r- Yarın SPOR _ .. AKŞAM AKŞAM H e r g ü r> 8 Sahöf®
CUMARTESt 21 Mayıs 194»
Sahibi: Necmeddln Sadak
Yan İşlerini fiilen İdare eden: C. Bildik — Akşam Matbaası
Fiat!: hor yerde 10 kuruştur.
gene 31 _ No. 10994
Dörtler konferansı arifesinde
Uç Batılı Dış bakanı
Amiral
Ulgen
bugün toplanıyor
Amerikaya seyahati Vaşington çevrelerinde büyük bir ilgi ile karşılandı
Kırkpmar güreşleri dün törenle başladı
Londra 21 (Rı — Dö
le.i Bakanları, pazartesi günü toplantılarına başlıyor. İngilU ve Amerikan Dışişleri Bakanları Be ki ile Acheson bugün öğleden sonra 3chuman ile gorü-şerek konferansta takib edecekleri müşterek hattı hareketi kararlaştıracaklardır.
Moskovadaki Reuter muhabl-bine göre, Sovyetler, Dörtler Konferansında Almanyantn M-yaseıen olduğu kadar iktlsaden birleştirilmesi ıııeseiesind edeceklerdir.
Avusturya Dışişleri Dörtler, Avusturya barışı susunda anlaşamadıkları dirde. Avusturyonın. işgal kuv-vetterinin çekilmesini istiyece-ğinl açıklamıştır.
Tr-man’ın beyanatı
W-jshlngtöri 20 (A. AI —
t Afp • • Trum an. Acheson’un Paris’e gittiği sırada basına verdiği beyanatta demiştir ki:
— Ancak konferans toplandıktan sonra bu hususta sarih bir fikir edinebileceğiz.
Birleşik Amerika Başkanı yıkında toplanacak olan Dişlileri Bakanları konferansı hak kında hiç bir tahmin yapmak istememiş ve gazetecilere mak istememiş ve gözerlere perşembe akşamı Acheson ta-raDıdau hükümetin görüşünü açıttlıvan izahatı hntırlatmış-
Truman’dan başka hava alanın da Acheson‘11 uğurlayanlar ara.ıııaa hükümet erkânı, yabancı diploma ttar. Fransız se--firi K»nry Bonnet ve İngiliz sefiri -;ır Oliver Franches bulunuyordu.
Arrıeson Cumhurbaşkanının uçaîı ile seyahat etmektedir
Devin beyanatta bulunmak istemedi
Paris 20 (A.A » — (Afp1: Paris'e gelen Bevln. beyanatta buliınmak istememiştir. İngiliz Dışişleri Bakanının yanında refikasından maada dörtler kon-fer ansında kendisine muavenet edecek olan lort Henderson, baş sekreteri Barclay ve Dışişleri Bakam istihbarat ve basın servisi şefi Wllllatn Rlsdale bulanmaktadır
Bevîn, trenden İner inmez doğruca İngiltere büyük elçiliğine çitmiş ve orada Dışişleri Bakanlığı müsteşar yardımcısı Kırkjıatrick ve general Robert-son ile görüşmüştür.
Bugün ilk elemeler yapılacak Tekirdağlı da güreşmek için Kırkpınara geldi
Edirne 21 (Hususi muhabirimiz bildiriyor! — Ananevi Kırkpmar güreşleri dün büyük bir merasimle başladı. Müsabakalara İştirak etmek veya gürelleri seyretmek üzere bİTçok vllâyelerdeu Edlrneye gelenler dıln saat 10.30 da Cumhuriyet meydanında toplandıktan sonra önde davul ve zurnalar olduğu halde Atatürk âbidesine giderek bir çelenk koydular Oradan pehlivanların piri de-rarfındı'nlIen Cemal* f^nötnln ve meş-
, hur cihan pehlivanı Adalı Ha-J İllin mezarları ziyaret edildi Mezarlara çelenk koyduktan sonra kafile şehre döndü.
öğleden sonra tekrar Ctun-
1 hurlyet alanında toplanılarak önde askeri bando olduğu hal- •* de Sarayiçlndekl güreş mey- » daııına gidildi. Baraylçl denilen mahal bir bayram yeri gibi İdi. Boy boy çadırlar ve satıcılarla kaplı olan meydan, civar köy-I lerrien gelenlerle dolu İdi .
Güreşler başlıyor
Saat 1530 da İstiklâl marşı
Celâl Bayar, Başbakanla konuştuklarını açıklıyor Ankara 21 Akşam' — Demokrat Partinin kısmi seçimlere neden girmediği hakkında türlü rivayetler çıkarmakta ve bu haberler üzerinde türlü tefsirler yapılmaktadır Bu mevzu etrafında kendisiyle konuşan bir gazetecinin:
«— Demokrat Parti kısmi seçimlere girecek midir, gtrmlye-cekse neden glrmlyecektlr?» sualine Çelil Bayar, şu cevabı vermiştir:
«— 21 temmuz seçimlerinden sonra bu seçimlerde hâkim olan şartlar altında kısmi seçimlere girmemeğe karar vermiştik Bu kararımlsi değiştirecek esaslı yeni bir vaziyet husule gelmemiştir.»
Sual — Bu mevzuda Başbakan ile birkaç kere görüşmüşsünüz. Bu konuşmalarda Demokrat Partinin ara seçimlere girip girmemesi meselesi nıevzıruba-his olmadı mı?
Cevap — Hususi konuşmadan açıklamak istemezdim. Fakat bu mevzu etrafında o kadar çok söz söylendi kİ durumu açıklamak lüzum ve zaruretini ben de hissediyorum Kaldı ki bu konuşmalar etrafında benden evvel karşı taraftan yanlış zehaplar 11 uyandıracak bazı sözler de söylenince ben de artık konuşmalarımızı açıklamakta bir
Celal Bayır
UVashtngton 20 (A.A.ı—(Alpı: Cuma günü sabahı Washlng-ton'a gelen oramlral Mehmet Ali Ülgen’in ziyareti. Kongrece Yunanistan ve Türkiye'ye yardım programının yeni veçhelerinin tetkikinin arifesinde Birleşik Amerika başşehrinin mütehassıs çevrelerinde çok büyük bir İlgi uyandırmıştır.
Yarın Washlngton civarında Annapolis deniz akademisini ziyaret edecek olan amiral, akademide askeri merasimle karşılanacak ve Washlngton'da bulunduğu milddeP Amerika bahriye erkiniyle bir, çok temasta bulunarak yeni Bahriye Bakanı Mathews'in tahlifine kadar bu vazifeyi vekâleten gören Bahriye Bakanı yardımcısı Dokimball ile görüşecektir.
Bu temaslar, esasen geçen sene Türk bahrlyesine bir miktar denizaltı ve hafif gemi nakledildiği sırada Türk ve Amerikan bahriyesl arasında kendini gösteren dostluk bağ-j tarım kuvvetlendirmeğe ma-I tuftur.
Diğer taraftan Washlngton'un'ile merasim başladı. Vali Rûk-lyi haber alan çevreleri. aml-*neddln Naauhloğlu, Edirne Mll-ral Mehmet Ali Ülgen ln Amerika deniz makamlarına Türk bahrlyestnin maddi durumu ile
(Arkam nahife 2; sütün 5 te)
(ArttMi sahlfe 1; ȟtiin 5 te*
Akdeniz kupası maç’arı
Devlet
Charîtön
tiyatrosu
Bugün Beşilctaşla ilk maçını yapıyor
şehrimizde bulunan meşhur İngiliz Charlton takımı, bugün öğleden sonra İnönü stadında Beşiktaşla ilk maçını yapacaktır. Beşiktaşlılardan güzel bir oyun bekleriz.
yere mağlûp sayıldı
Yunanlı hakem İtalyanların bariz ofsayttan yaptıkları üçüncü golü saydı, maçtan sonra bazı oyuncularımız tecavüze uğradı
Atina 21 — Akdeniz kupası İçin dün yapılan Türk - İtalyan maçı, çok gergin bir hava içinde cereyan etti ve Yunanlı hakem DiyamandopulMiın, ma-
Yakında yurd teinde turneye çıkacak
mahzur görmüyorum kan sayın Günaitay’Ea lerde görüştüğümüz zaman bana: «Siz adil teminattan vazgeçmişsiniz» dedi Böyle bir şey bahis mevzuu olmadığı
Başba-geçen-
C. H. P. Başkan vekili geldi
Cumhuriyet Halk Partisi ge-
nel başkan vekili Hilmi Uran______________,_______ ___
bu sabah Ankaradan şehrimi-^çm bitmesine İki dakika kala, ze celmşltlr. Hilmi Uran. Pen-. îtaiyanların ofsayttan yaptık-rilkte trenden İnmiştir.
ları golü saymakta ısrar etmesi yüzünden mağlûp addedildik.
Takımımız şıı kadro llt saha-
. . .D- Partinin toplantısı
bahis mevzuu olmadığı için: | Demokrat Parti Beşiktaş |i- ya dizildi:
■ Bunu size kim söyledi'» diye WSİ tdare kurulu dûn akşamJ Cihat - Ahmet, Nncl - Muta. İskele gazinosunda bir toplantı Bülent. Hüseyin - Şükrü, Ma-tertib cimi şiir. Bu toplantıda zAffer. Bülent (B>. Balûhnddln. Eminönü ilçe idare kurulu üye- tslendlyar lerl de hazır bulunmıışlatdır I .
Yunan çetecileri kötü bir durumda
Âsiler, yeni asker temin edemediklerinden askerî faaliyetlerini mahdut bir sahaya hasrediyorlar
Londra 21 (Nafen) — Atina-dan gelen haberlere göre. Yunan âsileri gayet kötü bir duruma düşmüş bulunmaktadırlar. Bunların bilhassa yeni asker «temin edemedikleri ve bu FUzdçn askeri faaliyetlerini bacı ufak bölgelere hasrettikleri gbrııhııektedlr. Belirtildiğine göre, uzun zamandanberl geniş Ölçüde hiç bir komünist taarruzu yapılamamış ve komünistler p(»r| çekilmeye devam etmişlerdir.
Şimdi gelen haberlere göre. Yunan âsileri muhtelit komünist teşekkülleri vaiilasiyte ya-banjj memleketlerden asker top'u .iya başlamışlardır Bu yonu devamlı bir surette Yunan teşi’1/-• Jerlnirı şimdiye ktıd ir 1 âsilerine askeri malzeme taşı-üCtîcB vermediği de maktadır.
İlâve edilmektedir. Bir Fransız teşkilât! olan »Demokratik Yuna nistana yardım», «Union Marlttme de la Federatlon Orecque» gibi teşekküller yabancı memleketlerde gönüllü asker peşinde koşmakta, fakat kimse bulamamakladırlar.
Fakat Yunan âsilerine gönüllü gönderen esas bölge Rus işgali altında buluan Al manyadır Buradan muntazam bir şekilde Yunan komünistle m e yardım ve takviye kıtaları gönderilmekle olduğu aşikârdır Diğer taraftan Arnavut limanına getı ilmiş olan 203 Rus kom-
sordum. Başbakan eevap vermedi ve bunun üzerine -Eylülde «ra seçimleri yapacağız Seçim kanununun komisyonlara da birer parti mümessili koymak suretiyle tâdilini düşünü hanlığından ve ikllsadi düzeliyorum Bu yapılınca, kısmi se- sizliklerden bahsetmişler, çimlere girersiniz» dedi
O zaman ben de kendlslnc-«Yapdacak şey bu kadar mı' Meselâ adlî teminat ne olacak?» dedim. Kısmi seçimlerden sonra 1950 seçimleri İçin bunu düşünebiliriz» şeklinde cevap verdi.
Bunun üzerine, kendisiyle bu mevzuda mutabık olmadığımızı sarahatle iafde ettim Kendisiyle bundan sonra bir kere daha konuştum teşkilâtımızdan gelen müteaddit baskı şikâyetlerini bîr dosya yaparak makamında kendisini ziyaret ettim ve bu İse bir nihayet verilmesini İstedim O ziyaretimde »e-, çim mevzuuna tekrar temas et-! ti ve gene ayın şeyleri söyledi Bu defa ben. münakaşayı dahi kabul etmedim: arkadaşlarımla görüşeyim diyerek yanından ayrıldım. Arkadaşlarımla Görüştükten sonra keyfiyeti Kayseri, ve Samsundaki konuşma-litrıında efkârı umuıniyeye ar-zettim. Bütün bunlun söyle-, mekten maksadım. sayın Baş-1 bakan'la aramızda seçim nıev-zuutıda cereyan etmiş bulunan sizden bııgün son görüşmeler etrafında umu- baylar! nıl efkarda yaratılmış bulunan! yanlış zehapları tashih etmekten İbarettir. I
»• noııı uuıuııuılLjlıilu.l .
Suz alan delegeler, hayat pa- İtalyanların ilk golü ‘' .......... Parayt ttaiyanlar kazandılar
. . (teti- ve biz güneşe karşı oynamağa
| dar partisinin bu dar zihniyetle mecbur olduk. Maç seyircilerin
1 milletin ıstırabını dindirmesine İtalyan takımı lehinde yaptığı İmkân olmadığını ileri surmliş- hararetli lerdir.
1 Bir delege, hükümetin bu konuda aldığı bütün «saman alevi» olarak vasıflan-d 1 emiştir.
nararccll tezahürler arasında başladı, tik vuruşu biz yaptkı.
Hemen mukabil akma geçen tedbirleri ttnlyantar, sağdan bir korner ‘ kazandılar Korner arışını İyi taklb eden İtalyan santrfora sıkı bir kafa vurusiyle oynun ilk golünü kaydetti. İtalya 1 - Türkiye 0...
20 ncl dakikada aleyhimize fovul oldu. İtalyanlar 35 metre uzaktan favulü çekerken ofsayda düştüler.
Şimdi top ekseriyetle oyuncularımızda ve sık sık İtalyan kalesine havale ediyoruz İtalyan sol beki İsfendlyarı sıkı bir surette rnarke ediyor ve bu cenahtan yaptığımız akınlar netice vermiyor.
Bülent. İtalyan hücumlarını kesmekte ön ayak oluyor.
Ankara 21 (Aksam» — Derlet Tiyatrosu sanatkârları yaz tatilinden faydalanarak turneye çıkacaklardır Turne reprr'uyarında Ankarada temsil edilerek çok beğenilen “terler ver almıştır. Turne tertıb heyeti muhtelif Halkevierinden aldıkları davetleri İncelilecek ve programını ona göre tamım edecektir .
Romanya ataşemili-ter göndermek istiyor
Btıkreş 21 (AP> -tdk çevrelerden dün Sine göre Romanya Türk »r İtalyan hükümetlerine müracaat ederek Ankara ve Ronıaya askeri «iaşe tâvtntne müsaade edilmesini istemiştir.
Yeni tefrikamız
Dlplomı-bildlrlldi-hükümeti
Kızlara Suikast
Yazan: Agatha C haristin a
Tercüme eden: V4 - Nû
-
Beraberlik çölü
Golden sonra oyun muvazeneli bir şekilde cereyan ederken . _ 10 uncu dakikada sağdan ka-
dim - dedi-li bir şekil vardır, zındığımız korneri şükriı, ken-Elcser şairler btlıııı t.ınzir e- dine hns stille gayet güzel çeke-derler. makbuldür, hoştur. I rek lam kalenin içine oturttu ve ! Fakat siyatei babında ..de- ftgıara lakl(an Lnpla
Dedim - dedi
Manzumeler içinde «rrte-
, milli takımımız beraberliğe kavuştu, t-
dini - dedi-ler, hiç de hoş ________„.
kaçmıyor. Hele, milli iktisat taıya t . Türkiye 1 ayarlanması, sıkıntı çeken hnlkrn geliri ile giderinin nizama sokulması bir numaralı mevr.uumuzken.
İkinci golümüz
, 15 inci dakikada merkez
’df" haclmlmiz Bülent, İtalyan mudiin - dedi»ler, düpedüz, bey dafaasını atlatarak şiddetli bir hude dedikodu manzarası şütle ikinci gölümüzü de kay-arzederek dinliyenlerc kesel detti,
^jyîe- veriyor. , Türlüye 2. İtalya I.
" ‘ — Fi tarihinde tu- demiş Mukabil bir Italyan hücumu,
olursanız olunu? Memleket sağ hafimiz tarafından kesildi 1 iş bekliyor. Bir bekimiz, bir İtalyan akını-favu! kale-
nı kesmek için atlarken 1 yaptı. 30 metre uzaktan Âyinesl iştir kişinin lâfa miza çekilen şutu Cihat bakılmaz! tardı.
