Dünün, bu günün değil, asırların beklediği tarihi eser:
YAVUZ SULTAN SELİM
neşredilmiştir. Yazan: (Sina çölündo Türk Or-duşu) adlı meşhur eserin muharriri Muallim Fuat Oücüyener'dlr. Fiatl: 1B0 kuruş net.
PAZAR 11 şubat 1045
Sen# 27 — No. 9452 — Fiatl her yerde 10 kuruştur.
Cok değerli gıyrimenkul
Bahçekapıda Zahire borsasına bitişik Yıldız hamamı İzale! şuyu zımnında Sultanahmet sulh mahkemesinde
20 Şubat pazartesi sabahı
müzayede İle satılacaktır.
Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es - AKŞAM Matbaası
KONFERANSTA GÖRÜŞÜLEN BAŞLICA MESELELER
Gl. de Gaulle’ün toplantıya çağırıldığı doğru değil
Pertinax diyor ki: Balkanlar için ehemmiyetli kararlar beklenmemelidir. M. Roosevelt’in, emniyet plânında Sovyet tezini kabul edeceği anlaşılıyor
Londra 11 (R) — Gl. de Gaul-le ün Karadeniz kıyılarında bir yerde toplanmakta olan üçler Konferansına iştirak etmeğe çağırıldığı, bu suretle konferansın dörtler konferansı halını aldığı hakkında dün bir takım rivayetler çıkmıştır. Fransız resmî mahfilleri tarafından dün gece neşredilen bir tebliğde konferansa iştirâk etmesi için Gl. de Gaul-le'e davetiye gönderilmediği, resmen beyan edilmiştir. Fransız radyo ve gazetelerinde çıkan rivayetler resmî Fransız kaynaklarının bu tebliğile yalanlanmış oluyor.
Moskova 10 (A.A.) — Sanıldığına göre, üç büyük Şefin konuşmaları bazan karada, hazan da bir gemide cereyan etmektedir. Konferansın gelecek hafta sonunda biteceği söylenmektedir. Amerika Birleşik devletlerinin ve İngüterenin Moskova büyük elçilerde Moskövadakl askeri heyetlerin Başkanlan da konferansa iştirak etmektedirler.
Pertinax ne eliyor?
Vaştngton 11 (AA.) — Pertlnas yazıyor: Üçlerin Karadeniz konferans: hakkında henüz mevsuk malûmata malik değiliz. Fakat konferansın istihdaf ettiği siyasi gayeler kimsenin meçhulü değildir:
1 — Alman yanın teslimi anında .ortaya çıkacak uzun vpdell mesele-
lerin hali ki. bunların arasında, arazi değişiklikler», Rhur havzaslle Rhln’ln sol kıyısı hakkında tatbik edilen rejim. Alman endüstrisine el konulması va bunun gibi meseleler vardır. Mu meselelerde Fransanm ne derece alûkalandırdacağı meçhul kalan bir noktadır.
2 — Kurtarılan arazi hakkında Müttefiklerce taldbedllecek siyaset ne olacaktır? Balkanlar için ehemmiyetli kararlar beklenmemelidir. Romanya, Bulgaristan ve MacarLstan İle İmzalanan mütarekenameler Sovyetlere İdare rolünü vermektedir. Bu cihet burada çok defa unutulan veya İhmal edilen bir olaydır. Konferansta, teferruata alt bazı değişiklikler veya düzeltmeler istenebilir. «Meselâ Sovyet kumanadnlığınm bazı, teşebbüslerine ve bu meyanda petrol kumpanya lanna alt makinelerin alınması keyfiyetine karşı yapılacak itirazlar bu kabildendir.» Fakat konferanstaki!er, muvafakatlarımn inzlmamlyle kaleme alınmış mlletlerarası anlaşmaların esas noktalan üzerinde artık yeni müzakerelere girilmezler
Kurtarılan memleketlere geline*, bu işte iaşe meselesi hakikatte birinci mevkii işgal etmektedir Fakat bu meseleler, lâzım gelen gemi tonajına malik olan Amerika'nın ve İngiltere’ nln yetkileri dahiline girmektedir, bu itibarla Ruslarla görüşülecek meselelerden değildir.
3 — Oeçen yaz Dumbarton Oaks'da tanzim edilen plân, bütün belirtiler büyük bir devlet İle ikinci derecede bir rim-lef arasında ihtilâf çıktığı takdirde de büyük devletin veto hak-
Vali ve Belediye reisi ge’di
Ankara’da meşgul olduğu başlıca meseleler
Bir kaç günden beri Ankarada bulunan Vali ve Belediye Reisi Dr. Lûtfi Kırdar, bu sabahki ekspresle Ankara’dan şehrimize ■dönmüştür.
Kendisile görüşen bir muharririmize:
— İstanbula ait bir çok işler için Ankarada müspet temaslar yaptım. Bu arada teknik öğretim işlerile de meşgul oldum demiştir.
A.ıkara 11 (Telefonla) — Dr. B. Lûtfi Kırdar, dün buradan hareket etmeden evvel Ulus gazetesine beyanatta bulunmuştur. Dr. Lûtfi Kırdar. İstanbula ait işler hakkında yaptığı temaslar arasında su şebekesinin yeter bir hale getirilmesi İçin Nafıa Bakanlığile mutat- kaldığını. İstanbul Belediyesinin gittikçe artan masraflarını karşılamak İçin yeni gelir kaynaklan arandığını söylemekte, îstanbulun hayat seviyesini yükseltmek İçin tedbirler alındığından bahsettikten sonra meslekî öğretim tesislerinin çoğaltılacağını ve bunun için yapılacak binalar hakkında Mâarif Bakanlle mutabık kaldığını ilâve etmektedir.
Yeni tefrika
KUTÖP KIZI
! Aşk ve macera romanı
(Vâ, - Nû) nun tercüme ettiği bu güzel tefrikaya yakında başlıyoruz.
________________________
kını kulan ablleceği hakkında Jd Rus tezinin M. Rosevelt tarafından kabul edileceğini göstermektedir. Bu İş üzerinde Rusya'ya karşı ısrar, onunla ittifaktan vazgeçme^ demek olur.
4 — Polonya İçin en akla yakın uzlaşma ancak Mlkolajczyk'Ln İltihakı suretlle Lüblln komitesinin yeni bir şekilde kurulmasıdır.
Milletlerarası meselelerin bu şekilde ortaya konulması hakikaten realist bir harekettir ve her ne kadar Birleşik Amerika hükümeti İngiltere'nin ve Rusyanın hareketlerine gittikçe daha az uymakta ve onları Yugoslavya işinde olduğu gibi kondu hallerine bırakmakta İse de Amerikan halk efkârının kendi hükümetlerini bu hususta hararetle destekledikleri söylenemez. Bu işte Amerikan halkının alışık olduğu İdeolojiye hiç yer verilmemekte gibidir. Amerikan halkı kolayca müteessir olur. Bundan dolayıdır ki Roosevelt’ in yapılmak üzere olan işlerde Amerikan zihniyetine az çok yer verilmesini StaUn’e kabul Miirmek için çalışması mümkündür.
Konferansın neşrecedeğl .son tebliğ, veya onu taklbedecek fatıllût Cumhurbaşkanının böyle bir teşebbüste bulunup bulunmadığını ve muvaffak olup olmadığım bize gösterecektir.
Paris 10 (A.A.) — Bazı haberlere göre, 3 büyük Şefin, bati, doğu ve İtalya cephelerindeki hareketleri âhenkleştlnnek üzere Avrupa’da bir yüksek Müttefik komutanlığı kurma kararına varmışlardır.
Cumhurbaşkanı
Dün akşam verilen konserde bulundu
Ankara 11 (Telefonla) — Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve refikası, Maarif Bakanı B. Haşan Âli Yücel İle birlikte dün akşam Devlet konservatuarında verilen konserde bulunmuşlardır. Cumhurbaşkanı Orkestra üyelerinden Enver Kapelraan'ın konserini dinlemiş ve sanatkârı takdir etmiştir.
Orta Şark işleri
İngiliz parlâmentosu üyelerinden mürekkep bir komite kuruldu
Londra 11 (A.A.) — Orta Şark İşlerini tetkik etniek üzere İngiliz parlâmentosu üyelerinden mürekkep ve başlıca partileri temsil eden bir komite kurulmuştur.
Komite, Ingiltere’yi veya Orta Şaık işleriyle alâkadar diğer devletleri doğrudan doğruya veya dolayı İle ilgileyen askeri ve İktisadi meseleleri objektif bir şekilde tetkik edecektir. Komite siyasi partilere alt meselelere yer vermlyecek olan noktal nazarlar İleri sürecektir.
Yakın zamanlara kadar İngiltere' nln Suriye ve Lübnan Cumhuriyetleri yanında elçisi bulunan Sir Ed-ward Spears, bu komitenin başkanı bulunmaktadır.
HAFTA KONUŞMASI ! Yemek adları ve tadları Yazan: Refik Halid Karay Bugün beşinci sahifemlzde-.
Berlin’deki Ispanya elçisi
Elçilik memurlarile birlikte otomobillerle Ispanya’ya dönüyor
Ankara 11 (A. A.) — Amerikan radyosu: Berlin’deki İspanya elçilik heyeti 47 otomobilden mürekkep bir kafile halinde Almanya'dan hareket etmiş, İsviçre’de Konstans gölü kıyılarına varmıştır. Heyet aynı suretle Ispanya'ya doğru yoluna devam edecektir, ___________
Romanya’nın savaş ortaklığı
Bükreş 11 (A.A.) — Anadolu ajansının ozri muhabiri bildiriyor: Bilindiği gibi Romanya’nın savaş ortaklığı meselesi Avam Kamarasında da müzakere mevzuu olmuş ve M. E lin bu meselenin evvelâ Bükreş'teki Mütte-fiklerarası «Sovyet» komisyonu tarafından tetkik edilmesi lâzımgeidlğin! söylemişti. Bu htıausta Bükreş'in Sovyet mahfillerinde beyan edildiğine göre, Romanya’nın -wnş ortaklığının tanınması, anoak onun buna liyakat göstarmpıtyle kabildir. Romanya ise, yine bu mahfillerin kanaatine göre, buna liyakat kazanmamıştır, Zira harb suçlularının cezalandırılması ve devlet memurları nramncl* temizleme yapılması gibi mütareke-namenln birçok hükümleri İfa edilmemiştir.
Sürülen Yahudiler yerlerine dönecekler
Bükreş II (A.A i — Anadolu ajansının özel muhabiri yanyor: Eski rejim tarafından Istlrya ötesine sürülen Yahudllerln yerlerine dönmelerine müsaade edilmesi halckındakl kararın Sovyet hükümetine» tasvlbt-dlldlğl bildirilmektedir.
Berlin’e katî hücum başladı
Oder’in geçiş noktalarında büyük bir meydan muharebesi oluyor
Kızılordu Silezya’da, Breslau’ın 40 kilometre batısına geldi, Doğu Prusya'da 2 mühim merkez zaptedildi
Tankları takiben Jlerllyen piyade kuvvetleri
Created by free version of 2PDF
Brüksel 11 (AA.) — Reuter ajansının Moskova muhabiri, Berlin'in doğusunda biiyük muharebelerin cereyan ettiğini bildirmektedir. Fakat Sovyet, başkumandanlığı bu kesimdeki çarpışmalar hakkında hiçbir haber vermiyor. Ajans ve muhabir haberleri, Sovyeüerln mühim kuvvetlerle taarruzlar yaparak. Berlin® lrargı umumi taarruzun gelişmesini mümkün kılacak mevzileri ele geçirmeğe çalıştıklarını bildirmektedir.
Moskovada pek yakında bu cepheden mühim haberler geleceği kanaati vardır. Fakat cn mühim çarpışmaların nerelerde cereyan ettiği hakkında htçblr haber mevcut değildir.
Zukov nezdlnd* bulunan bir Rus muhabiri şu telgrafı çekebilmiştir: »Sovyet tankları. Berllne doğru giden yolun Öder yakınında İlerlemeler kaydetmişlerdir.»
Londra 11 (A.A.) — Harb muhabirlerinin bildirdiklerine göre, mareşal Zukov, Öder muharebesine mühim takviye kıtaları sokmuştur, uder'l geçiş noktalarında başlamış olan şiddetli çarpışmalar genişlemiş ve büyük bir muharebe halini almıştır.
Berlin’de müdafaa hazırlığı
Kahire 11 (A.A.) — Stnkholm'dan gelen bir habere göre. Almanlar Berlin’in doğu mahallelerini harb bölgesi İlân etmişlerdir. Bu mahallelerdeki sivil halk boşatılmış ve bütün evler birer kale haline getirilmiştir.
Kahire 11 (A.A.) — Moskovada çıkmakta olan İzvestla gazetesi, son 48 saat İçinde bütün cephe kesimlerinde Sovyet kuvvetlerinin 16,000 esir almış olduklarını bildirmektedir.
Dünkü tebliğler
Londra 11 (R.) — Dün akşam mareşal Stalln tarafından iki günllLk emir neşredilmiştir. Bunlardan birincisi Doğu Prusyada Vlstül nehrinin denlzo döküldüğü yere yakın Elblng şehrinin Sovyet kıtaları tarafından v.aptedlldiğlnl bildirmektedir. Elblng. 80 bin nüfuslu, Doğu Prusyanın ikinci büyük şehridir. Burada mühim gemi İnşaat mllesseseler 1 vardır. Modern Alman torpido muhriplerinden birçoğu burada yapılmıştır.
İkinci günlük emir gene Doğu Prus-ynda Kenigsbergln güneyinde Preus-slch - Eylsu şehrinin zaptodlldiğlnl bildirmektedir. Bu muharebelerde 4300 esir alınmıştır. Bu günlük emirlerden sonra neşredilen Sovyet tebliğine göre. Kızılordu, Schneldemühl'ün kuzeyinde llerllyerek 40 meskûn yer! ele geçirmiştir. Schneldemühl ve Posnan garnizonlarının İmhası için savMİac devam ediyor.
Sovyet tebliği, Öder boyundaki muharebelerden ve Berlin'in doğusundaki durumdan bahsetmiyor. Almanlaı da bu hususta pek az şey söylüyorlar. Almanlaf yalnız Sllezyardakl muharebelerden bahsederek Kizılordunuu Llnilz şehrinin varoşlarına kadar geldiğini, daha güneyde Breslau'ın (0 kilometre batısına geldiklerini ve bu şehri kuşatmağa çalıştıklarını bildiriyor.
Stokholm'dan gelen haberler, Berlin üzerine kesin taarruzun dün ak
Atina görüşmelerinde yeni anlaşmazlıklar çıktı
Bu yüzden dün gece imzası beklenilen anlaşma imza edilemedi
Londra 11 (R.) — Yunan hükümeti murahhaslarlla En m delegeleri arasındaki anlaşmanın dûn gece İmza edilmesi bekleniyordu. Bu sabah Atina'dan gelen haberler henüz anlaşma olamadığını bildirmiştir. Dûn İki taraf delegeleri arasında yapılan toplantı beş saat sürmüş, gece yarısına doğru bitmiştir. Bundan sonra Yunan hükümeti şu resmi tebliği noş-retmlştlr:
«Hükümetin mümessilleri İle Eanı delegeleri bugün toplanmışlardır. Bu toplantıda hükümetin mümessilleri muhtelif noktalar hakkında düşüncelerini bildirmişlerdir. Enm delegeleri pazar günü (bugün) c«vap vereceklerdir.»
Brltish United Press muhabirine göre eltin gcce yeni baza anlaşmazlıklar çıkmıştır. Bir çok noktalarda uzlaşılmış olmakla beraber hAlft İtilâf edliemlyen noktalar vardır. Atina'da umumi af aleyhinde nümayişler olmuştur. Enm taraftarlarından ölüme mahkûm edilenlerin bu kararı istinaf edebilmeleri İçin Naip Monsenyör Damasklnos'a fikir vermek ürere bir hususi komisyon kurulmuştur.
Atina 10 (AA.) — Solcuların Atina'da yaptıkları nümayişler, Eam ile hükümet arasında varilmiş olan anlaşmanın bazı solcu çevrelerde büyük bir memnuniyetsizliğe sebep olduğu fikrini uyandırmaktadır.
Dün gecedenberi bir çok genç taz
şam başladığını haber vermektedir. Dene ou haberlere göre Almanlar Oder’in Ötesinde Brleg ve Ohlau'da kurdukları köprübaşı arı m blrlblrlna bağlamağa muvaffak olmuşlardır,
Brüksel 11 (A.A.) — Alman Haberler ajansının asker! muhabiri albay Vön Hammer. Konlev ordularının sağ kanadının Breslau'ın cenup batısında ilerlemeler kaydetmiş ılduğunu bildirmekte ve şunları ll&va etmektedir»
(Arkası sahife 2; sütun 6 da)
FO erkek, Bulgarlarla İşbirliği etmiş olanlar hakkında verilen af kararma karşı itirazlarda bulunmuştur.
DİKKATLER
Bu kısım halk hangi zümredendir?
Sabit gelirli... Değişmez gelirli... Dar gelirli.,. Bunları ayrı ayrı düşünmek icabediyor...
Şimdi de başka bir habeçı «Hakiki ihtiyaç sahibi halka ço|R ucuz fiatlerle kumaş dağıtılacak.»
Bu kadar sınıflar, zümreler ayrıldıktan sonra, meselâ 60 lira gelirli bir miirettlp, 11)0 Hra gelirli bir muharrir, 90 lirayı kıvi-raınıyan bir dükkâncı, 50 liralık iradile geçinemiyen bir dul kar din, 70 lira maaşlı bir tezgâh-dar, 40 lira aylıklı bir kunduracı çırağı, acı acı düşünüyor:
— Biz, bu sınıfsız, zümresi» memlekette hangi isim altında anlamalıyız?... Ne yapsak du, soğuğa ve utanca karşı bizi örtecek bîr kaç arşın kumaşa sahip olsak,,.
Sahile 2
AKŞAM
11 Şubat 15 "5
SÜZÜN GELİŞİ
Hileli yayın
Yiyecek ve giyecek piyasasında yabancı malı lsliyen adama yerli mah, yerli malı istiyen adama yabancı malı sürdükleri oluyor, Hile yapan ile başedcbilmck için ondan daha baskın çıkmaktan başka çare olmadığını üzülerek itiraf edebiliriz. Fakat fikir alışverişinde buna benzer hileler yapmaya kalkmak çoğumuza imkânsız gibi gelir.
Diin bir kitapçı ahbabıma uğramıştım, Yukarıda yazdığım dalavereli alışverişe benzer vakalardan kitap piyasasının da uzak kalmadığım gösteren bir hikâye anlattı; şaştım, kaldım.
Eserleri bizde çok okunan bir yabancı muharrir var. Bu muharririn birkaç kitabı hakikaten güzeldir: şöhretini de her halde onlarla yapmıştır. Geri kalan eserleri ise baştan aşağı birbirinin benzeridir. Ama o kitapların tutulduğunu gören mütercimler adamın nesi var, nesi yoksa dilimize çevirmekte, kitapçılar da oıılan basmakta birbirlerile yarış etmektedirler. Kitapçı ahbabımın söylediğine göre bir yerli açık göz bu yabancı muharririn gördüğü rağbeti kıskanmış, «o rağbetten ben niçin faydaian-mıyayım?» diye düşünmüş, oturup bir roman yazmış, buna kemdi imzasını atacağı yerde o yabancı muharririn İmzasını atmış, kitapçı meşhur imzayı görünce paralan savıp basmaya girişmiş!
Kitap basılmış nu, basılmamış mı bilmiyorum, fakat kitaba gösterilen rağbetten faydalanmanın nerelere vardırıldığını, yahut nerelere vardırılmak üzere olduğunu göstermesi bakımından hâdise dikkate değer.
Mesele, bu orta halli frenk muharririnin eserlerine hile karıştırılması değildir. Fakat yarın hakikaten değerli olan eserlere, fim i d ettiğimiz gibi, rağbet artarsa, suçsuz Türk okuyucusu üzerinde Balzac imzası bulunan bir kitabın hakikaten o büyük muharririn mi. yoksa san çizmcli B. Mehtnedjn eseri mİ olduğundan şüphe edebilecektir. Bir çare bulup önüne geçmezsek haberimiz olsun, İleri fikir mahsullerini kazanfiltm derken hileli yayın jile hepsini binlen kaybetmek tehlikesi karşısındayız.
Şevket Rado
Tarihî anıtlar
Nişantaşı disDanseri
Ankaradaki toplantıda görünülecek mevzular
Tarihi anıtlarımızın korunmalı ve tamiri İçin Ankarada bir toplantı yapılacağını yazmıştık. Maarif Bakam B. Haşan Âli Yücelin başkanlığında 15 şubatta yapılacak bu toplantıya memleketimizdeki bütün müze mildiir-lerile eski eserler uzmanlan ifti-râk edeceklerdir.
Toplantıda görüşülecek mevzular arasında 500 üncü fetih yılını anma veril es 11 e tamir edilecek anıtların teshin ve iş programının tanzimi, istanbuldaki Bizans anıtlarının durumu yurttaki anıtların kurtarılması İçin beş yıllık bir program tanzimi, wkl mezarlıkların açık müze haline getirilmesi vardır
Görüşülecek diğer işler de şunlardır: İstanbulda Yenlpostane arkasındaki İbrahlmpaşa mektebi; Bahçekapıda Hidayetpaşa heyeti; Hekimoğluallpaşa heyeti; Sıvasta Saitpaşa ve Meydan hamamları; tîskildarda Hüseyin Avni paşa yalısı; Niksarda eski eserlerin durumu; Süleymaniye tap medresesinin dispansere çevrilmesi ve Süieymaniye hamamı.
Toplantıya davet edilenler J5 şubat perşembe günü Ankarada bulunmak üzere harekete başlamışlardır. Şehirlerin tanzimi ve «ski eserlerin onanını bu toplantıda tesblt edilecek esaslara göre yapıl acaktır.
Genel müfettişlere verilecek yeni yetkiler Ankara 10 (AA.) — Bakanlar Kurulu bugün saat 11,30 da Başbakan B. Şükrü Saracoğlu-nun başkanlığında toplanmış ve genel müfettişlere verilecek yeni yetkiler üzerinde görüşmüştür.
Yerli ültraseptil
Ankara 10 — Kimya enstitüsünde yapılan tecrübelerle ültra-zeptil imaline muvaffak olunmuştur. Tabıatüe İstihsal gayet cüzî olmaktadır.
Üçüzler
İzmir 10 — Aydının Mursallı | köyünde Sami Zengin zevcesi Meryem, bir batında İkisi kız, biri erkek olmak üzere üç çocuk dünyaya getirmiştir. Yavruların sıhhati yerindedir.
Ampul ithali için teşebbüsler
Ankara 10 — Ampul ithali etrafında yapılan teşebbüsler müspet neticeye varmıştır, İlk parti mart başında gelecektir.
Orman umum müdürlü-giİe Zingaî şirketi arasında bir dâva
Ankara 11 (Telefonln) — Ankara ticaret mahkemesi, bir Kereste taahhüdünden doğan 1 milyon liralık bir dâvaya bakmağa başlamıştır. Dâva. Ornı?n umum müdürlüğü İle Zingal şirketi arasındadır.
Dün Uk duruşma yapılmış ve bazı eksikliklerin tamamlanma:,! için muhakeme başka güne bırakılmıştır.
Mayısta açılarak çalışmağa başlıyacak
Kızılay cemiyeti Nişantaşı şubesinin Nişan taşı ve civarı halkı İçin bir dispanser kurmağa karar verdiğini yazmıştık. Bu maksatla Nlşantaşmda K uyul u bostan sokağında bir bina satın alınmıştır. Ancak bina İçindekiler tarafından mayısta boşaltılarak Kızılaya tealim edileceğinden dispanser de b-u zaman açılacaktır.
Dispanserde müracaat edecek bütün civar ballanın muayeneleri yapılacağı gibi Uçları da bedava olarak, verilecektir. Bu hayırlı maksat uğrunda ban hayır sahipleri para cihetli» şimdiden yardım vadinde bulunmuşlardır.
Bu arada isminin ilân edilmesini lstemlyen bir rat, dispanserin ilâç ve sair İhtiyaçlarını karşılıyacak mühim teberrüde bulunmuştur.
Yeni dispanser, Kızılay cemiyeti Nişantaşı şubesi reisi ve Teşvikiye Saghkevl sahibi kıymetli doktorlarımızdan İbrahim Osman GGçer'in İdaresi altında çalışacak, müracaat edecek hastalar muhitin en mütehassıs hekimleri tarafından tedavi edneceklfrdlr.
Kızılayin açacağı bu dispanser, hakiki bir İhtiyacı karşılıyacak çok hayırlı bir müessese olacaktır.
Bıı münasebetle teberrüde bulunan ve tnılnnncak olan hayır sahipleri şerefine. bir teşvik mahiyetinde olmak üzere, dün akşam Tokatlıyan salonunda bir «uvare verilmişti».
Sıtma kongresine giden doktorlarımız
Bir hafta evvel Ankarada toplanan aıtma komisyonunda bulunmak üzere giden Üniversite rektörü general Tevflk Sağlam, profesör B. Sedat Ta-vat ve B. Muhlddin Er el 15 şubatta toplanacak sıhhat kongresine de İştirak edeceklerdir.
öğrendiğimize göre rektör ve arkadaşları (sıhhat kongresini} müteakip şehrimize döneceklerdir.
Sabun tevziatı
Ayni yardım olarak emekli, dul ve yetimlere dağılmakta olan onar kilo sabunun bazı İstihkak sahipleri tarafından henüz alınmadığı anlaşılmıştır. Tevziatın mart başına kadar devam edeceği, bu müddet zarfında sabunlarını almayanların hakları aa-kft olmak ihtimali bulunduğu öğrenilmiştir. ______________
50 bin kilo kömür geldi
Dün şehir e civar iskelelerden 60 bin kilo mangal aömilrll getlrümlştlr. Kasımpaşa İskelesine indirilen kömürler Belediye müraklplerlnln n«-zaertlnde sattırılmıştır.
2000 koyun daha geldi
Dün şehlre yeniden 2000 koyun gelmiştir. Bunlar Erzurum bölgesinden getirilmişlerdir.
İzmir valisi su baslanı sahasında
İzmir 11 (Telefonla) — Ankara ya giden vali B. Şefik Soyer, İstanbul yoliîe gelirimize dönmüştür. Vali, Ankarada yaptığı temaslar neticesinde, İzm İre alt bir çok işler üzerinde tatmin edici neticeler alındığını söylemiştir.
Vali dün Menemene giderek su baskını zararlarını tetkik etmiştir.
Almanlar Rhin’nin doğusuna atıldılar
Hollanda’da başlayan Müttefik taarruzu muvaffakiyetle devam ediyor
i TA- -
Müttefik piyadesi ve tankları ilerliyor
Londra 11 (R.) — Batı cephesindeki sofi hareketler hakkında Müttefikler umumi karargâhından şu malûmat veriliyor: Mareşal Moııtgomc-ry’ ntn kumandası altındaki kuvvetlerin Holanda'da Nalmegen'ln c?nup doğusunda yaptıkları taarruz cenahlardan birinde adam akıllı gellşyor. KanadalI kuvvetler mühim Clives şehrine 8 kilometre mesafede bulunuyorlar. Almanlar cepheye İki tümen daha göndermişlerse de taarruzu durduramamışlardır. Dün KanadalIlar 2000 esir almışlardır.
Almanlar Roer nehri üzerind?kl barajlardan en büyüğünün kapaklarını açmışlardır. Bunun neticesi olan Roer nehrinin sufarı yükselmişse de öğleden sonra alçalimağa başlamıştır Suların yükselmesi nehri geçmek işini daha ziyade güçleştirmiştir. Fakat buncan sonra yeniden suların yiik-seltılmfsl kabil oLamıyacaktır.
Üçüncü Amerikan ordusu Prume şehrine hâkim tepelerin önüne gelmiştir. Birinci Amerikan ordusu şl-mal Alsas'da Moder nehri üzerine hücum ederek sağlam düşman mevzilerine girmişlerdir. Cenubi Atsasda Colmar muharebesi kazanılmıştır- Bu muharebe Almnnlara 399(1 ölüye. 17 bin esire mal olmuştur Bir çok levazım ele geçirilmiştir.
Almanlar Rhin’in doğu sahiline çekildiler
Berlin 10 (A.A * — Alman teb'lfc!-ne göre yukarı Rhln’in batı sahilinde bulunan Alman kuvvetleri şiddetli savaşlardan sonra doğıı sahiline çekilmişi erdir.
Kahire 11 /A.A.) — Nevyork radyosunun verdiği bir habere göre. Müttefik kuvvetleri şimdi İsviçre hududundan Str-asburg'un şimalinde bir noktaya kadar 14S kilometre boyunca Rhln nehrinin sol kıyılarını elleTİde tutmaktadırlar.
Siegfrıed hattında, çarpışma
Brüksel II (AA.) — Batı cephesindeki harb muhabirlerinin bildirdik-
Bir tren kazası
2 vagon parçalandı» 3 kişi yaralandı
İzmir 10 (AA.) — Bu sabah saat fl,3û da Kızılçullu'da bir tren kazası olmuştur. Seydiköy trenlle bir marşandiz treni arasında vukua gelen bir çarpışmada iki vagon parçalanmış, biri hafif, ikisi ağır olmak üzere 3 kişi yaralanmıştır.
Diğer taraftan gene bu sabah Al-sancak İskelesi açıklarında Körfez vapurlarından Güzel İzmir İle Efes vapurları çarpışmış ve hafif zarar görmüşlerdir, Vapurlar yollarına devam ederek yolcuları gidecekleri iskelelere çıkarmışlardır.
İzmir 11 (Telefonla» — Kızılçullu* dakl tren kazasında, içinde soba bulunan bir vagon, «obanın devrilmesi neticesinde yanmıştır. Bu vagonda demiryolu İşçileri ve memurlarına tevzi edilmek üzere ücıet ve maaş karşılığı olarak 190.900 lira vardı. Yangında bu paranın yandığı İddia olunmaktadır. Tahkikat yapılıyor.
Nüfus sayımı hazırlıkları
Ankara 11 (Telefonla) — Ekim ayında yapılacak nüfus sayımı halkındaki hazırlıklara devam edilmektedir. İstatistik umum müdürü, numerotaj İşlerine başlandığını söylemiştir.
Bir ev çöktü
Taksimde Dolapderede Şirket sokağında bayan Afife’ye alt üç katlı evin büyük bir kısmı ânî olarak çökmüştür. Nüfusça zayiat olmamıştır.
lerine göre, Kıuıadalı kuvvetler Cle-ve'in batısında. Slegfried hattının esas müdafaalarını delmişler ve ilerlemeler kaydetmişlerdir. Bu kesimde 3 Alman tümeni bozguna uğratılmıştır. KanadalI birlikler taarruza geçtikleri gündenberl 2500 esir almışlardır.
Son muharebeler
Nevyork 11 (AA.) — Batı cephesinde vaziyet (fiyledir: Şimal k.- İm; İngiliz ve KanadalI ku.vetier Rhln üzerinde MulUngen'e girmişlerdir. Bu kasaba, Nyjgmen’in d-'ğusundadır.
Müttefik birlikler şiddetli çarpışmalar sonunda Reyşvald ormanına girmlŞTer, bu ormanın bir kısmını ellerine geçirmişler ve Cleve şehrine hâkim tepeleri İşgal etmişlerdir.
2500 Alman esir alınmıştır.
Düşman son bir kaç saat içinde takviye kıtaları getirdiğinden mukavemeti şiddetlenmiştir. Birinci Kanada ordusu biitün hareketlerini kaim duman tabakaları arkasında gizlemektedir.
Birinci Amerikan ordusu kesimi; Amerikan kuvvetleri Roer barajlarından en büyüğü olan Şnayncmll'e yaklaştıkları sırada Almanlar barı ı havaya uçurmuşlardır. Roer nehrinin su seviyesi pek o kadar yükselme-mIştIr.
Üçüncü Amerikan ordu n kesimi; General Palton birlikleri Prıım nehrini, Prum şehrinin şimalinde yeniden iki noktadan geçmişlerdir. Böylelikle Müttefiklerin Prum doğu kıyılarında 4 k>'prûbaşları o'nw= oluyor.
Yedinci Amerikan ordusu; General Simson birlikleri Modere nehrinin doğusunda ilerlemeler kayd'tmlsler-dir. Hageneau’nun cenup hatırında da arazi kazançları elde edilmiştir
Londra 11 (R ) — Müttefik kuvvetleri Nalmegen’ln doğu undu Rhln nehrine varmışlardır. Almanlar batı cephesinden çektikleri bazı gruplan I yeniden İleri sürmüşlerdir.
Doktorların nöbeti
Kütahya, geceleri doktor bulmak işini halletti
Ankara 11 (Telefonla) — Kütahya' dan buraya gelen haberlere göre, bu vilâyet geceleri doktor bulmak işini halletmiştir. Geceleri müracaat edecek hastalara bakacak doktorlar sıraya konmuştur. Belediye bu doktorların isimlerini bir nöbet cetveli halinde İlân etmiştir. Sıra kendisinde olan doktor akşam «aat 22 den sabahın 7 sine kadar nöbetçi kalacak ve hastadan S Hra ücret alacakta.
Bir hastanın veya doktorun gece yarısı yürüyerek gldemlyeceği, bir vesaiti nakliye bulmak İhtiyacında kalarak kendisinden fazla pars aranacağı da düşünülmüş olduğundan arabacılar İçin de bir nöbet cetveli tanzim olunmuş ve bu da nöbetçi doktorlar listeslle birlikte İlân edilmiştir. Arabacılar da, hastanın doktora nekllnde Veya doktun hastaya gelmesinde yâlnız bir Hra ücret alacaklardır.
Bu sabahki yangın
Bu sabah .Mercanda H?n arkası sokağında berber Meiımede alt 3 katlı ahşap evde yangın çıkmış, evin ikinci ve üçüncü kat-larile çatısı yanmıştır, İtfaiye ateşin etrafa sirayetine meydan vermemiştir.
Dün de, Mahmutpaşada Bür-haniye çarşısında Mihala ait terzi atelyeslrbde, ütünün ateşli bırakıl ması neticesinde yangın çıkmış, atelye kısmen yanmıştır.
Belçika’daki buhran
Van Aker yeni kabineyi kuracağına emin bulunuyor
Londra 11 (R.) — Bclçlkada Plerlot kabinesinin lstlfasındanberl devam eden kabine buhranı henüz halledilememiştir. Yeni kablneyll kurmağa memur edilen eski kabinede tş Nazın Van Akc-r görüşmelerine devam ediyor. Diin gece neşredilen bir tebliğe göre, M Van Aker, katoltk partisi kabineye girmeği kabul etsin etmesin, vazifesinin muvaffakiyetle netlcele-neceğlnedn emin bulunuyor.
Katilikler, komünistler alınırsa kabineye girmek istemiyorlardı. Bundan vazgeçecekleri zannediliyor.
Tokyo’ya akın
Dün Tokyo ve Yukoha-ma tekrar bombardıman edildi
Londra 11 (A.A.) — Üstün
Uçan kaleler dün Tokyo ve Yokohama’yı yeniden bombardıman etmişlerdir.
Manillâ’daki muharebeler
Londra 11 (R.j _ Amerikan kıtaları Manlllâ tç Umanındaki İki kaleye hücum etmeğe başlamışlardır. Amerikan donanması iç limana girmeğe hazırlanıyor.
Kahire 11 (AA) — Tokyo radyosu. Amerikan Süper uçan kalelerinin beş dalga halinde Tokyo yakınlarında Canto sanayi merkezin^ akın etmiş olduklarını bildirmiş ve şunian İlâve etmiştir:
«Akından biraz sonra şiddetli bir yer depremi Tokyo ile Yokohamayı sarsmıştrr.n
Gobbels iimidsiz
(rDurumun vahameti «öz götürmez» diyor
Ankara 11 (AA.) — Londra radyosu bi'rFriyor: Alman Propaganda Nazın Goebbels yeni bâr nutuk söylemiştir. Goebbels bu nutkunda çok limitsiz görünmüş ve demiştir kİ:
«Düşman topraklanmızdadır. Harb gayreti için hayatî önemi olan bu topraklarımız çok kıymetlidir. Dununun vahameti söz götürmez. Bütün gayretimizi ssrfetmemîz lâzımdır.»
Berlin’e son hava akını
6 kilometrelik bir saha harap oldu
Londra 11 (R.) — Sekiz gün evvel bombardıman edilen Berlin üzerinde yapılan keşifler şehrin merkezinde 6 kilometrelik bir «abanın tamamen haroblduğunu göstermiştir. Başvekâlet, Hava Bakanlığı binaları tamamen haraboldıığunu gestermiştlr. Başvekâ-Bakanlıkiarı, merkez poseahane. Karine dairesi. Vilâyet, Gcstapo merkezleri, İki şimendifer İstasyonu, gazhaneler ve sair binalar hasara uğramıştır.
İsviçre’de Müttefik konuşmaları
Zurih 10 (AA.) — Resmen bUcüril-dlğne göre. İsviçre'de yapılacak Müttefik konuşmalarına iştirak edecek olan Fransız heyeti, hafta başında İariçre'ye gidecektir, İngiliz - Amerikan heyetinin pazar sabahı gelmesi beklen mektedlr.
Hatay’da Afrin nehri taştı
İskenderun il (AA.) — Anılk ovasından geçen Afrin nehri, devamb yağmurlar neticesinde taşmıştır. Birçok köyler su altındadır. Nehrin iki yanındaki Saka, Musgaliye, Ayran-«BaşahUytltk, Kıllık köyleri su baskınından çok zarar görmüştür. Nüfusça zari at olup olmadığı henüz belli değildir. Köyler arası münakale kesilmiştir. Alâkadarlar, lcabedeo yardım tedbirlerini almışlardır.
Ankara hukuk fakültesi talebesi Hatay’da
İskenderun 11 (Akşam) — Ankara hukuk fakültesi profesörlerinden B. Suheyp Derbll’in başkanlığında Ankara hukuk fakültesi talebelerinden mürekkep bir heyet bu akşam buraya gelecektir. Heyet Hatay bölgesinde bir tetkik gezisi yapacaktır.
Berlin'e katî hücum başladı
(Baş tarafı 1 inci sah ıf ede)
«Sovyet birlikleri sthcnau'ın 37 kilometre batısında Kozenev'dekl Alman müdafaa hatlarında gedikler açmağa muvaffak olmuşlardır.
Bazı Sovyet kuvvetleri de şiddetli çarpışmalardan sonra Schnelde-mühl'ün dış müdafaa hatlaıına girmişlerdir.
Kustrin’de durum
Brüksel 11 (A. A.) — Kustrin’den Stokholm’a gelmiş olan bir İsveçU şunları anlatmıştır: «î'k Sovyet tankları şehre girdikleri vakit. İşçiler hiçbir emir dinlemeden kaçmağa başlamışlardır Hattâ. Sovyet tanklarından bir gurup, birkaç guu Kustrln'in göbeğinde sokak çarpışmaları vermiştir Fakat takviye ftirllrierl yetişemediğinden. bu kuvvciier ger) çekilmek zorunda kalmışlardır
Foznan’dan geçerken trenleri gördüm, Yedi kişilik komorr'’maniarda 20 kişi bulunuyordu.
Berne II (A A 1 Ben.nuı askeri çevreleri, besinci Sovyet ?.«rhlı ordusunun Fenenberg’e girmiş olduğunu bildirmektedirler Aynı ç-n. -ler. Sovyet birliklerinin Lelnitz şehri dolaylarında çarpışmakta olduklarını ilâve etmektedirler.
Londra 10 (AA.ı - Alman Haberler ajansının bildirdiğine göre. Poz-nan’dakl Aiamn garnizonu inatçı, çetin sokak savaşlarındaı sonra kaleyi bırakmağa mecbur ölmtış ve şehrin kuzey kısmına çekilmiştir. Burada inatiı mukavemet devam etmektedir. Alman ajansı. Rusların Frankfurfun iki tarafında. Öder nehrinin İki kıyısında yeniden terakkiler kaydettiklerini ilâve etmektedir.
Tahkim edilen yerler
Moskova 10 fA.A.l — Pravda gazetesinin muhabirine göre. Öder nehri kıyılarındaki her ev bir kale, her pencere bir makineli tüfek yuvasıdır. Her şehrin sokakları makineli tüfeklerin ve toplan çapraz ateşi altına alınmıştır şehirlerin dışında binlerce tahkim edilmiş nokta, tanklara karsa engeller ve mayn tarlaları bııIlınmaktadır. Bu bölgeye alelftcele her taraftan Hltler'in ihtiyat tümenleri gelmektedir. A İmanlardan alınan esirler, daha birkaç giin evvel Batı cephesin* de savaşmış olduklarını söylemektedirler.
Zukhov'un Berlin e olan mesafesini kesin olarak bilmekliğimize İmkân yoktur. Zira Rusların her hangi bir büyük teşebbüste muvaffak olmağa hazırlandıkları sıralarda her zaman yaptklan gibi, bu harekât etrafında da yeniden resmi. sessizlik avdet et* iniştir.
Almanlar ne divor?
Berlin 10 (A.A.) — Alman tebliği, Karpatlarda BeskideşHerin batısında şiddetli muharebeler olduğunu, Bres-lau bölgesinde Glogauln güneyinde Sovyetlerin şiddetli mnkavetn te rağmen, bati Istlkrmet'nde ller'rdk-lerlnf, Güney Pomeranyu’da Ams-n-nlde ve Deutch Krone'ye karşı tezyiftin devam ettiğini bıld*rmnkt’'dlr.
bir Sovyet tonu
Londra II (Aaj — Hnrh muhabirleri yeni bir Sovyet tonu hakkında tafsilât vermektedirler. 752 milimetrelik bn top tank üzerine oturtturulmuş ve saatte 30 kllome*'-' '■nrâtle ver değiştirebilmektedir
îngilteretle yeni bir kömür havzası
Londra 11 (AA.) — Daily Sketch gazetesinin yazdığına göre Anglo -İranlenne kumpanyasının petrol uzmanları tarafından yapılan araştırmalar esnasında Büyük Britnya adasında yeni bir kömür havrası keşfedilmiştir. Bu kömür havrası Lincoln kontluğunda Lincoln şehrinin doğu ve güney doğusunda bulunmaktadır. Başka bir kömür havzası da geçenlerde Shropshire kontluğunda keşfedilmişti
BORSA
10/21'1945 fifttlcri
Loodra üzerine 1 sterlin 5.22
Nevyork üzerine 100 dolar 130.50
Cenevre 100 İsviçre F*. 30.3255
Madrid üzerine 100 pezeta 13-89
St-okholm üzerine 100 kuron 31.1328
Esham ve Tahvilât
Ergani % 5 1933 24 80
tkramlyell % 5 938 22.—
% 5 İkramiyen M. M. 21.80
% 7 Mili! Müdafaa 19.40
MİR! Müdafaa 2 20.32
MIHI Müdafaa 3 19.16
% 5 945 Milli Müdafa 19.16
Sivas • Erzurum 1 19.10
Sivas - Erzurum 2-7 19.40
% 7 1041 D. y, î 19.50
1941 Demiryolu H 20.20
1041 Demiryolu UT 19.95
1941 Demiryolu $'(■ 5 ©7.25
Anadolu D Yolu % 00 34.50
Anadolu tahvili I - U 63.—
Anadolu Mllmes. 48.—
Merkez Bankası 154.—
tş Bankası nama. 14.23
Is bankası hamiline 1550
Aslan çimento 8 80
HORSA DIŞINDI
Reşadiye altını 35.28
Gulden 32.28
Külçe altın bir gramı 5.M
11 Şubat 1945
AKŞAM
San ıie 8
AKŞAMDAN AKŞAMA Sıtma savşında “dalaktı haritası,,
I || t E HIR
Geçeıı sene, bu sütunda ve Ankara radyosuna yazdığını şkeçlerde yüksek mühendis bay llalit Anoğul'un konferans notlarından istifade etmiştim. Sıtma mücadelesine dair tetkikleri olan bu mühendisimiz, mevzuun aktü-aiitc teşkil etmesi doiayısiyle, bana, sütunumda dercedilmek üzere bazı notlar yollamış. İstifade edileceğinden emin olduğum için aynen aşağıya alıyorum:
Sıhhat Bakanı
Dün şehrimize geldi, bu akşam dönüyor
Bugünlerde Sıhhat Bakanlığında toplanan (Sıtma ile savaş kongresi) nin aldığı kararları herkesin heyecanla beklediğine k₺ nîiı.
Bu vesile ile bugüne kadar hiç durulmayan birkaç nokta üzerinde durmak istiyoruz.
Bütün dünyaca kabul edilmiştir ki Sıtma savaşı ne yalnız doktor, ne de yalnız teknisyen işidir. Bu savaş yalnız ve yalnız bir plân işidir. O halde her şeyden evvel esaslı bir plân lâzımdır. Bu plânı yapabilmek için de ilk olarak köy ve kasabalarımızın dul.aklı nispetlerinin tâyini ve bu nispete göre sıtma haritalarının yapılması şarttır.
Bazı kimseler (sıtmalı mıııta-katanmız bellidir, bu külfete ne lüzum vardır?) diyeceklerdir. Halbuki, izahına çalıştığımız, müttefiklerin bu husustaki çalışma sistemi bunun lüzumunu göstermektedir. Müttefikler gittikle-ri muhtelif memleketlerdeki sıtmalı mıntıkalarda yerleştirmek mecburiyetinde oldukları veya olacakları birliklerini salgından, korumak için harb içinde bıı ı mevzuu esaslı şekilde ele almışlardır.
Müttefik kumanda heyeti, bir-, tiklerinin yerleşeceği ve yerleşmesi muhtemel olan mıntakalan te bit ettikten sonra bu mıntaka içinde kamp yeri intihabım doktor ve mühendislerden müteşekkil küçük bir ekipe havale etmektedir.
Bu ekip verilen mıntakadaki bütün köyleri ve meskûn yerleri dolaşarak halktan bilhassa çocuk, kadın ve taşraya çıkmamış erkeklerden müteşekkil büyükçe bir grupun dalak muayenesini yapıp o yerin dalaktı nispetini tâyin ediyorlar. Bütün mıntaka-nın muayenesi tamam olunca bu nispeti tevlideden sıtma ınemba-lan üzerinde tetkikata başlıyorlar. Eldeki nispetler bittabi dikkati nerelere teksif etmek icabet-tiğini gösterdiği cihetle anofel yuvalan vc bu yuvalardaki anofel cinsleri aranıp bulunuyor.
Bu nispetler ve anofel yuvaları tamamen tesbit edildikten sonra o mıntakanın haritası üzerinde her köyün dalak nispeti yazılı yor; anofel membalan ve anofel cinsine göre işaretleniyor.
Bilâhara; meselâ dalak nispeti (% 60 - %ÎO arasındaki yerler kırmızı, (%G0 - 'i 40) arasındaki yerler mavi, (71 40 - % 30) arasındaki yerler yeşil, ('- 30 -% 15) arasındaki yerler sarı, diğerleri beyaz renkle boyanıp kamp yeri hakkında karar verili yor ve civar köyler için mücadele programı çizilmeğe başlanıyor.
Bu savaşta kırmızılar birinci, maviler ikinci, yeşiller üçüncü, sarılar dördüncü, beyazlar beşinci sırayı alıyor ve harita üzerinde kolayca bertaraf edilecek anofel yuvalan varsa ilk hiieum oralara yapılıyor.
Yapılan savaş programı her zaman pahalı şeyler de değildir. Bu programın içinde birkaç kuyunun kapatılması küçük bir derenin sazlardan temizlenmesi, bir bataklığın ve kurutulması mümkün olmıyan bir gole de her sene sıtma mevsimi başlamadan az evvel tayyare ile (Paris yeşili) serpilmesi işleri vardır.
Memleketimizde, her biri (4-5) köyden müteşekkil, birkaç mınta kada bu nevi etütler yapılmış vc dikkate lâyık neticeler elde edilmiştir. Aynı mıntaka içindeki köylerde % 66. %50. % 38.
% 20, % 15 gibi nispetler bulunmuştur. Bu nispetler ve o köyün ahırlarında, kuyularında ve bataklıklarında yakalanıp tüplere konulan cins cins anofeller üzerinde tetkikler yapılmıştır.
Bir ınıntakamızda (A) köyü, şarkındaki (B) köyüne, şimalindeki (C) köyüne nazaran bataklığa daha yakın olduğu halde (A) köyünde dalak nispeti (%
(Vâ - NÛ) (Arkası 4 üncü sayfada)
Dün şehrimize geldiğini yandığımız Sıhhat ve İçtimai Muavenet Bakanı Dr. Sadi Konuk, bu akşamki ekspresle Ankaraya dönecektir. Bakan sıtma mücadelesi hakkında demiştir ki;
«— Bunda muvaffak olursak memleket sağlığım en aşağı yüzde 50 - 60 nispetinde kazanmış olacağız. Sıtma kongresinde tesbit edilen esaslara göre her türlü tedbirleri ihtiva eden bir program neşredip derhal faaliyete geçilecektir. İlâç ihtikârını önlemek için ilgili makamlar gereken tedbirleri alacaklardır.
Hastalıkların tedavisi memleketimizde her türlü iptidaî madde vardır. Bunları terkip suretile istenen ilâcı temin etmek mümkündür. Ağrı, sızı ilâçları, kalb ilâçtan, diğer ilâçlar da bu suretle pekâlâ tedarik edilebilir. Fiizulî ilâç yokluğu yaratmak ve bu bahane ile fahiş kârlar elde etmek tamanule yolsuz bir harekettir. Yeter ki doktorlarımız reçetelerini ona göre hazırlasınlar. Halkımız da beyhude itiyatlar peşinde telâş göstermezse ortada endişe verici bir ilâç darlığı bulunmadığı anlaşılır.»
Hastana hekimlerile Bakanlık teşkilâtında çalışanlar arasında yapılan değişiklik İşlerile bir ko-| misyonun meşgul olduğunu, her I kararda memleketin hayatî ihtt-Iyaçlannm göz önünde ğunu söyleyen Sıhhat geceleri nöbetçi doktor bulundurulması için kurulacak gece sıhhat merkezleri işile de yakından meşgul olunduğunu bildirmiştir.
için
tutuidu-Bakanı,
ZEYTİNYAĞI KARABORSASI
Dün İstanbul yağ tacirlerinin zeytinyağı hakkında İleri sürdükleri mütalâaları bildirdik. Bugün de zeytinyağı kara borsasının muhtelif şekillerini anlatmağa çalışacağı. Yalnız, zeytinyağı kara borsasını İki safhaya ayırmak lcabedr. Birinci safha, yağ fabrikalarının faaliyette bulunduğu sıralarda istihsal bölgelerinde, diğeri de İstanbulda cereyan etmektedir.
Kara borsa satışı bugün İstanbulda devam ettiği gibi, İstihsal bölgesinde de vardır. Esasen başlangıç da oradan gelmektedir.
Elinde zeytinyağı bulunan müstahsil» bir gün taşralı biri geliyor ve:
«İşte elimde toptancı vaslkası var. yağ alacağım. Ne kadar yağını?, var?* diye soruyor.
Müstahsilin cevabı şudur:
•Filmdeki yağlar sabunluktur. Fakat Ticaret Vekâletinin tesblt ettiği flatten satarım. Fatura istersen muayyen flat üzerinden doldururum. Doldururum amma, o flatten veremem. Daha fazla para isterim »
İşte karşılığı:
«Sana fatura soran yok. Malını kaçtan satmak İstiyorsan söyle. Miktarını da bildir. Fatura İstemem »
Vilâyetlere gönderilen yağların kara borsası böyle başlıyor. Biri parasını ödeyor. öteki malını veriyor. Satılan yağlar yerinden, alınarak götürülüyor.
îstanbula getirilen yağlar İse. yerinde böyle alınarak getirilmiyor. Şehrimize öledenbcrl yağ getlrclner hem İstihsal yerinde ve hem de İstanbulda yazıhanesi olanlar ve yahut şehrimizde bir komüsyoncu tanıyanlardır. Müstahsil, buradaki komüs-yoneuya malını gönderirken, faturalarını yolluyor. Faturalardaki esaslar dahilinde satış yapmasını istediğini de ayrıca bildiriyor.
Hem orada, hem burada veya sadece burada yazıhanesi bulunanlar İse satış mesulü tanınmadıklarından resen hareket ediyorlar. İşin normal tarafı bu. Fakat kara borsa ciheti başkadırl İzah edelim:
Yerinden şu kadar miktarda sabunluk yağ yükletilip gönderiliyor. Mallar. İstanbul» getirildikten sonra
Futbol maçları
Şehir kültürü.
Mecmua kıtlığı, hattâ yolduğu yüzünden, onlara düşen varil e-İerf de bugün gündelik gazeteler yapıyorlar. Bu itibarla gazetelerde hemen her gün en ağır çapta, uzun uzun fikir makaleleri de buluyoruz. Mecbur oldukları zamanda gündelik gazetelerin her çeşitten, bütün fikir ihtiyaçlarına cevap vermesi her halde onlar için öğüniilecek bir vaziyettir.
Bu arada, dünkü gazetelerden birinde şöyle bir serlevha gözü' müze ilişti:
“Gençlere nasıl bir kültür verelim? En lüzumlu ve faydalı kültür hangisidir?,.
Muharririn «kültür» den ne ınııradettiğini bilmiyorum. Her halde yaşamak için yalnız «ana kültür» kâfi değildir. Meselâ İstanbulda öyle bir «şehir kültürü» vücuda gelmiştir ki bunu hepimizin, bütün İstanbulluların ayrı ayn elde etmeleri lâzımdır. Esasen bu yeni ve asri şehir kültüründen nasibiniz yoksa İstanbul da haliniz hakikaten haraptır.
Meselâ Taksimde otobüs bekliyorsunuz. Sirkeciye geleceksiniz. Uzaktan da otobüs göründü. Buna binip binmemeniz âdeta bir «kültür meselesi» dir. Otobüsün tepesindeki küçük, dört köşenin içindeki renk yeşil, kırmızı veya beyaz olursa bunlardan, «şehir kültürün nün verdiği salâhiyetle mânalar çıkaracaksınız..
Meselâ kırmızı kareli otobüse bindiniz. Bileceksiniz ki bu Atatürk köprüsünden geçer. [Aman heııim sözlerime göre hareket etmeğe kalkışmayınız. Belki yanlış renk tarif ediyorıımdur. Zira bin diğinı yanlış otobüsten yatı yolda inmekten ben, zile basıp beni indirmekten de otobüs biletçileri gına getirmişlerdir].
Eğer dört köşe şekil yeşil ise yolu da başkadır. Ne kırmızı, ne £, yeşil değil de sadece beyaz ise onun da mânası tanıamîle ayrıdır. ... . Böyleleri gelip gelip, daha fazla yon al ar yaptayor. Bu suretle dTk- | Heri gitmeden Taksimden dönü-nlsçilerlmlz Un deta-olarak kış mev-1 yarlarmış.
ciminde tenis oynamakla formlarını: Bir ilmi bahis halinde bana i muhafaza edeceklerdir. Yazın toprak bunları uzun uzun anlatan arka-I korta çıktıkları zaman muhakkak ki daşım sözlerinin sonunda:
— Görüyorsun ya... Ne muazzam vc ne şaşırtıcı bir kültür!..
Kulüplerin itirazları hakkında verilen kararlar
Lig maçlarına iştirak eden kulüplerin maçlardan evvel vc sonra birbirine yaptığı İtirazlar, Beden terbiyesi bölge merkezinde yeni müdür Hıisnu Uğurni’ın riyasetinde ajanlardan mürekkep olan İdare heyeti toplantısında görüşülmüş ve uzun münakaşalardan sonra bazı kulüplerin nizamsız oyuncuları maçlara İştirak ettirdiği tesblt edilerek haklarında hükmen mağlûbiyet karan verilmiştir.
Bu meyanda Beyoğlusporia evvelce verilmiş olan Hisara karşı hükmen galibiyet karan bir kere daha gözden geçirilmiş ve bu kararda «rar edilmiştir. Vefa Lle Hisar kulüplerinin Kasımpaşaya yaptıkları İtiraz tet kik edilmiş ve Kasımpaşa kulübünün iki maçta da hükmen mağlûbiyetine karar verilmiştir. Hisar İle Beyoğlu-spörun îstanbulspora karşı yaptıkları itiraz kabul edilmemiştir, tklncl küme kulüplerin itirazlarında yalnız bir değişiklik olmuş ve Beylerbeyi kulübü Anadolu'ya hükmen mağlûp sayılmıştır. Elektrik - Galatasaray ve Taksim - Unkapanı hakkında evvelce verilen kararlar aynen ipka edilmiştir.
Bu vaziyete nazaran birinci kümede dereceler üzerinde muhtelif değişiklikler olmuş ve son puvan vaziyetine göre Kasımpaşa ile Hisar kulüpleri 18 müsavi puvanla sonuncu vaziyet- düşmüşlerdir. İkinci kümede ise grııp birincilikleri şu şekilde tesbit edilmiştir. Rami - Demirspor, Sarıyer ■ Anadolu. Taşkızak - Elektrik. Bu kulüpler arasında yapılacak olan ve İkine! kiime şampiyonunu meydana çıkaracak maçlar gelecek pazar günü bağlıyacaktır
«Mal var mı? Vc kimin mah?» Eskldert malın kime alt olduğu söylenirdi, şimdi saklanıyor:
«Malın kime alt olduğunu ne soruyorsun? Faturası 160 kuruştan, satış flatl 210 kuruştan,»
Açıktan kilo başına 50 kuruş teklif edileli. İşte bugünkü zeytinyağı satışı ekseriyetle feciyledir. Kendine güvenen açıktan 50 kuruş verip yağlan alır. Açıktan para verip mal alanlar d» gene satacakları znman açıktan para talcbcderler.
Vilâyet Milli Korunma kontrolörlüğü İstanbul» getirilen zeytinyağlar-dan bir kısmını mecburi olarak bakkallara sattırıyor. Bakkala, yağı bulunan yazıhane bildiriliyor. Kendine tahsis edilen malı elan bakkal, bunları perakende olarak müşterilerine satacaktır. Fakat bakkal, aldığı malın bir kısmım saklıyor ve güvendiği müşterilere istediği flat üzerinden satıyor. Bakkalların kontrolü da mümkün değildir Çünkü perakendeciler, mal satarken müşterilerinin adresini almağa mecbur tutulmamıştır.
Yağlar, kara borsa kanalından geçirilmek suretile müstehlikin eline vardırılıyor.
Gene bir ticarethane veya bakkal dükkâmndasiniz. Arzunuz iyi zeytinyağı almaktır. İyi yağ bulunup bu-, Ilınmadığını soruyorsunuz. Aldığınız cevap su:
( Maalesef iyi yağımız kalmadı. Kokusuz ve zeytinyağından farksız fındık yağımız var. Flatl 270 kuruştur. Kullanırken hiç hissetmezsiniz.»
Şaşırıp kalıyorsunuz. Fındık yağının bu kadar flatlenmeslne şaştığınızı gören ticarethane sahibi gülömsl-yerek kulacınıza eğiliyor:
«Şaşmakta haklısınız. 270 kuruş istediğim ytıihn adı. fındık yağıdır amma, kendisi zeytinyağıdır,»
Hayretiniz bir kat, daha artmıştır. Karşınızdaki izah ediyor:
«Ne yaparsınız? Biz de bü sekli bulduk. Zeytinyağına Ticaret Bakanlığı tarafından tesblt edilen flat az. İstenildiği gibi kâr temin otanamıyor. Yağlar kimin elinden rern-’ş İse açıktan para verilip alınıyor Fındık yağına satış flrt! ynk. Dilediğin fliti ls-tlyebtllrsln Biz de. soranlara. 270 ku-. nişten sattığımız zeytlnvağlsnna fin- I dik yağıdır, devlp geçiyoruz. Yalnız sizin gibi 1 tlme.dettiMm'z müşterilere h-ı-i’tefl r>ö'»lv,mruz»
7»vtrnvs»(nı Icomisyonii calî-m’.İpriT*’. mirdi
Ticaret Bakanlığında. İstanbulun . zeyt I.--ağı Ihtlvacint temin etmek üzere kurulan komisyon, çalışmaları-1 nı bitirmiştir. Komisyonun aldığı ted-
da
İlk okullarda müzik resim ve jimnastik dersleri
Şehrimiz İlkokullarında öğleden MHimr. l3UUIOUlll KCU,UUIBIC1, ouu,a sonraki öğretim çalışmalarının mü- , vazıhane sahlbl Tlcaret borsacındaki zik. resim - 1? ve beden terbiyesi ders- büroyB mûracRatl, muamelesini yap-lerlne hasredileceğim ve okullarda , tlrlp mal!yetln| tasdik ettiriyor. Sa-bu dersleri okutacak öğretmenleri ye- bunluk yağlar tesbit- edilen flatten 1 n.n™^ı. n n salllmiştJr Fakat aralarında bîr mik-
tar iyi cins yağlar vardır. Onlar da sabunluklar i’lbl kaydedilmiştir- Sn-ı bunlukların flatl üzerinden satılacak
değil ya...
İyi yağlar, ötekilerin arasından alınarak birer. İkişer teneke tanıdıklara veya itimadohınnnlara istenilen flat üzerinden satılıyor: Satılırken de: «Bunun arkası yok. Ne bulursanız alın. Bu sene zeytinler hastalıklı idi. İyi yağ az oldu. Beklerseniz bunu d» bulamazsınız.» diye İkaz yollu birkaç; birler arasında bilhassa istihsal böl-cümle de sarfedlîlyor. | melerindeki murakabe teşkilâtının
Yağ satışı yapan bir takım tellâllar; takviye edilmesi kararı da vardır. Bu da vardır. Ellerindeki küçük gişeler! bökelerdeki murakabe teşkilâtı bir içinde muhtelif cins zeytlnyağlar. so- j misil arttırılarak. Anadolu tüccarları-kak; sokak dolaşırlar. Diikkân sahip-! nın fazla ftat vererek, yağların hep-; ler! tellâlın geçtiğini görünce sesle- sini tstanbuldan gayrı şehirlere seV-nlrler; kotmeler! önlenecektir
tiştlrmek üzere üç müfettişin tâyin olunduğunu yazmıştık.
Müzik çalışmalarına başlanmıştır. Maarif müdürü B. Halil Vedat Fırat-lı. resim müfettişi B. Davut!» birlikte pazartesi günü İlkokulları dolaşarak resim - İş derslerinin durumunu tetkik edecektir.
Satışa çıkarılan ithal malları
Gal. Kefeli hânda Mahir Kefclloğlu ııa sustalı demir düğme. Gal Lâchert handa İsmail H, Kozacıoğluna çap ölçüsü, Gal. Fermeneciler No. 90 da Koç Ticarete tutya levha, İst. Vital handa Horasan ve Mahdumlarına tablet halinde sulu resim boyası. Beyoğlu İstiklâl caddesinde No- 294 te YorgTEfdlse muşamba mraüro.
Anıtlar ve müzeler
Anıtlar ve müzelerle İlgili meseleleri görüşmek üzere 15 şubat perşembe günü Ankarada Maarif Bakanlığında bir toplantı yapılacaktır. Merkeze bağlı olup da muhtelit şehirlere, bu meselelerle ilgili işler için, gönderilmiş bulunan mimarlar Ankaraya çağırılmışlardır. Toplantı dört gün sürecektir
KÜÇÜK HABERLER
* Balta limanındaki kemik ve mafsal veremi hastanesi operatörlüğüne operatör doktor B. Baha Oskay tâyin olunmuş ve vazifesine başlamıştır.
* İst. Güreş ajanlığından: Tecrübesiz güreşçiler terfi müsabakaları 11/2/945 pazar günü saat 14 de Fatih Güreş kulübü salonunda yapılacaktır.
Tartı 11 den 12 ye kadardır, tkl kilo Tolerans vatdır.
Kapalı kort tenis maçları
Yurdumuzda ilk defa oiaraıc tenisçilerimiz kış mevsiminde kapalı kartlarda oynamağa başladılar ve Ankara'da. İzmir'de ve İstanbul'da şampl-
i kışın yaptıkları antrenmanların her ; bakından faydaların göreceklerdir
Şurasını kısaca zikretmek isteriz
k,pa1. korlta yap,k.„ bu'‘li>'feülün’5mii-
nıulsr >,■ ontrenonnlar tenbçlllil. 1 lc!- Hcr adımını» b» -şehir kul-
mlz için bir dönüm noktası olacak ve bu suretle de tenisçilerimiz 3-4 klâs İleri gidebileceklerdir.
Bugün, tenis malzemelerinin gayet güç bulunduğu bir zamanda bize bu güzel sporu, himaye ve teşvik eden başta sayın büyüklerimize, tenis federasyonunun çalışkan ve kıymetli başkanı Vedat Abud'a ve İstanbul tenis ajanı Haşan Aker’e ve diğer tenis seven arkadaşlara burada teşekkür etmeği bütün tenisçiler namına bir borç bilirim.
İstanbul tenis alan muavini celâl n.rĞ
Talebe tramvayları
Okul talebelerine mahsus aynı ls-tlkame ilerde müstakil tramvayların
■ işletilmesi içiu Maarif müdürlüğün-1 m İştir, şehirde müzP otabüeçtk bina-; de bir toplantı yapılmıştır. —ı-n—
| Orta öğretim okullarına devam . eden talebelerin oturdukları stıntler-| le okullarını ve her gün tramvaya ı binen talebelerin muntazam bir istatistiğini hazırlıyan Maarif müdürlüğü tramvay İdarcsllc anlatmıştır. Ancak sabahları derslere saat dokuzda başlanıldığı ve hemen bütün diğer işlerin de aynı saatte başladığı göz önünde tutularak derse boşlama saatinin yarım saat öne alınması şartile müstakil tramvay tahsisinin idarece daha kolay temin edileceği de düşünülmüştür.
Bu hususta maarif müdürlüğü, , Maarif Bakanlığından müsaade Istl-yecektlr. Bakanlığın derslere saat 8,30 da başlanılmasına müsaade edeceği tahmin edilmektedir.
Maarif müzesi
Maarif müdürlüğü İstanbulda bir Maarif müzesi kurmağa karar vre-
lar gözden geçirilmektedir Belediye, Ayastfya hamamının bu İşe elverişli olabilcciğini düşünerek Muarlf müdürlüğüne bu binayı teklif etmiştir. Müzede eski ve yeni maarif çalışmaları. meydana getirilen iş ve eserlerle vesikalar teşhir edilecektir
Dünkü maçlar
Dünkü maçlarda alınan netlcekı şunlardır:
türü» ne göre ayarlamanız lâzımdır, Yandan körüklü, açılıp kapanan tramvaylara binerken bilmeniz lâzımdır ki bunlar şu şu istasyonlarda durmazlar, geçer giderler.
Şayet bu tramvay kültüründe icabcttiği kadar kuvvetli değilseniz yaya kalırsınız ve gerisin geriye. ters ters dönersiniz.
Bizce İstanbullu için ilk elde edilmesi lâzım gelen kültür, bu gün geçtikçe daha karmakarışık ve içinden çıkılmaz bir hale gelen »şehir kültürü ■( dür.
zina kültürü, temel kültürü ne kadar kuvvetli kimselere rasgeli-
* Teklerde; Melih Suad Nemliyi 6-4. ki bİ,*İI*re Oİ™a*
0-3, Beliğ Sııad Bajkurt'u 6-0, 6-3. dıklan ıçııı parçalan irca sına bın-Arevyan Davivi 6-2. e-ı.
çiftlerde: Melih - Vedat Abut.
Elet - Rafad'l 6-2. ö-4 maglûbelmlş-
I erdir.
Dün yapılan domi finallerde: Beliği ref{c(j anlayıp, avm surette kendi-Rnlnp Arnvvnn'ı fi-ft İtlfrl« . • . - ■ «
ilikleri ve düğmelerini kopararak, üstlerini başlarını yırtarak girdikleri bir tramvay arabasından bir saniye sonra, yaptıkları yanlış ha-
* Mısır çarşısında belediye tarafından muhtelif esnafa kiralanan dükkânların bazılarının vitrinleri tanzim ediUrken dükkânların dış güzelliğinin muhafazasına dikkat edilmediği görülmektedir. Mısır çarşısındaki dükkânların alelâde dükkânlar gibi dükkâncı tarafından İstenildiği şekilde tanzim edilmemesi 1c3-bettlğinden vitrinlerin dükkânların tarihi değerini bozmıyacak şekilde tanzim ettirilmesine karar verilmiştir.
■k Çocuk Esirgeme kurum una bir defada 300 lira ve daha ziyade bağışta bulunan Mersin tüccarlarından Çlfçi kardeşler, İbrahim Derviş. Fuat Barbur ye Jozer Katoni'ye şükran hatırası olmak üzere, Çocuk Esirgeme kurumu genel merkezi tarafından birer Çocuk Esirgeme madalyası verilmiştir.
Tramvaylara kolaylıkla binip inmek için
şthlr içinde tramvay ve otobüs gibi nakil vasıtası bekllycnlere mahsus kapalı durakların yaptırılması ve İtişip kakışmadan arabalara binmesi için alâkalılar toplanarak görüşmelerde bulunmuşlardır
Komisyon Vali ve Belediye reisi B Lûfcfi Kırçların AnkArad&ıı dönüşünden sonra bir toplantı daha yapacak ve kati kararlar o zaman verilecektir.
Pirinç ve makarna
Makarnaya karşı olan talep gittikçe artıyor. Fabrikalar tam randımanla çalışıyorlar. Makprna İstihlâki karşısında pirinç taclrlerlle müstahsilin aldığı tedbir kısmen muvaffak olmuş vc flatlerln yükselmesini doğurmuştur. Fakat pirinç sarfiyatı azdır. Fi-atlerl yükseltmekle beraber, halk makarnaya rağbet ettiğinden, hamur İhtiyacının önlenebilmesi kabil olmaktadır. Pirinç flütlerinin kontrolün» henüz başlanmamıştır.
Beyoğlu fırıncıları şirket kurmak istiyorlar
Beyoğlu kazası dahilindeki fırıncı- ■ ların bir şirket halinde çalışmaları , hususunda Belediyeye bir teklif ya- , i pılmıştır. Belediye meseleyi tetkik ( l edecektir. (
Harb malûllerile şehit yetimlerinin yoklamaları
Fatih askerlik şubesinden
Şubede kayıtlı've derece Üzerinden harb malûlü subay ve erat. He şehit yetimleriıı’n 045 senesi yoklamalarının yapılmasına başlanmıştır. (Cumartesi ve pazar hariç ı olmak üzere alâkadarların öğleden evvel devam etmek üzere 15 nisan 915 tarihinde bitecektir. Bu müddet zarfında behemehal gelip yokla malarını yaptırmaları lâzımdır. Yokluma için mıılûl subay ve eratın resmi maaş senedi, rapor ve İkramiye tevzi cüzdanlarının ve şehit yetimlerinin de nüfus hüviyet cüzdanları He İkramiye tevzi cüzdanlarını beraberlerinde getireceklerdir. İstenilen vesaiki noksan getirenlerin yoklamaları yapılmayacaktır.
Beler Arcvynn’ı 6-8, 6-2, 6-2, Krls! Melih’! 6-4. 6-8. 6-3.
çiftlerde: Suad Nemli - Arevyan. Çelil üluğ - Beliğ Beler'l 6-1, 6-4 vc Suad Baykurt - Krls, Vedat Abud -Melltı çiftlerini 6-2. 6-8. 6-2 mağlbet-m işlerdir.
Finaller bugün saat 15 de yapılacaktır.
Fenerbahçe - î. Soor genç takımları maçı
Kulüpler arasuıdn lig maçlarına muvazi olarak yapılmakta olan B takımları maçlarından maada genç takımlara da ehemmiyet verilmesi hakkında muhtelif yazılar yazmış ve kulüpleri bu İşe teşvik etmiştik. Memnuniyetle haber aldığımıza göre Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, is-tanbulspor kulüplefl birer genç takım teşkil ederek aralarında hususi maçlar yapmağa başlamışlardır Bu cümleden olarak bu sabah Fenerbahçe He İstanbulspor genç takımları arasında hususi mahiyette bir maç yapılacaktır. İstanbulspor genç tikimi eC .....
taş tarafından hazırlanmış ve çok] olgun bir hale gelmiştir. Fenerbah-çetıln de kuvvetli bir genç takımı mevcut olduğundan bugünkü maçın çok zevkli olacağı muhakkaktır.
lerini aşağıya atıyorlar
Zira bu kültür başka kültürlere benzemez,.
Hikmet Feridun Es
1945 Basın balosu
Bu yıl Verilecek olan Basın balosunun hazırlıklarına başlanmıştır.
Balonun her zamanki parlaklığını temin 1çLn en yüksek İtina gösterilmektedir.
Seçkin bir heyetin idaresinde hazırlanan Basın balosu, senenin en zevkli gecesini teşkil edecektir.
Bu yılkl balo 10 martta ve Taksim Belediye gazinosu salonlarında verilecektir.
ki şampiyonlarından Ali Mor- | merkezinden: taı*nfınrian hanrinnmıs vc cok j r>A»a(t> c-olt-n
Marazlılar gecesi
Maruşlılar gecesi 12 şubat pazartesi günü nkşami Taksim Belediye gazinosunda kutlanacaktır.
GALATA ÇOCEK ESİRGEME KURUMUNUN YARDIMLARI
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel
Mektep maçları
Maarif müdürlüğü tarafından ll'ie-ier arasında tertiplenen lig maçlarına diln Şeref vc Fener stadlarında devam edilmiş ve Sanat 5-0 Ticareti, İstiklâl 1 - 0 Posta Telgrafı, Boğaziçi I - 0 Takslm‘1 yenmişlerdir.
I Çocıık Esirgeme Kurumu İstanbul merkezine bağlı Galata kolu tarafından 1944 yılının İkinci altı aylık faaliyet devresi içerisinde 7394 yoksul çocuğa yardım edilmiştir. Bunlardan: 2 anneye doğum yardımı yapılmış. 6 çocuğa elbise ve çamaşır, 27 çocuğa ayakkabı verilmiş, 9o çocuğa 711 Hra para yardımı yapılmış.
