Masa lâmbaları, duvar ve tavan abajurları bnfll eden tngllterenln en büyük fabrikalarından biri olan
WAiTE & SON LTD.
Müessesesl Türkiye için sİ par L# kabulün* banladığını müşterilerimize memnuniyetle bildiririz.
Türkly* umumi vekili: Erik» Koli eki If Ştl.
U. S. A
İLER TÜRLÜ ELEKTRİK TESİSATI, Sanayi tesisat, m akimlar, Elektrik cihazları, ve malzemesi.. KOÇ TİCARET T. A. Ş. Ankara - İstanbul
Sene 27 — No, 9549 — Flatl her yerde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 19 Mayıs 1945
Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Cumhur Başkanının mühim nutku
İsmet İnönü diyor ki:
Millet idaresi demokrasi yolundaki gelişmesinde devam edecek
Türk Milleti İkinciCihan harbinde temiz, başarılı bir imtihan geçirdi
Bu yıl bayram, ufukları karartan bulutların dağıldığını gördüğümüz günlerde geldi
Trieste’nin federal Yugoslavya kadrosunda muhtariyeti ilân olundu Bu karan, Trieste’deki Yugoslav
Müessisan meclisi verdi
Ankara İS (Telefonla) — 19 Mayız Gençlik Bayramı yurdun her tarafında olduğu gibi, bugün şehrimizde d* parlak tezahüratla kuttandı. Büyük geçit resminin yapılacağı 19 Mayı* Stadyumu çok kalabalıktı. Saat, on da Cumhur Başkanı İsmet İnönü, halkın ve sahayı dolduran sporcu ve mekteplilerin alkışları arasında stadyuma geldi. Yanında sayın refikaları bayan Mevhibe İnönü, Meclis Reisi. Başbakan ve Bakanlar vardı. İsmet İnönü, halkı şelâmhyarak şeref tribününde yer aldılar. İstiklâl marşından sonra geçit resmi başladı ve pek parlak oldıl. Geçit resminde bütün Ankara okulları, Harbiye ve Yedek subay okulları. Jandarma muhafız taburu ve spor kulüpleri Iştlrâk ettiler.
Geçit resmi bittikten sonra Milli Eğitim Bakanı B. Haşan Âli Yücel, gençlere hltabederek. 18 Mayıs'ın Önemini belirttikten sonra Ataîürk-
Cumhurbaşkanı nutuk söylerken ,
Tito, Müttefiklerin notasına hâlâ cevap vermedi
ten bahsetmiş ve: «Milli mücadele] kahramanı Mustafa Kemafi, Ebedi Çef Atatürk'ü, aziz bir hayal, sönmez bir hakikat olarak aramızda yaşar,1 dolaşır, gezer, görürüz. Biz onunla beraber, ondan ayrılmamış haldeyiz, ölüm, elimizden alabilir, fakat hiçbir kuvvet bizi Atatürk'ten ayıramaz. Tarihte üst üste iki büyük adem, milletlere pek az naslbolmuştur. Biz, bu nasibe ermiş bulunuyoruz. Bu son altı yılda memleketimizi türlü türlü badirelerden sıyıran, kurtaran sevgili Şefimiz, ve Başbuğumuz
İnönü’ye fer ? ve kütlece duyduğumuz minnetlerin mânasını, milli tali-himlzln bu tecellisinde aramalıyız .»
B. Haşan Âli Yücel, nutkunu şuj sözlerle bitirmiştir: « Size güveniyoruz1 sevgili Türk çocuklar-, kavramınız kutlu olsun.»
Stadyumu dolduran gcuçıer. Cumhur Başkanı İsmet İnönü'nü üç defa «Yaşa, yaşa, yaşa» diye bağırarak se-lâmlamışlardır. O sırada sınır toprağını getiren atletler, stada girmişler ve bu mukaddes emaneti Cumhur Başkanına sunmuşlardır. Cumhur Başkanı sınır toprağını aldıktan sonra nutkunu söylemişlerdir.
Ankara 10 (AA.ı — 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı miinasebitlle Cumhur Başkanı İsmet İnönü bugün 19 Mayıs stadyumunda Türk gençliğine şu hitabede bulunmuştur:
Türk gençleri:
Bugün sizinle toplanırken, bir daha. en güzel bayramımızı yapıyoruz. Vatanın her bucağında yaşlılar, yeni nesillerimizin ümltle dolu neşeleri İçinde, vatanın ferah ve gürbüz geleneğini görüyorlar. Temiz yüreklerinizin pervasız coşkunlukları İle, yorulmuş gözlere fer ve yıpranmış ifadelere taze can veriyorsunuz. Bayramınız, en kıymetli gflaıümüzdür.
Ufku karartan bulutlar dağıldı
Bu yıl bayram, ufukları karartan bulutların dağıldığını gördüğümüz tünlerin İçinde geldi, İnsanlığın babına belâ kesilen ters anlayışlı kimselerin zulmünden kurtuluş, bütün 4nsanlifc için büyük bir başarıdır. Masum in-.-n kütlelerinin yeniden fikir ve ahlâk İstibdatlarına uğrama-malan için herkes ve her millet tedbirler aramakla meşguldürler. Eğer milletler yakın senelerde geçirdiğimiz felâketlerden der* alacak bir seviyeye Erişmişlerse, gelecek için milletleri bir pirleriyle İyi geçinir cemiyetler haline getirmenin çaresini bulacaklardır, insanların ve milletlerin birbirlerinin düşüncelerine ve varlıklarına saygı v* hoş görme duyguları göstermeleri bulunacak başlıca çaredir. Bunu görüp kabul edecek kadar bugünkü cemiyetler İlerlemiş iseler, geçmiş felâketler istifadeslz kalmıyacakUr.
(Arkası sahlfe 2 sütun 5 te)
Gençlik bayramı
Gençlik bayramı, Fenerbahçe ve Şeref statlarında parlak merasimle kutlandı
Ebedi Şef Atatürk, yurdu, düşman İstilâsından kurtarmak İçin 2(5 yıl evvel bugün samsuna ayak basmış, milli kurtuluş savaşına başlamıştı. Bu mutlu gün, yurdun her tarafında olduğu gibi, İstanbulda da coşkun tezahüratla kutlanmaktadır. Halk ve mektepliler, kutlama törenlerinin yapılacağı Fenerbahçe ve Şeref statlarına, sabahın pek erken saatlerinde akın akın gitmeğe başlamıştı. Tramvaylar, Kadıköy'e giden vapurlar, merasime Iştlrâk ve şenlikleri seyretmeğe giden mektepliler ve halk İle dolmuştu. Altı bin öğrenci ile yüzlerce sporcu, Şeref ve Fenerbahçe stadyumlarını dolduran binlerce halkın önünde saat 1OJ0 da beden hareketleri yapmışlardır.
Kutlama töreninde Vali ve Belediye Reisi B. Lûtfi Kırdar. komutanlar, Parti başkanı. Milli Eğitim ve Beden Terbiyesi mümessilleri hazır bulunmuşlardır.
Vali, merasimden evvel gençleri teftiş etmiş, sonra kürsüye çıkarak bir nutuk söylemiş, 19 Mayıs Gençlik Bayramının Önemini belirtmiş ve demiştir kİ:
«Aziz yurttaşlarım;
Gür sesleriyle soktuğunuz, metin adımlarlie sarsıldığınız, bilgili ve ahenkli hareketlerlle gururlandığınız çocuklarınıza İnancınız yerlndedlr.
Onların duyuşları Atatürk’ün sesi, onların yürüyüşleri İsmet İnönü'nün İzi, onların bakışları ve gösterişleri de Türkün büyük yarınıdır. Onlar, şeflerinden aldıkları güven ve heyecanla hayata hazırlanıyorlar. Büyükler de onlara bakarak Türk Milletinin engin, sonsuz ve bahtiyar yarınlarına olan İnançlarını ta kalblerlnde bir kere daha duyuyorlar.
İşle bunun içindir kİ. her 19 Mayıs Gençlik Bayramı onların; onlar da bizimdir; diyoruz.
Türk çocukları sizin gününüzü öğretmek, 10 Mayıs'ı tanıtmak — benim için — heyecanınızı anlamamak, sizi tanımamak olur. Bu büyük günümüzde 61ze yalnız şunu söylemek İstiyorum;
Çalışmanın sınırı ve ilerlemenin sonu yoktur. Bu yokluğu varlığa ulaştırmak İçin çalışınız v* ileriye, daima llerly* balonu,»
Mütaakıben Atatürk büstüne çe-lenkler konmuj, bundan sonra da sporcular muzlka ile İstiklâl marjım söylerlerken İki öğrenci tarafından direğe bayrak çekilmiştir.
Geçit resminden sonra evvelâ kışların, sonra da erkeklerin büyük bir başarı ile yaptıkları hareketler seyredilmiş t İr.
Şeref stadında. Saat 9.30 da başta kaymakam B. Sabrl Süzerle mahalli komutan olduğu halde diğer ilgililer öğrencileri gözden geçirmişler, bundan sonra Beşiktaş kaymakamı B Sabrl Süzer ve bir öğrenci tarafından günün önemini belirlen birer söylev verilmiştir. Bunu mütaakıp İstiklâl maşı söylenirken direğe bayrak çekilmiş ve resmi geçitten sonra beden hareketlerine geçilmiştir.
Bugün bütün Gençlik kulüpleri bayraklarla donanmış, bir sporcu heyeti, bölge adına en yaşlı sporcuyu ziyaret etmiş, Taksim’le Şehitlik âbidelerine bölge adına çelenkler konulmuştur. Istanbulıın diğer İlçelerinde bayram büyük törenlerle kutlanmıştır.
DEMOKRATLIK VE ESVAP
Tozan: ★★★
Bugün beşinci sahifemizde
DİKKATLERİ
Çala süpürge...
Şu mevsim derdi gene başladı: Sokaklarda çöpçüler süpürgeyi çalıyor, tramvay bckLiycn halkın tozlar genzine doluyor. «Böyle temizlik olmasa daha İsabettir.» diye geçen sene yazmıştık. «Tamim edildiği, bundan sonra yavaş süpürüleceğl» cevabını almıştık, »Dikkat ve nezaketle» den ziyade sokakların »vakti za-manlle» süpürtümeslnln tamim edilmesini dileriz.
Londra 1» (BBC.) - Trieste'deki Yugoslaviar, dün toplanmışlar ve kendilerinin Trleste şehrinin Mliessl-■saıı meclisini teşkil ettiklerini beyan ederek. Trleste şehrinin muhtariyetini ve şehrin Federal Yugoslavya kadrosu içinde bulunduğunu ilân eylemişlerdir.
Toplantıda 1400 kişi bulunmuş
Londra 19 (Radyo) — Yugoslav ı Muhtariyet müessisan meclisi dün Trlestede bir toplantı akdetmiştir. Toplantının akdedlldlğl bina Yugoslav erleri tarafından muhafaza altına alınmıştı. İçeriye giriş, fişlerin dağı-tllmasile sıkı surette kontrol edilmiştir.
Muhabirlerin bildirdiklerine göre, toplantıda 14.00 kişi bulunuyordu. İdareyi eline alan meclis,' bu bölgede İT - 30 yaş arasında bulunan herkesin Yugoslav ordusuna alındığını ilân etmiştir. İzonzo'nun batısında bulunan İtalya nlor bu askerlik hizmetinden kurtulmak için kaçmaktadırlar. Bu bölgedeki iaşe durumu da kötüleşmektedir.
İnglllzlerln kontrolü altında bulunan liman bölgesinde gemiler iaşe maddelerini boşaltmağa devam ediyorlar. Bu kesimde sükûnet hüküm sürmektedlt.
Londra 10 (Radyo) — Faşist aleyhtarı İtalyan - Slovak komitesi Trieste’nin idaresini eline almıştır. Amerikan, İngtUz ve Sovyet askeri heyetleri hazır bulunmuşlardır,
Bir Yugoslav gazetesinin şiddetli makalesi
Trleste 18 (A.A.) — Reuter’ln özel muhabiri bildiriyor; Trleste'de Yugoslav İşgal kuvvetlerinin organı olarak çıkmakta olan tek İtalyanca gazete şunları yazmaktadır:
«Yugoslaviar Trleste’yl savaşsız veremezler.»
«Trleste bir kaledir ve mürteci emperyalizmin elinden alınarak hakikaten demokrat yeni bir dünyanın Heri karakolu haline getirilmiştir. Milletlerimizin Trleste’yl alan birleşmiş kuvvetleri onu kime karşı olursa olsun, müdafaa edeceklerdir.»
Amerikan basını Müttefik talebini destekliyor
Nevyorlc 19 (A.A.ı —■ Amerikan basını, mareşal Tito'nun İstlrya ve Trl-este’dekl kıtalarını çekmesi hususunda Birleşik Amerika ve İngiltere hükümetleri tarafından yapılan talebi desteklemeğe devam etmektedir.
Detrolt Free Press gazetesi, İstlrya-nın geçen harbden sonra Avusturya-dan alınarak İtalyaya verilmiş olduğunu belirtmekte ve şunları yazmaktadır:
«şimdi İstirya halkı İtaiyandır. Bu bölge. Müttefiklere teslim olan İtalya'ya dahil bulunmaktadır. Üç devletin Avrupada kurtarılan topraklar hakkında müşterek harekette bulunmaları Yalta'da kararlaştırılmıştı. Tl-to’nun İstlryn'ya girmek ve orada kendi hükümetini kurmak hakkı, diğer alâkalı memleketler bu husustaki görüşlerini evvelinden ifade etmedikçe kabul edilemez. Bu kabil arazi meseleleri barış konferansına bırakılmalıdır.»
Salnt Louls Mlssourl gazetesi de, mareşal Tito'nun, Triesteyl ele geçirmek hususunda hiçbir mânevi hakka malik olmadığını, Amerikan vo İngiliz hükümetleri tarafından yapılan müdahalenin yerinde olduğunu yazmakta ve şunları İlâve etmektedir:
«Bu mesele, kibirli bir askeri iddia ile halledilemez, bu harb, bu kabil hareketlerin bir daha tekrarlanmasını önlemek İçin yapılmıştır. Trleste meselesi, bariş konferansına alt bir meseledir.»
Konferans mesaisi hızlandırılacak
B. STETTİNİUS 4 KOMİTE REİSİMİ İÇTİMflfl ÇAĞIRDI İngiliz Başbakan muavini Attlee, zorluklara rağmen neticeden iyimser görünüyor
Londra 19 (Radyo) — Amerika Dışişleri Bakanı M. Stettl-nlus 4 konıisyojıun reislerini bir toplantıya çuŞrmşıtır, Güdülen hedef, konierans görüşmelerine bir hız vermektir.
Eden kabineye raporu verdi
Londra 19 (Radyo) — M. Eden dün San Francisco konferansı görüşmeleri hakkında tafsilâtlı bir rapor vermiştir,
B Eden, B, Molotof ve Amerika Dışişleri Bakan muavini M. Grew ile yapmış olduğu görüşmelere ait raporu da tevdi etmiştir.
Attlee’nin beyanatı
Londra 19 (Radyo) — San Francisco'dan memlekete avdet etmiş olan Başbakan muavini ve işçi partisi reisi M. Clement Attlee dün akşam radyoda bir nutuk söylemiş ve demiştir kİ:
»Davet eden hükümetler, Sovyet Rusya, İngiltere, Amerika ve Çin Oaks programına yapılan
bütün takrirler üz?rinde anlaşma hasıl olmuştur.
Emniyet konseyi meselesine gelince, bu hususta ileri sürülen esas nokta konseyin tecavüze karşı gelebilmesi için emrine âmade bulunan bir kuvveti olmasıdır. Dünyayı yeni bir harbden korumak İçin İngiltere lâzım gelen fedakârlıklara katlanmalıdır.
Güçlükler elde etmiş o düğümüz iyi neticeler yanında küçük kalmaktadır. Aradaki anlaşmaz lıklann başındaki tesiri geniş oluyor Halbuki karşılaşılan güçlüklerin hepsi de hukuk saha* sındadır. Meselâ reis seçimi meselesi, Beyaz Rusya i'e Ukrayna ve Arjantin İle Polonya meseleleri.
Bu son meselenin güç olmadığı iddia edilemez. Bu, konferans görüşmeleri üzerinde bir gölge do! aştı rmak tadır.
Fakat şundan da eminim kİ, sulhsever memleketler harbi kanun harici İlân edebilirler.» •
Giinîer Geçerken
Masal sağnağı
Hitler hakkindaki geçmişine dair haberler bir sağnak halinde ajanslardan, radyolardan, gazetelerden tepemize iniyor. Görünüşe bakılırsa yıllarca sürecek, yıllarca masal, .martaval, saçma sapan bir sürü yalan, fili yuttu bir yılan, neler dinllyeçe-giz. Bire bin katacaklar, habbeyi kubbe, pireyi deve, arıyı uçak, saman çöpünü denizaltı yapacaklar, ne palavralar atacaklar. Şimdiden paçalar sıvandı: Berchtesgaden ininde asansör teknik bir sebeple bozulmuş da Führer. iki saat boşlukta asılı kalmış... mareşal Ronunel'e iki general göndermiş de — kırk satır mı istersin, kırk katır mı yerine — «şu zehirli hapı mı yutarsın, halk mahkemesini mi boylarsın? > dedirtmiş... kendinden yirmi ya? bil. yük bir fotoğrafçı yamağı kartaloşa abayı yakmış da evlenmeğe kalkışmış... sefere çıktığı vakit yanında kafataslan götürür, iki metre boyunda yılanlar taşırmış... beynini ve kafasını muayeneden geçirtip tam 130 sahifelik. rapor hazırlatmış... Daha neler de neler, o da yalaıı, bu da yalan ne efsaneler!
Üçüncü dünya harbi söylentisi keyfimi bozmasa ben de nit-ler üzerine bir kaç düzüne masa başı hikâyesi uydururdum. Bu harb çıkmaz da eski Führer veni gürültü arasında unutulmazsa okuyacaklarımız gerçekten hesabı aşacaktır. Perçeminde kaç tel saç bulunduğundan tutunuz dişlerinden kaç tanesinin dolgulu olduğuna kadar... Bir zamanlar yalnız öz yurdunda, istilâ bölgelerinde değil, hudut ülkelerinde bile muharrirler .«delidir, bir halteder. aklına eser, düdüklü bombalarım başımıza serper diye «perçem» kelimesini yazmaktan ürküyoriar, tam mânasile «zülfü yâr» e dokunmasından korkuyorladı. Şimdi o bağlı dillerin çözüldüğü lâklâkıyat devrindeyiz. Asıl mesele şudur: Gerçek Dilleri, bütiiıı o yalanlardan ve uydurmalardan sıyrılmış öz çehresile ne vakit görmek mümkün olacak?
Aradan bir asra yakın zaman geçtiği ve lehte, aleyhte Öldürttüğü ıı ıhı m sayısınca eser çıktığı halde NapoTfon henüz bir »sır» dır. Sırra kadem basan Mitlerin öyle olması İse daha tabiidir.
Refik Halici Karay

« R S A' M
F« hlfe 2
j-HAFTA SONU NOTLARI-
Üçüncü dünya harbi
ut ödem istilâcı İnsanların ba-■â’A. şında Nailler geliyorsa istilâcı hayvanların başında da eskiden bert çekirgeler gelir. Hatta bunlar galiba istilâcılıkta Nailleri de geçerler. Nitekim harbin ilk senelerinde, yani demokrasilerin henüz bütün kuvvetlerin! toplayamadıkları günlerde Ronunel'lo istilâ edemediği Mısır’ı geçen hafta, yani demokrasilerin en kunvetll günlerinde çekirgeler baştanbaşa istilâ etmiştir. Hitler hayatta olsaydı Mihvere MusSOllnl'tıin cakalı Faşist taburlarını alacağına çekirge sürülerde işbirliği yapmadığına bir daha yanardı!
Son gelen haberler çekirgelerin Suriye'ye dolmaya başladığını bildiriyor, «Haber» gazetesinden aldığını aşağıdaki satırlar bakın ne kadar bir harb tebliğini andırmaktadır:
.Çekirgelerin Suriye'deki tahribatı hakkındak! haberUrden anlaşıldığına göre, Suriye hükümeti bu müthiş âfet karşısında Suriye'de bulunan Müttefik ordu komutanlıklarına başvurmuştur. Ordu komutanlıkları uçaklardan istifade etmek suretllr birçok ilâçlar kullanarak h' r gün binlerce ton çekirge İmha eiiıielttediricr.»
Dalgın bir adam bu satırları okuduktan sonra İki üç gündür adı sik sik geçmeğe başiıyun üçüncü dünya harbinin başladığına kolaylıkla hükmedebilir. Doğrusu, üçüncü dünya harbi denilen şeyin şu bahsettiğimiz çekirge istilâsından başkp bir şey olmadığını İlân etmek (!e büyük devletler İçin kaçırılır fırsatlardan değildir.

Tramvaylar nasıl ten-hal aşır?
. arb içinde tramvay yolcuları ** artmıştır. Halbuki tramvay İdaresinin sulh zamanında İşettiği araba sayıslle harb İçinde İşlettiği arat » sayısı arasında pek az fark olduğunu yetkili 2allar sıx sık söylemekledirler.
Tramvay ar abaları mı küçüldü, İstanbul halkı mı çoğaldı sualine cevap vermek güçse de tramvay idaresinin tramvayları biraz olsun tenhalaştırmaya çalıştığı boyuna otobüs peşinde kokmasından bellidir.
Tramvay işletmesi mütehassısı olmamakla beraber hayatı bütün zahmetlerini yüklenerek yaşayan bir tanıdığım:
Doenitz hükümeti
Pravda’ya göre Müttefik işgali altında faşist propagandasına devam ediyor
Moskova 19 (AJL) — Pravda gazetesi siyasi muharriri Vlktorov'un bir makalesini neşretmektedir. Muharrir bu makalesinde, Doenitz hükümetinin, Müttefik işgali altında Faşist propagandasına açıkça devam ettiğini yazmaktadır.
Docnite hükümetinin idame ettirilmesi ve Alman subaylarının silâhlanması hususundaki kararın Moskova’da büyük bir hayret- uyandırdığını yazan Vlktorov yazısına şöyle devam etmektedir:
•Doenitz hükümeti gözaltına alınmamıştır. Bu hükûmc-t Müttefikler araşma nifak sokmağa çalışmakta ve Almanya'da iktidar mevkiinde bulunduğunu açıkça iddia etmektedir.
Bundan sonra Vlktorov, Alman Generallerinden beyanat alan Müttefik muhabir ve muharrirlerini tenli id etmek te ve onları çok saflıkla tavsif etmekte ve yazısını şöyle bitirmektedir:
•Faşizm nasıl tahrlbedllmiş İse, Alman Genelkurmayı da öylece tahrl-bedllecektir.n
Dün geceki yangınlar
Dün akşam şehirde muhtelif yangınlar olmuştur:
1 — Galatada Gümrük caddesinde Gümrük Başmüdürlüğü binasının üst katındaki ahşap ve küçük üç odadan birsinde bulunan ve Sümer Bank'a aldolan bazı evrak ve kırpıntı kâğıtlar her nasılsa ateş almış ve bunlar yandığı halde söndürülmüştür.
2 — Gedlkpaşadn Emin Sinan mahallesinde Cami sokağında 11 numaralı evde oturan Kevork, dün gece vernikli su bayası yapmakta iken bir İştial vukua gelmiş vc birdenbire çıtan yangın dört katlı evin yanmasına sebebolmu.ştur.
3 — Paşabahçedü İnclllköydc bir evde oturan bakkal Hüscylnln çırağı Osman, talaşla yumurta pişirmekte iken alevler etrafı sarmış ve ev kısmen yandığı halde söndürülebllmlş-tlr.
— Araba sayısını arttırmakla tramvay yolcusu azalmaz, dedi.
— Peki, nasıl azalır?
— Ayakkabı Hallerini düşürmekle! Çünkü bugün ayakkabı İle yapılan en kısa yolculuk tramvayla yolculuktan daha pahalıdır. Gala-tasaraydnn Harbiyeye kadar yürüyerek giden adam hiç olmazsa elli kuruşluk kundura eskitir. Halbuki tramvay on beş kuruşt-ur. şimdi siz bu adamı Harbiyeye kadar nasıl yürütebilirsiniz? Ayakkabılar boş liraya insin, göreceksiniz tramvaylar ne kadar tenhaioşacakj»
Mütalâa akla yakın olmakla beraber ayakkabı flatlerlni ucuzlatmanın otobüs getirtmekten daha güç olduğunu kabul etmek lâzım-(Ür

Sivrisinekle mücadele
Şehrimizde sıtma İle mücadele başlamıştır. Şimdiye kadar yalnız Kadıköyiinde gördüğümüz sarı renkte sıtma mücadele kutularından birini dün akşam Teşvlkiycde. cami parmaklığına asılmış gördüm.
Sıtma İle mücadelede bu kutuların önemli rolü vardır. Evinizde sivrisinek gördünüz mü derhal kaleme kâğıda sarılır, sıtma mücadele heyetine bir mektup yazarak götürüp kutuya atarsınız. Mektup mücadelecilerin eline geçer geçmez sivrisinek yuvalarını imha edecek silâhlarla mücehhez bir ekip kapınızı çalar, sivrisineği nerede gördüğünüzü öğrendikten sonra evinizin her tarafını ve civarı ar&s-tırtır, sivrisineğin ürediği yeri zehirleyip gider.
Binaenaleyh bu kutuların Kadı-köyünden İstanbula geçtiklerini görmek mücadelenin bu tarafta da başladığına delâlet eder. Yalnız aynı kutulara henüz Şişlide rasla-yamıyorum. Sebebini kimseden sormadım. Öyle sanıyorum kİ bu kutuların henüz Şişil taraflarına konmamasının sebebi o semte daha büyük kutular, hattâ sandıklar gerektiğinin anlaşılmasıdır. Zira Şişlide o kadar sivrisinek vardır kİ mutat boydaki bir kutu yarım saatte mektupla dolar.
Hattâ sivrisinek mücadelesinde Şişlide tatbik edilecek usul tamamen aksi olmalı. Her tarafta halk sivrisinek gördüğü yeri haber veriyorsa ŞlşilUler sivrisinek görmedikleri yeri mücadele heyetine bildirmelidirler. O zaman bu semt de küçük kutularla idare edilebilir.
ŞEVKET RADO
Şüpheli iki ölüm
Savcılık iki hâdisenin tahkikatına el koydu
Savcılık bu sabah şüpheli İki ölüm vakası tahkikatına el koymuştur:
Beyoğlunda şahkolu mahallesinde oturan Hayri, dün geç vakit, Belediye doktoruna müracaat ederek karısı Flrdevs'ln ölü bir çocuk doğurduğunu söylemiş ve gömülmeû için bir defin kâğıdı verilmesini istemiştir.
Belediye doktoru Flrdevs’ln evine kadar gelmiş, Ölü çocuk kendisine gösterilince, yavrunun vücudunda bazı yara ve bereler olduğunu görmüş tür. Belediye doktoru bu vaziyet karşısında defin kâğıdı vermiyerek meseleden savcılığı haberdar etmiş, savcılık da cesedin muayenesini Adliye doktoruna havale etmiştir.
Adliye doktoru B. Kâmil ünsalan da çocuğun cesedini muayene edince Ölümü şüpheli görerek cesedin morga kaldırılmalına lüzum göstermiştir.
İkinci vaka da şudur:
Sulta nah mette kİ Sanatlar Okulu*-□un yatılı talebelerinden 20 yaşlarında Necdet ile arkadaşı Mustafa, dün geç vakit mektebin arka duvarından atlamak suretile çıkıp gitmişler, aradan bir saat kadar geçmeden, Mustafa, Necdetl sırtına almış bir variyette mektebe girmiştir. Mektep idaresi, söz söyliyemlyecek bir halde başından yaralı bulunan çocuğu derhal Cerrahpaşa hastanesine göndermiş, arkadaşının malûmatına müracaat edilince, o da Ahırkapı civarında denize girdiklerini, NecdeUn yüksek bir yerden tepe üstil denize atılınca bu hate geldiğini söylemiştir.
Necdet, gece sabaha karşı hastanede ölmüş, savcılık haberdar edilmiştir. Necdetln ölümü etrafında tahkikata girişilmiş bulunmaktadır.
Yeni malî yıla göre vergilerde değişiklik
Ankara 18 — Bütçe yılının değişmesi dolayıslle vergi kanunlarında yapılan değişiklik tasarısı Büyük Millet Meclisi gündemine alınmıştır. Bu tasarıya göre, kazanç taksitleri haziran ve ekim aylarında alınacak, hayvan ve bina vergileri tahakkuk v( tahsilatında da buna göre değişiklik yapılacaktır.
Toprak kanunu
Meclis 8 maddeyi aynen kabul etti
19 Mayii 1043
Rusyada barış hayatına avdet ediliyor 1,750,000 çocuk yaz kamplarda gönderilecek, üniforma fabrikaları muslin ve diğer kumaşlar yapmağa başladılar
Ankara 18 — Büyük Millet Mec 11-slııin bugunkü toplantısında toprak kanunun maddelerinin müzakeresine halanını;, 1, 4 ve ö inci maddelerin müzakeresi sırasında Millet Vekilleri arasında yine hararetli tartışmalar olmuştur. Bu arada komisyon sözcüsü ve Tarım Bakanı sık kürsüye gelerek mütalâa ve temennilere cevap vermişler, neticede müzakeresi yapılan sekiz madde, üzerlndo hiç bir değişiklik yapılmaksızın aynen kabul edilmiştir. En çok İtiraza uğrıyan madde, kanunun güttüğü lığlıca maksatları anlatan birinci maddenin yeniden çifçlllk yapmak lstlytnlere toprak verileceğine dair kaydı idi, Fakat bu madde üzerinde hiç bir değişiklik yapılmamıştır.
Tarım Bakanının izahatı
8 inci maddcniı? müzakeresinde, kom binaların tasarrufunda olup da boş duran arazinin durumundan bahsedildi, Tanın Bakanı Şevket Raşiü Bati boğlu devlet elindeki arazinin Tarım Bakanlığına muhtelif maksatlar için hasredilen arazi olduğunu, fidanlıklar İle tohum ıslah istasyonlarının, haralar va üretme çlfllklerlnin kendi maksatları üzerinde çalışmak İçin kurulduğunu. Tarım Bakanlığı elinde bu işlere mahsus arazinin bir menfaat temini gayesllc elde tutulmadığını kaydederek şunları söyledi:
— Yalnız açıkça söyllyeylm ki bundan evvel henüz tam teessüs edemedikleri için bazı yerlerde bazı araziyi ortakçıya vermişler. Şimdi bu arazi-1* rln görecekleri İş için lüzumlu kısmı ayrıldıktan sonra, fazlası elde tutulmayacaktır. Düşündüğümüz tarz bu-dur.
Mâliyenin emrindeki arazi de bu tasan kanunlaşınca bize geçecek ve lıvzle tâbi tutulacaktır. Eğer bir yerel, arazi darlığı çekiliyorsa ve topraksız köylü varsa bir devlet işletmesini devlete zarar vermeden başka yere nakletmeyi bile göze alacak ve toprağını dağıtacağız.»
Tarım Bakanının bu izahından sonra 8 İnci madde de reye kondu ve aynen kabul olundu. Vakit geç olduğundan toplantıya son verildi.
Meclis pazartesi güııü toplanacak ve tasarıdaki diğer maddeleri müzakere edecektir.
Kabul edilen 8 maddenin metni
Madde 1 — Bu kanunun giıttuğu başlıca maksatlar şunlardır:
a — Arazisi olmıyan veya yetmi-yeıı çifçllerl veya çlfçlllk yapmak istl-yenleı-1, allelerlle birlikte geçimlerini sağlıyacak vg iş kuvvetlerini değerlendirecek ölçüde araziye sahip kılmak;
b — Kendilerine arazi verilenlerle yeter arazisi bulunup İstihsal vasıtaları eksik olan çirçilerden muhtaç olanlara kuruluş, onarma ve çevirme sermayesi, canlı ve cansız demirbaş vermek;
c — Yurt topraklarının sürekli olarak Lglenınosinl sağlamak.
Madde 2 — Arazide ekim, dikim, bakım ve yetiştirme yollarile nebat, hayvan veya hayvan mahsulleri istihsalinde bulunan veya bu mahsullerin yetiştiricileri tarafından İşlenip değerlendirilmesine «çifçlUkı ve bu işleri devamlı olarak yapanlara da • çifçl» denir.
Madde 3 — Çifçiler tarım teşkilâtının bulunduğu yerlerde tüzükte
ismet İnönü’nün Tarih kurumana cevabı
Ankara 18 (A.A.i — Avrupa’da savaşın sona ermesi dolayıslle Türk Tarih Kurutnunun duyguları, kurumun koruyucu başkanı yüce Milli Şef İnönü’ye Kurum Başkanlığı tarafından arzedilmiş ve Millî Şef aşağıdaki telgraflar İle kurumu taltif etmişlerdir;
Bay Şemseddln Günalt&y
Sivas Millet Vekili ve Türk Tarih Kurumu Başkanı
ANKARA
«Aziz Tarih Kurum unun teşvik eden Vc sovlndlren sözlerine yürekten teşekkür ederim.
Sayın Başkan, dalma dikkatle dinlediğim güzel sözleriniz benim için cok kıymetlidir.»
İSMET İNÖNÜ
Ekmek karneleri kaldırılacak
Ankara 18 — Hububat stokunun çok iyi bir durumda olmasından başka bu yıl rekoltesi de memnuniyet vericidir. Bu sebeple Ticaret Bakanlığı ekmeğin karne İle satılması usulünü yakında kaçıracaktır.
j— • Takvim • —
Cemazlyelâhlr 7 — Hızır 14
I İmsak Güneş öğle İkindi Ak Yatsı
I E 7.10 fl.10 4.47 8.44 12.00 1.53
II V. 3.33 5.39 13.10 17.07 2023 22.15
gösterilerek usul ve şekle göre tutulacak kutüklere kendilerini yazdırmak ve çlfçlllkten vazgeçtiklerinde kayıtlarını sildirmek zorundadırlar. Bu gereği yerine getlrmiyenler bu kanunla çifçiler e tanınan haklardan faydalanamazlar.
4 — Bu kanunda yazılı araziden maksat ormandan başka ola» kik'tür arazisidir. Kültür arazisi çlfllkte kullanılabilen arazidir.
Kültür arazisi; tarla, bağ. bahçe, ağaçlık, çayır ve mer’a çeşitlerine ayrılır.
Tarla arazisi: Tabiatı ve kuvveti yönünden, üzerinde hububat, bakliye r, yem ve sanayi nebatları yetlşti-rilebllen arazidir.
Bağ arazisi: Üzerine üzüm çubuğu dikilip çubuk veya üzüm yetiştirlle-bllen arazidir.
Bahçe arazisi: Üzerinde bir veya türlü çeşiddtn tneyva, Sebze, çiçek, fidan ve benzeri faydalı nebatlar yetiştirebilen arazidir.
Ağaçlık arazi: Tarla, bağ, bahçe, çayır halinde kullanmağa lktısaden elverişli olmıyan ve üzerinde ağaç bulunan veya yetiştlrilebllen arazidir.
Kavak ve okallptüslük arazi: Kavak ve okaliptüs yetiştir ilebilecek arazidir.
Çayır arazisi: Tarla, bağ ve bahçe halinde kullanılmast İktisadi olmıyan ve üzerinde blçliebllecek ot yetişen veya yetiştlrilebiitcek olan arazidir.
Mora arazisi: Tarla, bağ ve bahçe halinde kutlanilnuyan ve üzerinde hayvan otlatılabllen arazidir.
Madde 5 — Bu kanunun uygulanmasında yüz ölçüsü olarak dönüm kullanılır. Dönüm bin metre karelik yerdir.
Madde 6 — Arazi mülkleri yer ölçüsü bakımından küçük, orta ve büyük olmak üzere üç boya ayrılır. Küçük arazi mülkü 500 dönüme kadar olan arazidir. Orta arazi mülkü 500 den 5000 dönüme kadar olan arazidir. Büyük arazi mülkü 5000 dönümü geçen arazidir. Arazi mülklerinin boylara ayrılışında, nerede olursa olvun, bir kişiye al d bütün arazinin tutan hesaplanır. Şüyulu olarak tasarruf edilen arazi mülklerinde her şahsa ait hisse ayrı ayrı hesabedillr.
- Madde 7 — Bu kanunda arazi İşlenmesinden maksat: Türlü kültür arazisinin boş bırakıimayıp tabii ve mahalli şartlara göre ekim, dikim ve bakımla iktisadi bir şekilde değerlendirilmesidir. Makbul mazeret olmaksızın üstüste üç yıl sürüm, eklin, dikim ve bakim görmlyen arazi işlenmiyor sayılır. Arazinin işlenip işlenmediğini Tarım Bakanlığı belli eder. Bu karara karşı arazi sahibinin itiraz ve müracaat hakkı vardır.
İKİNCİ BÖLÜM Dağıtılacak arazi
Madde 8 — Bu kanun hükümlerine göre dağıtılacak arazi şunlardır:
a — Davietln ekim ve tasarrufu veya hususi mülkiyeti altında bulunup kamu işlerinde kullanıl mıyan arazi;
b — Bir veya bir kaç köy. kasaba veya şehrin orta malı olan arazinin İhtiyaçtan fazla olduğu Tarım Bakanlığınca belirtilen parçası;
c — Sahibi bulunmıyan arazi;
d — Devletçe kurutulan sahipsiz bataklıklardan kazanılacak arazi;
e — Göllerin kuruması ve nehirlerin doldurulmasile elde edilecek arazi:
f — Bu kanunun hükümlerine göre kam ulaştırılacak arazi.
Berlinde hayat
Şehir Belediye meclisi kuruldu, üniversite açılıyor
Londra 19 (BB.CI- Sovyet kontro-lunda bulunan Berlin radyosu, Ber-ünde hayatın normal şartlara avdet etmekte bulunduğunu, Belediye meclisinin kurulduğunu, bu meclisin başına meşhur cerrah Prof. Zauerbruk’un getirildiğini, Berlin üniversitesinin yakında açılacağım yayınlamıştır.
Yeni mahsul alım hazırlıkları
Ankara 19 (Telefonla) — Toprak ofisi, yeni mahsulün alım hazırlıklarını yapmaktadır. Bu yıl mahsulün düşük fiatle satın alınacağı hakkında bazı rivayetler dolaşmakta İse de bu hususta verilmiş bir karar yoktur. Mahsulün ne fiatle satın alm: cağı Bakanlar Kurulunca kararlariı-rılacak ve Ticaret Bakanlığı tarafından gazetelerle İlân edllecekıh
Halka irmik dağıtılacak
Ankara 10 (Telefonla) — Ankara. İstanbul ve İzm irde 1 haziran 945 den İtibaren halka irmik dağıtılmasına başlanacaktır. Dağıtma karne He olacak ve nüfus başına 45 - 50 kuruş arasında yarım kilo İrmik verilecektir.
Moskova 10 (AA.)- Sovyetler Birliği, harb zamanında gösterdiği şiddet ve azimle barış İşini teşkilâtlandırmağa koyulmuş bulunmaktadır.
Kıtaların geçtiği yollarda birkaç haftaya kadar 1,750.000 çocuğun seyahat ettiği görülecektir. Bunlar, haziran bidayetinde açılacak yaz kamplarına gidecek olan çocuklardır.
Moskova - Varşova ekspresi seferlere başlamıştır. Harb malûlleri kendileri İçin açılan husus! kurslara devam ettikten sonra işlerinin başına döneceklerdir.
Henüz terhis edilmemiş olan askerler de barış zamanı hayatım yaşamağa başlamışlardır. Çekoslovakyadakl Alman cebini temizleme işini yeni bitirmiş olan cephedeki askerler futbol ve cimnastlk gibi eğlenceli sporlarla vakit geçirmeğe başlamışlardır.
Bununla beraber. Kızıl Yıldız gazetesi, birinci sahlfeslnde «Alman İstilâcılarına ölüm» başlığını hâlâ muhafaza etmektedir.
Tütün ve sigara tayınları gelecek sene zarfında yüzde 400 ilâ 500 arttırılacaktır.
Harbin başındanberi Moskovada alınmış olan sokağa çıkma yasağının sona erdiği resmen bildirilmemiş ol
Cumhur Başkanındı nutku
(Baş tarafı 1 inci sahifede) Ana meseleler
Türk milleti yeni bir çalışma devrine giriyor. İleri bir İnsan cemiyeti olmanın maddi şartlarım, hele mânevi vasıtalarını mümkün olduğu kadar çabuk olarak tamamlamak İçin durmadan hamleler yapmak ödevinde-yi2. Cemiyetimizin ana meselelerini çözmek için, harbin dar senelerinde gösterdiğimiz gayretleri arttırarak devam ettireceğiz. Ana meselelerimizin başında, köylü topluluğunun kalkındırılması ve İlerletilmesi gelir. Cumhuriyet, köy meselesini, İlk günde nberl, iyi dileklerle karşılamıştır. Birçok denemelerle köylü meselelerini ■ kavramağa ve bütün olarak ele almağa çalıştık. Türlü tedbirlerin en İlerisinde köyde ilk öğretimi gördük. Şimdi, bu meselenin hazırlık devrini geçirmiş, ameli verim devrine girmiş bulunuyoruz. Ufak, büyük, dağınık toplu, her köyde, bütün gayretlerimizi harcıyarak İşLikll İlkokullar kurmağa başladık Bu çalışmayı, işlerimizin ehemmiyetlisi ve zevklisi sayıyoruz. Memleketin köylüsünden ve aydınından gördüğümüz karşılık, çok ’cesaret vericidir. Binlerce okulların bir sene içinde meydana gelmesi, bütün vatanseverlerin ortak hazzı ve iftiharı olmuştur. Az senelerde bu dâvayı temelinden başarabileceğimize kesin olarak güveniyoruz. Köylerde kurmağa çalıştığımız bölge okulları de, bilgiyi ve tekniği kuytu vatan köşelerine yayacak teşebbüslerlmlzdlr. Bölge okullarının İlkokullar ile ayni zamanda meydana gelmesi, ilk öğretimle bezenecek köylerin, aynı emekler vç zamanlar İçinde daha Deri ve daha yapıcı bir cemiyet olmasını sağ- ' Uyacaktır. Köylerde sağlık işlerinin düzenlenmesi için, ebe ve sağlık memur larlyle. esaslı bir tedbire başvurulmuştur. Bundan sonra bütün köyleri devamlı doktor bölgelerine bağ-Uyarak, temelli sağlık ağlarile kaplamak devrine gireceğiz.
Topraksız köylüye toprak
Topraksız köylüye lşllyeceğl toprağı kendi malı olarak temin etmek, bugün başarmak üzere olduğumuz bir teşebbüstür. Bundan da. Türk milletinin ileri ve kudretli olması için büyük Ümitler besliyoruz. İşUyen köylünün bütün emeğinden ve kazancından tamam olarak kendi ailesinin faydalanması ve kendi öz toprağını verimli ve bayındır kılması, Türk milletinin son 20 sene İçindeki hayırlı inkılâpları arasında en Üstte göze çarpan parlak eserlerden biri olacaktır. Asırların fena geleneği olan bir toprak sistemi, hür insanların yaşadığı yeni ve ileri sisteme çevrilmek üzeredir. Cumhuriyet, toprak dağıtımı üe beraber olarak donatım İşlerini de düşünmüştür.
Köylü kalkınması büyük dâvasının içine daldıktan sonra, ihtiyacının göstereceği yeni tedbirleri, iktidarımızda olan bütün vasıtalarla, durmadan temin etmeğe çalışacağız.
Endüstrileşme hareketine devam edilecek
Vatanda endüstrinin gelişmesini sağlamayı, medenî bir millet olmanın şartlarından sayıyoruz. Kömürü, demiri. kromu, bakın olan bir memleketin endüstri kurmaması imkânsızdır. Az ölçüde meydana getirebildiğimiz eserlerin, harb yıllarında eskisine nazaran bize ne kadar kudret verdiği nl yatandan denemiş bulunuyoruz. Hesapsız ihtiyaçlarımızı giderebilmek İçin, endüstrileşme hareketlerine, gü-
makla beraber, bu yasak kaldırılmıştır.
Bundan başka kendi evlerini yeniden İnşa etmek lstlyenlere ikrazaita bulunmak üzere 325 milyon rublelik bir tahsisatın ayrıldığı da bildirilmektedir.
Moskova 18 (A.A.) — Rusya normal şartlara avdet etmek İçin harekete geçmiştir. Maddi değişiklikler çok yavaş olmakla beraber plânlar geniştir ve şimdiden tatblkına geçilmiştir. Cok sayıda Kızılordu mensubu ile harb işçisi Kırım sahillerine hareket etmiştir. Burada onlar için özel İstirahat merkezleri tesis edilmiştir. Sovyetler Birliğinin en önemli mensucat firması olan Moskovadaki Theckgornaya müessesesl üniforma dokumasını bırakarak muslin ve diğer kumaşlar dokumağa başlamıştır. Bu yıl tütün Istlhsaiâtı dört veya beş misli fazla-laştırüacaktır. Devlet, resmi binalarla Belediye binalarından başka, vatandaşların evlerini kendileri inşa edebilmelerini sağlamak maksadiyi» asgari faizlerle ikrazat yapmağa karar vermiştir. Konserve fabrikaları normal Istihsalâta avdet etmişlerdir. Bu lstihsalât 70 milyon kutu arttırılacaktır. Böylece satışa daha fazla meyva, reçel, sebze, ‘üt tozu ve kakao çıkarılabilecektir.
cümüzün yettiği büyük tuzla, de.am edeceğiz. Bu İşte de en kıymetli çare, bilgi ve öğretim meselesidir. Onun için harb yıllarında da. teknik öğretimde aldığımız oldukça geniş teşebbüsleri bundan sonra daha ztyaıfe genişleteceğiz, öyle sanıyoruz ki. endüstride maddî vasıtalara olan ihtiyacı temin etmekten, öğretim ve uzmanlık işlerinde başarılar elde edilmesi daha zar ve daha ehemmiyetlidir. Onun için, mlletlmlri teknik olarak yetiştirme, ilk basamağından yüksek derecesine kadar her sahayı kaplıya» şekliyle, en kıvmetll amacımız olacaktır.
Halk idaresi
Türk gençleri,
Memleketimizin îlyasi idaresi. Cumhuriyetle kurulan halk Haresinin her İstikamette İlerlemeleri ve şartlariyle. gel'ştneğe devam ede ektir. Harb zamanlarının ihtiyatlı tedbirlere lüzum gösteren darlıktan kalktıkça, memleketin siyaset vc fikir hayatında demokrasi prensipleri daha geniş ölçüde büküm sürecektir. En büyük demokrasi müessesimi? olu Büyük Millet Meclisi, İlk gündtn İtibaren, İdareyi ele almış ve memleketi demokrasi yolunda mütemadi en ilerletmiştir Büyük Meclisin şimdiye kadar parlak bir surette İspit ettiği hakikat, iıalk idaresinin, mem) keti sarbeş düşüncelere ve hürriyet hrya-tına alıştırıp eriştirmesi ve geçmişte olan otoriter İdarelerden dakıa kuvvetli olarak vatanda anarşiyi ve sözü ayağa düşürmeyi kaldırması olmuştur. Büyük Meclis, a? zaman lçtnde büyük inkılâplar geçirmiş bir memleketin. sarsıntılara uğramadan, daha ziyade ilerlemesini temin edecektir.
Yabancı propagandalar ve haksız kazançlar
Harb yıllarında biz de bir çok memleketler gibi, fena hastalık, lar geçirdik. Yabancı propagandaları ve yabancı fikirler bizde de yuvalar bulmak istidadını gac terdi. Hail) zamanlarının haksız kazanç hırsları memlekete çok ıstırap çektirdi. Yabancı siyasetlerin inip çıkışları, bazı kimselerde kötü taklit hevesleri uyandırdı. Bütün bu fenalıklara karşı, Tüık milleti kendi varlığını dikkat ve metanetle korumuştur, Harb kazançlarının kirleri ise, hiç bir suretle, idare ve İktidar başında bulunanlara bulaşmamıştır.
Türk milleti, ikinci cihan harbinde, siyasî ve mânevi bakımdan teiniz ve başarılı bir İmtihan geçirmiştir. Büyük Millet Meclisinin kudretli elinde olan millet İdaresi, demokrasi yolundaki gelişmesinde devam edecektir,
Türk gençleri,
Bugün bana uzak sınır koylarımızdan aziz topraklan. Türk bayrağlyle beraber armağan ettiniz, Vatanın özü sayılabilecek olan Türk bayrağı ve sınır toprağı armağanımın, taeşll yürekleriniz ve gürbllı ellerinizle koruyacağınıza güveniyorum. Bu güvencin heyecanlı sevinci va engin İftiharı içindeyim Büyük Atatürk’ün İnsanlık ve vatanseverlik ülküsünde yolumu dn^»a açık ve aydın olsun.

