Yarın
Bugün 6 ncı sahifede
L._____________________'
AKŞAM [Küçük ilânla
r
Sene 31 — No. 10990 — Fiatlı her yerde 10 kuruştur.
6ALI 17 Mayıs 1949
Sahibi. Necmecldın Sadak — Yazı İğlerini fiilen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaası
Komünistler Şanghay’ın dış mahallelerine girdiler
İsveç askerî tedbir a’ıyor
Pendik vapuru kurtarıldı
Vapurun hasarı bulunmadığı anlaşıldı
Kısa bir zamanda 700 bin kişiyi silâh altına alabilecek
Avrupada
kalkınma
Pendik vapuru karaya oturmuş vaziyette
Şehirde sokak çarpışmaları başladı
Londra 17 ıRl — Komünist kuvvetleri Şanghay'ın kenar mahallelerine gelmişler, burada sokak* çarpışmaları başlamıştır. Hava meydanları tamamen komünistlerin eline geçmiştir. Bu yüzden hava yolları, seferleri tatil edilmiştir. Tren seferleri de durmuştur. Limandaki vapurlar uzakaiaştti aktadır
Diin akşam son olarak Şanghay’dan Hong Kong'a 300 Ingiliz gelmiştir. Bunlar şehirden ayrılırken vaziyetin sakin olduğunu. şehirden top sesleri duyulduğunu söylemişlerdir
Komünistler Orta Çin’de başlıca sanayi merkezi olan Han-kov'a girmişlerdir. Hankov Yaııgçe nehri üzerinde mühim bir limandır Komünist kuvvetleri ileri hareketine devam ediyorlar.
Manila 17 (APı — Associated Press foto muhabiri Charle» Üorry'nln bildirdiğine göre, dün sabahın erken saatinde bir komünist kolu Şanghay'ın milletlerarası Lu;ıgh«a hava alanının iki kilometre yakınlarına kadar sokulmuştur.
Kantonda telâş
Londra 17 (R) — Çin
komünist kuvvetlerinin hızlı ileri hareketi Güney Çin-de milliyetçi hükümetin taşındığı Kanton şehrinde telâş uyandırmıştır. Zenginler ve birçok kimseler şehri ter-ketmeğe başlamışlardır.
Bir İngiliz gazetesinin mütalâası
Londra. 16 (AJL) — Muhafazakâr Daily Tetegraph gazetesi, Çin meselesine temas eden makalesinde şunları yazmaktadır: «AmerLka. kendi topraklarından çok uzakta bulunan Türkiye ve Yunanlstanı nasıl önemli vo kendi güvenliği için elzem stratejik noktalar telâkki ediyorsa, Hindistan. Birmanya. Malezya Hone Kong da Ingiltere için havati bir önemi olan stratejik j noktalardır. Bundan dolayıdıı kİ. İneiltere şimdi Çin komünistleriyle münasebetlerinin ne olabileceği meselesiyle karşı karsıyadır. Bu münasebetlerin Iııgntereye Uzak Doğuda barışı muhafaza etmek İmkânım vermesi lâzımdır.*
Gazete, yazısına söyle devam ediyor: «Çin komünistlerinin gayesi Komin formun taktiklerini kullanmak ve İngiltere ve Amerlkaya karşı aynı düşmanca siyaseti takib etmek fikrinde iseler bu İki memleketin. Orta Doğu ve Avrupada başlamış oldukları gibi. Uzak Doğuda da komünist baskısını durduracak ' bir şekilde hareket etmeleri ztmdır.»
Almanya meselesi
Created by free version of 2PDF
lâ-
Kıbrıs «eçimi
Lefkoşe 16 (A.A.I — Kıbrısttl ölr çok şehirlerinde dün cereyan eden seçimler sage: partilerin galibiyetiyle netlcel-'nmlş-tir Sağcılar bilhassa şimdiye kadar komünistlerin en kuvvetli oldukları üç şehirde çoğunlu-gu temine muvaffak ol ıınşiardı!'.
r——:—•-»
J eni tefrikamız
KIZLARA SUİKAST
Aşkı ile macnrayı mczcetmlş zabıta romanlarının belki de en güzelidir.
Yazan: Agatha Chrislie Tercüme etlen: Vâ - Nü
Komünistlerin kenar malıallclerine girdikleri Şaııçbujr şehrinden bir görünüş
Patoloji kongresi heyeti Yalovada
Dün gece bîr ziyafet verildi, delegeler bıı sabah Bursaya hareket ettiler
Cumhurbaşkanı İnönü Ankara'ya giden Patoloji kongresi üyelerinden bir grupu kabul etmiştir. Resimde İnönü heyet üyeleriyle konuşurken görülüyor
Patoloji Kongresi dün Yılda sarayında çalışmalarına devam etmiştir, Kongrede konuşulacak lisan meselesi dün ufak bir aıı-laşamamazlıga sebep olmuş ve mesele az sonra halledilmiştir.
Kongre programına göre resmi lisanlar Türkçe, Fransızca ve İngilizce olarak tesbtt edilmiştir. Fakat bir aralık söz alan Prof. 8chwartz. tezlçrln müzakeresi İçin beş dakikalık müddet tahdidinin çok az olduğunu ve Fransızcasının da kuvvetli olmadığını söyliyerek Almanca konuşmak İçin müsaade Lstemlş ve teklifi reddedilmeyince Alınanca konuşmağa başlamıştır. Bu variyet karşısında salonda bulunan Ingiliz ve KanadalI delegeler derhal salonu terketmlşlerdir
Fransız Dışişleri Bakanının bir nutku
ve Sosyal Yardun Bakanı doktor Kemali Bayezlt dûn akşam Patoloji Kongresi üyeleriyle birlikte Yalovaya gitmişler.
Londra IT (Rl— Fransız Dışişleri Bakanı Schuınan. dün Strasburg'd-i bir nutuk söylemiş ve demiştir kİ:
«Fransa. Almanyadan askerini çekmeğe henüz hazır değildir. Müessir bir teminat leşkll eden askeri tşgahten vazgeçmek ,___ ,______________ .
bahta mevzuu olamaz. İşgalden almak için, plâna dahil vazgeçmezden evvel geçici bir memleketlerin 15 mayısa kadar devreye ihtiyaç vardır Bu dev- haZırıttdıklan projeleri Pariste-re henüz sona ermemştlr* '
Dörtler toplantısına hazırlık
Londra 17 (R> — Dört Dışişleri Bakanları pazartesi günü toplanarak görüşmelere başlı-yacaklardır İngiliz Dışişleri Bakanı cuma günü uçakla Pa-
««lam»»* «»"■■ «" gecikme yüzünden memleketimizin zarar görmemesi için son mühletin 15 mayıs tarihinden 25 mayısa bırakılması temin e-dllmlştlr. Devlet Bakanı Nurul-lah Esat Sümer, bu hususta şu malûmatı vermiştir:
«— Bu programların tetkiki tarihi, teşkilât tarafından bütün devletler için yeniden tesblf edilerek btzm programımızın incelenmesi İşi 27 mayısa alın
Marshall plânı yardımları
Tahsisat almak müddeti 27 mayısa kdar uzatıldı
Ankara 17 (Telefon» — Marshal pilini yardımlarından tahsisat bütün
[ ki O. E. E. C. bürosuna levdl etmek mecburiyetinde oldukları' m. hükümetimizin bu tarihe kadar bu projeleri hazırltyama-d iğini ve Parlse gönderemedi Sini dün bazı gazeteler bildirmişti.
nının da aynı gün hareketi bekleniyor tnglllz, Amerikan,! Fransız Dışişleri Bakanlan ara- ' tanrıda hazırlık görüşmesi pacaklardır.
ya-
Yunanistanda çarpışmalar Londra 17 (R) — Attnadan gelen son habelrere göre, Flori-na civarındaki muharebenin »iddeII azalmıştır. Variyet çetelerin hücumundan evvelki gibidir. Çeteciler bir yüksek le-
İktisadî vaziyette iyilik var
Hoffman. hakkında
NevyOtk 17 (Rl — Alman raporlara göre Avrupada sınai istihsal harbden evvelki nispete varmıştır Marsh ali plânın d na yardım gören memleketler altın ve dolar açıklnnhı Üçte nlr nispetinde kapattılar.
Bunun üzerine Prof Sch-wartz;
«Eğer delege arkadaşlarıma benim Almanca konuşmamdan dolayı salonu terkett İlerse kendilerinden özür dilerim. Mesele faşizm düşmanlığı İse ben faştan yüzünden herhalde bir çok kimselerden fazla zarara uğradığıma eminim. Maamaflh konuşmama Fransızca devam e-decegim., demiştir.
Ingiliz vç KanadalI delegelere vaziyet anlatılmış, delegeler tekrar salona dönmüşler ve hâdise bu şekilde kapanmıştır.
Kongre üyeleri
Yalovada
Şehrimizde bulunan Sağlık
Sağlık Bakanı tarafından delegeler şerefine gece Termal otelde 200 kişilik bir ziyafet verilmiştir. Yemekte evvelâ Bakan söz alarak delegeleri selâmladı. Bundan sonra Fransız ve Ingiliz delegeleri birer nutuk söylediler: Türk milletinin asaletinden, gördükleri İyi kabulden ve Türk İlminin tekâmülünden bahsettiler Delegeler bu sabah Yalovadoı*. Sunaya hareket ettiler.
İnönü’ye teşekkür telgrafı
Ankara 16 (A A.ı — Patoloji kongresi heyeti adıııa Cumhurbaşkanı İsmet nftniiye jsa^-ıdA-teşckkfır taigrafı çekilmiştir:
Ekselans ismet İnönii
Cumhurbaşkanı
| peyi ele geçirmişler, fakat he- mış ve bize de blldlrilmlştlr.ı deflerine varamamışlardır. 1 ır , , . t t ,
Yardımın Türkiyeye aaglıy&c&ğı iktisadi gelişeme kâfi değil Vaşington 18 (AA.» — »United Press- tklLsadl işbirliği 1-daraslnln başkanı teşkilâtın faaliyeti
Kongreye verdiği dördüneü üç aylık raporda Batı Avtupsnin kalkınması yolunda ilk safhanın 1948 sonunda tamamlanmış olduğunu bildirmektedir
Raporda. 1948 yılı sonunda, plâna dahil memleketlerden sekizinin iktisadiyatlarının kalkınması. ayarlanması ve genişlemesi işinin İkinci salhasına girmiş bulunduğu açıklanmak-tadır. Raporda yalnız Türkiye ve Portekizln plân gereğince kendilerine yapılan yardımın sağlıyacağı İktisadi gelişmeden daha İleri bir gelişmeye İhtiyaç lun bulunduğu kaydedilmekle-dtr. Bundan başka Fransa, İtal ya, İzlanda ve oerbeı Trlerle toprakları gibi memleketlerin kalkınmaian da komünist muhalefeti. İşsizlik ve enflâsyon yüzünden gecikmektedir.
İkinci Dün.va Harbinden yaşanmış sahneler
İkinci Dünya harbine ait bu canlı van serisinin birinci ve ikinci kısımlarını neşretmiştik. üçüncü kısmı, bu günden itibaren, dördüncü sahıfenuzde neşretmeğe başlıyoruz. Leningrad'ın muhasarasını ve şehirdeki hayatı anlatan bu kısmın da merak ve alâka İle takip edileceğine eminiz.
kİ
Türkçedeki lâubalilik ı-| kendi aramızda geçiyor ama, Fransızcadaki ayıp düşüyor
Bir okuyucumuz yazıyor:
Taksimde Kristal gazin*»-sunun önünde. Pathologie kongresine tahsis edilen otobüslerden birini gürdüm. Kapısının yanında, boya ile su ibare yazılmış brzler vardı:
Ve. Congres de pathologie comparee
Yani beş kelimede iki hata, zira cinquieme'dcn sonra nokta istemez, ve congri-s accent grave ile yazılır. Belki farkına varılır ela değiştirilir diye düşündüm. Hal-‘ ‘ ‘ ' ....... otobüs
Beşinci mukayeseli patoloji kongresindeki Belçika, Kanada ve Fransız delegeleri, gerek k^n d Herini kabul etmek lûtfunda bulunduğunuzdan dolayı, gerek bul; i bu sahalı iki olobiis Turklyede kendilerine gösteri-1 gördüm ki ayni yazılan ta-leıı İtinalardan büyük bir şeref şıyordu. Bu yetmiyormuş duyarak, cn hararetli minnet-1 gibi, delegelere verilen d«s-tarlık duygulanmam İfadesini yaların kapaklarında da ve derin saygılunnı kabul bu-'congres kelimesi ya İniş inı-yurmanızı rica ederler. ' . . ..
lâ ile, yani accent aigu ile, yazılmıştı. Acaba kongrenin tertip heyeti hiç de mİ Fran-Bouokaert, Paalsset, SLmoanct srecn bilmiyor?
Heyet udıcs
ve
hazırlığı
19 Mayıs Spor ve Gençlik Bayramı münasebetiyle yapılacak jimnastik şenliklerinin umumi provaları dün saat 16 ila İnönü ve Fenerbahçe stadyum'annda yapılmıştır. İntiram İçerisinde yapılan provaları davetli bulunan halk da seyretmiştir. Resmimiz dünkü provalardan İki safhayı gösteriyor.
A K Ş A M
37 Mayıs 194!)
Zonguldak limanının inşası
Giiniiıı Meseleleri
kalmış bir çocuk bahçesi bir kaç günde toparlanır, Cihangir çocukları da asfalt üzerinde otomobil altında kalmak tehlikelerine mâruz kalmadan oynarlar, derim ama bir türlü elim varmaz.
Cihangir’de oturan muhterem okuyucumuz Hamdi Canko'nıın eli sağ olsun, Üşenmemiş, bana bir mektup Cihangir'in
Meclis tahkikatı açılması teklifi hararetli münakaşadan sonra reddedildi
Fransızlar diktatörlük istemiyorlar
yazmış: «On seneden beri oturduğumuz
Lenger sokağı bugüne kadar Belediyenin başarılı hizmetleri arasına girmek nasibini alamadı. Hemen her taraf aşağı yukarı, velevki arnavut kaldırımı olsun, bir ameliyeye tâbi tutulduğu halde bîzler maalesef bundan mahrum kaldık. Yaptığımız miiracaatler bugüne kadar müspet bir netice vermedi. Senelerce evvel çocuk bahçesi yapılacak diye etrafı tanzim edilen muazzam bir arsa hummalı bîr faaliyetle kalıbına bürüneceği sırada bilinmez hangi emirle bu iş yanda bırakıldı, öylesine yanda bırakıldı ki tesviye zamanında çıkan toprak ve moloz yığınları sokaklarda kaldı. İşte arzettiğinı sokak da bunun kurbanı oldu. Kışın çamur, yazın toz, duman. Yalnız çoluk çocuğumuz değil bîzler de köstekleniyoruz. Arzumuz uzun boylu bir dâva değildir, halli mümkün olmıyan bir İş değildir. Üç dört kamyon gelir ve bir amele ekipl kazma küreği ele alırsa bu işi bitirir. İşaret ettiğim yere pek yakın oturduğunuzu tahmin ediyorum. Şöyle bir zahnıeteâip görün, kâfi!»
Hakikaten görüyorum. Çocuk bahçesi yapılacak diye açılan arsadan toprakların asfalt üzerine yürüdüğünü, okuyucumun oturduğu sokaktan doğru dürüst yü-tünemediğini günde İki defa görüyorum. Cihangirin — Allah arttırsın — çocuğu boldur. Hepsi de çocuk bahçesi yarım kaldığı için asfalt üzerinde futbol, kaydırak, sek sek, çelik çomak oynarlar. Yolcular kafalarını, gözlerini sakınmadan geçemezler. Belediyemizin dikkatini bu noktaya çekerim. Dfak bir himmetle bir semte büyük bir çocuk bahçesi kazandırmak fırsatı elindedir. Şevket RADO
Hemen her
Yiyecek maddeleri
Jandarma genel komutanı
Ankara 16 — Burdur Milletvekili Ahmet Çınar'ın, memlekette on milyon lira zarara mal olacağından bahisle Zonguldak Umanı İşi hakkında bir Meclis komisyonu tarafından tahkikat açılması İşine dair olan önergesi Büyük Millet Meclisinin bu günkü toplantımda görüşüldü
Bu mevzu üzerinde' söz alan Kemal Zeytlnofelu. bu gibi İnşaatın Meclisi her zaman meşgul ettiğini, bir çok dedikodular olduğunu- bunun sebebini daha ziyade mühendislerde aramak icabedeceğinl söyledi.
Emin Sazak da söz alarak kendi elemanlarımızı alıştırıp yetiştireceğimiz yerde, bundan 30 sene evvelisine giderek heı işimizi yabancılara yaptırmak hevesinde olduğumuzu anlattı.
Müteakiben Ticaret ve Ekonomi Bakanı Cemil Salt Barlas İzahat verdi. Evvelâ artırma vo eksiltme kanunundan, bundaki bazı aksaklıklardan, görülecek İşlerin ehemmiyet ve müstaceliyetinden bahsederek, Zonguldak limanı İşlerinin Ulaştırma Bayındırlık, Milli Savunma Ba-kanhklarlyle Etlbank ve Sümer-^ bank taraflarından ele alındığını. neticede Etlbank tarafından yapılmasının kararlaştığı-1 nı, 32 firdadan teklif istendiğini ancak sekizinden cevap alınabildiğini, projelerin, müşavir olarak Amerikan Snayder fir-|.
masına da tetkik ettirildiğini nihayet İşin intacı için Etiban-ka salâhiyet verildiğini, mukaveleyi parafe dahi etmiş olmasına rağmen. Meclise böyle bli sözlü soru gelince, bankanın' mukaveleyi imzalamaktan çekindiğini anlattı.
İşi geciktirmenin MarshaU plânının tatblkma ve plândan İstifademize mân! olabileceğine . işaret etmekle beraber, tarihî mesuliyeti, sebeb olanlara racl ] olmak üzere, hakkında tahkikat açılmasına şahsan taraftar ol-duğunu bellrttl.îzahatı arasın- ' da, bu İşin arkasında da bir firmanın, mevcut mukavele fes- . hedildlğl takdirde, İşi üzerine alacağının söylenmekte oldu- ( ğundan da bahsetti. '
Söz alan Ahmet Oğuz, banka- j nuı vazife ve salâhiyeti dışuıda bir şey mevcud olup olmadığını sordu. Ticaret Bakanı şöyls. ' cevap verdi:
(— Biz bu kadar uğraştıktan sonra Mecliste akıllarına geleni söyleyip çekip gidiyorlar.» diyorlar .
Bu sırada Tahlakılıç söze karıştı:
(— Bu kadar enerjik Tloarnt Bakanı, imzadan Istlnkâf edenleri hâlâ Vekâlet emrine neden almamış veya onları İşlerinden çıkarına yoluna gitmemiştir j Hayret ediyorum > dedi. ______,
Tekrar söz alan soru sahibi takriri reye kondu Ahmet Çınar, bu sözlü soru I le reddedildi.
Meclise geldikten sonra Holan-dalı firmanın 2 milyon lira tenzilât yaptığını anlatarak bu İşi deşmenin şimdiden n® kadar faydalar sağladığını aöyllyerek, sözlerine şöyle devam etti:
(— Bu İş buraya^gelinclye kadar Bakan her şeyden bihaberdi. O kadar kİ hâlâ «İhale» den bahsediyor. Halbuki ortada 1-hale yoktur , «pazarlık» vardır. «Ecnebi flrmalarlyle Türk firmaları arasında bir tefrik yapmak niyetinde değiliz;» diyorlar. Yalnız Helanda flrmaslyle müzakere devam ettikçe böyle konuşan bir Bakanın İşten bihaber olduğunu huzurunuzda ara ve İlân ederim. Bu firmanın mukavelesi bozulursa arkadan diğer bir firmanın geleceğinden bahsettiler. Böyle muğlâk konuşmak âdetleridir. En ciddi işleri bile şahsiyata dökerler. E-i?er bu sözlerle bana ufak bir telmihleri varsa aynen reddediyorum ve kendilerini itham e-dlyorum. Böyle konuşmak bir Bakana yakışmaz. Başbakandan rica ederim, böyle bir Bakanı tutmasın!»
Cemil Barlas, cevap vererek muğlak konuşmadığını beyan etti.
Neticede, Ahmet Çınann, bu mevzu hakkında bir Meclis soruşturması açılması hakiandaki ve ekseriyet-
Fraıısada bir kaç ay evvel yapılan belediye meclisleri seçiminde, GJ. de Gaulle'ün başkanlık etflğitfFransu Halk Topluluğu» büyük ekseriyet kazanmıştı. Buna bakarak yapılacak diğer seçimlerin de aynı neticeyi vereceği, «Fransız Halk Topluluğu unun başlı başma ÇOı ğunluğu teinin edeceği tahmin ediliyordu. Bıı tahminler doğru çıkmadı. Bir müddet sonra yapılan vilâyet meclisleri seçiminde de Gani le'cüler beklenildiği kadar muvaffak olamadılar. Buna mukabil belediye seçimlerinde büyük kayıplara uğnyan Sosyalist, Radikal - Cumhuriyetçi Halk Hareketi Birliği, vaziyetini epeyce ıslah etti. Komünistler her iki seçimde mühim kayıplara uğradılar.