1 2G3 süt çağındaki çocuğa mikropsuz 1 süt verilmiş ve ayrıca 5883 çocuğa 16549 kap sıcak etil yemek verilmek | suretile yardım edilmiştir.
Sahlte
KARAR ZAMANI
|Vazan: SUMHER WELLS Hariciye Mflataşan
BİRİNCİ KISIM ÜÇÜNCÜ BAHİS
Avrupaya misyonum: 1940
RibbetVrop’a. ziyaretimin maksadım anlattım, sonra Ribbeıı’rop söz aldı ve durmadan iki saat konuştu
Ribbentrop bana soğuk bir nazar attıktan sunta tercüman» doktor Schmîdi'e »tercüme et* diye havladı. Bunun üzerine oturduk. Nazır bana dönerek Almanca rahat bir yolculuk yapıp yapmadığımı sordu, Ben de doktor Schmldt'e dönerek İngiliz* ce, Almancayı eskisi kadar iyi konu* şanındığım için lütfen tercümanlık etmesini rica ettim.
Kendisine misyonumun mahiyetini anlatarak, hükümetimin devamlı bir sulh 11e alâkadar olduğunu, yoksa muvakkat bir mütarekeye ehemmiyet vermediğini belirttim. Sözümü, Amerika namına hiç bir teklifte bulunmak ve yahut bir teahhüde girmek niyetinde olmadığımı «öyüyerelc bitirdim.
Sonra sözü Ribbentrop aldı, ve tam iki saat durmadan konuştu. Nazır iki kolu sandalyesinin iki yanma dayalı ve çözleri kapalı oturuyordu, Tavrındaki caka ve gülünçlük mübalâğanın üstünde idi. Adetâ kendisini Allah namına konuşan Cebrail zannediyordu. iki saat devam eden bu palavra ve saçmalan burada bütün tefer-riia’.ile vermek yorucu olacaktır. Nutkun İlk kısmı Alman - Amerikan muti e?cb-'ilerine aitti ve tahrif edilen mesuliyetlerin çoğu Am erik aya yükleniyordu. sözlerinin geri kalan kısmı yatan ve yanlış istihbardan mürekkep öyle bir haille İdi kl, ertesi sabah Hitlerle vukuu muhtemel mülakatımı bozacağından korkmasnydım, sükût etmeme imkân yoktu. Ribbentrop söv. arasında, Alman dış siyasetinin Amerikanın menfaati İle tezat teşkil etmediğini ve Alman hükümetinin doğrudan doğruya veya dolayl-sH ? Amerikanın veya diğer Amerikan hükümetlerinin dahili islerine karışmadığını ve asla karışmıyacnğını söyledi.
Sonra 933 senesi 30 İkinclkânumın-da locak» Hitlerin İktidar mevkiine geldiğinden beri Almanyanın Avrupa tarihine karışığının hikâyesini anlattı. Rhln havzasının İşgal cdLl-meslnln ve İşgal tarzının bütün dünya tarafından haklı olarak telâkki edildiğini iddia ediyordu. Onun fık-Tİnce. Avusturyanın Almanyaya İlhakı eski Alman imparatorluğunun ayrılmış iki parçasın» birleştirmiş ve böyle bir birliğe can atan Alman halkını büyük Alman ailesi içine katmıştı. Ve bu hâdise, kan dökmeksin İn ve Avusturya milletinin büyük bir kısmının isteğine uygun olarak yapılmıştı. Sonra Münih konferansına kadarld hâdiselere alt Alman görüşünü İzah eden beyanatı Beyaz kitabın hem de kelimesi kelimesine ezbere tekrarından ibaretti. Onca Çekoslo-vakyanın işgalini ieabettiren en mühim sebep. Çek hükümetinin Südet Almanlannn karşı yaptığı mezalim olmuştur. Ribbentrop, Mitlerin tek arzusunun bu meselenin dostça halledilmesinde olduğunda ısrar ediyordu
Ribbentrop. mister Ch amberini nle imzalanan iki taraflı anlaşmadan da bahsetti. Halbuki sonra ne oldu, diye «ordu. Chamberlaln. Churchill, Eden ve Duff - Cooper İngiliz parlamentosunda, İngiltere hükümetinin Münih anlaşmasına benzer bir anlaşmaya bir daha mecbur edilmemesi İçin, İngil terenin tarihinde görülmemiş büyük bir silahlanmaya karar verdiklerini Hân etmek küstahlığında bulundular.
Ingiltere'ye hücumlar
Bu noktadan itibaren Nazırın monologunun her cümlesinde artık İngiltere kelimesi tekerrür ediyordu. Israrla teyldettiğlne göre. Hitlerin dış siyasetinin ana prensip! İngltere 113 sık t iş birliğine dayan an münasebetler tesis etmekti. Fakat onun bu husustaki! teşebbüsü yalnız nefretle reddedilmekle kalmamış. İngiltere «hile ve hud'a ile* Alman medeniyetinin milletler ailesinde- hakkı olan yeri almasına mâni olmak İçin her şeyi yapmıştı
Nazır. Hitlerin İngiliz İmparatorluğunun tamamiyetlni tehdldeden hiçbir hırsı olmadığını, bilâkis Almanya bakımından İngiliz imparatorluğunun tamatnlyetinln bLr zaruret olduğunu iddia etti. Bu sebeple Almanya, 1035 te İngiltere 11e deniz anlaşmasıt'i imza ederek, gönülle. Almanyanın deniz kuvvetini asgari bir hadde muhafaza etmesini taahhüdetmlş ve bununla İngiliz İmparatorluğu üzerinde hiçbir İddiası olmadığını göstermek istemişti. Son dakikaya kadar Hltter. İngiltere ile anlaşmağa ve sulh yapmağa çalışmış, fakat hep nefret, hile ve kinle karşılaşmıştı.
Almanya Münlch'te yeni Çekoslovakya hudutlarını garanti etmeği kabul •itmişti, Fakat bu garanti nasıl tatbik edilebilirdi. Yeni Çek hükümeti. Alman düşmanlarının zayıf bir âleti olduğunu İspat etmişti. Ecnebi ajanlarının Almanya aleyhinde tahrikat yapmalarına vc-ya suikastlar hazırlamalarına mâni olmamıştı. Al-mnnvanın kalbine çevrilmiş bir tehdit silâhı teşkil eden bir milletin hudutlarını Almanya nasıl garanti edebilirdi. Hitlerln Miinich'tekl taahhütlerini bozmak için Ribbentrop’un İleri sürdüğü tek mazeret bu idi.
Sonra Nazar, Polonya meselesini ele aldı. Hitlerin, Alman şehri Danaig 11e Şarki Prusyanın Al manyadan ayrılmasını istilzam eden Versay. muahedesi hükümlerine hiçbir zaman tahammül edilemiycceğlni her vakit iddia ettiğinde ısrar etik Fakat bu meselenin Polonya İle Almanya arasında doğrudan doğruya yapılacak bir anlaşma İle hallcdilebHeceğilne kani olduğunu söyledi. Bu maksatla Almanya İle Polonya arasında bir ademi tecavüz paklı İmza edilmişti. Dan-zlg’ln Almanyaya ladesi ve Büyük Almanya He Prusya arasında koridor içinden geçmek üzere bir demir ve ve bir otomobil yolu inşası İçin Alman Horlcilye Neznrctile Polonya Hariciye Nazırı kolonel Beck arasında daha 938 de konuşmalara haşlandığını bildirdi. Kolonel Beck, 1939 da Berlin ve Berchtesgaden'l ziyaret ettiği zaman bu konuşmalar, esasta bir anlaşmaya varmıştı. Rlbbcntrop'a göre, yabancı müdahalesi olmasaydı, birkaç ay İçinde Polonyajn tatmin edecek tamam bir anlaşmaya varılacak ve Almanya bu anlaşmaya daimi surette riâyet edecekti. (Bu sözlerle, birkaç cümle evvel Hitlerin Polonya koridoruna tahammül edemlveceğl hakkındukl beyanat arasındaki tezat, bütün konuşmamızda göze çarpan nihayetsiz tezatlardan biridir?
Halbuki sonra ne oldu? Almanya hükümeti, şimdi Polonya tun bütün arşivlerini elde etmişti. Bu vaslknlar Ingl.lterenin Polonya hükümetini bıı anlaşmayı reddetmeğe teşvik ettiğini ispat ediyordu. Bilâkis İngiltere. Po-lonyayı Almanyaya karşı harbe teşvik etmişti.
Ribbentrop, dikkatle gözlerime bakarak, Alman hükümetinin, bu işle alâkası olmıyan hükümetler ricalinin Polonyayı Almanyaya hiçbir müsaadede bulunmamağa teşvik ettiğini gösteren delillere sahip bulunduğunu ilâve etti. (Unutmamalıdır kİ Berimi ziyaretimden bir müddet sonra. Almanya Hariciye Nezareti. Varşova'da bulunduğunu iddia ettiği bir takım vesikalar neşrederek. Amerikanın Avrupadaki diplomatik mümessillerinin bu suretle müdahalelerini göstermeğe çalışmıştır. ı
Nihayet, Ribbentrop, Alman hükümetinin, kolonel Beck in tavsiye ve arzusuna rağmen. İngilterenin Po-tonyayı Almanya İle salim bir anlaşma yapmaktan menetmek için ona askeri teminat verdiğini gösteren vesikalara sahip bulunduğunu beyan etti.
(Arkası var)
TEŞEKKÜR
Merhum doktor Hacı Ali paşa kerimesi sevgili annemiz ve kay m validemizin vefatı dolayısiie taziyet lût-funda bulunan başta kıymetli aile büyüğümüz genel kurmay başkanı sayın orgeneral Kâzım Orbay’a vt-cenaze merasiminde bulunan İstanbul merkez komutam sayrtı tümgeneral Fırat Akatn, gerek bizzat gerek mektupla teessürlerimizi paylaşan aziz dost ve akrabalarımıza, sayın meslekdaş ve arkadaşlarımıza derin minnet şükranlarımızı arzederiz.
Uraz ailesi namına Kimyager Salâhaddtn
NİŞANLANMA
Emniyet Sandığı Mücevherat müşterek muhafaza heyetinden bay Fuat Argunun küçük kızı bayan Berin Ar-gun He muhabere üsteğmenlerinden bay Ahmet Tümayın (Nişan merasimli bay Argunun Bakırköy Ycrüma-haHeslndekl hanelerinde 7/271945 çarşamba günü iki tarafın büyükleri ve seçkin davetliler önünde yapılmıştır. İki soya da kutlu olsun.
YENİ YAYIN
YAVUZ SULTAN SELİM
Muallim Fuat Gücüyener'in bu tarihi eseri neşredilmiştir. Tarih meraklılarına tavsiye ederiz. Fiati: ISO kuruş. Satış merkezi: Adliye kapısı karşısında Meydancık hanında (Anadolu Türk Kitap Deposu) dur.
nOLtVT.IT DÜNYASI
Hollvut Dünyasının 66 ncı sayısı da yine renkli kapaklarla süslü olarak çıkmıştır. ,
Çanlar kimin İçin çalıyor romanı devam ediyor.
TARİHTE ORTA ZAMANLAR
Kabataş ve Şişil HseKrl tarih öğretmeni Samih Nafiz Tansu tarafından yazılan «Tarihte orta zamanlar t namındaki eser çıkmıştır.. Bu kitap orta ve liselerin İkinci sınıfları 1çln resmi programa uygun bir hulâsadır. Flati (100) kuruştur. Satış yeri Çığır Kjt&bevidlr.
ir Eminönü Halkevinden; Evimizde olcuma yazma bllmlyenlere mahsus Türkçe (A) ve, (B) kursları 15/2/1945 perşembe gdnû saat (29) do bavlıyacağından kayıtlı talebelerle yeniden kaydolmak üşüyeniı-rüı Evimize müracaattan.
AKŞAMDAN AKŞAMA Sıtma savaşında “dalaktı haritası,,
(Baştarah 3 üncü sayfada) 15), (B) köyünde (% 50). (C)
köyünde (% 66) nispetleri bulunmuştur. İlk nazarda bir hataya düşüldüğü aanıııııı veren bu netice üzerinde durulunca mesele izah edilmiştir.
Bu ınıntakada, sıtma mevsimi olan temmuz ve ağustos aylarında, rüzgâr daima cenuptan şima le doğru esmektedir. Sakin havada anofellerin seyir mesafesi, 3 kilometre olduğu halde bu mesafe rüzgâr istikametinde çok uzadığı ve rüzgâra karşı da çok kısaldığı ciiıetle bu köy sıtma âfetinden hafif kurtulmuştur (B) köyünde yapılan tetkikat neticesinde köydeki metrûk bir kuyu ile yatağı sazlarla kapanmış ufak bir dere ııiıı anofel yuvası olduğu görülmüştür. Bittabi buradaki savaş çok kolay olduğu cihetle savaş, programının başına bu köy konmuştur.
Diğer bir mıntakamızda da yine böyle garip rakamlar cide edilmiştir. Burada da yapılan tetkikat neticesinde anofel yuvası ile köyün arasında mevcut takriben 50(1 metre derinliğindeki ormanlığın bu köyii sivrisineklerden muhafaza ettiği görülmüştür.
Başka bir mıntahamızın meşhur bataklığından şikâyet ediliyordu. Burada yapı’an dalak muayenesi neticesinde meşhur bataklığın kenarındaki bir köyde dalak nispeti (% 20), civarında olduğu halde bataklığın diğer ucundaki kasabada nispet (% 40) ı geçiyordu. Burada yapılan tetkikatfa. asıl şikâyet edilen büyük bataklığın haizranda kuruduğu ve yazın kuru kaldığı, ilerde kasabaya yakın ilaha küçük bîr bataklığın ise temmuz ve ağustos aylarında tamamen kurumadığı anlaşıldı. Sıtma mevsimi bu iki ay ve eylül ayı olduğu cihetle işe büyük bataklıktan değil küçük bataklıktan başlamak icabettiğini rakamlar gösteriyor. Halbuki hükümet büyük bataklığı programına almış ve etüdüne başlamıştır.
Elde yukarıda arzettiğinıîz sıtma haritaları olsa îdi bu gibi hatalar olmıyacaktı. Aynı zamlında sıtma savaş merkezi, mıntaka vasatileriie yapılmrş Türkiye haritası üzerinden mücadele mınta-kniarının vusatına ve savaş şekline göre teşkilâtını yapar, mın-takaya gönderir. Mubaha savaş teşkilâtı da mıntakanın daha «detaylı > sıtma haritaları üzerinden çalışma programını ve savaş şekillerini tesbit eder.
Halbuki şimdi valinin becerikliliği, köyün şirinliği ve kasabadan mesafesi ile mütenasibin mücadele yapılmaktadır. Elde rakam olmadığı için on sene sonra mücadelenin ne gibi netice verdiği de belli olmamaktadır. Yegâne verilen rakam, «şu kadar hastaya şu kadar kinin dağıtılmıştır» kabilinden şeylerdir. Halbuki muayyen fasılalarla dalak nispetini tâyin edip ne tarafa doğru gittiğimizi görmek lâzımdır.
Bir mesele daha vardır: Müttefikler sıtmalı mıntakada hastalanan efradım hiç bir surette ayın nuntakadaki hastanelerinde tedavi altına almayıp uzak da olsa anofelsiz mmtakaya sevket-ım İttedir- Bu suretle sıtmaya yakalanmamış efradını da korumuş oluyorlar. O halde ele alacağımız ikinci bir mesele dc: Sıtma tedavi yerleri yaparsak bunJan sivrisineksiz yerlerde yapmahyız.
Nüfus sayımı gibi bir seferberlikle bütün yurdun dalak nispetini ve sıtma haritalarım yapmadan başlanılacak savaş neticesizdir Enerjimizi boş yere sar-fetıııck istemiyorsak ve başladığımız işin gidişini görmek istiyorsak ilk olarak bütün doktorlarımızı ve teknisyenlerimizi' sefer ber edip ciddî şekilde dalaklı nispetini ve sıtma haritalarını yapmalıyız.
Bu. bizim fikrimiz değil; ecnebi mütehassısların fikridir. Yakanda bahsettiğimiz birkaç ufak mıntaka haritası ve raporları Sıhhat Bakanlığının dosyasında vardır. Bu raporlar iyice tetkik edilirse çalışma yolu hakkında çok güzel fikirler vereceğinden eminiz.
«**
Şaydt sıtma kongresinde dikkate alınmadı ise bile, bu bilgi ve düşüncelerin Vekâletçe sonra' dan lâyık olduğu ehemmiyetle hesaba katılacağını umum
(Vâ - Nû)
Ingiltere ile ticaret anlaşması İktisadî ve malî diplomasimiz
MÜZİK:
Yaylı sazlar orkestrasının dördüncü konseri
Cemal Reşit Rey idaresindeki yaylı sazlar orkestrası aylık konserim 5 şubat 1945 de verdi. Cemal Reşid in kendi eseri müstesna, progranı oa dokuzuncu yuz yıhn sonunu ve yirminci yuz yılın başını dolduran ünlü Fransıa bestecilerine tahsis edilmişti. Kultürile yetiştiği memlekete karşı Cemal Reşi Rey in gösterdiği yerinde bir saygı..
Programın ilk yarısında (Franck) uı zarif bir (Ptece) İni. (D'lndy) nin ritmik bir parçesını (En marehe), ye yine aynı bestecinin (Yeşil göl) ün dalgacıklarlle nazlı nazlı sallanan, bir sandalda söylenen (barcarolle) u hatırlatan nefis bir eserini dinledik. Klâsik (Saint - Sacns) i programdaki (Sarabandc) İyi temsil ediyordu. Eserin solo kısımlarında Semih Argeşo İyi idi; aynı başarıyı ı Fa ur O nin (Berceuse) ünde de gösterdi. Şef, bu allı kıiçuk parçayı duyarak ve her birinin karakterini belirterek idaro etti. (Debussy) nin (Danse sacrâe) ve (Danse profane) ylni Bülend Tarcan idare etti. Cemal Reşid'den sonra BuJend Tarcan orkestranın başında biraz zayıf kaldı. Bununla beraber hareketli rinde itidalli idi; mübalâğa yoktu. İşini iyi ve tam kavramıştı. Cemal Reşit piyanoda mükemmeldi. (Debussy) ile tam bir ruh anlaşmasına sahip olduğu meydanda idi üstüne aldığı ödevin güçlüğüne rağmen piyanist, piyanosunun başında iken bile Bülcnd Tarcan’a .kıymetli bir yardımcı olmakla kusur etmedi. (Debussy) nin eseri şiddetle alkışlandı ve (Danse profane) tekrarlandı.
Programın son yarısında, evvelce CemaJ Reşit Rey'in dört parçasını dinledik. 1932 de bir filim için bestelendiğini yine programdan öğrendiğimiz (Aysel) in yani bu dört parçanın ilki olan (Sinfonia) da yerli, tatlı renkler bulduk. Zaman zaman, hususile yüksek pozisyonlarda duyulan (dlssonancei 1ar bazı kulaklara hoş gelmlyebiUr. (Pastorale, Köy uyanıyor) ve (Köy uykuya dalıyor) parçalarında değerli bestecinin kudretini ve eserlerini mahalli bir çeşni vermek hususundaki gayretini takdir ettkl. (Faurt) nin tBerceuse) ünde duyulan ve (Aysel) de en mühim ödevi üstüne alan klârlnet Çoban kavalının rengini katmak İçin eserde yer almış olmakla beraber yaylı sazların mütecanis hamuruna uymamıştı. Eser hakettiği İlgi ile karşılandı v« şiddetle alkışlandı.
Programın en mühim eseri tAlbert Roussel) İn (Sinfonietta) sı idi. Son on yıl içinde Fransız müziği, daha doğrusu dünya müziği (Ducas, Pierne, Ravcl) ve (Roussel) gibi değerli bestecilerin kaybını acı acı duydu. (Jan Evrard) kadın orkestrası için yazdığı (Sinfonietta Op. 52) de olduğu gibi diğer eserlerinde de besteci, (Debuasy) kadar romantik olmamış ve (Ravel) kadar ses nakkaşlığı, ses oymacılığı yapmamıştır. (Roussel) modern müzik dilini klâsik üslûba bağlamış ve bunun muhas5alasından pek şahsi olan kendi uslûbunu çıkarmıştır. Kolaylıktan nefret eden ve yaşayışında olduğu gibi eserlerinde de hiç bir tesir altında kalmamış olan (Rouss?!), (Franck) gibi altmışına doğru en olgun çağma ulaşmış ve en mütekâmil eserlerini bu devirde (Georg^s Dandelot) «(Roussel) in üçüncü
bir iki adamımız bulunursa, her halde heyetimizin terkibi kuvvetlenmiş olur.
İnglllerede yapılacak müzakerelerin en ehemi niyetli, en güç kısmını, öyle zannediyoruz ki, ödeşme konusu teşkil edecektir, şimdiye kadar yapılmış olan ödeme ve kliring anlaşmalarının bazı aksaklıklar gösterdiği olmuştur. Bu defa karşı tarafın hiç ânzasız lşüyecek bLr sistem kurmak İstiyeceği tahmin edilebilir.
Bir taraftan İngiltereden mümkün olduğu kadar fazla mal almak, diğer taraftan ancak fiatlerlmlzin müsaadesi nispetinde mal satabilmek vazi-yctlndeylz Esasen birçok mahsullerimiz, ancak muayyen miktarlara kadar, İngiliz piyasasının işine gelir. Buna göre, İki memleket arasında ithalât ve İhracatımızı denk tutmak belki mümkün olmıyacaktır. Aradaki, tediye muvazenesinde aleyhimize görünecek farkı karşılamak İçin muhakkak mali bazı kombinezonlar bulmak lâzım gelecektir.
înglltcrede bulunan bir heyetimizin mühim bir yekûn tutan bazı tesis malzemesi almak üzere olduğunu duymaktayız. Bu siparişlerin mevcutı dövizle veya İngütereye yapılacak ihracat bedellerlle, derhal veya kısa bir zamanda ödenmesi, bilmeyiz mümkün ve muvaffak olur mu?
Bizce tesise alt bütün ithalâtımızın orta, hattâ birkaç sene vadeli kredilere bağlanması zaruridir Peşin para İle veya bir seneyi geçmiyeıı vâde 11c ancak İstihlâk malları ithal etmek yerinde olur. Gerek bu vadeli krediler, gerek tediye muvazenemizin göstereceği geçici açıklar İçin bazı kolaylıklar elde etmek zaruridir. Murahhas heyetimizin baş işi bu olmalıdır. Müzakerelerin en hayatî, İnce, teknik bilgiye lüzum gösteren bu kısmını idare İçin milli bankalarımızın en kabiliyeti! erkânından bir veya İkisi de heyete İlâve edilirse, muvaffakiyet ihtimalleri çoğalmış olur.
Müzakere teknisyenleri yanında ve belki bunlardan fazla, bugün. İş mütehassısları lâzımdır. Hattâ İngiltere İle mali münasebetlerimizi, bilhassa yarının muhtemel şartlarına göre hazırlayıcı daimî bir teşkilât bile düşü nülebllir. Niçin Londradakl ve hattâ Amerlkadakl sefaretlerimiz nezdlnde birer mali müşavirimiz bulunmasın? Teferruatına girmeden fikri sayın Maliye Vekilinin tetklkuıa arzı faydalı bulmaktayız.
Birkaç senedenberl Londrada. bütün maliye âlemi He temas temin etmiş bir mali müşavirimiz bulunsaydı, her halde ticaret müzakeresi için gidecek heyetin İşi çok kolaylaşmış olurdu. Vakıa ticaret ataşelerinin randımanı az çok münakaşa edilmekte ise de, elde edilecek netice İntihap ■ takl İsabete göredir. Bankalarımız İçinde bahis mevzuu ettiğimiz vazifeyi başaracak birçok kıymetli unsur bulunduğu muhakkaktır.
Bu tamamlamalar ile kuvvetlenecek bir heyetin tabii ve devamlı müttefikimiz olan İngiltere ile ticarî ve
İngiltere İle yeni bir ticaret anlaş • ması yapmak üzere bulunuyoruz B ı işe yüksek bir dlpiaomatımızın reisliğinde kıymetli iktisatçılarımızdan mürekkep bir heyet memur edilmiştir. Bu iş hakkındaki naçiz düşüncelerimizi dilimizin döndüğü kadar ifadeye çalışacağız.
Şimdiye kadar yapılan ticaret an-laşmaiaruu doğuran müzakereler, ticari diplomasimizi İdare edenlerce dc kabul edileceği gibi. az. çok «Klo-dius» üslubuna, yani kliring ve kontenjan İnceliklerine uymakta idi Bu defa karşımızda başka bir üslûp, başka bir ruh. milletlerarası ticaretini büsbütün başka bir anlama tarzı bulacağız.
Vtllrıa. bugünkü İngHtere 18(19 ta Fransa ile bir ticaret muahedesi İmzalamış ve memleketinin ticarî politikasında yeni bir devre açmış olan «Cobden* ingüteresl değildir Man-ehe^ter mektebinin kurucusu Cod-den'ln liberalizmi dalma İngiliz milletinin yolunu aydınlatmakla beraber birinci cihan harbinde ve bilhassa 1929 - 30 İktisadi buhranından sonra bu memleketin de «enzlyade müsaadeye mnzhar» prcnslplnden bir dereceye kadar ayrıldığı görüldü. Fakat bugün mümkün olduğu kadar açık kapı siyasetine dönme temayülleri tekrar nâklm olmağa başlamıştır.
Takriben on beş senedenberl daralan ufku genişletmek, milletlerarası ticaret münasebetlerini zorlaştıran engelleri ortadan kaldırmak, ödeme bakımından bir yardımlaşma mekanizması kurmak gibi düşünceler yarınki iktisadi diplomasinin prensipleri olacaktır. Tarihin bu önüne geçilmez akışını unutmadan yeni devrin esprisine uyarak, hattâ bu telâkkinin bir nevi şampiyonu giöl ortaya atılmakta bizim İçin büyük fayda vardır. Dar. sunî, geriletiri zihniyetlerin zamanı geçmiştir.
Murahhas heyetimizin bu yeni ruh He hareket edeceğinden eminiz. Ancak. meselâ İsviçre gibi memleketlerin tutmuş oldukları bir yolu biz de taklbedemez miyiz? Birinci cihan harbindi n sonra İsviçre, Birleşik devletlerle, kendisi için hayati olan bir ticaret anlaşması yapmak üzere Ame-rikaya davet edilmişti. Giden heyetin reisliğine İsvlçrenin en tanınmış, gerek sanayi, gerek banka sahalarında büyük başarılar elde etmiş, İsmi,' fabrikalarında İmal edilen Dlezel motörlerl sayesinde dünyaya yayılmış «Sulzer» tâyin edildi. Bu zat memleketinin ticacrtine geniş ölçüde inkişaf imkânı veren bir anlaşma yaptı /e sonra İktisadî İşler! millet hayatının temeli sayan devletini senelerce, elçi olarak, Amerikada temsil etil.
İngiltere ile ticari ve hattâ mali münasebetler. Türkiye İçin de, hayati bir ehemmiyet kazandığına, bu müzakerler! biraz da bir iş adamı gorile görmek faydalı, hattâ lüzumlu olacağına göre, biz de İsvlçrenin verdiği misalden istifade edemez miyiz1 Murahhas heyete bir veya İki tanınmış iş adamımızı kalamaz mıyız?
Milletlerarası alışverişler mevzuunu Vekâletlerin kapalı odalarından gör- mali alışverişlerimize yeni gelişmeler meğe alışanların yanında, İş hayatı- temin etmesini dHeYIz.
nin sert havasında fikirleri açılmış Cevat Nizam
Z'
Salı Matinelerden itibaren
TAKSİM Sinemasında
HASRET
\t
Senaryo: MUALLÂ KENC. Reji; FARUK KENÇ Beste ve Müzik: SADİ IŞILAY aa4„We: MÜNİR NUREDDİN
OYA SENSEV — TAIÂT ARTF.MEL — VEDAD KAROKÇU — MÜFİT KİPER — EMİN KALAYCI — MÜSVET AÛLATAN — REŞİT BARAN — ve yüzlerce figüran
Hakîkî köy oyunları — Köy türküleri — Bolunun Abant gölünde çevrilen bu aşk hikâyesini heyecanla seyredecek ve candan olkışlıya-c aksınız.
Prodükslon: İstanbul Film
verm'ştir. bir yazısında: ve dördüncü senfonilerinin (Adagio) lan, (Süite en Fa) sının (Sarabandc) ı. (Sinfo-nletta) nin (Andante) si, yalnız bu dört eserin bir bestecinin şöhretini kurmağa yeter.» diyor.
CSİnfonlclta) nin İlk hareketi olan ( (Allegro molto) ile. iyi çalışılmış ve emek harcanmış, bir eser karşısında ’ olduğumuzu anladık. Eserin genel ölçüsüne uygun olarak ne yazık k! pek kısa süren eşsiz (Andante) den sonra durmadan dinamik bir (Alieg-rol ya geçildi. Şef mükemmel bir anlayış ve büyük bir başarı He eseri İdare etti. Orkestranın icrası eşsiz dînecek mükemmeliyette idi- Dinleyiciler şefi ve orkestraya uzun uzun alkışlamakla mükâfatlandırdılar. Böyle eserlere bir dinleyişte doyulmuyor. ıSinfonietta) yi programına koyduğu için Cemal Reşit Rey'e teşekkür ederken tekrar dinlemek dileğinde bulunmaktan da kendimizi alamıyoruz.
ÇEMBERLITAŞ Sinemasında lOPERADA HAYALETİ : Renkli harika filmini görmeye koşunuz. L
Seanslar: Saat 11 — 12.40 — 2.20 — 4 — 5.40 — 7.20 — 9.16 de
ŞElltR TİYATROSU
Dram kısmında Saat 20.30 da YAYLA KARTALI
Komedi Hışmında YIKARI KÖŞK
Pazar günü 15.30 da maline
KONFERANS
Üsküdar Halkevinden:
Ankara radyosunun (Geçmişte Türk Zevki) saatinde kendisini dinlediğimiz Tokat MUlct Vekili Refik Ahmet Sevengll tarafından 19/2/1945 pazar saat 15,30 da (Tiirkevi) mevzulu bir konferansı vcrllccikiLr. Giriş ser beştir.
Güzel bir eser
Unutmıyacağmız bir filin.
* Eminönü Halkevinden — Evimizde teşkil edilen kılar ve mandolin orkestrası İçin nota ile çalabilecek kudrette amatörlere İhtiyaç vardır. Çalışmak Istlyenlerln İki fotoğrafla Ev Bürosuna müracaatları.
FİKRİ ÇİÇEKOĞLU
Zarurî sebeplerden tehir edilen
Cemal Sahir Gecesi
13 şubat salı akşamı Şehir Tiyatrosu Komedi kısmında verilecektir. Kıymetli artist '
MUAMMER RA RACA
o akşam Lük üs Hayat operetinden bir perde oynamayı kabul ettiğinden gece müstesna bir muvaffakiyet kazanacaktır.
Gişe her gün açıktır. Telefon 40409-
BÜYÜK KOHO KONSERİ
Geçen haftanın büyük bir musiki hâdisesini teşkil etmiş olan koro v« orkestra konseri, halkımızın gösterdiği talep üzerine, 18/2/1045 pazar günü sabah saat 111) de son defa ot-| mak üzere tekrarlanacaktır.
Created by free version of 2PDF
5
HAFTA KONUŞMASI
Y emek adları ve tadları
Fransızcada «rop ddşombı* giymiş patates», «kanepe üstünde okiiz kuyruğuz gibi münasebetsiz yemek adları vardır. Bizde de «imambayıldı* komik ve «keşkülüfukara* yani dilenci çanağı iğrenç birer isim değil midir? «Karnıyarık* Abanoz sokağında işlenmiş tüyler ürpertici bir cinayeti göz ününe getirmiyor mu?
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURL 4
Fikret parmakları arasına aldığı taşları kırardı
Arkadaşlardan biri Fransız yemeklerinin acayip adlarından. bir kaçını tercümeye kalkışıp alay etti:
— Meselâ, dedi, şu «Windsor kanepesi», yahut «kanepe üstünde öküz kuyruğu, «maskeli dana», «domuz peyniri», «müslin salçah levrek», »rop döşambr giymiş patates», «elmalı şoson» yani keçe veya lâstik terlik, bunlar da nedir? Düşününüz, önünüze konan et size Windsûr sarayının b.ı kanepesini hatırlatıyor? Tabağınıza rop döşambr-lan sırtında patatesler diziyorlar’.,. Hele bir yemeğin adına «öküz kuyruğu» demekteki kabalık? «Maskeli dana» ise fazla komik! «Kardinal şapkası» ve •kasadar kadın enginarı» da öyle... «Domuz peyniri» nedir, bilir misin? Paça donması tarzında bir şey... Hâ bir de «zenci kafası» adında tatlı vardır. Ayrıca yüzlerce has isim: Château-bıiand’dan tutunuz Savarin, Colbert, Orley, Mornay, Makedonya, Marengo, Marie - Louise, Nanette. Vereneuil, Mesnil gibi meşhur edebiyatçılardan başlı-yarak savaş meydanlarına, coğrafya tâbirlerine, siyaset ve maliye adamlarına, saray dalkavuklarına, imparatorlçetere, hattâ adlı sanlı yosmalara kadar içine katılmıyan insan ve yer kalmamış!
Evet, öyledir. Fakat bizimkiler başka türlü müdür? Dünyada «imambayıldı» dan daha tuhaf bir yemek adı bulunabilir mi? Tertemiz, nazlı, kibar bir tatlıya «keşkülüfukara» gibi iğrenç bîr İsmi nasıl yakıştırabilirsiniz? «Talaş kebabı» ndakl lezzetli etin rendelenmiş tahtaya benzeti L-mesi revayı hak mıdır? Kadın uzuvlarına kaba kaba, hoyratça malediien et ve tatlı isimlerini saymak nezaketsizliğinde bulun-mıyalım. «Oturtma» bile kaba isimlerdendir. Kendi hesabıma •yahni - musakka - basta» sözlerini de sevmem... Hele birincisinin başına bir «papaz» eklenir, gözümün önüne yağlı ve kepekli saçlarile, cübbesi lekeli, sakalı bıyığına karışmış, el damarları mor ve şiş papazlardan biri da gelirse!
«Dilber dudağı» da eski devrin bir Direklerarası zamparası ağ-zile yapılmış teşbihlerdendir. •Karnıyarık», ameliyat masasını veya Abanoz sokağında işlenmiş bir cinayeti hatırlatarak tiksindirmek bakımından hiç de yemeğe yakışmaz. Hoş. «dolma» yı da beğenmem: lüzumundan fazla tıkız ve kabadır. «Börek» in mânası bereket zamanla unutulmuştur; yoksa söylemeğe, yazmağa kimsenin dili ve kalemi varmazdı.
Bir takım tatlı veya tuzlu yemek isimlerini de. çirkin yaratılmış uzuvlara benzeterek berbat etmekten geri kalma-mışızdir. Meselâ iri, fırlak gözler •lokma» dır; gene iri, biçimsiz kulaklar ise «plrohi»... «Sütlü mahailebl», kocakarının beyaz, fakat bumburuşuk tenini; «yoğurtlu patlıcan», düzgünlü yüzü; «pelte» pörsüklüğü belirtmekte kullanıldığından teşbih merakımıza kurban olmuşlardır. «Tirit» daha kötüsüdür. «İlik» İse âdi çapkının alkış nidasıdır. «Kaygana» nm ilk hecesi hoş düşmez; belki «kaynana» vezninde oluşu da bir sebeptir.
«Mafiş» komiktir; «sangı burma» daha tuhaf... «hamayili ve pişi» denen birer tatlı olduğunu bilen şimdi kalmamış olacak. «Nazlaç» ile «nazlı aş» acaba aynı şey midir? Tahkik edemedim. Gene eski mahalle çapkını için teşbihe yan yan «Paluze» ile «elmasiye» yi unutmadım. Şişman ve bıngıl bıngıl kadın rağbetten düşeli bu teşbihler rafa kondu.
Geliniz de «tavuk göğsü» nün bir tatlı olduğunu Tiirkçesinden veya tercümesinden anlayınız.
Söylerken nedense hazetmedl-ğlm bir kaç isim daha: Tarator, plâkl, silkme, turşu, sübye... Uzun düşünürsem hepsinin az
çok bir sebebini bulabilirim. Meselâ sonuncusu eskiden panta-lonlan gergin tutmak İçin ayak-kaplan altından geçirilen kayış-parçasına denilmesinden olabilir. «Turşu» sözünden hoşlanma-yışım çok terlemiş birinin terbiyesizlik ederek göğsünün üstündeki elbise ve çamaşırları elile tutup kaldıra indire «turşuya döndüm» demesinden ileri gelir!
Yukarıda bahsi geçen «keşkülüfukara» yi tutup da meselâ «Bissac du mendlant» şeklinde tercüme ediversek elbette gülünç ve münasebetsiz olur. Şimdi, lisandan terkipler atılalı beri iyi oldu da sadece keşkül deyip geçiverlyoruz. Benim çocukluğumda yalnız keşkül sözü o tatlıyı anlatmazdı; dilenci veya dervişin elinde tuttuğu kabı düşünürdük.
Fransızlarda isim karışıklığından ve acayipliğinden daha kötüsü şudur: O lisanda yemek ve yiyecek adlarından bir kısmı ağır tahkir kelimeleri ve şiddetli küfür sayılır. Birine «midye, istiridye, kavun, uskumru, sucuk» diyemezsiniz! Bizde de «balkabağı» nm başındaki «bal» a rağmen haksızcasına hakaret kelimesi olduğu gibi...
Cevabı bulunaraıyan bu lisan -bilmecelerinden kendimi kurtarıp da asıl maksada gelmekte geciktim: İstanbul un
kusurlarından biri de şüphesiz lokanta sizliğidir.
Nüfusu milyonu aşmış bulunan bir turizm şehrinin — turizmi geçelim — yol uğrağı en kalabalık bir şehrin, ahçı dükkânları hesaba katılmazsa İyi yemek yapmakla tanınmış, adını şehir şöhretleri arasına katmış ve o şöhreti bugüne kadar yaşatmış kaç lokantası vardır? Meselâ hiç bir lokanta — Vefa bozacısı, Hacı Bekir şekercisi kadar — iin salamamış ve saldığı ünü unutulup gitmekten koruyamamış-tır.
Mahallebici Hacı Recep’e, bazı simitçi fırınlarına bile uzun ömürlü bir şöhretin nasip ola-mayışma kederlenmek lâzım gelir. Zira böyle müesseseler büyük şehirlere pek lüzumlu şöhret unsurlarından sayılır. Misal olarak Paris! Paris yapan sebepler arasında Eiffel kulesi kadar şöhretli otel mutfaklarını ve lokantaları gösterebiliriz. Hattâ bu şöhret, çelik kuleninkinden çok eski ve belki de daha temellidir!
Is tan bulda ise zaLen henüz taşıdığı isme hak kazanmış büyük otel olmadığı gibi küçük çapta olanlarının da mutfakları, yahut bazı özel yemeklerile kendilerini tanıtmamalarına acınır. Birinci cihan harbinden önce az çok bir şeyler bulunurdu. (Yani) lokantası denildi mİ akla fırında kızarmış, parmazan peynirli güveç makarnası gelirdi. Bunu porsiyon bakımından bir adam güç bitirdiği gibi tadını da güç unuturdu. Ama bir makama veya başka bir lokantanın kâğıtta, barbunyesile iş bitmez. Şu cihet var ki eskiden şehrimizde iyi paça, döner kebap, şiş kebabı, hele yoğurtlu kebap yapanlar yok değildi; Galatada da mükemmel av etleri çeviren izbe, fakat meraklılarınca aranan yerler bulunurdu. Bunlar memlekete, Frenkçe tâbirle bir «kaşe» verirdi, yani başkalarında bulun mıy an bir şahsiyet ve hususiyet... Arnavutların ciğer keba-blle 'fasulye piyazındaki bambaşka, evde ve lokantada verilemeyen tadı biz yaştakiler her halde özlerler. Yemek, bir sevgili gibi özlenebilir ama bu dediklerim. şimdi Arnavutluğa kadar gidip yemek zahmetine değmezleri
Bunu söylemekten maksadım bir yemeğin bir şehri gözde tüttüreceğine, bir yolculuğu bile güze aldıracağına işarettir.
Çoğunluğun çerden çöpten, çerez yemeklerle ömür sürdüğü şu harb halini hesaba katmıyorum; fakat daha önce de İstanbul lokanta bakımdan gelişememişti. Bunun sebebini eski hayatımızda aramak İftaradır.
Lokantanın tarihî bizde — tan-zimat edebiyatı gibi — çok yeni bir devre dayanır. Kırk, kırk beş yıl geri dönersek İstanbul nüfusunun kaçta kaçı umumi yerlerde karın doyururdu? Taşradan gelenler eğer o zamanki sınıf faksimile eşraftan iseler otele değil meselâ eski valinin, yahut Devlet merkezinde yerleşmiş, yükselmiş hemşerilerinden birinin konağına inerler, bu konakta yer, İçerlerdi. Köylü bile konaklara kapılanmış köylüsünün yanında konum azlar mıydı? On kişi fazla, on kişi eksik... Bu mutfakların gidişini bozmazdı.
Ahçıhğımız eski, dokantacıh-ğımız yenidir.
Vaktile lokantalar değilse de çoğu konaklar ve hattâ konak yavrulan yemeklerinin nefisliği-le şöhret kazanmışlardı. Baklavayı, böreği, kuzu dolmasını bırakınız, yalnz pilâvını yemek için gidilen evler tanırdık. Bu, nasıl bir pilâvdı? Belli başlı bütün bildiğim pilâvları sayacağım: Domatesli, süzme, nohutlu, tas kebaplı, yumurtalı, patlıcanlı, enginar lı, bezelyeli, beyinli, midyeli, başlı, kuzu ciğerli, şeh-riyeli, kaburgan, kıymalı, tavukla. bıldırcmlı pilâvlar ve kanama, Özbek. Acem. Kaşgar, Rodos, kuskus, bulgur, arpa şehriyesi pilâvları...
Hayır, asıl İstanbul pilâvı, makbul piJâv, yapılması güç pilâv en basitidir: Âdi veya et suyuna, harçsız ve garnitürsün pilâvdır. Hüneri bunda göstermek lâzımdır. Zira savdığımız o sebzelerle, beyinler ve ciğerlerle, tavuk et'eri ve şehriyelerle bir pilâva az çok kzzet. rayiha, manzara vermek mümkündür. Fakat pilâvın «sehli mümteni'» 1, âdeta ilhamla vücuda gelmişi, sihirbazca marifetlisi sade dediğimiz cinsidir. İşte bazı dost konaklarında bunu yemeğe gidenler olurdu. Hele dedelerimiz beyinli ve bezelyeli. üstüne bol ve katı domates sa’çasüe tavuk etleri didılmtş pilâvı alafranga yemeklerden sayarlar, hîç sevmezlerdi.
Bugün İstanbulda o dediğim pilâvı, benim bildiğim gibi yapabilen lokanta, belki de ev kalmamıştır. «Pilâvı pek enfes!» diye öğüten yerlere baş vurdum, anladım ki onu yiyenler için pilâv mefhumu — şiir mefhumu gibi — değişmiştir; pilâv da «sürrealist» bir nesneye dönmüştür.
ikkati çekmek İstediğim nokta: Istanbulumuz İçin yolsuz, susuz, konforsuz, nakil vasıtasız, otelsiz bir şehir diyoruz. Lokantasın olduğunu unutuyoruz. 500 üncü fetih yılına hazırlanırken bu mühim eksiği de gözönünde tutmamız, himmetler ve masraflar arasına lokantacılığı geliştirecek tedbirleri de katmamız lâzım. Türk ah-çılığı — şu, hekimliğin gelip geçici. karaciğer. safra kesesi, tansiyon umacılarına pek kulak asılnuyarak — restore edilmeğe hem lâyık, hem muhtaçtır.
Pilâv keyfini ve milletler arası şöhretlerinden biri olan pilâv pişirme hünerini kaybetmiş bir İstanbul, her hangi bir mide veya zevk rahatsızhğlle ağzının, tadı bozulmuş, dili paslanmış bir İstanbul demektir
Refik Halid Karay
Harb sonrası İktisadî durumu
İstanbul Ticaret odası, Ticaret Bakanlığının emrlile, harb sonrası İktisadi ve ticari durumunu İncelemek üzere, tetkikler yapıyor.
Odaya kayıtU incirlere birer tezkere yazılarak 510 numaralı kararnamenin harbden sonraki variyetinin ne hal almaaı lcabedeceftl sorulmuştur. Alınacak cevapların özO, Ticaret Bakanlığına gönderilecek rapora kaydedilecektir.
Tevfik Fikret bir omuzuna Hüseyin Cahidi, bir omuzuna Mehmet Raufu alarak dolaşırdı..
Taştan mobilye — 19 numaralı eu — 19 ağustos — 1279 tarihli mangal — Âşiyanda At at ürk iin imzası — Kırmızı kadife kaplı ve kilitli defter —
Ahmet Vefik paşanın resmi..
Fikret hakkında doküman toplarken yalnız en yakınlarını dinlemek kâfi değildi. Evi ve eşyası arasında da tetkikler yapmak lâzımdı. Bu itibarla «Âşt-yan» a kadar bir kere daha uzanmak icabetti.
Şimdi Âşiyanda eşyanın dilini, insanların diEle birleştirerek dinliydim. Evvelâ bahçeden başlıyoruz. Burada insanın gözüne çarpan şey büyük kayalardan yapılmış vahşi bîr mobilyedir. Meselâ bir masa, etrafında yine taştan ko’tukl&r, iskemleler... Yanında da bir dîvan kadar uzun, fakat arkalıklı büyük bir kanape. Bilhassa taş masa çok sanatkârane yapılmşıtır. Oturduğunuz zaman ayaklarınızı ycrteştirecrğîniz yerlere kadar oyulmuş. Bu taş mobilyeye bahçenin başka taraflarında da ras-gellniyor. Meselâ bir çam ağacının altında yine arkalıklı ve mavi taştan bir kanape... Oturacak o kadar çok yer var ki burada açık havada, mükemnrl surette ka'abalık bir misafir heyeti kabul edilebilir.
Bütün bunları Fikret kendi yapmıştır. Şimdi taş mobilyelere bakıp ona dair dinlediklerimi hatırlıyorum.
48 yaşında ölen Fikret tam mânasile pehlivan yapılı bir insandı. Bazusunun üstünde ince demir çubukları kıvırdığını en yakınları görmüşlerdir,
Hüseyin Cahit Yalçın:
— O kadar kuvvetliydi kİ bazali Kanlıcaya bize gelirdi. O zamanlar Kanlıcanın Göztepesin-de otuıuıduk. Orada bir omuzuna beni alır, bir omuzuna Mehmet Raufu kaldırır, böylece uzun bir mesafe giderdi.
[Üstat Hüseyin Cahit Yalçın kendisini diniiyenin hayretle yüzüne baktığını görünce şimdi batın sayılacak kadar etli canlı bünyesini işaret ederek ve gülerek şöyle ilâve eder:
— Lâkin unutmamalı ki ben de o zamanlar böyle değ'.ldim...]
Yine sözü kendisine bırakalım:
— Burgaz adasında oturduğumuz zaman bazan da oraya gelirdi. Burada şöyle yassı deniz taşlarını alır, parmakları arasında, hiç bir güçlük çekmeden ortasından kırardı. Ve biz hayretle bakardık...
İşte 48 yaşında hayata veıja eden Fikret'in böyle bir bünyesi vardı...
19 numaralı ev..
îlerliyelim. înişl, çıkışı, düzlüğü, küçük havuzlan, Fikretln meşhur taşlan kitabeslle Âşiya-nın bahçesinin garip bir «bahçe mimarîsi» vardır. Üstelik bu garip mimarî, bahçeyi olduğundan çok büyük, karışık gösteriyor ve uzak iklimlere alt bir yermiş hissini uyandırıyor. Yukan katın-dan tahta bir köprü ile Kollej bahçesine bağlanan Âşiyanın üzerinde tahtadan kabartma 1906 tarihi vardır.
Âşiyanın bahçesinde
Bahçe tarafındaki büyük kapının üstünde Âşiyanın numarasını okuyoruz: 19 numaralı ev!...
Halbuki o bu 19 rakamını hiç sevmezdi. Abdülhamidin cülûsu günü olan 19 ağustosu telin etmek için meşhur «Şehriâyin» manzumesini yazmşıtı, Ve yine bir 19 ağustos günü hayattan ayrılmıştı. Halbuki bugün Aşiyan uİ9 numaralı ev» dir.
Kapıdan İçeri girelim. Büyük bir salon... Kenarda bir şömine.:; Bu şöminenin yanında başın ye-tişemiyeceti kadar yüksek, tavana yakın, uzun pencereler,.. Şimdi Fikret’in bütün hâtıraları buradadır.
Şöminenin önünde büyük mangalı duruyor. Zira şair şömine kadar, mangalı da sevmektedir. 1279 tarihini atşıyan bu eski mangal hakikaten Fikret’in sevgilisiydi. En meşhur manzumelerini bu mangalın başında tahayyül etmişti. Şöminenin önünde siyah Japon paravanası... Üzerinde bir kartal resmi ve ileride küçük, zavallı bir kuş!..
Masasının üstünde son zamanlarda su içtiği duble bardağı. Kahve fincanı, biri cam, öteki kemik saplı kalemtraşı, hasır kahve tepsisi ve kendi elile şimşir üzerine kazdığı «Mehmet Tevfik» İmzası. Elinden hiç düşürmediği beyaz. Eskişehir taşından teşbihi, vazoları, hattâ «M. T» markah saç fırçası, diğer bazı eşyası...
Âşiyanda Atatiîrkün yazısı..
Fikret'in çalışma masasının üstünde fotoğraflar, tablolar, resim kâğıttan, kitaplar arasında kadife kaplı bir defter gözüme ilişti Etrafı kırmızı, orta yeri mor kadifeden, kilitli bir defter... Açtıkı Bu, Âşiyanın hususi defteriydi, İçinde Fikret’in ölümünden sonra Âşiyanı ziyaıet edenlerin yazılarım birer birer okurken bir sahlfenln önünde durduk. «Mustafa Kemal» imzası dikkatimizi çekti. Sahlfenİn en başındaydı. Meşhur M, Kemal imzasının üstünde 19 ağustos 1918 tarihi vardı. Yani Fikret'in ölümünün tam üçüncü yıldönü-
Fikret’in yaptığı ayvalar tablosu
taştan mobilyeler
münde Atatürk Âşiyana gelmişti, Aynı sahifede Süleyman Nazif. Faik Âli, Muslahaddin Adil, Sâti imzalan okunuyordu...
Salonda Fikret'in kendi elinden çıkmış bir çok tablolar göze çarpıyordu. Bunların içinde meselâ Fikret’in düşüncelerini, etrafa verdiği kıymeti gösteren eserlere de rasgelmek mümkündü. Tiyatromuzun büyük kurucularından Ahmet Vefik paşa» nın büyük kıtada yağlı boya bir tablosunu yapmıştı. Aynı tablonun bir de kara kalem küçük boyda olanını da vücuda getir, mlştl.
Bu iki tablo Tevfik Fıkı etin. Ahmet Vefik paşaya ne kadar kıymet verdiğini çok iyi gösterir.
Âşiyandaki tablolar arasında çok dikkate değenler arasında gayet uzun sarı saçları lüle lüle omuzlarına dökülmüş, kırmızı kadife elbiseler içinde küçük bir çocuğun boy boy resimleri bulunmaktadır. Altın sarısı saçlarla elbisesi çok mükemmel bir âhenk yapan kırmızı kadifeli çocuk «Halûk» un ta kendisidir. Babasının elinden çıkmış olan bu resimler Halûk'un bildiğimiz fotoğraflarına hiç benzememektedir.
Görülüyor ki Fikret sevdiklerinin, takdir ettiklerinin bol bol resmini yapıyor. Bunlarm arasında meselâ Nazıma hanımın da birçok resimleri vardır. Erguvan! bir çarşaf içinde, yağlı boya bir resmi göze çarpmaktadır. Çarşafını güzel bir iğne ile tutturmuştur. Blûzunıın yakası görünmektedir. Fikret bunu bir fotoğraftan büyütmüş ve renkkştir-miş olacaktır.
Nazıma hanımın daha birçok tablolarda yer aldığını görüyoruz. Meselâ çok sevdiği için Fikret Rumelihisannın da resmini yapmıştır. Orada da bir ağaç altında Nazıma hanımı görüyoruz.
Fikret babasının resmini de yaparak sevdiklerinin koleksiyonunu tamamlamıştır. Sürgünde ölen, babası Hüseyin efendinin resminin altına f.'kret şunları yazmıştı:
«Melek babacığım.
Bundan sonra şairin yine çok sevdiği şeylerin resimleri, nıey-valar geliyor kl işte bunlarda Fikret hakikaten ressamdır. Hele bir «ayvalar» tablosu var ki çok mükemmeldir. Üzerindeki hafif buğulu tüyleri İle, birer altın külçesi halindeki ekmek ayvalarına bakarken onların lezzetini ağızda hissetmemeğe imkân yoktur. Muhakkak kl sanatkârda bunu duyarak resmetmiştir.
Bunlardan başka yemiş tabloları arasında nefis Amasya elmaları, portakallar, bir tarafı soyulmuş mandalinalar göze çarpıyor..
Hikmet Feridun Es
Created by free version of 2PDF
HER AKŞAM BİR HİKÂYE
lavanta^
Harbe ait resimler
Umumi direktör âdeta çekinerek hususi kâtibesini yanma çağırdı. Masasının gözünü açtı ve şık bir paket çıkardı ona uzatt:
— Bu ay İçinde yaptığınız İşlerden son derece memnunuz. Bunun için alze küçük bir hediye vermek İstedim. Bilmem memnun olacak mısınız?..
Epeyce çirkin ve yaşlı bir kadın Olan hususi kâtibe hayretler İçinde kalmıştı. Bir erkekten, hem de umumi direktör gibi gayetle yakışıklı bir erkekten İlk defa bir hediye alıyordu. Halbuki müdürün kendisinden hiç hoşlanmadığını zannederdi, içinden:
— Şu erkekler de hiç mılaşümıyon mahluklardır.. dedi Ve tekrar tekrar teşekkür ederek masasına oturdu. Derhal paketi açtı. Bu çekmece gibi muhtelif kapaklı, İçi beyaz ipekli astarlı bir levanla şişesinin kutusu Mi üzerinde çok pahalı ve nâdide bir markanın ismi okunuyordu. Fahriye kutuyu da açınca içinden hakikaten şık fakat acayip şekilde bir şişe çıktı. Beyoğluncla büyük bir mağazanın vitrininde aynı levan tayı Üzerinde 80 Ura fiatle görmüştü. Hâla gözlerine İnanamiyordu. Umumi direktörün kendisine böyle bir hediye vermesini neye yoracağını bir türlü kestlreml-yordu. öğle paydosunda bu hediyeyi evvelâ şirketteki öteki kızlardan gizlemek İstedi. Zira bunda âdeta bir aşkın mahremiyetini sezer gibi oluyordu.
Lâkin dayanamadı. Bütün kızları tophyarak »Müthiş hediye» yi açtı. Hakikaten hayret edilecek şeydi. Zira şirket, güzellerinin bolluğu U» tanınmış bir müessese İdi. O kadar güzel kızlardan hiç biri umumi direktörden hediye almış değildi.
Levanla şişesi bunun İçin büyük bir hayret uyandırmıştı, şıklığı ve tuvalete düşkünlüğü 11e tanınmış bir daktilo ona:
— Almak İçin çıldırdığım bir koku... Simdi ver. 50 liraya satın alırım .. Zaten dört gün sonra maaş-.' Doğrudan doğruya vezneden maaşımı sen al... dedi.
Fahriye için 50 Ura hiç d» fena bir para değildi. Ancak bu hayalindeki İlk hediyenin, İlk hâtıranın öyle kıymeti vardı ki elli liraya bunu değişemezdi.
— Dünyada satmam!., diyerek mân ah mânalı gülümsedi. Kızlar ona hayretle baktılar.
Lâkin bu İşe en ziyade şaşan yine kendiriydi. Zira şimdiye kadar erkeklerin hiç bir İltifatını görmüş değildi. Hattâ son zamanlarda evlenmeden ihtiyarlayıp gideceğine bile yavaş yavaş İnanmağa başlamıştı. Kör olasıca kısmeti senelerce bir türlü açılmak bilmemlştl. Kendi yaşındaki öteki kızlar evleneli hani idi. Çoğunun boyunca kızı olmutu. Lâf aramızda bunların İçinde hattâ genç büyük anneler bile vardı. Yani akranları haminne olduğu halde o hâlâ evle-nememlştl. Demek nihayet İşte devlet kuşu tâ tepesine konmuştu. Haydi hayırlısı!..
Umumi direktörü gözünün önüne getirdi. Dalyanlar gibi, aslanlar gibi yakışıklı bir erkekti. Lâkin onun senelerce beraber yaşadığı ve kendlsn-den pek korktuğu bir de metresi olduğunu herkes bilirdi. Acaba direktör bu kadını bırakmış mı İdi?.. Fahriye: »Her halde öyle olacak... Beni sevdiğine göre!..» dedi. Ve ilk defa o gece sabaha kadar uyuyamadı. Ertesi günü şirkete epeyce geç kaldı. Direktör kendisine biraz surat etti. Hakikaten şu erkekler hiç anlaşılmıyor canım'.. İşte karşısındaki de aşkını katiyen belli etmiyordu. Fahriye kendi kendine: aN» ruhuna hâkim adam!..» dedi. Direktör da hiç bir emare yoktu. Belki de o beraber yaladığı kadından korkuyordu. Hal, buki bu kıskanç hatun Pahriye'yl kendi ellle seçmişti. Belki de bunu yaparken Fahriye'yİ son derecede çirkin, epeyce yaşlı bulmuştu. Belki değil, muhakkak!.. Demek kİ Fahri-
yed» her gözün göremlyeceği ayrı bir cazibe vardı!.,
öğl» paydosundan biraz ew»l direktör onun masasına yaklaştı:
— Fahriye hanım... Lavantanıza, sürmemişsiniz... dedi.
Fahriye nasıl olur da;«Ona dokunmağa bile kıyamıyorum, natıraI» diyebilirdi?.. Fakat:
— Daha açamadım efendimi., demekle İktifa etti. Direktör:
— Yoksa kokuyu beğenin »d İn 13 mİ? Değenseniz sürerdiniz... Herhalde sürünüz efendim... dodi.
Ertesi günü direktör aynı şeyi tekrarladı Lavantayı mutlaka kendisin» sürdürmek İstiyordu. Nihayet Fahriye dayanamadı. Ve şişeyi açtı. Süründü. Nefis bir kokul.. Direktör odaya girince gülümsedi:
— Hah şöyle - Gördünüz mil?., dedi.
Direktör belki de kendisinin güzel kokmasını İstiyordu. Birdenbire müthiş bir şey hatırladı. Acaba kendisi fena im kokuyordu?.. Direktör bu fena kokuyu kapatmak İçin mİ kendisine lavanta hediye etmişti?.. Böyl» bir şfty olamazdı. Zira Fahriye hakikaten çok temiz bir kızcağızdı.
O günü direktörün kıskanç metresi geldi. Odaya girer girmez Fahrlye’nln masasına yaklaştı. Ve bir tazı gibi havayı kokladı, kokladı.
Acaba kadın nihayet kendisini de kıskanmağa başlamış mı idi?.. Fakat hiç belli etmedi, çıktı, gitti.
Direktör ofıun arkasından memnun gülümsedi...
tç İçe iki odanın küçüğünde Fahriye çalışıyordu, ötekinde de direktör bir arkadaşı İle çene çalmakta İdi. îkl erkek bitişikte Fahrlyenln bulunduğunu tamamlle unutmuşlardı.
Direktör şunları anlatıyordu:
— Bırak Allah aşkına,.. Az daha yakalanıyordum. Mendilime o söylediğim kadının kokusu sinmiş... Eve gelince kıyametler koptu:
— Bu koku nedir?- diye sorgular başladı. Halbuki kokuya btras dikkat etse anlıyacak. Bir arkadaşının kokusu!.. Diişün birader. Şu yabancı lavanta az daha bana cürmü meşhut yapacak... Hemen attım:
— Canım bu bizim kâtibenin kokusu. Ondan elime, elimden de mendilime sinmiştir. Zira onun tek kıskanmadığı kadın kâtibedir.
Gözlerini açarak bana:
—Amma tahkikat yaparım... öğrenirimi.. dedi.
Ben de ertesi günü Fahriye hanıma hemen bir şişe aynı kokudan hediye ettim. Ne yaparsın birader?..
îkl erkek birdenbire seslerini yavaşlattılar. Yalnız arasıra gümbürtüm gümbürtülfl gülüyorlardı. Fahrlyenln bitişik odada bulunduğunu hissetmişlerdi.
(Bir yıldız)
RADYO
ANKARA RADYOSU Bugünkü program
18.00 Radyo dans orkestrası. 18.43 Karışık şarkılar, 19.00 Haberler, 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Radyo salon orkestrası, 20.15 Serbea saat, 20.30 Fasıl. 21.30 Spor servisi. 21.40 Beste ve şarkılar, 22 00 Müzik (pl.h 22.15 Müzik (pl>, 22-45 Haberler.
■ Yarın sabahki program
■ 7.30 Spor saati (Vücudumuzu ça-: lıştıralıml, 7.40 Haberler. 7.55 Müzik
fpl.l, 12.30 Semai ve'şarkılar, 12.45
. Haberler, 13.00 Radyo salon orkes-
■ İrası.
FGömîekis"]
| »İKİNCİ SINIP GÖMLEK Çl I
20098 Sirkeci
f ■= —\
Bir erkeğin kadını
MACERA VE AŞK ROMANI
Yazan; Maurice Leblaııe Çeviren: (Vâ - Nû)
M T- İl İka N(> 39 „ ■ ■
O daha fazla bazı şeyle: biliyor muydu? Peki, öyleyse, konuşturmadan salıvermemen.
Patrlce, başını ziyaretçiye çevirerek. tereddütlü bir sesle:
— Bizim İçin bazı ehemmiyetli noktalar var. Bunları tesbit etmek İstiyoruz. Zannederim, siz bize faydalı olabilirsiniz.
Julot:
— Neymiş efendim onlar? - diye «ordu.
— Bütün işler olup bltlnctye kadar elz. Mavi Çayır'dan ayrılmamıştınız, değil mi?
— Ayrılmamıştım.
— Öyleyse her şeyi gördünüz?
— Gecenin karanlığı içinde ne görmek mümkünse hepsini gördüm, Mavi lâmbalar da veyyöz halinde yanıyordu. Gözlerim, üstelik karanlıkta İyi seçer.
— Pierrcuse'ü öldürenin Julot oi-d' ğuna emin misiniz?
Kalıbım basarım'... Şimdi sizi tv sil gorliv -'«un, onun öldürdüğünü da öyle gördüm.
•— İki dansöz?
— A... çifte Kumrular.... Evet.. Bunların bir tanesini sizin şişman arkadaşınız yakaladı; İsmi nedir, hatıtlıyamıyorum Öbürünü de uzun boylu, yakışıklı arkadaşınız aldı götürdü.., Hani şu, adına ne diyordunuz. Rlchard mı?...
— Bu bahiste hiç tereddüdünüz yok mu?
— Yok, efendim... Bu İşin «u götürür yeri ne gezer? Hattâ sizin arkadaşlara, kumruların »Darllngl Dar-llng!» dediklerini Dostlarınız bütün bu hikâyeleri size anlatmadılar mı?
Patrlce, düşünceli:
— Anlattılar, anlattılar... - dedi.
Yeniden, Patrlce ile Donı!nlquo bakıştı. Kararsızdılar, tereddüt içindeydiler. Fakat, Domlnlque, nihayet kararını vererek başlle bir tasdik İşareti yaptı. Evet, bilmek lâzımdı. Bu bek-lenllmlyen şeh ad etten istifade etmek, katiyete varmak lcabedlyordu; ve ou da mümkündü '
Patrlce. Julot'ya hitapla ve katlı yelle sordu;
Kartı arazide tankl arın ileri hareketi
Batı cephesinde alınan henüz çp-ı* denilecek ya§ta iki Alman esiri
Bir Sovyet motörlil kıtası bir nehrin karat sahiline geçiyor
Doğuda bir Sovyet devriyesl
— Bütün bu söylediğiniz şeylerden şu çıkıyor kİ, demek adaşınız yalan söylemiş?
— Evet, efendim. O. namussuzca, kepazece yalanlar uydurdu. Zaten kendi de namussuzdu, kepazeydi. 31-zin karınızı İtham etti. Bunun da sebebi sizi şaşırtmak, sizden para koparmaktı. Köpoğlu gidip orospulara yedirecek. Bu tâbirlerimi affediniz, madam! Ben de tevkif edildikten sonra yalan söyledim. Şayet hakikati ortaya koyacak olursam, Julot, tepe-llyeceğlnl söyllyerek beni tehdldet-miştl. Ben de yalanlar uydurmak suretlle işin İçinden sıyrılmanın kolayını aradım.
Bir an durdu. Kqn koca düşünceliydi. Julot devamla:
— Yemin ederim ki. adaşımın söyledikler! tamamlle yalandır, tamam! -le yalan. Onun aklı fikri kolyedeydi. Picrruse'den bir adım bile ayrılmamıştı,
Patrlce, bir dakika tereddiidettl; sonra, son, kati ve ehemmiyetli suali kısaca sordu. Yüzü sapsarıydı. Muhatabının gözlerinin İçine dik dik bakıyordu. Titremlyen boğuk bir sesle dedi ki:
— Demek ki. Mavi Çayır'da ben...
— Siz mİ?... Sizi madamınız hiç bırakmadı. Ben saklı bulunduğum ağacın arkasından manzarayı apaçık görüyordum,
I Domhılaue, hicaptan solgunlaşarak,
fakat yarayı büsbütün deşmek gayretiyle:
— siz biz! gördünüz mü? - diye sordu.
— Evet, gördüm. Şu anda gördüğüm gibi gördüm. İkinizi de farkedl-yordum. Birikirinizden hiç ayrılmadınız. Madam, mösyöye sarılmıştı. Fakat, başlangıçta o uzun boylusu, hani o Richarıî dediğiniz, madamı elinden çekti. Çekti amma, kocanız, ona bir yapıştırdı, dirseğiyle sendeletti Rlchardı. O da gitti, Kumrulardan birini bileğinedn tuttu, sürükledi götürdü. Böylece onlar da aralarında buluştu. Siz, karı koca, baş basa kaldınız. Blrlblrlnizin kollarınızda... Saadet İçinde... Hattâ şu anda sizi şimdi nasıl görüyorsam, o gece de söylediklerinizi duyuyordum, siz. kocanıza: «Ah. güzelim! Güzelim!» dediniz... Sonra- «Bu yaptığımız deliliktir!» dediniz... Yahut da buna benzer bir şey söylediniz.
*•#
Patrlce ve Domlnlçue, artık, söylenenleri dinlemiyorlardı bile... Bu serserinin yanlarında bulunduğunu unutarak, memnunlukla ve hayretle birlblrlerlnin yüzüne baktılar. Bakışları blrlcşlyordu. İfadeler! bir zafer İfadesi halini almıştı.
Donılnlque, âdeta bahtiyarlıkla tlt-rlyerek;
— Görüyor musun? İşitiyor musun?.- Tabii değil mİ: Ben, o gece
^Asîcss-ıuc" bahisleri^
BERLİN SAVAŞI
*
Mevcut şartlar Berlin savaşını bir Stalingrad savaşı yapmaya müsait değildir
Stettln'den Frankfurt’un cenubuna kadar, takriben 100 kilometrelik bir cephede, devam eden savaşın biricik gayesi Berlin’i düşürmek veya müdafaa etmek olduğuna göre btıradak' harb herkâtını «Berlin savaşı» diye . adlandırmak yerinde olur. Kaldı kİ j bu cephenin bazı noktalan ve meselâ . Öder nehrinin batıya doğru dirsek ı teşkil ettiği Ebestvalde köşesi Berll-nln dış mahallelerine ancak 50 kilometre kadar mesafededir ve bu kadar mesafe eski zamanlarda bile muharebenin o şehir veya yerin adını alması İçin kâfi bir sebep addedilirdi.
Berlin savaşının bütün hızlyle bugünlerde boşlaması ve Kızılordunun önümüzdeki hafta zarfında bu büyük şehri ele geçirmeğe çalışması çok muhtemeldir. Bunun biricik sebebi Almanların başkentlerini müdafaa için yeter asker ve malzeme yığmasına, tahkimat yapmasına mahal bırakmadan bu büyük sanayi ve münakale merkezini ele geçirmektir. Öder nehri boyunca hazırlık ve kâfi bir cephe mıntakasıııdü yayılma işini Kızılordu kolayca ve kısa bir zamanda başardı. Bunun hikmet! de her halde Alman başkumandanlığının kâfi derecede stratelik İhtiyatlara malik olamamasıdır. Aksi takdirde Berllne karşı hücumu hazırlamak üzere Öder üzerinde yayılma ve açılma çok zamanı ve çetin savaşları icabettlrebillrdl.
Alman başkumandanlığının büyük ihtiyatlara malik olamamasında da şaşılacak bir şey yoktur Bir taraftan Kızılordu gayet mahlrane bir hareketle Budapeşte kesiminde ve Tuna nehri vâdlslnl kapatmak gay esile Alman başkumandanlığının en az 7 8 zırhlı ve 10-12 piyade tümenini Buralara çekti ve buralardaki harb-lerde yıprattı. Öte yandan Run-dstedt de Ardenııes savaşlarında bundan az blmıyen bir kuvveti harcadı. Buna şarki Prusya. Saltık kesimi, Pomeranya ve nihayet Polon-yadakl Poznan, Thorn gibi kalelerde mahsur kalıp esir veya İmha edilen kuvvetleri de katarsanız- Berlin müdafaası veya onu uzaktan kuşatıcı muharebeler İçin Alman başkumandanlığının kân kuvvet bulamaması kolaylıkla anlaşılır.
Bu kuvvet vetmemezliğinl Berlin müdafaasına tahsis edilen kuvvetlerin teşekkülünden de anlıyoruz. Gelen haberler Bettin müdafaasında başkumandan olan Hlmmler veya Göbels'ln daha ziyade birkaç S.S. tümeniyle müteaddit polis ve «halk muhafız» taburlarına güvendiğini gösteriyor. Muntazam ordunun bu kesimdeki savaşlarında da İki veya üç kolordudan fazla kuvvet görün- , müyor. Zamanla diğer cephe kısımlarından Bettin İçin büyük kuvvetler çekilmek isteneceğine şüphe yoktur. Fakat Kızılordu buna İmkân ve fırsat bırakacak mıdır? Burası çok şüphe’l Kızılordunun Berlin karşısında Stet-tln’den Frankfurt’a kadar mühim noktalan kısa bir zamanda ele geçirdiği muhakkak olduğuna göre Berllne hücıım İçin artık fazla beklemt-yeceğl anlaşılıyor. Vâkıa her hücum mutlaka muvaffakiyetle netlcelene-çektir denemez Fakat bu hücum Klsa bir zamanda ve meselâ önümüzdeki birk-ç gün zarfında yapılırsa, daha doğrusu yapılabilirse Almanların buraya yeter derecede kuvvet getirmeleri çok şüphelidir.
Berlin savaşı muhakkak ki bir Sta-lingrat savaşı elamıyacaktır. Alman-
Yazan:
M. Şevki Yazman
yanın şimdi içinde bulu, duğu şartlar, hem garbptan ve hem şarktan yeleri tazyiklerin büyüklüğü, Kızılordunun kuvvet ltlbarlle haiz bulunduğu üstünlük ve nihayet Berilntn Alman hududuna olan mesafes' Sovyetlert buralarda çivlleyi’- geri döndürmeğe müsait değildir. Olsa olsa Berllnd» nispeten uzunca bir müdafaa düşünülebilir. " I Ber'.ln bir «Budapeşte» olabilir, bir «Stalingral» değil. Kızılordunun bu uzunca müdafaayı dahi tamamen önlemek ve her no pahasına olursa olsun, Berlin! kısa bir zamanda düşürmek İçin tertibat aldığı görülüyor. Bunun İçin Öder müdafaa hattının da bazı kolaylıklar gösterdiği söylenebilir:
Evvelâ bu hat Eberswalde kesiminde garba doğru çok girer ve burada şimalden Berlin'i kuşatıcı bir vaziyet meydana gelir. Cenuptan İse Mareşal Konlev orduları şimdiden Öder nehrini geçmiş tedricen Berlin cenubuna doğru kuşatıcı hareketler göstermektedirler. bizzat Öder nehrinin de mühim bir mânla vazifesini göreceği çok şüphelidir. Zira bu mevsimde, bazı ajansların buzların erimesini haber vermesine rağmen, Öder nehrinin kalın ve hattâ tankların geçmesin» müsait buz tabakaslyle örtülü olduğunu zannediyoruz. Olsa olsa Alman Istlhkâmcıları geniş buz tahripleri 11» nehrin mahdut kısımlarını akar vaziyette ve mânla halinde tutabilirler İse de bunun da her tarafta aynı şekilde devam edeceği akla getirilemez. Şiddetli soğuk herşeyln üstünde tesirini gösterir.
Hulâsa Beri ine karşı hücumu çok kısa bir zamanda hazırlıyabllen Kı-zıiordunun aynı derecede bir meiıa-retle taarruza geçmesi ve neticeler alması kabildir. Garptan yüklenen müttefiklerin ve bu arada Almanya-da münakale şebekesi ve sınaî tesisat bırak m müttefik hava kuvvetlerinin baskıları İse Kızılordunun bu teşebbüsünü çok kolaylaştırabilir. Bütün şanslar tamamen Kızılorduya müteveccih görünüyor.
KAKŞAMS
Abone bedeli
Türkiye
Ecnebi
Senelik 6 Aylık 3 Aylık
2800 1500
800
Kuruş
»
*
Adres tebdili için luk pul gönderilmelidir takdirde adres değiştirilmez
5400 kuruş
2900 »
1800 t
em Kurtıs
Aks1
Telefonlarımız Başmuharrir; 20565 kazı işleri: 20765 - İdare- 2rn;sı Müdür: 2049?