Yunanlı bir futbol meraklısı milli takımının yenilmesi üzerine intihar etmiştir. (Gazeteler)
Yunan nıilli Lakımı iıılıl arların önüne geçmek için tedbir alıyorl
AKŞAM
21 Mayıs 1949
f B&nifc 9
Şaheserler kaldırıma düştü
Kıymetli muharrir Mebrure Alevok'tan bu hafta bir mektup aldım. Fikir hayalımız bakımından geçen haftanın en acıklı hâdisesini tesblt eden bu mektubu aynen aşağıya naklediyorum:
(Sayın Şevket Had o:
«Kitabı» koruyanlardan oldurunuz, daha dünkü (Akşam) da bile «Kitabı kapat-nuyalım» tezini müdafaa e-(ilp durduğunuz için, size bu «Müşterek dostumuzu» geçen akşam ne acıklı bir halde gördüğümü anlatmağa karar verdim:
Tarih: 13 mayıs cuma, saat 17.30. -
Sahne: Saray sinemasının önündeki kaldırımın, caddeye İnen kenarı.
Eşhas: Beyoğlunun malûm kalabalığı.
Avaz avaz bağıran bir ses: «3 liralık kitaplar 35 kuruşa... Yetmiş iki dile tercüme edilmiş şaheserler 35 kuruşa... Mükâfat kazanan romanlar burada... 35 kuruşa!»
Kaldırımın kenarında, yerde. gelip geçen ayakların dibinde bir sıra kitap yatıyor. Sahifelerl açılmamış, yepyeni kitaplar...
O k3dnr azap, utanç verici bir hal kî, oradan çabucak geçip kaçmak istiyorum. Yerlerde sürünen, — hem düşünün. Saray sinemasının önünde, Beyoğlunun o kalabalık saatinde «Melûl mahzun* kaldırımda yatan «Dostların» yüzüne pek bakamıyorum bile...
Gör. uciyle görebildiğim kadarı şu:
Bir kapak üzerinde Bal-zıc’ın resmi ve cCöusine Bette» serlevhası! Sonra «Jean d'Agreve»... Başka bir kitabın üstünde de bir mütercim adı: Cevdet Perin.
Bu acıklı manzaradan bir an evvel kurtulmak İçin oradan hızla kaçarken görebildiğim İsimler bundan ibaret, lloş aradan iki ğün geçtiği halde, acısı irimden gitmiyor. o da başka.
Düşününüz, Balzac. de Vogue, kim bilir dana da hangi Uluların eserleri. Bey-o-du «Caddejkeblrinde*, yerde yatıyor!
Bu hale «Kitap seven in u Yüreği sızladığı gibi, muhakkak Balzac'ın kemikleri de mvzarında »izliyordur...
Edebiyat dünyasında Bal-zac a alt her türlü vakaları,
haberleri, muharrir İçin yazılmış kitapları, romanlarından çekilen flllmlerl; New - Yorkta bilmem kimin evindeki bir süvareye, davetlilerden her birinin «İnsanlık komedisi» kahramanlarının kılığına bürünüp gelişlerini; Peau de Chagrln ve Albay Chabert eserlerinin eski bir baskısının falan müzayedede şu kadar paraya yükseldiğini müjdellyen «Bal-zaccılar Dergisi* diye aylık bir mecmua çıkardılar, ayrıca «Balzac Severler Demeği» adı altında cemiyetler kurulurken, hattâ derneğin genel sekreteri mösyö Löon Gödeon — şanlı edibin yüzüncü ölüm yılı İle yüz ellinci doğum, yılına yaklaştığımız şu günlerde — 20 mayıs 1949 dian 18 ağustos 1950 ye kadar sürecek za«-man faslına «Balzac yılı» adının verilmesini teklif e-derken; tâ Uruguayda, edebiyat meraklıları Balzac müzeleri kurarken; demek biz de. bütün bu edebi cereyana Cousine Bette'i kaldırım üstüne. — otuz beş kuruşa! — düşürmekle katılıyoruz... Kitap sevmezllğimlzi, kitaba karşı duyduğumuz saygısızlığı bar bar İlân ediyoruz:
— Yetmiş iki dile tercüme edilmiş şaheserler 35 kuruşa... Kitapçıda 3 liraya satılan romanlar İşte ayaklarınızın dibinde yatıyor... 35 kuruşa! Baylar bayanlar duymadık demeyin bir somun ekmek parasına!»
Nc acıklı hal değil mİ. Şevket beyefendi? Acaba «Dostlarımız» bu zulnıu daha kaç gün çekecekler dersiniz ? Hürmetlerimle.
Mebrure Alevok]
★
O ciırin kaldırımlarında, ayaklar altında, cere-yan eden bu fikir hâdisesini yazı İle tesblt etliği için sayın Mebrure Alevok'a teşekkür ederim. Bu, hakiki edebiyata ve fikre kıymet verileceğine inandığı İçin binasını onların üzerine kurmaya kalkan İyi niyetli bir tabiin hazin iflâsıdır. Artık masaldaki tekerlemeyi edebiyat ve fikir yolundaki ilerlemelerimiz İçin de tekrarlı-yablllrlz: Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik; bir de arkamıza baktık ki bir arpa boyu yol gitmişiz!
Şevket RADO
Bir İngiliz muharririnin Türkiyedeki intibaları
Türkler, tecavüze uğrarsa vatan topraklarım santim santim müdafaa edecekler
Londra 31 (Nafen> — «The Recorder» haftalık mecmuası yazarlarından M. A. James Pay ne. Türklyede yaptığı bir seyahatte edindiği intibaları «Gre-at Brltaln and theEast» dergisinde neşretmlştlr. Muharrir, Türkiye hakkında şöyle demektedir:
«Türklyeye stratejik bakımdan bîr nazar atfedildiği vakit bu memleketin dışarıdan yapılabilecek bir hücuma karşı kendisini nasıl koruyableceğl merakla düşünülür. Fakat Anka-rada ve İstanbulda Türklerle yakından temas edildikten sonra İnsanda şu kanaat hasıl oluyor: «Her kadın, her çocuk ve
her erkek bu vatan» santimetre santimetre korumaya ve müdafaa etmeye azmetmiş bulunuyor. Ne tuhaf, lngllterede her hangi bir İnglllze, memleket hücuma uğradığı takdirde ne yapasınız? suali sorulduğu vakit, bu mesele birçok cephelerden mütalâa edilir. Halbuki Türklyede bu sual her hangi bir Tilrke sorulduğu vakit, alınan cevap şu oluyor: «Çarpışacağız». Eğer bu sual üzerinde münakaşaya girişmeye yeltenirseniz, muhtelif cephelerden meseleyi tetkika kalkışırsanız, karşınızdaki muhatabınız ne kadar sakin olursa olsun, birden snlrlenlyor ve aynı kellme-
yi tekrarlıyor: «Çarpışacağız».
Türklyado OsmanlI İmparatorluğunun yıkılışı tarihte diğer İmparatorlukların yıkılışına benzer. Fakat bu İmparatorluğun yıkılışı Kemal Ata-türkü getirmiştir. Bir fert bu millet! bu «eviyeye yükseltmiştir. Fakat bu millet giriştiği büyük hareketleriyle bu seviyeyi muhafaza etmiştir, Kemal Ata-türkün en büyük meziyeti memleketini çok iyi tanıması İdi. Çöken bir imparatorluktan o en İyi tarafını kurtardı, Türk-lerl bir arada topladı, şimdiki Türkiye Cumhuriyetini kurdu. Tarihte onun glb sevgi ile anılan bir adam bulmak zordur.»
•ı
Emekli ik
tasarısı
Millet Meclisi, dün de bazı maddeleri kabul etti
Akdeniz kupası maçları
lngiltereye gidecek Milletvekilleri heyeti Ankara 20 lAA.) — Ingiliz parlâmentosunun daveti üzerine Londraya gidecek olan Büyük Millet Meclisi heyeti, İstanbul Milletvekili Hüseyin Cahit Yalçın’ın başkanlığında, S-yhan Milletv.-klH Kasım Gölek. Manisa Milletvekili Faik Kurlöğlu, An tep Milletvekili Abdiiı rahman Melek, İzmir Milletvekili Kanıran örs. Kocaeli Milletvekili amiral şükrü' Okan. Trabzon Milletvekili Ze-J klyc Maloftlu ve İzmir Millet-, vekili Sedat Dikmen'den mü-l teşekkîldlr.
Heyet bu ayın 25 inde Istan-1 buldan Pan-Amerikan uçağı ile Londra'ya hareket edecektir.
Ankara 20 — Büyük Millet Meclisi Bugün Ralf Karadcnl-zln başkanlığında yaptığı İkinci oturumunda Emeklilik kanunu tasarısını müzakereye devam etmiştir.
Sekizinci madde okunduktan sonra söz alan hatiplerin mütalâalarına komisyon sözcüsü cevap vererek maddeyi tekrar komisyona almak İstediklerini bildirdi. Bunun üzerine sekizinci madde komisyona İade edildi.
Dokuzuncu maddenin okunmasını mütaakıp ilk olarak söz ( alan Manisa Milletvekili Fey-zullah Uslu, şekle ve esasa aid olmak üzere iki ltrazı bulunduğunu söyledikten sonra dokuzuncu maddenin fıkralarının ayrılarak tasrih edilmesini ve İlgililerin Danıştaya müracaat haklarının mahfuz tutulmasını İstedi. Afyon Milletvekili Kemal Özçoban, birinci, İkinci ve üçüncü fıkralara İtiraz ettiğini söyllyerek. bu madde İle Maliye Bakanlığının sandık yönetim I kuruluna hâkim mevkie konulduğunu kaydettikten sonra Ba-, kanlığın da llglller gibi sadece ( itiraz hakkı olmasının daha doğru olacağı mütalâasında bulundu. Komlsyort. sözcüsünün a-çıklamalarmdan sonra 9 uncu
avuta
sol
Amerikan balıkçılık uzmanlan .
İskenderun 20 (Akşam) — Memleketimizde et. balık ve süt konuları ve müstahzarları ü-terlnde etütler yapmakta olan Amerikan uzmanlarından mürekkep bir heyet bugün saat 18,50 de Ankaradan uçakla şehrimize gelmiştir. Bu heyete Toprak Mahsulleri Ofisi genel müdürü yardımc isiyle Tarım Bakanlığından, bir zat refakat etmektedir.
Yunan hududundaki
Birleşmiş Milletler heyeti
Edirne 21 (Akşam» — Yunan hudutlarında incelemelerde bulunan İngilz, Fenasız. Çin. Kolanda ve Yunan delegelerinden müteşekkil bir Birleşmiş Milletler tahkik heyeti bugün şehri-»alze bir nezaket ziyareti yapacaktır.
--—
=Günün Meseleleri
Acıklı bir mesele
İkinci dünya harbinin miras bıraktığı meselelerden biri de mültecilerin dur ti mudur. Dünyanın muhtelit memleketlerinde vatanlarından uzak düşmüş milyonlarca mülteci vardır. Bunladan bir kısmı nispeten iyi vaziyettedir, kendilerine yatacak bir yer, yiyecek temin edilmiştir. Fakat büyük bir kısım koyu sefalet içindedir. Açlık, mahrumiyet, hastalık bu bahtsız insanlardan bir çoğunu her gün ölüme sürüklüyor. Nispeten iyi vaziyette olanlar Almamanın Balı kısmında, İtalyada, Skandinav memleketlerindeki muhacirlerdir. Bunlara Milletlerarası teşkilât yardım etmektedir. Muhacirler harb yıllarında veya onu takip eden seneler zarfında Doğudan kaçmışlardır ve hiç birisi memleketine dönmek istemiyor. Halbuki kendilerine ilâ nihaye yardım edilmesi mümkün değildir. Bunun için bu mültecilerin yarın ne olacakları bilinemez.
Fakat asıl acınacak halde olanlar Yunanistan ve Filistin mültecileridir. Yunanistan’da iç Jıarb yüzünden, yiiz binlerce insan yerlerini yurtlarını bırakarak jüyiik şehirlere, nispeten emniyetli yerlere hicret etmişlerdir|! Bunların yekûnu 700 bini buluyor. Yunan muhacirleri5t kendilerine yapılan yardımlara rağmen, perişan bir Kfllkr dedirler. Bunlar iç harbin biran evvel bitmesini memleketlerine dönmeği bekliyorlar,
Filistin muhacirlerine gelince, istikballeri en kararıp lık görülen bu bedbaht insanlardır. Filistin Arapların-dan 800 bin kişi, İsrail ordusunun ileri hareketi taUtyı-g sında. bu memleketi terkederek Suriyeye, Ürdüne, Mısıo— topraklarına iltica etmiştir. Bunlar şimdi biiviifc sefaletJ2 İçindedirler. Kışın hastalık, mahrumiyet yüzünden iç lerinden blnlercesi ölmüştür. Yazın da sari hastalıkları t > bu zavallılardan mühim bir kısmını ölüme mahkûm (t meşinden korkuluyor. Filistin muhacirleri en az yardım© gören insanlardır. Harb sona erdiği halde İsrail hükû^fe meti bunları yerlerine kabul etmemektedir. Bu 800 Mn^ kişinin Akıbeti harb sonrasının en acıklı meseleler i inlen o biridir.
Görülüyor kİ harbin fecayii elân devam etmek (e dir. İnsanların, Birleşmiş Milletler Kurulunun buna qc±S yirci kalmaması, bir çare bulması lâzımdır. — E. T. g ö
rlne giden oyuncularımızdan Gündüzle Muzaffere tecavüz etmişler ve yumruk atmışlardır. Bu çrkln hâdise esefle karşılanmıştır.
Atina 20 (A.A.) (özel muhabirimizden) — Bugün Atina'da Türkiye - İtalya milli takınılan arasında yapılan futbol maçı başlamadan evvel esefle karşılanılacak bir hâdise vuku bulmuştur. Stadyuma girerken bazı kimselerin hücumlarına maruz kaldık, idarecilere ve oyunculara yumruklar atıldı ve bu ânl vaka karşısında güçlükle kurtulduk. Sahada maç esnasında maalesef bu hâdiselerin temadisi şeklinde oyunu aleyhimize bitirecek vakalarla da karşılaştık, hakem İse dalma aleyhimize hareket etti.
Sporcularımıza kokteyl
Atina 20 (A.A.) (özel muhabirimizden) — Atina’da bugün yapılan Türkiye - İtalya futbol maçını müteakip gece Türkiye büyük elçiliğinde sporcularımız şerefine bir kokteyl parti verildi.
İlk kafilemiz yarın îstanbula hareket ediyor.
Kırkpınar güreşleri
(Baş tarafı 1 inci sahlfede) letveklll Mahmut Nedim Gün-düzalp. Kırklardı Milletvekili Şevket ödül. Kırkpınar ağası Slltvrlll Sezai, eski güreşçiler ve binlerce seyircinin bayraklarla donatılmış olan tribünlerde yer aldıkları görülüyordu.
Güreşlerin teknik cephesini idare eden Şevket ödül İlk olarak söz aldı ve Kırkpınarın tarihi önemini belirttikten sonra müsabakalar« hakkında kısa malûmat verdi.
Jüri eski güreşçilerden Nak-kaşh büyük pehlivan Kayıkçul Ahmet, Çoban Mahmut, Molla Mehmet, Karlovah Mustafa. Filibeli Ali, İbrahim Yoîalan, Ah Ahmet, Cin Emin ve Şevket ödülden teşekkül ediyordu.
Meydan hakemliğine Fuat, Nuri ve Yamalı Hamdl pehlivanlar seçildiler.
Baş cazgır Halli mikrofonda ananevi bir hitabede bulundu. Evvelâ desteye güreşecek olan tecrübesiz ve genç pehlivanlar meydana çıktılar. Bunların yüzden fazla olduğu görülüyordu, Desteye güreşecek olanlar
üç kategoriye ayrıldıktan sonra birinci kategori meydanda yer aldı.
Gençler, ellerini kispetlerine ve dizlerine vura vura bir mertlik gösterisi yaptıktan sonra bir birleriyle kapıştılar. Umumiyetle kısa süren bu güreşleri diğer kategoriler taJribetti. İlk eleme karşılaşmaları bu şekilde akşama kadar sürdü.
Akşam üstü, küçük orta güreşleri başladı. Az tecrübeli pehlivanlar arasında bu müsabakalarda da yeni istidatlar göze çarpmakta İdi. Meşhur Kara Alinin oğlu Mehmet Alinin hasmına pes dedirtmesi alkışlarla karşılandı.
Bu müsabakaların galipler! arasındaki karşılaşmalar bugün devam etmektedir.
Bugün ilk elemeler yapılacak
Bugün büyük orta güreşleri İle başaltı ve baş güreşlerin de ilk elemeleri yapılacaktır.
Günün, en mühim mevzuu kimin baş pehlivan olacağı meselesidir. En kuvvetli namzet olarak Teklrdağlı Hüseyin görülmektedir. Dört şenedir Kırk-pınar güreşlerine İştirak etıni-yen Teklrdağlı dün ansızın Edirneye gelivermiştir. Güreşip güreşmiyeceğl büyük bir merakla beklenen Teklrdağlı ile dün gece konuştum. Meşhur baş pehlivan bana şunları söyledi:
Tekirdağlı güreşecek
«— Müsabakalara girmeğe hiç niyetim yoktu. Fakat son senelerde baş pehlivan seŞmek bfr çok dedikodular uyandırdığın» gördüm ve bütün pehlivanlara bir ders vermeği kararlaştırdım. Arkadaşlarım da çok ısrar ettiler. İşte bunun için güreşlere katılacağım.»
