinciye kadar çok meşgul oldular. Mareşal, pazar günü öğleden sonra mahrem mülâkat yerine geldi. Buraaı Karadeniz bölgesinde bulunmaktadır. Bık sık toplanan Üç büyük şef sıra ile blrlblrlerlnl yeme-(Arkast sahile 2( sütun 3 te)
Ingiliz taarruzu iyi şekilde gelişiyor
Fransızlar, Alsas ovasını temizlediler ve Almanları Rhnin öbiir yakasına attılar
Nevyork 10 (AA.) — Evvelki sabah fecir vakti taarruza geçmiş olan birinci Kanada ordusu, Almanya topraklarında ileri harektine devam ediyor. General Fer ar rar kuvvetleri 10 kilometrelik bir cephe üzerinden 8 kilometre ilerlemişler vc 13 Alman kasabasını ele geçirmişlerdir. Cle-ves'ln 3 kilometre doğusunda bulunan Kranenburg da İşgal edilmiştir.
İlk 24 saatlik taarruz esnasında İngiliz ve KanadalI kuvvetler 1800 esir almışlardır.
Harb muhabirlerinin bildirdiklerin» göre, bu birlikler bu kesimi tutmakta olan 84 üncü Alman tümenini tama-mlie joketmişlerdlr. Birçok noktalarda Alman askerleri, havadan desteklenmedikleri için teslim olduklarını söylemişlerdir
Ingiliz ve KanadalI kuvvetler, çamurlu. maylnll, siperlerle dolu bir arazide ilerlemektedirler Bu kuvvetler Siegfried hattına dayanmışlardır.
Diln gece gelen haberlerden anlaşıldığına göre, yeni Kanadalı birlikler taarruza geçen kuvvetleri desteklemek İçin cephe haltına çıkmışlardır.
Doğu Belçlkada birinci Amerikan ordusu ilerlemiş ve Roer barajlarından en büyüğüne bir kilometre mesafeye gelmiştir. Prum şehrinin şimalinde bu birlikler Prum nehrini geçmişler ve llerllyerek bu Dehrl iki kilometre geride bırakmışlardır,
Berne 10 fA.A'ı — Harb muhabirlerinin bildirdiklerine göre, Alsace ovası muharebesi başladıktan tam 21 gün sonra Fransız kuvvetleri bugün Alman birliklerini Rhln nehrinin öte yakasına atmışlardır.
Resmen bildirildiğine göre. Fransız kuvvetleri şimdi İsviçre hududundan SLrasburg'a 10 kilometre mesafede bulunan bir noktaya kndar Rhln kıyılarını ellerinde tutmaktadırlar.
Nevyork 10 (A,A.» — General Tas-slgny, Fransız Harbiye Bakanı Die-telm'e göndermiş olduğu bir mesajda şöyle demektedir:
‘Alsace muharebesi bu sabah saat sekizde sona ermiştir. Fransız kuvvetlerinin kendi kesimlerinde, Rhln boyunca nöbet beklemekte olduklarını size bildiririm.
Londra 10 (A.Aj — Birinci Ameri-
kan ordusu Roer barajları istikametinde yapmış olduğu ileri hareket esnasında 300 batarya tarafından desteklenmiştir. Amerikan kuvvetleri en mühim baraja 100 metre mesafededirler. Daha şimalde Roer nehrinin suları 50 santim yükselmiştir.
Üçüncü Amerikan ordusu Prum şehrine t kilometre mesafede çarpışmalar vermektedir.
Brüksel 10 (A.AJ — Resmen bildirildiğine göre, Alsace muharebesi esnasında Fransız kuvvetleri 15.000 Almanı esir almışlardır.
Londra 10 (A.A.ı — Reuter ajansının 21 inci ordular gurupu yanındaki özel muhabiri bildiriyor:
General Crerar emrindeki kıtalar son taarruzları sırasında Leuth, Zandpol, Nlel, Tuthees ve Faassel'l ele geçirmişlerdir.
DİKKATLER
Akortsuz sesler
Hatibin, spikerin, aktörün ve umumiyetle halk huzurunda sox söyliyecek insanların bir çok vasıflarına dikkat ediliyor: Dil bilgisi, umumi bilgi, intikal sürati, hattâ tecvit... ilh..
Lâkin damak ve geniz akustiği diye bir şey olduğunu, «yor-m» yatı, bilâkis meftun eden ses güzelliği» nin asıl bundan doğ' duğunu bilmiyor gibiyiz. Bazı hançereler akortsuz saz gibidir: Çalgıcı ne kadar mahir olsa, yine fayda yok! B azıl an ise, »altın sesli», «viyolonsel sesli» dir. Zira konuşma cihazları mükemmeldir. Böyle aktrislerin, böyle hatiplerin mevcut olduğu garpta pek maruftur, Bizde de mikrofon önüne yahut kürsüye, sahneye çıkmak, çıkarılmak mevkiinde olanlar, bu balamdan bir kon-trola tâbi tutulmalıdır. Acaba ekseriya bu tarz kontrol akla gelmiyor nıuT
Novyork 10 (A-A.l — Sovyet tebliği, mareşal Zukhov kuvvetlerinin atar-gard'ın cenup doğusunda ilerlemeler kaydetmiş olduklarını ve Ansvalde’l kııjatmı» olduklarını bildirmektedir. Answalde, Stettin limanına 80 kilometre mesafede bulunmaktadır.
Doftu Prusyada, Çerniyakovsky kuvvetleri birçok meskûn yerleri zaptetmişler ve Elbing’I kuşatmışlardır.
Sovyet tebliği, markea cephedeki çarpışmalarla Konlev ordularının faaliyeti hakkında hiçbir tafsilât vermemektedir.
Harb muhabirleri, Zukhov birliklerinin Kustrln ve Frankfurt sokaklarında çarpışmakta olduklarını bildirmektedirler
Bresi atfın cenubunda çarpışmakta olan Sovyet birlikleri nehri 30 kilometre geride bırakmışlar ve Dreaden Udkamet'nde İleri hareketlerine de vam etmişlerdir. Bu kuvvetler nynt »amanda Brcslau'ın cenup mahallelerine doğra ilerlemektedirler.
Stettine 24 kilometre kaldı
Berne 10 1A.A.» — Mareşal Zukhov birliklerinin Stettin istikametinde ileri hareketleri süratle devam etmektedir. Dün akşam bıı kuvvetler Stettin limanına 24 kilometre yaklaşmış bulunuyorlardı.
Reuter ajansının muhabirlerinden biri, Berlin doğusunda Öder köprü-başlannın genişletilmiş olduğunu ve Kustrln İle Frankfurt arasında »ol kıyıda kalmış olan »on Alman köprll-başının imhasının yakın olduğunu bildirmektedir.
Baltık istikametinde »eri Sovyet ileri hareketinin ilk neticesi, Baltık'-taki Alman denizaltı filosunun he-
işçi sendikaları konferansı
Sabık düşman memleketler murahhasları müşahit sıfatile iştirak edebilecekler
Londra 10 (A.A.) — Dünya sendikalar birlikleri konferansının dünkü toplantısında eski düşman memleketler murahhaslarının kabulü meselesinde bir anlaşmaya varılmıştır. Fln-lAndlya, Bulgaristan ve İtalyan temsilcilerinin yalnız müşahit sıratlle kabul edilecekleri, bir gün süren tartışmalardan ve İleri sürülen muhtelif mütalaalar dinlendikten sonra kararlaştırılmıştır. Bu temsilciler, konferans devam ederken Londraya gelebilirlerse konferans salonuna kabul edileceklerse de, bunların söz almalarına veya rey vermelerine müsaade edllmiyecekttr.
Daha iyi dünyayı arayanlar Yazan: A, ADNAN - ADIVAH ta(Bu^ünJjcşlncl şat2fem^
Ruhr havzası ve Rihn boyu
Yazan- A. Maclt Arda
(Bugün 4 üncü sahlfemlzde)
men Danimarka »ularına aktarılmış olmasıdır,
Brüksel 10 (A.A.) — Sovyet tebliğine yapılan ek. Sovyet kuvvetlerinin Koenlgsberg'ln 35 kilometre oenu-bunda bir kasabayı işgal etmiş olduk-
Yunan sulh görüşmeleri
Dün Atina’da hükümetle Eamcılar arasında yeniden başlandı
Londra 10 (A.A.) — Yunan
hükûmetUe Elâs murahhasları arasında sulh müzakerelerine dün öğleden sonra Elâs askerî uzmanlarile hükümet murahhasları arasında yapılan toplan tı ile yeniden başlanılmıştır.
Yunan Haricîye Bakam ve hükümet namına müzakereleri idare eden heyetin başkanı M. So-fıanopulos yaptığa bir demeçte, konuşmalarda İyi bir neticeye varılması için hükümetin elden gelen gayreti sarfettiğini söylemiştir. Neticeye güvenle baktığını, zira hükümetin bir anlaşmaya varmağı gönülden istediğini bildirmiştir.
Günler Geçerken
Kadınlar ve balıklar
Kadınlan ve balıklan alâkalandıran bir haber: İskenderun* gelen yeni ithal malları arasında 10 ton mantar varmış. Gel keyfim gel! Artık bu yaz mantar ökçeli kadın iskarpinleri alıp yu-rüyecek ve her ökçe bir karış daha yükselecek demektir. Kudıkö-yü vapurJan gözümün önüne geldi: şöyle, iskelenin bir ucunda, hele merdivenli tarafa yakın dur, inişi çıkışı seyret... sanmanı kî yüzde bir olsun mantarsız kadın ayağına Taşlanabilsin. Fraıi-conun ne biçim Devlet adamı olduğu hakkında kesin bir bilgini yok. Fakat mantar ökçe modasını yaymak, dünyaya tutturmak sureti l e Amerikalıca bîr zekâ gösterdiği şüphe götürmez hakikatlerdendir. Öyle tahmin ediyorum kı ormanlarının nıanlaruıı yalnız şişe tıpası, ağ şamandırası olarak ihraç etmekle kalsaydı Devlet bütçesinin gelir kısmındaki açık üçte bir nispetinde genişlerdi. Ortaya bir kadın modası çıkararak millet haznesini az çok koruyan ilk Devlet Reisi belki de bu zattır.
Doğrucunu isterseniz dilinde «mantara basmak ve bastırmak — mantar yutmam — mantara gelmem» gibi aldanmağı, aldatmağı anlatan tâbirler varken bir halkın bu kadar kolay, bu kadar bulaşıcı şekilde mantar ayakkabıya kendini kaptırmusı şaşılacak bir iştir. Dedelerimiz o tabirlerle âdeta kâhinlik yapmışlar, geleceği önceden görerek bizi dikkatli davranmağa sev-ketmişlerdir. Yazık ki tesirsiz kaldı. Acaba mantarın bildiğimiz mânadaki tâbirlere yol açması hangi sebeptendir? Çürüklüğünden, hafifliğinden mi? Belki.- «Mantara basmak» tâbiri yenidir; eskiden o mânada yalnız «çürük tahtaya basmak» denilirmiş ki Siiruri şöyle öğünür;
Basmadık saflı a i himmette çürük tahtaya hiç Eskidikçe anı dülger getüriıp sağlattık
«Sağlattık» sözünün sağlam lıale sokmak mânasına kullanıldığına ve bugün de o söze ihtiyacımız olduğuna işaret ettikten sonra asıl söylemek istediğime geliyorum: 4ü ton mantar memlekete girdiği halde acaba bu yaz bir taraftan yepyeni mantar ökçeter Bağdat caddesi asfaltını okşaya dursun gazetelerde gene «balıkçılar ağlar için mantar bulamadıklarından ve avla-namadıklarıııdan sızlanıyorlar» haberlerini okuyacak, balıklan gene kendimize güldürecek miyiz?
Refik Halid Karay
larını V» 3500 Almanı eatr aldıklarını bildirmektedir.
5000 Alman esir alınmıştır,
Baltık denizinde 8000 tonilâtoluk bir Alman şilebi batırılmış ve bir şilep de ağır surette hasara uğratılmıştır.
Created by free version of 2PDF
Ingiltereye gidecek heyetimiz
Hazırlıklarına devam ediyor. Heyete ihtiyaçlarımız bildirildi
Ankara 10 (Telefonla) — Raricly* Bakanlığı umumi kâtibi B Cevat Açıkalın'ın başkanlığında Ingiltere'ye gidecek olan ticaret heyetimiz hazırlıklarına devam etmektedir. Bakanlıklar, heyetimize ihtiyaçlarını bildirmişlerdir. Heyetle temas etmek üzere İstanbul ve tamir ticaret odalarüe ithalât ve İhracat birlikleri mümessillerinin de bir İki güne kadar Ankara'ya gelecekler» haber verilmektedir.
Diğer taraftan, memleketimizden mal almak ve bize mal satmak \ia İngiltere ve Amerika'da alâkanın genişlediğini belirten alâmetler vardır. Bilhasfa Amerikalıların Yakın Şark pazarları ile ve bu arada Türkiye tle gittikçe İlgilendikleri görülmekte' ir. Ticaret Bakanlığı müsaadeye tâbi olmadan Ingiltere ve Amerika'dan getirilecek malların yeni bir lister,nl hazırlamaktadır.
Sahıfe 2
AKŞAM
in Svhr’
-HtfTA SGnU NOTLARI-}
Bir mektup dolaynile
Garp klâsiklerini daha İyi anlamak İçin Yunan ve LÛ tın mitolojisini çok iyi bilmek gerektiğine, liselerimizde mitoloji dersleri görerek yetişecek nesillerin dilinizin kazandığı büyük eserleri rahatça anlıyabücceklerlne dair yazdığını iki yazı üzerine evvelki gün sayın doktor Adnan-Adıv&r'm bana göndermek lütfün da bulunduğu mektubu yine bu Bütünda okumuşsun uzdur.
Üstadınız- mektubunda bilhassa Türkçe bir mitoloji kitabının lüzumu üzerinde durmuş, bu arada bir okumuşumuzun mitoloji anlayışına da kısaca işaret etmiştir.
Okumuşlarımız arasında Oarb'tı fikir mahsulcrlnde mitolojinin değerini takdir edenler olduğu gibi bu değeri küçümseyenler de vardır. Tanıdıklarımdan bir çoğu bana: •Senin mitoloji dediğin nedir? Bir kitap alır, açar okur, öğrenirsin, topu topu yarım saatli^ İş!» demişlerdir. Amma hiç biri de açıp okuyup öğrenmek zahme'.ine girmemişlerdir. Şüpheniz İşi bu kadar değersiz sayınca onu öğrtnmlyc de lüzum yoktur. Fakat okumuşluk rütbesini aldıktan sonra değil, henüz bir öğrenci İken mitolojiyi dolduran efsanelerle tanışmış, onlarla büyümüş olsalardı elbette ki okumuşlukları da başka türlü olur, daha çok Garp'hya benzerlerdi.
Garp - Arap
Garp kelimesi geçince bir kere daha yüreğim sızladı, sayın dok t t Adnan - AdıvarHı evvelki gün okuduğunuz pek değerli mektubunun iki yerinde «Garp» kelimesi bir düzeltme yanlışı olarak «Arap» diye çıkmıştır.
Mektuptaki cümleyi »Tâ tah-il «amanındanbcrl okuduğum Arap ererlerinde araara. bu mitolojiye _dnvanarak yaptlan İmalar, !kt‘-baslar. kullanılan tabirler.. > tarzında gören okuyucu elbette ki şa-nnr.amıştır. şüphesiz Arap eserleri taksimiz oton Yunan re Lâtin m teloJLdndcn bilsbüt n müstağni k tornam ıştır; fakat onları an-
Vali Dr. Lûtfi Kırdar geliyor
Eir kaç gûndenberl İstanbul'a alt işler liralında ilgili Bakanlıklarla temasta bulunan Vali ve Belediye Reisi Dr Lûtfi Kırdar. bu akşamki djseresle Ankara'dan hareket edecek vc yarın staah şehrimize gelecektir.
Adliye Bakanının tetkikleri
Dün sabah Ankara’dan şehrimize geldiğini yazdığımız Adliye Bakanı B- Ali Rıza Türel bugün İstanbul ve Beyoğlu adliyderlnde 'etklkatla meşgul alacak, bu arada yeni teşkil edilmiş olan toplu milli korunma mahkemesini de ziyaret edecektir
Çay kutularla satılmağa başlandı
Bir Jıafladanberi çay bayilerde açık otarak satılmaktaydı, inhisarlar idare'.! paketleme İşini hızlandırdığı İçin dünden itibaren açık olarak çay sa-tışı durdurulmuş ve bayilere kutularla çay tevzi olunmuştur. Ayrıca piyasaya ekstra çay da çıkarılmıştır. Ekstra çayın kilosu eskisi gibi 2ü diğer d.ğcr eaytn kilosu da 16 liradır.
Sahte aynî yardım kuponları
Bu sabahki gazetelerin bazıları ayni yardım kumaş kuponlarını tak-lldedt-rı-k piyasaya yüzlerce sahte kupon süren bir şebekenin suç üstünde yakalandığını ve bu sahte kuponları basan matbaanın da bulunduğunu yazıyorlardı.
Bunu Yeril Mallar Pazarlan müdürlüğünden tahkik ettik. Müdürlükten sclâhlyetll bir zat bize şunları söyledi:
— İki gün önce kuponları tetkik eden memur 3 tane sahte kuponla karşılaşmıştır. Derhal vaziyeti emniyet müdürlüğüne bildirdik vc herhangi bir İhtimale karşı yurdun her tarafında satışları tahkikatın neticesine kadar durdurduk. Ayrıca hâdiseyi kendi cephemizden de tahkik etmekteyiz. Bahsolunduğu gibi bir cürmü meşhut bahta mevzuu değildir. Zira kuponlar, şahsa muharrer olmayıp hâmiline aittir.
^Türkiye ziraî donatım kurumu
Türkiye zirai donatım kurumu Eskişehir şubesi açılmıştır, yakında faaliyete geçecektir. Kurum, orta Ana-dolunun en büyük çlfçl çevresi olan Eskişehlrde müspet faaliyet göstereceği muhakkaktır.
Bulgaristanda yeni idamlar
Sofya 9 (AA., — Botovgrod halk mahkemesi 36 ölüm, 10 müebbet kürek. 6 on hec «cne, 20 daha az ağır eeza hükmü rmlştir.
liünnic İçin İslâm mitolojisini İyi bilmek gerekir. Garp eserlerinde ve fikir âleminde ise Yunun ve LA* * tin mitolojisi bilyilk yer tutar. Hatta eski eserlerde hemen hemen bütün yerler onundur denebilir. Madem kİ Şark'tan Garb'a, Arap ve Acem köklerinden Yunan ve lÂtln köklerine dönmüşüz, dönmeyi faydalı ve lüzumlu görmüşüz, öyle İse «serlerinin dayandığı temellcTİ de bilmemiz icabeder. Bu temel mitoloji bilgisidir.
Türkçe Mitoloji kitapları
Sayın doktor Adnan - Adıvor’ın üşer inde durduğu mitoloji kitabı bahsine gelince, kendilerinin de İşaret ettikleri gibi Tikrkçede bu yolda neşriyat büsbütün yok değildir.
Bazılarını biliyordum. Doğrudan doğruya mitoloji öğreten kitapların tam listesini öğrenmek ürüre pek değerli dostumuz B Selim Nüzhet Gerçek'l rahatsız ettim. Var olan topu topu dört kitapmış:
1 — Esatir: Nftbi zade Nâzım
2 — E-ntlrl Yuntmiyan: T-vflk paşa.
3 — Esatir: Şemseddin Sami.
4 — Mitololi: Nurullah Ataç Bunlardan İlk üçü dil bakımından çok eskimiştir, Üstelik eski harflerledir. En İyisi Nurulah Ataç’ in Fra nsızcadan naklettiği 1933 te çıkmış Kanaat Kltabevl baskısı, r«-gimli mitoloji kitabıdır. Hem mitolojiyi Öğrenmeğe, hem de kendisinden başkası olmadığı için bu bilgiyi ne kadar aldırmadığımızı öğretmeye yarar Bu arada sayın doktor Adnan-Adıvar'ın lüzumlu gördüğü bir mitoloji lügati de pek tabii olarak yoktur.
Mitoloji yayınlarının çoğalması pek faydalı olacaktır. Mitolojinin bizim derin İncelemelerimize lüı-aupı gösterecek tarafı elbette yoktur. Hazır kitapları çevirebileceğimi! gibi mitolojideki efsaneleri nlıp onlardan çocuklara masallar yazmış büyük muharrirlerin kitaplarını da Türkçeleştirirsek küçük çocuklarımızın büyüdükleri î>man büyük eserleri anla malsa nt> kadar kolaylaşacaktır!
ŞEVKET RADO
KÜÇÜK HABERLER
* Dün şehre bir moLörle Bulgari--tandan 50 ton mangal kömürü getirilerek Kasımpaşa iskelesine boşaltılmıştır.
* Sahte beyannamelerle döviz kaçakçılığı yapmak suçundan mevkuf bulunan kambiyo müdür muavini Celâl, memurlardan Hikmet v(% diğer rûfekasının muhakemelerine dûn İkinci ağır ceza mahkemesinde devam edilmiş. Celal ve Hikmet haklarında Maliye Bakanlığından yapılan bir istilâma cevap gelmediğinden muhakeme talik olunmuştur.
* Sahte tapu senedi ve İpotek beyannameleri tanzim ederek binlerce lira menfaat temin etmekten suçlu tapu müdürlüğü Eminönü sicil muhafızlığı kâtiplerinden Mehmet Gökhan'ın muhakemesine dûn birinci ağır ceza mahkemesinde devam edilmiş ve yirmi dokuz kişi şahit olarak dinlenmiştir. Dâva safahatına nazaran en mühim şahit olarak görülen halen Meriç kazasında tapu kâtibi olan Ali Rızataın gelmediği anlaşıldığından para cezaslle ve zorla getirilmesine karar verilmiş ve bunun İçin muhakeme talik olunmuştur.
Yünlü kumaş ithali
Ankara 10 (Telefonla) — Memleketimize İthal edilecek maddelerden bazılarının bu mey anda yünlü kumaşların ithal lisansı alınmadan sipariş edilmemesi hakkında bir prensip karan verilmiştir. Bu meyanda bir çok maJdeierln hangi kalitelerinin İthaline müsaade edileceği teati t edilmiştir. Şimdiye kadar flat üzerinden ithal müsaadesi verilen yiinlli kumaşlardan on yedi tondan aşağı olanlarına İthal müsaadesi verilmemesi Ticaret Bakanlığınca karar altına alınmıştır.
Diğer taraftan Sümerbunk Yerli Mallar Pazarları önümüzdeki ay içinde hakiki İhtiyaç sahiplerine yünlü kumaşlar satmağa bağlıyacaktı- " ı kumaşlar çok ucuz, olacaktır. Foaal laklkl ihtiyaç sahiplerini mahalle bir İlklerinin tesblt etmesi muhtemeldir.
Üniversite sömestr tatili
Üniversitenin hukuk, edebiyat, iktisat ve fen fakülteleri ay sonunda bitmek üzere bugünden Itibareıı tatillere başlamışlardır. Tıp fakültesi şubatın blrta' glinü derslerine nihayet vermiş» ı Tıp fakültesinin öteki fakültelerden on gün faela tatil yapmazımın sebebi martta bavlıyacak olan vize imtihanlarına talebenin hazırlanmasına imkân verebilmek lçln-
■ dlr Teknik Üniversitenin sümeştr tatili 20 şubatta bitecektir.
Sinemalar
Belediye şehirdeki sinemaları sınıflara ayırarak fiatlerlnl indirmek ve sağlık şartlarını kollamak uğrunda tedbirler alacaktır.
Karagümrük cinayeti faili yakalandı
Kaatil Emrullah ihtiyar Nazifeyi
öldürdüğünü itiraf etti
Geçen ayın yirmi beşinci günü, Karagümrükta Keçeciler caddesi üzerinde 102 numaralı bir kat üzeri-ue ve tek odalı evinde ölü olarak bulunan Nazlfe Tavuskuşu'nun ölümü tahkikatına el konulduğu zaman adliye doktoru B. İzzet Işcan cesedi muayene etmiş ve Boğazı sıkılmak, başına da bir demir çubukla vurulmak suretile öldürüldüğünü tes-blt etmiştir.
Maktulenln yalan akrabası olarak Batat’ta oturan kızı Hayriye ile, Ka-ragümrük’te oturan oğlu Hüseyin Şerif görüldüğünden İlk İş olarak bunlar sorguya çekilmiş, Hayriye İlk kocası zamanında biriktirmiş olduğu şeklz yüz elli lirasının anasında olduğunu, bu paranın mejdaııda olmadığına göre anasının parasına tanınan öldürülmüş bulunduğunu ct-rııflle Uah etmiştir. Bu sırada yüzü gözü tırmık ve yaralar içinde elde edilen Şerif ise sorgusunda anasının ölümünden katiyen haberdar olmadığını anlatmış, hattâ adliye doktoru anasının cesedini kendisine »oydurduğu saman hüngür hüngür ağlamıştı. Tahkikatın adli safhasına el koyan müddeiumumi muavini B. Çekip Musluoğlu ve emniyet İkinci şubesinin alâkadar memurları hakiki failin bütün delâlille meydana çıkarılması İçin şiddetli bir takibata koyulmuşlar ve geçen ayın otuzuncu günü yazdığımı? gibi tahkikata yeni veçhe vermişlerdi.
Bu yeni veçhe de: son günlerde yine o civarda bulunan bir gencin har vurup harman savuracak şeklide para harca maşıydı. Bu genç de: Çankırı vilâyetinin HIclpli kazası ahalisinden yirmi üç yoşlanndn Em-iu İlahtır.
Memleketindi! yaptığı bir hırsızlık suçundan dolayı beş sene hapse mahkûm olarak oradan kaçmağa ve şehrim»? gelmeğe nıuvafak olan
Üçler konferansı
13aş tarafı 1 inci sahifede) ğe davet ediyorlardı. Mareşal Stalln gelmezden evvel Sovyet murahhaslarının çoğu, İngiliz ve Amerikalılarla beraber bulunuyorlardı Bundan bir müddet evvel Alman kıtalarının kaynaştığı bu şehirde gerek konferans binaları, gerekse oteller konforludur. Burası gündüz güneşli ve sıcak, geceleri de buz gibi Boğuktur.
Kararlar daha büyük sarahatle t es bit edilecek
Nevyork 9 (AA) — Üç büyükler konferansına tahsis ettiği başmakalesinde. Times gazetesi şunları yazmaktadır:
« Konferansta çok sayıda askeri uzmanların bulunması, kararların Tah-ran'da olduğundan daha büyük bir sarahatle tesblt edileceğini göstermektedir. Tahran görüşmelerinde geniş ve kesin tafsilâtın bulunmaması sui tefehhümlere yol açmıştı. Bu. varılacak her hangi bir anlaşmaya daha sonra değiştirilmesi güç olacak olan bir barış yapısı mahiyeti verecektir Bundan dolayı bu toplantı ileride yapılacak olan her hangi bir barış konferansından daha fazla ehemmiyeti haizdir.
Müteaddit devletler tarafından askeri hareketlerin şüphe ve karışıklık meydana getireceğinden bahseden muharrir, yazısını şöyle bitirmekledir:
«Barışın şetu, Avrupanın ve Atlantik ikliminin Asayiş ve huzuru, konferansın bu meseleleri sağlamak elde edeceği muvaffakiyet derecesine bağlıdır.»
Konferans görüşmeleri uzun sürebilir
Moskova 9 (A A.' — Ali ajansının muhabiri bildiriyor:
İngiliz büyük elçisi sir Archlbald Clark Kert ve Amerikan büyük elçisJ M. Averlll Harrlmân'in Moskovadan aycıiışındnnberl, 3 büyiik devlet şefi Edasındaki konferans’ Moskovaya gelen ilk iw.be rtflr. §imdl Almanyanın tam bLr surette mağlûbiyeti her va-kltklndeıı daha Yakın, daha muhakkak olduğuna «öre, konferansın çalışmaları ürün flürebiûr. çarşamba günü yayınlanan tebliğ, askeri harekât üzerinde dana şimdiden anlaşma Cievcut uğunu bildiriyor. Bıı bit-
erler, Sovyet hftüu tarafından bilhassa iyi karşılanmaktadır. Sovyet halkı pek tabii olarak, bunda. Batı müttefiklerinin de muazzam kuvvetleri harekele geçireceği ve Ki2ilordu-nur sarfettiğ! gayretle kıyas edilebilir bir gayret göstereceği emarelerini görmektedir. Almanyanın işgali ve kontrolü meselesi son derece H-I uyandırmaktadır. Şimdilik AlmanyalIn Ruslar tarafından işgal edilen arazi, Müttefiklerin İşga -ittikleri araziden çok daha büyük bir sahn tutar. Rus İşgalindeki arazide nüfus miktarı da büyük ve mühimdir. Her halde bu mesele, daha ziyade Müttefik kon-trolundakl unsurları İlgilendirir ve
Emrullah burada, maktıfl Nazife'nln damadı İle hemşcrl olması doiayı&üe onun yanına gelmiş ve müteaddit fabrikalarda işçilik yaparak günlerini geçirmeğe koyulmuştur.
İşte Emrullah Nazife’nln damadı İle konuşmaları arasında, Hayriye* nin şeldz yüz elli lira paracının anası Nazlte’ye teslim edilmiş olduğunu öğrenmiş ve bunu ele geçirmek içlıı kafasında kanlı bir plân hazırlamıştır. ı Emrullab'ın bu kanlı plânı haaırla-mannın başlıca âmili de; son zamanlarda sevl-şmeğe başladığı ve Kantarcılar civarında oturan Kerim j İsminde bir kırın muhabbetidir.
Emrullah, çok fakir otan bu kızın İhtiyaçlarını temin edip kendisine | bağlayabilmek için geniş masraflar yapması icabetmiş ve İşte bu silikledir kİ tesadüfen öğrendiği sekiz yüz eli! lirayı elde etmek için tetkiklerde bulunmuş ve Nazife'nln evhıl gözden geçirmiştir. Cinayet yerinde yapıları keşfe göre evin bahçe kapısın ıkın içeri kolayca girildiği görüldüğünden Emrullah da gece bu yoldan İçeri girmiş ve altmış yaşına yakın bulunan kadınla karşılaştıktan sonra kısa bir mücadeleyi müteakip boğazını sıkmak ve başına demirle vurmak suretile öldürmüş, cesedi de yüklüğe yerleştirdikten sonra geçip gitmiştir.
Cinayet evinin sokak kapısı üzerine daim» bir aşma kilit takılması mutat! olduğu için kaatil bu asma kilidi kapının üzerine geçirdikten sonra, kadının evde bulunmadığı hissini vermiş ve bu şekilde cinayet ancak. İşlendiği günden bir hafta sonra, maktulenln kızının şiddetli merakı neticesi araşhrnuıslle meydana çıkabilmiştir. Kaatil, suçunu İtiraf etmiş olup kabil olduğu takdirde bugün öğle üzeri, evrak tekemmül ettirilemezse pazartesi günü adllyeye tee-IIm olunacaktır.
asgari nizamı sağlamak için mahalli İdarelerin yeniden kurulmasına dairdir. B.u noktadaki Rus görüşü bellidir. Sovyetiçr, faşizmle olduğu kadar Hitlcrizmle de uzlaşmayı kabul etmiyorlar. Hlllerlzmle uzlaşmalar bir tarafa bırakılmalıdır. Almanyanın 1939 dan önceki arazisinden bir kısmının Polonya idari makamlarına teslim edildiği malûmdır. Mütecavizler tarafından evsiz barksız bırakılan ve malları yağma edilen ahalinin mevcudiyetini derhal sağlamak gerektir. Polonyada. Macaristanda ve Balkanlarda ahalinin süratle iaşesi meselesi endişeler doğurmaktadır. Bu, dünyanın iktisadi hayatında en büyük ağırlığı teşkil eden 3 büyük devletin î büyük şefi, arasındaki konferans, geç kalmadan bu meseie He uğraşacaktır
Konuşulan meseleler
Moskova 9 lA.Aj — United Press muhabirinin bildirdiğine göre. Karadeniz konferansı resmi tebliği, i'.us gazeteleri tarafından yorumlaıımak-sızın yayınlanmıştır. Askeri meseleler halledildiği cihetle, 3 büyük şef harb-den sonra Almanyaya yapılacak muamele İle güvenlik teşkilâtı üzerinde konuşacaklardır.
Konuşmalar gece gündüz devam etmektedir.
Mareşal Stalln yalnız taarruzun devamını İdare etmek üzere Kızılor-du genel ’.-ararg&hlle muhaberede bulunmak için vakit ayırmaktadır. Kurtarılan bölgeler hakkında aynı siyasete sahip olarak bir anlaşmaya varmak lâzım geldiği açıktır. Sınırlar meslcsl de tabiî konferansın gündeminde yer almaktadır. İspanya ve diğer tarafsız memleketlerle ve vatl-can’la münasebetler meselesi de şüphesiz konuşulmuştur. Konferansta barış, harb sona erdiği «aman güvenlik ve bütün kıtalarda güvenliğin d« -vanıhlığı meselelerinin konuşulduğu muhtemeldir.
Amerikan milleti B.
Rooaeveltle beraber
Vnşlngton 10 fAJL) — Nevyork Belediye başkam M. Thomas Dewey, United Press ajansı muhabirine yaptığı bir demeçte, m, Rooseveltln mareşal stalln ve Başbakan M. Churchiü İle yapaeağı görüşmede Cumhuriyetçi ve demokrat partilerinin tam müzaheretin! haiz bulunduğunu ve bütün Amerikan milletinin kalben Cumhur Başkanı İle beraber olduğunu söylemiştir.
Vaşlngton 10 (A.A.) — Karadeniz konferansından bahseden Ne w-York Herald gazetesi şunları yoaıyor:
M. Roosevelt, kendi şahsi politikasının ısınırlarını Amerikan halk efkârına açıklamamıştır. Şimdi ise biz kendisine yardım edemlyeceğiz. O. zamanımızın belki en ehemmiyetlisi olan bu konferansın bütün mesuliyetini taşımaktadır. Kendi menfaatimiz ve bütün dünyanın menfaati bakımından ona ancak muvaffakiyet temenni edebiliriz.
Türk-Yunan dostluğu
Yunan naibi Monsenyör Damaskinos’un beyanatı
Atina 9 (AA) — Anadolu ajansının özel muhabiri Mustafa Sürür bildiriyor:
8 şubatta Yunan Islan Naibi Mon-senydr Damaskınos. beni kabul etmek lÜtfıında bulundu ve dedi kİ:
• — Türk - Yunan dostluğu. Yunan milletinin şuuruna yerleşmiştir. Yunan milleti, karanlık ihtimaller devrinde Tilrk milletinin, Yunanistan'a yaptığı İyilikleri derin bir şükranla anacaktır. Yunan milleti kurtuluş vapurunun içindeki kıymetli yüküyle, ‘ bahtsız Yunanistan'ın yanında dost Türkiye’nin, bu sadık komşusunun bulunduğunu gösteren efsanevi gelişini gözleri yaşla dolarak hatırlamaktadır ,■
Monsenycr Damaskiııös, Cumhur Başkanı İnönü'nün kİ ya setli ve dahiyane siyaseti karşısında derin hayranlık duyduğunu, İnönü'nün basiretinin birleşmiş milletlerin iyiliğine olarak Tfırkiycyl barb facialarından koruduğunu söylemiş ve şunları İlâve etmiştin
«Müşterek mefkûrcler yolunda beraberce yürüyen Türkiye ve Yunanistan! hiç bir şey ayıramamaktadır.»
Cumhurbaşkanı Bağdat elçimizi kabul etti
Ankara 9 (A.A.) - Cumhurbaşkanı fsmet İnönü, Bağdat elçiliğine tâyin edilen Nebil Batı’yı bugün, köşklerinde kabul buyurarak öğle yemeğine alıkoymuşlardır.
Atatürk’ün kabrine çelenk
Ankara 10 (Telefonla) — Fıansanın yeni Ankara büyük elçisi, dün Atatürk'ün muvakkat kabljni ziyaret ederek bir çelenk koymuş ve Ebedî Şef'in kabri önünde bir saygı duruşu yapmıştır.
Matbaa kâğıtları ambalaj yapılmıyacak Ankara 10 (Telefonla) — Ticaret Bakanüğı bin müşkilâtla getirt ilen matbaa kâğıtlarının ambalaj ferinde veya kese kâğıdı imalinde kullanılmasının yasak edilmesini, aksL harekette bulunanlar haklarında kanuni takibat yapıimasnı ilgililere bildirmiştir.
Ankara kayakçıları geldi
Ayın 13 ünde Uludağda yapılacak kayak müsabakalarına iş-tirâk etmek üzere Siyasal Bilgiler okulu talebelerinden bir kafile öğretmen eri B. İhsanın idaresinde bu sabahki trenle Ankara-dan şehrimize gelmişlerdir. Talebeler yann sabah Mudariyaya gideceklerdir.
Karadenizde fırtına hafifledi
B'.velk! gün Karadentade fırtına yeniden başlamıştı. Gittikçe şiddetlenen rüzgâr kuzeyden esmekteydi. Liman idaresi rasathaneden aldığı haber üzerine motor ve teknelerin bulundukları limanlara sığınmalarını bildirmişti. Dün hava gevşemiştir. Dumlupınar ve Erzurum vapurları limanımıza gelmiştir. KaradenlZe çıkacak posta vapurları da muayyt-n zamanlarda çıkmışlardır.
İzmir - Aydın hattı te mir edildi
Aydın 10 'Akşam' — Sellerin demiryolunda yaptığı tahribat yüzünden dokuz gündür İşlemlyen İzmir treni işlemeğe başlamış ve İlk tren saat 8.16 du İzmir'e hareket etmiştir.
Romanya’da mitingler
Bükreş 9 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabir! bildiriyor: Nasyonal demokrat cephesi, büyük Rumen şehirlerinde halk mitingler! hazırlamıştır. Bu mitingler şimdiki kabinenin yerine nasyonal demokrat cephesi kabinesi getirilmesi için yapılan siyasi faaliyetlerin başlancını teşkil etmektedir.
Mahalli nıllll köylü ve liberal partileri teşkilâtı şefleri de halka hitabetmiş ve teşkllâtJannin nasyonal demokrat cephesi hükümeti pTogramma iştlrâk ettiklerini bildirmişlerdir.
VEFAT
Merhum İsmail paşanın kerimesi sabık SLnop mebusu Refik İsmail Kakmacının hemşiresi, sabık tsparta mebusu Hâkim Rıza Dtaçaym eşi, Londra Ataşenevalı Aziz Ulusan ve İstanbul Dokumaailar kooperatifi müdürü Mehmet Sayracın kain valideleri NİMET D İN ÇAY vefat etmiştir. Cenazesi bugün Lâlelide Lütuf apart-1 inanından kaldırılarak Beyaat camiinde ikindi namazııu müteakip Mer-kezefendlde aile makbereslne defnedilecektir. Mevlâ rahmet eyllye
Çukurdan ge4en sesler
Bağlı bulunan tahsildarın hikâyesi
İskenderun (Akşam) — Dün sabab Karaağaç yolu üzerinden geçmekte olan kamyonlarda bulunanlar yine aynı yol üzerinde bir çukurdan bir kaç defa .İmdat - şeşleri işitmişler ve kamvoniar durmuştur.
Çıınura gidildiği zaman kulları v« ayakları bir ambalaj itlnaslle bağlanmış otuz beş yaşlarında genç bir adam görülmüştür. Bağlan çözülerek şehre getirilen bu adam, hu tısı muhasebe tahsildarı Hurşlftlr.
Hurşll emniyet âmirLğine; talıd-iâttan dönerken£ üç silâhlı a .amin taarruzuna uğradığını, «’şyasmın bu adamiır tarafından alınarak soyulduğunu ve kollan, bacakları bağlanarak bir çukura atıl ’ığını acıklı bir dille anlatmıştır.
Hurşld’in ifade tanuonan şüphelenen zabııa kendisini sıkıştırmış. Mantıklı somlar karşısında Hurşlt. hakikati İtiraf 2urunda kalmıştır.
Meselenin te yüzü sudur-
Tahsildur Hurşit zimm.tnt bir hayli para geçirini'tir Bu zimmeti kapatmak ve tahsil ettiği son 245 lirayı da bir soygçn.u'uk hâdisesi arkasında sakiıyarak ayrıca ka?an-mnlf İçin Bekir adında bi:i İle anlaşmıştır Hurşld'l bizzat arkadaşı Bekir bağlamış ve çukura itina İle yatırmıştır. Üç silahlı soyguncu muhayyeldir Bekir v« Hurşit adllyiye veril niteler dlr
Amerikanın dev uçak gemileri
Londra 9 (A.A.I = Vaşlngton'dan resmen bildirildiğine göre, Amerika önümüzdeki iki ay İçinde her biri 4Ö bin tonilâtoluk iki uçak gemisini denize İndirecektir
Sıhhat Bakanı geldi
Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Bakanı Dr. B, Sadi Konuk bu sabahki trenle Ankarâdan şehrimize gelmiştir,
Gaziantep günü
