)eni İstanbul'un KUPONU
TAHSİL KUPONU
SİYASİ İKTİSADİ, MÜS1AKIL
Tesis edem Habfb Fdlb - TÖRFTIAN
19 Ekim 1950 — Perşembe
Yıl 1—Sayı 323 —lOkuruf
Beyoğlu - Müellif Caddesi 8-8. Telefon t 447M-44757 Santral
a. ~ ===== - ■— —=
Millet hayatında anayasanın rolü
MtI.Lt Eğitini ve vicdan hürriyeti konusunu İnceleyen bir başyazımızın ülkemizde uyandırdığı büyük ve müspet ilgi; demokrasi ideallerine bağlılığımızın, olgunluğun, gerçekten yüksek bir belirtini sayılabilir. Vurdun uzak ve yakın yerlerinden, şimdiye değin, yüz kadar mektup alınış bulunuyoruz. Bunların arasında yirmi sayfalık olanları da vardır. Değerli vatandaşlarımız» mektuplarım yazarlarken, particilik zihniyetinin üstüne çıkmasını bilmişler ve eğitimle vicdan hürriyeti dâvasını, büyük ve çok ehemmiyetli bir yıırd dâvası gibi düşünmüşlerdir. Bu kadar mektup arasında yalnız bir tanesi, anlaşılmaz ve "tuhaf bir İstisna gölgesi taşımaktadır: Henüz stajını bitirmemiş bir avukat olduğunu bildiren bir mektup sahibi, çağdaş hukuk anlayışına son derecede aykırı fikirler I-lerl sürmektedir. Ona göre lâiklik, vicdan hürriyeti; masonluk ve komünistlikten başka bir şey değildir; ve kanı temiz bir Türkün bu prensipleri benimsemesine de imkân yoktur. Bu umdelerin Aııayasa’ya girmesi, büyük bir şey söylemiş olmaz. Çünkü: Ansyasa*nu74i dün de ehemmiyet verilmemiştir, bugün de,. Hattâ genç avukatımız. Türk Anavasası’nın tesirsiz kalmasını, Türklük bakımından, doğru bulmaktadır. Aldığımız mektupların hiçbirinde benimsenmeyen bu fikirler, şimdiki dünyamızın hiçbir hukuk fakültesi tarafından da benimsenmemiştir. Bütüncül (totaliter) memleketler bile, kendilerine göre, bir anayasa hukuku yaratmışlardır. Biz, tafsilâta yayılmamak İçin, Sovyetlerln anayasa hukukunu hatırlatabiliriz, Rus tarihinin İlk komünist anayasası 1918 de yapılmış, 1944 te tekrar değiştirilmiş ve nihayet 25 şubat 1947 de şimdiki şeklini almıştır (Bodo Dennetvitz: dle Ver-fassungen der modernen Staaten, cilt L sayfa 214-224).
Hepimiz biliyoruz kİ: Anayasa hukuku, çağdaş devlet ve cemiyet hayatında, en başta gelen bir rol oynamaktadır. Bıı rolün mantığım destekleyen hukuk theorllerlnl burada incelemeye ve sıralamaya lüzum görmüyoruz. Yalnız şunu belirtmek isteriz kİ: Türkiye Cumhuriyeti, demokrat bir devletse, mutlaka bir anayasası olmalı ve bu, her vatandaşın hukuk desteği haline gelmelidir. Ne-tekim bizim bir Anayasamız ve onun yanında da bir anayasa hukukumuz vardır.
Sosyal düzenin temelini kııran hukuk sistemleri, bellibaşlı hak anlayışlarından, hak fikirlerinden doğmuşlardır. Çekirdek ve tohum olumdan nasıl bir bitki filizlenemez ve serpllemezse bir ana hak fikri, hak anlayışı olmadan da bir hııkuk sistemi kurulamaz. Onun İçin, ana yasalar. İlk plânda» bir milletin, bir topluluğun hak fikri, hale anlayışı demektir ve kanunlar bu bak anlayışından İlhamlanarak, damla damla, madde madde geniş hukuk sistemini yaratırlar. Kanunlarla anayasa arasındaki Ahenk ne kadar pürüzüsz ulursa, hukuk sisteminin mantık ve hayat disiplini de o kadar kuvvetli olur.
Din fikri üzerine kurulmuş devletlerde, anayasaya» anayasa hukukuna ihtiyaç görülmemiş olabilir. Çünkü: Tanrı adına karar veren din hulaıku ferdin yapacağı şeyleri günah ve sevap ölçüsüne göre teshlt ettiği halde, millet adına karar veren çağdaş hukuk, ferdi çok başka türlü düşünmekte ve ölçülerini sosyal İhtiyaçlara» tepkilere göre ayarlamaktadır. Bu da bize gösteriyor ki: Anayasa hukuku fikrinin uyanması devlet teşkilâtının toplumsal bir renk alma-•lyle, dünyevlleşmesiyle sımsıkı ilgilidir. Anayasa hukukunun benlmsen-memesl devletin dünyevileşmesi pren-siplne ehemmiyet verilmemesi demektir. Bu işe, bütün hukuk sistemimizin altüst olmasını ve şimdiki sosyal İhtiyaçlarımızı hiçbir suretle karşılamayan bir hukuk sisteminin tekrar yerleşmesini destekleyen bir görüştür.
Bizim anayasa güreşimizin oldukça ehemmiyeti! bir tarihi vardır. Bu u-ğurda. Hüseyin Avnl Paşa, Mithat Paşa gibi, canlarım esirgemeyen a-nayasa mücadelesi kahramanlarım derin bir saygı İle anmak borcumuz-dur. Hepimiz biliyoruz ki: 1878 Harbi neticesinde uğradığımız bozgun, Abdülharnid II ye millet haklarını çiğnemek fırsatını vermiş ve gene o-nun zamanında, millet İradesiyle, aynı haklar geriye alınmıştır. Tanınmış bir politika hikmeti millet hakkuıı şöyle dile getirir: HAK VERİLMEZ. ALINIR. Türk milleti, İlk Mithat Paşa anayasasında olduğu gibi. 1908 de de, nihayet »un Büyük Türk Dev-rlml’nde de milli haklarını almasını bilmiştir. Hele böyle eşsiz bir uyanıştan sonra millet hakları tam bir emniyettedir.
Milletler tarihinin, sert ve çelik bir disiplin emreden öyle durumları vardır ki: Anayasa, geçici bir zaman İçin hükümlerini kaybetmiş gibi görünür. Fakat bu da anayasa hükümlerine aykırı değildir. Tehlike zamanlarında yalnız tehlikenin giderilmesini düşünmek en büyük vatandaşlık borcudur. Bu hukımdnn anayasaların olağanüstü hükümleri yüksek bir sosyal faziletle İlgilidir. Anayasaların zammı zaman hükümsüz kalır gibi görünmelerinden menfi neticeler çıkarmak doğru değildir. Biz, onun İçin, normal durumlarda, Anayasa prensiplerinden hiçbir suretle uzak-laşılmamasını, genç demokrasimizin gelişimi bakımındım, çok ehemmiyetli saymaktayız. Anayasamız, tek partili yıllarda İstediğimiz gibi İşlememişse bunun selnplerlııl araştırmak ve ondan gelecek İçin daha temelli neticeler çıkarmak lâzımdır. Demokrat Partl’yl geniş bir ölçüde destekleyen halk Iradrsl, Anayasaya karşı gösterilen İhmalin kudretli bir tepkisidir. AııayasaSı İhmal edilen bir milletin, bütün hukuk sistemi de tam bir İhmal içindedir. Böyle bir durumda İse hukuk devletinden bahsedilemez. Halbuki: Tiirk Milleti, tam bir hukuk ve adalet devleti İstediğini son seçimlerle göstermiştir. Onun Içlrı, şimdiki Anavasa’mızın Mltlıat Paşa Anayasası gibi, devlet yıllıklarımla, nesiller boyunca unutulmasına İmkân yoktur. Millet, böyle durumlarda, ne yapacağını öğrenmiştir, artık.
M. NERMİ
Pusan Limanında erlerimizi şarkı söliyen kadınlar, çiçek taşıyan çocuklar karşıladı
Birleşmiş Milletler kuvvetleri dün Pyongyang’ı zaptetti
Tokyo, 18 (A.A. - Reuter) — Tiirk silâhlı
kuvvetlerinin bir kısım Birleşmiş Milletler kıtalariyle birlikte savaşmak üzere bugün Güney Küredeki Pıısan limanında karaya çıkmıştır. Türk askerleri, şarkı söyliyen kadınlar ve çiçek taşıyan çocuklar tarafından karşılanmışlardır.
Türk kuvvetlerinin geri kalan kısmı da yarın Pusan’a gelecektir.
Seul, 18 (A.A. - Lps) — Seul’den bildirildiğine göre, Türk kuvvetlerinden bir kısmı bu .sabah Koreye vâsıl olmuştur.
Pyongyang düştü
Tokyo 18 (YİRS) — Kore harbi, bugün yeni bir dönüm noktasına gelmiştir. Güney Kore radyosunun verdiği bir habere göre Güneyliler kızılların başşehri Pyong-
vang’a girmiştir. Uçak raporları şehrin kuzeyinde kaçan insan kafilelerinin mevcudiyetini haber vermektedir, bunların sivil mi asker mi oldukları anlaşılamamıştır. Keâin olarak bilinen durum. Amerikan askerlerinin Pyongyang’a 8 ve Güney Korelilerin do 7 mil mesafede olduklarıdır. Güney Kore radyosuna göre, müttefikler başşehrin uçak alanım işgal etmişlerdir. Şehri müdafaa etmeye çalışan Kıızey Kore müdafaa hatları müttefik hücumları Önünde yıkılmıştır. Bu cephede iîerllyen diğer bir kol Pyongyanğ'ın 60 mil güneybatısındaki Sln-mak hava alanını İşgal etmiştir. Burası da Klmpo hava alanı gibi Koreye malzeme naklinde kullanılacaktır.
Müttefik kuvvetlerin gerisinde bozulmuş bir halde kalan Kuzey Kore askerleri, birlikler halinde toplanarak Güneyde altı şehir ve kasabayı İşgal etmişlerdir. Bunlar arasında Kochang, Kunsan, Chongju, Shamchok da vardır. Güneybatı sahilinde Mokpo limanı civarında İse kızılların 15.000 kişi İle bir hücuma geçecekleri tahmin e-dllmektedlr.
Truman-MacArthur mülakatında bahis konusu edilen meseleler 1 — Kore harbi; 2 — Japon sulhu; 3— Filipin; 4— Hindiçini meselesi
Washlngton 18 (YİRS) — Amerikan resmi şahsiyetleri Trııman - Mac Arthur görllşnfelerinde mevzuu bahsedilen meselelere dair bazı malûmat vermişlerdir. Bunlar arasında Formo-zo adasının tarafsız bir şekilde muhafazası da vardır. Bu çevreler görüşülen meseleleri şu şekilde sıralamaktadır: 1 — Kore harbinin suna erdirilmesi. 2 — Korede eski halin ladesL 3 — Japon sulh muahedemi, 4 — Fillplnlerin iktisadi durumu. 5 — HindlÇİnt meseleleri. 6 — Birleşmiş Milletler kuvvetleri çekildikten sonra Korenln siyasî ve askeri İstikbali. Bu çevreler görüşmelerde Mac Arthıır’ün Kore harbinin ne vakit biteceğine dair bir şey söyleyip söylemediği hakkında konuşmaktan çekinmektedirler. Mamafih, Korede Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin gelecek sene sonunda memleketi terkedeceklerl ve
Cevat Açıkalın Bevin’le görüştü
Mülakatta, Türklyeııln Atlantik Paktı Devletleriyle yapacağı temasların konuşulduğu sanılıyor
Ix»ndrR 18 A A. (Reuter) — Türkiye Büyükelçisi Cevat Açıkalın, bugün İngiltere Dışişleri Bakanı Ernest Bevln tarafından kabul dilmlştlr.
Bu görüşmede Türklyenin Atlantik Paktı devletleriyle girişeceği temasların bahis mevzuu olduğu sanılmaktadır.
Komünist Çinin protestosu
Londra 18 (YİRS) — Komünist Çin Radyosu 13 ve 14 ekim tarihlerinde Mançuryada harekâtta bulunmuş olan Amerikan uçaklarının, bu harekâtını Çin'in Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine gönderdiği bir notayla protesto ettiğim açıklamıştır.
bu tarihe kadar da serbest seçimlerle sivil İdarenin kurulmuş olacağı ileri sürülmektedir. Görüşmelerde Mac Arthur’e elindeki kuvvetlerden daha fazla asker verilmlyeceğlnin de mevzuu bahsedildiği söylenmektedir. Resmî şahsiyetler, Mac Arthur'ün ikinci bir çıkartma yapmasına hacet kalmadığını zira, kızılların mukavemetinin kırıldığım İleri sürmektedirler.
Yunan - Bulgar tren seferleri de durduruldu
Atina, 18 (A.P.) — Yunanistan
bugün Şark ekspresi dahil Bulgaris-tandan Türklyeye gitmek üzere Yunan toprağından geçen bütün trenleri durdurmuştur. Buna sebep, Bul-garlstanın bu memlekette yaşıyan Türk azınlığından takriben 250.000 kişiyi Türklyeye tehcire kalkışmasından doğan ihtilâftır.
Yunan topraklarından geçen demiryolu nakliyatının dur^ıınıldıığu bugün Başbakan tarafından teyit e-dllmiştlr. Sofokles Vcnlzelos aynı zamanda Türk-Yunan hududundaki Pityon kasabasında bir haftadan beri bekllyen tâbiiyeti belirsiz bir göçmen grupuna yardım edilmesini .Milletlerarası Kızılhaç Teşkilâtından İstemiştir.
Kazananların listesini neşrediyoruz
Okuyucularımı/ anısında tertip etmiş ulduğumıız 75.(hhj liralık eşya hediyesi kıır'asının evvelki gün çekildiğini bildirmiştik. Hediye kıır'ıınu/a 37512 »kuyucu katilmiş ve bunların içinden 300(1 okuyucumuz mühtellf hediyeler kazanmışlardır. Resimde, çekilişte hazır bulunan okuyucularımızdan bir grııp görülmekledir.
Kazanan numaraların listesi 5 inci sayfamızdadır.
Pont» Kntnmı t «47 - trtantral. Telırrıtf Adrmrf ı H.tln. I.UnhuL
-I— ■ -■ ■ ■ 1-L '-=■■ ■ - ■ ' -1
Bayar - İnönü konuşması D. Parti istişarî kongresinde görüşülecek
Mülakat mevzuunu izahtan her iki taraf da çekiniyor Resmî çevreler, açıklama yapıldığı takdirde bunun, iki parti arasında şiddetli münakaşalara yol açacağını ileri sürüyorlar
Ankara, 18 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — Cumhurbaşkanı Celâl Boyar İle C.H.P. Genel Başkam İsmet İnönü arasında pazar günü vâki olan mülâkat günün mevzuu olmakta devam etmektedir. Gerek mülâ-katın vukuu gerekse C.H.P. Başka-nınm Cumhurbaşkanı ile görüşmeye sevkeden sebepler gazetelere aksetmiş bulunmasına rağmen her İki taraf malûmat sızdırmamak hususunda azamî dikkat »atfetmektedir, C.H.P. çevreleri, görüşme mevzuu-nun kendileri tarafından açıklanmasını siyasi âdap ve teamüllerle kabili telif görmemekte, meselenin icap ediyorsa Cumhurbaşkanlığınca veya Hükümetçe açıklanmak lâzım geldiği kanaatini izhar etmektedirler. î
B
Buna mukabil resmî çevreler henüz mülâkatın vukuunu dahi teyit veya tekzip etmiş değildirler. Bazı mahfillerde iddia edildiğine göre, Hükümet mülâkat hakkında resmi tebliğ yayınlamaya taraftar değildir. Zira görüşme mevzuu resmen a-çığa vurulduğu takdirde meselenin iki parti arasında münakaşaya ve karşılıklı ithamlara yol açacağına
VietnamlI genç, köylü kılığına giren kızıl Vletmlnlilerdcn olmadığım ispata uğraşıyor.
Hlndlçlnlde
Kızıllar hudut karakollarını birer birer ellerine geçiriyor
FransızJarda ancak bîr hudut karakolu kaldı
Saygon 18 (YİRS) — Bugün Fransız kuvvetleri Çin hududundaki son karakollarından birini daha ter-ketmlş ve böylece ellerinde iadece hududa hâldm bir noktada bulunan Langaon müstahkem mevkii kalmıştır. Bugün tahliye edilen yer, Dong-dangdır. Bu cephede Fransız kuvvetlerinin durumu çok tehlikelidir. Bugün, Patisten uçakla gelmiş olan General Juln ve maiyeti derhal cepheye hareket etmiştir. Kumandanların Langson’u müdafaa edip etmemek hususunda bir karara varmak için cepheye gittikleri bildirilmektedir.
Bugün bildirildiğine göre Vtet-nam’lılann İmparatoru Bso Dai, Hln-diçintye hareket etmiştir.
Fransız kuvvetlerinin mühim hudut karakolları olan Caobang, Doııgkhe, Thatkhe ve diğer bazı mevkileri kızıllara terkettlkterı sonra 180 mil uzunluğundaki hududu ellerinde
Genel Meclis seçimleri I neticeleri
Ankara, 18 (T H A.) — Gnel Meclis seçimlerinde alınan resmî neticeler şöyledlr:
Seçimde 328 ilçede D P., 110 ilçede C.H.P., 6 ilçede M.P. kazanmış, 36 ilçede netice alınamamıştır.
Buna göre Demokrat Parti 985, Halk Partisi 266. Millet Partisi 16 üyelik almış, 3 üyeliği de bağımsızlar kazanmıştır 83 üyeliği de kimin al-1 dığı henüz öğrenllmenılştlr.
ayrıca bazı compllcatlonlara sebebiyet vereceğine kanidir. Maamaflh u-muml kanaat, meselenin ergeç resmî bir beyanatla açıklanmaya muhtaç olduğu merkezindedir. Bu arada ileri sürülen bir ihtimale göre, mesele cuma günü yapılacak olan D.P. İstişarî kongresine aksettirilecek ve mülâkat mevzuu açıklandıktan sonra C.H.P. Başkanınca İleri sürülen nokta! nazarlar Başbakan ve D.P. Başkanı Adnan Menderes tarafından cevaplandırılacaktır.
Bugün şehrimizde ışrarla dolaşan bir şayiaya göre, Hükümet, Bayar-înönü mülâkatının ne tesbitlnden ve ne de mevzııundan haberdar edilmemiştir. Daha da ileri giden bazı söylentiler Hükümetin doğrudan doğruya İcra Vekilleri Heyetini alâkadar eden bir mesele hakkındakl görüşün Devlet Başkanı tarafından kabul e-dilmesinden memnun olmamışlardır. Hükümet Başkanı İle Devlet Başkanı arasında bir nevi İhtilâf mahiyetinde olan bu ileri söylentilerin teyidine imkân hâsıl olmamıştır. Ancak Devlet Başkanına bir muhalefet gru-pu adına yapılmış olan maruzatın Hükümete intikal etmemiş olduğu söylenmektedir.
kalan Langson’dan kontrol edebilecekleri şüpheli görülmektedir. Böylece 5000 mü karelik bir arazi komünistlere terekedllmiş olmaktadır. Fransız makamları bu cephedeki mağlûbiyetlerinin asker azlığından İleri geldiğini «öyliyerek, bire karşı 10 düşman askerinin karşılarına çıktığını İleri sürmektedirler.
İÇTİMAİ DERTLERİMİZDEN 1
Kumar ha!.. Kendinizi yüksek sosyeteden mİ s andınız, yürüyün bakalım karakola !M
Abone t Türkiye İçin seneliği 92, alh aylığı 17, üç aylığı 9 liradır* Hariç memleketler İki mislidir*
İlânlar ı 6 ncı sayfada santimetre*!
1 Hradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilme*.
İÇİNDEKİLER
İKİNCİ
Tarım politikamız ve 1950 genel tan m aayımı S. Seyfl Kandemir ÜÇÜNCÜ
Lâikliğin ölümü
Bediî Faik DÖRDÜNCÜ
Yeni bütçe hazırlanırken Doç. M. O. Dikmen BEŞİNCİ
Milletlerarası Sivil Havacılık Teşkilâtı “t C. A. O.” nedir ?
İsmail İşmen ALTINCI
Şanlzade Ataullah Efendi
Ali Canib Yöntem Edebiyat ve Sinema : Madame Bovary
Ayşe Nur Radyolarımızın vazifeleri Lâika Karabey
Türk - Bulgar gerginliği
Paris Radyosu bu sınır hâdisesinin pek vahim neticeler doğurabileciğini kaydediyor
Ankara, 18 (ANKA) — Paris Radyosunun yorumcusu dün akşamki ko nuşm&sında» son haftalar zarfında teati edilen Türk ve Bulgar notalarına temas ederek şunları söylemiştir:
“Türkiye ils Bulgaristan arasındaki münasebetler çok ferzindir. Bugünkü manzaraya göre diplomatik nota teatisi yoliyle bir salâh ümidi de yoktur.,.
Aynı vorumcu, Türk-Bulgar hududunda vukubulacak en ufak bir sınır hâdisesinin pek vahim neticsler do fturabileceftini de sözlerine İlâve etmiştir.
Bulgar Radyosunun hezeyanları
Ankara. 18 (ANKA) — Bulgar Hükümetinin. Türk azınlığını muhacerete mecbur etmek yolunda aldığı gayri insani kararı. Bulgarİstandakl Türklere karşı hoş göstermek yolunda kızıl Sofya Radyosu Türk Hükümeti aleyhinde çok ağır dil kullanmaya devam etmektedir.
Bulgar Radyosu, Bulgaristan Türlo-'erlnln hicreti İçin Bulgar Hükümetinin azami kolaylığı göstermesine rağmen, Türk Hükümetinin hududu kapattığını İleri sürerek. Hükümetimizin muhacirleri ortada bıraktığını iddia etmek küstahlığını göstermekte» Bulgaristandaki Türk Konsoloslukla^ rıntn kapılarını, hicret etmek lstiyen Türklere kapadığını da iddia etmektedir.
Bulgar Hükümetinin yeni bir siyasî manevraya müracaat etmesi beklenmektedir. Bu radyo neşriyatının bir gayesi de, Türk muhacirlerinin» Milleti?rarası Muhacirleri Koruma teşekkülünün sağhyacağı İmkânlardan mahrum edilmesini temindir.
iskân Komisyonumla toplantısı
Ankara, 18 (TH A.) — Bulparlstan-clan yurdumuza gelen göçmenlerin yerleştirilmesi için lüzumlu tedbirleri almak üzere kurulan Bakanlıklarara-sı Komisyon, bu sabah Devlet Bakanı Fevzi Lûtfl Karaosmanoftlunun riyasetinde çok mühim bir toplantı yapmıştır. Toplantı üç saat sürmüş ve bu sahada alınması mümkün bütün tedbirler etrafiyle tetkik edilmiştir. İskân Komisyonu bir kaç gün sonra tekrar toplanacak ve hazırlanan raporları gözden geçirecek ve nihai bir karara varacaktır.
Öayfa 2
T E N î î S T \ M 8 O C
19 Ekim 1950
f
.V
TETKİKLER
Tarım politikamız ve 1950
(uâ f •
Sayım günü nakil vasıtaları
genel, tarım sayımı
Şehir köşesi
Havacılık konferansına
Yazan: S. Scyfl Knndenılr
TARIM memleketi olduğumuz mıı-* hakkaktir. İstihsal unsuru olarak milli emek ve sermayenin senelik yatırım yerleri ve miktarı hakkında e-llnılzde kati lstAtistik malûmat olmamakla beraber biz, bu İki unsurun en ziyade tarım «.aharına tahsis edilmiş bulunduğunu kabul edebiliriz. Aynen memleketimizin sosyal ve İktisadi statüsü İle beraber yakın makimizdeki iktisadi gelişmeye İstinaden müstakbel İstihsal faaliyetimizin de ayn» şekilde devam edeceğini, yani, tarım mevzuuna ayrılacak milli emek ve sermayenin yüzde elliyi çok aşacağını tahmin etmeyi bir kehanet saymıyoruz. İki yıl önce Ankara Ü-niversltc-shıln Tarım Fakülte»! ile Fen Fakültesi arasında tertip edilen hlr münazarayı dinlemiştim; mevzu:Tür. kiyenln kalkınması geniş bir tarım politikasına mı yoksa sınai bir gelişmeye mİ bağlıdır? İdi. Fen Fakültesi ekiplnin fikrini kuvvetli gerekçelerle İfade etmesine ve sonunda 'flTürklyenln istikbali keçiboynuzu tarlalarında değil göklerindeki uçak uğultularmdadır" fikriyle sürekli alkış toplamasına rağmen jilrl, Tarım Fakültesi eklpinl galip olarak İlân etti. Demek oluyor kİ İlim muhitimiz-deki doktrin münakaşasından tatbikat sahasındaki faaliyete kadar tarım, ön plâna alınması İcap eden bir iktisat problemi olarak karşımızda bulunuyor.
çalılardır. Bu İddiamız sırf nazari mi-yılmaaın. Tarihi, aosyal ve psikolojik sebeplere dayanıyoruz. Bir kelline İle, bizde henüz İdare edilen. İdare eden durumunu yeni alıyor. Hâlen bile, Devlet-fert arasındaki mail çatışma* lar küçümsenemez. Buna hlr (le köyce veya ailece yakın nuîzide irtikâp edilmiş asil bir suçun veya İrtikâp e-dildiği sanılan sözde suçların meydana çıkmak korkusu İle yakın geleceğin mali endişelerini de katarsak nokta! nazarımızın doğruluğu daha de açıklanmış olur.
Tek bir sayım sonuçlarının hlr plâna mesnet olaıuıyacağı
leşine gelince, bunda büyük hlr hakikat payı saklıdır. Bununla beraber faydası münakaşa götürmez sanırız. Muhiti hazırlamak suretiyle imkân nispetinde doğru netice alındığı takdirde, bu netice mevcut zirai durumumuz hakkında İtimada şayan malûmatı verdiği gibi yarınımız hakkında da pekâlâ karar verdirehlllr. 1950 sayımı bundan böyle her 10 nede yapılacak olan Genel Tarım yımlarının İlki olmak bakımından ayrıca ehemmiyetlidir ve iicriki
senelerin karşılaştırılmalarında hareket
Koyunlara, bülbüllere dair
Şehir Tiyatrosunda bir hâdise
Sayımın bittiğini ilân eden toplar atıldıktan sonra derhal iş'emeye bavlıyarak
dün de devam edildi
ziya-
gencl
meşe-
senada
10
noktasını teşkil edecektir.