19 Mayıs 1945
AKŞAM
Saiılfe 3
AKŞAMDAN AKŞAMA
Kadın terzisi azlığı hissediliyor
Bir - kadın terzisi buhranı ile karşı karşıyayız. Ve bu. cidden hem garip, hem de yürekler acısı bir içtimai konudur.
«Yeni nesilden meşhur muhar-r,ir, hattâ ortanca kıymette şair yetişmiyor! Neşriyatımız tercüme ve adaptelerle doluyor!» denildiği gibi: «Yeni nesilden meşhur kadın terzisi, hattâ bol bol ortanca kıymette gündelikçi terzi çıkmıyor! Türk unsurundan kadın terziler parlamıyor; piyasa halâ Katina ve Marikaların elindedir.»
Yanlış anlaşılmasın: Harbilen evvel dünyanın her memleketinde hüküm süren: «Küçük sanatlarda öz milli unsur» siyasetinin haıbden sonra da devamını isti-yeceklerden değilim. Bilâkis, Allah razı olsun Katina ve Natıkalardan! İyi ki varlar! Olmasalar sıkıntımız büsbütün artacak.
Düşünün: Altı senedir kumaştan yana bir darlık devresi yaşadık. Değil fakir, değil orta, hattâ hali ve vakti yerinde aile kadınlarından bir çokları, giyim hususunda idare ile yaşadılar. Gerçe bir taraftan lüks vardı; lâkin bir taraftan da geniş tabaka zaruri ihtiyacından ve moda zaruretlerinden pek az dikiş diktirdi. Şimdi herkesin gözü yoldadır: Ah, piyasaya bol bol kumaş çıksa... Ne eksikler, ne gedikler var.
Fakat bugünün az kumaş durumunda bile, İstanbulun ve diğer şehirlerimizin kadın terzi kadrosu kâfi miktarda değildir. Ln sanatkâr olanlardan başlayınız, en basit gündelikçiler naz ve istiğna içindeler: «Fasonu yüz lira!... Canın isterse diktir... İş başımızdan aşkın... Ben bu tarz adi kumaşlara göz nuru dökmem... Kumaşı bırakın da. ihtimal vakit bulur, icabına baka-rs.„ İki ay sonra bitiririz...»
Gündeliği on beş liraya bir ter-z‘... Gündeliği yirmi liraya başka î ir terzi... Sabah kahvaltısından, öğle yemeğinden başka tereyağlı, reçelli akşam kahvaltısı da isterler.. — Kadın terziliği-J in durumu budur. Kumaşlar bollaşınca, durum ne olacak bakalım? Kendilerini büsbütün naza çekecekler...
•••
Burada, Kız Sanat okullarının bu büyük ihtiyacı her nedense tatmin edemediği hakikati ile karşılaşıyoruz: Aile kadınlarına keyk yapmağı, amatör şapkacılığı öğretmeği, ilh. hedef tutmakta varsın gene devam etsinler; fakat bu okulların asıl başarısı a llattığımız noksan; telâfi et-nı;k olacaktır.
Asıl kabahati zihniyetimizde aramalı:
Bir küçük memur kızı, orta a ieden bir genç dul kadın, niçin S . 5 - 10 - 15 - 20 liraya varan g ndeliklerle heveslenmez; Akşam Sanat okullarından alacağı ilk feyizle sanatını ilerletmek yolunu tutmaz? Kibir nü? Azamet mi? Yoksa beceriksizlik, ha-jrrriyetsizlik mi?
Harbin başından beri kadın t( Tileri çoğalmalıydı. En genci on on beş senelik olan meşhurların yanında yeni şöhretler be-ürmeliydi Sayısız Türk kızlan profesyonel terzilik, gündelikçi. lr:- etmeliydiler Hayatın gidişi bu E ' icabettiriyordu. Fakat halâ da «(’. or. Bugünden dört elle bu g. yeye sarılacak, iyi terzi, iyi şap kaçı, iyi küçük zanaat sahibi o-la-ak Ayşeler, Fatmalar, Aysel-ler, Aytenler Türkiyenin — ve T'irkiye dışının — hangi şehrin-(T bulunurlarsa bulunsunlar, bir y.iksek mühendis kadar para ka-Kanabileceklerdir. Yüksek mühendisliğin tahsili ve stajı 20 seneye yakındır, yüksek terziliğinki İrin un kadar değildir; nerede?.,, t'îtelik, yüksek mühendis, yetiştiği müddet zarfında para sarfe-«’T yüksek terzi, yetiştiği müd-cM zarfında para kazanır
(Vâ". Nû)
★ Kasımpaşada Tozkoparan caddesinde oturan beş yadında H&yim jvtenda İsminde bir çocuk dün öğleden sonra Kasımpaşa caddesi üzerinde başından yaralanmış ve söz söyllye-n.iyecek bir halde bulunduğundan derhal Beyoğlu hastanesine kaldırılmışsa da bir müddet sonra ölmüştür.
Çocuğun başına saksı düştüğü ve yahut otomobil çarptığı şeklinde ortaya İki İddia atılmıştır. Bu iddlala-ların tahkiki İçin savcılardan Yavuz İş? elkoymııştıır. Soruşturmalar neticesinde Haylmln ölüm sebebi anlaşı-İacuktır.
Son günlerde büyük durgunluk var
İstanbul yiyecek piyasasındaki durgunluk son haddine varmıştır. Birkaç seneden beri bugünlerdeki kadar durgun satışlara raslanamadı-ğı iddia ediliyor. Piyasada dolaşan şayialara göre yakında inhisar maddeleri flatlerl ucuzlatılacaktır. Ayrıca Amerikadan pek ucuz flate şeker teklifleri alındığı da gazetelerden okunmaktadır. Bu haberler piyasada İyi tesir yapmış, bir kısım mallarda flat düşüklüğüne bile Taşlanmıştır.
Manifaturacıların peynir topliya-rak buzhanelere yerleştirmiş olduklarını yazmışttk. Yeni haberlerin peynir flatlerlne de tesir ettiği görülmüş, bir teneke peynir flatı 29-30 liradan 26 - 26.5 liraya düşmüştür, inhisar maddelerinin ucuzlatılacağı haberi katileştiği takdirde mallara daha aşağı flat istenecektir.
kâtipliği yeni bir karar almıştır. Kararın tatbLkından sonra yağ flütlerini muayyen bir noktada tutabilmek kabil olduğu gibi fındık flütlerinin de düşmeğe başladığı görülmüştür.
Alman karara göre Ticaret Borsa-sına satışını kaydettiren nebati yağ satıcısı, o gün en ucuz fatura kimin tarafından tastik ettirilmişse o flat-ten yukarıya mal satamıyacaktır. dünkü satışlarda bir tacir, ayçiçeği yağını 26o kuruştan satmış ve Borsa-ya öylece keydettlrmlştir. Ondan sonra gelenlerin faturalarında 260 kuruştan yüksek flat bulunmuşsa da kabul edilmemiştir
Bu sefer telâşa düşen tacirler, birbirlerine düşerek malını kendilerinden ucuza satanlara müracaatla faturasını akşam üzeri tasdik ettirmesini ricaya başlamışlardır. Yeni şeklin tatbikatından alınacak netice birkaç gün sonra kati olarak belli olacaktır.
Dün fındık flatlcrlnde bir. İki kuruş düşüklük olmuştur.
* Merserize ipek İthali yapılamadığından çorapların gittikçe çürük kalitede imal edildiklerini, bununla beraber fiatlerin yükseltildiğini yazmıştık. O gündenberi ne kalitede, ne de Hallerde bir değllkllk olmamıştır Fabrikaların maliyet hesapları belli olmadığı gibi bu sahadaki kontrollar da gevşektir. Bu sefer, Yerli Mallar Pazarları mücssesesl müdürlüğü. Merserize iplik ithalini temin ettiğinden çorap İmaline başlamıştır.
BaruUuz nasıl top anlamazsa nizamnamesi?. de bir müessese İşletilemez. Atılamıyan toplan, Işletilemiyen müesseseden yalnız iş başında olanlar mı mesul tutulur? Onlar mesul olmıyabillrler de... Yeter kİ barutun veya nizamnamenin yokluğu onların İhmalleri yüzünden olmasın.
Burada bizim için esas mesele dünün ihmalleri üstünde durmak değil, bilâkis yarın yapılacak güzel nizamnameye sevinmek ve ona hazırlanmak olduğu için, ziyanın neresinden yeniden dönülse kârdır diyerek, mesuliyet bahsini atlıyalım ve derhal meselenin nasıl günün mevzuu olduğunu araştırmaya başlıyalım,
Şehir Tiyatrosu hakkında Darülbe-deyl olarak kurulduğu günden beri çok güzel şeyler düşünülmüş, fakat bir türlü tamamlle tatbik edilememiştir. Belediye, bütçesinde hatırı sayılır bir meblâğ — geçen tiyatro mevsimi İçin 150.000 lira — koyduğu halde buna karşılık olarak yapılacak hizmetleri aramamıştır, arıyamamış-tır. Şehir Tiyatrosu da bu yardımı hak etmek için yaptıklarını, ne yaptı İse, herhangi bir şekilde ortaya koy-
ŞEHİR HABERLERİ
Yiyecek
piyasası
Valinin beyanatı
B. Lûtfi Kırdar zeytinyağı, ilk öğretim, niifus sayımı ve sıtma savağı hakkında izahat verdi
Tifo ile mücadele
Vali ve Belediye Reisi Dr. B. Lûtfi Kırdın İle gazetecilerin rnutad aylık toplantısı dün yapılmıştır. B. Lûtfi Kırdar, zeytinyağı meselesinin geçirdiği muhtelif safhalar hakkında İzahat verdikten sonra yağın halka U kuponile tevzii meselesine gelmiş ve demiştir kİ:
— ü harfi mukabilinde ve 14 mayii tarihinden itibaren halka zeytinyağı satışına başlanmıştır. Ekmek karnesi adedine gör© zeytinyağı alan bakkallar kupon mukabilinde lıer şolısn blr«r litre yağı 183 kuruşa satmaktadır. Bu miktar yağ iki aylık istihkak karşılığıdır. Tevzi edilen yağ mlkdarı İstanbul'un normal zamanlardaki istihlâkine tekabül etmekte ise de bu mtkdarın ewclce yağ almayan ve yahut şimdiden ûz ölçüde zeytinyağı alabilen insanlar da dahil olmak üzere sıyanen taksim edilmesinden dolayı evvelce fazla yağ İstihlâk etmek İtiyadında olanların darlıktan şikâyet etmeleri mümkündür. Fakat daha fazla yağ kullanmak itiyadında olan kimselerin bu İhtiyaçlarını istihsal bölgelerinden serbesçe getirmek sure-| tilc karşılamaları da kabildir.
Ticaret ofisinin bazı semtlere verdiği yağların fena evsafta olduğu hakkındakl İddialar da kontrol teşkilâtınca ehemmiyetle tetkik edilmektedir. .Aldığı yağa fena yağ karıştıranlar da şiddetle taklbolunacaktrr. Ticaret ofisinin muhtelif ellerden mubayaa ettiği yağlar da muhtelif
Bir adam, gecelik entari-sile sokakta ölü bulundu
Savcılık dün yeni ve şekil İtibarile dikkate şayan bit ölüm tahkikatına el koymuştur: Sirkecide bir otelin sokak kapısı önünde gecelik entari-slle bir adamın yatmakta olduğu görülmüş, yanma yaklaşınca bunun ölmüş bulunduğu görülerek zabıtaya ve savcılığa malûmat verilmiştir. Nöbetçi savcı B. Şahin Şahinler tahkikata el koymuş, ceset Eminönü polis merkezinde muhafaza altına alınmış, adliye doktoru B. Kâmil ünsalan cesedi muayene ederek bazı âraz tesblt etmiştir.
UIUU..J.IU v.-HS1 jas«uı uu uıuuw.m .. Bunlardan bir klimr
“ 'tin mahsulünün haşere tahribatına maruz kalması dolayıslle asidi düşlik
bu adamın, bir müddetten beri mi-1 saflreten otelde yatıp kalkan Ömer Abdülgafur İsminde elli beş yaşlarında biri olduğu anlaşılmakla beraber, sorguya çekilenlerden bir kısmı, bu adamın pencereden düştüğünü, diğer bir kısmı da meçhul kimseler tarafından döğüldüğünû İddia etmişler, bu vaziyet karşısında tahkikatın de-rinleştlrilmeslie beraber cesedin de morga kaldırılmasına lüzum görülmüştür.
Nebati yağ fiatleri
Nebati yağ flitlerini yük-eltmemek edilmiş ve parmaklıkların proje-için İstanbul Ticaret Borsası umumi ye göre imaline başlanmıştır, irâtiniiM voni hir >r«»r «im.rt.r X». Hazulanmasına başlanan parmaklıkların ay başına kadar yerlerine takılması İçin çalışılmaktadır.
Tramvay durakları parmaklıklarının inşasına başlandı
Eminönü, Harbiye ve Tünel duraklarında yapılması kararlaştırılan parmaklıklı duraklar için lüzumlu boralar tedarik
Simit tecrübesi yapıldı
Piyasadaki 60 gramlık simitlerin 3 kuruşa satılması İcabederken 5 kuruşa satılmasında ihtikâr olduğunu iddia eden Abdullah usta da dahil olduğu halde, dün Esnaf odasından, Simitçiler cemiyetinden ve Belediyeden İlgili zatların önünde Tophanede bir fırında İki çuval mühürlü unla çeşni tutulmuştur. Yapılan tecrübenin kati neticesi bugün akşam üzeri alınacaktır. Unlu maddelerin serbes olarak yapılıp satılmasına İzin verildiği zamanlardaki unlarla bugünkü unlar arasında kalite bakımından fark olduğu, bu yüzden de Abdullah ustanın iddiasının doğru olabileceği tahmin edilmektedir.
Bu Harbin Karikatür Albümül
— No. 2 —
Herkesin takdir edeceği fevkalâde renkli bir kapak 200 e yakın karikatürle dolu bu nefis eser bugün çıktı. İkinci cihan harbine alt olayların Türk zekâsı ile tesblt edilmiş hatıralarını toplu olarak İstikbale saklamak Istlyen okuyuculara tavsiye ederiz. Fi. 150 kuruş.
Çıkaran: RAM İZ
---Daritlbedayidejı Şehir tiyatrosuna, ■.------------------
Yeni nizamname
Belediye bütçe encümeninin mülâhazaları
V
mamıştır, koyamamıştır, oldum olası bu böyledir.
Nihayet bu hususlar Belediye bütçe encümeninin dikkatini celbctmlş olacak ki Şehir Tiyatrosu 1943 bütçe teklifinin başına şu kayıtları koydu:
■»Şehir Tiyatrosu bütçesinin tetkiki sırasında alınan İzahata nazaran tiyatro İşiyle daha esaslı bir surette meşgul olmak ve sanatkârlarla Belediye arasındaki hukuk ve vecaibl tanzim ve tesblt etmek lüzumuna İhtiyaç hasıl olduğu kanaatine varılmıştır. Bugünkü vaziyete nazaran sanatkârların Belediye idaresine nispeti, yalnız şehir Tiyatrosu bütçesindeki tahsisatına münhasır olup başkaca bir bağlılığı bulunmamış ve her hangi bir artistin istediği zaman tiyatrodan ayrılmasında hiç bir kayda tâbi tutulmamış olmasına mukabil meslek hayatlarının istikbaline teal-
olmakla beraber kokulu ve renkli yağlardır. Mamafih ileride geleceklerin daha İyi olduğu da aoylonmekte-dlr. Yağ kalitesi hakkındakl bazı şikâyetlerin de bu sebeplere müstenit olacağı mümkündür.»
Müteakiben Vali, ilk öğretim çalışmalarından ve bu yıl yapılacak genel nüfus sayımı hazırlıklarından bahset mlş, mayisin 15 İnden itibaren sokak ve numara plâkalarının yerlerine takılmağa başlandığını söylemiştir.
Sivrisinek ve sıtma mücadelesine temas eden Vali demiştir kİ:
«İlimizdeki sıtma savaşma da boşlanmış bulunmaktadır. Bütün Boğazda, şişil, Maçka Mecldlyeköy ve ha-vallslle Beşiktaş, Üsküdar, Yeşilköy. Bakır köyde Sivrisinek mücadelesi yapılmakta, açılmış 11 muayene evi de sıtmalıların müracaatına açık bulundurulmaktadır.
Civar kazalar ve köylerinde de mücadeleye başlanmış ve köy muayeneleri yapılmaktadır. Belediye hudutları İçinde ve kazalarda arazi sahası İşine başlanmış, yer yer ark, dere vc hendekler temtzlenmekte. birikintiler akıtılmakta, küçük say İlânı i sııretile kabili İdare bataklıkların d»! etütleri yaptırılmaktadır.
Nisan ayı İçinde şehir ve 11 halkı arasında sari hastalıkların en önemlilerinden olan kara humma (Tifo) dan 6 ve lekeli humma (Tifüs) den 1 musap görülmüş ve çiçeğe tesadüf olunmamıştır. Bu İtibarla ilin sıhhi durumu geçen ayların hepsinden daha iyi geçmiş, grip salgını da iyiden iyiye azalmıştır.
Küçük Kenan’ın ölümüne sebebolmaktan suçlu
Köprünün Haydarpaşa vapur İskelesinde gazete satmakta olan on İki yaşında Kenan adında bir müvezzl çocuğu kovalarken denize düşüp boğulmasına sebep olmaktan sanık Denizyolları köprü başmçmur muavini Feridun'un duruşmasına dûn birinci ağırceza mahkemesinde mevkuten devam edilmiş ve şahit olarak Japon sefareti eski şoförü Nedim dinlenmiştir. Bundan başka Slnopta bulunan Hamdl, Gellbotuda bulunan Nihat, Gölcükte bulunan Kâzım isimlerindeki şahitlerden bulundukları yerler mahkemelerince alınan ifadelerine dair olan İstinabe evrakı okunmuştur. Bunlar, hâdiseyi gözlerlle görmediklerini, sadece İşittiklerini söylemektedirler. Sermet isminde diğer bir şahit İçin Hopa mahkemesine yazılan talimata cevap gelmediği anlaşılıyordu.
Mahkeme, şahitlerden Nihadın hazırlık tahkikatındaki Ifadeslle diğer şehadeti arasındaki bâzı mflbayenet-lerln telifi için tekrar Gelibolu mahkemesine talimat yazılmasına, Hopa-ya yazılan tezkerenin tekidine ve sanık Feridun'un üç yüz lira kefaletle serbest bırakılarak duruşmasının gayri mevkuf olarak devamına karar vererek yargılanma haziranın dokuzuncu gününe bırakmıştır.

lûk eden hastalık sebebiyle veya bir meşru sebeple ç&bşamıyac&k bir hale gelen artistlere ne suretle yardım edileceğinin de tesblt edilmediği görülmüştür.
Bundun başka tiyatronun daha ziyade inkişafı ve halkın ahlâk ve terbiyesi üzerinde tesiri aşikâr olan temsil ve piyeslerin sureti İntihap ve ihzarı gibi meselelerle ehemmiyetli bir surette Bçledlye İdaresinin meşgul olması ve yukarıda arzettlğlmiz gibi sanatkârlarla Belediyenin karşılıklı hukuk ve vezalflnln tesblt edilmesi için bu bapta talimata ve yahut mukavele akdine ihtiyaç hissedilirse onları da ihzar ve ikmal He bu müesse-seyi bugünkü vaziyetten kurtarmak lâzımdır. Her halde bu meseleye 1043 yılı İçinde salûhlyettar ve mütehassıs bLr komisyon marifetiyle etraflıca tetklkat yapılarak neticenin bir ra-
Verilen kararların tatbikına başlandı
Yaz dolayulie artma İhtimali bulunan tifo hastalığına karşı alınacak tedbirler geçen hafta toplanan sıhhat meclisi tarafından kararlaştırılmıştı. Bunların tatblkuıa başlanmıştır.
Tifo mücadeleci İçin yapılacak İşler üç kısma ayrılmıştır: Birinci kısım şehirde hafif ve gizli bir şekilde seyreden hastalığı taklbetmek, hastaları tedavi etmek, koruyucu tedbir olarak halkın aşı yaptırmasını sağlamak, sağlam olduğu halde hastalığın mikrobunu vücudunda taşıyan ve etrafa bulaştıranları bulup zararsız halt getirmek gibi mücadelenin sağlık elemanları tarafından yapılacak işlerdir.
İkinci kısım İşler şehrin imar ve fen İşleridir kİ lâğım ve kanalizasyon şebekelerinin tanzimi, açıkta akan lâğımların örtülmesi ve diğer işlerdir.
Üçüncü kısım ise şehrin umumi temizliği, kara sineklerin imhası, lâğım sularlle sulanan bostanların kaldırılması. seyyar sucu ve şerbetçilerin faaliyetlerine son verilmesi, esnafın bilhassa ahçıların sıkı muayenesi, seyyar satıcıların faaliyetlerinin mümkün olduğu kadar tahdidi, şehir İçinde bulunan ve kara sineklerin üremesinde başlıca âmil olan ahırların şehir dışına nakil gibi daha çok Belediyeyi İlgilendiren İslerdir.
Bu tedbirlerin İmara alt olan kısmının zamana ve paraya mütevakkıf olduğu meydanda olmakla beraber şehrin sağlığını yakından tehdit eden açık lâğımların derhal kapatılması İçin lüzumlu gorlilen işlere hemen başlanacaktır.
şüpheli görülen sularla sulanan bostanların kaldırılması bir sürü istimlâk muamelelerine ihtiyaç gösterdiğinden şimdilik buralara çly «ıla-rnk yenecek marul, dereotu, maydanoz gibi şeylerin dlkilmemcsj, dikilmişse tahribcdilmesl için Beledlvece harekete geçilecektir.
Şehrin yalnız tifo hastalığı bakımından değil, diğer hastalıkların da bulaşmasına sebep olan seyyar satıcıların yiyecek ve İçecek maddelerini taşıdıkları kanlarla satıcıların sıhhatte ve temiz olmaları hususuna dikkat edilecektir.
Sokaklarda çamaşır sepetlerinde satılan simliler, pejmürde kılıktı kimseler tarafından açıkta satılan diğer yiyecek maddelerinin satışları sıkı kontrola tabi tutulacaktır.
Bugün İçilmesi bir İhtiyaçtan ziyade bir zevk haline gelmiş bulunan memba sularının da ancak muntazam ve kapalı şişeler İçinde satılması yoluna gidilecektir.
Belediye sıhhat müdürlüğü, hastanelere gönderdiği bir tamimde, tlfo-lu hastalar taburcu edilirken bunların hastalık mikroplarını vücutlarında taşıyıp taşımadıklarının sıkı muayene ve tahlillerle meydana çıkartmasını bildirmiştir
Şehirde ocak ayında 30, şubatta 23, mart ve nisan aylarında da 6 sar tifo vakası tesblt edilmiştir.
Millî piyango bugün çekiliyor
Millî piyangonun 19 mayıs 945 çekilişi bugün saat 13,30 da Ankara Serglevinde yapılacaktır
ikramiye kazanan numaralar Ankara radyoslle bugün 22,45 ve yarın 12,45 ajans haberlerinden sonra yayınlanacaktır.
I Bir çırpıda |
Bir melodramın en heyecanlı yeri...
Dünyanın en büyük melodramı karşısındayız Son perde adam akili; ilerlemiştir, Oyundaki biıtün canilerin, kötülerin cezalarını gördükten sonra piyes kahramanının seyircilerin önüne kadar ilerleyip:
— İşte nihayet adalet yerini buldu!,.
Sözünü söyliyeceği heyecanlı an gelmiştir, Hakikaten ibret a-hnacak sahne:
Bütün harb içinde nişanlanılın şangırtısı nerede ise kıtaların öte tarafından işitilecek olan şu Mareşal Göering'in haline bakınız. Nazi şeflerinin içinde en sevimsizi olan bu «nişan ağacı» gibi zattan bahseden dünkü tel* graflar şu cümleyi de ilâve ediyorlardı: «Mareşal Goering meşhur Coventry bombardımanının belli başlı tertipleyicisidir.» .
Coventry!.. Bu harb içinde taş üstüne taş kalmamacasına yıkılan ilk kurban şehir!.. Adaletin tam yerini bulması i* çin, şimdi müttefiklerin elinde olan Goeringî alıp yıktığı şehre, Coventry'ye götürüp orada, yıkılan büyük bir binanın harabesi içinde muhakeme etmeli.,. Hattâ bu işi oradaki halka, bombardımanda ölüler veren insanlara bırakmalı.,,
Vaktile bir tek emri ile bu şehri dehşetlere salan, tepeden yiiı binlerce tonluk bombalar bırakan tayyarelerin harabeye çevirdikleri bu şehirde Göering'in muhakemesi en büyük mele dram numaralarını bile gölgede bırakacak bir tecelli olacaktır.
O bombardımanların hemen ferdasında Goering:
— Harb kundakçılarına malzeme yapan Coventry'yi yalnız İngiltere haritasından değil, dünya haritasından da sileceğiz... demişti.
Goeringî alıp Coventry'ye götürmekle ona bir coğrafya dersi de verilmiş olacaktır. Bu suretle haritaların değişmediği ve kolay kolay değişmiyeceği, halâ Atlaslarda Coventry ismini taşıyan bir şehir bulunduğu anlatılacaktır,
«Bir adamı Coventry’ye göndermek»!,, İngilizce lügatler bu klişelenmiş tâbirin mânasını şöyle anlatırlar: Bir adamı Coven-try’ye sürmek, arkadaşları arasında anlaşıp kendisini tedip maksadile yüzüne bakmamak, onunla konuşmamak!.. Bu itibarla Coventry’nin adı kötülerin cezalandırılması bahsinde çok geçmiş bîr isimdir. Lâkin hiç bir kötü ruhlu insanı Coventry ismi şimdi Goering kadar korkutamaz.
Mamafih yalnız Coventry değil, onlardan bütün Avrupa davacı, bütün dünya dâvacıdır.
Hikmet Feridun Es
Ceza Evinden çıkar çıkmaz hırsızlığa kalkışmış!
Üç gün evvel hapishaneden çıktıktan sonra; evvelki gece Kadıköyd® YeldeğirmenLnde bakkal Yorgt’nln dükkânına hırsızlık maksadile girerken yakalanarak on beş yaşında Tahsin Çakıcı İsminde bir çocuk Kadıköy asliye ceza yargıçlığında, meşhut suçlar kanununa tevfikan yargılanmak üzere sorguya çekilmiştir. Tahsin Çakıcı, sorgusunda:
— Hapishaneden çıkınca birkaç gece ötede beride yattım. Evime gidecektim. Fakat eli boş gitmek İstemedim, Bakkal dükkânındaki pastırma, peynir, sucuk gibi şeylerden alarak öyle gitmek arzusuna kapıldım Bunun İçin gece yarını dükkâna girmek üzere uğraşıyordum kİ karşık! evde bir elektriğin ansızın yanması benim olduğum yeri aydınlattı ve yakalandım,» demiştir.
Yargıç: Tahsin Çakıcı'nm suçunu sabit görmüş ve sabıkasını da göı önünde tutarak, henüz teşebbüs halin de kalan bu hırsızlığı için yedi ay hapla cezası vererek onu tekrar ceza evine göndermiştir
Türkiye guruplar arası birincilik futbol maçları
Mersin 18 (A.A.) — Türkiye Gruplar arası birincilik futbol maçlarına bugün Mersin'de başlandı. İlk maç Mersin - Zonguldak takımları arasında oynandı ve 3-0 Mersin takımının galebesiyle neticelendi, ikinci maç İzmit Harb filosu gücü İle Balıkesir Ordu muhafız gücü takımları arsamda yapıldı bu maçı 3-0 Harb fllosı gücü kazandı.

porla yüksek meclisinize arzedllmesi muvafık görülmüştür.*
Görüldüğü gibi Belediye bütçe encümeni tiyatromuzun bütün yaralarına parmağını koymuştu. Belediye Ue sanatkârların mütekabil vaziyetleri, piyeslerin intihap ve temsil şekli de bunların başında gelmekteydi. (Mü-esseseyl bugünkü vaziyetten kurtarmak» İçin çare, «salâhlyettar ve mütehassıs bir komisyon marifetiyle etraflıca tetklkat yapılması», kısaca yeni ve esaslı bir nizamname hazırlanması İdi.
Tiyatro tarihimizin bir dönüm noktasının başlangıcını hazırlıyan encümenin bu kararına İmza koyanları da okuyuculrımıza tanıtalım:
Hilmi Uyguner, Fazıl Erten, Hikmet Balkan, Kâzım Dersan, Vakıf çakmur, Biran Bağeıoğlu. Mu. For-tun, Celâl Arşları giray, H.Hulkl Özen.
Bunun üzerine sayın Lûtfi Kırdar' ın riyaseti altında bir komisyon da teşkil olundu. Azalan Abdülkadlr Ziya Karamürsel, Haşan Ferit Peker, Cenıaleddln Fazıl Erten, Sadi özdem | ve Muhsin Ertuğnıl'du
Selim N&rhet Gerçek (Arftırsı 6 inci tayfada)
TURAL
ÖKSÜRÜK HAPLARI
Sabite 4
A 1C Ş A M
19 Mayıs 1945
SON BASKI
FRANSA NASIL ÇÖKTÜ?
Yazanr Pierrc Lazareff Çeviren: Şevket Rado
V... ■ ■ ■— Tefrika No. 41 ■■
Pierre Laval
! OLAY ;
Millî eğitim kupası
Bu kısacık konuşma bir anlaşma kadar mühimdi. Gazetecilerden çoğu bir gevezelik yüzünden bunu öğren-lJşİL Hiç bir gazete bahsetmedi. Neden? Bazıları hâriciyenin takibettlğl siyaseti bozmamak için. Laval aleyhtarı olan diğerleri de Hitler Alman-yası aleyhine bir cephe hazırlandığı-görmekten memnun oldukları İçin. Bununla beraber en büyük çoğunluk Plerre Laval'l kızdırmamak İçin susmuşlardı çünkü «Laval İşini bilirdi.» Büyük gazete sahiplerinin veya müdürlerinden çoğunun ya ahbabı yahut da avukatı İdi
Eskiden Luval'l Tardleu kabinesine sokturan JOURNAL gazetesinin müdürü Plerre Gulmler bunlardan biri değU mİ idi?. Laval MATIN gazetesinin sahibi Bunau - Varilla'nm binlerce işini yapmıştı. Taşradaki büyük gazetelerin müdürleri onun ar-‘ kadaşlan İdî. Hükümetin bazı kolaylıklar göstermesi İçin birçok defa onların lehinde tavassutta bulunmuştu. Hariciye nezaretinin emrindeki gizli tahsisatı da bol keseden onlara dağıtıyordu.
Fransa’da gazete müdürlerinden çoğu namuslu değilseler de gazeteciler umumiyetle razlaslle namusludurlar. Tabii aralarında dalma bir takım ahlaksızlar da bulunur İşte Laval etrafının bunlarla çevrilmesinden hoşlanır, heyecanlı makaleler yazmaları İçin bunlara haber fısıldardı. Tuzağa düşürmesini de pek bilirdi.
Bir inin arkadaşlarımdan birine:
— Karınızın hasta olduğunu bana söylediler, tedavi için dağa göndermeniz lazımmış. Bu aralık sıkışık vaziyette olduğunuzu biliyorum. Müsaade edin de size bir yardımım dokunsun Alın şu küçük zarfı» demişti.
Beriki birdenbire kıpkırmızı oldu:
— ’.sla sayın Başvekil, asla. Ben bir Nazırdan para alamam. Sonra size onu nasıl iade ederim?
Fierre Laval:
— Bu ne bir Nazırın parasıdır, ne de iade edilmesi lâzım gelen bir para. Size hediye edilmiştir, reddedemezsiniz. çünkü siz Fransızsınız, bunu size veren de Fransadır» dedi.
Şu vatansever ağız karşısında gelin de reddedin bakalım!
***
Sarre bölgesi 1 martta yüzde 90 çoğunlukla tekrar Almanyanın olmaya karar verdi. Bu neticenin önüne geçmek 1çln hiçbir propaganda gayreti aarfedUmemlştl: zira Alamnyaya hoş görünmek için onu darıltmamak ica-bediyordu. On beş gün sonra Hitler mecburi askerlik usulünü koyuyordu. Fransa, İngiltere ve İtalya şeklen bir protestoda bulunmakla İktifa ettiler. Hayır, bu kadarla da kalmadılar: Milletler Cemiyetinin fevkalâde bir toplan taya çağınlm asını istediler! Bununla beraber Hitler - $ir John Simon görüşmesinin akim kalması Laval'l endişelendiriyordu. Her lû-tuftan sonra biraz daha yaklaşılmaz hale gelen Alman diktatörüne tesir edebilmek İçin elinde kozlar bulunması lâzım geldiğin! hissetti. Bu sebeple Stresa konferansı toplandı. Burada Lokarno antlaşması teyidedildl: bir Doğu Lokamo'su fikri ortaya atıldı: Tuna devletlerinin Romada bir kongreye çağırılması kararlaştırıldı.
Az sonra Fransadakl komünist hareketlerinden endişelenmeğe başlıyan ve selefi Louls Barthou'nun kendisine bıraktığı dosyalar İçinde yalnız imza edilmesi kalmış hazır bir Sovyet -Fransız antlaşması bulan Plerre Laval parlak bir maiyetle beraber Sovyet Rusyaya gitti. Ona refakat eden gevetecller. şerefine tertlbedlleıı gösterilerden Lavalln pek mütehassis olduğunu anlatmışlardır.
Laval, Sovyet Rusyadan bir Sovyet - Fransız paktı ve Almanyayı tehdldeden bir Doğu Lokarno’su korkuluğu ile ayrıldı. Sovyet Rusya-Fransa dönüş yolu üzerinde Varşova'da durdu Orada mareşal Petaln'le buluşup mareşal Pllsudskl'nln cenaze töreninde Fransayı temsil edecekti. Almanya da mareşal Goerlng'l göndermişti. Törenden sonra Petaln İle Laval, Hitler'in mesai arkadaşı olan Goering4e uzun uzun görüştüler, hattâ Petaln gittikten sonra Laval o akşam Ooerlng'in indiği otelde gece yansına kadar görüşmeye devam elti.
Varşova duruşu resmi bir tâzlyet ziyareti gibi gösterildi ise de Laval’in yakın arkadaşlarından biri Varşova -Paris yolu üzerinde PARİS - SOİR'ın hususi muhabirine şu itirafta bulunuyordu:
(— Sovyet - Fransa paktı yapıl» lı henüz İki gün olmadığı halde sağlam para yerine geçti.»
Plerre Laval bilhassa Almanya? ı yatıştırmak İçin elindeki bir kozu öbürüne karşı kullanarak yeni bir dalavere çevirmekte gecikmemişti. Zaten Moskovaya sanki başka bir maksatla mı gitmişti? Pakt ancak Meclisler tarafından tasdik edildikten sonra yürürlüğe girebilecekti. Goe-ring'le nokta! nazar teatisinden sonra Laval tasdik keyfiyetin! sürüncemede bırakmaya karar vermişti...
Çok kurnaz olan Laval oynadığı çifte oyundan dolayı İleride İtham edilmemesi İçin İlk fırsatta kabahati ingillzlerln üzerine attı. Gazetecilere teessür İçinde şunları söyledi:
— İngiltere, Almanların İngÜİ2 Bahrlyesl tonajının yüzde 35 1 nispetinde, yani Versallles’da müsaade edilenin iki misil donanmaya sahlbol-masına İzin veren deniz anlaşmasını İmzalamakla Slresa'da tuttuğumuz cepheye müthiş bir darbe İndirmiştir. İngillzlerln Strcsa'da korumayı radettlkleri Versailles antlaşmasına İlk aykırı hareket olan bu vesikanın imzasından evvel ne Fransarun, ne de İtaiyanın fikri sorulmuştur.»
Gazeteciler bu sözleri derhal makalelerine mevzu yaptılar
Hazine lordu Antony Eden İzahat vermek üzere Parlse gelip Laval'l gördü. Eden gittikten sonra arkasından Laval'ln sarfeltlfcl sözlere bakılırsa bu mülAkat pek tatsız olmuştu. Laval:
— Bu delikanlıdan hoşlanmadım. Kendini beğenmiş, inceliği yok, ciddi olnmıyacak kadar da şık, diyordu.
Plerre Laval şüphesiz Mussolinl gibi bir maceracı ile daha rahat anlaşıyordu. Duçe ile doğrudan doğruya münasebetlerini devam ettiriyordu. 1935 yılı eylülünün sonunda Jean Prouvost ile konuştuğu sırada ağzından «Mussolinlden İngiliz politikası hakkındakl fikrini sordum* tarzında bir cümle kaçırmıştı.
Ekim ayının üçünde İtalya Habe-şlstana taarruza başlar, Fransada yeniden kafalar kızışır, İhtiraslar azarken Pierre Laval İki yüalü oyununa devam ediyordu. Parlâmentoda yuvarlanmamak için Mlletler Cemiyetinin müeyyide politikasına iltihak ediyor, fakat aynı zamanda bir İngiliz - İtalyan anlaşmasını temine çalışıyordu. Bütün politikacı dostları İtalyan taraftarı, İngiliz aleyhtarı İdiler Kendisine sadakat gösteren gazeteler Habeşlherl «barbarlar, kafa kesiciler, kan İçiciler» diye İlân ediyorlardı. MATIN Gazetesi «Bazı Habeş kabilelerinin yemeklerinde İnşam etini hiç de hor görmediklerini» yazıyordu.
İtalyan ordusunda muhabirlik eden meşhur Claude Blanchard İtalyan askerlerinin yaptığı vahşetlere dair gönderdiği haberleri neşretmedikleri İçin PETİT PARİSİEN gazetesinden istifa etti. PARİS - SOİR gazetesinde, çarpışan her iki taraftan gelecek haberleri koymak istediğimizden, Kızıl-denlz maceralarında mütehassıs muhabir Henri de Monfred'l İtalyanların yanına, Jean Alloucherle’yl de Addls - Ababa'ya göndermiştik. Aradan epey zaman geçtikten sonra Hen-ri de Monfred'ln, kendisine bir elektrik fabrikası İmtiyazın] vermeği reddeden Habeş kıralı Negus'e kızıp Du-çe'nln hizmetine girdiğini ve faşist hükümeti tarafından pek yüksek ücretle İtalyada konferanslar vermek üzere angaje edildiğini öğrendik.
♦v*
Mebuslar Meclisinde Paul Raynaud Plerre Laval'e hücum ederek «Fran-sanın, Milletler Cemiyeti misakını hiçe sayan İtalya ile tecavüze set çeken misakın koruyucusu İngiltereden birini seçmek zorunda olduğunu* söyledi.
(Arkası varl
İsmi unutulan bir spor -Oruçlu futbolcular - eski kulüp değiştirme usulü
Yazan: ADtL GİRAY
Senelerce evvel Istanbulda futbol lig maçları bittikten sonra aynı sahada — Fener stadında — hokey maçları başlar ve lig maçlarını oynı-yan takımlar aynı kadrolarlle hokey maçlarını yaparlardı. Hokey maçları ekseriyetle temmuz ve ağustos aylarının sıcak günlerinde cereyan ederdi. Ekseriyetle futbolda usta sayılan oyuncular hokey maçlarında da büyük varlık gösterirlerdi
O zamanlar seyrettiğimiz hokey maçlarında en sıkı vuruşlarlle kalecileri yıldıran gene futbolcu (Bekir) dİ. Hokey oynıyoniar arasında en çok sivrilen takım da (Nişantaşı) takımı İdi. Hokey maçlarına Galatasaray, İdman Yurdu. Altmordu, Fenerbahçe, Nişantaşı, Tttrkgücü, Vefa ve daha İsimlerini hatırlıyamadjğımız birçok takımlar şitlrâk ederlerdi.
Bugün (hokey) sporunun İsmini bile duymuyoruz.
Gene senelerce evvel lig maçları cuma günleri yapılırdı. Bugün olduğu gibi o zamanlarda da bazı maçlar ramazana tesadüf ederdi. O devirde yetişen futbolcular arasında oruç tutanlar çoktu. Bu oyuncular maç günleri oruçlarını bozmazlardı. En zorlu müsabakalara bile oruçlu olarak Lş-tirftg eden bu oyuncular bir huçuk saat mükemmel bir maç çıkarırlardı. Birçok Galatasaray - Fener ve Galatasaray - Altmordu maçlarında yakın arkadaşlarımızdan Oalatasarylı Kemal Rıfat ve Keşşaf Saimln oruçlu oruçlu oynadıklarını hatırlarız.
Kemal Rıfat Çtımlıcadakl evinden yaya olarak Fener stadına gelir, maçtan sonra gene yaya Camlıcava döner ve İftara yetişirdi. .
Fenerbahçe - Galatasaray, Beşiktaş -Beykoz son maçlarını yarın yapacak
maçta mühim rolü
Yarınki
bulunan Galatasaray kalecisi Erdoğan
Şampiyonluğun en kuvvetli namzedi Fenerbahçe
Millî Eğitim kupası maçlarının son oyunlan yarın Fenerbahçe stadında yapılacak ve bu suretle mart bidayetinden beri bütün Türkiye sporcularım yakından ilgilendiren bu karşılaşmalar ni-hay etlenmiş olacaktır. Tespit edilen programa göre, saat 14.30 da Beşiktaş - Beykoz, 18.30 da Fenerbahçe - Galaatsaray takımları karşılaşacaktır. Şimdiye kadar yapılan maçlarda kulüplerin elde ettiği puvan vaziyetine göre Fenerbahçe 34 puvanla başta bulunmakta, san lâcivertlileri Ga-latasarayla Beşiktaş 31 puvanla taklbetmektedir. Aradaki bu açık puvan farkı yüzünden yarınki karşılaşmalarda Fenerbahçe mağlûp olsa dahi şampiyonluğu muhafaza edecek, ikincilik ise Beşlk-taşla Galatasarayın rakiplerine karşı alacakları neticelerden sonra belli olacaktır.
Yalnız son günlerde Gaiatasa-rayın Demirspor takımındaki bazı oyuncuların asker olduğu el-
Otuz sene evvtl bizde resmî spor ________________________...________________
teşkilâtı yoktu. Fakat kulüpler vnr_, heble bir müessese kulübü olması
Mesut bir nikâh töreni
Merhum doktor Osman Naml Gök-sunun kızı bayan Sema Göksunla yataklı vagonlar ve Coolc şirketi Türkiye mümessili B. Hüsnü Sadık Du-rukal'm oğlu gazetemiz muharrirlerinden arkadaşımız B. Halûk Duru-kal4n nikâh törenleri dün Beyoğlu evlenme memurluğunda ve her İki tarafın akraba ve dostlarından mürekkep güzide davetlilerin huzurunda kutlanmıştır. Genç çiftleri tebrik eder, kendilerine sonsuz bahtiyarlık dileriz.
di. Bugün olduğu gibi o zamanlar da j lig maçları yapılırdı. Lig maçlarına Galatasaray, Altmordu. Fenerbahçe, 1 Anadolu, sül oyma niye, İdman Yurdu. I Vefı llh... gibi daha birçok takımlar ( Lştlrâk ederlerdi, •
Lig maçları pazar ve cuma gün'eri | yapılırdı Bu maçlara ayrı ayn kulüpler girerdi.
Bugünün şampiyonlarından (Beşik- ; taş) o yamanlar cuma ilkinde oy- , nardı. Galatasaray. Fenerbahçe İse ( pazar liginde. Sonraları bütün kulüp- . ler bir araya gelerek cuma Httal kurdular. Pazar MM kaldırıldı. O sı- ' ralarda futbolculara' lkans verms • âdeti tabii yokta. Çünkü resmi btr teşekkül mevcut değildi. Kulüpler bir , araya gelirler. Aralarında becerikli olanlardan bir heyet seçerlerdi. Bu heyet bütün maçları tertip ve idare ederdi
O devirde oyuncuların kulüp değiş-tlrmeierl tamamlle serbesti. Kulüp değiştiren ovııncıilar hiç bir forma»-teve tabi değildiler
Bugün (A> kulübünde oytuyan oyuncu canı İsterse yarın (B) külli-bünde pekâlâ oynar ve buna hiç kimse mâni olamazdı. Mâni olmak du kimsenin aklına gelmezdi. Yalnız bıı- —• —- —------------ - - •
nu yapmak öyle pek herkesin de ak- bir spor hâdisesi olurken bu se-Undan geçmezdi. ferki maçlarının yukanda izah
Fakat bu arada ba# kulüplerde ettiğimiz gibi Millî Eğittin kupa-sîvrilen usta oyuncuların nadiren di- sı şampiyonluğuna varan bir ma ger kulüplere girmesi de o kadar hiyet taşıması karşılaşmanın ayıp sayılmaz, bilâkis makul görülür- ehemmiyetini kendiliğinden mey-dü, Sivrilen oyuncunun İr*—1 J-----------— ’-------«-»**••* naiatacn.
oyuncular arasında oynıyarak sportif kıymetinin daha fazla artacağı düşünülür ve herkes bunu sportmenco t asvlb ederdi
Nitekim Süloymanlye kulübünün yetiştirdiği en iyi kalecilerden (Nedim) senelerce Galatasaray takımında oynamıştı. Gene Sllleymaniyell (Hüsnü) Fener takımında oynıyarak şöhret yapmıştı.
Daha birçok misalier saymak mümkündür. Daima spor işlerinde her şeyin üstünde sportif telâkki ve dtt-şlinfc hâkim olmalıdır
Z1
bakımından bu takımda oynıya-mıyacağı hakkında Beden Terbiyesi umum müdürlüğüne İtirazda bulunduğu yolunda bir şayia dolaşmakta ve hattâ daha ileri gidilerek bu itirazların haklı bulunarak Galata sarayın hükmen galip ilân edileceği bazı refiklerimiz tarafından ileri sürülmektedir Bu şayianın ne dereceye kadar doğru olduğunu bilmemekle beraber böyle bir neticeye varıldığı takdirde Galatasaray Ankara mağlûbiyetinden iki, İstanbul beraberliğinden bir olmak üzere Demirspordan üç puvan alır ki bu vaziyet karşısında Millî Eğitim kupası şampiyonluğunu ancak yarınki Fenerbahçe-Galatasa ray maçının neticesi tâyin edecek ve iki ezelî rakibin bu son karşılaşması şümullü bir mahiyet arzedecektir.
Türk sporunun alemdarı bulunan bu İki takımın senelerden beri yaptıkları her karşılaşma hattâ hususî mahiyette yapılanlar bile memlekette başlı başına
bir tempoya doğru giden hücum kabiliyetlerini tekrar canlandırdı. Ve Fenerbahçe galebesi bu iki elemanın enerjik hamlelerine Hakkı ilç Şerefi de uydurmaları yüzünden olmuştur. Siyah beyaz-lıları bundan sonraki maçlarında mağlûbiyete uğratmak çok zor olacaktır
Beşiktaşlıların yarınki rakipleri Beykoz bu sene olağanüstü bir başarı göstermiş ve şimdiye kadar yapılan millî küme maçlarına dördüncü olarak giren İstanbul takımlarının erişemediği bir mevkie ulaşmıştır. Boğazın ıssız bir köşesinde mütevazı bir şekilde çalışan şarj slyahlılar bu sene Ankara, İzmir ve îstanbulda çıkardığı enerjik oyunlan İle büyük bir takdir uyandırmış ve ilerisi İçin geniş ümitler vermiştir. Çalışkan reisleri Enver Atafırat ile emektar Kelle tbrahlml tebrik etmeği bir vazife biliriz. Mevsimin bu son maçında Beşiktaşlılara karşı temiz bir oyun çıkar-
BUGÜN
TAKSİM Sinemasında
İki büyük filim birden
GÖNÜL YARASI
Türkçe sözlü ve şarkılı şark filmi
KORVET 225
Denizaltı harbi... Büyük kahramanlık filmi
Mecmuası çıktı
İçindeki yazılardan bir kaçı: (Ağlıyan Hayal) Halid Ziya üçaklıgll