Gaziantep 9 (AA.) — Kahramanca müdafaasından dolayı Büyük Millet Meclisi taraf urdan Antep adının .Gazlatep. e değiştirilmesinin 24 üncü yıldönümü olan dünkü günü Anteplller büyük bir sevinç içinde kutlamışlardır. Bu münasebetle şehitler anıtı önünde bir tören yapılmış ve anıta çelenkler konduktan sonra Halkevi başkanı verdiği bir söylevle Anteb’e Gazilik fınvanmi kazandıran kahramanlıkları hatırlatmış ve bu uğurda canlarını feda eden şehitleri tâzlz eylemiştir
Gene bu mutlu gün şerefine ki2 v« erkek talebelerin iştlrakile .Gaziantep günüı koşusu yapılmıştır Gece de her taraf ayd’nlatılmıs ve Hr.ike-vlnde yapılan toplantıda hatipler Anteb’in 11 ay süren müdafaasını İçten ve coşkun İfattelerle bir defa daha yaşatmışlardır
Tevhidi içtihat kararı
Ankara 9 — Gevri menkul mukavelelerinde tâyin edilen mııddet’n sonunda o verin tahliye edilip edii-miyeceğl hakkında yargılayan «temyiz mahkemesince > bir tevhidi içtihat karan verilmiştir Bu karara göre tahliyeye dair mukaveleye konulmuş olan şart ve taahhütler, milli korunma kanunu yürürlükte olduğu müddetçe muteber otmıvacnktır
A
9/2/1945 fiatlcrl Lonora lizerlne ı sterim Nevyork üzerine loa anlar Cenevre 100 İsviçre Fi Madrid üzerine RlU DPîieta Stokholm üzerine İOil kuron Esham ve Tahvilât Ergani % 5 1933 tkramlyell % 5 98» % S ikramiyen M m.
% 7 Milli Müdafaa Milli Müdâfaa 2 Milli Müdafaa 3 % 5 845 Millî -Mudafa Sivas - Erzurum l Sivas - Erzurum 2-1
% 7 1941 D Y i
1941 Demiryolu II 1941 Demiryolu IH 1941 Demiryolu % 5 Anadolu D Yolu % «t Anadolu tahvili i - ri Anadolu Mümes.
Merkez Bankası İş Bankası nama, İş bankası hamiline
Aslan çimento
BORSA DIŞINDA Reşadiye altını Gulden
Külce altın tür gramı
5.22
130.50 30.3255
I2ft9
31 P"5
24.80
12-
21.80
19.40
20.27
19 18
19.1.6
19 10
19 70
19 50
20.20
19 95
97.35
34.50
»3 —
4S.—
154-
14.25
15 50
8 80
35.20
32.20
5.13
—• Takvim *—ı
Sefer 20 — Kasım 95 0
İmsak Güneş Öğle İkindi Ak Yatsı I E. 11.4? İA? S.53 9.41 12.00 > 33İ V 6.22 8 02 13.28 16 17 18 30 20.011
10 Şubat 1943__________________
AK SAMDAN AKSAMA ls*anbuldaki 2000 milyoner ve sanata yardım meselesi
«Muharrirleri teşvik eden zenginler zuhur etsin mi, etmesin mi?» tarzındaki bir suali Refik Halıd ortaya attı: «Bazı memleketlerde milyonerler nasıl kendi mizaç v« meşreplerine uygun •serler yazanlara mükâfatlar sağlıyorsa bizde de böyle olmak-dır!» mânasına gelen bir ıniita-lâa yürüttü. Tırnak içindeki oıimlc onun değildir: aMilyoner-ler bizde de var» ı doğrudan doğ rııya o kaydetmedi. Fakat ben bir meclîste geçen şöyle muhavereyi — devrimizi aksettirir diye — kaydetmekten kendimi nlanıiyacağıni:
' ««*
Ticaret âlemine kuş bakışı bakmak imkânında olan bir meslekte müdürlük mevkiinde olan bir dostum:
— İstanbul şehrinde 2000 milyoner var' - dedi.
— Adette yanılmış olmıyasm?
— Bizim müessesede öyle hesapladık: İstanbul şehrinde 3000 milyoner var .. Tabii yalnız nakdî olanları, müessesesi olanları dikkate almıyoruz. Fakat 350000 lik dört apartmanı, yahut iki apartmanla Adada bir büyük çe arsası, bir de mensucat fabrika çığı olanları, ilh.„
Bunu şurada burada söyledim. Pek çoklarına merak oldu:
Bir kaç gün sonra haberini u-laştınyorlar:
— iddiayı evvelâ mübalâğa sanmıştık. Sonra etrafa dikkat etmeğe başladık: Yalnız bizim sokakta 12 milyoner var... Bizim apartmanın alt katında bile bir tane oturuyor... îstanbulda bina ve arsa fiatleri aşın derecede yüksek olduğuna göre bu 2000 rakamı bile eksik...
Böylece, zenginin parası züğürdün çenesini yoruyor.
Bunlardan hiç kimse Refik Halidin gösterdiği yolu takip etmedi! Meselâ: «Gençliği iyiliğe teşvik edici eserler yazarak içtimai hayatımızda müessir olduğu da anlaşılan müelliflere verilmek üzere bir mükâfat tahsis ettim!» Yahut: «Piyasanın keyfine göre değil de şu şu tarz fikirlerin yeretmesi uğruna ömür törpüliyecek müelliflere verilmek üzere de bir vakıf yaptım!» demediler.
Diyeceğe de benzemiyorlar. Esasen böyle romantizmler bir nesil içinde zuhur edemez. Refik Halid de, «bu düşüncelerin tohumları atılsın! Halkımız belki İstifade eder!» diye o fıkrayı yazmıştır sanırım.
Pevami Safa hiç öyle düşünmüyor. Mevhum ikramiyeleri bütün meslekdaşlanmız namına elinin tersile ve istihfafla iterek: — Biz mükâfattan vazgeçtik. Kitap okuyunuz, ey zenginler, o kadarı bize kâfi... Ve okuduğunuz kitapları yediğiniz biftekler kadar hazmediniz, elverir! - diyor.
Şevket Rado da. sırf cemiyetten yardım görmedikleri için inatlarına şah eserler veren muharrirlerden birini misal diye gösteriyor.
Hülâsa, lehle, aleyhle, bir sürü düşünceler var. Fikrimce, sanatkârları korumak işi, pek sa-natkâıanc olmalıdır. Aksi takdirde kâr yerine zarar olur. Hele hir devletin, bir fırkanın mevcut istidatları kanatları altına almasından pek garip neticeler hasıl olmuştur. Bizim uzak ve yakın tarihimizde de başka milletlerin tarihlerinde de, kanat altına girer girmez, başka yönde ve başka yanda ehliyet gösteren, sanatkâr olmak vasfından ayrılan şahsiyetler ekseriyettir
Meşhur bir ressamı himaye İçin sefir göndermişler. Üstadın tablo yaptığını gören mabeyinci:
— Maşallah! Sefir hazretleri boş zamanlarında ressamlıkla da mı uğraşırlar? . demiş.
Sanatkâr:
— Hayır, ressam hazretleri, boş zamanlarında sefirlik işleri-le uğraşır! - cevabını vermiş.
Nerede böyle karakter W, sırtını refaha verince gaflet uykusuna dalmasın?... Ekser himayeler. sanatkârı cidden öldürüyor. Bana kalırsa, himayeyi yapaıı şahıs yahut müessese, tıpkı bir mektep hocası gibi dikkatli ve ayarlı olmalı; doktor gibi eli nabızda bulunmalı: İlâcı dozun da vermeli.. Yoksa iyilik derken fenalık hasıl olacağı muhakkakta, (VJ. - NÛ).
AKŞAM
f ŞEHİR HABERLERİ |
“■. - .............. *
Salıüe 3
- ■■ i
|| B r çıranla ||
Ingiltere ile ticaret anlaşması
İstanbul tacirlerinin teklifleri soruldu
Zeytinyağı meselesi
İstanbul’daki yağ tacirlerde bir rafine fabrikatörünün fikirleri
Zeytinyağı meselesi hakkında Erdek muhabirimizin mektubunu neşretmiş tik, Bugün de İstanbuldakl yağ tacirleri İle bir rafine fabrikatörünün bu hususta ileri sürdükleri fikirleri yazıyoruz.
Konuştuğumuz İlgililer, Erdek muhabirimizin İleri sürdükleri hususlardan mühim bir kısmına İştirak etmekte ve bilhassa tesbit edilen flütlerle yapılan satışların kâr temin etmediğinde İttifak hâsıl olmaktadır. İleri sürülen mütalâalar şunlardır:
1 — Ticaret Bakanlığı, yalnız yag. çıkarılmağa elverişli zeytinler " koymuş, diğerlerini serbes bırakmıştır, Yağlık zeytinin kilosu, imalâtçılara âzam! 22 kuruştan satılacaktır. Halbuki salamura edilmiş zeytinlerin toptancıya kilosu 65 kuruştan verilmektedir. Bu sebeple müstahsil, zeytinlerini yağcıya vermekten kaçınarak tuzlamaktadır. îstanbulda toptan bir kilo zeytin 100 - 122, perakende 120 - 145 kuruştur
2 — Yalnız zeytinyağına Hat konulmasında lıata edilmiştir. Bir kilo fındık yağı 250 kuruştur. Halbuki ekstra bir kilo zeytinyağına 200 - 210 kuruştan fada flat İsabet etmemektedir. İstihsal bölgelerine gelen Anadolu tacirleri, sabunluk zeytlnyağlarını bile kara borsa Batinden toplayıp götürmekte ve çekindiği müşterilere fındık yağı diye, emniyet ettiklerine zeytinyağı olduğunu söylemek suretiyle kilosunu 270 - 2S0 kuruşa kadar satmaktadır, İstanbul n bol miktarda zeytinyağı getirllememesl-nln başlıca sebebi budur.
3 — Anadoluda da sade yağı tiatle-rl yüksektir Bu sebeple zeytinyağı sarfiyatı artmış ve birçok tacirleri zeytinyağı Lstlhsal bölgelerine toplamıştır. Bir ilgilinin söylediğine göre, fabrikaların faaliyette bulunduğu günlerde Edremit ve Ayvalıktaki oteller müşterileri alamaz olmuştur.
4 — Yağ imalinde zeytinyağı müstahsiline kâr bırakılmamıştır. Çünkü alelumvm beş kilo zeytinden bir kilo zeytinyağı çıkacağı esası kabul edilmiştir. Halbuki bu sene zeytinler hastalık geçirmiş, randımanını kaybetmiştir. İyl-mahsul alındığı zamanlarda 4-4.5 kilo zeylinden bir kilo zeytinyağı alınırken bu sene kilo zeytinden ancak bir kilo yağ alınabilmiştir, Fiat tesbitL esnasında bu husus göz önünde tutulmamıştır.
5 — Anadolu şehirlerinde kontrol
rmnniNMT m>. w u» «.«ç y(”«W- îstanbulda İse hal başkadır,
adi saç levah. İstiklâl cad. No. 299 da' Milli korunma kontrolörlüğü, gelen _ .... . .... . ııaıVların mnnlfnclzılbrml filîMAİf Slll-e —
Iııglltereye ticaret anlaşması yapmak üzere gidecek heyete İstanbul tacirlerinin tekliflerinin nelerden ibaret bulunacağı Ticaret Bakanlığı tarafından sorulmuştur. Bu hususu tes-blt etmek üzere dün Ticaret birlikleri umumi kâtipliğinde bir toplantı yapılmıştır. Toplantıda bulunmak üzere şehrimizde İngiltere İle alışveriş yapan başlıca firmaların mümessilleri davet edilmiştir. Ticaret birlikleri umumi kâtibi B. Salâhaddln Çuk-rııh’un reisliği altında yapılan toplantı geç vakte kadar sürmüştür. Verilecek kararları Ankaraya götürmek üzere bir hevet seçilmiştir. Heyet yazılı teklifi götüreceği gibi ayrıca ağızdan da İzahat verecektir.
Kartal’da Halkevi açılıyor
Kartalda bugüne kadar Halk odası bulunmakta iken bu defa bunun Halkevine tahvili kararlaştırılmış ve Belediyenin bitişiğinde bulunan arsada, birkaç evin ve nalbant dükkâ-i nımn İstimlâki ile burya bir Halke-' vl yapılmasına pek yakında baştana- | çaktır. Pendlkte de bir Halk odası açılacaktır
Satışa çıkarılan ithal mallan
İstanbul Eminönü Arpacılar No. 3 de L. Gramatopulo'ya kordenlu gû-’ mûş kol saati (kadın İçini, İst. Yıl-] maz handa J. Springere demir toplu, İğne, İst. Sabuncu han cad. No. 80 de Albert Sapan'a mobilya kulpu, öal. j Fermeneciler No. 00 da Koç ticarete,
yağların manifestolarını almak suretiyle şehre giren yağları tesbit ediyorlar. Ticaret borsacındaki kontrolörler faturaları teferruatına kadar tetkik edip buldukları noksanlar İçin derhal sualler soruyorlar. Yağ sahipleri kontroldün çekindiklerinden İs-tanbula yağ göndermlyerek An »doluya satıyorlar. İstanbuldan gönderilen kaparolar İade edilmektedir.
0 — İstihsal bölgelerindeki Ticaret Bakanlığı’İlgilileri fabrikaların faaliyette bulundukları esnada yağ almak iizere gelenlerle meşgul olmadılar. Bunların arasında demirci, kunduracı, kasap bile vardı. Hepsi zeytinyağı almağa gelmişlerdi. Yağları toplayıp nereye götürdüler ve kimlere sattılar?
7 — Rafine fabrikalarına verilen
H. Angelldlse vazo ve küllük. Ayvan-saray Mihael çlkvaşvlbye Glober tuzu. Gal. Küçükbahklı handa Tonıas C. Ta kere Danbolin yağlı boya, Aşır-efendl caddesinde Türkiye eczacılar deposuna santonin, stronslyon. kas-tereum. Aşırefendl caddesinde Mehmet Gailp Inele Sodyum Nukielnat. kalsium fosfat asit lâktlk. Jlrofl esansı, Feriköy Ergenekon caddesinde Atlantic Levanla bir yüzü mor kâğıt, Yenlpostahane caddesinde Emine Kınalıya karbon kâğıdı, İst. Mehmet paşa handa Çelebon İlleIe pantalon, pardesü. İstiklâl caddesi No. 377 de Geork Maycre yünlü gabardin pardesü, tst. Derebo-yu Gürci! kızı sokakta Yazma fabrikasına yorganlık tülbent, Beyoğlu Mis sokakta S Memduh Mukabeleci-, hak azdır. Masrafını bile çıkarnmı-yc avaryalı yün mensucat. İst. Fin- yan fabrikalar çalışmaktan İmtina cancılardf! M. Şefik ve M Beşir Ha- etmişlerdir. Bu sene bu yağların ek-rlrlye tuzlu kuru sığır derisi. serisi asidi yüksek yağlardır. Rafine
İstanbul belediyesinin bir tiyatrosu vardır; fakat İstanbul belediyesi bunun lüzumuna henüz kanaat getirememiştir. Daha doğrusu bir Şehir Tiyatrosunun ne demek olduğunu anlamamıştır» diyen Nurullah Ataç-ın yerden göğe kadar hakkı var o bıı sözleri 1037 de söylüyordu. Ben de bugün aynen tekrar zaruretini duyuyorum. Elbette benim de hakkımı teslim edenler olur.
Fikir terbiyesi İçin mektepler, cisim terbiyesi İçin stadyumlar neyse ruh terbiyesi İçin tiyatrolar da odur. İlk mekteplerimiz olgunluğunu mektep vasfına ait binaların İçinde aldı. Bugiiıı artık maddi ve mânevi köhnelikte ilk mektebimiz kalmadı. Dün herhangi bir arsada oynanan top oyununa tılr de bugün yeni stadyumlarda oynanan futbola bakınız. Spor alâkasının dün niçin yaşamadığını, bugün nasıl canlandığını görüraünüs.
Şimdi tiyatroya gelelim:
Ruh terbiyemizi, yerli telif eserlerimizi çerçevellyecek yeni tiyatro binalarını beklerken tiyatromuza lâyık olduğu seviyeyi vermeye çalışmalıyız kİ, tam mânaslyle, melik olduğumuz zaman, zarfla mazrufları arasında tam bir uygunluk olsun.
Şehir Tiyatrosu dram kısmı bugün seviyesini belediyemizin âzami yar-dımlyle buldu. Bu sayede biz bugün bir tiyatromuz var tüyebiliyoruz, Yarın bu sayede nihayet bir Türk tiyatrosu kurablllrla
Mangal kömürü
Bir yemek amatörünün ziyafeti...
Darlığı önlemek için alınması lâzım gelen tetbirler
Mangal kömüründen belediyenin narhı kaldırması üzerine ucuzluk beklenirken piyasada kömür fiatleri 18-20 kuruş arasındadır. Halbuki narhı kaldırmaktan gaye serbes rekabeti t(mln itmekti. Dünkü gazetelerin biri kömürün 10 kuruşa kadar satılabileceğini, ancak bunun mazotun serbes bırakılması ile kabil olacakını motörcülerle konuşmasına atfen yazıyordu.
Verilen haberi tahkik ettik. Vaziyet şudur:
Bıılgaristanda kömürün kilosu fatura İle 10 kuruştur Buna sigorta, gilmeük. çuval, personel masrafları da İlâve olunursa maliyeti İstanbul'a
edilmiş yağlara zlyadeslle ihtiyaç vardır.
8 — Sabunluk yağların asidi sekiz olarak kabul edilmiş ve toptan 138 kuruş flat konmuştur. Bu asit miktarından fazla asitliler İçin yüzde bir kuru? tenzilât yapılacaktır. Asidi yükselen sabunluk yağların fiatleri böylece İndirilmektedir. Halbuki Anadolu tBclri yağın asidine ehemmiyet vermiyor sabunluk yağların kilosunu 4.5 asitliye k""an 146 kuruştan alan bu tacirler, faturaların al-
J ima -e tarafımdan asidi diişüriilmüş-fiat* türi diye yazarak götürmektedir. Asit kontrolü İstanbul. İzmir ve Ankara- (3 Üû 13.50 kuruşu bulmaktadır da yapılmakta, diğer şehir ve kasa- 100.0(1(1 kilo hamuleli motör başına larda serbesçe yağ satışı mümkün —•- —
olmaktadır
9 — îstanbulda 4.5 asitliden yukarı asitli yağların yemeklik olarak kullanılması yasaktır. Şehrimizdeki tacirlere gelen malların faturalarında asit miktarı yazılı olduğu halde satış esnasında tekrar asidi alınmaktadır. Eğer asidi fahırednki gösterilen miktardan fazla veya az ise her asit için dört kuruş tenzil veya ilâve olunmaktadır. üç büyük şehirden başka şehir ve kes-bularda böyle usu! yoktur.
10 — Zeytinyağına flat konmuş,
sabun ftatı bırakılmıştır. Fa-
kat sabunluk yağlara sekiz asitli İçin 138 kuruş tesbit edilmiş, asit miktan arttıkça flatlerln muayyen esas dahilinde düşürülmesi kararloşmiştır. Sabunluk fındık yağının îstanbulda toptan kilosu 225 kuruştur 225 kuruşluk fındık yağları toplanarak götürülmüştür snbnluk zeytinyağlar kara bnrsadan alınarak karıştırılmış ve fındık yağı miktarı bu karıştırmada pek az olduğu halde en fazla gösterilerek sabun yapılmıştır. Bu suretle maliyeti kabartıldığından sabun rintlerim kolayca yükseltmek kabil olmuştur
10 — Erdek ve daha bazı zeytinyağı İstihsal yerlerinde bu sene fazla miktarda yağlık zeytin alınamamıştır.
Buraya kadar yazdıklarımız, piyasada zeytinyağı bulunamayışının başlıca âmilleridir. Şimdi de bundan sonra ne gibi tedbir alınması Icabe-deceğJ /olundaki mütalâaları sıralıyoruz :
1 — Her ne tedbir alınacaksa alınsın, geç kalınmıştır. Atı alan Üskü-darı aşmıştır Bununla beraber «zararın neresinden dönülse kârdır » ata sözüne uyularak elleri kolları bağlı durmamak lâzımdır
Rafine edilmiş zeytin yağlarına verilen satış flatı fabrikatör lehine tadil edip piyasaya rafine olunmuş yağ çıkarmalıdır. Fabrikatörler, fabrikalarını kapalı bulunduruyorlar Satışlardan kâr temin edebileceklerini hesaplamış olsalar her halde bos oturmazlar. Hiç olmazsa keyfiyet bir kere daha gözden geçirilmelidir Fakat bu kanlığından tesbit edilen fintlcrin •-* uı_ *.—»-----------------arttjrılması lâzımdır. Eğer bu teklif,
piyasada bolluk temini için kabul edilecekse mahalline masruf olamı-yacaktır. Çünkü, yağlar tamamen kara borsaya İntikal ettirilmiştir Kara borsadakl satışlar ve kârlar o kadar fazladır kİ Ticaret Bakanltğı
30(1 - 1000 Hra sigorta masrafı, çuvalın tanfsl 3 ■ 4 lira. kLln başına 30 para gümrük masrafı düşmektedir
İstanbul'un geçen senelere göre vasati olarak senede 30 milyon kilo kömür İstihlâki vardır ve bunun âzami 15 - 2ft mllvon kilosu Çerkessöy -Trakya - îğneada - ARva - Şile gibi mıntıkalardan, temin edilmekteydi.
Bugünkü vaziyette bütün mangal kömürü mm takalarında kİ kömürler ’ehrlmlze gelmiş bulunmaktadır.
Şehrimizde 600 kömürcü vardır, bunların ellerinde de halen stok kömür kalmamıştır.. Bu vaziyette Bulgaristan dnn kömür getirecek motör-lerin adetlerinin arttırılması vc sairlerinin sıklaştırılması Icnbetmek-tedlr. Zira bir motörün İstanbul -Burgaz seferi 12 giln sürmektedir. Kömür getiren motör adedi İse 1* ta‘ nedir, Şu halde şehre kömür getiren bir motörün hamulesini 8-7 ton hesaplarsak 8 günde bir 98 ton kömür gelmektedir, Halbuki zehrin istihlâki günde 18-20 tondur
Eğer motör adedi arttırılırsa bu vaziyette şehrimize daha bol miktarda kömür gelecek ve bu seklide ser-bes rekabet meselesi ortaya çıkarak ve kömür fiatleri düşecektir.
satılacak veya gönderilecektir? Ticaret Bakanlığı, elde tutulan bu yağları tstanbula getirtip spttırmalıdır Yağlar İki seki id» getirilebilir:
Birinci sekil yağlan vlne sahipleri tarafından Tstanbula getirtip murakabe altında sattırmaktır îklncl şekil. bu işi Tarım satış kooperatifine vermektir Esasen Dİyasadan öğrendiğimi:’? göre ellerind- malı bulunanlar İkinci şeklin tatbik edileceğinden endişe duymaktadır
Yeni mahsul devresine kadar Is-tanbulu yağsız bırakmamak İçin yukarıdaki İki tekliften birini tatbik etmekten başka çare yoktu Kaldı kİ bu iki şeklin tathlkında bile gecikilmiştir. Hemen harekete geçilmedlğl takdirde bir müddet sonra Iş işten geçecek, yağlar tamamen ortadan kaybolacaktır
J — Bir teklife göre Ticaret Ba-
İsi bir teşekküle bırakmalı, tüccar serbes kalmamalıdır
2 — Bugünkü şartlar altında İs-tanbula yağ getlrllemlyecektlr. Ancak. yağlar köylünün elinden çıkmış ve müstahsil adını alan sermaye sahibi kimselerin ellerine geçmiştir. Köylünün kara borsa satışında kan ne kadar fedakârlık ederse etsin te-olmamıştır Yağların kara borsa sa- fevvuk edemlveeektir tısından Azami İstifade temin edenler ......
tacirlerle büyük müstahsillerdir. ____________-------------------------------
Büyük müstahsillerin ellerinde mİ-, sonra ellerde kalan yağlan tstanbula hlm miktarda zeytinyağı vardır, getirip sattırmaktan başka çare kal-Bıınlar tutulmaktadır Acaba nereye mamıştır
4 — Diğer tedbirler, ancak gelecek sene İçin faydalı olabilir. Bundan
Şehir Tiyatrosu komedi kısmı ne olmalı?
Halk Tiyatrosu
Son temsillerin uyandırdığı düşünceler
Ben küçüklüğü hiç sevmediğimden şahsiyet vâdlslnde söylediklerine rağmen ve haktan ayrılmamış olmak İçin, Muhsin Ertuğrul'un da bu varlıkta payı olduğunu ve daha olabileceğini tekrarlamayı bir vazife bilirim Fakat aynı zamanda bugün bize bir tiyatromuz w dedirtebildiği içindir kİ daha İyi. daha kusursuz olmasını da temenni ederek bam İcraatını tenkldederlm.
Şehir Tiyatrosu dram kısmının muhatabı münçyyer zümredir. Okuyan gençliktir. Şehir Tiyatrosunun dram kısmı oynadığı Shakespearc’le ve dünya edebiyatında yeri olan piyeslerle vazifesini yapmaya, onları tat--mln etmeye çalışmaktadır. Belediyemiz de vazifesini yapar, yan! bir (şartname» lüzumuna kanaat getirerek piyeslerin nev'ln! tâyin ve her sene en nz İki telif eser temsilini te-mln ederse, artık ona bir diyeceğimi» kalmaz,
Şehir Tiyatrosunun komedi kısmına gelince onun rolü kanaatimce bir «halk tiyatrosu» olmaktır.
« Halk tiyatrosu» nun diğer iki nevi, köyde «köy temsilleri», şehirde «orta oyunu» olarak; yahut şehirdeki «orta oyunu» koyda «köy temsilleri» şek-
line girerek, henüz aramızda yaşamakta ise de her nedense biraz hor görülmektedir. Teşvlkslzllk, yardım-sızlık yüzünden mümessilleri de her gün biraz eksilmektedir.
Halbuki, elbette hatırlardadır, bir müddet Fransız Tiyatrosunda oynı-yan Şehir Tiyatrosu komedi kısmı hasılatı düştükçe Naşld'e, bu halk sanatkârımıza, başvurur; ona temsile ilâveten birer perdelik komediler oynatır, vaziyetin! kurtarıldı.
Ben bunu pek tabi! bulurum. Bunun ayrıca sevindiğim noktası Şehir Tiyatrosu komedi kısmının o zaman «halk tiyatrosu» olmak yoluna girmiş olmasıdır. Çok yazık ki arkası getirilmedi. O gün bugün umumiyetle kendisini bu vaattim uzaklaştıran temsiller vermekte devem ediyor.
Bugün şehir Tiyatrosu komedi kısmı hljblr mâna İfade etmemektedir. Halbuki dün muvakkaten olduğu gibi bugün tamamen bir «halk tiyatrosu» haline gelebilir. Ve gelmelidir de.
Geniş halk tabakasına tiyatro «ev-klnl verebilmek İçin bundan sonra yapılabilecek şey, çok kuvvetlileri henüz aramızda yaşı yan. halk artlstle-.jindep üriifade etmek, onlara bugün
yaşamak kaygıslyle yapamadıklarını yaptırmak, velhasıl tiyatromuzun şimdiye kadar İhmal edilen bu en esaslı işini kökünden halle çalışmaktır. Komedi kısmı dün Naşlt sayesinde. nâkıs olarak, yaptığını bugün daha tamam olarak yapabilir.
Evet Şehir Tiyatrosu komedi kısmı bir halk tiyatrosu şekline sokulabilir. Neteklm bir müddet evvel böyle bir rivayet de çıkmıştı. Fakat tasarlanan halk tiyatrosunda oynanacak oyunların «melodram» 1ar olacağını öğrenince. melodrama ağlanır ama. güldüm. Ama acı acı güldüm. Çünkü bir tesadüf aynı zamanda bana asıl maksadın rakiplere meydan bırakmamak İçin bir tiyatroyu daha inhisar altına almak olduğunu öğretmişti.
Okuyucularıma hatırlatmaya bilmem lüzum var mı? Halk tiyatrosunun kuruluşu tiyatronun kuruluşu kadar eskidir. Yunanlılar Arlstopha-ne’ın şahsında onun en cazip nev'lnl bilt-iln dünyaya beğendirdiler. Plaute L&tlnler adına onunla boy ölçüştü. Orta çağda oynanan forslar bu nev’ln en parlak çeşttlerlndendi. Ooldonl-nln bu son seneler gördüğümüz ko-medaya del arteleri de öyledir. Nete-kim onların Şehir Tiyatrosunun komedi kısminin sahnesinde, tamamly-lş yerU yerinde olduklarını görmüştük Kazandıkları muvaffakiyet de bunun delilidir.
Oirfcof? ö m*i »ay/ftdol
Tabiat bu ya. Pek mükellef bile olsa ziyafete gitmekten hoşlanmam Fakat doğrusunu isterseniz, bu hafta içinde beni davet çimek nezaketini gösterdikleri bir ziyafete gidemiyeceğim için âdeta üzülüyorum. Zira bu ziyafetin hakikaten bir htısusb yeti vardır. Mesele şu;
Bir çok şeylerin amatörlerine rasgeliyoruz. Lâkin bugune kadar alıcılığın amatörünü görmemiştim. toce zevkli bir münevverimiz memlekette ilk defa — ta-mamile amatör olarak — ahçılı-ğa merak sarmış!... Ve söylendiğine göre de bu işte bir artist, bir şair, bir ressam inceliği gösteri yormuş. Sırf amatörce çalışarak öğrendiği yemekler, üstat elinden çıkmış, şiirler kadar güzel oluyormuş...
İşte bu münevverimiz kepçe ve tencere ile yaptığı bu şiirleri, bir ziyafet atelyesi haline soktuğu mutfağın güzel sanatlardan bir iş olduğunu göstermek için her zaman eserlerini okuduğu muharrirleri evine davet ediyordu:
Burada yenecek şeylere birer yemek değil, tabak tabak «eser» dernek daha doğru olacaktı.
Bu işte huşa giden taraf yemeklerden ziyade şudur: Zehir gibi bir dünyanın içinde, hâlâ bizim topraklarımızda «ağız tadı» m ilerletmeğe uğraşan mesut insanlar yaşıyor. Bu hareket bana hapishane duvarında açmış bir gelincik kadar güzel göründü. Ve böyle şeylerle yalnız bizde değil, yeryüzünün her tarafında uğraşıldığı, bir zamanın mesut dünyasını hatırladım. Fransada yapıları güzel, nefis ve yeni yemeklere ait müsabaka tafsilâtı gözümün önünde canlandı.
Artist ve amatör yemek mütehassıslarımızın hareketinde âdeta bir sulh kokusu hissettim. Kendisinin davetlileri arasında ağzının tadını hakkiyle bilen lam 'İstanbul çocuğu muharrir arkadaşlar da var imtihanın neticesini onlardan dinlemek de iyi bir şey...
4444 düzüne diş fırçasının esrarı...
Edgard IVallace'ın esrarengi» bir romanından bahsetmek istemiyorum. Hayır... Vakıa bu da en karışık bir zabıta romanına isim olabilir. Hattâ "4444 düzüne fırçanın esrarı-' zeki bir kalemin elinden çıkarsa Monte Kristodan daha meraklı okunacak bir roman haline de girebilir. Fakat bahsimiz başka...
Biz İstanbul piyasasında 44 dakikada sırra kadem basan 4444 düzüne diş fırçasının esrarından bahsetmek istiyoruz.
Bıı kadar fırça ne oldu acaba? Biıdenb.ire ağlımızda yeni yeni azı dişleri mi çıktı?.. Şehrin diş* leri eskisine nazaran beş altı misli mi arttı?
Diş sahipleri, fırçalan ortadan yok edenlere «dişli. oCdııklannı acaba nasıl ispat edebilir? Buıv dan bir müddet önce bir İsviçre gazetesinde şöyle bir ilân vardı:
«Tahdide tabi eşyanın bir kısmından hâlâ istifade etmiyenlerl görüyoruz. İstiyenler gelip mağa-zalartmızdan bunlan almalıdırlar. Zlrn vakit geçtiği takdirde alma hakkını kaybedeceklerdir.»
Şimdi bir de 44 dakika içinde ortadan yok olan fırçalan düşününüz...
Pek fena bir imtihan geçirdik. Ve her defasında olduğu gibi piyasanın bundan aldığı not da «sıfıra dır!..
Hikmet Feridun Es
Naşide Saffet - Refik Amir davası
B. Refik Amir ile bayan Nâslde Saffet, ve bayan Nâşlde 8affet*ln sevot Afif orolarndakl sirkat, hakaret w tehdit dâvalannın dün asliye altınoı ceza mahkemesinde rüyet edilmesi mukarrerdi.
Bayan Nâşlde Saffetin vekili; muhakemenin giril yapılmasını ve matbuatla nehrinin men’lnl istedi. B. Refik Âmir'ln vekili ls« buna lüzum olmadığını beyan etti.
Hâkim, bir müddet teemmülden sonra muhakemenin aleni olarak devamına, fakat gazetelerle neşrinin men’lne karar verdi.
Kadıköy Halkevinden' 12/22045 pazartesi günü saat 18,30 da sayın L Galip Ar can tarafından (Tiyatroda Mimik) mevzulu bir konferans verilecektir. Herkes gelebilir.
Created by free version of 2PDF
AKSAM
10 Şubat 1945
Sahlfe 4
KARAR ZAMANI
[Yazan: SUMNER WELLS HaHelye Müsteşarı
BİRİNCI KISIM ÜÇÜNCÜ BAHİS
Avrupaya misyonum: 1940
Isvıçre hududundan Berlin’e kadar perdeleri kapalı vagonda seyahat — Etrafta dolaşan ajanlar
____Fakat; dedi; şuna da eminim kİ, bütün faoteları v« tahribatı He hakiki harb başlarsa, usun müddet her hangi bir sulh müzakeresine yanaşmak mümkün olmıyaoaktır.
Konuşmamızın sonunda, benlinle tekrar görüşmekten memnun olacağını, ziyaret edeceğim Berlin, Parla ve Londradan her halde raporlar alacağını vs Vaşlngtona dönmeden evvel bu raporların Reis için kıymetli malûmat) İhtiva edebileceğini söyledi. Bunun üzerine ziyaretlerimi yaptıktan sonra Amer İkaya dönmeden evvel tekrar Romaya uğrıyor ak kendisini görmekte mutabık kaldık.
Duçe, ayağa kalktı ve masasının öbür tarafından yanıma geldi. Bir müddet bana İngilizce hitabetti. Sonra Fransızcaya çevirdi. Kendisine hâlâ her sabah ata binip binmediğini sordum. Bindiğini, fakat şimdi yani bir spora, tenise boşladığını söyledi. Tenisi şimdiye kadar bir kadın sporu zannettiğini, halbuki şimdi bunun eskrim kadar sert bir spor olduğunu anladığını ilâve etti. O sabah rakibini 2 ye karşı 6 ile yendiğini söylerken âdeta seviniyordu. Kanıya kadar bana refakat etti, kuvvetle elimi sıktı v: beni tekrar görmek ümidini izhar etti.
O akşam İtalyan sansürüne, ziya-ret İmden ancak mutedil bir samimiyetle bahsedlleblleceğl hakkında talimat verildi. O vakte kadar matbuat benden bahsetmemişti. İhtimal Si MussoUnl, bu ziyaretimde, Vaşing-tondan, kendisine bildirilenden fazla ve başka bir şey mevcut, olup olmadığını anlamadan, seyahatimden bnhscdllmesinde mahzur görmüştü.
Almanyava girerken etrafımı ajanlar sardı
Seyahat programımdan yanlış bir mfina çıkarılmaması için, Komadan sonra Paris ve Londrnya gitmeden evvel Berlin i ziyaret etmeği tercih ettim.
İtalyada faşizmin tazyiki her yerde duyuluyordu. Hattâ sokaktan geçerken hakikaten basit ve tabii olan bu halkın alışmadıkları ve uyumadıkları bir İdarenin her gün artan baskısı altında ne kadar rahatsız olduğunu anlamak mümkündü. Al-manyaya giderken İsvlçrede geçirdiğim birkaç saat İçinde, âdeta temiz hava aldığımı hissettim. Halbuki Zü-rlhte kaldığım kısa zaman İçinde muhtelit gruplara mensup Alman ajanlarının benimle temas temin için sarfcttlklerl âşlkftr gayret beni rahatsız etmişti. Brlkaç sene evvel şöyle uzaktan tanıdığım bir İki Alman, bana mektuplar göndererek Nazi ricalde olan sıkı münasebetleri dolayısile misyonumda bana faydalı olabileceklerini bildirdiler. Bazıları da kâtiplerimin teveccühünden İstifadeye çalıştılar. Bir kısmı da fsviç-rede bulunduğum kısa zaman içinde beni göz hapsine aldılar.
İtalya alışmadığı takyldat altında ezilmiş görünmekle beraber. Alman toprağına adım atar atmaz, İtalyada-kl havayı şerbes ve yumuşak gösterecek bir muhit içine girdim.
İsviçre hududundan Berline kadar yol boyunca benim bulunduğum vagonun perdeleri hep kapalı kaldı. Fakat fırsat bulup da istasyonlara İndiğim zaman duyduğum tazyik havası âdeta elle tutulacak kadar mad-deleşmlştl. Bu intiba. Alman hükümeti tarafından refakatime memur edilen Herr von 8İruwc-'nln getirdiği Alman gazetelerini okuyunca bir kat daha arttı. Voşlngtonda İken. Alman gazetelerinden kesilmiş parçalar tabiî görmüştüm Fakat hiç bir zaman Bitler Idaresf altında çıkan bir gazetenin İlk sahlfesinin bu derece mühim, bir vesika teşkil edebileceğini tahayyül etmemiştim. İlk açtığım gazetenin İlk «ahlfeslnde, İngiltere ve Amerlkada son günlerde vu-kubulduğu iddia edilen üç meseleye dair üç havadis vardı. Bu haberler yalnız yalan değtl, gülünçtüler. Al-manyada bulunduğum müddetçe, bu küçük tefarrüat, bende diğer hâdiselerden daha mühim bir intiba bırakmıştır. Bazan İnsanın bildiğini ve doğru olduğunu zannettiği şeyleri İyi anlaması İçin, şahsan tecrübe etmesi lâzımdır. Milyonlarca vatandaşım gibi ben de Almanyada matbuatın Nazi kontrolü altında ve Alman milletinin yalnız Nazi liderlerinin kendilerine öğretmesini istedikleri şeyleri okoma-sına müsaade edildiğini biliyordum. Fakat o dakikaya kadar, böyle bir salâhiyetin bir hükümete ne kadar kuvvet verdiğini anlamamıştım. Bu şartlar altında ve yabancı radyoları dinlemenin yasak edildiği bir zamanda, Alman milletinin efendilerinin talimatı dışında herhangi bir hareketle bulunmasına ihtimal verilebilir mi? Daha o andan İtibaren kani oldum kİ, harb bittiği zaman yer yüzündeki İnsanlar, bir milletin doğruyu Öğrenmek hakkından mahrum edilmesini IcabeCUron bir vaziyetin budusuna bir daha müsaade etmo-«nrhdfrler.
den Llnden'den geçerken İlk gördüğüm şey. yolda allhfell muhafızlarla karlan temizleyen Polonya muhacirleri oldu.
Alman hükümeti Berllne gelişim hakkında matbuatta bir kelime çık masına müsaade etmemişti. Alman milleti, benim misyonumdan ve bu misyonun maksadından haberdar değildi. Adlon oteli, söziiın ona Slovakyıı cumhuriyeti mümessillerinin orada bulunduğunu gösteren bayraklar asmıştı. Fakat bir Amerikan bayrağı asmasına müsaade edilmemişti.
Alman Hariciye nazın von Ribben-trop ile öğle zamanı buluşacaktım Hariciye nezareti binasına protokol şefi Herr von Doernberg'in refakatinde gittim, şimdiye kadar Ribbentrop tarafından kabul edilmemiş olan Amerikan maslahatgüzarı, benim talebim üzerine, bana refakat ediyordu.
Bütün Hariciye memurları askeri üniforma giymişti. BLsmark zamanından kalma kapıdaki İki sfenksi geçtikten sonra, merdivenlerin başında bakliyen 8. 8. efradı tarafından selâmlandık. Bu gençlerin yüzlerinde sertliğin vahşi ifadesi vardı. Rlbben-trop tarafından kabulüm, misyonumun en garip tecellisi olmuştur.
Ribben tropla mülâkat
Arkasında meşhur resmi tercümanı Herr Sçhmldt olduğu halde Rlbben-trop beni, hiç bir tebessüm alâmeti göstermeden ve bir kelime söylemeden kapıdan karşıladı. Bir kaç dakikalık bir sükûttan sonra İngilizce bildiğini bildiğim İçin. İngilizce bir kaç kelime söyledim. Çünkü Ingllteredekl kısa sefareti samanından başka, şarap taciri olarak, uzun müddet Lon-drada ve dört sene kadar da Amerl-kadn bulunmuştu. (Arkası var)

