San» 27 — No. 04S4 — Flatl her yerde 10 kuruştur. 3ALT 18 Şubat 1045 Sahibi: Neomeddin Sadak — Neşriyat müdürü; Hikmet Feridun Fa — AKŞAM Matbaası
Sovyetler Birliğinin Japonya’ya karşı harbe gireceği bildiriliyor
Üçler toplantısı tam anlaşma ile. neticelendi Toplantı Kırım’ın Yalta şehrinde yapıldı, bir tebliğ neşredildi
Toplantıda varılan kararlar Ingiltere ve Amerikada memnuniyetle karşılandı
t’çlerin bundan evvelki topiantıl anna ait bir enstantane
Londra. 13 (R.) — Şubatın dördüncü günü Kırım'ın Yalta şehrinde toplanmağa başlı yan Üçler konferansı toplantısını dün öğleden sonra bitirmiş w geceleyin bir tebliğ neşredilmiştir. Roosevelt, Chtırchlll ve mareşal Stalln’ln lmzalarlle çıkan bu tebliğ, Moskova, Londra ve Vaşlngton radyoları tarafından aynı zamanda neşredilmiştir.
M. Roosevelt, toplantıya giderken Maltaya uğramış, burada M. Chur-ohlll İle görüşmüştür. Bundan sonra iki Reis uçakla Kırım'da bir hava meydanına İnmişlerdir. Kendilerine Amerika ve İngiliz Dış Bakanlan da refakat etmiştir. M. Roosevelt ve Bhurchlll, hava meydanında Sovyet Dış Bakanı Molotof tarafından kar-■flanmışlardir. Amerikan ve İngiliz heyetlerinin diğer kzalar! denir, voliyle Kırım'a gitmişlerdir.
Konferans, toplantılarım Y&ita'da eakl Çarların sarayında yapmıştır.
Vaşlngton 13 (R.) — Yalta konferansında M. Roosevelt ve M. Chur-Chlll’e kızları refakat etmiştir. M. Roosevelt, Sovyet kumandanlarına yerilmek üzere Mareşal Stalln'e muhtelif nişanlar tevdi etmiştir.
Londra 13 (R.) — Times' gazetesi üçler konferansının neticelenmesi münasebetlle yazdığı bir makaleye tTarihte biiyük hadise» serlevhasını kovmuştur.
Âmsrlkadan gelen haberlere göre. Vaşington'da gerek demokrat, gerek Cumhuriyetçi fırkalar. Üçler toplantısında varılan neticeleri memnuniyetle karşılamışlardır.
San Fransisco toplantısı
Ankara 13 (R.) — Nevyork radyosu bildiriyor: 25 nisanda San Fran-eisco'da toplanacak olan Birleşik milletler konferansında Poîonyanın batı hududu. Yugoslnvyada faşist aleyhtarı meclis kurulması. Almanyanın harb ■ararlarını tazmin etmesi de görüşülecektir. Almanya, bu zararları mümkün olduğu kadar aynen yapacağı teslim İle Ödeyecektir.
Resmî tebliğ
Londra 12 (AA.) — Kırımda toplanan üç büyükler konferansının tebliği bugün saat dokuz buçukta neşredilmiştir. Bu tebliğin başlıca noktaları şunlardır:
1 — Üç memleketin genelkurmayı bütün malûmatı teati etmişler ve askeri gayretlerde daha sıkı bir insicama varmışlardır. Üç memleket genelkurmayları doğu, batı, kuzey ve güney İstikametlerinde Almanyanın kalbine doğTU havadan ve karadan ahenkli bir taarruz plânı kararlaştırmışlardır. Üç memleketin askeri anlaşması harbin sonunu yakınlaştıracaktır. üç genelkurmay arasında Ica-bettiği vakit yeni görüşmeler yapılacaktır. Nazi Almanya, mahkûmdur. Alman milleti ümitsiz bir mukavemete devam teşebbüsünde bulunmakla mağlûbiyetinin bedelini daha ağırlaştırmaktan başka bir şey yapmış ölmıyacaktir.
2 — Mağlûbiyetten sonra Almanya-ya yükletilecek kayıtsız ve şartsız teslim olma hükümlerinin yerine getirilmesini sağlamak İçin müşterek bir hareket kararlaştırılmıştır. Kesin mağlûbiyetten evvel bu hükümler neşredil mi yecekt İr. Üç devletten her biri ayrı bir bölge işgal edecek, fakat Öç büyük müttefikin başkomutanlarından mürekkep müşterek bir denet komisyonu İrtibatı saglıyacaktır. Bu komisyonun merkezi Berlin olacaktır.
Şuna karar verilmiştir kl, Fransa, eğer bir işgal bölgesi elde etmek ve denet komisyonuna dördüncü üye olmak İsterse davet edilecektir. Fransız bölgesinin çevresi alâkalı dört hükû-
met tarafından Avrupa istişare komisyonundaki mümessilleri vasıtasl-le tesblt edilecektir.
Alman militaristliğini ve nazilliğini yoketmek ve Almanyanın dünya barışını bir kere daha asla bozacak vaziyette olmamasını sağlıyacak surette hareket etmek sarsılmaz azmimiz dir.
Almanya silâhsızlandırılacak. Alman genelkurmayı, mllltarlstllğl btr daha yaşatmakta 6clz bırakılacaktır.
Bu sabahki
sis
Si» yüzünden on bire kadar vapurlar içliyemedi
Dün gece yarısından sonra şehri sİ» kaplamağa başlamış v* sis, sabahın İlk saatlerinde büsbütün kalınlaşmıştır.
Bu yüzden bu sabah deniz seyrüseferi durmuş, ne Adalar. Kadıköy, ne Boğaziçi, ne de Haliçte hiç bir sefer yapılamamıştır. îstanbulda işi olup da vapurla alâkası bulunanlar İşleri başına gelememişlerdi!'.
Sis, yalnız denizde değil, karada da pek kesif olmuş, kara nakil vasıtaları da ihtiyatla seyrüsefer edebilmişlerdir.
Sis saat on bire doğru dağılmağa başlamıştır.
Romanyaya motor seferleri
Ankara 13 (Telefonla) — Romanya ile Türkiye arasındaki motor sererlerine bugünlerde başlanacaktır. Ancak takas yapılacak mallar henüz tesblt edilmediği İçin motörler bunu bekle, inektedirler.
- ----------------------------
Daha iyi dünyayı arayanlar man: A. ADNAN . ADIVAB Üçüncü yazı yarınki Akşam’da
Almanyanın silâhları ve harb sanyll kldırılacaktır. Harb suçlulstn yargılanacak ve süratle cezalandırılacak v» nazllerln kanunları, kurulları ve nüfuzları yokedllecektlr.
Alman milletini mahvetmek niyetinde değiliz. Ancak, mazilik ve militaristlik kökünden sökülüp atıldıktan, sonradır kJ, Almanların şerefli bir bayat ümidi ve milletler komitesinde btr yer! olabilir.
(Arkası sahife 2, sütun 5 de)
Batı’da yeni muvaffakiyetler
KanadalIlar, Cleve'i, Amerikalılar Prum’u zaptettiler
Parla İS (AA.) — KanadalI birlikler Cleve şehrini düşmandan temizlemişlerdir. KanadalIlar şimdiye kadar 4000 esir almışlardır. Şimdi Relschvald ormanında çarpışmalar Oluyor. Cleve, Nymegen'ln 20 kilometre cenup doğusunda ve Rlıln nehrine 3 kilometre mesafede bir Alman şehridir. Ve Slegfrled hattında ehemmiyetli bir kaledir.
Daha cenupla üçüncü Amerikan ordusu Prum sokaklarında çarpışıyor. Almanlar bu şehrin Müttefiklerin eline geçtiğini bildiriyorlar.
Birinci Amerikan ordusu şimdi Almanya'nın 20 kilometre içerisinde çarpışıyor.
Londra 13 (A,A.) — Müttefik umumi karargâhında bulunan harb muhabirleri, 3 Müttefik ordusunun Rhln havzasını tehdit etmekte olduklarım bildirmektedir. Bir çok büyük Alman şehirleri ile Müttefik cephesi arasındaki mesafe elli kilometreden azdır.
KUTUP KIZI
Aşk ve macera romanı
Tercüme eden: (Vâ - Nü) Yalanda Akşam’da bu güzel tefrikaya başlıyoruz.
I ■ İd
Vaşington’dan gelen haber
Sovyetler Birliğinin birleşmiş milletlerin toplanacağı 25 nisanda kararını bildirmesi muhtemel
Vaşlngton 12 (AA.) — Londra'da dolaşan şayialara göre üçler konferansında, müşterek kurmay heyetinde Rusların da temsil edilmesi hususunda bir anlaşmaya varılmıştır. Şimdiye kadar kurmay heyeti yalnız İngiliz ve Amerikan üyelerinden teşkil edilmişti ve heyette bir Rus müşahit bulunuyordu
Rus sİyasetLndeld bu değişiklik İçin ileri sürülen sebepler, Almanya'ya karşı yapılan harbin. Sovyet ve Batı Müttefikleri arasında Almanya'nın doğusunda re batısında yapılacak bir çok kıskaç hareketlerine esas teşkil edecek bir strateji formülünün tanzimini icabettlron bir duruma gelmiş olmasıdır. Bu hususta alınan haberler. Rusya'nın, Japonya’ya karşı yapılan harbe İştiraki İhtimallerinin de müzakere mevzuuna girdiğine dair tahminlere yol açmaktadır.
Kahire ve Kebek konferansları Mirasında, Japonya'ya karşı atın ac ak tedbirler müzakere mevzuunu teşkil ettiği zaman M. Stalln bu müzakerelere iştirak etmekten İmtina etmişti.
Londra 13 (R.l - Vaşington'dan gelen haberlere göre birleşmiş milletlerin San Fran.'rtseö'dâ yapacakları toplantının tarih! olan 25 nisan Sovyetler Birliğinin Japonya'ya karşı tarafsızlığını sona erdireceği tarih olacak tır.
Bulg&ristanda kalan aıtma ilâçları
Ankara 13 (Telefonla) — Kızıl ay genel merkezi Bulgaristanda kalmış olan üç vagon sıtma İlâcının getirtilmesi için Ticaret Bakanlığı el ile gerekil tedbirleri almıştır. Bu İlâçların hemen hepsi Atebrlndlr ve Kızılaym üç senelik İhtiyacım karşılayabilecek miktardadır.
m»lllllllll|||IIIIIIIUIIIIIIIIUIJ>ıııııHıiaılliihltilıHiHUUil»ITı
DİKKATLER
Şarlo, niçin kendini taklitte birinci çıkamamış
Bir şarkı dinliyorsunuz ve iddiaya giriyorsunuz:
— Aman Filânca ses artisti!.. Ne güzel söylüyor,
— Nasü olur?.. Şimdi radyodaki o değildir. FUftncadır.
— İmkânı yok.,.
Bahse tutuşuyor ve kaybediyorsunuz. Meğer bu söyleyen, o filânca artistin mukallidi imiş.
işte o zaman, Şario’nun, uŞar-lo’yu en iyi taklidedebilenler» müsabakasına gizlice girerek niçin ancak beşine i Hk mükâfatını kazandığını anlıyorsunuz: Mukallitler, hakikî'nin hususiyetlerini yakalayıp o derece sonuna kadaı- istismar ediyorlar kl, hakiki, kendi şahsiyetini bu kadar elbette ortaya süremez. Tabiiliği yüzünden bazan da dalar, bnşka şekiller yapar, yenilikler arar...
Güzel sesi olanuı kendi kendine yükselmeğe kalkmayıp da bir başkasının kopyeslnl çıkarmakta muvaffakiyet aramağa yeltenmesi ne yazık! Taklit cidden nahoş
Öder boyunda katî bir savaş başladı
Bu muazzam savaşın neticesi, muharebenin devamı üzerinde tesir yapacak
Kızılordu Breslau’ın 100 kilometre batısındaki Bober nehrini geçti; Oresden’e 116, Stettin’e 24, Danzig'e 39 kilometre mesafede bulunuyor
Paris 13 (A. A.l — Harb muhabirlerinin bildirdiklerine göre, Öder cephesinde Zukhov birlikleri eşi görülmemiş bir meydan muharebesi vermektedirler. Bu muhabirlerin kaydettiklerine göre, bu muazzam muharebenin neticeleri harbin devamı üzerinde tesir yapacaktır.
Moskova 13 (AA.' — Doğu Alman-yada. Oder’ln batısında Sovyet orduları Merkez! Almanya ve Dresden istikametinde ileri hareketlerine devam etmektedirler. Mareşal Stalln tarafından neşredilmiş olan bir günlük emir, mareşal Konlev ordularının Bober neiırl üzerinde bulunan Bun-zau şehrini ele geçirmiş olduklarını bildirmektedir. Bu kuvvetler Dresden İstikametinde süratle İlerlemektedirler Almanlar. Rus kuvvetlerinin Bo-ber'l geçmiş oldukların^ ve Bunzau'a girdiklerini itiraf etmektedirler. Bu kesimde. Kızılordu son 24 âaat İçinde 50 kilometre İlerlemiş ve Dresdene 130 kilometre mesafeye gelmiştir.
Breslau şehri kuşatılmak üzeredir. Alman garnizonu ricat etmek İçin 20 kilometre genişliğinde bir koridordan geçmek zorundadır. Bu koridor. Sovyet topçusu tarafından durmadan bombardıman edilmektedir.
Pomeranyada, Bal tık kıyılan istikametinde İleri hareket devam, etmektedir. Almanlar. Polonya koridorunda savaşların yeniden canlanmış olduğunu bildiriyorlar.
Çekoslovakyadn, Sovyet Birlikleri. Morovka Ostrovka istikametinde 11ar-lemektedlrler. Bu şehir, Alman - Çekoslovak ve Polonya hudutlarının birleştikleri noktada bulunmaktadır.
Günler Geçerken
Kambura benzetmek lâzım
Son günlerde yazdığım iki fıkra meslektaşlar arasında çeşitli tefsirlere yol açtı. Şu var kl biri benim fıkralarımı gözden kaçarsa da yalnız o tefsirleri okusa ileri sürdüğüm fikir hakkında sağlam, doğru birşey öğrenmişi olamaz; hattâ tefslrcilerin dediklerine bakarak büsbütün aykırı bir hükme bil» varır; belki de fikirsizliğime acır veya kızar. Meselâ (Zenginde sanat kayıtsızlığı) üzerine görüşümü anlatırken Garpla servet sahiplerinin edebiyata ve sanata merak salarak bazı mükâfatlar, vakıflar kurduklarını söylemiş, bu suretle de adlarını edebiyat ve sanat tarihinde yaşattıklarına işaret etmiştim. Dememiştim ki sanat ve edebiyat böyle mükâfatlarla, vakıflarla gelişir, yani ancak mükâfat kazanmak hevesi ve ümidiyle sanatkâr ve eser meydana gelir. Arkadaşlar işi bu çığıra soktular ve sütunlar doldurdular. Bana şaşmak düştü.
Başka bir fıkramda da (Koltuk değneksiz fıkralar) başhğiyle fıkra sütunlarımızı konu olarak almış, okuyucularımızın harcıâlem fıkralann tekrarlanmasından bıktığını, fıkra köşelerindeki yazılara şartmış gibi muhakkak bir malûm fıkra sokulması lâzım gelmediğini, gene Garpta o gibi yazıların fıkram yazılabUdiğini söyliyerek kendi kafamızdan çıkan buluşların dalıa kıymetli olacağına dikkati çekmiştim. Bu, ne kimsenin yazış tarama dokunma, ııe (le fıkraya fıkra sokulmaz şeklinde bir kanun çıkarma idi. Hatta «Artık fıkraların çoğunda Nasreddin Hoca, Bektaşi Babas. İncili Çavıış, bilmem hangi nekre veya soytarı hikâyesi yer alını yor: kendi kafamızdan iyi kötü, az çok ne çıkarsa onunla kalıyoruz, yanlı yağımızla kavruluyoruz» diyerek eski usulden ayrılmağa başladığımızı da menin unlukla kaydetmiştim. Dostlar meşe leye bambaşka bir mâna verdiler, «yazıya fıkra girmez-, deınis * getirdiler ve şunu hazırlandılar: Yarın, ezkaza makaleme bîr fıkra sokuverirsem hücuma geçecekler «Hah. diyecekler, gördün mü, sen de talkın verdin, salkım yuttun!»
Bunlar neden böyle oluyor? Bir muharririn bana dediği gibi '■eğer bir yazıyı olduğu gibi alırsak yazacak şey kalmaz!» Anlaşıldı: Bizler, muharrirler çok defa arkadaş sırtından geçinen insanlarız. Yalnız, o arkadaşın sırtına dümdüz dersek işimiz yürü-yemiyeceğinden ayrıca kambura benzetmemiz lâzım!
Refik Hali d Karay
Mareşal Stalln tarafından neşredilen bir günlük emir, Petrov kıtalarının Morovka serovka'ya 50 kilometre mesafede bulunan Blelslco'yu işgal etmiş olduklarını bildirmektedir.
Bober nehri geçildi
Brüksel 13 (A.A.I - Alman haberler ajansı, Sovyet kuvvetlerinin Gorlltz 'n 40 kilometre doğusunda bulunan Ounslav'a girdiklerin! bildirmiştir.
Aynı ajans şunları İlâve etmiştir. Sovyet birlikleri Breslau'ın 100 kilometre batısında Bober nehrini geçmişlerdir. Breslau İle Dresden arasında yan yolda iki köprübaşı kurulmuş ve bu mevziler şiddetli Alman karsı taarruzlarına rağmen muhafaza edilmiştir.
Stokhoim 13 (AA.ı - Ruslar Bres-lau ile Saksonyanın başkenti Dresden arasındaki yolun yansını almışlardır. Almanlar, Oder'ln 60 kilometre ba'-1-sındakl Bunzlaıı İle 33 kilometre kuzeyindeki Sprottau arasında muharebeler dlduğunu bildiriyorlar. Kıztior-du DatıalR Limanına 30 kilometre mesafede bulunuyor.
Kızılordu Saksonya hududunda
Londra 13 (A. A.) - Moskuvadan gelen haberlere göre. Konlev orduları Saksonya hudutlarına dayanmıştır. Mareşal Zukhov birlikleri de Stettln'e yaklaşmaktadırlar. Danzlg için muharebe bütün şlddetüe devam ediyor.
Reuler ajansının Moskova muhabiri, Zukhov kuvvetlerine mensup seri kolların Berlin istikametinde. Bre3-(Arkası sahife 2, sütun 4 de)

AKŞAM
13 Şubd.l 1015
Sahile 2___________________________________
SÖZÜN GELİŞİ
Yoksa durak işletmesi m ?
Atalarının «ariyan bulur » demişler: bu süsün doğruluğundan yavaş yavaş şüphe etmeğe başladığımı, hattâ tam bir şüphe koması haline girdiğimi »akliyam>yarağım. Sanatın ve bu arada her şeyin tek çıkar yolu aramak, füseli, iyjyi, doğruyu bıkmadan, usanmadan aramaktır. Ama uzun bir aramanın hiç olmazsa ufak tefek buluşlar toplaması da zaruri değil midir? Tlayır! İşte karşımızda tramvay idaresi hiç bir şey bedamamacasmn aramanın koca teşkilâtlı bir örneği olarak duruyor.
Tramvay idaresi uzun, pek utun zamandan beri İki şey arıyor: 1 — Otobüsler hangi yollardan geçerlerse en faydalı turları yapar, halkın ihtiyacını tam olarak karşılamış olurlar? 2 — Tramvay duraklan nerelerde olmalıdır?
Türlü tertiplerden sonra otobüsler gene bir zamanki usul üzere dönmeğe başladılar. Eıı iyisi bu idi İse eskiden, bu usul bu-iııııdıığu zaman neden cayılmış, Hirlü gidişlerle halk otobüs avına çıkarılmıştı'.’ Bilinemez!
Tramvay duraklan bahsine gelince, heyhHt! Tramvay idaresi hala en münasip durak yerlerini aramakla meşguldür. Gazeteler belki yirminci defa olarak durak yerlerinin tekrar değişeceğini haber veriyor. Duruk yeri, hiç olmazsa adına yakışsın diye durucu olmalıdır. Acaba dünyanın bir tarafında bizim durak yerleri kadar yerinde durnuyan, kâh şuraya, kâh buraya atlıyan. bir gün ileri giden bir gün geri kaçan, günün birinde İse ortadan büsbütün yok olan durak yeri var mıdır? Yoksa sevgili tramvay işletmemiz aslında bir durak işletmesi midir? Doğrusu şaşılıyorum; çünkü durak yerlerimiz tramvaylarımızdan daha İşlektirler.
Hâlâ ariyan bulur diyorlar. İliç sanmıyorum öyle olsaydı tramvay idaresinin en münasip durak yerlerini çoktan bulması lâzımdı. Şevket Rado
Yunanistan’da anlaşma
Uzun bir toplantıdan sonra dün imza edildi
Türk-Yunan dostluğu
Liberal parti şeflerinden Gonatas’ın demeci
Atina 12 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor; Liberal i partisinin idare mahfillerinden alı- ı nan bazı haberlere göre, partinin l idaresi gelecek seçim mücadelesi ba- ; kurundan bir tartışma konusu teşkil ’ «Unektedir. Aynı mahfillere göre, ; şimdiki liderleri Sofuiis'in yaşının > çok ilerlemiş bulunması. Liberal par- . tide bazı değişiklikler yapılmasını zaruri kılmaktadır. Venizelos ve Go-natas namzed olarak ileri sürülmüş- ' terdir.
Beni hususi olarak kabul eden Go-nataa bilhassa şunları söylemiştir: 1 «Türlüye Büyük Elçisi ve Yunanistan' 1 m büyük dostunun buraya dönüşü 1 bizi ?on derece sevindirmiştir. Veni2e-los'un siyasetini takibeden blzler, ev-vef den beri kardeşçe olan, Türk Yu-' nan münasebetlerinin g _
husus! bir önem veriyoruz. 21ra herjak eden İki memleketin menfaatleri m işte- sabah Atina'ya rektir. Türk milletinin İşgal sırasın-' aşağıdaki tebliğ neşredj.mlşUr. dahi ıstırap devresinde Yunan mille- j .Naip Mooseııyör Damaskinos'un tine karşı gösterdiği kardeşçe duy- teşebbüsüyle Eum ve Yunan büfcû-g-ularını dalma şükranla amvoruz 1 mcu murahhasları arasında toplan-Yunanlstan'ın İhtiyaçlarını karşıla-olan konferansta bir neticeye mak için Türk İyenin pazarlarını em- ı varılmıştır. Müzakere edilen bütün rimlze âmade bulundurmak hususun-'noktalar üztrinde saat da bir da gdaterdltl mlUsad-kSrimtan. son ,nllîmaya AnU.^» e.;
der«. mal.hauU bulan»,»mt. D«l ( lnd(r
»m brrMK-ı, T'ÇVi’lrltrm Vo V-mvaılld owı m .... . . , .
I sal bir demeçte bulunulamamış ve temsilciler kıs* bir protokol imza et-mislerdir.
İngiliz Orta Şark Devlet Bakanı Mac Mİ İlan İle İngiltere'nin Yunanistan'daki Büyük Elçisi Rex Leeper anlaşmanın İmzasında hazır bulunmuşlardır.
Londra 12 LA.A.) — Re utar ajana bildiriyor: tanı ve Yunan hükümeti murahhasları arasında 10 saat süren bir toplantıdan sonra, bu sabah bir anlaşma imaa edilmiştir.
İngiliz Orta Şark Devlet Bakanı M. Mac MJllan ile Ingiltere'nin Yunanistan Büyük Elçisi anlaşmanın İmzasında hazır bulunuyorlardı
Nihai anlaşmanın İmzasından önce. her noktada uzlaşmaya varılmıştır.
Atina 12 (A.A ı — Yunan hükümetiyle Eamin vardığı anlaşmanın askeri maddelc-1 gereğince. bugünden itibaren 14 gün İçinde tekmil Yunanistan'da bulanan ' : Elâs kuv-r_ vetlpri silâhsızlandır' ılçtır
. ____ Atina 12 (A-A.) — Varhlz* dc top-
gelişmerine j lanmış olan barış konferansına Iştl-— n.— —w Yunan murahhasları, bu
döndükten sonra
Ve komşu Türkiye ile Yunanistan’ın gelecek barışı birlikte derpiş edeceklerine kat’iyyen emin bulunuyoruz.»
Romanyada kabinenin mevkii
Bükreş 12 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Tedrici değişikliklere uğramış olan bugünkü kabinenin değiştirilmesi h ususun dairi hareket Başbakan M. Radis-cku'nun milli demokrat partisi şefleriyle yaptığı bir ço* görüşmeleri takibetmektedır.
Dahiliye müsteşarı Teoharl Osor-gesku, bugünkü kabine, günün meselelerini halletmek istemediği ve halle de m iyece ği yolundaki sözlerini bunların İyi niyetlerle hareket eden Başbakana racl olmadığını tasrih etmek suretiyle kısmen geri almıştır.
Diğer taraftan mlllt köylü partisinin gayri resmi gazete,sİ olan «Drep-tatea. tekrar çıkmaya bağlamıştır. Gazetenin yayınına ara vermesi matbaa İşçilerinin gazetenin çıkmasını istememelerinden doğmuştur. «Dreptatea» bu sabahki sayısında Maııju'nun siyasi hayattan çekileceğine dair dolasan şayiaları yalanlamakta dır.
Amerikanın harb
M. ROOSEVELT’İH MESAJI
Milletler arası işbirliğinden ve Amerika’ya düşen vazifelerden bahsetti
Üçler konferansı tam anlaşma ile sona erdi
Londra 12 (R) — Amerikan Cumhuneisl Rooscvelt, Amerika mebusan meclisine bir mesaj göndermiştir. Beyaz Saray tarafından bugün Washlngton.’da neşredilen bu mesajda, Cunıhur-relsl bütçe plânında işaret ettiği esasların milletler arası anlaşmalarda ve yarınki sulh dünyasında mühim birer rol oynıyacağnu söyledikten sonra şöyle devam etmektedir:
>(Daimî bir sulh ve daha iyi bir dünya elde etmek için dalıa bir çok gayret göstermemiz lâzımdır. Bu kadar büyük emek sarfe-derek kazandığımı® zaferi devam ettirebilmek ve gayemize tanıa-mile varabilmek, ancak ilerisi için cesaret ve iyi görüş ile kabil olacaktır. Sulh müesseselerinin milletler arası siyasî ve İktisadî iş birliğine dayanması lâzım e 1-diğinl daima söyledim ve tekrar ederim.«
Amerikan menfaatlerinin Birleşik milletlerin menfaatlerde bir olduğuna işaret eden Mr. Roose-velt harbden sonra her memlekette sanayiin yeni baştan kurulmasına ve İnkişafına, işsizliğin karşılanmasına çalışacağını, bunun için de milletler arası geniş bir ticarî alış veriş sistemi kurulacağını söyledikten sonra şöyle devam etmektedir)
ııBugün hürriyete kavuşan bir çok memleketlerde münakalât bozulmuş, fabrikalar yıkılmış, elektrik santraliaıı durmuş bulunuyor. Kömür hav2alarile sanayi merkezi arasında yollar kesilmiş, köprüler gerek muharebelerle. gerek düşmanın bozguncu bambalarile havaya uçurulmuş, denizlerde nakliyat işini görecek gemiler harab olmuştur. Kültür merkezleri harab, halk hastadır. Bu memleketlerde kurulan mahallî hükümetler şehirleri yeni baştan kalkındırmağa çalışıyor-h’-. Fakat bunların kaynaklan fabrikaların tekrar kurulmasına, sanayi hayatının canlandırılma-
Bir döviz kaçakçılığı
Gümrük muhafaza teşkilâtı İle emniyet müdürlüğü tarafından müştereken yapılan bir tahkikat neticesinde yeni bir döviz. kaçakçılığı meydana çıkarılmıştır Bu kaçakçılık şu şekilde olmuştur;
▲İmanlar, memleketimizi terket-meden ovvel, Dlmltrl İsmindeki bir şahıs Alman tebaasJie temas ederek bunlardan aldığı, altın, gümüş mücevherlerle bir hayli yekûn tutan gümüş parayı bazı eşhasın bankalar-dakl hususi kasalarında saklattırmış, bil âhara bunların bir kısmını harice çıkartmağa da muvaffak olmuştur. Harice çıkanlamıyan bir kısım altın -lan saklı yan on bir İçişi kadar teabit olunmuştur. Bunlar hakkındakl tahkikata devam edilmekte olup bir kaç güne kadar bu tahkikatın neticesi bekleniyor.
masrafları
Vaşlngton 12 (A.A.) — Amerika Maliye Bakanı M. Morgenthau, Pear) Harbour hâdisesinden beri Amerika harb masraflarının 238 milyar dolara baliğ olduğunu dün açığa vurmuştur. Bu rakam, geçen harbde Amerika tarafından sarfedUmlş olan paranın mecmuundan 7 misli fazladır, şimdi, vergiler, harb masraflarının yüzde 40 sini karşılamaktadır. Amerika milleti de harb bonoları satın almak eurellle hükümete İkrazda bulun makta ve böylece büyük ölçüde masraflara İştirak etmiş olmaktadır.
İtalyan ticaret ataşelikleri
Londra 12 (A A.) — Roma
radyosunun verdiği bir habere göre, ltalva hükümeti Amerika, Brezilya, İsviçre Ve Türklyede ti-
Dr. Ziya Gün’iin vasiyetnamesi dâvası neticelendi
Merhum gAz doktoru Ziya Gün, vasiyetnamemle mevcut servetini Üniversiteye devretmiş olması dolayı -sile, doktorun şahsi mirasçıları İle üniversite tesis heyeti arasında ta-haddüs c-den dâvalar asliye üçüncü hukuk mahkemesinde karara bağlan mistir. Mahkeme: doktor Ziya Giın’ ün varisleri tarafından, elde mevcut vasiyetnamenin iptali hakkında Heri sürülen sebepleri kabul etmemiş ve vasiyetnamenin kanuna uygun olduğu neticesine varmıştır.
Vasiyetnameye göre, Ankara caddesindeki Meserret oteli ile altındaki üç dükkân, Bahçekapıda Rahın pnşı hanının bir miktar hissesi. Fındıklı -yan hanının bir kısmı, Caftaloğlu ve Yerebntan'dakl blrfr ev üniversite
Caret al?ş İlkleri Julastna katar tesis heyeti emrine tapuya tescil cdl-vermişlir. | lecektlr.
Paris’te açlık
Bir kedi 1,5 İngiliz lirasına satılıyor
sına kâfi değildir. Bunun için baş. ka çarelere başvurmak lâzım gele çektir kİ işte biz belki bu hususta onlara yardim edebileceğiz. Amerikanın bu sahada oynıyacağı mühim rol gerek bütün dünyanın ve gerek kendisinin menfaatine olacaktır.»
Ziraat ve gıda maddeleri sahasında milletler arası geniş bir iş birliği yapılabilmesi İçin gümrük tariielerinin İndirilmesi lâzım geldiğine işaret eden Mı. Roose-velt bu hususta bir anlaşma yapılacağını ve düşünülen plânda milletler arası bir petrol, hava ve deniz seferleri, posta ve telgraf işbirliği bulunduğunu ilâve etmiştir. Cumhurreisi, mesajına şöyle devam etmektedir:
ı. Harbden sonra hür milletlere malî yardımda buhınmıyacak olursak kendileri kalkınamazlar ve büyük İktisadî zorluklara düşerler. Dünyanın yeniden buhra-pa saplanması ve İktisadî bir har be sürüklenmesi ise bugüne kadar 4dde ettiklerimizin mahvolması demektir. Bunun için yarınki sulhu korumak ve daha İyi bir hayat kurmak hususunda, üzerimize düşen vazifeler vardır ve malî, iktisadi, ticarî meseleler de bunların arasında bulunmaktadır.»
Amer ikadaki cereyanlar
Vaşington 12 (A.A.) — Cumhuriyetçi partinin lideri genel vali M. Dewey, bu partinin diğer bütün ileri gelenlerine katılarak, bugün tamamen birleşmiş Amerikan milletinin milletler arası ta saçılarının tahakkuk ettirilmesini istediğini ilân etmiştir.
M. Devrey, her gittiği yerde şu sözleri tekrarlıyor: «Bundan böyle ne bir köşede kalmayı, ne de tasarılarımızdan vaz geçmeyi kabul edeceğiz.»
Bu. sadece bir ikazdır, buna göıe Amerikalılar, banş adına yapılarak bir çok konferanslardan memnun kalmadıkları takdirde fikirlerini değlştirmlyeceklrrdir.
Londra 12 (A-A.) — Reuter ajansının Paris'te bulunan özel muhabiri blldfrlyor: Polisin yaptığı tahminlere göre, kurtanlışmdanberl Paris'te 30 bin kedi kaybolmuştur. Bunları aç kalan Paris halkı yemiştir. Yiyecek zorlukları tâbiri caizse başkentte kedi avının ortaya çıkmasını İntaç etmiştir. Bir kedi 1,5 Ingiliz lirasına satılmaktadır.
Başkentin fakir bölgelerinde hiç bir kedi yoktur. Diğer bölgelerde binlerce İşsiz İnsan, evlerin birinci ve İkinci katlarında ellerinde kement, kedi avlamak İçin saatlerce beklemektedir. Her gün 200 - 300 kedinin kaybolduğu telâşa düşen sahipleri tarafından polise bildirilmektedir.
Türk - Amerikan dostluğunun yeni bir tezahürü
Ankara 12 — Kolombiya Amerikan üniversitesi mezun ve eski öğrenicilerl bugün. Amerikanın eski Ankara büyük elçisi Mr. Steinhardt m reline bjr toplantı teı-tibetmişlerdlr. Mr. Steinhardt da bir Kolombiya üniversitesi mezunudur_____________
Bulgaristanda harb suçluları yargılanıyor
Ankara 13 (R.> — Sofya radyosu bildiriyor. 135 ordu harb suçlusunu yargılamak üzere dördüncü bir halk mahkemesi kurulmuştur. Suçlular arasında 15 general, 13 albay, 3 yarbay vardır. Suçlu eski polis müdürleri. polisler ve jandarmalar da yargılanacaktır. Bunlar 107 kişidir.
Maraş’ın kurtuluş günü
Maraş 12 (A.A.) — Maraçlı'lar dün öğlcdenberl kurtuluşlarının yirmi beşinci yıldönümünü kutlamaktadırlar. Bu münasebetle dün akşam belediye tararından verilen büyük bir ziyafette bu mutlu gün bayramına İştirak İçin buraya gelmiş olan Millet Vekilleri İle civar vilâyetlerden belediye, Parti ve Halkevi reislerinden mürekkep olan heyetler de hazır bulunmuşlardır.
İnyiltereye hava akını
Lond ıı 12 (A A.) — Bu eabalı şafakla sona eren 24 saat sarfında, Ingiltere'nin güneyine karşı düşman hava faaliyetinde bulunmuştur. Hasar ve İnsan kayıbı olduğu haber verilmektedir.
Öder muharebesi
(Baş tarafı 1 inci sahilede) lau köprübaşlanndan itibaren ileri atılmış olduklarını ve bunların bir kısmının Alman hatlarının gerilerinde çarpışmakta bulunduklarım bildirmektedir. Bu Sovyet birlikleri; 7u-klıov kuvvetlerine karşı koymağa çalışan Alman birlikleri arkasında devamlı bir tehlike teşkil etmektedir Sovyet kuvvetleri dün akşam Biels-ka'nın işgali İle Moravya kapılarına varmış bulunuyorlardı.
S teklinim 12 fAA.) — Konlçv or-.duları Drçeden istikametinde İleri hareketine devam ederken sağ kanadı, Öder boyundaki mareşal Zukhr.v ordularının sol kanadı karşısında bulunan Alman hatlarının gerisinde bulunuyor. öder boyunda imha edilmekte olan Alman kuvvetlerinin büyük bir kısmının kıskaç İçine alındığı zannediliyor.
Rtıslar, Berlin yolunu kesmişlerdir. Alman radyo sözcüsü von Hammer, Rus tanklarının Dresden'e 110 kilometre mesafede bulunduğunu, Rus toplarının Frankfurt'u dövdüğünü bildiriyor.
Daha kuzeyde Sovyet kuvvetleri Stettln'e 24 kilometre mesafede bulunuyor.
Budapeşte muharebesi bitmek üzere
Moskova 13 (A.A.) — 12 şubat tarihli Sovyet tebliğinde deniliyor kİ:
Bııdapoştede kıtalarımla şehrin batı kısmındaki «Buda» düşman mukavemetini kırarak, aralarında kıral sarayı ve eski kale ue bulunan 200 ev blokunu ele geçirmişlerdir. Akşama doğru kıtalarımız düşmanın çevrilen garnizonunun İmhasını tamamlamak üzere savaşa devam etmekte idiler.
İlk raporlara göre, Huda'daki kıtalarımız 11 ve 12 şubatta 30,000 den fazla esir almışlardır.
Çivi dağıtımı
Ankara 13 (Telefonla) — İktisat Bakanlığı tarafından her ay Bakanlıklara, İllere ve resmî mü-esseselere dağıtılmakta olan çivilerin şubat tahsisi sona erdirilmiştir. Çiviler İsteklere ve İmalât miktarlarına göre yapılmakta ve memleketin Önemli ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Mart ayı dağıtımına önümüzdeki ay başında başlanacaktır,
Suriye Başbakanı Kahire*ye gitti
Şam 12 (A.A ) — Suriye Başbakanı. I Kanirc'ye’ hareket etmiştir.
(Baş tarafı 1 inci sahifede)
3 — Almanya harb tahribatını mümkün olabilecek en geniş ölçütle tazmin etmek mecburiyetindedir. Harb tazminat komisyonunun merkezi Moskova olacaktır
4 — Birleşmiş milletler konferansı: Barışa bağlı bütıiıı milletlerin sıkı
ve devamlı fş birliğiyle barısı korumak. güvenliği sağlamak, tecavüzü önlemek ve harbin siyasi, İktisadi ve içtimai sebeplerini ortadan kaldırmak maksadüe ve bütün müttefikleş]e İş birliği yaparak en kısa Mr müddet1 İçinde milletlerarası bir teşkilât ku-1 rulmast İçin kararlar alınmıştır. Bu teşkilâtın esasları Dumberton Oaks'ta atılmıştır. Ştmdllri konferans, oylarda taklbolunacak usul hakkındaki önemli meselede güçlükleri yenebû-mİBttr. Dumberton Oaks'ta çizilen ana hatlara göre, mille!terarası teşkilât yasasını hazırlamak üzere 25 4 1945 te San Franclsco'da Birleşmiş milletler konferansı toplantıya çağırılacaktır. Çin ve Muvakkat Fransız hükümetiyle derhal istişarelerde bulunulacak ve bunlar. Müttefik milletlere davetiye gönderebilmek üzere. Amerika. fngiltere ve Sovyetler Birliği hükümetlerine iltihaka davet olunacaklardır.
5 — Kurtarılan Avrupa hakkında demeç:
ttç büyük devlet, kurtarılan Avru-panın İktisadi ve siyasi meselelerini demokrasi prensiplerine uygun olarak halletmek lr*n kendi aralarında İstişarelerde bulunacaklardır. Kurtarılan milletlere nnrillğln ve faşistliğin son İzlerini de silmek ve kendi demokrasi kurullarını hür olarak kurmak İmkânını verecek usûllerle Avrtıpada düzenliğin ve milli, iktisadi hayatın yeniden kurulması gerçekleştirilecektir Atlantik mlsakmın esası şudur kı. milletler kendi hükümetlerinin şeklini kendileri seçmek hakkına malik olacaklardır. Üç büyük hükümet, kurtarılan Avrupanın her hangi bir devletine veya Mihverin eski peyklerine aşağıdaki lüzumlu ahvalde müştereken yardımda bulunacaktır:
A — Barış şartlarının kurulması:
B — Harbden çok acı gören milletlere yardım İçin süratle tedbirler alınması:
C — Bütün demokrat unsurları geniş bir tarzda temsil eden muvakkat hükümetlerin kurulması ve mümkün olabilecek en yakın tarihte serbes seçimlerin sağlanması:
D — İcahederse bu gibi seçimlerin kolaylaştırılması.
Üç hükümet, diğer Birleşmiş milletleri veya muvakkat hükümetleri doğrudiın doğruya İlgilendiren meseleler incelendiği zaman, bunların fikirlerini alacaktır. Bu gibi haller her ortaya çıktıkça üç hükümet müşterek mesuliyetlerini karşılıklı olarak yerine getirmek İçin alınacak tedbirler hususunda derhal aralarında görüşeceklerdir. Üç büyük devlet, Atlantik mlsakmın esaslarına olan inanlarını tekld ve «Birlenmiş milletler demeci» nln ihtiva ettiği esasları yeniden te-yldederler.
Üç büyük devlet, derpiş edilen usul hususunda, Fransız hükümetinin kendilerine IlUhak edeceği ümidini izhar etmektedir.
6 — Polonya hakkındaki ayrılıklarını halletmeğe karar veren ve aynı zamanda kuvvetli, hür. bağımsız ve demokrat bir Polonyanın kurulmasını arzu eden üç büyük devlet. Batı Po-lonyanın kurtarılışından evvel mümkün olabildiğinden daha geniş bir esasa malik muvakkat bir hükümet kurulmasını lüzumlu sayıyorlar. Po-lonyada bulunan simdik! hükümet, bizzat Polonyanın demokrat şeflerini ve dışarıdaki Polonvalılan İhtiva etmek üzere daha geniş bir demokrasi esası üzerinde tensik edilmelidir. Bir muvakkat milli birlik hükümeti tâyin edilecektir. MolotoL Harriman ve slr Klark Kerr. bu amaca varmak İçin bir istişare komisyonu teşkil edeceklerdir. Bu hükümet. İmkân olur olmaz, hür ve gizli kamııoyla seçimleri yapacaktır. Bunun üzerine Sovyetler Birliği, Amerika ve İngiltere — kİ şimdi ayrı ayn Polonya hükümetleri tanımaktadırlar — bu suretle kurulacak yeni hükümetle siyasi münasebetler tesis edeceklerdir.
Polonyanın doğu sınırı hafif değişikliklerle Curzon hattı olacaktır. Polonya, tâviz olarak kuzeyden ve batidan toprak alacaktır. Batı sınırı barış konferansuıda tesblt edilecektir.
7 — Yugoslavya:
Üç büyük devlet, Tito - Subasiç anlaşmasının derhal yürürlüğe girdiğini tanımaktadır. Yen! hükümet, bu anlaşma esası üzerinde kurulacaktır. Faşist aleyhtarı millî kurtuluş meclisinin, eski parlâmento üyelerinden olup düşmanla İş birliği yapmamış bulunanların da girecekleri şekilde genişletileceğinin ve böylece muvakkat bir meclis kurulacağının yeni hükümet tarafından derhal İlânı tavsiye olunmaktadır. Milli kurtuluş meclisinin çıkardığı kanunlar nıües&Lsan meclisi tarafından düzeltilebilecektir.
3 — Üç büyük devlet Dış Bakanları ve müşavirleri üç büyüklerin toplantısından ayrıca da görüşmüşlerdir, üc Bakanın bu toplantısı her üç veya dört ayda bir ve her defasında sıra He üç başkentte tekrarlanacaktır.
9 — Üç büyükler toplantısı, zaferi mümkün ve muhakkak kılan fikir ve hareket birliğini barış zamanlarında' da muhafaza etmek ve kuvvetlendir- I
mek hususundaki müşterek azmi te-yldetmektedlr.
Bütün memleketlerin bütün İnsanlarına her türlü korku ve s e lale 11 o azade olarak yaşıyabUmelcrinl sağlamak. üç hükümet İçin kendi milletlerine ve bütün dünya milletlerine karsı mukaddes bir ödevdir
Balkanlar
Londra 12 (R.J — Üçler konferansı hakkında neşredilen tebliğde Yugoslavya hakkındaki kararlardan sonra deniliyor kj. «Ü» Mtıttalfa devlet velînin konferansında Balkanlara ait diğer meseleler de gözden geçirilmiştir.»
Sunday Times ne diyor?
Londra 12 fAA.'— Sunday Tlmes'in siyasi muhanrlri yazıyor:'
Üç büyük -şet arasında yapılmakla olan konterans, bazı mahüllerce bir sulh konferansı nuhlyettedcdlr. Zira, geçen harbden sonra vaki olduğu üzere, kurulacak her hangi bir Alman hükümetiyle sulh veya bir mütareke yapılması ihtimal! gittikçe azalmaktadır
Üç büyük derlet şefi, Fransa İle ayrıca fikirleri vc müzaheretleri lüzumlu olan Birleşmiş milletlerle, sağlam bir sulhun kıırulnıasiyte ilgili meseleler hakkında İstişare ettikten sonra bu meseleleri karara bağlamaktadır. Bununla beraber. Almarıyaya söz hakkı verilmlyecelttlr. Altnanyanın kayıtsız, şartsız teslim olmasından veya tamamile bozguna uğramasından sonra. Müttefikler bütün Alman topraklarını İşgal edecekler ve onun İdaresinden sorumlu olacaklardır
Bu nokta, şimdiki toplantının büyük önemini ve görüşmelerin şümullü mahiyetini İzah etmektedir. Diğer taraftan bu husus, incelenen meselelerin çokluğunu ve her meselenin te-ferrııatîle itibara alınmakta olduğunu da göstermektedir.
Uçar bombalar
Almanların ümitleri boşa çıktı
Vaşington 13 ıAA.j — Şimdi İngiltere'de bulunan Marki çhllds Almanlarla. Londra bölgesine günde bin uçar bomba atmak üzere plânlar hazırladıklarım bildirmiştir. Almanlar bu plânlannda-muvaffafc olsalardı şehir yok olacak ve harbin seyri tamamen değişebilecekti. Müttefik uçaklarının mütemadi ve şiddetli e om bardımanları ve Calals bölgesinin işenil neticesinde ııaziler ancak çok az sayıda V 1 silâhı kullanabilmişlerdir. 24 saatte. Güney İngiitereyp atılan bombaların tutarı, pimini arın tasarladıklarına ııruaran çok azdır.
Büyük Rus taaru2unun başlangıcında. vatandaşlarını teselli etmek üzere Almanlar V2 hücumları altında sözde sendellyen İngiltere bakicinde hayali tasvirler yapmışlardır Bu budalalıktan başka bir şey değildi. Fakat o zamanlar îngillzler füze atan bombaların tesirini küçümseme mlş-İcrdi Almanlar silâhlarını kullanmağa başladıktan sonra bııniaıds ıslahat yapmakta mahnret föster-mlşlerâlr.
A Yedikulede Kazhçcşme'de Demirhane caddesinde oturan Yorgi İsminde biri, evinde an! surette ölmüş. Yerginin kızı bu ölümün şüpheM olacağını tlerl sürmüş, adliye doktoru tarafından ceset muayene edilerek hakiki ölüm sebebinin tâyini İçin morga kaldırılmasına lüzum g«4e-rilmiçtlr.
BORAA
12Z2/Î945 fiatlerl
Londra üzerine 1 sterlin 5.22
Nevyorir Özerine 10Q dolar 130 50
Cenevre 100 İsviçre Fr 30 3258
Msdrld üzerine 100 pe2Cta 12 89
Stakholm üzerine 100 kuron 31 m
Esham ve Tahvilât
Ergani % 3 1933 2480
İkramiyen % s 038 12.—
% 5 İkramiye!) M. M 21.60
% 7 Milli Müdafaa 19.40
Mili! Müdafaa 2 20.32
Milli Müdafaa 3 19.18
% 5 945 MIHI MÜdüfa 19.16
Sivas - Erzurum 1 39 10
Sivas - Erzurum 2-7 39.50
% 7 1941 D. Y. I 39.50
1941 Demiryolu n 1550
1941 Demiryolu IH 1995
1941 Demiryolu 5 87 35
Anadolu D Yolu % fiü 3450
Anadolu tahvili T - n
Anadolu Mümts.
Merkez Bankası -v4-—
BORSA DIŞINDA 35.35
Reşadiye altını
Gulden 32.38
Külçe altın bit gramı Sİ3
—• Takvim ®—■
Sefer 2? — Kasım 08
imsag Güneş Öğle tklndi Ak Yatsı 1
E. 11.40 1.20 6-(e 0.40 r? w 3.32
I v. 6.19 7 59 13 28 16 20 18 40 2C 11 |
AKŞAMDAN AKSAMA
Bir cinayete dair iyimserce tefelsüf
j
Anlatılışı doğru ise, «paraya taınaan taammüdlü katil» diye tarif edilebilecek bir cinayetin tafsilâtını gazetelerde okuduk.
(Tanıaan = tamahla: katil = öldürüş: fakat taamnıüd =T... Bunun yeni terini nasıl? Henüz öğrenemedim.)
Vaka şu:
(E) İsimli. 24 yaşlarında bir genç, memleketinde bir hırsızlık yapıyor. Mahkûm olup hapae giriyorsa da kaçarak lstaııhnla geliyor. Bir hemşerisinin evine barınıyor. "Fabrikalarda işçilik filan derken bir Çingene kızına gönül kaptırıyor. Derken, kulağına çalınıyor ki, meğer misafir kaldığı ailedeki kaynananın koy-nuııda 850 lira saklıdır Kadını öldürerek elde ettiği paralan sevgilisine harcıyor: Gramofonlar, ipekli elbiseler.. Hattâ, çalıştığı fabrikanın futbol ekipine bile 36 liralık bir top hediye etmiş...
Tahkikat, tahkikat, zabıta on beş gün içinde (E) yi yakalıyor. Meğer aynada parmak izi bile bırakmış... Evvelce fukara iken son günlerde savurduğu paralar da, cinayet işlediğinin ayrıca delili imiş.
Şayet hakikat bu merkezde ise, şayet «paraya tamahla düşıine tasarlıya öldürmek» bahis mevzuu ise, kanunlarımızın böyle bir fiilin faillerine ne ağır ceza kestiği malûmdur, Üstelik bu cahilce işi yapan âvâre, 24 yaşında olduğu için, halkın kullandığı mânada — ge,,Ç mânasında — «cahil» değildir.
Lâkin öteki mânada, unıumi mânada «cahillik» etmemiş midir? Sen kadını kakırdat, tut Çingene kızına çalgı al, süs al: fut-bolcülere de top al.., Aklı başında adamın yapacağı iş mi bu?..
Cemiyet, kendi fertlerini korumak için, böyle fiilleri yapacakları tethiş maksadile en ağır cezaları vermeği münasip görüyor, Fakat gencin hayatını göz-önünde tutuyorum: Ona belki de hiç bir tahsil ve terbiye verilmemiş; gerçe telkinler yapılmış: Amma, hapishane üniversitesinin en kötü telkinleri... Orada biraz olsun kalanlar, kaatü profesörlerden hırsız doçentlerin, hırstı doçentlerden de yankesici asistanların, onlardan ise kaza ve kader kurbanı hapsedilen talebenin aldığı dersleri bilir. Yeni rejim, hapishaneleri ıslah ediyorsa da her tarafta katiyetle buna henüz muvaffak olamadığımız sır değildir.
Bu ıslahat sona erince, hele ilk öğretim mecburiyeti feyizlerini verince, öyle sanıyorum ki, bu anlattığımız şekildeki cinayetler epey azalacaktır. Harbden evvel hapishanesi âdet yerini bulsun diye mevcut memleketler varmış. Biz de tıpatıp öyle olmasak bile, o gayeye doğru gideceğiz. Cinayetler «cahil» lerin değil, «mütereddi» lerin kârı olacak. .
(E), bir kedinin, bir kanaryayı (,„ yahut bir saksağanı) bo-ğuvermesi kabilinden, bu cinayeti işlenmişe benziyor. Resmine bakıyorum; yaptığı işleri gözö-nünde tutuyorum... Evet: Tefeb süfün ışığında öyle... Kanunların ve cemiyeti koruma fikrinin ışığında ise öyle değil..
Bir nesil sonra. (E) ler, misafir kaldıkları erin ninesini öldürüp çaldıkları parayı Çingene kızma. ve futbol topuna vermiye-çeklerdir Cinayetlerin sırf Mas-har Osmanlara. Fahreddin Kerimlere, Fahri Celâllere, Ahmet Şükrü’lere, Rüştü Bilge’lere, İhsan Şiikriilere ve meslekdaşlarile haleflerine mevzu teşkil edeceği bir giiııe erişeceğiz.
’ (Vâ - Nû)
Zeytinyağı
Ticaret Bakanlığının müdahale edeceği söyleniyor
Zeylnyağı yokluğu ve diğer clna yağlara fiat tesbit edilemeyişi yüzünden ayçiçeği ve fındıkyağı fiatleri yülcselmektedlr.
Bir kilo fındıkyağı 245 ve çiçekyağı 240 kuruşa çıkmıştır. Yeni zeytinyağı imalâtı başladığı günlerde ayçiçeğinin kilosu 140. fındıkyağı 180 - 170 kuruştu.
Zeytinyağı yokluğu karşısında yağ flütlerinin yükselişine sebep, müstahsilin serbesçe h?r fiatten fatura dol-durabilmesldlr
Müstalıailo satış flatl konmadığından günün variyetine göre fatura doldurulması kabil oluyor
Dün 3.5 - 4,5 asitli zoyttnyağlarına 240 - 230 kuruş flat istenin iştir.
Tacirler, yerlerine telgraflar çekerek ayçiçeği ve fındıkyağı İstemişlerdir. Bugünlerde zeytinyağı satışına Ticaret Bakanlığının müdahale edeceğine rtntr rivayetler dolaşmaktadır.
Kuzu fiatleri bir parça ucuzladı
Dün mezbahada 3000 koyun kesilmiştir. Bunun 2000 i kuzudur. Kuzu eti fiatleri geçen haftaya nazaran biraz daha ucuzlamışlar. Bugün kuzu etinin kalitesine göre, toptan flatt 150 - 200 - 220 kuruştur Kuzu eti kasaplarda perakende olarak bu flat-lere 22 kuruş ilâve edilmeli suretile satılmaktadır
Üsküdar Halkevinde köycülük kolu seçimi
Dün Üsküdar Halkevinde. köy İhtiyar heyetleri, köy ocakları Azalan ye kalabalık bir köylü kütlesinin İşti-raküe Evin köycülük kolu «çimi yapılmıştır. Bu seçimde B. Nazml Ma-danoğlu kol başkanı olmuştur Çalışma programını tesbit eden kol, temsil ve sosyal yard’m kolları ile birlikte her zaman köylere gidecektir Orada köylülere temsiller doktorlar tarafından muayene edilen hastalara ilâçlar dağıtılacak, İcabı halinde hastaların hastanelere nok’i temin edilecektir.
Mal beyan ederken bankadaki parasını göstermıyen memur
Abdürrahman isminde bir memur, kanunen mat beyanında bulunduğu bir sırada. İş bankasındaki on bin lirayı gö'termemek suçundan birinci ağır ceza mahkemesinde mevkuten muhakeme edilmiş, neticede iddia makamı tecziye talebinde bulunmuş, fakat mahkeme beraetlne karar vermişti.
Müddeiumumilik bu kararı teniyiz ettiği cihetle temyiz ceza dairesi dâva dosyasını İncelemiş ve mahkemenin kararını esas cürme ait bazı noktalardan bozarak İade etmiştir. Bu dava birinci ağır ceza mahkemesin de yeniden riiyet olunacak, oradan da tpplu milli korunum mahkemesine gönderilecektir.
Umumî meclis diin toplandı
Feneryolunda bir sokağa verilecek ad hakkında görüşmeler yapıldı
Umumi meclis dün birinci reis vekili B Faruk DereU’nln reisliği altında toplanmıştır. Meclise gelen teklifler ilgili encümenlere havale edildikten 3onr« encümenlerden çıkan mazbataların müzakeresine başlanmıştır Ciballde İnhisar idaresine alt tütün ve kutu fabrikaları arasındaki sokağın kapatılmasına dair çıkan mazbata kabul edilmiştir.
Feneryolunda Tuğlacıbaşı mahallesinde Yaverağa sokağında bazı yerlerin kadastro tarafından tesbitl sırasında burada hasıl olan bir sokağa isim verilmesi hakkında mülkiye encümeni mazbatası okunmuştur. Encümen, bu sahanın müşür Ahmet Eyüp paşadan gelmesini göz önüne alarak sokağa onun adının verilmesini uyguıı buluyor ve mazbatasında şu mucip sebebi İleri sürmektedir:
s Yurda büyük hizmetleri ile tarihte ve millet katında yer ve şöhret almış bulunan Ahmet Eyüp paşanın saygı değer namını teyide medar olabileceği cihetle kadirşinaslık eseri almak üzere zikri geçen sokağın (Ahmet Eyüp sokağı» adı İle İsimlendirilmesi enctimenlmlzce de uygun görül-m üştür.»
Mazbatanın okunmasından sonra âzadan B. Zahit Ora) söz alarak bu havalide müşür Ahmet Eyüp paşadan başka Ahmet Eyüp efendi namında biri olduğu İçin askerlik tarihimizde namı olduğundan (Müşür Ahmet Eyüp paşa sokağı» denilmesi lâzım
geldiğini söylemiştir, Mülkiye encümeni reisi B. Maclt Oktar, (aşa) v« (Müşilr) tâbirlerinin kullanılmasının yasak olduğunu, söyllyerek sadeco (Ahmet Eyüp sokağı) denmesi feshettiğinden bahsetmiştir. Belediye reis muavini B. Rlfat Yenal, İH Ahmet Eyüp arasında bir İltibasa meydan vermemek için her İkisinin sov-adlarının tetkiki İçi" mazbata müzakeresinin tehirini istemiştir.
Âzadan B. Muharrem Naili, tarihi bir şahsiyet olması itibariyle 'Müşlir > ve (poşai unvanlarının konulmasında kanuni bir mahzur bulunmadığını söylemiştir.
Reis, belediye reislik makamının müzakeratın tehiri teklifini reye koydu. fakat kabul edilmedi. Bu sırada B Sadi, (müşiri kelimesinin karşılığının (mareşal» olduğunu, (müşir) tâbiri kalktığından, (mareşali demek uygun olacağını teklif etti
B. Cemil Cem, İstanbulda birçok semtlerin hâlâ (paşa» Unvanını taşıdıklarını, meselâ Koca Mustafapaşa semtinin de bulunduğuna göre. (Müşir Ahmet Eyüp paşa sokağı» denmesini muvafık gördüğünü söyledi. Neticede sokağa sadece (Ahmet Eyüp paşa' denilmesine karar verildi.
Dayehatıın mahallesinin Sururl mahallesi muhtarlığından ayrılmasına dair olan mazbata da kabul edildi. Meclis, perşembe günü toplanacaktır
KÜÇÜK HABERLER
İ kramiyell Aile C üz.danı
Yalnız
P ara biriktirenlerin
değil
aynı zamanda
EV sahibi olmak
Ekmek kartları
Mart ve nisan aylarına mahsus kartlar basıldı
Mart ve nisan aylarına mahsus ekmek kartlarının basılması tamamlanmıştır. Ayın 14 üncü çarşamba gününden İl İbaren kazalara tevziine başlanacaktır. Kendi mıntakasına alt elemek kartlarını alan kazalar da kendi birliklerine kartlan dağıtmaya derhal bağlıyacaktır.
Bir firmanın İstanbulda modern bir fırın tesisi İçin Amerika ile muhabere halinde bulunduğu haber alınmıştır Bu teşebbüsten müspet neticeler elde edilince firma, şehrin ekmek İhtiyacını temin etmek üzere Belediye ile işbirliği yapmak hususun da teklifte bulunacaktır. Dünde 8 -10 bin çuval un lşliyen bir fırının tesisi irin bir milyon liraya yakın bir paranın sarfı Icabetmektedir. Bu modem fırında unu eleme, yuğurma ve plşİTme İşleri tam amile otomatik makineler temin edileceği gibi ekmekler de ambnJâl kâğıtlarına sarılmış olarak satılacaktır
* En son yapılan fotoğraf kâğıdı tevzii nde fotoğrafçılara pek az mal isabet etmiştir. İki firma tarafından İthal edilen fotoğraf kâğıtlarına müdahale edilmiştir.
Ticaret birlikleri umumi katipliği, fotoğraf kâğıdı tevzi! işini Yapı, kredi bankasına bırakmıştır. Mutemetler ve şehirdeki fotoğrafçılar bankaya müracaat ederek kâğıtlarım alacaklardır.
II B»r çırpıda ||
Bu da bir çeşit gençlik alâmeti !.„
Telefon itmek için girdiğim yer, bir turşucu dükkânı imiş. Dışarıdaki güneş ışığı camekânların tâ tepesine kadar yükselen, turşu dolu renk renk sulu kavanozlardan süzülerek içeriye giriyor, dükkânı acayip bir renge boyuyordu Etrafta iştah kabartıcı ve yutkundurucu bir koku vardı. Tezgâhın başında, hıyar turşularından daha kehlilıar-laşnuş bir tahtanın üstünde, kollan sıvalı bir adam uzun uzun ve gayet yakışıklı dilimlerle turşu doğruyor Telefon «konuşuyor» işaretini verdiği için ayakta biraz beklemeğe mecbur oldum,
İşte bu esnada içeriye iri yan bir genç adam girdi ve:
— Bir turşu suyu!., dedi.
Turşucu, ucu küçük bir kâseyi andıran kepçesini ayn ayn kaplara daldırarak, ayrı ayrı yerlerden, renk renk sular alarak alaturka bir kokteyl yaptı. Bu ayn renklerdeki sulann birleşmesine lügat mânasile de bir kokteyl denilebilirdi.
Genç adam bardağı aldı. Derin derin nefeslerle, sindin sin-dirc, ara sıra içten, zevkli zevkli, »oh.. lar çekerek âdeta etrafa duyduğu zevki ilân ederek içti Çoktan beri bana menedildı-ği için, onun doğrudan doğruya boğaz guddelerine hitabeden bu hareketini yutkuna yul-kuna seyrediyordum.
Bardağı bitirince onu boş olarak turşucuya uzattı ve:
— Doldur bir tane daha!., dedi.
Delikanlıya bakarken onun ne hudutsuz bir mide hürriyeti içinde yaşadığına hayran oldum.
Turşucu gene ayn ayrı sulardan karıştırırken genç adam:
— Kırmızı biberinden de koy!..
Diyerek müdahale etti ve turşucu bu mide pehlivanının arzusunu bol bol kırmızı su karıştırarak yerine getirdi Çocuk ikinci bardağı da gene aynı lezzetle, «ah» larla, «oh» larla, derin derin nefes almalarla âdeta zevkinden bayılacakmış gibi içti. Bu sefer kendi kendime: «Gençlik denilen şey ne kadar çok cepheli., bu da bir nevi gençlik!.. Hem de pek mühim bir gençlik!..- dedim Düşündüm ki vaktile ben de böyle îdim. Bazen bir tabak turşuya meydan okuduğum delikanlılık çağlan şimdi nerede?.. Had-din varsa bugün bunları yap da görelim...
Çehre gençliği, kafa gençliği, vücut gençliği vesaire gibi bun lar kadar, belki daha da ehemmiyetli olan bu «mide gençliği» ni kaybetmek hayatın yüzde elli değilse bile yiizde 20 nispetinde zevkini ortadan kaldınyor. öteki gençlikleri — meselâ yüz ve vücut gençliğini — uzun zaman muhafaza edenler olduğu gibi mide gençliğini bütün hayatla-nnca kaybetıniyenler de var. Ben 104 yaşında bir zatın hamur işi yemediği gün doymadığını kendi ağzından dinledim.
İnsan baran bir turşucu dükkânında bile ihtiyarladığını anlıyor.
Hikmet Feridun Es
Created by free version of 2PDF
Türkiye Hayvanlan Koruma Cemiyeti 1944 senesindeki faaliyeti hakkında U2un bir rapor neşretmlşUr. Bu rapora göre. Cemiyet hastanesinde 1944 senesinde 102 s! beygir. 702 sİ köpek. 753 ü kedi ve 101 t diğer hayvan olmak üzere 1653 hayvan ayakta ve muhtelif cinsten 71 hayvan da hastanede tedavi edilmiş, 38 köpek talipler nezdinde yerleştirilmiş, 158 hayvana da ameliyat yaptırılmıştır Gene aynı sene zarfında Belediyece toplattırılan 1495 köpek ile 1374 kedi ve sahipli 237 köpek ve 2123 kedi. yani ceman 5229 köpek ve kedi fenni bir eskilde itlaf edilmiştir.
Cemiyetin hayvanları koruma lehinde yaptırdığı kısa filim, tstanbu-lun birkaç sinemasında gösterilmiştir. Her sene olduğu gibi, bu sene de An-cel hitabet müsabakası, 42 net defa olmak üzere Robert KoleJ’de yapılmıştır Talebeler tarafından bu müsabakada Iradedllen hitabelerde İnsanların hayvanlarr şefkat ve muhabbetle muamele etmeleri lüzumu ve hayvanların sahiplerine karşı besledikleri arkadaşlık ve sadakat hisleri belirtilmiştir.
Bu hitabet müsabakasında birinci, ikinci ve üçüncülüğü kazananlara mükâfatlar verilmiştir
*- İstanbul Ticaret odası, öteden-berl dış memleketlerden, mal ithali veya İhracı için muhtelif teklifler almaktadır. Bu teklifler, yeril mahsullerimiz hesaplanarak yapılır ve verilecek malların cins ve evsafı bildirilirdi.
Son gelen tekliflerde istenilen mâllardan mühim bir kısmı bizim de İthal ettiğimiz eşyadır. Bunlar, dış fırçası. ampul, kâğıt, tıbbi ecza, tuvalet eşyası, makara, boyunbağı ve sairedir. Bu arada inhisar maddelerimizden de istenmektedir.
Yunanlstandan da teklifler alınmağa başlamıştır Buradan mümessiller istenmektedir
u> . «w * Dûn sabah. Kuşdili deresile de-
İ«.'“ssM«}m«tade” İ»«rKâawell’lzl" yarde iki aybs bir So-
- - . ı «hl bulunmuştur.
Y
verüecek. Satışa çıkarılan ithal malları
İst. Fındıklıyan handa Thomas Co-rinthto'ya şapka İğnesi. Gal. Mahmu-, diye caddesi No. 59 da Natale Grul-1 leroya at ağızlığı, istiklâl caddesinde Vahram Gesor'a Gramofon İğnesi. İn. oaıcaçeymc-suıae ua-vıt txasuvıye -- — ■ şap. İst. Aşirefendl caddesinde Emek1 cuk cesedi . _
' ecza deposuna kotarnln klorldrat plo-, kJn’ln tarahndan oraya atıldığı tah-
. . Lllr naill.rnr-
Bir belediye tahsildarı
yakalandı
Mısır çarşısında bulunan briedlye
. . , .. . , . ,. 'kain, sodyum nukls rat, Sultıınnst-
tahrlfat yaparak altı bin otuz bra 1 -
.. .... . . .. ____ ..... mam No. 12 de Atan aş Papadopulosa