(Sinema dünyasından haberler ve artist resimleri) A (Küllıanbcyler)
Rıza Tevflk

(Damat Ferid ve Negüs) Nlzameddln Nazif

(Aşkın oyuncağı) va - nû

((Muhsin Ertuğrulun tahlili) Cemal N&dlr

(Yirmi beş yılın hâtıraları) Selâml İzzet Sedcs
*
(Istanbulda Müze — Ev)
Salâhaddin Güngör
* (Adalet doktorluğu)
Remzi Toranoğlu
★ (Hemşinll para yiyor) Sincap
ü
BEŞİKTAŞ BAHÇESİNDE
Yarın ift.su da
İsmail Dümbüllü tekmil kadrosü e Sabri ye Tokses birlikte
TÜRKMEN KIZI
Zengin varyete Tel: 82900
Bugün
£ L E K sinemasında
Hâtırasını asla unutamıyac?.-ğınız bir şaheser.
ATEŞ Altında
Baş rollerde:
RORERT YOUNG I.A RA İNE DAY ve Amerikanın yeni SHİRLEY TEMPL'I küçük yıldız MMARGARET O'BRIEN

malan beklenmektedir.
Kulüplerimize mevsimin bu son maçlarında muvaffakiyet diler ve stadı dolduracağında şüphenizi olmıyan futbol meraklılarına geçen haftaki Beşiktaş -Fenerbahçe maçında olduğu gibi zevkli bir maç seyrettirmelerini temenni ederiz.
ŞAZİ Tez can
TAKSİM Belediye Gazinosu
Halk Bahçesinde
BN. LİLİ ORKESTRASI
kuvvetli1 dana çıkarmaktadır. Galatasa-, « sportif raylıların, bu tiirazlannı kazana-rlfı- - ... . . . , . .,_^ı „-

I
Sinemasında
2 BÜYÜK FİLİM
1 - SİLAHLI HIRSIZLAR
Boş rolde:
CHESTER MORRtS
2-Kovboyun Zaferi
Boş rollerde:
LLOYD NOLAN
ANN AYRES — DONNA REED,
I
madıklannı kabul etsek dahi ma-çm alâkasını kaybedeceğinden şüphelenmek hata olur. Çünkü senelerin tecrübesi göstermiştir ki san kırmızı, san lâcivert kar şılaşması her zaman aynı atmosferi muhafaza etmiş, aynı alâka ve heyecanı eksiksiz surette vermiştir. Bu seferki maçın da âzami sureeatlâka t mİ surette alâka İle karşılanacağı muhakkaktır,
Her iki takımın son zamanlarca gösterdiği oyuna bakarak tahmin yürütmek kabil İse de bu kulüplerin maçlardan evvel yürütülen tahminleri altüst eden neticeler aldığı görüldüğünden bu hususta katî bir hükümde bulunmayı doğru bulmuyoruz. Yalnız Fenerbahçelilerin takım anlaşması bakımından Galat-asaraya tefevvuk edeceğine İşaret etmeği kâfi görüyoruz.
Günün ikinci maçı Beşiktaşla Beykoz arasında yapılacaktır. Beşiktaşlılar Uçaksavar mağlûbiyeti İle sarsılan maneviyatlarını j Fenerbahçe galibiyeti İle mükemmel bir şekilde sağladılar. Takımın yeni şekli bilhassa Vecdi Çapa ile Şükrünün hücum hattına (girmeleri son zamanlarda yavaş
Her akşam saat 17.30 - 19.30 ve pazar günleri saat II - 13 e kadar.
Amerika tarihinin en büyük zaferi filim sanayiinin sarsılmaz şerefi..t Sinema dünyasının rakipsiz eseri olan TÜRKÇE
UNC L
GEORGE BRENT - JAMES CAGNEY . PAT O’BRİEN'ıun Harpten ateş, kahramanlıktan kudret toplayan en güzel filirnl eri.
BUGÜN LALE’de
Numaralı yerlerin lütfen önden kapatılması. Tel: 43595
KADIKÖY SÜREYYA’da
BUGÜN: İKİ FİLİM BÎRDEN
1 -ÖL Ü M ADASI
JOHN G AR FİBLD
2 —KANATSIZ MELEKLER
__ VERA ZORİNA — ALAN HALL _ İlâveten: EN SON HARB JURNALİ

Bü AKŞAM SAAT 21 DE
ATİLA REVÜ OPERETİ
Hartanın en muhteşem eserini sunar
değişen dünya
8 perde 10 tablo Cumartesi ve paaar w a t 10 da Matine Telefon: 42ft33. Yerler numaralıdır. Konsumasyon yoktur.
TAKSİMı YAZLIK MAKSİM TİYATROSU W



Demokratlık ve esvap
Erenlerin sağı solu olmaz— Kaba saba konuşmak — Meşrutiyetçiler ve Garp âdetleri — Nazır üniformaları — Başta kalpak, bacakta dolak — Siyah gömlek üzerine smokin — Frağın mânaları — Frak da demokratlaştı.
Bizde tuhaf bir inanış vardır: Demokratlığı, sünepeliği, lâubaliliği hep bir cinsten saymak. Eski zamanlarda bu sünepeliğe ve lâubaliliğe dini bir çeşni verirlerdi ıı erenlerin sağı solu olmaz» diye bir de tekerleme söylerlerdi. Nihayet devr-i menhus-i istibdad (izafetleri affed.niz, bu çok meşhur tarihi bir klişedir, İlk hürriyet demlerinde bunu yazmamak Adetâ irtica sayılırdı) kapanıp devr-i dll&ray-i meşrutiyet (bu da yukanki yarihî tâbir gibi idi) gelince ilk zamanlarda sünepelik. kaba, kaba konuşmak, Rume-Ji ağziyle şakalaşmak moda gibi olmuştu. Sonra‘an meşrutiyetçi-Jer Avrupa île sıkı temasa girince yavaş yavaş sünepeliği bırakıp düzgün giyinmeğe, iki kandilli temennah arasına bir reverans. konuşmalarına sık sık frenkçe sözler karıştırmağa baş-ledılar, Avrupaya seyahat serbes-leşince elde b-r bedeker kendilerini Conventionel trenine, Oıieııt Espress ve Mesajeri vapurlarına atanlar dönüşte türlü türlü giyimler, kuşamlar yeni yeni yürüyüşler, frenkçe deyişler beraber getirdiler. Meşruti saltanat olmasına rağmen rütbeyi, nişanı resmen değilse bile üstü örtülü bir tarzda kaldıran yeni İdarede günün birinde bir de baktık ki i azırlar sırma’j üniformalar gi-ylvermîşlerdi. Halbuki onların ekserisi sırmaya, altına, gümüşe, sefahet ve ihtişama isyan etmiş kimselerdi. Bu efendiler kendilerini mazur göstermek için «Padişah çok ısrar etti de» dediler-di.
Nihayet bu saltanatı sarayile, üniformasile, sırmasile, rütbisi-)e, nişanile ve ananesıJe yıkan Milli Mücadele devıi başiadı. O vakit herkes istediği gibi giyindi. Barla kalpak, bacakta dolak do-laron'arla bovunbağısız gömlek üzerine kaftan, redingot altına mintan giyenler görünmeğe başladı. Hele birisi, siyah karartma perdesi kumaşından yapılmış gömlek üzerine eski smokinini giyip sokağa fırlamıştı. Talihin ne garip cilvesidir ki bu zat sonradan Avrupaya her gidişinde birinci sınıf otellerin birinci sınıf apartmanlarında kolalı beyaz gömleği ve smokini İle, frakı İle yasadı durdu,
O vakit Mili! Mücadele merkezinin ilk Cihan Harbinden muzaffer çıkmak neşesile zıp zıp sıçrıyan Avrupa ile teması yoktu. Orada ancak Şark komşumuz ve dostumuzun Sovyet ricalini basit esvapları ve tekellüfsüz hal ve tavırlarile gördükçe gerek giyiniş, gerek konuşuş tarzında lâ-übali'iğl f.eri götürmek bir nevi
halkçılık sayılmağa başladı. Fakat Cumhuriyet kurulup inkılâplar başlar başlamaz giyiniş tarzında da türlü kaideler, teşrifatlar vücuda getirildi. Mamafih, kordelâsınm fiyongası sağa gelen şapkayı, bir tarafa kaçmış bir boyunbağını nezaketle hatır-latsanız «halkçı değil miyiz aldırma» diyenler yok değildi. Dikkat ediyor musunuz, sizin yakın dostunuz olmadığı halde senli, benli konuşmakta meselâ «aldırmayınız» yerine «aldırma» demekte ısrar ediyorlardı. Bu «lâfta halkçılık» bugün hâlâ devam ediyor. Halbuki giyinişte derbederliğin halkçılık olmadığına 1-nanmamız, çaya slmokinle gitmememiz, bilâkis akşamlan akşam esvabı ile (1) süvarelere gitmeyenleri ayıplamamız lâzımdı. Hattâ evlerinde bile çoluk çocuk-larile akşam yemeğini smokinler içinde yemeleri için vaızlar, nasihatler ve emirler bile verilmişti.
Nihayet merasim ve teşrifat kaideleri kuruldu Fakat bunda da sünepelik, lâübalillk başgösterdi, Bir gündüz merasime giden mevki sahibi bir zatın jaquet â taille (yanı bizim Fransız diline hediye ettiğimiz kelime İle bon-jourj ve yüksek şapka (yani bizim Fransız diline hediye ettiğimiz kelime ile silindir şapka), ile yumuşak yaka ve gömlek giymiş olduğunu görenler ve fakat ihtara asla kalkışmıyanlar vardı. Çünkü cevap malûmdu: «Biz halkçıyız aldırma».
Fakat artık geçen gün anladık. akşam esvabını (frakı) da o kadar demokratlaştırmışız ki. demokrasilerin zaferini kutlamak İÇİn îstanbulda verilen kabul resmini gündüz yapıp Iraksız geçiş tiremedik: bu zamanda fraklı olmanın ne kadar firaklı olacağım hiç düşünmedik, gece yaptık ve herkese frak givd’rdik.
-
7 ANIMADIĞ1M1Z MEŞHURLAR.-
Herkes sevgilisine “tende canım!.,, diye yazarken...
Profesör Mortman köprü üstünde sakalını göstererek: «Zaferi kazandığımız gün bunu keseceğim.. Ahdettim!» demişti..
Kâtip hanım kimdi?. — Herkesin sevgilisine «tende canıma, «ruhum» diye hitabettiği devir. Eski bir mektupta Beyoğlu — Bu güzel yazıları yazan kimdir? — Size öyle hediyeler getireceğim ki Beyoğlunda bulamazsınız. Profesör Mortman’ın sakalı küçülüyor — Konaktaki yaldızlt salon — «Sevgili oğlum... Bana gösterdiğin merdivenlerden çıktın mı?»
Cll Bu akşam esvabı tâbirini frak kelimesinin yerine kullanıyoruz. Frac kelimesi Frnnsızcada, İngilizcede pek kullanılmaz. Fransızlar en ziyade hablt, İngtllzler İse fevenlng-dress’ akşam esvabı derler. Vftkta frac kelimesinin aslı da pek malûm değildir. Fransız lügatlerine bakarsanız Almancadan, Alman lügatlerine bakarsanız Franstzcadan geldiğini yazarlar. Fakat bu kelime İngilizcede Froek. yani katollk papazlarının üste giydikleri kaba yün kumaştan kukuletalı cüppeye ve nihayet kadınların dış elblselerile amelenin İş gömleklerine de delâlet eder. Bir de Coat ke-llmesile beraber gelirse bizim redingot dediğimiz eski moda elbisedir. Bu kelime lâtlnce Froecus = Floccus (yün topağı) den geliyor. Kelimenin papaz ve işçilerle münasebeti olduğunu işiten frac sevenler o giyim parçasından soğumazlar İnşallah.
Sami paşa zade Sezai beyin sefirlik ettiği Madrit şelırinde bir cadde
Mortman
bir
Kocamustafapaşada bir k«xli 7 köpek yavrusunu meme verertk bü-fütmekridlr. Köpeklerin onası sağdır, fakat sütü yoktur. Ana kiîpck yavrular un görmek üzere bazan gelmekte, fakat kedi tırmalıyarak kendisini
kaçmağa mecbur etmektedir. YuHurıdakl resimde kedi yavrulara mime verirken görülüyor.
Sevim - Sevinç kardeşler şehrimizde
Sevim, kocası ye Sevinç
Ankara radyosunun suving yıldızları Sevim Sevinç kardeşler iki kon-s'r vcrm?k üzere Eminönü Halkevi tarafuıd-n şehrimize davet edilmişlerdir. Saray sineması ve Taksin» Gazinosunda verilecek olan bu kon-ccrlerip tarihi bUâhp. l"n edilecektir.
Türkiye Yayınevl'nln neşrettiği POLİS ROMANLARI SERISTnln 5 inci kitabı olan bu eser çıkmıştır. Yazan : M. CAHİT GÜNDOÖDU. 13x18 boyunda 140 sahlfe, fijtt 100 kuruştur.
TÜPKIYE YAYINEVİ — İstanbul
Sami paşanın, zevcesi Gülarayiş hanıma yazdığı bazı mektuplun gördüm, Tanzimat defvri, edebi-yatçılan arasında mühim bir mevkii olan Sami paşanın mektuplarındaki dil hakikaten pek güzeldir. Bakınız «29 nisan 60» tarihli zevcesi Gül. arayiş hanıma yazdığı mektuba Sami paşa nasıl başlıyor:
»Ey benim if-fetlû Arayişim, hem de kadınım.,», Aynı tarihlerdeki başka mektubunda
Sami paşa «benim iffetlû kadınım Araylşim» demek-tecftr.
Sami paşa yet gönülden
nim kadınım» diye mektuplarına başladığı 60 senesinden ne kadar sonraki âşıklar, bazı kocalar
mektuplarında soğuk soğuk bazı ifadelerle «tende canım, «gonca dihanım», «ruhum» «meleğim» «sultanım» gibi acayip lâflar ederlerdi.
Sami paşanın ilk zevcesi Ad-viye hanım ayn ve mühim bir mevzu dan «Suphi paşa konağı» nda oturmakta idi, Taşkasaptaki konakta ise Sami paşanın küçük zevcesi Sümbülbaha hanımla, Gülarayiş hanım otururlardı. Kendilerine "" hanımefendi», «Büyük fendi» denilmelerine aralarındaki yaş farkı İki hanımı görenler iki ğil, İki kardeş zannederlerdi. O derece iyi geçinirlerdi. Resimlerinden harikulâde güzel bir insan odluğu anlaşılan Sami paşayı pek sevdikleri de anlaşılıyor
Sümbülbaha hanımın ayrıca bir ismi daha vardı: Kâtip hanım!. Bütün aile kendisinden böyle bahsederdi. Zira Sümbül-baha hanım o devirde gayet iyi yazı okuma bilirdi. Hattâ Sami paşa bir yere gittiği zaman konakla onun arasındaki mektuplaşmayı Sümbülbaha hanımın idare ettiğini görüyoruz.
Sümbülbaha hanım, Gülara-ylş hanımın kocasına yazdırmak istediği mektupları da büyük bir itina, samimiyet ve hüsnüniyetle kaleme alırdı. Hattâ Sami paşa bir mektubunda Gülarayiş hanıma: «Sümbülbahanın mektubunda senin sözlerine Taslamadım. Yoksa beni göreceğin gelmedi mi. Bundan sonraki mektupta söyliyeceklerint yazdır Senin sözlerine tesadüf etmek İstiyorum» tarzında cümleler kullanmaktadır.
60 tarihlerinde Avrupadan yazdığı mektupta [o tarihlerde Sami paşa Paris, Belçika, Tngil-terede dolaşmış, Mustafa Reşit paşa ile ve daha sonra Avrupa -nın en meşhur simaları olan Thlers, Gulzot. Pal'merston He de görüşmüştü.] Zevcelerine şöyle demektedir:
«Size tuhaf tuhaf hediyeler getireceğim. Beyoğlu hediyelerine benzemez. Bunlar daha zarif ve daha âlâsıdır.» 1
«Küçük hanıme-rağmen azdı. Bu ortak de-
- Taşkasaptaki konakta tarih, ■ felsefe ve hukuk dersleri okutan meşhur profesör Mortman
’ Bu mektuptan, Beyoğlunun ! vitrinleri ve diikkânJarile daha o zamandan dikkati çektiği de I anlaşılıyor. Halbuki «Dünü pek i iyi bilirim!.» iddiasında bulu-naniar bize Beyoğlunun mazisi. nl pek kısa olarak gösterirler.
1 Nasıl tanıştılar?.
Kâmil paşanın Sami paşa İle ; tanışmaları da şu suretle olmuş; tu: Genç Kâmil meşhur rüyasından sonra Mısıra gelince, îskende-’ riye muhafızlık teşkilâtına girmişti. İskenderiye muhafızı Hay' rullah bev, Sami paşanın küçük kardeşiydi. Hayrullah bey teşki-’ iâtın kitabet İşini gayet kuvvetli ; bir kalemi olan Kâmil beye havale etmişti. Kahir ede bulunan Sami paşa ............
gayet güzel bir kalemle yazıldığım görür Kardeşi Hayrullah beyin bir çok meziyetleri varsa ' da kitabetteki kudreti bu kadar değildir.
Sanıl paşa bu kadar güzel kalem sahibinin kim olduğunu merak eder ve kardeşine: «Hayrul-lah, bu kimdir?» diye sorar. Mesele anlaşılınca Kâmil bey hemen Kahlreye getirtilir ve kendisi derece derece yükselir.
Görülüyor kİ Telemak mütercimi İlk defa kalemile dikkati üzerine çekmeğe muvaffak oh
| muştur.
biıdenbire evrakın
Profesör Mortman’ın sakalı..
Her ikisi de bir üniversite bir edep, bir nezaket mektebi olan Taşkasaptaki konağın ve Horhordaki Suphi paşa konağının Semainin üzerindeki tesiri pek büyüktür.
Konakta muayyen dersleri okutan, muayyen hocalar vardı. Meselâ tarih, felsefe ve hukuk derslerini meşhur profesör, büyük Mortman okuturdu. Çok ,dikkate değer bir sima idi, Kocaman bir sakalı vardı. Ekseriya fes giyerdi. Böyle resimleri de vardır.
Mortman’ın mensup olduğu millet o sıralarda harbdeydi. Mortman bir gün köprü üzerinde dostlarına rasgelmişti. Kocaman sakalını parmaklar!le sıvaz-Jıyarak:
— Ahdettim. Zaferi kazanırsak şu sakalımı iyice keseceğim, kısaltacağım, dedi
Bir müddet sonra
Taşkasaptaki konağa küçük sakalla geldi.
Zafer kazanılmıştı!..
Yaldızlı salon..
Konağın en dikkate dğeer yerlerinden biri de meşhur «yaldızlı salon» u idi. Burası hakikaten «dahilî tezyinat» sanatının bir şaheseri gibiydi. Her taraf yaldızlıydı. Yeşil bir zemin üzerine Yesari’nin harikulade sanatkâ-rane yazılan dikkati çekiyordu. Yaldızlı salonun pek sanatkâra-ne bir ocağı vardı. Çok defa burada gayet mühim • ■ • -da olurdu. Bina 18 marnından kalmaydı İslâm konağıydı,
Jşte bu enteresan . miihlm simalar içinde yetişen Sezai bey harikulâde bir ‘ " lâpçı olmuştu.
Denizden pek çekindiği, ürktüğü halde İnkılâp hamleleri uğrunda nelere katlanmamıştı, îlk Avrupaya gidişi sırasında, insan korktuğuna uğrar!.» derler, Bir de vapur kazası geçirmişti. Bindiği Nemçe vapuru limandan çıkarken başka bir vapurla çarpışmıştı. Bu tafsilâtı yine ona dair bir mektuptan okuyoruz.
Sezai Avrupaya gitmeden önce Londraya, Parise alt bir sürü fotoğraf bulmuştu. Bunları gizlice saklıyor, yalnız annesine gösteriyordu. Fotoğraflarındaki büyük operaların, binaların, kapıların üzerlerine parmaklarını koyup, heyecanlı bir sesle annesine yavaşça:
— Bak anneciğimi,. Şu merdivenleri görüyorsun ya... İşte ben buralardan çıkacağım. Şu operaya gireceğim. Şu kapıdan da geçeceğim. Bu caddede ' " şacağım...»
Derdi. Annesi Gülarayiş mm artık ezberden, daha rusu fotoğraflardan bütün rupayı öğrenmişti. Sezai Avrupaya gidince anne, mektuplarında oğluna şöyle soruyordu:
«Sezai o bana gösterdiğin merdivenlerden çıktın mı evlâdım?.. O çok büyük kapıdan geçtin mi?. O kalabalık caddede dolaşıyor musun?.»
Kâh mücadele için, kâh Hâ-mit gibi sefirlikle ömrünün uzun zamanı Avrupada geçmiş olan Sezalnln bu hayatından yine bahsedeceğiz.
Hikmet Feridun Es
toplantılar nci asır za-Blr şeyhüb
dekor ve
inkı-
dola-
ha-doğ-
Av-
M (î 7. I K:
( Bn. Feyha Talay ) ın viyolonsel konseri
Bir zamanlar viyolonsele erkeklere mahsus bir saz nazarlie bakılırdı. Bugün yetişmiş ve yetişmekte olan değerli viyolonselist kadınlar bu görüşü yalanlamakta ve erkeklerin karşısına birer rakip olanak çıkmaktadır.
fBn. Feyha Talay) 1, 3/V/194S perşembe akşamı Şehir Tiyatrosu Dram kısmında Beyoğlu Halkevi Sosyal Yardım kolu yararına verdiği bu konsere gelinceye kadar ancak radyo yardımlle tanıyorduk. An karada birçok konserler yermiş olan bayanın Lrtanbuida verdiği bu konser, aldanmıyorsam birincisidir. Güzel bir programla karşımıza çıkan viyolonselist İstidadını, iyi düzenlenmemiş bir konserin ancak bir araya getirebildiği pek az sayıdaki dinleyiciye tasdik et-tlrebilcU.
(Beethoven) in (sol mlnorı sonatında (Adagloı nun asilliğini ve derinliğini duyuran viyolonselist, (Allegro) ve (Rondo) nun zarifliğini ve cazibesini de belirtti. (Barbedettb nin sonatını da aynı başarı ile ifade eden (Bn. Feyha Talay), programının ikinci kısmını (Tşehaikovrsky, Grandi», Bolzdeftre, Faurö’ ve (Popper) den küçük eserlerle süslemişti. Kanaatimce (Tschalkovsky) nin (Noetume) ü bu beş parçanın en muvaffak olanıydı. (Fbut£) nin güzel (Siclll-enne) İne daha iyi nüfuz etmek ve (Granados) un (İspanyol dansı, m daha sıcak renklerle süslemek gerekiyordu. Programın son eseri olan ve virtüözlüğe dayanan (Popper) İn parçası çok beğeni Mİ ve şiddetle alkışlandı; viyolonselist, program hartef çaldığı bir parpa ile mukabele elti.
Piyano eşliği, başından sonnna kadar solisti boğacak decerede kuvvetliydi, Piyanonun sustuğu pasajlarda viyolonselin sesini rahatç4 duyabiliyor ve âdet® bu sükûtun uzamasını diliyordum. Sonatlarda ödevi ortaklaşa pa.yln.7an İki sazdan zaman zaman hangisinin duyulması gerektiğini ve hangisinin melodiyi saran İnce agla-la. zarif süslerle eşltk etmesi lazım geldiğini piyanist bayanın takdir edeceğini umardım. Tenha bir saJon karşısında konser vermenin sanatkârlarda yapacağı menfi tesiri uyandıracağı menfi ruh haletini çok İyi anlıyorum. Fakat bu kırgınlığın, sazın akordunu düşkün Mr şekilde yapmaktan istiğna gösterecek ve ön sıralardan İşitilebilecek bir sesle sahnede konuşacak İr”*'”- II”s-”-namlısını dilerdim.
(Bn. Feyha Talay' 1 wıyoıcrr?e!de henüz altı yıllık bir mazisi vardır. Bir musiki muhitinde doğup büyüyen viyolonselist az vakitte istidadını ln':f-şaf ettirmeğe muvaffak olmuş ve sanatını daha mükemmele doğru götürmek isteğile Parise gitmiştir. Fakat ahval dolayısile memlekete dönmek zorunda kalmış. (Edip Seren, Mesut Cemil ve David Zirkln) gibi viyolonsel öğretmenlerinden rfe-t atmakla iktifa etmiştir.
Gene viyolonselist, bu ilk kon ser ile bi2e İstidadının bir örneğini verdi. Kendisini taınamlle r-azına vermiş olduğunu bildiğimiz çalışkan sanatkârdan. İlerisi için daha büvük basanlar bekleriz.
FİKRİ ÇİÇEK OĞLU
10/V/1M5 tarihli (Akşamı da (Yeni bir senfoni orkestrası) başlığı altında çıkan yazımın bir cümlesi yanlış basılmıştır. Doğrusu; «Beethoven) in Do majör birinci senfonisi, 1795 İle 1801 yılları arasında yazdığı....» şeklindedir.
Yeni bir antiseptik: Phenoxitol
Dr. Berry ve mesai arkadaşları Dr. J. Gouph ve Mis MB Stili, geçen dünya savaşında pek çok tesadüf edilen ve yeşil cerahate sebebiyet veren mikroba karşı esaslı bir antiseptik bulmuşlardır. Orijinal ismi, ethyle-neglycolmonophenylether olan bu ilâcın telâffuzunu kolaylaştırmak için, Phenoritol denilmektedir.
Phenoıitol, ethylene glycol gru-pundan bir maddedir ve umumiyet ltlbariie donmağa mâni olmak İçin kullanılan bir terkiptir. Bu İlâç, renksiz ve kokusuz bir meyidir. Staphylo-coccle ve streptococcle"ye karşı Penisilinden daha müessir bir İlâç olmamakla beraber, yeşil cerahate karşı gayet mühim bir antiseptiktir,
A m er ikada fiat ofisi fikir yoklamaları yapıyor
Amerika'da ftatier ol isi idaresi, takibettlği politikanın husule getirdiği reaksiyonlara vakıf olmak İçin muhtelif metodlar kulanmaktadır.
Kendi hesabına olarak ziraat ekonomisi bürosu tarafından tertibe dilen yoklamalardan başka IJatler ofisi, müstehliklerin tefsirlerini takibet-mekle mükellef ajanlar vasıtaslle pl-muhtelif metodlar kullanmaktadır.
Flütler ofisine mensup her komitede. halktaki reaksiyonları bildiren bir âza bulunmaktadır. Tüccarlardaki fiat tarifelerini tesblt eden iş İstatistikleri bürosu da müstehliklerin reaksiyonları hakkında Haller ofisine malûmat vermektedir.
Snhlfe 6
ARŞAM
19 Mayıs 19«
Kapı çalındı. Feride hizmetçi kıza:
— Koş bak.. Galiba matma..el Sl-ranuş geldi... dedi.
Genç kadının tahmini doğru çıkmıştı.
Matmazel Siranuş dapdaracık elbisesi içinde, şişman vücudunu türele tltrete ve hafif bir telâşla merdivenlerden yukarıya çıkıyordu. Feride ile karşılaştığı zaman:
— Geç kaldığımdan Ötürîi pardon edtrlm... dedi.
Feride gülümsedi:
— Zarar yok matmazel!-
Şişman matmazel çabucak soyundu. Pardı-süsünü çıkardı. Kollarının alü terlemiş, elbisesinin iki tarafında iki ıslak üçken göze çarpıyordu. Hemen çantasını açan matmazel Siranuş kol-tırkaltlarındaki bu üçkentere leylak esansı sürdü. Sonra:
— Ben modelleri getirmişim t..
Dedi. Pardesüsünüıı yanında boru gibi kıvrık duran ve üzerlerinde Fransızca «1940» diye yazan medetleri açtı. Birer birer sahifelerl çevirdi, resimler önden, arkadan görünen bir takım kaduı resimleri...
Bir müddet sonra matmazel Siranuş bir takım kesilmiş kumaşlar, makaralar, İğneler, makaslar arasında, karmakarışık öteberi içinde çalışmağa haklamıştı.
Tombul matmazelin bu civarda pek çok müşterisi vardı. Öyle pek fevkalade dikiş dlkmezdi amma yine de makası fena değildi. Sonra ucuza geliyordu. O dalma evlere giderdi. Sabahleyin erkenden işe başlar, akşam hava kararırken dikişini ya bitirir, yahut bitecek bir vaziyete getirirdi. Sonra sokak lâmbaları yanarken, yorgun yüzüne su çarpar, dudaklarını boyar, kapıdan çıkarken cebine sıkıştırılan gündeliği için:
— Mil mersi!., demeği katiyen İhmal etmezdi.
Müşterileri ondan olduğu gibi, matmazel de İşinden memnundu. Zira hergün bir yere giderdi. Hiç boş kalmazdı. Bütün bir gün çalıştığı için, gittiği yerlerde kendisine öğle yemeği de çıkarırlardı. Hattâ dikişe itina etmesi için ekseriya bu yemekler de pek güzel olurdu. Adetâ hergün hafif tertip bir ziyafette gibi idi. Ve matmazel Siranuş:
— Allah aşkına .ve, matmazel!.. Bözlerlle kendisine yapılan ikramlardan daima bol bol istifade eder, tıka basa yerdi, o kadar doyardı kİ ekseriya akşam yemeklerini yemez veya bir çay İçer yatardı.
Büyüce 7 Jira gündeliği daima eline kalırdı. Siranuş ne diye işinden memnun olmasın?..
Zaten matmazel aldığı paraların üzerine düğüm vurup durmakta idi. Tek lirasını bozdururken âdeta elleri titriyordu. Bunda da hakta vardı, ^ira b*r müddetten beri komşusu Gavroş ile nişanlı bulnuyordu. Matmazel çeyizini biriktiriyordu. Hakikaten Gavroş da yakışıklı çocuktu. Vakıa ağzındaki bütün dişleri altındı. Kara kaşları iki kundura fırçası ha-lindn idi, saçları kaşlarının biraz gerisinden başldığı İçin hiç alm yoktu. Fakat siz gelin de bir kere onu matmazel Slranuşa sorun.
Genç kız, ta 16 yaşından beri bu komşu oğlu ile evlenmek isterdi. İşte pihayet felek Gavroşu ona kısmet etmişti. Fakat gel gelelim bu mesut hâdise için matmazelin külliyetli miktarda çeyiz yapması, drahoma toplaması gerekti, zira Gavroş iyi çocuktu, boş çocuktu amma biraz para canlısı İdî. Şöyle bir sermaye elde edip Çarşı İçinde piko ve yağlıboya işleme yastık yapan küçük bir dükkân açmak niyetinde idi.
İşte bunur, içindir kl matmazel Sl-ranus geceyi gündüze katarak çalışmakta İdi.
Elbise bitince bütün ev halta şaştı. Zira matmazel kumaşı berbat et-' {nişti!.. Etikler diz kapaktan yukarı-] da. beli çarpık, omuzlar pot olmuştu
Halbuki her zaman matmazel Siranuş ne kadar da dikkatli davranırdı. Bugün nc olmuştu?..
Matmazel de yaptığı dikkatsizliğin farkına varmıştı kİ;
— Ah hiç aklım başımda Gavroş ile dargınız da... dedi.
Feride pek çok şeyler söyliyecekLL Fakat matmazel öyle dertli bir tav» takınmıştı kİ ona acıdı. Zira Slranuş-un, Gavroşun daha lâkırdısı İle bije sarhoş olduğunu bilirdi. Matmazel vakıa güzel kızdı. Amma otuzunu geçmekte idi. Üstelik şişman olduğu İçin hattâ daha da fazla göstermekte idi.
Onun gündeliğini yine cebine sıkıştırdı.
Ertesi günü Feride, ahpablarilr konuşurken matmazelden lâf açıldı. Hepsinin Gavroştan haberi vardı:
— Aman sakın., dediler, Siranuş» dikiş vermeğe kalkmayınız. Aklı başında değil zavallının... Gavroş İle dargınlar...
Hakikaten pek hazin bir şeydi, o makasının inceliği ile meşhur olan tombul matmazel, Gavroş İle dargın olduğu zamanlar sanki rüyada dikiş dikiyor gibi İdi. İğneyi kumaşın neresinden sokup neresinden çıkardığunn farkında bile değildi.
Bunun İçin kendisine uzun kollu diye sipariş edilen elbiseleri bozan kolsuz, kapalı yakalı olacakları dekolte, uzun etekleıi İse dizkapağından yukarı yapıyordu. Bütün bu elbiseleri berbat eden Gavroştu, Gavroşun hâtırası İdi, Gavroşun hayali İdi...
Gavroşla barışıldığı zaman yine matmazel eski usta terzi oluyor, dikişlerini fevkalâde İyi diyordu. Bunun için tombul terziyi dikişe çağıracakları zaman etraftan tahkik ediyorlar:
— Acaba matmazel, Gavroş 11c dargın mı, yoksa barışık mı?..
Vc bunu öğrenmek de çok mühimdi. Çünkü bütün elbiselerin mukdderatı Gavroşa bağlı İdi.
■BİR YILDIZ)
BULMACA
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Fabrika.
2 — Süprüntü.
3 — Tekdir eden.
4 — Cemi edatı - Gebelik arzularına tutulan.
5 — Bir nevi armut - Sonuna «R» gelirse heyecanlanır,
6 — Tersi şeraitin bir tanesidir -Öfke.
7 — Coşma - Kedinin başı.
8 —.Papazın lânetlemesi - Ters! masalların korkunç mahlûkudur.
0 — Bir nevi şeker.
10 — çok pahalı olan yiyfçeklerimizden - Yok olma.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa ve Yukarıdan aşağı:
1 — Sülük. Şaka, 2 — Üşeniyor.
3 — Leva, Emare, 4 — Ünalan, Men, 5 — Kl, Amirane, 0 — Yenigelin, 7 — Şom, Re, Is, 8 — Aramalı, Eş, 9 — Reniseçl, 10 — Alenen. Şir.
....Gömlektin
BİRİNCİ SINIF ÇÖMLEKÇİI reı 201190 sirkeci ■■■•
Kahır Yüzünden Lütuf
Yazan: P. Wentwortb Tercüme eden: Vâ - Nü
-1 —— Tefrika No. 27 —
Elimde mum vardı. Matmazel Geı rgina’nın odasının önünden geçiyordum. Annle’yl gördüm,
— Nerede?
Jenny titriyordu.
— Kapı aralıktı. Yüzünü gördüm,
— Yalnız yüzünü mü?
Jenny mırıldandı:
- Bana bakıyordu. Ah, bay Julien! Fıca ederim anneme söylemeyiniz. B ına bakıyordu. Ben de bir hayal olduğunu anladı: ı. Çok rica ederim anneme söylemeyiniz. Yoksa ölür vallahi.
-fullen, hizmetçiye karşı pek tatlı davranıyordu, omuzunu okşadı. Bu İşittiklerini bir yerde tekrnrJamıya-cağma dair söz verdi. Mevzuu da değiştirdi.
— Dün akşam bir kedinin miyavladığını durdun mu, Jenny? Köpek onu yakalamak için koşmuş. Acaba siz de bunları İşittiniz mi diye içime merak oldu.
Kız gözlerini silerek:
— Hayır, —.dedi — Yahut da böyle bir gürültü olmuştur, ben dikkat et-i mem'BitT'rtîr Rovan Grey de bann aynı sualleri sordu. Evde hiç kedi bes-
lemediğimizi ona haber verdim.. Annemin kediden nefret ettiğini bilirsiniz. efendim. Âdeta bayılacak gibi olur. Fakat, hazan da kediler bahçemize gelir. Babam, kedilerin çiçekleri bozduğunu söylüyordu.
Julien odadan ayrılmadan ewel, ihtiyar sütnlneslne uğradı. Gayet intizamlı olan odasında kadıncağız yatıyordu. Şöminede ateş yanmaktaydı. Madam Brovn'm elleri, göğsüne yayılmış temiz bir mendilin üzerinde kavuşmuştu.
İhtiyar kadın. Julien’i gördüğü İçLn pek memnun oldu.
Etrafa bir göz. atarak:
— Sizi bilhassa yalnız gördüğüme memnun oldum, oğlum. —dedi.— Eski görüşmelerimizde Jenny de yanımızda olduğu için size bazı sualler soramadım.
Julien. oturdu. İnmelinin elini okşadı.
— Söyleyin, sizi dinliyorum.
— Öğrenmek istediğim şudur; Acaba bir haber aldınız mı? Bir iz bııl-d'inuz mu? Tabii Annie’den bahsedi-'■■n anüruşsınıçdır.
Julien, bayını salladı.
Kilise çanlarile çalınan melodiler
Belçika’da Roulemont büyük kilisesinin çanları en kıymetli musiki aletleri hükmündedir. Bunu hep büyük musiki üstatları çalmıştır
Garbi Avrupada musiki yalnız pl-| yano, keman gibi bildiğimiz âletleri çalmaktan ibaret değildir. Kiliselerin hor kulesinde düzinelerce bir arada bulunan çanlarının ahenkli çalınması en güç ve nazik musiki sanatlarından biridir.
Kemancıların şöhreti kadar kemanların sanatlı yapılmasının da büyük kıymeti vardır, çanların da gayet İnce ve mütenevvi melodileri dinletebilmesi için gayet biiyük üstatlar tarafından dökülmesi lâzımdır. Fakat çan çalmak sanatı eski itibar ve kıymetini kaybetmiştir.
Bir iki asır evvel bütün Avrupaya şöhret salmış büyük çancı üstatları şimdi pek nadirdir. Bunların yerini tutacak kuvvet ve İstidat sahipleri İse yok gibidir. Gayet hassas ve her türlü musiki sesini verecek çanların imali sanatı ise büsbütün ölmüştür. Eski ustalar birer birer sahneden çekilmişler ve imal sanatının sırlarını , da birlikte mezara götürmüşlerdir.
Bu hale en ziyade müteessir olan-lar son kalan çanları çalan ustalardır. Bunlar evlât vc ahfat yetiştirmekten ziyade kendilerine halef olacak ustalar bırakmağa ehemmiyet veriyorlar. Bir kabiliyet sahibinin kaybından kendi çocuk ve hafitlerinin ölümünden ziyade acı duymak- . tadarlar.
Bu ustaların hayatları Avrupanın meşahlr! kadar muhitlerini alâkadar' ediyor. Bunlardan biri Belçikanın meşhur çan musikişinaslarından Pe-'
I
i
I
I
| yığın bronz madeninden başka bir kıymeti olamıyacağını söylediği zaman çan sanatkârı, meşhur bir ke-manistin kemanını odun parçası diyerek tahrlbetmek ne İse bu çanların dahi hurda bronz olarak kullanılması aynı mânayı ifade edeceğini söylemiş ve nihayet kumandanı çanların kulede kalmasına İkna eylemiştir.
İkinci cihan harbinde de çanlar başka bir kaza geçirmiştir. Almanlar Bclçlkayı İşgal ederken 10 kilometre mesafeden Roulemont şehrini topa tutmuşlardı.
Bu esnada Peter Veldekens çan kulesinde orgu başında İlâhî melodilerini çalıyor ve bir taraftan şehre düşen gülleleri seyrediyordu. Bunlardan birinin kendi evine düştüğü zaman aklı başından gitmiştir.
Çünkü kendisine halef olarak yetiştirmekte olduğu oğlunun o saatte evde bulunduğunu biliyordu. Sanatkâr oğlunun öl münden en ziyade çan çalmak sanatında kendisine halef kalmıyarak öleceğinden korkuyordu.
Kuleden İndiği zaman kendisini karşılıyan dostlarından oğlunun ölüm haberini almıştır. Fakat eve koşacak yerde tanıdığı bir tütüncünün dükkanına koşmuştur. Çünkü kendi oğlundan sonra çan çalmak hususunda en ziyade istidatlı gördüğü adam tütüncünün oğlu idi. Zavallı çancı tütüncüden yalvara yakara oğlunun çancılık sanatına çırak olmasına müsaade almıştır. — f.
ter Veidekens'tir. Bu adam haftada T.. , ıf
her pazar, cuma ve perşembe günleri Hâ.lk fiV’er V6 Kumilllar | Roulemont şehrinin büyük kilisesinin - ,‘L
çan kulesine çıkar ve İlâhi musikisi- I nl şehrin halkına dinletirdi. 20 se-' ne devam eden bu vazifesi esnasında hiç bir gün kuleye çıkıp saatlerce güzide melodileri çalmakta kusur etmemiştir.
Kulede en büyüğü on tonluk olmak üzere birçok irili ufaklı çan vardır. Bunları kuledeki orgt.a notaya bakarak çaldığı melodilere uydururdu.
Peter Veledkens bu sanatı aynı kilisede vazife yapan papaz baş çancı Karel Veldejcens'ten öğrenmiş ve kendisine halet olmuştu. Karel’den evvel Van den Ghens ismindeki bir üstat ile oğlu baş çancılık vazifesini yapmışlardı. Bunlardan evvel de Doosseker İsminde bir üstat bir çok yıllar bu çan kulesinden halkın ruhunu coşturan melodileri muntazaman çalmıştı.
Roulemonfun büyük kilisesi 1658 nti kâtipliğinden: senesinde inşa edilmiştir, o tarihten icrlni yeniden tanzim zarureti karşı-beri fasılasız büyük üstatlar bu çan- J sında eski ve yeni azanın aşağıda yalara bakmışlar ve bunlarla İlâhi me- zili hususlara dikkat nazarlarını çc-lcdiler çalmışlardır. keriz:
Çanların muhafazasına ayrıca dik- ı _ Her âza 10/7/1945 tarihine kakıt edilmektedir. Çünkü bu çanlar üç dar kulübe bizzat veya bir mektupla yüz sene evvel garbi Avrupada büyük müracaat ederek kaydını ycnileınell-şöhret salan bir dökmeci tarafından
bronzdan İmal edilmiştir. Fakat bu , 2 — Bu tarihten sonraki müracaat-
tı®; kazaen vefat ederken kendisine ların sahlplerJ kulütoe ilk defa glrcn.
* Sarıyer Halkevinden: 19 Mayıs cumartesi Gençlik bayramı gıinü Büyülerlere spor alanında snut 18 de:
j 1 — Halkevi Kız er tak ekiplerinin bejden hareketleri, 2 — Manialı bayrak koşusu. 3 — Voleybol (kızlar), 4 — Atletizm (erkekler), s — Basketbol (erkekler), 6 — 17,30 Mirgün'den başlamak üzere (Mirgün - Büyukderc) ' bayrak koşusu (kızlar 500 M. Erkekler 1000 M-, 7 — Saat 15,39 da Halkevi salonunda Refik Ahmet Sevcngil tarafından konuşma, 8 — Saat 16,30-da Temsil kolu tarafından (Bir cesa-j ret rekoru - Kızıl Çağlayan) piyesleri. Herkes gelebilir.
* Kandilli kız lisesi mezunları 2O/V/945 pazar günü 14.30 da okulda yapılacak spor bayramına davetlidir.
* Fenerbahçe Gençlik Kulübü umu-Kuliıbümüz sicü-
»« lCte latbB1 edll5n t!lbl enna n . n ın« OİaCaklÛTdir.
3 — Mart 1945 tarihli mektubumuzu cevaplandırarak taahhütte bulunmuş olanlar yukarıdaki madde hükmüne tabi değildirler. Bu gibilerin kayıtları otomatik olarak yenilenmiş bulunmaktadır,
4 — Yeni kayıtlara göre hüviyet varakası verileceğinden eskilerinin hükmü olmıyacaktır.
* Şehremini Halkevinden: 19 Mayıs 945 cumartesi günü, gençlik ve spor bayramı münastbetiyle Evimiz spor kolu tarafından (3500) metrelik bir kır koşusu tcrtlbed Um iştir. Koşu sabah saat 10 da yapılacaktır. İsteklilerin 18 mayıs 945 akşamına kadar Evimiz kâtipliğine müracaatla kaydolmaları rica olunur.
sımatının bütün esrarını kendlslle beraber götürmüştür.
1914 senesinde birinci cihan harbi vuku bulduğu zaman bu çanlar büyük bir tehlike ile karşılaşmıştı. Burasını İşgal eden Almanlar top İmalinde kullanmak üzere kiliselerin çanlarını topladıkları zaman Roule-mont şehrinin büyük kilisesindeki yüzlerce ton tutan çanlarını da indirip top fabrikalarına göndermek istemişlerdi. Fakat karşılarına çıkan Peter Veldckens ölümünü göze alarak bunların indirilmesine mâni olmuştur.
Canından aziz bildiği bu çanları kurtarmak için her çareye baş vurmuş. bir Alman kumandanlığına müracaat ederek derdini anlatmağa çalışmıştır. Kumandan bu çanların bir
— Maalesef hayır.
Kısa bir sükût!
Annle Brown kaybolduğu vakit, yani bundan on iki sene evvel, genç âlim onu bulabilmek için elinden gelen her şeyi yapmıştı. Fakat tekmil teşebbüsleri boşa çıkmıştı. Bir malû-n ıt sahibi olup biçare anneye haber vermek ümidini artık büsbütün kaybetmiş bulunuyordu. Buna rağmen erkek ne zaman Forsham'a gelse, kadın hep aynı sualleri sorar, ve ondan hep aynı cevaplan alırdı.
Madam Brovn'm dudakları titredi. Gözleri yaşlarla dolu İse de bu yaşlar akmadı.
— ön iki seneden beri görmüyorum. Ne uzun! Ne uzun! —dedi.
— Sizde Annie'nin fotoğrafı var mıdır? Galiba şöminenin üzerinde bir tane duruyordu?
— Duruyordu. Jenny, benim yüreğime dokunduğunu anluyarak onıı oradan kaldırdı.
— Peki başka resmi yok mu?
Madam Brown gene etrafına bakındı. Sonra yaklaşması için genç adama işaret etti. Yastığının altından eski bir İncil çıkardı. Kesilmiş bir bukle ve bir fotoğraf!
Julien bakmak için eğildi. Kendi çektiği bir resimdi bu. Annle ile Jenny yanyana elma topluyorlar. Bir müddet baleti ise de iki kızı birbirinden ayırdedemedi. Bayan Brown
onun bu düşüncesini anlamış gibi titrek parmağım uzattı:
— Annle buydu. —dedi,— Hayatlarının o çağında birbirlerine fevkalâde benzerlerdi. Fakat Annle daha canlıydı. Jenny’den daha güzel, daha şirindi.
Koridorda bir ayak sesi işitildi. Kadın da kitabı kapıyarak yastığın altına soktu.
xm
Amabei, postacıya kapıda rasladı Mektuplarını okumak İçin geriye döndü. Üç mektup gelmişti. Biri Daphne’den, biri kiracı Misse Lee'den. öbürü de hemşiresi Agatha’dan.
İki tanesini dizinin üstüne bıraktı. Daphne'nin zarfını açtı. Acele acele karalanıp Marsilya’dan postaya verilmiş bir mektup.
( Harikulade! Harlkulâde! Seyahat etmeğe bayılıyorum. Hava sıcak, pek sıcak. Halbuki ben, İngiltere’de, güneşin mevcudiyetini bile unutmuştum. Jimmy beni görünce pek memnun oldu. Grupumuza, o burada katıldı. Şimdi yatına bineceğiz. Harikulade değil mi? şayet bu hava devam ederse, Akdenl2 gezintimiz pek gıızel olacak!.»
Mektup bu hava İçinde devam ediyordu. Sade Jimmy, sade yat... Deniz pek güzelmiş. Hava bulutsuzmuş Gençlik! Eğlence!
iki de hamiş vardı:
Dariilhedayiden Şehir Tiyatrosuna
(Saşlarafı 3 üncii sayfada)
Bu komisyon tarafından ne yapıldığım tesb.it edememiş olduğumuzdan. 1943 senesi yine bir şey yapılamadığından korkarak 1944 te (mu-karreratm ne olduğu malûm değilse de bu sene mevsim boyunca öğreneceklerimizden mahiyetini lstldlâl edebileceğimiz aşikârdır. VerUen kararlar elbette umumi aruzu karşılıya-caktır» demekle iktifaya mecbur olmuştuk.
Bu temennimizin de boşa çıktığını, Şehir Tiyatrosunun Belediye bütçe encümeninin ikazına rağmen başı boş kaldığını ilâveye bilmem lüzum, var mı?
Şimdi Şehir Tiyatrosunun 1944 senesi bütçesine gelelim. Belediye bütçe encümeni geçen mali sene dilediği ıslahatın yapılmasını bekliye dururken bLr noktaya daha ilişti. Fiili bir faydası olnuyan ve geçen sene ancak bir gösteriş olarak Şehir Tiyatrosu tarafından bütçeye konmuş bulunan - rejisör yetiştirmek ikramiyesini, bu suretle ikramiye verilmesini muvafık görmiyerek tay’yettl.
Şehir Tiyatrosunun ikramiye vermekle rejisör yetlşmlyeceğlni: rejisör yetiştirmek için çok çalışılması lâzım geldiğini: fıtri istidadı olanların bile çok çalışmaları sayesinde rejisörlüğe namzet olabileceklerini: namzet rejisör olanların da çok çalıştıktan sonra muvaffak olmaya başlıyabllecek-lerlnl pek İyi bilmesi lâzımgellr. Ve elbette bilir. Rejisör yetiştirmek istemekte de pek haklıdır. Fakat, kendi kendini aldatır gibi, rejisör yetiştireceğim diye İkramiye çıkmaz sokaklarına saplanması doğru mudur?
Rejisör olabilmek İçin sahnemizin şu veya bu kadar senelik sanatkârı olmak kifayet eder mi? Bu mesleğin zorlukları hadsiz hesapsızdır. Üstelik rejisörlük malûmatı bir ders halinde verilmezse ancak yabancı dilde okunacak kitaplardan elde edilebilir. Bu hakikatleri pek iyi bilmesi lâzım ge-lon Şehir Tiyatrosu demek bilinemez -liğe gelerek bu tahsisatı da karşılıksız olarak aldı ve dağıttı ki bunu görerek Belediye bütçe encümeni onu r tay» yetti.
Bütçe encümenine hak vermemek kabil mİ? Gönül ne kadar arzu ederdi ki haklı olan Şehir Tiyarosu olsun. Çünkü bu suretle Şehir Tiyatrosunun bütün âksakhlarının düzelmeye başlamış olduğu kanaati belirmeye başlardı.
şimdi bir kaç satır da son günü Umumî Meclise verilerek alelacele tasdik ettirilmek istenen yeni nizamnameye hasredelim. Onu henüz görmedik. Kimin hazırladığını bilmiyoruz. Yalnız bazı gazetelerin verdiği malûmata dayanarak bunun çok hatalı olduğunu söyliyebiliriz. Evet. Şehir Tiyatrosunun müdürlük vazifesini de rejisörüne yükleten bu nizamname bu bakımdan sarahaten hatalıdır. Bir rlsalle 12ah edelim:
Tiyatro mektebi olarak kurulduğu halde içinde tiyatro dersi verilmlyen Konservatuvannuzın da son senelerde ıslaha muhtaç olduğu görülmüştü. Onun müdürü İle beraber çalışmak üzere başına İfihar ettiğimiz bir mütehassıs getirildi. Netice, bir sene zarfında bile, o kadar parlak oldu ki başlangıçta buna :tlraza yeltenenlerin bile elde edilen muvaffakiyetin azameti önünde gözleri kamaştı.
şimdi her nedense bu mazhariyet tiyatromuzdan esirgenmek İsteniyor. Tiyatromuzun da müdürle rejisörün el ele vermesiyle yürüyebileceği unutuluyor. Fakat biz eminiz.. Konserva-tuvarı bugünkü seviyesine eriştiren Belediyeciler tiyatromuzun seviyesini indirecek mahiyette hatalı işlere girişmezler, glrişemezler. Şehir Tiyatrosu nizamnamesi gizli kapaklı yapı-lamıyacftğına göre biz onun aleniyete vurulmasını huzurla bekllyebllirlz.
Şehir Tiyatrosu nizamnamesi meydana çıkınca da içinde tiyatromuzun aleyhinde olacak maddeler bulunmadığım elbette göreceğiz.
Selim Nüzfıef Gerçek
İENI ÜA11N
ATATÜRK’ÜN
Söylev ve Demeçleri - 1
Milli Eğitim Bakanlığı, «Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü yayınlarından» olmak üzere Ebedi Şef Atatürk’ün 1919 yılından 1038 yılına kadar, Türkiye Büyük Millet Meclisinde ve Cumhuriyet Halk Partisi Kurultayında söylediği söylev ve demeçleri #Ata-türk’im söylev ve Demeçleri» namı altında 400 sahlfcUk bir cilt halinde yayınlanmıştır.
Türk tarihinin ve bunun en parlak bir safhası olan Milli Kurtuluş hareketi tarihimizin en önemli kısımlarını, en salahiyetli bir ağızdan Türk milletine ulaştıran «Atatürk'ün Söylev ve Demeçler!» Ebedi Şefin 1919 yılı 23 temmuzunda Erzurum kongresini açarken söyledikleri söylevden başlıyarak 1938 yılına kadar Büyük Mfik t Meclisinde ve Cumhuriyet Halk Partisinde söyledikleri bütün söylev ve demeçleri İçine almaktadır.
Güzel bir kâğıda basılan ve Milli
Eğitim Bakanlığı Yayınevlerile bütün kitapçılarda satılan bu değerli eserin flatt 320 kuruştur. .
Bütün okuyucularımıza hararetle—-tavsiye ederiz. LJ
n_
TOPRAK VE KOY
Ötedenberl toprak ve köy mesele-t| lerİle uğraşan B. Nusret Köymen bu Q adla küçük bir eser neşretnılştır Eserde muhtelif memleketlerde top- js rak meseleleri tetkik ecillmeta-dir. 25.2 kuruş flatt Üniversite Kltabevinde CO satılmaktadır, q
RUS - ALMAN HARBİNİN İÇ YÜZÜ >
Romanyanın eski Dış Bakanı ve (j) Moskova büyük elçisi Gregorle Ga- Q) feneo'nun »Rus - Alman harbinin iç/ yüzü» İsimli kitabı, uTek bir dünya» mütercimi Tevflg Sadullah ile Yekta Teksel tarafından dilimize çevrilmiş-" tir. Tasvir Neşriyatı tarafından ya-' .vınlanan bu eser, harb tarihinin en ilgi verici fasıllarından birini, hadi-' salı yakından görüp taklbetmeğe muvaffak olmuş bir siyaset adamının salahiyetli kaleminin mahsulüdür. Çok( temiz bir dille çevrilerek Türk aydınlarına sunulan «Rus - Alınan harbinin İç yüzü» nü okuyucularımıza tavsiye ederiz
AYLIK ANSİKLOPEDİ
S
ra S? O
Birinci cildi tamamlandı
Kıymetli arkadaşımız Server İskit tarafından geçen sene kurulan Aylık Ansiklopedi son çıkan 12 nel sayısile birinci cildini muvaffakiyetle tamamlamıştır. Dünyanın en karışık zamanında tamamlanan bu bir senelik cilt içinde edebi, içtimai, siyasi. İlmi hâdiselerle ilgili her madde en salâhiyetti imzalar tararından dikkatle işlenmiş olarak yer almıştır. Yayın hayatımızda pek değerli yeri olan Aylık Ansiklopedi lâyık olduğu alâka ile karşılandığından değerli hizmetine devam edecektir. Çalı kan ve değerli arkadaşımız Server İskiti bu başarısından dolayı tebrik ederken Aylık Ansiklopediye uzun ömürler dileriz.
RADYO
ANKARA RADYOSU:
Bugünkü program
18.00 Radyu çocuk kulübü, 18.45 Dans orkestrası, 19.00 Haberler, 19,20 Geçmişte bugün. 19.25 Dans orkestrası, 1945 Şarkılar, 20.15 Radyo Gazetesi, 20.45 Fasıl, 21.10 Müzik, 21,35 Salon o.V.estrasi. 22.15 Dans müziği (pl.), 22.45 Haberler.
C. H. P. İşbulma - Kurtarma Yurdundan:
ilâcı ve temizlik vasıtaları parasız verilmek suretlie yurt da uyuz hastalığı tedavi olunmaktadır. Çatışmayan veya az kazançlı işlerde çalışıp uyuza tutulan erkek vatandaşlardan arzu edenlerin âdi günlerde 14-15 arasında Nucuosmaniyedekl Yurda müracaatları rica olunur. Tel: 22177
«Bana bir beyaz İpek eşarp lâzım. Blüzumun da kumaşının parçasını gönderiyorum, bir yaka seç. Rica ederim, dikkatli seç.»
Anıabel, mektubun içine baktı. Zarfı silkti. Örnek parça filân yok.
İkinci hamiş:
«Tırnak cilâsı gönder. Unutmuşum. Hani şu senin hiç sevmediğin kokulu cila vardır ya. ondan gönder. Sakın ha, başkası olmasın.»
Bir darp işareti yapılmıştı. Öpülecek yer olarak burası tâyin ediliyordu. Amabei, gülümsedi. Gözleri nemlendi. Bir an sonra, öbür mektupları da eline aldı. Mlss Lee'ninklni okudu:
«Hava cidden...»
Amabei mevsim tafsilâtını atlayıverdi. «... Mutfağın ocağı...» Genç kadın asabiyetle «şark rüzgârı esince tüttüğünü kendisine söylemiştim ya...» Birkaç satır alt tarafını okudu. «Marmaduke...» İşte öğrenmek İstediği buydu. «Marmaduke bu sabah geldi. Onu kapının önünde bulduk. Geri dönmesini İsteyip istemediğinizi Öğrenmek İçin size bir telgraf yolladık. Yorgun görünüyordu. Fakat sıhhati yerlndedlr. Mutfağın ocağı meselesi...» Amabei, muaşeret kaidelerine uygun oimıyan bir cümle mırıldandı. Yani, Daphne'nin ekseriya kullandığı cümlelerden birini....» Sanki bu yıkılası baca beni enterese edermiş gibi. Marnıaduke’nln yaralı!
olup olmadığını yazmıyor bile.»
Mektubu yırttı. «Kırk kilometre yürüdüğüne göre, bacakları kim bilir ne haldedir, zavallının!»
Agatha’nın mektubunu açtı. «Yem hayatın sana ne şekilde tesir ediyor?. Hafta sonunu geçirmek için yanına gelmemi ister misin? Şayet istersen telgraf çek. Cumartesi öğleden soma gelirim. Kocam burada yok. Serbe-slm.»
Amabei bir an düşündü. Agatha-nın gelmesi, herkes nazarmda da, kendi içinde iyi olacaktı. Zira, kardeşinin pratik bilgileri de vardı. Madam Grey, köye doğru gitti.
Posta dairesi, bakkallık, aktarlık ve sucukçuluk yapan bir dükkâna ilâveten konulmuştu. Kara tahtanın üzerine şöyle bir İlân yazılmış bulunuyordu: Soğanlarımız mebzulen
gelmiştir. Bugün domuz yağı ucuzdur. Bekâr bir kiracı, aranıyor. Erkek. yahut kadın olabilir. Bayan Morşhed'e müracaat.
Adabel, etrafına bakındı. Daphne-nin ısmarladığı o fantezi eşya aklına geldi de gülmesi tuttu. Agatha’ya bir telgraf gönderdi. Üç tane gaz lâmbası ve bir bidon petrol satın aldı. Üç de sürme kilit. Sonra, bütün bu eşyanın kendi eyine götürülmesini emretti Yalnız bir avuç vida İle kilitleri alarak döndü.
(Arkaj> "ir»
19 Mayıs 19u
AKŞAM
PAhlf* 7
Almanya ne kadar tamirat ödeyecek?
Almanlar 100 milyar dolarlık tahribat yapmışlar, 90 milyar dolarlık mal g asbey [emişlerdir. Bu rakama ölen 16 milyon Müttefik askerin
Müttefiklerin harb masrafları dahil
bedeli ve değildir
ödemeli-
uçakları bombar-
sında Almanların metinde aldıkları ran 5 sene sonunda 90 milyar dolarlık ganimet elde ettikleri anlaşılmaktadır.
Alman istilâsını durdurmak için Müttefikler harb gayretlerine sarfettikleri paranın yekûnu 295 milyar dolara baliğ olmuştur, Bu yekûnu ya Alman yanın veya Müttefiklerin kendileri ödemesi lâzımdır. Geçen bir kaç sene zarfında Almanların gıdalarından keserek, harb gayretlerine 236 milyar dolar harcadıkları gözönünde tutulacak olursa, ge-1 ne bir kaç sene gıda vesair ihtiyaçlarından keserek, bu borçlarını ödiye bilirler
Almanların ödemesi lâzım gelen hesap listesine, metodik bir surette öldürülen 16 milyon insanın değeri de İlâve edilmelidir, Harbde ölen beher Müttefik erinin değeri 6,000 dolar olarak kabul edilirse, 16 milyon Müttefik ölüsü için Almanların 96 milyar dolar ödemesi lâzım gelmektedir. Bu harbde kurban giden 16 milyon genç arasında semfo-ni besteliyecek, tıbbi keşiflerde bulunacak, ve medeniyete muhtelif sahalarda yardımı dokunabilecek binlerce eleman bulunk-makta idi.
Avrupanm yeniden İmarında inşa edilecek olan ev, fabrika ve mektepler için saıfedilecek olan 1 malzeme ve işçilik kâmllen Almanlar ödenmesi lâzımdır, harb uğruna sarfettikleri emek ve enerjilerini sulh uğrana da kullanmağa heves ve İstek gösterilirse. Avrupada yaptıkları tahribatın bedelini ve Müttefiklere olan zarar ve ziyan borçlarını 20 - 30 sene zarfında ödiye-bılirler.
Bir Amerikan muharriri yazıyor: Almanya için hesap verme zamanı gelmiştir. Sırf kendi menfaatlerini düşünerek, Avra-pada sebebiyet verdiği zarar ve «iyanı Almanya bugün ” dir.
Alman bombardıman Belçikayı yalnız 18 gün dıman ederek 42,000,000 dolar tutan tahribat yapmışlardır. Hollanda, Norveç, Danimarka, Çekoslovakya ve Fransaya yapılan hava taarruzlarında takriben aynı miktar zarar ve ziyan verilmiştir, Almanların Polonya, Yugoslavya, Yunanistan ve Sovyet Rusyaya yaptıkları bombardımanlar neticesinde verdikleri az rar ve ziyanın yanında Belçika, Hollanda ve diğer batı memleketlerine verdikleri hasar kıyas kabul etmiyecek derecede cüzî sayılır. Bunlara İngiltere ve Müttefik gemilerine yapılan hava taarruzları da ilâve dilmeli-dir. Yapılan istatistiklerde Alman hava taarruzları neticesinde Avrupa kıtasında yapılan tahribatın yekûnu 100 milyar dolara baliğ olduğu tesbit edilmiştir,
Ingilizlerin Alınanlara vereceği hesap pusulası da epey yüklüdür:
Harb müddetince, 45 milyon İngiliz hava taarruzları dolayısi-le sıkıntı ve meşakkat İçinde Ömür geçirmiştir. Bombalar 13 bin 700 ü çocuk olmak üzere 126,103 sivil halkın ölüm veya
Yalanmasına sebebiyet verdi, s evden biri haraboldu.
36 milyar kıy-ganalme naza-
masraflan tarafından Almanlar
yaralanmasına seb« lngilterede lıer be$ bombardımanJarda 1944 yılı nihayetinde yapılan is. tat isliklerde 14,000 kilisenin, 1000 okulun ve 500 hastanenin harabolduğu anlaşılmıştır,
lngilterede düşman hava taarruzları neticesinde beheri takriben 3,500 dolar tahmin edilen 1,100,000 ev tahribedilmiştir ki bunların topyekûn kıymeti 4 milyar dolar tutmaktadır. Fabrika, antrepo, okul, demiryolu, hastane ve hükümet binalarına yapılan hasar 6 milyar dolar tutarındadır. Alman denizaltılan tarafından batırılan 2 milyar dolar kıymetindeki Müttefik gemileri de hesaba katılacak olursa, Almanya'nın îngillzlere 12 milyar dolar tutannda bir zarar ve ziyan ödemesi icabedecektir.
Birleşik Amerika iktisadi yardım teşkilâtı yaptığı araştırma ve istatistikler neticesinde Almanların 1941 yılı nihayetine kadar Avrupada aldıkları ganimetlerin tutarının 36,000.000,000 dolar olduğunu bildirmiştir.
İki senelik harb müddeti esna-
İstanbul asliye birinci ticaret mahkemesinden:
ölü Vlsolettln mirasçılarından karısı Hatice Bedla tarafından _ milli savunma bakanlığına İzafetle İstanbul muhakemat müdürlüğü aleyhine açılıp mahkemenin 944/17 sayısında kayıtlı bulunan davanın muhakemesi sonunda davacının gıyabında verilen 17. 1. 944 tarihli ilân davalı avukatı aralından temyiz edilmişse de İlân ve temyiz arzuhali suretlerini davacı vekilinin vefatından ve asillerin mahkemeye bildirdikleri adreste bulunmadıklarından dolayı kendilerine tebliği kabil olmadığı tebliğ varakalarına verilen meşruhattan anlaşılmış ve davalı vekili tebligatın ilân suretlle icrasını İstemiş olmasına binaen kanuna uygun görülen isteğin kabuille ilân ve temyiz arzuhalinin davacıya Uânen tebliğine karar verilmiş olmakla keyfiyet tebliğ yerine geçmek üzere İlân olunur. (6663) ■■■■■■■■■•■at«ıi»*ııııtııııııı«ııııııııı
Fen memuru alınacak
Toprak mahsûlleri ofisi umum müdürlüğünden :
Merkezde, silo ve anbarlar İdare ve bakım İşleri servisinde çalıştırılmak üzere, iki fen memuru alınacaktır.
İsteklilerin bu sahada uzun müddet çalışmış olmaları. İnşaat ve tesisat İşlerinde ihtisasları bulunmaları şart olup teknik okul mezunları tercih edilecektir.
Yukarıki evsafı haiz bulunanların durumlarına göre 260 lira kadar ihtisas ücreti verilebilecektir.
Taliplerin müspet evraklariyle birlikte en geç mayıs 1945 sonuna kadar umum müdürlük zat İşleri müdürlüğüne başvurmaları rica olunur, (6886)
Eksiltme ilâm
Toprak mahsûlleri ofisi umum müdürlüğünden :
1 — Aşağıda yazılı yerlerde ve adette demontabl madenî siloların temel akşamı İnşaatı ve madeni aksonun montajı işi açık eksiltme suretile HıaJe edilecektir.
Kurulacağı yer A det Eksiltmenin yapılacağı yer fahnıin edilen bedel Muvakkat teminat Eksiltme Tarihi Saati
Çay İstasyonu 24 Konya Şantiye Şf. 6830 16 515— 26/5/945 15
Ilgın 24 » » a 4347.76 350— a - a
Kadınhan » 32 »a a 5298.24 400— a
Bara yönü 7686.32 580— a > »
Balıkesir » 24 Bandırma şantiye şf. 7155.18 540— 25/5/045 15
Uşak İstasyonu 20 Uşak Ofis alim
merkezinde 2912.30 220— 80/5/945 15
Banarz ■ 12 a a ■ 2045.76 155— ■ a
İhsanlye * 12 a a a 3412.56 336— a » a
2 — Madeni altoların montajına alt keşif evrakı ve projeler Ankara'da Ofis Umum Müdürlüğü Malzeme Müdürlüğünde, diğer yerlerde İnşaat şantiye şefliklerinde görülebilir.
3 — Bu işe talip olanların en goç ihale tarkhlnden bir gün evveline kadar eksiltmenin yapılacağı şantiye şefliklerine baş vurarak bu İş! yapabileceklerine dair bir belge almaları lâzımdır.
4 — Bu İşe girmek isteyenlerin en geç eksiltme saatinden iki saat, ev-
vel gerekli muvakkat teminatlarını İhale yapılacak yerlerdeki şantiye şef Uklerl vcmeslne yatırmış bulunmaları lâzımdır. «0685.
HALK ELBİSELERİ
Muhtelif desenli ince kumaş ikinci parti halk elbiselerinin toptan ve perakende satışına başlanmıştır. Halk elbiseleri toptan ve perakende satış yeri: İstanbul: Sultanhamnnı İrfanlyp çarşısı No. 16 - 19 Salâhnddln Karakaşh
DAKTİLO ARANIYOR
Takas Limited Şirketinden:
Talip olanların 23. 5. 945 akşamına kadar bir mektupla ve bonservislerle birlikte İş Hanında kâin merkezimize başvurmaları ve 24. 5. 1945 tarihinde yapılacak İmtihana girmeleri ilân olunur.
Büyiikdere Kibrit Fabrikası Müdüriyetinden
Fabrikamızda mevcut tahminen 4000 adet kısmen demir çemberli tahta klorat fıçıları İle sandık lmalâHıanesinin ıskartasını teşkil eden tahta parçaları 1 Haziran IB-lo tarihine rastlayan cuma günü saat 15 de fabrika avlusunda pazarlıkla satılacaktır, pazarlık şartnamesi Galata Knraköy palas 5 inci kat Kibrit ve çakmak tekeli geçici İşletme idaresi müdürlüğünde vc fabrikada görülebilir.
isteklilerin mezkûr gün ve saatte mahallinde bulunmaları İlân olunur.
Fabrika müdüriyeti satışı icrada serbesttir.
7 ürk Hava Kurumu Genel Merkezinden
Tiirk Hnva Kurumu Gedikli Hazırlama yuvasına girmek lstiyenlerln kayıt ve kabulüne başlanmıştır. Bu yıl orta lu bitirecek gençlerden istekli olanlar Hava Kurumu Şubelerinden kayıt ve kabul şartlarını öğrencidirler. Seçilecekler, yol masrafları Hava Kurumu şubelerinden ödenerek İnönü planör ve paraşüt kampına gönderileceklerdir. «G434>
[
İstanbul Belediyesi İlanları
]
Beyoğlu 5 inci Noterliğine:
Beyoğlu Onçeşmelerln önünün açılıp tanzimi İçin kamulaştırılmakta olan yerlerden Beykozda çeşme başı sokağında belediyenin 1 harita vc eski 5 yeni 9 kapı numaralı fırına 3710 numaralı belediyeler İstimlâk kanununa göre müteşekkil takdiri kıymet komisyonunca takdir ve dalın! encümence tasdik olunan (9500 dokuz bin beş yüz) lira kıymetin mülkün hissedarları Mustafa oğlu İsmail. Ahmet kızı Fûtmanın çocukları İbrahim, Hamide. Ahmet kızı Ayşenln çocukları Mustafa, Bilâl, Fatma, Ahmet kızı Halime, Fatma tazı Sara. Ayşenln çocuğu Ahmet oğlu Hıısan'a tebliği zımnında tanzim olunan ve noterliğinizin 5403 : umarasına kaydedilmiş bulunan ihbarnamenin İade edilen meşruhatınızdan hissedarlarının İkametgâh adreslerinin tayin edllemlyerek meçhul kaldığından ve bu sebeple t(4>Uğatm İfa edilemediği anlaşılmış olmakla mumaileyhim kanuni müddeti zarfında müracaatla rlzaen takrir vermedikleri veya itlrazen mahkemeye müracaat etmedikleri takdirde haklarında kanunî muameleye tevessül olunacağının tebliğ makamına kaim olmak üzere Jkl yevmi gazetede neşir ve İlânını muhtevi gazetelerden birer tanesinin gönderilmesini saygı İle rica ederim.
İst. Vali vc Belediye reisi N. istimlâk müdürü Kâmil Peklner
İşbu İlâ imamenin bir sureti talep, veçhile İlân edilmek üzere Akşam gazetesine tebliğ olunur. (6668)
İstanbul belediyesinden:
120 ve 140 lira ücretli İki bahçeler mütehassısı alınacaktır. Ta. lip olanların vesikalarile birlikte Belediye riyasetine müracaatları, (6667)
Ankara belediyesinden:
1 — Kauçuğu daireden verilmek üzere (251 tanesi birer ve (25» tanesi İkişer metre olmak üzere (50) tane isplrallı emme hortum yaptırılması işi on beş gün müddette açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedel! (4125) Hradır.
3 — teminatı (309) lira (38) kuruştur.
4 — Eksiltmeye gireceklerin bu iş! yapmakta ehliyeti haiz bir İmalâthane sahibi veya vekili olduğuna dair Ticaret odasından alınacak bir vesika İbraz etmesi şarttır.
5 — Şartnamesini görmek latlyculerin her gün Encümen kalemine vc
İsteklilerin de 1/6/945 cuma günü saat 11 de Belediye dairesinde Encümene müracaatları. «6335u
Yalova kaplıcaları işletme
idaresi müdürlüğünden :
İdaremiz otel ve lokantalarında çatışmak üzere metr dotel, garson, aşçı, fam dö şambr, vale dö şambr ve idare hizmetlerinde muhtelif memuriyetler ve kâtiplikler için isteklilerin vesaiklerile birlikte 22-23/mayıs/945 günleri İstanbul Salıiı Sağlık baştababe-tindeki İstanbul bürosuna baş vurmalaxı. (6647)
Sümer Bank iplik ve dokuma fabrikaları müessese s i Defterdar fabrikası müdürlüğünden:
Fabrikamızda mevcut hurda halde tahminen on ton ağırlığında boya karpit maklna yağı ve benzeri fıçılar 28/mayıs ’945 pazartesi günü saat 14 de açıi arttırma suretile satılacaktır.
Görmek istiyenîer belli arttırma gününden bir gün evveline kadar fabrikamıza baş vurabilirler. Şartnamesi fabrikamız ticaret servisinde görülebilir.
isteklilerin bellL gün ve saatte aoo liralık muvakkat teminat-larile fabrikamızda bulunmaları,
Fabrikamız ihalede de serbesttir.
(6677)
Hububat naklettirilecek:
Toprak mahsulleri âdına hareket etmeğe yetkili T. C. Ziraat Bankası Bayburt Ajansından:
1 _ Bayburttan Aşkaleye iki bin ton hububatın nakil kapalı zarf usu-Myle eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — İşin muhammen bedeli yüz yirmi bin lira olup muvakkat teminatı 7250 liradır.
3 — Eksiltme 4. 0- 945 pazartesi saat 15 de T, ç. Ziraat Bankası Bayburt ajans dairesinde komisyonu: tarafından ynpıîacnkır.
4 — Bu sevklyat İçin idarece benzin ve lâstik verilmJyecek.
5 — Şartname toprak mahsulleri umum müdürlüğü ile Bayburt ve Trabzon ziraat bankasında görülebilir.
6 — Teklif mektupları İhale günü saat 14 de kadar komisyona verilmelidir. (6645)
EŞYA SATIŞI
İstanbul defterdarlığından:
Defterdarlık anbnrında mevcut karyola, dikiş makinesi, ternzl, lâstik çizme ve salrcden ibaret muhtelif cins eşya 4. 6. 945 pazartesi saat 15.30 da milli emlâk müdürlüğündeki komisyonda kapalı zarfla satılacaktır.
Muhammen bedeli (657,62) teminatı (50) liradır.
İsteklilerin 2490 sayılı kanuna uygun olarak hazırlanmış teklif mektuplarını ihale günü saat 14.30 a kadar komisyon başkanlığına vermeleri.
Fazla bilgi için sözü geçen müdürlüğe başvurmaları. (666ü)
SUMERBANK
İplik ve dokuma fabrikaları müessesesi Bakırköy bez fabrikası müdürlüğünden:
1 — Fabrikamızda birikmiş olan tahmini miktarları hizalarında gösterilen hurdalar açık arttırma suretile satılacaktır.
2 — Arttırma 23/5/045 tarihine rastlıyan çarşamba günü saat 14 de yapılacaktır.
3 — Şartname fabrika ticaret servisinden parasız olarak verilir.
4 — Fabrika kati ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir.
Miktarı Tamnli bedeli
Ton____________TL.____________
5
4
3
300 Ad.'
300 Ad.
Malzeme cinsi
Demir parmaklık Ve pencereler Kösele kırpıntısı
Balya çemberli
Hurda yağ tenekeleri
Hurda saç varil (Muhtelif boyda) Hurda demir dişil, boru saç parçalan, hurda demir ve çelik parçaları.
Hurda dokuma tarakları
Hurda şapka garnetür teli
5000 aoo flOO 00 $0*)
30 Ton G00 Ad. 1000 Ad.
600Ü
300
1000
«8410ı
Başbakanlık İstatistik genel müdürlüğü eksiltme ve ihale komsiyonundan:
1 — Mecmuu 25-30 milyon yapraktan İbaret ve yaprak sayıları muhtelif 250-260 bin (iki yüz elli 1I& iki yüz seksen bini adet nüfus sayımı defterlerinin baskı ve cilt İşinin kapalı zarfla eksiltme ve ihalesi yapılacaktır.
2 — Defterler İkişer telle dikilmiş olarak İstanbulda gösterilecek yerde İlgili memura teslim edilecektir. •' ’
3 — Tahmin olunan baskı ve cilt bedeli 35 bin (otuz beş bin) liradır. % 7,5 hesablle muvakkat teminat vesikası verilmek lâzımdır.
4 — Eksiltme haziran 1945 ayının 4 üncü pazartesi günü saat 15 de
genel müdürlük binasında toplanacak olan komisyondu yapılacaktır Eksiltmenin açılmasından bir saat evvel zarfların komisyon reisliğine verilmiş olması lâzımdır. Bu baptaki şartname Ankarada dairede, istanbulda nüfus müdürlüğünden alınabilir. Defter nümunesl de aynı yerlerde görülebilir. (3250)
Açık artırma ile fev. alâde satış
045 Mayısının 20 inci pazar günü saat 10 da. BcycğlUiida PangalU Sürp Agop tramvay durağında ve Belediye Otobüs Garajı tam karşısında — eski Gran Garaj — 91 No.h Şaklr Paşa apartımanın 3 uncu kal 7 numaralı dairesinde mevcut hakikaten güzel eşyalar. Avrupa gümüş takımları, orijinal tablolar oçık arttırma ile satılacaktır. Tekmili mavun ampir epok malı enfes bir divan ve ayni maldan 2 koltuk ve 6 sandalya, 4 koltuk ve 1 kanapeden İbaret eski stil emsalsiz salon takımı. Paris malı ve tekmili marketlrl İşlenmiş dikiş masası, tekmili işlenmiş çok güzel bir Japon möble-ejer, 2 adet Loııls XV tekmili oyma üstleri Üon kumaş kaplı yaldızlı muhteşem Berjer koltuk Avrupa malı sandalya, 2 koltuk, 1 büfe ve ı dresuardan İbaret şiir yemeli oda takımı, maden tepsiler, Portüge vazo ve tabaklar, maden pay tabaklan, eski Vienna emsalsiz kahve takınılan, eski saçuma az tesadüf olunur nadide çay takımı. Limoj Haviland komple tabak ve Bzzental çay takımları, Kluazone vazolar. Atrupa yolcu valizleri, kadın yazıhanesi, gerldonlar. Kopenhag vazolar, gümüş kakma likör takımları. Kantcn nadide vazolar, halis Kristal bakara emsalsiz avizeler, eski Rus ve Avrupa malı masif gümüş tekmili İşlenm iş ender çay vı sofra takım lan, perdeler, Lake Bebe dolap, masa ve karyolalar, hasır örme bahçe takımları, Adiler marka çok iyi halde yazı makinesi, tanınmış ressım oC. Vaye.li» »Diaz» Leger Cherelle» »Mille» İmzalı orijinal tablolar, «Columbla» salon gramofonu ve plâklar, briç masaları, dolaplar, -er-vantlar, muhtelif masalar. DİKKAT: Sine Koda# 8 alıcı ve gj u-r.cı sinema makineleri, 8 adet çekilmemiş film ve 4 kısmili hazır Mikl Mauz filimle beraber maden şampaanya kovalan, oymüı antre ka-nape ve sandalyalar, şarap kadehleri v. «.