Bu iki seçimin siyasi mânası yoktur. Fakat ikisi ele halkın temayülünü ve yeni bir parlâmento seçiminin nasıl netice vereceğini göstermektedir. Anlaşılıyor kİ Fransız halkının çoğunluğu müfrit hareketlere, diktatörlüğe taraftar değildir; tam mânasiyle Demokrasi istiyor. Halk de Gaulle’iin, Komünistlerin diktatörlük temayülünden endişe ediyor, bu sebeple mutedil partilere itimat gösteriyor. De Gaulle bıı vaziyet karşısında kendisine en yakın olan Cumhuriyetçi Halk Hareketi Partisine dönerek bir anlaşma lüzumunu hatırlatmıştır. Cumhuriyetçi Halk Hareketi başkanı Bidault pazar günü Cherburg’da söylediği nutukta buna cevap vermiştir. Bidault hulâsa olarak şunları söylemiştir:
«Gl. de Gaulle’ün partisi ile birlikte hareket etmemize imkân yoktur. Bu Generalin bize karşı hoşa gitmez sözler söylemesinden ileri gelmiyor. Bizim gibi kurtuluş harbinde onunla birlikte çalışan ve bu uğurda hayatlarını tehlikeye koyan insanlar bu gibi sözlere fazla ehemmiyet vermezler. Mühim olan prensip, program meselesidir. Biz hür insan olarak yaşamak, ancak bu suretle birlik tesis etmek istiyoruz. Zorla birlik olamaz.»
Bidault bu sozlerile de Gaulle'ün diktatörlük meylini kasdetmiş. Generalin zorla birlik kurmak istediğini anlatmıştır. Bu sözler İki parti arasında anlaşmanın mümkün olmadığını, gelecek seçimlerde Cumhuriyetçi Halk Hareketi Partisinin Radikaller ve Sosyalistlerle birlikte hareket edeceğini gösteriyor. — E. T.
Birleşmiş Milletler gıda ve tarım teşkilâtının bir delegesi geldi
Teftiş için şehrimize geldi
Askerî şûra
Ankara 16 (A.A..) — Haber aldığımıza göre Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım teşkilâtımı (F. A. O.) mensup gıda mütehassislarından bayan Tson-gas, memleketimizin yiyecek maddeleri İstihsali, gıda ve gı-
Jandarma Genel komutanı korgeneral Nuri Berk öz dün şehrimize gelmiştir. Genel komutan seyahati hakkında şu demeçte bulmnuştur:
*— Teşkilâtlınızı ve müesse-selerimizi görmek üzere Bolu yoluyla buraya geldim. Bilâhare teftişe başlayacağım. O zaman daha fazla kalacağım. Yarın ts-
Kanunun iki maddesi değiştiriliyor
Franco İspanyası
Roket silâhı
dalanma durumlarım incelemek 1 can“ *“"* muacagım. zarın ıs-üzere. Atmadan şehrimize t,r. «anbuldakl poüs yarduncısı Jan-Idarmaları toplu bir halde teftiş | edeceğim. Memleketimizde iç I emniyet ve asayiş, memnuniyeti mucip bir haldedir. Yalnız şe-[hlrlerde bazı zabıta vakalsı zuhur etmektedir. Bunun da se-I bebl içki ve silâh taşımadır. Polis ve jandarmanın tevhidi ka» nun lasar'sı üzerinde çalışılmaktadır. Tasarı, aynı zamanda. hudut karakolları ve kaçakçılığı önleme işleriyle de alâkalıdır. Bu yüzden üzerinde ehemmiyetle dunılmaktadır.
üzere, Atinadan şehrimize gelerek Tarım Bakanlığı ile temalara, başlamıştır . \
Bayan Tsongas doğu illerinde istihsal, gıda ve gıdalanma şartlarını görmek üzere. Toprak Mahsulleri Ofisi. Balıkçılık ve et mütehassısları ile birlikte bugün uçakla Erzuruma gitmiştir
Bayan Tsongas 15 gün kadar devam edecek olan bu seyahatinden sonra Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve İstatistik gene] müdürlüğü ile de temaslarda bulunacak ve (F. A. O.ı millî gıda ve tarım komitesi toplantısına iştirak edecektir
Milli komitenin yapacağı bu toplantıda bayan Tsongasnı memleketimiz hakkında hazır-hyacağı rapor görüşülecektir. Boyan Tsongas şehrimizde bazı okullarda da İncelemeler yapacaktır.
Karı koca öğretmenlerin tekaütlüğü kabul edildi
Ankara 16 — Askeri Şûranın teşkilât ve görevleri hakkındakl 636 sayılı kanunun Lklncl ve ü-çüncü maddelerini değiştiren kanun tasarısı Meclis gündmi-ne âlıamışt'r. Yeni maddelere göre Cumhurbaşkanı Askeri şûranın tabii başkamdir. Cumhurbaşkanı tarafından davet edildiği takdirde Başbakan ve diğer Bakanlar da toplantılara İştirak ederler. Cumhurbaşkanı heyete başkanlık eder.
Yüksek Askerî Şûranın üyeleri. Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkam, bilfiil hava, kara ve deniz kuvvetleri komutanları, donanma komutam-ordu müfettişleri, Milli Şovun ma Yüksek kurulu genel sekreteri ve hazer ve seferde bilfiil bu komutanlıkları başar' İle yapmış muvazzaf zevattan ve bu haklan kazanmış ve bir derecede as komutada bilfiil bulunmuş olan zevat arasından daha altı üye seçilmek üzere 16 zattan İbarettir. Senede en az iki defadan az olmamak üzere toplanır ve kararlar çoğunlukla verilir.
Siyasî münasebet tesisi teklifi kabul edilmedi
Avustralyada mühim tecrübeler yapılıyor
Ürdün kiralının Ankarayı ziyareti
Ankara İB — Ayın 19 unda şehrimize gelmesi beklenen Ür-I dün kıralı Abdullah seyahati-1 nl bir müddet geri bırakmıştır. I
-
Muallimler Birliği tarafından Ankaraya gönderilen temsil heyeti bugün avdet etmiştir. Heyet, Ankarada İlgili makamlarla görüşmüş, emeklilik tasarısında kan koca memurlardan yalnız kocanın tekaütlük hakkı kabul edilse bile öğretmenlerin bundan kati surette İstisna edileceği öğrenilmiştir- Birlik, bu maksatla evvelce hazırlamış ol-___________ ».
duğu beyannameyi B. M. M ' ekspresle İstanbula âzalanna dağıtmıştır. 'etmiştir ,
Merkez Bankası Genel müdürü İsviçreye gidiyor
Ankara 16 — Merkez Bankası genel müdürü Sadi Bekter İsviçredeki bankalar toplantısına iştirak etmek üzere bugün ı hareket
İPEKLER İÇİNDE
A^K ve MACERA ROMANI
Yazan : Craiğ Rice Tercüme eden : 7â-Nû
«i ——Te fri ka No. 96__
Biraz sonra, Jake, İçeri Lou Goldsmlth ve Angela Doll İle birlikte geldiği zaman- Malone, artık beş aşağı, beş yukarı dolaşmaz oldu; tuvaletin önünde durdu.
— Von Flanagan aşağıkl salonda... Onun da buraya gelmesini gerçi rica, edebilirdim. Fakat gptlrtmlyeceğim. Çünkü, bu gece, burada dört duvar arasında konuşulacak olan sözler, bir daha asla başka bir tarafta tekrarlanmıyacak.
Büyük bir gayret sarrederek konuşabildiği anlaşılıyordu. Hazır bulunanlara şöyle bir baktı. Hâlene, sapsarı köşede duruyor. Al Omşga’nın alnından terler sızıyor. Golsmith, işkenceye maruz tutulmuş gibi- yüzü teşennüçler içinde... Jackson çenesini avuçlarına dayamış, mağmum oluyor. Peri Red-
dick'ln ve Angela Doll'ün ala-: bildiğine açılmış gözleri- hâlâ aynı vaziyetlerini muhafaza e-diyor. Jake’ln ses perişanlığı berdevam.
Malone, tekrar söze başladı:
— Bütün bunları burada sîzlere söyliyebiiirim. Çünkü mecliste hazır bulunan şahısların İfademi başka tarafta tekrarlamamakta kendilerince menfaatleri vardır. (Pürosuna gözlerini dikti » Ben de o menfaatleriniz olduğunu her hangi bJr vesile ile belirtecek değilim. Bundan emin olabilirsiniz.
Jakc, artık kendimi tutamadı :
— Malone, yahul Çatlatma bizi... Söyliyeceksen söyle, kaa-tll kimdir?
Malone. sanki namütenahi manzaralara bakıyormuş gibi gözlerin! mevhum ufuklara dal-
Nevyork 17 (Ş.) — Fıanko ispanyası ile siyasi münasebet tesisinde her memleketi serbes bırakmak hakkında dört güney Amerika memleketi tarafından yapılan teklif Birleşmiş Milletler genel kurulunda görüşülmüş ve kabul edilmemiştir, A-leyhle 26, leyhte 15 oy verilmiş, 16 heyet çekimser kalmıştır.
Türkiye. Mısır, Irak. Suriye, Lübnan. Suui Arabistan, Yemen lehte, SovyeUer. Hindistan. İsrail aleyhte oy verenler arasındadır. Müstenkifler arasına A-meriya, İngiltere, Fransa. Bir-mnaya, İran vardır.
Melbourne 17 (Nafenl — İngiliz uzmanlarının Avustralya-dakl tecrübe bölgelerinde roket çalışmaları esrarengiz bir hava İçinde başlamıştır. Bu bölgede Ingiltere tarafından hazırlanmış bütün kara ve hava gizil silâhları tecrübe edilecektir. Bunların arasında en çok alâkayı celbeden şeyin yeni bir tepkili roket olduğu söylenmek tedlr. Bu gizil silâhların tecrübelerinin yapılmakta olduğu sa haya kimse girememektedir, hattâ bu sahanın yakınlarına bile kimse sokulmamakfadır.
Tekelin idaresi
Ankara 16 — Tekel İdaresinin de katma bütçe Ue değil de iktisadi devlet teşebbüsü halinde çalışması hakkında öted enberi iler! sürülen düşünceler son günlerde ciddi bir tetkik mevzuu halinde ele alınmış bulunmaktadır. Tekel İdaresinin iktisadi devlet teşekkülü halinde çalışmasının daha iyi neticeler vereceği gözöniine alınarak bu hususta çalışma ve tetkiklere başlanmıştır.
Akabede
İngiliz kuvvetleri uzun müddet kalmak niyetinde
Ar.kara.da bir yangın
Ankara 16 — Şehrimizde At-pazarında bu gece yarısı bir yangın çıkmış. 22 baraka yanmıştır. Zarar 100 bin Ura tahmin edilmektedir.
C.H.P. Meclis Grupu
Ankara 16 — Halk Partisi Meclis grupu yarın açık bir o-turum yapacak ve suiistimallerle mücadele İçin alınacak tedbirler etrafındaki müzakeresine devam edecektir. Ayrıca Mustafa Reşit Tarakçıoğlunun da Karadeniz sahillerinin iaşe ve kalkındırılması hakkındakl sorusu vardır.
Dr. Kırdarın Atîna-daki sporculara telgrafı
Vali ve belediye ı-els! Dr. Lüt-fl Kırdar, Atlnada bulunan Milli takımınızla dün İstanbul şehri namına aşağıdaki telgrafı göndermiştir:
«Kalblerimlz, başarılarınızın sonsuz sevinci ve yarınınızın da ümit ve heyecanile doludur. Sizi takdirlerle anıyor, tebriklerl-.mlzle selâmlıyoruz.»
Fransız tiyatro heyeti Parise gitti Bir müddetten beri şehrimizde bulunan J. Coctcau'nun idaresindeki Jean Maral? trupu dûn uçakla Parise hareket etmiştir.
Donanma Komutanı
Ankara 16 — 'Donanma Komutanı Oramlral Mehmet Ali Ülgen. Amerlkaya gidecektir. Amerika hükümetinin davetlisi bulunan Oramlrale yüksek rütbeli iki subayımızın refakat e-deceğl ve bu heyetin Amerika-da bir ay tetkiklerde bulunacağı söylenmektedir.
Bu seyahatin, deniz filomuzun takviyesiyle alâkalı olduğu tahmin edilmekle ve seyahate hususi bir ehemmiyet atfedilmektedir.
Londra 16 (Nafen) — Alfabeye gelmiş olan İngiliz birliklerinin yeni plânlar hazırla etk-ları ve bu bölgede uzun miıddst kalabilmek için tedbirler aldıkları bildirilmektedir.
Bu plânın esas kısmını bİT İnşaat projesi teşkil etmektedir.
Diğer taraftan öğrenildiğine göre İsrail askeri kuvvetlerinin bu bölgedeki faaliyetleri yavaşlamıştır. Fakat Ürdüne rirc, İngiliz kuvvetlerinin bu bölgeden ayrılmaları ile Yahudi tehlikesinin artacağı muhakkaktır.
BORSA
Londra Nc\\r York Paris
Ameaterdam
BrükMİ Prajf 1
Stokholm Lizbon
t Sterlin
100 Dolar
ıoo tavtçre F. ı 100 Florin
100 Belçika T.
100 Çekoslovak Kr. 100 İsveç Kr.
100 Eskudea
ESHAM VE TAHVİLAT
Created by free version of 2PDF
dırarak:
— Acele yoookl... Sabır, sabır! — dedi.
Sonra, aheste beste anlatmağa başladı:
“ — Bir erkek var İdi. tşbu erkek. bir kadını levkalâde derin bir aşk 11e sevmekte İdi. O erkek, o kadının üç kimse tarafından ısrarla taklbedilmek-le olduğunu keşfetti. Anlattıklarına göre, bu üç şahıs, fena insanlarmış. Gayetle fena insanlar... Bahsi geçen kadın da, bu kazinodakl bale heyetinde çalışan on iki figüran kızdan biri idi. Hant şu üç musalat-üç kimseden bahsettik a? Onlardan biri de, keza, aynı balenin figüran kızlan arasında İdi.
Bir saniye durdu. Bu müddet İçinde, nazarlar Lou Golds-mlth’e çevrildi. Otomatik âletler kiralının yüzü, beton bir duvar gibi hiç mâna sızdırmıyor.
Malone, devamla:
— O adam, bahsi geçen Üç kimseyi Öldürmüştür, öldürme Aleti olarak da balede çalışan kızların İpek çoraplarını kul-... .;.n[
kullandığı jpek çoraplar, on bir çift İdi. öldürdüğü kadına gelin ce, onu- kendi ipek çorapları İle boğdu. (Hep aynı düşünceli ve dalgın İfade ile konuşuyordu. Bir an nefes aldı. Kaatilln bu tarzı hareketine sebep, o kadının, daha evvelki cürümleri İşlediğine telmih değildir, öyle bir maksat takibetmlyor. Onun asıl muharriki ve saik! garip feci bir adalet fikridir.
İlâve etti:
— Tabiatıyla, bir nevi delidir kendisi.
Belene, birdenbire haykırdı: — Hayır. Maloncl Avukat, azarlar gibi:
— Evet... — diye ısrar etti — Yahut da, eğer muhakeme safhalarında jürl’yi buna İkna edemezsem... (Sigarından kuvvetli bir soluk çekip dumanını savurdu: sonra Lou mllh’c baktı.) Umarım sabah bana yaptığınız hükmü hâlâ caridir?
Lou, boğuk bir sesle
etti:
— Tabii, tabii...
Malone:
— Mükemmeli — dedi; »e JandL öldürdüğü İlk erkek lçhi| susup, kendine alt mail İşleri
Golds-kl, bu teklifin
tasdik
sesslz sessiz tasarlamağa koyuldu.
1 Jake:
— Devam etsen e... — dedi.
Avukat da devam etti:
— Bundan sonrası IçLn, fara-zlyeler yürütmek zorundayım. Eğer aksadığım noktalar varsa, meclistekller beni tashih etsinler rica ederim. Zannederim. o adam, cücenin buradaki viski şişesine temsilden evveli bir ilâç dökmüştür. Buna kaniim; zira, kullanılan İlâç, o-nu içen şalısın uzun müddet ayakta kalabilmesine İmkân veriyor. Ustaca bir doz tertiplenmiştir; öyle kİ. cüce, kabinine dönünceye kadar bayılmamış tır. Sonra- kaatil, buraya dönmüş: figüranların odasından aldığı çoraplarla cüceyi asmıştır.
Jackson. başını kaldırdı:
— Ay, demek siz. bay Oltu'nun burada katledilmiş bulunduğunu idla ediyorsunuz?
Malone- tasdik etti:
— Evet, buradadır. Elimizde delil var. Çünkü buraya lesa- ' düfen giren ve cesedi gören oldu. (Avukat, birdenbire Rıılh'
% 7 FAİZLZİ TAHVİLLER SLvaı - En ur um l Sivas - Erzurum 2-7 1941 ifemlryolu 1 IMI Demiryolu JI
1941 Demiryolu HI
Milli Mil «lafa a Milli Müdafaa II
MİMİ Müdafaa IH
MIH
Müdafaa IV
% l FAİZLİ TArfVİU-EH
ao.7o
20.25
30.90
20 M
21.55
20-75,
Î0.43
20 30
20.90
Kalkınma I Kalkınma îl Kalkınma Tlt 948 Ut Ikınıl I 948 istikrazı II İMİ Demiryolu VI
•4 » fa İzli tahviller
1938 Ercimi 1938 lkmmlyell
Milli Müdafaa III
Demiryolu IV
Demiryolu V
ANADOLU DEMİRYOL" GRUPU
»7.30
97 50
07 50
Sı 20
87 40
97 30
2175 19J»5 »85 9750 (n.M
Tahviller 1-3 Hisse senetleri % BO MÜnirssıl senet
ŞİRKET HİSSELERİ
Merkez Bankası
1, Bankası
T. Ticaret Bankaal Ar «lan çimento
Sendikalar ve Çalışma Bakanlığı
Ankara 16 — Son günlerde birçok sebeplerden dolayı şehrimizdeki! İşçi sendikaları ile Çalışma Bakanlığı arasında İhtilâflar çıktığından bahsedilmektedir. Motorlu taşıt ve garaj işçileri İle Bakanlık arasında çıkan bir ihtilâf adli makamlara İntikal etmiştir.
Muhakemeye 7 haziranda başlanacaktır. şehrimizdeki işçi sendikaları başkanla™ Motorlu Taşıt ve Garaj İşçileri Sendikası merkezine gitmiş, başkan ve ldaıe heyeti âzalariyle görüşmüşlerdir. Mahkemede kendi a-vukatlaruıın da bulunacağını ve bu dâvayı müdafaa edeceklerini bildirmişlerdir. Hâdisenin İç yüzünü umumi efkâra anlatmak için İşçi sendikala™ ııın bir miting tertip edecekleri söylenmektedir.
Prof. Neumark’ın konferansı
Ord. Prof. Neumark tarafından dün akşam Eminönü Halk-evlnde «Türkiyede küçük hizmet erbabının ve esnafın vergi yükü- mevzulu bir konferans verilmiştir.
Profesör bu konfera-ısında muhtelif memleketlerdeki vergi yükünü inceledikten sonra, gelir vergisi İle bir çok adaletsizliklerin kaldırılacağını, küçült esnafın ve küçük hizmet erbabının ağır bir yükten kurtulacağını beyan etmiştir.
5.10
________________ 17-7S
SARRAFLARDA ALTIN
Gulden Türk liran t Sterlin
Külçe
(Aıfcası var) R«;»ı
M.fiÜ
6.15
«40
Teşekkür
Kocanı Necmettin Yat-matı'ın cenazesinde bulunmak, çelenk göndermek, taziyelerini bildirmek suret ile kederime İştirak eden aziz dostlarımıza teşekkür ederim. ,
Karısı: Madclet Yatman
k———m/
17 Mayıs 1949
AKÇAM
Bahlfe S
a
Ktlçıksız baltk gibi bir meslek: Muharrirlik...
AKŞAM.
AKŞAM.?
Hukukta imtihanlar
Dersler 25 mayısta
kesilecek
Sabah Gazeteleri Ne Diyor?
Şikâyet bürosu
Himaye ve mücadele
— Matbuat kanunu basitleşsin. Az müddeti, az muğlâk bir hal! alsın. Yahut, daha iyisi, matbuat kanunundaki bir çok maddeler, diğer kanunlara ilâve edilsin. Gar bin bir çok memleketlerinde, bu mevzu, gayet sade ve herkesçe anlaşılması mümkün bir mevzudur. Bizde de tiyle olsun. Zira şimdiki ağır kanun, Orta Avrupada tota üter ve otoriter rejimlerin bize tesirinden doğmadır. İktisatta liberalliğin taraftarı olan Recep Peker hükümeti. matbuat kanunu daha okkalı maddelerle doldurduğu için fiil ve hareketleri a-rasında üslûpsuzluk göstermiştir. Bugünün hükümeti, devrin ihtiyacını iyi karayarak, bu kanunu hafif, pratik bir şekle soksun.
Böyle düşünüyoruz. Umumiyetle cereyanın da bu istikamette olduğunu biliyoruz.