Cavit dün adHyeye verilerek tevkif olunmuştur.
Simitçi, börekçi fırınları
İstanbulda faaliyette bulunan 3İ-mltçl, börekçi ve çörekçi fırınlarına yeniden birkaç fırının İlâve edilmesi uygun görülmüştür Bu nevi unlu maddeleri çıkarmak için müracaat edenlerden durumları uygun görülenlere fırın açma müsaadesi verilecektir.
handa Yehasklyel Gavrlyeloğluna pamuk İpliği. İst. Kuru kahveci banda Rafaei Püllere pantalon. İst Mar-puççular No. 31 de H: Muhtar Kehne-muylye dolma kalem, Gal. Hüdaven-dlgâr handa Nezir Katımona tutkal.
Kâr hadleri cetveli hakkında tetkikler
İhtLkârla mücadele kararnamesine ek olarak neşredilen kâr hadleri cetveli hakkında tacirlerin fikirleri sorulurken. cetveldeki hadlerin değiştirilip değiştirilmemesi, harbden sonraki satışlarda ne miktar kârla mal satışı yapılması icabedeceği hakkında malûmat İstenmiştir.
Toplanacak malûmat. Oda idare heyetinden geçirilerek Ticaret Bakanlığına gönderilecek ve Ankarada yapılması kararlaşan Ticaret odaları kongresinde ruznameye alınacaktır.
Beyaz ekmek çıkarmak istiyen fırınlar
İkinci nevi ekmek çıkaran fırınlardan bir kısmı has ekmek çıkarmak İçin Belediyeye müracaat etmektedir. Belediye, her müracaatı karşılıyncak derecede has un verilip verllmiyece-ğlni Toprak Mahsulleri Ofisinden soracaktır. Ofisten alınacak cevap Üzerine fırıncıların isteği kabul veya reddolunacaktır.
Beyaz peynirler
Eski mahsul peynirler saklanmıştır. Yavaş yavaş yeni mahsulün piyasayı doldurması bekleniyor. Süt Hallerinin geçen sen ekinden kilo babında 10 -15 kuruş fazla olduğu Heri sürüldüğünden, bu senek! peynirlerin müstehlike geçen senekinden ucuza ma-lolamıyacağı anlaşılmaktadır. İlgiU-ler. yeni peynir mahsulüne vaktinde müdahale etmemişlerdir. Milli korunma kontrolörlüğü tarafından İnceleme yapılarak istanbulda muayyen satış flatl tesbitl Icabetmektedir.
Iskenderun’daki ithal malları
Uzun zamandan beri İthal malları İskenderun limanına yığılıp kalmaktaydı. Sebep olarak da nakliye buhranı gösterilmekteydi. Buradaki malların nakil hususunda Ticaret Bakanlığı ile Münakalât Bakanlıkları arasında anlaşma olmuştur. Anlaşmaya göre Münakalât Bakanlığı şimdilik 2 şilebi tahsis etmiş ve alınan haberlere göre mallar İskenderunda gemilere yüklenmlye başlanmıştır.
Diğer taraftan Ticaret Bakanlığınca_______ ___________ __________
Amerikadan deri ve kauçuk ithaline rahmet diter, zevci B. Behçet Tezel Imüsaade edilmiştir. Bu sayede köse-'ile oğlu profesör Ekrem Behçet'e ve le ve kauçuk sıkıntısının haflfHyece- ailesinin diğer «rkArun* nazlyetlerl-Iji muhakkak görülmektedir. Jimri sunara.
ölüm
Tıp fakültesi kulak, boğaz, burun profesörü doktor Ekrem Behçet Te-zelTn annesi HAYAN HAYRİYE TEZEI/ln vefat ettiğini teessürle haber aldık. Cenazesi bugün öğle namazını müteakip Teşvikiye camiinden kaldırılarak Feriköy mezarlığına defnedilecektir. Merhumeye Allahtan
Bol miktarda koyun geliyor
îstanbula Erzurum bölgesinden bol miktarda koyun get. İrilmesine devam ı olmamaktadır. Dün pay yerinde 4000 j * . u*1 koyun- *200 kuzu ve bol miktarda sı' " * ğır ve manda satışa çıkarılmıştır.
ı Canlı satılan bu kasaplık hayvan-
★ ilk okulun her hangi bir sınıfın- iarın randıman vaziyetine göre kilosu
dan ayrılarak mektebi terkeden ço- iqq . jq5 kuruştan muamele görmüş-cuklardan ilk tahsil çağında bulu- tür Alâkadarlar şehre daha fazla nanlnr mrktebe devam etmedikleri • .......................
zaman bilgilerini arttırmışlarsa bunların ayrıldıkları sınıflara değil, imtihan edilerek lâyık oldukları sınıflara alınmasına Maarif Bakanlığı karar vermiştir Bıı karar alâkalı makamlara tebliğ edilmiştir.
* Mangal kömürü narhının kaldırılarak satışların fatura ile yapılmasına başlanmasından İtibaren şehre 1540 ton mangal kömürü getirilmiştir. Bu kömürlerin mühim bir kısmının satışı yapılmıştır Bugün kömürcülerde 266 bin kilo mangal kömürü mevcuttur. Şehirde satılan kömürlerin flat! 15.5 ile 18 kuruş arasındadır. 18 kuruştan fazlaya kömür satan esnaf milli korunma mahkemesine verilmektedir.
ir Tiftik birliği toplantısı dun Ömer Ablt hanında yapılmıştır Toplantıda birlikler umumi kâtibi B. Salâhaddln Çukrub da bulunmuştur.
ir Deri İthalini temin etmek ve kâfi miktarda döviz tedarikinde bulunmak üzere Ankara'ya giden deri- . „ ow,v -------------------,----------
ellerden mürekkep bir heyet, Istan-1 vardır. Alemdardaki esnat hastane-bul'a dönmüştür. Ankara’da varılan -* •*•*« ~,KI ■»»-
neticeler etrafında yakında sanayicilere malûmat verilecektir.
+ Maarif müdür muavinlerinden B. Şevki Erkson’un, B. İzzet Ocak’ın ve müfettiş B. Mansur Tekinin birer derece terfi ettikleri memnuniyetle öğrenilmiştir.
ir Bir orada oturdukları Azize ismindeki kadını, eski erkeği Hüseyin'le bir arada görerek her ikisini de yaralayan manav Niyazi hakkındakl tahkikat «öldürmek kasdı» noktasından devam etmektedir, Yaralılardan Hüsevln Beyoğlu hastanesinde kısa bir zamanda İyileşip evine gönderilmiştir. Yalnız Azize'n in tedavisi devam etmektedir. Kadın hakkında hastanece kati rapor verildikten sonra Niyazi’nin >Nvrakı oorgu hâkimliğine verilecektir.
hayvan geleceğini söylemektedirler. Buna sebep olarak da İstanbul et piyasasının memleketin diğer şehirlerine nazaran tüccarlara daha cazip olması, bazı tüccarların İstanbulda kış devam eder de mal getirtenleyiz korkııslyle bol miktarda sipariş vermeleri ve geçen haftaki bozuk havalar yüzünden muhtelif İskele ye istasyonlarda kalmış hayvanların sevkına başlanmış bulunması gösterilmektedir.
Şehlre getirilen bu kasaplık hayvanların uzun müddet satıcılar elinde kalması yiyecek temini bakımından hayli masraflıdır Bu sebeple bunlar toptancı kasapların elinde de uzun müddet bekletilmeden mezbe-haya sevkedllecektir Bu suretle çok miktarda kesim yapılacağından et rintlerinin bir miktar süşeceğl tahmin edilmektedir
Esnaf hastanesi
İstanbul esnaf odasındaki kayıtlara göre İstanbul'da altmış bin esnat
Kari mektubu
Kalyoncukulluğu caddesinde pazar yeri
Tarlabaşmda Kalyoncııkulluk caddesi uzun zamandanberl pazar yeridir. Bundan civar halkı şikâyetçidir. Zira oraları süprüntüden kokuyor. Ayrıça esnaf, caddenin iki tarafına 3-4 metre lr-t İfamda sabit barakalar yapmıştır. Bunların içerilerinde geceleri ateş yakılmakta, yatılıp kalkıl-maktadır. Bu, evlerin önlerini ve manzaralarını çirkinleştirmekten gayrı, civar için bir yangın tehlikesi teşkil etmektedir Alakalı makamların nazarı dikkatini çekeriz.
sİ İhtiyacı karşılamadığı gibi bina va-zlyetl de elverişli bulunmadığından yeni bir esnaf hastanesi yapılrffası kararı üzerine Sıhhat Bakanlığiyle belediyenin on beşer bin Hra yardım edeceklerini yatmıştık
Diğer taraftan her zümreye mensup olan esnaf böyle muntazam ve her türlü sağlık ve fenni tesisatla mücehhez bir hastanenin İnşası lüzumunu takdir ederek geçenlerde yaptıkları kongrede hemen teberru-atta bulunmuşlar ve bir k*’ J yetmiş bin lira temin etmişlerdir.
Esnaf hastanesine elverişli arsa belediye tarafından verilecektir. Arsa henüz intlhabcdllmemlştlr. Ancak arsanın şehrin havadar bir yerinde olmasına ehemmiyet verilecektir. Hastanenin kaç yataklı olacağı da ; inşa masrafına gidecek paranın tu-'^a Cerrahpaşa hastanesine yatırıl-tarına tâbidir. |augtır.
Bir sarhoş kahvede oturan birini yaraladı Karagümrük’te bir kahvede dun
kalemde oturmakta olan Haşan isminde bir "J,~ şahıs, kahveye fevkalâde sarhoş bir halde giren arabacı Said'ln İskemlesine çarpmasına kızmış, bu yüzden birblrlerll" münakaşa ettikleri sırada Salt, bıçakla Haşanı bir koç yerinden ağır surette yaralamıştır. Polis Sald l kanlı bıçakla i akalamı*, yaralı
franvfe *
13 Şubat. 1945
KARAR ZAMANI
sımna helis =■ |
BİRİNCİ KISIM ÜÇÜNCÜ BAHİS
Avrupaya misyonum: 1940
Ribbentrop’la 3 saat süren görüşmeden sonra Devlet Nazırı von Weizsaecker'le mülakat
Dünden, Bugünden :
Rüyalar ve tâbirleri
— 1
Rus sinemacılığının 3 büyük ve muzaffer yıldızı ■■■■■R NATALİN OUJVY — HANS KLERİNG — BELENE TİAPKİNA tarafından çok güzel bir tarzda yaratılan ve VANDA V ASİLE W8KA-nın meşhur kitabından sinemaya alınan,
Nazırın Monroe doktrini hakkında-kİ beyanatına da temas etmek İstediğimi söyledim. Fikrimce Nazır bu siyaseti yanlış anlıyordu. Biliyorum kİ. birçok seneler evvel, Monroe doktrininin. Amcrlkaya garp hemlsferlnde hegemonya hakkı verdiği zehabı vardı Halbuki bu doktrin. Amerika tarafından, garp hemlsferlnde Amerikan olmıyan her hangi bir devletin siyasî ve askeri bir tesir İcra etmesine müsaade etnılyeceğl hakkında yapılmış tek taraflı bir beyanattan başka bir şey değildir. Amerika hiçbir zaman. Amerikan olmıyan devletlerin diğer Amerikan CumhurlyctlerHe müsavi şartlar içinde ticari münasebetlerde bulunmalarına mâni olmamıştır. Ve bu doktrin. Amerikanın komşuları üzerinde siyasi bir kontrol hakkını istilzam etmemiştir.
Şlmdf memnuniyetle kaydedebilirim ki. garp hemlsferlnde yen! münasebetler mevcuttur. Amerikan Cumhuriyetlerinin. bu Cumhuriyetlerden her iınngl birinin sulhu harici 'olr tehlikeye maruz bulunduğu zaman, bunu hepsinin sulhuna karşı yapılmış bir tecavüz telâkki etmek husu-. sunda müşterek bir anlaşmaya varmaları. Monroe doktrinini kuvvetlendirmiştir. Birleşik Amerika Cumhuriyeti. 21 ortaktan müteşekkil birliğin bir cüz'üdür. Bu sebeple eğer Nazır Monroe doktrinini siyasî ve iktisadi bir «nüfuz msntakası» olarak tefsir eniyorlarsa, bunun İçin başka bir kelime kullanmalıdırlar
Sözüme devamla, eğer bir tahrip harbi başlıyacaksa. medeniyetin kıymet verdiği her şeyin, ve Avrupanın siyası ve maddi bünyesinin büyük bir kısmının mahvolacağını anlattım, kısanca zayiat korkunç bir şekil alacaktır. Yeryüzünde hiçbir memleket bunun tesirinden kurtulamıyaeaktır. En kuvvetli tarafsız memleket olan Amerika da. harbin kendi iktisadi, siyasi ve İçtimai bünyesinde yapacağı tahribattan kendini korııyamıyacâk-tır. Bu sebepledir ki, hükümetim, daha vakit varken, devamlı ve müstakar bir sulh tesisi İçin bir çare bulunmasını samimî bir surette ümidet-mektedlr Nazırın da bildikleri gibi. Amerika Cumhurrelsl bir sene evvel, doğrudan doğruya alâkadar devletler tarafından böyle bir sulh tesisi İçin bir yal bulunduğu takdirde, hükümetimin de silâhtarın tahdidini ve azaltılmalını ve bütün mllletlefon milletlerarası salim bir ekonomik sisteme dönebilmesini temin İçin bütün kalbiyle bu müşterek teşebbüse Iştlrâk edeceğini beyan etmişti. Gene Nazır bilirler kİ hükümetim bu İki mesele hakkında tarafsız memleketlerle müşterek bir anlaşmaya varmak için müzakere halindedir. Fakat bir tahrip harbi başlarsa, emin, salim ve müreffeh bir dünyaya dönüş İçin mevcut oian bu fırsatlar kaybolacaktır
Bu kısa mütalâalara Rlbbentorp'un tek cevabı şu kelimelerin tekrarından İbaret oldu: «Biz îngiltereye hücum etmedik; o bize hücum etti. İstediğimiz ve ara iğimiz sulha ancak bir Alman zaferlle varabiliriz.»
Bıinun üzerine üç saat kadar süren mülakata nihayet verdim.
Mülakattan sonra aldığım notlarda şu kelimeleri kullanmıştım: «Rlbben-"rop'tın tamamen kapalı bir dimağı var. Aynı zamanda bu zat, bende budala bir adam İntibaı bıraktı. Bütün düriınceleri İngiliz kini tesir! altındadır. Milletler arası İçlerdeki bilgisi temelsizdir. Almanyanın son senelerdeki siyasetini anlatırken de yüzlerce yalan söykmclıtedlr.ı
Evradı bir mülakat
O gün öğleden sonra do devlet Nazırı von Welzsaecker'lı Hariciye Nezaretindeki bürosunda ziyaret ettim. Alman resmî meratlp silsilesinde Devlet Nazırlığı Blsmark'tan beri tizdeki Nezaret müsteşarlığına muadildir.
Herr von Welzsaecker, eski Alman mektebine mensup tipik bir Alman mtmnra numunesidir. İlk hizmeti Alman donanmasmdadır. Fakat Alman hükümeti donanma ve orduya mensup liyakatli zabitleri kullanmak mıretlle hariciye servisini genişletmeğe karar verdiği zaman, o da diplomatik servise alınmıştır. Arada geçen seneler zarfında von Welzsaecker Wllhelnutrasse ananesile yetişmiştir. Zihniyeti, terbiyesi, ve umumi görünüşü Ue, von Bulow ve Bernstorffu hat ırlatıyordu.
Bana kendi ev hayatından bahsetti. En büyiik zevkinin evlerinde kanın ve çocukları He birlikte bir oda musikisi dinlemek olduğunu aöyledl. Fakat şimdi ailesi dağılmıştı. 20 yaşındaki genç oğlu Polonya harbinde ölmüş, diğer iki oğlu da garp cephesine sevkedilmişlcTdl.
Von Welzsaecker‘e Rlbbentropia yaptığım mülakatı anlattım. Bir müddet tereddütten sonra dedi ki; «Birinle açıl konuşacağım. Sizinle doğrudan doğruya veya dolnyısile sulh İhtimallerine taallûk eden hiçbir mevzu hakkında hiçbir şey söylememek İçin talimat almış bıılunuyo-
Sofcra sandalyesini odanın ortasına
doğru götürdü, bana da ayr» suretle hareket, etmemi İşaret etti. Anladım kİ, her yerde hazır ve nazar bulunan Alman gizil polisinin diktafonu, odanın. ortasına konacak yerde, duvara konmuştur.
Önce şuradan buradan konuştuk. Sonra ben tekrar Rlbben tropla olan konuşmamdan bahsettim. Eğer Alman hükümeti de. Hariciye Nazırı Rlbbentrop gibi Almanya için bir tahrip harbinden başka taklbcdllccek bir yol olmadığına kani bulunuyorsa, burada ziyaretimi uzatmakla Alman erkAnının lüzumsuz yere vakitlerini almakta olduğumu söyledim.
Herr von Welzsaecker cevap vermeden evvel Üç dakika kadar düşündü. Sonra bana doğru eğilerek dedi ki:
— «Bunu, kendisini gördüğünüz zaman şalisen Führere söylemenizin büyük ehemmiyet! vardır. >
Bir an bekledim ve sonra sordum
— Şimdi soracağım mesele hakkında önce fikrinizi öğrenmek İstiyorum: Mussollnl tarafından İleri sürülecek sulh müzakereleri fikrinin burada İyi karşılanın ıyaeağmı zanneder misiniz?
Herr von Welzsaeeker yine cevnp vermeden evvel bir müddet düşündü-Sonra cevabı şu oldu:
— Biraz evvel Führer hakkında söylediğim söz, bu sualini se de kısmen cevap teşkil eder. Fakat, (ve bulunduğumuz binayı İşaret ederek! burada İtalya ile Almanya arasındaki münasebetler hayli azalmıştır
Bu sözlerden çıkarılacak mâna şu idi: Eğer Mussollnl doğrudan doğruya Bitlere müracaat ederse bunun bir dereceye kadar tesiri görülebilir. Fakat bu teşebbüsü Rlbbentrop haber alırsa, bunu suya düşürmek için elinden gelen! yapacaktır.
Günün geri kalan kısmında bizim sefarethane erkânı ve İı&lâ Bellinde bulunan Amerikan muhabirlerlle görüşmek fırsatını buldum. Amerikan Vatandaşları, Almanyadak! hakiki vaziyet hakkında Amerikan efkârını haberdar etmeğe çalışan sefarethane erkânı ve Amerikan muhabirlerlle İftihar edebilirler.
Bitlerle mülakat
2 mart sabahı saat on birde Hariciye Nezareti erkânından biı- çokları resmi ünlformalarile beni Bitlere götürmek üzere Avlon oteline -geldiler. Bitlerin bulunduğu muazzam Mna geçen sene sekiz ayda tamamlanmışta. Hitlerin yılbaşında kordiplomatiği kabul ederek onlara Hltler Berllnlnln nasıl olacağı hakkında bir fikir verebilmesi İçin İşçiler geceyi gündüze katarak çalışmışlardı. Amerikan maslahatgüzarı Klrk de, talebim üzerine yanımda bulunuyordu. Klrk o zamana kadar Hitleri ancak uzaktan görebilmişti. TOllhelmstrasse'de yapı-; lan yeni Şanaöîörl binası, modern bir fabrika binasını hatırlatıyordu. Arabam beyaz v(* yüksek duvarlarla çevrilmiş dört köşe bir avluya girdi. Meydanın bir ucunda Şansölörlye çıkılan geniş merdivenler vardı. Merdivenlerin sonunda kapının İki tara-fmda siyah ve çıplak heykeller görü -nflyorrfıı, Bana nazi selâmı vermek üzere merdivenlerin iki tarafında bir bölük asker sıralanmıştı. Merdiven başında Hitlerin Şansölörl şefi Melas -ner tarafından karşılandım. Bu zat, bukalemun gibi. Ebert. Hindenburg ve Hltler idarelerinde de mevkiini muhafaza etmişti. Methalde açık mavi saten elbiseli ve saçları pudralı valeler bekliyordu.
Sonra başta Melssner ve ben olmak üzere İkişer İkişer 20 çiftten mürekkep bir sıra teşkil ettik. Önce duvarları ve zemini mermer, bir holden geçtik. Kırmızı mermerden yapılmış gıcır gıcır bir merdivenden yine mermer bir galeriye çıktık. Galerinin bir tarafında pencereler, öbür tarafında halılar vardı. Galeri, büyük Alman vapurlarının salonlarında olduğu gibi, uçsuz bucaksız sofalarla çevrilmişti. Sofaların her birine alçak bir masa ve etrafına dört koltuk yerleştirilmişti. Galeriden bekleme salonlarına çıkan birçok kapılar açılıyordu. Bizi bu salonlardan birine aldılar ve Hltler beni kabule hazır oluncaya kadar oturmamı istediler.
Birkaç dakika sonra Bitlerin beni beklediğini haber verdiler ve beni bitişik kabul salonuna soktular. Burası dört köşe bir salondu. Rahat sofa ve koltuklarla süslenmişti. Pencerelerinden Hitlerin İkametgâh olarak kullandığı Blsmark'ın eski köşkünün bahçesi görünüyordu.
CArkasl var)
Pek Yakında
Modern Kızlar
ŞEHİR TİYATROSU
Dram kısmında
Saat 2O,3Q da
YAYLA KARTALI
Bir dost evinde bulunuyor 4 um. Arada zamane bayanlarından, baylarından bazı kimseler de var. Lâkırdı dönüp dolaşıp rüya bahsinde karar kıldı. Aman efendim, benzerlerine de raslıımıştım ya, bu zatlarda rüyaya, tâbirlerine, büyük annelerimin, büyük babalarımız gibi ne itikat, ne Ihanış.
İBlr bayan atıldı:
— Rüyada ne zaman kömür görsem üzülürüm; ateş görsem ferahlarımL.
Öteki şöyle dedi,:
— Rüya görülûşe değil, anlatışa göre çıkarmışı (Yani eskilerin iyiye, kötüye yormak meselesi.)
Bir başkası-da dedi ki:
— Kulag çınlaması, vücutta bir tarafın seğirmesi de tıpatıp çıkıyor. Sağ kulağım çınlaşa mutlaka sevinecek birşry duyarım: solunda, mutlaka aksi bir haber işitirim. İşin tuhafına bakın, sağ gözüm seğirin ao behemehal ağlıyorum; halbuki solu seğirirse neşeleniyor, gülüyorum (•)
Bir bay lâfa karıştı. Keyfiyete fazla merak sarmış; birçok kitaplar okumu». Eski çağların en büyük hekimi Hippokrates’ın, 17 ııcl asrın sonuna kadar dünyanın en büyük tıp otoritesi Yunanlı Gnlleıı'ln (13ll-"0D', binlerce yıl evvelki Hint ve Çin âlimlerinin rüyaya, verdikleri ehemmiyeti söyledikten sonra, cebinden çıkardığı notlara göz gezdirerek girişti:
Bu asrın doktorlarından. Vaschl-de.in. R. Mcunler'ln rüya hakkında derin etütleri, Clavleru in birçok tecrübeleri varmış. Vaschlde He H Pte-ron, (Rüyanın psikolojisi! başlıklı kitaplarına su vakaları kaydetmişlerdir:
Rüyasında, bir çocuğun boynuna arabacının biri ağır bir sandık koyuyor. Sapasağlam çocuk, iki üç gün geçince boğaz anjinine yakalanıyor. Başka bir çocuk, gene rüyada, kafasının mengene İle sıkıştırıldığını görüyor; dört gün sonra menenjite yakalanıyor. Bir kadm, ağzına yılan girdiğini. kalağının içinde çöreklendiğini görerek uyanıp yatağından fırlı-vor; haftasında kulak iitlhabma uğruyor.
Grahanı Lillle, kalb ve teneffüs cihazı bozukların uykuda birdenbire korku ak.seteri geçirdiğin), nefesleri daraldığını bildirmiş. Doktor TlSsie’-nln tereröbelev sonundaki az. çok kanaati de şu noktalara dayanıyor-muş:
Kanı iyi deveran etmlyenlerin kısa kısa uykuları, ürperti içinde uyandıkları; rüyada yüksekten düşüşler, yangınlar gördükleri. Göğüs hastalıklı, emphysence'H, astiımeHleri kâ-puslar kapladığı. Ağırlık basma, sayıklamanın çocuklarda veremli mâ-ninglte, encâpalite. kızamık; büyüklerde kurşun, tütün, alkol He zehirlenme neticesi olduğu. Kolların, bacakların külçeleşmesi sinir buhranına, deliliğe, felce; uykuda bağıra bağıra konuşmanın sinir zayıflığına ve ncurasthenfe'ye; çok heyecanlı rüyanın beyin rahatsızlığına, vereme, umumi felce: fazla yorgunluk vericilerin şiddetli hysldrie'ye; neşe vericilerin hafif hyalörle'ye; kanlı safhaların beyne kan hiicumıma: patırdı gürültünün cinayete, yangına; balık görmenin mide, barsak hastalığına; yırtıcı hayvanlarla pençeleşmenin alkolik!iğe alâmet Idüğl
Rüya, bazı kimseleri cinayetlere bile sürüklemiş. 1589 da. Dominl-caine papazlarından Jcaques Clö-ment'e, rüyasında görünen bir melek. Fransa taralını öldürmesini teklif etmiş. Fanatik papaz. Üçüncü Hen-rl'nln karnına hançer saplayıp canına kıymış: dört beygire bağlanıp, vücudu parça parça ayrılmak suretlle idam edilmiş.
Stnabs adındaki birine de. gene rüyasında, ay şeklinde Allah görünmüş. Birinci Napoteon’u bıçaklamasını emretmiş. Herif saldırırken yakalayıp asmışlar.
Eskiden, rüyaya (Nübüvvetin kırkta biridir) denir, can ve yürekten iman edilirdi. (Rabbim hayırlar versin) demeden anlatılmaz; vakit gece İse (gündüz niyetine) sözü eklenir; karı^ıkcaysû baştan ekmek çevrilip kopeklere doğranır, fakirlere sadaka verilirdi, Tâbir ettirmek İçin hocadan, hacıdan dini bütün kişilere başvurulurdu.
Ebtilhüda'nm Sultan Hamld’e yanaşması, göz bebeği olması bu yüzden başlamıştır.
Hemm her evde bir (Rüya tabirnamesi) bulunurdu. O kitabın nenin nesi olduğunu da töyUyeylm:
Bilmem hangi Islâm diyarı hükümdarı Sait Şersat, bir gün memleketinin âlimlerini toplamış. (Bana bir lâblrnanıe tertlbeylcyln; fakat yazısı at, faydası çok olsun! demiş.
Milhlet İstemişler. İbrahim Klrma-nt İle Muhammet bin Slyerl’nin kocaman iki. kitabından tasa bir hulâsa çıkararak risaleye (Tııhfetülmö-iük) ismini koymuşlar. Padişah çok haşlanıp o âlimlere İhsanlar, kaftanlar bahşetmiş.
Bu risale, gel raman git zaman birçok kere, hattâ «m defası 1913 te, taş baskısı olarak İstanbulda da basılmıştır
İçindekiler şimdiye göre hayli garip, merak çekici olduğundan, bazı parçalarını biraz sadeleştirerek aşağıya naklediyorum:
Bil ki cihanda dört İlim vardır: .İlmi din, ilmi edep, Um! tıp, Uml tâbir.
Rüyanın mânası üç nevi üzerinedir; BirLne Tebşir, birine Tahrir, birine İlham derler.
(Tebşk olan rüya) — Hak T&alâ, halkcttiğl Melekiirrüya vasrtasîle. levhi mahfuzda yazılı, Âdem oğullarının üzerine gelecek hayır ve şerri onlara tebşir eder. (Tahrir olan rüya) — Taattan uzak olanlara gene o melek ile günahlarını ve Akıbetlerini bildirir.
ıHham olan rüya) — Ol kişilerin hızlarını arttırır, suçtan sakındırıp tövbe ettirir.
Bir de (Yalan rüya) vardır; üç türlü olur: FTâbı himmet, Hffllta illet, Hibı $eytan
Birincisi, gönlü endişelinin gördüğüdür kİ aslı yoktur. İkincisi, hastalık scbeblle görülendir ta o da asıl-1 sızdır. Üçûncüsü. devler görmek, onlarla düşüp kalkmaktır kİ guslii lâzım gelir
Padişahların rüyası âlimlerden, âlimlerlnfcl cahillerden, cömertlerinki hasislerden efdnldlr. Yoksulunkine itibar olunmaz, zira nafaka kaygu-sundadır. Safra ve kan galebesine duçar olanın, zahit olmıyan avretin. Yahudlnln rüyası tâbir edilmez.
Yatarken, okunacak uyku duasını okuduktan sonra sağ el başın altına konup uyunursa serden kurtulunup hayırlı rüya mücerreptir. Anı zinhar cahil kişiye, avrete, maskaraya söylememen.
Ayın İlk gününden sonuna kadar görülen rüyaların mânası; (1) hayır haber almağa; (2) büyük sevince; (3 sadaka vermeğe; (4) mal ve refaha; (5) meram hasıl olmağa; (0) yolculuğa; (7) kavgaya; (8) kayıbm bulunmasına: (9) sevinmeğe; (10) arzu edilen nesne ele geçmeğe; (11) nc hayra, ne şerre; (12) nimete ermeğe; (13) kemliğe; (14? bir aydan sonra İyi haber işitmeğe; (15) keza iyi habere; (15) dost ölümüne! (17) rahatlığa; (18) bahtlıhğa; (19) sadaka vermeğe: (20) ulu bir kimse ile tanışıklığa: (211 büyüklüğe: *22) dindaşlarının sevincine: (23ı korkuya; (24) perişanlığa; (25) büyük bir memnunluğa: *26) mûbarekliğe, azizliğe: (27) kayıptan sevinmeğe; (2«ı gene sevinmeğe; (291 karışıklığa: 130) muhterem bir dostla karşılaşmağa... delildir
Şimdi, rüyada görülenlerin tâbirlerine gelelim:
(Allah) İbnl Şirlû'ln rivayetine göre cennete lâyıktık, cehennem azabından eminlik, kederden halâs olup zenginliktir. Kâfir görse İmana gelir; fasık tövbe edip tevffk bulur; zalim zulmünden fariğ olur; bezlrgânın eline helâl para girer; fakir zenginleşir1 o memlekette belâ eksilip adalet, bereket hüküm sür Er.
(Melek) dindarlara İhlâs. gazilere şehadet, kullara azatlık, zindan ehline kurtuluş, azizlere selâmet, kâfirlere İslâmlıktır.
(Azrail) bir kimseye tebessüm etse onun mevti iman, şehadet ve saadetle olur; gaîaplı ise ölümü güç ve tövbeslz olur; canını alsa ömrü uzun, selâm verse İki cihan belâsından emin bulunur.
(Rüzgâr) toz toprakla karışıksa o memlekete azap ve âfet, hafifi şadlık ve şifadır. (Yağmur) ele helâl mal geçer. (Gcfc gürlemek), (yıldırım), fsell o diyara taun, füc’e. kıthk gelir. ıBulut) üstüne binmek devlet, dünya ve ahret hacetlerine devadır. (Denizi bolluk, suyunu İçmek kul ve halâyıka nailliktlr. (Dere) susuz ve kuru ise Hacca sefer; derununda bo-gutundu mu eğer suyu berraksa nimete eriş: bulanıksa haram mala ka-(Su) genişlik, suâa yıkan-
Alâimi Sema
şaheseri: YARIN AKŞAM müstesna olarak
Şarkve Saray
V z1
Sinemalarında bkaen gösterilecektir,
Suareler SARAY’da 8.45 de ve ŞARK’ta 0.15 de başlar.
.J
Eminönü Halkevi Sosyal Yardım şubesi menfaatine
KORO ve ORKESTRA KONSERİ
Şef: Dt. Dikran Mamigonyan
Umumi arzu üzerine son defa: 18/2/945 pazar sabahı saat 11 de TAKSİM BELEDİYE GAZİNOSUNDA
PROGRAMDA: Bethovea 9 uncu senfoni - Hendelln Messiaai - Vag-nerln Tannhauser marşı - Adnan Saygının Halk türküleri
İM Biletler SARAY SİNEMASI Gişesinde satılmaktadır
f
Bir kahkaha tufanı, büyük ölr artistin bu sene gareblleceğinta en güzel, en eğlenceli ve en mükemmel filmi-
YARIN AKŞAM
MELEK
SİNEMASINDA
Filmi yaratanlar:
R.OONEY — LEMİS SSTONE — CECİLİA PARKER ESTHER WÎLLIAMS
Senenin en güze! komedisi olan bu şaheseri muhakkak görünüz;
l/
Numaralı yerler bugünden satılmaktadır.