— 3 —
kasım 1950 tarihinde başlayıp 15 devam edecek olan 1950 Tarım
cdİlmiş, tasnif, tahlil de muhtelif cetveller Savımın imkân nis-durumu tesbit ede bil-
— 2 —
Bilindiği üzere FA.O. (Uluslararası Gıda ve Tarım Teşkilâtı)nın ü-yesl bulunmaktayız. İstatistik don-nelerinin tahlil ve tefsirine müstenit plân hışma zaruretimiz, bu teşekkülün de tavsiyeleri İle genel hlr tarım sayımının yapılmasını 1950 yılında mümkün kılmaktadır. Esasen Tarım Bakanlığı İle İşbirliği yapan İstatistik Genel Müdürlüğü üç yıldan beri bu sayım için hazırlıklar yapmaktadır. Bu hazırlıklar, örnek köy ve mahallelerde yapılan muhtar anketleri ile 1950 yılında 166 köyden seçilmiş örnek ailelere alt anketlerdir. (1). E-dlnilmlş bu tecrübeye ve Amerikan İktisadi işbirliği idaresi İstatistik Dairesinin de yardımına dayanarak İstatistik birimlerine alt soru kâğıtları her birimin muhtelif endlslerl nazara alınarak oldukça mufassal o-laruk tanzim ve tefsir için hazırlanmıştır, petinde istatlk
mes| için bu işle görevli elemanların teknik bilgi İle yetiştirilmiş olmaları İcap ediyordu. Bu cihet de 11 kontrolörleri ve ekip şefleri İçin temin edilmiş, sayım memurları İçin de gerekil bütün hazırlıklar yapılmış bulunmaktadır. özel kurslarda yetiştirilmiş olan sayımla görevli bu elemanların sayımın mahiyet ve şümulünü önce unııjınl olarak, sonra her sual İçin kavramış oldukları muhakkaktır. Ancak, organizatör olarak a-lâkalı çevrelerin işi bununla bitmiş sayılamaz. Netekim sayım memurları ve bunların şef ve kontrolörleri ne-kadar hüsnüniyet sahibi olurlarsa olsunlar eğer muhit İcap ettiği şekilde hazırlanmazsa arzu edilen neticenin alınacağına şüphe ile bakılabilir. Zira, görüme tâbi 34521 mahalle ve köy ile 300 bini bulan örnek aile'nln vereceği cevapların mu h assai asıdır kİ müstaklıel tanm plânına rehberlik edecektir. Gerçi tek bir sayımın u-murnl bir plâna mesnet olacağı söylenemez; ayrıca Büyük Sayılar Kanununa göre muhtarlık ve aile soru kâğıtlarındaki birçok hataların kendiliğinden bertaraf edileceği de iddia olunabilir. Fakat hatırlatmak isteriz kİ Büyük Sayılar Kanununun mevzunmuz İçin ehemmiyeti pek cüzidir. önce mevzuumuz bakımından bu İddia sırf nazaridir. Netekim bu sayımdaki “beyanda hatunların %80-90 ı aynı istikamette cereyan edecektir (Buradaki beyanda hata tâbirini kas dİ mânada alıyoruz), ve bu durumda İfna keyfiyeti bahis konusu o-lamaz. Hata istikameti dolma menfi bakımdan olacaktır, yani malûmatına müracaat edilen şahıslar az bildirme temayülünden kendilerini alamıya-
1 gün Sayıını’nın teknik hazırlıklarına ikmal edilmiş nazariyle bakılabilir. Fakat neticeye son derece müessir olacağına kuvvetle İnandığımız propaganda, muhit hazırlama hususunda henüz müspet faaliyet gösterildiğine maalesef şahit olamıyoruz. Sayım neticesinin hakikate yakınlık derecesi, görüme tâbi bulunan köy ve mahalle muhtarlıklarından, muhtar, İhtiyar heyeti, bekçi ve korucu gibi vatandaşlarla örnek aile reis veya vekillerinin verecekleri malûmata bağlı olduğu cihetle bunların samimilik derecelerinin rolü hârlzdlr. Yukarda ar-zedllen sebeple bunların doğru cevap vermek bakımından çekimser bulunacakları da kuvvetle muhtemel olduğundan tatbikatta çetin bir mesele ile karşı karşıya kalınacaktır, demek, tir.
Şu halde “arzu*’ ile "vııkııu muhtemel durura*’ arasındaki tezadı gidermek icap ediyor. Zaman daralmıştır. Alâkalı çevrelerin dikkatini çekmek İsteriz. Bilhassa köylü vatan, daşlara, verecekleri malumatın ta-nıamlyle gizil tutulacağı, sırf İstatistik gayesi İstihdaf olunduğu, mail bir düşüncenin aslû bahis konusu ola-rnıyacağı, örnek ailelerin tamamen tesadüfi seçildiği ve bunların isimsiz olduğu, bilâhare yakılacakları anlatılmalı» tarım alanındaki gayretimizin müspet ve müsmir olabilmesi İçin bıı sayımın zarureti tebarüz ettiril ınelidlr. Bu arada hemen şunu ilâve edelim kİ bu propaganda İşi sadece sayım memuru, ekip şefi gibi sayımla İlgili memurlara bırakılıyorsa muhitin İmkân ve şartları bilinmiyor de inektir kİ buna İnanmak istemiyoruz.
— 4 —
Buraya, ehemmiyeti! bulduğumuz ve tatbikatta memurları dahi yanıltabilecek bir hususu zikretmeden ge-çeıniyeceğlz: Birimlerin tarifi meselesi; bu, soru kâğıtlarındaki her sorunun ne maksatla sorulduğunu da ihtiva eder. Aile mefhumu, Medeni Kanunun tanıdığı geniş mânada aile mefhumu ile aynı gibidir, kİ bu tarif Türk örf ve âdctüıcc tanınan aile mefhumu İle de ay nıdır. Ancak, "Çiftçi Ailesi”, "Çiftçi Muhtarlık” tâbirleri Özel istatistik tarifleriyle izah olunmakta ayrıca öze! tarım tarifli tâbirlere (le taşlanmaktadır. Birimlerin tarifleri birbirlerine uymayan istatistikler mukayese edİlerıılyereğine göre hususi İstatistik dersi gör meleri Istcnemiyecek sayım memurlarının bu mevzua dikkatleri nekadar çekilse azdır. Netekim hususî bir e-tiidde A köyündeki 10 kişilik Jandarma karakolunu hane "aile” olaraıt kabul edenler bulundu; halbuki değil. Bunun gibi birkaç misal daha zikredebiliriz.
Tarım sahasında "Neyiz?, Ne olabiliriz?, Ne olmalıyız?” suallerine imkân nispetinde doğru cevap verebll-
Evvelki yün hassas bir okuyucumuz, rıhtımda koyanların vapurdan indirilişini görmüş, bize şikâyet etmişti. Hakikaten insanı mustarip eden bir manzaraydı bu! Fakat düşündüm. Her koyun kendi bacağından asılır, derler da neden bacaklarından asılır, demezler.
Her halde bunun bir hikmeti olsa gerektir. Hem araba, koyunlar bu şekilde bir bacaklarından asılarak vapurdan indirilmelerinden şikâyetçi midirler ve bundan bir acı duyarlar mı T Topallayan koyun, dile gelip şikâyet eden koyun görmedik» Fakat kesilenlerini Çok gördük.
Hayvanların ağzı, dili olsa da söyleseler. Kim bilir neler derlerdi f Her halde bir çoğu, meselâ bülbül, bizimle hayli eğlenirdi. Zira, biz, bülbülün şakımasını musikişinashğınn, şairliğine alf ederiz. Bir âlimin tetkiklerine göre, bu, hakikatte, kedilerin mart ayında azarak geceleri, damlarda acı acı haykırışlarının ifade ettiği tabii ihtiyaçtan gayrı bir şey değilmiş. Ama, diyeceksiniz, bu cihet btei alâkadar etmez, biz, üzerimizdeki tesire bakarız.
Doğrudur. Eğer bir manzara, bir ses bizi müteessir ederse gayet tabii bunun bir tepkisi olur, "Her koyun kendi bacağından asılır,, deyip geçeme-!/(4.
BtR İSTANBULLU
Muhtelif komitelerin seçimleri yapıldı Reisinin gazetemize
İkinci Ortaşnrk Sivil Havacılık mıntakavl toplantısı delegeleri dün sabah saat 10 dan İtibaren Şale Köşkünde muhtelif komiteler halinde çalışmalarına başlamışlardır,
"1„ numaralı yardımcı komite başkanlığına Birleşik Amerika delegesi R. Cralg, Muhabere ve Uçuş kolaylıkları komitesi başkanlığına Hindistan delegesi Dr. M. B. Sanvate, hava meydanları ve yer tesisleri komitesi başkanlığına Ingiltere delegesi J. A. L. Barber, Uçuş kaideleri ve hava trafik kontrolü komitesi başkanlığına İngiltere delegesi Capt. C-Bale. Arama ve kurtarma komitesi başkanlığına Türk delegesi Hv. Albayı Enver Akoğlu, meteoroloji komitesi başkanlığına Mısır delegesi M. F. Taha seçilmişlerdir.
Komiteler kendi aralarında çalışma gruplarına ayrılarak mıntakalan-nı ilgilendiren muhtelif mevzuları görüşmektedirler.
Türk heyetinden seçilen komite sekreterleri şunlardır:
"1” numaralı yardımcı komite: İsmail tşmen.
Muhabere ve uçuş kolaylıkları komitesi: Turhan Muşkara.
Hava meydanları ve yer tesisleri komitesi: Vedat Urul.
Uçuş kaideleri ve hava trafik kontrolü komitesi; Lûtfi Blberoglu.
Arama ve kurtarma komitesi: Hüseyin Uçar.
Meteoroloji komitesi: Scrver Ata-iay.
i. A. T. A. verdiği beyanat
loşta Ortaşnrkta çalışan hava şirketleri mümessillerinin İştiraki ile toptanmış olan İ.A.T.A. Konferansı da geçen gün sona ermiştir.
İ.C.A.O. toplantısında Î A.T.A. yı temail eden delegelerin reisi olan Mr. W. G. Osmım konferans hakkında de-m’ştir kİ.
“— Bir hafta devam eden çalışmalarımız »onunda hava meydanları, muhabere, trafik kontrolü ve meteoroloji mevzularında teknik neticeleri formüllcndlrdlk. Bu neticeleri I. C. A. O. nun toplantılarında alâkalı komitelere arzedeccğiz.
Türk İlgili makamlannın Beynelmilel Sivil Havacılık meselelerinde gösterdikleri büyük alâkadan dolayı çok mütehassis olduk. Bunun delili Türk Hükümetinin bu toplantıyı organize etmesinden başka Istanbulu en mühim hava merkezlerinden biri haline getirmek İçin sarfettlği gayretlerle de aşikârdır. Beynelmilel Hava Yollan kumpanyaları TÜrkiyeye modem ve elverişli hava hizmetleri temin ederek, diğer büyük hava merkezleri ile süratli münakaleyi yacaktır. *
Bütün bunlar bir hakikat ğu gelişme plânlan tahakkuk zaman anlaşılacaktır.
sağlı-
oldu-ettiği
Öğretmen okullarına alınan öğrenciler
★
Diğer taraftan 9 ekimde Perapa-
Kız öğrencilere sarkıntılık yapanlar cezalandırılacak
Gizli sivil polis vasıtasiyle geniş ölçüde faaliyete geçildi. Aklî muvazenesi bozuk olanlar hastahaneye sevkedilecek
Sinemalardan çıkan kadınlarla kız okullanndan çıkan öğrencüere ve otobüslerle tramvaylarda kadın yolculara dil ve el uzatanlar hakkında gizli sivil polis vasıtasiyle sıkı bir takibat yapılmasına başlanmıştır. Bu gibi kimselerden yakalananlar zabıta hekimine muayene ettirilecek, akli durumlarında bir kusur olup olmadığı tesbit ettirilerek icap eden müşahedeye alınacaklardır.
Neticede aklından kusurlu çıkanlar Akıl Hastahanesine sevkedilecekler-d|r. Akil kusuru olmayıp da bunu ahlâki noksanlıklarından yapanlar derhal meşhut suç mahkemelerine verileceklerdir. Vali ve Belediye Reisi bu mevzu üzerinde Emniyet Müdürlüğüne gerekil ve kati talimatı vermiştir.
Gerçekten son zamanlarda bu kabil hareket edenlerin miktarı bir hayli artmıştır. Kız mekteplerinin ve bu arada Akşam Kız Sanat Mekteplerinin önünde sabahın erken saatle-
rinden geç vakitlere kadar bekleşen ve talebeleri rahatsız eden işsiz güçsüz insanlar türemiştir.
Bunların sarkıntılığından korunmak için bir çok ailelerin kız evlâtlarını sabah, öğle ve akşam olmak Üzere günde üç defa mektebe götürüp getirdikleri oluyordu. Yeni karar lâyikiyle tatbik edildiği ve bu kabil kimselerle esaslı surette mücadele edildiği takdirde bir çok aileler dc rahata kavuşmuş olacaklardır.
D. P. Isfişarî Kongresine gidecek olan delegeler
Kurs görecek köy öğretmenleri
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından mesleki bilgilerini ve umumi malûmatlarını artırmalarına karar verilmiş olan 65 köy öğretmeni seçilmiş bulunmaktadır. Bu öğretmenler köylerdeki vazifelerine başlamadan evvel bir müddet şehrimizde lerdlr. Enstitüden yeni bu gençler şehrimizde kursta kalacaklardır.
Cuma günü Ankarada toplana cak olan Demokrat Parti Is-tişari Kongresine şehrimiz Demokrat Parti teşkilâtı adına 11 İdare Kurulu Başkanı Enver Safder. Dr. Mükerrem Sarol ve Salâhaddln Kara-yavuz gideceklerdir.
Demokrat Parti Geı.-l Merkezi Birinci Bölge Müfettişi Hüsnü Yamanı da bu kongre münasebetiyle Ankara-ya davet etmiştir.
Yarın saat 11 de D.P. 11 Merkezinde İlçe başkanlarının iştirakiyle bir toplantı yapılarak teşkilâtın görüşü tesbit edilecektir.
staj görecek-mezun olmuş 10 günlük bir
MEVLİDİ ŞERİF
MUSTAFA TOPÇUOĞLU
ıııemlz İçin hepimizin ve bilhassa köylü vatandaşların geniş anlayış ve iyi niyetlerine ihtiyaç var.
(1) 1950 Tarım Sayımı programı Ankara: 1950.
Merhumun ruhuna ithaf edilmek üzere ölümünün yıldönümüne müsadif 20.10.1950 cuma günü öğle namazını müteakip Ağa Camii Şerifinde mevlidi şerif kıraat edileceğinden akraba ve dostlarımızla ihvanı dinin teşrifleri rica olunur.
Topçuoğlu Ailesi
Kunıl hakkında neşriyat yapan bir artist tiyatroya alınmadı
PEYAMİ SAFA
YALNIZIZ
— 38 —
Samim cevap vermedi ve oturdu. Mefharet ona doğru ilerliyerek ısrar etti:
— Bize ne ağabey?
Samım yine cevap vermeyince, Mefharet, hayretten açılan ağzına avucunu kapayarak Besime döndü:
— Felâket’, dedi, anladın mı şimdi meseleyi? Seninle düşünüp duruyorduk. Meralmiş meğer. Meral! Çıldırırım! Ayol, kızı yerinde ağabeyimin. Felâket!
Besim biraz evvelki hayretinin yerini çarçabuk dolduran bir neşe İçinde cevap verdi:
— Fena mı? Allaha şükret. Sana bir felâket ihsan etti!
Mefharet, ayakta, sallanıyordu.
Samimin yanında oturan Selmln onun kulağına..eğildi;
— Bugün buluşacaktınız, değil mi T
Dayısı dudaklarının uciyle cevap’verdi: — Evet.
Selmln gülümsüyordu. Biraz sonra kalktı ve terasa doğru yürüdü. Hemen arkasından giden Samtmle bahçeye indiler.
Kız dayısının koluna girdi ve arkasına dikkatle baktıktan sönra, alçak sesle:
— Bugün Cezmf İle buluşacak, dedi.
— Ne bUlyorsun?
— Biliyorum.
184
Samim hafifçe sarardı. Gözleri kararıyor, yine ince bir is tabakası herşeyin üstüne sıvanıyordu.
— Yalan ha?., diyebildi.
«> Selminln cevabını beklemeden, baygınlığa yakın bir iç çekişinde, birdenbire ruhunun dibine çöken kederin ağırlaştırdığı sesiyle tekrarladı:
— Yalan ha?..
Ve kıza yüzünü göstermemek için, iyice göremediği bir istikamete doğru, gevşek adımlarla, rastgele yürüdü.
Birinci bölümün sonu
/ İkinci bölüm
i
Yine salon tenha ve karanlık. Yine gözleri yaylı kapının buzlu camlarında uzayıp kısalan gölgelere dikili. Yine onların arasında sağa sola kayan donuk parıltılar. Yine ikide bir sallanan kanat, hafif bir gıcırtı ve beklenenin yerini alan yabancılar. Yine arzuyu fırçalayan ve gururu buruşturan bir sabırsızlık. Camda uzayan ve genişilyen göl/enin, tam ona benzemek üzere iken, anlaşılmaz hangi bulanık çizgi ve kımıldanış farkiyle ondan ayrılmasının verdiği hayal kırıklığı. Birbirinin Üstünden kayıp giden sıkıntı anlarının bazan tükenmezlik ihtimalini düşündüren sonsuzluk vehmi ve dehşeti.
Yirmi yaş heyecanı otuz yıl sonra da farksız, Beklemenin küçüklüğünü bu hlslllik ve enerji tazeliğinin verdiği gurur telâfi ediyor. Ayağa kalkan ve gözlerini kapıdan kurtarıp aynalardaki titrek ve karanlık aksine çeviren 185
aşağıda
Saadet Balıkc-
Parasız yapılı olarak kabul edilenlerin isimlerini veriyoruz
1950 - 1951 ders yılında ilimiz lise ve ortaokullarından Öğretmen okullarına Milli Eğitim Bakanlığınca parasız yatılı olarak alman öğrencilerin adlarlyle verildikleri okullar gösterilmiştir:
Haydarpaşa Lisesinden Eviz! Konya. Yılmaz Turan
slr, Vedat özkut Balıkesir, İstanbul Kız Lisesinden Günay Kuruoğullan Konya, Pertevniyal Ortaokulundan Mehmet Emekli Balıkesir, M. Ali Öz-çöl Balıkesir, Neriman Man Konya. Fatih Kız Ortadan Seniha Yüksel Subaşı Konya. Cibali Ortadan Gül-ten Güçtekin Konya, Üsküdar Ortadan Nuriye Kınsu Konya, Kadıköy Ortadan Seher Balcık Konya, Çatalca Ortadan Sadi Güder İstanbul Erkek, Ratiye Oyman Konya, Çapa Lisesinden Mehmet Ilhan Kaçak Balıkesir, Cahit Bat Balıkesir, Mirgün Ortadan Nejdi Yazangll Balıkesir, Bakırköy Karma ortadân Mehmet Nedim Gökmen Balıkesir, Pendik ortadan Erdoğan Okutan Balıkesir. Vefa Lisesinden Mehmet Erdem Balıkesir, Fıstıkağacı Ortadan İsmail Hakkı Aygan Balıkesir, Ayhan Ak-tulgan Balıkesir, Gelenbev! Ortadan Naci Kulalı Balıkesir, Heybeliada Ortadan Seyit Fikri Yarukömer, Balıkesir, Beşiktaş Ortadan Yücel Tez-güdü Balıkesir, Davutpaşa Ortadan Ergun Boran, Balıkesir, Gaziosmanpaşa Ortadan İsmail Hakkı Arca Balıkesir, Çatalca Ortadan Hüseyin Avni Çakır Balıkesir, Kaıagümrük Ortadan İsmet Tuzlalı Balıkesir, Sırrı Devli Balıkesir, Beyoğlu Ortadan Şevket Balta Balıkesir, Sadullah Savaş Balıkesir, Nişantaşı Ortadan Şükrü Balıkesir, All§ özen Balıkesir, Beykoz Ortadan Alâeddln Demir Balıkesir, Hayri Bayaz Balıkesir, Neba-hat Gönül Konya, Yeldeğimeni Ortadan Ahmet Erol Erok Balıkesir, Eyüp ortadan Turhan Cengiz Balıkesir, Birsen Süel Konya. Nişantaşı Ortadan Muallâ Coşkun Konya öğretmen okullarına verilmişlerdir.
Karadenize ilâve şilep postası
Karadeniz İskelelerinde saplık hayvanları almak kır şilep! dün Karadeniz tahrik edilmiştir.
Samim. beklemenin arttırdığı zaafları yere dökmek istiyormuş gibi, vücudunu sllkeliyerek doğruluyor ve ruhunu bu şekil sertliği içinde yukarı dikiyor. Fakat heyecan devam etmektedir. Sürekli hiç bir şeyi düşünemiyor. Her fikir, kapıya çevrilen gözlerin karşılaştığı boşluğun içinde nöbet bekliyen iki ihtimal tarafından kuşatılmış, bunlardan başka hiç bir fikre bağlanamıyor. Gelecek mi? Gelmiyebt-lir mi? "Her şey mümkün,, cevabı onu ümide ve dehşete düşürüyor. Fakat asıl hayret ettiği şey. o anda bütün tahmin ve tahlil kabiliyetini tamamiyle kaybetmesidir. Aktüelin yere serici hâkimiyeti altında zekâ, her Anı bir ağaca benzlyen İhsasların ormanında yolunu kaybetmiş, toptan kavrayışlara imkân veren külli mefhuirpan yerinde kullanmaktan Aciz, hattâ en küçük seziş kabiliyetinden de mahrum, sabit bir fikrin peşinde sürükleniyor: Ya gelmezse? Ve bu tek sualin cevabını bile iyi kötü veremiyecek kadar, buzlu cama takılı gözlerin topladığı duyu muhtevalarını kaydetmekten başka zekânın yapabildiği şey yok.
Saatine bakıyor: Yedi dakika geçmiş.
Bu gecikmenin sebebi de öteki olamaz, öyleyse hiç gelmlyccek. İşte kanadın aralığından yarısı görünen bir kadın vücudu. O değil. Arkasında ayak sesleri. Hayır, öteki salona geçiyorlar.
Samim kapıya doğru yürürken birdenbire durdu, işte, camın üstünde onun gölgesi. Bu sefer muhakkak. Fakat sevinç yerine buradan çıkıp gitmek arzusuna benzlyen bir kendinden fırlayış heyecanı. Onu görmek istemiyor artık. Hattâ bu duyt asunun üstünde sahte bir 186
Şehir Tiyatrosu artistlerinden İbrahim Delideniz, muhtelif gazetelerde makaleler neşretmlşti. Yazıları alıp tetkik eden Kurul âzası, sanatkârın bu hareketini, talimatnamenin 47 nel maddesine uygun görerek, tiyatro De ilişiğinin vermiştir.
Bu maddede dlr: "Amirlerine haşin davranmayı, yad edinmek...
Bu karar İbrahim Dclidenizde, evvelki akşam. Şehir Tiyatrosunda temsil edilmekte bulunan Don Juaji komedisinde rolünü yapmak üzere mü-esseseye geldiği zaman, artistlere mahsus kapıda duran müstahdeminden bir! tarafından bildirilmiştir.
Bu hareket tarzı hakkında malûmatına müracâat ettiğimiz entendan-lik makamı, kararı İbrahim Dclide-nize bildirmek için kendisini aradıklarını fakat bir haftadır tiyatroya gelmediği ve adresi de malûm olmadığı için kapıcıya tenblh ettiklerini söylemiştir.
Diğer taraftan öğrendiğimize göre. İbrahim Delidenizin, evvelki akşam için tiyatroda hlr hâdise çıkaracağı şayi olmuş ve bazı gazete fotoğrafçıları da bunu tesbit etmek üzere tiyatroya gelmişlerdir. Fakat yukarıda bildirdiğimiz tekilde kendisi tiyatrodan içeri sokulmadığından böyle bir hâdise olmamış ve söylentiler şayia hududunu aşamamıştır.
İbrahim Delidenizin neşriyatı ve bunun bu şekilde bir netice vermesi Şehir Tiyatrosu sanatkârları arasında olduğu kadar sanat mehafillnde de derin bir teessür uyandırmıştır.
İbrahim Delidenizin meslekdaşlan, kendisine tatbik edilen 47 nel maddeyi hareketine uygun bulmamaktadırlar, neşriyatın ancak namenin 46 ncı maddenin sdsa mütedair fıkrası ce tecziye etmektedirler.
müsaadesini almadan gazete ve mecmualara Şehir Tiyatrosu ile ilgili beyanatta bulunmak veya yazı yazmak ve yazdırmak,, neticesinde muvakkaten işten çıkarılmak, on beş günden bir aya kadar tiyatro çalışmasından uzaklaştırmayı âmirdir.
Tiyatro çevrelerinde geniş akisler uyandıran bu hâdisenin daha başka neticeler doğuracağı söylenmektedir.
kesilmesine karar
şöyle denmekte-ve arkadaşlarına küfür etmeyi Itl-
tallmat-bu hu-mucibin-edlleblleceğlnl İddia Bu fıkra "Kurulun almadan
Tekel İdaresi, bayan sigaralarına isim arıyor
Tekelin bayanlara mahsus yeni çıkaracağı sigaralar İçin isim bulunması ilân edilmiştir. Birinciliği kazanan 10 kişiye 5 er kilo sigara hediye edilecektir.
Şehrimizi ziyaret decek elan Amerikan muhripleri
Shanon ve Thomas E. Fraaer a-dında 2 Amerikan muhribi 27 ekimde şehrimizi ziyaret edecekler ve 1 kasıma kadar limanımızda kalacaklardır.
biriken ka. üzere Ba-limanlarına
Robert Kolej, Yüksek Okullar Talebe Birliğine alındı
Robert Kolej, mühendis kısmı, İstanbul Yüksek Okullar Talebe Birliğine ve dolayısiyle Türkiye Milli Talebe Federasyonuna kabul edilmiştir. Dün matbaamıza gelen Kolejin Talebe Konseyi Reisi Nezir Kırdar, şimdiye kadar mezkûr talebe teşkilâtından uzak tutulan kolej gençliğinin artık memleket gençliği ile fiilen işbirliği yapma imkânlarına sahip olduklarından dolayı duydukları sevinci bildirmiştir.
Ayrıca gençler, Milli Eğitim Bakanına bir telgraf çekerek teşekkür etmişlerdir
ebedîlik cilâsı. Bir daha hiç, hiç istemiyor görmek.
Ve kapıya arkasını dönerek eski yerine ağır ağır gidip oturdu. Meral de küçük adımlarla, acelesiz geliyor. Gözlori onun üzerinden duvar saatine doğru gitti, sonra bütün boş masaların üstünden aynalara doğru kaydı, îkl oy içinde en büyük farklardan biri de bu. Ondan evvel bakışlan Samimin bulunduğu istikametten bu kadar uzaklara gitmezdi. Yüzünün ifadesi bu kadar vuzuhsuz, adımlan böyle gevşek değildi.
Üstünde eski elbiselerinden biri. Yaklaştı ve Samimin pakışlanndan kaçan gözleri, masa ile kanape arasında, ince vücudunun kolayca geçebileceği boşluk üstünde lüzumundan çok fazla durdu.
Doğruldu ve elini uzattı:
— Biraz geciktim ml? *
Samimin karşısına oturduktan sonra da elindeki çantaya bir yer bulmakta gecikti. Hâlâ onunla göz göze gelmekten çekindiği belliydi, ince yüzünde, gözlerinin altından yanaklarına doğru inen bir gölge vardı ki, dün geceyi uykusuz ve buhranlı geçirdiği zannını veriyordu.
Gözlerini Samlme doğru kaldırdıktan sonra, hemen sağındaki pencereye doğru çevirdi, sonra önüne indirdi. Kalın ve biçimli dudaklarının uçlan sinirli bir gerginlikle uzamıştı. Samim bunun korkudan ihtiyata ve dirayete doğru bir geçiş işareti olduğunu bilirdi.
Meral onun her zamanki gibi hatır sormasını bekliyor ve Samimin tehlikeli sessizliği önünde azalan cesaretiyle söze başlamaktan çekiniyordu. Nihayet, endişesini çantasın-187
tramvay ve otobüs şekilde yapılacak-
hastalık gibi Ani üzere sokak
Önümüzdeki pazar günü yapılacak nüfus sayımı doloyıfllyle o gün şehirde umum! nakil vasıtalarından hiç birisi işlemıyecektir Devlet Denizyolları, cumartesi akşamından itibaren Üsküdar, Çenkelköy. Bebek, YenikÖy» Ka r.â nı '(*»1 BÜylikada gibi
ana iskelelerde nöbetçi vapurlar bulunduracaktır. Sayımın sona erdiğini ilân eden toplar atıldıktan sonra, seferlerin terifeye göre yapılmasına derhal başlanacaktır.
Diğer taraftan s* -rıen de aynı tır.
Doğum, ölüm,
vakaları karşılamak başlannda nöbetçi taksi otomobilleri hazır bulundurulacaktır.
O gün aynca polis merkezleri emrinde bulunacak sağlık ekipleri ve cankurtaranlar vaka yerine derhal yetişeceklerdir.
Sokaklarda jandarma kıtaları muayyen aralarla yer alarak, kimsenin evlerinden dışarıya çıkmamasını sağlayacaklardır. Diğer taraftan o günü gelecek tren, uçak ve vapurlardaki yolcuların sayımı İle meşgul olacak hususi ekipler İstasyon ve İskelelerde hazır bulunacaklardır.
Diğer taraftan Sayım İşinde vazife alan memurlara Valilikçe yapılan bir tamimde sayımı kusursuz va çabuk bitirenlerin takdir edileceği bildirilmekte ve sayımda herhangi bir ihmale meydan verilmemesi istenilmektedir. Sayım ve denetleme memurları bölgelerim dolaşarak kontrollorına devam etmektedirler.