Sefer 27 - Kasım 96 imsak Güneş öğle Ikındı ak Yatsı E. 11.44 1.25 6.52 9-41 12.00 1-33 V. 0.21 8.01 13.28 16.18 18.37 20.08
idarehane BabIâli elvan
Acı musluk sokak No 13
Created by free version of 2PDF
yanımdakinin sen olduğunu bili; dum! - dedi.
**#
Patrlce, Julot’ya yaklaştı. Ona başka sualler de sordu. Adamı şaşırtmak, ağzından aksak bir söz almak istiyordu. Fakat hayır! Ziyaretçi hiçbir tenakuza düşmedi.
Julot Caboche, kendinden son derecede emindi. Düşünceye varmakst-zm, tereddüde düşmeksizin, tafsilât verdi. Bulundukları yeri noktası noktasına tesbit etti.
— Bakınız, dahasını da söyliyeylml — dedi. — Hattâ, yerden kalktığınız vakit, orada duran sarı bir eşarpı da elinize aldınız. Bıı atkıyı, smokininizin cebine soktunuz. Eşarp oradan sarkıyordu. O vaziyette gittiniz. Dostunuz Antolne mıdır, nedir; o dn boş bir şampanya şişesi aldı. Nlçlrt mİ?... Ben de bilemiyorum ... Her halde sarhoşlukla yapılmış bir hareket olacak.,. Acaba tahminim doğru nıu? . Tahminim doğru olsa da olmasa da. şimdi artık size hakikati harfi harfine söylediğime emin olmuşsunuzdur. Esasen niçin yalancılık edeceğim?.. Size neyi gördüm dedimse gördüm; neyi işittim dedimse işittim!. Aptal değilim, iyice baktım, dinledim... Allaha ısmarladık, mösyö! Allaha ısmarladık, madam!
Kapıya doğru yürüdü.
Patrlce. ona. bir kere daha para teklif etti.
Fakat adam, kati şekilde reddetti;
— Hayır! İhtiyacım yok! Ecnebi memleketlere gitmek için İcabeden parayı tedarik ettim. Hayatımda kırıt yılda bir temiz bir iş görüyorum. Buna karşılık olsun para almıyayım... Allaha ısmarladık efendim-,
Patrlce, misafirini şato kapısına kadar bizzat götürdü- Kanadı kapadığı, kilidi de sürdüğü vakit, bu maceranın üstüne tamamlle hâtlme çektiğine emindi.
Sonra. Domlnlque'in kendisini beklediği odaya döndü. İkisi de. hiçbir şey konuşmaksızın, muhabbetle öpüştüler.
¥♦»
Parise dönen Martyl çifti İçin hayat yeniden başladı. Eskisi gibi bir hayat... Erkek, avukatlık işlerine kendini verdi. İstikbal, önünde tamamlle açıktı. Mesleğini seviyordu. Şöhretinden gurur duyuyordu. Au daha bütün bunlar, bir saatlik delilik buhranı İçinde batıp gidecekti. Menfur bir rezalet onları boğacaktı. Mukaddesat namına hiçbir şeyleri kalmıyacaktı.
Halbuki şimdi, bütün bunlara ka-vıışuşu ne saadet, ne saadet!
Dominlqu» de, -uhunun huzuruna, şahsiyetinin izzeti nefsine tekrar kavuşmuştu Bir uçurumun kenarında sendelemlşti. Bereket düşmemiş! t i
"(Arkası var)
f 1
11 Şubat 19 L'j
AKŞAM
Bahlfe 7
Almanya ve Jaopnya teslim oldukları gün âbide bütün haşmet ve azametile aydınlatılacak
İstiklâlini ilân eden Birleşik Amerikaya Fransa halkı tarafından samimi sevgi ve bağlılığın bir hâtırası olmak üzere 1886 da merasimle hediye edilen meşhur hürriyet âbidesi o zamandan beri itina ile muhafaza edilmektedir. Bu muhteşem heybetli âbidenin görünüşü, her sene ziyarete gelen 400,000 Amerikalının milliyet hislerini harekete getirmektedir. Amerikanın her köşesinden gelen halk, bu âbideyi âdeta bîr kâbe gibi sükûnette tavaf ettikten sonra, kalbleri iftihar ve haz dolu olarak ayrılırlar.
Hürriyet âbidesi, Kew York limanında eskiden askerî bir müstahkem mevki olan 5 hektarlık Beldoes adasında inşa edil.n muazzam bir kaide üzerine oturtulmuştur. 204.000 kilo ağır-hğmda otan bu muazzam heykel kızın, nezaret ve bakımından mesul bulunan müdür George Palmer’in emri altındaki 18 kişiden mürekkep bir gurup. Beldoes adasında bulunan âbide vesa’.r binaların bakımı ve temizlik iş-lerile her gün muntazaman meşgul olmaktadırlar.
Âbidenin beton, sıva ve çelikten mamûl muazzam kaidesi içinde mütemadiyen İşleyen asansörleri kullanan müstahdemin ve diğer memurlar, ziyaretçiler tarafından âbide hakkında somlan bütün suallere cevap verecek malûmatı haizdirler.
Müdür Palmer ile memurların dördü ailelerile beraber adada, eskiden kalma zabitlere mahsus evlerde ikamet etmektedirler.
New York şehrinde yaşı yan diğerleri ise, /da ile New York arasında saat başlarında hareket eden vapurlar vasıtasile işlerine gidip gelmektedirler. Adada oturanların aileleri İse alış veriş için haftada iki kere New York'a inmektedirler.
Hürriyet âbidesinin müdürü Palmer yedi seneden beri bu işin basındadır. Onun disiplinli idaresi ve titizliği sayesinde heykel, binalar ve bahçeler tertemiz tutulmaktadır. Bu müddet sarfında heykeli ziyarete gelen binlerce kişi tarafından, ada hudutları dahilinde tek bir vakaya sebebiyet verilmediğini müdür Palmer iftiharla şöyle ifade etmektedir:
«Gelenler mukaddes bir şeyi ziyarete geldiklerinden, hareketlerinde hiç bir hümıetsizliğe tesadüf edilmiyor.»
Her gün ziyaret edilir
Yağmur, kar, güneş ve fırtınaya rağmen hürriyet âbidesi senenin hiç bir gününde ziyaretse kalmaz. Halk ada etrafında dolaşır. Kaidenin üst kısmına kadar asansörle çıkar 45 metrelik yılankavi merdivenden hiç şikâyet etmeden çıkar ve iner.
Müstahdemine düşen en güç1 vazifelerden biri de ziyaretçiler' tarafından duvarlara »Ne mutlu ki Amerikalıyım» diye yazmalarına mâni olmaktır.
Heykelin inşa edilmesi için iik fikir, 1870 senesi bidayetinde Fransız tarihşinaslanndan Edatı ard Laboulay tarafından ileri sürülmüştür. Projesi Alsash hey-keltraş Frederick Auguste Bart-holdi tarafından, hazırlanmıştır. Kaidesi ise Amerikalı mimar Ric-hard M. Hunt tarafından yapılmıştır. Heykelin inşası İçin Fransa ahalisinden 250,000 dolar ve kaidenin inşası İçin Amerikada halktan 260,000 dotar toplanmıştır.
Örtüye bürünmüş tunçtan mamûl heykelin başına elektrikle aydınlatılan bir taç giydiril-' iniştir. Sol elinde. 4 temmuz 1776 Amerika istiklâlinin tarihini taşıyan bir kanun kitabı vardır. Havaya doğru uaatılnuş sağ kolunun elinde hoş geldiniz mânasını ifade eden bir meş’ale, ayaklarında İse zulüm ve istibdadın kırılmış kilidi bulunmaktadır. Âbidenin dahilinde bir levha üzerine bu heykel İçin yazılmış olan Emnıa Lazarus’in. şiiri vardır.
Amerikaya gelenleri 58 seneden beri haşmetle karşılayan Hürriyet âbidesinin memurları yalnız bir kere yürekleri sızlatacak bir vazife görmeğe mecbur kalmışlardır.
Abide müdürü Palmer bir mü-
Newyork’ta hürriyet âbidesi
Jâkat esnasında — 1941 aralık ayının 7 sinde Japonların «Pearl Harbour» a taarruz ettikleri vakit sükûnet ve teessürle, limandaki seyriseferin inkıtaa uğramaması için meşaledeki yalnız 2 donuk ışık hariç, âbideyi donatan tekmil ziyaları söndürdük. Fakat müttefik kuvvetler Fransa sahillerinde yaptıkları çıkartmada muvaffak oldukları gün. bütün âbideyi baştan aşağı tam on beş dakika ışıkla donatarak, bunun acısını kısmen çıkardık. O tarihten beri Hürriyet âbidesinin meşalesi daima parlamaktadır.
«Şimdi, âbidenin ışık tertibatında mühim tadilât yapmakla meşgulüz. Heykelin meşale ve diğer kısımlarında bulunan ampullerin yerine 1000 vatlık ampuller takarak ziya kuvvetini arttırıyoruz Birçok yeni projektörler ilâve ederek âbidenin ışık tertibatında umumî bir ıslahat yapmakla meşgulüz. Japonya veya Almanyanm teslim olduğu gün tekmil âbide bütün Ihtlşamiyle aydınlatılacaktır, ve bunun için, bütün gayretlerimizle bu şerefli ve zeykli. İşimizi bir an evvel bitirmek İçin uğraşmaktayız" demiştir.
Aydın’da yiyecek fiatleri
Aydın (Akşam) — Şehrimizde borsa yoktur. Pazarda, esnafta toptan ve parekente suretlle satılan hububat ve gıda maddelerinin fiatlerlnl bildiriyorum.
Arpa 22-25. buğday 23-36, çavdar 20-25, mısır, akdarı ve bakla 18-20, burçak 23-25, fasulya 50-70, nohut 35-40, börülce 40-50, tereyağı tuzsuz 425-540, tereyağı tuzlu 475-500. zeytinyağı 143-155, İncir süzme 50-60, incir elleme 45-50, İncir paçal 30-40, susam Sû-100. pekmez 90-75. süzme bal 180, ceviz 40-50, koyun eti 180. m-'ğır eti 120 (Ür. Odun, kömür flitlerinin kararı yoktur. Odun 5, kömür İse kenaTda, köşede 20-25 kuruştur.
Babasının dikkatsizliği yüzünden sekiz yaşındaki çocuk öldü Konya (Akşamı — Sillenin Aşağı mahallesinden Mehmet Işık tüfeğini evine bırakarak gitmiş, sekiz yaşındaki oğlu İbrahim tüfekle oynamağa bağlamıştır. Birdenbire ateş alan mermi çocuğun boğazına saplanmış, çocuk derhal ölmüştür.
Konya Halkevinin çalışmaları
Konya (Akşamı — Halkevi, genel ve ulusal savaşlar sırasında, Konya ve çevresi halkından şehit olan subay ve erler İçin bir saygı albümü hazırlamasına başlamıştır.
Konyadaki yerli saz şairleri İçin bir Jübile yapılması kararlaşmış ve zcp.-gln bir program hazırlanmıştır.
Kalkerimizin çıkarmakta olduğu (Konya) dergisinin daha çekici V® canlı olması için genel w4r- Erlikten gönderilen seçme dairesinde i azı çeşidinin sağlanması ve kontrul İşlerine bakmak üzere bir yazı işleri heyeti kurulmuştur.
Develi memurlar istihlâk kooperatifi faaliyete geçti
Develi «Akşam) — Teşekkülünü evvelce yazdığım memurlar İstihlâk kooperatifi fiilen bu ayın başından itibaren faaliyete geçmiştir.
| - iş ariyanlar
MUHASİP İŞ ARIYOR — Lise mezunu - Usulü müzaafe üzerine ticari muhasebeye bihakkın vakıf muhasip miicssesclerdo daimi İş arfl.mnktad.ir. Erenköy Etcm Efendi 18 N.ö. rümu-zuna. 853 — 2
İŞÇİ ARİYANLAR lıİR GENÇ İSTENİYOR — İlk veya orta okuldan bu sene ayrılmış bir gence İhtiyaç vardır. İsteklilerin posta kutusu 644 adresine mektup yarmalan. 872 —
YENİ DOĞMUŞ BİR ÇOCUĞA BAKACAK — Bir dadıya İhtiyaç vardır. Bo-montl İzzetpaşa sokak Sürel apartı-manı No. 10’5 Telefon: 81666 841 —
OTEL İŞLERİNDE ÇALIŞMIŞ — Veya çalışmamış otel İdare edebilecek 30 - 50 yaşlarında bir bnyn ihtiyaç vardır. Fatih Reşadiye oteli S. 17 - 19 861 — 3
DÖRT KSİLİK RİR AİLE - Bütün ev İşlerini yapacak «frilp gidici hamarat bir kadına ihtiyaç vardır Civarda olanlar tcrrlh olunur, şişil Samanyolu 91 No. Bıkmaz apartman 2 ye öğleye kadnr müracaat. 772 - 6
ORTA İSLERİ GÖRECEK — Orta yaşlı bir kadına lüzum vardır. İstanbul Belediyesi karşısında Yeşil apar-tıman daire 2 müracaat. 828 —
İNGİLİZCE TİCARÎ MUHABEREYE VAKIF — Bayan veya baya İhtiyaç vardır. Karaköy Palas karşısı (104 -109) No. ya fiökdcn sonra müracaattan. 795 — fi
AHÇ1 KADIN ARANIYOR — İyi yemek pişirmesini bilen ayrıca orta hizmeti de yapacak bir kadın ahçıya Ihtlvaç vardır isteklilerin bonservisleriyle birlikte Osmanbey Rumeli caddesi Âfitap apartmanı 3 No. ya müracaattan. 800 — 1
İKİ BUÇUK YASINDA BİR ÇOCUĞA RAKAMAK İÇİN — Bir dadı veya mürebblye aranıyor. Türk ve Rum lerclh, edilir. Adres: Nlşantag Güzel Bahte S(»k. Metanet Apt. No. 4. Tel-80602 835 — 1
TEZGÂHTAR ARANIYOR — Bakkaliye işlerinden anlar bir tezgâhtara ve bir de çocuğa İhtiyaç vardır. Dlvanyolu 29 No. y« müfaeMU- 834 — 1
- SATILIK EŞYA
ACELE SATILTK UCUZ OTOMOBİL — Müracaat: Niyazi Atabek Defterdar Sümer Bank fabrikasında. Tel: 24209 B31 -
SATILIK OTOMOBİL — Benz Mer-sedes marka 940 mod. tek kapılı temiz sefaretten çtkma beş adet lâstiği İyi vaziyette lftstlksiz de satılır. Görmek İçin Vefada Yıldı?. Gar al m a müracaat. 789 —
SATILIK OTOMOBİL — 38 mod. Pleymut takside çalışmaktadır. Hiç lâstik almamış ve 4 ad. lâstik tesblt edilmiştir. Görmek için Vefada Yıldız Garajına müracaat. 790 —
ŞIK YENİ Rİlt PİYANO — Ve bir salon gramofonu satılıktır. Taksim Siirp Agop hastane yanı No. 67 (Zili üç kere vurun), 840 — 1
YENİ DİKİŞ MAKİNESİ — «Sln-ger« marka satılıktır. Müracaat: Beyoğlu - Tarlabaşı caddesi 85 numaraya her gün müracaat 13 - 16 arası, 877 — 3
SATILIK ANTİKA MÜCEVHERAT— Maruf bir aileye alt bir çift gayet «ymetli ve enteresan eski Felemenkli broş 15/2/945 perşembe günü Sandal Bedesteninde satılacaktır. İsteklilerin şimdiden gidip görmeleri caizdir. 871 — 2
HER TÜRLÜ KÂĞIT — Gazete, mecmua, kitap, defter iyi ftatle satın alınır. Satmak İsteyenlerin numuneleriyle Eminönü Tahmis caddesi Kalçın sokak No, 13 e müracaattan, 846 — 1
SATILIK — 1 adet Ezme krema makinesi, 1 adet İrmik sasörü, 1 adet elek, ı adet motör, 15 beygir kuvvetinde, ar. kullanılmış, çift volant, kw-zanlle birlikte Sabrl Urallı, fabrikatör, Bandırma 845 — 4
ESKİ GAZETE — Mecmua ve saire ribl kullanılmış kâğıt alınır. Mektupla 1633 porto kutusuna müracaat. 890 —
— Kiralık — Satılık
20ÖÖ LİRADAN 1ÖÖÖ90Ö LİRAYA KADAR — İatan bulun her semtinde, her cins emlâki olup da acele paraya ;evlrmek istlyenlcrln Tılrklyenln en >üyük emlak müessescsl olan Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna satışını tevdi etmeleri en kısa ve kestirme yoldur. Galata ömerâblt han kinci kat 23 No. Telefon 42368 733 —
HAVASIZ DEVREN SATILIK BAKKALİYE DÜKKÂNI —Coğaloğlu Türk Ocağı caddesi No. 3 İçindeki sahibine müracaat. 833 —
BATİLİK APARTMAN — Talimhanede Şehit Muhtar caddeslle Aydedc caddelerinde altışar kat 5 şer daireli bütün konforu haiz birisi asansörlü diğerleri asansörsün. Tel 41571 Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi 98, Kat 1_________________8(İ2 — 3
ŞİŞLİDE — TTarnvay durağına İki dakika mesafede çift daire 3 kat 3 er oda ve tam konforlu bir apartıman 45000 liraya satılıktır, Eminönü mey-dnnı Kemaliye han kat - 1
SATILIK APARTMAN — Taksimde İnönü gezisi karşısında tramvay yolu üzerinde aj tında mağazası olan tam konforlu asansödü yedişer odası 8 katlı Tel. 41571 Ankara Emlâk Biirosn ts-tlklâl cııddesi 98 kat 1 803 — 3
SATILIK HAN — Karuköydc Tünel civarında tamamen betonarme beş kat üzerine iradı net yüzde 5 altında mağazaları ve birçok odaları olan han. Tel, 41571 Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi 98 kat i 864 -3
SATILIK HAN — Karaköyde Havyar hanında altında İki mağazası bulunan 3 kat üzerine 4 der odalı ve gene Karaköyde ayni hanın civarında altında dört dükkânı beş katlı han. T‘l (1571 Ankara 'Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi 98 kat 1 865 — 3
SATILIK KÖSKIER — Kadıköy Çlftehovuztar ve Fener yolu Bajdat caddesi ürerlerinde GÖztepede, Sua-dlyede. Saşkınbakkalda kaloriferli ve kalorifersiz denize tamamen nazır mamur bahçeleri olan piyasaya çıkmamış köşkler. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi kat 1 98 No 86« — 3
SATILIK APARTMANLAR — Ka-dıköyünde tramvav yolu üzerinde altında mağazası »ulunan ve mağazası 10 dairesi olan İki apartman. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi 98 kRt 1 867 -3
SATILIK APARTMAN — Beyoğ-lunda Lebon pastahanesl civarında altında beş dükkânı ve üzerinde 15 dairesi bulunan aylık geliri 860 küsur lira olan tngUlz sistemi gayet sağlam bir apartman emsaline göre çok ucuz. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi M kat 1 868 — 3
SATILIK APARTMAN — Nlşanta-şmda Çınar caddesinde ikinci kattan denize nazır 5 kat 5 daire dörder oda beton kaloriferden başlcn bütün konforu havi. Emsaline göre ucuz. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bürosu Beyoğlu İstiklâl caddesi 98 kat 1 869 — 2
SATILIK APARTMANLAR VE EV — Ayaspaşada birisi asfalt üzerinde dl-ga>ri- Gümüşsüyü civarında birisi 5 katlı 3 çer odalı diğeri 3 katlı dörder odalı İki apartman ayrıca Sul-tanahmette deniz görür, tramvaya çok yakın sekiz odalı banyolu beton bir ev. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bürosu .İstiklâl caddesi 68 kat 1 870 — 3
27000 LİRAYA SATILIK APARTMAN— Bcj-oğhında Tarlabaşinda Keresteci Recep sokağının başlangıcında asfalta yakın 7 katlı 6 daire iki dükkânlı beşer odalı konforlu. Yolculuk dolayıslle acele satılıktır. Tel: 41571. Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi 98. Kat 1 678 —3
KADIKÖY İSKELESİNDEN MODAYA KADAR — 10000 liradan 20000 liraya kadar acele şahlık «v alınaca-tır. Satmak Isllyenlerln Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna »«ele miiraca-atlai- Galata Ömcrâblt han İkinci kııı 23 No. Telefon 42398 859 — 2
5.000 LİRAYA — Beylerbeyinde, iskeleye 10 dakika mesafede, 6 1/2 dönüm bahçeli, 5 büyük odalı bir ev satışa çıkarılmıştır. Müracaat: Ferdi Selek Tiirk Emlâk Bürosu, Galata ö-merâblr han 2 ncl kat No. 23- Tel: 42308 858 —2
İSTANBULUN HER HANGİ BİR SEMTİNDE — Her cins emlâki en kısa bir müddette paraya çevirir. Arzu edenlerin derhal Galata Ömer&blt han 2 ncl kat No. 23, Ferdi Selek. Türk Emlâk- Bürosuna müracaat ötmeleri tavsiye olunur. Telef. 42368 8:(« — 0
SA5 İN MÜŞTERİLERİME — 3000 -1000.000 itrn arasında muhtelif semtlerde, muhtelif villâlar, köşkler, apartmanlar, evler, çiftlikler, yalılar sunar. Arzu edenlerin, öınerâbit haıı 2 ncl kat, No. 23. F. a. T. E. Bürosuna teşrif buyurmaları ve yahut 42368 numaraya telefon etmeleri. 857 — 9
SATILIK MAĞAZA — Mahmutpa-şa’da Kürkçü hanı içinde 24 numaralı kâglr mağaza satılıktır. Arzu edenler, ömerâbit hanı İkinci kat 11 numaraya müracaat etsinler. 855 _ 1
ATATÜRK BULVARI — Üzerinde 12,20 metro yüzü olan ceman 265 M2 arsa 29000 liraya. Eminönü meydanı Kemaliye han kat - 1 846’ —
LÂLELİDE — Atatürk bulvarına nazır 3 kat 3 er oda senevi 3000 lira irat getiren bir apartıman 35000 liraya Elmlnönü meydanı Kemaliye han kat - 1 847 —
MARPUÇÇULARDA — Pırlanta gibi bir mağaza 40000 liraya. Eminönü meydanı Kemaliye han kot - 1 849
TAKSİM TALİMHANEDE — Altında 4 dükkânlı kalorlftrll tam konforlu apartıman 130000 liraya, Eminönü modam Kemaliye han kat - 1 849 —
HER ÇEŞİT EMLÂK İHTİYACINIZ İçin — ş. Kuğu Emlâke müracaatınız menfaatiniz İcabıdır. Eminönü meydanı Kemaliye han kat - 1 851 —
BAKIRKÖY — Karlaltepe Gülbeşeker sokakta 41 ve 43 No. lı # ve 1 odalı evler acele satılıktır. Görmek İçin 43 No. ya müracaat 854 —
SATILIK BÖREKÇİ FIRINI VE ARDİYE — 1 - Meşhur Hasanpaşa fırını Beyazıt Ördü caddesi No. 143, 2 -Bahkpazarı caddesi Taşçılar No. 53 Müracaat-. Lâleli Tayyare aparlıma-nı altında No. 23ü Şen İş 874 — 4
GENÇ BİR AİLE - (Ikl kişi) Ayaz-paşa veya Taksimde kaloriferli pansiyon bir oda aramaktadır. Taliplerin Paşabahçe 811 : 54 No. ya telefon edilmesi. 852 — 1
DEVREN SATILIK DÜKKÂN — Avnalıçcsme Sürurl yokuşunda Çeşme sokak No. 1 de bakkal dükkânın-dakllcr dışarıya gideceğinden dolayı acele ve ucuz bir cüzi mal İle ve yahut matsız devren satılıktır. İçeririn-dekllere müracaat. 876 —
SATILIK EV — Kadıköy Cevizlik Ahter 8. 14 No. lı ev satılıktır. İsteklilerin Taksim Talimhane Topçu cad. No. 2 Uygun Ap. 2 No- daireye müracaat. »7 — 11
KUMKAPI — Kadırga Cinci meydanında beş odalı ve mutfak, havagazı, elektriği olan bir bina acele satılıktır. Müracaat Sirkeci Emek nakliyat ambarına. 878 — 1
KUMKAPI İSTASYONU — Hlsar-dibl, Fındıkkıran sokak 14 numaralı kârglr hane köşebaşı, (35öö> liraya sat ılı tetir. İki katı boş verilecektir. Telefon: 90508 e müracaat. 873 — 2
DEVREN SATILIK DÜKKÂN — Kadıköy Altıyolda İşlek bir yerde gayet modern tuhafiye ve manifatura mağazasına müracaat! Kadıköy Pa-taryohı Emniyet Sandığı yanında 113/1 No. ya. 843 — 2
SATILIK EV — Mahmutpaşa Küçük Ylldız Çıkmaz sokakta. No 23 evdir. 6 oda 1 camekânlı bölme salon 2 helâ ve musluk 1 mutfak 1 odun-’luk 1 sarnıç ve bahçesi olan sahibi tarafından satılacaktır. Dlvanyolu Türbe civan 188 de 842 - 2
HASKÖYDE - Hasköy caddesinde denize ilç dakika meşalede yüzü sekiz metre derinliği 22 metre mu-rabbaı üzerinde üç odası bulunan mahal kiralıktır. Ufak fabrika ve İmalâthaneye elverişlidir. Müracaat her gün saat beşten sonra Hasköy KeçeciplrJ mahallesi heyeti Ihtlyarl-yesinden Haşan ağabeye müracaat. 844 —3
KURTULUŞTA — Tramvaya 3 dakika 8,20 yürü 109 metre İnşa salma katlarında 3-4-5 oda her katın Fayans banyoları ayrıca çamaşırhanesi ve büyük bahçesi bulunan apartman 27000 liraya Eminönü meydanı Kemaliye hnn kat 1 845 —
LÂLELİDE — Tramvay cadde:.l tt-zcrlnde 5 er oda ve 10 daireli altında İki büyük mağazası bulunan ve se-nevi 9000 lira İrat getiren bir apartı-man 150000 liraya. Eminönü meydanı Kemaliye hnn kat - 1 848 —
14000 LİKAYA — Clballde İskeleye üç dakika mesafede 10 odalı ayda 90 lira kirası kftglr. bahçeli acele satılık ev. Ferdi Selek Tilrk Emlâk Bürosu Galata Ömerâblt han 2 ncl kat 23 No. Telefon 42368 834 - 1
RARBİTEDE — Tramvaya 50 metre mesafede kâglr 8 odalı ufak bahçesi 18000 liraya acele şahlık ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu Galata ömerftblt han 2 ncl kat 23 No. Telefon 42398 827 —
18900 LİKAYA SATILIK APARTI-MAN — Beyoftlunda Kumbaracı sokağı civarında 5 kat 3 er oda % 8.5 varidat, denize nazır, bahçeli, kâr-glr. 12 - 15 e kadar Gatatada Kürekçilerde Demir han No. 23 e müracaat 794 —
3.000 LİRADAN - 1.000.000 LİRAYA KADAR — 600 parça apartıman, ev, hnn, çiftlik, villâ, yalı v. s. her nevi emlâk satışa çıkarılmıştır. Müra-aat: Ferdi Selen Tilrk Emlâk Bürosu Galata ömerâblt han 2 ncl kat 23 telefon 42388 732 -
KADIKĞYDE GAZHANEDE — Hİir-lryet sokağında 93 - 95 - 99 « 101 numaralı İkisi ahşsp ve İkisi kftrgir elektrik, teriros ve kuyusu ve bir dönüm mamur bahçeli evler mülk olarak toptan veya ayrı, ayrı satılıktır. Kadınbakknlda bakkal bay Hiisnİlden sual oluna.. 824 — 1
Soldan sağ* ve yukarıdan aşağı:
1 — Az ajltllsl bulunmıyan bir gıda maddesi.
2 »— Erkek - Meşguliyeti olan.
3 — Hğllmlş - Sonuna «N» gelirse reklâmdır.
4 — Tenull mahalli - Rüzgâara verilebilen bir emir.
3 — Duymuyor.
0 — Tersi güzel değil - Bu da temfa değil.
7 — Yokuşun başı - Rey - Pisipisi.
8 — Bir erkek İsmi - Şarkılı temsillerden.
9 — Dehlizde.
10 — Ttrsl zarıdır - Serzeniş.
Geçen bulmacamızın halli
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Otomobil. 2 — Tokat, Llae, 3 — Okuyamadım, 4 — Mayasız, 5 — Ot as, Sokak, fi — Misırunu. 7 — Ilazor, Şad, 8 — Ud, Kuş, De, 8 — Sıkanadam, 10 — Yem. Kudema.
Konya eski eserleri sevenler cemiyeti
Konya (Akşam) — Konya Ve çevresindeki sanat, folklor, etnografya, tarih bakimlerından değer taşıyan her türlü eserleri aramak, korumak, tanımak, ilgi ve bilgi sağlamak, eserleri tamir ve muhafaza etmek gayesiyle şehrimizde (Konya eski eserleri sevenler cemiyetli adında bir cemiyet kurulmuştur.
Cemiyet bugüne kadar on bin liraya yakın bir gelir temin etmiş, İki Selçuk «erile, iki Osmanlı eserini tamir ettirmiş. Şemsi Tebrlzlnin mezarını tamir İçin haarlıklartı başlamıştır.
Cemiyetin Ilgın. Seydişehir, Cihanbeyli kazalarında şubeleri kurulmuş ve faaliyetine başlamıştır. Dil - Tarih kurumlarlle, diğer hayır cemiyetleri, cemiyetin verimli çalışmalarını gören Konya zenginleri ve aydınları maddi yardımlarını esirgemedikleri nrm-nunlukla görünmektedir
Mimarlıkta emsalsiz kıymetler taşıyan dedelerimizin eserlerini korumak. ömürlerini uzatmak için bu çeşit mahalli teşebbüslerin ve cemiyetlerin diğer vilâyetlerimizde de kurulması, Türk tarihi İçin blivük bir kıymet İfade eder
R A T —
Beyazıt Baraçishak mahallesi Mabeyin yokuşu 3, 4. 17 19. 21 numaralı bir çatı altında. 3 e.- 2 dükkân Beyazıt Ordu caddesinde 143 numaralı meşhur IHa-sanpaşaı pasta fırını ve Em'5-önü Bahkpoznrt Taşçılar cad e-al 53 numaralı Gaz Depom verese tarafından satılıktır,
Gündüzleri Sirkecide Şıhin-paşa gazinosunda ve saat 19 dan sonra da 21288 tolefrnla Vasıf ■^■1 Tur?.'ya müracaat ■■■m
SATILIK BAKKALİYE — KÖŞC başı, dört yol ağzında, müşterisi böl, çok İşlek bir bakkaliye dükkânı devredilecektir. Nişantaşı Gim) Bahçe sokak No. 0 da Nedim’e mil'ncnal.
«*>6 —
DEVREN SATILIK DÜKKÂN VE EV — İnhisarlar maddetcri’c her çeşidi bulunan bol müşterl'I bakkaliye ve Hesköyde isketeye yakın 9 oda üç hol e1ektr1k. su mevcut kırk lira petl-ren ev satılıktır. Galata Bii.vük Hctty dek 17 No. va 5 t-n 7 re k-dar mû-r ac ant. 839 —
C -MÜTEFFRRÎK
DERS VERİLİR — Orta okul dersleri ehven flat’.e verilir Müracaat: Ortûköy Muvakkit hane Bk No 49 (Plântonluk yanında) 830 -
KARLI İŞİ OLUP DA — Devretmek İsteyenlerin İstanbul 209 posta kutusuna tafsilâtla bildirmeleri
827 -
ALMANCA DERSLERİ — Bir AvrupalI öğretmen bayan büyüklere, ve lisan derslerine devam etmek İst iyen talebelere üniversite talebelerine t® doktorlara gramer ve makaleme dersi veriyor. Her yere gidebilir. Akşamda AB.C rümuzuna mektupla müracaat. 833 — 2
TAKRİBEN 35 M2 — 3 oda, helâ. Marpuççular, M ısır çarşısı civarında İmalathane ve yazıhaneye elverişli kârglr kat. Teknik Üniversite son sınıf 220 ya 12 - 14 arasa müracaat.
81#
MEKTUPLARINIZI ALDIRINIZ
Gazetemiz İdarehanesini adres olarak göstermiş edan karilerimizden
E.A — M.MI — »9
namlarına gelen mektupları İdarehanemizden aldırmalan rica olunur,
Satılfe 8
AKŞAM
11 Şubat 1043
ıı SÜMERBANK 'k
YERLİ MALLAR PAZARLARI
Müessesesi Miidüriüğündenı
Aynî yardım kuponu hamilleri şubatın son gününe kadar mallarını almalıdırlar
14/10/944 tarih ve 6831 sayılı talimatname gereğnlce 4599 sayılı kanun hükümleri uyarınca dağıtılan nynl yardım paralarına mukabil Müessessin İzden ayni yardım kuponu alan Memur ve Zat Maaşı sahiplerine Şubat sonundan sonra mal verilmlyeceğl talimatnamenin 22 ve 32 ncl maddelerle hükümlendlrllnılş bulunduğu alakalılara İlân OİunilT —
İnhisarlar Malt Hülâsası
“Fosfatsız,,
İştalı açıcı ve kuvvet verici ulun bu müstahzarı her eczanede bulabilirsiniz. ’
j 35 santllltrellk şljeal
. Kuruş
Malt flatl 62
Şişe depozitosu 38
;! Satış flatl 100
inhisarlar idaresi
* (13361
Hayret verici bir keşif BMUŞUrUMUlU sojh vf fifrem
Satılık iki adet
DENİZ MOTöRl)
iler İşte kullanmıya elverişli 2 adod maa tekne. «Oroy» markalı motorlar satılıktır.
Evsaf vesalreierl hakkında malûmat almak ve yerlerinde görmek istlyenler Büyükada Anadolu Kulübü şubesine gün müracaat edebilirler.
GRiPİN
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve bütün ağrıları derhal keser
kabında günde 3 kaşe alınabilir. Her yerde ararla GRİPİN tateylnlı
Kiralık mobilyalı apartıman
Ayazpaşanuı merkez bir yerinde her türlü konforu, Radyo, Frijider, telefon, kalorifer ve sıcak suyu havi 5 odalı apartıman kiralıktır, veya mobllyesile devredilecektir Saat D - 11.30 veya 1 - 3.30 arasında 83723 No. ya telefon edilmesi. Mutavassıt kabul edilmez
Kadın terzi işçisi aranıyor
, Parça başına dikebilecek usta v» yardımcı alınacaktır. Pazartesinden - Perşembe gününe kadar saat 12 İlâ 2 arısı, İstiklâl cadd. 292/2 Saadet Terzihanesine müracaatları.___
e™ 1 .....a—
Türkiye iş Bankası
Küçük cari hesaplar
1945 ikramiye plânı
ÇEKİLİŞLER: 29 ocak» 2 Mayıs, 24 ağustos, 1 kasım tarihlerinde yapılır.
—____ 1945 İKRAMİYELERİ - -
1 adet ARSA (İstanbul'da Büyük Yalı'da
Ada: 164. parsel No, 4,
923 M2.)
i Adet 2000 Liralık - 2«»0.— Lira
3 > 1000 a — 3000.— k
4 O 500 > — 2000.— a
10 a 200 a — 2000.— a
25 a 100 a — 2500.— a
100 a 40 ■ ^1 4000.— a
150 a 20 » - 3000 — a
300 D 10 » - 3000 — î
Türkiye İş Bankasına para yatırmakla yalnız para biriktirmiş ve faiz almış olmaz, aynı zamanda talllnizl de denemiş olursunuz.
V— l —
İstanbul erkek öğretmen okulu satın alma komisyonundan:
İst. Yıldızda Balmumcuda kâin okulumuzun 1000 kiloluk koyun eti — beyaz karaman — İhtiyacı kapak zarf suretlle eksiltmeye konmuştur.
Okulca tanzim edilen şartnamesine tevfikan 2460 sayılı arttırma va eksiltme kanununun 31 İnci maddesine tevfikan (21TI/1945 çarşamba) günü saat 15 te Oalatasarayda İstiklâl caddesinde Maliye Vekâleti Liseler muhasebeciliğinde toplanan komisyonda kapalı zarf usulll* İhalesi yapılacaktır.
İsteklilerin tekliflerine göre muvakkat teminat makbuzlarlle Ticaret odası vesikasını h&mllen komisyona müracaatları.
Cinsi Muhammen bedeli Fiati
Beyaz karaman eti__2100 L.__210 K._____________(1638
Sümerbank iplik ve dokuma fabrikaları müessesesi Bakırköy bez fabrikası müdürlüğünden!
Fabrikamız yemekhanesinde soğuk hava tesisatı yaptırılacaktır. Bu depo için tefrik olunan odanın sahası 11 metre murabbaı olup hacmen 43 metre mikâbıdır. İstekli firmaların şeraiti öğrenmek ve teklif vermek üzere Fabrika Ticaret servisine müracaatları yayınlanır. 1B2T)
OSMANLI BANKASI
TÜRK ANONİM ŞİRKETİ
TESİS TARİHİ 1863
Statüleri ve Türkiye Cumhuriyeti ile munekil mukavelenamesi 2292 Numaralı 10/6/1933 tarihli kanunla tasdik edilrniftir. (24/6/1933-tarihli 2435 Numaralı Resmî Gazete)
Sermayesi. 10.000 000 İngiliz Lfruı
İhtiyat akçesi:________12SCOOO Ingüh Lirası
Türkivenin traslıc» Şehirlerinde PARİS, MARSİLYA ve NİS de LONDRA ve MANÇESTERDE
MISIR. KIBRIS, YUNANİSTAN IRAN. İRAK. FİLİSTİN ve MAVERAYI ERDÜN’de
Merkez ve Şubeleri
Yugoslavya, Romanya. Yunanistan. Suriy*. Lübnan Filyalleri ve bütün Dun^ari- Acente ve Muhabirleri vardır.
Her nevi Banka Muameleleri yapar
Hesabı car! ve mevduat hesapları küşadı
Ticari krediler v- vesaiki! krediler ktişadı.
Türkiye ve Ecnebi memleketler üzerine keşide aenedot ÛKontösr Boraa emirleri
Esham ve tahvilât, altın ve emtaa üzerine avans
Senedal tnhsilân ve aaîre.
En vüksek emilire' şartlarını haiz kiralık Kanalar Srıvi.( vardır.
Piyasanın en mcira'l •a>-tlarik (kumbaralı vev* kumbara:" c I nr.rrrul hesnolan açılır
Zayi — 2137 numaralı eski bisiklet plâkamı zayi ettim. Hükmü yoktur.
İrfan özeken
Beşiktaş askerlik şubesinden:
Beşiktaş askerlik şubesinde kayıtlı harb malûlü subay ve erlerle şehit yetimlerinin 945 yılı tütün İkramiye yoklamaları aşağıda gösterilen günlerde yapılacaktır:
1 — 1 şubat 845 ten 20 Şubat 645 e kadar harb malûlü subayların, 21 Şubat 945 ten 28 Şubat 945 e tadar malûl eratuı (Bunlar):
A — Nüfus cüzdanı
B — Resmi senedi
C — İkramiye cüzdanı
D — Malûllyet raporları.
fi — Şehit yetimleri (Bunlar):
1 Mart 945 ten 31 Mart 945 e kadar
A — Nüfus cüzdanı
B — İkramiye cüzdanı
C — Dul veya bekâr olduklarına dair mahalle ihtiyar heyetinin İlmühaberi İle birlikte şubeye müracaattan.
50 UŞLİRINDAKİ LADIRLAR 35 İRDİ 6ORÜKE0İLIRLLfi
Clid hlloeyrelerinden istihraç ve ılu cıhhaUl bir genç kik cildinin hail unsurlarına mılşa-BÜ rECRUBfYİbLh alan yenl ve k,ymcUI fanim» blf hülâsa. Bütün dûn’ yada tanınmış Viyana
üniversiteli profesörü bir clld mütehassısı tarafından teşt ve büyük bir itina Ue seçüml» genç hayvanlardan istihraç ve «BİOCEL» tabir edilen bu hülâsa şimdi cUd gıdası alan penbe renkteki Tokalon Kreminde mevcuttur. Her akşam yatmazdan evvel bu kremi kıllarıımx siz uyurken cildi-nta bu kıymetli cevheri massederek beslenir Her sabah uyandığınızda cildinizin daha açık, daha taze, DAHA O8NÇ. dana yumuşak olduğunu göreceksiniz. Gündüzleri için de (beyaz renkteki yağsızı Tokalon Kremi nj kullanmış. Bu basit ve kolay tartı tedavi sayesinde her kadın 10 ya» geaçleşebUU ve bütün genç kızların gıpta nazarUo bakacağı (ayanı hayret bir clld ve bir ten temin edebilir Tokalon Kremlerinin memnuniyet verici kemereleri garantilidir Aksi tak tirde paramı İade olunur
* Davet — Esirgeme Derneği, (Ha-sap İşi) yapan bayanları, Dlvanyo-lunda, Sıhhi müze karşısındaki merkezine, her ptrşembe gelmelerini rica eder.
it Tip ailesi yardımlaşma cemiyetinden: Cemiyetimizin senelik kongresi 17/2/945 cumartesi günü saat 13,30 da Cağaloğlunda Üçüncü Mutlaka Etıbba Odasında toplanacaktır.
l
inhisarlar U. Müdürlüsünden
Temlnafı
.»75
1203
yukarıda
3
Cinsi Miktan Muhammen bedri
Planya tezgâhı Sadet 10,500
Pres makinesi I adet 8,000
1 — Kapalı «artta yapılan eksiltmesinde talibi çıkınıyım .
cins, miktar, muhammen bedel ve teminatı yazılı makineler pazarlıkla satın alınacaktır.
2— Pazarlık 10/2’945 cuma günü saat 10 da Kabataşta Levazım şubesindeki Alım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartnameler her giin adı geçen şubeden alınabilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte 15 güvenme paralarlle birlikte
mezkûr komisyona müracaatları İlân olunur. (1831)
İŞÇİ ARANIYOR
İstanbul Elektirik tramvay ve tünel işletmeleri umum Müdürlüğünden İdaremizin Şişli oto - tramvay atölyesi ve oto - garaj için üç tornacı, üç dökümcü, iki tav ve su verme ustası, on silici alınacaktır.
1 — İlk girişte İmtihanda gösterecekleri ehliyete göre saattte 50 kuruş ve silicilere saatte 18 kuruşa kadar yevmiye verilecektir.
2 — İş yeri ile işçinin evi arasında muteber olmak üzere meccani tramavay seyahat kartı;
3 — Yüzde yirmi beş pahalılık zammı;
4.— Nüfus başına ayda 5 lira aile zammı:
5 — Mesai saati haricinde çalışanlara yüzde otuz zammtle fazla mesai ücreti;
6 — Altı seneye kadar her sene beş kuruştan 30 kuruşa kadar kıdem, zammı;
7 — Haftada bir gün ücretli hafta tatili;
8 — Bir kap yemek ve yarım ekmek meccanen;
9 — İş elbisesi, kasket ve palto meccanen verildiği gibi, hastalık zamanında tedavi ve ilâç masrafları da idareye aittir.
Askerlikle alâkası olmıyan İsteklilerin müspet evraklarlls birlikte cumartesiden maada her gün saat 14 ten 16 ya kador İdaremizin Beyoğlu Metro Han beşinci kottaki Zat İşleri ve Sicil müdürlüğüne müracaatları lüzumu bildirilir (1834)
İstanbul defterdarlığından:
Mütekait ve dul ve yetimlerin ve htdemat* vataniye tertibinden maaş alanların nazarı dikkatine/
Hükümetçe tevzi edilmekte olan şeker ve sair eşya ve maddelerin dağıtımında kullanılmak üzere tabettirilen iaşe kartlarının tevzii İşi ile İaşeye müteallik diğer işler badema Malsandıklarınca haftanın PAZARTESİ ve CUMA günleri yapılacağından, alâkalıların bu gibi İşler İçin tâyin olunan günlerde Malmüdiirlüklerine müracaatları(1B18)
DERHA
KAŞELERİ
GripiNezfeyiSeğukalgın/ıkhum, Ağrı Sızı ye Sancıları derhal geçirir. I Kase lOKmştıır.
Doktor operatör aranıyor
Fethiye Şirketi Madenlyeslnln Fethlyedekl Madenlerinde çalışmak üzere Operatör doktor aranılmaktadır.
fstiyenlerln Galata Posta kutusu 14 No. ya yazmaları veya 43808 numaraya telefon etmeleri-
Eminönü Kaymakamlığından
Eminönü kazası 945 yılı bekçi ücretleri tahakkuk cetvelleri 5. 1. 946 tarihinden itibaren on beş gün müddetle her nahiyenin poll* karakolları koridorlarına asılmıştır.
Her mükellef mıntakasındakl karakollara giderek kendilerine tuh v* tevzi edilen bekçi ücretlerini mutlaka görmeleri. Ve İtirazı olanların bu müddet zarfında bağlı bulundukları nahiyelere dilekçe ile müracaat et-melerl İlân olunur. (1592)
Tomruk nakli ve istif işi
Devlet Orman işletmesi Düzce Revir âmiriiğinden ;
1 — Revirimizin çiçekli bölgesi dahilindeki Samandere - Çiçekli serisinin muhtelif maktalarından 9490 metreküp tomruğun Mehdlbey deposuna nakil ve İstif İşi açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Açık eksiltme 14. 2. 945 tarihine rastlayan çarşamba günü saat 15 de revirimiz merkezinde komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Beher metreküp tomruğun nakil ve istif İşinin muhammen badeli 22 liradır.
4 — Muvakkat teminat % 7.5 besablle 15858 hra 50 kuruştur.
5 — Açık eksiltme şartnamesi Ankarada Orman umum müdürlüğünde İstanbul Adapazarı, Bolu, Mudurnu ve Düzce revir amirliklerinde görülebilir.
8 — İsteklilerin muayyen gün ve saatte komisyona müracaattan. (IMS)
Sümerbank iplik ve dokuma fabrikaları mües-sesesi Bakırköy bez fabrikası müdürlüğünden:
Fabrikamız revir ve ameliyathanesi İçin âlâtı cerrahiye ve hastane levazımı satın alınacaktır. İstekli firmaların ihtiyaç listesini görmek ve şeraiti öğrenmek ve teklif vermek üzere Fabrika Ticaret serivlslne müracaatları ilân olunur. (17141
Tıp fakültesi dekanlığından:
Fakültemiz Birinci Cerrahi Kliniğinde 120 lira ücretli bir lâboratuvar şefliğiyle 120 lira ücretli bir başhemşirelik açıktır. İsteklilerin gerekli ev-rakiyle blrLikte 28/2/945 günü akşamına kadar Tip fakültesine baş vurmaları. (1719)
Vakıflar orman işletme müdürlüğünden:
1 — Terkos civarında kulakçayır ormanının alatepe deposundan 5200 kental odun şartnamesine göre ve pazarlıkla satılacaktır. Beher kentalin muhammen bedeli «320» kuruş muvakkat teminat 1248 liradır.
2 — İsteklilerin 14. 2. 945 çarşanba günü saat 15 de komisyona müracaatları
ZİRAAT
□ANKASI
İstanbul defterdarlığından:
Miiiefcaff, dul ve yetim nıaaşı alanların nazarı dikkatine/
4599 sayılı kanun ve 1570 sayılı kararnameye tevfikan hazırlanan ta-llmatnan' mucibince 22,5 lira bedel mukabilinde ayni yardım karşılığı olarak tevzi edilmekte olan A, B, C işaretli kuponların dağıtım İşi 20 şubat 1045 günü nihayet bulacağından, şimdiye kadar kuponlarını alamıyan zat maaştan sahiplerinin mezkûr tarihten evvel maaşlarını aldıkları Malsan-• dıktarına müracaat ederek mevzubahis kanonlarını almaları Hân olunur, (1817)
Borsa ve Osman'ı Bankası Komiserliğinden
(Atlantik Ticaret ve mümessillik T keti) tarafından ılüO.OÛO) li-
ralık sermayesini temsllen çıkarılmış olan her biri (IDOV Hra İtIh iri kıymeti haiz hâmiline alt (1000» adet hisse senedi 9 şubat 1645 tarihinden itibaren. | Borsa kotuna kabul edilmiştir. (1824) j
BIPiKTiOEN
pamat-gdco
Senede 28.800 lira ikramiye
Ziraat Bankasında Kumbaralı ve İtibarsız tasarruf hesaplarında
12 Mart. 11 Haziran, 11 Eylül ve 11 Birincikânım keçide tarihlerinden bir ay evvelki matlûp bakiyeleri 60 liradan a* olmamakla beraber keşide tarihine kadar da matlûp bakiyeleri bu mlkdardan aşağı düşml-yenler arasında senede 4 def'a ........‘ .............
re ikramiye dağıtılacaktır.
4 Adet
4 •
4 »
40 •
100 •
120 »
160 •
DİKKAT
çekilen küda ıls aşağıdaki plâna gö-
1000 liralık
500 •
250 *
100 •
50 a
40 »
2ü a
4000 Lira
2000 • 1000 •
4000 a
5000 • 4800 •
3200 ■
Hesaplarındaki paralar bir sene İçLnde 80 liradan aşağı düşmlyen-lere ikramiye çıktığı tMikdlrde % 20 fazlaslle verilecektir.
Created by free version of 2PDF
Dünün, bu günün değil, asırların beklediği tarihi eser:
YAVUZ SULTAN SELİM
neşredilmiştir. Yazan: (Sina çölündo Türk Or-duşu) adlı meşhur eserin muharriri Muallim Fuat Oücüyener'dlr. Fiatl: 1B0 kuruş net.
PAZAR 11 şubat 1045
Sen# 27 — No. 9452 — Fiatl her yerde 10 kuruştur.
Cok değerli gıyrimenkul
Bahçekapıda Zahire borsasına bitişik Yıldız hamamı İzale! şuyu zımnında Sultanahmet sulh mahkemesinde
20 Şubat pazartesi sabahı
müzayede İle satılacaktır.
Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es - AKŞAM Matbaası
KONFERANSTA GÖRÜŞÜLEN BAŞLICA MESELELER
Gl. de Gaulle’ün toplantıya çağırıldığı doğru değil
Pertinax diyor ki: Balkanlar için ehemmiyetli kararlar beklenmemelidir. M. Roosevelt’in, emniyet plânında Sovyet tezini kabul edeceği anlaşılıyor
Londra 11 (R) — Gl. de Gaul-le ün Karadeniz kıyılarında bir yerde toplanmakta olan üçler Konferansına iştirak etmeğe çağırıldığı, bu suretle konferansın dörtler konferansı halını aldığı hakkında dün bir takım rivayetler çıkmıştır. Fransız resmî mahfilleri tarafından dün gece neşredilen bir tebliğde konferansa iştirâk etmesi için Gl. de Gaul-le'e davetiye gönderilmediği, resmen beyan edilmiştir. Fransız radyo ve gazetelerinde çıkan rivayetler resmî Fransız kaynaklarının bu tebliğile yalanlanmış oluyor.
Moskova 10 (A.A.) — Sanıldığına göre, üç büyük Şefin konuşmaları bazan karada, hazan da bir gemide cereyan etmektedir. Konferansın gelecek hafta sonunda biteceği söylenmektedir. Amerika Birleşik devletlerinin ve İngüterenin Moskova büyük elçilerde Moskövadakl askeri heyetlerin Başkanlan da konferansa iştirak etmektedirler.
Pertinax ne eliyor?
Vaştngton 11 (AA.) — Pertlnas yazıyor: Üçlerin Karadeniz konferans: hakkında henüz mevsuk malûmata malik değiliz. Fakat konferansın istihdaf ettiği siyasi gayeler kimsenin meçhulü değildir:
1 — Alman yanın teslimi anında .ortaya çıkacak uzun vpdell mesele-
lerin hali ki. bunların arasında, arazi değişiklikler», Rhur havzaslle Rhln’ln sol kıyısı hakkında tatbik edilen rejim. Alman endüstrisine el konulması va bunun gibi meseleler vardır. Mu meselelerde Fransanm ne derece alûkalandırdacağı meçhul kalan bir noktadır.
2 — Kurtarılan arazi hakkında Müttefiklerce taldbedllecek siyaset ne olacaktır? Balkanlar için ehemmiyetli kararlar beklenmemelidir. Romanya, Bulgaristan ve MacarLstan İle İmzalanan mütarekenameler Sovyetlere İdare rolünü vermektedir. Bu cihet burada çok defa unutulan veya İhmal edilen bir olaydır. Konferansta, teferruata alt bazı değişiklikler veya düzeltmeler istenebilir. «Meselâ Sovyet kumanadnlığınm bazı, teşebbüslerine ve bu meyanda petrol kumpanya lanna alt makinelerin alınması keyfiyetine karşı yapılacak itirazlar bu kabildendir.» Fakat konferanstaki!er, muvafakatlarımn inzlmamlyle kaleme alınmış mlletlerarası anlaşmaların esas noktalan üzerinde artık yeni müzakerelere girilmezler
Kurtarılan memleketlere geline*, bu işte iaşe meselesi hakikatte birinci mevkii işgal etmektedir Fakat bu meseleler, lâzım gelen gemi tonajına malik olan Amerika'nın ve İngiltere’ nln yetkileri dahiline girmektedir, bu itibarla Ruslarla görüşülecek meselelerden değildir.
3 — Oeçen yaz Dumbarton Oaks'da tanzim edilen plân, bütün belirtiler büyük bir devlet İle ikinci derecede bir rim-lef arasında ihtilâf çıktığı takdirde de büyük devletin veto hak-
Vali ve Belediye reisi ge’di
Ankara’da meşgul olduğu başlıca meseleler
Bir kaç günden beri Ankarada bulunan Vali ve Belediye Reisi Dr. Lûtfi Kırdar, bu sabahki ekspresle Ankara’dan şehrimize ■dönmüştür.
Kendisile görüşen bir muharririmize:
— İstanbula ait bir çok işler için Ankarada müspet temaslar yaptım. Bu arada teknik öğretim işlerile de meşgul oldum demiştir.
A.ıkara 11 (Telefonla) — Dr. B. Lûtfi Kırdar, dün buradan hareket etmeden evvel Ulus gazetesine beyanatta bulunmuştur. Dr. Lûtfi Kırdar. İstanbula ait işler hakkında yaptığı temaslar arasında su şebekesinin yeter bir hale getirilmesi İçin Nafıa Bakanlığile mutat- kaldığını. İstanbul Belediyesinin gittikçe artan masraflarını karşılamak İçin yeni gelir kaynaklan arandığını söylemekte, îstanbulun hayat seviyesini yükseltmek İçin tedbirler alındığından bahsettikten sonra meslekî öğretim tesislerinin çoğaltılacağını ve bunun için yapılacak binalar hakkında Mâarif Bakanlle mutabık kaldığını ilâve etmektedir.
Yeni tefrika
KUTÖP KIZI
! Aşk ve macera romanı
(Vâ, - Nû) nun tercüme ettiği bu güzel tefrikaya yakında başlıyoruz.
________________________
kını kulan ablleceği hakkında Jd Rus tezinin M. Rosevelt tarafından kabul edileceğini göstermektedir. Bu İş üzerinde Rusya'ya karşı ısrar, onunla ittifaktan vazgeçme^ demek olur.
4 — Polonya İçin en akla yakın uzlaşma ancak Mlkolajczyk'Ln İltihakı suretlle Lüblln komitesinin yeni bir şekilde kurulmasıdır.
Milletlerarası meselelerin bu şekilde ortaya konulması hakikaten realist bir harekettir ve her ne kadar Birleşik Amerika hükümeti İngiltere'nin ve Rusyanın hareketlerine gittikçe daha az uymakta ve onları Yugoslavya işinde olduğu gibi kondu hallerine bırakmakta İse de Amerikan halk efkârının kendi hükümetlerini bu hususta hararetle destekledikleri söylenemez. Bu işte Amerikan halkının alışık olduğu İdeolojiye hiç yer verilmemekte gibidir. Amerikan halkı kolayca müteessir olur. Bundan dolayıdır ki Roosevelt’ in yapılmak üzere olan işlerde Amerikan zihniyetine az çok yer verilmesini StaUn’e kabul Miirmek için çalışması mümkündür.
Konferansın neşrecedeğl .son tebliğ, veya onu taklbedecek fatıllût Cumhurbaşkanının böyle bir teşebbüste bulunup bulunmadığını ve muvaffak olup olmadığım bize gösterecektir.
Paris 10 (A.A.) — Bazı haberlere göre, 3 büyük Şefin, bati, doğu ve İtalya cephelerindeki hareketleri âhenkleştlnnek üzere Avrupa’da bir yüksek Müttefik komutanlığı kurma kararına varmışlardır.
Cumhurbaşkanı
Dün akşam verilen konserde bulundu
Ankara 11 (Telefonla) — Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve refikası, Maarif Bakanı B. Haşan Âli Yücel İle birlikte dün akşam Devlet konservatuarında verilen konserde bulunmuşlardır. Cumhurbaşkanı Orkestra üyelerinden Enver Kapelraan'ın konserini dinlemiş ve sanatkârı takdir etmiştir.
Orta Şark işleri
İngiliz parlâmentosu üyelerinden mürekkep bir komite kuruldu
Londra 11 (A.A.) — Orta Şark İşlerini tetkik etniek üzere İngiliz parlâmentosu üyelerinden mürekkep ve başlıca partileri temsil eden bir komite kurulmuştur.
Komite, Ingiltere’yi veya Orta Şaık işleriyle alâkadar diğer devletleri doğrudan doğruya veya dolayı İle ilgileyen askeri ve İktisadi meseleleri objektif bir şekilde tetkik edecektir. Komite siyasi partilere alt meselelere yer vermlyecek olan noktal nazarlar İleri sürecektir.
Yakın zamanlara kadar İngiltere' nln Suriye ve Lübnan Cumhuriyetleri yanında elçisi bulunan Sir Ed-ward Spears, bu komitenin başkanı bulunmaktadır.
HAFTA KONUŞMASI ! Yemek adları ve tadları Yazan: Refik Halid Karay Bugün beşinci sahifemlzde-.
Berlin’deki Ispanya elçisi
Elçilik memurlarile birlikte otomobillerle Ispanya’ya dönüyor
Ankara 11 (A. A.) — Amerikan radyosu: Berlin’deki İspanya elçilik heyeti 47 otomobilden mürekkep bir kafile halinde Almanya'dan hareket etmiş, İsviçre’de Konstans gölü kıyılarına varmıştır. Heyet aynı suretle Ispanya'ya doğru yoluna devam edecektir, ___________
Romanya’nın savaş ortaklığı
Bükreş 11 (A.A.) — Anadolu ajansının ozri muhabiri bildiriyor: Bilindiği gibi Romanya’nın savaş ortaklığı meselesi Avam Kamarasında da müzakere mevzuu olmuş ve M. E lin bu meselenin evvelâ Bükreş'teki Mütte-fiklerarası «Sovyet» komisyonu tarafından tetkik edilmesi lâzımgeidlğin! söylemişti. Bu htıausta Bükreş'in Sovyet mahfillerinde beyan edildiğine göre, Romanya’nın -wnş ortaklığının tanınması, anoak onun buna liyakat göstarmpıtyle kabildir. Romanya ise, yine bu mahfillerin kanaatine göre, buna liyakat kazanmamıştır, Zira harb suçlularının cezalandırılması ve devlet memurları nramncl* temizleme yapılması gibi mütareke-namenln birçok hükümleri İfa edilmemiştir.
Sürülen Yahudiler yerlerine dönecekler
Bükreş II (A.A i — Anadolu ajansının özel muhabiri yanyor: Eski rejim tarafından Istlrya ötesine sürülen Yahudllerln yerlerine dönmelerine müsaade edilmesi halckındakl kararın Sovyet hükümetine» tasvlbt-dlldlğl bildirilmektedir.
Berlin’e katî hücum başladı
Oder’in geçiş noktalarında büyük bir meydan muharebesi oluyor
Kızılordu Silezya’da, Breslau’ın 40 kilometre batısına geldi, Doğu Prusya'da 2 mühim merkez zaptedildi
Tankları takiben Jlerllyen piyade kuvvetleri
Created by free version of 2PDF
Brüksel 11 (AA.) — Reuter ajansının Moskova muhabiri, Berlin'in doğusunda biiyük muharebelerin cereyan ettiğini bildirmektedir. Fakat Sovyet, başkumandanlığı bu kesimdeki çarpışmalar hakkında hiçbir haber vermiyor. Ajans ve muhabir haberleri, Sovyeüerln mühim kuvvetlerle taarruzlar yaparak. Berlin® lrargı umumi taarruzun gelişmesini mümkün kılacak mevzileri ele geçirmeğe çalıştıklarını bildirmektedir.
Moskovada pek yakında bu cepheden mühim haberler geleceği kanaati vardır. Fakat cn mühim çarpışmaların nerelerde cereyan ettiği hakkında htçblr haber mevcut değildir.
Zukov nezdlnd* bulunan bir Rus muhabiri şu telgrafı çekebilmiştir: »Sovyet tankları. Berllne doğru giden yolun Öder yakınında İlerlemeler kaydetmişlerdir.»
Londra 11 (A.A.) — Harb muhabirlerinin bildirdiklerine göre, mareşal Zukov, Öder muharebesine mühim takviye kıtaları sokmuştur, uder'l geçiş noktalarında başlamış olan şiddetli çarpışmalar genişlemiş ve büyük bir muharebe halini almıştır.
Berlin’de müdafaa hazırlığı
Kahire 11 (A.A.) — Stnkholm'dan gelen bir habere göre. Almanlar Berlin’in doğu mahallelerini harb bölgesi İlân etmişlerdir. Bu mahallelerdeki sivil halk boşatılmış ve bütün evler birer kale haline getirilmiştir.
Kahire 11 (A.A.) — Moskovada çıkmakta olan İzvestla gazetesi, son 48 saat İçinde bütün cephe kesimlerinde Sovyet kuvvetlerinin 16,000 esir almış olduklarını bildirmektedir.
Dünkü tebliğler
Londra 11 (R.) — Dün akşam mareşal Stalln tarafından iki günllLk emir neşredilmiştir. Bunlardan birincisi Doğu Prusyada Vlstül nehrinin denlzo döküldüğü yere yakın Elblng şehrinin Sovyet kıtaları tarafından v.aptedlldiğlnl bildirmektedir. Elblng. 80 bin nüfuslu, Doğu Prusyanın ikinci büyük şehridir. Burada mühim gemi İnşaat mllesseseler 1 vardır. Modern Alman torpido muhriplerinden birçoğu burada yapılmıştır.
İkinci günlük emir gene Doğu Prus-ynda Kenigsbergln güneyinde Preus-slch - Eylsu şehrinin zaptodlldiğlnl bildirmektedir. Bu muharebelerde 4300 esir alınmıştır. Bu günlük emirlerden sonra neşredilen Sovyet tebliğine göre. Kızılordu, Schneldemühl'ün kuzeyinde llerllyerek 40 meskûn yer! ele geçirmiştir. Schneldemühl ve Posnan garnizonlarının İmhası için savMİac devam ediyor.
Sovyet tebliği, Öder boyundaki muharebelerden ve Berlin'in doğusundaki durumdan bahsetmiyor. Almanlaı da bu hususta pek az şey söylüyorlar. Almanlaf yalnız Sllezyardakl muharebelerden bahsederek Kizılordunuu Llnilz şehrinin varoşlarına kadar geldiğini, daha güneyde Breslau'ın (0 kilometre batısına geldiklerini ve bu şehri kuşatmağa çalıştıklarını bildiriyor.
Stokholm'dan gelen haberler, Berlin üzerine kesin taarruzun dün ak
Atina görüşmelerinde yeni anlaşmazlıklar çıktı
Bu yüzden dün gece imzası beklenilen anlaşma imza edilemedi
Londra 11 (R.) — Yunan hükümeti murahhaslarlla En m delegeleri arasındaki anlaşmanın dûn gece İmza edilmesi bekleniyordu. Bu sabah Atina'dan gelen haberler henüz anlaşma olamadığını bildirmiştir. Dûn İki taraf delegeleri arasında yapılan toplantı beş saat sürmüş, gece yarısına doğru bitmiştir. Bundan sonra Yunan hükümeti şu resmi tebliği noş-retmlştlr:
«Hükümetin mümessilleri İle Eanı delegeleri bugün toplanmışlardır. Bu toplantıda hükümetin mümessilleri muhtelif noktalar hakkında düşüncelerini bildirmişlerdir. Enm delegeleri pazar günü (bugün) c«vap vereceklerdir.»
Brltish United Press muhabirine göre eltin gcce yeni baza anlaşmazlıklar çıkmıştır. Bir çok noktalarda uzlaşılmış olmakla beraber hAlft İtilâf edliemlyen noktalar vardır. Atina'da umumi af aleyhinde nümayişler olmuştur. Enm taraftarlarından ölüme mahkûm edilenlerin bu kararı istinaf edebilmeleri İçin Naip Monsenyör Damasklnos'a fikir vermek ürere bir hususi komisyon kurulmuştur.
Atina 10 (AA.) — Solcuların Atina'da yaptıkları nümayişler, Eam ile hükümet arasında varilmiş olan anlaşmanın bazı solcu çevrelerde büyük bir memnuniyetsizliğe sebep olduğu fikrini uyandırmaktadır.
Dün gecedenberi bir çok genç taz
şam başladığını haber vermektedir. Dene ou haberlere göre Almanlar Oder’in Ötesinde Brleg ve Ohlau'da kurdukları köprübaşı arı m blrlblrlna bağlamağa muvaffak olmuşlardır,
Brüksel 11 (A.A.) — Alman Haberler ajansının asker! muhabiri albay Vön Hammer. Konlev ordularının sağ kanadının Breslau'ın cenup batısında ilerlemeler kaydetmiş ılduğunu bildirmekte ve şunları ll&va etmektedir»
(Arkası sahife 2; sütun 6 da)
FO erkek, Bulgarlarla İşbirliği etmiş olanlar hakkında verilen af kararma karşı itirazlarda bulunmuştur.
DİKKATLER
Bu kısım halk hangi zümredendir?
Sabit gelirli... Değişmez gelirli... Dar gelirli.,. Bunları ayrı ayrı düşünmek icabediyor...
Şimdi de başka bir habeçı «Hakiki ihtiyaç sahibi halka ço|R ucuz fiatlerle kumaş dağıtılacak.»
Bu kadar sınıflar, zümreler ayrıldıktan sonra, meselâ 60 lira gelirli bir miirettlp, 11)0 Hra gelirli bir muharrir, 90 lirayı kıvi-raınıyan bir dükkâncı, 50 liralık iradile geçinemiyen bir dul kar din, 70 lira maaşlı bir tezgâh-dar, 40 lira aylıklı bir kunduracı çırağı, acı acı düşünüyor:
— Biz, bu sınıfsız, zümresi» memlekette hangi isim altında anlamalıyız?... Ne yapsak du, soğuğa ve utanca karşı bizi örtecek bîr kaç arşın kumaşa sahip olsak,,.
Sahile 2
AKŞAM
11 Şubat 15 "5
SÜZÜN GELİŞİ
Hileli yayın
Yiyecek ve giyecek piyasasında yabancı malı lsliyen adama yerli mah, yerli malı istiyen adama yabancı malı sürdükleri oluyor, Hile yapan ile başedcbilmck için ondan daha baskın çıkmaktan başka çare olmadığını üzülerek itiraf edebiliriz. Fakat fikir alışverişinde buna benzer hileler yapmaya kalkmak çoğumuza imkânsız gibi gelir.
Diin bir kitapçı ahbabıma uğramıştım, Yukarıda yazdığım dalavereli alışverişe benzer vakalardan kitap piyasasının da uzak kalmadığım gösteren bir hikâye anlattı; şaştım, kaldım.
Eserleri bizde çok okunan bir yabancı muharrir var. Bu muharririn birkaç kitabı hakikaten güzeldir: şöhretini de her halde onlarla yapmıştır. Geri kalan eserleri ise baştan aşağı birbirinin benzeridir. Ama o kitapların tutulduğunu gören mütercimler adamın nesi var, nesi yoksa dilimize çevirmekte, kitapçılar da oıılan basmakta birbirlerile yarış etmektedirler. Kitapçı ahbabımın söylediğine göre bir yerli açık göz bu yabancı muharririn gördüğü rağbeti kıskanmış, «o rağbetten ben niçin faydaian-mıyayım?» diye düşünmüş, oturup bir roman yazmış, buna kemdi imzasını atacağı yerde o yabancı muharririn İmzasını atmış, kitapçı meşhur imzayı görünce paralan savıp basmaya girişmiş!
Kitap basılmış nu, basılmamış mı bilmiyorum, fakat kitaba gösterilen rağbetten faydalanmanın nerelere vardırıldığını, yahut nerelere vardırılmak üzere olduğunu göstermesi bakımından hâdise dikkate değer.
Mesele, bu orta halli frenk muharririnin eserlerine hile karıştırılması değildir. Fakat yarın hakikaten değerli olan eserlere, fim i d ettiğimiz gibi, rağbet artarsa, suçsuz Türk okuyucusu üzerinde Balzac imzası bulunan bir kitabın hakikaten o büyük muharririn mi. yoksa san çizmcli B. Mehtnedjn eseri mİ olduğundan şüphe edebilecektir. Bir çare bulup önüne geçmezsek haberimiz olsun, İleri fikir mahsullerini kazanfiltm derken hileli yayın jile hepsini binlen kaybetmek tehlikesi karşısındayız.
Şevket Rado
Tarihî anıtlar
Nişantaşı disDanseri
Ankaradaki toplantıda görünülecek mevzular
Tarihi anıtlarımızın korunmalı ve tamiri İçin Ankarada bir toplantı yapılacağını yazmıştık. Maarif Bakam B. Haşan Âli Yücelin başkanlığında 15 şubatta yapılacak bu toplantıya memleketimizdeki bütün müze mildiir-lerile eski eserler uzmanlan ifti-râk edeceklerdir.
Toplantıda görüşülecek mevzular arasında 500 üncü fetih yılını anma veril es 11 e tamir edilecek anıtların teshin ve iş programının tanzimi, istanbuldaki Bizans anıtlarının durumu yurttaki anıtların kurtarılması İçin beş yıllık bir program tanzimi, wkl mezarlıkların açık müze haline getirilmesi vardır
Görüşülecek diğer işler de şunlardır: İstanbulda Yenlpostane arkasındaki İbrahlmpaşa mektebi; Bahçekapıda Hidayetpaşa heyeti; Hekimoğluallpaşa heyeti; Sıvasta Saitpaşa ve Meydan hamamları; tîskildarda Hüseyin Avni paşa yalısı; Niksarda eski eserlerin durumu; Süleymaniye tap medresesinin dispansere çevrilmesi ve Süieymaniye hamamı.
Toplantıya davet edilenler J5 şubat perşembe günü Ankarada bulunmak üzere harekete başlamışlardır. Şehirlerin tanzimi ve «ski eserlerin onanını bu toplantıda tesblt edilecek esaslara göre yapıl acaktır.
Genel müfettişlere verilecek yeni yetkiler Ankara 10 (AA.) — Bakanlar Kurulu bugün saat 11,30 da Başbakan B. Şükrü Saracoğlu-nun başkanlığında toplanmış ve genel müfettişlere verilecek yeni yetkiler üzerinde görüşmüştür.
Yerli ültraseptil
Ankara 10 — Kimya enstitüsünde yapılan tecrübelerle ültra-zeptil imaline muvaffak olunmuştur. Tabıatüe İstihsal gayet cüzî olmaktadır.
Üçüzler
İzmir 10 — Aydının Mursallı | köyünde Sami Zengin zevcesi Meryem, bir batında İkisi kız, biri erkek olmak üzere üç çocuk dünyaya getirmiştir. Yavruların sıhhati yerindedir.
Ampul ithali için teşebbüsler
Ankara 10 — Ampul ithali etrafında yapılan teşebbüsler müspet neticeye varmıştır, İlk parti mart başında gelecektir.
Orman umum müdürlü-giİe Zingaî şirketi arasında bir dâva
Ankara 11 (Telefonln) — Ankara ticaret mahkemesi, bir Kereste taahhüdünden doğan 1 milyon liralık bir dâvaya bakmağa başlamıştır. Dâva. Ornı?n umum müdürlüğü İle Zingal şirketi arasındadır.
Dün Uk duruşma yapılmış ve bazı eksikliklerin tamamlanma:,! için muhakeme başka güne bırakılmıştır.
Mayısta açılarak çalışmağa başlıyacak
Kızılay cemiyeti Nişantaşı şubesinin Nişan taşı ve civarı halkı İçin bir dispanser kurmağa karar verdiğini yazmıştık. Bu maksatla Nlşantaşmda K uyul u bostan sokağında bir bina satın alınmıştır. Ancak bina İçindekiler tarafından mayısta boşaltılarak Kızılaya tealim edileceğinden dispanser de b-u zaman açılacaktır.
Dispanserde müracaat edecek bütün civar ballanın muayeneleri yapılacağı gibi Uçları da bedava olarak, verilecektir. Bu hayırlı maksat uğrunda ban hayır sahipleri para cihetli» şimdiden yardım vadinde bulunmuşlardır.
Bu arada isminin ilân edilmesini lstemlyen bir rat, dispanserin ilâç ve sair İhtiyaçlarını karşılıyacak mühim teberrüde bulunmuştur.
Yeni dispanser, Kızılay cemiyeti Nişantaşı şubesi reisi ve Teşvikiye Saghkevl sahibi kıymetli doktorlarımızdan İbrahim Osman GGçer'in İdaresi altında çalışacak, müracaat edecek hastalar muhitin en mütehassıs hekimleri tarafından tedavi edneceklfrdlr.
Kızılayin açacağı bu dispanser, hakiki bir İhtiyacı karşılıyacak çok hayırlı bir müessese olacaktır.
Bıı münasebetle teberrüde bulunan ve tnılnnncak olan hayır sahipleri şerefine. bir teşvik mahiyetinde olmak üzere, dün akşam Tokatlıyan salonunda bir «uvare verilmişti».