Başa güreşecek olan güreşçiler, 948 baş pehlivanı Babaeski!! Mustafa. 946 baş pehlivanı Sındirgilı Şerif, 943 ve 945 baş pehlivanı Babaesklll İbrahim, 944 ve 947 baş pehlivanı Hay-rebolulu Süleyman ite GÖnenlİ Kara Hüseyin. Karacabeyli Hayati ve Koç Ahmettir.
Babaesklll İbrahim de güreşlerin tahmini hakkında bana şöyle dedi:
«— Başa güreşecek olan pehlivanların hepsi aynı ayarda güreşçilerdir. Hangimizin daha çetin güreşeceğini bilemeni. Ancak Talihi ohnıyan kaybedecektir. •
□ünün en mühim güreşleri yarın yapılacak ve her boy illerindeki birinciler de yarın belli olacaktır.
Hıfzı TOPUZ
(Baş tarafı 1 inci sahlfede)
25 inci dakikada Italyan sağ 'açığı ite sol açığı arasında ya-1 pılan bir kombinezon neticesinde eçkllen şilt, kalemizin bir kaç santim kenarından gitti.
İtalyanların beraberlik golü
29 uncu dakikada İtalyan
açığı, santrforundan aldığı pas» şiddetli bir şüte çevirerek beraberliği temin elti.
Türkiye 2, İtalya 2.
Bu golden sonra yaptığımız akın, favulle kesildi. Arka arkaya iki akın daha yaptık. Şükrünün bir akınım İtalyan-lar kafa İle kestiler.
Devre karşılıklı hücumlar ırasında 2-2 berabere bitti.
İkinci devre
İkinci devrede İtalyanîar sağ (İç ve sağ açıklarını değiştirdiler. Biz dç sol içte Muzafferin yerine Lefterl aldık. İtalyanların iki hücumunu kornerle kestik. ,
Mukabil hücumdayız. Sağ İçimiz topu kaleye’ sokarken İtalyan kalecisi geldi.
Italyan kalesi tehlikede
Altıncı dakikada top Şilkrü-. den Leftere geçti. Italyan kalecisi, topu kapmak İçin yere yuvarlandı, fakat çelemedi. Sonunda İtalyanîar. gol ile ne- , Llcelenmesl muhakkak bu akımınızı kestiler.
Sekizinci dakikada sağdan çekilen şiddetli bir İtalyan şü-tünü direk kurtardı. Bülent, bir şiit daha önledi. Müdafaamız canla başla çalışıyor ve kalemizi müdafaa ediyor.
12 nel dakikada Cilıat İtalyan sağ içinin şütünü kurtar-, di. Lefter, topu kaparak Şük-' | ruye verdi. İtalyanîar bu akını kestiler..
16 ncı dakikada Şükrü sol içe geçti Ve çok şiddetli bir şi'ıt çekerek alkışlandı.
17 nc! dakikada Lef ter vnsı-' taslle Italyan kalesine İndik.' Defterin çekllği şiddetli şilt avuta gitti.
25 nel dakikada Şükrünün şiddetli bir şııtü İtalyan kal esi-na girerken, kaleci topu tutama di. Fakat birdenbire dönerek muhakkak bir golü kurtardı.
| Oyun, karşılıklı hücumlarla devam ediyor.
40 inci dakikada Şükrü, Lef-terin pasını şiddetli bir şüte çevirdi. Şükrü, merkeze geçerek İtalyan müdafaasını zorlamakla meşgul.
Nihayet maçın bitmesine 3 dakika kala, İtalya solaçığı, of-
Basketbolde Mısır takımına yenildik
Kahire 20 .(A.A.) _ (Afp): Avrupa basketbol şampiyonasında Mısır. TÜrkiyeyi 57/44 mağlûp etmiştir.
yapılan
birçok
Bir cinayet
Ankara 2L (Akşam) — Dün gece İstasyon civarında kömür j madde teklif edilen yeni şekille deposu başında Ali İle Yusuf, kabul edildi.
adında iki şahıs kavga etmiş- 10 uncu madde aynen ve lerdİr. Ali bıçakla Yusufu ya- , U inci madde son fıkrası çıka-
ralamıştır. Yaralı hastanede ölmüştür.
Amerikanın yeni Moskova büyük elcisi
Vaşlngton 21 (A.A.I — AFP: Ayan Meclisi, cuma akşamı A-mlral Alan Kirk'ln, General Waiter Bedeli Smith'in yerine, Amerikanın Moskova büyük elciliğine tâyinini tasdik etmiştir. Ayan Meclis! aynı zamanda, Capus Waynlek'ln Amierikayı Nikaragua’da ve George Me-rell'in Habeşlstanda temsil etmelerini ve Willlam Foster’ln de Avrupa iktisadı Kalkınma plânı temsilciliğine tâyinini tasdik etmiştir.
niarak kabul olundu.
12 nel madde üzerinde muhtelif hatipler söz alarak Emeklilik Sandığından İstfade etmesi gereken müessese! erden bazılarının bu maddede unutulmuş olduğunu İler! sürdüler ve bunlaruı da maddeye İthalini taleb ettiler. Başkan bir yeterlik önergesi olduğunu, daha önce komisyon sözcüsünün açıklamada bulunacağını bildirdi.
Komisyon sözcüsünün İzahatı devam ederken Başkan söz alarak saatin geçmiş olması dola-yısiyle oturuma son verdi.
Büyük Millet Meclisi 23 mayıs pazartesi günü saat 19,30 da toplanacaktır.
Hindi&tanda bir öğrencimiz
Ankara 21 (Akşam) — Hindistan hükümeti, başka memleketlerle olan kültür münasebetlerini geliştirmek maksadlle dışarıdan Hindistanlı yüksek tahsil öğrencisi celbini kararlaştırmış ve bu arada bir Türk öğrencisinin de seçilip gönde-1 Anmaktaysa da sterline temin ölmesi İçin Milli Eğitim Ba-! edüemcdlğlnden ithalât yapışkanlığından rica etmiştir. Bu öğrenci DU, Tarih. Coğrafya fakültesinden seçilecektir.
Galvanize saç darlığı
var
Bir müddetten beri piyasada galvanizli saç darlığı hisse-' sayt vaziyette sağ halından al-dilmektedlr, Almanyadan siyah dığı uzun bir pası, yaıı hakemin ' galvanizli saç İthali hususunda J ofsaydı orta hakeme göstermek yapılan teşebbüslerden henüz bir netice çıkmamıştır, Ingilte-reden de bu yolda teklifler a-
BORSA
Amiral Ülgen
(Baş tarafı 1 İnci sahlfede) 1 imkânları ve İhtiyaçları kında tafsilât vereceğini İmin etmektedirler.
VVashington'a yabancı rl şeflerin ziyaretlerini çevreleyen resmi İhtiyata rağmen VVashlngton'un mütehassıs mah filleri amiral Ülgen'Ih yeni I birlikler ve bilhassa denlzaltL | mayın tarayıcı ve hafif ties-(troyerlerin askeri yardım prog-■ ramı çerçevesi dahilinde Tür-.kiye'ye verilmesi hususunun 11-l.gi İle karşılanacağını tebarüz ‘ ettirmesi imkânını gayri varld görm emek tedirler.
Aynı çevreler amiral Ülgenln Amerikan deniz uzmanları İle birlikte Çanakkale kıyıları müdafaasının müessir bir radar | şebekesiyle takviyesi imkânını I incelemesini mümkün addetmektedirler.
Başkan Truman’m Türkiye ve Yunanistan’a askeri yardım programının İcrası hakkında Kongreye verdiği raporlarda bu programın Türkiye’de verdiği neticelerden memnuluk beyan ettiğini, amiral Ölgen'ln ! Birleşik Amerlkayı ziyareti münasebetiyle Washlngtonrda tebarüz ettirilmektedir
Amiral Birleşik Amerika’da dört hafta kadar kalarak ken-jTahviller 1-a dişini doğudan batı sahillerine senetleri m kadar götürecek olan bu seya-j WUmr*si| •«>«! hat esnasında Birleşik Amerl-I ka nın başlıca deniz üslerile de- Met ıılz eğitim merkezlerini geze- !« ı çektir. Bu meyanda amiral pazartesi gününden İtibaren Norfolk deniz üssünii ziyaret edecek ve bllâhate Rhode İstand'da Jonset Polnt’a gidecektir. Aml-
hak-tah-
aske-
İstanbul BorMsının 10/3/14*4 Uall»rl
ÇEKLEN
Londra 1 Sterlin
New York 100 Dolar
Parıı. 100 Transı». F-Ctnevre 100 tavlçre 1
Arneılerdatn 100 Florin Brüksel 100 Belçika F. Prag 100 Çekoslovak Kr. Stokholm 100 İsveç Kr. Lizbon 100 Efkude»
ESHAM VE TAHVİLÂT
% 7 FAİZLZİ TAHVİLLER
Sivas - Erzurum I Sivas - Erzurum 2-7 1941 Demiryolu I 1941 Demiryolu II İMI Demiryolu IIJ Milli MUdnfan Mil» MUdBfa» II Milli Müdafaa Ilt MUİ Müdafaa IV
% 0 TAİZLİ TAHVİLLER
Kalkınma 1
Kalkınma II Kalkınma Ilt »44 İstikrazı I 948 istikrazı B
İMİ Demiryolu VT
% S FAİZLl TAHVİLLEH
•7.3u
»7S0
n.u
37 35
47.10
1938 Ergırnl 32,70
1938 Jkınmlycll 3ç,_
Milli Müdafaa III 20,60
Demiryolu IV S7.—
Demiryolu V tı sa
ANADOLU DEMtRYOLU OROFU
107.80
83,—
77.—
teşebbüslerden heniiz İçin bayrak sallamasına rağmen. gole çevirdi. Oyuncularımız. tabiî bu haksız gole İtiraz ettiler ve yan hakemin fikrini sormasını orta hakemden İstediler. Oyun durdu. Fakat Yunanlı hakem kararında ısrar etti ve ofsayttan yapılan golü saydı. Bu suretle takımımızın beraberlikle bitireceği bu mühim maçı, 3-2 mağlûbyetlmiz-le sona erdirdi.
Çirkin hâdiseler
Maç bittikten sonra Yunanlı,
seyirciler. İtalyanlan omuzla- , ral Chnrleston, San Dlego, San,
mam ak tadır. Tâclrler Bakanlığa müracaat ederek bu hususta lüzumlu kolaylıkların gösterilmesini istemeye karar vermişlerdir.
Kadın yüzünden
cerh
Tophanede oturan Ali Güven ve Nihat adında İki genç bir kadın meselesinden kavga etmişler; Al! Giiven, Nihadı şişle. farının «İkbal» şilep! diin çıka-yaralannştır. | tak tekrar servise girmiştir.
İkbal şilepi
Bir müddetten beri İstlnyerie tâmir edilmekte olan Dcnlzyoi-
ŞİRKET HİSSELEHİ
Merkez Eonkao
İl Bankası
T. Ticaret Bankan
Aralan Çimento
J2S — 34 10 «Î0
17.78
SARRAFLARDA ALTIN
Gulden
Tilrk lirası , Sterlin
rinde taşımışlardır. Bazı ken- _ Francisco ve Seattlc deniz üs- Külce dini bilmezler de şoyupmn ye- terini de ziyaret edecektir. | tUgat
0.18
«50
Teşekkür
Sevgili babamız eski Kütahya volisi Tevfik Hadi Baysal'ın vefatı dolayıslle büyük acımızı paylaşan baba dostlarımıza ve dostlarımıza sonsuz şükranlarımızı sunarız,
Baysal ailesi, kız» ve daınûdı Fikret £
AKŞAM
21 Maviş 1949
Sahile 3
nülME^i*WH
Azab-ı Mukaddes
İhtikârla mücadele
Sabah Gazeteleri Ne Diyor ?
Ucuz sebze
— Neyzen Tevfiğln eseri —
Cemiyetimizin İçinde, bizimle beraber yaşıyan, ve inşallah daha da uzun seneler yaşıyacak olan harikulade bir şahsiyet vardır. Neyzen Tevfik.
Yııkarıki cümlelerde yanlışlık ettiğimin farkındayım: Lâfın gelişi olarak: «Cemiyetimizin içinde, bizimle beraber yaşıyan» dedim. Hâşâ! O: biz basit ve dolaba koşulmuş fanilerin kiklere İhtiyaç gösterdiğinden hayatını yaşamıyor. Daha ötede, başka âlemlerde, şâ-hikalı ve uçurumlu bir garip Olimpos’la bir ilk çağ Nik-ii Bed İlâhi ömrü sürmektedir. Tek Tanrılı dinlerden evvelki cemiyetlerde, öyle sanırını, bu gibi müstesna şahsiyetlerden ilham alarak. Baküs’Ieri vesair mâ bet ve mili rap ehlini, ha-yırlariyle, şerleriyle incelikleri ve gazaptariyle, korkunç bir halita halinde, hayalhanede tecessüm ettirmişler-' dir. Bizim Sark dünyası da, deli ile veli kargaşalığını, bu modele bakıp, içtimai karihada doğurmuş.
Neyzen Tevfik. elbette hâşâ. biz topraktan vuğrul-mu '-rın sade suya dünyamızda yaşamağa tenezzül etmivor.Ömrümün ban çağlarında, içimde bir ateşle geceleri uyuyamaz, herkesçe normal sayılan gündelik hayatımı yaşıyamaz olmuş, sabahçı kahvelerinde ve türlü netameli muhitlerde kendi ' cildimi törpüler hale gelmiştim. Kutsal Neyzenin, katur ateşleri içerisinde yanıp helak olmayarak, semender mevcudiyeti sürüşüne o zamanlar rastadır». « Azab ı mukaddes ini. ney’inde, o geceler tattım. Havatı gibi, arızalı araziye benzeyen manzumelerini de kendi ağzından dinledim.
Şimdi Olimpos'tan, evirerek, bir hediye almış bulunuyorum : Neyzen amca, bana. «Azab ı mukaddes» l-simli kitabını (1) imzalıya-rak yollamak lütufkârlığını göstermiş, Hürmetle, muhabbetle saklayıp, gelecek nesillere kütüphanemde hediye bırakacağım.
Ve yine, hürmetle, muhabbetle. oııun en beğendiğini kitabında belirttiği kıtalarını aşağıya naklediyorum:
KITA
Felsefenıdir kltab-ı İmanım, Taparım kendi ruhumun sesine. Secde eyler hakikatim her ân. Kalbimin Ateş-I mukaddesine.
KITA
Banma ciddiyet Ue sarfederlm
sanatımı Ney elimde suyu durmuş kuru musluk gibidir. Bezm-l meyde süfehantn saza
meftun oluşu Nazarımda su içen eşşege ıslık gibidir.
Emınönünde 80, Beyoğlunda 15 manav kapatıldı
Belediyenin hükümetten aldığı yeni salahiyetler üzerine pahalılıkla yapılacak mücadelenin bilhassa çok zaruri olan gıda maddelerine hasredilmesi muvafık görülmüştür. Mücadeleye esas teşkil edecek kâr lıadlerl-' nin tûylnl uzun ve esaslı tet-
bu maksatla teşkil edilen komisyon henüz neticeye vâsıl olmamıştır. Esasen .yiyecek maddelerinin flatleri çok değişliği için kâr hadlerini sabit bir halde tutmak mümkün görülmemektedir. Kâr hadlerini takip etmek ve pahalılıkla mücadelede muvaffak olabilmek İçin polisle beraber iktisat murakıplarının da çalışma birliği yapmaları icap etmektedir. Elde kâfi miktarda eleman olmadığından bu bakımdan kaymakamlıklardaki kadro takviye e-d ilecektir.
Bununla beraber Vali doktor Lûtfl Kırdarm verdiği talimat üzerine flatlerln kontrolüne devam edilmektedir. Bu kon trole en ziyade ehemmiyet veren Beyoğlu ve Eminönü kaymakamlıklarıdır. Kontrol daha ziyade nıeyva ve sebze satışı etrafında yapılmaktadır, şimdilik hal faturalarından f&-hiş olarak satış yapan esnafa ceza verilmektedir. Bu maksatla bir hafta içinde 1500 den fazla satıcı ceza görmüştür. Verilen para cezalarına rağmen fazla flatle satışta ısrar edenlere mu vakkaten ticaretten men cezası verilmektedir. Şimdiye kadar Emlnönünde 80. Beyoğlunda da 15 meyvacı ve sebzeci muvakkat kapanma cezasına çarptırılmıştır.