Karayolları Genel Müdürlüğü Amerikaya bir heyet gönderdi
Karayollan Genel Müdürlüğü tarafından yeniden 5 mühendisimiz Ama-rikaya gönderilmiştir.
Bu partide giden uzmanlarımız Sa-iâhaddln Günseli, Fehmi Erer, Salâ-haddin Güneyiz, Arif Pelit, Mustafa Cündülbeyoğludur. Beş mühendisindi A m erik ad a bir sene kalacaktır.
KÜÇÜK HABERLER
A İktisat Fakültesi Mezunlan Cemiyetinin yıllık umum! heyet toplantısı. 27 ekim 1950 cuma günü akşamı saat 17.30 da Ticaret ve Sanayi Odası Konferans salonunda yapılacaktır.
★ Sivil Genel Emekli Derneği menfaatine İstanbul Vali ve Belediye Başkanı Fahreddin Kerim Gökayın himayesinde 20 ekim 1950 cuma günü Taksim Belediye Gazinosunda bir çay verilecektir.
★ Sümerbank Bakırköy Bez Fabrikasının kunıluşunun yüzüncü yıldönümü münasebetiyle yakında fabrikada bir tören yapılacaktır.
★ İstanbul Musiki Sanatkârları Cemiyeti Cumhurbaşkanına müracaat ederek Türk müzisyenlerinin içinde bulundukları şartlardan kurtarılması-nı İstemişlerdir.
★ Befat eden İstanbul Polis Okulu Müdür Muavini Süleyman Asaf Sar-gut’un eenacesi dün törenle kaldırılmıştır. Cenazede, Vali namına Vali Muavinlerinden Fazıl Uy badın hazır bulunmuştur.
YENİ İSTANBUL
SÎYASl İKTİSADÎ MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LtMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H SAKLICA
Yazı İşlerini fiilen İdare eden mesul müdür: Sac i d ÖGET
H eşredUmiyen yazılar iade edilmez.
Bamldiğı yer :
YENÎ İSTANBUL MATBAACILIK LÎMÎTED ŞİRKETİ MATBAASI
dan mendilini almak bahanesine sararak onun götünden kaçırabileceğini umdu ve elini usa-turken jordu:
— Ne var? Yine bir şeye canınız mı sıkılıyor? Geç kalJığım için mi?
Samim ağır ağır içini çekti ve cevap vermedi. Göz göze geldiler. Meralde yine sabit bakış cesareti yoktu. Fakat Samimin yüzünde,-bildiği şeylerin vahimlik derecesini tahmine müsait bir İşaret arıyormuş gibi korkusunu bastıran bir merakla ona baktı. Kıvrık ve uzun kirpiklerinde belli belirsiz çırpmışlar vardı. Samimden cevap alamayınca, onu bu kadar susturan meselenin burada on dakika kadar beklemesinden ibaret olmadığını anladığı halde, konuşmaya mecbur etmek için, yolda Ferihanın annesine rastladığını ve lâfa tutulduğunu söyledi,
Samim yine ağzını açmayınca, Meral korkunun incelttiği sesiyle tekrarladı:
— Neniz var? Bugün hiç konuşmıyacak mısınız benimle?
O zaman Samimin başında yukarıya doğru küçük bir hareket oldu. Bu sual cevapsız bırakılamazdı.
— Çok müteessirim, dedi.
Meral daha cesaretsiz bir sesle sordu:
— Niçin?
— Siz daha iyi bilirsiniz.
Meral hayretin oldukça başarılı bir taklidiyle kaşlarını yukarı kaldırdı, bütün çizgilerini hareketsiz bırakmaya muvaffak olduğu yüzünde, yalnız göz hareketleri bir inkâr hazırlığını sezdiriyordu.
— Bilmiyorum, dedi.
(Devamı var)
188
yeni İstanbul
İt Kkfrn 19B0
Sayfa 8
Bediî FAİK
Amerikanın barış için müşterek
hareket teklifi kabul edildi
Koreliler araaın-
lle lâta giyilmesin! de arzulayabilirler.
Yeni İstanbul'un KORE muhabiri bildiriyor
bir mayn tarlası tank bile kaybet-
blrşeyden, plAnsızhk re programaızlıktan Memleket çocuklarına, plânın ve progra-dnyuracak olan Maarif Vekâletinin şa acı bir memleket manzarasıdır!
Lâikliğin ölümü
Fas Sultanı Muhammed Bin Yusuf Parlste bir camii ziyaret ediyor
58
Amerikanın Fransız savunmasına yardımı
DEVLETİN resmî ajansı ya^Tnasaydı, İnanmazdım: Maarif Talim Terbiye Heyeti, talebe velilerinin yüzde doksan sekizi böyle İstiyor diye, din derslerinin mecburî olmasına karar vermiş!
Çok kullanıldığı için, yazmaktan çekiniyorum ama, galiba sırası: imparatorluğun bir maarif nftzırı (Zannedersem Hâşlnı Paşa) mektepler olmam, maarifi gül gibi İdare ederim"
demiş ve bugüne kadar en az sekiz nesli kahkahadan kırmış, geçirmişti. Paşanın marifeti, hâlâ dudakları gere dursun, bizim demokrat maarifimiz de tam hu günlerde, şöyle hlr nazire İle üstadına yaklaşacak demektir:
— Şu talebe velileri olmasa...
Mevzuu ayıkhyalım: Din derslerinin lüzumu üzerinde duracak değiliz. Her asil duygunun gittikçe törpülendiği bıı madde dünyasında, din İnanışını manevî hlr cankurtaran yeleği sayanlardanım. Talebe velilerinin yüzde doksan küsurunun daha da İleri gitmeleri pekâlâ mümkündür. Fakat bütün bunlar, din derslerinin mecbur^vetl için kâfi mİ? Hattâ sîzler dahi, maarif talim terbiyesiyle birlik olup, bir milyon İnandırıcı selıebl karşıma getlrebllsejılz. benim, Anayasa denen kitabın bir tek maddesi İle karşınıza çıkıvermem, mat olmanız İçin yetip de artmayacak mıdır?
1896 da Fransada, Clemenceau henüz genç bir mebus ikon, Milli Meclisten kolayca geçirdiği bir kamınla Cezvltlerln Fransa dahilinde ders vermelerini yasak etmişti. Çünkü Fransa lâik bir Cumhuriyetti. Lftlslzmle din propagandası, omuz omuza yahut elele yürüyemezdi. Clemenceau’nun kanununu hâlâ yürürlükte tutan Fransaya, mecburî din ile lâikliği kardeş kardeş yaşatmamızın sırrını söylesek, emin olun Marshall yardımından çok itibar kazanırız!
Yavrusu veya yavruları mektep çağında olup da, kendileri meselâ teaya İnanan, yahut da hiç bir dine hağlanamıyan ebeveyni düşününüz. Çocuk, din dersinden —mektebin tâbiri İle— “çaktığı” gün, ailede de lâikliğin kubbesi yedi koldan çatladı demektir. Yalnız tsa, Musa meselesi değil. İslâmiyet de dilimli meyvalar gibi, mezhep mezhep ayrılmış değil mi? Ben Müslüman olurum da, Sünnî olmam, o takdirde ne olacak?
Fakat yalnız Anayasa meselesi de değil. Geçenlerde M. Nerml üstadımız pek haklı yazıyordu. Talebe velileri anketine dayanarak, maarifimizi yürütürsek, bunun sonıı neye varır? Veliler, yarın cüz kesesi boyunda» İlâhiler ağızda ve bevvapla mahalle bekçisi önde, mektep alayları usulünü de İstiyebİlliler. Yapacak mıyız? Fes Kabul edecek miyiz?
Bn memleket» hiç çektiğini çekmemiştir. mm ehemmiyetini ilk plânsız hali İse cidden
Paris 18 (YtRS) — Bugün kabine toplantısında Amerikada yaptığı görüşmeler hakkında izahat veren Savunma Bakanı Jule» Moch, Amerikanın 675 milyon dolara kadar nakl! yardım yapmayı vaadettlğlni açıklamıştır. tik olarak Fransız ordusunu takviye İçin asgari 1,600 milyon dolar kıymetinde askeri malzemo sevkedllecefclni, ve bunun 2.200 milyona yükselmesinin mümkün olduğunu, bundan başka Hlndlçint İçin 275 milyon dolarlık askerî malzeme yardımı yapılacağını ve nihayet Fransaya İstediği İşinde kullanılmak üzere 200 milyon dolarlık da kredi açılacağını bildirmiştir.
Ingiliz - Mısır münasebetleri
Londra 18 (YÎRS) — Dışişleri Bakanı Bevin Avam Kamarasının bugünkü toplantısında İngiltere Hükümetinin diğer alâkalı devletlerle Mısırın Süveyş Kanalından geçen gemilerin hareketlerini tahdit etmesiyle ilgili hususları görüşmekte olduğunu bildirmiştir.
Bu hareketinden dolayı Mısır Hükümetine verilen 12 ağustos tarihli İngiliz notasına gelen cevabın ne olduğu hakkındakl suale Bevin, bunu gayet kifayetsiz addettiklerini ve bu yüzden bir ikinci nota verildiğini açıklamıştır.
Güney Kore birlikleri durmadan ilerliyor
Amerikalılardan 20 kilometre ileride Güney Kore Tümeni başındaki komutan doğduğu memleket olan Pyongyang’a
Kore 17 (1 inci Güney Kore tümeni yanındaki hususi muhabirimiz Margııerlte Hlgglns bildiriyor):
Güney Koreli General Palk Sun-Jup, “Durmadan Deril” taktiğine devam ederek, birliklerini, dört gün süren bir taarruzdan sonra. Pyongyan-ın 65 kilometre yakınına kadar sürdü.
Pyongyang, genç ve asabi Generalin memleketidir. Aynı zamanda, sekiz çocuklu, dul ablasının Akıbetinden de endişe etmektedir. Bu itibarla General Palk, Birleşmiş Milletlerin Pyongyang’a doğru gelişen taarruzlarına karşı milli, hem de şahsî sebeplerle mükemmelen rehberlik etmektedir.
1 inci Güney Kore tümeni, hâlen, Güneydoğudan Pyongyang’a uzanan tozlu yolda ilerleyerek Şuan civarına gelmiştir. Birlikler. Kumşon yolunun batısında, muharebe ederek İlerleyen Amerikalıların 20 kilometre I-lerislndedirler. General Palk, rehber-
Bu suretle Rusların veto oyunlan artık tarihe karışmış oluyor
Dün gece yapılan boks maçları
Dün gelen Carpantier de müsabakaları takip ve son maçı idare etti. Nakavt Kıralı Femandez, az daha nakavt oluyordu
hernandez rı&kibini jere serdikten sonra. Diğer rettiıııde, Yeni ısıanuuı ıııı miketı v ıırpcm-nu ye veriliyor.
Lake Success 18 (YİRS) — Siyasî komite bugün müstevliye karşı silâhlı kuşetler gönderilmesini teklif eden Amerikan takririni kabul ederek Asambleye göndermiştir. Asamblede yapılan müzakereler neticesinde reye müracaat edilmiş ve 48 lehte. 5 aleyhte ve 6 müstenkif reyle muhtelif kısımlardan müteşekkil olan Amerikan takriri kabul edilmiştir. Takrirde şu hususlar mevcuttur: 1 — Sulhun teh-ilkeye mâruz kAldığı, veya bir İstilâ hareketinin zuhur ettiği anda Birleşmiş Milletler Asamblesinin ekseriyeti veya Güvenlik Konseyi üyelerinden yedisinin teklifi üzerine A-samblenin 24 saat İçinde toplantıya çağırılması. 2 — Harp zuhur edebilecek noktalarda tetkiklerde bulunmak Üzere bir müşahitler komitesi kurulması, 3 — Birleşmiş Milletler üyelerine millî sınırlan içinde daim! surette Birleşmiş Milletler emrine verebilecek bir askerî kuvvet bulundurmalarının bildirilmesi. 4 — Beynelmilel sulh ve emniyeti muhafaza etmek İçin hal çareleri arayacak bir komite kurulması, gibi hususları İhtiva etmektedir. >
koşan Birinci General Paik, girmek üzere
Hğl Güney Korelilerin elinden kaçırmamağa azimli görünüyor." “Durmadan ileri!”
î.vl İngilizce bilen, tunç yapılı General kendisini İyimser olmakta haklı görüyor. Bu harpte, İlk defa o-larak, birlikleri, Amerikan topçu ve hava kuvvetleri tarafından desteklenerek harp ediyor ve bu Amerikan birlikleri, doğrudan doğruya kendi emrinde bulunuyorlar.
General:
**— Çok şükür şimdi elimizde tank da var! Benim taktiğim “Durmadan Heri!” dlr. Diyordu.
Güney Kore tümenine bağlı Amerikan tank birliğinin komutanı yüzbaşı Jaseph Landers. tümeni, dört günde 112 kilometre İlerleten asıl kah ramanların. makinistler olduğunu temin etmiştir. Maldnlstlr. 11 e-klmde başlayan taarruzdan beri 430 kilometre yol katetmlşlerdlr.
Yüzbaşı Landers:
"— Bu Koreliler çok dehşetli dövüşüyorlar, diyordu. Birçok Amerikalıların uzaktan görmekten çekindikleri mevzilere bile, gözü kapalı atılıyorlar. Yolun bir kısmında 13 kilo metre derinliğinde olduğu halde, tek medlk."
Amerikalılarla
dakl bu karşılıklı takdir ve sevgi tümenin taarruz kabiliyetine ayrıca hız vermişti.
Güney Korelilerin taarruzu, Amerikan cephesinde olduğu gibi, düşmanı. hava taarruzları ve topçu kuvvetiyle meydana çıkarmağı icabettir-mlştir. Cephenin Korelilere alt kesimindeki yolların sağ ve »olu, yanmış kulübeler ve enkaz yığmlariyle doludur.
Harabeleri gören General Paîk: "— Pynngvang çok güzel bir şehirdir, diyordu. Fakat komünistler, burasını sonuna kadar müdafaa •-deceklerdlr. Onları yenmek için icap ederse, bütün şehri yakacağız!
General söz.lerine devam etti:
”— Komünist rejiminde söz. çalışma ve seyahat hürriyeti yoktur. Komünistlerden kurtulmak İçin, seve seve canımı feda ederim."
Güney Korelilerin nekadar süratle ilerlediklerinin en bâriz alâmeti, yol boyunca serilmiş kalmış bembeyaz köylü elbiseleridir. Komünistler İcabında hemen kılık değiştirebilmek I-çin yığınla köylü elbisesi getirmişler. fakat Güney Kore taarruzunun sürati karşısında, bunları bırakıp kaçmışlardır.
“Daima taarruz edeceğiz!” Taarruz eden Güney Koreliler, muntazam bir askerî birlikten ziyade, hiddete kapılmış bir kervana benziyordu. Amerikan tank ve kamyonları. Koreli askerlerle dolu İdi. Koreliler at üstünde hattâ öküz arabalarına binerek, hiddetle, şiddetle Heri atılıyorlardı. Fakat yine ekserisi yaya kalmaya mahkûmdur.
İşçi Verem Sanatoryumu için yeni bağışlar yapıldı
■ I
PARİS MEKTUBU •
İl
fi;
7. A* O
-il * > *M .Mı
Fas Sultanının
Fransa seyahati
Ziyaretin siyasî
cephesi nedir?
Şehrimizde bulunan Fransız ve Ispanyol profesyonel boksörleri dün gece Spor ve Sergi Sarayında 4 bini a-şan bir kalabalık önünde boksörlerimizle ikinci karşılaşmalarını yaptılar. Dk müsabaka orta hakem Danyalın İdaresinde Fransa şampiyonu Perrot 11© Alp arasında oldu.
Bu geceki maçların ayrı bir hususiyeti de boks âleminin en meşhur şöhretlerinden olan ve dün şehrimize gelmiş bulunan eski dünya boks şampi-
D. P. İstişare Kongresine katılacak İzmir delegeleri bugün Ankaraya gidiyor
tzmlr, 18 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — D.P. istişare kongresine katılacak delegeler, İlçe idare kurullarının iştirakiyle saat 15 de D.P. blnasında bir toplantı yaptılar. Konuşmalar arasında Hükümetin icraatı üzerinde durulmuş. 11 Genel Meclisleri seçimleri de kazanıldıktan sonra Hükümetin daha müspet çalışması, memleket işlerinde daha vukuflu ve tesirli kararlar alması istendi Yeniden başbyan hayat pahalılığına karşı Hükümetin rasyonel hareket etmesi temenni edildi.
Muhalefete karşı daha durblnane hareket tavsiye edildi. Delegeler yarınki uçakla Ankaraya gideceklerdir.
Philip Price, Ankaraya geliyor
Ankara 18 (Ankara Ajansı) — İngiliz Muhafazakâr Partisi mebuslarından ve tanınmış siyasi tefsirci-lerden Philip Price M. P. bir kaç güne kadar Ankaraya gelecektir. İranda Rus baskısı ve Kürt kabileleri a-rasındaki komünist tahriklerini mahallinde tetkik etmekte olan Mr. Price İngiltere ordusundaki komando teşkilâtına da mensup bulunmaktadır. Kendisi Rusların hudut memleketlerindeki azlıklar ve yeril halk üzerindeki propaganda faaliyetleri hakkında en aalâhlyetll bilgi sahiplerinden birisidir.
yonlarından George Carpentler’lnln ringe çıkarak seyircilerin sürekli alkışlarına şu sözlerle cevap vermesi büyük tezahürata sebep oldu.
“— Çocukluğumdan beri de yaşayan dan çok ver kat görmeği beklemiyordum. Çok mütehassisim. Güzel İstanbul un uzdo bulunduğum için sevincime pâyan yoktur’’ demiştir.4
Dünyaca tanınmış şampiyon Carpentler nln bu sözleri salonu tekrar yerinden oynattı.
Perrot — Alp (Perrot «ayı ile oallp»
Maç çok yavaş başladı, fakat ikinci ravnttan sonra oyun sertleşmeğe başladı. Perrot rakibinin bos bırakmasından İstifade ederek güzel ve kuvvetli bir sol yumrukla Alpı yere düşürdü İse de Alp hakemin 8 saymasından sonra ayağa kalkabildi. Neticede Perrot güzel bir maçtan sonra müsabakayı sayı ile galip bitirdi.
Toupe — Aleko
(Toupe sayı ile galip)
Aleko bu maça güzel başladı ise de. üçüncü ravntta midesine yediği bir yumrukla sarsıldı ve yere düştü, Alo-ko tekrar kalkarak doğuştu ise do Toupe maçı savı ile kazandı.
Fernandez — Lemeunier i Fernandeı nakavtla galip)
Gecenin en güzel maçını İspanya şampiyonu Fcrnandezle Fransa şampiyonu Lemeunier yaptılar. Maç gayet yavaş başladı, fakat ikinci ravnttan sonra Lemeunier oyunda bariz bir hâkimiyet tesisine muvaffak oldu İse de Fernandezln mideyi bulan kuvvetli sağ yumruğu Lemeunier’yl vere düşürdü, hakemin 9 saymasından sonra ayağa kalkan Lemeunier tekrar canlı bir maç çıkartarak puvanları toplamaya muvaffak oldu. Fakat 8 in ci ravndun başında tekrar Fernan-dczln tabanca gibi patlıyan bir yumruğu Lemeunler’yi bir daha yerden kaldırtmadı Maç nakavtla bitmese İdi,
hayalim-güzel istanbulu yakın-görmek fırsatını bulduğum İçin bahtiyarım. Türklerln miaaflrper-olduğunu esasen biliyordum. Fa-bu kadar sıcak bir hüsnü kabul
“Ege” vapurundaki ârıza tamir edildi
tzmlr, 18 (TH A.) — Limanımızda bir kaza yapan Ege vapurunun dümenindeki Arıza tamir edilmiş ve Ege., tslanbula hareket etmiştir.
Gemide yolcu bulunmayıp yalnız yük vardır.
İle
Fransız müsabakavı sayı hesabı kazanacaktı.
Vural İnan — Gullbert (Vural sayı İle galip)
Gecenin dördüncü maçında Vural inan rakibi Fransız Gullbert’İ sayı hesabiyle mağlup etti.
Garbıs — AH Amrano (Maç berabere bitti) Gecenin son maçını Dünya şampiyonu Georges Carpentler idare etti 6 ravunttn da her İki boksör müsavi döğüştüklerf İçin bu maçı Carpentler berabere Hân etil. Vedat ETENSEL
Mecburî hizmete tâbi eczacı, doktor ve sağlık memurlarının tâyini
Ankara, 18 (A.A.) — Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığından bildirilmiştir:
Tıp Fakültesinden veya Eczacı Okulundan mezun mecburi hizmetlilerle Sağlık Memurları Okulu mezunu mecburi hizmetlilerin mezuniyetlerini müteakip vaki müracaatları üzerine kur a çekmek suretiyle tâyinleri yapılmakta İse de. bu gibilerin memuriyet mahallerinde pek kısa bir zaman kaldıktan sonra fiili hizmetlerini ifa için silâh altına alınmakta ve memuriyetle olan ilişikleri kesilmektedir.
Bu suretle yapılan tâyinler, kadro ve tahsisat israfına ve bir çok kırtnsl muamele ifası na sebep olmakla beraber, mahalli sağlık hizmetlerini de ciddi surette sekteye uğratmaktadır.
Bundan böyle mecburî hizmetlilerin fiili askerliklerini İfa ettiklerine dair terhis vesikalarını veya Askerliklerinin ertesi soneye kaldığına dair mensup oldukları askerlik şubelerinden alınmış bir belge İbraz etmedikçe tâyinlerinin yapılmı-yacağı tebliğ olunur.
Sümerbank, Etibank, Şeker Şirketi ve Ziraat Bankası 100 er bin lira bağışladılar. Çalışma
Bakanlığı, millî müesseseleri yardıma davet ediyor
Ankara, 18 (A.A.) — Çalışma Bakanlığından tebliğ edilmiştir:
Kıymetli İş adamlarımızdan sayın Süreyya tlmen’ln tstanbulda Malte-pede milyonlarca lira değer taşıyan büyük çiftbğinl veremli işçiler için sanatoryum kurulmam maksadlyle İşçi Sigortalan Kurumuna bağışlaması üzerine bu saha dahilinde bir an evvel sanatoryum binasının yapılması hususunda Çalışma Bakanlığı tarafından hazırlık ve teşebbüslere geçilmiş bulunmaktadır.
Bakanlığımız yakın tarihte misli görülmemiş olan bu bağışın umumi efkârda bıraktığı çok takdirkâr İntibaı, içtima! yolundaki gayretlerimizi destcklıyen asil bir ruhun
larak memnunlukla karşılamış ve faziletli bir vatandaşımızın geniş Ölçüde kolaylaştırmış olduğu bu çok hayırlı teşebbüsü en kısa bir zamanda tamamlayıp başarmak üzere mili! müesseselerlmizl de kendi İmkânları ölçüsünde alâka ve yardıma dâvet etmiştir.
Bu dâvete karşılık olarak Sümerbank 100 bin lira, Etibank 100 bin lira. Türkiye Şeker Fabrikaları A-nonim Şirketi 100 bin lira, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası 100 bin lira bağışlamak suretiyle Türk İşçisinin sağlığına hizmeti bir vazife bilmişler ve mili! tesanüdUn güvendir hlr unsuru olduklarını göstermişlerdir.
Paris, 18 (Hususî) — Hindiçinîde askeri vaziyetin ağırlaştığı bir sırada, hayli üzücü meselelerle uğraşmak zorunda bulunan Pleven Hükümeti. Fas Sultanı Muhammed Bin Yusufu gayet parlak bir surette kabul etmek mevkiinde kalmıştır.
Fas hükümdarı bundan önce Fransaya 1945 te gelmiş ve General De-lattre de Tnssigny'nin kumandası altıdaki birinci Fransız ordusu He birlikte Alman askerî kudretinin yıkılmasına şahit olmuş ve Ren Nehri boyunca savaşan bir çok Faslı birlikleri bizzat teşci ve teşvik etmişti.
Fransız Hükümeti ve umumi efkârı Fas Sultanının Fransa seyahatine çok eehmmlyet vermektedirler. Bütün gazeteler. Fası FransayA bağlayan hususi dostluğu belirtmekte. Mareşal Lyautey’in anarşi içinde kıvranan ve hâlâ derebeylik usullerinin hâkim olduğu bu memleketi nasıl ıslah ve imar ettiğini hatırlatmaktadırlar.
Bu seyahat yalnız devlet baskınları arasında usulden bulunan resmi bir ziyaret değil de her şeyden önce siyasidir. Zira Fası Fransa İle bundan sonra birleştirecek olan bağların yeniden teabiti bahis mevzuu olmaktadır.
Resmî makamlar. Fas Sultanının Fransaya karşı sadakat ve samimiyet hislerinden zerre kadar şüphe edllml-yeceğln! ve bu hükümdarın milletlerarası siyasi meseleleri gayot İyi kav. raması sayesinde, hor İki devlet arasındaki görüşmelerin kolaylaşacağını küvVctle belirtmektedirler.
müspet ve hizmetler kuvvetle tecellisi o-
İl genel meclislerinin toplantısı
Ankara 18 (ANKA) — Yeni aeçl-len tl Genel Meclisleri, vilâyetlerin 1951 bütçelerini görüşmek üzere 1 kasımda toplanacaklardır. Bütçelerin marta alınmış olması dolayıslyle ocak ve şubat aylan İçin Genel Meclisler munzam ödenek vereceklerdir.
Çalışma Bakanlığı bu yardımları şükran duygulan İle karşılar ve yardımlaşma duygularımızın her zamankinden daha mânalı bir ehemmiyet kazandığı bugünkü şartlar altında tevali ve devam eden bu İyi örnekleri memnunluk ve İftiharla u-mtıml efkâra arzetmeyi vazife sayar.
Hayvan hırsızlarını önlemek için kanun
Ankara 18 (ANKA) — Yurtta son zamanlarda bilhassa “büyük baş hayvan hırsızlığı artmış bulunmaktadır. Bunu önlemek İçin geçen devrede çıkarılan kanun da istenilen neticeyi vermemiştir. Bu sebeple yeni bir kanun tasarısı hazırlanacaktır.
Türk mikrobiyoloji kongresi
dün çalışmalarına başladı
Sağlık
hitabesinde memleketimizde
Bakanı, açış maalesef bu ilim şubesine lâyık ehemmiyetin
verilmediğinden şikâyet etti
Kongresi de
olduğu
Cerrahî
Ankara 18 ıA.A.) — Dördüncü Türk
Mikrobiyoloji Kongresi bugün saat 9 da Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesinde Abdlilhak Hânılt ders salonunda açılmıştır. Açılış töreninde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Hayrl Üstündağ. profesörler, askerî ve sivil doktorlar İle tıp öğrencileri hazır bulunmuştur.
Kongreye, onursal başkanı seçilen Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Ekrem Hayrl Üstündağ, bir hitabe ile kongreyi açmıştır
Ekrem Hayrı Üstündağ bu hitabesinde fahri başkan seçildiğinden do-lavı teşekkürde bulunmuş ve bu İlim dalının ehemmiyeti ve İnsanlığa yaptığı hizmetleri ve faydalarını İzah ettikten sonra sözlerine şöyle devam etmiştir:
“Snn olarak bir noktayı teessürle kaydetmek İsterim kİ, bu kadar mühim ve müspet olduğu meydanda bulunan bu İlim şahmıma memleketimizde lâyık olduğu ehemmiyet verilme mrktedlr. Her ne dense genç ve yani doktorlarımız bu sahava İltifat et mİ. vorlar. Kongre yönetim kurulu ve üyeleri arkadaşlarımın bu mühim İlim şubesinin meslekdaşlnrımız ara-
çalışmalarına başladı aında yayılıp rağbet kazanmasına ellerinden geldiği kadar çalışacaklarım ve bu şubenin her bakımdan taşıdığı önem ve kıymetini münevverlerimize ve halkımıza (anılmak İmkanını bulacaklarını kuvvetle ümit etmekteyim. Hepinizi hürmetle selâmlar kongremize başarılar dilerim.,.
