21 Ekim 1950
Cumartesi
SİYASÎ İKTİSADÎ, MÜSTAKİL
Kütüphanesi A
Yıl 1 — Sayı 325 — 10 kuruf
Yeni htıynbul’un
KITPONÛ"
• t
t
TAHSİL KUPONU
A A 'A /i
Abone: Türkiye İçin seneliği 32, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler İki misildir.
Beyoğlu - Müellif Caddeni 6-8. Telefon: 44756-44757 Santral
TeMs eden: Hablb Edlb - TÖREHAN
İlânlar : 6 ncı sayfada santimetresi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
Tosta Kutusu: 447 - İstanbul. Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul.

DÜNYA MESELELERİNİ GÖRÜŞMEK ÜZERE
-
Irak ve Suriye 5 büyüklerin toplanmalarını teklif etti
İngiI teren i n Mısıra cevabı
Türkiye, İran ve Yıınanis-tanın müstevliyi cezalandırmak için Birleşmiş Milletleri destekledikleri belirtiliyor
I

f] .. nAAt: .
• 2 * • ‘’r
t r
fl ‘ -w £1 * fr- -w
"Y — M,








Sükûn ihtiyacımız
CON on seneye yakın bir zamandan beri bayramlarımız birbiri arkasına geldiği gibi muhtelif seçimlerimiz de şimdi biribirlni takip ediyor. Mtl-letA’ekllIerİ seçiminden sonra İki seçim daha yapıldı. Şimdi de ÜçÜnciisÜ sonu ermiş bulunuyor. .Millî İrade ve idaremin l>rlirişi noktasından bu seçimlere büyük bir ehemmiyet verdiğimizi açıklamak isteriz. Ancak hu esnada yapılan propagandaları ve bir takını milli birliği tehlikeye düşürecek sözlerin aarfedilmiş olmasını münasip görmediğimizi sırf hlr vatandaş sıfatiylc söylemek isteriz. Mazinin tasfiyesi 14 mayıs seçimi ile yapılmıştır. Eski İktidar uzun seneler zarfında görmüş olduğu isleri millete be-ğendirememiş ve bu sebepten mevkiini yeni İktidara terketmeye meöbur olmuştur. Başlı basma bir inkılâp o-lan ve sükûn içinde geçen bu hâdiseyi şimdi çok bü.5 ük bir Ölçüde değerlendirmek ve onun icaplarına göre hareket etmek luzım gelmektedir. Herhalde seçmenlerin, reylerini D.P. ye vermeleri ondan şimdi bir çok İşler beklendiğini göstermektedir. Aradan geçen zamanın az olduğunu herkes de bilmektedir. Buna rağmen geçen günler huflalaşıyor ve a.vlaşıyor ve hâlâ müspet, istikrarlı yollarda yürünül-mediği ve geçmişteki günahların hatırlatılmasın! konu olarak alan nutuklarla beyanat içinde vakit geçirildiği görülmektedir. Halbuki memleketimizin bilhassa öteden beri yapılmasını ehemmiyetle beklediği hlr çok işler vardır. Bunların hiç olmazsa esaslarını kurmakla işe başlamak lâzım gelirdi.
Mazideki fenalıkları anmak, belki, bir daha tekerrür etmesini önlemek i-çln mânevi bir değer sayılabilir. Yine maziye alt mesuliyeti gerektiren hâdiseler varsa bunların da incelenmesi ve mesullerinin kanun dairesinde »orunılu tutulmaları memlekete faydalar temin edecektir. Fakat bunun görevli merciler tarafından, sırf kanım ve nkaanr ila İrce’nde 3e.*kikl> v» lüzumlu kararların sükûn ve hıızur içinde verilmesi zarureti vardır. Yoksa bütün bu şeyler, şiıudi iktidarda bulunan mesul şahsiyetlerimiz İçin bir propaganda mevzuu olmamalı ve milleti heyecan İçinde yaşatan konular haline gelmemelidir. Simdi İtalya ve Almanya gibi mutlak İdarelerin eıı elim ıstırabını çekmiş olan milletler bile artık maziye bir nihayet vermek yolunu bulmuş ve memleketlerinin İhyası için elbirJiğlyle çalışmak lüzumunu durmuşlardır. Memleketimizde ise vaziyet tamamlyle başka bir haldedir. Biz tek partili olmaktan ıstırap duyuyor ve devletçilik politikası yüzünden memleketin za’fa uğrayıp bir çok servetlerin eriyişinden şikâyet ediyorduk. Şimdi yeni İktidar ilk İş olarak memleketteki partilerin mevkilerine hürmet etmeli ve onları küçültmek için propaganda vasıtalarına girişmemelidir. Esasen memlekette kuvvetti bir muhalefet bekllyen milletin arzusunun da bundan ibaret olduğunu tahmin etmekteyiz. Diğer taraftan devletçilik zihniyetine veda edilir ve memleketteki unııımi hizmetlerden başkası şahsi teşebbüse bırakılırsa yeni tktidar büyük işlerinden birini görmüş ve milletin arzusu yerine getirilmiş olacaktır. Herlıalıte bu işin görüleceğine dair l>İr çok demeçler verildi. Bunları ol(uııınklu mrmııun olduk. Böyle mühim işlerin derhal yapılması da doğru olamaz. Bunu du biliyoruz. Hattâ muhtelif vesilelerle bu hususta düşünülerek hareket edilmesini yazılanınızda belirtmiştik. Ancak biz İsterdik kİ, bu işlerin görülmesi için lüzumlu olun programın teshiline daha fazla elıvmnıi-yet verilmiş olsun ve bu hususta memleketin İçinde ve dışında bulunan bir çok İhtisaslardan istifade edilsin, Biz bıı hususta yapılacak İşlerin -hürmetimiz olmasına rağmen- yalnız kon. di bilgimizle yapılabileceğini jıek fazla zannetmiyoruz. Bir çeyrek asır zarfında husule getirdiğimiz eserlerdeki hat alanın .zda fena knsitlerin mevcudiyetine Uıthnnl veremiyoruz. Buna rağmen bütün hu işlerin büyük bir kısmında hatalnr olduğunu da daima gördük. Eri büyük kabahatliniz hıı hataları itiraf etmemek oldu. Burıda particiliğin tesiri olduğu gibi büyük hissenin de bilgisizliğimizde ve tecrübesizliğimizde bulunduğunu kabul elmellylz.. Onun için şimdi mazinin hatalarım tashihe gidilirken yine eski hatalara düşmemek, particilik yapmamak ve bilhassa bilgiye büyük bir ehemmiyet vermek lâzım gelmektedir.
Bu ve buna benzer büyük işlerimizin yaprinıası için artık büyük bir hıı-zuı ve sükûna İhtiyacımız vardır. Ancak hu sayede hükümetin iş görmesi imkânı mevcut olabileceği gibi halkın da yapdacak İşler hakkında şaşırmı-yaıak daha salim fikirler elde etmesi kabil olabilecektir. Bizim arbk totaliter »istemlerle en ufak bir alâka ve nıüııasehetimlz kalmamıştır. Demokrasi hayatının biraz yaşlanmış devirleri içinde yaşayan milletlere de birdenbire benzememiz kabil değildir. Onun için ne her .şeyi yaratmak İddin-Bİyle demeç veren politikacılarımıza, ne de Amerikanın Ayan MecliMnde altı saatlik bir nutuk söyledikten sonra bayılan ( unıhurlyet(‘| Langer hatiplere ihtiyacımız yoktur. Şimdi bizim beklediğimiz şey müspet İş görmeyi temin edeıı esasların sükûn ve sükût içinde kurulmaya başlanması ve haJdkl milli bir sulh devrine lâyık bir huzurun teessüsüdür.
Habib Eılib - Türel)an
Türkiye, Amerika, buluşma teklifini
Fransa ve Holânda müsait karşıladı
alan met-
rine, komisyon yar.n sabah toplanmak üzere bugünkü oturumuna son vermiştir.
Lake Sııccess 20 A.A. (Reuter) — Birleşik Amerika Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun Siyasi Komisyonuna dünyanın karşılaştığı ehemmiyetli meselelerin relerde bulunmak devletlere “Kapının bugün bildirmiştir.
Bu demeç Irak ve Suriye tarafından ileri sürülen beş büyük devlete dünya sulhu için bir tehdit teşkil e-den meseleleri müzakere etmek için toplanmalarının tavsiye edilmesini teklif eden karar sureti hakkında konuşan John Foster Ddlles tarafından yapılmıştır
halli için istişa-Istiyecek büyük açık oldııgrıınıı"
Londra, 20 (YİRS) — İngiliz resmî çevreleri, dün Amerikada bir demeç vererek müttefiklerin Mısıra karşı takip ettikleri Riyaseti tcnkhl rtııılş olun Mısır Dışişleri Bakanının ithamlarına cevap vermişlerdir. Trııman Doktrinine göre parasız olarak Amerikan silâhı alan Türkiye, YıınaııİHtan ve traıı İle Mısır arasında bir tefrik yapılmasından dolayı batıklara kızan ve Mısıra da yardım yapılmasını talep eden Salâhaddln Bc.v’e bu çevreler, Türkiye, Yunanistan ve İranın Birleşmiş Milletleri müstevliyi cezalandırmak İşinde destekleyerek birlikte harekete geçtiklerini belirtmekte ve müttefiklerin bilhassa müstevliye karşı batıklarla birlikte hareket edecek devletlere yardım yapmak niyetinde olduklarını belirtmektedirler.
* t

a *

*




M



bahis mııvaf-şüphe
tara-
Lake Sııccess 20 A.A. (AFP) — Siyasi komisyon bugünkü toplantısında Irak ve Suriye tarafından sunulan teklifi tetkik etmiştir.
Bu iki devlet, tekliflerinde, büyük devletler arasındaki esaslı ayrılıkları halledebilmek için Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin gerek aralarında ve gerek ilgili devletler temsilcileriyle toplanmaları lüzumunu ileri sürmüşlerdir.
Birleşik Amerika adına söz John Foster Dulles, muaddel
nin esasım teşkil eden prensipleri destekledi#ini bildirmiştir.
Bu hususta demeçte bulunan Birleşik Amerika temsilcisi, barışı korumak mecburiyetinin ileri sürülmesinin kâfi olmadığım, bu barışın adalet esası Üzerine kurulması gerekti-#ini ileri sürmüş, Irak ve Suriye teklifinin Birleşik Amerika tarafından kabul edilmekle beraber mevzuu bıı gibi görüşmelerin fakı.vetie neticeleneceğinden etti#ini belirtmiştir.
Teklif Yugoslav temsilcisi
fmdan desteklenmekte beraber. Beb-ler bu görüşmelerde Çin Halk Cumhuriyetinin bulundurulması lüzumunu ileri sürmüştür.
Irak - Suriye teklifi Türkiye. Fransa. Holânda temsilcileri tarafından müsait surette karşılanmıştır.
Bundan sonra söz alan Suriye temsilcisi Faris El Huri, müstakar bir barışın ancak “adalet” prensiplerine dayandığı hulusunda Amerikan temsilcisiyle mutabık bulunduğunu, Çin Halk Cumhuriyeti temsilcisinin Birleşmiş Milletlere davet edilmesi hakkında Yugoslavya tarafından ileri sürülen teklifin —bu meselenin ilgili teşkilât tarafından hallolunmasına kador— olduğu gibi kalması gerektiğini bildirmiştir.
Söz alan İngiliz te nsilcisi bazı kayıtlar altında Irak - Suriye kararına taraftar okluğunu söylemiştir.
Türkiye tenısilcısuıln teklifi tize-
Batı Almanyanın Türkiye Konsolosu salıya geliyor
Bonn 20 (YİRS) — Batı Almanya-nın Türkiye umumî konsolosluğuna tayin edilmiş olan Dr. Von Kamphö-vener. sah günü saat! 14.00 te Ankara vnpuriylc Türk İyeye vâsıl olacaktır. Konsolosa Almanyanın eski Ankara Ticaret Ataşesi Herr Rensonet refakat etn.ektedir.
Washington Muhabirimiz G. H. Martin’den
Japon sulhundan sonra Mac Arthur çekilecek
L-
*




D.P. isti&aro Kongresinde bir delege konuşuyor.
D.P. İstişare Kongresi dün Ankarada toplandı
Söz alan delegelerden çoğu Hükümetin zecrî tedbirler almak hususunda daha enerjik hareket etmesi lüzumunu ısrarla belirttiler

İlerideki muvaffakiyet sırları, Kabinedeki değişiklikte aranıyor
ı*
r


9
Kongrede bulunanlardan bir grup.
Washingfon siyasî mahfilleri, bu andlaşmanın altı ay sonra imzaya hazır olabileceğini bildiriyorlar
ki bu tehlike bugün bertaraf edilmiştir. Bugün Mac Arthur Korede, parlak neticeler almakla taleplerinin haklı olduğunu İspat etmiştir. Fakat Koreye bir Rus müdahalesi tehlikesi artık mevcut olmadığına göre. Kore tümenlerinin bir kısmının anavatana İöntfiralTfe hfçbir rhânt kalmamıştır. Pctagon’un projelerine vakıf olan muhitlerde, Kereden geri alınan kuvvetlerin gerek siyasi, gerekse psikolojik sebeplerden dolayı derhal Avrıı-paya gönderilmlyeceklerl tasrih o-lunmaktadır. Zira Kore harbi bir sıcak harpti, Avrupada ise so#uk harp vardır. Ve Amerika bunun böyle kal-

masını arzu etmektedir. Bu sebeptendir ki, Kore tümenleri İstıraba te sev-kedilecek ve Avrupa için yeni tümenler meydana getirilecektir.
VVashlngton. 20 ı Hususi miz G. H.
muhabirl-
Martlnden) — Son zamanlarda General Mac Arthur, bazı muhitlerde iktidara susamış olmakla itham edildi. Belki bu sebeptendir kİ, Mac Arthur, Almanyadoki Amerikan kuvveti erinin arttırılması maksadiylc. Kore tümenlerinden bir kısmının gön alınmasına hiç itiraz etmemiş ve Tru-man ile Wake îsland mülûkatmda A-merikanın Avrupa ve Birleşmiş Milletler üzerine mihverlendirilmiş politikasını görüştükten sonra, buna kolayca razı olmuştur. Kore harbi patladığı zaman Uzakdoğu meselelerinin Amerikanın Avrupa siyasetine halel getirecek şekilde fazla ehemmiyet kazanması tehlikesi vardı. Halbu-
Profesör Köprülü, Ticaret Bn-ZÜhtü Vrlib^şv, Maliya Rakam Ayan, Tanm Bakanı Nihat Eg-ve İşletmeler Bakanı Muhlis E-
Peyk devletler dışbakanları Prag’da toplantı yaptılar
Molotofun da iştirak ettiği toplantıda Batı fllmanyanın silâhlanması meselesi görüşüldü
Prag, 20 (YİRS) — Eski Rus dişileri bakanı Molotof bugün uçakla buraya gelmiş ve kominform toplan-
Yeni İsrail
Kabinesi
Yeni hükümeti kurmaya Terakki Partisi Başkanı I)r. Pinhas Kösen memıır edileli
Tel-Aviv, 20 (YİRS) — Pazar günü istifa etmiş olan İsrail Kabinesini kurmak vazifesi bugün Terakki Partisi Başkanı Dr. Pinhas Rosen'e verilmiştir. Dn Rosen, diğer parti şefleriyle istişarelerde bulunarak bir koalisyon kabinesi kurmak istemektedir. Yeni kabinede Ben Gurion'un da vazife alaca#! tahmin edilmekledir.
tılarına İştirak etmiştir. Kominfor-mun bu seferki toplantısında batılı-ların Almanyayı tek:ar silâhlandırmaları meselesi görüşülecektir. Toplantı, Ruslar tarafından tertip edilmiş olup, Arnavutluk, Çekoslovakya. Polonya, Macaristan ve Do#u lerl bakanları iştirak
Bulgaristan, Rumanyıı, Almanya döşetmektedirler.
bir
Rusya hat ıhlara yeni nota verdi
Londra, 20 (AP) — Moskova Radyosu, bu sabah, batıkların, Doğu Al-manyadakl polis kuvvetini bir ordu şeklinde göstererek, Batı Almanyayı silâhlandırmaya teşebbüs ettiklerini iddia etmiştir.
Rusya, bu hususta Birleşik Amerika, İngiltere ve Fransnya müşabih notalar tevdi etmiştir.
Bu notalara verilmiş olan cevapta “İddianın yersiz olduğu,, belirtilmiş-
Resmî tebliğlere rağmen. Trııman • Mac Arthur konuşmaları üzerinde tahminler devam etmektedir. Trıı-man’ın Wake - lsland'a seyahatinin, şimdiye kadar müşahitlerin gözünden kaçan bir İnsanî cephesi olduğu da bugün anlaşılmaktadır. Bilindi#! veçhile Amerikan hâriciyesinin diplomatik liderleri bir müddetten beri Japonya ile barış andlaşnıasma çalışmaktadırlar. Anlaşmanın 6 ay sonra imzaya hazır olacağı da beklenmektedir. Mac Arthur de prensip itibariyle bu yolda müzakerelere girişmek hususunda mutabakatını bildirmişti. Fakat Washington’dn sulh akdinin Mac Arthur’üıı Japonyadan çekilmesi ve tekaüde sevkcdileceği mânasına geldigi.nl generalin anlayıp anlamadı#! meçhuldü. Mac Arthur gibi otoriter bir askerin kolay kolay çekilmeye razı olmıyacagı da malûmdu. Wa*hlngton\la bu noktayı generale kimin tasrih edeceği münukaşa edildi. Bu münakaşa kedinin boynuna çığrağı kimin takacağı meselesi üzerinde fareler arasında çıkan kavgaya benziyordu. Nihayet yalnız Truman’ın bu İşe salâhlyctli olduğu kanaatine varıldı. Bu vazife ifa edildikten sonra, Japonya daha çabuk
Ankara 20 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — D.P. lotîeare Kongresi bugün saat 14 tc Gar Gazinosunda toplanmıştır. Kongreyi, D.P Başkanı ve Başbakan Adnan Mı nderes iki giin-denberl rahatsız olduğu için. Devlet Bakanı Feyzi Lûtfi K.’iraosmnnoğlu açmıştır. Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan, Başbakan Yardımcısı Snmcd Ağaoğlu, Dışişleri Bakanı kanı Halü riboz
te de KongTede hor.ır bulunmuşlardır.
Saat 20 ye kadar devam eden Kongre, Genel Kurul adına Devlet Bakanı Feyzi Lûtfi KaraoHmanoğlunun kısa bir konuşmaslyle açılmıştır. Feyzi Lûtfi Karaosmanoftlu, Teşkilâttan gelen sese Genel Kurulun hassas olduğunu, 7 ocak kongresi nasıl seçimlerden evvel D.P. nin faaliyetine kanat takmışsa bu kongrenin İktidar olarak D.P. ye ışık tutacağını belirtmiştir’
Müteakiben delegeler tarafından konuşmaların zaman itibariyle tahdidini isteyen takrirler reye konarak reddedilmiştir. Fakat her vilâyet adına bir kişinin konuşmasını talep eden takrir kabul olunmuştur. Bu takrir üzerine Ağrı Vilâyeti adına söz alan delegelerden İtibaren Canakkaloye kadar vilâyet delegeleri umumiyetle Hükümet icraatı hakkında tenkidkâr hitabelerde bulunmuşlar ve bühasaa İçişleri Bakanlığına taallûk eden mevzular üzerinde durarak alınan karnr-ların kifayetsizliğinden şikâyet etmişlerdir. Bunlara göre Bakanlıkta yapılan tayinler teşkilâta yeni bir ruh verecek kabiliyette değildir. O İtibarla daha zecrî tedbirler alınarak hâlâ tok parti zihniyeti güden memurların tas-

İle sulh müzakerelerinin İlerlemesi beklenebilir.

Japon sulhu işini
fiyesi veya nakil cihetine gidilmek lâzımdır. Bu cümleden olarak üzerinde bilhassa durulan noktalardan biri de Ziraat Bankasınca yapılan yardımların bugün dahi eski iktidarın sempatilerine müteveccih bir hal ar-zetmekte devam etmiş olmasıdır. Bazı delegeler de bundan ayrı olarak Tekel Bakanlığınca yapılan lcrantın da bu İstikamette geîişmesinden şikayet etmişlerdir.
D.P. nin yeni bir nizamla ortaya çıkmasını temenni eden bu takrir Hükümetle partinin müşterek çalışmalarının bütün memlekete şâmil bir iş plânı şeklinde tecelli etmesini zarurî görmekte idi.
Yine bu takrire göre 5 aylık İktidar devresi mühim İşler başarmağa kâfi
Hindicimde son Fransız karakolu baskı altında
NAMCHAN’A İNDİRİLEN FRANSIZ PARAŞÜTÇÜLERİ İMHA EDİLDİ
değildir. Fakat ilerdeki muvaffakiyetlerin sırrı kabinede bazı değişiklikler yapmaktadır. Kongrenin Hükümet icraatına taallûk eden bu görüşmelerinden sonra parti meseleleri ü-zorindc durulmuş ve partinin inkişafı için propaganda inevzuuna ehemmiyet verilmek gerektiği noktasında ısrar edilerek parti propagandasının Hükümet icraatına muallâk bırakılmamasını!) zaruri olduğuna Içaret o-dllmlştlr.
Bu maksatla milletvekillerinin aldıkları ödeneklerin parti emrine bırakılması talep olunmuştur. Bıhâha-re bir çok delegeler mahallî meseleler üzerinde durmuşlar, umumiyetle memlekette huzursuzluk yaratan A-millerln giderilmesini ve asayişin temini İçin kesin kararlar alınmasını dilemişlerdir. Bu vadide temenniler izhar edilirken söz alan Çorum delegesi Hükümeti tenkid edenlerin iktidar nazarında fena not alacakları şeklinde dedikodular dolaştığını ifade etmiş ve bu iddiaların ne dereceye kadar doğru olduğunu toplantıyı İdare edenlerden sormuştur.
Neticede mevzuları bir mecraya sokmak mnksadlylo Hükümet işleri, parti işleri ve mal! işler adlariyle üç komisyon teşkil edhmlştir. Umumiyetle bugünkü görüşmeler sakin bir hava içerisinde cereyan etmiştir.
top-sulh alâ-etti-
Rusya, görüşmeyi kabul etti
LnkO Succrss 20 (YİRS» — Birleşmiş Milletlerdeki Amerikan delegesi Foster Dul I vs bugün bir basın lan t ısı yaparak Ruşyanın Japon muahedesini Amerika ve diğer kııh 11 devletle görüşmeyi kabul
Kini açıklamıştır. Dullvs, Rusların gayrı resmi bir şeklîde böyle bir söz verdiklerini ve Amerikalılar tarafından teklif edilen ve yedi esasa dayanan sulh munhodesl tasarısını incollye-ccklerlnln Malik taralından kendinin? bildirildiğini söylemiştir. Diğer alâkalı devletler de hükümetlerine durumu bildirmiş ve tııllnm: b« kh-mrkırdlr-1er. Görüşmelerin gelecek butta içinde başlanıt-Hi mümkündür.
Hong-Kong 20 (YİRS) — Hudut bölgesindeki son Fransız müstahkem mevkii Langson'a karşı, komünistler bııgün hücuma geçmişlerdir. Burası bir müddet evvel sivillerden tahliye edilerek Fransız askeri birliklerinin emrine verilmişti. Bugün Vletminli kuvvetler do#u ve kuzeybatıdan karakolu çevirme teşebbüsünde bulun-muşlardır. Komünist radyosunun verdiği bir habere göre, Dongdnng, Langson ve Locblnde çarpışmalar devam etmektedir. Namchan’a indirilen Fransız paraşütçü kıtaları da imha edilnıLştir.
Koredeki son durum
Tüccar Demeti aylık toplantılarına yeril hlr programla haşlamış lıuhınımık-tndır. Dünkü toplantıya alt olan haberlerimi* Ekonomi şayianıızdııdır. Yukarıdaki renim bu toplantıyı göstermektedir.
Mıin 353 e Hindi-heyan
Fransız Kabinesi itimat kazandı
Paris, 20 (AP) — Fransız Meclisi dün akşam geç vakit, karşı 15 rey ile, Hükümete, çini siyaseti dolnyısıvle itimat etmiştir.
Birisi, Hükümetin gevşek hareketini tenkld eden, difier ikisi de Ho Şi Minh Hükümeti ile derhal sulh müzakerelerine girişilmesini talep e-den iki önerge, Meclisin büyük bir ekseriyeti ile reddedilmiştir.
Tokyo, 20 (YİRS) — Üç koldan Pvongyang’a girmiş olan müttefikler şehri İşgal etmişlerdir. Şehir pek az tahrip edilmiş bir şekilde ele geçirilmiştir. Kızılların şehrin kuzeyine çekilerek iyice tahkim ettikleri müdafaa mevkilerinde dayanacakları tahinin edilmekteyken. Mac Arthıırlln 4000 kişilik paraşütçü kıtaları Pyong-yang’ın 30 mil kuzeyine bir indirme yaparak kızılların ricat hatlarını kesmiştir. Sukchon yakınlarında dtlz bir araziye yapılan indirme, kararlaştırılan vakitten 12 saat geç yapılmıştır, buna hava şartlarının fena oluşu sebep olmuştur. Harekâtı Mac Ar-tlıur uçaktan idare etmiştin
YAĞMURLAR BAŞLAYINCA
— Evelullah Istanbuiun su dâvasını hallettik!

