Kaynak: TÜSTAV - Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı Arşivi
ŞİMDİLİK CUMARTESİ GÜNLERİ ÇIKAR
1 Sayı 12
Fiyatı 10 Kuruştur.
——■" —■
Ekonomik, Sosyal ve Siyasal Alanda Kol ve Kafa İşçisinin Davalarını Güder
16 Kasım 1946
Sendikalıların faaliyet şekilleri --------------------
Pahalılığa karşı müsbet tedbirler lâzımdır!
Sendika kurma hareketi henüz daha hızını almış değildir. Memleketin muhtelif sanayi bölgelerinden her gün yeni sendikalar kurulduğuna veya kurulmak üzere bulunduğuna dair haberler geliyor. Bunların çoğu henüz daha teşkilâtlanma çağında bulunuyor. Kendi yı-ğııılariyla sıkı bir surette bağlanmağa, ve onların fiilî iştirak ve yardımları ile, - iş münasebetle! inden doğan hak ve menfaatlerini koruyacak kabiliyet ve kudrette teşekküller haline gelmeğe çabalayorlar.
Ekser ahvalde sınıf şuuruna erişmiş ve denenmiş, olgun işçilerin bizza' bu uğurlu işi ellerine almış bulunmaları bütün bu çabalamaları müsbet neti çelere ulaştıracağına sağlam bir garanti teşkil eder. Gayelerin ve mücadele usullerinin aydınlık bir tarzda nizâmnâmelerde sıralanmış bulunması da, bağımsızlıklarını tehlikeye düşürecek yollara sapmaları ihtimalini asgarî hadda indirir.
Sendikalarımızın bir kbinı, sınıf esası üzerine cem yet kurma serbestliğinin ilk haftalarında kurulmuş olduklarından, vücut bulma devresinin boca-lamala‘i:.l artık atlatmış bulunuyorlar.
Biz bugünkü yazımızda bilhassa, cesurane hareketlere atılacak ve haiz oldukları temsil yetkisini kullanacak hale gelmiş olan, bu kısım sendikaları idare edenlerle biraz dertleşmek, kendilerine ne yapmaları ve nasıl çalışmaları gerektiği hakkında düşündüklerimizi anlatmak istiyoruz.
Ekser sendikacı arkadaşlarımız bir sendika yaratup etrafına birkaç yüz işçi topladılar mı, sıra asıl ilgililerin çalışma ve yaşama şartlarındaki bozukluklara ve haksızlıklara karşı ha • rekete geçmeğe gelince, bir tereddüt ve duraklama devresi geçiriyor Sanki ne yapacaklarını şaşırıyorlar, işin neresinden başlayacaklarını, tatbikatta ödevlerini ne suretle yeriue getireceklerini kestiremiyorlar.
Halbuki durmadan akıp giden İş hayatı aralıksız bir tarzda, bir sürü haksızlıklar ve şikâyet konuları doğurmaktadır. Bunlar hususî bir çeviklik ve atılganlıkla hemen yakalanup harekete geçilmezse, bir yan dan büyük ümitlerle sendikaya koşuşmuş olan emekçiler acı bir hayal kırgınlığına uğra’ll-iniş, öte yandan da mes’eleler ve davaların bir biri üzerine jığılarak arap saçma dönmelerine sebebiyet veriliri? olıır.
Bundan ötürü, bir se dika,
bilhassa bir fabrika veya mü -essese sendikası, o fabrika ve ya müessesede çalışanların ço ğunluğunuıı menfaatlerine dokunan her ihtilâfta veya şikâyeti mucip halde, görünüşte mes’ele ne kadar ehemmiyetsiz benzerse benzesin, hemen te ■ şebbüsü ele almak, münasip bir hal şekli teklif etmek, lâ zimgelenler nezdiııde iş hakkının davacısı sıfatı ile-müracaatlarda bulunmak, hülâsa tatmin edici bir netice elde edin cc-ye kadar uğraşmak zorundadır .
Emekçi hak ve menfaatleri ■ nın korunması bahsinde ıııes’e-lenin küçüğü büyüğü yoktur . Çoğunluk tarafından ileri sürülen her makul istek ve şikâyet sendika cihazının harekete geç mesi için yeter bir sebeptir . Bunlar sendikada incelenir, ve sade formüller şeklinde, hem umumî efkâr önüne serilir, hem de karar yetkisini haiz olanlara kabul ettirilmeğe uğraşılır Bu ilk gayretler boşı bittiği takdirde ancak daha kıfvvetli tedbirlere başvurmağa: bizzat iş -çileri h '-rekete geçirmeğe, mi -tingler, nümayişler ve saire gibi, iş ve vatandaş haklarını tanıtmanın demokratik usullerde, savaşı şiddetlendirmeğe zaruret hasıl olur.
Sendika idarecilerinin kabiliyet ve maharetleri, bükün bu basamaklardan geçişi, karışıklığa meydan vermiyecek bir tarzda, tanzim hususunda gösterecekleri başarı ile ölçülür. Muvaffakiyetin sırı, büyük bir soğukkanlılıkla ve asla fütur getirmeksizin, muayyen bir savaş plânı hazırlayıp, bir demir disiplinle bu plânı tatbik edebilmektedir.
Sırasına göre gerekecek meseleleı ye siğmıyacak kad çeşitlidir; ve her gün İıi. vur edilmedik yeli yeni İçler iş münasebeti ' dana çıkabilir. İlk hamlede aklımıza gelenlerden bazılarını gelişi güzel sıralıyalım! Gündelik ücretlerin ödenmesinde gecikmeler ve intizamsızlıklar; patron veya patron vekillerinin haysiyet kırıcı kaba muameleleri; sebepsiz ve kanunsuz işten çıkarmalar, muayyen işçilerin sendika veya parti faaliyeti ri vesilesi ile kapı dışarı edilmeleri; öğle yemeği verilen iş yerlerinde lezzetsiz, bozuk veya kifayetsiz yemek verilmesi, hastalanan veya kazaya uğrayan işçilerin ihmal cdil-me'.eıi, tazmin ıtsız. işten çıkarılmaları; işçilerin Siğlığa za-
Dev.ımı 4 üncü sayfada
ele alınınasl r, bir liste-ar, çok vf hiç tasavs ___yeni ıııes’e* terinden mey-
Piyasanın tecrübe tahtası gibi kullanılmasından ne gibi neticeler doğacağı hakkında 7 Eylül kararları kâfi bir fikir vermiştir
-------------++-------------
Artık tecrübe devresinde değil, müspet iş devresindeyiz, bunu unutmamalıyız
Hükümet 7 eylülde aldığı iktisadi vi mali kararların isabetli olduğunda İsrar ediyor. Başvekil Recep Peker 13 kasımda Büyük Millet Meclisindeki beyanatı sırasında “bu tedbirlerin bngiinkü şekillerinin doğru ve yurt menfaatlerine yararlı olduğu ve istikbaldeki tatbikaliyle yur! içinde derinliğine, açık, temiz bir başarı ve refahlı günler getireceği kanaatinde ısrarla sabittir» demiştir.
Bu münasebetle bir daha açıklamak isteriz ki hükümet, tedbirlerin muvaffak olup olmadığı meselesinden evvel pahalılığın mevcudiyetini kabul etmemektedir. Fakat öbür yandan Başvekilin yukarıdaki sözlerini söylediği gün. Sökenin De-ğiru.encik köyünde dikkate değer bir hadise cereyan etmişin. Demoloat Parti Reisi * Celâl Bayar halkla yaptığı görüşme sırasında “Bugün memleketimizi iki düşman tehdit etmektedir: Fakirlik ve sefalet,, diyor. Bu
: Halk Partili HVIemleketimizde : diye bağrıyor . ve gazetelerin 1 bu bağırtıya karşı asabileşen
İngiliz İşçileri Yunan Sendikalarının Hükümetin Baskısından kurtarılması n ı istediler.
Bu son günlerde Yunan sen-dlkalizminin gidişatı dünya çapında bir konu haline gelmiş bulunmaktadır. Son ola’ak, ln-gîli z Treû Ü’ıııon’larının kongresinde ileri sürülen işçi istek-
terinden, dış meselelerle ilgili re imiş, bunları teslim etmek İS-olarak, Frank o İspanyası ile münasebetlerin kesilmesi ve Yu-na.ı Sendikalarının Çaldaris hû kûmetinin müdahelesinden ve baskısından kurtarılması istekleri en başta gelmiştir, teğîn önemini I
Yunan vaştan sonra geçirdiği macera yı hülâsa edelim :
Savaşın bitmesine doğru Yu naıjisian kendi kendini kurtardık rolı _ _______
ilk olarak sendikalarını yeniden kurup bunları tek bir konfederasyon bayrağı altında toplamışlardır. Bu suretle kurulan (Yunan işçileri Genel Konfederasyonu) id re kurulu bu yılın birinci yarısı içinde toplanan bir genel kongrede İngiliz, Fransız ve Sovyet Rusya Sendikalarının gönderdiği müşahidler önünde seçilmiş ve işe başlamıştır. Fakat, seçilen idare k: rulu üyelerinin, girişlikl' ri tesirli teşebbüsler, Yunan kapital stler ni ve bunların en iyi temsilcisi o-lxn Çaldaris’in kralcı idaresini harekete geçirin ştir. Bundan i ki ay kadar önce Atina polis müdürünün bizzat başında bu-
kavramak için sendikalizminin bu sa-
liis
ktun sonra, bu kurtuluştu baş !Ü oynayan Yunan işçileri,
arada bir tane sefalet yoktur» yazdığına göre 500 kişilik halk
lundtığu bir müfreze Konfederasyon merkezine giderek idare kurulunun hükümet tarafından azletiildiğini bildirmiş, defterlerin, muhasebe evrakının ve kasanın teslim edilmesini em-
temiyen idare kurulu üyelerini tevkif ve hapsetmiştir. Yunan işçilerinin kesin protestosunu mucip olan bu olay Dünya Sen dikaları Konfederasyonunun a-lâkasıuı çekmiş ve tahkikat için genel sekreter muavini Jouna-ux (Juho) Atilla’ya gelmiş, ve “ * * ' * "in-
işte bu o-
ux (Juho) Atmaya gelmiş 1 netice olarak bu bariz haklı lığı tesbit etmiştir. . laydan sonra Yunan Sendika-lizmi meselesi bütün dünya iş-çi teşkilâtlarını ilgilendiren u-Juslarası bir konu haline gelmiş, Yunan hükümetine Amerika, İngiltere, Fransa ve Sovyet Rusya ve diğer demokratik memleketler işçi teşkilâtlarından protesto telgrafları bir sağanak halinde gelmiye başlamıştır. Bu durum karşısında ve Trad Union kongresinin son aldığı karardan sonra sıkışan kralcı Çaldaris hükümeti 7-11-1946 gecesi toplanan bakanlar kurulunda bu meseleye de temas e-Herek, gene ecnebi müşahitler huzurunda, yeniden seçim yapılacağını bildirmiştir. Fakat bu seçimler için de Yunan Şendi-kaîistkri itiraz etmekte, hükümet n tayiıı ettiği kralcı idare kurulunun azlini ve eski idare kurulunun işbaşına gelmesini istemektedirler.
kitlesinin elinden Halk Partiliyi, lıer zaınan olduğu gibi, jandarmalar zor kurtarıyorlar.
Büyük Millet Meclisine söylenen “Memlekette Milletle Hüküm-, t arasında büyük bir itimatsızlık vardır» sözünü gürültülerle karşılayan Halk Partisi mebuslarına bu küçük hadiseyi ibretle görmelerini tavsiye ederiz.
13 kasım görüşmeleri sırasında gerek hükümet, gerekse demokrat Parti pahalılığın en ağır yükünü omuzlarında taşıyan Türkiye işçilerinden bir tek kelime ile olsun bahsetmek lüzumunu duyurmamışlardır. Halka gelecek günlerin getireceği refahtan bahseden hükümet, daha evvel pahalılığın mevcudiyetini cesaretle kabul etmeli ve ona göre tedbirlerini almalıdır. İktisadi hayat ve piyssahm tecrübe tahtası gibi kullanılmasından ne gibi neticeler doğacağı hakkında 7 eylül kararla ı kâfi bir fikir vermiştir. Artık tecrübe devresinde değil, müspet iş devresindeyiz. Bunu unutmamalıyız.
Ali ALTAN
ATATÜRK ve
Emekçi Halk
Kitleleri
Atatürk tamamen milliyetine ve eserlerine intikal edeli sekiz yıl oldu. Bu insanlık âleminin nadir yetiştirdiği kahraman ve inkılâpçı önder; saltanat ejderinin memleketi yüzyıllar boyunca içinden kemirip sömürdükten sonra emperyalistlere nasıl bıraktığını ve sevr paçavrasını elleri x bile titremeden nasıl imza etliklerini bütün acılığı ile duymuş ve görmüştü. O devirde memleket.mizin tek kültür mihrakı olun Istanbulun, birkaçı müstesna bütün münevverleri benliklerini gaflet, korkaklık ve haysiyetsizliğin iğrenç kabusu kaplamış olacak ki galip emperyalist devletler arasından şundan veya bundan yurtlarını mandalığa kabul ettirmek, yani ölümlerden Ölüm beğenmek, ricasının yollarını aramakla meşgul bulunuyorlardı.
Ufuklarımızı korkunç bulutların kapladığı bu felâketli günlerde Atanın tabirile, bu memleketin hakiki efendisi olan köylü yer yer ayaklanmış, düşman çizmesi altmda köle olarak Öl-nıedeııse ölümü göze alıp halk mukavemet İrrekellerine girişmişte Ancak bu dağınık ve bir birinden habersiz çeteler düşmanı hırpalamaktan, onun ayak attığı yere rahatça girip yerleşmişine * ■ ngel olmaktan gayri bir ş-yc yaramıyordu.
( Devamı 4 üncii tayfada )
Savla 2
Sendika Gazetesi
16 Kasım 1946
Türk işçisi buna hiç
razı olmayacaktır
İşçi Şikâyetleri :
İzmir incir işçileri fazla mesaî veril
3 Kasını tArihli Maliye b:ıkar 1'1:111, memleket miz.ill gc leceğiyle ilgili, pek uıü ıim bir beyanatı çıktı. Hükümetin yeni bir döviz kararnamesi hazırlamak ııivetinde okluğunu bildiren Bakırı, kısa beyanatını şu ciltlilerle tamamlamıştı :
“Bilhassa memleketin ekonomik kalkınmasını alâkadar eden ve ecnebi sermayesinin kalkın-maya yardımını sağlamağa matuf bazı hükümler düşünüyoruz A'eselâ, memlekette Türk sermayesiyle b:rlikte veyahut doğrudan doğruya ecnebi sermayedarlar tarafın 'an kurulan veya kurulacak sanayi tesislerinin getireceği temettütlcrin döviz o-larak ihracına m ’saade etmeği düşünüyoruz „
Türk ekonomisinde tutulan yo'un eninde sonunda buna varacağı belli idi. A «una, Cümhu r yetin 23 ur:cü yıldönümünün ertesinde, bu beyanatı yine, de lıâyrctle karşıladık. Tekzib edilir sandık ; edilmedi. Hiç bir yerden, hiçbir itiraz sesi de duyulmadı.