Yüzümüzün akı ile verdiğimiz imtihan CUMHÜRtYETU, Abidln Da-ver. «Yüzümüzün akı ile verdiğimiz İki imtihan > başlıklı mi-kalesinde, Cumhurbaşkanı İsmet İnöniinün 19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramı münnsebe-tilo söylediği hitabede Türk milletinin dört yıldanbcri hayatına kasteden yabancı mücadele karşısında vatandaşların bıiyiîk bir İmtihan verdiklerini söyledikten ve bu sinir İmtihanının demokratik rejimin serbes gelişmesi içinde geçirilmiş olmasının otlun kıymetini bir kat daha arttırdığına işaret ettiğini yazdıkla» sonra iliyor kİ:
Demokrasi hürriyetlerinden faydalanarak yaptığımız tartışmalar. sert olsa dahi memleketin siyasî ve içtimai nizamını bozmamış, huzur ve asayişini İhlâl etmemiş, Türk vatandaşlarını birbirine düşürmemiştir. Bu güzel neticede, milletin akim kalmış eski tecrübelerden aldığı dersle vatandaşların sağ duyusu en mühim rolü oynamıştır.
Bu büyük İmtihanları böyle mesud bir şeklide veren milletimizin, düşmanları şaşırtan ve dostlan hayranlığa sevkeden
doğru yolda, bundan sonra, daha kuvvetli adımlarla yürüyeceğine inanımız ve güvenimiz tamdır. ■ *
★
«Gizli celseleri ifşa»
«YENİ SABAH ■ ta Giril celseleri ifşan başlıklı makalerte llalk Partisi ile muhalif partiler arasındaki düellonun birdenbire şiddctlrneıek şahsiyat sahasına intikal ettiğini belirttikten sonra. alâkayı çeken noktanın Halk ParlilJ eski bir Bakan olan Şükrü Sökmen-sücr'hı Halk Partisinin giril bir celsesindeki zabtın İfşasını bizzat istemiş olduğu yazılmaktı ve bu giril celsenin de Demokrat Partinin doğmasına müncer olan ve diirt imzalı takririn verildiği meşhur olurum olduğu beyan edilmekle ve şöyle denilmektedir:
Halk Partisinin zimamdarları. bu durum karşısında nasıl bir yol takip edeceklerini ta-blatlle biz bilemeyiz, Yalnız bildiğimiz ve sarahaten görülen cihet var ki o da Şükrü Sök-mensüer. çizil bir sclsenln bazı tafsilâtını açıklamakta mahzur görmemiştir. Halbuki hafi cel-mensüer, gizil bir celsenin bazı Halk Partili Milletvekilleri, o
oturumu çeşitli safhaları hakkında matbuata haberler sındırdıkça, müfrit denilen li-yeler küplere biniyorlar ve nasıl oluyor da bu gizil sözlerimiz gazete sütunlarına aksediyor diye faryat edip duruyorlar.
★
Ara seçim nakaratı
Selim Ragıp Emeç SON POSTA gazetesinde yukarıkl başlıkla yazdığı başmakalede ara seçimlerden bahsediyor ve diyor ki:
Demokrat Parti tarafından şimdiye kadar yapılmış olan tekliflerin külliyen kaale alın-nııyarak iktidarın eski vc ananevi kanaatlerinde ısrar edildikten sonra birdenbire değiştirilmek istenen rotasına karşı Demokrat Partinin takındığı tavır; partinin, böyle bir hesap ve tertibe gelmekten geri duracağının açık bir İfadesidir. Bu şartlar altında beklenebilecek netice şudur:
Ya hep beraber umumi seçimlere gitmek, yahut ara seçimlerde iktidar partisinin tek başına kalması.
tkı şıktan her hangi birini tercih ve İhtiyar etmek yine İktidar partisinin arzusuna bağlı bulunmaktadır .
ve meyva
Kooperatif 16 yerde satışlara başli’/acak
Onlar ve biz
—
Sümerbank alım ve
satım müessesesi
Yaş sebze ve meyva kooperatifi, şehrin muhtelif semtlerinde yalcında satışlara başhya-caklır. Belediye, bu maksatla kooperatfln satış yapacağı sahaları hazırlamıştır. Satışların yapılacağı yerlerin sayısı İG dır. Bunlardan onu İstanbul cihetinde. altısı karşı taraftadır.
Kooperatif, merkez hâlden, fakat daha ziyade civardan sebze ve meyva getirerek bu pazarlarda sattıracaktır. İşler iyi şekilde tanzim edildiği takdirde. bu maddelerin serbes piyasaya nazaran oldukça ucuz tedarik edilebileceği tahmin e-dlllyor. Çünkü Belediyenin tes-bit ettiği kâr hadleri dolayısly-le perakendeci esnaf ucuz mal almak İstemiyor. Bu sebeple diişük fiatll sebze «e meyvaiar çürûnıege mahkûm edilmektedir. Esnaf ucuz mal alıp fazla satıştan daha fazla kâr elde e-dlleceğlni bildiği halde, şehir İçi nakliye ücretlerinin pahalılığını ileri sürerek bunu yapmıyor.
Sebze ve meyva kooperatifinin satışları bu mahzurları ortadan kaldıracak ve gayesi halka ucuz mal temi ne’.mek olacaktır. -
Neyzeni, hemen daima aynı bedbin, aynı tezyif kâr dünya görüşü içinde buluyoruz.
Başı yoktur,
Ortasından,
sonu yoktur şu kltab-ı dehrln elimizde iki üç yaprak var
Çevrilir dest-i kaderle bu şüu-nun filmi Ney susar, mey dökülür, gul-gule-l Cem de geçer.
Ney’inin uzun zaman susmamasını ve o kadar sevdiğin mey’inin dökülmemesi-ııi gönülden dilerim, sevgili Neyzen Tevfiğimrz.
(Vâ-NÛ)
fi» BlrlncL kitap — 300 küsur sahife — kimilen manzum. — 5 «ra. — kendisi ve hazırlıyan thsan Ada tarafından yazılmış tnukaddemeleri vardır. — Sonunda bir de lügatçe mevcuttur — Neyzenin resimlerini ve «i yazılarını da ihtiva ediyor — Eserin sonunda, muhtelif müelliflerin Neyzen hakkındakl ya Kılarından parçalar var.
Güreşçi seçmeleri
27 mayısta İnönü stadında yapılacak
Haziranın üçüncü, dördüncü ve beşinci günü yeni İnşa edilen kapalı güreş salonunda yapılacak serbes güreş Avrupa şampiyonasına hazırlık olmak üzere Emlrgânda bir kamp açılmış bulunuyor; şampiyonlarımız ve tanınmış güreşçilerimiz ayın başından beri bu kapnıta çalışmaktadırlar. Bu güreşçiler İçinde en kuvvetli namzetler arasında son bir seçme yapılacak ve kazananlar Avrupa şampiyonasına katılacaklardır, bu sebeple şimdiye kadar güreşçilerimiz arasında yapılan en çetin ve en enteresan güreşleri görmüş olacağız. Bu müsabakalar 27 mayıs cuma günü saat on yedide tnönö stadında yapılacaktır.
Köprü üstündeki seyrüsefer memuru Köprü üstündeki kalabalık ve nakil vasıtası çokluğundan karşıdan karşıya geçmek çok zor olmakta idi. Emniyet G inci şube müdürlüğü köprü üstüne bir seyrüsefer memuru koyarak geçişi temine başlamıştı. Dün buradan seyrüsefer memurunun alındığı yazılmıştı. Alâkalıların bize verdikleri malumata göre seyrüsefer memuru buradan a-lınmamışür .yakında bir ikine! memur daha konulacaktır.
İskenderun aralık postasını yapan vapurlar
Denizyolları İdaresi tarafından alman yeni bir kararla. İskenderun aralık postalarını yapmakta olan vapurlar gidiş ve dönüşlerinde İstanköy ve Rodos adalarına da uğrayacaklardır. Bir aya kadar tatbikine girişilecek olan bu karar her İki adada oturan Türklerl çok memnun etmiştir.
Sümerbank İplik ve dokuma fabrikaları müesseseslnln lağvedilerek buna bağlı fabrikaların müstakil birer İşletme ha-, llne getirilmesi ve eski müesse-sertin de yeni bir şekle sokulma ı sı yolundaki {alışmalar bütün hızıyla devam etmektedir. Geçenlerde Ankaraya gidip evvelki gün şehrimize gelen müessese müdürü Nihat Al par ve müdür muavini Sadi Altav yarın akşam tekrar Ankaraya gidecek ler ve yeni kurulacak müessese-lerin talimatlarını alacaklardır.
Bu münasebetle dün kend Lâl-le görüşen bir arkadaşımıza mü dür muavini Sadi Altav şunlan söylemiştir:
(— Bugünkü İplik ve dokuma fabrikaları müessesesi yeni şekle göre «Sümerbank alım ve satım müessesesi» olacaktır, ö-nümüzdek! haziran ayı başından İtibaren bu müessese Sümerbank dokuma fabrlkalarly-le Oemllk suni İpek fabrikası m&muUerlnln Batışlarını yapacak ve hâlen mevcut olan satış mağazaları da bu mtiease&e-nln satış organları olarak faaliyetlerine devam edeceklerdir.
teşkilât haziranın birinci gününden itibaren yeni vazifeleriyle İşe başlamış olacaklardır, ts-tanbulda bulunan Sümerbank Satmalma müdürlüğü de yeni kurulan alım - satım müessese-sinin bünyesi içine girecektir. İplik: ve dokuma fabrikaları mü esseseslnin ifa etmekte olduğu alım ve satım hizmetleriyle İstanbul satmalma müdürlüğünün yaptığı adımlardan mütevel lit bilcümle hukuk ve vecibeler yeni kurulun alım - satım müessesesi tarafından kabul edilecek ve boylece memleket ticaret piyasasında üçüncü şahıslara karşı hiçbir değişiklik ol-ınıyacaktır.
Bütün bu değişiklikler dola-yuiyle hiçbir memur açıkta kal mıyacaktır. Bugünkü müessese-nln merkezindeki memurların bir kısmı, yeni kurulacak olan alım - satım müessesesiyle pamuk salınalma müessesesinde ve bu müesseselerin teşkilâtlarında vazifelendirilecek, bir kısmı da Sümerbank teşkilâtı dahilindeki mün halle re ve yeni tevsi edilen fabrikalara nakledileceklerdir.»
Yeni mûessescnln alım kısmıy- çatlardır. Bütün bu yeni sa Sümerbanka bağlı olan bütün fabrikaların memleket İçinde ve dışındaki büyük mubayaalarını yapmak suretlle fabrikaların ihtiyaçlarını temin edecektir. Sümerbank pamuklu fabrikalarının en mühim ham maddesini teşkil eden pamuk a-lımları İçin de Adanada «Sümerbank pamuk satmalma müessesesi» kurulmaktadır. Bu mü essese. pamuk atımları için bilcümle muameleleri ifa ederek, emrinde bulunacak olan Çırçır fabrikalarında hazırhyacağı pa mutların pamuklu dokuma fabrikalarına şevklerini şaftlıya-caktır. Ayrıca pamuk eken çiftçiye yapılacak tohum yardımları ve para avansları da bu müessese tarafından idare edilecektir. Mûessescnln Ege. Antalya ve Flnlkede de teşkilâtı bulunacaktır. Şimdiye kadar iplik ve dokuma fabrikaları mii-esseseslnin bünyesi İçinde bulunan yünlü pamuklu vo suni İpek fabrikaları hükmi şahsiyeti haiz birer müessese haline getirilerek doğrudan doğruya ana teşekkül olan Sümerbank Umum Müdürlüğüne bağlana-
Piyasada durgunluk
itha ! mallarının pahalılığı neden ileri geliyor?
Son aylar zarfında Iç piyasada hüküm süren durgunluğun sebeplerini araştıran ilgililer, bunun para darlığından başka, umumiyetle İthal malı flatleri-nln yüksek olmasından İler! geldiğini belirtmektedirler. Halbuki dış piyasalarda her tarafta flatler düşmekledir. Buna rağmen göze çarpan pahalılığı ilgililer şu suretle izah ediyorlar:
Of — Bayburt yolu
Of mahreçli ve yüze yakın muhtar tarafından imzalı bir telgraf aldık. Bu telgrafta aynen şöyle denilmektedir:
Avrupa gazetelerinden nakledilen bazı haberleri okurken şaşıyoruz, tereddüde düşüyoruz. inanmakla I-nanmamak arasında bir müddet bocaladıktan sonra kendi kendimize; «olamaz, diyoruz. Yalandır, propaganda havadisidir bunlar,» Bilhassa ucuzluk havadislerine inanmamıza imkan var mı?
Bizde ne zaman pahalılıktan bahscdilse hükümet adamları derhal sözümüzü ağzımıza tıkıyorlar:
«— Pahalılık, harbin İcap ettirdiği ve o devirlerden kalan tabii bir vakıadır. Av-rupanııı her tarafında da hayat pahalılığı devam etmektedir. Bizdeki pahalılık da bunun akisleridir.»
Başbakan da geçenlerde İstanbul gazetecilerde yaptığı hasbihalde hayat pahalılığı mevzuuna da temas ederek şöyle dedi:
«— Bu iş bir memleket meselesi, hattâ bir dünya meselesidir. Bütün dünya bu mevzu ile meşgul olmaktadır. Bugünkü hayat şartlan icabı olarak, ucuzlukta, pahalılıkta müessir olabilmek kimsenin ved-i iktidarında değildir.»
Muhtekirlere karşı alınan tedbirlerden dc bahseden sayın Giinaltav bilhassa şu ciheti tebarüz ettirdi:
"— Havadan para kazanma yolu artık önlenmiştir ve hu heveste olan çapulcular bundan sonra şiddetle ceza görmüş olacaklardır.»
Bir kac gün evvel gazetemizde çıkan bir Paris havadisinde ise, orada hayat pahalılığının hafiflediği, karaborsanın tamamile ortadan kalktığı bildiriliyordu.
Şıı birbirine zıd iddiaların hangisine inanalım? Bizim hükümet ricali, pahalılığın bütün dünvava şamil olduğunu. bunu önlemeğe kimsenin gücü vet m iveceğini söylüyorlar. Halbuki Parit gazeteleri: «bizde hayat pahalılığı önlendi, karaborsa vurgunculuğu tamamı* le ortadan kalktı - diye haykırıyorlar. Maksatları nedir? Bizi aldatmağa mı çalışıyorlar? Parislilerin yalanlarına inanırsak kendileri bundan ne favda temin edecekler? tşte bunlara bir türlü akıl erdiremivoruz. her iki tarafı da şaşkın şaşkın dinleyip derin derin düşünüyoruz.
Paris gazetelerinden nakledilen vinç aynı havadiste bildirildiğine eöre. ihtikâr ortadan kalkınca piyango biletleri fazla rağbet görmeğe başlamış, bilet satıştan üç misli artmış. Evvelce havadan para kazanmağa alışan vurguncular şimdi büyük kazançları piyango biletlerinden temine çalışıyorlarmış. .Gişeden bilet alırken elde açık bir şemsîye bulundurulursa bunun, ikramiye isabeti ihtimalini kuvvetlendireceği kanaati dc hüküm sürdüğünden, Parisin eski vurguncuları şimdi iyi havalarda bile başlarının üzerine birer şemsiye açıp piyango gişelerine koşuyor-İarmış.
Bu havadisi okurken sayın Başbakanınuzın. muhtekirler hakkındaki sözlerini hatırladım. Û günden beri sokaklarda etrafa dikkatle bakıvorum. fakat piyango gişelerinin öniindo eli şemsiydi bir kimseye raslı yanıt vorum.
Birde piyango biletlerinin devamlı müşterileri, pahalılık ıstırabının ilâcını sadece ümitten bekleyip dişlerin den tırnaklarından arttırdıktan üç beş kuruşu bilete yatırarak bununla avunmağa çalışan vatandaşlardır.
Muhtekirin havadan kazancına henüz kesat gelmedi ki piyango biletine rağbet etsin.
Cemal Refik
Merkez bankası umu mmüdürü îsviçreye gitti
Merkez, bankası umum müdürü Sadi Bekler dün «İstanbul» vapurile tsvlçreye gitmiştir. Umum müdür Cenevrede yapılacak olan MiilcUerara-«ı tediye müzakerelerine iştirak etmekledir.
Döviz darlığı dol ay isiyle ya borsa harici yüksek flitlerle ya bancı para temini, yahut da artık İptidai bir mübadele sistemi telâkki edilen takasla mal ithaline tevessül edilmesi gibi sebepler maliyetin yükselmesinde başlıca âmil olduğundan, menşe memleketlerdeki ucuzluk piyasalarımıza aynen akdedememiştir. Buna döviz ve kur farkları, takas primi, gümrük masrafları. İthalâtçıyla ikinci el satıcısının kârı da ilâve edilince, menşe memleketlerdeki ucuzluğun piyasalarımıza niçin tesir etmediği kolayca anlaşılmaktadır.
B. Sabit'in cenazesi ihtifalâtla kaldırıldı
Vefalını evvelki günkü nüshamızda teessürle haber verdiğimiz Beykoz fabrikası müdürlüğünden emekli ve Cumhuriyet Halk Partisi Beykoz İlçesi başkanı B. Sabitin cenazesi dün Kanlıcadakl evinden kaldırılarak Kanlıca camiine nakledilmiş, öğle namazını müteakip cenaze namazı büyük bir cemaatle kılındıktan sonra Kanlıca kabristanındaki aile mezarlığında e-bedl iştirahatgâhına tevdi edilmiştir.
| Cenaze çok kalabalıktı. Merhumu seven ve meziyetlerine hayran olan binlerce halk kendisine son hürmeti itaya koşmuştur. Bunların arasında vilâyet, C. H. P. erkânından ve eski metni arkadaşlarından pek çok zevat vardı.
