12 Nisan 1950 — Çarşamba
SİYASİ
İKTİSADİ
S. 8. o-KU(lphane«l
fayı 133
10 Kuru|
"W











Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8
Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone: Türkiye İçin seneliği 32, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler İki mitlidir.
-
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Te«i» eden: HABİB EDİB TÖREHAN
ilânları 6 ncı sahlfede •antlmat-resl 2 liradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
Telefon: 44756-44757 Santral Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul
r
İÇ ve DIŞ POLİTİKA
_ ll/IV/1950 -'

[ Millî kahramanı bugün toprağa veriyoruz
s

Ünlerin Londra
konferansına doğru
MİLLETLERARASI hâdiseler. tarafların durumlarını kati olarak tesbit yolunda inkişaf ederken, günün en mühim siyasi mevzuunu üç dışişleri bakanının Londrada yapacakları toplantı ve bu toplantının gündemi teşkil ediyor. Son alınan haberlerden öğreniyoruz ki: mayıs ayının başında yapılacak olan bu toplantı etrafındaki hazırlık, son safhasındadır ve Washington, Londra ve Paris arasında, gündeme dair fikir teatisi devam etmektedir.
Son günlerin siyasî hâdiselerine bakılacak olursa, görülür ki. gerek Amerika, gerekse îngil-teredeki siyasî cereyanların, evvelâ kendi bünyelerinde müttehit bir dış politika, yani partilerin mutabık oldukları bir dış politika ve ondan sonra da batıklar arasında Demirperde ge-risindekilere karşı müttehit bir umumî politika temini yolunda büyük gayretler sarfettikleri görülmektedir. Fransanın da, komünistlere karşı aldığı ciddi ve kesin tedbirler, bu devletin kendi iç bünyesinde bir müttehit dış politika teminine çalıştığını açıkça ortaya koyuyor. Amerikanın, üçler konferansından evvel, Cumhuriyetçi ve Demokrat partilerini dış politikada işbirliğine karar verdirmesi, son zamanın en önemli bir hâdisesidir. Söylediği son nutuklarda. Amerikalıların topyekûn bir mücadeleye hazırlanmasını isteyen Acheson’un Londra konferansı arifesindeki bu muvaffakiyeti, herhalde toplantının gündemine ve alınacak kararlara tesir edecektir. Gelen haberlere göre, Almanya, gündemdeki birinci maddeyi işgal; Uzakdoğu ve Hındiçini, bu konferansın ikinci önemli meselesini teşkil etmektedir.
Fakat herhalde, bizim için en önemli madde. Dışişleri Bakanımızın memlekete dönüşünde “Atlantik Paktının, Doğu Akde-nize teşmili işinin, üç dışişleri bakanının Londra toplantısında | görüşüleceğine dair" verdiği iyi haberdir. Konferans, böyle bir karara vardığı takdirde, batıklar esaslı bir merhale daha ka-tetmiş olacaklardır.

YENİ hTANBUl’ım K
• •
Rusların iddiasına göre, bir Amerikan uçağı* Sovyet toprakları üzerinde uçmuş ve Sovyet uçaklarına ateş açmıştır
Londra, 11 (APı — Rusya bugün, bir Amerikan ”B. 29“ bombardıman uçağının, bundan 3 gün evvel Rus toprağı üzerinde Sovyet avcı uçaklarından müteşekkil bir filoya ateş açtığını ileri sürmüştür.
Sovyet protesto notasında şunlar kaydedilmiştir: Bu yılın 8 nisanında saat 17.39 geçe Libava’nın güneyinde, Amerikan işaretleri taşıyan B.29 tipinde bir uçankale görülmüştür. U-çak Sovyetler Birliği toprağına girmiş ve 21 kilometre kadar ilerlemiştir. Amerikan uçağının ilerlemekte devam etmesi karşısında Sovyet avcılarından müteşekkil bir filo civardaki bir hava alanından hareket etmiş. Amerikan uçağının kendilerini takip etmesini ve alana inmesini istemiştir. Amerikan uçağı bu isteğe itaat etmemekle kalmamış. fakat Sovyet uçaklarına ateş açmıştır. Bu durum karşısında bir Sovyet avcı u-çagı mukabil ateş açmak zorunda kalmış, Amerikan uçağı denize doğru yol değiştirerek gözden kaybolmuştur.
Notada, bu hâdisenin en İptidai milletlerarası hukuk kaidelerine aykırı olduğu kaydedilmiştir.
Amerikan uçağım kim düşürdü?
Washington. 11 (YlRS) — Amerikan Savunma Bakanlığı erkanı, geçen cumartesiden beri Baltık üzerinde kaybolmuş olan dört motöriü Pri-vateer uçağının, Sovyet aver uçakları tarafından taarruza uğradığı resmen bildirilen uçak olduğunu tahmin etmektedirler.
•mahram alı »O M
I
• •
Habeşistan için yeni tehlike mi ?
Adie-Ababa, 11 (APı — Habeşistan Dışişleri Bakanı Akülü Apte bugün Birleşmiş Milletler Erithre Komisyonu üyeleriyle yaptığı görüşmede, Erlthreyi müstakil bir devlet şeklinde hazırlamak kisvesi altında bu bölgeye sokulan İtalyan idaresinin Habeşlstanın mevcudiyeti için bir tehlike teşkil ettiğini ve hükümetinin artık böyle bir tehlikeye müsamaha edemiyecegrlni söylemiştir.
•ıth ittfTXi:r • ır^.-ııı—•
Arap Birliği güvenlik paktı projesinin metni açıklandı
Proje konseyin ilk toplantısında görüşülecek
Kahire, 11 A A. (AFP) — Arap Birliği Siyasi Komitesi bugün veya yarın, yapılacak olan birlik konseyinin İlk toplantısına “Araplararası Müşterek Güvenlik., tasarısı denilen ve resmi ismi “Arap Birliği Üyesi Devletler arasında Müşterek Savunma ve İktisadi İşbirliği Andlaşması” olan tasarıyı sunacaktır.
Tasarı başlıca beş maddeyi ihtiva etmektedir. Bunlann özeti söyledtr:
Birinci madde gerek kendi aralarında ve gerekse diğer memleketlerle olan münasebetlerinde bütün meseleleri barış yolu ile halletmek hususunda Arap memleketlerinin arzularını teyid etmektedir.
ikinci madde, devletlerden birine karşı yapılan herhangi silâhlı bir tecavüzün hepsine karşı yapılmış addolunacağına dairdir.
Bütün Arap devletleri tecavüze uğrayana yardım edecekler, lüzumunda silâhlı kuvvetle destekleyeceklerdir. Arap devletleri derhal Arap Birliği Konseyini ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyini tecavüzden ve bunu defetmek için alınan tedbirlerden haberdar edeceklerdir.
üçüncü madde, aralarından birinin bağımsızlığı veya güvenliği tahdit e-dl lirse Arap devletlerinin istişare e-deneklerini belirtmektedir.
önceden reddetmekte. Ürdün Meclisi tarafından Filistin statüsünde yapılacak hiçbir tadilâtın kabul edllmiyece-grini bildirmektedir.


Dördüncü maddeye göre. Arap devletleri savunma vasıtalarını hazırlamak üzere işbirliği yapacaklardır.
Beşinci maddede genelkurmay temsilcilerinden teşekkül eden müşterek savunma daimi komitesinin tedafüi bir plân hazırlayacağı yazılıdır.
Kahire, 11 A.A. (AFP) — Arap Birliği Siyasi Komitesi bugün Konseye Ürdündeki seçimlere alt bir takrir verecektir.
Bu takrir, Filistin seçimlerini gay-M meşrû addetmekte ve neticeleri
Mareşale matem tutulması için gençlik büyük tezahürat yaptı
Üniversite Lokalindeki resmî toplantıdan sonra gençler, Taksimde ve Radyoevi önünde protestoda bulundular
Dün 30 kişi
tevkif edildi
Mareşal Fevzi Çakmak’ın vefatının uyandırdığı elem devam etmekte ve yurt derin bir teessür havası içinde bulunmaktadır. Ailesinin arzusu üzerine bugüne tehir edilen cenaze merasimine iştirak etmek üzere şehrimize heyetler gelmektedir. Cenaze merasimi Birinci Ordu Müfettişliği tarafından tertip edilmiştir. Resmi merasim bugün öğle namazını müteakip Beyazıt Camiinden başlıyacak ve Fatih parkı önünde nihayete erecektir.
Diğer taraftan gayriresnıî olarak cenaze saat 9.30 da Nişantaşındaki Subay apartanıanından alınarak eller üzerinde Beyazıt Meydanına getirilecektir Bu sırada tabut Orduevi ve Millet Partisi Önlerinde birer dakika durdurulacaktır.
Dün sabah Ankaradan gelenler
Mareşal Fevzi Çakmak’ın cenaze töreninde bulunmak üzere Cumhur Başkanlığı Başyaveri Yarbay Cevdet Tolgay, İngiliz, Yunan, Pakistan ve Hindistan elçileri. Millet Partisi Genel Başkanı Hikmet Bavur ve Millet Partisi erkânı ile Ulaştırma Bakanlığı tarafından tahsis edilmiş hususi bir trenle 1500 Ankara Üniversitelisi şehrimize gelmiştir.
C. H. P. de
C, H. P. Müfettişi Prof. Dr. Sadi Irmak, dün sabah partinin bütün teşkilâtına bir tamim göndererek Halk Partilileri cenaze merasimine davet etmiştir. Tamimde aynen şöyle denmektedir:
‘‘istiklâl Savaşının mümtaz simalarından büyük asker ve aziz Mareşal Fevzi Çakmak’ın Irtihalînden dolayı duyduğumuz teessür derindir. Bu teessüre gönülden iştirak ettiklerini yakından bildiğimiz bütün CH P. lı arkadaşların bilhassa ocak, bucak ve ilçe başkanlârımızın
rninde hazır bulunarak vazifelerini rlm.“
C. H, P. Hikmet
Mareşal Fevzi Çakmak’ın ölümü do-layıslyle C.H.P. Genel Başkan Vekili Hilmi Uran, Millet Partisi Genel Başkanı Hikmet Bayura şu telgrafı göndermiştir:
“Fahri Başkanınız Mareşal Fevzi Çakmak’ın irtihalinden dolayı teessürlerimizi ve taziyetlerlmlzl sunarız.” C.H.P. Genel Sekreteri Tevfik Fikret Sılay da Çakmak ailesine şu telgrafı göndermiştir:
Sayın Bayan Fitnat Fevzi Çakmak İstanbul “Milli Kurtuluş hareketlerine ve kahraman Türk ordusuna yaptığı büyük hizmetlerle tarihimizin mümtaz bir şahsiyeti olan çok sayın Mareşalin üfulünden doğan derin acılarınıza iştirak eder. tazlyetlerlmi arzeyler. sabırlar dilerim.”
Radyoda
Dün akşam İstanbul Radyosu neşriyatını kesmiş ve Ankara Radyosun-
cenaze merası-son ihtiram ifa etmelerini rica ede-
Genel Başkan Vekilinin Bayura çektiği telgraf

• - - .luifiıııiGilliiMiınııOı
İÇ SAYFALARDA
t
• •
Polis ve Jandarma kuvvetle»! Radyo evi önünde biriken büyük kalabalığı dağıtmak İçin böyle uğraşıyordu..
Mareşal Çakmak. Büyük Meclisine girerken


*
ÎKÎNCÎ
Kremlin, Rus halkını . nasıl iğfal ediyor ? Paul Andersen
ÜÇÜNCÜ Edimenin incisi Selimiye camii M. Şakir Ülkütaşır
DÖRDÜNCÜ Kurt avı (Hikâye)
BEŞİNCİ Türkiyede sosyal sigortalar Dr. Ekmel Zadil
M

LZ T J
Seçim
hazırlıkları
Kaymakamlar dün İstanbul Valisinin başkanlığında toplandı
Vali ve Belediye Başkanı Dr. Gö* kay, dün vilâyette kaymakamlarla bir toplantı yaparak seçim hazırlık* lan etrafından görüşmüştür. Seçim Kanununun verdiği vazifeler, seçim karnelerinin hazırlanması, propagan* da afişlerinin asılacağı yerlerin tes* biti ve ilçeleri ilgilendiren işler hak* kında kendilerine izahat vermiştir»
dan nakil suretiyle yayın yapmıştır. Ankara Radyosu da müzik yayınma sık sık ara vererek Mareşalin şahsiyeti, hizmetleri, Genelkurmay Başkanı İken tenkid ettiği telgrafları hakkında konuşmalar yapmış ve cenaze töreninin programını okumuştur. Radyo buRÜn de Mareşal hakkında geniş neşriyat yapacaktır.
Üniversitede
Dün, Mareşalin vefatı dolayısiyle üniversitede, derslerde inkıta olmuştur. Hukuk Fakültesinde baza profesörler kendiliklerinden, diğer bazıları da talebelerin ricası üzerine, Mareşalin hatırasına hürmeten ders yapmamışlardır.
Teknik Üniversitede talebelerin ders yapmama arzusuna cevaben rektörlük. resmi bir tatil emri olmadıkı için derslere devam olunacağını bildirmiştir. Bunun üzerine talebenin büyük bir ekseriyeti sınıfları terketmlşler ve profesörler 4-5 er kieilik sınıflarda kalmışlardır. Gelmeyen talebelerin devamsızlığı kaydedilrçüştir.
Valinin beyanatı
Vali ve Belediye Reisi Ord. Prof. Dr. Gökay, dün akşam aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
”— Memleketin en karanlık günlerinde Atatürk ve İnönü ile birlikte tarihimize şeref snhlfeleri yazdıran İstanbul Milletvekili Mareşal Fevzi Çakmağı varın milletimizin vefalı o-muzları üzerinde ebedî istirahatgâhı-na tevdi edeceğiz. Sayın hemşerllemin ve kadirbilir Türk gençliğinin, arı haberi işittikleri ilk dakikadan itibaren gösterdikleri içli hassasiyeti şükranla karşılıyorum. Ankara ve İstanbul radyoları bu akşamdan itibaren, Mareşalin hayatı hakkında neşriyat yapacakları gibi toprağa verildiği saatte hürmet vakfesi edilecektir.
Yarın merhumun tabutu Beyazıt Camiine kadar eller getirilecek ve namazı kılındıktan sonra oradan bağlıyacak olan resmi cenaze töreni Saraçhanebaşına kadar
devam edecektir. Törenin muntazam bir şekilde yapılmasını temin için
hemşerilerlmin sükûn ve intizamı muhafaza bakımından kendilerine düşen vazifeyi yapacaklarından eminim.”
ıntııpnr.tnınipıiMHlIHIhHliniHIIHIIHlIlHUUHII'llIlluailll.inillllIllllllllltlIllIHINHnHIlMlIKHIıVİtlIlilI
1

de İcra
evinden üstünde
Sovyet atom silâhları mevzuunda Washington sükûnetini bozmuyor
Truman bir aylık istirahatini bitirerek
Wa8hington. 11 A. A. (AFP) — Sovyetler Birliğinin Yugoslavyaya müdahale edeceği veya hidrojen ve atom bombasının imali sahasında Birleşik Amerlkadan daha ileride bulun-
duğuna dair yabancı kaynaklardan gelen haberler Washingtonda büyük bir ihtiyatla telâkki edilmektedir.
Yarı resmi Amerikan şahsiyetleri. Kimyanın atom silâhları sahasında
Amerikan I)işimlerl Bakanı Dr*an Achcann il#* yeni tayin olunan Başmuşnvlr Fos ter Dullea Londra konferansına hazırlanıyorlar
iş başına döndü
sanıldığından daha seri terakkiler kaydettiğini kabul eylemekle beraber Birleşik Amerikanın bu sahadaki süratine yetişmek için Sovyet sanayiinin daha 5 seneye muhtaç olduğunu iddia etmektedirler.
Washingtonda bir tehlike hali yoktur ve Başkan Truman, bugün Beyaz Saraydaki kabinesinde resmi faaliyetine sakin bir hava içinde başlamıştır. Bugün için hiçbir randevu alınmamıştır Yarın kongre liderlerini ve Dışişleri Bakanı Dean Acheson’u kabul edecek olan Başkan, perşembe günü bir basın konferansı yapacak ve cuma günü kabinenin ananevi toplantısına başkanlık edecektir.
Truman. gelecek haftalar zarfında Acheson ve Dişileri Bakanlığı Başmüşavlrligine tâyin ettiği Fostcr Dullea ile birlikte Paris ve Londrada ikili, üçlü ve on ikili toplantılarda bahis mevzuu edilecek olan başlıca meseleleri inceleyecektir.
Diplomatik sahada Asyada komünizmin yolunu kesmek için müşterek bir siyaset tesisi, Batı Avrupa memleketlerinin siyasi ve askeri sahada bilhassa Almanya hakkında işbirliği yapmaları, Sovyetlere karşı takınılacak tavır ve sogıık harp Amerikalı-lam meşgul eden başlıca meselelerdir.
Gençliğin—^ gösterdiği aksülâmel
Türk Ordusu Mareşali Fevzi Çakmak ın ölümü, memlekette derin bir yeis yaratmış ve Türkiye-nin yeniden doğuşunda mühim hir unsur olarak vazife alan bu değerli askerin üfulü üzerine bilhassa üniversite gençleri Ve talebe teşekkülleri büyük bir hassasiyet göstermişlerdir.
Bu büyük kalbın ardından, hükümetin bir matem günü İlân etmemiş ve radyoların neşriyatına fasıla vermemiş olmaları üniversite talebeleri üzerinde büyük ak-sülameller yarattığından evrelki geceden İtibaren gençler, Radyoevi önünde toplanarak tezahüratta bulunmuşlardır. Gençlerin bu istikametteki hareketleri dün öyleden sonra ve dün gece hararetlenmiş ve bugüne kadar görmemiş olduğumuz bir şekil almıştır. Evvelki akşamdan İtibaren başlayan bu gençlik hareketlerinin tafsilâtını bugünkü İkinci sayfamızda bulacaksınız.

.Millet
l’l KARIDA: Toplantıyı (İHğıtınağa uğraşan Jandarma kuvvetleri Radyoevi Önünde. AŞAĞIDA: Radyoevi oııiinde emniyet
kordonu..
I
Demokrat Partinin yeni il başkanı dün seçildi
Demokrat Parti İstanbul 11 idare Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nihat Re* şat Belger Üniversite Yönetim Kuru* lunun prensip kararma uyarak, ayni zamanda profesörlük ve parti başkanlığını uhdesinde bulundurmamak kararını vermiş ve bu sebeple idare kurulu başkanlığından çekilmiştir.
D.P. 11 İdare kurulu dün akşam yaptığı toplantıda başkanlığa yüksek mühendis Enver Adakan’ı seçmiştir»
Turist gemisi, dün sabah
. . 9ihi ' .
tatarı bul 11 -(A A.) — Pazar* ak( şamı 346 turistle limaıumıza gelen Messagerils Maritime kumpanyasına ait Fransız bandıralı 20.000 tonluk La Marşeillaise vapuru bu sabah saat 6 da Rodosa müteveccihen limanı* mızdan ayrılmıştır.
Ingiliz Sefiri, Valiyi ziyaret etti
• I *
Ingiliz sefiri Slr Noel Charles, ve İstanbul Başkonsolosu dün sabah Valiyi makamında ziyaret etmişler* dir.


Izmirde parti iç mücadeleleri bitti

Adnan Menderes, Aydında bir nutuk verecek
İzmir 11 (Husus! muhabirimiz bil* diriyor) — Her iki büyük partinin milletvekili adaylarını seçmiş olma* siyle partilerde iç mücadele neticelenmiştir. Şimdi her iki parti daha fazla oy temin edebilmek için bir-biriyle mücadeleye girişmiştir. D.P., İzmir merkezinde ve Ödemişte reylerin en büyük kısmını elde edeceğine kanidir. Çok gariptir ki Halk Partisi de îzmtrin en kalabalık ilçesi olan Ödemişten netice beklemekte ve Ö-demişi elde etmiş olduğunu belirtmektedir. Bugünlerde propaganda mücadelesi son haddini bulacaktır. Adnan Menderes seçimlerin en enteresan nutkunu Aydında söylemek üzere Aydına hareket etmiştir.

