22 Ekim 1950
Pazar
SİYASİ İKTİSADİ, MÜSTAKİL • •
Yıl 1—Sayı 326—10 kuruş
Teni lstaııbııl'ıııı (
KUPONU
* - . İl
A
Abone t Türkiye İçin seneliği 32, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler İki misildir.
TAHSİL KUPONU
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8. Telefon : 44756-44757 Santra!
Tesis eden: Hnblb Edlb - TÖREHAN
jn İlânlar ı 6 ncı sayfada santimetresi
î Uradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
Fosta Kutusu ı 447 - İstanbul. Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul.
Tehlikeli kararsızlıklar
İYÎ bir niyetle boşladığımız idlerin, aradan ufak bir zaman geçtikten sonra, bizi şutfilacak bir hayal yıkılırı kargısında bıraktığını biliyoruz, görüyoruz. \ ıhar büyük bir hızla akıyor. başka, ülkeler kalkınmanın ve yükstdıneniıı yollarını buluyor. Halbuki: Ya olduğumuz yerde duruyoruz veya durgunluğa çok yaknı nlr agır-liKİa ilerliyoruz. Aldığımız netice ile harcadığımız enırk arasında ölçüsünü bir turlu hukımay an srııiş bir ahenksizlik varılır. Hiç şüphesiz çalışıyoruz, başkalarından çok çalışıyoruz. Anlaşılıyor ki: Bütün aksaklık, çalışmak iradesinin gevşımıesinden gelmiyor.
Her çağın, hor devrin çalısına tarzı bir değildir. Dün çokiyl sonuçlar veren bir çalışma sistemi, daha doğrusu hayat teşkilâtı, bugiin için hiç elverişli olmayabilir, hole yarın, bizden, çok başka şeyler isteyebilir. Bu bakımdan, dün iyi neticeler verdi, diye, devrini bitirmiş ve kudretini kaybetmiş bir çalışma tarzına, hayat görü-şiıne, sosyal teşkilâta bağlanmak doğru sayılamaz. Zamanımızın arıladığı gibi çalışmak, yalnız zumnrıınuzın kültür değerlerini, çalışmak ölçülerini ve büyük sosyal gelişmelerin bize çizdiği hayat yollarını benimsemekle mümkündür. Buna en ufak bir ehemmiyet bile verilmezse ne çalışmanın yaratıcı bir mânası olabilir, ne de harcanan emeği il
Bundun önceki bir yazımızda ne büyilk ölçüde zaman kaybettiğimizi çok İyimser bir tahininle hesaplamış ve çağdaş hir çalışına disipliniyle beş misil iş görmek imkanlarının bulunduğunu belirtmek İstemiştik, Fakat böyle imkânların bulunması, onların hemen gerçekleşmesi demek değildir Ah bulduktan sonra meydanı bulmak lâzımdır. Acaba atı ve meydanı bulmakla bütün işlerimiz bitmiş olur mu? Dâvamızın asıl en çetin noktası da budur işte. Biz, öteden beri, atla meydanı, ilk plâna olarak düşünüyor vc artık İşimizin yoluna girdiğini sanıyoruz. îlalbukl: Dâvanın en ehemmiyetli noktasını unutuyoruz. At da var. meydan da var, ama, aranılan şey. BİNMEK TEKNİĞİ dir. Blnenıedikten ve İyi dizgin ve mahmuz kullanamadıktan sonra atla, meydanla nasıl ö-vünebiliriz? Hattâ İyi bir binici; dizgin ve mahmuz kullanma zamanlarını atın huyuna göro ayarlamasını da mutlaka bilmek zorundadır. Yuvarlanmamak için, sırasında, çok sert davranmak, dizgini germek, hayvan yelesine yapışmak, llh, bizimdir. Demek oluyor kl: Her hünerin zaman zaman gevşeyen, zaman zaman sertleşen zaruretleri vardır. İş hayatı, çağımızda» topluluğun temeli sayıldığı için bundan sorumlu olanların da, atla meydandan çok, hlnınek tekniğine ve bu hünerin türlü türlü zaruretlerine ehemmiyet vermeler! lazımdır.
Bizim kararsızlığımız at ve meydan kıtlığından değil, binmek tekniği buhranından İleri gelmektedir. Her şeyimiz vardır: ülkemiz, zengindir, halkımız çalışkan ve disiplinlidir. Genel hayatımızın bütün Ahenksizliği; halkın. teşkilâtı teşkilâtın da halkı bir türlü bulamamasından İleri gelmektedir. Bu dıırunıdan İDARE HÜNERt-nılzhı doğrudan doğruya sorumlu olduğunu söylemeye hile lüzıını yoktur. Devlet hayatımız, eskiden beri, ufak refek renk farklnrlyle demagojinin «dindedir. Demagoji; inanılmayan, benimsenmeyen sözüm yabana fikirleri halka, değişmez hir hakikat ve hikmet şeklinde yutturmak k ustalı lığıdır Dilimizde demagoji kavramını çok İyi belirten ve eski medreseliler Içlıı söylenmiş güzel bir söz vardır: halka verir halkımı, kendi y^utar salkımı.. Tarihimiz; İkiyüzlü, sosyal imanları karmakarışık devlot-adoınlıırlyle doludur. Bıı yüzden halk ile devirt aru-sına, şimdiki meşhur demirperde biçiminde bir yakın perdesi grrnıek. bizde, bir politika geleneği, idare hikmeti haline gelmiştir. Halkı aldatmak İçin, Ödü koptuğu halde, cııma namazlarını kaçırmayan Abdülhaınİd II. hususî hayuilnrında dinin hiç hir emrine ehemmiyet vermeyen sofu görünüşlü vurguncu şeyhülislâmlar, vakıfları silip süpüren müderrisler, köylüleri İnim inini inleten hııcıbeyler, llh, eekl İdare hikmetinin bayraktarları sayılabilirler. Biz. zaman zanıarı, ahlâkın bozukluğundan, sosyal disiplinin gevşemesinden bahsediyoruz. Halbuki: Arkamızda kalan devir, ahlâk ve fazilet bakımından, bir Sodom ve Gomorrha'dan başka bir şey değildir. Biz, düne göre, melek sayılacak kadar fazilete kavuşmuş olduğumuzu söyleyebiliriz. Fazilet ölçülerimiz., düne göre, d(*ğlşnılş olabilir. Adem peygamber zamanında kardeş kardeşle evlendiği halde, böyle bir hareket zamanımızda çok büyük bir ahlâk sııçıı sayılmaktadır. Zamanın ütüsünden 1 geçmeyen tek bir hakikat yoktur. E-ğer bizde demagojinin, milli hayattaki İkiyüzlülüğün serpintileri kalmışsa, bu. ne gönç devletin suçudur, ne de demokrasi İdeallerinin.. Bize eski cemiyetten geçmiş öyle sosyal hayata aykırı görüş döküntüleri vurdır kl: Büsbütün giderilmeleri için yılların geçmesi lâzımdır.
Demokrasi; ikiyüzlülük üzerine değil, sosyal grrçekllk üzerine kurulma, sı gereken bir idare sistemidir. Ve o-nun için tegkllâlın. halkı halkın da teşkilâtı bulması, ancak, demokrat bir idareyle mümkündür. Fakat demokrasinin do bir sağlık bilgisi, sağlık düzeni vardır. Bu idarenin eıı tehlikeli hastalığı demagojidir. Demokrasi, bu görünmeyen, propagandalardan kolaylıkla sezilen hastalığa yakalandı mı, yapılacak gey, ya çok şiddetli bir güreşi göze Almak veya ona hemen bir mezar hazırlamaktır. Genç demokrasimiz de. beklenilmeyen bir zamanda, böyle tehlikelerle çevrilmiş olabilir Onun İçin demagojiye şöyle böyle benzeyen kımıldanışların vakit kaybetmeden önlenmesi lâzımdır. Günkü: Demokrasi gövdesine yerleşen tcktiik dcmagoM ynvncıkları, âfeti, artık önlenmez hir hale getirebilir. .
Teşkilatımızın, çağdaş bir anlamda, kurulması, Türk emeğinin sonuçlanmadı. milli yapımızın gürbüzlenmesi, şimdiki kararm/lığm. durularak, yerini vara*»cı bir İradeye bırakması, nnrnk. demokrasimizin tam bir za-feriv’n mümkünleşebilir. Kararsızlık, her l’ovfit sistemi İçin, en lıiivük bir tehlikedir. Demokrasimize \iir(*kten bağlı Isolc. kararsızlıkla, denifttrnllyl |v| hİHün hir Türk ce-
Irerğlnl (»hllkeye düşürebileceğimizi düşünmeliyiz.
• ■
M. NERMÎ
BULGAR GÖÇMENLERİ
Londra 21 A A. (LPS) — Londra-nın yetkili mahfillerinde beyan edildiğine göre, Sofya Hükümetinin 250.000 BulgaristanlI Türkü. Zarurî eşyalarını dahi beraberlerinde götürmelerine müsaade etmeksizin tehcire teşbbüsü karşısında Türkiyenln ta kındığı azimli ve mâkul hareket, aon alınan haberlere nazaran, Bulgar Hükümetini bu harekete devamdan Önce düşünmeyo şevketmiş görülmektedir.
ASKERİ HEYETİMİZİN KOREDEKİ TETKİKLERİ
Atlantik Paktı Askerî Konseyi İle temaslarda bulunmak Uxere Wa*hlngtona hareket ederek Koreden geçmekte olan Türk askerî heyetinden Genelkurmay Harekât Dairesi Başkanı Korgeneral Yusuf Adil Egeli Kuzey Korede Kumchon civarında Birleşmiş Milletler kuvvetleri tarafından tahrip edilmiş olan bir komünist tankını tetkik ediyor.
Beşlerin toplanması teklifi
dün ittifakla kabul edildi
Beş Büyükler, düşürebilecek
milletlerarası sulhu tehlikeye ihtilaflı meseleleri konuşacaklar

s
Demokrat Parti İstişare
Kongresi devam ediyor
İstanbul basınının demokrasi dâvasına
yaptığı hizmet şükranla yâdedildi
Delegelerin konuşmaları bugün sayım sona erdikten sonra devam edecek.
Başbakanın, beyanatını yarın vermesi muhtemel
Ankara, 21 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — DP. îstlşar! Kongresi bugün de saa 9.30 dan akşnm 19.30 a kadar çalışmalarına devam etmiştir. Gizil olarak cereyan eden bu görüşmelere Devlet Bakanı Feyzi Lûtfi Karaosmanofclu başkanlık etmiştir.
Kongrede yapılan görüşmelerin mühim bir kısmı parti ve hükümet icraatını tenkid etmeye hasredilmiştir. Bu Arada devlet ve hükümet cihazında bakanlardan gayrilerinin 14 Mayıs inkılâbını maalesef anlamamış bulundukları İfade edilmiş ve İdare cihazının daha ciddî bir elemeye tâbi tutulması üzerinde durulmuştur.
îzmir delegesi Pertev Arat, Genel Kurulun da çalışmalarına temas etmiş ve kifayetsiz bir halde bulunduğuna İşaret ederek Genel Kurulun tüzük İcaplarını behemehal yerine getirebilecek bir sistemle hareket etmesini İstemle ve ezcümle demiştir ki:
"Bugünkü devlet ve hükümet teşkilâtı İle memleketin no kadar büyük bir inkılâp geçirmekte olduğunu gerektiği gibi İdrak etmemiştir.,, Halk mevzuuna da temas eden İzmir delegesi "C.HP. ye fazla kıymet veriyorsunuz. Taşlanacak ağaç meyvalı a-ftaçtır. Dallan kurumuş, yaprakları solmuş C.H.P. ağacının taşlanacak bir dalı yoktur,, demiştir. Aynı delege vilâyet ve belediye meclislerine demokratik rejimin icap ettirdiği sekliler verilmesini İstemiş ve bazı seçimlerin birleştirilerek yapılması teklifinde bulunmuştur.
İstanbul delegelerinden Salâhaddin Karayavuz da bu vilâyetin dileklerin! belirtmiş, İstanbul matbuatının demokrasi dâvasına yaptığı büyük hlz-
hü-bir ve İyi-
metleri şükranla anlatmış ve İstan-bulda yapılmış bulunan bir basın toplantısı münasebetiyle ezcümle şunları söylemiştir;
"Bir bakan, matbuat otoritesinden bihaber olarak matbuat mensuplarının tahsil derecelerini sormak garabetini göstermiştir. Bu hal izaha muhtaç bir keyfiyettir. Bu inkılâpta matbuatın inkâr edilemlyecek büyük bir hlsessi vardır. Böyle olduğu halde matbuata bir takım garip sualler soran bakan temenni olunurdu kl kongremize gelip bunun izahını da yapmış olsun.,,
Salâhaddln Karayavuz, vâsi bir kûmet değişikliğinin değil, yeni İnkılâbın içinde bulunduğumuzu bunun mesul kimseler tarafından
ce anlaşılması lâzım geldiğini Başbakanın bu yoldaki beyanatına dayanarak İstemiş, "Bu inkılâbın hakkını vermek her demokratın en büyük vazifesi olmalıdır,, demiştir.
Söz alan Bitlis delegesi de Türk matbuatına teşekkür edilmesini teklif etmiş ve bu arzu alkışlarla kabul edilmiştir. Müteakiben söz alan delegelerin bir çoğu Halkevlerinin durumlarını bahis bevzuu etmişler ve Halkevlerine yerleşen C. H. P. nîn bir çok kolaylıklardan faydalandığını D. P. teşkilâtının İse kiralanan binalarda bulunduğunu söylemişler va bu suretle iki parti arasındaki mücadelelerin normal ve müsavi şartlarla yapılmadığını bildirmişlerdir.
ÎÇÎNDEKÎLER
İKİNCİ
Tetkikler :
Demokrat dünyada komünistlik mücadelesi ve memleketimin
Habib Edib - Törehan
ÜÇÜNCÜ
Listeler hengâmesi
Refik Halid Karay
Pazar saatleri
Bediî Faik DÖRDÜNCÜ
Köy yollan
Prof. Dr. K. ö. Çağlar
BEŞÎNCÎ
Amerikada sayım nasıl yapılıyor T
Alfabetik sıra 11e konuşan delegelerin gösterdikleri arzu üzerine kongre yarın sayım sona erdikten sonra tekrar Gar Gazinosunda çalışmalarına devam edecek, bu suretle söz alamı-yan delegelerin de konuşmaları temin olunacaktır.
Zonguldağa kadar bütün vilâyet delegeleri yarın akşam konuşabildikleri takdirde Başbakan ve D.P. Başkanı Adnan Menderes bir konuşma yaparak gerek Hükümet ve gerekse parti idaresine yapılan tenkldlerl cevaplandıracaktır.
Lake Success, 21 (AP) — Bu geçe Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Siyasî Komitesi, Güvenlik Konseyinin daimî Üyesi olan beş büyük devlet veya Amerika, İngiltere. Rusya, Fransa ve Çini, aralarında sulh müzakereleri yapmaya davet eden bir takrir! İktifakla onaylamıştır. Bu» Birleşmiş
Doğu Almanyada
Halk ve İşçilerle Rus askerleri arasında çarpışmalar oldu
Berlin 21 (YİRS1 — Bugün Doğu Alman uranyum madenlerinde çalışan işçilerle polis arasında kavga çıkmış ve işe müdahale eden Rus askerleriyle halk çarpışmıştır. Hâdiseye trene binmiş olan işçi Almanları İndirmek isteyen komünist polislerin emrine İşçilerin İtaat etmek İstememeleri sebep olmuştur. Neticede işçiler ellerindeki maden lâmbaları ve diğer şeylerle hücum ederek dört polisi öldürmüşlerdir. Bunun Uzenne Rus askerleri işe karışmış ve halkı dağıtmıştır. Askerlerle yapılan çarpışmada birçok Alman yaralanmış ve 100 1er-cesl de tevkif edilmiştir.
Truman, yeni bir
yapacak
Washington 21 (AP) — Başkan Truman muhtemel olarak sah günü Birleşmiş Milletler teşkilâtına hitaben vereceği bir demeçte yeni bir barış teklifinde bulunacaktır Bilindiği gibi Cumhurbaşkanı, General Mac Arthur’»e Paslflkte yapnğı görüşmeyi müteakip geçen sah günü SaııfransiskooH bir sulh çağrıaı ihtiva eden bir demeç vermişti.
birleşmiş M«’.U*tlere hitaben verilecek demeçt-, IhtilAflı konuların bahis mevzuu rdilmiyeccğl zar nediı-m ektedir
Milletler Teşkilâtı müzakerelerinde nadir görülmüş bir ittifak kararı teşkil etmektedir.
Komite müzakereleri sırasında Sov. yet delegesi ve Dışişleri Bakanı VI-şlnskl komünist Çin rejimini resmen tanıtmak ve Milliyetçi Çin Hükümeti yerine Güvenlik Konseyine aldırtmaya iki kere gayret Sarfetmiş. fakat bu konuda sunduğu takrirle açık bir farkla, yani ilkinde 13 e karşı 26 ve İkincisinde 12 ye karşı 35 oyla reddedilmiştir. Ekseriyet, şimdiki halde, komünist Çin rejiminin milliyetçi Çin rejimi yerine teşkilâta alınamıyacagı ve Rus tadil teklifinin şayanı kabul olmadığını kararlaştırmıştır.
İttifakla onaylanan asit takrir gereğince, Güvenlik Konseyinin daimi üyesi olan 5 büyük devlet toplantılar yapıp milletlerarası sulhü tehlikeye düşürmesi melhuz bütün lhtllâflı meseleleri müzakere edeceklerdir. 60 devletten müteşekkil Genel Kurul Siyasi Komitesi toplantısına pazartesi gününe kadar ara vermiştir. O gün yapılacak toplantıda, mili! silâhlı kuvvetlerin azaltılması ve atom silâhlarının yasak edilmesine dair evvelce sunulmuş olan Sovyet tekliflerinin müzakeresine bağlıyacaktır. Bugünkü ittifakla onaylanan takririn Genel Kurul tarafından tasdik edileceği muhakkak addedilmektedir. Bundan evvel de beş büyükler, aralarında işbirliği yapmak üzere bir karara varmışlar, fakat bunun hemen akabinde gene çekişmeler başlamıştır. Bu ilk takrir 1948 senesinde, Berlin ablukası münazaasının ortasında genel kurulun Paris toplantısında kabul edilmişti.
Beşler ve Acheson
Washington 21 (AP) — Dışişleri Bakanı Dean Acheson. Sovyet Rus-yanın durumunda herhangi bir değişiklik olmaVlan, dört büyükler sru 8inda yapılacak bir konferanstan iyi neticeler alınmalına imkân vermediğini açıklamıştır.
Bakan, iki taraf arasında, kuvvet müsavatının lüzumlu olduğunu da i-lâve etmiştir.
Mr. Acheson, bu beyanatını, John Foatcr Dulles ın görüşlerini açıklamasından sonra kendisine tevcih e-dilmlş » lan suallere cevaben bir hacın konferansında vermiştir.
Frunsızlar bugün elferlndekl son hudut karakolu ÎJingson’u da terketmİşlerdir. Haritada taramalı olarak gösterilen yerlerde Vletmlnll komünistler hâkim vaziyettedir.
Hindiçini’deki son Fransız karakolu Langson da düştü
Thatke’de sarılmış 1.000 kişilik Fransız birliği, çemberi yaramadı
Haııol 21 (YİRS) — Fransız kuvvetleri Komünist Çin ile Hindiçlnî hududunu kontrol edebilecek son müstahkem hudut karakolu olan Langson'u da tahliye etmişlerdir. Müstahkem mevki derhal Vletmlnlller tarafından İşgal edilmiştir. Thatke civarında düşman tarafından sarılmış olan 1000 kişilik bir Fransız birliğinden pek az kimse çemberi yarıp kaçabilmiş ve bunların da bir kısmı yolda kızılların maklnelitüfek ateşi altında İmha edilmiştir.
bir tut-ku-geri
De Gaulle, Almanyanın silâhlanmasına taraftar
Paris. 21 (YlRSl — General Do Gaulle, bugün 20.000 kişi önünde bir nutuk vererek Amerika tarafından desteklenmekte olan bir Fransanın silâhlandırılacak Almanyadan korkmasına mahal olmadığını söylemiştir. General, müttefiklere yardım gayesini güden silâhlı bir Almanyanın muhtemel bir harpte El be Nehri üstünde rar müdafaa hattı kurarak 1 (bileceğini belirtmiş ve bundan çekinmesi İçin bir Ilınmadığım söylemiştir.
bu demeç!» Almanyanın silâhlandırıl-ması aleyhinde bulunan Fransız siyasetine tamamen aykırıdır.
faydalı o-Frarısanın sebep bu-Generalin
Millî varlığımızı bugün öğreneceğiz Bütün yıırdrln olduğu glhl şehrimizde de bugiln nüfus sayımı yapılmaktadır. Vatandaşlarımız nüfus sayımlarının bir memleketin unıunıl hayatındaki büyük ehemmiyetini lâyıklyln takdir ettiklerini bundan evvelki sayımlarda lapta etmiş bulunmaktadırlar. Nüfusumuz artıyor mu? Eksiliyor mu? Okuma yazma bilenlerimiz ne nispettedir? Memleketin nmııınl seviyesi yükseliyor mu? Bütün hıınları sayım cetvellerinin hanelerindeki malûmattan öğreneceğiz, Türkiye niifnsıınıın artmakta okluğu, okur yazarlarımızın çoğaldığı muhakkaktır. Fakat hu artış ne nispettedir? yüreğimizi ferahlatacak neticeler saymı sonunda belli olacaktır. Bıı sayınım vergi veya sair hiçbir va/lvetlo alâkası olmadığından herkesin biıidn sualleri doğrıı olarak cevaplandırmaları lâzımdır.,, İstanbul nüfusunun I milyonu, memleket nüfusunun (ln 21 milyonu geçeceği tahmin edilmektedir.
Sayıma alt diğer tafsilât İkinci sahlfemlzdedlr. Radyolarımız sayım münasebetiyle bugün fasılasız neşriyat ynpa-cakJardır. İstanbul Radyosu zengin bir program hazırlamıştır.
Fransız kuvvetleri Langson'u tahliye etmeden evvel bütün askerî ve sınat toslslvri tahrip etmişlerdir. Geri kalanlar da uçaklar tarafından bombalanmıştır. Fransızlar bu son hudut karakolunu çarşamba günü tahliye etmeye haşlamışlar ve perşembe günü tahliye sona ermiştir, Fransız asker! makamlarının yayınladığı tebliğe göre Fransız kuvvetleri maya karar verdikleri Hanol’ın şeyindeki hatta dayanacak ve
çekllmiyecelclerdlr. Bu bölgeden geçen Kızıl Nehir de tabii bir mania vazifesi görmektedir. Düşman hücumları karşısında çekilmek zorunda kalan Fransızların bu cephede tutunarak yeni bir taarruza geçmeleri beklenmektedir.
Langson kararkolunun tahliye emri, General Juin ve General Le Tour-neau'ııun Langson’u ziyaret ötmeleri üzerine verilmiştir.
VVashlngton 21 A.A. (Reuter) — Dışişleri Bakanı Dean Acheson, Savunma Bakanı George Marshnll’a tercihan Hindiçlniye asker! teçhizat gönderme salâhiyetinin verildiğini söylemiştir.
Acheson, Çin Hindindeki askeri durum hakkında herhangi bir tefsirde bıılunmıyacağuu belirterek, bu meselenin VVashington’da cereyan eden Fransız - Amerikan müzakerelerinde görüşüldüğünü İleri sürmüştür.
Acheson, Birleşik Amerikanın Çin Hindine şimdiye kadar mühim miktarda askeri teçhizat yolladığına işaret ederek daha fazlasının da mümkün olduğu kadar çabuk Çin Hindine gönderileceğini söylemiştir.
Komi nformun toplantısı dün akşam nihayet buldu
Alman birliğinin kurulması ve işgal kuvvetlerinin çekilmesi talep ediliyor
Prag 21 (YtRS) — Rusya ve yedi peykinin Prag toplantısı buğun akşam sona ermiştir. Sabah ccUvsi sonundan kısa bir tebliğ neşredilmiş ve Bakanların Almanya meselesi ile ilgili hususları komisyonlara avnlarsk görüştükleri belirtilmiştir, öğleden sonraki görüşmeler neticesinde varılan kurarlar ikinci bir tebliğ Üe açıklanmıştır. Komlnform bu toplantısında aşağıdaki hususları karar altına almıştır.
1) Dört büyüklerin bir top anti yaparak Almanyanın allâhlandırrılma-masına karar vermeleri.
2) Sulhperver bir Alman iktisadiyatının kurulmasına mâni olan engellerin kaldırılması.
3) Potsdam anlaşması hükümlerine uygun olarak Alman birliğinin kurulması, ve İşgal kuvvetlerinin memleketten çekilmesi.
4) Bütün \lmanyaya şamil olacak bir meclis seçerek Alman birliğinin bu yoldan temini,
Tebliğde batılılann Almanyayı silâhlandırarak Potadam anlaşması hükümlerini İhlâl ettikleri kaydedilmekledir.
Londra 21 A A. (United Press) — I>rl haber alan mahfiller, Sovyet Başbakan Muavini Molotov’un yedi peyk devlet lideri İle. Prag’da yaptığı konferanstan bahisle, Asyada aylarca uğraşan Sovyet Rusyanın, Avrupada e-saah bir soğuk harp taarruzuna hasırlandığı kanaat indedirler.
Siyasi mahfilde hâkim fikir, Prag konferansının Batı AvrupalIları kor-kutmnğa ve Sovyet İşgal bölgesinde yeniden silâhlanılmasın! haklı göster-
mefce matuf olduğu yolundadır.
Prag konferansı, Alman askeri kudretini Sovyet blokuna tamamen dahil etmek maksadlyle tasarlanmıştır.