Başbakanlık istatistik genel müdürlüğü eksitl-me ve ihale komisyonundan:
1 — Genel; nüfus sayanı basılı kâğıtlarının şevki İçin .çten İçe 34.5 boy. 26,5 en ve 16,5 derinlikte olan 7500-8000 adet sandığın kapalı zarf ile eksiltme ve İhalesi yapılacaktır.
Sandıklar İstanbulda gösterilecek yerde ilgili memura teslim olunacaktır.
2 — Tahmin olunan bedel beheri 250 şer kuruşta! 20000 ( yirmi bin Uradır. %7,5 hesabiyle muvakkat teminat vesikası verilmek lâzımdır
3 — İhale haziran 1945 ayının 4 üncü pazartesi günü saat 18,5 genel müdürlük binasında toplanacak olan komisyonda yapılacaktır
Eksiltmeden bir saat evvel zarfların komisyon reisli'İne verilme, lâzımdır. Buna dair şartname Ankarada dairede. İstanbulda nüfus müdürlüğünden alınabilir. Sandık nümunesl de aynı yerlerde görülebilir (.62971
Ankara belediyesinden:
1 — On beş gün müddetle vc kapalı zarf usulü ile Dır adel Eltal tulumba gurubu satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli (28,0001 Hradır.
3 — Teminatı (2.100) liradır.
4 _ Teminat su işleri veznesine yatırılacaktır.
5 — Bunun 29'5'945 salı günü saat 11 de talfblnc Ih'tesi m t-ırrer
bulunduğundan şartnamesini görmek Lstiyciılerin her gıın encü iv kalemine müracaatları v0 İsteklilerin 2190 numaralı kanunun 32 nci m dteâJ sarahati veçhile tamim edecekleri teklif mektuplarını ihale günü olan 29/5/045 »alı günü sûat ona kadar Belediye dairesinde müteşekkil encümene vermeleri. _______«6174» _____________________*
ÇUVAL DİKTİRİLECEK
Sümerbank İstanbul satınalma müdürlüğünden:
Bezi ve ipliği bankaca verilmek şartile mevcut şartnamesi a-yannea (120,000) adet torba diktlrilecekttr
İsteklilerin 28/mâyıs akşamına kadar tekliflerini Galalada Voyvada caddesinde Sümrebank binasında bulunan müdür üçümüze vermeleri. (6646)
İstanbul esnaf ve küçük sanatkârlar istihlâk kooperatifinden:
Terzi ve gömlekçlltrimlzln yeril malı ikinci saten, kol astarı, poplin, basma, gandl. patisi tevziine esas İhtiyaçları kooperatifimizin Galata Kredllyone Han 19 numaralı bürosunda tesblt edilmektedir.
Alâkadarların müracaatları İlân olunur.
Üsküdar C. Savcılığından:
1 — Üsküdar paşa kapısı ceza ve tevkif evi hükümlü ve tutuklanma 1, haziran 945 gününden 31. 12, 1945 gününe kader yedi aylık ekmek İh-tlyacı 18. 5. 045 gününden itibaren kapalı zarf usuliyle on beş giin müddetle eksiltmeye konmuştur.
2 — Yedi aylık tahmin olunan ekmek miktarı «beheri 750 gramlık» olmak üzere asgari 74000 azami 84000 adetttlr. Bugünkü rayice göre tahmin edilen tutarı 21000 liradır.
3 _ Geçici teminat % 7,50 hesablle 1505 bin beş yüz beş Uradır.
4 — Eksiltme 4. haziran 045 pazartesi günü, saat 14 de Üsküdar C. Savcılığında toplanan komisyonda yapılacaktır.
5 — Eksiltmeye girmek lstiyenlerln ihale günü olan 4 haziran 045 günü saat 13 e kadar güvenme akçelerini mal sandığına yatırarak alacakları makbuzları komisyon başkanlığına vermeleri lâzımdır.
6 — Eksiltmeye Biçeceklerin 2490 sayılı arttırma ve eksiltme kanununun 2 ve 3 üncü maddelerinde yazılı belgeleri göstermeğe mecburdurlar.
7 — Bu İşe nit şartname her gün çalışma saati içerisinde ceza evi muhasebeciliğinde gÖrüleblMr.
8 — Bu işten öIütü yapılacak masraflar müteahhide alt olacağı ilân
olunur. 16644)
Sabite 8____________ AKŞAM 19 Mayıs 1945
HAŞAN LİMON ÇİÇEKLERİ Kolonyası
Ancak Avrupa ve Amerikada benzerine tesadüf edilecek derecede yüksek bir kalitede olup pek lâtif kokuludur. Haşan depolarile bütün ıtriyat mağazalarında satılır
-—RUMELİ
| HİSAR
NE S O D E BAĞ HAYVANAT —.
E I ■ D EZ T BAHÇESİ AÇILDI
——1 MÜKEMMEL CAZ ORKESTRA
Güneş banyosundan evvel sabahları ve akşam yatarken cildinize SOLEY'ln İle masaj yapınız. Cildi güzelleştirir, buruşuklukları giderir.
INTERNATIONAL
GENERAL
ELECTRIC
U. s. A.
ÜROLOG - OPERATÖR ■■■
Dr. M. ALİ TEZSEZER I
İdrar yollan ve tenasül hasta- I lıkları mütehassısı. Cağaloğlu ec J zanesl yanında 30/3 Tel: 2161
Edison ve çağdaşları elektriği lâboratuvardan çıkarıp hayata tatbik etmeğe başladıkları sıralarda, bundan 65 yıl önce kurulmuş olan general ^Electric daima ön safta yürümüş, Amerikanın dev adımlarla ilerlemesinde büyük rol oynayarak kendisi de det) halini almıştır. Son se-nelerde ceneral^blbcthio yılIlb s;pa_
riş tutarı 2,000,000.000 iki milyar dolara varmıştır, çünkür—
GENERAL $$ ELECTRIC kalite demektir
GENERAL
ELECTRIC
en sağlam malzeme demektir
Türbinler
Generatörler
Transformatörler
Motörler
ölçüler - Sayaçlar
Kablolar
GENERAL ELECTRIC
en mükemmdel servis demektir
Ampuller
MORAN plaj i'ACı İle güneşte kalmak CİLDİ BOZMADAN ESMERLEŞMEKTİR.
Her yerde arayınız, Moran Laboratuvan Saksı ■ Sokak No. 19 Beyoğlu ■
GENERAL^ ELECTRIC
durmak bilmeyen . fennî araştırma demektir
Radyolar
Novotnl Salonlan
■ Sevimli Sanatkâr Ayda Sönmez’ İn tertlb ettiği I
OLAÛANÜSltl MUSİKİ MÜSAMERE9İ 20 Mayıs 945 PAZAR gündüz saat 14 ten 18 e kadar Cağaloğlu Çiftesaraylar Bahçesinde verilecektir hanende kıymetli sanat arkadaşlarından

Halk türküleri eşsiz okuyucumuz
ZEHRA BİLİR
Sevimli Tamburi bestekâr
SALAHADDİN PINAR
A G YAZAR, Udi RRANT, MAKSİM SAZ HEYETİ, NOBAR TEK YAY ve Arkadaşları. Ayrıca: SES ve SAZ sanatkârları İştirak edecektir.
Biricik rasıl okuyucumuz SAFİYE TOKAY
Biricik klarnetimiz HAMDI TOKAY
Bülbül sesli
okuyucumuz
HAMİYET YÜCESE8
Hassas kemancımız
NECATI TOKYAY
Türkiye umumî acctnasi:
KOÇ TİCARET T. A. Ş
Buz Dolapları -
Soğuk Hava Tesisatı
Bayanlara, mahsus gayet şık ve zarif modellerde 18 ayar altın BİLEZİKLİ SAATLERİMİZİ görünüz.
Singer Saat Mağazası
EMİNÖNÜ No. 8 — İSTANBUL
■•Doğum ve Kadın hastalıkları™ Mütehassısı
Dr. MUKADDER
Muayenehanesini Kadıköy Moda caddesi 180 numaraya nakletmlş-t.lr. Muavene saat 13-18 arasında.
Merkezi:
ANKARA
Ulus meydanı
Şubesi:
İSTANBUL
Galata Kozluca han
Elektrikli Ev Eşyası
Elektrikli Taşıtlar
HERKESİN TUALET SABUNUDUR
Gayri menkul satışı
Fatih 3 üncü sulh, hukuk yargıçlığından : 944/835
Hatice Salih Cafer Ahmet Hatice Nuriye ve Abdülgaffar ve Şükrünün İştirak halinde mülkiyet olarak mutasarrıf oldukları Fatih Küçükmus-tafa paşa mahallesinin Slfrlkoz sokağında 12 kapı 256 patta 2203 ada 14 parsel numaralı bir hane olbapta-kl mahkeme kararma tevfikan şuyu-ıınun izalesi zımnında satılacaktır. Binanın beden duvarları kârglr dahili akşamı ahşaptır. Bina sahası 63 M.2 ve bahçesi 120 M-2 sahasında olup birinci kat 4. kömürlük, helâ ve İkinci kat sofa üzerinde 3 oda olup muhtacı tamir vaziyette ve ehil vukuf raporuna göre muhammen kıymeti 0500 Hradır. Mezkûr gayri menkulün birinci arttırması 12. 6. 945 salı saat 10 dan 11 e kadar Beyazıtta Veznecilerde Fatih 3 üncü sulh hukuk kaleminde satış memuru huzurlle İcra edilerek muhammen kıymetinin % 75 İni bulduğu takdirde en çok talibine İhalesi İcra edilecek, bulmadığı takdirde son talibin taahhüdü baki kalmak şartlle İkinci arttırması aynı mahal ve aynı saatte 22. 6, 945 cuma günü yapılarak en fazla talibine İhalesi yapılacaktır. Tellaliye resmi ihale pulu, taviz bedeli ve tapu harçları müşteriye alt olup satış gününe kadar birikmiş vergi ve resimler satış bedelinden ödenecektir. Müzayedeye İştirak edenler gayri menkulü görmüş ve şartları aynen kabul etmiş farzedlllrler. Satış bedeli peşindir. Memur kanuni mehil verebilir, Müzayedeye İştirak İçin muhammen kıymetinin % 7,5 nispetinde pey akçesi alınacaktır, verilen, mehil İçinde kalan İhale bedeli verilmediği takdirde İcra İflas kanunundaki hilküm-1er tatbik edilecektir. Tescil tapu :aydına göre yapılır. Mezkûr gayTİ menkul üzerinde herhangi şekilde hak iddiasında bulunanların evrakı mü8bltelerile satış gününe kadar müracaatları lâzımdır. Aksi halde haklan tapu sicilinde kayıtlı olmıyanlar paylaşmadan hariç bırakılırlar. Daha fazla tafsilât almak Istlyenlerln 644/835 sayılı dosyaya müracaattan ilân olunur. (6638)
RADYOKAMON
Daha iyi Savaşmak için
değil de., daha iyi Yaşamak için,,,
kilolar
tabletler gibi
Kiremit Satışı
Esklşehlrln muhtelif marka kiremitleri gelmiştir. Ayazma kapı 205/267 No. Refik Arkadaş mağazasından tedarik edebilirsiniz.
Emsalsiz dikiş makinesi
ÇekmeccU yeni 13 marifetli motörlü el ve ayakla İşler fî. bedesteninde teşhir edilmiştir. 21 mayıs pazartesi satılacaktır.
Zayi — Eyüp malmüdtirlüğünden muhasses 5257 No. 11 maaş cüzdanım) zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Eyüp Ballbaba sokak 11 No. Saffet Soybcrk
Şişli Çerrahî Kliniği
Hususi hastane sahih ve operatörü
Dr. CAFER TAYYAR KANKAT
Umumi cerrahî ameliyatlar, sinir, dimağ ve estetik ameliyatları mütehassısı, Şişil meydanı No. 201, Telefon: 80093. Muayene: Saat 12 - 2.
Bu pazar
Büyükdere BEYAZ PARK’ta
Caz - Varyete ■ komedi
NEFİS YEMEKLR. TAZE BALIKLAR, muhtelif eğlenceler başlıyor.
Türkiye Şişe ve cam fabrikaları
Anonim sosyetesinden:
Fabrikamızın şişe muayene İşleri İçin İlkokulu bitirmiş
Kız ve kadın işçilere ihtiyacı vardır (150) yüz elli kuruş gündelik ve ayrıca parasız bir kab sıcak yemek, verilir. İsteklilerin Paşabahçeslndekl fabrikamıza müracaatları.
Motorlu ve yelkenli
GEMİ AMATÖRLERİ CEMİYETİNDEN:
Cemiyetimizin 17/5/945 perşembe günil saat 15 te yapılacağı |lftn olunan umumi heyet toplantısında ekseriyet hasıl olmadığından nizamnamemizin 12 ncl maddesi mucibince toplantı 25/5/946 onma günü saat 14 te Cemiyet binasında yapılacağından kayıtlı âzamn teşrifleri rica olunur.
Ruzname: İdari, mali, ve mtlraklp raporlarının okunması, yeni İdare heyeti intihabı, ■■■■■■■■■■■■■■
ACELE SATILIK DÜKKANLAR
Dlvanyolunda Atik Ali Paşa camii karşısında köşe başından itibaren 25, 27. 20 numaralı dükkânllar mühim tenzilâtla satılacaktır. Her gün 20714 telefonla İzahat
PJugün, dünyanın her tarafına saçılmış olan harp cephelerine tonlarca'askeri teçhi-' rat nakleden uçakların hava yollarına dizildiklerini görmek gayet tabiîdir.
Fakat, sulh zamanında harp hamulesi yerini, halkın dahs^ iyi savaşmak için değil de_-daha iyF, yaşamak için ihtiyacı olacsp emtia ile diğer maddelere terkedecektir.
Bu işte muvaffak. olmak için: CONSOLIDATED VULTEE AIRCRAFT OF AMERL CA, sulh zamanında bütün memleketlerin ha-va ~ hû t larına_ arzetmek üzere ticaret uçakları İmal etmek tasavvururadadıt.
Yediktik iplik fabrikası
tedarik edebilirsiniz.
İstanbul — Galata Perşembepazarı — İş Han altında 13/16 Telefon: 42149 — Telgr: Mahmanza — İstanbul.
Kİ 1
CONSOLIDATED VULTEE AIRCRAFT CORPORATION
UNITED STATES OF AMERICA
Motörlü ve elle lşllyen makkab tezgâhları — MotörlÜ testere makineleri — El presleri — Torna tezgâhlan ve demir boru ihtiyaçlarınızı TÜRK ÇELİK ve MAKİNE EVİNDEN
Türk Anonim Şirketinden:
1945 yılı martının 21 İnde âdi surette toplanan hissedarlar genel kurulunda 1944 yılı safL kârından tediyesi tasvip edilen temettü hisselerinin tevzii tarihinin tayini hususu yönetim kurulumuza bırakılmış olduğundan şirketin hisse senetlerine 34 numaralı kupon ve mü-essls hisse senetlerine 14 numaralı kupon mukabilinde tediye edilecek temettüiln 21 mayıs İ945 tarihinden İtibaren cumartesi günleri hariç olmak üzere her gün saat 10 11e 12 arasında tesviye edilmesi bu kerre yönetim kurulumuzca karar altına alındığı alâkalıların malûmu ol-mak iizere ilân jvlumir.Yönetim Kurulu