Bütün tstanbui halkının ağzında dolaşan ve
SÜMER Sinemasında
Görülmemiş bir mııvaffakıvetle göster İlmekte oian
O u

Filimin ikinci zafer haftası bugünbaşbyor. Baş rollerde: «Yılan Kadın» filminin yıldızlan PHYLLI8 CALVERT — JAMES MASON Kin vç ihtirasa kurban yalnız ve kimsesiz bir kadının, büyük aşta sayesinde hayatta muzaffer oluşunutasvlr eden bir aşk romanı
SES Tiyatrosu OPERETİ
Binlerce güzide ailelerin hayranlıkla seyredip alkışladığı büyük Operet

3 saat Kahkaha — Son hafta
TEŞEKKÜR
Sevgili Ülkerlmlaln tizleri sonsuz ıstıraba ve mateme garkeden ölümü münasebctile acımızı paylaşmak lût-i unda bulunanlara, onu son İstıraba tgûhın a teşyle gelen aziz dost ve tanıdıklarımıza ve hassaten. İçten kopan sevgi duygu ve tezahürlerile Ülkerlmlzl saran vefakâr sınıf ve mektep arkadaşlariyle T. M. C. Yenişehir lisesinin seçkin öğretmen ve İdare heyetlerine ve bu «Um vesile ile blzlere muhtelif suretlerle İlgi ve şefkat gösteren sayın zatlara ‘■eşekkiir ederiz.
Müveddet Berkand, Aziz Tahsin Berkand, Sinan Berkand, Vedat Berkand
inak gamdan kurtuluştur. (Kuyu) eğer susuzsa abdeste dikkat gerek, sulu ise ilim sahibi olunacak demektir; kuyudan su çekiş define bulmaktır.
(Aydınlık) kuvvet, Iş güçte kolaylık; (Karanlık) doğru yoldan sapış; (Ateş) çok ve dumanlı ise İlim ve hikmet tahsili: bir yerden çıkması, oraya musibet erişeceği; ağza alınıp yenmesi yetim malı yemek; elde tutulması güzel kadın almak veya yiğit erkeğe varmak; karılı, kocalılarda evlâdı doğmak; gurbette bulunuyorsa yurduna dönmek; berirgûn kısmın» da kazanç ve para İle tâbir edilir.
«Gelecek yazıda bitecek».
VEFAT
Kudemayı erkânı mâliyeden merhum Ahmet Tevflk beyin aevcesl ve Koç Arslan beyin kerimesi, Milli Emlâk, mümeyyizliğinden emekli Sabri Berkman, Tüccardan ve Türk Margarin yağ fabrikası sahiplerinden eski İst. belediyesi kooperatif müdürü Hay dar Berkman. Süvari kıdemli yüzbaşı Muzaffer Berkman, Soruşunda elektrik ve makine yüksek mühendisi Naci Berkman. Emniyet müdürlüğü İkinci şube memurlarından Arslan Berkman m anneleri şâlihatı nlsvan-dan, fıkaraperver
BAYAN ZİYNET BLRKMAN müptelâ olduğu hastalıktan kuıtula-mıyarak Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 14 şubat 945 çarşamba günü öğle vakti Aksaray'da Sorguççu sokağındaki evinden kaldırılarak cenaze namaza Valide camiinde kılındıktan sonra Merkez efendideki aile kabristanına defnedilecektir,
Cenabı Hak merhumeye rahmet ve kederli ailesine sabrı cemil Ihsan
.. ................
Eyüp Halkevinden: Halkevlerinin 13 üncü yıldönümü dolayisile, 26/2/945 pazar günü, Evimizde resim, fotoğraf, gravür, karikatür ve tat&p sergileri açılacaktır. İştirftk etmek İsteyenlerin 23/2/945 wma gilnü akşamına kadar eseri erite birlikte Evimiz idare memurluğuna müracaattan rica ohı-
Bugün Matinelerden itibarmn T A F 8 i M Sinemasında
SENARYO
MUALU kenc
FARUKKENC
MÜZİK VE BESTELER
SADİ IŞILAY
(•) Bu çınlamalara, seğirmelere dair do bir yazı yazacağım, (Tuhfetülmülük — Çadırcılar e atidesin d» Ali Ralf matbaası, 1381 hicri.
Created by free version of 2PDF

|Terahten Sahifeller |
Kısa notlar ve küçük fıkralar
— 1 —
İkinci sultan Salim zamanında elçilere «harici ea memleket» imtiyazı pek tanınmıyordu. Vftkıa (elçiye zeval olmaz) kaidesi az müstesnalarla her ■amandan cari olagelirse de ₺u yalnız elçilerin katlinde ve İşkence gibi gayet ağır maddi cezalar tatbllanda dikkat nazarına alınırdı. Aşağıdaki vesika eşhasa taallûk eden muamelelerde on altıncı asrın İkinci yarısında bizde elçilere tebaadan pek farklı muamele olunmadığını açık olarak gösteriyor:
Arşiv dairesinde M. 975 - 97ö mü-himme defterinde bulunan bir emir:
İstanbulda Bec — Avusturya — elçisini bekUyen Mustafa çavuşa hüküm kİ rHftliya Mehmet nam yeniçerinin elçll rnezbur İle meclisi şer'de bazı görülecek mualihl olup taallûl ettirmeylp meclisi şer'a ihzar eylemek emredip buyurdum, ki
Eldi mezburu taallûl ettirmeylp meclisi şer'a İhzar edip mezbur yeniçeri He miirafaai şer'işerif lttüre-sin. 39 reblülevvel 975. Beyurtı Saz lidere. 1
H. 975 = 1587 de Avusturya elçisi orta elçi Çernoviç idi.
Sûieymaniye kütüphanesinde Esat efendi kitapları arasında 2229 numarada kayıtlı bir mecmuada Osmaıılı devletinin siyasetine müteallik bir Fransız lâyihasının tercümesini gördüm.
Bu lâyihada Takvimi Vakayiln neşri meselesi hakkında şöyle bir fıkra var: [Gazete evrakına diğer bir ga-M-te evrakiyle mukabele etmek muk-tazl olduğunu sultan Mahmut istitlâ ve tahkik etmiş ve mukaddema İzmir gazetesinin sahibi olmakla şöhret bulmuş Blak nam hûnermend 1831 senesinden bed’ ile Bahanede Takvimi Vakayl evrakının tertip ve tedvinine memur kılınmıştı
Yunan memleketinin müdürü Kapa diatrlya marifetiyle Rusyahlarm yaptıkları tasnlaü evvelbeevvel merkum Blak keşif ve ilân eylediğinden böyle bir rakip ve hasmin İstihfaf olunmaması İktiza eylediğini Rusya devleti derk ve teyakkun etti. Resmi bir gazetenin teTllbi ve gazetenin «müellifinin» tarafı şahaneden intihabı mütevater olunca Rusya elçisi kâh tehdit, kâh ilzam suretlerinde birbirini müteakip takrir itasına ve bu veçhile gazete tahririyle ahvalin neşrü ilânının OsmanlI devletine ziyade muzır ve vahim olacağının ispat ve İnhasına müsaraat etmiştir. Ancak bu tehditlerden hiç kimse mû-tevahhls olmadı. Rusya elçisinin musanna Ibaratı (Petersburg şehrinde sizin niçin resmi gazeteniz var?) sualine bir şafl cevap olamadı.}
Takvimi Vakayiln neşrine mâni almak İçin Rusya elçisi tarafından böyle bir müdahale ve tehdit vaki olduğunu başka bir yeı le mütalâa etmedim Keyfiyetin Böyle bir lâyihaya geçmesi vukuunu teyldediyor. Bu i Fransız lâyihasında1 Mısır meselesi üzerine OsmanlI ve Rusya devletleri arasında 8 temmuz 18Î3 tarihinde akdolunan (Hünkâr iskelesi) muahedesi hükümleri hakkında da dikkate şayan mütalaalar görülmüştür. Deniliyor ki:
Mısır meselesinde düşmanın — Rusvanın şerrinden değil, belki OsmanlI devletine an •'« teklif olunan himayeden dolayı Fransa ve İnglltereden Utlmdat için Namık paşa — esbak serasker — Londraya kadar gönderilmişti. Fakat OsmanlI devleti her güne muzaheretten ümidini keserek «bânılslne» teslim olmak' mecburiyetine kalmıştır. (1)
İşi halletmek İçin Rusya devletinin ortaya koyduğu tavassut maddesi Çat’ın Iradesilc idi Fakat Çar «münşi fa ne teklifler inin» kabul edilmemesi kendisine OsmanlI devleti tarafından harb nâm demek olacağını İhbar eylemişti
Yeniden kopmak üzere olan bu fırtınayı teskin ile Çar tarafından tahmil edilen himaye metninin ağır yükünü tav'an ve kerhen yüklemek çaresiz kalan OsmanlI devleti İÇln ■zaruri oldu.
Padişahın has mukarreplerinin. Saray erkânının emniyetini tahsil etmek hususu Rus hükümeti için hiç m skü] değildi.
Vâkıa general Orlof’un — Rusya-nın, İstanbul’a mahsusen gönderdiği büyük elçi — mal bezli ile itme’ eylediği bazı hain müşavirlerin 1833 senesi temmuzunun sekizinci günü ak-rl olunup Osmanlı devletini Rusya Çar'ının idaresine teslim mertebesinde Akıbeti vahim olan ittifak muahedesinin - Hünkâr İskelesi muahedesinin — kabulüne Âli Osman padişahımı liram ettikleri malûmdur.
Bu muahede sarayda akt ve reis of !inin — Mehmet Akif paşadır — İmzasına havale olunmuş İdi. OsmanlI devletinde misil geçmemiş bir hâdise olmak üzere bu efendi buna muhalefet İzhar ve İmzasını koymaktan İmtina eylemiş İse de faydası olmadı. Aldatılmış padişahın kendi hatlı He yazılan tevblhâmla bir İradesi mucibince bu muahedeye halefinin koymaktan Ictlnabetmlyecefti İmzayı atması kendisine tanblh ve Dıtar edildi.
Rusya elrLI muhalefete rey ve nasihat verdikleri hakkında vesvese ettiği kimseleri korkutmak İçin tehdl-dâmla mektuplar gönderdi. OsmanlI memleketinde Rusvanın altınları İle
itmn'ları mümkün olmıyacak bazı kimseler bulunduğu Rus hükümetince bilinmiyor değildi, padişahın dahi mahkûmiyet rlbkasım kaldırmağa çalışması muhtemel olmaslyle Çar bu baptaki mükâlemelerln Petersburg’a nakline teşebbüs etmiş ve (2) muahedenin kabulünde Ruayaya ziyade gayretle hizmeti sebketmlş olan Ahmet paşa — esbak Hassa milşürü Ahmet Fevzi paşa — Çar'ın makbulü bir elçi gibi bu memuriyete nasbolun-muş İdi: hattâ tabibi bile Rusya sefaretinde tâyin eflilmlşU.
Rusyada merasim ve ziyafetlerde Ahmet paşaya riayet ve hürmetle, fakat maslahat müzakeresinde unf İle hareket olundu.
İkinci sultan Abdıilhamic gûya kendisini hal’edeccklerl endişesi ve kuruntusu İle 1891 eylülünün beşinde — 29 muharrem 1309 — sadrâzam Klbnsll Kâmil paşa 11e birlikte şeyhülislâm Bodrumlu Ömer LötfI efendiyi de azletmiş İdi. Azilden sonra bir gün musahiplerden Lûtfi ağa — Mahmut Nedim paşanın ağası .iken saraya alınmış idi — gelerek Ömer Lûtfi efendiye bir İrade! senlyye tebliğ edeceğini söyler. İrade şu sualden İbaretti:
(Bodrum! Ömer Lûtfi efendi meşihat makamına tâyininde bana — Ab-dülhamide — sadakatle hizmet edeceğine yemin etmişti. Şimdi yemininde h&nis olmuştur Tecdidi nikâh etti miri
Bodrum! buna fena halde kızar Lûtfi ağaya şu sert hitapta bulunur:
— Lütfü Ben kazasker iken sen Mahmut paşadan — Mahmut Nedim paşa — bir haberle geldiğinde ben senin eline bir mecidiye sıkıştırırdım, Şimdi efendine söyle. Bana bir uşakla değil, efendiden bir adamla İrade tebliğ etsin. Haydi, defol! diye ağayı kovar.
Abdülhamtt de bir daha sualini tekrar ettirmez!
Sultan Abdülmecit devrinde sadrâzam Koca Reşit paşanın hâzineden yüz elli altın maaş ile Avrupadan celbeltl#! Teasinll Foasati lld senede (1847 - 78«> Ayasofya camisinin umumi tamirini yaptı; başlıca kubbeyi büyük bir demir çember İle kuvvetlendirdi; biraz meyletmiş sütunları düzeltti.
•*»
Kırım muharebesinde İstanbulda ölüp Haydarpaşada İngiliz mezarlığında defnedilen heykeltraş Maro-chettl İnglilîler için granitten dört melek tarafından tutulan bir taş âbide vücuda getirdi.
¥¥*
Ali paşaya münteslbolanlar Mütercim Rüştü paşaya (Kâbus) derlerdi. Hariciye Nazırı Halil Şerif paşa da Mütercim paşa hakkında cezvfthğtne İmaen Le Reverned püre tâbirini kullanırdı.
•••
Evlenecek Ermcnllerln yeniçeri kul kâhyası sarraçb asıların a bir altın tezkere harcı ve tâyin olunan yasakçılara da bir altın vermeleri Fatih sultan Mehmet zamanından beri mutat İmiş! Arşiv dairesindeki (Mühimine) defterlerinden birinde H. 1223 senesi recebinin sonlarında sadır olmuş bir .mir İle bu harçların daha fazla alınmamasının tebliğ edilmiş olduğu görülmüştür. 1227 tarihinde Rum ve Ermeni kızlarının efrenç taji-ı-siie evlenmeleri yasak edilmiştir. Galata voyvodası para alarak buna müsaade ediyormuş!
• **
Üçüncü sultan Selimin en şiddetli muhaliflerinden olup Kırıma savuşmuş olan Tayyar Mahmut paşanın idamına fetva verildiği hakkında arşiv dairesinde 5 numaralı (Mühimmel mektume) defterindeki bir emirde sarahat vardır.
Dördüncü sultan Mustafa zamanında bu ferman (hllftfı İnha üzerine sadır olduğu) için Tayyar paşanın affedildiği ve Kırımdan getirilmesi İçin Ter-anlıoğlu Mehmet reisin şeh-tlyesl gönderild ç1 21 zilkade 1223 tarihli bir hükümde gösteriliyor.
***
1274 senesinde — 1B57 — Musa Salfet! paşanın Üçilncü defaki Maliye Nezaretinde ilk defa olarak mart maaşı on gün teehhüre uğramıştı. Memurlara dirlikler yerine maaş tahsis edileli beri maaşlarda tedahülün mebdei budur. Sonra ramazan aylığı verilememişti. Şair Kâzım bey — paşa — bu münasebetle:
Bopmı D apt dip e etlik ntı/yetil Apliği hazfetti Musa Safjetit
Beytini iradeylemiştl. O tarihte on dokuz yaşında bulunan Namık Kemal bey de:
Bize de kısmet ede hasreti Raesaâı
Kerimi
İptida camilere mah.iyj/elcr İfa
Ramazan
Demişti. Şair Saffet efendi İse (parası yok!) redifi! kasidesinde: Ramazan pflr berekettir derleri Clbl fitinde çörek paresi yokl
Diye yanıp yakılmıştıI
îş senede ancak dört aylık verile
di ikinci tattan Mahmudtın Malime» Ali pataya karft Kwya ile bu it-tijak meselesi tleerlna (denize düşen yılana «nnhr.l dediği tevatüren rivayet olunur.
(S) Burada bir ottnUa i«rkeıMıqf|-rtr.
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR:
Fikretin Âşiyandaki eşya sı ve tabloları arasında..
“Kadın odası döşüyor!,, diye Maarif Nazırına jurnal edilen odanın mobilyesi hâlâ yepyeni duruyor f. ■ . . . «■«- -■ ■
dahilde bir badın — Venüsün resmi — 119 Mehmet Tevfik — Bir tutam yeşil boya — Sis tablosu — Galatasarayın merdivenleri — Meşhur adamların masalarının garip talihleri — Fikret ve Hamidiye suyu..
--------------- -I, , |,|
•Aşıyan > da Fikret'in masası üzerinde duran, kendi elinden çıkmış resimleri karıştırmağa devam edelim. İçte «'Deniz ve kayalık», «Fırtına», «Köşk ve bahçe» adındaki tablolar. Ressamlığının pek kuvvetli olmadığı muhakkak. Bir kara kalemin önünde duruyorum... Bu hakikaten enteresan bir resimdir. Uzun boylu, genç, zayıf ve zarif bir kadın. Biı sahilde durmuş, uzaklaşan bir geminin arkasından mendil sallıyor. Fikret İçin «şiirlerinde kadından bahsetmez!.» derler. Halbuki onun elinden çıkmış resimlerde kadınlara sık sık rasge-liyoruz. Hattâ araştırmalarınııza devam edip Fikret'in ilk yaptığı, talebelik zamanındaki resimlerine bakalım îşte büyük bir itina ile Venüs’ün güzel bir resmini yapmış. Ve altına da mektep nu-marasile ismini atmıştı: 119 Mehmet Tevfik’.. Nihayet yine gençlik zamanında yaptığı bir kadın resmi daha ki üstünde şunlar okunuyor;
Tecrübei kalem olmak ve son sene imtihanına hazırlık, mektep salonuna vazolunmak üzere... Tarih 1888...
Fikret in leşim paleti de burada. kendisinin son d:fa eline aldığı gibi, üzerinde eritilmiş boyalarla duruyor. Meselâ bir tutam yeşil boya göze çarpıyor. Bu arada yazı takımı ve masası da burada duruyor, İnce, küçücük bir kalemi var Ancak bu kalemle Fikret'in çok şey yazdığını zannetmiyorum. Zira onun hemen hemen butun yazılarında kamış kalemi kullandığını öğrendim.
Âşiyanda Fikret'in yapüğı resimlerden başka, kendisine hediye edilen bazı tablolar üa vardır.
Meselâ bunların başında Abdülmecit tarafından, Fikret'in •Sis.. manzumesini canlandırmak üzere yapılan -Sis» adındaki tablo gelir. Büyük kıtadaki bu tablo sisli bir manzarayı göstermektedir. Sis İçinde kalabalık bir kayık ilerliyor. Abdülmecit bu tabloyu Tevfik Fikret’e hediye etmişti. İstanbul Belediyesinin açılacak müze için bu eseri 200 liraya satın aldığını memnuniyetle öğrendim.
Eşyalardan sonra Âşiyanı şöyle bir dolaşalım. İstanbulda belki bunun kadar girintisi, çıkıntısı bol bir ev daha bulmak kabil değildir. Bize orayı dolaştıran genç dostumuzun dediği gibi tam bir lâbirent içindeydik Topu topu 9 oda olan Âşiyanda bir kat İçinde yolumuzu kaybediyorduk. Fikret’in plânını, her köşesine kadar, kendi yaptığı bu evde bilhassa yerli dolapların çokluğu İnsanı şaşırtacak bir haldedir. Kendisinin «alıştığı üst katın tavanı göze çarpacak derecede alçaktır. Mamafih bütün bunlar »Aşiyan» da ayn bir hava yaratmakla, ona bir hususiyet vermektedir.
Galataaaraydaki odası..
Bir dostum bana şu tavsiyede bulunmuştu:
— Fikret’in eşyasını, Flkrete ait dekoru tetkik ederken her halde bir kere de Galatasaraydaki odasına gidiniz. Ve Fikret kadın odası döşüyor diye nazü Abdürrahman Şeref beye jurnal edilen eşyayı görünüz. Fikret'in oradaki odasına eri ucub cinsin» den yaptırdığı mobilya hâlâ btb tün yanlliğlle durmaktadır.
Fikret'in Galatasaraydafci odar
cek dereceye varınca kalem erbabı arasında bazı ırurefaı Sürtid fersudemle hasbi
Oldu HflrMddM afetamı
sın» da görmek istedim. Onun müdürlüğü zamanında talebe ve şimdi değerli bir romancımız bana onun odasına giden mermer merdivenleri işaret ederek şunları anlattı:
— Bu merdivenleri görüyor musunuz?.. Bu bile Fikret'in eseridir. Mektep yandığı saman talebe Beylerbeyinde derme çatma bir takım binalara yerleştirilmişti. Buradaki hayat görülecek şeydi. Talebe «Sultan» tepesinde kuzu çevirerek kendi kendine âlemler yapardı. Mektebe ancak pek çalışkanlar ve pek muntazam olanlar giderdi. [•] Bu irfan ocağının şu halini görenler hemen Galataaaraydaki inşaata hız verdirdiler. Ancak Abduı rahman Şeref bey İnşaatta her şeyin "babadan görüldüğü gibi» yapılmasına son derecede dikkat ediyordu. Sıra merdiven lere gelmişti. Abdürrahman Şeref uçlarından birbirine tutturulmuş, yelpaze gibi kıvrılan mermer merdivenlere katiyen taraf dar değildi.
— Talebe inip çıkarken ucuca basamaklar birbirlerinden ayrı-hverirler. İstemez. Merdivenleri babadan gördüğümüz gibi yapınız demişti.
Fikret'in İlk İşi Galatasaray mektebinin merdivenlerinden başlamak olmuştu. Ve dediğini yaptırdı. Bu binanın en güzel taraflarından biri de muhakkak ki merdivenleridir.
Galataaaraydaki Fikret'in -odası bugün aynen onun bıraktığı gibi durmaktadır. Mobllyeler hakikaten yepyenidir. Ve Fikret’in yaptırdığı «kadın odası döşüyor»
(*l Fikretin Galatasaray Üzerindeki büyük tesirini gösteren şu karakteristik vakayı dinledim:
«— Mektep yandıktan sonra Beylerbeyine nakledilen talebe tam bir anarşi içinde bulunuyordu. Kendilerine bir türlü muallim ve mubassır beğendirllemlyordu. Birçoklarını «İstemeyiz!..» diye kabul etmiyorlardı. Nihayet bu vaziyet karşısında Fikret mektebe tayin ediliyor. Talebe onun tâyinini daha gazetede okur okumaz mum gibi oluyor. Mektepteki ecnebi hoca, taç kın, herkes bir!birin» soruyor: «Talebeye ne oldu?...»... Halbuki Fikret daha ortada yoktu. Gazetedeki ona dair havadis bile bu tesiri eyandırnuşU.»
İtti abaf rfmedeıİ Sirameıf hdctbinj p&rutu VMlfû gördüklerin!
manc İlân eylemişlerdi l
Fikret'in sabahlan önünde oturduğu Galatasarayın bahçesindeki tarh
diye hakkında dedikodular çıkartılan «Ten ucuz cinsinden, fakat son derecede dayanıklı mo-bilyeydi. Bilmem ki memlekette bu mobilye ile yaşıt başka resmi daire mobilyesi kalmış mıdır?. Zannetmiyorum.
Fikretin buradaki masasına bakarken aklıma başka bir şey geldi: Âşiyandaki masa ve yine oradaki Fikret’in pek büyük olan tahta koltuğu... Âşiyandaki masa üç rallidir ve şekil itibarile oldukça gariptir. Tahta koltuk ve bu masa Fikret tarafından şekilleri çizilerek yapılmıştır.
Lâkin bizde büyük adamların eşyası daima garip bir talihe sahiptir. Onları dalma bir takım karma karışık maceralar bekler. İşte bu Âşiyandaki masa ve koltuklar da Fikret’in ölümünden sonra ayn ayn kimseler tarafından satın alınmıştı. Bu sefer Belediye Fikret’in masasının İzini takibetmiş ve nihayet onun İstanbul üniversitesinde bir mahzende bulunduğu anlaşılmıştır. Fikret’in masası üniversite tarafından yine Aşiyana hediye edilmiştir. Fikret’in şimdi Âşiyanda bulunan koltuklarına gelince onun da bir öğretmen tarafından satın alındığı anlaşılmıştır. Belediye bunu zannederim 175 lira mukabilinde, öğretmenden satın almıştır.
Şu İki hâdise büyük adamların eşyasına, bilhassa fikir adamlarının birer fikir ve sanat tezgâhı olan masalarına karşı ne kadar lâkayt kaldığımızı gösterir. Bugün hangi fikir İnsanının masası elimizdedir?. Halbuki başka yerlerde, üstünde büyük ve meşhur eserler yazılmış böyle masalara bir mâbet eşyasından fazla kıymet verirler. Meşhur masaların toplanıp müze haline getirildiği de görülmüştür. Halbuki bizde meşhurlar gibi onların masaları talihsizdir. Tarihi masalar da boyladır. Meselâ bir arkadaşım bana İstanbul Belediyesi müdürlerinden birinin Abdül-hamid’ln kendi elile doğramacılığım yaptığı, kendi elile ortaya çıkardığı bir masada çalıştığını söyledi. Abdülhamid’ln masası son zamanlara kadar orada, fen işleri müdürlüğünde duruyordu.
(Arkası altıncı sahLfede)
«Kadın odan düşüyor» diye Fikret’in jurnal edildiği GalatamraydnÛ odası hâlâ o günkü gibidir
«a »8^
M. Churchill’in Başvekilliğinin altıncı yılı yaklaşıyor
tngili» Başvekili M. Churchlll 10 mayıs 1940 tarihinde iş başına gelmişti, Şu halde 3 ay sonra başvekilliğinin altıncı yılını İdrâk edecek demektir. İngilterede bu kadar uzun müddet Başvekillikte kalmış olan hükümet adamı pek azdır. Meşhur Pitt bile ancak 1757 senesi haziranından 1761 senesi ekim ayına kadar yani dört sene Üç ay İş başında kalmıştı. Yalnız oğlu Wllllam Pitt 1783 den 1801 senesine kadar, yani 18 aene başvekillikte kalmıştır. Bunun sekiz senesi Napo-leona karşı harb içinde geçmiştir.
Willlam Pitt’den başka M. Churchill’in rekorunu kıracak kimse yoktur. Geçen dünya harbi başladığı zaman Başvekil olan M. As(ıuith ancak 2 sene 4 ay bu vazifede kalmıştı. Yerine geçen Lloyd George’un Başvekilliği d» 2 seneden azdır.
İki sene süren Kınm harbi esnasında îngllterede ikj Başvekil iş başına geçmiştir. Boer muharebesi sırasında başvekil bulunan Lord Sallsbury de mevkiinde ancak 2 sene kadar kalmıştır
Fena tenvirat yüzünden talebenin vücutlarında ahenksizlik baş gösteriyor
Amerikanın Texas eyâletinin sıhhat işleri müdürlüğüne mensup Dr. Darell B. Harmon, mekteplerde fena aydınlatılmış sınıflarda çalışan çocuklann vücut-lannda teşekkül bakımından Arızalar hıurûle geldiğini bildirmiştir. Ekseriya talebeler ışıktan elverişli bir şekilde İstifade edebilmek İçin, sırtlarını, omuzlarını, kollarını gayri tabii bir şekle sokmak mecburiyetinde kaim aktadırlar, Bu vaziyet karşısında, birkaç sene sonra talebenin kemikleri hatalı bir şekilde inkişaf etmeğe başlayınca, vücudun bir tarafında bariz bir eğrilik olmaktadır.
Dr. Harmon. iazla ziyanın talebeleri lz’aç ettiğini ve bu durumu önlemek için, çocuklann gayri tabiî bir şekilde sırtlarım ışıktan tarafa çevirmek suretüe vücudun âhengini bozduklarını bildirmiştir.
Ziya azlığı da, vücut ahenksizliği verir. Talebe, yazı yazarken fena tenvirat yüzünden ekseriya gölgesinin, yazacağı satırlar üzerine aksettiğini gönır. Satırları İyice görebilmek için, pek tabii olarak eğilir. Böyle bir durumdan talebenin omuzlan ve başı gayri tabii bir şekle girmiş olur.
Dr, Harmon. noktai nazarını tam mânası le İspat edebilmek için bir okulda mükemmel surette tenvir edilmiş nümune bir sınıf vücuda getiiTnlştir. Vaktile, fena şekilde tenvir edilen bir sınıfta çalışan talebe. Dr. Harmonun hususî sınıfında 6 aylık bir tedrisata tâbi tutulunca, taleben.n kemiklerindeki hataların elverişli bir şekilde tashih edildiği görülmüştür.
Kibritin yüzüncü yılı
Kibritin yüzüncü, yılı yakında kutlanacaktır. Kibrit Londrada 1825 senesinde yapılmıştır. Bunu yapan Cooper berât, almağa lüzum görmemiştir. 7 sene sonra 1832 de Samul Jons ilk kibriti ıslah ederek berat almıştır.
Fakat bugünkü kibritler ancak 1854 senesinde yapılmağa başlanmıştır. O tarihte Bernard Füıth adında bir kimyager Bohemyada Galdenkrende bir fabrika açmış ve çok miktarda kibrit yapmağa başlamıştır. Bu kibritler kutular İçinde derhal her tarafa gönderilmiştir.
Kanser mücadelesi
Amerika Sıhhat ve İçtimai yardım cemiyetinin son toplantısında, istikbalde kansere karşı şiddetli bir mücadele açılacağı bildirilmiştir. Bu hastalığı esasi» bir şekilde kontrol etmek İçin, yeni bir birlik kurulmuştur. Bu birliğin gayesi, kanseri köyde, kasabada ve şehirde adım adını takıbederek, koruyucu tedbirlerin tatbikatile uğraşmaktır.
Tt'RK TIP CEMtVETI TOPLANTISI
Türk Tıp cemiyetinin 13 1345
salı günü saat 20AO d» Beyoğlu Butsa sokağına aımıt Köcanfca oOkagl Apt No 1 de yapÜflCAMtır.
Bahlfe 6
13 Şubat 1945
HER AKŞAM BİR HİKÂYE
Artık konüşabîliriz
Aynaya dikkatli dikkatli baktı. Sağ gözünün alt tarafındaki çizgi gittikçe derinleşiyordu. Canı sıkıldı, çünkü bu çizgi aşağıya, yanağına doğu indikten sonra kulak t aratma doğru kıvrılıyor ve kendisini dehşetli yaşlı gösteriyordu. İçinden:
^Şimdiki kremler de krem değil ki. Nerede 25 sene evvelkiler!-» dedi. Yüzündeki çizgiler arttıkça kabahati hep kremlere bulurdu. Sonra sinirli sinirli hizmetçisi Plna’yı çağırdı. Fevkalâde dar olan k orsasının giydiril-meşine yardım ettirdi. Hani bu korsa da insanın yüreciğtol sıkıyordu canını.
Bundan sonra süslendi. Üzerinde erguvanl renkli tüyler dalgalanan şapkasını, astragan mantosunu giydi ve adımlarına bir genç luz cerbe-Beai vererek sokağa çıktı. Karşıdaki dedikoducular uzanmışlar cma dikkatli dikkatli bakıyorlardı. Ferhünde onların ne konuştuklarını pek iyi tahmin ediyordu. Muhakkak şu esnada kendisinin yaşından, torunları gelinlik kız olduğu halde hâlâ süslenip, pislendiğinden bahsetmekte idiler. P’erhunde İçinden: «Canavarlar ... Genç kalmamı çekemiyorlarI..» diyerek yürüdü. Üstü yılan derlsL, altı mantar, topuk tarafı dekolte iskarpinin üzerinde seke seke yürümeğe başladı
Hava gayet güzeldi. Karlar erimediği halde birdenbire giineş açmış, hava ilkbahar gibi kokmağa başlamıştı. Ferhünde Pendik trenine bindiği zaman hayret etti. Koca İstanbul d a bu kadar boş bîr nakil vasıtası görmemişti. İş saatlerinin haricinde olduğu için bu trende kimseler yoktu. Hele birinci mevki vagonlarda cinler top oynuyordu. Kanapelerden birine oturdu. Çantasını açtı, bir sigara yaktı.
Trenin kalkacağına yakın bir zamanda vagona iri yarı ve yaşlı bir erkek girdi. Saçları bembeyaz olmuştu. Henüz 20 yıl evveline kadar yakışıklı bir insan olduğu ilk bakışla anlaşmıyordu.
Ferhünde onu görünce hafif bir ürperme geçirdi. Bu adamla uzun müd-dettenberi tanışırlardı. Onun kendisi hakkında pek gizil, pek ateşli bazı hisleri olduğunu da bilirdi. Lâkin bir türlü açılamamıştı. Bir türlü birbirlerine hislerini söylememişlerdi.
Yıllarca manalı mânalı bakışmalar, iç çekmeler ve bu tarzda ufak tefek hareketlerle iktifa etmeğe mecbur kalmışlardı. Erkek vagona girince Ferhundeyl nezaketle selâmladı. Onun yanma oturdu.
Güneşle, karın birleştiği bu güzel gün. İkisinin de neşesini Ve gevezelik etmek ihtiyacını alabildiğine arttırmıştı. Nelerden konuşmuyorlardı id...
Tren kalktı.
Perhüde şimdi yanındaki adama dikkatle bakıyor, onun rfleslâ bundan 80 sene önceki hayalini düşünüyordu. Nerede o zamanki «rt bakışlı, taze dudakları üzerinde sarı bıyıkları İla göze çarpan erkek?.. Nerede şimdi bu İkide bir öksüren, zorla dik durmağa çalışan beyaz saçlı adam... Seneler bu erkeğin üzerinde bütün hainliğini göstermişti. Halbuki bir zamanlar ona «Güzel İrfan» derlerdi. Gelsinler de şimdi «Güzel İrfan» t görsünler...
Lâkin »Güzel İrfan» da parasını boş ve mânâsız yere yedikten sonra iflâs «tmLş bir milyonerin pişmanlığı yoktu. Bilâkis onun gözlerinde iyi harcanmış, zevkine varılmış, tadı çıkarılmış yılların mesut izleri, pırıltıları vardı.
Her şeye kanıksamış, fakat hiç bir şeyden nefret etmemiş insanların halılr hayatının gidişinden memnun konuşuyordu.
Artık tren denizi uzaktan gören karili düzlükler arasından koşarak geçmekte idi.
Bir aralık İrfan, Ferhündenin gözlerine baktı, baktı, baktı. Bu kadar dik, ısrarlı ve dikkatli bakış kadını bayağı heyecana düşürmüştü.
İrfan nihayet:
____ Lâkin ne güzel gözleriniz varl.ı dedi.
Ferhünde irkildi, İrfanın bu kadar-nıukaddemeslz, bu kadar kestirme bir tarzda hareket edeceği aklından geçmemişti. Mamafih senelerce bu çeşitten sözler dinlemiş kimselerin pişkinliği içinde bunları lşltmemezllğe geldi.
İrfan devam ediyordu:
— Artık söyliyebillrim zannediyorum.., Sisin şu görterlnİK yok mu?... Şu gözleriniz...
Ferhünde alaya vurdu:
— Gözsüz insan olmaz kİ... Evet . Herkes gibi benim de güderim var...
İrfan güldü:
— Fakat şirin bu gözleriniz 30 sene Önce benim aklimi başımdan almıştı. Hattâ İnanır mısınız ki akla gclmiye-cek pek büyük çılgınlıklar düşündüm Hep onların yüzünden...
Ferhtinde kendi kendine: «Adam durdu, durdu, bu kadar «ene sonra şimdi şu güneşli, mevsimsiz bahar havasında patlak verdi» dedi, Fakat İrfana:
— Kuzum neler söylüyorsunuz?,., diye tatlı tatlı baktı.
Eski «Güzel İrfan», şimdiki ak saçlı adam gülümseyerek sözlerine devam etti:
— Bmln olunuz bu gözler geceleme rüyalarıma girdi. Hattâ onlar için bir de şiir yazmıştım. Eski defterlerimden birinde kayıtlıdır Eğer İstemiş olsaydınız, siz bu gözlerle hayatıma yeni ve hattâ divanece bir is-, tikamet verebilirdiniz.
Ferhünde sigarasını sinemadaki genç yıldızların tavrı ile ve gözlerini süze süre içerken yeniden mırıldandı:
__ Bunlar nasıl sözler irfan bey!..
— Nasıl sözler olduğunu bilmiyorum. Fakat heı halde doğru sözler Üzerimde yaptığınız çıldırtıcı tesiri nasıl inkâr edebilirim kl...
Ferhünde bu sözü dinlerken İçinden: «Gelsinler artık, benim bir kocakarı olduğumu iddia eden o ukelâ genç kadınlar hâlâ erkekler üzerindeki şu baş döndürücü tetirimi bir görsünler...» diyordu.
Sonra İrfana döndü:
— Lâkin İrfan bey,,. Bunları baııa hangi cesaretle söylüyorsunuz? . dedi
O zaman beyaz saçlı adam gülümsedi:
____ Yaşımızın yerdiği cesaretle hanımefendi!,. Yaşımızın verdiği cesaretle... Artık biz aramızda her şeyi konuşabiliriz. Hiç bir mevzu bizim için artık tehlikeli değildir, şimdi bir kadınla bir erkek konuşmuyor Cinsiyetlerinden ufaklaşmış iki arkadaş konuşuyor.
Ferhünde dehşet İçinde yanındaki erkeğe baktı. Bütün ihtiraslarından »yunmuş olan bu adam artık kendisine bir kadın göçü ile bakmıyordu ve şimdi her şeyi kendisine söyliyebi-11 yorttu.
Tren bir istasyonda durmuştu. Ferhünde daha ileriye gidecekti Lâkin:
— Ben burada İniyorum!., diyerek vagonun yüksek merdivenlerinden çakıl taşları üzerine atladı
(Blr yıldız!
|RADYO
ANKARA RADYOSU Bugünkü program
18 Radyo Dans orkestra.il. 18.30 Sağlık saati, 18.45 Radyo dans orkestrası. 19 Haberler, 19,20 Geçmişte bugün, 19.25 Saz eserleri ve oyun havalar). 19.45 Posta kutusu. 20 Müzik: Mandolin birliği. 20.15 Radyo gazetesi. 30,45 Müzik: Marşlar. 2i Radyo salon orkestrası, 2130 Tarihi Tiirk musikisinden örnekler. 22. Radyo salon orkestrası, 22.2o Mükİk: ! CPU, 22.45 Haberler.
Vann sabahki program
7.30 Spor saati (Vücudumuzu çalıştıralım’. 7.40 Haberler, 7.55 Miizık: fPl.i, 12.30 Semai ve şarkılar. 12.45 Haberler, 13 Radyo salon orkestrası.
Yer yüzünden cahilliği kaldırmağa çalışan adam
Amerikalı misyoner herkesin okuyup yazma öğrenmesi için nasıl çalışıyor?
Amerikan misyonerlerinden Dr. Laubach herkesi okur yazar yapmak için seneler d en beri çalışmakla, muhtelif memleketlerde seyahat etmektedir. Misyonerin tatbik ettiği ıısııl hakkında Amerikan muharri nden MM Coop tarafından şu malûmat neşredilmiştir:
Dr. Laubach herkesi okur yazar yapmak üzere bulduğu usulü şimdiye kadar 84 lisanda tatbik etmiştir. Halbuki kendisi bu lisanlardan pek çoğunu hiç bilmiyordu Meselâ İspan-yolcayı bilmediği halde orta ve cenubi Amerikadakl İspanyolca konuşan halklara bu usul üzere okuyup yazmağı öğretmiştir.
Bunu nasıl yaptığını orta Amerikanın büyük adası Küba'nın merkezi Havana’da bizzat gördüm, okuyup yazmak bilmeyen erkek ve kadın bir çok yaşlı adap! bir salona toplamıştı. Laubach kendi usulü hakkında İngilizce kısaca izahat verdi Bu İzahat bir İspanyol papazı tarafından tercüme edilerek halka anlatıldı. Bundan sonra Amerikan papazı yaşlı bir kadını hazır bulunanların önünde bulunan vüksek bir mahalle Çağırdı. ikisi de arkalarını hazıruna çevirerek olurdular-
Duvarda asılı bulunan bir levhanın bir yanında yukarıdan aşağıya dizilmiş bazı resimler ve bunların yanında Lâtin harflerllle yazılmış mânaları vardı. Papaz ihtiyar kadına levhadaki resimleri işaret ederek bunlardan her birinin mânasını bildiren harfleri hece hece öğretti Beş dakika süren' bu dersten sonra papaz kadını harfleri okumağa davet elti. İhtiyar kadın hiç tutulmaksızın harfleri okudu ve hazır bulunanlar tarafından şiddetle alkışlandı.
İhtiyarlıktan yüzü buruşmuş kadının bu sözlerden duyduğu haz ve iftihar görülecek bir şeydi. Papaz kadına öğrendiği bu hecelerden müteşekkil her hangi kelime ve cümleyi bundan sonra okuyabileceğini anlattı. Lâkin ikinci derse gelmezden önce başka okuyup yazmak bilmeyen bir kadını bulup, öğrendiği ilk dersi ona öğretmesi vazifesinde bulunduğunu d& ilâve etti Çünkü Laubach bulduğu usulün yayılması tçln koyduğu esas, okuyup yazmayı öğrenen herkesin ayni usul ile -bir başkasını öğretmesL-nl leabedlyordu. Öğrenilen bir şeyin unutulmaması İçin en emin çare bunu başkasına Öğretmek olduğuna göre bu esas ilk öğrenenin de menfaatine uygun bulunuyordu
Laubach bulduğu usulü yaymak İçin dünyanın muhtelif memleketlerini gezmiştir. Bu seyahat ve faaliyetleri esnasında türlü tiirlü maceralarla karşılaşmıştır. Laubach 1915 senesinde Filipin adaları merkezi Ma-nillnda'kl papaz mektebi müdürlüğüne tâyin edilmişti.
Burada kaldığı beş sene zarfında usulünü bu adaların LÜzon’dan sonra en büyüğü olan Mindanao adasının müsliünan ahalisine de tatbik etmeğe çalışmıştır. Bu esnada karşılaştığı bir macerayı kendisi şöylece anlatmıştır: «Flllplnlerln Mindanao adasının Muro denilen ahalisi müriümandırlar Bunlar asırlardanberi hristiyanlardan nefret ederler Bunun için benim gibi bir hristiyanlık misyonerinin bu sıfatla müslümanlar arasmda usulümü tatbik etmeğe imkân bulamıyacağimı anladım. Yegâne çare bunlarla dostluk münasebeti tesis etmekti Birgiin Islâm ulemasından bazılarına Kuranı kerimi öğrenmek İstediğimi söyledim. Ertesi günü sakin bulunduğum sayfiyeye bir çok Islâm ülemnsı geldi. Bunlar beni mûslüman yapacaklarını zannetmişler.»
Bundan sonra papaz Laubach Filipin müriü mantarının kullandıkları
Arap harfleri yerine Lâtin harflerini koymak üzere bunlar İçin her biri bir ses gösteren 12 sessiz ve 4 sesli harf lcadeyledlğlni ve halk şarkılarından dersleri için mevzu 'teşkil etmek İçin parçalar aldığını anlatmıştır.
Laubach Flltplnlerden sonra Singapur'a gltnı ve burada Malay müs-lüınanlarinin dili İçin harfler ve bunjan talime mahsus bir usul İcad-eytemiştir. Malaka'dan sonra HinuLi-tana gelmiş ve burada belli başlı Hint dili için harfler lcadetmlş ve dersler hazırlamıştır. Amerikan papazi hazırladığı bu İşlerin büyük Hint lideri Gandhy tarafından tasvip edileceğinden emin bulunduğundan bunları bildirmek üzere kendislle görüşmek İstemiştir.
Fakat cereyan eden görüşmelerde Ğandhy Amerikan papazını fena halde tcrslcmlştlr. Gandhy kendisine sunulan cedvel ve levhaları bir tarafa atarak demiştir kl; «Hindistan halkının başlıca meselesi herkesi okur yazar yapmak değildir. İktisadi mesele daha acele ve mühimdir. Esas itlbarlle tahsilin faydasından ziyade zararı vardır. Çünkü bir çoklan düşünmeğe ve muhakemede bulunmağa bedel okumak He vakit geçiriyorlar. Esas itlbarlle İnsanlara hizmet edenlerin ve bü.viik adamların çoğu ümmi Idl. Tarihte bunun misalleri vardır. Bir misali de Muhammet peygamberdir.»
Bu cevabı alınca Amerikan papazı fena halde şaşalamıştır. Biraz kendisini topladıktan sonra demiştir ki: «Haklısınız mlster Gandhy. Fakat diğer taraftan siz kitaplarınızı yazmamış ve bunları milyonlarca hala okumamış olsavdı kimsenin sizden haberi olmıyacaktı.»
Gandhy mütevazı bir tavırla gülümseyerek »Btı doğru» demiştir.
Amerikan paparana göre Hindis-tanda okuyup yazma bilmemek meşeleri İnsana hayret verecek derecede büyüktür. Bu ülkede 300 000.000 insan okumak yazmaktan mahrumdur
Bunun İçin Laubach Hldistanda uzun müddet calimmiş. 16.000 seyahat yapmış, muhtelif 40 memlekette kon-’ fertınriar vermiş ve Hindistanda konuşulmakta olan 225 dilden en mtt-mlh olan Ordu. Hindi. Tamil Telug ve Moratht için levhalar ve dersler hazırlnmıştiî. Harbin devam etmesine rağmen Amerikan papazinin Hindlstandakl muavinleri okuyun yazma bilmemekle mücadeleye hâ’A devam edip duruyorlar.
Papaz Laubach Hlnd’standan sonra Mısır. Filistin ve Surlyeyi dolaşo- . [ rafc buralarda da usu’ünü yaymeğa [çalışmıştır. Reyrutta'ki Amerikan üniversitesi kendisinin köycülük servisi için Laubach’ın projesini esas olarak kabul etmiştir.
Türkiyede hükümet Dr. Laubach’a Türkçe derslerini kendi usulüne göre hazırlamakta yardım etmek üzere belhbaşlı altı Türk bilginini memur etmişti.
Milletler Cemiydi Dr. Laubach’ı Afrlkadn cahillikle mücadeleye davet etmişti. Bu kıtada üç yüzden fazla belli başlı Usan ve lehçe konuşuldu-ğuna göre mücadele kolay değildi. Burada Amerikan papazı, kadınların ny|e iddia edildiği veçhile sersem ve rihinslz olmayıp bilâkis pek zeki olduklarını ve okuyup yazmağı öğrenmek için ateşli gayret gösterdiklerini görmüştür,
Son İki sene zarfında Laubach ecnebi memleketlerdeki misyoner kon-fcarnsının okuyup yazma öğretmek komitesinin tavsiyesi He ahalisi Lâtin olan Amerika memleketlerinde çalışmıştır. Dokuz hükûmte bunun usulünü resmen kabul ederek tatbik mevkiine koymuştur. — F.
Tanımadığımız meşhurlar
(Baş turafı beşinci sabilerle) Reşit paşanın masasının parçalandığını işittik. Bunlar içinde en talihlisi yine Kızıl Sultana ait sanatkârane bazı dolaplardaki üniversite rektörlüğünde dosya dolabı olarak kullanılmaktadır.
Bu tarzdaki eşyanm başı bozuk bir halde, gelişi güzel bir takım satış maceralarına karışmamalarını temin etmek işten bile değildir.
Fikret’i darıltmak korkusu!,.
O zamanın talebesi bugünün maarifçisi bana mektep bahçesindeki, köşede büyük tarhı göstererek şunlan anlattı:
— Bu tarhın Galatasaray tarihinde mühim bir ehemmiyeti vardır. Sabahleyin Fikret erkenden kalkar, bahçeye çıkar, oraya doğrudan doğruya çimenlerin üzerine oturur, mektepte yapılan temizliği seyrederdi. Ve biz o vaktin talebesi Fikret’i uzaktan olsun görmek için âdeta heyecan duyardık. Ondan korkar mıydık?.. Hayır... Fakat ödümüzün patladığı bir şey vardı: Fikret’i darıltmak!.. Bütün korkumuz buydu. Onu inietmek... Biz GalatasaraylIlar Fikret’e korku ile değil. ölçülmez bir sevgile bağlıydık. Ve onun pek çabuk kırılacağım bildiğimiz için Fikret’i da-nltmamağa pek gayret ederdik!.
Bu eski GalatasaraylInın hakkı vardı. Fikret’in küsmesi yalnız mektep hayatında değil, her sahada göze çarpardı. Meselâ «Tanın» de çalışırken, (■ Serveti Fü-nııib dayken çok defa arkadaşlarının bile birdenbire kavrayamadıkları sebeplerden küsmüş ve çekilmişti
Fikret ve Hamidiye suyu
Mektepten, ayrılırken çeşme-
B u I ma ca
Soldan aağa ve yukarıdan aşağı;
1 — Amerlkp.ya yakın büyük bir ada.
2 — Kendini üanemelL
3 — Topjanip ufalmak.
4 — Tersi hayal gibi birşeydir • Bir emir.
5 — Tersi bir meyvadır - Mercek.
8 — Tersi bir erkek adı - Yemin.
7 — Tersi barsaklar - Sabic balık ağı
8 — Tersi bir sıfat eki - Muharrirlerin birbirine bahşettiği bir tâbir.
9 — Bir sayı.
10 — Pusulanın iğnesi - Kawga.
Geçen bulmacamızın halli
Boldan sağa ve yukarıdan aşağı
1 — Zeytinyağı, 2 — Er. İşiolan, 3 — İyilik. İla. 4 — Tiyatro. Es. 5 — İşitmiyor, 8 — Nikriç. pis, 7 — Yo, Oy, Kedi, 8 — Ali. Operet. 9 - Gale-ride. 10- Inas, Sitem. , n[|>( |4 lerden güldür güldür Hamidiye suyu aktığını görüyorum. Hamidiye suyu ve Fikret!.,
İstanbul halkının mühim bir kısmı bu suyu içer. Lâkin hiç kimse içtiği suyun esaslı bir şekilde temizlenmesi için Fikret'in ne kadar çalıştığım bilmez. O zamanlar mektebe gelen suyu Fikret tahlil ettirmiş, son derecede mikroplu bulmuştu. Bu suyun temizlenmesini âdeta kendisine iş edinen Fikret nihayet bunda muvaffak olmuştu.
Hikmet Feridun Es
İnhisarlar Malt Hülâsası
“Fosfatsız,,
İştah açıcı ve kuvvet verici olun bu müstahzarı her eczanede bulabilirsiniz.
35 santllİtreUk şişeri
Kuruş
Malt fifttt 62
Şişe depozitosu 38
Satış flatl 100
İnhisarlar İdaresi
(1836)
Sümerbank iplik ve dokuma fabrikaları müe«-aesesi Bakırköy bez fabrikası müdürlüğünden:
Fabrikamız revir ve amenyathanesl İçin âlâtı cerrahiye ve hastane levazımı satın alınacaktır. İstekli firmaların ihtiyaç listesin! görmek ve şeraiti öğrenmek ve teklif vermek üzere Fabrika Ticaret serivlsine mür*-caatları Hân olunur.___(1714i_________________________.
Sümerbank iplik ve dokuma fabrikaları müea-sesesi Bakırköy bez fabrikası müdürlüğünden:
Fabrikamız yemekhanesinde soğuk hava tesisatı yaptırılacaktır. Bu depo için tefrik olunan odanın sahası 11 metre murabbaı olup hacmen 43 metre mikâbıdır. İstekli firmaların şeraiti öğrenmek ve teklif vermek üzere Fabrika Ticaret servisine müracaatları yayınlanır. 1827)
Eminönü Kaymakamlığından
Eminönü kazası 945 yılı bekçi ücretleri tahakkuk cetvelleri S. 2, 945 tarihinden itibaren on beş gün müddetle her nahiyenin polis karakolları koridorlarına asılmıştır.
Her mükellef mıntakasındakl karakollara giderek kendilerine tarh ve tevzi edilen bekçi ücretlerini mutlaka görmeleri. Ve itirazı olanların bu müddet zarfında bağlı bulundukları nahiyelere dilekçe He müracaat etmeleri ilân olunur. (1592)
Bir erkeğin kadını
MACERA VE AŞK ROMANI
Yazan: Ma ünce Lebleuc Çeviren: (Vâ • Nû)
, . — ... — Tef lika No. 41
Bir an sustu. Kışkırtıcı, âdeta tehdit edici bir tavırla ilâve etti:
— ... §u veya bu şekilde kapatmışa!
Patrlce, yazıhanesinin önünde oturarak basınına cepheden bakıyordu.
Soğuk soğuk:
— Birinci sefer, sabırlı davranmıştım Ani anlamazlıktan gelmek totcıniştim. Bu sefer vaziyet değişti Sabır bahis mevzuu değildir. Aksi takdirde, sükûnetimi zaıf sayarsınız. İki mânaya gelecek herhangi bir kelimeyi sarfederseniz, ağır bir telmihte bulunursanız derhal elime telefonu alırım. bizzat polis müdürüyle konulurum, nezdime r&smen gönderilmiş olup olmadığınızı sorarım.
Dul bot. derhal yumuşadı.
— Hayır efendim. Hayır azizim üstadım! Ben buraya resmen gelmiş dığlllm. Diyelim ki. yarı resmi geldim Yahut da şahsen geldim Bizimkiler, mahut işin dosyasını kati fltk!11«,- kapatmak üzereler. Evet, alâka son zamanlara kadar hâlâ dovarn
ediyordu. Gerçi hafiften. Şimdi ise, iş bitiyor. 3on... İtiraf ederim ki, bu benim arzumun hilâfına böyle oluyor.
Patrlce, tekrarladı:
— Sizin arzunuz hilâfına!
—Evet, aziz üstat! Brlgadier Delbot asla bir dosyayı böyle kapatıvermez! Zira bizzat onunla uğraşmak zahmetine katlanmıştır. Öyleyse, kati neticeyi bulması icabetler. Sebatım,, merakim kadar kuvvetlidir. Tabii, mesleki merakımdan bahsediyorum. Şu cihet, hem za’funı, hem de kuvvetimi teşkil ediyor. Dalma bilmek isterim.
Patrlce sordu:
— E? Şimdi hakikati biliyor musunuz?
— BLUyorum.
— Bildiğiniz neymiş?
Delbot. gözlerini muhatabının gözlerine dikerek, katiyetle:
— Mavi Çayır'daltl bütün şahısların hüviyetlerini biliyorum. - diye »öylendi.
| Fa irice:
— Ah.,. Öyle mi? — dedi. — Gözünüz aydın! Anıma, bu mevzu beni alâkadar etmez.
Delbot, sakin sakin:
— Hayır efendim. Eder, üstadım
- dedi.
Patrice, omuz silkti:
— Benim bu İşte dahlim olduğunu mu telmih etmek istiyorsunuz? İhtı* yatlı davranın!
— Gücenmiyelim efendim! Siz bana sualler soruyorsunuz, ben de cevap veriyorum. Evet, sizin de dahliniz var. Esasen intihara teşebbüs ettiğiniz sırada, yanımda takriben İtirafta bulunmadınız mı?
Patrice, son kelimelere cevap ver-ınekslahı;
— E... öbürleri kimlermiş? - diye, sordu.
— Bir sayın bayan.
Delbot, bunu söylerken bir hareketle Domlnlgue'l gösterdi.
— Bahis mevzuu olan madamdır. Diğer iki mösyö, dostlarınız Antoine ve Richard.
Patrice, alaycı alaycı:
— Ameri'.cada bulunan o iki zate iftiralar savurmak güç bir iş değil! -dedi.
— Biliyorum, efendim Esasen onlar sayesinde. bllhaOsa bay Richard sayesinde bütün hakikati öğrendim. Size de tekrariıyayım mı?
Patrice, bütün bu hikâyeyi sonuna erdirmek arzusile:
— Oturunuz ve neler söylemek istiyorsanız anlatınız.
Delbot, bir koltuğa İlişerek:
— Mersi, aziz üstat! - dedi.
Bir an düşünür göründü: kâğıtlarını tertibe sokan bir hatip tavrile düşüncelerini nizama • koydu ve acele etmeksizin-
— Mesele şö’K efendim: — diye söze başladı. - ''iliyorsunuz kİ, ben. ormanda tahkikata geçtikten sonra, sizin ve arkadaşınızın aleyhine şantaja kalkmalarını müteakip ve Julot’nun ölümünden evvel, kararımı vermiş ve yolumu seçmiştim. En safdil insanlar bile, artık maksadımı anlardı. Julot’nun teşebbüslerini biliyorduk. Sekiz gündenberl kendisini taklbctmekteydlın. Muayyen günden evvel onu tevkif etnıedimse, neye teşebbüs edeceğin! anlamak niyetinde bulunduğum içindi. Evet... Bir numaralı Julot öldü. Fakat, iki numaralı Julot hayatta Sahneye o geldi. Hapisten kaçlı. Bilirsiniz ki, bazı ahvalde. mücrimleri hapisten kaçırmak polisin işine gelir. Onlar takibolun-duklarınm farkına varmaksızın size haber verebilirler. Yol gösterebilirler. Julot Caboche her şeyi bildiğimin farkında olmaksızın birçok sefer bay Rlchard’la görüştü. Sonra. Rlchard'-la Antoine, Acneclkaya gitmek üzere
hazırlandılar. Havr’a giderken sizi şatoda ziyaret ettiler. Courjeul şatosunda, madamla birlikte oturuyordunuz.
— Bunu biliyordunuz demek?
— Tabii efendim. Hattâ, bay Rl-chard'ın bir akşam balkona tıpkı Romeo gibi. geldiğini ve aradan bir çeyrek geçtikten sonra da. sizin aynı yolu taklbettiğinizl biliyorum. Sonra, bay Richard gitti. Gene balkon yolundan.,. Siz de İkiniz, yıldızları bir saat müddetle temaşaya daldınız.
Patrice. suratı asarak:
— Kısa kesiniz! - dedi.
— Kısa kesmek mi, üstadım? Bunu ben de istiyorum. Lâkin, söyliye-ceğlm sözlerin en enteresanına henüz gelmedim.., Öğrenmek istediklerimi bay Richard yeliyle öğrenebileceğimi seziyordum. OtomobiUn numarası ve diğer deliller. Julot’nun ölümlyle birlikte ortadan kaybolmuştu. Bunları kimin yokettiğini size sormak istemiyorum. Bir polis, bir şeyi ispat edemezse, susması İcabedcr. Bu tahkikata kemalini buldurmak İçin dostlarınız peşinde Amerikaya gittim. Daha doğrusu, onların gideceğini bilerek onlardan evvel gLLtlııı, Nevyorka vardıkları vakit ben orada bulunuyordum. Bu şehirde, evvelce karar verdikleri yolu fakj^etmlyerek Cenubi Amerikaya trenle gidecek yerde, vapurla gitmeğe kalktılar. Nevyorktr.n
Montevideo’ya gitmek üzere bindikleri vapurun adı, Georges - Washing-ton’du.
— Georges - Wash!ngton mu?.. Antty adaları açıklarında yanan gemi!
— Ta kendisi!.. Cidden dramatik bir yangın oldu bu! Korkunç bir deniz kazası! Fransız gazeteleri bütün tafsilâtını vermediler. Halbuki pek feci safhaları vardı. Bilhassa bana taallûk eden kısmı.- Üçüncü sınıf yolculardan bir Fransız, bir depo kamarasında bulunuyordu. Yangın her tarafını sarmıştı. Galiba fena halde haykırdı. Bunun üzerine, birinci mevki yolcularından biri, eline bir palto geçirerek İleri atıldı, kapısı açılamı-yan üçüncü mevki kamaraya bir yol açlı. Böylelikle üçüncü, mevki yolcusu kurtuldu. Fakat, aradan ancak bir dakika geçmişti kl. Washlngton battı. Yanarak hayli yaralanmış bulunduğu İçin, birinci mevkiin o kurtarıcı yolcusu da, gemi He birlikte dibi buldu. Bıı kurtarıcının İsmini öğrenmek İster misiniz?
Patrlce:
— Evet. - dedi.
— Richard L'Heurûls...
Patrlce, boğuk bir seslet
— Richard L'HeuroisI - diye haykırdı.
— Evet. Dostunuz....
{Arkası var)
13 şubat 19-ifi
AKŞAM
KŞOlİtk Rl
1 - İŞ ARIYANLAR
SATILIK AJPARTMAnJ — Nlçanta-.çında Çınar criMerinde H&ncl kattan -denize nrnar I kat 5 daire dörder oda beton kalorilerden başka bütün ■ konforu havi. İmsalitte ' Tel. ««7.1 Ankara Emlâk Bürosu '
MUHABİR İŞ ARIYOR _ LİK mtf-smu - Usulü müzaafe Oserlne ticari' muhiLvabcye blhakkJn vakıf muharip müesstaelerde daimi iş nramaktadır. .jg^oğlu istiklâl caddesi »8 kat 1
Erenköy Eteni Efendi 16 N.Ö. rümu-runn. 853 — 1
ı
OTEL İŞLERİNDE ÇALIŞMIŞ — Veya çalışmamış otel İdare edebilecek 30 ■ 50 yaşlarında bir baya İhtiyaç vardır. Fatih Reşadiye oteli s. 17 - 19 861 -
DÖRT KŞİI-İK BİR AİLE — Bütün ev işlerini yapacak gelip gidici hamarat bir kadına İhtiyaç vardır. Civarda olanlar tercih olunur. Şişli Samanyolu 91 No. Bıkma» apartman 1 ye öğleye kadar müracaat. 772 — 4
İNGİLİZCE TİCARİ MUHABERECE VAKIF — Bayan veya baya ihtiyaç »ardır. Karaköy Palas karşısı (MM -106) No. ya öğleden sonra müracaatları 735 — 5
AHÇI KADIN ARANIYOR — İyi yemek pişirmesini bilen ayrıca orta hizmeti de yapacak bir kadın ahçıya Ihtlvaç vnrdır. İsteklilerin bonservisleriyle birlikte Osmanbey Rumeli eatideşi Âfitap apartmanı 3 No. ya müracaatları. 800
İKİ BUÇUK YAŞINDA BI» ÇOCUĞA RAKAM AK İÇİN — Bir dadı veya mürebbiye aranıyor. Türk ve Rum tercih edilir. Adres: Nişantâj Güzel Bahce Sok. Motanet Apt. No. 4. Tel. 80602 835 —
TEZGÂHTAR ARANI YOR — Bakkaliye İşlerinden anlar bir tezgâhtara ve bir de çocuğa ihtiyaç vardır Dlvanyolu 29 No. ya müracaat. 834 -
İNGİLİZCE BİLEN DAKTİLO BAYAN ARANIYOR — Haftada dürt beş gün yalnız öğleden sonraları çalışa-eaktrı. steno bilenler tercih olunur. P K 83 9- İstanbul müracaat. 886 — 2
ACELE BAYAN MEMUR ARANIYOR — Seri daktilo ve yazia düzgün olması şarttır. Çalışanlar tercih edilir. î*rd| Selek Türk Emlâk Bürosu Galata Ömerâblt. han 2 nci kat 23 Telefon 42368 892 —
- SATILIK EŞYA
ŞIK YENİ Bİ1C PİYANO — Ve bir ealon gramofonu satılıktır. Taksim Bürp Agop hastane yanı No. 67 (Zili üç kere vurun). 840
yeni DİKİŞ MAKİNESİ — (SIn-gtr- marka satılıktır. Müracaat: Beyoğlu - Tarla başı caddesi 85 numaraya her gün müracaat 13 - 15 araş. 877 -2
SATILIK ANTİKA MÜCEVHERAT— Maruf bir aileye ait bit çift gayet kıymetli ve enteresan eski Fdetnenk-B broş 15/2/945 perşembe günü Sandal Bedesteninde satılacaktır. İstek-Blcrin şimdiden gidip görmeleri caizdir. 871 — l
HER TÜRLÜ KAĞIT — Gazete, mecmua, kitap, defter iyi Hatle satın al mır. Satmak İsteyenlerin nii-mu neleriyle Eminönü TahmM caddemi Kalçın sokak No. 13 e müracaatları. 846
SATILIK — 1 adet Ezme krema makinesi, 1 adet imik sasörü. 1 adet elek. 1 adet motor, 15 beygir kuvvetinde, az kullanılmış, çift volant, ka-snnile birlikle Sabri Urallı, fabrikatör. Bandırma 845 — 3
SATILIK BUZ DOLABI — Kelvi-natör dört ayak taşraya azimet do-lavlsile satılıktır. Küçük ilânlara memuruna müracaat- 880 — 2
İTİ VAZİYETTE BİR PİYANO SATILIKTIR — Mutavassıtlar kabul olunmaz. Müracaat günleri perşembe cuma ye cumartesi saat: 10 - 16. Beyoğlu İstiklâl Cad. 27/SŞ Takrim Palas, No. 2 880 —2
SATILIK TAKSİ — J£»39 sonu maddi Ford takri otomobili, iyi durumda ve. lâstikleri yeni acele satılıktır. Telefon: 20870 888 — 5
4 - Kiralık —Satılık
8ön
- işçi ARIYANLAR
BATİLIK apartmanlar ve ev — Ayaspaşada birisi asfalt üzerinde diğeri Gümüşsüyü civarında birisi 5 katlı 3 çer odalı diğeri 3 katlı dörder odalı iki apartman ayrıca Sul-tanalımette deniz görür, tramvaya çok yakın sekiz odalı banyolu beton bir ev. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bü-romı İstiklâl Caddesi 98 kat 1 870 — 2
37009 LİRAYA SATILIK APARTMAN — Beyoğlunda Torlaba-şında Keresleri Recep sokağmın boşlangıeın-da asfalta yakın 7 katlı 6 daire iki dükkanlı boşer odalı konforlu. Yolculuk dolayırilc acele satahktır. Tel: 41571. Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi 9». Kat 1 678 —2
KADIKÖY İSKELESİNDEN MODAYA KADAR — 10090 liradan 20000 liraya kadar acele satılık ev almaca-tır. Satmak Istlyenlerln Ferdî selek Türk Emlâk Bürosuna acele müracaatım. Galata ömerâbit han İkinci kat 23 No. Telefon 42368 859 — 1
5.000 LİRAYA — Beylerbeyinde, iskeleye 10 dakika mesafede, 6 1/2 dönüm balıçell, 5 büyük odalı bir ev satışa çıkarılmıştır. Müracaat: Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu, Galata ö-merâbir han 2 nel kat No. 23. Tel: 42368 858 — 1
İST/VNBULUN her HANGİ BİR SEMTİNDE — Her cins emlâki en kısa bir müddette paraya çevirir. Arzu edenlerin derhal Galata Gmer&bit han 2 nci kat No. 23, Ferda Selek. Türk Emlâk Bürosuna müracaat etmeleri tavsiye olunur. Telef. 42368 858 — 8
SAYIN MÜŞTERİLERİME — 10.000 -1000.000 lira arasında muhtelif semtlerde. muhtelif villâlar, köşkler, apartmanlar, evler, çiftlikler, yalılar sunar. Arzu edenlerin, ömcrâblt han 2 nel kat. No. 23, F. S. T. E. Bürosuna teşrif buyurmaları ve yahut 42368 numaraya telefon etmeleri. 857 — 8
SATILIK MAĞAZA — Mahmutpa-şa'da Kürkçü banı İçinde 24 numaralı kâgir mağaza satılıktır. Arzu edenler, Ömerâblt hanı İkinci kat 11 numaraya müracaat etsinler. 855 —
BAKIRKÖY — Kartaltcpe Gülbeşeker sokakta 41 ve 43 No- lı 9 ve 7 odalı evler acele satihktır Görmek İçin 43 No. ya müracaat 854 — 1
SATILIK BÖREKÇİ FIRINI VE ARDİYE — 1 - Meşhur Hasanpaşa lirini Beyazıt Ordu caddesi No. 143. 2 -Balıkpazarı eaddesl Taşçılar No. 53-Müracaat: Lâleli Tayyare apartima-nı altında No. 230 Şen İş 874 — 3
GENÇ BİR AİLE — (İki kişi) Ayaa-paşa veya Taksimde kaloriferli pansiyon bir oda aramaktadır. Taliplerin Paşabohçe 30 : 54 No. ya telefon edilmesi. 852 —
8ATILIK EV — Kadıköy Cevizlik Ahter 8. 14 No. U ev sattıktır. İsteklilerin Taksim Talimhane Topçu cad No. 2 Uygun Ap. 2 No. daireye müracaat, 97 — 10
KUMKATl — Kadırga Cinci meydanında , beş odalı ve mutfak, hava-gan, elektriği olan bir bina acele satılıktır. MÜTacoAt Sirkeci Emek nakliyat ambarına. 876 —
KUMKAPI İSTASYONU — HUar-dkbl, Fındıkkıran »kak 14 numaralı kârglr hane kfiçebaşı, (3500) liraya satılıktır. İki katı boş verilecektir. Telefon: 60508 e müracaat. 873 — 1
DEVREN SATILIK DÜKKÂN — Kadıköy Altıyolda İşlek bir yirde gayet modern tuhafiye ve manifatura mağazasına müracaat: Kadıköy Pa-faryolıı Emniyet Sandığı yanında 113/1 No. ya. 843—1
SATILIK EV — Mahmutpaşa Küçük Yıld.z çıkmaz .sokakta No- 23 evdir. 6 oda 1 camekânlı bölme salon 2 helâ vc musluk ı mutfak 1 odunluk 1 sarnıç ve bahçesi olan sahibi tarafındım satılacaktır. Dlvanyolu Türbe civan tea dc 842 —1
SATIEJK APARTMAN — Talimhanede Şehit Muhtar caddeslle Aydedc caddelerinde altışar kat 5 şer daireli bütün konforu haiz birisi asansörlü diğerleri asansörsüz. Tel 41571 Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi 98 Kat 1__________________St>2 — 2
SATILIK apartman — Taksimde İnönü gerisi karşısında tramvay yolu tüterinde altında mağazası olan tam konforlu asansörlü yedişer iMİası 8 katlı. Tel: 41571 Ankara Emlak Bürosu istiklâl caddesi 93 kat î
863
— 2
SATILIK HAN — Karaköydc Tünel civarında tamamcu betonarme beş kat üzerine İradı net yüzde 5 altında mağazaları ve birçok Odaları olan han. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bürosu istiklâl caddesi gjj kat 1
884
HASKÖYDE — Horiröy caddesinde denize üç dakika mesafede yüzü sekiz metre derinliği 22 metre mu-rabbaı üzerinde üç odası bulunan mahal kiralıktır Ufak fabrika ve İmalâthaneye elverişlidir. Müracaat her gün saat beşten sonra Haritoy Keçeclplrl mahalleri heyeti ihtlyari-yeslnden Ha*an ağabeye müracaat.
844 — 2
14090, LİRAYA — CİbaUdc İskeleye üç dakika mesafede İÜ odalı ayda 90 lira kirası kâglr. bahçeli acele satılık ev. Ferdi Selek, Türk Hm 1 ilk Bürosu Galata ömerUtft han 2 nel kat 23 No. Telefon 42308 634 —
SATILIK HAN — K&raköyde Havyar hanında altında iki mağazası bulunan 3 kat özerine 4 der odalı ve gene ICaraköyde aynı hanın civarında altında dört ookrtaı beş katil han. Tel. «ffPl Ankara Emlâk Bflro-
3 au İsttfcJAl cadderi öö irat 1 865 -2
TEPEBAŞI — Harbiye aran yüzde yedi gelirli M - 403 bijj liralarda mülkler lâzım. İstiklâl cadderi Ons jlrkçU karşısında 54/2. Tel: 43376.
862 —
PANSİYON — Aile nozdlnde tam konforlu yemekli yomritris 1-2-3 möbleli möblesiz oda acele lâzım, 54/2 tstiklftl oaödcri tol 43370 883 —
DEVDEN SATILIK MAĞAZA ARANIYOR — Tünel - Taksim arası. Ayrıca telefonlu yazıhane de lâzım. İstiklâl caddesi Oajt şirketi karşısında 54/2 tel 48370 834 —
SATILIK KONAK — Atatürk bulvarı, denize hâkim. 8000 M2 arsada 20 odalı ahşap. 22.000 lira. Müracaat Beyoğlu Umum Emlâk Bürosu. Mis Sok. 17/1. Tel: 4233G 537 — 1
ACELE SATILIK UCUZ KtlÇUK köşk — Mal tepede t rene İki dakika oeş odalı bahçeli. İstiklâl caddesi Ga? şirketi karşıcında 54/2 telefon 43378 B85 -
SATILIK VİL7.A — Şişlide İsken-dcroglu sokak 34 No. lı villâ yanında arsa İle birlikte lçlndck.1 moble İle vc-ya möblesiz olarak satılıktır. Müracaat: Galata Mertebn.nl sokak Yakut han No. 4. Telefon: «283. 887 - s
SATILIK ITANE — Yedlkule. cadde üzerinde, tramvay durağında 3 katlı yarım kârgir bir evin nısıf hissesi acele satılıktır. Üst katı boş olarak eslim edilecektir. Müracaat: Yeni Postane caddesi No. 31. Telefon: 21538 881 — 2
ACELE SATILIK. EV VE DÜKKÂN = Saraçhancbaamda tramvay durak yerinde flstünde İki odası, bir helisi, elektrik ve suyu buhınan fcâglr bir ûlna sekiz bin liraya acele satihktlr. Görmek ve görüşmek İçin Küçiikpa-zarda Kıbleçeşnıede 22 No da sütçü Yanlve müracaat. 879 — 2
SATILIK âP ARTMAN — Sirkeci Hocapoşa Dervişler sokağında 18 - 20 No. lı altında mağaza, dört daireli yanında ve etrafında oteller bulunan otel yapmağa çok elverişli kıymetli apartman Sultanahmet Beşinci Sulh mahkemesince M/2/945 perşembe günü saat 14 ten 10 ya kadar satılacaktır. 944 838 No. ile Başkâtipliğe müracaat. 890 — 2
SATILIK KÖŞKLER — Kadıköy Çlftehavuriar ve Fencryolu Bağdat caddesi üzerlerinde G&ztopede, Suft-âiyede, Şnşkınbakknlda kaloriferli ve kalorifersiz denize tamamen nazır mamur bahçeleri olan piyasaya ■çıkmamış köşkler. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi kat 1 98 No, 800 — 2
SATILIK APARTMANLAR — Ka-dıköyüııde tramvay yolu üzerinde abında mağazası bulunan -ve 10 dairesi olan İki apartman. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi 98 kat 1 867 —2
SATILIK APARTMAN — Beyoğ-lunda Lcbon pastahanesl civarında altında be dükkânı ve üzerinde 15 daireri bulunan aylık geliri 800 kii-aur Hra olan İngiliz sistemi gayet sağlam bir apartman emsaline göre çok ucuz. Tel. 41571 Ankara Emlâk Hürö-SII tstiklâl caddesi ÖR kat 1 868 —2
KAIHKÖYDE GAZHANEDE - Hür-Iryet soEa&mdft 93 - 95 - 98 - 101 numaralı İkisi ahşap ve İkisi kârglr elektrik, terko# ve kuyusu vc bir dönüm mamur bahçeli evler mülk olarak toptan veya ayrı, ayrı çalılıktır Kadmbakkalda bakkal bay Büsnilden sual oluna., 824 —
-MÜTEFERRİK
YÜKSEK MÜHENDİS TALEBESİ — Lise ve orta okul talebeleriyle bitirme ve olgunluktan kalan talebelere fir.ifc, kimya, cebir, geometri, trigo-
katl surette hazırlar. Müracaat: Akşam gazetesine mektupla (Y. Ders) riimukuna. 88» — 1
HUSUSÎ MATEâLITİK DERSLERİ — Mühendis okulu tallebeslylm, Cebir, geometri, fizik, kimya derslerini gurup halinde veya hususî olarak vermekteyim. Gcdlkpaşa. Saray-İçl sokak. 25. Ferit. 893 — 2
MEKTUPLARINIZI ALDIRINIZ Gazetemiz İdarehanesini adres olarak göstermiş olan karilerimizden İLA — M. M. E — 99 — Itriyat namlarına gelen mektupları idarehanemizden aldırmaları rica olunur.
[
LGömlekişH
BİRİNCİ SİNİR GÖMLEK Çİ |
■■Tel. 20000 Sirkeci