Urfanın kurtuluşu kutlandı
Urfa 11 (A.A.) — Urfa bugün kurtuluşunun otuzuncu yıldönümünü büyük bir sevinçle kutlamaktadır. Urfalılar kurtuluş gününün bütün heyecanını yaşamaktadır. O günün hatırası canlı bir surette temsil edilmiş, genç Urfalıya baba ve kardeşlerinin kahramanlıkları aynen gösterilmiştir. Bütün şehir büyük bir bayram günü yaşamaktadır.
Mudurnudo meyvacılar kışlık mücadele yaptılar
Mudurnu 11 (A.A.) — İlçemizde meyvacıhk ilerlemekte ve bundan bir İstikbal bekleyen bahçe sahipleri ziraat muallimlerinin vermiş olduğu direktif ve tavsiyelere dikkat etmektedir. İlk defa olarak bu sene mey* va bahçesi sahipleri kışlık mücadele yapmışlar ve kırk bin ağacı ilâçla* mıhlardır.
GAZETEMİZ
YARIN
8
SAYFADIR
Sayfa 2
Y E N î İSTANBUL
12 NİBiın
-
Tetkikler
§ lE IHI II İHI
kremlin, Rus halkını nasıl iğfal ediyor?
9
”Casuslar, inhiraftılar ve katiller şirketi7’
Yazan : Paul Andersen
Taıunnuş siyasi ttfeirel ve İngiliz Radyosu ile Londrada çıkan ”ObRerver”ln eski muhabiri olan muharrir ., aşağıda takdim ettiğimiz yazısında. Sovyet lerde idonloji uğruna yapılan tahriflerin nnaıl pannt ve Rahne hayatına kadar teşmil edildiğini ve bu yüzden. Sovyet insanının kafasında. dUnva hakkında nasıl tere ve yanlış bir malûmat hAaıl
oidugunu göstermektedir.
Pakistan elçisinin beyanatı
Pakistan, Hindistanla dost olmayı bütün kalbiyle İster
EÇENLERDE Moskova’da sahneye konup Sovyet basını tarafından hararetle olkışlanan. ve Maly tiyatrosunu tıkabasa dolduran halkın pek hoşuna gittiği söylenen piyesin adı pek A1A “Casuslar. înhi-rafçılar ve'Katiller Şirketi,, olabilirdi. Piyesin hakiki adı “Gizli Harb” tir. Mevzuu basittir, ve gerek mevzu, gerek sahneye vazedillş şekli 19 uncu asır piyes ve melodramlarını andırmaktadır: Çok kötü bir adam; lekesiz bir kahraman ve tecavüze uğrayıp sonradan intikam alan ve mükâfat gören iffet, işte, bu kadar.
Genç bir Sovyet mühendisi olan Tu-manof, on! olarak İntihar eder. Tevkif edilmek ve yargılanmaktan mı korkmuştur? Titocu bir yılan mıdır? Karısı ve annesi şafak vakti yakalanıp bir yere mi sürülmüştür? Yoksa bir köpek hayatı sürmekten bıkmış mıdır? Hiç biri,
Tumanof başarılı bir mühendistir. Lâkin dürüst bir mühendis değilmiş. Zira, annesi. Rus kurtuluş savaşında jehit düştüğü söylenen cesur bir kızıl ordu subayından (Svetlof’tan) mü-.him bir keşfi çalmaya onu teşvik etmiştir.
Suçunu itiraf etmek cesaretM kendinde bulamıyan Tumanof, intihar et-miye karar verir. Takip edilmekte olduğunu bilir, zira piyesin bir numaralı kahramanı albay Linaef adında biridir. Albay, “ateşli bir vatansever ve korkusuz bir muhariptir. Sovyet yurduna düşman olanları amansız bir şekilde takip eder”. Bir Moskova gazetesinin tiyatro münekkidi onu böyle tarif etmektedir.
Minaef’in Amiri, general Lavrof’tur. Bu zat gizli polis teşkilAtma mensuptur. Bu adamlardan kurtulmak için, yegâne çare, Tumanof’un beynine bir kurşun sıkmasıdır.
iyi veya kötü başka şahıslar da vardır, lAkin umumiyetle hepsi pek kötü insanlardır. Oyunun üçüncü kahramanı meğer harpten sağ kurtulmuş olan Svetlof’tur. Meğer, Amerikalıların elinde esirmiş. Bu zatın nasıl ve ne zaman ve nerede Amerikalıların •eline ealr düştüğü meskût geçilmekte, lâkin esareti esnasında tarife sığmaz işkencelere maruz kaldığı belirtilmektedir*
itiraf ederim ki. bu piyesi şahsan görmedim. Sadece, Sovyet basınında onun hakkında çıkan methiyeleri o-kudum.
îkl sene ken, buna retmiştim.
si” adlı meşhur piyesiydi. Mr. Hearst adında bir gazete sahibinin emrinde çalışan basit kafalı bir Amerikan muhabiri "Rusya neden harb istiyor?” adında yalan dolu bir kitap yazmak üzere Sovyetler Birliğine gelir. Lâkin geldiği vakit bu budala genç ne yapar, dersiniz? Sadık bir gazete muhabiri gibi mi hareket eder? Hayır. "Hakikat ışığını” görür, ıslahı nefs eder, ve "Rusya'nın harb istememesinin sebepleri” diye bir kitap yazar. Bunun üzerine Amerikada kızılca kıyamet kopar. New-York’a dündüğü vakit, elinden apartmanını, tayın vesikasını alırlar, ve eserleri Birleşik Amerikada yasak edilir. Üstelik, ismi kara listeye geçer, ve karısı ondan boşanır. O da ne yapacağını şaşırıp kalır.
Bu “ateşli” dramı Moskovada bir gazete muhabiri sıfatiyle seyretmiştim, ve yanımda Intourist seyahat acentesinin resmi bir tercümanı (ve aynı zamanda gizli polise mensup) olan sarışın, güzel, ve takriben 22 yaşında bir kız vardı. O. piyesi, büyük bir heyecanla takip ediyordu. Binaenaleyh, Sovyet münekkidleri, halkın
I
kadar evvel Moskovaday-benzer bir “şaheser” sey-Semonof’un “Rus Mesele-
bir piyesi heyecanla seyrettiklerim yazdıkları vakit, ne demek istediklerini biliyorum.
Lâkin unutamıyacağınf bir nokta var: piyesten sonra otomobille evlerimize dönerken, sarışın tercümanım acı acı içini çekti, ve memleketimizdeki durumun hakikaten böyle feci olup olmadığını sordu. Kendisine hakikati anlatmaya çalıştım. Gazeteciliğin anane ve serbestisinden, basın hürriyetinden, bahsetmeye başladım. Mevzuu hayli karıştırdığımdan korkarak. sadece, birdenbire batı Aleminin korkunçluğu karşısında titrer gibi olan kıza şu suali sordum:
"Siz mükemmel İngilizce biliyorsunuz. Neden Londra veya Wa8hington-daki Sovyet Büyük Elçiliğinde bir işe talip olmuyor sunuz?”
Gözleri parlıyıverdi, ve gülerek şu mukabelede bulundu:
“O benim en büyük arzum ve hayalimdir”.
Pakistan Büyük Elçisi Mian Beşir Ahmet dün sabahki ekspresle Anka-radan şehrimize gelmiştir. Büyük Elçi. Deüıide Pakİstanla Hindistan arasında imzalanan anlaşmaya dair a-şağıdaki bcyantı vermiştir:
11— Biz kelime değil, tatbikat istiyoruz. Her iki taralın da taahhüt ettiklerini yapacaklarım Ümit ediyorum. Pakistan, bütün kalbi ile, Hin-distanla dost olmayı ister. Unut edelim ki son anlaşmada bir neticeye varılamıyan Bengol meselesi de kısa bir zamanda halledilsin. Zira, «anlaşmanın asıl mevzuu, Bengal meselesi idi Bu hallodilomcdiğine göre henüz yapılmış müspet bir iş yoktur.”
Bundan sonra Pakistan ile Türkiye arasındaki ticari münasebetlere temas eden Elçi henüz mühim bir gelişme olmadığını, bunu temin için her İki memleketin birbirlerine ticari ataşeler ve heyetler yollamasının i-cap ettiğini söylemiştir.
Mlan Bcşir’in bildirdiğine göre 21 nisanda Ankorada Pakistanın en büyük şairi îkbal’in ölüm yıldönümü münasebetiyle bir tören yapılacaktır.
Vali, Patrikhaneye giderek ûthenagoras’ı tebrik etti
B.B.C. Radyosunun türkçe yayınları
B. C.z Rio’da yapılacak
Yayın ve Turizm ve ayni zamanda temaslarda bulu-
kendisi ile konu-
B*
olan maçları da türkçe yayınlamak tedbirlerini alıyor
İngiliz B.B.C. Radyosunun Doğu Avrupa servisinin müdürü Mr. Car-leton Greene İstanbulda bulunmaktadır. Kendisi cumartesi günü Ankaraya hareket edecek ve ziyareti esnasında Basın -Umum Müdürlüğü resmi makamlarla nacaktır.
Mr.; Greene, dün
şan bir arkadaşımıza demiştir ki:
”— Bir kaç ay evvel, Türkıyeye yapılan neşriyatın Doğu Avrupa servisine alınmasına karar verilmişti. Türklyenin Avrupa Konseyin almışı. bizi bu değişikliği yapmaya şevketti. Zira evvelce Türkiye doğrudan doğruya Doğu servisine dahildi. Bu değişiklikten sonra Türkiye servisi başka binalarda çalışacaktır. Havadis bültenlerinde de değişiklik olacaktır. Ruöyadan ve bilhassa Ruaya-nın dahili durumlarından, Balkanlardan daha fazla bahsedilecektir. Bu arada Ingiltereye sığınmış olan bazı Kızılordu mensuplarının da konuşmalarını yayınlıyacağız.
Türk dinleyicilerimize, henüz tahakkuk etmemiş olmakla beraber, bir müjde vermek isterim. B.B.C, nln Türkçe servisi Rio’da yapılacak olan dünya futbol şampiyonasında Türk takımının oynayacağı maçları yayınlamak için imkAnlar araştırmaktadır. Bu tahakkuk ettiği takdirde takımınızın oynıyacağı maçları dakikası dakikasına takip etmek imkânına kavuşacaksınız.
Ben buradaki ziyaretlerimde Türk dinleyicilerinin, B B.C. programlarından neler istediklerini tesbit et-miye çalışıyorum. Bu hususta YENİ tSTANBUL’un mutavassıt rolü oynamasını rica edeceğim.”
Bundan sonra Mr. Greene, Amerikan ve Ingiliz radyo istasyonlarının seslerini Rus halkına duyurabilmek için işbirliği yapmakta olduklarını söylemiş ve demiştir ki:
"— Rusyaya yaptığımız neşriyatın halk tarafından duyulmasını önlemek maksadiyle Rııslar mütemadi surette parazit yapmaktadırlar. Bunu telâfi için Amerikalılarla işbirliği yaptık. Ayni zamanda muhtelif frekanslardan neşriyat yapıyoruz. Bu şekilde parazit usulünü bütün frekanslara tatbik edemiyorlar ve hür dünyanın sesi Rus halkına duyuruluyor.”
Vali ve Belediye Reisi Fahreddin Kerim Gökay Paskalya münasebetiyle dün Patrikhaneye giderek Patrik Athenagoras’a şahsi tebriklerini sunmuştur.
Diğer taraftan Valinin çektiği tebrik teline Athenogoras şu cevabı vermiştir.
“Biz ve Sen Sinod Azalan zati â-lilerine candan teşekkürlerimizi izhar eder ve sıhhat ve Afiyetiniz için hayır dualar ederiz”.
“Uludağ” gemisini teslim alacak heyet, bugün gidiyor
ltalyada Ansaldo tezgâhlarında inşaatı biten Uludağ gemisinin seyir tecrübesinde bulunmak üzere Şinaai Denker’in başkanlığında gemi subaylarından 5 kişilik bir grup bugün uçakla Italyaya hareket edecektir.
Gemiyi getirecek diğer mürettebat ve subaylar 15 nisanda Ankara va-puriyle yola çıkacaklardır.
“Tarsus” vapurunun yapacağı yeni seferler
Tarsus vapurunun yapacağı sefer programı bugünlerde kati olarak tes-bit olunacaktır. Şimdiki halde Tar-susun Akdenizdekl gezi seyahatinden dönmesini müteakip Hayfava bir sefer yapması için talep vardır. Bundan sonra geminin Amerikadan gelecek olan eski vatandaşları getirmek üzere Avrupa limanlarına uğrayarak bir sefer yapması ve müteakiben Hıristiyanlığın mukaddes yılı dolayısiyle temmuz başından ağustos nihayetine kadar Akdenizde iki kru-vazycr yapacaktır. Bundan sonra muhtemel olarak Türk Hacılarını Hayfaya götürecektir.
Tekel Bakanı geldi
Gümrük ve Tekel Bakanı Dr. FA-zıl Şerefeddin Bürge dün sabah Trakyadan gelmiştir. Bütün gün Gümrük; Muhafaza ve Tekelde meşgul olan Bakan bu sabah saat 8 de otomobille Ankaraya hareket edecektir.
Konser tehiri
Kadıköy Halkevinde Emine Erel ve Ferdi Statzer taraflarından bu akşam verilecek olan konser Mareşalin vefatı dolayısiyle tehir edilmiştir.
Yeşilköy Hava Alanındaki terminal binasının inşasına yakında başlanıyor
Yeşilköy Hava Meydanında yapılacak olan Terminal havagazı binasının bütün malzemeleri Amerikadan gelmiştir.
Binanın montajı 1.250.000 liraya bir Amerikan şirketine ihale edilmiştir. Mukavelenin Bakanlıkça tasdikinden sonra derhal İnşaata başlanacaktır.
Ath polİN müfrezesi ,topluntı,vı dağıtmağa uğraşıyor..
Ç MİLLİ KAHRAMANI BUGÜN TOPRAĞA VERİYORUZ )
/ I -M. * •
■ ■OK 4

I 1
M ö4 * fll F • ^4*Mm it:, . . 1
Kirb sanat haberleri
Üç heykeltraş
sergi açıyor

14 nisan cuma günü, hoykeltraı M. Barry, Ncrmin Farukl ve Nusret Suman, Beyoglunda Sanat Dostlan Cemiyetinin galerisinde desenlerinden mürekkep hır sergi açacaklardır.
Sergi, her gün saat 17
ren bir hafta müddetle açık bulunacaktır.
heykel ve müşterek
den itiba.-
Bedri Rahminin resim sergisi
Tanınmış ressamlarımızdan Bedri Rahmi Eyüboğlu, 15 nisan cumartesi, Taksimde, Fransız Konsol ro-hanesi sergi salonunda bir “retf pectlf” sergi açacaktır.
Bedri Rahmi Eyüboğlu. bu sergide yirmi seneden beri yaptığı eserlerden parçalar teşhir edecek, ilk resimleriyle son eserleri da görülerek bir mukayese da elde edilmiş olacaktır.
Prihoda'nın keman resitali
t ki seneden beri memleketimizi ziyaret etmemiş olan Prihoda. 10 nisan pazartesi günü Saray Sinemasında bir resital verecektir.
böyleec. bir a raim kânı
Mareşala matem tutulması için gençlik büyük tezahürat yaptı
Dün öğleden sonra, Üniversite Talebe Birliği Lokalinde, Mareşal Fevzi Çakmağın ölümü karşısında, hükümet makamlarının gösterdiği alâkasızlık ve milli matem günü ilân e-dilmemesi dolayıslle bir protesto toplantısı yapılmıştır. Türkiye Mili! Talebe Federasyonu adına konuşan II. Başkan Orhan Fersoy bu kayıptan mütevellit umumi teessürü belirttikten sonra, İstanbul radyosu idarecilerinin neşriyatın tatili hususunda yaptıkları müracaata Hükümetin “Devam edeceksiniz” şeklindeki emri karşısında, neşriyatı tatil etmeye salâhiyetleri olmadığını belirtmesi, umumi bir reaksiyon mıştır. Daha sonra Türkiye Talebe Federasyonunun, dün ladıği teessür beyannamesi, Birliği Genel Sekreteri Faik tarafından okunmuş, bu büyük kayıptan duyulan teessür son haddini bulmuştur.
Bundan sonra Üniversite Talebe Birliği Başkanı Babür Arun aşağıdaki kısa konuşmayı yaparak ezcümle demiştir ki:
Türk tarihinin ve Türk milletinin büyük kahramanı, eşsiz hâdimi Mareşal Fevzi Çakmağın ölümünden henüz yirmi dört saat geçti. Bu büyük hâdisenin acısı yüreklerimizde, elemi gözlerimizde iken, şahsi kin ve nankör politika hayatının tesiriyle, bu büyük ölüden esirgenen alâka gösterilen kayıtsızlık karşısında duyduğumuz teessür büsbütün artmıştır. Lâkin unutulmasın: her zaman örnek almakla iftihar ettiğimiz, tuttukları meş'ale ardında yürümeye çalıştığımız siz büyükler, unutmayın, tarih ezeli bir tekerrürdür.
Varsın, günlük politika hayatının, bir türlü silmeye muvaffak olamadıkları izleriyle dalâlete sapsınlar... Suriye. Lübnan, Yunanistan radyoları tâzim sükûtuna geçtikleri halde. varsın bizimkiler radyolarım en şakrak havalarla doldursunlar.
Sen ey ğl... Sen, li büyük hürmetle için her yenleri S hayyel Alemlerinizden ayrılıp, bir an için bizlere dönün. Millet önünde, tarih önünde sîzleri itham ediyoruz.
Teessür ve teessüflerimiz büyüktür. Başımız sağ olsun.
Bunu takiben, Mareşalin cenaze töreninde bulunmak üzere şehrimize gelen 1500 Ankara Üniversite ve Yüksek Okullar talebesi adına konuşan Cahit Yılmaz, Mareşalin hayatından örnek olacak hâtıralar nakletmiş, alâkadar makamlar tarafından gösterilen kayıtsızlık karşısında İstanbullu kardeşlerinin teessürlerine iştirak ettiğini bildirerek, başınız sağ olsun demiştir.
Saat üçte toplantıya nihayet verilmiştir. Bu esnada, Talebe Birliği Lokalini muhasara altına alan atlı polis, polis ve asker müfrezeleri, talebe üzerinde nahoş tesir yaratmıştır.
yarat-
Milll yayın-Talcbe Güven
fazilet ve fedakârlık örne-kudret ve tevazuun timsa-adam.. Manevi huzurunda eğiliyor, seni unutturmak şeyi yapmaktan çcklnme-lânetle anıyoruz. Artık mu-
Şark musikisi konseri
Tanınmış kemençe Üstadı Kemal Niyazi Seyhan, 14 nisan cuma günü Türkân Aran -ve piyanoda Şefik Günmeriç’ln refakatiyle, Sanat Doste lan Cemiyetinde bir konser verecektir. Programda SûzınAk ve KürdLli» hicozkâr şarkıları ile Ferahfeza peş* revi ve sazsemaisl vardım
Bir caz konseri
• V
Taksim Meydanında
Üniversite Talebe Birliğinin Be-yazıttaki Marmara Lokalinde tertip ettiği toplantıdan çıkan gençler, kafileler halinde Taksim Meydanına gitmişler ve İnönü Gezisinde toplanmak istemişlerdir. Fakat bu sırada polis ve jandarmanın şiddetli mukavemeti ile topluluk dağıtılmak istenmiş ve talebelerin bir kısmına kauçuk sopalarla ve dipçiklerle vurulmuştur. Bu vaziyet karşısında gençler hep bir ağızdan istiklâl Marşını söyliyerek taarruza mâni olmaya çalışmışlardır. Marş biter bitmez yaya ve atlı emniyet mensupları tekrar harekete geçmişlerse de bu tazyik birdenbire kesilmiş ve meydan kordon altına alınarak gençlerin toplu halde Geziye girmelerine müsaade edilmiştir.
Gezinin ortasında bulunan Abide temeli üzerine çıkarak heyecanlı bir hitabe irat etmek isteyen bir genç arkadaşları tarafından susturulmuş ve her an biraz daha kalabalıklaşan kafile (Radyoevine.. Radyoevine» â-vazeleriyle Harbiye istikametinde akmağa başlamıştır.
Radyoevine doğru
Bu sırada Radyo binası esaslı bir şekilde kordon altına alınmış bulunuyordu. Emniyet Müdürü ile muhtelif şube müdürleri de vaka verine gelmişlerdir. Burada da polis ve jandarma ile kafile arasında karşılıklı münakaşalar olmuştur. Hattâ bazı kimselerin atlı polise taş ve toprak attığı görülmüştür. Cadde o kadar kalabalıklaşmıştı ki, bunların kimler tarafından yapıldığının tesbi-tl «lahi kabil olamamıştır.
Mezkûr yerde alman sıkı emniyet tertibatı sayesinde başkaca bir hâdiseye meydan verilmemiş, fakat kalabalık 40 dakikaya yakın bir müddet dağılmadığı için seyrüsefer ta-mamilo durmuştur. Bu arada caddenin ortasındaki ağaçlara tırmanan bazı gençlerin hitabeler irat ettiği görülüyordu; Vaziyetin ehemmiyetini gözönünde tutan emniyet. Radyo-evine İtfaiye müfrezeleri de celbet-mişse de bunları kullanmak İcap etmemiştir.
Mareşalin evi önünde
Burada da uzun müddet bekleyen kafile (Mareşalin evine...) nidalariy-le yürüyüşüne devam etmiş ve en önde Çakmak’ın büyük kıtada bir resmi ve ellerde yarıya inmiş bayraklarla, büyük kıtada muhtelif yazılar olduğu halde, Nişantaşındakı apartmanın önüne gelinmiştir. Burada gençler 5 dakika ihtiram duruşu yapmışlar ve hep bir ağızdan İstiklâl Marşını söylemişlerdir. Bu sırada apartmanın yanında bulunan polis karakolunun bayrağı yarıya İndirilmiştir.
Mareşalin dairesinin balkonuna çıkan ailesi erkânı avn ayrı ağlıya-rak gençlere (Var olun gençler, Paşanın
terih olmuştur), demişlerdir. Bu arada Şefik Çakmak da kısa bir hitabede bulunarak merhumun nâşını ziyaret etmek istiyen gençlere: "— Hepinizin başımız üstünde yeriniz var. Fakat buna maddeden şimdi imkân yoktur. Onun için aranızdan bir heyet ayırmanızı rica ederiz.” demiştir.
Bilâhare balkondan söz alan bir genç de arkadaşlarına evin önünden geçmek suretiyle vazifelerini yapmalarını istemiştir.
Taksim meydanında 1000-1500 kişi civarında bulunan kafile. Mareşalin apartmanı önüne kadar tahminen 4000 kişiyi bulmuştur.
Sinemaların kapatılması
Mareşalin evini ziyaretten sonra nümayişi yapan gençler küme küme tekrar Taksim meydanına gelmişler ve açık bulunan eğlence yerlerini kapatmağa teşebbüs etmişlerdir. İlk önce sinemalara gidilmiş ve afişlerin kaldırılması, seansların tatil edilmesi istenmiştir. Bunun üzerine sinema müdüriyetleri afişleri kaldırmışlar, 6.30 seansı için satılmış olan biletlerin bedellerini sahiplerine iade etmişlerdir. Sinemalar, gençlerin arzusu üzerine perşembe gününe kadar kapalı kalacaktır. Bu arada Lâle sineması müdüriyeti ilk anda gençlerin isteğine mukavemet ettiğinden sinemanın bazı vitrinlerinin camlan kırılmıştır.
Bundan sonra “Mareşala hürmet” diye bağıran kümeler Beyoğiundaki diğer eğlence yerlerine gitmişler, içkili lokantalarda içki verilmemesini, reklâm ışıklarının söndürülmesini istemişlerdir. Bu arada Narin lokantasında içki içmekte olan bir kaç kışı ile münakaşa olmuştur Beyoğ-lunda bütün müessese ve binalara gençliğin arzusu üzerine yarıya inmiş bayraklar asılmıştır.
Bütün bu nümayiş esnasında zabıta kuvvetleri müdahalede bulunmamış ve kayda değer bir hâdise olmamıştır. Ancak gençler Taksim meydanında bulunduğu sırada bir gazinoda oturmakta olan bir vatandaş. tezahüratta bulunan gençler i-çin “Serseri güruhu” yollu bir söz sarfettlği için biraz tartaklanmıştır.
Bütün bu hâdiselerden dolayı Be-yoğlunda gerek nümayişçilerden gerek onları seyreden meraklılardan mürekkep büyük bir kalabalık toplandığı rüsefer iniştir.
"AtinalI Şarkıcı” ismile tanınmış caz şarkıcısı Manyatakis, şehrimize gelerek 24 nisanda Saray Sinemasın* da bir konser verecektir. Programda Türkçe parçaların da bulunacağı ber veriliyor.
miştir, 100 e yakın mermi atıldıktan sonra gruplar dağılmış yarım saat sonra da Asayiş iade edilmiştir. Po üs tarafından yakalanan 30 dan faz» la kimseden hemen hemen hiç bl« rinın talebelikle alâkası olmadığı an» laşılmıştır. O sırada caddeden geç» mekte olan halk ve civarda oturan» lar heyecan ve korku geçirmişlerdi* Bu arada Pangaltıda bazı dükkânla* rın camlan da kırılmıştır.
Radyoevindeki polis ve jandarma kordonu sabaha kadar devam etmiştir.
Mareşalin evinde
Dün saat 16,30 dan itibaren Mareşalin evi, ailesi tarsLfmdan ziyarete açılmıştır. Ziyaretler gece geç saatlere kadar devam etmiş ve bir aralık izdihamdan pencerenin camlan kırılmıştır. Akşam üzeri Kur an o-kunurken içeri girmek üzere gelen 2000 kişilik bir talebe grupu izdihamı önlemek maksadiyle geri çevrilmiştir. Mareşalin nâşi başında İstanbul ve Ankara Talebe Birliğin n gençler dörder kişilik ./gruplar hr‘ 1 de sabaha kadar 15 er dakika ara ? nöbet beklemişlerdir.
a
Mareşalin vefatı dolayısiyle
kalbi sizin hareketinizle müs-
4
için yollar tıkanmış ve sey-uzun müddet inkıtaa ugra-
Dün gece...
Taksim meydanında toplanan
Gece muhtelif gruplar âbide önünde tezahürat yaptıktan sonra Radyoevine yürümüşlerdir. Dağılmamakta ve bina üzerine yürümekte ısrar eden nümayişçi grupu üzerine itfaiye tarafından su sıkılmış ve göz yaşı bombası atılmıştır. Bu da kâfi gelmeyince saat ona 20 kala jandarma müfrezesine havaya ateş emri veril-
Ankara radyosunun hususi programı
Ankara 11 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Mareşal Fevzi Çakmağın ölümü dolayısiyle bugün Ankara radyosu 24 saatlik özel bir program hazırlamıştır. Radyoda Mareşalin hayatı, hizmetleri anlatılacak, Atatürkün Mareşal hakkınaa-ki ifadeleri okunacak ve ölümü do-layısiyle Türk matbuatında intişar eden yazılar aksettırilecektır. Ayrıca konuşmalar dışında ağır müzik neşriyatı yapılacaktır. Bu program İstanbul radyosu tarafından da nakledilecektir.
İZMİR GENÇLİĞİ TEESSÜR İÇİNDE
İzmir 11 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Mareşal Çakmağın Ufulü haberinin İzmir Gençliği Üzerinde u-yandırdığı tepkiler çok derindir. y/T sek Ekonomi ve Ticaret Okulundan 60 kişilik bir kafile büyük ölünün cenaze töreninde bulunmak üzere A-dana vapuru ile İstanbula gitmiştir. Kendileri beraberlerinde büyük bir çelenk götürmektedirler.
Ahmet Hamdı Tanpınar
Sahnenin
Dışındakiler