Müteakiben Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti Başkanı ve 4 üncü Türk Mikrobiyoloji Kongresi Başkan vekili Dr Zokâl Muammer Tunçman kongre konuları etrafımla İzahat vermiş ve kongreye haşarılar dilemiştir
Bundan sonra kongre, gündem üzerinde çalışmalara başlamıştır.
Kongre bilhassa verem, çocuk İshalleri İle kuduz savaşlarına dair üç önemli konuyu ele almıştır. Kongre çalışmaları İki gün sürecektir. Gelecek 5 İnci kongre İçin idare heyeti Q. Fe-vcr. tetanos ve çocuk felci konularını teklif etmektedir.
Cerrııhl Kongresi de çalışmalara haşladı
Ankara 18 (AA.) — Yedinci Türk Cerrahi Kongresi bugün naat 9 da Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesinde acilmiş ve çalınmalarına başlamıştır.
Fransa Hükümeti İçin, 1912 den bari uzun bir yolun birlikte kat edilmesinden sonra ayrılmak gibi bir neticeye varılması katiyen bahis mevzuu değildir. Bilakis Fransa, iki millet arasında pek kuvvetli bağlar kurulmasını dilemektedir. Kaldı ki, serbest bir ortaklık zihniyetiyle teessüs edecek olan bu bağlar o nispette derin olacaktır.
M. R. P. ve S. F. t O. gibi İki büyük Fransız Partisi. Fransa He Fas arasındaki siyasi münasebetlerin "Hürriyet istikametinde., değişmesine tamamen taraftardırlar. Dünyanın tv-kip ettiği ve önüne geçilmez olan seyir, onları da ileri doğru sürüklüyor. Fransız devlet adamları da bu fikre iştirak etmeye meyyaldir; fakat acele edilmesi taraftarı olmadıklarını. Fasa bugün kayıtsız bir istiklâl verllemU yeceğlni ve Faslı milliyetçiler, gerçekten demokrat bir devlet kurmak içm müstakil olmak kâfi geleceği kanaatinde İseler boş hayalâta kapıldıklarını bildiriyorlar.
Başka tabirle Fransız Hükümeti, gerek ıslahatın ve gerekse daha ziyade hürriyet ve İstiklâl verilmesi gibi tedbirlerin “yukarıdan,, yapılmasını istemektedirler. Halbuki Fas milliyetçileri. halka âzami siyasi ve medenî haklar verilmesini ve bu suretle ıslahatın “aşağıdan,. yapılmasını İstemektedirler.
Bu itibarla Paris Hükümetinin Fag Sultanına anlatmaya ga>rret edeceği nokta şudur; Gerek hanedanın, gerekse milletin menfaati Fasın mukadderatını Fr an sanın mukadderatına bağlamayı İcap ettiriyor... iki memleketin münasebetlerinde hâkim hukukî vaziyetinin esasını teşkil eden ananevi dostluk vo siyaseti, müfrit milliyetçilerin hayallerinde kurdukları gibi vakitsiz ve yersiz demokratik ıslahat teşeobuslcriylo tehlikeye düşürmek, Paris devlet adamlarına göre akil kA-rı değildir. Yanı Elcezlre andlaşma-sıyle hinime muahedesinin ana haclarını bozacak hiç bir şey istenmemektedir, Fransız yetkili m ak anılarının fıkrince. aksi takdirde, Fransayı bertaraf etmek maksadını güdecek o lan tam istiklâl bizzat Kaslılara hiç bir fayda temin etmtyccek ve hattâ çaresi bulunamıyacak bir esarete yol açabilecektir. Yani, hem müfrit milliyetçilerin tehlikeli iddialarına sed çekmek, hem de bazı milletlerarası teşkilâtın Fransızlarca fuzuli görünen murakabe ve müdahale İddialarını bastırmak bahis mevzuudur.
Siyasi çevreler ve müşahitler, Fa» sultanının Fransa tarafından gösterilen İtidali takdir edeceği ve Paris ziyareti neticesinde iki memleketin y». ni bir anlaşmaya varacakları fikrin-(l( dlrler. Fakat hükümdarın, hem kendi nüfuzunu sağlamlaştırmak hem de müfrit unsurların faaliyetini sek-leyo uğratmak üzere bazı yeni hak ve İmtiyazlar Istlyeceğl ve elde edeceği de «aklanmıyor.
Fas Sultanı himaye İdaresinden hof-nut değildir. Solcu çevrelerin bazılarında İddia edildiğine göre hükümdar, himaye usulünün yerine, şahsını daha fazla temsil edecek bir hükümet şekli ikame etmek arzusundadır.
Paris Hükümetinin İse bunda büyük bir mahzur görmediği söyleniyor; şu şartla kİ. ıslahat birden değil de tedricen yapılsın ve Fas Sultanının da İlham a|dığı “İstiklâl,, partisi az çok sükûnet bulsun... Zira —yine hükümetin flkrince— başka bir tehllks vardır. Bu tehlike müfrit solculardan gelmeyip müfrit sağcılardan gelmektedir. yani 1912 den önceki, yani Ab-dülaziz ve Mevlâ Hafid zamanından kalma eski derebeyi ailelerinin başkaldırmaları tehlikesi kİ, İstiklâl bahanesiyle eski İrtica politikasını tekrar kurmaya çalışacak ve memleketin maddi ve içtimai gelişmesine engel olacaklardır.
Hulâsa, Fransız Hükümetinin hükümdara, Bao Day kadar müstakil bir devlet başkanı haline getirecek bazı yeni haklar vereceği ve fakat bu hakların henüz Fas Devletine “Ortak Devlet,, sıfatını veremlyeccğl anlaşılıyor.
Yeni İstanbul 'un sürprizi: 1.000 SAAT. Tafsilâtını yakında öğreneceksiniz.
GÜNÜN EKONOMİK
Yeni bütçe hazırlanırken
Yazan : Doçent M. Orhan DİKMEN
8on zamanlarda, nmll mahfillerimizde üzerinde en fazla merakta durulan mevzulardan biri, hiç şüphesiz 1951 mali yılı devlet bütçesidir. Bunun böyle olmasında başlıca 2 sebep ▼ardır. Bunlardan biri teknik, diğeri İse siyan! mahiyettedir.
Teknik sebep, vergi sistemimizde geçen sene yapılan reformdur. Gelir, kurumlar, esnaf vergileriyle vasıtasız vergilerimizde, usul kanuniyle de vergi hukukumuzun ıısulc müteallik hükümlerinde husule gelen değişiklik geniştir. Bunun, varidat bütçesi üzerindeki tesirlerini tahmin ve tesblt etmek sor ve türlü görüş ihtilâfla rina yol açabilecek mahiyette bir meseledir. BUhnssa gelir vergisinin varidatını tahminde dayanıtabilecek esasların ▼e hususiyle İstatistiklerin yokluğu büyük bir boşluktur. Diğer vergi ve resimlerde her hangi bir değişiklik yapılmamış olduğuna göre, bunların varidatını — hail hazır konjonktür durumunun önümüzdeki yıl zarfındaki muhtemel inkişaf temayüllerine az çok uygun bir şeklîde — tahmin etmek mümkün olsa bile, sırf gelir ve kurumlar vergilerinin yeniliği yüzünden, 1951 varidat bütçesinin nııa bünye ve terkibi, bu bakımdan yapılabilecek muhtelif tahminlere göre değişik bir bünye arzedeoektir.
Siyasi sebebe gelince, bu, evvelkinden de belki daha mühimdir. Yeni İktidar, şimdiye kadurklndon farklı o> tarak. 1951 bütçesinin masraf kısmında geniş mlkynsta tasarruf temin et^ mek. yekûn itibariyle bu mümkün olmasa hile masrafların terkibinde e-saslı değişiklik ve ıslahat yapmak ve Meclise tam mûnaslyle mütevazlıı, yani denk bir bütçe arzetmek İddiasındadır. Bütçe müvazenesl, 1950 seçimlerine kıular, hemen dalma varidat tarafındaki om el iye! erle, ezcümle ▼ergi arttırmaları, yeni vergiler vaz’ı veyahut da uzun veya kısa vâdell borçlanma yoluna müracaat suretiyle temin edllmeyo çalışıldığı halde, Demokrat Parti iktidarı bütçe müvaze-neslnl masraf kısmından temin etmeye çalışacaktır.
Devlet bütçesinin masraf kısmında kısıtabilecek bir çok masraf kalemleri bulunduğu muhakkaktır. Fakat diğer taraftan, modem devletin esas vazifeleri arasında bulunduğu halde, şimdiye kadar İhmal edilmiş bulunan bir çok hizmetler de vardır. Acaba 1951 bütçesi hazırlanırken, sadece kı-sılnbllecek kalemlerin tesblt ve tayyı ile mİ iktifa olunacaktır? Bunların yekûnu ne miktara varabilir? Eksik hizmetlerin — hiç değilse kısmen — tamamlanması İstikametinde bir gayret sarfedilecek nıldiı? Bu takdirde bunların yekûnu, tenzil edilen tahsisat yekûnundan az mı, yoksa çok mu olacaktır? Bu ilâve yapıldıktan sonra ▼e hattâ yapılmadan, sadece masraf bütçesinde yapılacak tazarru flarlu bütçe müvazeneslnin temini mümkün olabilecek midir? Ve nihayet, bütçenin müvazene halinde bulunması mutlak surette şayan arzu mudur? Yoksa muvazeneyi münhasıran devlet bütçesinde aramnyıp. umumi mali bütçede aramak mı daha münasiptir? Diğer taraftan, bütçe m&vazenesinl bir yıla hasretmekslzln tam bir konjonktür devresi dahilinde aramak ve hattâ konjonktiirel bir bütçe siyasetiyle aktif vaziyete geçerek İktisadi faaliyetteki dalgalanmaların şiddetini azaltmaya çalışmak daha doğru değil midir? Uh...
Görülüyor ki, halli İcap eden problem basit bir “bütçe müvazenesi mo selesi,, değildir. Kanaatimizce, yıllık vergi varidatı ile aynı devre zarfındaki devlet masraflarının müvazene halinde bulunması, ancak umumi iktisadi mÜvazenenln aleyhine olmamak şartiyle şabanı arzu olabilir. Yoksa bütçe müvazenesl uğruna, milli ekonomi muvazenesi İhmal ve hele feda edilemez.
Bununla beraber, bugün burada ele almak İstediğimiz mevzu, meselenin bu esas safimsi değildir. Kıymetli meslrkdaşımız Gıyas Akdeniz, yine bu sütunlarda bu meseleye temas etmiş bulunmaktadır. Keza her hangi bir suretle şimdiye kadar gelmiş geçmiş veya hâlen iktidarda bulunan hükümetlerin hareket tarzlarını ten-kld etmek niyetinde değiliz. Maksadımız, “bütçe müvazonesl,, meselesinin basit bir şey olmadığına, tek başına değil, fakat bütün milli ekonomik müvazene içinde mütalâa edilmesi icap ettiğine, bıı mÜvazenenln
1B/X/1950 Çarşamba
ESHAM VE TAHVİLÂT
İstanbul Ticaret Borsası
İzmir Ticaret Borsası
İstanbul Borsası
Devlet Tahvilleri
New-York Borsası
Borsalarda vaziyet
KttpHIIIŞ
AçUlş
DUo
öugiin
tiugUn
İstanbul
Adana Ticaret Borsası
Altınlar
Londra Borsası
Şirket Tahvilleri
Trabzon Ticaret Borsası
D.Y. Tertip A/B
Bradford Piyasası
Şirket Hisse Senetleri
İsviçre Frang»
Eskişehir Ticaret Borsası
İskenderiye Borsası
Mısır Kredi Fonslyı 1903
Demiryolu Demiryolu Demiryolu
240.— 194.— 153/156
Akala Akala Akala yor il yerli
Sun Kupum
tenekoll)
•ıra) ...
çıplak) .
T C. Merice* Bankası Türkiye îş Bankası .. Türk Ticaret Bankam Arslnn Çimento .......
Şark Değirmencilik ... Milli BeoHÜrann .........
320/330
64.—
Buğday yumuşak
Buğday sert...
Arpa .....
17-10-1950
Durumu
Türk Lirası .... Dolar .......
Storİİng ......
Frenine Frenin
Kuru Meyvulur : Fındık »kabuklu sivri) Fındık (Iç tombul 1950) Ceviz (kabuklu) .......
Ceviz (ic natürel) .....
Sterlİng .... Dolar .......
Fr, Frangı İsviçre Fr. Belçika Fr İsveç Kr. . Florin ......
Liret ........ Drahmi .... Eacoudns .
LÜüHJ
Kapamış
Hububat:
Buğday yumuşak (Tüc.) Buğday Ofla ..........
Arpa yemlik (dökme) .... Mısır «an (çuvalı) ...
Foaulva tombul .......
Fasulya Çalı sert ....
Kuşycmi ..............
Mercimek kırmızı kabuk Mercimek yeşil .......
Nohut natürel ........
325/335
60.—
Külçe Yeril Gr
Külçe Doğunsa
Cumhuriyet .
Reşat ......
Hamlt ......
Gulden ....
Ingiliz ...
Fransız kok
NapolAon III
İsviçre ....
Yağlı '«»hıınılar : Ayçiçeği tohumu .., Keten tohumu ..... Kendir tohumu .... Sunam ......
Yer fıstığı kabuklu
FINDIK
a) «*r50 randımanlı kabuklu tombul
b) iç sıra kontrollü
*60 .......
Miline*. Senet
Akala I
Akala II
Akala II
yerli .......
yağı (rafine) çekirdeği ..
(Hatay) Adana)
II •«.
III ..
Keten tabumu (Tunu=Sterllıi|>
Bombay ....................
Kalkül ...................
Yer fıstığı Hindistan ........
Nebat! Yağlar :
Zeytinyağı (E.E. Susarnyağı (Raf.
Ayçiçeği (Rafine Fındık yeği (Çürük)
Dukıınm ham maddeleri
Tiftik »ana mal .......
Tiftik »NatüraD .......
Yapak Trakya (Kırkımı
l’nnuık ( Kon farın Tali arı) .... Aehmounl Kısa elyaftı F'G Karnak Uzun elvaflı F G.
Ticaret Borsacında. mim ve diğer yağlı tohumların durumu sağlamdır. Fınr/ıA fiyatlarında tekrar canlılık baş göstermiştir.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Borsacında 1948 İstikrazının birinci, ikinci tertipleriyle, % 6 faizli Kalkınma Tahvilkrl üzerine işler olmuştur. Altın piyasası düne nazaran biraz ilerleme kaydetmiştir. ..
T.C. Ziraat Bankası Anadolu
II
350 kuruşta günlük satış-hadde kaldı, satıldı.
Levent İç
Eketra iri
Kuru ıııünı
Thompson çekirdeksiz seçme Keten tabumu ( Bilşell^DolnrJ Mlnneapolls .(k ..............
Kalay (Llbro~Sent> ...........
Levha-»en«ke «100 libre dolar)
ikramlyell tahviller
1933 Ergani ........
1038 İkramlyell .... MIHI Müdafaa I .....
1911 Demiryolu IV . 1941 Demiryolu .. 1/2 1049 ikramlyell Diğerleri 1941 Demiryolu Kalkınma Kalkınma Kalkınma 1948 istikrazı 1918 istikrazı
1940 istikrazı Milli Müdafaa 1034
1934
1941 1941 1941
Milli Müdafaa Mİİ11 Müdafaa Milli Müdafaa
Borsnda ti* Um satışlarına durgunluk Anz olmuş, günlük «atışların azlığı fiyata tesire başlamıştır. İncirde müvaredatın azlığına uygun olarak az İş yapılmakta, iş malları üzerine talep artmaktadır. Günün hâdisesi pamuk piyasasının aldığı şekildir. Pamuk satışları bugün de gayet hararetli açılarak 340 kuruştan başlı-yan satışlar 342, nihayet 345 kuruşa kadar çıktı. Satıcının ısrar etmesine rağmen lar 345 kuruşluk bir 1400 ton kadar pamuk
Zürich Borsası (Serbest)
Parnuk Akala
Pamuk
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
Birinci Akala vâdeil .. Hazır .....,.........
Iklııcl Akala yağmur yemiş .......... „■
Kuğduv (Buşolİ =Scnt) ..........
Sert Kış mahsulü No. 2 .......
Kırmızı Kış mahsulü No. 2 ....
Pamuk Middling (Ubreşl=S«nt)
Ekim ...................’.....
Aralık .......................
M/ırl ....•««....,..»
Mayıs .........................
Tiftik (Libresin Sent» ...
Teksas No. 1 ...»..........
Fındık (Libreni ~S*nt) .........
Kabuklu yeril iri ............
” orta .............
•thai malı ......o
İÇ ithal malı .....
(Libremi —Sent) ....
OzÜm çekirdeksiz No 9
İncir A serisi No.8 ..
İncir B Berisi No. 108 « Pamuk
Pamuk Pamuk
Pamuk Pamuk Fam ak
IV Sivas-Erzurum I •• 1I-VII
Tiftik İyi mıd •Libreniz:Fİvnt) ” Bira malı ”
Yün Anadolu ° °
** Trakya •• w
Bugün
Lira
4 72
4.74
İlam deriler :
Sığır salamura (kasap) Kİ Keçi tuzlu kuru kilosu ..
Koyun hava kurusu kilosu
Ecnebi Tahviller
m
sadece pasif bir muhasebe ve tevzln-den İbaret olmayıp aktif bir rolü bu-lundiığuna, başka bir İfade ile bitaraf değil fakat güdücü bir malılyct taşıdığına, bu İtibarla (ta türlü vaziyetlerde tesirlerinin tetkik ve halin İcabına göre sevk ve İdare edilmesi lâzım geldiğine İşaret etmektir. Bu sevk ve İdnre, sadece giidiicü bir bütçe siyaseti takip edildiği zaman değil, fakat hakikaten bitaraf bir bütçe siyaseti takip edilebilmesi İçin dahi bu maksada uygun bir seklide tetkik ve İcra edilmek İcap eden bir şeydir.
İmdi, bu meselelerin halli Maliye Bakanlığının faaliyet saha ve iktidarını faztaıılyle aşmaktadır. Bir kere, dünyanın hemen her tarafında olduğu gibi bizde da Maliye Bakanlığı e-sas itibarimle bir tatbikat dairesidir. Halbuki bahis mevzu mesele bütün milli ekonomi siyasetini alâkadar e-den bir vüsattedir. Diğer taraftan, bu meselenin umumi siyaset gibi iktisat siyasetini de idnre ile mükellef ve buna salâhiyetler olan Bakanlar Kurulunca hailine de imkân yoktur. Zira mesele, siyasi olmaktan ziyade İlmî ve teknik bir mahiyet arzetnıektedir. Binaenaleyh, umumi hatları ile bir kere kabul edildikten sonra tatbikinin hem İlmi ve teknik iktidara sahip ve hem de bitaraf, yani bilhassa siyasi tesir ve nüfuzlardan mâsun bir teşekkül tarafından tatbiki İcap eder. Meselâ, kanaatimizce, bu mevzudn evvelce bir başkn münasebetle teşkilini teklif ettiğimiz “mali istişare heyeti,, nden İstifade edilebilir.
Mesele her halde çok ehemmiyetlidir ve üzerinde uzun boylu durulmaya değer bir mahiyet taşımaktadır. Bu itibarla, bütçe hazırlıklarının oldukça ilerlemiş ve vaktin de daralmış bulunduğu bu zamanda 1951 senesi için bu mevzuda bir karar ittihazı tabiatıyla bahis mevzuu olamaz; tokat 1952 ve müteakip yıllar bütçe siyasetimiz bakımından tetkik ettirilmesi muhakkak lâzımdır.
Konya Harası kapatılıyor
Konya 18 (Husus!) — Tarım Bakanlığının emri üzerine Konya Harasına alt 6 bin dekar arazinin topraksız çiftçiye dağıtılmasına ve bin-netice haranın lâğvına teşebbüs edilmiştir. Koyun ve atçılıkta Balkanlar da dahil Türklyede birinci gelen Konyadaki bu teşkilâtın lûğvı karan hayvan yetiştiricilerimizi üzmüştür. Akşehir ilçesine tahsis edilen 500 ton tohumluğun 43 köye dağıtılmasına başlanılmıştır.
Almanyadan yeni istekler başladı
İzmir 18 (Husus!) — Almanyanın döviz durumunu anlamak için 7 ekimde aldığı kararla lisans muamelelerini durdurması piyasamızda tesirler icra ederken bugün bu kararın ilga edildiği Almanyadan gelen telgraflardan anlaşılmış ve yeniden ofertolara başlanılmıştır.
İzmir Limanından ihracat
İzmir 18 (Husus!) — İzmir Limanının 9 aylık ihracatı 171 milyon liraya baliğ olmuştur. Bu rakam geçen seneden 35 milyon lira noksanlık göstermekte ise de ekim - kasım ve aralıkta bu ihracat noksanının telâfi edileceği ümit ediliyor.
Amerika, tabiî kauçuk yetiştirecek
Washlngton 18 (YİKS) — Amerikan Ziraat Bakanlığı memlekette tabii kauçuk tatih-»ali İçin girişilen tecrübelerin muvaffakiyetle neticelendiğini açıklamıştır. Kauçuk yetiştirilecek mıntakatarın Kaliforniya ve Teksas olduğu da bildirilmiştir.
Al pullu Şeker Fabrikasında vagonlar lan pançarlar silolara dökülüyor.
Bu seneki şeker rekoltesi etrafında tahminler
Alpullu Şeker Fabrikasının istihsali
geçen seneaen azaır
Birbirine yakın pancar ziraati bölgelerinde, şeker fabrikaları kurmaktaki hataların neticeleri beliriyor
Bu seneki şeker rekoltesi hakkında henüz kat! tahminlere girileme-mcktedlr. Böyle olmakla beraber, bazı pancar bölgelerinin kurak geçtiği malûmdur. Bunların başında Trakya bölgesi bulunmaktadır. Esasen Ziraat Bankasının kredi borçlarını tecil edeceği bölgelerden biri de Trakya-dır. Trakyanın birçok köylerinde susuzluktan pancarların olgun hale gelemediği, bu yüzden müstahsilin. bu pancarları toplatmadığı anlaşılmaktadır. Bundan başka Trakya ayçiçeği tohumlarının olgun hale gelmeden, sıcaktan büyümediği ve kavrulduğu görülmüştür.
öğrendiğimize göre Alpullu Şeker Fabrikasının bu seneki şeker istihsalinin 18000 ton arasında olacağı anlaşılmaktadır. Geçen seneki istihsal ise 30.000 tondan İbaretti.
Eskişehir Şeker Fabrikasına ait bazı pancar bölgelerinde de. pancar İstihsalâtınm geçen seneye nazaran daha az olduğu söylenmektedir. Fakat istlhsalâtm ne nispette noksan olduğunu şimdiki halde rakamla ifade etmek mümkün olamamıştır. E-sasen Eskişehir ziraat bölgesi de Ziraat Bankasının kredi borçlarını tecil ettiği bölgeler arasında bulunmaktadır.
Turahal şeker pancarı bölgesinin kuraklıktan müteessir olmadığı, buradaki istihsalin geçen seneden farksız olacağı anlaşılmaktadır.
Ziraat mütehassıslarının ifadelerine göre, şeker fabrikalarımızın pancar bölgeleri, birbirine çok yakın bulunmaktadır. Uşak, Eskişehir bölgeleri buna en karakteristik misal teş-
Tütün satış kooperatifleri birliği kuruluyor
İzmir, 18 (Hususî Büromuzdan) — Eğedeki tütüncülerin kooperatifler kurmaları ve kurulacak kooperatiflerin bir tütün kooperatifleri birliği camiası teşkil etmeleri prensip itibariyle kabul edilmiştir. Ziraat ve İş Bankaları sermayesiyle kurulan Yerli Ürünler MÜessesesi, Tütün Satış Kooperatifleri Birliğinin merkez binası ittihaz edilecek ve yüzde beşlerin terakümünden elde edilen 40 milyon lira, bu satış kooperatifleri emrine verilerek tütün mubayaasında kullanılacaktır.
kil eder. Aynı İklim şartlan yüzünden, tabii Afetlere, mevzii kuraklıklara mâruz kalan birbirine yakın o-lan şeker pancarı bölgelerinde aynı netice elde edildiği çok defa görülmüştür. Şeker fabrikalarının birbirine yakın pancar ziraat! bölgelerinde kurulması, maziye alt bir hatadır
Bu hatadan kurtulmak için, birbirinden uzak bölgelerde şeker fabri-
Tarım sayımı hakkında hazırlıklar devam ediyor
Tarım sayımında köylünün hakikati bildirmesi için nelere dikkat etmeliyiz
Ankara 17 (Hususî) — Türklyede İlk defa kasım ayında yapılacak olan genel tarım sayımını hazırlamakta olan İstatistik Umum Müdürü Dr. Şefik tlkur İle Amerikan Marshall Plân “Sarle İstatistik Grupu,, köylünün ve çiftçinin samimi İşbirliği sağlandığı takdirde gayet iyi neticelere varılacağı kanaatindedlrler. Bu sebeple sayımı hazırlamakta olanlar, köylüde ve çiftçide herhangi bir endişenin veya korkunun zuhur etmesine fırsat verebilecek mahiyette gördükleri hususları ayırmışlar ve itimat telkin eden "soru kâğıtları,, hazırlamışlardır.
“Aile soru kâğıtlarında,, her şeyden Önce göze batan hususun şu olduğu görülmektedir: “Köylünün ne ismi, ne adresi, ne de ailesine ait malûmat sorulmıyacaktır. Esasen soru kâğıtlarında bunları kaydedecek yerler de bulunmamaktadır.,,
İkinci mühim nokta» mâliyenin ve bilhassa maliye memurları He vergi tahsildarlarının bu tarım sayımı İle meşgul olmalarının yasak edilmiş olmasıdır.
Bilhassa bu iki nokta üzerinde büyük bir ehemmiyetle durulmasının sebepleri şu şekilde İzah edilmektedir: “Köylü ve çiftçi fazla vergi yazarlar”, “Bak ne kadar malı var” diye borçlularının tazyikin» maruz kalır, veya nazar değer diye elinde bulunan araziyi veya hayvanlan daha az gösterebilir. Aynı zamanda “Az gösterirsem belki daha fazla arazi verirler,, veya MAz mahsul almakta olduğumu belirtirsem belki flyatlann yükselmesine imkân veririm,, gibi
kalan kurmak en mâkul bir harekettir. Bunun için A danada şeker kamışı ziraatı tetkikleri yapılmış, hattâ fabrikanın yeri bile tayin edildiği halde, bu İş bir türlü tahakkuk edememiştir.
Husus! müteşebbislerin, sermayedarların. muhtelif bölgelerde yeniden şeker fabrikaları açmasına ihtiyaç vardır.
yanlış kanaatlerle hareket edebilir. Halbuki genel tarım sayımını yapacak olanların malûmat veren köylü nün ismini ve hüviyetini ifşa etmemek hususunda yaptıktan yemin, bunların “ifşaatta bulundukları takdirde., uğrayacakları ağır cezalar aynca mâliyenin bu hâdise İle en ufak bir ilgisi dahi bulunmaması böyle korku ve şüpheye dayanan fikirlerin ne kadar yersiz olduğunu göstermeye kâfidir. Türk köylüsünü her şeyden fazla tatmin etmesi ve korkusunu gidermesi lâzım gelen diğer noktalar da şunlardır:
1. — Elde edilecek neticeler köy olarak değil fakat bucak, İlçe ve 11 olarak ve toptan rakamlar halinde yayınlanacaktır.
2. — Neticeler toplandıktan sonra “aile soru kâğıt,, lan derdal yakılacak ve bunların sayım memurlarından alınarak başka devlet daireleri tarafından* tetkikına imkân bırakılmayacaktır.
3. — Sayım memurlan. almakta oldukları malûmatı il. İlçe, bucak maliye memurlanna gösterdikleri takdirde ağır surette cezalandırılacaklardır.
4. — Köylü arzu ettiği takdirde kendisinden malûmat isteyen sayım memuru İle başbaşa görüşebilecektir.
•
Görüldüğü gibi köylünün çekinmeden ve endişeye kapılmadan doğru rakamlar ve malûmat vermesi İçin akla gelen bütün tedbirler alınmış bulunmaktadır. Doğru malûmata dayanan bir tarım sayımından gene köylünün ve aynı zamanda milletin elde edeceği faydalar sayılmakla bitmez.