Sayfa 2
YENÎ Î8TANBÜL
„ Ekim 1950
askerlik bahisleri
Düşmana ve hâdiselere takaddüm
meselesi

şehir haberler




Sanat âleminde
Şehir köşesi
Yu-uy-Or-za-
Yazan : M. Şevki Yazman
halinde harbin zuhur etmemesine bir sebep olarak görünebilir.
Şuralı var kİ, garp demokrasileri çok kuvvetli bir hacılıkla Busyaya kendi hudutlarının İçerisine çekilmesini teklif eyledikleri ve aksi takdirde dünyadaki huzursuzluğu kaldırmak üzere 1>m İşi fiilen yaptırmaya teşebbüs eyleyeceklerini bildirdikleri takdirde Berlin ablukasında veya Koro savaşımla gördüğümüz gibi bu yüzsüz ve sırnaşık müstevlinin pekâlâ bir anlaşmaya yanaşmanı ve arkasını dönerek kendi kabuğuna çekilmesi de beklenebilir. Bolşeviklikte insan tıay-slyeli gibi devletin haysiyetine de kimsrnin büyük ehemmiyet verdiği görülmüyor. Elverir İd kuvvet ve kudret hakklyle teşekkül ederek Bolş©-vUdcrln karşısına çıkarıhnış bulunsun.
Bn İtibarla garp demokrasilerine düşen en büyük vazife Amerlknnın teklifine uyarak l'zakşarkta olduğu gibi Avrupada da daha şimdiden bir ‘'Birleşmiş Milletler Ordusu” vücuda getirmek ve samimiyetle bu İdeale bağlanarak bu orduyu teçhiz eylemektir. Ruriardan daha kuvvetli bir ordu Trlycste - Hamburg hattına yerleştiği vakit Rus emperyalizminden osct kalmaz. Ondan evvel yapılacak hiçbir hareketin, söylenecek hiçbir sözün İse kıyın *tl yoktur.
Ankara - İstanbul telefon hattına 12 kanal ilâve edileli
bir Atkı kenelerini devlet*
Ankara . İstanbul telefon konuşmalarının gündengüne artması karşısında P. T. T. İdaresi bu hatta mevcut bulunan 20 kanala ilâveten 12 kanal daha ilâve etmiştir
Bundan sonra 32 kanal üzerinden muhavereler yapılabileceğinden konuşacaklar fâzla beklemlyeceklerdir. Bu hususta gerekli tertibat Ankara ve İstanbul santralında ikmal mlştir.
Asansör
Resmi dairelerde, bilhassa yeni yapılanlarında, ekseriyetle asansör mevcuttur. Bizde, gündelik ihtiyaç vasıtalarının çoğu henüz lüks telâkki edildiğinden olsa gerek, asansörlere 9lEshabımesalihM bindirilmiyor, müdürlere, yüksek memurlara tahsis ediliyor.
Hoş, hâdise, hususi eşhasa ait binalarda, apartmanlarda da böyledir. Bay veya bayan asansörü kuşanabilir de, hizmetçi kullanamaz.
Zihniyet gariptir. Bir binaya asansör yapılması, oraya insanların yorulmadan çıkmalarını temin içindir. Kimin binebileceğini, kimin binemiyeceflini ayırdvtmck için değil.
Geçenlerde, bizzat böyle bir vaka ile karşılaştım. İşimin düştüğü asansörlü bir binada, son kata çıkacaktım. Hademe bırakmadı. Çaresiz, merdivenleri tırmandık. İşimi gördüm. İndim. Çıkarken, kapıcıya asansörün işleyip işlemediğini sordum. ,fişler!" dedi. Memurlardan başkası çıkamaz m\f„ dedim. Neden sordun T„ diye şöyle bir düzeldi, beni müfettiş veya bir hatırlı zat zannetmişti, hemen ilâve etti açıkar be-yim,^
Amma ben iıp^iştiyn, kapıdan çıktım. Klmhilir, belki de kabahat asansöre binmeme mâni olan hademenindi.
BÎR İSTANBULLU
Surların eteğindeki gecekondular Feriköy civarına nakledilecek
Dünkü toplantıda Şehir Meclisi, bu mevzu etrafında geniş ölçüde müzakereler yaptı. Vali izahat verdi
Şehir Meclisi dün de saat İÜ ten t-tlbarcn toplanarak müzakerelerine devam etmiştir. Dünkü toplantı gündeminde bulunan ve muhtelif komisyonlarla makamı alâkadar eden teklifler alt oldukları mercilere havale edildikten sonra, bilhassa. Şişli -Kurtuluş İmar plânına giren. Feriköy-Bulgar Mezarlığı yanındaki sahanın 5218 sayılı kanunun (kİ gecekonduları alâkadar eden kanundur) şümulüne dalıli olan evlere tahsisi hakkında İmar karma komisyonu tutanağı, geniş ölçüde müzakere ve münakaşalara yol açmıştır.
Müzakere mevzuu, çehre Trakya cihetinden girerken göze çarpan ve İstanbul nurlarının gilzeiİlgini ve tarihî değerini bozan gecekonduların nakli meselesiydi. Söz alan hatipler geniş ölçüde gecekondu dâvasına te-
Şehir Tiyatrosunda garip bir hâdise
İbrahim Delideniz, henüz kendisine bir karar tebliğ edilmediğini bildiriyor
edil-
KİORE hâdisesi kendiliğinden Uzakdoğu da bir "Birleşmiş Milletler Ordusu” kurulması no sebep oklu. Birleşmiş Milletlere dnhü memleketlerin bugünkü jardımLn rİ3 le dnhl Vznk-doğudoki bu ordunun mevcuda 100.000 insan dan olmayacaktır.
Denizde ve havada mutlak hâkimiyet, kanı ordusunda azamî rnilıanlkl-yet vo motörleştfrmc. bit luıdarlık kara ordııslyle bir sürü Kore me*e-Icslnl lınlir veya daha çıknuıcLın Önlemeğe yetecektir.
Fakat dâvaların can alacak merkezi olan gnrpta, yun i Avrupada, Ak-denizdo Birleşmiş Milletler ordusunun kurulması için mutlaka burada da bir Kore mc«>elr«lnln mey d una çık-mssını mı brklij'eceğl»? Stratejinin bir “düşmana takaddüm" bahsi vardır vo muvaffakiyette en büyük lininlerden do birisidir. Hâdiseler gelip bizim kapımızı çalmadan, bizim onlara karşı tedbir atmış bulunmaklığımız İcap eder.
Bu Itibnria Birleşmiş Milletler A-BHinhlesinde Amerika tarafından Heri sürülen, demokrasiler ve hattâ gosbıvyn tarafından dahi tenkili Kun görülen “Birleşmiş Milletler duşu” üzerinde ısrarla durmanın manı gelmiştir.
Avrupada hiçbir mcrnlekot Rusya ve peyklerinin mütemadi sinir harbi tâclzlerlno ve ne vakit zuhur edeceği belli olmayan saldı rinalarına karşı kendi haşıııa kâfi teubir ııhunaz. Ancak bütün Avrupa milletleri aralarında samimi olaruk anlaşmış, bu taciz ve Baldırımla ra karşı huzırlnıunış ve hattâ bu müşterek ordıı İçlıı ayırdıkları birlikleri müşterek bir plân ve programla silâhlandvarak tek bir kumanda altında topladıktan sonradır kİ kendilerini Rus şerrinden emin ve mâsun addederek sulh çalışmalarına başlayabilirler. Bu yapılmadan huzur ve sükûn teessüs edemez.
Kanaatimizce bu müşterek ♦'Birleşmiş Milletler Ordusu" nun teşelikülû do artık güç olamaz. Ortada lan tik Paktı Devletleri vardır di aralarında hazırlanmış ve plim) aştırmış lor d ir. Bu pakt
lerlnin sahalarını yine böyle bölge anlaşmalarını cenuba ve cenubuşarklye doğru uzatarak diğer devletleri ve ûp d ularını içerisine almak meseleyi esasından halleder.
Hele Yugoslavyanın böyle bir orduya katılmaya hazır olması büyük bir menfaattir. Vakna bu devlet bugün için de komünistliğinden birşey feda etmemekle beraber Rusya ve peyklerine karşı müdafaadaki işbirliğinde aaınlmî olabilir. Zlrn bizzat kendi mevcudiyeti dnhl bu^ün tehlikede bulunmaktadır. Bela Alm an yanın sl-lâhlandırılmıvii bah(:»ndo müttefikleri arasında samimi bJr anlaşma, garptaki Birleşmiş MllUtler Ordusunu çok kuvvetlendirir.
Atlantik Paktına dahi! on iki devletle buna Av rııpauuı cenup doğusunda katılacak Yugoslavya. Yunanistan. Türkiye ve hattâ dalın şarka gidilerek İran, ve İrak hükümetleri Kus-yanın garba doğru tevkedeceğl 80 tümenden daha fazla kuvveti Birleşmiş Milletler emrine kolaylıkla tahsis edebilirler. Kaldı kİ bu kuvvetler silâh ve teçhizat ve bilhoMsa hava kuvvetleri halamından Rusyadun çok üstün olabileceği gibi denizlere hâkimiyeti yüzünden ikmal işleri de çok daim müsait ve üstiın olacaktır.
Biz dııha Garbi Avrupa hazırlanmadan demokrasiler tarafın d aıı ‘'önleyici bir harb"e gidilmesine taraftar o-lamayız. Böyle bir iıarp Amerika bakımından faydalı görülse bLlc, ilk a-tozn bombalan daj besinden sonra garba doğru taarruza geçecek Sovyet orduları bütün Avrupayı İstilâ e-derek taş taş üstünde bırakmayabilir. Amerikalılar İçin “önleyici bir harp” Avrupa İçin felâketli neticeler doğurabilir Hattâ fikrim İzce hazırlıklara takaddüm böyle önleyici bir harbe hacet bırakmadan dünyayı felâketlerden ve üçüncü bavaştan dahi kurtarabilir.
O halde Imrpte takaddüm değil ve fakat iıazı rlafunuktu ve hâdiseleri önlemekte düşnuımn şek ve şüpheye düşmesine mahal bırakmayacak tarzda bir takaddüm hazmın bütün ü-mltlcrinl kırabilir. Amerika ve taraftarlarının sınaî ve iktisadi kavnalda-n. harp potansiyelleri buna müsait olduğu gibi Hülyanın dalma pasif hareket ederek flüt bu harekete girişmemesi ve dalma pevklerlni öne sürmesi ciddi bîr hazırlık ve takaddüm