Mesleğimizde bir tekâmül olacak diye, basitliğe elbet taraftar olmamız gerektir. (Biraz da paradoks lâzım a:) aksine, korkuyoruz. Yahut. — cemi şekli kullanırı-yayım: — şahsan ben kor-Ruyorum!...' Meslek elden gidecek diye!...
Gazetecilik ve mecmuan-lığı, piycscilik ve radyoculuğu, umumiyetle basın ve yayıncılığı meselâ doktorluk, avukatlık, mimarlık nevinden meslek say nııva ular vaı dır. Öyle ki. berberlik, garsonluk, utuculuk, sobacılık ve arabacılık için uzun bit çıraklık devrine ihtiyaç olduğu halde, ne garip, muharrirlik İçin staja lüzum yok sayanlar çoktur.
Al eline kalemi
Yaz başına geleni!
İşte, çoklarınca, muharrirlik budur. Biraz İngilizce çakıyor musun? Tiirkçeyi doğru yazmağa dahi hâcet yok: Mütercimsin! Kıy şaheserlere!... Berbat et piyasayı!.. Ankarada ekâbirden bir tanıdığın var mı? Radyoda piyesini oynat... Dul annenden para mı sızdırdın?... Çıkart mecmuayı... Servet vurarak, gözüne mebusluğu mu kestirdin? Neşret bir gazete...
Derhal muharrirsin!
Şimdiye kadar, muğlâk matbuat kanunu, bu gibilerden bazılarının; evet, meselâ mütercimlerin değil de, mecmua ve gazete çıkaranların hakkından geliyordu.
Çala balta matbuat ormanına giren bu İiagehzuhıır meslekdaşlar, kısa zamanda çanı deviriyorlar; İlk hamlede, matbuat kanununun pusuları içine düşüyorlardı. Mecmuaları, gazeteleri kapatılıyor, toplatılıyor, kendileri hapse giriyorlar, para cezalarına çarpılıyorlardı.
Bizler, eski muharrirler, aynı zamanda bir nevi hu kuk müşaviri halini almıştık. Ne şekilde «he» denecek, ne şekilde «çe» denecek? U-«un yılların tecrübeleriyle. İyiden iyiye öğrenmiştik. Suların sert akıntısını bili yor. kayalık noktalan, şapa oturulacak kıyıları hep biliyorduk, Gerçi bizi — meslek mensubu olarak — himaye edecek hiç bir sendika, hiç bir teşkilât, hiç bir kooperatif, hiç bir kanuıı yoktu; hattâ, bizlerden hafif vergi almak gibi eski teamüller de ortadan kalkmıştı; biitiin ecnebi müelliflerin Türkiyeye — hakkı telifsiz, bedava ithal edilen — şaheserleriyle rekabet halindeydik; fakat işte mesleğimizdeki türlü türlü «netanıelerl bilmemiz.ı sayesinde ayakta durabiliyorduk. Muharrirlik, ancak, matbuat kanu-' nunuıı zorlukları sayesinde,! İçine girilmesi güç bir tabi-, rent olabiliyordu .Demek, o da basitleştirilecek... Muhar-1 rlrlik büsbütün herkese açılmış oluyor! ..
Hödürii meydan!
Buyurun, ilk okuldan dip-, lomava bile hacet yok. . Bu sçrMs alanda, hep birlikte, pehlivanız... Manyanın hiç. bir yerinde, bu derece müş-|
Hukuk Fakültesi Dekanlığı, dün fakültenin ders kesimi gü-' nüyle İmtihanların, başlama tarihini ve harçların yaiırılması hakkında öğrencilere tebligat yapmıştır.
Bu tebligata göre Fakülte a-yın 25 inci çarşamba günü akşamı tatil edilecek ve İmtihanlara 1 haziranda başlanacaktır.
İmtihanlara girmek İçin verilecek imtihan harçlarının bugünden itibaren muhasebe tarafından kabulüne başlanacak ve bu iş ayın 25 İnde sopa erecektir.
Süt veren inekler hasta mı?
Şehre süt veren mandıralardaki İneklerden bazılarının hasta olduğu İddia edilmektedir. Belediye ve Sağlık Müdürlüğü bu İhbar üzerine tetkiklere başlamışlardır.
Şehrimizdeki mandıralarda bulunan hayvanların sağlık durumları daimi surette kontrol altında bulunmadığından siit veren hayvanlarda ancak hastalık çıktıktan sonra İşe müdahale edilebilmektedir. İstan-bıildaki süt işi böyle nizamsız ve kontrolsuz şekilde devam ettikçe hasta hayvanların sütlerinin de kolayca satılabilmesi imkânı mevcuttur.
Kok kömürü tevziati
Yeni tevzi emri ay sonuna kadar verilecek
15 nisanda sona eren 1948-1049 yılı teshin kömürü dağıtımından sonra yeni tevziatın hazırlıkları sona ermek üzeredir. Hâlen İstanbul Kömür Satış ve Tevzi Müesseseslnln şehirdeki bütün depolarında her cins kömür stok edilmiş olup An karadan verilecek talimat beklenmektedir. Yen! tevziat emri gelir gelmez halka kömür verilmeğe başlanacaktır. Tevziat emrinin azami bu ay sonuna kadar geleceği bildirilmektedir.
Rumelihisarı vapurunun tecrübeleri yapıldı Denizyolları İdaresine Hol-landadan dün yeni malûmat gelmiştir. İdarenin ısmarladığı fiti şehir hattı gemisinden geri kalan ikisi hakkında verilen bu malûmata göre bunlardan «-Rumelihisarı» nın son tecrübelerinde 14 mil sürat elde e-dllmiştlr. Oeml yedekte yola çıkarılarak temmuz İçinde buraya getirilecektir. «Anadoluhl-san» gemisinin de İlk tecrübeleri 2-3 hafta sonra yapılacak, o da ağustos ayı ortalarına doğru limanımıza gelecektir.
Sis yüzünden karaya oturan 2 motor kurtarıldı
Evvelki gece kesif sis tabakası yüzünden Karadenlzde hafif atlatılan İki kaza olmuştur. Ka-radenizin Rumeli sahilinde Ka-raburunun İlerisinde Darboğaz cankurtaranın İstasyonu civarında cDüldüi» ve ^Oülşen» mo-törlerl pusulayı şaşırarak karaya oturmuşlardır, Könıiir yüklü olan bu iki motor tahlisiye ekipleri tarafından yüzdürülerek yollarına devam etmişlerdir.
Yeni bîr gazete çıkıyor
İP mayıs 1949 perşembe günü sabahından İtibaren tslanbulda ZAMAN İsminde günlük siyasî bir sabah gazetesinin çıkacağını haber aldık. Türlclycnin her tarafında 5 krş. flatla satılacak olan yeni arkadaşımıza başarılar dileriz.
kül şartlar altında, «aslanın ağzından kısmetini almak» yoktur Türk kaleni sahipleri, rekorcudurlar; matbuat kanununun basit bir şekil alması mukadderse, kendi rekorlarını da kıracaklar... öyle görünüyor.
(Vâ-Nu) |
tstanbulda jandarma
- polis iş birliği
Sadun Galip Savcı, VATAN' daki yazısında İstanbulini muayyen semtlerinden jandarmanın mesul olmasının bir çok ihtilâfla!» sebep olduğunu ve bu yüzden suç takibatının bozan uzadığını belirterek şöyle demektedir:
İstanbul koca bir şehirdir. Bir kısım yerlerinin asayiş ve emniyetinden jandarmanın bir k1-sım yerlerlntnkinden de polisin mesul olması ve yukarıdaki misalde görüldüğü gibi seri bir işbirliği çerçevesi dışında kalmaları aksaklıklar yaratmakta, halli sürate bağlı emniyet meselelerini boşuna geciktiren A-deta «kırtasi» bir durum yaratmaktadır.
Emniyet İşlerimizle alâkalı makamların — teşbihte hata olmaz — bu deve kuşu durumunu ortadan kaldıracak tedbirler ve çareler aramalarını
ehemmiyetle dileriz.
*
İkinci Meclis
Şükrü Bahaıı YENİ SABAHI:) yardığı bir başmakalede Başbakanın son beyanal'nda temas ettiği İkinci meclis meselesi ü-zerinde durarak böyle bir mer-İlsin bir istikrar unsuru teşkil ettiğini beyan etmekte ve şöyle demektedir:
Ayan meclisleri, her tarafta mcbusanın hızlarını kırmağa ve azaltmağa matuf meclislerdir. Terekküp tarzları, tâyin şekilleri. intihap usulleıl, daha temkinli. daha itidalli olmağa sevk ve İcbar eder.
İşte bu İtibarladır kİ büyük kaynaşma, İnkılâp zamanlarında umumiyetle tek meclisler İş başındadır, Fransız ihtilâli de tek meclisle yapılmış ve yürü-tülmüştür
Anutu, ihtilâl havası geçtikten ve sâkin- normal devirler avdet ettikten sonra tek meclîslerin doğurabileceği mahzurlar daha
Lüzumsuz formaliteler Bakanlığa bildirildi
HÖR-şunları
esnafı
ziyade tebarüz etmeğe başlar.
Bir meclisin hudutsuz hâkimiyetine bir nevi sed olatak ve teşri hayatta fren vazifesi görecek bir İkinci meclisin lehinde Bcrdedllecek bir çok deliller bulunabilir ve vârlddir.
*
Kuzuyu kurda emanet
«İğne 1le kuyu kazan-ItİYET’tckl fıkrasında yazmaktadır
Eminönü kaymakamı
toplamış. • bir nutuk vermiş; nutkun sonunda hayatı ucuzlatmak İçin söz birliği etmişler.,.
Arası yirmi dört saat geçil-geçmedi, gazetelerde okuduk: «Otuz seyyar esnaf — hem de Emtnönlindel — adllyete verildi..
Haydi, nutkun tesiri yirmi dört saat sürüyor, sürmüyor diyelim; fakat verilen sözün hükmünü yirmi dört saatten ömürlü görmek İsterdikI
Şikâyet Bürosu faaliyetine devam etmekledir. Haklı görülen müracaatçıların şikâyetleri Üzerinde ehemmiyetle durulduğundan daireler işleri daha süratle neticelendirmeğe çalışıyorlar.
Diğer taraftan Şikâyet Bürosu, şimdiye kadar edindiği tecrübelerden bazı talimatname ve nizamnameler icabı ehemmiyet verilen formaliteler yüzünden işlerin beyhude yere uzadığını tesblt etmiştir. Bu sebeple içlerin daha süratle notlcelendl-rilmesl için bu gibi mevzuatın değiştirilmesi lüzumlu görülmekledir.
Şikâyet Bürosu, bu hususları tesblt etmiş ve vaziyeti bir raporla İçişleri Bakanlığına bildirmiştir. Bakanlığın bu İşe ehemmiyet vereceği tahmin e-dlllyor.
Dış politika
Demokrat Parti bir
tebliğ neşretti
Ankara 19 — Demokrat Parti Genel Kurulu- Dışişleri Bakanının. Celâl Bayar’ın Kayseri nutkuna karşı verdiği cevap hakkında bir tebliğ neşretmlştlr.
Bıı tebliğde: Dışişleri Bakanı Necmeddin Sadakan: «Dış politika hakkında izahat verdiğim zaman sayın Bayar da hazırdı. Niçin orada cevap vermedi. E-ğer Mecliste konuşsa İdi kendilerini tatmin edebilirdim» sözleri üzerinde durulmakta ve şöyle denilmektedir:
«Demokratik icaplara uyarak Hükümet, dış politika halikındaki izahatın mahiyetinden muhalefeti daha Önceden haberdar etmiş obaydı, partimizin salâhiyetti heyetleri, meseleyi vaktinde müzakere eder ve Mecliste görüşlerimizi, parti olarak İzah edebilmek mümkün olurdu. Yoksa- dış politika gibi mühim ve nâzik bir mevzuda okunan vesikaların, verilen İzahların sadece dinlemekle tırttcall ve tulûat kabilinden de cevaplandırılmasını Demokrat Partiden beklemek taınamiyle beyhude-dtr.»
Tebliğde Demokrat Partinin dış politikanın hedef ve prensiplerinde beraber olduğu, yalnız tatbikata İtiraz ettiği de belirtilmekte idi.
Tekaüt kanunu
Ankara 16 — Kocaeli Milletvekili Fuat Balkan'ın, askeri ve mülki tekaüt kanununun 25 inci maddesinin yorumlanmasını İsteyen önergesi İle bu önergeyi görüşmüş bulunan Milli Savunma, Mallve ve bütçe komisyonla rın raporları Büyük Millet Meclisinde bugün uzun müzakerelere yol açtı,
Kürsüye gelen Sinan Tekell-oğlu, bu işin bir tefsir meselesi değil, tamamen kendisinin kas-dedlldiğl bir mesele olduğunu soyllyerek meseleyi İzah etti ve KJllkya cephesi kumandanı iken gördüğü hizmetleri, yararlıkları, İstiklâl harbinde ordu veya kol ordudan büyük bir cepheye bilfiil kumanda ederek tekaüt edilenlerin tahsLsatına kanunla yapılan zamdan faydalandığını izahtan sonra Fuat- Balkan'ın kendisiyle uğarşmakta haksiz ol duğunu söyledi ve Fuat Balkanın İstiklâl harbinde bir cephe tutamadığı İçin bu kanundan faydalanamıyacağmı be yan etti ve o zamanki hâtıralarından bahsettiği sırada şunıı ! nakletti:
(— Kayserlde bir İngiliz binbaşısını tevkif ettim. Hakikatte İngiliz değildi. Bu. üniformayı giyerek memleketimizde İhtilâl
ç'karmaga gelmiş olan bir Hır-vattı. Tuttum, kollarını bağladım. Şevkettlrirken yolda kaçlı: Rusyaya gitti, tşte şimdiki Mareşal Tito, bu adamdır.»
Sinan Tekelloğlu bir aralık sözü yine tefsiri İstenen madde: meselesine getirerek, Milli Savunma ka misyonunun maddeyi tefsire muhtaç görmediğini. Maliye komisyonunun işi kendi; teknik bilgisi haricinde gördüğünü, buna mukabil Bütçe komisyonunun. hakkında tamamen aleyhte bir rapor hazırlamış olduğunu söyledi.
Lehte ve aleyhte İdare edilen sözlerden sonra HulûsL Oral ve Kasım Ener Sinan Tekelloğlu-na Fuat Balkanlı tarafından yap'lan hücumların yersiz ve yakışıksız olduğunu söyledi. Vakit geciktiğinden bu meselenin İntacı başka oturuma bırakıldı.
Turfanda sebze ve meyvalar çok pahalı
Piyasaya turtanda domates, biber, çilek ve salatalık gelmLj-tlr. Domatesler toptan 1q liraya kadar satılmıştır. Perakende 11 12 liraya satılması icap etmektedir. Biber de bu derecede pahalıdır. Salatalıkların tanesi 200-250 kuruş arasındadır. Çileğin kilosu 250 kuruştur
Geçen yıllarda piyasaya İlk defa gelen turfanda sebze ve meyvalar bu derece pahalı ftildL
Tarla yüzünden
de-
Bir köylü, ağ^beysini sopa ile öldürdü
10 1ar grupu sergisi cSanaL Dostlan Cemiyeti» tarafından Beyoğlunda Ses tiyatrosu geçidinde Splandit lokantası üstündeki daimî resim galerisinde «10 1ar grupu» nun, eserlerinden mürekkep bir sergi açılmıştır. Sergi 31 mayıs tarihine kadar her gün saat 16-19 arası gezilebilecektir.
«Yazlar kurak geçiyor, kışlar uzun mirüyor. istihsal i az oluyor, nakliyatta zorluk I çekiliyor, müstahsilin ırnrn-] faalini de korumak mecburiyeti vardır».
İşte hayat pahalılığı bahsinde evliyayı umurun mütemadiyen önümüze sürdükleri sebep ve meşru mazeretler.
»— Ne yapalım? diyorlar. Tabiat kuvvetleriyle mücadele edemeyiz. Nakliye işlerini düzene koymak uzun bir zaman meselesidir. Gıda maddelerini yetiştiren müstahsilin emeğini mükâfatlandırmak, onu refaha kavuşturmak da vazifemizdir.»
Aklın, mantığın hiç bir zaman kabııl edomiyeceği su sebep ve mazeretleri biz bir an için kabul edelim. Fakat açıktan açığa zorlamak suretiyle meydana getirilen suni pahalılığa ne diyeceğiz?
En yakın bir misali ele a-lalım: Ayakkabı imalinde kullanılan ve dışarıdan getirtilen «KrepsoLtin ucuza mal olması sayesinde kundura fiatlerl süratle inmeğe başlamıştı. Krepsol ile yapılan kunduralar işportaya düştü, sokaklarda çifti yedi sekiz liraya kadar satılıyordu.
Harb yıllarında ihtikârın aşırı kazançlarına alışan ve bu kârlarından ufak bir fedakârlığa dahi razı olamı-yan menfaat düşkünü üç beş muhteris ağız ağıza verip feryadı bastılar:
«■— Krepsol yüzünden memleket zarar görüyor. U-cuza mal olan bu madde; yerli kösele sanayiimizi mah yediyor. Memleketi bu ağır zarardan kurtarmak için krepsolün gümrük resmîni arttırmak lâzımdır.»
Milyonlarca halkın geçim ıstırabı iniltilerini sonsuı vait ve muvaffak!yetsiz tedbir gayretlerile dindirmeğe çalışan vetkili makamlar, ti-te yanda üç beş kişinin yaygaralarına kulak kabarttılar. bunu hakikaten memleket meselesi telâkki ettiler ve krepsolün gümrük resmine kiloda vüz kuruşa vakın zam yaptılar.
Daha o zaman yine bu mevzua temas ederek zam kararının fena netice vereceğini, yeni bir pahalılık meydana getireceğini belirtmiştik. Nihayet bu da oldu. Gümrük zammı yapılır yapılmaz krepsol stokları karaborsaya intikal etti ve kundura fiatlerl veniden yükseldi. Bugün dört. Iıeş yaşında bir çocuk kundurası. yâni patik on liraya satılıyor.
İki taraf (la meninim. Menfaat düşkünleri; «Sözümüzü dinlettik, aşırı kazancımızı sarsıntıdan kurtardık.. diye seviniyorlar. İlgili makamlar da; «Yerli sana-yiimize karşı himaye vazifemizi vaptık. bu mühim memleket meselesini hallettik . vehmi ile avunuyorlar!
Yerli sanayi ve müstahsil menfaati kisvelerine bürünen ihtikârı halk aleyhine himayede ısrar ederken, beri yanda hayat nahalılığile mücadele lâkırdısını ağıtı almak bile abestir. Ç'ok gülünç bir tahtııravalli oyumu oynuyoruz. Kalasın bir ucunu muhtekirin kocaman gövdesi çöktürmüş, biz çılıi parmaklarımızla öbür başı çekip indirmek için çırpınıyoruz.
Hem ihtikârı himaye, hem pahalılıkla mücadele ~ lartn ikisi bir arada mez.
Kayseri — Himmetdede bu-"ağının Elmalı köyünde feci bir Cinayet İşlenmiş, Hacı Bekir Yerllkaya adında biri ağabeylsl Mustafa Yerllkayayı sopa ile başına vurmak suretiyle öldürmüştür. Vaka şöyle cer'yan etmiştir:
24 yaşında Hacı Bekir Yerll-Icaya ile ağabeylsl arasında, babalarından kalma bir tarlanın »aksimi hususunda ihtilâf vardır. Vaka günü Mustafa Yerli-kayanın oğlu tarlayı sürmek il-zere gitmişse de amcası Bekir buna mâni olmuştur. Çocuğun babasına vâki şikâyeti üzerine Mustafa kalkıp kardeşi Bekirin evine gitmiş ve bunun sebebini sormuştur. Bu yüzden İki kardeş arasında başlıyan ağız kavgası yavaş yavaş büyümüş ve nihayet Hacı Bekir ağabeylshıin elindeki sopayı kaparak onun başına vurmak suretiyle ölümüne sebebiyet vermiştir.
Hâdiseyi müteakip yakalanan sanık adllyeye teslim edilmiş --»e •orgusu yapıldıktan sonra tevkif olunmuştur.
Ankarada bıyasat Bilgiler Okulunda ders senesinin sonu ıııüııascbrtiyie öğrencıte nevi geçit resmini yapmışlardır. kukanda ellerinde karikatürler bulunan ve bir ineği jcdeğe alan talebeden bir gurup görünüyor.
1,30 m S «varı. 7.31 MUılk: Açılış M.l. 7.0 Haberler. R T(lı külçr (P|
15 Havai mUıiklert (Pi l. 8.30 ope-SC parçaları «Fİ.», fl Kapaııı». 12.28 Açılıj ve program, 1Î.S0 M. S. «yarı ve Şarkılar, lOrklıler. 12.-13 Şarkılar. 13 Haberler. 1X13 2 Piyano İle melodiler Pl >. ıs,30 Ög(e Gazetesi. 13.13 Filim yıidutarı »ıiyiüyar (Pl >, U Knpani|. |
Asliye dördüncü ceza hâkimliği
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı Basın bürosu savcısı Hlcftbî Dinçin Savcılık Başmuavlnllfti-ne tâyini dolayıstyie şimdiye kader başınuavlnllk vazifesini görmekte olan yargıç Nail Özkan, Asliye dördüncü ceza hâkimliğine tâyin edilmiştir. Dördüncü ceza hâkimi Celâl Tok-soy da münhal bulunan Yargıtay üyeliğine terfi etmiştir Kıymetli adliyecimize yeni vazifelerinde de başarılar dlle-
Selçuk Kız Sanat Enstitüsünde öğrenciler diktikleri telleri giyerek bir defile yapmışlardır. Yitkarıki kılişrmlz, defileye İştirak edenleri gösteriyor.