Japonyanın Kalkınma akanı şehrimizde
Japon Hükümeti Kalkınma Bakam Mateuda Seiahln şehrimizde bulunmaktadır. Bakan dün kendisiyle konuşan gazetecilere demiştir ki:
•• Japonyanın kalkınması hususunda tetkiklerde bulunmak üzere Amerika ve Avrupada yaptığım bir seyahatten dönmekteyim.
Harpten sonra Japonyada herşey değişmiş bulunmaktadır. Demokrasi, kendisini zorla kabul ettirmiştir. General Mac Arthur Japonyanın kalkınması için elinden geleni yapmak tadır.
Bütün Japon halkı, komünizme karşı elbirliği ile çalışmakta ve bu mücadelede muvaffak olmaktadır.
Japonya sulh anlaşmalarım yaptıktan sonra bir çok memleketlerde yeniden elçilikler İhdas edecektir. Bu arada Türklyeye de bir elçi göndereceğiz.,.
Bundan sonra Kore meselesine temas eden Bakan demiştir kİ:
"Uzakdoğuda el attığı her Işdo muvaffak olan General Mac Arthur, Ko-redeki ateşi de söndürecektir
SANATORYUMDA :
— Nüfusumuz azaldı mı dersin?
— Zannetmem, artmıştır!..
Savfa î
Y E N t İSTANBUL
TETKİKLER I
Demokrat dünyada komünistlik mücadelesi ve memleketimiz
Yazan : Habib Edib - Töre han
DEMOKRAT dünya, son samanlarda sanki şimdiye kadar yaptığı İhmallerin acısını çıkarmak İstiyormuş gribi komünistliğe karşı şiddetli bir mücadeleye girişmiştir. Bu kararların verilmesi komünizm düşüncelerine karşı olan bir müdahalenin eseri değildir. Zaten sırf bu geniş zihniyet yüzünden bir çok yerlerde komünizm şimdiye kadar serbest bırakılmış ve hattâ nazari sahada yapılan propagandalar devlet kuvvetiyle de Önlenmemiş tir.
Ancak ve bilhassa daha ziyade A-merlkan yardımına dayanarak İkinci Dünya Harbinden çok kuvvetli çıkan Rusyanın bütün dünyaya hâkim olabilmek maksadlyle komünizmi bir tecavüz silâhı şeklinde kullanması ve kendi ülkesinden başka öteki memleketlerde yaşayan İnsanları da eslrleş-tirmeye kalkışması, medenî Alemin dikkatli olmasını ve cemiyet nizamının bozulmasını Önleyecek tedbirleri almasını lüzumlu kılmıştır.
Halkının büyük bir yığını cehalet İçinde yaşamış ve münevver geçinenleri de kozmopolitliğe düşmüş eski Rusyanın isyanlarla kaynaşması ve kendine başka bir kurtuluş yolu araması belki de haklı görülebilir. Fakat herşeyden önce kendi Ülkesine normal bir düzen vermek torunda olan bir memleketin bütün dünya intizamım bozmasına ve yirminci asırda eski yalancı peygamberler gibi herkese saadet müjdeleri vermeye yeltenmesine hiçbir İdare mantığı müsaade edemez. Komünizmin devlet hikmeti olarak kabul edildiği günden beri. Rusya, topraklarının eşalz zenginliğine rağmen her gün büyük bir hızla sefalete ve zarurete doğru kaymakta devam etmiş ve nihayet Almanya ile Avus-turyada yaptığı geniş gosblar ve yağmalar yardımlyle belini doğrultmaya çalışmıştır. Rusya şimdi bu beklenmeyen Tann sofrasında büyük bir o-burlukla midesine indirdiklerini hazmetmeye uğraşıyor. Almanya İle A-vusturyanın büyük servetlerine konan Rusya, herhalde bundan da faydalanmasını bilmemektedir. Ona kalan biricik şeref payı yıkıcı sistemiyle ö-▼ünmek tir.
Kumanya ve hattâ Bulgaristan gibi bir zamanlar refah içinde yaşayan memleketlerin bugün İçine zorla sürüklendikleri acıklı durum, komünizmin yapıcı değil yıkıcı olduğuna kusursuz bir misal teşkil eder. Başkasının kürkü ile efendilik taslayan Rusya; Almanya yıkıldığı zaman zaferin en büyük kabadayılık hissesini hemen kendisine ayırarak propagandaya başlamıştır. Bu propagandasın-da Rusya, insanlığın, zulümden, kurtulacağını. Üstelik, uydurma bir gururla vadetmlştL Halbuki beş senelik bir zaman bunun ne kadar boş bir I hayal olduğunu ve İddia ile hakikat arasında ne kadar tehlikeli uçurumlar sırıttığını göstermiştir. Zulüm. İhanet | ve şiddet bakımından. Rus sistemi tarihin eski devirlerde görülen çeşitlerini gölgede bırakır, insanlık şimdi böyle müthiş bir kâbus karşısında-dır. Faclalan görerek ne büyük hatalar yaptığını anlayan medeniyet âlemi bunu düzeltmeye çalışmış ve bu yüzden demirperde İle demokrasi dünyası arasında şiddetli bir mücadele başlamıştır. Bu mücadeleler bir taraftan milletlerarası konferanslarda, basında, radyolarda kendini göstermiş ve beşinci kol olarak kullanılan unsurlarla desteklenmiş olduğu gibi öte taraftan da milletleri birbirine giriştirmek ve bilhassa harp endişeleri yaratarak bütçe denkliğini yıkmak teşebbüsü şeklinde göze çarpmaktadır. Bilhassa Kore harbi artık Rusyanın gaye ve arzusunu büsbütün ortaya koymuş ve demokrat memleketler için mutlaka uyanık durmak ve tetbir almak hayat zarureti haline gelmiştir. Onun içindir ki. başta Amerika olmak Üzere demokrat dünya, şimdi, komünist elemanların memur olarak kullanılmamatannın te- I mini İçin kanunlar yapmaya başla- | iniştir. Batı Almanya bile şimdi aynı yolda yürüyerek komünist memurları çıkarmakta ve yeni memur alırken komünist olmamalarına dikkat olunması İçin prensipler koymaktadır.
Biz memleketimizde komünistlik cereyanının tutunamıyacağına eminiz. Çünkü komünistlik daha ziyade sanayi memleketlerini arar ve nazariyesi-ni oralarda flLLzlendlrmeye çalışır. Marka bile bunu Almanyanın sanayi ve kapital inkişaflarını düşünerek hesaplamış ve Örnek olarak kapitalist memleketleri gözönünde tutmuştur. Memleketimizde sermaye birikmesi yok denecek bir durumdadır.
Zaten eski zamanlarda buna imkân da yoktu. Çalışmakla değil, sırf balkı soymakla ve çok defa yağma suretiyle meydana gelen servetler, zamanla ve gene yağma suretiyle sahiplerini değiştirir ve dağılırdı. Meşrutiyetin kurulduğu günden beri de milli sermaye toplanmamış ve aksine olarak memleket bir çok noktalardan daha fakir düşmüştür. Bundan başka biraz da eskiden kalma bir zihniyetle sermayeye karşı bir husumet gösterilmiş ve muhtelif unvanlar altında sermaye bir çok vergilere tâbi tutulmuştur. Memleketimiz henüz bir sanayi memleketi de sayılamaz. Zaten esas karakteri ziraattır. Çiftçinin korunması için yarım asra yakın bir zamandan beri bir çok kararlar alınmış ve kanunlar çıkarılmıştır. Şayet bunlardan iyi netlcoler elde edilememişse, hata: karar ve kanunlarda değil. tatbiki hususunda gösterdiğimiz ihmal ve acizdedir. Bunun eskimiş, yıpranmış ve fena tesirlerini her yerde göstermiş olhn herhangi bir sis* temle düzelebileceğinl iddia etmek I-çtn aşın ve yerinde olmayan bir cesaretle bilgisizlik lâzımdır. Memleketimizde kurulmuş olan fabrikaların büyük bir kısmı devlet müesseseieri-dlr ve âdeta kolektif bir mahiyet arzederler. Bu hususta modellerimiz daha ziyade Rusya sistemine uyuyordu. Bunların acısını bugün görmekte ve bundan dolayı artık serbest sisteme dönmek lüzumunu duymaktayız.
Bizim gibi asırlardan beri insan haklarının bir veya bir kaç kişinin dudakları arasında verecekleri hükme bağlı olması korkusu İçinde yaşamış olan bir milletin herkesten daha ziya, de bir hürriyete ihtiyacı vardır. Eski durumları unutarak mukadderatımızı bir «umreye bırakmak ve teşebbüs e-mellerlmlzi kendi elimizle öldürmeye çalışmak için emek harcayanların vicdan ve akıl muvazenelerinden şikâyet edebiliriz. Almanyanın en münevver insanlarla dolu bölgelerini bugün sönmüş bir yangın yerine çeviren ve insanlara her türlü zulmü mübah sayan idareden ilhamlanmak isteyen İnsanları bİ2 her şeyden ziyade yıkıcı birer unsur telâkki ederiz. Halbuki İnsanlığın artık yıkılmaya değil, yapılmaya ve ıstıraplarının nihayete ermesine ihtiyacı vardır. Demirperde sahnesinin acemi yardakçıları, şimdi, yüz binlerce ırkdaşımızı asırlardan beri yaşadıkları topraklardan çıkarmak işini ele almakla zulmün bu çeşit idare teşkilâtında artık hiçbir e-hemmlyetl olmadığını göstermektedirler. Halbuki ırk ve din farkı gözetmediğini İddia eden bir sistemde insanlığa aykırı böyle hareketler olmamalı idi. Onun için bu yıkıcı sistemin bir çok basit ve zavallı insanları karıştırmamak bu yıkıcı propagandanın tesirinden kurtarmak gayesiyle tetblrler alınması umumun hürriyet ve menfaati bakımından çok lüzumludur.
Ancak bizim bu hususta bir endişemiz olduğunu da gizlememek isteriz. Totaliter sistemlerde sırf çekemediğini kirletmek için yapılan ihbarlara, jumallara büyük bir ehemmiyet verilir. Bizde de bu fena âdet asırlar boyunca inkişaf etmiş ve İnsanların hayatım bir cehennem parçası haline getirmişti. Mussollnl ile Hitler zamanında da en çok revaçta bulunan meslek hafiyelik ve jurnalcilik idi. Rusya Üe peykleri de şimdi Jurnalciliğin yarattığı bu alevden huzursuzluk İçinde kıvranmaktadırlar. Bir çok memleketlerde komünistlerin parti ve gazeteleri olduğundan kimlerin bu zihniyette olduğunu az çok bilmek mümkündür. Bizde ise kimlerin bu görüşleri benimsediklerini ve hangilerinin bundan kurtulduğunu ve hangilerinin de cezalandırılması gerek tiğlni tesblt etmek çok güçtür. Bu hususta yalnız ihbara yer verileceğini zannetmiyoruz, thbar üzerine hakkında tahkikat yapılanlara karşı da mahkemelerimizin adaletinden eminiz. Fakat esldden olduğu gibi ihbarların artması ve bir çok kimselerin bunu düşmanlarını ve rakiplerini ezmek için bir silâh ve vasıta olarak kullanmaları imkan dışında değildir. Bu tahminimizin yanlış olduğunu ve insanların mukadderatı İle oynayanların şiddetle cezaya çarpılmalarını Körmek bizi çok memnun edecektir. Onun İçin bu gibi ihbarlarla haksız yere bir insan ve aileye zarar vermek İsteyenler en şiddetli cezalara çarpıl-mahdrrlar. Demokrasimiz ancak bu suretle İnsan hakkına rlayetkâr olduğunu gösterecek ve herkesin vicdan huzuru İçinde yaşamasını temin edecektir.
Şehir köşesi
Fırsat gözl'yenler
Bugün her taraf kapalı. Her halde yiyeceğinizi dünden tedarik etmişSlnUdlf. Fakat kâfi derecede ekmek bulabildiniz mif
Dün, fırınların önû, harp (-Çin de vesikalı tumanları andırıyordu. Halbuki fırınlara, İM günlük ekmek çıkarmaları için tedbir almaları daha evvelden bildirilmişti. Neden böyle oldu f Bunda, fırınlat .h imkânlarının mahdut oluşu rol oynamıştır. Lâkin halkın sabırsızlığı daha az âmil olmamış değildir. Böylcce lüzumsuz bir siftinil peyda oldu ve derhal., amma derhal karaborsacılar f
Doğrusu üzüldüm. Bu kadarına kadar fırsatcu mu olduk f Daha yakın bir mazide ekmek almayı unutan veya alamamış olan komşularımıza, bizimkisi kıt dahi olsa hemen yardım eder, mevcudumuzun yarısını verirdik* Hattâ komşumuz çocuklu Ue, kendimiz ekmeksiz kalmak bahasına, hepsini verir, bir başka komşudan tedarike kalkardık.
Dün, kalabalığı gören kâr düşkünleri, köşe başlarında insanı çeviriyor, on beş, yirmi kuruş fazlasına ekmek teklif ediyordu.
B t tikleri kâr, gözlerine dizlerine dursun.
BİR İSTANBULLU
Ortaokul ve liselerde
yeni nakiller
Gerek yeniden şube açılması ve gerek arzulariyle ikametgâhlarına yakın okullara verilmesi üzerine ortaokullarla liselerde yeniden nakiller yapılmıştır. Buna ait listeyi aynen neşrediyoruz:
Haydarpaşadan Makbule Yargucu İst Kız Lisesine, Afife BugTa Erenköy Kız Lisesinden Çamlıca Kız Llse-slno, Kadri Güney Eyüp Ortadan Kabataş Llsoslne, Kadlrcan Kaflı Gazi Osmanpaşadan Kabataş Lisesine, M. AH Haşmet Kırca İst. Erkek Llsc-sLnden Beyoğlu Erkek Lisesine, Nuri Ardıç Haydarpaşadan Kartal Ortaya. Muhilse öztüzemen îst. Kız Ll-sesidnen Beyoğlu Kız Lisesine. Neriman Gök ay İstanbul Kız Lisesinden Erenköy Kız Lisesine, Bedla Ermat Beşiktaş Ortadan Nişantaşı Ortaya, Refaha t Ege Beykoz Ortadan Kasımpaşa Ortaya, Y’akup Avcıoğlu Kara-gümrükten Cibalt Ortaya, Raife Ol-gnç Pertevnlyalden Mlrgün Ortaya, Kâmil Erman Pertevnlyalden Mir-gün Ortaya, Envor Parlar Kartal Ortadan Beyoğlu Ortaya. Yahya Umay Kadıköy Ortadan Vefa Lisesine, Habibe Akmirza Eyüp Ortadan Bakırköy Ortaya, Nafla Kuzucu Üsküdar Ortadan Beşiktaş Ortaya. Edip Ayel Beyoğlu Erkek Lisesinden İstanbul Erkek Lisesine, Şaziye Zon-gürlük Gazi Osmanpaşadan Beykoz Ortaya. Kayhan Tekzencr Gelenbevt Ortadan Kumkapı Ortaya, Remzi Do-ğuetllll Sanyerden Clball Ortaya, Hulûsl Gürses Beyoğlu Ortadan Beyoğlu Erkek Lisesine, Alâeddin Güne# Sarıyer Ortadan Bakırköy Ortaya, Handan Seyhan Kandilli Lisesinden Beyoğlu Erkek Lisesine, Kadri Süğlün Bakırköy Ortadan Pertevnl-yale, Adnan Kocabay Gelenbevl Ortadan Beşiktaş Ortaya, Şükrü Sezek Beşiktaş Ortadan Gelenbevl Ortaya» Vedat Şenarai Vefa Lisesinden Kandilli Lisesine, Atike Ünal Bakırköy Ortadan Gazi Osmanpoşa Ortaya, Hami Şeydik Gazi Osmanpaşadan Beykoz Ortaya. Gülfeza tnsel Çapa Lisesinden Vefa Lisesine, Nevvare Duray Çapa Lisesinden Haydarpaşa Lisesine, Çapa Lisesinden Ferhunde Çakmak Kadıköy Ortaya.
Genel nüfus sayımı bugün yapılıyor
Bu sabah saal 6,30 dan İtibaren, elinde İzin karlı olanlar hariç, hiç kimse sokağa çıkmıyacaktır
Bugün bütün yurtta genel nüfus sayımı yapılmaktadır,Bu münasebetle okuyucularımıza, sayım günü yapılacak işler hakkında tl Sayım Komitesi tarafından kararlaştırılan ve komite Başkanı Vali Fahreddln Kerim Göka-yın imzası ile alâkalılara gönderilen tamimin esaslı noktalarını bildirmeyi faydalı gördük. Buna göre:
1 — Snyım 22 ekim 1050 pazar günü en geç saat sekizde boşlıyacak ve sokağa çıkma yasağı 6.30 dan itibaren tatbik olunacaktır. (Yasağın tatbiki için ayrılacak kuvvetler İstanbul Komutanlığı ile tl Jandarma Komutanlığı ve Emniyet Müdürlüğünün mümessillerinden mürokkep bir heyet tarafından tesblt edilmekte o-iup bunlar hakkında ayrıca bilgi verilmiştir.)
2 — Sayım günü sokağa çıkabilmek için 11 Sayım Komitesinden verilmiş mühürlü rozet ve izin kâğıdını tıâmll olmak şarttır.
Bu rozet ve izin kâğıtları ile sokağa çıkma salâhiyetini haiz olan ve vazifeleri İcabı sokağa çıkmalarına i-zLn verilmiş bulunanlardan gayri hiç bir kimsenin sok altlarda dolaşmasına izin verllmlyecekllr.
3 — Sayım günü 11 ve İlçe sayım komiteleri emrinde çalıştırılacak mo-törlü ve motörsüz nakil vasıtalarına Ü Sayım Komitesi tarafından hazırlanan (sayım) ibaresini havi birer plâka verilecek ve umumî hizmet mü-csscselerlyle gazetelere alt nakli vasıtalarına (gezebilir) yazılı plâka takılacaktır. Bu plâkalar Î1 Sayım Komitesinin resmi mühürünü havi olmadıkça muteber olmıyacaktır.
4 — Sayım günü sokağa çıkma yasağının bavlıyacağı 6.30 don itibaren sayımın bittiği usulen İlân edilinceye kadar ikinci maddede yazılı rozet ve izin kâğıdı hâmillerinden gayri sokağa çıkanlar ve üçüncü maddede beyan edilen alâmeti taşımayan nakil vasıtaları görüldüğü takdirde bunlar hakkında yönetmeliğin 43 üncü mad* desl gereğince takibat yapılacaktır.
ö — Dcnetlemo memurları, Bayım günü sabahı bucak müdürleri tarafından gösterilecek yerlerde en geç saat 6.30 a kadar bulunarak bucak müdürlerine geldikleri tesblt ettirildikten sonra sayım memurları ile evvelce kararlaştırdıkları bölgelerinin merkezî yerlerinde keza en geç saat 7 ye kadar buluşmuş olacaklar ve derhal sayım memurları sayımına memur oldukları bölgelere gitmelerini temin edeceklerdir.
6 — Yönetmeliğin 42 net maddesine göre sayımın en geç sabahın saat sekizinde başlaması lâzım gelmektedir. Yönetmelik, başlama saatini en geç kaydlyle tâyin etmiş bulunduğundan sayımın çabuk bitmesi bakımından yedide başlaması uygun görülmektedir.
7 — Bucak müdürleri tâyin olunan saatte gelmeyen denetleme memurlarının yerlerine İhtiyat denetleme memurlarını ve bölgelerine gelmemiş o-lan sayım memurları olursa bunların yerine de keza ihtiyat sayım memurlarını İkame eylemeleri lâzımdır,
8 — Denetleme ve sayım memuru vazifeleriyle mükellef tutuldukları halde muayyen gün ve saatte tâyin olunan yerlere gelmemiş olanlar hakkında 5622 sayılı Sayımlar Kanununun 10. maddesi hükümleri dairesinde takibatta bulunulması lâzım gelecektir.
ö — Denetleme memurları bölgelerindeki sayım memurlarının gelerek tamam olduğunu ve sayıma başladıklarını bucak müdürlerine ve bucak müdürleri de bucagma alt denetleme ve sayım memurlarının tamamen geldiğini en geç saat dokuca kadar bağlı bulundukları kaymakamlara telefonla bildirecekler, kaymakamlar da aynı suretle il merkezinde ayrılan ve aşağıda numarası kaydolunan telefon ile keza saal dokuza kadar sayım komitesini haberdar edeceklerdir.
10 — Sayım memurları bölgesine
ait Bayımı tamamladıktan sonra der-hal denetleme memurundan ilk buluşmada öğreneceği buluşma yerine giderek defterini denetleme memuruna teslim edecektir.
11 — Bucak müdürleri, denetleme memurları tarafından kendilerine teslim olunan sayım defterlerini teslim ettikçe 0 uncu maddede yazılı cetvele İşaret edecek ve tamamlandıktan sonra bağlı bulunduğu ilçenin kaymakamı bucağındaki sayımın bittiğinden telefonla haberdar edecekler ve bunu müteakip keyfiyeti tevsik İçin de bu hususta bir tezkere yazarak tezkerenin de o gün emrlndo bulunacak nakil vasıtası İle kaymakamın eline geçmesini sağlayacaklardır.
12 — Şehir sınırlan İçinde ve bütün bölgelerde sayım bitmedikçe vilâyetçe sokağa çıkma yasağının kal-dirildiği ilân edilmedikçe kaymakam ve bucak müdürleriyle İnzibat âmir ve memurları İşleri başından ayrıla-mıyacaklar ve herhangi bir bölge, bu-cak ve Hçe sayımının bitmesi İle İnzibati tedbirler gevşetllmiyecek ve bunun hiçbir suretle bozulmasına meydan verilmlyecektlr.
13 — Sayım günü Beyazıt ve Galata kulelerine bayrak çekllmlyecektir. Bu kuleler sayım bittikten sonra bay. roklarını çekecekler v© müteakiben muhtelif mevkilerden top atılmak suretiyle sayımın bittiği İlân olunacaktır.
14 — Sayımın bittiği tarafımdan U itibariyle Ankarada İstatistik Genel Müdürlüğüne bildirileceği cihetle ilçelerimiz bu hususta genel müdürlükle muhabere etmlyeceklerdlr.
15 — Sayımın bittiği yukarıda beyan edildiği Üzere ilân edildikten sonra kaymakamlar, İlçeleri içindeki nüfus miktarını tesblt ederek H itibariyle İstatistik Genel Müdürlüğüne tarafımdan gerekli malûmat verilmek Üzere en geç on gün içinde 11 sayım komitesine bildireceklerdir.
tır.
Am:ral Bristol hastahanesinde diploma tevzi merasimi
Diln yapılan törende konuşan Amerikan Büyükelçisi, Amerikan - Türk işbirliğine dair İzahat verdi
Amerikan Amiral Brlstol hastaha-neslnin Hemşire Okulundan bu sene mezun olan 6 hemşireye, diplomaları, bugün saat 15 te Okulun yeni binasında, törenle verilmiştir.
Merasimde, Amerikan Büyükelçisi George VVadsvvorth, Vali ve Belediye Reisi Fahreddin Kerim Gökay, Birinci Ordu Müfettişi General Şükrü Ka-natlı, Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürü Dr. Faik Yargıcı. Amerikan Kolonisi ve kalabalık bir davetli kütlesi hazır bulunmuştur.
Brlstol Hastahanesi Başhekimi Dr. L. Shepard, toplantıyı açtıktan sonra İstiklâl Marşı ayakta dinlenmiştir.
Dr. Shepard, yaptığı konuşmada, hemşireliğin önemini belirtmiş okuldan bugüne kadar 170 hemşirenin mezun olduğunu söylemiştir.
Vali v« Belediye Reisi, söz alarak, Türk tarihinde içtimai müesseselerin, millet, mezhep farkı gözetmeksizin korunduğunu löylemlş. Amiral Brls-tolün Türk milletinin üstün kıymetini yakında takdir eden bahtiyar bir insan 27 seneden beri burada çalışan hastahane başhekiminin de memleketin bir çocuğu olduğunu ifade et-mlştlr.
Gökay daha sonraa, mezunlara hitapla, kendilerini tebrik etmiş ve diplomalarını vermiştir.
Daha sonra Amerikan Büyükelçisi ve Hastahane İdare Heyeti Fahri Başkanı Ekselâns G. Wadsworth konuşarak ezcümle şunlan söylemiştir.
Havacılık Kongresinin dünkü çalışmaları
Uçuş malûmat ve koordinasyon merkezlerinin istanbulda kurulması kabul edildi
Yıldız Sarayı Şale Köşkünde top-lan an t. C. A. O. Sivil Havacılık Kongresi, dün akşama kadar çalışmalarına devam etmiştir.
İtalya ve Yunanistan delegeleri de bu toplantılara İştirak etmeye başlamışlardır. Böylcce kongreye İştirak eden devlet sayısı on beşe çıkmıştır.
Meteoroloji komitesinin, meteorolojik u.ul ve kaideler tâli komitesi. Ortadoğu bölgesinin kabili tatbik umumî usullerdeki mütemmim kaideler üzerinde etüdler yapmaktadır.
Birleşik Amerika, İ. C. A> O. sekreterliğinin bu mevzu üzerindeki fikir ve mütalâası. teşekkül eden tâli komite tarafından bölge özel usullerine göre madde madde yazılmasına başlanmıştır.
İstanbul, hava trafiğinin en kesif bulunduğu bir bölge olması itibariyle. gerek milletlerarası ve millî hava seyrüsefer emniyeti ve gerekse karşılıklı işbirliği yapmak bakımından (FÎR) uçuş malûmat ve (SAR) koordinasyon merkezlerinin (RAC) komitesince İstanbulda kurulması kabul edilmiştir.
Hava ve deniz arama ve kurtarma İşi İçin. Ortaşark bölgesinde hava ve deniz arama ve kurtarmaları vasıtalarına alt tavsiye olunan asgari miktarlar tesblt edilmiş ve bu arada Türklyenln de. kendi (SAR) mesuliyet sınırlan dahilinde bulundurması gereken arama ve kurtarma uçaklarının da, yine asgarî had dahilinde mİktan tesblt edilmiştir.
Diğer komiteler evvelce aynlmış bulunan gruplar halinde çalışmalan-na devam etmişlerdir.
Bugünkü sayım münasebetiyle kongre çalışmalarına ara vermiştir.
Türkiyedekl yol inşaatının son durumu tetkik edilecek
Amerikan Yollar İdaresi İnşaat Mühendislerinden Mr. Humbard dün uçakla şehrimize gelmiştir. Mr. Humbard Türkiyedekl yol inşaatının son durumuna dair tetkiklerde bulunacak ve bu hususta bir rapor hazırlıyacak-
Amiral Brlstol, Türkiye ile A-merlka arasındaki İlk dostluk ve anlayış temelini atan bir kimsedir. O-nun atmış olduğu bu temel bugün genişlemiş ve büyümüştür.
Dünyada çok az sefirin üzerinde benimki kadar vazife vardır. Vazifem, yalnız diplomatik alana inhisar etmemektedir.
Askerî heyetin çalışmalariyle de meşgul olmaktayım. Bugün Türkiye-de 600 Amerikan askeri şahsiyeti Türk subay ve erinin eğitimiyle alâkadardır. Son manevralar, Türk - A-merikan askerî işbirliğinin neticesini gösterme bakımından muvaffak olmuştur. Manevralardan iki taraf da istifade etmiştir.
BLr vazifem de kültürel münasebetlerdeki çalışmalara aittir. Bununla, öğretmen, talebe, teknisyen mübadelesini kasdediyorum. Rull-bright plânlyle mübadele işi yürüyecektir. Gelecek sene 30 kadar Amerikalı, memleketinize gelerek Türk a ğitlm müesseselerlnde çalışacaklardır.
Türk Amerikan işbirliğinin en güzel misalini, bu müessese vermektedir. Ben de, kendimi Amerika Brlstol Has ta hanesin İn muvaffakiyet derecesine erdiğini gördüğüm zaman rahata, muvaffak olmuş sayacağım/*
Amerikan Sefiri, oğlunun bu haa-tahanede doğduğunu hatırlatmış ve bundan da büyük zevk aldığını belirtmiştir.
Törene yeni binanın gezilmesiyle son verilmiştir.
22 Ekim 1050
İstanbulda dün ekmek sıkıntısı vardı
Fırınlar hakkında takibat yapılıyor
Bugün fırınların kapalı bulunacağının Hân edilmesi üzerine iki günlük ekmeğini bir anda almak İsteyen halkın tehacümü karşısında, şehrin muhtelif semtlerinde ve bilhassa Beyoğlu cihetindeki fırınlar ihtiyacı karşıhyamamıştır.
Nüfus sayım komitesi tarafından fınniann un ihtiyacı günlerce evvel temin edilmiş ve bu hususta kendilerine gereken tebligat yapılmış olduğu halde her zaman olduğu gibi bu defa da fınncıiann halkın ihtiyacım karşılamak hususunda lâkayt kaldıkları görülmüştür. Akşam geç vakit bu vazıyeti kendisine bildirmemiş üzerine Vali ve Belediye Reisi Fahreddin Kerim Gökay derhal durumla alâkadar olduktan sonra gazetemize şu beyanatta bulunmuştur:
“— Halkın ekmek ihtiyacını karşılamak üzere fırınlara kâfi miktarda un vaktinde verilmiştir. Bu hususta İhmali görülen fırınlar şiddetle tecziye edileceklerdir. Şimdi bütün kaymakam ve emniyet âmirlerine bu vaziyetle alâkadar olarak halkın ekmeğini kolaylıkla temin etmelerini sağlamaları hususunda emir verdim. Şehirdeki fırınlan teftiş ettiriyorum. İstanbullular ihtiyaçlarım behemehal temin edebileceklerdir,,,
Gazetemiz makineye verildiği aaa* te kadar Beyoğlu fınnlanmn önünde ekmek almak İçin hâlâ sıra bakliyen halk vardı.
İzmir Körfez vapurlarının personeli, fazla mesai verilmesini İstiyor
İzmir körfez vapurlarında çalışsa personel kendilerine fazla mesai verilmesi hususunda Devlet DenlzyoU lan tdareslne müracaatta bulunmuşlardır. Bu isteğin yerins geth rilmesl için idarece yeni bir talimatname hazırlanmasına başlanmıştır-
İzmir Limanı İşçilerinin bir talebi
İzmir kömür İşçileri yükleme ve boşaltma işlerini 2 kuruş eksiğine ya-pacaklannı bildirerek bu işin kendilerine verilmesini İstemişlerdir.
Devlet Denlzyollan ve Limanlan İdaresi bu teklifi tetkik etmektedir.
Doğu ve Batı Akdeniz postalan
Doğu-GOney Akdeniz postasını yapan Adana vapuru yann saat 9 da limanımıza gelecektir.
Batı Akdeniz seferini yapan Ankara vapuru da salı günü saat 14 te limanımıza gelecektir.
TEŞEKKÜR
Hayatım İçin büyük bir tehlike arzeden Safra kesemi, kendilerine has meharetle ve büyük bir başan Ue Ameliyat eden çok kıymetli Operatör
HÂZIM BUMİN’e
ve Gümüşsüyü Cerrahî Kliniğinin dirayetli ve müşfik sahibesi Operatör Suad Glz’e aleni teşekkürlerimi bildirmek için muhterem gazetenizin tavassutunu rica ederim.
Baiâhaddln BenU
YENİ İSTANBUL
8IYA.SÎ UCTİSADİ BffüSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi t
YENİ tSTANBVL NE8RİYA1 LIMITED ŞİRKETİ
Müdürü: Kemal H HARLICA
Yazı İşlerini fiilen İdare eden mesul müdür: Sacid ÖGET
Neşredilmiym yazılar iade edilmez.
Basıldığı ysr ı YENİ İSTANBUL MATBAACI U1K LÎMÎTED ŞÎRKETİ MATBAASI
PEYAMİ SAFA
YALNIZIZ
— 41 —
Sami m bağırdı:
— Ah, çok güzel. İki benliğimiz arasındaki İç diyalektik hareketinin tam üstüne bastın. Tabiî. Biri olmadan Öteki olmaz. Tabii Hem İkincilerimizin kökleri tablate ve içgüdülerimize bağlıdır. OnJan yokedcmcylz. öldürmekten maksadım hapsetmek ve ziyansız hale getirmektir. ElLmiz ve ayağımız gibi o da mutlak emrimiz altına girebilir. Ve onun bizi tokatlatmasını, yaralamasını, öldürmesini imkânsız bir hale »okabiliriz. O zaman Fe-rlhanın, daha iki sene evvel, mektepte iken, bütün ailesini ve cemiyetini teperek meçhule atılışındaki cüret, mahbus Ikinclnln isyanı olduğu için, hayranlık değil, nefret uyandınr. Sende bu nefreti görmeylşim beni ürkütüyor.
Meral şuhluğunun gizli edaslyle sol omuzunu hafifçe oynattı:
— Ne yapayım, dedi, ben böyleyim demek, öldür beni, yeniden yarat ve kendi idealine göre bana bir ruh yapısı ver.
Samlm derin bir nefes alarak geri çekildi, sonra nefesini birdenbire boşaltarak doğruldu:
— Aman Meral, dikkat! Sesin bir uçurumdan geliyor.
199
Kız kendini topladı:
— Şaka söylüyorum. Biraz şaka. Feri-hanın hareketinde beğenmediğim noktalar pek çok. Dün sabah bir mektubunu aldım. Halâ buhran içinde, fakat gizliyor.
— Yanında mı mektup?
— Getirmedim.
— Görmek isterdim.
— Getiririm, tabiî. Partsln blnblr gecesiyle dolu. Güzel mektup çok. Geliyor Islan-bula. Belki de gelmiştin Mektubun tarihi 12 eyıül. Sekiz günde gelmiş. Dur bakalım Ankara vapuru ne zaman kalkıyor? Yazıyordu o. Şimdi zihnim karışık. Velhâsıl bugün yarın geliyor. Telefonla soracaktım bugün, unuttum. Karşılamak için.
Samlm birdenbire kızın elini kaptı, sıktı ve gözlerinin İçine bakarak, olanca hassasiyetiyle:
— Meral! diye ihtar etti.
Kız önüne baktı vo mırıldandı:
— İstemezsen karşılamam.
— Hattâ onunla konuşmak İsteyeceğini bile hiç zannetmiyorum.
Meral cevap vermedi.
Samlm ısrar etti:
— Değil mi T
— Evet,
Samlm onun elini dudaklarına götürdü.
Mera] tercihinin sarhoş edici istikametine doğru kayarken süzülen gözleriyk mırıldandı:
— Cezmlyi de görmlyeceğim artık.
Bir an bakıştılar. Banş tamamdı. Samlm onun elini bir daha öptü ve bir işareti üzerine garson yaklaşırken Merale baltan Samlm:
200
— îki mi?., diye sordu.
Kız mırıldandı:
— Vermut - votka.
Garson uzaklaşırken birdenbire haflyeyî öğrenmek isteyen Meral sordu:
— Kimden öğrendin bunları?
Samlm bütün ciddiyetiyle:
— Söylemem, dedi.
— Ölümü öp söylemezsen.
— Hissettim.
Ve tütüncünün Önünde doğan şüphesini anlattı.
Meral onun iki elini de tutuyordu.
Sesi titreyen Samlm devam etti:
— Nasıl hissettim! Emindim. İçimde kanaat vardı. Emindim. Sarartıcı bir keder içinde, ağır ağır caddeye çıktım. Yanımdan geçen gözlere, yalnız gözlere bakıyordum. Dünyanın en çirkin, fakat en doğru kadınına rastlasam, onu derhal sevebilirdim, caddenin ortasında ayaklarına kapanabllirdim. İçimde yalan nefreti köpürüyordu. O kadar... Müteecjlr-dlm... KL..
Samlm yutkunuyor ve gözlerini yumuyordu.
Biraz durdu.
Gözlerini açtığı zaman. Meral hayret etti. Samimin ellerini kuvvetle sıktı ve kendine çekti Küçülüyordu. Onun gözlerinde bu ıs-l&ktığı ilk defa görmüştü. Kendi gözleri de gecikmedi.
Bir müddet sustular.
Yavaş yavaş parmakları gevşeyen Meralin kalbi düğümleniyordu.
201
Ona doğru eğildi ve titrek bir derinlikten gelen sesiyle:
— Sonra?- diye sordu.
n
*Ah mlnel-aşk vel-halâtlhl,, diyor Arap Yaşamışlar, yaşamışlar, hepsini biliyorlar. Aşkın halleri sayısız. Fakat en büyük ıstırap, galiba, inanmak zorluğunda toplanıyor. Derece şüphesi. Elbette bana biraz bağlı. Sempatisi var. Buluşuyoruz. Her randevuya geliyor. Saatlerce konuşuyor, bazan geziyoruz. Bu kadarı hangi dereceyi ifade eder? Sadece hoşlanmak mı? Daha yukarı İse kaç derece? Aşkın bitişik kaplardaki bu gibi, sevlşenlerde aynı hizayı bulduğu farzedilebllir ml? Böyle en kabalarından en yakalanmaz nüanslarına kadar sevginin anlan o kadar sayısız meseleleri düşündürüyor kİ. üç paket sigara ve sekiz saat uykusuzluk bunlardan hiç birini hullet-meğe yetişmiyor. Simeranyada aşkın tam psl-kograflsini elde eden bir âlet keşfedilmiş olsun mu? Yüz elli yıl sonra bile böyle bir şeyin mümkün olabileceğini ummuyorum. Deminden beri, koltuğuma uzanmış, ilerleyen gecenin kulaklarımda ince ince vızıldayan derin sessizliği içinde, düşündüklerimin yüzde birini bu deftere kaydedecek kadar hatırlamama İmkan yok. Bütün o teferruat kaynayışı içinde sabit kalan bir kaç noktayı unut-mndım Biri “Ferihanın cüreti'*. Sonra "İkin
cilerimize ihtiyacımız,,. Hele o "Beni öldür ve yeniden yarat". Güzel ve korkunç Benli
ğindeki ikiliğin kaçınılmazlığını en sert im
kânsızlık manzarası içinde gözönüne itiraf.
koyan
202
"Ferihonın cüretine hayranlığı, her İnsanın her cürete hayranlığından fazla bir şey değil ml? Elbette fazla. Onun altında, kendine ait, gizli ve açık arzular var. Parise karşı zaafi maJûm. Cazibenin konservaluvardan ibaret olmadığı da muhakkak. Paris güzel bir dekor, bir masal şehri ve şans merkezi Paris veya başka yer. "lkincl’ yl gıdıklayan daha derin arzular var. Onların hepsini cinsiyete toptan bağlamak doğru değil Zihnime bir vuzuh ziyafeti çekmek için, bazı İnceliklerin feda edilmesi pahasına, bu arzulan saymağa çalışayım:
"L Bütün şanslan denemek İmkânını veren tam bir hürriyete kavuşmak arzusu,
"2. Kendi kendisinin tam ölçüsünü bulmak arzusu.
"3. Kendi kendisini değiştirmek arzusu.
"4. Muhitini değiştirmek arzusu,
"5. İnsan temaslanm zenginleştirmek ar-zusu.
"6. Tecrübelerini zenginleştirmek arzusu (Hâdise olarak),
"7. Kireçlenmiş itiyatları kırıp yeninin meçhulüne yönelen ruhla yaratıcı hamlelere serbest zemin h&zırinmak arzusu,
"8. En son haddinde iyi giyinip güzelliğL ntn âzamisini kendi kendisinin hayranlığa arzetmek arzusu (narsisizm),
"9. Başkalartnın hayranlığını son haddine vardırmak arzusu.
"10- Kendi nefsine karşı bir şahsiyet ve irade zaferi kazanıp aşağılık duygusundan kurtulmak arzusu,
(Dovamı var)
203
n Ekim 1D50
yeni İstanbul
Bayta I
Günler geçerken
$
Felâketzedelere
ATİNA HUSUSİ MUHABİRİMİZDEN
yardım
s
Listeler hengâmesi
Refik Halid KARAY
ABDÜLHAMtT Devrinde slynsî partiler yoktıı; fakat her vilâyette» her liva ve kaza merkezinde memurları tutan ve tutnııyan eşraf teşekkülleri mevruttu. Bazı defa bu teşekküller birleşir, müştereken harekete geçerdi do... Binaenaleyh idare âmirlerinin İlk İşi padişaha hoş görünmek; İkincisi de o şehir veya kasabadaki en nüfuzlu teşekkülle iyi geçinmekti. Yeni vazifesine hareket etmeden önce, tâyin olunduğu yo-rln partileri hakkında malûmat; edinir; meselâ A grupıınu nııı tutmak, B grupuna mı yanaşmak lâzımdır? Etraflıca sorup soruşturduktan sonra memuriyeti başına ekseriya peşin alınmış bir kararla giderdi.
Zeki bir İdare âmiri İki grupu da bozan oynlıyablllrdl. Bıızı defa sadece bir tanesine dayanır, oııuıı kuvvetiyle, öbürüne Adeta meydan okuyarak. dilediğini yapardı. Zira aleyhinde İşlediği B grııpıı telgrafhaneye koşup Yıidız'a dert ynndt, tebdilini İstedi mİ dayanağı olnn A grupu derhal harekete geçer, kendisinden memnun olduklarını bildiren sürü sürü İmzalı telgraflarla ötekinin trMİrlni izaleye çalışırdı. Hulâsa İstibdat devrinde do bir nevi mahallî particilik mevcuttu; hedefi, idare Amirini elde edip hususî menfaatlerini kayırmak, hükümet nüfuzuna dayanarak karşı grııpa böbürlenmektl.
öyle zamanlar olurdu kl bir şehirde kâh A, kâh B grupu büküm sürerdi. Derken biri iktidardan düşer, diğerinin borusu ötmeye başlardı. Bütün hıı hallerin az çok siyasi particiliğe benziyen bir mahiyeti yok değildi. Nihayet Meşrutiyet İlan edilince bidayette grupların hepsi îttl-hatçı oldu; lâkin partiler belirince kimi İktidara, kimi muhalefete mensup yeni gruplar türedi. Yine telgraflar çekiliyor, yine mukabil hücumlara geçiliyor; A vo B grupları birbirine diş biliyordu.
Demek istediğimiz şudur ki bizde memur ve Amir değiştirtme merakı huy mahiyetini almıştır; taşranın göreneği, belki de geleneğidir. Dar muhitII bölgelerde vali veya kaymakamın değişip yerine başkasının getirilmesi umumî efkârı hor hâdiseden fazla meşgul eder; konuşma mevzularının en tatlısı ve doğrudan doğruya alâkadar olunduğu İçin en heyecanlısı budur; hattâ İktidar partisinin değişmesini sadece bu maksatla bcklİyenler bile vardır: Topluca bir değişikliğe şahit olmak! O gidiyor, bu geliyor, biri uzaklara atılıyor, başkası uzaklardan getiriliyor... Tükenmez bir lâf. bir dedikodu sermayesi; bir yenilik!
Tek parti devrinde hızını kaybettiğinden ve bir grup elinde kaldığından için İçin hasreti çekilen “nıçnıur değişme ve değiştirtme,, zevki şimdi yeniden fikirleri «irmiş, alevlenmiş, gayretkeşlik tekrar alıp yürümüştür. Bunu tâyin listelerinin bitmez tükenmezliğinden, müracaat sahiplerinin kapı nşındırnıasından anlıyoruz. Filvaki memurluğu koyu partizanlık şekline sokmuş şifa bulmazların tasfiyesi memuriyetle politikacılığın birbirlerine uymazlığını anlamnk Istemlyonler hakkında lü-rumlu bir tedbirdir. Lâkin hükümet idaresini herc-ü-meree değilse do zaafa uğratacak mikyasta değişikliklere nihayet verilmesi zamanı gel- . mlştir. Fazla uzadı.
D.P. İstişare Kongresinde maalesef bazı delegeler yapılan tâyinleri hem beğenmediler, hem de kifayetsiz bularak daha zecri tedbirler alınmasını, esaslı tasfiye yapılmasını istediler. Belki yarın Mecliste de aynı dilekler! ve serzenişleri dinllycceğiz. Bildiğimiz şudur kl eski parti zamanında bir memurdan İltifat ve kolaylık görmemesinden müteessir olan her »abis, günü gelip de eline nüfuz geçince hıncını Aİnıak hevesine kapılır, sevmediğini yerinden etmeye kalkışırsa bu işin sonu gelmez; ayrıca memleket çok zararını çeker ve zarar, sadece harclrnh faslını kabartmakla kalmaz, umumî randımanı azaltmak, gayri memnunlan çoğaltmak suretiyle partiye de dokunur.
Olgun bir hükümet, yukarıda bahsettiğim eski ananenin yeni şekilde ve daha geniş ölçüde bir devamı olan “memur değiştirtme., ihtirasını söndürmek, tebeddüllere bir zaman, bir had çizmek hususunda kati kararlar almaktan çekinmez. Roma tarihindeki Mariua-Sylla hengâmesini hatırlatırcasma her sabah helecanla liste okumaya hazırlanan vatandaştan hayır ve is mi beklenir, vaziyette istikrar mı hâsıl olur?
(
7
T
Hast ahaneler deki bakımsızlığı
Bakanlıkta kabul ediyor
Sağlık Bakanlığı, valiliklere yaptığı bir tamimde başhekimlerin saat 17 ye kadar, mütehassıs ve muavinlerinin de saat 15 e kadar vazifeleri başında bulunmalarını ehemmiyetle bildirdi
Ankara 21 (AA.) — Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Doktor Ekrem Hayri üstündağ valiliklere aşağıdaki tamimi göndermiştir:
Gazetelerde ara sıra görülen neşriyata. şalisen vâki olan şikâyetlere ve ayrıca Bakanlığımızca da yaptırılan İncelemelere göre bir kısım devlet, ö-zel idare ve belediye hastahanelerin-de hastalara bakımın iyi bir şekilde oynadığı, temizliğe lâyıkı veçhile İtina gösterilmediği ve bu suretle hasta haneler talimatnamesinin tamarnijde tatbik olunmadığı gibi bu hususta evvelce yapılan müteaddit tamimlerin de gSzönünde buîundurulmadığı anlaşılmaktadır. Servislerle poliklnliklerdeki bakım, intizam vc hastalara şefkatli muameleden servis, poliklinik şefleri ve baştabipler sorumlu bulunmaktadırlar. Buna binaen 25.9.1948 tarih ve 2347 sayılı tamim gereğince baştabiplerin saat 17 ye kadar ve 17.8 1931 tarih ve 11641 sayılı kararname hükmüne göre diğer mütehassıs tabiplerle poliklinik şeflerinin ve muavinlerinin do saat 8 den 12 ye ve 13 ten 15 e kadar hastahanede bulunmaları, poliklinikleri ve diğer servis işlerini a-bİst anlara bırakmayıp bizzat kendileri meşgul olmaları, nöbetlerin de yine talimatname gereğince mütehassıslar ve muavinler tarafından tutulmasının sağlanması Bakanlığımızca katiyetle arzu edilmektedir.
Bu hususun İlgililere tekrar duyurulmasını ve bundan böyle gerek bizzat ve gerek II sağlık müdürü tarafından yapılacak sık sık kontrollerde
İhmal ve kayıtsızlığı görülen tabip ve diğer vazifeliler hakkında gerekli muamele yapılmak Üzere keyfiyetin Bakanlığımıza bildirilmesini önemle rica ederim.
Yoldan haber !