35
üstü Sabi-bü-du-
En şaşkınlığın içinde odama mavi, yaldız hâreh duvar kâğıdına, ışığı altında ha ile beraber o kadar gere geçirdiğimiz yük, mavi abajurlu çalışma lâmbasına, vardaki sarısı ve açık pembesi bol halısına
kadar her şey, acaba onlar dn mı değiştiler? der gibi şüphe ile bakıyordum. Ne kadar hâtıranın hücumu altında idim ve bana bu acayip insanlar hepsini nasıl unutturmuşlardı! Sabi* ha, biz odaya İhsan yokken, girmişsek sağ taraftaki aynanın önünde şöyle bir saçlarını düzeltirdi. Orada büyük lâmbanın ve hemen masonnı arkasındaki halının akisleri arasında başının yüzmesine bayılırdım. İhsan, sanki içimden geçenleri biliyormuş gibi:
— Daha çok şeyler görürsün! dedi.. Sonra Muhlis Beye bakarak ilâve etti:
— Epeyce yorulduk değil mi? Asıl fenası nedir biliyor musun? İnsanın farkında olmadan münakaşaya girmesi... Nihayet bizim için mesele onları buraya getirmek ve bu zarfı ellerinden almaktı.
Muhlis Beyin uzattığı zarfı aldı ve hemen oracıkta yakmaya başladı.
— Okumıyacak mısın?
— Hayır, okumıyacağım. Böyle şeylerde insan ne kadar az şex bilirse o kadar rahat eaer. Ben esarette iken İnsan mukavemetinin derecesini anladım.
— Bu işi nerden öğrendin?
— Tevfik Beyden.,. Şimdi aşağıya inelim, yemek yiyelim! Yemekten sonra Cemal. Tevfik Beye gider, haber verir. Aşağı yukarı hâdiseyi gördün. Nakledersin. Şimdi Kandillide, kız kardeşinde oturuyor. Bu gece sen orada kalırsın! Burada yatmanı isterdim ama, ne olur, ne olmaz, semtte bir İki gün görünmiyeceğlm.
Yine Muhlis Beye dönerek sordu:
— Mesııdun işini yaptın mı?
Mesut bizim kiracımızın adıydı. Muhlis Beyin başını sallıyarak “Daha değil!,, demesine içimden üzüldüm. İhtiyar kadının o korkunç ağlaması daha sürecekti.
Yemekte İhsan, beni tam' bir sorguya çekti. Ona babamdan, kendimden bahsettim. Altı senenin tam bir hesabını verdim. Tıbbiyeye gireceğimi söyleyince, Muhlis Bey:
— O kolay... dedi. Ben oranın Ziyaeddin E-fendiden sonra en kıdemli talebosiylm. Ona ehemmiyet verme! Fakat Behçet Beyde kalmanı hiç tavsiye etmem; rahat edemezsin. O
Sonra biçare adam çok çöktü. Yer de uzak, iyisi Kadıköyünde sana bir pansiyon Daha İyisi benim oturduğum yere gel! menine!
Ben onlara asıl ümidimin evimizin vaziyetine lâzım geleceğini söy-
yalnızlık. En bulalım! Yeldeğir-
kirasında bakılacak
— - - O_
olduğunu, halbuki kiracının olursa, ondan ümit kesmek ledim. Muhlis Bey:
— İhsan, gazetelerde Şimdilik paran var ya!...
sana bir iş bulur...
172
— Hattâ zenginim, diyebilirim. Ve onlara gelirken babamın, sanki ayrılışımızın acısını ancak cömertliğiyle unutacakmışım gibi ceplerimi nasıl mütemadiyen para ile doldurduğunu anlattım: — Hattâ, dedim, pantalonumun kemer yerine dikili bir kaç altın bile var...
Ihsan: “Cevdet Bey bu! Fakat seni nasıl oldu da bıraktı...,, dedi. Muhlis Beyi
— Pansiyonda pantolonunu ütüye verirken o altınları çıkarsan fena olmaz! Ben Madam Elckclyandan eminim ama, hizmetçisi için taahhüde giremem, dedi. Sonra bana evin verdi:
— Ben yarın akşam orada olayım, yım, yerin hazırdır. Hem eğlenceli evdir, de oluriiz.
Giderken bana Tevfik Beye söyliyeceğim şeyleri tekrar öğrettiler. Zarf geriye alınmış ve yakılmıştı. Öbür adamı derhal kaçırırsa mesele hallolurmuş. Ben daha ziyade Sabıkadan hiç bir havadis alamadığımı düşünerek: f
— Bir şey öğrenmiş olmadım! dedim. Ihsan, Tevfik Beyin bana lüzum görürse işi anlatacağını. belki de bazı talimat vereceğini söyledi. “Sen artık bizimle çalışacaksın!,,
Ayrılmak için yanına girdiğim zaman İhsanın annesi “Kalmadığına çok üzüldüm. Sana akşama gözleme yapacaktım!., sine:
— Gözlemeni her zaman mesl lâzım. Hem bu akşam
Tevfik Beyin yemeğini biliyorsun. Kimblhr belki sana rakı da içirir, hele misafiri yoksa, behemehal!
Ayrılmadan evvel aklıma gelen bir şeyi sordum:
adresini
olmıya-Beraber
dedi. Ihsan anne-
yiyebilir! Şimdi git-o tam ziyafettedir.
173

— İbrahim Bey sizinle beraber miydi?
— Hayır! Yalnız beni de. Muslisl de çok sever. Şimdi o müthiş zengin. Nasıl para kazandı biliyor musun? Babandan Kudret Beye olan borcunu ödemek için aldığı altmış yedi altını vermedi. Kudret Beye bu borcu affettirdi. Onunla bir hak-kaliye dükkânı açtı. Sonra seferberlikte şeker işlerine filân girdi. Hulâsa yapmadığı kalmadı.
— O Muhıddini Arabi falı?
— inanır. Galiba bizde bu cins eski kitapları en iyi anlıyanlardan biri. Haydi artık yeter...
Böylece, Sabihamn nerde olduğunu öğrenmek için geldiğim evden ona dair tok bir sual sormadan çıktım. Ihsan beni annesiyle varını saat baş başa bıraksaydı, ne olurdu? Bununla beraber memnundum.

n.
Boğaza gideceğim ve bilhassa Tevfik Beyi göreceğim için sevinmiştim. Fakat Köprüde şahit olduğum bir hâdise bu sevincimi Adeta bıçakladı. Kadıköy iskelesinde başlarında bir çavuş bulunan iki Senegalll nefer bir bahriyelimizi iki kolundan tutmuşlar ite kaka götürüyorlardı. Bu. benim yaşlarımda bir çocuktu. Kendisini hırpahyanlara “Siz bırakın, ben gelirim!,, gibi bir şeyler söyll-yerek. ve büyük bir gayret sarfetmeden. galiba sadece sözlerinin mânasını anlatmak için hafif hareketlerle kollarını kurtarmaya çalışıyor, bir taraftan da onlara dostça gülüyordu.
Klmbilir belki de neşe ve hayat emniyeti içinde felâketin bile kendisine güler yüzle gelmesini istiyordu. Fakat kuvvet, o kadarcık olsa bile dostluğu ve müsavi muameleyi kabule razı değildi. Ona zaferinin maddi üstünlükleri yetmiyordu, Ayrıca bu zaferin mânevi istismarını da yapacak, hayatına hâkim olduğu şehri ve nisanlarını 174
da küçültecekti. Kıymetleri muhafaza etmenin imkânsızlığı! Onun için birdenbire bütün lekele halkını şaşırtan bir tokat şakladı. Bunun arkasından bir, bir tane daha geldi. Hemen arkasından da düdük sesleri işitildi, iskele nerden çıktığını bilmediğimiz işgal kuvvetlerine mensup zabit ve askerle doldu.
Dudağından ve burnundan akan kanlara rağmen gülümsemesini hiç terketmeden kendisini tutanlardan kurtulmaya çalışan bu çocuğun yüzünü hiç unutamıyacağım. ne de onu dövenin gözlerindeki zalim ve haşin parıltıyı! Tam, efendi to-katıvdı bu. Onları atanın bir gün insanlığı kendisinde yeniden bulabileceğinden şüphe edilebilirdi.
işte o zaman ikinci hâdise oldu, ihtiyar, uzıır boylu, kuru ve zayıf, parınaklaıı elmas vlı- • ( lerle dolu bir kadın, “Seni domuz herif!,, di; e i rlye atıldı ve elindeki kalın topuzlu şemsiye dövenin tam yüzünün ortasına iki defa indi' Bütün bunlar bir an içinde olmuştu. “Seni doniM* herif, ne istiyorsun zavallı çocuktan!.. Bütün iskele halkı şemsiyenin sapının bu ecnebi çehresinde iki parça olduğunu gördük. O âna kadar asabiyet ve çaresizlik içinde çırpınan halk harekete geldi. Ortalık tekrar karıştı. Her şey düzeldiği zaman ne İhtiyar kadını, ne de bahriyeliyi görebildik. Halk ikisini de kaçnmıştı. Bununla beraber bu iki dövme hâdisesinden başka hiç bir şey olmadı.
Vapura bu hâdisenin heyecanıyle girdim. Kadının vaziyeti, mor çarşafı içinde hiddetle irkilişi, çavuşun şaşkınlığı hakikaten komikti. Konuk ve ulvi!
• w
(Devamı var)
175
171

I

Sayfa 3
M Nümn 1950
Koca Sınan ın şaheserlerinden
Edirnenin incisi
Türkiye ve
Endonezyada
Selimiye camii
isyan bitti
Ortaşark
r
Yazan : M. Şakir ÜLKÜTAŞIR
bil-
Başkan Roosevelt
Roosevelt’in 5 inci
ilim ve kül-müesseselcri-tarafından da
ha-em-
dünyanın ehemmiyetli Avrupa, As-noktası me-kaydetmiş-
s
Colliııs’in bevanatı
Halta nın zaferi
Amerika Birleşik Devletlerinin 32 nci Cumhurbaşkanı Frankiin Delano Roosevelt, beş sene önce bugün 12 nisan 19 i 5 tarihinde bir beyin kanaması neticesi ölmüştü.
Bir siyaset adamı olması bakımından, Roosevelt’in lehinde konuşanlar olduğu gibi aleyhinde iddialarda bulunanlar da mevcuttur. Ancak, şurası fnuhakkaktır ki. Roosevelt, Amerikanın tarihinde yeni bir devir açmış ve Birleşik Amerika içinde gelişen modem ve mütekâmil cereyanlara liderlik etmesini bilmiş, bu bakımdan A-merikayı gençlik devresinden kurtarıp olgunluk çağma sokmuştur.
Frankiin Delano Roosevelt 1882 talihinde dünyaya gelmişti. İyi ve zengin bir aileye mensup olan Roosevelt hukuk tahsilini bitirdikten sonra a-vukatlık etmiş ve 1929-1933 senele-Hnde New-York Devletinin valiliğini yapmıştı. 1933 senesinde birinci defa cumhurbaşkanlığına seçildi. Teessüs fetmlş kuvvetli bir geleneğe rağmen, Amerika tarihinde ilk defa olarak dört kere cumhurbaşkanlığına seçildi.
Roosevelt’in hayatında en karakteristik hâdise geçirdiği bir hastalıktır. Çocuk felcine tutulup hayatının sonuna kadar kötürüm kalmasına rağmen, ne neşesini, ne ümidini ve ne de enerjisini hiçbir zaman kaybetmemişti. Muazzam iradesi sayesinde yalnız siyaseten değil, fakat insanlık bakımından da daima yükselmesini bilmişti.
Frankiin Delano Roosevelt, Amerikanın bünyesini değiştirebilen bir kaç cumhurbaşkanı yanında .ver alır. Amerikan sosyal hayatına geri dönülmesi imkânsız adımlar ettirmiştir. Keşmekeş İçinde bulunan İktisadî sistemi düzenlemiş, federal faaliyeti artırmış, hayat seviyesini yükseltmiştir.
Şimdi, Roosevelt’in siyasî hayatını inceden inceye tetkik ederek bir kusur arayanlar, Yalta Konferansını i-leri sürüyorlar. İleride tarih Yalta hakkında en objektif hükmü verecektir. Tarihin kararını bekleyemiyecek kadar aceleci olanlar şunu unutmamalıdır: Roosevelt’in o zaman içinde bulunduğu şartlan ve ölümü ile yarıda kalan plânlarını hesaba katmak kabil oluyor mu?
Amman’da seçimler başladı
Amman, 11 A.A. (Afp) — Mebus seçimleri bugün saat 6 da Doğu Ürdün ile Arap Filıstini ihtiva eden bütün Ürdün Ülkesinde başlamıştır.
300,000 seçmen Meclise 38 mebus seçeceklerdir. Bunlardan 18 i müslü-man 2 sİ hıristiyan olmak üzere 20 si Filistin için, 2 çerkes 5 hıristiyan ve 11 nıüslünıan olmak Üzere 18 kişi de Doğu Ürdün için seçileceklerdir.
I
BİK SABAH KAHVALTISI! — Londra Hayvanat Buhçeslnlıı ııır-hur fil yavrıışu "Dumboo” nıın işti hası p**k yerinde değile 5 avrn sİ» • -ilik her gün kahvaltı olarak 20 kilo saman, bisküit, elma, havuç, patates, fasulye, yetil! Ik %e 1 KAİon «Üt içmektedir.
Türkiye, kendi kudretini pek tesirli bir şekilde hissettirebilir
Washington, 11 (Ap) — Birleşik Amerika Ordu Kurmay başkanı General Lawton Collins, dün. Ortadoğu nun. 1947 senesinde. Başkan Truman tarafından Türkiye ile Yunanistana yardımda bulunulması için teşebbüse geçtiği devreden daha iyi ve müdafaa bakımından daha kuvvetli olduğunu söylemiştir.
Collins, tertip etmiş olduğu bir basın konferansında. Yunamstandan bağlıyarak, Türkiye üzerinden İrana kadar uzanan sahanın strateji bakımından en bir mevkii olduğunu ve ya ve Afrikanın iltisak sabesinde bulunduğunu tir.!
Collins. “Türkiye kendi kudretini pek tesirli bir şekilde hissettirebilir. Şimdiki halde dahi, ufak bir askeri yardımla Türkiye, kuvveti düşünülecek bir askerî güç olarak belirir” demiş ve çok iyi bir asker olan Türk-lerin. şimdiki halde bundan üç sene evveline nazaran, vukubulabilecek herhangi bir taarruza daha büyük bir tesirle cevap verebileceğini kaydetmiştir.
General, “fakat, henüz yapılması icap eden pek çok şey var” diye ilâve etmiştir.
Bevin, hastahaneye yatırıldı
Londra, 11 A.A. (Afp) — İngiliz Dışişleri Bakanlığı, Bevin’in ufak bir ameliyat için hastahaneye yattığını bildirmiştir.
Arap Birliği Siyasî Komitesinin çalışmaları
Kahire, 11 A.A. (United Press) — Arap Birliği Siyasi Komitesi, Filistin Arabulma Komisyonunun bir müşterek Arap - İsrail sulh komitesi kurulması teklifini bugün müzakere etmiştir. Bildirildiğine göre komisyonun teklifi reddedilmiştir.
Siyasi komite Arap mültecileri meselesinde bir karara varmış, fakat bu karar açıklanmamıştır.
———————
Bolivya, Komünist Partisini kanun dışı ilân etti
La Paz, 11 (Apj — Bolivya Hükümeti bugün Komünist Partisini, bu partinin bütün faaliyetlerini ve buna bağlı teşekkülleri kanun dışı ilân etmiştir.
Yugoslav Kabinesi yeniden teşkil edildi
Belgrad, 11 A.A. (AFP) — Yugoslav Yüksek Şûrasından bu akşam bildirildiğine göre, Yugoslav kabinesi kısmen tâdil ve yeniden teşkil edilmiştir.
Altı bakanlık ilga olunmuş ve bunların yerine 5 konsey ve bir de komite kurulmuştur.
Ürdün Kabinesi istifa etti
Amman, 11 A.A. (AFPt — Başbakan Tevfik Ebülhüda Paşa, Kıral Abdullah’a kabinenin istifasını vermiştir. Kıral, derhal eski kabinede İçişleri Bakanı olan Sait Paşa Müftüyü çağırtarak kendisine yeni hükümet kurmak vazifesini tevdi etmiştir.
Doğu ve Batı Bengaldekl muallâkta kalmış olan meseleleri görüşmek üzere 2 nisanda Yeni Delhiye gelmiş olan Pakistan Başbakanı Liyakat Ali Han, hava meydanında Hindistan Başbakanı Pnndit Nehru tarafından karşılanıyor
hicreti durdurmak ve İki memleket
arasında
Keşmir meselesinin hakemi tâyin olunmak üzere
Hindistan, Avustralya yargı tay tâyin edilmesini kabul
üyesinin
etti
Lake Success, 11 A.A. (Lps) — Hindistan Hükümeti, Keşmir meselesinin halli için Avustralya yüksek mahkemesi yargıçlarından Sır Aven manın tam metnini Hint kıtasının taraftar olduğunu Güvenlik Konseyine bildirmiştir.
Güvenlik Konseyi Hint Hükümetinin bu yeni kararını tetkik etmek üzere yarın toplanacaktır.
New-York, 11 A. A. (Reuter) —
Hindistanla Pakistan arasındaki an-