Masa lâmbaları, duvar ve tavan abajurları bnfll eden tngllterenln en büyük fabrikalarından biri olan
WAiTE & SON LTD.
Müessesesl Türkiye için sİ par L# kabulün* banladığını müşterilerimize memnuniyetle bildiririz.
Türkly* umumi vekili: Erik» Koli eki If Ştl.
U. S. A
İLER TÜRLÜ ELEKTRİK TESİSATI, Sanayi tesisat, m akimlar, Elektrik cihazları, ve malzemesi.. KOÇ TİCARET T. A. Ş. Ankara - İstanbul
Sene 27 — No, 9549 — Flatl her yerde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 19 Mayıs 1945
Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Cumhur Başkanının mühim nutku
İsmet İnönü diyor ki:
Millet idaresi demokrasi yolundaki gelişmesinde devam edecek
Türk Milleti İkinciCihan harbinde temiz, başarılı bir imtihan geçirdi
Bu yıl bayram, ufukları karartan bulutların dağıldığını gördüğümüz günlerde geldi
Trieste’nin federal Yugoslavya kadrosunda muhtariyeti ilân olundu Bu karan, Trieste’deki Yugoslav
Müessisan meclisi verdi
Ankara İS (Telefonla) — 19 Mayız Gençlik Bayramı yurdun her tarafında olduğu gibi, bugün şehrimizde d* parlak tezahüratla kuttandı. Büyük geçit resminin yapılacağı 19 Mayı* Stadyumu çok kalabalıktı. Saat, on da Cumhur Başkanı İsmet İnönü, halkın ve sahayı dolduran sporcu ve mekteplilerin alkışları arasında stadyuma geldi. Yanında sayın refikaları bayan Mevhibe İnönü, Meclis Reisi. Başbakan ve Bakanlar vardı. İsmet İnönü, halkı şelâmhyarak şeref tribününde yer aldılar. İstiklâl marşından sonra geçit resmi başladı ve pek parlak oldıl. Geçit resminde bütün Ankara okulları, Harbiye ve Yedek subay okulları. Jandarma muhafız taburu ve spor kulüpleri Iştlrâk ettiler.
Geçit resmi bittikten sonra Milli Eğitim Bakanı B. Haşan Âli Yücel, gençlere hltabederek. 18 Mayıs'ın Önemini belirttikten sonra Ataîürk-
Cumhurbaşkanı nutuk söylerken ,
Tito, Müttefiklerin notasına hâlâ cevap vermedi
ten bahsetmiş ve: «Milli mücadele] kahramanı Mustafa Kemafi, Ebedi Çef Atatürk'ü, aziz bir hayal, sönmez bir hakikat olarak aramızda yaşar,1 dolaşır, gezer, görürüz. Biz onunla beraber, ondan ayrılmamış haldeyiz, ölüm, elimizden alabilir, fakat hiçbir kuvvet bizi Atatürk'ten ayıramaz. Tarihte üst üste iki büyük adem, milletlere pek az naslbolmuştur. Biz, bu nasibe ermiş bulunuyoruz. Bu son altı yılda memleketimizi türlü türlü badirelerden sıyıran, kurtaran sevgili Şefimiz, ve Başbuğumuz
İnönü’ye fer ? ve kütlece duyduğumuz minnetlerin mânasını, milli tali-himlzln bu tecellisinde aramalıyız .»
B. Haşan Âli Yücel, nutkunu şuj sözlerle bitirmiştir: « Size güveniyoruz1 sevgili Türk çocuklar-, kavramınız kutlu olsun.»
Stadyumu dolduran gcuçıer. Cumhur Başkanı İsmet İnönü'nü üç defa «Yaşa, yaşa, yaşa» diye bağırarak se-lâmlamışlardır. O sırada sınır toprağını getiren atletler, stada girmişler ve bu mukaddes emaneti Cumhur Başkanına sunmuşlardır. Cumhur Başkanı sınır toprağını aldıktan sonra nutkunu söylemişlerdir.
Ankara 10 (AA.ı — 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı miinasebitlle Cumhur Başkanı İsmet İnönü bugün 19 Mayıs stadyumunda Türk gençliğine şu hitabede bulunmuştur:
Türk gençleri:
Bugün sizinle toplanırken, bir daha. en güzel bayramımızı yapıyoruz. Vatanın her bucağında yaşlılar, yeni nesillerimizin ümltle dolu neşeleri İçinde, vatanın ferah ve gürbüz geleneğini görüyorlar. Temiz yüreklerinizin pervasız coşkunlukları İle, yorulmuş gözlere fer ve yıpranmış ifadelere taze can veriyorsunuz. Bayramınız, en kıymetli gflaıümüzdür.
Ufku karartan bulutlar dağıldı
Bu yıl bayram, ufukları karartan bulutların dağıldığını gördüğümüz tünlerin İçinde geldi, İnsanlığın babına belâ kesilen ters anlayışlı kimselerin zulmünden kurtuluş, bütün 4nsanlifc için büyük bir başarıdır. Masum in-.-n kütlelerinin yeniden fikir ve ahlâk İstibdatlarına uğrama-malan için herkes ve her millet tedbirler aramakla meşguldürler. Eğer milletler yakın senelerde geçirdiğimiz felâketlerden der* alacak bir seviyeye Erişmişlerse, gelecek için milletleri bir pirleriyle İyi geçinir cemiyetler haline getirmenin çaresini bulacaklardır, insanların ve milletlerin birbirlerinin düşüncelerine ve varlıklarına saygı v* hoş görme duyguları göstermeleri bulunacak başlıca çaredir. Bunu görüp kabul edecek kadar bugünkü cemiyetler İlerlemiş iseler, geçmiş felâketler istifadeslz kalmıyacakUr.
(Arkası sahlfe 2 sütun 5 te)
Gençlik bayramı
Gençlik bayramı, Fenerbahçe ve Şeref statlarında parlak merasimle kutlandı
Ebedi Şef Atatürk, yurdu, düşman İstilâsından kurtarmak İçin 2(5 yıl evvel bugün samsuna ayak basmış, milli kurtuluş savaşına başlamıştı. Bu mutlu gün, yurdun her tarafında olduğu gibi, İstanbulda da coşkun tezahüratla kutlanmaktadır. Halk ve mektepliler, kutlama törenlerinin yapılacağı Fenerbahçe ve Şeref statlarına, sabahın pek erken saatlerinde akın akın gitmeğe başlamıştı. Tramvaylar, Kadıköy'e giden vapurlar, merasime Iştlrâk ve şenlikleri seyretmeğe giden mektepliler ve halk İle dolmuştu. Altı bin öğrenci ile yüzlerce sporcu, Şeref ve Fenerbahçe stadyumlarını dolduran binlerce halkın önünde saat 1OJ0 da beden hareketleri yapmışlardır.
Kutlama töreninde Vali ve Belediye Reisi B. Lûtfi Kırdar. komutanlar, Parti başkanı. Milli Eğitim ve Beden Terbiyesi mümessilleri hazır bulunmuşlardır.
Vali, merasimden evvel gençleri teftiş etmiş, sonra kürsüye çıkarak bir nutuk söylemiş, 19 Mayıs Gençlik Bayramının Önemini belirtmiş ve demiştir kİ:
«Aziz yurttaşlarım;
Gür sesleriyle soktuğunuz, metin adımlarlie sarsıldığınız, bilgili ve ahenkli hareketlerlle gururlandığınız çocuklarınıza İnancınız yerlndedlr.
Onların duyuşları Atatürk’ün sesi, onların yürüyüşleri İsmet İnönü'nün İzi, onların bakışları ve gösterişleri de Türkün büyük yarınıdır. Onlar, şeflerinden aldıkları güven ve heyecanla hayata hazırlanıyorlar. Büyükler de onlara bakarak Türk Milletinin engin, sonsuz ve bahtiyar yarınlarına olan İnançlarını ta kalblerlnde bir kere daha duyuyorlar.
İşle bunun içindir kİ. her 19 Mayıs Gençlik Bayramı onların; onlar da bizimdir; diyoruz.
Türk çocukları sizin gününüzü öğretmek, 10 Mayıs'ı tanıtmak — benim için — heyecanınızı anlamamak, sizi tanımamak olur. Bu büyük günümüzde 61ze yalnız şunu söylemek İstiyorum;
Çalışmanın sınırı ve ilerlemenin sonu yoktur. Bu yokluğu varlığa ulaştırmak İçin çalışınız v* ileriye, daima llerly* balonu,»
Mütaakıben Atatürk büstüne çe-lenkler konmuj, bundan sonra da sporcular muzlka ile İstiklâl marjım söylerlerken İki öğrenci tarafından direğe bayrak çekilmiştir.
Geçit resminden sonra evvelâ kışların, sonra da erkeklerin büyük bir başarı ile yaptıkları hareketler seyredilmiş t İr.
Şeref stadında. Saat 9.30 da başta kaymakam B. Sabrl Süzerle mahalli komutan olduğu halde diğer ilgililer öğrencileri gözden geçirmişler, bundan sonra Beşiktaş kaymakamı B Sabrl Süzer ve bir öğrenci tarafından günün önemini belirlen birer söylev verilmiştir. Bunu mütaakıp İstiklâl maşı söylenirken direğe bayrak çekilmiş ve resmi geçitten sonra beden hareketlerine geçilmiştir.
Bugün bütün Gençlik kulüpleri bayraklarla donanmış, bir sporcu heyeti, bölge adına en yaşlı sporcuyu ziyaret etmiş, Taksim’le Şehitlik âbidelerine bölge adına çelenkler konulmuştur. Istanbulıın diğer İlçelerinde bayram büyük törenlerle kutlanmıştır.
DEMOKRATLIK VE ESVAP
Tozan: ★★★
Bugün beşinci sahifemizde
DİKKATLERİ
Çala süpürge...
Şu mevsim derdi gene başladı: Sokaklarda çöpçüler süpürgeyi çalıyor, tramvay bckLiycn halkın tozlar genzine doluyor. «Böyle temizlik olmasa daha İsabettir.» diye geçen sene yazmıştık. «Tamim edildiği, bundan sonra yavaş süpürüleceğl» cevabını almıştık, »Dikkat ve nezaketle» den ziyade sokakların »vakti za-manlle» süpürtümeslnln tamim edilmesini dileriz.
Londra 1» (BBC.) - Trieste'deki Yugoslaviar, dün toplanmışlar ve kendilerinin Trleste şehrinin Mliessl-■saıı meclisini teşkil ettiklerini beyan ederek. Trleste şehrinin muhtariyetini ve şehrin Federal Yugoslavya kadrosu içinde bulunduğunu ilân eylemişlerdir.
Toplantıda 1400 kişi bulunmuş
Londra 19 (Radyo) — Yugoslav ı Muhtariyet müessisan meclisi dün Trlestede bir toplantı akdetmiştir. Toplantının akdedlldlğl bina Yugoslav erleri tarafından muhafaza altına alınmıştı. İçeriye giriş, fişlerin dağı-tllmasile sıkı surette kontrol edilmiştir.
Muhabirlerin bildirdiklerine göre, toplantıda 14.00 kişi bulunuyordu. İdareyi eline alan meclis,' bu bölgede İT - 30 yaş arasında bulunan herkesin Yugoslav ordusuna alındığını ilân etmiştir. İzonzo'nun batısında bulunan İtalya nlor bu askerlik hizmetinden kurtulmak için kaçmaktadırlar. Bu bölgedeki iaşe durumu da kötüleşmektedir.
İnglllzlerln kontrolü altında bulunan liman bölgesinde gemiler iaşe maddelerini boşaltmağa devam ediyorlar. Bu kesimde sükûnet hüküm sürmektedlt.
Londra 10 (Radyo) — Faşist aleyhtarı İtalyan - Slovak komitesi Trieste’nin idaresini eline almıştır. Amerikan, İngtUz ve Sovyet askeri heyetleri hazır bulunmuşlardır,
Bir Yugoslav gazetesinin şiddetli makalesi
Trleste 18 (A.A.) — Reuter’ln özel muhabiri bildiriyor; Trleste'de Yugoslav İşgal kuvvetlerinin organı olarak çıkmakta olan tek İtalyanca gazete şunları yazmaktadır:
«Yugoslaviar Trleste’yl savaşsız veremezler.»
«Trleste bir kaledir ve mürteci emperyalizmin elinden alınarak hakikaten demokrat yeni bir dünyanın Heri karakolu haline getirilmiştir. Milletlerimizin Trleste’yl alan birleşmiş kuvvetleri onu kime karşı olursa olsun, müdafaa edeceklerdir.»
Amerikan basını Müttefik talebini destekliyor
Nevyorlc 19 (A.A.ı —■ Amerikan basını, mareşal Tito'nun İstlrya ve Trl-este’dekl kıtalarını çekmesi hususunda Birleşik Amerika ve İngiltere hükümetleri tarafından yapılan talebi desteklemeğe devam etmektedir.
Detrolt Free Press gazetesi, İstlrya-nın geçen harbden sonra Avusturya-dan alınarak İtalyaya verilmiş olduğunu belirtmekte ve şunları yazmaktadır:
«şimdi İstirya halkı İtaiyandır. Bu bölge. Müttefiklere teslim olan İtalya'ya dahil bulunmaktadır. Üç devletin Avrupada kurtarılan topraklar hakkında müşterek harekette bulunmaları Yalta'da kararlaştırılmıştı. Tl-to’nun İstlryn'ya girmek ve orada kendi hükümetini kurmak hakkı, diğer alâkalı memleketler bu husustaki görüşlerini evvelinden ifade etmedikçe kabul edilemez. Bu kabil arazi meseleleri barış konferansına bırakılmalıdır.»
Salnt Louls Mlssourl gazetesi de, mareşal Tito'nun, Triesteyl ele geçirmek hususunda hiçbir mânevi hakka malik olmadığını, Amerikan vo İngiliz hükümetleri tarafından yapılan müdahalenin yerinde olduğunu yazmakta ve şunları İlâve etmektedir:
«Bu mesele, kibirli bir askeri iddia ile halledilemez, bu harb, bu kabil hareketlerin bir daha tekrarlanmasını önlemek İçin yapılmıştır. Trleste meselesi, bariş konferansına alt bir meseledir.»
Konferans mesaisi hızlandırılacak
B. STETTİNİUS 4 KOMİTE REİSİMİ İÇTİMflfl ÇAĞIRDI İngiliz Başbakan muavini Attlee, zorluklara rağmen neticeden iyimser görünüyor
Londra 19 (Radyo) — Amerika Dışişleri Bakanı M. Stettl-nlus 4 konıisyojıun reislerini bir toplantıya çuŞrmşıtır, Güdülen hedef, konierans görüşmelerine bir hız vermektir.
Eden kabineye raporu verdi
Londra 19 (Radyo) — M. Eden dün San Francisco konferansı görüşmeleri hakkında tafsilâtlı bir rapor vermiştir,
B Eden, B, Molotof ve Amerika Dışişleri Bakan muavini M. Grew ile yapmış olduğu görüşmelere ait raporu da tevdi etmiştir.
Attlee’nin beyanatı
Londra 19 (Radyo) — San Francisco'dan memlekete avdet etmiş olan Başbakan muavini ve işçi partisi reisi M. Clement Attlee dün akşam radyoda bir nutuk söylemiş ve demiştir kİ:
»Davet eden hükümetler, Sovyet Rusya, İngiltere, Amerika ve Çin Oaks programına yapılan
bütün takrirler üz?rinde anlaşma hasıl olmuştur.
Emniyet konseyi meselesine gelince, bu hususta ileri sürülen esas nokta konseyin tecavüze karşı gelebilmesi için emrine âmade bulunan bir kuvveti olmasıdır. Dünyayı yeni bir harbden korumak İçin İngiltere lâzım gelen fedakârlıklara katlanmalıdır.
Güçlükler elde etmiş o düğümüz iyi neticeler yanında küçük kalmaktadır. Aradaki anlaşmaz lıklann başındaki tesiri geniş oluyor Halbuki karşılaşılan güçlüklerin hepsi de hukuk saha* sındadır. Meselâ reis seçimi meselesi, Beyaz Rusya i'e Ukrayna ve Arjantin İle Polonya meseleleri.
Bu son meselenin güç olmadığı iddia edilemez. Bu, konferans görüşmeleri üzerinde bir gölge do! aştı rmak tadır.
Fakat şundan da eminim kİ, sulhsever memleketler harbi kanun harici İlân edebilirler.» •
Giinîer Geçerken
Masal sağnağı
Hitler hakkindaki geçmişine dair haberler bir sağnak halinde ajanslardan, radyolardan, gazetelerden tepemize iniyor. Görünüşe bakılırsa yıllarca sürecek, yıllarca masal, .martaval, saçma sapan bir sürü yalan, fili yuttu bir yılan, neler dinllyeçe-giz. Bire bin katacaklar, habbeyi kubbe, pireyi deve, arıyı uçak, saman çöpünü denizaltı yapacaklar, ne palavralar atacaklar. Şimdiden paçalar sıvandı: Berchtesgaden ininde asansör teknik bir sebeple bozulmuş da Führer. iki saat boşlukta asılı kalmış... mareşal Ronunel'e iki general göndermiş de — kırk satır mı istersin, kırk katır mı yerine — «şu zehirli hapı mı yutarsın, halk mahkemesini mi boylarsın? > dedirtmiş... kendinden yirmi ya? bil. yük bir fotoğrafçı yamağı kartaloşa abayı yakmış da evlenmeğe kalkışmış... sefere çıktığı vakit yanında kafataslan götürür, iki metre boyunda yılanlar taşırmış... beynini ve kafasını muayeneden geçirtip tam 130 sahifelik. rapor hazırlatmış... Daha neler de neler, o da yalaıı, bu da yalan ne efsaneler!
Üçüncü dünya harbi söylentisi keyfimi bozmasa ben de nit-ler üzerine bir kaç düzüne masa başı hikâyesi uydururdum. Bu harb çıkmaz da eski Führer veni gürültü arasında unutulmazsa okuyacaklarımız gerçekten hesabı aşacaktır. Perçeminde kaç tel saç bulunduğundan tutunuz dişlerinden kaç tanesinin dolgulu olduğuna kadar... Bir zamanlar yalnız öz yurdunda, istilâ bölgelerinde değil, hudut ülkelerinde bile muharrirler .«delidir, bir halteder. aklına eser, düdüklü bombalarım başımıza serper diye «perçem» kelimesini yazmaktan ürküyoriar, tam mânasile «zülfü yâr» e dokunmasından korkuyorladı. Şimdi o bağlı dillerin çözüldüğü lâklâkıyat devrindeyiz. Asıl mesele şudur: Gerçek Dilleri, bütiiıı o yalanlardan ve uydurmalardan sıyrılmış öz çehresile ne vakit görmek mümkün olacak?
Aradan bir asra yakın zaman geçtiği ve lehte, aleyhte Öldürttüğü ıı ıhı m sayısınca eser çıktığı halde NapoTfon henüz bir »sır» dır. Sırra kadem basan Mitlerin öyle olması İse daha tabiidir.
Refik Halici Karay

« R S A' M
F« hlfe 2
j-HAFTA SONU NOTLARI-
Üçüncü dünya harbi
ut ödem istilâcı İnsanların ba-■â’A. şında Nailler geliyorsa istilâcı hayvanların başında da eskiden bert çekirgeler gelir. Hatta bunlar galiba istilâcılıkta Nailleri de geçerler. Nitekim harbin ilk senelerinde, yani demokrasilerin henüz bütün kuvvetlerin! toplayamadıkları günlerde Ronunel'lo istilâ edemediği Mısır’ı geçen hafta, yani demokrasilerin en kunvetll günlerinde çekirgeler baştanbaşa istilâ etmiştir. Hitler hayatta olsaydı Mihvere MusSOllnl'tıin cakalı Faşist taburlarını alacağına çekirge sürülerde işbirliği yapmadığına bir daha yanardı!
Son gelen haberler çekirgelerin Suriye'ye dolmaya başladığını bildiriyor, «Haber» gazetesinden aldığını aşağıdaki satırlar bakın ne kadar bir harb tebliğini andırmaktadır:
.Çekirgelerin Suriye'deki tahribatı hakkındak! haberUrden anlaşıldığına göre, Suriye hükümeti bu müthiş âfet karşısında Suriye'de bulunan Müttefik ordu komutanlıklarına başvurmuştur. Ordu komutanlıkları uçaklardan istifade etmek suretllr birçok ilâçlar kullanarak h' r gün binlerce ton çekirge İmha eiiıielttediricr.»
Dalgın bir adam bu satırları okuduktan sonra İki üç gündür adı sik sik geçmeğe başiıyun üçüncü dünya harbinin başladığına kolaylıkla hükmedebilir. Doğrusu, üçüncü dünya harbi denilen şeyin şu bahsettiğimiz çekirge istilâsından başkp bir şey olmadığını İlân etmek (!e büyük devletler İçin kaçırılır fırsatlardan değildir.

Tramvaylar nasıl ten-hal aşır?
. arb içinde tramvay yolcuları ** artmıştır. Halbuki tramvay İdaresinin sulh zamanında İşettiği araba sayıslle harb İçinde İşlettiği arat » sayısı arasında pek az fark olduğunu yetkili 2allar sıx sık söylemekledirler.
Tramvay ar abaları mı küçüldü, İstanbul halkı mı çoğaldı sualine cevap vermek güçse de tramvay idaresinin tramvayları biraz olsun tenhalaştırmaya çalıştığı boyuna otobüs peşinde kokmasından bellidir.
Tramvay işletmesi mütehassısı olmamakla beraber hayatı bütün zahmetlerini yüklenerek yaşayan bir tanıdığım:
Doenitz hükümeti
Pravda’ya göre Müttefik işgali altında faşist propagandasına devam ediyor
Moskova 19 (AJL) — Pravda gazetesi siyasi muharriri Vlktorov'un bir makalesini neşretmektedir. Muharrir bu makalesinde, Doenitz hükümetinin, Müttefik işgali altında Faşist propagandasına açıkça devam ettiğini yazmaktadır.
Docnite hükümetinin idame ettirilmesi ve Alman subaylarının silâhlanması hususundaki kararın Moskova’da büyük bir hayret- uyandırdığını yazan Vlktorov yazısına şöyle devam etmektedir:
•Doenitz hükümeti gözaltına alınmamıştır. Bu hükûmc-t Müttefikler araşma nifak sokmağa çalışmakta ve Almanya'da iktidar mevkiinde bulunduğunu açıkça iddia etmektedir.
Bundan sonra Vlktorov, Alman Generallerinden beyanat alan Müttefik muhabir ve muharrirlerini tenli id etmek te ve onları çok saflıkla tavsif etmekte ve yazısını şöyle bitirmektedir:
•Faşizm nasıl tahrlbedllmiş İse, Alman Genelkurmayı da öylece tahrl-bedllecektir.n
Dün geceki yangınlar
Dün akşam şehirde muhtelif yangınlar olmuştur:
1 — Galatada Gümrük caddesinde Gümrük Başmüdürlüğü binasının üst katındaki ahşap ve küçük üç odadan birsinde bulunan ve Sümer Bank'a aldolan bazı evrak ve kırpıntı kâğıtlar her nasılsa ateş almış ve bunlar yandığı halde söndürülmüştür.
2 — Gedlkpaşadn Emin Sinan mahallesinde Cami sokağında 11 numaralı evde oturan Kevork, dün gece vernikli su bayası yapmakta iken bir İştial vukua gelmiş vc birdenbire çıtan yangın dört katlı evin yanmasına sebebolmu.ştur.
3 — Paşabahçedü İnclllköydc bir evde oturan bakkal Hüscylnln çırağı Osman, talaşla yumurta pişirmekte iken alevler etrafı sarmış ve ev kısmen yandığı halde söndürülebllmlş-tlr.
— Araba sayısını arttırmakla tramvay yolcusu azalmaz, dedi.
— Peki, nasıl azalır?
— Ayakkabı Hallerini düşürmekle! Çünkü bugün ayakkabı İle yapılan en kısa yolculuk tramvayla yolculuktan daha pahalıdır. Gala-tasaraydnn Harbiyeye kadar yürüyerek giden adam hiç olmazsa elli kuruşluk kundura eskitir. Halbuki tramvay on beş kuruşt-ur. şimdi siz bu adamı Harbiyeye kadar nasıl yürütebilirsiniz? Ayakkabılar boş liraya insin, göreceksiniz tramvaylar ne kadar tenhaioşacakj»
Mütalâa akla yakın olmakla beraber ayakkabı flatlerlni ucuzlatmanın otobüs getirtmekten daha güç olduğunu kabul etmek lâzım-(Ür

Sivrisinekle mücadele
Şehrimizde sıtma İle mücadele başlamıştır. Şimdiye kadar yalnız Kadıköyiinde gördüğümüz sarı renkte sıtma mücadele kutularından birini dün akşam Teşvlkiycde. cami parmaklığına asılmış gördüm.
Sıtma İle mücadelede bu kutuların önemli rolü vardır. Evinizde sivrisinek gördünüz mü derhal kaleme kâğıda sarılır, sıtma mücadele heyetine bir mektup yazarak götürüp kutuya atarsınız. Mektup mücadelecilerin eline geçer geçmez sivrisinek yuvalarını imha edecek silâhlarla mücehhez bir ekip kapınızı çalar, sivrisineği nerede gördüğünüzü öğrendikten sonra evinizin her tarafını ve civarı ar&s-tırtır, sivrisineğin ürediği yeri zehirleyip gider.
Binaenaleyh bu kutuların Kadı-köyünden İstanbula geçtiklerini görmek mücadelenin bu tarafta da başladığına delâlet eder. Yalnız aynı kutulara henüz Şişlide rasla-yamıyorum. Sebebini kimseden sormadım. Öyle sanıyorum kİ bu kutuların henüz Şişil taraflarına konmamasının sebebi o semte daha büyük kutular, hattâ sandıklar gerektiğinin anlaşılmasıdır. Zira Şişlide o kadar sivrisinek vardır kİ mutat boydaki bir kutu yarım saatte mektupla dolar.
Hattâ sivrisinek mücadelesinde Şişlide tatbik edilecek usul tamamen aksi olmalı. Her tarafta halk sivrisinek gördüğü yeri haber veriyorsa ŞlşilUler sivrisinek görmedikleri yeri mücadele heyetine bildirmelidirler. O zaman bu semt de küçük kutularla idare edilebilir.
ŞEVKET RADO
Şüpheli iki ölüm
Savcılık iki hâdisenin tahkikatına el koydu
Savcılık bu sabah şüpheli İki ölüm vakası tahkikatına el koymuştur:
Beyoğlunda şahkolu mahallesinde oturan Hayri, dün geç vakit, Belediye doktoruna müracaat ederek karısı Flrdevs'ln ölü bir çocuk doğurduğunu söylemiş ve gömülmeû için bir defin kâğıdı verilmesini istemiştir.
Belediye doktoru Flrdevs’ln evine kadar gelmiş, Ölü çocuk kendisine gösterilince, yavrunun vücudunda bazı yara ve bereler olduğunu görmüş tür. Belediye doktoru bu vaziyet karşısında defin kâğıdı vermiyerek meseleden savcılığı haberdar etmiş, savcılık da cesedin muayenesini Adliye doktoruna havale etmiştir.
Adliye doktoru B. Kâmil ünsalan da çocuğun cesedini muayene edince Ölümü şüpheli görerek cesedin morga kaldırılmalına lüzum göstermiştir.
İkinci vaka da şudur:
Sulta nah mette kİ Sanatlar Okulu*-□un yatılı talebelerinden 20 yaşlarında Necdet ile arkadaşı Mustafa, dün geç vakit mektebin arka duvarından atlamak suretile çıkıp gitmişler, aradan bir saat kadar geçmeden, Mustafa, Necdetl sırtına almış bir variyette mektebe girmiştir. Mektep idaresi, söz söyliyemlyecek bir halde başından yaralı bulunan çocuğu derhal Cerrahpaşa hastanesine göndermiş, arkadaşının malûmatına müracaat edilince, o da Ahırkapı civarında denize girdiklerini, NecdeUn yüksek bir yerden tepe üstil denize atılınca bu hate geldiğini söylemiştir.
Necdet, gece sabaha karşı hastanede ölmüş, savcılık haberdar edilmiştir. Necdetln ölümü etrafında tahkikata girişilmiş bulunmaktadır.
Yeni malî yıla göre vergilerde değişiklik
Ankara 18 — Bütçe yılının değişmesi dolayıslle vergi kanunlarında yapılan değişiklik tasarısı Büyük Millet Meclisi gündemine alınmıştır. Bu tasarıya göre, kazanç taksitleri haziran ve ekim aylarında alınacak, hayvan ve bina vergileri tahakkuk v( tahsilatında da buna göre değişiklik yapılacaktır.
Toprak kanunu
Meclis 8 maddeyi aynen kabul etti
19 Mayii 1043
Rusyada barış hayatına avdet ediliyor 1,750,000 çocuk yaz kamplarda gönderilecek, üniforma fabrikaları muslin ve diğer kumaşlar yapmağa başladılar
Ankara 18 — Büyük Millet Mec 11-slııin bugunkü toplantısında toprak kanunun maddelerinin müzakeresine halanını;, 1, 4 ve ö inci maddelerin müzakeresi sırasında Millet Vekilleri arasında yine hararetli tartışmalar olmuştur. Bu arada komisyon sözcüsü ve Tarım Bakanı sık kürsüye gelerek mütalâa ve temennilere cevap vermişler, neticede müzakeresi yapılan sekiz madde, üzerlndo hiç bir değişiklik yapılmaksızın aynen kabul edilmiştir. En çok İtiraza uğrıyan madde, kanunun güttüğü lığlıca maksatları anlatan birinci maddenin yeniden çifçlllk yapmak lstlytnlere toprak verileceğine dair kaydı idi, Fakat bu madde üzerinde hiç bir değişiklik yapılmamıştır.
Tarım Bakanının izahatı
8 inci maddcniı? müzakeresinde, kom binaların tasarrufunda olup da boş duran arazinin durumundan bahsedildi, Tanın Bakanı Şevket Raşiü Bati boğlu devlet elindeki arazinin Tarım Bakanlığına muhtelif maksatlar için hasredilen arazi olduğunu, fidanlıklar İle tohum ıslah istasyonlarının, haralar va üretme çlfllklerlnin kendi maksatları üzerinde çalışmak İçin kurulduğunu. Tarım Bakanlığı elinde bu işlere mahsus arazinin bir menfaat temini gayesllc elde tutulmadığını kaydederek şunları söyledi:
— Yalnız açıkça söyllyeylm ki bundan evvel henüz tam teessüs edemedikleri için bazı yerlerde bazı araziyi ortakçıya vermişler. Şimdi bu arazi-1* rln görecekleri İş için lüzumlu kısmı ayrıldıktan sonra, fazlası elde tutulmayacaktır. Düşündüğümüz tarz bu-dur.
Mâliyenin emrindeki arazi de bu tasan kanunlaşınca bize geçecek ve lıvzle tâbi tutulacaktır. Eğer bir yerel, arazi darlığı çekiliyorsa ve topraksız köylü varsa bir devlet işletmesini devlete zarar vermeden başka yere nakletmeyi bile göze alacak ve toprağını dağıtacağız.»
Tarım Bakanının bu izahından sonra 8 İnci madde de reye kondu ve aynen kabul olundu. Vakit geç olduğundan toplantıya son verildi.
Meclis pazartesi güııü toplanacak ve tasarıdaki diğer maddeleri müzakere edecektir.
Kabul edilen 8 maddenin metni
Madde 1 — Bu kanunun giıttuğu başlıca maksatlar şunlardır:
a — Arazisi olmıyan veya yetmi-yeıı çifçllerl veya çlfçlllk yapmak istl-yenleı-1, allelerlle birlikte geçimlerini sağlıyacak vg iş kuvvetlerini değerlendirecek ölçüde araziye sahip kılmak;
b — Kendilerine arazi verilenlerle yeter arazisi bulunup İstihsal vasıtaları eksik olan çirçilerden muhtaç olanlara kuruluş, onarma ve çevirme sermayesi, canlı ve cansız demirbaş vermek;
c — Yurt topraklarının sürekli olarak Lglenınosinl sağlamak.
Madde 2 — Arazide ekim, dikim, bakım ve yetiştirme yollarile nebat, hayvan veya hayvan mahsulleri istihsalinde bulunan veya bu mahsullerin yetiştiricileri tarafından İşlenip değerlendirilmesine «çifçlUkı ve bu işleri devamlı olarak yapanlara da • çifçl» denir.
Madde 3 — Çifçiler tarım teşkilâtının bulunduğu yerlerde tüzükte
ismet İnönü’nün Tarih kurumana cevabı
Ankara 18 (A.A.i — Avrupa’da savaşın sona ermesi dolayıslle Türk Tarih Kurutnunun duyguları, kurumun koruyucu başkanı yüce Milli Şef İnönü’ye Kurum Başkanlığı tarafından arzedilmiş ve Millî Şef aşağıdaki telgraflar İle kurumu taltif etmişlerdir;
Bay Şemseddln Günalt&y
Sivas Millet Vekili ve Türk Tarih Kurumu Başkanı
ANKARA
«Aziz Tarih Kurum unun teşvik eden Vc sovlndlren sözlerine yürekten teşekkür ederim.
Sayın Başkan, dalma dikkatle dinlediğim güzel sözleriniz benim için cok kıymetlidir.»
İSMET İNÖNÜ
Ekmek karneleri kaldırılacak
Ankara 18 — Hububat stokunun çok iyi bir durumda olmasından başka bu yıl rekoltesi de memnuniyet vericidir. Bu sebeple Ticaret Bakanlığı ekmeğin karne İle satılması usulünü yakında kaçıracaktır.
j— • Takvim • —
Cemazlyelâhlr 7 — Hızır 14
I İmsak Güneş öğle İkindi Ak Yatsı
I E 7.10 fl.10 4.47 8.44 12.00 1.53
II V. 3.33 5.39 13.10 17.07 2023 22.15
gösterilerek usul ve şekle göre tutulacak kutüklere kendilerini yazdırmak ve çlfçlllkten vazgeçtiklerinde kayıtlarını sildirmek zorundadırlar. Bu gereği yerine getlrmiyenler bu kanunla çifçiler e tanınan haklardan faydalanamazlar.
4 — Bu kanunda yazılı araziden maksat ormandan başka ola» kik'tür arazisidir. Kültür arazisi çlfllkte kullanılabilen arazidir.
Kültür arazisi; tarla, bağ. bahçe, ağaçlık, çayır ve mer’a çeşitlerine ayrılır.
Tarla arazisi: Tabiatı ve kuvveti yönünden, üzerinde hububat, bakliye r, yem ve sanayi nebatları yetlşti-rilebllen arazidir.
Bağ arazisi: Üzerine üzüm çubuğu dikilip çubuk veya üzüm yetiştirlle-bllen arazidir.
Bahçe arazisi: Üzerinde bir veya türlü çeşiddtn tneyva, Sebze, çiçek, fidan ve benzeri faydalı nebatlar yetiştirebilen arazidir.
Ağaçlık arazi: Tarla, bağ, bahçe, çayır halinde kullanmağa lktısaden elverişli olmıyan ve üzerinde ağaç bulunan veya yetiştlrilebllen arazidir.
Kavak ve okallptüslük arazi: Kavak ve okaliptüs yetiştir ilebilecek arazidir.
Çayır arazisi: Tarla, bağ ve bahçe halinde kullanılmast İktisadi olmıyan ve üzerinde blçliebllecek ot yetişen veya yetiştlrilebiitcek olan arazidir.
Mora arazisi: Tarla, bağ ve bahçe halinde kutlanilnuyan ve üzerinde hayvan otlatılabllen arazidir.
Madde 5 — Bu kanunun uygulanmasında yüz ölçüsü olarak dönüm kullanılır. Dönüm bin metre karelik yerdir.
Madde 6 — Arazi mülkleri yer ölçüsü bakımından küçük, orta ve büyük olmak üzere üç boya ayrılır. Küçük arazi mülkü 500 dönüme kadar olan arazidir. Orta arazi mülkü 500 den 5000 dönüme kadar olan arazidir. Büyük arazi mülkü 5000 dönümü geçen arazidir. Arazi mülklerinin boylara ayrılışında, nerede olursa olvun, bir kişiye al d bütün arazinin tutan hesaplanır. Şüyulu olarak tasarruf edilen arazi mülklerinde her şahsa ait hisse ayrı ayrı hesabedillr.
- Madde 7 — Bu kanunda arazi İşlenmesinden maksat: Türlü kültür arazisinin boş bırakıimayıp tabii ve mahalli şartlara göre ekim, dikim ve bakımla iktisadi bir şekilde değerlendirilmesidir. Makbul mazeret olmaksızın üstüste üç yıl sürüm, eklin, dikim ve bakim görmlyen arazi işlenmiyor sayılır. Arazinin işlenip işlenmediğini Tarım Bakanlığı belli eder. Bu karara karşı arazi sahibinin itiraz ve müracaat hakkı vardır.
İKİNCİ BÖLÜM Dağıtılacak arazi
Madde 8 — Bu kanun hükümlerine göre dağıtılacak arazi şunlardır:
a — Davietln ekim ve tasarrufu veya hususi mülkiyeti altında bulunup kamu işlerinde kullanıl mıyan arazi;
b — Bir veya bir kaç köy. kasaba veya şehrin orta malı olan arazinin İhtiyaçtan fazla olduğu Tarım Bakanlığınca belirtilen parçası;
c — Sahibi bulunmıyan arazi;
d — Devletçe kurutulan sahipsiz bataklıklardan kazanılacak arazi;
e — Göllerin kuruması ve nehirlerin doldurulmasile elde edilecek arazi:
f — Bu kanunun hükümlerine göre kam ulaştırılacak arazi.
Berlinde hayat
Şehir Belediye meclisi kuruldu, üniversite açılıyor
Londra 19 (BB.CI- Sovyet kontro-lunda bulunan Berlin radyosu, Ber-ünde hayatın normal şartlara avdet etmekte bulunduğunu, Belediye meclisinin kurulduğunu, bu meclisin başına meşhur cerrah Prof. Zauerbruk’un getirildiğini, Berlin üniversitesinin yakında açılacağım yayınlamıştır.
Yeni mahsul alım hazırlıkları
Ankara 19 (Telefonla) — Toprak ofisi, yeni mahsulün alım hazırlıklarını yapmaktadır. Bu yıl mahsulün düşük fiatle satın alınacağı hakkında bazı rivayetler dolaşmakta İse de bu hususta verilmiş bir karar yoktur. Mahsulün ne fiatle satın alm: cağı Bakanlar Kurulunca kararlariı-rılacak ve Ticaret Bakanlığı tarafından gazetelerle İlân edllecekıh
Halka irmik dağıtılacak
Ankara 10 (Telefonla) — Ankara. İstanbul ve İzm irde 1 haziran 945 den İtibaren halka irmik dağıtılmasına başlanacaktır. Dağıtma karne He olacak ve nüfus başına 45 - 50 kuruş arasında yarım kilo İrmik verilecektir.
Moskova 10 (AA.)- Sovyetler Birliği, harb zamanında gösterdiği şiddet ve azimle barış İşini teşkilâtlandırmağa koyulmuş bulunmaktadır.
Kıtaların geçtiği yollarda birkaç haftaya kadar 1,750.000 çocuğun seyahat ettiği görülecektir. Bunlar, haziran bidayetinde açılacak yaz kamplarına gidecek olan çocuklardır.
Moskova - Varşova ekspresi seferlere başlamıştır. Harb malûlleri kendileri İçin açılan husus! kurslara devam ettikten sonra işlerinin başına döneceklerdir.
Henüz terhis edilmemiş olan askerler de barış zamanı hayatım yaşamağa başlamışlardır. Çekoslovakyadakl Alman cebini temizleme işini yeni bitirmiş olan cephedeki askerler futbol ve cimnastlk gibi eğlenceli sporlarla vakit geçirmeğe başlamışlardır.
Bununla beraber. Kızıl Yıldız gazetesi, birinci sahlfeslnde «Alman İstilâcılarına ölüm» başlığını hâlâ muhafaza etmektedir.
Tütün ve sigara tayınları gelecek sene zarfında yüzde 400 ilâ 500 arttırılacaktır.
Harbin başındanberi Moskovada alınmış olan sokağa çıkma yasağının sona erdiği resmen bildirilmemiş ol
Cumhur Başkanındı nutku
(Baş tarafı 1 inci sahifede) Ana meseleler
Türk milleti yeni bir çalışma devrine giriyor. İleri bir İnsan cemiyeti olmanın maddi şartlarım, hele mânevi vasıtalarını mümkün olduğu kadar çabuk olarak tamamlamak İçin durmadan hamleler yapmak ödevinde-yi2. Cemiyetimizin ana meselelerini çözmek için, harbin dar senelerinde gösterdiğimiz gayretleri arttırarak devam ettireceğiz. Ana meselelerimizin başında, köylü topluluğunun kalkındırılması ve İlerletilmesi gelir. Cumhuriyet, köy meselesini, İlk günde nberl, iyi dileklerle karşılamıştır. Birçok denemelerle köylü meselelerini ■ kavramağa ve bütün olarak ele almağa çalıştık. Türlü tedbirlerin en İlerisinde köyde ilk öğretimi gördük. Şimdi, bu meselenin hazırlık devrini geçirmiş, ameli verim devrine girmiş bulunuyoruz. Ufak, büyük, dağınık toplu, her köyde, bütün gayretlerimizi harcıyarak İşLikll İlkokullar kurmağa başladık Bu çalışmayı, işlerimizin ehemmiyetlisi ve zevklisi sayıyoruz. Memleketin köylüsünden ve aydınından gördüğümüz karşılık, çok ’cesaret vericidir. Binlerce okulların bir sene içinde meydana gelmesi, bütün vatanseverlerin ortak hazzı ve iftiharı olmuştur. Az senelerde bu dâvayı temelinden başarabileceğimize kesin olarak güveniyoruz. Köylerde kurmağa çalıştığımız bölge okulları de, bilgiyi ve tekniği kuytu vatan köşelerine yayacak teşebbüslerlmlzdlr. Bölge okullarının İlkokullar ile ayni zamanda meydana gelmesi, ilk öğretimle bezenecek köylerin, aynı emekler vç zamanlar İçinde daha Deri ve daha yapıcı bir cemiyet olmasını sağ- ' Uyacaktır. Köylerde sağlık işlerinin düzenlenmesi için, ebe ve sağlık memur larlyle. esaslı bir tedbire başvurulmuştur. Bundan sonra bütün köyleri devamlı doktor bölgelerine bağ-Uyarak, temelli sağlık ağlarile kaplamak devrine gireceğiz.
Topraksız köylüye toprak
Topraksız köylüye lşllyeceğl toprağı kendi malı olarak temin etmek, bugün başarmak üzere olduğumuz bir teşebbüstür. Bundan da. Türk milletinin ileri ve kudretli olması için büyük Ümitler besliyoruz. İşUyen köylünün bütün emeğinden ve kazancından tamam olarak kendi ailesinin faydalanması ve kendi öz toprağını verimli ve bayındır kılması, Türk milletinin son 20 sene İçindeki hayırlı inkılâpları arasında en Üstte göze çarpan parlak eserlerden biri olacaktır. Asırların fena geleneği olan bir toprak sistemi, hür insanların yaşadığı yeni ve ileri sisteme çevrilmek üzeredir. Cumhuriyet, toprak dağıtımı üe beraber olarak donatım İşlerini de düşünmüştür.
Köylü kalkınması büyük dâvasının içine daldıktan sonra, ihtiyacının göstereceği yeni tedbirleri, iktidarımızda olan bütün vasıtalarla, durmadan temin etmeğe çalışacağız.
Endüstrileşme hareketine devam edilecek
Vatanda endüstrinin gelişmesini sağlamayı, medenî bir millet olmanın şartlarından sayıyoruz. Kömürü, demiri. kromu, bakın olan bir memleketin endüstri kurmaması imkânsızdır. Az ölçüde meydana getirebildiğimiz eserlerin, harb yıllarında eskisine nazaran bize ne kadar kudret verdiği nl yatandan denemiş bulunuyoruz. Hesapsız ihtiyaçlarımızı giderebilmek İçin, endüstrileşme hareketlerine, gü-
makla beraber, bu yasak kaldırılmıştır.
Bundan başka kendi evlerini yeniden İnşa etmek lstlyenlere ikrazaita bulunmak üzere 325 milyon rublelik bir tahsisatın ayrıldığı da bildirilmektedir.
Moskova 18 (A.A.) — Rusya normal şartlara avdet etmek İçin harekete geçmiştir. Maddi değişiklikler çok yavaş olmakla beraber plânlar geniştir ve şimdiden tatblkına geçilmiştir. Cok sayıda Kızılordu mensubu ile harb işçisi Kırım sahillerine hareket etmiştir. Burada onlar için özel İstirahat merkezleri tesis edilmiştir. Sovyetler Birliğinin en önemli mensucat firması olan Moskovadaki Theckgornaya müessesesl üniforma dokumasını bırakarak muslin ve diğer kumaşlar dokumağa başlamıştır. Bu yıl tütün Istlhsaiâtı dört veya beş misli fazla-laştırüacaktır. Devlet, resmi binalarla Belediye binalarından başka, vatandaşların evlerini kendileri inşa edebilmelerini sağlamak maksadiyi» asgari faizlerle ikrazat yapmağa karar vermiştir. Konserve fabrikaları normal Istihsalâta avdet etmişlerdir. Bu lstihsalât 70 milyon kutu arttırılacaktır. Böylece satışa daha fazla meyva, reçel, sebze, ‘üt tozu ve kakao çıkarılabilecektir.
cümüzün yettiği büyük tuzla, de.am edeceğiz. Bu İşte de en kıymetli çare, bilgi ve öğretim meselesidir. Onun için harb yıllarında da. teknik öğretimde aldığımız oldukça geniş teşebbüsleri bundan sonra daha ztyaıfe genişleteceğiz, öyle sanıyoruz ki. endüstride maddî vasıtalara olan ihtiyacı temin etmekten, öğretim ve uzmanlık işlerinde başarılar elde edilmesi daha zar ve daha ehemmiyetlidir. Onun için, mlletlmlri teknik olarak yetiştirme, ilk basamağından yüksek derecesine kadar her sahayı kaplıya» şekliyle, en kıvmetll amacımız olacaktır.
Halk idaresi
Türk gençleri,
Memleketimizin îlyasi idaresi. Cumhuriyetle kurulan halk Haresinin her İstikamette İlerlemeleri ve şartlariyle. gel'ştneğe devam ede ektir. Harb zamanlarının ihtiyatlı tedbirlere lüzum gösteren darlıktan kalktıkça, memleketin siyaset vc fikir hayatında demokrasi prensipleri daha geniş ölçüde büküm sürecektir. En büyük demokrasi müessesimi? olu Büyük Millet Meclisi, İlk gündtn İtibaren, İdareyi ele almış ve memleketi demokrasi yolunda mütemadi en ilerletmiştir Büyük Meclisin şimdiye kadar parlak bir surette İspit ettiği hakikat, iıalk idaresinin, mem) keti sarbeş düşüncelere ve hürriyet hrya-tına alıştırıp eriştirmesi ve geçmişte olan otoriter İdarelerden dakıa kuvvetli olarak vatanda anarşiyi ve sözü ayağa düşürmeyi kaldırması olmuştur. Büyük Meclis, a? zaman lçtnde büyük inkılâplar geçirmiş bir memleketin. sarsıntılara uğramadan, daha ziyade ilerlemesini temin edecektir.
Yabancı propagandalar ve haksız kazançlar
Harb yıllarında biz de bir çok memleketler gibi, fena hastalık, lar geçirdik. Yabancı propagandaları ve yabancı fikirler bizde de yuvalar bulmak istidadını gac terdi. Hail) zamanlarının haksız kazanç hırsları memlekete çok ıstırap çektirdi. Yabancı siyasetlerin inip çıkışları, bazı kimselerde kötü taklit hevesleri uyandırdı. Bütün bu fenalıklara karşı, Tüık milleti kendi varlığını dikkat ve metanetle korumuştur, Harb kazançlarının kirleri ise, hiç bir suretle, idare ve İktidar başında bulunanlara bulaşmamıştır.
Türk milleti, ikinci cihan harbinde, siyasî ve mânevi bakımdan teiniz ve başarılı bir İmtihan geçirmiştir. Büyük Millet Meclisinin kudretli elinde olan millet İdaresi, demokrasi yolundaki gelişmesinde devam edecektir,
Türk gençleri,
Bugün bana uzak sınır koylarımızdan aziz topraklan. Türk bayrağlyle beraber armağan ettiniz, Vatanın özü sayılabilecek olan Türk bayrağı ve sınır toprağı armağanımın, taeşll yürekleriniz ve gürbllı ellerinizle koruyacağınıza güveniyorum. Bu güvencin heyecanlı sevinci va engin İftiharı içindeyim Büyük Atatürk’ün İnsanlık ve vatanseverlik ülküsünde yolumu dn^»a açık ve aydın olsun.