Sıtma kongresine giden doktorlarımız
Bir hafta evvel Ankarada toplanan aıtma komisyonunda bulunmak üzere giden Üniversite rektörü general Tevflk Sağlam, profesör B. Sedat Ta-vat ve B. Muhlddin Er el 15 şubatta toplanacak sıhhat kongresine de İştirak edeceklerdir.
öğrendiğimize göre rektör ve arkadaşları (sıhhat kongresini} müteakip şehrimize döneceklerdir.
Sabun tevziatı
Ayni yardım olarak emekli, dul ve yetimlere dağılmakta olan onar kilo sabunun bazı İstihkak sahipleri tarafından henüz alınmadığı anlaşılmıştır. Tevziatın mart başına kadar devam edeceği, bu müddet zarfında sabunlarını almayanların hakları aa-kft olmak ihtimali bulunduğu öğrenilmiştir. ______________
50 bin kilo kömür geldi
Dün şehir e civar iskelelerden 60 bin kilo mangal aömilrll getlrümlştlr. Kasımpaşa İskelesine indirilen kömürler Belediye müraklplerlnln n«-zaertlnde sattırılmıştır.
2000 koyun daha geldi
Dün şehlre yeniden 2000 koyun gelmiştir. Bunlar Erzurum bölgesinden getirilmişlerdir.
İzmir valisi su baslanı sahasında
İzmir 11 (Telefonla) — Ankara ya giden vali B. Şefik Soyer, İstanbul yoliîe gelirimize dönmüştür. Vali, Ankarada yaptığı temaslar neticesinde, İzm İre alt bir çok işler üzerinde tatmin edici neticeler alındığını söylemiştir.
Vali dün Menemene giderek su baskını zararlarını tetkik etmiştir.
Almanlar Rhin’nin doğusuna atıldılar
Hollanda’da başlayan Müttefik taarruzu muvaffakiyetle devam ediyor
i TA- -
Müttefik piyadesi ve tankları ilerliyor
Londra 11 (R.) — Batı cephesindeki sofi hareketler hakkında Müttefikler umumi karargâhından şu malûmat veriliyor: Mareşal Moııtgomc-ry’ ntn kumandası altındaki kuvvetlerin Holanda'da Nalmegen'ln c?nup doğusunda yaptıkları taarruz cenahlardan birinde adam akıllı gellşyor. KanadalI kuvvetler mühim Clives şehrine 8 kilometre mesafede bulunuyorlar. Almanlar cepheye İki tümen daha göndermişlerse de taarruzu durduramamışlardır. Dün KanadalIlar 2000 esir almışlardır.
Almanlar Roer nehri üzerind?kl barajlardan en büyüğünün kapaklarını açmışlardır. Bunun neticesi olan Roer nehrinin sufarı yükselmişse de öğleden sonra alçalimağa başlamıştır Suların yükselmesi nehri geçmek işini daha ziyade güçleştirmiştir. Fakat buncan sonra yeniden suların yiik-seltılmfsl kabil oLamıyacaktır.
Üçüncü Amerikan ordusu Prume şehrine hâkim tepelerin önüne gelmiştir. Birinci Amerikan ordusu şl-mal Alsas'da Moder nehri üzerine hücum ederek sağlam düşman mevzilerine girmişlerdir. Cenubi Atsasda Colmar muharebesi kazanılmıştır- Bu muharebe Almnnlara 399(1 ölüye. 17 bin esire mal olmuştur Bir çok levazım ele geçirilmiştir.
Almanlar Rhin’in doğu sahiline çekildiler
Berlin 10 (A.A * — Alman teb'lfc!-ne göre yukarı Rhln’in batı sahilinde bulunan Alman kuvvetleri şiddetli savaşlardan sonra doğıı sahiline çekilmişi erdir.
Kahire 11 /A.A.) — Nevyork radyosunun verdiği bir habere göre. Müttefik kuvvetleri şimdi İsviçre hududundan Str-asburg'un şimalinde bir noktaya kadar 14S kilometre boyunca Rhln nehrinin sol kıyılarını elleTİde tutmaktadırlar.
Siegfrıed hattında, çarpışma
Brüksel II (AA.) — Batı cephesindeki harb muhabirlerinin bildirdik-
Bir tren kazası
2 vagon parçalandı» 3 kişi yaralandı
İzmir 10 (AA.) — Bu sabah saat fl,3û da Kızılçullu'da bir tren kazası olmuştur. Seydiköy trenlle bir marşandiz treni arasında vukua gelen bir çarpışmada iki vagon parçalanmış, biri hafif, ikisi ağır olmak üzere 3 kişi yaralanmıştır.
Diğer taraftan gene bu sabah Al-sancak İskelesi açıklarında Körfez vapurlarından Güzel İzmir İle Efes vapurları çarpışmış ve hafif zarar görmüşlerdir, Vapurlar yollarına devam ederek yolcuları gidecekleri iskelelere çıkarmışlardır.
İzmir 11 (Telefonla» — Kızılçullu* dakl tren kazasında, içinde soba bulunan bir vagon, «obanın devrilmesi neticesinde yanmıştır. Bu vagonda demiryolu İşçileri ve memurlarına tevzi edilmek üzere ücıet ve maaş karşılığı olarak 190.900 lira vardı. Yangında bu paranın yandığı İddia olunmaktadır. Tahkikat yapılıyor.
Nüfus sayımı hazırlıkları
Ankara 11 (Telefonla) — Ekim ayında yapılacak nüfus sayımı halkındaki hazırlıklara devam edilmektedir. İstatistik umum müdürü, numerotaj İşlerine başlandığını söylemiştir.
Bir ev çöktü
Taksimde Dolapderede Şirket sokağında bayan Afife’ye alt üç katlı evin büyük bir kısmı ânî olarak çökmüştür. Nüfusça zayiat olmamıştır.
lerine göre, Kıuıadalı kuvvetler Cle-ve'in batısında. Slegfried hattının esas müdafaalarını delmişler ve ilerlemeler kaydetmişlerdir. Bu kesimde 3 Alman tümeni bozguna uğratılmıştır. KanadalI birlikler taarruza geçtikleri gündenberl 2500 esir almışlardır.
Son muharebeler
Nevyork 11 (AA.) — Batı cephesinde vaziyet (fiyledir: Şimal k.- İm; İngiliz ve KanadalI ku.vetier Rhln üzerinde MulUngen'e girmişlerdir. Bu kasaba, Nyjgmen’in d-'ğusundadır.
Müttefik birlikler şiddetli çarpışmalar sonunda Reyşvald ormanına girmlŞTer, bu ormanın bir kısmını ellerine geçirmişler ve Cleve şehrine hâkim tepeleri İşgal etmişlerdir.
2500 Alman esir alınmıştır.
Düşman son bir kaç saat içinde takviye kıtaları getirdiğinden mukavemeti şiddetlenmiştir. Birinci Kanada ordusu biitün hareketlerini kaim duman tabakaları arkasında gizlemektedir.
Birinci Amerikan ordusu kesimi; Amerikan kuvvetleri Roer barajlarından en büyüğü olan Şnayncmll'e yaklaştıkları sırada Almanlar barı ı havaya uçurmuşlardır. Roer nehrinin su seviyesi pek o kadar yükselme-mIştIr.
Üçüncü Amerikan ordu n kesimi; General Palton birlikleri Prıım nehrini, Prum şehrinin şimalinde yeniden iki noktadan geçmişlerdir. Böylelikle Müttefiklerin Prum doğu kıyılarında 4 k>'prûbaşları o'nw= oluyor.
Yedinci Amerikan ordusu; General Simson birlikleri Modere nehrinin doğusunda ilerlemeler kayd'tmlsler-dir. Hageneau’nun cenup hatırında da arazi kazançları elde edilmiştir
Londra 11 (R ) — Müttefik kuvvetleri Nalmegen’ln doğu undu Rhln nehrine varmışlardır. Almanlar batı cephesinden çektikleri bazı gruplan I yeniden İleri sürmüşlerdir.
Doktorların nöbeti
Kütahya, geceleri doktor bulmak işini halletti
Ankara 11 (Telefonla) — Kütahya' dan buraya gelen haberlere göre, bu vilâyet geceleri doktor bulmak işini halletmiştir. Geceleri müracaat edecek hastalara bakacak doktorlar sıraya konmuştur. Belediye bu doktorların isimlerini bir nöbet cetveli halinde İlân etmiştir. Sıra kendisinde olan doktor akşam «aat 22 den sabahın 7 sine kadar nöbetçi kalacak ve hastadan S Hra ücret alacakta.
Bir hastanın veya doktorun gece yarısı yürüyerek gldemlyeceği, bir vesaiti nakliye bulmak İhtiyacında kalarak kendisinden fazla pars aranacağı da düşünülmüş olduğundan arabacılar İçin de bir nöbet cetveli tanzim olunmuş ve bu da nöbetçi doktorlar listeslle birlikte İlân edilmiştir. Arabacılar da, hastanın doktora nekllnde Veya doktun hastaya gelmesinde yâlnız bir Hra ücret alacaklardır.
Bu sabahki yangın
Bu sabah .Mercanda H?n arkası sokağında berber Meiımede alt 3 katlı ahşap evde yangın çıkmış, evin ikinci ve üçüncü kat-larile çatısı yanmıştır, İtfaiye ateşin etrafa sirayetine meydan vermemiştir.
Dün de, Mahmutpaşada Bür-haniye çarşısında Mihala ait terzi atelyeslrbde, ütünün ateşli bırakıl ması neticesinde yangın çıkmış, atelye kısmen yanmıştır.
Belçika’daki buhran
Van Aker yeni kabineyi kuracağına emin bulunuyor
Londra 11 (R.) — Bclçlkada Plerlot kabinesinin lstlfasındanberl devam eden kabine buhranı henüz halledilememiştir. Yeni kablneyll kurmağa memur edilen eski kabinede tş Nazın Van Akc-r görüşmelerine devam ediyor. Diin gece neşredilen bir tebliğe göre, M Van Aker, katoltk partisi kabineye girmeği kabul etsin etmesin, vazifesinin muvaffakiyetle netlcele-neceğlnedn emin bulunuyor.
Katilikler, komünistler alınırsa kabineye girmek istemiyorlardı. Bundan vazgeçecekleri zannediliyor.
Tokyo’ya akın
Dün Tokyo ve Yukoha-ma tekrar bombardıman edildi
Londra 11 (A.A.) — Üstün
Uçan kaleler dün Tokyo ve Yokohama’yı yeniden bombardıman etmişlerdir.
Manillâ’daki muharebeler
Londra 11 (R.j _ Amerikan kıtaları Manlllâ tç Umanındaki İki kaleye hücum etmeğe başlamışlardır. Amerikan donanması iç limana girmeğe hazırlanıyor.
Kahire 11 (AA) — Tokyo radyosu. Amerikan Süper uçan kalelerinin beş dalga halinde Tokyo yakınlarında Canto sanayi merkezin^ akın etmiş olduklarını bildirmiş ve şunian İlâve etmiştir:
«Akından biraz sonra şiddetli bir yer depremi Tokyo ile Yokohamayı sarsmıştrr.n
Gobbels iimidsiz
(rDurumun vahameti «öz götürmez» diyor
Ankara 11 (AA.) — Londra radyosu bi'rFriyor: Alman Propaganda Nazın Goebbels yeni bâr nutuk söylemiştir. Goebbels bu nutkunda çok limitsiz görünmüş ve demiştir kİ:
«Düşman topraklanmızdadır. Harb gayreti için hayatî önemi olan bu topraklarımız çok kıymetlidir. Dununun vahameti söz götürmez. Bütün gayretimizi ssrfetmemîz lâzımdır.»
Berlin’e son hava akını
6 kilometrelik bir saha harap oldu
Londra 11 (R.) — Sekiz gün evvel bombardıman edilen Berlin üzerinde yapılan keşifler şehrin merkezinde 6 kilometrelik bir «abanın tamamen haroblduğunu göstermiştir. Başvekâlet, Hava Bakanlığı binaları tamamen haraboldıığunu gestermiştlr. Başvekâ-Bakanlıkiarı, merkez poseahane. Karine dairesi. Vilâyet, Gcstapo merkezleri, İki şimendifer İstasyonu, gazhaneler ve sair binalar hasara uğramıştır.
İsviçre’de Müttefik konuşmaları
Zurih 10 (AA.) — Resmen bUcüril-dlğne göre. İsviçre'de yapılacak Müttefik konuşmalarına iştirak edecek olan Fransız heyeti, hafta başında İariçre'ye gidecektir, İngiliz - Amerikan heyetinin pazar sabahı gelmesi beklen mektedlr.
Hatay’da Afrin nehri taştı
İskenderun il (AA.) — Anılk ovasından geçen Afrin nehri, devamb yağmurlar neticesinde taşmıştır. Birçok köyler su altındadır. Nehrin iki yanındaki Saka, Musgaliye, Ayran-«BaşahUytltk, Kıllık köyleri su baskınından çok zarar görmüştür. Nüfusça zari at olup olmadığı henüz belli değildir. Köyler arası münakale kesilmiştir. Alâkadarlar, lcabedeo yardım tedbirlerini almışlardır.
Ankara hukuk fakültesi talebesi Hatay’da
İskenderun 11 (Akşam) — Ankara hukuk fakültesi profesörlerinden B. Suheyp Derbll’in başkanlığında Ankara hukuk fakültesi talebelerinden mürekkep bir heyet bu akşam buraya gelecektir. Heyet Hatay bölgesinde bir tetkik gezisi yapacaktır.
Berlin'e katî hücum başladı
(Baş tarafı 1 inci sah ıf ede)
«Sovyet birlikleri sthcnau'ın 37 kilometre batısında Kozenev'dekl Alman müdafaa hatlarında gedikler açmağa muvaffak olmuşlardır.
Bazı Sovyet kuvvetleri de şiddetli çarpışmalardan sonra Schnelde-mühl'ün dış müdafaa hatlaıına girmişlerdir.
Kustrin’de durum
Brüksel 11 (A. A.) — Kustrin’den Stokholm’a gelmiş olan bir İsveçU şunları anlatmıştır: «î'k Sovyet tankları şehre girdikleri vakit. İşçiler hiçbir emir dinlemeden kaçmağa başlamışlardır Hattâ. Sovyet tanklarından bir gurup, birkaç guu Kustrln'in göbeğinde sokak çarpışmaları vermiştir Fakat takviye ftirllrierl yetişemediğinden. bu kuvvciier ger) çekilmek zorunda kalmışlardır
Foznan’dan geçerken trenleri gördüm, Yedi kişilik komorr'’maniarda 20 kişi bulunuyordu.
Berne II (A A 1 Ben.nuı askeri çevreleri, besinci Sovyet ?.«rhlı ordusunun Fenenberg’e girmiş olduğunu bildirmektedirler Aynı ç-n. -ler. Sovyet birliklerinin Lelnitz şehri dolaylarında çarpışmakta olduklarını ilâve etmektedirler.
Londra 10 (AA.ı - Alman Haberler ajansının bildirdiğine göre. Poz-nan’dakl Aiamn garnizonu inatçı, çetin sokak savaşlarındaı sonra kaleyi bırakmağa mecbur ölmtış ve şehrin kuzey kısmına çekilmiştir. Burada inatiı mukavemet devam etmektedir. Alman ajansı. Rusların Frankfurfun iki tarafında. Öder nehrinin İki kıyısında yeniden terakkiler kaydettiklerini ilâve etmektedir.
Tahkim edilen yerler
Moskova 10 fA.A.l — Pravda gazetesinin muhabirine göre. Öder nehri kıyılarındaki her ev bir kale, her pencere bir makineli tüfek yuvasıdır. Her şehrin sokakları makineli tüfeklerin ve toplan çapraz ateşi altına alınmıştır şehirlerin dışında binlerce tahkim edilmiş nokta, tanklara karsa engeller ve mayn tarlaları bııIlınmaktadır. Bu bölgeye alelftcele her taraftan Hltler'in ihtiyat tümenleri gelmektedir. A İmanlardan alınan esirler, daha birkaç giin evvel Batı cephesin* de savaşmış olduklarını söylemektedirler.
Zukhov'un Berlin e olan mesafesini kesin olarak bilmekliğimize İmkân yoktur. Zira Rusların her hangi bir büyük teşebbüste muvaffak olmağa hazırlandıkları sıralarda her zaman yaptklan gibi, bu harekât etrafında da yeniden resmi. sessizlik avdet et* iniştir.
Almanlar ne divor?
Berlin 10 (A.A.) — Alman tebliği, Karpatlarda BeskideşHerin batısında şiddetli muharebeler olduğunu, Bres-lau bölgesinde Glogauln güneyinde Sovyetlerin şiddetli mnkavetn te rağmen, bati Istlkrmet'nde ller'rdk-lerlnf, Güney Pomeranyu’da Ams-n-nlde ve Deutch Krone'ye karşı tezyiftin devam ettiğini bıld*rmnkt’'dlr.
bir Sovyet tonu
Londra II (Aaj — Hnrh muhabirleri yeni bir Sovyet tonu hakkında tafsilât vermektedirler. 752 milimetrelik bn top tank üzerine oturtturulmuş ve saatte 30 kllome*'-' '■nrâtle ver değiştirebilmektedir
îngilteretle yeni bir kömür havzası
Londra 11 (AA.) — Daily Sketch gazetesinin yazdığına göre Anglo -İranlenne kumpanyasının petrol uzmanları tarafından yapılan araştırmalar esnasında Büyük Britnya adasında yeni bir kömür havrası keşfedilmiştir. Bu kömür havrası Lincoln kontluğunda Lincoln şehrinin doğu ve güney doğusunda bulunmaktadır. Başka bir kömür havzası da geçenlerde Shropshire kontluğunda keşfedilmişti
BORSA
10/21'1945 fifttlcri
Loodra üzerine 1 sterlin 5.22
Nevyork üzerine 100 dolar 130.50
Cenevre 100 İsviçre F*. 30.3255
Madrid üzerine 100 pezeta 13-89
St-okholm üzerine 100 kuron 31.1328
Esham ve Tahvilât
Ergani % 5 1933 24 80
tkramlyell % 5 938 22.—
% 5 İkramiyen M. M. 21.80
% 7 Mili! Müdafaa 19.40
MİR! Müdafaa 2 20.32
MIHI Müdafaa 3 19.16
% 5 945 Milli Müdafa 19.16
Sivas • Erzurum 1 19.10
Sivas - Erzurum 2-7 19.40
% 7 1041 D. y, î 19.50
1941 Demiryolu H 20.20
1041 Demiryolu UT 19.95
1941 Demiryolu $'(■ 5 ©7.25
Anadolu D Yolu % 00 34.50
Anadolu tahvili I - U 63.—
Anadolu Mllmes. 48.—
Merkez Bankası 154.—
tş Bankası nama. 14.23
Is bankası hamiline 1550
Aslan çimento 8 80
HORSA DIŞINDI
Reşadiye altını 35.28
Gulden 32.28
Külçe altın bir gramı 5.M
11 Şubat 1945
AKŞAM
San ıie 8
AKŞAMDAN AKŞAMA Sıtma savşında “dalaktı haritası,,
I || t E HIR
Geçeıı sene, bu sütunda ve Ankara radyosuna yazdığını şkeçlerde yüksek mühendis bay llalit Anoğul'un konferans notlarından istifade etmiştim. Sıtma mücadelesine dair tetkikleri olan bu mühendisimiz, mevzuun aktü-aiitc teşkil etmesi doiayısiyle, bana, sütunumda dercedilmek üzere bazı notlar yollamış. İstifade edileceğinden emin olduğum için aynen aşağıya alıyorum:
Sıhhat Bakanı
Dün şehrimize geldi, bu akşam dönüyor
Bugünlerde Sıhhat Bakanlığında toplanan (Sıtma ile savaş kongresi) nin aldığı kararları herkesin heyecanla beklediğine k₺ nîiı.
Bu vesile ile bugüne kadar hiç durulmayan birkaç nokta üzerinde durmak istiyoruz.
Bütün dünyaca kabul edilmiştir ki Sıtma savaşı ne yalnız doktor, ne de yalnız teknisyen işidir. Bu savaş yalnız ve yalnız bir plân işidir. O halde her şeyden evvel esaslı bir plân lâzımdır. Bu plânı yapabilmek için de ilk olarak köy ve kasabalarımızın dul.aklı nispetlerinin tâyini ve bu nispete göre sıtma haritalarının yapılması şarttır.
Bazı kimseler (sıtmalı mıııta-katanmız bellidir, bu külfete ne lüzum vardır?) diyeceklerdir. Halbuki, izahına çalıştığımız, müttefiklerin bu husustaki çalışma sistemi bunun lüzumunu göstermektedir. Müttefikler gittikle-ri muhtelif memleketlerdeki sıtmalı mıntıkalarda yerleştirmek mecburiyetinde oldukları veya olacakları birliklerini salgından, korumak için harb içinde bıı ı mevzuu esaslı şekilde ele almışlardır.
Müttefik kumanda heyeti, bir-, tiklerinin yerleşeceği ve yerleşmesi muhtemel olan mıntakalan te bit ettikten sonra bu mıntaka içinde kamp yeri intihabım doktor ve mühendislerden müteşekkil küçük bir ekipe havale etmektedir.
Bu ekip verilen mıntakadaki bütün köyleri ve meskûn yerleri dolaşarak halktan bilhassa çocuk, kadın ve taşraya çıkmamış erkeklerden müteşekkil büyükçe bir grupun dalak muayenesini yapıp o yerin dalaktı nispetini tâyin ediyorlar. Bütün mıntaka-nın muayenesi tamam olunca bu nispeti tevlideden sıtma ınemba-lan üzerinde tetkikata başlıyorlar. Eldeki nispetler bittabi dikkati nerelere teksif etmek icabet-tiğini gösterdiği cihetle anofel yuvalan vc bu yuvalardaki anofel cinsleri aranıp bulunuyor.
Bu nispetler ve anofel yuvaları tamamen tesbit edildikten sonra o mıntakanın haritası üzerinde her köyün dalak nispeti yazılı yor; anofel membalan ve anofel cinsine göre işaretleniyor.
Bilâhara; meselâ dalak nispeti (% 60 - %ÎO arasındaki yerler kırmızı, (%G0 - 'i 40) arasındaki yerler mavi, (71 40 - % 30) arasındaki yerler yeşil, ('- 30 -% 15) arasındaki yerler sarı, diğerleri beyaz renkle boyanıp kamp yeri hakkında karar verili yor ve civar köyler için mücadele programı çizilmeğe başlanıyor.
Bu savaşta kırmızılar birinci, maviler ikinci, yeşiller üçüncü, sarılar dördüncü, beyazlar beşinci sırayı alıyor ve harita üzerinde kolayca bertaraf edilecek anofel yuvalan varsa ilk hiieum oralara yapılıyor.
Yapılan savaş programı her zaman pahalı şeyler de değildir. Bu programın içinde birkaç kuyunun kapatılması küçük bir derenin sazlardan temizlenmesi, bir bataklığın ve kurutulması mümkün olmıyan bir gole de her sene sıtma mevsimi başlamadan az evvel tayyare ile (Paris yeşili) serpilmesi işleri vardır.
Memleketimizde, her biri (4-5) köyden müteşekkil, birkaç mınta kada bu nevi etütler yapılmış vc dikkate lâyık neticeler elde edilmiştir. Aynı mıntaka içindeki köylerde % 66. %50. % 38.
% 20, % 15 gibi nispetler bulunmuştur. Bu nispetler ve o köyün ahırlarında, kuyularında ve bataklıklarında yakalanıp tüplere konulan cins cins anofeller üzerinde tetkikler yapılmıştır.
Bir ınıntakamızda (A) köyü, şarkındaki (B) köyüne, şimalindeki (C) köyüne nazaran bataklığa daha yakın olduğu halde (A) köyünde dalak nispeti (%
(Vâ - NÛ) (Arkası 4 üncü sayfada)
Dün şehrimize geldiğini yandığımız Sıhhat ve İçtimai Muavenet Bakanı Dr. Sadi Konuk, bu akşamki ekspresle Ankaraya dönecektir. Bakan sıtma mücadelesi hakkında demiştir ki;
«— Bunda muvaffak olursak memleket sağlığım en aşağı yüzde 50 - 60 nispetinde kazanmış olacağız. Sıtma kongresinde tesbit edilen esaslara göre her türlü tedbirleri ihtiva eden bir program neşredip derhal faaliyete geçilecektir. İlâç ihtikârını önlemek için ilgili makamlar gereken tedbirleri alacaklardır.
Hastalıkların tedavisi memleketimizde her türlü iptidaî madde vardır. Bunları terkip suretile istenen ilâcı temin etmek mümkündür. Ağrı, sızı ilâçları, kalb ilâçtan, diğer ilâçlar da bu suretle pekâlâ tedarik edilebilir. Fiizulî ilâç yokluğu yaratmak ve bu bahane ile fahiş kârlar elde etmek tamanule yolsuz bir harekettir. Yeter ki doktorlarımız reçetelerini ona göre hazırlasınlar. Halkımız da beyhude itiyatlar peşinde telâş göstermezse ortada endişe verici bir ilâç darlığı bulunmadığı anlaşılır.»
Hastana hekimlerile Bakanlık teşkilâtında çalışanlar arasında yapılan değişiklik İşlerile bir ko-| misyonun meşgul olduğunu, her I kararda memleketin hayatî ihtt-Iyaçlannm göz önünde ğunu söyleyen Sıhhat geceleri nöbetçi doktor bulundurulması için kurulacak gece sıhhat merkezleri işile de yakından meşgul olunduğunu bildirmiştir.
için
tutuidu-Bakanı,
ZEYTİNYAĞI KARABORSASI
Dün İstanbul yağ tacirlerinin zeytinyağı hakkında İleri sürdükleri mütalâaları bildirdik. Bugün de zeytinyağı kara borsasının muhtelif şekillerini anlatmağa çalışacağı. Yalnız, zeytinyağı kara borsasını İki safhaya ayırmak lcabedr. Birinci safha, yağ fabrikalarının faaliyette bulunduğu sıralarda istihsal bölgelerinde, diğeri de İstanbulda cereyan etmektedir.
Kara borsa satışı bugün İstanbulda devam ettiği gibi, İstihsal bölgesinde de vardır. Esasen başlangıç da oradan gelmektedir.
Elinde zeytinyağı bulunan müstahsil» bir gün taşralı biri geliyor ve:
«İşte elimde toptancı vaslkası var. yağ alacağım. Ne kadar yağını?, var?* diye soruyor.
Müstahsilin cevabı şudur:
•Filmdeki yağlar sabunluktur. Fakat Ticaret Vekâletinin tesblt ettiği flatten satarım. Fatura istersen muayyen flat üzerinden doldururum. Doldururum amma, o flatten veremem. Daha fazla para isterim »
İşte karşılığı:
«Sana fatura soran yok. Malını kaçtan satmak İstiyorsan söyle. Miktarını da bildir. Fatura İstemem »
Vilâyetlere gönderilen yağların kara borsası böyle başlıyor. Biri parasını ödeyor. öteki malını veriyor. Satılan yağlar yerinden, alınarak götürülüyor.
îstanbula getirilen yağlar İse. yerinde böyle alınarak getirilmiyor. Şehrimize öledenbcrl yağ getlrclner hem İstihsal yerinde ve hem de İstanbulda yazıhanesi olanlar ve yahut şehrimizde bir komüsyoncu tanıyanlardır. Müstahsil, buradaki komüs-yoneuya malını gönderirken, faturalarını yolluyor. Faturalardaki esaslar dahilinde satış yapmasını istediğini de ayrıca bildiriyor.
Hem orada, hem burada veya sadece burada yazıhanesi bulunanlar İse satış mesulü tanınmadıklarından resen hareket ediyorlar. İşin normal tarafı bu. Fakat kara borsa ciheti başkadırl İzah edelim:
Yerinden şu kadar miktarda sabunluk yağ yükletilip gönderiliyor. Mallar. İstanbul» getirildikten sonra
Futbol maçları
Şehir kültürü.
Mecmua kıtlığı, hattâ yolduğu yüzünden, onlara düşen varil e-İerf de bugün gündelik gazeteler yapıyorlar. Bu itibarla gazetelerde hemen her gün en ağır çapta, uzun uzun fikir makaleleri de buluyoruz. Mecbur oldukları zamanda gündelik gazetelerin her çeşitten, bütün fikir ihtiyaçlarına cevap vermesi her halde onlar için öğüniilecek bir vaziyettir.
Bu arada, dünkü gazetelerden birinde şöyle bir serlevha gözü' müze ilişti:
“Gençlere nasıl bir kültür verelim? En lüzumlu ve faydalı kültür hangisidir?,.
Muharririn «kültür» den ne ınııradettiğini bilmiyorum. Her halde yaşamak için yalnız «ana kültür» kâfi değildir. Meselâ İstanbulda öyle bir «şehir kültürü» vücuda gelmiştir ki bunu hepimizin, bütün İstanbulluların ayrı ayn elde etmeleri lâzımdır. Esasen bu yeni ve asri şehir kültüründen nasibiniz yoksa İstanbul da haliniz hakikaten haraptır.
Meselâ Taksimde otobüs bekliyorsunuz. Sirkeciye geleceksiniz. Uzaktan da otobüs göründü. Buna binip binmemeniz âdeta bir «kültür meselesi» dir. Otobüsün tepesindeki küçük, dört köşenin içindeki renk yeşil, kırmızı veya beyaz olursa bunlardan, «şehir kültürün nün verdiği salâhiyetle mânalar çıkaracaksınız..
Meselâ kırmızı kareli otobüse bindiniz. Bileceksiniz ki bu Atatürk köprüsünden geçer. [Aman heııim sözlerime göre hareket etmeğe kalkışmayınız. Belki yanlış renk tarif ediyorıımdur. Zira bin diğinı yanlış otobüsten yatı yolda inmekten ben, zile basıp beni indirmekten de otobüs biletçileri gına getirmişlerdir].
Eğer dört köşe şekil yeşil ise yolu da başkadır. Ne kırmızı, ne £, yeşil değil de sadece beyaz ise onun da mânası tanıamîle ayrıdır. ... . Böyleleri gelip gelip, daha fazla yon al ar yaptayor. Bu suretle dTk- | Heri gitmeden Taksimden dönü-nlsçilerlmlz Un deta-olarak kış mev-1 yarlarmış.
ciminde tenis oynamakla formlarını: Bir ilmi bahis halinde bana i muhafaza edeceklerdir. Yazın toprak bunları uzun uzun anlatan arka-I korta çıktıkları zaman muhakkak ki daşım sözlerinin sonunda:
— Görüyorsun ya... Ne muazzam vc ne şaşırtıcı bir kültür!..
Kulüplerin itirazları hakkında verilen kararlar
Lig maçlarına iştirak eden kulüplerin maçlardan evvel vc sonra birbirine yaptığı İtirazlar, Beden terbiyesi bölge merkezinde yeni müdür Hıisnu Uğurni’ın riyasetinde ajanlardan mürekkep olan İdare heyeti toplantısında görüşülmüş ve uzun münakaşalardan sonra bazı kulüplerin nizamsız oyuncuları maçlara İştirak ettirdiği tesblt edilerek haklarında hükmen mağlûbiyet karan verilmiştir.
Bu meyanda Beyoğlusporia evvelce verilmiş olan Hisara karşı hükmen galibiyet karan bir kere daha gözden geçirilmiş ve bu kararda «rar edilmiştir. Vefa Lle Hisar kulüplerinin Kasımpaşaya yaptıkları İtiraz tet kik edilmiş ve Kasımpaşa kulübünün iki maçta da hükmen mağlûbiyetine karar verilmiştir. Hisar İle Beyoğlu-spörun îstanbulspora karşı yaptıkları itiraz kabul edilmemiştir, tklncl küme kulüplerin itirazlarında yalnız bir değişiklik olmuş ve Beylerbeyi kulübü Anadolu'ya hükmen mağlûp sayılmıştır. Elektrik - Galatasaray ve Taksim - Unkapanı hakkında evvelce verilen kararlar aynen ipka edilmiştir.
Bu vaziyete nazaran birinci kümede dereceler üzerinde muhtelif değişiklikler olmuş ve son puvan vaziyetine göre Kasımpaşa ile Hisar kulüpleri 18 müsavi puvanla sonuncu vaziyet- düşmüşlerdir. İkinci kümede ise grııp birincilikleri şu şekilde tesbit edilmiştir. Rami - Demirspor, Sarıyer ■ Anadolu. Taşkızak - Elektrik. Bu kulüpler arasında yapılacak olan ve İkine! kiime şampiyonunu meydana çıkaracak maçlar gelecek pazar günü bağlıyacaktır
«Mal var mı? Vc kimin mah?» Eskldert malın kime alt olduğu söylenirdi, şimdi saklanıyor:
«Malın kime alt olduğunu ne soruyorsun? Faturası 160 kuruştan, satış flatl 210 kuruştan,»
Açıktan kilo başına 50 kuruş teklif edileli. İşte bugünkü zeytinyağı satışı ekseriyetle feciyledir. Kendine güvenen açıktan 50 kuruş verip yağlan alır. Açıktan para verip mal alanlar d» gene satacakları znman açıktan para talcbcderler.
Vilâyet Milli Korunma kontrolörlüğü İstanbul» getirilen zeytinyağlar-dan bir kısmını mecburi olarak bakkallara sattırıyor. Bakkala, yağı bulunan yazıhane bildiriliyor. Kendine tahsis edilen malı elan bakkal, bunları perakende olarak müşterilerine satacaktır. Fakat bakkal, aldığı malın bir kısmım saklıyor ve güvendiği müşterilere istediği flat üzerinden satıyor. Bakkalların kontrolü da mümkün değildir Çünkü perakendeciler, mal satarken müşterilerinin adresini almağa mecbur tutulmamıştır.
Yağlar, kara borsa kanalından geçirilmek suretile müstehlikin eline vardırılıyor.
Gene bir ticarethane veya bakkal dükkâmndasiniz. Arzunuz iyi zeytinyağı almaktır. İyi yağ bulunup bu-, Ilınmadığını soruyorsunuz. Aldığınız cevap su:
( Maalesef iyi yağımız kalmadı. Kokusuz ve zeytinyağından farksız fındık yağımız var. Flatl 270 kuruştur. Kullanırken hiç hissetmezsiniz.»
Şaşırıp kalıyorsunuz. Fındık yağının bu kadar flatlenmeslne şaştığınızı gören ticarethane sahibi gülömsl-yerek kulacınıza eğiliyor:
«Şaşmakta haklısınız. 270 kuruş istediğim ytıihn adı. fındık yağıdır amma, kendisi zeytinyağıdır,»
Hayretiniz bir kat, daha artmıştır. Karşınızdaki izah ediyor:
«Ne yaparsınız? Biz de bü sekli bulduk. Zeytinyağına Ticaret Bakanlığı tarafından tesblt edilen flat az. İstenildiği gibi kâr temin otanamıyor. Yağlar kimin elinden rern-’ş İse açıktan para verilip alınıyor Fındık yağına satış flrt! ynk. Dilediğin fliti ls-tlyebtllrsln Biz de. soranlara. 270 ku-. nişten sattığımız zeytlnvağlsnna fin- I dik yağıdır, devlp geçiyoruz. Yalnız sizin gibi 1 tlme.dettiMm'z müşterilere h-ı-i’tefl r>ö'»lv,mruz»
7»vtrnvs»(nı Icomisyonii calî-m’.İpriT*’. mirdi
Ticaret Bakanlığında. İstanbulun . zeyt I.--ağı Ihtlvacint temin etmek üzere kurulan komisyon, çalışmaları-1 nı bitirmiştir. Komisyonun aldığı ted-
da
İlk okullarda müzik resim ve jimnastik dersleri
Şehrimiz İlkokullarında öğleden MHimr. l3UUIOUlll KCU,UUIBIC1, ouu,a sonraki öğretim çalışmalarının mü- , vazıhane sahlbl Tlcaret borsacındaki zik. resim - 1? ve beden terbiyesi ders- büroyB mûracRatl, muamelesini yap-lerlne hasredileceğim ve okullarda , tlrlp mal!yetln| tasdik ettiriyor. Sa-bu dersleri okutacak öğretmenleri ye- bunluk yağlar tesbit- edilen flatten 1 n.n™^ı. n n salllmiştJr Fakat aralarında bîr mik-
tar iyi cins yağlar vardır. Onlar da sabunluklar i’lbl kaydedilmiştir- Sn-ı bunlukların flatl üzerinden satılacak
değil ya...
İyi yağlar, ötekilerin arasından alınarak birer. İkişer teneke tanıdıklara veya itimadohınnnlara istenilen flat üzerinden satılıyor: Satılırken de: «Bunun arkası yok. Ne bulursanız alın. Bu sene zeytinler hastalıklı idi. İyi yağ az oldu. Beklerseniz bunu d» bulamazsınız.» diye İkaz yollu birkaç; birler arasında bilhassa istihsal böl-cümle de sarfedlîlyor. | melerindeki murakabe teşkilâtının
Yağ satışı yapan bir takım tellâllar; takviye edilmesi kararı da vardır. Bu da vardır. Ellerindeki küçük gişeler! bökelerdeki murakabe teşkilâtı bir içinde muhtelif cins zeytlnyağlar. so- j misil arttırılarak. Anadolu tüccarları-kak; sokak dolaşırlar. Diikkân sahip-! nın fazla ftat vererek, yağların hep-; ler! tellâlın geçtiğini görünce sesle- sini tstanbuldan gayrı şehirlere seV-nlrler; kotmeler! önlenecektir
tiştlrmek üzere üç müfettişin tâyin olunduğunu yazmıştık.
Müzik çalışmalarına başlanmıştır. Maarif müdürü B. Halil Vedat Fırat-lı. resim müfettişi B. Davut!» birlikte pazartesi günü İlkokulları dolaşarak resim - İş derslerinin durumunu tetkik edecektir.
Satışa çıkarılan ithal malları
Gal. Kefeli hânda Mahir Kefclloğlu ııa sustalı demir düğme. Gal Lâchert handa İsmail H, Kozacıoğluna çap ölçüsü, Gal. Fermeneciler No. 90 da Koç Ticarete tutya levha, İst. Vital handa Horasan ve Mahdumlarına tablet halinde sulu resim boyası. Beyoğlu İstiklâl caddesinde No- 294 te YorgTEfdlse muşamba mraüro.
Anıtlar ve müzeler
Anıtlar ve müzelerle İlgili meseleleri görüşmek üzere 15 şubat perşembe günü Ankarada Maarif Bakanlığında bir toplantı yapılacaktır. Merkeze bağlı olup da muhtelit şehirlere, bu meselelerle ilgili işler için, gönderilmiş bulunan mimarlar Ankaraya çağırılmışlardır. Toplantı dört gün sürecektir
KÜÇÜK HABERLER
* Balta limanındaki kemik ve mafsal veremi hastanesi operatörlüğüne operatör doktor B. Baha Oskay tâyin olunmuş ve vazifesine başlamıştır.
* İst. Güreş ajanlığından: Tecrübesiz güreşçiler terfi müsabakaları 11/2/945 pazar günü saat 14 de Fatih Güreş kulübü salonunda yapılacaktır.
Tartı 11 den 12 ye kadardır, tkl kilo Tolerans vatdır.
Kapalı kort tenis maçları
Yurdumuzda ilk defa oiaraıc tenisçilerimiz kış mevsiminde kapalı kartlarda oynamağa başladılar ve Ankara'da. İzmir'de ve İstanbul'da şampl-
i kışın yaptıkları antrenmanların her ; bakından faydaların göreceklerdir
Şurasını kısaca zikretmek isteriz
k,pa1. korlta yap,k.„ bu'‘li>'feülün’5mii-
nıulsr >,■ ontrenonnlar tenbçlllil. 1 lc!- Hcr adımını» b» -şehir kul-
mlz için bir dönüm noktası olacak ve bu suretle de tenisçilerimiz 3-4 klâs İleri gidebileceklerdir.
Bugün, tenis malzemelerinin gayet güç bulunduğu bir zamanda bize bu güzel sporu, himaye ve teşvik eden başta sayın büyüklerimize, tenis federasyonunun çalışkan ve kıymetli başkanı Vedat Abud'a ve İstanbul tenis ajanı Haşan Aker’e ve diğer tenis seven arkadaşlara burada teşekkür etmeği bütün tenisçiler namına bir borç bilirim.
İstanbul tenis alan muavini celâl n.rĞ
Talebe tramvayları
Okul talebelerine mahsus aynı ls-tlkame ilerde müstakil tramvayların
■ işletilmesi içiu Maarif müdürlüğün-1 m İştir, şehirde müzP otabüeçtk bina-; de bir toplantı yapılmıştır. —ı-n—
| Orta öğretim okullarına devam . eden talebelerin oturdukları stıntler-| le okullarını ve her gün tramvaya ı binen talebelerin muntazam bir istatistiğini hazırlıyan Maarif müdürlüğü tramvay İdarcsllc anlatmıştır. Ancak sabahları derslere saat dokuzda başlanıldığı ve hemen bütün diğer işlerin de aynı saatte başladığı göz önünde tutularak derse boşlama saatinin yarım saat öne alınması şartile müstakil tramvay tahsisinin idarece daha kolay temin edileceği de düşünülmüştür.
Bu hususta maarif müdürlüğü, , Maarif Bakanlığından müsaade Istl-yecektlr. Bakanlığın derslere saat 8,30 da başlanılmasına müsaade edeceği tahmin edilmektedir.
Maarif müzesi
Maarif müdürlüğü İstanbulda bir Maarif müzesi kurmağa karar vre-
lar gözden geçirilmektedir Belediye, Ayastfya hamamının bu İşe elverişli olabilcciğini düşünerek Muarlf müdürlüğüne bu binayı teklif etmiştir. Müzede eski ve yeni maarif çalışmaları. meydana getirilen iş ve eserlerle vesikalar teşhir edilecektir
Dünkü maçlar
Dünkü maçlarda alınan netlcekı şunlardır:
türü» ne göre ayarlamanız lâzımdır, Yandan körüklü, açılıp kapanan tramvaylara binerken bilmeniz lâzımdır ki bunlar şu şu istasyonlarda durmazlar, geçer giderler.
Şayet bu tramvay kültüründe icabcttiği kadar kuvvetli değilseniz yaya kalırsınız ve gerisin geriye. ters ters dönersiniz.
Bizce İstanbullu için ilk elde edilmesi lâzım gelen kültür, bu gün geçtikçe daha karmakarışık ve içinden çıkılmaz bir hale gelen »şehir kültürü ■( dür.
zina kültürü, temel kültürü ne kadar kuvvetli kimselere rasgeli-
* Teklerde; Melih Suad Nemliyi 6-4. ki bİ,*İI*re Oİ™a*
0-3, Beliğ Sııad Bajkurt'u 6-0, 6-3. dıklan ıçııı parçalan irca sına bın-Arevyan Davivi 6-2. e-ı.
çiftlerde: Melih - Vedat Abut.
Elet - Rafad'l 6-2. ö-4 maglûbelmlş-
I erdir.
Dün yapılan domi finallerde: Beliği ref{c(j anlayıp, avm surette kendi-Rnlnp Arnvvnn'ı fi-ft İtlfrl« . • . - ■ «
ilikleri ve düğmelerini kopararak, üstlerini başlarını yırtarak girdikleri bir tramvay arabasından bir saniye sonra, yaptıkları yanlış ha-
* Mısır çarşısında belediye tarafından muhtelif esnafa kiralanan dükkânların bazılarının vitrinleri tanzim ediUrken dükkânların dış güzelliğinin muhafazasına dikkat edilmediği görülmektedir. Mısır çarşısındaki dükkânların alelâde dükkânlar gibi dükkâncı tarafından İstenildiği şekilde tanzim edilmemesi 1c3-bettlğinden vitrinlerin dükkânların tarihi değerini bozmıyacak şekilde tanzim ettirilmesine karar verilmiştir.
■k Çocuk Esirgeme kurum una bir defada 300 lira ve daha ziyade bağışta bulunan Mersin tüccarlarından Çlfçi kardeşler, İbrahim Derviş. Fuat Barbur ye Jozer Katoni'ye şükran hatırası olmak üzere, Çocuk Esirgeme kurumu genel merkezi tarafından birer Çocuk Esirgeme madalyası verilmiştir.
Tramvaylara kolaylıkla binip inmek için
şthlr içinde tramvay ve otobüs gibi nakil vasıtası bekllycnlere mahsus kapalı durakların yaptırılması ve İtişip kakışmadan arabalara binmesi için alâkalılar toplanarak görüşmelerde bulunmuşlardır
Komisyon Vali ve Belediye reisi B Lûfcfi Kırçların AnkArad&ıı dönüşünden sonra bir toplantı daha yapacak ve kati kararlar o zaman verilecektir.
Pirinç ve makarna
Makarnaya karşı olan talep gittikçe artıyor. Fabrikalar tam randımanla çalışıyorlar. Makprna İstihlâki karşısında pirinç taclrlerlle müstahsilin aldığı tedbir kısmen muvaffak olmuş vc flatlerln yükselmesini doğurmuştur. Fakat pirinç sarfiyatı azdır. Fi-atlerl yükseltmekle beraber, halk makarnaya rağbet ettiğinden, hamur İhtiyacının önlenebilmesi kabil olmaktadır. Pirinç flütlerinin kontrolün» henüz başlanmamıştır.
Beyoğlu fırıncıları şirket kurmak istiyorlar
Beyoğlu kazası dahilindeki fırıncı- ■ ların bir şirket halinde çalışmaları , hususunda Belediyeye bir teklif ya- , i pılmıştır. Belediye meseleyi tetkik ( l edecektir. (
Harb malûllerile şehit yetimlerinin yoklamaları
Fatih askerlik şubesinden
Şubede kayıtlı've derece Üzerinden harb malûlü subay ve erat. He şehit yetimleriıı’n 045 senesi yoklamalarının yapılmasına başlanmıştır. (Cumartesi ve pazar hariç ı olmak üzere alâkadarların öğleden evvel devam etmek üzere 15 nisan 915 tarihinde bitecektir. Bu müddet zarfında behemehal gelip yokla malarını yaptırmaları lâzımdır. Yokluma için mıılûl subay ve eratın resmi maaş senedi, rapor ve İkramiye tevzi cüzdanlarının ve şehit yetimlerinin de nüfus hüviyet cüzdanları He İkramiye tevzi cüzdanlarını beraberlerinde getireceklerdir. İstenilen vesaiki noksan getirenlerin yoklamaları yapılmayacaktır.
Beler Arcvynn’ı 6-8, 6-2, 6-2, Krls! Melih’! 6-4. 6-8. 6-3.
çiftlerde: Suad Nemli - Arevyan. Çelil üluğ - Beliğ Beler'l 6-1, 6-4 vc Suad Baykurt - Krls, Vedat Abud -Melltı çiftlerini 6-2. 6-8. 6-2 mağlbet-m işlerdir.
Finaller bugün saat 15 de yapılacaktır.
Fenerbahçe - î. Soor genç takımları maçı
Kulüpler arasuıdn lig maçlarına muvazi olarak yapılmakta olan B takımları maçlarından maada genç takımlara da ehemmiyet verilmesi hakkında muhtelif yazılar yazmış ve kulüpleri bu İşe teşvik etmiştik. Memnuniyetle haber aldığımıza göre Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, is-tanbulspor kulüplefl birer genç takım teşkil ederek aralarında hususi maçlar yapmağa başlamışlardır Bu cümleden olarak bu sabah Fenerbahçe He İstanbulspor genç takımları arasında hususi mahiyette bir maç yapılacaktır. İstanbulspor genç tikimi eC .....
taş tarafından hazırlanmış ve çok] olgun bir hale gelmiştir. Fenerbah-çetıln de kuvvetli bir genç takımı mevcut olduğundan bugünkü maçın çok zevkli olacağı muhakkaktır.
lerini aşağıya atıyorlar
Zira bu kültür başka kültürlere benzemez,.
Hikmet Feridun Es
1945 Basın balosu
Bu yıl Verilecek olan Basın balosunun hazırlıklarına başlanmıştır.
Balonun her zamanki parlaklığını temin 1çLn en yüksek İtina gösterilmektedir.
Seçkin bir heyetin idaresinde hazırlanan Basın balosu, senenin en zevkli gecesini teşkil edecektir.
Bu yılkl balo 10 martta ve Taksim Belediye gazinosu salonlarında verilecektir.
ki şampiyonlarından Ali Mor- | merkezinden: taı*nfınrian hanrinnmıs vc cok j r>A»a(t> c-olt-n
Marazlılar gecesi
Maruşlılar gecesi 12 şubat pazartesi günü nkşami Taksim Belediye gazinosunda kutlanacaktır.
GALATA ÇOCEK ESİRGEME KURUMUNUN YARDIMLARI
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel
Mektep maçları
Maarif müdürlüğü tarafından ll'ie-ier arasında tertiplenen lig maçlarına diln Şeref vc Fener stadlarında devam edilmiş ve Sanat 5-0 Ticareti, İstiklâl 1 - 0 Posta Telgrafı, Boğaziçi I - 0 Takslm‘1 yenmişlerdir.
I Çocıık Esirgeme Kurumu İstanbul merkezine bağlı Galata kolu tarafından 1944 yılının İkinci altı aylık faaliyet devresi içerisinde 7394 yoksul çocuğa yardım edilmiştir. Bunlardan: 2 anneye doğum yardımı yapılmış. 6 çocuğa elbise ve çamaşır, 27 çocuğa ayakkabı verilmiş, 9o çocuğa 711 Hra para yardımı yapılmış.
1 2G3 süt çağındaki çocuğa mikropsuz 1 süt verilmiş ve ayrıca 5883 çocuğa 16549 kap sıcak etil yemek verilmek | suretile yardım edilmiştir.
Sahlte
KARAR ZAMANI
|Vazan: SUMHER WELLS Hariciye Mflataşan
BİRİNCİ KISIM ÜÇÜNCÜ BAHİS
Avrupaya misyonum: 1940
RibbetVrop’a. ziyaretimin maksadım anlattım, sonra Ribbeıı’rop söz aldı ve durmadan iki saat konuştu
Ribbentrop bana soğuk bir nazar attıktan sunta tercüman» doktor Schmîdi'e »tercüme et* diye havladı. Bunun üzerine oturduk. Nazır bana dönerek Almanca rahat bir yolculuk yapıp yapmadığımı sordu, Ben de doktor Schmldt'e dönerek İngiliz* ce, Almancayı eskisi kadar iyi konu* şanındığım için lütfen tercümanlık etmesini rica ettim.
Kendisine misyonumun mahiyetini anlatarak, hükümetimin devamlı bir sulh 11e alâkadar olduğunu, yoksa muvakkat bir mütarekeye ehemmiyet vermediğini belirttim. Sözümü, Amerika namına hiç bir teklifte bulunmak ve yahut bir teahhüde girmek niyetinde olmadığımı «öyüyerelc bitirdim.
Sonra sözü Ribbentrop aldı, ve tam iki saat durmadan konuştu. Nazır iki kolu sandalyesinin iki yanma dayalı ve çözleri kapalı oturuyordu, Tavrındaki caka ve gülünçlük mübalâğanın üstünde idi. Adetâ kendisini Allah namına konuşan Cebrail zannediyordu. iki saat devam eden bu palavra ve saçmalan burada bütün tefer-riia’.ile vermek yorucu olacaktır. Nutkun İlk kısmı Alman - Amerikan muti e?cb-'ilerine aitti ve tahrif edilen mesuliyetlerin çoğu Am erik aya yükleniyordu. sözlerinin geri kalan kısmı yatan ve yanlış istihbardan mürekkep öyle bir haille İdi kl, ertesi sabah Hitlerle vukuu muhtemel mülakatımı bozacağından korkmasnydım, sükût etmeme imkân yoktu. Ribbentrop söv. arasında, Alman dış siyasetinin Amerikanın menfaati İle tezat teşkil etmediğini ve Alman hükümetinin doğrudan doğruya veya dolayl-sH ? Amerikanın veya diğer Amerikan hükümetlerinin dahili islerine karışmadığını ve asla karışmıyacnğını söyledi.
Sonra 933 senesi 30 İkinclkânumın-da locak» Hitlerin İktidar mevkiine geldiğinden beri Almanyanın Avrupa tarihine karışığının hikâyesini anlattı. Rhln havzasının İşgal cdLl-meslnln ve İşgal tarzının bütün dünya tarafından haklı olarak telâkki edildiğini iddia ediyordu. Onun fık-Tİnce. Avusturyanın Almanyaya İlhakı eski Alman imparatorluğunun ayrılmış iki parçasın» birleştirmiş ve böyle bir birliğe can atan Alman halkını büyük Alman ailesi içine katmıştı. Ve bu hâdise, kan dökmeksin İn ve Avusturya milletinin büyük bir kısmının isteğine uygun olarak yapılmıştı. Sonra Münih konferansına kadarld hâdiselere alt Alman görüşünü İzah eden beyanatı Beyaz kitabın hem de kelimesi kelimesine ezbere tekrarından ibaretti. Onca Çekoslo-vakyanın işgalini ieabettiren en mühim sebep. Çek hükümetinin Südet Almanlannn karşı yaptığı mezalim olmuştur. Ribbentrop, Mitlerin tek arzusunun bu meselenin dostça halledilmesinde olduğunda ısrar ediyordu
Ribbentrop. mister Ch amberini nle imzalanan iki taraflı anlaşmadan da bahsetti. Halbuki sonra ne oldu, diye «ordu. Chamberlaln. Churchill, Eden ve Duff - Cooper İngiliz parlamentosunda, İngiltere hükümetinin Münih anlaşmasına benzer bir anlaşmaya bir daha mecbur edilmemesi İçin, İngil terenin tarihinde görülmemiş büyük bir silahlanmaya karar verdiklerini Hân etmek küstahlığında bulundular.
Ingiltere'ye hücumlar
Bu noktadan itibaren Nazırın monologunun her cümlesinde artık İngiltere kelimesi tekerrür ediyordu. Israrla teyldettiğlne göre. Hitlerin dış siyasetinin ana prensip! İngltere 113 sık t iş birliğine dayan an münasebetler tesis etmekti. Fakat onun bu husustaki! teşebbüsü yalnız nefretle reddedilmekle kalmamış. İngiltere «hile ve hud'a ile* Alman medeniyetinin milletler ailesinde- hakkı olan yeri almasına mâni olmak İçin her şeyi yapmıştı
Nazır. Hitlerin İngiliz İmparatorluğunun tamamiyetlni tehdldeden hiçbir hırsı olmadığını, bilâkis Almanya bakımından İngiliz imparatorluğunun tamatnlyetinln bLr zaruret olduğunu iddia etti. Bu sebeple Almanya, 1035 te İngiltere 11e deniz anlaşmasıt'i imza ederek, gönülle. Almanyanın deniz kuvvetini asgari bir hadde muhafaza etmesini taahhüdetmlş ve bununla İngiliz İmparatorluğu üzerinde hiçbir İddiası olmadığını göstermek istemişti. Son dakikaya kadar Hltter. İngiltere ile anlaşmağa ve sulh yapmağa çalışmış, fakat hep nefret, hile ve kinle karşılaşmıştı.
Almanya Münlch'te yeni Çekoslovakya hudutlarını garanti etmeği kabul •itmişti, Fakat bu garanti nasıl tatbik edilebilirdi. Yeni Çek hükümeti. Alman düşmanlarının zayıf bir âleti olduğunu İspat etmişti. Ecnebi ajanlarının Almanya aleyhinde tahrikat yapmalarına vc-ya suikastlar hazırlamalarına mâni olmamıştı. Al-mnnvanın kalbine çevrilmiş bir tehdit silâhı teşkil eden bir milletin hudutlarını Almanya nasıl garanti edebilirdi. Hitlerln Miinich'tekl taahhütlerini bozmak için Ribbentrop’un İleri sürdüğü tek mazeret bu idi.
Sonra Nazar, Polonya meselesini ele aldı. Hitlerin, Alman şehri Danaig 11e Şarki Prusyanın Al manyadan ayrılmasını istilzam eden Versay. muahedesi hükümlerine hiçbir zaman tahammül edilemiycceğlni her vakit iddia ettiğinde ısrar etik Fakat bu meselenin Polonya İle Almanya arasında doğrudan doğruya yapılacak bir anlaşma İle hallcdilebHeceğilne kani olduğunu söyledi. Bu maksatla Almanya İle Polonya arasında bir ademi tecavüz paklı İmza edilmişti. Dan-zlg’ln Almanyaya ladesi ve Büyük Almanya He Prusya arasında koridor içinden geçmek üzere bir demir ve ve bir otomobil yolu inşası İçin Alman Horlcilye Neznrctile Polonya Hariciye Nazırı kolonel Beck arasında daha 938 de konuşmalara haşlandığını bildirdi. Kolonel Beck, 1939 da Berlin ve Berchtesgaden'l ziyaret ettiği zaman bu konuşmalar, esasta bir anlaşmaya varmıştı. Rlbbcntrop'a göre, yabancı müdahalesi olmasaydı, birkaç ay İçinde Polonyajn tatmin edecek tamam bir anlaşmaya varılacak ve Almanya bu anlaşmaya daimi surette riâyet edecekti. (Bu sözlerle, birkaç cümle evvel Hitlerin Polonya koridoruna tahammül edemlveceğl hakkındukl beyanat arasındaki tezat, bütün konuşmamızda göze çarpan nihayetsiz tezatlardan biridir?
Halbuki sonra ne oldu? Almanya hükümeti, şimdi Polonya tun bütün arşivlerini elde etmişti. Bu vaslknlar Ingl.lterenin Polonya hükümetini bıı anlaşmayı reddetmeğe teşvik ettiğini ispat ediyordu. Bilâkis İngiltere. Po-lonyayı Almanyaya karşı harbe teşvik etmişti.
Ribbentrop, dikkatle gözlerime bakarak, Alman hükümetinin, bu işle alâkası olmıyan hükümetler ricalinin Polonyayı Almanyaya hiçbir müsaadede bulunmamağa teşvik ettiğini gösteren delillere sahip bulunduğunu ilâve etti. (Unutmamalıdır kİ Berimi ziyaretimden bir müddet sonra. Almanya Hariciye Nezareti. Varşova'da bulunduğunu iddia ettiği bir takım vesikalar neşrederek. Amerikanın Avrupadaki diplomatik mümessillerinin bu suretle müdahalelerini göstermeğe çalışmıştır. ı
Nihayet, Ribbentrop, Alman hükümetinin, kolonel Beck in tavsiye ve arzusuna rağmen. İngilterenin Po-tonyayı Almanya İle salim bir anlaşma yapmaktan menetmek için ona askeri teminat verdiğini gösteren vesikalara sahip bulunduğunu beyan etti.
(Arkası var)
TEŞEKKÜR
Merhum doktor Hacı Ali paşa kerimesi sevgili annemiz ve kay m validemizin vefatı dolayısiie taziyet lût-funda bulunan başta kıymetli aile büyüğümüz genel kurmay başkanı sayın orgeneral Kâzım Orbay’a vt-cenaze merasiminde bulunan İstanbul merkez komutam sayrtı tümgeneral Fırat Akatn, gerek bizzat gerek mektupla teessürlerimizi paylaşan aziz dost ve akrabalarımıza, sayın meslekdaş ve arkadaşlarımıza derin minnet şükranlarımızı arzederiz.
Uraz ailesi namına Kimyager Salâhaddtn
NİŞANLANMA
Emniyet Sandığı Mücevherat müşterek muhafaza heyetinden bay Fuat Argunun küçük kızı bayan Berin Ar-gun He muhabere üsteğmenlerinden bay Ahmet Tümayın (Nişan merasimli bay Argunun Bakırköy Ycrüma-haHeslndekl hanelerinde 7/271945 çarşamba günü iki tarafın büyükleri ve seçkin davetliler önünde yapılmıştır. İki soya da kutlu olsun.
YENİ YAYIN
YAVUZ SULTAN SELİM
Muallim Fuat Gücüyener'in bu tarihi eseri neşredilmiştir. Tarih meraklılarına tavsiye ederiz. Fiati: ISO kuruş. Satış merkezi: Adliye kapısı karşısında Meydancık hanında (Anadolu Türk Kitap Deposu) dur.
nOLtVT.IT DÜNYASI
Hollvut Dünyasının 66 ncı sayısı da yine renkli kapaklarla süslü olarak çıkmıştır. ,
Çanlar kimin İçin çalıyor romanı devam ediyor.
TARİHTE ORTA ZAMANLAR
Kabataş ve Şişil HseKrl tarih öğretmeni Samih Nafiz Tansu tarafından yazılan «Tarihte orta zamanlar t namındaki eser çıkmıştır.. Bu kitap orta ve liselerin İkinci sınıfları 1çln resmi programa uygun bir hulâsadır. Flati (100) kuruştur. Satış yeri Çığır Kjt&bevidlr.
ir Eminönü Halkevinden; Evimizde olcuma yazma bllmlyenlere mahsus Türkçe (A) ve, (B) kursları 15/2/1945 perşembe gdnû saat (29) do bavlıyacağından kayıtlı talebelerle yeniden kaydolmak üşüyeniı-rüı Evimize müracaattan.
AKŞAMDAN AKŞAMA Sıtma savaşında “dalaktı haritası,,
(Baştarah 3 üncü sayfada) 15), (B) köyünde (% 50). (C)
köyünde (% 66) nispetleri bulunmuştur. İlk nazarda bir hataya düşüldüğü aanıııııı veren bu netice üzerinde durulunca mesele izah edilmiştir.
Bu ınıntakada, sıtma mevsimi olan temmuz ve ağustos aylarında, rüzgâr daima cenuptan şima le doğru esmektedir. Sakin havada anofellerin seyir mesafesi, 3 kilometre olduğu halde bu mesafe rüzgâr istikametinde çok uzadığı ve rüzgâra karşı da çok kısaldığı ciiıetle bu köy sıtma âfetinden hafif kurtulmuştur (B) köyünde yapılan tetkikat neticesinde köydeki metrûk bir kuyu ile yatağı sazlarla kapanmış ufak bir dere ııiıı anofel yuvası olduğu görülmüştür. Bittabi buradaki savaş çok kolay olduğu cihetle savaş, programının başına bu köy konmuştur.
Diğer bir mıntakamızda da yine böyle garip rakamlar cide edilmiştir. Burada da yapılan tetkikat neticesinde anofel yuvası ile köyün arasında mevcut takriben 50(1 metre derinliğindeki ormanlığın bu köyii sivrisineklerden muhafaza ettiği görülmüştür.
Başka bir mıntahamızın meşhur bataklığından şikâyet ediliyordu. Burada yapı’an dalak muayenesi neticesinde meşhur bataklığın kenarındaki bir köyde dalak nispeti (% 20), civarında olduğu halde bataklığın diğer ucundaki kasabada nispet (% 40) ı geçiyordu. Burada yapılan tetkikatfa. asıl şikâyet edilen büyük bataklığın haizranda kuruduğu ve yazın kuru kaldığı, ilerde kasabaya yakın ilaha küçük bîr bataklığın ise temmuz ve ağustos aylarında tamamen kurumadığı anlaşıldı. Sıtma mevsimi bu iki ay ve eylül ayı olduğu cihetle işe büyük bataklıktan değil küçük bataklıktan başlamak icabettiğini rakamlar gösteriyor. Halbuki hükümet büyük bataklığı programına almış ve etüdüne başlamıştır.
Elde yukarıda arzettiğinıîz sıtma haritaları olsa îdi bu gibi hatalar olmıyacaktı. Aynı zamlında sıtma savaş merkezi, mıntaka vasatileriie yapılmrş Türkiye haritası üzerinden mücadele mınta-kniarının vusatına ve savaş şekline göre teşkilâtını yapar, mın-takaya gönderir. Mubaha savaş teşkilâtı da mıntakanın daha «detaylı > sıtma haritaları üzerinden çalışma programını ve savaş şekillerini tesbit eder.
Halbuki şimdi valinin becerikliliği, köyün şirinliği ve kasabadan mesafesi ile mütenasibin mücadele yapılmaktadır. Elde rakam olmadığı için on sene sonra mücadelenin ne gibi netice verdiği de belli olmamaktadır. Yegâne verilen rakam, «şu kadar hastaya şu kadar kinin dağıtılmıştır» kabilinden şeylerdir. Halbuki muayyen fasılalarla dalak nispetini tâyin edip ne tarafa doğru gittiğimizi görmek lâzımdır.
Bir mesele daha vardır: Müttefikler sıtmalı mıntakada hastalanan efradım hiç bir surette ayın nuntakadaki hastanelerinde tedavi altına almayıp uzak da olsa anofelsiz mmtakaya sevket-ım İttedir- Bu suretle sıtmaya yakalanmamış efradını da korumuş oluyorlar. O halde ele alacağımız ikinci bir mesele dc: Sıtma tedavi yerleri yaparsak bunJan sivrisineksiz yerlerde yapmahyız.
Nüfus sayımı gibi bir seferberlikle bütün yurdun dalak nispetini ve sıtma haritalarım yapmadan başlanılacak savaş neticesizdir Enerjimizi boş yere sar-fetıııck istemiyorsak ve başladığımız işin gidişini görmek istiyorsak ilk olarak bütün doktorlarımızı ve teknisyenlerimizi' sefer ber edip ciddî şekilde dalaklı nispetini ve sıtma haritalarını yapmalıyız.
Bu. bizim fikrimiz değil; ecnebi mütehassısların fikridir. Yakanda bahsettiğimiz birkaç ufak mıntaka haritası ve raporları Sıhhat Bakanlığının dosyasında vardır. Bu raporlar iyice tetkik edilirse çalışma yolu hakkında çok güzel fikirler vereceğinden eminiz.
«**
Şaydt sıtma kongresinde dikkate alınmadı ise bile, bu bilgi ve düşüncelerin Vekâletçe sonra' dan lâyık olduğu ehemmiyetle hesaba katılacağını umum
(Vâ - Nû)
Ingiltere ile ticaret anlaşması İktisadî ve malî diplomasimiz
MÜZİK:
Yaylı sazlar orkestrasının dördüncü konseri
Cemal Reşit Rey idaresindeki yaylı sazlar orkestrası aylık konserim 5 şubat 1945 de verdi. Cemal Reşid in kendi eseri müstesna, progranı oa dokuzuncu yuz yıhn sonunu ve yirminci yuz yılın başını dolduran ünlü Fransıa bestecilerine tahsis edilmişti. Kultürile yetiştiği memlekete karşı Cemal Reşi Rey in gösterdiği yerinde bir saygı..
Programın ilk yarısında (Franck) uı zarif bir (Ptece) İni. (D'lndy) nin ritmik bir parçesını (En marehe), ye yine aynı bestecinin (Yeşil göl) ün dalgacıklarlle nazlı nazlı sallanan, bir sandalda söylenen (barcarolle) u hatırlatan nefis bir eserini dinledik. Klâsik (Saint - Sacns) i programdaki (Sarabandc) İyi temsil ediyordu. Eserin solo kısımlarında Semih Argeşo İyi idi; aynı başarıyı ı Fa ur O nin (Berceuse) ünde de gösterdi. Şef, bu allı kıiçuk parçayı duyarak ve her birinin karakterini belirterek idaro etti. (Debussy) nin (Danse sacrâe) ve (Danse profane) ylni Bülend Tarcan idare etti. Cemal Reşid'den sonra BuJend Tarcan orkestranın başında biraz zayıf kaldı. Bununla beraber hareketli rinde itidalli idi; mübalâğa yoktu. İşini iyi ve tam kavramıştı. Cemal Reşit piyanoda mükemmeldi. (Debussy) ile tam bir ruh anlaşmasına sahip olduğu meydanda idi üstüne aldığı ödevin güçlüğüne rağmen piyanist, piyanosunun başında iken bile Bülcnd Tarcan’a .kıymetli bir yardımcı olmakla kusur etmedi. (Debussy) nin eseri şiddetle alkışlandı ve (Danse profane) tekrarlandı.
Programın son yarısında, evvelce CemaJ Reşit Rey'in dört parçasını dinledik. 1932 de bir filim için bestelendiğini yine programdan öğrendiğimiz (Aysel) in yani bu dört parçanın ilki olan (Sinfonia) da yerli, tatlı renkler bulduk. Zaman zaman, hususile yüksek pozisyonlarda duyulan (dlssonancei 1ar bazı kulaklara hoş gelmlyebiUr. (Pastorale, Köy uyanıyor) ve (Köy uykuya dalıyor) parçalarında değerli bestecinin kudretini ve eserlerini mahalli bir çeşni vermek hususundaki gayretini takdir ettkl. (Faurt) nin tBerceuse) ünde duyulan ve (Aysel) de en mühim ödevi üstüne alan klârlnet Çoban kavalının rengini katmak İçin eserde yer almış olmakla beraber yaylı sazların mütecanis hamuruna uymamıştı. Eser hakettiği İlgi ile karşılandı v« şiddetle alkışlandı.
Programın en mühim eseri tAlbert Roussel) İn (Sinfonietta) sı idi. Son on yıl içinde Fransız müziği, daha doğrusu dünya müziği (Ducas, Pierne, Ravcl) ve (Roussel) gibi değerli bestecilerin kaybını acı acı duydu. (Jan Evrard) kadın orkestrası için yazdığı (Sinfonietta Op. 52) de olduğu gibi diğer eserlerinde de besteci, (Debuasy) kadar romantik olmamış ve (Ravel) kadar ses nakkaşlığı, ses oymacılığı yapmamıştır. (Roussel) modern müzik dilini klâsik üslûba bağlamış ve bunun muhas5alasından pek şahsi olan kendi uslûbunu çıkarmıştır. Kolaylıktan nefret eden ve yaşayışında olduğu gibi eserlerinde de hiç bir tesir altında kalmamış olan (Rouss?!), (Franck) gibi altmışına doğru en olgun çağma ulaşmış ve en mütekâmil eserlerini bu devirde (Georg^s Dandelot) «(Roussel) in üçüncü
bir iki adamımız bulunursa, her halde heyetimizin terkibi kuvvetlenmiş olur.
İnglllerede yapılacak müzakerelerin en ehemi niyetli, en güç kısmını, öyle zannediyoruz ki, ödeşme konusu teşkil edecektir, şimdiye kadar yapılmış olan ödeme ve kliring anlaşmalarının bazı aksaklıklar gösterdiği olmuştur. Bu defa karşı tarafın hiç ânzasız lşüyecek bLr sistem kurmak İstiyeceği tahmin edilebilir.
Bir taraftan İngiltereden mümkün olduğu kadar fazla mal almak, diğer taraftan ancak fiatlerlmlzin müsaadesi nispetinde mal satabilmek vazi-yctlndeylz Esasen birçok mahsullerimiz, ancak muayyen miktarlara kadar, İngiliz piyasasının işine gelir. Buna göre, İki memleket arasında ithalât ve İhracatımızı denk tutmak belki mümkün olmıyacaktır. Aradaki, tediye muvazenesinde aleyhimize görünecek farkı karşılamak İçin muhakkak mali bazı kombinezonlar bulmak lâzım gelecektir.
înglltcrede bulunan bir heyetimizin mühim bir yekûn tutan bazı tesis malzemesi almak üzere olduğunu duymaktayız. Bu siparişlerin mevcutı dövizle veya İngütereye yapılacak ihracat bedellerlle, derhal veya kısa bir zamanda ödenmesi, bilmeyiz mümkün ve muvaffak olur mu?
Bizce tesise alt bütün ithalâtımızın orta, hattâ birkaç sene vadeli kredilere bağlanması zaruridir Peşin para İle veya bir seneyi geçmiyeıı vâde 11c ancak İstihlâk malları ithal etmek yerinde olur. Gerek bu vadeli krediler, gerek tediye muvazenemizin göstereceği geçici açıklar İçin bazı kolaylıklar elde etmek zaruridir. Murahhas heyetimizin baş işi bu olmalıdır. Müzakerelerin en hayatî, İnce, teknik bilgiye lüzum gösteren bu kısmını idare İçin milli bankalarımızın en kabiliyeti! erkânından bir veya İkisi de heyete İlâve edilirse, muvaffakiyet ihtimalleri çoğalmış olur.
Müzakere teknisyenleri yanında ve belki bunlardan fazla, bugün. İş mütehassısları lâzımdır. Hattâ İngiltere İle mali münasebetlerimizi, bilhassa yarının muhtemel şartlarına göre hazırlayıcı daimî bir teşkilât bile düşü nülebllir. Niçin Londradakl ve hattâ Amerlkadakl sefaretlerimiz nezdlnde birer mali müşavirimiz bulunmasın? Teferruatına girmeden fikri sayın Maliye Vekilinin tetklkuıa arzı faydalı bulmaktayız.
Birkaç senedenberl Londrada. bütün maliye âlemi He temas temin etmiş bir mali müşavirimiz bulunsaydı, her halde ticaret müzakeresi için gidecek heyetin İşi çok kolaylaşmış olurdu. Vakıa ticaret ataşelerinin randımanı az çok münakaşa edilmekte ise de, elde edilecek netice İntihap ■ takl İsabete göredir. Bankalarımız İçinde bahis mevzuu ettiğimiz vazifeyi başaracak birçok kıymetli unsur bulunduğu muhakkaktır.
Bu tamamlamalar ile kuvvetlenecek bir heyetin tabii ve devamlı müttefikimiz olan İngiltere ile ticarî ve
İngiltere İle yeni bir ticaret anlaş • ması yapmak üzere bulunuyoruz B ı işe yüksek bir dlpiaomatımızın reisliğinde kıymetli iktisatçılarımızdan mürekkep bir heyet memur edilmiştir. Bu iş hakkındaki naçiz düşüncelerimizi dilimizin döndüğü kadar ifadeye çalışacağız.
Şimdiye kadar yapılan ticaret an-laşmaiaruu doğuran müzakereler, ticari diplomasimizi İdare edenlerce dc kabul edileceği gibi. az. çok «Klo-dius» üslubuna, yani kliring ve kontenjan İnceliklerine uymakta idi Bu defa karşımızda başka bir üslûp, başka bir ruh. milletlerarası ticaretini büsbütün başka bir anlama tarzı bulacağız.