Amiral Ginder Gölcüğe gidiyor
TUrklyedekl Amerikan Yardım Heyeti Deniz Kısmı Başkanı Amiral Ginder dün ve Amerikan Büyükelçisi Wadsworth evvelki gün uçakla Ankliradan şehrimize gelmişlerdir. Kendisiyle görüştüğümüz Amiral, bugün Gölcüğe hareket edeceğini, hafta sonunu arkadaşlariyle geçireceğini ve pazartesi günü tekrar Aakaraya döneceğini söylemiştir.
KISA HABERLER
★ Devlet Denizyolları Umum Müdür Muavini Behçet Osmanağaoğlu Marshall Yardım Plânından ayrılan tahsisatla yapılacak olan malzeme mubayaası hakkında ilgili bakanlıklarla temas etmek üzere dün akşam Ankara ya hareket etmiştir.
★ İzmlrde dümeni kırılan Ege vapuru tamir edilmek üzere dün havuza alınmıştır.
★ İskenderun vapuru bugün saat 11 de İzmir sürat postasına hareket edecektir.
Televizyonun bugünkü vaziyeti hakkında dün verilen konferans
Parla Üniversitesi Fen Fakültesi "Atmosfer Fiziği,, Kürsüsü profesörü bulunan Prof. Vassy, "Televizyonun bugünkü vaziyeti., mevzulu, dün enteresan bir konferans vermiştir.
Atmosfer fiziği ve diğer konularda çok önemli işler başarmış olan profesör Vassy. elektronik televizyonunun prensiplerini anlatarak. 1925 te Zvoryklu’nun lkonoskopunun prensl-plnl gözden geçirdikten sonra kin es-kop ve diğer ilerlemelerden bahsetmiş ve 1928 de 30 satırlık tarama ile başlayan televizyonun terakkisi üzerinde fazlaca durmuştur. Profesörün İzahatına göre, bugün Fransada 450 satırlık sistem kabul edilmiştir. 1000 satırlık tarama bir fotoğrafla aynı neticeleri vermektedir. Fransız ve A-merik^n sistemleriyle gayet düşük aydınlık seviyelerinde ve portajh televizyon yapmak mümkündür. Bugün büyük ekranlarda, sinemalarda televizyon gösterileri Londra ve Parlste yapılmaktadır. Amerikada 14 tayya-rellk bîr röle sistemiyle televizyon programlarını halkın yüzde 78 ine göstermenin mümkün olduğu hesap edilmiştir.
Televizyon aynı zamanda tedrisat ve cerrahi operasyonlarda, ayrıca fab. rlkalann çalışma sistemlerini göstermek İçin de kullanılmaktadır.
Evvelki püııkO sayımızda, Şehir Tiyatro aktörlerinden İbrahim De-lidenizln Don Juan piyesindeki rolünü yapmak üzere Tiyatroya yelince içeri alınmadığını, bunun Kurul tarafından adınmış bu karar neticesi olduğunu yazmıştık Alâkadarlar bu kararın, aktörün muatelif gazetelerde Tiyatro aleyhinde makaleler neşretmesi üzerine alındığım, kendisinin bir haftadır Tiyatroya gelmediği ve arandığı halde bulunamadığı için bu şckUda tebliğ edildiğini bildirmişlerdi. Dün, İbrahim DeDUdenizden bir mektup aldık. Bu noktalan aydınlatması bamımdan ve tarafsızlığımıza binaen neşrediyoruz:
Yeni İstanbul gazetesi Yazdşlerl Müdürlüğün®
Savın gazetenizin 19 ekim nüshasında Tiyatrodan çıkarılmam hâdisesi ile alâkalı bir yazı okudum. Basında Kurul aleyhine yaptığım neşriyattan dolayı hakkımda, verilen kararın —bir hafta Tiyatroya uğramadığım İçin adresimin bilinmediğinden, arandığım halde bulunamayıp— buna tebliğ oluna-madığı Intendanhğın beyanına atfen İntişar etmiş bulunuvor. Bu hususta sayın gazetenizi aydınlatmama müsaadenizi rica ederim.
Nüfus sayımı
Son yazım 13 ekim cuma günü çıkmıştı. Kurulun o gün toplandığı bence mevouktur. Hakkımda o gün bir karar verildiğini kabul etsek: Bu kararın Belediyeye gönderilip —normal müddet zarfında— riyasetin tasdllcın-dan geçirilmesi cumartesiye de aığmaz. Bu. olsa olsa ve zor zoruna pazartesiye yetişebilir. Erteal akşam (salı gecesi) roitııntl oynamak üzcıo Tiyatroya geldiğime göre, beni ancak İki üç gün aramış olmaları İktiza eder. O hafta zarfında Don Juan piyesini temsil e-den ekipte vazifem yoktu, provaya konmuş olan yeni piyeste de rolüm bulunmadığı İçin tabfatlyle Tiyatroya uğramamıştım. Yazılı bir karan vermek üzere beni bir haftadır arayanların kapıdan çevrildiğim akşam böyle bir mazrufu bana teslim etmemeleri gariptir. Hain de kendi talep ve ısrarıma rağmen. Neteklm ertesi akşam yine temsilden bir aoat önce vâki böyle bir müracaat ve talebim de gerek kapıcı gerek sahne âmirHğl tarafından "lntendant emri böyledlr" dlyo şifahen baştan sa-vulmuşumdur.
Şehrimizde nlifas »ayımın* yarın sabah «nat 6.30 da baş lana çaldır. Sayım d ol ay isiyle tılçblr tarafa vasıta Işlemlyecejri gibi fırınlar ve bllA* İstisna bütün dükkânlar kapalı kalacağından şehirlilerin yarınki ihtiyaçlarını bugünden temin etmeyi unutmamaları lâzımdır. Hastalık, doğum gibi ânî bir İhtiyaç karşısında vatandaşlar dilediklerini İlk İnzibat memuruna bildireceklerdir.
Pazar günü seyir halinde bulunan tren ve vapurların Mayından yolda yapılacaktır.
Yann sokağa çıkabilecek vazlfedarlara rozet ve vesikaları dağıtılmaktadır. Bunlar haricinde nokaft& çıkanlardan para cezası alınacaktır.
Sayımın sonu toplarla llâıı edilecek ve vesait derhal İşlemeye başlayacaktır.
Sayımın bir an evvel bitirilmesi için herkesin sayım memurlarının sunilerine süratle cevap vermeğe gayret etmeleri lâzımdır.
Adreslerimiz bu İşlerle bilhassa meşgul sahne âmirinin resmi defterinde mazbuttur. Benim adresimi tesbit etmemişlerse bu idari hatadır, şüphesiz bana alt değildir. Kalcı kİ sahne Amirliği vazifesini yapan meslekdaş. ®ık sık ziyaretime gelen bir aile dostumdur.
Bütün bu konu etrafında basında çıkan şayialarla ortalıkta devreden dedikoduya rağmen bu muhayyel karar hAlâ bana tebliğ edilmiş değildir. Muhayyel diyorum, çünkü Belediye Başkanı gazetelere verdiği reeml beyanatta böyle bir şeyden malûmatı olmadığını. hâdiseyi gazetelerde yeni okuduğunu söylemiştir.
İşte şahmıma yapılan kanunsuz muamelenin mesuliyetinden korunmak için başvurulan bu tedbirleri, umumi efkâra arzedlyorum. saygılarımla.
İbrahim Delideniz
bnas etmişler ve bu dâvayı etraflı surette şerhederek, surların civarındaki kulübelerin gerçekten perişan bir manzara arzettlklerlnl kabulde İttifak halinde olduklarını tebarüz ettirmişlerdir.
Bu sırada söz İsteyen Vali ve Belediye Başkanı F.K. Gökay, şunları söylemiştir:
"Şehrin manzarasını bozan gecekondular başlıca üç noktada toplanmaktadır. Bunlar da 1 — Surların civarındaki gecekondular, 2 — Üniversite arkasında eski saraylar yerindeki gecekondular ki. Sağlık Müdürlüğü burası hakkında bir rapor vermiş ve mezkûr yerin bir hastalık yuvam halinde olduğunu açıklamıştır. 3 — Mecldlyeköyündekl gecekondular.
Bence bunların şehrin güzelliği bakımından derhal kaldırılmam lâzımdır. Buralarda oturan vatandaşlarımıza yer ve ev tipi göstererek bu İş bir neticeye bağlanmalıdır. Ben bunla, n kaldırmak kararındayım. Fakat bu variyette kıyametler kopacak ve bütün hücumlar (kendini göstererek) bu sineye gelecektir. Onun İçin kararınızı veriniz. İşimizi geciktirmeyiniz..»
Bu izahat üzerine konuşan bir üye de, validen, gecekondu yapanların ts-tanbul sekenesi ml, yoksa dışardan gelenler mi olduğunu ve gecekonduların tahdit edilip edilmlyecegini sormuştur. Buna da cevap veren Vali ezcümle şunlan söylemiştin
"Gecekonduları yapanlar ekseriyetle İstanbullulardır. Dışarıdan gelenlerin sayısı çok azdır. Gecekondular 3 tip vatandaş tarafından yapılmaktadır; 1) Civar fabrikalarda çalışan işçiler tarafından, 2) Evsiz kalmış kimseler tarafından, 3) Bu mevzuu istismar edenler tarafından.
Size şunu beyan edeyim ki, ben vazifeye başladığımdan beri gecekondu yaptırmadım. Eğer gözden kaçıyorsa bize haber vermek her vatandaşın vazifesidir^, L İJ
Bilâhare, surların civarındaki gecekonduların kaldırılarak Ferlköyle -Bulgar Mezarlığı yanındaki araziye nakil hususu kabul edilmiştir.
Atinada Sanat Dostları Cemiyeti Resim Sergisi açıldı
Yakında Istanlnılda Ellen sanatkârlar] da bir sergi açacaklar
Bu gece boka maçlarında hakem duracak olan eski dünya şampiyonu Grorgea Carpeatier
Profesyonel boksörlerle bu geceki maçlar
ü-
İsrail Ticaret Ataşesinin beyanatı
iyoruz
&e-
tsraile ihracatımrz 2 ay İçinde bir milyon doları buldu. Otomobil, Frigidaire, radyo, penniciline ithal ed
Bir müddetten beri memleketimizde bulunan İsrail ticaret ve sanayi heyeti şerefine İsrail Basın ve Ticaret Ataşesi Tuwlo Arazi tarafından dün bir kokteyl verilmiştir.
Şehrimizin tanınmış İş adamlarının hazır bulunduğu bu toplantı İsrail heyeti ile tacirlerimiz arasında samimi hasbıhallerle geçmiştir.
öğrendiğimize göre ticaret anlaşmasının imzasından sonra yani »on İki ay içinde İsrail tacirleri memleketimizden 2 milyona yakın mu-bayaatta bulunmuşlardır.
Hâlen Umanımızda bulunan 2 ml bu mallan yüklemektedir.
Kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza İsrail Ticaret Ataşesi şunları söylemiştir.
M—Yeni ticaret rejimi başladıktan sonra IsralUn Türldveden yaptığı mubayaat 1 milyon dolan bulmuştur. Satın aldığımız maddeler arasında, mühim miktarda ayçiçeği ve tohumu, kepek, ayrıca yağlı tohumlar, bakliyat ve kemik bulunmaktadır.
Türkiyeye yaptığımız ihracata gelince 30.000 dolan bulan sevkıyatımız meyanında radyo, frijider, penniciline ve boya gibi maddeler bulunmaktadır.
Yalanda Türk tacirleri îsraile hareket ederek geniş mikyasta mu-ba vaat ta bulunmak üzere piyasamızda tetkikler yapacaklardır. İhracatımız arttığı takdirde tabii memleketinizden daha fazla mubayaatta buiun-mıza İmkân hâsıl olacaktır.
I
Fernandez, Adnanla dövüşecek
Profesyonel boksörler; bu gece
çüncü ve son karşılaşmalarını Spor ve Sergi Sarayında saat 21 de amatör boksörlerimize karşı yapacaktır.
İlk maçta Hallt Ergönüle sayı hesabiyle mağlûp olan Fransa şampiyonu Lemenuier. bu gece Hallt ile re-vanş maçını yapacaktır. Lemenuier’ln hakiki değerini çarşamba gecesi nakavt kıralı Fernandez ile yaptığı maçta görmüş olduk.
Avrupada en kuvvetli yumruğa sahip bulunan Fernandezin balyoz gibi inen sağ ve sol yumruklarına Lemenuier sekiz ravnd dayanmasını bildi. Bu bakımdan bu geceki Hallt ile Lemenuier karşılaşması gecenin en mühim maçını teşkil edecektir. Bu maçtan sonra Ruhi - Guilbert; Ali Am-ran - Toupö; Perrot - Alp ve en son olarak da Adnan İnanla Avrupa nakavt kıralı Fernandez dövüşecektir.
Fernandez bugüne kadar yaptığı 652 maçın 586 sini nakavtla kazanmıştır. Kendisiyle konuştuğumuz Fernandez Türklyede üç tane daha nakavtla galibiyet kazanacağını söylemiştir.
Gecenin en mühim karşılaşmaları Halide Lemenuier; Ali Anıranla Tou-pö ve Adnan İnanla Fernandez arasında olacaktır. Bu gece yapılacak maçları radyo yayınlamıyacaktır.
V. ETENSEL
Sanat Dostları Cemiyeti âzalarındaa ve davetlilerinden yirmi dört rcasar nıın enerlerinden mürekkep bir resim sergisi evvelki gün Atinada Parnaso® resim galerisinde büyük bir merasimle açunuştır. Türk ve Ellen Marşları ile başlayan merasimde, Türkiy®-nin Atina Büyükelçisi, tanınmış ediplerden Ruşen Eşref Onaydın bir nutuk söylemiş, buna, serginin tertibine delâlet eden Atmada "Statmi», Cemiyetinin başkanı cevap vermiştir. Her iki hatip güzel sanalların milletlcr-arasında kuvvetli ve samimi kültür bağları tesis ettiği nokıasını belirtmişler, bunun Türk - Ellen dostluk münasebetleri Üzerinde müessir olacağını kaydetmişlerdir.
Açılış merasiminde. Atlnamn güzel sanatlar mahfillerine mensup bütün şahsiyetler. Türk - Yunan Birliği Başkanı. hükümet erkânı hazır bulunmuşlardır.
dergi, heyeti umumlyestyle ziyaretçiler üzerinde müspet bir tesir yapmış ve takdir edilmiştir.
Elli tablonun teşhir edildiği bn sergiye iştirak eden sanatkârlarımız, soy adı sırasiyle şunlardır: Şeref Ak dik, Hakkı Anlı, Nurullah Berk. Sabri Berkel, Şefik BursalI, ilham! Demirci, Halil Dikmen, Feyhaınan Duran. Nar el Elif. Fikret Elpe, Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Eren Eyupoğlu, Hâmid Görele, Azra tnal. Zı&i Faik îz*r, Ercüment Kalmık, Fethi Kar ak aş. Ziya Keser oğlu. Hikmet Onat, Zahldo Özer. Cemal TaJlu. Eşref Üren. Turgut Zalm, Kemal Zer en.
Pek yakında, Istanbulda, Atlnamn "Statmi,, Cemiyeti âzası ile davetlilerinin eserlerinden mürekkep Ellen ressamlarının bir senrlsl açılacaktır.
Bu suretle, mahdut da olsa, Ik1 memleket sanatkârları arasında bir sanat teması tesis edilmiş bulunacaktır.
Saat 6 Tiyatrosu kuruluyor
Pek yakında 'Yeni Ses», Tiyatrosunda “Saat 6 Tiyatrosu,, İsmi İle tenv-sHler verecek, yeni bir trup teşekkül edecektir.
Bu tiyatro, her gün saat ö da. telif, tercüme veya adapte tanınmış müel-11 flerln eserlerini oynayacak, münevver sınıfa hitap ederek bir boşluğu doldurmaya çalışacaktır.
Milletlerarası Sivil Havacılık Kongresinde
Bugünkü maç
Fenerbahçe Beşiktaşla kupa için karşılaşıyor
Gazeteciler Cemiyeti tarafından tertip edilen, Fenerbahçe ile Beşiktaş arasındaki maç bugün İnönü Stadyo-munda yapılacaktır.
Bu maç aynı zamanda 1948 senesinde yanda kalmış olan ve tamam-lanamıyan lik şampiyonunu tâyin etmesi bakımından ayn bir hususiyet taşımaktadır. Bugün için San-Lâ-civertlller rakipleri Beşiktaşlılardan daha formda bir vaziyettedirler. Maçın başlama vuruşu Güzellik Kırali-çesi Güler Anman tarafından yapılacaktır. Saat 15 te başlıyacak bu maçı hakem Sulh! Gar an idare edecektir. Kulüp idarecilerinden öğrendiğimize göre her iki takını da sahaya şu kadrolarla çıkacaklardır:
BEŞİKTAŞ: Mehmet - Kemal, Ve-diî - Eşref, Ali İhsan, Hüseyin - Süleyman» Recep, Şevket, Fahreddln, Cihad.
FENERBAHÇE: Şalapl . Müjdat, Hilmi - Salâh a d din, Kâmil. Mehmet Ali - EroL Lefter. Ahmet, Bahri, Hallt.
üç tenisçimiz Karaşiye gidiyor
2 kasımda bavlıyacak ve 12 kasımda sona erecek olan Karaşldekl beynelmilel tenis turnuvasına Susan Gürel. Enes Talay ve Muallâ Beogro-dovski davet edilmişlerdir. Beynelmilel tenis turnuvasına katılacak olan 3 tenisçimiz Karaşiden sonra 13 kasımdan 7 aralığa kadar 11 şehri dolaşıp ferdi karşılaşmalar yapacaklardır. Tenisçilerimiz bundan sonra 17 aralığa kadar Le Havre’daki Büyük Asya birinciliklerine İştirak edecekler ve 23 aralıkta son müsabakalarını yaparak yılbaşında avdet edeceklerdir.
Türkiye, müstakil bîr nçnş ve malûmat sahası olarak kabul edildi
t C. A. O. Milletlerarası SlvU Ha-vacılık Kongresinde komisyonlar toplantılarına dün de devam etmişlerdir.
Uçuş kaideleri ve hava trafik kontrolü komitesinde evvelce Türkiyentn (loğu kısımlarını himayesi altında taun Basra merkezinin, hudutlarımıza kaCar geri alınması ve bütün Türki-yenu: kendi hudutlarını İhtiva eden bir kontrol sahası olması hakkında Türk delegasyonu tarafından iteri sürülen tez. İttifakla kabul edilmiş ve Türkiye, kendi hudutları dahilinde müstakil bir uçuş malûmat sahası olarak tanıtmıştır. Bu sahanın merkezi, İstanbul olarak ittifakla onaylanmış ve keyfiyet komiteye arzolun-muştur.
Arama ve kurtarma komitesi (SAR), Ortaşark bölgesindeki arama ve kurtarma koordinasyon merkezleri ile arama ve kurtarma yapacak olan uçakların ve deniz kurtarma vasıtalarının tip ve miktarlarını tesbit etmiştir.
Türkiye delegasyonunun her hususta gösterdiği iyi anlayış vo işbirliği, bütün yabancı delegeler üzerinde müspet tesirler bırakmaktadır.
YENİ İSTANBUL
SİYASÎ İKTİSADÎ MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H SARUCA
Yazı işlerini fiilen İdare eden mesul müdür:
Sacld ÖGET
Neşrerf fim iyen yazılar iade edilmez.
Basıldığı yer :
YENİ İSTANBUL MATBAACI' ULK LİMÎTED ŞİRKETİ MATBAASI
PEYAAAl safa
YALNIZIZ
— 40 —
— Muhit ve cemiyet, fertlerin ağziyle konuşur.
— Evet, ağabeyimden. Biliyorsun ki istemiyor konuşmamızı. Evlenmemizi hiç doğru bulmuyor. Biliyorsun ki ben de doğru bulmuyorum. Hattâ »en de Konuşmamızın, böyle, sonuna kadar mfısum kalabileceğine inanmıyor.
Samimin kaçlan gözlerinin üstüne belli belirsiz yürüyerek çatıldı. Aralarındaki münasebetin banladığı tünden beri en münakaşalı noktaya tekrar geliyorlardı; Aşkın gayesi meselesi. Kendisine aşktan başka bir gaye anyan aşkın kendi kendine yetersizliği. Evlenmenin, İşle bunun İçin, çok defa aşkı öldürdüğü.
Meral ilâve etti!
— Bunun sonu yok, değil mi T
- Samlm omuzlarını kaldırıp indirdi:
— Çok konuştuk bunu seninle, Meral. Son, eğer tamamiyle maddi İse yok, evet; değilse, var. Bir mektubunda Goethe’nin şiirini bana gönderen sensin. Aşka alt her mesele, yalnız onunla, onun İçinde hallolunur. Aşk kendisine dışanda ne hedef, ne de vasıta arar. Dışarıdan himayeye de ihtiyacı yoktur. Bir sömürge değil, muazzam bir imparatorluktur o 194
— Goethe bunlan söylemiyor.
— Bunlardan başka bir şey söylemek istemiyor. Mânası bu.
Meral tevekkül şekli alan bir gizli müdafaa içinde başını sol omuzuna doğru eğerek:
— Belki... dedi, fakat ağabeyim ve ötekiler, çok ağır basıyorlar.
— ötekiler kim? Baban tarafsız.
— Bilmiyor o.
— Beziyor.
Meral başını birdenbire silkeleyerek yukarı aldı:
— Hayır, dedi, emin olunuz, sezmemek için »arfettigi irade kuvvetine şaşarsınız.
Samim gülümsedi:
— Meral, dedi, sezilmeyen bir şey. ki yok demektir, ona karşı ne biçim bir irade kuvveti sarfedllebileceğim lütfen bana anlatır mısın?
— Yani... Sadece bir ihtimale karşı.
Bu cevabı beğenen Samlm bir nefes halinde ve omuzlarının hafif bir hareketiyle güldü:
— Güzel, dedi, eğer bu İhtimali düşünmemeğe çalışıyorsa, içinde gizli bir razı oluş var demektir.
— Zannetmiyorum.
— Errıln ol. Hem böyle değilse, mademki düşünmek istemiyor, onun tarafından bir boslu yok demek, ötekiler kim g halde?
Meral cevap vermedi.
Samlm o zaman elini onun masa kenarında duran elinin üatüne koyarak söyledi:
— Ötekiler malûm.
Meral "Kim?" diye soramadı.
Sam im devam etti:
Biri ne karlar uzaklara gitse senin ya-
195
nından ayrılmıyor. Mektup yazmasına da lüzum yok. Büyüsü devam ediyor: Paris. Birinci sınıf terziler. Çıldırtıcı lokaller ve eğlenceler...
Meral bir itirafın bin defa yerine geçen hayran, fakat keşfedilmenin kinini taşıyan yan-gözlerle Samlme baktı, itiraz edemiyecektL Bunu anlayan Sanıim, gururuna katılan büyük parçayı saklayarak devam etti:
— Feriha Parlete bile —bile değil bilhassa orada— senin içindeki, asi "İlclnciJ’yt gıdıklamağa muvaffak oluyor.
Meral toplu bir jest yapmak Ihtlyaclyle Samimin elinin altındaki elini çekti, sonra bunun fena tefsirine yer bırakmamak İçin onun elini tekrar aradı ve tuttu;
— Fakat, dedi, biliyorsun kİ, benim Parise karşı zaafımın bambaşka bir sebebi var. Piyanom İçin, değil mi? Konseıvatuvara girmek istiyorum.
Samim başım salladı:
— Biliyorum. Paris bunların hepsıdlr. t-çlnde könservatuvar da vardır, binbir renkli meçhul de. Zengin bir hayal İçinde meçhul, dalma malûmun en korkunç rakibidir. Ben malûmum. Yani sayısız imkânlar arasında gerçekleşmiş ve donmuş bir imkânım. Ben bir şeyim, meçhul her şeydir. Fakat.w Unutma ki ben, varım; meçhul, yoktur. O, sadece olabilir, fakat olmayabilir de! Ben bir realiteyim, o bir İmkândır. Bu farkı anlamayan bir aşka sen beni inandıramazsın.
Sustu. Bütün dikkati, elini tutan Meralin elindeki hassasiyetin üstünde toplanmıştı. Parmaklarda gevşemekle sıkmak arasında belli belirsiz hareketler vardı ve iki Meralin mü-
196
caddesini derinden derine hissettiriyordu.
Bu mücadelenin neticesini almaktan uzak olduğunu bilen Samlm devam etti:
— Gelelim ötekine. O daha yakın. Babasının otomobil mağazası önünden senin ne hayallerle geçtiğini biliyor.
Birdenbire elini çeken Meral, yüzü kızararak, vücudunu geri aldı;
— Oo!.. dedi, beni küçültüyorsun. Hiç
bir zaman. Ben oradan geçerken başınu çevirip bakmam bile. Hiç bir zaman Yok, Samlm, rica ederim. Hem o bana senden hiç bahsetmez. Kendi hisleri içinde kalır.
Bu galeyan ânında ağzından bir İtiraf kaçıran Meral, hatasını anladı, fakat düzeltmeğe çalışmadı. Hislerinin hesabım vermeğe hazırlanmış gibiydi.
Samim kendi kendine söylenir gibi mırıldandı:
— Demek onunla baş başa kalıyorsunuz ve sana hislerinden bahsediyor.
Meral olanca sadeliğiyle cevap verdi;
— Evet» bir defa.
Samlm haldkatl kazımak istemediği için ısrar etmedL Meralin his köklerinde çalışma-yı tercih ediyordu.
— Olabilir, dedi, benim İçin konuşmasına lüzum yok. Derin tesirler dilsizdir.
Meral, heyecan İçinde, sordu:
— Kimden bahsediyorsun? Derin kim?
— Anlamıyor musun?
Meral güldü:
— Derin, dedi, Cezmi ve derin. Bir daha ve yüksek sesle güldü.
Birdenbire müdafaaya geçmek zorunda aa-
197
lan Samim, şaşırmadan İzah etti:
— Derin o değil, tesirleri.
— Aynı şey.
— Onun tesirleri de değil. Senin hatırına getirdiği macera ihtimallerinden gelen tesirler. Meçhulden gelen tesirler. Meçhul, diyorum. Cezmi de benim gibi bir malûm.
Meral bir daha güldü:
— Estağfurullah.’
Fakat Samimin bütün ihtimaller arasında yıldırım süratiyle dolaşan ve hiç bir insanda eşine rastlamadığı hassasiyetim bildiği için İstihzasını hemen unutturmak istedi ve ciddileşti:
— Fcrihnda da haksızsın, ben onun hayatına imrenmiyorum. Beni Paris çeker. Biliyorsun. Annemden, babamdan hep oranın lejand-larını duyarak yaşadım. Benim en sevgili ma-salımdır o. Gidemedim bir türlü. Mektepte Fe-rihanın cüretini beğenmiştim. Yalnız cüret o-larak. Ahlâk meselesi başka.
Samlm başını birdenbire geri çekerek öfke hazırbklariyle dolu, kabarmış bir sesle:
— Tamam, dedi, bu cüreti beğenmende İmrenmelerin her çeşidi var. Meçhul atılışın hayranlığıdır bu. Senin düşmanındır. Senin birinci ve seçkin benliğine saldıran İkincidir. Beni senin hesabına o korkutuyor, öldürmelisln onu.
Meral, uzun düşünce gecelerinin mahsulüne benzeyen olgun bir fikri ita defa ifade etti:
— Bana öyle geliyor kİ. bizim İkincilerimize ihtiyacımız var. Birincilerimiz onlar sayesinde yaşıyor. Sen bir şeyin addiyle var olduğunu söylemez misin?
(Devamı var)
198