Zayi — Of nüfus memurluğundan aldığını nüfus cüzdanımla askerî posta 666 dan aldığım terhis vesikamı zayi ettim. Yenilerini alacağımdan rayilerln hükmü yoktur.
1328 doğumlu İbrahim eğiu Ahmet Ur al
İlân gına 11/2/ • i.-metar a mührümü kaybettim. Bundan böyle yenisini kullanacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilân olunur. Adres: Zehra Ortan Kabataş Beytülmalcı sokak 1. (Hilmi kızı)
İstanbul Belediyesi İlânları
]
Mısırçarşısmda kiralık dükkân
Yardımcı hal olarak tamir ve tadil olunan Mısır çarşısında İçkin 44 »aralı dükkân kiraya verilmek üzere açık arttırmaya konulmuştur.
Mezkûr dükkânın talısls şekilleri açağıda gösterilmiştir. Kira müddeti «ene olup kiracı mukavele müddetinin hitamında mukaveleyi bir sene daha temdit edebili ir.
Yıllık kira muhammeni 1200 Ura ve ilk teminatı 90 liradır, ihalesi 28. î. 945 çarçanba günü aaat 14 de daim! encümende yapıl acul: tır. Şartname ve teferruatı her gün umum! meclle zabıt ve muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir. İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektuplun, İhale tarihinden t gün evveline kadar belediye İktluat İçleri müdürlüğüne mürncnatla alacakları ehliyet ve kgAunen İbrazı lâzım gelen diğer vesikaları İle birlikte İhale günü muayyen rtsatta daimi encümende bulunmaları.
Tahsis şekilleri:
Baharatçı, bakkal, manav, kuru yemlşai. mezeci, yağcı ve peynirci, helvacı, sekerci, vc pastacı. ıtriyat, pastırmacı, yumurtacı, yufkacı, börekçi, aucu vo çerbetçl. (1800ı
*
şile kaymakamlık konağının tamiri açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 5936 Ura 17 kuruş vc Uk teminatı 445 lira 21 kuruştur. Keşif ve şartnamesi zabıt ve muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir. İhale. 28. 2. 945 Çarşamba günü sant 14 de daimi, encümende- yapılacaktır. Taliplerin İlk teminat makbuz veya mektuptan', İhale tarihinden 3 gün evvel vilâyet nafıa müdürlüğüne müracaatla alacakları fenni ehliyet, ve kanunen ibrazı lâzım gelen diğer v^slkalarHe birlikte ihale günü muayyen saatte daimi encümende bulunmaları. (1749)
Tıp fakültesi dekanlığından: 11
Fakültemiz Birinci Cerrahi Kliniğinde 120 Ura ücretli bir lâbnratuv»îQ şefliğiyle 120 ILra ücretli bir başhemşirelik açıktır. İsteklilerin gerekil ev-H raklyle birlikte 23/2/945 günü akşamına kadar Tıp fakültesine baş vur-f\| maları. (1719)
Astaş Alım Satım Türk Anonim Şirketinden:
c o
S2
(D
şirketimizin senelik âdi Umumi Heyet İçtimai 7 Mart 1945 çar.:...,ıba> günü saat 14,30 da Islan bulda Yenlcaml caddesi No. 29 da kâin Şırket(|) merkezinde aktolunacağından sayın hissedarların mezkûr guıı ve -saattaQJ hazır bulunmaları rica olunur, içtimaa İştirak için hi^carlann s ahi p tali ulun cruklan hisseleri İçtima gününden asgari bir hafta evvel şirket mfi-T" dürlyetlne tevdi ve mukabilinde duhul varakası almaları lâzımdır. £?* Kendisini Içtlmada bir vekil veya mümessil tarafından temsil eltire*^ eek hissedarların verecekleri selâhiyetname çekil İdare meclisince hazir-"O lanmış olup arzu edenlerin taleplerine âmâda bulundurulmaktadır. (D
Mü?, ak erat ruzn ameri
1 — 1944 senesine ait idare meclisi ve müraklpler raporu İle bil Q) ve kâr ve zarar hesaplarının okunma» ye bunların tetkik ve tasvibi "" idare meclisi âzaları ve mürakiplerln İbrası,
2 — IM4 senesi kftr ve temettüünün tevsii hakkında karar İtası tevri tarihinin, tesbltl,
S ~ İdare meclisine verilecek hakkı huzur veya tahsisatın tâyin tesbltl,
4 — 1945 »en esi İçin mûrakip İntihabı -m tahribatlarının tâyini.
5 — Ticaret Kanununun 323 ve 324 üncü maddelerine tevfikan idare meclisi âzalarının gerek kendi namJanna v« gerek başka şirketlerin idor» meclisi âzası veya müdürü sıfat ile şirketimizle muamele yapmalarına müsaade verilmesi.
118L-
o
İla
ve


— İstanbuL Emniyet Sandı-•-■hncttlğlm kıymetler için . ı ih ve 13955 No. h mua-kullanmış bulunduğum
İstanbul asliye üçüncü hukuk hâkimliğinden:
Büyükadada malül gazi caddesinde İŞ No.da Danlel Pesayan tarafından Beyoğlu tom t o m mahallesi seter borianı sokak 4/2 No. hı hanede mukim İken mezkûr ikametgâhı yedi sekiz seneden beri terkedip semti meçhule gittiği teayyün eden Desplna aleyhine mahkemenin 944/1338 No. lu dosyasUe açılan boşanma davasının 27. 1. 945 tarihli celsesinde mahkemede hasır bulunması hakkında lifi nen davetiye tebliğ edildiği halde gelmediğinden hakkında gıyap kararı İttihaz edilerek muhakeme 14 mart 945 çarşanbR günü «ıat İ4 de talik edilmiş olduğundan mezkûr gün ve saatte mumalleyha Desplnnnın hazır bulunması veya bir vekil göndermesi akbl takdirde gıyabında muhakeme icra edileceği ve bir daha celseye ahnmıyacağı ilân olunur. (1823)
KURTULUŞ
Biçki ve Dikiş
dershanesi
Kayıtlar başlamıştır. Feriköy Teppüstü 116 Papaayan aparU-manı,
BULUNMUŞ PARA
Sirkte! ile Hocapaşa arasında bir miktar para bulunmuştur.
Zayi edenin üç gün zarfında Hocıı-ptışa maliye şubesinde memur İr fan "a müracaatı lüzumu illin olunur.
Demir-Toprak Anonim şirketi
idare meclisinden:
Şirketimiz Hissedarları Umumi Heyeti aşağıda yazılı ruzname maddelerini müzakere etmek ve karara bağlamak Üzere sureti ftdiyede 28 şubat 1945 çarşamba günü saat 11 de şirket merkezinin bulunduğu İstanbul,da Bahçekapıda Birinci Vakıf hanının dördüncü katında toplanacaktır.
Hissedarların sahip oldukları hisse senetlerini veya bunu müsbit vesaiki toplantı gününden bir halta evvel şirket merkezine tevdi ederek duhuliye varakası almaları ve belli gün ve saatte asaleten veya vekâleten içtima mahallinde hazır bulunmaları ve esas mukavele hükümlerine göre 20 (Yirmi) hisseye «ahlp olanların ayrıca reye lştirâk edebilecekleri İlân olunur.
RUZNAME:
1 __ 1944 senesi muamelâl ve hesaplarına alt İdare Meclisi ve Müra-
kip raporlarının tetkik ve tasdiki.
2 = 1944 senesi bllânço ve kâr ve sorar hesaplarının tetkik ve tasdiki va İdare Meclisi İle Mürakiplerin ibra».
3 — 1944 senesi bllânçotsıına göre hissedarlara tevzi edilecek temettü mlktnrlle tevsi zamanının tâyini.
4 — İnhll&l eden İdare Meclisi âzalıkiarUe Mürnkipliğe muvakkaten seçilmiş olanların vazifelerinin tasdiki.
I _ Yenldm müraklp İntihabı ve ücretlerinin tâyini.
Ticaret Vekâleti iç Ticaret Umum Müdürlüğünden:
Tûrkiyede yangın, hayat, nakliyat v» kaza sigorta işleriyle meşgul ol-mak ttzert kanuni hükümler dairesinde tescil ve İlân edilerek bugün faaliyet halinde bulunan İstanbul Umum Sigorta Şirketi bu kerre müracaatla İstanbul ve mülhakatı acentelisine, şirket namına yangın, nakliyat, hayat ve kara sigorta İşleriyle meşgul olmak ve bu İşlerden doğacak dâvalarda biıtta mahkemelerde muddei müddelaleyh ve üçüncü şahıs sıfaliyle hazır bulunmak üzere «Salatada Ahen Münih hanında ikamet eden Baylar Trn-sivuloo Y. İlharidls ve Alaksandr A. Dlmllrakopulos Kollektif şirketini tâyin eylediğini bildirmiştir.
Keyfiyet Sigorta Şirketlerinin teftiş ve murakabesi hûktandaM 25 Haziran 927 tarihli kanun hükümlerine uygun bulunmakla ilân olunur.
r
Türkiye iş Bankası

r a r—
Beyazıt Snraçlp' ak mahaileşl Mabeyin yokuşu 2 4, 17, 19, 21 numaralı bir çatı, altında 8 ev 2 dükkân Beyazıt Ordu caddesinde 143 numaralı meşhur (Ha-' sanpaşa) pasta fırını ve Eminönü Balıkpazan Taşçılar caddesi 63 numaralı Gaz Deposu ve-rese tarafından satılıktır.
Gündüzleri Sirkecide Şahin-paşa gazinosunda vc saat 19 dan ■sonrn da 21288 telefonla Vasıf Tura'ya müracaat.®®®®
Dr. Zekâı Muammer
TUNÇMAN Bakteriyoloji Laboratuarı Kan ve idrar ınuayenesile gebeliğin erken teşhisi. WassermanD teamülü, kan grupları, tifo, sıtma, balgam İdrar, kazurat muayeneleri, kanda üre. şeker vesair biyolojik tahliller, ultra ve fluorescence mlkroskopi yapılır.
Dlvanyolu İli san Sami L&bora- thvan No. 113. Tel. 20981
Cumhuriyet Halk Partisi Üsküdar kaza idare heyetinden Beylerbeyinde inşa ettirmekte olduğumuz mektep 1(?ln 151 metre mikâbı kum ile 52 metre mikâbı çakıl. ve 200 metre kara çam mubayaa edeceğiz vermeye talip olanların şubat ayının 17 İnci cumartesi giinü saat 15 de cumhuriyet halk partisi Üsküdar kaza idare heyetine müracaatları.
0888)

Küçük cari hesaplar
1945 ikramiye plânı
ÇEKİLİŞLER: 29 ocak, 2 Mayıs. Z* ağustos, I kasım tarihlerinde yapılır.
_ 1945 İKRAMİYELERİ —
1 adet ARSA (İstanbul'da Büyük Yalı da Ada; 164, parsel No. 4, 923 M2 )
1 Adet 2000 Liralık — 20U0-— Lira
3 1000 D — 3000.— O
4 ■ 500 • — 2000.— 1>
10 200 » — 2000.— »,
25 B 100 » M 2:500.— »
100 » 40 » 4000.— »
150 » 30 > — 3000.— p
300 > 10 » - 3000.— 1»
Türkiye îş Bankasına para yatırmakla yalnia para biriktirmiş ve faiz almış olmaz, ayni zamanda taliinizi de denemiş olursunuz.

Bahife 8
Kullanın alıdır
GRiPiN
SATILIK TAKSİ
Lastikleri İyi. 030 modeli Ford taksi satılıktır. Telefon: 20819.
DERMOJEN
Yanık. Çatlak. Ekzama ve cıid yaralaruu fevkalâde İyi gelir. Derinin tazelenmesine ve yenilenmesine hizmet eder.
FRENGİ ve
BEL8OÖUKLUÖUNA Tutulmamak için ' PROTEJİN
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve bütün ağrıları derhal keser
İcabında günde 3 kaşe alınabilir. Her yerde ısrarla GRİPİN isteyin!»

BAŞ, DİŞ, NEZLE, GRİP, ROMATİZMA ve bütün ağrıları KESER.
BİR TEK KAŞESİ AĞRILARINIZI DERHAL KESER

Türk Anonim Şirketinden:
13/2/945 den itibaren mer’i Fabrikada teslim
FiAT L8 TES I
No:
1 2
3 4
1
1 4
1.1 2
2
21 2
3
4
5
Doktor operatör aranıyor
Fethiye şirketi Madeniyesintn Fethlyedekl Madenlerinde çalışmak üzere Operatör doktor aranılmaktadır.
İstlyenlerln Galata Posta kutusu 14 No. ya yazmaları veya 43808 numaraya telefon etmeleri.
Bobin, çile ve Turalar: Çileler ve Turalar:
BOBİN VE ÇİLE HALİNDE REFE KUNDU-RACl İPLİĞİ YUMAKLARI ve CİLASIZ KINNAPLAR
(Sanayide istimal edilenler) Sanayi harici istimal edilenler)
No; Kuruş No: Kuruş

4 498
5 546 4 551
6 595 a 539
7 659
8 707 8 .648
10 803 7 712
12 1099
14 1195 8 760
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları
Müessesesi Müdürlüğünden
14 şubatta yapılacak olan Akaryakıt deposu eksiltmesi görülen lüzum üzerine 29 şubat pazartesi saat 16 ya tehir edilmiştir.
Tekliflerin aynı günde saat 15 şe kadar müesseseye tevdi edilmiş olması şartttr. (1889) ■
K.U 113
Kuruş
İstanbul vakıflar orman işletme müdürlüğünden t
İşletmemizin lâleli deposunda mevcut (32» ton mangal kömürü beher killosu on dört kuruştan perakende olarak satışa çıkarılmıştır.
İsteklilerin her gün saat (9) dan (12) ye ve (14) den (18) e kadar lâleli camisi avlusundaki depoya müracaatları.(1871)
Tasfiye halinde Türkiye milli sigorta şirketi hissedarları 14. 11 944 tarihli îavkalâde umumi heyet toplantısında, tasfiye neticesi elde edilen mevcudun hayat sigortalarına dağıtılmasına ve tasfiyenin kapatılmasına, karar verilmiştir.
Dağıtılacak miktar % 7 nispetin dedir, ve evvelce dağıtılan % 10 LU birlikte % 17 ye baliğ olmaktadır. Hissedarlar umumi heyeti bu tevılatui Türkiye ziraat bankası İstanbul şubesi vasi t asiyle İcrasına karar vermiş ve mevcut tasfiye heyetince mezkûr şubeye tevdi olunmuştur.
Hayat sigorta alacaklılarından tasfiye memurlarınca yapılan % 10 nispetindeki İlk tevziattan hisselerini almış olanlar ellerinde mevcut mektuplarda yazılı sıra numarası ve sigorta mukavele numarasını bildirmek ve hüviyetlerini tevsik suretiyle ikinci ve son tevziattan % 7 hisselerini mezkûr Türkiye ziraat bankası İstanbul şubesinden tahaLl edeceklerdir. İstanbul'da bulunmıyanlar mezkûr banka şube veya ajanslıkları veya diğer* bir banka vasıtaslyle alacaklarını tahsil ettirebilirler.
Birinci tevziattan henüz hisselerini tahsil etmlyenler ellerinde bulunan hayat sigorta mukavelelerini tevdi ve hüviyetlerini tevsik suretiyle birinci ve İkinci tevziattan hisseleri olan % 17 yİ tahsil edebilirler. Bı lar arasında sigorta mukavelesini kaybetmiş olanlar bulundukları mahal ve İstanbulda münteşir birer gazete İle..,, numaralı mukavelelerini kaybettiklerini ilân ve bu nüshaları mezkûr bankaya tevdie mecburdurlar.
TASFİYE HEYETİ
tıın-
NOT: Siparişin kabul edilebilmesi İçin:
1 — Kunduracı ipliği ve sanayide müstamel iplikler ve İngiliz sicimi için asgarî 400 kilo. .
2 — Alelûmum kınnap ve halatlar 2000 kilodan aşağı olmaması şarttır. Bunların dunundaki siparişler için füzull müracaat yapılmaması.
3 — Sipariş verecek olanların 510 sayılı karar ahkâmı mucibince grup vesikalarını hamil olmaları ve ibraz etmeleri mer-cudur.
*- - — ■
Tasfiye halin de bulunan
Şirketi Hayriye T. A. Ş.
Tasfiye heyetinden: t kine i ilân
şirketi Hayriye T. A. Ş. hissedarlarının 31/1/1945 tarihinde Şirketin idare merkezinde yaptıkları fevkalâde topalntıda şirketin feshi He tasfiyesine karar verilmiş olduğundan Tasfiye halindeki şlrktette alacağı olduğunu iddia edenlerin üçüncü ilân, tarihinden itibaren bir sene zarfında ellerinde bulunan vesikalar ile birlikle şirketin tasfiye memurlarının toplandığı Galatada Sigorta Hanının 4*üncü katında 2 - 3 - 4 No. lı odalarda Tasfiye memurlarına müracaat ederek İddia ettikleri alacakları kayd ve kabul ettirmeleri lüzumu Ticaret kanununun 440 ncı maddesi mu-I el bince İlân olunur.