T 0 1 K Y 0 m : E K T U B U
Japonya iktisadındaki gelişme
Tokyo 17 (Husus!) — Japon iktisadiyatındaki inkişafın resmî neticesi artık belli olmuştur. 1950 İstihsal senesinin ilk altı avına alt rakamlar istihsalin normal istihsal soneleri o. lan 1932-1936 dski seviyeyi bulduğunu göstermektedir Bazı maddelerin hracına izin verilmesi ticari hayata terleme imkânı vermiştir. Kömür, •gır kimya, seramik ve hıjro elek-rik sanayilerinin istihsali gün geç-Jkçe daha müsait duruma girmekte-lir. Aynı durum ziraî mâm ıh 1er ve onserve sanayilerinin İstihsalinde de :öze çarpmaktadır.
Bu devre İçinde Japon ihracat ve thalâtı yükselmeye devam etrnlş ve bir ay içinde vasat! 50,000.000 dolarlık mal satılmıştır. Mamafih bu rakam Japonyanın harpten evvelki satış meblâğından az olduğu gibi, Ja-ponyanın bundan sonra yapacağı satış miktarı da değildir. Koredeki askeri harekât Japon ağır sanayiine tesir etmiş ve istihsal artmakla beraber bu diğer devletlere sevkedilmeyip askeri hizmetlere tahsis dilmiştir.
1950 senesinin ilk altı aylık istihsal endekslerindeki yükselme normal istihsal seneleri olarak kabul edilen 1932-1936 senelerindeki İstihsal 100 rakamiyle gösterildiği takdirde 109.6 olarak belirtilmelidir.
Japon iktisatçıları önümüzdeki senelerde İstihsalin muayyen bir seviyede istikrar bulmayıp randımanlı bir şekilde artacağına İnanmaktadırlar. İstihsaldeki umumî artış endüstrinin rasyonelleştirilmesi, verimsiz branşlarda İstihsal yapmaktan vazgeçilmesi, idari hizmetler için kullanılan personel ücretlerinde sağlanan tasarruf ve işçilerin İş veriminin art-masiyle sağlanmıştır.
Son demir ve çelik İstihsal İstatistikleri harp sonundan beri en yüksek seviyeye yükselindlğinl göstermektedir. tik altı aylık demir istihsali 1,000,000 metrik tonu bulmuştur. Bu rakam müteaddit gTevler vâki olmamış olsaydı daha da yüksek olabilirdi. Çelik istihsali Lse ilk beş ayda 1.818,522 metrik tonu bulmuştur.
İstihsal artışı ağır kimya sanayiinde de görülmektedir, Anıonlum sülfat istihsali mayıs ayında 150,000 tondu, ki bu harpten sonra elde edilen en yüksek rakamdır. Yeni makineler İlâve ederek istihsalin daha da arttırılacağı şüphesizdir.
Sunî gübre istihsali ayda 1,700 metrik ton olarak devam etmektedir, istihsalin yakın bir tarihte 5,000 metrik tonu bulması İçin yeniden dört makine çalıştırılmaya başlanacaktır.
Kalsiyum süperfosfat İstihsali 1950 İstihsal yılı başında ham maddesini temin edemediğinden dolayı düşmüşse de sonra ayda 120,000 metrik tona yükselmiştir. Bu miktar 1949 da 96.000 metrik tondu.
Endüstri makineleri istihsali de artmış ve Japon ihracat listesinde mühim bir yer tutmaya başlamıştır. Seramik istihsali de hadlll ihtiyaçları geçecek kadar artmıştır. Bundan evvel Islhsal miktarları az olan yağların da istihsali artmaktadır. Sentetik ve plâstik endüstrilerinin verimli çalışmalan ise bu sahadaki İstihsalin artmasını sağlamıştır. Türlü boya tiplerindeki istihsal ise bundan evvelki senelerden çok daha fazlalaşmıştır.
Odun özü istihsali bol olmakla beraber ilk altı ay içindeki kâğıt istihsali sadece 450,000 short ton olarak kalmtştır.
Pumuklu dokuma İstihsalinde dokuma mâmullerinin ihracına izin verilmesi üzerine mühim miktarda artma görülmüştür. Nisanda 128.200,000 yard kare olan istihsalin 1950 istihsal yılı İçinde talepleri karşılıyabil-mek için 1.000,000,000 yard kare olmasına çalışılacaktır. Ham ve mâ-mul ipek istihsali bundan evvelki se-nelere nispeten daha düşüktür. 1950
istihsalinin beheri 132 librelik 180.000 balya olacağı tahmin edilmektedir. Yün latlhaaiinde kullanılan yün miktarı 3,500.000 libreden 5.000.000 libreye yükselmiştir. Artan İthalât ve istihsalin yakın bir tarihte yünlü kıı. maş fiyatlarında mühim bir düşme sağlıyacağı tahmin edilmektedir.
Serbest ithal listesi
Ticaret Bakanlığında salâ-hiyettar bir zat, tenkidlere cevap veriyor
Ankara, 18 (T.H.A.) — Son zamanlarda serbest ithal listesinde yer almayan bazı maddelerin yakında tahsis yapılmıyacağı düşüncesiyle piyasada darlık yaratmak temayülü hissedilmektedir. Bu hususta malûmat verilmesini İsteyen Zafer Gazetesi muhabirine Ekonomi ve Ticaret Bakanlığından salâhiyeti! bir zat şunları söylemiştir:
“— Memleketimizin İktisadî bünyesi türlü cephelerden nazara alınarak hazırlanmış olan serbest ithal listesinin inkişaf yolunda bulunan sanayiimizi müteessir etmemesine iti* na edilmiştir. Fakat bundan sanayi İle ilgili maddelerin hiç ithal edilmi-yecegl mânası çıkarılmamalıdır. Sanayi mamûilerimlzin benzerlerinin İthali tamamen serbest bırakılmamış olması bunun sadece ayarlı ve ölçülü cereyan etmesini temin maksadiyle-dir.
Bu İtibarladır kİ, memleketimizin esaslı İhtiyaçlarını karşılayacak bir çok İthal maddelerine listenin diğer bölümlerinde yer verilmiştir. Bilinmelidir ki, Avrupa İktisadî İşbirliğini teşkil eden memleketler arasındaki çok taraflı tediye anlaşması münhasıran serbest ithal üstesine giren malların değil, diğerlerinin de bedellerini ödemeye müsaittir. Bakanlık, serbest ithal edilecek mallara muvazi olarak bugünlerde diğer İthal maddelerine de tahsis yapmak suretiyle piyasada bolluk yaratmayı dü-
Dış ticaret rejimimizin bünyesi pl-likler, halkın mevsimlik ihtiyacına tekabül eden mensucat, çimento gibi maddeler de bilhassa nazara alınmıştır.
Dış ticaret rejimimiz bünyesi piyasadaki zaman zaman darlık ve bolluk tevlld etmek gibi spekülâtif hareketlere imkân vermiyecek şartlan haizdir. Piyasayı yakından ve içinden takip eden Bakanlık hususi takdire yer bırakmayan bu rejimin tam takibine ehemmiyet vermektedir.
Fındık fiyatları
İsveç ve Belçikadan istekler artıyor
Son birkaç gün İçinde piyasada fındık fiyatları daha sağlam bir duruma girmiştir. Buna sebep olarak İsveç, Belçikadan iç ve kabuklu fındıklan-mıza karşı yeni istekler başlamasıdır.
Bilindiği gibi son haftalar içinde Alman kuru meyva alıcıları fındığa karşı olan isteklerini tahdit etmişlerdir. Hattâ mala karşı lâkayit kalmışlardır. Bu arada Alman firmalarının kabuklu cevizi tercih ettikleri görülmüştür. Halbuki 19 memleket arasındaki anlaşma sistemine göre. Batı Almanya, fındığı, serbest ithal listesine koymuştu.
9
T K N t İSTANBUL
Sayfa 6
1» Ekim 1950
İkinci Ortaşark Konferansı münasebetiyle
75.000 LİRALIK
Milletlerarası Sivil Havacılık Teşkilâtı
i. C. A. O.„ nedir?
Yazan : İsmail tŞNTEN Yüksek Mühendis
u
Hediye Kuramızda kazananların listesi
MİLLETLERARASI SİVİL HAVACILIK KONFERANSI PROTOKOI ( -NUN ÖN SÖZt
Milletlerarası Sivil Havacılığının dünya millet ve devletleri arasında dostluk ve anlaşmayı yaratmak ve muhafaza etmek hususunda pek büyük yardımda bulunabileceğine, fakat bunun İfratının umumi emniyeti tehdit edici mahiyet arzedebllecvğlne kanaat getiren milli et ve devletler arasında anlaşmazlıkları bertaraf ederek dünya sulhunun dayandığı bıı milletler ve devletlerarası İşbirliğinin İnkişaf ettirilmesinin arzu edildiğini takdir eden aşağıdaki imza sahibi hükümetler Milletlerarası Sivil Havacılığın emniyet ve İntizamla tekâmül ettiril-meşini ve milletlerarası hava nakliye servislerinin mll«vl İmkânlar esasına dayanarak rasyonel ve ekonomik hlr şekilde işletilebilmesini temin etmek gayesiyle ban prensip ve kararlar üzerinde anlaşmaya varmışlar, bu toplantıya nihayet t ermişlerdir. Chicago. 7 aralık 1944
Harp sonrası dünyasında sivil havacılık işlerinin esaslarını milletlerarası bir işbirliği ve anlayışa dayanarak tesbit etmek üzere 1944 yılının kasım avında Amerikada Chicago şehrinde toplanan 52 milletin mümessilleri (1) yedi haftalık bir çalışma dan sonra bazı kararlar aldılar ve hazırlanan:
a)
b)
c)
d)
Havacılık
Havacılık
Servisleri
Nakliyatı
Imzalan-bu dört
Milletlerarası Sivil Ara Anlaşması Milletlerarası Sivil Protokolü Miiletlerası Hava Transit Anlaşması Milletlerası Hava Anlaşması
âza devlet mümessillerinin na açık bırakıldı. Türkiye anlaşmayı imzaladı, yalnız sonuncu anlaşma hususunda bazı kayıtlar İleri sürmüştür.
Chicago Konferansının neticesinde aktedilen protokol mucibince bir Milletlerarası Sivril Havacılık Muvakkat Teşkilâtı çalışmaJanna derhal başladı; yine protokol mucibince 28 ne: devlet anlaşmayı vaz ettikten 30 gün sonra 4 nisan 1947 de ICAO (International Civil Aviation Orga-nisatlon'ı Milletlerarası Sivil Havacılık Teşkilâtı, Birleşmiş Milletler Teşkilâtının bir unsuru olarak resmen kurulmuş oludu.
ICAO nun merkezi Montreal (Ca nada) dadır.
ICAO nun teşkilâtı
ICAO, bir asamble, bir konsey ve gereken miktarda muhtelif teknik ve İdari unsurlardan teşekkül eder.
ICAO nun gayesi Milletlerarası Sivil Havacılığın emniyet ve İntizamla inkişafını temin etmek, hava nakit vasıtaları inşa ve işletmelerin barış maksatlariyle kullanılmalarını teşvik etmek. Milletlerarası Sivil Havacılık ihtiyaçlarını rasyonel ve e-konomik bir şeküde karşılamak, havacılık sahasında devletlerin haklarını korumak suretiyle Sivil Havacılıkta milletlerarası işbirliğini temin etmektir.
Asamble
ICAO Asamblesi, âza devlet mümessillerinin toplanmaslyle meydana gelir. Asamblede her âza devletin müsavi hakkı vardır ve her devlet ancak bir oya sahiptir.
Asamblenin vazifesi başkan, İdare elemanları ve konseye iştirak edecek Aza devletleri seçmek olduğu gibi konseyin raporları üzerine harekete geçmek ve kararlar almak, kendi yardımcı komitelerini tâyin ve teabit etmek, yıllık bütçeyi müzakere ve kabul etmek, protokolün maddelerinin tadili üzerine görüşmeler yapmak gibi meselelerle meşgul olmaktır.
Konsey
ICAO Konseyi, doğrudan doğruya asambleye karşı mesul olup Üç yıl müddetle seçilen 21 âza devletin mümessillerinden teşekkül eder 42). Asamble konseye âza seçerken,
a)
belerindeki devlet mümessillerine l-dar! ve teknik mevzular üzerine gereken bilgiyi verirler. Buradaki kimseler kendi sahalarında mütehassis kimselerdir.
Bir genel sekreter tarafından idare edilen sekreterlik, Hava Seyrüseferi Bürosu. Havft Nakliyatı Bürosu. Hukuk işleri Bürosu ve İdarî Büro olmak üzere başlıca 4 kısma ayrılmıştır.
Hava Seyrüseferi Bölge Toplantıları
ICAO her ne kadar Milletlerarası Sivil Havacılık meseleleriyle uğraşıyorsa da dünyanın muhtelif bölgelerine tekabül etmek üzere bölge toplantılarının yapılmasını ve bu toplantılarda umumi olarak dünyanın ve hususi olarak bahis mevzuu bölgenin ihtiyaçlarını ve çalışmalarını gözönüne almak uygun görülmüştür. Bir taraftan Hava Seyrüseferi Komitesi. diğer taraftan konseyle alâkalı olmak üzere aktedilen muhtelif Hava Seyrüseferi Mıntakavı toplantılarına konsey tarafından tâyin e-dilen devletler iştirak eder.
Dünya üzerinde sivil havacılık menfaatleri muhtelif bölgelere ayrılmıştır:
a) Kuzey Atlantik
►
b)
c)
d)
e)
f)
K)
h)
i)
j)
Avrupa-Akdeniz Meksika Körfezi Ortadoğu Güney Pasifik Güney Amerika Güney Atlantik Güney-doğu Asya Kuzey Pasifik Afrika-HInt Okyanusu
Bu bölgelerin hudutları tesblt ve tâyin edilmiş olmakla beraber, gerektiği zaman İhtiyaç ve şartlan karşılamak üzere tadil edilebilirler veya biri, diğer bir kaçının sahası İçine İthal edilmiş olabilir.
Türkiye coğrafi ve sivil havacılıktaki mevkii bakımından hem Avrupa-Akdeniz, hem de Orta-doğu bölgesine dahildir.
17 ekimde Yıldızda Şale Köşkünde toplantılarına başlamış olan ICAO ikinci Ortadoğu Bölge Kongresi. Milletlerarası bakımından olduğu kadar Türkiye için büyük bir ehemmiyet arzetnıektedir.
(1) Bu toplantıya Türkiye de İş* tirak etmiştir. Türk delegeleri: Şükrü Koçak. Ferruh Şahinbaş ve Orhan H. Erol.
(2) Türkiye 1Ö47 den 1950 ye kadar Konseyin âzası idi (Mümessilimiz Hikmet Anter).
Seçilecek devletin hava nakliyatı ile alâkalı olması Seçilecek devletin Milletlerarası Sivil Hava Seyrüseferine büyük faydası olması Dünyanın hemen hemen bütün coğrafi bölgelerindeki devletlerin konseyde temsil edilmiş olması
hususlarını bilhassa gözönünde tutmaktadır.
Konseyin vazifesi; başkan ve idarecilerini seçmek olduğu gibi asambleye senelik raporları vermek, asam, blenin vereceği karar ve direktiflerin tatbikini deruhte etmek, teşkilâtın kaide ve usullerini tesblt ve tâyin etmek. Hava Nakliyatı Komitesi İle Hava Ceyrilseferi Komitesinin çalışma programlarım tanzim etmek sivil havacılıkla alâkalı bilgi toplamak, bunları
ve değerlendirmek, protokolün hükümlerine aykırı âza devletlerini asambleye bildirmek, •ivil havacılığın muhtelif safhalarında tatbik edilecek standart ve tavsiye edilen usulleri mek ve bunları dirmek.
Komiteler
Konseye bağlı
komite faaliyet göstermektedir:
1
2
8
b)
c)
tasnif etmek
hareket eden
lnceleylp kabul et* âza devletlere hll-
olrnak üzere şu 5
— Hava Seyrüseferi Komlteıi — Hava Nakliyatı Komitesi — Milletlerarası Sivil Havacılığına alt Protokol Komitesi
— Hukuk İşleri Komitesi
— Hava Seyrüsefer servislerine ait Karşılıklı Yardım Komitesi
îlk iki komite Sivil Havacılık Konferansı, son üç komite Birinci A-aamble tarafından kurulmuştur.
Sivil Havacılığın muhtelif şubeleriyle meşgul olmak üzere Hava Seyrüseferi Komitesi bütün âza devletlere açık olmak üzere şu şubelere ayrılmıştır:
Hava Meydanları ve Yer Tesisleri Şubesi
Kazalan Araştırma Şubesi
Uçuş Kabiliyetleri Şubesi Muhabere Şubesi
Husus! Radyo Teknik Şubesi
Hava Haritaları ve Grafikleri Şubesi
Meteorojoll Şubesi işletme Metodlan Şubesi Şahısların Lisansları Şubesi
Hava Kanunları ve Uçuş Kon torlu Şubesi
Arama ve Kurtarma Şubesi
Bunlardan başka birim ve ölçüleri inceleyen bir yardımcı komite çalışmaktadır.
Hava Nakliyatı Komitesi bütün â-za devletlere açık olmak üzere Hava Nakliyatını Kolaylaştırma Şubesi İle İstatistik Şubesinden müteşekkildir.
Lüzum üzerine her komite şube ve yardımcı elemanlarının sayısını arttırabilir.
Sekreterlik
ICAO nun sekreterliğin Bu kısımlar
4
6
her şube ve komitecine bir kısmı tekabül eder, konseyin komite ve şu-
Benz-Meroedes binek otomobili 13019
Paris seyahati 18000
Zürich seyahati 27759
Roma seyahati
28217
Motosiklet (Jawa marka) 33570
Motosiklet (CZ marka)
9127
Boch marka buz dolabı 3439
Engllsh Elektrlc buz dolabı 21880
Dikiş makinesi Minerva marka: ayak 33807
Dikiş makinesi Minerva marka: el 8050
Takma deniz motörü (Martin 40) 16217
Çamaşır makinesi (Beatty)
31029
17537
17513
17549
17555
17538
17544
17550
17539 17545 17551
17510
17546
17552
17541 17547 17553
17542
17548
17554
9921 9928 9935
9942
7523
7530
7537
- 7544
9421
9428
9435
9442
Bir çift Nylon 9922 9923 9924 9929*9930 9931 9936 9937 9938 9943 9944 9945
Bir çift Nylon 7524
7531
7538
7545
Bir çift
9422 9423
9429 9430
9436
9443 9444 9445
Lüks Avrupa
kildin çorabı
9925
9932
9939
9926 9927
9933 9034
9940 9941
7525 7532 7539
7546
9437
kadın çorabı
7527
7534
7541
7526
7533
7540
7547
Nylon çorabı
9424
9431
9438
7528 7535 7542
7529
7536
7543
9425 9426
9432 9433
9439 9440
9427
9434
9441
kravatı
32485 30296 32229 27310 17661
Birer kavanoz (büyük)rBont« kreın 27794
27800
27806
4423
6825
6832
6839
27795 27796 27797 27798 27799 27801 27802 27803 27801 27805 27807 27808
Bir büyük sortllâge losyonu 6826
6833
6827 6828 6829 6830 6831 6834 6835 6836 6837 6838
Av
Fotoğraf
Fotoğraf
Ko!
Kol
marka
marka
marka
Altınşehlrde 600 M2. ar*a
4069
Elektrik süpürgesi Hoover marka 19049
Elektrik süpürgesi Hoover marka
35250 tüfeği Darnc marka 19126 makinesi O|>erna marka 26686 makinesi Flcxaret marka 9391 saati Zenlth
24362 saati Omega
14041
Ko! saati Tissot 36489 Radyo Schaub Topas marka 27816
Radyo Schnub VS SI W 11 marka 32584
Radyo Schaub Juııor 1959 7974
» Lake 4 koltuk bir mana (E.K) 16728
Bir salon takımı
1463 Son model bir koltuk 11704 Salon masası 25118 19808 7451 Altı kişilik çay takımı 31208 12 adetlik plâk koleksiyonu 18333 Petrol ocağı (üçlü Koyal marka) 11748 Elektrik ütüsü
33882 19329 17320 37888 16538
Düdüklü tencere
20210
ikişer adet son çıkan plâk 8649 8653 10367 10371 Onbln liralık kaza sigortası (Doğan Sigortadan) 12226 25750 8332 100 liralık ikramlyell aile cüzdanı (Yapı Kredi Bankası) 5903 22102 19745 85094 50 liralık Lion Mağazası bonosu * 20672 37903 2297 2846 33896 Kadın Elbiseli
(Terzi Muazzez Cansıı) 30476
Erkek Elbisesi (Terzi Mozes) 6108
Emprime kumaş 24434 10182 Kadın çantaaı (Tanca)
17704
Kadın ayakkabısı (Tanca) 2589
Erkek ayakkabısı (Tanca)
13526
Bir çift Nylon çorabı
17531 17532 17533 17534 17535 17536
Ve Madam Chenrt rny'ın, “bu biçim., bir sevgiden misil tiksindiğine filân aldırış etmeksizin; derdini dökmek, ölen sevgiliyi kayırmak İhtiyacı İçinde, bütün suçu, günahı kendi üstüne aldı, yârini müdafaa etti. Mathllde'ln batanını hafifletebilecek her şeyi saydı döktü: Vereceği nutukları, kapacağı sandalyeden ötesini görmez bir “şaıı, şöhret harisinin,, yanında geçen o eksik güdük hayatını, sevilmek okşanmak Ibtlya-cini, aşkla namus hissinin cenkleşmesini, bitmez tükenmez ıstırabını bir bir canlandırdı.
— Onu bundan sonra da sevin madam, bilseniz size nasıl tapardı!
Genç adamın ruh cömertliğini anlnnııyan, hattâ ona büsbütün düşman kesilen Madam Chenevray;
— Zavallı Mathllıle, diye mırıldandı.
Nasıl düşman kesilmesin kİ? İşte asıl kabahatin, suçun kimde olduğu, bir bir ortaya çıkıverdi.
Genç adam, son hlr tecrübede bulunmak İçin, ablanın bu acıma ânından İstifade etti:
— Evet bütün kabahat bende. Suçlu lıen’lm. Görüyorsunuz işte. Ne olur, yalvurırını size, kardeşinizin kurtarıinblle-cek tek şeyi kaldı, bari bunu olsun kurtarın.
Gözleri buğulanan Marthe:
— Gayret edeceğim, deyip uzaklaştı.
Eve gelince, kocasının bir telgrafı Monrovel'ln verdiği haberi teyit ediyordu. Ikl yolcu, bir saate kadar «lönıııüş olacaklardı.
Kendi kendine şöyle düşünüyordu:
— Eğer bu akşam onu burada alıkoyamazsam, evinde yatacak demektir. Karısının odasını görmeden durabilecek mİ bakalım? Istırabını doya doya duyabilmek İsteğiyle, mutlaka oraya girecektir. Seyahate çıkarken eline teslim ettiklerine göre, anahtar da yanında... Aklınca Mathllde'ln en sevgili hâtıralarını saklıyım şu menhus manayı açmak arzusu önünde, ne vakte kadar dayanabilir kİ?
Kadıncağız bütün bu kuruntularla bunalarak, Jullettel çağırdı, kucağına aldı. Çocuk gülüyor, teyzesini okşuyordu.
Madam Chenevray:
— Annene ne çok benziyorsun! dedi.
İçinden gele gele söylediği hu sözler, bir an, yüreğini sızlattı; sonra hemen kendini toparlıvarıık:
— Anneni çok çok sev, e nıl! diye İlâve etti.
Çocuk:
— Yani seni! cevabını verdL
— O ne demek?
— Anne, senaln.
Yavrucağı öptü fakat bu “unutıiş,, karşısında mahzun oldu. Kardeşceğlzlni kurtarmaya karar vermişti. Zaten bu kararı, — kendi kendine itiraf etmeksizin de olsa — daha
Henry Bordeauz
Düşen Maske
Çeviren : Mebrure Alevok
7
talihli anlatıyor
s
(Yıırd - Film)
y
A
Otomobili kazanan talihli arkadaşımızla konuşuyor
Hediye Kuramızda
Mercedes"! kazanan
â
Kadın şapkası
4960 kadın eldiveni 8183 8184 8185 kadın eldiveni 24327 24328 24329 kalın eldiveni 10177 10178 10179 kadın eldiveni
19901 19902 19003 19904 19905
Bir çift kadın
24307 24308 24309
Bir çift erkek 6452 6453 6454
Bir çift erkek eldiveni
31355 31356 31357 erkek eldiveni 35486 35487 35488 erkek eldiveni 16362 16363 16364 erkek eldiveni
çift
Bir
8181 8182
Bir çift 24325 24326
Bir çift 10175 10176
Bir çift
eldiveni
24310 24311 eldiveni 6455 6456
31353 31354
Bir çift
35484 35485
Bir çift 16360 16361 I ip Bir Çift
9768 9769 9770 9771 9772
Bir saat
4449 4450 4451 4452 4453
Bir saat
8111 8112 8113 8114 8115
Bir saat
35339 35340 35341 35342 35343
Bir naat
12124 12125 12126 12127 12128 Melek Sinemasında bir yıl İçin Ikl koltuk (Program değiştikçe) 13754
îl»ek SlnrmnNtnda bir yıl İçin Ikl kolluk (Program değiştikçe) 12831
Lâle Sinemasında bir yıl İçin Ikl koltuk (Program değiştikçe) 34390
Ar Sinemasında hlr yıl İçin Ikl koltuk (Program
36851
Atlas Sinemasında koltuk (Program
19900
(Devam» var)
değiştikçe)
bir yıl İçin İki değiştikçe)
Yaya kalan müjdeciler — 1 numara farkla otomobili kaybeden talihsiz komşu — Neye niyet, neye kısmet! — Tuhaf bir tesadüf YENİ İSTANBUL’U niçin okuyorlar ?
Konuşan : Abdi İPEKÇİ
— Mercedes marka otomobil 13019 numaralı bilete çıktı. Biletin sahibi Çengelköy’ünde oturan Niko... isterseniz derhal kendisine haber vermeye gidin, müjdenizi alırsınız!..
Evvelki gün "YENİ İSTANBUL,, un 75 bin liralık hediye kur’asım takip etmek üzere Şehir Tiyatrosunun salonunu dolduran binlerce okuyucuya spiker bu sözleri söylediği vakit, kalabalık arasından bir genç derhal fırladı ve Çengelköyünün yolunu tuttu. Sonradan isminin Ahmet Öztemel olduğunu öğrendiğimiz bu okuyucumuz ÇengelkÖye çıkınca derhal talihli Nikonun evini arayıp bulmuş. Bulmuş ama Niko evde yokmuş. Kendisine Işde olduğunu, biraz sonra döneceğini söylemişler. Ahmet doğru Çengelköy iskelesine gitmiş ve gelen vapurlardan Nikonun çıkmasını beklemeye haşlamış.
Bundan sonraki safahatı Nikonun ağzından dinliyelim:
“— Akş^m, evime gitmek üzere vapurdan çıkıyordum ki, tanımadığım bir adam yanıma yaklaşarak. YENt İSTANBUL’un kuriasına biletim olup olmadığını sordu. “Evet, dedim. var. Ne olacak?.. “Sizi tebrik ederim, dedi. Otomobil sahibi oldunuz..,
YILDIZ SÎNEMASIND
Plerre Emagny söylemeden, "dil dökmeden,, evvel vermemiş mİ MİT
— 4 — — MASKE —
Kelly ordu; bütün bü-
Güzel yü-
Marthe Chenevray’ln o gece, gözüne uyku girmedi. Eniştesini yatıya alıkoyunıamıştı. M. Monrevei; beraberce yemek yemeyi kabııl etmiş, Jullette'i kııcağınn alıp küçük yatecığına götürmüş, saat on birde de Murillo Sokağındaki eve dönmüştü.
Kalması İçin yalvarıp duran Marlhe’a. şıı cevabı verdi:
— Ona daha yakın olurum orada... Gûya acımı biraz ıı-yıişturncak sarıdığımıı bu yolculuk, İşkenceden başka neye yaradı kİ... Zamana, bir de mesafeyi kattım gibime her gün büyüyen korkunç ayrılık, böylelikle sanki tüne artmadı mı?