Müsait faiz ve tediye şartlarıyla ve santimine kadar sanayi ve ziraat istihsallerimizi ve ulaştırm-darımızı makineleştir mede kullanılmak üzere yabancı sermayesinden faydalanmayı istemiyecekler arasında her halde Türk işçisi bulunmıyacaktir. Fakat, beynelmilel inhisarcı sermayenin Türk ekonomisine yenden ve rahatça el atmışına razı ı 1 . lyacakların ve hele bunu “ecnebi sermayenin ekono mik kalkınmamıza yardımı,, sa-yamıyacaklar n başında Türk işç'si gelecektir. “Sermaye„ nedir?, “temettü,, ne demektir?, yabancı sermayenin bir memlekette yerleşil, esi neye varı ?, yirmi üç yıl önce milli kurtuluş mücadelesin' tamam'ıyan Türkiye’de bilinmesi lâzım gelen şeylerdir. Bun'a 1 unutanlar bugün ayni mücadele içinde bulunan Hindistan’ın, Çin’in, yakın ve orta şark memleketlerinin hail riııi gözden geçirmelidirler İlerki sayılarımızda bu mevzular üzerinde uzun u-•7.1ın duracağız. Buna bir başlangıç olarak, Mustafa Kemal’in
İnsan Haklarını Koruma
Cemiyeti
lu a 1 Haklarını Koruma Cemiyeti miic ssislcı i Maıcşal Çakına/ın İzmire hareketinden evvel kend sinin evinde toplanarak, Ct miyetin idare heyetini seçmişlerdir. Yapılan intihabatta : Ma-re.al re's’iğc, Tevfik Rüştü Araş umumî kâtipliğe, Raşil Erer, Sefahattin Akil ve Cami Baykıırt uzalıklara seçilmişlerdir. Cemiyet bayramdan sonra faliyete başlı-yuCaktır.
Sendika : Doğuşu ile beraber Faşist Flokun baştan Faşa ifti. a ve tezvir dolu boğucu hücumlarına ıığrıyan ve memleket davasındaki şerefli ödevine yılmadın devam eden insan Haklarını Koruma Cemiyetine candan başarılar diler.
Yedi metre yüksekten düşen işçi
•* l’akrköyde elektrik tamiratı yapan P. T. T. işçilcrir.d n Metlin t Iş'ksaçan yedi metre yük-s.kl.kt n düşen k ağır surette yara’anmışlır Yarak işçi tedavi altma a’ nmıştır.
1
1923 şubatında İzmir İktisat Kongresini açış nutku ile Kongrede hazırlanmış o’.aıı bir rapordan parçalar veriyoruz :
“İstiklâli tâın için şu düstur vardır: Hakimiyeti m liiye, hakimiyeti İktisâdiye ile trhiıı edilmelidir. 13u kadar mukaddes, azametli hedefler kâğıt üzerindeki düsturlarla, arzu vc hırslarla husul bulamaz. Bunların tahakkukunu temin için yegane kuvvet, en kuvvetli teırel iktisadiyatdir. Siyasî ve askerî muzaffe:iyetler 11e kadar büyük olursa olsan İktisadî zaferle tetviç edilemezse semere, netice payidar olmaz... Bu vatan evlât vc ahfadımız, için cennet yapılmağa lâyıktır. Bu, faaliyeti iktisadiye ile kabildir. Öyle bir iktisat devri ki artık milletimiz insanca yaşamasını Bilsin ve o esbabı bilerek ona göre lâzım olan tedabire teves sül etsin.. Arzumuz şudur; Bu memleketin efradı ellerinde numuneleriyle ziraat, ticaret, sanat, say ve Sebatın muın-ssili o*sun...„ (Mustafa Kemal)
(Bu güne kadar garp sermayesinin maalesef baziçesi idik ; bugüne kadar memleketimiz hayatı iktisadiyenin hemen her sabasında garbın tavassut ve delâletine muhtaç idi. Filhakika memleketimizde yerleşen ecnebi bankaları tarafından himaye o-lunan bir takım ecnebî müteşebbisleri en ağır ve iktisadı milli-yeyi a’elekser rahnedar edecek şeraitle Tiirkiyemiz.de bazı âsârı ümran vücuda getirdiler ; ancak gerek nakliyat vc gerek ve ticaret sahalarında getirilen bu âsârı ümran raber Türkiye siyrsî ve
bir çok zararlara duçar oldu. Ecnebî kredi sermayesine (dikkat ediniz, «kredi sermayesine* -Send ka) elbette muhtaç bulunan memleketimiz bundan sonraki tc-şebbüsatı ümran- perveranesinde o kredi o sermayeden yine istifade etmekte devam eyiecektir. Ancak bunların siyasî mehaz.iri-ni xe millî iktisad ile tev’cm ol-muy«1 ularını sureti kafiyede red eyleyecektir.’ (Hcy’cti Faale)
SENDİKA
İŞÇİ SAĞLIĞI:
İşçiler arasında sık rastlanan arka ve bel ağrıları.
meden 12 saat çatıştırmıyor
Cumhuriyet bayramında çalışan İşçilere çift yov-miye verilmiş. Diğerleri yöv miyelerini alamamışlardır.
İzmirde bu mevsimde bir tok incir hanları faaliyet halindedir. Her biri işçilere daha müsait şartlar göstermek suretiyle bir-bîriyle rekabet halindeydiler, incir işçileri iki kısımdır, biri yöv-miyeci diğeri götürü olarak çakşır. Buna rağmen mevsimliktir ve 2-3 ay devam eder.
Ben. incir mağazalarının birinde işçiyim. Burada vaziyet şu şekildedir :
Götürü çalışan amele doldurduğu kulu adedine göre parça başına ücret alır. Yevmiyeci a-mele ise her gün muayyen olan gündeliğini (2-3 lira) alır. Vazifesi kutu basan vc götürü çalışan ameleye incir taşımaktır. Götürü çalışan işçi fazla parça çıkarmak için erken iş başı yaptığından yÖvmiycc'r işçi de buna tabi olarak resmi iş başı saatinden evvel işe başlamak mccbu-riyetindedi'. O halde bunlar vaktinden evvel iş başı yapmasınlar tarzında __
kat vazivet böyle değildir, çünkü bunların işi ihtisasa dayanmadığından herkes yapabilir ve sabahleyin mağaza kapısında yüzlerce işsiz işçi beklediğinden kim cıken gelirse o işe alınır basçı yani götürü çalışan ameleye erken saatte incir yetiştirmek lâzımdır. Hattâ o haldedir ki götürü çalışan ameleye sabahleyin 5,30 ta işbaşı yaptığı z-3m.au inciri tezgâha gelmiş bu lur. Bundan başka öğleyin 1 saat yemek paydosu verilir ve akşam saat 18 de iş paydos cdi l'r. Götürü çalışanlar 18 de işi terk ettikleri takdirde tezgâhların ve ortalığın temizlenmesi için yevmiyeciler bir müddet daha (1/2-1 saat) çalışmak mecburiyetindedirler ve böylece işçiler fazla mesai ücreti verilmeden 12 saat çalıştırılmış olur. Götürücü işçilere işlerin fazla olduğu za manla (*da yüzde on pirim adı altında bazı paralar ödenerek raudıınunın arttır İması lemip e-d’lir fakat işler gevşediği zaman bunlar derhal kaldırılır, bu prim ler bilhassa rakid bulunduğu zamanlarda verilir bize ya|
Su Cum
da şöyle bir haksızlık olmuştur: Bütün müesseselerde çalışan işçiler fazladan birer bayram yöymiyesi almışlardır, halbuki bizde yalnız bayram giinu işbaşı yapanlara çift yövmiye vermiş o j£ün çâfişmıyanlara birer bay-ram yevmiyesi vermemiştir. Bu hal o gün çahsmıyarak Cumhu-ıiyct bayramını kutluyan işçilere adeta ceza olsun gibi görünmektedir.
Eşrefpaşa 584 sokak No. 10 Yusuf ETİK
Bel ve arka ağrılarının, işi pek ağır olmıyan işçiler arasında fazla görülmesi, üzerinde önemle durulması gereken bir noktadır. .Arka ve bel ağrıları en çok tütün mağazalarında, depolarında çalışanlarda görülür. Bel ağrısı birçok hastalıkların müşterek bir belirtisidir. Hastalığın asıl sebebini anlayıp tedavisine girişmek için başlangıç tarzını ve gidişini, ağrının yayılış yerlerini önceden iy:ce sorup öğrenmek gerektir. Basit muayenelerle içinden çıkılamiyan karışık vak’a-larda röntgene baş vurulur. Bel ağrılarını birbirlerinden ayırmak için aşağıdaki hususa dikkat etmek kâfidir :
aştıkça ağrıların yayılma sahası da artar. Bacakların arkasına doğru ağrılar yayılır. Adeta siyatik ağrılarım taldid eder. Muayenede ağrıyan yerde bir tarafa doğru bükülme vardır. Röntgen muayenesile kemiklerde hiçbir bozukluk olmadığı görülür.
Tedavi:
İstirahat. 15-20 cc. ©/• 1 No-vocain mahlûlüııdcn ağrılı nahi yeye şırınga etmeli. Belin üç beş saat kıkırdamaması için tespit edilmesi lâzımdır. Bilâhare ağrılı yere hafif masajlar yapmalıdır.
SAĞLIKÇI
itiraz edilebilir, fa-
sanayi vücuda ile be-iktisadî
1— Belin alt kısmının ağrıları,
2— Beldeki et ve kirişlerin gerilmesinden ileri gelen ağrılar,
3— Bel vc kuyruk sokumu fıkralarının yarı çıkığı,
4— Fıkralar arasındaki kıkırdağın zedelenmesi,
5— Çeş ili bel örselenmeleri.
Belin ail yarısının ağrıları:
En çok ay halleri kesilen kadınlarda görülür.
Hastalar dizlerinde kesiklik ve uyuşmalardan şikâyet ederler.
Ağrılar gündüz yorulunca başlar ekseriya hastalar yağlıdır.
Bu ağrıların ayırıcı karakteri başka taraflara yayıinıasındadır. İstirahat ve bilhassa adaletin en bariz devresinde yatak istirihati elzemdir.
Etlerinin gerginliğine bağlı bel ve arka ağrıları :
Bu ağrılar ekseriya çok ağır bede«i iş yapan g uç işçilerde görülür. Maden amelesi, sırık hamalları, tahmil tahliye amelesi, tuğla nakliye amelesi ilâ gibi. Bu hal şiddetli bir ağrı ile anî olarak başlar. Eğer 7.a inanımızda gerekli tedavi yapı-’ lamazsa, bu inadçı kuiunç şeklindeki ağrılar haftalar, hattâ aylarca sürer. Ağrı bilhassa e-ğilince artar. Hastalar bel ade-lelerini âdeta bir hayvan ısırmış gibi lıi sedefler. Ağrları sık sık gelir ve nöbetler sık-
Avrupa serbest güreş şampiyenu olan ekipimizi candan kucaklarız»
Son yapılan Avrupa serbest güreş mü re kipçe kazandıran güreşçilerimizin esas mesleklerine okuyucularımız n dikkatin: çekeriz. :
Tesviyeci, Tornacı, Marangoz, Kaynakçı ve talebe olan bu kudretli vc kabiliyetli yurddaşlarf-mız Türkiye işçi sınıfının göğsünü kabartmakta ve işçilerimiz arasında bu gün hala meçhulümüz olan daha ne gibi cevherli arkadaşlar bulunduğunu bize müjdelemektedir.
ısveçte yapılan serbest güreş Avrupa şampiyonasında aldığımı/ mükemmel sonucu bahis mev zuu ederek bi/e bu şerefi kazandıran işçi arkadaşların du rumlarinı inceleyen gazeteler: onların yetişmelerinde spor organizasyonumuzun hiç bir nıüs-bet maddî rolü olmadığını ve bu gençlerin sadece feragat ve tü-, kenmez bir enerji ile kendi kendilerini yetiştirdiklerini tebarüz ettirdiler
Sendika gazetemiz gençlerimizi candan kutlular yeni başarılar dil : r.
ve
incilikle
ı işçiyi bağlamak için akat yine yövmiyccileı klerini alırlar.
riyal bayramında
işçiye iş vermek lâzım değil mi ?
Eyüp, Sıra serviler alaca Çcş ine No. 43 C'sın n Ergüc imza siyle aldlğluıl/. mektup.
Bundan on üç se.ıe evvel İz-mirde halı fabrikasında usta ola rak çalışıyordum, fabrikanın kapanması üzerine İstanb'dda
Bu
bulunan Defterdar iplik dokuma fabrikasına 1934 senesinde bonservislerimle birlikte sıhhî muayenem yapıldıktan soura kabul olundum.
On iki sene ustalık hayatım da işimin yüzünden bir defa dahi olsun ihtar alml /ine de bîr hüıı olsun nıcınezlik yapmadığım halde 194ü senesinin ekim ayının birinci günü bacaklarıma gelen siyatik hastalığından dolayı elime üçyüz bir lira vererek beni kapı dışarı attılar. Hastalığıma gösterdiğim itinadan dolayı bir ay zarfında yok edebildim, şimdilik vücudum sıhhat-ta olup evde başı boş oturmaktayım. Sinnimde işimde çalış-ınıya daha müsaittir. Hayat Şartlarının çok pahalı olduğu bn zamanda aile efradımın geçimini mi yoksa ev kirasını mı düşüneyim.
Sendikacı : Defterdar Fabrikasının bu arkadaşa alâk* sim rica ederiz.
İngiltere’de Ev İşgalcileri
İngiltere’de harp içinde bir milyondan fazla ev yıkıldığı için büyük bir mesken buhranı vardır. Şimd'.ye kadar evsiz kalanları hükümet çadırlarda iskân ediyor, yeni evler yaptırmak iç'n teşebbüslere geçiyordu. Fakat vadedilen bu evler bir türlü yapılamadığı ve kışın da gelmekte olduğunu gören ve ekseriyetini işçiler teşkil eden bu evsizler, büyük zenginlerin boş evlerini, apartımanlannı pencerelerden girerek işgale başladılar. Yığınlar halinde gelen bu halk kitlelerini dağıtmağa polis de muvaffak olamadığı, hattâ polis de kendilerine yardım ettiği için bu boş evler halk kitleleri tarafından işgal edildi.
Hükümetin beş komünisti tevkifi ve işgalcileri tehdidi dahi bu “İşgal Hareket:n:„ durdur, mağa kâfi gelmemiştir. Bil’akis tvsi/.leri bu boş evlere /elleştirmek için bütün halk büyük bir sempati göstermiş, işgalcilere yatak, yorgan, yiyecek vermek suretile hareketlerini alkışladıklarını göstermişlerdir.
İngiliz komünist partisi sıhhiye vekâletinin işgalcilere yardım edilmemesi hakkında neşrettiği tebliği protesto ederek bütün sanayideki ameleyi, tre-de-ünion’ları bütün mahalli terakkiperver ve amele teşkilâtlarını şu taleplerde Lulun-mıya davet etmiştir.
(1) İşgalcilere derhal ışık, ısıtma ve gaz imkânlarının verilmesi.
(2) Mahallî idarelerin kendi mıntıkalarında işgale müsait evleri bildirmeleri.
G) Hiç bir ailenin işgal ettiği evi boşaltmaması.
(4) Hükümetin boş otelleri, a-partımanlurı, evleri, çadırları, oturulabilecek bir hale sûr’atle getirmesi.
(5) Askerî hizmetini görerek, fabrikalarda çalışarak bu harbi kazanan, sonrada sokakta kalanlara bu boş evlerin teslimi.
Halkın sıhhat ve selâmeti ev sahiplerinin kârlarından evvel geldiği için, komünist partisi hükümeti ev programım sûr’atle tatbike davet etmiştir. Hattâ bir ev inşaatı vekâleti kurulmasını teklif etmiştir.