I
BUGÜN
Batı Almanya’dan coğrafi incelemeler
Ruhr havzası ve Rhin boyu
Versailies muahedesinden sonra Almanya, — Bu muahede yiiziinden Almanya neler kaybetti.
— Birinci dünya savaşında mağlûp olan Almanyanın ziyanları kendisi İçin öyle zannedildiği kadar öldürücü olmadı. — Rlııır havzası Almanyanın kalbi ve Rlıin nehri ve boyu bel kemiğidir.
— 6000 kilometre kare üzerine toplanan 7 milyon nüfus. — Nüfusu 100,000 1 geçen 20 den fazla
şehir. — Kilometre kare başına 1200 kişi
Alınanlar Versalües muahedesi gereğince topraklarının 1913 U-kl 540,858 kilometre karesinden 05,144 kilometre karesini, yani % 13 ünü Ve yine 1913 te 68 milyonu bulan nüfuslarından 0 milyon kadarını yani % 12 sini kaybetmiş bulunuyorlardı. Filhakika ellerinden diğer irUL ufaklı topraklarla beraber Atence Lorraine ve Poionyaya bırakılan Silezya kısmı gibi uran (sanayi >1 çok İlerlemiş yerler dc çıkmıştı. Yine bu muahedeye göre Almanlar 1014 • 1918 savaşından evvelki arpa, yulaf, buğday, çavdar, patates, şeker pancarı gibi başlıca ziraat ürün (mahsul) lerinııT % 15 İni, bütün uran (sanayi) terinin % 13 ünü kaybetmişlerdi. Bu büyük ziyanlara rağmen Almanya özünden ve ekonomik kuvvetindin büyük ş izler feda etmiş sayılamaz Jı. Zira rMidisine bırakılan yerlere bir göz atılacak olursa fOZTafl ve cscnonlk realitelere aykırılığına rrğmrn bu muahedenin, meselâ Almanya masiflerinin şlmalp bakan eteklerine şerhmiş olan çok bitek (münblt) yüksek ovalar gibi Almanya ziraatının çok önemli kısımlarının yetiştiği topraklara, yalnız Avrupanın değil, hatife dünyanın en iyi teşkilâtlandırdım® en büyük uran bölgelerinden biri olan Ruhr havzasına ve yine dünyanın cn İyi ve en İşlek su yollarından biri olan Rhin nefiri gibi Almanyaır.n can evlerine hlc dokunmamış olduğunu görürüz
Zaten bunun böyle olduğunu 15 nihayet 20 sene gibi kısa bir uun'n içinde i 013 Alman yasını her bakımdan kat kat geçen kalkınmaları İle bizzat Almanlar da İspat etmiş değil midirler? Acaba Almanya 1918 de
Rııhr’dekj başlıca uran (sana yi) tesislerini gösteren harita
1. Maden kuyuları; 2, Kok fabrikaları; 3, Metalürji (yüksek fırınlar, demirhaneler); 4, Makine uranı; 5, Kapkacak uranı; 6, Kimya uranı; 7, Dokuma uranı; 8, Şehirlere birer ek teşkil eden muhtelif yapılar; 9, Şehirler
Burada meskenler, maden ocaklarının üstü; vâdi boylan; bütün bu havzanın komşu bölgeler ve dış âlemle temasını sağlıyan Rhin kıyılan olmak iizere başlıca 3 mıntakaya toplanmıştır. Burası hakikaten uransal Almanyanın kalbidir ve Şerlinden kalabalıktır
daha çok
Ruhi' havzasile Rhin nehrinden ve boyun d an kesin olarak mahrum bırakılsa İdi Hltlcr ve arkadaşları, Almanların teşkilatçılıktaki bütün dehâsına. uranda eriştikleri yüksek tekniğe rağmen dünyanın başına bu İkinci savaşı açabilirler miydi?
Almarıyanın sosyal ve ekonomik yapısında Rhur İle Rhln’ln İşgal et-
tikleri miihlm mevkii daha İyi anlatmak İçin zaruri gör düğüm üz, bu mu-kaddemedeıı sonra asıl konumuza dönelim ve Rhin nehrini ye boyunu diğer bir yazımıza bırakarak yalnız Almanyanın değil, Avrupanın ve dünyanın en büyük uransal ve kalabalık bir bölgesi olan Rhur havzasını kısaca incelemeğe koyulalım:
(Arkası 0 acı sahlfede)
RADYO
ANKARA RADYOSU
Bugünkü program
18.00 Radyo çocuk kulübü, 18.48 Radyo Dans orkestrası, 1B.00 Haberler, 10.20 Geçmişte bugün, 10.25 Radyo Dans orkestrası, 10.45 Kitap saati, 20.00 Karışık şarkılar, 20,15 Radyo Gazetesi, 20.45 Şarla ve türküler, 21.00 Ingiliz müziğinden örnekler, 21.30 Radyo salon orkestrası. 22.15 Müzik (pl.l. 22.48 Haberler.
ların sabahki program
730 Müzik (pl.l, 7.40 Haberler, 7.55 Müzik (pl.l, 8.46 Müzik (pl.l, 90Û Dinleyici İstekleri, 0.45 Saz eserleri, 10,00 izahlı Müzik. 11.00 Müzik (pl.l, 11.30 Konuşma, 11.45 Radyo salon orkestrası, 12.20 Yurttan «esler, 12.46 Haberler, 13,00 Radyo salon orkestrası
Ses Tiyatrosu Operetinden bir sahne
Yalpa operetinde seyircileri kahkahalarla güldüren yegâne operet sanatkârı Celâl ve Sıtkıyi görüyoruz.
Created by free version of 2PDF
Bencnln en muazzam ainema hâdisesi Flilpînlerln boşkendl MANÎLLA’nın muzaffer MAC ARTUR erleri tarafından alınması dolayıslyle
SİNEMASINDA
B A T A A N müdafaası esnasında alınan müthiş film
FEDAİLER MANGASI
Baş rollerda:
ROHERT TAYLOR — LLOYD MOLAN
T H O M A I - MtTCHELL - ROBERT KALKER
Bugün» kadar görülen en muazzam kahramanlık va vazife filmi. Vatan uğrunda göze alınan tehlike ve fedakârlıklar.
Metro — Ooldwyn — Mayer ilimi Dikkat: Gece Jçln numaralı koltuklar erkendfn aldınlmalıdır.
— TAŞRA HALKINA—e
Herkesin seve »eve lasın aldığı HAYAT ACISI ve YETİM is- ■ inindeki kitaplardan mahrum kalmayınız. Eğer kitapçınız I Istanbuldan getirmiyorsa (Berkinen — Mcrcanof han) adresi- I ne bir kart yazınız. Adresinize tediyelj gönderilecektir.
İSTANBUL Gazinosunda
Yarın gündüz onat 15.30 da halk sanatkârı
İSMAİL DÜMBÜLLÜ (»
Okuyucu KtlÇÜK M U A L L A birlikte PAÇAVRACILAR KIRALI Komedi 8 perde Zengin Varyete. Tel: 40574 ;
Pazartesi akşamı Arnavut köy çİÇEK'ta
Aynı program
S

