AKŞAM H e r g ü n 8 Sahöfe AKŞAM [küçük ilânlar
Sene 31 — No. 11018 — Flatl: her yerde 10 kuruştur. SALI 14 Haziran 1049 Sahibi: Necmeddln Sadak — Yazı islerini fiilen İdare eden: C. Bildik — Akşam Matbaası
Paris konferansı perşembe veya cuma jönü bitiyor Konferansın tam muvaffakıyetsiz-likle neticelenmemesine çalışılıyor
Ferlin şehrinin vaziyeti hakkında kısmî bir anlaşmaya varıldığı zannediliyor
Amerikan Dışişleri Bakanı Acheson. müşavir Murpby ve delege yardımcın Battle İle
konferanstan çıkıyor
Buğday t i at i
Bir iki gün zarfında ilân edilecek
Ankara 14 (Akşam) — Toprak Mahsulleri Ofisi nizamnamesi bu yılın blığ* dav tlatlnl 15 hazirana kadar tesblt İle Bakanlar Kuruluna bildirmeği âmirdir, öğren d iğimize çöre. Ofis dün bu fiatlerl Ticaret Bakanlığı vasıtasiyle Bakanlar Kuruluna bildirmiştir. Bir iki gün zarfında bu hususta bir tebliğ neşri beklenmek-
Sıcaklık 33 dereceyi butdu!
Fuat Güzaltanın cenazesi büyük merasimle kaldırıldı
Cenazede Ada'et Bakanı, vali ve komutanlar, vilâyet erkanı, büyük halk kitlesi bulundu, mezar başında nutuklar söylendi
Paris 14 fR.l — Dört Dışişleri Hakanı bugün öğleden sonra toplanacaktır. Toplantının açık mı. gizli mi olacağı belli delildir Bugünkü toplantı kou-f erinsin mahdut bir muvaffakiyet temini İle mi. yoksa tam nuıvatfakıyetsl2Ukle mt netlce-Lmeceğinl gösterecektir.
şmıdiki halde görüşülen en muhlin mesele Berllnln vaziyetidir. Pazar akşamı yapılan li celsede ve hususi konuşmalarda bu nokta tetkik edllm’s-tir. Batı devletleri Berlin İle tenıastn tamamen serbes olmasını IstiyoFİHr. Sovyetler bunun için Batı Doğu kesimleri arasında ticaretin teminini arzu e-dlyorlar. Bugiin bu mesele görüşülecektir. Toplantıların perşembe veya cuma günü biteceği tahmin ediliyor.
Berlin hakkında kısmî bir anlaşma oldu
Paris 14 (AP.) — Berlin meselesi hususunda bir -mütareke» ye varmak üzere Batı Dışişleri Bakanları He Rusya Dışişleri Bakanı arasında gizli müzakereler neticesinde kısmi bir anlaşmaya varıldığı zannedilmektedir. Avusturya barış antlaşması meselesini halletmek üzere sarfedilen gayretlerin nls-bi bir netice verdikleri anlaşılmaktadır.
Bütiin müzakereler en sıkı bir gizillik İçinde cereyan etmiştir. Bu gizliliğe rağmen sızan ban malûmata bakılırsa. Birleşik Amerika. İngiltere ve Fransa konferansın tamamiyle fiyasko fie netlcelemncmeal için Azami gayretlerini aarfetmektedirler. Dışişleri Bakanlan konseyi müzakerelerinin cuma günü sona crmeal beklenilmekte ve son baharda Nevyorkta yeniden mü zakereler yapılması ümit edilmektedir.
Konferansla yakın llgLsi bulunan kaynaklara bakılırsa Ber Un hakkında varılan nisbl anlaşma başlıca meselelerden hiç birinin halline yaramıyacak, ancak BerlinLn İki kısmının daha hafif bir gerginlik Juıvası i-çlııde bir arada yaşamasına yar dini edecektir.
Öte yandan Acheson’un Al-nmuyaya muhtemel seyahati
Patiste büjrilk bir ilgi uyandırmıştır. BUlndiğl üzere eski Birleşik Amerika Dışişleri Bakanı James Bymes 1948 yılında Al-manyayı ziyaret ederek memleketinin Almany&da takip ettiği siyaset hakkında önemli beyanatta. bulunmuştu
Anlaşıldığına göre Acheson böyle bir demeçte bulunmayacak, ancak bu ziyaretinden bil-
istifade Almıtı liderlerlle görüşecektir.
Berlinde grevler
Londra 14 (R.) — Berikideki grevci demiryolu işçileri meselesinin halledileceği umuluyor. Ruslar demlryol işçilerine ücretlerinin yüzde öo nispetinde Batı markı ile ödenmesini kabul etmişlerdir.
Denize girenler birdenbire çoğaldı
Uzun ve şiddetli bir kıştan sonra uzun ve şiddetli bir yaz İle mİ karşılaşacağız? . Üç günden beri hüküm süren sıcaklar üzerine herkes birbirine bunu sormağa başlamıştır.
İstanbulda haziran, hele bu ayın ilk on beş günü ekseriyetle serin geçer. Halbuki bu sene, bu mevsim tesadüf edilmemiş derecerede sıcaklar vardır. Pazar günü sıcaklık 28 derece idi, dün 33 dereceye çıkmıştır. Halk karpuz kabuğunun düşmesini beklemeden denize girmeğe başlamıştır. Sucu, dondurmacı dükkânlarına ağustos ayında görülmesi âdet olan tehacüm vardır...
Gelen haberler, memleketin hemen her tarafında şiddetli sıcakların başladığını bildiriyor. Güne; çarpmasından ölüm
İstlnyede »Salt paşanın» taş ocaklarında çalışan Talip, diin güneş çarpmaslle kendini kaybetmiş ve doktorca yapılan muayenede bu teşhis konarak Bat-tallmanı hastanesine kaldırıl-
Tabut eller üzerinde camiden çıkarılırken, aşağıda cenaze alayı Harbiye'den geçerken
Kominform- Yugoslavya ile siyasi münasebeti kesmeğe hazırlanıyor
Breslav yakınında yapılan bir toplantıda bu mesele görüşülüyor
Londra 14 (B> _ Kominform, Sllezya’da eski adı Breslav olan Roklav şehri yakınında bir toplantı yapmaktadır. Toplantıda Yugoslavyaya karşı daha şiddetli tedbirler alınması görüşülüyor. Bu cümleden olarak Ko-mlnforma dahil memleketlerin Yugoslavya İle münasebetlerini kesmeleri muhtemeldir.
Esasen şimdiden İktisadi münasebet kesilmiştir. Paris ta bulunan Amerkan ve İngiliz Dışişleri Bakanları, Belgrad’dan gelen elçileriyle bu vaziyet hakkında görüşmüştür. Amerika, Doğu yprlne Batının Yugoslavya İle ticaret yapmasını tetkik ediyor Yugoslavya, Marshall planından yardım İstemiyor, yalnız kendisine bazı İkrazlar yapılmasını arzu ediyor
Kremlinin plânı
Londra 14 ıNafeni — Krem-lin’ln Yugoslavyaya karşı hazırladığı geniş plânı yavaş yavu;, fakat metodık bir şekilde tatbik etmekte olduğu anlaşılmaktadır. Belirtildiğine göre. Mosko-1 vanın esas gayesi, Stetlin - Ari-rlyatik hattında. Yugoslavyanuı! Komtnformdan aynlmaslle hu-şule gelen gediğin bir an evvel kapatılmasıdır.
Siyasi alanda Sovyet Rusya- |
nın giriştiği kampanya şu şekilde cereyan etmektedir: «Moskova. Yugoslavya İle hududu olan bütün peykleri İçin Yu-g031avyadan toprak parçaları İstemektedir. Böylelikle Yugoslavyaya karşı yapılacak bir harekette bu peyk memleketlerinin yardımını bağlıyabilmektedir.
Askeri bakımdan Ue Kremlin, Yugoslavya İçinde artmakta olan boş İne t kolun faaliyetiyle
(Arkası sahile E; sütun A de)
Bir kız erkek oldu
Ankara Numune hastanesinde muvaffakiyetli bir ameliyat yapıldı
Ankara 11 (Akşamı — Ankara Numune hastanesinde diin yapılan muvaffakiyetli bir ameliyattan sonra on yedi yaşındaki Ayşe adındaki bir kız erkek olmuş ve Yavuz ismini alınıştır.
mıştır.
Dün akşam hava poyraza çevirdiğinden sıcaklık bir parça azalmıştır.
Ankara 13 — Bugün şehrimizde sıcaklık deecesl, bir aralık 32 ye kadar yükeslmiştir. Sıcakların ân i bir şekilde bastırması yüzünden bilhassa saat 14 - 13 arasında sokaklar bir hayli tenhalaşmıştır
Bursa 13 — Şehrimizde boğucu sıcaklar hüküm sürmektedir.
öğleye doğru hararet gölgede 40 dereceyi blmuştur.
■■ss.a.(’LJH-r-a
Meteliklerimizin kıymeti
Belediye körletişiyle olacak; mey Yatarından birine 125 kuruş Hat oymuş bir satıcı, bu satırların yarım kilo mal alan muharririnden 62 kuruşu kabul etmedi:
— Yirmi para ilaha vereceksin! — diye diretti.
— Oğlum, yirmi param eksik eelivor. llari ou lirayı boz! — dememiz üzerine, yirmi para için on lirayı bozdu.
Alacağına şahin.
Bunu bir amip hâdise gibi gazeteye yaznınk, iktisat zihniyetimizdeki tereddiyi gösteriyor.
Gerçi elbette bütün m üş teriler, çoktan heri rastaına-(1 iğimiz bu metelik sayar zihniyeti senıputi İle kaışı-hyacaklardır. (Vereceğine karca olmamak şartlyle.; Fakat htyhât! Metelik ve kuruş üzerinde ısrarlar, yalnız tramvav biletçileri mevzuunda kaldı Halbuki taksi nakliyatında çeyrek liraların, varım liraların bile bu rekabet furyasını rağmen esamisi okunmuyor.
Keşke, bütiin millet, — diğer milletlerde vo eskiden bizde olduğu gibi — yine 62,5 yerine f>2 kuruşu kabul etmeyip hak geçirmesek
Santimi santimine... alış veri# intikalle ..
Rıısyadaıı Ankaraya gelmekte iken Sovyet topraklarında bir tabanca kurşuniyle öien kurye Fuat Güzaltanın cenaze merasimi dün yapılmıştır.
Cenaze törenine. Nişantaşın-da Teşvikiye camisinde kılmun öğle namazını müteakip başlanmış ve bu merasimde Adalet Bakanı Fuat Slrmen. Vali ve
Belediye Reisi Dr. Lfttfi Kırdar, Ordu komutanı Orgeneral Nuri Yamut. Orgeneral Asım Tınaz-tepe, İstanbul Merkez komutanı Korgeneral Şahap Gürler, Korgeneral Asım Altuğ. İstanbul Cumhuriyet Savcısı İhsan Kök-nel ve Emniyet Müdürü İsmail Hakkı Baykal bulunmuşlardır.
Şehir bandosu vç üç askeri bandonun da İştirak el t İği bu törende cenaze alayı şöyle ter-tlb edilmiş bulunuyordu:
Atlı polisler, merasim komutanı Tümgeneral Vedat Oaran ve maiyeti, bir piyade alay sancağı, askeri itseler talebeleri, deniz piyadesi. Jandarma ve polis bölükleri, erler tarafından taşınan çeleokler. merhum Gü-zaltanın Türk bayrağına sarili ve otp arabasına konmuş bulunan tabutu, merhumun akrabaları. generaller, üniversiteliler ve halk...
Alay, Teşvikiyeden itibaren ana caddeyi takiben Taksime kadar gelmiş, burada. Güzalta-nın tabutu top arabasından alınarak bir cenaze otomobiline bindirilmiş ve doğruca Şehitliğe gidilmiştir Burada yapılan dini tören ve mütaakıben hatipler tarafından söylenenler heyecanlı ve aynı zamanda da hazin olmuş, bu arada mezar başında Yüzbaşı Cevdet Suna. Kurmay yüzbaşı Rıza Ersevetı, Yüzbaşı Muammer Mengüç konuşmuşlardır.
Milli Talebe Birliğinden Orhan Blrglt de arkadaşlarının his alyatına tercüman olan birkaç söz söylemiş, Ali Yürük adında diğer bir üniversiteli Mehmet Akif'in Çanakkale destanından «Şehitler» şiirini okumuş ve cenaze merasimi bu şekilde bllt-mlştlr.
Otopsi raporu
Fuat Güzaltanın otopsisi ne-tlceslndo Tıbbı adil meclisince alâkalı makamlardan Jdtenileıl malumat verilmiş olduğu İçin Adil tıp meclisinin, dün mü ta d
olan toplantısı sırasında bu I kat! raporunu hazırlıy&cak va mevzu üzerinde de teab eden Adalet Bakanlığı İle diğer alA-tetklkler yapılmış ve İhzari bir kalı Dışişleri ve Milli Savunma rapor hazırlanmıştır, Bakanlıklarına birer nüsha
Meclis, en kısa bir zamanda I gönderecektir.