21 Ekim 1950
FIKRA
İmrenme...
Bediî FAİK
ELBET gözünüzden kaçmamıştır: Mac Arthıır İle buluşmak üzere Uzakdoğu adalarından birine uçan Mr. Truman’ın tayyaresini. yetmiş kişilik bir dev uçuk takip etti. Bu muazzam hava cemisinde. Cumhurbaşkanının muhafızları yoklu. Devlet memurları, istihbarat servisi şefleri veya generaller de yoktu. Bu uçak sadece, ınÜlûkatı okuyucularına yetiştirmek için çırpınan yetmiş Amerikan gazetecisini taşımaktaydı!
İskenderun Limanından Koreyc aovkettlğimtz Türk askerlerine, Türk gazetectalnl yaklaştırmıyalı üç hafta geçti mİ, bilmiyorum. Bildiğim bir cihet varsa, İskenderun vakasının peşi sıra kulaklarımıza gelen bu haberin. pek çoklarımızın alnına acı bir İbret çekici gibi inmesi lâzım geldiğidir. Amerika Cumhurbaşkanı ile Uzakduğudaki Birleşmiş Milletler Başkomutanı arasındaki konuşma, elbettckl bütün dünyanın gözünü üzerine çekecek bir hâdiseydi. Ve Amerikanın düşmanları, hu mülâknt hakkımla en küçük bir malûmat sızdırabilmek İçin canatar halde idiler. Fakat bütün bunlara rağmen, gerek Amerikan Hükümeti, gerek Genelkurmay Teşkilâtı, gazetecileri düşmana malûmat yetiştiren birer gaflet makinesi olarak görmediler.
İşte, demokrasiye, Matbuat Kanununa ve hattâ envai teminata rağmen, bizim bir türlü ulaşamadığımız anlayış seviyesi binilir. Hep birlikte acı acı düşünmeli değil miyiz: Amerikalı veya alelumum garplı bir devlet adamı gazetecisini, en az kendi kadar memleket menfaatlerini müdrik kabul edebiliyor da, bizde vatan sevgisi ve millî menfaatler, niçin yalnız ve yalnız hükümet adamlarının, kumandanların İnhisarı altındadır? Hâdiseler bizi bu yola şevketti, diyemezsiniz. Çünkü iftiraya değil de, müspet delile bağlı bir tek vaka yoktur kİ. Türk gazetecisinin, bilerek veya bilmiyerek, vatana İhanet edişine misal teşkil etsin. Cerlde-i Havadisten bu yana, Türk okuyucusunun karşısında mevki almış yayın müesseselerlnl bu İthamın çlrkeflne dokunduran kim çıktı?
Fakat farzımuhal, üç beş sütübozuğun muhtelif devirlerde Türk basını içine sokulduğunu da kabul etsek, devlet müessesc-Icrlnl ve hattâ ordumuzu dahi bu talihsizlikten tamamen masun tutabilmek kabil olmuş mudur? İki Üç sene evvel Türk silâhlarını yabancı bir devlete satan bir bedbaht yüzbaşıyı unutan kim?
Şu halde, mesele hâdiselerden alınan dersin değil, demokrasinin o cici manzarasına rağmen, bir türlü atamadığımız temayüllerin ve çok defa gülünç vehimlerin oyuncağı olmaktan kur-tulamıyan bir zihniyetin eseridir. Türk turizmini köstekllyen “yaaak bölge,, mevzuundan, Türk gazetecisini tckmellyen “memleket esrarı,, tuhaflıklarına kadar, bütün yurtta bu gülünç evhamın izlerini parça parça tesblt edebilirsiniz.
Bundan dört beş sene evvel çalıştığım bir sabah gazetesine, İtalyan tezgâhlarında yapılmış bir muhribimize dair, gene İtalyan gazetelerinden tercüme edilmiş bir makale koyacak olmuştuk. İnanınız, esrar-ı askeriyi fâş eylemekten az daha cayır cayır yanıyorduk. Buna mukabil, îngilterede aynı günler zarfında, bir gazeteci, devlet bütçesi henüz ilân edilmeden, mevcut açığı neşrederek Maliye Vekiline az kaldı İnme indiriyordu da kimse ağzını açamadı. Sorsak yeridir: Bizim Kore meselesinde yaptığımızı, Amerikan Genelkurmayı tatbike kalkışlaydı, acaba ne olurdu?
Evet, demokrasi, hasın hürriyeti, vatandaşa karşı açık kalb-lllik. bütün bunlar İlâhî mefhumlar. Ama» ne yazık ki, Türk gazetecisini hâlâ konuya komşuya imrenir halden kurtaramadılar!
Mikrobiyoloji Kongresi çalışmalarını bitirdi
Ankara 20 (A.A.) — Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığından:
4. Türk Mikrobiyolojisi Kongresi 19.10.1950 perşembe günü saat 9.30 da Ankara Dil ve Tarih-Cograf-ya Fakültesi Ahdüıhakhâmıt Ders Salonunda toplanarak görüşmelerine devam etmiştir. Bu toplantıda (Tür-kiyede kuduz epidemiyolojisi ve kuduzla savaş) hakkında, İstanbul Kuduz Müessesesi mütehassısı ve Baştabibi Dr. Zekâ! Muammer Tunçman konuşmuş, bizde ve dünyadaki kuduz vaziyetini etraflıca anlatmıştır.
Bundan sonra Prof. Dr. Ihsan Şükrü Aksel kuduz aşısından sonra görülen bazı nadir ancephalo-myellte vakaları hakkında izahlarda bulunmuş ve bunun husul sebeplerini ve vaziyetin korkulacak durumda olmadığım, 16 vakadan 15 İnin şifa ile neticelendiğini söylemiştir.
Daha sonra Prof. Süreyya Ay gün, hayvanlarda kuduz aşısı mevzuunda görüşme ve hastalığa önlemek için serseri köpeklerin ir. ıha edilmesini ve geri kalanların koruyucu kuduz aşı-sıyle aşılanmasına hız verilmesini bildirmiştir.
Gündemde başka mevzu kalmadığından gelecek kongre mevzuları görüşülmüş, q humması epidemiyo-lojisl, çocuk felci “polyomyelitis ve lepra-cüzam epidemiyolojisi., gelecek 5 inci kongre mevzuları olarak ittifakla kabul edilmiş t r. Bundan sonra Başkan Vekili Dr. Zekâ! Muammer Tunçman kısa tır hitabede bulunarak Kongre onurca! başkanı Sağlık ve Sosyal Yardım Başkanı Dr. Ekrem Havri Üstü nd ağa Kongreye karşı gösterdikleri alâkadan dolayı üyelerin teşekkürlerini bildirmiş ve Kongre üyelerini saygı ve sevgi ile selânıhyarak Kongreyi kapatmıştır.
Millî Eğitim Bakanlığının bir tamimi
Ankara 20 (T H A ) — Milli Eğitim Bakanlığı, bir tamimle, teknik, sanat, lise, orta ve ilkokullarda derslere başlandığından bugüne kadar hastalık, vesaire gibi sebeplerle, hâlâ vazifeye başlamamış olan öğretmenlerin acele bir bileninin Bakanlığa gönderilmesini Valiliklerden iste miştlr.
Evlenmeyi Kolaylaştırma Cemiyeti
Ankara, 20 (ANKA) — Şehrimizde pek yakında İsmi Saadet Bürosu veya Evlenmeyi Kolaylaştırma Cemiyeti o-lacak bir dernek kurulacaktır. Cemiyet bekâr genç kız ve erkekleri üve olarak kabul edecek ve tertip edilecek dosyalar sayesinde gençlerin evlenmelerini kolaylaştırmıya çalışacaktır. Cemiyeti kurmıya teşebbüs e-denler kendi âzalarına evlenmek istediklerini belirten birer rozet dağıtacaklardır.
Devlet
akanının
Parise seyahati
Ankara, 20 (ANKA) — İki ayda bir Parlste toplanan Avrupa Tediye Birliğine Devlet Bakanı Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlu iştirak edecektir. Bundan evvelki toplantıya Dışişleri Bakanımız Fuat Köprülü iştirak etmişti. 19 devletin katılacağı bu toplantı kasım ayı başında yapılacak, iki taraflı anlaşmalar yeniden gözden geçirilecektir. Bu müzakerelere bakanlıklar temsilcilerinden mürekkep bir heyet de katılacaktır. Heyetimizin reisliğini lngilterenin Turquay Şehrinde Devletlerarası Gümrük Tarifeleri Birliğindeki delegemiz Fatih Rüştü Zorlu yapacaktır.
Ankara Ajansının bir haberi tekzip ediliyor
Ankara 20 iA.A.) — Ankara Ajansı tarafından saf zeytin yağı satışının tahdidi istendiğine dair 20 ekim 1950 tarihli bazı gazetelerde neşredilen ha vadis tamamiyle uydurmadır.
Ekonomi Bakanlığına böyle gülüm, bir talep yapılmadığı gibi Bakanlıkça da bu hususta kimseden mütalâa sorulmamıştır.
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı bu ajansın ekonomik mevzularda hakika. te muhalif neşriyatından şimdilik yalnız piyasada aksülâmel yapacak o-lanlarını İşaret etmek ve yalanlamakla iktifa ettiği hususunda umumî efkârı bir kere dâha ikaz eder.
Koraltan, Ankaraya döndü
Ankara, 20 (A.A.) — Bir müddetten beri İçel ve çevresinde inceleme lorde bulunan Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan dün gece geç vakit otomobille Kayseriden şehrimize gelmiştir.
Bursada bir seyahat bürosu kuruldu
Bursa, 20 (A.A.) — Şehrimizde İlk defa olarak bir seyahat bürosu kurulmuş ve faaliyete geçmiştir.
Bu büro şehrimize gelecek seyyahların her türlü pasaport ve vize mıı# ıneleleri İle meşgul olacaktır.
Vitüoz Prino, göçmenler menfaatine konser verecek
Ankara, 20 (A.A.) — Bulgaristan-dan gelen Türk göçmenleri menfaatine Sayın Bayan Behice Köprülünün yüksek himayesi, İsrail Elçisinin eşi Madam Elia Sasaon'un kıymetli yardımları ve Sayın Milli Eğitim Bakanı Tevfik İlerinin müzahereti altında 23 ekim 1950 pazartesi gecesi saat 21 de Küçük Tiyatroda İsrail piyano virtüözü Pnlna Salzman tarafından bir resital verilecektir.
Davetiyeler hergün Bankalar Caddesi Milli Piyango Gişesi ile geceleri Küçük Tiyatro Gişesinden temin o-lunabllecektlr.
Bu konserin hasılâtı tamamen BuL garistandnn gelen Türk göçmenlerine tahsis edilmiştir.
YENt İSTANBUL
Sayfa 8
Başbakanının beyanatı
Batı Derlinde komünist aleyhtarı toplantılardan birine 40,000 kişi İştirak etmiştir. Resimde, toplantıya katı)anlardan bir grup, balon uçurarak kızıllar aleyhine nümayiş yaparken görülmektedir.
Çekoslovak kızılları arasında temizleme
Çekoslovakyanın sırasında yüzlerce
Viyana 20 (AP) — Çekoslovakya-dakl Brno mıntakasınm komünist Gaulelter’i Otto Sllng'in bu hafta iptidalarında Çekoslovak siyasi polisi tarafından tevkif edildiği bugün İnanılır kaynaklardan öğrenilmiştir. Bu şahıs Moravya eyalet! başkentindeki nüfuzlu “Milli Cephe,, (komünist) partisi mıntaka komitesi başkanı ve aynı zamanda Çekoslovak Parlâmentosunda mebustur.
Komünist Çine bir milyon galon Amerikan petrolü sevkedilmiş
Washington 20 A.A, (United Press) — Hükümete mensup şahsiyetlerin dün Kongrede verdikleri beyanata göre. Birleşik Amerika tarafından gönderilen 1 milyon galon petrolün büyük bir kısmı Kore harbi başladıktan sonra Japonyadan ko-
Türk polisi için hususi tabanca sipariş edildi
Bu tabancanın namlusundan su ve benzinle çıkmıyan kırmızı bir boya fışkırmaktadır
Berlin 20 (A.F.P.) — Fransız kontrolü altında çıkan Kürler gazetesinin yazdığına göre, Frankfurtta bir fabrika. Türk, Birmanya ve Siyam polisleri için özel bir tabanca imal etmek üzere sipariş .almıştır.
Buhis mevzuu olan tabanca tama mlyle tedafüi gayelerde kullanılmaktadır ve kurşunları kimyevî oir maddeyi havi bulunmaktadır.
Bu kurşunların patlaması neticesi hedef teşkil eden şahısta nefes darlığı. muvakkat körlük ve burun, ağız cidarlarının şişmesi gibi ftraz hâsıl olmaktadır.
Bu suretle hedef olan şahıs bir kaç saat müddetle savaş dışı edilmekte dlr.
Bundan başka bu kurşunda ne su. ne de benzinle çıkmayan kırmızı bir boya da bulunmaktadır. Daha şimdi-den 26 memleket bu tabancalardan yüz binlerce satın almışlardır. Ingiltere ve Amerika da alâkalandıklarını bildirmişlerdir.
Fuat Köprülü Romaya gidiyor
İtalyan Dışişleri Rakam İle Akdeniz Paktı üzerinde görüşmeler yapaeagı tahmin ediliyor
Ankura 20 (ANKA) — Dışişleri Bakanı Fuat Köprülünün bu ayın 25 inde Komaya giderek İtalyan Dış. İşleri Bakanı De Gû.sporl İle görüşeceği İnanılır kaynaklardan öğrenilmiştir. Fuat Köprülünün bu görüş-mealnde Akdeniz Paktı meselesinin bahis mevzuu edileceği ve Yunan Başbakanı Sofokles Vcnlzelos’un Türklyeyi ziyaretinin bıı görüşmelerden sonra vuku bulacağı anlaşıl-maktadır.
Bıı suretle uzun müddetten heri ta. hakkukıına çalışılan Akdeniz Paktı rncse^slnde Türklya - İtalya ve Yunanistan arasında üçJÜ bir anlaşmanın yapılması ihtimalleri yenilenmiş bulunmaktadır.
Moravyo bölgesindeki temizleme komünist tevkif edildi
Bu İleri gelen komünist idareciyle birlikte sekreteri de tevkif edilmiş, şoförü Batıya kaçmaya muvaffak olmuştur. Sling’ln karısının Ingilte-rede bulunduğu anlaşılmaktadır.
Aynı kaynaklara göre, Çekoslo-vakyanın Moravya bölgesinde girişilen yeni tasfiye sırasında yüzlerce komünist idareci daha tevkif edilmiştir. Prag’da da tevkifler devam etmektedir.
münist Çine aevkedilmlştlr. tşgaı altındaki bölgeler ordu bürosu sözcüsü Quirey Adama, bu petrolün Japonyadan Komünist Çin limanlarına gitmesine ne sebeple İşgal makamları tarafından müsaade olunduğunu izah edememiştir.
Adams, Ayan MecMsi Ticaret Tâli Komisyonunda verdiği ifadede bu komisyon Başkam O’Connor ile beraber bıı petrolün muhtemel bir düşmana büyük bir yardım teşkil ettiğini ifade etmiştir.
Dışişleri Bakanlığı Uzakdoğu Kısmı Sözcüsü Bamct, Tâli Komisyona verdiği beyanatla, Hükümetin petrol ve denizcilik şirketlerinden Komünist Çine petrol göndermemelerini istediğini söylemiştir.
Ticaret Bakanlığı Dış Ticaret Dairesi Tahkikat Bürosu Şef Yardımcısı Gııinano verdiği ifadede, Kore harbinin başlamasından sonra 24 bin fıçı petrol ve makine yağının büyük hır kısmının komünistlere gönderildiğini söylemiştir.
O’Connor’un, Tâli Komisyona verdiği beyanatta elde ettiği malûmata göre, ağustos ayına kadar Komünist Çine 13 bin fıçı gönderilmiştir.
Tâli Komisyon üyeleri, her fıçıda 42 galon petrol bulunduğunu bildirmektedirler.
O’Connor daha başka ifadeler a-lınnceğını söylemişti-,
Tibet - Hindistan ticaret görüşmeleri sona erdi
Yeni . Delhi 20 (AP) — Bir müddetten beri Tibetle Hindistan arasında burada cereyan etmekte olan ticaret görüşmeleri neticelenmiştir. 3 kişilik Tibet ticaret heyetinin lideri L. Surkhang'a göre, son derecede memnunluk verici neticeler elde edilmiştir.
Tibet bundan böyle yılda takriben 3 milyon kilo yün Ihıaç edecektir. Bu memlekete mahsus çok kıymetli yünün en mühim kısmı Birleşik Ame. rlkaya gönderileceği glhl Ingiltere ve İtalya da az miktarlarda yün alabileceklerdir.
Ali Rana Tarhan, Kızılay ve Kızılhaç Başkan Yardımcılığına seçildi
Monte Curlo 20 A A ıReuter) — Kızılhaç Kıırııllnn Birliği idarecileri bugün 5 başkan yardımcısını aeçmuk üzere toplanmışlar ve aşağıdaki şahsiyetleri seçmişlerdir:
Sovyetlcr Birliği Kızılay ve Kızılhaç TeşkUAtı Başkan Yardımcısı profesör Pachkov, Venezuela Kızılhaç Teşkilâtı Başkanı Dr, Valencla Parpancon ve Türkiye Kızılay Kurumu Başkanı Ali Rana Tarhan.
Goslar 20 (YİRS) — Bugün Al-manyadaki Rus işgal bölgesi yakınlarında bir demeç veren Batı Almanya Başbakanı Adenauer, Almanyanın Rus istilâsına karşı koymak için hazırlanmasının ve muhtemel bir İstilâ, yı durdurmak için kurulan Avrupa müdafaa sistemine asker yardımı yapmasının gerektiğini söylemiştir. Başbakan, bir Rus hücumunda ilk kurbanın Almanya olacağını sözlerine ilâve etmiştir.
Y ugoslavy a resmen yardım istiyor
VVashington 20 (YÎRS) — Yugoslavya bugün resmen Amerikadan 105 milyon dolarlık bir yardım talebinde bulunmuştur. Yugoslavyanın Wa-shlngton Büyükelçisi matbuata verdiği bir bültenle Yugoslavyanın sadece yiyecek ve ham madde yardımı talep ettiğini ve yapılacak yardımın da bu sene sonundan evvel başlamasının arzu •dildiğini bildirmiştir. Bültende Yugoslavyanın, Amerika tarafından yapılacak bu yardımı minnetle karşı-lıyacağı belirtilmektedir.
Yunanistan muhabirimiz bildiriyor
Yunan - Bulgar münasebatı gün geçtikçe gerginleşiyor
Atina 20 (Hususî muhabirimizden) — Türkiye ile Bulgaristan arasındaki münasebetler kötü bir durumda bulunduğu şu sıralarda, yeni yeni çıkan bazı hâdiseler Yunan - Bulgar hududundaki vaziyeti de vahimleştir-miştir. Bulgaristan Türklerinin toplu bir halde çıkarılması meselesini Birleşmiş Milletler Teşkilâtına havale etmeye hazırlanan Türkiyeden örnek alarak Yunan Hükümeti de Birleşmiş Milletlere başvurmuş ve hemen bir karar verilmesini istemiştir. Yunan basını İse Bulgarlara şiddetle hücum etmekte ve bazı gazeteler, artık sözün Yunan ordusunda olması lâzımgeldlğini İleri sürmektedirler.
Her halde Bulgarlar şu son zamanlarda garip bir faaliyet gösteriyorlar. Tatbikatta hükümsüz kalmış bir anlaşmanın iktisadi hükümlerine aykırı olarak yüz binlerce kişiyi kütle halinde sürüyorlar ve üstelik, bu zoraki göçten faydalanarak, sürdükleri zavallıların aracına, Türkiyede Sovyet propagandasını yapmaya memur komlnform adamlarını katıyorlar. Ankara Hükümetinin bu oyuna aldanmaması tabiidir. Yunanistana gelince. Bulgarlar, Evros ırmağı üstünde ve Birleşmiş Milletlerce çözülecek bir İhtilâf konusu bulunan adacığı işgale kalkıştılar. Son haberlere göre ziraat ve İstihkâm İşlerinde kullandıkla n köylüleri o adadan çekmişler. Diğer taraftan, Alfa adacığını Bulgar toprağında bırakmak hem de Türkiye ile Yunanlstanın ırmak üzerinde vücude getirmek İstedikleri setlerin inşasına engel olmak üzere
Kibrisin yeni başpiskoposu
T^fknşe 20 lAP) — Kitium Piskoposu bugün Kıbrıs piskoposluğuna seçilmiştir. 36 yaşında olan ıııguna seçilmiştir. 36 yaşında olan bu rahip şimdiye kadar Kıbrısta bu mevkie gelen en genç başpiskopostur. Yeni Başpiskopos “Selefleri gibi millete liderlik edeceğini ve Kibrisin Yunanistania birleşmek talebini des-tckliycceğıni" söylerılştlr.
Fyoııgyung zaptcdlldikton sonra kıtıllardan kurtarılmış olan Amerikan harp mirleri, aylurdan beri hasret kaldıktan troş olına zevkim çıkarıyorlar.
Londra hususî muhabirimiz bildiriyor
Tito^nun durumunu
Batı tâyin edecek Rus siyasetinden tamamen ayrılmış olan
Yugoslavyanın tekrar eski dostlarına
dönmesi biraz
Londra, 18 (Hususi) — Yugoslav-yanın Rusyaya olan meyli herkesçe malûm bir hakikattir, fakat aynı durum Yugoslov Komünist Partisiyle (YKP) diğer peyk devletler komünist partileri arasında mevcut değildir. Yugoslavya iki buçuk sene, daimî surette yaratılan baskı altında, her türlü tehdit ve propagandaya aldırış etmeden hürriyetini muhafaza etmek İmkânını bulmuştur. Peyk dev. letlerin bu hattı hareketleri Yugoslavya ile aralarındaki anlaşmazlığın mevcudiyetine delil teşkil eder. Yu-goslovya düşman Istllâaından kendi gayreti ve Ingiliz silâhlan (bundan hiç bahsetmezler) İle kurtulmuş yegâne Doğu Avrupa devletidir. Bu mücadelede Tito ve partisi gittikçe daha mühim rol oynamıştır. Yugoslav ihtilâli de Rus İhtilâli gibi harp içinde başlamıştır. Fakat Yugoslavya Rus yardımı görmemiştir ve YKP’nin komlnform tarafından milllyetlçllikle İtham edilmesine sebep olan istiklâl
kurdukları barajın yapısını durdurdular. Yunan Hükümeti, anlaşmalara göre kendi toprağı saydığı adacığın asker tarafından İşgalini emretti. Bulgar askerlerinin çekilip çekilmediği henüz bilinmiyor.
İşte bu sebepledir kİ, Yunanistan, Birleşmiş Milletlerin kararını beklemektedir. Fakat, belki Batı ile Doğu arasındaki İhtilâfları ağırlaştırmak istemlyen, belki de kararlarının Bul-garlarca itibara alınmiyaceğını kestiren Birleşmiş Milletler Teşkilâtı henüz bir karara varmış değildir ve Yunanlılara, herhangi bir harekete geçmemek tavsiyesinde bulunmuştur. Lâkin Bulgarların, Birleşmiş Milletler tarafından verilen talimata hiç aldırmamaları karşısında bir çok kimseler. Yunanlstanın “kısas,, yolu, nu takip etmesine taraftardır. Umumi kanaat, Bulgarların saymıyacak-lan bir kararı beklemekte fayda olmadığı merkezindedir.
O. N. U. nun Balkan Komisyonu ise. Bulgarlstana verdiği öğütlerin Bulgar Hükümetince dinlenmediğini müşahede etmektedir. Birleşmiş Milletler Teşkilâtına gönderdiği bir telgrafta komisyon, Evros ırmağının seyrini değiştirmek için yapılan inşaatı haber verip vaziyetin yeni hâdiseler doğurabileceğini bildirmektedir.
Bütün bunlar gösteriyor kİ, Bulgarların Türkiye ve Yunanistana karşı takındıkları tavır, o sahalarda sinir harbini beslemek hususunda kat! bir karara delâlet eder. Bulgaristanın büsbütün Sovyet hükmü altına girdiği, ordusuna Rus subayları İle malzemesi gönderildiği şu sırada Rusların Bulgar peykini komşularına karşı tahrik edip etmedikleri suali tabiatlyle akla gelir. Böyle bir hareket tarzı bir nevi “blöf,, olacağı gibi savunma ihtiyacını da ifade edebilir. Çünkü Sovyetlerin Bulgaristan-daki vaziyeti o kadar da sağlam değil, Fakat ne de olsa Bulgar tahrl-kâtının mânasını küçümsemek doğru sayılmaz.
Maro Marerau
güç olacaktır
duygusu da bundan Heri gelmektedir. Gene bu sebepten ötürü, Tito 1947 de Rusyanın muhalefetine rağmen beş senelik bir plâna teşebbüs etmek cesaretini göstermiştir. Rusya Yugos. lavyayı bir ziraat memleketi haline sokarak Macaristan ve Çekoslo-vakyaya ham madde teminine İcbar etmek İstiyordu, fakat durum farklı bir şekilde inkişaf etmiştir. Yugoslav beş senelik plânı Rus plânlarının bir kopyesi olmakla beraber memleketi sanayileştirmesi bakımından takdire şayandır.
Rusya ile Yugoslavyanın aralarının açılması için psikolojik sebepler de mevcuttu, gayet feci bir şekilde Rus yardımlyle kurtarılmış olan diğer komlnform memleketleri tabii ki, Yu-goslavyayı kıskanıyorlardı. Müstakil sanayi politikası ve şahsi şöhretiyle Tito, ister İstemez Stalinln kıskançlığını üzerine çekmiştir. Bu kıskançlığın bir İfadesi olarak 1948 baharında gönderilen nota, Yugoslavya hakkında o kadar asılsız itham ve İftiralarda bulunuyordu kl, bu YKP ve Tito-nun memleketteki nüfuzunu kuvvetlendirmekten başka bir İşe yaramadı. Yugoslavya bundan sonra da doğulu eski dostlariyle olan münasebetlerini bu şekilde devam ettirecek midir, İşte meçhûl olan nokta budur. Maamafih, Yugoslav şefleri dış siyasetlerinde artık eski kapı yoldaşlariyle dostane bir şeklide yaşıyamıyacaklannı anlamış durumdadırlar. Yugoslav siyasetindeki değişme, YKP şeflerinin verdikleri demeçlerden de anlaşılabilir. Bunlardan biri bundan böyle komşu devletlerle dostane münasebetlerin getiştl-rlleceğini söylerken Yunanlstanı kas-detmiyordu. halbuki bugün Yunanistana yaklaşmak İsteyen bir siyasî temayül mevcuttur. Tito ve partisi Rusya ve komin formun bugünkü politikasından tamamen ayrıldığını a-çığa vurmuş ve Moskova ile barışmasını güç bir duruma sokmuştur. Yugoslav siyasetinde bir değişme ancak YKP nln idareden çekilmesi İle mümkündür. Halbuki tam aksine bu parti çıkmaza girmiş iktisadi siyasetine rağmen iktidarda kalmaya uğraşmaktadır. YKP komünizm n&zâriye-slne o kadar bağlıdır ki, yeni bir yola sapmasına İmkân yoktur, hattâ Rus-yadan daha komünist görünmeye. Yugoslav komünistlerini memnun etmek için de Moskova komünizminin hakiki komünizm olmayıp Stalinizm olduğunu ispata uğraşmaktadır.
Fakat bu donmuş komünizmi ile YKP nin komlnformdan çok şeyler bekleyen halk arasında rağbeti gittikçe azalmaktadır. Bu vaziyette partinin boşa çıkmış ümitlerinin batı demokrasilerine zoraki yaklaşmanın ve bu senek! fecî hasadın tesiri ile YKP nin içinde bir çöküntü ve tekrar ko-mlnformn doğru bir kayma olmasına imkân verilebilir. Bu mevanda iktisadi vaziyette halkın mukavemetini kırabilir. Maamafih Yugoslovyada Tifonun tutunabilmesi veya düşmesi bir taraftan batıdan gelecek olan yardıma, diğer taraftan da kominformun onu baltalamak için göstereceği gayrete bağlıdır.
Sovyet Rusya, Uzakdoğu Komisyonuna döndü
Washington 20 A.A. (United Press) — Rusların evvelce terket-nılş oldukları 13 memleket murahhaslarından mürekkep Uzakdoğu komisyonuna yeniden dönmeleri, diplomatik çevrelerde Japon barış andlaşması müzakerelerini sekteye uğratmak hedefini güttüğü yolunda tefsir edilmektedir.
Yeni İstanbuVun sürprizi :
GÜNÜN EKONOMİK
HAREKETLERİ
Denk bütçe
Yazan ı Gıyas Akdeniz n
Bundan evvelki bir yazımızda (1) bütçe muvazenesinin umumi ekonomik muvazene İçinde mütalâa edilmesi icap ettiğini ve bugün, denk bütçenin, mutlak olarak iyi ve açık bütçanln mutlak olarak fena telâkki edilmediğini izah eylemiş ve bu vaziyet muvacehesinde maliye lluıi tarafından son zamanlara kadar müdafaa edilen ‘•Daimi ve mutlak denklik" prensiplnln mesnetlerini ayrıca inceleyeceğimizi söylemiştik. Bu yazıda bu mevzu üzerinde duracağız.
Bizim kıaaca •‘maliye” dediğimiz “âmme mâliyesi” f finançça publiques) •on asırda çehresini ve hüviyetini çok değiştlrmiştt Bu değişiklikte en büyük âmil iktisadi rejimlerdeki değişikliktir. On dokuzuncu as-nn ilk nısfında en yüksek noktasına varan liberalizm on dokuzuncu asrın İkinci nısnnda yerini müdahaleci veya sosyalist rejimlere terketmeğe başlamıştır. Bugün ise Adam Smith ve Rikardo liberalizminin vatanında Mr. Atdes İngiliz ana sanayiini nas-yonaüze etmekle meşguldür. Bu kadar azim değişikliklere sahne olan dünyada hiç şüphesiz mâliyenin ve bu meyanda bütçe prensiplerinin bazı esaslı tahavvüllere mûınız bulunması mukadderdi. İşte “bütçede denklik” prensip! de bunlar arasındadır.
Klâsik liberal İktisadî rejimlerde bütçede “daimi ve mutlak” bir denklik aranmıştır. Çünkü böyle bir cemiyette devlet “Fena aile bahası, fena sanayici, fena tüccar, fena ziraatçı, ılh...” (2) ve hattâ “zaruri bir aeyyıe” telâkki edilir. Binaenaleyh, devlet, masraflarını asgariye indirmek mecburiyetindedir. Bentham vergiyi bir fenalık olarak göstermiştir. Bundan dolayı, bu rejimlerde, mükellefi sıkmayacak mahdut randımanlı vergilere cevaz verilmiş, bütçe küçük ve ehemmiyetsiz kalmış tir. Âmme ekonomisi kendi kabuğuna çekilmiş, cemiyetin umumî ekonomisinden ayn, onunla alâkası olmayan ▼e ona tesir yapmayan bir ekonomi olarak kalmıştır. Hiç şüphesiz, böyle bir cemiyette devlet bütçesinin mutlak surette ve daimî olarak denk olması zarurî görülmüştür. Halbuki, bugünün, üzerine içtimai ve İktisadi fonksiyonlar elan devletinde, bütçe, milli gelirin büyük bir kısmım bel*-etmekte (Fransa d a mini gelirin %30 unu, tngllterede %34 ünü), vergiler şahsî gelirlerin % 30 - 50 dne yükselmekte. çok genişleyen devlet masrafları içtimai ve iktisadi gayelere tevcih edilmektedir. Devlet, artık, cemiyetin refahını temin etmek, milli geliri arttırmak, cemiyet ekonomisini inkişaf ettirmek, gelirin âdil bir taksim ve tevziini yapmak, işsizliğe aon vermek, İktisadi buhranlara mâni olmak, İçtima! adaleti tesis eylemek, velhasılı kelâm cemiyetin saadetini sağlamakla mükellef bir müessese haline gelmiştir. Bu müessese-nin gelirleri ve masrafları fevkalâde genişlemiş ve ekonomik muvazenede en mühim yeri işgal etmekte bulunmuştur. Ve böyle bir devletin bütçesini de umumî iktisadi muvazeneden ayn olarak mütalâa etmeğe imJcân kalmamıştır. Böyiece, devlet bütçe-81nin artik müstakil ve bizatihi bir muvazenesi mevzuu bahis değildir. Bütçe, ekonomik muvazenenin bir unsuru gibi tertip ve tanzim edilir. Bu umumî ekonomik muvazene bütçenin mütevazin olmasını icap ettiriyorsa bütçe denk, açık olmasını icap ettiriyorsa bütçe açık olur. Dev-revî bütçe (Budget cyiclique) ve sistematik açık (ddfielt syetâma-tique) fikirleri bu mülâhazalardan doğmuştur. Mamafih bu değişiklikler yalnız fikirlerde olmamış, fiiliyatta da böyle olmuştur. Devletin fonksiyonları genişledikten sonra denk bütçe âdeta tatlı bir haya! olmuştur. 1870 ten bugüne kadar dört
büyük memleketin, Amerika, İngiltere, Almanya ve Fraıısatun bütçelerinde ancak üç mütevazin bütçe görülmüştür: Amerikanın 1913-14
bütçesi, Almanyanın 1877-78 ve 1909-10 bütçeleri! (3) Artik bütçe gerekçe ve tahlillerinde devlet bütçesi değil, mi 111 bütçe ve ekonomik muvazene mevzuu bahsedilmekti ve devlet bütçesi onun bir parçası olarak mütalâa edilmektedir. İngiltere Maliye Salçanı Stafford Cripps 6 nisan 1948 de bütçesini Parlâmentoya takdim ederken “Mallyo Bakanının gayretleri artik yalnız bütço muvazenesini temine mâtuf değildir. Bu vazife, bundan böyle, çok daha genişlemiştir. ve milli menbağlarunızla ihtiyaçlarımızın, ekonomimizi cemiyetin heyeti uınumiyefllne faydalı kılacak şekilde ahenkleştirilmesin! istihdaf eder.” demiştir.
Demek İd, denk bütçe prensip!, bu denklik “daimî ve mutlak” bir mânada alındığı takdirde, ancak mahdut fonksiyonlu liberal devletlerde mevzuu bahsolabilir, tahakkuk ettirilebilir. Fakat, devlet, cemiyetin refahım temin. İktisadî kalkınma ve tam kullanma (pleîn emplol)y! sağlamak, millî geliri arttırmak, buluan-lan tahfif eylemek, cemiyet gelirlerinin İktisadî İnkişafı sağlayacak tarzda âdil bir taksim ve tevziini yapmak gibi içtimai ve İktisadî fonksiyonlar deruhde ettiği takdirde “mutlak ve daimi denklik” prensip!nden ayrılarak, bütçe muvazenesini, ekonomik muvazenenin bir unsuru olarak mütalâa etmek mecburiyetindedir. Fakat böyle bir telâkki, hiç şüphesiz, açık bütçe fikri arkasına gizlenerek bir israf politikasına gitmek İmkânını sağlamak mânasını tazammun etmez. Bütçe muvazenesinin yeni prensipleri, ancak, ciddi bir siyasi mesuliyet teminatı altında ve açık bir muhasebeye müstenit o-larak tatbik edilebilir. Ve böyle bir mesuliyet teminatı ile vâzıh bir muhasebeye istinat etmeyen bir bütçe hiçbir cemîyette ve hiçbir şekilde müdafaa edilemez. Mesele, bu prensipleri, samimi olarak ve İktisadi şartlara göre değerlendirmek ve tatbik etmek meselesidir.
(1) “Denk Bütçe”, Yeni İstanbul 10.10.1S50.
(2) H. Tûlne, Le R^girae Moderne, pgs 18L
(3) A. Barrâre, La problâmatique de râquilibre budg€taire, Finances Publiques No. 2 — 1950, pga 152.
Amerika, tabiî kauçuk sarfiyatını tahdit ediyor
Washlngton, 20 (A.P.) — Birleşik Amerika Hükümeti, bugün otomobil lâstiği ve kauçuk fabrikalarının yapmakta oldukları tabiî kauçuk sarfiyatım yüzde 25 nispetinde azaltmalarını kararlaştırmıştır. Muayyen istihlâk hadleri tesblt edilmiştir. Karar, 1 kasımdan itibaren yürürlüğe girecektir.
Avusturya, yeni pazarlar arıyor
Viyana, 20 (Hususî) — AvusturyalI kravat ve eşarp müstahsilleri hariçte yeni pazarlar bulmaya baş. lamışlardır. Maamaflh, yapılacak ihracat harptan evvelkinin ancak yansını teşkil edecektir. Diğer memleketlerin mallariyle rekabet edebilmek için Avusturya daha ziyade desen ve süse kaçan kravat ve eşaprlar yapmaya başlamıştır. Avusturya erkek şapkası müstahsilleri de müracaat ederek fazla ihracat yapabilmelerine izin verilmesini talep etmişlerdir.
Kısa Haberler
Amerika - İran
anJı^nmaı
it Tahran 20 (YİRS) — Bugün A-merlknnın Tahran Büyükelçisi ile İran Başbakanı iki memleket arasında bir anlaşma İmzalamışlardır. Buna göre, Amerika İranın ziraat ve endüstrisini kalkındırmak İçin yardımda bulunmayı kabul etmektedir. Bu yardım. Tru-man’m Dört Nokta Plânında belirtilen geri kalmış memleketlerin kalkınmasını sağlamak için yapılacak yardımdan temin edilecektir.
Fransa Maliye
Balkanının demeci
İr Wash1ngton 20 (YÎRS) — Fransız Maliye Bakanı, buradan ayrılmadan evvel verdiği bir demeçle Fransanın Amerikayı beynelmilel ham maddelerin kontrolünü Bağlıyacak bir harekete iştirak İçin zorladığını bildirmiştir. Bakan, thracat maHarma bir parite tâyin edürneel ve enflasyonun Önlenmesi İçin çalışılması husuflarına bilhassa temas ettiğini açıklamıştır.
Batı Almanya • Mısır ticaret anlaşması
İr Kahire 20 (Hususî) — M ısır Hariciye Bakanlığından bildirildiğine göre Batı Almanya ile Mısır arasında yeni bir ticaret ve ödeme anlaşması İmzalanmıştır.
Yunanlstanm pamuk fhr>
it Bonn 20 (Hususî) — Yunanlsta-nın Almanyaya yaptığı pamuk İhracatı harpten evvelkinin beşte birine düşmüştür. Yunan ticaret heyetleri Almanyanın yapacağı ithalâtı Yunan tütün İstihsalinin yansına yüicseltmek için gayretler sarfetmektedirler. Yunanistan, İngiltere ye yapmakta olduğu ihracatın da arttırılmasını talep edecektir. Bunun Yunan iktisadiyatı bakımından hayati Önemi haiz olduğu ileri sürülmektedir.
Flnlândiya ithalâtını tahdit ediyor
* Helsinki 20 (Hususî) — Fin Hükümeti bundan sonra ancak hayati önemi haiz maddelerin ithali için lisans vermeyi kararlaştırmıştır. Buna sebep olarak bir müddet evvel yapılan grevler yüzünden memleketin bir hayli gelirden mahrum kalması ileri sürülmektedir. Fin İktisatçıları yeni bir devalüasyondan bahset mek te-diler. Şimdilik buna ihtiyaç vardır, ancak bu takdirde halkın satın alma kabiliyeti kirletilerek cebrî bir tasarruf yoluna gidilebilecektir.
Kahveden ihraç vergisi
Man&gua 20 (Hususi) — Nikaragua Hükümeti ihraç edilmekte olan kahvelerden ihracat vergisi almaya karar vermiştir. Beher 220 libre başına 2.50 dolar alınacaktır. Bu paranın 1 dolan kahve istihsal edilen bölgelerin yollarının yapılmasında ve 1.50 doları da kahve müstahsillerine hiz-
met edecek olan bankayı finanse
etmekte kullanılacaktır.
Brezilyada çelik endüstrisi
it Rio de Janelro 20 (Hususî) — Brezilya çelik endüstrisinde kullanılmakta olan sermayede bir artma göze çarpmaktadır. Brezilyanın İhracat İthalât Bankasından aldığı 25 milyon dolarlık kredi de çelik endüstrisinin kalkınmasında kullanılacaktır.
İrana kredi veriliyor
ir Washington 20 (YİRS) — Geri kalmış memleketlerin kalkınmasını sağlamak için açılan yardımdan İran’ın ziraî ve sıhhî eğitim kalkınmasını sağlamak için 500.000 dolarlık bir miktar ayrılmış tir.
Geçenlerde Tarım Bakanı, Ege bölgesindeki ziraat mütehassıslarını bir toplantıya davet ederek, Bornuvo'daki Ziraat Enstitüsünü uEge Bölgesi Ziraî Araştırmalar Enstitüsü haline getirmek İçin alakadarlarca etüdler yapılmasını bildirmişti. Son günlerde bu Enstitü faaliyete geçmiştir. Aşağıdaki yazı, ziraî kalkınmamız için büyük bir ehemmiyeti haiz olarak bu Enstitüden bahsetmektedir.
Yukarıdaki resim, Enstitü binasını göstermektedir.
Ege Bölgesi Ziraî
raştırmalar Enstitüsü
Yeni kurulan Enstitü, Ege bölgesinin ziraî kalkınmasında İlmî rehberlik edecek bir müessesedir
Yurdumuzun en verimli bir parçasını teşkil eden ve yetiştirdiği çok kıymetli ziraî mahsulleriyle cihanşümul bir şöhrete malik olan Ege bölgesi nihayet uzun yıllardan beri hasretle beklediği yeni bir zirai kalkınma hareketine yahtt olmaktadır. Türklyemlzde zirai kalkınma hareketleri cumhuriyetin kurulmaslyle beraber başlamıştır. “Mim ekonominin temeli ziraattır,, veclzesinl ortaya koyan rahmetli Atatürk, yurdumuzun köy ve ziraat kalkınması için İlk direktiflerini vermiş, elde mevcut İmkân ve vasıtalarla bu büyük dâvanın halline doğru İlk adımlar atılmıştır. Şimdiye kadar ziraat, veteriner ve orman konularına ait bir çok işler ele alınarak tetkik edilmiş, bunlardan bir kısmı kanunlaştırılarak tatbik mevkiine konulmuştur. Fakat diğer bir kısım çalışmalar İse ahval ve zamanın mûsaadeslzliğlnden dolayı henüz baş ar il amam iş tır.
Türkiye gibi zengin ve çeşitli iklim karakterlerine malik geniş bölgeleri bulunan ve nüfusunun yüzde 81 l köylü ve çiftçi olan bir memlekette köy ve ziraat kalkınmasının biran evvel tahakkuku, milletimizin refah ve saadetinin artması ve memleketimizin istikbalinin tahtı emniyete alınması bakımından son derecede büyük ehemmiyeti haiz bir dâva olarak hâlâ karşımızda durmaktadır. Bu büyük çaptaki yurt dâvasının halli evvelemirde esaslı ve programlı devamlı bir çalışmaya bağlıdır. Bugün Tanm Bakanlığının elinde hazırlanmış 5 senelik bir köy zirai kalkınma plânı mevcuttur.
Bütçe durumu İle yetişmiş eleman ve teknik vasıta noksanlığı yüzünden ziraî kalkınma işine memleketin bütün bölgelerinde birden baş lamaca şimdilik yine İmkânlar mevcut değildir. Ancak bu plânın İlk tatbikatına Ege bölgesinden başlamak kararı verilmiştir. Geçenlerde yeni Tanm Ba kanımız Nihat Eğri boz’un îzmtrl ziyareti esnasında Ege bölgesi ziraat mütehassısları Bornovada Bakanın başkanlığı altında toplanarak Ege bölgesinin zirai kalkınma dâvasında en büyük ve nıesuliyetü vazifeyi üzerine alacak olan yeni bir zirai teşekkülün projelerini hazırlamaya başlamışlardır. Yeni teşekkülün esasları şunlardır:
İzmir, Manisa, Aydın. Denizli ve Muğla illerini içine alan ve merkezi Bornovada olan (Ege Bölgesi Zirai Araştırma Enstitüsü) namiyle yeni bir ziraî müessese kurulmuş ve faaliyete geçmiştir. Bu teşekkülün başlıca vazifeleri; bölge ziraatı üzerinde İlmî ve teknik araştırmalar yapmak ve bölge içerisinde yayılması ve yerleşmesi lüzumlu konuları tesblt etmek, elde edilen müspet sonuçları köylü ve çiftçiye yaymak ve öğretmekten İbarettir. Bu müessesenln on İki tanesi merkezde ve dört tanesi de bölge içerlslndo olmak iizere on altı tane enstitüsü bulunmaktadır. Bölge ziraî araştırma enstitüleri müdürleri toplanarak (enstitü kurulu)nu teşkil ederler. Toplantılara her enstitü müdürü birer ay müddetle başkanlık eder. Kongre mahiyetinde olan senelik toplantılara, bölgenin önder çiftçileriyle mesleki te-
Yazan : Dr. Ali 8âtl EKÎNCİ
şekküller, kooperatifler, ticaret ve sanayi od al an mümeesilleriyle isteyen müstahsiller de İştirak edebileceklerdir. Enstitü kurulu geniş salâhiyetler vo ayna zamanda mesuliyetlere maliktir. Bölgeye ait bllümum ziraat İşlerinde en salâhiyetiI mercidir. Oldukça geniş bir ademi merkeziyet zihniyetiyle çalışacaktır.
Tarım Bakanlığı İse ancak bölge heyetinin plânlarını tasdik ve çalışmalarını kontrol ve murakabe 11e iktifa edecektir. Ege bölgesinde kurulan bu yeni ziraî araştırma müessese»ini Adana. Bursa va. gibi diğer on bölgemizde kurulacak olan aynı kardeş müesseseler takip edecektir Ege bölgesi Ziraî Araştırma Enstitüsünün İdari işleri; yanında lüzumu kadar muhasip, mutemet ve ayniyat memurları bulunan bir idare âmiri tarafından tedvir edilecektir. Müesseseye bağlı bulunan enstitülerin merkezde bulunanlarının adları şöyledlr:
1 — öğretim, köy okulları ve kuralar, 2 — Bölge yayım direktörlüğü. 3 — Meyva ve sebze. 4 — Neşriyat, kütüphane ve meteoroloji, 5 — Bağcılık, 6 — Zeytincilik. 7 — Ziraî Mücadele, 8 — Toprak, kimya ve sulama. 9 — Nebat araştırma. 10 — Hayvan yetiştirme. 11 — Zirai teknoloji. 12 — Ekonomi ve istatistiktir. Merkez teşkilâtı haricinde ve bölge içerisinde faaliyette bulunan müesseseler de şunlardır:
1 — Beydere Üretme Çiftliği. 2 — Menemen Sulama İstasyonu. 3 — Nazilli Tohum Islâh istasyonu, 4 — Er-bcyll (Aydın) incir istasyonudur.
Bu enstitüler İçerisinde memleketimizde yepyeni bir teşekkül olan İki tanesinin vazifelerini burada kısaca anlatmayı çok lüzumlu görüyorum.
1 — öğretim, köy okulları ve kurslar enstitüsünün başlıca vazifesi bölgenin zirai tedrisatını organize etmektir. Klâsik ziraî tedrisat yerine kısa süreli veyahut uzun süreli kurs usulü ile tedrisat yapmak bugünün icaplarına göre daha pratik ve randımanlı olarak kabul edilmekledir. Bu sebeple Bornova Ziraat Okulu yerine, bölge ziraat koleji kaim olmakta ve buraya alınacak orta tahsilli veya bu derecede tahsil görmüş olan öğrenciler arzu ettikleri ziraat şubelerinde nazari ve ameli kursları takip ederek bir veyahut bir kaç şubeden İhtisas sahibi olabileceklerdir. Ayrıca bölgenin muhtelif merkezlerinde müstahsiller İçin zeytin bakım ve budama kursları, meyvacılık. sebzecilik ve bağcılık kursları, tütüncülük, pamukçuluk, küçük ehli hayvanlara alt kısa süreli kurslar da açılacaktır. Bundan başka Manisanın Beydere Teknik Tarım Okulunda köy çocukları için de ayrıca ziraat kursları faaliyette bulunacaktır.
Bölge dahilindeki ziraat memurlarının arasıra bilgilerini tazelemek gayesiyle gerek merkezde ve gerekse Bey-derede tekâmül kursları da açılabilecektir. Nitekim şimdi Beyderede açılan zJraat tekâmül kursunda bölge I-çerisindekl yayım teşkilâtında vazife alacak olan 85 ziraat öğretmeni tat-
Tüccar Derneğinin dünkü aylık toplantısı
Serbest ticaret rejimine intibak etmek
için, Dernekte yeni teşkilât yapıldı
Toplantıda seçilen komite, dünya
îyasalannı
daha sıkı bir surette takip edecek
Uzun bir müddetten bert durgun bir devre geçiren Tüccar Demeği, aylık toplantılarına yeni bir programla başlamıştır. Dün Uman Hanında yapılan bir toplantıda. Demek Başkanı, Tüccar Derneğine verilecek istikamet hakkında izahatta bulunmuştur.
Yaş meyva tacirleri bir şirket kuruyor
Kastamonudc 10-15 kuruş olan elma, piyasamızda kaç kuruş ?
Meyva Halindeki toptan yaş mey* va tacirleri kendi aralarında bir şirket kurmak için teşebbüse geçmişlerdir. Şirket, toptan ve perakende meyva ticareti ile meşgul olacak, ileride yaş meyvalarm muhafazanı için tesisler kuracaktır.
Toptan yaş meyva tacirleri, elma mahsulünün bolluğu karşısında elma ihracatı için teşebbüslere girmişlerdir. Bilindiği gibi bu sene her kalitede elma perakende piyasada bile ucuza satılmaktadır. Amasya tipi elmaların Meyva Halindeki toptan fiyatı 35-40 kuruş arasındadır. Pera-kenda piyasadaysa 60-70 kuruşa satılmaktadır.
Kastamonu, Sinop. Niğde gibi elma İstihsal bölgelerinde elma fiyatlarının mahalli pazarlarda toptan 10-15 kuruş civarında söylenmektedir. Hattâ bazı tacirler. İstanbul piyasasında elma fiyatlarının ucuzluğunu gözönünde tutarak, buraya sevkıyat yapmakta fayda görmemektedirler. Elma ihracatına İmkân verildiği takdirde, mahallî piyasalardan İstanbul piyasasına bol miktarda elma sevkedlleceğl anla*'’m ak tadır.
Av derisi piyasası açılıyor
Ay sonunda av derisi piyasası a-çılacaktır. Piyasada geçen seneden az miktarda stok kalmıştır. Alâkadarlar bu sene piyasama hareketli geçeceğin» ümit etmektedirler.
bikat görmektedir.
2 — Bölge Yayım Direktörlüğü: Vilâyet ziraat müdürlükleri teşkilâtının masa başındaki faaliyetleri şimdiye kadar bize büyük bir fayda temin etmemiştir. Bu sebeple bu teşkilâtın yerine memleket zlraatlne daha çok faydalı hizmet edebilecek, köylü veya çiftçinin ayağına kadar giderek onlara doğru yolu gösterebilecek yeni aktif bir teşkilâtın mevcudiyetine şiddetle lüzum hissedilmektedir. îşte yeni kurulan yayım müdürlüğü veya servisi eski ziraat müdürlüğü veya geçecek, vilâyet merkezlerindeki yayım şefleri, kazalardaki yayım tekleyenleri ve köylerde ise yayım aja. ^rı vasıtasiyle bütün bölgeyi bir ağ seklinde örmüş bulunacaktır. Bu servis memurları verimli İşleri köye İntikal ettirebilmek İçin motorlu vasıtalara malik olacaklardır. Her köy bu servisin devamlı müşahedesi altında bulundurulacaktır. İcabında köy öğretmenlerinden dahi bu islerde faydalanmak yolu aranılacaktır.
Buna mukabil köy öğretmenlerine bazı maddi İmkânlar temin edilecektir. Hulâsa: yeni faaliyete başlayan (Ege Bölgesi Ziraî Araştırma Enstitüsü) Türklyemlzde ilk defa rastlanan orijinal ve ideal bir zirai müessese o-l ocaktır.
Bilindiği gibi oerbest ithal rejimi* nin tatbiki üzerine, tüccarın mesu 11 • yeti artmaktadır. Dar çerçeve içinde kalan takas, klering anlaşmalarından ayrılarak, daha geniş ölçüde bir tiracet sahasına kavuşmuş oluyoruz. İthalâtçı tacirin bu kışın ticaret sahası içinde, en ucuz, en İyi kalitede malı İthal etmesi bir zaruret haline girmiştir. Bu itibarla tüccarın dünya piyasalarını gtlnü gününe takip etmesi, daha ehemmiyetli bir mesele haline girmiştir.
Tüccar Demeği Başkam İzzet Ak-osman, piyasanın bu ihtiyacını gözönünde tutarak. Derneği bu yeni ihtiyaçlar karşısında yeniden organize edeceğini söylemiştir. Başkan tarafından verilen bu izahat, âzayı tatmin etmiş ve hararetle kabul edilmiştir. Yapılan müzakereler neticesinde liberasyon mevzuunu, yeni ithal rejimi ve dünya piyasalarını takip etmek üzere bir komite kurulma* sına karar verilmiştir. Komite bu meseleler etrafında devamlı Mr surette araştırmalar yapacak, Azasım zaman zaman tenvir edecektir.
İstanbul Limanından ihracat
En ziyade Tiftik ve fındık İhraç edildi
Ticaret
•r»
ası tarafından verÜ«K
menşe şahadetnamelerine göre, ağua-toe ayı İçinde limanımızdan muhtelif memleketlere 12.332.878 liralık İh
racat olmuştur. Temmuz ayında İse yapılan İhracatın kıymeti 18.143.708 liraydı.
thraç edilen malların yanında tiftik. fındık, tütün bulunmaktadır.