19 Mayıs 1945
AKŞAM
Saiılfe 3
AKŞAMDAN AKŞAMA
Kadın terzisi azlığı hissediliyor
Bir - kadın terzisi buhranı ile karşı karşıyayız. Ve bu. cidden hem garip, hem de yürekler acısı bir içtimai konudur.
«Yeni nesilden meşhur muhar-r,ir, hattâ ortanca kıymette şair yetişmiyor! Neşriyatımız tercüme ve adaptelerle doluyor!» denildiği gibi: «Yeni nesilden meşhur kadın terzisi, hattâ bol bol ortanca kıymette gündelikçi terzi çıkmıyor! Türk unsurundan kadın terziler parlamıyor; piyasa halâ Katina ve Marikaların elindedir.»
Yanlış anlaşılmasın: Harbilen evvel dünyanın her memleketinde hüküm süren: «Küçük sanatlarda öz milli unsur» siyasetinin haıbden sonra da devamını isti-yeceklerden değilim. Bilâkis, Allah razı olsun Katina ve Natıkalardan! İyi ki varlar! Olmasalar sıkıntımız büsbütün artacak.
Düşünün: Altı senedir kumaştan yana bir darlık devresi yaşadık. Değil fakir, değil orta, hattâ hali ve vakti yerinde aile kadınlarından bir çokları, giyim hususunda idare ile yaşadılar. Gerçe bir taraftan lüks vardı; lâkin bir taraftan da geniş tabaka zaruri ihtiyacından ve moda zaruretlerinden pek az dikiş diktirdi. Şimdi herkesin gözü yoldadır: Ah, piyasaya bol bol kumaş çıksa... Ne eksikler, ne gedikler var.
Fakat bugünün az kumaş durumunda bile, İstanbulun ve diğer şehirlerimizin kadın terzi kadrosu kâfi miktarda değildir. Ln sanatkâr olanlardan başlayınız, en basit gündelikçiler naz ve istiğna içindeler: «Fasonu yüz lira!... Canın isterse diktir... İş başımızdan aşkın... Ben bu tarz adi kumaşlara göz nuru dökmem... Kumaşı bırakın da. ihtimal vakit bulur, icabına baka-rs.„ İki ay sonra bitiririz...»
Gündeliği on beş liraya bir ter-z‘... Gündeliği yirmi liraya başka î ir terzi... Sabah kahvaltısından, öğle yemeğinden başka tereyağlı, reçelli akşam kahvaltısı da isterler.. — Kadın terziliği-J in durumu budur. Kumaşlar bollaşınca, durum ne olacak bakalım? Kendilerini büsbütün naza çekecekler...
•••
Burada, Kız Sanat okullarının bu büyük ihtiyacı her nedense tatmin edemediği hakikati ile karşılaşıyoruz: Aile kadınlarına keyk yapmağı, amatör şapkacılığı öğretmeği, ilh. hedef tutmakta varsın gene devam etsinler; fakat bu okulların asıl başarısı a llattığımız noksan; telâfi et-nı;k olacaktır.
Asıl kabahati zihniyetimizde aramalı:
Bir küçük memur kızı, orta a ieden bir genç dul kadın, niçin S . 5 - 10 - 15 - 20 liraya varan g ndeliklerle heveslenmez; Akşam Sanat okullarından alacağı ilk feyizle sanatını ilerletmek yolunu tutmaz? Kibir nü? Azamet mi? Yoksa beceriksizlik, ha-jrrriyetsizlik mi?
Harbin başından beri kadın t( Tileri çoğalmalıydı. En genci on on beş senelik olan meşhurların yanında yeni şöhretler be-ürmeliydi Sayısız Türk kızlan profesyonel terzilik, gündelikçi. lr:- etmeliydiler Hayatın gidişi bu E ' icabettiriyordu. Fakat halâ da «(’. or. Bugünden dört elle bu g. yeye sarılacak, iyi terzi, iyi şap kaçı, iyi küçük zanaat sahibi o-la-ak Ayşeler, Fatmalar, Aysel-ler, Aytenler Türkiyenin — ve T'irkiye dışının — hangi şehrin-(T bulunurlarsa bulunsunlar, bir y.iksek mühendis kadar para ka-Kanabileceklerdir. Yüksek mühendisliğin tahsili ve stajı 20 seneye yakındır, yüksek terziliğinki İrin un kadar değildir; nerede?.,, t'îtelik, yüksek mühendis, yetiştiği müddet zarfında para sarfe-«’T yüksek terzi, yetiştiği müd-cM zarfında para kazanır
(Vâ". Nû)
★ Kasımpaşada Tozkoparan caddesinde oturan beş yadında H&yim jvtenda İsminde bir çocuk dün öğleden sonra Kasımpaşa caddesi üzerinde başından yaralanmış ve söz söyllye-n.iyecek bir halde bulunduğundan derhal Beyoğlu hastanesine kaldırılmışsa da bir müddet sonra ölmüştür.
Çocuğun başına saksı düştüğü ve yahut otomobil çarptığı şeklinde ortaya İki İddia atılmıştır. Bu iddlala-ların tahkiki İçin savcılardan Yavuz İş? elkoymııştıır. Soruşturmalar neticesinde Haylmln ölüm sebebi anlaşı-İacuktır.
Son günlerde büyük durgunluk var
İstanbul yiyecek piyasasındaki durgunluk son haddine varmıştır. Birkaç seneden beri bugünlerdeki kadar durgun satışlara raslanamadı-ğı iddia ediliyor. Piyasada dolaşan şayialara göre yakında inhisar maddeleri flatlerl ucuzlatılacaktır. Ayrıca Amerikadan pek ucuz flate şeker teklifleri alındığı da gazetelerden okunmaktadır. Bu haberler piyasada İyi tesir yapmış, bir kısım mallarda flat düşüklüğüne bile Taşlanmıştır.
Manifaturacıların peynir topliya-rak buzhanelere yerleştirmiş olduklarını yazmışttk. Yeni haberlerin peynir flatlerlne de tesir ettiği görülmüş, bir teneke peynir flatı 29-30 liradan 26 - 26.5 liraya düşmüştür, inhisar maddelerinin ucuzlatılacağı haberi katileştiği takdirde mallara daha aşağı flat istenecektir.
kâtipliği yeni bir karar almıştır. Kararın tatbLkından sonra yağ flütlerini muayyen bir noktada tutabilmek kabil olduğu gibi fındık flütlerinin de düşmeğe başladığı görülmüştür.
Alman karara göre Ticaret Borsa-sına satışını kaydettiren nebati yağ satıcısı, o gün en ucuz fatura kimin tarafından tastik ettirilmişse o flat-ten yukarıya mal satamıyacaktır. dünkü satışlarda bir tacir, ayçiçeği yağını 26o kuruştan satmış ve Borsa-ya öylece keydettlrmlştir. Ondan sonra gelenlerin faturalarında 260 kuruştan yüksek flat bulunmuşsa da kabul edilmemiştir
Bu sefer telâşa düşen tacirler, birbirlerine düşerek malını kendilerinden ucuza satanlara müracaatla faturasını akşam üzeri tasdik ettirmesini ricaya başlamışlardır. Yeni şeklin tatbikatından alınacak netice birkaç gün sonra kati olarak belli olacaktır.
Dün fındık flatlcrlnde bir. İki kuruş düşüklük olmuştur.
* Merserize ipek İthali yapılamadığından çorapların gittikçe çürük kalitede imal edildiklerini, bununla beraber fiatlerin yükseltildiğini yazmıştık. O gündenberi ne kalitede, ne de Hallerde bir değllkllk olmamıştır Fabrikaların maliyet hesapları belli olmadığı gibi bu sahadaki kontrollar da gevşektir. Bu sefer, Yerli Mallar Pazarları mücssesesl müdürlüğü. Merserize iplik ithalini temin ettiğinden çorap İmaline başlamıştır.
BaruUuz nasıl top anlamazsa nizamnamesi?. de bir müessese İşletilemez. Atılamıyan toplan, Işletilemiyen müesseseden yalnız iş başında olanlar mı mesul tutulur? Onlar mesul olmıyabillrler de... Yeter kİ barutun veya nizamnamenin yokluğu onların İhmalleri yüzünden olmasın.
Burada bizim için esas mesele dünün ihmalleri üstünde durmak değil, bilâkis yarın yapılacak güzel nizamnameye sevinmek ve ona hazırlanmak olduğu için, ziyanın neresinden yeniden dönülse kârdır diyerek, mesuliyet bahsini atlıyalım ve derhal meselenin nasıl günün mevzuu olduğunu araştırmaya başlıyalım,
Şehir Tiyatrosu hakkında Darülbe-deyl olarak kurulduğu günden beri çok güzel şeyler düşünülmüş, fakat bir türlü tamamlle tatbik edilememiştir. Belediye, bütçesinde hatırı sayılır bir meblâğ — geçen tiyatro mevsimi İçin 150.000 lira — koyduğu halde buna karşılık olarak yapılacak hizmetleri aramamıştır, arıyamamış-tır. Şehir Tiyatrosu da bu yardımı hak etmek için yaptıklarını, ne yaptı İse, herhangi bir şekilde ortaya koy-
ŞEHİR HABERLERİ
Yiyecek
piyasası
Valinin beyanatı
B. Lûtfi Kırdar zeytinyağı, ilk öğretim, niifus sayımı ve sıtma savağı hakkında izahat verdi
Tifo ile mücadele
Vali ve Belediye Reisi Dr. B. Lûtfi Kırdın İle gazetecilerin rnutad aylık toplantısı dün yapılmıştır. B. Lûtfi Kırdar, zeytinyağı meselesinin geçirdiği muhtelif safhalar hakkında İzahat verdikten sonra yağın halka U kuponile tevzii meselesine gelmiş ve demiştir kİ:
— ü harfi mukabilinde ve 14 mayii tarihinden itibaren halka zeytinyağı satışına başlanmıştır. Ekmek karnesi adedine gör© zeytinyağı alan bakkallar kupon mukabilinde lıer şolısn blr«r litre yağı 183 kuruşa satmaktadır. Bu miktar yağ iki aylık istihkak karşılığıdır. Tevzi edilen yağ mlkdarı İstanbul'un normal zamanlardaki istihlâkine tekabül etmekte ise de bu mtkdarın ewclce yağ almayan ve yahut şimdiden ûz ölçüde zeytinyağı alabilen insanlar da dahil olmak üzere sıyanen taksim edilmesinden dolayı evvelce fazla yağ İstihlâk etmek İtiyadında olanların darlıktan şikâyet etmeleri mümkündür. Fakat daha fazla yağ kullanmak itiyadında olan kimselerin bu İhtiyaçlarını istihsal bölgelerinden serbesçe getirmek sure-| tilc karşılamaları da kabildir.
Ticaret ofisinin bazı semtlere verdiği yağların fena evsafta olduğu hakkındakl İddialar da kontrol teşkilâtınca ehemmiyetle tetkik edilmektedir. .Aldığı yağa fena yağ karıştıranlar da şiddetle taklbolunacaktrr. Ticaret ofisinin muhtelif ellerden mubayaa ettiği yağlar da muhtelif
Bir adam, gecelik entari-sile sokakta ölü bulundu
Savcılık dün yeni ve şekil İtibarile dikkate şayan bit ölüm tahkikatına el koymuştur: Sirkecide bir otelin sokak kapısı önünde gecelik entari-slle bir adamın yatmakta olduğu görülmüş, yanma yaklaşınca bunun ölmüş bulunduğu görülerek zabıtaya ve savcılığa malûmat verilmiştir. Nöbetçi savcı B. Şahin Şahinler tahkikata el koymuş, ceset Eminönü polis merkezinde muhafaza altına alınmış, adliye doktoru B. Kâmil ünsalan cesedi muayene ederek bazı âraz tesblt etmiştir.
UIUU..J.IU v.-HS1 jas«uı uu uıuuw.m .. Bunlardan bir klimr
“ 'tin mahsulünün haşere tahribatına maruz kalması dolayıslle asidi düşlik
bu adamın, bir müddetten beri mi-1 saflreten otelde yatıp kalkan Ömer Abdülgafur İsminde elli beş yaşlarında biri olduğu anlaşılmakla beraber, sorguya çekilenlerden bir kısmı, bu adamın pencereden düştüğünü, diğer bir kısmı da meçhul kimseler tarafından döğüldüğünû İddia etmişler, bu vaziyet karşısında tahkikatın de-rinleştlrilmeslie beraber cesedin de morga kaldırılmasına lüzum görülmüştür.
Nebati yağ fiatleri
Nebati yağ flitlerini yük-eltmemek edilmiş ve parmaklıkların proje-için İstanbul Ticaret Borsası umumi ye göre imaline başlanmıştır, irâtiniiM voni hir >r«»r «im.rt.r X». Hazulanmasına başlanan parmaklıkların ay başına kadar yerlerine takılması İçin çalışılmaktadır.
Tramvay durakları parmaklıklarının inşasına başlandı
Eminönü, Harbiye ve Tünel duraklarında yapılması kararlaştırılan parmaklıklı duraklar için lüzumlu boralar tedarik
Simit tecrübesi yapıldı
Piyasadaki 60 gramlık simitlerin 3 kuruşa satılması İcabederken 5 kuruşa satılmasında ihtikâr olduğunu iddia eden Abdullah usta da dahil olduğu halde, dün Esnaf odasından, Simitçiler cemiyetinden ve Belediyeden İlgili zatların önünde Tophanede bir fırında İki çuval mühürlü unla çeşni tutulmuştur. Yapılan tecrübenin kati neticesi bugün akşam üzeri alınacaktır. Unlu maddelerin serbes olarak yapılıp satılmasına İzin verildiği zamanlardaki unlarla bugünkü unlar arasında kalite bakımından fark olduğu, bu yüzden de Abdullah ustanın iddiasının doğru olabileceği tahmin edilmektedir.
Bu Harbin Karikatür Albümül
— No. 2 —
Herkesin takdir edeceği fevkalâde renkli bir kapak 200 e yakın karikatürle dolu bu nefis eser bugün çıktı. İkinci cihan harbine alt olayların Türk zekâsı ile tesblt edilmiş hatıralarını toplu olarak İstikbale saklamak Istlyen okuyuculara tavsiye ederiz. Fi. 150 kuruş.
Çıkaran: RAM İZ
---Daritlbedayidejı Şehir tiyatrosuna, ■.------------------
Yeni nizamname
Belediye bütçe encümeninin mülâhazaları
V
mamıştır, koyamamıştır, oldum olası bu böyledir.
Nihayet bu hususlar Belediye bütçe encümeninin dikkatini celbctmlş olacak ki Şehir Tiyatrosu 1943 bütçe teklifinin başına şu kayıtları koydu:
■»Şehir Tiyatrosu bütçesinin tetkiki sırasında alınan İzahata nazaran tiyatro İşiyle daha esaslı bir surette meşgul olmak ve sanatkârlarla Belediye arasındaki hukuk ve vecaibl tanzim ve tesblt etmek lüzumuna İhtiyaç hasıl olduğu kanaatine varılmıştır. Bugünkü vaziyete nazaran sanatkârların Belediye idaresine nispeti, yalnız şehir Tiyatrosu bütçesindeki tahsisatına münhasır olup başkaca bir bağlılığı bulunmamış ve her hangi bir artistin istediği zaman tiyatrodan ayrılmasında hiç bir kayda tâbi tutulmamış olmasına mukabil meslek hayatlarının istikbaline teal-
olmakla beraber kokulu ve renkli yağlardır. Mamafih ileride geleceklerin daha İyi olduğu da aoylonmekte-dlr. Yağ kalitesi hakkındakl bazı şikâyetlerin de bu sebeplere müstenit olacağı mümkündür.»
Müteakiben Vali, ilk öğretim çalışmalarından ve bu yıl yapılacak genel nüfus sayımı hazırlıklarından bahset mlş, mayisin 15 İnden itibaren sokak ve numara plâkalarının yerlerine takılmağa başlandığını söylemiştir.
Sivrisinek ve sıtma mücadelesine temas eden Vali demiştir kİ:
«İlimizdeki sıtma savaşma da boşlanmış bulunmaktadır. Bütün Boğazda, şişil, Maçka Mecldlyeköy ve ha-vallslle Beşiktaş, Üsküdar, Yeşilköy. Bakır köyde Sivrisinek mücadelesi yapılmakta, açılmış 11 muayene evi de sıtmalıların müracaatına açık bulundurulmaktadır.
Civar kazalar ve köylerinde de mücadeleye başlanmış ve köy muayeneleri yapılmaktadır. Belediye hudutları İçinde ve kazalarda arazi sahası İşine başlanmış, yer yer ark, dere vc hendekler temtzlenmekte. birikintiler akıtılmakta, küçük say İlânı i sııretile kabili İdare bataklıkların d»! etütleri yaptırılmaktadır.
Nisan ayı İçinde şehir ve 11 halkı arasında sari hastalıkların en önemlilerinden olan kara humma (Tifo) dan 6 ve lekeli humma (Tifüs) den 1 musap görülmüş ve çiçeğe tesadüf olunmamıştır. Bu İtibarla ilin sıhhi durumu geçen ayların hepsinden daha iyi geçmiş, grip salgını da iyiden iyiye azalmıştır.
Küçük Kenan’ın ölümüne sebebolmaktan suçlu
Köprünün Haydarpaşa vapur İskelesinde gazete satmakta olan on İki yaşında Kenan adında bir müvezzl çocuğu kovalarken denize düşüp boğulmasına sebep olmaktan sanık Denizyolları köprü başmçmur muavini Feridun'un duruşmasına dûn birinci ağırceza mahkemesinde mevkuten devam edilmiş ve şahit olarak Japon sefareti eski şoförü Nedim dinlenmiştir. Bundan başka Slnopta bulunan Hamdl, Gellbotuda bulunan Nihat, Gölcükte bulunan Kâzım isimlerindeki şahitlerden bulundukları yerler mahkemelerince alınan ifadelerine dair olan İstinabe evrakı okunmuştur. Bunlar, hâdiseyi gözlerlle görmediklerini, sadece İşittiklerini söylemektedirler. Sermet isminde diğer bir şahit İçin Hopa mahkemesine yazılan talimata cevap gelmediği anlaşılıyordu.
Mahkeme, şahitlerden Nihadın hazırlık tahkikatındaki Ifadeslle diğer şehadeti arasındaki bâzı mflbayenet-lerln telifi için tekrar Gelibolu mahkemesine talimat yazılmasına, Hopa-ya yazılan tezkerenin tekidine ve sanık Feridun'un üç yüz lira kefaletle serbest bırakılarak duruşmasının gayri mevkuf olarak devamına karar vererek yargılanma haziranın dokuzuncu gününe bırakmıştır.

lûk eden hastalık sebebiyle veya bir meşru sebeple ç&bşamıyac&k bir hale gelen artistlere ne suretle yardım edileceğinin de tesblt edilmediği görülmüştür.
Bundun başka tiyatronun daha ziyade inkişafı ve halkın ahlâk ve terbiyesi üzerinde tesiri aşikâr olan temsil ve piyeslerin sureti İntihap ve ihzarı gibi meselelerle ehemmiyetli bir surette Bçledlye İdaresinin meşgul olması ve yukarıda arzettlğlmiz gibi sanatkârlarla Belediyenin karşılıklı hukuk ve vezalflnln tesblt edilmesi için bu bapta talimata ve yahut mukavele akdine ihtiyaç hissedilirse onları da ihzar ve ikmal He bu müesse-seyi bugünkü vaziyetten kurtarmak lâzımdır. Her halde bu meseleye 1043 yılı İçinde salûhlyettar ve mütehassıs bLr komisyon marifetiyle etraflıca tetklkat yapılarak neticenin bir ra-
Verilen kararların tatbikına başlandı
Yaz dolayulie artma İhtimali bulunan tifo hastalığına karşı alınacak tedbirler geçen hafta toplanan sıhhat meclisi tarafından kararlaştırılmıştı. Bunların tatblkuıa başlanmıştır.
Tifo mücadeleci İçin yapılacak İşler üç kısma ayrılmıştır: Birinci kısım şehirde hafif ve gizli bir şekilde seyreden hastalığı taklbetmek, hastaları tedavi etmek, koruyucu tedbir olarak halkın aşı yaptırmasını sağlamak, sağlam olduğu halde hastalığın mikrobunu vücudunda taşıyan ve etrafa bulaştıranları bulup zararsız halt getirmek gibi mücadelenin sağlık elemanları tarafından yapılacak işlerdir.
İkinci kısım İşler şehrin imar ve fen İşleridir kİ lâğım ve kanalizasyon şebekelerinin tanzimi, açıkta akan lâğımların örtülmesi ve diğer işlerdir.
Üçüncü kısım ise şehrin umumi temizliği, kara sineklerin imhası, lâğım sularlle sulanan bostanların kaldırılması. seyyar sucu ve şerbetçilerin faaliyetlerine son verilmesi, esnafın bilhassa ahçıların sıkı muayenesi, seyyar satıcıların faaliyetlerinin mümkün olduğu kadar tahdidi, şehir İçinde bulunan ve kara sineklerin üremesinde başlıca âmil olan ahırların şehir dışına nakil gibi daha çok Belediyeyi İlgilendiren İslerdir.
Bu tedbirlerin İmara alt olan kısmının zamana ve paraya mütevakkıf olduğu meydanda olmakla beraber şehrin sağlığını yakından tehdit eden açık lâğımların derhal kapatılması İçin lüzumlu gorlilen işlere hemen başlanacaktır.
şüpheli görülen sularla sulanan bostanların kaldırılması bir sürü istimlâk muamelelerine ihtiyaç gösterdiğinden şimdilik buralara çly «ıla-rnk yenecek marul, dereotu, maydanoz gibi şeylerin dlkilmemcsj, dikilmişse tahribcdilmesl için Beledlvece harekete geçilecektir.
Şehrin yalnız tifo hastalığı bakımından değil, diğer hastalıkların da bulaşmasına sebep olan seyyar satıcıların yiyecek ve İçecek maddelerini taşıdıkları kanlarla satıcıların sıhhatte ve temiz olmaları hususuna dikkat edilecektir.
Sokaklarda çamaşır sepetlerinde satılan simliler, pejmürde kılıktı kimseler tarafından açıkta satılan diğer yiyecek maddelerinin satışları sıkı kontrola tabi tutulacaktır.
Bugün İçilmesi bir İhtiyaçtan ziyade bir zevk haline gelmiş bulunan memba sularının da ancak muntazam ve kapalı şişeler İçinde satılması yoluna gidilecektir.
Belediye sıhhat müdürlüğü, hastanelere gönderdiği bir tamimde, tlfo-lu hastalar taburcu edilirken bunların hastalık mikroplarını vücutlarında taşıyıp taşımadıklarının sıkı muayene ve tahlillerle meydana çıkartmasını bildirmiştir
Şehirde ocak ayında 30, şubatta 23, mart ve nisan aylarında da 6 sar tifo vakası tesblt edilmiştir.
Millî piyango bugün çekiliyor
Millî piyangonun 19 mayıs 945 çekilişi bugün saat 13,30 da Ankara Serglevinde yapılacaktır
ikramiye kazanan numaralar Ankara radyoslle bugün 22,45 ve yarın 12,45 ajans haberlerinden sonra yayınlanacaktır.
I Bir çırpıda |
Bir melodramın en heyecanlı yeri...
Dünyanın en büyük melodramı karşısındayız Son perde adam akili; ilerlemiştir, Oyundaki biıtün canilerin, kötülerin cezalarını gördükten sonra piyes kahramanının seyircilerin önüne kadar ilerleyip:
— İşte nihayet adalet yerini buldu!,.
Sözünü söyliyeceği heyecanlı an gelmiştir, Hakikaten ibret a-hnacak sahne:
Bütün harb içinde nişanlanılın şangırtısı nerede ise kıtaların öte tarafından işitilecek olan şu Mareşal Göering'in haline bakınız. Nazi şeflerinin içinde en sevimsizi olan bu «nişan ağacı» gibi zattan bahseden dünkü tel* graflar şu cümleyi de ilâve ediyorlardı: «Mareşal Goering meşhur Coventry bombardımanının belli başlı tertipleyicisidir.» .
Coventry!.. Bu harb içinde taş üstüne taş kalmamacasına yıkılan ilk kurban şehir!.. Adaletin tam yerini bulması i* çin, şimdi müttefiklerin elinde olan Goeringî alıp yıktığı şehre, Coventry'ye götürüp orada, yıkılan büyük bir binanın harabesi içinde muhakeme etmeli.,. Hattâ bu işi oradaki halka, bombardımanda ölüler veren insanlara bırakmalı.,,
Vaktile bir tek emri ile bu şehri dehşetlere salan, tepeden yiiı binlerce tonluk bombalar bırakan tayyarelerin harabeye çevirdikleri bu şehirde Göering'in muhakemesi en büyük mele dram numaralarını bile gölgede bırakacak bir tecelli olacaktır.
O bombardımanların hemen ferdasında Goering:
— Harb kundakçılarına malzeme yapan Coventry'yi yalnız İngiltere haritasından değil, dünya haritasından da sileceğiz... demişti.
Goeringî alıp Coventry'ye götürmekle ona bir coğrafya dersi de verilmiş olacaktır. Bu suretle haritaların değişmediği ve kolay kolay değişmiyeceği, halâ Atlaslarda Coventry ismini taşıyan bir şehir bulunduğu anlatılacaktır,
«Bir adamı Coventry’ye göndermek»!,, İngilizce lügatler bu klişelenmiş tâbirin mânasını şöyle anlatırlar: Bir adamı Coven-try’ye sürmek, arkadaşları arasında anlaşıp kendisini tedip maksadile yüzüne bakmamak, onunla konuşmamak!.. Bu itibarla Coventry’nin adı kötülerin cezalandırılması bahsinde çok geçmiş bîr isimdir. Lâkin hiç bir kötü ruhlu insanı Coventry ismi şimdi Goering kadar korkutamaz.
Mamafih yalnız Coventry değil, onlardan bütün Avrupa davacı, bütün dünya dâvacıdır.
Hikmet Feridun Es
Ceza Evinden çıkar çıkmaz hırsızlığa kalkışmış!
Üç gün evvel hapishaneden çıktıktan sonra; evvelki gece Kadıköyd® YeldeğirmenLnde bakkal Yorgt’nln dükkânına hırsızlık maksadile girerken yakalanarak on beş yaşında Tahsin Çakıcı İsminde bir çocuk Kadıköy asliye ceza yargıçlığında, meşhut suçlar kanununa tevfikan yargılanmak üzere sorguya çekilmiştir. Tahsin Çakıcı, sorgusunda:
— Hapishaneden çıkınca birkaç gece ötede beride yattım. Evime gidecektim. Fakat eli boş gitmek İstemedim, Bakkal dükkânındaki pastırma, peynir, sucuk gibi şeylerden alarak öyle gitmek arzusuna kapıldım Bunun İçin gece yarını dükkâna girmek üzere uğraşıyordum kİ karşık! evde bir elektriğin ansızın yanması benim olduğum yeri aydınlattı ve yakalandım,» demiştir.
Yargıç: Tahsin Çakıcı'nm suçunu sabit görmüş ve sabıkasını da göı önünde tutarak, henüz teşebbüs halin de kalan bu hırsızlığı için yedi ay hapla cezası vererek onu tekrar ceza evine göndermiştir
Türkiye guruplar arası birincilik futbol maçları
Mersin 18 (A.A.) — Türkiye Gruplar arası birincilik futbol maçlarına bugün Mersin'de başlandı. İlk maç Mersin - Zonguldak takımları arasında oynandı ve 3-0 Mersin takımının galebesiyle neticelendi, ikinci maç İzmit Harb filosu gücü İle Balıkesir Ordu muhafız gücü takımları arsamda yapıldı bu maçı 3-0 Harb fllosı gücü kazandı.

porla yüksek meclisinize arzedllmesi muvafık görülmüştür.*
Görüldüğü gibi Belediye bütçe encümeni tiyatromuzun bütün yaralarına parmağını koymuştu. Belediye Ue sanatkârların mütekabil vaziyetleri, piyeslerin intihap ve temsil şekli de bunların başında gelmekteydi. (Mü-esseseyl bugünkü vaziyetten kurtarmak» İçin çare, «salâhlyettar ve mütehassıs bir komisyon marifetiyle etraflıca tetklkat yapılması», kısaca yeni ve esaslı bir nizamname hazırlanması İdi.
Tiyatro tarihimizin bir dönüm noktasının başlangıcını hazırlıyan encümenin bu kararına İmza koyanları da okuyuculrımıza tanıtalım:
Hilmi Uyguner, Fazıl Erten, Hikmet Balkan, Kâzım Dersan, Vakıf çakmur, Biran Bağeıoğlu. Mu. For-tun, Celâl Arşları giray, H.Hulkl Özen.
Bunun üzerine sayın Lûtfi Kırdar' ın riyaseti altında bir komisyon da teşkil olundu. Azalan Abdülkadlr Ziya Karamürsel, Haşan Ferit Peker, Cenıaleddln Fazıl Erten, Sadi özdem | ve Muhsin Ertuğnıl'du
Selim N&rhet Gerçek (Arftırsı 6 inci tayfada)
TURAL
ÖKSÜRÜK HAPLARI
Sabite 4
A 1C Ş A M
19 Mayıs 1945
SON BASKI
FRANSA NASIL ÇÖKTÜ?
Yazanr Pierrc Lazareff Çeviren: Şevket Rado
V... ■ ■ ■— Tefrika No. 41 ■■
Pierre Laval
! OLAY ;
Millî eğitim kupası
Bu kısacık konuşma bir anlaşma kadar mühimdi. Gazetecilerden çoğu bir gevezelik yüzünden bunu öğren-lJşİL Hiç bir gazete bahsetmedi. Neden? Bazıları hâriciyenin takibettlğl siyaseti bozmamak için. Laval aleyhtarı olan diğerleri de Hitler Alman-yası aleyhine bir cephe hazırlandığı-görmekten memnun oldukları İçin. Bununla beraber en büyük çoğunluk Plerre Laval'l kızdırmamak İçin susmuşlardı çünkü «Laval İşini bilirdi.» Büyük gazete sahiplerinin veya müdürlerinden çoğunun ya ahbabı yahut da avukatı İdi
Eskiden Luval'l Tardleu kabinesine sokturan JOURNAL gazetesinin müdürü Plerre Gulmler bunlardan biri değU mİ idi?. Laval MATIN gazetesinin sahibi Bunau - Varilla'nm binlerce işini yapmıştı. Taşradaki büyük gazetelerin müdürleri onun ar-‘ kadaşlan İdî. Hükümetin bazı kolaylıklar göstermesi İçin birçok defa onların lehinde tavassutta bulunmuştu. Hariciye nezaretinin emrindeki gizli tahsisatı da bol keseden onlara dağıtıyordu.
Fransa’da gazete müdürlerinden çoğu namuslu değilseler de gazeteciler umumiyetle razlaslle namusludurlar. Tabii aralarında dalma bir takım ahlaksızlar da bulunur İşte Laval etrafının bunlarla çevrilmesinden hoşlanır, heyecanlı makaleler yazmaları İçin bunlara haber fısıldardı. Tuzağa düşürmesini de pek bilirdi.
Bir inin arkadaşlarımdan birine:
— Karınızın hasta olduğunu bana söylediler, tedavi için dağa göndermeniz lazımmış. Bu aralık sıkışık vaziyette olduğunuzu biliyorum. Müsaade edin de size bir yardımım dokunsun Alın şu küçük zarfı» demişti.
Beriki birdenbire kıpkırmızı oldu:
— ’.sla sayın Başvekil, asla. Ben bir Nazırdan para alamam. Sonra size onu nasıl iade ederim?
Fierre Laval:
— Bu ne bir Nazırın parasıdır, ne de iade edilmesi lâzım gelen bir para. Size hediye edilmiştir, reddedemezsiniz. çünkü siz Fransızsınız, bunu size veren de Fransadır» dedi.
Şu vatansever ağız karşısında gelin de reddedin bakalım!
***
Sarre bölgesi 1 martta yüzde 90 çoğunlukla tekrar Almanyanın olmaya karar verdi. Bu neticenin önüne geçmek 1çln hiçbir propaganda gayreti aarfedUmemlştl: zira Alamnyaya hoş görünmek için onu darıltmamak ica-bediyordu. On beş gün sonra Hitler mecburi askerlik usulünü koyuyordu. Fransa, İngiltere ve İtalya şeklen bir protestoda bulunmakla İktifa ettiler. Hayır, bu kadarla da kalmadılar: Milletler Cemiyetinin fevkalâde bir toplan taya çağınlm asını istediler! Bununla beraber Hitler - $ir John Simon görüşmesinin akim kalması Laval'l endişelendiriyordu. Her lû-tuftan sonra biraz daha yaklaşılmaz hale gelen Alman diktatörüne tesir edebilmek İçin elinde kozlar bulunması lâzım geldiğin! hissetti. Bu sebeple Stresa konferansı toplandı. Burada Lokarno antlaşması teyidedildl: bir Doğu Lokamo'su fikri ortaya atıldı: Tuna devletlerinin Romada bir kongreye çağırılması kararlaştırıldı.
Az sonra Fransadakl komünist hareketlerinden endişelenmeğe başlıyan ve selefi Louls Barthou'nun kendisine bıraktığı dosyalar İçinde yalnız imza edilmesi kalmış hazır bir Sovyet -Fransız antlaşması bulan Plerre Laval parlak bir maiyetle beraber Sovyet Rusyaya gitti. Ona refakat eden gevetecller. şerefine tertlbedlleıı gösterilerden Lavalln pek mütehassis olduğunu anlatmışlardır.
Laval, Sovyet Rusyadan bir Sovyet - Fransız paktı ve Almanyayı tehdldeden bir Doğu Lokarno’su korkuluğu ile ayrıldı. Sovyet Rusya-Fransa dönüş yolu üzerinde Varşova'da durdu Orada mareşal Petaln'le buluşup mareşal Pllsudskl'nln cenaze töreninde Fransayı temsil edecekti. Almanya da mareşal Goerlng'l göndermişti. Törenden sonra Petaln İle Laval, Hitler'in mesai arkadaşı olan Goering4e uzun uzun görüştüler, hattâ Petaln gittikten sonra Laval o akşam Ooerlng'in indiği otelde gece yansına kadar görüşmeye devam elti.
Varşova duruşu resmi bir tâzlyet ziyareti gibi gösterildi ise de Laval’in yakın arkadaşlarından biri Varşova -Paris yolu üzerinde PARİS - SOİR'ın hususi muhabirine şu itirafta bulunuyordu:
(— Sovyet - Fransa paktı yapıl» lı henüz İki gün olmadığı halde sağlam para yerine geçti.»
Plerre Laval bilhassa Almanya? ı yatıştırmak İçin elindeki bir kozu öbürüne karşı kullanarak yeni bir dalavere çevirmekte gecikmemişti. Zaten Moskovaya sanki başka bir maksatla mı gitmişti? Pakt ancak Meclisler tarafından tasdik edildikten sonra yürürlüğe girebilecekti. Goe-ring'le nokta! nazar teatisinden sonra Laval tasdik keyfiyetin! sürüncemede bırakmaya karar vermişti...
Çok kurnaz olan Laval oynadığı çifte oyundan dolayı İleride İtham edilmemesi İçin İlk fırsatta kabahati ingillzlerln üzerine attı. Gazetecilere teessür İçinde şunları söyledi:
— İngiltere, Almanların İngÜİ2 Bahrlyesl tonajının yüzde 35 1 nispetinde, yani Versallles’da müsaade edilenin iki misil donanmaya sahlbol-masına İzin veren deniz anlaşmasını İmzalamakla Slresa'da tuttuğumuz cepheye müthiş bir darbe İndirmiştir. İngillzlerln Strcsa'da korumayı radettlkleri Versailles antlaşmasına İlk aykırı hareket olan bu vesikanın imzasından evvel ne Fransarun, ne de İtaiyanın fikri sorulmuştur.»
Gazeteciler bu sözleri derhal makalelerine mevzu yaptılar
Hazine lordu Antony Eden İzahat vermek üzere Parlse gelip Laval'l gördü. Eden gittikten sonra arkasından Laval'ln sarfeltlfcl sözlere bakılırsa bu mülAkat pek tatsız olmuştu. Laval:
— Bu delikanlıdan hoşlanmadım. Kendini beğenmiş, inceliği yok, ciddi olnmıyacak kadar da şık, diyordu.
Plerre Laval şüphesiz Mussolinl gibi bir maceracı ile daha rahat anlaşıyordu. Duçe ile doğrudan doğruya münasebetlerini devam ettiriyordu. 1935 yılı eylülünün sonunda Jean Prouvost ile konuştuğu sırada ağzından «Mussolinlden İngiliz politikası hakkındakl fikrini sordum* tarzında bir cümle kaçırmıştı.
Ekim ayının üçünde İtalya Habe-şlstana taarruza başlar, Fransada yeniden kafalar kızışır, İhtiraslar azarken Pierre Laval İki yüalü oyununa devam ediyordu. Parlâmentoda yuvarlanmamak için Mlletler Cemiyetinin müeyyide politikasına iltihak ediyor, fakat aynı zamanda bir İngiliz - İtalyan anlaşmasını temine çalışıyordu. Bütün politikacı dostları İtalyan taraftarı, İngiliz aleyhtarı İdiler Kendisine sadakat gösteren gazeteler Habeşlherl «barbarlar, kafa kesiciler, kan İçiciler» diye İlân ediyorlardı. MATIN Gazetesi «Bazı Habeş kabilelerinin yemeklerinde İnşam etini hiç de hor görmediklerini» yazıyordu.
İtalyan ordusunda muhabirlik eden meşhur Claude Blanchard İtalyan askerlerinin yaptığı vahşetlere dair gönderdiği haberleri neşretmedikleri İçin PETİT PARİSİEN gazetesinden istifa etti. PARİS - SOİR gazetesinde, çarpışan her iki taraftan gelecek haberleri koymak istediğimizden, Kızıl-denlz maceralarında mütehassıs muhabir Henri de Monfred'l İtalyanların yanına, Jean Alloucherle’yl de Addls - Ababa'ya göndermiştik. Aradan epey zaman geçtikten sonra Hen-ri de Monfred'ln, kendisine bir elektrik fabrikası İmtiyazın] vermeği reddeden Habeş kıralı Negus'e kızıp Du-çe'nln hizmetine girdiğini ve faşist hükümeti tarafından pek yüksek ücretle İtalyada konferanslar vermek üzere angaje edildiğini öğrendik.
♦v*
Mebuslar Meclisinde Paul Raynaud Plerre Laval'e hücum ederek «Fran-sanın, Milletler Cemiyeti misakını hiçe sayan İtalya ile tecavüze set çeken misakın koruyucusu İngiltereden birini seçmek zorunda olduğunu* söyledi.
(Arkası varl
İsmi unutulan bir spor -Oruçlu futbolcular - eski kulüp değiştirme usulü
Yazan: ADtL GİRAY
Senelerce evvel Istanbulda futbol lig maçları bittikten sonra aynı sahada — Fener stadında — hokey maçları başlar ve lig maçlarını oynı-yan takımlar aynı kadrolarlle hokey maçlarını yaparlardı. Hokey maçları ekseriyetle temmuz ve ağustos aylarının sıcak günlerinde cereyan ederdi. Ekseriyetle futbolda usta sayılan oyuncular hokey maçlarında da büyük varlık gösterirlerdi
O zamanlar seyrettiğimiz hokey maçlarında en sıkı vuruşlarlle kalecileri yıldıran gene futbolcu (Bekir) dİ. Hokey oynıyoniar arasında en çok sivrilen takım da (Nişantaşı) takımı İdi. Hokey maçlarına Galatasaray, İdman Yurdu. Altmordu, Fenerbahçe, Nişantaşı, Tttrkgücü, Vefa ve daha İsimlerini hatırlıyamadjğımız birçok takımlar şitlrâk ederlerdi.
Bugün (hokey) sporunun İsmini bile duymuyoruz.
Gene senelerce evvel lig maçları cuma günleri yapılırdı. Bugün olduğu gibi o zamanlarda da bazı maçlar ramazana tesadüf ederdi. O devirde yetişen futbolcular arasında oruç tutanlar çoktu. Bu oyuncular maç günleri oruçlarını bozmazlardı. En zorlu müsabakalara bile oruçlu olarak Lş-tirftg eden bu oyuncular bir huçuk saat mükemmel bir maç çıkarırlardı. Birçok Galatasaray - Fener ve Galatasaray - Altmordu maçlarında yakın arkadaşlarımızdan Oalatasarylı Kemal Rıfat ve Keşşaf Saimln oruçlu oruçlu oynadıklarını hatırlarız.
Kemal Rıfat Çtımlıcadakl evinden yaya olarak Fener stadına gelir, maçtan sonra gene yaya Camlıcava döner ve İftara yetişirdi. .
Fenerbahçe - Galatasaray, Beşiktaş -Beykoz son maçlarını yarın yapacak
maçta mühim rolü
Yarınki
bulunan Galatasaray kalecisi Erdoğan
Şampiyonluğun en kuvvetli namzedi Fenerbahçe
Millî Eğitim kupası maçlarının son oyunlan yarın Fenerbahçe stadında yapılacak ve bu suretle mart bidayetinden beri bütün Türkiye sporcularım yakından ilgilendiren bu karşılaşmalar ni-hay etlenmiş olacaktır. Tespit edilen programa göre, saat 14.30 da Beşiktaş - Beykoz, 18.30 da Fenerbahçe - Galaatsaray takımları karşılaşacaktır. Şimdiye kadar yapılan maçlarda kulüplerin elde ettiği puvan vaziyetine göre Fenerbahçe 34 puvanla başta bulunmakta, san lâcivertlileri Ga-latasarayla Beşiktaş 31 puvanla taklbetmektedir. Aradaki bu açık puvan farkı yüzünden yarınki karşılaşmalarda Fenerbahçe mağlûp olsa dahi şampiyonluğu muhafaza edecek, ikincilik ise Beşlk-taşla Galatasarayın rakiplerine karşı alacakları neticelerden sonra belli olacaktır.
Yalnız son günlerde Gaiatasa-rayın Demirspor takımındaki bazı oyuncuların asker olduğu el-
Otuz sene evvtl bizde resmî spor ________________________...________________
teşkilâtı yoktu. Fakat kulüpler vnr_, heble bir müessese kulübü olması
Mesut bir nikâh töreni
Merhum doktor Osman Naml Gök-sunun kızı bayan Sema Göksunla yataklı vagonlar ve Coolc şirketi Türkiye mümessili B. Hüsnü Sadık Du-rukal'm oğlu gazetemiz muharrirlerinden arkadaşımız B. Halûk Duru-kal4n nikâh törenleri dün Beyoğlu evlenme memurluğunda ve her İki tarafın akraba ve dostlarından mürekkep güzide davetlilerin huzurunda kutlanmıştır. Genç çiftleri tebrik eder, kendilerine sonsuz bahtiyarlık dileriz.
di. Bugün olduğu gibi o zamanlar da j lig maçları yapılırdı. Lig maçlarına Galatasaray, Altmordu. Fenerbahçe, 1 Anadolu, sül oyma niye, İdman Yurdu. I Vefı llh... gibi daha birçok takımlar ( Lştlrâk ederlerdi, •
Lig maçları pazar ve cuma gün'eri | yapılırdı Bu maçlara ayrı ayn kulüpler girerdi.
Bugünün şampiyonlarından (Beşik- ; taş) o yamanlar cuma ilkinde oy- , nardı. Galatasaray. Fenerbahçe İse ( pazar liginde. Sonraları bütün kulüp- . ler bir araya gelerek cuma Httal kurdular. Pazar MM kaldırıldı. O sı- ' ralarda futbolculara' lkans verms • âdeti tabii yokta. Çünkü resmi btr teşekkül mevcut değildi. Kulüpler bir , araya gelirler. Aralarında becerikli olanlardan bir heyet seçerlerdi. Bu heyet bütün maçları tertip ve idare ederdi
O devirde oyuncuların kulüp değiş-tlrmeierl tamamlle serbesti. Kulüp değiştiren ovııncıilar hiç bir forma»-teve tabi değildiler
Bugün (A> kulübünde oytuyan oyuncu canı İsterse yarın (B) külli-bünde pekâlâ oynar ve buna hiç kimse mâni olamazdı. Mâni olmak du kimsenin aklına gelmezdi. Yalnız bıı- —• —- —------------ - - •
nu yapmak öyle pek herkesin de ak- bir spor hâdisesi olurken bu se-Undan geçmezdi. ferki maçlarının yukanda izah
Fakat bu arada ba# kulüplerde ettiğimiz gibi Millî Eğittin kupa-sîvrilen usta oyuncuların nadiren di- sı şampiyonluğuna varan bir ma ger kulüplere girmesi de o kadar hiyet taşıması karşılaşmanın ayıp sayılmaz, bilâkis makul görülür- ehemmiyetini kendiliğinden mey-dü, Sivrilen oyuncunun İr*—1 J-----------— ’-------«-»**••* naiatacn.
oyuncular arasında oynıyarak sportif kıymetinin daha fazla artacağı düşünülür ve herkes bunu sportmenco t asvlb ederdi
Nitekim Süloymanlye kulübünün yetiştirdiği en iyi kalecilerden (Nedim) senelerce Galatasaray takımında oynamıştı. Gene Sllleymaniyell (Hüsnü) Fener takımında oynıyarak şöhret yapmıştı.
Daha birçok misalier saymak mümkündür. Daima spor işlerinde her şeyin üstünde sportif telâkki ve dtt-şlinfc hâkim olmalıdır
Z1
bakımından bu takımda oynıya-mıyacağı hakkında Beden Terbiyesi umum müdürlüğüne İtirazda bulunduğu yolunda bir şayia dolaşmakta ve hattâ daha ileri gidilerek bu itirazların haklı bulunarak Galata sarayın hükmen galip ilân edileceği bazı refiklerimiz tarafından ileri sürülmektedir Bu şayianın ne dereceye kadar doğru olduğunu bilmemekle beraber böyle bir neticeye varıldığı takdirde Galatasaray Ankara mağlûbiyetinden iki, İstanbul beraberliğinden bir olmak üzere Demirspordan üç puvan alır ki bu vaziyet karşısında Millî Eğitim kupası şampiyonluğunu ancak yarınki Fenerbahçe-Galatasa ray maçının neticesi tâyin edecek ve iki ezelî rakibin bu son karşılaşması şümullü bir mahiyet arzedecektir.
Türk sporunun alemdarı bulunan bu İki takımın senelerden beri yaptıkları her karşılaşma hattâ hususî mahiyette yapılanlar bile memlekette başlı başına
bir tempoya doğru giden hücum kabiliyetlerini tekrar canlandırdı. Ve Fenerbahçe galebesi bu iki elemanın enerjik hamlelerine Hakkı ilç Şerefi de uydurmaları yüzünden olmuştur. Siyah beyaz-lıları bundan sonraki maçlarında mağlûbiyete uğratmak çok zor olacaktır
Beşiktaşlıların yarınki rakipleri Beykoz bu sene olağanüstü bir başarı göstermiş ve şimdiye kadar yapılan millî küme maçlarına dördüncü olarak giren İstanbul takımlarının erişemediği bir mevkie ulaşmıştır. Boğazın ıssız bir köşesinde mütevazı bir şekilde çalışan şarj slyahlılar bu sene Ankara, İzmir ve îstanbulda çıkardığı enerjik oyunlan İle büyük bir takdir uyandırmış ve ilerisi İçin geniş ümitler vermiştir. Çalışkan reisleri Enver Atafırat ile emektar Kelle tbrahlml tebrik etmeği bir vazife biliriz. Mevsimin bu son maçında Beşiktaşlılara karşı temiz bir oyun çıkar-
BUGÜN
TAKSİM Sinemasında
İki büyük filim birden
GÖNÜL YARASI
Türkçe sözlü ve şarkılı şark filmi
KORVET 225
Denizaltı harbi... Büyük kahramanlık filmi
Mecmuası çıktı
İçindeki yazılardan bir kaçı: (Ağlıyan Hayal) Halid Ziya üçaklıgll