%



Emniyet teşkilâtının elbiseleri değiştiriliyor

Servet Sürenkök : “Polis, namııskâr vatandaşın korkacağı değil, hürmet duyacağı bir vazifeli olacaktır” diyor
îzmlr, 21 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Şehrimize gelen Emniyet Genel Müdürü Servet Sürenkök; polis elbiselerinin yeni bir şekilde değiştirileceğini, yılbaşında yeni Uıhsi sat alınınca bu İşin tatbik edileceğini söyllyerek demiştir kl:
"14 mayıstan sonra emniyet teşkilâtına yeni bir veçhe verilmesi karar-laşmıştır. Bundan sonra polis memuru dediğimiz namuakûr ve vatandaşın aslâ korkmıyacağı, bunun aksine olarak Amerikada olduğu gibi herkesin hürmet edeceği bir varlık olmak yoluna girmiştir. Karakolda hiç bir vatandaşa fiake vuruhnaması-nı teşkilâtıma bildirdim. Aksine hareket eden vazifesinden İhraç edilecektir. Polis, kanun adamı olarak halka hiJm ile güler yüzle mukabele edecektir ve gayet nazik davranacaktır. Polis, bu milletin kaçtığı a-dam olmaktan çıkarak daima görmek istediği hürmete lâyık sima olacaktır.,,