16 Kasım 1946
Sendika Gazetesi
Sayfa 3
Siyası icmal
İş ve İşçi Hayatı
Avrupada seçimle ri komünistler kazanıyor
Haıp sonu dünyasında ortaya çıkan çeşitli politika oyunları ne de olursa okun milletlerin seçimler vasıtasiyle tezahür eden iradeleri iş gücünü ve işçiyi ko rumak gayesini güden partilere daha ziyade güvendiklerini gösteriyor. Son üç hafta için de bulgaristanda, sonra Amerikada ve nihayet geçen pazar günü Fransada yapılan seçimler bu hakikati bir kere daha meydana koymuştur. Bulgaristan seçimleri komonistlerin zaferi ile bitmiştir. Fena idareciler ve faşist devlet adamları elinden çok iztirap çekmiş olan bu yakın komşumuz halkının reylerinde bu izdırabın, mühim bir rol oynadığı anlaşılmaktadır. Müstckar, devamlı ve vaadlerini yakın zamanda tahakkuk ettirebilecek bir hükümete muhtaç olduğunda şüphe bulunmayan Bulgaristan, iktidarı komonisl partisine emanet etmiştir.
Amerikada seçim neticelerini, Cumhuriyetçi parti tarafına çeken sebebler çok münakaşa edil di. Cumhuriyetçiler sağ bir partidir, kendi memleketlerinde sermayenin müdafaasını yaptığı gibi, dış siyasettede emperyalist kuvvetleri destekler. Seçimleri kaybeden demokrat parti 929 iktisadi" buhranının başlamasından üç sene sonra iktidara geldiği zaman yeni bir sistem koymuş ve işçiyi koruyan tedbirler almıştı. Bu partinin bugüne kadar yapılan her seçimi kazana rak iktidarda kalabilmesinin tek sebeb’, Rozveltin aldığı bu tedbirlerin isabetli olmasında idi.
Halbuki
sonra bu bütün bu rakip sağ
başlamış ve bu suretle karı halkının demokrat arşı gösterdiği teveccühün kaybolmasına sebep olmuştur. Demokratların kayıp sebepleri bundan ibarettir. Fransadaki seçimlerde kominist partisi 175 aza-lıkla başta gelmektedir. Bundan evvelki seçimdenberi Fransa milletinin komonist partisine kar şı olan teveccühünün artması bu partiye eskisine nazaran 26 aza .daha fazla kazanmak imkânını -vermiştir.
Bununla beraber, Fransada ’ını seçimlerden sonra kurulacak hükümet hakkında henüz tam bir fikir ileri sürülememektedir. Calib ihtimal eski halk cephesine benzer bir hükümetin iş başına gelmesidir. Bu seçimlerden sonra Londra politikacılarının açıklan açığa memnuniyetsizlik gÖrlermeleri de ayrıca kayda değer.
İstanbul ayakkabı işçileri sendikası çalışmalarını Yarı bellerine kadar soyunup ilâçlı havuzlardaki köselelerin içinde on saat taban I hlZİÖtldirdl
patiatıyoriarınış. Yevmiyeleri 145 e çıkmış, civar bahçelerden birinin ahırını böl- 1 İstanbul Ayakkabı işçileri sen müşler. gecede 50şer kuruş veriyorlarmış 60 arda, yiyorlar, 35 erde birik t lyor laruıış dıkası etraflı bir programla faaliyetini arttırıyor. Şimdiden Çemberlitaştaki Çukur han iner-merkezinde bir doktor muayenehanesi hazırlanrnaktadır.
İçtimaî Yardım Konusu ilk plâna alınmış ve hiç değilse iş saatlerinin tanziminde belediye nizamlarının tatbikini islemek düşünülmüştür. Sendikalı işçilerin artışı nisbetinde daha geniş imkânlar aranmıya vc bu arada meslekî kurslar, sıhhî, kültürel ve İktisadî konferanslar tertiplenerek işçilere daha faydalı ol-mıya çalışmakladır. Şimdiki binadan daha geniş bir yere ge-
Tabakhane İşçileri nasıl yaşıyor!
1 -----s s s as m-
Rozvcldin ölümünden günkü reis karadan yüz bir siyaset
Truman üstü bı-takibıne
Ameri-partiye
Yedi sekiz Haşan paşanın badanacılığı, genç Osmanın kellei hümayununda patlayan kabak, kazan kaldırmaların, kavuk devirmelerin fıkır fıkır kaynadığı Ye-dikule zindanlarını küçük yaşlarımda tanımıştım. Kavuklu yeniçerilerin, bölük başıların, şehzade ve sultanların, vezir vükela hayalleriyle dolu bir yığın masalların yerlerinde cin ve perilerin at oynattığı karanlık deh lizlerini, yılanların ıslık çalarak süzüldüğü zifiri mahzenlerini, çaylakların yuvalandığı mazgal de İlklerini tüylerim örpererek seyretmiştim.
Köprüyü geçip kale kapısını solda bırakın. Ve burnunuza teslim olun. En ağır nezlelileri gözü kapalı ta yanına çekecek koku, o tarihi senaryoda genzinizi yakan barut ve kan değildir; buruk kösele ve deri kokusu.
Fakat insanın kafası bir defa tarihileşmeye görsün, sezişleri de değişiyor, kanlı köselelerden barut kokusu çıkarabiliyor Ve insana öyle geliyor ki sağ tarafta her yüz adımda bir bacaları, fu-runları ve havuzlariyle kalelere karşı cephe almış muazzam bir karargâha giriyorum Dabakha-nclcr.
İlk rast geldiğim üç kişilik ö-bekten biri kalktı, sigaramdan ateş aldı. Yolu sordum. Bu yoldan nereye çıkılır. İki dizine kollarını çaprazlam ş oturan en gençleri davrandı :
— Balıklıya ını gideceksin ?
— Hayır.
— Bakırköye mi ?
— Şimdilik hayır.
— öyleyse biz dc yabancıyıyız. Dedi.
— Nerelisiniz ?
— Ankaranın çubuk’undan.
— Şu meşhur barajdan ha. cevap vermediler.
Adının Haşan olduğunu sonradan öğrendiğim aynı soluk yüzlü genç :
— Pazarları bu yollar çok işlektir, millet hastanelere taşınıyor. Biz işçiler de buralarda pazarlıyoruz, dedi.
Kasanın biz işçiler diyişûıde karargâh künyesini okuyan bir cr hali vardı. Beni dc aralarına sokulmak isteyen bir casus gibi karşılıyordu Yanlarına sokuldum :
— Ben de sîzdenim arkadJ*
♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦ w ♦♦ ♦♦♦♦ Üçü müşterek bir yorgan* almışlar, Henüz yatakları ♦ yokmuş. Kışta gelmiş, üst* başta kalmamış. Haşanın* kötü kötü öksürmesini ar J kadaşları hayra yormuyor-♦ lar. Haşan da yolcumudur|
♦♦♦♦♦♦♦♦ diyorlar
Bir birlerine bakıştılar. Onlar bu paroladan birşey anlamamışlardı. Pavperlerin parolası hemşehriliktir. Bir çubukluya işçilikten ziyade Haymana daha yakındır. Akibetleri de toprak nizamının bölgecilik parolasından sanayi Türkiyesinin işçilik şuuruna varıp varamamaları derecesine bağlıd r.
Çubuktan beş kişi çıkmışlar. Beşi de İstanbula varabilmiş. Üçü veremmiş. Veremliler hastane için, sağlamlar da iş için vurmadık kapı bırakmamışlar. Tam üç ay bulabildikleri pek az ekmeği paylaşarak yaşamışlar. Veremlilerden ikisi kan tükürür olmuş, doğdukları toprakta ölmenin da-ussulasına tutulmuşlar, dönüş yolları da nedense geçit vermemiş.
— Nerede yatıp kalktınız
Haşan eliyle kale duvarlarını
işaret ederek :
— Kapıdan çıkınca birinciyi geç, İkincide. . Taşlardan yarını bir duvar ördük. Gelip geçen arabalardan saman topladık...
Hastalar kalkamaz olmuşlar, içlerinden birisi tuğla harmanlarında iş bulmuş, kurtulmuş. İkisi dabakhaneye yüz yirmi kuruşla girmiş. Hem yemişler, hem de para biriktirmişler. Bu parayla iki veremliye yol biletlerini alınışlar. Bir tanesi Çubuk’a varır varmaz ölmüş, öbürü de köyünde gününü bckliyorıııuş.
Yarı bellerine soyunup ilaçlı havuzlardaki IdîseîvL rîn içinde on
saat taban patlalıyorlarımş. Yöv- sakatlanıp, alilleşip dönüş yolu-miyeleri 145e çıkmış. Civar bahçelerden birinin ahırını bölmüşler gecede ell.şer kuruş veriyor-larmıs, altmışar da yiyorlurm ş otnzbeşer kuruşlarını da birikti-riyorlurmış.
?
buraların
- Altmış kuruşla bir gtimlc yiyebiliyorsunuz?
— iki kilo ekmek, haftada iki paket köylü.
Üçü müşterek bir yorgan almışlar. Henüz yatacakları yokmuş. Kışda gelmiş, üst başda kalmamış. Haşanın kötü öksürmesini arkadaşları hayra yermiyorlar, Haşan da Çubuka yolcudur diyorlar.
Bir aralık Haşan daldı. Donuklaşan gözlerinde Zeytunburnu fabrika bacalarının telaşlı kara I çildıği takdirde ayrıca bir kfı-dumanlarile, daha sağda yüzler- jtüphane tesisimde ilk plânda tutan le pencereli balıklı hastanesi a- sendika idare heyeti Sendikalar tercih araştırması | Birliğinin himayesindeki işçi kulübüne aza kaydine de hararetle devam etmektedir.
Bütün işçi arkadaşlarından gördükleri alâka ve yardımı > günden güne artmasını muvaffakiyetlerinin temeli sayan ida-1 recilere başarılar dileriz.
İstanbul sendikalarının adresleri
I Sendikalar birliği :
Beşiktaş hasfırını caddesi Iıas-firin mahallinde No. 44 - 46
Tütün işçileri sendikası ve İnşaat işçileri sendikası:
Beşiktaşta sendikalar birliği binasında.
Maden sanayiî işç leri sendikası: Kalafat yeri, kürkçü kapı No. 167
Şoförler sendikası: Fındıklı, dere içi Basın yayın, kol leri sendikası:
Vilâyet karşısı, il nei kat, No. 10
Ayakkabı işçileri Çemberlitaş, Çukur İşçi külubü : Meıkez: Beşiktaş birliği binasında.
Sendika işlerine ait müracaatlar Bcşiktaşda birlik dairesine yapılacaktır.
ne
le pencereli rasında bir sezdim :
fabrikayı mı? Has-
A ALTAN
lar.
Haşanın gözleri parladı :
— Ankaradan mısın ?
— Hayır, işçiyim
— Hasaıı taneyi mi7
— Hastanelerin yolları çok u-zun, fabrikaların ekmeği de doyurmuyor. Dedi.
Haşan fabrikayı, istiyor fakat yüzü toprağa bakıyor. Önümüzdeki pazar tekrar buluşaeağız. Ahırlarım gezdirecekler, mektuplarını yazdıracak er ve galiba benden de medet bekliyecekler.
Onları belki de daha uzun za manlar bekliyecekleri medetle baş başa bıraktım.
Yıkık burca uğradım. Marmara lodosuna açık cephesini yarıya kadar ördükleri taş duvar duruyor. Bir köpek leşi ve duvarlarda sıra s ra pislikler.
Tarihi görüşte Pavperler ordusunun İstanbul surlarına tırmanan üç silâhşörlerini düşünüyorum. Onlar; Sivaslı, Hay tu inalı Kasanlar, yarınların Boyabath uzun haşarılardır. Fakat fetih e-dilecek kale Fatihin Bizansı değil, yirminci asrın makiûa devidir. Pavperler ya lümpenleşip şehir kenarlarında can verecekler,
nu arayacaklar veyahut şuurlu işçiler halinde sınıflaşarak yur-duıuuzun yükselmesi savaşım gerçekleştirecekler.
Hâdi MALKOÇ
Sendika Marş
ı
sokakla, ve kafa işçi-
izzettin han
sendikası :
han No- 6
sendikalar
İşçiler Köprülüyü protesto etmeğe devam ediyorlar İstanbul tiitii işçileri sendikası:
1-11-946 tarihli Demokrat Partinin fikirlerini yayan Başkent gazetesinde bu Partinin kurueulaiından olan ve son zamanlarda her vesile ile işçi sınıfına "düşmanca iftiralarda bulunan Sayın Profesör Fuat Köprülü bağımsız, sendikalarımıza ve gazetemize karşı baştan aşağı iftira ile dolu beyanatta bulunmuştur. Biz İstanbul Tütün İşçileri Sendikası üyeleri Fuat Köprülünün uydurma iftiralarını kendisine iade eder ve bu çeşit işçi sınıfı için yapıla gelen bütün düşmanca tezvir ve tahrikleri protesto .ederiz. .
İstanbul Tütün İşçileri Sendikası üyeleri adına.
M K. Abdi •
Haydi arkadaşlur
Müjdelerimizi fısıldayalım kulaklarımıza
Ve seslenelim
Ötemizdeki dostlara ;
Sendika s ıflarına Marş Marş I Haydi ar kazla şiar J
Görelim birbirimizi
Ve görelim talihi değiştirdiğimizi. Kollarımızdan necat bekliyoruz biz Kollarımızı.ı ve kafamızın zaferine Koşuyoruz biz.
Çelik kollu. Emekçi arkadaş.
Bileğinin ve kafasının
Nurunu satan Çileli arkadaş ;
Haydi durma artık kurtuluş yakın!. İlk durağımız. Sendika safları olsun ; MARŞ I MARŞ 1
Dikkat..Dikkat
Beşiktar has fırında İstanbul işçi sendikaları birliği binasındaki muayene ve tedavi odasında her Salı günü saat 18 den itibaren sendikalı hasla ve erkek işçi ^arkadaşlarla onların aile ve çocukları muayene ve tedavi edu’ inektedir. İlgililerin buna göre hareket etmeleri rica olunur.
Muayene vetedavi saatleri dışında iğne ve basit yara pansumanları yapma gibi pratik hasla bakımıda istiyenlere ayrıca gösterilecektir.
Salıkçı
Mehmet AC
Sahibi ve yazı işlerini fiilen idare eden: MitatJ Kemal Akknnat Tertip ve Baskı F - K Basımevi
İngiliz dış siyasetini takbih
Müttehit çelik sanayii sendikasının Londrada yaptığı bir toplantıda Ingiitereiıiıı haricî siyasetini takbih eden bir karar alındı. Bu kurar, Yunama -tandan ve Indoneziyadan İngiliz, askerlerinin çekilmesini ve Fraııko ispanyasile münasebetlerin kati surette kesilmesini istemektedir
İran sendikaları
Dünya sendika federasyonu icraî komitesi kendi Safbukıa İran sendikalı ı ını alcı.
Sayfa- : 4
Sendika Gazetesi
16 Kasım 1946
Sendikalıların faaliyet şekilleri
( BOfiaralı I inci sayfada} rarlı şartlar altında çalışmağa mecbur edilmeleri; atölyelere işçi diye hafiyeler sokulması; ücretlerden haksız kesintiler yapılmışı; müsavi iş için genç ve kadın işçilere müsavi ücret ver Imemesi; ırk ve dinleri farklı işçilerin birbirlerine karşı kışkırtılması; işçi mümessillerinin seçilmesine patronlar tarafından fesad karıştırılması v.s..