Athenagoras’m bir teberrüü
Rum Patriği Athenogoras hava şehitleri İhtifali münasebetiyle Fatihteki törene çelenk ve iki kişilik bir mümessil heyeti göndermekle beraber bu maksat için Havil Kurumun® şahsen bin lira teborrfıde bulıınmıış-
17.58 Açılı» vc profil »yâri vc Radyo Mİ on orkestran. 18,30 Şarkılar. 18.15 Sar. eserleri, 19 M S. ayarı ve Haberler. 10.16 Geçeniyle Bugün. 1#J0 Yurttan «esler, lü.jo KArıjık sarktUr. ao.15 Radyo Ga-xeie»l. 30,3») Sert*» naat, 30.35 ip-' cesur. (Hiluoytıll Faali). 21.15 Posta kutusu. 21.M Müzik: IPI ). 41.(5 Ku-' nu»mo: (Yeni Bilgileri. 23 Dana mil-j
23.15 M. S
.Bıın* yürü-
Cemal
Refik
lirayla
200.000
lira kazanmak!
19. Mayıs Piyangosu Size
bu imkânı veriyor
17 Mayıs 1919
Sahife 4
Açlıktan ölenler
(Arkası “ net sahîfede)
■ÖMER Sinemasında
BMMnfft71 »1A * 3
suyun | konuşmak kuvvetini bulan, hâle!» kim oldu, hoş jrlne de sesini
.Tefrika No. 86
Leningrad muhasarada
Evler odun,kömür yerine güneşin hararetile ısıtılacak!
hm 2a-bovnıın
Leningrad’ın muhasara sı, şehrin güç durumu
Yerlerinizi evvelden Aldırınız.
Çeviren: Arif DEREBEYO^LÜ
(Etzi ine 1 zoi> plyesile temsillerine başlıyor. Tel: 493G9
Yazan: Alphcnse Daudel * Türkçesl: Mebrore ALEVOK
yükseltenteden, yavaşça: «Eaş üstüne, generalim, dedi, söylerim, ortalık kararırken doktorlar burada olur: fakat fikirlerini değiştirmedikleri takdirde, otopsinin lüzumsuz olduğunu söyllyeceklerdir. Zira prensin, bir nezll dlmagi'den İni şekilde vefat etliğini tahmin ediyorlar, nitekim bendeniz de bu fikirdeyim.
Dük d'Aicantara balmumu gibi sapsan yüzünde en küçük bir kınşık oynamadan:
— Ben bunun tamamen aksini düşünüyorum, cevabuu verdi... Fakat her şeyden evvel size bir şey sormak istiyorum... Bu meşum hâdisede, ilk tahkikatı yapmak, nasıl oldu da, size diiş-. tü?
Deicrous hafifçe bozardı: «Pek mâkul sebepler tahtında mösyö le dük; arzedeyim: sorgu hâkimimiz sıhhi mazeretlerle izin almış bulunuyor, genel savcı İse yeni evlendi, bal ayına çıktı—
— Ya siz. sizde de böyle bir bal ay: hazırlığı yok mu?
âlARİE BELL - PİERRE RİCHARD WLLM ve
CHARLES VANEL gibi üç büyük Fransız artisti
SEFAHATİN SONU
Büyük Fransız şaheserini yarattılar.
Aşk ve ümitsizlik filmi... Talih İle oynıyan âşıkların acıklı hikâyesi... Meş'um bir kadının bir erkeğe sebep olabileceği fenalık-.
Yiyecek azlığı — Şehrin bombardımanı hava akınlar, — Açlıktan ölenler — muhasara çemberi kırılıyor
haya-hepsi için de hâlâ öylesine canlı idi ki, kına ağaçlarının etrafında uçuşan arı vızıltıları içinde, sanki kahkahasını, çimenlikte ♦Play ...» diye bağrışlarını duyar gibi oluyorlardı.
Uzun bir suskunluktan sonra.
^■■^■1 Henüz görmemiş olanlara s(n fırsat:
RAM G O P A L BALE TRUPU
Binlerce talep karşısında tie^işfk programla
19 - 20 - 2J ve 22 Mayısta 4 Suvare ile 21 ve 22- Mayıs Cumartesi- Pazar günleri 2 Halk matinesi verilmesi kararlaştırılmıştır.
Biletleri SARAY'da saat 10 dan itibaren satılıyor.
Bu suretle 3 milyonluk ljt~ ningrad tam mânasiyle muhasara altına a immiş oldu. Yiyecek. yakacak elektrik, hava gazı, su gibi ihtiyaçlar tamamen tükenmişti; ve taş başlarken Ladoga gölü donunca şehrin yegâne yiyeceği olan balık tedarikinde artık ümit kalmadı.
anlamadım gitti, hem s damlası olmıyan bir yerde1
Deicrous'yu bîr İşaretle yanına çağırdı, bastonunu kaldırıp yeşilliklerin örttüğü kırmızı tuğladan yapılmış küçük binayı göstererek:
«Biliyorsunuz, sahiden orada! Otopsinin bu akşam yapılması lâzım. Bir an evvel tabuta konmasını istiyorum; anası onu bu halde görürse muhakkak akimı oynatır...
Ah! Delcrous... O ne haldir... Askerlik hayalımda kesip doğramanın türlüsünü gördüm... Ölümlerin en müthişini gördüm... Ama daha bir hafta evvel gülüp oynadığı şu yere, evlâdımın, o altın saçlı güzel çocuğun gelire getire nesini getirdikleri man...»
Charley'In nurlar saçan yall önünde, birden sözünü rım bıraktı...zBu hayal
Tenha rıhtımda, Grosbourg'-un küçük kapılarından birinin önünde arabadan inildi ve üç beş adım sonra da nehir kenarındaki taraça gözüktü. Düşes; başında şapka, sokağa çıkmağa hazırlanmış bir vaziyette tenis kordunun kına ağaçlarına dayalı bankoda oturan general ile Jan hocanın karşısına dikilmiş. iki erkeğe öfkeli öfkeli bir şeyler söylüyordu. Deicrous'yu uzaktan görür görmez, generalin uzun suratı doğruldu ve hocanın gözleri, gözlük camlarının ardından deli dolu İşaretlere girişirken dertli baba hemen bağıra bağıra şu tözleri söyliye-rek hâkime vaziyeti ihsas etti: «Gelin dostum gelin, yetişin... Yardım edin bize... Zavallı düşesimiz kendisinden bir şey gizlediğimizi sanıyor. Siz bir şey
söyleyin de bari yüreği rahat etsin.»
Delcrous, münasip kaçan bir tonla:
— Demek hâlâ bir haber yok. generalim? diye cevap verdi.
' — Hâlâ yok; bunun İçin de
sizi çağırttım ya, çünkü doğrusu artık merak etmeğe başlıyorum.
Hâkim efendi ne yapacağını şaşırmış bir halde favorilerini sıvazlıyarak:
— Ya... demek böyle... dedi.
Şemsiyesinin ucu İle deli deli yerdeki çakılları karıştırıp duran düşes, kuşkulu bakışlarla üç erkeği, ayn ayrı süzdü.
Her vakitkl solgun yüzü, kara sarılığa uğramış gibi bir renk bağlamış, zavallı ana İki gün İçinde koca karıya dönmüştü
Karşısındaki şu üç adamın a-
Lenln*'kekler arasında zayiat kadın-flun" lardau daha fazla olmuştur.
? uc- ■ fakat, geriye kafan kadınları areleet iskeletten ayırdetmek Imkâr.-r i sız bir hal almıştı. Zaten lik-
| bahar geldiği zaman, evvelce doğru açlığa tahammül gösteren kain. bü ' dmların ekserisi daha fazlu unınfit dayanamıyarak öldü.
giz birliği edip bir yalan çevirmekle olduklarını; kondurmağa yarmağa dili varmadığı bir «şeyi* anaya söylememeğe karar verdiklerini iyice hissetti ve içlerinden en mahcubu seçerek, hocafendiye döndü:
«Fantöme'un anahtarını istiyorum; İçiliyor musunuz mösyö Jean, anahtarı verin diyorum » Biçare:
— Baş ûstüııe madam la düşes... diye kekelemeğe başladı. Ama nerden bulayım da vereyim... Prens kendisi, kilitledi-Tenis toplan galiba hep oraya yuvarlanıp kayboluyormuş da... Zahir anahtarı cebinde götürdü.
— Arayın efendim, bir daha arayın; yarma kadar ben bu anahtarı İstiyorum.
Bunun üstüne, düşes uzaklaşıp giderken, general karısına duyurabilmek İçin epey yüksek kaçan bir sesle:
(Ah yarabbi! Kadınların ne de geniş hayalleri vardır... Düşeş gece rüyasında ne görmüş biliyor musunuz? Şu Fantöme diye İsim taktığımız müzik köşkünde, oğlunu sular içinde boğulmuş görmüş... Ne münasebet
- L»I Daha evvelki kısımla' 7-1» mart- ve 3 - 13 nisan tarihlerinde çıkmıştır.
(Arkas var)
sim.. Adlî tahkikatı meslekî! nş-h»rm»dan birine havale etrne-nlzf zariıri görüyorum; zira oğlum bir cinayete kurban gitti; eâni de. müstakbel hmcımız akrabamı Richard Fen Lga tidir, başkası değil.
Dtlerous, hemen henv-n tabiî bir infial hamlesi He yerinden fırlamıştı:
— Neler söylüyorsunuz, mösyö fe dük?
— Üstelik ispat edebileceğim bir şeyi söylüyorum- Jean hoca. lütfen şunları mösyöye verin de okusunlar—
HoeafendLnin titrek, telaşlı parmaklan dizlerinin üstünde duran maroken çantadan, btr takım kâğıtlar çıkarıp DeJe-roualıun gözüne soktu: Karşısında dövüşecek adam buUnıa-mak hırsı içinde deliye- donen Richard'ın. her telden, her makamdan, her perdeden tekrarlayıp durduğu: «Dövüşmek istemiyor. öyle mi! Pekâlâ ben de onu öldürürüm, öldürürüm » hezeyanları ile donattığı zavallı mektuplardı bunlar..
(Arkası vau
tnglterenin en güze! yıldızı: PATRİCİA ROC Londranın Charles Boyerin : MAXWELL REEDIn yarattığı büyük film .zS'K
Perşembe akşamı L&LE’de Zqi|' «TÜRKÇE* KalİL
EŞLİKÇİNİN SEVGİLİSİ l§gjî (The Box Brodhersi m *
Kana ateş, kalbe ihtiras, gonüle acı veren film.
En gürel kız — EVELYN KEYS En meşhur Komik KEENAN WXNN En güzel bacaklı dansöz... ANN MİLLER KNRİC MADRİGÜERA ORKESTRASI Gitara şarkıları, Dan*, Müzik, ' Eğlence, kahkaha filmi
Leningrad muhasarası esnasında açlığın İnsanlar üzeriıiM ne gibi tesirler yaptığı gayri canlı olarak müşahede edilmiştir. Evvelâ butun kadınlar î İstisnasız, takatsizlik yüzünden, âdet görmez olmuşlardır. ' Yine açlık yüzünden, ölenlerin sayısı o kadar artmıştır kİ ölüleri tabut yahut kefenle gömmek artık bLr saygı olmak-II an çıkmıştır. Hattâ her gür karşılaşılan bu feci maıızara-Fakat Ruslar bu çaresizlik ı>r, insanlarda his diye de b’r İçinde ini bir hücum yaparak w bırakmamıştır. Yüzieıce ölü Tlkhvlnl tekrar Almanların e- j aynı çukura gömülürken en ünden, aldılar- ve bu sureti* ufak bir teessür eseri göstereu gayet ehemmiyetsiz olmakla btr tek kimseye rastlanmamış beraber şehrin İhtiyacı bu bir (jj-. Hattâ gömme merasimler' tek yoldan temin edilmeğe bas,-' bütün mânasını kaybedere!; landı. Fakat kıtlık günden alelade günlük işler haline giı-güne, saatten saale daha feci miştlr. bir hal alıyordu. Muhasara müddetince bolluğun en fazla olduğu günlerde her Lenln-gradlıya günde iki dilim ekmekle gayet az miktarda sulu bir kap çorba düşüyordu.
Açlığa, susuzluğa ve kLşm kuru ayazına rağmen muhasara olundaki 3 milyon. İnsan gun- ■ de 11 saat çalışıyordu, geriye kalan 2aman zarfında istirahat etmiyerek kar buz deryası İçinde askeri talim görüyordu 160.000 İşçi yerlerini kadınlara ve çocuklara terkederek havadan ve dört btr taraftan bom-
Yarın akşam saat 21 den itibaren
Yeni SES Tiyatrosunda
Tatlı, ballı projelerinin daha şimdiden bilindiğini, hem. de bu kadar yüksek bir «kata* aksettiğini görmekle, fena halde şaşıran adliyeci:
— Benim bal ayım mı, ben mİ!., dedi.
— Penlgan'larla akraba düşen bir kız alıyomı uşsun uz... Hem güzel, hem de paralı trnlş... Yanlış mı bu havadis?
Oturdukları bahçe kanapesin-den, karşıkl tepede, Uzeiles köşkü ile şatoya giden gürgen-11, uzun yol görünüyordu. Hâkim efendi, gerçe pek tedbirli, pek ketum bir adamdı ama, gönlündeki baş arzuya şahit ve sırdaş olmuş bu taşların, bu ağaçların karşısında ümldlerini, tasavvurlarını inkâr etmek kuvvetini bulamadı. «Daha ortada tesbit edilmemiş bir takım şeyler olmakla beraber» bu izdivacın «esas itibariyle» kararlaşmış bulunduğunu İtiraf etti.
— şu halde azizim... — generalin fersiz gözleriyle beraber sesin* de, haneer gibi korşunn-d?.' ntn yüreğin? isîlye-ı bir kesı..nlik geldi — şu halde asi- J
(THRİLL OF BRAZİLi YARIN AKŞAM
ATLAS Sinemasında
tylahkemeKoridorlarında
KONSERLER
Gazeîeîer, Gazeteciler J
Mahmut Sadık Bey
Hiçbir şeye esir olmiyan bir insan — Sigara içmemek kürü — Tiyatro - miyatro — Romancılığı — Kudüs'de
Mahmut Badik Bey hiç kimseye. hattâ kendi nefsine bile boyun eİyen bir insandı. Bir şeye esir olmak nedir bllmeadl. Meselâ sigarayı çok sevdiği, günde İki paket sigara İçtiği halde İstediği zaman sigarayı bırakırdı. Bazaıı haber verirdi:
— Yarından İtibaren İki ay sigara lçmlyeceğim.
Filhakika İki ay bir sigara bile içmezdi. Bunu haber vermesi otlakçılara «İki ay benden sigara aramayın» demek içindi. Mahmut Sadık Bey sigarayı sevdiği kadar sigara İkram ermekten de zevk alırdı. Sık sık paketini odadakilere uzatır:
— Gelsin mİ paçam?... derdi. Onun bu sahavetinden İngilizce mütercimi Vartan gibi pa-
Mabmut Sadık bej meşrutiyetten sonra
ra verip sigara almağı âdet edinmemiş olanlar çok istifade ederlerdi. Mahmut Sadık Beyin sigara İçmediği m iddet bunlar da sigarasız kalırlardı’...
Mahmut Sadık Beye bir gün arada bir neden sigarayı bıraktığını sorduk. Şu şevabı verdi:
( - İki sebeple... i — Sigara çok zevkli, fakat aynı samanda çok zararlı bir-peydir. Tütün vücudu zehirler Senede İki defa ikişer ay tütünü bırakarak bu zehirlerin çıkması İçin adeta bir kür yaparım. Birinci sebep budur. İkinci ve daha mühim sebep de sigaraya esir olmamaktır. İstediğim zaman tütünü bırakmakla ona: «Sen bana hâkim değilsin, ben sana hâ kimim? demiş oluyorum»
Bu kadar büyük İrade kuvveti pek az İnsanda vardır.
Tiyatro - miyatro!
Mahmut Sadık Bey gençlerin yetişmesi için çalışmaktan; onları teşvik etmekten zevk duyardı. Hepimiz kendisinin telkinlerinden istifade ettik. Fakat en çok faydalanan Ahmet Emin YaJnjan'dır. Ahmet Emin gazeteciliğe başladığı zaman pek gençti. Mahmut Sadık Bey kendisine âdeta hocalık yaptı, bilgisini arttırması İçin okuması lâzım gelen eserleri anlattı. Ahmet Emin çok çekingen, çok mahcuptu. Mahmut Sadık Bey bit mahcup delikanlıyı Beyoğlu-na çıkararak oranın görülecek yerlerini gösterdi. Bunu yaparken:
— Buralara bir zamanlar babanla gelirdik, şimdi oğlu İle birlikte Beyoğluna çıkmak pek hoşuma gidiyor. derdL
Mahmut Sadık Bey. Ahmet Emin'ln babası Osman Tevflk Beyle pek ahbaptı. Meşrutiyet İlân edildiği zaman Ahmet Emin Bâbıâll tercüme kaleminde elli kuruş maaşlı hülefadandı; Sabah gazetesinde de az maaşla Almanca mütercimliği yapıyordu. Meşrutiyetin İlânı üzerine tercüme kalemindeki mmşı da, Sabah gazetesinden aldığı para da bir kaç misil arttı. Osman Tevflk Bey derhal Mahmut Sadık Beyi ziyaret e-dcrek:
— şu çocuğun kazandığı parayı en İyi bir şekilde sarf etmesi için kendisine bir bütçe yanalım, dedi.
Mahmut Sadık Bey bunu memnuniyetle kabul etti. Ahmet Emin'I de çağırarak bütçeyi tanzim etmeğe başladılar. Şu kadar vapur, şu kadar öğle yemeği, şu kadar elbise masrafı... Mahmut Sadık Bey bunları kalem kalem yazdıktan sonra ilâve etti:
— 300 kuruş tiyatro miyatro masrafı! „
Ve Osman Tevflk Beye dönerek şu Büzleri söyledi:
— Turkçemlz gibi mükemmel lisan dünyada yoktur. Bir kelimenin bir harfini değiştirmekle ne mânalar elde edilir!... Tiyatrodan sonra gelen miyatro bunun en parlak mlsalfaUrl...
Romancılığı
Mahmut Sadık Bey kadar çeşitli yazı yazan muharrir azdır O siyasi muharrir, fıkra muharriri, mizah muharriri, fenni makale muharriri .hlkâyecl ve romancı idi. Sabahla, gündelik Serveti Fünunda, Yeni gazetede Senelerce siyasi yazılar, fıkralar yazmıştır. Eski Karagözde, Kalem'de mizahi yazılan pek çoktur, sabah'da «Şundan bundan» başlığı altında yazdığı yazılardan bir kısmı da yan mi-
zahidir. Fenni makalelerine gelince. haftalık Serveti Fünuna senelerce fenni musahabe yazdığı gibi diğer gazetelerde de bu yolda yazılan çıkmıştır.
Mahmut Sadık Beyin en az bilinen tarafı romancılığıdır. Bu zatin cidden kıymetli müteaddit romanı vardır. Bunların baş lıcaian Rüşvet, Sevda, Kalbi Şeyda. Tekftmül’dür. Romanlarını gelişi güzel yazmaz, mevzuu adam akıllı İşlerdi. Romanlarından bir tanesi mûrettiple-rln hayatını anlatır. Mahmut Sadık Bey bu romanını yazmazdan evvel Karagûmrukte yaşlı bir kadının evinde bir oda tutmuş, bir ay burada kalarak o zamanlar müreltiplerden çoğunun oturdukları bu semtin hayatını iyice tetkik etmişti. Bilmedikleri, görmedikleri yerden bahseden muharrirler çoktur. Mahmut Sadık Bey bunlardan değildi.
Kudüs’de
Sadık Bey Garhlı kafalı bir İnsandı. Meşrutiyetten evvelki yaşayış tarzını hiç sevmezdi Bunun çin, Garb kokusu almak Üzere, akşamları sık sık Beyoğluna çıkardı. Fakat burası da kendisini tatmin etmediğinden, îstanbulun o zamanki boğucu tazyikinden uzaklaşmak üzere, tahrirat müdürlüğünü kabul 1-le, Kudüs'e gitmişti. Kudüs ts-tanbula nispetle çok hür bir muhitti. Burada yabancı da çoktu. Mahmut Sadık Bey bu nispeten hilr muhitte beş sene kaldı, nihayet İstanbul hasreti kendisini istifa ederek dönmeğe şevketti.