ılardan tiftik ihracatı en riyada
Birleşik Amerikaya, ikinci derecede tnglitereye vâki olmuştur.
Izmirde tütün satışları
İzmir, 20 (Hususî) — Garry Tobacco Baş direktörü Mr. Foller, IW günden bert işlenmiş tütün piyasasında yaptığı konuşmalar sonunda sürprizli bir fiyat olan 325 kuruştan 734 bin Kg. tütün satın almıştır. Satıcılar Fethi Uygun er. Haydar Dündar, Savel Ltd.. Kadri Kut. Alî Arcan ve Tahlr Verveddir.
1949 mahsulü İşlenmiş tütün piyasasının 325 kuruştan açılmış olmam, tütüncüler arasında hayretle karşılanmıştır. Çünkü tüccara maliyeti 325 kuruştan aşağı olmamak lâzımdır. Bu tütünlerin 340 kuruşa satılacağı tahmin edilmekte İdL
DAVET
Bugün saat 15 te Bevazıtta Marmara Sineması altındaki Marmara Lokalinde yapılacak fevkalâde ziynet İkramiyeleri keşidesinde hazır bulunmak suretiyle Bankamıza şeref vermelerini sayın müşterilerimizden saygı île rica ederiz.
AKBANK
20/X/1950 Cuma
Borsalarda vaziyet
İstanbul :
İzmir :
Ecnebi Tahviller
Paınnk (Kuntun = T alları) .....
Ashraounl Kısa elyafiı F/G. ...
Karnnk Uzun elv&flı F Q......
0,80
500 0,01.876 73,88.40
0.44.128 001-878
9.73.90
KAMBİYO
İstanbul Borsası
Zürich Borsası (Serbest)
ESHAM VE TAHVİLÂT
Devlet Tahvilleri
Şirket Tahvilleri
Şirket Hisse Senetleri
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
SALARI
YABANCI BORSALAR
New-York Borsası
Londra Borsası
İskenderiye Borsası
1 Sterilng «— 100 Dolar ...*»•••• 100 Fr. F rangı . 100 Leviçro Fr. . 100 Belçika Fy. 100 î>veç Kr. ... 100 Florin ...-
100 Üret .......
100 Drahmi .....
L00 Escoudoe ....
Altınlar
Külçe Yeril Gr. Külçe Deraaaa.
Cumhuriyet Reşat
Hami t -Gulden .......
İngiliz ......
Frarufia kok .. Napoli on LD . îaviçro
Demiryolu Demiryolu Demiryolu
Tr6
%8
%6
M