Ankara at yarışları
Cumhurbaşkanı, Genelkurmay başkanile birlikte yarışları takibettl
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü Ve Genelkurmay Ba>K*>u orgeneral Abdurrahman Nafiz Gflrman
rYansı ikine! sahtfemridej
Abdurrahman Münip’in sıhhî vaziyetinde düne nazaran biraz iyilik var
Diin kata gerinde keşif yapıldı, adli takibat devam ediyor
Evvelki akşam bir otomobil ı Erel ve Kâzım İsmail ila doçent çarpması yüzünden yaralanan ve asistanlar tarafından mua-Demokrat Parti İstanbul İl 1da- yene edilmiştir. Abdurratunan re heyell başkanı Prof. Abdur- Münlp Berkan'ın yüzünde, ko-rahman Münlp Berknn, dun I lunda. boynunda ve bacağında Guraba hastanesindeki fakûlle yaralar vardır. Bunların en mü-Cerrahî kliniğinde Prof. Şlnasi [ (Arkası sabite E; »ulun 6 dal
SflhLfe 1
AKŞAM
14 Hazuaıı 1949
Alâkalıların alâkasızlığı az kış Burgaz adasında oturan bir dostum beni ne zaman görse «Allah aşkına yaz!» diye söze baş-
lar ve Ada vapurları yolcularından banlarının vapur âdabına aykırı hareketlerini saya saya bitiremez:
— Yerlere tükürüyorlar. Oturacak yerlerde uzanıp usanıp yatıyorlar. Çocuklarını nyakkabılariyle kanape-lerin üzerinde dolaştırıyorlar. Yedikleri yemişlerin kabuklarını etrafa saçıyorlar, içtikleri gazozları, suları kana pelerin üzerine döküyorlar da silmek bile akıllnrınn gelmiyor. Oturulacak yerlerde kiraz çöplerine, erik çekirdeklerine raslanıyor. Ayakkabılarını çıkarıp etrafa pis kokular salanlar da var. licle o yüksek sesle karşıdan karşıya konuşmalar, bir kadın ayakta dururken iki kişilik veri İşgal etmiş veya uzanıp yatmış adamların kımıldamamaları. bütün bu tahripkârlıklara tüy dikiyor. Bir şey söyleseniz kavga etmeyi göre almalısınız... (Kaptanların dikkatini çekeriz!).
İnönü stadyumunda da aynı manzara. Bu yepyeni stadyum âdeta eskidi. Oturacak yerlere ayakkabı ile basıp geçmek sanki geçmenin en tabiî şeklidir. Hele satıcılar. Yalın «yak veya ayak kabili satıcılar oturmıya mahsus yerlere basa basa tâ tepelere kadar çıkıp iniyorlar. Hem pislik, hem tahripkâriık. (Stadyum müdürünün dikkatini çekeri*!).
Geçenlerde bir kaç orta mektep talebesi Boğaza I?-Hven yeni vapurdaki kaııapelerin canını muşambalarını Jiletle keserken yakalanma(jj m,? (öğretmenlerin dikkatini çekeriz).
Evimizde mindere, yatağa, sandalyeye ayakkabı İle basan, odamızın duvarlarına «Fenerbahçe çok yaşa!., «Galatasaray cim bombem!» ibarelerini yazan, masa Örtüsünün üzerine tüküren insanlar olsak vapur, stadyum, otobüs, tiyatro ve sinemada aynı şekilde hareket etmemiz kimsenin gücüne gitmezdi. Fakat nedir bu. İyi bakılması biıe emanet edilmiş olan devlet malına ettiğimle «ulum ve alâkalıların alâkasızlığı? Evimizde kimse bizi görmez. Ama dışarıda öyle mİ ya? Herkes bize bakıyor! Şevket RADO
Ingiltereye giden belediye çiler heyeti dönüyor
Heyet vereceği raporda Türkiye polis teşkilatında değişiklik yapılmasını isteyecek
Londra 14 (Nnfcn) — Bir müddetten beri Inglltereyl ziyaret etmekte olan Tflrk belediyecilerinin bu hafta İçinde Türklyeye dönecekleri bildirilmektedir. Uâve edildiğine göre, üçılneti belediyeler konferansı 1940 senesinin kasım ayında Ankarada toplandığı vakit bıı belediye heyeti tnglltercdekl tetkikleri hakkında mufassal bir rapor arzedecek ve Türk belediyelerinde yapılması gereken değişiklikleri bildirecektir
Beş haftadan beri İngiltere-deki bir çok belediye sistemlerini tetkik etmekte olan heyet ta rafından 1949 belediye konferansına sunulacak rapora göre
bir hareket haltı ittihaz edlla-ccgi tahmin edilmektedir.
Belirtildiğine göre, Türk bû-Icfllyecller heyetinin arzedece-ftl raporda en mühim kısım «po Us» İşgal edecektir. Tahmin e-dlldlRlne göre heyetin hazırladığı raporda Tiirklyede polis sisteminin değiştirilmesi ve İngiliz polis sistemine uygun bir teşkilât kurulması istenmektedir. Bütün delegeler burada yap tıkları bir beyanatta Türk polisinin bu şekilde değiştirilmesi lüzumu üzerinde Israrla durmuşlardır. Bilindiği gibi İngll-terede her belediyenin ayrı polisi vardır ve bunlar her han-
r! bir merkeze bağlı olmadıklarından çok daha serbest bir şekilde çalışabilmektedirler.
Eskişehir belediye reisi Salt Karamanoftiu Nafen muhabirine bt: hususta şöyle demiştir: «tngilteredckl ademi merkeziyet sisteminin Tiirklyede de tat bik edilmesini temin edeceğiz. Böylelikle merkezi olmıyan ve belediyelere bağlı bulunan bir polis çok daha İyi randıman verebilecektir.»
iktisadı
Et kombinası
Ankarada siyasî faaliyet arttı
Cumhurbaşkanı ismet İnönü, pazar günü An karada yapılan at yarışlarını Genelkurmay Başkanı Orgeneral Abdurrah-man Nafiz Gflrman İle birlikte takib etmiştir.
Başbakan Şemseddln Oünal-tay dün Genelkurmay Başkanlığına giderek Başkan Orgeneral Abdurrahman Nafiz Gilr-man'ı makamında ziyaret etmiştir.
işbirliği
Başbakan C. H. Partisi divanına izahat verecek
Partiden çıkarılan Demokratlar kongreye müracaat etmeğe hazırlanıyorlar
Ankara 13 — Cumhuriyet Hale Partisi divanının rakında yapacağı toplantı ve Demokrat Partinin kongresi münasebetiyle An karada siyasi faaliyet artmıştır, C. H. P, divanı önümüzdeki cuma günü toplanacak. Başbakan iki aylık iç siyasi faaliyet hakkında geniş izahat verecektir.
Demokrat Parti kongresine gellpce. şimdiki halde gündem hazırlanmak tadır. Gündemin epeyce yüklü olacağı, toplantının Mr hafta kadar süreceği tahmin ediliyor.
Partiden çıkarılan ve Müstakil Demokrat mllletvekUlerL-nln merkez haysyet divanı kararı aleyhinde kongreye karşı kendilerini müdafaa edecekleri anlaşılmaktadır. Müstakil Demokratların hazırladıkları broşür kongre üyelerine dağıtılacaktır. Demokrat Parti mahfilleri bu itirazdan ve broşürden bir netice çıkacağını «uınetme-mekledlrler.
Muammer Alakant* m demeci
Ankara 13 — Başbakan Şemseydin GÜnal tay. Büyük Millet Meclisinin son oturumunda. İrtica ve komünizme karşı alınacak tedbirlere ait kanuna temas etmiş ve Demokrat Partinin bu «abada kendileriyle beraber olduğunu söylemişti. Bu sırada Demokrat Manisa Milletvekili Muammer Alakan t, oturduğu yerden, kendilerinin bu fikirde olmadıklarını söylemiş, bunun üzerine Başbakanla arasında bir söz düellosu geçmişti. Muammer Alak&nt, Başbakandan sonra söz istemiş, fakat'Meclis Başkanı söz vermediğinden oturum bu şekilde tatil eritişti.
Muammer Aiakant, şimdi bu mevzu üzerinde bir açıklama yapmakta v» söz İs te meşinin sebeplerini şöyle anlatmakladır:
(— îlcl hafta içinde Meclise ardı ardına scvkedUen tasarılarla Halk Partisi iktidarının, eskidenbcrl muteamll laktiğini kullandığını. umumi efkar ve matbuatımızı^ müzakereleri lft-ylklyie takip etmesine, aydınlanmasına Imkftn vermlyecck bir süratle antidemokratik hükümleri de ihtiva eden kanunları çıkardığını belirtmek İstemiştim. Seçim kanununun tadili, memurin muhakemnt, basın kanunu, orman ve toprak kanunu gibi m'İletimizin hasletle beklediği kanun uisnnia-
rını ise »vketmekten çekinmişti.
Mecliste bulunan D. P. Milletvekili arkadaşlarla da mutabık olarak. Başbakanın beyanatında doğru bulmadığımız kısımları cevaplandıracak ve icap ederse Meclisin, biraz daha çalışmalarına devam ederek, bahsettiğim kanunların çıkarılmasını isteyecektik.»
Demokrat kongresine 1500 - 1700 delege iştirak edecek
Ankara 14 (Akşam) — Demokrat Parti umumi kongresi için gerekil hazırlıklar ilerlemiştir. Vilâyet kongrelerinden alınan kararlar ve program ve tüzüğe alt tadil teklifleri tetkik edilmektedir. Kongre ayın yirmisinde toplanacağından vilâyetler delegelerinin yavaş yavaş şehrimize gelmesi beklenmektedir. 1500 - 170Ö kadar delegenin bir hafta sürecek olan kongre sırasında ikametlerini kolaylaştırmak için çareler aranmaktadır. Kongrenin, İmkân bulunduğu takdirde İnşaatı yeni biten Sergievlnde yapılması muhtemeldir.
Ankara 13 (AA.) — Haber aldığımıza göre. Türkiye tkllsadi İşbirliği idaresine bu hafta sonunda yeniden dört eksper gelmiştir.
İktisadi tşblrllğl İdaresinin faaliyet sahasına giren muhtelif
Genel kurmay başkanının teşekkürü
Ankara 13 (A-A.J — »Sivil ve konulardaki çalışmaların çok asker, bir çok arkadaşlarımdan artmış ve genişlemiş bulunması tebrikler alıyorum. Karşılıklı bu neticeyi levlld etmiştir. Tür-şükranlanmın ulaştırılmasını k*ye İktisadi İşbirliği İdaresi Anadolu Ajanlından rica ede- kadrosuna katılan bu eksner'ı-r-r|m i le çalışmaların daha çabuk ve
----------- . . . verimli bir surette intaç edilmesi mümkün olacaktır.
şehrimize gelen bu 4 »kîpre-den Mr. Orren R Mc .fıuıklns, Türkiye İktisadi işbirliği İdaresi Başkan muavinliğine tâyin e-dllmlştlr. 945 eylülünden İtibaren Almanyada General Clay’uı özel İktisadi müşavirliğini yapmış olan Mr. Mc Junklns d ıha önce de Harbiye Nezareti Ordu İkmal İşlerinde mütehassıs olarak çalhşmış bir mühendistir. Amerikada birçok hava meydanları ve demiryolları inşa elmiş ve Panama Kanalı İşletmesinde de bulunmuştur.
İktisadi İşbirliği Türkye idaresine tâyin edilen diğer eksperler, 7.iraat ve gıda mütehassısı Mr. Hugh Richwlne, kömür mütehassısı Mr. Ward Stahlile, ticaret ve tediye eksperi Mr. Frank Rosebcry'dtr.
Oenelkurmay başkanı
Abdurrahman Nafıa Giirman
Denziyolları umum müdürü Ankaraya gitti
Ankara 14 (Akşam) — Devlet Denizyolları umum müdürü Cemil Parman şehrimize gelmiştir. Bu seyahatin gayesi Devlet Denizyollarının İktisadi devlet teşekküllerine katılması İle İlgilidir.
Memlekette kurulması tasarlanan et kombinası işi üzerinde temaslar yapmak üzere Anka-raya gltmş olan Ticaret OfUl Umum müdürü Enver Gürel bu sabah şehrimize gelmiştir.
Enver Gürel, dün akşam An-karadan hareketinden evvel gazetecilere şunları söylemiştir:
*— Bu defak! Ankara seyahatim, memlekette kurulması tasarlanan et kombinası meselesiyle alAkalıdır «Bir iki seneye kadar gerçekleştirilecek olan et kombinası programının bir kısmını teşkil eden ve Erzurumda yapılması düşünülen soğuk hava depo ve tesislerinin bu kışa kadar İkmaline çalışmaktayız. Takriben 300 bin dolara m akılacak bu tesis, bu yıl yapılacak et tanzim satışlarına yarıyaeak ve sonra Et Kombinası İşletmesine memur edilecek teşekküle maliyet flütleri üzerinden devredilecektir. Soğuk hava depolarının İnşasına bir aya kadar başlanacaktır. Bu depolarda binlerce sığırın eti muhafaza e-dllecek ve Erzurum mezbahası fenni şekle sokulacaktır.»
=Günün Meseleleri
Paris toplantısının son günleri
Dört Dışişleri Bakanı bııgiin yeniden toplanacak. Bu toplantıda Vişinsitinin Almamanın siyası ve ikffsadi birliği hakkında bazı yeni tekliflerde bulunacağı bildiriliyor. Fakat, mahiyeti ne olursa olsun, bu tekliflerin vaziyette esaslı bir değişiklik yapnuyaçağı tahmin ediliyor. Bu sebeple Batı devletleri bîr an evvel müzakerelere son verilmesini istiyorlar.
Paris toplantısı neticesiz kalırsa Berimin vaziyeti ne olacaktır? Sovyetler kaJdırmağa razı oldukları ablukayı yeniden tesis edecekler midir? En ziyade merak uyandıran budur. Eğer İngiliz ve Amerikan mahfillcıl Sovyeilerin bu kadar ileri gitmiyereklerini ve bir kere açılan Berlin yolunun serbes bırakılacağını ümit ediyorlar. Fakat fazla kötümserler bunun aksi kanapfintlçriir-1er.
Vaziyet ne olursa olsun sinir harbi veniden şiddetlenecektir. Başkan Truman’ın bunu bildirmek için seyahate çıktığı haber veriliyor. Başkan son nutkunda: Komünizmin elinde alet olarak kullanılan siyasi ve içtimai belâlardan dünyayı mâsun kılmak için daha uzunca bir yol katetmek gerekmektedir... demiştir. Bu sözler ilk ihtar telâkki ediliyor.
Diğer taraftan Dışişleri Bakan muavini Ailen de söylediği nutukta endişeli |Jİr |jsan kul]anmıştır. Ailen Birleşmiş Milletler Kurulunun geleceğinden endişe duyduğunu açıkça söylemiştir. Bakan muavinine göre Birleşmiş Milletler Kurulunun yasaması ancak Rıısyanın demokratlaşması ile kabildir; bıı almazsa Kurul hic bir iş göremiyecektir... Amerikada Birleşmiş Milletler Kurulu hakkında söylenen bu sözler dikkate şayandır ve Amerika umumî efkârım başka anlaşmalara doğru sev-ketmek için bir başlangıç sayılabilir.
Yine Amerika dan gelen haberlere göre bir kısım .Amerikan mahfilleri Rusyadaki aşın diktatörlüğün hır gün bir nevi ayaklanmışa sebebiyet verip neticede yeni bir Rusya doğacağını ümit ediyormuş. Bu mahfillere göre her geçen gün Rusya için zarar, demokrasi cephesi için kârmış.
Gelen haberler ümit verici şeyler değildir. Fakat Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun son toplantısına başkanlık etmiş olan Ewatt'a bakılırsa ortada bir çok güçlük olmasına rağmen yeni bir harb tehlikesi kalmamış gibidir. Su halde soğuk harb devam edecek, vaziyette değişiklik olmıyacaktır. — E. T.
Abdurrahman Münip
Devlet Bakanlığında tâyinler
Ankara 14 (Akşamı — Devlet Bakanlığındaki memurların yerlerine iadeleri için açılan memuriyetlere tâyinler yapılmaktadır. Zeki Sanusun umumi kâtipliğe tâyininden sonra Ticaret Bakanlığından Hüseyin Kunteı de Devlet Bakanlığı daire baş-j kanlıklarından birine ” ’ edilmiştir.
tâyin
Ankaradaki GalatasaraylIlar Ankara 14 ((Akşam) — Gala-Lasarylılar bu pazar günü îs-tanbulda mekteplerinde ananevi pilâvlarını yiyeceklerdir. Bu pilâva kaşık atamıyacak olan Ankaradaki C-’-*------
dün akşam kendi kulüplerinin bahçesinde yemek yemişlerdir. Bu pilâvın hususiyeti kadınlı bir aile toplantısı oluşudur. Dışişleri Bakam ve bayan Sadak, Ticaret Bakanı ve bayan Dicleli, ------ »v mu bazl umufll müduıler. Renç ve memnuniyetini Dışişleri Bakan-i***1» b*r çok Gal tasarayldnr bu lığı vasıtaslyle hükümetlinize ’* '
resmen bildirmiştir.
Kasım Gülek acele yurda dönüyor
Amerikaya gönderilen mühendisler
Ankara 14 (Akşam) — Bayındırlık Bakanlığı tarafından bir müddet evvel Amerikaya gönderilen dokuz mühendis Amerikan yollar dairesinde bilfiil çalışmakladır. Mühendislerimizin çalışmasından Amerikan hükümeti de memnun kalmış ve bu
yemekle bulunmuşlardır.
Tophanede bir cinayet
Nişanı bozan kayınpederini yaraladı
Dün gece yarısına doğru Top-
★ On gün evvel Kasımpaşada Piyale mahallesinde bir kahve-yuıutt uuııuyur ) hanede Osman Uzun İsminde Londra 13 (Nafen) — lnql1- biri tarafından yaralanan lbra-tereyl ziyaret etmiş olan Türk h,m Kabak dün hastanede öl-Meciia heyetinden Kasım Gülek mûş ve tahkikata savcılık el ânl olarak memleketine dönme- ' koymuştur Aynı zamanda za-ğe karar vermiştir. Kasım Cıi-' türreeden hasta olan tbrahlmhı, lek »Tûrklyenin iktisadi geliş- y"» teslrlle mİ. hastalık neti-meleri» hakkında bir konferans CMİ ml öldüğünün tesbltl için vermek üzere Haikevinde bir ceset morga koldırimıştır. toplantı yapacaktı. Fakat hu-1 gün Halkevinden bildirildiğine ______________________________ _
göre, Kasım Gülek ânl olarak f:ında oturan ve kamyon ve o-Tiîrkiveye hareket t-Lmek kara- tobüslerile nakliyat işleri yapan rını almış ve bu yüzden konfe- emekli albay Hüsameddin Karana kalmıştır. radenlz dûn gece odasında ta-
Tıırk milletvekili Kasım Gü- buncasını temizlemekte iken lekln neden ânl olarak Turkl- kazaen patlıyan bir kurşunla yeye dönmeğe karar verdiöl hu yaralanarak olmuştur. TahKt-susunda, hiç bir tafsilât, elde e- kata nöbetçi mivc. Zeki 3erloğ-NllenıemişUr. pu ri koymuştur.
G^atosarayhlar hanede bir cinayet İşlenmiştir
’ ....... ~ Bu semtte oturan ve kahvecilik
yapan Âbldln Şatır, bundan bir müddet evvel kızını Düzccll Ferhat İsminde birine nişanla-mıştır. İki gencin nişanlılık hayatı kısa bir müddet devam elmiş.* bil âhara Âbldln, kızını evlendirmek kararından vazgeçerek nişanı bozmuş ve Ferhada yüzüğü İade etmiştir.
Ferhat, Abldlnin bu hareketine fevkalâde sinirlenmiş, birçok defalar kızı tekrar vermesi için haberler yollamışsa da Abl-dltı bu teklifleri reddetmiştir.
Düzceli Ferhat, uğradığı bu muamele karşısında kendisini içkiye vermiş ve dün gece bir I hayli İçtikten sonra gene Top-I hanede Camcıfeyzl sokağında Âbidlni bularak eski tekliflerini | tekrar etmiştir, | Âbidln, gene ret cevabı verince, Ferhat taşıdığı tabancayı çekerek Âbldlne ateş etmiş ve göğsünden yaralamıştır. Silâh seslerine yetişen zabıta memurları Ferhadı tabancoslyle yakalamışlar, Âbldlnl de Beyoğlu hastanesine kaldırmışlardır
Tahkikata savcılık el koy-| muştur. I
* Cihangirdi- Batarya soka-
Kominform
(Baş tarafı birinci sahi ferle) yakından ilgilenmekte ve diğer taraftan Tlto ordusunun maneviyatını her gün biraz daha razla yıpratmağa çalışmaktadır.
Sovyet Ruayaya karşı hareket
Londra 14 (R) — Belirtildiğine Röre, Yugoslavya Komünist hükümeti Sovyet Rusyaya karşı da fiili hareketlere girişmiş bulunmaktadır. şimdiye kadar radyo ve basın vasıtaslyle Rııs-yayı tenklct etmiş olan Tlto. son günlerde Belgrad’da faaliyette bulunan ve Sovyetlerle ortaklık yanan iki teşkilâtı lAğvetmlştl*.-. Bunlardan birincisi hava nalt-ilyatını idare eden Ju«ta şirketi. İkincisi de nehir nakliyati/le meşgul olan Juspad Şirketidir.
Sovyet Rusya bütün peyk memleketlerdeki esaslı şirketlerde hisselerden yüzde ellisinden fazlasını elinde tumakıa bu memleketlerin dahili İşlerine iyice nüfuz ediyor ve bundan İstifade temin ediyordu. Tlto, böylelikle Moskovanın Yugos-lavyadakl bu faaliyetini baltalamıştır. Yugoslavya - Komln-form savacının önümüzdeki günler içinde büsbütün şiddetlenmesi beklenmektedir.
Bul parista ndan kaçanlar
Londra 14 (R> — Yugoslavya İrişleri Bakanının bir tebliğine göre. Bulgar latanda n. haziran İptidasından beri Yugoslavyaya 800 siyasî mülteci girmiştir. Bunlar Bulgaristan da İşsizlik, az yiyecekten şikâyetçidirler. İçlerinde Tlto rejml aleyhine sıçılan seferi beğcnmlyenlcr de vardır.
(Baç tarafı 1 inci sahlfede)
himml boynunda, amudu fticarinin üst taamında olan bir tanktır. Bu tanktan, bir parça Asaba tesir ettiğinden, sol kol ve bacak hareket etmemektedir. Bu yüzden bir müdahaleye İhtiyaç olup olmadığı tetkik edilmiş ve asabiye mütehassulan profesörlerin İştirakiyle bir konsültasyon yapılmıştır. Neticede şimdilik müdahaleye lüzum olmadığına ve hastanın mutlak lsttrahate tabi tutulmasına karar verilmiştir.
Abdurrahman Münip Berkan dün akşam kol ve bacağındaki ağrılardan şikâyet etmiştir. Bu. hassasiyetin avdet etmekte olduğuna. delil sayılmış ve memnuniyetle karşılanmıştır.
Yaralının vaziyeti, ciddi olmakla beraber, ümit vericidir. Doktorlar bu sabah vaziyette düne nazaran lyilk gözüktüğünü söylemişlerdir.
Adlî tahkikat
Kaza h akkında İd adil tahkikata nöbetçi savcı Zeki Sertoğ-lu el koymuştur- Adalet doktoru Kâmil Ünsalan dün Guraba hastanesine giderek Abdurrah-man Münlbl muayene etmiş, boyun kemiklerindeki tanklık, kol ve bacaklardaki çatlaklıklarla bundan mütevellit ataleti bir raoptla tesblt etmiştir.
Savcı yardımcısı Zeki Sert oğlu dün beraberinde bir seyrüsefer ve makine mühendisi
BORSA
v
tavabd ««minin »/«/IMS ttallarl I
ESHAM VE TAHVtLâT
% T ratZbZİ TAHVİM.EB Sıvat ■ Errunım ı aı so Slvu . erzunun M 3040 İMİ Demiryolu l M Sû 1941 Demiryolu fi M15 1941 Demiryolu m sı 10 Milli Müdafaa S07° Milli Müdafaa il »— Mim Müdafaa ıu »Jo Mili Müdafaa IV »« % 1 ralZLİ TAHVİLJ.EJ1 Kalkınma 1 ta »o Kalkınm» 11 rt — Kalkınma 111 ta 30 940 UiikraD 1 0394» iMikra» n imimi Demiryolu VI bu.— % 1 raiZLl TAHVİLLZJI ıssa Rrcanl as 65 1038 tkramlvoll W 10 Mim Müdafaa uı »•» Demiryolu IV ta, 10 Demiryolu V 97, JS ANADOLU DEMİRYOLU ORUPU Tahviller t-3 İta S0 Hisse srnetleri * «I 03 — lümratll »rnet TT-— ŞİRKET HİSSELERİ 4 erk e» teinle mi 194,- lg Bankan 34 10 T Ticaret Bankası aw Aralan Çimenıo 18-^
SABRAELARDA ALTIN
■alıglar Gulden M.40 Tür* Hr»M Sierlın B8 SO Külce «W Rega» 43 50
olduğu halde, hâdise yerinde bir keşif yapmış ve bu hususla bir rapor hazırlanmıştır. Adli takibat devam etmektedir.
Kazayı yapan otomobilin Nişan taşında Emlâk caddesinde Park aparlımanında oturan Cemal özman isminde blme a l d olduğu ve Abdullah oğlu Dursun İsminde bir şoförün idaresine kayıtlı bulunduğu da tesblt e-dilmlştlr.
Hâdise nasıl oldu?
Hâdise ânında. A. Münip Ber-kanın yanında bulunan D. parti idare heyeti âzasından Emin N1 hat Sozeri, dün. kendisi ile konuşan bir arkadaşımıza, şunları söylemiştir:
•— Bir dostun davetlisi olarak, ailelerimizle birlikte -Soğuksu. ya gitmiştik. > Akşama doğru, misafir bulunduğumuz evden çıktık ve «Soğuksu* gazinosuna doğru yürümeğe başladık Abdurrahman Münip beyin (ağ kolunda hanımı vardı. Biz sol tarafında İdik. Tam gazinoya y aklaştığımız sırada, yukarıdan, bir taksi, büliın sür* alile liderimize doğru geliyordu. Ben eşimle kendimizi güçlükle yolun kenarına atabildim. Başkan, otomobilin geldiği tarafında bulunan eşini, otomobilin çarpmasından kurtarmak İstedi. Bu âna kadar yanımıza gehnlş olan taksinin çamurluğu. şiddetle başkana çarptı ve yolun kenarındaki taş duvara attı. Otomobilin sadmesinden sonra, duvara çarpan başkan bir miıddet baygınlık geçirdi. Kendine geldiği zaman, konuşmağa başladı ve bana dedi kİ:
»— Ayaklarım ve ellerim hissiz gibi duruyor.»
Henimlz telâş içinde idik î-çimlzde doktor olmadığı İçin hiç bir şey yapamazdık. Derli al otomobil aramağa başladık. Kendisine çarpan otomobil, o-ridan uzaklaşmıştı. Bir kaç o-tomobll sahibi, yaralıyı hastaneye götürmekten çekindi.
Nihayet, nişanlısı İle gezmeğe çıkan bir genç, A Münip beyi hususi otomobiline aldı. Doğruca Gureba hastanesine götürdük.
Prof. Abdurrahman Münip davacı değil
Abdurrahman Münip Beıkan dün şu sözleri söylemiştir:
— Şahsen hiç kimseden dâvan değilim. Hâdise ölümle ne-Ucelense dahi
Dün pek çok kimseler hastaneye giderek hatır sormuşlardır. Bunların arasında Demokrat Parti erkânı, şahsi dostları bazı Cumhuriyet Halk Pnrttsl mensupları vardı.
Prof. Abdurrahman Münip Berkan hukuk faMUbesIrtd? ıı-zuh müddet profesörlük etmiş, ıncııılekelimlzin tanınmış hu-kukşi nazlarından dır. Kendisine acil «ilâlar ılileviz.
Created by free version of 2PDF
14 Haziran 1940
ARSAM
Sahlfe f
[ÂKŞAMa^AKŞAMfll
Galatasaray lisesinden yetiştiğimi hatırlıyarak, kadirşinas ve lütuf kâr mektep arkadaşlarım beni bu sene de mektebin ananen pilavına davet etmek cemilekâr-hğını gösterdiler.
Pilâvın, 19 haziran pazar günü olduğunu, merasime «aat 10,3ü da başlanacağını, GalatasaraylIlar cemiyeti başkanı Fahreddin Ulaş’tan Öğrenmiş bulunuyoruz.
Senede bir gün. kendi mektebinin bahçesinde, nıuh telif nesillerin sakallanmış sabık çocuklarivle körebe, esir almaca, birdirbir, sek-aek oynamak, tek kaleye şlit çekmek hoş oluyor. Sınıf arkadaşlarımdan, eski yüzme şampiyonu ve teşebbüs dünyamızın şimdiki tanınmış yıldızlarından Fâzıl, şişmanlık lâkabım hakklyie kazanmışken. seksekte hepimizi geçer; bunu iddia ederim. (Sözümde bir nükte yoktur. Beti yaştaki arkadaşımın yüz kiloyu mütecaviz cüssesiyle ağır sıklet dünya seksek rekorcusu olduğunda bahse tutuşurum. Vay, ticaret rakiplerini atlatışına!).
Buna mukabil, ben 568 nu maralı sabık Ahmet Vâlâ da. mektep avlusunun demir parmaklıkları üzerinden *— elimle demirleri tutup — bir hamlede bir taraftan bir tarafa asabileceğimi hâlâ sa-nıvorum. Mektebi her ziyaretimde bu tecrübeye giriştim ve şimdive kadar muvaffak oldum. Başaraınıvâ-cağım gün. dağın ihtiyarlık doruğunu döndüğümü kabul edeceğim .
Böylece, pilâv gününü, eski hocalar ve arkadaşlar lirasında çocuklaşarak neşe içinde geçireceğimizi umuyorum: ve...
Eski Italyan sefarethanesi
Tekel binadaki tütünlerini koyacak yer bulamıyor
Maçkadakl eski Italyan Sefarethanesi binasının belediye tarafından konservatuvar binası olarak kullanılmasına karar verildikten sonra hâlen bu binayı tütün deposu olarak kullanan Tekel İdaresinin de mallarını çekip alması lâzım gelmektedir. Binada lüzumlu tâmiratın başlamasından önce yapılması İcap eden bu tahliye neticesinde Tekel İdaresinin tütünleri nereye koyacağı da merak edilmektedir Zira esasen İdare geçen sene buraya yerleşirken tütünlerinin çok olduğunu ve elinde de bunları saklıyacak deposu bulunma dığını söylemişti. Bu hususta 1-dare çevrelerinde yaptığımız soruşturmalardan Öğrendiğimize göre Tekel idaresi her ne kadar bu yıl da İzmir, Karadeniz ve Marmara piyasalarından mühim miktarda tütün mubayaasında bulunmuşsa da bugünkü durumda hem yeni tütünleri, hem de Sefarethane binasındaki tütünleri lstlab edebilecek başka depoları vardır.
Hem güreşçi hem futbolcu
Torino kulübü Nızzo-la’yı 3 milyon lirete satın aldı
Sabah Gaz eteleri Ne Diyor?
Seyrüsefer
Felek CUMUÜRİYET'teki fıkrasında otoiiiöbillerln yıılları çok farla İşgal ettiklerini belirterek şunları yazmaktadır*.
Evvelâ şurayı kabul etmek lâzımdır. bizim şehrin sokakları, iki yüz yıl evvelki halinde kalmış, fakat nakil vasıtaları son modayı takip etmiştir. Seksen kişilik otobüslerden 49 modeli Kadllak arabalara kadar her türlü motorlu vasıta, şehrin meyil ve münhanlsl orta çağdan kalma sokaklarında cambazlık edip durmaktadır.
Bu yetmiyor gibi, bütün ana caddeler ve yaya sokakların iki tarafı hususi arabalarla maktadır.
Bizde, İş adamlarından, gül doktorlarımıza kadar dlyeye. Belediyecilere ve
mlze nazı geçen hemşerller arabalarını İşerine geldikleri zaman hem de kapılarının önüne bırakırlar. akşam da garajdan alır gibi alıp giderler. Şimdi blzblze görüşelim. Mutasıl şehrin sahipsiz olduğundan şikâyet eder dururuz. İşte şehrin değilse bile caddelerin, sahipleri. İki üç sene böylece tasarruftan sonra tapusunu isteseler vermemek münasebetsizlik olur.
*
Demokrasi ancak aydınlıkta işler
Ahmet Emin Yalman bugünkü
başmakalesinde memlekette dahili sulh kurmanın zaruri olduğunu beyan ettikten sonra, işbirliğinin kurulabilmesi için doğru haber almanın ehemmiyeti üzerinde durmakta ve Cumhurbaşkanı İle diğer Bakanların sık sık yapmaları gereken basın toplantılarına temas ederek şöyle demektedir:
ve kendini acemice müdafaa çt-mekle kalıyor.