Geçimin pahalılaşmasıyla mütenasip bir derecede ücretlerin arttırılması, iş «aallsrinin azal Ilıması, topluluğun mümussili olarak kendisile kollektif mukaveleler akdedilmesi ve bunlarda icap ettikçe emekçiler lehine değişiklikler yayılması gibi umumî m?talip için mücadele parolaları ortaya atmak ise, kendi tetkikleri ve daimî araştırmaları sayesinde, en elverişli anda doğrudan doğruya teşebbüse geçecek durumda bulunan veya bulunması gereken, bizzat sendikalara, hazan da sjndik-a birliklerine aittir.
Bu v'î o lara benzer haller zuhur edince, sendika idarecilerinin yapacakları ilk meseleyi yerinde inceleyip, iddiaların doğruluğunu ispat eden vesika-j lar toplamak, şahitler dinlemek' sureti le, sajlanj bir kanaate vardıktan sonra, ih'ilâfa, ve\a i şç Itrin hoşnudsuzlı ğuna mey-| dan vermiş olan, hâdise veya bozuk durumu gazetelere aksetti'inektir. Bu gibi mcs’elcler-den, yalı iz sendika gazetesini değil, ayni zamanda bütün bv-ı yük havac's gazetelerini de haberdar etmek lâzımdır.
İkinci iş, bizzat patrondan, | işç-.ler veya teşkilâtlarına karşı işlenmiş hal sizlik veya say-j gıs'z'ı'jn tamirini sendika adı-ıı ı istemektir.
Bundan sonra şifa verecek bir sonuç e'.de. edilmediği taktirde, üçüncü iş, sendika azası olsun oltu sın, bütün ilgili işçileri sendika binasında birtopkn-t va çığırın ık ve ihtilâfı mucip vak’a\ı onlarla etraflıca müzakere etmektir. Bu tartışmalar sonunda, ekseriyet tarafından, mücadeleye her vısıta ile devam ve onu clbirliğiyle sonuna kadar destrklcın • kararı allı ır. Bu gibi içtimalarda, vermek is-Gyt-nkrdcn, gudıa uğran iş arkadaşlara yardım etmeğe ve mücadele' i kolaylaştırmağa ınahs.'S bir miktar teberru toplanabilir.
Dördüncü iş, vaz ij etten ayni şehirde mecut ser.dikalaıı ve sendikalar bitliğini, ve memleketin muhtelif iller ndeki ayrı sanayi şubesine mensup sendikalar! telgraf veya mektupla haberdar etmek, tasanütlerini ilân etmeğe, ve işçileri savaşa atılmış bulunan işletme sahiplerine vc mahallî resmî makamlara protesto telgrafları çekmelerin istemektedir. Bu kardeşlik ve b’rlik tezahürleri savaşa atılmış olanların maneviyatını sağlamlaş'ırmakta ve bilâkis patronların mukavelelerini zayıflatmakla çok önemli bir rol oynarlar.
Beşinci iş olarak ta, fabrika içinde veya önü' de nümayişler tertip etmek, çevresindeki işletmelerde çalışan işçileri bunla a iştirak ett rmek, bazaıı da kapak yerlerde her sı ıf halkın iştirakime, büyük toplantılar ya-plarak, işçilerin hal lı di.vaslı.1 genel oya tes rii nutuklarla'la
Ankara Madeni İşler ve Makine İşçileri Sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
(Geçen sayıdan devam)
9 Kongre ayrıca beş kişilik bir kontrol komisyonu seçer, komisyon Sendikanın hesaplarını ve idare işlerini kontrol eder.
Bu
Azalar arasındaki itilâfları halleder, şikâyetleri inceler ve karar verir.
10 — Sendika idare heyeti, feevkalâde haller müstesna ayda bir toplanır, hündemdeki Sendika işlerini görüşür ve kararlar alır.
11 - Idaıe heyetinin karariylek, lüzum görüldüğü yamanlarda umumî heyet toplantıları yapılır. Bu toplantılarda umumî işçi meseleleri ve bu meydanda makine ve maden işçilerini ilgilendiren meseleler üzerinde hazırlanan raporlari dinler ve kararlar alır.
Muvakkat hüküm — Sendika kurucularından en az beş kişi ilk kongreye kadar İdare Heyeti vazifesini görür. Bu muvakkat idare heyeti, ilk kongreye kadar yazılan azalan kongreye çağırır. Bu kongre ana nizamnameyi oldnğu gibi veya değiştirerek çoğunluk karariyle kabul eder ve nizami idare heyetini seçer. Sendikanın kurulduğu tarihten en aşağı altı ay sonra umumî heyet toplanır.
12 — Gelir kaynakları :
Girişte her azadan bjr defaya mehsus olmak üzere bir lira kayıt ücreti, azaların her ay ödemeğe mecbur oidııklan gelirlerinden yiizde bir aidat, bağışlar Sendika yararına yapılacak temsiller, toplantılar v.s. lerin bıraktıkları kârlar. (Sendika azalan işsiz kaldıkları müddetçe aidat ödemezler. Aidat yılda 120 lirayı geç-zcz )
13 M. I. M. 1. S., gerek Ankarada ve gerek bütün Türkiye-deki bağımsız İşçi Sendikaları hareketine müzaheret eder. Ankarada bağımsız bir İşçi Sendikaları Birliği kurelduğu takdirde Sendikamız umumi bir toplantı yaparak bu birliğe girmeğe karar verir. Devamı gelecek sayıda
Ankara İnşaat İşçileri Sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
! — Ankara vilâyeti sınırlan içinde, Ankara inşaat işçileri Sendikası adı altında gayri siyasi bir cemiyet kurulmuştur.
2 — Sendikanın kısaltılmış adı, (A. İ. i. S.) dir.
3 - Maksat ve Gayeleri :
a) Aniatadaki inşaat işçilerini, işverenler (gerek lıak’ki veya hbkmü şahıslar ve gerekse hususi veya resmi müessese ve makamlar) karşısında temsd etmek, onlarla olan her türlü iş münasebetlerinde, işçilerin menfaatlerini korumak, haklarım çiğnetmemek ve hu uğurda mücadele etmek»
b) İşçilerin teknik bılgileıini arttırmak, meslekte gelişmelerini, sanaltc ilerlemelerini sağlamak için kurslar, dersler ve konuşmalar tertip etmek (meslek ve tetkik öğretim işlen).
Sana gelecek sayıda
idake heyeti tarafından idare ediUr. komisyonunun ödevleri senede iki defa Sendi-tetkik etmek müşahadelerini bir rapor şeklinde içtima sunmak Sendika azalan arasında veya
İzmir mensucat sanayii işçileri sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
(Geçen mtyıdo'ı devam > Sendika kurucularından en az u; kışı dk allı ayliK I vaz fesin görür.
7
luş devresinde idare heyeti vaz fesin görür. Bu muvakkat idare heyeti «İti ay sonra Sendikaya kay t edilmiş bulunan üyeleri umumi bir toplantıya çağırır. Rıı toplantıda ana nizamnamenin olduğu gibi veya değiştirilerek çoğunluğun oyu ile kabul edilir ve nizam» idare heyeti seçilir.
ve halk tarafından
kuru
Sonu gelecek Çayı da
anlatmak, hareketin destekle» meşini sulamağa çalışmak gelir.
Mücadelecin herhangi bir safhasında, çalışma bakanlığının mahalli bürosu işe karışmak ve işçilerin hakkını kabul et nüfuzunu kullan-sel
Atatürk ve Emekçi Halk _________Kitleleri__________
tırak arzusunu gösterirs**, dika mümessilleri hemen kendisi ile te masa cap eden her türlü verirler. T nu iyice bellemclîdir ki, bu gi bi müzakereler ne- şekil alırsa alsın, kuru vaathra kapılarak, ınücadeievi tavsatmak kat’iyen caiz değildir. İşçi hareketleri tarihi bu çeşit gerilemelerin daima mağlûbiyetle bittiğini gösterir.
Sendikalıların emekçilerin kültür seviyesini yükseltme ve İçtimaî yardım gibi daha iki g ı.iş faaliyet sahası vardır. Bir günde bu nevî fa diyetler haklındaki görüşlerimizi tabii le ça'ı;acağiz.
geçerler ve i-malûmatı Fakat her emekçi şu-
SENDİKACI
Bat i ara fı birincide tiîrk ıftukcmmel bir komutan sıfatiyle bu tarihten çok da ha evvel Tarablusta, Anafarta-larda iniktin kabiliyet ve has letlerini ölçmüş vı köylü ve işçinin edildiği takdiede zaferleıi başarmağa kadir olduğunu çok iyi biliyordu. Istanbu-Inn gafil, korkak ve kabiliyetsiz münevverlerini kendi haysiyetsizlikleri ile başbaşa bırakarak Anadoluya geçl:, yer yer diiş-nanla savaşa tutuşmuş bulunan halk çelclcrieden muntazam kıtalar ve ordular meydana geldi. Dünyaya Tîirk milletinin asla emperyalizm boyun eğmeyeceğine ve parolanın (ya istiklâl ya ölüm) olduğunu ilân etti.
Vc bu parola Türk milletine lâyik olduğu şerefli yeri diğer milletler arasında kazandırdı. Is tiklâliıı sağlanmasını takip eden yollarını ileri inkilâpçı hamleleri Türk milletinin bütün iç davalarını tasfiye etti.
Türk milleii bütün bu kazançların, milletin temsil ettiği tükenmez kuvvetlere ve onun dehasına ve yurtseverliğine borçlu olduğunu biliyor. Hayata gözlerini yumduğu 10 kasım gününde halk önderinin aziz hatırası önünde saygıyla eğilir.
SENDİKA
(Geçen sayıdan devam)
9 — İdare heyeti haftada bir defa mesul kâtibin başkanlığında toplanır. Mesul kâtipler onun huzurunda yaptıkları işlerin hesabını verirler. Yapılacak işler hakkında idare heyetinin vereceği kararları icabında diğer azaların yardımiyle mesul kâtipler gerçekleştirir.
10 — Sendikayı resmi makamlar, işverenler ve Sendikalar Bir liği önünde temsil etmek, para işlerinde ueznedaHa birlikte imza koymak ve Sendika adına taahütlere girişmek yetkileri mesul kâtibe aittir. Mühim işlerde idare heyeti onunla birlikte temsile işti rak etmek üzere bir veya bir kaç azasına vekâlet verebilir.
11 — Vezne ve hesap kâtibi aza aidatını makbuz vererek toplar, yine makbuz mukabilinde teberruatı vesaire Sendika gelirlerini teslim alır va bunların hesabım tutar. İdare heyeti karariyle veya mesul kâtibin tensibiyle zaruri masraflar yakıldıktan sonra kasa mevcuduna 25 liradan fazlası her akşam mesul kâtip vc veznedarın müşterek hesablarına bir bankaya yatırılır.
12 — Teşkilât ve kültür işleri kâtibi Sendikanın kayıtlarını tutar, mesleki kurslar, müsamereler, spor ve idman, musiki, koro v.s. gibi güzel sanat âlimlerini İlmî konferansları ve ilâh. Teşkilâtlandırır. Faaliyetler genişlediği takdirde teşkilât ve kültür işleri birbirinden ayrı iki büro halinde idare edilebilir.
13 — Azaların umumî hiyeti her 6 ayda bir alelâde toplantı yapar bu toplantılarda günün en mühim işçi meselelerine dair raporlar dinlenir münakaşa edildikten sonra hareket tarzım kararlaştırılır sene sonu toplantısında da idare meclisi azalan seçilir umumî toplantı ayrıca beş kişilik bir komisyonuda seçer. İki toplantı arasındaki devrede de Sendika işleri bu toplantılarda kabul ed:len direktiflerle
14 — Kontrol kanın hesaplarını takip eden umumî
azalarla veya idare heyeti azalan arasında çıkan ihtilâflarda hailem rolü oynamak beşinci madde mudibiııce Sendikadan çıkarılmaları idare heyeti tarafından karaılaştırılan azaların itirazlarını kabul ve müdafaalarım dinlemek ve hasıl edeceği kanaate göre çıkarma katarını bozmak veya katileştirmek veya ayrıca arkadaşlığa uymayan hal vc tavırlardan dolayı mesul tutulan azalara disiplin cezalan tayin etmektir.
15 — Sendikada uygunsuz lıaıeketleri görülen azalara tatbik edilecek cezalar ihbar, tevbîh vc geçici çıkarmadır. Temelli çıkarma yalnız beşinci madde syyılmış hallerde tatbik olunur.
16 — Sendikanın gelir kaynakları :
Sendikanın gelir kaynakları şunlaıdır : Girişte her yeni azadan tahsil edilen ve bir defaya mahsus olmak üzere ustalardan iki buçuk ve çıraklardan bir lira yazılma ücreti azaların her ay ödemeye mecbur oldukları ustalar için 103, çıraklar için 50 kuruş aidatlar, teberrüler ve Sendika faydasına verilecek müsan ere ve temsillerin bıraktığı kârlar ve ilah, dır
17 — Aylık aidat 10 liradan fazla olamaz aidat ödendikçe aza defterine ve diğer defteılcre kayıt olunur.
18 — Sendikaya aidattan fazla para yardımında bulunmak imkânına malik olan azılar bu yardımı teberriiler şeklinde yapabilirler.
19 — Aile durumu vesair meşru sebeplerle sıkıntıya düşenler için geçici olarak aidat ödeme mükellefiyetini idare heyeti kaldırabilir.
20 — Aidattan elde edilen gelirin dörtte biri ayakkabı işçilerinin haklarının korunması vesair fevkalâde ihtiyaçlara sarfedilmek üzere saklanır ve bu ihtiyat akçasına en sıkı durumlarda bile dokunulmaz.
21 — İznıirde bir işçi Sendikaları Birliği ve memleket ölçüsünde bir sendikalar federasyonu kurulur veya bu maksatları güden bir hareket uyanır da Avakkabı İşçileri Sendikası umumi bir içtima akteder vc derhal bu işçi sınıfı birliğine iltihak eder.
22 — Sendika faaliyetinin tatil zorunda kaldığı takdirde t »sar rufundaki mallar İzmir İşçi Sendikaları Birliğine devrûlunur. bir teşekkül mevcut değilse İzmirdc mevcut azası cıı çok Sendikası arasında taksim o lu» ur.
23 - Kurucular^: Jf
Ali Şenbaş kundura ökçecisi,
Kanyaz kunduracı, Haşan
Ali Barlar kunduracı,
Öyle üç İŞÇİ
l-layim ığu kunduracı, Ali Erkek kunduracı.
kı »ir
stanbul Basın ve Yayin Kafa ve Kol İşçileri Sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
(Geçen sayıdan devam)
e) Istaııbıılda mevcut bilumum işçi Sendikaları ile kardeşçe sı-münasebetler tesis tesis ederek işçi sınıfının tophı ve müşterek halde hareket ededilmesi için Basın ve Yayın vasıtalarından
azami istifadeler teminine yardım etmek'
f) Sendika az darının fikri vc bedeni serpilmelerini sağlamak için ihtisas kursları, spor talimleri fle oyunları, memleket ve dünya meselelerine dair konferanslar, güzel sanat dersleri, korolar ve saire organize etmek
g) Yurdumvzun İzmir, Ankara ve Adana gibi Bâsm ve Yayın işçilerinin toplu bylunduğu şehirlerde de meslekdaşların birer ma halli Sndika kurmaları için teşebbüsatta bulunmak vc bir kongre aktederek Türkiye Basın ve Yayın Sendikaları Federasyonunu meydana getirmek.