%7
%7
%7
%7
%7
%7
%7
%7 Mflll Müdafaa VL 20.10
İkromiyeli tahviller
1933 Ergani ......
1938 İkramlyell .... Milli Müdafaa I____
İMİ Demiryolu IV .
%5 1911 Demiryolu v %4 1/2 1949 îkr&mlyell .
Diğerleri
1941 Demiryolu VI . Kalkınma 1 ,
Kalkınma II (
Kalkınma IH ,
1948 Utikrazı I .
1948 tetikrazı II
1949 letikraxı I .
Milli Müdafaa 1
1934 SIvom-Erzurum
1234 “ II-V
1941 1941 1941 Milli Müdafaa Millî Müdafaa Miül Müdafaa
T.C. Ziraat Bankası ...
Anadolu D.Y. Tertip A/B.
99 99 99
M ° *80________
„ MÜmea. Senet
20.80 109.35
112.ST
63.—
T.C. Merkez Bankası ........ Türkiye İş Bankam .........
Türk Ticaret Baakaaı ______
Arslan Çimento ... ........
Şark Değirmencilik .........
Milli Reasürans ...........
123.60 8Ö.-
A-
6.50
23.26
16.—
İstanbul Ticaret Borsası
İzmir Ticaret Borsası
et
Levant İç Ekstra iri
Karu tisüm
Thompson çekirdeksiz seçme Keten tohumu ( Buoeli=Dular>
Minneapolle .................
Kalay (LtbrezrSent) ..........
Levha-teneko (100 libre dolar)
Buğdcıy (Buşeli—Sent) ..........
Sert Kış mahsulü No. 2 Kırmızı Kış mahsulü No. 2 .....
Pamuk Mlddllng (lJbreai=Sent) Ekim
A ndık ••••«.m.
Mart .........................
Mayıs
Tiftik (Ubresl=Sent) Teksas 1
Fındık (Llbreı»İT=Snnt) ........
Kabuklu yeril İri ............
” orta ............
’thal malı ........
iç İthal malı .....
(Llbrcnl=Sent) «...
Keten lobumu (Tunu=Steril)
Bombay . ••••
Kalk ü ta ................
Ter tıstığr Hindistan .....
TL—
78.—
73.-
70.—
76 —
Bradford Piyasası
99
99
• •
Tiftik
• I
Yün
• •
İyi mal *I.lbreM= Fiyat) Sıra malı
Anadolu Trakya
buutta
Eski kur
I7-10-1Ö50 Durumu
Türk Liram ....
l^olsr
Steri Ing Franms Frangı
İsviçre
Franıc»
Kupmuş?
Hububatı
Buğday yumuşak (Tüc.) . Buğday Ofis ..............
Arpa yemlik (dökme) ......
Mısır “an (çuvalı) ....
Faüıılva tombul
Fasulya Çalı sert ........
Kujvcml .................
Mercimek kırmızı kabule. . Mercimek yeşil ♦«••M • ••••*••••• Nohut aatürcl ............
Yağlı tohumlar :
Ayçiçeği tohumu •SSSSS4••»•••• Keten tohumu .............
Kondlr tohumu • • •
Susam
Yar fısuğı kabuklu .......
Kıırn Meyvalar :
Fındık * kabuklu sivri) .... Fınîık (İç tombul 1950) CovU (kabuldu) .......
Ceviz (İç natürel) .......
Dokumn ham maddeleri t
JifUk tana mal .........-
Tiftik zNatürel)
Yapak Trakya (Kırkım) ..
flam deriler x
Sığır salamura (kasap) Ki Keçi tuzlu kuru kilosu ..^ Koyun hava kurusu kilosu
Nebati Yadlar :
Zeytinyağı (E.S. tenekoli) Susamyagı (Raf. sıra) ....
Ayçiçeği (Rafine çıplak) .. Fındık yeği (Çürük) ......
Huğun
EaK> Kapanış
Adana Ticaret Borsası
Trabzon Ticaret Borsası
DOS
EekJ kuı
Açut«
7^4.50
Kaparı^
7.84 280.—
0.80 04.03
5.50
0.0L876 73.68.40 0.44.12b 0.0L876
9.73.90
Lira
4.70
37.00
29.20
44.—
Lira
En aşM^ı
1.05
4.»
10.80 1.13 1/2
En yukarı
1.15
4.36
10.05
1.15 1/2
22.® 20.7b 20.30 98.-98.® 96.®
08.90
96.90
08.90
97.10
96.—
95.40
96.30
20.20
20.70
21.20
21.40
20.40
20.55
20.35
20.®
21.10
324/333
320^30
56 —
Üzüm çekirdeksiz No.9 tncir A merisi No.h .
İncir B serisi No. 108 . Pamuk Akala I ...
Pamuk Akala II ...
Pamuk Akala II ..
Pamuk yeril .........
Pamuk yağı (rafine) .. Pam ık çekirdeği ....
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşak .......
Buğday sert • •••••••• ae ( Arpa M • • • • ••
28--
27.-
29.-
28.-
252.—
233.—
7.72
86.50
29.10
43.90
33.— 29.08 2L—
34.—
36-
310.—
100.— 215.—
38.—
48.—
34.—
93.—
160.— 215.—
220.-
243.— 210.— 150.-
tiugiın
77.—
47.-4L— 351.— 195.— 160.— 172.6
109.-
18 —
Kon Kapanıp
78.—
48.-
4L-360.— IH0-— L6O.-280.— 110.-
17.-
Pamuk Akala (Hatay) Pamuk Akala Adana) Pamuk Akala II ...
Pamuk Akala III ..
Pamuk yerli I ..
Pamuk yeril H M
Birinci Akala vâdell ...
Hazır .............
İkinci Akala yağmur yemM ...............
310.— 310.— 2®.— 258 V2
FINDIK •
39.—
39.OT
88.09
115.—
63.—
68.-
U V4
3.®
112.50 î 30
257.—
226.—
37.80
39.®
39.74
39.00
HA—
U V4
8.®
111.—
TAO
81.—
29.—
21.—
21.-
34.—
40.-
n) %ÖÜ randımanlı kabuklu tombul .......
b) îç sıra kontrollü
150.—
300.—
145.-
290.-
285.—
325 —
310.—
DÜNYA BORSA ve PİYA
Ticaret borsasında fındık piyasası sağlam durumunu muhafaza etmektedir Dış piyasalardan mahdut miktarda istekler olduğu halde, sabalarda nazlı davranmaktadırlar. Susam fiyatları tekrar bir ilerleme kaydetmiş, fakat hararetli istekler karşısında kalmıştır. Buna muvazi olarak t»ut>am yağı fiyatları da artmıştır.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Bor-sasında kayda değer bir şey görülmemiş, yalnız % 6 faizli Kalkın ma Tahvilleri üzerine İşler olmuştur. Altın piyasası durgun bir çehre ar-zetmektedir.
Czüm piyasasında başlayan anlaşılmaz sükûnet fiyat tenezzülüne sebep olmaya başlamıştır. Muamele cüzidir. Yeni işlere intizar edilmektedir, tndr piyaasHuıda iyi mallara müşteri olmakla beraber değişme yoktur. Paımılc piyasası bugün gayet zikzaklı bir seyir takip etti. 360 kuruştan açıtan piyasa az sonra 365 kuruşa kadar yükseldi ve bu fiyatlarla hay-lı muamele yapıldı.
Bant 13 ten itibaren anlaşılmaz bir haber Borsa fiyatlarını geriletmeye başladL 363 kuruş olan İlk gerileme saat 14,30 da 350 kuruşa kadar İndi ve Borsa 351 kuruşta hareketli kapandı.
M E M
L E K E T ve


tl Ekim 1950
75.000 liralık
■ ■

ediye kurcamızda
cazananların listesi
Bir albüm
4321 4322 4323 4324 4325
4326 4327 4328 4329 4330
4331 4332 4333 4334 4335
4336 4337 4338 4339 4340
4341 4342 4343 4344 4345
Bir albüm
6781 6782 6783 6784 6785
6786 6787 6788 6789 6790
6791 6792 6793 6794 6795
6796 6797 6798 6799 6800
6801 6802 6803 6804 6805
Bir albüm
29366 29371 29376
29381 29386
29367 29372 29377
29382
29387
29368 29369 29373 29374 29378 29379 29383 29384 29388 29389
Bir portföy 34433 34434
Bir çift
6304 6309 6314 6319
6324
Bir çift
13244
13219
13254
13259
13264
Bir çift
31528
31533
31538
31543
31548
Bir çift
32335
32340
32345
32350
32355 32356 32357 Bir Varaer ruju 3657
3662
3667 3672
3677
Bir Vamer ruju
3952 3957
3962
3967
3972
29370
29375
29380
29385
29390
Y E N î İSTANBUL
Memleket mektupları
Küçükkuyunun yukarısında
Yazan : Ahmet KOKSAL
Atina hususî muhabirimiz bildiriyor
Sayfa 6

27474 27430
27486 27492
27498
27504
27475 27481 27487
27493 27499
27505
27476
27482 27488
27494
27500
27506
27477 27478
27483
27489
27495
27501
27507 27508
27484
27490 27496
27502
27473 27479 27485 27491 27497 27503
27509 27510
Bir kitap (Nebi Oğlu Yayın evinden) 30976 30977 30982 30983 30988 30989 30994 30995 31000 31001 31006 31012 31018
31024 31025
31007
31018
31019
30978
309S4 30990 30996 31002 31008 31014 31020
30979 30985 30991 30997 31003 31009 31015 31021
30980 30986 30992 30998 31004 31010 31016 31022
30981 30987 30993
30999
31005
31011 31017
31023
31634
81639
31644
6305 6310 6315
6320
6325
6307 6312 6317 6322 6327
6308
6313
6318
6323
6328
Yedi tepe Mecmuasının bir yıllık abonesi
27287 27288 27289 27290 27291 27292 27293 27294 27295 27296
Yedi tepe Mecmuasının bir yıllık abonesi 35863 35864 35865 35868 35869 35870
33561 33566 33571 33576 33581
Bir
17498
17503
17508
17513
17518
[Bir
18443 18448 18453 18458 18463
31635 31636 31637 31640 31641 31642 31645 31646 31647
Bir para çantası
33562 83563
33567
33572
33577
33582
kurşun dolma kairm 17499
17504
17509 17514
17519
kurşun dolma kalem 18444 18-149 18454 18459 18464
31638 31643 81648
35862
35867
35866
35871
33568
33573
33578
33583
33564
33569
33574
33579
33584
33565
33570
33575
33580
33585
17500
17505
17510
17515
17520
17501 17506 17511 17516 17521
17502
1T507
17512
17517
17522
18445
18450
18455 18460
18465
18446 18451 18456
18461
18466
18447
18452
18457
18462
18467
18243
13248 13253 13258 13263
erkek çorabı
6306
6311
6316
6321
6326
erkek çorabı
13245
13250
13255
13260
13265
erkek çorabı
31529
31534
31539
31544
31549
erkek çorabı
32336 ■■■■
32341
32346
32351
13246
13251
13256
13261 13266
13247 13252 13257 13262 13267
31527 31532 81537 31542 31547
31530 31531 31535 31536 31540 31541 31545 31546 31550 31551
Bir çay fincanı
18942 18943 18944
18947 18948 18949 18951 18952 18953 18954
Bir para çantası
81624 31625 31626 31627 31628 31629 31630 31631 31632 31633
18941
18946
18945
18950
Blr termos
5256 5257 5258 5259 5260
Bir termos
16359 16360 16361 16362
Bir (llş fırçası
31378 31379
31383 31384
31388 31389
31393 31394
Bir erkek eşarp
4480 4481 4482 4483 (Devamı var)
16358
31377
31382
31387
31392
31380 31381 31335 31386 31390 31391 31395 31396
“TAYLOR” OSİLATÖRÜ
82334 32339 32344 32349
82354
32337
32342
32347
32352
3656 8661 3666
3671
8676
3658
3663
3668
3673
3678
3659
3664
3669
3674
3679
32338
32343
32348
32353
32358
3660
3665
3670 3675
3680
Model 65 B.
8951 8956
8961
3966
8971
3953 3958 3963
3968
3973
3954 3959
3964
3969
3974
3955
3960
3965
3970
3975
MOtonavip cerynnts çsk (pın seyyar 100 Ke'dan (6 Mc*y® kileler Işnrot roricl (osilalAr). Ou nlıU radyoların sabit tekerrürü ( M f.) vo muhtelif dalga hıklarını ayar vs aıak işin yapılmış huşuna bir sinilir.
Hu Duikinonln rsrdıği işli ma sinyali 400 c/sdtr.
uzun-yokla* huaual
19629 19634 19639
19644
19649
Bir Varner
19630
19635
19640
19645
19650
19631 19636 19641
19646 19651
ruju
19632
19637
19642
19647 19652
19633
19638
19643
19848 19653
Radyo tamir idleri İle oğra^an her alelye sahibinin temiz ve garantm iş yapabilmesi için (ûrümhi bir cihardır.
VOBKİrS OCNEL ACEVTAUÖO
ŞAFAK TİCARET A.O.
MERKEZ POSTAHANESİ KARŞISI MUHSINOötU HAN No 3-0 - İSTANOUL TELGRAF t ANTANT . İSTANBUL POSTA KUTUSU 446 TELEF 20744