Alçalan, baflfllye.n bir sesle İlâve etti:
— Bir ay İçinde sesinin tonunu unuttum bile,
zünü gözümün önüne getirebiliyorum ama, artık mvnIiiI duyamıyorum. Hafızamı, irademi no kadar zoriasam da fayda vermiyor... Sesi kayboldu...
Yemekten sonra, uzun ıızıın hep “omlıın., bahsetmişti. Seyahate çıkmadan evvelki gibi, kendinde ylııe bir sürü kabahatler buluyor, faydneit pişmanlıklar İçinde dövünüp duruyordu.
Sanki şu salondun lılç uzaklaşmamış, Mııtbllde öleli do ancak üç beş gün olmuştu!
— Evet; diyordu buldızına; son zamanlarda, haline bir değişiklik gelmişti... Siz bilmiyorsunuz amu ban biliyorum... Kendi üzüntülerim yüzünden, benim yanımda bulamadığı iç rahatlığını, belki onu siz verebiliyordunuz... O bildiğimiz tabH neşesi değişmişti, daima gezmek, oyalanmak İhtiyacı içlinle kıvrandığı belliydin. Blhneıu hatırlıyor musunuz, yerimle duramaz bir hal almıştı? Sanki saadetin peşinde koşuyor, hep onu tutayım, elime geçireyim der gibi bir İştiyakla, yakalanmaz bir şey) kovalayıp duruyordu... Kahkahaları, İçindeki hüznü gizliyordu. Artık galiba unladım ama, İş işten geçti... Hlr gün ona kabinenin düşmek Ihtinııılhıden ilzülo üzüle balıset-
SIN G 0 A L L fi
ALTINCI ve SON HAFTASI
fite-gör-
me-
ilk gc-ve me-huzuru
tlğlm zaman, sadece: “Ya ben?,, demişti. Hayatımdan kendisi İçin do bir pay Uterkoıı, ben kah kah gülmüştüm. Aklını rlm fırka dalaverelerinde; onun güzelliğini, gençliğini met. umuruımaz bir hakleydim.
Kanamı kaybetmiş olmak yüzünden çektiği acı, onu sut edemediğini anlamakla âdeta katmerlenİyordıı.
Acaba seyahat dönünü, orada, evinde geçirdiği bu ce, neler olmuştu? Yol yorgunluğu, zavallının heyecan rakından bnakın çıkabilmiş mİ İdi? üykıı, nlsyan ve
getirmiş mİ İdi? Yoksa, ölünün odasına kapanmış, yazıhanesini açmış, sırrını öğrenmiş mİ idi? Acaba şıı dakikada, MMt-hilde'in şerefinden, kocanın sevgisinden, kala kala, no kal nııştı?
Marthe erkenden Murillo Sokağına koştu. “Sabah misafirliğine,, geleceğini zaten eniştenine söylemişti.
M. Monrevei onu küçük boıırdolr’a buyur etti. Kadıncağız meraktan, üzüntüden bittiği halde, hiç renk vermiyordu. Eniştesinin ilk sözlerinden, henüz bir şey bitmediğini anladı. Dakikalarca hep “gidenin,, lâfını ettiler; ikisi do İçlerindeki azabı. ezayı öt ek 11 ıd en saklamaya çalışıyordu. O salınhkl dertleri. birbirinden bambaşka, açılmaz, anlatılmaz cinstendi.
Enişte buldır.dan; kadının duyduğu fakat hlr türlü söy-llycnındlği muhabhetli bir söz, bir sempati belirtisi bekliyordu. Madam Chenevray da dikkat kesilmiş, harekete geçmek fırsatını kolhıyordıı. Velevkl hâlâ tiksinerek, ürpererek dr olsa, Mathllde'l kurtarmaya, — daha Plerre Enıneny söylemeden evvel, sevgi, şefkat dolıı ablalığının emrettiği rolü oynamaya —• İyice karar vermişti.
Sade bıı oyunu becereni em ek ten korkuyordu. Vazife yolundan şaşmayı havsalasına sığdırnınıyan, romancılarla şairlerin ateşli, alevli hikâyelerine "uydurmasyon şeyler,, deyip geçen bir insan; şimdi kalkıp da “suçlu, sevdalı kadın., halini nasıl takınacaktı? Maskeyi takıp, role girişeceği dakika, artık onu Üzen, ürküten yalnız bu düşünce İdi.
M. Monrevei:
— Size onun bir yadigârını vereceğini. Düşünün, ne İstersiniz? diye sordu.
Kadın bir Ikl suniye düşündü. önÜııde bir kurtuluş kapısı açılmıştı. Su cevabı verdi:
— Hop parmağımda kalacak bir yüzük olsıın. Hani sizlıı hediye ettiğiniz İncili hlr yüzük vardı. Hem İnci, göz yaşına benzer •••
Sonra da .M. Moıırevel'lrı daha atik davranmasına vnldt bıruknmdan, çabucak ilâve etti:
— Elmaslarının hangi çekmecede durduğunu biliyorum. Olduğu gibi getiririni, kendiniz seçersiniz. Yazıhanesinin anahtarını verin da...
(Devamı var)
Birden İnanamadım. Adamın doğru zöleyip söylemediğini kontrol İçin biletin numarasının kaç olduğunu sordum. “Numara aklımda kalmadı ama. YENİ tSTANBUL’dan kazananın adresini verdiler,, dedi. Ve adresi söyledi. Bu, benim adresim idi. Artık İnanmıştım. Sevincimden uçarak eve geldim.»,
YAYA KALAN MÜJDECİLER!
Gece saat 23.00 te Ikl kişi daha evimize geldi. Müjde vermek içinmiş. “Eksik olmayın, haber aldık,, dedik. Adamcağızlar müjde getirmek için Çengelköye kayıkla geçmişler!
Sabahı güç ettim. Erkenden kalkıp YENİ İSTANBUL’U aradım, bulamadım. Sis yüzünden gecikmişti. Nihayet üsküdarda gazeteye kavuştum. Büyük bir heyecanla 4 üncü sa-hifeyi açtım, ismim yazılı idi. Artık otomobile sahip olduğuma emindim.,
BİR NUMARA YÜZÜNDEN...
Perşembepazarında tornacılık yapan Nikonun ufak dükkânı bir bayram yerini andırıyordu. Hâdiseyi Perşembepazannda duymıyan kalmamıştı. YENİ lSTANBLT.’u okuyan Nlkoyu tebrike koşuyordu. Hele ortağı Artür Berberyan otomobili sanki kendi kazanmış gibi idi. O kadar seviniyordu kı... Zaten bileti de gazete idarehanesinden o almış.
Bu arada yanıma, Nikonun bitişiğindeki dükkânda çalışan Agop Ci-hanoğlu yaklaştı: “— Benim, teselli mükâfatı yok mu?,.
Meğerse biletleri Niko ile beraber aldırmışlar. Numaralan arasında bir sayı fark varmış. Agop otomobili tek numara farkla kaybetmişti. Kendisine üzülüp üzülmedlğim sordum. Dedi ki:
■**— Doğrusu müteessir olmadım. Çünkü bana otomobil çıkabileceğini aklıma getirmiyordum. Zaten Niko çok iyi arkadaşımdır. Otomobil yabancıya gitmemiş oldu.,,
NEYE NİYET, NEYE KISMET Niko diyor ki:
Ben 4 aylık nişanlıyım. YENt İSTANBUL’un kur asına iştirak e-derken ikramiyeler arasından Paaltl mağazasının mobilyalarını çok düşündüm ama, otomobil hiç aklıma gelmemişti. Nişanlım şimdi Yuna-ni s tanda, ona haber vermedim. Ünce, kend.sini otomobilim ile şılayıp sürpriz yapacağım., , Niko. husus! otomobil sahibi cak kadar zengin bulunmadığı “Mercedes., i taksi olarak kullanmayı düşünüyor.
Ge-kar-
ola-Içln
TUHAF BtR TESADÜF!..
Gazetemizin dünkü nüshasında Nikonun mesleği tesviyeci olarak çıkmış. Halbuki Niko tornacı... î§in tuhafına bakın kİ. Perçembopazannda bizim Nikodun başka hakikaten tesviyeci bir Niko varmış. Sabahleyin tesviyeci Niko ismini gazetede görünce tornacı Nikoya gitmiş: “Yahu, demiş bu Niko aen misin, ben miyim?,, Bizimki, otomobili kendisinin kazandığından emin, gülmüş: “Kimbtlir,
YENt
demiş, belki de aenain!,, İSTANBUL’U NÎÇÎN OKUYORLAR
ortağı Artür YENt ÎS-
Bütün
Nlko ve
TANBUL’u çok seviyorlar, tanıdıklarına gazetenin propagandasını yaparlarmış. YENÎ İSTANBUL’U niçin beğendiklerini soıdıım. Dediler ki:
•*— Çok kibar ve temiz gazetedir de ondan. Pireyi deve yapmaz, yalan haber vermez, ciddi ve ağırbaşlı şeyler yazar.,,
— YENt İSTANBUL’U ne zamandan beri takip ediyorsunuz?
“— Aşağı yukarı ilk çıktığı günden beri. O zamanla)’ almakta olduğumuz gazeteden memnun değildik. Çok hafif buluyor ve ciddi bir gazete arıyorduk. Bir gün sokakta başındaki şapkada “YENİ İSTANBUL,, yazan bir müvezzi gördük. Ne biçim bir gazete olduğunu merak edip bir tane aldık Çok beğendik, işte o gün bu gündür hep YENt İSTANBUL a-lırız.,,
Perşcınbepazarındaki küçük dükkânından ayrılırken otomobili kazanamayan Artür ile Agop arkamdan »eslendiler:
M— Otomobili kazanamadık ama. yakında gazeteniz 1000 saat dağıtacakmış. Bu sefer inşallah talih bize de güler.”
Bayta 6
YENÎ İSTANBUL
19 Ekim 19W
XIX. mr fikir tarihimizde
I
AEVDET Paşanın ifadesine göre, 19 uncu asrın başlangıcında İlmiye tariki yâni medrese yolu “pek ziyade resme döküldü.” Bu tâbirin m An n sı şudur:
Bir zamanlar müderrislikte yükselmek ancak liyakat göstermlye bağlı iken gitgide iltimas ve intisapla hasıl olmağa başlamış, medrese odalarında dirsek çürüterek, alın teri dökerek tahsLl görenler bir adım ileri atamadıkları halde, Şeyhülislâm ve kadıasker çocukları daha beşikte İken müderrislik payesine mazhar olmağa başlamışlardır. Bu haksızlık ta 17 nel asırda başlamış, fakat 19 uncu asırda almış yürümüştür. Buna rağmen gene Cevdet Paşanın müşahedesine göre medreseliler arasında meşhur Ayaklı Kütüphane gibi, Tatarcık Abdullah Efendi gibi, Palabıyık Mehmet Efendi gibi. Hoca Münip Efendi gibi bilginler vardı. Hele Gelenbevl İsmail Efendi, Palabıyığın kardeş çocuğu Osman F.-fendi gibi bazıları, pozitif ilimlerde değerlerini ispat etmiş adamlardı. Fakat ne yazık kİ Gelenbevl olsun, Osman Efendi olsun hayatlarını zaruret İçinde geçirmişlerdir. Şimdi adı bile hatırlanmıyan Osman Efendi, o devirde tstanbulda Tulumbacı Konağında açılan Tıbbiye Mektebinde hocalık etmiş, fransızcadan çevirdiği kitapları burada okutmuştur. Sayın Dr. Adnan Adıvar, “OsmanlIlarda îlim” namındaki değerli eserinde Bahriye Mektebi hocalarından bir Seyyid Osman Efendiden bahsederse de o, daha önce gelmiş geçmiş başka bir zattır. Bu Osman Efendi Cevdet Paşaya hocalık edenlerdendir kİ, Paşanın ifadesine göre “Riyazi İlimlerde de aannın ferid! İdi.” Zavallı adam, bermutat, lstirkaba uğramış, devrin hekimbaşısı tarafından mektepten uzaklaştırılarak ö-lünceve kadar müneccimbaşılıkta kullanılmıştır. Bu pozitif kafalı, fidanı, şu zoraki vazifesinden hoşlanmadığı halde geçim yüzünden ayrılamamıştır.
İşte şimdi, bu mukaddemeyi müteakip kendisinden bahsedeceğimiz Şa-nlzade de aynı ayarda yüksek kültürlü, pozitif kafalı âlimlerimizden biridir. Anlatalım: Ataullah Efendi Medine kadılığında bulunan Şanizade Sadık Efendinin oğludur. îstanbulda doğmuştur. Ansiklopedik malûmatı olan adamların —hele o asırda— en ileri gelenlerlndendlr: Dini İlimlerden başka tıp, teşrih, heyet, hendese, tarih, edebiyat ve hattâ resme âşinâdır. Arapça ve farsça, lâtlnce ve fransızca bilirdi. Orduda ıslâhat yapmak İsteyen ikinci Sultan Mah-mudun emriyle askerliğe dair kitaplar kaleme aldığı gibi, zamanı İçin çok yeni bilgileri havi tıp kitapları da meydana koymuştur. 19 uncu asra alt dört ciltlik tarihi, Cevdet Paşaya kaynak olan eserlerdendir. Bir kaside ve 70 gazelle bazı manzumelerden İbaret dlvançesl vardır kl bunun, Kadıasker İbrahim İsmet Bev tarafından yazılan güzel bîr nüshası Üniversite Kütüphaneslndedlr.
Şanizade, bu kadar ilim ve fazlına rağmen devrinin İleri gelenlerin-
ce takdir edilememiş, hükümdar tarafından vakanüvd» yâni resmî tarihçi tâyin edildiği zaman bu vazifenin kendisine tebliğ ve tevcihi için Şeyhülislâmın huzuruna girdiği zaman: —Senin vak’anüvisllge liyakatini Hünkâr nereden biliyor, yoksa kendin mİ istedin? diye azarlanmış, o da: —Efendim, kulunuz, şimdiye kadar padişahımıza dört cilt kitap yazıp takdim ettim!.” cevabını vermiş ve alelusul hll’at giydirilmişne de —kendi ifadesine göre— ne zaman Şeyhülislâmın huzuruna girmek mecburiyetinde kalsa tekdire uğramıştır. Hakkı olduğu halde bir türlü hekimbaşı olamamıştır. Devrin He-kimbaşısı Mesut Efendi İdi. Bu adam, Numan Efendi namında bir hekimba-şının oğludur. Gûya tahsil için Vlya-naya gitmiş, fakat ora tıbblyeslnln kapısından bile bakmıyarak tiyatrolarda, balolarda... serseriyane dolaşmış, îstanbula gelince hekimlik taslamaya başlamış, nihayet hekimbaşı olmuştur. Cevdet Paşa, tarihinde, şu ibret alınacak cümleyi yazıyor: “He-klmbaşılarda malûmat aranmazdı. Enderun ricaliyle hoş geçinmesi, onları muhafaza ederdi.” Mesut Efendi kurnaz bir adam olduğu İçin sarayda birkaç doktor bulundurur, İşleri onlarla becerirdi. Fakat Valide Sultanın hastalığında talihi yardım etmedi, kadın Öldü. Ve Mesut Efendi azledildi. Hak Şanizadenindi. Fakat devrin yegâne hakimi meşhur Halet Efendinin Htimaslyle Mısır Mollası Behçet Efendi hekimbaşı oldu! Nükte uğrunda dilini tutmamakla meşhur olan Keçeclzade İzzet Molla, "Başhekim —yâni Şanizade— tarihçilikte kullanılıyor da bir tarihçi —yâni Behçet Efendi— hekimbaşı tâyin ediliyor!” demiştir. Bu sözü İzzet Molla söylediği halde Shasutla-n Ataullah Efendiye atfetmişlerdir ki, işte bu hal Behçet Efendinin gay-zma ve zavallı Şanlzadenln sürülmesine sebep olmuştur. Şöyle kl o devirde İlim ve edebiyata meraklı gençlere ders verilmek üzere, hususî bir üniversite teşekkül etmişti. Adı “Beşiktaş Cem’iyet-l İlmiyesi” dir. Bu cemiyet meşhur Ortaköylü Ferruh Efendinin konağında toplanırdı. Devrin ileri gelen adamları, Meselâ Kâh-yazade Arif Efendi, Hoca Fehlm E-fendi ders verirlerdi. Yeni pozitif 1-llmlere dair olan dersleri Şanizade idare ederdi. O aralık Sultan Mah-mud, Yeniçerileri kaldırmış, onların dayandıkları Bektaşllerin de kimini Öldürtmüş, kimini sürdürmüştü. Mü-zevsdrler bu yegâne İlim müessese-sinln yıkılmasına, ders okutanların da oraya buraya nefylne sebep olmuşlardır. Zavallı Şanizade de Tireye sürüldü. İki ay sonra affedildi. Kendisine. bu husustaki ferman telâşla verilince adamcağız, bunu idam emri sanmış, yüreğine İnmiştir. Tirede kışla civarındaki mezan, yol yapılmak bahanesiyle —Birinci Cihan Harbi esnasında— yok edilmiştir!
Memleketimizde modem İlmin bânilerinden olan bu yüksek fikirli adamımız dünyada nefes almadığı gibi, öldükten sonra da mezarında rahat bırakılmamıştır.
HİKÂYE
MİSAFİRE DAİR
Nakleden : Nihal Yalaza TAJLUY
MİSAFİR dlylp geçme aziz okuyucum. Misafirler ve misafirlik mefhumu, hele kadınların hayatında, önemli bir yer ve zaman tutmaktadır.
Misaflrseverllk mefhumu çok eski zamandan beri ve hemen hemen bütün milletlerde az veya çok yer almıştır. Doğu milletlerinin misafirseverliği âdeta efsanevidir.
Misafir için yaş, cins ve milliyet tahdidi yoktur. Ancak çocuklar; misafir sıfatını yanlarında büyüklerinin bulunmasiyle alırlar.
Misafirler başlıca İki grupa: 1) Kabul günlerinde, 2 ) Damdan düşer gibi gelenler gruplarına ayrılır. Tabii, birinciler şayanı tercihtir. Bunlar için umumiyetle haftada muayyen gün ve saatler ayrılmıştır. Ama kabul saatlerini geçirenlere de ikinci grup misafir nazariyle bakılır.
Misafirlik ödevini yapmıya hazırlanan bir kimse en iyi elbisesini giyip, yüzünü en tatlı ifadeyle süsllyerek, kendi tabiriyle, “sıra savmak İçin”, bir müddet önce aynı şeyi yapmak maksadıyle evine gelen ahbaba gider.
Karşı taraf, yani ev sahipleri, kabiliyetleri ve ellerindeki vasıtalara göre, bu karşılıklı angaryayı kolaylaştırmıya çalışırlar, tki tarafın ailelerinin, yakın ve uzak akrabalarının hal ve hatırı sorulduktan, müşterek ahbaplar hafif tertip çekiştirildikten, pek. samimî oLmıyan misafirlere albümler içinde sıralanmış aile resimleri teşhir edildikten sonra angaryanın en lâtif kısmına: izaz, ikram kısmına geçilir.
Bu, kabul günlerinin en enteresan, en heyecanlı kısmıdır. Bundan memnun kalanlar yalnız boğazına düşkün olanlar değildir. Marifetli ev hanımları da, kitaplardan, birbirlerinden öğrenip meydana getirdikleri türlü türlü pastalar, kekler, likörlerle övünüp. rekabet yapmak İçin tatlı, heyecan dolu anlar yaşarlar.
ikinci kısım misafirler, yukar-dakl tabirin gösterdiği gibi, en ummadığımız zamanda zuhur e-derler. Gelenlere evde olmadığınızı söylemesini zamanında tenblh etmediğiniz kapıcının içeri aldığı misafir, size istediği gibi bir baskın yapar. Maamafih, tecrübeli bir hizmetçi, zamansız gelen misafire:
— Beyefendiyle Hanımefendi şimdi sokağa çıktılar! demeyi a-kıi edebilir, siz de baskın tehlikesini atlatmış olursunuz.
Yalnız, bazan. hizmetçinin bütün iyi niyetine rağmen, evin küçüklerinden birinin:
— Yalancı, annemle babam 1-çerde bezik oynuyorlar! gibi samimi itirafı, cumartesi veya pazar keyfinizi berbat edebilir.
Karşılıklı bozulmalar, özürler... Beyefendinin kıravatı elinde salona fırlayıp, çıkmak üzere olduklarını, fakat çocukların ağlamaması için, bunu gizlediklerini söylemesi, gidecekleri yerleri bir bir sayıp dökerek, bu lüzumsuz teferruatla sözlerini ispata çabalaması...
Az sonra giyinmiş, süslenmiş, hattâ misafirlere ikram edilecek şeyler de hazırlanmış, hanımefendi çıkagelir; mesele böylece kapanır.
Baskın yapan misafirlere İkramlar, “davetsiz misafir umduğunu değil, bulduğunu y(*r“ sözüne uyularak yapılır. Hattâ bazı evlerde, “misafir için” ucuz cinsten şarap vesair içkiler de bulundurulur.
Konuşma mevzuları ve İkram müddetleri tükenince misafirler kalkarlar ve ev sahipleri de gizle-miye çalıştıkları memnuniyetle:
— Aa... Olmaz, Vallahi bırakmayız!., Daha yeni geldiniz... gibi yapmacıklı itirazlarda bulunurlar. Ama bunun sırf nezaket icabı olduğunu bilen misafirler niyetlerinde sebat gösterip vedalaşırlar. Bunun üzerine hep birlikte antreye çıkarlar ve paltolarını, mantolarım giydikten sonra asıl canlı, hararetli konuşmaya bundan sonra dalarlar; kapı sohbeti en aşağı yarım saat sürer. Sonra İki taraf; biri, ödevini yapmış İnsanlardaki ruh huzuriyle, öteki de, başından angaryayı savdığı için sevinç duyarak, yakındu tekrar görüşmek vaatleriyle birbirlerinden ayrılırlar.
Gerçekten, bir müddet sonra karşı taraf da, intikam almak istiyormuş gibi, gelenlere baskın yapar. Bu, böylece, her memlekette. her sınıf halk arasında, nesilden nesle, kan dâvası gibi süregelen bir âdettir.
Edebiyat ve Sinema
SANAT TERBİYESİ *
Madam
ovary
Jennifer Jones Ue Van Heflln “Madame Bovary,, filminin bir Rahnesinde.
İSTANBULUN birkaç günden beri I ■ rağbet ettiği Madame Bovary filmi iki sinemamızda birden oynatılmaktadır; biri türkçe, öteki İngilizce sözlü. Aslının oynandığı sinemada yer bulamadığımdan, türkçesine gittim. Sinema hemen hemen boştu. Neden diye şaştım, Türklyede İngilizce anlayan türkçe bilenden çok mu? Hayır, ama halkımız türkçeleştiril-mlş filmlerin çoğu zaman pek başarılı olmadığını biliyor da, dilini anlamasa bile aslını görmeği tercih e-diyor. Biraz da hakkı var. Madame Bovary nln türkçe sözlüsü her nedense pek parlak değil; beyaz perdede aktörler sözlerini bitirip ağızlarını kapadıkları halde, türkçe konuşma hâlâ devam ediyor veya aslı İle denK gelmek İçin cümle sonlan anlaşılmaz bir halde yutuluyor. Hele Charles Bovary’nin konuşması berbat. Bu rolü türkçeleştiren aktör Madame Bovary romanını dikkatle okumuş olacak. Flaubert’in romanı Charles Bovary’nin ilkokula gidişiyle başlar, öğretmeni ona ismini sorduğu zaman, Charles “Şarbovari” diye bir 1 kelime kekeler. Bovary’nin lisanı kabadır. îyl ama, roman kahramanının bu hususiyetine sadık kalmak için, bir film boyunca aktörün anlaşılmaz bir şekilde konuşması da pek isabetli sayılamaz.
Flaubert’in Madame Bovar>’’sl bir kadının ruhunda sessizce cereyan fiden bir dramdır. Madame Bovary’nin roman boyunca pek az konuştuğu öteden beri dikkati çekmiş bir hakikattir. Flaubert’in neşter gibi keskin tahlili ile canlanan Madame Bo-vary’yi sahneye veya filme alman bu yüzden zor bir iştir. Ta 19 uncu asırdan beri bu yolda yapılan denemelerin pek başarılı olmaması bu sebepten olsa gerek.
Madame Bovary’yl film dili ile canlandırmak için iki çare vardır: Romantik edebiyatın his ve macera dolu romanlarlyle yetişmiş olan genç kadının İçinde yaşadığı dar. kapalı, boğucu taşra muhitini canlandırmak, bir de Emma'nın ruhunda cereyan eden dramı, oyun ve yüz ifadesiyle dışarıya vermek. Filmi bu İki noktadan ele alalım:
Rejisör Flaubert’in tasvirlerini gerçekleştirmeğe uğraşmış. Yonvllle Kasabası, Bovary’nin evi, Emma'nın hayal âlemine açılan bir kapı gibi dalma önünde durduğu penceresi, tavan arasındaki karmakarışık sandık o-dası, M. Homais’nln eczanesi filmin hep tekrarlanan dekorlarındandır. Fakat bunların film stüdyosunun mukavva dekorları olduğunu da pek u-nutamıyoruz. Hele kostümler biraz sırıtıyor. Charles Bovary Emma’ya babasının çiftliğinde ilk rastladığı zaman, genç kız Flaubcrt’e göre “üç volanlı bir basma elbise” giymektedir. Bu olmuş filmde belden aşağıya kadar ince volanlı, şatafatlı bir tuvalet. Ve bu minval gidiyor. Jennifer Jones film boyunca parlak kıyafetleri değiştirip duruyor. Bu yüzdendir kl, rejisör romandan tamamen ayrılarak, filmin ta başından beri L'heu-reux denilen tefeciye büyük bir rol vermek zorunda. Ne acayip zihniyet-
tir bu! Vaka taşrada, fakir bir köyde. nerede geçerse geçsin, yıldızın bir manken gibi pırıl pınl lüks elbiseler giymiş olması lâzım. Bu kıyafet zenginliği Amerikan filminde bir âdet olmuştur, Hollywood stüdyolarında mekân farklarını da gözetmiyen hiç değişmez belli bir moda vardır. Madame Bovayde seyirci kazara bir an uykuya dalıp hangi filmde olduğunu unutacak olsa, Madame Bova-ry’yi pekâlâ Amerikan far-west’inde geçen bir film, meselâ “Rüzgâr Gibi Geçti” sanabilir. Hele Charles rolündeki aktör Normandiyalı bir köy hekiminden çok, bir cow-boy‘a benziyor. Eczacı Homais ve Yonville’ln öteki taşra kahramanlan İse, fazlaca karikatüre kaçan tiplerdir.
Jennifer Jones’a gelince “Rüzgâr Gibi Geçti” nln yıldızı Vivlan Leigh’l bir hayli andırmakla beraber, yüzü gözü Madame Bovary tipine uygun.
Oyunu İle bu muazzam dramı canlandırmak gibi zor bir vazifenin altında ezilmiyor. Ezilmiyor, amma o da biraz kolayına gidiyor. Birkaç asabiyet, ıstırap, can sıkıntısı, hiddet, şehvet ifadesi ile... İşte size bir Madame Bovary. Eh. İnsan yüz ifadesinin bir hududu var.
Film sanatının da kanun ve hudutları vardır. Bunların içinde Madame Bovary İyice bir yer tutabiliyor şüphesiz. Filmin göze çarpar kusurları yok. alâka İle bir boydan bir boya seyrediliyor, iyi, amma gönül ister ki. İmkân ve teçhizatını bu kadar geliştirmiş olan bir sanat bundan böyle makine gibi işlemesin, hangi konuda olursa olsun bir düzlye hep aynı kalıp üzerine eser vermesin. Kötü de olsa bir yenilik, bir başkalık, bir ceht bekliyoruz artık Holiywood*-dan.