MEMLEKET HABERLERİ 1

X_____________________________
Başbakan’ın Kastamonu nutku
Devlet Başkam ile hükümetin aynı
görüşe malik olduğunu gösteriyor
Şemseddin Günaltay, önümüzdeki devrede Anayasanın tâdil edileceğini ve kuvvetler muvazenesine gidileceğini ifade etti
Kastamonu, 11 (AA.) — Başbakana refakat eden özel muhabirimiz Orhan Remzi Yüreğir bildiriyor;
Başbakan Şcmseddin Günaltay dün Kastamonuda Halkevi balkonundan Cumhuriyet Meydanını dolduran Kastamonululara şu hitabede bulunmuş-tur:
“Muhterem Kastamonulu vatandaşlarım.
Tarihi memleketinizi z)yar»‘t etmeyi çoktan beri özlüyordum. Bu ziyareti yapmak imkânını ancak bugün bulabildim. Şu anda aranızda bulunmaktan derin bir haz duymaktayım. Kastamonu, Türkiyenin, Türk Milletinin unsurlarını sinesinde toplayan bir bölgedir Kastamonulular memleket duygusunun en yüksek tecellisini göstermekle temayüz etmişlerdir. Su anda hepimiz t« zahür eden milli heyecan huzmelerini görmekteyiz. Şimdi burada bulunmak fırsatından İstifâde ederek. memleketin iç ve dış durumu İh» âtisi hakkında bazı düşüncelerimi ar-zetmek isterim.
Soğıık Imrhin ilk hedefi Türkiye
Çok iyi takdir edersiniz ki. İkinci Dünya Harbi bittiği zaman biz yapayalnız bulunuyorduk. Harp bitmişti, fakat sulh teessüs edememişti. Anglo-Saksonlar müttefiklerini memnun et-
Ankara Asliye III. Ceza Mahkemesinde bir nümayiş
Ticani tarikati şeyhinin yargılanması sırasında, müridleri Salâvat getirerek yere eğilip, şeyhlerinin ayaklarını öptüler
Ankara 11 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) - Bugün Adliye koridorlarında Ticari tarikatı mensuplan tarafından hu tarikatın kurucusu Kemal Pilftvoğlu lehinde nümayiş yapılmıştır. Kemal Pilâvoghı bundan bir 'müddet evvel Snimckadın mevtimde bir tarikat toplantım yapınak-an sanık bulunuyordu. Bugün Asliye 3 üncü Ceza Mahkemesinde ilk yaralanmasına ballandığı sırada «absın erken ilen itibaren kori-
dorları doldurmuş bulunan Pılâvoğ-

New-York*un en
mü-
gazetesi, anlaş-Hınt kıtalarının neşretmiştir. Ti-
laşma bugün hım gazetelerinin başlıca konusunu teşkil etmektedir.
New-York Times manın tam metnini haritası ile birlikte
mes gazetesi bir makalesinde şöyle demektedir: “Anlaşma Asyada bir dönüm noktası teşkil edecektir. Eğer Pandit Nehru ile Liyakat Ali Hanın ifade ettikleri ümitler gerçekleştirilirse dünyanın en tehlikeli durumlarından bin hafifletilebilir”.
mek için ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Bereket versin kı, hudutsuz İstekler karşısında çabucak uyandılar. Bu andan itibaren eski müttefikler a-rn8inda soğuk harp başlamış oldu. Soğuk harbin ilk hedefi biz olmuştuk. Ve hâlâ olmaktayız. Bugün dünya iki grupa ayrılmıştır. Bu iki grup prensip ve kanaat bakımından da biribirlerin-den tamamen ayrılmışlardır. Aralarında büyük bir anlaşmazlık vardı ve bu anlaşmazlık gün geçtikçe daha çok artmakladır. Bundan dolayı yarın ne -olacağı hakkında hiçbir sarih fikre sahip değiliz. Vatanımız geçit yerinde-cllr. Takdir edersiniz ki, bizim hu durumumuz çok ciddîdir. Durumunun ö-nurnlni takdir e(it>n hükümetiniz, bu iki gruptan kendisi gibi düşünenlerin yanında yerini almış bulunuyor.
Her tehlikeye rağmen yeni hir rejime doğru
"Cihanın bu ’durumuna rağmen biz yeni bir rejime gitmek cesaretini göstermiş bulunuyoruz. Hedefimiz memleket içinde muhtelif fikirdeki güzide insanlara fikirler üzerinde münakaşa imkânını vermek ve boylecc memleket için en iyi idare zırlamaktır. Bu halkın iradesini dir. Halk kendi
• •
durumuna imkân hn-rejım memlekette tecelli ettiren rejini-iradesini temsilcileri


hınun müridleri mahkeme salonuna girerek Salâvat getirmeğe başlamışlardır. Yargıcın sükûneti muhafaza için gösterdiği gayretler kâfi gelmemiş, polis ve jandarmanın müdahalesine İhtiyaç görülmüştür. Fakat mü-ridler yerlere yatmışlar ve şeyhlerinin avaklarmı öpmeğe başlamışlardır. Bu yüzden mahkeme başka bir güne tâlik edilmiş ve nümayiş yapanlar hakkında tahkikata girişilmiştir.
Âsilerin Lideri Yüzbaşı Aziz teslim oldu
Jakarta, 11 (Ap) — Endonezya Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı bugün yayınladığı bir tebliğde, Makassar bölgesinde bir ayaklanma çıkaran Azizin bu isyan hareketini durdurmağa muvafakat ettiğini dirmiştir.
Makassar'dan başkente ^gelen herlere göre, âsiler lideri Aziz, rindeki birlikleri kışlalarına sokmuş, aldığı esirleri serbest bırakmış ve el attığı silâhları Endonezya Hükümeti kuvvetlerine iade etmiştir.
Tebliğe göre, âsiler lideri perşembe günü uçakla Jakartaya getirilecektir.
Belçikada kabine kurulmak üzer
Brtlksel, 11 A.A. (Afp) — Belçi-ka kabinesini kurmağa memur edilen Van Zeeland, saat 17 de Kıral Naibi tarafından kabul edilmiştir. Saat 21 de tekrar kabul edilecektir. Mtllâkat sonunda Van Zeeland, hükümetin saat 21 e kadar kurulacağını umduğunu söylemiştir.
Van Zeeland ümitli olduğunu, fakat hükümetin kurulmasının kendisine bağlı olmadığını ilâve etmiştir.
italyaya Amerikan silâh sevkiyatı
Roma, 11 A.A. (United Press) — Dün akşam demeçte bulunan hükümet sözcüsü, İlk Amerikan silâh yardımını taşıyan geminin ne zaman geleceği ve nerede boşaltılacağı hakkında muhafaza edilen ketumiyetin komünist karşı teşebbüslerini bertaraf edeceğini söylemiştir.
Roma, 11 A.A. (Afp) — Ansa ajansının bildirdiğine göre serbest Trieste kesimi, müttefik askeri hükümeti sözcüsü 1 nisanda New-York-tan silâh yüklü olarak İtalyaya hareket eden Exiloma vapurunun Tries-teye uğrayacağını kesin olarak yalanmıştır. Sözcü, ne Amerika hükümetinin, ne de İtalya hükümetinin, vapurun Trieste de boşaltılması için tedbir alınmasını müttefik askeri hükümetinden istemediklerini söylemiştir.
> •
vasıtasiyle tecelli ettirecektir. Bunu temin için yegâne çare, on vesveseli vatandaşları bile tatmin edecek bir seçim kanunu hazırlamak İdi, Bunda muvaffak olduk.,,
Başbakan, bundan sonra, millî iradenin tecellisini sağlayacak tedbîrlerin Çınmış olduğunu bildirdikten sonra, memlekette anarşi yaratacak hareketlere meydan vcrilmiyeceğinl söylemiş ve sözlerini şöyle bitirmiştir:
“Aziz vatandaşlarım,
önümüzdeki seçimde Büyük Millet Meclisine girecek milletvekillerinin vazifeleri çok büyüktür. Siz eğer Meclise ahlâklı, faziletli, namuslu, dürüst ve bilgili vekiller gönderirseniz memleketin işleri İyi yürür, bununda şerefi size aittir. Aksi halde kendini İhtirasına kurban etmiş insanları seçerseniz bunun mesuliyeti de size ait olacaktır. Biz sizin seçr- ~ftfnîca"vlıM’nntı
ı ‘ naKKihurt nîçoır şey aöylıyemeyiz. Bu hususta hükümet için hiçbir mesuliyet yoktur. İyi adam seçerseniz şeref aİZe aittir. Aksi halde memleket sarsıntılara maruz kalır. Uçuruma gider, bunun mesuliyeti de yine size aittir (alkışlar).
Ben bu hakikati size bütün çıplak-ligiyle anlatmayı bir vatan borcu biliyorum ısağol sesleri ı.
Anayasada kuvvetlerin tevazünü temlıı edilerek
Yeni rejimde tutacağımız yol. kuvvetler arasında tevazün temini olmalıdır. Tek kuvvet daima diktatörlüğe gider. insanlar kendilerini beğenirler, îyl niyetle başladıkları işler zamanla diktatörlüğe kadar gidebilir. Bizim a-nayasamızA göre, tek kuvvet MecHsto temerküz ölmektedir Halbuki memlekette istikrarlı idare ancak kuvvetlerin'tevazünü İle mümkün olabilir. İşte bundan dolayıdır kİ, anayasamızın, ö-nümüzdrki Mecliste tadiline kati bir lüzum vardır. Devlet Reisi olan zatın salâhiyetleri taâyyün etmeli, tecrübeli, bilgili, devlet ve memleket İşlerinde omur yıprandırmış faziletli zotlardan müteşekkil diğer bir meclis buhınma-h. Tâ ki, heyecanlara meşher olması tabii olan Büyük Millet Meclisinin çıkardığı kanunları, bu ikinci tecrübeli ve bilgili şahıslardan mürekkep olan meclis soğukkanlılıkla tetkik etsin, o-nu memleketin nayrına elverişli bir hale getirsin Bu iki meclis arasında bir anlaşmazlık çıktığı takdirde de devlet başkanı hakem olarak ahenk ve muvazeneyi temin edebilsin Ancak bu suretle yeni rejimin esaslı temeli kurulmuş olur Aksi takdirde nereye varacağımızı kimse tayin edemez. İşte bütün bunları, seçeceğiniz yeni meclis yapacaktır. Milletvekillerini siz seçeceksiniz. Bu vazifenizi, arzottiğim hususları yaparken gdzönüno getirmelisiniz, Bunun için ahlâklı, yüksek faziletli, menfaat ve hırs arkasında koş-
W
Selimiye Camii, Yıldırım Bayezid’in yaptırdığı saray (Eski Saray) m Baltacılar Dairesi yerinde, evvelce “Kavak Meydanı” denilen mahalde inşa edilmiştir. Cami, Evliya Çelebinin kaydına göre, Kıbrıs’ın fethiyle elde edilen ganaimden yaptırılmış ve yapılması için de 27,760 kese akçe sarfolunmuştur
4
Edirnede Selimiye Camii

L *
-S ı I t /•
Her sene 9 nisanda. ölümünün yıldönümü münasebetiyle. gazetelerimizde hayat ve eserlerine ait yazılar yazılan; muhtelif tür miz
hakkında anma törenleri tertip edilen büyük Türk mimarı Sinaa’m şaheserlerinden biri de Edirnedeki “Selimiye Camii”
dir. Klâsik mima- ( rl devrimizin (1408- ı 1603) en güzel sa-; nat âbidelerinden biri olan Selimiye, muazzam kubbesi, uzun ve nârın minareleri ile Edirnenin daha bir kaç kilometre u-zaklarında iken görenlerin hayret ve takdirini celbe-
der. I;
Selimiye Camii. Kanunî Sülevma-nın oğlu II. Selim tarafından yaptı-1-nlmıştır. Camiin inşasına 1569 se-
nesinde başlanmış, altı yıl süren bir çalışmadan sonra 1575 de ikmal edilmiştir. Camiin harem kapısı üzerinde, inşa ve ikmal tarihlerini gösteren ve Edirneli şair Dâi tarafından yazılan sekiz satırlık manzum bir kitabe vardır.
Dâyezade Mustafa Efendi tarafından yazılan ve bir nüshası “Revan Köşkü., kütüphanesinde bulunan “Risale-! Selimiye,, de bu camiin nasıl ve ne suretle yapıldığı hakkında bir hayli faydalı malûmat vardır. Sina-ntn “Mimarname“sine atfen n.alûmat verdiğini söyliyen Mustafa Efendi bu eserinde, şunları kaydediyor:
Mimar Sinan bir gün, Sultan Se-
I
f
Öğrendiğimize göre
C. H. P. adaylarının yaş ve tahsil tasnifi Ankara 11 (Hususî muhabirimiz bildiriyor)
C.H.P. teşkilâtı tarafından mahallerinde yapılan yoklamalar neticesi ide tesbit edilen milletvekili adaylarından şimdiye kadar merkeze isimleri bildirilmiş olanlar 296 kışıdır. Bildirilmemiş? olanlar ise Siird, Bitliş ve Tunceli vilâyetlerine ait olanlardır ki bu üç vilâyet adaylarının sayısı 5 tir. 296 adayın yaş ve tahsil durumu bakımından yapılan tasnif neticesi memnunluk uyandırmıştır. Tasnife göre 296 adaydan 171 mın yaşı 50 den aşağıdır. 125 kişinin yaşı 50 den yukarıdır. 296 kişiden 234 ü yüksek tahsil. 12 si ise lise, idadi veya orta okul derecesinde tahsil görmüştür. Adayların mensup oldukları meslekler bakımından tasnife devam edilmektedir.
Türk - Iran futbol maçı
28 mayısta yapılacak
Ankara, 11 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Türk - İran futbol maçı 28 mayısta Ankarada yapılacaktır. Bı) müsabaka 1947 yılında Türk Millî Futbol Takımının Tahrana yaptığı ziyareti iade mahiyetindedir.


mayan idealist vatanperverleri seçmelisiniz. Ancak bunlar bu büyük mevzuları hallederler ..
Asırlardan beri İhmale uğrayan vatandaşlarımız var
Başbakan bundan sonra milletin ahlâk ve fazilet mefhumları karşısındaki durumunu izah etmiş ve sözlerine şunları ilâve etmiştir:
Vatandaşlarım, asırlarca İhmale uğramış bir kısım vatandaşlar vardır. Bu ihmalin sebeplerini burada uzun uzadıya teşrih edecek değilim. Bununla köylerimizi knsdediyorum. Birinci vazifemiz olarak, bunu almak lâzımdır. Önümüzdeki sene İçin bu hususta esaslı planlarımız vardır. Köylü birlikleri vücuda getireceğiz. Bu birlikler, köylü vatandaşlara farını vasıtaları temin edecek, tohum ıslâh müvs«escle-rinden faydalanmak imkânını hazırlayacak ve köyde medeni bir ha.vat doğmasına çalışacaktır. Bu neticeyi elde etmek için gereken tedbirlere şimdiden başlamış bulunuyoruz Koviın mektebi, suyu, yolu ve sıhhî hayat şartları bu tedbirlerin içindedir. Köylülere verilecek tohumların ıslâhı için faaliyete geçmiş bulunuyoruz. Diğer taraftan köy halkını giırbüz yctlştirmek ve bilhassa çocuk ölümüne mini olmak için tedbirler almaktayız. Sıhhi merkezler ve seyyar sağlık ekipleri teşkil edeceğiz. Bütün bu işler biziriı borcumuzdur (alkışlar).
Bir milletin mukadderatı herkese tevdi edilemez
Aziz henışcrllerim,
Bir memleketin mukadderatı herkese tevdi edilemez. Siz. kendi dükkanınızın idaresini bile ehliyetsiz ellere bırakamazsınız. Memleketin mukadderatı rastgrle insanlara nasıl tevdi edilebilir? Çok dikkat etmensiniz, memleketi fırtınadan masun kılacak da. felâkete «uriıkliv’•( • k (lc sizin reyleriniz olacaktır. Allah hepimizi memleket İşlerinde doğru yoldan ayırmasın ve tev-flkinl hepimize vcfık kılsın.„

Camiin bu sekiz tane ettirilmiş-müstesna, dört metre
hünkâr Hünkâr isti-en Bu
lim’in Meclisi Hâsında bulunurken!
— Padişahım; küf farı hâksâr. Devlet-! Osmanıyenın kuvvet ve kudretine nihayet yoksa da, Ayasofya kubbesi gibi büyük kubbeli bir cami yapamazlar, kanaatindedirler. Bugüne kadar bir çok sanatlar gösterdim. Lâkin, bunların bu iddiasını da çürütmek ve Şevketlû Efendimizin sânını i’lâ etmek isterim, der. Bunun üzerine Sultan Selim de Mimar Sinan’a istediği gibi bir cami yapmasını emreder. Padişah, bu esnada bir rüya görür. Bu rüya mucibince camiin Edirnede yapılmasını söyler.
Selimiye Camii, Yıldırım Bayezi-din yaptırdığı saray (Eski Saraydın Baltacılar Dairesi yerinde, evvelce “Kavak Meydanı,, denilen mahalde inşa edilmiştir. Camı. Evliya Çelebinin kaydına göre. Kıbrıs’ın fethiyle elde edilen ganaimden vapUnlmış ve yapılması için de 27,760 kese akçe sarfolunmuştur (1).
Sinan bu eserinde. Ayasofya kubbesine tefevvuk gayesini takip ettiği gibi, minarelerin inşasında da büyük maharet göstermek istemiş ve bunda muvaffak da olmuştur.
Selimiye kubbesinin kutru 31 metre 27 santimetre, kubbenin eteğinden kilit taşına kadar olan derinliği de 15 metre 86 santimetredir, büyük ve yüksek kubbesi geniş örme sütuna istinat tir. Güney tarafındakiler sütunların dış kısmına
genişliğinde altı istinat aysğı yapılmış. iç taraflarına da hünkâr mah-felı, kütüphane ve maksureler üstündeki mahfelleıe çıkmaya mahsus merdivenler isabet ettirilmiştir.
Mihrabın iki tarafında bulunan sütunlardan sağ taraftakınin cephesine zarif bir minber konulmuştur. Minberin prizma (menşur) şeklindeki külâhı kıymetli çinilerle süslenmiştir. Büyük kubbenin merkezine isabet etmek üzere, ortada, on iki mermer sütun üzerine müstenit, iki metre yüksekliğinde müezzin mahfe-11 ve altında küçük bir şadırvan vardır. Kütüphane sağda ve nıahfeli ise sol köşededir,
mahfelinin dört mermer sütuna nat eden duvarları, zamanının kıymettar çimleri ile kaplı idi. çinilerden bir kısmı 1878 de Ruslar
tarafından sökülerek Moskovaya nakledilmiştir.
Camlın dört köşesinde üçer şerefe-lı dört tane minaresi vardır. Bu minarelerden. harem kapısının sağ ve soluna isabet eden, iki tanesi iç içe üçer merdivenli olarak inşa edilmiştir. Bu merdivenlerden çıkanlar, birbirini görmezler. Merdivenlerden birincisi doğruca en üst şerefeye, İkincisi alt ve orta şerefelere, üçüncüsü de her üç şerefeye çıkar. Mihrabın iki tarafına isabet edenlerde ise, birer merdiven vardır. Sellmiyeııin bu çok sanotkArane yapılmış minarelerinin yüksekliği 70 metre 89 santimetredir Minare şerefelerinin korkulukları altındaki süs Istilaktitler, Tllrk taş oymacılığının nefis örneklerindendir.
Selimiye Camii, yapı teşkilâtı ve mıinan tezyinatı itibariyle hir sanat hrdıaaıdır. Türk mimari sanatının Süleymaniyede azamet, haşmeti: Se-limiyede İse incelik ve zarafeti görülür. Saladen, Selimiye için: Türk mimari sanatının en güzide ve en üstada ne bir eseri olmak üzere vücuda getirilmiştir, diyor. Bizzat Koca Sinan da “Minıarname,, sinde: “Cümle bilgimi bıı Selim Hân Camiinde sarfcdip. Ahir ömrümde yaptım., demektedir. Filhakika Selimiye. Mimar Sinanın son şaheseridir. Cami bittiği zaman kendisi “Pesendldei cihan mimarı bl akran Sınan Ağa., nemiyle anılıyordu.
Sayfa 4
YENİ İSTANBUL
12 Niaan 1050
r
DE ORADA İDİM! j
yazanvOramiml WMMwn D,Leahy
~ A ~ Çevireni Halûk TANSU6
"General Wolff hâdisesi,, Rusya ile Amerikanın arasını açıyor