(Sinema dünyasından haberler ve artist resimleri) A (Küllıanbcyler)
Rıza Tevflk

(Damat Ferid ve Negüs) Nlzameddln Nazif

(Aşkın oyuncağı) va - nû

((Muhsin Ertuğrulun tahlili) Cemal N&dlr

(Yirmi beş yılın hâtıraları) Selâml İzzet Sedcs
*
(Istanbulda Müze — Ev)
Salâhaddin Güngör
* (Adalet doktorluğu)
Remzi Toranoğlu
★ (Hemşinll para yiyor) Sincap
ü
BEŞİKTAŞ BAHÇESİNDE
Yarın ift.su da
İsmail Dümbüllü tekmil kadrosü e Sabri ye Tokses birlikte
TÜRKMEN KIZI
Zengin varyete Tel: 82900
Bugün
£ L E K sinemasında
Hâtırasını asla unutamıyac?.-ğınız bir şaheser.
ATEŞ Altında
Baş rollerde:
RORERT YOUNG I.A RA İNE DAY ve Amerikanın yeni SHİRLEY TEMPL'I küçük yıldız MMARGARET O'BRIEN

malan beklenmektedir.
Kulüplerimize mevsimin bu son maçlarında muvaffakiyet diler ve stadı dolduracağında şüphenizi olmıyan futbol meraklılarına geçen haftaki Beşiktaş -Fenerbahçe maçında olduğu gibi zevkli bir maç seyrettirmelerini temenni ederiz.
ŞAZİ Tez can
TAKSİM Belediye Gazinosu
Halk Bahçesinde
BN. LİLİ ORKESTRASI
kuvvetli1 dana çıkarmaktadır. Galatasa-, « sportif raylıların, bu tiirazlannı kazana-rlfı- - ... . . . , . .,_^ı „-

I
Sinemasında
2 BÜYÜK FİLİM
1 - SİLAHLI HIRSIZLAR
Boş rolde:
CHESTER MORRtS
2-Kovboyun Zaferi
Boş rollerde:
LLOYD NOLAN
ANN AYRES — DONNA REED,
I
madıklannı kabul etsek dahi ma-çm alâkasını kaybedeceğinden şüphelenmek hata olur. Çünkü senelerin tecrübesi göstermiştir ki san kırmızı, san lâcivert kar şılaşması her zaman aynı atmosferi muhafaza etmiş, aynı alâka ve heyecanı eksiksiz surette vermiştir. Bu seferki maçın da âzami sureeatlâka t mİ surette alâka İle karşılanacağı muhakkaktır,
Her iki takımın son zamanlarca gösterdiği oyuna bakarak tahmin yürütmek kabil İse de bu kulüplerin maçlardan evvel yürütülen tahminleri altüst eden neticeler aldığı görüldüğünden bu hususta katî bir hükümde bulunmayı doğru bulmuyoruz. Yalnız Fenerbahçelilerin takım anlaşması bakımından Galat-asaraya tefevvuk edeceğine İşaret etmeği kâfi görüyoruz.
Günün ikinci maçı Beşiktaşla Beykoz arasında yapılacaktır. Beşiktaşlılar Uçaksavar mağlûbiyeti İle sarsılan maneviyatlarını j Fenerbahçe galibiyeti İle mükemmel bir şekilde sağladılar. Takımın yeni şekli bilhassa Vecdi Çapa ile Şükrünün hücum hattına (girmeleri son zamanlarda yavaş
Her akşam saat 17.30 - 19.30 ve pazar günleri saat II - 13 e kadar.
Amerika tarihinin en büyük zaferi filim sanayiinin sarsılmaz şerefi..t Sinema dünyasının rakipsiz eseri olan TÜRKÇE
UNC L
GEORGE BRENT - JAMES CAGNEY . PAT O’BRİEN'ıun Harpten ateş, kahramanlıktan kudret toplayan en güzel filirnl eri.
BUGÜN LALE’de
Numaralı yerlerin lütfen önden kapatılması. Tel: 43595
KADIKÖY SÜREYYA’da
BUGÜN: İKİ FİLİM BÎRDEN
1 -ÖL Ü M ADASI
JOHN G AR FİBLD
2 —KANATSIZ MELEKLER
__ VERA ZORİNA — ALAN HALL _ İlâveten: EN SON HARB JURNALİ

Bü AKŞAM SAAT 21 DE
ATİLA REVÜ OPERETİ
Hartanın en muhteşem eserini sunar
değişen dünya
8 perde 10 tablo Cumartesi ve paaar w a t 10 da Matine Telefon: 42ft33. Yerler numaralıdır. Konsumasyon yoktur.
TAKSİMı YAZLIK MAKSİM TİYATROSU W



Demokratlık ve esvap
Erenlerin sağı solu olmaz— Kaba saba konuşmak — Meşrutiyetçiler ve Garp âdetleri — Nazır üniformaları — Başta kalpak, bacakta dolak — Siyah gömlek üzerine smokin — Frağın mânaları — Frak da demokratlaştı.
Bizde tuhaf bir inanış vardır: Demokratlığı, sünepeliği, lâubaliliği hep bir cinsten saymak. Eski zamanlarda bu sünepeliğe ve lâubaliliğe dini bir çeşni verirlerdi ıı erenlerin sağı solu olmaz» diye bir de tekerleme söylerlerdi. Nihayet devr-i menhus-i istibdad (izafetleri affed.niz, bu çok meşhur tarihi bir klişedir, İlk hürriyet demlerinde bunu yazmamak Adetâ irtica sayılırdı) kapanıp devr-i dll&ray-i meşrutiyet (bu da yukanki yarihî tâbir gibi idi) gelince ilk zamanlarda sünepelik. kaba, kaba konuşmak, Rume-Ji ağziyle şakalaşmak moda gibi olmuştu. Sonra‘an meşrutiyetçi-Jer Avrupa île sıkı temasa girince yavaş yavaş sünepeliği bırakıp düzgün giyinmeğe, iki kandilli temennah arasına bir reverans. konuşmalarına sık sık frenkçe sözler karıştırmağa baş-ledılar, Avrupaya seyahat serbes-leşince elde b-r bedeker kendilerini Conventionel trenine, Oıieııt Espress ve Mesajeri vapurlarına atanlar dönüşte türlü türlü giyimler, kuşamlar yeni yeni yürüyüşler, frenkçe deyişler beraber getirdiler. Meşruti saltanat olmasına rağmen rütbeyi, nişanı resmen değilse bile üstü örtülü bir tarzda kaldıran yeni İdarede günün birinde bir de baktık ki i azırlar sırma’j üniformalar gi-ylvermîşlerdi. Halbuki onların ekserisi sırmaya, altına, gümüşe, sefahet ve ihtişama isyan etmiş kimselerdi. Bu efendiler kendilerini mazur göstermek için «Padişah çok ısrar etti de» dediler-di.
Nihayet bu saltanatı sarayile, üniformasile, sırmasile, rütbisi-)e, nişanile ve ananesıJe yıkan Milli Mücadele devıi başiadı. O vakit herkes istediği gibi giyindi. Barla kalpak, bacakta dolak do-laron'arla bovunbağısız gömlek üzerine kaftan, redingot altına mintan giyenler görünmeğe başladı. Hele birisi, siyah karartma perdesi kumaşından yapılmış gömlek üzerine eski smokinini giyip sokağa fırlamıştı. Talihin ne garip cilvesidir ki bu zat sonradan Avrupaya her gidişinde birinci sınıf otellerin birinci sınıf apartmanlarında kolalı beyaz gömleği ve smokini İle, frakı İle yasadı durdu,
O vakit Mili! Mücadele merkezinin ilk Cihan Harbinden muzaffer çıkmak neşesile zıp zıp sıçrıyan Avrupa ile teması yoktu. Orada ancak Şark komşumuz ve dostumuzun Sovyet ricalini basit esvapları ve tekellüfsüz hal ve tavırlarile gördükçe gerek giyiniş, gerek konuşuş tarzında lâ-übali'iğl f.eri götürmek bir nevi
halkçılık sayılmağa başladı. Fakat Cumhuriyet kurulup inkılâplar başlar başlamaz giyiniş tarzında da türlü kaideler, teşrifatlar vücuda getirildi. Mamafih, kordelâsınm fiyongası sağa gelen şapkayı, bir tarafa kaçmış bir boyunbağını nezaketle hatır-latsanız «halkçı değil miyiz aldırma» diyenler yok değildi. Dikkat ediyor musunuz, sizin yakın dostunuz olmadığı halde senli, benli konuşmakta meselâ «aldırmayınız» yerine «aldırma» demekte ısrar ediyorlardı. Bu «lâfta halkçılık» bugün hâlâ devam ediyor. Halbuki giyinişte derbederliğin halkçılık olmadığına 1-nanmamız, çaya slmokinle gitmememiz, bilâkis akşamlan akşam esvabı ile (1) süvarelere gitmeyenleri ayıplamamız lâzımdı. Hattâ evlerinde bile çoluk çocuk-larile akşam yemeğini smokinler içinde yemeleri için vaızlar, nasihatler ve emirler bile verilmişti.
Nihayet merasim ve teşrifat kaideleri kuruldu Fakat bunda da sünepelik, lâübalillk başgösterdi, Bir gündüz merasime giden mevki sahibi bir zatın jaquet â taille (yanı bizim Fransız diline hediye ettiğimiz kelime İle bon-jourj ve yüksek şapka (yani bizim Fransız diline hediye ettiğimiz kelime ile silindir şapka), ile yumuşak yaka ve gömlek giymiş olduğunu görenler ve fakat ihtara asla kalkışmıyanlar vardı. Çünkü cevap malûmdu: «Biz halkçıyız aldırma».
Fakat artık geçen gün anladık. akşam esvabını (frakı) da o kadar demokratlaştırmışız ki. demokrasilerin zaferini kutlamak İÇİn îstanbulda verilen kabul resmini gündüz yapıp Iraksız geçiş tiremedik: bu zamanda fraklı olmanın ne kadar firaklı olacağım hiç düşünmedik, gece yaptık ve herkese frak givd’rdik.
-
7 ANIMADIĞ1M1Z MEŞHURLAR.-
Herkes sevgilisine “tende canım!.,, diye yazarken...
Profesör Mortman köprü üstünde sakalını göstererek: «Zaferi kazandığımız gün bunu keseceğim.. Ahdettim!» demişti..
Kâtip hanım kimdi?. — Herkesin sevgilisine «tende canıma, «ruhum» diye hitabettiği devir. Eski bir mektupta Beyoğlu — Bu güzel yazıları yazan kimdir? — Size öyle hediyeler getireceğim ki Beyoğlunda bulamazsınız. Profesör Mortman’ın sakalı küçülüyor — Konaktaki yaldızlt salon — «Sevgili oğlum... Bana gösterdiğin merdivenlerden çıktın mı?»
Cll Bu akşam esvabı tâbirini frak kelimesinin yerine kullanıyoruz. Frac kelimesi Frnnsızcada, İngilizcede pek kullanılmaz. Fransızlar en ziyade hablt, İngtllzler İse fevenlng-dress’ akşam esvabı derler. Vftkta frac kelimesinin aslı da pek malûm değildir. Fransız lügatlerine bakarsanız Almancadan, Alman lügatlerine bakarsanız Franstzcadan geldiğini yazarlar. Fakat bu kelime İngilizcede Froek. yani katollk papazlarının üste giydikleri kaba yün kumaştan kukuletalı cüppeye ve nihayet kadınların dış elblselerile amelenin İş gömleklerine de delâlet eder. Bir de Coat ke-llmesile beraber gelirse bizim redingot dediğimiz eski moda elbisedir. Bu kelime lâtlnce Froecus = Floccus (yün topağı) den geliyor. Kelimenin papaz ve işçilerle münasebeti olduğunu işiten frac sevenler o giyim parçasından soğumazlar İnşallah.
Sami paşa zade Sezai beyin sefirlik ettiği Madrit şelırinde bir cadde
Mortman
bir
Kocamustafapaşada bir k«xli 7 köpek yavrusunu meme verertk bü-fütmekridlr. Köpeklerin onası sağdır, fakat sütü yoktur. Ana kiîpck yavrular un görmek üzere bazan gelmekte, fakat kedi tırmalıyarak kendisini
kaçmağa mecbur etmektedir. YuHurıdakl resimde kedi yavrulara mime verirken görülüyor.
Sevim - Sevinç kardeşler şehrimizde
Sevim, kocası ye Sevinç
Ankara radyosunun suving yıldızları Sevim Sevinç kardeşler iki kon-s'r vcrm?k üzere Eminönü Halkevi tarafuıd-n şehrimize davet edilmişlerdir. Saray sineması ve Taksin» Gazinosunda verilecek olan bu kon-ccrlerip tarihi bUâhp. l"n edilecektir.
Türkiye Yayınevl'nln neşrettiği POLİS ROMANLARI SERISTnln 5 inci kitabı olan bu eser çıkmıştır. Yazan : M. CAHİT GÜNDOÖDU. 13x18 boyunda 140 sahlfe, fijtt 100 kuruştur.
TÜPKIYE YAYINEVİ — İstanbul
Sami paşanın, zevcesi Gülarayiş hanıma yazdığı bazı mektuplun gördüm, Tanzimat defvri, edebi-yatçılan arasında mühim bir mevkii olan Sami paşanın mektuplarındaki dil hakikaten pek güzeldir. Bakınız «29 nisan 60» tarihli zevcesi Gül. arayiş hanıma yazdığı mektuba Sami paşa nasıl başlıyor:
»Ey benim if-fetlû Arayişim, hem de kadınım.,», Aynı tarihlerdeki başka mektubunda
Sami paşa «benim iffetlû kadınım Araylşim» demek-tecftr.
Sami paşa yet gönülden
nim kadınım» diye mektuplarına başladığı 60 senesinden ne kadar sonraki âşıklar, bazı kocalar
mektuplarında soğuk soğuk bazı ifadelerle «tende canım, «gonca dihanım», «ruhum» «meleğim» «sultanım» gibi acayip lâflar ederlerdi.
Sami paşanın ilk zevcesi Ad-viye hanım ayn ve mühim bir mevzu dan «Suphi paşa konağı» nda oturmakta idi, Taşkasaptaki konakta ise Sami paşanın küçük zevcesi Sümbülbaha hanımla, Gülarayiş hanım otururlardı. Kendilerine "" hanımefendi», «Büyük fendi» denilmelerine aralarındaki yaş farkı İki hanımı görenler iki ğil, İki kardeş zannederlerdi. O derece iyi geçinirlerdi. Resimlerinden harikulâde güzel bir insan odluğu anlaşılan Sami paşayı pek sevdikleri de anlaşılıyor
Sümbülbaha hanımın ayrıca bir ismi daha vardı: Kâtip hanım!. Bütün aile kendisinden böyle bahsederdi. Zira Sümbül-baha hanım o devirde gayet iyi yazı okuma bilirdi. Hattâ Sami paşa bir yere gittiği zaman konakla onun arasındaki mektuplaşmayı Sümbülbaha hanımın idare ettiğini görüyoruz.
Sümbülbaha hanım, Gülara-ylş hanımın kocasına yazdırmak istediği mektupları da büyük bir itina, samimiyet ve hüsnüniyetle kaleme alırdı. Hattâ Sami paşa bir mektubunda Gülarayiş hanıma: «Sümbülbahanın mektubunda senin sözlerine Taslamadım. Yoksa beni göreceğin gelmedi mi. Bundan sonraki mektupta söyliyeceklerint yazdır Senin sözlerine tesadüf etmek İstiyorum» tarzında cümleler kullanmaktadır.
60 tarihlerinde Avrupadan yazdığı mektupta [o tarihlerde Sami paşa Paris, Belçika, Tngil-terede dolaşmış, Mustafa Reşit paşa ile ve daha sonra Avrupa -nın en meşhur simaları olan Thlers, Gulzot. Pal'merston He de görüşmüştü.] Zevcelerine şöyle demektedir:
«Size tuhaf tuhaf hediyeler getireceğim. Beyoğlu hediyelerine benzemez. Bunlar daha zarif ve daha âlâsıdır.» 1
«Küçük hanıme-rağmen azdı. Bu ortak de-
- Taşkasaptaki konakta tarih, ■ felsefe ve hukuk dersleri okutan meşhur profesör Mortman
’ Bu mektuptan, Beyoğlunun ! vitrinleri ve diikkânJarile daha o zamandan dikkati çektiği de I anlaşılıyor. Halbuki «Dünü pek i iyi bilirim!.» iddiasında bulu-naniar bize Beyoğlunun mazisi. nl pek kısa olarak gösterirler.
1 Nasıl tanıştılar?.
Kâmil paşanın Sami paşa İle ; tanışmaları da şu suretle olmuş; tu: Genç Kâmil meşhur rüyasından sonra Mısıra gelince, îskende-’ riye muhafızlık teşkilâtına girmişti. İskenderiye muhafızı Hay' rullah bev, Sami paşanın küçük kardeşiydi. Hayrullah bey teşki-’ iâtın kitabet İşini gayet kuvvetli ; bir kalemi olan Kâmil beye havale etmişti. Kahir ede bulunan Sami paşa ............
gayet güzel bir kalemle yazıldığım görür Kardeşi Hayrullah beyin bir çok meziyetleri varsa ' da kitabetteki kudreti bu kadar değildir.
Sanıl paşa bu kadar güzel kalem sahibinin kim olduğunu merak eder ve kardeşine: «Hayrul-lah, bu kimdir?» diye sorar. Mesele anlaşılınca Kâmil bey hemen Kahlreye getirtilir ve kendisi derece derece yükselir.
Görülüyor kİ Telemak mütercimi İlk defa kalemile dikkati üzerine çekmeğe muvaffak oh
| muştur.
biıdenbire evrakın
Profesör Mortman’ın sakalı..
Her ikisi de bir üniversite bir edep, bir nezaket mektebi olan Taşkasaptaki konağın ve Horhordaki Suphi paşa konağının Semainin üzerindeki tesiri pek büyüktür.
Konakta muayyen dersleri okutan, muayyen hocalar vardı. Meselâ tarih, felsefe ve hukuk derslerini meşhur profesör, büyük Mortman okuturdu. Çok ,dikkate değer bir sima idi, Kocaman bir sakalı vardı. Ekseriya fes giyerdi. Böyle resimleri de vardır.
Mortman’ın mensup olduğu millet o sıralarda harbdeydi. Mortman bir gün köprü üzerinde dostlarına rasgelmişti. Kocaman sakalını parmaklar!le sıvaz-Jıyarak:
— Ahdettim. Zaferi kazanırsak şu sakalımı iyice keseceğim, kısaltacağım, dedi
Bir müddet sonra
Taşkasaptaki konağa küçük sakalla geldi.
Zafer kazanılmıştı!..
Yaldızlı salon..
Konağın en dikkate dğeer yerlerinden biri de meşhur «yaldızlı salon» u idi. Burası hakikaten «dahilî tezyinat» sanatının bir şaheseri gibiydi. Her taraf yaldızlıydı. Yeşil bir zemin üzerine Yesari’nin harikulade sanatkâ-rane yazılan dikkati çekiyordu. Yaldızlı salonun pek sanatkâra-ne bir ocağı vardı. Çok defa burada gayet mühim • ■ • -da olurdu. Bina 18 marnından kalmaydı İslâm konağıydı,
Jşte bu enteresan . miihlm simalar içinde yetişen Sezai bey harikulâde bir ‘ " lâpçı olmuştu.
Denizden pek çekindiği, ürktüğü halde İnkılâp hamleleri uğrunda nelere katlanmamıştı, îlk Avrupaya gidişi sırasında, insan korktuğuna uğrar!.» derler, Bir de vapur kazası geçirmişti. Bindiği Nemçe vapuru limandan çıkarken başka bir vapurla çarpışmıştı. Bu tafsilâtı yine ona dair bir mektuptan okuyoruz.
Sezai Avrupaya gitmeden önce Londraya, Parise alt bir sürü fotoğraf bulmuştu. Bunları gizlice saklıyor, yalnız annesine gösteriyordu. Fotoğraflarındaki büyük operaların, binaların, kapıların üzerlerine parmaklarını koyup, heyecanlı bir sesle annesine yavaşça:
— Bak anneciğimi,. Şu merdivenleri görüyorsun ya... İşte ben buralardan çıkacağım. Şu operaya gireceğim. Şu kapıdan da geçeceğim. Bu caddede ' " şacağım...»
Derdi. Annesi Gülarayiş mm artık ezberden, daha rusu fotoğraflardan bütün rupayı öğrenmişti. Sezai Avrupaya gidince anne, mektuplarında oğluna şöyle soruyordu:
«Sezai o bana gösterdiğin merdivenlerden çıktın mı evlâdım?.. O çok büyük kapıdan geçtin mi?. O kalabalık caddede dolaşıyor musun?.»
Kâh mücadele için, kâh Hâ-mit gibi sefirlikle ömrünün uzun zamanı Avrupada geçmiş olan Sezalnln bu hayatından yine bahsedeceğiz.
Hikmet Feridun Es
toplantılar nci asır za-Blr şeyhüb
dekor ve
inkı-
dola-
ha-doğ-
Av-
M (î 7. I K:
( Bn. Feyha Talay ) ın viyolonsel konseri
Bir zamanlar viyolonsele erkeklere mahsus bir saz nazarlie bakılırdı. Bugün yetişmiş ve yetişmekte olan değerli viyolonselist kadınlar bu görüşü yalanlamakta ve erkeklerin karşısına birer rakip olanak çıkmaktadır.
fBn. Feyha Talay) 1, 3/V/194S perşembe akşamı Şehir Tiyatrosu Dram kısmında Beyoğlu Halkevi Sosyal Yardım kolu yararına verdiği bu konsere gelinceye kadar ancak radyo yardımlle tanıyorduk. An karada birçok konserler yermiş olan bayanın Lrtanbuida verdiği bu konser, aldanmıyorsam birincisidir. Güzel bir programla karşımıza çıkan viyolonselist İstidadını, iyi düzenlenmemiş bir konserin ancak bir araya getirebildiği pek az sayıdaki dinleyiciye tasdik et-tlrebilcU.
(Beethoven) in (sol mlnorı sonatında (Adagloı nun asilliğini ve derinliğini duyuran viyolonselist, (Allegro) ve (Rondo) nun zarifliğini ve cazibesini de belirtti. (Barbedettb nin sonatını da aynı başarı ile ifade eden (Bn. Feyha Talay), programının ikinci kısmını (Tşehaikovrsky, Grandi», Bolzdeftre, Faurö’ ve (Popper) den küçük eserlerle süslemişti. Kanaatimce (Tschalkovsky) nin (Noetume) ü bu beş parçanın en muvaffak olanıydı. (Fbut£) nin güzel (Siclll-enne) İne daha iyi nüfuz etmek ve (Granados) un (İspanyol dansı, m daha sıcak renklerle süslemek gerekiyordu. Programın son eseri olan ve virtüözlüğe dayanan (Popper) İn parçası çok beğeni Mİ ve şiddetle alkışlandı; viyolonselist, program hartef çaldığı bir parpa ile mukabele elti.
Piyano eşliği, başından sonnna kadar solisti boğacak decerede kuvvetliydi, Piyanonun sustuğu pasajlarda viyolonselin sesini rahatç4 duyabiliyor ve âdet® bu sükûtun uzamasını diliyordum. Sonatlarda ödevi ortaklaşa pa.yln.7an İki sazdan zaman zaman hangisinin duyulması gerektiğini ve hangisinin melodiyi saran İnce agla-la. zarif süslerle eşltk etmesi lazım geldiğini piyanist bayanın takdir edeceğini umardım. Tenha bir saJon karşısında konser vermenin sanatkârlarda yapacağı menfi tesiri uyandıracağı menfi ruh haletini çok İyi anlıyorum. Fakat bu kırgınlığın, sazın akordunu düşkün Mr şekilde yapmaktan istiğna gösterecek ve ön sıralardan İşitilebilecek bir sesle sahnede konuşacak İr”*'”- II”s-”-namlısını dilerdim.
(Bn. Feyha Talay' 1 wıyoıcrr?e!de henüz altı yıllık bir mazisi vardır. Bir musiki muhitinde doğup büyüyen viyolonselist az vakitte istidadını ln':f-şaf ettirmeğe muvaffak olmuş ve sanatını daha mükemmele doğru götürmek isteğile Parise gitmiştir. Fakat ahval dolayısile memlekete dönmek zorunda kalmış. (Edip Seren, Mesut Cemil ve David Zirkln) gibi viyolonsel öğretmenlerinden rfe-t atmakla iktifa etmiştir.
Gene viyolonselist, bu ilk kon ser ile bi2e İstidadının bir örneğini verdi. Kendisini taınamlle r-azına vermiş olduğunu bildiğimiz çalışkan sanatkârdan. İlerisi için daha büvük basanlar bekleriz.
FİKRİ ÇİÇEK OĞLU
10/V/1M5 tarihli (Akşamı da (Yeni bir senfoni orkestrası) başlığı altında çıkan yazımın bir cümlesi yanlış basılmıştır. Doğrusu; «Beethoven) in Do majör birinci senfonisi, 1795 İle 1801 yılları arasında yazdığı....» şeklindedir.
Yeni bir antiseptik: Phenoxitol
Dr. Berry ve mesai arkadaşları Dr. J. Gouph ve Mis MB Stili, geçen dünya savaşında pek çok tesadüf edilen ve yeşil cerahate sebebiyet veren mikroba karşı esaslı bir antiseptik bulmuşlardır. Orijinal ismi, ethyle-neglycolmonophenylether olan bu ilâcın telâffuzunu kolaylaştırmak için, Phenoritol denilmektedir.
Phenoıitol, ethylene glycol gru-pundan bir maddedir ve umumiyet ltlbariie donmağa mâni olmak İçin kullanılan bir terkiptir. Bu İlâç, renksiz ve kokusuz bir meyidir. Staphylo-coccle ve streptococcle"ye karşı Penisilinden daha müessir bir İlâç olmamakla beraber, yeşil cerahate karşı gayet mühim bir antiseptiktir,
A m er ikada fiat ofisi fikir yoklamaları yapıyor
Amerika'da ftatier ol isi idaresi, takibettlği politikanın husule getirdiği reaksiyonlara vakıf olmak İçin muhtelif metodlar kulanmaktadır.
Kendi hesabına olarak ziraat ekonomisi bürosu tarafından tertibe dilen yoklamalardan başka IJatler ofisi, müstehliklerin tefsirlerini takibet-mekle mükellef ajanlar vasıtaslle pl-muhtelif metodlar kullanmaktadır.
Flütler ofisine mensup her komitede. halktaki reaksiyonları bildiren bir âza bulunmaktadır. Tüccarlardaki fiat tarifelerini tesblt eden iş İstatistikleri bürosu da müstehliklerin reaksiyonları hakkında Haller ofisine malûmat vermektedir.
Snhlfe 6
ARŞAM
19 Mayıs 19«
Kapı çalındı. Feride hizmetçi kıza:
— Koş bak.. Galiba matma..el Sl-ranuş geldi... dedi.
Genç kadının tahmini doğru çıkmıştı.
Matmazel Siranuş dapdaracık elbisesi içinde, şişman vücudunu türele tltrete ve hafif bir telâşla merdivenlerden yukarıya çıkıyordu. Feride ile karşılaştığı zaman:
— Geç kaldığımdan Ötürîi pardon edtrlm... dedi.
Feride gülümsedi:
— Zarar yok matmazel!-
Şişman matmazel çabucak soyundu. Pardı-süsünü çıkardı. Kollarının alü terlemiş, elbisesinin iki tarafında iki ıslak üçken göze çarpıyordu. Hemen çantasını açan matmazel Siranuş kol-tırkaltlarındaki bu üçkentere leylak esansı sürdü. Sonra:
— Ben modelleri getirmişim t..
Dedi. Pardesüsünüıı yanında boru gibi kıvrık duran ve üzerlerinde Fransızca «1940» diye yazan medetleri açtı. Birer birer sahifelerl çevirdi, resimler önden, arkadan görünen bir takım kaduı resimleri...
Bir müddet sonra matmazel Siranuş bir takım kesilmiş kumaşlar, makaralar, İğneler, makaslar arasında, karmakarışık öteberi içinde çalışmağa haklamıştı.
Tombul matmazelin bu civarda pek çok müşterisi vardı. Öyle pek fevkalade dikiş dlkmezdi amma yine de makası fena değildi. Sonra ucuza geliyordu. O dalma evlere giderdi. Sabahleyin erkenden işe başlar, akşam hava kararırken dikişini ya bitirir, yahut bitecek bir vaziyete getirirdi. Sonra sokak lâmbaları yanarken, yorgun yüzüne su çarpar, dudaklarını boyar, kapıdan çıkarken cebine sıkıştırılan gündeliği için:
— Mil mersi!., demeği katiyen İhmal etmezdi.
Müşterileri ondan olduğu gibi, matmazel de İşinden memnundu. Zira hergün bir yere giderdi. Hiç boş kalmazdı. Bütün bir gün çalıştığı için, gittiği yerlerde kendisine öğle yemeği de çıkarırlardı. Hattâ dikişe itina etmesi için ekseriya bu yemekler de pek güzel olurdu. Adetâ hergün hafif tertip bir ziyafette gibi idi. Ve matmazel Siranuş:
— Allah aşkına .ve, matmazel!.. Bözlerlle kendisine yapılan ikramlardan daima bol bol istifade eder, tıka basa yerdi, o kadar doyardı kİ ekseriya akşam yemeklerini yemez veya bir çay İçer yatardı.
Büyüce 7 Jira gündeliği daima eline kalırdı. Siranuş ne diye işinden memnun olmasın?..
Zaten matmazel aldığı paraların üzerine düğüm vurup durmakta idi. Tek lirasını bozdururken âdeta elleri titriyordu. Bunda da hakta vardı, ^ira b*r müddetten beri komşusu Gavroş ile nişanlı bulnuyordu. Matmazel çeyizini biriktiriyordu. Hakikaten Gavroş da yakışıklı çocuktu. Vakıa ağzındaki bütün dişleri altındı. Kara kaşları iki kundura fırçası ha-lindn idi, saçları kaşlarının biraz gerisinden başldığı İçin hiç alm yoktu. Fakat siz gelin de bir kere onu matmazel Slranuşa sorun.
Genç kız, ta 16 yaşından beri bu komşu oğlu ile evlenmek isterdi. İşte pihayet felek Gavroşu ona kısmet etmişti. Fakat gel gelelim bu mesut hâdise için matmazelin külliyetli miktarda çeyiz yapması, drahoma toplaması gerekti, zira Gavroş iyi çocuktu, boş çocuktu amma biraz para canlısı İdî. Şöyle bir sermaye elde edip Çarşı İçinde piko ve yağlıboya işleme yastık yapan küçük bir dükkân açmak niyetinde idi.
İşte bunur, içindir kl matmazel Sl-ranus geceyi gündüze katarak çalışmakta İdi.
Elbise bitince bütün ev halta şaştı. Zira matmazel kumaşı berbat et-' {nişti!.. Etikler diz kapaktan yukarı-] da. beli çarpık, omuzlar pot olmuştu
Halbuki her zaman matmazel Siranuş ne kadar da dikkatli davranırdı. Bugün nc olmuştu?..
Matmazel de yaptığı dikkatsizliğin farkına varmıştı kİ;
— Ah hiç aklım başımda Gavroş ile dargınız da... dedi.
Feride pek çok şeyler söyliyecekLL Fakat matmazel öyle dertli bir tav» takınmıştı kİ ona acıdı. Zira Slranuş-un, Gavroşun daha lâkırdısı İle bije sarhoş olduğunu bilirdi. Matmazel vakıa güzel kızdı. Amma otuzunu geçmekte idi. Üstelik şişman olduğu İçin hattâ daha da fazla göstermekte idi.
Onun gündeliğini yine cebine sıkıştırdı.
Ertesi günü Feride, ahpablarilr konuşurken matmazelden lâf açıldı. Hepsinin Gavroştan haberi vardı:
— Aman sakın., dediler, Siranuş» dikiş vermeğe kalkmayınız. Aklı başında değil zavallının... Gavroş İle dargınlar...
Hakikaten pek hazin bir şeydi, o makasının inceliği ile meşhur olan tombul matmazel, Gavroş İle dargın olduğu zamanlar sanki rüyada dikiş dikiyor gibi İdi. İğneyi kumaşın neresinden sokup neresinden çıkardığunn farkında bile değildi.
Bunun İçin kendisine uzun kollu diye sipariş edilen elbiseleri bozan kolsuz, kapalı yakalı olacakları dekolte, uzun etekleıi İse dizkapağından yukarı yapıyordu. Bütün bu elbiseleri berbat eden Gavroştu, Gavroşun hâtırası İdi, Gavroşun hayali İdi...
Gavroşla barışıldığı zaman yine matmazel eski usta terzi oluyor, dikişlerini fevkalâde İyi diyordu. Bunun için tombul terziyi dikişe çağıracakları zaman etraftan tahkik ediyorlar:
— Acaba matmazel, Gavroş 11c dargın mı, yoksa barışık mı?..
Vc bunu öğrenmek de çok mühimdi. Çünkü bütün elbiselerin mukdderatı Gavroşa bağlı İdi.
■BİR YILDIZ)
BULMACA
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Fabrika.
2 — Süprüntü.
3 — Tekdir eden.
4 — Cemi edatı - Gebelik arzularına tutulan.
5 — Bir nevi armut - Sonuna «R» gelirse heyecanlanır,
6 — Tersi şeraitin bir tanesidir -Öfke.
7 — Coşma - Kedinin başı.
8 —.Papazın lânetlemesi - Ters! masalların korkunç mahlûkudur.
0 — Bir nevi şeker.
10 — çok pahalı olan yiyfçeklerimizden - Yok olma.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa ve Yukarıdan aşağı:
1 — Sülük. Şaka, 2 — Üşeniyor.
3 — Leva, Emare, 4 — Ünalan, Men, 5 — Kl, Amirane, 0 — Yenigelin, 7 — Şom, Re, Is, 8 — Aramalı, Eş, 9 — Reniseçl, 10 — Alenen. Şir.
....Gömlektin
BİRİNCİ SINIF ÇÖMLEKÇİI reı 201190 sirkeci ■■■•
Kahır Yüzünden Lütuf
Yazan: P. Wentwortb Tercüme eden: Vâ - Nü
-1 —— Tefrika No. 27 —
Elimde mum vardı. Matmazel Geı rgina’nın odasının önünden geçiyordum. Annle’yl gördüm,
— Nerede?
Jenny titriyordu.
— Kapı aralıktı. Yüzünü gördüm,
— Yalnız yüzünü mü?
Jenny mırıldandı:
- Bana bakıyordu. Ah, bay Julien! Fıca ederim anneme söylemeyiniz. B ına bakıyordu. Ben de bir hayal olduğunu anladı: ı. Çok rica ederim anneme söylemeyiniz. Yoksa ölür vallahi.
-fullen, hizmetçiye karşı pek tatlı davranıyordu, omuzunu okşadı. Bu İşittiklerini bir yerde tekrnrJamıya-cağma dair söz verdi. Mevzuu da değiştirdi.
— Dün akşam bir kedinin miyavladığını durdun mu, Jenny? Köpek onu yakalamak için koşmuş. Acaba siz de bunları İşittiniz mi diye içime merak oldu.
Kız gözlerini silerek:
— Hayır, —.dedi — Yahut da böyle bir gürültü olmuştur, ben dikkat et-i mem'BitT'rtîr Rovan Grey de bann aynı sualleri sordu. Evde hiç kedi bes-
lemediğimizi ona haber verdim.. Annemin kediden nefret ettiğini bilirsiniz. efendim. Âdeta bayılacak gibi olur. Fakat, hazan da kediler bahçemize gelir. Babam, kedilerin çiçekleri bozduğunu söylüyordu.
Julien odadan ayrılmadan ewel, ihtiyar sütnlneslne uğradı. Gayet intizamlı olan odasında kadıncağız yatıyordu. Şöminede ateş yanmaktaydı. Madam Brovn'm elleri, göğsüne yayılmış temiz bir mendilin üzerinde kavuşmuştu.
İhtiyar kadın. Julien’i gördüğü İçLn pek memnun oldu.
Etrafa bir göz. atarak:
— Sizi bilhassa yalnız gördüğüme memnun oldum, oğlum. —dedi.— Eski görüşmelerimizde Jenny de yanımızda olduğu için size bazı sualler soramadım.
Julien. oturdu. İnmelinin elini okşadı.
— Söyleyin, sizi dinliyorum.
— Öğrenmek istediğim şudur; Acaba bir haber aldınız mı? Bir iz bııl-d'inuz mu? Tabii Annie’den bahsedi-'■■n anüruşsınıçdır.
Julien, bayını salladı.
Kilise çanlarile çalınan melodiler
Belçika’da Roulemont büyük kilisesinin çanları en kıymetli musiki aletleri hükmündedir. Bunu hep büyük musiki üstatları çalmıştır
Garbi Avrupada musiki yalnız pl-| yano, keman gibi bildiğimiz âletleri çalmaktan ibaret değildir. Kiliselerin hor kulesinde düzinelerce bir arada bulunan çanlarının ahenkli çalınması en güç ve nazik musiki sanatlarından biridir.
Kemancıların şöhreti kadar kemanların sanatlı yapılmasının da büyük kıymeti vardır, çanların da gayet İnce ve mütenevvi melodileri dinletebilmesi için gayet biiyük üstatlar tarafından dökülmesi lâzımdır. Fakat çan çalmak sanatı eski itibar ve kıymetini kaybetmiştir.
Bir iki asır evvel bütün Avrupaya şöhret salmış büyük çancı üstatları şimdi pek nadirdir. Bunların yerini tutacak kuvvet ve İstidat sahipleri İse yok gibidir. Gayet hassas ve her türlü musiki sesini verecek çanların imali sanatı ise büsbütün ölmüştür. Eski ustalar birer birer sahneden çekilmişler ve imal sanatının sırlarını , da birlikte mezara götürmüşlerdir.
Bu hale en ziyade müteessir olan-lar son kalan çanları çalan ustalardır. Bunlar evlât vc ahfat yetiştirmekten ziyade kendilerine halef olacak ustalar bırakmağa ehemmiyet veriyorlar. Bir kabiliyet sahibinin kaybından kendi çocuk ve hafitlerinin ölümünden ziyade acı duymak- . tadarlar.
Bu ustaların hayatları Avrupanın meşahlr! kadar muhitlerini alâkadar' ediyor. Bunlardan biri Belçikanın meşhur çan musikişinaslarından Pe-'
I
i
I
I
| yığın bronz madeninden başka bir kıymeti olamıyacağını söylediği zaman çan sanatkârı, meşhur bir ke-manistin kemanını odun parçası diyerek tahrlbetmek ne İse bu çanların dahi hurda bronz olarak kullanılması aynı mânayı ifade edeceğini söylemiş ve nihayet kumandanı çanların kulede kalmasına İkna eylemiştir.
İkinci cihan harbinde de çanlar başka bir kaza geçirmiştir. Almanlar Bclçlkayı İşgal ederken 10 kilometre mesafeden Roulemont şehrini topa tutmuşlardı.
Bu esnada Peter Veldekens çan kulesinde orgu başında İlâhî melodilerini çalıyor ve bir taraftan şehre düşen gülleleri seyrediyordu. Bunlardan birinin kendi evine düştüğü zaman aklı başından gitmiştir.
Çünkü kendisine halef olarak yetiştirmekte olduğu oğlunun o saatte evde bulunduğunu biliyordu. Sanatkâr oğlunun öl münden en ziyade çan çalmak sanatında kendisine halef kalmıyarak öleceğinden korkuyordu.
Kuleden İndiği zaman kendisini karşılıyan dostlarından oğlunun ölüm haberini almıştır. Fakat eve koşacak yerde tanıdığı bir tütüncünün dükkanına koşmuştur. Çünkü kendi oğlundan sonra çan çalmak hususunda en ziyade istidatlı gördüğü adam tütüncünün oğlu idi. Zavallı çancı tütüncüden yalvara yakara oğlunun çancılık sanatına çırak olmasına müsaade almıştır. — f.
ter Veidekens'tir. Bu adam haftada T.. , ıf
her pazar, cuma ve perşembe günleri Hâ.lk fiV’er V6 Kumilllar | Roulemont şehrinin büyük kilisesinin - ,‘L
çan kulesine çıkar ve İlâhi musikisi- I nl şehrin halkına dinletirdi. 20 se-' ne devam eden bu vazifesi esnasında hiç bir gün kuleye çıkıp saatlerce güzide melodileri çalmakta kusur etmemiştir.
Kulede en büyüğü on tonluk olmak üzere birçok irili ufaklı çan vardır. Bunları kuledeki orgt.a notaya bakarak çaldığı melodilere uydururdu.
Peter Veledkens bu sanatı aynı kilisede vazife yapan papaz baş çancı Karel Veldejcens'ten öğrenmiş ve kendisine halet olmuştu. Karel’den evvel Van den Ghens ismindeki bir üstat ile oğlu baş çancılık vazifesini yapmışlardı. Bunlardan evvel de Doosseker İsminde bir üstat bir çok yıllar bu çan kulesinden halkın ruhunu coşturan melodileri muntazaman çalmıştı.
Roulemonfun büyük kilisesi 1658 nti kâtipliğinden: senesinde inşa edilmiştir, o tarihten icrlni yeniden tanzim zarureti karşı-beri fasılasız büyük üstatlar bu çan- J sında eski ve yeni azanın aşağıda yalara bakmışlar ve bunlarla İlâhi me- zili hususlara dikkat nazarlarını çc-lcdiler çalmışlardır. keriz:
Çanların muhafazasına ayrıca dik- ı _ Her âza 10/7/1945 tarihine kakıt edilmektedir. Çünkü bu çanlar üç dar kulübe bizzat veya bir mektupla yüz sene evvel garbi Avrupada büyük müracaat ederek kaydını ycnileınell-şöhret salan bir dökmeci tarafından
bronzdan İmal edilmiştir. Fakat bu , 2 — Bu tarihten sonraki müracaat-
tı®; kazaen vefat ederken kendisine ların sahlplerJ kulütoe ilk defa glrcn.
* Sarıyer Halkevinden: 19 Mayıs cumartesi Gençlik bayramı gıinü Büyülerlere spor alanında snut 18 de:
j 1 — Halkevi Kız er tak ekiplerinin bejden hareketleri, 2 — Manialı bayrak koşusu. 3 — Voleybol (kızlar), 4 — Atletizm (erkekler), s — Basketbol (erkekler), 6 — 17,30 Mirgün'den başlamak üzere (Mirgün - Büyukderc) ' bayrak koşusu (kızlar 500 M. Erkekler 1000 M-, 7 — Saat 15,39 da Halkevi salonunda Refik Ahmet Sevcngil tarafından konuşma, 8 — Saat 16,30-da Temsil kolu tarafından (Bir cesa-j ret rekoru - Kızıl Çağlayan) piyesleri. Herkes gelebilir.
* Kandilli kız lisesi mezunları 2O/V/945 pazar günü 14.30 da okulda yapılacak spor bayramına davetlidir.
* Fenerbahçe Gençlik Kulübü umu-Kuliıbümüz sicü-
»« lCte latbB1 edll5n t!lbl enna n . n ın« OİaCaklÛTdir.
3 — Mart 1945 tarihli mektubumuzu cevaplandırarak taahhütte bulunmuş olanlar yukarıdaki madde hükmüne tabi değildirler. Bu gibilerin kayıtları otomatik olarak yenilenmiş bulunmaktadır,
4 — Yeni kayıtlara göre hüviyet varakası verileceğinden eskilerinin hükmü olmıyacaktır.
* Şehremini Halkevinden: 19 Mayıs 945 cumartesi günü, gençlik ve spor bayramı münastbetiyle Evimiz spor kolu tarafından (3500) metrelik bir kır koşusu tcrtlbed Um iştir. Koşu sabah saat 10 da yapılacaktır. İsteklilerin 18 mayıs 945 akşamına kadar Evimiz kâtipliğine müracaatla kaydolmaları rica olunur.
sımatının bütün esrarını kendlslle beraber götürmüştür.
1914 senesinde birinci cihan harbi vuku bulduğu zaman bu çanlar büyük bir tehlike ile karşılaşmıştı. Burasını İşgal eden Almanlar top İmalinde kullanmak üzere kiliselerin çanlarını topladıkları zaman Roule-mont şehrinin büyük kilisesindeki yüzlerce ton tutan çanlarını da indirip top fabrikalarına göndermek istemişlerdi. Fakat karşılarına çıkan Peter Veldckens ölümünü göze alarak bunların indirilmesine mâni olmuştur.
Canından aziz bildiği bu çanları kurtarmak için her çareye baş vurmuş. bir Alman kumandanlığına müracaat ederek derdini anlatmağa çalışmıştır. Kumandan bu çanların bir
— Maalesef hayır.
Kısa bir sükût!
Annle Brown kaybolduğu vakit, yani bundan on iki sene evvel, genç âlim onu bulabilmek için elinden gelen her şeyi yapmıştı. Fakat tekmil teşebbüsleri boşa çıkmıştı. Bir malû-n ıt sahibi olup biçare anneye haber vermek ümidini artık büsbütün kaybetmiş bulunuyordu. Buna rağmen erkek ne zaman Forsham'a gelse, kadın hep aynı sualleri sorar, ve ondan hep aynı cevaplan alırdı.
Madam Brovn'm dudakları titredi. Gözleri yaşlarla dolu İse de bu yaşlar akmadı.
— ön iki seneden beri görmüyorum. Ne uzun! Ne uzun! —dedi.
— Sizde Annie'nin fotoğrafı var mıdır? Galiba şöminenin üzerinde bir tane duruyordu?
— Duruyordu. Jenny, benim yüreğime dokunduğunu anluyarak onıı oradan kaldırdı.
— Peki başka resmi yok mu?
Madam Brown gene etrafına bakındı. Sonra yaklaşması için genç adama işaret etti. Yastığının altından eski bir İncil çıkardı. Kesilmiş bir bukle ve bir fotoğraf!
Julien bakmak için eğildi. Kendi çektiği bir resimdi bu. Annle ile Jenny yanyana elma topluyorlar. Bir müddet baleti ise de iki kızı birbirinden ayırdedemedi. Bayan Brown
onun bu düşüncesini anlamış gibi titrek parmağım uzattı:
— Annle buydu. —dedi,— Hayatlarının o çağında birbirlerine fevkalâde benzerlerdi. Fakat Annle daha canlıydı. Jenny’den daha güzel, daha şirindi.
Koridorda bir ayak sesi işitildi. Kadın da kitabı kapıyarak yastığın altına soktu.
xm
Amabei, postacıya kapıda rasladı Mektuplarını okumak İçin geriye döndü. Üç mektup gelmişti. Biri Daphne’den, biri kiracı Misse Lee'den. öbürü de hemşiresi Agatha’dan.
İki tanesini dizinin üstüne bıraktı. Daphne'nin zarfını açtı. Acele acele karalanıp Marsilya’dan postaya verilmiş bir mektup.
( Harikulade! Harlkulâde! Seyahat etmeğe bayılıyorum. Hava sıcak, pek sıcak. Halbuki ben, İngiltere’de, güneşin mevcudiyetini bile unutmuştum. Jimmy beni görünce pek memnun oldu. Grupumuza, o burada katıldı. Şimdi yatına bineceğiz. Harikulade değil mi? şayet bu hava devam ederse, Akdenl2 gezintimiz pek gıızel olacak!.»
Mektup bu hava İçinde devam ediyordu. Sade Jimmy, sade yat... Deniz pek güzelmiş. Hava bulutsuzmuş Gençlik! Eğlence!
iki de hamiş vardı:
Dariilhedayiden Şehir Tiyatrosuna
(Saşlarafı 3 üncii sayfada)
Bu komisyon tarafından ne yapıldığım tesb.it edememiş olduğumuzdan. 1943 senesi yine bir şey yapılamadığından korkarak 1944 te (mu-karreratm ne olduğu malûm değilse de bu sene mevsim boyunca öğreneceklerimizden mahiyetini lstldlâl edebileceğimiz aşikârdır. VerUen kararlar elbette umumi aruzu karşılıya-caktır» demekle iktifaya mecbur olmuştuk.
Bu temennimizin de boşa çıktığını, Şehir Tiyatrosunun Belediye bütçe encümeninin ikazına rağmen başı boş kaldığını ilâveye bilmem lüzum, var mı?
Şimdi Şehir Tiyatrosunun 1944 senesi bütçesine gelelim. Belediye bütçe encümeni geçen mali sene dilediği ıslahatın yapılmasını bekliye dururken bLr noktaya daha ilişti. Fiili bir faydası olnuyan ve geçen sene ancak bir gösteriş olarak Şehir Tiyatrosu tarafından bütçeye konmuş bulunan - rejisör yetiştirmek ikramiyesini, bu suretle ikramiye verilmesini muvafık görmiyerek tay’yettl.
Şehir Tiyatrosunun ikramiye vermekle rejisör yetlşmlyeceğlni: rejisör yetiştirmek için çok çalışılması lâzım geldiğini: fıtri istidadı olanların bile çok çalışmaları sayesinde rejisörlüğe namzet olabileceklerini: namzet rejisör olanların da çok çalıştıktan sonra muvaffak olmaya başlıyabllecek-lerlnl pek İyi bilmesi lâzımgellr. Ve elbette bilir. Rejisör yetiştirmek istemekte de pek haklıdır. Fakat, kendi kendini aldatır gibi, rejisör yetiştireceğim diye İkramiye çıkmaz sokaklarına saplanması doğru mudur?
Rejisör olabilmek İçin sahnemizin şu veya bu kadar senelik sanatkârı olmak kifayet eder mi? Bu mesleğin zorlukları hadsiz hesapsızdır. Üstelik rejisörlük malûmatı bir ders halinde verilmezse ancak yabancı dilde okunacak kitaplardan elde edilebilir. Bu hakikatleri pek iyi bilmesi lâzım ge-lon Şehir Tiyatrosu demek bilinemez -liğe gelerek bu tahsisatı da karşılıksız olarak aldı ve dağıttı ki bunu görerek Belediye bütçe encümeni onu r tay» yetti.
Bütçe encümenine hak vermemek kabil mİ? Gönül ne kadar arzu ederdi ki haklı olan Şehir Tiyarosu olsun. Çünkü bu suretle Şehir Tiyatrosunun bütün âksakhlarının düzelmeye başlamış olduğu kanaati belirmeye başlardı.
şimdi bir kaç satır da son günü Umumî Meclise verilerek alelacele tasdik ettirilmek istenen yeni nizamnameye hasredelim. Onu henüz görmedik. Kimin hazırladığını bilmiyoruz. Yalnız bazı gazetelerin verdiği malûmata dayanarak bunun çok hatalı olduğunu söyliyebiliriz. Evet. Şehir Tiyatrosunun müdürlük vazifesini de rejisörüne yükleten bu nizamname bu bakımdan sarahaten hatalıdır. Bir rlsalle 12ah edelim:
Tiyatro mektebi olarak kurulduğu halde içinde tiyatro dersi verilmlyen Konservatuvannuzın da son senelerde ıslaha muhtaç olduğu görülmüştü. Onun müdürü İle beraber çalışmak üzere başına İfihar ettiğimiz bir mütehassıs getirildi. Netice, bir sene zarfında bile, o kadar parlak oldu ki başlangıçta buna :tlraza yeltenenlerin bile elde edilen muvaffakiyetin azameti önünde gözleri kamaştı.
şimdi her nedense bu mazhariyet tiyatromuzdan esirgenmek İsteniyor. Tiyatromuzun da müdürle rejisörün el ele vermesiyle yürüyebileceği unutuluyor. Fakat biz eminiz.. Konserva-tuvarı bugünkü seviyesine eriştiren Belediyeciler tiyatromuzun seviyesini indirecek mahiyette hatalı işlere girişmezler, glrişemezler. Şehir Tiyatrosu nizamnamesi gizli kapaklı yapı-lamıyacftğına göre biz onun aleniyete vurulmasını huzurla bekllyebllirlz.
Şehir Tiyatrosu nizamnamesi meydana çıkınca da içinde tiyatromuzun aleyhinde olacak maddeler bulunmadığım elbette göreceğiz.
Selim Nüzfıef Gerçek
İENI ÜA11N
ATATÜRK’ÜN
Söylev ve Demeçleri - 1
Milli Eğitim Bakanlığı, «Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü yayınlarından» olmak üzere Ebedi Şef Atatürk’ün 1919 yılından 1038 yılına kadar, Türkiye Büyük Millet Meclisinde ve Cumhuriyet Halk Partisi Kurultayında söylediği söylev ve demeçleri #Ata-türk’im söylev ve Demeçleri» namı altında 400 sahlfcUk bir cilt halinde yayınlanmıştır.
Türk tarihinin ve bunun en parlak bir safhası olan Milli Kurtuluş hareketi tarihimizin en önemli kısımlarını, en salahiyetli bir ağızdan Türk milletine ulaştıran «Atatürk'ün Söylev ve Demeçler!» Ebedi Şefin 1919 yılı 23 temmuzunda Erzurum kongresini açarken söyledikleri söylevden başlıyarak 1938 yılına kadar Büyük Mfik t Meclisinde ve Cumhuriyet Halk Partisinde söyledikleri bütün söylev ve demeçleri İçine almaktadır.
Güzel bir kâğıda basılan ve Milli
Eğitim Bakanlığı Yayınevlerile bütün kitapçılarda satılan bu değerli eserin flatt 320 kuruştur. .
Bütün okuyucularımıza hararetle—-tavsiye ederiz. LJ
n_
TOPRAK VE KOY
Ötedenberl toprak ve köy mesele-t| lerİle uğraşan B. Nusret Köymen bu Q adla küçük bir eser neşretnılştır Eserde muhtelif memleketlerde top- js rak meseleleri tetkik ecillmeta-dir. 25.2 kuruş flatt Üniversite Kltabevinde CO satılmaktadır, q
RUS - ALMAN HARBİNİN İÇ YÜZÜ >
Romanyanın eski Dış Bakanı ve (j) Moskova büyük elçisi Gregorle Ga- Q) feneo'nun »Rus - Alman harbinin iç/ yüzü» İsimli kitabı, uTek bir dünya» mütercimi Tevflg Sadullah ile Yekta Teksel tarafından dilimize çevrilmiş-" tir. Tasvir Neşriyatı tarafından ya-' .vınlanan bu eser, harb tarihinin en ilgi verici fasıllarından birini, hadi-' salı yakından görüp taklbetmeğe muvaffak olmuş bir siyaset adamının salahiyetli kaleminin mahsulüdür. Çok( temiz bir dille çevrilerek Türk aydınlarına sunulan «Rus - Alınan harbinin İç yüzü» nü okuyucularımıza tavsiye ederiz
AYLIK ANSİKLOPEDİ
S
ra S? O
Birinci cildi tamamlandı
Kıymetli arkadaşımız Server İskit tarafından geçen sene kurulan Aylık Ansiklopedi son çıkan 12 nel sayısile birinci cildini muvaffakiyetle tamamlamıştır. Dünyanın en karışık zamanında tamamlanan bu bir senelik cilt içinde edebi, içtimai, siyasi. İlmi hâdiselerle ilgili her madde en salâhiyetti imzalar tararından dikkatle işlenmiş olarak yer almıştır. Yayın hayatımızda pek değerli yeri olan Aylık Ansiklopedi lâyık olduğu alâka ile karşılandığından değerli hizmetine devam edecektir. Çalı kan ve değerli arkadaşımız Server İskiti bu başarısından dolayı tebrik ederken Aylık Ansiklopediye uzun ömürler dileriz.
RADYO
ANKARA RADYOSU:
Bugünkü program
18.00 Radyu çocuk kulübü, 18.45 Dans orkestrası, 19.00 Haberler, 19,20 Geçmişte bugün. 19.25 Dans orkestrası, 1945 Şarkılar, 20.15 Radyo Gazetesi, 20.45 Fasıl, 21.10 Müzik, 21,35 Salon o.V.estrasi. 22.15 Dans müziği (pl.), 22.45 Haberler.
C. H. P. İşbulma - Kurtarma Yurdundan:
ilâcı ve temizlik vasıtaları parasız verilmek suretlie yurt da uyuz hastalığı tedavi olunmaktadır. Çatışmayan veya az kazançlı işlerde çalışıp uyuza tutulan erkek vatandaşlardan arzu edenlerin âdi günlerde 14-15 arasında Nucuosmaniyedekl Yurda müracaatları rica olunur. Tel: 22177
«Bana bir beyaz İpek eşarp lâzım. Blüzumun da kumaşının parçasını gönderiyorum, bir yaka seç. Rica ederim, dikkatli seç.»
Anıabel, mektubun içine baktı. Zarfı silkti. Örnek parça filân yok.
İkinci hamiş:
«Tırnak cilâsı gönder. Unutmuşum. Hani şu senin hiç sevmediğin kokulu cila vardır ya. ondan gönder. Sakın ha, başkası olmasın.»
Bir darp işareti yapılmıştı. Öpülecek yer olarak burası tâyin ediliyordu. Amabei, gülümsedi. Gözleri nemlendi. Bir an sonra, öbür mektupları da eline aldı. Mlss Lee'ninklni okudu:
«Hava cidden...»
Amabei mevsim tafsilâtını atlayıverdi. «... Mutfağın ocağı...» Genç kadın asabiyetle «şark rüzgârı esince tüttüğünü kendisine söylemiştim ya...» Birkaç satır alt tarafını okudu. «Marmaduke...» İşte öğrenmek İstediği buydu. «Marmaduke bu sabah geldi. Onu kapının önünde bulduk. Geri dönmesini İsteyip istemediğinizi Öğrenmek İçin size bir telgraf yolladık. Yorgun görünüyordu. Fakat sıhhati yerlndedlr. Mutfağın ocağı meselesi...» Amabei, muaşeret kaidelerine uygun oimıyan bir cümle mırıldandı. Yani, Daphne'nin ekseriya kullandığı cümlelerden birini....» Sanki bu yıkılası baca beni enterese edermiş gibi. Marnıaduke’nln yaralı!
olup olmadığını yazmıyor bile.»
Mektubu yırttı. «Kırk kilometre yürüdüğüne göre, bacakları kim bilir ne haldedir, zavallının!»
Agatha’nın mektubunu açtı. «Yem hayatın sana ne şekilde tesir ediyor?. Hafta sonunu geçirmek için yanına gelmemi ister misin? Şayet istersen telgraf çek. Cumartesi öğleden soma gelirim. Kocam burada yok. Serbe-slm.»
Amabei bir an düşündü. Agatha-nın gelmesi, herkes nazarmda da, kendi içinde iyi olacaktı. Zira, kardeşinin pratik bilgileri de vardı. Madam Grey, köye doğru gitti.
Posta dairesi, bakkallık, aktarlık ve sucukçuluk yapan bir dükkâna ilâveten konulmuştu. Kara tahtanın üzerine şöyle bir İlân yazılmış bulunuyordu: Soğanlarımız mebzulen
gelmiştir. Bugün domuz yağı ucuzdur. Bekâr bir kiracı, aranıyor. Erkek. yahut kadın olabilir. Bayan Morşhed'e müracaat.
Adabel, etrafına bakındı. Daphne-nin ısmarladığı o fantezi eşya aklına geldi de gülmesi tuttu. Agatha’ya bir telgraf gönderdi. Üç tane gaz lâmbası ve bir bidon petrol satın aldı. Üç de sürme kilit. Sonra, bütün bu eşyanın kendi eyine götürülmesini emretti Yalnız bir avuç vida İle kilitleri alarak döndü.
(Arkaj> "ir»
19 Mayıs 19u
AKŞAM
PAhlf* 7
Almanya ne kadar tamirat ödeyecek?
Almanlar 100 milyar dolarlık tahribat yapmışlar, 90 milyar dolarlık mal g asbey [emişlerdir. Bu rakama ölen 16 milyon Müttefik askerin
Müttefiklerin harb masrafları dahil
bedeli ve değildir
ödemeli-
uçakları bombar-
sında Almanların metinde aldıkları ran 5 sene sonunda 90 milyar dolarlık ganimet elde ettikleri anlaşılmaktadır.
Alman istilâsını durdurmak için Müttefikler harb gayretlerine sarfettikleri paranın yekûnu 295 milyar dolara baliğ olmuştur, Bu yekûnu ya Alman yanın veya Müttefiklerin kendileri ödemesi lâzımdır. Geçen bir kaç sene zarfında Almanların gıdalarından keserek, harb gayretlerine 236 milyar dolar harcadıkları gözönünde tutulacak olursa, ge-1 ne bir kaç sene gıda vesair ihtiyaçlarından keserek, bu borçlarını ödiye bilirler
Almanların ödemesi lâzım gelen hesap listesine, metodik bir surette öldürülen 16 milyon insanın değeri de İlâve edilmelidir, Harbde ölen beher Müttefik erinin değeri 6,000 dolar olarak kabul edilirse, 16 milyon Müttefik ölüsü için Almanların 96 milyar dolar ödemesi lâzım gelmektedir. Bu harbde kurban giden 16 milyon genç arasında semfo-ni besteliyecek, tıbbi keşiflerde bulunacak, ve medeniyete muhtelif sahalarda yardımı dokunabilecek binlerce eleman bulunk-makta idi.
Avrupanm yeniden İmarında inşa edilecek olan ev, fabrika ve mektepler için saıfedilecek olan 1 malzeme ve işçilik kâmllen Almanlar ödenmesi lâzımdır, harb uğruna sarfettikleri emek ve enerjilerini sulh uğrana da kullanmağa heves ve İstek gösterilirse. Avrupada yaptıkları tahribatın bedelini ve Müttefiklere olan zarar ve ziyan borçlarını 20 - 30 sene zarfında ödiye-bılirler.
Bir Amerikan muharriri yazıyor: Almanya için hesap verme zamanı gelmiştir. Sırf kendi menfaatlerini düşünerek, Avra-pada sebebiyet verdiği zarar ve «iyanı Almanya bugün ” dir.
Alman bombardıman Belçikayı yalnız 18 gün dıman ederek 42,000,000 dolar tutan tahribat yapmışlardır. Hollanda, Norveç, Danimarka, Çekoslovakya ve Fransaya yapılan hava taarruzlarında takriben aynı miktar zarar ve ziyan verilmiştir, Almanların Polonya, Yugoslavya, Yunanistan ve Sovyet Rusyaya yaptıkları bombardımanlar neticesinde verdikleri az rar ve ziyanın yanında Belçika, Hollanda ve diğer batı memleketlerine verdikleri hasar kıyas kabul etmiyecek derecede cüzî sayılır. Bunlara İngiltere ve Müttefik gemilerine yapılan hava taarruzları da ilâve dilmeli-dir. Yapılan istatistiklerde Alman hava taarruzları neticesinde Avrupa kıtasında yapılan tahribatın yekûnu 100 milyar dolara baliğ olduğu tesbit edilmiştir,
Ingilizlerin Alınanlara vereceği hesap pusulası da epey yüklüdür:
Harb müddetince, 45 milyon İngiliz hava taarruzları dolayısi-le sıkıntı ve meşakkat İçinde Ömür geçirmiştir. Bombalar 13 bin 700 ü çocuk olmak üzere 126,103 sivil halkın ölüm veya
Yalanmasına sebebiyet verdi, s evden biri haraboldu.
36 milyar kıy-ganalme naza-
masraflan tarafından Almanlar
yaralanmasına seb« lngilterede lıer be$ bombardımanJarda 1944 yılı nihayetinde yapılan is. tat isliklerde 14,000 kilisenin, 1000 okulun ve 500 hastanenin harabolduğu anlaşılmıştır,
lngilterede düşman hava taarruzları neticesinde beheri takriben 3,500 dolar tahmin edilen 1,100,000 ev tahribedilmiştir ki bunların topyekûn kıymeti 4 milyar dolar tutmaktadır. Fabrika, antrepo, okul, demiryolu, hastane ve hükümet binalarına yapılan hasar 6 milyar dolar tutarındadır. Alman denizaltılan tarafından batırılan 2 milyar dolar kıymetindeki Müttefik gemileri de hesaba katılacak olursa, Almanya'nın îngillzlere 12 milyar dolar tutannda bir zarar ve ziyan ödemesi icabedecektir.
Birleşik Amerika iktisadi yardım teşkilâtı yaptığı araştırma ve istatistikler neticesinde Almanların 1941 yılı nihayetine kadar Avrupada aldıkları ganimetlerin tutarının 36,000.000,000 dolar olduğunu bildirmiştir.
İki senelik harb müddeti esna-
İstanbul asliye birinci ticaret mahkemesinden:
ölü Vlsolettln mirasçılarından karısı Hatice Bedla tarafından _ milli savunma bakanlığına İzafetle İstanbul muhakemat müdürlüğü aleyhine açılıp mahkemenin 944/17 sayısında kayıtlı bulunan davanın muhakemesi sonunda davacının gıyabında verilen 17. 1. 944 tarihli ilân davalı avukatı aralından temyiz edilmişse de İlân ve temyiz arzuhali suretlerini davacı vekilinin vefatından ve asillerin mahkemeye bildirdikleri adreste bulunmadıklarından dolayı kendilerine tebliği kabil olmadığı tebliğ varakalarına verilen meşruhattan anlaşılmış ve davalı vekili tebligatın ilân suretlle icrasını İstemiş olmasına binaen kanuna uygun görülen isteğin kabuille ilân ve temyiz arzuhalinin davacıya Uânen tebliğine karar verilmiş olmakla keyfiyet tebliğ yerine geçmek üzere İlân olunur. (6663) ■■■■■■■■■•■at«ıi»*ııııtııııııı«ııııııııı
Fen memuru alınacak
Toprak mahsûlleri ofisi umum müdürlüğünden :
Merkezde, silo ve anbarlar İdare ve bakım İşleri servisinde çalıştırılmak üzere, iki fen memuru alınacaktır.
İsteklilerin bu sahada uzun müddet çalışmış olmaları. İnşaat ve tesisat İşlerinde ihtisasları bulunmaları şart olup teknik okul mezunları tercih edilecektir.
Yukarıki evsafı haiz bulunanların durumlarına göre 260 lira kadar ihtisas ücreti verilebilecektir.
Taliplerin müspet evraklariyle birlikte en geç mayıs 1945 sonuna kadar umum müdürlük zat İşleri müdürlüğüne başvurmaları rica olunur, (6886)
Eksiltme ilâm
Toprak mahsûlleri ofisi umum müdürlüğünden :
1 — Aşağıda yazılı yerlerde ve adette demontabl madenî siloların temel akşamı İnşaatı ve madeni aksonun montajı işi açık eksiltme suretile HıaJe edilecektir.
Kurulacağı yer A det Eksiltmenin yapılacağı yer fahnıin edilen bedel Muvakkat teminat Eksiltme Tarihi Saati
Çay İstasyonu 24 Konya Şantiye Şf. 6830 16 515— 26/5/945 15
Ilgın 24 » » a 4347.76 350— a - a
Kadınhan » 32 »a a 5298.24 400— a
Bara yönü 7686.32 580— a > »
Balıkesir » 24 Bandırma şantiye şf. 7155.18 540— 25/5/045 15
Uşak İstasyonu 20 Uşak Ofis alim
merkezinde 2912.30 220— 80/5/945 15
Banarz ■ 12 a a ■ 2045.76 155— ■ a
İhsanlye * 12 a a a 3412.56 336— a » a
2 — Madeni altoların montajına alt keşif evrakı ve projeler Ankara'da Ofis Umum Müdürlüğü Malzeme Müdürlüğünde, diğer yerlerde İnşaat şantiye şefliklerinde görülebilir.
3 — Bu işe talip olanların en goç ihale tarkhlnden bir gün evveline kadar eksiltmenin yapılacağı şantiye şefliklerine baş vurarak bu İş! yapabileceklerine dair bir belge almaları lâzımdır.
4 — Bu İşe girmek isteyenlerin en geç eksiltme saatinden iki saat, ev-
vel gerekli muvakkat teminatlarını İhale yapılacak yerlerdeki şantiye şef Uklerl vcmeslne yatırmış bulunmaları lâzımdır. «0685.
HALK ELBİSELERİ
Muhtelif desenli ince kumaş ikinci parti halk elbiselerinin toptan ve perakende satışına başlanmıştır. Halk elbiseleri toptan ve perakende satış yeri: İstanbul: Sultanhamnnı İrfanlyp çarşısı No. 16 - 19 Salâhnddln Karakaşh
DAKTİLO ARANIYOR
Takas Limited Şirketinden:
Talip olanların 23. 5. 945 akşamına kadar bir mektupla ve bonservislerle birlikte İş Hanında kâin merkezimize başvurmaları ve 24. 5. 1945 tarihinde yapılacak İmtihana girmeleri ilân olunur.
Büyiikdere Kibrit Fabrikası Müdüriyetinden
Fabrikamızda mevcut tahminen 4000 adet kısmen demir çemberli tahta klorat fıçıları İle sandık lmalâHıanesinin ıskartasını teşkil eden tahta parçaları 1 Haziran IB-lo tarihine rastlayan cuma günü saat 15 de fabrika avlusunda pazarlıkla satılacaktır, pazarlık şartnamesi Galata Knraköy palas 5 inci kat Kibrit ve çakmak tekeli geçici İşletme idaresi müdürlüğünde vc fabrikada görülebilir.
isteklilerin mezkûr gün ve saatte mahallinde bulunmaları İlân olunur.
Fabrika müdüriyeti satışı icrada serbesttir.
7 ürk Hava Kurumu Genel Merkezinden
Tiirk Hnva Kurumu Gedikli Hazırlama yuvasına girmek lstiyenlerln kayıt ve kabulüne başlanmıştır. Bu yıl orta lu bitirecek gençlerden istekli olanlar Hava Kurumu Şubelerinden kayıt ve kabul şartlarını öğrencidirler. Seçilecekler, yol masrafları Hava Kurumu şubelerinden ödenerek İnönü planör ve paraşüt kampına gönderileceklerdir. «G434>
[
İstanbul Belediyesi İlanları
]
Beyoğlu 5 inci Noterliğine:
Beyoğlu Onçeşmelerln önünün açılıp tanzimi İçin kamulaştırılmakta olan yerlerden Beykozda çeşme başı sokağında belediyenin 1 harita vc eski 5 yeni 9 kapı numaralı fırına 3710 numaralı belediyeler İstimlâk kanununa göre müteşekkil takdiri kıymet komisyonunca takdir ve dalın! encümence tasdik olunan (9500 dokuz bin beş yüz) lira kıymetin mülkün hissedarları Mustafa oğlu İsmail. Ahmet kızı Fûtmanın çocukları İbrahim, Hamide. Ahmet kızı Ayşenln çocukları Mustafa, Bilâl, Fatma, Ahmet kızı Halime, Fatma tazı Sara. Ayşenln çocuğu Ahmet oğlu Hıısan'a tebliği zımnında tanzim olunan ve noterliğinizin 5403 : umarasına kaydedilmiş bulunan ihbarnamenin İade edilen meşruhatınızdan hissedarlarının İkametgâh adreslerinin tayin edllemlyerek meçhul kaldığından ve bu sebeple t(4>Uğatm İfa edilemediği anlaşılmış olmakla mumaileyhim kanuni müddeti zarfında müracaatla rlzaen takrir vermedikleri veya itlrazen mahkemeye müracaat etmedikleri takdirde haklarında kanunî muameleye tevessül olunacağının tebliğ makamına kaim olmak üzere Jkl yevmi gazetede neşir ve İlânını muhtevi gazetelerden birer tanesinin gönderilmesini saygı İle rica ederim.
İst. Vali vc Belediye reisi N. istimlâk müdürü Kâmil Peklner
İşbu İlâ imamenin bir sureti talep, veçhile İlân edilmek üzere Akşam gazetesine tebliğ olunur. (6668)
İstanbul belediyesinden:
120 ve 140 lira ücretli İki bahçeler mütehassısı alınacaktır. Ta. lip olanların vesikalarile birlikte Belediye riyasetine müracaatları, (6667)
Ankara belediyesinden:
1 — Kauçuğu daireden verilmek üzere (251 tanesi birer ve (25» tanesi İkişer metre olmak üzere (50) tane isplrallı emme hortum yaptırılması işi on beş gün müddette açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedel! (4125) Hradır.
3 — teminatı (309) lira (38) kuruştur.
4 — Eksiltmeye gireceklerin bu iş! yapmakta ehliyeti haiz bir İmalâthane sahibi veya vekili olduğuna dair Ticaret odasından alınacak bir vesika İbraz etmesi şarttır.
5 — Şartnamesini görmek latlyculerin her gün Encümen kalemine vc
İsteklilerin de 1/6/945 cuma günü saat 11 de Belediye dairesinde Encümene müracaatları. «6335u
Yalova kaplıcaları işletme
idaresi müdürlüğünden :
İdaremiz otel ve lokantalarında çatışmak üzere metr dotel, garson, aşçı, fam dö şambr, vale dö şambr ve idare hizmetlerinde muhtelif memuriyetler ve kâtiplikler için isteklilerin vesaiklerile birlikte 22-23/mayıs/945 günleri İstanbul Salıiı Sağlık baştababe-tindeki İstanbul bürosuna baş vurmalaxı. (6647)
Sümer Bank iplik ve dokuma fabrikaları müessese s i Defterdar fabrikası müdürlüğünden:
Fabrikamızda mevcut hurda halde tahminen on ton ağırlığında boya karpit maklna yağı ve benzeri fıçılar 28/mayıs ’945 pazartesi günü saat 14 de açıi arttırma suretile satılacaktır.
Görmek istiyenîer belli arttırma gününden bir gün evveline kadar fabrikamıza baş vurabilirler. Şartnamesi fabrikamız ticaret servisinde görülebilir.
isteklilerin bellL gün ve saatte aoo liralık muvakkat teminat-larile fabrikamızda bulunmaları,
Fabrikamız ihalede de serbesttir.
(6677)
Hububat naklettirilecek:
Toprak mahsulleri âdına hareket etmeğe yetkili T. C. Ziraat Bankası Bayburt Ajansından:
1 _ Bayburttan Aşkaleye iki bin ton hububatın nakil kapalı zarf usu-Myle eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — İşin muhammen bedeli yüz yirmi bin lira olup muvakkat teminatı 7250 liradır.
3 — Eksiltme 4. 0- 945 pazartesi saat 15 de T, ç. Ziraat Bankası Bayburt ajans dairesinde komisyonu: tarafından ynpıîacnkır.
4 — Bu sevklyat İçin idarece benzin ve lâstik verilmJyecek.
5 — Şartname toprak mahsulleri umum müdürlüğü ile Bayburt ve Trabzon ziraat bankasında görülebilir.
6 — Teklif mektupları İhale günü saat 14 de kadar komisyona verilmelidir. (6645)
EŞYA SATIŞI
İstanbul defterdarlığından:
Defterdarlık anbnrında mevcut karyola, dikiş makinesi, ternzl, lâstik çizme ve salrcden ibaret muhtelif cins eşya 4. 6. 945 pazartesi saat 15.30 da milli emlâk müdürlüğündeki komisyonda kapalı zarfla satılacaktır.
Muhammen bedeli (657,62) teminatı (50) liradır.
İsteklilerin 2490 sayılı kanuna uygun olarak hazırlanmış teklif mektuplarını ihale günü saat 14.30 a kadar komisyon başkanlığına vermeleri.
Fazla bilgi için sözü geçen müdürlüğe başvurmaları. (666ü)
SUMERBANK
İplik ve dokuma fabrikaları müessesesi Bakırköy bez fabrikası müdürlüğünden:
1 — Fabrikamızda birikmiş olan tahmini miktarları hizalarında gösterilen hurdalar açık arttırma suretile satılacaktır.
2 — Arttırma 23/5/045 tarihine rastlıyan çarşamba günü saat 14 de yapılacaktır.
3 — Şartname fabrika ticaret servisinden parasız olarak verilir.
4 — Fabrika kati ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir.
Miktarı Tamnli bedeli
Ton____________TL.____________
5
4
3
300 Ad.'
300 Ad.
Malzeme cinsi
Demir parmaklık Ve pencereler Kösele kırpıntısı
Balya çemberli
Hurda yağ tenekeleri
Hurda saç varil (Muhtelif boyda) Hurda demir dişil, boru saç parçalan, hurda demir ve çelik parçaları.
Hurda dokuma tarakları
Hurda şapka garnetür teli
5000 aoo flOO 00 $0*)
30 Ton G00 Ad. 1000 Ad.
600Ü
300
1000
«8410ı
Başbakanlık İstatistik genel müdürlüğü eksiltme ve ihale komsiyonundan:
1 — Mecmuu 25-30 milyon yapraktan İbaret ve yaprak sayıları muhtelif 250-260 bin (iki yüz elli 1I& iki yüz seksen bini adet nüfus sayımı defterlerinin baskı ve cilt İşinin kapalı zarfla eksiltme ve ihalesi yapılacaktır.
2 — Defterler İkişer telle dikilmiş olarak İstanbulda gösterilecek yerde İlgili memura teslim edilecektir. •' ’
3 — Tahmin olunan baskı ve cilt bedeli 35 bin (otuz beş bin) liradır. % 7,5 hesablle muvakkat teminat vesikası verilmek lâzımdır.
4 — Eksiltme haziran 1945 ayının 4 üncü pazartesi günü saat 15 de
genel müdürlük binasında toplanacak olan komisyondu yapılacaktır Eksiltmenin açılmasından bir saat evvel zarfların komisyon reisliğine verilmiş olması lâzımdır. Bu baptaki şartname Ankarada dairede, istanbulda nüfus müdürlüğünden alınabilir. Defter nümunesl de aynı yerlerde görülebilir. (3250)
Açık artırma ile fev. alâde satış
045 Mayısının 20 inci pazar günü saat 10 da. BcycğlUiida PangalU Sürp Agop tramvay durağında ve Belediye Otobüs Garajı tam karşısında — eski Gran Garaj — 91 No.h Şaklr Paşa apartımanın 3 uncu kal 7 numaralı dairesinde mevcut hakikaten güzel eşyalar. Avrupa gümüş takımları, orijinal tablolar oçık arttırma ile satılacaktır. Tekmili mavun ampir epok malı enfes bir divan ve ayni maldan 2 koltuk ve 6 sandalya, 4 koltuk ve 1 kanapeden İbaret eski stil emsalsiz salon takımı. Paris malı ve tekmili marketlrl İşlenmiş dikiş masası, tekmili işlenmiş çok güzel bir Japon möble-ejer, 2 adet Loııls XV tekmili oyma üstleri Üon kumaş kaplı yaldızlı muhteşem Berjer koltuk Avrupa malı sandalya, 2 koltuk, 1 büfe ve ı dresuardan İbaret şiir yemeli oda takımı, maden tepsiler, Portüge vazo ve tabaklar, maden pay tabaklan, eski Vienna emsalsiz kahve takınılan, eski saçuma az tesadüf olunur nadide çay takımı. Limoj Haviland komple tabak ve Bzzental çay takımları, Kluazone vazolar. Atrupa yolcu valizleri, kadın yazıhanesi, gerldonlar. Kopenhag vazolar, gümüş kakma likör takımları. Kantcn nadide vazolar, halis Kristal bakara emsalsiz avizeler, eski Rus ve Avrupa malı masif gümüş tekmili İşlenm iş ender çay vı sofra takım lan, perdeler, Lake Bebe dolap, masa ve karyolalar, hasır örme bahçe takımları, Adiler marka çok iyi halde yazı makinesi, tanınmış ressım oC. Vaye.li» »Diaz» Leger Cherelle» »Mille» İmzalı orijinal tablolar, «Columbla» salon gramofonu ve plâklar, briç masaları, dolaplar, -er-vantlar, muhtelif masalar. DİKKAT: Sine Koda# 8 alıcı ve gj u-r.cı sinema makineleri, 8 adet çekilmemiş film ve 4 kısmili hazır Mikl Mauz filimle beraber maden şampaanya kovalan, oymüı antre ka-nape ve sandalyalar, şarap kadehleri v. «.