Ayşe NUR
Tiyatro kronikleri
nkara Devlet Tiyatrosunda
ŞAKACI
Yazan : Orhan HANÇERLİOGLU
gERÇEK bir tiyatro yazarının has-'"retlni çeken bugünün Türk sanatı, Ankara Devlet Tiyatrosunda sahneye konan “Şakacı” adındaki piyesle büyük bir boşluğunu daha doldurmuş oldu. Sanat hayatımızda bu o-laym önemi çok büyüktür. Şakacı’nm yazan çağdaş Türk şiirinin genç ustalarından Sabahaddin Kudret Aksaldır. Sabahaddln ilk defa İstanbul Şehir Tiyatrosunda “Evin Üstündeki Bulut” isimli piyesiyle Türk sahnesinde göründüğü zaman bu boşluğun acısını duyanların yüreğini tatlı bir umut kaplamıştı. Bugün Şakacı’yı seyrederken bu umudun gerçekleşmiş bulunduğunu görmek bize sevinç veriyor. Aldanmamışız dernek,
Sabahaddln Kudret Aksal Devlet Tiyatrosu dergisinde: “Yıllarca önce bir tanıdık evine tâziyeye gitmiştim ölen, evin erkeği idi. Bir ara uzun uzun kapı çalındı. Zil sesi bana kapıda ölünün olabileceği, bir an sonra da oturduğumuz odaya girebileceği zehabını verdi. Şakacı, bir oyun olarak kurulma işine o anda başlar” diyor ve ilâve ediyor: “Yunanlı bilge Heraklit, aynı nehre iki kere girmek imkânsız der. işte oyunumun hareket noktası..?’
Şakacıda ana tem dönen bir dünyanın durdurulmasındaki İmkânsızlığı belirtmektedir. Yazar bu temi, ilk eseri “Evin Üstündeki Bulut” da olduğu gibi, yine basit bir aile çapında ele almış. Piyesin konusu şu: Ragıp Beyin ölümü, karısı ve çocukları üzerinde büyük bir acı doğurmuştur. Bununla beraber yaslı aile yehi bir hayatın ilk adımlarım at-mıya başlamıştır. Anne artık evli bir kadın olması İmkânsız görünen
bir dul hüviyetini takınmış, oğul bir Aile reisinin bütün sorumluluğunu kabullenmiş, kız nişanlanmıştır. Ama ya Ragıp Bey gerçekten ölmedi İse?. Bu halde yeni teessüs etmiş bütün bağların parçalanıp koparılması, bütün âdetlerin sökülüp atılması, bütün şekillerin dağıtılıp bozulması gerekecektir. Bu ise imkânsızdır. Şu halde Ragıp Bey nasıl bir şaka ile dirildiy-se, yine öyle bir şaka ile ölmek zorundadır.
Mahir Canova, eseri bir komedi aksiyonu içinde sahneye koymakta çok isabet etmiştir. Ragıp Bey rolünü oynayan Ahmet Evintan, birinci ve ikinci perdelerde harikulâde başarılı.... Üçüncü perdenin finalinde melodrama kaymakla rejisörün güzel anlayışını biraz bozmuş oluyor. Karısı rolünde Meliha Gökçen, hizmetçi rolünde Jale Ayata, çok iyidirler. Naznıl bey rolünde Asuman Ko-rad çok güzel bir kompozisyon yapıyor, bilhassa ikinci perdenin sonunda Ragıp Beyi sorguya çekerken tecessüsten kayıtsızlığa ve kayıtsızlıktan tecessüse geçişleri harikulâde. Zerrin rolünde Refia Rez, Faruk rolünde Ümran Uzman. Sinan rolünde Açlan Sayılgan, Mürüvvet rolünde Madde Blrmeç, misafir rolünde Be-dia Atalan eserin içine rahatlıkla yerleşmişlerdir. Kısaca, Şakacı, başarılı bir mizansene kavuşmak bahtiyarlığına eren başarılı bir Türk piyesidir. Dünya sanatı İçindeki yerlerini almak yolunda hızla yürüyen Türk sanatçıları kafilesi, bu eserip sahne alanındaki eksiklerini de tamamlamış olmaktadırlar. Yolları açık olsum
Radyolarımızın vazifeleri
’ Yazan î Lâlka KARABET
O AN AT terbiyesi hakkmdaki yazılarımdan İkincisinde (e) radyolanmt-zm bn hedefe doğru nasıl yürü tül meleri lâzım geleceğini İncel emi tim. Bu konuya devam ediyorum.
Bence, memleketimizin ve musikimizin hususî vaziyetlerine göre» radyo İdnrelerlnln bir vazifesi de yen! İstidatları arayıp teşvik etmek olmalıdır. Bunu bir âtlfet gibi değil, kendi menfaatlerinin İcabı olarak yapmaları beklenir.
Yeni İstidatlar teşvik edilirken onlardan İstenecek temel vasıflar nelerdir? Bunları üç kelime İle hulâsa edebiliriz: Solfej, nazariyat» repertuar.
Bu üç vasfın lüzumunu ve kı.vmetlnl İnkâr edebilecek kimse mutasavver değildir. Solfeji zayıf veya mefkud olanların yeni bir eser öğrenmek İçin çekdlklerl eziyetleri ve maruz kaldıkları külfetleri düşündükçe doğrudan doğruya solfej öğrenmenin ne kadar kolay olduğunu mülâhaza ederek o hoş gayretlere acımamak elden gelmiyor. Hususiyle notasız geçilen eserlerde, hoca ne kadar dikkat ederse etsin» talebe bir müddet sonra gayri İhtiyarı değişiklikler yapacaktır, çünkü hafızasından başka İstinat gâhı yok hır. Nitekim musikimizde sıfcsık görülen nüsha farkları bu sebepten İleri geliyor.
Nazariyata gelince: Bir Icrakârın — ister hanende, ister sazende olsun — hele musikiyi meslek edindikten sonra kendi sanatının esas sistemini bilmemesi hiç bir memlekette görülmüş şey değildir. Bir ic-rakâr Evlcl. Ferahnâktan tefrik edemezse; Uşşakı, Beyatlyi» Muhayyeri. Tahlrl birbirinden ayıramazsa; Karcığardan Suzlnake gitmek gibi pek sade bir geçklyl becerenılyerek dolambaçlı yollara sapıp da yine zoraki bir çevirme hareketiyle İstikamet almağa çalışırsa bu hal bir profesyonel muslklrl için imrenilecek bir şey teşkil etmez.
Repertuar meselesi de ötekiler kadar ehemmiyetlidir. Ekseriya aynı parçaların hayret edilecek kadar mükerrer olarak programlarda yer alması re]>erhınr fakirliğinden İleri geliyor. Şunu da İlâve edeyim kl, repertuar zenginliğini sağlayacak en mükemmel vasıta solfej ve notadır.
Üç makale olarak hıılâsa etmeye çalıştığım mülâhazaların neticesinde, radyoların nasıl hareket etmeleri münasip olacağına dair müspet bir program vürude gelmiş bulunuyor.
Bu program şöyledlr:
a) Halita güzel eserlerden zevk almak meylini aşılamak»
h) Mikrofon başına geçirilecek sanatkârlardan solfej, nazariyat ve repertuar hususlarında asgari bir bilgi derecesini İstemek.
c) Yeni İstidatları arayıp bularak onlara bir müddet ders vermek suretiyle sözü geçen asgari bilgi kudretini sağlamak.
îşta fikrimce Türk musikisi sahasında radyolarımıza düşen vazife budur.
Sözümü bitirirken Ankara Radyosunun küçük bir ihmalini kaydedeceğim:
Hepimizin bildiği Türk musikisine Ankara Radyosu ’*Tarlhî Türk Müziği” adını veriyor. Bunıın yanlış, hem mantıksız olduğu alftkadarlarca meçhûl olmasa gerektir. Türk musikisinin bilfiil yaşamakta olduğu meydanda ve bizzat Ankara Radyosu hayattaki bestekârların eserlerini çaldırıp okutmakta İken böyle bir sanata "tarİJıl,, sıfatının nasıl verilebileceği anlaşılır muamma değildir. Çok temenni edilir kl. artık modası geçmiş olan ve hakiki mânaslyie tarihe İntikal eden bu “tarihi” sözü ortadan kaldırılsın.
(•) YENÎ İSTANBUL. 27 eylül ve 13 ekim. ,
Iran Şahı Rıza Pehlevi nişanlısı ile nasıl tanıştı ?
Saraydan sızan haberler, bütün İran kızlarını ümide düşürmüştü
IRAN ŞAHININ NİŞANI
Bir müddetten beri Iran Şahının mermer surlarla çevrili sarayında fısıltılar duyulmakta, iki sene evvel Mısır Kiralının kız kardeşi Prenses Feysrfyeden ayrılan Şah Muhammet Rizanın Müslüman prensesleri arasında kendine bir eş bulamadığı ve t ranın asîl ailelerine mensup bir kız seçmeğe karar verdiği ağızdan agıza dolaşmakta idi.
O gün bugün Tahranın güzei kızları tatlı hayaller kurmağa, îran mecmuaları da Şaha yardım etmek maksadiyle olacak, sayfalarını memleketin en güzel kızlarının resimlen ile süslemeğe koyuldular.
Fakat bütün gayretler boşa çıktı, Iran Şahı birkaç gün e^el TahranlI bir asilzadenin kızı, Süreyya Isfen-diyari ile nişanlanacağını bildirdi.
MÜSTAKBEL ÎRAN KIRALİÇESt KİMDİR ?
Süreyya Isfendiyarî İranın 300 asilzade ailesine mensup bir Kazak zabitinin kızı olup, henüz 17 yaşındadır. Genç Şah ona geçen sene Paris-te İran Sefaretinde verilen bir baloda rastlamıştı. O günden sonra Süreyya hakkında bir şey duyulmadı. Geçen hafta Şahın ablası Prenses Çems bir heyetle Parise gidip, büyük
terzihanelerden fevkalâde elbiseler aldılar ve Süreyya ile beraber Irana döndüler.
Süreyya'nın annesi Almandır. Kendisi Isviçrede tahsil etmiştir. Bu evlenmenin siyasi bir kıymet taşıdığını ileri sürenler de vardır. Çünkü kızın babası, eski Şah Pehlevi tarafından fena muamele gören Iranın cenup batısındaki petrol havzasında oturan Bahtiyar! kabilesinin Reisidir.
ÎRAN ŞAHININ HAYATI
îran Şahı Mohammed Rıza Pehle-vî çok zengindir. Babası Rıza Peh-leviden ona 28 milyon dolarlık bir servet kalmıştır. Devlet Reisi olarak da senede 28 bin dolarlık bir geliri vardır. Bütün servetine rağmen, genç Şah bugüne kadar pek mesut olmamıştır. îlk karısı Prenses Feyzlye o-na erkek evlât verememiştir. Halbuki Iran yasasına göre ancak Şahın bir erkek çocuğu tahta vâris olabilir.
Şimdi îngrid Bergman'ı andıran Süreyya Isfendlyarî'yi almakla Şahın bir vârise sahip olmak emelleri gerçekleşmek yoluna girmiştir. Fakat Tahranda dolaşan şayialara göre, Şah evlenmek için nişanlısının 18 yaşına girmesini bekleyecektir.
İran Şahının annesi sarayda müstakbel gelini İle birlikte
c
19 Ekim 1950
Y E N t İSTANBUL
8nyfa T
YAĞMUR... YAĞMUR...
YAĞMUR...
Bu kelimeyi mi gördünüz, havayı YAĞMURLU mu buldunuz düşünmeyiniz RAUF GİYtMEVi TREN ÇKOTI. ARI Emrinize amadedir 1YÎ BÎR TRENÇKOT hakikî bir ihtiyaçtır Galata, Karaköy No. 11 Havyar Hanı yanında
İstanbul Belediyesinden
Beyazıt Camii etrafının açılması için istimlake tâbi tutul, muş olan yerlerden Beynzıt mahallesinin Hakkftklar Sokağında kadastronun 616 ncı adasında 13 parsel. 42 kapı No. lu 7.30 M2 sahalı ahşap dükkAna mukadder 1710 Ura kıymetin mülkün tapudan alınan kaydında gözüken sahibi Ahmet oğlu Ahmet Ko-caoğluna tebliği için tanzim kılınan 12-9-1950 tarih ve 98 No, lu tebliğname Beyoğlu 5 İnci Noterliğine tevdi olunmuştur.
Mezkûr Noterliğin 13181 No, suna kaydolunan işbu tebllğ-namo arkasına verilen meşruhatın tetkikinden mumaileyhin memleketine gittiği cihetle gösterilen adreste bulunamadığı ve yeni adresinin de bilinemdlği için tebliği mümkün olamadığı anlaşılmıştır.
Bu durum karşısında 3710 No. İti kanunun 10 uncu maddesi tarlfatma uyularak istinılAk belgeleri mülkün üzerine mahalline ve ilgili dairesinin muayyen yerine yirmişer gün müd. detle tAltk olunmuştur.
Sahip veya alAkalılannnın yirmi gün zarfında Belediyemi-re müracaatla ferağ vermedikleri veya tezyidi bedel dAvası açmadıkları takdirde mezkûr kanunun 18 inci maddesi hükmünün tatbik edileceği tebliğ yerine kaim olmak üzere ilân olunur. (14266)
İstanbul Vali ve Belediye Reisi N.
Emlâk ve Kamulaştırma Müdürü KÂZIM KUYAŞ
îşbu Uânname talep veçhile neşredilmek üzere Yeni Istan-bul gazetesine tebliğ olunur.
Beyoğlu Beşinci Noter Vekili CEVAT TİBET
Sayın İstanbul halkına bir hizmet
Üç seneden beri îstanbulda binlerea Kiloya yemok dağıtan ve umumi takdir kazanan
EKREM YEĞEN
Yemek tevzi müesseae»!, İktisadî durumu gozönöne alarak 23 Ekim 1950 pazartesi gününden itibaren orta halli aJleler İçin yeni bir tertip hazırlamıştır.
Seçmek sııretivle Alakart Yemek devam etmekle beraber
AYDA 73 LİRA’YA
Alaturka vo alafranga muhtelif etler, «breler, mütenevvi pilâv ve makarnalar, çeşitli börekler, alaturka tatlılar ve pastalardan mütevekkil ründe ü« çc«lt, altı porsiyon olmak üzere bir tabldot yemek İhdas etmiştir. Tabldot yemekler de diğer alakart yemekler gibi EKREM YEĞEN’In nezaretinde memleketin en meşhur ustaları tarafından hasırlanmaktadır. Kullanılan malzeme birinci sınıftır. Yağlar her mideye uygun en nefis "KARS,, yağlan olup ve porsiyonlar fevkalâde boldur. 25 lira vermek suretiyle 10 günlük tecrübe bir fikir vermeğe kâfidir. 84474 numara?» telefon etmek suretiyle derhal abone olabilirsiniz.
Memur Alınacak
TAKSİTLE SATILIK
APARTMAN DAİRELERİ
DOĞAN HANI
(Eski BOTON Hanı)
Taksitle daire satışa çıkarılmıştır
maddesindeki vasıfları haiz 30 yaşını geçmemiş bulun-
Dışişleri Bakanlığından :
3312 sayılı kanunun üçüncü maddesi hükümlerine ve olbapta* Bakanlığına müsabaka İm-
BU REKLAM KULESİ
HALKIN
GAZETEMİZDEN
İŞ SAHİPLERİNE MÜHİM FIRSAT
i
I
SIHHÎ İMDAT
44298
80530
91 2251
— Znfere Doğru. 2 — Ha-
Bahçekapıda Mehmet Kâzım eczahanesinln bulunduğu dükkân satılıktır. Taliplerin Fatih Camisinde Mustafa Ergü-ne saat 19 - 20 ve sabahlan 7-8 arasında müracaat lan.
BEYOÖLTh Matkovlç (Merkez) — Galatasaray (Merkez) — Ertuftrul (Taksim) — lamel (Tnkalm) — Karaköy (Galata) — Maçka (Şişil) — Feriköy (Şişil) — Has köy (Hasköy) — Merkez (Kasımpaşa.!
Beyoğlu 44644 Anknrn 00 latan bul -4222 tamir 2222 Üsküdar 60946 K.köy 60872 Karşıyaka 15055
A
TAFSİLÂT İSTEYİNİZ
ETMEYE BAŞLAMIŞTIR
TAKDİM
İstanbul Gümrük Muhafaza
Başmüdürlüğü Satınalma Komisyonundan:
İd talimatına uygun olarak Dışişleri tihanı ile memur alınacaktır.
İmtihana iştirak için taliplerin:
1) Memurin Kanununun 4 üncü olmaları ve imtihana giriş tarihinde malan»
2) Hariçteki memuriyetlerin icap ettirdiği muhtelif iklim şartlarına göre sürekli vazifeye gitmelerine engel oİAcak sıhhi bir Arızalan olmadığım ve herhangi bir beden nakisesinden âzadc bulunduklarını tam teşkilâtlı bir devlet hastahanesinden alınmış sıhhi bir raporla tevsik etmeleri,
3) Bakanlıkça münasip şekilde yaptırılacak tahkikatla karakter itibariyle hariciye memurluğunu ifaya engel bir hallerinin bulunmadığının anlaşılması,
4) Hukuk, Siyasal Bilgiler ve İktisat Fakülteleriyle bu derecedeki yüksek ticaret mektepleri ve hariciye mesleki İle ilgisi bulunan diğer yüksek mektep veya bunlara muadil olduğu Mili! Eğitim Bakanlığınca tasdik olunan ecnebi mekteplerinden mezun olmuş bulunmaları şarttır.
20 kasım 1950 pazartesi günü saat 10 da Dışişleri Bakanlığında yapılacak müsabaks imtihanları şunlardan İbarettir:
a) Türkçe ve fransızcadan tahrir ve tercemş. (Bunlar eleylcl mahiyette olup fransızca yerine İngilizce de kabul olunur. Şu kadar ki, bu takdirde namzetlerin kâfi derecede fransıbcaya vukufları şarttır).
b) Medeni hukuk, devletler umumî hukuku ve devletler hususi hukuku, İktisat, maliye ve 1648 den zamanımıza kadar siyasî tarih.
Taliplerin nüfus hüviyet cüzdanları ve mektep diplomalarının asılları veya tasdikli suretleri, tecil veya terhislerini gösterir askerlik vesikaları» 4x6 cb’admda 6 vesika fotoğrafı, yukarıda ikinci maddede tasrih edilen sıhhat raporlariyle 10 kasım 1050 akşamına kadar Dışişleri Bakanlığı Zat İşleri Dairesi Sicil Şubesine müracaat etmeleri ilân olunur. (13914)
45 kalem İlâç ve sıhhi malzeme kapalı zart usullvle «atın alınacaktır. Muhammen bedeli 17702 Hra 10 kuruş, muvakkat teminat 1327 lira 66 kuruştur. Eksiltme 10 Kasım 1950 günü saat 15 dedir. Şartname her gün Komisyonumuzda görülebilir. İsteklilerin, teklif mektuplarını en geç eksiltme günü saat 14 e kadar Galata, Rıhtım caddesi Çinili Rıhtım Hanı ikinci kattaki Komisyonumuz Başkanlığına vermeleri veya göndermeleri.
(13978)
Herkesin Herkesin Herkesin
9
i e v k ı n a kesesine kalabalığına öre
Apartman Daireleri
Eski Alman Usesinln alt tarafında
Sirkecimde : H E R S E S Tıcaretevı
ZENGİN EŞYA PİYANGOSU TERTİP ETMİŞTİR
4 plak alana bir kur'a No. su verilir
HEDİYELER :
BUZ DOLABI
Takma DENİZ Motörü
RADYOLAR PİKAPLAR
ı:
BİSİKLET
GRAMOFON
Kostümlük KUMAŞLAR ELEKTRİK ÜTÜSÜ
Vs. Vs. Vs.
Sirkeci, Muradiye Cad. No. 33 - Telefon : 26315
HAKİKİ
Öğrenmek , ihtiyacında olduğumuz herşey
Hicri
Muhar
7
1370
VAKİT
—
Güneş öğle İkindi
Akşam Yatsı tmsftk
19 5 0 EKİM
19
Perşembe
Rumi
|
Ekim
6
İMİ*
VASATİ EZANİ
6.14 •
11.59 15 01 17.24
18 55
4 37
12 48
6 33
9 35 12 00
1.31
11 11
UÇAK-TREN-VAPUR
UÇAKLAR
Burandan. —
Y. (Türk) lr.mlrden. — Van. Dlynr-
Ankaradnn
G.
Fiyatlar on İki bin liradan otuz bir bin liraya kadar. Satışların üçte biri peşin dört sene taksitle
Peşin ödeyenler için ayrıca tenzilât yapıbr.
Üçte ikisi
ödenir
Tafsilât için:
DEMİR-TOPRAK ANONİM ŞİRKETİ
İstiklâl
Kredi
Beyoğlu, Yapı ve
Telefon : 42793
Müracaat saatleri :
Caddesi No. 306
Han 2 nci Kat
Telgraf : GEYRAN - İstanbul
Cumartesi hariç, her giin saat 15 - 17
GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI
İstanbul Emniyet Sandığından:
Adarr-
Kahra-Mirası.
GELECEK OLAN
9 45 D JÎ.Y. (Türk) 9 50 D.ÎLY. (Türk) 15.00 D.H Y. (Türk) bakır. EHâzıg, Sivas.
— 15.15 D.H Y. (Türk) Urfa, Antep. Adana. Konya, Afyondan.
— J5.35 D H Y. (Türk) înkande-run. Adana. Ankaradan. — 16 00 D H.Y. (Türk) îzmlrdcn. — 16 30 D H.Y. (Türk) Dlvarbakır, ElAzıft Sivas, Anknradnn — 16 45 D H.Y (Türk) Balıkesirden — 17 45 C,Y. (Kıbna) Nikoaya. Ankaradan. — 18.05 D.H Y. (Türk) lzmlrdcn. —
18 35 D H.Y. (Türk) Ankaradan.—
19 10 S.R. (İsviçre) Zürich. Cenevre, Atlnadan. — 20.20 P.A.A. (A-mcrlkan) Hongkong. Bangkok. Knlküta, Delhi, Karaşl, Şamdan 21.00 T.A,E. (Yunan) Atlnadan. -22 30 S.A.8. (înkandlnac) Stockholm. Kopenhag. Münich’ten.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR 8.30 B.E.A (tngllül) Atina. Roma. NIb. Londraya. — 8.30 D.H Y. (Türk) (Türk) EUDuğ. (Türk)
— 10 15 D.H Y.
1030 D.H,Y (Türk) Ankara, Adana, îskenderuna. — 11.30 C.G.D.T Beyrut, Kahlreye. — 14 45 (Türk) (Türk) (Türk) (Türk)
(Amerikan) Münich. Londra, Can-der. Boston, New-York'a.
S A.8. (İskandinav) Lydda‘ya. GELECEK OLAN VAPURLAR 8.00 Ordu, Karodenizden. — 9 00 Saadet. Ayvalıktan- — 22 30 Uludağ, Bandırmadan.
GİDECEK OLAN VAPURLAR R 00 Uludağ, Bandırmaya. — 9.00 Su», Mudanyaya. — 14.00 Güneyau, Kn radon İre.
GELECEK OLAN TRENLER 6 45 Semplon (Avrupa).
Ankara (Ekspres). — 9.15 Anka ra (Yataklı).
GİDECEK OLAN TRENLER 10.10 Adanaya. — 18.10 Ankara (Ekspres). — 20.30 Ankara (Yataklı).
Buraaya. — 9.00 D H Y
Ankara. Kayseri. Malatya, Erzuruma — 10.10 D H.Y Ankara, Kibns, Beyruta (Türk) îzrnlre. —
Ankara ya. — 16 00 îzmlre. — 17.00
An karaya. — 17.05 Bursaya. — 21.35
D H.Y D.H.Y D H Y. D.H.Y.
P.A.A
22.30
3.30
BEYOĞLU CİHETİ
ATKAZAR (425G2) 1 — İntikam
Kılıcı. 2 — Parill Madan.
AK (44394) Bandon Kaçamazsın. ATLAS (40835) lmeruıezzo. ELHAMRA (42235) 1 — Takip, t — Çılgın Kalpler.
İNCİ (81595) İntikam Kılıcı. İPEK (41289) Pompelnln Son Günleri.
LALE (4W5) Zaferden üstün. MELEK (40868) Madama Buvary. (İkinci hafta).
SARAY (41656) üç Ahbap Çavuşlar Elmas Peşinde (İkinci hafta). 18.30 Pnla Salaman Orkestra Konseri.
SU\TPARK (83143) 1 — Aşk Adası. 2 — Vahşî Koşu.
sCMER (42851) Üçüncü Kim?
SARK (40380) 1 — Yılmaz man, 2 — Monte Krisionun
SIK (43726) 1 — üvey Kardeş. 2— Kazanovanın Aşk Maceraları.
rAKSİM (43191) Çakırcalı. Mehmet Ere.
TAN (80740) Üç Ahbap Çavuşlaı Elmas Peşinde.
CNAL (49306t (Kışlık) 1 — Kılıçların Gölgesinde. ? — Zaferler Aratanı.
YENİ (84137) 1 — Zorlu Misafir 2 — Haydutlar Kırnhçes!.
YILDIZ (42847) Çingena Slngoalla (6 ncı hafta).
İHTANHU) CİHETİ
ALEMDAR (23863) 1 — Şehitler
Kaleci. 2 — Kapanan Göaler.
AZAK (23542) 1 — Casuslar Savaşı. 2 — Kanlı Bar. 3 — Havanada Festival.
AYSU (21917) 1 • îkl Açıkgöz Canavarlar Arasında 2 — Ahret Yolcuları.
ÇEMBERLtTAŞ (22813) 1 — Cah
lât. 2 — Zamane Kızı.
EMRE 1 — Şişko Klt. 2 — Sevimli Hnvdut. 2 — Çılgınlar Kulübü.
HALK (21904) 1 — Şanghay Ekspresi. 2 — Mabudenin Kızı İSTANBUL (22367) 1 — Söyleyin Anama Ağlamasın,
KISMET (26654) ı - KapUn Kld 2 — Tomston Caniler Çetesi.
MARMARA (23860) 1 — Şehzade
ölmbat. 2 — Acı Günler.
Mtl.Lt (22962) 1 - Soysuz. 2 — Harman Sonu Dönüşü.
TURAN (22127) 1 - Casuslar Savaşı. 2 — Yaban Glilü. 3 — Kanlı Bar.
YENt (Bakırköy 16-126) 1 — îkl Açıkgöz Tahnlldar. 2 — Gece tüpleri
Kıralı,
KADIKÖY CİHETİ ftİNEMA (Üsküdar) Kara Kaplana Karşı.
Kızı
Ku-
BİZİM
Tarzan
Şehrojcat (Renkli).
HALE (60112) Asilzade Slhlhşör. llALE (Üsküdar) 1 — Zoro'nun İşareti. 2 — Aptal Aşık.
OPERA (68714) 1 — Hileli Tol 2 — İstırap Cenneti.
SUNAR (Üsküdar) 1 — GançJarln
ı -
2 —
R
A
Sevgilisi. 2 - Müthiş Korku. SÜREYYA (60862) 1 — Kahraman lar Alayı. 2 — Gangsterler Çam-beri.
YELOEĞÎRMENÎ: 1 — Ftdora. 3 — GünahkAr Kadın.
ANKAHA
ANKARA (23234) 1 — Suçsuz Cani 2 — Kibar Serseri rCyCk 15031) Cennetin AnahUrı. CEBECİ (13846) 1 - Kızıl Şeytanlar. 2 — Zafer Yaratan Casus. PARK (11131) üvey Baba.
sCMER (14072) t — Kanlı Şafak» 2 — İntihar Filosu.
SI S (14071) üvey Baba.
ULU» (22294) VaUn Kurtaran Aralan.
YENİ (14040) Rroadway‘e SelAm. Bl Yt'K Hamlet
KÜÇÜK Şakacı.
GAR GAZİNOMU İtalyan ve İspanyol Revüleri,
ANKARA PALAS PAVYONU Otsa Şeydi İdaresinde Viyana Atrak-syon Orkestrası.
tSMtR
TAYTARE Kader.
MELEK 1 — Cinayet Saati. 2 — Vahşi İntikam.
LALE t — Zafere Doğru. 2 — Ha-vaneda Festival.
TAN 1
vanada Festival.
YENİ l — Kan Dâvası. 2 — Port-aalt.
EI.HAMRA Ormanlar Kiralının İntikamı.