(Devamı gelerek sayıda)
ŞİMDİLİK CUMARTESİ GÜNLERİ ÇIKAR
1 Sayı 12
Fiyatı 10 Kuruştur.
——■" —■
Ekonomik, Sosyal ve Siyasal Alanda Kol ve Kafa İşçisinin Davalarını Güder
16 Kasım 1946
Sendikalıların faaliyet şekilleri --------------------
Pahalılığa karşı müsbet tedbirler lâzımdır!
Sendika kurma hareketi henüz daha hızını almış değildir. Memleketin muhtelif sanayi bölgelerinden her gün yeni sendikalar kurulduğuna veya kurulmak üzere bulunduğuna dair haberler geliyor. Bunların çoğu henüz daha teşkilâtlanma çağında bulunuyor. Kendi yı-ğııılariyla sıkı bir surette bağlanmağa, ve onların fiilî iştirak ve yardımları ile, - iş münasebetle! inden doğan hak ve menfaatlerini koruyacak kabiliyet ve kudrette teşekküller haline gelmeğe çabalayorlar.
Ekser ahvalde sınıf şuuruna erişmiş ve denenmiş, olgun işçilerin bizza' bu uğurlu işi ellerine almış bulunmaları bütün bu çabalamaları müsbet neti çelere ulaştıracağına sağlam bir garanti teşkil eder. Gayelerin ve mücadele usullerinin aydınlık bir tarzda nizâmnâmelerde sıralanmış bulunması da, bağımsızlıklarını tehlikeye düşürecek yollara sapmaları ihtimalini asgarî hadda indirir.
Sendikalarımızın bir kbinı, sınıf esası üzerine cem yet kurma serbestliğinin ilk haftalarında kurulmuş olduklarından, vücut bulma devresinin boca-lamala‘i:.l artık atlatmış bulunuyorlar.
Biz bugünkü yazımızda bilhassa, cesurane hareketlere atılacak ve haiz oldukları temsil yetkisini kullanacak hale gelmiş olan, bu kısım sendikaları idare edenlerle biraz dertleşmek, kendilerine ne yapmaları ve nasıl çalışmaları gerektiği hakkında düşündüklerimizi anlatmak istiyoruz.
Ekser sendikacı arkadaşlarımız bir sendika yaratup etrafına birkaç yüz işçi topladılar mı, sıra asıl ilgililerin çalışma ve yaşama şartlarındaki bozukluklara ve haksızlıklara karşı ha • rekete geçmeğe gelince, bir tereddüt ve duraklama devresi geçiriyor Sanki ne yapacaklarını şaşırıyorlar, işin neresinden başlayacaklarını, tatbikatta ödevlerini ne suretle yeriue getireceklerini kestiremiyorlar.
Halbuki durmadan akıp giden İş hayatı aralıksız bir tarzda, bir sürü haksızlıklar ve şikâyet konuları doğurmaktadır. Bunlar hususî bir çeviklik ve atılganlıkla hemen yakalanup harekete geçilmezse, bir yan dan büyük ümitlerle sendikaya koşuşmuş olan emekçiler acı bir hayal kırgınlığına uğra’ll-iniş, öte yandan da mes’eleler ve davaların bir biri üzerine jığılarak arap saçma dönmelerine sebebiyet veriliri? olıır.
Bundan ötürü, bir se dika,
bilhassa bir fabrika veya mü -essese sendikası, o fabrika ve ya müessesede çalışanların ço ğunluğunuıı menfaatlerine dokunan her ihtilâfta veya şikâyeti mucip halde, görünüşte mes’ele ne kadar ehemmiyetsiz benzerse benzesin, hemen te ■ şebbüsü ele almak, münasip bir hal şekli teklif etmek, lâ zimgelenler nezdiııde iş hakkının davacısı sıfatı ile-müracaatlarda bulunmak, hülâsa tatmin edici bir netice elde edin cc-ye kadar uğraşmak zorundadır .
Emekçi hak ve menfaatleri ■ nın korunması bahsinde ıııes’e-lenin küçüğü büyüğü yoktur . Çoğunluk tarafından ileri sürülen her makul istek ve şikâyet sendika cihazının harekete geç mesi için yeter bir sebeptir . Bunlar sendikada incelenir, ve sade formüller şeklinde, hem umumî efkâr önüne serilir, hem de karar yetkisini haiz olanlara kabul ettirilmeğe uğraşılır Bu ilk gayretler boşı bittiği takdirde ancak daha kıfvvetli tedbirlere başvurmağa: bizzat iş -çileri h '-rekete geçirmeğe, mi -tingler, nümayişler ve saire gibi, iş ve vatandaş haklarını tanıtmanın demokratik usullerde, savaşı şiddetlendirmeğe zaruret hasıl olur.
Sendika idarecilerinin kabiliyet ve maharetleri, bükün bu basamaklardan geçişi, karışıklığa meydan vermiyecek bir tarzda, tanzim hususunda gösterecekleri başarı ile ölçülür. Muvaffakiyetin sırı, büyük bir soğukkanlılıkla ve asla fütur getirmeksizin, muayyen bir savaş plânı hazırlayıp, bir demir disiplinle bu plânı tatbik edebilmektedir.
Sırasına göre gerekecek meseleleı ye siğmıyacak kad çeşitlidir; ve her gün İıi. vur edilmedik yeli yeni İçler iş münasebeti ' dana çıkabilir. İlk hamlede aklımıza gelenlerden bazılarını gelişi güzel sıralıyalım! Gündelik ücretlerin ödenmesinde gecikmeler ve intizamsızlıklar; patron veya patron vekillerinin haysiyet kırıcı kaba muameleleri; sebepsiz ve kanunsuz işten çıkarmalar, muayyen işçilerin sendika veya parti faaliyeti ri vesilesi ile kapı dışarı edilmeleri; öğle yemeği verilen iş yerlerinde lezzetsiz, bozuk veya kifayetsiz yemek verilmesi, hastalanan veya kazaya uğrayan işçilerin ihmal cdil-me'.eıi, tazmin ıtsız. işten çıkarılmaları; işçilerin Siğlığa za-
Dev.ımı 4 üncü sayfada
ele alınınasl r, bir liste-ar, çok vf hiç tasavs ___yeni ıııes’e* terinden mey-
Piyasanın tecrübe tahtası gibi kullanılmasından ne gibi neticeler doğacağı hakkında 7 Eylül kararları kâfi bir fikir vermiştir
-------------++-------------
Artık tecrübe devresinde değil, müspet iş devresindeyiz, bunu unutmamalıyız
Hükümet 7 eylülde aldığı iktisadi vi mali kararların isabetli olduğunda İsrar ediyor. Başvekil Recep Peker 13 kasımda Büyük Millet Meclisindeki beyanatı sırasında “bu tedbirlerin bngiinkü şekillerinin doğru ve yurt menfaatlerine yararlı olduğu ve istikbaldeki tatbikaliyle yur! içinde derinliğine, açık, temiz bir başarı ve refahlı günler getireceği kanaatinde ısrarla sabittir» demiştir.
Bu münasebetle bir daha açıklamak isteriz ki hükümet, tedbirlerin muvaffak olup olmadığı meselesinden evvel pahalılığın mevcudiyetini kabul etmemektedir. Fakat öbür yandan Başvekilin yukarıdaki sözlerini söylediği gün. Sökenin De-ğiru.encik köyünde dikkate değer bir hadise cereyan etmişin. Demoloat Parti Reisi * Celâl Bayar halkla yaptığı görüşme sırasında “Bugün memleketimizi iki düşman tehdit etmektedir: Fakirlik ve sefalet,, diyor. Bu
: Halk Partili HVIemleketimizde : diye bağrıyor . ve gazetelerin 1 bu bağırtıya karşı asabileşen
İngiliz İşçileri Yunan Sendikalarının Hükümetin Baskısından kurtarılması n ı istediler.
Bu son günlerde Yunan sen-dlkalizminin gidişatı dünya çapında bir konu haline gelmiş bulunmaktadır. Son ola’ak, ln-gîli z Treû Ü’ıııon’larının kongresinde ileri sürülen işçi istek-
terinden, dış meselelerle ilgili re imiş, bunları teslim etmek İS-olarak, Frank o İspanyası ile münasebetlerin kesilmesi ve Yu-na.ı Sendikalarının Çaldaris hû kûmetinin müdahelesinden ve baskısından kurtarılması istekleri en başta gelmiştir, teğîn önemini I
Yunan vaştan sonra geçirdiği macera yı hülâsa edelim :
Savaşın bitmesine doğru Yu naıjisian kendi kendini kurtardık rolı _ _______
ilk olarak sendikalarını yeniden kurup bunları tek bir konfederasyon bayrağı altında toplamışlardır. Bu suretle kurulan (Yunan işçileri Genel Konfederasyonu) id re kurulu bu yılın birinci yarısı içinde toplanan bir genel kongrede İngiliz, Fransız ve Sovyet Rusya Sendikalarının gönderdiği müşahidler önünde seçilmiş ve işe başlamıştır. Fakat, seçilen idare k: rulu üyelerinin, girişlikl' ri tesirli teşebbüsler, Yunan kapital stler ni ve bunların en iyi temsilcisi o-lxn Çaldaris’in kralcı idaresini harekete geçirin ştir. Bundan i ki ay kadar önce Atina polis müdürünün bizzat başında bu-
kavramak için sendikalizminin bu sa-
liis
ktun sonra, bu kurtuluştu baş !Ü oynayan Yunan işçileri,
arada bir tane sefalet yoktur» yazdığına göre 500 kişilik halk
lundtığu bir müfreze Konfederasyon merkezine giderek idare kurulunun hükümet tarafından azletiildiğini bildirmiş, defterlerin, muhasebe evrakının ve kasanın teslim edilmesini em-
temiyen idare kurulu üyelerini tevkif ve hapsetmiştir. Yunan işçilerinin kesin protestosunu mucip olan bu olay Dünya Sen dikaları Konfederasyonunun a-lâkasıuı çekmiş ve tahkikat için genel sekreter muavini Jouna-ux (Juho) Atilla’ya gelmiş, ve “ * * ' * "in-
işte bu o-
ux (Juho) Atmaya gelmiş 1 netice olarak bu bariz haklı lığı tesbit etmiştir. . laydan sonra Yunan Sendika-lizmi meselesi bütün dünya iş-çi teşkilâtlarını ilgilendiren u-Juslarası bir konu haline gelmiş, Yunan hükümetine Amerika, İngiltere, Fransa ve Sovyet Rusya ve diğer demokratik memleketler işçi teşkilâtlarından protesto telgrafları bir sağanak halinde gelmiye başlamıştır. Bu durum karşısında ve Trad Union kongresinin son aldığı karardan sonra sıkışan kralcı Çaldaris hükümeti 7-11-1946 gecesi toplanan bakanlar kurulunda bu meseleye de temas e-Herek, gene ecnebi müşahitler huzurunda, yeniden seçim yapılacağını bildirmiştir. Fakat bu seçimler için de Yunan Şendi-kaîistkri itiraz etmekte, hükümet n tayiıı ettiği kralcı idare kurulunun azlini ve eski idare kurulunun işbaşına gelmesini istemektedirler.
kitlesinin elinden Halk Partiliyi, lıer zaınan olduğu gibi, jandarmalar zor kurtarıyorlar.
Büyük Millet Meclisine söylenen “Memlekette Milletle Hüküm-, t arasında büyük bir itimatsızlık vardır» sözünü gürültülerle karşılayan Halk Partisi mebuslarına bu küçük hadiseyi ibretle görmelerini tavsiye ederiz.
13 kasım görüşmeleri sırasında gerek hükümet, gerekse demokrat Parti pahalılığın en ağır yükünü omuzlarında taşıyan Türkiye işçilerinden bir tek kelime ile olsun bahsetmek lüzumunu duyurmamışlardır. Halka gelecek günlerin getireceği refahtan bahseden hükümet, daha evvel pahalılığın mevcudiyetini cesaretle kabul etmeli ve ona göre tedbirlerini almalıdır. İktisadi hayat ve piyssahm tecrübe tahtası gibi kullanılmasından ne gibi neticeler doğacağı hakkında 7 eylül kararla ı kâfi bir fikir vermiştir. Artık tecrübe devresinde değil, müspet iş devresindeyiz. Bunu unutmamalıyız.
Ali ALTAN
ATATÜRK ve
Emekçi Halk
Kitleleri
Atatürk tamamen milliyetine ve eserlerine intikal edeli sekiz yıl oldu. Bu insanlık âleminin nadir yetiştirdiği kahraman ve inkılâpçı önder; saltanat ejderinin memleketi yüzyıllar boyunca içinden kemirip sömürdükten sonra emperyalistlere nasıl bıraktığını ve sevr paçavrasını elleri x bile titremeden nasıl imza etliklerini bütün acılığı ile duymuş ve görmüştü. O devirde memleket.mizin tek kültür mihrakı olun Istanbulun, birkaçı müstesna bütün münevverleri benliklerini gaflet, korkaklık ve haysiyetsizliğin iğrenç kabusu kaplamış olacak ki galip emperyalist devletler arasından şundan veya bundan yurtlarını mandalığa kabul ettirmek, yani ölümlerden Ölüm beğenmek, ricasının yollarını aramakla meşgul bulunuyorlardı.
Ufuklarımızı korkunç bulutların kapladığı bu felâketli günlerde Atanın tabirile, bu memleketin hakiki efendisi olan köylü yer yer ayaklanmış, düşman çizmesi altmda köle olarak Öl-nıedeııse ölümü göze alıp halk mukavemet İrrekellerine girişmişte Ancak bu dağınık ve bir birinden habersiz çeteler düşmanı hırpalamaktan, onun ayak attığı yere rahatça girip yerleşmişine * ■ ngel olmaktan gayri bir ş-yc yaramıyordu.
( Devamı 4 üncii tayfada )
Savla 2
Sendika Gazetesi
16 Kasım 1946
Türk işçisi buna hiç
razı olmayacaktır
İşçi Şikâyetleri :
İzmir incir işçileri fazla mesaî veril
3 Kasını tArihli Maliye b:ıkar 1'1:111, memleket miz.ill gc leceğiyle ilgili, pek uıü ıim bir beyanatı çıktı. Hükümetin yeni bir döviz kararnamesi hazırlamak ııivetinde okluğunu bildiren Bakırı, kısa beyanatını şu ciltlilerle tamamlamıştı :
“Bilhassa memleketin ekonomik kalkınmasını alâkadar eden ve ecnebi sermayesinin kalkın-maya yardımını sağlamağa matuf bazı hükümler düşünüyoruz A'eselâ, memlekette Türk sermayesiyle b:rlikte veyahut doğrudan doğruya ecnebi sermayedarlar tarafın 'an kurulan veya kurulacak sanayi tesislerinin getireceği temettütlcrin döviz o-larak ihracına m ’saade etmeği düşünüyoruz „
Türk ekonomisinde tutulan yo'un eninde sonunda buna varacağı belli idi. A «una, Cümhu r yetin 23 ur:cü yıldönümünün ertesinde, bu beyanatı yine, de lıâyrctle karşıladık. Tekzib edilir sandık ; edilmedi. Hiç bir yerden, hiçbir itiraz sesi de duyulmadı.