Sadık Bey Kudüs'ten bir çok hâtıralarla gelmişti. Oradaki ha yatını, aradan seneler geçtikten sonra, bize neşe İle anlatırdı. Hâtıraları içinde en parlağı Habeş hükümeti tarafından kendisine «Mührü Süleyman» nişanının verilmesidir. Kudüşte Habeşliler çokmuş. Mahmut Sadık Bey de İşini görmek için Habeşi! bir kadın tutmuş. Kadın. tahrirat kâtibinin istirahatını pek Iyl temhı etmiş. Mahmut Sadık Şev de kendisine çok iyi muamelede bulunmuş. Bu kadın Habeş konsolosluğuna giderek tahrirat kâtibinin Habeş tebaasın* gösterdiği İyi muame .leden bahisle taltifini İstemiş, konsolosluğun müracaat! üzerine nişan verilmiş!
Bir üçüncü yazıda Mahmut Sadık Beye alt bazı hâtıralardan ve bu eski muharririn son senelerinden bahsedeceğiz.
Eııis Tahsin TİL
Yunanist nın güç durı mıı
Atinadan dışarı çıkmak hâlâ tehlikeli
Londra 16 (Nafen> — Birleşmiş Milletlerin yardım teşkillerinden birine bağlı bulunan W, J. Edtvards Yunanistan dönüşünde yaptığı beyanatta şöyle demiştir:
«Yunanistanda seyahat etmek hâlâ tehlikeli olan bLr İştir. A-llna şehrinin yirmi mil dışına bile tedbir elmadan çıkmak İmkânsızdır.
Yunanistanda en mühim meselelerden biri de mülteci meselesidir. Sivil harb başladığı günden beri 700.000 Yunanlının köylerinden, evlerinden kaçmış oldukları anlaşılmaktadır. Bu evsiz barksız kimseler evlerine dönmek için ilk fırsatı kollamaktadırlar. Diğer taraftan devamlı karışıklıklar yüzünden yardım bekltyen bir milyon insan mevcuttur,^
Gal - Portekiz futbol , maçı
Lizbon 16 lAP) — Dıin öğleden sonra 45.000 seyirci önünde Gal memleketi İle Portekiz takımları arasında yapılan millet lerarası futbol maçı Portekizlilerin 3-2 galibiyetiyle neticelenmiştir.
Alüminyum trenler
Londramn taşıt servislerini İdare eden «London Tnmspori» idaresi, tamaınlylo alüminyum halitasından mâmul hafif sıklet yeraltı trenleri için önemli bir sipariş vermiştir. Bu karar öncnıll bir teknik yenilik teşkil etmektedir. Zira îngil terede şimdiye kadar ilk defa olarak, alüminyumdan mâmul İrtvra taşıt vasıtaları kullanılacaktır. Bunlar alüminyumdan mâmui dünyanın ilk trenleri duraktır.
İlk partide Metropolitan Cammel Carrlage and Wagon Company 90 vagon İmal edecektir. Bu firma alüminyum halitan bahsinde Impcrlal Chemical Industries İle İşbirliği yapmaktadır. Bu sipariş takriben iki yılda bitirilecektir. A-lüınlnyum vagonlar şimdiki çelik vagonlara nispetle 3 ton daha hafif olacaktır. Tablallyle yalnız karosörl alüminyum ha-lltasmdandır. Tekerleklerle bandajlar, şimdiki gibi, çelikten yapılacaktır.
Bugün 8 vagonluk bir yeraltı katarının İnşasında 60 ton çelik kullanılmaktadır. Alüminyum halitası kullanılınca, bu sıklet takriben yarıya inecek ve böylece cer kudreti veya elektrikten muazzam bir tasarruf sağlanacaktır.
S4 yaşındaki İhtiyar bavın Ayşe ÜÇ konulurken
Genç kızların örnek tutacakları bir ihtiyar
Biiyiik Britanya futbol kupası finalistleri
ve diğer bir hülya çökmüştür. Manchester UnitCd'in de emeli 15 yıldan fazla bir müddetten beri, iki yıl üst üsle kupayı kazanan takım olmaktı. 2 nisan karşılaşmasında, Wolvcrs'Jerin İrlandalI enternasyonal sağ İçi Samıny Hoilh, oyunun yegâne golünü atmıştır.
PoıUmouth da kazanmış ol- ı saydı, bu yıl, bundan 10 sene evvelki final yeniden oynanmış olacaktı, o tarihte PoıtsmouLh kupa finalinde Wolverhampton' u yenmişti. ,
Şimdi sıra Leice ster 'İndir. Bu giln Lelcester şehri lngllt,erenin en gururlu şehri olmuştur. Bu şehir uzun bir müddetten beri Rugby'nin bir kalesidir. Fakat Lelcester kulüpleri karmasının şimdiye kadar İlk defa olarak futbolda da bir zafer kazanması ve Kıral Kupası finaline kadar yükselmesi Lelcoster'lllcrl son derecede sevindirmiştir. Takımın Wembley tarihçesinde en mükemmel başarıyı ihraz etmek fırsatı eline geçmiştir, şimdiye kadar VVembley stadında İkinci kümeye dahil yalnız diğer 4 kulüp maç yapmıştır Bunlardan üçü. Wemblcy‘de oynadıkları maçlarda lig terfilerin! kazanmışlardır. Lelcester 'l>e kupa finaline İştirak eden
10 parmakta bin hüner...
Oturduğu 3 katlı köşkün plânını da kendi yapan ihtiyar, yalnız müstehlik değil, hem müstahsil, h«m de imalâtçı — Ev ekonomisi ve el marifetleri — Pamuk çekirdeğinden örülmüş örtü — Mısır yapraklarından resimlik —Atatürkün annesinin hususi kâtipliği. .
\_____j - - -------
Created by free version of 2PDF
Türkiye Ecnebi
Senelik SSMIkuruj !HM kuruı
0 aylık 1500 > W» »
3 aylı *00 » is» »
1 aylık 300 » — »
Adrca tebdili için elli kıınııjluk pul condcrilmellrlır. Aksi takdirde kdrea dcAifeUrilnıe?
Telefonlarımı» Rajmuharrir- 2ûSr.j Yaaı l*ierl 207G5 — İdare 20fiXl Müdür a0«1
Recep la — Hım 11
İrnMlc Cü. aşı» ikindi Ak. Yal»
E. 7.15 3.20 «.49 0(0 12.00 1,51
V. J30 S,11 13.10 11.07 rtM 22.12
İdarehane: BabIâli civarı
Cemal Kadir wık»tı No, 13
Londradan yazılıyor: Büyük Britanyada her yıl yapılma» âdet hükmüne giren iki önemli futbol turnuvasının finalistleri belil olmuştur. Wolverhampton Wanderers'le Lelcester City İngiltere Kıral Kupası, Rangera-lerle Clyde. İskoçya kupası İçin kaynaşıyorlar
Bu kulüplerden üçûr.üu muvaffakiyetleri futbol âleminde bir sürpriz teşkil etmiştir. Ingiliz spoı çevrelerinde doğruluğu kabul edilen bir söz vardır. Kupa turnuvasının en kolay kısmı, neticeler hakkındaki kehanetleri ait üst etmektir, denilmektedir. Bu mevsim ile bu söz doğru çıkmıştır.
Tahminlerin çoğunluğu doğru çıksaydı, finalistlerin Ports-mouth. Manchester United ve Iskoçya Kupası İçin Rangers'ie Dıındee elmacı İcap ederdi. Çok şükür kİ. sürprizler Kupa maç? larının elan başlıca zevkini teşkil etmektedir. Aksi halde en kudretli kulüpler çoktan kupayı kazanmak şerefini İnhisar altına almış olurlardı. Bu takti irde İse Arsonal'm geçen yıl kendi öz sahasında Bradford tarafından yenilmesi veya Sundcrland' m lig dışı küçük Yeovilk-’e mağlûbiyeti gibi sansasyonlar mevcut olmazdı.
Yan finallerdeki sürprizlerin diğer herhangi bir Lakıma kı-blrlnclsi Portsmouth'un Lelces- y«wn ligde en aşağı mevkii işler City karşısındaki mağlûbl- gal etmektedir. Şimdiye kadar yeti olmuştur. Portsraouth In- (Wembley de İngiltere Kıral Ku-gillere lig lideri olup lig şampi-, pusun kazanmış olan yegâne 1-yoniuğuııu sigortalamış gibidir.1 kinci küme takımı West Bronı-Llg maçlarında her hafta gall-,wleh Albion'dur.
btyetten galibiyete uçmuş ve| Izicester'ln futbol tarihi 1834 memleketin en sıkı takımı gibi te başlamıştır. O devirde 20 görünmekle İdi. Portsınoııth’un ' mektep çocuğu bir kulüp küren büyük emeli hem lig şampiyonluğunu ve hem kupayı ka-, zunmaktı. Böyle bir başarı ise, I dokuzar pens toplamışlardır. Bu İçerisinde bulunduğumuz asır çocuklardan birinin marangoz zarfında hiç bir takıma nasip'olun babası, kulübün İlk kale olmamıştır. Bu mevsim ise,) direklerini yapıp çatmıştır Portsmouth İçin bu kolay bir İş Bundan sonra bekaıı İçin mii-gtbl görünmekte idi. Hiç kimse cadeleyc girişen kulüp gelişmiş ikinci kümede tutunmak için ve futbol ilgine girmek hakkını savaşan Lelcester'e bir şans ta- ' nımnzken, Lelcester kazanmıştır.
Manchester Unlted’ln W o!! verhampton Wanderera l kolaylıkla kazanacağı kanaati umu- »İmdlkl ' mİ İdi. Geçen yıl kupa »,ampl- ’ ’
i yonıı olan ve İki mevsimden be-| rt lig maçlarında en başlarda giden Manchester favori İdi. | kımında oynamış ve o mevs’m Halbuki Sheffleld’de, Manches- btr maçta yalnız başına 6 vol ter'le Wolvers'ler arasındaki' çıkarmıştır.
yan finali gördükten sonra, I Lelcester'ln kupa yarı final-Manchester'ln zayıflamakta ol- Itrinde kazandığı zafer, Ingiliz duğanu kestirmiştim. Bu maçta futbol meraklıları arasında yal-Walverhampton‘un her İki be- nız Prestonluları şaşırtmamışa k! sakatlnnmıştı. Fakat ilk go- tır. Zira Prestonun kendisi de lü yiyen Manchester ........... '
buna rağmen, düdük çaldığı zaman ancak beraberliği temin edebilmişti.
. Temdide rağmen Manchester !) kiri ile oynıyan Wolveıs‘Ierl yenememişti Bu maçta Man-chrstcr'In meşhur gol çıkarma maklnası, azimle oynıyan blı. Bron>wlch Aibloıı müdafaaya karşı sök t üreme- muştur. Bu arada mlştl. | kendisi de iki mevsim üst lir t#
2 nisanda maç tekrarlanmış t finale kalmıştır.
mayı kararlaştırmışlar ve bit top satın almak İçin aralarında
kazanmıştır. Takım bir aralık birinci kümeye kadar yükselmişse de İkinci Dünya Harbinden az evvel tekrar İkinci kümeye düşmüştür. Lelcesteıln menacerl İtikoçyalı Johny Duııcan'dır. Buncan kulübü 1924 te birinci kümeye terfi ettiği zaman Lelce.tter ta-
Unlted dikkate şayan bir kupa gelene-—ftlnln kahramanıdır. 8 mc/slm zarfında, kupa turnuvasında Prestona karşı muvaffakiyetli oyun çıkaran kulüpler muhakkak finale ulaşmışlardır Bu hâdiseler serisi 1985 te başlamış, Preston'u yenen W«st finalist ol-Prestonun
Bir dostum anlattı:
«— Böyle bir İhtiyar kadınla, dedi, hayatımda ilk defa karşılaşıyorum. Allah daha da ömrünü arttırsın M yaşında olduğu halde, uzaktan gelen bir geminin İsmini okumakta zerre kadar güçlük çekmlyen kuvvetli gözlere, on beş. yirmi metre ötesinde İki kişinin fısıltı halinde konuştuklarım mükemmel surette duyan hassas kulaklara maliki... M yaşında dedim diye görünülün önünde İki kat olmuş bir nine canlanmasın; İyice dikkat • tmez.-enls belinin pek lıatlf bükülmüş olduğunun farkına bile varamazsınız... Çevikçe adımlarla yürümesi. çamaşır yıkamak, bab çe çapalamak glb! en ağır İşlere karşı yılgınlık göstermemcM de kayda şayan hususiyetlerinden bir kaçını teşkil etmektedir.»
Pazar günü. Kartaldan Yakacığa çıkarken, kırlara germeğe giden aile gruplarıyla yeşillikler arasında birbirlerine sokulmuş vaziyette yürüyen çiftleri uzaklan seyrrd.yor ve hep, on parmağı bin hünerli seksenlik İhtiyarı düşünü vurdum!
Az sonra evine giıleocft.'ın ve karşılıklı oturup konuş ırağım o İhtiyarcık, şimdi ş.ı yılda benimle beraber olsaydı kim tüür ne kadar öfkelenecektL Belki de sağ tarafımda yürüyen rü« grupunun çiçek açmış badem ve ayva dallarını çatırdat a çatırda ta kopardıklarını; bahar süsü dlyo evlerine göı’.iraek üzere kırdıktan o dalların az sor.ra çocuklara at olup yerdo sûrik-lendlklerinl gördükçe «Elleri kı-nlasılarl» diye haykırmaktan kendini men edemlyeeekU.
Dostumun tarifi ve verdiği adres üzerine lhtlyarcığın evini, elimle koymuş gibi kolaylıkla buldum. «Sanatoryum» otobUa durağının yakınındaki çeşmenin arkasında, kır mııı bir köşk...
Gözlüklü bir zat kapıya d(.| ru geldi, arkasındaki süıgiiyü çekerek açtı ve kendisini tanıtlı:
— Bendeniz H-ıtil!... Ayşe hanımın hemşiresinin oğluyum. Bir emriniz ml var?
Gazeteci olduğumu ve Ayça hanımı ziyarete •.elJU’lml »üy-llyerek oğlu Dr. Kenan beyin de evde olup olmı.dığ*nı sordum.
ı — Buyurunuz efendimi Evdedir...
Köşkün alt kat kapısında beni Dr. Kenan karşıladı. Hiç yabancı gelmemişti hana... Nereden tnndıgımı düşünürken o da annesi Ayşe Uğur u noredan tanıdığımı öğrenıneğa çalışıyordu.
— OaMtocilIk ba... dedir». Kıyıda köşede gizlenmiş Istldai-
gır»»*»
Yazan: SMV1MMU
Cemaleddin BİLDİK
lan. enteresan tipleri bulup çıkarmak vazifemizdir. Mezlyct-larini dinlediğim vzllütnU hanımla görüşmeğe çeldim Mü sade edersinlı değil mİ?
— Huy hay efendim1.
Ayak üstü konuşuyorduk amma hep, bu satı nereden tanıdığımı düşünü yordum. Konuşmasındaki el hareketleri, alma ve tes benzeyişleri 'le gözümün Önünde eski gazeteci arkadaşımız ve ajansçı Muvaffak Sur.al canlanıyordu.
— Siz dedim. M'i-atfail beyin nesisiniz?
— Kardeşiyim...
Tabancı bir yere gelmediğimi anlıyarak daha cesaretle konuşmağa başlamıştım:
Dostumun, Bayan Ayşe hakkında söylediklerin! tekrarlıyı-rak sordum:
— Valideniz hanım, hakikaten bana anlatıldığı gibi mi dlr?
— Kendiriyle konuştuğumuz, el marifetlerini gördüğünüz raman belki anlatıldığından dn enteresan bulacaksınız.
Dr. Kenanla böyle konuşa ko nuşa geniş bir taşlıktan geçtik; beni sol tarafla güzel bir odaya aldı. Pencere önündeki konape-de yer gösterdi;
— Şu odada mobllyeden başka ne görüyorsanız, hepsi. 80 yaşındaki ihtiyar annemizin e-Ünden çıkmıştır., deyince, odadaki masa örtülerini, sigara sehpalnn yaygılarını, oturduğum kanape üstündeki minderi ve diğer minderleri gözden geçirdim. Tavanda naili duran güze! bir tül abajuru İşaret ederek:
— Bunu da mı valideniz hanım yaptı?
— Tabii... Fakat daha mü-himnıinl löyllyeyim size... Valide, bu evde sadece müstehlik değildir. Aynı samanda da müstahsil, ve İmalâtçı.. Durmadan çalışır ve ihtiyarlığına rağmen bir gün bir saat Mlo «Sıkıldım, yoruldum» demes... İşte şu üstünde oturduğunuz minderin içindeki pamuğu bile bu bahçede kendisi yetiştirmiştir.
önümdeki sigara masası üzerinde gördüğüm enteresan bir örtüyü İşaret ederek sordum:
— örmeler arasında boncuğa benslyen şu şeyler nedir?
Doktor güldü:
— O boncuk gibi duran şeyler, üstünde oturduğunu! minderin pamuklarından şıltan çekirdeklerdir.
— Çekirdek mi?
— BVetl... Pamuk »sklrdek-lerldlr.
Duvarda gayet şık bir resimlik gördüm:
— Ta bu?
— O da valide hanımın marifetlerinden biridir ve bahçede yetiştirdiği mısırların yapraklarından örülmüştür.
• •
— Buyurunuz yukarıya geçelim... Valide hanım mnUaktan çıkmıştır.
— Yemeği de kendiri ml yapar?
— Tabii... Rize lnanamıyaca-gınız bir şey soyüyeyim. Bu koca köşkün plânını da valide hanım yapmıştır.
Orta kata çıktık. Gayet geniş bir salon. . Her taraf deril toplu... Salondan bahçe üzerindeki terasa geçtik. İnsan bu ferahlık İçinde «Ooooh!» dlvc geniş bir nefes alıyor. Manzaraya diyecek yok. Gözün görebildiğine açıklık... Yalova üstünden karlı Ulu d ağın tepesi görünüyor ve göz hiçbir engele takılmadan tA Yeşilköy fenerine kadar uzanıyor Adalar ayaklar altına serilmiş mavi bir halı üstünde motifler hissini veriyor
Tekrar salona döndüğümü* zaman Bayan Ayşe, önünde prostelâsı İle mutfaktan çıkmıştı. Doktor:
— Gazeteci bey, sizinle konuşmağa gelmişi diyerek beni takdim etti.
şimdi 80 ilk ihtiyar, çevik adımlarla tam karşımıza gelen odaya doğru yürüyor ve bize de:
— Buyurun! diyor.
Bu oda. Bayan Ayşenln yatak odasıdır Fakat ne oda. nc otla. Karyolasının baş ucunda, her biri uyn ayrı İşler gören tamam altı tane elektrik düğmesi var! Karyolasının yan tarafındaki halının üstünde bir termometre, bir barometre. Kuran ve A-tattlrk'ün resmi asdı:
— Her halde, dedim, Atatür-kü pek seviyorsunuz?
— Nasıl sevmem... Fakat onu yalnız Atatürk diye değil, arkadaşım Zübeydenin oğlu diye de severim.
— Atatürkün validesi Zübey-de hanımla arkadaştınız demek?
— Hem de can ciğer arkadaş ... Onun, oğluna yazmak İstediği mektupları iıep ben yazardım. Aşağı yukarı Zübcyde hanımın hususi kâtibi vaziyetinde İdim.
Bu ayn bir mevzu... Fakat İhtiyarin av ekonomisi hakkında söyledikleriyle yaptığı işler de pek enteresan... Hakikaten dostumun bana anlattığı gibi, genç kızların ve bayanların ev İşlerlle ev ekonomisinde örnsk tutacakları bir Up...
Gelecek yazımda da bu ihtiyarın marifetlerinden ve anlattığı pratik av bilglltrtnden bato-
Ocnıalcddin BİLDİK
Sahlfe I
A K 9 A M
COCUK DÜNYASI
^PERI MASALI
UY&ULAMA
Evvel zaman İçinde İki kızı İle yalnız başına kalmış bir dul kadın vardı. Kızların büyiigü tıkpı annesine benziyordu. Anne ve bu kız her ikisi de fena tabiatlı ,mağrur ve soğuk kimlerdi. Hiç bir kimse onlarla beraber yaşayamazdı. Küçük kız İse sevimli .terbiyeli, İyi ahlâklı idi, elen babasına benzerli ve onun mânevi meziyetlerine tevarüs etmişti. Herkes kendi benzerini sevdiği gibi, bu ka-
lene ikadın gelir, sana da aynı, hediyede bulnur.
Mağrur ka:
— Hayır. İstemem, diye cevap verince .annesi hiddetle;
— Sana emrediyorum, gideceksin, dedi ,
Ertesi gün kız. İstemeye istemeye çeşmenin başına gitti. Testileri doldurmağa başladı. Biraz sonra uzaktan gayet zarif bir kadın çıkageldi ve kızdan su istedi.
Çeviren: AHMET IHTIK
— Evlâdım, der, çok susattım, bana biraz su verir misin?
Kadın, suyu içtikten sonra:
— Sen güzel bir kız olmakla beraber aynı zamanda çok terbiyelisin ,sana bir mükâfat vermek istiyorum, der.
(Bu sözleri söyleyen kadtn, dilenci kıyafetine glmıiş peri Idi.ı
Sözüne devamla;
Eve dönünde annesi sordu:
— E,söyle bakalım, kimi gördün?