Arsenal - Chelsea maçı münasehetile
Bir futbol maçından
alınacak dersler

HIKAY
KURT AVı
Kurtarılan Amerikalı esirlere Ruslar
iyi muamele etmemekte idiler

• —
Kırım
Konferansı sıracında •'Rusvart” bir ziyafet
■ i M A
fi
Roosevelt'in kongrede verdiği nutuk:
Başkan Roosevelt, Yalta Konferansına alt nutkunu 1 mart 1045 te A-merlkan Kongresinde verdi. Şahsan biraz uzun bulduğum bu nutku, Ce-zairden dönüşümüzde, gemide hazırlamıştık. Rahatsız olması sebebiyle, Harry Hopkins, bahsi geçen nutkun kaleme alınması sırasında maalesef hazır bulunamamıştı. Hâkim Rosen-man ise Kırım Konferansına gelmemiş olduğundan mevzua o kadar hâkim olamıyordu.
Senato ile Mümessiller Meclisinin müşterek celsesinde, Roosevelt, ilk defa olarak oturduğu yerden konuştu. Yalta Konferansında alınan kararlara, bilhassa Birleşmiş Milletlere temas ederken duyduğu samimi İnanç sözlerinden açıkça belli oluyordu. Tek tsraflı hareket sisteminin, mahdut taraflı andlaşmalann, nüfuz sahalarının, kuvvetlerin muvazenesine dayanan siyasi prensiplerin, ve a-sırlarca tecrübe edilip işe yaramadıkları artık sabit olan diğer siyasi esasların bundan sonra hayatında yer almaması diğini belirtiyordu.
Bir taraftan Başkan, nutkunu söylerken, diğer
Rusya ile aramızda vahim bir anlaşmazlık başgöstermekte idi. Bahsi geçen bu ihtilâf. Başkanı, Ölüm gününe kadar uğraştıracaktır.
Amerikalı esirler meselesi:
Polonya’da süratle ilerliyen Ruslar, Amerikalı harb esirlerinin bulunduğu bazı kampları da ele geçirmişlerdi. Mart sonlarına doğru Rusların Amerikalı esirlere iyi muamele etmedikleri haberini aldık.
Stalinden vaziyeti izah etmesini istediğimizde Rus mareşali, askeri harekât sahasında bulunan bazı Ame-rİkalı esirlere iyi muamele edilmemiş olabileceğini kabul etti. Mamafih, yabancı harb esirleriyle meşgul olmak üzere hususi bir Sovyet teşkilâtı kurulmuş ve bu uğurda lüzumlu faaliyete geçilmişti.
Biz, Amerikan yardım uçaklarının Polonya’ya uçmalarına müsaade edilmesini istemiştik. Stalin ise bu teklifimizi "lüzumsuz” bularak reddetti. Rus mareşali. Sovyet ordusunun lüzumlu her şeyi temin edeceğini iddia
milletlerin lâzım gel-
ümit dolu taraftan
ihi pi.- -rai
ediyordu. Bu vs İde rağmen şikâyetler azalmadı. Durumun yerinde tetkikinde veya Amerikanın kendi askerlerine bizzat yardım etmesinde hiç bir mâni tasan’ur edemiyorduk. Hâdiselerin gelışiş tarzından ve Rusların mânâsız inadından şu neticeyi çıkardık: Her halde Sovyet Hükümeti Po-lonyadaki hakiki durumu hailce aksettirmek istemiyordu. Bu ise Yalta Konferansında alınan kararlara tamamiyle aykırı idi.
Amerikalı esirler meselesi üzerinde Moskova ile VVashington arasında mesajlar teati edilirken yeni bir kriz ile karşı karşıya kaldık. Italyadaki nazi kuvvetleri teslim olmıyu kalktılar. Bunun neticesi Sovyetler Birliği ile aramızda ilk defa olarak mahiyeti itibariyle ciddi münakaşalar başladı.
General Wolff meselesi:
İtalyadaki OSS (Stratejik Servisler Ofisi) ajanları 9 mart tarihinde Akdeniz Bölgesi Müttefik Başkomutanı Mareşal Alexander’a mahrem bir rapor verdiler. OSS’e göre, İtalyadaki en yüksek rütbeli SS komutam General Kari Wolff, kuzey italyadaki Alman kuvvetlerinin müttefiklere tealimi şartını görüşmek için Îbvîç-reye gitmek istiyordu. OSS’in raporunda General Wolff'a atfedilen şöyle bir ifade vardı; "Almanyanm askeri durumu ümitsizdir, mücadeleye devam edilirse lüzumsuz yere Alman kam dökülecektir ”
OSS raporuna göre. Wolff,-Amerikalı ajanlarla bizzat, konuşmuş ve Mareşal Kesserllng’l daha ikna edemediğini, şefi Himmler’e ise hiç bir şey bildirmediğini söylemişti.
Alexander, vaziyetten derhal Müttefik Kurmay Heyetini haberdar etti ve 10 martta bir İngiliz ve bir Amerikan kurmay subayını îsviçredekl Bern şehrine göndermeyi teklif etti. Bu subaylar General Wolff'a Caser-ta’daki müttefik karargâhına gelmesi lüzumunu belirteceklerdi.
Wolff’un Himmler'üı adamlarından oluşu keyfiyeti, Alexander’ı şüpheye düşürmüştü. Ondan dolayı da teşebbüsten bir netice çıkmaması ihtimalini raporunda belirtmeyi lüzumlu görmüştü.
Amerikan kurmay balkanları
Wolff ile derhal temasa geçilmesi taraftan idiler. Fakat İngiliz dostlarımız Sovyetlere haber vermek ve on-
ları da Bern toplantısına davet etmek istediler. Biz İse. Bern konuşmasının hazırlık mahiyetinde olduğunu belirterek Rusları sadece durumdan haberdar etmeyi daha makûl gördük, Bern’de müspet bir netice a-lınırsa tabii sonraki toplantılara Sovyet mümessilleri de iştirak edeceklerdi. 11 martta Amerikanın Moskova elçisi olan Harriınan vaziyeti Mo-lotof’a bildirdi.
(Devanıı var)
Oyuncuların bu çok iddialı karşılaşmada birbirlerine karşı hareketleri de örnek olacak derecede nezih ve temiz olmuştur. Oyuncular, hiçbir zaman futbol umumî kaideleri çerçevesi dışına çıkmamaya ellerinden geldiği kadar dikkat ve gayret etmişlerdir
gjEÇEN hafta Londrada Tottenham stadında Londranın iki meşhur takımı olan Arsenal ile Chelson arasında İngiltere kupasının dömi final maçı oynanmıştır.
80 bin seyircinin büyük bir heyecanla takip ettiği bu maç için denilebilir ki, Londranın sekiz buçuk milyon nüfusu âdeta iki kısma ayrılmıştı. Her iki taraf ta iltizam ettiği klübü hararetle tutuyor, teşvik ve leşçi ediyordu. İlk karşılaşmanın 2-2 neticelenmesi üzerine müsabakaya başka bir gün devam edilmiş, ikinci maç da nizami müddeti içinde 0-0 sona erdiğinden yarım saat uzatılmıştır. Nihayet birinci temdidin on dördüncü dakikasında Arsenal galibiyet sayısını çıkararak finale kalmıştır. Şimdi kupa galibini meydana çıkaracak maç 20 nisanda Londrada Wemblay stadında oynanacaktır.
1927 senesinden beri hiç bir takıma nasip olmayan bir rekor tesis ederek 4 defa İngiltere kupasını kazanmış olan Arsenal, bu suretle bir kere daha kupayı kazanmak şansını denemiş olacaktır. Halbuki şimdiye kadar bir defa bile kupayı kazana-mıyan Chelsea'nın bu defa büyük ü-mıller besliyerek çıktığı dömi final maçında’ galibiyeti koparmasına ramak kaldığı bir sırada yenilmesi taraftarlarını derin gına uğratmıştır, maçta gayet seri merkez mUhacimi le 21 ve 28 inci
arkaya İki gol çıkararak 2-0 galip vaziyete geçince herkes maçın mukadderatının artık belli olduğuna hükmetmişti. Vaziyetin vahametini sezen Arsenal bütün Imtlarlyle hücuma geçerek 45 inci ve 75 inci dakikalarda kornerden iki gol çıkar-
bir hayal kırıklı-Chelsea, birinci bir oyuncu olan Bentley vasıtaflly-dakikalarda arka
Arsenal İle Chelsea takımları anısında oynanan kupa dömi finalimle, Chelsea kalecisi Harry Methiırat kalesine atılan bir frlklke müdahale ediyor.
Yazan : Sadi KARSAN
mış ve o günkü maçı berabere bitirmeğe muvaffak olmuştur. İkinci maçta da galibiyeti sağlamıştır. U-zaktan ve yakından bütün İngiltere halkının alâkasını üzerine toplayan bu karşılaşmanın oynanış tarzında olduğu kadar, idaresi, seyircilerin tavır ve hareketleri, oyuncuların birbirlerine karşı vaziyetleri bakımından hakikaten örnek ittihaz edilmeğe değer arzettiği veçheler! burada kaydetmeyi faydalı buluyoruz.
Müsabakanın başlamasından üç saat evvel stadyomu hıncahınç dolduran halk, başlama vuruşu yapılıncaya kadar eğlenmiş, şakalaşmış, iddialara girişmiş, bir takım oyunlar tertip etmiş, fakat hiç bir zaman bunu nezaket ve terbiye kaidelerinin huduhu dışarısına çıkarmamıştır. Arsenal taraftarları kırmızı beyaz, Chelsea taraftarları da mavi beyaz rozet veya renk taşıyorlardı. Bir aralık Chelsea taraftarlarından dört beş kişi Arscnal’in bu maçta yenileceğini ifade etmek için gûya cenazesini kırmızı beyaz renge sarılı bir tabuta koyarak stadın dört bir etrafında dolaştırmışlardır. Seyircileri çok eğlendiren bu şakayı Arsenal taraftarları bile gülerek karşılamışlardır Maç esnasında ise halk her iki tarafın güzel hareketini de alkışlamış, taraftarlarını teşvik ederken karşı tarafın infial ve asabiyetini tahrik edecek en ufak bir harekette bulunmaktan sakmmıştır.
Oyuncuların bu çok iddialı karşılaşmada birbirlerine karşı hareketleri de örnek olacak derecede nezih ve temiz olmuştur. Oyuncular hiç bir zaman futbol umumi kaideleri çerçevesi dışına çıkmamağa ellerinden geldiği kadar dikkat ve gayret etmişlerdir. İki takım kaptanı çıktığı zaman birbirleriyle gibi el sıkışmışlar, kolkola bir müddet konuşmuşlardır,
hafta İçinde beraber kriket oynayan oyunculara maçtan evvel idareciler tarafından daima şu telkin yapılmakta idi:
Futbol sahasının dışında birbirinizin en samırnl dostu, maçta da oyun kaideleri çerçevesi içinde en çetin hasmı olacaksınız.
Oyuncular bu direktife tamamıy-le sadık kalmışlar, maçın son saniyesine kadar bir an gevşemeden bütün enerji ve gayretlerini sarfederek birbirlerini yenmeğe çalışmışlardır.
Hakemin idare tarzına gelince: Bu mühim maçı Ingilterenin meşhur hakemlerinden Leafe idare etmiştir. Rio de kupası kemler hakem ketleri
kat* kast olduğunu şiddetle cezalandırmakta çok titiz davranmıştır. O kadar ’ki, bir oyuncunun topa fena niyetle çıktığına hükmettiği zamanlarda bile vermekten çekinmemiştir.
Bir aralık Chelsea kalecisi rış yaptığı esnada Arsenafin
topa vurmak isterken kazaen aya-ğiyle kalecinin başına dokunur gibi olmuş, hakem hemen oyunu durdurarak Arsenal oyuncusuna şiddetle ihtarda bulunmuştur. Kaleci koşarak hasım oyuncunun, mazur görülmesini ifade etmek maksadiyle elini sıkmış, hakem de bundan sonra oyuna devam edilmesine müsaade etmiştir. Oyuncu ve seyirciler hakemin bütün kararlarına en ufak bir itirazda bile bulunmamışlardır.
YOLA çıkarken; "Kurtboğan, civarın en iyi zankacmuhr") x) demişlerdi, Eleşkirt - Tabir-Horasan yoliylc Karakösedcn Er-zuruma gllmekteydim.Kar yeni dinmiş, bir müddet seyahat tehlikesi kalmumiştı. Fırtına en umulmadık unda bastırır, birdenbire buruşan u-fuklar daralırken; tipi kurşuni bir kâbus gibi tablete çökerdi. Bu, yerle göğün mücadelesi Allah bilir no kadar sürer, ânl olarak güneşin u-nıan vermez kılıçları arzla birleşen semayı parçalarken, ayaklarınızın altına bembeyaz bir sonsuzluk hc-rlllverlr.
Artık haftalarca bir ışık sallanan hüküm sürecek; ahali; sıfırın altında kırka kadar düşen sühunette günlük hayatımı kavuşacaktır.
tkl battaniyeye sarılmış, üstüme branda bezi almıştım. Tek buluda rastlanmayan semada milyonlarca buz zerresi rengârenk uçuşuyor, bir kaç dakika açıkta kulan cisimler beyaz bir tabaka İle örtülüyordu. Dunmuş karların ışıldadığı bu ışık tufanında, koyu güneş gözlüklerime rağmen etrafa rahatça bakmak kabil ulamıımaktaydı. Kızağın açtığı İzden buz şelâleleri fıskiycloniyor. beygirlerin baş hareketleriyle ara sıra şıngırdayan çıngırak sesleri; âdeta gözle takıp edilebilecek dalgalar halinde yayılıyordu. Ufukları çerçeveleyen dağlara kadar; nazarların takılacağı bir köy, bakışların biraz dinleneceği ağaçlık hattâ no de en ufak hayat izi... Donmuş bir âlemde
payalnız kalmanın ürküntüsü içinde, yaklaştıkça; uzaklaşıyormuş hissini veren dağlara doğru yol almaktaydık.
Zankucı, aükûtl bir adamdı. Sorduklarıma tek heceler haline getirilmiş kedi melerle; isteksizce cevap veriyor, uyuyup uyumadığı, hattâ yaşayıp yaşamadığı bellisiz bir hareketsizlikle. atların sırtlarından çıkan buharları seyrediyordu.
Yolculuğun ikinci günüydü. Ha-vrı ışırken Eleşkirttcn ayrılmış, yavaş yavaş Tahir dağını sarmağa başlamıştık Çıplak; buzlu tepeler birbiri üzerine yığılıyor, atlar; yokuşun diklendiği yerlerde boyunlarındaki çıngırakları sallayarak kendi kendilerine gayret veriyorlardı.
Bir ara yolun aşağısındaki sel yatağında hareketli bir küme dikkatimi çekmişti. Kızakçıyı dürttüm:
— Bunlar kurt olmasın?..
Kurt sözü zankacı üzerinde mulmaz bir tesir uyandırmışta
— Hani.. Nerede? diye ayağa fırladı. Atlar huysuzlaııarak kulaklarını kısmış, dörtnala kalkmışlardı. Bu ara bizi sezen kurtlar; yamacı tırmanarak kızağın peşine takıldılar. Bir düzlükte olduğumuz i-çhı utlar donmuş karlar üzerinde olanca hızlarlyle koşuyor, buna rağmen aramız gitgide daralıyordu. Tabancumla üzerlerine doğru ateş ettim. Maksadım hâsıl olmuş, beş altı kurtluk sürü durulanuştı. Fakat içlerinden biri tekrar ileri atıldı. Müthiş bir hızla yaklaşıyordu. Tabanca menzilime girmesini beklerken kızakçı;
— Onu bana bırak bey., diye kolumu tuttu. Şimdiye kadar buzlu kaşları altında farkodemediğlm kısık gözlerinde öyle büyük bir arzu vardı ki düşünmeksizin İtaat ettim. Ne yapacağı doğrusu merakımı u-yandırmıştı. Kurtla aramız 50-60 metreye kadar inmişti. Birden; kızağı durdurarak "Sıkı sahip ol!” diye azmış beygirlerin dizginlerini
ne ne bir bir ya-
u-
sahaya kardeş girerek Esasen
Ender Halit
elime tutuşturup yere atladı.
Bizi gören kurt da durmuştu. Fakat kızakçının kendisine yaklaştığını görünce o da, hnsnıı İle meşgul değilmiş gibi, karları koklayarak yanaşmağa başladı. İri boy bir çoban köpeği kadar vardı. Gümüşi ile buz arası postu hafif hafif dalgalanıyor, başını ura sıra, sinirli sinirli ön ayaklarına sürtüştürüyordu. Sekiz on metre mesafeye gelince ikisi de tekrar duruladılar. Bir elinde bilek kalınlığı ufarak bir sopa, diğerinde bıçak olan kızakçı hafifçe çömelmlşti,., Dell gibi kendilerini oradan oraya atmak İsteyen beygirleri zapta çalışırken; hâdise müthiş bir süratle cereyan etti. Kurdun üzerine atıldığı anda. birden yay gibi doğrulan kı-zakçı. sopayı kurdun açık ağzına kaptırırken, bıçağını gırtlağına saplayıp uşağı doğru çekivermiş-ti. Kurdun fısklyelencn knnlarly-le, külçe gibi ayakları dibine indiğini gördüm. Bütün bunlar o kadar kısa zamana sıkmıştı kİ. kızıla boyanan karlar üzerinde yarasından dumanlar çıkarak can vermekte o-1un hayvana Inananınyarak bakıyordum. Adam, sükunetle bıçağını temizleyip, kuyruğundan sürüklediği kurdu kızağın ön tarafına getirip attı.
Halecanh tebrikime aldırış etmeksizin, fazla konuşmak istemediğini belirlen bir hareketle "Kalanlar gayrı peşimizden gelmez" dedi. Geberen sürü başıydı.Garip adamdı... Evvelkinden daha derin bir sessizliğe gömülerek hareket ettik. Gerimizde, sürü; kanlan yalamak İçin birbirleriyle boğuşuyordu.
Tahir köyüne vardığımızda hava kararmak üzereydi. Yemek saavi olduğundan, geceleyeceğimiz kahvede kimse yoktu. Buna rağmen, keskin bir; ıslak deri, tor ve tezek kokusu yüzü yalıyordu.
Sobanın yanına henüz yerleşmiştim. Kahveye giren iri yarı bir a-dam. sırtındaki kepeneği peykeye fırlatarak, ocağa seslendi:
— Samanlığa taze bir çay götür, sor bak Kurtboğan Ali Ağa bir şey ister mİ?
Ağır ağır yanıma geldi:
— Nasıl bey.. Kurt avı güzelmiy-di?..
Lüzumsuz bulmakla berabag; kızakçının cesaret vc maharetim övmek İsterken sözümü kesti.
— Ali Ağa elliden fazla kurt öldürmüştür. Bu günkü gibilerin o-nun için lâfı olmaz. Kendisini çok eskiden tanırım. On, onbeş sene evvel bir kış, yetişkin oğluyla kasabaya inerken iki kurt bastırmış. Birini sopasiyle kaçırtmışsa da geriye döndüğünde tek evlâdını ö-biir kurdun altında görmüş. Dell gibi elindeki sopayı unutarak kurdun gırtlağına can havliyle öyle bir sarılmış ki leşini fırlatıp atmış. Fakat oğlunu kurtaramadı garip.«
O gün bu gün kurtların can düşmanıdır. Bu gece gayrı kahvede yatmaz. Her yenisini gebertlşlnde efkârı tazelenir. Bir sigara, bir sigara daha samanlıkta geceyi ağartacaktır .
Beş numara isli petrol lâmbası cisimleri heyûlâlaştırıyor, kızgın saç sobanın şavkı, düşünceli düşünceli başını sallamakta olan, muhatabın yüzüne vururken, derimden derinden kurt ulumaları duyuluyordu.
(x) Şark vilâyetlerimizde kullanılan çift atlı yük kızağı taslı Rusça).
Ingilterenin en meşhur takımlarından