Merhum B. Sabit hamiyet vo dürüstlüğü İle tanınmış merhum Mustafa paşanın oğludur. Beykoz fabrikasında uzun müd det müdürlük yaparak fabrikanın bugünkü mükemmel hale gellriimeslnde büyük himmeti sebketmlştlr. Kendisi herkese İyilik etmekten zevk duyan. bütün mânaslle hamiyetli vo vicdanlı bir İnsandı, istiklâl harbi esnasında her tehlikeyi göze alarak kıymcLIt hizmetlerde bulunmuştu, ölümü memleket İçin ciddi bir kayıptır.
Biraderi Danıştay başkanı B. Salâhaddlne. hemşiresinin oğlu iktisat Vekâleti müsteşarı B. Nihat Odabaşa, anlştesl doktor Nuri Ttle, yeğeni Ahmet Tlle ve diğer bütün ailesi erkânına ta-riyelerhııisl sunarız.
Patrik Athenagora» şerefine bir toplantı
İstanbul Milletvekili Hamdullah Suphi Tannöver, Ortodoks ökümenllk Patriği muhterem 1 cl Alhcnagoras şerefine kendi evinde bir İçtima tertip etmiştir.
Tannöver 21 Mayıs cumartesi günü saat 17 de bavlıyacak olan bu İçtimaa şehrimizin diplomasi. İlim, sanal, basın Alemine mensup yüz kadar şahsi dostlarım davet etmiştir. Tan-rıöver bu suretle bir kısım ma-Ökümenlk Patriği muhterem 1 cl Athenagoras arasında doğrudan doğruya bir tanışma temin etmeyi düşünmüştür.
« 7o kilometre uzunluğunda Of - Bayburt yolu her bakımdan çok önemlidir. İki ilçenin can damarı mesabesindedir. Rize İli. Sürmene ilçesi halkı da bu yoldan İşlemektedirler. Oluz yıl önce yalçın kayalık bir güzergâha açılmış olan bu sağlam yol esaslı bir t âmir ve bakım görmediğinden harap olmuş kırk kilometrelik Çaykara -Bayburt kısmı çeyrek yüz yıl-1 dır işlemez bir hale gelmiştir Of - Çaykara kısmı he tehlike içinde zaruri olarak işlemektedir Yolun birinci derece önemde devlet yollarından biri olarak ele alınıp yapılmamış ve işler hale konulamamış olma-.undan yüz binlerce vatandaşın çektiği çileler çoktur. ıstırapları derindir. Blzler şimdi, 94« yılı çlnde şahdanıarımız demek olan bu yolun devlet yollarından sayılıp ödenek ayrıldığı müjde- , siyle sevtndrllmlş iken çok geçmeden bu ödeneğin geri alınarak köy yolu veya İkinci derecede yollardan sayıldığı kara • haberi İle ağlıyoruz Hakkı tes- ı Hm edilip can damarımız olan ı yolumuz miıstacelcn ve miıkem- ı melen yapılmadıkça goz yaşları- ı nuz dlnmlyecektlr Sadık ve fedakâr, çalışkan bir vatandaş ı
Pamuk ipliği ithalâtı
Şehrimizde pamuklu üzerine çalışan muhtelif sanayiciler tarafından piyasa ihtiyacını karşılamak makaadiyle 270 ton pamuk ipllfil ithal edilmiştir.
İstanbul vapurile gidenler
Denizyolları, idaresinin «İstanbul» vapuru dün saat 12 de 185 yolcu ve 400 ton yükle «Batı Akdeniz Hattı» seferine çıkmıştır. Gemiyle gidenler arasında Sokanl Vakumun Türkiye müdürü Mr Henry Ampld, ispanyanın Türkiye Alaşemlll-terl yüzbaşı Vlllegas, Amerikanın Ankara ticaret ataşesi Mr. Metıdenhald. Yunan basın ataşesi ve Atina ajansının İstanbul muhabiri Mr. Timoleon Nauru vardır.
Vefat
Milletlerarası çalışma mütehassısları
Bir müddet önce şehrimize gelen ve memleketimizde muhtelif İş merkezlerini gezerek Çalışma Bakanlığına Türltiyedekl İş hayatının durumu hakkında, rapor hazırlıyan beynelmilel inişlerdir. Kendilerile görüşen! kütlesinin çeyrek yüz yıldır ge-çalışma teşkilâtı üyelerinden[ bir arkadaşımıza bu delegeler | ri bırakılan bu hayati ihLlyaç-Zalenka, Vaage ve Cftssac dün memleketimizden çok iyi ilml( lannın artık karşılanması ile «İstanbul» vapuruyla gitmişLer- intibalarla ayrıldıklarını söyle- bağrımızı delmekte olan ıstıra-d*r- I mtşierdir, | bul dindirilmesin! dileriz.»
Belçikalı ve Fransız delegeler gitti
Milletlerarası beşinci mukayeseli patoloji kongresine iştirak etmek üzere şehrimize gelen Belçika ve Fransız delegeleri dün .İstanbul- vapurile gitmişlerdir. Kendi lerile orirüsen
Merhum eczacı Sait beyin refikası ve gazetemiz muharrirlerinden Sadeddln Oökçepına-rın annesi
Köy okullarının tatili
Vilâyetimize bağlı köy okulları tatil olmuş ve imtihanlar da yapılmıştır. Vilâyet İlk öğretim meclisi, ancak şehir İç! Okulların tatil günleriyle imtl-han ve yeni öğrenci kaydf tarihlerini tesblt etmektedir.
Köy okulları mezuniyet neticelerini MIHI Eğilim Müdürlüğüne bildirmeğe başlamıştır. Müdürlük, diplomaları hazırlamaktadır.
şehir İçi okullarında öğretim
Lûtfiye Gökçeptnar
vefat etmiştir. Cenazesi bugün Haydarpaşa Nümune hastanesinden alınarak Üsküdar Ye-nlcamlslnde namazı kılındıktan sonra Karacaahmet şehitliğine defnedilecektir.
Arkadaşımıza baş sağlığı, _
merhumeye do Tanrıdan mağ- ay sonuna kadar de vara edecek-liret dilerle. j tir.
21 Mayıs 1919
Komutanlar dalgıçları sual yağmuruna tutmuşlardı
Dalgıçların verdiği cevaplar — Geceleri boşaltma ameliyesi — Göze çarpan korkunç manzara
Toplıyan: H. Steele Comnıaper
Çeviren: Arif DERF.BEYOGLÜ
27
Dcnizln dibinden çıkarılan malzemeyi teslim alan komu.- : tanlar, bir türlü kanaat getirmek bilmiyorlardı. Sert bir ta.- ı vırla dönerek dalgıçları âdeta bir sual yağmuruna tutuyor- ; terdi: 1
— «Altı tayyare motörü da- ı ha olacak. Pamuk ve sargılar I nerede? Yün bezleri bulunma- I dL mı? Yoksa denizin dibinde ı cesetlerle satranç oynamakla ı mı vakit geçiriyorsun?»
O zaman dalgıçlar meyus bir ı hareketle şu cevabı veriyorlardı: ı
— «tu anmazsanız kendiniz inip görün. Motelleri çıkarmak , İmkânsız. Üzerleri yığınla at ve süvarilerin cesetleri ile dolu... Sargı ve ilâçların olduğu yere de gitmeğe ben. cesaret edemiyorum.»
— «Neden?»
— «30 seneden beri dalgıçlık ederim, o kadar korkuhç ve feci manzaralarla karşılaştım, fakat sargıların bulunduğu kamaranın kapısını açınca haşama gelecekleri biliyorum. İçerisi sayılmayacak kadar çok çocuk cesetleri İle dolu...»
— «öyle ise sargısız, İlâçsız yaralı çocukların hail ne olacak?»
Buna benzer sayısız münakaşalardan sonra dalgıç da tekrar suyun dibine inmekten başka çare bulamıyordu.
Ertesi sabah tayyare ma-törlerl denizin dibinden çıkartılarak hava alanına taşmıyordu. Sargılar kurutulmak üzere güneş altına seriliyor, ve patlamamış mermiler de tekrar düşmana karşı kullanılmağa başlanıyordu.
Geceleri boşaltma
Bu suretle muhasara altındaki şehre mühimmat ve yiyecek taşımağa, kadın ve çocukları şehirden alıp götürmeğe her gece devam ediyorduk. Almanlar çıkarma mahallerini paraşüt ve aydınlatma fişekleri ile aydınlatıyor, ve muhasaradan kaçırılmakta olan kadın ve çocukları merhametsizce makineli tüfek ateşine tutuyorlardı. Ateşin başlaması ile petrol tankları tutuşuyor, cephane sandıkları İnfilâk ediyor, cehennemi bir alev gök yüzüne doğru fışkırırken duman ve ateş içinde itlalyectler oraya buraya koşuşuyorlardı.
Bütün bunlara rağmen çalışma temposu bir an bile yavaşlamıyordu. Hattâ her an biraz daha hızlanıyordu. Şafaktan biraz evvel bütün gemiler rıhtımı terkederek sahilden mümkün mertebe uzaklaşıyorlardı. Durum çok nazik olduğu için, kullanılan metodlar da o kadar! kati ve merhametsizce olu-
yordu. Meselâ dol: İşçileri arasında bir kaç tane ağır ceza mahkûmu vardı. Mahkûmlardan bir), etrafına bir kaç çapulcu toplamış, belli etmeden yapılan İşleri geciktirmeğe çalışıyordu. Vaziyeti farkeden bir muhabere subayı koşarak mah-kûftmun yanma geldi, ve mahkûmdan bir bahane ile ağzını açmasını emretti. Mahkûm ağzını açar açmaz, subayın tabancası. zavahnın damağında patlaması bir oldu. Mahkûm kanlar İçinde yere düşerken, subay da etrafındakilere şöyle bağırıyordu: dşte tembellik
edenin sonu budur«
Korkunç manzaralar
Ortalık adamakıllı ağarınca bütün cesaretimi toplayarak yer altındaki amirallik dairesinden çıktım. Bu sefer de karşılaştığım manzara sinirlerini üzerinde tarif edilmez tesir yapmıştı. Limanda baştan yahut kıçtan batmış gemilerin üstü karınca yığını gibi İnsanlarla dolmuştu. Sayısız kadın ve çocukla yüklü üç direkli bir muhacir gemisi de sahile doğru yan yatmış, o hali ile tıpkı boğulurken kollarını açarak yardım isteyen bir insana benziyordu.
Alman tayyareleri hücuma kalktığı zaman, sahile yakuı yerlerde oturanlar, eski gemi teknelerinin İçine sığınmışlardı. Bu zavallılar aynı yeirn İki defa bombardıman edilebileceğini hiç dilşünümüyorlardı Halbuki Almanlar enkaı yığınlarına varıncaya kadar her karış toprağı bombardıman edl yorlardı.
Şehrin içinde Ölüleri gömmek İçin zaman yoktu. Cesetlerin üzerleri yalnız incecik bir toprak tabakası İle örtülûyorfu. Ufak bir tepenin üzerinde, parçalanmış bir tayyarenin pervanesi üzerinde şöyle bir şey yazılmıştı: «Daha evvel ölen askerleri Mezarınızda biraz kenara çekilerek yer açın. Ayııı mezara gömülecek biri deha var!»
Petrol stoklarını bulmak ümidi He, Almanlar mezarlıkların altını üstüne getiriyorlardı. Daha Kırım harbide ölenlerin cesetleri paramparça meydana çıkıyor, ve sonra toprakla âdeta hamur gibi yoğuruluyordu. Mezarlığın arkasına düşen arazi o derece bombardıman edilmişti kİ, evlerin ve yolların bulunduğu yerleri tayin etmek İmkânsız bir hal almıştı. Yalnız ötede beride büyük ve derin çukurlar açılmış, çukurların içi kanlı sularla dolmuş, suların üzerinde de eller, ayaklar, kollar. bacaklar, başsız ve kolsuz
•• **ı ı • ** ı* • ••
Buyuk bir alımın olumu
Bir eski Sovyet casusunun kitabı
Dr. Asım KAZANCIGİL
Fransız tıp âlemi büyük bir bilginini kaybetmekle çok derin bir acı duymaktadır. Filhakika Pasteıır enstitüsünün en mümtaz üyelerinden biri, doktor E-tlenne Sergent geçen yılın sonlarında hayata gözlerini kapamış bulunmaktadır. 1870 senesi zarfında doğmuş olduğuna göre, vefatında seksen yaşına yakın olan bu zatın bütün ömrü parazitoloji ve bilhassa sıtma ilmine dair araştırmalarla geçmiştir.
Tıp neşriyatında Sergent kur deşler (diğeri Edmond Sergenedir. namiyle maruf olan iki birader bütün dünyaca tanınmış, eserleri her yerde büyük bir kıymet atfedilerek dalma dikkat! çekmiştir. Son zamanlarda vefatını bildirdlğlmla Sergent bilhassa sıtma hastalığında muafiyet meselelerini. İlk defa sıtmaya tutulup da müteaddit nöbetler geçirenlerin aynı cins parazitlerle vâki olan yeni bir İntana karşı muafiyetlerini (premunltlon) tes-blt eden çok ehemmiyetli neşriyat yapmıştır. Her iki kardeşin Cezayirde yaptıkları sıtma mücadelesi bir çok hususiyetleri dolayıslle umumî dikkati çekmiş ve bir çok vesilelerle mücadele bakımından misal o-larak gösterilmiştir.
Fakat bilhassa Fransada ve başka memleketlerdeki tıp muhitlerinde her lkl biradere büyük bir şöhret kazandıran iş. kendilerinin, geçen birinci dünya harbinde Fransızların şark I gönderdiler. îkl birader durumu ordusunu sıtma sebeblle duçar İyice inceledikten sonra işe baş olmak üzere olduğu biiyük bir lıyarak sıtma âleminde hakika-felâketten kurtarmış olmeları- ten nadir görülen ve bir ordu-dır. Hakikaten 1917 senesinde‘yu, yüz binlerce kişilik bir top-Makcdonyada toplanmış olan ve şarktan ilerliyerek orta Avrupa devletlerinin en can alacak noktalarına hücuma hazırlanan bir ordu toplanmış bulunmakta İdi.
Bu ordu daha 1915 ten illba-j ren İngilizlerle birlikte Selânikli te ve bu şehrin daha Herlerin- i de yer olmakta İdiyse de bllhas- I sa 1917 tarihinde büyük bir kuv jL vet Iktlsab etmiş ve düşmanla-Baş rollerde: MAURREN O'l!ARA — JOHN GARFIELD nna tecavüze müheyya bulun-1 muştu. Bu orduya büyiık ümitler bağlanmıştı. 1938 senesinde Bulgarların teslim olmasını İntaç eden ve netice Itlbarile de birinci umumi harbin bitmesi-j nl hazırlıyan askeri hareketlere bakılacak olursa bu ümitlerin' pek de boş olmadığı anlaşılır. |
Halbuki 1917 senesi ya-nihayetne doğru, as-hareket için en mü-olan sonbahar ayla-
den ya memlekete İade edilmesi veya uzun müddet istirahat etmesi lâzım gelmekte İdi. Bu duruma göre her türlü mütecaviz ve taarruz hareketlerinden vazgeçmeğe çoktan razı olan komutanlık şimdi düşman tarafından vaki olacak bir taarruzu nasıl önllyeceglnl düşünerek büyült endişeler hissediyordu, düşman düşmanın halini bilmez derler. Sonradan öğrenildi ki karşılarında bulunun Alman ve AvusturyalIlar da ayni şekilde ağır bir sıtma İstilâsına duçar olmuşlardı. Müttefikler a-rasmda yalnız Bulgurlar bu büyük salgından bir dereceye kadar masun kalmış bulunuyorlardı. çünkü onlar a havalinin ahalisinden olmaları Itlbarile bu parazitlere karşı daha hızla mu kavemet gösteriyorlardı. Buna karşı Fransızlarla Almanlar ve AvusturyalIlar yepyeni bir parazit hücumu karşısında tama-miie mukavemetsiz bulunuyorlardı.
Durumun vahameti ve tehlikesi artınca Franstzlar ana vatana müracaat ederek kendilerini bu âfetten kurtaracak çare bulunmasını istediler. Fransız hükümeti idarecileri telâşa düşerek bir çok şeylere baş vurdular ve bu arada diğer bir çok mütehassısı ve mücadele işlerinde çalışacak tabipler İle beraber İşlere nezaret etmek üzere Sergeni kardeşleri Selânik'e
AIexander Foote’e göre 1945 »eneğinde Türkiye ile İranı istilâdan kurtaran atom bombası olmuştur
luluğu, utmadan kurtaran tedbirlerle tababetin, sıcak memleketler hastalıkları âleminde mİ sal olarak gösterilen bir başarısı m elde ettiler. Güçlükle çok büyük olmakla beraber «arfedllen gayretler sayesinde birkaç ay I-çlnde sıtmanın tamimiyle önü alındı ve ordu gene harb etmek kabiliyetin! elde etti.