dol-
sev-Bele-hepl-
Memleketin baş derdi, doğru haber ve malûmat buhranıdır. Serbes münakaşa devrinde hürriyetin suiistimale uğramamasına karşı kurulacak sed; menfi bir ceza tehdidinden ibaret kalamaz. Her şeyden evvel vatandaşı günü gününe tenvire İhtiyaç vardır. Tâ kİ anlaşmamaz-lıklar ve fena niyet sahipleri tarafından ortaya atılacak fitler ve münafıklıklar kök tutmasın. Bu İse yalnız bir hükümet reisinin ve bir kaç Vekilin bir kaç haftada bir umumi şekilde konuşmalar yapması sayesinde temin edilemez. Umumi havayı tasfiye etmeğe ve ortalığı dalma aydınlık içinde tutmağa kıymet vermek lâzımdır.
Bizde tenvir cihazı henüz u-muml hayatta yer almamıştır. İktidarda bulunan parti, umumi efkâra karşı hesap borçlu olduğunu, memleketin mukadderatına alt lcrai mesuliyeti taşıdığını hatıra getirmiyor. Yalnız karşı tarafa hücum etmek
.Jt*
Siyasî havada bulanıklık
YENİ SABAH'ın başmakalesinde seçim emniyetinin temin edilmemesinden dolayı siyasi havanın bulanık olduğu ileri sürülerek şöyle denmektedir:
Bu tatsız: neticede, şüphesiz, iktidarın büyük btr mesuliyet payı vardır. Çünkii Demokrat Parti Başkanı Bayar neden feryat ve şikâyet ediyor?... Seçim emniyetinin sağlanmamış olmasından.. Eskldenberl malûm olan bu feryada bir kayıt İlâve ediyor. Gelecek seçimlerde reylerin mosunluguna milletçe dikkat ve İhtimam gösterilmesi lüzumu...
Ayni zamanda Millet Partisi de bir beyanname yayınlıyor. O-nun da feryadı var Millet Partisi tıpkı Bayar gibi seçim emniyetsizliğinden şikâyet ediyor. Fazla olarak aşırı sağ ve sol cereyanlarla mücadele İçin çıkarılan kanundan muztarlptlr. Bu yeni mevzuat İle fikir ve vicdan hüriyetinin, İcabında, baskı altına alınabileceği düşüncesinde.
Görülüyor ki muhalefet partisini de rahatsız eden, iktidarın, son günlerde çıkardığı kanunlarla bir türlü çıkarmak istemediği seçim emniyetini sağ-. Uyacak kanundur
Sultanahmet
Perakendeci
kasaplar
satışının azlığın-
Et
dan şikâyet ediyorlar
Et satışları son günlerde pek| ziyade azalmıştır. Perakendeci kasapların şikâyeti gün geçtikçe artıyor. Bazı semtlerde kuzn 250 kuruşa kadar satıldığı halde yine müşteri bulunmuyor.
Diğer taraftan sulaklar başladığı için kasapların bozuk et satmaları muhtemel görüldüğünden belediye kontrollere karar vermiştir. Dün bu maksatla belediye murakıplarına talimat verilmiştir. Ayrıca kaymakamlıkların da dikkatleri celbedll-m İştir.
Belediyenin kontrolü ve et satışlarının son derecede durgun olması bazı kasapların işten vaz geçmelerine sebep olacağı söyleniyor. Dün bu hususta fikrini sorduğumuz Çenıberlltoştakl bir kasap demiştir kİ:
— Saat 12 ye gelyor. Sabahtan beri ancak yarımşar kilodan İki müşteriye kuzu eti sattım. Bunlar da veresiye gitti.
Yeni bir hastane
Beyoğlunda 400 yataklı belediye hastanesi yapılacak
ay
■ a
cinayeti
Haber aldığımıza güre geçenlerde şehrimizde yapılan Avrupa Serbes Güreş Birinciliklerine î-talya adına İştirak etmek üzere buraya gelen ve sportmence hareketiyle halkın büyük sevgisini kazanmış olan 67 kilo güreşçisi Nizzola aynı zamanda futbolda da mühim bir kabiliyet olarak sivrilmektedir. Şimdiye kadar t-talyamn bir takımında oynıyan Nizzola hücum hattının sağ vej sol kanatlarında aynı derecede oynamakta yani her İki ayağını da kullanabilmektedir, Nizzola hâlen Torlno kulübü tarafından eski kulübünden satın alınmış bulunmaktadır. Bundan bir müddet önce feci bir uçak kazasında en kıymetli oyuncularını kaybeden Torlno kulübü bu yıl yeni bir futbol takımı teşkil etmek maksadiyle harekete geç miş ve Nlzzolayı eski kulübünden 3 milyon lirete (1500 t ürk lirası) satın almıştır.
Bu vaziyette Nizzola bu yıl Torlno A futbot takımında oy-nıyacaktır.
Bu satırları yazarken telefon çaldı. Mithat Cemal üstadımızmış. Kendisinden çok mücllirn bir ''haber afilim. Galatasarayın pilâvı, daha yemeden gırtlağımda düğümlendi:

Farsça hocamız meşhur âlim Ziya Sükûn’u kaybettik
Bizden evvelki nesillerin ve bizim hocamız, farsçada İhtisas ve eserler sahibi Ziya Şükün'u kaybettiğimizi büyük teessürle öğrenmiş bulunuyoruz.
Farsç&nın «iynek - ânek-sözlerini çocuklara ilk öğreten olduğu için, Galatasaray ananesi mucibince lâkaplar dağılırken kendisine «tnek-'Çim lâkabı verilmişti. Bunu âırf, hocanın son hayat safhalarını takibedemeıniş nıek tep arkadaşlarımıza kendisini hatırlatmak için zikrediyorum. Yoksa, tam mânasile kâmil, fâzıl, nâzik, çelebi bir sarıklı zat olan Ziya Şükûn’ tin bu lâkapla İlgisi yoktu. Zembilli Ali Efendinin de isini yanın atakılan Zembil kulağa hos gelmiyebilir: fakat yiğit lâkabı ile anılarmış v» hu gibi lâkaplar şerefi arttırır.
Ziya Sükun hocamız, hocalığı mihaniki bir tedris suretinde kabul etmeyip, u-zun süren (üc çeyrek asrı havli aşan) ve muhitinin hürmet hâlesiyle çevrilmiş bulunan hayatını, ilim yolunda sakalını ağartarak ve kitap yazarak geçirmiştir.
On ciltlik Farsça - Türkçe lügatini tamamen basılmış görmek; ancak ondan sonra bu dünyamızdan ayrılmak başlıca emeli olduğunu bana kac kere söylemişti. Maalesef, gayesine erişemedi. Gerçi eseri kendi ta rafından ta-manıfaıunıştır; 8 cildi (kes) kelimesine ve 1538 ncı çift flüttınlu mhifesine kadar türlü maıızunı. mensur misallerle ve mükemmel olarak basılmıştır. İki cildi de vefatından sonra neşredilecek; gerek İran, gerek Türküye ve gerek ilim dünyası, Ziva Şii-kûn sayesinde bir âbide kazanmış olacaktır, Ne yazık ki hocamızı kaybettik
Ziya Rükün, sarıklı ye geniş düşünceli bir ?attl. Hem rıki asırların ananesiyle, em ■ ... - .. -
£ blzocrı ustun., hissilik uyan-1 âlimimize Alla dırır, büyük bir otorite le- rahmet eylesin, mln ederdi.
Ticaret Odası nisan ayına ait endeksi hazırladı
Etki dostunu öldüren kadın hâdiseyi anlatıyor
evvel.
İstanbul belediyesi tarafından sağlık mevzuunda bazı yeni ve mühim kararlar alınmıştır. Buna göre Zeynep Kâmil hastanesine 100 yatak İlâve edilerek burası tam teşekküllü bir hastane haline getrllecektlr. Ayrıca Beyoğlu tarafında da 400 yataklı yeni bir hastane İnşası ka-
Gene İstanbul vapuru ve gene garip bir mevzuat cilvesi. Birkaç gün evvel Batı Akdeniz seferine çıkan İstanbul vapurunun dan hareketinden gümrük memurları yolculardan birinin parmağında bir yüzük görmüşler ve-'
«— Bıı yüzüğü memleketten dışarı çıkaramazsınız."
Diye yolcunun yabasına yapışmışlar. Adamcağız:
«— Yüzüğüm hakikatte maddi kıvmeti olan bir şey değil, alelade bir halkadır. Fakat bir hâtıra olması do-layısiyle bence mânevi kıymeti vadır: bunun için par-maımda taşıyorum." demişse de memurlara meram anlatamamış ve gemiye bine-bilme için yüzüğü parmağın dan çıkarmak mecburiyetinde kalmış. Fakat bu esnada idare şeflerinden birinin işe müdahale ederek yüzüğün. götürülmesinde mahzur oltsr madiğini söylemesi üzerine— yolcunun yüziiğiyle birlikti-vapura binmesine müsaadeli edilmiş.
Bu hâdisede gümrük memurunu kabahatli çıkarma-C ğa hakkımız yoktur. Zira iş;O lerimiz o kadar garip mev-(Q zuat kargaşalıkları arasın-b: da bocalıyor ki birçok ahval-^ dc memurun kendi takdiri-^ ne göre yaptığı hareket, za-9* hiren mevzuata uygun gö-£ rünmekfe beraber, hakikat*1" te fuzulî bir şekilperestti k>» gülüne bir gayretkeşlik olıiftM
Şüphe yok ki gümrükQ mevzuatı, memleketten dı-Q) sarıya çıkarılması vaşak ott lan maddeler hakkında mumi hükümler koymuş vel— tatbikatla gûya intizam f.-O minini memurun takdirine bırakmıştır. Her hangi bir meselede takdir isabetinin, o salâhiyeti kullanacak kim-
liman-evvel
Belediyenin alacağı yeni 50 otobüs
Belediye, yeniden 50 otobüs almağa karar vermişti. Sipariş edilecek otobüslere alt şartname teknik bir komisyon tarafından hazırlanmıştır. Bu şartnameye göre İstenilen evsaftaki otobüsleri satmağı kabul edecek firma parasını S yıl içinde alacaktır. Otobüsler için muayyen bir tip kabul edilmemiştir. Sadece şehir sokaklarına sığacak büyüklükte olması ve rahatça 50 yolcu alabilmesi İstenmektedir. Ay nı zamanda madeni karoserin olması arzu edilmektedir.
Bir İngiliz firması şimdiden talip çıkmıştır. Avrupada bulunan elektrik tramvay müdürü nün de bu husustu bazı firmalarla görüştüğü haber veriliyor.
emsalsiz nezaketi ve telkini ile, biz talebelerini de iyi çalıştırmasını bilirdi. İki sene rahlesinde iarisî okumak şerefini kazandım. Mektep arkadaşlarım arasında Iran edebiyatı mahsullerini asıllarındaıı okuyabilme imkâniyle mücehhez olmuşlar çok vardır. Eğer, bütün nazarlar, garbla beraber şark dünyasına dalın ihtimamla çevrilmiş bulunsaydı.' çark öyle değil, öyle «ton sevdi, ondan aldığımız: feyiz! çok dalıa ileri götürebilirdik. Merhumun lügati, Mithat Cemal gibi bir üstadın da tasdik ettiği gibi, hakikaten ciddi bir nıercidir: Lâyemut fars edcbiyatîyle vö İran komşumuzla ilgile*
dem İm asrın bilgi ve zilini- ilecekler irin (ve mütekabl-Teti ile bezenmişti. Hazır bu-İlen) emsalsiz bir afettir luıuluğu meclislerde«Bu zat,| Sevgili hocamıza ve büyük bizden ustun.. hissi.|ii uyan-1 âlimimize Allah gani gani
(Vâ-Nû)
müşahede olunmaktadır.
İstanbul geçinme İndeksinin İkinci grupu yakma, aydınlatma. temizleme maddelerine ayrılmış bulunmaktadır. Mezkur grup tabii olarak kış aylarında yükselişler kaydetmektedir. Bu bakımdan nisan ayında yakma, aydınlatma ve temizleme maddelerinde esaslı bir tahavvülâta tesadüf olunmamıştır. Grup bir ay evvelki yükseliş nispetini hemen heınen muhafaza etmektedir. Yakma, aydınlatma vc temizleme maddelerinin nisan ayındaki İndeks sayıları 1914 yılı 100 olduğuna göre, 3658 ve 1038 yılı 100 olduğuna nazaran da 360.9 dur. Bu bakımdan yakma, aydınlatma ve temizleme maddeleri Birinci Dünya Harbinden evveline göre otıız altı ve tklncl harbten evvelki 1938 yılına nazaran da üç buçuk mislinden fazla artmış olarak kabul edilebilir. 1949 ve 1948 nisan ayları beraberce tetkik edilecek olursa, 1948 nisan ayında yakma, aydınlatma ve temizleme maddelerinin 1838 yılına göre İndeks sayısı 313,7 olduğundan, 1949 nisanında bu nevi maddelerin yüzde on beşten fazla arttığı anlaşılır.™
İstanbul Ticaret Odası nisan ayına alt geçinme İndeksini hazırlamıştır. Bunda deniliyor kİ:
«Nisan ayı İçin tertip edilen İstanbul geçinme indeksinin u-muml nispeti geçen aya nazaran bir miktar daha yükselmiş bulunmaktadır. 1949 yılı başından itibaren, fiatlerde görülen artış dolayıslyle, geçinme indeksi her ay hafit bir yükseliş kaydetmektedir. Bu hale göre: pahalılık 1949 da her ay devamlı olarak biraz daha artmış demektir.
1949 nisan ayı geçinme İndeksinin umumi yekûnu, 1914 yılı 100 olarak alındığına göre 3322 ve 1938 yıh yine 100 olarak far-zadlldlğlne göre 342,2 dir. Mezkûr sayılara nazaran hâlen yük selis Birinci Cihan Harbinden evveline göre otuz üç ve İkinci Dünya Harbinden evvel normal bir sene olarak kabul edilebilecek 1938 yılma göre de üç buçuk mislini bulmuş demektir.
îstanbul geçinme indeksinin umumi nispeti altı İhtiyaç gru-punun birleşmesinden meydana gelmiş bulunmaktadır. Her gru-pun ayrı ayrı yükseliş nispetleri hesap edilmekte ve muhtelif maddelerde meydana gelen tahavvülât da gösterilmektedir.
İstanbul geçinme İndeksinin birinci grupu gıda maddelerine tahsis edilmiştir. Mezkûr grup 22 gıda maddesini ihtiva etmekte ve umumi ihtiyaçların hemen hemen yarısını teşkil etmektedir. Gıda maddeleri zaruri İhtiyaçların başında gelmesi dolayısiyle. pahalılık mevzuunda da ayrı bir ehemmiyet kazanmaktadır
Nisan ayj geçinme İndeksinin gıda maddeleri yekûnu 1914 yılı
100 olduğuna göra 4880 ve 1938 _______r ._ ________
yıh 100 olduğuna göre de 531,4 tır, Bunun üzerine gem! havü-sayılannın İfade ettiği bir yük-, za alınmıştır. Tamirin hitamın seilş göstermektedir. Bu hala da, gemi İstanbula hareket e-göre gıda maddeleri Birinci Dünya Harbine nazaran elli va ikinci Dünya Harbine göre de beş buçuk misil kadar artmış demektir. Bilhassa gıda maddeleri grupu 1940 senesi başından İtibaren, devamlı olarak yükselme kaydetmiştir. Senenin ilk ayı olan Ocakta. 1036 yılı esasına göre yükseliş, 405,7 iken nisanda 431.4 olmakla kısa bir) devrede gıda maddeleri yüzde' yedi kadar artmış olarak kabul edilebilir. 1948 ve 1949 yılları
I nisan aylarını beraberce gözden geçirecek olursak, 1948 nl-, sanında gıda maddelerinin in-; deks sayısı 444,5 olduğuna göre, 1049 nisanının yüzde yirmiye çok yakın bir nispette arttığı
Adana vapuru New - York’da sakatlandı
8 haziranda New-York limanından hareket eden yolcu gemilerimizden «Adana., vapuru bir kılavuz ve iki yardımcı römorkörün refakatinde limandan ayrılacağı sırada, kılavuzun ve yardımcı römorkörlerin yaptıkları bir manevra hatası yüzünden kıçtan rıhtıma bindirmiş ve dümeni sakatlanmış-
detektir.
Hata kılavuz ve yardımcı römorkörlerde olduğu İçin Denizyolları idaresi tazminat İstemektedir
Bundan bir müddet Sultanahmette Dlzdarlye hailesindeki evinde, kendisiyle tekrar tesisi münasebet etmek üzere gelen eski dostıı Mustala-yı tabanca İle öldüren Fikret Sessiz İsmindeki kadının duruşmasına dün İkinci ağır ceza mahkemesinde başlanmıştır.
Fikret, yapılan sorgusunda hâdiseyi şöyle anlatmıştır:
(— Ölen Mustafa ile evvelce tanışmış ve evlenmek üzere bir müddet beraber yaşamıştık. Fakat o sözünde durmadı. Ben de ondan ayrılıp başkasiyie yaşamağa başladım. Hâdise günü M tıs ta fa yı ansızın, evin üçüncü katındaki odamın kapısını açarak içeri girmiş gördüm. Hemen çıkıp gitmesini söyledim. Dinlemedi, bana hücum etti. Kendimi müdafaa için yastığın altındaki tabancaya uzandım. Bu sırada üzerime atılmıştı. Aramızda boğuşma oldu ve tabanca patladı. O vurulmuş ve elini kamına basa basa kaçıp gitmişti. Sonra hastanede ölmüş. Benim bu İşte bir suçum yoktur. Onu öldürmek kastında değildim. Ondan korktuğumdan, kendimi müdafaa etmek istedim.►
Mahkeme, şahitlerin çağırılması İçin duruşmayı başka güne bırakmıştır.
Muhiddin Karapınar beraet etti
İsmail Akgün İsminde birinden rüşvet aldığı lddlasiyle dokuzuncu asliye ceza mahkemesinde yargılanar Emniyet müdürlüğü İkinci şube birinci kt-, sim memurlarından Muhiddin Karapınar'ın son duruşması dün yapılmış ve hâkim ortada bir suç görülmediğinden Demetine karar vermiştir.
rarlaştırılmıştır. Bu hastane seterin bilgi, tecrübe, mesıı-projeslnln tahakkuku İçin d&rtl]jvcf derecelerine, görüş ve _ı. .r__ t.- | SeVjve|erjne göre is-
tikamet değitirmesi tabiîdir. NeteMm. yüzük hâdisesinde memurla sof arasındaki birbirine zıt takdir farkları da bunun acık bir delilidir. Memurun vaşak dive yolcunun parmağından çıkardığı yüzüğü. âmir, mahzur yoktur diyerek tekrar sahibinin parmağına takıyor.
Birçok sahalarda mevzuat tatbikatındaki sarabetlcrin çeşitli tecellileriyle sık sıt karşılaşıyoruz ve bunun i-çîndir ki islerimiz daima aksıyor. vürümiiynr. Mevzuat vazedilirken tatbikat sahasında bas göstererek kacı-şihklar. takdir, tesir, temviz kargaşalıkları göz önüne getirilmiyor ve riilîvata geçince bu mahzurlar hep birden ayaklanıyor. Ondan sonra uzun, süriincemeli muhabere, istizan. İstizah, ek talimat. zeyil, nizamname, mütemadi karar değiştirme safhaları haşlıyor.
Ne İse, işin o tarafım lıı-raaklım da geleim gene İstanbul vanurıına. Gazetelerin bildirdiğine göre, haspanın bıı defa yaptığı Batı Akdeniz seferi son gidisi imiş. Bundan sonra Güney doğu Akdeniz seferlerine başlıya-çakmış.
İstikamet değiştirince belki kendisi hu netameli tiklerden kurtulur, biz de her seferinde yeni bir macera dinlemekten halâs oluruz!
Cemal Refik
milyon lira harcanacaktır.
Bundan başka Beyoğlu hastanesinin Srrasclvllerdekl eski binası da veremlileri toplama ve tan kurtaran merkezi haline getirilecektir.
Sebze kooperatifinin açtığı dükânlar Piyasada meyva ve sebze fi-atlerinl düşürmek maksadiyle yaş meyva ve sebze kooperatifleri birliğinin şehrin muhtelif semtlerinde giriştiği tanzim satışları devam etmektedir. Talimhane, Beyoğlu Bahkpazarı ve Maçkadan sonra Kadıkö-yünde de btr dükkân açılmıştır.
İstanbul» 500 bin çeki odun verildi Tarım Bakanlığı. İstânbulun, kışlık ihtiyacı İçin belediye em- i rine odun tahsis etmiştir. Ancak bu odunların Halleri bildirtmediği için nakliyata başlanamıyor.
Tahsis edilen odun miktarı 500 bin çekidir, şimdiye kadar getirilen odunlar bu hesaba katılsa bile üç ay İçinde tstanbu-la 400 bin çeki odunun nakledilmesi icap etmektedir.
Bazı motörler sebze vesaire nakliyatı ile meşgul oldukları halde bu sıralarda yine vasıta) temini kolay görülmektedir.' Bakanlık fiatlerln bildirilmesine geciktirdiği takdirde önümüz-! deki taş yine sıkıntı çekileceği söyleniyor.
Çoruh şilebi Hindistan yolunda
Denizyolları idaresinin ™Ço-ruh» şilebi Hindistan seferine
Şehir Tiyatrosu bir an evvel ikmal edilecek
Taksimde İnşası devam e-
Karakulak suyu
Verilen malûmata göre Vakıf- çıkmıştır. Esasen uzun zaman-j den kapalı tiyatronun biran ev-lar İdaresi, Karakulak suyunun dan bert Amerika seferinde bu-! vel tamamlanmasına karar ve-mo-1 İtinan bu gemi son olarak Ka-j rilmiştlr. tnşaat İçin lüzumlu ve takvl- nadaya geçmiş. Möntrealden para bir bankadan Lıllkraz edl-miihinı miktarda yük alarak Iccektlr. Alınacak paralı milyon Allantlğl aşmıştır. Gemi Hin-liradır. Bu hususta belediye baş-distanın Madras, Kalküta ve kanlığına salâhiyet “ ■ Sltagonk limanlarına uğrıya-caktır. şilebin sonra nereye gideceği henüz belli değildir.
membamdakl tesislerini dem cihazlarla tevsi yeye karar vermiştir, tdare bu İşe başlamış olup 500 bin lira sarfedecektlr..
Patrik’in ziyafeti
Rum patriği Alhenagoras dün saat 20.30 da patrikhanede vali Dr. Lûtfl Kırdar şerefine bir 'akşam yemeği vermiştir.
Ziyafette Dr. Lûtfl Kırdar I patrik Athenagoras, Emniyet mildüru İsmail Hakkı Saykal, Hamdullah SuplH Tanrıöver, Fahreddln Kerim Oökay, patrik vekili ve diğer davetliler hazır bulunmuş ve yemek neşeli bir hav» içinde geçmLştlr.
verilmiştir Lüzumlu para hemen tedarik edilse dahi İnşaatın en az İki yıl devam edeceği tahmin edlll-, yor. Tiyatronun, tsianbulun fetih yıh olan. 1953 senesine yetiştirilmesi icap etmekledir. Bu . _________________ ..___ | zamana daha vakit var diye
1.450,000.000 dolara' rece-v! geçmiştir. Ve hava tali-, düşünmenin işleri uzatmaktan varan askeri yardım yapılması mirilerinden anlaşıldığına göre başka netice vermediği blllııdl-hakkındakl kanunun t________________ *"* ■............
lstiyecektlr.
Vaşlngloıı 13 (A.A ) — Usls: Ekonomik İşbirliği İdaresinden bildirildiğine göre, Tiirklyenlrı 8 hazirana kadar MarshalL plânı programı üzerinden yaptığı mübayaaların tutarı 32.502,000 dolara varmıştır.
Amerikan yardımı
Vaşlngton 13 (A.A.) — United
Press: Başkan Tınman, yakında
K«wr«len. Atunttk pakl.no i Bu s,.akl.r oera„. Bd«ek . dahil memleketlerle Türkiye ve
Yunanistan ğlbl diğer bazı hür| Dui1 hararet gölgede 30 de-mllletlere
.j.pııuı.ı-.ı................................. ııcıne vrı ır.euıgı uuıııuı-
tnsvlblnl bu i'az bunaltıcı sıcaklarla ge- *ı |Çın inşaatın bir an evvel ta-
----------------------------- = I gı ıçuı inşaatın bir an evvel ta-çecektlr ...-----------------J nıamlanrnxM arzu ediliyor Spor
Fakir ve Yetim Çocuklara ( ve sergi sarayının İnşaatı, hu-Yardım Eşya Piyangosunun ik- attan başında güreş miisabaku-ramlyeleri arasında bir hakiki' larının yapılacağı malûm oldu-Frigidalre bulunuyor. Çekiliş bu' ğu halde güçlükle yetlştirllebll-pazar güniı yapılacaktır. Alaca-1 mlştl. Belediyenin süratli taşağınız bir bilet, bu buz dolabuu atı yüzünden, zarara uğradığı size 1 liraya kazandırabilir. | söyleniyor.