Jnneiroda yapılacak dünya maçlarım idare edecek ha-llstesine de dahil bulunan bu kasdi olmayan bütün hare-müsamaha ile karşılamış fa-sezdıklerini de
ceza
kurta-sagiçi
Sıınd erland 4 maç için
4
T*
Takım, 13, 14, 21 ve 22 mayısta Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve üç kulüp muhtelitiyle karşılaşacak
lnglltere birinci İlkinin en meşhur takımlarından olan Sunderland futbol takımı 10 mayıs tarihinde şehrimize gelerek 13, 14, 21 ve 22 mayısta 4 maç yapacaktır.
İngiltere profesyonel İlkinde olan Sunderland şehrimize şu oyuncularla gelecektir.
Kaleci: J. Mapson, bekler: A. Hud-gell, J. Stelling; Haflar: W. VValsh,
R. Davis, L. Shackleton; Muhacimler: W. \Votson, T. McLain, A. Wrifht, T. VVright, 1. Broodis; Antrenörı R. Johnson.
Sunderland şehrimizde Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve bu üç takınım muhteliti İle oynıyacaktır, Sunderland, diğer İngiliz takımlarının yaptığı gibi kendi hakemleriyle beraber gelecektir.
ça teşbih edatı. 6 — Buhran. Bir notu. 7 — Bir renk. (Tersi) Yok manasına gelir, a — (Tersli Firar et. Futbolda bir tâbir. Soru meni geçen. Tümsek, ştleer eki et.
Yukardan lişaft:
1 — Cömertlere öyle sek. (Tersi ı Sıfat eki. (Tersi) Mecmua. Parçala. 4 kalasmış. Nefly edatı. 5 —
eki. 9 — Vşü-
10 — Bir nevi
ilenir. 2 — Yük-Şart edatı. (1 —
— Ro*>-Bn vnıını-niB. bir telimiz 6 — Somlan bir
harf gelirne crmlfj olur. Bir uzvumuz. 7 — MünUcelIyot. 8 — (Temi) Olaylar. (Ternlı İdam et. 9 — Bir toprak nevi. İçki. 10 — Serbeatlyet'
DtNK( BULMACANIN HALLİ Soldan nafta:
1 _ peyaml Safa. 2 — Azameti var 3 — Şahinim. Ll. t — Rüya Zamir
6 — Ladi. Anana. 6 — Dİ. Yaz. 7 -Mazereti nnl. 8 — Ayet. Yarad. 9 — Kan. Bedenen. 10 — lnlkfts eden.
Yuktırdnn u.nftıt
1 r- Faıa. Limanı. 2 — Ezaya dayan, 3 — Yahudi. Zeki. 4 — Amlrlyet. 5 — Nem. Ar. Na. 0 — İtiraz eden.
7 _ Simin. Tane. 8 — Av. Maharet. 9 — Falan. Eda. 10 — Arlzayı yen.
Hicrî 1950 NİSAN 12 Çarşamba Rumî
O. Ahir 24 1369 Mart 30 1366
YAKIT VASATİ EZANI
Güneş 5.26 10 46
öüle 12.15 5.31
İkindi 15.57 9.13
ı Akşam 18.45 12 00
Yatsı 20 21 1.36
tmsâk 3.43 8.B?
(Her halde bu Nuşirvan da sağlığında başka bir faziletli şaha benzetilmiştir). Şehrin bütün çarşılarında birbirinden daha kötüleyici, tezvir ve iftira dolu şarkılar dolaştı. Halkın nankörlüğüne hiç bir şey benzemez.
Ferraş başı Kamber Aliyi bir tarafa çekerek dedi ki;
— Oğlum, görüyorsun, çok işim var. Yolculuk arifesindeyiz; çadırları tamir ettirmek, katırları nallamak lâzım. Her şey tamam olmalı. Kendi işlerime bakmaya vaktim yok. Şu senedi al; sekiz tümenllk borç senedidir. Borç verdiğim zat da Tophane yazıcılarından Mirza Gaffardır. Bu adam yeşil meydanda, sol tarafta, havuzun bitişiğinde oturur. Git. artık bekllyemlyeceğiml, bir haftaya kadar gideceğimi, ne vakit geleceğimi bilmediğimi söyle. Şu işi arzuma göre hallet.
Ve göz kırparak ilâve etti:
— Seni de hoşnut ederim.
Kamber Ali sevinç içinde idi. tşi başaracağını söyliyerek gönderildiği yero gitti; evi bulmakta güçlük çekmedi vc kapıcına geldiği vakit şiddetle vurdu. Külâhını bir yana eğmiş, azimli bir hal takınmıştı.
Bir dakika sonra kapıyı açtılar; Kamber Ali karşısında, karga burnu üzerine muazzam bir gözlük oturtmuş olan ufak tefek bir ihtiyar adam gördü ve sert bir sesle:
— Selâmünaleyküm! dedi.
İhtiyara pek yumuşak bir sesle mukabele etti.
— Zatıftliniz Mirza Gaffar mısmız?
— Kulunuzum,
— Beni Ferraş başı gönderdi. Şii sekiz tü-tenlik senedin bedelini derhal ödiveceksinlz,
— Hay hay! Fakat müsaade edin de mah-•omâllnlze biraz bakayım. Gökteki melekler sizden güzel değildir. Kerem buyurun, bir fincan çay içerek evimize şeref verin. Hava sıcak; buraya gelinceye kadar yorulmuşsunuz-
J
SYfl HÎKAYELERİ
KAMBER ALİ
Çeviren : Reşat Nuri Darago
8
r
şefaat eyler misi-
içerl girmeye razı olup sofada o-
denizin bütün ser-
elden geleni yaptın. A-
Gaffar, çarçabuk bir mengal geti-yaktı, üstüne bir bakır ibrik yer-
şey varsa o da Ferraş idi. Saraya yeis içinde hiç bir «uçu yoktu ta-
dedi. Lâkın vali tenezzül ettiği ne-
A
Yazan : A. de Gobineau T_______________________




dur.
Kamber Ali, ihtiyarın nezaketi karşısında büsbütün sert bir hal alarak:
— Lûtfunuzu bizden hiç esirgemeyin! dedi. Fakat turdu.
Mirza rerek ateş
leştirdi, şekeri, çayı -hazırladı, çubuğu yakıp misafirine uzattı, hal ve hatır sorup Allaha hamdü sena ettikten sonra söze başladı:
— Siz o kadar mükemmel, o derece yüksek haslet ve meziyetle yoğrulmuş bir delikanlısınız ki hakikati olduğu gibi söylemekten çeklnıniyeceğlm. Eğer yalan söylüyorsam lânet olsun bana! Parayı hemen vereyim: fakat nasıl vereceğimi bilmiyorum, çüntyi meteliğim yok. 1
Kamber Ali soğuk bir tarzdaı
— İltifatınızı benden esirgemeyin! diyerek çubuğu ev sahibine uzattı. Fakat Efendim böyle sözler dinlemeye izin vermedi bana. Bize para lâzım. Vermezseniz başınıza ne geleceğini biliyorsunuz. Hem dedenizi yakarım, hem dedenizin dedesini!
Atalarının böyle tftrümar olmalarını her halde pek istemiyen ihtiyar, bu tehdit karşısında sarsılarak acı acı haykırdı:
— Müslümanlık kalmamış! Din kalına-
mışl Şu huri yüzlü avın on dördü civan bana hor bakarsa kim korur beni? Size âcizane iki kıran takdim etsem bana niz?
Kamber Allı
— Çok lütuf kârsınız! ferraşının böyle bir paraya rede görülmüş?
— Olsa da yer yüziyle
vetlerini ayaklarınıza sersem! Bir damlasını alıkoymazsım. Fakat yok. yok! , Gözlerinizin bâşı için, seve seve verdiğim şu beş kıranı kabul buyurup, benim sefalet içimle bulunduğumu Ferıaş başı hazretlerine anlatınız!
Kamber Ali sözünü kesti:
— Ricacıya elçilik ediyorum. Elimden gelse arzunuzun yerine getirilmesini sağlıya-cttgım. Fakat efendimiz de biraz uysallık göstersinler. Dediğiniz olsun diye lütfett iğiniz biı tümeni kabul edeyim. Buna lüzum yoktu ama, emrinize itaat etmezsem pek mahcup olacağım. Bir tü ı diye! ı (le bitsin. Efendim için de iki tümün verirsiniz; ben de işi hallederim. Yalnız hazret biraz hırçın ve hiddetlidir. O-nun için bir hafta kadar evde buhınmasamz iyi olur. NAlıoş bir hâdise çıkmasın.
Bir saat kadar müzakere edildikten, bir kaç fincan çay içildikten, misafirle ev sahibi öpüştükten sonra Kamber Alinin dediğinden
şaşmaması Üzerine Tophane kâtibi, Kamber Aliye bir, Farraş başı için de iki tümen verdi ve birbirlerine en delin muhabbet hislerini izhar ederek ayrıldılar.
Kamber Ali Ferraş başının karşısına geldiği zaman selâm verdi. O da:
— Gel, dedi. Ne koparabildin?
— Efendimiz, adamcağızı yolda kaçarken tuttum, dedi. Yakasına yapıştım, kusurunu yüzüne vurdum; yoldan geçenlerden bazıları bizi ayırmak istedilerse de herifin ceplerini yokladım; bir tek tümenden başka bir şey yoktu. İşte getirdim.
— Yalan söylüyorsun!
— Bâşınız üzerine, anamın, babamın, dedemin bâşı, kendi bâşım üzerine yemin ederim! Kur an çarpsın ki doğruyu söylüyorum!
Fena halde hiddetlenen Ferraş başı soluğu kâtibin evinde aldı. Kapıyı çaldıysa da açmadılar. Civarda oturan bir urgancıdan sordu; urgancı, Mirza Gaffarın iki gün evvel bir vere gittiğini bir alay yemin ederek temin etti. Yalan olmıyan bir başına oyun oynandığı döndü. Kamber Alinin bil:
— Oğlum, dedi ona, ma kader böyle imiş!
Bu İşten sonra Kamber Alinin itibarı büsbütün arttı; valinin adamları arasında mümtaz bir mevki edindi. Ona her türlü iş havale eder oldular; hepsinden kârlı çıkmanın yolunu buhjyor, vo umumiyet itibariyle işi kendisine havale edenleri pek de hoşnut kılamıyordıysa da o kadar saftı, çehresinin İfadesinde öyle bir ınâsumiyet vardı ki başarısızlığı ona yüklemek akla gelmezdi.
Bu arada yolculuk hazırlığı tamamlandığından vali hareket emrini verdi.
— Deryamı var —
StYASl İKTİSADÎ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ : FARUK A. SÜNTER Bu sayıda yazı işlerini fiilen idare eden: Sacld ÖGET
Basıldığı yer :
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
İkinci sayfamızdaki siyasî, üçüncü sayfamızdaki kültürel, beşinci sayfamızdaki İktisadî başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamiyle yazarlarına aittir.
12 Nisan 1950
Y E N I İSTANBUL
Sayfa 8

GÜNÜN
KONOMiK

I
Türkiyede sosyal sigortalar
TÜRKİYEDE ilk Sosyal - Sigorta ■ Kanunu 27 haziran 1945 te kabul 'dildi. (îş Kazalariyle Meslek HAata-ıklan ve Analık Sigortası Kanunu ı amini taşıyan bu ilk İçtimai sigorta :anunu, evvelki(•) yazımızda bahse-ilen 9 sosyal sigorta branşının iki meşini, yani, kaza ve analık aigorta-rım ihtiva ediyordu. Çalışan züm-nin ufak bir kısmına şâmil olması* * rağmen, bu kanun çalışma ve sos-ıl hayatımızda mesut bir başlangı-ın tebşirde} olmuştur. Bu kanunu laziran 1949 da kabul edilip 1 nisan 1950 de meriyete giren (İhtiyarlık Sigortası Kanunin ile 4 ocak 1950 de kabul ve 1 mart 1951 de meriyete girecek olan (Hastalık ve Analık Sigortaları Kanunu ı takip etmiştir. Gö. rüldüğü gibi son kanunla, analık sigortası, bu sahada ileri olan memle-ketlerinkine uyularak hastalık sigor-taslyle mezcedllmiş bulunmaktadır.
Sigortaya ithal edilenler: Memleketimizde kabul edilen sosyal sigortalara yalnız İş Kanununa tâbi mües-seselerde çalışanlar ithal edilmiştir, îş Kanunu sadece 10 kişiden fazla işçi istihdam eden sanayi, nakliyat ve ticari müesseseler! içine aldığından, Türkiyede çalışan zümrenin mahdut bir kısmı sosyal sigortadan faydalanabiliyor demektir. Bugün Türkiyede sosyal sigorta müessesesine dahil o-lanlann miktarı takriben 1, 3 i İstanbul ve civarında olmak üzere 337,000 kişidir. Bunun, umum nüfusumuza nispet edilirse, ancak r'(2 yi teşkil ettiği görülür. Halbuki ikinci Cihan Harbi başlarken meselâ Almanyada yalnız hastalık sigortasına dahil o-lanların yekûnu 22,5 milyondu (nüfusun %35 i). Bu miktar Ingiltere-de 19.5 mib'ontnüfusun Ç>48 D.Fran-sada 7,4 milyon (nüfusun % 18 i), Danlmarkada 2,1 milyondu (%57). Buralarda ve sosyal sigortanın büyük terakkiler kaydettiği diğer memleketlerde sigortadan faydalanan aile efratlarını da hesaba katarsak, bu mü-esseseden Istifadelenenlerln hakiki miktarlarının umum nüfusun takriben 3/4 üne baliğ olduğu anlaşılır.
Teşkilât işi: Teşkilâtlanma işi Çalışma Bakanlığınca yapılmış bulunmaktadır. Çalışma Bakanlığı Umum Müdürlüklerinden birini teşkil eden (işçi Sigortaları Kurumu) sosyal sigortalan idare ve organize etmektedir.
Primler: Primler, kaza sigortalarında garpte de olduğu gibi, sadece İş veren tarafından ödenmektedir. Kaza sigortası dolayısiyle İşçi Sigortalan Kuruntunun iş verenlerden alacağı primler, iş verenlerin İstihdam ettikleri sigortalılara verdikleri ücretlerin yıllık tutarına ve her iş yerinin kaza ve meslek hastalığı bakımından arzettlği tehlike derecesine göre değişir. Münferit iş yerlerinin girecekleri tehlike sınıfları İsçi Sigortalan Kurumunca tesbit edilir. Hastalık ve Analık sigortalarındaki prim sigortalının kazancının (eline
Yazan: Dr. Ekmel ZADİL
geçen mecmu ücretin) % 4 üdür. Bu miktarın yarısını, yani, % 2 sini sigortalı işçi veya müstahdem, diğer yansım da işveren öder. İhtiyarlık sigortasında Ödenecek prim kazancın I % 8 l olup nısfı, yani % 4 ü sigorta- | lı, diğer nısfı da iş veren tarafından ödenir.
Sigorta ivazları «Sigortalıya sağlanacak faydalar»; Hastalık ve Analık sigoıtalariyle kaza sigortalarında sigortalıya sağlanacak faydalar aynî ve nakdi edalar olmak üzere iki türlüdür. Ayrı bir yazıya mevzu yapacağımız İhtiyarlık sigortasında, biri bağlanacak aylık, diğeri de toptan ödeme şeklinde olmak üzere, sadece nakdî yardımlar mevcut bulunmakta-dır.r 1 1 B J
Para ivazları; Kaza sigortalannda para yardımları geçici ve daimi iş göremezlik hallerinde yapılır. Geçici iş göremezlik halinde Ücretin nısfı hastalık parası namiyle. daimî iş göremezlik halinde ise çalışma gücünün yıpranma derecesine göre ücretin % 60 ma kadar rant şeklinde ödenir. Ölümle neticelenen kazalarda defin masrafları içirı sigortaca 75 Ura ö-denir ve kazazedenin geride bıraktığı ailesi efradı dulluk-yetimlik rantından faydalanırlar. Hastalık ve Analık sigortalarında işden kaldığı müddet zarfında (âzami 180 gün) Ücretinin nısfı hastalık parası olarak tediye edilir, hastahanede sigorta hesabına tedavi edildiği müddet zarfında ise ailesine ücretinin 1/3 l verilir. Doğum halinde lohusa kadına â-zami 9 hafta müddetle kazancının yarısı lohusa parası namiyle Ödenır.Ta-biatiyle bu para sadece çalışan ve sigortaya prim ödeyen kadın İşçi ve hizmetlilere yapılır.
Aynî İvazlar (sağlık yardımları); Sağdık yardımları, doktor- tedavisi, ilâç, protez ve diğer yardım vasıtalarının temini, hastahane ve diğer sağlık yurtlarına yatırrrtalar, gebelik muayene ve doğumların yapılmasını temin gibi hallerdir. Lohusalık halinde sağlık yardımlarından sigortalı kişinin sigortalı olmayan karısı da aynı şekilde faydalanır. Sağlık yardımları da, nakdi yardımlar gibi âzami 180 gün devam eder. Garpte bu müddetten sonra sigortalılarla malûllük sigortası meşgul olur kı, memleketimizde henüz bu sigorta kabul edilmiş değildir. 1
Sosyal sigortacılık sahasında bugün için bizi bekleyen en büyük vazife yeni sigorta branşları tesis veya ivazların arttırılması değil, sigortaya dahil olacakların adetlerini arttırmaya çalışmaktır; evvelâ küçük sanayi ve ev sanayiinde çalışanların, tedricen de zlraatte çalışanların ve ev personelinin de bundan faydalanmasını mümkün kılarsak sosyal hayatımızda büyük bir başarı elde edilmiş olur. i
(') 6 nisan 1950 tarihli gazete.
Yeni Marshall tahsisatı
İKİ YENİ TAHSİSTEN TÜRKİYEYE DE ZİRAAT ÂLET VE MAKİNELERİ
yon 574,000
verilen İki istifade et-
tahsisattan
VVashington, 11 A.A (Eca) — Son hafta içinde Marshall Plânı çerçevesine dahil memleketlere tahsisattan Türkiye de miştir.
18671.000 dolarlık ilk
Türkiye için 4.443.000 dolarlık ziraat Aletleri, traktörler için yedek parça ve tekerlekli tipte ziraat traktörleri temin edilmesi kararlaştırılmıştır.
Hafta içinde verilen ikinci tahsisat dokuz Avrupa memleketi için 29 mil-
11/IV/1950 Sah
Borsalardâ vaziyet
HİSSE AYRILDI. GELECEK
dolar tutmaktadır. Bu miktardan Türkiye için 3.320.000 dolar ayrılmıştır ve bu tahsisatla da tekerlekli tipte traktörler alınacaktır.
Türkiyeye gelecek olan bütün bu mallar Amerikan mamulâtıdır.
e
Son hafta içinde verilen bu İki tahsisatla şimdiye kadar verilmiş olan Marshall jMAnı tahsisatı yekûnu 8 milyar 652,866,000 dolara baliğ olmuştur.
İstanbul :
İstanbul Ticaret ve Zahire Borsacında durgunluk devam etmektedir. E-s&slı bir değişiklik yoktur. Paskalya yortuları zaten devam eden mevsim sonu sessizliğini biraz dahA arttırmıştır. Dün iç pazarlara inhisar etmek üzere cüzî muamele olmuştur.
Esham ve Tahvilât Borsası da durgun vaziyetini muhafaza etmiştir. Attın flitleri serbest piyasada gene gevşek ve düşmeğe meyyal bulunuyordu.
İzmir :
Bir kısım ihraç evleri tngiliz satı-nna hazırlık olmak üzere Boranda çe-ird^k^lz kuru üımn mübayaa etmekledirler. Bununla beraber fiatler İngiliz Hatibin tesiri altında tekevvün ettiğinden d'lşücüdür, Kanadaya ezme ve Mısıra natürel mrir sevkıyatı devam ettiğinden esasen stoku çok küçülmüş bulunan İncir piyasası sağlamlığını hafaza etmektedir.
Bugün Boamda pamuk sakin mânzara arzetmlştir. Panıu/c ynâı sasındaki gevşeklik devam ediyor,
şada pamuk çekırarf/ı durgun vaziyetim muhafaza etmektedir
Zonguldak Limanı
Yeni tesislerin temelatma
merasimi dün yapıldı
Zonguldak, 11 (A.A.) — Yeni Zonguldak limanının temel atma merasimi bugün saat 15.30 da yapılmıştır. Törende Başbakan Şemseddin Günaltay, işletmeler Bakanı Münir Birsel, Etibank ve Sümerbank umum müdürleri, Holândal: ve Amerikalı uzmanlar ile İktisadi işbirliği İdaresi Türkiye icra Komitesi Başkan Yardımcısı McJunklns ve büyük bir halk kütlesi hazır bulunmuştur.
Törene bandonun çaldığı istiklâl marşlyle başlanmış ve direğe Türk bayrağı çekilmiştir. İlk sözü Ereğli Kömür işletmesi Genel Müdüıü Ihsan Soyak almış ve havzanın umumi vaziyetini izah ettikten sonra yeni yapılacak liman hakkında şunları söylemiştir:
°— Bugün vazife gören ve yalnız 300 metre kadar mendireği bulunan küçük liman şimdiye kadar günde ancak 4000 ton kömür yüklemeye yeterdi Halbuki yeni liman 10,000 tonluk gemilerden rıhtıma yanaşmış olarak beş ilâ yedisinin tahmil veya tahliyesini mümkün kılacaktır. Eski limanı da nazara aldığımız takdirde. Yeni Zonguldak Limanı, ceman 1200 metrelik mendireği ile 10 bin tonluk vapurların girmesine müsait bir durum arzedecektlr. Günde ancak 4000 ton tahmiline müsait bulunan eski limana mukabil yen] liman her havada emniyetle çalışabilecek bir sükûnette bulunacak ve saatte bin ton kömür ve ayrıca başka malzeme de yükllye-cek ve boşaltacak tesisatı havi bulunacaktır.,, demiş ve inşaat masrafları hakkında malûmat vermiştir.
İşletme Genel Müdüründen sonra İktisadi işbirliği namına Mr. Junkins konuşmuş ve: “MarshâU Plânının tam yarı yolunda Zonguldakta modern ve büyük bir limanın temelini atarken Türk Cumhuriyetinin böyle bir merasimi hazırlamak suretiyle göstermiş olduğu alâkadan çok mütehassisiz. Dünyadaki bütün hür insanlık camiasının Karadenizin cenup kıyılarında sulh ve sanayie ithaf olunmuş bu modern limanı sevinçle karşılayacaklarına eminiz. Bu mıntakadakl kömür istihsali ve Karabük Çelik Fabrikalarının verimi Marshall Plânının yardımları neticesi olarak geniş mikyasta artacaktır. Bu artış Türkiyenin bu bölgesinden yapılan ihracat hacminin genişlemesine âmil olacaktır. Bu ihracat, Türkiyenin muhtaç bu-