Müsait faiz ve tediye şartlarıyla ve santimine kadar sanayi ve ziraat istihsallerimizi ve ulaştırm-darımızı makineleştir mede kullanılmak üzere yabancı sermayesinden faydalanmayı istemiyecekler arasında her halde Türk işçisi bulunmıyacaktir. Fakat, beynelmilel inhisarcı sermayenin Türk ekonomisine yenden ve rahatça el atmışına razı ı 1 . lyacakların ve hele bunu “ecnebi sermayenin ekono mik kalkınmamıza yardımı,, sa-yamıyacaklar n başında Türk işç'si gelecektir. “Sermaye„ nedir?, “temettü,, ne demektir?, yabancı sermayenin bir memlekette yerleşil, esi neye varı ?, yirmi üç yıl önce milli kurtuluş mücadelesin' tamam'ıyan Türkiye’de bilinmesi lâzım gelen şeylerdir. Bun'a 1 unutanlar bugün ayni mücadele içinde bulunan Hindistan’ın, Çin’in, yakın ve orta şark memleketlerinin hail riııi gözden geçirmelidirler İlerki sayılarımızda bu mevzular üzerinde uzun u-•7.1ın duracağız. Buna bir başlangıç olarak, Mustafa Kemal’in
İnsan Haklarını Koruma
Cemiyeti
lu a 1 Haklarını Koruma Cemiyeti miic ssislcı i Maıcşal Çakına/ın İzmire hareketinden evvel kend sinin evinde toplanarak, Ct miyetin idare heyetini seçmişlerdir. Yapılan intihabatta : Ma-re.al re's’iğc, Tevfik Rüştü Araş umumî kâtipliğe, Raşil Erer, Sefahattin Akil ve Cami Baykıırt uzalıklara seçilmişlerdir. Cemiyet bayramdan sonra faliyete başlı-yuCaktır.
Sendika : Doğuşu ile beraber Faşist Flokun baştan Faşa ifti. a ve tezvir dolu boğucu hücumlarına ıığrıyan ve memleket davasındaki şerefli ödevine yılmadın devam eden insan Haklarını Koruma Cemiyetine candan başarılar diler.
Yedi metre yüksekten düşen işçi
•* l’akrköyde elektrik tamiratı yapan P. T. T. işçilcrir.d n Metlin t Iş'ksaçan yedi metre yük-s.kl.kt n düşen k ağır surette yara’anmışlır Yarak işçi tedavi altma a’ nmıştır.
1
1923 şubatında İzmir İktisat Kongresini açış nutku ile Kongrede hazırlanmış o’.aıı bir rapordan parçalar veriyoruz :
“İstiklâli tâın için şu düstur vardır: Hakimiyeti m liiye, hakimiyeti İktisâdiye ile trhiıı edilmelidir. 13u kadar mukaddes, azametli hedefler kâğıt üzerindeki düsturlarla, arzu vc hırslarla husul bulamaz. Bunların tahakkukunu temin için yegane kuvvet, en kuvvetli teırel iktisadiyatdir. Siyasî ve askerî muzaffe:iyetler 11e kadar büyük olursa olsan İktisadî zaferle tetviç edilemezse semere, netice payidar olmaz... Bu vatan evlât vc ahfadımız, için cennet yapılmağa lâyıktır. Bu, faaliyeti iktisadiye ile kabildir. Öyle bir iktisat devri ki artık milletimiz insanca yaşamasını Bilsin ve o esbabı bilerek ona göre lâzım olan tedabire teves sül etsin.. Arzumuz şudur; Bu memleketin efradı ellerinde numuneleriyle ziraat, ticaret, sanat, say ve Sebatın muın-ssili o*sun...„ (Mustafa Kemal)
(Bu güne kadar garp sermayesinin maalesef baziçesi idik ; bugüne kadar memleketimiz hayatı iktisadiyenin hemen her sabasında garbın tavassut ve delâletine muhtaç idi. Filhakika memleketimizde yerleşen ecnebi bankaları tarafından himaye o-lunan bir takım ecnebî müteşebbisleri en ağır ve iktisadı milli-yeyi a’elekser rahnedar edecek şeraitle Tiirkiyemiz.de bazı âsârı ümran vücuda getirdiler ; ancak gerek nakliyat vc gerek ve ticaret sahalarında getirilen bu âsârı ümran raber Türkiye siyrsî ve
bir çok zararlara duçar oldu. Ecnebî kredi sermayesine (dikkat ediniz, «kredi sermayesine* -Send ka) elbette muhtaç bulunan memleketimiz bundan sonraki tc-şebbüsatı ümran- perveranesinde o kredi o sermayeden yine istifade etmekte devam eyiecektir. Ancak bunların siyasî mehaz.iri-ni xe millî iktisad ile tev’cm ol-muy«1 ularını sureti kafiyede red eyleyecektir.’ (Hcy’cti Faale)
SENDİKA
İŞÇİ SAĞLIĞI:
İşçiler arasında sık rastlanan arka ve bel ağrıları.
meden 12 saat çatıştırmıyor
Cumhuriyet bayramında çalışan İşçilere çift yov-miye verilmiş. Diğerleri yöv miyelerini alamamışlardır.
İzmirde bu mevsimde bir tok incir hanları faaliyet halindedir. Her biri işçilere daha müsait şartlar göstermek suretiyle bir-bîriyle rekabet halindeydiler, incir işçileri iki kısımdır, biri yöv-miyeci diğeri götürü olarak çakşır. Buna rağmen mevsimliktir ve 2-3 ay devam eder.
Ben. incir mağazalarının birinde işçiyim. Burada vaziyet şu şekildedir :
Götürü çalışan amele doldurduğu kulu adedine göre parça başına ücret alır. Yevmiyeci a-mele ise her gün muayyen olan gündeliğini (2-3 lira) alır. Vazifesi kutu basan vc götürü çalışan ameleye incir taşımaktır. Götürü çalışan işçi fazla parça çıkarmak için erken iş başı yaptığından yÖvmiycc'r işçi de buna tabi olarak resmi iş başı saatinden evvel işe başlamak mccbu-riyetindedi'. O halde bunlar vaktinden evvel iş başı yapmasınlar tarzında __
kat vazivet böyle değildir, çünkü bunların işi ihtisasa dayanmadığından herkes yapabilir ve sabahleyin mağaza kapısında yüzlerce işsiz işçi beklediğinden kim cıken gelirse o işe alınır basçı yani götürü çalışan ameleye erken saatte incir yetiştirmek lâzımdır. Hattâ o haldedir ki götürü çalışan ameleye sabahleyin 5,30 ta işbaşı yaptığı z-3m.au inciri tezgâha gelmiş bu lur. Bundan başka öğleyin 1 saat yemek paydosu verilir ve akşam saat 18 de iş paydos cdi l'r. Götürü çalışanlar 18 de işi terk ettikleri takdirde tezgâhların ve ortalığın temizlenmesi için yevmiyeciler bir müddet daha (1/2-1 saat) çalışmak mecburiyetindedirler ve böylece işçiler fazla mesai ücreti verilmeden 12 saat çalıştırılmış olur. Götürücü işçilere işlerin fazla olduğu za manla (*da yüzde on pirim adı altında bazı paralar ödenerek raudıınunın arttır İması lemip e-d’lir fakat işler gevşediği zaman bunlar derhal kaldırılır, bu prim ler bilhassa rakid bulunduğu zamanlarda verilir bize ya|
Su Cum
da şöyle bir haksızlık olmuştur: Bütün müesseselerde çalışan işçiler fazladan birer bayram yöymiyesi almışlardır, halbuki bizde yalnız bayram giinu işbaşı yapanlara çift yövmiye vermiş o j£ün çâfişmıyanlara birer bay-ram yevmiyesi vermemiştir. Bu hal o gün çahsmıyarak Cumhu-ıiyct bayramını kutluyan işçilere adeta ceza olsun gibi görünmektedir.
Eşrefpaşa 584 sokak No. 10 Yusuf ETİK
Bel ve arka ağrılarının, işi pek ağır olmıyan işçiler arasında fazla görülmesi, üzerinde önemle durulması gereken bir noktadır. .Arka ve bel ağrıları en çok tütün mağazalarında, depolarında çalışanlarda görülür. Bel ağrısı birçok hastalıkların müşterek bir belirtisidir. Hastalığın asıl sebebini anlayıp tedavisine girişmek için başlangıç tarzını ve gidişini, ağrının yayılış yerlerini önceden iy:ce sorup öğrenmek gerektir. Basit muayenelerle içinden çıkılamiyan karışık vak’a-larda röntgene baş vurulur. Bel ağrılarını birbirlerinden ayırmak için aşağıdaki hususa dikkat etmek kâfidir :
aştıkça ağrıların yayılma sahası da artar. Bacakların arkasına doğru ağrılar yayılır. Adeta siyatik ağrılarım taldid eder. Muayenede ağrıyan yerde bir tarafa doğru bükülme vardır. Röntgen muayenesile kemiklerde hiçbir bozukluk olmadığı görülür.
Tedavi:
İstirahat. 15-20 cc. ©/• 1 No-vocain mahlûlüııdcn ağrılı nahi yeye şırınga etmeli. Belin üç beş saat kıkırdamaması için tespit edilmesi lâzımdır. Bilâhare ağrılı yere hafif masajlar yapmalıdır.
SAĞLIKÇI
itiraz edilebilir, fa-
sanayi vücuda ile be-iktisadî
1— Belin alt kısmının ağrıları,
2— Beldeki et ve kirişlerin gerilmesinden ileri gelen ağrılar,
3— Bel vc kuyruk sokumu fıkralarının yarı çıkığı,
4— Fıkralar arasındaki kıkırdağın zedelenmesi,
5— Çeş ili bel örselenmeleri.
Belin ail yarısının ağrıları:
En çok ay halleri kesilen kadınlarda görülür.
Hastalar dizlerinde kesiklik ve uyuşmalardan şikâyet ederler.
Ağrılar gündüz yorulunca başlar ekseriya hastalar yağlıdır.
Bu ağrıların ayırıcı karakteri başka taraflara yayıinıasındadır. İstirahat ve bilhassa adaletin en bariz devresinde yatak istirihati elzemdir.
Etlerinin gerginliğine bağlı bel ve arka ağrıları :
Bu ağrılar ekseriya çok ağır bede«i iş yapan g uç işçilerde görülür. Maden amelesi, sırık hamalları, tahmil tahliye amelesi, tuğla nakliye amelesi ilâ gibi. Bu hal şiddetli bir ağrı ile anî olarak başlar. Eğer 7.a inanımızda gerekli tedavi yapı-’ lamazsa, bu inadçı kuiunç şeklindeki ağrılar haftalar, hattâ aylarca sürer. Ağrı bilhassa e-ğilince artar. Hastalar bel ade-lelerini âdeta bir hayvan ısırmış gibi lıi sedefler. Ağrları sık sık gelir ve nöbetler sık-
Avrupa serbest güreş şampiyenu olan ekipimizi candan kucaklarız»
Son yapılan Avrupa serbest güreş mü re kipçe kazandıran güreşçilerimizin esas mesleklerine okuyucularımız n dikkatin: çekeriz. :
Tesviyeci, Tornacı, Marangoz, Kaynakçı ve talebe olan bu kudretli vc kabiliyetli yurddaşlarf-mız Türkiye işçi sınıfının göğsünü kabartmakta ve işçilerimiz arasında bu gün hala meçhulümüz olan daha ne gibi cevherli arkadaşlar bulunduğunu bize müjdelemektedir.
ısveçte yapılan serbest güreş Avrupa şampiyonasında aldığımı/ mükemmel sonucu bahis mev zuu ederek bi/e bu şerefi kazandıran işçi arkadaşların du rumlarinı inceleyen gazeteler: onların yetişmelerinde spor organizasyonumuzun hiç bir nıüs-bet maddî rolü olmadığını ve bu gençlerin sadece feragat ve tü-, kenmez bir enerji ile kendi kendilerini yetiştirdiklerini tebarüz ettirdiler
Sendika gazetemiz gençlerimizi candan kutlular yeni başarılar dil : r.
ve
incilikle
ı işçiyi bağlamak için akat yine yövmiyccileı klerini alırlar.
riyal bayramında
işçiye iş vermek lâzım değil mi ?
Eyüp, Sıra serviler alaca Çcş ine No. 43 C'sın n Ergüc imza siyle aldlğluıl/. mektup.
Bundan on üç se.ıe evvel İz-mirde halı fabrikasında usta ola rak çalışıyordum, fabrikanın kapanması üzerine İstanb'dda
Bu
bulunan Defterdar iplik dokuma fabrikasına 1934 senesinde bonservislerimle birlikte sıhhî muayenem yapıldıktan soura kabul olundum.
On iki sene ustalık hayatım da işimin yüzünden bir defa dahi olsun ihtar alml /ine de bîr hüıı olsun nıcınezlik yapmadığım halde 194ü senesinin ekim ayının birinci günü bacaklarıma gelen siyatik hastalığından dolayı elime üçyüz bir lira vererek beni kapı dışarı attılar. Hastalığıma gösterdiğim itinadan dolayı bir ay zarfında yok edebildim, şimdilik vücudum sıhhat-ta olup evde başı boş oturmaktayım. Sinnimde işimde çalış-ınıya daha müsaittir. Hayat Şartlarının çok pahalı olduğu bn zamanda aile efradımın geçimini mi yoksa ev kirasını mı düşüneyim.
Sendikacı : Defterdar Fabrikasının bu arkadaşa alâk* sim rica ederiz.
İngiltere’de Ev İşgalcileri
İngiltere’de harp içinde bir milyondan fazla ev yıkıldığı için büyük bir mesken buhranı vardır. Şimd'.ye kadar evsiz kalanları hükümet çadırlarda iskân ediyor, yeni evler yaptırmak iç'n teşebbüslere geçiyordu. Fakat vadedilen bu evler bir türlü yapılamadığı ve kışın da gelmekte olduğunu gören ve ekseriyetini işçiler teşkil eden bu evsizler, büyük zenginlerin boş evlerini, apartımanlannı pencerelerden girerek işgale başladılar. Yığınlar halinde gelen bu halk kitlelerini dağıtmağa polis de muvaffak olamadığı, hattâ polis de kendilerine yardım ettiği için bu boş evler halk kitleleri tarafından işgal edildi.
Hükümetin beş komünisti tevkifi ve işgalcileri tehdidi dahi bu “İşgal Hareket:n:„ durdur, mağa kâfi gelmemiştir. Bil’akis tvsi/.leri bu boş evlere /elleştirmek için bütün halk büyük bir sempati göstermiş, işgalcilere yatak, yorgan, yiyecek vermek suretile hareketlerini alkışladıklarını göstermişlerdir.
İngiliz komünist partisi sıhhiye vekâletinin işgalcilere yardım edilmemesi hakkında neşrettiği tebliği protesto ederek bütün sanayideki ameleyi, tre-de-ünion’ları bütün mahalli terakkiperver ve amele teşkilâtlarını şu taleplerde Lulun-mıya davet etmiştir.
(1) İşgalcilere derhal ışık, ısıtma ve gaz imkânlarının verilmesi.
(2) Mahallî idarelerin kendi mıntıkalarında işgale müsait evleri bildirmeleri.
G) Hiç bir ailenin işgal ettiği evi boşaltmaması.
(4) Hükümetin boş otelleri, a-partımanlurı, evleri, çadırları, oturulabilecek bir hale sûr’atle getirmesi.
(5) Askerî hizmetini görerek, fabrikalarda çalışarak bu harbi kazanan, sonrada sokakta kalanlara bu boş evlerin teslimi.
Halkın sıhhat ve selâmeti ev sahiplerinin kârlarından evvel geldiği için, komünist partisi hükümeti ev programım sûr’atle tatbike davet etmiştir. Hattâ bir ev inşaatı vekâleti kurulmasını teklif etmiştir.