Vtllrıa. bugünkü İngHtere 18(19 ta Fransa ile bir ticaret muahedesi İmzalamış ve memleketinin ticarî politikasında yeni bir devre açmış olan «Cobden* ingüteresl değildir Man-ehe^ter mektebinin kurucusu Cod-den'ln liberalizmi dalma İngiliz milletinin yolunu aydınlatmakla beraber birinci cihan harbinde ve bilhassa 1929 - 30 İktisadi buhranından sonra bu memleketin de «enzlyade müsaadeye mnzhar» prcnslplnden bir dereceye kadar ayrıldığı görüldü. Fakat bugün mümkün olduğu kadar açık kapı siyasetine dönme temayülleri tekrar nâklm olmağa başlamıştır.
Takriben on beş senedenberl daralan ufku genişletmek, milletlerarası ticaret münasebetlerini zorlaştıran engelleri ortadan kaldırmak, ödeme bakımından bir yardımlaşma mekanizması kurmak gibi düşünceler yarınki iktisadi diplomasinin prensipleri olacaktır. Tarihin bu önüne geçilmez akışını unutmadan yeni devrin esprisine uyarak, hattâ bu telâkkinin bir nevi şampiyonu giöl ortaya atılmakta bizim İçin büyük fayda vardır. Dar. sunî, geriletiri zihniyetlerin zamanı geçmiştir.
Murahhas heyetimizin bu yeni ruh He hareket edeceğinden eminiz. Ancak. meselâ İsviçre gibi memleketlerin tutmuş oldukları bir yolu biz de taklbedemez miyiz? Birinci cihan harbindi n sonra İsviçre, Birleşik devletlerle, kendisi için hayati olan bir ticaret anlaşması yapmak üzere Ame-rikaya davet edilmişti. Giden heyetin reisliğine İsvlçrenin en tanınmış, gerek sanayi, gerek banka sahalarında büyük başarılar elde etmiş, İsmi,' fabrikalarında İmal edilen Dlezel motörlerl sayesinde dünyaya yayılmış «Sulzer» tâyin edildi. Bu zat memleketinin ticacrtine geniş ölçüde inkişaf imkânı veren bir anlaşma yaptı /e sonra İktisadî İşler! millet hayatının temeli sayan devletini senelerce, elçi olarak, Amerikada temsil etil.
İngiltere ile ticari ve hattâ mali münasebetler. Türkiye İçin de, hayati bir ehemmiyet kazandığına, bu müzakerler! biraz da bir iş adamı gorile görmek faydalı, hattâ lüzumlu olacağına göre, biz de İsvlçrenin verdiği misalden istifade edemez miyiz1 Murahhas heyete bir veya İki tanınmış iş adamımızı kalamaz mıyız?
Milletlerarası alışverişler mevzuunu Vekâletlerin kapalı odalarından gör- mali alışverişlerimize yeni gelişmeler meğe alışanların yanında, İş hayatı- temin etmesini dHeYIz.
nin sert havasında fikirleri açılmış Cevat Nizam
Z'
Salı Matinelerden itibaren
TAKSİM Sinemasında
HASRET
\t
Senaryo: MUALLÂ KENC. Reji; FARUK KENÇ Beste ve Müzik: SADİ IŞILAY aa4„We: MÜNİR NUREDDİN
OYA SENSEV — TAIÂT ARTF.MEL — VEDAD KAROKÇU — MÜFİT KİPER — EMİN KALAYCI — MÜSVET AÛLATAN — REŞİT BARAN — ve yüzlerce figüran
Hakîkî köy oyunları — Köy türküleri — Bolunun Abant gölünde çevrilen bu aşk hikâyesini heyecanla seyredecek ve candan olkışlıya-c aksınız.
Prodükslon: İstanbul Film
verm'ştir. bir yazısında: ve dördüncü senfonilerinin (Adagio) lan, (Süite en Fa) sının (Sarabandc) ı. (Sinfo-nletta) nin (Andante) si, yalnız bu dört eserin bir bestecinin şöhretini kurmağa yeter.» diyor.
CSİnfonlclta) nin İlk hareketi olan ( (Allegro molto) ile. iyi çalışılmış ve emek harcanmış, bir eser karşısında ’ olduğumuzu anladık. Eserin genel ölçüsüne uygun olarak ne yazık k! pek kısa süren eşsiz (Andante) den sonra durmadan dinamik bir (Alieg-rol ya geçildi. Şef mükemmel bir anlayış ve büyük bir başarı He eseri İdare etti. Orkestranın icrası eşsiz dînecek mükemmeliyette idi- Dinleyiciler şefi ve orkestraya uzun uzun alkışlamakla mükâfatlandırdılar. Böyle eserlere bir dinleyişte doyulmuyor. ıSinfonietta) yi programına koyduğu için Cemal Reşit Rey'e teşekkür ederken tekrar dinlemek dileğinde bulunmaktan da kendimizi alamıyoruz.
ÇEMBERLITAŞ Sinemasında lOPERADA HAYALETİ : Renkli harika filmini görmeye koşunuz. L
Seanslar: Saat 11 — 12.40 — 2.20 — 4 — 5.40 — 7.20 — 9.16 de
ŞElltR TİYATROSU
Dram kısmında Saat 20.30 da YAYLA KARTALI
Komedi Hışmında YIKARI KÖŞK
Pazar günü 15.30 da maline
KONFERANS
Üsküdar Halkevinden:
Ankara radyosunun (Geçmişte Türk Zevki) saatinde kendisini dinlediğimiz Tokat MUlct Vekili Refik Ahmet Sevengll tarafından 19/2/1945 pazar saat 15,30 da (Tiirkevi) mevzulu bir konferansı vcrllccikiLr. Giriş ser beştir.
Güzel bir eser
Unutmıyacağmız bir filin.
* Eminönü Halkevinden — Evimizde teşkil edilen kılar ve mandolin orkestrası İçin nota ile çalabilecek kudrette amatörlere İhtiyaç vardır. Çalışmak Istlyenlerln İki fotoğrafla Ev Bürosuna müracaatları.
FİKRİ ÇİÇEKOĞLU
Zarurî sebeplerden tehir edilen
Cemal Sahir Gecesi
13 şubat salı akşamı Şehir Tiyatrosu Komedi kısmında verilecektir. Kıymetli artist '
MUAMMER RA RACA
o akşam Lük üs Hayat operetinden bir perde oynamayı kabul ettiğinden gece müstesna bir muvaffakiyet kazanacaktır.
Gişe her gün açıktır. Telefon 40409-
BÜYÜK KOHO KONSERİ
Geçen haftanın büyük bir musiki hâdisesini teşkil etmiş olan koro v« orkestra konseri, halkımızın gösterdiği talep üzerine, 18/2/1045 pazar günü sabah saat 111) de son defa ot-| mak üzere tekrarlanacaktır.
Created by free version of 2PDF
5
HAFTA KONUŞMASI
Y emek adları ve tadları
Fransızcada «rop ddşombı* giymiş patates», «kanepe üstünde okiiz kuyruğuz gibi münasebetsiz yemek adları vardır. Bizde de «imambayıldı* komik ve «keşkülüfukara* yani dilenci çanağı iğrenç birer isim değil midir? «Karnıyarık* Abanoz sokağında işlenmiş tüyler ürpertici bir cinayeti göz ününe getirmiyor mu?
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURL 4
Fikret parmakları arasına aldığı taşları kırardı
Arkadaşlardan biri Fransız yemeklerinin acayip adlarından. bir kaçını tercümeye kalkışıp alay etti:
— Meselâ, dedi, şu «Windsor kanepesi», yahut «kanepe üstünde öküz kuyruğu, «maskeli dana», «domuz peyniri», «müslin salçah levrek», »rop döşambr giymiş patates», «elmalı şoson» yani keçe veya lâstik terlik, bunlar da nedir? Düşününüz, önünüze konan et size Windsûr sarayının b.ı kanepesini hatırlatıyor? Tabağınıza rop döşambr-lan sırtında patatesler diziyorlar’.,. Hele bir yemeğin adına «öküz kuyruğu» demekteki kabalık? «Maskeli dana» ise fazla komik! «Kardinal şapkası» ve •kasadar kadın enginarı» da öyle... «Domuz peyniri» nedir, bilir misin? Paça donması tarzında bir şey... Hâ bir de «zenci kafası» adında tatlı vardır. Ayrıca yüzlerce has isim: Château-bıiand’dan tutunuz Savarin, Colbert, Orley, Mornay, Makedonya, Marengo, Marie - Louise, Nanette. Vereneuil, Mesnil gibi meşhur edebiyatçılardan başlı-yarak savaş meydanlarına, coğrafya tâbirlerine, siyaset ve maliye adamlarına, saray dalkavuklarına, imparatorlçetere, hattâ adlı sanlı yosmalara kadar içine katılmıyan insan ve yer kalmamış!
Evet, öyledir. Fakat bizimkiler başka türlü müdür? Dünyada «imambayıldı» dan daha tuhaf bir yemek adı bulunabilir mi? Tertemiz, nazlı, kibar bir tatlıya «keşkülüfukara» gibi iğrenç bîr İsmi nasıl yakıştırabilirsiniz? «Talaş kebabı» ndakl lezzetli etin rendelenmiş tahtaya benzeti L-mesi revayı hak mıdır? Kadın uzuvlarına kaba kaba, hoyratça malediien et ve tatlı isimlerini saymak nezaketsizliğinde bulun-mıyalım. «Oturtma» bile kaba isimlerdendir. Kendi hesabıma •yahni - musakka - basta» sözlerini de sevmem... Hele birincisinin başına bir «papaz» eklenir, gözümün önüne yağlı ve kepekli saçlarile, cübbesi lekeli, sakalı bıyığına karışmış, el damarları mor ve şiş papazlardan biri da gelirse!
«Dilber dudağı» da eski devrin bir Direklerarası zamparası ağ-zile yapılmış teşbihlerdendir. •Karnıyarık», ameliyat masasını veya Abanoz sokağında işlenmiş bir cinayeti hatırlatarak tiksindirmek bakımından hiç de yemeğe yakışmaz. Hoş. «dolma» yı da beğenmem: lüzumundan fazla tıkız ve kabadır. «Börek» in mânası bereket zamanla unutulmuştur; yoksa söylemeğe, yazmağa kimsenin dili ve kalemi varmazdı.
Bir takım tatlı veya tuzlu yemek isimlerini de. çirkin yaratılmış uzuvlara benzeterek berbat etmekten geri kalma-mışızdir. Meselâ iri, fırlak gözler •lokma» dır; gene iri, biçimsiz kulaklar ise «plrohi»... «Sütlü mahailebl», kocakarının beyaz, fakat bumburuşuk tenini; «yoğurtlu patlıcan», düzgünlü yüzü; «pelte» pörsüklüğü belirtmekte kullanıldığından teşbih merakımıza kurban olmuşlardır. «Tirit» daha kötüsüdür. «İlik» İse âdi çapkının alkış nidasıdır. «Kaygana» nm ilk hecesi hoş düşmez; belki «kaynana» vezninde oluşu da bir sebeptir.
«Mafiş» komiktir; «sangı burma» daha tuhaf... «hamayili ve pişi» denen birer tatlı olduğunu bilen şimdi kalmamış olacak. «Nazlaç» ile «nazlı aş» acaba aynı şey midir? Tahkik edemedim. Gene eski mahalle çapkını için teşbihe yan yan «Paluze» ile «elmasiye» yi unutmadım. Şişman ve bıngıl bıngıl kadın rağbetten düşeli bu teşbihler rafa kondu.
Geliniz de «tavuk göğsü» nün bir tatlı olduğunu Tiirkçesinden veya tercümesinden anlayınız.
Söylerken nedense hazetmedl-ğlm bir kaç isim daha: Tarator, plâkl, silkme, turşu, sübye... Uzun düşünürsem hepsinin az
çok bir sebebini bulabilirim. Meselâ sonuncusu eskiden panta-lonlan gergin tutmak İçin ayak-kaplan altından geçirilen kayış-parçasına denilmesinden olabilir. «Turşu» sözünden hoşlanma-yışım çok terlemiş birinin terbiyesizlik ederek göğsünün üstündeki elbise ve çamaşırları elile tutup kaldıra indire «turşuya döndüm» demesinden ileri gelir!
Yukarıda bahsi geçen «keşkülüfukara» yi tutup da meselâ «Bissac du mendlant» şeklinde tercüme ediversek elbette gülünç ve münasebetsiz olur. Şimdi, lisandan terkipler atılalı beri iyi oldu da sadece keşkül deyip geçiverlyoruz. Benim çocukluğumda yalnız keşkül sözü o tatlıyı anlatmazdı; dilenci veya dervişin elinde tuttuğu kabı düşünürdük.
Fransızlarda isim karışıklığından ve acayipliğinden daha kötüsü şudur: O lisanda yemek ve yiyecek adlarından bir kısmı ağır tahkir kelimeleri ve şiddetli küfür sayılır. Birine «midye, istiridye, kavun, uskumru, sucuk» diyemezsiniz! Bizde de «balkabağı» nm başındaki «bal» a rağmen haksızcasına hakaret kelimesi olduğu gibi...
Cevabı bulunaraıyan bu lisan -bilmecelerinden kendimi kurtarıp da asıl maksada gelmekte geciktim: İstanbul un
kusurlarından biri de şüphesiz lokanta sizliğidir.
Nüfusu milyonu aşmış bulunan bir turizm şehrinin — turizmi geçelim — yol uğrağı en kalabalık bir şehrin, ahçı dükkânları hesaba katılmazsa İyi yemek yapmakla tanınmış, adını şehir şöhretleri arasına katmış ve o şöhreti bugüne kadar yaşatmış kaç lokantası vardır? Meselâ hiç bir lokanta — Vefa bozacısı, Hacı Bekir şekercisi kadar — iin salamamış ve saldığı ünü unutulup gitmekten koruyamamış-tır.
Mahallebici Hacı Recep’e, bazı simitçi fırınlarına bile uzun ömürlü bir şöhretin nasip ola-mayışma kederlenmek lâzım gelir. Zira böyle müesseseler büyük şehirlere pek lüzumlu şöhret unsurlarından sayılır. Misal olarak Paris! Paris yapan sebepler arasında Eiffel kulesi kadar şöhretli otel mutfaklarını ve lokantaları gösterebiliriz. Hattâ bu şöhret, çelik kuleninkinden çok eski ve belki de daha temellidir!
Is tan bulda ise zaLen henüz taşıdığı isme hak kazanmış büyük otel olmadığı gibi küçük çapta olanlarının da mutfakları, yahut bazı özel yemeklerile kendilerini tanıtmamalarına acınır. Birinci cihan harbinden önce az çok bir şeyler bulunurdu. (Yani) lokantası denildi mİ akla fırında kızarmış, parmazan peynirli güveç makarnası gelirdi. Bunu porsiyon bakımından bir adam güç bitirdiği gibi tadını da güç unuturdu. Ama bir makama veya başka bir lokantanın kâğıtta, barbunyesile iş bitmez. Şu cihet var ki eskiden şehrimizde iyi paça, döner kebap, şiş kebabı, hele yoğurtlu kebap yapanlar yok değildi; Galatada da mükemmel av etleri çeviren izbe, fakat meraklılarınca aranan yerler bulunurdu. Bunlar memlekete, Frenkçe tâbirle bir «kaşe» verirdi, yani başkalarında bulun mıy an bir şahsiyet ve hususiyet... Arnavutların ciğer keba-blle 'fasulye piyazındaki bambaşka, evde ve lokantada verilemeyen tadı biz yaştakiler her halde özlerler. Yemek, bir sevgili gibi özlenebilir ama bu dediklerim. şimdi Arnavutluğa kadar gidip yemek zahmetine değmezleri
Bunu söylemekten maksadım bir yemeğin bir şehri gözde tüttüreceğine, bir yolculuğu bile güze aldıracağına işarettir.
Çoğunluğun çerden çöpten, çerez yemeklerle ömür sürdüğü şu harb halini hesaba katmıyorum; fakat daha önce de İstanbul lokanta bakımdan gelişememişti. Bunun sebebini eski hayatımızda aramak İftaradır.
Lokantanın tarihî bizde — tan-zimat edebiyatı gibi — çok yeni bir devre dayanır. Kırk, kırk beş yıl geri dönersek İstanbul nüfusunun kaçta kaçı umumi yerlerde karın doyururdu? Taşradan gelenler eğer o zamanki sınıf faksimile eşraftan iseler otele değil meselâ eski valinin, yahut Devlet merkezinde yerleşmiş, yükselmiş hemşerilerinden birinin konağına inerler, bu konakta yer, İçerlerdi. Köylü bile konaklara kapılanmış köylüsünün yanında konum azlar mıydı? On kişi fazla, on kişi eksik... Bu mutfakların gidişini bozmazdı.
Ahçıhğımız eski, dokantacıh-ğımız yenidir.
Vaktile lokantalar değilse de çoğu konaklar ve hattâ konak yavrulan yemeklerinin nefisliği-le şöhret kazanmışlardı. Baklavayı, böreği, kuzu dolmasını bırakınız, yalnz pilâvını yemek için gidilen evler tanırdık. Bu, nasıl bir pilâvdı? Belli başlı bütün bildiğim pilâvları sayacağım: Domatesli, süzme, nohutlu, tas kebaplı, yumurtalı, patlıcanlı, enginar lı, bezelyeli, beyinli, midyeli, başlı, kuzu ciğerli, şeh-riyeli, kaburgan, kıymalı, tavukla. bıldırcmlı pilâvlar ve kanama, Özbek. Acem. Kaşgar, Rodos, kuskus, bulgur, arpa şehriyesi pilâvları...
Hayır, asıl İstanbul pilâvı, makbul piJâv, yapılması güç pilâv en basitidir: Âdi veya et suyuna, harçsız ve garnitürsün pilâvdır. Hüneri bunda göstermek lâzımdır. Zira savdığımız o sebzelerle, beyinler ve ciğerlerle, tavuk et'eri ve şehriyelerle bir pilâva az çok kzzet. rayiha, manzara vermek mümkündür. Fakat pilâvın «sehli mümteni'» 1, âdeta ilhamla vücuda gelmişi, sihirbazca marifetlisi sade dediğimiz cinsidir. İşte bazı dost konaklarında bunu yemeğe gidenler olurdu. Hele dedelerimiz beyinli ve bezelyeli. üstüne bol ve katı domates sa’çasüe tavuk etleri didılmtş pilâvı alafranga yemeklerden sayarlar, hîç sevmezlerdi.
Bugün İstanbulda o dediğim pilâvı, benim bildiğim gibi yapabilen lokanta, belki de ev kalmamıştır. «Pilâvı pek enfes!» diye öğüten yerlere baş vurdum, anladım ki onu yiyenler için pilâv mefhumu — şiir mefhumu gibi — değişmiştir; pilâv da «sürrealist» bir nesneye dönmüştür.
ikkati çekmek İstediğim nokta: Istanbulumuz İçin yolsuz, susuz, konforsuz, nakil vasıtasız, otelsiz bir şehir diyoruz. Lokantasın olduğunu unutuyoruz. 500 üncü fetih yılına hazırlanırken bu mühim eksiği de gözönünde tutmamız, himmetler ve masraflar arasına lokantacılığı geliştirecek tedbirleri de katmamız lâzım. Türk ah-çılığı — şu, hekimliğin gelip geçici. karaciğer. safra kesesi, tansiyon umacılarına pek kulak asılnuyarak — restore edilmeğe hem lâyık, hem muhtaçtır.
Pilâv keyfini ve milletler arası şöhretlerinden biri olan pilâv pişirme hünerini kaybetmiş bir İstanbul, her hangi bir mide veya zevk rahatsızhğlle ağzının, tadı bozulmuş, dili paslanmış bir İstanbul demektir
Refik Halid Karay
Harb sonrası İktisadî durumu
İstanbul Ticaret odası, Ticaret Bakanlığının emrlile, harb sonrası İktisadi ve ticari durumunu İncelemek üzere, tetkikler yapıyor.
Odaya kayıtU incirlere birer tezkere yazılarak 510 numaralı kararnamenin harbden sonraki variyetinin ne hal almaaı lcabedeceftl sorulmuştur. Alınacak cevapların özO, Ticaret Bakanlığına gönderilecek rapora kaydedilecektir.
Tevfik Fikret bir omuzuna Hüseyin Cahidi, bir omuzuna Mehmet Raufu alarak dolaşırdı..
Taştan mobilye — 19 numaralı eu — 19 ağustos — 1279 tarihli mangal — Âşiyanda At at ürk iin imzası — Kırmızı kadife kaplı ve kilitli defter —
Ahmet Vefik paşanın resmi..
Fikret hakkında doküman toplarken yalnız en yakınlarını dinlemek kâfi değildi. Evi ve eşyası arasında da tetkikler yapmak lâzımdı. Bu itibarla «Âşt-yan» a kadar bir kere daha uzanmak icabetti.
Şimdi Âşiyanda eşyanın dilini, insanların diEle birleştirerek dinliydim. Evvelâ bahçeden başlıyoruz. Burada insanın gözüne çarpan şey büyük kayalardan yapılmış vahşi bîr mobilyedir. Meselâ bir masa, etrafında yine taştan ko’tukl&r, iskemleler... Yanında da bir dîvan kadar uzun, fakat arkalıklı büyük bir kanape. Bilhassa taş masa çok sanatkârane yapılmşıtır. Oturduğunuz zaman ayaklarınızı ycrteştirecrğîniz yerlere kadar oyulmuş. Bu taş mobilyeye bahçenin başka taraflarında da ras-gellniyor. Meselâ bir çam ağacının altında yine arkalıklı ve mavi taştan bir kanape... Oturacak o kadar çok yer var ki burada açık havada, mükemnrl surette ka'abalık bir misafir heyeti kabul edilebilir.
Bütün bunları Fikret kendi yapmıştır. Şimdi taş mobilyelere bakıp ona dair dinlediklerimi hatırlıyorum.
48 yaşında ölen Fikret tam mânasile pehlivan yapılı bir insandı. Bazusunun üstünde ince demir çubukları kıvırdığını en yakınları görmüşlerdir,
Hüseyin Cahit Yalçın:
— O kadar kuvvetliydi kİ bazali Kanlıcaya bize gelirdi. O zamanlar Kanlıcanın Göztepesin-de otuıuıduk. Orada bir omuzuna beni alır, bir omuzuna Mehmet Raufu kaldırır, böylece uzun bir mesafe giderdi.
[Üstat Hüseyin Cahit Yalçın kendisini diniiyenin hayretle yüzüne baktığını görünce şimdi batın sayılacak kadar etli canlı bünyesini işaret ederek ve gülerek şöyle ilâve eder:
— Lâkin unutmamalı ki ben de o zamanlar böyle değ'.ldim...]
Yine sözü kendisine bırakalım:
— Burgaz adasında oturduğumuz zaman bazan da oraya gelirdi. Burada şöyle yassı deniz taşlarını alır, parmakları arasında, hiç bir güçlük çekmeden ortasından kırardı. Ve biz hayretle bakardık...
İşte 48 yaşında hayata veıja eden Fikret'in böyle bir bünyesi vardı...
19 numaralı ev..
îlerliyelim. înişl, çıkışı, düzlüğü, küçük havuzlan, Fikretln meşhur taşlan kitabeslle Âşiya-nın bahçesinin garip bir «bahçe mimarîsi» vardır. Üstelik bu garip mimarî, bahçeyi olduğundan çok büyük, karışık gösteriyor ve uzak iklimlere alt bir yermiş hissini uyandırıyor. Yukan katın-dan tahta bir köprü ile Kollej bahçesine bağlanan Âşiyanın üzerinde tahtadan kabartma 1906 tarihi vardır.
Âşiyanın bahçesinde
Bahçe tarafındaki büyük kapının üstünde Âşiyanın numarasını okuyoruz: 19 numaralı ev!...
Halbuki o bu 19 rakamını hiç sevmezdi. Abdülhamidin cülûsu günü olan 19 ağustosu telin etmek için meşhur «Şehriâyin» manzumesini yazmşıtı, Ve yine bir 19 ağustos günü hayattan ayrılmıştı. Halbuki bugün Aşiyan uİ9 numaralı ev» dir.
Kapıdan İçeri girelim. Büyük bir salon... Kenarda bir şömine.:; Bu şöminenin yanında başın ye-tişemiyeceti kadar yüksek, tavana yakın, uzun pencereler,.. Şimdi Fikret’in bütün hâtıraları buradadır.
Şöminenin önünde büyük mangalı duruyor. Zira şair şömine kadar, mangalı da sevmektedir. 1279 tarihini atşıyan bu eski mangal hakikaten Fikret’in sevgilisiydi. En meşhur manzumelerini bu mangalın başında tahayyül etmişti. Şöminenin önünde siyah Japon paravanası... Üzerinde bir kartal resmi ve ileride küçük, zavallı bir kuş!..
Masasının üstünde son zamanlarda su içtiği duble bardağı. Kahve fincanı, biri cam, öteki kemik saplı kalemtraşı, hasır kahve tepsisi ve kendi elile şimşir üzerine kazdığı «Mehmet Tevfik» İmzası. Elinden hiç düşürmediği beyaz. Eskişehir taşından teşbihi, vazoları, hattâ «M. T» markah saç fırçası, diğer bazı eşyası...
Âşiyanda Atatiîrkün yazısı..
Fikret'in çalışma masasının üstünde fotoğraflar, tablolar, resim kâğıttan, kitaplar arasında kadife kaplı bir defter gözüme ilişti Etrafı kırmızı, orta yeri mor kadifeden, kilitli bir defter... Açtıkı Bu, Âşiyanın hususi defteriydi, İçinde Fikret’in ölümünden sonra Âşiyanı ziyaıet edenlerin yazılarım birer birer okurken bir sahlfenln önünde durduk. «Mustafa Kemal» imzası dikkatimizi çekti. Sahlfenİn en başındaydı. Meşhur M, Kemal imzasının üstünde 19 ağustos 1918 tarihi vardı. Yani Fikret'in ölümünün tam üçüncü yıldönü-
Fikret’in yaptığı ayvalar tablosu
taştan mobilyeler
münde Atatürk Âşiyana gelmişti, Aynı sahifede Süleyman Nazif. Faik Âli, Muslahaddin Adil, Sâti imzalan okunuyordu...
Salonda Fikret'in kendi elinden çıkmış bir çok tablolar göze çarpıyordu. Bunların içinde meselâ Fikret’in düşüncelerini, etrafa verdiği kıymeti gösteren eserlere de rasgelmek mümkündü. Tiyatromuzun büyük kurucularından Ahmet Vefik paşa» nın büyük kıtada yağlı boya bir tablosunu yapmıştı. Aynı tablonun bir de kara kalem küçük boyda olanını da vücuda getir, mlştl.
Bu iki tablo Tevfik Fıkı etin. Ahmet Vefik paşaya ne kadar kıymet verdiğini çok iyi gösterir.
Âşiyandaki tablolar arasında çok dikkate değenler arasında gayet uzun sarı saçları lüle lüle omuzlarına dökülmüş, kırmızı kadife elbiseler içinde küçük bir çocuğun boy boy resimleri bulunmaktadır. Altın sarısı saçlarla elbisesi çok mükemmel bir âhenk yapan kırmızı kadifeli çocuk «Halûk» un ta kendisidir. Babasının elinden çıkmış olan bu resimler Halûk'un bildiğimiz fotoğraflarına hiç benzememektedir.
Görülüyor ki Fikret sevdiklerinin, takdir ettiklerinin bol bol resmini yapıyor. Bunlarm arasında meselâ Nazıma hanımın da birçok resimleri vardır. Erguvan! bir çarşaf içinde, yağlı boya bir resmi göze çarpmaktadır. Çarşafını güzel bir iğne ile tutturmuştur. Blûzunıın yakası görünmektedir. Fikret bunu bir fotoğraftan büyütmüş ve renkkştir-miş olacaktır.
Nazıma hanımın daha birçok tablolarda yer aldığını görüyoruz. Meselâ çok sevdiği için Fikret Rumelihisannın da resmini yapmıştır. Orada da bir ağaç altında Nazıma hanımı görüyoruz.
Fikret babasının resmini de yaparak sevdiklerinin koleksiyonunu tamamlamıştır. Sürgünde ölen, babası Hüseyin efendinin resminin altına f.'kret şunları yazmıştı:
«Melek babacığım.
Bundan sonra şairin yine çok sevdiği şeylerin resimleri, nıey-valar geliyor kl işte bunlarda Fikret hakikaten ressamdır. Hele bir «ayvalar» tablosu var ki çok mükemmeldir. Üzerindeki hafif buğulu tüyleri İle, birer altın külçesi halindeki ekmek ayvalarına bakarken onların lezzetini ağızda hissetmemeğe imkân yoktur. Muhakkak kl sanatkârda bunu duyarak resmetmiştir.
Bunlardan başka yemiş tabloları arasında nefis Amasya elmaları, portakallar, bir tarafı soyulmuş mandalinalar göze çarpıyor..
Hikmet Feridun Es
Created by free version of 2PDF
HER AKŞAM BİR HİKÂYE
lavanta^
Harbe ait resimler
Umumi direktör âdeta çekinerek hususi kâtibesini yanma çağırdı. Masasının gözünü açtı ve şık bir paket çıkardı ona uzatt:
— Bu ay İçinde yaptığınız İşlerden son derece memnunuz. Bunun için alze küçük bir hediye vermek İstedim. Bilmem memnun olacak mısınız?..
Epeyce çirkin ve yaşlı bir kadın Olan hususi kâtibe hayretler İçinde kalmıştı. Bir erkekten, hem de umumi direktör gibi gayetle yakışıklı bir erkekten İlk defa bir hediye alıyordu. Halbuki müdürün kendisinden hiç hoşlanmadığını zannederdi, içinden:
— Şu erkekler de hiç mılaşümıyon mahluklardır.. dedi Ve tekrar tekrar teşekkür ederek masasına oturdu. Derhal paketi açtı. Bu çekmece gibi muhtelif kapaklı, İçi beyaz ipekli astarlı bir levanla şişesinin kutusu Mi üzerinde çok pahalı ve nâdide bir markanın ismi okunuyordu. Fahriye kutuyu da açınca içinden hakikaten şık fakat acayip şekilde bir şişe çıktı. Beyoğluncla büyük bir mağazanın vitrininde aynı levan tayı Üzerinde 80 Ura fiatle görmüştü. Hâla gözlerine İnanamiyordu. Umumi direktörün kendisine böyle bir hediye vermesini neye yoracağını bir türlü kestlreml-yordu. öğle paydosunda bu hediyeyi evvelâ şirketteki öteki kızlardan gizlemek İstedi. Zira bunda âdeta bir aşkın mahremiyetini sezer gibi oluyordu.
Lâkin dayanamadı. Bütün kızları tophyarak »Müthiş hediye» yi açtı. Hakikaten hayret edilecek şeydi. Zira şirket, güzellerinin bolluğu U» tanınmış bir müessese İdi. O kadar güzel kızlardan hiç biri umumi direktörden hediye almış değildi.
Levanla şişesi bunun İçin büyük bir hayret uyandırmıştı, şıklığı ve tuvalete düşkünlüğü 11e tanınmış bir daktilo ona:
— Almak İçin çıldırdığım bir koku... Simdi ver. 50 liraya satın alırım .. Zaten dört gün sonra maaş-.' Doğrudan doğruya vezneden maaşımı sen al... dedi.
Fahriye için 50 Ura hiç d» fena bir para değildi. Ancak bu hayalindeki İlk hediyenin, İlk hâtıranın öyle kıymeti vardı ki elli liraya bunu değişemezdi.
— Dünyada satmam!., diyerek mân ah mânalı gülümsedi. Kızlar ona hayretle baktılar.
Lâkin bu İşe en ziyade şaşan yine kendiriydi. Zira şimdiye kadar erkeklerin hiç bir İltifatını görmüş değildi. Hattâ son zamanlarda evlenmeden ihtiyarlayıp gideceğine bile yavaş yavaş İnanmağa başlamıştı. Kör olasıca kısmeti senelerce bir türlü açılmak bilmemlştl. Kendi yaşındaki öteki kızlar evleneli hani idi. Çoğunun boyunca kızı olmutu. Lâf aramızda bunların İçinde hattâ genç büyük anneler bile vardı. Yani akranları haminne olduğu halde o hâlâ evle-nememlştl. Demek nihayet İşte devlet kuşu tâ tepesine konmuştu. Haydi hayırlısı!..
Umumi direktörü gözünün önüne getirdi. Dalyanlar gibi, aslanlar gibi yakışıklı bir erkekti. Lâkin onun senelerce beraber yaşadığı ve kendlsn-den pek korktuğu bir de metresi olduğunu herkes bilirdi. Acaba direktör bu kadını bırakmış mı İdi?.. Fahriye: »Her halde öyle olacak... Beni sevdiğine göre!..» dedi. Ve ilk defa o gece sabaha kadar uyuyamadı. Ertesi günü şirkete epeyce geç kaldı. Direktör kendisine biraz surat etti. Hakikaten şu erkekler hiç anlaşılmıyor canım'.. İşte karşısındaki de aşkını katiyen belli etmiyordu. Fahriye kendi kendine: aN» ruhuna hâkim adam!..» dedi. Direktör da hiç bir emare yoktu. Belki de o beraber yaladığı kadından korkuyordu. Hal, buki bu kıskanç hatun Pahriye'yl kendi ellle seçmişti. Belki de bunu yaparken Fahriye'yİ son derecede çirkin, epeyce yaşlı bulmuştu. Belki değil, muhakkak!.. Demek kİ Fahri-
yed» her gözün göremlyeceği ayrı bir cazibe vardı!.,
öğl» paydosundan biraz ew»l direktör onun masasına yaklaştı:
— Fahriye hanım... Lavantanıza, sürmemişsiniz... dedi.
Fahriye nasıl olur da;«Ona dokunmağa bile kıyamıyorum, natıraI» diyebilirdi?.. Fakat:
— Daha açamadım efendimi., demekle İktifa etti. Direktör:
— Yoksa kokuyu beğenin »d İn 13 mİ? Değenseniz sürerdiniz... Herhalde sürünüz efendim... dodi.
Ertesi günü direktör aynı şeyi tekrarladı Lavantayı mutlaka kendisin» sürdürmek İstiyordu. Nihayet Fahriye dayanamadı. Ve şişeyi açtı. Süründü. Nefis bir kokul.. Direktör odaya girince gülümsedi:
— Hah şöyle - Gördünüz mil?., dedi.
Direktör belki de kendisinin güzel kokmasını İstiyordu. Birdenbire müthiş bir şey hatırladı. Acaba kendisi fena im kokuyordu?.. Direktör bu fena kokuyu kapatmak İçin mİ kendisine lavanta hediye etmişti?.. Böyl» bir şfty olamazdı. Zira Fahriye hakikaten çok temiz bir kızcağızdı.
O günü direktörün kıskanç metresi geldi. Odaya girer girmez Fahrlye’nln masasına yaklaştı. Ve bir tazı gibi havayı kokladı, kokladı.
Acaba kadın nihayet kendisini de kıskanmağa başlamış mı idi?.. Fakat hiç belli etmedi, çıktı, gitti.
Direktör ofıun arkasından memnun gülümsedi...
tç İçe iki odanın küçüğünde Fahriye çalışıyordu, ötekinde de direktör bir arkadaşı İle çene çalmakta İdi. îkl erkek bitişikte Fahrlyenln bulunduğunu tamamlle unutmuşlardı.
Direktör şunları anlatıyordu:
— Bırak Allah aşkına,.. Az daha yakalanıyordum. Mendilime o söylediğim kadının kokusu sinmiş... Eve gelince kıyametler koptu:
— Bu koku nedir?- diye sorgular başladı. Halbuki kokuya btras dikkat etse anlıyacak. Bir arkadaşının kokusu!.. Diişün birader. Şu yabancı lavanta az daha bana cürmü meşhut yapacak... Hemen attım:
— Canım bu bizim kâtibenin kokusu. Ondan elime, elimden de mendilime sinmiştir. Zira onun tek kıskanmadığı kadın kâtibedir.
Gözlerini açarak bana:
—Amma tahkikat yaparım... öğrenirimi.. dedi.
Ben de ertesi günü Fahriye hanıma hemen bir şişe aynı kokudan hediye ettim. Ne yaparsın birader?..
îkl erkek birdenbire seslerini yavaşlattılar. Yalnız arasıra gümbürtüm gümbürtülfl gülüyorlardı. Fahrlyenln bitişik odada bulunduğunu hissetmişlerdi.
(Bir yıldız)
RADYO
ANKARA RADYOSU Bugünkü program
18.00 Radyo dans orkestrası. 18.43 Karışık şarkılar, 19.00 Haberler, 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Radyo salon orkestrası, 20.15 Serbea saat, 20.30 Fasıl. 21.30 Spor servisi. 21.40 Beste ve şarkılar, 22 00 Müzik (pl.h 22.15 Müzik (pl>, 22-45 Haberler.
■ Yarın sabahki program
■ 7.30 Spor saati (Vücudumuzu ça-: lıştıralıml, 7.40 Haberler. 7.55 Müzik
fpl.l, 12.30 Semai ve'şarkılar, 12.45
. Haberler, 13.00 Radyo salon orkes-
■ İrası.
FGömîekis"]
| »İKİNCİ SINIP GÖMLEK Çl I
20098 Sirkeci
f ■= —\
Bir erkeğin kadını
MACERA VE AŞK ROMANI
Yazan; Maurice Leblaııe Çeviren: (Vâ - Nû)
M T- İl İka N(> 39 „ ■ ■
O daha fazla bazı şeyle: biliyor muydu? Peki, öyleyse, konuşturmadan salıvermemen.
Patrlce, başını ziyaretçiye çevirerek. tereddütlü bir sesle:
— Bizim İçin bazı ehemmiyetli noktalar var. Bunları tesbit etmek İstiyoruz. Zannederim, siz bize faydalı olabilirsiniz.
Julot:
— Neymiş efendim onlar? - diye «ordu.
— Bütün işler olup bltlnctye kadar elz. Mavi Çayır'dan ayrılmamıştınız, değil mi?
— Ayrılmamıştım.
— Öyleyse her şeyi gördünüz?
— Gecenin karanlığı içinde ne görmek mümkünse hepsini gördüm, Mavi lâmbalar da veyyöz halinde yanıyordu. Gözlerim, üstelik karanlıkta İyi seçer.
— Pierrcuse'ü öldürenin Julot oi-d' ğuna emin misiniz?
Kalıbım basarım'... Şimdi sizi tv sil gorliv -'«un, onun öldürdüğünü da öyle gördüm.
•— İki dansöz?
— A... çifte Kumrular.... Evet.. Bunların bir tanesini sizin şişman arkadaşınız yakaladı; İsmi nedir, hatıtlıyamıyorum Öbürünü de uzun boylu, yakışıklı arkadaşınız aldı götürdü.., Hani şu, adına ne diyordunuz. Rlchard mı?...
— Bu bahiste hiç tereddüdünüz yok mu?
— Yok, efendim... Bu İşin «u götürür yeri ne gezer? Hattâ sizin arkadaşlara, kumruların »Darllngl Dar-llng!» dediklerini Dostlarınız bütün bu hikâyeleri size anlatmadılar mı?
Patrlce, düşünceli:
— Anlattılar, anlattılar... - dedi.
Yeniden, Patrlce ile Donı!nlquo bakıştı. Kararsızdılar, tereddüt içindeydiler. Fakat, Domlnlque, nihayet kararını vererek başlle bir tasdik İşareti yaptı. Evet, bilmek lâzımdı. Bu bek-lenllmlyen şeh ad etten istifade etmek, katiyete varmak lcabedlyordu; ve ou da mümkündü '
Patrlce. Julot'ya hitapla ve katlı yelle sordu;
Kartı arazide tankl arın ileri hareketi
Batı cephesinde alınan henüz çp-ı* denilecek ya§ta iki Alman esiri
Bir Sovyet motörlil kıtası bir nehrin karat sahiline geçiyor
Doğuda bir Sovyet devriyesl
— Bütün bu söylediğiniz şeylerden şu çıkıyor kİ, demek adaşınız yalan söylemiş?
— Evet, efendim. O. namussuzca, kepazece yalanlar uydurdu. Zaten kendi de namussuzdu, kepazeydi. 31-zin karınızı İtham etti. Bunun da sebebi sizi şaşırtmak, sizden para koparmaktı. Köpoğlu gidip orospulara yedirecek. Bu tâbirlerimi affediniz, madam! Ben de tevkif edildikten sonra yalan söyledim. Şayet hakikati ortaya koyacak olursam, Julot, tepe-llyeceğlnl söyllyerek beni tehdldet-miştl. Ben de yalanlar uydurmak suretlle işin İçinden sıyrılmanın kolayını aradım.
Bir an durdu. Kqn koca düşünceliydi. Julot devamla:
— Yemin ederim ki. adaşımın söyledikler! tamamlle yalandır, tamam! -le yalan. Onun aklı fikri kolyedeydi. Picrruse'den bir adım bile ayrılmamıştı,
Patrlce, bir dakika tereddiidettl; sonra, son, kati ve ehemmiyetli suali kısaca sordu. Yüzü sapsarıydı. Muhatabının gözlerinin İçine dik dik bakıyordu. Titremlyen boğuk bir sesle dedi ki:
— Demek ki. Mavi Çayır'da ben...
— Siz mİ?... Sizi madamınız hiç bırakmadı. Ben saklı bulunduğum ağacın arkasından manzarayı apaçık görüyordum,
I Domhılaue, hicaptan solgunlaşarak,
fakat yarayı büsbütün deşmek gayretiyle:
— siz biz! gördünüz mü? - diye sordu.
— Evet, gördüm. Şu anda gördüğüm gibi gördüm. İkinizi de farkedl-yordum. Birikirinizden hiç ayrılmadınız. Madam, mösyöye sarılmıştı. Fakat, başlangıçta o uzun boylusu, hani o Richarıî dediğiniz, madamı elinden çekti. Çekti amma, kocanız, ona bir yapıştırdı, dirseğiyle sendeletti Rlchardı. O da gitti, Kumrulardan birini bileğinedn tuttu, sürükledi götürdü. Böylece onlar da aralarında buluştu. Siz, karı koca, baş basa kaldınız. Blrlblrlnizin kollarınızda... Saadet İçinde... Hattâ şu anda sizi şimdi nasıl görüyorsam, o gece de söylediklerinizi duyuyordum, siz. kocanıza: «Ah. güzelim! Güzelim!» dediniz... Sonra- «Bu yaptığımız deliliktir!» dediniz... Yahut da buna benzer bir şey söylediniz.
*•#
Patrlce ve Domlnlçue, artık, söylenenleri dinlemiyorlardı bile... Bu serserinin yanlarında bulunduğunu unutarak, memnunlukla ve hayretle birlblrlerlnin yüzüne baktılar. Bakışları blrlcşlyordu. İfadeler! bir zafer İfadesi halini almıştı.
Donılnlque, âdeta bahtiyarlıkla tlt-rlyerek;
— Görüyor musun? İşitiyor musun?.- Tabii değil mİ: Ben, o gece
^Asîcss-ıuc" bahisleri^
BERLİN SAVAŞI
*
Mevcut şartlar Berlin savaşını bir Stalingrad savaşı yapmaya müsait değildir
Stettln'den Frankfurt’un cenubuna kadar, takriben 100 kilometrelik bir cephede, devam eden savaşın biricik gayesi Berlin’i düşürmek veya müdafaa etmek olduğuna göre btıradak' harb herkâtını «Berlin savaşı» diye . adlandırmak yerinde olur. Kaldı kİ j bu cephenin bazı noktalan ve meselâ . Öder nehrinin batıya doğru dirsek ı teşkil ettiği Ebestvalde köşesi Berll-nln dış mahallelerine ancak 50 kilometre kadar mesafededir ve bu kadar mesafe eski zamanlarda bile muharebenin o şehir veya yerin adını alması İçin kâfi bir sebep addedilirdi.
Berlin savaşının bütün hızlyle bugünlerde boşlaması ve Kızılordunun önümüzdeki hafta zarfında bu büyük şehri ele geçirmeğe çalışması çok muhtemeldir. Bunun biricik sebebi Almanların başkentlerini müdafaa için yeter asker ve malzeme yığmasına, tahkimat yapmasına mahal bırakmadan bu büyük sanayi ve münakale merkezini ele geçirmektir. Öder nehri boyunca hazırlık ve kâfi bir cephe mıntakasıııdü yayılma işini Kızılordu kolayca ve kısa bir zamanda başardı. Bunun hikmet! de her halde Alman başkumandanlığının kâfi derecede stratelik İhtiyatlara malik olamamasıdır. Aksi takdirde Berllne karşı hücumu hazırlamak üzere Öder üzerinde yayılma ve açılma çok zamanı ve çetin savaşları icabettlrebillrdl.
Alman başkumandanlığının büyük ihtiyatlara malik olamamasında da şaşılacak bir şey yoktur Bir taraftan Kızılordu gayet mahlrane bir hareketle Budapeşte kesiminde ve Tuna nehri vâdlslnl kapatmak gay esile Alman başkumandanlığının en az 7 8 zırhlı ve 10-12 piyade tümenini Buralara çekti ve buralardaki harb-lerde yıprattı. Öte yandan Run-dstedt de Ardenııes savaşlarında bundan az blmıyen bir kuvveti harcadı. Buna şarki Prusya. Saltık kesimi, Pomeranya ve nihayet Polon-yadakl Poznan, Thorn gibi kalelerde mahsur kalıp esir veya İmha edilen kuvvetleri de katarsanız- Berlin müdafaası veya onu uzaktan kuşatıcı muharebeler İçin Alman başkumandanlığının kân kuvvet bulamaması kolaylıkla anlaşılır.
Bu kuvvet vetmemezliğinl Berlin müdafaasına tahsis edilen kuvvetlerin teşekkülünden de anlıyoruz. Gelen haberler Bettin müdafaasında başkumandan olan Hlmmler veya Göbels'ln daha ziyade birkaç S.S. tümeniyle müteaddit polis ve «halk muhafız» taburlarına güvendiğini gösteriyor. Muntazam ordunun bu kesimdeki savaşlarında da İki veya üç kolordudan fazla kuvvet görün- , müyor. Zamanla diğer cephe kısımlarından Bettin İçin büyük kuvvetler çekilmek isteneceğine şüphe yoktur. Fakat Kızılordu buna İmkân ve fırsat bırakacak mıdır? Burası çok şüphe’l Kızılordunun Berlin karşısında Stet-tln’den Frankfurt’a kadar mühim noktalan kısa bir zamanda ele geçirdiği muhakkak olduğuna göre Berllne hücıım İçin artık fazla beklemt-yeceğl anlaşılıyor. Vâkıa her hücum mutlaka muvaffakiyetle netlcelene-çektir denemez Fakat bu hücum Klsa bir zamanda ve meselâ önümüzdeki birk-ç gün zarfında yapılırsa, daha doğrusu yapılabilirse Almanların buraya yeter derecede kuvvet getirmeleri çok şüphelidir.
Berlin savaşı muhakkak ki bir Sta-lingrat savaşı elamıyacaktır. Alman-
Yazan:
M. Şevki Yazman
yanın şimdi içinde bulu, duğu şartlar, hem garbptan ve hem şarktan yeleri tazyiklerin büyüklüğü, Kızılordunun kuvvet ltlbarlle haiz bulunduğu üstünlük ve nihayet Berilntn Alman hududuna olan mesafes' Sovyetlert buralarda çivlleyi’- geri döndürmeğe müsait değildir. Olsa olsa Berllnd» nispeten uzunca bir müdafaa düşünülebilir. " I Ber'.ln bir «Budapeşte» olabilir, bir «Stalingral» değil. Kızılordunun bu uzunca müdafaayı dahi tamamen önlemek ve her no pahasına olursa olsun, Berlin! kısa bir zamanda düşürmek İçin tertibat aldığı görülüyor. Bunun İçin Öder müdafaa hattının da bazı kolaylıklar gösterdiği söylenebilir:
Evvelâ bu hat Eberswalde kesiminde garba doğru çok girer ve burada şimalden Berlin'i kuşatıcı bir vaziyet meydana gelir. Cenuptan İse Mareşal Konlev orduları şimdiden Öder nehrini geçmiş tedricen Berlin cenubuna doğru kuşatıcı hareketler göstermektedirler. bizzat Öder nehrinin de mühim bir mânla vazifesini göreceği çok şüphelidir. Zira bu mevsimde, bazı ajansların buzların erimesini haber vermesine rağmen, Öder nehrinin kalın ve hattâ tankların geçmesin» müsait buz tabakaslyle örtülü olduğunu zannediyoruz. Olsa olsa Alman Istlhkâmcıları geniş buz tahripleri 11» nehrin mahdut kısımlarını akar vaziyette ve mânla halinde tutabilirler İse de bunun da her tarafta aynı şekilde devam edeceği akla getirilemez. Şiddetli soğuk herşeyln üstünde tesirini gösterir.
Hulâsa Beri ine karşı hücumu çok kısa bir zamanda hazırlıyabllen Kı-zıiordunun aynı derecede bir meiıa-retle taarruza geçmesi ve neticeler alması kabildir. Garptan yüklenen müttefiklerin ve bu arada Almanya-da münakale şebekesi ve sınaî tesisat bırak m müttefik hava kuvvetlerinin baskıları İse Kızılordunun bu teşebbüsünü çok kolaylaştırabilir. Bütün şanslar tamamen Kızılorduya müteveccih görünüyor.
KAKŞAMS
Abone bedeli
Türkiye
Ecnebi
Senelik 6 Aylık 3 Aylık
2800 1500
800
Kuruş
»
*
Adres tebdili için luk pul gönderilmelidir takdirde adres değiştirilmez
5400 kuruş
2900 »
1800 t
em Kurtıs
Aks1
Telefonlarımız Başmuharrir; 20565 kazı işleri: 20765 - İdare- 2rn;sı Müdür: 2049?
Sefer 27 - Kasım 96 imsak Güneş öğle Ikındı ak Yatsı E. 11.44 1.25 6.52 9-41 12.00 1-33 V. 0.21 8.01 13.28 16.18 18.37 20.08
idarehane BabIâli elvan
Acı musluk sokak No 13
Created by free version of 2PDF
yanımdakinin sen olduğunu bili; dum! - dedi.
**#
Patrlce, Julot’ya yaklaştı. Ona başka sualler de sordu. Adamı şaşırtmak, ağzından aksak bir söz almak istiyordu. Fakat hayır! Ziyaretçi hiçbir tenakuza düşmedi.
Julot Caboche, kendinden son derecede emindi. Düşünceye varmakst-zm, tereddüde düşmeksizin, tafsilât verdi. Bulundukları yeri noktası noktasına tesbit etti.
— Bakınız, dahasını da söyliyeylml — dedi. — Hattâ, yerden kalktığınız vakit, orada duran sarı bir eşarpı da elinize aldınız. Bıı atkıyı, smokininizin cebine soktunuz. Eşarp oradan sarkıyordu. O vaziyette gittiniz. Dostunuz Antolne mıdır, nedir; o dn boş bir şampanya şişesi aldı. Nlçlrt mİ?... Ben de bilemiyorum ... Her halde sarhoşlukla yapılmış bir hareket olacak.,. Acaba tahminim doğru nıu? . Tahminim doğru olsa da olmasa da. şimdi artık size hakikati harfi harfine söylediğime emin olmuşsunuzdur. Esasen niçin yalancılık edeceğim?.. Size neyi gördüm dedimse gördüm; neyi işittim dedimse işittim!. Aptal değilim, iyice baktım, dinledim... Allaha ısmarladık, mösyö! Allaha ısmarladık, madam!
Kapıya doğru yürüdü.
Patrlce. ona. bir kere daha para teklif etti.
Fakat adam, kati şekilde reddetti;
— Hayır! İhtiyacım yok! Ecnebi memleketlere gitmek için İcabeden parayı tedarik ettim. Hayatımda kırıt yılda bir temiz bir iş görüyorum. Buna karşılık olsun para almıyayım... Allaha ısmarladık efendim-,
Patrlce, misafirini şato kapısına kadar bizzat götürdü- Kanadı kapadığı, kilidi de sürdüğü vakit, bu maceranın üstüne tamamlle hâtlme çektiğine emindi.
Sonra. Domlnlque'in kendisini beklediği odaya döndü. İkisi de. hiçbir şey konuşmaksızın, muhabbetle öpüştüler.
¥♦»
Parise dönen Martyl çifti İçin hayat yeniden başladı. Eskisi gibi bir hayat... Erkek, avukatlık işlerine kendini verdi. İstikbal, önünde tamamlle açıktı. Mesleğini seviyordu. Şöhretinden gurur duyuyordu. Au daha bütün bunlar, bir saatlik delilik buhranı İçinde batıp gidecekti. Menfur bir rezalet onları boğacaktı. Mukaddesat namına hiçbir şeyleri kalmıyacaktı.
Halbuki şimdi, bütün bunlara ka-vıışuşu ne saadet, ne saadet!
Dominlqu» de, -uhunun huzuruna, şahsiyetinin izzeti nefsine tekrar kavuşmuştu Bir uçurumun kenarında sendelemlşti. Bereket düşmemiş! t i
"(Arkası var)
f 1
11 Şubat 19 L'j
AKŞAM
Bahlfe 7
Almanya ve Jaopnya teslim oldukları gün âbide bütün haşmet ve azametile aydınlatılacak
İstiklâlini ilân eden Birleşik Amerikaya Fransa halkı tarafından samimi sevgi ve bağlılığın bir hâtırası olmak üzere 1886 da merasimle hediye edilen meşhur hürriyet âbidesi o zamandan beri itina ile muhafaza edilmektedir. Bu muhteşem heybetli âbidenin görünüşü, her sene ziyarete gelen 400,000 Amerikalının milliyet hislerini harekete getirmektedir. Amerikanın her köşesinden gelen halk, bu âbideyi âdeta bîr kâbe gibi sükûnette tavaf ettikten sonra, kalbleri iftihar ve haz dolu olarak ayrılırlar.
Hürriyet âbidesi, Kew York limanında eskiden askerî bir müstahkem mevki olan 5 hektarlık Beldoes adasında inşa edil.n muazzam bir kaide üzerine oturtulmuştur. 204.000 kilo ağır-hğmda otan bu muazzam heykel kızın, nezaret ve bakımından mesul bulunan müdür George Palmer’in emri altındaki 18 kişiden mürekkep bir gurup. Beldoes adasında bulunan âbide vesa’.r binaların bakımı ve temizlik iş-lerile her gün muntazaman meşgul olmaktadırlar.
Âbidenin beton, sıva ve çelikten mamûl muazzam kaidesi içinde mütemadiyen İşleyen asansörleri kullanan müstahdemin ve diğer memurlar, ziyaretçiler tarafından âbide hakkında somlan bütün suallere cevap verecek malûmatı haizdirler.
Müdür Palmer ile memurların dördü ailelerile beraber adada, eskiden kalma zabitlere mahsus evlerde ikamet etmektedirler.
New York şehrinde yaşı yan diğerleri ise, /da ile New York arasında saat başlarında hareket eden vapurlar vasıtasile işlerine gidip gelmektedirler. Adada oturanların aileleri İse alış veriş için haftada iki kere New York'a inmektedirler.
Hürriyet âbidesinin müdürü Palmer yedi seneden beri bu işin basındadır. Onun disiplinli idaresi ve titizliği sayesinde heykel, binalar ve bahçeler tertemiz tutulmaktadır. Bu müddet sarfında heykeli ziyarete gelen binlerce kişi tarafından, ada hudutları dahilinde tek bir vakaya sebebiyet verilmediğini müdür Palmer iftiharla şöyle ifade etmektedir:
«Gelenler mukaddes bir şeyi ziyarete geldiklerinden, hareketlerinde hiç bir hümıetsizliğe tesadüf edilmiyor.»
Her gün ziyaret edilir
Yağmur, kar, güneş ve fırtınaya rağmen hürriyet âbidesi senenin hiç bir gününde ziyaretse kalmaz. Halk ada etrafında dolaşır. Kaidenin üst kısmına kadar asansörle çıkar 45 metrelik yılankavi merdivenden hiç şikâyet etmeden çıkar ve iner.
Müstahdemine düşen en güç1 vazifelerden biri de ziyaretçiler' tarafından duvarlara »Ne mutlu ki Amerikalıyım» diye yazmalarına mâni olmaktır.
Heykelin inşa edilmesi için iik fikir, 1870 senesi bidayetinde Fransız tarihşinaslanndan Edatı ard Laboulay tarafından ileri sürülmüştür. Projesi Alsash hey-keltraş Frederick Auguste Bart-holdi tarafından, hazırlanmıştır. Kaidesi ise Amerikalı mimar Ric-hard M. Hunt tarafından yapılmıştır. Heykelin inşası İçin Fransa ahalisinden 250,000 dolar ve kaidenin inşası İçin Amerikada halktan 260,000 dotar toplanmıştır.
Örtüye bürünmüş tunçtan mamûl heykelin başına elektrikle aydınlatılan bir taç giydiril-' iniştir. Sol elinde. 4 temmuz 1776 Amerika istiklâlinin tarihini taşıyan bir kanun kitabı vardır. Havaya doğru uaatılnuş sağ kolunun elinde hoş geldiniz mânasını ifade eden bir meş’ale, ayaklarında İse zulüm ve istibdadın kırılmış kilidi bulunmaktadır. Âbidenin dahilinde bir levha üzerine bu heykel İçin yazılmış olan Emnıa Lazarus’in. şiiri vardır.
Amerikaya gelenleri 58 seneden beri haşmetle karşılayan Hürriyet âbidesinin memurları yalnız bir kere yürekleri sızlatacak bir vazife görmeğe mecbur kalmışlardır.
Abide müdürü Palmer bir mü-
Newyork’ta hürriyet âbidesi
Jâkat esnasında — 1941 aralık ayının 7 sinde Japonların «Pearl Harbour» a taarruz ettikleri vakit sükûnet ve teessürle, limandaki seyriseferin inkıtaa uğramaması için meşaledeki yalnız 2 donuk ışık hariç, âbideyi donatan tekmil ziyaları söndürdük. Fakat müttefik kuvvetler Fransa sahillerinde yaptıkları çıkartmada muvaffak oldukları gün. bütün âbideyi baştan aşağı tam on beş dakika ışıkla donatarak, bunun acısını kısmen çıkardık. O tarihten beri Hürriyet âbidesinin meşalesi daima parlamaktadır.
«Şimdi, âbidenin ışık tertibatında mühim tadilât yapmakla meşgulüz. Heykelin meşale ve diğer kısımlarında bulunan ampullerin yerine 1000 vatlık ampuller takarak ziya kuvvetini arttırıyoruz Birçok yeni projektörler ilâve ederek âbidenin ışık tertibatında umumî bir ıslahat yapmakla meşgulüz. Japonya veya Almanyanm teslim olduğu gün tekmil âbide bütün Ihtlşamiyle aydınlatılacaktır, ve bunun için, bütün gayretlerimizle bu şerefli ve zeykli. İşimizi bir an evvel bitirmek İçin uğraşmaktayız" demiştir.
Aydın’da yiyecek fiatleri
Aydın (Akşam) — Şehrimizde borsa yoktur. Pazarda, esnafta toptan ve parekente suretlle satılan hububat ve gıda maddelerinin fiatlerlnl bildiriyorum.
Arpa 22-25. buğday 23-36, çavdar 20-25, mısır, akdarı ve bakla 18-20, burçak 23-25, fasulya 50-70, nohut 35-40, börülce 40-50, tereyağı tuzsuz 425-540, tereyağı tuzlu 475-500. zeytinyağı 143-155, İncir süzme 50-60, incir elleme 45-50, İncir paçal 30-40, susam Sû-100. pekmez 90-75. süzme bal 180, ceviz 40-50, koyun eti 180. m-'ğır eti 120 (Ür. Odun, kömür flitlerinin kararı yoktur. Odun 5, kömür İse kenaTda, köşede 20-25 kuruştur.
Babasının dikkatsizliği yüzünden sekiz yaşındaki çocuk öldü Konya (Akşamı — Sillenin Aşağı mahallesinden Mehmet Işık tüfeğini evine bırakarak gitmiş, sekiz yaşındaki oğlu İbrahim tüfekle oynamağa bağlamıştır. Birdenbire ateş alan mermi çocuğun boğazına saplanmış, çocuk derhal ölmüştür.
Konya Halkevinin çalışmaları
Konya (Akşamı — Halkevi, genel ve ulusal savaşlar sırasında, Konya ve çevresi halkından şehit olan subay ve erler İçin bir saygı albümü hazırlamasına başlamıştır.
Konyadaki yerli saz şairleri İçin bir Jübile yapılması kararlaşmış ve zcp.-gln bir program hazırlanmıştır.
Kalkerimizin çıkarmakta olduğu (Konya) dergisinin daha çekici V® canlı olması için genel w4r- Erlikten gönderilen seçme dairesinde i azı çeşidinin sağlanması ve kontrul İşlerine bakmak üzere bir yazı işleri heyeti kurulmuştur.
Develi memurlar istihlâk kooperatifi faaliyete geçti
Develi «Akşam) — Teşekkülünü evvelce yazdığım memurlar İstihlâk kooperatifi fiilen bu ayın başından itibaren faaliyete geçmiştir.
| - iş ariyanlar
MUHASİP İŞ ARIYOR — Lise mezunu - Usulü müzaafe üzerine ticari muhasebeye bihakkın vakıf muhasip miicssesclerdo daimi İş arfl.mnktad.ir. Erenköy Etcm Efendi 18 N.ö. rümu-zuna. 853 — 2
İŞÇİ ARİYANLAR lıİR GENÇ İSTENİYOR — İlk veya orta okuldan bu sene ayrılmış bir gence İhtiyaç vardır. İsteklilerin posta kutusu 644 adresine mektup yarmalan. 872 —
YENİ DOĞMUŞ BİR ÇOCUĞA BAKACAK — Bir dadıya İhtiyaç vardır. Bo-montl İzzetpaşa sokak Sürel apartı-manı No. 10’5 Telefon: 81666 841 —
OTEL İŞLERİNDE ÇALIŞMIŞ — Veya çalışmamış otel İdare edebilecek 30 - 50 yaşlarında bir bnyn ihtiyaç vardır. Fatih Reşadiye oteli S. 17 - 19 861 — 3
DÖRT KSİLİK RİR AİLE - Bütün ev İşlerini yapacak «frilp gidici hamarat bir kadına ihtiyaç vardır Civarda olanlar tcrrlh olunur, şişil Samanyolu 91 No. Bıkmaz apartman 2 ye öğleye kadnr müracaat. 772 - 6
ORTA İSLERİ GÖRECEK — Orta yaşlı bir kadına lüzum vardır. İstanbul Belediyesi karşısında Yeşil apar-tıman daire 2 müracaat. 828 —
İNGİLİZCE TİCARÎ MUHABEREYE VAKIF — Bayan veya baya İhtiyaç vardır. Karaköy Palas karşısı (104 -109) No. ya fiökdcn sonra müracaattan. 795 — fi
AHÇ1 KADIN ARANIYOR — İyi yemek pişirmesini bilen ayrıca orta hizmeti de yapacak bir kadın ahçıya Ihtlvaç vardır isteklilerin bonservisleriyle birlikte Osmanbey Rumeli caddesi Âfitap apartmanı 3 No. ya müracaattan. 800 — 1
İKİ BUÇUK YASINDA BİR ÇOCUĞA RAKAMAK İÇİN — Bir dadı veya mürebblye aranıyor. Türk ve Rum lerclh, edilir. Adres: Nlşantag Güzel Bahte S(»k. Metanet Apt. No. 4. Tel-80602 835 — 1
TEZGÂHTAR ARANIYOR — Bakkaliye işlerinden anlar bir tezgâhtara ve bir de çocuğa İhtiyaç vardır. Dlvanyolu 29 No. y« müfaeMU- 834 — 1
- SATILIK EŞYA
ACELE SATILTK UCUZ OTOMOBİL — Müracaat: Niyazi Atabek Defterdar Sümer Bank fabrikasında. Tel: 24209 B31 -
SATILIK OTOMOBİL — Benz Mer-sedes marka 940 mod. tek kapılı temiz sefaretten çtkma beş adet lâstiği İyi vaziyette lftstlksiz de satılır. Görmek İçin Vefada Yıldı?. Gar al m a müracaat. 789 —
SATILIK OTOMOBİL — 38 mod. Pleymut takside çalışmaktadır. Hiç lâstik almamış ve 4 ad. lâstik tesblt edilmiştir. Görmek için Vefada Yıldız Garajına müracaat. 790 —
ŞIK YENİ Rİlt PİYANO — Ve bir salon gramofonu satılıktır. Taksim Siirp Agop hastane yanı No. 67 (Zili üç kere vurun), 840 — 1
YENİ DİKİŞ MAKİNESİ — «Sln-ger« marka satılıktır. Müracaat: Beyoğlu - Tarlabaşı caddesi 85 numaraya her gün müracaat 13 - 16 arası, 877 — 3
SATILIK ANTİKA MÜCEVHERAT— Maruf bir aileye alt bir çift gayet «ymetli ve enteresan eski Felemenkli broş 15/2/945 perşembe günü Sandal Bedesteninde satılacaktır. İsteklilerin şimdiden gidip görmeleri caizdir. 871 — 2
HER TÜRLÜ KÂĞIT — Gazete, mecmua, kitap, defter iyi ftatle satın alınır. Satmak İsteyenlerin numuneleriyle Eminönü Tahmis caddesi Kalçın sokak No, 13 e müracaattan, 846 — 1
SATILIK — 1 adet Ezme krema makinesi, 1 adet İrmik sasörü, 1 adet elek, ı adet motör, 15 beygir kuvvetinde, ar. kullanılmış, çift volant, kw-zanlle birlikte Sabrl Urallı, fabrikatör, Bandırma 845 — 4
ESKİ GAZETE — Mecmua ve saire ribl kullanılmış kâğıt alınır. Mektupla 1633 porto kutusuna müracaat. 890 —
— Kiralık — Satılık
20ÖÖ LİRADAN 1ÖÖÖ90Ö LİRAYA KADAR — İatan bulun her semtinde, her cins emlâki olup da acele paraya ;evlrmek istlyenlcrln Tılrklyenln en >üyük emlak müessescsl olan Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna satışını tevdi etmeleri en kısa ve kestirme yoldur. Galata ömerâblt han kinci kat 23 No. Telefon 42368 733 —
HAVASIZ DEVREN SATILIK BAKKALİYE DÜKKÂNI —Coğaloğlu Türk Ocağı caddesi No. 3 İçindeki sahibine müracaat. 833 —
BATİLİK APARTMAN — Talimhanede Şehit Muhtar caddeslle Aydedc caddelerinde altışar kat 5 şer daireli bütün konforu haiz birisi asansörlü diğerleri asansörsün. Tel 41571 Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi 98, Kat 1_________________8(İ2 — 3
ŞİŞLİDE — TTarnvay durağına İki dakika mesafede çift daire 3 kat 3 er oda ve tam konforlu bir apartıman 45000 liraya satılıktır, Eminönü mey-dnnı Kemaliye han kat - 1
SATILIK APARTMAN — Taksimde İnönü gezisi karşısında tramvay yolu üzerinde aj tında mağazası olan tam konforlu asansödü yedişer odası 8 katlı Tel. 41571 Ankara Emlâk Biirosn ts-tlklâl cııddesi 98 kat 1 803 — 3
SATILIK HAN — Karuköydc Tünel civarında tamamen betonarme beş kat üzerine iradı net yüzde 5 altında mağazaları ve birçok odaları olan han. Tel, 41571 Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi 98 kat i 864 -3
SATILIK HAN — Karaköyde Havyar hanında altında İki mağazası bulunan 3 kat üzerine 4 der odalı ve gene Karaköyde ayni hanın civarında altında dört dükkânı beş katlı han. T‘l (1571 Ankara 'Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi 98 kat 1 865 — 3
SATILIK KÖSKIER — Kadıköy Çlftehovuztar ve Fener yolu Bajdat caddesi ürerlerinde GÖztepede, Sua-dlyede. Saşkınbakkalda kaloriferli ve kalorifersiz denize tamamen nazır mamur bahçeleri olan piyasaya çıkmamış köşkler. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi kat 1 98 No 86« — 3
SATILIK APARTMANLAR — Ka-dıköyünde tramvav yolu üzerinde altında mağazası »ulunan ve mağazası 10 dairesi olan İki apartman. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi 98 kRt 1 867 -3
SATILIK APARTMAN — Beyoğ-lunda Lebon pastahanesl civarında altında beş dükkânı ve üzerinde 15 dairesi bulunan aylık geliri 860 küsur lira olan tngUlz sistemi gayet sağlam bir apartman emsaline göre çok ucuz. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi M kat 1 868 — 3
SATILIK APARTMAN — Nlşanta-şmda Çınar caddesinde ikinci kattan denize nazır 5 kat 5 daire dörder oda beton kaloriferden başlcn bütün konforu havi. Emsaline göre ucuz. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bürosu Beyoğlu İstiklâl caddesi 98 kat 1 869 — 2
SATILIK APARTMANLAR VE EV — Ayaspaşada birisi asfalt üzerinde dl-ga>ri- Gümüşsüyü civarında birisi 5 katlı 3 çer odalı diğeri 3 katlı dörder odalı İki apartman ayrıca Sul-tanahmette deniz görür, tramvaya çok yakın sekiz odalı banyolu beton bir ev. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bürosu .İstiklâl caddesi 68 kat 1 870 — 3
27000 LİRAYA SATILIK APARTMAN— Bcj-oğhında Tarlabaşinda Keresteci Recep sokağının başlangıcında asfalta yakın 7 katlı 6 daire iki dükkânlı beşer odalı konforlu. Yolculuk dolayıslle acele satılıktır. Tel: 41571. Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi 98. Kat 1 678 —3
KADIKÖY İSKELESİNDEN MODAYA KADAR — 10000 liradan 20000 liraya kadar acele şahlık «v alınaca-tır. Satmak Isllyenlerln Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna »«ele miiraca-atlai- Galata Ömcrâblt han İkinci kııı 23 No. Telefon 42398 859 — 2
5.000 LİRAYA — Beylerbeyinde, iskeleye 10 dakika mesafede, 6 1/2 dönüm bahçeli, 5 büyük odalı bir ev satışa çıkarılmıştır. Müracaat: Ferdi Selek Tiirk Emlâk Bürosu, Galata ö-merâblr han 2 ncl kat No. 23- Tel: 42308 858 —2
İSTANBULUN HER HANGİ BİR SEMTİNDE — Her cins emlâki en kısa bir müddette paraya çevirir. Arzu edenlerin derhal Galata Ömer&blt han 2 ncl kat No. 23, Ferdi Selek. Türk Emlâk- Bürosuna müracaat ötmeleri tavsiye olunur. Telef. 42368 8:(« — 0
SA5 İN MÜŞTERİLERİME — 3000 -1000.000 itrn arasında muhtelif semtlerde, muhtelif villâlar, köşkler, apartmanlar, evler, çiftlikler, yalılar sunar. Arzu edenlerin, öınerâbit haıı 2 ncl kat, No. 23. F. a. T. E. Bürosuna teşrif buyurmaları ve yahut 42368 numaraya telefon etmeleri. 857 — 9
SATILIK MAĞAZA — Mahmutpa-şa’da Kürkçü hanı içinde 24 numaralı kâglr mağaza satılıktır. Arzu edenler, ömerâbit hanı İkinci kat 11 numaraya müracaat etsinler. 855 _ 1
ATATÜRK BULVARI — Üzerinde 12,20 metro yüzü olan ceman 265 M2 arsa 29000 liraya. Eminönü meydanı Kemaliye han kat - 1 846’ —
LÂLELİDE — Atatürk bulvarına nazır 3 kat 3 er oda senevi 3000 lira irat getiren bir apartıman 35000 liraya Elmlnönü meydanı Kemaliye han kat - 1 847 —
MARPUÇÇULARDA — Pırlanta gibi bir mağaza 40000 liraya. Eminönü meydanı Kemaliye han kot - 1 849
TAKSİM TALİMHANEDE — Altında 4 dükkânlı kalorlftrll tam konforlu apartıman 130000 liraya, Eminönü modam Kemaliye han kat - 1 849 —
HER ÇEŞİT EMLÂK İHTİYACINIZ İçin — ş. Kuğu Emlâke müracaatınız menfaatiniz İcabıdır. Eminönü meydanı Kemaliye han kat - 1 851 —
BAKIRKÖY — Karlaltepe Gülbeşeker sokakta 41 ve 43 No. lı # ve 1 odalı evler acele satılıktır. Görmek İçin 43 No. ya müracaat 854 —
SATILIK BÖREKÇİ FIRINI VE ARDİYE — 1 - Meşhur Hasanpaşa fırını Beyazıt Ördü caddesi No. 143, 2 -Bahkpazarı caddesi Taşçılar No. 53 Müracaat-. Lâleli Tayyare aparlıma-nı altında No. 23ü Şen İş 874 — 4
GENÇ BİR AİLE - (Ikl kişi) Ayaz-paşa veya Taksimde kaloriferli pansiyon bir oda aramaktadır. Taliplerin Paşabahçe 811 : 54 No. ya telefon edilmesi. 852 — 1
DEVREN SATILIK DÜKKÂN — Avnalıçcsme Sürurl yokuşunda Çeşme sokak No. 1 de bakkal dükkânın-dakllcr dışarıya gideceğinden dolayı acele ve ucuz bir cüzi mal İle ve yahut matsız devren satılıktır. İçeririn-dekllere müracaat. 876 —
SATILIK EV — Kadıköy Cevizlik Ahter 8. 14 No. lı ev satılıktır. İsteklilerin Taksim Talimhane Topçu cad. No. 2 Uygun Ap. 2 No- daireye müracaat. »7 — 11
KUMKAPI — Kadırga Cinci meydanında beş odalı ve mutfak, havagazı, elektriği olan bir bina acele satılıktır. Müracaat Sirkeci Emek nakliyat ambarına. 878 — 1
KUMKAPI İSTASYONU — Hlsar-dibl, Fındıkkıran sokak 14 numaralı kârglr hane köşebaşı, (35öö> liraya sat ılı tetir. İki katı boş verilecektir. Telefon: 90508 e müracaat. 873 — 2
DEVREN SATILIK DÜKKÂN — Kadıköy Altıyolda İşlek bir yerde gayet modern tuhafiye ve manifatura mağazasına müracaat! Kadıköy Pa-taryohı Emniyet Sandığı yanında 113/1 No. ya. 843 — 2
SATILIK EV — Mahmutpaşa Küçük Ylldız Çıkmaz sokakta. No 23 evdir. 6 oda 1 camekânlı bölme salon 2 helâ ve musluk 1 mutfak 1 odun-’luk 1 sarnıç ve bahçesi olan sahibi tarafından satılacaktır. Dlvanyolu Türbe civan 188 de 842 - 2
HASKÖYDE - Hasköy caddesinde denize ilç dakika meşalede yüzü sekiz metre derinliği 22 metre mu-rabbaı üzerinde üç odası bulunan mahal kiralıktır. Ufak fabrika ve İmalâthaneye elverişlidir. Müracaat her gün saat beşten sonra Hasköy KeçeciplrJ mahallesi heyeti Ihtlyarl-yesinden Haşan ağabeye müracaat. 844 —3
KURTULUŞTA — Tramvaya 3 dakika 8,20 yürü 109 metre İnşa salma katlarında 3-4-5 oda her katın Fayans banyoları ayrıca çamaşırhanesi ve büyük bahçesi bulunan apartman 27000 liraya Eminönü meydanı Kemaliye hnn kat 1 845 —
LÂLELİDE — Tramvay cadde:.l tt-zcrlnde 5 er oda ve 10 daireli altında İki büyük mağazası bulunan ve se-nevi 9000 lira İrat getiren bir apartı-man 150000 liraya. Eminönü meydanı Kemaliye hnn kat - 1 848 —
14000 LİKAYA — Clballde İskeleye üç dakika mesafede 10 odalı ayda 90 lira kirası kftglr. bahçeli acele satılık ev. Ferdi Selek Tilrk Emlâk Bürosu Galata Ömerâblt han 2 ncl kat 23 No. Telefon 42368 834 - 1
RARBİTEDE — Tramvaya 50 metre mesafede kâglr 8 odalı ufak bahçesi 18000 liraya acele şahlık ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu Galata ömerftblt han 2 ncl kat 23 No. Telefon 42398 827 —
18900 LİKAYA SATILIK APARTI-MAN — Beyoftlunda Kumbaracı sokağı civarında 5 kat 3 er oda % 8.5 varidat, denize nazır, bahçeli, kâr-glr. 12 - 15 e kadar Gatatada Kürekçilerde Demir han No. 23 e müracaat 794 —
3.000 LİRADAN - 1.000.000 LİRAYA KADAR — 600 parça apartıman, ev, hnn, çiftlik, villâ, yalı v. s. her nevi emlâk satışa çıkarılmıştır. Müra-aat: Ferdi Selen Tilrk Emlâk Bürosu Galata ömerâblt han 2 ncl kat 23 telefon 42388 732 -
KADIKĞYDE GAZHANEDE — Hİir-lryet sokağında 93 - 95 - 99 « 101 numaralı İkisi ahşsp ve İkisi kftrgir elektrik, teriros ve kuyusu ve bir dönüm mamur bahçeli evler mülk olarak toptan veya ayrı, ayrı satılıktır. Kadınbakknlda bakkal bay Hiisnİlden sual oluna.. 824 — 1
Soldan sağ* ve yukarıdan aşağı:
1 — Az ajltllsl bulunmıyan bir gıda maddesi.