lunduğu makine ve malzeme ile diğer zaruri malların satın alınması için gerekli yabancı paraları sağlayacaktır.,, demiştir.
Misafir Amerikalıdan sonra işletmeler Bakanı da limanın Zonguldak'a sağlayacağı faydalar hakkında kısa bir konuşma yapmış ve iyi temennilerde bulunarak sözü Başbakana bırakmıştır.
Başbakan Şemseddin Glinaltay, kürsüye gelmiş ve yapmış olduğu bir hitabede, Zonguldak’ın sinesinde saklamış olduğu hâzinelerin bu yeni yapılacak olan limanla ticaret pazarlarına sevkedlleceğini ve memleketimizde bu neviden yeni limanların eksikliğinin telâfisi İçin bu suretle ilk adım atılmış olduğunu, fakat yalnız bu limanla iktifa edilemiyecegini. Karatenizde, Ege Denizinde. Akdenlzde de yeni limanlar kurulacağını müjdelemiştir.
Başbakan sözlerine devamla, bunun için Milletlerarası Kalkınma Banka-slyle temasa geçilmiş olduğunu ve Iz-mirde, İskenderunda, Samsun'da yeni limanların yapılacağını, bu limanların inşası için anlaşmalar yapmak üzere Bayındırlık Bakanlığı Müsteşarının başkanlığında bir heyetin Ameri kaya gitmiş olduğunu ve orada esaslar hakkında anlaşma hasıl olmuş lan mukaveleleri tamamlıyacağını çıklamıştır.
Şemseddin Giinaltay, yapılacak
lan yeni limanlarla ziraat mahsullerimizin ticaret pazarlarına kolaylıkla gönderilebileceğini, bunun zirai sahada da ileri bir hamle yaratacağını belirtmiştir.
Başbakan, ziraî kalkınma bahsine temasla devam ederek suni gübrenin ve ziraat âletlerinin bu hususta oynadığı rolü belirtmiş ve ziraat makinesi alamayan köylülere kooperatifler vasıtasiyle bu makinelerin temini yoluna gidileceğini açıklamıştır.
Şemseddin Günaltay, Yeni Zonguldak Limanının. ZonguldaklIlara ve bütün Türk Milletine hayırlı olması dileğiyle kordelâyı kesmiştir.
Başbakanın kordelâyı kesmesinden sonra makineler, vinçler, büyük vinçler derhal harekete başlamış ve ilk harç hazırlanarak temele dökülmüştür. Bu anda bütün nakil vasıtaları düdüklerini öttürmekte idiler.
Bundan sonra misafirler, hazırlanan büfede izaz edilmişlerdir.
o-
a-
o-

Kısa haberler



Ekonomi ve Ticaret Bakanının konuşması
Bol istihsal, ucuz maliyet, bol satış
"Fert ve Devletin
tatbikatta
ne
eşit şartlar altında çalışmasına kadar itina edilse yeridir,,
Ticaret ve Ekonomi Bakanı seçim bölgesi olan Dlyarbakınn Ticaret O-dasında dün bir konuçma yapmıçtır. Memleketin ticaret ve sanayi politikasının bir çok noktalarına temas e-den bu görüşmenin bu kısımlarım a-şagıda veriyoruz:
Harp sonrası ticaretine intibak zarureti
ve fiatler inme-Bu bol ve ucuz istih-geniş stoklar yapıp fiyat hasretini çek-
Diyarbakır, 11 (A.A.) — iktisadi hayatta intikal devresinin İçindeyiz. Harp ekonomisinden sulh ekonomisine geçen memleketler bol istihsal hamlesine başlamışlardır. Marshall yardımı sayesinde Avrupa İktisadi işbirliğine dahil memleketlerde normal: istihsali
ye başlamıştır, sal karşısında harp yıllarının
rnek tehlikelidir. Tüccarların günün fiyatlarına uyarak stoklarını eritmeleri ve daha uygun fiyatla yeni mal mubayaalarında bulunmaları tavsiyeye şayandır. Memleket ticaretinde her gün biraz daha normale doğru gidiyoruz. îç ticarette harp yıllarının zaruretiyle konmuş olan tahditlerden hemen hemen eser kalmamıştır. Dış ticarette de gelişme normale doğrudur. Geniş ithalât yaparak yurdun istihsal cihazını ikmal etmek ve geniş müstehlik kütlelerin ihtiyacını gidermek gayretindeyiz, bu geniş ithalâta gelişi güzel değil, bir zaruret sırasına tâbi tutmak suretiyle müsaade. etmekteyiz. İhracatımızın da en geniş bir serbesti içinde inkişafına çalışıyoruz. Bunun en son misali yeniden tesbit ettiğimiz canlı hayvan İhraç rejimidir. Bugüne kadar yılın muayyen aylarında ve muayyen bir miktarda ihracına müsaade edilen canlı hayvanların bu yıldan itibaren bütün yıl boyunca ve hiçbir miktar tahdidine tâbi tutulmaksızın İhraç imkânlarını sağlamış bulunuyoruz.
Serbest dış ticaretten ne anlamalıyız
rı için evsaf ve fiyat bakımından geniş müstehlik kütlesinin menfaatinin de gözetilmesi şarttır. Memleketin İktisadi ve ticari hayatı üzerinde gerekli kararlara varırken bu kararlarda istikrarı da ön plânda tutmaktayız. Bir yıl önce ihracat rejimimizi, yaz sonunda ithalât sistemimizi tanzim ederken bazı zihinlerde bu rejim ve sistemlerin tadile uğrayacağı endişesi hüküm sürmekte idi.
Memleketin İktisadî hayatını ilgi-, lendiren kararlara varmadan önce gerekli etüt ve temaslar yapmak tabiidir. Fakat varılan kararlarda ısrar etmek ve sık sık değişiklikler yaparak bir kısım kazanç sahibinin diğer bir kısım aleyhine yersiz kazançlar sağlamasının önlenmesine de o derece itina etmek şarttır.
Takasın kalkması memleket faydasınadır
mekte olduğundan bütün hızımızla yeni silo ve ambarlar yaptırma yolun-dayız.
Et, hayvan, yağ işleri
Marshall Yardınıı petrol tahsisatı
VVashington, 11 (Ap) — İktisadi İşbirliği Teşkilâtının tahminlerine göre. Batı Avrupa, Marshall Yardım Plânı çerçevesinde olmak üzere, temmuz iptidasında bavlıyacak olan sene zarfında, 375 milyon dolarlık petrol mübayaa edecektir. Bu miktar, dolar ile yapılan mübayaatta yüzde ııisbe-tindef bir tenezzül demektir.
Dünya tütün mahsulü eksik
Washington (Reuter - Hususî)— Birleşik Amerika Ziraat Bakanlığı, 1949 temmuz ilâ 1950 haziran dünya tütün mahsulünü 1.724 milyon libre tahmin etmiştir. Bu miktar, evvelki mahsulden yüzde 5 noksan, fakat harpten evvelki seviyenin yüzde 39 üstündedir.
Çlnde görülen büyük ve Brezilya ile İtalyada rastlanan vasat düşüş, Birleşik Amerika ve diğer tütün yetiştiren memleketlerdeki artışları karşılamakladır.

İtalyan zeytin ve zeytin yağı istihsali arttı
Roma (Reuter - Hususi) — İtalyan istatistik teşkilâtının son rakamlarına göre, 1948 yılında 97,814 ton olan zeytin yağı şali, 1949 yılında (179,328) yükselmiştir.
Zeytin rekoltesi ise, 1948 da 636,214 ton iken, 1,089,690 ton olmuştur, yağı imalinde kullanılan zeytin miktarı, 1948 yılının 620,559 tonuna mukabil 1949 yılında (1,066.339) tonu bulmuştur. 1949 yılında vasati olarak 100 kilo zeytinden 16.8 kilo zeytin yağı çıkarılmıştır.
• •
latlh-
tona
yılın-geçen yıl Zeytin
Güııev Amerika deri piyasası durgun
★ Boenos Aires (Reuter - Husual) — Son hafta zarfında ihracat yapılmamıştır. Yılın ilk üç ayı içinde ihraç edilen derilerin sayısı 2.8 milyonu bulmuştur. Hususî tahminlere göre mart ihracatı 400 bin deridir.
Son ayların dikkati çeken bir olayı da dış ticaretin kısmen seıbestleş-tirtlmesi meselesidir. Dış ticaretimizin serbestleştirllmesinden bahsederken bunıın tamamen başıboş bırakılacağı zehabı zihinlerde yer etmemelidir. Dış ticaretin kısmen serbestleştirilmesi demek Avrupa İktisadi İşbirliğine dahil memleketlerin kendi aralarında yapacakları mal mübadelelerinde birbirlerine kolaylık göstermeleri ve muayyen bir nispette malları döviz mevcudu İle mukayyet olmaksızın ithaline imkan sağlamalarıdır. Bu yola giderken hiç şüphesiz milli sanayiimizin normal gelişme imkanlarını da gözönünde tutmaktayız. Yaşama kabiliyeti olan endüstri kolları i-çin makul gümrük tarifeleriyle himaye edilmesi tabiidir. Ancak yaşama kabiliyeti olan bu endüstri kollarının makul bir himayeye mazhar olmala-

u •
SURİYE BÛĞDAY ANLAŞMASI MUNTAZAM İŞLİYOR
Ankara, 11 (Hususî muhabirimizden) — Suriye ile yapılmış olan buğday anlaşması muntazam işlemeye başlamıştır. Suriyeliler buğdaya mukabil bizden mal alacaklardır. Bilhassa canlı hayvanı tercih etmektedirler. Çamdaki elçimiz, Suriye hükümeti ile temaslarını artırmış olup, hâriciyemiz, bu memleketle bir ticaret anlaşması yapmak üzere tetkikler yaptırmaktadır.
Bu cümleden olarak dış ticaretimizin ticaret ve ödeme anlaşmaları içinde normal bir şekilde işlemesini temin ettikten sonra takas rejimini yavaş yavaş ortadan kaldırmaya çalıştık. Bu husustaki ısrarımız yersiz bir inat değil, memleket menfaatine uygun müstakar bir görüş telâkki edilmelidir. Nitekim artık tüccar,ekonomi ve Ticaret Bakanlığınca verilen kararların istikrarına inanmış ve normal yollarla dış ticaretimizi her gün biraz daha geliştirme imkânı hazırlamıştır.
Sanayileşme hareketinde ferdin yanında devlete düşen vazifeler vardır. Yalnız fert ve devletin eşit şartlar altında çalışmasına tatbikatta ne kadar itina edilse yeridir. Sanayileşme hareketinde hususî teşebbüsü destekleyecek olan Sanayi Kalkınma Bankasını kurarken Halk Bankasına da yeni bir mahiyet ve veçhe vererek küçük sanatkârın ve esnafın da kredi ihtiyacını karşılamış bulunuyoruz. İstihsal dâvasında en büyük işimiz ziraat sahasında toplanmaktadır. Bir yandan makineleşme İmkânlarını hazırlarken öte yandan geçen yılın talihsizliğini tahfif etmek endişesiyle tohumluk da dağıtmış bulunuyoruz. Bu sahada başarıya ulaşabilmek için kanaatimce zirai krediyi arttırmamız lâzımdır. Ziraat Bankası» sermayesini derhal bir kaç misli arttırmak zaruretiyle karşı karşıyadır.
Bol istihsal ve
■ ■ ■ I ... M ■ ■■ (
ucuz maliyet
Memleketin refahını ziraat sahasında bol istihsal, ucuz maliyet ve çok satışta görmekteyim. İaşe politikamızın mihverini hububat meselesi teşkil etmektedir. Geçen mahsul yılının bütün talihsizliklerine rağmen yeni mahsul devresine kadar stoklarımızı tamamlamış ve tedbirlerimizi almış bulunuyoruz, Silo İnşaatı hububat politikamızın esasını teşkil et-

LÜBNANLA BİR TİCARET ANLAŞMASI YAPILACAK
Ankara, 11 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Lübnanla bir ticaret anlaşması yapılmak üzere Dışişleri Bakanlığı ile Lübnanın Ankara elçiliği arasında ilk temas yapılmıştır. Lübnan, bizden canlı hayvan, hububat, bakliyat ve bütün gıda maddelerini alabilecek durumdadır. Bu anlaşma, Lübnan ile aramızda ilk ticaret anlaşması olacaktır.
b
Et endüstrisinin ele alınması büyük bir müstahsil kütlesinin geçim mevzuunu teşkil etmektedir. Hayvancılığımız değerlendirilmiş olacak ve iç istihlâk ihtiyaçları karşılandıktan sonra ihracat imkânları derpiş edilecektir.
Yine geçen mahsul yılının ve kuraklık devresinin telkini altında yat konusu üzerinde iki yoldan çalıştık. Biri bildiğiniz gibi bu bölgede mubayaa ettiğimiz bir miktar sade yaftı büyük müstehlik pazarlara sürmek suretiyle yağ fiyatlarının yükselmesi şöyle dursun inmesini temin etti. Diğer taraftan memlekette saf nebati yat İstihsaline teşebbüs etmek suretiyle mütevazı gelirli müstehlikin İhtiyacını karşılamaya çalıştık. Bu yıl yağ fiyatlarının alacağı seyre göre bu sahadaki tedbirlere devam edilip edilmiyecegd tesbit edilecektir. Kanaatimce umumi fiyat İnme temayülüne uyarak yağ fiyatları da bir miktar İnecektir. Geniş müstehlik tabakasının menfaatine uygun olduğu için fiyatların bu umumi inme temayülünü her suretle kolaylaştırmak vazifemizdir.
Linyit kullanmak, millî bir dâvadır
Sözlerimi bitirmeden önce memleket iktisadiyatının temelini teşkil ettiğine inandığım bir kaç ana dâvaya da temas etmek isterim. Bunlardan birisi linyit dâvasıdır.*Yurdun her tarafına serpilmiş bulunan linyitlerimizden lâyıkiyle faydalanmak ve bunu memlekette her keseye elverişli en ucuz bir yakacak maddesi olarak sunmak toprağı gübreye, memleketi ormana ve maden kömürümüzü ihraç etmek suretiyle yurdu dövize kavuşturacaktır.
Üzerinde hassaslıkla durduğum diğer bir ana dâvamız da çimento İstihsalimizin bir an evvel memleket ihtiyacını karşılayacak bir seviyeye çıkarılmasıdır. Bu hususta Devlet Sivas Çimento Fabrikasını genişletmek yoluna giderken hususi teşebbüsün de yer yer çimento fabrikaları kurma kabiliyeti göstereceğine İnanıyorum. Bugüne kadar yaptığımız işler az değildir. Fakat yapacağımız işler daha çoktur.
Vedat Diclelinin bu konuşmasından sonra toplantıda bulunan tüccarlar tarafından Sümerbank’ın perakende satış yapmamasını, İç Anadoludan ihraç limanlarına gönderilen çeşitli mahsullerin navlun ücretlerinde revizyon yapılması, gelir ve muamele vergileri üzerinde sorulan çeşitli sualleri de cevaplandırmış ve diğer bakanlıklara ait olan dilekleri arkadaş* larına ulaştıracağını vadetmlştlr»

ANKARA ÇİFTÇİLERİNE TOHUMLUK VE ÂLET DAĞITILIYOR
Ankara, 11 (Husus! muhabirimle bildiriyor) — ilimizde çiftçiye yar* dım işleri devam etmektedir. Tanm Bakanlığınca köylüye dağıtılmış olan tohumluk kifayet etmediğinden 600 ton daha verilmiştir. Bu şekilde yaz ekimi için verilen tohumluk 1000 tonu bulmuştur.
önümüzdeki hafta İçinde tanm atölyesinde köylülere tanm âletleri dağıtılacaktır.
Adana Ticaret Borsası
47.60
56.—
13.— 22a — 208,— 180.— m.— 127.—
12.50
M
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
No. 8....
No. 10B
I
II .....
III .....
Üzüm çekirdekli* No.9
İncir A serisi B «erini
Akala Akala Akala yerli .
yatı (rafine) ... çekirdeği ......
Devlet Tahvilleri
Dün
Eski kur
53.60
22.30
11 1/1
11 1/4
I4) GUnündo Borsada muamelesi tescil cdllmonıiş tuhvilu.1 \ c eulıamuı aıs vo taleplere £cho taayyün eden takribi piyasa değerleri.
32.20
30.76
170.-
271.—
274.—
274.—
149.-
Arpn
32.23
31.—
76,75
7.30
FINDIK
a) fr50 randımandı
b) İç tura kontrollü
32 18
32.57
32.06
32.23
31.—
21.50
22-
36.—
■10.—
36
40.—
3.80
77.25
7.30
Bııtdav (Buşeli=Scnt>
No. 2
Kırmızı
Ekim
Tekimi No. 1 .
orta
KAMBİYO
İstanbul Borsası
1 Sterlin# 100 Dolar Açılış 1 Kapanış
7.00.50 282.25 0.80 t>4 '»3.— Ö.60.— 6*1.03 73.08.40 0.44.128 0.0L876 9.7390 7.0! 282.52 0.80 64.03.— 5.60.— 64.03 73.08.40 0.44.128 0.01.876 9 7390
100 Fr. Frangı ... 100 İsviçre Fr 100 Belç. Fr 100 leveç 100 Florin
liH| hihmim.» J00 Drahmi 100 Eecoudoı»
Altınlar
ktih e Yeril Gr. Külçe Deguttua. Cumhuriyet .... ReşHt Hamit Bugün Eski kur
Lira Lir a
5.78 5.86 3025 11.70 40.20 38.85 50.95 42 50 40.50 30,10 5,80 5.83 39.00 42-40.30 38.40 51.10 43.50 41.25 40.—
Gulden ............
Ittgilı?» •(«»•••*••■•« Franeı* kok .... Nupoleon III İsviçre
N>w-York’ta ı onsu: S 35
Gümüş, Platin
Gümüş Gr - PİAtln n *. En aşağı En yukarı
10.— 11.—
Zürich Borsası (Serbest)
10. IV. 1050 Durumu Türk Liran Dolar lavlşre Frangı
En uyağı En yukarı
0.03 4.28 1 2 10.40 1 22 1.03 4,29 1.2 10.60 1 ■ia»1
Sterling
F ra tıeır. Frangı
ESHAM VE TAHVİLAT
ikram Keli tahviller Kapanış (♦)
%6 1033 Ergani 23.2) 24.—
^5 1038 Ikramiyell 21.50 22.—
T/5 Millî Müdafaa I 31.30
%5 1041 Demiryolu IV 98.— 100.—
915 1941 Demiryolu V 99.20 98.—
?c4 1/2 1940 Ikramlyeli ... Diğerleri 08.35 08.—
«56 1941 Demiryolu VI 98.80 07.00
%6 Kaiicınma I 08.56 100.—
II II ıtiitıe 99.80 100.—
^6 .. * III 09.85 100.—
1048 Utikrazı I 99.10 08.—
TrH 1048 o II 90.10 08.—
r.o Mili! Müdafaa I 06,35 00.—
1049 ” I 07.60 98.—
%7 1034 Slvas-Errunım I... 21.16 20.30
«S7 1034 ” " H.-Vn... 21.15 20.40
rc7 1941 Demiryolu I... 21.30 21.81
^7 1941 •’ II... 20.75 21.—
KHt ’• III... 21 75 22.—
>’(1 Mim Müdafaa I... 20.00 21.45
(V7 " " İl... 20.78 20.60
' III... 21.06 21.—
%T ” ° IV... 21.30 21.05
Şirket Tahvilleri
T.C. Ziraat Bankası . . 20 10 20.20
Anadolu D.Y. Tertip A/B. 112.- 111,—
II 41 |« Q —
u " *60 62.25 59.-
.. Mümea. Senet. 07.00 07 50
Şirket Hisse Senetleri
T.C. Merkez Bankası 120.25 130.—
Türkiye İş Bankası 30.— 20.50
Türk Ticaret Bankası 5- 8.—
Aralan Çimento ,17.25 10.75
Sark Değirmencilik 23.25 23.50
Milli RraaUranH v,... 8.— 10.25
Ecnebi Tahviller
mu-
Mittir Kredi Fnnaiyo lfltM
Adana :
Piyasada bir dcglçiklik yöktur.
bir ptya-Bor-
Trabzon :
Bugün bor s ad a fındık oldukça gevşekti.
172.-
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
YABANCI BORSALAR
İstanbul Ticare t Borsası
Hububat: Buğday yumuşak (Tüc.) Bugün Esid Kapanış
29.— 20.—
Buftdav Heri 32.— 31.—
Arpa yemlik (dökme) ...... — 21.—
Mımr (Sarp çuvalı ...... — 23.-
Familya, tombul 27,- 26 20
I^’ıısıılyo Çfllı Mert ••••••••■••• — 39.10
Kuşyeml — 30.20
Mercimek lurmızt kabuk. — 39.—
Mercimek yeşil 37.— 45.-
Nohut natürel — 28.—
Yntlı tohumlar ı
Ayçiçeği tohumu e 28 —
Keten tohumu 40.30 40.-
Kendir tohumu M» 30.—
Şuanın te.— 60.—
Yer fıstığı kabuklu 03.—
Kuru Moyvolıır :
Fındık (kabuklu nlvrl) ... — SI —
Fındık (İç tombul) 182.— 170.—
Ceviz (kabuklu) — 36.—
Ceviz ılç natürel) — | 116.—
Dokuma İlanı Maddeleri:
Tiftik (una inal) 830.—
Tiftik (Natürel) -r 300.—
Yapak Anadolu (Kırkım) — 100.—
İlanı deriler:
Sığır MHİaınurd tknaap) Kİ. 160.— 140.—
Keçi tuzlu kuru RIİobu ... 100.—
Koyun hava lcuruâu kilosu 180.—
Nebati Yağlar:
Zeytinyağı (E.E trnckvll) 215.—
Sumımyrığı (Rnf, tenukell) f .190 —
Ayçiçeği (Rnflns çıplak) 1411 — 157 -
Fındık yağı (Çıplak) 102 -
Bufcdny yumuşak
Buğday sert
kabuklu tombul
İzmir Ticaret Borsası
New-York Borsası
Bugün
Son Kapanış
Sert Kış mahmulü No. 2