Birleşmiş Milletler hesabına Amerikaya öğrenci gönderilecek
Birleşmiş Milletler Eğitim Komisyonu, Birleşik Devletlerde tahsili kolaylaştırmak İçin tahsis edilmiş olan para yardımlarının tevzii haklımdaki kararını bildirdi
Ankara, 21 (A. A.) — Birleşmiş Milletler Eğitim Komisyonu bu sabah saat 11 de Sümer sokaktaki merkezinde bir basın toplantısı tertip etmiş ve komisyon üyelerinden Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Profesör Fadıl Hakkı Sur şu demeçte bulunmuştur:
"Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri bu sonbaharda eğitim sahasında iki yıllık bir mübadele programı 1-le Türk . Amerikan kültür münasebetlerinde yeni bir safha açmışlardır.
"Fulbright Kanunu”na göre Türkl-yeye satılan fazla harp malzemesinin tam dolar karşılığını talep edecek yerde, Birleşik Devletler bu hususta yapılan anlaşma ile TÜrkiyeyi bu satışlardan hasıl olan alacağının muayyen bir kısmım eğitim mübadeleleri programı İçin ve kendi milli parası üzerinden kullanmaya salâhiyeti! kılmıştır. Bu tanzim tarzı sayesinde Amerikalı öğrenciler Türklyeye tahsil İçin gelebilmekte ve Amerikalı öğretmen ve profesörler, Türkiyede muvakkaten vazife alabilmektedirler. Aynı şekilde Türk öğrenci ve profesörler de akademik çalışmalar için A. B. D. ne gidebilmektedirler.
Türkiye ile A B. Devletleri arasındaki eğitim sahasında yapılacak eşhas mübadelelerine dair 1951-1952 de tatbik olunacak birinci yıllık program gereğince takriben 20 Türk öğrenci, 10 Türk öğretmen ve profesör ile 20 kadar Amerikalı öğrenci, öğretmen ve profesör için Fulbright’dan yol masrafları temin edilmiştir.
Tesirli bir eğitim mübadelesi için, akademik vesair hususî teşekküllerin temin ettiklerine ilâveten daha fazla dolara ihtiyaç olduğunu anlayan Birleşik Devletler Kongresi 1948 senesinde Smlthmundt Kanununu kabul etmiştir. Bu kanuna göre Birleşik Devletler 1951-52 ders yılı içinde geçim masrafları veya tahsil harçtan veya her ikisi için muayyen bir miktar Türke para yardımı yapacaktır.
Yurdumuzda Fulbright programına göre İki yıl içinde (1051-52, 1952-53) eğitim alanında yapılacak mübadelelere her yıl için ayrılmış olan Türk lirası, 250.000 dolar muadilidir.
Bu vesileyle Birleşik Devletlerde tahsil ve araştırma yapmak isteyen üniversite mezunu Türklerin faydalanabilecekleri bazı para yardınrüannı toplu olarak belirtmekte fayda buluyoruz:
1951-52 akademik yılında Birleşik Devletlerde tahsil yapmayı kolaylaştırmak için tesis edilen para yardımlarının tevzi tarzını gösteren aşağı-
daki malûmatı. Türk üniversite ve öğrencilerinin dikkat nazarına arzede-rlz:
1 — Birleşik Devletlerde tahsil yapacak olan ve aranılan şartlan haiz bulunan 20 İlâ 30 öğrenciye Amerikaya gidiş ve dönüş yol masraflarını karşıhyacak para yardımları yapılacaktır. Bu yardımlar Türkiye ve A-merika Hükümetleri arasında kararlaştırılmış bulunan Fulbright programı gereğince verilecektir.
2 — Ayni kategoriye giren öğrencilerden 10 İlâ 20 sine, Birleşik Devletler Hükümeti tarafından, tahsil harçlarını ve geçim masraflarını veya bunlardan birini karşıhyacak para yardımları yapılacaktır.
3 — 10 ilâ 15 kadar yüksek tahstl görmüş. Türk öğrencisine, hııaus! bir teşkilât olan ve alâkalı Amerikan üniversiteleri ve mahallî grupla na işbirliği yapan New-York "Milletlerarası Eğitim Enstitüsü” tahsil harçlarını ve bazı hallerde ilâveten geçim masraflarını karşıhyacak para yardımları yapacakta.
Müracaat kâğıtları ve yutanda bahsedilen yardımların temini için gerekli şartlara dair malûmat, Sümer Sokak 18, Yenişehir, Ankara adresindeki Birleşik Devletler Eğitim Komisyonundan alınabilir. Bütün müracaatlar 10 kasım 1050 den evvel yapılmalıdır. Kendilerine yardım yapılması için komisyonca tavsiye edl. lecek namzetlerin seçimi, Türk ve Amerikan vatandaşlarından müteşekkil bir eleme komisyonu tarafından yapılacaktır. Ancak şunu bilhassa belirtmek İsteriz ki, İyi derecede İngilizce bilmeyen adayların müracaatları nazarı itibara alınmayacaktır.
Sivasta komünizmi tel’in maksadiyle bir miting yapıldı
Sivas 21 (Hususi muhabirimiz bildiriyor)— Bugün saat 15 te Sivas İşçi Sendikası tarafından komünizmi tefin maksadiyle bir miting tertip edilmiştir. Mitingi Sendika Başkanı Sırrı Gürdü heyecanlı bir konuşma ile açmış, müteakiben muhtelif hatipler de komünizmi lânetlemişlerdlr. Mitinge Atatürkün "Komünizm nerede görülürse ezllmelidlr” vecizesi-nin hep bir ağızdan söylenmesiyle son verilmiştir. Miting baştan sona kadar Türk işçisine yakışır bir ve-kar ve sükûn içinde devam etmiştir.
Balıkesir yangınından zarar gören tüccara kredi yardımı yapılacak
Balıkesir 21 (A.A.) — Balıkesir yangınında zarar gören tüccar ve esnafa kredi yardımında bulunmak üzere şehrimize gelmiş olan Türkiye Garanti Bankası Umum Müdür Muavini Muzaffer Epirdcm şunları söy-mlştir:
"Cumhurbaşkanımızın yangın felâketini müteakip Balıkesir! ziyaretleri sırasında verdikleri direktifin bir neticesi olarak sağlanan imkânlarla, bankamızın yangından zarar gören Balıkesir tüccar ve esnafına bir kredi yardımında bulunmasıtakarrür etmiştir.
Yangından zarar görenlere inhisar edecek olan bu kredi yardımını buradaki arkadaşlarla birlikte düzenlemek üzere Balıkeslre gelmiş bulunuyorum. Kredi yardımının yüzde 5 gibi cüz î bir faizle ve banka muamelâtında müteamil sürenin bir kAç misli bir müddetle yapılmasına karar verilmiştir.
Asker kaçağı bir işçi Amerikaya kaçarken yakalandı
21 (Hususî muhabirimiz
— Bugün bir Amerikan
gizlice girerek Amerikaya isteyen Abdülkadlr adında yakalandı. Vapurdan çıka-
bil. va-
İzmir diriyor) puruna kaçmak bir işçi
nlarak tevkif edildi. İfadesinde "Ben zengin olmak istiyorum. Maksadım Amerikada zengin olmaktı” demiş, fakat kendisinin asker kaçağı olduğu anlaşılmıştır.
Izmirde bir komedi tiyatrosu kuruldu
îzmlr 21 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — Cahit Gürkan, Salih Tozan, Muazzez Arçay ve arkadaşları îzmirde hususî bir komedi tiyatrosu kurdular. Yakında faaliyete geçeceklerdir.
Okullardaki din dersleri yalnız nazarî olacak
Ankara 21 (T.H.A.) — Milli Egl-tim Bakanlığında okullardaki din tedrisi meselesini inceleyen komisyon mesaisine devam etmektedir. Bu mevzuda henüz kati bir karara varılmamış olmakla beraber alAkadarlann verdiği malûmata göre tedrisat nazari olarak yapılacaktır. Bu iş için hazırlanan bir kitap da ilim heyeti tarafından tetkik edilmektedir. Okullarda gösterilen nazari din derslerinin tatbikatı tamamiyle ihtiyar! bırakılacaktır.
Hoffman’ın Yunarıistanda
yaptığı temaslar
E. C. A. nın eski müdürü, yeni Yunan Hükümetinin gösterdiği azimden memnun kaldı. Hükümet, Amerikan heyeti tarafından ileri sürülen ıslahatı hemen
tatbik etmek tasa w urandadır
Atina, 21 (HuruhI) — E.C.A. nın eski müdürü Hoffman, Yunanlstanda yirmi dört saat kalmış ve memleketin umumî vaziyeti hakkında malûmat toplamış, oradaki Amerikan heyetinin işleriyle ahlkalanmıştır. En acele İktisadî meseleleri gözden geçirdikten başka Amerikan heyeti İle Yunan Hükümeti arasındaki münasebetleri de inceledi. Bu son nokta üzerinde hoşnut edildiği »anılabilir. Çünkü her İki taraf bir takım vaadlorde bulunarak nazik bir mesele şimdilik bertaraf o lundu. Gösterilen İyi niyet boşa çıkarsa anlaşmazlık yeniden busgöst*-rebillr.
Umumiyet itibariyle Mr. Hoffman, yeni hükümetin gösterdiği azimden memnun kaldı. Hükümet, Amerikan heyeti tarafından İleri sürülen ıslahatı hemen tatbik etmek tasavvuru udadır. Bu 'ebepledir kl Mr. Hoffman, Yunanistana yapılan yardımı daha fazla kısmağa mahal bulunmadığı kanaatiyle buradan ayrılmıştır. Fakat kısılan miktarı yeniden vermek —her halde şimdilik— İmkânsızlığı da belirtmiştir. Mr. Hoffman müşahedeleri, üzerine aldığı işleri gerçeklestlrebll-
meni için Yunan Hükümetini desteklemeğe hazır olduğunu söyllyen Amerikan heyetinin müşahedelerine uygun oldukları anlaşılıyor. Oncak bütün bunlarda hiçbir yenilik yok; o nakaratın birkaç defa tekrarlandığı malûmdur. Fakat Amerikan • Yunan “düetto“sunun bu sefer daha verimli ve daha ahenkli olmasını temenni •-delim.
Mr. Hoffman iyimserliğine rağmen. Yunan milletinin henüz Marshall Planının 1952 de biteceğini iy! anlamadığına hayret etmiştir. O tarihten sonra memleketin yaşama kudreti meselesi sık sık görüşüldü ye Mr. Hoffman. herhangi bir taahhüde girişmek* ten çekinerek. Marshall Plânı hitam bulduktan sonra Yunanistana İktisadî bakımdan yardım etmek hususunda bir formül bulmağa çalışacağı intibaını vermiştir.
Amerikan mümessili, gazetecilerin suallerine cevap vererek, Yunanistana yapılan yardımın kısılmasına sebep bir taraftan Amerikalılara 5 milyarlık yeni vergiler yükleten Kore harbi. bir taraftan da Yunan Hükümetinin Amerikan yardımını tamamiyle kullanamaması olduğunu söylemiştir.
Amerika, Yunanistana altı muhrip veriyor
Amerikada helikopter birlikleri kuruluyor
Muhripleri teslim alacak Yunanlı mürettebat yola çıktı
Bu birlikler, bilhassa askerî birliklerin ve teçhizatın taşınmasına tahsis edilecek
Ameri-verece-yetklll
Atina, 21 (AP) — Birleşik kanın Yunanistana 6 muhrip ği bugün hükümete mensup bir şahsiyetten öğrenilmiştir. Eski
tipte olan bu gemiler hâlen tamir e-dllmekte ve modem bir hale sokulmaktadır. Bunları teslim alacak Yunanlı mürettebatın Amerikaya gitmek üzere yola çıktığı bildirilmiştir.
Muhriplerin tipi, tonajı ve silâhları hakkında teferruat açıklanmamıştır.
Ürdün Kıralı Bağdada geldi
Bağdat, 21 A A. (AFP) — Bu sabah uçakla Bagdata gelen Ürdün Kıralı Abdullah, 21 pâre topla karşılanmıştır. Ürdün Kıralı, Irak Kıral Naibi Abdulilah. Başbakan Nuri El Said, kabine üyeleri, hariciye erkânı ve bir çok yüksek şahsiyet tarafından karşılanmıştır. Kıral Abdullah, Elhuzur Sarayında Irak Kıralı İkinci Faysal tarafından kabul edilmiştir.
Washlngtnn 21 A.A. (A.F.P.) — Birleşik Amerika kara ordusu genel-kurmaylığmdan dün bildirildiğine göre, helikopter birlikleri ihdas edilmek üzeredir.
Bu birliklerin her birinde 23 helikopter bulunacaktır. Bunlardan ikisi devriye İşine, diğerleri de askeri birlikler ve teçhizatın taşınmasına tahsis edilecektir.
Böylece bu helikopterler Amerikan ordusunun "Uçan Jeep„ leri olacaktır.
Helikopterler bilhassa nehirlerin geçilmesinde, kara ve deniz harekâtının kolaylaştırılmasında ve karada taşıt vasıtalarının işlemesine imkân olmayan ânzalı arazide kullanılacaktır.
Churchill’in
nutku
%^$K1ŞEHİR - Ankara arasındaki " tren kazası vukua geldiği sırada, İren Ankaradaydım. Evvelâ, "Yolcu treni devrilmiş,, dediler. Tüylerimiz diken diken oldu. Biraz sonra Hayır, dendi, devrilen marşandizdir. Tabi! yatıştık. Atatürkün "Ehveni şer. şerlerln en kötüsüdür,, veolzesl, kazaya belâya pek uymuyor. Marşandizin devrilmesi, yolcu trenine nazaran cihetteki ehveni şerdir. Fakat en kötü "şer„ mİ?
Ama. sen misin böyle söyleyen? Ertesi akşam Islanhııla dönmemiz lâzım. Yerlerimizi ayırtıp, biletlerimizi aldırarak, gara yollanıyoruz. Daha evvel, arkadaşlar hareket saatini sordular: 21.
Ben Ankara Garını sevmem. Çeyrek asrın envai tabasbusuna, dalkavukluğuna, şaklabanlığına sahne olmasına rağmen, öyle azametli bir duruşu vardır kl. İnsanın kanınu dokunur. Fakat bu gidişimde onu biraz değişmiş buldum. O u-ğultulıı azameti, düdüklü tafrası, pek kalmamış gibi... İhtimal demokrasinin eseri! Üstelik bu defa, görmüş geçirmişlere lıııs bir tebessüm gelip, dudaklarına yerleşmiş. “Dur bakalım, daha ııeler göreceğiz,, der gibi feylezofâne bir bakış.. Perondn, yolcuları sağa sola kaçırarak yük taşıyan arabaları müsamahalı süzüşler...
Birden, arkadaşlardan biri her
zaman yataklı trenin, upuzun yattığı yerdeki hoşluğu göstererek bağırdı: "Eyvah! Güllün kalıyoruz!,, Düşününüz, îstanhıda gideceğiniz sıra, An karada kalacağınız haberi! insan ne olur? Bence Yahya Kemalin bir güzel eseri de Aıı-k a rayı anlatırken: "Oıııırı en güzel tarafı İstanbııla dönüşüdür,, sözüdür. Bir gün de, değerli şair, Ankaralı damlardan birine tüneyip gagasını takırdatan bir leyleğe, bakar bakar da hırslanır: "Burada ne çırpınıyorsun budala. îstanbııhı git sene. Sen de maaşb
İşte bize de kala(*c verilir verilmez, leyle ya Kemale döndük ve
doğru Hareket Müdürünün odasına koştuk. Şans bu ya. Omum Müdür İçerde. "Merak etmeyiniz efendim, diyor, 22 de hareket edecek.,, Yani aşağı yukarı bir saat var. Yemek
değilsin a„ diz halleri •zan Yalı-lâş içlııdo
İMİ
Yoldan haber - Sayıma suyuma dair
Türkiye birler, bu hail tabama, yolcu ne olan Bizim devlet yolla-hu febıtcnıiıı akdine
yiyebileceğiz demektir. Fakat hor İhtimale karşı, l ı>ıu ı Müdüre tekrar soruyoruz: “Dalnı önce hareket etmesi miimkun müdür?., "Hayır, daha geç olur da. crkoıı o-lamaz!,. Bunca senelik vatandaşı olan min etmeliydik telâşa düşüyor, rından hangisi,
İşler kl... Altı yedi sene evvel, tz-nı İr den trenle geliyordum. Hava müthiş yağmurluydu. Katar. Kır-kağaçtn stop etti. Yarım saat bekledik. bir saat bekledik, nihayet kondüktör İzahat vermek tenezzülünde bulundu: "Yoldan haber bekliyoruz.,. Sordum: "Ntuul gelir hu haber?,, Ne dese beğenirsiniz: "Yağmur var, orası belli olmaz,, Yaşlı bir yolcıı dayuııamadı: "Al-lnlı vere de yaya gelmeye kalkmasa dedi. Aman oğlum tembih et: vallahi nevazil olur.,,
Yoldan haber! Bu blzlııı devlet eliyle yürüyen vesaitin aşk parolası gibidir. Denlzyollurmuz, demlryol-larımız "yoldun hu!>er” bekliye bekliye Aşıklar gibi sararıp solar, eritici bir daüssıla ateşinde kalmış gibi, halûk olurlar. Olurlar da o "yoldan haber., bir türlü gelmez. Yahııt gelirse, yanlış olur; yanlış olunca yolu tıkar; yolu tıkayınca da, âşığa tekrar balıc.r bekletir. Nitekim biz de tam yemeği yarılamışken, gar gazinosuna koşan, gözcümüz hamal: geliyormuş.,,
İmzalayıp, gara seğirttik, ne gelen, ne de giden var. tekrar soruşturma başladı: dan haber?,, Nihayet haber 28 te kalkıyoruz! Haydi
gazinoya. Orası da bir âlem. Eski bakan dostlar, veııl mebııs arkadaşlar, tarafsız âşinâlar, İki taraflı bildikler; bir oturup bir kalkışımıza rııâna veremeden meraklı gözlerle bizi süzüyorlar. Tabii tekrar kaldığımız yerden başlıyoruz. Suyunu yarım bnrakaıı suyunu, yemeğini bitlremlyen yemeğini tamamlıyor. Ve sırn daha sigaraya gelmeden Jr düdük sesi ve yeni bir haber: "Geldi, hemen giderek...
Bu defaki düdüklü olduğu için I-
"Beyim, dedi.
Hesap puslarını dar Fakat Tabii "Yol-geldi: tekrar


Ya/aıı:

şimdi
Bediî FAİK
ve
nanmamak kabil değil. Telâşla fır-lad k. Fakat gura girer girmez, düdüklü haber aynı puntolarla tekzip olunmaz mı? "Hareket saat ?(8.8Ü da.,,
Yarabbi deli olacağım. Hayır, bir koç tane yüksek diplomam veya doktoram olsu, kolay» Atla bir arabaya, bul Ulaştırma Bakanını ve sor. Ama ilaha kapıda: "Göster bakayım hııkıık doktoranı.,, Yahut: "Sen mektebi tıbblycyl bitirdin ml?„ diye yüz geri olursak ne yaparız? Elbette kl çarnâçar oturacağız. Artık gar gazinosuna dönüp de, eski, .veııl her iki İktidara
tarafsız dostlarla, iki taraflı bildiklere rezil* olmak niyetinde değiliz. Bu defa garda bir köşe yapıp İliştik.
Ilasdı dostlar. İşte hu minval Ü-zero saat 21.30 derken 22, O olmayınca 22.30 ve nihayet 24 e kudur Antanttım o İktidar düşkünü garında hüründük durduk. Ve restorana oturur oturmaz, bazı muvafık arkadaşların: "Ne yapsın U-İnştırmn Bakanı, elde olmıyan bir kuza,, diye mütalâa yürütmeleri ü-zcrlııe, dayanamayıp hikâyeyi bo-şalttım:
Şeytanla oğlu bir dağın tepesine oturup dertleşiyorlar. Oğul babasına, İnsanların onlun Ifınetle tınmalarını acı acı anlatıyor, Adem oğullarındaki İftira atma hassasından şikâyet e-dlp (lurtıyorıııuş. Tam hu sırada da, bir köylü kadın, dağın yıi-macındu İneğini sağmakla ıneş gul.,. Tesadüf bu ya, hayvanın birdenbire Ürkerek süt kovasını devirmesi Ü-zcrlne. kadın bağırır:
— Hay kÖrolıiMi şeytan bay! Bu hail gören şeytanın oğlu:
do


— Gördün mü baba der, bizim ne kabahatimiz var?
Fakat İhtiyar şeytan ornlı Kahkahalarla gülerek:
—Yook çocuğum der. sen lıyormın. insanlar haksız değiller. Çünkü ben bir yandan seninle konuşurken, bir yandan da görünnıl-.vrn kollarımdan birini usulca aşağı uzatarak İneği dürtüverdim!
Ne dersiniz, hikâye biter bitmez muvafık arkadaşların hepsi muma döndüler.
değil.
.vonı-
Sayıma suyuma dair...
Dııgün sayım günüdür. Sayım de " yip geçmeyiniz. Sabahtan akşa ma kadar evde oturup, belki hürrl-yetinizde: olacaksınız ama. bu.
demokrasiye aykırı değildir. Sıı.vet l>ck aşırı demokratsanız ve hıı hnll İnsan haklarına bir tecavüz sayıyorsanız, ben size tok parti devrinin seçimlerini hatırlatırım. Farzedlnlz kl, 19 lü dayız ve mebus seçiyoruz. O zamanlar kendi kendimize hürriyetimizi evimizin dört duvarı arasına sokup, oturmaz mıydık?
Ne zaman bir sayını olsa, ben, bizim Halil Lûtflyl hatırlarını. Rivayet ederler kl, üstadın da blzlın devlet gibi muntazam fasılalı sayım günleri varılır. Kasasını açıp, nakitlerinin hürriyetini tahdit e-(lcrek, oturup sayar da sayar. Ve gene rivayet olıııııır kİ, Halil Lfitfi-nlıı hor sayımında, Japonya yahut italyadakl nüfus gibi, mutlak bir artış tesblt edilmektedir. Biliniyorum bizim nüfıı- sayımı da böyle olacak mı? Aııın maddi bir artış alırınsa bile vatandaşın mânevi değerlerinde gözle görülür bir yükselme olduğu mutlaktır. Meselâ biz Ankarıula iken, vilâyet meclisi seçimlerinde sevimli şnlr Ahmet Muhip Dranası listenin sonundan başına çıkaran seçmenler, listenin başlarındaki bazı zevatı da yedeklerin Anısına yuvarlayarak, siyasi olgunluğun ve sağduyunun canlı bir örneğini verdiler. Bu, en yakın misal. On dört mayıs Iso başlılmşı-na, vatandaştaki mânevi değer te-

zavII(lünün İfade*! değil midir?
Sayımın bir faydası da. vatandaşı İster İstemez "evcimen., yapışı. Sabah karanlığında çıkıp, geceya-rısından sonra evine girerek, çoluk çocuğunu baba hasretiyle kıvrandı ran, meyhane ve kumarhane kuşları, devletin bir sillesiyle evlerine kapanıp, oturmak zorunda kalıyorlar.
Geçen sayımda, ben vazifeli !-dlm. Cihangirin bir sokağındaki loş apartmanlardan hangisine gir-diysem, babalarının paçalarına sıkı sıkı yapışmış yavruların sevincine şahit oldum. Sayım günü, miniminilerin habnlarlyle doyuncaya kadur haşır neşir oldukları bir bayrama dönmüştü. BııgÜn de öyle o-lacak sanırım.
Muhalefet Lideri, Avnıpa savunmasında Almanyanın de yer almasını istiyor
Londra. 21 A.A. (United Press) — Muhalefet Lideri Winston Churchlll, cuma gecesi eski muhariplerin toplantısında verdiği beyanatta, Batı Avrupanın savunması İçin teşkil edilecek kuvvete Almanyanın da dahil olması lüzumunu belirtmiş ve Fran-sanın bu plâna mâni olmaması gerektiğini ilâve etmiştir. Fransız ordusunun, yeniden teşkil edilmekte olduğunu söyleyen Churchlll, Alman milletinin yardımı olmadan bir Bat Avrupa savunma kuvveti İhdas etmenin asla mümkün olmıyacağım bildirmiştir.
Meşum bir sllAh teşkil eden atom bombası mevcut olmasa Avrupada derhal harp olacağını söyliyen Chur-chill demiştir ki:
"Halihazırda Atlantik Paktı Devletlerinin başlıca vazifesi Doğuv» karşı yöneltilmiş birleşmiş bir cephenin İhdasıdır. Avrupada ciddi bir tehlike mevcuttur.,,
"Suyum yok., bllınez! İyi kl
Mahalle oyuıılurıııda geldik mİ: "Sayım su-dlyerek az mı kurtul-Şinıdl çok şükür bü-
Ve çocuk der demez aklıma geldi. Çocukluğumuzdan kalına bir a-lışkanlıkla, sayım denince suyum’u hatırlarız, biraz zora yum yok., muşuzdur?
yüdük, sayım var diyoruz. Ama suyumuz hâlâ yok! istatistik Genel Müdürlüğü bir haftadır gırtlağını "Sayım var,, diye yırtadursun, bizim Sular İdaresi der de başka şey bu sayımlar, a-ğıiKtonun ortasında yapılmıyor. Yoksa dört duvar arasında susuzluktan put-lıyarak, İstatistikleri al üs t etmemiz İşten bile olııı&rdı. Maa-mafih sayım soruları arasiiidakl bazıları, kadınlarımızın |>ck çoğuna bir ağustos a-tcşl baktıracaktır. Sayım memurları şüphelendikleri takdirde nüfus kâğıdı sormak hakkına malik olduklarına nazaran, otuza yirmi senedir yapışık duran tazelerin halini görmek İsterdim. Muanmflh erketeler arasında da böylesl eksik değildir.
1930 da İrlanda da bir nüfus sayımı yapılmıştı. O sırada Dublin'de bulunan Bcrnard Shaiv'm kapısına da memurlar gelir. Üstadın uşağı: •‘Baylar, der, Mr. Shaw rahatsız. Hakktndııkl bütün malûmatı şu kâğıdın üzerine yazdı, buyrıınıız,, Memurlar kâğıdı merakla alıp okurlar: "Nüfus memurları yaşımı babama sorup, delikanlı Berııard Slıaiv’ı seksenlik ettiler. Siz de aynı hatayı İrtikâp edecek misiniz?
Mısır, Israili Güvenlik Konseyine şikâyet etti
Lake Success, 21 (AP) — Mısır, dün Güvenlik Konseyine müracaatla» tsrailin, Filistindeki Arapları hudut harici etmesine son vermesinin teminini talep etmiştir.
Mısır delegesi Mahmut Fevzi Bey, Mütareke Komisyonunun, 4000 den fazla Bedevinin hudut harici edilmiş olduğu keyfiyetin! tesbit etmiş olduğunu kaydederek, Güvenlik Konseyinin, Komisyona bundan böyle bu gibi hareketlere mAni olacak bir salâhiyetin tevdiini İstemiştir.
Amerikan türkçe
Radyosunun yayınları
A.A. (USİS) — A-
Radyosunun saat