— Amacı anne ,benl çok üzüyorsun. Ne gördüm, hiç bir şey.
— Sana hediye edeceğim şey şu: Konuştuğun zaman ağzından ya bir çiçek veya kıymetli bir taş çıkacak.
Bu lâkırdılar ağzından dökülürken yılanlar, akrepler fışkırıyordu.
Bu halt gören annesi kederinden az kaldı düşüp bayılacaktı. Küçük kızına dönerek:
— Bütün bunlar hep senin marifetin. Fakat cezasız Italn.-donrtüğü zaman cadaloz "mnesl.Jcak değilsin, diyerek o masumu düğmek İçin bütün hiddetiyle kızcağızın üzerine doğru yürüdü.
Ktz. testiler omuzunda, eve
biniz geç Eeldi diye zavallıya' çıkıştı, Kız, cevaben:
— Anne, hakkın var. biraz ge ciktim, amma sen affet.
Dedi ve bu sözleri söyledikçe ağzından güller, pırlantalar döküldü. Annesi bunları görünce:
Bundan, korkan kız, evden kaçtı, gidip ormanda gizlendi.
— Sevgili kızcağazım! (Daha ilk defa olarak böyle hitap ediyordu! dedi, bunlar da nedir?
Kız korkusundan, hâdiseyi olduğu gibi annesine anlattı. Annesi, bunun üzerine:
— Ablanı da çağıralım, o da görsün, dedi.
Kiralın oğlu avdan dönüyordu. Yolda ona raskeldl. Kızın güzelliğine hayran oldu. Nl;!n yalnız başına ormanda bulunduğunu ve neden ağladığını sordu:
— Anneni beni evden kuğdu da ondan.
Büyük kızını çağırdı ve;
— Bak .kızım, dedt, küçük kardeşinin ağzından neler çıkıyor .
Diye cebap verdi ve bu sözleri söylerken ağzından güller ve elmaslar döküldü. Kızın güzelliğine haytan olmuş olan şehzade bir de bu meziyeti görünce büsbütün hayreti arttı. Kız başından geçeni tamamlyle . ona anlattı, şehzade, kız1 yanına alarak saraya avdet etti ve — Varın, dedi, 6tı İşine sen onunla evlendi, birlikte mesut gidersin. Her halde yine o dİ-1 yaşadılar.
Bir iki sual sormakla kızı söyletti. Ağzından çıkan o kıymetli ve sevimli şeyleri o da gordûl:-den sonra anesi:
EN 6ÛZEL EĞLENCELER
Yanda iki şekil görüyorsunuz Üstünde sual işareti şekil altı parçaya sonra, bu altı parçayı siyah
grilerle taranmış üçgenin sığdıracaksınız, resimdeki kadar küçük şart değil. Altı parçayı
alabilmesi için daha büyük üç(en çizmek zorundasınız. Kolaylık olmak üzere şunu da ilâve edebiliriz. Birinci şekil attı parçaya ayrılınca dört tane küçük üçgenle iki tana dörtgen meydana çıkacaktır. Haydi bakalım, Allalı kolaylık versin. Bu bilmeceyi doğru çözenler arasında yapılacak ad çekmede şu hediyeler verilecektir.
Birinciye: Bir Stilo İkinciye: Bir muhtıra defteri Üçüncüye: İki kitap 4-10 uncuya kadar; Birer sulu boya modeli 11-50 uncuya kadar: Çeşitli hediye
19 Numara'ı
Bilmeceyi doğru çözenler arasında 18 mayıs çarşamba günü ad çekme yapılacak, kızananların tam listesi M mayıs cuma günü AKŞAM gazetesinde yayınlanacaktır.
ıâMwstVMW'S9fc-
Büyük av peşinde dolaşan meşhur avcı o akşam yoluna tesadüf eden yerli kabilelerden birine misafir olmuştu. Burası, ormanın ortasından geçen nehrin kenarına kurulmuş yüz kulübelik bir köydü. Tıpkı Tarzan f ilimlerinde görülen köyleri andırıyordu. Yerliler vahşi olmakla beraber, yamyamlıkla ilgileri yoktu. İyi yürekli ve konuksever kimselerdi. Hele beyazlara son derece saygı ve sevgi gösteriyorlardı.
Akşam yemeğinden sonra, meşhur avcı kabile reisi ile karşı karşıya oturmuş konuşuyordu. Bir aralık çok uzaklardan gelen korkunç bir homurtu duyar gibi oldular. Reis gözlerini fal taşı gibi açarak bu sesi dinledikten sonra avcıya doğru döndü:
— Ey beyaz misafir... Seni buraya ormandaki iyi ııılı-
ların gönderdiğine şüphe yok. Biz senelerden bet i buraya dadanan şu kara canavar yüzünden ne gündüz ra-
hat ediyoruz, ne de gece uyku uyuyoruz. Biraz evvel gene onun sesini duydum. O etrafta homurdanmağa başladı mı, başımıza muhakk ik
bir felâket gelir!...
Reisin tirpererek bahsettiği kara canavar müthiş bir parstı. Onu şimdiye kadar yerlilerden hiçbiri görmeğe muvaffak olamamıştı. Buna mukabil parsın merhametsiz pençeleri altında can verenler sayısızdı. Hiç beklenmedik anlarda ve hiç umulmadık yerlerde pusu kuruyor, gözüne kestirdiği adamı paramparça cdinci-ye kadar didikliyordu.
Reis, eliyle göğsüne vurarak:
— Yarıklar olsun bize'. . diye bağırdı. Bütün uğraşmalarımıza rağmen onu bir türlü gebertemedik. Sizin gibi elimizde etrafa ale7 ve duman saçan silâhlar da yok. Bizi bu canavardan kurtarırsan sana istediğin her şeyi vermeğe hazırız. Onu gebert... Ondan intıka
(Arkası 7 nel sahifede)
Kaptan tekrar sordu1
— Yelkenlini? neye silâhlı?
— Biliyorsunuz kl bu denizler çok tehlikelidir. Her an korsanların eline düşmek İhtimali var Bu yüzden kendi kendimizi müdafaa zorundayız,
İngiliz Lordu keyifli keyifli tebessüm ediyordu;
— Ben size söylememi} miydim, aziz kaptanım? Korkunuzun ne kadar yersiz olduğunu siz de gördünüz işte...
Kaptan da Lorda hak vermek zorunda kalmıştı.
— Yukarı gelin öyleyse, diye berikilere dönüp bağırdı.
Kin - Fu. bulunduğu merdiven başından süratle güverteyi atlayarak belindeki tabancaların İkisini birden çıkarıp:
— Eller yukarı! diye bağırdı Aynı anda kayığın dip hararına gizlenenler de fırlayıp onu takip etmişlerdi. Ellerinde tabancaları, dişlerinin arasında kamalar vardı.
Geminin tayfaları da diğer taraftan kendilerini müdafaa İçin hamle etmeğe hazırlanır-larken Kin - Fu onlara bağırdı:
— Köpek gibi gebermek istemiyorsanız olduğunuz yerde du run .
Ingiliz Lordu, bu beklenmedik olay karşısında korkacağına bilâkis memnun olmuştu.
— Demek siz korsansınız ha? diye hayranlık İfade eden bir sesle soıylu... Korsan görmeden öleceğim diye üzülür dururdum Bu üzüntüden kurtulduğum içhı hakikaten seviniyorum Söyleyin bakalım. Ne İstiyorsunuz?
Kin - Fu. bu soğukkanlılık karşısında birdenbire şaşınrış-tı. Fakat kendisini toparlamakta gecikmedi.
— Gemide kaç yolcu var.
Konuşurken tabancası ila kaptan ve îngllize nişan alıyordu. Diğer korsanlar da tayfalarla meşguldü
— Yolcu olarak bir ben varım. diye Lord cevap verdi. Fakat suallerinize cevap vermemi İstiyorsanız şu tabancaları lütfen aşağı indirin.
— Geminin kasasında ne kadar para bulunduğunu söylerseniz arzunuzu yerine getirilil n.
— Doğru mu? diye sordu.
Kaptan İngillzln bu şeklide hareket etmesinin plânlı oldu-Sunu farketmekte gecikmemişti:
- Evet doğru. Fakat yola devam edebilmemiz için, hiç ol mazsa bir kısmını bize bırak ' malısınız.
Kin - Fu korsanlara döndü;
— Ne kadar lstlyellm?
— Hepsini... Hepsini... Bl milyonun hepsini isteriz, diy korsanlar bir ağızdan bağırdı lar
İngiliz, rahat bir tebessüm! gülüyordu:
- Öyle İse hepsini al(n...
Gemideklierl tam -mânaslyl yıldırdıklarını zanneden kot sanlar bu cevap üzerine vaı yoğu yağma için etrafa dağıl dtlar. Kin - Fu da peşlerinde koştu. •
Ayi zamanda İngiliz Lord kaptanı kulundan yakalamıştı
— Bütün sandalları derh£ denize İndirin. Tayfalara d kendilerini kurtarmaları İçl emir verin. Korsanlar şimdi yağma He meşgul. Hiç bir şeyin farkına varamazlar. Ueml-yl terketmeden evvel makine dairesine ateş verip gemiyi tutuşturunuz. Haydutların hepsi de diri diri yanarlar.
— Fakat bu delilik olur.
— Delilik mi?... Bu aıçak he-düoyada rahat edemem sonra, rlflerl diri diri yakmazsam
— İyi söylüyorsun ama ..
— Aması maması yok... Küçük motoru de İndirin Biz ona bineriz. Yolumuzu kesmeğe kalkışırlarsa silâhlarımızı kullanırız.
Korsanlar geminin allım üstüne getirerek ele geçirdikleri yiyecek, içecek ve giyecek gibi şeyleri telâşla büyük sandala doldurmakla meşguldüler. Bu işe o kadar dalmışlardı ki, gözleri dünyayı bile görmüyordu.
Buna mukabil Kin - Fu ile iki arkadaşı bütün uğraşmalarına rağmen kaptanın kamarasındaki kasayı henüz açmağa, muvaffak olamamışlardı. Bu aralık korsanlardan biri gelip mürettebatın gemiyi terkelmek üzere bulunduğunu bildirdi.
— Cankurtaranları denize İndirdiler. Makine dairesİndekiler
— Para ve buna benzer şey 1er beni pek ilgilendirmez. Anıa sizi çok ilgilendirdiğine göre derhal söyllyeyim. Kasada bir milyon lira var.
Kin - Fu kaptana dönrekek%
Created by free version of 2PDF
de yukarı çıktı, Hep.; İde öyle şaşkın görünüyorlar kl sormayın. Bir an evvel gemiaen uzaklaşmak İçin çıpımp duruyorlar.
{Arkası var)
GAYET KOLAY YAPILAN BONCUK KEMERLER.
Bir çok kimseler boncuk kemerleri yapmak için hususi âletlerin kullanıldığını zannederler, Halbuki bunları yapmak gayet kolay olduğu gibi, insana gayet eğlenceli vakit te geçirtebilir.
Bu kemerlerden bir iane de siz yapmak İstiyorsanız evvelâ uzunca bir tel bulun. Ondan sonra türlü renklerde boncukları toplayın. Boncuklar tabladan da olabiLir.
Evvelâ tele (Şekil D de görüldüğü gibi sıra ile mavi, beyaz, kırmızı, beyaz, mavi boncuklardan birer tane geçirin. Boncukları telin tam ortasmagetlrdikleıı sonra, telin bir ucuna beyaz, kırmızı, ve beyaz boncuklardan birer tane geçirin. Telin diğer ucunu (Şekil 2) de görüldüğü gibi, son geçirdiğiniz üç boncuktan bir kere daha geçiriniz; ve telleri çekerek 8 boncuğu birbiri üzerine getirin.
Sonra telin her iki ucuna bir tane mavi boncuklardan geçirdikten sonra, bu srfer telin yalnız bir ucuna, beyaz, kırmızı beyaz boncuklardan birer tane geçirin. Bundan sonra telin ucunu aksi istikamette olmak üzere son üç boncuklan bir kere daha geçirin. Son olarak da boncukları muntazam olarak birbirleri İle sıkıştırmak için teLin her iki tarafından çekin. Bu suretle kemerin bir boğumu tamamlanmış olacaktır. Aynı anıeUyeyi bir çok defalar tekrarladıktan sonra, istediğinle kemere sahip olabilirsiniz.
17 May» 1949
AKSAM
Sahi (e 7
ÇOCUK DÜNYASI ^
Çapa Uygulama orta okulu
(Baş tarafı 6 ncı sahifede) 1 Salonların ortasında koskocaman masalar var kl deneyleri ve sair şeyler lıcp burada yapılıyor.
Okul binasından İçeri girince evvelâ te milliği göıunöoe ça rpıyor. Sonra her yer çiçek sak-niariyle süslendiği IçLn İçinizde bir ferahlık hissediyorsunuz.
Okulun değerli müdürü Ali Ertan ve diğer öğretmenler burasını hakikaten bir numune mektebi haline getirmişler.
Okulda bir işbölümü var kl, burasını daima temiz. daima harrkctll ve daima ferah TC neşeli hale getirpıiş. Ne sahipsiz bir İş var, ne de lşriz bir kimse.
enıın yüzüne gülüyorlar, fakat arkasından çekiştiriyorlar.
Kendisine hakikatleri söyllycn-ler dc rindantara alılıyor. Prenses dostunu düşmanını a-y ıramıyor.
Ayni piyeste rol alan Aysel Okay’a bu piyesten bir ders a-lınabilir mi dedim.
—Tabi». Evvelâ insan kendisini betenmemeli, sonra her tatlı söze kanmamah ve dalkavuklara inuunamalı, dedi.
Müsamercnln dekorlarını N'urtcn Gümüşoluk İsmindeki öğımcl ve arkadaştan hazırlamışlar. Nurten yaptığı resimleri gösterdi. Cidden giiıcl şeyler. Arkadaşları imzasını atsın da görün, dediler. Ben de rica ettim. Tahtaya İmzasını attı. Bu öyle hoş bir İmza ki.. Giınıüşo-lnk'un başmılakl G harfi kâh nazlı, narin bilr hanım, kâh şişman, kocaman karınlı bir erkek oluyor. Hem de bir iki çizgi
manıiyle Jorjıı innıımağa mecbur etil. Jorj, genç kadına bu hizmetine mukabil 3.000 frank ödedikten »onra kapıya kadar uğurlarken, İki gün. sonra daha jıirıda bir çıt bile duyan koşarak kapıyı açıyordu. Nihayet on altıya, çeyrek kala merdi ve n-
Erteri gün saat 15 te Basvll ne intlzaren. garsoniyerinin sa-
Atlantik paktının askerî meseleleri
Mahkeme koridorlarında
(Başta rafı 4 iinci scüııfedcl midir? Haydi, şuracıkta bir oğlan doğur da sen de marifetini göster bakalım.
Tombalak hanım, sağ elinin parmaklarını büzerek garip bir ibaret yaptı:
— Tuzlıyayını da kokma e mİ! Benim canım Meşeydi kırk tane oğlan doğururdum amma erkek çocuğundan hiç hoşlanmam. Beslersin. büyütürsün, günün birinde kalkar da yellozun birine kapılır, anayı babayı unutuverir. Kız evlâdı daima anasına yâr olur.
— tşte bu sözünü beğendim senin. Biraz sonra oğlum boşayıp kirli çamaşır gibi sırtından atacak. Ondan sonra yelloz kızını al da turşusunu kur.
— Ağzından çıkan lâkırdıyı kulağın duysun, terbiyesiz kan. Senin o dudaklarını tuttuğum gibi...
Birdenbire sustu, gözlerini karsıya dikti:
— Aaaa... Bu ad ne?
Diye haykırdı. Sarışın, elft gözlü, tombul tombul bir gene kadınla uzun bovlu, esmer bir delikanlı kol kola girmişler, gülümsiyerek geliyorlar.
öbür hanım da mülehay-yir bakışlarla onları süzerek haykırdı:
— Fesuphanallah. Ne o-luyoruz, ayol?
Gençler yaklaştılar:
— Biz barıştık, boşanmaktan vazgeçtik.
Çifte kaynanalar ağız açmadan şaşkın şaşkın bakınarak gençlerin arkanna takıldılar.
Jorj İmzası okunmayan o garip mektubu eline alarak tekrar okudu:
•Mösyö Jorjl Zevceniz henüz size ihanet etmemiştir. Fakat uçurumun kenarında bulunuyor. Bıı fenalığı önlemek İçin bana acele telefon ediniz. Telefon numarkm 9305891 dlr. Hürmetlerimi lütfen kabul ediniz.»
Jorj, iki saattenberi, bu garip ihbarnameyi tekrar tekrar u-kuyarak kafa patlatıyordu. Kamının namus ve İffetinden sureti katiyede emin olmakla be-| raber. yavaş yavaş İçine kurt girmeğe başladı ve nihayet da-yannmıyarak muhbiri bildirdiği telefon numarasından aradı.
Yarım saat sonra Jorju yazıhanesinde fevkalâde güzel sarışın bir kadın ziyarete geldi. Jorj. onu görür görmez, şaşkına döndiü. Genç kadın, gülüm-slyerek söze başladı:
— Aldanmıyorsam mösyö Jorj ateşiniz, değil mi? diye sordu.
— Evet madam bcndenlzinı.
— Benim adım da Elisaver-dir. Biraz evvel mühim bir aile
' işinizi görüşmek için beni telefonla davet ettiniz.
Güzel kadın, JorJ'un cevabını runuz madam!
’ beklemeden mantosunu çıkardı' İçerideki sıcak salonda mtea-ve en büyük teklifsizlikle, kol-jflr kadının güzelliği bir kat da-j tuğa oturup bacak üstüne ba- (ha parlamış, Ensvll, yiyecek cak attıktan sonra sözüne de- gözlerle ona bakmağa başlnmış-vam etti: tC Meçhul genç kadın söziine
l — Ne demek istediğimi tabii devam etti:
. derhal anlamışsınızdır. Başında I _ Yaptığınız hazırlıklara ba-bulunduğum büronun g&yed,1 tahrsa maalesef sizi kederlen-kan koca arasındaki temelleri; bir haber getiriyorum,
önilyerck aile saadet ve şada-' Mariam sarmpna. gelemlyeee-katini korumaktır. Zevcenizin s|n| söylemeğe beni memur bazı şüpheli hareketlerini oğ- etti dedi, renince derhal şu raporu oturup yazdım. Buyurunuz siz de oku-J yıınıız, dedi ve .Torja makine ile
Müdür Ali Ertandan derslerin nasıl yapıldığını göstermesini rica ettim. Birlikte alt kattaki flrik-kimya lâboratuvarı-na iniyoruz. Dershane, diğer srlnnlar gibi geniş ve aydınlık,
öğrenciler masalarda oturuyor- ile. lar Ortadaki kocaman masa- âlüsamevede pek beğenilen nın üstii deney tüpleri, ecza şl- vc İsveçli mütehassıs bir bâya-şcîeri. ispirto lâmbaları, meşin, nm öğrettiği İsveç danslarını yün v? pamuklar, tronsol kâ- anlata anlata bitiremediler, ğrt’arijie dolu. | Aysun Güvenç, bu dansların fl-
Masa başında, bîr kız öğrenci, gürlerine blılm mahalli oyun-yanında yardımcısı. Bayan oğ-, larmuzın menşe ve hareketleri rctnıcn beyaz bîr götulrk giy- hakkında o kadar güzel bir miy. ders? nezaret ediyor. Bir mukayese raptı ki onu sanki başka öğrenci camlı dolaplar- senelerden beri bu İşle meşgul dan lüzumlu âfetleri ve eczaları olmuş bir mütehassıs zannet-ma fa nın üstüne taşıyor. tim.
Ccüncû sınıf kimya dersinde. Okulda 19 mayıs hazırlıkları Mevzu amonyağın müzakeresi. (ia pek hararetli İmiş. Spor Tahtada |ıir takını kimya for-, mümessili Servet Tunber pro-müllrri, el ele tutuşmuş, kol yalan ve diğer çalışmaları an-kola girmişler Öğretmenin bu guruba verdiği] vazife lıazırlanmış. ç"—---------_
riibe'cr yapılıyor, tahtaya for- ' Taıtj müller yazılıyor. Münakaşalar oluyor.
Vazifeli gurubun başı Mihri-yr Karık, ders anlatıyor, hir taraftan da tecrübeleri tekrarlıyor. Gayet ciddî. Fazla olarak kasları da çatılmış. Arkada-.la-nna suniler soruyor, sorulanlara dn cevap yetiştiriyor.
Amonyağın tarifi, kullanıldı- nîinnzi al... Yalvarırını sağı yerleri 15 sene sonra yeni na!...
terimlerle tekrar öğreniyorum: Meçhur avcı yani başında
— Amonyak keskin kokulu,' duran tüfeğini okşıyarak: sudaki eriyiği buz reaksiyona] — Onu gebertmek benim gösteren... 'için gayet kolay: diye mıtıl-
Kofay buharlaştığından bus tendi. Fakat diri diri yaka-ünâl'nüe kutlanılır... lamayı tercih ederim.Parslar
| yer yüzünde gittikçe azalt-7» çaldı. Işık Akman’a kimya vor. Derisi çok kıymetlidir, dersini öğrenmekte ne fayda var, diye sordum. Bîr au düşündü. sonra:
- Bıı ders etrafımızdaki cisimlerin yapısını lıize öğretir.