Yüz binlere baliğ olan askerlere (bunların miihlm bir kısmı ya bilgisizlik veya hasta olarak memlekete dönmek hevesi yüzünden her türlü tedbirlere riayetsizliği âdet etmişlerdi) müessir bir surette İlâç vermenin ve bunları murakabe etmenin ne kadar güç bir şey olduğu Lak dlr edilir.
Buna rağmen Sergent biraderler evvelâ mühim sıtma men balarım ortadan kaldırmak ve ondan sonra da bilhassa (kinin) pıofilâkslsl yapmak sayesinde muvaffakiyete eriştiler. Mevcut bütün hastalar çok bü-t yük bir İhtimamla Kinin tedavisinden İstifade ettikleri gibi bilhassa vikaye maksadlyle yapılan kinin verilişi az zamanda tesir gösterdi. Her gün bir çok askerlerin İdrarı tahlil edilerek hususi bir miyarla kinin aranır ve reaksyonu menfi olduğu görülünce, verilen kinini almaması sebebiyle asker cezalandırılırdı. Bu kadar ince teferruat düşünülerek talblk edilen bu umumi tedavi ve vikaye sistemi sayesinde Fransız Şark ordusunu büyük bir felâketten kurtaran Sergent biraderler ile'sinde bırakarak (38) yaşında ölen eşim Bandırmak kunduracı Şaban Erenin ruhuna ithaf edilmek üzere ö-lümünün kırkına rastlayan 22/5/949 namazından Ağacaınilnde oku t Lurulacağından lerin ve arzu edenlerin teşriflerini rica ederim.
Karısı
Hastabakıcı Lili
Nev-York 20 (A.AJ — (Unl-1 ted Press) — Eski Sovyet casusu Alezander Foote «casusluk kitabı» ismini taşıyan eserinde, 1045 de Türkiye ve İranı istila etmekten alıkoyan yalnız atom bombası olmuştur» demektedir.
Son harbde Kızıiordunun İstihbarat servisi ajanı olan Foo-te’e göre, «Almanya'nın tesliminden hemen sonra Rusya bu iki memleket hudutlarına kıtalarını yığmıya başlamıştır». Foote şöyle diyor:
«Sovyet generalleriyle yaptığım konuşmalardan ve elde etmeye muvaffak olduğum malûmattan şu neticeyi çıkarabilirim kİ, İnglllzlerlû ve Amerikalıların Japonya’yı tasfiye etmeğe uğraşmalarından İstifade e-derek Rusya, Türkiye ve İran'» istilaya matuf planını tatbik etmek niyetinde idi.
Bu gergin duruma Atom bom bası son verdi, ilk atom bombası 6 ağustos 1945’te hlroşima üstünde patlayınca Rusya iki gün İçinde hemen Japonya'ya harb İlân etti. Ve kıt’aları hiç bir mukavemete rastlamadan mançurlye İnmeye başladı altı gün sonra Japonya savaşmayı
durdurduğu vakit Rusya haya# önemde endüstri bölgeleri ne o kadar sağlam yerleşmişti kİ, Çin ile bir «dostluk» andiaşmaşı yapmak için port arthur ve dat-ren’de tavizler istedi ve aldı.
Aelcn İngiliz olan vç şimdi Ingiliz hükümetinin hizmetinde çalışan foote ll)3B'den 1947’ ye kadar Rusların hesabına çalıştığını ve kısa bir zamanda İsviçre’de bulunan ve Almanya hakkında malûmat almakla görevli Sovyet casusluk teşkilâtının başkanı olduğunu yazmaktadır.
İsviçre makamları tarafından hapsedilen foote daha sonra ser best bırakılmış ve muvaffakl-yetsl211ğinin sebeplerini İzah etmek üzere Moskova’ya gitmiştir. Rusya Foote'u Amerika lıak kında malûmat elde etmek için güney Amerika’da bir casus şebekesi kurmakla görevlendirmişlerdir. Foote Amerika’ya giderken tsviçreden geçişini bir fırsat buluyor ve Sovyet casusluk teşkilâtını terkederek müttefiklere iltica ediyor ve İngiliz tabiyetinden olduğunu lsbat ettiği İçin İngiltere’ye geliyor.
Beni acılar
hakkettikleri «şöhreti kazanmış olarak memleketlerinde ve bütün dünyada büyük bir İsim bırakmış oldular.
ıııııııııııııınııııııııııııııın
Diııııııııııııııııııııınıııııııııııııııııııııııııniıiılırıhllınnnnııııııııııı
Buqiin
| Kadıköy Q> F> E R A S nemasında
İki büyük film birden
— GÖNÜLLER KRALİÇESİ
Tamamen renkli
Oynıyanîar: BETTY GRABLE - DÎCK HAYMES
2 —SEVGİLİM BİR CASUSMUŞ
1
pazar günü öğle sonra Beyoğlu Mevlûdu şerif onu seven-
ANKARA RADYÜS!
Bu akşamki program
17 Çocuk ustu, 18 M. S, oyarı ve Dun» müziSi (PLİ. 1S.45 Hafif sc-lolac (PLİ. M M. S. ayart ve Haberler. 10.15 Geçmişte bucfln, 19.20 Yııntnn KVler. l'JM' Karı sık şarkılar. 20.15 Radyo «aze'.ed. 30 M Serbex saat, 20.35 İnce saı ıMalıur taslı). 21-15 Şarkılar, türküler. 22 Koruısm.ı. 22.15 Film melodiler »Pl). 23.30 Varyete miirlklerl fPI 1, 22.45 M. S. »yort ve Haberler. 23 Danı moaeı (PLİ
Created by free version of 2PDF
keri salt rı yaklaştığı zaman büyük bir âfet orduyu Adetâ yerinde mıhlanmış gibi hareketsiz bir hale getirdi. Bu âfet tropika ismini j verdiğimiz sıtma belâsı İdi. Her gün binlerce kişinin yerlere serilerek kıpırdıyamaz bir hale geldiğini gören ordıı komutanlığı aklını kaybedecek hale geldi. Bir çok ölüm vakalarına da sebep olan bu ağır sıtma istilâsı bütün orduyu felce uğratmış gibi İdi.
ölümden kurtulanların da nö betlerin tekrar etmesL veya has i, balığın sebep olduğu büyük kan (Arkası var) sizlik ve dermansızlık yüzün-
Şişli Dispanseri yararına — İki eşsiz sanatkâr
28 Mayıs cumartesi akşamı Pangaltı
Müzeyyen Senar Işıl
NECMİ RIZA AHISKAN
DEVLET DEMİRYOLLARI İLÂNLARI
En sevilen eserler — Büyük program,
Alüminyum Yaldız Alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşı Satınalma Komisyonundan:
I
1 — 150 Kg alüminyum yalnız açık eksiltme İle satın alı-
nacaktır. |
2 — Muhammen bedeli 11 fo Ura olup muvakkat teminatı 87 Ura 75 kuruştur
3 — Buna alt şartname komisyondan parasız olarak dağı-' tılmaktadır.
4 — Eksiltme 10. haziran. 1949 cuma günü saat 10,30 da Haydarpaşa gar binası dahilindeki Haydarpaşa satmalına komisyonunda yapılacağından arzu edenlerin vaktinde komisyonda hazır bulunmaları. (7004)
1
Mevsimin son şaheseri
KANUN HARİCİ HENRY FONDA —
LİNDA DARNELL Türkçe kopya BPEK't® Orijinal kopya 1
MELEKte muvaffakiyetle devam ediyor.
J
KISKANÇLIK
Yazan: Alphonse Daudet > Ttirkçesl: Mebrure ALEVOK
Tefrika tfO. 90 -
■ Ne diye peşimize düşüp buralara kadar geliyor?» diye homurdandı. Ayni zamanda insiyaki bir koruma hareketiyle kolunu Lydte'ye dolayarak, sanki «Ben buradayım, korkma,» demek istiyordu.
Rlchard’ııı soğuk kanlılığına hayran hayran bakan karısı; «Şaşılacak şey! Ne kadar da cesur! Şu dakika ona canımı verebilirim!» diye düşünüyordu.
Hızlı adımlarla yaklaşan Del-crous, daha uzaktan:
— Affedersiniz, sizi rahatsız ettim Fenigan... diye bağırarak konuşmağa başladı: •Zabıt ikâtlbl daireden çıkmadan Cmbell'de olmak İstiyorum ; beni araba İle gönderebilir miliniz?
Fenigan:
— İstediğiniz araba olsun, bundan kolay ne var! diye ce-
vap verdi.
lydle de sevincinden kabına sığamaz bir halde: »Llbert'e söyhyeyim, hemen hazırlansın.» ocdl.
Delcrous gidiyordu, demek bu günlük korkacak bir şey yoktul
Rlchard yüzü güle güle, karısının bayramına katıldı- «Haydi Llbert'e hep beraber gidip haber verelim.» dedi.
Fenigan'ın yanı başında yürüyen hâkim, bir aralık kulağına eğilip, usulca: «Arabaya sizi de alacağım, ama sade İkimiz olalım; bazı şeyler sormak istiyorum da.» diye fısladı.
Anlaşıldı! Herif, Lydle hakkında kocayı slgaya çekecek... Demek Grosbourg'dan getirilen »İpucu» bul Rlchard renk vermemek İçin olanca gayretini, soğuk kanlılığını ele aldı.
Hâkim efendinin «esrarengiz»
usulü İle:
— Kabul., diye cevap verdi,
Lydle açık kaleskalarının. PaulOTOila ağacının önünde bekliye duran misafir arabalarına doğru yaklaştığı ve Rl-Chard’ın sorgu hâkiminin yanına çıkıp oturduğunu görünce, sanki kocasını elinden alıyorlarmış. btr daha da kulay kolay geri vermlyeceklermlş gibi garip bir hisse kapılarak, sapsan kesildi. Giiçbclâ kendini toparlamak kuvvetini buldu ve gu-lümsiyerek:
•Ne olur, beni de götürün; çabucak şapkamı giyer gelirim.» dedi.
Rlchard hâkim! efendinin kol dürtmeslndek! mânayı anladı:
«Değmez yavrucuğum... Zaten ben de tâ Corbeil’e kadar gidecek değilim.» dedi. Eğildi gözleriyle karisini öpüp okşıyarak: «Biraz salonda görüııüver, anneme yardım etmiş olursun.» diye ilâve etti,
Açık pencerelerden bıcır bıcır kadın sesleri geliyordu. Ly-
çlşine. başını çevirip: «Bir saate kalmaz, dönerim > diye bağıran kocasına baktı.
.....Uzelles'l Grosbourg'a, aşkı terfi sevdasına feda ederken, Delcrous efendinin yüreği parçalanmadı diyemeyiz. Böyle bir zatı şerif İçin, bu teşbih belki mübalâğalı kaçar ama, adamcağız karar verene kadar sahiden epey zorluk çekil.
Selne boyunca yürüye yiirüye gelirken, köprünün yarısına •varmış, ama ne yapacağını, nasıl bir yol tutturacağını, daha hâlâ kestirememiştl. Eğer o a-ralık Clıaperon - Rouge hanım orada olsaydı, hiç şüphe yok ki kahkahasının sihri, etli canlı varlığının kuvvetiyle, terfi arzularının da, dişli nüfuzlu bir aileye yaranmak İsteklerinin de, çabucak hakkından gelirdi!
Fakat İş sade kendi İç güdüsüne kalınca, hâkim efendide mevki hırsının galebe çalacağı besbelli idi. Nitekim Uzelles’e yaklaştıkça kalb susuyor, • söz hakkı, kafaya düşüyordu.
dle mermer merdivenleri çıktı, içeri girmeden evvel taraçâda I durarak, arabanın kapıdan ge- (
•Vazifesini yapacaktıF» Bu-
1 nun! için de resmi, kanuni sor-
i gûya geçmeden evvel, aziz Fe- ]
Tıp talebe cemiyeti menfaatine konser
Doçent doktor Bülent Tarcan İdaresindeki İstanbul Hekimleri yaylı sazlar orkestrası İlk konserini 24.5 1949 salı günü Melek Sinemasında verecektir. Tıp Talebe Cemiyeti menfaatine tertip edilen bu konserde Vi-valdl. Bach, Haendel, Brahma ve Liadorcdan seçme eserler ca Iına çaktır.
t.’evlûd
Sevgili büyuzumüz emekli baytar Binbaşısı merhum MEHMET ŞAKIR Samuıu-uoglu nun ölüm gününe raslıyan 22 Mayıs 949 Pazar günü öğle namazım müteakip Teşvikiye camiinde merhumun ruhuna ithaf edilmek üzere Mevlid okunacağını merhumun arkadaş ve dostlarile aile dostlarımıza arz ederiz.
SOMUNCTOGLÜ AİLESİ
ateşinden
Hayatın özünden mevzuunu, ihtirasta
I, heyecanını alan büyük film Bl GÜN Lâle'de TÜRKÇE
BALIKÇININ SEVGİLİS
(The Brothers)
PATRİCİA ROC — MAXWELL REEDS’in
| her kalpte nıestcdlcl bir zevk yaratan müstesna filmleri f
nlgan'la ahbabça konuşmak, bu sayede dostunun ağzından kapacağı sözlerle, sanığın itiraflarını terazilemek İmkânını bulacaktı.
Nitekim Uzelles köyünden çıkıp, atlar büyük toprak yolda tıkır tıkır gitmeğe başlayınca, hâkim efendi, hemen sorgu faslına girişti.
«Sevimli refikalarını» nc sebeple yanlarına alamadıklarını, tabii «aziz dostu Fenigan'» da takdir buyurmuştur; «hanımefendinin» önünde prens d'Olmützün ölümünden bahsetmek hoş kaçmazdı, değil mİ ya efendim? Bilhassa bu mesele, doktorların dediği gibi alelâde bir kaza olmayıp ..
Rlchard bir sıkı sordu:
— Bu hususta deliller var mı? Delcrous kafa salladı:
— Kati deliller.
Artık kocacnğızın şüphesi müphe&l kalmamıştı. Ağızda gevelenen hep Lydlc'nin lâfı İdi. Bakalım hâkim efendi daha neler yumurtlıyacoktı?
Ama karısını bu mahkeme ze-han’Iı-rlnin eline teslim edeceğini sanıyorlarsa, akıllarına
şaşmalı! «Ben yaptım» deyip teslim olmak, yüz kere, bin kere iyi...
Delcrous efendi, pek keskin görüşlü olmamakla beraber, dostunun güneşten yanmış yüzünde bir değişiklik, bir bozarma sezdi ve memnun, mesrur devam elti:
«Birinci delil şu... Kuvvetli bir delil ki, iptida gözümüzden kaçmıştı: Kadınlardan yana kısmeti açık bir çok erkekler gibi, bilhassa genç yaştaki bir çok erkekler gibi, prens ceplerinde bir takını mektuplar, resimler, hâtıralar taşır, hattâ bunları şuna buna gösterirmiş... Bu çeşit şeylerle dolu ve — arkadaşlarının pek iyi bildikleri —, sigara tabakasına benzer, bağadan yapılma bir recim mahfazası, üzerinden hiç ayrılmazmış. şimdi, blçareyL bulduğumuz zaman, ceplerinde bir şey yoktu; şüphelerimizi Sevk ve tekid eden bu oldu.»
Tastamam Rtcahrd'm tasavvur etliği facia! Charlcy'in vermeğe razı olmadığı bir usld «yadigarı». Lydie her ne pahasına olursa olsun, ele geçirmek|
isliyor!
Buna artık iman getirdiği halde, ileri sürdüğü deliller yüreğini kıskaçiayıp sika duran hâkime, itiraz etmek kuvvetini buldu:
»İyi ama, eğer cepler! karıştırılmışsa, cinayeti hırsızlık maksadıyle yaptılar demektir.,.
— Hayır, çünkü para cüzüa-nına. saatine, yüzüklerine dokunmamışlar. Belli ki sade üstünde taşıdığı mektupları almak, bir de çapkının güzel suratını berbat etmek istemişler. Tam aşk cinayetine uyan bir şekil.
Koca cevap vermiyordu. DeL-crous: Eyvah, fazla ileri gittim, artık ağzından bir şey alamı-yacağım.» diye korktu. Adamı tekrar kafese getirmek için başka bir yol tutturmağa kalkışarak- «Ne düşünüyorum biliyor musunuz. Rlchard? dedi; sakın bu bir kadın İntikamı olmasın.» Dostunun titrediğini gördü, kurduğu tuzağı beğenerek devam etti: «Yaşıyormuş hissini verecek tarzda, her zamanki yerine uzatılıp yatırılmış olan (Arkası var)
Tarihten Sahlfeler
ILAhdiilhamid zamanında
■1 ■ ■••vıa .
ıkı doyun
f
Amiral Ülgen
Uçakla Amerikaya vasıl oldu
Serbes sütun]
O t obua - kamyon faciaları
Ev kadınlığı...