2 »— Erkek - Meşguliyeti olan.
3 — Hğllmlş - Sonuna «N» gelirse reklâmdır.
4 — Tenull mahalli - Rüzgâara verilebilen bir emir.
3 — Duymuyor.
0 — Tersi güzel değil - Bu da temfa değil.
7 — Yokuşun başı - Rey - Pisipisi.
8 — Bir erkek İsmi - Şarkılı temsillerden.
9 — Dehlizde.
10 — Ttrsl zarıdır - Serzeniş.
Geçen bulmacamızın halli
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Otomobil. 2 — Tokat, Llae, 3 — Okuyamadım, 4 — Mayasız, 5 — Ot as, Sokak, fi — Misırunu. 7 — Ilazor, Şad, 8 — Ud, Kuş, De, 8 — Sıkanadam, 10 — Yem. Kudema.
Konya eski eserleri sevenler cemiyeti
Konya (Akşam) — Konya Ve çevresindeki sanat, folklor, etnografya, tarih bakimlerından değer taşıyan her türlü eserleri aramak, korumak, tanımak, ilgi ve bilgi sağlamak, eserleri tamir ve muhafaza etmek gayesiyle şehrimizde (Konya eski eserleri sevenler cemiyetli adında bir cemiyet kurulmuştur.
Cemiyet bugüne kadar on bin liraya yakın bir gelir temin etmiş, İki Selçuk «erile, iki Osmanlı eserini tamir ettirmiş. Şemsi Tebrlzlnin mezarını tamir İçin haarlıklartı başlamıştır.
Cemiyetin Ilgın. Seydişehir, Cihanbeyli kazalarında şubeleri kurulmuş ve faaliyetine başlamıştır. Dil - Tarih kurumlarlle, diğer hayır cemiyetleri, cemiyetin verimli çalışmalarını gören Konya zenginleri ve aydınları maddi yardımlarını esirgemedikleri nrm-nunlukla görünmektedir
Mimarlıkta emsalsiz kıymetler taşıyan dedelerimizin eserlerini korumak. ömürlerini uzatmak için bu çeşit mahalli teşebbüslerin ve cemiyetlerin diğer vilâyetlerimizde de kurulması, Türk tarihi İçin blivük bir kıymet İfade eder
R A T —
Beyazıt Baraçishak mahallesi Mabeyin yokuşu 3, 4. 17 19. 21 numaralı bir çatı altında. 3 e.- 2 dükkân Beyazıt Ordu caddesinde 143 numaralı meşhur IHa-sanpaşaı pasta fırını ve Em'5-önü Bahkpoznrt Taşçılar cad e-al 53 numaralı Gaz Depom verese tarafından satılıktır,
Gündüzleri Sirkecide Şıhin-paşa gazinosunda ve saat 19 dan sonra da 21288 tolefrnla Vasıf ■^■1 Tur?.'ya müracaat ■■■m
SATILIK BAKKALİYE — KÖŞC başı, dört yol ağzında, müşterisi böl, çok İşlek bir bakkaliye dükkânı devredilecektir. Nişantaşı Gim) Bahçe sokak No. 0 da Nedim’e mil'ncnal.
«*>6 —
DEVREN SATILIK DÜKKÂN VE EV — İnhisarlar maddetcri’c her çeşidi bulunan bol müşterl'I bakkaliye ve Hesköyde isketeye yakın 9 oda üç hol e1ektr1k. su mevcut kırk lira petl-ren ev satılıktır. Galata Bii.vük Hctty dek 17 No. va 5 t-n 7 re k-dar mû-r ac ant. 839 —
C -MÜTEFFRRÎK
DERS VERİLİR — Orta okul dersleri ehven flat’.e verilir Müracaat: Ortûköy Muvakkit hane Bk No 49 (Plântonluk yanında) 830 -
KARLI İŞİ OLUP DA — Devretmek İsteyenlerin İstanbul 209 posta kutusuna tafsilâtla bildirmeleri
827 -
ALMANCA DERSLERİ — Bir AvrupalI öğretmen bayan büyüklere, ve lisan derslerine devam etmek İst iyen talebelere üniversite talebelerine t® doktorlara gramer ve makaleme dersi veriyor. Her yere gidebilir. Akşamda AB.C rümuzuna mektupla müracaat. 833 — 2
TAKRİBEN 35 M2 — 3 oda, helâ. Marpuççular, M ısır çarşısı civarında İmalathane ve yazıhaneye elverişli kârglr kat. Teknik Üniversite son sınıf 220 ya 12 - 14 arasa müracaat.
81#
MEKTUPLARINIZI ALDIRINIZ
Gazetemiz İdarehanesini adres olarak göstermiş edan karilerimizden
E.A — M.MI — »9
namlarına gelen mektupları İdarehanemizden aldırmalan rica olunur,
Satılfe 8
AKŞAM
11 Şubat 1043
ıı SÜMERBANK 'k
YERLİ MALLAR PAZARLARI
Müessesesi Miidüriüğündenı
Aynî yardım kuponu hamilleri şubatın son gününe kadar mallarını almalıdırlar
14/10/944 tarih ve 6831 sayılı talimatname gereğnlce 4599 sayılı kanun hükümleri uyarınca dağıtılan nynl yardım paralarına mukabil Müessessin İzden ayni yardım kuponu alan Memur ve Zat Maaşı sahiplerine Şubat sonundan sonra mal verilmlyeceğl talimatnamenin 22 ve 32 ncl maddelerle hükümlendlrllnılş bulunduğu alakalılara İlân OİunilT —
İnhisarlar Malt Hülâsası
“Fosfatsız,,
İştalı açıcı ve kuvvet verici ulun bu müstahzarı her eczanede bulabilirsiniz. ’
j 35 santllltrellk şljeal
. Kuruş
Malt flatl 62
Şişe depozitosu 38
;! Satış flatl 100
inhisarlar idaresi
* (13361
Hayret verici bir keşif BMUŞUrUMUlU sojh vf fifrem
Satılık iki adet
DENİZ MOTöRl)
iler İşte kullanmıya elverişli 2 adod maa tekne. «Oroy» markalı motorlar satılıktır.
Evsaf vesalreierl hakkında malûmat almak ve yerlerinde görmek istlyenler Büyükada Anadolu Kulübü şubesine gün müracaat edebilirler.
GRiPİN
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve bütün ağrıları derhal keser
kabında günde 3 kaşe alınabilir. Her yerde ararla GRİPİN tateylnlı
Kiralık mobilyalı apartıman
Ayazpaşanuı merkez bir yerinde her türlü konforu, Radyo, Frijider, telefon, kalorifer ve sıcak suyu havi 5 odalı apartıman kiralıktır, veya mobllyesile devredilecektir Saat D - 11.30 veya 1 - 3.30 arasında 83723 No. ya telefon edilmesi. Mutavassıt kabul edilmez
Kadın terzi işçisi aranıyor
, Parça başına dikebilecek usta v» yardımcı alınacaktır. Pazartesinden - Perşembe gününe kadar saat 12 İlâ 2 arısı, İstiklâl cadd. 292/2 Saadet Terzihanesine müracaatları.___
e™ 1 .....a—
Türkiye iş Bankası
Küçük cari hesaplar
1945 ikramiye plânı
ÇEKİLİŞLER: 29 ocak» 2 Mayıs, 24 ağustos, 1 kasım tarihlerinde yapılır.
—____ 1945 İKRAMİYELERİ - -
1 adet ARSA (İstanbul'da Büyük Yalı'da
Ada: 164. parsel No, 4,
923 M2.)
i Adet 2000 Liralık - 2«»0.— Lira
3 > 1000 a — 3000.— k
4 O 500 > — 2000.— a
10 a 200 a — 2000.— a
25 a 100 a — 2500.— a
100 a 40 ■ ^1 4000.— a
150 a 20 » - 3000 — a
300 D 10 » - 3000 — î
Türkiye İş Bankasına para yatırmakla yalnız para biriktirmiş ve faiz almış olmaz, aynı zamanda talllnizl de denemiş olursunuz.
V— l —
İstanbul erkek öğretmen okulu satın alma komisyonundan:
İst. Yıldızda Balmumcuda kâin okulumuzun 1000 kiloluk koyun eti — beyaz karaman — İhtiyacı kapak zarf suretlle eksiltmeye konmuştur.
Okulca tanzim edilen şartnamesine tevfikan 2460 sayılı arttırma va eksiltme kanununun 31 İnci maddesine tevfikan (21TI/1945 çarşamba) günü saat 15 te Oalatasarayda İstiklâl caddesinde Maliye Vekâleti Liseler muhasebeciliğinde toplanan komisyonda kapalı zarf usulll* İhalesi yapılacaktır.
İsteklilerin tekliflerine göre muvakkat teminat makbuzlarlle Ticaret odası vesikasını h&mllen komisyona müracaatları.
Cinsi Muhammen bedeli Fiati
Beyaz karaman eti__2100 L.__210 K._____________(1638
Sümerbank iplik ve dokuma fabrikaları müessesesi Bakırköy bez fabrikası müdürlüğünden!
Fabrikamız yemekhanesinde soğuk hava tesisatı yaptırılacaktır. Bu depo için tefrik olunan odanın sahası 11 metre murabbaı olup hacmen 43 metre mikâbıdır. İstekli firmaların şeraiti öğrenmek ve teklif vermek üzere Fabrika Ticaret servisine müracaatları yayınlanır. 1B2T)
OSMANLI BANKASI
TÜRK ANONİM ŞİRKETİ
TESİS TARİHİ 1863
Statüleri ve Türkiye Cumhuriyeti ile munekil mukavelenamesi 2292 Numaralı 10/6/1933 tarihli kanunla tasdik edilrniftir. (24/6/1933-tarihli 2435 Numaralı Resmî Gazete)
Sermayesi. 10.000 000 İngiliz Lfruı
İhtiyat akçesi:________12SCOOO Ingüh Lirası
Türkivenin traslıc» Şehirlerinde PARİS, MARSİLYA ve NİS de LONDRA ve MANÇESTERDE
MISIR. KIBRIS, YUNANİSTAN IRAN. İRAK. FİLİSTİN ve MAVERAYI ERDÜN’de
Merkez ve Şubeleri
Yugoslavya, Romanya. Yunanistan. Suriy*. Lübnan Filyalleri ve bütün Dun^ari- Acente ve Muhabirleri vardır.
Her nevi Banka Muameleleri yapar
Hesabı car! ve mevduat hesapları küşadı
Ticari krediler v- vesaiki! krediler ktişadı.
Türkiye ve Ecnebi memleketler üzerine keşide aenedot ÛKontösr Boraa emirleri
Esham ve tahvilât, altın ve emtaa üzerine avans
Senedal tnhsilân ve aaîre.
En vüksek emilire' şartlarını haiz kiralık Kanalar Srıvi.( vardır.
Piyasanın en mcira'l •a>-tlarik (kumbaralı vev* kumbara:" c I nr.rrrul hesnolan açılır
Zayi — 2137 numaralı eski bisiklet plâkamı zayi ettim. Hükmü yoktur.
İrfan özeken
Beşiktaş askerlik şubesinden:
Beşiktaş askerlik şubesinde kayıtlı harb malûlü subay ve erlerle şehit yetimlerinin 945 yılı tütün İkramiye yoklamaları aşağıda gösterilen günlerde yapılacaktır:
1 — 1 şubat 845 ten 20 Şubat 645 e kadar harb malûlü subayların, 21 Şubat 945 ten 28 Şubat 945 e tadar malûl eratuı (Bunlar):
A — Nüfus cüzdanı
B — Resmi senedi
C — İkramiye cüzdanı
D — Malûllyet raporları.
fi — Şehit yetimleri (Bunlar):
1 Mart 945 ten 31 Mart 945 e kadar
A — Nüfus cüzdanı
B — İkramiye cüzdanı
C — Dul veya bekâr olduklarına dair mahalle ihtiyar heyetinin İlmühaberi İle birlikte şubeye müracaattan.
50 UŞLİRINDAKİ LADIRLAR 35 İRDİ 6ORÜKE0İLIRLLfi
Clid hlloeyrelerinden istihraç ve ılu cıhhaUl bir genç kik cildinin hail unsurlarına mılşa-BÜ rECRUBfYİbLh alan yenl ve k,ymcUI fanim» blf hülâsa. Bütün dûn’ yada tanınmış Viyana
üniversiteli profesörü bir clld mütehassısı tarafından teşt ve büyük bir itina Ue seçüml» genç hayvanlardan istihraç ve «BİOCEL» tabir edilen bu hülâsa şimdi cUd gıdası alan penbe renkteki Tokalon Kreminde mevcuttur. Her akşam yatmazdan evvel bu kremi kıllarıımx siz uyurken cildi-nta bu kıymetli cevheri massederek beslenir Her sabah uyandığınızda cildinizin daha açık, daha taze, DAHA O8NÇ. dana yumuşak olduğunu göreceksiniz. Gündüzleri için de (beyaz renkteki yağsızı Tokalon Kremi nj kullanmış. Bu basit ve kolay tartı tedavi sayesinde her kadın 10 ya» geaçleşebUU ve bütün genç kızların gıpta nazarUo bakacağı (ayanı hayret bir clld ve bir ten temin edebilir Tokalon Kremlerinin memnuniyet verici kemereleri garantilidir Aksi tak tirde paramı İade olunur
* Davet — Esirgeme Derneği, (Ha-sap İşi) yapan bayanları, Dlvanyo-lunda, Sıhhi müze karşısındaki merkezine, her ptrşembe gelmelerini rica eder.
it Tip ailesi yardımlaşma cemiyetinden: Cemiyetimizin senelik kongresi 17/2/945 cumartesi günü saat 13,30 da Cağaloğlunda Üçüncü Mutlaka Etıbba Odasında toplanacaktır.
l
inhisarlar U. Müdürlüsünden
Temlnafı
.»75
1203
yukarıda
3
Cinsi Miktan Muhammen bedri
Planya tezgâhı Sadet 10,500
Pres makinesi I adet 8,000
1 — Kapalı «artta yapılan eksiltmesinde talibi çıkınıyım .
cins, miktar, muhammen bedel ve teminatı yazılı makineler pazarlıkla satın alınacaktır.
2— Pazarlık 10/2’945 cuma günü saat 10 da Kabataşta Levazım şubesindeki Alım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartnameler her giin adı geçen şubeden alınabilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte 15 güvenme paralarlle birlikte
mezkûr komisyona müracaatları İlân olunur. (1831)
İŞÇİ ARANIYOR
İstanbul Elektirik tramvay ve tünel işletmeleri umum Müdürlüğünden İdaremizin Şişli oto - tramvay atölyesi ve oto - garaj için üç tornacı, üç dökümcü, iki tav ve su verme ustası, on silici alınacaktır.
1 — İlk girişte İmtihanda gösterecekleri ehliyete göre saattte 50 kuruş ve silicilere saatte 18 kuruşa kadar yevmiye verilecektir.
2 — İş yeri ile işçinin evi arasında muteber olmak üzere meccani tramavay seyahat kartı;
3 — Yüzde yirmi beş pahalılık zammı;
4.— Nüfus başına ayda 5 lira aile zammı:
5 — Mesai saati haricinde çalışanlara yüzde otuz zammtle fazla mesai ücreti;
6 — Altı seneye kadar her sene beş kuruştan 30 kuruşa kadar kıdem, zammı;
7 — Haftada bir gün ücretli hafta tatili;
8 — Bir kap yemek ve yarım ekmek meccanen;
9 — İş elbisesi, kasket ve palto meccanen verildiği gibi, hastalık zamanında tedavi ve ilâç masrafları da idareye aittir.
Askerlikle alâkası olmıyan İsteklilerin müspet evraklarlls birlikte cumartesiden maada her gün saat 14 ten 16 ya kador İdaremizin Beyoğlu Metro Han beşinci kottaki Zat İşleri ve Sicil müdürlüğüne müracaatları lüzumu bildirilir (1834)
İstanbul defterdarlığından:
Mütekait ve dul ve yetimlerin ve htdemat* vataniye tertibinden maaş alanların nazarı dikkatine/
Hükümetçe tevzi edilmekte olan şeker ve sair eşya ve maddelerin dağıtımında kullanılmak üzere tabettirilen iaşe kartlarının tevzii İşi ile İaşeye müteallik diğer işler badema Malsandıklarınca haftanın PAZARTESİ ve CUMA günleri yapılacağından, alâkalıların bu gibi İşler İçin tâyin olunan günlerde Malmüdiirlüklerine müracaatları(1B18)
DERHA
KAŞELERİ
GripiNezfeyiSeğukalgın/ıkhum, Ağrı Sızı ye Sancıları derhal geçirir. I Kase lOKmştıır.
Doktor operatör aranıyor
Fethiye Şirketi Madenlyeslnln Fethlyedekl Madenlerinde çalışmak üzere Operatör doktor aranılmaktadır.
fstiyenlerln Galata Posta kutusu 14 No. ya yazmaları veya 43808 numaraya telefon etmeleri-
Eminönü Kaymakamlığından
Eminönü kazası 945 yılı bekçi ücretleri tahakkuk cetvelleri 5. 1. 946 tarihinden itibaren on beş gün müddetle her nahiyenin poll* karakolları koridorlarına asılmıştır.
Her mükellef mıntakasındakl karakollara giderek kendilerine tuh v* tevzi edilen bekçi ücretlerini mutlaka görmeleri. Ve İtirazı olanların bu müddet zarfında bağlı bulundukları nahiyelere dilekçe ile müracaat et-melerl İlân olunur. (1592)
Tomruk nakli ve istif işi
Devlet Orman işletmesi Düzce Revir âmiriiğinden ;
1 — Revirimizin çiçekli bölgesi dahilindeki Samandere - Çiçekli serisinin muhtelif maktalarından 9490 metreküp tomruğun Mehdlbey deposuna nakil ve İstif İşi açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Açık eksiltme 14. 2. 945 tarihine rastlayan çarşamba günü saat 15 de revirimiz merkezinde komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Beher metreküp tomruğun nakil ve istif İşinin muhammen badeli 22 liradır.
4 — Muvakkat teminat % 7.5 besablle 15858 hra 50 kuruştur.
5 — Açık eksiltme şartnamesi Ankarada Orman umum müdürlüğünde İstanbul Adapazarı, Bolu, Mudurnu ve Düzce revir amirliklerinde görülebilir.
8 — İsteklilerin muayyen gün ve saatte komisyona müracaattan. (IMS)
Sümerbank iplik ve dokuma fabrikaları mües-sesesi Bakırköy bez fabrikası müdürlüğünden:
Fabrikamız revir ve ameliyathanesi İçin âlâtı cerrahiye ve hastane levazımı satın alınacaktır. İstekli firmaların ihtiyaç listesini görmek ve şeraiti öğrenmek ve teklif vermek üzere Fabrika Ticaret serivlslne müracaatları ilân olunur. (17141
Tıp fakültesi dekanlığından:
Fakültemiz Birinci Cerrahi Kliniğinde 120 lira ücretli bir lâboratuvar şefliğiyle 120 lira ücretli bir başhemşirelik açıktır. İsteklilerin gerekli ev-rakiyle blrLikte 28/2/945 günü akşamına kadar Tip fakültesine baş vurmaları. (1719)
Vakıflar orman işletme müdürlüğünden:
1 — Terkos civarında kulakçayır ormanının alatepe deposundan 5200 kental odun şartnamesine göre ve pazarlıkla satılacaktır. Beher kentalin muhammen bedeli «320» kuruş muvakkat teminat 1248 liradır.
2 — İsteklilerin 14. 2. 945 çarşanba günü saat 15 de komisyona müracaatları
ZİRAAT
□ANKASI
İstanbul defterdarlığından:
Miiiefcaff, dul ve yetim nıaaşı alanların nazarı dikkatine/
4599 sayılı kanun ve 1570 sayılı kararnameye tevfikan hazırlanan ta-llmatnan' mucibince 22,5 lira bedel mukabilinde ayni yardım karşılığı olarak tevzi edilmekte olan A, B, C işaretli kuponların dağıtım İşi 20 şubat 1045 günü nihayet bulacağından, şimdiye kadar kuponlarını alamıyan zat maaştan sahiplerinin mezkûr tarihten evvel maaşlarını aldıkları Malsan-• dıktarına müracaat ederek mevzubahis kanonlarını almaları Hân olunur, (1817)
Borsa ve Osman'ı Bankası Komiserliğinden
(Atlantik Ticaret ve mümessillik T keti) tarafından ılüO.OÛO) li-
ralık sermayesini temsllen çıkarılmış olan her biri (IDOV Hra İtIh iri kıymeti haiz hâmiline alt (1000» adet hisse senedi 9 şubat 1645 tarihinden itibaren. | Borsa kotuna kabul edilmiştir. (1824) j
BIPiKTiOEN
pamat-gdco
Senede 28.800 lira ikramiye
Ziraat Bankasında Kumbaralı ve İtibarsız tasarruf hesaplarında
12 Mart. 11 Haziran, 11 Eylül ve 11 Birincikânım keçide tarihlerinden bir ay evvelki matlûp bakiyeleri 60 liradan a* olmamakla beraber keşide tarihine kadar da matlûp bakiyeleri bu mlkdardan aşağı düşml-yenler arasında senede 4 def'a ........‘ .............
re ikramiye dağıtılacaktır.
4 Adet
4 •
4 »
40 •
100 •
120 »
160 •
DİKKAT
çekilen küda ıls aşağıdaki plâna gö-
1000 liralık
500 •
250 *
100 •
50 a
40 »
2ü a
4000 Lira
2000 • 1000 •
4000 a
5000 • 4800 •
3200 ■
Hesaplarındaki paralar bir sene İçLnde 80 liradan aşağı düşmlyen-lere ikramiye çıktığı tMikdlrde % 20 fazlaslle verilecektir.
Created by free version of 2PDF
Dünün, bu günün değil, asırların beklediği tarihi eser:
YAVUZ SULTAN SELİM
neşredilmiştir. Yazan: (Sina çölündo Türk Or-duşu) adlı meşhur eserin muharriri Muallim Fuat Oücüyener'dlr. Fiatl: 1B0 kuruş net.
PAZAR 11 şubat 1045
Sen# 27 — No. 9452 — Fiatl her yerde 10 kuruştur.
Cok değerli gıyrimenkul
Bahçekapıda Zahire borsasına bitişik Yıldız hamamı İzale! şuyu zımnında Sultanahmet sulh mahkemesinde
20 Şubat pazartesi sabahı
müzayede İle satılacaktır.
Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es - AKŞAM Matbaası
KONFERANSTA GÖRÜŞÜLEN BAŞLICA MESELELER
Gl. de Gaulle’ün toplantıya çağırıldığı doğru değil
Pertinax diyor ki: Balkanlar için ehemmiyetli kararlar beklenmemelidir. M. Roosevelt’in, emniyet plânında Sovyet tezini kabul edeceği anlaşılıyor
Londra 11 (R) — Gl. de Gaul-le ün Karadeniz kıyılarında bir yerde toplanmakta olan üçler Konferansına iştirak etmeğe çağırıldığı, bu suretle konferansın dörtler konferansı halını aldığı hakkında dün bir takım rivayetler çıkmıştır. Fransız resmî mahfilleri tarafından dün gece neşredilen bir tebliğde konferansa iştirâk etmesi için Gl. de Gaul-le'e davetiye gönderilmediği, resmen beyan edilmiştir. Fransız radyo ve gazetelerinde çıkan rivayetler resmî Fransız kaynaklarının bu tebliğile yalanlanmış oluyor.
Moskova 10 (A.A.) — Sanıldığına göre, üç büyük Şefin konuşmaları bazan karada, hazan da bir gemide cereyan etmektedir. Konferansın gelecek hafta sonunda biteceği söylenmektedir. Amerika Birleşik devletlerinin ve İngüterenin Moskova büyük elçilerde Moskövadakl askeri heyetlerin Başkanlan da konferansa iştirak etmektedirler.
Pertinax ne eliyor?
Vaştngton 11 (AA.) — Pertlnas yazıyor: Üçlerin Karadeniz konferans: hakkında henüz mevsuk malûmata malik değiliz. Fakat konferansın istihdaf ettiği siyasi gayeler kimsenin meçhulü değildir:
1 — Alman yanın teslimi anında .ortaya çıkacak uzun vpdell mesele-
lerin hali ki. bunların arasında, arazi değişiklikler», Rhur havzaslle Rhln’ln sol kıyısı hakkında tatbik edilen rejim. Alman endüstrisine el konulması va bunun gibi meseleler vardır. Mu meselelerde Fransanm ne derece alûkalandırdacağı meçhul kalan bir noktadır.
2 — Kurtarılan arazi hakkında Müttefiklerce taldbedllecek siyaset ne olacaktır? Balkanlar için ehemmiyetli kararlar beklenmemelidir. Romanya, Bulgaristan ve MacarLstan İle İmzalanan mütarekenameler Sovyetlere İdare rolünü vermektedir. Bu cihet burada çok defa unutulan veya İhmal edilen bir olaydır. Konferansta, teferruata alt bazı değişiklikler veya düzeltmeler istenebilir. «Meselâ Sovyet kumanadnlığınm bazı, teşebbüslerine ve bu meyanda petrol kumpanya lanna alt makinelerin alınması keyfiyetine karşı yapılacak itirazlar bu kabildendir.» Fakat konferanstaki!er, muvafakatlarımn inzlmamlyle kaleme alınmış mlletlerarası anlaşmaların esas noktalan üzerinde artık yeni müzakerelere girilmezler
Kurtarılan memleketlere geline*, bu işte iaşe meselesi hakikatte birinci mevkii işgal etmektedir Fakat bu meseleler, lâzım gelen gemi tonajına malik olan Amerika'nın ve İngiltere’ nln yetkileri dahiline girmektedir, bu itibarla Ruslarla görüşülecek meselelerden değildir.
3 — Oeçen yaz Dumbarton Oaks'da tanzim edilen plân, bütün belirtiler büyük bir devlet İle ikinci derecede bir rim-lef arasında ihtilâf çıktığı takdirde de büyük devletin veto hak-
Vali ve Belediye reisi ge’di
Ankara’da meşgul olduğu başlıca meseleler
Bir kaç günden beri Ankarada bulunan Vali ve Belediye Reisi Dr. Lûtfi Kırdar, bu sabahki ekspresle Ankara’dan şehrimize ■dönmüştür.
Kendisile görüşen bir muharririmize:
— İstanbula ait bir çok işler için Ankarada müspet temaslar yaptım. Bu arada teknik öğretim işlerile de meşgul oldum demiştir.
A.ıkara 11 (Telefonla) — Dr. B. Lûtfi Kırdar, dün buradan hareket etmeden evvel Ulus gazetesine beyanatta bulunmuştur. Dr. Lûtfi Kırdar. İstanbula ait işler hakkında yaptığı temaslar arasında su şebekesinin yeter bir hale getirilmesi İçin Nafıa Bakanlığile mutat- kaldığını. İstanbul Belediyesinin gittikçe artan masraflarını karşılamak İçin yeni gelir kaynaklan arandığını söylemekte, îstanbulun hayat seviyesini yükseltmek İçin tedbirler alındığından bahsettikten sonra meslekî öğretim tesislerinin çoğaltılacağını ve bunun için yapılacak binalar hakkında Mâarif Bakanlle mutabık kaldığını ilâve etmektedir.
Yeni tefrika
KUTÖP KIZI
! Aşk ve macera romanı
(Vâ, - Nû) nun tercüme ettiği bu güzel tefrikaya yakında başlıyoruz.
________________________
kını kulan ablleceği hakkında Jd Rus tezinin M. Rosevelt tarafından kabul edileceğini göstermektedir. Bu İş üzerinde Rusya'ya karşı ısrar, onunla ittifaktan vazgeçme^ demek olur.
4 — Polonya İçin en akla yakın uzlaşma ancak Mlkolajczyk'Ln İltihakı suretlle Lüblln komitesinin yeni bir şekilde kurulmasıdır.
Milletlerarası meselelerin bu şekilde ortaya konulması hakikaten realist bir harekettir ve her ne kadar Birleşik Amerika hükümeti İngiltere'nin ve Rusyanın hareketlerine gittikçe daha az uymakta ve onları Yugoslavya işinde olduğu gibi kondu hallerine bırakmakta İse de Amerikan halk efkârının kendi hükümetlerini bu hususta hararetle destekledikleri söylenemez. Bu işte Amerikan halkının alışık olduğu İdeolojiye hiç yer verilmemekte gibidir. Amerikan halkı kolayca müteessir olur. Bundan dolayıdır ki Roosevelt’ in yapılmak üzere olan işlerde Amerikan zihniyetine az çok yer verilmesini StaUn’e kabul Miirmek için çalışması mümkündür.
Konferansın neşrecedeğl .son tebliğ, veya onu taklbedecek fatıllût Cumhurbaşkanının böyle bir teşebbüste bulunup bulunmadığını ve muvaffak olup olmadığım bize gösterecektir.
Paris 10 (A.A.) — Bazı haberlere göre, 3 büyük Şefin, bati, doğu ve İtalya cephelerindeki hareketleri âhenkleştlnnek üzere Avrupa’da bir yüksek Müttefik komutanlığı kurma kararına varmışlardır.
Cumhurbaşkanı
Dün akşam verilen konserde bulundu
Ankara 11 (Telefonla) — Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve refikası, Maarif Bakanı B. Haşan Âli Yücel İle birlikte dün akşam Devlet konservatuarında verilen konserde bulunmuşlardır. Cumhurbaşkanı Orkestra üyelerinden Enver Kapelraan'ın konserini dinlemiş ve sanatkârı takdir etmiştir.
Orta Şark işleri
İngiliz parlâmentosu üyelerinden mürekkep bir komite kuruldu
Londra 11 (A.A.) — Orta Şark İşlerini tetkik etniek üzere İngiliz parlâmentosu üyelerinden mürekkep ve başlıca partileri temsil eden bir komite kurulmuştur.
Komite, Ingiltere’yi veya Orta Şaık işleriyle alâkadar diğer devletleri doğrudan doğruya veya dolayı İle ilgileyen askeri ve İktisadi meseleleri objektif bir şekilde tetkik edecektir. Komite siyasi partilere alt meselelere yer vermlyecek olan noktal nazarlar İleri sürecektir.
Yakın zamanlara kadar İngiltere' nln Suriye ve Lübnan Cumhuriyetleri yanında elçisi bulunan Sir Ed-ward Spears, bu komitenin başkanı bulunmaktadır.
HAFTA KONUŞMASI ! Yemek adları ve tadları Yazan: Refik Halid Karay Bugün beşinci sahifemlzde-.
Berlin’deki Ispanya elçisi
Elçilik memurlarile birlikte otomobillerle Ispanya’ya dönüyor
Ankara 11 (A. A.) — Amerikan radyosu: Berlin’deki İspanya elçilik heyeti 47 otomobilden mürekkep bir kafile halinde Almanya'dan hareket etmiş, İsviçre’de Konstans gölü kıyılarına varmıştır. Heyet aynı suretle Ispanya'ya doğru yoluna devam edecektir, ___________
Romanya’nın savaş ortaklığı
Bükreş 11 (A.A.) — Anadolu ajansının ozri muhabiri bildiriyor: Bilindiği gibi Romanya’nın savaş ortaklığı meselesi Avam Kamarasında da müzakere mevzuu olmuş ve M. E lin bu meselenin evvelâ Bükreş'teki Mütte-fiklerarası «Sovyet» komisyonu tarafından tetkik edilmesi lâzımgeidlğin! söylemişti. Bu htıausta Bükreş'in Sovyet mahfillerinde beyan edildiğine göre, Romanya’nın -wnş ortaklığının tanınması, anoak onun buna liyakat göstarmpıtyle kabildir. Romanya ise, yine bu mahfillerin kanaatine göre, buna liyakat kazanmamıştır, Zira harb suçlularının cezalandırılması ve devlet memurları nramncl* temizleme yapılması gibi mütareke-namenln birçok hükümleri İfa edilmemiştir.
Sürülen Yahudiler yerlerine dönecekler
Bükreş II (A.A i — Anadolu ajansının özel muhabiri yanyor: Eski rejim tarafından Istlrya ötesine sürülen Yahudllerln yerlerine dönmelerine müsaade edilmesi halckındakl kararın Sovyet hükümetine» tasvlbt-dlldlğl bildirilmektedir.
Berlin’e katî hücum başladı
Oder’in geçiş noktalarında büyük bir meydan muharebesi oluyor
Kızılordu Silezya’da, Breslau’ın 40 kilometre batısına geldi, Doğu Prusya'da 2 mühim merkez zaptedildi
Tankları takiben Jlerllyen piyade kuvvetleri
Created by free version of 2PDF
Brüksel 11 (AA.) — Reuter ajansının Moskova muhabiri, Berlin'in doğusunda biiyük muharebelerin cereyan ettiğini bildirmektedir. Fakat Sovyet, başkumandanlığı bu kesimdeki çarpışmalar hakkında hiçbir haber vermiyor. Ajans ve muhabir haberleri, Sovyeüerln mühim kuvvetlerle taarruzlar yaparak. Berlin® lrargı umumi taarruzun gelişmesini mümkün kılacak mevzileri ele geçirmeğe çalıştıklarını bildirmektedir.
Moskovada pek yakında bu cepheden mühim haberler geleceği kanaati vardır. Fakat cn mühim çarpışmaların nerelerde cereyan ettiği hakkında htçblr haber mevcut değildir.
Zukov nezdlnd* bulunan bir Rus muhabiri şu telgrafı çekebilmiştir: »Sovyet tankları. Berllne doğru giden yolun Öder yakınında İlerlemeler kaydetmişlerdir.»
Londra 11 (A.A.) — Harb muhabirlerinin bildirdiklerine göre, mareşal Zukov, Öder muharebesine mühim takviye kıtaları sokmuştur, uder'l geçiş noktalarında başlamış olan şiddetli çarpışmalar genişlemiş ve büyük bir muharebe halini almıştır.
Berlin’de müdafaa hazırlığı
Kahire 11 (A.A.) — Stnkholm'dan gelen bir habere göre. Almanlar Berlin’in doğu mahallelerini harb bölgesi İlân etmişlerdir. Bu mahallelerdeki sivil halk boşatılmış ve bütün evler birer kale haline getirilmiştir.
Kahire 11 (A.A.) — Moskovada çıkmakta olan İzvestla gazetesi, son 48 saat İçinde bütün cephe kesimlerinde Sovyet kuvvetlerinin 16,000 esir almış olduklarını bildirmektedir.
Dünkü tebliğler
Londra 11 (R.) — Dün akşam mareşal Stalln tarafından iki günllLk emir neşredilmiştir. Bunlardan birincisi Doğu Prusyada Vlstül nehrinin denlzo döküldüğü yere yakın Elblng şehrinin Sovyet kıtaları tarafından v.aptedlldiğlnl bildirmektedir. Elblng. 80 bin nüfuslu, Doğu Prusyanın ikinci büyük şehridir. Burada mühim gemi İnşaat mllesseseler 1 vardır. Modern Alman torpido muhriplerinden birçoğu burada yapılmıştır.
İkinci günlük emir gene Doğu Prus-ynda Kenigsbergln güneyinde Preus-slch - Eylsu şehrinin zaptodlldiğlnl bildirmektedir. Bu muharebelerde 4300 esir alınmıştır. Bu günlük emirlerden sonra neşredilen Sovyet tebliğine göre. Kızılordu, Schneldemühl'ün kuzeyinde llerllyerek 40 meskûn yer! ele geçirmiştir. Schneldemühl ve Posnan garnizonlarının İmhası için savMİac devam ediyor.
Sovyet tebliği, Öder boyundaki muharebelerden ve Berlin'in doğusundaki durumdan bahsetmiyor. Almanlaı da bu hususta pek az şey söylüyorlar. Almanlaf yalnız Sllezyardakl muharebelerden bahsederek Kizılordunuu Llnilz şehrinin varoşlarına kadar geldiğini, daha güneyde Breslau'ın (0 kilometre batısına geldiklerini ve bu şehri kuşatmağa çalıştıklarını bildiriyor.
Stokholm'dan gelen haberler, Berlin üzerine kesin taarruzun dün ak
Atina görüşmelerinde yeni anlaşmazlıklar çıktı
Bu yüzden dün gece imzası beklenilen anlaşma imza edilemedi
Londra 11 (R.) — Yunan hükümeti murahhaslarlla En m delegeleri arasındaki anlaşmanın dûn gece İmza edilmesi bekleniyordu. Bu sabah Atina'dan gelen haberler henüz anlaşma olamadığını bildirmiştir. Dûn İki taraf delegeleri arasında yapılan toplantı beş saat sürmüş, gece yarısına doğru bitmiştir. Bundan sonra Yunan hükümeti şu resmi tebliği noş-retmlştlr:
«Hükümetin mümessilleri İle Eanı delegeleri bugün toplanmışlardır. Bu toplantıda hükümetin mümessilleri muhtelif noktalar hakkında düşüncelerini bildirmişlerdir. Enm delegeleri pazar günü (bugün) c«vap vereceklerdir.»
Brltish United Press muhabirine göre eltin gcce yeni baza anlaşmazlıklar çıkmıştır. Bir çok noktalarda uzlaşılmış olmakla beraber hAlft İtilâf edliemlyen noktalar vardır. Atina'da umumi af aleyhinde nümayişler olmuştur. Enm taraftarlarından ölüme mahkûm edilenlerin bu kararı istinaf edebilmeleri İçin Naip Monsenyör Damasklnos'a fikir vermek ürere bir hususi komisyon kurulmuştur.
Atina 10 (AA.) — Solcuların Atina'da yaptıkları nümayişler, Eam ile hükümet arasında varilmiş olan anlaşmanın bazı solcu çevrelerde büyük bir memnuniyetsizliğe sebep olduğu fikrini uyandırmaktadır.
Dün gecedenberi bir çok genç taz
şam başladığını haber vermektedir. Dene ou haberlere göre Almanlar Oder’in Ötesinde Brleg ve Ohlau'da kurdukları köprübaşı arı m blrlblrlna bağlamağa muvaffak olmuşlardır,
Brüksel 11 (A.A.) — Alman Haberler ajansının asker! muhabiri albay Vön Hammer. Konlev ordularının sağ kanadının Breslau'ın cenup batısında ilerlemeler kaydetmiş ılduğunu bildirmekte ve şunları ll&va etmektedir»
(Arkası sahife 2; sütun 6 da)
FO erkek, Bulgarlarla İşbirliği etmiş olanlar hakkında verilen af kararma karşı itirazlarda bulunmuştur.
DİKKATLER
Bu kısım halk hangi zümredendir?
Sabit gelirli... Değişmez gelirli... Dar gelirli.,. Bunları ayrı ayrı düşünmek icabediyor...
Şimdi de başka bir habeçı «Hakiki ihtiyaç sahibi halka ço|R ucuz fiatlerle kumaş dağıtılacak.»
Bu kadar sınıflar, zümreler ayrıldıktan sonra, meselâ 60 lira gelirli bir miirettlp, 11)0 Hra gelirli bir muharrir, 90 lirayı kıvi-raınıyan bir dükkâncı, 50 liralık iradile geçinemiyen bir dul kar din, 70 lira maaşlı bir tezgâh-dar, 40 lira aylıklı bir kunduracı çırağı, acı acı düşünüyor:
— Biz, bu sınıfsız, zümresi» memlekette hangi isim altında anlamalıyız?... Ne yapsak du, soğuğa ve utanca karşı bizi örtecek bîr kaç arşın kumaşa sahip olsak,,.
Sahile 2
AKŞAM
11 Şubat 15 "5
SÜZÜN GELİŞİ
Hileli yayın
Yiyecek ve giyecek piyasasında yabancı malı lsliyen adama yerli mah, yerli malı istiyen adama yabancı malı sürdükleri oluyor, Hile yapan ile başedcbilmck için ondan daha baskın çıkmaktan başka çare olmadığını üzülerek itiraf edebiliriz. Fakat fikir alışverişinde buna benzer hileler yapmaya kalkmak çoğumuza imkânsız gibi gelir.
Diin bir kitapçı ahbabıma uğramıştım, Yukarıda yazdığım dalavereli alışverişe benzer vakalardan kitap piyasasının da uzak kalmadığım gösteren bir hikâye anlattı; şaştım, kaldım.
Eserleri bizde çok okunan bir yabancı muharrir var. Bu muharririn birkaç kitabı hakikaten güzeldir: şöhretini de her halde onlarla yapmıştır. Geri kalan eserleri ise baştan aşağı birbirinin benzeridir. Ama o kitapların tutulduğunu gören mütercimler adamın nesi var, nesi yoksa dilimize çevirmekte, kitapçılar da oıılan basmakta birbirlerile yarış etmektedirler. Kitapçı ahbabımın söylediğine göre bir yerli açık göz bu yabancı muharririn gördüğü rağbeti kıskanmış, «o rağbetten ben niçin faydaian-mıyayım?» diye düşünmüş, oturup bir roman yazmış, buna kemdi imzasını atacağı yerde o yabancı muharririn İmzasını atmış, kitapçı meşhur imzayı görünce paralan savıp basmaya girişmiş!
Kitap basılmış nu, basılmamış mı bilmiyorum, fakat kitaba gösterilen rağbetten faydalanmanın nerelere vardırıldığını, yahut nerelere vardırılmak üzere olduğunu göstermesi bakımından hâdise dikkate değer.
Mesele, bu orta halli frenk muharririnin eserlerine hile karıştırılması değildir. Fakat yarın hakikaten değerli olan eserlere, fim i d ettiğimiz gibi, rağbet artarsa, suçsuz Türk okuyucusu üzerinde Balzac imzası bulunan bir kitabın hakikaten o büyük muharririn mi. yoksa san çizmcli B. Mehtnedjn eseri mİ olduğundan şüphe edebilecektir. Bir çare bulup önüne geçmezsek haberimiz olsun, İleri fikir mahsullerini kazanfiltm derken hileli yayın jile hepsini binlen kaybetmek tehlikesi karşısındayız.
Şevket Rado
Tarihî anıtlar
Nişantaşı disDanseri
Ankaradaki toplantıda görünülecek mevzular
Tarihi anıtlarımızın korunmalı ve tamiri İçin Ankarada bir toplantı yapılacağını yazmıştık. Maarif Bakam B. Haşan Âli Yücelin başkanlığında 15 şubatta yapılacak bu toplantıya memleketimizdeki bütün müze mildiir-lerile eski eserler uzmanlan ifti-râk edeceklerdir.
Toplantıda görüşülecek mevzular arasında 500 üncü fetih yılını anma veril es 11 e tamir edilecek anıtların teshin ve iş programının tanzimi, istanbuldaki Bizans anıtlarının durumu yurttaki anıtların kurtarılması İçin beş yıllık bir program tanzimi, wkl mezarlıkların açık müze haline getirilmesi vardır
Görüşülecek diğer işler de şunlardır: İstanbulda Yenlpostane arkasındaki İbrahlmpaşa mektebi; Bahçekapıda Hidayetpaşa heyeti; Hekimoğluallpaşa heyeti; Sıvasta Saitpaşa ve Meydan hamamları; tîskildarda Hüseyin Avni paşa yalısı; Niksarda eski eserlerin durumu; Süleymaniye tap medresesinin dispansere çevrilmesi ve Süieymaniye hamamı.
Toplantıya davet edilenler J5 şubat perşembe günü Ankarada bulunmak üzere harekete başlamışlardır. Şehirlerin tanzimi ve «ski eserlerin onanını bu toplantıda tesblt edilecek esaslara göre yapıl acaktır.
Genel müfettişlere verilecek yeni yetkiler Ankara 10 (AA.) — Bakanlar Kurulu bugün saat 11,30 da Başbakan B. Şükrü Saracoğlu-nun başkanlığında toplanmış ve genel müfettişlere verilecek yeni yetkiler üzerinde görüşmüştür.
Yerli ültraseptil
Ankara 10 — Kimya enstitüsünde yapılan tecrübelerle ültra-zeptil imaline muvaffak olunmuştur. Tabıatüe İstihsal gayet cüzî olmaktadır.
Üçüzler
İzmir 10 — Aydının Mursallı | köyünde Sami Zengin zevcesi Meryem, bir batında İkisi kız, biri erkek olmak üzere üç çocuk dünyaya getirmiştir. Yavruların sıhhati yerindedir.
Ampul ithali için teşebbüsler
Ankara 10 — Ampul ithali etrafında yapılan teşebbüsler müspet neticeye varmıştır, İlk parti mart başında gelecektir.
Orman umum müdürlü-giİe Zingaî şirketi arasında bir dâva
Ankara 11 (Telefonln) — Ankara ticaret mahkemesi, bir Kereste taahhüdünden doğan 1 milyon liralık bir dâvaya bakmağa başlamıştır. Dâva. Ornı?n umum müdürlüğü İle Zingal şirketi arasındadır.
Dün Uk duruşma yapılmış ve bazı eksikliklerin tamamlanma:,! için muhakeme başka güne bırakılmıştır.
Mayısta açılarak çalışmağa başlıyacak
Kızılay cemiyeti Nişantaşı şubesinin Nişan taşı ve civarı halkı İçin bir dispanser kurmağa karar verdiğini yazmıştık. Bu maksatla Nlşantaşmda K uyul u bostan sokağında bir bina satın alınmıştır. Ancak bina İçindekiler tarafından mayısta boşaltılarak Kızılaya tealim edileceğinden dispanser de b-u zaman açılacaktır.
Dispanserde müracaat edecek bütün civar ballanın muayeneleri yapılacağı gibi Uçları da bedava olarak, verilecektir. Bu hayırlı maksat uğrunda ban hayır sahipleri para cihetli» şimdiden yardım vadinde bulunmuşlardır.
Bu arada isminin ilân edilmesini lstemlyen bir rat, dispanserin ilâç ve sair İhtiyaçlarını karşılıyacak mühim teberrüde bulunmuştur.
Yeni dispanser, Kızılay cemiyeti Nişantaşı şubesi reisi ve Teşvikiye Saghkevl sahibi kıymetli doktorlarımızdan İbrahim Osman GGçer'in İdaresi altında çalışacak, müracaat edecek hastalar muhitin en mütehassıs hekimleri tarafından tedavi edneceklfrdlr.
Kızılayin açacağı bu dispanser, hakiki bir İhtiyacı karşılıyacak çok hayırlı bir müessese olacaktır.
Bıı münasebetle teberrüde bulunan ve tnılnnncak olan hayır sahipleri şerefine. bir teşvik mahiyetinde olmak üzere, dün akşam Tokatlıyan salonunda bir «uvare verilmişti».
Sıtma kongresine giden doktorlarımız
Bir hafta evvel Ankarada toplanan aıtma komisyonunda bulunmak üzere giden Üniversite rektörü general Tevflk Sağlam, profesör B. Sedat Ta-vat ve B. Muhlddin Er el 15 şubatta toplanacak sıhhat kongresine de İştirak edeceklerdir.
öğrendiğimize göre rektör ve arkadaşları (sıhhat kongresini} müteakip şehrimize döneceklerdir.
Sabun tevziatı
Ayni yardım olarak emekli, dul ve yetimlere dağılmakta olan onar kilo sabunun bazı İstihkak sahipleri tarafından henüz alınmadığı anlaşılmıştır. Tevziatın mart başına kadar devam edeceği, bu müddet zarfında sabunlarını almayanların hakları aa-kft olmak ihtimali bulunduğu öğrenilmiştir. ______________
50 bin kilo kömür geldi
Dün şehir e civar iskelelerden 60 bin kilo mangal aömilrll getlrümlştlr. Kasımpaşa İskelesine indirilen kömürler Belediye müraklplerlnln n«-zaertlnde sattırılmıştır.
2000 koyun daha geldi
Dün şehlre yeniden 2000 koyun gelmiştir. Bunlar Erzurum bölgesinden getirilmişlerdir.
İzmir valisi su baslanı sahasında
İzmir 11 (Telefonla) — Ankara ya giden vali B. Şefik Soyer, İstanbul yoliîe gelirimize dönmüştür. Vali, Ankarada yaptığı temaslar neticesinde, İzm İre alt bir çok işler üzerinde tatmin edici neticeler alındığını söylemiştir.
Vali dün Menemene giderek su baskını zararlarını tetkik etmiştir.
Almanlar Rhin’nin doğusuna atıldılar
Hollanda’da başlayan Müttefik taarruzu muvaffakiyetle devam ediyor
i TA- -
Müttefik piyadesi ve tankları ilerliyor
Londra 11 (R.) — Batı cephesindeki sofi hareketler hakkında Müttefikler umumi karargâhından şu malûmat veriliyor: Mareşal Moııtgomc-ry’ ntn kumandası altındaki kuvvetlerin Holanda'da Nalmegen'ln c?nup doğusunda yaptıkları taarruz cenahlardan birinde adam akıllı gellşyor. KanadalI kuvvetler mühim Clives şehrine 8 kilometre mesafede bulunuyorlar. Almanlar cepheye İki tümen daha göndermişlerse de taarruzu durduramamışlardır. Dün KanadalIlar 2000 esir almışlardır.
Almanlar Roer nehri üzerind?kl barajlardan en büyüğünün kapaklarını açmışlardır. Bunun neticesi olan Roer nehrinin sufarı yükselmişse de öğleden sonra alçalimağa başlamıştır Suların yükselmesi nehri geçmek işini daha ziyade güçleştirmiştir. Fakat buncan sonra yeniden suların yiik-seltılmfsl kabil oLamıyacaktır.
Üçüncü Amerikan ordusu Prume şehrine hâkim tepelerin önüne gelmiştir. Birinci Amerikan ordusu şl-mal Alsas'da Moder nehri üzerine hücum ederek sağlam düşman mevzilerine girmişlerdir. Cenubi Atsasda Colmar muharebesi kazanılmıştır- Bu muharebe Almnnlara 399(1 ölüye. 17 bin esire mal olmuştur Bir çok levazım ele geçirilmiştir.
Almanlar Rhin’in doğu sahiline çekildiler
Berlin 10 (A.A * — Alman teb'lfc!-ne göre yukarı Rhln’in batı sahilinde bulunan Alman kuvvetleri şiddetli savaşlardan sonra doğıı sahiline çekilmişi erdir.
Kahire 11 /A.A.) — Nevyork radyosunun verdiği bir habere göre. Müttefik kuvvetleri şimdi İsviçre hududundan Str-asburg'un şimalinde bir noktaya kadar 14S kilometre boyunca Rhln nehrinin sol kıyılarını elleTİde tutmaktadırlar.
Siegfrıed hattında, çarpışma
Brüksel II (AA.) — Batı cephesindeki harb muhabirlerinin bildirdik-
Bir tren kazası
2 vagon parçalandı» 3 kişi yaralandı
İzmir 10 (AA.) — Bu sabah saat fl,3û da Kızılçullu'da bir tren kazası olmuştur. Seydiköy trenlle bir marşandiz treni arasında vukua gelen bir çarpışmada iki vagon parçalanmış, biri hafif, ikisi ağır olmak üzere 3 kişi yaralanmıştır.
Diğer taraftan gene bu sabah Al-sancak İskelesi açıklarında Körfez vapurlarından Güzel İzmir İle Efes vapurları çarpışmış ve hafif zarar görmüşlerdir, Vapurlar yollarına devam ederek yolcuları gidecekleri iskelelere çıkarmışlardır.
İzmir 11 (Telefonla» — Kızılçullu* dakl tren kazasında, içinde soba bulunan bir vagon, «obanın devrilmesi neticesinde yanmıştır. Bu vagonda demiryolu İşçileri ve memurlarına tevzi edilmek üzere ücıet ve maaş karşılığı olarak 190.900 lira vardı. Yangında bu paranın yandığı İddia olunmaktadır. Tahkikat yapılıyor.
Nüfus sayımı hazırlıkları
Ankara 11 (Telefonla) — Ekim ayında yapılacak nüfus sayımı halkındaki hazırlıklara devam edilmektedir. İstatistik umum müdürü, numerotaj İşlerine başlandığını söylemiştir.
Bir ev çöktü
Taksimde Dolapderede Şirket sokağında bayan Afife’ye alt üç katlı evin büyük bir kısmı ânî olarak çökmüştür. Nüfusça zayiat olmamıştır.
lerine göre, Kıuıadalı kuvvetler Cle-ve'in batısında. Slegfried hattının esas müdafaalarını delmişler ve ilerlemeler kaydetmişlerdir. Bu kesimde 3 Alman tümeni bozguna uğratılmıştır. KanadalI birlikler taarruza geçtikleri gündenberl 2500 esir almışlardır.
Son muharebeler
Nevyork 11 (AA.) — Batı cephesinde vaziyet (fiyledir: Şimal k.- İm; İngiliz ve KanadalI ku.vetier Rhln üzerinde MulUngen'e girmişlerdir. Bu kasaba, Nyjgmen’in d-'ğusundadır.
Müttefik birlikler şiddetli çarpışmalar sonunda Reyşvald ormanına girmlŞTer, bu ormanın bir kısmını ellerine geçirmişler ve Cleve şehrine hâkim tepeleri İşgal etmişlerdir.
2500 Alman esir alınmıştır.
Düşman son bir kaç saat içinde takviye kıtaları getirdiğinden mukavemeti şiddetlenmiştir. Birinci Kanada ordusu biitün hareketlerini kaim duman tabakaları arkasında gizlemektedir.
Birinci Amerikan ordusu kesimi; Amerikan kuvvetleri Roer barajlarından en büyüğü olan Şnayncmll'e yaklaştıkları sırada Almanlar barı ı havaya uçurmuşlardır. Roer nehrinin su seviyesi pek o kadar yükselme-mIştIr.
Üçüncü Amerikan ordu n kesimi; General Palton birlikleri Prıım nehrini, Prum şehrinin şimalinde yeniden iki noktadan geçmişlerdir. Böylelikle Müttefiklerin Prum doğu kıyılarında 4 k>'prûbaşları o'nw= oluyor.
Yedinci Amerikan ordusu; General Simson birlikleri Modere nehrinin doğusunda ilerlemeler kayd'tmlsler-dir. Hageneau’nun cenup hatırında da arazi kazançları elde edilmiştir
Londra 11 (R ) — Müttefik kuvvetleri Nalmegen’ln doğu undu Rhln nehrine varmışlardır. Almanlar batı cephesinden çektikleri bazı gruplan I yeniden İleri sürmüşlerdir.
Doktorların nöbeti
Kütahya, geceleri doktor bulmak işini halletti
Ankara 11 (Telefonla) — Kütahya' dan buraya gelen haberlere göre, bu vilâyet geceleri doktor bulmak işini halletmiştir. Geceleri müracaat edecek hastalara bakacak doktorlar sıraya konmuştur. Belediye bu doktorların isimlerini bir nöbet cetveli halinde İlân etmiştir. Sıra kendisinde olan doktor akşam «aat 22 den sabahın 7 sine kadar nöbetçi kalacak ve hastadan S Hra ücret alacakta.
Bir hastanın veya doktorun gece yarısı yürüyerek gldemlyeceği, bir vesaiti nakliye bulmak İhtiyacında kalarak kendisinden fazla pars aranacağı da düşünülmüş olduğundan arabacılar İçin de bir nöbet cetveli tanzim olunmuş ve bu da nöbetçi doktorlar listeslle birlikte İlân edilmiştir. Arabacılar da, hastanın doktora nekllnde Veya doktun hastaya gelmesinde yâlnız bir Hra ücret alacaklardır.
Bu sabahki yangın
Bu sabah .Mercanda H?n arkası sokağında berber Meiımede alt 3 katlı ahşap evde yangın çıkmış, evin ikinci ve üçüncü kat-larile çatısı yanmıştır, İtfaiye ateşin etrafa sirayetine meydan vermemiştir.
Dün de, Mahmutpaşada Bür-haniye çarşısında Mihala ait terzi atelyeslrbde, ütünün ateşli bırakıl ması neticesinde yangın çıkmış, atelye kısmen yanmıştır.
Belçika’daki buhran
Van Aker yeni kabineyi kuracağına emin bulunuyor
Londra 11 (R.) — Bclçlkada Plerlot kabinesinin lstlfasındanberl devam eden kabine buhranı henüz halledilememiştir. Yeni kablneyll kurmağa memur edilen eski kabinede tş Nazın Van Akc-r görüşmelerine devam ediyor. Diin gece neşredilen bir tebliğe göre, M Van Aker, katoltk partisi kabineye girmeği kabul etsin etmesin, vazifesinin muvaffakiyetle netlcele-neceğlnedn emin bulunuyor.
Katilikler, komünistler alınırsa kabineye girmek istemiyorlardı. Bundan vazgeçecekleri zannediliyor.
Tokyo’ya akın
Dün Tokyo ve Yukoha-ma tekrar bombardıman edildi
Londra 11 (A.A.) — Üstün
Uçan kaleler dün Tokyo ve Yokohama’yı yeniden bombardıman etmişlerdir.
Manillâ’daki muharebeler
Londra 11 (R.j _ Amerikan kıtaları Manlllâ tç Umanındaki İki kaleye hücum etmeğe başlamışlardır. Amerikan donanması iç limana girmeğe hazırlanıyor.
Kahire 11 (AA) — Tokyo radyosu. Amerikan Süper uçan kalelerinin beş dalga halinde Tokyo yakınlarında Canto sanayi merkezin^ akın etmiş olduklarını bildirmiş ve şunian İlâve etmiştir:
«Akından biraz sonra şiddetli bir yer depremi Tokyo ile Yokohamayı sarsmıştrr.n
Gobbels iimidsiz
(rDurumun vahameti «öz götürmez» diyor
Ankara 11 (AA.) — Londra radyosu bi'rFriyor: Alman Propaganda Nazın Goebbels yeni bâr nutuk söylemiştir. Goebbels bu nutkunda çok limitsiz görünmüş ve demiştir kİ:
«Düşman topraklanmızdadır. Harb gayreti için hayatî önemi olan bu topraklarımız çok kıymetlidir. Dununun vahameti söz götürmez. Bütün gayretimizi ssrfetmemîz lâzımdır.»
Berlin’e son hava akını
6 kilometrelik bir saha harap oldu
Londra 11 (R.) — Sekiz gün evvel bombardıman edilen Berlin üzerinde yapılan keşifler şehrin merkezinde 6 kilometrelik bir «abanın tamamen haroblduğunu göstermiştir. Başvekâlet, Hava Bakanlığı binaları tamamen haraboldıığunu gestermiştlr. Başvekâ-Bakanlıkiarı, merkez poseahane. Karine dairesi. Vilâyet, Gcstapo merkezleri, İki şimendifer İstasyonu, gazhaneler ve sair binalar hasara uğramıştır.
İsviçre’de Müttefik konuşmaları
Zurih 10 (AA.) — Resmen bUcüril-dlğne göre. İsviçre'de yapılacak Müttefik konuşmalarına iştirak edecek olan Fransız heyeti, hafta başında İariçre'ye gidecektir, İngiliz - Amerikan heyetinin pazar sabahı gelmesi beklen mektedlr.
Hatay’da Afrin nehri taştı
İskenderun il (AA.) — Anılk ovasından geçen Afrin nehri, devamb yağmurlar neticesinde taşmıştır. Birçok köyler su altındadır. Nehrin iki yanındaki Saka, Musgaliye, Ayran-«BaşahUytltk, Kıllık köyleri su baskınından çok zarar görmüştür. Nüfusça zari at olup olmadığı henüz belli değildir. Köyler arası münakale kesilmiştir. Alâkadarlar, lcabedeo yardım tedbirlerini almışlardır.
Ankara hukuk fakültesi talebesi Hatay’da
İskenderun 11 (Akşam) — Ankara hukuk fakültesi profesörlerinden B. Suheyp Derbll’in başkanlığında Ankara hukuk fakültesi talebelerinden mürekkep bir heyet bu akşam buraya gelecektir. Heyet Hatay bölgesinde bir tetkik gezisi yapacaktır.
Berlin'e katî hücum başladı
(Baş tarafı 1 inci sah ıf ede)
«Sovyet birlikleri sthcnau'ın 37 kilometre batısında Kozenev'dekl Alman müdafaa hatlarında gedikler açmağa muvaffak olmuşlardır.
Bazı Sovyet kuvvetleri de şiddetli çarpışmalardan sonra Schnelde-mühl'ün dış müdafaa hatlaıına girmişlerdir.
Kustrin’de durum
Brüksel 11 (A. A.) — Kustrin’den Stokholm’a gelmiş olan bir İsveçU şunları anlatmıştır: «î'k Sovyet tankları şehre girdikleri vakit. İşçiler hiçbir emir dinlemeden kaçmağa başlamışlardır Hattâ. Sovyet tanklarından bir gurup, birkaç guu Kustrln'in göbeğinde sokak çarpışmaları vermiştir Fakat takviye ftirllrierl yetişemediğinden. bu kuvvciier ger) çekilmek zorunda kalmışlardır
Foznan’dan geçerken trenleri gördüm, Yedi kişilik komorr'’maniarda 20 kişi bulunuyordu.
Berne II (A A 1 Ben.nuı askeri çevreleri, besinci Sovyet ?.«rhlı ordusunun Fenenberg’e girmiş olduğunu bildirmektedirler Aynı ç-n. -ler. Sovyet birliklerinin Lelnitz şehri dolaylarında çarpışmakta olduklarını ilâve etmektedirler.
Londra 10 (AA.ı - Alman Haberler ajansının bildirdiğine göre. Poz-nan’dakl Aiamn garnizonu inatçı, çetin sokak savaşlarındaı sonra kaleyi bırakmağa mecbur ölmtış ve şehrin kuzey kısmına çekilmiştir. Burada inatiı mukavemet devam etmektedir. Alman ajansı. Rusların Frankfurfun iki tarafında. Öder nehrinin İki kıyısında yeniden terakkiler kaydettiklerini ilâve etmektedir.
Tahkim edilen yerler
Moskova 10 fA.A.l — Pravda gazetesinin muhabirine göre. Öder nehri kıyılarındaki her ev bir kale, her pencere bir makineli tüfek yuvasıdır. Her şehrin sokakları makineli tüfeklerin ve toplan çapraz ateşi altına alınmıştır şehirlerin dışında binlerce tahkim edilmiş nokta, tanklara karsa engeller ve mayn tarlaları bııIlınmaktadır. Bu bölgeye alelftcele her taraftan Hltler'in ihtiyat tümenleri gelmektedir. A İmanlardan alınan esirler, daha birkaç giin evvel Batı cephesin* de savaşmış olduklarını söylemektedirler.
Zukhov'un Berlin e olan mesafesini kesin olarak bilmekliğimize İmkân yoktur. Zira Rusların her hangi bir büyük teşebbüste muvaffak olmağa hazırlandıkları sıralarda her zaman yaptklan gibi, bu harekât etrafında da yeniden resmi. sessizlik avdet et* iniştir.
Almanlar ne divor?
Berlin 10 (A.A.) — Alman tebliği, Karpatlarda BeskideşHerin batısında şiddetli muharebeler olduğunu, Bres-lau bölgesinde Glogauln güneyinde Sovyetlerin şiddetli mnkavetn te rağmen, bati Istlkrmet'nde ller'rdk-lerlnf, Güney Pomeranyu’da Ams-n-nlde ve Deutch Krone'ye karşı tezyiftin devam ettiğini bıld*rmnkt’'dlr.
bir Sovyet tonu
Londra II (Aaj — Hnrh muhabirleri yeni bir Sovyet tonu hakkında tafsilât vermektedirler. 752 milimetrelik bn top tank üzerine oturtturulmuş ve saatte 30 kllome*'-' '■nrâtle ver değiştirebilmektedir
îngilteretle yeni bir kömür havzası
Londra 11 (AA.) — Daily Sketch gazetesinin yazdığına göre Anglo -İranlenne kumpanyasının petrol uzmanları tarafından yapılan araştırmalar esnasında Büyük Britnya adasında yeni bir kömür havrası keşfedilmiştir. Bu kömür havrası Lincoln kontluğunda Lincoln şehrinin doğu ve güney doğusunda bulunmaktadır. Başka bir kömür havzası da geçenlerde Shropshire kontluğunda keşfedilmişti
BORSA
10/21'1945 fifttlcri
Loodra üzerine 1 sterlin 5.22
Nevyork üzerine 100 dolar 130.50
Cenevre 100 İsviçre F*. 30.3255
Madrid üzerine 100 pezeta 13-89
St-okholm üzerine 100 kuron 31.1328
Esham ve Tahvilât
Ergani % 5 1933 24 80
tkramlyell % 5 938 22.—
% 5 İkramiyen M. M. 21.80
% 7 Mili! Müdafaa 19.40
MİR! Müdafaa 2 20.32
MIHI Müdafaa 3 19.16
% 5 945 Milli Müdafa 19.16
Sivas • Erzurum 1 19.10
Sivas - Erzurum 2-7 19.40
% 7 1041 D. y, î 19.50
1941 Demiryolu H 20.20
1041 Demiryolu UT 19.95
1941 Demiryolu $'(■ 5 ©7.25
Anadolu D Yolu % 00 34.50
Anadolu tahvili I - U 63.—
Anadolu Mllmes. 48.—
Merkez Bankası 154.—
tş Bankası nama. 14.23
Is bankası hamiline 1550
Aslan çimento 8 80
HORSA DIŞINDI
Reşadiye altını 35.28
Gulden 32.28
Külçe altın bir gramı 5.M
11 Şubat 1945
AKŞAM
San ıie 8
AKŞAMDAN AKŞAMA Sıtma savşında “dalaktı haritası,,
I || t E HIR
Geçeıı sene, bu sütunda ve Ankara radyosuna yazdığını şkeçlerde yüksek mühendis bay llalit Anoğul'un konferans notlarından istifade etmiştim. Sıtma mücadelesine dair tetkikleri olan bu mühendisimiz, mevzuun aktü-aiitc teşkil etmesi doiayısiyle, bana, sütunumda dercedilmek üzere bazı notlar yollamış. İstifade edileceğinden emin olduğum için aynen aşağıya alıyorum:
Sıhhat Bakanı
Dün şehrimize geldi, bu akşam dönüyor
Bugünlerde Sıhhat Bakanlığında toplanan (Sıtma ile savaş kongresi) nin aldığı kararları herkesin heyecanla beklediğine k₺ nîiı.
Bu vesile ile bugüne kadar hiç durulmayan birkaç nokta üzerinde durmak istiyoruz.
Bütün dünyaca kabul edilmiştir ki Sıtma savaşı ne yalnız doktor, ne de yalnız teknisyen işidir. Bu savaş yalnız ve yalnız bir plân işidir. O halde her şeyden evvel esaslı bir plân lâzımdır. Bu plânı yapabilmek için de ilk olarak köy ve kasabalarımızın dul.aklı nispetlerinin tâyini ve bu nispete göre sıtma haritalarının yapılması şarttır.
Bazı kimseler (sıtmalı mıııta-katanmız bellidir, bu külfete ne lüzum vardır?) diyeceklerdir. Halbuki, izahına çalıştığımız, müttefiklerin bu husustaki çalışma sistemi bunun lüzumunu göstermektedir. Müttefikler gittikle-ri muhtelif memleketlerdeki sıtmalı mıntıkalarda yerleştirmek mecburiyetinde oldukları veya olacakları birliklerini salgından, korumak için harb içinde bıı ı mevzuu esaslı şekilde ele almışlardır.
Müttefik kumanda heyeti, bir-, tiklerinin yerleşeceği ve yerleşmesi muhtemel olan mıntakalan te bit ettikten sonra bu mıntaka içinde kamp yeri intihabım doktor ve mühendislerden müteşekkil küçük bir ekipe havale etmektedir.
Bu ekip verilen mıntakadaki bütün köyleri ve meskûn yerleri dolaşarak halktan bilhassa çocuk, kadın ve taşraya çıkmamış erkeklerden müteşekkil büyükçe bir grupun dalak muayenesini yapıp o yerin dalaktı nispetini tâyin ediyorlar. Bütün mıntaka-nın muayenesi tamam olunca bu nispeti tevlideden sıtma ınemba-lan üzerinde tetkikata başlıyorlar. Eldeki nispetler bittabi dikkati nerelere teksif etmek icabet-tiğini gösterdiği cihetle anofel yuvalan vc bu yuvalardaki anofel cinsleri aranıp bulunuyor.
Bu nispetler ve anofel yuvaları tamamen tesbit edildikten sonra o mıntakanın haritası üzerinde her köyün dalak nispeti yazılı yor; anofel membalan ve anofel cinsine göre işaretleniyor.
Bilâhara; meselâ dalak nispeti (% 60 - %ÎO arasındaki yerler kırmızı, (%G0 - 'i 40) arasındaki yerler mavi, (71 40 - % 30) arasındaki yerler yeşil, ('- 30 -% 15) arasındaki yerler sarı, diğerleri beyaz renkle boyanıp kamp yeri hakkında karar verili yor ve civar köyler için mücadele programı çizilmeğe başlanıyor.
Bu savaşta kırmızılar birinci, maviler ikinci, yeşiller üçüncü, sarılar dördüncü, beyazlar beşinci sırayı alıyor ve harita üzerinde kolayca bertaraf edilecek anofel yuvalan varsa ilk hiieum oralara yapılıyor.
Yapılan savaş programı her zaman pahalı şeyler de değildir. Bu programın içinde birkaç kuyunun kapatılması küçük bir derenin sazlardan temizlenmesi, bir bataklığın ve kurutulması mümkün olmıyan bir gole de her sene sıtma mevsimi başlamadan az evvel tayyare ile (Paris yeşili) serpilmesi işleri vardır.
Memleketimizde, her biri (4-5) köyden müteşekkil, birkaç mınta kada bu nevi etütler yapılmış vc dikkate lâyık neticeler elde edilmiştir. Aynı mıntaka içindeki köylerde % 66. %50. % 38.
% 20, % 15 gibi nispetler bulunmuştur. Bu nispetler ve o köyün ahırlarında, kuyularında ve bataklıklarında yakalanıp tüplere konulan cins cins anofeller üzerinde tetkikler yapılmıştır.
Bir ınıntakamızda (A) köyü, şarkındaki (B) köyüne, şimalindeki (C) köyüne nazaran bataklığa daha yakın olduğu halde (A) köyünde dalak nispeti (%
(Vâ - NÛ) (Arkası 4 üncü sayfada)
Dün şehrimize geldiğini yandığımız Sıhhat ve İçtimai Muavenet Bakanı Dr. Sadi Konuk, bu akşamki ekspresle Ankaraya dönecektir. Bakan sıtma mücadelesi hakkında demiştir ki;
«— Bunda muvaffak olursak memleket sağlığım en aşağı yüzde 50 - 60 nispetinde kazanmış olacağız. Sıtma kongresinde tesbit edilen esaslara göre her türlü tedbirleri ihtiva eden bir program neşredip derhal faaliyete geçilecektir. İlâç ihtikârını önlemek için ilgili makamlar gereken tedbirleri alacaklardır.
Hastalıkların tedavisi memleketimizde her türlü iptidaî madde vardır. Bunları terkip suretile istenen ilâcı temin etmek mümkündür. Ağrı, sızı ilâçları, kalb ilâçtan, diğer ilâçlar da bu suretle pekâlâ tedarik edilebilir. Fiizulî ilâç yokluğu yaratmak ve bu bahane ile fahiş kârlar elde etmek tamanule yolsuz bir harekettir. Yeter ki doktorlarımız reçetelerini ona göre hazırlasınlar. Halkımız da beyhude itiyatlar peşinde telâş göstermezse ortada endişe verici bir ilâç darlığı bulunmadığı anlaşılır.»