TAKSİTLE KÜRK MANTO
Uygun hatlarla son moda üzerine zengin çeşitler. Adrese dikkat: Mahmııtpaşa, Kürkçü han içinde (sabık Beyko ticarethanesi)
HÜRBAŞ KÜRK MANTO EVİ
NO. 8/9, Tel: 21985.
Süt satışı hakkında ilân Bandırma merinos yetiştirme çiftliği müdürlüğünden
1 — Müessesemlzln koymalarından 15. 3. 945 den 31. 5. 946 tarihin» kadar alınacak siit açık arttırma İle satışa konulmuştur.
2 — Sağım başından 31. 5. 945 tarihine kadar alınacak süt tahminen ÎOOOO litredir.
3 — Bir litre süt için muhammen bedel (0 kuruş İtibar edildiğinden bu hesaba göre arttırmaya girmek İçLn muvakkat teminat 800 liradır.
4 — Bu bapta tanzim olunan şartname İstanbul, Bursa, Balıkesir veteriner müdürlüklerinde ve Bandırma Merinos çlfllğlnd* paraşüt olarak gösterilmekte olduğundan İstekliler bunları okumuş v» yasalarını kabul etmiş »ayılırlar.
5 — İhale 15 Şubat 945 perşembe günü saat 15 de Bandırma Merinos yetiştirme çiftliği İdare merkezinde İdare heyeti karşısında açık arttırma -ıı. >tUe yapılacaktır. (1909)
Türkiye şişe ve cam fabrikaları A.Ş.
idare Meclisinden:
Sosyetemiz hissedarları âdi surette umumi heyeti 14 Mart 943 çarşamba günü saat 14 de istanbulda Perşembepazannda Samur sokağında iş Hanındaki Sosyetemiz merkezinde toplanacaktır.
Sayın hissedarların toplantıda hazır bulunmalarını rica ederi».
ADÎ UMUMÎ HEYET RUZNAMESİ:
1 — İdare Meclisi Ve mürakipler raporlarının okunması,
2 — Sosyetenin 1944 senesi bllânçosile kâr ve zarar hesabının tetuk V» tasdiki ve tdare Meclisi âzalarlle müraklplerln İbrası.
3 _19M senesi temettüünün taksim ve tevzii hakkında karar verilme»!,
4 — Esas mukavelename mucibince müddetleri hitam bulan İdare Meclisi âzalarının yerine Aza intihabı.
Esnaf odasından:
Sırt kauçukları kaynakçılara dağıtılmıştır. Bunların en ziyade lft>-tlklerl harap ve sırta muhtaç olan ot-o ve kamyon lâstiklerinde kullanılması kararlaştırılmıştır. Sırt geçecek lâstikleri muayene eürdanlarlle birlikte şoförlerin 15/2/046 perşembe günü öğleye kadar Odaya girmeleri İlân olunur. (1899)
Kadın terzi işçisi aranıyor
Parça başına dikebilecek usta ve yardımcı alınacaktır. Pazartesinden - Perşembe günün» kadar çaat 12 ilâ 3 arası, İstiklâl cad-292/2 Saadet Terzihanesine müracaatları.
Edebiyat fakültesi dekanlığından
Fakültemiz Klâsik Filoloji dalma bir asistan alınacaktır.
Ankara yahut İstanbul Üniversitesinin bu dalından çıkmış ve yahut ecnebi memleketlerde bu konu üzerinde okumasını tamamlamış olan ve Lâtince - Örekçe dilleriyle Türk dilini iyi bilen İsteklilerin fl/HI/944 salı günü yapılacak dil İmtihanına girmek üzere önceden dekanlığa baş vurmaları. u 1913 c
Türkiye Şeker Fabrikaları A. Ş.
İstanbul bürosundan:
Fabrikalarımızın çiftliklerinde yetiştirilmiş (100) baş
besili domuz pazarlıkla satılacaktır,
İhale 14 Şubat 1945 Çarşamba günü saat 15 de Büromuzda yapılacaktır. Şartnameyi görmek ve şartlan anlamak için Bahçekapı Taş handa büromuza müracaat olunması.
İstanbul defterdarlığından:
İstanbul adliye evrak mahzeni olarak kullanılan binada yaptırılmasına lüzum görülen (4979.20) lira keşif bedelli tamirat İşi 29. 2. 943 pazarte-•ı günü saat 15 de milli emlâk müdürlüğünde müteşekkil komisyonda açık eksiltme İle İhale olunacaktır
Muvakkat teminatı (373) lira (44) kuruştur. İsteklilerin en aa bir taahhütte (3000) liralık bu İşe benzer İş yaptığına dair idarelerinden almış olduğu vesikalara İstinaden İstanbul vilâyetine müracaatla eksiltme tadilinden (tatil günleri hariç» üç gün evvel alınmış ehliyet ve 945 yılma ait ticaret odası vesikalarını ibraz, etmeleri muktazldlr.
Mukavele, eksiltme, bayındırlık İşleri genel hususi ve fenni şartnanıe-lerlle buna müteferri diğer evrak milli emlâk müdürlüğünde görülebilir (1771)
Kalem ucu satışı
Maliye bakanlığından:
İstanbul depomuzda mevcut ve »rap har herli» yazmağa mahsus 20Î387 kutu kalem ucu 28 şubat 1945 tarihin» rastlayan çarşamba günü saat on dörtte depo komisyonu huzurunda şartnamesi mucibine» »atılacaktır.
Teminatı 11594 liradır. İsteklilerin teminatlaril» tekliflerini kapalı zarf İçinde komisyona tevdi etmeleri ve şartnamesini görmek ve izahat almak için Beşiktaş kırtasiye deposu müdürlüğüne müracaat eylemeleri ilân olunur. (1859)
Tiirk Deniz Molörculeri Birliğinden:
Birliğimizin fevkalâde kongresini 17. 2 945 cumartesi günü saat 14 te Birlik binasında İnikat edeceğinden Birlikte kayıtlı azanın teşrifleri rica olunur. Rurnumem: Nizamnamenin tasvibi
Sümerbank deri ve kundura sanayii müessesesinden
Fabrikamızda mevcut:
15 tan parafin
4 ilâ 5 ton sarı zırnık
9 İlâ 10 Hlpo SUİfİt
26 şubat 1945 pazartesi günü sabah saat 11 de satılacaktır Meklüt-mezkûr gün ve saatti Beykozda müessese müdürlüğün» müracaatla, (1887)
rin _
flat teklif mektuplarını tevdi eylemeleri.
Created by free version of 2PDF
Karamürsel Mensucat ve Ticaret
ANONİM ŞİRKETİNDEN:
şirketimi» hissedarlar umumi heyeti 1944 senesi muamelâtını tetkik etmek üzer» 14 mart 1949 çarşamba günü saat 10.30 da Süleymaniyed* Taşteknelerdeki Fabrikamızda adiyen toplantıya davet olunur-
R U Z N A M I
1 — İdare Meclisi ve Müraklp raporlarının okunması.
3 — 1944 senesi bllânço, kâr ve zarar hesaplarının tetkik vs tasdiki U« İdare meclisi ve Milraklpln ibrası.
3 — İdare Meclisince hlase sahiplerine dağıtılması uygun görülüp tekili olunan 1944 senesi temettüünün kabul v» tasdiki ve teni umanının tesbItL
4 — 1945 senesi İçin bir müraklp intihabı ila aylık ücretinin tayini.
3 — İdare Meclisi âzasından müddeti hitam bıılan bir zat yerine bir Azanın İntihabı.
Vekâleten veya asaleten en az on hisseye sahip hissedarların toplantı gününden bir hatta evvelin» tadar İstanbulda Sultanhamammda klnol Vakıf Han No. 3 deki şirket Merkoı veznesin» müracaatla duhully» varakam almaları İlân olunur.
İDARE MECLİS t
■SOLUGAf
UYUZ KAŞINTILARI İYİ EDEP
Betonarme Köprü inşaatı
Nafia Bakanlığından:
1 — Eksiltmeye konulan iş: Akhisar - Sındırgı yolu üzerindeki köprülerin bakiye İnşattı olup keşif bedeli (94848,49) liradır.
I — Eksiltme. 26. 2. 946 gününe rastlayan pazartesi günü saat 16 da Nafıa bakanlığı şose ve köprüler reisliği eksiltme komisyonu odasında kapalı zarfla yapılacaktır.
3 — Eksiltme şartlaşması ve diğer evrak (324) kuruş bedelle şose ve köprüler reisliğinden alınacaktır.
4 __ Eksiltmeye girebilmek için İsteklilerin 943 yılına ait ticaret odası
belgesi He usulü dairesinde (4493) Liralık muvakkat teminat vermeleri Te bu İşi yapabileceklerine dair Nafıa bakanlığından yeterlik belgesi olmaları lâzımdır. Bu belgeyi alabilmek İçin İsteklilerin eksiltme gününden en aZ üç gün evvel (ara verme günleri hariç) bir dlllekçe ile Nafıa bakanlığına baş vurmaları ve dilekçelerine bu önemdeki İnşaatı muvaffakiyetle başarmış olduklarını gösterir İşi yaptıran daireden alacakları belgeyi iliştirmeleri lâzımdır,
5 — İsteklilerin eksiltme şartlaşmasının (3+) Üncü maddesinde veril-len İzahat çerçevesinde lıazırlıyacakları yükleme mektuplarını ikine! maddede yazılı saattan bir saat evveline kadar makbuz karşılığında komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır
Postada olacak gecikmeler kabul edilmez.
(1593!
San» 27 — No. 04S4 — Flatl her yerde 10 kuruştur. 3ALT 18 Şubat 1045 Sahibi: Neomeddin Sadak — Neşriyat müdürü; Hikmet Feridun Fa — AKŞAM Matbaası
Sovyetler Birliğinin Japonya’ya karşı harbe gireceği bildiriliyor
Üçler toplantısı tam anlaşma ile. neticelendi Toplantı Kırım’ın Yalta şehrinde yapıldı, bir tebliğ neşredildi
Toplantıda varılan kararlar Ingiltere ve Amerikada memnuniyetle karşılandı
t’çlerin bundan evvelki topiantıl anna ait bir enstantane
Londra. 13 (R.) — Şubatın dördüncü günü Kırım'ın Yalta şehrinde toplanmağa başlı yan Üçler konferansı toplantısını dün öğleden sonra bitirmiş w geceleyin bir tebliğ neşredilmiştir. Roosevelt, Chtırchlll ve mareşal Stalln’ln lmzalarlle çıkan bu tebliğ, Moskova, Londra ve Vaşlngton radyoları tarafından aynı zamanda neşredilmiştir.
M. Roosevelt, toplantıya giderken Maltaya uğramış, burada M. Chur-ohlll İle görüşmüştür. Bundan sonra iki Reis uçakla Kırım'da bir hava meydanına İnmişlerdir. Kendilerine Amerika ve İngiliz Dış Bakanlan da refakat etmiştir. M. Roosevelt ve Bhurchlll, hava meydanında Sovyet Dış Bakanı Molotof tarafından kar-■flanmışlardir. Amerikan ve İngiliz heyetlerinin diğer kzalar! denir, voliyle Kırım'a gitmişlerdir.
Konferans, toplantılarım Y&ita'da eakl Çarların sarayında yapmıştır.
Vaşlngton 13 (R.) — Yalta konferansında M. Roosevelt ve M. Chur-Chlll’e kızları refakat etmiştir. M. Roosevelt, Sovyet kumandanlarına yerilmek üzere Mareşal Stalln'e muhtelif nişanlar tevdi etmiştir.
Londra 13 (R.) — Times' gazetesi üçler konferansının neticelenmesi münasebetlle yazdığı bir makaleye tTarihte biiyük hadise» serlevhasını kovmuştur.
Âmsrlkadan gelen haberlere göre. Vaşington'da gerek demokrat, gerek Cumhuriyetçi fırkalar. Üçler toplantısında varılan neticeleri memnuniyetle karşılamışlardır.
San Fransisco toplantısı
Ankara 13 (R.) — Nevyork radyosu bildiriyor: 25 nisanda San Fran-eisco'da toplanacak olan Birleşik milletler konferansında Poîonyanın batı hududu. Yugoslnvyada faşist aleyhtarı meclis kurulması. Almanyanın harb ■ararlarını tazmin etmesi de görüşülecektir. Almanya, bu zararları mümkün olduğu kadar aynen yapacağı teslim İle Ödeyecektir.
Resmî tebliğ
Londra 12 (AA.) — Kırımda toplanan üç büyükler konferansının tebliği bugün saat dokuz buçukta neşredilmiştir. Bu tebliğin başlıca noktaları şunlardır:
1 — Üç memleketin genelkurmayı bütün malûmatı teati etmişler ve askeri gayretlerde daha sıkı bir insicama varmışlardır. Üç memleket genelkurmayları doğu, batı, kuzey ve güney İstikametlerinde Almanyanın kalbine doğTU havadan ve karadan ahenkli bir taarruz plânı kararlaştırmışlardır. Üç memleketin askeri anlaşması harbin sonunu yakınlaştıracaktır. üç genelkurmay arasında Ica-bettiği vakit yeni görüşmeler yapılacaktır. Nazi Almanya, mahkûmdur. Alman milleti ümitsiz bir mukavemete devam teşebbüsünde bulunmakla mağlûbiyetinin bedelini daha ağırlaştırmaktan başka bir şey yapmış ölmıyacaktir.
2 — Mağlûbiyetten sonra Almanya-ya yükletilecek kayıtsız ve şartsız teslim olma hükümlerinin yerine getirilmesini sağlamak İçin müşterek bir hareket kararlaştırılmıştır. Kesin mağlûbiyetten evvel bu hükümler neşredil mi yecekt İr. Üç devletten her biri ayrı bir bölge işgal edecek, fakat Öç büyük müttefikin başkomutanlarından mürekkep müşterek bir denet komisyonu İrtibatı saglıyacaktır. Bu komisyonun merkezi Berlin olacaktır.
Şuna karar verilmiştir kl, Fransa, eğer bir işgal bölgesi elde etmek ve denet komisyonuna dördüncü üye olmak İsterse davet edilecektir. Fransız bölgesinin çevresi alâkalı dört hükû-
met tarafından Avrupa istişare komisyonundaki mümessilleri vasıtasl-le tesblt edilecektir.
Alman militaristliğini ve nazilliğini yoketmek ve Almanyanın dünya barışını bir kere daha asla bozacak vaziyette olmamasını sağlıyacak surette hareket etmek sarsılmaz azmimiz dir.
Almanya silâhsızlandırılacak. Alman genelkurmayı, mllltarlstllğl btr daha yaşatmakta 6clz bırakılacaktır.
Bu sabahki
sis
Si» yüzünden on bire kadar vapurlar içliyemedi
Dün gece yarısından sonra şehri sİ» kaplamağa başlamış v* sis, sabahın İlk saatlerinde büsbütün kalınlaşmıştır.
Bu yüzden bu sabah deniz seyrüseferi durmuş, ne Adalar. Kadıköy, ne Boğaziçi, ne de Haliçte hiç bir sefer yapılamamıştır. îstanbulda işi olup da vapurla alâkası bulunanlar İşleri başına gelememişlerdi!'.
Sis, yalnız denizde değil, karada da pek kesif olmuş, kara nakil vasıtaları da ihtiyatla seyrüsefer edebilmişlerdir.
Sis saat on bire doğru dağılmağa başlamıştır.
Romanyaya motor seferleri
Ankara 13 (Telefonla) — Romanya ile Türkiye arasındaki motor sererlerine bugünlerde başlanacaktır. Ancak takas yapılacak mallar henüz tesblt edilmediği İçin motörler bunu bekle, inektedirler.
- ----------------------------
Daha iyi dünyayı arayanlar man: A. ADNAN . ADIVAB Üçüncü yazı yarınki Akşam’da
Almanyanın silâhları ve harb sanyll kldırılacaktır. Harb suçlulstn yargılanacak ve süratle cezalandırılacak v» nazllerln kanunları, kurulları ve nüfuzları yokedllecektlr.
Alman milletini mahvetmek niyetinde değiliz. Ancak, mazilik ve militaristlik kökünden sökülüp atıldıktan, sonradır kJ, Almanların şerefli bir bayat ümidi ve milletler komitesinde btr yer! olabilir.
(Arkası sahife 2, sütun 5 de)
Batı’da yeni muvaffakiyetler
KanadalIlar, Cleve'i, Amerikalılar Prum’u zaptettiler
Parla İS (AA.) — KanadalI birlikler Cleve şehrini düşmandan temizlemişlerdir. KanadalIlar şimdiye kadar 4000 esir almışlardır. Şimdi Relschvald ormanında çarpışmalar Oluyor. Cleve, Nymegen'ln 20 kilometre cenup doğusunda ve Rlıln nehrine 3 kilometre mesafede bir Alman şehridir. Ve Slegfrled hattında ehemmiyetli bir kaledir.
Daha cenupla üçüncü Amerikan ordusu Prum sokaklarında çarpışıyor. Almanlar bu şehrin Müttefiklerin eline geçtiğini bildiriyorlar.
Birinci Amerikan ordusu şimdi Almanya'nın 20 kilometre içerisinde çarpışıyor.
Londra 13 (A,A.) — Müttefik umumi karargâhında bulunan harb muhabirleri, 3 Müttefik ordusunun Rhln havzasını tehdit etmekte olduklarım bildirmektedir. Bir çok büyük Alman şehirleri ile Müttefik cephesi arasındaki mesafe elli kilometreden azdır.
KUTUP KIZI
Aşk ve macera romanı
Tercüme eden: (Vâ - Nü) Yalanda Akşam’da bu güzel tefrikaya başlıyoruz.
I ■ İd
Vaşington’dan gelen haber
Sovyetler Birliğinin birleşmiş milletlerin toplanacağı 25 nisanda kararını bildirmesi muhtemel
Vaşlngton 12 (AA.) — Londra'da dolaşan şayialara göre üçler konferansında, müşterek kurmay heyetinde Rusların da temsil edilmesi hususunda bir anlaşmaya varılmıştır. Şimdiye kadar kurmay heyeti yalnız İngiliz ve Amerikan üyelerinden teşkil edilmişti ve heyette bir Rus müşahit bulunuyordu
Rus sİyasetLndeld bu değişiklik İçin ileri sürülen sebepler, Almanya'ya karşı yapılan harbin. Sovyet ve Batı Müttefikleri arasında Almanya'nın doğusunda re batısında yapılacak bir çok kıskaç hareketlerine esas teşkil edecek bir strateji formülünün tanzimini icabettlron bir duruma gelmiş olmasıdır. Bu hususta alınan haberler. Rusya'nın, Japonya’ya karşı yapılan harbe İştiraki İhtimallerinin de müzakere mevzuuna girdiğine dair tahminlere yol açmaktadır.
Kahire ve Kebek konferansları Mirasında, Japonya'ya karşı atın ac ak tedbirler müzakere mevzuunu teşkil ettiği zaman M. Stalln bu müzakerelere iştirak etmekten İmtina etmişti.
Londra 13 (R.l - Vaşington'dan gelen haberlere göre birleşmiş milletlerin San Fran.'rtseö'dâ yapacakları toplantının tarih! olan 25 nisan Sovyetler Birliğinin Japonya'ya karşı tarafsızlığını sona erdireceği tarih olacak tır.
Bulg&ristanda kalan aıtma ilâçları
Ankara 13 (Telefonla) — Kızıl ay genel merkezi Bulgaristanda kalmış olan üç vagon sıtma İlâcının getirtilmesi için Ticaret Bakanlığı el ile gerekil tedbirleri almıştır. Bu İlâçların hemen hepsi Atebrlndlr ve Kızılaym üç senelik İhtiyacım karşılayabilecek miktardadır.
m»lllllllll|||IIIIIIIUIIIIIIIIUIJ>ıııııHıiaılliihltilıHiHUUil»ITı
DİKKATLER
Şarlo, niçin kendini taklitte birinci çıkamamış
Bir şarkı dinliyorsunuz ve iddiaya giriyorsunuz:
— Aman Filânca ses artisti!.. Ne güzel söylüyor,
— Nasü olur?.. Şimdi radyodaki o değildir. FUftncadır.
— İmkânı yok.,.
Bahse tutuşuyor ve kaybediyorsunuz. Meğer bu söyleyen, o filânca artistin mukallidi imiş.
işte o zaman, Şario’nun, uŞar-lo’yu en iyi taklidedebilenler» müsabakasına gizlice girerek niçin ancak beşine i Hk mükâfatını kazandığını anlıyorsunuz: Mukallitler, hakikî'nin hususiyetlerini yakalayıp o derece sonuna kadaı- istismar ediyorlar kl, hakiki, kendi şahsiyetini bu kadar elbette ortaya süremez. Tabiiliği yüzünden bazan da dalar, bnşka şekiller yapar, yenilikler arar...
Güzel sesi olanuı kendi kendine yükselmeğe kalkmayıp da bir başkasının kopyeslnl çıkarmakta muvaffakiyet aramağa yeltenmesi ne yazık! Taklit cidden nahoş
Öder boyunda katî bir savaş başladı
Bu muazzam savaşın neticesi, muharebenin devamı üzerinde tesir yapacak
Kızılordu Breslau’ın 100 kilometre batısındaki Bober nehrini geçti; Oresden’e 116, Stettin’e 24, Danzig'e 39 kilometre mesafede bulunuyor
Paris 13 (A. A.l — Harb muhabirlerinin bildirdiklerine göre, Öder cephesinde Zukhov birlikleri eşi görülmemiş bir meydan muharebesi vermektedirler. Bu muhabirlerin kaydettiklerine göre, bu muazzam muharebenin neticeleri harbin devamı üzerinde tesir yapacaktır.
Moskova 13 (AA.' — Doğu Alman-yada. Oder’ln batısında Sovyet orduları Merkez! Almanya ve Dresden istikametinde ileri hareketlerine devam etmektedirler. Mareşal Stalln tarafından neşredilmiş olan bir günlük emir, mareşal Konlev ordularının Bober neiırl üzerinde bulunan Bun-zau şehrini ele geçirmiş olduklarını bildirmektedir. Bu kuvvetler Dresden İstikametinde süratle İlerlemektedirler Almanlar. Rus kuvvetlerinin Bo-ber'l geçmiş oldukların^ ve Bunzau'a girdiklerini itiraf etmektedirler. Bu kesimde. Kızılordu son 24 âaat İçinde 50 kilometre İlerlemiş ve Dresdene 130 kilometre mesafeye gelmiştir.
Breslau şehri kuşatılmak üzeredir. Alman garnizonu ricat etmek İçin 20 kilometre genişliğinde bir koridordan geçmek zorundadır. Bu koridor. Sovyet topçusu tarafından durmadan bombardıman edilmektedir.
Pomeranyada, Bal tık kıyılan istikametinde İleri hareket devam, etmektedir. Almanlar. Polonya koridorunda savaşların yeniden canlanmış olduğunu bildiriyorlar.
Çekoslovakyadn, Sovyet Birlikleri. Morovka Ostrovka istikametinde 11ar-lemektedlrler. Bu şehir, Alman - Çekoslovak ve Polonya hudutlarının birleştikleri noktada bulunmaktadır.
Günler Geçerken
Kambura benzetmek lâzım
Son günlerde yazdığım iki fıkra meslektaşlar arasında çeşitli tefsirlere yol açtı. Şu var kl biri benim fıkralarımı gözden kaçarsa da yalnız o tefsirleri okusa ileri sürdüğüm fikir hakkında sağlam, doğru birşey öğrenmişi olamaz; hattâ tefslrcilerin dediklerine bakarak büsbütün aykırı bir hükme bil» varır; belki de fikirsizliğime acır veya kızar. Meselâ (Zenginde sanat kayıtsızlığı) üzerine görüşümü anlatırken Garpla servet sahiplerinin edebiyata ve sanata merak salarak bazı mükâfatlar, vakıflar kurduklarını söylemiş, bu suretle de adlarını edebiyat ve sanat tarihinde yaşattıklarına işaret etmiştim. Dememiştim ki sanat ve edebiyat böyle mükâfatlarla, vakıflarla gelişir, yani ancak mükâfat kazanmak hevesi ve ümidiyle sanatkâr ve eser meydana gelir. Arkadaşlar işi bu çığıra soktular ve sütunlar doldurdular. Bana şaşmak düştü.
Başka bir fıkramda da (Koltuk değneksiz fıkralar) başhğiyle fıkra sütunlarımızı konu olarak almış, okuyucularımızın harcıâlem fıkralann tekrarlanmasından bıktığını, fıkra köşelerindeki yazılara şartmış gibi muhakkak bir malûm fıkra sokulması lâzım gelmediğini, gene Garpta o gibi yazıların fıkram yazılabUdiğini söyliyerek kendi kafamızdan çıkan buluşların dalıa kıymetli olacağına dikkati çekmiştim. Bu, ne kimsenin yazış tarama dokunma, ııe (le fıkraya fıkra sokulmaz şeklinde bir kanun çıkarma idi. Hatta «Artık fıkraların çoğunda Nasreddin Hoca, Bektaşi Babas. İncili Çavıış, bilmem hangi nekre veya soytarı hikâyesi yer alını yor: kendi kafamızdan iyi kötü, az çok ne çıkarsa onunla kalıyoruz, yanlı yağımızla kavruluyoruz» diyerek eski usulden ayrılmağa başladığımızı da menin unlukla kaydetmiştim. Dostlar meşe leye bambaşka bir mâna verdiler, «yazıya fıkra girmez-, deınis * getirdiler ve şunu hazırlandılar: Yarın, ezkaza makaleme bîr fıkra sokuverirsem hücuma geçecekler «Hah. diyecekler, gördün mü, sen de talkın verdin, salkım yuttun!»
Bunlar neden böyle oluyor? Bir muharririn bana dediği gibi '■eğer bir yazıyı olduğu gibi alırsak yazacak şey kalmaz!» Anlaşıldı: Bizler, muharrirler çok defa arkadaş sırtından geçinen insanlarız. Yalnız, o arkadaşın sırtına dümdüz dersek işimiz yürü-yemiyeceğinden ayrıca kambura benzetmemiz lâzım!
Refik Hali d Karay
Mareşal Stalln tarafından neşredilen bir günlük emir, Petrov kıtalarının Morovka serovka'ya 50 kilometre mesafede bulunan Blelslco'yu işgal etmiş olduklarını bildirmektedir.
Bober nehri geçildi
Brüksel 13 (A.A.I - Alman haberler ajansı, Sovyet kuvvetlerinin Gorlltz 'n 40 kilometre doğusunda bulunan Ounslav'a girdiklerin! bildirmiştir.
Aynı ajans şunları İlâve etmiştir. Sovyet birlikleri Breslau'ın 100 kilometre batısında Bober nehrini geçmişlerdir. Breslau İle Dresden arasında yan yolda iki köprübaşı kurulmuş ve bu mevziler şiddetli Alman karsı taarruzlarına rağmen muhafaza edilmiştir.
Stokhoim 13 (AA.ı - Ruslar Bres-lau ile Saksonyanın başkenti Dresden arasındaki yolun yansını almışlardır. Almanlar, Oder'ln 60 kilometre ba'-1-sındakl Bunzlaıı İle 33 kilometre kuzeyindeki Sprottau arasında muharebeler dlduğunu bildiriyorlar. Kıztior-du DatıalR Limanına 30 kilometre mesafede bulunuyor.
Kızılordu Saksonya hududunda
Londra 13 (A. A.) - Moskuvadan gelen haberlere göre. Konlev orduları Saksonya hudutlarına dayanmıştır. Mareşal Zukhov birlikleri de Stettln'e yaklaşmaktadırlar. Danzlg için muharebe bütün şlddetüe devam ediyor.
Reuler ajansının Moskova muhabiri, Zukhov kuvvetlerine mensup seri kolların Berlin istikametinde. Bre3-(Arkası sahife 2, sütun 4 de)

AKŞAM
13 Şubd.l 1015
Sahile 2___________________________________
SÖZÜN GELİŞİ
Yoksa durak işletmesi m ?
Atalarının «ariyan bulur » demişler: bu süsün doğruluğundan yavaş yavaş şüphe etmeğe başladığımı, hattâ tam bir şüphe koması haline girdiğimi »akliyam>yarağım. Sanatın ve bu arada her şeyin tek çıkar yolu aramak, füseli, iyjyi, doğruyu bıkmadan, usanmadan aramaktır. Ama uzun bir aramanın hiç olmazsa ufak tefek buluşlar toplaması da zaruri değil midir? Tlayır! İşte karşımızda tramvay idaresi hiç bir şey bedamamacasmn aramanın koca teşkilâtlı bir örneği olarak duruyor.
Tramvay idaresi uzun, pek utun zamandan beri İki şey arıyor: 1 — Otobüsler hangi yollardan geçerlerse en faydalı turları yapar, halkın ihtiyacını tam olarak karşılamış olurlar? 2 — Tramvay duraklan nerelerde olmalıdır?
Türlü tertiplerden sonra otobüsler gene bir zamanki usul üzere dönmeğe başladılar. Eıı iyisi bu idi İse eskiden, bu usul bu-iııııdıığu zaman neden cayılmış, Hirlü gidişlerle halk otobüs avına çıkarılmıştı'.’ Bilinemez!
Tramvay duraklan bahsine gelince, heyhHt! Tramvay idaresi hala en münasip durak yerlerini aramakla meşguldür. Gazeteler belki yirminci defa olarak durak yerlerinin tekrar değişeceğini haber veriyor. Duruk yeri, hiç olmazsa adına yakışsın diye durucu olmalıdır. Acaba dünyanın bir tarafında bizim durak yerleri kadar yerinde durnuyan, kâh şuraya, kâh buraya atlıyan. bir gün ileri giden bir gün geri kaçan, günün birinde İse ortadan büsbütün yok olan durak yeri var mıdır? Yoksa sevgili tramvay işletmemiz aslında bir durak işletmesi midir? Doğrusu şaşılıyorum; çünkü durak yerlerimiz tramvaylarımızdan daha İşlektirler.
Hâlâ ariyan bulur diyorlar. İliç sanmıyorum öyle olsaydı tramvay idaresinin en münasip durak yerlerini çoktan bulması lâzımdı. Şevket Rado
Yunanistan’da anlaşma
Uzun bir toplantıdan sonra dün imza edildi
Türk-Yunan dostluğu
Liberal parti şeflerinden Gonatas’ın demeci
Atina 12 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor; Liberal i partisinin idare mahfillerinden alı- ı nan bazı haberlere göre, partinin l idaresi gelecek seçim mücadelesi ba- ; kurundan bir tartışma konusu teşkil ’ «Unektedir. Aynı mahfillere göre, ; şimdiki liderleri Sofuiis'in yaşının > çok ilerlemiş bulunması. Liberal par- . tide bazı değişiklikler yapılmasını zaruri kılmaktadır. Venizelos ve Go-natas namzed olarak ileri sürülmüş- ' terdir.
Beni hususi olarak kabul eden Go-nataa bilhassa şunları söylemiştir: 1 «Türlüye Büyük Elçisi ve Yunanistan' 1 m büyük dostunun buraya dönüşü 1 bizi ?on derece sevindirmiştir. Veni2e-los'un siyasetini takibeden blzler, ev-vef den beri kardeşçe olan, Türk Yu-' nan münasebetlerinin g _
husus! bir önem veriyoruz. 21ra herjak eden İki memleketin menfaatleri m işte- sabah Atina'ya rektir. Türk milletinin İşgal sırasın-' aşağıdaki tebliğ neşredj.mlşUr. dahi ıstırap devresinde Yunan mille- j .Naip Mooseııyör Damaskinos'un tine karşı gösterdiği kardeşçe duy- teşebbüsüyle Eum ve Yunan büfcû-g-ularını dalma şükranla amvoruz 1 mcu murahhasları arasında toplan-Yunanlstan'ın İhtiyaçlarını karşıla-olan konferansta bir neticeye mak için Türk İyenin pazarlarını em- ı varılmıştır. Müzakere edilen bütün rimlze âmade bulundurmak hususun-'noktalar üztrinde saat da bir da gdaterdltl mlUsad-kSrimtan. son ,nllîmaya AnU.^» e.;
der«. mal.hauU bulan»,»mt. D«l ( lnd(r
»m brrMK-ı, T'ÇVi’lrltrm Vo V-mvaılld owı m .... . . , .
I sal bir demeçte bulunulamamış ve temsilciler kıs* bir protokol imza et-mislerdir.
İngiliz Orta Şark Devlet Bakanı Mac Mİ İlan İle İngiltere'nin Yunanistan'daki Büyük Elçisi Rex Leeper anlaşmanın İmzasında hazır bulunmuşlardır.
Londra 12 LA.A.) — Re utar ajana bildiriyor: tanı ve Yunan hükümeti murahhasları arasında 10 saat süren bir toplantıdan sonra, bu sabah bir anlaşma imaa edilmiştir.
İngiliz Orta Şark Devlet Bakanı M. Mac MJllan ile Ingiltere'nin Yunanistan Büyük Elçisi anlaşmanın İmzasında hazır bulunuyorlardı
Nihai anlaşmanın İmzasından önce. her noktada uzlaşmaya varılmıştır.
Atina 12 (A.A ı — Yunan hükümetiyle Eamin vardığı anlaşmanın askeri maddelc-1 gereğince. bugünden itibaren 14 gün İçinde tekmil Yunanistan'da bulanan ' : Elâs kuv-r_ vetlpri silâhsızlandır' ılçtır
. ____ Atina 12 (A-A.) — Varhlz* dc top-
gelişmerine j lanmış olan barış konferansına Iştl-— n.— —w Yunan murahhasları, bu
döndükten sonra
Ve komşu Türkiye ile Yunanistan’ın gelecek barışı birlikte derpiş edeceklerine kat’iyyen emin bulunuyoruz.»
Romanyada kabinenin mevkii
Bükreş 12 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Tedrici değişikliklere uğramış olan bugünkü kabinenin değiştirilmesi h ususun dairi hareket Başbakan M. Radis-cku'nun milli demokrat partisi şefleriyle yaptığı bir ço* görüşmeleri takibetmektedır.
Dahiliye müsteşarı Teoharl Osor-gesku, bugünkü kabine, günün meselelerini halletmek istemediği ve halle de m iyece ği yolundaki sözlerini bunların İyi niyetlerle hareket eden Başbakana racl olmadığını tasrih etmek suretiyle kısmen geri almıştır.
Diğer taraftan mlllt köylü partisinin gayri resmi gazete,sİ olan «Drep-tatea. tekrar çıkmaya bağlamıştır. Gazetenin yayınına ara vermesi matbaa İşçilerinin gazetenin çıkmasını istememelerinden doğmuştur. «Dreptatea» bu sabahki sayısında Maııju'nun siyasi hayattan çekileceğine dair dolasan şayiaları yalanlamakta dır.
Amerikanın harb
M. ROOSEVELT’İH MESAJI
Milletler arası işbirliğinden ve Amerika’ya düşen vazifelerden bahsetti
Üçler konferansı tam anlaşma ile sona erdi
Londra 12 (R) — Amerikan Cumhuneisl Rooscvelt, Amerika mebusan meclisine bir mesaj göndermiştir. Beyaz Saray tarafından bugün Washlngton.’da neşredilen bu mesajda, Cunıhur-relsl bütçe plânında işaret ettiği esasların milletler arası anlaşmalarda ve yarınki sulh dünyasında mühim birer rol oynıyacağnu söyledikten sonra şöyle devam etmektedir:
>(Daimî bir sulh ve daha iyi bir dünya elde etmek için dalıa bir çok gayret göstermemiz lâzımdır. Bu kadar büyük emek sarfe-derek kazandığımı® zaferi devam ettirebilmek ve gayemize tanıa-mile varabilmek, ancak ilerisi için cesaret ve iyi görüş ile kabil olacaktır. Sulh müesseselerinin milletler arası siyasî ve İktisadî iş birliğine dayanması lâzım e 1-diğinl daima söyledim ve tekrar ederim.«
Amerikan menfaatlerinin Birleşik milletlerin menfaatlerde bir olduğuna işaret eden Mr. Roose-velt harbden sonra her memlekette sanayiin yeni baştan kurulmasına ve İnkişafına, işsizliğin karşılanmasına çalışacağını, bunun için de milletler arası geniş bir ticarî alış veriş sistemi kurulacağını söyledikten sonra şöyle devam etmektedir)
ııBugün hürriyete kavuşan bir çok memleketlerde münakalât bozulmuş, fabrikalar yıkılmış, elektrik santraliaıı durmuş bulunuyor. Kömür hav2alarile sanayi merkezi arasında yollar kesilmiş, köprüler gerek muharebelerle. gerek düşmanın bozguncu bambalarile havaya uçurulmuş, denizlerde nakliyat işini görecek gemiler harab olmuştur. Kültür merkezleri harab, halk hastadır. Bu memleketlerde kurulan mahallî hükümetler şehirleri yeni baştan kalkındırmağa çalışıyor-h’-. Fakat bunların kaynaklan fabrikaların tekrar kurulmasına, sanayi hayatının canlandırılma-
Bir döviz kaçakçılığı
Gümrük muhafaza teşkilâtı İle emniyet müdürlüğü tarafından müştereken yapılan bir tahkikat neticesinde yeni bir döviz. kaçakçılığı meydana çıkarılmıştır Bu kaçakçılık şu şekilde olmuştur;
▲İmanlar, memleketimizi terket-meden ovvel, Dlmltrl İsmindeki bir şahıs Alman tebaasJie temas ederek bunlardan aldığı, altın, gümüş mücevherlerle bir hayli yekûn tutan gümüş parayı bazı eşhasın bankalar-dakl hususi kasalarında saklattırmış, bil âhara bunların bir kısmını harice çıkartmağa da muvaffak olmuştur. Harice çıkanlamıyan bir kısım altın -lan saklı yan on bir İçişi kadar teabit olunmuştur. Bunlar hakkındakl tahkikata devam edilmekte olup bir kaç güne kadar bu tahkikatın neticesi bekleniyor.
masrafları
Vaşlngton 12 (A.A.) — Amerika Maliye Bakanı M. Morgenthau, Pear) Harbour hâdisesinden beri Amerika harb masraflarının 238 milyar dolara baliğ olduğunu dün açığa vurmuştur. Bu rakam, geçen harbde Amerika tarafından sarfedUmlş olan paranın mecmuundan 7 misli fazladır, şimdi, vergiler, harb masraflarının yüzde 40 sini karşılamaktadır. Amerika milleti de harb bonoları satın almak eurellle hükümete İkrazda bulun makta ve böylece büyük ölçüde masraflara İştirak etmiş olmaktadır.
İtalyan ticaret ataşelikleri
Londra 12 (A A.) — Roma
radyosunun verdiği bir habere göre, ltalva hükümeti Amerika, Brezilya, İsviçre Ve Türklyede ti-
Dr. Ziya Gün’iin vasiyetnamesi dâvası neticelendi
Merhum gAz doktoru Ziya Gün, vasiyetnamemle mevcut servetini Üniversiteye devretmiş olması dolayı -sile, doktorun şahsi mirasçıları İle üniversite tesis heyeti arasında ta-haddüs c-den dâvalar asliye üçüncü hukuk mahkemesinde karara bağlan mistir. Mahkeme: doktor Ziya Giın’ ün varisleri tarafından, elde mevcut vasiyetnamenin iptali hakkında Heri sürülen sebepleri kabul etmemiş ve vasiyetnamenin kanuna uygun olduğu neticesine varmıştır.
Vasiyetnameye göre, Ankara caddesindeki Meserret oteli ile altındaki üç dükkân, Bahçekapıda Rahın pnşı hanının bir miktar hissesi. Fındıklı -yan hanının bir kısmı, Caftaloğlu ve Yerebntan'dakl blrfr ev üniversite
Caret al?ş İlkleri Julastna katar tesis heyeti emrine tapuya tescil cdl-vermişlir. | lecektlr.
Paris’te açlık
Bir kedi 1,5 İngiliz lirasına satılıyor
sına kâfi değildir. Bunun için baş. ka çarelere başvurmak lâzım gele çektir kİ işte biz belki bu hususta onlara yardim edebileceğiz. Amerikanın bu sahada oynıyacağı mühim rol gerek bütün dünyanın ve gerek kendisinin menfaatine olacaktır.»
Ziraat ve gıda maddeleri sahasında milletler arası geniş bir iş birliği yapılabilmesi İçin gümrük tariielerinin İndirilmesi lâzım geldiğine işaret eden Mı. Roose-velt bu hususta bir anlaşma yapılacağını ve düşünülen plânda milletler arası bir petrol, hava ve deniz seferleri, posta ve telgraf işbirliği bulunduğunu ilâve etmiştir. Cumhurreisi, mesajına şöyle devam etmektedir:
ı. Harbden sonra hür milletlere malî yardımda buhınmıyacak olursak kendileri kalkınamazlar ve büyük İktisadî zorluklara düşerler. Dünyanın yeniden buhra-pa saplanması ve İktisadî bir har be sürüklenmesi ise bugüne kadar 4dde ettiklerimizin mahvolması demektir. Bunun için yarınki sulhu korumak ve daha İyi bir hayat kurmak hususunda, üzerimize düşen vazifeler vardır ve malî, iktisadi, ticarî meseleler de bunların arasında bulunmaktadır.»
Amer ikadaki cereyanlar
Vaşington 12 (A.A.) — Cumhuriyetçi partinin lideri genel vali M. Dewey, bu partinin diğer bütün ileri gelenlerine katılarak, bugün tamamen birleşmiş Amerikan milletinin milletler arası ta saçılarının tahakkuk ettirilmesini istediğini ilân etmiştir.
M. Devrey, her gittiği yerde şu sözleri tekrarlıyor: «Bundan böyle ne bir köşede kalmayı, ne de tasarılarımızdan vaz geçmeyi kabul edeceğiz.»
Bu. sadece bir ikazdır, buna göıe Amerikalılar, banş adına yapılarak bir çok konferanslardan memnun kalmadıkları takdirde fikirlerini değlştirmlyeceklrrdir.
Londra 12 (A-A.) — Reuter ajansının Paris'te bulunan özel muhabiri blldfrlyor: Polisin yaptığı tahminlere göre, kurtanlışmdanberl Paris'te 30 bin kedi kaybolmuştur. Bunları aç kalan Paris halkı yemiştir. Yiyecek zorlukları tâbiri caizse başkentte kedi avının ortaya çıkmasını İntaç etmiştir. Bir kedi 1,5 Ingiliz lirasına satılmaktadır.
Başkentin fakir bölgelerinde hiç bir kedi yoktur. Diğer bölgelerde binlerce İşsiz İnsan, evlerin birinci ve İkinci katlarında ellerinde kement, kedi avlamak İçin saatlerce beklemektedir. Her gün 200 - 300 kedinin kaybolduğu telâşa düşen sahipleri tarafından polise bildirilmektedir.
Türk - Amerikan dostluğunun yeni bir tezahürü
Ankara 12 — Kolombiya Amerikan üniversitesi mezun ve eski öğrenicilerl bugün. Amerikanın eski Ankara büyük elçisi Mr. Steinhardt m reline bjr toplantı teı-tibetmişlerdlr. Mr. Steinhardt da bir Kolombiya üniversitesi mezunudur_____________
Bulgaristanda harb suçluları yargılanıyor
Ankara 13 (R.> — Sofya radyosu bildiriyor. 135 ordu harb suçlusunu yargılamak üzere dördüncü bir halk mahkemesi kurulmuştur. Suçlular arasında 15 general, 13 albay, 3 yarbay vardır. Suçlu eski polis müdürleri. polisler ve jandarmalar da yargılanacaktır. Bunlar 107 kişidir.
Maraş’ın kurtuluş günü
Maraş 12 (A.A.) — Maraçlı'lar dün öğlcdenberl kurtuluşlarının yirmi beşinci yıldönümünü kutlamaktadırlar. Bu münasebetle dün akşam belediye tararından verilen büyük bir ziyafette bu mutlu gün bayramına İştirak İçin buraya gelmiş olan Millet Vekilleri İle civar vilâyetlerden belediye, Parti ve Halkevi reislerinden mürekkep olan heyetler de hazır bulunmuşlardır.
İnyiltereye hava akını
Lond ıı 12 (A A.) — Bu eabalı şafakla sona eren 24 saat sarfında, Ingiltere'nin güneyine karşı düşman hava faaliyetinde bulunmuştur. Hasar ve İnsan kayıbı olduğu haber verilmektedir.
Öder muharebesi
(Baş tarafı 1 inci sahilede) lau köprübaşlanndan itibaren ileri atılmış olduklarını ve bunların bir kısmının Alman hatlarının gerilerinde çarpışmakta bulunduklarım bildirmektedir. Bu Sovyet birlikleri; 7u-klıov kuvvetlerine karşı koymağa çalışan Alman birlikleri arkasında devamlı bir tehlike teşkil etmektedir Sovyet kuvvetleri dün akşam Biels-ka'nın işgali İle Moravya kapılarına varmış bulunuyorlardı.
S teklinim 12 fAA.) — Konlçv or-.duları Drçeden istikametinde İleri hareketine devam ederken sağ kanadı, Öder boyundaki mareşal Zukhr.v ordularının sol kanadı karşısında bulunan Alman hatlarının gerisinde bulunuyor. öder boyunda imha edilmekte olan Alman kuvvetlerinin büyük bir kısmının kıskaç İçine alındığı zannediliyor.
Rtıslar, Berlin yolunu kesmişlerdir. Alman radyo sözcüsü von Hammer, Rus tanklarının Dresden'e 110 kilometre mesafede bulunduğunu, Rus toplarının Frankfurt'u dövdüğünü bildiriyor.
Daha kuzeyde Sovyet kuvvetleri Stettln'e 24 kilometre mesafede bulunuyor.
Budapeşte muharebesi bitmek üzere
Moskova 13 (A.A.) — 12 şubat tarihli Sovyet tebliğinde deniliyor kİ:
Bııdapoştede kıtalarımla şehrin batı kısmındaki «Buda» düşman mukavemetini kırarak, aralarında kıral sarayı ve eski kale ue bulunan 200 ev blokunu ele geçirmişlerdir. Akşama doğru kıtalarımız düşmanın çevrilen garnizonunun İmhasını tamamlamak üzere savaşa devam etmekte idiler.
İlk raporlara göre, Huda'daki kıtalarımız 11 ve 12 şubatta 30,000 den fazla esir almışlardır.
Çivi dağıtımı
Ankara 13 (Telefonla) — İktisat Bakanlığı tarafından her ay Bakanlıklara, İllere ve resmî mü-esseselere dağıtılmakta olan çivilerin şubat tahsisi sona erdirilmiştir. Çiviler İsteklere ve İmalât miktarlarına göre yapılmakta ve memleketin Önemli ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Mart ayı dağıtımına önümüzdeki ay başında başlanacaktır,
Suriye Başbakanı Kahire*ye gitti
Şam 12 (A.A ) — Suriye Başbakanı. I Kanirc'ye’ hareket etmiştir.
(Baş tarafı 1 inci sahifede)
3 — Almanya harb tahribatını mümkün olabilecek en geniş ölçütle tazmin etmek mecburiyetindedir. Harb tazminat komisyonunun merkezi Moskova olacaktır
4 — Birleşmiş milletler konferansı: Barışa bağlı bütıiıı milletlerin sıkı
ve devamlı fş birliğiyle barısı korumak. güvenliği sağlamak, tecavüzü önlemek ve harbin siyasi, İktisadi ve içtimai sebeplerini ortadan kaldırmak maksadüe ve bütün müttefikleş]e İş birliği yaparak en kısa Mr müddet1 İçinde milletlerarası bir teşkilât ku-1 rulmast İçin kararlar alınmıştır. Bu teşkilâtın esasları Dumberton Oaks'ta atılmıştır. Ştmdllri konferans, oylarda taklbolunacak usul hakkındaki önemli meselede güçlükleri yenebû-mİBttr. Dumberton Oaks'ta çizilen ana hatlara göre, mille!terarası teşkilât yasasını hazırlamak üzere 25 4 1945 te San Franclsco'da Birleşmiş milletler konferansı toplantıya çağırılacaktır. Çin ve Muvakkat Fransız hükümetiyle derhal istişarelerde bulunulacak ve bunlar. Müttefik milletlere davetiye gönderebilmek üzere. Amerika. fngiltere ve Sovyetler Birliği hükümetlerine iltihaka davet olunacaklardır.
5 — Kurtarılan Avrupa hakkında demeç:
ttç büyük devlet, kurtarılan Avru-panın İktisadi ve siyasi meselelerini demokrasi prensiplerine uygun olarak halletmek lr*n kendi aralarında İstişarelerde bulunacaklardır. Kurtarılan milletlere nnrillğln ve faşistliğin son İzlerini de silmek ve kendi demokrasi kurullarını hür olarak kurmak İmkânını verecek usûllerle Avrtıpada düzenliğin ve milli, iktisadi hayatın yeniden kurulması gerçekleştirilecektir Atlantik mlsakmın esası şudur kı. milletler kendi hükümetlerinin şeklini kendileri seçmek hakkına malik olacaklardır. Üç büyük hükümet, kurtarılan Avrupanın her hangi bir devletine veya Mihverin eski peyklerine aşağıdaki lüzumlu ahvalde müştereken yardımda bulunacaktır:
A — Barış şartlarının kurulması:
B — Harbden çok acı gören milletlere yardım İçin süratle tedbirler alınması:
C — Bütün demokrat unsurları geniş bir tarzda temsil eden muvakkat hükümetlerin kurulması ve mümkün olabilecek en yakın tarihte serbes seçimlerin sağlanması:
D — İcahederse bu gibi seçimlerin kolaylaştırılması.
Üç hükümet, diğer Birleşmiş milletleri veya muvakkat hükümetleri doğrudiın doğruya İlgilendiren meseleler incelendiği zaman, bunların fikirlerini alacaktır. Bu gibi haller her ortaya çıktıkça üç hükümet müşterek mesuliyetlerini karşılıklı olarak yerine getirmek İçin alınacak tedbirler hususunda derhal aralarında görüşeceklerdir. Üç büyük devlet, Atlantik mlsakmın esaslarına olan inanlarını tekld ve «Birlenmiş milletler demeci» nln ihtiva ettiği esasları yeniden te-yldederler.
Üç büyük devlet, derpiş edilen usul hususunda, Fransız hükümetinin kendilerine IlUhak edeceği ümidini izhar etmektedir.
6 — Polonya hakkındaki ayrılıklarını halletmeğe karar veren ve aynı zamanda kuvvetli, hür. bağımsız ve demokrat bir Polonyanın kurulmasını arzu eden üç büyük devlet. Batı Po-lonyanın kurtarılışından evvel mümkün olabildiğinden daha geniş bir esasa malik muvakkat bir hükümet kurulmasını lüzumlu sayıyorlar. Po-lonyada bulunan simdik! hükümet, bizzat Polonyanın demokrat şeflerini ve dışarıdaki Polonvalılan İhtiva etmek üzere daha geniş bir demokrasi esası üzerinde tensik edilmelidir. Bir muvakkat milli birlik hükümeti tâyin edilecektir. MolotoL Harriman ve slr Klark Kerr. bu amaca varmak İçin bir istişare komisyonu teşkil edeceklerdir. Bu hükümet. İmkân olur olmaz, hür ve gizli kamııoyla seçimleri yapacaktır. Bunun üzerine Sovyetler Birliği, Amerika ve İngiltere — kİ şimdi ayrı ayn Polonya hükümetleri tanımaktadırlar — bu suretle kurulacak yeni hükümetle siyasi münasebetler tesis edeceklerdir.
Polonyanın doğu sınırı hafif değişikliklerle Curzon hattı olacaktır. Polonya, tâviz olarak kuzeyden ve batidan toprak alacaktır. Batı sınırı barış konferansuıda tesblt edilecektir.
7 — Yugoslavya:
Üç büyük devlet, Tito - Subasiç anlaşmasının derhal yürürlüğe girdiğini tanımaktadır. Yen! hükümet, bu anlaşma esası üzerinde kurulacaktır. Faşist aleyhtarı millî kurtuluş meclisinin, eski parlâmento üyelerinden olup düşmanla İş birliği yapmamış bulunanların da girecekleri şekilde genişletileceğinin ve böylece muvakkat bir meclis kurulacağının yeni hükümet tarafından derhal İlânı tavsiye olunmaktadır. Milli kurtuluş meclisinin çıkardığı kanunlar nıües&Lsan meclisi tarafından düzeltilebilecektir.
3 — Üç büyük devlet Dış Bakanları ve müşavirleri üç büyüklerin toplantısından ayrıca da görüşmüşlerdir, üc Bakanın bu toplantısı her üç veya dört ayda bir ve her defasında sıra He üç başkentte tekrarlanacaktır.
9 — Üç büyükler toplantısı, zaferi mümkün ve muhakkak kılan fikir ve hareket birliğini barış zamanlarında' da muhafaza etmek ve kuvvetlendir- I
mek hususundaki müşterek azmi te-yldetmektedlr.
Bütün memleketlerin bütün İnsanlarına her türlü korku ve s e lale 11 o azade olarak yaşıyabUmelcrinl sağlamak. üç hükümet İçin kendi milletlerine ve bütün dünya milletlerine karsı mukaddes bir ödevdir
Balkanlar
Londra 12 (R.J — Üçler konferansı hakkında neşredilen tebliğde Yugoslavya hakkındaki kararlardan sonra deniliyor kj. «Ü» Mtıttalfa devlet velînin konferansında Balkanlara ait diğer meseleler de gözden geçirilmiştir.»
Sunday Times ne diyor?
Londra 12 fAA.'— Sunday Tlmes'in siyasi muhanrlri yazıyor:'
Üç büyük -şet arasında yapılmakla olan konterans, bazı mahüllerce bir sulh konferansı nuhlyettedcdlr. Zira, geçen harbden sonra vaki olduğu üzere, kurulacak her hangi bir Alman hükümetiyle sulh veya bir mütareke yapılması ihtimal! gittikçe azalmaktadır
Üç büyük derlet şefi, Fransa İle ayrıca fikirleri vc müzaheretleri lüzumlu olan Birleşmiş milletlerle, sağlam bir sulhun kıırulnıasiyte ilgili meseleler hakkında İstişare ettikten sonra bu meseleleri karara bağlamaktadır. Bununla beraber. Almarıyaya söz hakkı verilmlyecelttlr. Altnanyanın kayıtsız, şartsız teslim olmasından veya tamamile bozguna uğramasından sonra. Müttefikler bütün Alman topraklarını İşgal edecekler ve onun İdaresinden sorumlu olacaklardır
Bu nokta, şimdiki toplantının büyük önemini ve görüşmelerin şümullü mahiyetini İzah etmektedir. Diğer taraftan bu husus, incelenen meselelerin çokluğunu ve her meselenin te-ferrııatîle itibara alınmakta olduğunu da göstermektedir.
Uçar bombalar
Almanların ümitleri boşa çıktı
Vaşington 13 ıAA.j — Şimdi İngiltere'de bulunan Marki çhllds Almanlarla. Londra bölgesine günde bin uçar bomba atmak üzere plânlar hazırladıklarım bildirmiştir. Almanlar bu plânlannda-muvaffafc olsalardı şehir yok olacak ve harbin seyri tamamen değişebilecekti. Müttefik uçaklarının mütemadi ve şiddetli e om bardımanları ve Calals bölgesinin işenil neticesinde ııaziler ancak çok az sayıda V 1 silâhı kullanabilmişlerdir. 24 saatte. Güney İngiitereyp atılan bombaların tutarı, pimini arın tasarladıklarına ııruaran çok azdır.
Büyük Rus taaru2unun başlangıcında. vatandaşlarını teselli etmek üzere Almanlar V2 hücumları altında sözde sendellyen İngiltere bakicinde hayali tasvirler yapmışlardır Bu budalalıktan başka bir şey değildi. Fakat o zamanlar îngillzler füze atan bombaların tesirini küçümseme mlş-İcrdi Almanlar silâhlarını kullanmağa başladıktan sonra bııniaıds ıslahat yapmakta mahnret föster-mlşlerâlr.
A Yedikulede Kazhçcşme'de Demirhane caddesinde oturan Yorgi İsminde biri, evinde an! surette ölmüş. Yerginin kızı bu ölümün şüpheM olacağını tlerl sürmüş, adliye doktoru tarafından ceset muayene edilerek hakiki ölüm sebebinin tâyini İçin morga kaldırılmasına lüzum g«4e-rilmiçtlr.
BORAA
12Z2/Î945 fiatlerl
Londra üzerine 1 sterlin 5.22
Nevyorir Özerine 10Q dolar 130 50
Cenevre 100 İsviçre Fr 30 3258
Msdrld üzerine 100 pe2Cta 12 89
Stakholm üzerine 100 kuron 31 m
Esham ve Tahvilât
Ergani % 3 1933 2480
İkramiyen % s 038 12.—
% 5 İkramiye!) M. M 21.60
% 7 Milli Müdafaa 19.40
Mili! Müdafaa 2 20.32
Milli Müdafaa 3 19.18
% 5 945 MIHI MÜdüfa 19.16
Sivas - Erzurum 1 39 10
Sivas - Erzurum 2-7 39.50
% 7 1941 D. Y. I 39.50
1941 Demiryolu n 1550
1941 Demiryolu IH 1995
1941 Demiryolu 5 87 35
Anadolu D Yolu % fiü 3450
Anadolu tahvili T - n
Anadolu Mümts.
Merkez Bankası -v4-—
BORSA DIŞINDA 35.35
Reşadiye altını
Gulden 32.38
Külçe altın bit gramı Sİ3
—• Takvim ®—■
Sefer 2? — Kasım 08
imsag Güneş Öğle tklndi Ak Yatsı 1
E. 11.40 1.20 6-(e 0.40 r? w 3.32
I v. 6.19 7 59 13 28 16 20 18 40 2C 11 |
AKŞAMDAN AKSAMA
Bir cinayete dair iyimserce tefelsüf
j
Anlatılışı doğru ise, «paraya taınaan taammüdlü katil» diye tarif edilebilecek bir cinayetin tafsilâtını gazetelerde okuduk.
(Tanıaan = tamahla: katil = öldürüş: fakat taamnıüd =T... Bunun yeni terini nasıl? Henüz öğrenemedim.)
Vaka şu:
(E) İsimli. 24 yaşlarında bir genç, memleketinde bir hırsızlık yapıyor. Mahkûm olup hapae giriyorsa da kaçarak lstaııhnla geliyor. Bir hemşerisinin evine barınıyor. "Fabrikalarda işçilik filan derken bir Çingene kızına gönül kaptırıyor. Derken, kulağına çalınıyor ki, meğer misafir kaldığı ailedeki kaynananın koy-nuııda 850 lira saklıdır Kadını öldürerek elde ettiği paralan sevgilisine harcıyor: Gramofonlar, ipekli elbiseler.. Hattâ, çalıştığı fabrikanın futbol ekipine bile 36 liralık bir top hediye etmiş...
Tahkikat, tahkikat, zabıta on beş gün içinde (E) yi yakalıyor. Meğer aynada parmak izi bile bırakmış... Evvelce fukara iken son günlerde savurduğu paralar da, cinayet işlediğinin ayrıca delili imiş.
Şayet hakikat bu merkezde ise, şayet «paraya tamahla düşıine tasarlıya öldürmek» bahis mevzuu ise, kanunlarımızın böyle bir fiilin faillerine ne ağır ceza kestiği malûmdur, Üstelik bu cahilce işi yapan âvâre, 24 yaşında olduğu için, halkın kullandığı mânada — ge,,Ç mânasında — «cahil» değildir.
Lâkin öteki mânada, unıumi mânada «cahillik» etmemiş midir? Sen kadını kakırdat, tut Çingene kızına çalgı al, süs al: fut-bolcülere de top al.., Aklı başında adamın yapacağı iş mi bu?..
Cemiyet, kendi fertlerini korumak için, böyle fiilleri yapacakları tethiş maksadile en ağır cezaları vermeği münasip görüyor, Fakat gencin hayatını göz-önünde tutuyorum: Ona belki de hiç bir tahsil ve terbiye verilmemiş; gerçe telkinler yapılmış: Amma, hapishane üniversitesinin en kötü telkinleri... Orada biraz olsun kalanlar, kaatü profesörlerden hırsız doçentlerin, hırstı doçentlerden de yankesici asistanların, onlardan ise kaza ve kader kurbanı hapsedilen talebenin aldığı dersleri bilir. Yeni rejim, hapishaneleri ıslah ediyorsa da her tarafta katiyetle buna henüz muvaffak olamadığımız sır değildir.
Bu ıslahat sona erince, hele ilk öğretim mecburiyeti feyizlerini verince, öyle sanıyorum ki, bu anlattığımız şekildeki cinayetler epey azalacaktır. Harbden evvel hapishanesi âdet yerini bulsun diye mevcut memleketler varmış. Biz de tıpatıp öyle olmasak bile, o gayeye doğru gideceğiz. Cinayetler «cahil» lerin değil, «mütereddi» lerin kârı olacak. .
(E), bir kedinin, bir kanaryayı (,„ yahut bir saksağanı) bo-ğuvermesi kabilinden, bu cinayeti işlenmişe benziyor. Resmine bakıyorum; yaptığı işleri gözö-nünde tutuyorum... Evet: Tefeb süfün ışığında öyle... Kanunların ve cemiyeti koruma fikrinin ışığında ise öyle değil..
Bir nesil sonra. (E) ler, misafir kaldıkları erin ninesini öldürüp çaldıkları parayı Çingene kızma. ve futbol topuna vermiye-çeklerdir Cinayetlerin sırf Mas-har Osmanlara. Fahreddin Kerimlere, Fahri Celâllere, Ahmet Şükrü’lere, Rüştü Bilge’lere, İhsan Şiikriilere ve meslekdaşlarile haleflerine mevzu teşkil edeceği bir giiııe erişeceğiz.
’ (Vâ - Nû)
Zeytinyağı
Ticaret Bakanlığının müdahale edeceği söyleniyor
Zeylnyağı yokluğu ve diğer clna yağlara fiat tesbit edilemeyişi yüzünden ayçiçeği ve fındıkyağı fiatleri yülcselmektedlr.
Bir kilo fındıkyağı 245 ve çiçekyağı 240 kuruşa çıkmıştır. Yeni zeytinyağı imalâtı başladığı günlerde ayçiçeğinin kilosu 140. fındıkyağı 180 - 170 kuruştu.
Zeytinyağı yokluğu karşısında yağ flütlerinin yükselişine sebep, müstahsilin serbesçe h?r fiatten fatura dol-durabilmesldlr
Müstalıailo satış flatl konmadığından günün variyetine göre fatura doldurulması kabil oluyor
Dün 3.5 - 4,5 asitli zoyttnyağlarına 240 - 230 kuruş flat istenin iştir.
Tacirler, yerlerine telgraflar çekerek ayçiçeği ve fındıkyağı İstemişlerdir. Bugünlerde zeytinyağı satışına Ticaret Bakanlığının müdahale edeceğine rtntr rivayetler dolaşmaktadır.
Kuzu fiatleri bir parça ucuzladı
Dün mezbahada 3000 koyun kesilmiştir. Bunun 2000 i kuzudur. Kuzu eti fiatleri geçen haftaya nazaran biraz daha ucuzlamışlar. Bugün kuzu etinin kalitesine göre, toptan flatt 150 - 200 - 220 kuruştur Kuzu eti kasaplarda perakende olarak bu flat-lere 22 kuruş ilâve edilmeli suretile satılmaktadır
Üsküdar Halkevinde köycülük kolu seçimi
Dün Üsküdar Halkevinde. köy İhtiyar heyetleri, köy ocakları Azalan ye kalabalık bir köylü kütlesinin İşti-raküe Evin köycülük kolu «çimi yapılmıştır. Bu seçimde B. Nazml Ma-danoğlu kol başkanı olmuştur Çalışma programını tesbit eden kol, temsil ve sosyal yard’m kolları ile birlikte her zaman köylere gidecektir Orada köylülere temsiller doktorlar tarafından muayene edilen hastalara ilâçlar dağıtılacak, İcabı halinde hastaların hastanelere nok’i temin edilecektir.
Mal beyan ederken bankadaki parasını göstermıyen memur
Abdürrahman isminde bir memur, kanunen mat beyanında bulunduğu bir sırada. İş bankasındaki on bin lirayı gö'termemek suçundan birinci ağır ceza mahkemesinde mevkuten muhakeme edilmiş, neticede iddia makamı tecziye talebinde bulunmuş, fakat mahkeme beraetlne karar vermişti.
Müddeiumumilik bu kararı teniyiz ettiği cihetle temyiz ceza dairesi dâva dosyasını İncelemiş ve mahkemenin kararını esas cürme ait bazı noktalardan bozarak İade etmiştir. Bu dava birinci ağır ceza mahkemesin de yeniden riiyet olunacak, oradan da tpplu milli korunum mahkemesine gönderilecektir.
Umumî meclis diin toplandı
Feneryolunda bir sokağa verilecek ad hakkında görüşmeler yapıldı
Umumi meclis dün birinci reis vekili B Faruk DereU’nln reisliği altında toplanmıştır. Meclise gelen teklifler ilgili encümenlere havale edildikten 3onr« encümenlerden çıkan mazbataların müzakeresine başlanmıştır Ciballde İnhisar idaresine alt tütün ve kutu fabrikaları arasındaki sokağın kapatılmasına dair çıkan mazbata kabul edilmiştir.
Feneryolunda Tuğlacıbaşı mahallesinde Yaverağa sokağında bazı yerlerin kadastro tarafından tesbitl sırasında burada hasıl olan bir sokağa isim verilmesi hakkında mülkiye encümeni mazbatası okunmuştur. Encümen, bu sahanın müşür Ahmet Eyüp paşadan gelmesini göz önüne alarak sokağa onun adının verilmesini uyguıı buluyor ve mazbatasında şu mucip sebebi İleri sürmektedir:
s Yurda büyük hizmetleri ile tarihte ve millet katında yer ve şöhret almış bulunan Ahmet Eyüp paşanın saygı değer namını teyide medar olabileceği cihetle kadirşinaslık eseri almak üzere zikri geçen sokağın (Ahmet Eyüp sokağı» adı İle İsimlendirilmesi enctimenlmlzce de uygun görül-m üştür.»
Mazbatanın okunmasından sonra âzadan B. Zahit Ora) söz alarak bu havalide müşür Ahmet Eyüp paşadan başka Ahmet Eyüp efendi namında biri olduğu İçin askerlik tarihimizde namı olduğundan (Müşür Ahmet Eyüp paşa sokağı» denilmesi lâzım
geldiğini söylemiştir, Mülkiye encümeni reisi B. Maclt Oktar, (aşa) v« (Müşilr) tâbirlerinin kullanılmasının yasak olduğunu, söyllyerek sadeco (Ahmet Eyüp sokağı) denmesi feshettiğinden bahsetmiştir. Belediye reis muavini B. Rlfat Yenal, İH Ahmet Eyüp arasında bir İltibasa meydan vermemek için her İkisinin sov-adlarının tetkiki İçi" mazbata müzakeresinin tehirini istemiştir.
Âzadan B. Muharrem Naili, tarihi bir şahsiyet olması itibariyle 'Müşlir > ve (poşai unvanlarının konulmasında kanuni bir mahzur bulunmadığını söylemiştir.
Reis, belediye reislik makamının müzakeratın tehiri teklifini reye koydu. fakat kabul edilmedi. Bu sırada B Sadi, (müşiri kelimesinin karşılığının (mareşal» olduğunu, (müşir) tâbiri kalktığından, (mareşali demek uygun olacağını teklif etti
B. Cemil Cem, İstanbulda birçok semtlerin hâlâ (paşa» Unvanını taşıdıklarını, meselâ Koca Mustafapaşa semtinin de bulunduğuna göre. (Müşir Ahmet Eyüp paşa sokağı» denmesini muvafık gördüğünü söyledi. Neticede sokağa sadece (Ahmet Eyüp paşa' denilmesine karar verildi.
Dayehatıın mahallesinin Sururl mahallesi muhtarlığından ayrılmasına dair olan mazbata da kabul edildi. Meclis, perşembe günü toplanacaktır
KÜÇÜK HABERLER
İ kramiyell Aile C üz.danı
Yalnız
P ara biriktirenlerin
değil
aynı zamanda
EV sahibi olmak
Ekmek kartları
Mart ve nisan aylarına mahsus kartlar basıldı
Mart ve nisan aylarına mahsus ekmek kartlarının basılması tamamlanmıştır. Ayın 14 üncü çarşamba gününden İl İbaren kazalara tevziine başlanacaktır. Kendi mıntakasına alt elemek kartlarını alan kazalar da kendi birliklerine kartlan dağıtmaya derhal bağlıyacaktır.
Bir firmanın İstanbulda modern bir fırın tesisi İçin Amerika ile muhabere halinde bulunduğu haber alınmıştır Bu teşebbüsten müspet neticeler elde edilince firma, şehrin ekmek İhtiyacını temin etmek üzere Belediye ile işbirliği yapmak hususun da teklifte bulunacaktır. Dünde 8 -10 bin çuval un lşliyen bir fırının tesisi irin bir milyon liraya yakın bir paranın sarfı Icabetmektedir. Bu modem fırında unu eleme, yuğurma ve plşİTme İşleri tam amile otomatik makineler temin edileceği gibi ekmekler de ambnJâl kâğıtlarına sarılmış olarak satılacaktır
* En son yapılan fotoğraf kâğıdı tevzii nde fotoğrafçılara pek az mal isabet etmiştir. İki firma tarafından İthal edilen fotoğraf kâğıtlarına müdahale edilmiştir.
Ticaret birlikleri umumi katipliği, fotoğraf kâğıdı tevzi! işini Yapı, kredi bankasına bırakmıştır. Mutemetler ve şehirdeki fotoğrafçılar bankaya müracaat ederek kâğıtlarım alacaklardır.
II B»r çırpıda ||
Bu da bir çeşit gençlik alâmeti !.„
Telefon itmek için girdiğim yer, bir turşucu dükkânı imiş. Dışarıdaki güneş ışığı camekânların tâ tepesine kadar yükselen, turşu dolu renk renk sulu kavanozlardan süzülerek içeriye giriyor, dükkânı acayip bir renge boyuyordu Etrafta iştah kabartıcı ve yutkundurucu bir koku vardı. Tezgâhın başında, hıyar turşularından daha kehlilıar-laşnuş bir tahtanın üstünde, kollan sıvalı bir adam uzun uzun ve gayet yakışıklı dilimlerle turşu doğruyor Telefon «konuşuyor» işaretini verdiği için ayakta biraz beklemeğe mecbur oldum,
İşte bu esnada içeriye iri yan bir genç adam girdi ve:
— Bir turşu suyu!., dedi.
Turşucu, ucu küçük bir kâseyi andıran kepçesini ayn ayn kaplara daldırarak, ayrı ayrı yerlerden, renk renk sular alarak alaturka bir kokteyl yaptı. Bu ayn renklerdeki sulann birleşmesine lügat mânasile de bir kokteyl denilebilirdi.
Genç adam bardağı aldı. Derin derin nefeslerle, sindin sin-dirc, ara sıra içten, zevkli zevkli, »oh.. lar çekerek âdeta etrafa duyduğu zevki ilân ederek içti Çoktan beri bana menedildı-ği için, onun doğrudan doğruya boğaz guddelerine hitabeden bu hareketini yutkuna yul-kuna seyrediyordum.
Bardağı bitirince onu boş olarak turşucuya uzattı ve:
— Doldur bir tane daha!., dedi.
Delikanlıya bakarken onun ne hudutsuz bir mide hürriyeti içinde yaşadığına hayran oldum.
Turşucu gene ayn ayrı sulardan karıştırırken genç adam:
— Kırmızı biberinden de koy!..
Diyerek müdahale etti ve turşucu bu mide pehlivanının arzusunu bol bol kırmızı su karıştırarak yerine getirdi Çocuk ikinci bardağı da gene aynı lezzetle, «ah» larla, «oh» larla, derin derin nefes almalarla âdeta zevkinden bayılacakmış gibi içti. Bu sefer kendi kendime: «Gençlik denilen şey ne kadar çok cepheli., bu da bir nevi gençlik!.. Hem de pek mühim bir gençlik!..- dedim Düşündüm ki vaktile ben de böyle îdim. Bazen bir tabak turşuya meydan okuduğum delikanlılık çağlan şimdi nerede?.. Had-din varsa bugün bunları yap da görelim...
Çehre gençliği, kafa gençliği, vücut gençliği vesaire gibi bun lar kadar, belki daha da ehemmiyetli olan bu «mide gençliği» ni kaybetmek hayatın yüzde elli değilse bile yiizde 20 nispetinde zevkini ortadan kaldınyor. öteki gençlikleri — meselâ yüz ve vücut gençliğini — uzun zaman muhafaza edenler olduğu gibi mide gençliğini bütün hayatla-nnca kaybetıniyenler de var. Ben 104 yaşında bir zatın hamur işi yemediği gün doymadığını kendi ağzından dinledim.
İnsan baran bir turşucu dükkânında bile ihtiyarladığını anlıyor.
Hikmet Feridun Es
Created by free version of 2PDF
Türkiye Hayvanlan Koruma Cemiyeti 1944 senesindeki faaliyeti hakkında U2un bir rapor neşretmlşUr. Bu rapora göre. Cemiyet hastanesinde 1944 senesinde 102 s! beygir. 702 sİ köpek. 753 ü kedi ve 101 t diğer hayvan olmak üzere 1653 hayvan ayakta ve muhtelif cinsten 71 hayvan da hastanede tedavi edilmiş, 38 köpek talipler nezdinde yerleştirilmiş, 158 hayvana da ameliyat yaptırılmıştır Gene aynı sene zarfında Belediyece toplattırılan 1495 köpek ile 1374 kedi ve sahipli 237 köpek ve 2123 kedi. yani ceman 5229 köpek ve kedi fenni bir eskilde itlaf edilmiştir.
Cemiyetin hayvanları koruma lehinde yaptırdığı kısa filim, tstanbu-lun birkaç sinemasında gösterilmiştir. Her sene olduğu gibi, bu sene de An-cel hitabet müsabakası, 42 net defa olmak üzere Robert KoleJ’de yapılmıştır Talebeler tarafından bu müsabakada Iradedllen hitabelerde İnsanların hayvanlarr şefkat ve muhabbetle muamele etmeleri lüzumu ve hayvanların sahiplerine karşı besledikleri arkadaşlık ve sadakat hisleri belirtilmiştir.
Bu hitabet müsabakasında birinci, ikinci ve üçüncülüğü kazananlara mükâfatlar verilmiştir
*- İstanbul Ticaret odası, öteden-berl dış memleketlerden, mal ithali veya İhracı için muhtelif teklifler almaktadır. Bu teklifler, yeril mahsullerimiz hesaplanarak yapılır ve verilecek malların cins ve evsafı bildirilirdi.
Son gelen tekliflerde istenilen mâllardan mühim bir kısmı bizim de İthal ettiğimiz eşyadır. Bunlar, dış fırçası. ampul, kâğıt, tıbbi ecza, tuvalet eşyası, makara, boyunbağı ve sairedir. Bu arada inhisar maddelerimizden de istenmektedir.
Yunanlstandan da teklifler alınmağa başlamıştır Buradan mümessiller istenmektedir
u> . «w * Dûn sabah. Kuşdili deresile de-
İ«.'“ssM«}m«tade” İ»«rKâawell’lzl" yarde iki aybs bir So-
- - . ı «hl bulunmuştur.
Y
verüecek. Satışa çıkarılan ithal malları
İst. Fındıklıyan handa Thomas Co-rinthto'ya şapka İğnesi. Gal. Mahmu-, diye caddesi No. 59 da Natale Grul-1 leroya at ağızlığı, istiklâl caddesinde Vahram Gesor'a Gramofon İğnesi. İn. oaıcaçeymc-suıae ua-vıt txasuvıye -- — ■ şap. İst. Aşirefendl caddesinde Emek1 cuk cesedi . _
' ecza deposuna kotarnln klorldrat plo-, kJn’ln tarahndan oraya atıldığı tah-
. . Lllr naill.rnr-
Bir belediye tahsildarı
yakalandı
Mısır çarşısında bulunan briedlye
. . , .. . , . ,. 'kain, sodyum nukls rat, Sultıınnst-
tahrlfat yaparak altı bin otuz bra 1 -
.. .... . . .. ____ ..... mam No. 12 de Atan aş Papadopulosa