16 Kasım 1946
Sendika Gazetesi
Sayfa 3
Siyası icmal
İş ve İşçi Hayatı
Avrupada seçimle ri komünistler kazanıyor
Haıp sonu dünyasında ortaya çıkan çeşitli politika oyunları ne de olursa okun milletlerin seçimler vasıtasiyle tezahür eden iradeleri iş gücünü ve işçiyi ko rumak gayesini güden partilere daha ziyade güvendiklerini gösteriyor. Son üç hafta için de bulgaristanda, sonra Amerikada ve nihayet geçen pazar günü Fransada yapılan seçimler bu hakikati bir kere daha meydana koymuştur. Bulgaristan seçimleri komonistlerin zaferi ile bitmiştir. Fena idareciler ve faşist devlet adamları elinden çok iztirap çekmiş olan bu yakın komşumuz halkının reylerinde bu izdırabın, mühim bir rol oynadığı anlaşılmaktadır. Müstckar, devamlı ve vaadlerini yakın zamanda tahakkuk ettirebilecek bir hükümete muhtaç olduğunda şüphe bulunmayan Bulgaristan, iktidarı komonisl partisine emanet etmiştir.
Amerikada seçim neticelerini, Cumhuriyetçi parti tarafına çeken sebebler çok münakaşa edil di. Cumhuriyetçiler sağ bir partidir, kendi memleketlerinde sermayenin müdafaasını yaptığı gibi, dış siyasettede emperyalist kuvvetleri destekler. Seçimleri kaybeden demokrat parti 929 iktisadi" buhranının başlamasından üç sene sonra iktidara geldiği zaman yeni bir sistem koymuş ve işçiyi koruyan tedbirler almıştı. Bu partinin bugüne kadar yapılan her seçimi kazana rak iktidarda kalabilmesinin tek sebeb’, Rozveltin aldığı bu tedbirlerin isabetli olmasında idi.
Halbuki
sonra bu bütün bu rakip sağ
başlamış ve bu suretle karı halkının demokrat arşı gösterdiği teveccühün kaybolmasına sebep olmuştur. Demokratların kayıp sebepleri bundan ibarettir. Fransadaki seçimlerde kominist partisi 175 aza-lıkla başta gelmektedir. Bundan evvelki seçimdenberi Fransa milletinin komonist partisine kar şı olan teveccühünün artması bu partiye eskisine nazaran 26 aza .daha fazla kazanmak imkânını -vermiştir.
Bununla beraber, Fransada ’ını seçimlerden sonra kurulacak hükümet hakkında henüz tam bir fikir ileri sürülememektedir. Calib ihtimal eski halk cephesine benzer bir hükümetin iş başına gelmesidir. Bu seçimlerden sonra Londra politikacılarının açıklan açığa memnuniyetsizlik gÖrlermeleri de ayrıca kayda değer.
İstanbul ayakkabı işçileri sendikası çalışmalarını Yarı bellerine kadar soyunup ilâçlı havuzlardaki köselelerin içinde on saat taban I hlZİÖtldirdl
patiatıyoriarınış. Yevmiyeleri 145 e çıkmış, civar bahçelerden birinin ahırını böl- 1 İstanbul Ayakkabı işçileri sen müşler. gecede 50şer kuruş veriyorlarmış 60 arda, yiyorlar, 35 erde birik t lyor laruıış dıkası etraflı bir programla faaliyetini arttırıyor. Şimdiden Çemberlitaştaki Çukur han iner-merkezinde bir doktor muayenehanesi hazırlanrnaktadır.
İçtimaî Yardım Konusu ilk plâna alınmış ve hiç değilse iş saatlerinin tanziminde belediye nizamlarının tatbikini islemek düşünülmüştür. Sendikalı işçilerin artışı nisbetinde daha geniş imkânlar aranmıya vc bu arada meslekî kurslar, sıhhî, kültürel ve İktisadî konferanslar tertiplenerek işçilere daha faydalı ol-mıya çalışmakladır. Şimdiki binadan daha geniş bir yere ge-
Tabakhane İşçileri nasıl yaşıyor!
1 -----s s s as m-
Rozvcldin ölümünden günkü reis karadan yüz bir siyaset
Truman üstü bı-takibıne
Ameri-partiye
Yedi sekiz Haşan paşanın badanacılığı, genç Osmanın kellei hümayununda patlayan kabak, kazan kaldırmaların, kavuk devirmelerin fıkır fıkır kaynadığı Ye-dikule zindanlarını küçük yaşlarımda tanımıştım. Kavuklu yeniçerilerin, bölük başıların, şehzade ve sultanların, vezir vükela hayalleriyle dolu bir yığın masalların yerlerinde cin ve perilerin at oynattığı karanlık deh lizlerini, yılanların ıslık çalarak süzüldüğü zifiri mahzenlerini, çaylakların yuvalandığı mazgal de İlklerini tüylerim örpererek seyretmiştim.
Köprüyü geçip kale kapısını solda bırakın. Ve burnunuza teslim olun. En ağır nezlelileri gözü kapalı ta yanına çekecek koku, o tarihi senaryoda genzinizi yakan barut ve kan değildir; buruk kösele ve deri kokusu.
Fakat insanın kafası bir defa tarihileşmeye görsün, sezişleri de değişiyor, kanlı köselelerden barut kokusu çıkarabiliyor Ve insana öyle geliyor ki sağ tarafta her yüz adımda bir bacaları, fu-runları ve havuzlariyle kalelere karşı cephe almış muazzam bir karargâha giriyorum Dabakha-nclcr.
İlk rast geldiğim üç kişilik ö-bekten biri kalktı, sigaramdan ateş aldı. Yolu sordum. Bu yoldan nereye çıkılır. İki dizine kollarını çaprazlam ş oturan en gençleri davrandı :
— Balıklıya ını gideceksin ?
— Hayır.
— Bakırköye mi ?
— Şimdilik hayır.
— öyleyse biz dc yabancıyıyız. Dedi.
— Nerelisiniz ?
— Ankaranın çubuk’undan.
— Şu meşhur barajdan ha. cevap vermediler.
Adının Haşan olduğunu sonradan öğrendiğim aynı soluk yüzlü genç :
— Pazarları bu yollar çok işlektir, millet hastanelere taşınıyor. Biz işçiler de buralarda pazarlıyoruz, dedi.
Kasanın biz işçiler diyişûıde karargâh künyesini okuyan bir cr hali vardı. Beni dc aralarına sokulmak isteyen bir casus gibi karşılıyordu Yanlarına sokuldum :
— Ben de sîzdenim arkadJ*
♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦ w ♦♦ ♦♦♦♦ Üçü müşterek bir yorgan* almışlar, Henüz yatakları ♦ yokmuş. Kışta gelmiş, üst* başta kalmamış. Haşanın* kötü kötü öksürmesini ar J kadaşları hayra yormuyor-♦ lar. Haşan da yolcumudur|
♦♦♦♦♦♦♦♦ diyorlar
Bir birlerine bakıştılar. Onlar bu paroladan birşey anlamamışlardı. Pavperlerin parolası hemşehriliktir. Bir çubukluya işçilikten ziyade Haymana daha yakındır. Akibetleri de toprak nizamının bölgecilik parolasından sanayi Türkiyesinin işçilik şuuruna varıp varamamaları derecesine bağlıd r.
Çubuktan beş kişi çıkmışlar. Beşi de İstanbula varabilmiş. Üçü veremmiş. Veremliler hastane için, sağlamlar da iş için vurmadık kapı bırakmamışlar. Tam üç ay bulabildikleri pek az ekmeği paylaşarak yaşamışlar. Veremlilerden ikisi kan tükürür olmuş, doğdukları toprakta ölmenin da-ussulasına tutulmuşlar, dönüş yolları da nedense geçit vermemiş.
— Nerede yatıp kalktınız
Haşan eliyle kale duvarlarını
işaret ederek :
— Kapıdan çıkınca birinciyi geç, İkincide. . Taşlardan yarını bir duvar ördük. Gelip geçen arabalardan saman topladık...
Hastalar kalkamaz olmuşlar, içlerinden birisi tuğla harmanlarında iş bulmuş, kurtulmuş. İkisi dabakhaneye yüz yirmi kuruşla girmiş. Hem yemişler, hem de para biriktirmişler. Bu parayla iki veremliye yol biletlerini alınışlar. Bir tanesi Çubuk’a varır varmaz ölmüş, öbürü de köyünde gününü bckliyorıııuş.
Yarı bellerine soyunup ilaçlı havuzlardaki IdîseîvL rîn içinde on
saat taban patlalıyorlarımş. Yöv- sakatlanıp, alilleşip dönüş yolu-miyeleri 145e çıkmış. Civar bahçelerden birinin ahırını bölmüşler gecede ell.şer kuruş veriyor-larmıs, altmışar da yiyorlurm ş otnzbeşer kuruşlarını da birikti-riyorlurmış.
?
buraların
- Altmış kuruşla bir gtimlc yiyebiliyorsunuz?
— iki kilo ekmek, haftada iki paket köylü.
Üçü müşterek bir yorgan almışlar. Henüz yatacakları yokmuş. Kışda gelmiş, üst başda kalmamış. Haşanın kötü öksürmesini arkadaşları hayra yermiyorlar, Haşan da Çubuka yolcudur diyorlar.
Bir aralık Haşan daldı. Donuklaşan gözlerinde Zeytunburnu fabrika bacalarının telaşlı kara I çildıği takdirde ayrıca bir kfı-dumanlarile, daha sağda yüzler- jtüphane tesisimde ilk plânda tutan le pencereli balıklı hastanesi a- sendika idare heyeti Sendikalar tercih araştırması | Birliğinin himayesindeki işçi kulübüne aza kaydine de hararetle devam etmektedir.
Bütün işçi arkadaşlarından gördükleri alâka ve yardımı > günden güne artmasını muvaffakiyetlerinin temeli sayan ida-1 recilere başarılar dileriz.
İstanbul sendikalarının adresleri
I Sendikalar birliği :
Beşiktaş hasfırını caddesi Iıas-firin mahallinde No. 44 - 46
Tütün işçileri sendikası ve İnşaat işçileri sendikası:
Beşiktaşta sendikalar birliği binasında.
Maden sanayiî işç leri sendikası: Kalafat yeri, kürkçü kapı No. 167
Şoförler sendikası: Fındıklı, dere içi Basın yayın, kol leri sendikası:
Vilâyet karşısı, il nei kat, No. 10
Ayakkabı işçileri Çemberlitaş, Çukur İşçi külubü : Meıkez: Beşiktaş birliği binasında.
Sendika işlerine ait müracaatlar Bcşiktaşda birlik dairesine yapılacaktır.
ne
le pencereli rasında bir sezdim :
fabrikayı mı? Has-
A ALTAN
lar.
Haşanın gözleri parladı :
— Ankaradan mısın ?
— Hayır, işçiyim
— Hasaıı taneyi mi7
— Hastanelerin yolları çok u-zun, fabrikaların ekmeği de doyurmuyor. Dedi.
Haşan fabrikayı, istiyor fakat yüzü toprağa bakıyor. Önümüzdeki pazar tekrar buluşaeağız. Ahırlarım gezdirecekler, mektuplarını yazdıracak er ve galiba benden de medet bekliyecekler.
Onları belki de daha uzun za manlar bekliyecekleri medetle baş başa bıraktım.
Yıkık burca uğradım. Marmara lodosuna açık cephesini yarıya kadar ördükleri taş duvar duruyor. Bir köpek leşi ve duvarlarda sıra s ra pislikler.
Tarihi görüşte Pavperler ordusunun İstanbul surlarına tırmanan üç silâhşörlerini düşünüyorum. Onlar; Sivaslı, Hay tu inalı Kasanlar, yarınların Boyabath uzun haşarılardır. Fakat fetih e-dilecek kale Fatihin Bizansı değil, yirminci asrın makiûa devidir. Pavperler ya lümpenleşip şehir kenarlarında can verecekler,
nu arayacaklar veyahut şuurlu işçiler halinde sınıflaşarak yur-duıuuzun yükselmesi savaşım gerçekleştirecekler.
Hâdi MALKOÇ
Sendika Marş
ı
sokakla, ve kafa işçi-
izzettin han
sendikası :
han No- 6
sendikalar
İşçiler Köprülüyü protesto etmeğe devam ediyorlar İstanbul tiitii işçileri sendikası:
1-11-946 tarihli Demokrat Partinin fikirlerini yayan Başkent gazetesinde bu Partinin kurueulaiından olan ve son zamanlarda her vesile ile işçi sınıfına "düşmanca iftiralarda bulunan Sayın Profesör Fuat Köprülü bağımsız, sendikalarımıza ve gazetemize karşı baştan aşağı iftira ile dolu beyanatta bulunmuştur. Biz İstanbul Tütün İşçileri Sendikası üyeleri Fuat Köprülünün uydurma iftiralarını kendisine iade eder ve bu çeşit işçi sınıfı için yapıla gelen bütün düşmanca tezvir ve tahrikleri protesto .ederiz. .
İstanbul Tütün İşçileri Sendikası üyeleri adına.
M K. Abdi •
Haydi arkadaşlur
Müjdelerimizi fısıldayalım kulaklarımıza
Ve seslenelim
Ötemizdeki dostlara ;
Sendika s ıflarına Marş Marş I Haydi ar kazla şiar J
Görelim birbirimizi
Ve görelim talihi değiştirdiğimizi. Kollarımızdan necat bekliyoruz biz Kollarımızı.ı ve kafamızın zaferine Koşuyoruz biz.
Çelik kollu. Emekçi arkadaş.
Bileğinin ve kafasının
Nurunu satan Çileli arkadaş ;
Haydi durma artık kurtuluş yakın!. İlk durağımız. Sendika safları olsun ; MARŞ I MARŞ 1
Dikkat..Dikkat
Beşiktar has fırında İstanbul işçi sendikaları birliği binasındaki muayene ve tedavi odasında her Salı günü saat 18 den itibaren sendikalı hasla ve erkek işçi ^arkadaşlarla onların aile ve çocukları muayene ve tedavi edu’ inektedir. İlgililerin buna göre hareket etmeleri rica olunur.
Muayene vetedavi saatleri dışında iğne ve basit yara pansumanları yapma gibi pratik hasla bakımıda istiyenlere ayrıca gösterilecektir.
Salıkçı
Mehmet AC
Sahibi ve yazı işlerini fiilen idare eden: MitatJ Kemal Akknnat Tertip ve Baskı F - K Basımevi
İngiliz dış siyasetini takbih
Müttehit çelik sanayii sendikasının Londrada yaptığı bir toplantıda Ingiitereiıiıı haricî siyasetini takbih eden bir karar alındı. Bu kurar, Yunama -tandan ve Indoneziyadan İngiliz, askerlerinin çekilmesini ve Fraııko ispanyasile münasebetlerin kati surette kesilmesini istemektedir
İran sendikaları
Dünya sendika federasyonu icraî komitesi kendi Safbukıa İran sendikalı ı ını alcı.
Sayfa- : 4
Sendika Gazetesi
16 Kasım 1946
Sendikalıların faaliyet şekilleri
( BOfiaralı I inci sayfada} rarlı şartlar altında çalışmağa mecbur edilmeleri; atölyelere işçi diye hafiyeler sokulması; ücretlerden haksız kesintiler yapılmışı; müsavi iş için genç ve kadın işçilere müsavi ücret ver Imemesi; ırk ve dinleri farklı işçilerin birbirlerine karşı kışkırtılması; işçi mümessillerinin seçilmesine patronlar tarafından fesad karıştırılması v.s..