Hastana hekimlerile Bakanlık teşkilâtında çalışanlar arasında yapılan değişiklik İşlerile bir ko-| misyonun meşgul olduğunu, her I kararda memleketin hayatî ihtt-Iyaçlannm göz önünde ğunu söyleyen Sıhhat geceleri nöbetçi doktor bulundurulması için kurulacak gece sıhhat merkezleri işile de yakından meşgul olunduğunu bildirmiştir.
için
tutuidu-Bakanı,
ZEYTİNYAĞI KARABORSASI
Dün İstanbul yağ tacirlerinin zeytinyağı hakkında İleri sürdükleri mütalâaları bildirdik. Bugün de zeytinyağı kara borsasının muhtelif şekillerini anlatmağa çalışacağı. Yalnız, zeytinyağı kara borsasını İki safhaya ayırmak lcabedr. Birinci safha, yağ fabrikalarının faaliyette bulunduğu sıralarda istihsal bölgelerinde, diğeri de İstanbulda cereyan etmektedir.
Kara borsa satışı bugün İstanbulda devam ettiği gibi, İstihsal bölgesinde de vardır. Esasen başlangıç da oradan gelmektedir.
Elinde zeytinyağı bulunan müstahsil» bir gün taşralı biri geliyor ve:
«İşte elimde toptancı vaslkası var. yağ alacağım. Ne kadar yağını?, var?* diye soruyor.
Müstahsilin cevabı şudur:
•Filmdeki yağlar sabunluktur. Fakat Ticaret Vekâletinin tesblt ettiği flatten satarım. Fatura istersen muayyen flat üzerinden doldururum. Doldururum amma, o flatten veremem. Daha fazla para isterim »
İşte karşılığı:
«Sana fatura soran yok. Malını kaçtan satmak İstiyorsan söyle. Miktarını da bildir. Fatura İstemem »
Vilâyetlere gönderilen yağların kara borsası böyle başlıyor. Biri parasını ödeyor. öteki malını veriyor. Satılan yağlar yerinden, alınarak götürülüyor.
îstanbula getirilen yağlar İse. yerinde böyle alınarak getirilmiyor. Şehrimize öledenbcrl yağ getlrclner hem İstihsal yerinde ve hem de İstanbulda yazıhanesi olanlar ve yahut şehrimizde bir komüsyoncu tanıyanlardır. Müstahsil, buradaki komüs-yoneuya malını gönderirken, faturalarını yolluyor. Faturalardaki esaslar dahilinde satış yapmasını istediğini de ayrıca bildiriyor.
Hem orada, hem burada veya sadece burada yazıhanesi bulunanlar İse satış mesulü tanınmadıklarından resen hareket ediyorlar. İşin normal tarafı bu. Fakat kara borsa ciheti başkadırl İzah edelim:
Yerinden şu kadar miktarda sabunluk yağ yükletilip gönderiliyor. Mallar. İstanbul» getirildikten sonra
Futbol maçları
Şehir kültürü.
Mecmua kıtlığı, hattâ yolduğu yüzünden, onlara düşen varil e-İerf de bugün gündelik gazeteler yapıyorlar. Bu itibarla gazetelerde hemen her gün en ağır çapta, uzun uzun fikir makaleleri de buluyoruz. Mecbur oldukları zamanda gündelik gazetelerin her çeşitten, bütün fikir ihtiyaçlarına cevap vermesi her halde onlar için öğüniilecek bir vaziyettir.
Bu arada, dünkü gazetelerden birinde şöyle bir serlevha gözü' müze ilişti:
“Gençlere nasıl bir kültür verelim? En lüzumlu ve faydalı kültür hangisidir?,.
Muharririn «kültür» den ne ınııradettiğini bilmiyorum. Her halde yaşamak için yalnız «ana kültür» kâfi değildir. Meselâ İstanbulda öyle bir «şehir kültürü» vücuda gelmiştir ki bunu hepimizin, bütün İstanbulluların ayrı ayn elde etmeleri lâzımdır. Esasen bu yeni ve asri şehir kültüründen nasibiniz yoksa İstanbul da haliniz hakikaten haraptır.
Meselâ Taksimde otobüs bekliyorsunuz. Sirkeciye geleceksiniz. Uzaktan da otobüs göründü. Buna binip binmemeniz âdeta bir «kültür meselesi» dir. Otobüsün tepesindeki küçük, dört köşenin içindeki renk yeşil, kırmızı veya beyaz olursa bunlardan, «şehir kültürün nün verdiği salâhiyetle mânalar çıkaracaksınız..
Meselâ kırmızı kareli otobüse bindiniz. Bileceksiniz ki bu Atatürk köprüsünden geçer. [Aman heııim sözlerime göre hareket etmeğe kalkışmayınız. Belki yanlış renk tarif ediyorıımdur. Zira bin diğinı yanlış otobüsten yatı yolda inmekten ben, zile basıp beni indirmekten de otobüs biletçileri gına getirmişlerdir].
Eğer dört köşe şekil yeşil ise yolu da başkadır. Ne kırmızı, ne £, yeşil değil de sadece beyaz ise onun da mânası tanıamîle ayrıdır. ... . Böyleleri gelip gelip, daha fazla yon al ar yaptayor. Bu suretle dTk- | Heri gitmeden Taksimden dönü-nlsçilerlmlz Un deta-olarak kış mev-1 yarlarmış.
ciminde tenis oynamakla formlarını: Bir ilmi bahis halinde bana i muhafaza edeceklerdir. Yazın toprak bunları uzun uzun anlatan arka-I korta çıktıkları zaman muhakkak ki daşım sözlerinin sonunda:
— Görüyorsun ya... Ne muazzam vc ne şaşırtıcı bir kültür!..
Kulüplerin itirazları hakkında verilen kararlar
Lig maçlarına iştirak eden kulüplerin maçlardan evvel vc sonra birbirine yaptığı İtirazlar, Beden terbiyesi bölge merkezinde yeni müdür Hıisnu Uğurni’ın riyasetinde ajanlardan mürekkep olan İdare heyeti toplantısında görüşülmüş ve uzun münakaşalardan sonra bazı kulüplerin nizamsız oyuncuları maçlara İştirak ettirdiği tesblt edilerek haklarında hükmen mağlûbiyet karan verilmiştir.
Bu meyanda Beyoğlusporia evvelce verilmiş olan Hisara karşı hükmen galibiyet karan bir kere daha gözden geçirilmiş ve bu kararda «rar edilmiştir. Vefa Lle Hisar kulüplerinin Kasımpaşaya yaptıkları İtiraz tet kik edilmiş ve Kasımpaşa kulübünün iki maçta da hükmen mağlûbiyetine karar verilmiştir. Hisar İle Beyoğlu-spörun îstanbulspora karşı yaptıkları itiraz kabul edilmemiştir, tklncl küme kulüplerin itirazlarında yalnız bir değişiklik olmuş ve Beylerbeyi kulübü Anadolu'ya hükmen mağlûp sayılmıştır. Elektrik - Galatasaray ve Taksim - Unkapanı hakkında evvelce verilen kararlar aynen ipka edilmiştir.
Bu vaziyete nazaran birinci kümede dereceler üzerinde muhtelif değişiklikler olmuş ve son puvan vaziyetine göre Kasımpaşa ile Hisar kulüpleri 18 müsavi puvanla sonuncu vaziyet- düşmüşlerdir. İkinci kümede ise grııp birincilikleri şu şekilde tesbit edilmiştir. Rami - Demirspor, Sarıyer ■ Anadolu. Taşkızak - Elektrik. Bu kulüpler arasında yapılacak olan ve İkine! kiime şampiyonunu meydana çıkaracak maçlar gelecek pazar günü bağlıyacaktır
«Mal var mı? Vc kimin mah?» Eskldert malın kime alt olduğu söylenirdi, şimdi saklanıyor:
«Malın kime alt olduğunu ne soruyorsun? Faturası 160 kuruştan, satış flatl 210 kuruştan,»
Açıktan kilo başına 50 kuruş teklif edileli. İşte bugünkü zeytinyağı satışı ekseriyetle feciyledir. Kendine güvenen açıktan 50 kuruş verip yağlan alır. Açıktan para verip mal alanlar d» gene satacakları znman açıktan para talcbcderler.
Vilâyet Milli Korunma kontrolörlüğü İstanbul» getirilen zeytinyağlar-dan bir kısmını mecburi olarak bakkallara sattırıyor. Bakkala, yağı bulunan yazıhane bildiriliyor. Kendine tahsis edilen malı elan bakkal, bunları perakende olarak müşterilerine satacaktır. Fakat bakkal, aldığı malın bir kısmım saklıyor ve güvendiği müşterilere istediği flat üzerinden satıyor. Bakkalların kontrolü da mümkün değildir Çünkü perakendeciler, mal satarken müşterilerinin adresini almağa mecbur tutulmamıştır.
Yağlar, kara borsa kanalından geçirilmek suretile müstehlikin eline vardırılıyor.
Gene bir ticarethane veya bakkal dükkâmndasiniz. Arzunuz iyi zeytinyağı almaktır. İyi yağ bulunup bu-, Ilınmadığını soruyorsunuz. Aldığınız cevap su:
( Maalesef iyi yağımız kalmadı. Kokusuz ve zeytinyağından farksız fındık yağımız var. Flatl 270 kuruştur. Kullanırken hiç hissetmezsiniz.»
Şaşırıp kalıyorsunuz. Fındık yağının bu kadar flatlenmeslne şaştığınızı gören ticarethane sahibi gülömsl-yerek kulacınıza eğiliyor:
«Şaşmakta haklısınız. 270 kuruş istediğim ytıihn adı. fındık yağıdır amma, kendisi zeytinyağıdır,»
Hayretiniz bir kat, daha artmıştır. Karşınızdaki izah ediyor:
«Ne yaparsınız? Biz de bü sekli bulduk. Zeytinyağına Ticaret Bakanlığı tarafından tesblt edilen flat az. İstenildiği gibi kâr temin otanamıyor. Yağlar kimin elinden rern-’ş İse açıktan para verilip alınıyor Fındık yağına satış flrt! ynk. Dilediğin fliti ls-tlyebtllrsln Biz de. soranlara. 270 ku-. nişten sattığımız zeytlnvağlsnna fin- I dik yağıdır, devlp geçiyoruz. Yalnız sizin gibi 1 tlme.dettiMm'z müşterilere h-ı-i’tefl r>ö'»lv,mruz»
7»vtrnvs»(nı Icomisyonii calî-m’.İpriT*’. mirdi
Ticaret Bakanlığında. İstanbulun . zeyt I.--ağı Ihtlvacint temin etmek üzere kurulan komisyon, çalışmaları-1 nı bitirmiştir. Komisyonun aldığı ted-
da
İlk okullarda müzik resim ve jimnastik dersleri
Şehrimiz İlkokullarında öğleden MHimr. l3UUIOUlll KCU,UUIBIC1, ouu,a sonraki öğretim çalışmalarının mü- , vazıhane sahlbl Tlcaret borsacındaki zik. resim - 1? ve beden terbiyesi ders- büroyB mûracRatl, muamelesini yap-lerlne hasredileceğim ve okullarda , tlrlp mal!yetln| tasdik ettiriyor. Sa-bu dersleri okutacak öğretmenleri ye- bunluk yağlar tesbit- edilen flatten 1 n.n™^ı. n n salllmiştJr Fakat aralarında bîr mik-
tar iyi cins yağlar vardır. Onlar da sabunluklar i’lbl kaydedilmiştir- Sn-ı bunlukların flatl üzerinden satılacak
değil ya...
İyi yağlar, ötekilerin arasından alınarak birer. İkişer teneke tanıdıklara veya itimadohınnnlara istenilen flat üzerinden satılıyor: Satılırken de: «Bunun arkası yok. Ne bulursanız alın. Bu sene zeytinler hastalıklı idi. İyi yağ az oldu. Beklerseniz bunu d» bulamazsınız.» diye İkaz yollu birkaç; birler arasında bilhassa istihsal böl-cümle de sarfedlîlyor. | melerindeki murakabe teşkilâtının
Yağ satışı yapan bir takım tellâllar; takviye edilmesi kararı da vardır. Bu da vardır. Ellerindeki küçük gişeler! bökelerdeki murakabe teşkilâtı bir içinde muhtelif cins zeytlnyağlar. so- j misil arttırılarak. Anadolu tüccarları-kak; sokak dolaşırlar. Diikkân sahip-! nın fazla ftat vererek, yağların hep-; ler! tellâlın geçtiğini görünce sesle- sini tstanbuldan gayrı şehirlere seV-nlrler; kotmeler! önlenecektir
tiştlrmek üzere üç müfettişin tâyin olunduğunu yazmıştık.
Müzik çalışmalarına başlanmıştır. Maarif müdürü B. Halil Vedat Fırat-lı. resim müfettişi B. Davut!» birlikte pazartesi günü İlkokulları dolaşarak resim - İş derslerinin durumunu tetkik edecektir.
Satışa çıkarılan ithal malları
Gal. Kefeli hânda Mahir Kefclloğlu ııa sustalı demir düğme. Gal Lâchert handa İsmail H, Kozacıoğluna çap ölçüsü, Gal. Fermeneciler No. 90 da Koç Ticarete tutya levha, İst. Vital handa Horasan ve Mahdumlarına tablet halinde sulu resim boyası. Beyoğlu İstiklâl caddesinde No- 294 te YorgTEfdlse muşamba mraüro.
Anıtlar ve müzeler
Anıtlar ve müzelerle İlgili meseleleri görüşmek üzere 15 şubat perşembe günü Ankarada Maarif Bakanlığında bir toplantı yapılacaktır. Merkeze bağlı olup da muhtelit şehirlere, bu meselelerle ilgili işler için, gönderilmiş bulunan mimarlar Ankaraya çağırılmışlardır. Toplantı dört gün sürecektir
KÜÇÜK HABERLER
* Balta limanındaki kemik ve mafsal veremi hastanesi operatörlüğüne operatör doktor B. Baha Oskay tâyin olunmuş ve vazifesine başlamıştır.
* İst. Güreş ajanlığından: Tecrübesiz güreşçiler terfi müsabakaları 11/2/945 pazar günü saat 14 de Fatih Güreş kulübü salonunda yapılacaktır.
Tartı 11 den 12 ye kadardır, tkl kilo Tolerans vatdır.
Kapalı kort tenis maçları
Yurdumuzda ilk defa oiaraıc tenisçilerimiz kış mevsiminde kapalı kartlarda oynamağa başladılar ve Ankara'da. İzmir'de ve İstanbul'da şampl-
i kışın yaptıkları antrenmanların her ; bakından faydaların göreceklerdir
Şurasını kısaca zikretmek isteriz
k,pa1. korlta yap,k.„ bu'‘li>'feülün’5mii-
nıulsr >,■ ontrenonnlar tenbçlllil. 1 lc!- Hcr adımını» b» -şehir kul-
mlz için bir dönüm noktası olacak ve bu suretle de tenisçilerimiz 3-4 klâs İleri gidebileceklerdir.
Bugün, tenis malzemelerinin gayet güç bulunduğu bir zamanda bize bu güzel sporu, himaye ve teşvik eden başta sayın büyüklerimize, tenis federasyonunun çalışkan ve kıymetli başkanı Vedat Abud'a ve İstanbul tenis ajanı Haşan Aker’e ve diğer tenis seven arkadaşlara burada teşekkür etmeği bütün tenisçiler namına bir borç bilirim.
İstanbul tenis alan muavini celâl n.rĞ
Talebe tramvayları
Okul talebelerine mahsus aynı ls-tlkame ilerde müstakil tramvayların
■ işletilmesi içiu Maarif müdürlüğün-1 m İştir, şehirde müzP otabüeçtk bina-; de bir toplantı yapılmıştır. —ı-n—
| Orta öğretim okullarına devam . eden talebelerin oturdukları stıntler-| le okullarını ve her gün tramvaya ı binen talebelerin muntazam bir istatistiğini hazırlıyan Maarif müdürlüğü tramvay İdarcsllc anlatmıştır. Ancak sabahları derslere saat dokuzda başlanıldığı ve hemen bütün diğer işlerin de aynı saatte başladığı göz önünde tutularak derse boşlama saatinin yarım saat öne alınması şartile müstakil tramvay tahsisinin idarece daha kolay temin edileceği de düşünülmüştür.
Bu hususta maarif müdürlüğü, , Maarif Bakanlığından müsaade Istl-yecektlr. Bakanlığın derslere saat 8,30 da başlanılmasına müsaade edeceği tahmin edilmektedir.
Maarif müzesi
Maarif müdürlüğü İstanbulda bir Maarif müzesi kurmağa karar vre-
lar gözden geçirilmektedir Belediye, Ayastfya hamamının bu İşe elverişli olabilcciğini düşünerek Muarlf müdürlüğüne bu binayı teklif etmiştir. Müzede eski ve yeni maarif çalışmaları. meydana getirilen iş ve eserlerle vesikalar teşhir edilecektir
Dünkü maçlar
Dünkü maçlarda alınan netlcekı şunlardır:
türü» ne göre ayarlamanız lâzımdır, Yandan körüklü, açılıp kapanan tramvaylara binerken bilmeniz lâzımdır ki bunlar şu şu istasyonlarda durmazlar, geçer giderler.
Şayet bu tramvay kültüründe icabcttiği kadar kuvvetli değilseniz yaya kalırsınız ve gerisin geriye. ters ters dönersiniz.
Bizce İstanbullu için ilk elde edilmesi lâzım gelen kültür, bu gün geçtikçe daha karmakarışık ve içinden çıkılmaz bir hale gelen »şehir kültürü ■( dür.
zina kültürü, temel kültürü ne kadar kuvvetli kimselere rasgeli-
* Teklerde; Melih Suad Nemliyi 6-4. ki bİ,*İI*re Oİ™a*
0-3, Beliğ Sııad Bajkurt'u 6-0, 6-3. dıklan ıçııı parçalan irca sına bın-Arevyan Davivi 6-2. e-ı.
çiftlerde: Melih - Vedat Abut.
Elet - Rafad'l 6-2. ö-4 maglûbelmlş-
I erdir.
Dün yapılan domi finallerde: Beliği ref{c(j anlayıp, avm surette kendi-Rnlnp Arnvvnn'ı fi-ft İtlfrl« . • . - ■ «
ilikleri ve düğmelerini kopararak, üstlerini başlarını yırtarak girdikleri bir tramvay arabasından bir saniye sonra, yaptıkları yanlış ha-
* Mısır çarşısında belediye tarafından muhtelif esnafa kiralanan dükkânların bazılarının vitrinleri tanzim ediUrken dükkânların dış güzelliğinin muhafazasına dikkat edilmediği görülmektedir. Mısır çarşısındaki dükkânların alelâde dükkânlar gibi dükkâncı tarafından İstenildiği şekilde tanzim edilmemesi 1c3-bettlğinden vitrinlerin dükkânların tarihi değerini bozmıyacak şekilde tanzim ettirilmesine karar verilmiştir.
■k Çocuk Esirgeme kurum una bir defada 300 lira ve daha ziyade bağışta bulunan Mersin tüccarlarından Çlfçi kardeşler, İbrahim Derviş. Fuat Barbur ye Jozer Katoni'ye şükran hatırası olmak üzere, Çocuk Esirgeme kurumu genel merkezi tarafından birer Çocuk Esirgeme madalyası verilmiştir.
Tramvaylara kolaylıkla binip inmek için
şthlr içinde tramvay ve otobüs gibi nakil vasıtası bekllycnlere mahsus kapalı durakların yaptırılması ve İtişip kakışmadan arabalara binmesi için alâkalılar toplanarak görüşmelerde bulunmuşlardır
Komisyon Vali ve Belediye reisi B Lûfcfi Kırçların AnkArad&ıı dönüşünden sonra bir toplantı daha yapacak ve kati kararlar o zaman verilecektir.
Pirinç ve makarna
Makarnaya karşı olan talep gittikçe artıyor. Fabrikalar tam randımanla çalışıyorlar. Makprna İstihlâki karşısında pirinç taclrlerlle müstahsilin aldığı tedbir kısmen muvaffak olmuş vc flatlerln yükselmesini doğurmuştur. Fakat pirinç sarfiyatı azdır. Fi-atlerl yükseltmekle beraber, halk makarnaya rağbet ettiğinden, hamur İhtiyacının önlenebilmesi kabil olmaktadır. Pirinç flütlerinin kontrolün» henüz başlanmamıştır.
Beyoğlu fırıncıları şirket kurmak istiyorlar
Beyoğlu kazası dahilindeki fırıncı- ■ ların bir şirket halinde çalışmaları , hususunda Belediyeye bir teklif ya- , i pılmıştır. Belediye meseleyi tetkik ( l edecektir. (
Harb malûllerile şehit yetimlerinin yoklamaları
Fatih askerlik şubesinden
Şubede kayıtlı've derece Üzerinden harb malûlü subay ve erat. He şehit yetimleriıı’n 045 senesi yoklamalarının yapılmasına başlanmıştır. (Cumartesi ve pazar hariç ı olmak üzere alâkadarların öğleden evvel devam etmek üzere 15 nisan 915 tarihinde bitecektir. Bu müddet zarfında behemehal gelip yokla malarını yaptırmaları lâzımdır. Yokluma için mıılûl subay ve eratın resmi maaş senedi, rapor ve İkramiye tevzi cüzdanlarının ve şehit yetimlerinin de nüfus hüviyet cüzdanları He İkramiye tevzi cüzdanlarını beraberlerinde getireceklerdir. İstenilen vesaiki noksan getirenlerin yoklamaları yapılmayacaktır.
Beler Arcvynn’ı 6-8, 6-2, 6-2, Krls! Melih’! 6-4. 6-8. 6-3.
çiftlerde: Suad Nemli - Arevyan. Çelil üluğ - Beliğ Beler'l 6-1, 6-4 vc Suad Baykurt - Krls, Vedat Abud -Melltı çiftlerini 6-2. 6-8. 6-2 mağlbet-m işlerdir.
Finaller bugün saat 15 de yapılacaktır.
Fenerbahçe - î. Soor genç takımları maçı
Kulüpler arasuıdn lig maçlarına muvazi olarak yapılmakta olan B takımları maçlarından maada genç takımlara da ehemmiyet verilmesi hakkında muhtelif yazılar yazmış ve kulüpleri bu İşe teşvik etmiştik. Memnuniyetle haber aldığımıza göre Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, is-tanbulspor kulüplefl birer genç takım teşkil ederek aralarında hususi maçlar yapmağa başlamışlardır Bu cümleden olarak bu sabah Fenerbahçe He İstanbulspor genç takımları arasında hususi mahiyette bir maç yapılacaktır. İstanbulspor genç tikimi eC .....
taş tarafından hazırlanmış ve çok] olgun bir hale gelmiştir. Fenerbah-çetıln de kuvvetli bir genç takımı mevcut olduğundan bugünkü maçın çok zevkli olacağı muhakkaktır.
lerini aşağıya atıyorlar
Zira bu kültür başka kültürlere benzemez,.
Hikmet Feridun Es
1945 Basın balosu
Bu yıl Verilecek olan Basın balosunun hazırlıklarına başlanmıştır.
Balonun her zamanki parlaklığını temin 1çLn en yüksek İtina gösterilmektedir.
Seçkin bir heyetin idaresinde hazırlanan Basın balosu, senenin en zevkli gecesini teşkil edecektir.
Bu yılkl balo 10 martta ve Taksim Belediye gazinosu salonlarında verilecektir.
ki şampiyonlarından Ali Mor- | merkezinden: taı*nfınrian hanrinnmıs vc cok j r>A»a(t> c-olt-n
Marazlılar gecesi
Maruşlılar gecesi 12 şubat pazartesi günü nkşami Taksim Belediye gazinosunda kutlanacaktır.
GALATA ÇOCEK ESİRGEME KURUMUNUN YARDIMLARI
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel
Mektep maçları
Maarif müdürlüğü tarafından ll'ie-ier arasında tertiplenen lig maçlarına diln Şeref vc Fener stadlarında devam edilmiş ve Sanat 5-0 Ticareti, İstiklâl 1 - 0 Posta Telgrafı, Boğaziçi I - 0 Takslm‘1 yenmişlerdir.
I Çocıık Esirgeme Kurumu İstanbul merkezine bağlı Galata kolu tarafından 1944 yılının İkinci altı aylık faaliyet devresi içerisinde 7394 yoksul çocuğa yardım edilmiştir. Bunlardan: 2 anneye doğum yardımı yapılmış. 6 çocuğa elbise ve çamaşır, 27 çocuğa ayakkabı verilmiş, 9o çocuğa 711 Hra para yardımı yapılmış.
1 2G3 süt çağındaki çocuğa mikropsuz 1 süt verilmiş ve ayrıca 5883 çocuğa 16549 kap sıcak etil yemek verilmek | suretile yardım edilmiştir.
Sahlte
KARAR ZAMANI
|Vazan: SUMHER WELLS Hariciye Mflataşan
BİRİNCİ KISIM ÜÇÜNCÜ BAHİS
Avrupaya misyonum: 1940
RibbetVrop’a. ziyaretimin maksadım anlattım, sonra Ribbeıı’rop söz aldı ve durmadan iki saat konuştu
Ribbentrop bana soğuk bir nazar attıktan sunta tercüman» doktor Schmîdi'e »tercüme et* diye havladı. Bunun üzerine oturduk. Nazır bana dönerek Almanca rahat bir yolculuk yapıp yapmadığımı sordu, Ben de doktor Schmldt'e dönerek İngiliz* ce, Almancayı eskisi kadar iyi konu* şanındığım için lütfen tercümanlık etmesini rica ettim.
Kendisine misyonumun mahiyetini anlatarak, hükümetimin devamlı bir sulh 11e alâkadar olduğunu, yoksa muvakkat bir mütarekeye ehemmiyet vermediğini belirttim. Sözümü, Amerika namına hiç bir teklifte bulunmak ve yahut bir teahhüde girmek niyetinde olmadığımı «öyüyerelc bitirdim.
Sonra sözü Ribbentrop aldı, ve tam iki saat durmadan konuştu. Nazır iki kolu sandalyesinin iki yanma dayalı ve çözleri kapalı oturuyordu, Tavrındaki caka ve gülünçlük mübalâğanın üstünde idi. Adetâ kendisini Allah namına konuşan Cebrail zannediyordu. iki saat devam eden bu palavra ve saçmalan burada bütün tefer-riia’.ile vermek yorucu olacaktır. Nutkun İlk kısmı Alman - Amerikan muti e?cb-'ilerine aitti ve tahrif edilen mesuliyetlerin çoğu Am erik aya yükleniyordu. sözlerinin geri kalan kısmı yatan ve yanlış istihbardan mürekkep öyle bir haille İdi kl, ertesi sabah Hitlerle vukuu muhtemel mülakatımı bozacağından korkmasnydım, sükût etmeme imkân yoktu. Ribbentrop söv. arasında, Alman dış siyasetinin Amerikanın menfaati İle tezat teşkil etmediğini ve Alman hükümetinin doğrudan doğruya veya dolayl-sH ? Amerikanın veya diğer Amerikan hükümetlerinin dahili islerine karışmadığını ve asla karışmıyacnğını söyledi.
Sonra 933 senesi 30 İkinclkânumın-da locak» Hitlerin İktidar mevkiine geldiğinden beri Almanyanın Avrupa tarihine karışığının hikâyesini anlattı. Rhln havzasının İşgal cdLl-meslnln ve İşgal tarzının bütün dünya tarafından haklı olarak telâkki edildiğini iddia ediyordu. Onun fık-Tİnce. Avusturyanın Almanyaya İlhakı eski Alman imparatorluğunun ayrılmış iki parçasın» birleştirmiş ve böyle bir birliğe can atan Alman halkını büyük Alman ailesi içine katmıştı. Ve bu hâdise, kan dökmeksin İn ve Avusturya milletinin büyük bir kısmının isteğine uygun olarak yapılmıştı. Sonra Münih konferansına kadarld hâdiselere alt Alman görüşünü İzah eden beyanatı Beyaz kitabın hem de kelimesi kelimesine ezbere tekrarından ibaretti. Onca Çekoslo-vakyanın işgalini ieabettiren en mühim sebep. Çek hükümetinin Südet Almanlannn karşı yaptığı mezalim olmuştur. Ribbentrop, Mitlerin tek arzusunun bu meselenin dostça halledilmesinde olduğunda ısrar ediyordu
Ribbentrop. mister Ch amberini nle imzalanan iki taraflı anlaşmadan da bahsetti. Halbuki sonra ne oldu, diye «ordu. Chamberlaln. Churchill, Eden ve Duff - Cooper İngiliz parlamentosunda, İngiltere hükümetinin Münih anlaşmasına benzer bir anlaşmaya bir daha mecbur edilmemesi İçin, İngil terenin tarihinde görülmemiş büyük bir silahlanmaya karar verdiklerini Hân etmek küstahlığında bulundular.
Ingiltere'ye hücumlar
Bu noktadan itibaren Nazırın monologunun her cümlesinde artık İngiltere kelimesi tekerrür ediyordu. Israrla teyldettiğlne göre. Hitlerin dış siyasetinin ana prensip! İngltere 113 sık t iş birliğine dayan an münasebetler tesis etmekti. Fakat onun bu husustaki! teşebbüsü yalnız nefretle reddedilmekle kalmamış. İngiltere «hile ve hud'a ile* Alman medeniyetinin milletler ailesinde- hakkı olan yeri almasına mâni olmak İçin her şeyi yapmıştı
Nazır. Hitlerin İngiliz İmparatorluğunun tamamiyetlni tehdldeden hiçbir hırsı olmadığını, bilâkis Almanya bakımından İngiliz imparatorluğunun tamatnlyetinln bLr zaruret olduğunu iddia etti. Bu sebeple Almanya, 1035 te İngiltere 11e deniz anlaşmasıt'i imza ederek, gönülle. Almanyanın deniz kuvvetini asgari bir hadde muhafaza etmesini taahhüdetmlş ve bununla İngiliz İmparatorluğu üzerinde hiçbir İddiası olmadığını göstermek istemişti. Son dakikaya kadar Hltter. İngiltere ile anlaşmağa ve sulh yapmağa çalışmış, fakat hep nefret, hile ve kinle karşılaşmıştı.
Almanya Münlch'te yeni Çekoslovakya hudutlarını garanti etmeği kabul •itmişti, Fakat bu garanti nasıl tatbik edilebilirdi. Yeni Çek hükümeti. Alman düşmanlarının zayıf bir âleti olduğunu İspat etmişti. Ecnebi ajanlarının Almanya aleyhinde tahrikat yapmalarına vc-ya suikastlar hazırlamalarına mâni olmamıştı. Al-mnnvanın kalbine çevrilmiş bir tehdit silâhı teşkil eden bir milletin hudutlarını Almanya nasıl garanti edebilirdi. Hitlerln Miinich'tekl taahhütlerini bozmak için Ribbentrop’un İleri sürdüğü tek mazeret bu idi.
Sonra Nazar, Polonya meselesini ele aldı. Hitlerin, Alman şehri Danaig 11e Şarki Prusyanın Al manyadan ayrılmasını istilzam eden Versay. muahedesi hükümlerine hiçbir zaman tahammül edilemiycceğlni her vakit iddia ettiğinde ısrar etik Fakat bu meselenin Polonya İle Almanya arasında doğrudan doğruya yapılacak bir anlaşma İle hallcdilebHeceğilne kani olduğunu söyledi. Bu maksatla Almanya İle Polonya arasında bir ademi tecavüz paklı İmza edilmişti. Dan-zlg’ln Almanyaya ladesi ve Büyük Almanya He Prusya arasında koridor içinden geçmek üzere bir demir ve ve bir otomobil yolu inşası İçin Alman Horlcilye Neznrctile Polonya Hariciye Nazırı kolonel Beck arasında daha 938 de konuşmalara haşlandığını bildirdi. Kolonel Beck, 1939 da Berlin ve Berchtesgaden'l ziyaret ettiği zaman bu konuşmalar, esasta bir anlaşmaya varmıştı. Rlbbcntrop'a göre, yabancı müdahalesi olmasaydı, birkaç ay İçinde Polonyajn tatmin edecek tamam bir anlaşmaya varılacak ve Almanya bu anlaşmaya daimi surette riâyet edecekti. (Bu sözlerle, birkaç cümle evvel Hitlerin Polonya koridoruna tahammül edemlveceğl hakkındukl beyanat arasındaki tezat, bütün konuşmamızda göze çarpan nihayetsiz tezatlardan biridir?
Halbuki sonra ne oldu? Almanya hükümeti, şimdi Polonya tun bütün arşivlerini elde etmişti. Bu vaslknlar Ingl.lterenin Polonya hükümetini bıı anlaşmayı reddetmeğe teşvik ettiğini ispat ediyordu. Bilâkis İngiltere. Po-lonyayı Almanyaya karşı harbe teşvik etmişti.
Ribbentrop, dikkatle gözlerime bakarak, Alman hükümetinin, bu işle alâkası olmıyan hükümetler ricalinin Polonyayı Almanyaya hiçbir müsaadede bulunmamağa teşvik ettiğini gösteren delillere sahip bulunduğunu ilâve etti. (Unutmamalıdır kİ Berimi ziyaretimden bir müddet sonra. Almanya Hariciye Nezareti. Varşova'da bulunduğunu iddia ettiği bir takım vesikalar neşrederek. Amerikanın Avrupadaki diplomatik mümessillerinin bu suretle müdahalelerini göstermeğe çalışmıştır. ı
Nihayet, Ribbentrop, Alman hükümetinin, kolonel Beck in tavsiye ve arzusuna rağmen. İngilterenin Po-tonyayı Almanya İle salim bir anlaşma yapmaktan menetmek için ona askeri teminat verdiğini gösteren vesikalara sahip bulunduğunu beyan etti.
(Arkası var)
TEŞEKKÜR
Merhum doktor Hacı Ali paşa kerimesi sevgili annemiz ve kay m validemizin vefatı dolayısiie taziyet lût-funda bulunan başta kıymetli aile büyüğümüz genel kurmay başkanı sayın orgeneral Kâzım Orbay’a vt-cenaze merasiminde bulunan İstanbul merkez komutam sayrtı tümgeneral Fırat Akatn, gerek bizzat gerek mektupla teessürlerimizi paylaşan aziz dost ve akrabalarımıza, sayın meslekdaş ve arkadaşlarımıza derin minnet şükranlarımızı arzederiz.
Uraz ailesi namına Kimyager Salâhaddtn
NİŞANLANMA
Emniyet Sandığı Mücevherat müşterek muhafaza heyetinden bay Fuat Argunun küçük kızı bayan Berin Ar-gun He muhabere üsteğmenlerinden bay Ahmet Tümayın (Nişan merasimli bay Argunun Bakırköy Ycrüma-haHeslndekl hanelerinde 7/271945 çarşamba günü iki tarafın büyükleri ve seçkin davetliler önünde yapılmıştır. İki soya da kutlu olsun.
YENİ YAYIN
YAVUZ SULTAN SELİM
Muallim Fuat Gücüyener'in bu tarihi eseri neşredilmiştir. Tarih meraklılarına tavsiye ederiz. Fiati: ISO kuruş. Satış merkezi: Adliye kapısı karşısında Meydancık hanında (Anadolu Türk Kitap Deposu) dur.
nOLtVT.IT DÜNYASI
Hollvut Dünyasının 66 ncı sayısı da yine renkli kapaklarla süslü olarak çıkmıştır. ,
Çanlar kimin İçin çalıyor romanı devam ediyor.
TARİHTE ORTA ZAMANLAR
Kabataş ve Şişil HseKrl tarih öğretmeni Samih Nafiz Tansu tarafından yazılan «Tarihte orta zamanlar t namındaki eser çıkmıştır.. Bu kitap orta ve liselerin İkinci sınıfları 1çln resmi programa uygun bir hulâsadır. Flati (100) kuruştur. Satış yeri Çığır Kjt&bevidlr.
ir Eminönü Halkevinden; Evimizde olcuma yazma bllmlyenlere mahsus Türkçe (A) ve, (B) kursları 15/2/1945 perşembe gdnû saat (29) do bavlıyacağından kayıtlı talebelerle yeniden kaydolmak üşüyeniı-rüı Evimize müracaattan.
AKŞAMDAN AKŞAMA Sıtma savaşında “dalaktı haritası,,
(Baştarah 3 üncü sayfada) 15), (B) köyünde (% 50). (C)
köyünde (% 66) nispetleri bulunmuştur. İlk nazarda bir hataya düşüldüğü aanıııııı veren bu netice üzerinde durulunca mesele izah edilmiştir.
Bu ınıntakada, sıtma mevsimi olan temmuz ve ağustos aylarında, rüzgâr daima cenuptan şima le doğru esmektedir. Sakin havada anofellerin seyir mesafesi, 3 kilometre olduğu halde bu mesafe rüzgâr istikametinde çok uzadığı ve rüzgâra karşı da çok kısaldığı ciiıetle bu köy sıtma âfetinden hafif kurtulmuştur (B) köyünde yapılan tetkikat neticesinde köydeki metrûk bir kuyu ile yatağı sazlarla kapanmış ufak bir dere ııiıı anofel yuvası olduğu görülmüştür. Bittabi buradaki savaş çok kolay olduğu cihetle savaş, programının başına bu köy konmuştur.
Diğer bir mıntakamızda da yine böyle garip rakamlar cide edilmiştir. Burada da yapılan tetkikat neticesinde anofel yuvası ile köyün arasında mevcut takriben 50(1 metre derinliğindeki ormanlığın bu köyii sivrisineklerden muhafaza ettiği görülmüştür.
Başka bir mıntahamızın meşhur bataklığından şikâyet ediliyordu. Burada yapı’an dalak muayenesi neticesinde meşhur bataklığın kenarındaki bir köyde dalak nispeti (% 20), civarında olduğu halde bataklığın diğer ucundaki kasabada nispet (% 40) ı geçiyordu. Burada yapılan tetkikatfa. asıl şikâyet edilen büyük bataklığın haizranda kuruduğu ve yazın kuru kaldığı, ilerde kasabaya yakın ilaha küçük bîr bataklığın ise temmuz ve ağustos aylarında tamamen kurumadığı anlaşıldı. Sıtma mevsimi bu iki ay ve eylül ayı olduğu cihetle işe büyük bataklıktan değil küçük bataklıktan başlamak icabettiğini rakamlar gösteriyor. Halbuki hükümet büyük bataklığı programına almış ve etüdüne başlamıştır.
Elde yukarıda arzettiğinıîz sıtma haritaları olsa îdi bu gibi hatalar olmıyacaktı. Aynı zamlında sıtma savaş merkezi, mıntaka vasatileriie yapılmrş Türkiye haritası üzerinden mücadele mınta-kniarının vusatına ve savaş şekline göre teşkilâtını yapar, mın-takaya gönderir. Mubaha savaş teşkilâtı da mıntakanın daha «detaylı > sıtma haritaları üzerinden çalışma programını ve savaş şekillerini tesbit eder.
Halbuki şimdi valinin becerikliliği, köyün şirinliği ve kasabadan mesafesi ile mütenasibin mücadele yapılmaktadır. Elde rakam olmadığı için on sene sonra mücadelenin ne gibi netice verdiği de belli olmamaktadır. Yegâne verilen rakam, «şu kadar hastaya şu kadar kinin dağıtılmıştır» kabilinden şeylerdir. Halbuki muayyen fasılalarla dalak nispetini tâyin edip ne tarafa doğru gittiğimizi görmek lâzımdır.
Bir mesele daha vardır: Müttefikler sıtmalı mıntakada hastalanan efradım hiç bir surette ayın nuntakadaki hastanelerinde tedavi altına almayıp uzak da olsa anofelsiz mmtakaya sevket-ım İttedir- Bu suretle sıtmaya yakalanmamış efradını da korumuş oluyorlar. O halde ele alacağımız ikinci bir mesele dc: Sıtma tedavi yerleri yaparsak bunJan sivrisineksiz yerlerde yapmahyız.
Nüfus sayımı gibi bir seferberlikle bütün yurdun dalak nispetini ve sıtma haritalarım yapmadan başlanılacak savaş neticesizdir Enerjimizi boş yere sar-fetıııck istemiyorsak ve başladığımız işin gidişini görmek istiyorsak ilk olarak bütün doktorlarımızı ve teknisyenlerimizi' sefer ber edip ciddî şekilde dalaklı nispetini ve sıtma haritalarını yapmalıyız.
Bu. bizim fikrimiz değil; ecnebi mütehassısların fikridir. Yakanda bahsettiğimiz birkaç ufak mıntaka haritası ve raporları Sıhhat Bakanlığının dosyasında vardır. Bu raporlar iyice tetkik edilirse çalışma yolu hakkında çok güzel fikirler vereceğinden eminiz.
«**
Şaydt sıtma kongresinde dikkate alınmadı ise bile, bu bilgi ve düşüncelerin Vekâletçe sonra' dan lâyık olduğu ehemmiyetle hesaba katılacağını umum
(Vâ - Nû)
Ingiltere ile ticaret anlaşması İktisadî ve malî diplomasimiz
MÜZİK:
Yaylı sazlar orkestrasının dördüncü konseri
Cemal Reşit Rey idaresindeki yaylı sazlar orkestrası aylık konserim 5 şubat 1945 de verdi. Cemal Reşid in kendi eseri müstesna, progranı oa dokuzuncu yuz yıhn sonunu ve yirminci yuz yılın başını dolduran ünlü Fransıa bestecilerine tahsis edilmişti. Kultürile yetiştiği memlekete karşı Cemal Reşi Rey in gösterdiği yerinde bir saygı..
Programın ilk yarısında (Franck) uı zarif bir (Ptece) İni. (D'lndy) nin ritmik bir parçesını (En marehe), ye yine aynı bestecinin (Yeşil göl) ün dalgacıklarlle nazlı nazlı sallanan, bir sandalda söylenen (barcarolle) u hatırlatan nefis bir eserini dinledik. Klâsik (Saint - Sacns) i programdaki (Sarabandc) İyi temsil ediyordu. Eserin solo kısımlarında Semih Argeşo İyi idi; aynı başarıyı ı Fa ur O nin (Berceuse) ünde de gösterdi. Şef, bu allı kıiçuk parçayı duyarak ve her birinin karakterini belirterek idaro etti. (Debussy) nin (Danse sacrâe) ve (Danse profane) ylni Bülend Tarcan idare etti. Cemal Reşid'den sonra BuJend Tarcan orkestranın başında biraz zayıf kaldı. Bununla beraber hareketli rinde itidalli idi; mübalâğa yoktu. İşini iyi ve tam kavramıştı. Cemal Reşit piyanoda mükemmeldi. (Debussy) ile tam bir ruh anlaşmasına sahip olduğu meydanda idi üstüne aldığı ödevin güçlüğüne rağmen piyanist, piyanosunun başında iken bile Bülcnd Tarcan’a .kıymetli bir yardımcı olmakla kusur etmedi. (Debussy) nin eseri şiddetle alkışlandı ve (Danse profane) tekrarlandı.
Programın son yarısında, evvelce CemaJ Reşit Rey'in dört parçasını dinledik. 1932 de bir filim için bestelendiğini yine programdan öğrendiğimiz (Aysel) in yani bu dört parçanın ilki olan (Sinfonia) da yerli, tatlı renkler bulduk. Zaman zaman, hususile yüksek pozisyonlarda duyulan (dlssonancei 1ar bazı kulaklara hoş gelmlyebiUr. (Pastorale, Köy uyanıyor) ve (Köy uykuya dalıyor) parçalarında değerli bestecinin kudretini ve eserlerini mahalli bir çeşni vermek hususundaki gayretini takdir ettkl. (Faurt) nin tBerceuse) ünde duyulan ve (Aysel) de en mühim ödevi üstüne alan klârlnet Çoban kavalının rengini katmak İçin eserde yer almış olmakla beraber yaylı sazların mütecanis hamuruna uymamıştı. Eser hakettiği İlgi ile karşılandı v« şiddetle alkışlandı.
Programın en mühim eseri tAlbert Roussel) İn (Sinfonietta) sı idi. Son on yıl içinde Fransız müziği, daha doğrusu dünya müziği (Ducas, Pierne, Ravcl) ve (Roussel) gibi değerli bestecilerin kaybını acı acı duydu. (Jan Evrard) kadın orkestrası için yazdığı (Sinfonietta Op. 52) de olduğu gibi diğer eserlerinde de besteci, (Debuasy) kadar romantik olmamış ve (Ravel) kadar ses nakkaşlığı, ses oymacılığı yapmamıştır. (Roussel) modern müzik dilini klâsik üslûba bağlamış ve bunun muhas5alasından pek şahsi olan kendi uslûbunu çıkarmıştır. Kolaylıktan nefret eden ve yaşayışında olduğu gibi eserlerinde de hiç bir tesir altında kalmamış olan (Rouss?!), (Franck) gibi altmışına doğru en olgun çağma ulaşmış ve en mütekâmil eserlerini bu devirde (Georg^s Dandelot) «(Roussel) in üçüncü
bir iki adamımız bulunursa, her halde heyetimizin terkibi kuvvetlenmiş olur.
İnglllerede yapılacak müzakerelerin en ehemi niyetli, en güç kısmını, öyle zannediyoruz ki, ödeşme konusu teşkil edecektir, şimdiye kadar yapılmış olan ödeme ve kliring anlaşmalarının bazı aksaklıklar gösterdiği olmuştur. Bu defa karşı tarafın hiç ânzasız lşüyecek bLr sistem kurmak İstiyeceği tahmin edilebilir.
Bir taraftan İngiltereden mümkün olduğu kadar fazla mal almak, diğer taraftan ancak fiatlerlmlzin müsaadesi nispetinde mal satabilmek vazi-yctlndeylz Esasen birçok mahsullerimiz, ancak muayyen miktarlara kadar, İngiliz piyasasının işine gelir. Buna göre, İki memleket arasında ithalât ve İhracatımızı denk tutmak belki mümkün olmıyacaktır. Aradaki, tediye muvazenesinde aleyhimize görünecek farkı karşılamak İçin muhakkak mali bazı kombinezonlar bulmak lâzım gelecektir.
înglltcrede bulunan bir heyetimizin mühim bir yekûn tutan bazı tesis malzemesi almak üzere olduğunu duymaktayız. Bu siparişlerin mevcutı dövizle veya İngütereye yapılacak ihracat bedellerlle, derhal veya kısa bir zamanda ödenmesi, bilmeyiz mümkün ve muvaffak olur mu?
Bizce tesise alt bütün ithalâtımızın orta, hattâ birkaç sene vadeli kredilere bağlanması zaruridir Peşin para İle veya bir seneyi geçmiyeıı vâde 11c ancak İstihlâk malları ithal etmek yerinde olur. Gerek bu vadeli krediler, gerek tediye muvazenemizin göstereceği geçici açıklar İçin bazı kolaylıklar elde etmek zaruridir. Murahhas heyetimizin baş işi bu olmalıdır. Müzakerelerin en hayatî, İnce, teknik bilgiye lüzum gösteren bu kısmını idare İçin milli bankalarımızın en kabiliyeti! erkânından bir veya İkisi de heyete İlâve edilirse, muvaffakiyet ihtimalleri çoğalmış olur.
Müzakere teknisyenleri yanında ve belki bunlardan fazla, bugün. İş mütehassısları lâzımdır. Hattâ İngiltere İle mali münasebetlerimizi, bilhassa yarının muhtemel şartlarına göre hazırlayıcı daimî bir teşkilât bile düşü nülebllir. Niçin Londradakl ve hattâ Amerlkadakl sefaretlerimiz nezdlnde birer mali müşavirimiz bulunmasın? Teferruatına girmeden fikri sayın Maliye Vekilinin tetklkuıa arzı faydalı bulmaktayız.
Birkaç senedenberl Londrada. bütün maliye âlemi He temas temin etmiş bir mali müşavirimiz bulunsaydı, her halde ticaret müzakeresi için gidecek heyetin İşi çok kolaylaşmış olurdu. Vakıa ticaret ataşelerinin randımanı az çok münakaşa edilmekte ise de, elde edilecek netice İntihap ■ takl İsabete göredir. Bankalarımız İçinde bahis mevzuu ettiğimiz vazifeyi başaracak birçok kıymetli unsur bulunduğu muhakkaktır.
Bu tamamlamalar ile kuvvetlenecek bir heyetin tabii ve devamlı müttefikimiz olan İngiltere ile ticarî ve
İngiltere İle yeni bir ticaret anlaş • ması yapmak üzere bulunuyoruz B ı işe yüksek bir dlpiaomatımızın reisliğinde kıymetli iktisatçılarımızdan mürekkep bir heyet memur edilmiştir. Bu iş hakkındaki naçiz düşüncelerimizi dilimizin döndüğü kadar ifadeye çalışacağız.
Şimdiye kadar yapılan ticaret an-laşmaiaruu doğuran müzakereler, ticari diplomasimizi İdare edenlerce dc kabul edileceği gibi. az. çok «Klo-dius» üslubuna, yani kliring ve kontenjan İnceliklerine uymakta idi Bu defa karşımızda başka bir üslûp, başka bir ruh. milletlerarası ticaretini büsbütün başka bir anlama tarzı bulacağız.
Vtllrıa. bugünkü İngHtere 18(19 ta Fransa ile bir ticaret muahedesi İmzalamış ve memleketinin ticarî politikasında yeni bir devre açmış olan «Cobden* ingüteresl değildir Man-ehe^ter mektebinin kurucusu Cod-den'ln liberalizmi dalma İngiliz milletinin yolunu aydınlatmakla beraber birinci cihan harbinde ve bilhassa 1929 - 30 İktisadi buhranından sonra bu memleketin de «enzlyade müsaadeye mnzhar» prcnslplnden bir dereceye kadar ayrıldığı görüldü. Fakat bugün mümkün olduğu kadar açık kapı siyasetine dönme temayülleri tekrar nâklm olmağa başlamıştır.
Takriben on beş senedenberl daralan ufku genişletmek, milletlerarası ticaret münasebetlerini zorlaştıran engelleri ortadan kaldırmak, ödeme bakımından bir yardımlaşma mekanizması kurmak gibi düşünceler yarınki iktisadi diplomasinin prensipleri olacaktır. Tarihin bu önüne geçilmez akışını unutmadan yeni devrin esprisine uyarak, hattâ bu telâkkinin bir nevi şampiyonu giöl ortaya atılmakta bizim İçin büyük fayda vardır. Dar. sunî, geriletiri zihniyetlerin zamanı geçmiştir.
Murahhas heyetimizin bu yeni ruh He hareket edeceğinden eminiz. Ancak. meselâ İsviçre gibi memleketlerin tutmuş oldukları bir yolu biz de taklbedemez miyiz? Birinci cihan harbindi n sonra İsviçre, Birleşik devletlerle, kendisi için hayati olan bir ticaret anlaşması yapmak üzere Ame-rikaya davet edilmişti. Giden heyetin reisliğine İsvlçrenin en tanınmış, gerek sanayi, gerek banka sahalarında büyük başarılar elde etmiş, İsmi,' fabrikalarında İmal edilen Dlezel motörlerl sayesinde dünyaya yayılmış «Sulzer» tâyin edildi. Bu zat memleketinin ticacrtine geniş ölçüde inkişaf imkânı veren bir anlaşma yaptı /e sonra İktisadî İşler! millet hayatının temeli sayan devletini senelerce, elçi olarak, Amerikada temsil etil.
İngiltere ile ticari ve hattâ mali münasebetler. Türkiye İçin de, hayati bir ehemmiyet kazandığına, bu müzakerler! biraz da bir iş adamı gorile görmek faydalı, hattâ lüzumlu olacağına göre, biz de İsvlçrenin verdiği misalden istifade edemez miyiz1 Murahhas heyete bir veya İki tanınmış iş adamımızı kalamaz mıyız?
Milletlerarası alışverişler mevzuunu Vekâletlerin kapalı odalarından gör- mali alışverişlerimize yeni gelişmeler meğe alışanların yanında, İş hayatı- temin etmesini dHeYIz.
nin sert havasında fikirleri açılmış Cevat Nizam
Z'
Salı Matinelerden itibaren
TAKSİM Sinemasında
HASRET
\t
Senaryo: MUALLÂ KENC. Reji; FARUK KENÇ Beste ve Müzik: SADİ IŞILAY aa4„We: MÜNİR NUREDDİN
OYA SENSEV — TAIÂT ARTF.MEL — VEDAD KAROKÇU — MÜFİT KİPER — EMİN KALAYCI — MÜSVET AÛLATAN — REŞİT BARAN — ve yüzlerce figüran
Hakîkî köy oyunları — Köy türküleri — Bolunun Abant gölünde çevrilen bu aşk hikâyesini heyecanla seyredecek ve candan olkışlıya-c aksınız.
Prodükslon: İstanbul Film
verm'ştir. bir yazısında: ve dördüncü senfonilerinin (Adagio) lan, (Süite en Fa) sının (Sarabandc) ı. (Sinfo-nletta) nin (Andante) si, yalnız bu dört eserin bir bestecinin şöhretini kurmağa yeter.» diyor.
CSİnfonlclta) nin İlk hareketi olan ( (Allegro molto) ile. iyi çalışılmış ve emek harcanmış, bir eser karşısında ’ olduğumuzu anladık. Eserin genel ölçüsüne uygun olarak ne yazık k! pek kısa süren eşsiz (Andante) den sonra durmadan dinamik bir (Alieg-rol ya geçildi. Şef mükemmel bir anlayış ve büyük bir başarı He eseri İdare etti. Orkestranın icrası eşsiz dînecek mükemmeliyette idi- Dinleyiciler şefi ve orkestraya uzun uzun alkışlamakla mükâfatlandırdılar. Böyle eserlere bir dinleyişte doyulmuyor. ıSinfonietta) yi programına koyduğu için Cemal Reşit Rey'e teşekkür ederken tekrar dinlemek dileğinde bulunmaktan da kendimizi alamıyoruz.
ÇEMBERLITAŞ Sinemasında lOPERADA HAYALETİ : Renkli harika filmini görmeye koşunuz. L
Seanslar: Saat 11 — 12.40 — 2.20 — 4 — 5.40 — 7.20 — 9.16 de
ŞElltR TİYATROSU
Dram kısmında Saat 20.30 da YAYLA KARTALI
Komedi Hışmında YIKARI KÖŞK
Pazar günü 15.30 da maline
KONFERANS
Üsküdar Halkevinden:
Ankara radyosunun (Geçmişte Türk Zevki) saatinde kendisini dinlediğimiz Tokat MUlct Vekili Refik Ahmet Sevengll tarafından 19/2/1945 pazar saat 15,30 da (Tiirkevi) mevzulu bir konferansı vcrllccikiLr. Giriş ser beştir.
Güzel bir eser
Unutmıyacağmız bir filin.
* Eminönü Halkevinden — Evimizde teşkil edilen kılar ve mandolin orkestrası İçin nota ile çalabilecek kudrette amatörlere İhtiyaç vardır. Çalışmak Istlyenlerln İki fotoğrafla Ev Bürosuna müracaatları.
FİKRİ ÇİÇEKOĞLU
Zarurî sebeplerden tehir edilen
Cemal Sahir Gecesi
13 şubat salı akşamı Şehir Tiyatrosu Komedi kısmında verilecektir. Kıymetli artist '
MUAMMER RA RACA
o akşam Lük üs Hayat operetinden bir perde oynamayı kabul ettiğinden gece müstesna bir muvaffakiyet kazanacaktır.
Gişe her gün açıktır. Telefon 40409-
BÜYÜK KOHO KONSERİ
Geçen haftanın büyük bir musiki hâdisesini teşkil etmiş olan koro v« orkestra konseri, halkımızın gösterdiği talep üzerine, 18/2/1045 pazar günü sabah saat 111) de son defa ot-| mak üzere tekrarlanacaktır.
Created by free version of 2PDF
5
HAFTA KONUŞMASI
Y emek adları ve tadları
Fransızcada «rop ddşombı* giymiş patates», «kanepe üstünde okiiz kuyruğuz gibi münasebetsiz yemek adları vardır. Bizde de «imambayıldı* komik ve «keşkülüfukara* yani dilenci çanağı iğrenç birer isim değil midir? «Karnıyarık* Abanoz sokağında işlenmiş tüyler ürpertici bir cinayeti göz ününe getirmiyor mu?
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURL 4
Fikret parmakları arasına aldığı taşları kırardı
Arkadaşlardan biri Fransız yemeklerinin acayip adlarından. bir kaçını tercümeye kalkışıp alay etti:
— Meselâ, dedi, şu «Windsor kanepesi», yahut «kanepe üstünde öküz kuyruğu, «maskeli dana», «domuz peyniri», «müslin salçah levrek», »rop döşambr giymiş patates», «elmalı şoson» yani keçe veya lâstik terlik, bunlar da nedir? Düşününüz, önünüze konan et size Windsûr sarayının b.ı kanepesini hatırlatıyor? Tabağınıza rop döşambr-lan sırtında patatesler diziyorlar’.,. Hele bir yemeğin adına «öküz kuyruğu» demekteki kabalık? «Maskeli dana» ise fazla komik! «Kardinal şapkası» ve •kasadar kadın enginarı» da öyle... «Domuz peyniri» nedir, bilir misin? Paça donması tarzında bir şey... Hâ bir de «zenci kafası» adında tatlı vardır. Ayrıca yüzlerce has isim: Château-bıiand’dan tutunuz Savarin, Colbert, Orley, Mornay, Makedonya, Marengo, Marie - Louise, Nanette. Vereneuil, Mesnil gibi meşhur edebiyatçılardan başlı-yarak savaş meydanlarına, coğrafya tâbirlerine, siyaset ve maliye adamlarına, saray dalkavuklarına, imparatorlçetere, hattâ adlı sanlı yosmalara kadar içine katılmıyan insan ve yer kalmamış!
Evet, öyledir. Fakat bizimkiler başka türlü müdür? Dünyada «imambayıldı» dan daha tuhaf bir yemek adı bulunabilir mi? Tertemiz, nazlı, kibar bir tatlıya «keşkülüfukara» gibi iğrenç bîr İsmi nasıl yakıştırabilirsiniz? «Talaş kebabı» ndakl lezzetli etin rendelenmiş tahtaya benzeti L-mesi revayı hak mıdır? Kadın uzuvlarına kaba kaba, hoyratça malediien et ve tatlı isimlerini saymak nezaketsizliğinde bulun-mıyalım. «Oturtma» bile kaba isimlerdendir. Kendi hesabıma •yahni - musakka - basta» sözlerini de sevmem... Hele birincisinin başına bir «papaz» eklenir, gözümün önüne yağlı ve kepekli saçlarile, cübbesi lekeli, sakalı bıyığına karışmış, el damarları mor ve şiş papazlardan biri da gelirse!
«Dilber dudağı» da eski devrin bir Direklerarası zamparası ağ-zile yapılmış teşbihlerdendir. •Karnıyarık», ameliyat masasını veya Abanoz sokağında işlenmiş bir cinayeti hatırlatarak tiksindirmek bakımından hiç de yemeğe yakışmaz. Hoş. «dolma» yı da beğenmem: lüzumundan fazla tıkız ve kabadır. «Börek» in mânası bereket zamanla unutulmuştur; yoksa söylemeğe, yazmağa kimsenin dili ve kalemi varmazdı.
Bir takım tatlı veya tuzlu yemek isimlerini de. çirkin yaratılmış uzuvlara benzeterek berbat etmekten geri kalma-mışızdir. Meselâ iri, fırlak gözler •lokma» dır; gene iri, biçimsiz kulaklar ise «plrohi»... «Sütlü mahailebl», kocakarının beyaz, fakat bumburuşuk tenini; «yoğurtlu patlıcan», düzgünlü yüzü; «pelte» pörsüklüğü belirtmekte kullanıldığından teşbih merakımıza kurban olmuşlardır. «Tirit» daha kötüsüdür. «İlik» İse âdi çapkının alkış nidasıdır. «Kaygana» nm ilk hecesi hoş düşmez; belki «kaynana» vezninde oluşu da bir sebeptir.
«Mafiş» komiktir; «sangı burma» daha tuhaf... «hamayili ve pişi» denen birer tatlı olduğunu bilen şimdi kalmamış olacak. «Nazlaç» ile «nazlı aş» acaba aynı şey midir? Tahkik edemedim. Gene eski mahalle çapkını için teşbihe yan yan «Paluze» ile «elmasiye» yi unutmadım. Şişman ve bıngıl bıngıl kadın rağbetten düşeli bu teşbihler rafa kondu.
Geliniz de «tavuk göğsü» nün bir tatlı olduğunu Tiirkçesinden veya tercümesinden anlayınız.
Söylerken nedense hazetmedl-ğlm bir kaç isim daha: Tarator, plâkl, silkme, turşu, sübye... Uzun düşünürsem hepsinin az
çok bir sebebini bulabilirim. Meselâ sonuncusu eskiden panta-lonlan gergin tutmak İçin ayak-kaplan altından geçirilen kayış-parçasına denilmesinden olabilir. «Turşu» sözünden hoşlanma-yışım çok terlemiş birinin terbiyesizlik ederek göğsünün üstündeki elbise ve çamaşırları elile tutup kaldıra indire «turşuya döndüm» demesinden ileri gelir!
Yukarıda bahsi geçen «keşkülüfukara» yi tutup da meselâ «Bissac du mendlant» şeklinde tercüme ediversek elbette gülünç ve münasebetsiz olur. Şimdi, lisandan terkipler atılalı beri iyi oldu da sadece keşkül deyip geçiverlyoruz. Benim çocukluğumda yalnız keşkül sözü o tatlıyı anlatmazdı; dilenci veya dervişin elinde tuttuğu kabı düşünürdük.
Fransızlarda isim karışıklığından ve acayipliğinden daha kötüsü şudur: O lisanda yemek ve yiyecek adlarından bir kısmı ağır tahkir kelimeleri ve şiddetli küfür sayılır. Birine «midye, istiridye, kavun, uskumru, sucuk» diyemezsiniz! Bizde de «balkabağı» nm başındaki «bal» a rağmen haksızcasına hakaret kelimesi olduğu gibi...
Cevabı bulunaraıyan bu lisan -bilmecelerinden kendimi kurtarıp da asıl maksada gelmekte geciktim: İstanbul un
kusurlarından biri de şüphesiz lokanta sizliğidir.
Nüfusu milyonu aşmış bulunan bir turizm şehrinin — turizmi geçelim — yol uğrağı en kalabalık bir şehrin, ahçı dükkânları hesaba katılmazsa İyi yemek yapmakla tanınmış, adını şehir şöhretleri arasına katmış ve o şöhreti bugüne kadar yaşatmış kaç lokantası vardır? Meselâ hiç bir lokanta — Vefa bozacısı, Hacı Bekir şekercisi kadar — iin salamamış ve saldığı ünü unutulup gitmekten koruyamamış-tır.
Mahallebici Hacı Recep’e, bazı simitçi fırınlarına bile uzun ömürlü bir şöhretin nasip ola-mayışma kederlenmek lâzım gelir. Zira böyle müesseseler büyük şehirlere pek lüzumlu şöhret unsurlarından sayılır. Misal olarak Paris! Paris yapan sebepler arasında Eiffel kulesi kadar şöhretli otel mutfaklarını ve lokantaları gösterebiliriz. Hattâ bu şöhret, çelik kuleninkinden çok eski ve belki de daha temellidir!
Is tan bulda ise zaLen henüz taşıdığı isme hak kazanmış büyük otel olmadığı gibi küçük çapta olanlarının da mutfakları, yahut bazı özel yemeklerile kendilerini tanıtmamalarına acınır. Birinci cihan harbinden önce az çok bir şeyler bulunurdu. (Yani) lokantası denildi mİ akla fırında kızarmış, parmazan peynirli güveç makarnası gelirdi. Bunu porsiyon bakımından bir adam güç bitirdiği gibi tadını da güç unuturdu. Ama bir makama veya başka bir lokantanın kâğıtta, barbunyesile iş bitmez. Şu cihet var ki eskiden şehrimizde iyi paça, döner kebap, şiş kebabı, hele yoğurtlu kebap yapanlar yok değildi; Galatada da mükemmel av etleri çeviren izbe, fakat meraklılarınca aranan yerler bulunurdu. Bunlar memlekete, Frenkçe tâbirle bir «kaşe» verirdi, yani başkalarında bulun mıy an bir şahsiyet ve hususiyet... Arnavutların ciğer keba-blle 'fasulye piyazındaki bambaşka, evde ve lokantada verilemeyen tadı biz yaştakiler her halde özlerler. Yemek, bir sevgili gibi özlenebilir ama bu dediklerim. şimdi Arnavutluğa kadar gidip yemek zahmetine değmezleri
Bunu söylemekten maksadım bir yemeğin bir şehri gözde tüttüreceğine, bir yolculuğu bile güze aldıracağına işarettir.
Çoğunluğun çerden çöpten, çerez yemeklerle ömür sürdüğü şu harb halini hesaba katmıyorum; fakat daha önce de İstanbul lokanta bakımdan gelişememişti. Bunun sebebini eski hayatımızda aramak İftaradır.
Lokantanın tarihî bizde — tan-zimat edebiyatı gibi — çok yeni bir devre dayanır. Kırk, kırk beş yıl geri dönersek İstanbul nüfusunun kaçta kaçı umumi yerlerde karın doyururdu? Taşradan gelenler eğer o zamanki sınıf faksimile eşraftan iseler otele değil meselâ eski valinin, yahut Devlet merkezinde yerleşmiş, yükselmiş hemşerilerinden birinin konağına inerler, bu konakta yer, İçerlerdi. Köylü bile konaklara kapılanmış köylüsünün yanında konum azlar mıydı? On kişi fazla, on kişi eksik... Bu mutfakların gidişini bozmazdı.
Ahçıhğımız eski, dokantacıh-ğımız yenidir.
Vaktile lokantalar değilse de çoğu konaklar ve hattâ konak yavrulan yemeklerinin nefisliği-le şöhret kazanmışlardı. Baklavayı, böreği, kuzu dolmasını bırakınız, yalnz pilâvını yemek için gidilen evler tanırdık. Bu, nasıl bir pilâvdı? Belli başlı bütün bildiğim pilâvları sayacağım: Domatesli, süzme, nohutlu, tas kebaplı, yumurtalı, patlıcanlı, enginar lı, bezelyeli, beyinli, midyeli, başlı, kuzu ciğerli, şeh-riyeli, kaburgan, kıymalı, tavukla. bıldırcmlı pilâvlar ve kanama, Özbek. Acem. Kaşgar, Rodos, kuskus, bulgur, arpa şehriyesi pilâvları...
Hayır, asıl İstanbul pilâvı, makbul piJâv, yapılması güç pilâv en basitidir: Âdi veya et suyuna, harçsız ve garnitürsün pilâvdır. Hüneri bunda göstermek lâzımdır. Zira savdığımız o sebzelerle, beyinler ve ciğerlerle, tavuk et'eri ve şehriyelerle bir pilâva az çok kzzet. rayiha, manzara vermek mümkündür. Fakat pilâvın «sehli mümteni'» 1, âdeta ilhamla vücuda gelmişi, sihirbazca marifetlisi sade dediğimiz cinsidir. İşte bazı dost konaklarında bunu yemeğe gidenler olurdu. Hele dedelerimiz beyinli ve bezelyeli. üstüne bol ve katı domates sa’çasüe tavuk etleri didılmtş pilâvı alafranga yemeklerden sayarlar, hîç sevmezlerdi.
Bugün İstanbulda o dediğim pilâvı, benim bildiğim gibi yapabilen lokanta, belki de ev kalmamıştır. «Pilâvı pek enfes!» diye öğüten yerlere baş vurdum, anladım ki onu yiyenler için pilâv mefhumu — şiir mefhumu gibi — değişmiştir; pilâv da «sürrealist» bir nesneye dönmüştür.
ikkati çekmek İstediğim nokta: Istanbulumuz İçin yolsuz, susuz, konforsuz, nakil vasıtasız, otelsiz bir şehir diyoruz. Lokantasın olduğunu unutuyoruz. 500 üncü fetih yılına hazırlanırken bu mühim eksiği de gözönünde tutmamız, himmetler ve masraflar arasına lokantacılığı geliştirecek tedbirleri de katmamız lâzım. Türk ah-çılığı — şu, hekimliğin gelip geçici. karaciğer. safra kesesi, tansiyon umacılarına pek kulak asılnuyarak — restore edilmeğe hem lâyık, hem muhtaçtır.
Pilâv keyfini ve milletler arası şöhretlerinden biri olan pilâv pişirme hünerini kaybetmiş bir İstanbul, her hangi bir mide veya zevk rahatsızhğlle ağzının, tadı bozulmuş, dili paslanmış bir İstanbul demektir
Refik Halid Karay
Harb sonrası İktisadî durumu
İstanbul Ticaret odası, Ticaret Bakanlığının emrlile, harb sonrası İktisadi ve ticari durumunu İncelemek üzere, tetkikler yapıyor.
Odaya kayıtU incirlere birer tezkere yazılarak 510 numaralı kararnamenin harbden sonraki variyetinin ne hal almaaı lcabedeceftl sorulmuştur. Alınacak cevapların özO, Ticaret Bakanlığına gönderilecek rapora kaydedilecektir.
Tevfik Fikret bir omuzuna Hüseyin Cahidi, bir omuzuna Mehmet Raufu alarak dolaşırdı..
Taştan mobilye — 19 numaralı eu — 19 ağustos — 1279 tarihli mangal — Âşiyanda At at ürk iin imzası — Kırmızı kadife kaplı ve kilitli defter —
Ahmet Vefik paşanın resmi..
Fikret hakkında doküman toplarken yalnız en yakınlarını dinlemek kâfi değildi. Evi ve eşyası arasında da tetkikler yapmak lâzımdı. Bu itibarla «Âşt-yan» a kadar bir kere daha uzanmak icabetti.
Şimdi Âşiyanda eşyanın dilini, insanların diEle birleştirerek dinliydim. Evvelâ bahçeden başlıyoruz. Burada insanın gözüne çarpan şey büyük kayalardan yapılmış vahşi bîr mobilyedir. Meselâ bir masa, etrafında yine taştan ko’tukl&r, iskemleler... Yanında da bir dîvan kadar uzun, fakat arkalıklı büyük bir kanape. Bilhassa taş masa çok sanatkârane yapılmşıtır. Oturduğunuz zaman ayaklarınızı ycrteştirecrğîniz yerlere kadar oyulmuş. Bu taş mobilyeye bahçenin başka taraflarında da ras-gellniyor. Meselâ bir çam ağacının altında yine arkalıklı ve mavi taştan bir kanape... Oturacak o kadar çok yer var ki burada açık havada, mükemnrl surette ka'abalık bir misafir heyeti kabul edilebilir.
Bütün bunları Fikret kendi yapmıştır. Şimdi taş mobilyelere bakıp ona dair dinlediklerimi hatırlıyorum.
48 yaşında ölen Fikret tam mânasile pehlivan yapılı bir insandı. Bazusunun üstünde ince demir çubukları kıvırdığını en yakınları görmüşlerdir,
Hüseyin Cahit Yalçın:
— O kadar kuvvetliydi kİ bazali Kanlıcaya bize gelirdi. O zamanlar Kanlıcanın Göztepesin-de otuıuıduk. Orada bir omuzuna beni alır, bir omuzuna Mehmet Raufu kaldırır, böylece uzun bir mesafe giderdi.
[Üstat Hüseyin Cahit Yalçın kendisini diniiyenin hayretle yüzüne baktığını görünce şimdi batın sayılacak kadar etli canlı bünyesini işaret ederek ve gülerek şöyle ilâve eder:
— Lâkin unutmamalı ki ben de o zamanlar böyle değ'.ldim...]
Yine sözü kendisine bırakalım:
— Burgaz adasında oturduğumuz zaman bazan da oraya gelirdi. Burada şöyle yassı deniz taşlarını alır, parmakları arasında, hiç bir güçlük çekmeden ortasından kırardı. Ve biz hayretle bakardık...
İşte 48 yaşında hayata veıja eden Fikret'in böyle bir bünyesi vardı...
19 numaralı ev..
îlerliyelim. înişl, çıkışı, düzlüğü, küçük havuzlan, Fikretln meşhur taşlan kitabeslle Âşiya-nın bahçesinin garip bir «bahçe mimarîsi» vardır. Üstelik bu garip mimarî, bahçeyi olduğundan çok büyük, karışık gösteriyor ve uzak iklimlere alt bir yermiş hissini uyandırıyor. Yukan katın-dan tahta bir köprü ile Kollej bahçesine bağlanan Âşiyanın üzerinde tahtadan kabartma 1906 tarihi vardır.
Âşiyanın bahçesinde
Bahçe tarafındaki büyük kapının üstünde Âşiyanın numarasını okuyoruz: 19 numaralı ev!...
Halbuki o bu 19 rakamını hiç sevmezdi. Abdülhamidin cülûsu günü olan 19 ağustosu telin etmek için meşhur «Şehriâyin» manzumesini yazmşıtı, Ve yine bir 19 ağustos günü hayattan ayrılmıştı. Halbuki bugün Aşiyan uİ9 numaralı ev» dir.
Kapıdan İçeri girelim. Büyük bir salon... Kenarda bir şömine.:; Bu şöminenin yanında başın ye-tişemiyeceti kadar yüksek, tavana yakın, uzun pencereler,.. Şimdi Fikret’in bütün hâtıraları buradadır.
Şöminenin önünde büyük mangalı duruyor. Zira şair şömine kadar, mangalı da sevmektedir. 1279 tarihini atşıyan bu eski mangal hakikaten Fikret’in sevgilisiydi. En meşhur manzumelerini bu mangalın başında tahayyül etmişti. Şöminenin önünde siyah Japon paravanası... Üzerinde bir kartal resmi ve ileride küçük, zavallı bir kuş!..
Masasının üstünde son zamanlarda su içtiği duble bardağı. Kahve fincanı, biri cam, öteki kemik saplı kalemtraşı, hasır kahve tepsisi ve kendi elile şimşir üzerine kazdığı «Mehmet Tevfik» İmzası. Elinden hiç düşürmediği beyaz. Eskişehir taşından teşbihi, vazoları, hattâ «M. T» markah saç fırçası, diğer bazı eşyası...