Başbakanlık istatistik genel müdürlüğü eksitl-me ve ihale komisyonundan:
1 — Genel; nüfus sayanı basılı kâğıtlarının şevki İçin .çten İçe 34.5 boy. 26,5 en ve 16,5 derinlikte olan 7500-8000 adet sandığın kapalı zarf ile eksiltme ve İhalesi yapılacaktır.
Sandıklar İstanbulda gösterilecek yerde ilgili memura teslim olunacaktır.
2 — Tahmin olunan bedel beheri 250 şer kuruşta! 20000 ( yirmi bin Uradır. %7,5 hesabiyle muvakkat teminat vesikası verilmek lâzımdır
3 — İhale haziran 1945 ayının 4 üncü pazartesi günü saat 18,5 genel müdürlük binasında toplanacak olan komisyonda yapılacaktır
Eksiltmeden bir saat evvel zarfların komisyon reisli'İne verilme, lâzımdır. Buna dair şartname Ankarada dairede. İstanbulda nüfus müdürlüğünden alınabilir. Sandık nümunesl de aynı yerlerde görülebilir (.62971
Ankara belediyesinden:
1 — On beş gün müddetle vc kapalı zarf usulü ile Dır adel Eltal tulumba gurubu satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli (28,0001 Hradır.
3 — Teminatı (2.100) liradır.
4 _ Teminat su işleri veznesine yatırılacaktır.
5 — Bunun 29'5'945 salı günü saat 11 de talfblnc Ih'tesi m t-ırrer
bulunduğundan şartnamesini görmek Lstiyciılerin her gıın encü iv kalemine müracaatları v0 İsteklilerin 2190 numaralı kanunun 32 nci m dteâJ sarahati veçhile tamim edecekleri teklif mektuplarını ihale günü olan 29/5/045 »alı günü sûat ona kadar Belediye dairesinde müteşekkil encümene vermeleri. _______«6174» _____________________*
ÇUVAL DİKTİRİLECEK
Sümerbank İstanbul satınalma müdürlüğünden:
Bezi ve ipliği bankaca verilmek şartile mevcut şartnamesi a-yannea (120,000) adet torba diktlrilecekttr
İsteklilerin 28/mâyıs akşamına kadar tekliflerini Galalada Voyvada caddesinde Sümrebank binasında bulunan müdür üçümüze vermeleri. (6646)
İstanbul esnaf ve küçük sanatkârlar istihlâk kooperatifinden:
Terzi ve gömlekçlltrimlzln yeril malı ikinci saten, kol astarı, poplin, basma, gandl. patisi tevziine esas İhtiyaçları kooperatifimizin Galata Kredllyone Han 19 numaralı bürosunda tesblt edilmektedir.
Alâkadarların müracaatları İlân olunur.
Üsküdar C. Savcılığından:
1 — Üsküdar paşa kapısı ceza ve tevkif evi hükümlü ve tutuklanma 1, haziran 945 gününden 31. 12, 1945 gününe kader yedi aylık ekmek İh-tlyacı 18. 5. 045 gününden itibaren kapalı zarf usuliyle on beş giin müddetle eksiltmeye konmuştur.
2 — Yedi aylık tahmin olunan ekmek miktarı «beheri 750 gramlık» olmak üzere asgari 74000 azami 84000 adetttlr. Bugünkü rayice göre tahmin edilen tutarı 21000 liradır.
3 _ Geçici teminat % 7,50 hesablle 1505 bin beş yüz beş Uradır.
4 — Eksiltme 4. haziran 045 pazartesi günü, saat 14 de Üsküdar C. Savcılığında toplanan komisyonda yapılacaktır.
5 — Eksiltmeye girmek lstiyenlerln ihale günü olan 4 haziran 045 günü saat 13 e kadar güvenme akçelerini mal sandığına yatırarak alacakları makbuzları komisyon başkanlığına vermeleri lâzımdır.
6 — Eksiltmeye Biçeceklerin 2490 sayılı arttırma ve eksiltme kanununun 2 ve 3 üncü maddelerinde yazılı belgeleri göstermeğe mecburdurlar.
7 — Bu İşe nit şartname her gün çalışma saati içerisinde ceza evi muhasebeciliğinde gÖrüleblMr.
8 — Bu işten öIütü yapılacak masraflar müteahhide alt olacağı ilân
olunur. 16644)
Sabite 8____________ AKŞAM 19 Mayıs 1945
HAŞAN LİMON ÇİÇEKLERİ Kolonyası
Ancak Avrupa ve Amerikada benzerine tesadüf edilecek derecede yüksek bir kalitede olup pek lâtif kokuludur. Haşan depolarile bütün ıtriyat mağazalarında satılır
-—RUMELİ
| HİSAR
NE S O D E BAĞ HAYVANAT —.
E I ■ D EZ T BAHÇESİ AÇILDI
——1 MÜKEMMEL CAZ ORKESTRA
Güneş banyosundan evvel sabahları ve akşam yatarken cildinize SOLEY'ln İle masaj yapınız. Cildi güzelleştirir, buruşuklukları giderir.
INTERNATIONAL
GENERAL
ELECTRIC
U. s. A.
ÜROLOG - OPERATÖR ■■■
Dr. M. ALİ TEZSEZER I
İdrar yollan ve tenasül hasta- I lıkları mütehassısı. Cağaloğlu ec J zanesl yanında 30/3 Tel: 2161
Edison ve çağdaşları elektriği lâboratuvardan çıkarıp hayata tatbik etmeğe başladıkları sıralarda, bundan 65 yıl önce kurulmuş olan general ^Electric daima ön safta yürümüş, Amerikanın dev adımlarla ilerlemesinde büyük rol oynayarak kendisi de det) halini almıştır. Son se-nelerde ceneral^blbcthio yılIlb s;pa_
riş tutarı 2,000,000.000 iki milyar dolara varmıştır, çünkür—
GENERAL $$ ELECTRIC kalite demektir
GENERAL
ELECTRIC
en sağlam malzeme demektir
Türbinler
Generatörler
Transformatörler
Motörler
ölçüler - Sayaçlar
Kablolar
GENERAL ELECTRIC
en mükemmdel servis demektir
Ampuller
MORAN plaj i'ACı İle güneşte kalmak CİLDİ BOZMADAN ESMERLEŞMEKTİR.
Her yerde arayınız, Moran Laboratuvan Saksı ■ Sokak No. 19 Beyoğlu ■
GENERAL^ ELECTRIC
durmak bilmeyen . fennî araştırma demektir
Radyolar
Novotnl Salonlan
■ Sevimli Sanatkâr Ayda Sönmez’ İn tertlb ettiği I
OLAÛANÜSltl MUSİKİ MÜSAMERE9İ 20 Mayıs 945 PAZAR gündüz saat 14 ten 18 e kadar Cağaloğlu Çiftesaraylar Bahçesinde verilecektir hanende kıymetli sanat arkadaşlarından

Halk türküleri eşsiz okuyucumuz
ZEHRA BİLİR
Sevimli Tamburi bestekâr
SALAHADDİN PINAR
A G YAZAR, Udi RRANT, MAKSİM SAZ HEYETİ, NOBAR TEK YAY ve Arkadaşları. Ayrıca: SES ve SAZ sanatkârları İştirak edecektir.
Biricik rasıl okuyucumuz SAFİYE TOKAY
Biricik klarnetimiz HAMDI TOKAY
Bülbül sesli
okuyucumuz
HAMİYET YÜCESE8
Hassas kemancımız
NECATI TOKYAY
Türkiye umumî acctnasi:
KOÇ TİCARET T. A. Ş
Buz Dolapları -
Soğuk Hava Tesisatı
Bayanlara, mahsus gayet şık ve zarif modellerde 18 ayar altın BİLEZİKLİ SAATLERİMİZİ görünüz.
Singer Saat Mağazası
EMİNÖNÜ No. 8 — İSTANBUL
■•Doğum ve Kadın hastalıkları™ Mütehassısı
Dr. MUKADDER
Muayenehanesini Kadıköy Moda caddesi 180 numaraya nakletmlş-t.lr. Muavene saat 13-18 arasında.
Merkezi:
ANKARA
Ulus meydanı
Şubesi:
İSTANBUL
Galata Kozluca han
Elektrikli Ev Eşyası
Elektrikli Taşıtlar
HERKESİN TUALET SABUNUDUR
Gayri menkul satışı
Fatih 3 üncü sulh, hukuk yargıçlığından : 944/835
Hatice Salih Cafer Ahmet Hatice Nuriye ve Abdülgaffar ve Şükrünün İştirak halinde mülkiyet olarak mutasarrıf oldukları Fatih Küçükmus-tafa paşa mahallesinin Slfrlkoz sokağında 12 kapı 256 patta 2203 ada 14 parsel numaralı bir hane olbapta-kl mahkeme kararma tevfikan şuyu-ıınun izalesi zımnında satılacaktır. Binanın beden duvarları kârglr dahili akşamı ahşaptır. Bina sahası 63 M.2 ve bahçesi 120 M-2 sahasında olup birinci kat 4. kömürlük, helâ ve İkinci kat sofa üzerinde 3 oda olup muhtacı tamir vaziyette ve ehil vukuf raporuna göre muhammen kıymeti 0500 Hradır. Mezkûr gayri menkulün birinci arttırması 12. 6. 945 salı saat 10 dan 11 e kadar Beyazıtta Veznecilerde Fatih 3 üncü sulh hukuk kaleminde satış memuru huzurlle İcra edilerek muhammen kıymetinin % 75 İni bulduğu takdirde en çok talibine İhalesi İcra edilecek, bulmadığı takdirde son talibin taahhüdü baki kalmak şartlle İkinci arttırması aynı mahal ve aynı saatte 22. 6, 945 cuma günü yapılarak en fazla talibine İhalesi yapılacaktır. Tellaliye resmi ihale pulu, taviz bedeli ve tapu harçları müşteriye alt olup satış gününe kadar birikmiş vergi ve resimler satış bedelinden ödenecektir. Müzayedeye İştirak edenler gayri menkulü görmüş ve şartları aynen kabul etmiş farzedlllrler. Satış bedeli peşindir. Memur kanuni mehil verebilir, Müzayedeye İştirak İçin muhammen kıymetinin % 7,5 nispetinde pey akçesi alınacaktır, verilen, mehil İçinde kalan İhale bedeli verilmediği takdirde İcra İflas kanunundaki hilküm-1er tatbik edilecektir. Tescil tapu :aydına göre yapılır. Mezkûr gayTİ menkul üzerinde herhangi şekilde hak iddiasında bulunanların evrakı mü8bltelerile satış gününe kadar müracaatları lâzımdır. Aksi halde haklan tapu sicilinde kayıtlı olmıyanlar paylaşmadan hariç bırakılırlar. Daha fazla tafsilât almak Istlyenlerln 644/835 sayılı dosyaya müracaattan ilân olunur. (6638)
RADYOKAMON
Daha iyi Savaşmak için
değil de., daha iyi Yaşamak için,,,
kilolar
tabletler gibi
Kiremit Satışı
Esklşehlrln muhtelif marka kiremitleri gelmiştir. Ayazma kapı 205/267 No. Refik Arkadaş mağazasından tedarik edebilirsiniz.
Emsalsiz dikiş makinesi
ÇekmeccU yeni 13 marifetli motörlü el ve ayakla İşler fî. bedesteninde teşhir edilmiştir. 21 mayıs pazartesi satılacaktır.
Zayi — Eyüp malmüdtirlüğünden muhasses 5257 No. 11 maaş cüzdanım) zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Eyüp Ballbaba sokak 11 No. Saffet Soybcrk
Şişli Çerrahî Kliniği
Hususi hastane sahih ve operatörü
Dr. CAFER TAYYAR KANKAT
Umumi cerrahî ameliyatlar, sinir, dimağ ve estetik ameliyatları mütehassısı, Şişil meydanı No. 201, Telefon: 80093. Muayene: Saat 12 - 2.
Bu pazar
Büyükdere BEYAZ PARK’ta
Caz - Varyete ■ komedi
NEFİS YEMEKLR. TAZE BALIKLAR, muhtelif eğlenceler başlıyor.
Türkiye Şişe ve cam fabrikaları
Anonim sosyetesinden:
Fabrikamızın şişe muayene İşleri İçin İlkokulu bitirmiş
Kız ve kadın işçilere ihtiyacı vardır (150) yüz elli kuruş gündelik ve ayrıca parasız bir kab sıcak yemek, verilir. İsteklilerin Paşabahçeslndekl fabrikamıza müracaatları.
Motorlu ve yelkenli
GEMİ AMATÖRLERİ CEMİYETİNDEN:
Cemiyetimizin 17/5/945 perşembe günil saat 15 te yapılacağı |lftn olunan umumi heyet toplantısında ekseriyet hasıl olmadığından nizamnamemizin 12 ncl maddesi mucibince toplantı 25/5/946 onma günü saat 14 te Cemiyet binasında yapılacağından kayıtlı âzamn teşrifleri rica olunur.
Ruzname: İdari, mali, ve mtlraklp raporlarının okunması, yeni İdare heyeti intihabı, ■■■■■■■■■■■■■■
ACELE SATILIK DÜKKANLAR
Dlvanyolunda Atik Ali Paşa camii karşısında köşe başından itibaren 25, 27. 20 numaralı dükkânllar mühim tenzilâtla satılacaktır. Her gün 20714 telefonla İzahat
PJugün, dünyanın her tarafına saçılmış olan harp cephelerine tonlarca'askeri teçhi-' rat nakleden uçakların hava yollarına dizildiklerini görmek gayet tabiîdir.
Fakat, sulh zamanında harp hamulesi yerini, halkın dahs^ iyi savaşmak için değil de_-daha iyF, yaşamak için ihtiyacı olacsp emtia ile diğer maddelere terkedecektir.
Bu işte muvaffak. olmak için: CONSOLIDATED VULTEE AIRCRAFT OF AMERL CA, sulh zamanında bütün memleketlerin ha-va ~ hû t larına_ arzetmek üzere ticaret uçakları İmal etmek tasavvururadadıt.
Yediktik iplik fabrikası
tedarik edebilirsiniz.
İstanbul — Galata Perşembepazarı — İş Han altında 13/16 Telefon: 42149 — Telgr: Mahmanza — İstanbul.
Kİ 1
CONSOLIDATED VULTEE AIRCRAFT CORPORATION
UNITED STATES OF AMERICA
Motörlü ve elle lşllyen makkab tezgâhları — MotörlÜ testere makineleri — El presleri — Torna tezgâhlan ve demir boru ihtiyaçlarınızı TÜRK ÇELİK ve MAKİNE EVİNDEN
Türk Anonim Şirketinden:
1945 yılı martının 21 İnde âdi surette toplanan hissedarlar genel kurulunda 1944 yılı safL kârından tediyesi tasvip edilen temettü hisselerinin tevzii tarihinin tayini hususu yönetim kurulumuza bırakılmış olduğundan şirketin hisse senetlerine 34 numaralı kupon ve mü-essls hisse senetlerine 14 numaralı kupon mukabilinde tediye edilecek temettüiln 21 mayıs İ945 tarihinden İtibaren cumartesi günleri hariç olmak üzere her gün saat 10 11e 12 arasında tesviye edilmesi bu kerre yönetim kurulumuzca karar altına alındığı alâkalıların malûmu ol-mak iizere ilân jvlumir.Yönetim Kurulu

Comments (0)