Ne w-York. 21 merikanın Sesi 19.15 ilâ 19.45 arasında yaptığı türkçe yayın. 22 ekim tarihinden itibaren 16,94 ve 10,69 metre üzerinden değil, 41,66 ve 30.53 metre dalga u-zunluğu üzerindon yapılacaktır.
Yeni İstanbul un sürprizi: 1.000 SAAT. Tafsilâtını yakında öğreneceksiniz.
Sayfa 4
YENt İSTANBUL
n Ekim 1900
Köy yolları
Birleşik Amerika Devletlerinde
Kısa Haberler
Mü$fah$Mn belini büken eksikliğin babında köy yolları gelir. Kara yolları dâvasına önem veren Hükümetten bu vadide bir para yardımı İstenmese bile, mesaisi herkesin takdirini çeken Yollar Umum Müdürlüğünün köy yollarına gerekli teknik alakayı göstermesi pek âlâ beklenebilir
Yazan : Prof. Dr. Kerim Ömer ÇAĞLAR
D1R memleketin yollan İnsan v‘l-® cudundaki kan damarları gibidir. Şoseler ve demiryolları ana damarlara, köy yollan İse vücudun her bir hücresini besleyen İnce kan borularına benzer. Bir yerde yol şebekesi ne kadar teşaup eder ve bilhassa istihsal kaynağı köylere doğru ne ölçüde dal budak salarsa o memlekette bu nispette mükj nmel bir iktisadi düzen teessüs ve teşekkül eder. Yolların bir memleket halkının medeni seviyece yükselmesindeki rolü de büyüktür. Çünkü yollar servet akımı gibi bilginin yayılmasına da yararlar. Sulann meyil bulduktan istikamette akışlarına benzeyen bir hızla medeniyet yol olan yönlere doğru gelişir. Bilmem yolların önemi üzerinde daha fazla durmaya lüzum var mıdır?
Bizim yol politikamızın kısa tarihi şöyledlr: OsmanlIlar devrinde büyük sefer yollan yapılmış, bunların arasına politik mülâhazalarla bazı şube hatlan eklenmiştir. İktisadi düşüncelerle yol yapımı şerefi Cumhuriyet devrinindir.
Filhakika çeyrek asırlık Cumhuriyet tarihi İçindeki yol inşaatında daha çok siyasi ve askeri mülâhazalar hâkim olmuşsa da yapılan yolların memlekete iktisadi cepheden fayda sağlamalarına da kıymet verilmiştir. Bu mülâhaza son yılların yol politikasında bilhassa hâkim bir mevki tutmuştur. Ancak ana yollar meselesine verilmekte bulunan önemin köy yollan istikametinde henüz ciddi bir gelişmeye ulaşamadığını kaydetmek do yerinde olur. Gerçi Köy Kanunumuz köyleri birbirine ve bunlan İdarî merkezlere yollarla bağlamayı âmir bulunmakta ve işin imece tarikiyle yapılması gerekmekte ise de ele alman köy yollarının en ehemmiyetli iktisadi merkezlerde bile âdi birer toprak tesviyesinden ileri gidememiş olduğu görülmektedir. Bu hali tesbit için imarda geri kalmış illere gitmeye lüzum yoktur. Adana, İzmir, Bursa gibi en ileri İstihsal merkezlerimizde bile durum boyledir. Köy-1 lerimlz uzun kış aylarında ve yağışlı zamanlarda âdeta dünya İle alâkasını kesmiş halde kalırlar. Bir köyün yolu, onun başta gelen ihtiyaç-lanndandır. Yolu olmadıkından dolayı on binlerce Türk köyü yıllardan beri ne büyük İmkânlardan mahrum kalmışlardır. Köylünün çürümeye mahkûm fazla istihsali karşısında eli böğründe beklemesinden yine memleket ne büyük zararlara uğramıştır, ve uğramaktadır. Türk köylüsünün ancak muayyen ve sevka elverişli bazı istihsalâtmj kıymetlendirebilmesi memleket ziraatinin geri kalmasında pek mühim rol oynuyor. Çiftçinin yalnız ileriye doğru hamle yapmak hevesini kırmakla kalmayıp, istikbale ait her türlü emniyete de sed çeken bu vaziyet köylü işletmelerinin iptidailikten kurtulmalarına mâni olmaktadır. I
Köy yollarını artık hükmü baki, fakat kuvvetini kaybetmiş bir kanunun tesirinden kurtarmalıyız. Yeni demokratik rejimden kuvvet alan yeni bir kanun ve münhasıran köyleri devlet şoselerine bağlamayı gaye edinecek kuvvetli bir organizasyona doğru gritmellyoz. Ancak bu teşkilât merkezdik ten mümkün mertebe kaçan bir teşkilât olursa kanaatimizce, daha faydalı işler görebilir. Her 11 plân ve metod bakımlarından aydınlatılır ve köy yollan dâvası yeni bir hamle halinde ele alınırsa bu iş mem-1
leketin İktisadi ve medeni inkişafı hesabına büyük neticeler verecek ve kalkınma yolunda düşünülen bir çok tedbirlere kıyasla daha süratli terakkiler kaydedilecektir.
Köylü pazara yol bulursa malın bolunu ve iyisini yetiştirmesini bilir. Gerektiği zaman, dişinden tırnağından kısarak yeni araçlar tedarik e-der. Yeter ki. istihsal ettiği mal para etsin ve onu satacağına inansın. İkinci Dünya Harbi esnasında bunun fiili bir çok örneği görülmüştür. Köylü, basit dediğimiz vasıtalarla Anadolunun taşını toprağını sürdü ve ekti.
Devletin bilhassa son yıllarda İyi bir istikamette yürüyen yol politikası yanında bazı teşebbüs sahibi valilerimiz vilâyet merkezleriyle ilin kazalarım iyi yollarla birbirlerine bağlamaya muvaffak olmuşlardır. Yine bir kısım idare âmirlerimiz bazı köy yollarının yapılmasına alâka göstermişler ve bu vadide köylerin yardımı İle takdire şayan sonuçlar almışlardır. Ancak bu alandaki örnekler mahallî olmaktan ileri gidememiş ve bunların çoğu yol inşa tekniği bakımından gaye ile emeği İyi telif eden birer eser olmaktan uzak kalmışlardır.
Devlet bîr zamanlar demiryolları için olduğu gibi şimdi karayolları üzerinde büyük masraflar yapıyor ve enerji harcayor. Böyle bir vaziyet karşısında ondan köy yollarının finansmanı ve herhangi paraya taallûk eden büyük bir yardım bekleme- i nln doğru olmayacağını takdir et-1 inekle beraber mesaisi hakikaten her-1 kesin takdirini çeken Yollar Umum ı Müdürlüğünün, köy yollan işine teknik yardımlarda bu.ı*nacak duruma getirilmesini temenni ederiz.
Anadolu müstahri1 nin belini büken dâvaların başında köy yollarının eksikliği gelir.
Mersin Limanı için Başbakandan bir sual
Adnan Menderes, Mersin Limanının mümkün olan süratle yapılacağını “Toros” gazetesi sahibine bildirdi
Adana 21 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Mersinde çıkan Toroe gazetesi sahibi Mersin Limanı hakkında Başbakana bir telgraf çekerek İçel için hayatî bir mesele olan bu mevzu üzerinde aydınlatılmalarım rica etmiştir.
Başbakan Adnan Menderes verdiği cevapta bu işin Bayındırlık Bakanlığı kararlan arasında bulunduğunu, şantiye tesisleri bakımından Samsun ve Mersin Llmanlannm bir arada inşası mümkün olmadığından Samsundan sonra Mersin Limanının inşasına teşebbüs edileceğini, diğer taraftan malî imkânlar sağlanarak mevcut makineler iki İnşaata birden müsaade ettiği takdirde Samsun Limanının ikmalini beklemeden harekete geçilme, si hususuna çalışıldığını da bildirmiştir.
Amerika Hükümeti, enflâsyonu
önliyen tedbirler almaktadır
NeV’-York, 21 (Hususi) — İktisadî hayat canlılığını muhafaza etmekle beraber enflâsyon tehlikesi her gün biraz daha şiddetle hissedilmektedir. Bu takdirde Amerikan halkının hayat standardında yeni bazı değişiklikler yapmak İcap edecektir. Endüstriyel istihsal faal bir şekilde dev^n etmekte ve toptan piyasada da canlılık göstermektedir. Yalnız reeskont haddlnln kısılmasından dolayı perakende piyasada bir durgunluk vardır. Federal Hükümetin reeskont için alınmakta olan faiz haddini yükseltorek. enflâsyonu Önleyici tedbirlere başvurmakta olduğu tahmin edilmektedir
Demiryolu ve çelik İşçi sendikaları yeni ücret zamlar talep etmektedirler. Taleplerini de tahakkuk ettirecekleri tahmin 'dilmektedir. Mamafih yeni ücret zamlarının doğrudan doğruya müstch’lke tesir edeceği muhakkaktır. Ham madde fiyatlarındaki yükselme duracağı veya
Nebatî Yağ Kongresi
İzmir delegeleri yarın Ankaraya gidiyor
İzmir, 21 (Hususî muhablrimtz bildiriyor) — Nebati yağlar kongresine katılacak îzm*r delegeleri pazartesi günü hareket ediyorlar. Kongreye takdim edilmek üzere hazırlanan bir raporda, br kilo rafine pamukyağı maliyetinin 136 kuruş, rafine ayçiçeği yağı maliyetinin 185, susamyağı maliyetinin 193, prina yağı maliyetinin 99. rafine zeytinyağı maliyetinin 166, bir kilo zeytinyağı maliyetinin 151 kuruş olduğu, bir kilo birinci nevi sabun maliyetinin 113, bir kilo prina sabunu maliyetinin 81 kuruş olduğ u bildirildi. Bu rapor, gürültüleri mucip olacaktır.
Çuval ve kanaviçe ithalâtı
Ankara. 22 (A.A.) — Ekonomi ve Ticaret Bakanlığından bildirilmiştir* 10-10-1950 tarihine kadar Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasına müracaat ed’lmek kaydiyle tevzie tâbi tutulan 1950 kotasından Hindistan-dan getirtilecek 4 000 tonluk çuval ve kanaviçenln müracaat ve yükleme müddeti 31 ocak 1951 tarihine kadar uzatılmış vo malların gerek akreditifli ve gerek vesaik mukabili olarak getirtllmesine İmkân verilerek bu hususta ilgiblere lüzumlu malûmat gönderilmiştir.
Gory Tabaco, yeniden bir milyon kilo tütün aldı
İzmir 21 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Gary Tabaco nıüeosesesi bugün yeniden tütün mubayaasına girişerek 237 kuruştan 300.000 kilo satın aldı ve mubayaatını 1 milyon kiloya çıkardı.
Rublensn kıymeti
Washington, 21 t Husus!) — Milletlerarası para fonunda çalışmakta olan PolonyalI iktisatçılardan biri. Rus rublesinin esas kıymetinden yüzde yüz elli fazla bîr kıymetle mübadele edildiğini belirtmiştir. Rusya mart 1950 de rublenin kıymetini yük. selterek peyk devletlerdeki masraflarını kısmıştır.
düşmeye ba.şlıynroÇa benzemiyor. Milletlerarası fiyatlar kontrol İçin yapılan teklifler de ecnebi memleketlerde pek müsait knrşılanmamakta-dır. Bu memleketler sıkıntıya düşecek olurlarsa Amer*Kanın yardım e-docoğine emin oldunlarından kendilerini sıkıntı içine sokmak istememektedirler
Ağustos İçinde Amerikan ithalât miktarı bundan evvelki senelere nazaran bir rekor tevkil edecek seviyeye yükselmiştir.
Amerikada, enflâsyonun kaçınılmaz olduğunda İktisatçılar müttefiktirler. Dolann satın alma kabiliyeti düşmüş ve bugün b'.r dolar, 1939 da-kl kıymetine nazaran ancak 60.7 sentlik mal satın alrbilmektedir.
Arjantin sanayii
Fabrikaların miktarı her sene artmaktadır
Buenos Aires 21 (Hususi) — Arjantin Hükümeti senelerden beri neşredilmeyen sınaî istatistikleri neşret-mlştlr. Bu istatistikler memleket sanayiinin 1937 den geçen yıl sonuna kadar olan gelişme vaziyetini göstermeleri bakımından ehemmiyetlidir. Arjantlnin çalışma endeksi 1937 den-beri mütemadiyen artmakta devam etmiş ve 1948 senesinde 965200 İşçi Bayisiyle en yüksek haddine ulaşmıştır. 1937 yılında Arjantin sanayiinde 468,700 işçi çalışmakta iken 1949 da 955.900 e yükselmiştir. 1943 te Arjantin sanayiinde çalışan işçi adedi 100 endeks rakamiyle gösterilecek olursa 1948 de bu 133.5 e yükselmiş ve bir sene sonra da biraz düşerek 131,5 olmuştur. Arjantin sanayiinin istihsal hacminde de aynı inkişaf görülmekte olup 1948 deki İstihsal miktan 1943 senesine nazaran % 50 ve 1937 dekinden % 73 nispetinde daha fazladır. Memlekette istihsal vasıtası bakımından zuhur e-den müşkülât dolayıslyle sınai istihsal 1949 yılında bir sene evvelkine nazaran % 3 nispetinde azalmıştır.
îşçl ücretlerine gelince,' bir taraftan amelenin sosyal haklannı elde etmiş olması diğer taraftan 1943 ten beri memlekette para kıymetinin düşmüş bulunması tesirleriyle Arjantin-de işçi ücretleri bir hayli yükselmiştir. 1943 te 1.2 milyar Peso tutan ücret hacmi 1949 da 5,62 milyar Pe-soya yükselmiştir.
îşçl sayısında ve ücret hacmindeki artma bakınrndan (1937 den 1949 a kadar) Arjantin dünyada başta bel-mektedir.
Nitekim Arjantfnde 1937 den 1949 a kadar çalışan kimseler sayısında % 96 artma olduğu halde Kanadada % 79. Avustralyada % 62, Güney Afrikada % 61. Şilide % 38, Birleşik Amerika Devletlerinde % 34, îs-viçrede %27 artma kaydedilmiştir.
Arjantin sanayi istihsali 1937 den beri miktar İtibariyle % 73 arttığı halde Kanadanın % 71, Şilinin % 69, Birleşik Amerikanın % 56, tsveçin % 55, Finlandlyanın % 48 artmıştır.
Saydığımız bu muhtelif memleketlerdeki çalışanlar miktariyle istihsal edilen sınaî madde miktarını karşılaştıracak olursak neticenin Kanada, Avustralya, Güney Afrika vesalr memleketlerde Arjantinlnkinden daha fazla olduğunu görürüz. Bu demektir ki, Arjantinde yeni işe alınan her ameleye düşen istiHsal miktarı diğer memleketlerdeklnden daha azdır.
Rotterdam piyasasında hubutmt fiyatları yülcsollyor
★ Hague 21 (Hususî) — Rotterdam piyasasında hububat fiyatları yüksek ve muameleler de ağır gitmiştir. Havalar bu şeklide iyi gitmede devam eder vj pancarla patates mahsulü İdrak edilebilirse o takdirde piyasaya arzedllecek hububat miktan artabilir. Bu hafta yulaf 100 kilosu 28.75 fluorin-den muamele görmüştür. Yaz mahsulü arpanın 100 kilosu 29.75 ve kış mahsulü arpa ise 100 kilosu 29 fluorinden muamele görmüştür.
Flllphılerde iktisadi vaziyet
■k New-York 21 (YtRS) — MJıpin-ler lktlaaden pek fena bir duruma düşmüşlerdir. Memleketteki İdare değişmesi üzerine yapılan masraflar bütçedeki açığın artmasına aebep olmuş ve endişe yaratan bir durum ortaya çıkmıştır. Bugün Amerikalı ve Filipinli iktisatçılar bir hal çaresi bulmaya çalışmakladırlar.
Kanada dolan
> Londra 21 (Hususî) — İngiltere Bankası 16 ekim tarihinden itibaren Kanada dolannın kıymetini tesblt etmemeye karar vermiştir. Bu tarihten İtibaren Kanada parası kıymetini serbest piyasada arz ve talebe göre elde edecektir.
Kore harbinin ingilteredekl tesirleri
ir New-York 21 (Hususî) — Kore harbinden beri Amerikan ithalâtında İngiliz mallarına karşı bir talep artışı görülmektedir. Bu tn-giltere dış ticaret hesaplarında lehte bir fazlalık temin etmiş ve sterling'ln yeni bir devalüasyonundan bahsedil meşine .sebep olmuştur. Amerikanın ağustos İçindeki ithalâtı 819 milyon dolar ve İhracatı ise 761 milyon dolardır.
Fransa yünlü kumaşlardan gümriilc resmi almıyor
★ Paris 21 (Husus!) — Fransız Hükümeti yünlü maddelerden alınmakta olan yüzde 10 gümrük vergisini kaldırmıştır. Bu, yükselmekte olan dahilî fiyattan düşürmek için yabancı dokumalann İthali için verilen iznin bir devamı addedilmektedir.
Amerİkada yün satıştan
★ Boston 21 (Hususî) — Mahalli piyasadaki yün satışlan geçen hafta durgun geçmiştir. Bu hafta tngi-lizlerin Güney Amerika yünleri üstündeki ambargoyu kaldırmala-n talebe biraz canlılık vermişse de Amerikan tacirleri daha müsait piyasalar bulduklarından İngiliz tacirleriyle rekabete girmeye kalkmamış ve bu yüzden piyasada Güney Amerika yünleri pek az muamele görmüştür.
Sovyet - tren ticaret müzakereleri
★ Tahran 21 (Hususî) — Rus - t ran ticaret müzakereleri bir çıkmaza girmiştir. Geçen hafta çok müsait bir şekilde devam etmekte olan görüşmelerin bu duruma düşmesine sebep, İran’ın yapılacak mübadeleleri sadece beş İran firmasının İnhisarına vermek istemesidir. Ruslar ise doğrudan doğruya müstehlik kütlesiyle karşı karşıya gelmek istemektedirler.
Yaş meyva ihracatı imkânlan hakkında
İhracattan evvel, meyvalarımızın ıslahı tavsiye ediliyor
Yaş meyva ihracatı hakkında masa başında hazırlanan parlak ve cazip raporların çok zararı olmuştur
Yaş meyva tacirle ••inin elma ihracatına imkân ar ad klan nd an bahsedilmişti. Bu neşriyatımız üzerine, yaş meyva ihracatında ihtisası olan bir zat, bize şu ma.ûmatı vermiştir:
’*— Şimdiye kadar yaş meyva ihracatı Üzerlndo bil çok tecrübeler yapılmıştır. Geçenlerde îzmirden do tngiltereye bir miktar yeşil kavun gönderilmişti. Fakat bu partinin ne dereceye kadar muvaffakiyetli geçtiği hakkında bir malûmat alınamadı.
Yaş meyva ticareti hakkında pek parlak fikirler vardır. Zaman zaman bu sahada tüccarın bu işe teşvik e-diidiği, devlet mamurlarının yaş meyva ticareti hal.Kincla cazip raporlar yazdığı çok vâkidlr. Bu raporların, bu cazip t»kirlerin bir çok tacirleri tecrübelere sevkederek neticede tüccarın zlyaı ettiğini de kolayca hatırlarız.
Bugünlerde Uzerinne durulan mevzu, elma mevzuudur. Doğrudur. Elmalarımızı dış piyanlara ihraç etmeliyiz, fakat hangi elmaları? En büyük müşterimiz olan Mısır, bizden elma almamakladır. Zira elma ihracatında gözör.Unde tutulacak noktalara îlayct etmiyoruz. Hatıra, Almanya gelebilir. Almanyaya demiryolu ile elma sevketmek mümkün değildir. Esasen Aln.anyanm da elma istediği yoktur.,,
Bize bu faydalı malûmatı veren tacir, bahsi değiştirerek dedi kİ:
”— Yaş meyva ticaretinden ziyade. yaş meyvalanmızı ıslah etmek çarelerini düşünmeliyiz. Hangi mey-valanmız dejenere oluyor? Bunu tetkik etmeliyiz. Meyvıdanmızm ve sebzelerimizin cinslerini ıslah ettikten sonra, dünya pazarlama satmak için çareler bulmak kolaydır. îyi kalitede, standart, ucuz malı herkes alır. Fakat bu gayeye varmak için, mey-vacılığı ıslah etmek lâzımdır.
Mısınn pamuk politikası
Mısırlılar, pamuk fiyatlarını yüksek tutuyorlar
İskenderiye 21 (Hususî) — Mısır pamuğunun fiyattan yükselmeye devam etmektedir. Bu sene dünya mahsulünün az olmasından istifada eden Mısır, Hükümetin teşvikiyle, fiyatla-nnı yüksek tutmakta ve satmak için tereddüt etmektedir. Hattâ Maliye Nazın pamuğun daha fazla yük-selmiyecegini söylemiş ve hiç bir suretle satış yapılmamasını tavsiye etmiştir. Fakat borsada bir günde % 20 bir artış kaydedilmiştir. Amerika. yalnız 2000 balya pamuk L..a-cına müsaade ettiği için, Mısır, pamuk piyasasında tek serbest memleket kalmış ve bu, tahlatlyle rekor denilecek derecede fiyatlann yükselmesine yardım etmiştir. îngiliz pamuk endüstrisi geçen sene az pamuk satın aldığı İçin bu sene, mecburen fahiş fiyatlar mukabilinde pamuk almaya mecbur olacaktır.
Pamuk borsasında herkes satın almak için uğraşıyor, zira fiyatların durmadan yükseleceği tahinin ediliyor.
Yurdumuzda öyle meyvalar çıkar ki, değil dış piyasalara, iç piyasaya sevketmek kabil değildir. Meselâ: Rize armuttan gibi Rizede yetişen armutlar, kayıklaı dolusu ancak Trabzona kadar aevkedilmektechr. Çünkü bu tip armutların uzak memleketlere şevkine imkân yoktur. Bütün hu acı hakikatleri gözönünde tutarak, cazip ve havali fikirlere ka-pılmnmak lâzımdır Vaktiyle Rize-nin Pazar kazasında elma kurusu fabrücası açılması nin ortaya çok parlak fikirler atılmıştı, fakat fabrika kuruldu. Fabrikada işlenecek evsafta elma bulunamadı. Bugün bu fabrika, bir depo olarak kullanılmaktadır.,,
Süveyş Kanalı hakkında tahditler
Londra 21 A.A. (Lps) — Bildirildiğine göre, Süveyş Kanalından çen gemilere Mısır Hükümeti tarafından konulan tahdit edici tedbirler Milletlerarası Seyrisefaln Odasının Londradaki toplantısında görüşülen meseleler arasında bulunmaktadır» Toplantıda oybirliği ile kabul edilen bir karar suretinde şöyle denilmektedir:
•'Milletlerarası Seyrisefaln
Mısır Hükümeti tarafından son za
manlarda Süveyş Kanalım geçen ge
milere konulmuş olan tahdit edici tedbirleri mllletlerarasında cari olan
mutad usullere aykın telâkki etmektedir.,,
Seyrisefaln Odası milletlerarası ticarete yapılan bu müdahaleden ve bu istisnaî tedbirlerden doğan uzun ve masraflı seferlerden dolayı teessüflerini de beyan etmektedir. Seyrt-sefaln Odası 1838 de Istanbulda imzalanmış olan sözleşme hükümlerini nazarı dikkate atarak bütün hükümetlerden, bu tahdit edici tedbirlerin der* hal kaldırılması için Mısır Hükûmatı nezdlnde yeniden teşebbüste bulunmalarını ve bu husustaki gayretlerini arttırmalarını istemektedir.
Toplantıda görüşülen diğer meseleler arasında Süveyş Kanalının seviyesi meselesi, gemilerin limanlarda hareketlerinde görülen yavaşlık, bayrakların tefriki ve diğer alâka bahş milletlerarası meseleler vardır.
Sir Colln S. Anderson önümüzdeki İki sene için Seyrisefaln Odası başkanlığına seçilmiştir.
Konyada deri piyasası açıldı
Konya, 21 (Hususî) — Şu günlerde şehrimizde yapağ. ve tiftik piyasası kapanmak üzj/cdir. Köylü. •* ündeki malı aşağı yukarı tamamen çıkarmış durumdadır Şimdiye kadar % 6 ufaklı yapağı 180-330 kuruş a-rasında muamele görmüştür. Son günlerde 325-330 kuruş arasında oy* namıştır. Tiftik ise, son muameleler 450-480 kuruş aksında muamele görmektedir.
Deri piyasası yeri açılmış bulunuyor. Kuru koyun derisi, kilosu 180 200 kuruştan, kılkej (kuru) 200-220 kuruştan muamele görmektedir.
21 /X/1950 Cumartesi
Borsalarda vaziyet
İstanbul Ticaret Borsası
İstanbul Borsası
New-York Borsası
Açın,
HugUn
İstanbul
Altınlar
Kapanış
21-10-1950
Durumu
Türk Lirası ....
Dolar ........
Sterllng ......
Fransız Franjn
324/333
S0.—
320/330
50.-
Buftday yumuşak
Buğday sert ...
Aroa ......
Ham deriler !
Sığır salamura fkasap) KJ Keçi tuzlu kuru kilosu .... Kovun bava kurusu kiloeu
Eskişehir Ticaret Borsası
Zürich Borsası (Serbest)
Ticaret Borsasında cevic fiyattan tekrar ilerleme kaydetmiştir. Fındık satıcıları, ileride daha fazla fiyat kesbedecek mallarını elde tutmakta, dırlar. Bu yüzden Borsada 50 ton gibi ufak parti halinde işler olmuştur.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Borsacında kayda değer bir şey olmamıştır. Altın flyuttan yine düşüklük arzetmiştlr.
İzmir :
Üzüm satıştan durgun gitmekte, incirlerde yeni işler beklenmektedir. Bugün 365 kuruştan açılan pamuk piyasası büyük inkişaflar göstererek bir saat içinde 381 kuruşa kadar yükselmiş ve JBorsada 1000 ton kadar pamuk satıldıktan sonra 380 kuruşta kapanmıştır. Hafta başından beri pamukta 80 kuruşluk bir yükselme kaydedilmiştir.
Dokuma ham maddeleri : Tiftik -ana mal ........
Tiftik Naiürel) ........
Yapak irakya (Kırkım) .
Buıtdny (Buşell —Sent) .........
Sert Kış mahsulü No. 2 .......
Kırmızı Kış mahsulü No. 2 .....
Pumıık Mldılllng (1 lbrcwl = Srnt>
Ekim .........................
A ra 11 k
Mart .........................
...........
Tiftik (IJbre*l=Sent) .......
Teksns No.
Fındık (Libresi Kabuklu yerli İri ..............
orta ...........
Lovant iç •thai malı .........
Ekstra iri (ç İthal malı .....
Kuru ıizüm (Libresi = Srnt) ....
Thompson çekirdeksiz seçme
Keten tohumu ( Bükeli = Dolur) MInnçapullu .. .. ..............
Kalay (LlbrernSent) ...........
Levhn-teneke *100 libre dolar)
Nebatî Tunlar ı
Zeytinyağı (E E. ten ekeli)
SuıMimyagrı (Raf. sıra) ..
Ayçiçeği (Rafine çıplak) .. Fındık vrğı (Çürük) ......
Yağlı M»hıımlnr ı
Ayçiçeği tohumu ..............
Kotan tohumu
Kendir tohumu ••••••••••••••e Sustun ............
Yer tiHtıgı kabuklu ..........
Sterllng ...
Dolar ......
Fr. Frangı . İsviçre Fr. .
Belçika Fr.
İsveç Kr. ...
Florin .....
Liret ......
Drahmi ....
Escoudos . ..
Külçe Yerli Or.
Külçe Deguflaa.
Cumhuriyet ...
Reşat ........
Hamit .....
Gulden ...........
İngiliz ......
Fransız kok ..
N&polâon III .
İsviçre ....
Hububat:
Buğday yumuşak (Tüc.) . Buğdnv Ofis ...............
Arpa yemlik (dökme) .......
Mısır -an (çuvalı) ........
Fasıılva tombul ...........
F&aulva Çalı sert ••••••••••••• Kuşveml ...................
Mercimek kırmızı kabuk. Mercimek yeşil ............
Nohut .latUrel
ESHAM VE TAHVİLÂT
Devlet Tahville ri
IkrauıJyeli tahviller Kapuiııt:
i033 Ergani 22 65
%5 1938 lkramlyell 20.35
%5 Milli Müdafaa I 20.20
%5 1941 Demiryolu IV 98.—
%5 1941 Demiryolu V 98 05
%4 1/2 1949 tHrnmiyell ..... 96.30
Diğerleri
*6 1941 Demiryolu VI 98.90
%6 Kalkınma 1 ..... 96.90
%6 Kalkınma II 96.90
%ö Kalkınma 111 .... 07.10
%6 1918 intlkrnzı I .... 96—
TcÖ 1948 istikrazı 11 .... 95 10
%6 1919 İstikrazı 1 96 30
Ye7 Milli Müdafaa IV 20 20
%7 1984 Sivna-Erzurum 1 20.70
%7 1934 " M 11-V11 21.20
6>7 1941 Demiryolu 1 21.40
%7 1041 Demiryolu 11 20.40
%7 1911 Demiryolu III 20.55
%7 MIHI Müdafaa 1 20.35
%7 Milli Müdafaa 11 20.65
*7 Milli Müdafaa III 21.10
%T Milli Müdafmı VI. 20.10
Şirket Tahvilleri
T.C. Ziraat Bankum 20 84ı
Anadolu D.Y. Tertip A/B. 109.25
c —
99 99 «00 112.ÖC
m „ Mümes. Senet 63 -
Şirket Hisse Senetleri
T C. Merkez Banaası 123 50
Türkiye tş Bankası 30.-
Türk Ticaret Bankam 5 -
Arslan Çimento 6 50
Şark Değirmencilik 23 Zt
Milli Reflsürana 16—
Ecnebi Tahviller
Munr Kredi Fonalvı ino3 1 ırz
Kurn Meyvalar : Fındık »kabuklu sivri) Fmhk (iç tombul 1050) Ceviz (kabuklu) .......
Ceviz (îç natürel) .....
İzmir Ticaret Borsası
Sun
HUgliD Kapanır,
üzllm çekirdeksiz No.fl 76.— 78.-
tnclr A serisi No.H .. . 47.- 4K—
tnelr H serisi No. 108 . 41.— 4L-
Pamuk Akala 1 .. 380.— 360.—
Pamuk Akala 11 .. iwa—
Pamuk Akala 11 .. İH) - idu.—
Pamuk ' eril ı iso -
Pamuk yağı (rafine) . 109.— llü-
Pam ık çekirdeği ıs.— 17 -
Adana Ticaret Borsası
Pamuk akala (Halay) 289.-
Pamuk Akala Adana) —
Pamuk Akala 11 ..
Pamuk Akala III .. — —
Pamuk yeril I .. * *
Pamuk yerli 11 * —
Birinci Akala vâdeil .. 315— 310.—
Hazır 325.— 310.—
İkinci Akala yağmur 285.—
yemiş - 258 1/2
Trabzon Ticaret Borsası
FINDIK
a) %60 randımanlı kabuklu tombul
b) İç «ıra kontrollü
•••(•••••••••
D (İD OMl Km I
252 3/4 252— I
223.— 233— I
37 80 I
88.90 39— 1
38.97 39.07
38— 38.09 I
M
U5— 115— I


63— 59— (
66— 65— I
U L/4 U 1/4 I
3.85 I MT I
113.25 11250
1 T .« 1
Londra Borsası
Keten tohumu (Tunu = Steril jr )
Bombay ..... — 73—
KnlklltA 71.- 70.-
Yer fitttı^ı HlndlaİAn 78.- 76—