272.—
rnmtık Middllng (Llbresl=Sent)
Mayıs
Temmuz


Tiftik (Llbrc«l=Sent)

Fındık (Librosl=Scnt)
Kabuklu yerli Irl
Lovnnt iç ithal malı
22.50
32.59
Pamuk Akala I m.— 187.—
Pamuk Akala II ite-— 170.—
Pamuk Akala III 143 — 110 —
Pamuk makine parlağı 152.—
Pamuk yeril II 152 —
Kuru ür.ünı (Llbreıl=Sontj
Eknlra Irl iç ithal malı
Thompson çekirdeksiz seçıno
Trabzon Ticaret Borsası
79.—
Eskişehir Ticaret Borsası
81.-
Keten tııhumu (Bu8ell=:Dmar)
Mlnncapolii
Kalny (Librenin Sent)
Levha-tencke (100 libre dolar)
Londra Borsası
Keten tabumu (Tonu—Bterllng) Rornb/ı v 67.— 65.— 64 — 68.- 67.— 64 3/4
Knlküta
ler fıstığı Hindistan
Bradford Piyasası
Tiftik İyi mal ı Libresi =Fiyat) Sıra malı YÜn Anadolu ” p u Trakva ° u 20/21 18/21 31.—Nom 30.— " 20/21 '* 18/21 M
İskenderiye Borsası
Pamuk (Kantarı =: Tali ah) Aflhmounl Kısa ciynflı F G. ... Karmık Uzun elyofh F/G. ... 105.15 95.65 94.— 9125
12 N-lnan İPM
Sayfa 6
Sonelerden heri yediliniz nefis
28 Nisan 1950 Çekilişinde
DET
»T
11
11
11
11
arasında
I
ÖŞEMELİK KADİFE
• •
TRAKTÖR
GÜNEŞ alâmeti farikasına


Türkiye GARANTİ BANKASI A. 0.
KÜÇÜK CARİ HESAPLARA MAHSUS
1950 Yılı İkramiye Plânı
100.000 Lira
3 apartman dairesi

t k r a m I y e 1 I
Ergani Tahvilleri
16 Nisanda çekiliyor.
Her amortiye bir yeni tahvil verilir.
YAPI ve KREDİ BANKASI
2
3
3
4
1000 Liralık
500
250
150
Ve ayrıca | Lira ile Lira
33 adet çeşitli para ikramiyeleri
Her 1Q0 liraya ayrı bir kura numarası
Bankamızda hesabınız yoksa ACELE EDİNİZI.
Keşide gününden evvel hesaplarını düşürmüş olanlar ikramiyelerden istifade edemezler.
• A
4u» •
H O L A N D A’nın
VELUVİNE
Yağlı boyaları dünyanın en mükemmel LAKE BOYASIDIR.
Toptan Satış yeri:
TÜRK - ELLAS T. A. Ş.
Galata, Gümrük sokak Yeni Han. Tel: 41410
Yün ve pamuk karışık döşemelik kadife ithal edeceğiz. Almanya, Holânda ve Belçikadaki fabrikaların Türkiye vekillerinin tekliflerini bekliyoruz.
Çarşıkapı, Aydıner hnn kat 2-38 84 ---------------- TELEFON :
OTOMOBİL, KAMYON, OTOBÜS, VE DENİZ MOTÖRLERİ SAHİPLERİNİN NAZARI DİKKATİNE
Bütün dünyaca tanınmış ve Alman sanayiinin pırlantası olan
V A K T A
MARKA AKÜMÜLATÖRLER 1 yüksek randımanları sayesinde dalma emniyetle çalışmayı temin eder.
Muhtelif amperajlı 6 ve 12 voltluk akümülatörler imiz e-mirlerlnize Amadedir. Şarjlı olarak da bulunur. Fiat, izahat ve Nümune isteyiniz.
YAKUP SOYUGENÇ, Karaköy Palas karşısında .JDRES : No: 86 GALATA — İSTANBUL

YENİ İSTANBUL

İlâncılık Limited Şirketi vereceğiniz ilânlar için
sizinle istişarede bulunur, projeler yapar ve
klişelerinizi imal eder
EKONOMIDIS
BİRİNCİ SINIF ERKEK TERZİSİ Beyoğlu, istiklâl Cad. 447
NAMLI TÜRK
SUCUKLARI’nı nezeci ve bakkaldan ısrarla isteyiniz
*
r(
A •t i
/CT T
Alırken etiketteki
DİKKAT EDtNtZ ’
HİÇBİR YERDE HALEFİ ve ŞUBESİ YOKTUR

Senelerden beri beklenen
% 21 AZOTLU AMONYUM SÜLFATLARIMIZ gelmiştir.
SATIŞ YERLERİ :
İstanbulda
îzmirde
Mersinde
ZAYİ
Turist seyahat vesikamı zayi ettim. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Bristol Otelinde
Erasınla Yuanldl
Adan ada
F. Z. BtRKAN
Galata. Hovagimyan Han Tel. t 42763
Telgr. : Bolkan
Kasabalı HAYRt
Sandıkçılar No. 29
Tel. :
4259
BABANOGLU
Çarşısı No. 43 : Türktam
BABANOGLU
Kâmil
Kıbrıs
Telgr.
Kâmil
Abidinpaşa caddesi No. 201
Tel. : 1974
Telgr. : Türktam
M Ü Z
BUGÜN* AÇIK OLAN MÜZELER İSTANBUL
Atatürk inkılâp Müzesi: 10-12. 14-17.
Topkapı Sarayı: (Telf. 21090) 13 30-17.
Ayasof.va (Telf. 21790) 10-16. Arkeoloji: 13-16.
Eski Sark Eserleri Şubesi : (Telf. 21682) 10-12.
Belediye Müzesi: 10-12. 14-17 Terfik Fikret Aşiy&n Müzesi: 10-12, 14-17.
İZMİR
Arkeoloji -Müzesi (Telf. 3324)
9-12. 13.30-17
TİYATROLAR
İSTANBUL
ŞEHİR TİYATROLARI:
DRAM KISMI: 20.30 da Dell Saraylı.
KOMEDİ KISMI: 20.30 da Üvey Kardeşler.
ÇOCUK TİYATROSl : 14.30 da.
MUAMMER KARACA OPERETİ: 20.30 da Kiralık odalar.
YENİ SES OPERETİ: 21 de Deh Gönül.
KONAK PAVYONU: Ispanyol ut-raksyon trupu.
ANKARA
BÜYÜK TİYATRO (10370) 20 de Carmen (opera).
KÜÇÜK TİYATRO (11169) 20 de Kıskançlar.
ÇOCIK TİYATROSU (11169) 14 de Keloğlan.
GAR GAZİNOSU — Parla Revü Heyeti.
PAVYONDA — İtalyan Akrobatları.
İZMİR
ŞEHİR TİYATROsl : Oyuncu (Komedi).


ÖĞRENMEK İHTİYACINDA OLDUĞUMUZ HERSEY
irtihali do-seanslarına bulunmak-
Sinema ve tiyatrolar dünden itibaren Sayın Mareşalin lay isiyle aravermiş fadırlar.
M A

BEYOĞLU Cİ1LETİ
ATLAS (10835) Kan Dâvası, t KIN («0718) 1—Leylâ, ile Solma.
2 — Yeşil Korsanın Kızı.
ALKAZAR (42562) 1 — Yılmaz
Kahraman. 2 — Yeşil Cehennem Kahramanları.
AR 144894) Rio Aşkları
ELHAMKA (43595) Rio Aşkları
İPEK (44289) Haydutlar Kirallçeal Renkli - Türkçe
İNCİ (84595) 1 — Kahraman Yüzbaşı. 2 — Asilzade Silâhşor,
LALE (43595) Her Şafakta Ölürüm.
TELEK 14086b) Aşk Adası.
Suare; San Franslsko.
sARAY (41659) Kanlı İzdivaç, sl ATPARK 183143) 1 - Kor.
Akın. 2 - Neşeli Hayat.
SÜMER (42851) Asi Kalbi er.
Suare: Üç Aşk Arasında. öARK (40380) İstanbul Geceler* sik (13726) 1 — Aslan Yüı
Çavuş 2 — Yarışlar Kıralı.
T AKSİM (431911 Lüktta Hş vM TAN 1 — Monte Krlsto Kont-, 2 - Kanlı Döğüş.

YENİ (81137) 1 — Hint Esrarı.
2 — Bestekâr Denizci.
İ NAL (49306ı 1 — Kara Korsan.
2 — Ateş Çemberi.
YILDIZ (.42847) Sevimli Haydut.
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR (23683) 1 — İntikam
(Arap filmi). 2 — Bu Kadın Mücrimdir.
AYSU (21917) 1 — Fedakâr Doktor. 2 — Cehennem Zindanı.
AZAK (23542) 1 — Vatan Kurtaran Aslan. 2 — Kadın Cellâdı.
ÇEMBERLÎTAS (22513) İstanbul Geceleri,
FERAH İstanbul Geceleri.
HALK 1 — Aslan Adam. 2 — Beş Parmaklı Canavar.
İSTANBUL (22367ı 1 — Akdeniz Korsanları. 2 — Kaptan Siroko.
3 — İki Cingöz Haremde.
M YUMARA (23860) 1 — Aşk Bestesi. 2 — Yanlış Hüküm.
MİLLÎ (22962) Bu Kadın Mücrimdir. 2 — İntikam.
TURAN (22127) 1 — Vatan Kurtaran Aslan. 2 — Kadın Cellâdı.
»ENİ (Bakırköy 16-126) 1 — Ne-simaçl Amerlkada. 2 — Aşk Kurbanı.
İSTANBUL CİHETİ
HÂLE (60112) 1 — Vatan Haini. 2 — Bir Sipahinin Romanı.
OPERA 1 — Kanunsuz Sokak.
2 — Bel Ami.
SÜREYYA (60682) 1 — ölüm Gecesi. 2 — Hudut Dehşeti. u.LDEĞİRMENİ: 1 — Korsanın Aşkı. 2 — Günahımı Ödüyorum.
ANKARA
ANKARA (23432) Yıldızlar Bam.
BÜYÜK (15031) Sefiller.
CEBECİ (13846ı Kahraman öncü.
PARK (11131) Lüküs Hayat.
SUS (14071) Lüküs Hayat. SÜMER (14072) Kanlı Hayalet.
ULUS (22294) Zafere Doğru. YENİ (14040) Yeni Güneş.
1 İZMİR
ELHAMKA: Şanghaylı Kadın.
LÂLE 1 — Çöl Silâhşorları. 2 — Paylaşılmayan Sevgili.
TAN 1 — Çöl Silâhşorları, 2 — Paylaşılmayan Sevgili.
YENİ: 1 — Lüküs Hayat.
KARŞIYAKA CİHETİ
MELEK: 1 Kan Kalesi. 2 — öldüren Gözler.
SÜMER: Kılıçların Gölgesinde.
SIHHÎ İMDAT
İstanbul Beyoğlu 44998
Anadolu yakası 60536
Ankara 91
İzmir 2251
Beyoğlu 44644 Kadıköy 60872
İstanbul 24222 Üsküdar 60945
Ankara 00. İzmir 2222. K. yaka 160M
R A D
“YENİ İSTANBUL”un bugün İçin tavsiye etti£l programlnr: DAHİLDE:
8.30 Ankara: Mozart Mi Minör piyano konçertosu (Pl.) — 19.20 İstanbul: İstanbul Konserva-tuvarı İcra heyeti konseri. — 21.45 İstanbul: Operada bir saat.
HA HİÇTE:
8.15 Londra: Klâsik müzik dinleyici istekleri. — 20.30 Londra: Filarmoni orkestrası konseri.
ANKARA:
7 30 M. S. Ayarı. — 7.31 Neşeli parçalar (Pi.) — 7.45 Haberler ve hava raporu. — 8.00 Hafif karma mtlzlflrl (Pl.) — # 25 Günün programı. — 8 30 Mozart mi-minör piyano konçertosu. — 9.00 Kapanış.
12.28 Açılış ve program. — 12.30 M. S Avarı. — 12.30 Şarkılar.
— 13.00 Haberler. — 13.15 Keman soloları (PL) — 13.20 Sayın Mareşal Fevzi Çakmak'm hayatı ve ordu hizmetlerine dair konuşma. — 13.30 öğle gazetesi. — 13.45 Film melodileri (Pl.) — 14.00 Akşam programı. hava raporu ve kapanış.
17.58 Açılış ve program. — 18.00 M. S. Ayarı. — 18.00 Şarkılar. —
18.30 Konuşma - Çiftçilerle haşhaşa — 18.45 Caz orkestralarından Irvlng Miller (Pl.) — 19.00 M. S. Ayarı ve haberler. — 10.15 Geçmişte bugün. — 19.20 Doh-nanyl’nin do muj. serenadı (Pi.)
— 19.45 Konuşma - Maliye Bakanlığı udine. — 20 00 Halk türküleri. — 20.15 Radyo gazetesi.
— 20 30 Serbest saat. — 20.35 Tarihi Türk müziği, — 21.15 Ko
nuşma - kanun konuları. — 21.30 Dans müzikleri (Pl.) — 22.00 Konuşma - Türk ordusunda müzik: Mehterhane. — 22.15 Melodiler (Pl.) — 22.30 Klâsik saz eserleri.
— 22.15 M. S. Ayarı ve haberler
— 23.00 Program ve kapanış.
ISTAN Bl L:
12.57 Açılış ve programlar. — 13.00 Haberler, — 13.15 Sayın Mareşal Fevzi Çakmadın nâşln-rının toprağa tevdii münasebetiyle ihtiram vakfesi. — 13.20 Savın Mareşal Fevzi Çakmağın hayatı ve ordu hizmetlerine dair konuşma (Anktırndan naklen) — 13.80 Öğle gazetesi. (Sayın Ma-reşnl Fevzi Çakmağın elim kaybı dolavıslyle Türk basınından Özetler ve akisler) — 13.45 Senfonik müzik (Pl.) — 15.00 Programlar ve kapanış.
17.57 Açılış ve programlar.
18.00 Gitar kuarteti konseri. — 18 20 Serbest saat —’ 18.30 Dans müziği (Pl.) — 18.15 Saz eserleri. — 19.00 Halterler. — 19.15 İstanbul haberleri. — 19.20 İstanbul konservntuvarı Türk musikisi İcra heyeti konseri. — 20.00 Piyano soloları (pl.)— 20 15 Radyo salon orkestrası konseri. —
20.15 Dinleyici istekleri - Hafif batı müziği. — 21.15 Şarkı ve türküler. — 21.45 Operada bir saat - Mozart “Fıgaronun düğü-
— 22.45 Haberler. — 23.00
Dans müziği (PL) — 23.30 Programlar ve kapanış.
YABANCI RADYOLARDAN SEÇME YAYINLAR:
Londra:
7 15 Dinleyici istekleri. — 8.15 Klâsik müzik dinleyici İstekleri
— 11.30 Senfonik müzik (Pl.) —
13.15 Dinleyici istekleri. — 14.15 Hafif müzik. — 14.30 BBC hafif orkestrası. — 15.15 Caz müziği. — 18.15 Dans müziği. —
20.30 Filarmoni orkestrası konseri. — 21.30 Donald Peers'den şarkılar. — 22.15 Palm Court orkestrasından hafif müzik. — 23.00 Plâklarla caz mtızıği.
UÇAK - TREN - VAPUR
GELECEK OLAN UÇAKLAR
10 50 D.H Y. (Türk) Ankaradan.
12.50 D.H.Y. (Tllrkı İzmırden.
16.20 D.H.Y. (Türle) Adana, An-karadan.
19.50 P.A.A. (Amerikan) New-York. Gander. Londra. Boston, Brükselden.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
9.— L A.I. (İtalya) Atina. Komaya.
9.— D.H.Y (Türk) Ankara. Malatya. Elâzığ, D. Bakır, A-dana. îskenderuna.
10. — C.Y. (Kıbrıs) Atina. Lef-
koşeye.
11.20 D.H.Y. (Türk) lzınire.
13.50 D.H.Y. (Türk) Ankarnya.
21.40 P.A.A. (Amerikan» Şam. İCarAŞİ, Delhi, Kalküta. Bangkok, Hongkong,
GELECEK OLAN EKSPRESLER 8 30 Ankaradan.
GÎDECEK OLAN EKSPRESLER 18.10 Ankara Ekspresi.
GELECEK OLAN VAPURLAR
6.30 Konya (Bandırmadan).
9.00 Dumlupınar (lskenderun-dan).
9.00 Adana (D. G. Akdeniz-den).
11.30 Trabzon (tzmirden).
15.35 Mnrnkaz (Mudanyadan). 17.00 Kadcş (Knradenlzdenı.
GİDECEK OLAN VAPl RLAR 5.— Demir (Knradenize), 9.— Buran (Ayvalığa),
11. —• EtrÜsk (tamire). 18.— Antalya (lmrüza). 20,— Konya (Bandırmaya).
EMİNÖNÜ:
Eminönü — Bensason (Küçük-pazar) — Alı Rıza (Alemdarı — Salâhaddln (Çarşıkapı).
BEYOĞLU;
Cemal Ataaoy (Merkez) — Li-moner (Taksim) — Cihangir (Taksimi — Sağlık (Galata) — Ziya Boy er (Galata) — Şark Merke? (ŞişlJ) — Kurtuluş (Şişli) — Hasköy — Merkez (Kasımpaşa),
FATİH:
Muharrem Tanır (Şehzadebaşı)
— Sarım (Aksaray) — Samntya
— Nüzhct Onat (Şehremini ı — M. Fuat Bayer (Malta) — Hü-sameddin Gökengin (Fener)
EYÜP: Arif Beşer.
BEŞİKTAŞ; S Recep — Orta köy — Gıynscddin Dıvaulıoğlu (Ar-navutkov) — Merkez [Bebek).
KADIKÖY:
Büyük — Feneryolu — Erenköy. — A. Cafer Çağatay (Bostancı).
ÜSKÜDAR: Ömer Kenan.
HEYBELİ ADA: Heybellada.
BÜYÜKADA: Merkez.
ANKARA ■
Çankaya — Merkez — Sakarya.
İZMİR
Tilkilik (Basmahane) — Şifa (Kemeralti) — Yeni (Eşrefpa-şa) — Güselyalı ı ‘hlar) — Çankaya (AUancsk).

Comments (0)