— Meselâ?
— Meselâ şu soba borusunun sacla» olduğunu öğreniriz.
-7 Hiç okula gitmemiş birisi solıa borusunun saçtan yapıldığını bilmez mi?
— Bilir tabii. Bilir ama saçın neden yapıldığını pek bilmez. Sonra hu ders bize âdeta cisimlerin esrarını, birbiriyle nıiina-sehetkrini öğretir.
Ders malzemesinin ve âletle-
rin muhafaza edildiği dolaptan________
gözden geçiriyoruz. Burada pek ş^m çok şey rar. Bıı âletler ve ders da r malzemesi Ankaradahi Sanat Enstitüsünde yapılıyormuş. Öyle ince cam İşleri ve öyle karışık fizik âletleri var ki Ankara Sa-
. nat Fnsiilüsiıntin damgasını taşıyor.
Dolap muhafızı Yurdusev Karal çalışmaları hakkında I-zahat verdi. Umumiyetle sevimsiz ve kuru telâkki edilen bu ders bu okulda alâkalı hale getirilmiş. Dery zil) çaldığı halde bahçeye fırlıyan yok.
Başka derslerin, nasıl okutulduğunu sordum. Sınıfın tarih-coğrafya salonu mümessili Ra-bta tarihi dolapların, diğer do-miiddet tarihten bahsettik. Ra-bia tarihi dolaplarını, diğer dolaplardan farkını o kadar güzel belirtti kl okulda bu dersin de Jyi takip edildiği muhakkak.
uıayıp gidiyor. |attı.
Ne sorsanız merakının gide-şinıdi tee- . jecek cevapları alıyorsunuz, htava for-' Talja olan herşey herkesçe lüm. öğrenciler, okulun ! şeyi İle o kadar yakından kalı.
ı. Bu-
■ nıa-her
ı alâ-
Sade Adin GÖKÇE PINAR
Kara Canavar
(Baş tarafı 6 ncı szhlfcde)
. Avrupadakl hayvanat bahçeleri de diri bir pars İçin avuç dolusu para veriyor.
Reis serine in d en bembeyaz dişlerini gösteren geniş bir tebessümle gülüyordu.
Sonra herkes kulübesine çekilip yattı.
Ertesi sabah erkenden hazırlıklara başladılar. Avcı reisin kendisine verdiği yardımcılarla ormanın kuytu bir köşesine çukur kazarak üstünü dallarla örttü. Ke-nera bir de keçi yavrusu bağladıktan sonra sık yapraklı
Müşterek savunma plânı — meselesi — Silâhların standardize edilmesi
Üsler
Okul bir hafta evvel mösame-re vermiş. »Yonçln masalı» İsminde bir piyes temsil edilmiş. Piyesle baş rolü alan TurduscV Karal'daıı eserin mevzuunu sordum. Dedi lif;
— Vaka bir Çin prensesinin sarayında geçiyor. Prensesin etrafını saran bir sürü İnsandan çoğu dalkavuk olduğundan
- AKŞAM _
ÇOCUK DÜNYÂSI
Bilmece Kuponu
No. 21
ağaçlara çıkıp, ak-geç vakte beklediler.
canavar, gözükmek !e dursun, sesi bile ^itilmedi. Gece köye dönüp ertesi gün tekrar tuzağa geldikleri vakit keçi yavrusunun kemiklerini buldular, amma pars çukura düşmemişti.
Meşhur avcı çenesini okuyarak:
ı — Vay kurnaz canavar vay; diye söylendi.
Bu aralık gözü karşıdaki ağaçlardan birine ilişmiş! t. Kökünde küme küme birikmiş zamk vardı. Bir an dü-j söndükten sonra kararını verdi.
Köye derhal bir adam koşturarak büyük bir kazan getirtti. Hemen oracıkta ateş yakarak kazanı ağzına kadar zamkla doldurduktan sonra topladıkları kucak dolusu ağaç yapraklarını bu zamka batırıp yapışkan hale getirerek bulundukları yerin yüz metrelik bir çevresine bunları döşediler, Tuzağın kenarına bir keçi yavrusu daha bağlıyarak tekrar pusuya yattılar.
Meşhur avcı plânında yanılmamıştı. Hava kararmağa başladığı sıralarda canavar yerden bitmiş gibi birdenbire meydana çıktı. Kendine güvenen adımlarla keçi yavrusunun bağlı bu lunduğıı ağaca doğru yürüyordu. Fakat muayyen bir mesafeye geldiği zaman a-j
ka-Fakat ?öy-
İkinci diinya savaşı, ayrı e İdeolojilere kıymet veren mem- ) leketleri müşterek düşmana i döğüşmek İçin birleştirmişti. 1 Savaşın bitmesi He beraber ge- ı çlcl olduğu anlaşılan bu durum I da sona erdi. ı
Komünist doktrinleri, demok- 1 ras! — bu makamda kapitalizm r kelimesini kullanırlar — İle 1 komünfaın anısında bir hattı ! vasatın mevcudiyetini kabul t etmeyip iki rejim arasında ölüm t kalım mücadelesine gayri ka- 1 bili İçtinap nazariyle bakmak- 1 ta olduklarından savaşın sona ’ ermesi İle komünistler mu vak- « kalen kapadıkları mücadeleyi tekrar açtılar. Uzak Doğudaki 1 silâhlı savaş evvelce bırakıldığı k yerden başladı Dünyaya yeni • bir nizam vermek İçin Birleşik I milletler teşkilâtı masası etrafında toplanan demokrasilerle yan yana oturmuş olan Sovyet-ler «Veto» hakkını suiistimal ederek birçok memleketlerde 1 karışıklıklar çıkararak bu ça- 1 lışmaları mütemadiyen balta,- 1 ladılar. Komlnform faaliyete ■ geçirildi. Demokrasi mümessil- 1 leri Doğu ve Orta Avrupadakl ' bazı memleketlerin demokratik 1 hayatlarına arka arkaya son 1 vermekte olduğunu hayretle I gördüler.
4 nisan 1949 günü Vaşlng- I tonda İmzalanan pakt komü- J nlzmln mücâdele ve genişleme 1 siyasetinin önüne Batı Av.ru- 1 ziyaretçi pada karşı durulmak İçin ya- 11 ... .—.i. . .. - - pafctn |
katılan demokrat memleketler ( Avrupanın elde kalan kısmın- ' dan hiç bir parçanın koparıl- 1 masına müsamaha ccicmfyecek- ' Jerin! taahhüt etmektedirler. 1 Birleşik Amerika devletleri de ' Avrupadakl mlletlerle sulh dev-görür görmez şaşkınlıkla kapa- rinde bir İttifaka girişmeme mayı unuttuğu kapıda» İçeri hakkındakl tarihi ananesini i —>. «--i. --»-tt-m b|r larafa tnrakarak pakta da- '
hil devletlerden her hangi bl- 1 rlne silâhla bir taarruz yapıl- ! dığı takdirde harbe katılmağı taahhüt etmekledir.
Amerikan askerî yardımı
Girişiliri taahhüdü yerine ge-llreblimek İçin Amerika pııkt memleketlerine silâh ve teçhl- ■ zat yardımı yapmak mecburiyetindedir. Misler Hanson 1 Baldviııin New York Tlmes'ie çıkan makalesinde pek İyi belirt Llği gibi askeri kiralama ve borç verme programı tatbik edilmez- ' ec pakt alelade bir kâğıt parçası olmaktan başka bir kıymet İfade edemlyecektkr. Kâğıt üzerinde kalacak İttifakların ameli bir fayda sağlıyamıyacağmı ı takdir eden Amerika hükümeti paktı tasdik için Senatoya ' sevk ederken Senatodan 1 temmuz 1949 dan 1950 haziranı sonuna kadar devam edecek mail yıl İçinde Avrupa ya silâh ve teçhizat yardımı yapmak üzere 1 bir milyar dört yilz elli milyon dolarlık tahsisat, da talep etmektedir. Senatoca kabul olunacak tahsisatın bir milyar dolardan az olraiyacağı Luhmln olunmakladır. Pakt memleketlerine sevk edilecek silâh vc teçhizat Amerikanın elinde mevcut harb fazlası stoklarından gönderildiği müddetçe bunların kıymetleri Türkiye. Yunanistan ve İrana şimdiye ka-1 dar yapılmış olan yardımlarda.
, kabul edilmiş olan kıymetlen-1 dlrnıe esası, yani bir dolarlık maliyet flalinln on santim ola-1 rak kabul edilmesi esası üzo-; rindeıı herapfanacaktır. Bu ] esasa nazaran bir milyar dular oldukça mühim bir yekûn gibi görünürse de nıuhlemcl mütecavizin kuvvet durumu vc ' modern bir tümenin yeııi baştan teçhizi için 200 milyon dolara İhtiyaç bulunduğu goz ü-I nünde tutulursa bu sene yapılmak istenilen askeri yardım , programı İçin muazzamdır, de-1. ıılle mez.
Bu hal ynnl çofit geniş bir ıPİân dairesinde İşe glrişüme-.mekte olmadı Amerikan hllkû-. metinin Batı Avrupa İçin yakın , 'bir gelecekte bir harb tehlikesi
t*r Hntıc Cemal Lotadan «»kimin (asavvur etmemekte olduğunu nc.ıettlti «Afiyet» ŞıUcleslnlıı «7 İKİ
|»ı>yuı vikmıstır. H.>r*uı en göstermektedir. Amerika tara-
! açık hır nine yarıiınn bir çok jııhhi tından yapılacak askeri yardı-ve faydalı yarılan İçinde toplamı' mm 1950 mail yılından Sonraki luvMve^'ad/t*1*11 *1(urucu,®'',m'xa yıllara ait miktarlarını Rusların, Sayını 10 kurudur. Adraa: İstanbul a^nn? olduğu soğuk harbin |Divam olu No. iih (göstereceği gelişme şekil tâyin
madam Sarmonn'nın gtlmesl-vaad etti.
dc ayak sesleri duydu, jlonunıı çiçeklerle süslemişti. Dı-
■ beş bin frank vereceğini de madem Sarmonanın kendisine
■ mâzeretl dolayıslyle gelenıiyc-• ceğlnL bildiren bir mektup gön-’ derdiğini sandı. Kapıyı açar aç-
■ maz gayet şık giyinmiş ve bek-. ledlğl kadından bin kut daha
■ güzel ve cazibeli bir kadın İle
■ yüz yüze geldi. Meçhul kadın
gülmslycrck sordu:
i — Mösyö Basvll siz misiniz?
> Delikanlı, genç kadına mef-
tun ve hayran bakarak cevap verdi:
— Evet madam bendenlzlmf : — Madam Sarmonadan gel!-
■ yortun, arkadaşımdır.
-- Rica ederim İçeriye buyu-
______________________________ Basvit İte meçhul _______________________ yazılmış bir kâğıt uzattı. Jorj. teaCl,n boî h*11 şampanya içtik-1 Pı|mı§ b|r anlaşmadır, şu satırları hiddet ve hayretle t®” sonra yon yana. *" •
okudu:
»Madam Sarmona mösyö
Basvilin randevusunu kabul etti. önümüzdeki porşembe günü saat 18 da Oktav Föye sokağında 90 numaralı npartımandakl dairesine gidecek.»
Jorj bu satırları okuduktan sonra kendisin! tutamadı: |
— Demek Basvll, yani en aziz dostum, karımı ayartmak İstiyor. İkisinin de alacağı olsun hınzırların! diye haykırdı.
— lliaatılnımıvinlz möîyöl , tre"bİmİ:” i;tris7 ğlrdljl SİM
Zereenlü bu randevuyu eltme- ] cıklp „c blr
mistir, öğütlerimi (Unllytc.lt o- yatanc, „k.M,rln rûzlr-
lursnntr ıtltmlyretk de... • | ri„c lnanmamate „na İçti.
— Oktur fare roknjuıdakl M &vc.^nto hnrrkrtlerlul ndım numaralı apartımanta anarda- „üm lak,„ „to0 j„j mü. tına karsonlyerl yar. Malıulle- Ubatl 5 M„ ,ran„ Memck ltl„ sl ve numarası hâlâ hatımnda-dır. çünkü blrgûn bana tahsis etmişti de.,.
— Doğru! Madam Obex İle
randevunuz olduğu İçin erka- îe(jçn sonra Rarin sokağında 2 daşınız o gün garsoniyerini sl- numarada beni ziyarete gelir-zc vermişti değil mİ?
Jorj merakla sordu:
— Bunu nasıl biliyorsunuz?
— Bu, mesleğin icabıdır, yal- *,lr *1)1 yapamam.
nız biraz geç haber aldım da mesleğim buna müsait değil.
vaktinde zevcenize İhbar etmeğe vafclt bulamadım. Yoksa n randevunuza, mâni olurdum. i 3
— Madem ki bana vaktinde 1 haber verdiniz, Müsaade ediniz 1 de kanının Basvilin randevusu- 1 na gitmesine mâni olayım,
— Hayır, hayır! Siz karışmayınız. Zevcenizi rahat hıra’aıuz. Basvilin evine gittiği zammı o- ] nu yalnız değil, büromun memurlarından gayet gitarı bir ( kadının refakatinde bulacak vc ( zevceniz, mahcup ve nâtfim geri
dönecek ve bir daha shd aldat- * mağa teşebbüs etmlyeçek. |'
Jorj, bu sözlere kanmjş gö- t-’kilfi nasıl reddetsin'.' . rünmedi. Fakat Elte&vet çok ıs- r[n PAadeLinl korumnğp ınâluf rar elti ve güzelliğinin de Jnzl- vnzlrcsl lcrıbı olarak. .Torjım ................... söylediğini yapmağa mecburdu, yaklarma zamklı vaorakhr Brt“' " mulMkl” «Ünler, yapısmaâa başladı. Bu bek-ranbeenlıu™» »eve «e e İenmedik olay karsısıttda j- Eİttl. Çünkü gitmese bnska bir yice şaşıran canavar ürkek .kadının Jorju ayartacağından hareketlerle atlayıp zıpla-,'** ..........
mağa, olduğu yerde yuvarlanmağa koyulmuştu. Her çırpınışında yapışan yaprak ların sayısı biraz daha artıyordu. İki üe dakika İçinde yüziı gözü bile örtülmüştü. Önünü arkasını görmeden kendini oradan oraya atarken soluğu tuzağın dibimle' aldı.
Onu luskıvrak bağladıktan sonra köye götürmek ve| sağtbm bir kafese kapamak, hiç de zor olmadı.
Reis sevincinden ne yapa-] cağını bilemiyordu Boy-| nundaki altın kordonu çika-ı np meşhur avcıya armağan etti.
..n» y-'(ı oturarak j tatlı tatlı konuşuyorlar. Ara sı-, ra da hararetli buseler teati e-dlyorlardı. Tanı t> sırada madam Sarmona da korka korka garsoniyere geldi. BasvlUn meçhul , güzel kadını ansızın karşısında
I
! girerek hole dojru yürüdü. Kendisini randevuya elmiş otan delikanlının bir kadınla ve iklrinln de şakrak kahkahalarını işitince, hiddetinden küp-
ı davet •ı başka tatlı muhabbetini
I
ertcsl günü telefonla Eilsaveti bürosuna davet etti. Jorj, genç t kadına beş bin frankı verirken:
— Madam Ellsavet, yarın öğ-
■ şeniz, sJze çok minnettar kalacağım; dedi.
I — Hayır mösyö Jorll Böyle Mevkiim ve
Jorj ısrar dil;
— Bilâkis mesleğiniz, bunu yapmanızı İcap ettirir. Teklifimi, tereddütsüz kabul etmelisiniz. Bir arkadaşımın şeref ve /uçmuşunu kurlaracakKiıuz. Yn-|rin satıl İT do dostunum karını 1 İle randevum var, Buluşacağımız ev, bir arkadaşımın garsoniyeridir. Arasım garsoniyerini banıı tahriş eder. .Şimdi SİK, karısı tarafından aldatılacak olan dostuma gider, kendisin? de bana yaptığın1* ayni teklifi yaparsınız. Sonra gelir, beni Ra "İn sokanındaki evde bulursunuz.
I Zavallı Ellsavct. bu mâkul Ailele-
a_ ve karısından :ıyınxr’’*ından r.' korkuyordu. HaJbUlrt E’l-avct,
' Jorjıı daha büyük bir hata İzlemekten alıkoyuyordu. Ne yapsın, mesleği, bunu icap ettiriyordu.
Çeviren: A. HİUll '
AFİYET
edecekt.lr. Bugünkü tahminler Amerikanın Batı Avrupada (80) modern tümenin meydana ge-lebilmeri İçin yardımda bulunacağı merkezindedir. Yapılan hesaplara göre bu tümenlerin silâh ve teçhizatı İçin (18) milyar ve hava kuvvetleri İçin (4) milyar olmak üzere ceman (20) milyar dolar tutarında yardım yapılacaktır. Amerikalıların u-çak İmalâtı sahasında elde ettikleri bir çok yeniliklerin gizil kalmasını temlnen organize edilecek tümenlerin hava kuvvetleri şimdiden Avrupaya gon-derllmlyccektfr.
Pakt memleketleri Amerikan askeri yardımı dolayıslle kendi bütçelerine koymakta oldukları asker! tahsisatı nzaltamıyacak-lardır.
Müşterek savunma plânl
Atlantik paktından evvel Batı AvrupalIlar bir Rus tecavüzü takdirinde Amerlkadan görecekleri yaTdimin derecesi hakkında kati bir fikre sahip bulunmamakta İdiler. Yeter derecede silâh ve teçhizattan da mahrum bulunan Batılı devletlerin bu meçhutat içinde Rus İlerleyişine nasıl ve nerede karşı konulacağı hakkında bir plân çizmelerine İmkân yoktu. Atlantik paktı bu mütereddit vaziyete bir son verdi. Muhtemel bir taarruz karşısında Batı Avrupanın müdafaasına koşulacağı ah ten kabul edilmiş olmasına nazaran Batı Avrupa-run müdafaası hukkındakl müş terek plânın kati şekilde hazırlanması ve bu plân üzerinde çalışılması İçin bir mâni mamış bulunmaktadır.
3 ekim 1B48 tarihinde Avfupa kara kuvvetleri komutanlığına tâyin edilmiş olan Fransız generali De Lattre de Tnısigny karargâhında bulunan muhtelif demokrat memleketler kurmay subaytan ile birlikte Batının müdafaası ve Batı Avrupa savunma kuvvetleri arasındaki İşbirliği plânları üzerinde çalışmalara başladı. Mareşal (Montgomery) nln «Jl-rektlllerl arasında yapılan mesaiye bundan sonra daha müs-bçt bir şekilde devam olunacaktır, Eşit silahlara sahip Amerika ve Kanoda savunma kuvvetleri arasındaki İşbirliğine İkinci dünya savaşının sona ermesini müteakip fasıMl verilmiş değildi. Amerikan ve İngiliz deniz ve hava kuvvetleri ve bu kuvvetlerin kurmay heyetleri hnrb senelerinde olduğu gibi beraber çalışmalara başlamak üzeredirler Bir harb takdirinde tnglllerenin Batı Avrupa müdafaasına tezahürat kabilinden birlikler göndermekle iktifa etmeyip fazla sayıda savaş tümenlerile katılacağı ve Sovyet ordularının Ingiliz adalarına hava ve raket hücumları yapabilecek nıınta-kalara sokulmasına meydan vcrmtyecegl ümit olunmaktadır. Müşterek savunma plânının müdafaa bakımından olan ehemmiyeti üzerinde fazla durulmağa ihtiyaç göstermiyecek kadar Aşikârdır.
Üsler meselesi
Deniz ve hava kuvvetlerinin | hareket ve IkııuU yapmaları i bakımından mühim olan üs ih-I liyacı muhtemel savaşın çev-(resi İçine alacağı geniş saha göz önüne getirilirse meseleninj stratejik ehemmiyeti kolaylıkla kavranır. İzlanda, Norveç, Danimarka. Portekiz ve şimali İrlanda gibi memleketlerin de-| mokrasllerce Atlantik paktı ’l içine alınmış olması bu bakımdan büyük bir kazançtır. | Nüfusu 15Û bini bulmıyan ’ ı talanda müstakbel hnrbdc stratejik bakımdan hayati ehem-L iniyeUe bir üs teşkil eylemekte olduğundan mühim bir kıymet İfade etmektedir. Şimali Atlan-' ilgin Üst kapısında duran'
■ talandayı elinde bulunduracak ve yeni boştan kazançlar
■ tarat bu Okyanusa girip çık-] etmeğe kalkışmayacakları 1 nıağı kontrol edebilecek duru* naatindedir.
I ma sahip olacaktır. Norveç de- Bazı çevre ve şahsiyetler vt ı İyi bir iınreket üslüğü yapabil- ezcümle Churchill Avrupa b>r-• me vaziyetinde bulunduğundan'llği ve kalkınması İçin Alman dolayı ikinci diınya savaşında'milletinin de kendi arzusu ile ' istilâya uğramıştı. Gerek coğ- Atlantik Birliğine katılmasının ı rafi vaziyetinin tıate olduğu zaruri bulunduğu mûtalüa.’nn-ı stratejik ehemmiyet gerek mils- dadırlar.