Bahlfe 4
aksam
14 Haziran 11)19
-= Memleket şartlarına uymanın parlak bir örneği s-
Haseki hastanesindeki kan bankası saat gibi işliyor
Tansiyonu yüksek olanlar! Kan aldırmak için boş yere sağa sola baş vurup para harcamayınız. Haseki hastanesi sizi bekliyor. Size yalnız, teşekkür etmekle kalmayacaklar, üstelik bir de yorgunluk kahvesi içirecekler.
Mısır Maliye müsteşarı Ankarada
Dışarıda az propaganda yaptığımızdan şikâyet ediyor
Mahkeme Koridorlarında
Heyecanlı şairin aşkı!
Garb medeniyetinin İleri hareketlerini. ilimde ve rende yeni buluş'annı takip edip mem-Ickcttmiie sokmak hususunda münevverlerimiz belki başka memleketler münevverlerinden daha acelecidirler Bu. şüphesiz İyi bir vaattir ve birim uyanık-lığımızı gösterir. Fakat İstemek başka şey. tatbik etmek yino başka şeydir Avrupadn veya Amcrikada gördüğümüz faydalı bir yeniliği bazan burada tatbik edemiyorsak sebebi memleket şartlarını hesaba katmadan harekete genişimizdir. Bu yüzde» sw teltiğim İz gayretlerle harcadığıma paralar çok defa boşuna gitmektedir. «Memleket şartları, derken ne kasdettlğl-ml daha iyi anlatacak bir konuşmayı aşaftıya nakletmek te fayda çürüyorum:
Geçenlerde bir toplantıda tecrübeli bir hekim Tıp Fakültesinden çıkar çıkmaz Ameri-fcada tahsile gönderilen gençler üzerinde yaptığı bir müşahedeyi şöyle anlatıyordu:
— Kanaatimce Tıp Fakültesini bitiren gençler burada memleket hastanelerinde uzunca bir müddet çalışmadan A mert-kaya tahsile gönderlimemcli-dirier. Bu seyahatin, masrafın vt genç bir kabiliyetin riyan olmaması için her şeyden evvel memleket şartlarını bilmek, orada bir takını yenilikler öğrenirken buradaki şartları ve 0 yeniliklerin burada nasıl tatbik edilebileceğini daima göz önünde tutmak zaruridir. A-merlka her türlü vasıta, malzeme ve imkânın bizim hayatımızı: sığmayacak kadar bol olduğu bir memlekettir. Tıp Fakül-lerindrn çıkar ıçkmaz ve burada hic bir hastanede vazife almadan Amerlkaya giden genç hekim derhal bu geniş İmkânlar İçinde çalışmağa başlıyor. Ameliyat esnasında profesöre birinci sınıf M*iz on mütehassısın birden yardım ettiğini, en yeni âletlerin dalma el altlıda bulunduğunu su gibi malzeme harcandığını görüyor. Kendiri de İki üç sene bu şartlar İçinde çalışıyor ve yüksek bir kabiliyet göstererek en nazik ameliyatları muvaffakiyetle yapacak kadar ııstalaşıyor. Öğrenmesi lâzım gelen her şeyi öğrendikten sonra genç dimağında yer eden yenilikleri burada tatbik etmek üzere memlekete geliyor. Kendisini İstan-bulda bir büyük hastaneye mütehassıs olarak tâyin ediyorlar Amerikada tasavvur e-dikmiyecek kadar bol olan İmkânlar burada heyhat, sıfırın biraz üstünde bir varlık arzet-mektedir Genç hekim ameliyata girer, etrafında mütehassıs olarak kendisinden başka kimse yoktur. Bu nazile ameliyatta ona şöyle böyle yetişmiş iki hemşire ile tecrübeli bir hademe yardım edecektir. Orada kullandığı en yeni âletler burada yoktur: şayet varsa bile bir kar parçası noksan olarak gelmiştir Orada kimsenin sorgusuna mâruz kalmadan su gibi harcadığı en yeni İlâçlar burada yoktur: hattâ bunların harcıâlem olanları bile noksandır; mevcut olanını da pek fazla tasarrufla kullanmak zorundadır
Genç hekim pekâlâ haklı olarak birdenbire ne yapacağını şaşırmış, sinirlenmiş, bu şartlar İçinde bir ameliyat yapıla-mıy arağını İleri sürerek, lâzım olan her şeyi hastane İdaresinden yazılı olarak İstemeğe başlamış, evrak bakanlığa gitmiş gelmiş ve «bunların gelecek sene bütçesinden teminine çalışılacağı, şimdilik mevcutla İdare edilmesi», cevabını almıştır. İşin daha kötüsü genç hekimin bu ısrarlı talepleri karşısında hastane muhitinde .kendirinin A-merikada bir şey öğrenemedlğf» kanaatini» yayılmağa başlamasıdır. Çünkü ayni ameliyatlar başka kliniklerde ayni noksan şartlara rağmen başarıimakta-

4*

Operatör doktor Avnl Aksel
Çocuk fitimleri
Amerikanın gangster Alimleri İngilterede çocuklara gösterilmiyor
Londra 13 (Nafen) — «inrtl-twede çocuklara ne gibi filimler gösterilmeli» meselesi etrafında ebeveynler arasında bir referendum yapılrnif ve ju netice elde edilmiştir:
«Bilhassa Amerikalıların gangster filimler! çocuklara göste-rtlmemeUdlr. Çocuklara daha çok peri masalları veya tarihi kıymeti hah filimler gösterilmelidir.»
Çocukların anneleri ve babalan bu hususta mücadeleye girilmeyi kabul etmektedirler. Ebeveynler diğer taraftan öldürülen kimselerin bulunduğu fl-llmleri, sarhoşların ve serserilerin rol aldıkları filimler! ve İşkencenin yapıldığı sahnelerin çocuklara gösterilmemesin! istemişlerdir.
îngilterenin fİlimleri konırol heyeti, ebeveynlerin İsteklerin! nazarı İtibara alacağını bildirmiştir.
Pakistan sağlık bakanı Rom aya gitti Bir kaç günden beri şehrimizde bulunan P&klstan saflık bakanı Gazi Fazılı İlâh ile sağlık müsteşarı Dr. Ömer Akbani dün uçakla Romaya hareket etmişlerdir.
Pfikistan pârlamento reisi Tamuzeddin han da dûn Anka-raya gitmiştir.
mi okuyayım da dinleyiniz» diyerek sözümü kesti, saçma sapan bir şeyler okudu. Sonra cebinden bu kâğıdı çıkardı: «Kendi el yazımla yazılmış ve imzalı bir şürtmi size takdim ediyorum. En son ve en güzel şlirimdir. Siz şimdi kâğıdı cebinize koyunuz da şiiri kendim okuyayım bir defa» diyerek bağıra çağıra, ağtnnı gözünü çarpıta işte bu muşmula hezeyanını okudu. Etrafta oturanlar da hayrelter içinde bizi seyrediyorlar. Şiir bittikten sonra sordu: «Nasıl, bir şaheser değil mi?» Ne söylıyeyim? O kadar heyecanlı bir şairin eserine fena ednir mi? «Güzel yazmışsın, bravon dedim. Kalkıp yanından savuşmağa hazırlanıyordum, delikanlı biraz daha sokuldu; «Beyefendi, zatı âliniz edebiyat meraklısı olduğunuz için çok iyi bilirsiniz ki en kuvvetli şiir ilhamı aşktan alınır. Ben de gönlüme aşk ateşini doldurdum, şiirlerimi onun II-hamiyle yazıyorum. Bu son şiirimi sevgilime hitaben yazdım, kendisine takdim ettim. Yakında da evlenme teklif edeceğim» diye başladı, evlendikten sonra sevgilisiyle geçireceği şairane İıavatı uzun uzun anlattı. Sordum: «Sen ne İş yapıyorsun, mesleğin nedir? Yumruklarını sıkarak: «Görmii-yormusunuz. beyefendi? kendime şairliği m elsek e-dindnm. Başka hiçbir iş yapmıyorum, şimdilik annemin yardımiyle yaşıyorum. Şiirlerimi biriktirip bastıracağım. zengin olacağım» demez mil «Aman, evlâdım, mademki evleneceksin, bu saçma sapan şeyleri bırak da bir baltaya sap oL Kendi-
Koridorda çıplak başlı, RÜ-ler yüzlü, tombalak gövdeli, temiz kıyafetli efendi amca Ue konuşuyoruz,
— Edebiyata merakınız var mı, beyefendi oğulla-i rım?
— Eh, okuruz biraz .
— Şiirle aranız nasıl? — Aramızdan su sızmaz. Fakat...
— Dur, ben sorayım da sen cevap ver. Yeni şairleri nasıl buluyorsunuz?
— Bulamıyoruz kJ.
— Birçok kitaplar çıkıyor, görmüyor musunuz?
— Kitapları görüyoruz amma İçinde şiir göremiyoruz.
— Hımmm. . Sen hiç şiir yazdın mı, delikanlı?
— Alay mı geçiyorsun, amca bey? Şiir yazmak kim. ben kim? Zatınız şairsiniz galiba.
— Hâşaaa... Böyle bir İddiaya kalkışmak benim için küstahlıktır. Şairlik kolay mı?
Sormak ayıb olmasın amma bu lâkırdıyı ne diye açtınız?
— Mahkemeye niçin geldiğimi sorsana.
— Ben de onu sormak istiyorum ya.
— Karşıdaki delikanlıya iyi bak. Nasıl görüyorsun, neye benzetiyorsun onu?
— Kelle kulak yerinde. Görünüşü adama benziyor.
— Şaire benzemiyor mu?
— Kusura bakma, efendi amca! Şairi karşıdan tanıyacak kadar bu işlere aklım ermez benim.
— Su delikanlının ensesindeki uzun saçlan görmüyor musun?
— Evet, tıraşı uzamış.
Yoook, tıraş uzaması değil, şairlik alâmeti İmiş onlar.
Cebinden bir kâğıt çıkarıp uzattı:
— Sunu al da oku bakalım.
Bizim kasketli delikanlı kâğıdı açıp yüksek sesle okumağa başladı:
«Sen bir kuru ağacın dalında muşmulasın sevgilim» «Anladın mı. muşmulam?» «Elimde usturam, sürerim, sürerim» «Kesilmez sakallarım. Afallarım, sana bakanm»

«Sevgilim, sen bir nefis muşmulasın» «Ben de tekir kedi olsam» «Ağacın dibine gelip
gözlerimi diksem» «Yalansam, vutkunsam,
sana taksam»

«Muşmulayı severim» «İyi olmamışı insanın ağzını burar» (Scn de benim kalbimi burkuyorsun» «Seni yutacağım diye
korkuyorsun» «Benden korkma sevgilim» «Seni muşmula gibi severim»
Efendi amca gülümsedi:
— Nl;in yüzünü buruşturuyorsun. delikanlı? Şiir pek hoşuna gitti galiba.
— Bir şev anlamadım kİ,
— Elbette anlamıyacak-sın. Anlarsan şiirin kıymeti kalmaz ki. Yeni şiirler böyie işte.
— Şu delikanlı mı yazmış bu şiiri?
— Onu da anlatayım. Kahvenin bahçesinde gazete okuyordum. Delikanlı yanıma gelip selâm verdi: "Beni tanıyamadımz galiba. (N...) beyin kızının nişanında sizinle tanışmıştık. Konuşma arasında zatı âliniz edebiyattan bahsetmiştiniz, O zamandan beri sizinle görüşmek istiyordum, fakat br türlü bulamıyordum. Burada karşılaşmamız iyi bir tesadüf oldu. Müsaade edrseniz biraz konuşalım» dedi. «Hay hay, evlâdım. Buyur, otur» dedim. Havadan, sudan konuşurken bahsi edebiyata çevirdi, bilhassa şiire çok meraklı olduğunu, bu sahada çok t-mek sarfettiğini söyledi. «Büyük sairlerimizden hangileri daha ziyade hoşu-an gidiyüor? Fuzulî, Ca-ki, Nedim, daha yenilerden Hâmit, Fikret...» derken; «Bırak o bunakları. Onlarınki şiir değil, araba takır-dışı. Ben sîze kendi şiirleri-
Belçlkadakl Milletlerarası Pamuk Konferansında Mısır heyetine başkanlık eden Mısır Maliye Bakanlığı müsteşarı ve kıymetli bir Türk dostu olarak tanılan Osman Boy Abaza hususi suretle ziyaret etmekte olduğu Ankaradan uÇftkla ayrılmıştır. Mısır Maliye Bakanlığı müsteşarı Osman Bey Abaza
■ Türk - Mısır münasebetleri ı hakkında şunları söylemiştir: ı «Zaman zaman Mısır gazete, lerl tarafından yazdan İktibas . edilen gezetenlzln ben de bir , okuyucusu sayılırım Belçlkada I konferansta çok iyi temsil cdl. len Türkiye aynı zamanda ı Brükselde açtığı zarif sergi pay-
■ yeniyle blrierin de göğsümüzü t kabarttı.
Biz, karım ve ben kendimizi ; Tûrklyede hiç yabancı bulma-,İdik Tarihte bir çok zamanlar ı birlikte yaşamış olan iki mem-. leketin şimdi çok daha yakın, laşması ve birlikte hareket et, meleri kaçınılmaz bir vâkıadır. Mısırlılar kuvvetli ve demokrat Türkiye ile her sahada daha L kuvvetli münasebet kurmayı , samlmcn arzulamaktadır.
, Mısırda kâfi miktarda propa-, panda yapmıyorsunuz, tkl memleket arasında ticari münasebetler bugünkünden çok daha farklı olabilir. Belki Mısırın hayli |Türkiye’ye satacağı şeyler az-hYzım dır Falcat Türklyenln emsalsiz I tülünler!, nefis İçkileri ve çok
*’ sevilen İçme suları, yaş ve kuru
liraya kadar çıktı. Bugün kanın gramı bir liradır. Meselâ geçenlerde bir hastaya 1200 gram kan vermek İcap ctlL Hasta fakir olduğu İçin bu parayı verecek vaziyette değildi. Hastane tahsisatından bu 1200 lirayı ayırmak da bir meseledir. Kanı bedava temin etmenin çaresini aradık ve bulduk. İstanbul da bir çok tansiyonu iliksek vatandaşlar vur. Bunlar rahatlamak için kan aldırmak mecburiyetindedirler ve kam da para İle aldırırlar. İşte bunları ele geçirdikçe hastaneye getirttik. Fazla kanlarını bedavaya alarak kendilerini rahata kavuşturduk. Aldığımız kanlan dikkatli bir muayeneden geçirdikten ve sâlJm olduklarını tesbit etlikten sonra gruplara ayırıp şişelere koyduk. 100(1 liraya bir frijider alarak İçine yerleştirdik. Bizim kan banka-' mız da böylece kurulmuş oldu. Şimdi elimizde Kızını olduğu zaman sarfetmeğe hazır 1 kan vardır. Geçenlerde olan 1200 gram kanı da buradan harcadık. Hem hastanın luom™ hırlar**; hem bele. ■»»«*!"" W prooaEaoda y«-dlyese 1SW lira Usunıt lemln 11,,“’2a1k S'»»
ettik.
dır. Halbuki genç hekim muhakkak ki bir çok yenilikler öğrenerek memlekete gelmiştir. Onda noksan olan sadece «Memleket şartları bilgisi, dir. O bu şarttan öğrendikten sonra Amerlkaya gitseydi orada her yeniliği öğrenirken, dalma buradaki şartlar gözünün önüne gelecek «Ben Türklyeye döndüğüm saman bizim şartlarımız İçinde bunu nasıl tatbik edebilirim?» diye kafa yoracak ve burada muvaffak olmanın ça-
1 relerini kestirerek memlekete gelmiş olacaktı. Maalesef genç hekimin böyle bir hazırlığı yoktur ve az sonra hastane idaresi onu mütemadi İsteklerinden usanarak başka yere tâyinini ister. O kıymetli genç hekim daha İptidai şartlar İçinde bulunan bir memleket hastanesine «mu-vaffakiyetslzlik» damgasını yiyerek gider. Düştüğü hayal sukutunun ve tutulduğu melankolinin haddi hesabı yoktur. Orayı bırakıp buraya geldiğine bin kere pişman olduğunu artık açık açık söylemekten bile çekin- hoş yere düşünmesinler, mc-z hale gelir.» gelsinler. Kendilerine teşekkür
Tecrübeli hekimin çizdiği bu eder, bir de yorgunluk kahvesi tablo, memleket şartlarına uya- içiririz...» bilmenin muvaffakiyet için başlıca âmil olduğunu ve bizim bu şartları daha yıllarca gö2 önünde tutmak mecburiyetinde bulunduğumuzu itiraz götürmez hakikatleriyle gözümüzün önüne sermiyor mu?
Kan Bankası
Yukarıdaki konuşmayı geçen cumartesi günü Haseki hasta-1 ııcsine glttıglm zaman operal ir; Avnl Akselln tesis ettiği Bankasını gördüğüm : hatırladım. Kan Bankası İkin-. b3Staıiktanulan ölenler çoğal-cl Cihan Harbinde bilhassa A-1 maktadır. Son sene zarfında rmr İkalıların en ileri mert-he- ' Ingiiterede ölen 515.591 kişiden sine yükselttikleri sağlık mües-, 144.570 j kûib hastalhklarındon şoselerinden biridir. Harbdc ya- ve 77 M9 u da kanserden olmalılara kan vermek icap edl- muştur.
yor, fakat el altında her za-l istatistiklerde beUrlildlğine man kan v^rl/'l hıılıınm ınv.r .... , ,., ■
Utabilir. Bir çok Mısırlı bunların mevcudiyetinden bile haberdar değildir. Kanaatimce Tjirk-lvenln Mısırdaki Elçilik şimdi sık kadrosunu meselâ bir Ticaret ı ataşeliğinin
Blzim, tansiyonu yüksek o-lanlnrdan parasız kan aldığı-1 Türklyenln mu şâyl olmuştur. Şimdi sık kadrosunu uınvı sık kendiliklerinden geliyorlar.' ataşesi ve basın bulunması lüzumlu hattâ zaruridir, Bizim için Süveyş ne kadar ehemmiyetli İse sizin için Boğazlar o kadar kıymetlidir. Binaenaleyh beynelmilel dâvalarda iki memleketin birbirini desteklemesi icap eder.»
iki memleket orasındaki küi-
ne esaslı bir iş bul» dedim. Vay efendim, sen misin söy-llyen? Kıyametler koptu, üzerime atıldı...
Mübaşir seslendi. am> a beyin sözü yanda kaldı
Ce. Re.
Created by free version of 2PDF