Bradford Piyasası
Tiftik İyi mal *Lİbre»l=FI>at) . *
” ^ıra malı M —
Yün Anadolu • 9 • • — —
” fralcva — —
İskenderiye Bcrsası
Pamıık (Kanıan=THİİHri) .... Ashmouni .(ı.ıa vlyaflı F/G Karnak Usun elvanı F'G
M Ekim 1950
T E N t İSTANBUL»
Sayfa 8
75.000 liralık
Hediye kur'amızda
kazananların listesi
12167
22173
22179
22185 22191 22197 22203 22209 22215
Bir tuvalet sabunu 22168 22174 22180 22186 22192 22198 22204 22210 22216
22169 22175 22181 22187 22193 22199 22205 22211
22170 22176 22182 22188 22194 22200 22206 22212
22171 22177 22183 22189 22195 22201 22207 22213
22172 22178 22184 22190 22196 22202 22208 22214
28717
28723
28729
2S735
28741
28747
28753
28759
28765 28766
Bir tuvalet sabuna 28718 28724 28730 28736 28742 28748 28754 28760
28719 28725 28731 28737 28743 2S749 28755 28761
28720
28726
28732 28738 2S744
28750 28756 28762
28721 28727 28733 28739 28745 28751 28757 28763
28722 28728 28734 28740 28746 28752 28758 28764 e
Bir 27869 27875 27881 27887 27893 27899 27905 27911 27917 27923 27929 27935 27941 27947 27953 27959 27965
aylık 27870 27876 27882 27888 27894 27900 27906 27912 27918 27924 27930 27936 27942 27948 27954 27960 27966
Yen! İstanbul Karnesi 27871 27877 27883 27889 27895 27901 27907 27913 27919 27925 27931 27937 27943 27949 27955 27961 27967
27872 27878 27884 27890 27896 27902 27908 27914 27920 27926 27932 27938 27944 27950 27956 27962 27968
27873 27879 27885 27801 27897 27903 27909 27915 27921 27927 27933 27939 27945 27951 27957 27963
27874 27880 27886 27892 27898 27904 27910 27916 27922 27928 27934 27940 27946 27952 27958 27964
Bir elektrik feneri
15896 15897 15898 15899 15900
84330
84336
34342
84348
84354
84360
84366
84372
34378 34379
Bir tuvalet sabunu
34331 34337 34343 34349 34355 34361 34367 34373
34332 34338
34344
34350
34356 34362 34368 34374
34333 34339 34345 34351 34357 34363 34369 34375
34334 34340 34346 34352 34358 34364 34370 34376
34335
34341 3434 7
34353
34350
34365
34371
34377
15153 15159 15165 15171 15177 15183 15189 15195 15201
Bir paket halk traş bıçağı 15154
15160
15166
15172
15178
15184
15190
15196
15202
15155 15161 15167 15173 15179
15185 15191 15197
15156
15162
15168
15174
15180
15186
11592
15198 15109
15157 15163 15169 15175 15181
15187 15193
15158 15164 15170 15176 15182 15188 15194 15200
5731
5738
5745
5752
5759
5766 5773 5780 5787 5794 5801 5808 5815
Bir
5732
5739
5746
5753
5760
5767
5774
5781
578S
5795
5802
5809
5816
fantezi elbise askısı
5733 5740 5747 5754 5761 5768 5775 5782 5789 5796 5803 5810 5817
5734 5741 5748 5755 5762 5769 5776 5783 5790 5797 5804 5811 5818
5735 5742 5749 5756 5763 5770 5777 5784 5791 5798 5805 5812
5819
5736 5743 5750 5757 5764 5771 5778 7585 5792 5799 5806 5813 5820
5737
5744
5751
5758
5765
5772
5779
5786
5793
5800
5807
5814
5821
17311
17317
17323
17329
17335
17341
17347
17353
17359
Bir paket halk traş bıçağı 17312
17318
17324
17330
17336
17342
17348
17354
17360
17314 17320 17326 17332 17338
17313
17319
17325
17331
17337
17343 '17344 17349 17350 17355 17356
17315 17321 17327 17333 17339 17345 17351 17357
17316 17322 17328 17334 17340 17346 17352 1735S
11023 11029 11035 11041 11047 11053 11059 11065 11071
Bir paket Bozkurt traş bıçağı 11024
11030 11036 11042 11048 11054 11060 11066 11072
11025 11031 11037 11043 11049 11055 11061 11067
11026 11032 11038 11044 11050 11056 11062 11068
11027 11033 11039 11045 11051 11057
11063 11069
11023 11034 11040 11040 11052 11058 110S4 11070
Bir paket Bozkurt traş bıçağı
25554 25560 25566 25572 25578 25584 25590 25596
25549 25555 25561 25567 25573 25579 25585 25591 25597
25551 25557 25563
25569
25575
25550 25556 25582 25568
25574
25580 25581 25586 25587 25592 25593
25552 25553 25558 25559 25564 25570 25576 25582 25588 25594
25565 25571 25577 25583
25589
25590
Bir
aylık
7602 7609 7616 7623 7630 7637 7644 7651 7658 7665 7672 7679 7686 7693 7700
Yen! İstanbul
Kamca!
7603 7610 7617 7624 7631 7638 7645 7652 7659 7666 7673 7680 7687 7694
7604 7611 7618 7625 7632 7639 7646 7653 7660 7667 7674 7681 7688 7695
7605 7612 7619 7626 7633 7640 7647 7654 7661 7668 7675 7682 7689 7696
7606 7613 7620 7627 7634 76*11 7648 7655 7662 7669 7676 7683 7690 7697
7607 7614 7621 7628 7835 7642 7649 7656 7663 7670 7677 7684 7691 7698
7601 7608 7615 7622 7629 7636 7643 7650 7657 7664 7671 7678 7685 7692 7699
Bir aybk Yeni İstanbul 9307 9314 9321 9328 9335 9342 9349 9356 9363 9370 9377 I 9384 9391 9398 9405 I
Bir 18909 18015 18921 18927 18933 18939 16045 18951 18957 18963 16969 18975 18981 18987 18993 18999 19005
Bir 21225 21231 21237 21243 21249 21255 21261 21267 21273 21279 21285 21291 21297 21303 21300 21315 21321 21322 21323 21324
9308 9315 9322 9329 9336 9343 9350 9357 9364 9371 9378 9385 9392 9399 9406 aylık 18910
• 18916 18922 18928 18934 18940 18916 18952 18958 18964 18970 18976 18982 18988 18994 19000 19006 aylık 21226 21232 21238 21244 21250 21256 21262 21268 21274 21280 21286 21292 21298 21304 21310 21316
9309 9316 9323 9330 9337 9344 9351 9358 9365 9372 9379 9386 9393 9400
0310 9317 9324 9331 9338 9345 9352 9359 9366 9373 9380 9387 9394
9401
9311 9318 9325 9332 9339 9346 9353 9360 9367 9374 9381 9388 9395 9402
Karnemi 9312 9319 9326 9333 9340 9347 935 i 9361 9368 9375 9382 9389 9396 9403
9313 9320 9327 9334 9341 9348 9355 9362 9369 9376 9383 9390 9397 9404
r

I
18912 18918 18924 18930 18936 18942 18948 18054 18960 18966 18972 18978 18984 18990 18996 10002 10008
Karnesi 18913 18919 18925 18931 18937 18043 18949 18955 18961 18967 18973 18979 18985 18991 18997 10003
18914 18920 18926 18932 18938 18944 18950 18056 18962 18068 18974 18980 18986 18902 18998 19004
Yeni İstanbul 18911 18917 18923 18929 18935 18941 18947 18953 18959 18965 18971 18977 18983 18989 18995 19001 19007
Yeril İstanbul Karnesi
21227 21233 21239 21245 21251 21257 21263 21269 21275 21281 21287 21293 21290 21305 21311 21317
21228 21234 21240 21246 21252 21258 21264 21270 21276 21282 21288 21294 21300 21306 21312 21318
21229 21235 21241 21247 21253 21259 21265 21271 21277 21283 21289 21295 21301 21307 21313 21319
21230 21236 21242 21248 21254 21260 21266 21272 21278 21284 21290 21293 21302 21308 21314 21320
Sayım Bürosunda delik delen ve tasnif yapan yüzlerce makineden bir Icaçs
Sayım Bürosunun Harita Dal resinde yapılan hazırlık
5822 5823 5824 5825 5826 5827 5828 5829 5830
Bir fantezi
elbise
17674 17680 17686 17692 17698 17704 17710 17716 17722 17728 17734 17740 17746 17752 17758 17764 17770
17675 17681 17687 17693 17699 17705 17711 17717 17723 17729 17735 17741 17747 17753 17759 17765 17771
17676 17682 17688 17694 17700 17706 17712 17718 17724 17730 17736 17742 17748 17754 17760 17766 17772
17677 17683 17689 17695 17701 17707 17713 17719 17725 17731 17737 17743 17749 17755 17761 17767 17773
SON
17678 17670 17684 17685 17690 17691 17696 17702 17708 17714 17720 17726 17732 17738 17744 17750 17756 17762 17768
17967 17703 17709 17715 17721 17727 17733 17739 17745 17751 17757 17763 17769
Bir düzeltme ve İtizar
Eşya piyangomuzda 5 kol saat! kazananların numaralarını İlk gün neşretmiş olduğumuz listede (12124.12125. 12126, 12127, 12128 ı şeklinde bildirmiştik. Birinci Noterlikten almış olduğrumuz tasdikli listede bu numaraların (18124, 18125. 18126. 18127. 18128) olduğu görülmüştür. İlk gün neşretmiş olduğumuz listedeki hatadan dolayı o-kuyucul arımızdan özür dileriz
düşmüyor mu İdi?
dedi. Mathllde'e emanet etmiştim. Bu sabah
hisseden. heyecana
oluyorsunuz? dedi, «uymağı öğrendim.
bir peyiniz
yontar »0-suça »Ah*
— Sizin nıi?
— Evet
“Evet,, diye İtiraf ederken biraz titriyordu ama bn titreyiş de rolüne uygun
Adam:
— Anlamıyorum,
— Mektuplarımı
onlun sizden istemek, geri alınnk için geldim.
O aralık, paket hâlâ erkeğin elindo duruyordu. 31 art he sanki İpnotize edilmiş gibi, gözlerini bu elden ayıramıyordu.
ötede gizil, şüpheli bir şey döndüğünü kapılan Monrevel, ciddi bir sesle:
— Titriyorsunuz Marthn Ne vur, ne Sizi tanıdım tanıyalı, kardeş gibi sevuaeyt,
Zavallı Mathllde’clk do sizi taparcasına severdi. Fakat bu gizli kapaklı İşleri anlamıyorum... Eğer mektuplar s İzin no, ne münasebetle burada bulunuyor? inşallah» saklayacak yoktur.
Kadın; acz İçinde başını eğdi; gözlerinden güldü. Söylediği yalana ağlıyor, halbuki İşlediği
yormuş gibi görünüyordu. Bu kazlar zor olacağını tasaı^ur etmemişti. Kocası, evlâtları gözünün Önüne geliyor, sanki ona darılıyor, sitem edlyorlanlı. Bu ura, küçük .lulietto’l düşündü ve «ustu. Sükûtu onu suçlu mevkilim düşürüyordu.
Şaşıran, mahzunlaşan Jaques Monrevel, son cümlesini ufak bir değişiklikle tekrar etti:
— Demek, saklı yarak bir şeyiniz var.
Kadın başını kaldırmadı. Park Monceau’dıın vuran gün ışığı, beyaz ensesini, kızıl kumral taçlanın aydınlatıyordu.
Karşısındaki ko(lın kendini bir aşk için, alışlauıiık ve akrabalık yüzünden liiklü“, adam birdenbire gördü, fnrkettl.
— Nasıl yapabildiniz Marthe! Bentte
suçuna bulaştırdığı İlgisiz kaldığı “Göz-
sizi ne kadar üntün tutar, her vesilede göklere çıkarırdım! Şimdi Mathilda olsa, şu hale no derdi?
Zavallı kadın nıahçup bir sesle, nefes gibi hafif bir fısıltı İle:
— Biliyordu; diye mırıldandı.
— öyle ya. Tabii bilecek. Mektuplarınızı ona emanet ettikten sorıra^.
Paketi bırakmamıştı. Kadın ıdınuk İçin, elini uzattı. — Verin. Benim onlar.
Her şeyin, her lâfın ucu ‘4Sevgili ölüye,, dokunduğu İçin, ktuplnrı vermeden evvel, haşin bir sesle sordu:
— Peki bunlun Matlıllde'e ne diye verdiniz? Onu kendi
H'ylerlıılze... Kendi sevda entrikalarınıza ne diye kanatırdınıı?
— O bu işe, sırf İçimdeki hislo çarpışmak, beni vazgeçirmek İçin kanştı.
Monrevel’ln yüzünden, baldısuun kolayla sezlverdlğl bir sevinç ürpertisi geçit
ne
Amerikada sayım nasıl yapılıyor ?
”Okur, yazar mı?”suali yok—Sayım ayları—Otomatik tasnif makineleri
A
tesiri
Nüfusun batıya doğru Halkın banliyölere rağbeti —
1
kayması ve siyasî
Muazzam insan ve malzeme stoku
Amerikada İlk sayım 1790 yılında yapılmıştır. Bu, son zamanlardakilore nazaran çok basit vo İptidai idi. 17 memur vo 600 yardımcı bulundukları mıntıkadaki kimselerin isimlerini bir kâğıda yazmışlar ve bunu büyük bir bina kapısına asmışlardı. Listede adlarını göremlyenlor kâğıdın altına I-uimlerinl İlâve ediyorlardı.
1810 da endÜBtrlye ait ilk sayım yapıldı vo her bir eynlotto İmal edilen malların miktar, cins ve mahiyeti tes-blt edildi.
1830 da sayıma alt sualler alelâde kâğıtlara değil, fakat matbu kâğıtlara yazıldı.
1860 sayımında ise erkek ve kadınların meslek ve sanatlarına ait sual-lor soruldu.
1870 sayımında “esir mi. değil mİ., suali kaldırıldı. Zira zenci esareti 1865 te lâğvcdilmlştl.
1940 ta ise “okur yazar mi., suali de listeden silindi. Zira okuyup yazmasını bllmlyenlcrin sayısı ihmal edilecek derecede azdı, bu hususta sadece vatandaşın mektepte kaç sene okuduğu suali soruluyordu.
Yirminci asrın basında sayımlarda nüfus, çiftlikler. endiistrL ticaret v.a. yo alt sorulacak suallerin sayısı o kadar artmıştı kİ. her sayımın nihai raporunun hazırlanması ve toplanan bilgilerin değerlendirilmesi İçin yıllarca mesaiyi icap ettiriyordu.
Sayım istatistikçilerinden Dr. Hcr-mun HoDerlth’ta İcat ettiği bir maki-no vo kart sistemi vasıtaslyle dakikada 1000 kartı tasnif etmek İmkân dahiline girmişti.
1902 de kurulan sayım bürosunun merkez teşkilâtı muazzam bir fahri-
ka halinde idi. Binlerce tastıîf ve delik delmo makinesi mütemadiyen faaliyet halinde bulunuyordu. Amerikada yaşı-yan her şahsa alt bir kart ve bu kartın üzerinde hususî bir makine ile yapılmış delikler vardır. Bunun sayesinde her şahsa alt 80 kadar sualin cevabi bir anda öğrenilebilir. Bunlardan başka sayım bürosu binlerce harita, rapor ve Istatistk cetveli hazırlamaktadır. Amerikanın nüfusun. İş durumunu. mesken vaziyetini velhasıl her sahasını inceleyen mütehassıslar, memleketin tabii zenginliklerini, hayat standardını, ilerdeki ihtiyaçlarını ve halledilmesi icap eden meselelerini etüd etmekte ve gerekenin yapılması İçin muntazaman raporlar vermektedir.
Her memlekette olduğu gibi Ameri-kada da sayımda şahıslardan toplanan bilgi hiçbir surette ifşa edilemez. Federal Araştırma Bürosu, askerlik şubeleri. vergi daireler! bu bilgiden fay-dalanamadıkları gibi, sayım kâğıtlarının muhteviyatı alt olduğu şahsın ailesine dahi gösterilemez. Bütün sayım memurları vazifelerine başlamadan önce yemin ederler. Vazifelerinde suiistimal bin dolara kadar para cezasına çarpılmalarını mucip olabilir.
Bütün bu ketumiyete sebep, muhtelif mevzulara alt sorulan suallere vatandaşların doğru vs eksiksiz olarak cevap vermelerini temin etmek dir.
Amerikan Hükümeti. Amerika leşik Devletleri dahilinde doğan
hangi bir çocuğu, ana ve babasının ta-bliyetl ne olursa olsun Amerikan tabiiyetinde saymaktadır. Çocuk rüştünü İspat edince. İstediği tabiiyeti seç-
lsin-
Bir-hor
Haşmet ve azameti önünde bütün dünyanın boyun eğdiği şahane zafer
İSTANBUL’ un FETHİ
MEKSİKO HAYDUTLARI
E
Bu Çarşamba akşamı SARAY Sinemasında
e
PAYTON hareketli bir eser.
(TRAPPED) BAŞ ROLLEFtD UOYD HUGHS - BARBARA Feci, hakiki ve yaşanmış, gayet kuvvetli ve
Gangsterlere ve fevkalâde maceralara alt
bir süper film daha
bakımdan Ame-
me-da-
RO-
Re-
mekîe serbesttir. Bu rikada doğan herkesin bir doğum sertifikası vardır. Bu doğum kâğıdı sisteminin ihdasından önce doğmuş otan 50 milyon Amerikalı hakkında Sayım Bürosunun, şahsan isteği üzerine vereceği bilgi mahkeme tarafından kanuni bir vesika olarak telâkki edilmektedir,
Sayım Bürosu, doğum yeri ve tarihi hakkında verdiği bilgi, hüviyet tes-bltl. pn.saport çıkartılması, veraset ve sigorta muameleleri, seçim vj. hallerde büyük bir ehemmiyet arzotmek-tedlr.
Amerikada sayıma hazırlık muazzam bir iş olmuştur. Sayım Bürosunun Coğrafya Dairesi 950 sayımında memleketin her kısmına tekabül etmek tize re bir milyondan fazla harita ve havadan alınmış resimler kullanmıştır. 200.000 sayım bölgesindeki murtara verilmek üzere haritalar ğıtılmıştır.
Bundan sonra sıra sayım günü rulacalc suallerin hazırlanmasına
lir. Sualler, sayım bürosu mütehassısları. tanınmış istatistikçi. eğitimci, sosyolog ve iş adamlarından müteşekkil bir komisyon tarafından hazırlanır. Hazırlanan muhtelif sual serileri tatbik edilmeden önce tecrübe edilir, aralarında anlaşılmayanlar varsa tadil edilir veya tamamen değiştirilir. Sayım hazırlıkları arasında en büyük işlerden biri de sayıcı memurların yetiştirilmesi ve muhtelif mıntakalarda kurulacak büroların teşkil ve tanzimidir.
Amerikada 1950 sayımı İçin 145.000 sayıcı vazife görmüş ve bunlar 8300 kiBim şefi tarafından yetiştirilmiştir. Bu kısım şeflerinin öğrettikleri bahisler 277 m intaka müdürü tarafından hazırlanmış, bufttar da talimatlarını merkez teşkilâtından almışlardır.
Sayıcılar yetiştirmek için sayım bürosu müessir her türlü eğitim usulüne başvurmuş, yazı, konferans, tecrübe vo filmlerle sayımın gayesini, tatbik şeklini izah etmiş ve öğretmiştir. Sayım dersi gören sınıfların her biri on fazla 20 kişiliktir. Bohlr sayıcıları dörder saatlik. 4 dersten 16 saat, şehir dışı ve köy sayıcıları işlerinin daha karışık olmasından dolayı, dörder saatlik 6 dersten 24 saatlik bir kurs görürler.
Sayıcılar vazifelerinde ketûm olacaklarına dair yemin ettikten sonra kendilerine nazik ve samimi olmaları fakat laubaliliğe gitmemeleri hatırlatıldığı gibi şahsı ve siyasi hiçbir mevzuda münakaşa etmemeleri icap ettiği tavsiye edilir.
Amerikada bazı Avrupa
gibi bir gün devam etmez ve halk hiçbir zaman bir gün sabahtan aksama kadar evinde kapalı kalmaz. Sa yım İşi bir kaç ay devam edebilir. Sayıcının kendi bölgesi içindeki insanları eksiksiz olarak sayması şarttır.
1940 sayımında Amerikada 750.000 kadar küçük çocuğun unutulduğu tahmin edilmektedir. Sayım memuru giderken: “Küçük bebeği saymayı unut-
tayım, birde veya diğer memleketlerinde olduğu
Çeviren :
Flenry Bordenux
Düşen Maske
Mebrure Alevok
9
— Ya! dedL
Adamın yutana bu kadar kolayca kanışını hayretle karşılayan Martiıc, hemen bıı noktada ısrar etti:
Evet, bu şeyden kendimi kurtarayım diye boyuna zorluyordu, “Okuyup okuyup zehirleniyorsun!,, dediği hu mektup, tııplan yekedeyim dlyo yalvnnyordu. Nihayet unlan kendisine bırakmaya razı oldumdu... Bir gün kendi elimle yakarım diyordum.
Tekrar uzandı:
— Vorln suntan bana.
— Evet, bunları yoketmrll Marthe.
— Öyle, öyle. Verin, Hemen şimdi bir kibrit çakıp, şöminenin İçinde ynknyım.M
Mahzun bir tebessümle llâvo etti:
— Görüyorsunuz Monrevel, onu suçlu mek şaşkınlığını bir
Dış görünüşüne;
yüzüne, konuş-snnıJıuı bir ka-* baldı z tının-geçirir
ya, »özünüzü dinliyorum. Fakat .Tnlqııcs bilmek, “günahkâr kodııı,, rolünde gör-türlü geçlştlremlyordu. yani imline, kıyafetine,
masına bakınca ııe kadar da nunıuslıl, faziletli dinin, nerdeyse melek mertebesine çılcardığı mın”, “böyle bir halt karıştıracağını0 hiç aklından miydi?
Fırtınalı gençlik senelerinin bedbinliği, yeniden, acı acı üstüne çöküyordu, “Gellıı de bu mndonna suratlara inanın bakalım!„ diye düşünüyor vo sevdiği bıı kız kardeşe^ “Yalan değil mİ? Haydi şuku ettiğinizi söyleyin!,, diye bağırası geliyordu.
Böyle olmakta beraber, Mnthlldo,İ ablaslyle mukayese ederken kalbinin tâ derinliklerinde^ kendi kendine pek İtiraf edemediği bir zafer hissi duyuyordu, öyle yu, etrafa neşe saçan, ateşli coşkun Mathl.de. şunu bunu takılmaktan hattâ bazan aşırı kaçan Mathlldo, meğer bütün o ğl ile» şu melek görünüşlü nbkutan duba sağlam, İmiş!
Bunları düşünürken bir yandan da Mnrthe’in
yana, dellşmcnli-datın ciddi
varlığında yeni bir kadın keşfediyordu. Onda, şimdiye kadar, kardeşçe sevgisinin görmediği, bir cazibe buluyordu.
Aşk; farazlycde knlwı hllo, genç bir yüze ışık tutmuş, güzelliğe esus kıymetini biçmiş gibi oluyordu.
Martlıc'a karşı; —nice zamandır İçine aşılanan pürüzsüz saygının acısını çıkarmak isteyen— acayip bir hal aidi, bir değişik tavır takındı.
Büyüklük taslıyan, hattâ karşısındakini hor, hakir kılan sefer da
bir acıyışla. —lâfa tekrar “ölüyÜM karıştırarak—> bu baldızı vazifeye, doğru yola çağırdı,
— Mjıthllde bu rabıtayı kesmenizi İstiyor, »İzi du değil mİ?
— Evet.
— Bu arzusunu yapmıyacak mısınız, Marthe? »özü bizce mukaddestir.
— Yapacağını, söz veriyorum.
Deminden beri hekimliği “emaneti*’, kadına uzatacağı sırada, aklına bir şey gelmiş gibi bundan vazgeçti:
— Bu mektuplara tabii cevap ynzdınız değil mİ?
Biraz saşalıyan vo »alilden kızknrdeşinln yerine geçiyormuş gibi olan Martlıe:
— Evet yazdım; dedi.
Adam sorgu suale devam ederek:
— YnzdığıniE cevaplan geri aldınız mıf dedi.
Lâfı nereye getirmek İstiyordu?
Kadıncağız no söylediğini prk bilmeden:
— Hayır, akıl etmedim, dlyo mırıldnndu
Geri almak lâzım! Her şey olabilir. Dünyanın en efendi erkeği hile, nlhnyot bunları düşürüp kaybedebilir. Hem ölünı« hazan öyle luısızm gidiveriyor kL.. Haydi buna söz verin,
— Ne İstiyorsanız yapacağım,
— Onlun alın, buraya getirin. Hepsini beraber yakarız. Sizin yazdıklarınızla şunları^ Bakın işte tekrar çekmeye koyuyorum. Hepsini beraber yallarız.
Paketi dikkatle yerine koydu ve yazıhaneyi kapadı. Alıklaşan Martlıe, bir şey bulup söyllyemlyordıu. Bu şartı, mühleti hiç aklından geçirmem İşti,.. Fakat adamın hakkı yok mu idi? Elbette Muthllde’in yazdığı mektuplar du vardı. Bunlar Plerre Emagny’nln elinde idi. Hepsini geri Istoylp, yata m ak, yoketmek lâzımdı, ölü kardeşceğlzlnln üzerine hâlâ çükeduran bu maziden, hiç bir İz kalmamalı İdi.
Zavallı kadın, yazıhaneyi işaret ederek, ezile büzüler
— Amma »akın okumayın», diye yalvardı. Monrevel hnyrct etti.
— Mademki mektuplar sizin... Hem alın, anahtar »İzde dursun.
— Lüzum yok.
— Ben öyle istiyorum.
Kadın anahtarı aldı. Mathihle uğruna yeni bir vazife du-hu yüklendi;
madınız ya?„ kabilinden sualler sormayı ihmal etmez.
Sayımdan önce yalnız memurlar değil. aynı zamanda halk da bu İş içta hazırlanmıştır.
Başkanın sayım aoılşmı bildiren bo^ yanatı bu defa 25 dille ilân edildi. Gazete, radyo, televizyon, sinema, kilise mektepler halka, büyüklere, küçüklere sayım hakkında bilgi verir.
New-York’t( Park Avenue'deki lüks ve muazzam apartmanlardan Oklaho madaki Cherokee kızılderllilerin çadırlarına varıncaya kadar her yerin geçilebilmesi Mlchigaa ormanlarındaki bekçilerden, Texas çiftliklerindeki kovboylara kadar her ferdin sa yıl ab ü-mesi için sayıcılar dünyada mevcut hemen hemen her nakil vasıtasını kullanmışlardır: Los Angeles'te oto mobll, Loulslanataın bataklık bölgo sinde sal, Alaskanın esklmo köyleri a-rasında köpeklerin çektikleri kızak İş görmektedir.
Halkın ve «ayıcıların hazırlanması iki İlâ dört hafta, «ayım işinin bir kaç ay sürmesine karşılık sayım esnasında elde edilen bilgilerin tasnifi ve değerlendirilmesi iki ilâ üç yıl sürebilir.
Amerikada Kongre. Senato vs Temsilciler Meclisinde teşkkül eder. Senatoda her eyaletin iki senatörü olmast» na karşılık Temsilciler âza sayısı eyaletin hdır. Bu bakımdan ehemmiyeti vardır, letlerln meclisteki
yısı da artmakladır.
Meclisindeki nüfusu İle alâkadayım ın siyasi bir Nüfusu artan eya-tems il çiler inin sa-
1950 yılında 151 milyonu aşan Amerika Birleşik devletleri ve buna bağlı memleketler (Puerto Rico, Alaska. Havva!) 1940 senesine nazaran 19 milyonluk bir artış göstermiştir. Bu miktar 10 senelik bir zaman zarfında bugüne kadar kaydedilen en yüksek rakamdır. Bunun sebebi bir taraftan doğum yüzdoslnln fazlalığı, tıp ve sıhhat tedbirlerinin yüksek bir seviyede tutulmasından dolayı ölüm yüzdeslnln azalması, diğer taraftan Ameri kaya doğru devamlı bir muhaceretin mevcudiyetidir.
Bu son on yıl sarfında Amerikadakl nüfus kesafeti batıya doğru kaymaya devam etmektedir, ikilinin güzelliği toprağın zenginliği, endüstrinin süratle inkişafı dolayısıyla Callfornla hayat standardı ve nüfus itibariyle en fazla yükselen eyalet olmuştur.
1950 sayımının açığa vurduğu neticelerden biri de halkın büyük şehirlerden ziyade bu şehirler civarında veya bunlara yakın banliyölerde yerleşmek hususunda bir temayülde olmalarıdır. Umumi nüfus bir artış göstermekle beraber, çiftliklerdeki nüfus yüzde on kadar bir noksanlık göstermiştir.
Bu keyfiyet doğru meklo kâmül
1950
bilgilerin tasnifi ve değerlendirilmesi Amerikanın muazzam bir malzeme stoku bakımından değerin! dünya u-muml efkârına rakamlarla vermiş o-tacaktır.
ziraattan endüstriye giden bir hareketi İşaret et-beraber makine İle ziraatta te-ettığini de göstermektedir.
sayımı neticesinde toplanan
Yeni neşriyat
zorluyor*-
ölülerin
(Devamı var)
Yeni ve Mükemmel HAC KILAVUZU
Yazan: Hacı Mansut
Hocca gidecek olanlar gibi, gitmiş olanlara ve gidemlyecek durumda bulunanlara da (Hac )cı olanca güzelliği, canlılığı, heyecanı ve bütün teferru-atlyle gözlerde canlandırılacak şekilde anlatan eşi bulunmaz bir eser* dir. Fiyatı: 100 kuruştur.
UÇUrtfâJU AlttUlıOM; Kt vh
M1UIELN PAUL VİNCfNT O’HAM ■ CHRISTIAN - PRICE