Geçimin pahalılaşmasıyla mütenasip bir derecede ücretlerin arttırılması, iş «aallsrinin azal Ilıması, topluluğun mümussili olarak kendisile kollektif mukaveleler akdedilmesi ve bunlarda icap ettikçe emekçiler lehine değişiklikler yayılması gibi umumî m?talip için mücadele parolaları ortaya atmak ise, kendi tetkikleri ve daimî araştırmaları sayesinde, en elverişli anda doğrudan doğruya teşebbüse geçecek durumda bulunan veya bulunması gereken, bizzat sendikalara, hazan da sjndik-a birliklerine aittir.
Bu v'î o lara benzer haller zuhur edince, sendika idarecilerinin yapacakları ilk meseleyi yerinde inceleyip, iddiaların doğruluğunu ispat eden vesika-j lar toplamak, şahitler dinlemek' sureti le, sajlanj bir kanaate vardıktan sonra, ih'ilâfa, ve\a i şç Itrin hoşnudsuzlı ğuna mey-| dan vermiş olan, hâdise veya bozuk durumu gazetelere aksetti'inektir. Bu gibi mcs’elcler-den, yalı iz sendika gazetesini değil, ayni zamanda bütün bv-ı yük havac's gazetelerini de haberdar etmek lâzımdır.
İkinci iş, bizzat patrondan, | işç-.ler veya teşkilâtlarına karşı işlenmiş hal sizlik veya say-j gıs'z'ı'jn tamirini sendika adı-ıı ı istemektir.
Bundan sonra şifa verecek bir sonuç e'.de. edilmediği taktirde, üçüncü iş, sendika azası olsun oltu sın, bütün ilgili işçileri sendika binasında birtopkn-t va çığırın ık ve ihtilâfı mucip vak’a\ı onlarla etraflıca müzakere etmektir. Bu tartışmalar sonunda, ekseriyet tarafından, mücadeleye her vısıta ile devam ve onu clbirliğiyle sonuna kadar destrklcın • kararı allı ır. Bu gibi içtimalarda, vermek is-Gyt-nkrdcn, gudıa uğran iş arkadaşlara yardım etmeğe ve mücadele' i kolaylaştırmağa ınahs.'S bir miktar teberru toplanabilir.
Dördüncü iş, vaz ij etten ayni şehirde mecut ser.dikalaıı ve sendikalar bitliğini, ve memleketin muhtelif iller ndeki ayrı sanayi şubesine mensup sendikalar! telgraf veya mektupla haberdar etmek, tasanütlerini ilân etmeğe, ve işçileri savaşa atılmış bulunan işletme sahiplerine vc mahallî resmî makamlara protesto telgrafları çekmelerin istemektedir. Bu kardeşlik ve b’rlik tezahürleri savaşa atılmış olanların maneviyatını sağlamlaş'ırmakta ve bilâkis patronların mukavelelerini zayıflatmakla çok önemli bir rol oynarlar.
Beşinci iş olarak ta, fabrika içinde veya önü' de nümayişler tertip etmek, çevresindeki işletmelerde çalışan işçileri bunla a iştirak ett rmek, bazaıı da kapak yerlerde her sı ıf halkın iştirakime, büyük toplantılar ya-plarak, işçilerin hal lı di.vaslı.1 genel oya tes rii nutuklarla'la
Ankara Madeni İşler ve Makine İşçileri Sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
(Geçen sayıdan devam)
9 Kongre ayrıca beş kişilik bir kontrol komisyonu seçer, komisyon Sendikanın hesaplarını ve idare işlerini kontrol eder.
Bu
Azalar arasındaki itilâfları halleder, şikâyetleri inceler ve karar verir.
10 — Sendika idare heyeti, feevkalâde haller müstesna ayda bir toplanır, hündemdeki Sendika işlerini görüşür ve kararlar alır.
11 - Idaıe heyetinin karariylek, lüzum görüldüğü yamanlarda umumî heyet toplantıları yapılır. Bu toplantılarda umumî işçi meseleleri ve bu meydanda makine ve maden işçilerini ilgilendiren meseleler üzerinde hazırlanan raporlari dinler ve kararlar alır.
Muvakkat hüküm — Sendika kurucularından en az beş kişi ilk kongreye kadar İdare Heyeti vazifesini görür. Bu muvakkat idare heyeti, ilk kongreye kadar yazılan azalan kongreye çağırır. Bu kongre ana nizamnameyi oldnğu gibi veya değiştirerek çoğunluk karariyle kabul eder ve nizami idare heyetini seçer. Sendikanın kurulduğu tarihten en aşağı altı ay sonra umumî heyet toplanır.
12 — Gelir kaynakları :
Girişte her azadan bjr defaya mehsus olmak üzere bir lira kayıt ücreti, azaların her ay ödemeğe mecbur oidııklan gelirlerinden yiizde bir aidat, bağışlar Sendika yararına yapılacak temsiller, toplantılar v.s. lerin bıraktıkları kârlar. (Sendika azalan işsiz kaldıkları müddetçe aidat ödemezler. Aidat yılda 120 lirayı geç-zcz )
13 M. I. M. 1. S., gerek Ankarada ve gerek bütün Türkiye-deki bağımsız İşçi Sendikaları hareketine müzaheret eder. Ankarada bağımsız bir İşçi Sendikaları Birliği kurelduğu takdirde Sendikamız umumi bir toplantı yaparak bu birliğe girmeğe karar verir. Devamı gelecek sayıda
Ankara İnşaat İşçileri Sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
! — Ankara vilâyeti sınırlan içinde, Ankara inşaat işçileri Sendikası adı altında gayri siyasi bir cemiyet kurulmuştur.
2 — Sendikanın kısaltılmış adı, (A. İ. i. S.) dir.
3 - Maksat ve Gayeleri :
a) Aniatadaki inşaat işçilerini, işverenler (gerek lıak’ki veya hbkmü şahıslar ve gerekse hususi veya resmi müessese ve makamlar) karşısında temsd etmek, onlarla olan her türlü iş münasebetlerinde, işçilerin menfaatlerini korumak, haklarım çiğnetmemek ve hu uğurda mücadele etmek»
b) İşçilerin teknik bılgileıini arttırmak, meslekte gelişmelerini, sanaltc ilerlemelerini sağlamak için kurslar, dersler ve konuşmalar tertip etmek (meslek ve tetkik öğretim işlen).
Sana gelecek sayıda
idake heyeti tarafından idare ediUr. komisyonunun ödevleri senede iki defa Sendi-tetkik etmek müşahadelerini bir rapor şeklinde içtima sunmak Sendika azalan arasında veya
İzmir mensucat sanayii işçileri sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
(Geçen mtyıdo'ı devam > Sendika kurucularından en az u; kışı dk allı ayliK I vaz fesin görür.
7
luş devresinde idare heyeti vaz fesin görür. Bu muvakkat idare heyeti «İti ay sonra Sendikaya kay t edilmiş bulunan üyeleri umumi bir toplantıya çağırır. Rıı toplantıda ana nizamnamenin olduğu gibi veya değiştirilerek çoğunluğun oyu ile kabul edilir ve nizam» idare heyeti seçilir.
ve halk tarafından
kuru
Sonu gelecek Çayı da
anlatmak, hareketin destekle» meşini sulamağa çalışmak gelir.
Mücadelecin herhangi bir safhasında, çalışma bakanlığının mahalli bürosu işe karışmak ve işçilerin hakkını kabul et nüfuzunu kullan-sel
Atatürk ve Emekçi Halk _________Kitleleri__________
tırak arzusunu gösterirs**, dika mümessilleri hemen kendisi ile te masa cap eden her türlü verirler. T nu iyice bellemclîdir ki, bu gi bi müzakereler ne- şekil alırsa alsın, kuru vaathra kapılarak, ınücadeievi tavsatmak kat’iyen caiz değildir. İşçi hareketleri tarihi bu çeşit gerilemelerin daima mağlûbiyetle bittiğini gösterir.
Sendikalıların emekçilerin kültür seviyesini yükseltme ve İçtimaî yardım gibi daha iki g ı.iş faaliyet sahası vardır. Bir günde bu nevî fa diyetler haklındaki görüşlerimizi tabii le ça'ı;acağiz.
geçerler ve i-malûmatı Fakat her emekçi şu-
SENDİKACI
Bat i ara fı birincide tiîrk ıftukcmmel bir komutan sıfatiyle bu tarihten çok da ha evvel Tarablusta, Anafarta-larda iniktin kabiliyet ve has letlerini ölçmüş vı köylü ve işçinin edildiği takdiede zaferleıi başarmağa kadir olduğunu çok iyi biliyordu. Istanbu-Inn gafil, korkak ve kabiliyetsiz münevverlerini kendi haysiyetsizlikleri ile başbaşa bırakarak Anadoluya geçl:, yer yer diiş-nanla savaşa tutuşmuş bulunan halk çelclcrieden muntazam kıtalar ve ordular meydana geldi. Dünyaya Tîirk milletinin asla emperyalizm boyun eğmeyeceğine ve parolanın (ya istiklâl ya ölüm) olduğunu ilân etti.
Vc bu parola Türk milletine lâyik olduğu şerefli yeri diğer milletler arasında kazandırdı. Is tiklâliıı sağlanmasını takip eden yollarını ileri inkilâpçı hamleleri Türk milletinin bütün iç davalarını tasfiye etti.
Türk milleii bütün bu kazançların, milletin temsil ettiği tükenmez kuvvetlere ve onun dehasına ve yurtseverliğine borçlu olduğunu biliyor. Hayata gözlerini yumduğu 10 kasım gününde halk önderinin aziz hatırası önünde saygıyla eğilir.
SENDİKA
(Geçen sayıdan devam)
9 — İdare heyeti haftada bir defa mesul kâtibin başkanlığında toplanır. Mesul kâtipler onun huzurunda yaptıkları işlerin hesabını verirler. Yapılacak işler hakkında idare heyetinin vereceği kararları icabında diğer azaların yardımiyle mesul kâtipler gerçekleştirir.
10 — Sendikayı resmi makamlar, işverenler ve Sendikalar Bir liği önünde temsil etmek, para işlerinde ueznedaHa birlikte imza koymak ve Sendika adına taahütlere girişmek yetkileri mesul kâtibe aittir. Mühim işlerde idare heyeti onunla birlikte temsile işti rak etmek üzere bir veya bir kaç azasına vekâlet verebilir.
11 — Vezne ve hesap kâtibi aza aidatını makbuz vererek toplar, yine makbuz mukabilinde teberruatı vesaire Sendika gelirlerini teslim alır va bunların hesabım tutar. İdare heyeti karariyle veya mesul kâtibin tensibiyle zaruri masraflar yakıldıktan sonra kasa mevcuduna 25 liradan fazlası her akşam mesul kâtip vc veznedarın müşterek hesablarına bir bankaya yatırılır.
12 — Teşkilât ve kültür işleri kâtibi Sendikanın kayıtlarını tutar, mesleki kurslar, müsamereler, spor ve idman, musiki, koro v.s. gibi güzel sanat âlimlerini İlmî konferansları ve ilâh. Teşkilâtlandırır. Faaliyetler genişlediği takdirde teşkilât ve kültür işleri birbirinden ayrı iki büro halinde idare edilebilir.
13 — Azaların umumî hiyeti her 6 ayda bir alelâde toplantı yapar bu toplantılarda günün en mühim işçi meselelerine dair raporlar dinlenir münakaşa edildikten sonra hareket tarzım kararlaştırılır sene sonu toplantısında da idare meclisi azalan seçilir umumî toplantı ayrıca beş kişilik bir komisyonuda seçer. İki toplantı arasındaki devrede de Sendika işleri bu toplantılarda kabul ed:len direktiflerle
14 — Kontrol kanın hesaplarını takip eden umumî
azalarla veya idare heyeti azalan arasında çıkan ihtilâflarda hailem rolü oynamak beşinci madde mudibiııce Sendikadan çıkarılmaları idare heyeti tarafından karaılaştırılan azaların itirazlarını kabul ve müdafaalarım dinlemek ve hasıl edeceği kanaate göre çıkarma katarını bozmak veya katileştirmek veya ayrıca arkadaşlığa uymayan hal vc tavırlardan dolayı mesul tutulan azalara disiplin cezalan tayin etmektir.
15 — Sendikada uygunsuz lıaıeketleri görülen azalara tatbik edilecek cezalar ihbar, tevbîh vc geçici çıkarmadır. Temelli çıkarma yalnız beşinci madde syyılmış hallerde tatbik olunur.
16 — Sendikanın gelir kaynakları :
Sendikanın gelir kaynakları şunlaıdır : Girişte her yeni azadan tahsil edilen ve bir defaya mahsus olmak üzere ustalardan iki buçuk ve çıraklardan bir lira yazılma ücreti azaların her ay ödemeye mecbur oldukları ustalar için 103, çıraklar için 50 kuruş aidatlar, teberrüler ve Sendika faydasına verilecek müsan ere ve temsillerin bıraktığı kârlar ve ilah, dır
17 — Aylık aidat 10 liradan fazla olamaz aidat ödendikçe aza defterine ve diğer defteılcre kayıt olunur.
18 — Sendikaya aidattan fazla para yardımında bulunmak imkânına malik olan azılar bu yardımı teberriiler şeklinde yapabilirler.
19 — Aile durumu vesair meşru sebeplerle sıkıntıya düşenler için geçici olarak aidat ödeme mükellefiyetini idare heyeti kaldırabilir.
20 — Aidattan elde edilen gelirin dörtte biri ayakkabı işçilerinin haklarının korunması vesair fevkalâde ihtiyaçlara sarfedilmek üzere saklanır ve bu ihtiyat akçasına en sıkı durumlarda bile dokunulmaz.
21 — İznıirde bir işçi Sendikaları Birliği ve memleket ölçüsünde bir sendikalar federasyonu kurulur veya bu maksatları güden bir hareket uyanır da Avakkabı İşçileri Sendikası umumi bir içtima akteder vc derhal bu işçi sınıfı birliğine iltihak eder.
22 — Sendika faaliyetinin tatil zorunda kaldığı takdirde t »sar rufundaki mallar İzmir İşçi Sendikaları Birliğine devrûlunur. bir teşekkül mevcut değilse İzmirdc mevcut azası cıı çok Sendikası arasında taksim o lu» ur.
23 - Kurucular^: Jf
Ali Şenbaş kundura ökçecisi,
Kanyaz kunduracı, Haşan
Ali Barlar kunduracı,
Öyle üç İŞÇİ
l-layim ığu kunduracı, Ali Erkek kunduracı.
kı »ir
stanbul Basın ve Yayin Kafa ve Kol İşçileri Sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
(Geçen sayıdan devam)
e) Istaııbıılda mevcut bilumum işçi Sendikaları ile kardeşçe sı-münasebetler tesis tesis ederek işçi sınıfının tophı ve müşterek halde hareket ededilmesi için Basın ve Yayın vasıtalarından
azami istifadeler teminine yardım etmek'
f) Sendika az darının fikri vc bedeni serpilmelerini sağlamak için ihtisas kursları, spor talimleri fle oyunları, memleket ve dünya meselelerine dair konferanslar, güzel sanat dersleri, korolar ve saire organize etmek
g) Yurdumvzun İzmir, Ankara ve Adana gibi Bâsm ve Yayın işçilerinin toplu bylunduğu şehirlerde de meslekdaşların birer ma halli Sndika kurmaları için teşebbüsatta bulunmak vc bir kongre aktederek Türkiye Basın ve Yayın Sendikaları Federasyonunu meydana getirmek.
(Devamı gelerek sayıda)
Comments (0)