Cavit dün adHyeye verilerek tevkif olunmuştur.
Simitçi, börekçi fırınları
İstanbulda faaliyette bulunan 3İ-mltçl, börekçi ve çörekçi fırınlarına yeniden birkaç fırının İlâve edilmesi uygun görülmüştür Bu nevi unlu maddeleri çıkarmak için müracaat edenlerden durumları uygun görülenlere fırın açma müsaadesi verilecektir.
handa Yehasklyel Gavrlyeloğluna pamuk İpliği. İst. Kuru kahveci banda Rafaei Püllere pantalon. İst Mar-puççular No. 31 de H: Muhtar Kehne-muylye dolma kalem, Gal. Hüdaven-dlgâr handa Nezir Katımona tutkal.
Kâr hadleri cetveli hakkında tetkikler
İhtLkârla mücadele kararnamesine ek olarak neşredilen kâr hadleri cetveli hakkında tacirlerin fikirleri sorulurken. cetveldeki hadlerin değiştirilip değiştirilmemesi, harbden sonraki satışlarda ne miktar kârla mal satışı yapılması icabedeceği hakkında malûmat İstenmiştir.
Toplanacak malûmat. Oda idare heyetinden geçirilerek Ticaret Bakanlığına gönderilecek ve Ankarada yapılması kararlaşan Ticaret odaları kongresinde ruznameye alınacaktır.
Beyaz ekmek çıkarmak istiyen fırınlar
İkinci nevi ekmek çıkaran fırınlardan bir kısmı has ekmek çıkarmak İçin Belediyeye müracaat etmektedir. Belediye, her müracaatı karşılıyncak derecede has un verilip verllmiyece-ğlni Toprak Mahsulleri Ofisinden soracaktır. Ofisten alınacak cevap Üzerine fırıncıların isteği kabul veya reddolunacaktır.
Beyaz peynirler
Eski mahsul peynirler saklanmıştır. Yavaş yavaş yeni mahsulün piyasayı doldurması bekleniyor. Süt Hallerinin geçen sen ekinden kilo babında 10 -15 kuruş fazla olduğu Heri sürüldüğünden, bu senek! peynirlerin müstehlike geçen senekinden ucuza ma-lolamıyacağı anlaşılmaktadır. İlgiU-ler. yeni peynir mahsulüne vaktinde müdahale etmemişlerdir. Milli korunma kontrolörlüğü tarafından İnceleme yapılarak istanbulda muayyen satış flatl tesbitl Icabetmektedir.
Iskenderun’daki ithal malları
Uzun zamandan beri İthal malları İskenderun limanına yığılıp kalmaktaydı. Sebep olarak da nakliye buhranı gösterilmekteydi. Buradaki malların nakil hususunda Ticaret Bakanlığı ile Münakalât Bakanlıkları arasında anlaşma olmuştur. Anlaşmaya göre Münakalât Bakanlığı şimdilik 2 şilebi tahsis etmiş ve alınan haberlere göre mallar İskenderunda gemilere yüklenmlye başlanmıştır.
Diğer taraftan Ticaret Bakanlığınca_______ ___________ __________
Amerikadan deri ve kauçuk ithaline rahmet diter, zevci B. Behçet Tezel Imüsaade edilmiştir. Bu sayede köse-'ile oğlu profesör Ekrem Behçet'e ve le ve kauçuk sıkıntısının haflfHyece- ailesinin diğer «rkArun* nazlyetlerl-Iji muhakkak görülmektedir. Jimri sunara.
ölüm
Tıp fakültesi kulak, boğaz, burun profesörü doktor Ekrem Behçet Te-zelTn annesi HAYAN HAYRİYE TEZEI/ln vefat ettiğini teessürle haber aldık. Cenazesi bugün öğle namazını müteakip Teşvikiye camiinden kaldırılarak Feriköy mezarlığına defnedilecektir. Merhumeye Allahtan
Bol miktarda koyun geliyor
îstanbula Erzurum bölgesinden bol miktarda koyun get. İrilmesine devam ı olmamaktadır. Dün pay yerinde 4000 j * . u*1 koyun- *200 kuzu ve bol miktarda sı' " * ğır ve manda satışa çıkarılmıştır.
ı Canlı satılan bu kasaplık hayvan-
★ ilk okulun her hangi bir sınıfın- iarın randıman vaziyetine göre kilosu
dan ayrılarak mektebi terkeden ço- iqq . jq5 kuruştan muamele görmüş-cuklardan ilk tahsil çağında bulu- tür Alâkadarlar şehre daha fazla nanlnr mrktebe devam etmedikleri • .......................
zaman bilgilerini arttırmışlarsa bunların ayrıldıkları sınıflara değil, imtihan edilerek lâyık oldukları sınıflara alınmasına Maarif Bakanlığı karar vermiştir Bıı karar alâkalı makamlara tebliğ edilmiştir.
* Mangal kömürü narhının kaldırılarak satışların fatura ile yapılmasına başlanmasından İtibaren şehre 1540 ton mangal kömürü getirilmiştir. Bu kömürlerin mühim bir kısmının satışı yapılmıştır Bugün kömürcülerde 266 bin kilo mangal kömürü mevcuttur. Şehirde satılan kömürlerin flat! 15.5 ile 18 kuruş arasındadır. 18 kuruştan fazlaya kömür satan esnaf milli korunma mahkemesine verilmektedir.
ir Tiftik birliği toplantısı dun Ömer Ablt hanında yapılmıştır Toplantıda birlikler umumi kâtibi B. Salâhaddln Çukrub da bulunmuştur.
ir Deri İthalini temin etmek ve kâfi miktarda döviz tedarikinde bulunmak üzere Ankara'ya giden deri- . „ ow,v -------------------,----------
ellerden mürekkep bir heyet, Istan-1 vardır. Alemdardaki esnat hastane-bul'a dönmüştür. Ankara’da varılan -* •*•*« ~,KI ■»»-
neticeler etrafında yakında sanayicilere malûmat verilecektir.
+ Maarif müdür muavinlerinden B. Şevki Erkson’un, B. İzzet Ocak’ın ve müfettiş B. Mansur Tekinin birer derece terfi ettikleri memnuniyetle öğrenilmiştir.
ir Bir orada oturdukları Azize ismindeki kadını, eski erkeği Hüseyin'le bir arada görerek her ikisini de yaralayan manav Niyazi hakkındakl tahkikat «öldürmek kasdı» noktasından devam etmektedir, Yaralılardan Hüsevln Beyoğlu hastanesinde kısa bir zamanda İyileşip evine gönderilmiştir. Yalnız Azize'n in tedavisi devam etmektedir. Kadın hakkında hastanece kati rapor verildikten sonra Niyazi’nin >Nvrakı oorgu hâkimliğine verilecektir.
hayvan geleceğini söylemektedirler. Buna sebep olarak da İstanbul et piyasasının memleketin diğer şehirlerine nazaran tüccarlara daha cazip olması, bazı tüccarların İstanbulda kış devam eder de mal getirtenleyiz korkııslyle bol miktarda sipariş vermeleri ve geçen haftaki bozuk havalar yüzünden muhtelif İskele ye istasyonlarda kalmış hayvanların sevkına başlanmış bulunması gösterilmektedir.
Şehlre getirilen bu kasaplık hayvanların uzun müddet satıcılar elinde kalması yiyecek temini bakımından hayli masraflıdır Bu sebeple bunlar toptancı kasapların elinde de uzun müddet bekletilmeden mezbe-haya sevkedllecektir Bu suretle çok miktarda kesim yapılacağından et rintlerinin bir miktar süşeceğl tahmin edilmektedir
Esnaf hastanesi
İstanbul esnaf odasındaki kayıtlara göre İstanbul'da altmış bin esnat
Kari mektubu
Kalyoncukulluğu caddesinde pazar yeri
Tarlabaşmda Kalyoncııkulluk caddesi uzun zamandanberl pazar yeridir. Bundan civar halkı şikâyetçidir. Zira oraları süprüntüden kokuyor. Ayrıça esnaf, caddenin iki tarafına 3-4 metre lr-t İfamda sabit barakalar yapmıştır. Bunların içerilerinde geceleri ateş yakılmakta, yatılıp kalkıl-maktadır. Bu, evlerin önlerini ve manzaralarını çirkinleştirmekten gayrı, civar için bir yangın tehlikesi teşkil etmektedir Alakalı makamların nazarı dikkatini çekeriz.
sİ İhtiyacı karşılamadığı gibi bina va-zlyetl de elverişli bulunmadığından yeni bir esnaf hastanesi yapılrffası kararı üzerine Sıhhat Bakanlığiyle belediyenin on beşer bin Hra yardım edeceklerini yatmıştık
Diğer taraftan her zümreye mensup olan esnaf böyle muntazam ve her türlü sağlık ve fenni tesisatla mücehhez bir hastanenin İnşası lüzumunu takdir ederek geçenlerde yaptıkları kongrede hemen teberru-atta bulunmuşlar ve bir k*’ J yetmiş bin lira temin etmişlerdir.
Esnaf hastanesine elverişli arsa belediye tarafından verilecektir. Arsa henüz intlhabcdllmemlştlr. Ancak arsanın şehrin havadar bir yerinde olmasına ehemmiyet verilecektir. Hastanenin kaç yataklı olacağı da ; inşa masrafına gidecek paranın tu-'^a Cerrahpaşa hastanesine yatırıl-tarına tâbidir. |augtır.
Bir sarhoş kahvede oturan birini yaraladı Karagümrük’te bir kahvede dun
kalemde oturmakta olan Haşan isminde bir "J,~ şahıs, kahveye fevkalâde sarhoş bir halde giren arabacı Said'ln İskemlesine çarpmasına kızmış, bu yüzden birblrlerll" münakaşa ettikleri sırada Salt, bıçakla Haşanı bir koç yerinden ağır surette yaralamıştır. Polis Sald l kanlı bıçakla i akalamı*, yaralı
franvfe *
13 Şubat. 1945
KARAR ZAMANI
sımna helis =■ |
BİRİNCİ KISIM ÜÇÜNCÜ BAHİS
Avrupaya misyonum: 1940
Ribbentrop’la 3 saat süren görüşmeden sonra Devlet Nazırı von Weizsaecker'le mülakat
Dünden, Bugünden :
Rüyalar ve tâbirleri
— 1
Rus sinemacılığının 3 büyük ve muzaffer yıldızı ■■■■■R NATALİN OUJVY — HANS KLERİNG — BELENE TİAPKİNA tarafından çok güzel bir tarzda yaratılan ve VANDA V ASİLE W8KA-nın meşhur kitabından sinemaya alınan,
Nazırın Monroe doktrini hakkında-kİ beyanatına da temas etmek İstediğimi söyledim. Fikrimce Nazır bu siyaseti yanlış anlıyordu. Biliyorum kİ. birçok seneler evvel, Monroe doktrininin. Amcrlkaya garp hemlsferlnde hegemonya hakkı verdiği zehabı vardı Halbuki bu doktrin. Amerika tarafından, garp hemlsferlnde Amerikan olmıyan her hangi bir devletin siyasî ve askeri bir tesir İcra etmesine müsaade etnılyeceğl hakkında yapılmış tek taraflı bir beyanattan başka bir şey değildir. Amerika hiçbir zaman. Amerikan olmıyan devletlerin diğer Amerikan CumhurlyctlerHe müsavi şartlar içinde ticari münasebetlerde bulunmalarına mâni olmamıştır. Ve bu doktrin. Amerikanın komşuları üzerinde siyasi bir kontrol hakkını istilzam etmemiştir.
Şlmdf memnuniyetle kaydedebilirim ki. garp hemlsferlnde yen! münasebetler mevcuttur. Amerikan Cumhuriyetlerinin. bu Cumhuriyetlerden her iınngl birinin sulhu harici 'olr tehlikeye maruz bulunduğu zaman, bunu hepsinin sulhuna karşı yapılmış bir tecavüz telâkki etmek husu-. sunda müşterek bir anlaşmaya varmaları. Monroe doktrinini kuvvetlendirmiştir. Birleşik Amerika Cumhuriyeti. 21 ortaktan müteşekkil birliğin bir cüz'üdür. Bu sebeple eğer Nazır Monroe doktrinini siyasî ve iktisadi bir «nüfuz msntakası» olarak tefsir eniyorlarsa, bunun İçin başka bir kelime kullanmalıdırlar
Sözüme devamla, eğer bir tahrip harbi başlıyacaksa. medeniyetin kıymet verdiği her şeyin, ve Avrupanın siyası ve maddi bünyesinin büyük bir kısmının mahvolacağını anlattım, kısanca zayiat korkunç bir şekil alacaktır. Yeryüzünde hiçbir memleket bunun tesirinden kurtulamıyaeaktır. En kuvvetli tarafsız memleket olan Amerika da. harbin kendi iktisadi, siyasi ve İçtimai bünyesinde yapacağı tahribattan kendini korııyamıyacâk-tır. Bu sebepledir ki, hükümetim, daha vakit varken, devamlı ve müstakar bir sulh tesisi İçin bir çare bulunmasını samimî bir surette ümidet-mektedlr Nazırın da bildikleri gibi. Amerika Cumhurrelsl bir sene evvel, doğrudan doğruya alâkadar devletler tarafından böyle bir sulh tesisi İçin bir yal bulunduğu takdirde, hükümetimin de silâhtarın tahdidini ve azaltılmalını ve bütün mllletlefon milletlerarası salim bir ekonomik sisteme dönebilmesini temin İçin bütün kalbiyle bu müşterek teşebbüse Iştlrâk edeceğini beyan etmişti. Gene Nazır bilirler kİ hükümetim bu İki mesele hakkında tarafsız memleketlerle müşterek bir anlaşmaya varmak için müzakere halindedir. Fakat bir tahrip harbi başlarsa, emin, salim ve müreffeh bir dünyaya dönüş İçin mevcut oian bu fırsatlar kaybolacaktır
Bu kısa mütalâalara Rlbbentorp'un tek cevabı şu kelimelerin tekrarından İbaret oldu: «Biz îngiltereye hücum etmedik; o bize hücum etti. İstediğimiz ve ara iğimiz sulha ancak bir Alman zaferlle varabiliriz.»
Bıinun üzerine üç saat kadar süren mülakata nihayet verdim.
Mülakattan sonra aldığım notlarda şu kelimeleri kullanmıştım: «Rlbben-"rop'tın tamamen kapalı bir dimağı var. Aynı zamanda bu zat, bende budala bir adam İntibaı bıraktı. Bütün düriınceleri İngiliz kini tesir! altındadır. Milletler arası İçlerdeki bilgisi temelsizdir. Almanyanın son senelerdeki siyasetini anlatırken de yüzlerce yalan söykmclıtedlr.ı
Evradı bir mülakat
O gün öğleden sonra do devlet Nazırı von Welzsaecker'lı Hariciye Nezaretindeki bürosunda ziyaret ettim. Alman resmî meratlp silsilesinde Devlet Nazırlığı Blsmark'tan beri tizdeki Nezaret müsteşarlığına muadildir.
Herr von Welzsaecker, eski Alman mektebine mensup tipik bir Alman mtmnra numunesidir. İlk hizmeti Alman donanmasmdadır. Fakat Alman hükümeti donanma ve orduya mensup liyakatli zabitleri kullanmak mıretlle hariciye servisini genişletmeğe karar verdiği zaman, o da diplomatik servise alınmıştır. Arada geçen seneler zarfında von Welzsaecker Wllhelnutrasse ananesile yetişmiştir. Zihniyeti, terbiyesi, ve umumi görünüşü Ue, von Bulow ve Bernstorffu hat ırlatıyordu.
Bana kendi ev hayatından bahsetti. En büyiik zevkinin evlerinde kanın ve çocukları He birlikte bir oda musikisi dinlemek olduğunu aöyledl. Fakat şimdi ailesi dağılmıştı. 20 yaşındaki genç oğlu Polonya harbinde ölmüş, diğer iki oğlu da garp cephesine sevkedilmişlcTdl.
Von Welzsaecker‘e Rlbbentropia yaptığım mülakatı anlattım. Bir müddet tereddütten sonra dedi ki; «Birinle açıl konuşacağım. Sizinle doğrudan doğruya veya dolnyısile sulh İhtimallerine taallûk eden hiçbir mevzu hakkında hiçbir şey söylememek İçin talimat almış bıılunuyo-
Sofcra sandalyesini odanın ortasına
doğru götürdü, bana da ayr» suretle hareket, etmemi İşaret etti. Anladım kİ, her yerde hazır ve nazar bulunan Alman gizil polisinin diktafonu, odanın. ortasına konacak yerde, duvara konmuştur.
Önce şuradan buradan konuştuk. Sonra ben tekrar Rlbben tropla olan konuşmamdan bahsettim. Eğer Alman hükümeti de. Hariciye Nazırı Rlbbentrop gibi Almanya için bir tahrip harbinden başka taklbcdllccek bir yol olmadığına kani bulunuyorsa, burada ziyaretimi uzatmakla Alman erkAnının lüzumsuz yere vakitlerini almakta olduğumu söyledim.
Herr von Welzsaecker cevap vermeden evvel Üç dakika kadar düşündü. Sonra bana doğru eğilerek dedi ki:
— «Bunu, kendisini gördüğünüz zaman şalisen Führere söylemenizin büyük ehemmiyet! vardır. >
Bir an bekledim ve sonra sordum
— Şimdi soracağım mesele hakkında önce fikrinizi öğrenmek İstiyorum: Mussollnl tarafından İleri sürülecek sulh müzakereleri fikrinin burada İyi karşılanın ıyaeağmı zanneder misiniz?
Herr von Welzsaeeker yine cevnp vermeden evvel bir müddet düşündü-Sonra cevabı şu oldu:
— Biraz evvel Führer hakkında söylediğim söz, bu sualini se de kısmen cevap teşkil eder. Fakat, (ve bulunduğumuz binayı İşaret ederek! burada İtalya ile Almanya arasındaki münasebetler hayli azalmıştır
Bu sözlerden çıkarılacak mâna şu idi: Eğer Mussollnl doğrudan doğruya Bitlere müracaat ederse bunun bir dereceye kadar tesiri görülebilir. Fakat bu teşebbüsü Rlbbentrop haber alırsa, bunu suya düşürmek için elinden gelen! yapacaktır.
Günün geri kalan kısmında bizim sefarethane erkânı ve İı&lâ Bellinde bulunan Amerikan muhabirlerlle görüşmek fırsatını buldum. Amerikan Vatandaşları, Almanyadak! hakiki vaziyet hakkında Amerikan efkârını haberdar etmeğe çalışan sefarethane erkânı ve Amerikan muhabirlerlle İftihar edebilirler.
Bitlerle mülakat
2 mart sabahı saat on birde Hariciye Nezareti erkânından biı- çokları resmi ünlformalarile beni Bitlere götürmek üzere Avlon oteline -geldiler. Bitlerin bulunduğu muazzam Mna geçen sene sekiz ayda tamamlanmışta. Hitlerin yılbaşında kordiplomatiği kabul ederek onlara Hltler Berllnlnln nasıl olacağı hakkında bir fikir verebilmesi İçin İşçiler geceyi gündüze katarak çalışmışlardı. Amerikan maslahatgüzarı Klrk de, talebim üzerine yanımda bulunuyordu. Klrk o zamana kadar Hitleri ancak uzaktan görebilmişti. TOllhelmstrasse'de yapı-; lan yeni Şanaöîörl binası, modern bir fabrika binasını hatırlatıyordu. Arabam beyaz v(* yüksek duvarlarla çevrilmiş dört köşe bir avluya girdi. Meydanın bir ucunda Şansölörlye çıkılan geniş merdivenler vardı. Merdivenlerin sonunda kapının İki tara-fmda siyah ve çıplak heykeller görü -nflyorrfıı, Bana nazi selâmı vermek üzere merdivenlerin iki tarafında bir bölük asker sıralanmıştı. Merdiven başında Hitlerin Şansölörl şefi Melas -ner tarafından karşılandım. Bu zat, bukalemun gibi. Ebert. Hindenburg ve Hltler idarelerinde de mevkiini muhafaza etmişti. Methalde açık mavi saten elbiseli ve saçları pudralı valeler bekliyordu.
Sonra başta Melssner ve ben olmak üzere İkişer İkişer 20 çiftten mürekkep bir sıra teşkil ettik. Önce duvarları ve zemini mermer, bir holden geçtik. Kırmızı mermerden yapılmış gıcır gıcır bir merdivenden yine mermer bir galeriye çıktık. Galerinin bir tarafında pencereler, öbür tarafında halılar vardı. Galeri, büyük Alman vapurlarının salonlarında olduğu gibi, uçsuz bucaksız sofalarla çevrilmişti. Sofaların her birine alçak bir masa ve etrafına dört koltuk yerleştirilmişti. Galeriden bekleme salonlarına çıkan birçok kapılar açılıyordu. Bizi bu salonlardan birine aldılar ve Hltler beni kabule hazır oluncaya kadar oturmamı istediler.
Birkaç dakika sonra Bitlerin beni beklediğini haber verdiler ve beni bitişik kabul salonuna soktular. Burası dört köşe bir salondu. Rahat sofa ve koltuklarla süslenmişti. Pencerelerinden Hitlerin İkametgâh olarak kullandığı Blsmark'ın eski köşkünün bahçesi görünüyordu.
CArkasl var)
Pek Yakında
Modern Kızlar
ŞEHİR TİYATROSU
Dram kısmında
Saat 2O,3Q da
YAYLA KARTALI
Bir dost evinde bulunuyor 4 um. Arada zamane bayanlarından, baylarından bazı kimseler de var. Lâkırdı dönüp dolaşıp rüya bahsinde karar kıldı. Aman efendim, benzerlerine de raslıımıştım ya, bu zatlarda rüyaya, tâbirlerine, büyük annelerimin, büyük babalarımız gibi ne itikat, ne Ihanış.
İBlr bayan atıldı:
— Rüyada ne zaman kömür görsem üzülürüm; ateş görsem ferahlarımL.
Öteki şöyle dedi,:
— Rüya görülûşe değil, anlatışa göre çıkarmışı (Yani eskilerin iyiye, kötüye yormak meselesi.)
Bir başkası-da dedi ki:
— Kulag çınlaması, vücutta bir tarafın seğirmesi de tıpatıp çıkıyor. Sağ kulağım çınlaşa mutlaka sevinecek birşry duyarım: solunda, mutlaka aksi bir haber işitirim. İşin tuhafına bakın, sağ gözüm seğirin ao behemehal ağlıyorum; halbuki solu seğirirse neşeleniyor, gülüyorum (•)
Bir bay lâfa karıştı. Keyfiyete fazla merak sarmış; birçok kitaplar okumu». Eski çağların en büyük hekimi Hippokrates’ın, 17 ııcl asrın sonuna kadar dünyanın en büyük tıp otoritesi Yunanlı Gnlleıı'ln (13ll-"0D', binlerce yıl evvelki Hint ve Çin âlimlerinin rüyaya, verdikleri ehemmiyeti söyledikten sonra, cebinden çıkardığı notlara göz gezdirerek girişti:
Bu asrın doktorlarından. Vaschl-de.in. R. Mcunler'ln rüya hakkında derin etütleri, Clavleru in birçok tecrübeleri varmış. Vaschlde He H Pte-ron, (Rüyanın psikolojisi! başlıklı kitaplarına su vakaları kaydetmişlerdir:
Rüyasında, bir çocuğun boynuna arabacının biri ağır bir sandık koyuyor. Sapasağlam çocuk, iki üç gün geçince boğaz anjinine yakalanıyor. Başka bir çocuk, gene rüyada, kafasının mengene İle sıkıştırıldığını görüyor; dört gün sonra menenjite yakalanıyor. Bir kadm, ağzına yılan girdiğini. kalağının içinde çöreklendiğini görerek uyanıp yatağından fırlı-vor; haftasında kulak iitlhabma uğruyor.
Grahanı Lillle, kalb ve teneffüs cihazı bozukların uykuda birdenbire korku ak.seteri geçirdiğin), nefesleri daraldığını bildirmiş. Doktor TlSsie’-nln tereröbelev sonundaki az. çok kanaati de şu noktalara dayanıyor-muş:
Kanı iyi deveran etmlyenlerin kısa kısa uykuları, ürperti içinde uyandıkları; rüyada yüksekten düşüşler, yangınlar gördükleri. Göğüs hastalıklı, emphysence'H, astiımeHleri kâ-puslar kapladığı. Ağırlık basma, sayıklamanın çocuklarda veremli mâ-ninglte, encâpalite. kızamık; büyüklerde kurşun, tütün, alkol He zehirlenme neticesi olduğu. Kolların, bacakların külçeleşmesi sinir buhranına, deliliğe, felce; uykuda bağıra bağıra konuşmanın sinir zayıflığına ve ncurasthenfe'ye; çok heyecanlı rüyanın beyin rahatsızlığına, vereme, umumi felce: fazla yorgunluk vericilerin şiddetli hysldrie'ye; neşe vericilerin hafif hyalörle'ye; kanlı safhaların beyne kan hiicumıma: patırdı gürültünün cinayete, yangına; balık görmenin mide, barsak hastalığına; yırtıcı hayvanlarla pençeleşmenin alkolik!iğe alâmet Idüğl
Rüya, bazı kimseleri cinayetlere bile sürüklemiş. 1589 da. Dominl-caine papazlarından Jcaques Clö-ment'e, rüyasında görünen bir melek. Fransa taralını öldürmesini teklif etmiş. Fanatik papaz. Üçüncü Hen-rl'nln karnına hançer saplayıp canına kıymış: dört beygire bağlanıp, vücudu parça parça ayrılmak suretlle idam edilmiş.
Stnabs adındaki birine de. gene rüyasında, ay şeklinde Allah görünmüş. Birinci Napoteon’u bıçaklamasını emretmiş. Herif saldırırken yakalayıp asmışlar.
Eskiden, rüyaya (Nübüvvetin kırkta biridir) denir, can ve yürekten iman edilirdi. (Rabbim hayırlar versin) demeden anlatılmaz; vakit gece İse (gündüz niyetine) sözü eklenir; karı^ıkcaysû baştan ekmek çevrilip kopeklere doğranır, fakirlere sadaka verilirdi, Tâbir ettirmek İçin hocadan, hacıdan dini bütün kişilere başvurulurdu.
Ebtilhüda'nm Sultan Hamld’e yanaşması, göz bebeği olması bu yüzden başlamıştır.
Hemm her evde bir (Rüya tabirnamesi) bulunurdu. O kitabın nenin nesi olduğunu da töyUyeylm:
Bilmem hangi Islâm diyarı hükümdarı Sait Şersat, bir gün memleketinin âlimlerini toplamış. (Bana bir lâblrnanıe tertlbeylcyln; fakat yazısı at, faydası çok olsun! demiş.
Milhlet İstemişler. İbrahim Klrma-nt İle Muhammet bin Slyerl’nin kocaman iki. kitabından tasa bir hulâsa çıkararak risaleye (Tııhfetülmö-iük) ismini koymuşlar. Padişah çok haşlanıp o âlimlere İhsanlar, kaftanlar bahşetmiş.
Bu risale, gel raman git zaman birçok kere, hattâ «m defası 1913 te, taş baskısı olarak İstanbulda da basılmıştır
İçindekiler şimdiye göre hayli garip, merak çekici olduğundan, bazı parçalarını biraz sadeleştirerek aşağıya naklediyorum:
Bil ki cihanda dört İlim vardır: .İlmi din, ilmi edep, Um! tıp, Uml tâbir.
Rüyanın mânası üç nevi üzerinedir; BirLne Tebşir, birine Tahrir, birine İlham derler.
(Tebşk olan rüya) — Hak T&alâ, halkcttiğl Melekiirrüya vasrtasîle. levhi mahfuzda yazılı, Âdem oğullarının üzerine gelecek hayır ve şerri onlara tebşir eder. (Tahrir olan rüya) — Taattan uzak olanlara gene o melek ile günahlarını ve Akıbetlerini bildirir.
ıHham olan rüya) — Ol kişilerin hızlarını arttırır, suçtan sakındırıp tövbe ettirir.
Bir de (Yalan rüya) vardır; üç türlü olur: FTâbı himmet, Hffllta illet, Hibı $eytan
Birincisi, gönlü endişelinin gördüğüdür kİ aslı yoktur. İkincisi, hastalık scbeblle görülendir ta o da asıl-1 sızdır. Üçûncüsü. devler görmek, onlarla düşüp kalkmaktır kİ guslii lâzım gelir
Padişahların rüyası âlimlerden, âlimlerlnfcl cahillerden, cömertlerinki hasislerden efdnldlr. Yoksulunkine itibar olunmaz, zira nafaka kaygu-sundadır. Safra ve kan galebesine duçar olanın, zahit olmıyan avretin. Yahudlnln rüyası tâbir edilmez.
Yatarken, okunacak uyku duasını okuduktan sonra sağ el başın altına konup uyunursa serden kurtulunup hayırlı rüya mücerreptir. Anı zinhar cahil kişiye, avrete, maskaraya söylememen.
Ayın İlk gününden sonuna kadar görülen rüyaların mânası; (1) hayır haber almağa; (2) büyük sevince; (3 sadaka vermeğe; (4) mal ve refaha; (5) meram hasıl olmağa; (0) yolculuğa; (7) kavgaya; (8) kayıbm bulunmasına: (9) sevinmeğe; (10) arzu edilen nesne ele geçmeğe; (11) nc hayra, ne şerre; (12) nimete ermeğe; (13) kemliğe; (14? bir aydan sonra İyi haber işitmeğe; (15) keza iyi habere; (15) dost ölümüne! (17) rahatlığa; (18) bahtlıhğa; (19) sadaka vermeğe: (20) ulu bir kimse ile tanışıklığa: (211 büyüklüğe: *22) dindaşlarının sevincine: (23ı korkuya; (24) perişanlığa; (25) büyük bir memnunluğa: *26) mûbarekliğe, azizliğe: (27) kayıptan sevinmeğe; (2«ı gene sevinmeğe; (291 karışıklığa: 130) muhterem bir dostla karşılaşmağa... delildir
Şimdi, rüyada görülenlerin tâbirlerine gelelim:
(Allah) İbnl Şirlû'ln rivayetine göre cennete lâyıktık, cehennem azabından eminlik, kederden halâs olup zenginliktir. Kâfir görse İmana gelir; fasık tövbe edip tevffk bulur; zalim zulmünden fariğ olur; bezlrgânın eline helâl para girer; fakir zenginleşir1 o memlekette belâ eksilip adalet, bereket hüküm sür Er.
(Melek) dindarlara İhlâs. gazilere şehadet, kullara azatlık, zindan ehline kurtuluş, azizlere selâmet, kâfirlere İslâmlıktır.
(Azrail) bir kimseye tebessüm etse onun mevti iman, şehadet ve saadetle olur; gaîaplı ise ölümü güç ve tövbeslz olur; canını alsa ömrü uzun, selâm verse İki cihan belâsından emin bulunur.
(Rüzgâr) toz toprakla karışıksa o memlekete azap ve âfet, hafifi şadlık ve şifadır. (Yağmur) ele helâl mal geçer. (Gcfc gürlemek), (yıldırım), fsell o diyara taun, füc’e. kıthk gelir. ıBulut) üstüne binmek devlet, dünya ve ahret hacetlerine devadır. (Denizi bolluk, suyunu İçmek kul ve halâyıka nailliktlr. (Dere) susuz ve kuru ise Hacca sefer; derununda bo-gutundu mu eğer suyu berraksa nimete eriş: bulanıksa haram mala ka-(Su) genişlik, suâa yıkan-
Alâimi Sema
şaheseri: YARIN AKŞAM müstesna olarak
Şarkve Saray
V z1
Sinemalarında bkaen gösterilecektir,
Suareler SARAY’da 8.45 de ve ŞARK’ta 0.15 de başlar.
.J
Eminönü Halkevi Sosyal Yardım şubesi menfaatine
KORO ve ORKESTRA KONSERİ
Şef: Dt. Dikran Mamigonyan
Umumi arzu üzerine son defa: 18/2/945 pazar sabahı saat 11 de TAKSİM BELEDİYE GAZİNOSUNDA
PROGRAMDA: Bethovea 9 uncu senfoni - Hendelln Messiaai - Vag-nerln Tannhauser marşı - Adnan Saygının Halk türküleri
İM Biletler SARAY SİNEMASI Gişesinde satılmaktadır
f
Bir kahkaha tufanı, büyük ölr artistin bu sene gareblleceğinta en güzel, en eğlenceli ve en mükemmel filmi-
YARIN AKŞAM
MELEK
SİNEMASINDA
Filmi yaratanlar:
R.OONEY — LEMİS SSTONE — CECİLİA PARKER ESTHER WÎLLIAMS
Senenin en güze! komedisi olan bu şaheseri muhakkak görünüz;
l/
Numaralı yerler bugünden satılmaktadır.