ı takbel savuştu harb sahnesi
Ce. Re.
kal-
Batı baş
olacak Şimal mıhtaka'arında kâin Spitzbergen takım adaları
1 iıa sahip oluşu Norveçin tarafsız kalabilmesini gayri müm-!> kin kılmakta İdi Rus tehditlerine rağmen Norveçin Atlantik paktına katılması demokrasi grupüna faydalanacakları bir hayli üsler kazandırdı. Danl-marka da Şimal denizi mrdha-i llnl kontrol etinesl. Balt.tk de-i nlzt pasajında bulunması, İn-! glllz adalarının hava ve raket ’ hücumları İle telıdit edilmesine ’ kolaylıkla İmkân verecek Fa-1 roe^adalarını ve Şimalde Grrien ■ tandı elinde bulundurması cl-' hetile Atlantik paktı devi ■1leri ’ İçin hareket ve İkmal üsleri sağlamaktadır. lAsor) adatan m elinde tutması bakımından Portekiz ve coğrafi vaziyeti iti— barlle Şimali İrlanda Üslenme cihetinden pakt devletleri için faydalı olacaklardır. Pakt müttefikleri ellerinde bulunan elverişli üsler Batı Avrupa nm harb kudreti bakımından çok ehemmiyetli unsurlardır.
Silâhların standardize edilmesi Batı Avrupa savunma kuvvetleri elinde bir örnek silâh bulunması keyfiyeti bu kuvvetler arasında işbirliği sağlanması hususunu çok kolaylaştıracaktır. 1943 senesinde general (Dö Golı İle general De Latfre de Tossign’nln Cezaylrde teşkil etmiş olup Avrupanın Naillerden İs lir dadı savaşlarında general De L&ttrc de T8ssigny'nin kumanda elmiş olduğu birinci Fransız ordusu tepeden tırnağa kadar Amerikan silâh vo teçhizatı İle donatılmalı Batı devletlerinin kendi vasıtaiarlle meydana getirdikleri diğer askeri kuvvetler elinde hâlen bulunmakta olan silâhlar haizi ehemmiyet şeyler değildirler Batının müdafaası İçin bundan sonra organize edilecek ordular , başlan aşağı Amerikan silâhta-Jn İle teçhiz edileceklerdir Pak-Jta dahil muhtelif memlcketle-Jrln çeşitli ordularının koordine j edilmesi işinde bunların silâh Jve teçhizat mevcutlarının stan-.Idardlze edilmiş olması kcyllye-I tl çok mühimdir.
| Paktın derpiş elliği askeri | kollektif hazırlıkların ikmali ,1 uzun zamana İhtiyaç göster-. inekte olması bakımından bir . endişe doğurmakta ise de A-! ınerlka Dışişleri Bakanlığı Sov-, yetlcrln şimdiye kadar kaZiUUl-nuş olanları hazım ve lç cepheyi takviye İle meşgul olduğu elde ka-
El.
Created by free Version of 2PDF
S. Te 8
AKŞAM
17 Mayıs 1949
BULMACA
BULMACA
w
o>
o
1
8 4 6
2
fl
m ıa»B: 1 — BU >’■* «bzMİ. | - Kıın«ra - Kurtuluş. 3 — T*r»l
tanuFlemcdir. 4 - BâMtia Ur !«»"• -Ter.ı şebekedir, t — Ediplere y»-k(„ır t«nd«. « - Teni hiledir -ffaltil. 7 — Ter«l mılcoddeden dernek"! ■ — 8»>>n k*»* ’ P1«İPİ»I. 9 — Rl ile dokunma - Genişlik. 10 Kek-
7 8
ASKERLİK İŞLERİ
İstanbul kakar ilk Dnlraal B«|k«" lıŞındanı
1 — Yadak »ubay v» yadak «skarl mamurların IcmaklUar dahin auullk yoklamalarına 1 Hatıran B19 «dnü başlanacak va so Haritan MB «Unü aona erecek Ur. Yedek aubay VO aB kart memurlar kayıtlı bulundukları aıkarlık aubalerln» bu bir aylık aüro loınde müracaat «(• yaklamalartnı yaptıracaklardır
3 — Şubeye giderken kimlik kdgı dı vo (Raporlu olanların raporları) beraber bulunmalıdır.
a — Yem tarhla edilip harlraııdan kvval kaydını yaptırımı olanlar dahi bu bir artık «Ura İçinde güllelerine müracaatla yoklamalarını yaptırmaları IStımdır
4 — Yoklama lüreal içinde bajka mamlaketta bulunanlar bulundukları yerlerdeki askerlik *ufre«l delâletti* veya caaa fubealne bir toaiıhUtlU mektup göndermek auretile vo yur! difinda bulunanlar da bulundukları yellerdeki Türk koılâOİMluŞun* bM vurarak yöklamfctarını yaptırmaları ve kendi juba merkeılne avdetlerinde ellerindeki roefkalaıı aubelerlno göstermek suretUa k marnlamaları Ur.imdir
k «ııbay v» y»4«k «alcerl (em*klu*r autun «enellk
Bayın Doktor ve Eczacılara:
MARUF FRANSIZ Fabrikalarının
bildiririz.
İsimleri aşağıda yazılı mütfta Uzarlarının yeniden piyasaya arzedildiğini sayçı ile ’ '* ’’ ’ ’
EVATMİNE Amp. — CARRİON
RETROP1TU1NE Anıp. — CARRİON
L1PİODOL F Anıp, — (il'ERBET
LİPİODOL Cansules — Gl'ERBET
SYNCORTYL Amp. 5 ııi2T. — ROUSSEL
SYNCORTYL Anıp. 10 mgr. — ROUSSEL
HEMOSTYL Anıp. — ROUSSEL
HEMOSTYL Snop — ROUSSEL
HEPAMOXYL Ampoules — ROUSSEL
HEPAMOXYL S i rop — ROUSSEL
Benzogyrsoe8tryl Anıp. 1 msr. — ROUSSEL
Benzogyr.oestryl Amp. 5 mçtr. — ROUSSEL
LUTOGYL Amp, 2 mçr. — ROUSSEL
LUTOGYL Anıp. 5 m^r. — ROUSSEL
LUTOGYL Amp. 10 mpr. — ROUSSEL
LUTOGYL Compr. 5 msır. — ROUSSEL
LUTOGYL - Compr. 10 mgr. — ROUSSEL
a. 10 — Nal. Knl.
İst. Lv. Amirliği İlânları
. .. Şimşek
ADRİATİCA S. A. (fi NAVİBAZİONE
En parlak ışık .
En keskin ..
Gıllete bıçağıdır
MAVİ
Gillette
10 bıçak 170 kuruş
5 bıçak 85 kuruş "Gün aydın Gillette ile başlar,,
Konservatuvar
Koro - Orkestra konseri
Solist : Mayda Arkan
Şefler : Cemal Reşit — Muhîddin Sadak
Bu akşam saat 18,30 da Şehir Komedi Tiyatrosunda^(6658)
inşaat Yaptırmak istiyeıılere
Eve zevk verdirecek muhakkak plânıdır. Her zevke uygun plânı Teknik Evler İnşaatında bulacaksınız. Galata Yolcu Salonu karşısında Mumhane Cad. Mumcu han 54 No. da kat 2.
İstanbul Defterdarlığından :
Kıymeti Teminatı Lira Lira
DO3j'a No.
Cinsi
SİS—682 Beyoğlu, (Kasımpaşa) Yahya Kâhya 490 parsel
mah. Aitıocak so. «64 ada. 11 yeni 17 kapı sayılı 24 M2 arsa.
915—8152 Beyoğlu, (Galata ı Müeyyetzade Kemeraltı kuyu so. 111 ada, İL eski 10, 14 yeni 14 ta] 12 kapı 53.50 M2 kârgir evin 2/5 payı
515—9892 Beyoğlu, Sütlüce mah. Maltız so. en 240 eski 3a mük. eski 75 yeni 80 kapı sa-
I* yılı 166.46 M2 arsa.
Yukarıda yazılı gayri menkuller açık arttırma İle satışa çıkarılmışsa da İşlekli çıkmadığından 8-5-949 dan itibaren bir ay İçinde pazarlığa bırakılmış tır.
İsteklilerin geçici teminat makbuzları ve niifıi3 cüzdanla-riyle 8-6-949 tarihine kadar Milli Emlâk Müdürlüğündeki komisyona başvurmaları. (6675ı
mah. 4800 parsel sayılı
18
İNŞAATÇI VE
MÜTEAHHİTLERE
Amerikan malı REX marka S-ll Belonlyerleri’nlz-den bir tane kalmıştır Galata: Fermeneciler Yeni Han No 4 Telefon: 41071
Fatih 1 ci Sulh llukuk Yar-' gıçiığından: 949 Î5 I
eşyayl itcariye yiikllyecektir.
Fazla tafsilât İçin Gala tada Mumhaııcde
AJRİATİCA S. A. di NAViGAZi İNE
Umumi acentalıgma nıurncaut. Tel: 44877 - 44378
Açık eksiftme ilânı
Dâvâlı: Naşlt: Çapa Ördek
kasap (Lûtn paşa So No 25 tel İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden: iken (İkameti meçhul» İsmail | j _ İstanbul Polis Okulu binası onarım: açık eksiltmeye çılta-ve Std'ka Gülseven vekilleri nimiî|,ır, avukat Abdullah Arkuıı tara-l ------ - — - ■
fından Naşit aleyhine açılan!
240 liralık Tapudaki haczin* ..............
fekki dâvasının yapılan yargı-! pıiacalctır.
lamasında: Davalının yukarıdaj 2 — Bu İşe alt evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme, bayındır-yazıl‘ ikametgâhı meçhul bu- |lk jşIerj &ene|t hususi ve fennişartnamelerl, proje, keşif bülâ-lıınduğuııdan dâva arzuhalinin sasly|e buna nıüteferrl diğer evrak dairesinde görülecektir, gazete ile Hanen teblığat yıı- 3 _ Eksiltmeye İştirak etmek için taliplerin (2250ı liralık pilmiş ve tâyin edilen günde muvaM(lt teminat yatırdıgınadalr makbuz ibraz etmesi ve duruşmaya gelmemiş ve bir g4g yüında Llcaret odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi vekil de göndermemiş bulundu- hâmU oIına31. cksiitmP gününden tatil günleri hariç 3 gün ev-gıından gıyap karan tebliğine veı vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası alması ve bu gıyap kararında gazete ve j.uy.arıc|3 ikinci maddede ya?.ılan evrakı g iriip eksiltme İle tebligat yapılmasına karar şartnamesinde yazılı kayda göıe kabul ettiğine dair imzala-verlldlglnden tarihi ilândan nıası 9art'tır 6230
itibaren beş gün zarfında gelip!
gıyap kararma bir İtirazı varsa bildirmediği ve tâyin edilen günde gelmediği takdirde g'ya-bmda duruşmaya devam olunacağı ve yargılamanın da 6 Haziran 949 pazartesi saat n Kurıışlur de Ista. Vilâyeti karşısında Fa-| 2 _ EitSillrn? 23/5 s*49 tarihine rasliıyan pazartesi ••ı.»iı saat tlh birinci S. H. yargıçlığına |6 da An[4arat|a gu tyeri Reisliği binası İçinde toplanacak 'jI.vu müracaat ve gününde gelmezse' ek,nlnw komisyonu odasında kapalı zarf usuliyle yaptla-gıyabuıda dâvaya t>alc,Lacaft,‘cakfcır
IçUı g?yap kararı dâvâlı Naşltei 3 _ ist^ıyerin eksiltme şartlaşmasını, sözleşme tasarısını, hanen tebliğ olunur. ((3790ı özeJ t2kn|k ^tiaşma. fiat birimleri ve keşif cetvelini, Bayın------------------------------- dirlik işleri genel şartlaşmasını ve sıı İşleri umumi fenni şart-
İstanhul Beşinci İcra Memur- laşmasınt (43» lira (35ı kııruş karşılığında su işleri relsllğin-luğundan: 949 1684 den alabilirler.
| 4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin (40.832) Hra
1 (69) kuruş geçici teminat vermeleri ve bu işin teknik eiıemmi-’ yetinde bulunan diğer bir İşi muvaffakiyetle başardığım ve ’ ya idare ve denetlediğini İspata yarar belgeleriyle birlikte ek’ sinmenin yapılacağı günden en az «tatil günleri hariç 1 üç gün evvel yazı İle Bayındırlık Bakanlığına baş vurarak bu İşin ek’ sinmesine girmek için yeterlik belgesi alnınları ve bu belgeyi 1 göstermeleri şarttır.
5 — İsteklilerin teklir ıuektup’arııu 2 lııcl maddede yazılı sa-j atten bir saat öncesine kadar S ı İşleri reisliğine makbuz karşılığında vermeleri lâzımdır.
Postada olan gecikmeler kabri edilmez.
ı Keşif bedeli (209991 lira (50) kuruştur.
' Eksiltme 2.6.949 tarihinde perşembe giinu saat 15 de İstanbul bayındırlık müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından ya-
ması şarttır
Bayındırlık Bakanlığından
Eksiltmeye konulan İş:
1 — Terme deresi düzeltimi ifşaatı olup tahinin ke-
şif bedeli hat birimleri esası üzerinden (»27.Û67I Hra ı34t kuruştur.
ı Hacizli ve düzinesi 450 kuruş’ değerli 25 düzine Hudson markalı, 30 düzine Goomrtlı mar-kah ve düzinesi 350 kuruş değerli 12 düzine Leyter markalı ökçe lâstiği ve beheri 140 kuruş değerli 800 gramlık 24 paket bakır çivi, ve düzinesi iki liradan İki düzine Yelkenli marka lâstik siilüsyonu, ve beheri 70 kuruş değerli 23 kutu 4 numaralı Mugget cllâ vesalr ayakkabı levazım* Mercanda Tıgct-larda 51 sayılı kundura levazıma t ticaret hanesinde 20 mayıs 949 cuma günü saat 12 den 13 e kadar açık arttırma sure-tlle satılacaktır. O gün verilecek bedeli muhammen kıymetin % 75 nl bulmazsa ikinci arttırması 23 may’s 949 pazartesi günü aynı yerde ve aynı saatte yapılacaktır. İsteklilerin mahallinde memuruna olunur.
DEVLET DEMİRYOLLARI İLÂNLARI
5798
Kurşun Levha Alınacak
. Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satınalma Komisyonundan:
l .1 — Beş kalemden İbaret muhtelif eb’atta 2000 kilo kurşun . levha açık eksiltme ile satın alınacaktır.
I 2 — Muhammen bedeli 5800 lira olup muvakkat teminatı l 435 liradır.
hazır bulunacak! 3 — Buna alt şartname komisyondan parasız olarak dağıtıl-müracaatları ilan maktadır.
(3792) | 4 — Eksiltme 3 haziran 1949 cuma günü saat 11 de Haydar-
paşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satınalma komisyonunda yapılacağından arzu edenlerin vaktinde komisyonda hazır bulunmaları. 6655
Osmanlı Bankasından
do-
Gençlik ve Spor bayramı layislle Osmanlı bankasının Galata merkezde, Yenicaml. Beyoğlu- Şişil ve Kadıköy şubeleri 19 mayıs 949 perşembe günü kapab bulunacaktır.
Fetoniyer satın ahnacaklır
İ. E. T. T. İsletmelerinden :
1 — 250 - 300 litrelik: hacminde bir adet betonlyer mektupla fiat ve teklif İsteme usulü İle satın alınacaktır.
2 — Tekliflerin en geç 20.5,949 cuma günü saat 17 ye kadar
Metrohan Levazımına gönderilmesi. (6600)
50,000 liralık 24 Wolt R5 ampe.-lik vçya 24 Wolt 170 amperttk uçaksavar top aküsü kapalı zarfla satın alınacaktır. Tahmin q ria'.ı 21 X 85 Amp İlgin 479 lira ve 24 X 170 Amp. ligin 1000 lira olup teminatı 375i) liradır, Yukarıda yazılı akülerden hangi- "Ç? sinin flatı ve şartları uygun gö ülürse onun ihalesi yapılır. Ek- Js siltmesl 7 haziran 919 şıinü saıt 16 da Ankara M. S B 8a. Al (0 Ko d? yapılacaktır Evsaf ve şartnamesi tsr Lv. Amirliğinde görülür ve 250 kuruşa komisyonda satılır Taliplerin kanu-/\ ni veslkalariyle teklif mektuplarını ihale saatinden olr saat
evveline kadar komisyona vermeleri. (955-5169*
¥
58 kalem 160 adet Dizel yedSk parçası kapalı zarfla satın a-knacaktır. Tutarı 20.60.) lira olun teminatı 1500 Hradır Eksiltmesi 6 haziran 949 güııü saat 11 de Ankara M S. B Sa Al. Ko. da yapılacakür. Şartnamesi İst. Lv. Amirliğinde görülür. Taliplerin kanuni vesikalariyle teklif mektuplarını İhale saatinden bir saat evveline l.adar komisyona vermeleri. '957-51701
¥
63 kalemde 192 parça Diz«l yedek parçası kapalı zarfla satın alınacaktır. Tahmin bedeli 23,000 Hra olup teminatı 1725 liradır, ihalesi 7 haziran 949 günü saat 15 te Ankara M-8. Sa, Al. Ko. da yapılacaktır, şartname ve üstesi st t.v. â-mirliğinde görülür. Taliplerin kanuni veslkalarile teklif mektuplarını ihale saatinden bir saat evveLine kadar komisyona vermeleri. (953-5168)
♦
Aşağıda No. ve boyalan yazılı 2 parti buz mıhı kapalı zarfla salm alınacaktır. Miktarı 2,500,900 adet tahmin bedeli 50,000 lira olup tcminaiı 375ü liradır. İhalesi 13Haziran/949 günü saat 11 de Ankarada M. S B. Sa, Al. Ko. d3 yapılacaktır. Buz mıhları İsveç aktiebolaget O M ıstad S son firması mamulâtı o lAcaktır. (EE. Tip) numune ev at ve şartname İst. Lv amirliğinde görülür. 250 kuruşa komisyonda satılır. Taliplerin kanuni vesikaları İle teklif mektuplarını ihale saatinden bir
: evveline kadar Ko. na vermeleri.
No. ? 50m'm 1,506.000 adet
No. 3 55m m 1,690,000 . (1109-5608)
* ★
/ LAN
1 _ Ankaradaki 5 kademe Tnı. chtınesi için 250: 325 lira ücretle ve evvelce kabul edilenlere ilâveten aşağ'da meslekleri yazılı a72> sanatkâr alınacaktır:
— Tank makinisti
— Motor makinisti
— Rektlflyecl
— Lâstik tamircisi
— Döşemeci
— Bobinaja
— Akümlâtörcü
2 — Alınacak usta ve makinistler 5. kademe tamlrhane-since bir sınava tâbi tutulacak «e muvaffak olanlar bir ay müddetle ve takdir edilecek üc retle tamirhanede tecrübe edilecekler, denemede muvatfak olamıyanlann İşlerine «on verilecek ve bunlar herhangi bir hak iddia edemiyeceklerdlr.
3 — İsteklllerden aranacak özel şartlar şunlardır:
— Türk vatandaşı olmak
______ Sıhhi durumu 5. kademe tamirhanede çalışmağa müsait olmak
— Askerliğini bitirmiş bulunmak
— Mesleğinin erbab* ve bu işlerde evvelce çalışmış olmak
— Sabıka ve kötü İtiyatları bulunmamak
- — Ordu hizmetinde üç sene çalışmağı taahhüt etmek 4kazananlar İçin».
4 — En geç 30 Haziran 949 Tarihine kadar dilekçe, taah-
hüt senedi sınavdan sonra düzenlenecek, sağlık raporu, nüfus kâğıdı örneği, polisten tasdikli doğruluk k&gıdı. altı adet fotoğrafla birlikte Ankarada 5 kademe tamirhanesine müracaat etmeleri Llân olunur. (6754)
Elektr k Nokta kaynak makinesi alınacak
Ziraî Kombinalar Dairesi Reisliğinden :
1 _ 47,10 hra muhammen b?delli 352-50 Hra teminatlı bir adet elektrik nokta kaynak makinesi eksiltme auretile satın alınacaktır.
Eksiltmesi 30 5 949 Pazartesi günü saat 14 de Atatürk Bulvarı 265 No. lı merkez blııasmda yapılacak olan bu alım işinin muvakkat teminatı Ziraat Bankasındaki 46/4868 sayılı hesabımıza yatırılıp komisyona makbuzu verilecektir.
Teknik şartnamesi Reislik Muamelât Şubesinden İstanbul-da Ziraat Müdürlüğünden verilir. İdari şartnamesi de buralarda görülür, (62441
Daktilo alınacak
Yeni harfleri seri, yazan ve eski harflere Aşına bulunan kadın veya erkek bir daktiloya ihtiyaç vardır. İsteklilerin Kadıköy - Haydarpaşa Rıhtım caddesi 136 numaraya müracaatları. (6738)
Comments (0)