Beyoğlu
V
!#■■■■■ Bütün şehir balkı ve bilhassa bayanlar.
SÜMER SİNEMASINDA
Büyük muvaffakiyetle gösterilmekte olan ve YILAN KADIN artistleri. PHYLLİS CALVERT ve JAMES MASON tarafından emsaldi bir tanda yaratilan
YARALI KUŞ
Maaşuka ve kindar kadının ve kurban kal tilerin filmini görüp laBiaeMaKMV alkışlamaktadırlar, ı^—R

Oünün,,, Haftanın,,, Yılların En Büyük Zaferi
.TÜRKÇE»
LEYLÂNIN AŞKI: Mısır sinemacılığını şahikalara yükseltti. LEYLÂNIN AŞKI: Üştad Münir Nureddine şaheserler yarattırdı. LEYLÂNIN AŞKI: SAFİYE AYLÂ’nın altın sesinden hayat aldı. LEYLÂNIN AŞKI: Münir Nuredidinin Ölmez nağmelerile canlandı.
LEYLÂNIN AŞKI: Bütün Istanbulu hıçkırıklarla ağlattı, LEYLÂNIN AŞKI: LALE Tarihine yeni bir şeref yazdı.
Seanslar: Bugün 13 — 2.15 — 4,30 — 6.30 — 9 da



Eminönü Halkevi Sosyal Yardım şubesi menfaatine
KORO ve ORKESTRA KONSERİ
Şef; Dt. Dik ran Mamigonyan
Umumi arzu üzerine son defa: 18/2/845 pazar sabahı saat 11 de TAKSİM BELEDİYE GAZİNOSUNDA
PROGRAMDA: Bethoven 9 uncu senfoni - Hendelln Messias^ - Vag-uerın Tannhauser marşı - Adnan Saygının Halk türküleri Biletler SARAY SİNEMASI Gişesinde satılmaktadır,
BUGÜN
MELEK
Lâleler beldesinde nefis
bir macera...
SİNEMASINDA
7 erkek ismi tabyan 7 genç kız En güzel aşk. Musiki ve şiir diyarı.