Bir Varaer
32310 32311
32316
32321
32326
32331
32315
32320 32325
32330
32312
32317
32322
32327
32332 32333
ruju
32313 32318 32323 32328
32314
32319
32324
32329
32334
SAHİBİNİN SESİ
12005
12010
12015
12020
12025
Bir kravat maşası
12008
12011
12016
12021
12026
12008 12013 12018
12009
12014 12019 12024
12007
12012
12017
12022 12023
12027 12028 12029
17108
17113
17118
17123
17128
Bir kravat maşası 17109 17114
17119
17124
17129
17U0 17115 17120
17125
17130
17111 17116 17121
17126 17131
17112
17117
17122
17127
17132
25192 25197 25202 25207
25212
Bir kravat maşacı 25193 25198 25203 25208 25213
25194
25199 25204 25209
25214
25195
25200
25205
25210
25215 25216
25196
25201
25206
25211
33947
33952
33957
33962
33967
Bir kravat maşası
33948
33953
33958
33963
83968
33949
33954
33959
33964
33969
33950
33955
33960
33965 33966
33970
33951 33956 33961
33971
13031 13036 13041
13046
13051
14853
14858
14863
14868
14873
26381
26386
26391
26396
26401
31593
31598
31603
31608
31613
Bir 13032 13037 13042 13047 13052
Bir
14854 14859 14864 14869 14874
Bir
26382 26387 26392 26397 26102
Bir
31594 31599 31604 31609 31611
çakı
13034
krom 13033 13038 13039 13043
13048 13053
krom
14855 14860 14865 14870 14875 krom 26383 26388
26393 26398 26403
krom
31595 31600 31605 31610 31615
Bir kitap
15228 15231
15240 15246 15252 15258 15264 15270
13044 13049 13054 çakı 14856 14861 14866 14871 14876 çakı 26384 26389 26394 26399 26404 çakı
31596 31601 31606 31611 31616
13035
13040
13045
13050
13055
14857
14862
14867
14872
14877
26385
26390
26395
26400
26405
15226
15232
15238
15244
15250
15256
15262
15268
15274 15275
15227 15233 15239 15245 15251 15257 15263 15269
15229
15235
15241
15247
15253
15259 15265
15271
15230 15236 15242 15248 15254 15260 15266 15272
31597 31602 31607
31612
31617
15231
15237
15243
15249
15255 15261 15267
15273
20424
20430
20436
20442
20448
20454
20460
20466
20472
Bir kitap
20426 20432 20438 20444 204 50
20425
20131
20437
20143
20449
20455 20456 20461 20462 20467 20168 20473
20427 20433 20439 20445 20451 20457 20463
20469
20428 20434 20440 20446 20152 20458
20464
20170
20429
20435
20441
20447
20453
20459
20465
20471
Bir kitap (Nebi Oğlu Yayınevinden i
27461 27462 27463 27164 27465 27466
27467 27468 27469 27470 27471 27472
teneke sıcak-Biraz bir ya-
|Z ÜÇÜKKUYUdan çıkarak zeytln-" İlkler arasında derleyen yan patika, yan şose yol 4-5 kilometre u-zunlukta 200 metre kadar dolanıp yükselerek slz| bir tepeye götürür. Zeytinliklerin bitip de artık çamların başladığı yerde bir dağ çeşmesi karşınıza çıkar. İplik gibi İnce akmaktadır. Taş oyuğunda bir maşrapa» kurumuş ağızların lığını dindirmek için bekler, daha yürüyünce gene çamlık
maçın üzerinde bütün damları kiremitli büyükçe bir köy görürsünüz. Bu Adatopedlr. Daha ilk bakışta anlaştır ki, varlıklı bir köydür burası. Zeytincilik bu bölgenin bütün köylerini doyurduğu, zenginleştirdiği gibi, burayı da ihmal etmemiştir. Nereye bakarsanız; inişi, yokuşu, dereyi, tepeyi olanca cömertliğiyle donuk, acı bir zeytin yeşili seli kaplamıştır. Zeytinin hikâyesi ise ayrı bir fasıldır. Hem burada anlatılamıya-cak kadar uzun ve çileli. Neyse biz, sade gördüklerimizi sıralıyalım.
Adatcpeye uğramadan gene çamlar arasından denize doğru Lierllyerek ve biraz önce eteklerinden geçtiğimiz sırtın üstünden ucuna kadar yürürsek. büyükçe bir kayanın içi o-yularak mahzen, Üzeri düzeltilerek bir gözetleme yeri haline konulduğunu görürüz. Yukarı çıkmak İçin aynı taşta basamakların oyulması da u-nutulmamıştır. Kayanın üç yanı dimdik bir İnişle aşağıya doğru uzanmakta *e buralardan kayalığa çıkmayı İmkânsız kılmaktadır.
Klmblllr kaç yüz yıl önce hangi İnsan elleri bu taş parçaamı yontarak, bakışlarını ilerde masmavi alabildiğine uzayan Ege Denizine doğru uzat-UT
Yoksa bu yüksek kayalık çok eskiden Trova'nın Arşlpel’e sürülmüş bir gözetleme kulesi miydi T
Belki de burası bir zamanlar bir korsan sığınağı idL işte au biriktirdikleri mahzen; ıslak, yosunlu duvar-lariyle çağlar ötesinden bize bir şeyler fısıldamıya çalışıyor. Bir kale burcunu andıran heybetle bütün Edremit Körfezini, karşıki solgun adaları ve çepçevre olanca büyüklüğü, genişliği, güzelliğiyle pırıl pırıl Adalar Denizini kucaklayan şu kayanın üzeri, size Türkiyenin en güzel görünüşlerinden birinin karşısında bulunmanın lezzetini verecektir. Tür-klyenln en güzel, fakat tanınmamış eşsiz güzelliklerinden biri, nice işitilmemiş binbir güzellikten biri.
Partisinin sevgisinden mahrum, Merkez Komitesinin muhalefetine ve milletin nefretine mâruz olan Bulgar aşbakanı Çervenkofun yakında tasfiyeye uğraması muhtemeldir
t
bazı kı-yapılan bir çok İnşasını »aydan
Bulgar Baş İmkanı Çervenkof
(sokhıa i ki ad) bir meraMmda
Atina 18 (Hususi muhabirimiz Marc Marceau bildiriyor).
Sofya sokaklarından geçen T 34 tanklarının batılı müşahitler üzerinde derin tesirler yarattığı söylenmektedir. Diğer taraftan, alınan sa haberler. Bulgaristan a harp malzemesi sevkıyatını, yolların ve yeni köprülerin bildirmektedirler. Nihayet
gittikçe artan uçak meydanları karşısında. insan, bütün bu hazırlıkların Tito Yugoslavyasına olduğu kadar Yunanistana veya Türklyeys karşı müteveccih olup olmadığını sormaktan kendini alamıyor. Son günlerde Bulgari ar, Evros nehrindeki bir ada cık için Yunanlılara karşı ve Türk ekalliyetin tehciri suretiyle de TÜrk-lere karşı, endişe verici tahriklere girişmiş bulunmaktadırlar. Bütün bunlardan anlaşılıyor id, S o vy e iler İn desteklediği, teşvik ve himaye ettiği Bul garlar, bugüne kadar takındıkları nispeten sakin tavn bırakarak, şiddetli bir "soğukharbe” başlamış bulunmaktadırlar. öyle *blr eoğukharp ki, ufacık bir ihtiyatsızlıkla, hemen “sıcak harbe” inkılâp edebilir.
Bununla beraber, fazla kötümser olmaya da mahal yoktur. Rusların, Bulgarlstandakl hazırlıkları, komşulara karşı herhangi bir taarruzdan ziyade, Sovyetlerin Bulgaristanı her ihtimale karşı takviye etmek arzularından ileri gelmektedir. Komünist rejimi Bulgaristanda yerleşmiş olmaktan çok uzaktır. Bilâkis her gün, rejim aleyhindeki temayül artmaktadır. Bunu anlayabilmek için Bulgar ekonomisinin takip ettiği gelişme seyrine ve Bulgar Komünist Partisinin geçirmekte olduğu buhrana bir göz atmak kâfidir. Her iki hâdise de, Çer-venkof Hükümetinin, Moakovaya ne kafa tutmak, ne de buradan gelen direktifleri lâyık lyle tatbik etmek kudretini haiz olmadığını açıkça göstermektedir. Filhakika, Çervenkofun da bağlı olduğu “üstün” Sovyet Hükümeti. mütemadiyen vahamete doğru seyreden gelişmeye hâkim oluna-madığının farkındadır. Dlmltrofun halefi de zaten, hükümetinin. İçinde bocaladığı müşkülleri itiraf etmek mecburiyetinde kalmış ve partisinin merkez İcra komitesi politbürosunda bunlan açıkça İfade etmiştir.
Çervenkof, Polltbüroya verdiği son raporunda, Moskovanm tazyikiyle tatbik edilen iktisadi politikaya karşı yapılan sistematik baltalamalan meydana vurmuştur. Sovyet ağır tanklarının geçit resmi etrafında yapılan velvelell propagandalar devam ede-dursun, Çervenkof, salâhiyetti ma-knmlann feci ihmalleri neticesinde, Dujguı Işkının açlık tehlikesiyle
olaşabileceğini kabul etmek zorunda kalmıştır. Maksat, tahmin edilen miktarı bulmadığı gibi, hasa d da, tasavvur edllemlyecek kadar kötü şartlar içerisinde cereyan etmiştir. Siyasi bakımdan şüpheli sayılan mütehassısların yerine tâyin edilen memurların kabiliyetsizliğine, bir de, memleket e-konomlsLnin Sovyetleşttrilmesl programına muhalif, hattâ düşman kalan idare cihazının açık sabotajı İnzimam etmiş ve durumun vahametini arttırmıştır. En yükseğinden en küçüğüne kadar, bütün memurlar, rejimi kötülemek hususunda ittifak etmişlerdir. Zira! mahsulleri toplamaya memur olanlar, çiftçi zararına hatıra gelmez sahtekârlıklar yapmaktadırlar. Çiftçiler devletle yaptıkları muamelâtta daima mutazarrır olmuşlar ve devlet-de, topladığı mahsulleri muhafaza etmek İmkânını bulamamıştır. Daha kötüsü, mevcut silolarm, toplanan mahsule kifayet etmemesi ve rekoltenin, yağmur altında veya hırsızlık yolu ile ziyan olup gitmesidir. İaşe servisinin bu kifayetsizliği, toplanan mahsulün hemen tamamının mahvolup gitmesine sebep olmuştur.
Zirai sahada uğranılan bu muvaffa-fıyetsizlik o derece şümullüdür ki, ko-münİBt partisi, köylüye tatbik edilen tahditleri geniş mikyasta kaldırmaya mecbur kalmıştır, Kolhozlara iştirak mecburiyetinden kurtulan köylünün muhalefeti İse, günden güne artmakta ve açığa vurulmaktadır.
Çervenkofun, zirai sahada itiraf et-mek mecburiyetinde kaldığı bu mu-vaffnkıyetaizllğin. başka sahalara
aksetmesi çok muhtemeldir işçiler, gayri memnun ve Lenin - Markstz-mlne muhaliftir. Memurlar, memleketlerinin Ruslaştınlmasuu. muhalefet etmekte ve bütün sosyal kademelerde sarih btr İstiklâl arzusu, her gün biraz daha kuvvetlenmektedir.
Tito misalinin ezici Rus vesayetinden kurtulan Yugosîavyanm, Bulgar efkârında derin ve şümullü akisler yaratmış olması çok muhtemeldir. Bunların hepsinin fevkinde, büyük kısımlarlyle Dimi tr o fa, hattâ Koakofa bağlı kalmış olan Bulgar Komünist Partisinin gösterdiği sabırsızlık. Sev-yetleri çok düşündürecek mahiyettedir.
Bu sebeple Ruslarm, Bulgaristan tL zerlndekl kontrollerini arttırarak, bu kıymetli peyklerinin, Tltoculuğa sapmasına engel olmasına çalışmaları ta-bildlr.
Bütün kilit mevkilere Moskovada yetişmiş mutemet şahsiyetler yerleştirmiş olan Rusların bütün gayretlerine rağmen, Bıılgnrlstamn Ruslaşb-rılmnsı hemen hiç ilerlememektedir. Bu memleketin gösterdiği mücadele azmi cidden şayanı hayrettir, Sovyet* ler Birliği, ufacık Bulgaristan! bir türlü hazmede m em ektedir. Umumi efkarı saran Rus aleyhtarı cereyan. Bulgar Komünist Partisinin Moeko-vadan gelen emirlere boyun eğmemesi hasebiyle, her gün daha kuvvetlenmektedir. Çervenkofun, bir çok parti ileri geetolerini, Sovyet politikasını baltalamakla alenen İtham etmesi bunun en bariz delilidir. Ancak Çervenkof. hiçbir zaman Dimltrof veya Kostof çapında btr şahsiyet olamamıştır. Tam Ouissllng olan bir adam. Moskovaya körükörüne itaat eden bir uşaktan başka bir şey değildir. Fakat» Bulgar Milleti, böyleslne pek mütehammil değildir. Partisinin bile sevgi, sinden mahrum, merkez komitesi âza. lanndan bir kısmının muhalefetine ve milletin nefretine maruz olan Çerven-kof. ancak kızıl orduya dayanarak tutunabilmektedir. Fakat bu kudretli destek bile Çervenkofun İktidarını pek fazla uzatamaz. Sovyetler, faydasız bir kozu ellerinde fazla tutmayacak kadar realisttirler. Bu itibarla, Çeıvenkofun. her sahada itiraf ettiği muvaffakıyetsizltkler temadi edecek olursa, Moskcrvanın, daha sert tedbirlere müracaat etmesi muhtemeldir. Bulgaristan, Sovyetler için hayati e-hemmiyeti haizdir. Bu çok kıymetli mevzii ntehllkeye düştüğünü görünce. Kremlin, faydasız safrayı feda etmek, ten katiyen çekinmez. Çervenkof, bugün, yann, dar ağ a cinin yolunu tuta-bülr ve Bulgaristan, yeni bir Sovyet cumhuriyeti olmak tehlikesiyle karşılaşabilir.
Plâklarında en son çıkan dans şarkılarını
ŞENSES
MAĞAZASINDA DİNLEYİNİZ
Kucakladığı görünümün yüceliğine denk bir ağırbaşlılık içinde ken(ıi yalnızlığına gömülmüştür. Bir yaz sıcağının derin ve sağır sessizliğini hırpalayan, sadece kayanın üzerine bir dalını uzatmış yüksek çam ağacında durmadan öten, zamanı seslendiren birkaç cırcır böceğidir.
JOF. 25
JOF. 37
4145
4146
4147
4148
Dikkat:
ÛUİZAS OUİZAS.......
LA SAMBA DE PARİS....
MANİANA..............
MA CABANE AU CANADA. . OU EST-TU MON AMOUR . . AGAİN ...............
Bolero Samba Samba Slow Fox Slow
Her 6 plâk alana bir kutu iğne hediye edilir
Telefonla sipariş kabııl edilir ve adreslerine gönderilir
Satış yeri : ŞENSES, Sirkeci, Hamidiye Cad. No. 37
Telefon : 21268
i*
aya-
gece
ht P
Adam, anahtarı bir yerlerde an ya çakmış gibi Önce kalktı, sonra fikrini değiştirerek:
— Üstümde olacak, bir tarafa koymadım İd. Bn aradım ama ceplerimde yok, bulamadım, dedi
— Bu gece mi?
— Ya, hiç uyumadım Marthe. Geç vakitlere kadar
odasında İdim. Her şeysl yerli yerinde duruyor. Şöminenin üstünde şapka İğneleri var. Bir vıızoda solıık çiçekler kalmış. Hiç birine İlişmedim. Yan bakıyor, gülümsüyor. Bir grafı, yenilerden daha çok ışıl ığıl bir gülilşU vur 1lL_ Küçük yazıhaneyi açmak
siz açın. O kutlar ufak bir şey kİ, para çantama koymuşum.
Marthe, kurtuluş yoluna ulaştığını sandı, “nesneyi,, telâş göstermeden, uslu uslu aldı:
— Mend, dedi. Hemen mücevherler! alıp dakika durun-..
İçine mektupları sokuvermek İçin, kndlte
tutuyordu, öbür odaya doğru yürürken, adamcağız
maNaMinın üstünden insana, resmi kaç nene evvel çektirdiği bu foto-Hevlyorunı: Matlıilde’lu o rai in Öyle Sabaha kadar karşısında oturdum. İstedim. Halı. İşte anahtar, haydi
Bu kıymetli
geleceğim. 81*
bir
çan taamı
I
*
de
takip etmek istedi. *
— Ben de gdeylnu
— Lüzum yok. Ben çabucak alır getiririm. Eniştesine dönerek, nlyazkûr bir tonla:
— Buıuı emniyetiniz yok mu? diye İlâve etti.
Biraz tuhaf kuçan, yalvarışı andıran bu lâf, adaınm
öyle bir kup-ötekl
el İn-
önü
pek
dönüp birine
odaya
arlcayn Çöktü-
kulağına girmedi. Kendini acıklı düşüncelerine tırmıştı ki. Madam Cbenevray'in, acele acele geçlverlşlne, ses çıknrmadı.
Marthe, kardeşinin mlnsına girdikten sonra bakınca, Momrevel'ln, boııdolr’daki koltuklardaıı
ğiinü gördü Açık kapıdan, adamı gözetleyip kollamaya imkân vartİL Ceaur İnsanlara tehlikenin verdiği soğuk karıl ılıkla, hemen çakacak yazıl ianeyi açtı. Bir gün evvel yalnız başına iken, ortakla korkacak bir şey yok İken, titreyen, sarsaklaşan elleri, şimdi hiç sinirlenmeden, çevik çevik hareket ediyordu.
Yazı uıasnNUD açıp kapağı indirince, Plerre Emagny’nln dediklerini hatırladı.
"— Sol taraftaki çekmede.,,
Fakat her İki yanda, üst üste, üçer küçük çekme vardı. Söylenen taraftaki gözlerden, rnstgrle birini çekti: Elmas çekmeliydi bu. Hemen onu luıpatıp, içinde —nihayet!— mahut mektupları bulduğu başka bir gözü çelunfştl ki, yay gibi gerilinle hislerinin verdiği yanılmaz bir sezgi İle, arkasında birinin durduğunu anindi.
Mektuplar ilk çckmrde bulunsaydı, çoktan çantanın dibini boylamış, ortadan kal tanış olacaklardı.
Mösyö Monrevcl; içeride bir an bekledikten sonra, gnyet tabiî surette yerinden kalkmış, —kadıncağızın çekine açıp ka-
Ayaldarınız altına serilen bu Adalar Denizi panoramasında; çağlar ö-tMinden başlıyarak günümüze gelinceye kadar Aşil, Tektor gibi nice mitoloji kahramanlan, boy boy ka-vlmlerln akınlan, sayısız savaşlar, medeniyet yürüyüşleriyle dolu koskoca bir insanlık tarihi hayalinizde bir canlanmaya, açılmaya, başlar ve siz bir an İçin bile olsa, kendi geçici varlığınızdan sıynlrp, yaşadığınız zamanın dışında bulunmanın yüceliğini tadarsınız.
Henry Bordeauz
kar-
da
BulgaristanlIn mecburi çalışmaya m«% keti ilenlerden bir grup
iiişen Maske
Çeviren : Mebrare Alevok
8
4
F
pama işine İyice daldığı sırndıı—tüylü halının üstünde bk ayak seal yapmadan, yanı un gelivermişti.
M art he eniştesine döndü. Fakat yüzünün aaranp solurunu adam farkctmedL
Sakin, tabii bir sesle baldızına:
— Onlar Matlıllde'ln mektupları. Mücevherler orada de-dedL
Marthe
ötekini
— Hah
Eniştesi
çahtıcnk çekmeyi IttL açarak:
İşte, dedi.
eğilmiş, omuzunun Üstünden bakıyordu.
— Burada yüzükten başka bir şey yok.
— Zaten sade yüzük severim.
— öyle İse seçin.
— Bu da nereden aklınıza geldi...
— Ona hem analık, hem abİAİık ettiniz. Marttır; benim İçin de müşfik bir kurdeş oldunuz. SI* yardım ettnrsenls, «a yapardım acaba? lirle Juilette ne olur, ne hale giderdi?
Heyecan İçinde eğildi, bu İd ıtırım elini öptü. O da:
— Mallıiide't rw çok »evirirdik diye mırıldandı. Mahfazaları bir btr açıp baktılar.
Monrevel:
— Evet, bu İncileri alın. Size, acımızı, beraber çoktlğl-acıyı hnlırlatacaklnr, dedi.
— Ya küçük Juilette?
«— Annesinin müocvhfiricriııi 09a ileride vereceğim... Bü-bu yakutları, firuzeleri, zümrütleri; gös okşayan, mesut hayat nasibini müjdelermiş gibi ışıldayan bu renk renk
nılz
tün
btr
taşlann hepsini bir gün onu vereceğim...
Marthe, IneileTİ parmağına geçirdikten sonra* oturduğu yerden, yavaşça kalktı:
— Teşekkür ederim Jhcu ur s, bu yüzüğü Ömrüm oldukça takacağım; divit
Halinden hiç bir şey belli değildi. Çekmeyi kapadı ve yazıhanenin kapağını örtmek İstedi.
Tehlike şimdilik geçlştlrilnılştt ama; yarm; bir saat ann-
kendini
geçen o tekrar
şükür, anahtar yerinde
evvrl. zâhlr kilitlemek ne düşündü ise. kllitle-
şu kâğıtlarını da yapılınHAial İstediği
bir kötülük getlrıue*
rs, belki de İki üç dakika sonra tekrar ortaya çıkabUlrdL Monravel’ln. teessür içinde, saygı ve hayranlıkla eliııe eğilişi nlmiMit mabut “emaneti,, geri istemek İçin suç bin d ırmaktan çrk İnmeyecekti.
EntatoaİKutan gördüğü emniyet, lâkırdı aracında çocuk İMDİ, artık yeniliğini zannettiği kuruntuları
ayaklan(lırmıştL Acaba şu İşi. şerefini kirletip örselemeden başarmaya imkân bulamaz mı İdi?
— Müsaade edin de, ninninin önüne taze çiçek koya-yım... Hem şuraya, konsolun üzerine geçireyim, orası daha reıılş... dedL
— İyi olur, bahçede güller de var.
— Söyler nıUlniz, toplasınlar?*.
— Peki, şlmıll...
M arttı e göz nrlyie bakıp: “Hele duruyorh diye bir rahat nefes almıştı.
l aknt eniştesi, odadan çıkmadan üzere, yazıhaneye yaklaştı. Sonra her
yecağlne, malın t ön kapağı tekrar açıp yatırdı.
Kadıncağız, korkusunu yenmeye çalışarak, Adeta nefes bile alnından, bu tehlikeli hareketleri takip ediyordu.
Monrevei’Ln. küçük çekmedeki mektup destesine uzandığım gör (ince, aklı başından gitti. Zor belâ:
— No yuptyormınu*? diyebildi.
~ Gül koparttıracağını. Mathildc'in kendi manama götüreyim. Belki İçinde, bir şeyler bulurum...
Bunları, hiç şüphelenmeden, aklına
den «öyiüyoi’diL Vakit saat gelmişti artık: Marttıo tereddüdü, bocalamayı bıraktı.
Eniştemine yaklaştı, kulunu tuttu vo güzlerine dimdik bakarak, İtiraz kabul etmeyen bir tonla:
— Bırakın bunları... Okumayın, dedi.
Adam şaşalıulı, evvelâ hayretle ÎMarthc’u baktı. Badının sararıp solan yüzünde, her şoyi göse almış bir hal serdi. Vasiyete mâna vcrcfnlyerek, gözlerini mektup paketinin Ürerine indirdi. Bu mâni oluş, bu acayip müdahale neye?
Kadın aynı sükûnet, aynı katiyetle:
— Okumayın^, diye tekrarladı.
Fakat kondlno hâkim olabilmek Içlıı öylesine bir gayret sarf ediyordu ki, kilitlenen dişlerini açamamak korkuslyle, ancak kesik kesik, bir iki kelime söylüyordu.
tir km ey e buşlıyun Monrevcl:
— Sebep? Bu mektuplar Mathilde'ln değil mİ? diye sordu.
— Hayır. Mathilde’ln değil
Adam şnşalanııştı:
— Herden blliyortranıız?
- ıMalhllde'ln değ İt çünkü hu mektuplar benim.
(Devamı var)




I
te İmli iki eden bazı
Davar haşaratını öldüren terkipler
Toxaphone ve ltndane teridbLn davarları tâclz
önemli haşeratı kontrol altına alacağı ümtt edilmektedir. Birleşik Ams-rıya Tarım Bakanlığı tarafından sert halinde yapılan tecrübelerden sonra bu durum beli itilmiştir.
Serpilme veya daha derinlere sürülmek suretiyle istimal edilebilen bu iki haşerat öldürücü bütün kocabaş hayvanlar, domuz, keçi, ve koyun İçin gayet faydalıdır. Bu alandaki araştırma İşleriyle uğraşanlar, Toxa-phone’ın lindane’den daha müessir olduğunu, fakat bu terkibin mandıra hayvanlarına tatbik edileni iye oeğini açığa vurmuşlardır. Nitekim, araştırmalar neticesinde inek sütlerinde haşerat öldürücü terkibin cüzi izlerine tesadüf edilmlşbr. Sütlerdeki bu cüzi izlerin İnsanlara zararlı olup ol-mıyacağı henüz doktorlar tarafından kati olarak tesbit edilmemiştir. Anlaşıldığına göre, lLndane hayvanın vücuduna nüfuz etmemektedir. Bu terkibin tatbikatına tâbi tutulan hayvanların sütlerinde başerat öldürücüsünün izieriııe tesadüf edilmemiştir.
Araştırma işleriyle meşgul olanların belirttiklerine göre, Toxaphons takriben üç haftalık btr koruma sağlamaktadır. Halbuki, lindane tek başına istimal edildiği vakit bazı ha-şerat tiplerine karşı 7 ilâ 10 günden fazla müessir olamamaktadır. Diğer taraftan, yüzde 0.25 nispetinde Un-dane, yüzde 0,5 nispetinde D.D.T.’ye Üâve edilecek olursa, koruma devresi arttırılabllmektedU
4
n *•
Sayfa 6
YENÎ İSTANBUL
21 Ekim 1950

WRENS
Şik insanların cilasıdır" . Kırlarda ve açık havalı yerlerde daimaWREN’S cilasını tercih ediniz,çûnkû\VREN‘S cilalı ayakkabıların şık görünüşünü ve rahat giyimini temin eder
• e
5 "(54
faal
BULMAC
( 2 J «. 56 7 X * /o
(WREN'S cilasına güveniniz, ilk Kundura için vali Cilayi Yapanlar
Her tüccar ve bakkal safiyet ve nefaseti garantili olan
en
ster fabrikada, ister okulda, ister olsun, IŞIK her yerde büyük ehemmiyeti haizdir.
20 inci asrın ortasında, dünyada hiç bir marka, GENERAL ELECTRIC ampul ve flüoresant lâmbalarının işgal ettiği müstesna mevkiye erişememiştir.
TEKEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İLÂNLARI
Malzeme Alım Şubesinden
Cins!
Miktarı Adet
Güvenme parası
Lira
KONFERANS
Tıp Fakültesi Dekanlığından :
25
50
100
eldik rakı şişesi
II II II
49163
43875
40500
4.370.000
1.950.000
1.200.000
1 — Yukarıda cins ve miktarı yazılı rakı şişeleri pazarlıkla
satın alınacaktır.
2 — Pazarlık, 24.10.1950 salı günü saat 10 da Kabataşta Genel Müdürlük Alım Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartnameler her gün sözü geçen komisyonda görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte hizalarında gösterilen güvenme paralan ve kanuni veslkalarlyle birlikte mezkûr komisyona müracaattan ilân olunur. Her ölçüdeki şişelerin tamamı verilemediği takdirde verilebilecek miktarlar üzerinden yapılacak teklifler de nazan itibara alınabilir. Bu takdirde her Ölçünün tamamı için hesaplanmış olan yukarıda yazılı ilk teminat mlkta-n her ölçüden verilecek şişe miktarına göre hesaplanır.
5 — İdare kısmen veya tamamen ihale edip etmemekte veya kısım kısım, ayn ayn taliplere ihale etmekte serbesttir. (14181)
Ekim ayının sonlarında şehrimizde bulunacak olan Paris Tıp Fakültesi Hidroklimatoloji Profesörü Dr. Jüstln Besançen, aşağıda yazılı mevzular üzerinde 5 konferans verecektir. Giriş serbesttir.
81 ekim salı günü saat 11 de Tıp Fakültesi Merkez Binasında 6 No.* lu dershanede:
Biopsi histopatolojisinin karaciğer hastalıkları tedavisine yardımı,; \ " * 1 '. 1
1 Kasım çarşamba günü saat 18 de Tıp Fakültesi Merkez İnası 6 No. lu dershanede:
Spazmefillnin teşhis ve tedavisi,
2 kasım perşembe günü saat 10,30 da Çapa anfisinde:
Artrozik hastalık ve seyri,
3 kasım cuma günü saat 10,30 da Cerrahpaşa hastahanesi Neşet Ömer trdelp anfisinde:
Andokrinlen ekzolftamiler ve tedavileri,
4 kasım cumartesi günü saat 10,30 da Haseki Hastahanesinde:
Hipertansiyonun cerrahî tedavisi. (14407)
SAPIKSIN
Saçlarınızın yerini hiçbir şey tutamaz...
Soç kendiliğinden çıkor, bokımıııkk yüzünden vaktinden 6nce dökülür Kopnh ve kepekler) yokeden, taçlar»-nııın dökülmelini önleyen SAPIKSIN kail bir tedavidir
Ankara Merkez Orman işletmesi Müdürlüğünden:
İşletmenin Adı:
Metreküpü Adedi
Öğrenmek ilıtiyacında olduğumuz herşey