ISRAILLI PİYANİST
P N î N A
SALZMAN parlak muvaffakiyetine binaen umumi arzu üzerine
26 Ekim Perşembe
günü akşamı saat 21 de tamamen yeni bir programla SARAY Sinemasında bir
VEDA KONSERİ
verecektir. Biletler bugünden itibaren Saray’ın hususî gişesinde satılmaktadır.
Sayfa 6
YENİ İSTANBUL
22 Ekim 1950
ŞEHİR SUYU TESİSATI YAPTIRILACAKTIR
İller Bankasından :
1 — 78.260.44 lira keşif bedelli, Bug& kasabam içme suyu İnşaatı yaptınlacaktır. Geçici teminatı 5.163.02 liradır,
2 — Bu keşif tutarından, font boru, hususî aksam ve armatür bedelleri hariç olup, bunlar Bankanın tstanbuldakl deposunda müteahhide teslim edilecektir.
3 — İhale 9 kasım 1950 perşembe günü saat 15 te toplanacak olan Bankamız İhale komisyonunun İnceleme sonucunun İdare Meclisince tasdikini mütealap kesinleşecektir.
4 — Teklif mektuplarının en geç 9 kasım perşembe günü saat 12 ye kadar Bankamıza makbuz mukabilinde teslimi şarttır.
5 — Eksiltme evrakı 5,— lira bedel mukabilinde Bankamızdan alınabilir. Projeler Bankamızda görülebilir.
6 — Eksiltmeye gireceklerin Bankamız Su îşleri Müdürlüğüne, İhale gününden en az Üç gün evvel yaptıkları İşleri gösterir belgeleriyle müracaat ederek, bu İşi yapabilecek kabiliyette olduklarına dair yeterlik belgesi almaları İcap eder.
7 — Banka ihaleyi yapıp yapmamakta ve işi dilediğine vermekte serbesttir. (14260).
SAHİBİNİN SESİ
DEVLET DEMİRYOLLARI İLANLARI
Plâklarında en son çıkan dans şarkılarını
Demir Gaz Borusu Alınacak
Her 6 plâk alana bir kutu iğne hediye edilir
bir mesleki
ŞAK İR ZÜMRE
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı
BU REKLAM
KULESİ
|P'
TAKSİM’dc
KURULMUŞ VE
EN GÜZEL
İLANLARI
İSTANBUL
HALKINA
TAKDİM
ETMEYE
BAŞLAMIŞTIR
GAZETEMİZDEN
TAFSİLAT
TRADt MARK
Rumî
Hicri
Pazıır
EZANİ
VASATİ
VAKtT
Kızı
1 — İki Açıkgöz Ca-
UÇAKLAR
GELECEK OLAN
Ku
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
ÜÇ GÜVERCİN
(Operet 8 perde)
Kanlı
R
A
D
Y
0
L
R
A
Dünya haberleri, ecnebi muhabir
mektupları, çeşitli mevzular
YENİ ISTANBUL’da çıkar
Adam
Öğrenmek
UÇAK-TREN-VAPUR
¥ ¥
1 — C as unlar Sava-Bar. 3 — Havanada
TENİ SES
TİYATROSU
Bursadan. — îzmlrden. — Balıkeslrden.
EMİNÖNÜ: Beşle Kemal (Eminönü) — İtimat Sadri (Küçükpazar) — Sultanahmet (Alemdar) — Cemil (Beyazıt).
İstanbul Beyoğlu Anadolu yakası Ankara
İzmir
44298
60536
91 2251
GELECEK OLAN VAPURLAR 16 30 Tırhan, Îzmlrden.
GİDECEK OLAN VAPURLAR Sefer yapılmıyor.
20.30 Saz eserleri. — 20.45 Tlno Rossl-(pl). — 21.00 Uyuyan kadın - Radyöfo-— 21.30 Piyano soloları (pl). — 21.45
22.15 Sevilmiş uvertürler (pl), — 22.45
Eser: SZÎGÎLETÎ Müzik: Kalman ve Brahma,
Tel.: 49.W
TRENLER
10.00 Ankaro Ankara. —
Balıkesir, (Türk) (Türk) (Türk) (Türk)
GELECEK OLAN TRENLER
8.30 Ankara. — 9.15 Ankara. 22.20 Sempion.
1 -
2 -
i? (POMAT)
ADALE ROMATİZMASI YANIKLAR GÜNEŞ YANIĞI ARLBÖCEK SOKMASI KESİK YARALAR PİŞİK KAŞINTI EKZEMA ERGENLİK DONUK
DERİ ÇATLAKLARINDA VE
* TRAŞTAN SONRA KULLANILIRI^ FİATI : 75 Krş.
ŞE^VSES
MAĞAZASINDA DİNLEYİNİZ
JOF. 25
JOF.37
4145
4146
4147
4148
OUİZAS OUİZAS . LA SAMBA DE PARİS MANİANA.......
MA CABANE AU CANADA OU EST-TU MON AMOUR AGAİN ...........


Bolero Samba Samba Slow Fox Slow
Dikkat :
Telefonla sipariş kabul edilir ve adreslerine gönderilir
Satış yeri : ŞENSES, Sirkeci, Hamidiye Cad. No. 37 Telefon : 21268
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanlığından:
Türkiye Kızılay Derneği Genel Merkezinden
Fakültemiz Türk Dili kürsüsü için bir asistan alınacaktır.
1 — Tabancı dil imtihanı 9.11.1950 salı günü saat 10 da Fındıklıda Fakülte binasında yapılacaktır.
2 — İsteklilerin hangi yabancı dili bildiklerini de açıklıyan bir dilekçe ile en geç 7.11.1950 gününe kadar aşağıda yazılı belgeleriyle birlikte Dekanlığa müracaatları lâzımdır.
A — Memurlar Kanununun 4 üncü maddesinin A.B.C.H.V.Z. fıkralarında yazılı şartlan haiz olduğunu gösterir belgeler.
B — TÜrkolojlden mezun olduğuna dair belge,
C — Yabancı dil imtihanında kazananlar ayrıca imtihana tâbi tutulacaklardır.
D— TÜrkolojlden doktora yapmış olanlar tercih
edilecektir. (14313)
Türkiye İmar Bankası
Sermayesi : 1.500.000 - Kuruluşu
1928
Yeni Postahane arkasında Aşirefendl caddesi No. 35/37
Vadesiz tasarruf tevdiatına Vâdell tasarruf tevdiatına
% 4,5 % 6
Faiz verilir ve vfldell mevduat faizleri aylık olarak ödenir.
M ahar
10
1370
19 5 0 EKİM
22
Ekim
9
136»

Güneş Öğle İkindi
Akşam Yatsı tmsAk
6.17
11.59
14.58
17.20
18.51
4.40
12.56
8.38
9.36 12.00
1.31
11.19

9.45 D.H.Y. (Türk)
9.50 D.H.Y. (Türk) 10.00 D.H Y. (Türk) — 12.50 K.L.M. (Hoiânda) Tahrandan. — 14.30 P.A.A. (Amerikanı Basra, Şam, Beyruttan. — 15.35 D.H.Y. (Türk) İskenderun, Adana. Ankaradan. — 15-45 sız) Paris. Roma ve
15.50 B.E.A. (İngiliz) ma ve Atlnadan — (İskandinav) Oslo, Hamburg, Frankfurt, ma. Atinndan.
(Türk) tzmlrden. — 18.15 D.H.Y (Türk) Bursadan. — 18.35 D.H.Y. (Türk) Ankaradan.
A.F. (Fran-Atinadan. — Londra, Ro-15.55 S.A.S. Kopenhag, MÜnich, Ro-16.00 D.H.Y.
8 00 D.H.Y (Türk) Îzmlre. — 8.30 D.H.Y. Bursava. — 10.00 D.H.Y. Balıkeslre. — 10.15 D.H.Y. Îzmlre. — 10.30 D.H.Y.
Ankara. Adana, lskendoruna. — 13.00 K.L.M. (Hoiânda) Roma, Amstcrdama. — 15.30 P.A.A. (A-merlkan) Brüksel, Londra, Boston. New-York‘a. - 16 00 D.H.Y. (Türk) îzmlre. - 17 00 D.H Y. (Türk) Ankaraya. - 17.05 D.H.Y. (Türk) Bursaya. — 17.25 S.A.S. (İskandinav) Atina. Roma. MÜnich. Frankfurt, Hamburg, Kopenhag. Osloya
GİDECEK OLAN
8.20 Sempion. — (Motörlü), — 18.10 20.30 Ankara.
BEYOĞLU
ALKAZAR (42562) 1 — İntikam
Kılıcı, 2 — Perili Maden.
An (44404) Benden Kaçamazsın. ATL.aS 14Û835) întermezzo.
EL HAM RA (42235) 1 — Takip. 2 -Çılgın KAİpler.
İNCİ (84595) İntikam Kılıcı. İPEK (44289) Pompeinin Son Günleri.
LALE (43395) Zaferden Üatün. MELEK (40868) KLadamo Bovary. (İkine! hafta).
SARAY (41656) Üç Ahbap Çavuşlar Elmas Peşinde (İkinci hafta). SÜATFARK (83143) 1 — Aşk Adası. 2 — Vahşi Koşu.
SÜMER (42851) Üçüncü Kim?
SARK (40380) 1 — Yılma* mıuı. 2 — Monto Krlalonun
Kahra-Mirası.
Türkiye Kızılay cuma günü saat 10 nasında toplanacaktır.
Derneği 1950 Yılı Kongresi 24 kasım da Ankarada Yenlşehlrde
KONGRE GÜNDEMİ:
1 — Kongrenin başkan ve başkan vekilleri rinin seçilmesi,
2 — Ana tüzüğün (40) mcı maddesinin (a)
Kızılay bl-
ile kâtiple-
fıkrası gereğince, biri hesap ve diğeri dilekler için 7 şer kişilik iki komisyon seçilmesi,
3 — Bu komisyonların verecekleri raporlar üzerine, 1.1.1949-31.12.1949 tarihine kadar yapılan İşler hakkında Genel Merkez Kumlu raporu İle bllânço ve kesin hesaplan-nın ve Denetleme Komisyonu raporunun incelenmesi ve kabulü halinde Genel Merkez kurulunun ibrası,
4 — 1951 yılı bütçesinin onanması,
5 — Ana tüzüğün 44 üncü maddesi gereğince Genel Merkez kumlundan kıdem sıraslyle çekilecek beş üyenin yerlerine beş asil ve beş de yedek üy seçilmesi,
e — Denetleme Komisyonu üyelerinin ve yedeklerinin seçilmesi,
7 — Genel Merkez kumlu tarafından yapılan tekliflerin görüşülmesi.
İstanbul Sular idaresinden:
KAfl yağmurlar yağmış ve Anadolu yakasın» besleyen Elmalı Bendi su seviyesi yükselmiş olduğundan, Üsküdar’dan Bostancıya kadar olan sahanın tardiyesi İçin, bundan 15 gün evvel İhdas edilen nöbet usulü, 21/10/1950 gününden itibaren kaldırılmış ve bu sahaya normal seklide su verilmeye başlanmıştır.
Keyfiyet sayın halkımıza ilAn olunur.
(14436).
MABEL
EN İYİ ÇİKOLATA
ihtiyacında olduğumuz lıerşcy
SIK (43726) 1 — Üvey Kardeş. 2— K&zanovanın Aşk Maceraları. TAKSİM (43191) Çakırcalı Mehmot Efe. (İkinci hafta).
TAN 1 — Hamlet. 2 — iki Açıkgöz Kibarlar Arasında.
ÜNAL (49306) (Kışlık) 1 — Kılıçların Gölgesinde. 3 — Zaferler Ars-lanı.
YENt (84137) 1 — Zorlu Misafir 2 — Haydutlar Kırallçesl.
YILDIZ (V847) Çingene Slngo&lİA (6 ncı hafta).
İSTANBUL
ALEMDAR (23863) 1 — Şehitler
Kalesi. 2 — Kapanan Gözler. AZAK (23542) şı. 2 — Kanlı Festival.
AYSU (21917)
navarlar Arasında 2 — Ahret Yolcuları.
ÇEMBERLtTAŞ (22513) 1 — Cel-
lât 2 — Zamane Kızı.
EMRE 1 - Şişko Klt. 2 — Sevimli Haydut. 2 — Çılgınlar Kulübü. HALK (21904) 1 - Şanghay Ekspresi. 2 — Mabudenin Kızı.
İSTANBUL (22367) 1 — Söyleyin Anama Ağlamasın.
KISMET (26654) « - Kaptan Kld 2 — Tomston Caniler Çetesi. ( MARMARA (23860) 1 — Şehzade
Slmbat. 2 — Acı Günler.
MİLLÎ (22962) 1 - Soysuz. 2 -Harman Sonu Dönüşü.
TURAN (22127) 1 — Casuslar Savaşı. 2 — Yaban Gtllü. 3 — Kanlı Bar.
YENÎ (Bakırköy 16-126) 1 - îkl Açıkgöz Tahsildar. 2 — Gece lüpleri Kıralı.
KADIKÖY
HÎZtM 8ÎNEMA (Üsküdar) Tarzan Kara Kaplana Karşı, Şehrnzat (Renkli)
IIALE (601)2) Asilzade Sllfıhşör OPERA 68714) 1 — Kanun Karşısında. 2 — Sevimli Haydut.
SUNAR (Üsküdar) 1 — Gençlerin Sevgilisi. 2 - Müthiş Korku.
ve ö-
Perlal
Sİ'REYYA (60862ı 1 — Aşk lüm Vadisi. 2 — Ormanlar (renkli).
•ar Alayı. 2 — Gangsterler beri.
YELDEĞÎnMENÎ: 1 —
Saltanat (Türkçe) 2 - Hint Rü-


yası (Türkçe). 3 — Kahraman Mehmetçik Kore Yolunda.
ANKARA
ANKARA (23234) ) — Suçsuz Cani. 2 — Kibar Serseri
BÜYÜK 15031) Cennetin Anahtarı. CEBECİ (13846) 1 — Kızıl Şeytanlar. 2 — Zafer Yaratan Casus. PARK (11)31) üvey Baba.
SÜMER (14072) 1 - Kanlı Şafak 2 — İntihar Filosu.
SUS (14071) Üvey Baba.
ULUS (22294) Vatan Kurtaran Aralan.
YENÎ (14040) Broadway‘e Selâm. BÜYÜK Rlgolettv.
KÜÇÜK Şakacı.
GAR GAZİNOSU İtalyan ve İspanyol Revüleri.
ANKARA PALAS PAVYONU Gezil Şeydi İdaresinde Viyana Atr&k-syon Orkestrası.
ÎZ.MtR
TAYYARE Kader.
MELEK 1 - Cinayet Saati. 2 -Vahşi İntikam.
LÂLE 1 — Zafere Doğru. 2 — Havanada Festival.
TAN 1 — Zafere Doğru. 2 — Havanada Festival.
YENİ l — Kan Dâvası. 2 — Port-salt.
ELHA.MRA Ormanlar Kiralının intikamı.
ANKARA:
8.28 Açılış ve program. — 8 30 M S. Ayan, haberler ve hava raporu. — 8.45 Günaydın (pl). — 9.10 Günün programı. — 9.15 Radyo ile İngilizce. — 9.30 Sevilmiş parçalar (pl). — 9.45 Hayali Küçük Aliden bir skeç — 10.10 Konuşma — 10.25 Makamlardan bir demet. — 1105 Temsil: Pazar hkeçl. — 11.30 Hep beraber söyllyellm (Yurttan sesler korosu).— 12 00 Dans orkestrası (pl). — 12.15 Kısu dalga asker saatinden bir çeyrek nakil. — 12.30 Telden tele. —
12.50 Oyun havaları (Buğlama takımı). — 13.00 Haberler. — 13.15 Salon orkestrası (Sedat Edlz). —
13.30 Öğle Gazetesi. — 13.45 Salon orkestrası devamı. — 14.00 Hava raporu, akşam p ra gramı ve kapanış.
17.58 Açılış ve program. — 18.00 M- S. Ayan. — 18.00 İncesaz (Nihavent faslı), — 19.00 M. S. Ayarı ve haberler. — 19.15 Tarihten bir yaprak. — 10.20 Yarım saat dans (pl). — 19.50 Akşamın karma müziği (pl). — 20.15 Radyo Gazetesi. — 20.30 Şarkılar.
— 20.45 Filim melodileri (pl). — 21.15 Müzikle gezi (pl). — 22.00 Konuşma saati (günün haberleri). — 22.15 Dans müziği (pl), — 22.45 M. S. Ayan ve haberler. — 23.00 Program vo kapanış.
İSTANBUL:
8.57 Açılış ve programlar. — 9.0C Hafif sabah müziği (pl). — 9.15 Karadeniz türküleri. — 9.30 Marşlar (pl). — 9.40 Saz eserleri ve ovun havaları. — 10.00 lstanbıılun eğlenco yerlerinden sesler. — 11.00 Yeni seslerden şarkı ve türküler — 11.30 Meddah.
— 12.00 Radyomuz dans orkestralarının geçidi, —
12.30 Türküler. — 12.45 Karışık hafif müzik (pl). —
Beyoğlu 44644 Ankara 00 İstanbul 24222 İzmir 2222 Üsküdar 60945 K.köy 60872 Karşıyaka 15055
BEYOĞLU; Dellasuda (Merkez)
— Nihat (Taksim) — Ayazpaşa (Taksim) — Hay t eridin Tav (Galata) — Sporidls (Galata) — Ata-kan (Şişil) — MecidiyekÖy (Şişli)
— Halıcıoğlu (HaskÖy) — Yeni Turan (Kasımpaşa).
İSTANBUL BELEDİYESİ Şehir Tiyatroları 20.30 da Dram Kısmı DON J ü A N
Komedi kısmı
ÎR V E R G t S î
FATİH: İbrahim Halil (Şchzade-başı) — Ziya Nuri (Aksaray) — E-mln Rıdvan (Samatya) — Nazını Malkoç (Şehrenlnl) — Ulupınar (Karagdmrük) — Hayim Berk (Fener).
EYÜP: Avvansaray (Şifa). BEŞİKTAŞ: Nail Hnllt (Beşiktaş) — Ortaköy — GıynBcddln Dl-vanlıoğlu — Merkez (Behok).
KADIKÖY: Sıhhat (Kadıköy) — Feneryolu — Erenköy — A. Cafer Çağatay (Bostancı) — Merkez (Üsküdar).
HEYBELİ ADA: Halk.
BÜYÜK AD A: Halk.
ANKARA: Sebat — Nümune — Yenişehir.
İZMİR: Yeni İzmir (Basmahane) — Tarlan (Alsancak) — Eşrefpa-şa (Eşrefpaşa) — Karatnş (Yallar) — Millet (Komeraltı).
13.00 Haberler, — 13.15 öple konseri (pl). (Çaykovs-kl. Webor, Dollbes), — 13.45 Şarkılar. — 14.00 Serbest aaat. — 14.10 Dans müzlRl ipi). -- 14.30 Şarkılar. — 15.15 Dinleyici İstekleri klâsik bati milslgi. — 16.00 Şarkı vo türküler (Sabite Tur) — 16.30 Konçerto (pl). — 17.15 Sevilmiş Keşlerden melodiler (pl)
17.30 Dana mürigl. — 18.00 Beatekftr almaları
( Puccini tpl). — 18.20 Fasıl heyeti konseri “Hicaz fatih,,, — 19.00 Haberler. — 19 15 Kısa şehir haberleri. — 19 20 Şarkılar (Safiye Ay’eı. — 20.00 Serbest «ant, — 20.10 Hafif ara mÜ7.lgl (pl). — 20.15 Radyo Gazeteni. — don şarkılar nlk temeli.
Şarkılar. —
Haberler. — 23.00 Haftanın «por haberleri. — 23.10 Duna müziği (pl). — 23.15 Hafif gece müziği (pl).— 24.00 Programlar ve kapanış.
LONDRA:
6.40 (31.55 m.) — Dinleyici iutelJerl: Hafif müzik (20 dakika). — 7.00 (19.80 m.) Konçerto (1 anut). — 9.45 (19,85 m.) — Dinleyici İstekleri hafif müzik (45 dakika), — 12.00 (19.85 m.). Piyano aololan (15 dakika). — 13.15 (16.84 m.) Sldney Torch ve orkestrası tarafından tanınmış melodiler. — 16.15 (16,84 m ) Schuman’ın A. minör viyolonsel konçertosu (1 saat). — 17.15 (16.84 m.) Vanansa I «o’den şarkılar (30 dakika), — 22.15 ( 31,55 m.) Müzik magazin (15 dakika). — 23.00 ( 31.55 m.) Monla Llter kuartet.
NEW-YORR:
(19,267 m.)
23.30 A.F.R.8, müzik (15 dakika). — 24.00 Now-York caz orkestrası (30 dakika).
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satınalma Komisyonundan :
1 — Muhtelif eb’atta 8 kalemden ibaret 1800 metre demir gaz borusu açık eksiltme İle satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 7680 11ar olup muvakkat teminatı 576 liradır.
3 — Buna ait şartname komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme 3 kasım 1950 cuma günü saat 11 de Hay-
d arp aş a gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satınalma Komisyonunda yapılacağından arzu edenlerin vaktinde komisyonda hazır bulunmaları. (14055)

Sarıkamış Belediyesi
Elektrik işletmesinden
1 — Sarıkamış Belediyesi İçin 120 - 130 HP. İlk bir adet Elektrojen gurupu ve tevzi tablosu ile ilgili malzemesi birlikte alınacaktır.
2 — Alım işi 4768 sayılı kanun yönetmeliğinin 2. ve 4. üncü maddeleri hükümlerine göre yapılacaktır.
8 — Elektrojen gurupuna alt fenni ve husust şartnameler bedelsiz olarak Sarıkamış Elektrik İşletmesi Muhasebesinden ve Ankara - İstanbul Belediyelerinden alınabilir.
4 — Fiyat teklif mektuplarının 17/11/1950 tarihinden bir gün evvel teminat mektuplariyle birlikte Sarıkamış Belediye Başkanlığına gelmiş olması şarttır. Postadaki gecikmeler nazara alınmaz.
5 — Bu işe alt bilcümle Devlet ve Belediye vergi ve resimleri noter ve harç masrafları ve bunların zamları müteahhidine alt olacaktır. (14425),
,'V ■
Kadıköylüler DİKKAT
Sobaları yalnız PAZARYOLU
80 No. lu Ç / NA R
İSTEYİNİZ
Boya - Galvaniz, Demir ve Kurşun borular, Mantarlı, man-tarsız her cins muşamba ve bilcümle İnşaat malzemesi tlca-rethanemizde satılmaktadır. Lütfen adrese dikkat.

îç Ticaret Genel Müdürlüğünden
Türklyede yangın ve nakliyat sigorta muameleleriyle iştigal etmek üzere ruhsatname almış olan ve merkezi Londrada bulunan Komhll Insurance Sigorta Şirketi bu kere müracaatla Türkiyedeki muamelâtına nihayet verdiğini bildirmiştir.
Keyfiyet Sigorta Şirketlerinin teftiş ve murakabesine dair 25-6-1927 tarih ve 1149 sayılı kanunun 11 inci maddesi gereğince ilân olunur.
BULMACA
Soldan vagtı:
1 — Mütefekkir romancımız. 2 — Ön tarafı; Nida. 3 — Oacar Wilde ın sevdiği ve De Profondls’de kendisinden bahsettiği Transız muharriri; Bir nota; Yapma. 4 — “.... sİ İştir
kişinin; Geri tepme 5 — İRİ defa su; Tutsağı. 6 — Güzel sanat; Belimize sarılır. 7 — Asker; Kir. 8 — Umumi intihaptan sonra vukua gelen münhalları doldurmak hr (iki kelime). 9 — Son rIkalanndan; Sesi güzel aktörünün birinci adı. )0 cild.
Yukarıdnn aşağı t
1 — Evin içinde giydiklerimizden; Büyük. 2 — “Dest,, I cerlhndar (iki kelime); Güzellere teşbih ettiklerimizden. 3 — Babasız; Şlrazlı şair. 4 — Hicap duygumuz; Şarkının tekrarlanan yeri. 5 — Çocuğun oyun vasıtalarından; öz. 6 — Bir peygamber; Benzer. 7 — Bir nota; Kibarlık. 8 — Çift İnatçı hayvan (İki kelime). 9 — Zor geçinen; Tersi hayvan yavrusu, 10 — Tersi pratik alan (İki kelime)
İçin yapı-asrın ha-blr filim — Güzel
DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ Soldun sağaı
1 — Rüya tâbiri. 2 — Uzan; Ha-mit. 3 — Hüzam; Kavi. 4 — Alıkoy. Rab. 5 — Kıl; Veya. 6 — Razaki; Ter. 7 — Tan; Slr; Te. 8 — öl; Devam et. 9 — Raşo; Eti. 10 — Eseri tam.
Yukarıdan aşağı ı
1 — Ruhani töre. 2 — Üzül; Kalas. 8 — Yazılan; Şe. 4 — Ana kız; Tor. 5 — Mokasen. 6 — Ah; Tamir. 7 — Bak; Ra. 8 — İmaret; Vlm. 9— Rivayet et. 10 — İtibar eden.
Yugoslavya Halk Federatif Cumhuriyeti Ticaret Ataşeliğinin 29, X. 1950 tarihinden itibaren Gümüşsüyü Palas No. 26/7, Gümüşsüyü Caddesi, Ayazpaşa, Taksime taşınmış bulunacağı, alâkalılara bildirilir.