Emsalsiz ve »evindi çift artist OESLR ROMERO ve CAROLE LANDİS tarafından yaratılan macera ve görülmeyen vakalarla dolu AŞK BORCU
Filminde İhtiraslı aşk romanım yaşatıyorlar. Yeni ve şık bir mevzuda olan bu filim frak fiymiş gangsterin şayanı hayret maceraları göreceksiniz.
Kadıköy SÜREYYA Sinemasında
BUGÜN
Büyük acılar göz yoşlle yıkanır.. Büyük şaheserler hayranlıkla seyre-dlflr. Sanatın zafarl.. Müzmin şerefi olan
TÜRKÇE
LEYLÂNIN AŞKI
Beril nd e
1 mart sabahı Berllnde FrUdriolı-«tr • istasyonuna vardım. Hotel Adb.n'a gitmek özere meşhur tfndor
*TAKSİM SİNEMASINDA
FAKİR ÇOÇUKLARI

YEDİ ÇiÇEK
Sizi bugün yalın* sevindirmiyecek, hattâ mesut edecektir, filmi yaratanlar:
KATHBRYN GRAVSON — MAHSHA HUNT — VAN HEFLİN İlâve olarak: En son harb jurnali.
L
BUĞUN SARAY SİNEMASINDA
Senenin de en büyük muvaffakıyeUtUr.
Türkçe: Şarkıları soylıyen
MÜNİR NUREDDÎN — SAFİYE AYLÂ bqi Matineler: 1.30 -4-6 gece 8.45
Bugünden itibaren:
KADIKÖY HALE SİNEMASINDA
Şimdiye kadar gösterilen Mısır (ilimlerin en güzeli

ELHAMRA SİNEMASINDA —
I GENÇLİK ŞARKISI
I VVEAVER BROTHERS — LYNN MERÎCK
I Ajşk... Müzik... Neşe ve nükte ile dolu bir film, !
Matineler; 12,30 dan itibaren başlar. ■■bemmobJ
Şar İli il en muvaffak olmuş IHrid Türkçe Höztll ne şarkılı YUSUF VEHBİ - EMİNE RIZIK |
bmbhmb Bugün AR Sinemasında ^*“**^SX İKİNCİ HAFTA
ÛD)u Kanayan Kalpler
Willy Fyffe - Leni Lynn I
--HMSeanslar: 12.30 - 2.30 - 430 - 6.45 — 8.16^
MEVLUT
Kurtuluş müessese?! sahiplerinden merhum zevcim:
HAKKI CEMAL ÜÇER'ln vefatının yıldönümü olan 12/2/1945 pazartesi günü saat 16 da Ayaspaşa'-da Mete caddesi Bedri Bey Apt. No-9 dakl evinde, onun aziz ruhuna İthaf edilmek üzere Mevlût okunacağından kendisini sevenlerin teşriflerini rica ederim.
Seza üçer
M E V L Û T
Aziz eşim merhum Cevdet Cebenin ruhuna ithaf olunmak üzere 11 şubat S45 pazar günü öğle namazını müteakip saat 14 te Teşvikiye camiinde mevlûdu şerif okunacağından kendisini tanıyanlar ve azru buyuranların teşrifleri rica olunur.
EŞİ BERAAT CEBE ÖLÜM
Abdüilâtif Suphi paşa kerimesi bayan Senihanın ve âyandan müşir Fuat paşa zade bay Alinin kızı bayan Gün er müptelâ olduğu hastalıktan kurtulâmiyarak dün sabah vefat etmiştir. Cenazesi bugün Aksarayda Valide camiinde öğle namazından sonra Merkezefendlye nakledilecek ve hususi makberlne defnolunacaktır.
Mesut bir nikâh
Samsun eşrafından Hacı Hüseyin oğlu merhum bay Nuri Keskin kızı Muallâ İle Eğenin tanınmış büyük çiftçilerinden Ahmet Lütfl Karaos-manoğlunun nikâh merasimleri 8 Şubat Perşembe günü üd tarafın büyükleri, akrabaları ve seçkin davetliler, huzurlle Beşiktaş belediye dairesinde yapılmış ve nişan yüzükleri sayın general Nurettin Baronsel tarafından takılmıştır.
Nikâhlılara ve her İki yüksek aileye saadetler dileriz.
ŞEHİR TİYATROSU Dram kısmında Saat 20.30 da YAYLA KARTALI
Komedi kısmında İLKAHI KÖŞK
Saat 14 de çocuk tiyatrosu
TURAN sinemasında
Bugüne kadar çevrilen an şayanı hayret ve harlkulâde film;
Tamamen Tabii
şehrazat renkli
M AR İ A MONTEZ — 8 ABD — JOHN RAUL — TURHAN BBY insanı hayrette bırakacak mu-azzajn bir şaheser.
________________________. AL
Daha iyi dünyayı arıyanlar
İdeal silâhşorlcri — Dosyalar arasından gelen ses — Kırmızı şerit — Beş misli fazla istihsal — Bir istatistik — Şartlı refleksler dairesi — Beyin radyosu — Delifeonhntn midesi bulanıyor
Geçen makalenin sonunda binim delikanlının M. Tranpor-telise ile İki arkadaşını dinledikten sonra düşünceye dalarak yine daha İyi dünyayı aramak için yola koyulduğunu söylemiştik. Delikanlı o üç büyük ideal sllâlı-şöründen duyduğu sözler üzerinde düşünürken kendi kendine. •İdealler dile kolay gelir, fakat başa güç çıkarılır şey’erdir; kutudan çıkıp bana güzel şeyler anlatan bebekler iş başına geçince kuklalar olmasalardı bari» diyordu.
Bir ara etrafına bakıyor ve görüyor kİ her tarafı dosya yığınları ile doludur. Bu yığınlar arasından bir ses gelir:
— Ey daha iyi dünyayı arayan delikanlı, biraz da beni dinle.
— Siz kimsiniz?
— Ben kıımızı şerid kurduyum (1).
Bu sarada dosyaların arasından hışırtılarla bir küçük ejderha ile bir büyük solucanın çiftleşmesinden vücuda gelmiş gibi garip bir mahlûk ortaya çıkar. Bütün vücudu kırmızı şeritlerle sarılmış boynunun etrafına raptiyelerle müsveddeler takılmıştır. Her ağcını açışta salya yerine kırmızı mürekkep akan garip bir mahlûk delikanlıya, evvelce Mr. Tran portouse'den ve ondan sonra raslâdığı daha zorlu fikirler ortaya süren en modern politikacıdan duyduğu fikir, lerin hayal olduğunu ve herşey iyi kontrol edilirse, meselâ yüz sene bütün dünyanın istihsali makul bir kontrola tabi tutulursa bütün insanlar için hayat standardının bugünkü standarttan 4-8 defa daha yüksek olacağım söyler. Bu arada büyük bir hürmetle meşhur iktisatçı Lord Keynes’in ismini zikrettikten sonra «.eğer bütün dünyada mal ve menali beş misli daha fazla-laştırabilir ve herkesin karnını doyurup oturacak bir ev vererek onları rahata ve dolayıslyle uysallığa kavuşturabilirseniz bugün İçtimaî mesele denilen şey ortadan kalkar» gibi bir de aforizma savurur.
Delikanlının daha evvel dinlediği bir iki sözcüden İngilterede bütün halk umumi işlere burnunu sokmak ister diye aldığı bir kanaat vardır. Kırmızı şerid kurdu, bu kanaatin yanlış olduğunu ve tashih edilmek lâzım geldiğini iddia ederek der ki:
— İleriye gitmeğe ne hacet, şu size benden evvel halk terbiyesine dair verilen izah'arla edindiğiniz kanaate göre halk idaresi ancak terbiye İle temin olunabilir değil mi? Fakat ben size bir şey söyliyeyim: 60 sene evvel tngiliz-lerin yalnız dörtte biri okuyup yazarken bütün gazeteler Avam kamarasının müzakeratını aynen sütunlarına geçirirlerdi; bugün 60 senelik halk terbiye ve maarifinden sonra hemen hemen her kes okuyup yazıyorsa da halk gazeteleri denilen * gazetelerde Avam kamarasının toplanıp toplanmadığı havadisin, bile kolay koiay arayıp bulamazsınız. Çünkü şimdi dünya değişti. Evvelden boş zamanlarda yalnız kiliseye gidip dua etmekten yahut meyhaneye gidip içmekten başka bir iş olmadığı için herkes umumî işleri düşünür ve mitinglerde tedarik ettiği bir gaz sandığı üzerine çıkıp nutuk çekmek isterdi. Halbuki bugün insanlar için ne yok. ne yok: Sinema, radyo, gramofon. dans, çamurlarda yarıştan tut da tazı yarışma kadar yarışlar, ucuz otomobil, kırlarda hanlar, oteller, gazetelerde bilmeceler ve bulmacalar. Bununla beraber İnsanların eski dostlan olan meyhaneler, varyete tiyatroları. futbol maçları da yerli yerinde duruyor. İşte bu kadar eğlenceler, meşguliyetler arasında herkes umumî işlere burnunu sokmağa nereden vakit bulsun? Bana inanmazsanız size şimdi dosyaların arasından İngLltere-nin cenubi Gat ve Liverpool ve
(D Kırmızı şerid İngilizcede bizim bürokrasi dediğimiz şeye tekabül eden bir konuşma dili tâbiridir. İngiltere dalı ı lerinde dosyaya giren kâğıtlar birbirine kırmızı bir şerit ile raple-dildilândcn bu isim ortaya çıkmıştır. Yukarıdaki kıırt tâbiri de solucan cin' inden Olan kurda delâlet ediyor. Tıir'n-edc kurdun merazı mânasına, yani işin teini dışını bilen mânasına da uygun gGiyor.
Glascotv ıruntakalannda 1938 de politikaya olan iştirakin İstatistik'ini çıkarırını ve görürsünüz kİ bu iştirak ancak yüzde 1,8 derecesindedir.»
Bunun üzerine etraftaki dosyalar delikanlının daha ziyade dikkatini çeker ve bunların içinde neler olduğunu sorar:
— Her türlü plânlar, istatistikler: meselâ şartlı refleksler dairesinin plânlan. İşte size bir misal olarak bu plânlardan birini İzah edeyim: Meselâ işçiliğe girecek çocukların beynine hayal ve güzellik aşkı, romantizm girmemek lâzımdır. Çünkü sonra tam çalışırken akıllarına tabiat güzellikleri, insan güzellikleri, romantik fikirler geliverirse ellerindeki İş bozuk çıkar. Bunun İçin onları güzelliğe, romance’e karşı şartlı refleks tesiri altına sokmak istiyoruz. O halde şu yolda hareket edeceğiz: Çocuk; lamı bayılacağı güzel, sanatkâra-ne yapılmış oyuncak şeklinde tabiat manzaraları, güzel bebekler ve saire aralarından geçirilecek; tam küçükler bu oyuncaklara el uzatacakları şuada bir siren gayet korkunç bir ses çıkaracak ve çocuklar o güzel şeylerden derhal ellerini çekeceklerdir, İşte bu tekrar edildikçe onlar artık güzel şeylerle meşgul olmıyacak hale geleceklerdir. Onlardan hattâ ölüm korkusunu da kaldırabiliriz. Bunun için de can çekişen hastaların yanına güzel şekerlemeler. pastalar koyacağız. Çocuklar ölümü düşünmeden pastaları yiyecekler ve keyiflerine bakacaklardır. Artık onlar ölüm korkusundan da kurtulmuşlardır».
Kırmızı şerit kurdu daha böyle bir takım yeni icatlar gösterdikten sonra bilhassa şu İhtiraın üzerinde durur:
— Bizim âlimlerimiz ispat ettiler ki şuur denilen şey maddî hâdiselerin bir ek - mahsulüdür. Meselâ bir yağlı kâğıdı güneşe tuttuğunuz zaman göreceğiniz parlak renkler, yahut kokmağa yüz tutmuş bir ıstakoza karanlıkta baktığınız zaman göreceğiniz fosforlu parlaklıklar gibi. Tıpkı bunun gibi akıl ve ruh da vücut makinesinin ileri, geri hareketinde husule gelen bir duman gölgesinden başka bir şey değildir. O halde makineyi kontrol edersen akıl ve ruhu da kontrol edersin. Makineyi nasıl kontrol edeceğiz; iste cevabı: Radyo İle. Her çocuğun muayyen bir yaşta kafa tasının bir kısmı açılarak içine en İnce bir sanatla fil dişinden yapılmış küçük bir radyo makinesi koyacağız. Bu makine bu işle yani akıl ve ruhu kontrolla meşgul olacak dairenin radyosuyla temasta olacaktır. Bu dairenin memurları her an yurttaşın beyninden geçeni haber alarak o düşünceyi icabına göre düzeltecek, ayarlıyacaktır. Eğer bu arada bu düzeltmelere, bu ayarlamalara mukavemet edecek bir dik kafa çıkarsa tıpkı dinlemesini istemediğimiz radyoları nasıl ka-nştırıyorsak onun da kafasını radyo vasıtasile karıştıracağız; müthiş bir baş ağrısı ile düşünmek kabiliyetini kaybedecektir. Bana öyle geliyor ki bu keşfi pek beğenmediniz; amma ne yapalım İlmî devlet teşkilâtı böyle olur. Fakat eğer düşünürseniz bu âletin ne kadar faydalı olduğunu anlarsınız. Meselâ bir adamın beynini kara sevdalar sarmış biz ona derhal neşeli, canlı düşünceler göndereceğiz İçmeden sarhoş olacak, yemeden güzel biftekler, sucuklar, tatlılar yemiş olacak. Bundan başka filozofların bir dü-zlye söyledikleri »İçten saadet» formülünü, papazların »Allaha dua» vaizim biz bu âlet vasıtasile derhal »dıştan saadet» formülü İle tahakkuk ettireceğiz. Bir saniyede sıkıntı, felâket yok edilecek yerine saadet gelecek».
Mürekkep salyalı ağızdan durmadan akan bu sözleri dinll-yen delikanlı bir mide bulantısına tutulmuştur:
— »Sizin konforunuz, rahatlığınız, saadetiniz benim midemi o kadar bulandırdı kİ şiir, tehlike, hürriyet, disiplin İstiyorum, fakat sizin konforunuzu, rahatlığınızı. saadetinizi Istemlyoıum» der ve dosyalar arasından kendisine güçlükle açtığı bir yoldan sıvışır. Onun önüne artık şimdi din ve felsefenin mümessilleri çıkacaktır, A. ADNAN - AD IV AR
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR:
Mühim bir eser
Fikret, arkadaşlarını niçin sol tarafında yürütmezdi? Bu ne bir işitme ârızası, ne de bir nezaket meselesi idi. Başka bir sebebi vardı..
e
Nasıl çalışırdı? — Âşiyanda sabahın ilk saati — Tashih hataları — Makale başına 40 kuruş — Kadın tasvirleri nasıl yazılmalı? — Fikret’in bulduğu matbaa gömleği — «Sansürce çıkarılmış yazıları» kolleksiyo-nu — «Rübabın cevabı» bir günde satılıp bitince,.


Fransa inkılâbının siyasî tarihi
Bize öteden beri kıymetli profesörlerimizin çok güzel eserlerini veTen eski ülm hazînelerimizi tarayıp bir çok kıymetli Türk teliflerini yeni harflerimizle okuyuculara sunarak memleket İrfanına hizmete çalıdan Türk tarih kuruntunun, kendisine çizdiği programa göre, ecnebi dillerde yazılmış olan bazı ana eserleri de lisanımıza çevirmek hizmetini muvaffakiyetle başardığını görüyoruz. Türk tarih kurumu bu yoldaki çalışmalarının. İlk semeresini almıştır.
Hüseyin Cahit Yalçın, Tevfik Fikret hakkında, bana pek dikkate değer bir noktayı anlattı:
— O Aksaray da Ağayokuşun-da otururken, ben de yine Aksara yda, Horhorda, Çingrakh bostan karşısında oturuyordum. Ve hemen her gece kendisine gidip gelirdik. Ben evlendim. Mehmet Rauf, Fikret'in halaslle evlendi. Üçümüz birbirimize kanlarımızı çıkarıyorduk. Yani ailece konuşacak derecede samimîydik. Daha sonraları ben bir aralık Burgaza, bir aralık da Kanlı caya taşındım. Biz kendisine gittiğimiz gibi, o da bize gelirdi. F’.k-retle tenha kırlarda dolaşırken, yolda katiyen bizi sol tarafına geçirmezdi, Dalma sağ tarafında yürütürdü.
Bu ne bir işitme ânzası. ne de bir nezaket meseleyiydi. Fakat o bizi daima sağda yürütürdü. Sebebini sorduğumuz zaman sol tarafım, kalbinin üstünü işaret ederek şu cevabı verirdi:
— Orada Nâzıme [zevcesi] var!..
Tabiî bunu ancak pek samimî olduğu kimselere söyleyebilirdi. Fikret her zaman bir mektepli aşkı heyecanını muhafaza etmiş kimsedir.
Bundan anlaşılıyor ki. büyük kitleler, büyük dâvalar, büyük meselelerle m-şgul olan ve -yal-mz onlara ait şeyleri terâAıünf eden Tevfik Fikret İnsan olarak da hudutsuz der?cede heyecanlıydı. Ve hakikaten 18 yaşının duvgularile âşıktı. Kalbinde, büyük memleket dâvalarının yanında bunlara da yer vermişti...
Düğününde Nâzıme hanıma hediye ettiği gül yapraklı büyük İğneyi takarken heyecandan şaşırmıştı.
Fikret, aleiûmum yabancı kadınlarla karşılaşmaktan, konuşmaktan utanırdı. Hattâ meşhur bir kadın sairini evinin penceresinde görmüş ve hafifçe sadakor şemsiyesini yüzüne indirmiştir. Bu şair hanım bu meseleden serzenişle bahsederdi. Kendisini hazan kız talebeler görmek İsterdi. Haber gönderilip müsaadesi alınırdı. Bövle şeylerden de nek hos'anıraz^ı. Sadece ressam Mihri hanıma, resmini yaptırmıştı. .
Nasıl çalışırdı?
Boğazın üstünde, durgun, sıcak, sisli bir ağustos sabahı başlamak üzeredir...
Âşlyanın en üst katında, balkonlu odada hafif bir hareket var. Tevfik Fikret erkenden kalkmıştır. Balkonun önündeki büyük mindere uzanmış, koltuğunun altına Japon pazarından aldığı yastıklardan birini sıkıştır-mştır. Odanın İçindeki sessizlik âdeta tasallup etmiş gibi bir haldedir... Fikret çalışıyor!..
Onun zaten lk| çalışma zamanı vardır. Gecenin epeyce ilerlemiş saati veya böyle sabahın en
Âşiyanin bugünkü ha ünden bir görünüş
erken zamanı!.. Tevfik Fikret, çalışmak için bile zamanların en
sessizini seçer...
Yazdığı şeye eğilip bakarsak şaşırırız. Önündeki kâğıdın bir çok yerleri karalanmış, çizilmiş, bozulmuş, kelimeler değiştirilmiştir. Zira tfendJsi pek güç ve gayet uğraşarak, bir kuyumcu gibi işliyerek, kelimeleri uzun uzun tartarak çalışırdı. Günlerce. haftalarca, hattâ bazan daha uzun zaman bir şiirin üstünde durduğu, yazıp bozduğu, değiştirip yeniden yazdığı, sonra hepsini baştan başa çizdiği çok olmuştur. Son şeklini alan şiiri temize çekmeği ihmal etmezdi.
Tabiî bütün bunlar şiir yazarken mevzubahstl. Yoksa alelâde yazılarında böyle değildi. Hattâ bazan bunlaıj bir mektup kenarına, bir gazetenin etrafına yazdığı da oluıdu.
Yazılarının tashihlerini kendi yapardı
Tashih hataları Fikret'in âdeta asabını bozduğu İçin yazılarının provalarını daima kendi okurdu. Hattâ sırf tashih hataları yüzünden bazı yerlere yazı yazmaktan vazgeçtiği dc söylenir,
Yaptığı tashihlerde bilhassa «noktalamak» işine son derecede riayet ederdi. Hiç bir cümlenin noktasını, virgülünü, sorgu İşaretini ve ötekileri katiyen ihmal etmezdi. Bu hususta aşın derecede titizlik gösterirdi. Aynı şeyi pek hususî mektuplarında, hattâ çabuk yazdığı ve acele bir İş için gönderdiği bütün tezkerelerde bile hiç bir zaman ihmal etmemiştir. «?» Işaretslz bir sorgu cümlesi Fikret'in kaleminden çıkmamıştır.
Bu itibarla matbaalarda bazan saatlerce provaların tashihlerile uğraşır, atlanmış kelimeleri gayet güzel ve okunaklı yazıslle yeni baştan İlâve ederdi,
8ervetl Fünun o zamanlar, BabıâH yokuşunun alt başında, şekerci Rlfat efendinin yanında eski Sanayi bankasının yerln-deydl. Ekseriya perşembe günleri toplanılırdı. Tevfik Fikret Serveti Fünundan 30 mecidiye ay-
lık alırdı. Yazılar burada okunur, fikirler söylenirdi. Ekseriya Mehmet Raufun ve Hüseyin Cali idin yazılarındaki bazı hafifçe dekolte sahnelerin kapatılmasına bilhassa itina olunurdu.Mese-lâ Cahidin »Sukut- hikâyesini, Fikret satır satır okumuştu. Tasvirlerin—hele kadınlara ait olursa — gayet ağır başlı olmasına dikkat edilirdi. Ahmet İhsan mecmuayı çok İdareli ve hesaplı bir tarzda çıkarmaktaydı. İlk günlerde genç şöhretler para da almıyorlardı. Lâkin sonra Fikret ısrar etmiş ve yazı ücreti dağıtmak üzere Ahmet İhsandan 120 kuruş tahsisat almıştı. Bu suretle beğenilen yazılara makale başına 40 kuruş veriliyordu. Muharrirler bundan pek memnun oluyorlardı.
Mecmuanın sansür memurluğuna, »Mustafa bey» den sonra Velet Çelebi tâyin edilmişti.
Muharrirler ve Fikret umumiyet itibarile Velet Çelebi ile İyi geçiniyorlardı. Mamafih Çelebi yazıların mahzurlu gördüğü taraflarını çıkarmaktan geri kalmıyordu. Mustafa Asım sansürce çıkan İmiş bütün yazılan topluyor, bunlan büyük bir itina ile saklıyordu. Maksadı »sansürün çıkardığı yazılar» unvanile bir eser neşretmekti. Matbuat tarihimiz İçin hakikaten pek mühim bir vesika olacak bu eser ne yazık ki neşredllemedl. Çünkü bir yangın sırasında sansürün çıkardığı yazıların hepsi kül oldu.
Matbaa gömleği
Tevfik Fikret'i üç ay kadar Tanin'de görüyoruz. Bir yevmi gazete kadrosu içinde büyük şairin kendisine bulduğu iş de bir nevi sekreterlik, heyeti tahririye müdürlüğü gibidir.
Fikret gerek kendisi, gerek Hüseyin Cahit, gerek Hüseyin Kâzm için birer matbaa gömleği yaptırmıştı. Aşlyandakl ev gömlekleri gibi bunlar da tamamlle Fikret’in tarlflle yapılmıştır, Ka-naveceye benzeyen, koyu renkli
Tercüme edilerek ortaya çıkan bu eser Fransa İnkılâbının siyasi tarihidir. Kitabın yazıcısı Paris te edebiyat fakültesinde inkılâp tarihi kürsüsünü otuz seneden fazla İşgal eden ve tablatiyle Fransa devrimi tarihinin en salâhlyetll bilgini olan (A. Oıı-lard) dır. Bu kitap bize her olayın, ortaya atılan her fikrin mutlaka bir takım vesikalara dayandığını ve bıı suretle bir tarihin tarih metodu İle ne suretle yazıldığını ve yazılmak lâzım geldiğini göstermek İtibariyle çok kıymetli olduğu gibi dünyanın umumi gidisi üzerinde derin tesiri olan Fransa İnkılâbı gibi büyük bir hâdisenin ibretli tavsiyeleriyle dolu olmak İtibariyle de çok ehemmiyetlidir. Bu kitabın dilimize çevrllmeslle kütüphanemiz bütün dünyaca meşhur büyük bir eserin h-rrümeslnl kazanmıştır.
Kitabı dilimize çevirmek hizmetini gör'-n eski gazeteci arkadaşlarımızdan Tokat Millet vekili Nâzım Foroy'dur. Nâzım Poroy eserde mevcut bazı bahislerin okuyucular tararından daha kolay anlaşılmasına yardım etmek için etraflı bir hulâsa yaptığı gibi çevirme İşinde de çok itina göstermiş, konu İtibariyle ekseriya ağır olan bir kitabı tatlı tatlı okutmak çaresini bulmuştur. Tamamı üç cilt olan eserin İki cildi bitmiş ve Maarif yayınevi ile diğer kitapçılarda satılmakta bulunmuştur. Üçüncü cilt basılmak üzeredir. Birkaç güne kadar çıkacaktır.
Bu muvaffakiyetlerinden dolayı Tarih kurumunu da, Nâzım Poroy’u da tebrik eder ve bu emsalsiz eseri bütün okuyucularımıza tavsiye eyleriz.
Adapazarı, Düzce ve Bolu d a zelzele
Adapazarı 8 — Bu sabah saat 8 3 ı da şehrimizde 5 saniye kadir süren hafif bir yer depremi olmuştur.
Bu zelzele Düzce ve Boluda da hissedilmiştir. Nüfusça zayiat yoktur.
I|IIİII( UII|I,HU>HI,,HI|.,|IIII.|.U|HI , . .,"î7>nnTffWnWffîlTna keten gömlekler... .
Tevfik Fikret, Hüseyin Cahit, Hüseyin Kâzım matbaaya gelir gelmez hemen soyunurlar, ceketlerinin yerine.bu gömlekleri giydikten sonra masaları başına geçerlerdi. Sokak elbisesile matbaada çalışmak — aralarında verdikleri kararla — katiyen memnudu. Bu gömlekler dik yakalı ve omuzdan düğmeliydiler. Bu suretle matbaa. Çarlık Rusya d a gizli çıkan ihtilâlci bir gazete idarehanesini andırıyordu. îşlerj bitince gömleklerini çıkarırlar, dolaplarına asarlar, ceketlerini giyerlerdi. Karışmaması için gömleklerin üstünde markalan işlenmişti.
YazıJannın beğenilmesinden pek, memnun olurdu. Meselâ «Rübabın cevabı» piyasaya çıkar çıkmaz satılmış ve bitmişti. İdare işlerlle meşgul olan bir akrabası ve dostu o akşam eve geldi. Bu haberi Fikret’e verdi. Satıştan kazanılan 2000 kuruşu getirmişti. Bu o zamana göre mühim bir paraydı. Lâkin Fikret'i memnun eden şey bu değil kitabın bir günde hitmesiydi. Çocuk gibi sevindi.
«Rübabın cevabı» nın çıktığı günün gecesi Âşiyanda güzel bir ziyafet sofrası kurulmuştu...
Hikmet Feridun Es UMU |l| IHI III ■IMIIIIII IIIIII )|| itHiıımnmmIl CANLI "
Âşlyanın balkonundan alinmiş Boğazın resmi
TARİHLER
Bngiiıı Çıktı.
Canlı tarihler nedir? Memleketimizin en mühim fnakaml arında bulunmuş ve son asırdaki hayatımızın İçyüzünü bilen muhtelif meslekte-tanınmış ilim, fikir, ve sanat adamlarının; meşhur diplomatlar, askeri kumandanlar, alimler, doktorlar; valiler, hakimler, profesörler, edipler vs daha birçok meslek erbabının son derece enteresan ve çok kıymetli hatıraları dır,
İKİNCİ KİTAr
Profesör Mehmet Alı Ayni hatıraları
Böyyük Mimimiz üstat Mehmet Ali Aynî'nln bu kitapta anlattığı bahislerden bazıları; İlk müdürlüğüm - Sarayın aczine Örnekler - Slnopta-Talz’de - Kabasls eşklyası - Yemen çöllerinde - Asiler arasında - Arabistan âdetleri - Çatalca meselesi - Balıkesir vukuatı - Meşrutiyetin meyvaları - Türklyede İlk amele grevi - v_b. Bütün gazetecilerde -bulunur. Fİ: S0 Krş.
Çıkaran: TÜRKİYE YAYINEVİ İstanbul.