Hlç para istemeden kanlarını alıyoruz. Hattâ kendilerine bir de yorgunluk kahvesi ısmarit- I yoruz Biriktirdiğimiz kanlan yalnız hastane ihtiyaçlarına de-ftıl dışarıya da verdiğimiz oluyor. Tabii dışarıdan lstlyeniere de kanı parasız veriyoruz, fakat mukabilinde kan getirmeyi türel münasebetlere de temas vâdetmeleri şartlyle. Meselâ bl- «*«n Osman Bey Abaza, şunları rlne acele kan lâzım olmuş, ve- ilâve etmiştir: riyoruz. O, aradan bir müddet' «Biliyor musunuz Türkiye geçtikten sonra akrabalarından emsalsiz bir memlekettir. Eskl-blrlni getirerek bizden aldığı den Mısır seyyahlarının büyük kanı İade ediyor. Böylece kan Boğaziçi ne gelirlerken
bankamız saat gibi işliyor. Siz 8«®dı Avrupaya gitmektedirler, de gazetenize yazınız. Tanslyo- ole* yapmak ve seyahat lm-nu yüksek olan vatandaşlar kânlarını kolaylaştırmak lâzım-«Karnmı kime aldırayım?» diye d,r» Mısır Maliye Müsteşarı * ---- . B|’ze Mısır mâliyesi ve harb sonrası
ıııuıuıııauıuuıuuuuıuııuuuMUUıaaujıııtBiHiıi
Boş Sandık Alınacak
Maliye Bakanlığından:
Beşlfctaşta bulunan İstanbul Devlet Kâğıt deposu ihtiyacı için muhtelif tarihlerde teslim edilmek üzere muhtelit boyda 800 adet boş sandık açık eksiltme ile satın alınacaktır isteklilerin 310 lira 50 kuruş geçici teminat ile birlikte 21'6. 949 Salı günü saat 14 de mezkûr depoda hazır bulunmaları.
(7992ı
vatandaşlar «“tarım kolaylaştırmak iâzım-■ayım?» dlve dır-’ Mısır Maliye Müsteşarı
İşte fennin son İcaplarını
1 memleket şartlarına uydurma-nuı parlak bir örneği.
Şevket RADO
I
kalkınmaları hakkında malûmatı vermiştir;
«Mısır bütçesi denk esasına dayanmaktadır. Ve ta-hakku ettirilen bu bütçe politikamız, her yıl masraftan fazla bir varidat temin etmekle, bu fazlalık gelecek yıla intikal ettirilmektedir. Harb sonrası için büyük kalkınma plânımızı tat-
bütçe