Âşiyanda Atatiîrkün yazısı..
Fikret'in çalışma masasının üstünde fotoğraflar, tablolar, resim kâğıttan, kitaplar arasında kadife kaplı bir defter gözüme ilişti Etrafı kırmızı, orta yeri mor kadifeden, kilitli bir defter... Açtıkı Bu, Âşiyanın hususi defteriydi, İçinde Fikret’in ölümünden sonra Âşiyanı ziyaıet edenlerin yazılarım birer birer okurken bir sahlfenln önünde durduk. «Mustafa Kemal» imzası dikkatimizi çekti. Sahlfenİn en başındaydı. Meşhur M, Kemal imzasının üstünde 19 ağustos 1918 tarihi vardı. Yani Fikret'in ölümünün tam üçüncü yıldönü-
Fikret’in yaptığı ayvalar tablosu
taştan mobilyeler
münde Atatürk Âşiyana gelmişti, Aynı sahifede Süleyman Nazif. Faik Âli, Muslahaddin Adil, Sâti imzalan okunuyordu...
Salonda Fikret'in kendi elinden çıkmış bir çok tablolar göze çarpıyordu. Bunların içinde meselâ Fikret’in düşüncelerini, etrafa verdiği kıymeti gösteren eserlere de rasgelmek mümkündü. Tiyatromuzun büyük kurucularından Ahmet Vefik paşa» nın büyük kıtada yağlı boya bir tablosunu yapmıştı. Aynı tablonun bir de kara kalem küçük boyda olanını da vücuda getir, mlştl.
Bu iki tablo Tevfik Fıkı etin. Ahmet Vefik paşaya ne kadar kıymet verdiğini çok iyi gösterir.
Âşiyandaki tablolar arasında çok dikkate değenler arasında gayet uzun sarı saçları lüle lüle omuzlarına dökülmüş, kırmızı kadife elbiseler içinde küçük bir çocuğun boy boy resimleri bulunmaktadır. Altın sarısı saçlarla elbisesi çok mükemmel bir âhenk yapan kırmızı kadifeli çocuk «Halûk» un ta kendisidir. Babasının elinden çıkmış olan bu resimler Halûk'un bildiğimiz fotoğraflarına hiç benzememektedir.
Görülüyor ki Fikret sevdiklerinin, takdir ettiklerinin bol bol resmini yapıyor. Bunlarm arasında meselâ Nazıma hanımın da birçok resimleri vardır. Erguvan! bir çarşaf içinde, yağlı boya bir resmi göze çarpmaktadır. Çarşafını güzel bir iğne ile tutturmuştur. Blûzunıın yakası görünmektedir. Fikret bunu bir fotoğraftan büyütmüş ve renkkştir-miş olacaktır.
Nazıma hanımın daha birçok tablolarda yer aldığını görüyoruz. Meselâ çok sevdiği için Fikret Rumelihisannın da resmini yapmıştır. Orada da bir ağaç altında Nazıma hanımı görüyoruz.
Fikret babasının resmini de yaparak sevdiklerinin koleksiyonunu tamamlamıştır. Sürgünde ölen, babası Hüseyin efendinin resminin altına f.'kret şunları yazmıştı:
«Melek babacığım.
Bundan sonra şairin yine çok sevdiği şeylerin resimleri, nıey-valar geliyor kl işte bunlarda Fikret hakikaten ressamdır. Hele bir «ayvalar» tablosu var ki çok mükemmeldir. Üzerindeki hafif buğulu tüyleri İle, birer altın külçesi halindeki ekmek ayvalarına bakarken onların lezzetini ağızda hissetmemeğe imkân yoktur. Muhakkak kl sanatkârda bunu duyarak resmetmiştir.
Bunlardan başka yemiş tabloları arasında nefis Amasya elmaları, portakallar, bir tarafı soyulmuş mandalinalar göze çarpıyor..
Hikmet Feridun Es
Created by free version of 2PDF
HER AKŞAM BİR HİKÂYE
lavanta^
Harbe ait resimler
Umumi direktör âdeta çekinerek hususi kâtibesini yanma çağırdı. Masasının gözünü açtı ve şık bir paket çıkardı ona uzatt:
— Bu ay İçinde yaptığınız İşlerden son derece memnunuz. Bunun için alze küçük bir hediye vermek İstedim. Bilmem memnun olacak mısınız?..
Epeyce çirkin ve yaşlı bir kadın Olan hususi kâtibe hayretler İçinde kalmıştı. Bir erkekten, hem de umumi direktör gibi gayetle yakışıklı bir erkekten İlk defa bir hediye alıyordu. Halbuki müdürün kendisinden hiç hoşlanmadığını zannederdi, içinden:
— Şu erkekler de hiç mılaşümıyon mahluklardır.. dedi Ve tekrar tekrar teşekkür ederek masasına oturdu. Derhal paketi açtı. Bu çekmece gibi muhtelif kapaklı, İçi beyaz ipekli astarlı bir levanla şişesinin kutusu Mi üzerinde çok pahalı ve nâdide bir markanın ismi okunuyordu. Fahriye kutuyu da açınca içinden hakikaten şık fakat acayip şekilde bir şişe çıktı. Beyoğluncla büyük bir mağazanın vitrininde aynı levan tayı Üzerinde 80 Ura fiatle görmüştü. Hâla gözlerine İnanamiyordu. Umumi direktörün kendisine böyle bir hediye vermesini neye yoracağını bir türlü kestlreml-yordu. öğle paydosunda bu hediyeyi evvelâ şirketteki öteki kızlardan gizlemek İstedi. Zira bunda âdeta bir aşkın mahremiyetini sezer gibi oluyordu.
Lâkin dayanamadı. Bütün kızları tophyarak »Müthiş hediye» yi açtı. Hakikaten hayret edilecek şeydi. Zira şirket, güzellerinin bolluğu U» tanınmış bir müessese İdi. O kadar güzel kızlardan hiç biri umumi direktörden hediye almış değildi.
Levanla şişesi bunun İçin büyük bir hayret uyandırmıştı, şıklığı ve tuvalete düşkünlüğü 11e tanınmış bir daktilo ona:
— Almak İçin çıldırdığım bir koku... Simdi ver. 50 liraya satın alırım .. Zaten dört gün sonra maaş-.' Doğrudan doğruya vezneden maaşımı sen al... dedi.
Fahriye için 50 Ura hiç d» fena bir para değildi. Ancak bu hayalindeki İlk hediyenin, İlk hâtıranın öyle kıymeti vardı ki elli liraya bunu değişemezdi.
— Dünyada satmam!., diyerek mân ah mânalı gülümsedi. Kızlar ona hayretle baktılar.
Lâkin bu İşe en ziyade şaşan yine kendiriydi. Zira şimdiye kadar erkeklerin hiç bir İltifatını görmüş değildi. Hattâ son zamanlarda evlenmeden ihtiyarlayıp gideceğine bile yavaş yavaş İnanmağa başlamıştı. Kör olasıca kısmeti senelerce bir türlü açılmak bilmemlştl. Kendi yaşındaki öteki kızlar evleneli hani idi. Çoğunun boyunca kızı olmutu. Lâf aramızda bunların İçinde hattâ genç büyük anneler bile vardı. Yani akranları haminne olduğu halde o hâlâ evle-nememlştl. Demek nihayet İşte devlet kuşu tâ tepesine konmuştu. Haydi hayırlısı!..
Umumi direktörü gözünün önüne getirdi. Dalyanlar gibi, aslanlar gibi yakışıklı bir erkekti. Lâkin onun senelerce beraber yaşadığı ve kendlsn-den pek korktuğu bir de metresi olduğunu herkes bilirdi. Acaba direktör bu kadını bırakmış mı İdi?.. Fahriye: »Her halde öyle olacak... Beni sevdiğine göre!..» dedi. Ve ilk defa o gece sabaha kadar uyuyamadı. Ertesi günü şirkete epeyce geç kaldı. Direktör kendisine biraz surat etti. Hakikaten şu erkekler hiç anlaşılmıyor canım'.. İşte karşısındaki de aşkını katiyen belli etmiyordu. Fahriye kendi kendine: aN» ruhuna hâkim adam!..» dedi. Direktör da hiç bir emare yoktu. Belki de o beraber yaladığı kadından korkuyordu. Hal, buki bu kıskanç hatun Pahriye'yl kendi ellle seçmişti. Belki de bunu yaparken Fahriye'yİ son derecede çirkin, epeyce yaşlı bulmuştu. Belki değil, muhakkak!.. Demek kİ Fahri-
yed» her gözün göremlyeceği ayrı bir cazibe vardı!.,
öğl» paydosundan biraz ew»l direktör onun masasına yaklaştı:
— Fahriye hanım... Lavantanıza, sürmemişsiniz... dedi.
Fahriye nasıl olur da;«Ona dokunmağa bile kıyamıyorum, natıraI» diyebilirdi?.. Fakat:
— Daha açamadım efendimi., demekle İktifa etti. Direktör:
— Yoksa kokuyu beğenin »d İn 13 mİ? Değenseniz sürerdiniz... Herhalde sürünüz efendim... dodi.
Ertesi günü direktör aynı şeyi tekrarladı Lavantayı mutlaka kendisin» sürdürmek İstiyordu. Nihayet Fahriye dayanamadı. Ve şişeyi açtı. Süründü. Nefis bir kokul.. Direktör odaya girince gülümsedi:
— Hah şöyle - Gördünüz mil?., dedi.
Direktör belki de kendisinin güzel kokmasını İstiyordu. Birdenbire müthiş bir şey hatırladı. Acaba kendisi fena im kokuyordu?.. Direktör bu fena kokuyu kapatmak İçin mİ kendisine lavanta hediye etmişti?.. Böyl» bir şfty olamazdı. Zira Fahriye hakikaten çok temiz bir kızcağızdı.
O günü direktörün kıskanç metresi geldi. Odaya girer girmez Fahrlye’nln masasına yaklaştı. Ve bir tazı gibi havayı kokladı, kokladı.
Acaba kadın nihayet kendisini de kıskanmağa başlamış mı idi?.. Fakat hiç belli etmedi, çıktı, gitti.
Direktör ofıun arkasından memnun gülümsedi...
tç İçe iki odanın küçüğünde Fahriye çalışıyordu, ötekinde de direktör bir arkadaşı İle çene çalmakta İdi. îkl erkek bitişikte Fahrlyenln bulunduğunu tamamlle unutmuşlardı.
Direktör şunları anlatıyordu:
— Bırak Allah aşkına,.. Az daha yakalanıyordum. Mendilime o söylediğim kadının kokusu sinmiş... Eve gelince kıyametler koptu:
— Bu koku nedir?- diye sorgular başladı. Halbuki kokuya btras dikkat etse anlıyacak. Bir arkadaşının kokusu!.. Diişün birader. Şu yabancı lavanta az daha bana cürmü meşhut yapacak... Hemen attım:
— Canım bu bizim kâtibenin kokusu. Ondan elime, elimden de mendilime sinmiştir. Zira onun tek kıskanmadığı kadın kâtibedir.
Gözlerini açarak bana:
—Amma tahkikat yaparım... öğrenirimi.. dedi.
Ben de ertesi günü Fahriye hanıma hemen bir şişe aynı kokudan hediye ettim. Ne yaparsın birader?..
îkl erkek birdenbire seslerini yavaşlattılar. Yalnız arasıra gümbürtüm gümbürtülfl gülüyorlardı. Fahrlyenln bitişik odada bulunduğunu hissetmişlerdi.
(Bir yıldız)
RADYO
ANKARA RADYOSU Bugünkü program
18.00 Radyo dans orkestrası. 18.43 Karışık şarkılar, 19.00 Haberler, 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Radyo salon orkestrası, 20.15 Serbea saat, 20.30 Fasıl. 21.30 Spor servisi. 21.40 Beste ve şarkılar, 22 00 Müzik (pl.h 22.15 Müzik (pl>, 22-45 Haberler.
■ Yarın sabahki program
■ 7.30 Spor saati (Vücudumuzu ça-: lıştıralıml, 7.40 Haberler. 7.55 Müzik
fpl.l, 12.30 Semai ve'şarkılar, 12.45
. Haberler, 13.00 Radyo salon orkes-
■ İrası.
FGömîekis"]
| »İKİNCİ SINIP GÖMLEK Çl I
20098 Sirkeci
f ■= —\
Bir erkeğin kadını
MACERA VE AŞK ROMANI
Yazan; Maurice Leblaııe Çeviren: (Vâ - Nû)
M T- İl İka N(> 39 „ ■ ■
O daha fazla bazı şeyle: biliyor muydu? Peki, öyleyse, konuşturmadan salıvermemen.
Patrlce, başını ziyaretçiye çevirerek. tereddütlü bir sesle:
— Bizim İçin bazı ehemmiyetli noktalar var. Bunları tesbit etmek İstiyoruz. Zannederim, siz bize faydalı olabilirsiniz.
Julot:
— Neymiş efendim onlar? - diye «ordu.
— Bütün işler olup bltlnctye kadar elz. Mavi Çayır'dan ayrılmamıştınız, değil mi?
— Ayrılmamıştım.
— Öyleyse her şeyi gördünüz?
— Gecenin karanlığı içinde ne görmek mümkünse hepsini gördüm, Mavi lâmbalar da veyyöz halinde yanıyordu. Gözlerim, üstelik karanlıkta İyi seçer.
— Pierrcuse'ü öldürenin Julot oi-d' ğuna emin misiniz?
Kalıbım basarım'... Şimdi sizi tv sil gorliv -'«un, onun öldürdüğünü da öyle gördüm.
•— İki dansöz?
— A... çifte Kumrular.... Evet.. Bunların bir tanesini sizin şişman arkadaşınız yakaladı; İsmi nedir, hatıtlıyamıyorum Öbürünü de uzun boylu, yakışıklı arkadaşınız aldı götürdü.., Hani şu, adına ne diyordunuz. Rlchard mı?...
— Bu bahiste hiç tereddüdünüz yok mu?
— Yok, efendim... Bu İşin «u götürür yeri ne gezer? Hattâ sizin arkadaşlara, kumruların »Darllngl Dar-llng!» dediklerini Dostlarınız bütün bu hikâyeleri size anlatmadılar mı?
Patrlce, düşünceli:
— Anlattılar, anlattılar... - dedi.
Yeniden, Patrlce ile Donı!nlquo bakıştı. Kararsızdılar, tereddüt içindeydiler. Fakat, Domlnlque, nihayet kararını vererek başlle bir tasdik İşareti yaptı. Evet, bilmek lâzımdı. Bu bek-lenllmlyen şeh ad etten istifade etmek, katiyete varmak lcabedlyordu; ve ou da mümkündü '
Patrlce. Julot'ya hitapla ve katlı yelle sordu;
Kartı arazide tankl arın ileri hareketi
Batı cephesinde alınan henüz çp-ı* denilecek ya§ta iki Alman esiri
Bir Sovyet motörlil kıtası bir nehrin karat sahiline geçiyor
Doğuda bir Sovyet devriyesl
— Bütün bu söylediğiniz şeylerden şu çıkıyor kİ, demek adaşınız yalan söylemiş?
— Evet, efendim. O. namussuzca, kepazece yalanlar uydurdu. Zaten kendi de namussuzdu, kepazeydi. 31-zin karınızı İtham etti. Bunun da sebebi sizi şaşırtmak, sizden para koparmaktı. Köpoğlu gidip orospulara yedirecek. Bu tâbirlerimi affediniz, madam! Ben de tevkif edildikten sonra yalan söyledim. Şayet hakikati ortaya koyacak olursam, Julot, tepe-llyeceğlnl söyllyerek beni tehdldet-miştl. Ben de yalanlar uydurmak suretlle işin İçinden sıyrılmanın kolayını aradım.
Bir an durdu. Kqn koca düşünceliydi. Julot devamla:
— Yemin ederim ki. adaşımın söyledikler! tamamlle yalandır, tamam! -le yalan. Onun aklı fikri kolyedeydi. Picrruse'den bir adım bile ayrılmamıştı,
Patrlce, bir dakika tereddiidettl; sonra, son, kati ve ehemmiyetli suali kısaca sordu. Yüzü sapsarıydı. Muhatabının gözlerinin İçine dik dik bakıyordu. Titremlyen boğuk bir sesle dedi ki:
— Demek ki. Mavi Çayır'da ben...
— Siz mİ?... Sizi madamınız hiç bırakmadı. Ben saklı bulunduğum ağacın arkasından manzarayı apaçık görüyordum,
I Domhılaue, hicaptan solgunlaşarak,
fakat yarayı büsbütün deşmek gayretiyle:
— siz biz! gördünüz mü? - diye sordu.
— Evet, gördüm. Şu anda gördüğüm gibi gördüm. İkinizi de farkedl-yordum. Birikirinizden hiç ayrılmadınız. Madam, mösyöye sarılmıştı. Fakat, başlangıçta o uzun boylusu, hani o Richarıî dediğiniz, madamı elinden çekti. Çekti amma, kocanız, ona bir yapıştırdı, dirseğiyle sendeletti Rlchardı. O da gitti, Kumrulardan birini bileğinedn tuttu, sürükledi götürdü. Böylece onlar da aralarında buluştu. Siz, karı koca, baş basa kaldınız. Blrlblrlnizin kollarınızda... Saadet İçinde... Hattâ şu anda sizi şimdi nasıl görüyorsam, o gece de söylediklerinizi duyuyordum, siz. kocanıza: «Ah. güzelim! Güzelim!» dediniz... Sonra- «Bu yaptığımız deliliktir!» dediniz... Yahut da buna benzer bir şey söylediniz.
*•#
Patrlce ve Domlnlçue, artık, söylenenleri dinlemiyorlardı bile... Bu serserinin yanlarında bulunduğunu unutarak, memnunlukla ve hayretle birlblrlerlnin yüzüne baktılar. Bakışları blrlcşlyordu. İfadeler! bir zafer İfadesi halini almıştı.
Donılnlque, âdeta bahtiyarlıkla tlt-rlyerek;
— Görüyor musun? İşitiyor musun?.- Tabii değil mİ: Ben, o gece
^Asîcss-ıuc" bahisleri^
BERLİN SAVAŞI
*
Mevcut şartlar Berlin savaşını bir Stalingrad savaşı yapmaya müsait değildir
Stettln'den Frankfurt’un cenubuna kadar, takriben 100 kilometrelik bir cephede, devam eden savaşın biricik gayesi Berlin’i düşürmek veya müdafaa etmek olduğuna göre btıradak' harb herkâtını «Berlin savaşı» diye . adlandırmak yerinde olur. Kaldı kİ j bu cephenin bazı noktalan ve meselâ . Öder nehrinin batıya doğru dirsek ı teşkil ettiği Ebestvalde köşesi Berll-nln dış mahallelerine ancak 50 kilometre kadar mesafededir ve bu kadar mesafe eski zamanlarda bile muharebenin o şehir veya yerin adını alması İçin kâfi bir sebep addedilirdi.
Berlin savaşının bütün hızlyle bugünlerde boşlaması ve Kızılordunun önümüzdeki hafta zarfında bu büyük şehri ele geçirmeğe çalışması çok muhtemeldir. Bunun biricik sebebi Almanların başkentlerini müdafaa için yeter asker ve malzeme yığmasına, tahkimat yapmasına mahal bırakmadan bu büyük sanayi ve münakale merkezini ele geçirmektir. Öder nehri boyunca hazırlık ve kâfi bir cephe mıntakasıııdü yayılma işini Kızılordu kolayca ve kısa bir zamanda başardı. Bunun hikmet! de her halde Alman başkumandanlığının kâfi derecede stratelik İhtiyatlara malik olamamasıdır. Aksi takdirde Berllne karşı hücumu hazırlamak üzere Öder üzerinde yayılma ve açılma çok zamanı ve çetin savaşları icabettlrebillrdl.
Alman başkumandanlığının büyük ihtiyatlara malik olamamasında da şaşılacak bir şey yoktur Bir taraftan Kızılordu gayet mahlrane bir hareketle Budapeşte kesiminde ve Tuna nehri vâdlslnl kapatmak gay esile Alman başkumandanlığının en az 7 8 zırhlı ve 10-12 piyade tümenini Buralara çekti ve buralardaki harb-lerde yıprattı. Öte yandan Run-dstedt de Ardenııes savaşlarında bundan az blmıyen bir kuvveti harcadı. Buna şarki Prusya. Saltık kesimi, Pomeranya ve nihayet Polon-yadakl Poznan, Thorn gibi kalelerde mahsur kalıp esir veya İmha edilen kuvvetleri de katarsanız- Berlin müdafaası veya onu uzaktan kuşatıcı muharebeler İçin Alman başkumandanlığının kân kuvvet bulamaması kolaylıkla anlaşılır.
Bu kuvvet vetmemezliğinl Berlin müdafaasına tahsis edilen kuvvetlerin teşekkülünden de anlıyoruz. Gelen haberler Bettin müdafaasında başkumandan olan Hlmmler veya Göbels'ln daha ziyade birkaç S.S. tümeniyle müteaddit polis ve «halk muhafız» taburlarına güvendiğini gösteriyor. Muntazam ordunun bu kesimdeki savaşlarında da İki veya üç kolordudan fazla kuvvet görün- , müyor. Zamanla diğer cephe kısımlarından Bettin İçin büyük kuvvetler çekilmek isteneceğine şüphe yoktur. Fakat Kızılordu buna İmkân ve fırsat bırakacak mıdır? Burası çok şüphe’l Kızılordunun Berlin karşısında Stet-tln’den Frankfurt’a kadar mühim noktalan kısa bir zamanda ele geçirdiği muhakkak olduğuna göre Berllne hücıım İçin artık fazla beklemt-yeceğl anlaşılıyor. Vâkıa her hücum mutlaka muvaffakiyetle netlcelene-çektir denemez Fakat bu hücum Klsa bir zamanda ve meselâ önümüzdeki birk-ç gün zarfında yapılırsa, daha doğrusu yapılabilirse Almanların buraya yeter derecede kuvvet getirmeleri çok şüphelidir.
Berlin savaşı muhakkak ki bir Sta-lingrat savaşı elamıyacaktır. Alman-
Yazan:
M. Şevki Yazman
yanın şimdi içinde bulu, duğu şartlar, hem garbptan ve hem şarktan yeleri tazyiklerin büyüklüğü, Kızılordunun kuvvet ltlbarlle haiz bulunduğu üstünlük ve nihayet Berilntn Alman hududuna olan mesafes' Sovyetlert buralarda çivlleyi’- geri döndürmeğe müsait değildir. Olsa olsa Berllnd» nispeten uzunca bir müdafaa düşünülebilir. " I Ber'.ln bir «Budapeşte» olabilir, bir «Stalingral» değil. Kızılordunun bu uzunca müdafaayı dahi tamamen önlemek ve her no pahasına olursa olsun, Berlin! kısa bir zamanda düşürmek İçin tertibat aldığı görülüyor. Bunun İçin Öder müdafaa hattının da bazı kolaylıklar gösterdiği söylenebilir:
Evvelâ bu hat Eberswalde kesiminde garba doğru çok girer ve burada şimalden Berlin'i kuşatıcı bir vaziyet meydana gelir. Cenuptan İse Mareşal Konlev orduları şimdiden Öder nehrini geçmiş tedricen Berlin cenubuna doğru kuşatıcı hareketler göstermektedirler. bizzat Öder nehrinin de mühim bir mânla vazifesini göreceği çok şüphelidir. Zira bu mevsimde, bazı ajansların buzların erimesini haber vermesine rağmen, Öder nehrinin kalın ve hattâ tankların geçmesin» müsait buz tabakaslyle örtülü olduğunu zannediyoruz. Olsa olsa Alman Istlhkâmcıları geniş buz tahripleri 11» nehrin mahdut kısımlarını akar vaziyette ve mânla halinde tutabilirler İse de bunun da her tarafta aynı şekilde devam edeceği akla getirilemez. Şiddetli soğuk herşeyln üstünde tesirini gösterir.
Hulâsa Beri ine karşı hücumu çok kısa bir zamanda hazırlıyabllen Kı-zıiordunun aynı derecede bir meiıa-retle taarruza geçmesi ve neticeler alması kabildir. Garptan yüklenen müttefiklerin ve bu arada Almanya-da münakale şebekesi ve sınaî tesisat bırak m müttefik hava kuvvetlerinin baskıları İse Kızılordunun bu teşebbüsünü çok kolaylaştırabilir. Bütün şanslar tamamen Kızılorduya müteveccih görünüyor.
KAKŞAMS
Abone bedeli
Türkiye
Ecnebi
Senelik 6 Aylık 3 Aylık
2800 1500
800
Kuruş
»
*
Adres tebdili için luk pul gönderilmelidir takdirde adres değiştirilmez
5400 kuruş
2900 »
1800 t
em Kurtıs
Aks1
Telefonlarımız Başmuharrir; 20565 kazı işleri: 20765 - İdare- 2rn;sı Müdür: 2049?
Sefer 27 - Kasım 96 imsak Güneş öğle Ikındı ak Yatsı E. 11.44 1.25 6.52 9-41 12.00 1-33 V. 0.21 8.01 13.28 16.18 18.37 20.08
idarehane BabIâli elvan
Acı musluk sokak No 13
Created by free version of 2PDF
yanımdakinin sen olduğunu bili; dum! - dedi.
**#
Patrlce, Julot’ya yaklaştı. Ona başka sualler de sordu. Adamı şaşırtmak, ağzından aksak bir söz almak istiyordu. Fakat hayır! Ziyaretçi hiçbir tenakuza düşmedi.
Julot Caboche, kendinden son derecede emindi. Düşünceye varmakst-zm, tereddüde düşmeksizin, tafsilât verdi. Bulundukları yeri noktası noktasına tesbit etti.
— Bakınız, dahasını da söyliyeylml — dedi. — Hattâ, yerden kalktığınız vakit, orada duran sarı bir eşarpı da elinize aldınız. Bıı atkıyı, smokininizin cebine soktunuz. Eşarp oradan sarkıyordu. O vaziyette gittiniz. Dostunuz Antolne mıdır, nedir; o dn boş bir şampanya şişesi aldı. Nlçlrt mİ?... Ben de bilemiyorum ... Her halde sarhoşlukla yapılmış bir hareket olacak.,. Acaba tahminim doğru nıu? . Tahminim doğru olsa da olmasa da. şimdi artık size hakikati harfi harfine söylediğime emin olmuşsunuzdur. Esasen niçin yalancılık edeceğim?.. Size neyi gördüm dedimse gördüm; neyi işittim dedimse işittim!. Aptal değilim, iyice baktım, dinledim... Allaha ısmarladık, mösyö! Allaha ısmarladık, madam!
Kapıya doğru yürüdü.
Patrlce. ona. bir kere daha para teklif etti.
Fakat adam, kati şekilde reddetti;
— Hayır! İhtiyacım yok! Ecnebi memleketlere gitmek için İcabeden parayı tedarik ettim. Hayatımda kırıt yılda bir temiz bir iş görüyorum. Buna karşılık olsun para almıyayım... Allaha ısmarladık efendim-,
Patrlce, misafirini şato kapısına kadar bizzat götürdü- Kanadı kapadığı, kilidi de sürdüğü vakit, bu maceranın üstüne tamamlle hâtlme çektiğine emindi.
Sonra. Domlnlque'in kendisini beklediği odaya döndü. İkisi de. hiçbir şey konuşmaksızın, muhabbetle öpüştüler.
¥♦»
Parise dönen Martyl çifti İçin hayat yeniden başladı. Eskisi gibi bir hayat... Erkek, avukatlık işlerine kendini verdi. İstikbal, önünde tamamlle açıktı. Mesleğini seviyordu. Şöhretinden gurur duyuyordu. Au daha bütün bunlar, bir saatlik delilik buhranı İçinde batıp gidecekti. Menfur bir rezalet onları boğacaktı. Mukaddesat namına hiçbir şeyleri kalmıyacaktı.
Halbuki şimdi, bütün bunlara ka-vıışuşu ne saadet, ne saadet!
Dominlqu» de, -uhunun huzuruna, şahsiyetinin izzeti nefsine tekrar kavuşmuştu Bir uçurumun kenarında sendelemlşti. Bereket düşmemiş! t i
"(Arkası var)
f 1
11 Şubat 19 L'j
AKŞAM
Bahlfe 7
Almanya ve Jaopnya teslim oldukları gün âbide bütün haşmet ve azametile aydınlatılacak
İstiklâlini ilân eden Birleşik Amerikaya Fransa halkı tarafından samimi sevgi ve bağlılığın bir hâtırası olmak üzere 1886 da merasimle hediye edilen meşhur hürriyet âbidesi o zamandan beri itina ile muhafaza edilmektedir. Bu muhteşem heybetli âbidenin görünüşü, her sene ziyarete gelen 400,000 Amerikalının milliyet hislerini harekete getirmektedir. Amerikanın her köşesinden gelen halk, bu âbideyi âdeta bîr kâbe gibi sükûnette tavaf ettikten sonra, kalbleri iftihar ve haz dolu olarak ayrılırlar.
Hürriyet âbidesi, Kew York limanında eskiden askerî bir müstahkem mevki olan 5 hektarlık Beldoes adasında inşa edil.n muazzam bir kaide üzerine oturtulmuştur. 204.000 kilo ağır-hğmda otan bu muazzam heykel kızın, nezaret ve bakımından mesul bulunan müdür George Palmer’in emri altındaki 18 kişiden mürekkep bir gurup. Beldoes adasında bulunan âbide vesa’.r binaların bakımı ve temizlik iş-lerile her gün muntazaman meşgul olmaktadırlar.
Âbidenin beton, sıva ve çelikten mamûl muazzam kaidesi içinde mütemadiyen İşleyen asansörleri kullanan müstahdemin ve diğer memurlar, ziyaretçiler tarafından âbide hakkında somlan bütün suallere cevap verecek malûmatı haizdirler.
Müdür Palmer ile memurların dördü ailelerile beraber adada, eskiden kalma zabitlere mahsus evlerde ikamet etmektedirler.
New York şehrinde yaşı yan diğerleri ise, /da ile New York arasında saat başlarında hareket eden vapurlar vasıtasile işlerine gidip gelmektedirler. Adada oturanların aileleri İse alış veriş için haftada iki kere New York'a inmektedirler.
Hürriyet âbidesinin müdürü Palmer yedi seneden beri bu işin basındadır. Onun disiplinli idaresi ve titizliği sayesinde heykel, binalar ve bahçeler tertemiz tutulmaktadır. Bu müddet sarfında heykeli ziyarete gelen binlerce kişi tarafından, ada hudutları dahilinde tek bir vakaya sebebiyet verilmediğini müdür Palmer iftiharla şöyle ifade etmektedir:
«Gelenler mukaddes bir şeyi ziyarete geldiklerinden, hareketlerinde hiç bir hümıetsizliğe tesadüf edilmiyor.»
Her gün ziyaret edilir
Yağmur, kar, güneş ve fırtınaya rağmen hürriyet âbidesi senenin hiç bir gününde ziyaretse kalmaz. Halk ada etrafında dolaşır. Kaidenin üst kısmına kadar asansörle çıkar 45 metrelik yılankavi merdivenden hiç şikâyet etmeden çıkar ve iner.
Müstahdemine düşen en güç1 vazifelerden biri de ziyaretçiler' tarafından duvarlara »Ne mutlu ki Amerikalıyım» diye yazmalarına mâni olmaktır.
Heykelin inşa edilmesi için iik fikir, 1870 senesi bidayetinde Fransız tarihşinaslanndan Edatı ard Laboulay tarafından ileri sürülmüştür. Projesi Alsash hey-keltraş Frederick Auguste Bart-holdi tarafından, hazırlanmıştır. Kaidesi ise Amerikalı mimar Ric-hard M. Hunt tarafından yapılmıştır. Heykelin inşası İçin Fransa ahalisinden 250,000 dolar ve kaidenin inşası İçin Amerikada halktan 260,000 dotar toplanmıştır.
Örtüye bürünmüş tunçtan mamûl heykelin başına elektrikle aydınlatılan bir taç giydiril-' iniştir. Sol elinde. 4 temmuz 1776 Amerika istiklâlinin tarihini taşıyan bir kanun kitabı vardır. Havaya doğru uaatılnuş sağ kolunun elinde hoş geldiniz mânasını ifade eden bir meş’ale, ayaklarında İse zulüm ve istibdadın kırılmış kilidi bulunmaktadır. Âbidenin dahilinde bir levha üzerine bu heykel İçin yazılmış olan Emnıa Lazarus’in. şiiri vardır.
Amerikaya gelenleri 58 seneden beri haşmetle karşılayan Hürriyet âbidesinin memurları yalnız bir kere yürekleri sızlatacak bir vazife görmeğe mecbur kalmışlardır.
Abide müdürü Palmer bir mü-
Newyork’ta hürriyet âbidesi
Jâkat esnasında — 1941 aralık ayının 7 sinde Japonların «Pearl Harbour» a taarruz ettikleri vakit sükûnet ve teessürle, limandaki seyriseferin inkıtaa uğramaması için meşaledeki yalnız 2 donuk ışık hariç, âbideyi donatan tekmil ziyaları söndürdük. Fakat müttefik kuvvetler Fransa sahillerinde yaptıkları çıkartmada muvaffak oldukları gün. bütün âbideyi baştan aşağı tam on beş dakika ışıkla donatarak, bunun acısını kısmen çıkardık. O tarihten beri Hürriyet âbidesinin meşalesi daima parlamaktadır.
«Şimdi, âbidenin ışık tertibatında mühim tadilât yapmakla meşgulüz. Heykelin meşale ve diğer kısımlarında bulunan ampullerin yerine 1000 vatlık ampuller takarak ziya kuvvetini arttırıyoruz Birçok yeni projektörler ilâve ederek âbidenin ışık tertibatında umumî bir ıslahat yapmakla meşgulüz. Japonya veya Almanyanm teslim olduğu gün tekmil âbide bütün Ihtlşamiyle aydınlatılacaktır, ve bunun için, bütün gayretlerimizle bu şerefli ve zeykli. İşimizi bir an evvel bitirmek İçin uğraşmaktayız" demiştir.
Aydın’da yiyecek fiatleri
Aydın (Akşam) — Şehrimizde borsa yoktur. Pazarda, esnafta toptan ve parekente suretlle satılan hububat ve gıda maddelerinin fiatlerlnl bildiriyorum.
Arpa 22-25. buğday 23-36, çavdar 20-25, mısır, akdarı ve bakla 18-20, burçak 23-25, fasulya 50-70, nohut 35-40, börülce 40-50, tereyağı tuzsuz 425-540, tereyağı tuzlu 475-500. zeytinyağı 143-155, İncir süzme 50-60, incir elleme 45-50, İncir paçal 30-40, susam Sû-100. pekmez 90-75. süzme bal 180, ceviz 40-50, koyun eti 180. m-'ğır eti 120 (Ür. Odun, kömür flitlerinin kararı yoktur. Odun 5, kömür İse kenaTda, köşede 20-25 kuruştur.
Babasının dikkatsizliği yüzünden sekiz yaşındaki çocuk öldü Konya (Akşamı — Sillenin Aşağı mahallesinden Mehmet Işık tüfeğini evine bırakarak gitmiş, sekiz yaşındaki oğlu İbrahim tüfekle oynamağa bağlamıştır. Birdenbire ateş alan mermi çocuğun boğazına saplanmış, çocuk derhal ölmüştür.
Konya Halkevinin çalışmaları
Konya (Akşamı — Halkevi, genel ve ulusal savaşlar sırasında, Konya ve çevresi halkından şehit olan subay ve erler İçin bir saygı albümü hazırlamasına başlamıştır.
Konyadaki yerli saz şairleri İçin bir Jübile yapılması kararlaşmış ve zcp.-gln bir program hazırlanmıştır.
Kalkerimizin çıkarmakta olduğu (Konya) dergisinin daha çekici V® canlı olması için genel w4r- Erlikten gönderilen seçme dairesinde i azı çeşidinin sağlanması ve kontrul İşlerine bakmak üzere bir yazı işleri heyeti kurulmuştur.
Develi memurlar istihlâk kooperatifi faaliyete geçti
Develi «Akşam) — Teşekkülünü evvelce yazdığım memurlar İstihlâk kooperatifi fiilen bu ayın başından itibaren faaliyete geçmiştir.
| - iş ariyanlar
MUHASİP İŞ ARIYOR — Lise mezunu - Usulü müzaafe üzerine ticari muhasebeye bihakkın vakıf muhasip miicssesclerdo daimi İş arfl.mnktad.ir. Erenköy Etcm Efendi 18 N.ö. rümu-zuna. 853 — 2
İŞÇİ ARİYANLAR lıİR GENÇ İSTENİYOR — İlk veya orta okuldan bu sene ayrılmış bir gence İhtiyaç vardır. İsteklilerin posta kutusu 644 adresine mektup yarmalan. 872 —
YENİ DOĞMUŞ BİR ÇOCUĞA BAKACAK — Bir dadıya İhtiyaç vardır. Bo-montl İzzetpaşa sokak Sürel apartı-manı No. 10’5 Telefon: 81666 841 —
OTEL İŞLERİNDE ÇALIŞMIŞ — Veya çalışmamış otel İdare edebilecek 30 - 50 yaşlarında bir bnyn ihtiyaç vardır. Fatih Reşadiye oteli S. 17 - 19 861 — 3
DÖRT KSİLİK RİR AİLE - Bütün ev İşlerini yapacak «frilp gidici hamarat bir kadına ihtiyaç vardır Civarda olanlar tcrrlh olunur, şişil Samanyolu 91 No. Bıkmaz apartman 2 ye öğleye kadnr müracaat. 772 - 6
ORTA İSLERİ GÖRECEK — Orta yaşlı bir kadına lüzum vardır. İstanbul Belediyesi karşısında Yeşil apar-tıman daire 2 müracaat. 828 —
İNGİLİZCE TİCARÎ MUHABEREYE VAKIF — Bayan veya baya İhtiyaç vardır. Karaköy Palas karşısı (104 -109) No. ya fiökdcn sonra müracaattan. 795 — fi
AHÇ1 KADIN ARANIYOR — İyi yemek pişirmesini bilen ayrıca orta hizmeti de yapacak bir kadın ahçıya Ihtlvaç vardır isteklilerin bonservisleriyle birlikte Osmanbey Rumeli caddesi Âfitap apartmanı 3 No. ya müracaattan. 800 — 1
İKİ BUÇUK YASINDA BİR ÇOCUĞA RAKAMAK İÇİN — Bir dadı veya mürebblye aranıyor. Türk ve Rum lerclh, edilir. Adres: Nlşantag Güzel Bahte S(»k. Metanet Apt. No. 4. Tel-80602 835 — 1
TEZGÂHTAR ARANIYOR — Bakkaliye işlerinden anlar bir tezgâhtara ve bir de çocuğa İhtiyaç vardır. Dlvanyolu 29 No. y« müfaeMU- 834 — 1
- SATILIK EŞYA
ACELE SATILTK UCUZ OTOMOBİL — Müracaat: Niyazi Atabek Defterdar Sümer Bank fabrikasında. Tel: 24209 B31 -
SATILIK OTOMOBİL — Benz Mer-sedes marka 940 mod. tek kapılı temiz sefaretten çtkma beş adet lâstiği İyi vaziyette lftstlksiz de satılır. Görmek İçin Vefada Yıldı?. Gar al m a müracaat. 789 —
SATILIK OTOMOBİL — 38 mod. Pleymut takside çalışmaktadır. Hiç lâstik almamış ve 4 ad. lâstik tesblt edilmiştir. Görmek için Vefada Yıldız Garajına müracaat. 790 —
ŞIK YENİ Rİlt PİYANO — Ve bir salon gramofonu satılıktır. Taksim Siirp Agop hastane yanı No. 67 (Zili üç kere vurun), 840 — 1
YENİ DİKİŞ MAKİNESİ — «Sln-ger« marka satılıktır. Müracaat: Beyoğlu - Tarlabaşı caddesi 85 numaraya her gün müracaat 13 - 16 arası, 877 — 3
SATILIK ANTİKA MÜCEVHERAT— Maruf bir aileye alt bir çift gayet «ymetli ve enteresan eski Felemenkli broş 15/2/945 perşembe günü Sandal Bedesteninde satılacaktır. İsteklilerin şimdiden gidip görmeleri caizdir. 871 — 2
HER TÜRLÜ KÂĞIT — Gazete, mecmua, kitap, defter iyi ftatle satın alınır. Satmak İsteyenlerin numuneleriyle Eminönü Tahmis caddesi Kalçın sokak No, 13 e müracaattan, 846 — 1
SATILIK — 1 adet Ezme krema makinesi, 1 adet İrmik sasörü, 1 adet elek, ı adet motör, 15 beygir kuvvetinde, ar. kullanılmış, çift volant, kw-zanlle birlikte Sabrl Urallı, fabrikatör, Bandırma 845 — 4
ESKİ GAZETE — Mecmua ve saire ribl kullanılmış kâğıt alınır. Mektupla 1633 porto kutusuna müracaat. 890 —
— Kiralık — Satılık
20ÖÖ LİRADAN 1ÖÖÖ90Ö LİRAYA KADAR — İatan bulun her semtinde, her cins emlâki olup da acele paraya ;evlrmek istlyenlcrln Tılrklyenln en >üyük emlak müessescsl olan Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna satışını tevdi etmeleri en kısa ve kestirme yoldur. Galata ömerâblt han kinci kat 23 No. Telefon 42368 733 —
HAVASIZ DEVREN SATILIK BAKKALİYE DÜKKÂNI —Coğaloğlu Türk Ocağı caddesi No. 3 İçindeki sahibine müracaat. 833 —
BATİLİK APARTMAN — Talimhanede Şehit Muhtar caddeslle Aydedc caddelerinde altışar kat 5 şer daireli bütün konforu haiz birisi asansörlü diğerleri asansörsün. Tel 41571 Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi 98, Kat 1_________________8(İ2 — 3
ŞİŞLİDE — TTarnvay durağına İki dakika mesafede çift daire 3 kat 3 er oda ve tam konforlu bir apartıman 45000 liraya satılıktır, Eminönü mey-dnnı Kemaliye han kat - 1
SATILIK APARTMAN — Taksimde İnönü gezisi karşısında tramvay yolu üzerinde aj tında mağazası olan tam konforlu asansödü yedişer odası 8 katlı Tel. 41571 Ankara Emlâk Biirosn ts-tlklâl cııddesi 98 kat 1 803 — 3
SATILIK HAN — Karuköydc Tünel civarında tamamen betonarme beş kat üzerine iradı net yüzde 5 altında mağazaları ve birçok odaları olan han. Tel, 41571 Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi 98 kat i 864 -3
SATILIK HAN — Karaköyde Havyar hanında altında İki mağazası bulunan 3 kat üzerine 4 der odalı ve gene Karaköyde ayni hanın civarında altında dört dükkânı beş katlı han. T‘l (1571 Ankara 'Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi 98 kat 1 865 — 3
SATILIK KÖSKIER — Kadıköy Çlftehovuztar ve Fener yolu Bajdat caddesi ürerlerinde GÖztepede, Sua-dlyede. Saşkınbakkalda kaloriferli ve kalorifersiz denize tamamen nazır mamur bahçeleri olan piyasaya çıkmamış köşkler. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi kat 1 98 No 86« — 3
SATILIK APARTMANLAR — Ka-dıköyünde tramvav yolu üzerinde altında mağazası »ulunan ve mağazası 10 dairesi olan İki apartman. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi 98 kRt 1 867 -3
SATILIK APARTMAN — Beyoğ-lunda Lebon pastahanesl civarında altında beş dükkânı ve üzerinde 15 dairesi bulunan aylık geliri 860 küsur lira olan tngUlz sistemi gayet sağlam bir apartman emsaline göre çok ucuz. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi M kat 1 868 — 3
SATILIK APARTMAN — Nlşanta-şmda Çınar caddesinde ikinci kattan denize nazır 5 kat 5 daire dörder oda beton kaloriferden başlcn bütün konforu havi. Emsaline göre ucuz. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bürosu Beyoğlu İstiklâl caddesi 98 kat 1 869 — 2
SATILIK APARTMANLAR VE EV — Ayaspaşada birisi asfalt üzerinde dl-ga>ri- Gümüşsüyü civarında birisi 5 katlı 3 çer odalı diğeri 3 katlı dörder odalı İki apartman ayrıca Sul-tanahmette deniz görür, tramvaya çok yakın sekiz odalı banyolu beton bir ev. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bürosu .İstiklâl caddesi 68 kat 1 870 — 3
27000 LİRAYA SATILIK APARTMAN— Bcj-oğhında Tarlabaşinda Keresteci Recep sokağının başlangıcında asfalta yakın 7 katlı 6 daire iki dükkânlı beşer odalı konforlu. Yolculuk dolayıslle acele satılıktır. Tel: 41571. Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi 98. Kat 1 678 —3
KADIKÖY İSKELESİNDEN MODAYA KADAR — 10000 liradan 20000 liraya kadar acele şahlık «v alınaca-tır. Satmak Isllyenlerln Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna »«ele miiraca-atlai- Galata Ömcrâblt han İkinci kııı 23 No. Telefon 42398 859 — 2
5.000 LİRAYA — Beylerbeyinde, iskeleye 10 dakika mesafede, 6 1/2 dönüm bahçeli, 5 büyük odalı bir ev satışa çıkarılmıştır. Müracaat: Ferdi Selek Tiirk Emlâk Bürosu, Galata ö-merâblr han 2 ncl kat No. 23- Tel: 42308 858 —2
İSTANBULUN HER HANGİ BİR SEMTİNDE — Her cins emlâki en kısa bir müddette paraya çevirir. Arzu edenlerin derhal Galata Ömer&blt han 2 ncl kat No. 23, Ferdi Selek. Türk Emlâk- Bürosuna müracaat ötmeleri tavsiye olunur. Telef. 42368 8:(« — 0
SA5 İN MÜŞTERİLERİME — 3000 -1000.000 itrn arasında muhtelif semtlerde, muhtelif villâlar, köşkler, apartmanlar, evler, çiftlikler, yalılar sunar. Arzu edenlerin, öınerâbit haıı 2 ncl kat, No. 23. F. a. T. E. Bürosuna teşrif buyurmaları ve yahut 42368 numaraya telefon etmeleri. 857 — 9
SATILIK MAĞAZA — Mahmutpa-şa’da Kürkçü hanı içinde 24 numaralı kâglr mağaza satılıktır. Arzu edenler, ömerâbit hanı İkinci kat 11 numaraya müracaat etsinler. 855 _ 1
ATATÜRK BULVARI — Üzerinde 12,20 metro yüzü olan ceman 265 M2 arsa 29000 liraya. Eminönü meydanı Kemaliye han kat - 1 846’ —
LÂLELİDE — Atatürk bulvarına nazır 3 kat 3 er oda senevi 3000 lira irat getiren bir apartıman 35000 liraya Elmlnönü meydanı Kemaliye han kat - 1 847 —
MARPUÇÇULARDA — Pırlanta gibi bir mağaza 40000 liraya. Eminönü meydanı Kemaliye han kot - 1 849
TAKSİM TALİMHANEDE — Altında 4 dükkânlı kalorlftrll tam konforlu apartıman 130000 liraya, Eminönü modam Kemaliye han kat - 1 849 —
HER ÇEŞİT EMLÂK İHTİYACINIZ İçin — ş. Kuğu Emlâke müracaatınız menfaatiniz İcabıdır. Eminönü meydanı Kemaliye han kat - 1 851 —
BAKIRKÖY — Karlaltepe Gülbeşeker sokakta 41 ve 43 No. lı # ve 1 odalı evler acele satılıktır. Görmek İçin 43 No. ya müracaat 854 —
SATILIK BÖREKÇİ FIRINI VE ARDİYE — 1 - Meşhur Hasanpaşa fırını Beyazıt Ördü caddesi No. 143, 2 -Bahkpazarı caddesi Taşçılar No. 53 Müracaat-. Lâleli Tayyare aparlıma-nı altında No. 23ü Şen İş 874 — 4
GENÇ BİR AİLE - (Ikl kişi) Ayaz-paşa veya Taksimde kaloriferli pansiyon bir oda aramaktadır. Taliplerin Paşabahçe 811 : 54 No. ya telefon edilmesi. 852 — 1
DEVREN SATILIK DÜKKÂN — Avnalıçcsme Sürurl yokuşunda Çeşme sokak No. 1 de bakkal dükkânın-dakllcr dışarıya gideceğinden dolayı acele ve ucuz bir cüzi mal İle ve yahut matsız devren satılıktır. İçeririn-dekllere müracaat. 876 —
SATILIK EV — Kadıköy Cevizlik Ahter 8. 14 No. lı ev satılıktır. İsteklilerin Taksim Talimhane Topçu cad. No. 2 Uygun Ap. 2 No- daireye müracaat. »7 — 11
KUMKAPI — Kadırga Cinci meydanında beş odalı ve mutfak, havagazı, elektriği olan bir bina acele satılıktır. Müracaat Sirkeci Emek nakliyat ambarına. 878 — 1
KUMKAPI İSTASYONU — Hlsar-dibl, Fındıkkıran sokak 14 numaralı kârglr hane köşebaşı, (35öö> liraya sat ılı tetir. İki katı boş verilecektir. Telefon: 90508 e müracaat. 873 — 2
DEVREN SATILIK DÜKKÂN — Kadıköy Altıyolda İşlek bir yerde gayet modern tuhafiye ve manifatura mağazasına müracaat! Kadıköy Pa-taryohı Emniyet Sandığı yanında 113/1 No. ya. 843 — 2
SATILIK EV — Mahmutpaşa Küçük Ylldız Çıkmaz sokakta. No 23 evdir. 6 oda 1 camekânlı bölme salon 2 helâ ve musluk 1 mutfak 1 odun-’luk 1 sarnıç ve bahçesi olan sahibi tarafından satılacaktır. Dlvanyolu Türbe civan 188 de 842 - 2
HASKÖYDE - Hasköy caddesinde denize ilç dakika meşalede yüzü sekiz metre derinliği 22 metre mu-rabbaı üzerinde üç odası bulunan mahal kiralıktır. Ufak fabrika ve İmalâthaneye elverişlidir. Müracaat her gün saat beşten sonra Hasköy KeçeciplrJ mahallesi heyeti Ihtlyarl-yesinden Haşan ağabeye müracaat. 844 —3
KURTULUŞTA — Tramvaya 3 dakika 8,20 yürü 109 metre İnşa salma katlarında 3-4-5 oda her katın Fayans banyoları ayrıca çamaşırhanesi ve büyük bahçesi bulunan apartman 27000 liraya Eminönü meydanı Kemaliye hnn kat 1 845 —
LÂLELİDE — Tramvay cadde:.l tt-zcrlnde 5 er oda ve 10 daireli altında İki büyük mağazası bulunan ve se-nevi 9000 lira İrat getiren bir apartı-man 150000 liraya. Eminönü meydanı Kemaliye hnn kat - 1 848 —
14000 LİKAYA — Clballde İskeleye üç dakika mesafede 10 odalı ayda 90 lira kirası kftglr. bahçeli acele satılık ev. Ferdi Selek Tilrk Emlâk Bürosu Galata Ömerâblt han 2 ncl kat 23 No. Telefon 42368 834 - 1
RARBİTEDE — Tramvaya 50 metre mesafede kâglr 8 odalı ufak bahçesi 18000 liraya acele şahlık ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu Galata ömerftblt han 2 ncl kat 23 No. Telefon 42398 827 —
18900 LİKAYA SATILIK APARTI-MAN — Beyoftlunda Kumbaracı sokağı civarında 5 kat 3 er oda % 8.5 varidat, denize nazır, bahçeli, kâr-glr. 12 - 15 e kadar Gatatada Kürekçilerde Demir han No. 23 e müracaat 794 —
3.000 LİRADAN - 1.000.000 LİRAYA KADAR — 600 parça apartıman, ev, hnn, çiftlik, villâ, yalı v. s. her nevi emlâk satışa çıkarılmıştır. Müra-aat: Ferdi Selen Tilrk Emlâk Bürosu Galata ömerâblt han 2 ncl kat 23 telefon 42388 732 -
KADIKĞYDE GAZHANEDE — Hİir-lryet sokağında 93 - 95 - 99 « 101 numaralı İkisi ahşsp ve İkisi kftrgir elektrik, teriros ve kuyusu ve bir dönüm mamur bahçeli evler mülk olarak toptan veya ayrı, ayrı satılıktır. Kadınbakknlda bakkal bay Hiisnİlden sual oluna.. 824 — 1
Soldan sağ* ve yukarıdan aşağı:
1 — Az ajltllsl bulunmıyan bir gıda maddesi.
2 »— Erkek - Meşguliyeti olan.
3 — Hğllmlş - Sonuna «N» gelirse reklâmdır.
4 — Tenull mahalli - Rüzgâara verilebilen bir emir.
3 — Duymuyor.
0 — Tersi güzel değil - Bu da temfa değil.
7 — Yokuşun başı - Rey - Pisipisi.
8 — Bir erkek İsmi - Şarkılı temsillerden.
9 — Dehlizde.
10 — Ttrsl zarıdır - Serzeniş.
Geçen bulmacamızın halli
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Otomobil. 2 — Tokat, Llae, 3 — Okuyamadım, 4 — Mayasız, 5 — Ot as, Sokak, fi — Misırunu. 7 — Ilazor, Şad, 8 — Ud, Kuş, De, 8 — Sıkanadam, 10 — Yem. Kudema.
Konya eski eserleri sevenler cemiyeti
Konya (Akşam) — Konya Ve çevresindeki sanat, folklor, etnografya, tarih bakimlerından değer taşıyan her türlü eserleri aramak, korumak, tanımak, ilgi ve bilgi sağlamak, eserleri tamir ve muhafaza etmek gayesiyle şehrimizde (Konya eski eserleri sevenler cemiyetli adında bir cemiyet kurulmuştur.
Cemiyet bugüne kadar on bin liraya yakın bir gelir temin etmiş, İki Selçuk «erile, iki Osmanlı eserini tamir ettirmiş. Şemsi Tebrlzlnin mezarını tamir İçin haarlıklartı başlamıştır.
Cemiyetin Ilgın. Seydişehir, Cihanbeyli kazalarında şubeleri kurulmuş ve faaliyetine başlamıştır. Dil - Tarih kurumlarlle, diğer hayır cemiyetleri, cemiyetin verimli çalışmalarını gören Konya zenginleri ve aydınları maddi yardımlarını esirgemedikleri nrm-nunlukla görünmektedir
Mimarlıkta emsalsiz kıymetler taşıyan dedelerimizin eserlerini korumak. ömürlerini uzatmak için bu çeşit mahalli teşebbüslerin ve cemiyetlerin diğer vilâyetlerimizde de kurulması, Türk tarihi İçin blivük bir kıymet İfade eder
R A T —
Beyazıt Baraçishak mahallesi Mabeyin yokuşu 3, 4. 17 19. 21 numaralı bir çatı altında. 3 e.- 2 dükkân Beyazıt Ordu caddesinde 143 numaralı meşhur IHa-sanpaşaı pasta fırını ve Em'5-önü Bahkpoznrt Taşçılar cad e-al 53 numaralı Gaz Depom verese tarafından satılıktır,
Gündüzleri Sirkecide Şıhin-paşa gazinosunda ve saat 19 dan sonra da 21288 tolefrnla Vasıf ■^■1 Tur?.'ya müracaat ■■■m
SATILIK BAKKALİYE — KÖŞC başı, dört yol ağzında, müşterisi böl, çok İşlek bir bakkaliye dükkânı devredilecektir. Nişantaşı Gim) Bahçe sokak No. 0 da Nedim’e mil'ncnal.
«*>6 —
DEVREN SATILIK DÜKKÂN VE EV — İnhisarlar maddetcri’c her çeşidi bulunan bol müşterl'I bakkaliye ve Hesköyde isketeye yakın 9 oda üç hol e1ektr1k. su mevcut kırk lira petl-ren ev satılıktır. Galata Bii.vük Hctty dek 17 No. va 5 t-n 7 re k-dar mû-r ac ant. 839 —
C -MÜTEFFRRÎK
DERS VERİLİR — Orta okul dersleri ehven flat’.e verilir Müracaat: Ortûköy Muvakkit hane Bk No 49 (Plântonluk yanında) 830 -
KARLI İŞİ OLUP DA — Devretmek İsteyenlerin İstanbul 209 posta kutusuna tafsilâtla bildirmeleri
827 -
ALMANCA DERSLERİ — Bir AvrupalI öğretmen bayan büyüklere, ve lisan derslerine devam etmek İst iyen talebelere üniversite talebelerine t® doktorlara gramer ve makaleme dersi veriyor. Her yere gidebilir. Akşamda AB.C rümuzuna mektupla müracaat. 833 — 2
TAKRİBEN 35 M2 — 3 oda, helâ. Marpuççular, M ısır çarşısı civarında İmalathane ve yazıhaneye elverişli kârglr kat. Teknik Üniversite son sınıf 220 ya 12 - 14 arasa müracaat.
81#
MEKTUPLARINIZI ALDIRINIZ
Gazetemiz İdarehanesini adres olarak göstermiş edan karilerimizden
E.A — M.MI — »9
namlarına gelen mektupları İdarehanemizden aldırmalan rica olunur,
Satılfe 8
AKŞAM
11 Şubat 1043
ıı SÜMERBANK 'k
YERLİ MALLAR PAZARLARI
Müessesesi Miidüriüğündenı
Aynî yardım kuponu hamilleri şubatın son gününe kadar mallarını almalıdırlar
14/10/944 tarih ve 6831 sayılı talimatname gereğnlce 4599 sayılı kanun hükümleri uyarınca dağıtılan nynl yardım paralarına mukabil Müessessin İzden ayni yardım kuponu alan Memur ve Zat Maaşı sahiplerine Şubat sonundan sonra mal verilmlyeceğl talimatnamenin 22 ve 32 ncl maddelerle hükümlendlrllnılş bulunduğu alakalılara İlân OİunilT —
İnhisarlar Malt Hülâsası
“Fosfatsız,,
İştalı açıcı ve kuvvet verici ulun bu müstahzarı her eczanede bulabilirsiniz. ’
j 35 santllltrellk şljeal
. Kuruş
Malt flatl 62
Şişe depozitosu 38
;! Satış flatl 100
inhisarlar idaresi
* (13361
Hayret verici bir keşif BMUŞUrUMUlU sojh vf fifrem
Satılık iki adet
DENİZ MOTöRl)
iler İşte kullanmıya elverişli 2 adod maa tekne. «Oroy» markalı motorlar satılıktır.
Evsaf vesalreierl hakkında malûmat almak ve yerlerinde görmek istlyenler Büyükada Anadolu Kulübü şubesine gün müracaat edebilirler.
GRiPİN
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve bütün ağrıları derhal keser
kabında günde 3 kaşe alınabilir. Her yerde ararla GRİPİN tateylnlı
Kiralık mobilyalı apartıman
Ayazpaşanuı merkez bir yerinde her türlü konforu, Radyo, Frijider, telefon, kalorifer ve sıcak suyu havi 5 odalı apartıman kiralıktır, veya mobllyesile devredilecektir Saat D - 11.30 veya 1 - 3.30 arasında 83723 No. ya telefon edilmesi. Mutavassıt kabul edilmez
Kadın terzi işçisi aranıyor
, Parça başına dikebilecek usta v» yardımcı alınacaktır. Pazartesinden - Perşembe gününe kadar saat 12 İlâ 2 arısı, İstiklâl cadd. 292/2 Saadet Terzihanesine müracaatları.___
e™ 1 .....a—
Türkiye iş Bankası
Küçük cari hesaplar
1945 ikramiye plânı
ÇEKİLİŞLER: 29 ocak» 2 Mayıs, 24 ağustos, 1 kasım tarihlerinde yapılır.
—____ 1945 İKRAMİYELERİ - -
1 adet ARSA (İstanbul'da Büyük Yalı'da
Ada: 164. parsel No, 4,
923 M2.)
i Adet 2000 Liralık - 2«»0.— Lira
3 > 1000 a — 3000.— k
4 O 500 > — 2000.— a
10 a 200 a — 2000.— a
25 a 100 a — 2500.— a
100 a 40 ■ ^1 4000.— a
150 a 20 » - 3000 — a
300 D 10 » - 3000 — î
Türkiye İş Bankasına para yatırmakla yalnız para biriktirmiş ve faiz almış olmaz, aynı zamanda talllnizl de denemiş olursunuz.
V— l —
İstanbul erkek öğretmen okulu satın alma komisyonundan:
İst. Yıldızda Balmumcuda kâin okulumuzun 1000 kiloluk koyun eti — beyaz karaman — İhtiyacı kapak zarf suretlle eksiltmeye konmuştur.
Okulca tanzim edilen şartnamesine tevfikan 2460 sayılı arttırma va eksiltme kanununun 31 İnci maddesine tevfikan (21TI/1945 çarşamba) günü saat 15 te Oalatasarayda İstiklâl caddesinde Maliye Vekâleti Liseler muhasebeciliğinde toplanan komisyonda kapalı zarf usulll* İhalesi yapılacaktır.
İsteklilerin tekliflerine göre muvakkat teminat makbuzlarlle Ticaret odası vesikasını h&mllen komisyona müracaatları.
Cinsi Muhammen bedeli Fiati
Beyaz karaman eti__2100 L.__210 K._____________(1638
Sümerbank iplik ve dokuma fabrikaları müessesesi Bakırköy bez fabrikası müdürlüğünden!
Fabrikamız yemekhanesinde soğuk hava tesisatı yaptırılacaktır. Bu depo için tefrik olunan odanın sahası 11 metre murabbaı olup hacmen 43 metre mikâbıdır. İstekli firmaların şeraiti öğrenmek ve teklif vermek üzere Fabrika Ticaret servisine müracaatları yayınlanır. 1B2T)
OSMANLI BANKASI
TÜRK ANONİM ŞİRKETİ
TESİS TARİHİ 1863
Statüleri ve Türkiye Cumhuriyeti ile munekil mukavelenamesi 2292 Numaralı 10/6/1933 tarihli kanunla tasdik edilrniftir. (24/6/1933-tarihli 2435 Numaralı Resmî Gazete)
Sermayesi. 10.000 000 İngiliz Lfruı
İhtiyat akçesi:________12SCOOO Ingüh Lirası
Türkivenin traslıc» Şehirlerinde PARİS, MARSİLYA ve NİS de LONDRA ve MANÇESTERDE
MISIR. KIBRIS, YUNANİSTAN IRAN. İRAK. FİLİSTİN ve MAVERAYI ERDÜN’de
Merkez ve Şubeleri
Yugoslavya, Romanya. Yunanistan. Suriy*. Lübnan Filyalleri ve bütün Dun^ari- Acente ve Muhabirleri vardır.
Her nevi Banka Muameleleri yapar
Hesabı car! ve mevduat hesapları küşadı
Ticari krediler v- vesaiki! krediler ktişadı.
Türkiye ve Ecnebi memleketler üzerine keşide aenedot ÛKontösr Boraa emirleri
Esham ve tahvilât, altın ve emtaa üzerine avans
Senedal tnhsilân ve aaîre.
En vüksek emilire' şartlarını haiz kiralık Kanalar Srıvi.( vardır.
Piyasanın en mcira'l •a>-tlarik (kumbaralı vev* kumbara:" c I nr.rrrul hesnolan açılır
Zayi — 2137 numaralı eski bisiklet plâkamı zayi ettim. Hükmü yoktur.
İrfan özeken
Beşiktaş askerlik şubesinden:
Beşiktaş askerlik şubesinde kayıtlı harb malûlü subay ve erlerle şehit yetimlerinin 945 yılı tütün İkramiye yoklamaları aşağıda gösterilen günlerde yapılacaktır:
1 — 1 şubat 845 ten 20 Şubat 645 e kadar harb malûlü subayların, 21 Şubat 945 ten 28 Şubat 945 e tadar malûl eratuı (Bunlar):
A — Nüfus cüzdanı
B — Resmi senedi
C — İkramiye cüzdanı
D — Malûllyet raporları.
fi — Şehit yetimleri (Bunlar):
1 Mart 945 ten 31 Mart 945 e kadar
A — Nüfus cüzdanı
B — İkramiye cüzdanı
C — Dul veya bekâr olduklarına dair mahalle ihtiyar heyetinin İlmühaberi İle birlikte şubeye müracaattan.
50 UŞLİRINDAKİ LADIRLAR 35 İRDİ 6ORÜKE0İLIRLLfi
Clid hlloeyrelerinden istihraç ve ılu cıhhaUl bir genç kik cildinin hail unsurlarına mılşa-BÜ rECRUBfYİbLh alan yenl ve k,ymcUI fanim» blf hülâsa. Bütün dûn’ yada tanınmış Viyana
üniversiteli profesörü bir clld mütehassısı tarafından teşt ve büyük bir itina Ue seçüml» genç hayvanlardan istihraç ve «BİOCEL» tabir edilen bu hülâsa şimdi cUd gıdası alan penbe renkteki Tokalon Kreminde mevcuttur. Her akşam yatmazdan evvel bu kremi kıllarıımx siz uyurken cildi-nta bu kıymetli cevheri massederek beslenir Her sabah uyandığınızda cildinizin daha açık, daha taze, DAHA O8NÇ. dana yumuşak olduğunu göreceksiniz. Gündüzleri için de (beyaz renkteki yağsızı Tokalon Kremi nj kullanmış. Bu basit ve kolay tartı tedavi sayesinde her kadın 10 ya» geaçleşebUU ve bütün genç kızların gıpta nazarUo bakacağı (ayanı hayret bir clld ve bir ten temin edebilir Tokalon Kremlerinin memnuniyet verici kemereleri garantilidir Aksi tak tirde paramı İade olunur
* Davet — Esirgeme Derneği, (Ha-sap İşi) yapan bayanları, Dlvanyo-lunda, Sıhhi müze karşısındaki merkezine, her ptrşembe gelmelerini rica eder.
it Tip ailesi yardımlaşma cemiyetinden: Cemiyetimizin senelik kongresi 17/2/945 cumartesi günü saat 13,30 da Cağaloğlunda Üçüncü Mutlaka Etıbba Odasında toplanacaktır.
l
inhisarlar U. Müdürlüsünden
Temlnafı
.»75
1203
yukarıda
3
Cinsi Miktan Muhammen bedri
Planya tezgâhı Sadet 10,500
Pres makinesi I adet 8,000
1 — Kapalı «artta yapılan eksiltmesinde talibi çıkınıyım .
cins, miktar, muhammen bedel ve teminatı yazılı makineler pazarlıkla satın alınacaktır.
2— Pazarlık 10/2’945 cuma günü saat 10 da Kabataşta Levazım şubesindeki Alım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartnameler her giin adı geçen şubeden alınabilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte 15 güvenme paralarlle birlikte
mezkûr komisyona müracaatları İlân olunur. (1831)
İŞÇİ ARANIYOR
İstanbul Elektirik tramvay ve tünel işletmeleri umum Müdürlüğünden İdaremizin Şişli oto - tramvay atölyesi ve oto - garaj için üç tornacı, üç dökümcü, iki tav ve su verme ustası, on silici alınacaktır.
1 — İlk girişte İmtihanda gösterecekleri ehliyete göre saattte 50 kuruş ve silicilere saatte 18 kuruşa kadar yevmiye verilecektir.
2 — İş yeri ile işçinin evi arasında muteber olmak üzere meccani tramavay seyahat kartı;
3 — Yüzde yirmi beş pahalılık zammı;
4.— Nüfus başına ayda 5 lira aile zammı:
5 — Mesai saati haricinde çalışanlara yüzde otuz zammtle fazla mesai ücreti;
6 — Altı seneye kadar her sene beş kuruştan 30 kuruşa kadar kıdem, zammı;
7 — Haftada bir gün ücretli hafta tatili;
8 — Bir kap yemek ve yarım ekmek meccanen;
9 — İş elbisesi, kasket ve palto meccanen verildiği gibi, hastalık zamanında tedavi ve ilâç masrafları da idareye aittir.
Askerlikle alâkası olmıyan İsteklilerin müspet evraklarlls birlikte cumartesiden maada her gün saat 14 ten 16 ya kador İdaremizin Beyoğlu Metro Han beşinci kottaki Zat İşleri ve Sicil müdürlüğüne müracaatları lüzumu bildirilir (1834)
İstanbul defterdarlığından:
Mütekait ve dul ve yetimlerin ve htdemat* vataniye tertibinden maaş alanların nazarı dikkatine/
Hükümetçe tevzi edilmekte olan şeker ve sair eşya ve maddelerin dağıtımında kullanılmak üzere tabettirilen iaşe kartlarının tevzii İşi ile İaşeye müteallik diğer işler badema Malsandıklarınca haftanın PAZARTESİ ve CUMA günleri yapılacağından, alâkalıların bu gibi İşler İçin tâyin olunan günlerde Malmüdiirlüklerine müracaatları(1B18)
DERHA
KAŞELERİ
GripiNezfeyiSeğukalgın/ıkhum, Ağrı Sızı ye Sancıları derhal geçirir. I Kase lOKmştıır.
Doktor operatör aranıyor
Fethiye Şirketi Madenlyeslnln Fethlyedekl Madenlerinde çalışmak üzere Operatör doktor aranılmaktadır.
fstiyenlerln Galata Posta kutusu 14 No. ya yazmaları veya 43808 numaraya telefon etmeleri-
Eminönü Kaymakamlığından
Eminönü kazası 945 yılı bekçi ücretleri tahakkuk cetvelleri 5. 1. 946 tarihinden itibaren on beş gün müddetle her nahiyenin poll* karakolları koridorlarına asılmıştır.
Her mükellef mıntakasındakl karakollara giderek kendilerine tuh v* tevzi edilen bekçi ücretlerini mutlaka görmeleri. Ve İtirazı olanların bu müddet zarfında bağlı bulundukları nahiyelere dilekçe ile müracaat et-melerl İlân olunur. (1592)
Tomruk nakli ve istif işi
Devlet Orman işletmesi Düzce Revir âmiriiğinden ;
1 — Revirimizin çiçekli bölgesi dahilindeki Samandere - Çiçekli serisinin muhtelif maktalarından 9490 metreküp tomruğun Mehdlbey deposuna nakil ve İstif İşi açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Açık eksiltme 14. 2. 945 tarihine rastlayan çarşamba günü saat 15 de revirimiz merkezinde komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Beher metreküp tomruğun nakil ve istif İşinin muhammen badeli 22 liradır.
4 — Muvakkat teminat % 7.5 besablle 15858 hra 50 kuruştur.
5 — Açık eksiltme şartnamesi Ankarada Orman umum müdürlüğünde İstanbul Adapazarı, Bolu, Mudurnu ve Düzce revir amirliklerinde görülebilir.
8 — İsteklilerin muayyen gün ve saatte komisyona müracaattan. (IMS)
Sümerbank iplik ve dokuma fabrikaları mües-sesesi Bakırköy bez fabrikası müdürlüğünden:
Fabrikamız revir ve ameliyathanesi İçin âlâtı cerrahiye ve hastane levazımı satın alınacaktır. İstekli firmaların ihtiyaç listesini görmek ve şeraiti öğrenmek ve teklif vermek üzere Fabrika Ticaret serivlslne müracaatları ilân olunur. (17141
Tıp fakültesi dekanlığından:
Fakültemiz Birinci Cerrahi Kliniğinde 120 lira ücretli bir lâboratuvar şefliğiyle 120 lira ücretli bir başhemşirelik açıktır. İsteklilerin gerekli ev-rakiyle blrLikte 28/2/945 günü akşamına kadar Tip fakültesine baş vurmaları. (1719)
Vakıflar orman işletme müdürlüğünden:
1 — Terkos civarında kulakçayır ormanının alatepe deposundan 5200 kental odun şartnamesine göre ve pazarlıkla satılacaktır. Beher kentalin muhammen bedeli «320» kuruş muvakkat teminat 1248 liradır.
2 — İsteklilerin 14. 2. 945 çarşanba günü saat 15 de komisyona müracaatları
ZİRAAT
□ANKASI
İstanbul defterdarlığından:
Miiiefcaff, dul ve yetim nıaaşı alanların nazarı dikkatine/
4599 sayılı kanun ve 1570 sayılı kararnameye tevfikan hazırlanan ta-llmatnan' mucibince 22,5 lira bedel mukabilinde ayni yardım karşılığı olarak tevzi edilmekte olan A, B, C işaretli kuponların dağıtım İşi 20 şubat 1045 günü nihayet bulacağından, şimdiye kadar kuponlarını alamıyan zat maaştan sahiplerinin mezkûr tarihten evvel maaşlarını aldıkları Malsan-• dıktarına müracaat ederek mevzubahis kanonlarını almaları Hân olunur, (1817)
Borsa ve Osman'ı Bankası Komiserliğinden
(Atlantik Ticaret ve mümessillik T keti) tarafından ılüO.OÛO) li-
ralık sermayesini temsllen çıkarılmış olan her biri (IDOV Hra İtIh iri kıymeti haiz hâmiline alt (1000» adet hisse senedi 9 şubat 1645 tarihinden itibaren. | Borsa kotuna kabul edilmiştir. (1824) j
BIPiKTiOEN
pamat-gdco
Senede 28.800 lira ikramiye
Ziraat Bankasında Kumbaralı ve İtibarsız tasarruf hesaplarında
12 Mart. 11 Haziran, 11 Eylül ve 11 Birincikânım keçide tarihlerinden bir ay evvelki matlûp bakiyeleri 60 liradan a* olmamakla beraber keşide tarihine kadar da matlûp bakiyeleri bu mlkdardan aşağı düşml-yenler arasında senede 4 def'a ........‘ .............
re ikramiye dağıtılacaktır.
4 Adet
4 •
4 »
40 •
100 •
120 »
160 •
DİKKAT
çekilen küda ıls aşağıdaki plâna gö-
1000 liralık
500 •
250 *
100 •
50 a
40 »
2ü a
4000 Lira
2000 • 1000 •
4000 a
5000 • 4800 •
3200 ■
Hesaplarındaki paralar bir sene İçLnde 80 liradan aşağı düşmlyen-lere ikramiye çıktığı tMikdlrde % 20 fazlaslle verilecektir.
Created by free version of 2PDF
Comments (0)