Muhammen B.
Lira
Mu vak- Teslim yeri
kat Te.
Lira
UÇAK-TREN-VAPUR
Hicri 19 5 0 EKİM 21 Cumartesi Rumi
Mu har 9 1370 Ekim 8 136^
VAKİT VASATI EZANİ GUneg 6.16 12.53 ögl» 11.59 6.36 ikindi 14.59 9.36 Aksam 17.21 12.00 Yatsı 18.52 1.31 1 tmsfth 4.39 11.16
GELECEK OLAN UÇAKLAR
7.05 P. A. A. (Amerikan) New-York, Boston. Gander, Londra, Brükselden. — 7.30 K.L.M. (Holünde) Amaterdam, Romadan. — 9.45 D.H.Y. (Türk Bursadan. — 9 50 D. H. Y. (Türk) tzmirden. — 15.00 D. H. Y. (Türk) Van. D. Bakır, Elazığ, Sivas, An karadan — 15.15 D.H.Y. (Türk) Urfa, G. Antep, A-dana, Konya, Afyondan. — 15.35 D.H.Y. (Türk) İskenderun, Adana. Ankaradan. — 16.00 D.H.Y. (Türk) lzmirden. — 16.45 D.H.Y. (Türk) İzmir, Balıkesirden. — 18.15 D.H. Y. (Türk) Bursadan. — 18.35 D.H. Y. (Türk) Ankaradan. — 20.20 P. A.A. (Amerikan) — Hongkong, Bangkok. Kalküta, Yeni Delhi. Ku-roşi, Tahran, Basra, Şam. Beyrut-tan. — 21.10 P.A A. (Amerikan) New-York, Boston. Gander. Londra, Brüksclden.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.15 P.A.A, (Amerikan) Şam. Beyrut, Basraya. — 8.30 D. H. Y (Türk) Bursaya. — 8.30 B.E.A. (İngiliz) Atina Roma, Nls. Londra va. — 9.00 K.L.M. (Holttnda) Tahrana - 9.00 D.H.Y. (Türk) Ankara. Kayseri, Malatya. Elazığ, Erzuruına. — 10.15 D.H.Y. (Türk) lzmire. — 10.30 D.H.Y. (Türk) Ankara, Adana. Iskenderuna. — 14.45 D.H.Y. (Türk) Ankaraya. — 1600 D.H.Y. (Türk) lzmlıe. - 17.00 D H.Y. (Türk) Ankaraya. - 17.05 D H.Y. (Türk) Bursaya. — 21.35 P A.A. (Amerikan) Brüksel. Londra. Boston. New-York’a. — 22.10 P.A. A. (Amerikan) Şam, Beyrut, Kara-ş!, Yeni Delhi. Kalküta. Bangkok Hong-kong’a.
GELECEK OLAN VAPURLAR
14.00 Bursa, Ayvalıktan. — 19.00 Anatalya, İmroz'dun. — 20.00 Sus Mudanyadan.
GİDECEK OLAN VAPURLAR
9.00 Sus, Mudanyaya. — 14.00 Ordu, lzmire. — 2000 Etrük* Bandırmaya.
GELECEK OLAN TRENLER
7.10 Doğu (Eke.). — 8.30 Ankara (Eks.). — 9.15 Ankara. — 16.51 Ankaradan (MoLÖrlü Tren).
GİDECEK OLAN TRENLER
18.10 Ankara Ekspresi. — 20 30 Ankara. — 21.40 Güney Eke.
SARAY (41656) üç Ahbap Çavuşlar Elma* Peşinde (İkinci hafta). SUATFARK (83143) 1 — Aşk Adası. 2 — Vahşi Koşu.
SÜMER (42651) üçüncü Adam Kim?
SARK (40380) 1 — Yılmaz Kahraman. 2 — Monte Krlstonun Mirası. (IK (43726) 1 — Üvey Kardeş. 2— Kazanovanın Aşk Maceraları.
TAKSİM (43191) Çakırcah Mehmet Efe. (İkinci hafta).
TAN (80740) üç Ahbap Çavuşlar Elmas Peşinde.
ÜNAL (49306) (Kışlık) 1 — Kılıçların Gölgesinde. 3 — Zaferler Ars-lanı.
YENÎ (84137) 1 — Zorlu Misafir. 2 — Haydutlar Kıraliçesi.
VILDIZ (42847) Çingene Kızı Slngoalla (6 ncı hafta).
ISTAN öül UİHETÎ
ALEMDAR (23863) 1 — Şehitler
Kalesi. 2 — Kapanan Gözler.
AZAK (23542) 1 — Casuslar Savaşı. 2 — Kanlı Bar. 3 — Havanada Festival.
AYSV (21917) 1 — iki Açıkgöz Canavarlar Arasında 2 — Ahret Yolcuları.
ÇEMBERLİTAI? (22513) 1 — Cel-
lât. 2 — Zamane Kızı.
EMRE 1 — Şişko KİL 2 — Sevimli Haydut. 2 — Çılgınlar Kulübü.
HALK (21904) 1 — Şanghay Ekspresi. 2 — Mabudenin Kızı.
İSTANBUL (22367) 1 - Söyleyin Anama Ağlamasın.
KISMET (26654) l — Kaptan Kld. 2 — Tomston Caniler Çetesi.
MARMARA (23860) 1 — Şehzade
Slmbat. 2 — Acı Günler.
MÎLLÎ (22962) 1 - Soysuz. 2 -Harman Sonu Dönüşü.
TURAN (22127) 1 — Casuslar Savaşı. 2 — Yaban Gülü. 3 — Kanlı Bar.
YENt (Bakırköy 16-126) 1 — îkl Açıkgöz Tahsildar. 2 — Gece Kulüpleri Kıralı.
KADIKÖY CİHETİ
BÎZÎM SÎNEMA (Üsküdar) 1 -Tarzan Kara Kaplana Karşı. 2 — Şehrazat (Renkli).
HALE 160112) Asilzade Sllfthşör. HALE (Üsküdar) 1 — Zoro'nun işareti. 2 — Aptal Âşık.
OPERA 68714) 1 — Kanun Karşısında. 2 — Sevimli Haydut
SUNAR (Üsküdar) 1 — Gençlerin Sevgilisi. 2 - Müthiş Korku.
SÜREYYA (60862) 1 - ^ahraman-
lar Alayı. 2 — Gangsterler Çemberi.
YELDEĞİRMENÎ: 1 — Kanlı
Saltanat (Türkçe). 2 — Hint Rüyası (Türkçe). 3 — Kahraman Mehmetçik Kore Yolunda.
ANKARA
ANKARA (23234) 1 — Suçsuz Cani. 2 — Kibar Serseri
BÜYÜK 15031) Cennetin Anahtarı. CEBECİ (13846) 1 — Kızıl Şeytanlar. 2 — Zafer Yaratan Casus, PARK (11131) üvey Baba.
SÜMER (14072) 1 — Kanlı Şafak. 2 — İntihar Filosu.
SUS (14071) Üvey Baba.
ULUS (22291) Vatan Kurtaran Aralan.
YENÎ (14040) Broadway‘o Selâm. BÜYÜK Hamlet
KÜÇÜK Şakacı.
GAK GAZİNOSU İtalyan vc Ispanyol Revüleri.
ANKARA PALAS PAVYONU Ge-za Şeydi İdaresinde Viyana Atralc-syon Orkestrası.
ÎZMİB
TAYYARE Kader.
MELEK 1 — Cinayet Saati. 2 -Vahşi İntikam.
LÂLE 1 — Zafere Doğru. 2 — Havanada Festival.
TAN 1 — Zafere Doğru. 2 — Havanada Festival.
YENİ 1 — Kan Dâvası. 2 — Port-salL
ELHAMRA Ormanlar Kiralının intikamı.
TİYATROLAR
İSTANBUL BELEDİYESİ 8ehlr Tiyatrolar» 20.30 da Dram Kısmı DON J ü A N Komedi kısmı GELİR VERGİSİ
YENÎ SES
TİYATROSU
ÜÇ GÜVERCİN
(Operet 3 perde)
ciser: SZtGİLETİ Müzik: Kalman vc Brahma.
Td : 49869
Beyoğlu 44644 Ankara 00 lotanbul 24222 İzmir 2222 Üsküdar 60945 K.köy 60872 Karşıyaka 15055
SIHHÎ İMDAT
İstanbul Beyoğlu Anadolu yakası Ankara
İzmir
44298 60536
91 2251
ECZANE
EMİNÖNÜ: Eminönü (Eminö-
nü) — Bensnaon (Küçükpozar) — Ali Rıza (Alemdar) — Haydar Yeni (Lâleli)
BEYOĞLU: Cemal Ataaoy (Merkez) — Llmoner (Taksim) — Cihangir (Taksim) — Sağlık (Galata) Ziya Boyer (Galata) — Şark Merkez (Şişil) — Kurtuluş (Şişil) — Hasköy (Hasköy) — Merkez (Kasımpaşa)
FATİH: İbrahim Balmumcu (Şeh-r.adebaşı) — Sarım Çltçl (Aksaray) — Samatya (Samatya) — Nüzhet Onat (Şehremini) — GÜn-doğdu (Karagümrük) — GÜlseren Sipahioğlu (Fener)
ETÜP: Arif Beger
BEŞİKTAŞ: S.Recep (Beşiktaş) Yeni (Ortaköy) — Arnavutköy — Merkez (Bebek)
KADIKÖY: Kadıköy (Kadıköy) — Kısıitoprak — Göztepe — Bostancı — Ömer Kenan (Üsküdar)
HEYBELİ ADA: Halk BÜYÜK AD Aı Halk
ANKARA: Sakarya — Merkez — Sağlık
İZMİR: Ali Hayrcddln (Basmahane) — Sağlık (Alsnncak) — îklçeşmcllk (Eşrefpaşa) — Güzel Yalı (Yahlar) — Sıhhat (Keme-raıtı)
RADYOLAR
UEİOGLU UİİLETİ
ALKAZAR (42562) 1 — İntikam
Kılıcı. 2 — PorIH Mzıden.
AR (44394) Benden Kaçamazsın ATL.kS (40835) întermezzo.
ELHAMRA (42235) 1 — Takip . Çılgın Kalpler.
İNCİ (84595) intikam Kılıcı
İPEK (44289) Pompelnin Son Günleri.
LÂLE (43305) Zaferden Üstün.
MELEK (40868) Madame Bovary. (İkinci bul tu).
ANKARA :
7.28 Açılış vc program. — 7.30 M. S. Ayan. — 7.31 Harry Horllck Orkestrası (pl.). — 7.45 Haberler. — 8.00 Türküler (pl.). — 8.15 Bulanje’dcn melodiler. — 8.25 Günün programı ve huvn raporu. —
8.30 Hafif müzik (pl.). — 9.00 Kapanış.
12.28 Açılış ve program. — 12 30 M. S. Ayarı, r-
12.30 Orkestra parçalan (pl.). — 13.00 Haberler. — 13.15 Klfıslk saz eserleri. — 13.30 öğle gazetesi. — 13.45 Şarkılar. — 14.00 Rlchard Strauss - Donklşot (pl.). — 14.40 Film melodileri (pl.). — 14.55 Konuşma: Spor haberleri. — 15.00 Kayıp mektupları, hava raporu, akşam programı ve kapanış.
16.58 Açılış ve program. — 17.00 Çocuk nuntl. — 18.00 M. S. Ayan. — 18.00 Dans müziği (pl ). — 18.3»» Şarkılar. — 19.00 M. S. Ayarı ve haberler. — 19.15 Tarihten bir yaprak. — 10.20 Yurttan Sesler (İdare eden: Muzaffer Sansözan). — 19.45 Radyo İle İngilizce. — 20 00 Karen Komple söylüyor. — 20.15 Radyo gazetesi. — Serbest «ant. — 20.35 încesuz (Hüzzam Faslı) — 21.15 Beethoven Eroica Senfonisi (pl.). — 22 00 Konuşma. — 22.15 Şarkılar. — 22.45 M, S. Ayarı vo haberler. — 23.00 Dana müziği (pl.). — 23,30 Program vc kapanış.
İSTANBUL :
12.57 Açılış vo programlar. — 13.00 Haberler. — 13.15 DAns müziği (pl.). — 13.45 Saz eserleri ve oyun havaları. — 14 00 Radyo Salon Orkestrası Konseri. —
14.30 Serbest «aat. — 14 40 Şarkılar (Okuyan: Akile Artun). — 15 15 Çocuk Konneri. — 15.30 Dana müziği (pl.). — 15.45 Türküler. — 16.00 Tlno RossTdcn şarkılar (pl.). — 16.15 Caz müziği (pl.). — 10.45 Hafta nın programı. — 17.15 Filmlerden müzik (pl.). —
17.30 Şarkılar. — 18.10 itfaiye saati. — 18.15 Gençer vo Arkadaşlarından dans müziği. — 18.45 Saz esor-
lerl. — 19.00 Haberler. — 19.15 Kısa şehir haberleri. — 19.20 Şarkılar (Okuyan: Mefharet Yıldırım). — 20.00 Sayım'mevzuunda küçük bir skeç. — 20.15 Radyo gazetesi. — 20.30 Türküler vc oyun havaları. — 20 50 Ekonomi hakkında konuşma: Tekin Erer. — 21.00 Dinleyici istekleri. — 21.45 Necml Rıza Ahıs-kanın İştirakiyle huHusl şarkılar programı. — 22.30 Şehirde Bu Hafta (Hazırlayan; Orhan Boran). — 22.45 Haberler. — 23.00 Dana Orkestraları Geçidi (pl.). — 24.00 Programlar ve kapanış.
LONDRA :
6.45 Plâklarla uvertürler (15 dakika) (31.55 m.). — 7 45 Sinema orguyla müz.lk (15 dakika) (19.85 m.). — 8.30 B. B. C. Varyete Orkestrası (30 dakika) (19.85 m.), — 9.30 Dinleyici •steklcri-KIfısik müzik (30 dakika) (19.85 m.). — 12.00 Geraldo Tlp-top-tunes Programı (30 dakika) (19.85 m.). — 12.30 Cenup Screnad-ları Orkestrası (20 dakika) (16.84 m.). — 13.50 10 dakikalık ara müziği (16.84 m.). — 14.15 Sld PhUipps ve Orkestrası (45 dakika) (16.84 m ). — 15.15 Dinle, vlci istckleri-Huflf müzik (45 dakika) (16.84 m.). — 16.15 B. B. C. Senfoni Orkest.rası-Elgar (1 saat) (16.84 m.). — 17.45 PlâNarla dana müziği (15 dakl-ka)ı (16,84 m,). — 22.15 Tanınmış melodiler (45 dakika) (31.55 m ), — 23.00 Dinleyici lsteklcri-Hnfif mü-dk (15 dakika) (31 55 m.).
PARİS :
16. İR Çeşitli müzik (48.39 m.). — 17.30 Hafif milli 118.30 m.), — 2100 Akşam yemeği müziği (193.0 n orta, (lalga). — 21.30 Flguro nun Düğünü Operası 2 saat 47 dakika) (193.0 m. orta dAİga).
.MONAKO : (Orta dalga 204.0 m.).
21.50 Walter Gieacklng’den piyano parçalan. — 22 0 ’Gözyaşı Duvarı’' Opera. — 22.45 Faur’den Dolla sultL — 23.05 Dans müziği.
Bayramiç 9f. n Tavşanlı 10000 10000 5000 600 100000 100000 50000 6000 110 110 110 100 46750 46750 25750 4550 Ezine M W (Değirmlsaz ve-(ya Demirli istasyonu.
Denizli 1358 13580 100 8140 (Dalman dere-(si civan ve Ko-(cabaş istasyo-(nu.
Anamur 1500 15000 125 1625 Çayağzı
Antalya 1450 14500 100 8500 (Kırkgeçit ve (Köprübaşı.
Fethiye 750 7500 120 5750 (Göçek sahil ve (şose kenan.
Sındırgı 1000 10000 05 6000 (Ak saz.
Muğla 600 6000 120 4850 Gökova sahil.
Manavgat 1000 1000 10000 10000 105) 100) 11500 (Oluk köprü. (Kargı köyü.
Adana 4000 40000 130 24550 Tosmam
W 6000 60000 141 37590 Egner.
Mersin 225 2250 130) 4857.5 (Tümük.
390 44873 3900 448750 110) i* • > . > (Kızılbag>
1 — Yukarda isimleri yazılı işletmelerde istif, miktar, muhammen bedeli ve teminatları gösterilen Mısır tipi çam traversler pazarlıkla satışa çıkarılmıştır.
2 — Pazarlık 25.10.1950 gününe rastlayan çarşamba günü saat 10 da Ankara Merkez İşletmesi Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Bu işe ait şartname ve mukavele projesi yukarıda İsimleri yazılı İşletmelerle Ankara Merkez İşletmesi, İstanbul İşletmesi ve Orman Genel Müdürlüğünde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte teminatlariyle birlikte
komisyona müracaatları. (14365)
Yüzünüz Çamaşır Değildir!
Bol Köpüklü-Nefis Kokulu
Kil III i mA 1 J
Tuvalet Sabunları 100 Saftır

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanlığından:
Fakültemiz Türk Dili kürsüsü için bir asistan alınacaktır.
1 — Yabancı dil imtihanı 9.11.1950 salı günü saat 10 da fındıklıda Fakülte binasında yapılacaktır.
2 — İsteklilerin hangi yabancı dili bildiklerini de açıklıyan nr dilekçe ile en geç 7.11.1950 gününe kadar aşağıda yazılı belceleriyle birlikte Dekanlığa müracaatları lâzımdır.
A — Memurlar Kanununun 4 üncü maddesinin A.B.C.H.V.Z. kralannda yazılı şartlan haiz olduğunu gösterir belgeler.
B — Türkolojiden mezun olduğuna dair belge,
C — Yabancı dil imtihanında kazananlar ayrıca bir meslekî ıtihana tâbi tutulacaklardır.
D— Türkolojiden doktora yapmış olanlar tercih edilecektir. (14313)
Soldan na£a:
1 — Uykuda görülenin tefsiri (İki kelime). 2 — Elini uzat; Kızıl sultan. 3 — Musikide bir makam; Savlam. 4— Salıverme (emir); Allah. 5 — Tersi kalınca saç; Bir edat. O — Tersi bir üzüm cinsi; İfrazatımızdan. 7 — Şafak; İngiliz asalet unvanı; Bir harfin okunuşu. 8 — Vefat et; Tersi müdavin ol (aynı kökten biledik kelime). 9 — Titr*mo| Tersi eski bir Türk devleti. 10 — Vücuda getirdiği noksansız (İki kelime).
1 uknrıdıın nsa£ı:
1 — Din! merasim (iki kelime).
2 — Müteessir ol; Bir kereste nevi. Tahrir edilen; Bir harfin okunuşu.
4 — Valide ve kerime (İki kelime)| Altıncı sıranın İkincisi gibi. 5 — Sonuna bir harf İlâvesiyle bir İskarpin ncv’l. 6 — Nida; Tersi onarım. 7 — Atfı nazar et. Mabut. 8 — Bedava yemek dağıtılan ysrj Parlatıcı madde. 9 — Başkasından duyduğunu naklet (mürekkep kelime). 10 — Rağbet gösteren (İki kelime).
DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ
8oldan »nğa:
1 — İbadet eden. 2 — K a ra fer iye.
3 — İran; Fena. 4 — Van; Hat.
5 — Ak; Bap; Sus. 6 — Rehaveti Tl. 7 — Aka; Atak. 8 — Karala) Ana. 9 — Aparey; Vaka. 10 — Ema| Ezani.
Yukarıdan ajağu
1 — İki varaka. 2 — Baraka; A» pe. 3 — Aran; Haram. 4 — Dan| Bakara. 5 — Ef; Havale. 6 — Te| Ape. 7 — Erat; Ta; Az. 8 — Dln| Taka. 0 — Eya; Utanan. 10 — Ne* fesi kavi.
MENKUL EŞYA SATIŞI Beyoğlu Dördüncü Sulh Hukuk Yargıçlığından :
949 . 56 Terekesine mahkemece elko-nulan müteveffa Dr. Emine ait Taksim Abdülhckhâmit Cadde* sİ Cennetpalas 2 numaralı dairede mahkemece tesblt edilen eşyalar açık arttırma suretiyle 26.10.1950 tarihine müsadif perşembe günü saat 15 te satılacaktır. İsteklilerin yukarıda gösterilen gün ve saatte mahallinde hazır bulunmaları İlân olu nur. (14381)
Bahçe Meraklıları
Garanti büyük köknar çamlar, süs fidanları, yediveren güller, palmiyeler, manolyalar vesaire. Ortaköy, Ankara Bahçesinde bulabilirsiniz.
_______V ASIL____________
İstanbul Belediyesinden:
Beyazıt Camii etrafının açılması için istimlâke tâbi tutulmuş olan yerlerden Bayezit mahallesinin Hakkâklar Sokağında kadastronun 613 üncü adasında 86 parsel eski yeni 3 kapı No. lu 5,00 M2 sahalı arsaya mukadder (1000 lira) kıymetin mülkün tapudan alınan kaydında gözüken sahipleri Salih çocukları, Yusuf, Mehmet ve Aliye tebliği için tanzim kılman tebliğname Beyoğlu 5 inci Netorliğine tevdi olunmuş ve Noterliğin 13399 No. suna kaydolunan işbu tebliğname arkasına verilen meşruhatın tetkikinden muhatapların verilen adreste İkamet etmedikleri, ayrıca adreslerinin tesbitlne de imkân olmadığından tebligat yapılamadığı anlaşılmıştır.
Bu durum karşısında istimlâk bölgeleri 3710 No. lu kanunun 10 uncu maddesi tarifatına uyularak muayyen yerlere 20 şer gün müddetle talik olunmuştur.
Sahip veya alâkalılarının 20 gün zarfında Belediyemize müracaatla ferağ vermedikleri veya tezyidi bedel dâvası açmadıkları takdirde mezkûr kanunun 18 inci maddesi hükmünün tatbik edileceği tebliğ yerine kaim olmak üzere ilân olunur. (14385),
İst. Vali ve Belediye Reisi N.
Emlâk ve Kamulaştırma Müdürü Kâzım Kuyaş
İşbu ihbarname Yeni İstanbul gazetesine tebliğ olunur.
Beyoğlu Beşinci Noter Vekili
Cevat Tibet
Sayman Aranıyor
Bayındır Belediyesinden :
40 lira aslî maaşlı Belediyemiz mesul saymanlığı açıktır, isteklilerin tercümel hal ve bonservisleriyle müracaatları. 14158
A
Türkiye Cumhuriyeti tebaasından olmak,
18 yaşını bitirmiş bulunmak, Ahlâkı düzgün olmak,
En az 3 yıl mütemadi olarak dülger veya duvarcı ustası
nkara Valiliğinden:
1 — Bayındırlık Bakanlığınca 1 inci ve 2 ncl derecede ehli-yetil yapı kalfası yetiştirmek maksadiyle (yapı kalfalığı) Anka-rada 3 üncü kursu 1 aralık 1950 cuma günü Samanpazannda İstiklâl İlkokulunda açılacaktır.
2 — Kursa öğrenci kayıt ve kabulüne 10 kasım 1950 cuma günü başlanacak 30 kasım 1950 gününe kadar devam edecektir.
3 — Kursa iştirak etmek İsteyenlerden aşağıdaki şartlar aranılacaktır:
a)
b)
c)
d)
veyahut kalfa olarak çalışmış bulunmak.
e) En az ilkokul mezunu olmak.
f) Evvelce tedrisatına devam edip İkinci derecede ehliyetli kalfa diploması almağa muvaffak olamadığı kursların adedi ikiden ziyade olmamak.
Kurs hakkında malûmat almak ve kayıt kabullerini yaptırmak isteyenlerin 10 kasım 1950 tarihinden 30 kasım 1950 tarihine kadar Bayındırlık Müdürlüğünde kurs idare memurluğuna pazartesi, çarşamba, cuma günleri saat 15 ten 18 e kadar müracaat etmeleri ilân olunur. (13916)
İstanbul Deniz
Komutanlığından:
Komutanlığımızda mevcut fenni şartnamesine göre 95-105 lamule tonunda bir adet yük teknesi satın alınacaktır.
Satmaya istekli olacakların evsaf fiyat ve teslim müddetleri hakkındaki tekliflerini en geç 30 ekim 1950 tarihine kadar komutanlığımıza vermeleri. (139141
1

Comments (0)