* ouyuK KaiKinma planımızı ıat-
Inpıltereae kanser ve mte meşgulüz. Bol miktarda kalb hastalıklarından
ölümler artıyor __________
_ Londra 13 (Nafen) — Neşre-, ]prln
1 Kan dilen son istatistik rakamlarına zaman göre tngilterede kanser ve katb
petrolümüz ve demirimiz var. Bilhassa bir harb sanayii kurmak için şimdi bu ham madde-kapasllclerlnl tcsbltle meşgulüz. Bundan sonra bu sanayiin kurulmasına geçeceğiz »
Teşekkür
Aile büyüğümüz ve babamız Selânlk eşrafından Sami Akıncının ölümü doiayısilc acıları-miza iştirak etmek üzere bizzat , cenazeye gelen ve ayrıca tel-
man kan verici bulunmuyor, g(jre bilhassa kanserden ölenle- >graf. mektupla, tazlyet lûtfun-bulunsa bile kan grupları her Hn ekseriyetini erkekler taşkll da bulunan sayın akraba ve ÎU»an birbirini Ibtmujort».'el„,ekudlr. |yokınlarunır» ajn ayn şükran-
Evvelden alınan kanlan bozul- Diğer taraftan şu nokta mü- tanınızı bildirmeğe teessürlerl-^ü*,un UZ^ ®uddct hMrtulazâ şahede edilmiştir: IngUterede'mlz mâni olduğundan bu hu-
madan uzun müddet muhafaza ,y,"
etmek usulü bulunduktan baş- erkeklerde ölüm nispeti artar- susta muhterem gazetenizin taka parası mukabilinde kan ve-...................
riyor, hattâ İleride vereceği kana mukabil buradan kredi a-labliiyordu.
Bankada şişeler içinde saklanan kanlar da hastanelere sev-kedilerek İcap eden yerlerde kullanılıyordu. riyle Teşvikiye mahallesinin evvelce Kadastrosu yapılmayan
Haseki hastanesi operatörü kısmının Kadastrosuna 1 Ağustos 049 pazartesi günü saat 9 da doktor Avnl Akse) Amerlkaya başlanacaktır. Bu nıahalleterde gayrimcnkıılü olanların bizzat gittiği zaman bu kan bankala-. veya vekilleri eliyle tasarruflarına dair vesikalar ve nüfus cüz-nnı görmüş, tetkik etmiş. Ace-’danlarlyie birlikte mezkûr tarihe kadar Beşiktaş Akaretler İt; kan verme vakalarında kur- Spor caddesi 64 No. lı binanın üst katındaki müdürlüğümüze tarıcı bir rolü olan hazır kanı müracaatları, mezkûr tarihten itibaren gayrimenkülleri başına burada, Amerikada olduğu gl-l bl, büyük ölçüde müesseseleş-tlrmenln birim şartlarımızla I mümkün olmadığını görmüş, j Her şeyden evvel kanlan satın almak İçin hastanede para yok.l
Operatör Avnl Aksel diyor kİ: |
— Başlangıçta yirmi beş liraya kan vermeğe razı olan va- mcvcut vesikalara ve bilirkişilerin tastlkına dayanılarak tandaşlar buluyorduk. . ""
piyasa yavaş yavaş yükseldi. 100 g®re *^n olunur.
ken kadınlarda ölüm nispeti vassutunu rica ederim, düşmektedir. ' Sami Akıncı evlâtları
Beşiktaş Kadastro müdürlüğünden
1 — Ortaköyde Mecidiye vc Beşiktaşta -Dikilitaş mahalleleriyle Teşvikiye mahallesinin
I gelecek nıemurlarımva vesikalarını vererek sınırlarını göster" meleri.
2 — Bu mahalleler dahilindeki gayrlnıenkullerin postular-|Ca yapılan tahditlerinin tetkikine 1 Eylül 049 tarihinden itlba-ren her hafta pazartesi, perşembe günleri toplanacak ulan ı Kadastro Komisyonunca başlanacaktır. Gayrimenkullerl hakkında İzahat vermek ve İddialarını dermeyan etmek istlyenle-'rln komisyona müracaatları, müracaat etmedikleri takdirde . tes-
Fakat bitlerinin yapılacağı 2013 sayılı Kadastro kanunu hükümlerine " ‘ ’ (8468)
Bayındırlık Bakanlığından
Eksiltmeye konulan iş:
1 _ Ceyhan feyezan şeddeleri üzerine yapılacak stabllze yol ve telefon şebekesi Ue vayvaylı cevheri bataklık lan kurutulması İnşaatı olup tahmin edilen keşif bedeli flat birimleri esası üzerinden (949,666) Hra f55) kuruştur
2 — Eksiltme 1/7/949 tarihine rîslayan Cuma günü saat
(16) da Ankara'da Su işleri Reisliği binası içinde toplanacak olan su eksiltme komisyonu odasında kapalı zarf usuliyle yapılacaktır. ■
3 — İsteklilerin eksiltme şartlaşmasını, sözleşme tasarısını, özel teknik şartlaşma, flat birimleri vc keşif cetvelini Bayındırlık ve su işleri omum! fenni şartlaşmalarını (47) lira (48) kuruş karşılığında Su işleri Reisliğinden alabilirler.
4 — Eksiltmeye girebilmek için. İsteklilerin (41,736* lira (66) kuruş geçici teminat vermeleri ve bu İşin teknik ehemmiyetinde bulunan diğer bir İşi muvaffakiyetle başardığım veya İdare ve denetlediğin! İspata yarar belgeleriyle birlikte eksiltmenin yapılacağı günden en nz (tatil günleri hariç) üç gün evvel yazı İle Bayındırlık Bakanlığına başvurarak bu işin eksiltmesine girmek İçin yeterlik belgesi almaları ve bu belgeyi göstermeleri şarttır.
5 — İsteklilerin teklif mektuplarını 2 İnci maddede yazılı
saatten bir saat öncesine kadar Su işleri Reisliğine makbua karşılığında vermeleri lâzımdır. Postada olan gecikmeler kabul edilmez. (7402)
Açık Eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık Müdürlüsjünden:
1 — İstanbul Eğitim Enstitüsü tesisat işleri açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
KeşJf bedeli (299S9) hra (12) kuruştur.
Eksiltme 20/6/949 tarihinde Pazartesi günü saat 15 de İstanbul Bayındırlık müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu işe alt evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme. Bayındırlık İşleri genel, hususi ve fenni şartnameleri, proje, keşif hülâsası İle buna müteferrt diğer evrak dairesinde görülecektir. f
3 — Eksiltmeye iştirak etmek İçin taliplerin (2250ı liralık
muvakkat teminat yaptırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve (949) yılında ticaret odasında kıydı bulunduğuna dair belgeyi hâmil Olması, eksiltme gününden tatil günleri hariç (3) güa evvel vltâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası alması ve yukarda ikinci maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yazılı kayda göre kabul ettiğine dair imzalaması şarttır. (7180)
İstanbul Deniz Komutanlığından:
Satın aldırılacak 350 metre 75 nı/m İlk pik boruyu gerek hazır mevcutlarından ve gerekse sipariş suretiyle cctirıt.rfe suretiyle vermeğe İstekli olacakların 19 Haziran 919 nk^’iorn.» kadar komutanlığımız Ş İV. M d ne tekliflerini vermeleri
IBS »8l
r Gazete'er, Gazeteciler J
Ahmet Rasim Bey
Salataya geçen talebe — Ahmet Rasim beyin Kadıköy seyahati
Balmumu yapıştırılan noktalar Kadıköy vapurunda — Finkatarak giren kadın — Annenin sesi — Şekercide
Rasim bey henüz Dartşşate-kada talebedir. Bütün baytı mektepte, izinli çıktığı günler evinde geçiyor. Kadın dlyebll-dlklerl annesinden, hısım akrabasından, yaslı komşu hanımlardan İbarettir -- Perşembe günü mektepten çıkan talebenin «ima akşamı ezani saat 11 de mektepte bulunması lâzımdır. Bir akşam talebeden biri gelmiyor. arattırılıyor, evinde d» bulunmuyor. Herkes merak İçindedir. Bu çocuk ne oldu?...
Ertesi gün öğle vakti mektebin kapısı açılıyor, bu talebe İçeriye giriyor Fakat bir mubassır kendisini kolundan tutarak doğruca hapishaneye götürüyor... Meğer bu talebe Gala-taya geçmiş, fena bir yerde oturmuş. arpa suyu İçerken kanunlar (inzibat memurları) kendisini yakalamışlar. Galataya geçmek kati surette yasaktı. Buna rağmen. Galataya geçmiş. fena bir yerde oturmuş’... Fena bir yer?... Bu nasıl bir yerdir? .. Arpa suyu İçmiş, bu nebicim sudur?... Çocuklar bir şey anlamıyorlar, fakat Rasim beyin tâhlrtnce buna balmumu yapıştırıyorlar.
Galataya giden talebe beş altı gün mahpus kaldıktan sonra, beş ay izinsiz kalmak şartlvle hapisten çıkarılıyor. Başından geçenleri arkadaşlarına anlatıyor: Halasını ziyarete gitmiş. Halasının, kendisinden birkaç yaş büyük olan oğlu: «Gel seni biraz "ezdireyim» diye kandırarak Galataya geçirmiş. Burada bir eve girmişler kendilerini bir kız karşılamış. İçkiler gelmiş, şarkı başlamış. Bu sırada bir kavga çıkmış. Polisler, kanunlar yetişmişler. Herkesi, bu arada talebeyi de yakmamışlar.
Bu macera hepsini şaşkına döndürüyor, fakat hepsinde İZ bırakıyor. Ahmet Rasim beyin de Kadı köyde bir halası. hala-aının da oğlu vardır. Hem beş altı yaş büyük... tzln günü çıkınca annesinin elini öpüyor:
— Çoktan beri halamı görmedim. Müsaade ederseniz bu gece orada kalayım. Yarın erken gelirim, diyor.
Annesi:
— Benim de göreceğim geldi, beraber gidelim, cevabını veriyor.
Kadıköy vapurunda
Birlikte sokağa çıkıyorlar, arka sokaklarından Köprüye geliyorlar. 2 numaralı vapura biniyorlar. Valide kadınlar tarafına geçiyor, Rasim bey erkekler tarafında perdenin t A yanına oturuyor.
Vapur hareket etmek üzere 1-ken İçeriye rengarenk kaba çiçeklerle süslü hasır şapkalı bir kadın, o vaktin ıstılahmca «flnk atarak» giriyor... Kaşlar rastıklı. gözler sürmeli, kulaklar küpeli, kollar bilezikli, parmaklar yüzüldü. Aceleden kalbini tuta tuta geliyor. Ahmet Rasim beyin tamam karşısına oturuyor. Eliyle gene kalbini tutarak:
— Ah!.,. Aman!,.. Bayıldım!., diyor.
Ahmet Rasim bey «Eski maceralardan fuhşu atik» eserinde bu seyahati şöyle anlatıyor:
«Bizim valide de ne hassas hnlşl... O kalın, su geçmez perdenin arkasından karşımdakini ■ezmiş!... Bir ses:
— Hul Rasim, Rasim... Başını çevir, denize baki...
Derhal başımı çevirdim... Vapurun çarhlanndan fışkırıp coşan köpükler gözlerimi alıyordu. Biraz sonra Saraybumu hl-■alanna gelmiştik Bir ses:
— Gözlüğünüz denize düşe-eekt...
Döndüm. Büyllyen valide detildi. o İdil... Fakat ne tatlı bir ■estil... Dedim M:
— Düşmez, kulaktan geçme-®rl...
Bir »■ daha:
— Kulağını bana veri... Başını çeviri
Bu valldenlnklsl Idil...
Ah!... O ne müessir bir ^adayı tembih İmiş ki başımı gen*
bir anda çevirdim
Gene bir ses: onun sesi:
— Bu hanım sizin valldeııis midir?
— Evet!
— Ha... Anın İçini... Gene bir ses daha...
— Hu! Rasim!... Başını çevir bakayım!...
Derhal çevirdim.
Ah!... O ne ruhnüvaz bir tehdit idi id, tesiriyle tA Kadıköy iskelesine kadar bir daha dönmedim Hattâ o. elindeki şemsiyesiyle bacağıma hafif hafif vurduğu halde! .. O zaman gene anlamıştım kİ bu kadın arpa suyu İçmişti!... Zekâma ne dersiniz?... Elbette maşallah, değil mİ?...
Kadıköydeyiz
İskeleye çıkarken annem sıkı sıkı bileğime yapıştı. Yürüyorduk... Gene kulağıma eğildi. Yavaşça, nefesinin hararetinden bana ne kadar düşkün olduğunu İhsas ede ede dedi M:
— Oğlum, bunlar fena kadınlardır!...
Evet bile diyemedim, çünkü ben biliyordum... O arpa suyu içmiş, rastık çekmiş, sürme çekmiş. düzgün sürmüştü!...
Validenin eli bileğimde, sözü kulağımda yürüdüm amma gözüm önde, aklını arkada idi.
Birdenbire arkama baktım... Hakikaten sevimli bir yüzl Rastıklı kaçlan, sürmeli gözleri, allıklı dudakları, bana o zamana kadar hiç bilmediğini bit şeyler söylüyordu.
Arkama baktım amma gene anemin titrek ses! beni azarladı:
— önüne bak!... Sana yürü diyorum!
— Yürüyorum anneciğim, arkama bakmadım!
— Ben görürüm... Benim gözlerim görür... Ay seninle eeka-ğa çıktığıma bin kere pişman oldum!...
Aman!... Bin kere bakmaz olaydım]- Tek o bana gücenme-yeydü... Ne haltettlm, ne tedbirsizlikte bulundum?
— Gücenme anneciğim, ben anın İçin bakmadım!...
— Sah! mİ?
— Vallah sahi.
— Aferin benim oğluma!...
tşte bu (aferin) 1 vermemeliydin. Çünkü her zaman seni aldatacak malûmun bini buldum. Bu muadele kaç meçhullü olursa olsun ben halledeceğim...
Yürüyorum... Onun desti şefik» benim bileğimden çözüldü. Artık benden emin olmuştu... Tehlikeyi ben değil, o «avuştur-muştu.
Şekerci dükkânında
Ne ben arkama bakıyordum, ne de o beni gözetliyordu, İkimiz de tin tin yürüyorduk... Annem durdu. Şekerciden hediye alacakmış... Soruyordu:
— Bademi kaça veriyoraun?.. Biraz lokum da isterim! Kurabiye de beraber... Ayn ayn kâğıtlara koy!
Kulağım havalandı. Acaba biri bir şey mi aöyltdl? Galiba gayrim eri bir şey geçü, güya yüzüme ağır bir hava çarptı... Yahut burnuma sert bir koku geldi... şimdi şimdi anlıyorum, o ne hava id!, ne de kokul... Henüz genç ruhumu zedelemek latlyen bir darbe idi. O anda annemin aferlnlnl unuttum. Döndüm, baktım, gördüm... O Malakof fistanlı kadın, o kaşı rutlklı, gözü sürmeli madamın go bana temas etmiş İlerliyordu. Hande! istihzası kulakları hizasından beliren İhtizazlarla bana kadar malûm oluyordu!... Fakat valideye ne oldu? Bir adımda dükkânın kapısından çıktı. Böylenlyorduı
— Hınzır kani... tlAhi kahrol... Şekerci »en de elini tos tat!...
Bana da:
— İçeri gel!...
Şekerciye hem para veriyor, hem de göne mini mini söyleniyordu
— PİS. şırfıntı!... Aşlftel...
Türkçede ilk işittiğim kelime-
Üç üç daha kaç eder?
Amerikan Dışişleri bakan muavininin bir demeci
Vaşlngton 13 (A.A.) — Bazen oldukça garip demeçlerin sadlr olduğu Dışişleri Bakanlığı geçenlerde bütün gazete muhabirlerini şaşırtan yen! bir demeç yayınlamıştır. Gazetecilerin bu şaşkınlıklarına sebebiyet veren demeç. Dışişleri Bakan muavini Wlllard Thorp’un Amhert kolejinde söylediği ve metni evvelden gazetelere verilen nutkun bir parçasıdır. Thorp demecinin bir yerinde söyle demektedir:
10'u esas alan bir numaralı sistemde üç, üç daha altı eder diyebiliriz. Fakat her elimizde sadece iki parmağımız bulunsaydı ve 4 ü esas tutan bir numaralı sistem vücuda getirilmiş olsaydı, üç. üç daha hakikatte 13 edecekti.
Gazete muhabirleri kendi ara lannda uzun uzadıya münakaşa ettikten sonra bir türlü izah e-dememlşler ve son çare olarak Dışişleri Bakanlığı memurlarına müracaat etmişlerdir. Dışişleri Bakanlığı memurlarıyla yapılan bütün parmak hesaplan gazetecileri tatmin etmediğinden, memurlar telefonla bizzat Thorp-un yardımına başvurmak zorunda kalmışlardır. Thorp cevap olarak şöyle demiştir:
Gazetecilere söyledin, bu mesele üzerinde düşünmiye devam etsinler «Mümareseyl zihniye» kendileri İçin faydalı olur.
itmıni ters yazan satıcı
Londra 12 (Nafen) — Dünyada bütün İşlerin ters gittiği şu sırada «Dünyanın gidişine» ayak uydurmak Istlyen bir dükkân sahibi çıkmıştır. Leyton şehrinde. JJL. Jagher adında olan bu dükkân sahibi mağazasının üzerine ismini büyük harflerle ters olarak yazdırmıştır. Kendisine soranlara dükkân sa hlbl şöyle demektedir: Dünyada İşler yeniden düzgün gltmi-ye başladığı vakit ben de ismimi doğru dürüst yazdıracağım, ondan evvel değil.»
Batı Kanadada petrol bulundu
Londra 13 (Nafen) — Kuzey Batı Kanadada gayet geniş çap ta petrol bulunduğu açıklanmak tadır. Uzman Jeologlara göre bu petrol bölgesinin mesaha!-sathlyesl 48 000 kilometre kareyi bulmaktadır.
Tahmin edildiğine göre bu bölge dünyanın en zengin petrol kaynaklarından biri olacaktır. Buradan kısa bir samanda milyonlarca varil petrol çıkarılacağı anlaşılmaktadır.
Kanada hükümeti bu çalışmalara büyük bir önem vermekte ve devamlı bir şekilde arama İşleri İle meşgul olmaktadır.
Peyk memleketlerde komiiıistler sarsılıyor
Mllliyetçtlik cereyanlarının artmış olması vaziyeti gerginleştirdi
Londra 13 (Nafen) — Peyk meleketlarln bir çoğunda ko-mttnlstlsrln naMk durumlara düşmüş oldukları anlaşılmak tadır. Milliyetçi cereyanların artmış olması, komllnlstleşç göre, VMüyeUn ciddiyetini büsbütün hâd bir duruma getirmiştir.
Çekoslovakyada olduğu gibi şimdi Macarlstanda da vaziyet gayet karışıktır. Memleket İçinde Tlto taraftarı bir siyaset takibetmek istediklerinden Ti-tlztler denilen bir grup peyda olmuş ve bu grup komünizmle mücadeleye girişmiştir.
Observer gazetesinin özel muhabiri bu hususta gaseteal-ne gönderdiği bir telgrafta şöyle demektedir: «Maoar komünist partisinin ikiye parça
lar...»
Bu tesadüfün Ahmet Rasim bey üzerindeki tesirini, mektepten mezun olduktan sonra İlk defa konyak İçişini ve yani ahbaplarını başka bir yazıda anlatacağız.
Enis Tahsin TİL
İsrail hükümeti
Büyük bir İktisadî buhran içinde imiş
Londra 13 (A.A.) — London Times gazetesinin Tel-avLv muhabiri İsrail'in iktisadi durumunu çok vahim olarak vasıflandırmaktadır Gazete şunları yazmaktadır;
Hudutsuz muhaceretler neticesi geçen sene Arap ordularının ilerleyişi esnasında olduğundan daha süratle vehamet kesbetmeden İktisadi durum hakkında duyulan endişe nihayet, tsratün liftnlhaye dünyadaki slyönistlerln cömertliğine ve yabancı memleketlerden yapılan İstikrazlara dayanamı-yacağı kanaatine yer vermiştir, tsrafldekl İktisadi buhran geçen senekl asker! durumu İle. mukayese edilebilir. Mevcut güçlükleri bilenler azdır. Hükümet bile bizzat kendi kuvvetlerinin kabiliyetinden emin değildir.
Amerika bir nota hazırlıyor
Wa$htngton 13 (A.A.) — Amerikanın radyo telslrclsl Drew Pearson'un bugün bildirdiğine göre, Amerika Birleşik devletleri. İsralle yakında bir nota vererek. Birleşmiş Milletlerin Filistin meselesinin halli hususundaki tavsiyelerine uymamakta devam ederse. Amerikanın nîsrall karşısındaki durumunu yeniden gözden geçirmeğe» mecbur olacağını belirtmiştir.
Tefslrcl. başkan Trumanın, yakın diplomasi tarihinde görülen »en şiddetli» notalardan biri olan bu notanın mesuliyetini şahsen deruhte ettiğin! söylemiştir.
Pearson, notada 1M7 kasım ayında Birleşmiş Milletlerin F1-listlnln taksimi kararından sonra İsrail orduları tarafından İşgal olunan sahaları Arap memleketlerine tazmin etmesinin ve Arap mültecilerinin yerlerine İade veyahut bu ladenin 300 milyon dolar tahmin olunan masraflarını üstüne almasının istendiğini kaydetmiştir.
Makine beyin!
Satranç oynamasını öğrenıyormuş!
Londra 18 (A.A.) — İngiliz I-llmlerl bir gün insan zekâsı İle rekabete girişebilecek bir hafızaya malik bir makine beyni tamamlamış olduklarını bildirmektedirler.
Bu «beyimin mucitleri bu haf ta beyine satranç oynamasını öğretmek fikrindedirler. Bu husustaki çalışmalara katılan illimi erden birine göre, bu makinenin arzettlftl imkânlar o derece geniştir kİ bunları şimdiden tayin etmek mümkün değildir.
lanmış olduğu artık »aklanmaz bir hakikat olmuştur. Bunların bir kısmı Tlto’yu tutmakta, diğer bir kısmı da Moakovamn yardakçılığını yapmaktadır.
Komünist partisinin parçalanması tehlikesini göz önünde bulunduran komünistler derhal şiddetli tedbirler almışlar ve bilhassa devlet adamları arasında birçok tevkiflerde bulunmuşlardır. Bildirildiğine göre tevkif edildiği anlaşılan eski ve yeni Dışişleri Bakanı Lario Rajik’le gl«U olarak anlaşmış birçok diplomatlar da esir kamplarını boylamışlar dır.
Bundan bir müddet evvel Çe-koalovakyada yapılan geniş ölçüde tevkifler böylelikle Ma-caristanda devam etmiştir.
Moskovanin emri İle diğer peyk memleketlerde de pek yakında bir tasfiye hareketine glrşilecaği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan tevkif edilen Macar Dışişleri Bakanının bazı yakın arkadaşlarının Yugoslav-yaya kaçarak orada TRovarl bir Macar hükümeti kuracakları rivayet edilmektedir.
ipekli kadın çamaşırı giyen bir erkek!...
Kıllı göğüste dantelli kombinezon
—I Yazan : Cemaleddin Bildik
Dört bavuldan neler çıktı! — Gümrük muayene memurları karşısında yolcu nasıl müdafaaya geçti? — Odada soyunan top sakallı yolcunıfn memuru hayrete düşüren garip kıyafeti! — Menfaat uğrunda başvurulan bir hile ve hadisenin neticesi!..
--------------------—--------——---------—-----
Hatırladıkça v sahneyi gözlerimin önünde canlandırdıkça hâlâ gülüyorum! Âdem oğlunun, menfaat uğrunda ne türlü hilelere başvurduğunu meydana koyan bir hâdise olduğu cihetle kısaca yazıyorum:
Vaka, ticaret kasdlyle kadın çamaşırı ithal etmenin suret! kafiyede yasak edildiği bir hava alanı [•] gümrüğünde cereyan etmektedir
Uçaktan bir yolcu iniyor ve doğruca alanın gümrük dairesine müracaat ederek beraberinde 4 bavulu olduğunu ispat eden vesikayı uzatarak rica ediyor:
— Hastama yetişmek istiyorum. Muayene muamelesini biı an evvel yaparsanız memnun olurum.
Gümrük muayene memurlarından biri yolcunun arzusunu derhal yerine getirmek emeliyle:
— Gösteriniz bavullarınızı, diyor, derhal muayenesini yapalım.
Yo|cu o Onda gümrük muayene mahalline getirilen bir yığın bavul arasında kendine alt olanları İşaret ediyor:
— tşte şu, bir boyda ve aynı renkte olan dört bavul...
Bavullardan biri açılıyor!
Gümrük muayene memıvu, dört bavulu, bankonun üzerine koydurtup birer birer açtırıyor. Ne garip şey! Koskoca • man bavul. ağz>na kadar, tıklım tıklım, rengârenk İpekli kadın külotu ile dolu!...
Gümrük muayene memura hayretle yolcuyu süzerken o, gayet tabii bir eda He konuşuyor:
— Evet, evet!.. Tamam...
— Fakat bunlar?
— Evet bunlar, kendime alt çamaşırlardır. Hayret edilecek bir şey mİ?
Gümrük muayene memuru, bavula bir el daha atıyor. Şöyle bir alttan bir tutam daha çamaşır tutarak üste çıkarıyor. Onlar da külot...
40 - 45 yaşlarında ve çenesinde de top sakal olan yolcuya bir daha hayretle bakıyor ve soruyor:
— Bu bavul böyle hep külotla dolu öyle mi?
— Evet, evet) .. Hepsi külot!..
— Fakat siz erkek değil misiniz?
Bu sefer hayret sırası yolcuya gelmiştir. Çenesindeki top sakalını sağ eli İle şöyle bir tutup sıvazlad ktan sonra cevap veriyor:
— Erkekliğimden şüphe mi ediyorsunuz?
— ...... ı
— Adetlmdlr, küçüklüğümden beri hep böyle İpekli ve renkli kadın külotu giyerim.
ikinci bavul açlıyor!
Muayene memuru, hayretini mümkün mertebe gizlemeğe çalışarak İkine! bavulu açtırıyor Bu bavul da ağzına kadar rengârenk ipekli, göğüsleri dantelli kombinezonla dolul
Muayene memuru, bavulun dip tarafına ve yan köşelerine elini daldırarak tutam tutam çıkardığı çamaşırları üste koyuyor. Bunlar da hep İpekli ve renkli nefis kombinezonl...
Hâdisenin asıl enteresan tarafı şudur ki birinci bavuldan çıkan külotlar da, İkinciden çıkan kombinezonlar da hep birer İkişer gün giyilmiş, buruşmuş çamaşırlardır. Bu arada bazı kültolarırı bel lâstiklerinin, bazı kombinezonların da askılarının kopuk olduğu görülmektedir.
Bir yığın kombinezon kalcısında hayreti artan muayene memuru yolcuya soruyor:
!•) Bana bunu anlatan alâkalı memura söz verdiğim İçin, hâdiseyi İsim ve mahal ılkret-mcıka hikâye ediyorum.
Bir vapurdan gümrüğe yolcı muayene
' — Bunları da mı siz giylyjı -sunuz?
Yolcu gayet tabii bir İfade ile:
— Evet, eVet!. Tâ küçüklüğümden beri...
Üçüncü ve dördüncü bavullardan çıkanlar
Gümrük muavene memuru, içi kombinezon dolu bavulu da bir kenara çektikten sonra Ü-çüncıi bavulu açtırıyor. Aynı şekilde giyilmiş bir yığın sütyeıl ve korsel...
Memur, hayretten ağzı bir karış açık vaziyette afallaşa dursun sormaktan da kendini alamıyor:
— Her halde bunları da zatı Atiniz giyiyorsunuz?
— Ona ne şüphe efendim...
Dördüncü bavul açılıyor: Açıklı koyulu bir alay lpıklî kadın çorabı. . Bavul ağzına kadar bir İki gün giyilerek çıkarılmış, buruş buruş çorapla dolu.
— Bunlar?
— Bunlar da benim zati rş-yalarundır. Hayret etmeyiniz memur bey! Ne yapayım, küçükten beri böyle alıştım.
— Hep kadın çamaşırı giyersiniz öyle mİ?
— Her zaman!... Anam ve babam, kız çocuğu isterlermiş Allah ise onlara hep erkek çocuğu verirmiş. Kız çocuğuna karşı derin muhabbetleri ve hevesleri olan anam - babam: «Şayet, beşinci çocuğumuz da erkek doğarsa onu kız gibi yetiştirelim ve giydirelim.» demişler. Beşinci çocuk ben, erkek doğunca söyledikleri gibi yapmışlar! Bana kadın çamaşırı giydirmişler. Büyüdükten sonra da. alıştığım için, aynı şeklide giyinmeğe devam ettim
Buyurun şu odaya
Muayene memuru, çenesi t-.p sakallı yolcunun serdettlğl erbabı muclbeyl soğukkanlılıkla dinledikten sonra yolcuya:
— Buyurunuz, şu odaya! diyerek karşıda bir oda göstermiş...
Yolcu önde, muayene memuru odaya gitmişler. Kapı kapatıldıktan sonra muayene memuru yolcuya emretmiş:
— Lütfen soyununuz!
Yolcu, evvelâ ceketini, sonra yeleğini, daha sonra da kıravu-tını çözerek İpekli gömleğini çıkarmış. Muayene memuru hayretler içinde... Adamın kıllı göğsü, geniş dantelAlı kombinezon altnıda ne de garip gö-rûnüyor.
Muayene memurunun şaşkın şaşkın yolcuyu süzdüğü sırada yolcu, pantolonunu çıkarmış, sırtındaki açık havai mavi kombinezonun «teklerini şöyle bir kaldırmış, hayreti... Yolcunun karnı ve kalçaları sınuıkı bir korse İçinde..,
Created by free version of 2PDF
ı eşyası İndirilir ve gümruııte edilirken
Yolcu, korsenin kenarındaki fermuarı aşağıya doğru açınca, havai mavi bir İpekli kadın külotu meydana çıkmasın mı? Ayaklarında da konçları, tirşenin Jartiyerlerine tutturulmuş bir IjJekll kadın çorabı. .
— Peki sutyeni nasıl külleniyorsunuz?
Yolcu, kombinezonunun göğüs kısmını aşağıya doğru indirerek göstermiş:
— tşte!..
Vücutça toplu ve bu lllbar-la da göğüslüce olan yolcu sütyen kullandığını da böylvce İspat ettikten sonra dört burul kadın çamaşırını gümrükten resimsiz geçirebileceğine kan! olmanın memnuniyeti lçl.ıde ilâve etmiş:
— Elimde de. demiş, bir küçük çanta vardı. Ona da bakacak mısınız?
— Tabii...
Kadın çamaşırlı erkek yolcu giyine dursun o çanta da ektirilmiş ve açılmış!.. Miıı! mini ve gayet nadide yüzlerce kadın mendili... Tabii hepsi dc bıı u-şuk!,„
Netice
Beş bavul içindeki külot, kombinezon, sütyen. çorap ve mendilin gümrükten geçirilmesine asla müsaade olıınamıya-vağı söylenince yolcuda şafak atmış:
— Neden?
— çünkü ticaret kasdlyle kadın çamaşırı İthal! memnudur da ondan efendim,
Minareyi çalan kılıfı hazırlar derler ya... Yolcu da hazırladığı kılıfı açığa vurmuş:
— Kanunlarınızda, erkekler kadın çamaşırı giyemez diye bir kayıt var mıdır?
Gümrük memuru cevabı yapıştırmakta gecikmemiş:
— Böyle bir kayıt yoktur amma, demiş, ortada bal gibi bir hakikat vardır kİ o da sizin yasak olduğu halde, kadın çamaşırı ithal kaçakçısı olmanızdır.
Yolcunun dili tutulmuş, cevap verememiş. Az sonra işi şarlatanlığa döküp saçma sapan İddialarla mallarını kurtarmağa çalışmışsa da muvaffak olamamıştır. Eşyalar, nakliyeci kendisi tarafından verilmek suretiyle tekrar, yolcunun geldiği yerdeki bir akrabası adresine gönderilmiştir.
— Ya o yolcu ne oldu?
Zihninizi İşgal eden bu sualin cevabını da şöyle veriyorlar:
— Yolcu, tekrar bir sürü nakliye parası vermenin acısı ile, sırtında kadın çamaşırı, belinde sımsıkı bir korae olduğu halde şehre inmiştir.
Gördünüz mü şu gümrüklerde neler oluyor?
Cemaleddin BiLDjji
Sahife G
A K $ A M
14 Kadran l»4»
Modası geçmiyen bir artist
Güzel değil, fakat bütün kusurları birer meziyet telâkki ediliyor
45 yaşında olan Joan hâlâ en çok sevilen artistlerden biridir
Jean Crnwford, Eleoiıar Poivel İle birlikte
Holivutta modası geçmiyen btr artist vardu*: Joan Craw-ford . Şimdi 45 yaşında olan bu artist vakit vakit arlık fitini çevirmemece karar veriyor; fakat yapılan ısrar karşısında tekrar işe başlıyor. Joan şimdi yeniden filim çevirmekle meşguldür İki sene evvel çevirdiği filimden dolayı o senenin en mükemmel kadın artisti payesini kazanmıştır Şüııdl çevirmekte olduğu filimle de 1049 senesinin en mükemmel kadın artisti olması muhtemeldir
Joan Cravford'un muvaffakiyetinin sırrı diğer artistlere b« n zememesl. kendisine mahsus bir şah-ilyeti bulunmasıdır, Artist son derece zekidir. İyi giyinmesini. ijrl konuşmasını bilir. Bun-laruı muvaffakiyeti üzerinde bü yük tesiri olmaktadır
Joan güzel değildir Büyük bir ağzı, kalın dudakları vardır. Fakat bu kusurları birer meziyet gibi kabul ettirmeğe muvaffak olmuştur. Hattâ bir çok genç kızlar onun gibi biiyuk ağızlı, kalın dudaklı olmak için uğıa-
Joan Craıvford ve Itaberl âfontgomcry, Franclıot Tone üo birlikte
şıyorlar. dudaklarına boyayı, kendilerini Joan Cravfotd'ıı beli zetecek surette sürüyorlar.
Joan aslen Fransıedır.
Lıicİlle LesueUr CaSsln'dir. Ana babası 59 sene evvel Amerikaya hicret ettiğinden Joan orad.ı
doğmuştur. Babası küçllk bir tiyatronun müdürü idi, Joan bu sebeple küçük yaşta tiyatroya girip çıkmış ve artist olmağa karar vermiştir.
Bu karar üzerine, köle) tahsilini bitirince, tiyatro va raks dersi aldı İptidaları bir diikk&n da satıcı kız, sonra telefoncu kız oldu, nihayet dans kızları arasına girdi. Nevyork'ta bir tiyatroda dartsederken Holivutta çev-rlelecck «Çılgın Genç Kızlar» filimi için angaje edildi. Bu filimde başlıca rolü dansetmektl. Fakat gösterdiği muvaffakiyet üzerine başka tarzda filimlerde de rol verilmesine başlandı, bu suretle artistler arasına girdi. Filim şirketi telâffuzu Amerikalılara güç gelen Luclller Lesu-eur yerine kendisine Joan Craw ford adını verdi. Artist o zamandan bert bu İsimle çalışıyor.
Artist 1929 da Duglas'in oğlu He evlendi. Fakat bu İzdivaç u-zun sürmedi. 1931 de ayrıldılar. 935 te tanınmış artist Franciıot Tone İle evlendL 939 da bundan da ayrıldı. 942 de genç artistlerden Philip Terry ile evlendi. 1945 t» üçüncü kocasından da ayrıldı.
Joan"m başlıca göze çarpan gözleridir. Siyah gözlerinin pek yakıcı olduğundan bahsedilir Artist çok çalışkandır. Stüdyoda herkesle, en küçük memur İle, ahbapça görüşür. Hollvudun en çok mektup alan yıldızlarından biridir. Mektuplarla kendisi meşgul olur, cevap verir.
Joan hayatta sıkılmak nedir bilmediğini söyler. Canı sıkıldığı zaman bundan kurtulmak 1-ç!n en iyi çarenin yeni bir şapka aramak olduğu kanaatindedir. Malt vaziyeti buna müsaittir. Satıcı kızken haftada 6, telefoncu kızken 25, dans kızı 1-ken 75, filim artistliğinin ilk zamanlarında 250 dolar kazanır ken şimdi haftalık kazancı 7000 dolardır.
Büyük muvaffakiyet-1 ler kazanması muhtemel yeni İngiliz filimleri
Lotıdradatı bildiriliyor: Lon-dradn İlk defa olarak henüz gösterilen ve yakında denizaşırı memleketler sinemalarında da oynatılacak İngiliz fllimlerl a-r&sında dikkate şayan eserler mevcuttur Bu fiilinler ıCard-board Cavaller» (Karton Şövalye), 'Blue Lagobn»» (Mavi Gol*. «Floodtlde» 'Tufanı ve «Ali O«er the Town» ı Bütün şehir ondan bahsediyor) dır:
Bu mimlerden açıkça anlaşıldığına göre, muhtelif seviye* lerde çalışan ve seyircilerin ho-şuna aidcn filimler hakkında değişik fikir sahibi İngiliz fi* Hincileri, muhtelif fakat aynı derecede cazip eserler viictldû getirmeğe muvaffak olmuşlar( ve yüksek evsafla filimler vücuda getirmişlerdir.
«Cardboard Cava iler- eseri sırf eğlendirmeyi düşünmektedir, Bu filim her hangi bir mesaj ihtiva etmemekte veya büyük fikirler müdafaasına kalkış mamaktadır Bununla beraber, halkı eğlendirmek bahsindeki mütevazı fakat tanıamlyle sevimli gayesine tam mânasiyle ulaşmış ve beyaz perde komedisinin klâsikleri araşma girmiştir. Filini baştanbaşa hareketli olup, güldürücü bir hâdiseden diğer bir hâdiseye uçarak gitmektedir Eseri oynıyan artistlerin de, bundan son derecede zevk duydukları ve bu zevklerini seylrcllet'e tattırmak İstedikleri biitün hareketlerden bellidir Hikâye. İngl!terenin iç harbini takip eden devirde cereyan etmektedir Cromvell iktidarda olup, İngiltere diktatörü sıfatiyle. sürgüne uğrtyan Kıral Charles’a sadık kalan birkaç asilzadeyi kovalamakla nıeş gtıldür. Mlss Löckwood. sonradan tahtına avdet eden kiralın gözdesi olacak Nell Gsvynn’ln rolünü oynamaktadır. Fakat ma ceranın cereyan ettiği devirde daha henüz basit btr meyhanede hizmet eden bir kızcağızdır. Doğrusu. çalışmakta olduğu meyhane de. sofuların hoşuna gltmiyecek derecede şendir. HIz metçl kız. Kıra! Charlesln tahta avdetini sağlamı
Hollvudun. yaşı kırkı geçtiği halde, hâlâ durmadan çalışan ınğa çalışan ( ve çok sevilen artistlerinden bl-blr komploya lstemlyerek kan- r| de claudette Colberftlr. Clau şan basit bir seyyar satıcıya e- dette de Joan gibi aslen Fran-ünden gelen yardımı yapmak- sl7.d,ır. Parislidir, babasının patadır. Satıcının başına gelen ma ı ceralar da durucudur.
risln kenar mahallelerinden bl-başran aşağıya gül- rinde bir şekerlemeci dükkânı vardı İşleri iyi gitmediglndeaI ____________________dükkânı kardeşlerine bırakarak
Claudette Colbert Kteupaira filminden bir sahnede
Claudette Colbert
sevimli bir yıldız
Paris’te doğan, Holi-vut’un göz bebeği olan
-------------------------- Q
Claudette faciada olduğu kadar hafif &
Lr ArVkAırl İl A»* tır rhff olsr AİII1IAV O
karısı ve küçük kızı Ç'.audet’e ile birlikte Amerikaya hicret etti. 1907 de doğmuş plan Claıı-elette o zaman dört yaşında Bir çocuktu Amerika da büyüdü. A-ınerlkan mekteplerinde okudu.
Orla tahsilini bitirince Fransızca dersi vermeğe başladı. Bir Gün ders verdiği bir aileyi ziyaret etliği sırada burada ta
nınmış kadın piyes muharr’-l Arın Mortssen kendisini-gördü: «Sizin kendinize mahsus bir ■şahsiyetiniz var Artist olmağı tecrübe etseniz...» dedi, Gene kı zı bir tiyatro müdürüne tavsive etti. Claudette kendisine vertlcıı rolde büyük muvaffakiyet gösterdi. bunun üzerine Fransızca hocalığını mrakârak sahne artisti oldu.
Aradan çuk geçmeden ozhi filim çıktı: sahne artistlerine rağbet edilmesine başlandı. Claudete Fransızcayı da ana I-sanı olması duJayısiyle. mûk’e-ü-nıel bildiğinden Hollvuda davet edildi ve rillm çevirmeğe b-stadı. Gösterdiği muvaffakiyet dizerine sahne artistliğinden fiilin artistliğine geçti
Claudette her türlü filim çevirir Hafif komedilerde de facia kadar muvaffakiyet gösterir. Bir çok tarihi filim de çevirmiştir.
Claudette de Joan gibi güzel değildir, ’Bıınu kendisi de her fırsatta tekrar eder. Güzel olmamakla beraber son derece « vlmll ve zekidir Başka hiç bir artiste benzemez
Claııdette'in asıl a di LU»
Chauchoin’dir Paris t e bit çok
kuzeni vardır İki defa en mü
kemmel artist mükâfat ını alan
Claudette çok zeki ve zariftir
Hollvudun en iyi giyinen kadınlarından biridir.
Artist İptida filim müdürle rlndcn Norma- Forsler'le evlendi. Fakat bir sene sonra ayrıldı. 1935 de sinositlni tedavi eden doktor Pressman İle evltıı li Bu izdivaçta mesut oldu, karı koca 14 seneden beri pek iyi ge çlnlyor.
Claudette ağır .spardan katiyen hoşlanmaz. Eıı çok sevdiği tenis, bilardo, yüzmektir Buvu 1,65 olduğu halde Kilosu 54 tür Mamafih sıhhati mükemmeldir. Katiyen perhiz etmez. (akar a-gır yemeklerden hvşlanmaa
AKŞAM
Sahlfe 7
14 Haritan 1949
HER AKŞAAl R HİKÂYE
inşaat ilânı
İLÂN
Beşiktaş Sulh Mahkemesi
Başkâtipliğinden:
949/19 Satış
Pandell fiporldis ve saire ntn şayian ve müştereken mutasarrıf oldukları Beşiktaşta Eski Şenllkdede, yen! Türkall mahallesinin Ihlamur caddesinde Mısırlıbahçe sokağında eski 27. 27 mükerrer, 29, 43 mükerrer. 45, 31-41. 43. 42 yeni 73, 75/2. 75/2, 75/1, 77. 123. 2-2« sayılı, sağı Bulgar Vasilin müfrez arsaları, solu Mısırlıbahçe sokağı, arkası müfrez evlerin bahçeleri bazan yüzbaşı Memhet Hilmi, alay kâtibi Mustafa, biletçi Osman veresesi evleri, önü Ihlamur caddeslle çevrili olan (alnr. garaj, kâglr ev ve bostan) gu-yuunun giderilmesine karar verilmiş olduğundan tamamları satılacaktır.
Değeri: (83690) seksen üç bin altı yüz doksan liradır.
Nitelikleri: Gayrimenkul. Be-şiktaşta Türkall mahallesinin Ihlamur dere sokağı ile Mısırlı-bahçe sokağı ve Davut çıkmazı. Mısırlı çıkmazı. Keşkül çıkmazı sokaklarile yukarıda hududunda yazılı gayrimenkul! erle çevrilidir.
Boşlanın niteliği: İşbu bos-tanm Ihlamur dere sokağı yüzü yeni ve eski galvanizli saçla çevrilidir. Mısırlıbahçe sokağı da aynı vaziyettedir. Bostan dahilinde 220 kadar ayva, şeftali, erik, kayısı, nar gibi meyyali ağaçlar mevcut olduğu ve üst kısmının mevsime göre sebze ekilmeye alt yerler olup burada (sakız dolabı) bulunan büyük bir bostan kuyusu ve alt kısmında diğer bir bostan kuyusu ve yarada bir havuz bulunup bu kuyudan su çeken mo-tör ve elektrik tesUatı paydaşlardan Davut’a alt olduğundan değere İthal edilmemiştir. Bostan içindeki bahçıvan kulübeleri keza değerden hariçtir.
Diğer binalar: Bu binalar Ih-ı lamur dere sokağında 69. 71. 73. 73/1. 73/2 numara tajlı yerlerdir. 09, 71 numara tajlı beden duvarları kâglr üstü ahşap, birer katlı kapıları demir kepenkli zeminleri çimento şaplı yerler hâlen ahır ve gara) olarak kullanılmakta ve kiracılarının işgalleri altındadır.
73, 73/V 73/2 numara tajlı yerlerin beden duvarları kâglr, dahili akşamları alışa p olup içinde elektrik ve su tesisatları mevcut olan ve kapılan ayn bulunan kâglr evdir.
73 sayılı evin zemin katı: Zemini çimento antre asma katta camekânla bölünmüş mutfak birinci katta bir koridor üzerine üçünde yük dolap olan altı oda. gusüihane ve bir heladan İbaret olup hâlen hissedarlardan birisi tarafından İşgal edilmektedir.
73/1 sayılı evin zemin katı: Zemini çimento taşlık, mutfak ve kömürlük olan birinci katında dört oda ve helâsı bulunan burası da hâlen kiradadır.
73/2 sayılı evin zemin katı: Zemini çimento şaplı koridordan geçilerek arkadaki bir katlı ahşap eve geçilmektedir Esas binaların kapıları demir ve beden duvarları kâglr dahili 1 akşamı ahşap, arka bahçede 1 kilçük bir kuyusu olan bu ev bir sofa üzerine dört oda, nıut- ■ fak, helâ ve altında bir kömürlükten İbaret olup keza burası da kiradadır. 75 sayılı kısım ı esas binanın yanında İki göz barakadan İbarettir.
Yüz ölçüsü: Gayrimenkulun : genel yüz ölçüsü (12918,00 M2) 1 olup 1134.00 M2) si kâglr üç katlı ev. (165.00 M2.) si bir katlı ahır ve garaj. (98.00 M2.1 sİ bir katlı ahşap ev, (20.00 M2 ) si kâgir bahçıvan kulübesi, (112.00 . M2.) sİ müteaddit ahşap barakalar ve. geri kalan kısım İse bostan sahasıdır.
Birinci açık arttırması: 13 Temmuz 949 çarşamba güriÜ saat 10 dan 12 ye kadar olup değerinin dörLte üçünü bulduğu takdirde o gün satılacaktır. Bulmadığı takdirde en son arttıranın yüklenmesi durmak üzere on gün sonra.
İkinci açık arttırması:
Temmuz 949 Cumartesi günü saat 10 dan 12 ye kadar İcra kılınacak re o giln en çok art-1 tirana İhale edilecektir. İpotek sahilb alacaklılarla diğer alâkalıların işbu gayrimenkul üze-1 rlndelsi haklarını hususlie faiz 1 ve masrafa dair olan iddiaları-1 nı gösterir evrakı nıüsbltelerlnl ,oıi beş gün içinde memurlyetl-mlzc ibraz etmeleri lâzımdır. Aksi halde hakları tapu sicille-ı ile sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalacaklardır. Birikmiş ve satış nüne kadar birikecek bina evkaf vergileri paydaşlara, del- de hazır bulunmaları Ihın ulula! ücreti yirmi senelik taviz nur. 143711
l»*ndasınıı
GAYRİMENKUL SATIŞI İstanbul Vçühcü İcra Memurluğundan: 549/5
Ali oğlu Müslim Yolara 9000 lira vermeğe borçlu Aziz Kızı Şasiye Denüruğü mirasçıları Pa klae Özctbeoi ve AdUe Türkan Çatalkıkça ait re alacaklı lehine birinci derecede ipotekli bu lunan İstanbul Fatih Hacı Hem za mahallesi Benli İsmail sokak Eneski 0, eski 8. yeni 8 kapı, kütük 272, pafta 343, Ada 1303, parsel 24. 6-6-948 gün ve 3948 yevmiyede kayıtlı kuzeyi 23 par sel menkule ahşap evi, doğusu Benli İsmail sokağı, güney 25 parsel Halil ahşap evi, batı 18 parsel mehmet arsası ile çevrili 128 M2. mesahadaki ahşap evin açık arttırma İle ve 2004 sayılı kanuna göre paraya çevrilmesine karar verilmiştir.
Muhammen kıymeti: 12.310 on İki bin uç yüz on liradır.
Evsafı: Gayri menkul, Koca-mustafa paşada, hacı Hamza mahallesinin Benli İsmail" sokağında 8 numaratajlı evdir. Ahşap olan evde Elektrik tesisatı vardır. Zemin kat — Sokaktan bir mermer basamakla çıkılan çift kanatlı ahşap kapıdan glrl-I len zemini mermer döşeli, altında sarnıcı ve tulumbası bulunan taşlık merdiven altı ve kömürlük ve bir kapıdan geçilen zemini karmozaylk döşeli mermer musluk taşlı alaturka helâ ve bir kapıdan geçilen kömürlük olup sokağa çıkılan ayrı bir kapısı ve mutfağa geçilen diğer bir kapısı vardır. Taş-lıkda dlvar dolabı ve arkada yük dolabı olan oda ve zemini kırmızı çln.1 döşeli sabit tezgâh ve ocaklı kuyu ve tulumbası bulunan mutfak ve burada ahşap bölmeli ve zemini çimento şaplı gusüihane olup mutfak bir katlıdır. Bahçeye çıkılan aralıkta iki gömülü küp ve bahçede bir kızılcık ağacı vardır. Rah çenin üç cephesi moloz taşı divalla çevrilidir.
Asma kat _ Taşlıktan ahşap merdivenle çıkılan bir sofa ü-ıerine iki oda ve merdiven başında diğer küçük bir oda olu£ merdiven ve sofa zemini «kİ muşamba döşeli sofa ve odalar bakkal tavanlıdır. Sofada mermer musluk taşlı alaturka helisi vardır. Birine! kat — Ahşap merdivenle çıkılan bir sofa üzerine birinde yük dolabı olan iki oda, sofada İki camlı duvar do labı mermer musluk taşlı helâ olup, sofanın döşeme ve tavanı kısmen ve hafif bir şekilde düzgünlüğünü kaybetmiştir.
Mutfaktaki kuyudan yapılan tesisatla katlara su tevzi edilmiştir. ön cephede bir şahnişi olup sağ yan cephesi yangın dl-varlı ve her İki yan cephede komşu binaları, çatılarından sonraki kısımla arka cephesi kftmllen sacKapIemadır.BItift.nn üstü yerli kiremitle örtülüdür Hududu tapu kaydı gibi olup yüz ölçümü 128 M2. dlr.
Birinci açık arttırma: 1 temmuz 1949 tarihine raslıyan cuma günü saat 10 dan 12 ye kadar İstanbul İcra daireleri satış salonunda, yapılacak olan birinci açık arttırmada İpotekli gayr! menkul muhammen kıymetin % 75 şlnl bulduğu takdirde İhale edilecek aksi takdirde en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartile satış t-klnel arttırmaya failken 10 gün temdit edilecektir.
İkinci açık arttırma: 11 temmuz 949 tarihine raslıyan pazar tas günü yine saat 10 dan 12 ye kadar İcra daireleri satış salonunda yapılacak olan ikinci açık arttırma sonunda gayrlrtıen kul en fazla arttırana ihale e-dileccktlr.
Satış açık arttırma İle yapılacağından ve satış bedeilde peşin olduğundan satışa gireceklerin muhammen kıymetin % 7 buçuğu nlsbetlnde pey akçesi veya milli bir Bankanın teminat mektubunu vermeleri İcap eder. Gayrimenkul kendisine ihale o-İtinan kimse derhal veya verilen ' mehil içinde satış bedelini vermezse ihale feshedilir, 133 cü madde mucibince İşlem yapılır Arttırma bedeli haricinde 20 senelik taviz bedeli, delikliye res- ' mİ, tapu harcı ve ihale pullarını
■ vermeğe mecburdur. Birikmiş, 1 vergiler borçluya alt olup satış
■ bedelinden ödenir. Diğer İpotek1 sahibi alacaklılarla irtifak hak- I la sahiplerinin hak ve Iddlala- , nnı hususiyle faize dair olan 1-' tlrazlarını İlân tarihinden İtibaren 15 gün leinde İstanbul 3 cü İcra memurluğuna 949/5 Dosya sayısı ile bildirmeleri ak- | si halde satış bedel! paylaşmasından hariç tutulacakları faz-; la İzahat almak Isleyenler.n , 10-6-949 tarihinden itibaren da
yollara müracaatla temyiz! dâ-'irede açık bulundurulacak ola’ı'
Çılgın aşk J
Timarhane -müdürü, eski, mektep arkadaşı gazeteci Mar-_ tinoya. delileri kendisine göstermek için mektupla davet etti. Marttoo «atetesi İçin enteresan bir reportaj yazmak ve çtigmiıklariyle kendisini rahatsa eden metresi Anitadan bir . müddet uzaklaşmak emeliyle, ile genç kız,
diye feryadı basarken konyak kadehi elinden düştü ve kendisi de bayıldı.
O gece Martlno. sofada tl-marhane müdürü İle kız kardc-. şi Ernestlnln arasında oturuyordu Yemekten sonra Martlno ---------------------------------------mehtap altında niUMUrt. u .->
t-alttlol aıa® dbl yola çtkiı-. b»h5«« doteroomrdL Tımarhane müdürü, mektep ar-1 Bir aralık, delikanlı genç ki-kaılaçı MarUnoyu hararetle »n kulaÇuıa eğildi: : k„5,ia,l. I - Sana bir İtirafta Bu'.uıM-
_ Görüyonım kİ akimdan hiç caîını, ben de delirdim!
zorun yok. Buranın havası ve Ernestln: manzara çok silzeldlr. Uma- - ™“n. diye sorarak,
um kİ uzun müddet yanımda Marllnonu kollan arasından tadırsın. sıyrılmak İstedi.
_ Ancak bir kaç saat «ala-! _ Eret, senin slizelllSmden çapım MeBer kİ sen beni daha delirdim, tik- çbrdujbm *®dM fazla katmata İcbar edesin j“‘--------------‘
Hakikaten manzara harlkııl-âdc İdi. Tımarhane müdürünün villâsı, yemyeşil bir parkın ortasında idi. Delilerin pavyonları da insana sakin evter İntibaını veriyordu. Tımarhane mü dürü, arkadaşının gazetecilik merakını derhal tatmin etti ve kendisine bütün pavyonları gösterdi. İçindeki dellelr, öyle azgın şeyler değillerdi. Meselâ delillerden bllr sevgillstnin ken- ■ dişini sevip sevmediğin! anla-, mak içhs papatya çiçeğinin yapraklarını birer birer koparıyor ve son yaprağın koparılması «sevmiyor» a raslarsa hıçkırıklara boğuluyordu.
Tımarhane müdürü:
— Zavallı adam, sevgilisinin düğün arifesinde başkaslyle evlenmek için kendisini bırakıp ( kaçmasından bu hale geldi, d!-, ye izahat verdikten sonra:
— Şimdilik bana müsaadeli Benim dairede görülecek işlerim var. Sen İstediğin glg! gez. * dolaş, diyerek MaTtlnonun yanında nayrüdı.
Martlno, hastane bahçesine habbetl .çılgın bir aşktır, floeru yutucu eörbûsü beli- Çwiren; A. HİLALİ
ler. yazacağı röportaj İçin yeti-’ yordu Biraz dinlenmek için sık yapraklı bir ağacın, üstünü şemsiye gibi gölgelediği bir sıraya oturarak tahayyulâta dalmışken, arkasında bir gürültü duydu. Başını arkasına çevirir çevirmez, güzel çehreli ve mü-, tenasip vücuttu bir kızın gözle-1 rinl dikerek kendisine garip ga-
i İtibaren seni sevdim ve delilik . I pahasına da olsa elde etmeğe (1 karar verdim.
Genç kız gülûmsyerek:
, — Demek senden korkmağa
hakkım varmış Martlno!
— Bir delilik yapmamı, az-gm bir deli olmamı İstemiyor* sa nbana bir öpücük ver ve zevcem olmağı kabul et!
; Ernesttn dudaklarını uzata-' rak:
' _ Fakat bu yaptığın delillk-
. tir nonoşum, cevabım verdi.
, | İki genç .gecenin serin hava’ sini teneffüs ederek uzun müddet dudak dudağa kaldılar. Mehtabın gümüş ışıkları onları aydınlatıyor ve saadetlerine İştirak ediyordu. Sevişmeleri, o kadar ânl oldu kİ. hakiki bir deliliğe benzerdi. Acaba bu. tl, marhane muhitinin tesiri mİ Hdl?
I İki genç, bir kaç gün sonra ■düğünlerini yapmak için şehre j indiler. İzdivaçları mesut mu | oldu? Kimbllir. Ernestlnln öyle I kaprisleri var kİ .zaman zaman kocasını deli divaneye çevirir, Zaten hakikâtte onların mu-
RADYO
| 11,SS Açılış ve program. II M. B.
uyarı ve Radyo salon orkeatraaı. 16.30
| Radyo küme Mamdan: Saz -eserleri
I ve oyun havalın. 19 M S. ayan ve Haberler. IMS Geçmhte Bugün. 19 20
Yurttan Sesler, 19 50 Şarkılar, sn 15
I Radyo Caıete.l. 20,30 Serbee naat.
İncesu CSulUnlVegStı tartıl. zı.13 Konusm: (Fosil kutusu 21J0
j Varyete müzikleri |PI.) 2145 Yeni . 1.1 eller. 22 Dana m Ih IŞI 'ö,,l, 2SAF
, M S. ararı ve Haberler. 23 Pfoır anı
' ve kapanış
I Yarın »abab ve öflle programı
• 7,30 M. S. ayan. “.31 Acılı* (Pl)
bütün '■« Haberler, 6 Türküler CPI I 8.15 haline (P’ ’• e-aQ Müzik ipi.i, 9 Ka-;
panıs. 1Z.3B Afili* ve program, 1230
İM. S. ayarı ve Şarkılar. 13 Haberler, SİZC 13.15 Hafif melodiler fpl.l. 13.30 Öğle
I
uz.v-.ua, aeuumuıc Kmıp WJ|J (gu|Uı
rip baktığını gördü. Derhal a- ît„ Kon^,: (Pov yafta kalkarak:
— Buyurunuz madmazei .yanımda oturunuz, diye davet etti.
Genç kız, derhal geriledi, çehresi sarardı. Martlno, kalbiyle kızcağazm bu acıdı, ellerini uzatarak:
— Gitmeyiniz, benden _ __ ______
fenalık gelmez madmazei, diye Caıetesi, 13.15 Polkalar fPl.j, 14 Kaya! vardı. .
Genç kız, daha ziyade sararak :
— A .. A... diye haykırdı.
Martine, arkasındaki havuza düşmemek İçin genç kızı elinden tuttu. Kızın eli titriyor, dişleri birblrien çarpıyordu.
Martlno, elini yavaş yavaş okşayarak genç kıza bir sürü sualler sormağa başladı:
— Muhakkak, başınızdan bir yargıçlığından:
aşk sergüzeşti geçmiştir değil ‘ '
mİ madmazei?
Kadın, tuhaf bir tebessümle:
— Hlm... Hlm ,dlye kekeledi.
Martine, genç kıza karşı kalbinde derin bir meyil ve şefkat duvuvnrrill Evveli «anam Ka_'
■■■■ş Devren SATILIK LOKANTA
Yolculuk dolayjstle çok İşlek bir yerinde devren satılıktır. Sarıyer Otobüs durağı karşısında muhallebici Mustafa'ya müra-caallan ■■■
| İstanbul uilye 9 uncu hukuk, ------- 948/2228
Andromahl dalaciyandl (Da-leciyo) tarafından kalyoncu kul hık 178 de !k«n hâlen ikametgâhı meçhul Alfreda daleclyo (dalaclyandlk aleyhine açılan boşanma davasının yapılan yar-duyuyordu. Evvelâ sarışın ba- B,taması «onunda: şını .sonra yanaklarını ve tom-1 Davalıya dava dilekçesi dave-tul ellerini okjad, Kır ona tl?t w Kını ninen teb-hayrelle bakıyordu. Akil rauva- “"M!f h"M' Setolrtlğnden çenesi bozulmamış oktaydı mu-' Ibysbındu yapılan yaralamada: hakkak kİ bu sınır,ıklıca MjT»altann HM. hin 134 üncü katla mukabele edeceku Fakat ”>ada“' S«re»lnre botanmalan-kız miyavlamaya beııeeyen bu na vt aytlc* evlenme yasağı ve-lakun reryadlar kopardı, sonra' ri""“ln' »ImadıSlTl. yar
.ar kur^Uyl, tosrsk kaçtı. •“*, °lm“k az"e
Dellkar.1, .dasruea dostu H-V"“'-marhane mMIhûnun oci„,„a1 . "1^ """“f"” *
klttl. Fakat odada sert Mr ka-'^,?* *?““?' ” 1'bu lli"u , , ı tabllft tarihinden İtibaren onbeş
,Ç1” kUn «arnnda İtiraz edlmedljl
e İrmedi. Bir kirim mfMiir» ..... . .......... .
glrmedL Bir kadın, müdüre çı-
Inşıyor:
— Beni dinle azizim, ya delileri höcrelerlnde kapatırsın, yahut ben buradan giderim. Ben. korkumdan delirmek İçin değil, seni görmek İçin geldim, I diyordu.
Timarhane müdürü.
teskine çalıştı: _____________
Meleğim korkma Burada izale) şüyu dâvasının yargılan-M«m deliler yok Hepsi de kuzu ması sonunda: Gayri menkul-gîbl sakın insanlardır, dedt. İlerin bilmüzayade satılarak şü-
— Bahçede gördüğüm deli.1 yunun İzalesine 18'0/948 tarl-
“ kaldı beni boğacaktı Evvelâ hinde karar verilmiş oldııfiun-~TrfaTltien- sonra boğazımdan dan mezkûr hükme İşbu ilânın tuttu. Hâlâ korkumdan titrl-1 gawte 1le neşri tarihinden itiyorum, Bana biraz konyak ver baren '81 gün zarfında kanuni de kendime geleyim .. ... . ,
O esnada Martin kapıyı aça- va etmediğiniz takdirde hiik-lacık arttırma şartnamesllc varak odaya girdi. Geuç kız onu mün iklisabı katiyet edeceği ziyet raporunu, kapı kayıt örne-görünne: lebilğ makamına kaim olmak! ğ)p| göıiip anlıyacukları Hân «j-
— İşte odıır! İmdat .İmdat! üzere ilân olunur, ’ lunur. 11-8-943
takdirde hükmün kesinleşeceği hususu ilâm makamına kaim olmak üzere İlin olunur.
kadım
Sultanahmet 3. ncü sulh hukuk yargıçlığından: 47/55
Mustafa: Reddiyenin Feselek | köyünden. Haslme vekili avukat Kadriye Daldal tarafından Zey-, nep ve saire aleyhlerine açılan
Türkiye Ziraî Donatım Kurumu Umum Müdürlüğünden:
1 — Adanada Karşıyaka mevkllndeld tamir atölyesi ve müştemilâtının ikmail İnşaatı İçin birim fiatl esası üzerinden kapalı zarfla teltilf alınacaktır.
2 — Bu işin muhammen keşiif bedeli 626273 lira M kuruş ve geçici teminatı da 28760 l!ra 93 kuruştur.
3 — Eksiltme şartnamesi İle buna bağlı diğer evrak 2fl lira bedel mukabilinde umum müdürlük saymanlık işleri müdürlüğünden tedarik olunabllri.
4 — İsteklilerin teklif verebilmeleri İçin bu İşi yapabilecek olduklarına dair umum müdürlük fen heyetinden alınmış ehliyet vesikası ibraz etmeleri lâzımdır. Bu veSikayı almka için İsteklilerin teklif verme tarihinden en az «tatil günleri hariç* üç gün evvel bir dilekçe ile umum müdürlüğe müracaat etmeleri ve dilekçelerinde bir defa da bu İşe benzer 800 bin liralık bir inşaat yaptıklarına ve kabullerini yaptırmış olduklarına dair İşi yaptıran dairelerden alınmış veslkalarlle teknik teşkilâtlarına ait belgeleri ekliyeceklerdlr.
5 — Teklifler 29/0/949 tarihine rasthyan çarşamba günü saat 18 da Ankarada umum müdürlük binasında tetkik edilecektir.
6 — Teklif mektupları 29/6/9+9 çarşamba günü saat 16 e kadar makbuz mukabilinde umum müdürlüğe tevdi edilmelidir. Bu saatten sonra verilecek teklifler, gecikme sebebi no olursa olsun kabul edilmez.
7 — Kurum İşi ihale edip etmemekte serbesttir.
(7681)
Muhtelif cins malzeme satışı
İ. E. T. T. İ melerinden:
ve) )
ı ve-boyds
250 ton 15.000.— 18/6/49--10 1125 —
a
120 ad. 2.232,— » 10,15 167.40
2000 kilo 1.400,— » 10,30 105-
250 adet 1.750,— » 10.45 13125
2050 » ) 750 kilo) 1.109.— > 11.— 83,30
800 adet 160 — » 11,15 12,—
7500 kilo 476,25 » 11.13 35.75
500 çift 300 kilo 1.400 — > 11,46 105,—
97 adet 97,— > 11,45 7.50
parasız
tedarik (8309)
Eski teneke
Yanık oto yağı
Eski lâstik çizme hortum
Eski İskarpin ve çarık
2 — Bu İşe alt şartnameler levazımdan edilebilir.
Belediye Başkanlığından
1 — Belediyemiz tarafından 2190 sayılı kanunun 31. ci maddesine tevfikan kapalı zarf usulü İle yaptırılacak olan bir adet gazhane binası 3P5/848 tarihinden İtibaren 20 gün müddetle ihaleye konulmuştur.
2 — Muhammen bedel «32368» lira «80» kuruştur.
3 — Muvakkat teminat 2428 liradır.
4 — İhale 21/6/949 tarihine rasthyan salı güııü saat 15 de Geliboluda Belediye dairesinde encümen huzuru ile yapılacaktır.
fi — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun 2. d ve 3. cü maddelerinde yazılı şartları haiz olmaları ve ayrıca bu gibi inşaat işlerini yaptıklarına dair ellerinde belgeleri ile birlikte ve depozito makbuzLarıru havi ve kanunun 32, 33 ve 34 cü maddelerindeki şerait dairesinde ha/.ırlanmış teklif mektuplarını ihal® saatinden bir saat evvelisine kadar makbuz mukabilinde de riyasete teslim etmeleri. «Posta tie vuku bulacak gecikmelerin kabul cdilmlyeceğlnl İlân eder. 8153
Basın ve yayın umum müdürlüğünden:
Umum Müdürlüğümüzün yen! teşkilâtı için İngilizceye çok İyi vakıf memur ve mütercim alınacaktır.
İsteklilerin İngilizceden Türkceye ve Tilrkçcdcn İngilizceye iyi bir şekilde tercümeye muk-tedlr olması ve İngilizceyi düzg ün konuşması şarttır.
20 haziran 1946 pazartesi günü Ankara «e İstanbulda yapılacak olan müsabaka imtihanına girebilmek için memurin kanununun 4. üncü maddesindeki evsafı haiz olup askerliklerini yapmış bulunan İsteklilerin 18 haziran 1949 cumartesi günü saat on üçe kadar Ankarada Unum Müdürlüğe ve lstabulda Çemberlltaşta Basın ve Yayın Umum Müdürlüğü Mmtaka müdürlüğüne dilekçelerine bağlıyacakları İki vesikalık fofoğ-raflarlyle birlikte müracaatları lâzımdır. İngilizceden başka İkinci veya üçüncü bir yabancı dil bilenler tercih olunur. 8272
BAYAN ARANIYOR
Çok İyi İngilizce ve Türkçe bilen bir bayan sekretere acele ihtiyaç vardır. Dolgun ücret verilecektir.
Müracaat: îstlklâ] caddesi No. 36 38 Lüle sineması karşısı.
REFİK ve MÜFİT SAölKoCl.L KARDEŞLER
Tei; 44858 _ 44359
10.000 ton harfle mamulü ihraç edilecek
Türkiye Demir ve Çeıik Fabrikaları
Müessesesinden:
Ticaret Bakanlığının 239 sayılı sirküleri hükümleri dahilinde ve lisansı bakanlıkça içrilmek şartîyle:
12 den 50 kilometreye kadar yuvarlaklardan. 25X10 dan -------
16X16 dan
50X50X5
65X95X7
80X80X10
80X80X10
811X65X8
olmak üzere cem'an J0,000 ton hadde mamulü llııaç edilecektir.
Tediye serbest dövizle, anlaşmalı memleketlere anlaşma hükümleri dahilinde, anlaşınasız memleketlere Slcrllngle yapılacaktır.
İsteklilerin 29 Haziran 949 Çarşamba günü akşamına kadar müesscsemlze müracaatları rica olunur.
Mıiesscsemiz satışı en müsait gordtlğü t lal. döviz ve teklife göre yapmakta veya hiç yapmamakla serbesttir. (8511i
100X10 milimetreye kadar lamalardan, 50X50 milimetreye kadar dört köşelerden.
Milimetrelik köşebentlerden