Bütün tstanbui halkının ağzında dolaşan ve
SÜMER Sinemasında
Görülmemiş bir mııvaffakıvetle göster İlmekte oian
O u

Filimin ikinci zafer haftası bugünbaşbyor. Baş rollerde: «Yılan Kadın» filminin yıldızlan PHYLLI8 CALVERT — JAMES MASON Kin vç ihtirasa kurban yalnız ve kimsesiz bir kadının, büyük aşta sayesinde hayatta muzaffer oluşunutasvlr eden bir aşk romanı
SES Tiyatrosu OPERETİ
Binlerce güzide ailelerin hayranlıkla seyredip alkışladığı büyük Operet

3 saat Kahkaha — Son hafta
TEŞEKKÜR
Sevgili Ülkerlmlaln tizleri sonsuz ıstıraba ve mateme garkeden ölümü münasebctile acımızı paylaşmak lût-i unda bulunanlara, onu son İstıraba tgûhın a teşyle gelen aziz dost ve tanıdıklarımıza ve hassaten. İçten kopan sevgi duygu ve tezahürlerile Ülkerlmlzl saran vefakâr sınıf ve mektep arkadaşlariyle T. M. C. Yenişehir lisesinin seçkin öğretmen ve İdare heyetlerine ve bu «Um vesile ile blzlere muhtelif suretlerle İlgi ve şefkat gösteren sayın zatlara ‘■eşekkiir ederiz.
Müveddet Berkand, Aziz Tahsin Berkand, Sinan Berkand, Vedat Berkand
inak gamdan kurtuluştur. (Kuyu) eğer susuzsa abdeste dikkat gerek, sulu ise ilim sahibi olunacak demektir; kuyudan su çekiş define bulmaktır.
(Aydınlık) kuvvet, Iş güçte kolaylık; (Karanlık) doğru yoldan sapış; (Ateş) çok ve dumanlı ise İlim ve hikmet tahsili: bir yerden çıkması, oraya musibet erişeceği; ağza alınıp yenmesi yetim malı yemek; elde tutulması güzel kadın almak veya yiğit erkeğe varmak; karılı, kocalılarda evlâdı doğmak; gurbette bulunuyorsa yurduna dönmek; berirgûn kısmın» da kazanç ve para İle tâbir edilir.
«Gelecek yazıda bitecek».
VEFAT
Kudemayı erkânı mâliyeden merhum Ahmet Tevflk beyin aevcesl ve Koç Arslan beyin kerimesi, Milli Emlâk, mümeyyizliğinden emekli Sabri Berkman, Tüccardan ve Türk Margarin yağ fabrikası sahiplerinden eski İst. belediyesi kooperatif müdürü Hay dar Berkman. Süvari kıdemli yüzbaşı Muzaffer Berkman, Soruşunda elektrik ve makine yüksek mühendisi Naci Berkman. Emniyet müdürlüğü İkinci şube memurlarından Arslan Berkman m anneleri şâlihatı nlsvan-dan, fıkaraperver
BAYAN ZİYNET BLRKMAN müptelâ olduğu hastalıktan kuıtula-mıyarak Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 14 şubat 945 çarşamba günü öğle vakti Aksaray'da Sorguççu sokağındaki evinden kaldırılarak cenaze namaza Valide camiinde kılındıktan sonra Merkez efendideki aile kabristanına defnedilecektir,
Cenabı Hak merhumeye rahmet ve kederli ailesine sabrı cemil Ihsan
.. ................
Eyüp Halkevinden: Halkevlerinin 13 üncü yıldönümü dolayisile, 26/2/945 pazar günü, Evimizde resim, fotoğraf, gravür, karikatür ve tat&p sergileri açılacaktır. İştirftk etmek İsteyenlerin 23/2/945 wma gilnü akşamına kadar eseri erite birlikte Evimiz idare memurluğuna müracaattan rica ohı-
Bugün Matinelerden itibarmn T A F 8 i M Sinemasında
SENARYO
MUALU kenc
FARUKKENC
MÜZİK VE BESTELER
SADİ IŞILAY
(•) Bu çınlamalara, seğirmelere dair do bir yazı yazacağım, (Tuhfetülmülük — Çadırcılar e atidesin d» Ali Ralf matbaası, 1381 hicri.
Created by free version of 2PDF

|Terahten Sahifeller |
Kısa notlar ve küçük fıkralar
— 1 —
İkinci sultan Salim zamanında elçilere «harici ea memleket» imtiyazı pek tanınmıyordu. Vftkıa (elçiye zeval olmaz) kaidesi az müstesnalarla her ■amandan cari olagelirse de ₺u yalnız elçilerin katlinde ve İşkence gibi gayet ağır maddi cezalar tatbllanda dikkat nazarına alınırdı. Aşağıdaki vesika eşhasa taallûk eden muamelelerde on altıncı asrın İkinci yarısında bizde elçilere tebaadan pek farklı muamele olunmadığını açık olarak gösteriyor:
Arşiv dairesinde M. 975 - 97ö mü-himme defterinde bulunan bir emir:
İstanbulda Bec — Avusturya — elçisini bekUyen Mustafa çavuşa hüküm kİ rHftliya Mehmet nam yeniçerinin elçll rnezbur İle meclisi şer'de bazı görülecek mualihl olup taallûl ettirmeylp meclisi şer'a ihzar eylemek emredip buyurdum, ki
Eldi mezburu taallûl ettirmeylp meclisi şer'a İhzar edip mezbur yeniçeri He miirafaai şer'işerif lttüre-sin. 39 reblülevvel 975. Beyurtı Saz lidere. 1
H. 975 = 1587 de Avusturya elçisi orta elçi Çernoviç idi.
Sûieymaniye kütüphanesinde Esat efendi kitapları arasında 2229 numarada kayıtlı bir mecmuada Osmaıılı devletinin siyasetine müteallik bir Fransız lâyihasının tercümesini gördüm.
Bu lâyihada Takvimi Vakayiln neşri meselesi hakkında şöyle bir fıkra var: [Gazete evrakına diğer bir ga-M-te evrakiyle mukabele etmek muk-tazl olduğunu sultan Mahmut istitlâ ve tahkik etmiş ve mukaddema İzmir gazetesinin sahibi olmakla şöhret bulmuş Blak nam hûnermend 1831 senesinden bed’ ile Bahanede Takvimi Vakayl evrakının tertip ve tedvinine memur kılınmıştı
Yunan memleketinin müdürü Kapa diatrlya marifetiyle Rusyahlarm yaptıkları tasnlaü evvelbeevvel merkum Blak keşif ve ilân eylediğinden böyle bir rakip ve hasmin İstihfaf olunmaması İktiza eylediğini Rusya devleti derk ve teyakkun etti. Resmi bir gazetenin teTllbi ve gazetenin «müellifinin» tarafı şahaneden intihabı mütevater olunca Rusya elçisi kâh tehdit, kâh ilzam suretlerinde birbirini müteakip takrir itasına ve bu veçhile gazete tahririyle ahvalin neşrü ilânının OsmanlI devletine ziyade muzır ve vahim olacağının ispat ve İnhasına müsaraat etmiştir. Ancak bu tehditlerden hiç kimse mû-tevahhls olmadı. Rusya elçisinin musanna Ibaratı (Petersburg şehrinde sizin niçin resmi gazeteniz var?) sualine bir şafl cevap olamadı.}
Takvimi Vakayiln neşrine mâni almak İçin Rusya elçisi tarafından böyle bir müdahale ve tehdit vaki olduğunu başka bir yeı le mütalâa etmedim Keyfiyetin Böyle bir lâyihaya geçmesi vukuunu teyldediyor. Bu i Fransız lâyihasında1 Mısır meselesi üzerine OsmanlI ve Rusya devletleri arasında 8 temmuz 18Î3 tarihinde akdolunan (Hünkâr iskelesi) muahedesi hükümleri hakkında da dikkate şayan mütalaalar görülmüştür. Deniliyor ki:
Mısır meselesinde düşmanın — Rusvanın şerrinden değil, belki OsmanlI devletine an •'« teklif olunan himayeden dolayı Fransa ve İnglltereden Utlmdat için Namık paşa — esbak serasker — Londraya kadar gönderilmişti. Fakat OsmanlI devleti her güne muzaheretten ümidini keserek «bânılslne» teslim olmak' mecburiyetine kalmıştır. (1)
İşi halletmek İçin Rusya devletinin ortaya koyduğu tavassut maddesi Çat’ın Iradesilc idi Fakat Çar «münşi fa ne teklifler inin» kabul edilmemesi kendisine OsmanlI devleti tarafından harb nâm demek olacağını İhbar eylemişti
Yeniden kopmak üzere olan bu fırtınayı teskin ile Çar tarafından tahmil edilen himaye metninin ağır yükünü tav'an ve kerhen yüklemek çaresiz kalan OsmanlI devleti İÇln ■zaruri oldu.
Padişahın has mukarreplerinin. Saray erkânının emniyetini tahsil etmek hususu Rus hükümeti için hiç m skü] değildi.
Vâkıa general Orlof’un — Rusya-nın, İstanbul’a mahsusen gönderdiği büyük elçi — mal bezli ile itme’ eylediği bazı hain müşavirlerin 1833 senesi temmuzunun sekizinci günü ak-rl olunup Osmanlı devletini Rusya Çar'ının idaresine teslim mertebesinde Akıbeti vahim olan ittifak muahedesinin - Hünkâr İskelesi muahedesinin — kabulüne Âli Osman padişahımı liram ettikleri malûmdur.
Bu muahede sarayda akt ve reis of !inin — Mehmet Akif paşadır — İmzasına havale olunmuş İdi. OsmanlI devletinde misil geçmemiş bir hâdise olmak üzere bu efendi buna muhalefet İzhar ve İmzasını koymaktan İmtina eylemiş İse de faydası olmadı. Aldatılmış padişahın kendi hatlı He yazılan tevblhâmla bir İradesi mucibince bu muahedeye halefinin koymaktan Ictlnabetmlyecefti İmzayı atması kendisine tanblh ve Dıtar edildi.
Rusya elrLI muhalefete rey ve nasihat verdikleri hakkında vesvese ettiği kimseleri korkutmak İçin tehdl-dâmla mektuplar gönderdi. OsmanlI memleketinde Rusvanın altınları İle
itmn'ları mümkün olmıyacak bazı kimseler bulunduğu Rus hükümetince bilinmiyor değildi, padişahın dahi mahkûmiyet rlbkasım kaldırmağa çalışması muhtemel olmaslyle Çar bu baptaki mükâlemelerln Petersburg’a nakline teşebbüs etmiş ve (2) muahedenin kabulünde Ruayaya ziyade gayretle hizmeti sebketmlş olan Ahmet paşa — esbak Hassa milşürü Ahmet Fevzi paşa — Çar'ın makbulü bir elçi gibi bu memuriyete nasbolun-muş İdi: hattâ tabibi bile Rusya sefaretinde tâyin eflilmlşU.
Rusyada merasim ve ziyafetlerde Ahmet paşaya riayet ve hürmetle, fakat maslahat müzakeresinde unf İle hareket olundu.
İkinci sultan Abdıilhamic gûya kendisini hal’edeccklerl endişesi ve kuruntusu İle 1891 eylülünün beşinde — 29 muharrem 1309 — sadrâzam Klbnsll Kâmil paşa 11e birlikte şeyhülislâm Bodrumlu Ömer LötfI efendiyi de azletmiş İdi. Azilden sonra bir gün musahiplerden Lûtfi ağa — Mahmut Nedim paşanın ağası .iken saraya alınmış idi — gelerek Ömer Lûtfi efendiye bir İrade! senlyye tebliğ edeceğini söyler. İrade şu sualden İbaretti:
(Bodrum! Ömer Lûtfi efendi meşihat makamına tâyininde bana — Ab-dülhamide — sadakatle hizmet edeceğine yemin etmişti. Şimdi yemininde h&nis olmuştur Tecdidi nikâh etti miri
Bodrum! buna fena halde kızar Lûtfi ağaya şu sert hitapta bulunur:
— Lütfü Ben kazasker iken sen Mahmut paşadan — Mahmut Nedim paşa — bir haberle geldiğinde ben senin eline bir mecidiye sıkıştırırdım, Şimdi efendine söyle. Bana bir uşakla değil, efendiden bir adamla İrade tebliğ etsin. Haydi, defol! diye ağayı kovar.
Abdülhamtt de bir daha sualini tekrar ettirmez!
Sultan Abdülmecit devrinde sadrâzam Koca Reşit paşanın hâzineden yüz elli altın maaş ile Avrupadan celbeltl#! Teasinll Foasati lld senede (1847 - 78«> Ayasofya camisinin umumi tamirini yaptı; başlıca kubbeyi büyük bir demir çember İle kuvvetlendirdi; biraz meyletmiş sütunları düzeltti.
•*»
Kırım muharebesinde İstanbulda ölüp Haydarpaşada İngiliz mezarlığında defnedilen heykeltraş Maro-chettl İnglilîler için granitten dört melek tarafından tutulan bir taş âbide vücuda getirdi.
¥¥*
Ali paşaya münteslbolanlar Mütercim Rüştü paşaya (Kâbus) derlerdi. Hariciye Nazırı Halil Şerif paşa da Mütercim paşa hakkında cezvfthğtne İmaen Le Reverned püre tâbirini kullanırdı.
•••
Evlenecek Ermcnllerln yeniçeri kul kâhyası sarraçb asıların a bir altın tezkere harcı ve tâyin olunan yasakçılara da bir altın vermeleri Fatih sultan Mehmet zamanından beri mutat İmiş! Arşiv dairesindeki (Mühimine) defterlerinden birinde H. 1223 senesi recebinin sonlarında sadır olmuş bir .mir İle bu harçların daha fazla alınmamasının tebliğ edilmiş olduğu görülmüştür. 1227 tarihinde Rum ve Ermeni kızlarının efrenç taji-ı-siie evlenmeleri yasak edilmiştir. Galata voyvodası para alarak buna müsaade ediyormuş!
• **
Üçüncü sultan Selimin en şiddetli muhaliflerinden olup Kırıma savuşmuş olan Tayyar Mahmut paşanın idamına fetva verildiği hakkında arşiv dairesinde 5 numaralı (Mühimmel mektume) defterindeki bir emirde sarahat vardır.
Dördüncü sultan Mustafa zamanında bu ferman (hllftfı İnha üzerine sadır olduğu) için Tayyar paşanın affedildiği ve Kırımdan getirilmesi İçin Ter-anlıoğlu Mehmet reisin şeh-tlyesl gönderild ç1 21 zilkade 1223 tarihli bir hükümde gösteriliyor.
***
1274 senesinde — 1B57 — Musa Salfet! paşanın Üçilncü defaki Maliye Nezaretinde ilk defa olarak mart maaşı on gün teehhüre uğramıştı. Memurlara dirlikler yerine maaş tahsis edileli beri maaşlarda tedahülün mebdei budur. Sonra ramazan aylığı verilememişti. Şair Kâzım bey — paşa — bu münasebetle:
Bopmı D apt dip e etlik ntı/yetil Apliği hazfetti Musa Safjetit
Beytini iradeylemiştl. O tarihte on dokuz yaşında bulunan Namık Kemal bey de:
Bize de kısmet ede hasreti Raesaâı
Kerimi
İptida camilere mah.iyj/elcr İfa
Ramazan
Demişti. Şair Saffet efendi İse (parası yok!) redifi! kasidesinde: Ramazan pflr berekettir derleri Clbl fitinde çörek paresi yokl
Diye yanıp yakılmıştıI
îş senede ancak dört aylık verile
di ikinci tattan Mahmudtın Malime» Ali pataya karft Kwya ile bu it-tijak meselesi tleerlna (denize düşen yılana «nnhr.l dediği tevatüren rivayet olunur.
(S) Burada bir ottnUa i«rkeıMıqf|-rtr.
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR:
Fikretin Âşiyandaki eşya sı ve tabloları arasında..
“Kadın odası döşüyor!,, diye Maarif Nazırına jurnal edilen odanın mobilyesi hâlâ yepyeni duruyor f. ■ . . . «■«- -■ ■
dahilde bir badın — Venüsün resmi — 119 Mehmet Tevfik — Bir tutam yeşil boya — Sis tablosu — Galatasarayın merdivenleri — Meşhur adamların masalarının garip talihleri — Fikret ve Hamidiye suyu..
--------------- -I, , |,|
•Aşıyan > da Fikret'in masası üzerinde duran, kendi elinden çıkmış resimleri karıştırmağa devam edelim. İçte «'Deniz ve kayalık», «Fırtına», «Köşk ve bahçe» adındaki tablolar. Ressamlığının pek kuvvetli olmadığı muhakkak. Bir kara kalemin önünde duruyorum... Bu hakikaten enteresan bir resimdir. Uzun boylu, genç, zayıf ve zarif bir kadın. Biı sahilde durmuş, uzaklaşan bir geminin arkasından mendil sallıyor. Fikret İçin «şiirlerinde kadından bahsetmez!.» derler. Halbuki onun elinden çıkmış resimlerde kadınlara sık sık rasge-liyoruz. Hattâ araştırmalarınııza devam edip Fikret'in ilk yaptığı, talebelik zamanındaki resimlerine bakalım îşte büyük bir itina ile Venüs’ün güzel bir resmini yapmış. Ve altına da mektep nu-marasile ismini atmıştı: 119 Mehmet Tevfik’.. Nihayet yine gençlik zamanında yaptığı bir kadın resmi daha ki üstünde şunlar okunuyor;
Tecrübei kalem olmak ve son sene imtihanına hazırlık, mektep salonuna vazolunmak üzere... Tarih 1888...
Fikret in leşim paleti de burada. kendisinin son d:fa eline aldığı gibi, üzerinde eritilmiş boyalarla duruyor. Meselâ bir tutam yeşil boya göze çarpıyor. Bu arada yazı takımı ve masası da burada duruyor, İnce, küçücük bir kalemi var Ancak bu kalemle Fikret'in çok şey yazdığını zannetmiyorum. Zira onun hemen hemen butun yazılarında kamış kalemi kullandığını öğrendim.
Âşiyanda Fikret'in yapüğı resimlerden başka, kendisine hediye edilen bazı tablolar üa vardır.
Meselâ bunların başında Abdülmecit tarafından, Fikret'in •Sis.. manzumesini canlandırmak üzere yapılan -Sis» adındaki tablo gelir. Büyük kıtadaki bu tablo sisli bir manzarayı göstermektedir. Sis İçinde kalabalık bir kayık ilerliyor. Abdülmecit bu tabloyu Tevfik Fikret’e hediye etmişti. İstanbul Belediyesinin açılacak müze için bu eseri 200 liraya satın aldığını memnuniyetle öğrendim.
Eşyalardan sonra Âşiyanı şöyle bir dolaşalım. İstanbulda belki bunun kadar girintisi, çıkıntısı bol bir ev daha bulmak kabil değildir. Bize orayı dolaştıran genç dostumuzun dediği gibi tam bir lâbirent içindeydik Topu topu 9 oda olan Âşiyanda bir kat İçinde yolumuzu kaybediyorduk. Fikret’in plânını, her köşesine kadar, kendi yaptığı bu evde bilhassa yerli dolapların çokluğu İnsanı şaşırtacak bir haldedir. Kendisinin «alıştığı üst katın tavanı göze çarpacak derecede alçaktır. Mamafih bütün bunlar »Aşiyan» da ayn bir hava yaratmakla, ona bir hususiyet vermektedir.
Galataaaraydaki odası..
Bir dostum bana şu tavsiyede bulunmuştu:
— Fikret’in eşyasını, Flkrete ait dekoru tetkik ederken her halde bir kere de Galatasaraydaki odasına gidiniz. Ve Fikret kadın odası döşüyor diye nazü Abdürrahman Şeref beye jurnal edilen eşyayı görünüz. Fikret'in oradaki odasına eri ucub cinsin» den yaptırdığı mobilya hâlâ btb tün yanlliğlle durmaktadır.
Fikret'in Galatasaraydafci odar
cek dereceye varınca kalem erbabı arasında bazı ırurefaı Sürtid fersudemle hasbi
Oldu HflrMddM afetamı
sın» da görmek istedim. Onun müdürlüğü zamanında talebe ve şimdi değerli bir romancımız bana onun odasına giden mermer merdivenleri işaret ederek şunları anlattı:
— Bu merdivenleri görüyor musunuz?.. Bu bile Fikret'in eseridir. Mektep yandığı saman talebe Beylerbeyinde derme çatma bir takım binalara yerleştirilmişti. Buradaki hayat görülecek şeydi. Talebe «Sultan» tepesinde kuzu çevirerek kendi kendine âlemler yapardı. Mektebe ancak pek çalışkanlar ve pek muntazam olanlar giderdi. [•] Bu irfan ocağının şu halini görenler hemen Galataaaraydaki inşaata hız verdirdiler. Ancak Abduı rahman Şeref bey İnşaatta her şeyin "babadan görüldüğü gibi» yapılmasına son derecede dikkat ediyordu. Sıra merdiven lere gelmişti. Abdürrahman Şeref uçlarından birbirine tutturulmuş, yelpaze gibi kıvrılan mermer merdivenlere katiyen taraf dar değildi.
— Talebe inip çıkarken ucuca basamaklar birbirlerinden ayrı-hverirler. İstemez. Merdivenleri babadan gördüğümüz gibi yapınız demişti.
Fikret'in İlk İşi Galatasaray mektebinin merdivenlerinden başlamak olmuştu. Ve dediğini yaptırdı. Bu binanın en güzel taraflarından biri de muhakkak ki merdivenleridir.
Galataaaraydaki Fikret'in -odası bugün aynen onun bıraktığı gibi durmaktadır. Mobllyeler hakikaten yepyenidir. Ve Fikret’in yaptırdığı «kadın odası döşüyor»
(*l Fikretin Galatasaray Üzerindeki büyük tesirini gösteren şu karakteristik vakayı dinledim:
«— Mektep yandıktan sonra Beylerbeyine nakledilen talebe tam bir anarşi içinde bulunuyordu. Kendilerine bir türlü muallim ve mubassır beğendirllemlyordu. Birçoklarını «İstemeyiz!..» diye kabul etmiyorlardı. Nihayet bu vaziyet karşısında Fikret mektebe tayin ediliyor. Talebe onun tâyinini daha gazetede okur okumaz mum gibi oluyor. Mektepteki ecnebi hoca, taç kın, herkes bir!birin» soruyor: «Talebeye ne oldu?...»... Halbuki Fikret daha ortada yoktu. Gazetedeki ona dair havadis bile bu tesiri eyandırnuşU.»
İtti abaf rfmedeıİ Sirameıf hdctbinj p&rutu VMlfû gördüklerin!
manc İlân eylemişlerdi l
Fikret'in sabahlan önünde oturduğu Galatasarayın bahçesindeki tarh
diye hakkında dedikodular çıkartılan «Ten ucuz cinsinden, fakat son derecede dayanıklı mo-bilyeydi. Bilmem ki memlekette bu mobilye ile yaşıt başka resmi daire mobilyesi kalmış mıdır?. Zannetmiyorum.
Fikretin buradaki masasına bakarken aklıma başka bir şey geldi: Âşiyandaki masa ve yine oradaki Fikret’in pek büyük olan tahta koltuğu... Âşiyandaki masa üç rallidir ve şekil itibarile oldukça gariptir. Tahta koltuk ve bu masa Fikret tarafından şekilleri çizilerek yapılmıştır.
Lâkin bizde büyük adamların eşyası daima garip bir talihe sahiptir. Onları dalma bir takım karma karışık maceralar bekler. İşte bu Âşiyandaki masa ve koltuklar da Fikret’in ölümünden sonra ayn ayn kimseler tarafından satın alınmıştı. Bu sefer Belediye Fikret’in masasının İzini takibetmiş ve nihayet onun İstanbul üniversitesinde bir mahzende bulunduğu anlaşılmıştır. Fikret’in masası üniversite tarafından yine Aşiyana hediye edilmiştir. Fikret’in şimdi Âşiyanda bulunan koltuklarına gelince onun da bir öğretmen tarafından satın alındığı anlaşılmıştır. Belediye bunu zannederim 175 lira mukabilinde, öğretmenden satın almıştır.
Şu İki hâdise büyük adamların eşyasına, bilhassa fikir adamlarının birer fikir ve sanat tezgâhı olan masalarına karşı ne kadar lâkayt kaldığımızı gösterir. Bugün hangi fikir İnsanının masası elimizdedir?. Halbuki başka yerlerde, üstünde büyük ve meşhur eserler yazılmış böyle masalara bir mâbet eşyasından fazla kıymet verirler. Meşhur masaların toplanıp müze haline getirildiği de görülmüştür. Halbuki bizde meşhurlar gibi onların masaları talihsizdir. Tarihi masalar da boyladır. Meselâ bir arkadaşım bana İstanbul Belediyesi müdürlerinden birinin Abdül-hamid’ln kendi elile doğramacılığım yaptığı, kendi elile ortaya çıkardığı bir masada çalıştığını söyledi. Abdülhamid’ln masası son zamanlara kadar orada, fen işleri müdürlüğünde duruyordu.
(Arkası altıncı sahLfede)
«Kadın odan düşüyor» diye Fikret’in jurnal edildiği GalatamraydnÛ odası hâlâ o günkü gibidir
«a »8^
M. Churchill’in Başvekilliğinin altıncı yılı yaklaşıyor
tngili» Başvekili M. Churchlll 10 mayıs 1940 tarihinde iş başına gelmişti, Şu halde 3 ay sonra başvekilliğinin altıncı yılını İdrâk edecek demektir. İngilterede bu kadar uzun müddet Başvekillikte kalmış olan hükümet adamı pek azdır. Meşhur Pitt bile ancak 1757 senesi haziranından 1761 senesi ekim ayına kadar yani dört sene Üç ay İş başında kalmıştı. Yalnız oğlu Wllllam Pitt 1783 den 1801 senesine kadar, yani 18 aene başvekillikte kalmıştır. Bunun sekiz senesi Napo-leona karşı harb içinde geçmiştir.
Willlam Pitt’den başka M. Churchill’in rekorunu kıracak kimse yoktur. Geçen dünya harbi başladığı zaman Başvekil olan M. As(ıuith ancak 2 sene 4 ay bu vazifede kalmıştı. Yerine geçen Lloyd George’un Başvekilliği d» 2 seneden azdır.
İki sene süren Kınm harbi esnasında îngllterede ikj Başvekil iş başına geçmiştir. Boer muharebesi sırasında başvekil bulunan Lord Sallsbury de mevkiinde ancak 2 sene kadar kalmıştır
Fena tenvirat yüzünden talebenin vücutlarında ahenksizlik baş gösteriyor
Amerikanın Texas eyâletinin sıhhat işleri müdürlüğüne mensup Dr. Darell B. Harmon, mekteplerde fena aydınlatılmış sınıflarda çalışan çocuklann vücut-lannda teşekkül bakımından Arızalar hıurûle geldiğini bildirmiştir. Ekseriya talebeler ışıktan elverişli bir şekilde İstifade edebilmek İçin, sırtlarını, omuzlarını, kollarını gayri tabii bir şekle sokmak mecburiyetinde kaim aktadırlar, Bu vaziyet karşısında, birkaç sene sonra talebenin kemikleri hatalı bir şekilde inkişaf etmeğe başlayınca, vücudun bir tarafında bariz bir eğrilik olmaktadır.
Dr. Harmon. iazla ziyanın talebeleri lz’aç ettiğini ve bu durumu önlemek için, çocuklann gayri tabiî bir şekilde sırtlarım ışıktan tarafa çevirmek suretüe vücudun âhengini bozduklarını bildirmiştir.
Ziya azlığı da, vücut ahenksizliği verir. Talebe, yazı yazarken fena tenvirat yüzünden ekseriya gölgesinin, yazacağı satırlar üzerine aksettiğini gönır. Satırları İyice görebilmek için, pek tabii olarak eğilir. Böyle bir durumdan talebenin omuzlan ve başı gayri tabii bir şekle girmiş olur.
Dr, Harmon. noktai nazarını tam mânası le İspat edebilmek için bir okulda mükemmel surette tenvir edilmiş nümune bir sınıf vücuda getiiTnlştir. Vaktile, fena şekilde tenvir edilen bir sınıfta çalışan talebe. Dr. Harmonun hususî sınıfında 6 aylık bir tedrisata tâbi tutulunca, taleben.n kemiklerindeki hataların elverişli bir şekilde tashih edildiği görülmüştür.
Kibritin yüzüncü yılı
Kibritin yüzüncü, yılı yakında kutlanacaktır. Kibrit Londrada 1825 senesinde yapılmıştır. Bunu yapan Cooper berât, almağa lüzum görmemiştir. 7 sene sonra 1832 de Samul Jons ilk kibriti ıslah ederek berat almıştır.
Fakat bugünkü kibritler ancak 1854 senesinde yapılmağa başlanmıştır. O tarihte Bernard Füıth adında bir kimyager Bohemyada Galdenkrende bir fabrika açmış ve çok miktarda kibrit yapmağa başlamıştır. Bu kibritler kutular İçinde derhal her tarafa gönderilmiştir.
Kanser mücadelesi
Amerika Sıhhat ve İçtimai yardım cemiyetinin son toplantısında, istikbalde kansere karşı şiddetli bir mücadele açılacağı bildirilmiştir. Bu hastalığı esasi» bir şekilde kontrol etmek İçin, yeni bir birlik kurulmuştur. Bu birliğin gayesi, kanseri köyde, kasabada ve şehirde adım adını takıbederek, koruyucu tedbirlerin tatbikatile uğraşmaktır.
Tt'RK TIP CEMtVETI TOPLANTISI
Türk Tıp cemiyetinin 13 1345
salı günü saat 20AO d» Beyoğlu Butsa sokağına aımıt Köcanfca oOkagl Apt No 1 de yapÜflCAMtır.
Bahlfe 6
13 Şubat 1945
HER AKŞAM BİR HİKÂYE
Artık konüşabîliriz
Aynaya dikkatli dikkatli baktı. Sağ gözünün alt tarafındaki çizgi gittikçe derinleşiyordu. Canı sıkıldı, çünkü bu çizgi aşağıya, yanağına doğu indikten sonra kulak t aratma doğru kıvrılıyor ve kendisini dehşetli yaşlı gösteriyordu. İçinden:
^Şimdiki kremler de krem değil ki. Nerede 25 sene evvelkiler!-» dedi. Yüzündeki çizgiler arttıkça kabahati hep kremlere bulurdu. Sonra sinirli sinirli hizmetçisi Plna’yı çağırdı. Fevkalâde dar olan k orsasının giydiril-meşine yardım ettirdi. Hani bu korsa da insanın yüreciğtol sıkıyordu canını.
Bundan sonra süslendi. Üzerinde erguvanl renkli tüyler dalgalanan şapkasını, astragan mantosunu giydi ve adımlarına bir genç luz cerbe-Beai vererek sokağa çıktı. Karşıdaki dedikoducular uzanmışlar cma dikkatli dikkatli bakıyorlardı. Ferhünde onların ne konuştuklarını pek iyi tahmin ediyordu. Muhakkak şu esnada kendisinin yaşından, torunları gelinlik kız olduğu halde hâlâ süslenip, pislendiğinden bahsetmekte idiler. P’erhunde İçinden: «Canavarlar ... Genç kalmamı çekemiyorlarI..» diyerek yürüdü. Üstü yılan derlsL, altı mantar, topuk tarafı dekolte iskarpinin üzerinde seke seke yürümeğe başladı
Hava gayet güzeldi. Karlar erimediği halde birdenbire giineş açmış, hava ilkbahar gibi kokmağa başlamıştı. Ferhünde Pendik trenine bindiği zaman hayret etti. Koca İstanbul d a bu kadar boş bîr nakil vasıtası görmemişti. İş saatlerinin haricinde olduğu için bu trende kimseler yoktu. Hele birinci mevki vagonlarda cinler top oynuyordu. Kanapelerden birine oturdu. Çantasını açtı, bir sigara yaktı.
Trenin kalkacağına yakın bir zamanda vagona iri yarı ve yaşlı bir erkek girdi. Saçları bembeyaz olmuştu. Henüz 20 yıl evveline kadar yakışıklı bir insan olduğu ilk bakışla anlaşmıyordu.
Ferhünde onu görünce hafif bir ürperme geçirdi. Bu adamla uzun müd-dettenberi tanışırlardı. Onun kendisi hakkında pek gizil, pek ateşli bazı hisleri olduğunu da bilirdi. Lâkin bir türlü açılamamıştı. Bir türlü birbirlerine hislerini söylememişlerdi.
Yıllarca manalı mânalı bakışmalar, iç çekmeler ve bu tarzda ufak tefek hareketlerle iktifa etmeğe mecbur kalmışlardı. Erkek vagona girince Ferhundeyl nezaketle selâmladı. Onun yanma oturdu.
Güneşle, karın birleştiği bu güzel gün. İkisinin de neşesini Ve gevezelik etmek ihtiyacını alabildiğine arttırmıştı. Nelerden konuşmuyorlardı id...
Tren kalktı.
Perhüde şimdi yanındaki adama dikkatle bakıyor, onun rfleslâ bundan 80 sene önceki hayalini düşünüyordu. Nerede o zamanki «rt bakışlı, taze dudakları üzerinde sarı bıyıkları İla göze çarpan erkek?.. Nerede şimdi bu İkide bir öksüren, zorla dik durmağa çalışan beyaz saçlı adam... Seneler bu erkeğin üzerinde bütün hainliğini göstermişti. Halbuki bir zamanlar ona «Güzel İrfan» derlerdi. Gelsinler de şimdi «Güzel İrfan» t görsünler...
Lâkin »Güzel İrfan» da parasını boş ve mânâsız yere yedikten sonra iflâs «tmLş bir milyonerin pişmanlığı yoktu. Bilâkis onun gözlerinde iyi harcanmış, zevkine varılmış, tadı çıkarılmış yılların mesut izleri, pırıltıları vardı.
Her şeye kanıksamış, fakat hiç bir şeyden nefret etmemiş insanların halılr hayatının gidişinden memnun konuşuyordu.
Artık tren denizi uzaktan gören karili düzlükler arasından koşarak geçmekte idi.
Bir aralık İrfan, Ferhündenin gözlerine baktı, baktı, baktı. Bu kadar dik, ısrarlı ve dikkatli bakış kadını bayağı heyecana düşürmüştü.
İrfan nihayet:
____ Lâkin ne güzel gözleriniz varl.ı dedi.
Ferhünde irkildi, İrfanın bu kadar-nıukaddemeslz, bu kadar kestirme bir tarzda hareket edeceği aklından geçmemişti. Mamafih senelerce bu çeşitten sözler dinlemiş kimselerin pişkinliği içinde bunları lşltmemezllğe geldi.
İrfan devam ediyordu:
— Artık söyliyebillrim zannediyorum.., Sisin şu görterlnİK yok mu?... Şu gözleriniz...
Ferhünde alaya vurdu:
— Gözsüz insan olmaz kİ... Evet . Herkes gibi benim de güderim var...
İrfan güldü:
— Fakat şirin bu gözleriniz 30 sene Önce benim aklimi başımdan almıştı. Hattâ İnanır mısınız ki akla gclmiye-cek pek büyük çılgınlıklar düşündüm Hep onların yüzünden...
Ferhtinde kendi kendine: «Adam durdu, durdu, bu kadar «ene sonra şimdi şu güneşli, mevsimsiz bahar havasında patlak verdi» dedi, Fakat İrfana:
— Kuzum neler söylüyorsunuz?,., diye tatlı tatlı baktı.
Eski «Güzel İrfan», şimdiki ak saçlı adam gülümseyerek sözlerine devam etti:
— Bmln olunuz bu gözler geceleme rüyalarıma girdi. Hattâ onlar için bir de şiir yazmıştım. Eski defterlerimden birinde kayıtlıdır Eğer İstemiş olsaydınız, siz bu gözlerle hayatıma yeni ve hattâ divanece bir is-, tikamet verebilirdiniz.
Ferhünde sigarasını sinemadaki genç yıldızların tavrı ile ve gözlerini süze süre içerken yeniden mırıldandı:
__ Bunlar nasıl sözler irfan bey!..
— Nasıl sözler olduğunu bilmiyorum. Fakat heı halde doğru sözler Üzerimde yaptığınız çıldırtıcı tesiri nasıl inkâr edebilirim kl...
Ferhünde bu sözü dinlerken İçinden: «Gelsinler artık, benim bir kocakarı olduğumu iddia eden o ukelâ genç kadınlar hâlâ erkekler üzerindeki şu baş döndürücü tetirimi bir görsünler...» diyordu.
Sonra İrfana döndü:
— Lâkin İrfan bey,,. Bunları baııa hangi cesaretle söylüyorsunuz? . dedi
O zaman beyaz saçlı adam gülümsedi:
____ Yaşımızın yerdiği cesaretle hanımefendi!,. Yaşımızın verdiği cesaretle... Artık biz aramızda her şeyi konuşabiliriz. Hiç bir mevzu bizim için artık tehlikeli değildir, şimdi bir kadınla bir erkek konuşmuyor Cinsiyetlerinden ufaklaşmış iki arkadaş konuşuyor.
Ferhünde dehşet İçinde yanındaki erkeğe baktı. Bütün ihtiraslarından »yunmuş olan bu adam artık kendisine bir kadın göçü ile bakmıyordu ve şimdi her şeyi kendisine söyliyebi-11 yorttu.
Tren bir istasyonda durmuştu. Ferhünde daha ileriye gidecekti Lâkin:
— Ben burada İniyorum!., diyerek vagonun yüksek merdivenlerinden çakıl taşları üzerine atladı
(Blr yıldız!
|RADYO
ANKARA RADYOSU Bugünkü program
18 Radyo Dans orkestra.il. 18.30 Sağlık saati, 18.45 Radyo dans orkestrası. 19 Haberler, 19,20 Geçmişte bugün, 19.25 Saz eserleri ve oyun havalar). 19.45 Posta kutusu. 20 Müzik: Mandolin birliği. 20.15 Radyo gazetesi. 30,45 Müzik: Marşlar. 2i Radyo salon orkestrası, 2130 Tarihi Tiirk musikisinden örnekler. 22. Radyo salon orkestrası, 22.2o Mükİk: ! CPU, 22.45 Haberler.
Vann sabahki program
7.30 Spor saati (Vücudumuzu çalıştıralım’. 7.40 Haberler, 7.55 Miizık: fPl.i, 12.30 Semai ve şarkılar. 12.45 Haberler, 13 Radyo salon orkestrası.
Yer yüzünden cahilliği kaldırmağa çalışan adam
Amerikalı misyoner herkesin okuyup yazma öğrenmesi için nasıl çalışıyor?
Amerikan misyonerlerinden Dr. Laubach herkesi okur yazar yapmak için seneler d en beri çalışmakla, muhtelif memleketlerde seyahat etmektedir. Misyonerin tatbik ettiği ıısııl hakkında Amerikan muharri nden MM Coop tarafından şu malûmat neşredilmiştir:
Dr. Laubach herkesi okur yazar yapmak üzere bulduğu usulü şimdiye kadar 84 lisanda tatbik etmiştir. Halbuki kendisi bu lisanlardan pek çoğunu hiç bilmiyordu Meselâ İspan-yolcayı bilmediği halde orta ve cenubi Amerikadakl İspanyolca konuşan halklara bu usul üzere okuyup yazmağı öğretmiştir.
Bunu nasıl yaptığını orta Amerikanın büyük adası Küba'nın merkezi Havana’da bizzat gördüm, okuyup yazmak bilmeyen erkek ve kadın bir çok yaşlı adap! bir salona toplamıştı. Laubach kendi usulü hakkında İngilizce kısaca izahat verdi Bu İzahat bir İspanyol papazı tarafından tercüme edilerek halka anlatıldı. Bundan sonra Amerikan papazı yaşlı bir kadını hazır bulunanların önünde bulunan vüksek bir mahalle Çağırdı. ikisi de arkalarını hazıruna çevirerek olurdular-
Duvarda asılı bulunan bir levhanın bir yanında yukarıdan aşağıya dizilmiş bazı resimler ve bunların yanında Lâtin harflerllle yazılmış mânaları vardı. Papaz ihtiyar kadına levhadaki resimleri işaret ederek bunlardan her birinin mânasını bildiren harfleri hece hece öğretti Beş dakika süren' bu dersten sonra papaz kadını harfleri okumağa davet elti. İhtiyar kadın hiç tutulmaksızın harfleri okudu ve hazır bulunanlar tarafından şiddetle alkışlandı.
İhtiyarlıktan yüzü buruşmuş kadının bu sözlerden duyduğu haz ve iftihar görülecek bir şeydi. Papaz kadına öğrendiği bu hecelerden müteşekkil her hangi kelime ve cümleyi bundan sonra okuyabileceğini anlattı. Lâkin ikinci derse gelmezden önce başka okuyup yazmak bilmeyen bir kadını bulup, öğrendiği ilk dersi ona öğretmesi vazifesinde bulunduğunu d& ilâve etti Çünkü Laubach bulduğu usulün yayılması tçln koyduğu esas, okuyup yazmayı öğrenen herkesin ayni usul ile -bir başkasını öğretmesL-nl leabedlyordu. Öğrenilen bir şeyin unutulmaması İçin en emin çare bunu başkasına Öğretmek olduğuna göre bu esas ilk öğrenenin de menfaatine uygun bulunuyordu
Laubach bulduğu usulü yaymak İçin dünyanın muhtelif memleketlerini gezmiştir. Bu seyahat ve faaliyetleri esnasında türlü tiirlü maceralarla karşılaşmıştır. Laubach 1915 senesinde Filipin adaları merkezi Ma-nillnda'kl papaz mektebi müdürlüğüne tâyin edilmişti.
Burada kaldığı beş sene zarfında usulünü bu adaların LÜzon’dan sonra en büyüğü olan Mindanao adasının müsliünan ahalisine de tatbik etmeğe çalışmıştır. Bu esnada karşılaştığı bir macerayı kendisi şöylece anlatmıştır: «Flllplnlerln Mindanao adasının Muro denilen ahalisi müriümandırlar Bunlar asırlardanberi hristiyanlardan nefret ederler Bunun için benim gibi bir hristiyanlık misyonerinin bu sıfatla müslümanlar arasmda usulümü tatbik etmeğe imkân bulamıyacağimı anladım. Yegâne çare bunlarla dostluk münasebeti tesis etmekti Birgiin Islâm ulemasından bazılarına Kuranı kerimi öğrenmek İstediğimi söyledim. Ertesi günü sakin bulunduğum sayfiyeye bir çok Islâm ülemnsı geldi. Bunlar beni mûslüman yapacaklarını zannetmişler.»
Bundan sonra papaz Laubach Filipin müriü mantarının kullandıkları
Arap harfleri yerine Lâtin harflerini koymak üzere bunlar İçin her biri bir ses gösteren 12 sessiz ve 4 sesli harf lcadeyledlğlni ve halk şarkılarından dersleri için mevzu 'teşkil etmek İçin parçalar aldığını anlatmıştır.
Laubach Flltplnlerden sonra Singapur'a gltnı ve burada Malay müs-lüınanlarinin dili İçin harfler ve bunjan talime mahsus bir usul İcad-eytemiştir. Malaka'dan sonra HinuLi-tana gelmiş ve burada belli başlı Hint dili için harfler lcadetmlş ve dersler hazırlamıştır. Amerikan papazi hazırladığı bu İşlerin büyük Hint lideri Gandhy tarafından tasvip edileceğinden emin bulunduğundan bunları bildirmek üzere kendislle görüşmek İstemiştir.
Fakat cereyan eden görüşmelerde Ğandhy Amerikan papazını fena halde tcrslcmlştlr. Gandhy kendisine sunulan cedvel ve levhaları bir tarafa atarak demiştir kl; «Hindistan halkının başlıca meselesi herkesi okur yazar yapmak değildir. İktisadi mesele daha acele ve mühimdir. Esas itlbarlle tahsilin faydasından ziyade zararı vardır. Çünkü bir çoklan düşünmeğe ve muhakemede bulunmağa bedel okumak He vakit geçiriyorlar. Esas itlbarlle İnsanlara hizmet edenlerin ve bü.viik adamların çoğu ümmi Idl. Tarihte bunun misalleri vardır. Bir misali de Muhammet peygamberdir.»
Bu cevabı alınca Amerikan papazı fena halde şaşalamıştır. Biraz kendisini topladıktan sonra demiştir ki: «Haklısınız mlster Gandhy. Fakat diğer taraftan siz kitaplarınızı yazmamış ve bunları milyonlarca hala okumamış olsavdı kimsenin sizden haberi olmıyacaktı.»
Gandhy mütevazı bir tavırla gülümseyerek »Btı doğru» demiştir.
Amerikan paparana göre Hindis-tanda okuyup yazma bilmemek meşeleri İnsana hayret verecek derecede büyüktür. Bu ülkede 300 000.000 insan okumak yazmaktan mahrumdur
Bunun İçin Laubach Hldistanda uzun müddet calimmiş. 16.000 seyahat yapmış, muhtelif 40 memlekette kon-’ fertınriar vermiş ve Hindistanda konuşulmakta olan 225 dilden en mtt-mlh olan Ordu. Hindi. Tamil Telug ve Moratht için levhalar ve dersler hazırlnmıştiî. Harbin devam etmesine rağmen Amerikan papazinin Hindlstandakl muavinleri okuyun yazma bilmemekle mücadeleye hâ’A devam edip duruyorlar.
Papaz Laubach Hlnd’standan sonra Mısır. Filistin ve Surlyeyi dolaşo- . [ rafc buralarda da usu’ünü yaymeğa [çalışmıştır. Reyrutta'ki Amerikan üniversitesi kendisinin köycülük servisi için Laubach’ın projesini esas olarak kabul etmiştir.
Türkiyede hükümet Dr. Laubach’a Türkçe derslerini kendi usulüne göre hazırlamakta yardım etmek üzere belhbaşlı altı Türk bilginini memur etmişti.
Milletler Cemiydi Dr. Laubach’ı Afrlkadn cahillikle mücadeleye davet etmişti. Bu kıtada üç yüzden fazla belli başlı Usan ve lehçe konuşuldu-ğuna göre mücadele kolay değildi. Burada Amerikan papazı, kadınların ny|e iddia edildiği veçhile sersem ve rihinslz olmayıp bilâkis pek zeki olduklarını ve okuyup yazmağı öğrenmek için ateşli gayret gösterdiklerini görmüştür,
Son İki sene zarfında Laubach ecnebi memleketlerdeki misyoner kon-fcarnsının okuyup yazma öğretmek komitesinin tavsiyesi He ahalisi Lâtin olan Amerika memleketlerinde çalışmıştır. Dokuz hükûmte bunun usulünü resmen kabul ederek tatbik mevkiine koymuştur. — F.
Tanımadığımız meşhurlar
(Baş turafı beşinci sabilerle) Reşit paşanın masasının parçalandığını işittik. Bunlar içinde en talihlisi yine Kızıl Sultana ait sanatkârane bazı dolaplardaki üniversite rektörlüğünde dosya dolabı olarak kullanılmaktadır.
Bu tarzdaki eşyanm başı bozuk bir halde, gelişi güzel bir takım satış maceralarına karışmamalarını temin etmek işten bile değildir.
Fikret’i darıltmak korkusu!,.
O zamanın talebesi bugünün maarifçisi bana mektep bahçesindeki, köşede büyük tarhı göstererek şunlan anlattı:
— Bu tarhın Galatasaray tarihinde mühim bir ehemmiyeti vardır. Sabahleyin Fikret erkenden kalkar, bahçeye çıkar, oraya doğrudan doğruya çimenlerin üzerine oturur, mektepte yapılan temizliği seyrederdi. Ve biz o vaktin talebesi Fikret’i uzaktan olsun görmek için âdeta heyecan duyardık. Ondan korkar mıydık?.. Hayır... Fakat ödümüzün patladığı bir şey vardı: Fikret’i darıltmak!.. Bütün korkumuz buydu. Onu inietmek... Biz GalatasaraylIlar Fikret’e korku ile değil. ölçülmez bir sevgile bağlıydık. Ve onun pek çabuk kırılacağım bildiğimiz için Fikret’i da-nltmamağa pek gayret ederdik!.
Bu eski GalatasaraylInın hakkı vardı. Fikret’in küsmesi yalnız mektep hayatında değil, her sahada göze çarpardı. Meselâ «Tanın» de çalışırken, (■ Serveti Fü-nııib dayken çok defa arkadaşlarının bile birdenbire kavrayamadıkları sebeplerden küsmüş ve çekilmişti
Fikret ve Hamidiye suyu
Mektepten, ayrılırken çeşme-
B u I ma ca
Soldan aağa ve yukarıdan aşağı;
1 — Amerlkp.ya yakın büyük bir ada.
2 — Kendini üanemelL
3 — Topjanip ufalmak.
4 — Tersi hayal gibi birşeydir • Bir emir.
5 — Tersi bir meyvadır - Mercek.
8 — Tersi bir erkek adı - Yemin.
7 — Tersi barsaklar - Sabic balık ağı
8 — Tersi bir sıfat eki - Muharrirlerin birbirine bahşettiği bir tâbir.
9 — Bir sayı.
10 — Pusulanın iğnesi - Kawga.
Geçen bulmacamızın halli
Boldan sağa ve yukarıdan aşağı
1 — Zeytinyağı, 2 — Er. İşiolan, 3 — İyilik. İla. 4 — Tiyatro. Es. 5 — İşitmiyor, 8 — Nikriç. pis, 7 — Yo, Oy, Kedi, 8 — Ali. Operet. 9 - Gale-ride. 10- Inas, Sitem. , n[|>( |4 lerden güldür güldür Hamidiye suyu aktığını görüyorum. Hamidiye suyu ve Fikret!.,
İstanbul halkının mühim bir kısmı bu suyu içer. Lâkin hiç kimse içtiği suyun esaslı bir şekilde temizlenmesi için Fikret'in ne kadar çalıştığım bilmez. O zamanlar mektebe gelen suyu Fikret tahlil ettirmiş, son derecede mikroplu bulmuştu. Bu suyun temizlenmesini âdeta kendisine iş edinen Fikret nihayet bunda muvaffak olmuştu.
Hikmet Feridun Es
İnhisarlar Malt Hülâsası
“Fosfatsız,,
İştah açıcı ve kuvvet verici olun bu müstahzarı her eczanede bulabilirsiniz.
35 santllİtreUk şişeri
Kuruş
Malt fifttt 62
Şişe depozitosu 38
Satış flatl 100
İnhisarlar İdaresi
(1836)
Sümerbank iplik ve dokuma fabrikaları müe«-aesesi Bakırköy bez fabrikası müdürlüğünden:
Fabrikamız revir ve amenyathanesl İçin âlâtı cerrahiye ve hastane levazımı satın alınacaktır. İstekli firmaların ihtiyaç listesin! görmek ve şeraiti öğrenmek ve teklif vermek üzere Fabrika Ticaret serivlsine mür*-caatları Hân olunur.___(1714i_________________________.
Sümerbank iplik ve dokuma fabrikaları müea-sesesi Bakırköy bez fabrikası müdürlüğünden:
Fabrikamız yemekhanesinde soğuk hava tesisatı yaptırılacaktır. Bu depo için tefrik olunan odanın sahası 11 metre murabbaı olup hacmen 43 metre mikâbıdır. İstekli firmaların şeraiti öğrenmek ve teklif vermek üzere Fabrika Ticaret servisine müracaatları yayınlanır. 1827)
Eminönü Kaymakamlığından
Eminönü kazası 945 yılı bekçi ücretleri tahakkuk cetvelleri S. 2, 945 tarihinden itibaren on beş gün müddetle her nahiyenin polis karakolları koridorlarına asılmıştır.
Her mükellef mıntakasındakl karakollara giderek kendilerine tarh ve tevzi edilen bekçi ücretlerini mutlaka görmeleri. Ve itirazı olanların bu müddet zarfında bağlı bulundukları nahiyelere dilekçe He müracaat etmeleri ilân olunur. (1592)
Bir erkeğin kadını
MACERA VE AŞK ROMANI
Yazan: Ma ünce Lebleuc Çeviren: (Vâ • Nû)
, . — ... — Tef lika No. 41
Bir an sustu. Kışkırtıcı, âdeta tehdit edici bir tavırla ilâve etti:
— ... §u veya bu şekilde kapatmışa!
Patrlce, yazıhanesinin önünde oturarak basınına cepheden bakıyordu.
Soğuk soğuk:
— Birinci sefer, sabırlı davranmıştım Ani anlamazlıktan gelmek totcıniştim. Bu sefer vaziyet değişti Sabır bahis mevzuu değildir. Aksi takdirde, sükûnetimi zaıf sayarsınız. İki mânaya gelecek herhangi bir kelimeyi sarfederseniz, ağır bir telmihte bulunursanız derhal elime telefonu alırım. bizzat polis müdürüyle konulurum, nezdime r&smen gönderilmiş olup olmadığınızı sorarım.
Dul bot. derhal yumuşadı.
— Hayır efendim. Hayır azizim üstadım! Ben buraya resmen gelmiş dığlllm. Diyelim ki. yarı resmi geldim Yahut da şahsen geldim Bizimkiler, mahut işin dosyasını kati fltk!11«,- kapatmak üzereler. Evet, alâka son zamanlara kadar hâlâ dovarn
ediyordu. Gerçi hafiften. Şimdi ise, iş bitiyor. 3on... İtiraf ederim ki, bu benim arzumun hilâfına böyle oluyor.
Patrlce, tekrarladı:
— Sizin arzunuz hilâfına!
—Evet, aziz üstat! Brlgadier Delbot asla bir dosyayı böyle kapatıvermez! Zira bizzat onunla uğraşmak zahmetine katlanmıştır. Öyleyse, kati neticeyi bulması icabetler. Sebatım,, merakim kadar kuvvetlidir. Tabii, mesleki merakımdan bahsediyorum. Şu cihet, hem za’funı, hem de kuvvetimi teşkil ediyor. Dalma bilmek isterim.
Patrlce sordu:
— E? Şimdi hakikati biliyor musunuz?
— BLUyorum.
— Bildiğiniz neymiş?
Delbot. gözlerini muhatabının gözlerine dikerek, katiyetle:
— Mavi Çayır'daltl bütün şahısların hüviyetlerini biliyorum. - diye »öylendi.
| Fa irice:
— Ah.,. Öyle mi? — dedi. — Gözünüz aydın! Anıma, bu mevzu beni alâkadar etmez.
Delbot, sakin sakin:
— Hayır efendim. Eder, üstadım
- dedi.
Patrice, omuz silkti:
— Benim bu İşte dahlim olduğunu mu telmih etmek istiyorsunuz? İhtı* yatlı davranın!
— Gücenmiyelim efendim! Siz bana sualler soruyorsunuz, ben de cevap veriyorum. Evet, sizin de dahliniz var. Esasen intihara teşebbüs ettiğiniz sırada, yanımda takriben İtirafta bulunmadınız mı?
Patrice, son kelimelere cevap ver-ınekslahı;
— E... öbürleri kimlermiş? - diye, sordu.
— Bir sayın bayan.
Delbot, bunu söylerken bir hareketle Domlnlgue'l gösterdi.
— Bahis mevzuu olan madamdır. Diğer iki mösyö, dostlarınız Antoine ve Richard.
Patrice, alaycı alaycı:
— Ameri'.cada bulunan o iki zate iftiralar savurmak güç bir iş değil! -dedi.
— Biliyorum, efendim Esasen onlar sayesinde. bllhaOsa bay Richard sayesinde bütün hakikati öğrendim. Size de tekrariıyayım mı?
Patrice, bütün bu hikâyeyi sonuna erdirmek arzusile:
— Oturunuz ve neler söylemek istiyorsanız anlatınız.
Delbot, bir koltuğa İlişerek:
— Mersi, aziz üstat! - dedi.
Bir an düşünür göründü: kâğıtlarını tertibe sokan bir hatip tavrile düşüncelerini nizama • koydu ve acele etmeksizin-
— Mesele şö’K efendim: — diye söze başladı. - ''iliyorsunuz kİ, ben. ormanda tahkikata geçtikten sonra, sizin ve arkadaşınızın aleyhine şantaja kalkmalarını müteakip ve Julot’nun ölümünden evvel, kararımı vermiş ve yolumu seçmiştim. En safdil insanlar bile, artık maksadımı anlardı. Julot’nun teşebbüslerini biliyorduk. Sekiz gündenberl kendisini taklbctmekteydlın. Muayyen günden evvel onu tevkif etnıedimse, neye teşebbüs edeceğin! anlamak niyetinde bulunduğum içindi. Evet... Bir numaralı Julot öldü. Fakat, iki numaralı Julot hayatta Sahneye o geldi. Hapisten kaçlı. Bilirsiniz ki, bazı ahvalde. mücrimleri hapisten kaçırmak polisin işine gelir. Onlar takibolun-duklarınm farkına varmaksızın size haber verebilirler. Yol gösterebilirler. Julot Caboche her şeyi bildiğimin farkında olmaksızın birçok sefer bay Rlchard’la görüştü. Sonra. Rlchard'-la Antoine, Acneclkaya gitmek üzere
hazırlandılar. Havr’a giderken sizi şatoda ziyaret ettiler. Courjeul şatosunda, madamla birlikte oturuyordunuz.
— Bunu biliyordunuz demek?
— Tabii efendim. Hattâ, bay Rl-chard'ın bir akşam balkona tıpkı Romeo gibi. geldiğini ve aradan bir çeyrek geçtikten sonra da. sizin aynı yolu taklbettiğinizl biliyorum. Sonra, bay Richard gitti. Gene balkon yolundan.,. Siz de İkiniz, yıldızları bir saat müddetle temaşaya daldınız.
Patrice. suratı asarak:
— Kısa kesiniz! - dedi.
— Kısa kesmek mi, üstadım? Bunu ben de istiyorum. Lâkin, söyliye-ceğlm sözlerin en enteresanına henüz gelmedim.., Öğrenmek istediklerimi bay Richard yeliyle öğrenebileceğimi seziyordum. OtomobiUn numarası ve diğer deliller. Julot’nun ölümlyle birlikte ortadan kaybolmuştu. Bunları kimin yokettiğini size sormak istemiyorum. Bir polis, bir şeyi ispat edemezse, susması İcabedcr. Bu tahkikata kemalini buldurmak İçin dostlarınız peşinde Amerikaya gittim. Daha doğrusu, onların gideceğini bilerek onlardan evvel gLLtlııı, Nevyorka vardıkları vakit ben orada bulunuyordum. Bu şehirde, evvelce karar verdikleri yolu fakj^etmlyerek Cenubi Amerikaya trenle gidecek yerde, vapurla gitmeğe kalktılar. Nevyorktr.n
Montevideo’ya gitmek üzere bindikleri vapurun adı, Georges - Washing-ton’du.
— Georges - Wash!ngton mu?.. Antty adaları açıklarında yanan gemi!
— Ta kendisi!.. Cidden dramatik bir yangın oldu bu! Korkunç bir deniz kazası! Fransız gazeteleri bütün tafsilâtını vermediler. Halbuki pek feci safhaları vardı. Bilhassa bana taallûk eden kısmı.- Üçüncü sınıf yolculardan bir Fransız, bir depo kamarasında bulunuyordu. Yangın her tarafını sarmıştı. Galiba fena halde haykırdı. Bunun üzerine, birinci mevki yolcularından biri, eline bir palto geçirerek İleri atıldı, kapısı açılamı-yan üçüncü mevki kamaraya bir yol açlı. Böylelikle üçüncü, mevki yolcusu kurtuldu. Fakat, aradan ancak bir dakika geçmişti kl. Washlngton battı. Yanarak hayli yaralanmış bulunduğu İçin, birinci mevkiin o kurtarıcı yolcusu da, gemi He birlikte dibi buldu. Bıı kurtarıcının İsmini öğrenmek İster misiniz?
Patrlce:
— Evet. - dedi.
— Richard L'Heurûls...
Patrlce, boğuk bir seslet
— Richard L'HeuroisI - diye haykırdı.
— Evet. Dostunuz....
{Arkası var)
13 şubat 19-ifi
AKŞAM
KŞOlİtk Rl
1 - İŞ ARIYANLAR
SATILIK AJPARTMAnJ — Nlçanta-.çında Çınar criMerinde H&ncl kattan -denize nrnar I kat 5 daire dörder oda beton kalorilerden başka bütün ■ konforu havi. İmsalitte ' Tel. ««7.1 Ankara Emlâk Bürosu '
MUHABİR İŞ ARIYOR _ LİK mtf-smu - Usulü müzaafe Oserlne ticari' muhiLvabcye blhakkJn vakıf muharip müesstaelerde daimi iş nramaktadır. .jg^oğlu istiklâl caddesi »8 kat 1
Erenköy Eteni Efendi 16 N.Ö. rümu-runn. 853 — 1
ı
OTEL İŞLERİNDE ÇALIŞMIŞ — Veya çalışmamış otel İdare edebilecek 30 ■ 50 yaşlarında bir baya İhtiyaç vardır. Fatih Reşadiye oteli s. 17 - 19 861 -
DÖRT KŞİI-İK BİR AİLE — Bütün ev işlerini yapacak gelip gidici hamarat bir kadına İhtiyaç vardır. Civarda olanlar tercih olunur. Şişli Samanyolu 91 No. Bıkma» apartman 1 ye öğleye kadar müracaat. 772 — 4
İNGİLİZCE TİCARİ MUHABERECE VAKIF — Bayan veya baya ihtiyaç »ardır. Karaköy Palas karşısı (MM -106) No. ya öğleden sonra müracaatları 735 — 5
AHÇI KADIN ARANIYOR — İyi yemek pişirmesini bilen ayrıca orta hizmeti de yapacak bir kadın ahçıya Ihtlvaç vnrdır. İsteklilerin bonservisleriyle birlikte Osmanbey Rumeli eatideşi Âfitap apartmanı 3 No. ya müracaatları. 800
İKİ BUÇUK YAŞINDA BI» ÇOCUĞA RAKAM AK İÇİN — Bir dadı veya mürebbiye aranıyor. Türk ve Rum tercih edilir. Adres: Nişantâj Güzel Bahce Sok. Motanet Apt. No. 4. Tel. 80602 835 —
TEZGÂHTAR ARANI YOR — Bakkaliye İşlerinden anlar bir tezgâhtara ve bir de çocuğa ihtiyaç vardır Dlvanyolu 29 No. ya müracaat. 834 -
İNGİLİZCE BİLEN DAKTİLO BAYAN ARANIYOR — Haftada dürt beş gün yalnız öğleden sonraları çalışa-eaktrı. steno bilenler tercih olunur. P K 83 9- İstanbul müracaat. 886 — 2
ACELE BAYAN MEMUR ARANIYOR — Seri daktilo ve yazia düzgün olması şarttır. Çalışanlar tercih edilir. î*rd| Selek Türk Emlâk Bürosu Galata Ömerâblt. han 2 nci kat 23 Telefon 42368 892 —
- SATILIK EŞYA
ŞIK YENİ Bİ1C PİYANO — Ve bir ealon gramofonu satılıktır. Taksim Bürp Agop hastane yanı No. 67 (Zili üç kere vurun). 840
yeni DİKİŞ MAKİNESİ — (SIn-gtr- marka satılıktır. Müracaat: Beyoğlu - Tarla başı caddesi 85 numaraya her gün müracaat 13 - 15 araş. 877 -2
SATILIK ANTİKA MÜCEVHERAT— Maruf bir aileye ait bit çift gayet kıymetli ve enteresan eski Fdetnenk-B broş 15/2/945 perşembe günü Sandal Bedesteninde satılacaktır. İstek-Blcrin şimdiden gidip görmeleri caizdir. 871 — l
HER TÜRLÜ KAĞIT — Gazete, mecmua, kitap, defter iyi Hatle satın al mır. Satmak İsteyenlerin nii-mu neleriyle Eminönü TahmM caddemi Kalçın sokak No. 13 e müracaatları. 846
SATILIK — 1 adet Ezme krema makinesi, 1 adet imik sasörü. 1 adet elek. 1 adet motor, 15 beygir kuvvetinde, az kullanılmış, çift volant, ka-snnile birlikle Sabri Urallı, fabrikatör. Bandırma 845 — 3
SATILIK BUZ DOLABI — Kelvi-natör dört ayak taşraya azimet do-lavlsile satılıktır. Küçük ilânlara memuruna müracaat- 880 — 2
İTİ VAZİYETTE BİR PİYANO SATILIKTIR — Mutavassıtlar kabul olunmaz. Müracaat günleri perşembe cuma ye cumartesi saat: 10 - 16. Beyoğlu İstiklâl Cad. 27/SŞ Takrim Palas, No. 2 880 —2
SATILIK TAKSİ — J£»39 sonu maddi Ford takri otomobili, iyi durumda ve. lâstikleri yeni acele satılıktır. Telefon: 20870 888 — 5
4 - Kiralık —Satılık
8ön
- işçi ARIYANLAR
BATİLIK apartmanlar ve ev — Ayaspaşada birisi asfalt üzerinde diğeri Gümüşsüyü civarında birisi 5 katlı 3 çer odalı diğeri 3 katlı dörder odalı iki apartman ayrıca Sul-tanalımette deniz görür, tramvaya çok yakın sekiz odalı banyolu beton bir ev. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bü-romı İstiklâl Caddesi 98 kat 1 870 — 2
37009 LİRAYA SATILIK APARTMAN — Beyoğlunda Torlaba-şında Keresleri Recep sokağmın boşlangıeın-da asfalta yakın 7 katlı 6 daire iki dükkanlı boşer odalı konforlu. Yolculuk dolayırilc acele satahktır. Tel: 41571. Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi 9». Kat 1 678 —2
KADIKÖY İSKELESİNDEN MODAYA KADAR — 10090 liradan 20000 liraya kadar acele satılık ev almaca-tır. Satmak Istlyenlerln Ferdî selek Türk Emlâk Bürosuna acele müracaatım. Galata ömerâbit han İkinci kat 23 No. Telefon 42368 859 — 1
5.000 LİRAYA — Beylerbeyinde, iskeleye 10 dakika mesafede, 6 1/2 dönüm balıçell, 5 büyük odalı bir ev satışa çıkarılmıştır. Müracaat: Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu, Galata ö-merâbir han 2 nel kat No. 23. Tel: 42368 858 — 1
İST/VNBULUN her HANGİ BİR SEMTİNDE — Her cins emlâki en kısa bir müddette paraya çevirir. Arzu edenlerin derhal Galata Gmer&bit han 2 nci kat No. 23, Ferda Selek. Türk Emlâk Bürosuna müracaat etmeleri tavsiye olunur. Telef. 42368 858 — 8
SAYIN MÜŞTERİLERİME — 10.000 -1000.000 lira arasında muhtelif semtlerde. muhtelif villâlar, köşkler, apartmanlar, evler, çiftlikler, yalılar sunar. Arzu edenlerin, ömcrâblt han 2 nel kat. No. 23, F. S. T. E. Bürosuna teşrif buyurmaları ve yahut 42368 numaraya telefon etmeleri. 857 — 8
SATILIK MAĞAZA — Mahmutpa-şa'da Kürkçü banı İçinde 24 numaralı kâgir mağaza satılıktır. Arzu edenler, Ömerâblt hanı İkinci kat 11 numaraya müracaat etsinler. 855 —
BAKIRKÖY — Kartaltcpe Gülbeşeker sokakta 41 ve 43 No- lı 9 ve 7 odalı evler acele satihktır Görmek İçin 43 No. ya müracaat 854 — 1
SATILIK BÖREKÇİ FIRINI VE ARDİYE — 1 - Meşhur Hasanpaşa lirini Beyazıt Ordu caddesi No. 143. 2 -Balıkpazarı eaddesl Taşçılar No. 53-Müracaat: Lâleli Tayyare apartima-nı altında No. 230 Şen İş 874 — 3
GENÇ BİR AİLE — (İki kişi) Ayaa-paşa veya Taksimde kaloriferli pansiyon bir oda aramaktadır. Taliplerin Paşabohçe 30 : 54 No. ya telefon edilmesi. 852 —
8ATILIK EV — Kadıköy Cevizlik Ahter 8. 14 No. U ev sattıktır. İsteklilerin Taksim Talimhane Topçu cad No. 2 Uygun Ap. 2 No. daireye müracaat, 97 — 10
KUMKATl — Kadırga Cinci meydanında , beş odalı ve mutfak, hava-gan, elektriği olan bir bina acele satılıktır. MÜTacoAt Sirkeci Emek nakliyat ambarına. 876 —
KUMKAPI İSTASYONU — HUar-dkbl, Fındıkkıran »kak 14 numaralı kârglr hane kfiçebaşı, (3500) liraya satılıktır. İki katı boş verilecektir. Telefon: 60508 e müracaat. 873 — 1
DEVREN SATILIK DÜKKÂN — Kadıköy Altıyolda İşlek bir yirde gayet modern tuhafiye ve manifatura mağazasına müracaat: Kadıköy Pa-faryolıı Emniyet Sandığı yanında 113/1 No. ya. 843—1
SATILIK EV — Mahmutpaşa Küçük Yıld.z çıkmaz .sokakta No- 23 evdir. 6 oda 1 camekânlı bölme salon 2 helâ vc musluk ı mutfak 1 odunluk 1 sarnıç ve bahçesi olan sahibi tarafındım satılacaktır. Dlvanyolu Türbe civan tea dc 842 —1
SATIEJK APARTMAN — Talimhanede Şehit Muhtar caddeslle Aydedc caddelerinde altışar kat 5 şer daireli bütün konforu haiz birisi asansörlü diğerleri asansörsüz. Tel 41571 Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi 98 Kat 1__________________St>2 — 2
SATILIK apartman — Taksimde İnönü gerisi karşısında tramvay yolu tüterinde altında mağazası olan tam konforlu asansörlü yedişer iMİası 8 katlı. Tel: 41571 Ankara Emlak Bürosu istiklâl caddesi 93 kat î
863
— 2
SATILIK HAN — Karaköydc Tünel civarında tamamcu betonarme beş kat üzerine İradı net yüzde 5 altında mağazaları ve birçok Odaları olan han. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bürosu istiklâl caddesi gjj kat 1
884
HASKÖYDE — Horiröy caddesinde denize üç dakika mesafede yüzü sekiz metre derinliği 22 metre mu-rabbaı üzerinde üç odası bulunan mahal kiralıktır Ufak fabrika ve İmalâthaneye elverişlidir. Müracaat her gün saat beşten sonra Haritoy Keçeclplrl mahalleri heyeti ihtlyari-yeslnden Ha*an ağabeye müracaat.
844 — 2
14090, LİRAYA — CİbaUdc İskeleye üç dakika mesafede İÜ odalı ayda 90 lira kirası kâglr. bahçeli acele satılık ev. Ferdi Selek, Türk Hm 1 ilk Bürosu Galata ömerUtft han 2 nel kat 23 No. Telefon 42308 634 —
SATILIK HAN — K&raköyde Havyar hanında altında iki mağazası bulunan 3 kat özerine 4 der odalı ve gene ICaraköyde aynı hanın civarında altında dört ookrtaı beş katil han. Tel. «ffPl Ankara Emlâk Bflro-
3 au İsttfcJAl cadderi öö irat 1 865 -2
TEPEBAŞI — Harbiye aran yüzde yedi gelirli M - 403 bijj liralarda mülkler lâzım. İstiklâl cadderi Ons jlrkçU karşısında 54/2. Tel: 43376.
862 —
PANSİYON — Aile nozdlnde tam konforlu yemekli yomritris 1-2-3 möbleli möblesiz oda acele lâzım, 54/2 tstiklftl oaödcri tol 43370 883 —
DEVDEN SATILIK MAĞAZA ARANIYOR — Tünel - Taksim arası. Ayrıca telefonlu yazıhane de lâzım. İstiklâl caddesi Oajt şirketi karşısında 54/2 tel 48370 834 —
SATILIK KONAK — Atatürk bulvarı, denize hâkim. 8000 M2 arsada 20 odalı ahşap. 22.000 lira. Müracaat Beyoğlu Umum Emlâk Bürosu. Mis Sok. 17/1. Tel: 4233G 537 — 1
ACELE SATILIK UCUZ KtlÇUK köşk — Mal tepede t rene İki dakika oeş odalı bahçeli. İstiklâl caddesi Ga? şirketi karşıcında 54/2 telefon 43378 B85 -
SATILIK VİL7.A — Şişlide İsken-dcroglu sokak 34 No. lı villâ yanında arsa İle birlikte lçlndck.1 moble İle vc-ya möblesiz olarak satılıktır. Müracaat: Galata Mertebn.nl sokak Yakut han No. 4. Telefon: «283. 887 - s
SATILIK ITANE — Yedlkule. cadde üzerinde, tramvay durağında 3 katlı yarım kârgir bir evin nısıf hissesi acele satılıktır. Üst katı boş olarak eslim edilecektir. Müracaat: Yeni Postane caddesi No. 31. Telefon: 21538 881 — 2
ACELE SATILIK. EV VE DÜKKÂN = Saraçhancbaamda tramvay durak yerinde flstünde İki odası, bir helisi, elektrik ve suyu buhınan fcâglr bir ûlna sekiz bin liraya acele satihktlr. Görmek ve görüşmek İçin Küçiikpa-zarda Kıbleçeşnıede 22 No da sütçü Yanlve müracaat. 879 — 2
SATILIK âP ARTMAN — Sirkeci Hocapoşa Dervişler sokağında 18 - 20 No. lı altında mağaza, dört daireli yanında ve etrafında oteller bulunan otel yapmağa çok elverişli kıymetli apartman Sultanahmet Beşinci Sulh mahkemesince M/2/945 perşembe günü saat 14 ten 10 ya kadar satılacaktır. 944 838 No. ile Başkâtipliğe müracaat. 890 — 2
SATILIK KÖŞKLER — Kadıköy Çlftehavuriar ve Fencryolu Bağdat caddesi üzerlerinde G&ztopede, Suft-âiyede, Şnşkınbakknlda kaloriferli ve kalorifersiz denize tamamen nazır mamur bahçeleri olan piyasaya ■çıkmamış köşkler. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi kat 1 98 No, 800 — 2
SATILIK APARTMANLAR — Ka-dıköyüııde tramvay yolu üzerinde abında mağazası bulunan -ve 10 dairesi olan İki apartman. Tel. 41571 Ankara Emlâk Bürosu İstiklâl caddesi 98 kat 1 867 —2
SATILIK APARTMAN — Beyoğ-lunda Lcbon pastahanesl civarında altında be dükkânı ve üzerinde 15 daireri bulunan aylık geliri 800 kii-aur Hra olan İngiliz sistemi gayet sağlam bir apartman emsaline göre çok ucuz. Tel. 41571 Ankara Emlâk Hürö-SII tstiklâl caddesi ÖR kat 1 868 —2
KAIHKÖYDE GAZHANEDE - Hür-Iryet soEa&mdft 93 - 95 - 98 - 101 numaralı İkisi ahşap ve İkisi kârglr elektrik, terko# ve kuyusu vc bir dönüm mamur bahçeli evler mülk olarak toptan veya ayrı, ayrı çalılıktır Kadmbakkalda bakkal bay Büsnilden sual oluna., 824 —
-MÜTEFERRİK
YÜKSEK MÜHENDİS TALEBESİ — Lise ve orta okul talebeleriyle bitirme ve olgunluktan kalan talebelere fir.ifc, kimya, cebir, geometri, trigo-
katl surette hazırlar. Müracaat: Akşam gazetesine mektupla (Y. Ders) riimukuna. 88» — 1
HUSUSÎ MATEâLITİK DERSLERİ — Mühendis okulu tallebeslylm, Cebir, geometri, fizik, kimya derslerini gurup halinde veya hususî olarak vermekteyim. Gcdlkpaşa. Saray-İçl sokak. 25. Ferit. 893 — 2
MEKTUPLARINIZI ALDIRINIZ Gazetemiz İdarehanesini adres olarak göstermiş olan karilerimizden İLA — M. M. E — 99 — Itriyat namlarına gelen mektupları idarehanemizden aldırmaları rica olunur.
[
LGömlekişH
BİRİNCİ SİNİR GÖMLEK Çİ |
■■Tel. 20000 Sirkeci