Sahile 6
AKŞAM
Bütün hizmetçiler kapıcının oda-| mesleklerinden bayağı iftihar du-sıııda toplanmışlardı. Zaten burası yarlardı. Hani hakikaten de Seher onların her zaman için «umumi ka- “ ' ’ «
rargâho ları idi. Dedikodular evvelıl | buraya getirilir, birbirlerine verilir ve sonra etrafa dağıtılırdı. Bunun için' Memlş'ln odası günün bazı saatle-1 İnde, hıırb zamanında bir ajans oda-, sini, yahut bir gazete idarehanesini andırırdı. Bütün semte alt aşklar, kavgalar, yeni nişanlanmalar, ayrıl-1
i.ua kararlan, muhtelif evlerdeki muhabirler, yrnıi hizmetçiler vasılaslle hep buraya koşlurulurdu. Yalnız; hâdiseler değil, buradaki evlere, apartmanlara dair bir takım gizli malûmat da öğrenilip buraya getirilirdi. Filânca hanımefendinin hakiki yaşı, falancaııuı saçlarını ne ile boyadığı, filân beyin gece on buçuktan sonra nereye kaybolduğu, talana yeni kürkünden kimin aldığı hep evvelâ Memtş'in odasında söylenir, işitilirdi. Dedikodular dağıtıldıktan, herkes öğreneceğini öğrendikten, İstediklerini aldıktan sonra — tıpkı gazete muhabirleri glb! — yine kendi mıntakala-rma dağılırlardı Yeni havadisler toplamak üzere,
Lâkin ekseriya da, birbirlerine çalıştıkları «kapio ları çekiştirmek maksadı ile toplanırlardı. Bugün de İşte yine öyle yapıyorlardı. Arnsıra yukarıdan sesler geliyor, İçlerinden birinin ismi bağrılıyordu.
Fakat kendi adı çağrılan omuzlarını kaldırarak;
— Aldırmaaaa... Boş ver... Patlamadılar ya... Bağırırlar, bağırırlar, nihayet susarlar... diyordu.
Hakikaten de öyle oluyordu. Sesler bir müddet devam ettikten sonra — bağıran ümidi krsmeli ki — susuyorlardı
Bugün içlerinden en kıdemlisini, on yaşlı başlısını, en tecrübelisini kendi gruplarına reis seçtikleri Seher ablayı dinliyorlardı. Bu kadın hakikaten pek dikkate lâyık bir tlpdi. 58 yaşında ıdl ve tam yarım asırdan beri de hizmetçilik ediyordu. Hattâ Fransızca bilen, İngilizce’den anlıyan ve 45 liraya çalışan genç bir hizmetçi kız;
— Niçin herkes yapıyor da biz yapmıyoruz? Seher abla İçin bir Jübile yapsak nasıl olur?., demişti. Ve arkadaşlarına jübilenin ne demek olduğunu söyleyince herkes bu fikre İştirak etmişti:
— Bütün meslek sahipleri yapıyorlar da biz niçin yapmıyalyn?.. Hizmetçilik bir meslek değil midir?., demişlerdi.
BU ssjz ne zaman yanında açılsa
«Seher abla» coşardı:
— Hizmetçilik neden meslek olmı-yacakmış’’.. Hem de ne meslek!.. Ne meslek!.. Acaba hiç bir meslek onun serçe parmağına su dökebilir mİ?., derdi
Kendisini mesleğinin en büyük üstadı addeden Seher abla sonra da gururla şöyle ilâve ederdi.
— Hizmetçilik etmeden hayatı, insanları öğrenemezsin kİ!.. Dört sene’ Inlversltodc okuyacağına bir sene hizmetçilik et... Bak neler, neler öğreneceksin ... Her ev ayrı bir kapalı kutudur. Bu kutuya hariçten yalnız sen girebilirsin ,. Yabancı olduğun halde evin insanı sayılırsın. Bütün kıyıyı, köşeyi, o kapılı kutunun tekmil esrarını öğrenirsin. Hangi meslek İnsana bunu kazandırır?..
50 senelik hizmetçi bu müddet zarfında 117 kapı değiştirdiğini iftiharla anlatır ve der kİ:
— Herkes bir tek, keııdl Ailesinin sırrını bilir... Ben 117 ailenin içinde bulundum. Onlarla beraber yaşadım. Bir hamur oldum. Bûliin esrarını öğrendim. 117 ftlle. 117 ayrı ev... Dile kolay bu.,.
Ve genç hizmetçiler bu dili gayetle kuvvetli kadına, mesleklerinin pirine hayran hayran bakarlar, onun fikirleri, kullandığı lügatler, kurduğu cümleler karsısında bayağı saygı duyarladır
«Seher abla» âzası bulunduğu İçin
, I yarlardı. Hani hakikaten de Seher 'abla bu İşe kendisini tamamlle verilmişti- o doğuştan hizmetçi olarak ■ yaratılmıştır. 50 yıl ne evlenmiş, ne ' de zengin olup bir köşeye çekilmek | gibi bir hülya kurmuştu. Onun bütün • .ideali bu hizmetçilik meselesi üzerin -. de saplanmış kalmıştı.
Bugün «Seher nblaonuı bütün babaları üstünde idi MemJş'ln odasında küplere biniyordu:
— 117 kapı değiştirdim. İlle ve lâkin bunlar kadar çingene, bunlar kadar pinti, bunlar kadar cimri İnsanlar görmedim... Meselâ Tatar böreği yaparlar değil mİ?. Bana tenbth üstüne tenbih:
— Aman Seher... Sakın çok yeme,.. Senin tansiyonun vardır. Dokunur...
Ertesi günü yen! beyaz undan baklava yapılır, bu sefer hep bir ağızdan başlarlar:
____ Seher bir samsa baklavadan fazla yeme ha., Biliyorsun ya... Senin tansiyonun var... Sonra ne yaparız?.. Ölürsün maazallah!.. Sanki b‘n hizmetçiliğe iki ay önce başlamış mesleğin «cemisi toy bir kızmışım gibi... Bana baksanıza siz... Kimi kandırıyorsunuz?.. Seher’de o »izlere inanacak göz var mı kİ?.. Tansiyonmuş!.. Klnıin tansiyonu? aBüyük . hanımefendi» olacak karı b?nlm ha- f mlnnem yaşında. Onun tansiyonu ; yoktur Baklavaları lâmpur lumpur ’ atıştırır. Bize gelince tansiyon değil ( mİ?.. Biz elli senelik hizmetçilik etmiş j 117 kapı dolaşmış İnsanız. Böyle şeyler! yutar mıyız?.. A hanım Vallahi ( çıldıracağım. Neve elimi «zatsam;
— Aman yemt* . Senin tansiyonun , var... diye karşıma dikiliyorlar. Has- ' talıktaıı korktuğumu biliyorlar ya. ‘ tansiyonu umacı gibi karşıma çıka- ( rıp duruyorlar. Çıldıracağım billıihl | kardeş... Hay siz! tansiyonlar götür- , etin e mİ?..»
Seher abla böyle söylerken üçüncü ( katta oturan hanımlarına bakıyor- , muş gibi gözlerini yukarıya kaldın- , verdi.
— Amma ben yapacağımı bilirim... Bilirim!,. Hele bir evde yalnız kalayım... Alimallah o buz dolabını, o yemek dolabım boşaltaeağım.. Hem de misafir hazırlığı yapılacağı bir zamanda... Tansiyon mu?.. Alın size tansiyon... Midem katdırablldlğ! kadar yiyeceğim... İnat değil mİ bu?. Siz kimi kandırıyorsunuz bakalım?
Ve Seher abla bir gün dediğini
İkine! devre lig maçlarmuı sekizinci hafta karşılaşmalarına yarın Şeref. Fenerbahçe, Galatasary, Vefa stadlarmda devam edilecektir. Sahaların karla kapalı olması yüzünden geçen pazar tehir edilen maçlar liglerin sonuna bırakılmıştır.
Ajanlığın tesbit ettiği programa gper yarın Şeref stadında: Siileyma-rılye - Beyoğlu, Beşiktaş - Kasımpaşa, Fenerbahçe stadında: İstanbulspor - Fenerbahçe. Galatasaray stadında- Hisar - Galatasaray, Vefa, stadında; Beykoz - Vefa takımları I karşılaşacaktır, Lig maçlarının nlha-yetlenmeslne üç hafta kaldığı halde kulüplerin birbirine gerek maçlardan evvel ve gerekse yeril müsabaka talimatnamesine uyarak maçlardan sonraki bir haftalık müddet İçinde yaptıkları itirazlar yüzünden birinciden üçüncüye kadar olan dereceler müstesna diğer dereceler henüz katiyetle belli olmamıştır. Bu bakımdan liglerin üçünciiden sonraki dereceleri İçin bu son üç hafta içinde yapı'a-cak müsabakaların çok alâkalı ve heyecanlı geçeceği şüphesizdir.
Beyoğlu - Süleymaniye
.--- — „— ---------- Şeref stadında günün İlk maçı
yaptı. Onların yalanını meydana çt-' Sûat 33 d(? Beyoğlu İle Süleymanlye knrtmak için hakikaten ıo^dllim^bö-; iirasmda yapılacaktır Beykoz’a yenilerek dördüncülük şancı zayıflayan Beyoğlunun son oyunlarda rakiplerine yaptığı bazı itirazları kazanması ıhtlnıal dahiline girdiğinden dördüncülük ümidi tekrar belirmiştir. Bu cihetle llğln son oyunlarını galibiyetle atlatmak Istiyeceğl t/biidlr. Beyoğîu’nun dördüncülük İddasına mukabil Süleymanlye de muhtelif İtirazlar yüzünden karışık bir durum arzeden sonunculuk dâvasından yakasını sıyırmak gayesile çalışacağından bu karşılaşma haftanın sıkı maçlarından birisi olacaktır. Mevs'm başında İdareyi eline alan eski Sü-leymaniye'lilerln takımda son yaptıkları ıslahatla kulüplerine iyi bir İstikbal hazırladıkları muhakkaktır. Fakat kalecileri çok acemi görünmektedir. Bu noksanı da telâfi ettikleri takdirde ligleri iyi bir derece He ve sonunculuğu atlatarak bitirmeleri beklenir.
Beşiktaş - Kasımoasa
Şeref stadında İkinci karşılaşma saat 15 de Bnşlktoşla Kasımpaşa arasında yapılacaktır. Kıymetli Ve 15 bilir İdareciler elinde gönden güne olgunlaşan Beşiktaşlıların şampiyonluğu tahakkuk etmiş bir vaziyetidir. Takım heyeti umumiyesi itlbarlle tam bir anlatmaya doğru gitmektedir. Bilhassa eskiden milli takımı çalıştırmak üzere bir kere daha şehrlmi-z* gelmiş bulunan M, Slayttın Besik-taşın antrenörlüğünü kabul etmiş
Fek, bir tavuk, yarım tepsi bak’avn. ve saire yedi. Memnundu.
Fakat birdenbire başı döndü. Yere yıkıldı. Bayıldı Koşuşanlar onu zorla kendine getirdiler. Hâlâ söyleniyordu:
— Açlıktan gözlerim karardı a dostlar, bir tansiyondur tutturmuşlar... Karılar beni açlıktan az daha öldüreceklerdi'’. » diyordu.
(Bir yıldız)

Eskrim birincilikleri
İstanbul eskrim ajanlığı tarafından tertlbedllen eskrim şampiyonluğu müsabakalarına bugün saat 18 da Dağcılık kulübünde başlanacaktır. Müsabakalar tecrübesizler, tecrübeliler ve kızlar olmak üzere üç sınıf eskrimci arasında yapılacaktır.
Basketbol Tiüsabakaları
Sportif oyunlar ajanlığının hazırladığı basketbol müsabakalarının dd-mlfinal karşılaşmaları yarın saat 14 de Eminönü Halkcvlnde yapılacaktır. İkinci kategoride Galatasaray - Beyoğlu, birinci kategoride Kurtuluş -Beyoğlu takımları karşılaşacaktır
Dahilî atma ve atlamalar
Kapalı salon atma ve atlama müsabakalarına yarın sabah saat 14 de Kurtuluş kulbiinde kızlar arasında atma, erkekler arasında üç kategori atlama rniisab?kalan ile devam edilecektir.
Bir erkeğin kadını
MACERA VE AŞK ROMANI
Yastan: Maurice Leblauc Çeviren: (Vâ - Nü)
— Tefrika No. 38
Birbirlerinin ne demek istediklerini anlıyorlardı. Şimdi artık yuvalarını, samimiyetlerini yeniden kurabilirlerdi.
Aradan birkaç gün geçti, şehre dönmeği düşünmenin .lirasıydı. Avukatlık rtıeslegl, Patrlce'ln Parlste bulunmasını kabl şekilde lcabetliriyor-du. Diğer cihetten. Delbot'yu şatonun etrafında dönüp dolaşırken muhtelif sererler görmüşlerdi.
Bir akşam, oturdukları odanın penceresinin kanadı birdenbire İtildi, bir erkek onlara doğru dehşetle koştu.
— Kurtarınız beni, rica ederim, kurtarınız!
— 812 kimsiniz?
— Julot Caboche,.. Mavi Çayır akşamı otomobilinizin yanına gelen benim Sîzlere şampanya dağıtanım. Sonra, kaçtım. Fakat Delbot beni yakaladı Şimdi de peşimde kovalıyorlar, korkuyorum.
— İstediğiniz nedir?
— Beni bir dakika dinlemeniz.
— Plerjeuşe'ü siz mİ öldürdünüz?
— Hayır, öbürü öldürdü. Adaşım.
O kargaşalık esnasında,, geceleyin aramıza karışriüştl. Oradan tüymemi bana emretti. Heriften pek korkardım. Dediğini yaptım. Gözü İnci gerdanlıktaydı. Plerreuse, çaldığı gerdanlığı ona vermek İstemediği için adaşım onu öldürdü.
Bense, saklanmıştım. Herkes kaçtıktan sonra Plerreus’ün yanına yaklaştım. Ona bir yardımda bulunup bulunamayacağımı anlamak İstedim. Ruhunu teslim etmişti. Civarında, otların Üzerinde her halde Julot'ya kaptırmamak İçin atmış olduğu inci gerdanlık duruyordu. Tesadüf bu ya, gözüm İlişti, ben de gerdanlığı aldım.
«Meğer almamalıymışım. Hatâ etmişim! O ana kadar hayatımda hiçbir feci hatâ işlememiştin-.. Yaptığım bütün suçlar, sarhoşluktan, polise küfürden, kavgadan, âlemi rahatsız eden gürültüden ibaretti.
«Lâkin ben namuslu bir İnsandım. Şimdi birdenbire hırsız, oluverivor-dum. İsterseniz, bana inanınız, isterseniz inanmayınız; amma, hakikat
LİG MAÇLARI
Haftanın programı
ve/a takımı
■Haftanın mühim karşılaşmaları Beykoz - Vefa Fenerbahçe - İstanbulspor arasında yapılacak


I



bulunması takımın İstikbali İçin çok hayırlı netice vereceği muhakkaktır. Yarınki rakipleri Kasımpaşa enerjik oynamakla iştihar etmiş olduğundan İhmal etmemeleri lâzımdır,
Fenerbahçe - 1. Spor
Fenerbahçe stadında günün yegâne maçı saat 15 te İstanbulsporla Fenerbahçe arasında oynanacaktı. Galatasaray maçında vazifesine yetişmek üzere oyunu yarıda bırakarak Sahayı terkeden Melihi oynatmakla1 i idari bir hata yapan Fenerlilerin hücum hattındaki ıslahata müdafaayı da katmaları lâzım geldiği 30li maçta belli olmuştur. Cihadın kaleyi müdafaa İşinde çok yalnız kaldığı muhakkaktır. Bu ıslahat gerek hai hattı ve gerekse son müdafaa için el- • zemdir. Yarınki rakipleri Istanbulsuor kümenin en İyi futbol oynayan takımlarından birisidir. Bilhassa son maçlarında güzel oyunlar çıkaran su-' rı slyhalılann ihmale gelmediğini1 düşünerek oynamak her halde san lâcivert takımın hhiııe olur.
Galatasaray - Hisar
Galatsaray stadında saat 15 te ya-, pılacak olan bu karşılaşmanın Hi-| sarılıların enerjik oyununa mukabil ne de olsa takımlar arasında kuvvet farkı olduğundan Galatasaray lehine kapanması İcabcder. Galatasaray takibimin da bilhassa hücum hatlında Fenerbalıçede olduğu gibi değişiklik yapılması netice alan oyun çıkarmak bakımından lüzumlu hale gelmiştir Dikkat edilirse sarı kırmızdılar maçlarının hemen hepsini büyük zorluklar içinde ve gol kısırlığa içinde kazanabilmektedirler. Tş başında bulunan futboldan çok İyi anlıyan İdarecilerinin bu aksaklığa bir çare bulacaklarını tabii görmekteyiz.
Beykoz - Vefa
Vefa stadında günün yegâne maçı saat 15 te Beykozla Vefa arasında yapılacaktır. Beykozluların Beyoğlu-sporıı yenmekle beraber son üç haftalık maçlarında da. iyi bir netice aldıkları takdirde ancak dördüncülüğü mğlıyacakları göz önünde tutulursa bu maçta Vefaya galip gelmek için çok çalışmaları lâzımdır. Rakipleri Vefa saha avantajından maada son günlerde takımını düzeltmiş eski takımları kadar olmasa bile ona yakın maçlar çıkarmaya başlamıştır. Bey-kozhılnrın dördüncülük iddiası karlar veşit be.vizlılarm da iyi bir derece almak yolunda gayeleri geniş bulunduğundan bu karşılaşma haftanın çetin oyunlarından birisi olacaktır Kuvvetler arasında pek bârla bir tefevvuk olmadığından ancak fırsatları iyi kullanan taraf maçı ka?.anabl Iccektlr ŞnAZt Tercan
bir
son