HAYATIN i ZEVKLERİN I OKN
Feragat etmeyiniz. ?
Yüzünüze eşsiz bir teravet veriniz.
Yaşını göstermemek İlmini bilen kırk beşlik kadınlar erltekleT inerinde fevkalâde bir rağbet görürler. Bir yüzün genç kalmalının ıırn. mesamelerde laklanan ölmüş cild Mİüilerûti muvaffakiyetle bertaraf etmektir. Becerenin derinliğine nüfuz eden beyaz renkli Tokalon kremi, tekmil kirleri eritir, canlı selüllet vücude getirerek meramelert sıklaştırır. ye siyah nokraları , yokeder. Cildinizin kendiliğinden değirerek gürel leşliğini ve gençliğiniıin ç unutmuş olduğunuz cazibesini yeniden kazandığını göreceksiniz. Akşamları kullanacağınız ve yalnız pembe renkli T olu lan kreminde bulunan Bıoctf kırışıkltklannuın zail olmasını ve derecede genç corun-ktir. Bunlan 1 (akiyer etd
Created by free version of 2PDF
48 - 49 senesinin
49 uncu İlk okul beşinci sınıf kimlik kartını kaybettim. Yenisini çıkaracağım eskisinin hükmü yoktur.
291 doğan Ballacıoğlıi
ZAYİ — KIrklareli Üskup nahiyesi nüfus idaresinden aldığımız kimlik ve nikâh cüzdanlarımızla benim askerlik sakat raporumu kaybettim. Yenilerini alacağımızdan eskilerinin hükmü yoktur.
1343 doğumlu
Recep oğlu Kadir Bakırcı ve eşi 1342 doğumlu Ah kızı Ayşe Bakırcı
İLAN ■"
Wander firmasının Türkiye Mümessili olan Yılbak T. A. O. ’ndan ayrıldığını «Hekimlikte Yeni Görüşler» mecmuası ile hiç bir alâkası kalmadığını Dr Recep Ferdi ilân eder.
L E.
Kimya Evi
23
bedeli. İhale pulu ve tapu masraflar l alıcıya aittir. Satış peşin para İle, tapu kaydı gereğince ve icra iflâs kanununda yazılı şartlar altında icra edilir. şartlaşması 13/6/949 tarihinde mahkeme divanhanesine asılmış olduğundan isteklilerin gelip okumaları, fazla bilgi isteyenlerin 949/19 »ayı He başkâtipliğe başvurmaları ve alıcıların, değerinin yüzde yedi buçuğu nispetindeki pey akçesile yazılı gün ve saatlerde kimlik eu cu2danlarlle birlikte Beşiktaş ve Sulh Mahkemesi Başka tipi ıfein-
14 Haziran 1949
25 Ağustos 1949
Çekilişinde büyük ikramiye;
Bankamızın kuruluşunun Ylrmibeşlnci Yıldönümü münasebetiyle tasarruf hesablart arasında tertip edilen
Amerika ve Avrupada
Herkesin bütün emsallerine tercih ettiği son İcad
SUAZ DISTEMPER
YAĞLI Badana Boyaları
ÇOK DAYANIR
Güneşten, sudan müteessir olmaa.
YIKANIR
PİRINÇ VE
hububat unu-
maddeferc aS‘° -
Su mühendisi, Mühendis, Veteriner ve bir Kalfa alınacak
Sivas Belediyesi Başkanlığın dan:
1 - 616 lira aylık ücretli barem kanununun 19 uncu mad-diMİı -■ göre kadrosu tertiplenen bir su mûhendUt.
t — Barem dahili 400 lira aylık ücretli müUendU ve teknikçi
3 _ Barem dahili 400 lira aylık ücretli veteriner.
4—20 lira asü maaşlı bir kalfa
Yukarıda aylık ücret mlktarlarUe memuriyet Unvanları bildirilen dört ınünhalAU tâyinleri yapılmak üzere taliplerin evrakı miLsbltelerlle birlikte Belediye başkanlığına müracaatları ilân olunur . (8499ı
2
2
3
2
2
2
Şuaz Distemper Boyaları Temizlik — Rahatlık — Kolaylık EVLER, SİNEMALAR
Umumi ve husus! bilumum binalar için en pratik bir badana boyasıdır. Türkiveve ithal eden ve umumi deposu).
ŞEF AK KOYA MAĞAZASI
İSTANBI I. — KETENCİLER No. il.
yeri- levon Elba Oğulları, Bevoğlu, Harbiye Cad. No. 337 - tâınbul
HÜYUKADAda Köşk
(İki katla bir antre, bîr misafir salonu, bir yemek salonu, iiç yatak odası, bir sofa, bir hanvo, bir tuvalet. bir lıizmetçi odası, bir mutfak, bir depo, biri pergolah üç teras, bir balkon)
Ayrıca ARSA, 4000 liralık HAYAT SİGORTASI ve 26.700 liralık çeşitli para ikramiyeleri.,. ,
Bu çekilişe )50 lira bakı veli tasarruf hesabları katılacaklardı) Hesaplarında 650 Lira ve bundan farla para biriktirmiş olanlar her 500 liraları için ayn bir kura numarası alacaklardır.
C I n ı I
Geçici teminat Lira Kr.
00
(10
M 00 00 00
18 '8 949
Eksiltme günü
Created by free version of 2PDF
10
10 30
11
14 30
16
16
Dairede görerek
adet As itilen kazanı
• Demtr testere tezgâhı
• Mada mafckap tezgâhı
• Plânya tezgâhı
• Torna tezgâhı
• Elektrojen grubu
İsteklilerin bu İşe alt üst* ve .şartnameleri mesai saatleri dahilinde hizalarında yatılı geçici temlna’ makbuzları ve 949 yılı Ttcaret Odası belgelerini hâmilen belirtilen gün ve saatte İstanbul Galata Perçemli sokak Cemaat Handaki Yollar t. acl Bölge Müdürlüğü binasında bulunma'arı ilân olunur. (750lı
İstanbul Üçüncü icra Memurluğundan
Cinsi 8emü Mevki ve mah.
Sokağı No.
HUDUDU
Dosya No
TAPU KAYDI
l. 948/2828
Y. Ölçlisli M BEDELİ
Tarla Eyüp Eski rami cuma yeni rami yeni
Çamu
«han E. 55 Bir taralı Hüseyin bin İbrahim, bir tarafı mer'a. bir tarafı l.nrlkihts ve bir taran Lofçalı Ahmet biü İsmail tarlaları
E 119 Bir tarafı tarlklhas. bir tarafı Şumnulu Ali efendi ve Ahmet bin Bekir Mr taralı bosnalı Adem ve tsmail tarlaları
3676 M2
20İ2 Lira
S*
31.
29
2022 Ura
E. İl
Bir tarafı Şumnulu Mehmet bin Musa, bir tarafı cumalı Memlş. bir taralı hacı tbra-hlm tarlaları ve tarlldhaa
e Ha
90
.SI 39
3676 M3
20;
Lira
Eski boşnak yeni Raini yeni