TİYATROLAR
İSTANBUL BELEDİYESİ Şehir Tiyatroları
20 30 da
Dram Kıımı Don Jıınn Komedi kısmı
V E II O i 8 t
TEN! KEK TİYATROSU
ÜÇ GÜVERCİN
(Operet 3 perde)
Hfcer; aZÎGİDETl
Müzik t Kalman ve Brahma.
Tel.: 40369
İstanbul Bayoğlu Anadolu yakası Ankara
İzmir
EMİNÖNÜı İstanbul (Eminönü) — Haşan Hulûsl (Küçükpazar) — Abdülkadlr (Alemdar) — Salâhad-dln (Çarşıkapı)
FATİH; Muharrem I ir (Şrhza-debaşı) — ÖnlAhaddln Gürgen (Aksaray) — Eınln Rıdvan (Ra-matya) — Haseki (Şehremini) — M- Fuat Boyer (Karagümrük) — Orhan Avcıogiu (Foner)
ETUPı Ayvansaray (Şifa)
REŞİKTAŞı N.HalIt (Beşiktaş) — Yeni (Ortaköy) — Arnavullcöy — Morken (Bebek)
KADIKÖY; Yoldotflrmcnl (Kadıköy) — Kızıltoprak — Göztepe — Bostancı — Çamlıyurt (Üsküdar)
HELBELÎADAı Halk
hOyOkADA; Halle
ANKARAı lsmetpaşa — Ege —-Çankaya
İZMİR: Tilkilik (Baamahane) —• Çankaya (Alsnncnk) — Yml (Eşref paşa) — Knrafnş (Yalılar) — Şifa uCemeraltı)
9
Fatma İnayet Özmorah, Ahmet Cemil Tarman, ve Nurten Sevencan yekdigerlerino müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfa-tlyle A. 3276 hesap No. lı borç senediyle Sandığımızdan aldık-lan (15.000) on beş bin Liraya mukabil aşağıdaki gayrlmenkul-leri Sandığımıza birinci derecede İpotek etmişlerdi.
1 — Beyoğlu Halâskârgazl mahallesinin Halâskârgazİ sokağında eski 46.46.46 Mü. 46 MÜ. yeni 90, 90/1, 90/2, taj 90, 90/1, 00/2 No. lı İki dükkânı olan ahşap bir evin tamamı ile.
2 — Beyoğlu Halâskftrgazl Mahallesinin Halâskârgazl sokağında eski 46, 46 yeni 92. 91 No.h seneden kâglr dükkân mahallen üzeri odalı İki dükkânın tamamını Sandığımıza birinci derecede ipotek etmişlerdir. Mukavele hükümlerine göre borç vodesinde ödenmediğinden dolayı bu gayrının küller ayrı ayn şartnamelerle satışa çıkarılmıştır.
Dosyada mevcut tapu kaydı suretinde İş bıı gaynmenkuller-den birincinin aynı semt mahalle ve sokakta aynı kapı ve 679 ada 11 parsel No lı 175 metre murabbaı miktarında ve 1/3 hissesi Fatma İnayet 1/3 hissesi Ahmet Cemil. 1/3 hissesi Servet Nureten Sevencan namlarına kayıtlı iki dükkânı olan ahşap evin tamamını sandığımıza birinci derecede ipotekli olduğu ve beyanlar hanesinde 1-10 parseller arasındaki duvar müşterektir. Şeklinde beyan mevcut olduğu bildirilmiştir, işbu gayrımenkulün dosyada mevcut borç senedine göre hududu: 77, 9, 10 No. lu parseller ve Halaskftr-gazl caddesi ile mahduttur.
Dosyada mevcut Muhammin raporu mucibince işbu gayrımen-kulün umum mesahası 175 metre murabbaı olup bunun 110 metre murabbaı kısmı üzerinde üç katlı iki dükkânlı ahşap bir ev var. dır. Birinci katında iki dükkân bir oda. bir sofa, bir kiler iki odun ve kömürlük, İkinol katında dört oda; bir sofa, bir mutfak, bir he-lâ bir hamam, üçüncü katında dört oda; bir sofa, bir mutfak, bir helâ mevcuttur.
Binada elektrik, terkos ve havagazı tesisatı vardır.
Dosyada mevcut tapu kaydı suretinde işbu gaynmenkuller-den İkincisinin aynı semt mahalle ve sokakta aynı kapı ve 679 ada, 77 parsel No. lı 73 metre murabbaı miktarında ve 1/2 hissesi Ahmet Cemil ve 1/2 hissesi Servet Nuretn Sevencan namlarına kayıtlı kâgir dükkân olduğu ve tamamının yukarıda yazılı gayrimenkul İle birlikte sandığımıza birinci derecede İpotekli bulunduğu ve her İki gayrımnkulün (12.000) on iki bin lira karşılığında ikinci ve (2900) iki bin dokuz yüz lira karşılığında dn üçüncü derecede-Nazaret Haçator Donlkynn’a İpotekli bulunduğu beyan edilmiştir. Bıı İkinci ve llçüncü derecedeki ipotek »Andığın ve müşterilerin hukukuna mtlsslr değildir. îşbu gayrımenkulün dosyada mevcut borç senedine göre hududu: 76, 9, 11 No.lu parseller ve Halâskârgazl caddesi ile mahduttur.
Dosyada mevcut muhammin raporuna göre, İşbu gayrımen-kullerln umum mesahası 73 metre murabbaı olup bunun üzerinde üstünde iki oda ve bir belâsı olan kâgir iki dükân vardır. Binada elektrik ve terkos tesisatı mevcuttur. Borçlular hak. kında yapılan kanuni takip üzerine 3202 No. lu kanunun 46 ncı maddesinin mâtufu 40 inci maddesi mucibince ve ayrı ayn . şartnamelerle satılması icabeden yukarıda evsafı yazılı gayrimenkulların tamamı bir buçuk ay müddetle açık arttırmaya konmuştur. Satış tapu sicil kaydına göre yapılmaktadır. Gününde arttırmaya girmek Istiyenler (bunları ve her kese açık bulunan tapu sicil kayıtlarını da tetkik ederek) satılığa çıkarılan işbu gayrimenkullar hakkında hor şey'i öğrenmiş ad ve telâkki olunur. Birincide parsel No.lu gayrimenkul için 92, 94 kapı 77 parsel No.' lu
altı yüz lira pey akçaaı vereceklerdir. Millî Bankalardan birinin teminat mektubu da kabul olunur. Birikmiş bütün vergilerle Belediye ve tellâllye resimleriyle vakıf Icaresl ve tavi* bedeli tutan borçluya. İhale pulu bedeli ve tapu harçları, alıcıya aittir. Arttırma şartnameleri 24-10-950 tarihinden itibaren tetkik etmek Istiyenlere Sandık Hukuk İşleri Sen’is in de açık bulundurulacaktır.
Tapu Sicil kaydı ve sair lüzumlu İzahat da şartnamelerde ve takip dosyasında vardır. Birinci arttırma 14-12-950 tarihine tesadüf den perşembe günü Cağaloğlunda kâin sandığımızda saat 10 dan 12 ye kadar yapılacaktır. Muvakkat ihale yapılması için teklif edilen bedelin tercihan ödenmesi İcabeden gayrimenkul mükellefiyetiyle »andık alacağını tamamen geçmiş olması şarttır. Aksi takdirde son arttıranın taahhüdü baki kalmak şartlyle 29-12-050 tarihine müsadif Cuma günü aynı mahalde ve aynı saatle son arttırması yapılacaktır. Bu arttırmada gayrimenkul en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır. Haklan Tapu Sicilleriyle sabit olmıyan alâkadarlar ve ir-tlfak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususiyle faiz ve masarife dair İddialarını İlân tarihinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müfibitelerlyle beraber Sandığımıza bildirmeleri lâzım, dır. Bu suretle haklarını bildirmemiş olanlarla haklan tapu sicilleriyle soblt olmayanlar »atış bedelinin rlç kalırlar. Daha fazla malûmat almak dosya No. siyle Sandığımız Hukuk İşleri etmeleri lüzumu İlân olunur. (14251)
TAKSİMDE KURULMUŞ VE EN GÜZEL İLÂNLARI İSTANBUL
İstanbul Deniz Komutanlığından: ,
Komutanlığımızda mevcut fennî şartnamesine göre 95-105 hamule tonunda bir adet yük teknesi »atın alınacaktır.
Satmaya Ifltckll olacakların evsaf fiyat ve teslim müddetleri hakkındakl tekliflerini on geç 30 ekim 1950 tarihine kadar komutanlığımıza vermeleri. (13944)
D
Y
0
L
A
R
yazılı 90, 90/1, 90/2 kapı ve 11
(5.000) beş bin (ikinci de yazılı gayrimenkul İçin de (1.600) bin
ANKARA ı
7.28 Açılış ve program. — 7.30 M. S, Ayan, — 7 31 Marşlar (pl.). — 7.45 Haberler. — 8 00 Saz eser-leri-şarkılnr (pl.). — 8.15 Tangolar (pl.). — 8 25 Günün programı ve hnv( raporu. — 8.30 Bale müzikleri (pl ). — 9.00 Kapanış.
12 28 Açılış ve program. — 12,30 M. 8. Ayarı. — 12.30 Şarkılar. — 13.00 Haberler. — 13 15 Keman loloları (pl.). — 13.30 öğle gazeteni. — 13.45 Hafif şarkılar (pl.). — 14.00 Hava raporu, akşam programı ve kapanış,
17 58 Açılış ve program. — 18.00 M. 8. Ayan. — 18.00 inceeaz (BultanlyegAh Faslı). — 18 45 Polkncı-lar (p| ). — 10 00 M. 8. Ayarı ve haberler, — 10 15 Tarihten bir yaprak, — 19 20 Yurtlan Sesler (İdare eden: Muzaffer Sarısözen), — 10.45 Radyo ile Ingilla-ce. — 20.00 (Jvortürlor (pl.). — 20 15 Radyo gazetesi. — 20.30 fecrbeat fiaat. — 20.35 3emal, divan ve koşmalar. — 20,50 Bağlama Takımından oyun havalan. — 21.00 Konuşma. — 21.50 Dana müzikler! (pl ). *- 21.45 Şatlık naatl. — 22.00 Müslkaeverin saati. —* 22,45 M. S. A. ve haberler. — 23 00 Program ve kapanış.
İMTANBUr ı ♦
12.57 Açılış ve Programlar. — 13 00 Haberler. — 13 15 öğle Koneerl (pl ), — 13.45 Şarkılar. — 14 20 Serbeet eaat — 14.30 garkı ve türküler (plj. — 14-45
Tex Beneke Orkestrasından dana müziftl (pl,). — 15 00 Programlar ve kapanış.
17.57 Açılış ve programlar. — 18OO Dan» müıl-ftl. — 18,30 Türküler Geçidi. — 10 00 Haberler. — 19.15 Kısa şehir haberleri. — 19 20 Küçük Orkestradan moiodiler. — 19.40 Radyo Klâsik Türk Musikisi Birliği Konseri. — 20.15 Radyo gazetesi. — 20.30 Tşd Stcele Orkestranındım dam mUzlgi (pl.). — 20.45 Snml Tolcer ve Arkadaşlarından şarkılar. — 21.15 Viyana Çocuk Korosundan şarkılar (pl.). — 21 30 Fasıl Heyeti Konseri. — 22,10 İstanbul Saraylarını Geziyoruz. — 22.20 Oda müziği. — 22.45 Haberler. — 23.00 Dana müziği (pl.). — 23.30 Programlar vo kapanış.
LONDRA ı
6.45 Romantik müzik (45 daklkn) (31.55 m.). — I 7.00 MUzllc Resmlgeçldl (1 saat) (19.85 m.). — 0.301 Beetoven'ln 1 No. lu Piyano Konçertonu (1 saatli (10.85 m.). — 10.30 Hatırlıyor musunuz? (15 dakika) I (19 85 m.). — 11.80 Ö. B, C. Hafif Orkestrası (45 da-1 klka) (19 85 m ). — 12.30 Dinleyici istrklcri-KlAKİh müzik (30 dakika) (16 84 m ). — 14 15 Nancy Wolr I piyanoda (15 dakika) (16.84 m ), — 15.30 B. B, C Varyete Orkestrası (30 da kıla») (16,84 m). — 18 181 Dinleyici istekleri (43 dakika) (16.84 nı ). — 23.00 1 Dinleyici lsteklerl-Haflf müzik (15 dakika) (31.55 m..) I
FRANSIZ PROFESYONEL BOKS MAÇLARI Tertip Komitesinden :
21 Ekim cumartesi akşamı yapılacak üçüncü son karşılaşmanın biletleri, bugün saat 10 dan İtiburen Ankara caddesi Türkiye Eczanesinde, Beyoğlu ve Galata Vagonli gişelerinde, Osmanbcyde Osman Güzel mağazasında satışa çıkarılmıştır. Müsabaka günü Spor Sarayı gişolerinde «atışa devam olunacaktır. Sayın halka ilân olunur.
■ .......... MECBURÎ SATIŞ __
Edlmeknpı asfalt kilise raddesi üzerinde tramvaya İki ıLıklka
Güze! manzaralı, yeni, iki buçuk müstakil kat Ayda 200 lira net iratlı apartman mecbur! 18.500* ı liraya satılıktır.
17 den 19 a kadar 26588 numaralı telefona müracaat-
paylaşmasından ha-iatlyenlerin 47/960 Scrvblno müracaat
Sa\ fa
YENİ İSTANBUL
19 EklrA J8B0
. BOL KOPÜKLÜ-NEFİS KOKULU •
PURO
TUVALET SABUNU
■
ÇOCUĞUNUZUN SÜT ANNESİDİR.
SATILIK - KİRALIK
Harbiyeye 5 dakika mesabede Yenişehir asfaltında, altında 4 ayrı dükkâna tefrik olunur şekilde yapılmış, garaj, atelye, İmalâthaneye elverişli, Üstünde 4 oda bir hol, banyo vesaire, betonarme: boş teslim, yüzde kırk borçlu bina.
Telefon: 29266 ve 84777 ye müracaat.
AÇIK EKSİLTME ILÂNl_
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Satmalma Komisyonu Başkanlığından :
1 — Tarabyada yeniden yapılacak polis karakolu İnşaatı açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
Keşif bedeli 14987 lira 59 kuruştur.
Eksiltme 30.10.1950 tarihinde pazartesi günü saAt 15 te İstanbul Emniyet Müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu işe ak evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme, bayındırlık İşleri genel, hususî ve fennî şartnameleri, proje, keşif hulâ-saslyle buna müteferrı diğer evrak Emniyet Müdürlüğü Hesap ve Levazım Şubesi Müdürlüğü kaleminde görülecektir.
8 — Eksiltmeye İştirak etmek isteyenlerin 1124 lira 69 kuruşluk muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve 1950 yılında ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hamil olması, eksiltme gününden “tatil günleri hariç*’ 3 gün evvel vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası siması ve yukarıda 2 nel maddede yazılı evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yazılı kayda göre kabul ettiğine dair imzalaması şarttır. (13891)
KIYMETLİ BİR MÜŞAHEDE
Amerikanın meşhur Rockfeller Enstitüsü timi Araştırmalar Konseyi tarafından neşredilen bir bültende, petrol kuyularında çalışanların saçlarını gayet İyi muhafaza ettikleri müşahede e-dilmiştir. Aynı bültende belirtildiğine göre, BENZİNE DE PETROL maddesinin saçların dökülmesine mâni olduğu tcsblt edilmiştir. Bu maddeyi hav! yegâne müstahzar
PETROL NİZAM
dır. Saç dökülmesi ve kepeklenmesine karşı harika ilâç PETROL NİZAM tedavisine derhal başlayınız. Bütün eczahanelerde ve lüks parfümeri mağazalarında bulunur.
Meşhur Viyanah Caz Piyanisti
1 G N A Z Z t Y A K ın her gece neşeli caz parçalarını
ÇINAR’da
dinlivebilirsiniz
YEŞİLKÖY -ÇINAR
Telefon : 18 - 2
Bulunduğunuz mahalde elektr’k ceryanı bulunmadığına üzülmeyiniz lngıltercnın muazzam M l’ L L ARD fabrikaları sızı düşünmüştür Gördüğünüz MBS 147 model 6 lambalı Mullard radyosu, ccnanlı rad\o gibi» gaver net ve tabu sesıle, en modern şehirlerde yaşayan imanların duydukları zevkten sızı de mahrum etmez
Mullsrd radyoları, her aile yuvasının şenlik ve saadet kaynağıdır
o
Mullard
İNGİLİZ
RADYOLARI^
TÜrkJy» Genel AcenlftıŞı ŞAFAK TİCARET AO-•en*H mT«Hanesı *«05131 mum. fi* Ofiiv Mân Re > o-istirsui fttyıi a e t « w r (1»1 nuı 2O’ûi. - 0 k (.4.®
fMulhrd
M1
W
Hurda Demir satılacaktır
Ereğli Kömürleri İşletmesi
Genel Müdürlüğünden :
işletmemiz merkez ve bölge ambarlarında mevcut takriben 2400 ton hurda demir satılacaktır.
Bu hususta hazırlanan şartname:
Zonguldakta: Ereğli Kömürleri işletmesi Ticaret Müdürlüğünden,
Ankarada ; Etibank Genel Müdürlüğünden, tstanbulda : Etibank İstanbul Şubesi Müdürlüğünden, alınabilir.
Satış, kapalı zarf usuliyle 8.11.1950 tarihine rastlayan çarşamba günü saat 16 da E.Kİ. Ticaret Müdürlüğünde yapılacaktır.
İsteklilerin teklif ve teminatlarını havi zarflarını ihale günü en geç saat 15 e kadar İşletme Başsekreterllğine tevdi etmiş olmaları lâzımdır.
Postada vukubulacak gecikmelerle madenî para île mühürlenmiş zarflar nazan itibare alınmaz.
İşletme idaresi satışı yapıp yapmamakta serbesttir.
(14178)
BULMAC
Soldan nnfca:
1 — Bir cine şekerli ve unlu mad-4e aatıcıaı. 2 — Avuç içi; Masaj yaptır. 3 — Rlyaze- avı; Tersi hayvan yuvası. 4 — Sondaki harisiz ayak direme: Tersi devamlılık 5— Atriz çocukların baş parmağını burnuna götürüp söyledikleri; Tersi İami bir. a — Buutlardan: Teemmülden sonra verilir 7 — Avrupa-da Dir nehir; Nefı edatı. 8 — Gemi azıya alan; Eski harflerden birinin okunuşu. 9 — Hayvan ayakkabısı; Kategori. 10 — Gösteren (iki kelime).
Yukarıdan tnngt!
1 — Belirti veya ip ucu; Birdenbire 2 — Gözlerin* açan; Terfii müstesna. 3 — Petrol mıntakamız Memleket. 4 — Şefkat anlamına bil kadın lam I. 5 — Arızalı; Mektup. 6 — îva (aynen»; Tersi şafak 7 — Bordo bordoya gelen; Bir harfin okunuşu. 8 — Yabancı; Bir moyva 9 — İngiltere dominyonu (asli ım-lâslyle); Tersi bir göz rengi. 10 — Rağbet gösteren (iki kelime L
EVVELKİ Gt’NKC Bl’LMACAMh HALLİ
Soldan
1 — Sahi talebe. 2 — İkaz; Rezil 3 — Hazır; Til. 4 — Al. Lâmelil
6 — Yasemin; Re. 6 — Ena: Besi
7 — Teni; Aşına. 8 — Ehil ol; Tek 9 — Tâyin; Lime. 10 — Leke; Taka.
Yukarıdan neağı:
1 — Sirayet et. 2 — Akılûnc hsl 3 — Haz; Saniye. 4 — İzale; îlik 6 — HA mi; O ne. fi — Ar. Misal. T— Elenen; La. 8 — Ezil; Bitik. 9 — Bitir; Nema 10 — El; Felâket.
Eminönü 3 üncü Sulh Hukuk Yargıçlığından:
1950/272
Murisleri Sabri Yücelerden lntikalen, varisleri Perihan. Mustafa. Kıymet. Remziye vesaire aralarında taksimi kabil olmamasından bilmüzayede satılarak şûyunun İzalesine karar verilen;
1 — Enünönü Mimar Kemal Mahallesi Nişancı Bostan sokağında eski 20, yeni 51 kapı, 190 pafta, 747 ada. 7 parsel, 104 sahifede kayıtlı 83 metre miktarlı ve bilirkişi raporuna göre ceman 6 oda, 2 taşlık, 2 sofa, 2 helâ, 2 kömürlük. 1 gusülhane ve 1 mutfağı bulunan (16 000) lira değerinde elektrik ve terkos tesisatı mevcut bahçeli ahşap evin tamamı ile yine Üsküdar Icadi-ye mahallesinin eski Tensof, yeni Maruf sokağında en eski 13, eski 21, yeni 23 kapı, cilt 55, sahife 67 de kayıtlı 47.5 metrekare mesahasında İki katlı ceman 4 oda, 1 mutfak, 1 helâsı mevcut (9265) lira değerinde ahşap evin tamamı hali hazır durumlarına göre icra İflâs Kanunu hükümleri dairesinde satılacaktır.
’ A — 51 kapı No.lu gayrimenkulun birinci açık arttırması
9 11.1950 perşembe saat 11 den 12 ye, yüzde 75 ini bulmadığı takdirde ikinci arttırması 20.11.1950 pazartesi saat 14 ten 15 e;
R — 21 kapı No.lu gayrimenkulun birinci açık arttırması
10 11 1950 cuma saat 14 ten 15 e, yüzde 75 ini bulmadığı takdirde ikinci arttırması 21.11.1950 salı saat 11 den 12 ye kadar İcra edilecek olan bu gayrimenkullere verilecek pey tahmin edilen kıymetin yüzde 75 ini bulduğu takdirde en çok arttırana, bulmadığı takdirde cn çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartiyle müzayede 10 gün daha uzatılacak ve birinci, ikinci müzayedeleri İstanbul Defterdarlığı karşısında Eminönü 3 üncü Sulh Hukuk Kaleminde icra edilecektir.
İkinci müzayedede en çok arttıran üzerine ihale edilecek olan bu gayrimenkullerin müzayedelerine iştirak edecek taliplerin yüzde 7.5 teminat akçesini yatırmaları veya milli bir bankanın teminat mektubunu getirmeleri lâzımdır.
İpotek sahibi alacaklılarla irtifak hAkkı sahiplerinin bu gayrimenkullar üzerindeki haklarını ve hususiyle faiz ve masrafa dair olan İddialarını işbu ilân tarihinden itibaren 15 gün içinde satış memurluğuna bildirmeleri, aksi halde hakları tapu siciliyle sabit olmadıkça bedellerinin paylaştırılmasından hariç tutulacaklardır.
Gayrimenkullerin müterakim vergileri ve kanunî harçları hissedarlara, ihale, damga pulu, tellâliye, 20 senelik taviz bedeliyle tapu harçları alıcılara aittir. •
Fazla izahat Istiyenlerin her gün saat 9 dan 12 de kadar 1950/272 dosya No.siyle Başkâtipliğe müracaatları ilân olunur. (14214)
4 saat ara ile günde 3 kaşe alınabilir
Millî Eğitim Bakanlığından:
1 — Kendi paralarlyle yabancı memleketlerde öğrenim, doktora, uzmanlık yapmak isteyenlerin Ankarada Yüksek öğretim Genel Müdürlüğünden İstanbul ve İzmlrde Millî Eğitim Müdürlüklerinden alacaktan dilekçe örneklerini doldurarak, diğer 111er-dekllerln ise durumlarını açıklayan birer dilekçe İle 16 ekim 1950 tarihinden itibaren 6 kasım 1950 pazartesi günü akşamına kadar Bakanlığa başvurmalan-
2 — Ingiltere, Amerika ve İsvlçreye gitmek isteyenlerin dilekçelerine bu memleketlerde öğrenim, doktora veya uzmanlık yapacağı kurıımlardan getirecekleri kabul kâğıtlarının aslını ve türkçeye tercüme edilmiş noterlikçe veya resmî makamca onamlı bir örneğini Bakanlığa göndermeleri.
3 — öğrenim maksadiyle yabancı memleketlere gitmek üze-
re bu tarihe kadar Bakanlığa başvurup da her ne sebeple olursa olsun dileği yerine getirilmemiş olanların da 16 ekim - 6 kasım tarihleri arasında yeniden müracaat etmeleri gerektiği İlân olunur. (14126)
ALMAN MAMULÂTI
Harpten evvelkinden daha ustun kalitede, meşhur Güldner DİZEL motorları gelmiştir.
Güldner DİZEL motorları ekonomik sarfiyatı ve emin çalışmaları ile bütün dünyada şöhret kazanan motorlardır.
.-yv kİ -•$’
n
nkara Valiliğinden
1 — Bayındırlık Bakanlığınca 1 İnci ve 2 nel derecede ehliyetli yapı kalfası yetiştirmek maksadiyle (yapı kalfalığı) Ankarada 3 üncü kursu 1 aralık 1950 cuma günü Samanpazarında istiklâl İlkokulunda açılacaktır.
2 — Kursa öğrenci kayıt ve kabulüne 10 kasım 1950 cuma günü başlanacak 30 kastın 1950 gününe kadar devam edecektir.
3 — Kursa iştirak etmek isteyenlerden aşağıdaki şartlar aranılacaktır:
a) Türkiye Cumhuriyeti tebaasından olmak,
b) 18 yaşım bitirmiş bulunmak,
c) Ahlâkı düzgün olmak,
d) En az 3 yıl mütemadi olarak dülger veya duvarcı ustası veyahut kalfa olarak çalışmış bulunmak,
e) En az İlkokul mezunu olmak.
f) Evvelce tedrisatına devam edip ikinci derecede ehliyetli kalfa diploması almağa muvaffak olamadığı kursların adedi İkiden ziyado olmamak.
4 — Kurs hakkında malûmat almak ve kayıt kabullerini yap-
tırmak isteyenlerin 10 kasım 1950 tarihinden 30 kasım 1950 tarihine kadar Bayındırlık Müdürlüğünde kurs İdare memurluğuna pazartesi, çarşamba, cuma günleri saat 15 ten 18 e kadar müracaat etmeleri ilân olunur. (13916)
PİYANO ile RİTMİK DANS ve BALE Çocuk ve bayanlar için Ritmik Dans ve Jimnastik hususi kursları başlamıştır.
Tangnltı, Saksı Sokak 19-1
Telefoû : 81970
FAYDALI
İLANLAR
YENİ İSTANBUL dadır.
DEMING
CINCINNATI
LINCOLN
ALCON
MECHANAIR
SAFİR
GENEL TİCARET TA.S
Ga 'o^o voyvccfo cad îoks/m
T* irfan : 4/460 relorof SAOP. fa fontu/ Te^
r^1 • |
1
Sayman Aranıyor
Bayındır Belediyesinden :
40 lira aslî maaşlı Belediyemiz mesul saymanlığı açıktır, isteklilerin tercüme! hal ve bonservisleriyle müracaatları. 14158
l
KERVANSARAY
'ıh
İORGULESKU tarafından İdare edilecektir.
Dekorasyonları
Yük. Mimar
KADRİ EROĞAN
tarafından hazır-lanmaktadır.
TEKEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İLÂNLARI
Malzeme
Cinsi şişesi
25 ellik rakı
50 ••
100 M H n
n
hm Şubesinden
Miktarı
Adet
4.370.000
1.950.000
1.200.000
Güvenme paracı
Lira
49163
43875
40500
1 — Yukarıda cins ve miktarı yazılı rakı şişelen pazarlıklı satın alınacaktır.
2 — Pazarlık, 24.10.1950 salı günü saat 10 da Kabataşta Genel Müdürlük Alım Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartnameler her gün sözü geçen komisyonda görülebilir.
4 — isteklilerin belirli gün ve saatte hizalarında gösterilen güvenme paralan ve kanun! vesikalariyle birlikte mezkûr komisyona müracaatları ilân olunur. Her ölçüdeki şişelerin tamamı verilemediği takdirde verilebilecek miktarlar üzerinden yapılacak teklifler de nazarı İtibara alınabilir. Bu takdirde her ölçünün tamamı İçin hesaplanmış olan yukarıda yazılı ilk teminat miktarı her ölçüden verilecek şişe miktarına göre hesaplanır.
5 — idare kısmen veya tamamen ihale edip etmemekte veya kısım kısım, ayrı ayrı taliplere İhale etmekte serbesttir. (11181)
Comments (0)