—Yazan: ■
HALÛK Y.
ŞEHSUVAROGLU
sultanlara
m verince yanında bulunan Başikball (Aman efendimiz, siz emir buyurursunuz da almazlar olur mu?) deniiş. Padişah da (Şimdiye kadar teklifte bulun-duklarun kabul etmedi) cevabını vermişti. •
Nihayet bir akşam Sultan Ha-mlt Ikl sultanı valdeliklerl Kfi-dınefendl üe beraber Yıldız II-yatrosandakl locasına davet etti. O gece Kadmefendl. sultanların yanında tekrar evlenme bahsini açınca Padişah (Bu aylar İçinde Inşaallah evlendireceğim kadın) müjdesini verdi.
Fakat üçüncü Kadın (Efendimiz her vakit vaat buyuruyorsunuz amma arkası çıkmıyor) deyince Sultan Hamtt yerinden kalkarak (Vallahi şu İki üç ay içinde evlendireceğim) cevabını vermişti.
Hakikaten tiyatro akşamından bir ay kadar sonra Hatice ve Fehime sultanların Şule köşkünde çchkrierl «çildi. Oörmek lstiyenler gelsin görsün diye de bir İrade çıktı.
Bütün Yıldız sarayını alâkadar eden ve dört sene süren bir İntizar devresi bu suretle nihayete eriyor ve Sultan Muradın kızlarına İki talip bulunmuş oluyordu.
Yıldız halkının Şale köşkünde bir hafta seyrine gittikleri sultan çehizleri hakikaten görülmeye değer bir ihtişamdaydı. Halice sultanın gelin yatakları kırmızı retantilyon kumaş üzerine sırma İle İşleme. livama İnci ve pırlanta kaplıydı. Gelin elbisesi al üzerine yine sırma, İnci ve pırlanta işlemeliydi.
Feİılme sultanın aynı İşleme ve kaplamada olan yatak takınılan al renginde ve gelinlik elbisesi krem renglndeydl. Sultanın ikinci günlük elbisesi mavi renkteydl. üzeri sıvama İnci idi ve etekleri altın sırma saçaktı. Üçüncü günlük elbisesi gayet sade, çok uzun etekli menekşe rengi bir tuvaletti.
Sultanların havlu takımları ve on İkişer adet menekşe ve kırmızı renkteki masa örtüleri mücevher, inci İşlemeli ve altın saçak etekliydi. Yatak şiltelerinin hepsi fes rengi atlastandı. İkinci yatakları koyu nefti ipekli üzerine altın sırma İle işlenmiş Sultan Hamldln arma ve markasını taşıyordu. -
ÇehiZ sandıklarının dışı kırmızı kadife üzerine gümüş kaplıydı, İçerleri ise mavi atlastandı. Ayrıca aelvl ağacından yapılmış ambar büyüklüğündeki silme sandıkların İçi de atlas kumaşlarla döşenmişti. Yatak bağları canfestendi.
Yatak takımlarından sonra gümüş eşyalar geliyordu. Sultanlara gümüş mangallar, gümüş beşer kollu şamdanlar, pllâ-Llndcn havlu askıları, tepsiler, tabla takımları, yemek tabakları, gümüşler de dahil envai çeşit kaşıklar verilmişti. Gelin odasına alt su takımları, kahve takımları mücevherllydL
Diğer bütün eşyada bunlara mûtenazir bir İhtişamdaydı. Sultanlar İçin Ortaköyde hazırlanan birer yalı İle köşk de h«-zlne) hassa tarafından büyük bir İtina ile döşenmişti.
Bugün Gazi Osman paşa orta okulu olan Ortaköydeki ahşap büyük yalının yerinde eskiden deniz hamamları vardı. Bu sahaya Fehime sultan için bugünkü bina İnşa olundu.
Sultanın gelin odası, üst katta deniz üzerindeki salondu. Bu salon kumaş üzerine altın sırma İşlemeli koltuk takımı İlci ve perdelerle döşeliydi. Salonun orta penceresi önünde altın yaldızlı bronz direklerle bir tabı, kurulmuş! u.
Tahtın perdeleri oda döşemeri İle eşil. Yüksek taht üzerine
V. Muıadla beraber çuağan sarayında mahpus olan eski Padişahın kızlarından Hatice ve Fehime sultanlar evlenme çağına gelince, izdivaç etmek istediklerini babalarına söyletmlş-lerdi.
V. Murat Yıldız sarayından gelen Başmusalıiple kızlarının arzularını amcaları Sultan Ab-düllıamlde bildirmiş ve Padişah yeğenlerin! kendi kızları gibi evlendirmek istediğini, ancak Çıragandan çıktıktan sonra bir daha babalarını ziyaret, ede-miyecekleri haberini göndermişti.
V Murat böyle bir şartı ağır görmüşse de kızlarım da haklı bulmuş ve sultanlar bir sabah Yıldızdan gönderilen arabalarla Çırağan sarayından ayrılmışlardı 11!
Hatice ve Fehime
Yıldız sarayında misafir dairesinde odalar tahsis olunmuştu. Amcaları kendilerini Yıldıza geldiklerinin İkinci günü akşamı tiyatroda kabul etti. Her İkisini kucaklayıp öpen Padişah onlara 'Ben biraderimi çok severim . Avrupa seyahatimizde kend ileri zehirle um işti. Pa nzehir vererek ben kurtardım) demiş ve (Siz de benim evlâdlarımsı-nız, her şeyinizi temin edeceğimi vadinde bulunmuştu.
Çok eayıT olan Fehime sultanın sıhhatini merak etmiş, ertesi günü Davasını çağırtıp çocukluğundan beri ehemmiyetli bir hastalık geçirip geçirmediğini sormuş, sonra ıŞafe köşküne) doktorları çağırtarak sultanı orada muayene ettirmişti.
LL Abdülhamit sultanlara valdelik alarak Üçüncü Kadını göstermiş ve Kadınefendlnln elini öptürtmüştü. Ayrıca sultanlarla beraber Çıragandan Yıldıza gelen kal falan huzuruna kabul ederek hepsine ayrı ayrı iltifat etmiş ve kendilerine nişanlar, ihsanlar vermişti.
TL Abdülhamit her gün biraderinin kızlarına hediyeler gönderir. elbiseler sipariş ettirir ve dalma Musahiple hatırlarım sordururda.
Hatice ve Fehime sultanlar da diğer şehzadeler ve sultanlar gibi her cuma günü arahalariyle cuma selâmlığında hazır bulunurlarda Sultan Haınlt bilhassa iki yeğeninin bu merasimde görülmesini İsterdi.
Yıldız sarayına evlendirilmek üzere çıkarılan İki sultana talip zuhur etmemiş ve seneler beklemekle geçmeğe başlamıştı. Bu halden müteessir olan sultanlar üçüncü Musahip Nâdir ağa İle amcalarına (Ne vakte kadar böyle oturacağız, biz de evimizi bilelim) diye.maruzatta bulunmuşlar Sultan Hamtt de kendilerine (Ne yapalım, ben de üzülüyorum, lâkin taUp çıkmıyor. uçaklara mı vereyim) diye haber göndermişi! [2]
Sultanlar bundan sonra da bir protesto mahiyetinde olarak cuma m>İ5mlığına çıkmamışlar ve Sullan Hamil İKİ yeğeninin merasimde olmadığına dikkat ederek döner dönmez bu halden pek üzüldüğünü Valde sultana söylemişti.
Ertesi hafta perşembe günü akşamı mutadın hilâfına olarak Valde sultan arkasında kalfaları bulunduğu halde yürüyerek Hatice ve Fclııme .sultanların dairesine gelmişti. Sultanlar Valde sultanı kapıdan karşılamışlar, eteğini öpüp karşısında divan durmuşlardı. Valde sultan*, (Geçen hafta alaya çılcmayışınıza efendimiz üzülüyorlar, yarın çıkınız. kendileri evlendirilmeniz için münasip bir fırsat bekliyorlar) demişti.
Suilanlar, Valde sultanın dairelerine kadar gelişi üzerine ertesi günkü cuma alayında hazır bulundular.
Sultanların valdeüğl olan üçüncü Kadın 131 Sullan Ha-midden mütemadiyen sultanların bir an evvel evlendiril melerini rica etmiş f her defasında talipleri çıkmadı-"da yalak odası olarak hazırlan-
Dûn uçakla Amerikaya gelen Amiral Mehmet Ali Ülgen, bu »eyahatinl Amerikan deniz harekât dairesi başkanı Amiral Iotıls Denfeldin nazik daveti üzerine yaptığını bildirmiştir. «TUrbiyeye deniz yardımı programının müstakbel gelişmesi hakkında bir fikir edinmek üzere deniz tesislerinizi gttece-ğtaıs diyen Amiral ülgen, yardım programı dahilinde Turkl-yeye İki Amerikan muhribi gö-türmlye hazırlanan Türk denizcilerinden bahsederek, Amerikan subaylarının idaresi altında mürettebatın nasıl çalıştığını da görmek İstediğini söylemiştir. Bu mürettebat Vlrjlnya' da Norfolk deniz üssünde çalışıyorlar.
şimdiye kadar yapılan yardımdan memnun olup olmadığını soran bir gareterlye, Amiral Ülgen şu cevabı vermiştir: «Evet çok memnunuz, her şey tatmin edicidir.»
AmlraJ Ülgentn refakatinde Amiral Rlfat Özdeş ve Albay A-zlz Ulusan bulunmakladır, mlral Ülgen hava alanında A-mlral Denfeld'ln temsUciri, Amerikan albayı Thomas Kelly re Washingtondakl Türk ataşe-mili teri Sulp Caner tarafından karşı! gnm ıştır.
Türk deniz subayları bugün Wash!ngtona gidecekler,cumartesi günü annapolts dentz oku-! lunu ziyaret edeceklerdir.
A-
Üsküdar Halkevınde Muhiddin Güvenin konferansı
Yarın Üsküdar Halkevlnde saat 16.30 da Mimarlar birliği reisi Muhiddin O üren tara tınılan (En İyi şekilde evimizi nasıl yapabiliriz?) mevzuu üzerin de bir konferans verilecektir. Giriş serbcstlr.
80 genç eczacı şerefine çay ziyafeti
Bugün mat Î9 te Taksim Bc İndiye gazinosunda bu sene tıp fakültesi eczacı okulundan diploma alacak olan 80 genç ec-cazı şerefine Türkiye Eczacılar cemiyeti tarafından tertiplenen bir çay ziyafeti verilecektir.
16 Haziran 948 de Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına aşağıda sureti yazılı İstidayı sunmuştum.
( Memleketin hemen her tarafında her gün bir otobüs veya kamyon kazası olmakta ve her ay her biri milli servet olan yüzlerce vatandaş ölmekte veya sakat kalmaktadır. Bu kazaların sebebi:
1— Ehliyetsiz veya sarhoş şoförler.
2 - Cehalet saikaslle lüzumsuz sür'at veya yarış.
3 — İyi muayene edilmemiş nakil vasıtaları.
İstanbul ve Ankarada yapıl.n kontr oldan diğer vilâyetler mahrumdur, İtfaiye teşkilâtı o-laıı yerlerde bu teşkilât şofor imtihanlarını ve araba muoçenelerini yapar, olmıyan yerlerde vaziyet feci bir durumdadır. Hükümetin bu İş İçin esaslı ted birler alması ve kazaların önlenmesi İçin yüksek meclisin hasasiyetlnl bekler ve dilerim.
Üstün saygılarımla Flû-aı ü Arsan
Bugün bu üç sebebe bir dördüncüsünü de ilâve edeyim:
4 — Diğer memleketlerde şiddetle memnu olduğu üzere inişlerde benzin yakmamak için kontağı kapayıp vites kolunu boşa alarak gaz yakmadan arabayı yürütmek sııretlle motörün kompresyon frenini vazifeden çıkarmak,
tşbıı İstidam 18 6.948 de 7133 numara İle dilekçe komisyonuna verlldltl « aradan bir sene , gediği halde cezri bir tedbir a-lındiğini görmediğimizden ve bu çeşit feci kazalar da büyük kayıplar verdirerek devam etmekte bulunduğundan alâka 1 arlan bir kere daha İkaz eylemeği mil 11 ve insani bir vazife bildim. Yersiz müsamaha yüzünden her sene binlerce vatandaşı kaybetmektense yerinde şiddetle her sene 20-30 kişiyi cezaya çarptırmak el be t teki daha evlâdır. Azim ve takip sayesinde başarı Imıyacak beşeri bir iş yoktur.
Nişantaşı Kız Enstitüsünün danslı çayı 213.949 cumartesi günü Öğleden sonra Taksim Belediye gazinosun salonlarında yapılacağını evvelce haber verdiğimiz Nişantaşı Kız Enstitüsünün senelik mutad danslı çayının hazırlıkları İkmal edilmiştir.
Bir çok sürprizli eğlencelerle geçecek olan bu neşeli günü kaçırmamanızı bilhassa tavsiye ederiz.
Hösnb ARSAN
34
Alüminyum tencerede delik
cevizden sakız kutusu!..
*-| Yazan : Cemaleddin Bildik |—
Ev ekonomisinde muvaffakiyetin sırrı •— Hazırlanan çeyizler — Ziyan olan mendiller — Bozuk fermuardan çiçek Bahçedeki sebze fidanlarına ve meyva ağaçlarına gübre İkinci gelin entarisinin kuşağı — Gençlerle arkadaşlık
80 yaşında bir İhtiyar olmasına rağmen evinin bütün İşlerini tek başına gören; bahçesinde de toprak çapalıyarak, fidan dikerek, tohum ekerek. ağaç budayarak, sebze ve mey va yetiştiren bayan Uğur [•] «Ev ekonomlslı zuu üzerinde durarak diyor kl r— Ev ekononıi-lnrte muvaffakiyet, hiç bir edilmemesi İle Her hangi bir soldu yahut da eskidi diye atmak veya elden çıkarmalı katiyen caiz değildir. Eskiyi yeni ve kullanılır hale getirmenin çaresine bakmak lâzımdır Elbise bahsinde bu böyle olduğu gibi, ev eşyası, mutfak takımları bahsinde de böyledlr.»
Bayan Ayşe «hiç bir şeyi riyan etmemeka kaidesine o derece bağlı ki evinde çöp tenekesi kullanmıyor! çikolatalar İçinden çıkan gümüşi tel kâğıtlarla renkli şeker ve teare-melil kâğıtlarını bile malzeme diye saklıyor ve bunlarla çeşitli süs çiçekleri yapıyor. Tutum-tuluğuna ve hiç bir şeyi atmamasına bir misal vermiş olmak İçin kaydediyorum: Bahçesinde yetiştirdiği pamuklarla şiltelerini dolduran ve iskemle minderleri yapan bu İhtiyar kadın, pamukların çekirdeklerini de İpliklere dizip onlarla şık masa örtüleri yapıyor! Hele o, yine bahçesinde yetiştirdiği mısırların yapraklarllc ördüğü resimlikleri, ekmek InbaklaTinı, çiçekleri ve çantaları bir görmelisiniz .
Yapılanlar ne oluyor?
Peki, hiç bir şey atılmıyor, hepsinden istifade ediliyor da bu yapılanlar ne oluyor?
Cevap vereyim .. Yalnız uykusunda çalışmayan bu 88 yaşındaki ihtiyar, kıaının çeyizini yapmış, onu gelin ettikten sonra torununun çeyizlerini hazırlamış! Şimdi de yaptıklarını Komşularına ve sevdiklerine hediye ediyor.
— Bir dakika müsaade! di- renkli floşlarla doldurmuş! Fcr-yerek yandaki odaya gitti, az muarın siyah dişleri bu ı:nkll sonra gelerek parmakları ara- floşlar kenarında o kadar gfl-aındıı tuttuğu urak bir çeviri gösterdi ve sordu:
— Bu ne?
— Cevial
— Ceviz amma ne?
Dikkatle baktım, yine bir fevkalâdelik göreni ediğim için;
_ Bildiğimiz ceviz işte! dedim.
_ Ceviz amma, dedi, o şimdi sakız kutusu olmuştur.
Hokkabaz karşısında hayrete düşen bir seyirci meraklle büsbütün dikkat kesilmiştim' ■
Şarköy i s keleği
Şarköy (Akşam* — İnşası sene süren Şarköy İskelesi 200
metre uaunluğundadır. Fakat bu ihtiyaca yetmiyor. Bunun İçin iskelenin 75 metre daha u-zatdması, bu suretle deniz vasıtalarının yanaşmasına elverişli bir hale konulması kararlaştır ilmiş, İş eksiltmeye çıkarılmıştır. Verilen karar halk arasında büyük bir memnunluk uyandırmıştır.
— Bu üstteki deliklerden de iki sap ince bağ geçtrlifr.ektlr.
Hemen yaptı yakıştırdı, bağladı ve:
— Buyurunuz! dedi. Size he-dlyem olsun, çiğne çikleti, fcjy bu kutuya, at cebine... Ne men-
’ dile bulaşır, ne cebine...