E 52
E. 38
E
31
96
E
E
Bir tarafı Cumalı Ahmet bin Mehmet ve BosnalI Arif ve Mehmet ve Ali Sait ve Tarlklhas ve Numan bin Muharrem İle mahdut
Cumalı ha fız Ahmet ve Nlşll vereseleri, BosnalI Bekir ve İsmail ve Fatma ve Şutu-nıılıı tsmal 1 bin Süleyman
Bir tarafı tarlklhas, ve Bosnalı Muharrem bLn Mehmet ve Şumnulu berber Ahmet veresesi. Bosnalı Süleyman btn Osman
Bir tarafı tarlklhas, bir tarafı Slmzade Ali ve bir tarafı Şumnulu Osman ve şakır bir tarafı Cumalı tsmail bin Salih.
Bir taralı tarikihas. Cunıalı Ahmet bin Salih. Basılalı Muharrem bici Haşan
40 Bir taralı Hüseyin Bin Hüseyin ve cuma-lı İsmail »a tarlklhas ve Ali bin Mestan
104 Plrlnccl karyesi yolu re Mustafa ve Ahmet ve Cemile ve Rukiye ve Sadık ve BosnalI Şeyh İsmail ve Abdullah.
26
E 6
Tarik ve BosnalI Ali ve BosnalI Arif ve biraderleri ve cumalı Ahmet
Bir tarafı bosnalı İbrahim ve Mustafa ve BosnalI İsmail bin Abdullah ve tarütlhas ve Şumnulu Mehmet bin Arif
E 51 Tarafları Ali ve Abdullah ve Hiinsü bin Bekir ve tarlklhas ve Lofçalı İsmail ile mahdut
E. 87 Tarafları yol ve Lofçalı hacı İbrahim ve Lofçalı Hüseyin ve Lofçalı Tfıdır ile mahdut
E 57 Mustata bin Haili ve mer'a ve Pirinçti yolu ve bazan mera ve Lofçalı İsmail ile mahdut
S*
Sj.
31
Sa
Ha
Sa
8a.
Sa

31
3675 M2
2X
Lira
91, SI. 33
30.
Uta
34
SI
35
92.
SI
36
Si
37
SI
33
93. SI
94, Sİ
39
42
31. 43
SI 44
95. SI
44
3676 M2
3878 M2
3676 M2
3676 HZ
3576 M2
3676 M2
1838 M2
3676 M2
3676 M2
Bir borçtan dolayı mahcuz ol>ıp paraya çevrilmesine karar verilmiş olan yukarıda mevki hulut ve evsafları ve muhammen gayrlmenkulün tamamı açık ar tırnıa suretiyle satılacaktır. Mezkûr gayrimenkulter İstanbul -vEdlrne asfaltı üzerinde Rami kışlası ve Metris
kıymetleri yazdı
2322 Ur*
202* Lira
2922 Lira
2022 Lira
Lira
2022 Lira
1012 Ura
2022 Ur*
2022 Ura
onbeş parça çiftliği geçildikten bir hayli sonra yolun şimali garbi cihetinde ve yoldan itibaren başlayıp aşağılara doğ u uzanan arazidir. Mukabil hududa nazaran asfalt* dahi yakın mahalde biri borçlu tarafından diğeri kiracısı tarafından yapılmış İki tuğla harmanı varılır. Bu İki harman arasında bir kuyu ve toprağa gömülü atn tsn8 mermer yalak mevcut olup bu yalaklara on metre geriden, kaynak odluğtı söylene ı yerden demir boru İle suda getirilmiş bulunmakladır Arazi kısmen hafif meyillidir. Bir kısmı üzerinde tuğla harmanları mevcuttur Bir kısmı geçen sene ekilmiş diğer kısımları da boş tarla halindedk. Tapu kaydı suretinde yirmi parçadan İbaret bulunduğu yazılı işbu arazi bl birinin bitişiğinde olup çok ge.ılş bir saha teşkl! etmektedir.
Hudutları: tapu kaydı gibtdlr
YÜZ ölçüleri, eski 55. 119, 11, 24. 52. 38. 31 98, 40. 104. 28, 8, 67. 57 numaralı on dört parça ı m her biri 3076 metre kare sahasında olup yalnız 51 numaralı parça 1838 metre kare sakatındadır. 3676 metre kare olan parçaların iıer birinin muhammen kıymetleri 2022 Ura olup 1838 metre kare olan parçanın muhammen kıymeti 1012 liradır.
Oayrünenkulç alt şartname 15.8 949 tarihinden itibaren herkesin görebilmesi İçin açıktır. Birinci arttırması 19 7 949 tarihine rastlıyan salt günü saat 10 dan 12 ye kadar İstanbul icra dHlrelerl satış salonunda yapılacaktır. O gün sürülen pey, muhammen kıymetlerinin %75 İni bulmzasa arttırması on gün daha uzatılarak 30.7.949 tarihine rastlıyan cumartesi günü ayni mahalde ve ayni saatte yapılarak en çok arttırana İhale edilecektir Arttırma bedeli hemen veya verilen süre İçinde verilmezse icra Lflâı kanununun 133 üncü mdadesi hâdLsede tatbik olunur. Arttırmaya İştirak edec’kler. şartnameyi okumuş ve lüzumlu malûmatı alnıı-ş addolunurlar Satışa iştirak İçin takdir edilen bedelin %7,5 nlsbetlnde nakdi pey akçe.-.l vermeleri veya milli bir bankanuı teminat mektubunu İbraz etmeleri şartt-r. İpotek sahihi alacaklılarla diğer alâkadarların İrtifak hakkı sahiplerinin gayrimenkul üzerindeki hakları hususiyle fala, masrafa dair olan iddialarını ilân tarihinden itibaren on beş g(ın içinde evrakı müsbitelerlyle birlikte bildirmeleri, aksi takdirde paranın paylaştırılmasın-dsn hariç kalırlar. Dellfıllye Iha e pulları müşteriye ve diğer veıgt borçları borçluya aittir. Fazla malûmat almak Istlyenlerin dairemizin 943 2828 saydı dos-yı(.»ı(n mürncuullaıı. Şartname ve nün dairesinde satışın yapılacağı İlân olunur.

İstanbul Vali ve Belediye Başkanlığından
13 B 949 pazartesi günü Hâlde toptan satılan yaş meyva ve sebze fiyatları;
Cinsi
Domates Dolmalık biber Sivri biber Patlıcan Araka Bezelye Bakla Taze yaprak Semizotu Kabak Taze patates EJamyıt Çalı tasuiy* Enginar Hıyar Marul Yeşil salata Tıırp kınnun Maydanoz Dereniu Pancar Taze soğan
- .'arım’Olr Nane Çilek yeril
• Burna Kiraz Kayısı Yeşil erik Kiraz Yarımca Şeftali Dut Armut Limon Mersin
e naz flai
Emsali kuruş
ISO
Kilo
Adet
180 .
Demet
Kilo
ISA sar id
4
3
5
7
40
12
30
20
50
iri* fiat en çak Hat kuruş kuruş
160
180
230
170
40
110 170
200
120
25
28
60
ık -------- 1500
13'6'949 tarihinde hâlde loptan satılan meyva yattan yukarıda gösterllmiştlr-Toptan fiyatlara seyyarlar %25. manav ve sebzeciler %3o kâr hıddl ilâvesiyle satış yapmağa mecburdurlar.
Keyfiyet sayın halka ilân olunur.
Yarınki ilân Cumhuriyet. En son dakika. Oece Postası, İstanbul Postası gazetelerinde çıkacaktır 8538
sebze fi
SULFADERME
YARA MERHEMİ
l
Yara, Yanık. Çatlak. Çıban ve Deri üstü mikroplu hastalıklarını iyi eder. ____ HER ECZANEDE BULUNUR ________________
Orman Genel Müdürlüğünden:
1 — Bölge Orman fidanlıkları için kapalı sarf usulü Ue iki kamyon ile 4 adet pikap tip kamyonet alınacaktır.
2 — Beher kamyonun muhammen bedeli (12.000) Ura hesabiyle ikisinin teminatı 11800ı liradır.
3 — Beher kamyonetin muhammen bedeli (9.000« lira hesabiyle dördünün geçici teminâtı ı2700> Uradır
4 — İhale 7 7/1949 tarihine müsadif perşembe günü saat 15 de Aııkûrada Orman Genel Müdürlüğü binasında müteşekkil satın alma komisyonunda yapılacaktır.
5 — Kamyon ve kamyonetlere ayrı ayrı veya hepsine birden teklif mektubu kabul edilir. Kapalı zarfların ihale saatinden bir saat evveline kadar makbuz karşılığında komisyon başkanlığına verilmesi şarttır. Postadan gecikmeler kabul edilmez.
ı> — Geçici teminat genel müdürlük katına bütçe saymanlık veznelerine yatırılabilir
7 — Bu işe ıılt bedelsiz şartnameler Ankarada Levazım Müdürlüğünde, ktanbulda Liman Handa Orman İşletme Müdürlüğünde ve fcuurde Chnıau Kontrol Daş mûhendislığlnd > görülebilir. 6138

Comments (0)