şudur kİ vicdan azabı çekmeğe başladım. Azaplarım şu anda hâlâ sürüp gidiyor. Geceleyin kâbuslar geçiriyorum. Gündüzleri titreyip, için için kendimi yeyip duruyorum.
•. Bu İnci gerdanlık beni korkutuyordu. Onu, Marly civarında, üç ana dallı bir kestane ağacının, kovuğuna saklamıştım. İçimde daima bir arzu vardı: Giderek, yerinde durup durmadığına bakmak. Artık yaşıyamaz olmuştum.
«Bunu müteakipti kİ. Julot, kendini benim yerime koyarak geldi, şantaj yaptı. İşin arka tarafını biliyorsunuz: Tevkif edildim, julot polis müdlrlyetinin otomobiliie kaçtı, Benden kâğıtlarımı aldı Adaşımın öldüğünü ve benim hapisten kaçtığımı da biliyorsunuz.
«Hürlyetime sahip olur olmaz, derhal Marly ormanına gittim: oradan kolyeyi aldım.
«Elime mücevherleri tekrar geçirdikten sonra, gene vicdanım ben! rahat bırakmaz oldu. Endişeler, İşkenceler, hulâsa şeytanlar, iblisler, beni berbadetti Şayet polis beni mücevherlerle yakalarsa, artık arkasını siz tasavvur edin.
«İşte bunun İçindir kİ, seyahate çıkmağa karar verdim. Parlsln havası, suyu artık bana yaramaz! Fak'i.t gitmeden evvel, her işi bir nizamına sokmak, eksiği gediği tasfiye etmek istiyorum. Bu şehirden sıvışan* ka-
dar polis bent tevkif edemezse, gide ceğim yer her neresi İse. orada bambaşka bir insan olacağım Of, artık bu yükün altından kurtulacağım.
Cebinden İnci gerdanlığı çıkardı.
Hiç de aktörlükle, yapmacıkla alâkası olmıyan bir tavırla, mücevherleri Patrlce’e uzatı.
Avukat sordu:
— Buna karşılık ne kadar istiyorsunuz?
— Bir pul istemem. Tekrarlıyorum: Ben fena bir insan değilim. Buraya şantaj maksadtle gelmedim.
— Öyleyse niçin geldiniz?
— size alt olan bir şeyi size İade etmek İçin! Kendime karşı temiz çıkmak için! Şu vicdan yükünedn kurtulayım. Buyurun, madam, kolyenizi alın... Sayın bakalım: Tanelerinde eksiklik yok mu?... Vallahi bir tanesini bile almadım.
Domlnlque. mücevherleri aldı,
Herif, geniş bir nefes alarak:
— Oh, hamdolsun! —* dedi. — Dünya varmış... Aman, nasıl rahatladım. bilemezsiniz.
Bir sükût hüküm sürdü. Patrlce. kolyeyi çekmeceye killtlemlşt 1. Do-minlque'le bakıştılar.
şimdi, İşte yeniden, konuşmaksa ın anlaşıyorlardı Jülot’nun söyllyt-blle-ceğl şeyler bundan İbaret değildi.
(Arkası varı
FENERBAHÇE STADINDA:
Saat 13 İat. Bpor - Fenerbahçe (B), Karayel, Ceylân, İlgaz, saat 1B Fenerbahçe - İst. Spor Esin, Elmen, Şannan.
ŞEREF STADINDA;
Saat 13 Süleymanlye - Beyoğlu 1 Savman, Ozgan, Erge; 15 Beşiktaş - Kasımpaşa Tezcan, Akal, Gtiventürk.
GALATASARAY STADINDA: Saat İS Galatasaray - Hisar
Garon, Pural, Akduman.
VEFA STADINDA:
Saat 13 Vefa - Beykoz Uluoz, Eldem, Gezen; 15 Beykoz - Vefa Kılıç. Gezen, Eldem.
-
İstanbul kapalı kort tenis birincilikleri
Şehrimizde İlk defa olarak tenis federasyonunun tertlbetliğl kapalı kort maçları iki giindenberl Kadıköy Halkcvlnde güzide bir seyirci kitlesi tarafından büyük bir ilgi ile taklbe-dllmlştlr.
Bu oyunların en heyecanlısı Celâl Uluğ ile Melih arasında oldu ce-lâl'ln gayet kuvvetli IDriveı larına karşı Melih epeyce zorluk Çekti, fakat rakibine ltarşi daha tecrübeli olmasından ötürü maçı 3/fl 6 '4 6 '4 kazandı.
Vedat Abut ile DavitTn maçı da çok zevkli ve uzun oldu, Neticece Da-vlt kuvvetli rakibini 4 (J 7/5 8 6 yendi.
Diğer maçlarda Krls iyi bir oyunla Encs’l 6'0 9 11 6'3. Ciras Osman'ı 6/3 6 2: Beliğ Beler Erdoğan’ı 6/0 8/3: Suat Baykurt Ras'n'l 6/2 6/l; Arevyan Reştan’ı 6 0 6/2; çiftlerde de Suat Bavkurt - Krls. Erdoğan - Osman'ı 6 2 6/0; Suat Nemli - Artv-yan, Davit - Clras'ı 12 16 7'5 m*ğ-lûbet mislerdir
Bugün (10'2/®'5> saat IS de döml finaller, varın da gene saai 15 te finaller yapılacak ve bu suret’e î • tanbıılda ilk defa olarak kapalı kort tenis yıldızları belli olacaktır.
Maçlara giriş s^çrbest’r.
_____________10 Şubat 1945
Batı Almanya’dan Coğrafi incelemeler (Baş tarafı 4 üncü sahlfedeı
Rhln nehrinin doğudan aldığı Ruht çayı havzasına,, aynı adı taşıyan v« bir asra, yakın bir zamandan bşrl işletilen kömür ocakları yüzünden akılları durduracak derecede çok insan, sermaye, fabrika, yüksek fırın, İptidai ve mamul madde, şehir, kasaba, köy toplanmış ve bu toplantı çayuı v« kömür havzasının sınırlarını çoktan aşmıştır. Rlıln’ln sağ yakasından sol yakasına atlamış olan bu saha Rhln masifimin son eğimlerini tırmanarak aşağı Rhln ovasındaki Munster havzasına kadar ulaşmıştır. şayet havzanın maksimum olarak yayıldığı sahayı ele alırsak eksenleri batıdan doğuya 150. güneyden kuzeye 100 kilometreyi bulan 10,000 kilometre kareli^ ve 1Q milyon nüfuslu eliptik bir alan karşısında bulunuruz. Eğer sadece uranlaşma-ııın umumi olarak her tarafını kapladığı nispeten daha kiiçiik bir saha İle kanar isek Walsom ve Hamm aşağı yukarı bu alanın kuzey, Dilssc*-dorf, Rcmscheid, Soilngen güney sınırlarını teşkil eder. Doğudan batıya 110 kilometre uzunluğa karşılık kuzeyden güneye 31 kilometre genişliğinde olan bu toprakların yüz ölçümü 6.000 kilometre karedir ve burada 7 milyon nüfus yaşar (kilometre başına 1200 uüfusi.
Umumi olarak Rulır adını taşıyan bu havzada maden kömüründen v« büyük urandan doğma ve tıpkı şlmik bir çökeleğin (rüsup) taneleri eibl âdeta birbirine yapışmış bir yığın şehir vardır. Bunlardan 15 kadannıû nufusu 100.000 i geçmiştir. Bu şehir yığını içinde Elberfeld. Barmen, Gel-senkirehen - Bur. Bochum gibi şehirlerin nüfusu 300.000 1 geçer. Dort-mund. Düsseldorf, Duisbourg gibi se-hirlerlnkl de yarım milyonu bulur. Bütün bu bölgenin en büyük ve en güzel şehirl meşhur Krup fabrikalarının bulunduğu 750.000 nüfuslu Essen şehridir
Avrupanın en büyük kömür havzalarından biri olan Rhuı-'ün yıllık kömür istihsali (bütün Almanya kömür istihsalinin C5> 77 sil 110 milyon tondur. Yine bu havza Alnıanyada yapılan kokun beşte dördünü ve çeliğin üçte ikisini verir. Bölge ahalisinin beşte dördü uran ve ticaretle geçinir; amelenin sayısı İse bir milyonu çoktan geçmiştir, Bu amelenin yatım milyondan fazlası kömür kuyularında çalışır.
Kuyulardan kömür çıkarma ve ağır metalürji havzada görülen uransa! faaliyetin en mühlmml olmakla beraber ancak bir kısmıdır Dokuma uranları (pamuk, ytin. İplik) yüz binlerce amt-leyi geçindirmektedir. Kimya uranı da, başlıca merkezleri burada buiıınmakla beraber, çok mühimdir Bölge hemen hemen bütün AlmanyanLn ve kısmen de dışarının iptidai maddelerini kendine çeker, civar bölgelerle dış memleketleri kömüre ve fabrikalarından çıkan mamul maddelerine boğar
Dünyanın hiç bir uran bölgesi bu-ranınkl kadar kompleks, buramnkl kadar canlı bir organizma arzede-mez. Burada teşkilâtlandırma fikri ve dehası, tabiatın cömertçe hazırladığı yer altı ve yer üstü zenginliklerinden maksimum derecede faydalanma imkânlarını son raddesine kadar vardırmış, İstihsalin, mübadelenin mekanizmasını bütün teferruatlım düzenlemiş ve istihsali daima ihtivaca uydurmuştur
İşte bugünlerde Ingiliz ve Amerikan kuvvetlerinin batıdan istilâya hazırlandıkları Rhur havzası böyle bir yerdir. Filvaki burada beşerî faaliyeti. son derecede zengin İşletilmesi nispeten koJay maden kömürü damarlarının mevcudiyeti. Almanyanın ve belki de bütün dünyanın en güzel su yollarından birinin bu havzanın yanı başında bulunması, çalışacak kolun bolluğu ve saire gibi uygun şartlar desteklemiştir .Fakat ne de olsa elde edilen netice hakikaten baş döndürücüdür İşte Alman devleti bünyesinde tuttuğu hayati yeri yukardan beri anlatmağa çalıştığımız Rhur havzası Rhln su yolu He birlikte Almanyanın h'»k'katen kalbi ve bel kemiğidir
Hiç şüphe yok ki buralarını vc buralarla beraber kömürünün yüzde 77 sini, uranının belki de dörtte ÜÇÜ-nû kaybedecek olan Almanyanın zaten sarsılmış olan savas kudret! büsbütün zavıflıvacaktır
A- MACİT ARDA
Şehir tiyatrosu komedi kısmı ne o’ma’ı?
(Baştaraft 3 üncü say/ada'ı
Evet. Şehir Tiyatrosu komedi kısmı bir halk tiyatrosu olmalıdır. Evvelce Muhsin Ertuğrul’un da bu kanaatte olduğunu şu yazısından anlıyoruz:
«Bizde iDarülbedayiı teessüs ettiği zaman herkes gtbl ben de aşağı yukarı bir halk tiyatrosu ümidedlyor-dum. Çünkü fakir bütçemizden az, çok ayrılan meblâğı İnsan mahalline masruf görmek istiyor Vâkıa Şehre-manetlnîn Darülbedayie verdiği senevi tahsisat büyük değildir. Fakat İstanbulun her köşesinden insanın yüzüne haykıran sefalet ve İhtiyaçla mukayese edilince bu para büyüyor, büyük gözüküyor. Bunun İçin de şüphesiz herkes İstiyor ki sefaletin ağzından kapılan bu lokma, halka mânevi bir fayda temin etsin. Btr zamanlar ve hattâ hâlâ hayatı sanatımın geçtiği bir mûessesenln halka maalesef nâfi olamadığını görmek ve söylemek benkıı İçin acı bir şey.. Fakat lâzım. Halbuki Darülbedaylln bu memlekete müfit bir unsur olabilmesi ne kadar kabildi Bir kere en İyi sanatkârlar orada idiler ve sonra halk rağbetin âzami derecesini gösteriyordu. Eğer doâru yoldan gltsey-dlk. biz! taklbeden halkı istediğimiz gayeye eriştirecek, istediğimiz seviyeye yükselecektik,»
Bunun yapılamamasının sebebi, yine aynı yazıdan öğreniyoruz ki «temaşadan başka her şeyden anlıyan adamların» müdahalesi olmuş.
O zaman böyle imiş, olabilir. Fakat bugün de böyle mİ? Katiyetle soyli-yebllirint, bugün belediye, Nurullah Ataç’in dediği gibi, Şehir Tiyatrosunun ne demek olduğunu düşünmek zahmetine katlanmamakta ve onun İdaresini herhangi bir «şartname»-slz, yani bilâ kaydüşart Muhsin Er-tuğrul’un eline bırakmaktadır. Bugün herhangi bir müdahale mevcut olmadığına. Muhsin Ertuğrul’un da aynı düşüncede bulunduğu, okuduğumuz sözlerinden, anlaşıldığına göre Şehir Tiyatrosu komedi kısmı neden olması lâzımgeldiğl gibi olmuyor? Olamıyor. «Halkın zevkini ve terbiyesini yükseltecek yerde alçaltıyor. Ahlâktan ziyade ahlâksızlığa hizmet ediyor.»
Taş çatlasa tahinin edemezsiniz: Bu son cümle de Muhsin Ertuğrul’un yazısından alınmıştır. 1922 de temenni ettiği bu hususları, yirmi üç sene sonra, kuvveden flüt' çıkarmasını Muhsin Ertuğrurdan istemek bilmem çok mudur?
Dram kısmı «Yaylâ kartah» ndan sonra «Casuslar» ı oynıyacağına göre bu tiyatro mevsimi asgari İki telif. eser temsil elmiş bulunacak Yani. I Miıhshı Ertu'/rul duymasın, temennim yerine gelecek. Dram kısmı İçin herhangi bir itirazını knlmıyaç&û
Komedi kısmına gelince: Rejisör]
Muhsin Ertuğrul da tlyatrosever Muhsin Ertuğrul’un sözlerini dinler ve komedi kısmını nezih bir halk tiyatrosu şekline sokarsa yalnız benim değil, hiç kimsenin, hattâ belediyenin. bir diyeceği kalmaz. Kurulacak halk tiyatrosunun yüzü suyu hürmetine yirmi üç sene evvelki bu güzel sözlerin nasıl unutulduğunu kimse sormak bile İstemez.
Vaktiyle komik Haşatı Efendiye bir tiyatro mektebi olarak Darülbedaylln açılacağını haber vermişler, onun İşine artık kesat geleceğini bildirmek İstemişler, Rahmetli cevaben: «Ben tiyatro mektebi değiJ. iptidai mektebi açılmasından korkarım.» demiş. Bu cevapta üzerinde durulması, düşünülmesi gerekli büyük bir hakikat parlıyor. Yazımın başında söylediğim gibi yeni binalar içinde yeni yeni ilk mektepler açıldı. Halk tiyatrosunu kurma sırası geldi, geçiyor bile.
Selim Nıizhel! Gerçek
İP -Şubat İS"" ________
Maliye müfettiş muavinliği müsabaka imtihanı
Maliye müfettiş heyeti başkanlığından:
1 - 36 lira maaşlı Maliye Müfettiş Muavinli» için 7/Mayıa/945 pazar-te&i Rûnii müsabaka İmtihanı yapılacaktır.
1 _ Aranan şartlar şunlardır:
rıi. Memurin kanununun 4 üncü maddesinde yanlı evsafı haiz olmak.
b) . 1945 Ocak ayında 30 yaşını doldurmuş bulunmak.
c) . Siyasal Bilgiler Okulu. Hukuk veya İktisat Faültelerindcn, Yüksek Ticaret ve İktisat Okulundan veya bunlara muadil derecedeki ecnebi okullardan mezun olmak,
d) . 3656 numaralı teadül kanununa göre 10 uncu dereceye tayin şartını haiz olmak.
el. Yapılacak tahkikat neticesinde karakter itibarlle Müfettiş olablle-oek vasıfları haiz bulunduğu anlaşılmak,
2 — İmtihana talip olanlar l/Nisan/945 tarihine kadar «Maliye Bakanlığı Teftiş Heyeti Başkanlığına» dilekçe İle müracaat edeceklerdir.
3 Dilekçeye şu evrakın raptı lâzımdır.
a) . Nüfus cüzdanının aslı veya tasdikli sureti Ve adresi,
b) . Kendi el yasasUe tercüme! hal hulâsası,
c) . Askerliğini yaptığına veya Nisan 1945 den İtibaren asgari bir »ene hizmetten tecil "edilmiş bulunduğuna üalr r«sml vesika
di. Okul şehadetnamesi veya tasdiknamesi.
e) . Sağlam ve yolculuğa mütehammil olduklarına dair resmi rapor.
4 — 3 üncü maddenin iC) fıkrasında zikredilen nskcrl vesika 1/Nisan 1946 tarihine kadar temin vc- dilekçeye rapta mümkün olmadığı takdirde bu vesikaların 3/Mayıs/1945 perşembe akşamına kadar Başkanlığa verilmiş olması caiz ve lâzımdır.
5 — Taliplerin aranılan şartları haiz olanlar tahriri ve şifahi olmuk üzere iki imtihana tabi tutulacaklardır. Tahriri imtihan Ankarada ve İs-tanbulda ve bunda muvaffak olanların şifahi İmtihanı Ankarada yapılacaktır. n — İmtihan programı dşağıda gösterilmiştir:
1. — Maliye
a) Bütçe. (ihzari. tatbiki, tasdik-ve kontrolü) muhasebe! umumiye kanunu hükümleri,
b) . Vergi naaariyelerl ve nsulleri. Vasıtasız ve Vasıtalı vergiler (sedül lü vergiler, Gümrük. İnhisarlar, Borçiar> TürUyedeM Vasi tosu ve Vasıtalı vergiler,
e) Maliye Bakanlığının Merkez ve Vilâyetler teşkllâu,
dT. İstikraz norarlyeleri, tahvili düyun amortisman, Türkiye düyunu amunnyesl ve tarihçesi,
2. — İktisat: '
(iktisadi meslekler, istihsal, tedavll «nakit ve itibar, İnkJsam Ye istihlâk bahisleri'.
3. — Mail ve Ticari Hcoap:
(Basit ve mürekkep faiz; Iskonto, faizli hesabı cariler) hendese (Satalı ve hacim mesahaları).
Usuiu defteri:
.Ticari ve Sına! muhasebelerle Devlet Muhasebeci hakkında nazari ve tatbiki malûmat).
5-— Hukuk:
idare hukuku ve bu meyan da idari kaz® ve mercileri, memurin mu-hakemaUvc 1609 numaralı kanunl.ır. Ceza muhakemeleri usulü kanununun esaslar; »e tahkikata müteallik hükümleri, Ceza kanununun memur suçlarına ait kısmı, kanunu medeni, borçlar, İcra ve iflâs kanunları ve Ticaret kanununun Mâliyeyi alâkadar eden hükümleri.
e, — Ecnebi lisanı;
ı Fransızca. Almanca, İngilizce ve İtalyanca dan biri Devlet lisan imtihanında muvaffak olanlar başkaca lisan İmtihanına tabi tutulma».
IH. — imtihan neticesinde Müfettiş Muavinliğine almanlar uç «ne sonra yapılacak ehliyet imtihanında muvaffak olurlarsa Maliye Müfettişliğine tayin edilecekler ve staj İçin Avrupaya gönderileceklerdir. .1717.
UMUMİ HEYET DAVETİ AKTALYA UMUMİ NAKLİYAT Türk Anonim Şirketinden Şirketimizin senelik hissedarın umumi heyetinin aşağıda yazılı ruznamedeki maddelerin müzakeresi İçin l mart 945 tarihine müsadif perşembe günü saat 11 de Şirket İdare Merkezinin bulunduğu Istan-bulda Sirkecide Yalıköşkii caddesinde Antalya hanında adiyen içtimaa daveti kararlaştırılmış olduğundan hissedarların muayyen gün ve saatte teşrifleri rica olunur.
İçtima gününden bir hatta evvel hissedarların malik oldukları hisseleri Şirkete İbraz ederek duhuliye varakaları almaları İcabc-cler.
R U Z N A M E :
1 _ 1944 senesi İdare meclisi ve murakıp raporlarının okunması,
2 — J944 senesi bltanço, kâr ve zarar hesaplarının tasuıld, İdare meclisi azalarile murakıpların İbrası,
3 — Müddeti biten idare meclisi azalarının yerine yenilerinin İntihabı.
4 — 1944 senesi temettüünün tesviye tarihinin kararlaştırılması (Madde 77)
5 — 1945 senesi murakıplarının intihabı ve ücretlerinin tayini.
Müfettiş ve müfettiş muavini alınacak
Toprak mahsûlleri ofisi umum müdürlüğünden:
Ofisimize bareme girebilecekleri derecelere göre maaş İle müfettiş ve müfettiş muavini alınacakta
Aranılan şartlar:
! — Hukuk ve iktisat fakülteleri He siyasal bilgiler ve yüksek İktisat ve ticaret okullarından birinden, yahut muadili yabanca memleket okullarından mezun olmak
2 — Memurlar talimatnamemizi n memurluk İçin aradığı vasıflan haiz bulunmak;
3 — Fiili askerlik hizmetini yapmış olmak ve yaşı 45 den yukarı olmamak;
4 — Sicil ve seciyesi itibarile mesleğe alınmasına engel bir hail bulunmadığı anlaşılmak;
5 — âaC'lık durumu her mevsim ve şart içinde gezgin hizmete elverişli olmaktır.
6 ~ Daha önce teftiş mesleğinde çalışmış ve tecrübe görmüş olmak veya başka teftiş kurullarından gelmek tercih sebeplerinden sayılacaktır.
7 ~ fetihlerin bu ayın sonuna kadar gerekil bclgclerlle birlikte umum müdürlüğümüz teftiş heyeti reisliğine yukarıdaki birinci, üçüncü ve altıncı maddelerden, hususları açıkça belirlen birer dilekçe ile baş vurmaları gerekir. (1706)
■ - çiTmfbramv ■ --------------------------
Yerli Mallar Pazarları
Müessesesi müdürlüğünden
Ayni yanlım kuponu hamilleri yalnız İstanbul merkez mağazasından mal alabileceklerdir
Ayni yardım kuponu mukabilinde yapılmakta bulunan satışlar görülen lüzum üzerine yalnız Bahçekapıdakl Merkez Mağazamıza hasredilmiştir.
Kupon mukabili satış günleri: SALI, ÇARŞAMBA, CUMA ve CUMARTESİ olarak tesblt olunmuştur
İstanbul Erkek Sanat Enstitüsü Müdürlüğünden:
İstanbuldaki Meslek okullarının Su. Elektrik ve diğer tesisatilç eşyasını tamir edebilecek üç tamirci ustaya ihtiyaç vardır. 9Q - j,qij jira ücret verilecektir. isteklilerin Müdürlüğümüze müracaatları. «1633.
AKŞAM
Hububat, bakliyat ve vailı toh ımları ihraatcıları birliğinin genel kurulu ithalâtçı ve ihracatçı birlikleri umumî kâtipliğinden
7/8/1945 çar^mb» günü yapılması Rcreken yıllık ganel kurul toplantısı çokluk nisabı sağlanamadığından birlik statüsünün 15 inci maddesi hükmüne göre 14/2/1945 tarihli çarşamba gününe bırakılmıştır.
Sayın birlik üyelerinin o gün saat 14 de birlikler toplantı salonunda hazır bulunmaları önemle rica olunur (1803)
Kendir ve Keten Sanayii
Türk Anonim Şirketi Meclis İdaresinden:
İdare meclisinin 19 1. 1945 tarihli içtlmaında şirketimiz ortaklarının senelik umumi heyetinin sureti ad iye de içtimaa daveti karar altına alınmıştır.
Ticaret kanununun 361 İnci ve dahili nizamnamenin 49 uncu maddesine tevfikan 14 mart 1945 tarihine müsadif çarşamba günü saat. 15 te Galatadakl Manhayn hanının 3 üncü katındaki şirket merkezinde aşağıdaki rııznanıcyi müzakere etmek üsere içtimaa davet olunur.
En az (5) be» hisseye malik hissedarların İçlimi» gününden bir hafta evveline kadar şirket me.kezlne veya milli bankalardan birine hisselerini tevdi ederek mukabilinde duhuliye varakaları almaları ve toplantıda bu-lunamıyacak hissedarların da nizam namemiziıı 59 uncıı maddesine göre diğer ortaklardan kimi vekil edeceklerse bildirmeleri lüzumu Uân olunur RUZNAMEİ MÜZAKERAT!
1 — Meclisi idare ve murakıp raporlarının okunarak 1944 senesi bl-l&nço ve hesaplarının tetkik ve tasdlklle idare meclisi ve murakıbın ibrası.
2 — Temettüatın tevzii.
3 — Nizamnamenin 27 nel maddesi mucibince vazifeleri hitam bulan İki idare meclisi azasın» yerlerine yeniden aza lntlhablle idare meclisi atalarına verilecek huzur hakkının tayini,
4 — 1945 senesi için murakıp tntihablle verilecek ücretin tayini.
^çık arttırma ile fevkalâde satış
Hakiki ve mecburî büyük bir satışı
1945 Şubatının 13 inci p^ur günü saat 10 da, Beyoglunda İstiklâl caddesinde. Parmakkapı tramvav durağında ve Yıldız (Etual) Sineması karşısında 48 No. lı Katırln (eski Papadopulos) apartımanın 4 numaralı dairesinde mevcut ve Bay Leonldas Hazapis'e alt çok kıymetli morkltlrl vc stil eşya, zarif biblo ve gümüş takımları.nadide halı ve tablolar açık arttırma suretile satılacaktır. Halis İngiliz malı ve masif m avun zarif salon takımı tekmili oyma emsaline az tesadüf olunur 2 büfe. 1 masa, 12 sandalya ve 2 koltuktan ibaret lüks Rüs-tlk yemek oda takımı, gayet az kullanılmış lâke Loul$ XVI güzel yatak oda takımı, salona alt eşyalar, stü oymalı peridon ve masalar, kolonlar, iki adet ceviz oymalı ve Liyon kumaş kaplı nadide Berjer koltuk, tekmili Markltiri işlenmiş ve şimdiye kadar az görülmüş muhteşem bir mlnistrl yazıhane vc iki Bombe komod, 4 adet «Louir. Phlippe» hakiki gevri vazo ve bir büyük Jardlnyer, zarif Saks vazolar, Saks. Vlena duvar tabaklan v® biblolar, kristal vazo ve mezelikler, meşhur revanı Thomas Couture İmzalı orijinal bir tablo ile birçok artistik tablo, pastel, gravür ve akuareller, uyaklı lâmbalar. Japon fil dişi biblolar, Ampir mavun sekreterler. Blavun komodlar. Hol kanape vc maşaları, Banketler, Louls XVT oymalı kıymetli biblo vitrini masif gümüş turaJi ve İngiliz tepsi, çay takımı Şam aynalık, ;k ve tabaklar maden pay tabakları, yeni halde kadife perde ■ ier, Kauç divanlar, çay arabası, elbise dolapları, cini soba Bronz Kristalli nadide avizeler, hakiki Goblen bir Papiscrl hah, 6 odalık yeni muşamba. Stüdyo divanlar, abajurlar, elajericr. Frijider markalı en son model otomatik yeni buz dolabı, «Miduest» marka 16 lâmbalı son model pl-pikapl ive 12 plâk çala rotomatlk muhteşem bir Radyo. Fı»?1a izahat almak için Beyoğlu Lvtikl&İ Cad No. 207 Mobilya Mağazasına mûraeaat. Telefon: 40992.
SATILIK MATRİS
a VC 10 punto az kullanılmış Intertib matrisi satılıktır. Yedigün matbaasına müracaat olunması.
İstanbul defterdarlığından:
İstanbul tapu ve kadastro binası nda yaptırılmasına lüzum görülen (19991,941 on dokuz bin dokuz yüz doksan bir lira doksan dört kuruş keşif bedelli tamirat işi kapalı zarf usullle eksiltmeye konulmuştur.
Eksiltme 5. 3 . 945 pazartesi günü saat 15 de milli emlâk müdürlüğünde müteşekkil komisyonda yapılacaktır.
Mukavele, eksiltme bayındırlık İşleri genel hususi fenni şartnameleri proje keşif hulasasile buna müteferrl diğer evrak milli emlâk müdürlüğünde görülebilir.
Muvakkat teminatı (1499,40) bin' dört yılı doksan dokuz lira kırk kuruştur.
İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlanmış teklif mektuplarını vc en az bir taahhütte ı15 000) liralık bu işe benzer iş yaptığına dair İdarelerinden almış olduğu vesikalara İstinaden İstanbul vilâyetine müracaatla eksiltme tarihinden (tatil günleri hariç) üç gün evvel alınmış ehliyet ve 945 yılına ait ticaret odası vesikalarını havi kapalı zarfların 5 3. 945 pazartesi günü saat 14 de kadar komisyon reisliğine tevdi edilmesi muklazidlr. (17701
mobilyalı
ış an m merkez bir yerinde her n, kalorifer ve sıcak suyu havi [yeşile devredilecektir Saat 9 -'..i telefon edilmesi. Mutavp"i!
türlli konforu. Radyo, Frijl-5 odalı apartimun kiralıktır, 11.30 veya 1 - 3.30 arasında kabul edilmez
İstanbul belediyesinden :
Daimi encümenin 20. 1. 1945 tarih ve 14272-10550 sayılı kararlyle kabul edilen tembihi belediye Böre‘
1 — İstanbul belediyesi Karaağaç müesseseler! müdürlüğünce nevilerine göre etlerin üzerine vurulmakta olan damgaları gösteren muntazam bir levhanın kasap dükkânlarında herkesin kolaylıkla görebileceği bir yere asılı bulundurulması mecburidh*.
2 — Bu tembih hilâfına hareket edenler belediye umuruna müteallik ahkâmı cezaiye kanunu hûküm’crlne göre tecziye olunurlar.
Keyfiyet ilân olunur. (1798)
Galatasaray lisesi müdürlüğünden:
Paralı yatılı talebemizin mart 1945 taksitlerinin tahsiline başlanmıştır. Zamanında yatırılması lüzumu İlân olunur. (1760)
Eminönü Kaymakamlığından
Eminönü kazası 945 yılı bekçi ücretleri tahakkuk cetvelleri 5. 2. 945 tarihinden İtibaren on beş gün : uddetie her nahiyenin polis karakollar) koridorlarına asılmıştır.
Her mükellef mıntak03indakt karakollara giderek kendiler‘ne tarh ve tevzi edilen bekçi ücretlerini mutlaka görmeleri. Ve itirazı olanların bu müddet zarfında bağlı bulundukları nahiyelere dilekçe İle müracaat etmeleri ilân olunur >1592)________________________________
Vakıflar orman işletme müdürlüğünden:
1 — Terkos civarında kulokçayir ormanının alatepe deposundan 5200 kental odun şartnamesine göre ve pazarlıkla satılacaktır. Beher kentalin muhammen bedeli «320» kuruş muvakkat teminat 1243 liradır.
2 — İsteklilerin 14. 2. 945 çarşanba günü saat ıs de komisyona müracaatları. (1701)
Snhlfc 7
Devlet Orman işletmesi Muğla Revir Amirliğinden
Yapılacak İş : Tomruk nakliyatı
Mahal ve mevkii : : Kavak deposundan. Yatağan son deposuna
Mikdur ve cinai : 528 M3. çam tomruğu
Muhammen bedeli : Beher M3. tomruk için on Ura
ilk teminata : 392 lira
Müddeti : U 30 temmuz 945 de bitmiş olacaktır, p-
îhdle şekil : Açik eksiltme
ihale tarihi : 19/2/945 pazartesi günü
İhale yeri : Muğla revir âmlrjlği binam
1 — Yukarıda cinsi yazılı 528 M3. çam tomruğunun Kavak deposun-
don Yatağan deposuna nakli açık eksiltmeye konmuştur.
1 — Buna alt şartname orman umum mMüriüğündcn, İstanbul, Çine, Turgutlu, Denizli. Fethiye ve Muğla revir amirliklerinde görülebilir.
3 _ Taliplerin İhale gününde evrakı müsblte ve ilk teminatları Ue komisyona müracaatları. «1679ı
Maarif Bakanlığından:
747169 Ura 17 kuruş keşif bedelli Trabzon erkek sanat enstitüsü tesviye ve demir atölyeleri İnşaatı kapalı zarf usulü Ue Ve 4470 sayılı kanun hükümleri dahilinde yaptırılacaktır. Bu işe girebilmek İçin’
1 — 33036 lira 77 kuruşluk muvakkat teminat yatırıldığına dair makbuzun.
2 — Müteahhit olarak bir kalemde en az 500,000 llrabk İnşaat yüklendiğine ve yükümünü yerine getirildiğine dair belgenin,
3 — HM5 yılı için ticaret vc snnayt odasından alınmış belgenin taklit mektubuna eklenmesi şarttır.
Bu İşe alt şartlaşma ve keşif cetvelleri her gün çalışma saatları içinde mesleki vc teknik öğretim yapı işleri müdürlüsünde görülebilir.
İhale 19 şubat 1045 pazartesi günü saat 15 de büyük evkaf apartıma-nı 4 üncü katta toplanacak mesleki ve teknik öğretim merkez satın alma komisyonunda yapılacaktır
Teklif mektuplarının toplantı saatinden bir saat ene) komisyon başkanlığına verilmesi veya gönderilmesi lâzımdır. Postada vuku bulacak gecikmeler nazarı dikkate alınma®. (1481)
Created by free version of 2PDF
Samsun belediye reisli ğınden:
1 — Samsun Belediyesine ait su fabrikası tamiratının kapalı zarf usu-ille eksiltme müddeti 10 gün uzatılmıştır.
2 — Kaşif bedeli 15621 lira 77 kuruş ve muvakkat teminatı 1188 »ra 54 kuruştur.
3 — İhale 12/2/945 pazartesi günü saat 15 dr Belediye encümeni huzurunda yapılacaktır.
4 — İstekliler teklif mektuplarlk* muvakkat teminatlarını havi zarflarını vc sair lürumlu evrakı yukarıda yanlı gün ve saatten bir saat evvel Belediye encümeni Riyasetine makbuz muknMKndc vereceklerdir.
5 — Şartname, keşlfnamesl ve sair evrakı her gün Belediye encümen)
kaleminde görülebilir. «1523»
Emniyet umum müdürlüğünden
Zabıta memurlarının ihtiyacı için satın alınacak 100 çift çizme 23.
2. 945 cuma günü saat 11 de kapalı zarf uzuliyle eksiltmeye konulmuştur,
Bir çift çizmeye «73» lira flat tahmin edilmiştir. Şartname ve numunesini germek isteyenlerin umum müdürlük satın alma komisyonuna müracaattan. □tsiltaneye İştirak edecekler 548 liralık İlk teminat makbuzu veya banka mektublle birlikte 2490 sayılı kanunda yazılı belgeleriie teklif mektuplarını eksiltme günü saat ona kadar komisyona vermeleri.
" (1596)
ilân
Kuleli askeri lisesinin yüz yılı dolduran irfan hayatının tarihçesi ha-yırlajımaktadır. Bu yıllar içinde bu okulda öğretmenlik ve subaylık yapan. dan hayatt» kendilerinin hayatta olmayanların da ailelerinin birer fotoğrafı İle kua hal tarcûmekrinl ve mümkünse okula ait hatıralaruıı y-zarak Ankarada askeri İlseler müfettişliğine göndermeleri rica olunur. «18i
| İnhisarlar U. Miidürl ü ğün d en:
1 —■ İdaremiz ihtiyacı için mecmuu hacimleri «960 000» litre olan 55 adet bira tankı kapalı zarf usuliylc satın alınacaktır.
2 — Mecmuu muhmmen bedel 400.000 lira* muvakkat teminatı 19750 liradır.
3 — Eksiltme 2. 3. 945 cuma günü saat I I de kabataşta levazım şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır.
4 — Şartnameler her gün adı geçen şubeden alınabilir, Ankara ve İzmir başmüdürlüklerinde görülebilir.
5 — İsteklilerin mühürlü fiat teklif mektuplarını kanuni vesaikle güvenme parası makbuzu veya banka leminat mektubunu ihtiva edecek olan kepalı zarflarını eksiltme saatinden bir saat evveline kadar adı geçen komisyon reisliğine makbuz mukabilinde vermeleri ilân olunur.
6 — Postada vukua gelecek gecikmeler kabul edilmez. (533)
*
1 — Adpazarı pavyonları bahçe parmaklığı soba bacaları ve sal» noM-san işleri pazarlıkla yaptırılacaktır.
2 —Muhammen bedel 3.974.90 lira olup teminatı 596.24 liradır.
3 — Pazarlık 16/2/945 cuma günü saat 10.30 da Kabataşta levazım şu-b(sindeki alım komisyonunda yr.pılacaktır.
4 — Şartnameler her giin adı geçen şt’heden alınabilir.
5 _ İ’stcldllerln belirli gün ve taatie mezkûr komisyona müracaatları
İtan olunur. w «1359«