RÖOONT
IÂMBALAR!
IŞIKVERID
PAYANIR
0 W Z W ıs s e
w s
Şik insanların cilasıdır Kırlarda ve açık havalı yerlerde daimatVREN’S cilasını tercih ediniz,çûnkuWREN’S cila-^Jy
»r ayakkabıların şık görünüşünü ve rahat giyimini temin eder
WRENS cilasına I güveniniz.
İlk Kundura için Bo-V vah Cllaıi Tapanlar
ANTID0T
e * Y I L
♦NEZLE *GRİP *Dİ$ AĞRISI ♦
*
*
*
*
*
*
*
PROTEJIN DERMOJEN
Frengi ve Belsoğukluğunun teminatlı bir koruyucusudur.
Tanık, ekzema ve cilt yaralarına fevkalâde iyi gelir
BENZİN ve ELEKTRİKLE İŞLER
Alman Malı KRETH Mozaik Silme
makinelerinden bir parti gelmiştir.
Türkiye Mümessili: îlhan Tokay ve Edvin Kamili K. Ş. Voyvodahan 7, Voyvoda Cad. 47, Galata - İstanbul.
ARANIYOR
Yazıhanede ve dükkânda çalışacak bir bay ve bayana İhtiyaç vardır. Lisan bilenler tercih edilir, isteklilerin Galata Posta Kutusu 1109 No. ya müracaatları.
n Ekim 1950
makine
Huiuıl Objskm
0 Spsslal Movllonu
SİNEMA MAKİNELERİ
Umımıut»»«ma RAOYOFON L.SİMEONİDİS(»l.POYRAZOĞLU
GaUu Voyvoda Cidden No Al/Ş-O — İSTANBUL Anfcsre Alom Bay Konan Sübakan» Patis Cadde* S4.
>v İv
MEVSİMİN
En Son Formalan ve Muhtelif Renklerde
CİLDİNİZ ÇAMAŞIR DEĞİLDİR. o O_
Beyaz sabun yerine
PURO
[Tuvalet sabunu kullanınız
Koraköy 36 • G A L A T A • Tel. > 41772
TOPTAN SATIŞ YER I t
İPEKER
Sultanhamam, Hacopulo Han karcısı No. 40
Sayfa *
4N BULL
TÜRKİYE GENEL ACENTALlâl
ADALET BATTANİYESİ
Kullanan
edilecektir
Dekorasyonlar
tarafından hazır
lanmaktadır
Dünyaca Maruf
Vitaminli
ÇOCUK MAMASI
müstahzar
ÇOCUĞUNUZUN SÜT ANNESİDİR
İORGULESKU tarafından idare
arkasından ve pudra vermesine
saat
99
Yük. Mimar KADRİ EROĞAN
FİYATLARA DİKKAT: 10 - 12.5 -15
İSTANBUL - ROMA $WİSSAİR ve ALİTALİA DC.-4 (SKYMASTER) uçakları ile CUMA GÜNLERİ
ALMAN yapısı PLATİN uçlu DOLMA KALEMLERİNİ
ISRARLA ARAYINIZ
Briyantin lâvanta ra bltû-mum mayiler İçin tek el ile kullanılan Fransa'nın en son icadı olan VAPO STYL fıskiyesini ısrarla arayınız. Toptan satış: Posta Kutusu 2233 . İstanbul.
Beherinde 0.15 gr. Kinin vardır.
Çeşitleri payet çok si an bir takım kremler, pudralar ve al. tıklar kullanarak bayanlar yüzlerine cazip bir parlaklık vermektedirler. Fakat böyle geçici bir parlaklığın çok defa zararlı neticeler verdiği görülmektedir. Çünkü en iyi cins-den Tuvalet müstahzarlan da. hi doğrudan doğruya ve cildi hiç hazırlamadan tatbik edildikleri takdirde deriyi kurutarak çizgilerin ve buruşuklukların meydana çıkmasını kolay! aştı nr. Binaenaleyh yalniz bugünü değil de yan m da düşünüyorsan iz» yüzünüzün tuvaletini yapmadan evvel»
LAIT INNOXA
Üe cildinizi temizlemedi ve beslemedi ihmai etmeyiniz. Cildin sağlığını bozmadan yüzünüze devamlı bir parlaklık veren bir makyaj ancak LAIT INNOXA kullandıkd&n sonra yapılabilir. Bunun için tuvalete başlamadan evvel yüzünüzü LAIT IN-NOXA ile ıslatılmış bir pamuk ile iyice temizleyiniz. Bu müstahzar cildi en iyi bir sabun kadar temizler ve kullanılacak krem ve aairenln zarar man) olur.
İHTAR. _ LAIT LNNOXA'nın istimalinden sonra be* hemehai 1NNOXA krem ve pudralarım tercihan kullanmalıdır. Bunlar birbirini tamamlayan ve tesirleri-^ rü kuvvetlendiren en temiz ve sıhhi I ardır.
ŞAFAK TİCARET A.O.
Merkıı Fosiıhıneıl kırşısi. Muhılnoflla Hin. 3-1- lıtın|Vl
TBLBOflAPS ANTANT —İ9TANBUZ S. £. «0 TZLSFON l »MI
Yeşilköyden Atinaya varis Atinadan Komaya varış İzahat almak İçin
Seyahat acentenize veya
S W I S S A I R, Ayazpaşa
Kun Palas, Tel. 82857 ye müracaat
TÜRKİYE
MÜMEMESSILLIĞI
CAM Ltd. Şii.
tZMİR-P.K. 293
Vaporizatör
VAPO-ST
Ba|. diş, nezle, romatizma adale, sinir ağrılarını geçirir Grip ve soğuk algınlığı has balıklarından korunmak İçin G R İ P İ N olmayı ihmal etmeyiniz.
İSTANBUL DEPOSU
TAHTAKALE
No. S
ĞRİPİN
r1 jr.i r 4^
DEVAK IN
asab! dövüştüğü İçin hakem Carpen-
Beşiktaş kalecisi Feyzi, Fenerbah- celi Mürdodın ayağından gelen topu yumrukla uzaklaştırırken.
Dün gece yapılan son boks müsabakaları
Basın Kupası Maçında Fener Beşiktaşı
-1 mağlûp etti
1948 yılı lik maçları sonunda pay-laşılamıyun İstanbul şampiyonluğunu tâyin edecek olan ve haftalardan beri büyük bir sabırsızlık ve alâka 11e beklenilen Fenerbahçe 11e Beşiktaş arasındaki mühim maç nihayet dün İnönü Stadında yapılmıştır. Yeni yıl futbol mevsiminin ilk büyük karşılaşmasını teşkil eden bu müsabaka için Gazeteciler Cemiyeti tarafından ortaya bir kupa konulmuş olması maça ayn bir hususiyet vcıdiğinden İnönü Stadı dün yarı tatil bir gün olmasına rağmen yine hatırı sayılır günlerinden birini yaşadı.
FENERBAHÇE Salapî
Müjdat Sulh!
Salâhaddln Kâmil Mehmet Ali Zekeriya Erol Bahn Lefter Hallt
BEŞİKTAŞ
Fevzi Kâmil Vedll Eşref Ali İhsan Fahri Recep Şevket Bülent Hüseyin Cihat 1948 yılına alt bir müsabaka olduğu için, görünüyor k( o tarihte Beşiktaş Kulübünde kayıtlı olan Bülent de Siyah-Beyaz takımda yer almış bulunuyordu.
Bu önemli karşılaşmayı hakem Sul-hi Garan İdare ediyoıdu.
îlk başlama vuruşunu, üçüncü güzel Bayan Şükran Angunun yapacağı hoparlörlerle ilân edildiği halde Şükran Angun yalnız sahaya çıktı ve vuruşu Fenerbahçe oyuncuları yaparak Beşiktaş kalesine sarktılar. Beşiktaş müdafaasında kırılan bu akının akabinde soldan hücuma geçen Beşiktaş muhacimlerinin akınım da Siyah-Be-yazlılar kolaylıkla kestiler. Oyun kısa bir müddet ortalarda oynandıktan sonra solaçığa kayan Lefter, karşısındaki müdafii atlatarak çok güzel bir orta yaptı. Bomboş bir vaziyette kalenin önüne düşen topa orta muhacim ufak bir dokunuşla gol yapabilecek bir pozisyonda iken topa yetişememesi yüzünden bu mükemmel fırsatı heba etti gitti. Biraz sonra da Hallt ters bir kafa vuruşlylez topu kalenin üstünden aşırttı. Fenerbahçe ilk anlarda oyuna tamamiylo hâkim. Bilhassa soldan Lefter vasıtasJyle yaptığı akınlar tehlikeli oluyor. Beşiktaş bugün seyyal ve hareketli bir oyun çıkaran Fener muhacimlerinin her an tehdidi altında. Onuncu dakikada Bölendin gayretiyle âni bir hücum yapan Beşiktaş muhacimleri az daha hiç beklen medik bir sırada bi*- gol yapıveriyorlardı. Şalapinin elinden kaçırdığı to-
Fenerbahçeniıı galibiyet golünü utan Hallt, Beşiktaşlı Hüseyin ve Ciha- din arasından geçmlye çalışıy or.
Oyunun birinci devresi süratli ve zevkli idi. Bu devre Fener umumiyetle hâkim oynadı. Fakat muhakkak gol fırsatlarını Beşiktaş kaçırdı. İkinci devre, her iki takım da daha ağır ve daha dağınıktılar
P&, muhacimlerin topu iyi takip etmemeleri yüzünden yetişen olamadı. Bu suretle Beşiktaş da eline geçen müstesna bir fırsat, kaçırmış oldu. Dakikalar ilerledikçe baskıdan kurtulan Siyah-Beyazlıiaı da canlanarak müsavi bir oyun tutturmaya muvaffak oludular. Şimdi oyun mütevazin cereyan ediyor. 12 nci dakikada Lefterin şimşek gibi vole bir gülünü Beşiktaş kalecisi âdeta haxada uçarak kurtardı. Bunun akabinde Beşiktaş sa-ğiçinin fevkalâde bn şütünü de Şala-pi aynı maharetle çelmeye muvaffak oldu. Oyun çok seri ve canlı oluyor. Top, her iki kale arpamda mekik dokuyor. On beşinci dakikada Bülendin kuvvetli bir şütü kelecinin eline, oradan da direğe çarparak dışarı çıktı. Zevkli ve hareketli bir oyun seyrediyoruz. Devrenin orte.arına doğru Fenerbahçe akınları duraklar gibi olunca Beşiktaşlılar Feneri sıkıştırmaya başladılar. Şalapl bugün formunda. Topu İyi takip ederek güzel kurtarışlar yapıyor. Fener muhacimleri ba-zan güzel kombinezonlarla kaleye kadar sürükledikleri topu kalenin önünde, tam netice alınacağı zaman ağır hareketleri yüzünden hasımlarına kaptırıverlyorlar. Devrenin sonunda oyun ağırlaştı. Her iki taraf da bir çok gol fırsatları kaçırmaya başladılar. 88 inci dakikada bir çarpışma neticesinde başından sakatlanan Bahri çıkarak yerine Fikret girdi. Bu sebeple muhacim hatt.nda ufak bir değişiklik oldu. Fikret sağaçığa, Zekeriya orta muhacime alındı. Devre sonlarında Beşiktaş tamamiyle hâkimiyeti ele alarak mütemadiyen Fener kalesini zorluyoı. 41 inci dakikada Bülendin, arkadaşının vaziyetini kollıyarak ofsayttan çıkmaması yüzünden Beşiktaşın yaptığı bir gol ofsayt sayıldı ve top Fener kalesinin önlerinde oynandığı bir sırada 0-0 berabere sona erdi.
İkinci devrenin başlangıcında her iki takım da birinci devrede sarfet-tlklerl cehdln tesiriyle biraz yorgun gibi görünüyor. Fik»et, eski şaşaalı günlerinin bir golgr si halinde. Bu
devrede Beşiktaş bîr netice aJmak 1-çln daha gayretli oynuyor. Fenerbah-çenin, birinci devrenin başlangıcına nazaran oyunu çok durgunlaştı. Her İki taraf oyuncuları da baz an birbirlerine giriyor ve topu da yekdiğerine bırakarak hasıma kaptırıyorlar. Fener muavin hattı muhacimleri İle mü-dafilerl arasındaki mesafeyi kolhya-madığından bozan aıada büyük boşluklar bırakıyorlar, işte bu boşlukların birinden istlfad» ederek Beşiktaşlılar soldan hücuma geçtiler. Solaçı-ğm kepçelcdiğl topu kaleci kontrpiye kalarak tuttuğu halde elinden düşürdü. Sağiç yetişerek 12 nci dakikada günün İlk sayısını çıkardı. 3 dakika sonra da şahsî bir gayretle ortadan k?ptığı topu kaleye kadar sürdü. Kalecinin müdahalesine rağmen yere düştüğü b.oide sağ zaviyeden topu kaleye sokarak beraberliği temin etmeye muvaffak oldu. 3 dakika içinde karşılıklı atılan bu goller o-yuna hız verdi. Fenerden bu sefer de Salâhaddln çıkarak yerine Samim girdi. Fakat bu hızlanma kısa bir müddet devam etti. Vaziyet yine eski temposunu almakta gecikmedi. Her İki taraf da beraberliği kabul etmiş vaziyette oynuyorlar. Oyunun sonlarına doğru birinci devredeki sürat ve hareketten eser kalmadı. Buna rağmen Beşiktaşın oyununda daha İyi bir anlaşma göze çarpıyor. 35 inci dakikada karşısındaki müdafikrl çalımla atlatarak çektiği yerden şütü kaleci güzel bir plonjonla kurtardı. Oyunun sonlarına doğru ka/da değer bir hareket olmadı ve müsabaka da bu suretle nizamî müddeti içinde 1-1 berabere neticelendiğinden, galibin tâyini ve ortaya konulan kupanın da ona verilmesi İçin müsabaka on beşer dakikadan yarım saat daha temdit e-dildi.
Bu temdit devresinde zaten yorgun düşen oyuncular, bütün bütün a-ğır oynarlarken beşfncİ dakikada sa-ğaçjktan havadan gelen bir topu Ha-lit hesaplı bir kafa vuruşiyle gola tahvil ederek takımını 2-1 galip vaziyete cidardı. Hr.roına *— «tnn daha mu-
kavemetll oynıyan Fenerbahçe biraz sonra Lefterin ayağlyle üçüncü golü de yapmak üzereyken top direğe çarptı ve temdidin birinci devresi de böy-lece bitti.
İkinci devrede Beşiktaşın bütün gayretlerine rağmen vaziyeti deşiğtl-recek bir netice hâsıı olmadı ve bu İddialı karşılaşma da 2-1 Fenerin galibiyetiyle sona erdi.
8. E.
Carpentier, İstanbul ve boks âlemimiz
YİRMİ yü evvel, İlk Umumi
Harp bitip de artık ondan sonra böyle bir facia olmayacağımı kanaat getiren İnsanlar, heyecanlarını saııat ve bilhassa spor üzerinde teksif etmişlerdi, bu sahada muvaffakiyet gösterenleri birer millî kahraman o-larak alkışlıyordu. Meselâ bir Nurml ismi ancak coğrafya kitapları karıştırılırken anılan Finlândlyayı düvel-l muazzama arasına sokuvermlştl, Fransız-lar Georges Carpentier’yl “Bizim milli Georges’umuz,, diye a-nıyorlardı, ve Amerikanın kahramanı Dempsey He cihan şampiyonluğu İçin yaptığı maç, dünyayı yerinden oynatmış, beş kıtanın matbuatında, meselâ bugünkü Kore harbinin tafsilâtını gölgede bırakacak derecede akisler uyandırmıştı-
Bu heyecanı, beşeriyet lehine bir hâdise olarak kaydetmeliyiz.
İstanbul da, Dempsey - Carpentier maçını aynı heyecanla takip etmişti. Henüz bugünkü mükemmeliyeti ve İntişarı bulamamış olan radyolar etrafında toplanarak, Avrupa - Amerika saat farkı dolayısiyle, sabaha kadar uykusuz kalmak pahasına ınaçın tafsilâtını takibe çalışanlar. ııctlce üzerinde paralı İddialara girişenler az değildi. O zamanlar İstanbııkla bir boks hayatı da vardı ve ekseriyet, cihan şampiyonluğunun bir Avrupalıya geçmesini temenni ettiğinden Cnrpentlcr’yl tutuyordu, Dempsey'İn onun kalbine İndirerek nakavt ettiği yumruk, îs-tanbııldn da birçok kimsenin nefesini kesmişti.
Aradan yirmi yıl geçti. îstan-bulda boks, yavaş yavaş söndü, nadir amatör karşılaşmula-rlyle ve ender bir kaç yan profesyonel maçlara İnhisar etti. E-sasen Avrııpada da nazilik baş-göstermlş, beşeriyet derin bir huzursuzluğa dfıçar olmuştu, beşerî nıJletlerarası bir bağ o-lan spor, diktatörlerin elinde bir propaganda ve zor vasıtası haline gelmişti.
Birkaç gün evvel tstanbula gelen Carpentier tayyareden İner İnmez Spor ve Sergi Sarayında ringe çıkınca çılgınca alkışlandı. Bu alkışlarla, İstanbul ona yirmi yıl m’vel duyduğu yakınlığı ifade ve onu, kalkınmağa başlayan boks hayatının müjdecisi telâkki ediyordu. Carpentier, bu muhabbete “İstanbul bütün gençliğimin hayali idi" diye cevap’ verdi. Demek yirmi yıl evvelki görünmeyen bağlar o-na kod ur ulaşmış vo bugün bir alkış tûfanı halinde tezahür e-diverince, İler garplıda îstanbulun uyandırdığı sihri ona “gençliği" İle beraber hatırlatmıştı. “Asıl sanaf'ın cidden nadir şampiyonlarından Carpentier'nln bu heyecanı, bizim boks âlemimizin en salahiyetli şahsiyeti o-lan Eşref Şefikte öyle derin bir akis uyandırdı İd Carpnn-tier’nln sözlerinin türkçeslni nakletmek üzere mikrofon başına geldiği vakit, ancak bir “his tercümanı*1 olabileceğini söyledi vo öyle de yaptı. Sanki, İstanbul He Carpentier'nln karşılaşmaları aradan geçen zamanı fllllvormlşti. Boks âlemimizin de o zamanki hayatiyetini bulmasını temenni ediyoruz.
fa.
Gecenin en enteresan maçında Toupe ile Ali Amram berabere kaldı. Adnan, Fernandez’e karşı galip geldi
İspanyol ve Fransız profesyonel boksörleriyle yapılan üçüncü ve son karşılaşma dün gece saat 21 de Spor ve Sergi Sarayında oldukça kalabalık bir seyirci kütlesi önünde yapılmıştır.
Gllbert — Alp
Gecenin İlk maçını hakem Danya-lın İdaresinde Gllbert ile Alp yaptılar. Kollarının uzun olmasından istifade eden Alp ilk üç ravndu lehine bitirmesine rağmen diğer ravndlara nefes-sizliği yüzünden hâkimiyetini maçın sonuna kadar götüremediğl için maç berabere sona erdi.
Lemeunler — Yorgo) (Lemeunler galip)
Geçen maçta Fernandeze nakavtla mağlûp olan Lemeunler bu gece Ha-lltle revanş maçını yapacaktı, fakat Hallt Lemeunlerye çıkmadığı için Ha. litin yerine Yorgo çıktı. Güzel atak ve dlrektlerle dalma temayüz eden Le-meunier rakibini sayı hesabiyle mağlûp etti.
Ali Amranne - Toupâ (Maç berabere bitti)
AH Amranne Toupâ arasındaki bu maçı eski dünya şampiyonlarından Georges Carpentler idare etti, tld profesyonel boksörün yaptığı bu maç baştan sona kadar heyecanla takip e-dlldl. Üçer dakikadan 10 ravnd üze-
Gecenin en güzel maçını
yapan
PROFESYONELLİK, AMATÖRLÜK MEVZUUNDA
Tiirkfutbolüntineski “şiir„i Refik Osman Top anlatıyor
”Ben, profesyonelliğin futbolumuza bir inkişaf hazırlıyacağına inananlardan değilim”
Kiminle görüşsem kiminle konuşsam profesyonelliğin Türk futbolunda bir kalkınma yaratacağına İnanıyorlar ve bu fikrin taraftarları da gün geçtikçe çoğalıyor.
Profesyonelliğin rur. ve mânası, e-sasatı bizce malum olmadığına nazaran futbol işlerinin akışını bu istikamete çevirmekle bir fayda temin edilebilir mi9 Bu dekerun içine girebilmek için her şeyden önce, çok çeşitli bir tefekkür lâzımdır. Görülüyor ki, pek çetrefil bir dâva karşısındayız.
Futfol bünyesinde yenileşmeyi, halkçı memleketlerde oynanan fut-bolün hizasına gelmemizi elbette isteyenlerdenim. Fakn. bu hareketlerin başı ve anahtarı d*yc profesyonellik kalıbına girmekle kazanılablllr mi? Bunun içindir ki işi çok derin förmek icap eder. Yoksa profesyonelliğe yaklaşmak çamaşır çıkarmak kadar kolay bir iş değildir,
Ben, şahsen, amatörlük ve profesyonelliğin her ikisini de severim. Bu itibarla kafasını, kulunu zekâsını bir tarafa bırakıp ayadariy para kazanan zümreyi hiç de kü ; görenlerin arasında bulunamam.
Profesyonellik, bât mektep ve aile içindeki ahenkli tempoyu pek benzer. Futbolcunun ahlâk, karakter ve bilhassa sıhhati üzeı«nde mühim rol oynar. Muntazam bh hayat, erken yatmak, tatlı bir uvaudan ağız tadiy-le kalkmak, hazırlarmış spor ve Jimnastik şemasına ayak uydurmak, senelerce bir renge, bu muhite bağlanmak. enteresan tesadüflerle dostluk kurmak ve hayatı kazanmak en güzel nimetlerdendir. w
Türk futbolii şuursuz bir gidiş ve sürüklenişin İçinde zevk ve duygusunu kaybetmiş gibidir. Ve futbola gö nül vermiş olanlar da dahil olmak u zere profesyonelliği kabul etmekh dâvamızı kurtarmış olabilir miyiz? Ve böyle bir hararet ve heyecanın İçine atıldığımız zaman e kazanabiliriz? Sırası gelmişken t>unu da söylemek isteriz ki, biz dalma Heri bir teknik
rine yapılan bu maçta Toup£ dördüncü ravnda kadar hâkim dövüşmesine rağmen beşinci ravnddan itibaren A-11 Amranne açılarak güzel bir maç çıkardı. Fakat şurasını tebarüz ettirmek yerinde olur kİ. Toupâ aldığı yumruklarda rakibi Ali Amranne’dan daha mukavimdi. Carpentier bu güzel ve çok heyecanlı geçen maçı berabere Hân etti.
Perrnt - Ruhi Kuşçu
Perrot İle Ruhi Kuşçu arasındaki maçta Ruhi, rakibi Perrot’dan İkinci ranvdun sonunda çenesine sıkı bir yumruk yediği İçin üçüncü ravnda devam edemiyeceğini bildirdi ve Perrot maçı kazandı.
Frnandez - Adnan İnan (Adnan İnan galip)
Gecenin son maçını yine hakem Carpentier'nln İdaresinde Fernandez-le Adnan İnan yaptılar.
Adnan bütün maç müddetince kapalı dövüştüğü için rakibine hiçbir fırsat vermedi. Femandez dalrF.a Ad-nanın yüzünü açmak için çalıştı İse de muvaffak olamadı. Fernandez ü-çüncü ravndda Carpentlerden bir de ihtar aldı. Adnan bu maçta uzakta kaldığı müddetçe müdafaada ve yaklaştığı zaman da rakibine kapandığı İçin Fernandeze fırsat vermedi. Bu kapalı vaziyete sinirlenen Femandez
Fransız Toupâ He Cezayirli Ali Amranne döğüşürlerken.
--------------------------— - -
Refik Osman Top
ve gayretli yükselm»» gösteren garp-ten bir şey alırken vasıflarını, çizgilerini değiştirerek L has süslemeler cat edemez ve hiçbir zaman Önümüze ret İrilen güzel işleri tetkik süzerinden geçiremey z ve muvaffak o-ımayız.
Profesyonelliğin Türk futbolunu Jkseltebilccek ku.l tfli bir kaynak, alkınma vasıtası o'aes^ına bugün in inanamıyorum.
Eğer biz, şekil değiştirerek futbolii* .ıiizün İyi ve olgunlaşmasını bekliyorsak bu dâvadan bir şey bekliye-
tler, Adnan inanı galip ilân etti.
Bu maç başlamadan evvel ringe gelerek seyircilere hitap eden flevllmlf eski dünya şampiyonu Georges Car-pentier îstan bulda gördüğü hüsnü kabulü ve misafirperverliği aala unu-tamıyacağını belirterek sözlerini ttlrkçe olarak ‘'Allaha ısmarladık», diye bitirmiştir.
Carpentiernln bu güzel Jesti seyirciler tarafından uzun ve coşkun bir tezahüratla karşılanmıştır.
Maçlardan sonra kendisiyle görüştüğümüz Carpentier şunları söyledi:
“— Bugünkü maçlan da gördükten sonra Türk boksörlerinin amatör ve genç elemanlar olmalarına rağmen profesyonel ve kendilerinden çok daha tecrübeli rakipleri karşısında cüret ve cesaretle dövüştüklerini söyliyebi lirim. Elinizdeki elemanlar İyi hocalar elinde muhakkak yarının birer şampiyonu olabilirler. Yalnız bugünün boksörleri kavga ediyorlar.. Boks yapmıyorlar^ Kafasını işleterek çalışanı göremiyorum. Ben boks hayatımda rakipleri* mln bir tek hatasını bile affetmedim. Ve böyle zamanlarda dalma fırsatlardan İstifade etmesini bildim.
Vedat ETENSEL
Millî Takım futbolcuları davet ediliyor
Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü Futbol Federasyonundan :
1 — 28 ekimde Telâvlv ve Anka-rada oynanacak Milli Futbol maçlarına katılacak olan futbolcularımı! 23.10.1950 pazartesi günü înönü Stadında Millî Takım antrenörünün nezareti altında antrenman yapacaklardır.
2 — Genç Milli Takım kadrosuna mensup elemanların saat 10 da, İsrail seyahatine katılacak elemanların da saat 14,00 te bütün futbol levazımlarıyla birlikte înönü Stadında bulunmaları ehemmiyetle tebliğ olu. nur.
Mısıra karşı çıkacak takım
Ankara 21 (A.A.) — Bu ayın 28 inde Ankarada yapılacak olan Türk -Mısır Milli maçında Türk Milli Takımı kuvvetli bir ihtimalle şu şekilde çıkacaktır:
Turgay . Naci, Rahmi - Mustafa, Melih. Muzaffer - tsfendiyar, Erol, Bülent, Lefter. Fahreddin.
meyiz. Ve hemen ilâve edeyim ki, evvelâ hastalığı İyi tedavi edebilmek için iyi teşhis koymak ve âmillerini aramak şarttır. Ezcümle Heri memleketlerde bu İş uzda tecrübelerden geçmiş, bilginlerin e:-aslı fikir ve müdahaleleriyle süsleniş ve ancak mütekâmil şeklini almıştır.
Bize öyle geliyor ki, bu İstikamet takip edilirse pek çabuk gelişmeler görülecektir, bu zihniyeti frenlemek lâzımdır.
Durum bu merkezce İken aksak işleri ıslah edip güzelleşmeye, yenileşmeye doğru atacağımız esnjsh ad unlarla daha faydalı ir yola girmiş o-iuruz, kanaatindeyim
Profesyonellik göz kamaştırıcı ve aldatıcı parlaklıktan başka bir şey değildir. Ve bu dâvanm yer almasına, tahakkukuna ömürlerimiz belki de vefa etmez
Bizim İçin ana mesele, bugünkü kantarın topunu kaçırmamaktır.
Profesyonellik genişJlyen cemiyetler de radyum gibi tükenmez bir aydınlık içindedir. Böyle nir dâvaya yaklaşmak için amatöılüğüniuzü kuvvetlendirmek icap edec, •

Comments (0)