Zayi — Of nüfus memurluğundan aldığını nüfus cüzdanımla askerî posta 666 dan aldığım terhis vesikamı zayi ettim. Yenilerini alacağımdan rayilerln hükmü yoktur.
1328 doğumlu İbrahim eğiu Ahmet Ur al
İlân gına 11/2/ • i.-metar a mührümü kaybettim. Bundan böyle yenisini kullanacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilân olunur. Adres: Zehra Ortan Kabataş Beytülmalcı sokak 1. (Hilmi kızı)
İstanbul Belediyesi İlânları
]
Mısırçarşısmda kiralık dükkân
Yardımcı hal olarak tamir ve tadil olunan Mısır çarşısında İçkin 44 »aralı dükkân kiraya verilmek üzere açık arttırmaya konulmuştur.
Mezkûr dükkânın talısls şekilleri açağıda gösterilmiştir. Kira müddeti «ene olup kiracı mukavele müddetinin hitamında mukaveleyi bir sene daha temdit edebili ir.
Yıllık kira muhammeni 1200 Ura ve ilk teminatı 90 liradır, ihalesi 28. î. 945 çarçanba günü aaat 14 de daim! encümende yapıl acul: tır. Şartname ve teferruatı her gün umum! meclle zabıt ve muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir. İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektuplun, İhale tarihinden t gün evveline kadar belediye İktluat İçleri müdürlüğüne mürncnatla alacakları ehliyet ve kgAunen İbrazı lâzım gelen diğer vesikaları İle birlikte İhale günü muayyen rtsatta daimi encümende bulunmaları.
Tahsis şekilleri:
Baharatçı, bakkal, manav, kuru yemlşai. mezeci, yağcı ve peynirci, helvacı, sekerci, vc pastacı. ıtriyat, pastırmacı, yumurtacı, yufkacı, börekçi, aucu vo çerbetçl. (1800ı
*
şile kaymakamlık konağının tamiri açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 5936 Ura 17 kuruş vc Uk teminatı 445 lira 21 kuruştur. Keşif ve şartnamesi zabıt ve muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir. İhale. 28. 2. 945 Çarşamba günü sant 14 de daimi, encümende- yapılacaktır. Taliplerin İlk teminat makbuz veya mektuptan', İhale tarihinden 3 gün evvel vilâyet nafıa müdürlüğüne müracaatla alacakları fenni ehliyet, ve kanunen ibrazı lâzım gelen diğer v^slkalarHe birlikte ihale günü muayyen saatte daimi encümende bulunmaları. (1749)
Tıp fakültesi dekanlığından: 11
Fakültemiz Birinci Cerrahi Kliniğinde 120 Ura ücretli bir lâbnratuv»îQ şefliğiyle 120 ILra ücretli bir başhemşirelik açıktır. İsteklilerin gerekil ev-H raklyle birlikte 23/2/945 günü akşamına kadar Tıp fakültesine baş vur-f\| maları. (1719)
Astaş Alım Satım Türk Anonim Şirketinden:
c o
S2
(D
şirketimizin senelik âdi Umumi Heyet İçtimai 7 Mart 1945 çar.:...,ıba> günü saat 14,30 da Islan bulda Yenlcaml caddesi No. 29 da kâin Şırket(|) merkezinde aktolunacağından sayın hissedarların mezkûr guıı ve -saattaQJ hazır bulunmaları rica olunur, içtimaa İştirak için hi^carlann s ahi p tali ulun cruklan hisseleri İçtima gününden asgari bir hafta evvel şirket mfi-T" dürlyetlne tevdi ve mukabilinde duhul varakası almaları lâzımdır. £?* Kendisini Içtlmada bir vekil veya mümessil tarafından temsil eltire*^ eek hissedarların verecekleri selâhiyetname çekil İdare meclisince hazir-"O lanmış olup arzu edenlerin taleplerine âmâda bulundurulmaktadır. (D
Mü?, ak erat ruzn ameri
1 — 1944 senesine ait idare meclisi ve müraklpler raporu İle bil Q) ve kâr ve zarar hesaplarının okunma» ye bunların tetkik ve tasvibi "" idare meclisi âzaları ve mürakiplerln İbrası,
2 — IM4 senesi kftr ve temettüünün tevsii hakkında karar İtası tevri tarihinin, tesbltl,
S ~ İdare meclisine verilecek hakkı huzur veya tahsisatın tâyin tesbltl,
4 — 1945 »en esi İçin mûrakip İntihabı -m tahribatlarının tâyini.
5 — Ticaret Kanununun 323 ve 324 üncü maddelerine tevfikan idare meclisi âzalarının gerek kendi namJanna v« gerek başka şirketlerin idor» meclisi âzası veya müdürü sıfat ile şirketimizle muamele yapmalarına müsaade verilmesi.
118L-
o
İla
ve


— İstanbuL Emniyet Sandı-•-■hncttlğlm kıymetler için . ı ih ve 13955 No. h mua-kullanmış bulunduğum
İstanbul asliye üçüncü hukuk hâkimliğinden:
Büyükadada malül gazi caddesinde İŞ No.da Danlel Pesayan tarafından Beyoğlu tom t o m mahallesi seter borianı sokak 4/2 No. hı hanede mukim İken mezkûr ikametgâhı yedi sekiz seneden beri terkedip semti meçhule gittiği teayyün eden Desplna aleyhine mahkemenin 944/1338 No. lu dosyasUe açılan boşanma davasının 27. 1. 945 tarihli celsesinde mahkemede hasır bulunması hakkında lifi nen davetiye tebliğ edildiği halde gelmediğinden hakkında gıyap kararı İttihaz edilerek muhakeme 14 mart 945 çarşanbR günü «ıat İ4 de talik edilmiş olduğundan mezkûr gün ve saatte mumalleyha Desplnnnın hazır bulunması veya bir vekil göndermesi akbl takdirde gıyabında muhakeme icra edileceği ve bir daha celseye ahnmıyacağı ilân olunur. (1823)
KURTULUŞ
Biçki ve Dikiş
dershanesi
Kayıtlar başlamıştır. Feriköy Teppüstü 116 Papaayan aparU-manı,
BULUNMUŞ PARA
Sirkte! ile Hocapaşa arasında bir miktar para bulunmuştur.
Zayi edenin üç gün zarfında Hocıı-ptışa maliye şubesinde memur İr fan "a müracaatı lüzumu illin olunur.
Demir-Toprak Anonim şirketi
idare meclisinden:
Şirketimiz Hissedarları Umumi Heyeti aşağıda yazılı ruzname maddelerini müzakere etmek ve karara bağlamak Üzere sureti ftdiyede 28 şubat 1945 çarşamba günü saat 11 de şirket merkezinin bulunduğu İstanbul,da Bahçekapıda Birinci Vakıf hanının dördüncü katında toplanacaktır.
Hissedarların sahip oldukları hisse senetlerini veya bunu müsbit vesaiki toplantı gününden bir halta evvel şirket merkezine tevdi ederek duhuliye varakası almaları ve belli gün ve saatte asaleten veya vekâleten içtima mahallinde hazır bulunmaları ve esas mukavele hükümlerine göre 20 (Yirmi) hisseye «ahlp olanların ayrıca reye lştirâk edebilecekleri İlân olunur.
RUZNAME:
1 __ 1944 senesi muamelâl ve hesaplarına alt İdare Meclisi ve Müra-
kip raporlarının tetkik ve tasdiki.
2 = 1944 senesi bllânço ve kâr ve sorar hesaplarının tetkik ve tasdiki va İdare Meclisi İle Mürakiplerin ibra».
3 — 1944 senesi bllânçotsıına göre hissedarlara tevzi edilecek temettü mlktnrlle tevsi zamanının tâyini.
4 — İnhll&l eden İdare Meclisi âzalıkiarUe Mürnkipliğe muvakkaten seçilmiş olanların vazifelerinin tasdiki.
I _ Yenldm müraklp İntihabı ve ücretlerinin tâyini.
Ticaret Vekâleti iç Ticaret Umum Müdürlüğünden:
Tûrkiyede yangın, hayat, nakliyat v» kaza sigorta işleriyle meşgul ol-mak ttzert kanuni hükümler dairesinde tescil ve İlân edilerek bugün faaliyet halinde bulunan İstanbul Umum Sigorta Şirketi bu kerre müracaatla İstanbul ve mülhakatı acentelisine, şirket namına yangın, nakliyat, hayat ve kara sigorta İşleriyle meşgul olmak ve bu İşlerden doğacak dâvalarda biıtta mahkemelerde muddei müddelaleyh ve üçüncü şahıs sıfaliyle hazır bulunmak üzere «Salatada Ahen Münih hanında ikamet eden Baylar Trn-sivuloo Y. İlharidls ve Alaksandr A. Dlmllrakopulos Kollektif şirketini tâyin eylediğini bildirmiştir.
Keyfiyet Sigorta Şirketlerinin teftiş ve murakabesi hûktandaM 25 Haziran 927 tarihli kanun hükümlerine uygun bulunmakla ilân olunur.
r
Türkiye iş Bankası

r a r—
Beyazıt Snraçlp' ak mahaileşl Mabeyin yokuşu 2 4, 17, 19, 21 numaralı bir çatı, altında 8 ev 2 dükkân Beyazıt Ordu caddesinde 143 numaralı meşhur (Ha-' sanpaşa) pasta fırını ve Eminönü Balıkpazan Taşçılar caddesi 63 numaralı Gaz Deposu ve-rese tarafından satılıktır.
Gündüzleri Sirkecide Şahin-paşa gazinosunda vc saat 19 dan ■sonrn da 21288 telefonla Vasıf Tura'ya müracaat.®®®®
Dr. Zekâı Muammer
TUNÇMAN Bakteriyoloji Laboratuarı Kan ve idrar ınuayenesile gebeliğin erken teşhisi. WassermanD teamülü, kan grupları, tifo, sıtma, balgam İdrar, kazurat muayeneleri, kanda üre. şeker vesair biyolojik tahliller, ultra ve fluorescence mlkroskopi yapılır.
Dlvanyolu İli san Sami L&bora- thvan No. 113. Tel. 20981
Cumhuriyet Halk Partisi Üsküdar kaza idare heyetinden Beylerbeyinde inşa ettirmekte olduğumuz mektep 1(?ln 151 metre mikâbı kum ile 52 metre mikâbı çakıl. ve 200 metre kara çam mubayaa edeceğiz vermeye talip olanların şubat ayının 17 İnci cumartesi giinü saat 15 de cumhuriyet halk partisi Üsküdar kaza idare heyetine müracaatları.
0888)

Küçük cari hesaplar
1945 ikramiye plânı
ÇEKİLİŞLER: 29 ocak, 2 Mayıs. Z* ağustos, I kasım tarihlerinde yapılır.
_ 1945 İKRAMİYELERİ —
1 adet ARSA (İstanbul'da Büyük Yalı da Ada; 164, parsel No. 4, 923 M2 )
1 Adet 2000 Liralık — 20U0-— Lira
3 1000 D — 3000.— O
4 ■ 500 • — 2000.— 1>
10 200 » — 2000.— »,
25 B 100 » M 2:500.— »
100 » 40 » 4000.— »
150 » 30 > — 3000.— p
300 > 10 » - 3000.— 1»
Türkiye îş Bankasına para yatırmakla yalnia para biriktirmiş ve faiz almış olmaz, ayni zamanda taliinizi de denemiş olursunuz.

Bahife 8
Kullanın alıdır
GRiPiN
SATILIK TAKSİ
Lastikleri İyi. 030 modeli Ford taksi satılıktır. Telefon: 20819.
DERMOJEN
Yanık. Çatlak. Ekzama ve cıid yaralaruu fevkalâde İyi gelir. Derinin tazelenmesine ve yenilenmesine hizmet eder.
FRENGİ ve
BEL8OÖUKLUÖUNA Tutulmamak için ' PROTEJİN
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve bütün ağrıları derhal keser
İcabında günde 3 kaşe alınabilir. Her yerde ısrarla GRİPİN isteyin!»

BAŞ, DİŞ, NEZLE, GRİP, ROMATİZMA ve bütün ağrıları KESER.
BİR TEK KAŞESİ AĞRILARINIZI DERHAL KESER

Türk Anonim Şirketinden:
13/2/945 den itibaren mer’i Fabrikada teslim
FiAT L8 TES I
No:
1 2
3 4
1
1 4
1.1 2
2
21 2
3
4
5
Doktor operatör aranıyor
Fethiye şirketi Madeniyesintn Fethlyedekl Madenlerinde çalışmak üzere Operatör doktor aranılmaktadır.
İstlyenlerln Galata Posta kutusu 14 No. ya yazmaları veya 43808 numaraya telefon etmeleri.
Bobin, çile ve Turalar: Çileler ve Turalar:
BOBİN VE ÇİLE HALİNDE REFE KUNDU-RACl İPLİĞİ YUMAKLARI ve CİLASIZ KINNAPLAR
(Sanayide istimal edilenler) Sanayi harici istimal edilenler)
No; Kuruş No: Kuruş

4 498
5 546 4 551
6 595 a 539
7 659
8 707 8 .648
10 803 7 712
12 1099
14 1195 8 760
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları
Müessesesi Müdürlüğünden
14 şubatta yapılacak olan Akaryakıt deposu eksiltmesi görülen lüzum üzerine 29 şubat pazartesi saat 16 ya tehir edilmiştir.
Tekliflerin aynı günde saat 15 şe kadar müesseseye tevdi edilmiş olması şartttr. (1889) ■
K.U 113
Kuruş
İstanbul vakıflar orman işletme müdürlüğünden t
İşletmemizin lâleli deposunda mevcut (32» ton mangal kömürü beher killosu on dört kuruştan perakende olarak satışa çıkarılmıştır.
İsteklilerin her gün saat (9) dan (12) ye ve (14) den (18) e kadar lâleli camisi avlusundaki depoya müracaatları.(1871)
Tasfiye halinde Türkiye milli sigorta şirketi hissedarları 14. 11 944 tarihli îavkalâde umumi heyet toplantısında, tasfiye neticesi elde edilen mevcudun hayat sigortalarına dağıtılmasına ve tasfiyenin kapatılmasına, karar verilmiştir.
Dağıtılacak miktar % 7 nispetin dedir, ve evvelce dağıtılan % 10 LU birlikte % 17 ye baliğ olmaktadır. Hissedarlar umumi heyeti bu tevılatui Türkiye ziraat bankası İstanbul şubesi vasi t asiyle İcrasına karar vermiş ve mevcut tasfiye heyetince mezkûr şubeye tevdi olunmuştur.
Hayat sigorta alacaklılarından tasfiye memurlarınca yapılan % 10 nispetindeki İlk tevziattan hisselerini almış olanlar ellerinde mevcut mektuplarda yazılı sıra numarası ve sigorta mukavele numarasını bildirmek ve hüviyetlerini tevsik suretiyle ikinci ve son tevziattan % 7 hisselerini mezkûr Türkiye ziraat bankası İstanbul şubesinden tahaLl edeceklerdir. İstanbul'da bulunmıyanlar mezkûr banka şube veya ajanslıkları veya diğer* bir banka vasıtaslyle alacaklarını tahsil ettirebilirler.
Birinci tevziattan henüz hisselerini tahsil etmlyenler ellerinde bulunan hayat sigorta mukavelelerini tevdi ve hüviyetlerini tevsik suretiyle birinci ve İkinci tevziattan hisseleri olan % 17 yİ tahsil edebilirler. Bı lar arasında sigorta mukavelesini kaybetmiş olanlar bulundukları mahal ve İstanbulda münteşir birer gazete İle..,, numaralı mukavelelerini kaybettiklerini ilân ve bu nüshaları mezkûr bankaya tevdie mecburdurlar.
TASFİYE HEYETİ
tıın-
NOT: Siparişin kabul edilebilmesi İçin:
1 — Kunduracı ipliği ve sanayide müstamel iplikler ve İngiliz sicimi için asgarî 400 kilo. .
2 — Alelûmum kınnap ve halatlar 2000 kilodan aşağı olmaması şarttır. Bunların dunundaki siparişler için füzull müracaat yapılmaması.
3 — Sipariş verecek olanların 510 sayılı karar ahkâmı mucibince grup vesikalarını hamil olmaları ve ibraz etmeleri mer-cudur.
*- - — ■
Tasfiye halin de bulunan
Şirketi Hayriye T. A. Ş.
Tasfiye heyetinden: t kine i ilân
şirketi Hayriye T. A. Ş. hissedarlarının 31/1/1945 tarihinde Şirketin idare merkezinde yaptıkları fevkalâde topalntıda şirketin feshi He tasfiyesine karar verilmiş olduğundan Tasfiye halindeki şlrktette alacağı olduğunu iddia edenlerin üçüncü ilân, tarihinden itibaren bir sene zarfında ellerinde bulunan vesikalar ile birlikle şirketin tasfiye memurlarının toplandığı Galatada Sigorta Hanının 4*üncü katında 2 - 3 - 4 No. lı odalarda Tasfiye memurlarına müracaat ederek İddia ettikleri alacakları kayd ve kabul ettirmeleri lüzumu Ticaret kanununun 440 ncı maddesi mu-I el bince İlân olunur.

TAKSİTLE KÜRK MANTO
Uygun hatlarla son moda üzerine zengin çeşitler. Adrese dikkat: Mahmııtpaşa, Kürkçü han içinde (sabık Beyko ticarethanesi)
HÜRBAŞ KÜRK MANTO EVİ
NO. 8/9, Tel: 21985.
Süt satışı hakkında ilân Bandırma merinos yetiştirme çiftliği müdürlüğünden
1 — Müessesemlzln koymalarından 15. 3. 945 den 31. 5. 946 tarihin» kadar alınacak siit açık arttırma İle satışa konulmuştur.
2 — Sağım başından 31. 5. 945 tarihine kadar alınacak süt tahminen ÎOOOO litredir.
3 — Bir litre süt için muhammen bedel (0 kuruş İtibar edildiğinden bu hesaba göre arttırmaya girmek İçLn muvakkat teminat 800 liradır.
4 — Bu bapta tanzim olunan şartname İstanbul, Bursa, Balıkesir veteriner müdürlüklerinde ve Bandırma Merinos çlfllğlnd* paraşüt olarak gösterilmekte olduğundan İstekliler bunları okumuş v» yasalarını kabul etmiş »ayılırlar.
5 — İhale 15 Şubat 945 perşembe günü saat 15 de Bandırma Merinos yetiştirme çiftliği İdare merkezinde İdare heyeti karşısında açık arttırma -ıı. >tUe yapılacaktır. (1909)
Türkiye şişe ve cam fabrikaları A.Ş.
idare Meclisinden:
Sosyetemiz hissedarları âdi surette umumi heyeti 14 Mart 943 çarşamba günü saat 14 de istanbulda Perşembepazannda Samur sokağında iş Hanındaki Sosyetemiz merkezinde toplanacaktır.
Sayın hissedarların toplantıda hazır bulunmalarını rica ederi».
ADÎ UMUMÎ HEYET RUZNAMESİ:
1 — İdare Meclisi Ve mürakipler raporlarının okunması,
2 — Sosyetenin 1944 senesi bllânçosile kâr ve zarar hesabının tetuk V» tasdiki ve tdare Meclisi âzalarlle müraklplerln İbrası.
3 _19M senesi temettüünün taksim ve tevzii hakkında karar verilme»!,
4 — Esas mukavelename mucibince müddetleri hitam bulan İdare Meclisi âzalarının yerine Aza intihabı.
Esnaf odasından:
Sırt kauçukları kaynakçılara dağıtılmıştır. Bunların en ziyade lft>-tlklerl harap ve sırta muhtaç olan ot-o ve kamyon lâstiklerinde kullanılması kararlaştırılmıştır. Sırt geçecek lâstikleri muayene eürdanlarlle birlikte şoförlerin 15/2/046 perşembe günü öğleye kadar Odaya girmeleri İlân olunur. (1899)
Kadın terzi işçisi aranıyor
Parça başına dikebilecek usta ve yardımcı alınacaktır. Pazartesinden - Perşembe günün» kadar çaat 12 ilâ 3 arası, İstiklâl cad-292/2 Saadet Terzihanesine müracaatları.
Edebiyat fakültesi dekanlığından
Fakültemiz Klâsik Filoloji dalma bir asistan alınacaktır.
Ankara yahut İstanbul Üniversitesinin bu dalından çıkmış ve yahut ecnebi memleketlerde bu konu üzerinde okumasını tamamlamış olan ve Lâtince - Örekçe dilleriyle Türk dilini iyi bilen İsteklilerin fl/HI/944 salı günü yapılacak dil İmtihanına girmek üzere önceden dekanlığa baş vurmaları. u 1913 c
Türkiye Şeker Fabrikaları A. Ş.
İstanbul bürosundan:
Fabrikalarımızın çiftliklerinde yetiştirilmiş (100) baş
besili domuz pazarlıkla satılacaktır,
İhale 14 Şubat 1945 Çarşamba günü saat 15 de Büromuzda yapılacaktır. Şartnameyi görmek ve şartlan anlamak için Bahçekapı Taş handa büromuza müracaat olunması.
İstanbul defterdarlığından:
İstanbul adliye evrak mahzeni olarak kullanılan binada yaptırılmasına lüzum görülen (4979.20) lira keşif bedelli tamirat İşi 29. 2. 943 pazarte-•ı günü saat 15 de milli emlâk müdürlüğünde müteşekkil komisyonda açık eksiltme İle İhale olunacaktır
Muvakkat teminatı (373) lira (44) kuruştur. İsteklilerin en aa bir taahhütte (3000) liralık bu İşe benzer İş yaptığına dair idarelerinden almış olduğu vesikalara İstinaden İstanbul vilâyetine müracaatla eksiltme tadilinden (tatil günleri hariç» üç gün evvel alınmış ehliyet ve 945 yılma ait ticaret odası vesikalarını ibraz, etmeleri muktazldlr.
Mukavele, eksiltme, bayındırlık İşleri genel hususi ve fenni şartnanıe-lerlle buna müteferri diğer evrak milli emlâk müdürlüğünde görülebilir (1771)
Kalem ucu satışı
Maliye bakanlığından:
İstanbul depomuzda mevcut ve »rap har herli» yazmağa mahsus 20Î387 kutu kalem ucu 28 şubat 1945 tarihin» rastlayan çarşamba günü saat on dörtte depo komisyonu huzurunda şartnamesi mucibine» »atılacaktır.
Teminatı 11594 liradır. İsteklilerin teminatlaril» tekliflerini kapalı zarf İçinde komisyona tevdi etmeleri ve şartnamesini görmek ve izahat almak için Beşiktaş kırtasiye deposu müdürlüğüne müracaat eylemeleri ilân olunur. (1859)
Tiirk Deniz Molörculeri Birliğinden:
Birliğimizin fevkalâde kongresini 17. 2 945 cumartesi günü saat 14 te Birlik binasında İnikat edeceğinden Birlikte kayıtlı azanın teşrifleri rica olunur. Rurnumem: Nizamnamenin tasvibi
Sümerbank deri ve kundura sanayii müessesesinden
Fabrikamızda mevcut:
15 tan parafin
4 ilâ 5 ton sarı zırnık
9 İlâ 10 Hlpo SUİfİt
26 şubat 1945 pazartesi günü sabah saat 11 de satılacaktır Meklüt-mezkûr gün ve saatti Beykozda müessese müdürlüğün» müracaatla, (1887)
rin _
flat teklif mektuplarını tevdi eylemeleri.
Created by free version of 2PDF
Karamürsel Mensucat ve Ticaret
ANONİM ŞİRKETİNDEN:
şirketimi» hissedarlar umumi heyeti 1944 senesi muamelâtını tetkik etmek üzer» 14 mart 1949 çarşamba günü saat 10.30 da Süleymaniyed* Taşteknelerdeki Fabrikamızda adiyen toplantıya davet olunur-
R U Z N A M I
1 — İdare Meclisi ve Müraklp raporlarının okunması.
3 — 1944 senesi bllânço, kâr ve zarar hesaplarının tetkik vs tasdiki U« İdare meclisi ve Milraklpln ibrası.
3 — İdare Meclisince hlase sahiplerine dağıtılması uygun görülüp tekili olunan 1944 senesi temettüünün kabul v» tasdiki ve teni umanının tesbItL
4 — 1945 senesi İçin bir müraklp intihabı ila aylık ücretinin tayini.
3 — İdare Meclisi âzasından müddeti hitam bıılan bir zat yerine bir Azanın İntihabı.
Vekâleten veya asaleten en az on hisseye sahip hissedarların toplantı gününden bir hatta evvelin» tadar İstanbulda Sultanhamammda klnol Vakıf Han No. 3 deki şirket Merkoı veznesin» müracaatla duhully» varakam almaları İlân olunur.
İDARE MECLİS t
■SOLUGAf
UYUZ KAŞINTILARI İYİ EDEP
Betonarme Köprü inşaatı
Nafia Bakanlığından:
1 — Eksiltmeye konulan iş: Akhisar - Sındırgı yolu üzerindeki köprülerin bakiye İnşattı olup keşif bedeli (94848,49) liradır.
I — Eksiltme. 26. 2. 946 gününe rastlayan pazartesi günü saat 16 da Nafıa bakanlığı şose ve köprüler reisliği eksiltme komisyonu odasında kapalı zarfla yapılacaktır.
3 — Eksiltme şartlaşması ve diğer evrak (324) kuruş bedelle şose ve köprüler reisliğinden alınacaktır.
4 __ Eksiltmeye girebilmek için İsteklilerin 943 yılına ait ticaret odası
belgesi He usulü dairesinde (4493) Liralık muvakkat teminat vermeleri Te bu İşi yapabileceklerine dair Nafıa bakanlığından yeterlik belgesi olmaları lâzımdır. Bu belgeyi alabilmek İçin İsteklilerin eksiltme gününden en aZ üç gün evvel (ara verme günleri hariç) bir dlllekçe ile Nafıa bakanlığına baş vurmaları ve dilekçelerine bu önemdeki İnşaatı muvaffakiyetle başarmış olduklarını gösterir İşi yaptıran daireden alacakları belgeyi iliştirmeleri lâzımdır,
5 — İsteklilerin eksiltme şartlaşmasının (3+) Üncü maddesinde veril-len İzahat çerçevesinde lıazırlıyacakları yükleme mektuplarını ikine! maddede yazılı saattan bir saat evveline kadar makbuz karşılığında komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır
Postada olacak gecikmeler kabul edilmez.
(1593!

Comments (0)