1 — İdaremiz ihtiyacı İçin derhal teslim şartile bir adet torna tezgâhı kapalı zarf usullyle satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedel (9500» Hra olup muvakkat teminatı «712.50» liradır.
3 — Eksiltme 27 2. 945 salı günü saat 10,30 da Kabataşta levazım şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktıs.
4 — Şartnameler her gün adı geçen şubeden alınabilir.
5 — İsiciJllerin mühürlü flat teklif mektuplarını kanun! vesaikle güvenme parası makbuzu veya banka teminat mektubunu ihtiva edecek olan kapalı vıtrflnrint eksiltme snatlndcn bir snnt evveline kadaT adı geçen komisyon reisliğine makbuz mukabilinde vermeleri Hân olunur.
(1789)
İstanbul Bele-,;''eai İlânları
KeşJf bedeli hk teminata
L. K. U K
OT7 38
876 30
5731 54
37 30 Üsküdar İtfaiye garajı avlusunda yaptırılacak tas-vlye betonu vc saire.
65 72 Azapkapı temizlik alıularuıda yaptırılacak «aşeme tamiratı.
429 8fi Üsküdar Zeynep Kâmil doğum evinde yaptırılacak su dtpo&u ve tesisatı.
Keşif bedelierile ilk teminat miktarları yukarıda yarılı işler ayn ayrı açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif ve şartnamesi Zabıt ve Muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir, ihaleleri 14 2'945 çarşamba günü saat 14 te Daimi Encümende yapılacaktır. Taliplerin İlk teminat makbuz veya mektupları, ihale tarihinden. 3 gün evvel Belediye fen İşleri mttâürlüCüne müracaatla alaca klan fenni ehliyet ve kanunen ibrazı lâzım gelen diğer tesi-knnlrı Ue birlikte ihale günü muayyen saatte Daimi Encümende buluutna-lan. «1306«
Haseki hastanesi için alınacak 200ü kilo tdrofil pamuk kapalı zarf usulü ue eksiltmeye k.n olmuştur, Meemuunun tahmin bedeli 80(i0 lira ve Uk teminatı 000 liradır.
Şartnamesi zabıt ve Muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir İhalesi 21 2/945 çarşamba günü saat 15 te Daimi Encümende yapılacaktır Taliplerin İlk. teminat makbuz veya mektuptan ve kanunen ibrazı lâzım gelen diğer vesikaları ile birlikte 2490 numaralı kanunun tarifatı çevresinde hazırUyucakları teklif ınektuptarıru ihale günü saat 14 de kadar Dataü En e umun.- vermeleri taaunuu. «1621>
Balıiie S
AKŞAM
10 Şubat 1945
HAŞAN LİMON KOLONYASI
Ancak Avrupa va Amerikada benzerine tesadüf edileoak derecede yüksek bir kalitede olup pek lâtif kokuludur. Haşan deposu, Eminönü, Galatasaray, Karaköy, Ankara
NEVROZİN
rGömlekişH
| BtetNCİ SİNİP GÖMLEKÇj | ■■■■Tel: 10090 Sirkeci ■■■■
M A K S i M’ d e
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve bütün ağrıları derhal keser
İcabında günde 3 kaşe alınabilir. Her yerde ısrarla NEVROZİN İsteyiniz.
■mm ör. İHSAN SAMİ
TİFO AŞISI
Tifo ve para Uf o hastalıklarına tutulmamak i«ln tesiri kafi. muafiyeti pek emin taze ağıdır. Her eçzanedebulunur. KutuşuSMu^ ^^■■■^ nıs tur
Memleketimizin kıymetli ve pek sevimli ses sanatkârı . .
MU ALLA GOKÇAY
KURTULUŞ
Biçki ve Dikiş
DERSHANESİ
Kayıtlar başlamıştır. Feriköy Tepeüstü 116 Papazyan ap&rtı-manı.
HER AKŞAM
seçkin SAZ arkadaşlarının İş tir âk İla yeni şarkılarını okumakta ve sonsuz alkışlara mazhar olmaktadır.
MUHTEŞEM SAZ HEYETİ
Okuyucu Bayanlar.
Halk türkülerinin öztürk kızı HACER
biricik okuyucusu AnkaralI
BULUŞ’un
Bu haftanvı yelil programı:
1 — BOZLAK MANAVGAT
YOLLARI,
Z — ASLAN KARAM,
3 — SARI BUĞDAY
BAŞIYIM,
4 — ESTERGON KALESİ.
5 — GİDE GİDE YARALA-
RIM DİRİLDİ.
MAHMURE — F A I D E —
8RMİHA — SANtYE
İlâveten: Programın sonunda, milli kostümler ve orijinal dekorlar içinde çok cazib havalar. KURULU PROGRAMIN SON HAFTASI
KİMYANIN İNSANLIĞA HİZMETİ
HAŞARAT
Sinek, tahtakurusu ve bit gibi kan emmek suretile tegaddı eden haşerelerin başlıca gıdasını İnsan kanı teşkil eder. Kendi yiyeceğimiz ve bunlardan arta kalanlar da tufeyli haşereler ordusunu doyurur. Tifüs ve farelerio insanlara aşıladtğı veba gibi salgın hastalıkların, insanların kullandığı en kanlı silah ve vasıtalardan daha farla eavıda tahribat yaptığı malumdur. Fenni araştırmalar, hastalıkların sirayetinin ve tufeyli haşereler hayalının esrar perdesini tamamen yırtınıştır. Hastalıkların sirayetine mani olmak Ve parazitlerin çoğalmasını önlemek için araştırmalar yapan kimyagerler, sayısız tozlar, püskürtmeler, dumanlar Ve dezenfektanlar hazırlamışlar ise de, harp eski derliler arasında yeni gaileler de çıkarmıştır. Mesela kalabalık sığınaklar ve kamplar, depolardaki dağınık gıda maddeleri, tufevlı haşerelerin mikroplarını daha geniş sahalara yaymak imkânlarını vermektedir. Hava nakliyatı du parazit ve hastalıkların dağılma ve sirayeti tehlikesini arttırmıştır. İnsanları koruma İçin daima hazır bir vaziyette bulunan sıhhat teşkilâtı arkasında çalışan Britanya kimya sanayii devamlı çalışmalar sayesinde tufeyli haşeratı imha edecek ilâçlar» hazırlamaktadır.
tmperial Chemical Industries Limited, London.
Türkiye Umumi Vekili:
İm peri al Kemikal Industris (Ttırkey) Ltd.
Sigorta Han, Galata İSTANBUL
DERMOJEN
Yanır Çatlar. Ekzama va uııa yaralarına fevkalâde İyi gelir. Derinin tazelenmesine ve yenilenmesine hizmet eder,
FR E N ü 1 ve BELSOÖUKLUÖUNA
Tutulmamar için *
PROTEJİH
2ayt — Şişil Terakki Lisesinden al-
dığım tramvay pasosunu zayi ettim. Yenisini alacağımdan «kişinin hükmü yoktur.
5 cl sınıl 265 No Cemil Akınal
Zayi — Karamürsel nüfus memurluğundan aldığım nüfus kâğıdımı Yalova askerlik şubesinde kayıtlı askerlik tezkeremi kaybettim. Yemlerini alacağımdan eskilerinin hükmü yoktur. 334 doğumlu
Hüseyin oğlu Rütbem Duran taş
Zayi _ 2664 - 2605 No lı liman ve seyrüsefer ehliyetnamemi kaybettim. Yenisini çıkaraca^ımdnn eskisinin hükmil yoktur.
Şaban oğlu Eyüp Uzun
İlân tashihi
Dünkü nüshamızda neşredilen Ö Z B E S İ
Türk Anonim şırK'-tl Kurulunu toplantıya davet Hânının 7 nel satırında OY’UNU kelimesi sehvn (Oyunu) şekilde yazıldı Keyfiyet tavzih ve tashih olunur
'ân tashihi
B. 2 945 tarihli nüshamızda neşredilen
Türk Maadın Şirketi nin hissedarlarını toplantıya davet İlânında Şirketin ismi TÜRK MAADÎN ŞİRKETİ yazılacak iken sehven iTüık Maden şirketi) şeklinde yazıldı. Keyfiyet tavzih ve tashih olunur_
MM KâğltÇl MM
Kemal Benmavor
Ticarethanesi bugünden itibaren dükkânını Marpuççularda Kohen hanın içinde birinci kat 8 numaraya naklettiğini sayın müşterilerine bildirir.
Kullan malıdır.
KIZILAY
İstanbul Satış Deposundan
Açık eksiltme He 3,40 metre boyunda kuru budaksız çam dun 3000 adet
Mahruti Çadır Direği Yaptırılacaktır.
Açık eksiltme 15/2/945 günü saat 14 de Yenipostahane civarı Mimar Vedat caddesKKızılay hanındaki büromuzda yapılacaktır. Şartname ve nümune her giin Depo Direktörlüğünde görülebilir. Muvakkat teminatı 1050 Hradır.
■ Dr. A. Asım Onur ■
Ortaköy Şifa Yurdu Şehir gürültüsünden uzak bir yerde büyük bir parkın içinde ve çamların ortasında fevkalâde güzel manzaralı, çok temiz .c iyi bakımlı, kadın, erkek her türlil hastalara açık hususî hastane. Sinirlerini ve yorgunluğunu dinlendirmek ve neka-hat devrini geçirmek isdyen-lera mahsus yegâne müessese.
Telefon: 84421
HER PAZAR eaat 3 den itibaren tekmil programla î Ç K t S î Z AİLE MATİNESİ
IlKil
Öksürük va bronşiti dar kal gaçirir
BÜTÜN ECZANELERDE RRRYINIZ
Makarna fabrikacılarımla dikkat nazarına SUMERBANK Yerli Mallar Pazarları Müessesesı Müdürlüğünden:
Makarna paketlerinde kullanılmak Üzere müassesemlzce ambalaj kâğıdı dağıtılmaktadır, ilgililerin mıntaka İktisat müdürlüğünden makarna fabrikatörü olduklarına dair alacakları vesika ve senelik kâğıt ihtiyaçlarını bildirir bir beyanname Lle İstanbulda SÜMER HANDA mtlessesemlz satış servisine başvurmaları ve taşrada bulunan makarna fabrikatörlerinin de bu belgeleri posta lle müessesemlze yollamaları İlân olunur.
Mıntaka İktisat müdürlüğü bulunmıyan mahallerden fabrikalar bu belgeyi Ticaret odasından alacak ve mahallin en büyük mülkiye âmirine tasdik ettirecektir.
İlk tevziata girebileceklerin müracaatları 15. 3. 945 akşamına kadar kabul edilecek ve bu tarihten »on-ra müracaat edecekler müteakip terziden istifade edeceklerdir.
Devlet Orman işletmesi Burdur Revir Amirliğinden
Satılacak mal Adet M.küpü Miktar ve evsafı İhale şekil İhale yeri ihale eaatl
M 3 D3 Çapı Boyu Muham- İlk te-
nten be- mlnat
deli Lira Kr
1 çam azman 93 52 042 25X25 - 50X50 4-5 110 436 77 Açık arttırma Burdur 21/ 2/94B
revir Saat 1B de
amirliği
a » » 46 31 688 » » 6-10-6 115 278 31 » » 21/2/045
Saat 15.30 d*
3 » » 207 217 642 » » 8-10-8 128 2040 40 » » 21/2/B4B Saat 16 da
4 » » 247 320 258 » » 8-10-10 130 2147 80 » » 21/2/945 Saat 16,30 da
3 » » 50 Yekûn 64 887 87A > 202 » 10-10-10 180 727 80 » > 21/1946 Saat 17 de
1 __ Yukarıda cinsi, boyu, Çapı, adedi ve diğer bususatı yazılı çam azmanlar açık arttırma suretlle satı-
lacaktır,
2 — Buna alt şartname orman umum müdürlüğünde, Antalya, Eğridir, Deniall, Acıpayam, Mersin, Adana Eskişehir. İstanbul revir âmlrliklerinda göre (İlebilir,
3 — Taliplerin ihale gününde evrakı müsbtte ve ilk teminatları ile komisyon* müracaatları. (1756)
BAYILANLAR,ÇARPINTlucSİNİR BUHRANI ÇEKENLER NEVROL CEMAL DEN 20 DAMLA ALINCA SİNİRLERİ YATIŞIR. DERHAL FERAHLARLAR .
KULLANILMIŞ
Şeker çuvalları
İç ambalaj İşlerinde kullanılmak üzere, kullanılmış boş kâğıt şeker çuvalları satın alınmaktadır. Mevcut miktarın mahallindeki son satış fiatile birlikte telle veya mektupla bildirilmesi.
İstanbul# kadar ambalaj ve nakliye masruiı ıııuessesemize aittir. Bedelleri İstanbulda ambarda teslimi anında ödenecektir.
TÜRKİYE KÖYLÜ Ve İŞÇİ ELBİSELERİ TOPTAN SATIŞ YERİ MÜESSESESİ l^tanbuL Süllanhuınam. Irfanlye çarşısı No 18/10. Salâhaddİn Ka-■^^^■■5 rakaşlı. Telgraf adresi: Karakaşlı - İstanbul. ■■■■■
Son model üzerine muhtelif cins
KÜRK MANTOLARIMIZIN
Satışına devam edilmektedir.
Mevsim dolayısile fiatlerimiz tenzilâtlıdır.
Kürkçü Şükrü Kürkçüler
Kürk hakkında lüzumlu malûmat memnuniyetle verilir. İstanbul: Mahmutpaşa Kürkçü han birinci kat 39
— MUKAVVA—.
I Bir çok zamandanberl beklediğiniz FİNLANDİYA menşeli birinci huınurl BEYAZ MUKAVVALARIMIZ »elınişUr.
I satış yeri: Aamaalt-i 45 ntfinarada FERİDUN YEGÂNI I : Taşradan sipariş kabul olunur. Tel: 21536. THgrat adresi: I
SEVER1Ş — İstanbul.
Türkiye Şeker Fabrikaları A. Ş.
İstanbul bürosundan:
Fabrikalarımızın çiftliklerinde yetiştirilmiş (100) baş
besili domuz pazarlıkla satılacaktır.
İhale 14 Şubat 1945 Çarşamba günü saat 15 de Büromua-da yapılacaktır. Şartnameyi görmek ve şartlan anlamak için Bahçekapı Taş hânda büromuza müracaat olunması,
TAKSİTLE KÜRK MANTO
Uygun flatlarla son moda üzerine zengin çeşitler. Adrese dikkat: Mahmutpaşa, Kürkçü han İçinde (sabık Beyko ticarethanesi) HÜRBAŞ KÜRK MANTO EVı
No. S/», Tel: 21685-
Created by free version of 2PDF
Mİ ’

Comments (0)