Hakikaten çok pratik, açılır ve kapanır, üstünden de bağ-tanır bir minimini kutu...
Bozuk fermuarlar
. Bent diğer bir odayn g&tür-. dü. Yaptığı bütün İşlerden birer tanesin! üstüne koyduğu bl" masa başına geçtik Burada neler yok kİ...
— Bir çoklan entarisinin ve, yu etekliğinin bozulan fermııa-ı nnı çöp tenekesine atırerider. dlje söze başlıyarak mara fls-
• Umden aldığı güzel bir çiçeği
■ tezatlı:
I — Bakın bir bozuk fîrmuar-
■ dan ne meydana gelir...
• Slyrıh kemik fermuarın bir ı tarafını üçer santim boyunda
t kesmiş, sonra bunları altındaki ı | bezlerinden büzmüş... tçlnl de' renkli floşlarla doldurmuş! Fer-
Fakat olmadı Sonra kadınların tırnaklarına sürdükleri ve dedikleri cöâ yok mn? O aklıma geldi. Bu cilâ lFe delitt kapadım yine olmadı. Fakat û-çüncü tecrübemde cllfinm ':r-tüne çikolata teli yapıştırınca delik kapanıverdi tşte bn t-n-cereyl deliğini kapadıktan ■■n-ra allı senedir kullamrun
— Aman! dedim. Şunu :nrlf edin yeniden de öğrenelimr Tarif elti;
«— Tencerenin deliği neresinde be. dışmda:ı o delik ııs'nne (•■)« lürûn- Sonra bu ölenin "s-tüne de çikolata telini yayın ve yapıştırın. Tekrar biraz ou- «ilip çikolata teli üzerine aüran ve beş on dakika kurumağa oıra-kın. Artık ateşte de hiç bir ».’jf olmaz orası...»
inanamadım. Ayıu ameliye ile deliğini yamadığı t-nrereyl İçine su doldurtup ateşe ajy-durdum. Tamam!. En ufak DİT sızıltı dahi yok...
Created by free version of 2PDF
Yapılacak birinci toplantıya Türkiye Yunanistan da . iştirak edecek
Paris 20 (AA.) — (AFP) —
Fransız başkenti yetkili çevrelerindeki kanaate göre, Türkiye ve Yunanlstanın Avrupa konseyinin birinci toplantısına İştirak edecekleri artık şüphe götürmez bir meseledir. Hâlen Patiste toplanan İhzari komisyon bu iki memleketin iştiraki meselesine henilz temas etmemişse de. bu iştirak kati görüldüğü için, ayni çevrelerde ima edilmiş olduğu gibi meselenin komisyon gündemine alınması İhtimali azdır.
Avrupa konseyi kurucusu 10 memleketin murahhasının Lon-drada yaptıkları konferansta Avrupa konseyi Bakanlar komitesinin bu iki memleketi davet
Hatice sultanın yalısı, Fehime sultandan sonra gelen ve daha
: ı „
evlendiril mele- büyük bir koltuk konulmuştu. ' küçük olan bir yalı İdi. Sultanın fakat Padişahı Bu salonun karşısındaki oda gelin odası ve yatak odası yalı-
— ---------------ipleri çıkmadı-**da yatak odası olarak hazırlan-'--- ,l-‘ *---•—....-
ğını sciyllyerek kendisinin de bulmıştı. Odanın perdeleri- ve eş-[ hale pek üzüldüğünü belli t-1 ya« Krem rengindeydi. Karyola inişti. ----.—----------------.>1
Bu husustaki imalarından hiç yorulmıyan kadıneuüıdi bir aksam da yemekte Padişaha Mü- ı sahiple yine sultanların izdi- | v aç lan hakkında maruzatta bulunmuştu. II. Abdülhamit iNe ı
nın üst katında bulunuyordu.
Döşemeler aynı renkte ve işlemede idiler.
— BİTMEDİ _
| beyaz madenden sedef İşlemcili İdi. Üzerindeki krem rengi cl-l binlik altın yaldızlı bir taçla' . . tavana tutturulmuştu. Clblnll- kadar hiç araba görmemişti. İtin Ustu İncili ve elmaslıydı. Sinirli de olduğundan arabaya Karyola yanında duran korno- binmekten korkmuş, fenalıklar din üzerine İse cevahiri! su ta- geçirmiş ve Dayasiyle beraber yapalım kimse almıyor) cevabı-, kimi konulmuştu. |güçlükle arabaya bindirilebil-
111 Fehime sultan o tarihe
ve
etmesi kararlaştırılmışlıBu komite ağustos ayında Straz-borugta yapacağı toplantıda, Türkiye ve Yunanlstanın derhal Avrupa konseyi İstişare meclisinin ilk konferansına iştirakini mümkün kılacak bir karar alacaktır.
Ayni çevrelerde belirtildiğine göre. Yunanlstanın iştiraki meselesi bazı muhalefetle karşılanmıştır. Zira Skandlnavya Sosyalistleri Atina hükümetinin lâzım gelen her türlü teminatı vermemesinden korkmuşlardır. Fakat artık Bakanlar komitesi toplantısında bu hususta hiç bir ihtiraz! kayıt İleri sürülmeyecek sanılmaktadır.
zel bir şekli almıştı kİ onun bozuk bir fermuarla yapıldığına kntjyen İnanılana*.
Cevizden «akız kutusu bozuk fermuardan çiçek yapmak gibi icat kabiliyeti de olan bu ihtiyarın masa üstünde serili dişlerinden hiç biri için para sar-fedlilp de dışardan malzeme alınmış değildir. Hepsi bozuk, eski şeylerden yapılmıştır. Hatta anlarına kozalaktan «yak yaptığı hasır nihalelerin malzemesi de bahçeden... Çikolata
bütün dikkat kesilmiştim zemcsı ne oa/ıçecıen,.. çıaoıaus
— Eskiden, dedi, kanının so- telleri boncuk olmuş, portakal kakı.- iakız çiğnemesi son de- Çekirdekleri boyanarak ou bon-rece ayıplı, şimdi 1» yalnıı cuklar arazında yer almış.. kadınlar değil, erkekler bile Sonra bunların öyle Rİİzel siga-şakır şakır, cak cak sakız çiğ-'™- masası örtüleri yapılmış kl o nlyorlar Varsınlar çiğner,inler.’ boncukların (ısıllarının çlkula-Ben onların bu tarafını tenkld ,a telleri ve portakal çek irde k-edccek değilim. Lâkin öyle ka- 'ler! olduğunu anlamağa imkân dınltır ve erkekler var kl çift- yoktu, nedlkleri çikletleri çıkarıp* mendilleri arasına koyuyoılar. O çiklet mendile yapışıyor, çıkarılırken yarısı mendilde kalıyor. Bu uğurda ne canım ipekli mendiller riyan ohıyor.
Havran hayran bunları seyrederken;
— Yakında, dedi, bir »ergi yapacağım bu köşk (İmi'7.de... Gelsin ev hanımları da görsünler ve öğrensinler kl evde hiç
İşte bu ceviz, bu çeşit ziyan- bir FY z’J®" edilmez!
k&rlıklan önlemek için .'akız kutusu haline sokulmuştur. Buyurun, tetkik edin. .
Avucumun içine bırakır bırakmaz ceviz ortasından açıldı. İçleri boşanılmış lk( kabuk, yan taraflarından açılan minimini deliklerden geçirilmiş İnce tel İle ment.cşelenn'lş vazl-ye ite avucumda duruyordu. İki kabuğun İLst kısımlarında da iki ufak delik görünüyordu. 1 ı — Bunlar ne?
cevizi avucumun
nılşil, Sultan Hamit Yıldız sarayı parklarında sultanı alışma-' sı İçin sık sık «ruba tenezzüh-lerine çıkartırdı.
[2] Sultanların İkisi de güzeldi. Bilhassa Hatice sultanın güzelliği pek meşhurdu. Kendile-| rine Sultan Muradın kızlan ol-' dukları için kimse cesaret Cdc-1 miyerek talip çılıamıyordtı.
(31 III. Kadın çocuklusunda ve İzahat verdi. V. Muradın dn I resindeymiş.] — -----
Kendisi zarafeti ve nezaketi İle 1*1 — «Bayan *—'*' meşhurdu. Şehzade Bürhancd- dalıl ilk yazı 17. Mayıa/949 din efendinin valdeslıli», | riiıll AKŞAM'da çıkmıştır.
Delinen tencere
İhtiyar bayan, öniıme düşerek:
' — Gelini dedi. Sizinle bir de
mutfağa girelim...
■ Girdik. Rafa uzanarak bit , alüminyum tencere aldı ve İza-.hat verdi:
— Yedi sene kullandıktan sonra bir gün bu tencerenin altında İnce bir delik açıldığını 1 gördüm. Alüminyum lehim tut-dlyc sorunca mnz. Bu deliği nasıl kapatzıca-IçJnden aklı ğim da tencereyi kullanacağım diye bir hayli düşündüm. İlk | aklıma gelen arına çamuru ol-Ayşe haklun-^du. O toprağı daha İncelttim, ta- hamıır haline getirdim ve (iell-1 ğln üstüne sıvadım, pişirelim. |
Süprüntüden gübre, gelin kuşağı
Evinin bahçecinde yetişi i ediği sebze ve meyvayı yazlan bol bol yedikten sonra onlardan kışlıklarını da hazırladığını unlatan bayan Ayşe:
— Ben. diyor, çöp tenekesindeki çöplerden bile İstifade ederim. Çöpçü gelsin, çöpleri alsın diye bir şey düşünmem. Zaten çöp tenekesine atılanlar, kabili istifade olmıyan sebze ve meyva s&plarlle balık talçıklan ve et kemikleri değil midir Bütün bunlar, evin diğer süpürülen süprüntüleri!* birlikte bah-e-. deki çukura doldurulur, orada gübre olnr... Sonra da O gübreyi yine bahçede ağaçlar dibine, fidan köklerine atarak kullanırız.
Köşkten ayrılırken bana zarif bir kese içinde minimini t'ir Kuranıkerim hediye etti. Uu Kuran ıkerimln üstündeki lirse o kadar şık bir kumaştan yapılmış, kenarı öyle İnce »e zarif oyalarla süslenmişti k hoşt gitmemesi mümkün değil’-.
— Fakaanat! dedi. Şunu da söyilyeylm kl bu kesenin kumaşı benim gelin olduğum tamın yapılan İkinci entarimin kuşağı idi.
Şöyle bir hesap ettim. On beş yaşında İken gelin olmuş İse bayan Ayşe. — çünkü o vakit 14 yaşında kızlar bile gelin olurlardı — 85 yıldır saklanan bir kumaş!.. Kuşaktan bu kesecikler yapıldığına göre entari de herhalde başka bir şevler olup tonuıunnn çeyizleri arasında yer almıştır. 80 İlk İhtiyarın İyi taraflarından biri de bildiklerini gençlere öğreınıeridir. Bunun İçin de yaşlılardan ziyade onun gençler arkadaşıdır.
Cemaleddln bildik
AKŞAM
FOTOĞRAFLA HÂDİSELER
Mahkeme Koridor! arın^^j
SELÂMET SAHİL!
Yazan: .
İNIIIAI. KARAMAC.ARAL11
Matbaa mürekkebi yalayıp da tevkifhaneyi boylamamış erbabı kalem devrimizde, dört yapraklı yonca misali nadirattan-dır. Bu yolla ismini gazete sütunlarına dercettirip şöhreti» kestirme gitmek derdinde bulunan zoraki paradoksçulan bir yana bırakalım: ekseriyetle paradoks muharririn tab’ından İn t işar eder: paradoks bünyesinde vardır. Muharririn bizzat kendisi paradokstur. Tutturur bre tutturur: «Perşembedir, perşembe...» Derler ki: »çarşambadır, behey avanak!. İnalla kalem, yürütür; "Ah. perşembe!- Ve ertesi gün, kâğıt üzerine henüz perşembe» nln «per- ini cızıktırmıştır ki, kah-| verengi süet pabuçlu; gergedan Demek tevkifimi duymadın? — aırtlı empermeabll giymiş: kır- - »•“»»" •»««»->-•
miat beyaz puanlı boyun atkııı takmış tebdil üniformalı bir sivil memur, yazı odasının eşiğinde alacaklı tavruyla belirir; bir kaşını kaldırır, bir gözünü belertir; bunun mânası:
— Çarşambayı belloyincevfc dek buyurun efendim Erkân kanısından içeri!» der.
Gayri dostlara iş çıkmıştır Düğühe derneğe nasıl eli boş gidilmezse, hapishaneye kapağı atmış eş dosta da gidilmez Kesenize göre bir çıkın tedarikler, şahadet parmağınızın ucuna sicimi takarsınız. Yazua alınızın terini sile sile, kışsa kakırdaya kakırdaya Sultanahmet meydanını mürur He tevkifhaneye yollanırsınız bu ziyaretlere saik sırt gönül almak değildir: ara yere hodblnana bir duygu da karışmıştır: Mademki kıldan ince, kılıçtan kes kiı* Babıâli sırat köprüsünün üzerindesiniz, günün birinde, belki pek yakın bir istikbalde, «Belki yarından yakın- bir istikbalde kendinizin aynı akıbete uğramanız Ievhl ezelde mutlaka
Her ne halse, bu defa talihim yaver oldu. Muharrir dostlarım dan bîri tevkifhaneye münasip mevsimde düştü. Sultanahmet meydanını, bahar havasile ciğerlerimi şişirerek geçtim
Kapıda sorgu sual; içeri daldım.., Malûm ziyaretçi ağına yanaştım. Telin öte yanındaki uğultulu kalabalık arasında dos tumun metanetli çehresini arıyordum kİ. o kargaşalık içinde bulacağımı asla tahmin etmediğim diğer bir meslektaş karşıma zuhur ediverdi. Hayret nidam dudaklarımda dondu kaldı Bir hayli yutkunduktan sonra sesimi güçlükle bulabildim Bağırdım:
— Vay, sen ne arıyorsun burada, Şahap?
Kırmızı güleç yüzü, rahat bir tebessümle büsbütün aydınlandı Çini mavisi gözleri ğeıic| muzip muzip pırıldayarak tele yaklaştı.
— Aldırma, gönül rızas’.lo düştük. — dedi.
Hepimiz az çok gönül rızasl-le. bile bile düşüyoruz. Ama Şahap bizim fasileden değildir şahabın felsefesi önce cânân
lân arkadan gele dursun. Gazetecilik. onun için, canana de.lıa rahat şartlar içinde ulaşmasını temin eden bir vasıla ve blı kazanç yoludur. Kaldı kİ, öyle olmasa bile, her bakımdan «Perşembe» dlr denılyecek bir tiptir. O derece uysal, o dcreco pembe gözlüklü, öylesine nefsi nefisi hümâyûnuna düşkün...
Zihnimden bunları geçirirken kim bilir ne mene şaşkın surat takınmış olacağım kİ, onca u-ftultular arasından gamsız kahkahası kulaklarımda öttü:
— Amma alıklaştın. yahu!...
Rakip herifler, gözleri kızmış aksi boğalar gibi etrafımda solumasınlar... Aciz cüzdanım bl-raz istirahatle tavlansın, tombullaşsın... Ben de rahata erişip azıcık tavlanayım, tombullaşayım... Yeniden kuvvet top-lıyayım.
Bir an sustu, gözlerini gözlerime dikerek sordu:
— De bakayım, hu huzura nerede kavuşabilirdim?
— Tabii burada. — dedim
— Hay aklınla yaşa!... Burada ya... Günlerce kafa patlattım. Bu deliğe girmenin bir yolunu aradım. Pestenkerani bir cüriimcük lâzımdı... Öyle bir cü-riımciik ki. parmak İzi mern-simlerinden filân uzak kalayım.. Nihayet kararımı verebildim Sarıldım kaleme döktürdüm: Hükümetin siyaseti falan filân
I Nafile... Punduna getiremedim
Şeytanı görünce aklımı kaybediyorum!
dedi — Bugün gazeteler /azmadı mı? Daha hiç birini göremedim de... ,
Sesinde endişe belirmişti. Du- Recep Peker, Yedi Eylül kararları temcit pilâvını bir de ben kotarıp ortaya koydum, yine nah... Şemseddln Günaltaydı, kabin esiydi, lntahabattı, yok bre aldıran yok... Zahir «Ma'-buatı tevblh» bürosu iç siyasete dair ağız kalabalıklarından tıksırmış, okıımayorlar bile, dedim... Bir, İki; Amerikan yardımına sıvadım... Hoş. M arş al plânının esaslarını bile okumuş luğum yok... Bu cesurane teşebbüsümden de bir netice çıkmadı... Bereket bizim serbes teşebbüs erbabı beni kurtardı. Vurguncuya, «vurguncudur, dedim. Adıyla sanıyla, adresiyle kendisini teşhir ettim. Bastım yazının altında da İmzayı.. Hakaret diye tıktılar beni dün gece İçeriye... Hele şükür naili meram olabildim.
Memnun memnun ellerini v-ğuşturdu:
— Likidasyon uğruna az zahmet çekmedim ama. deydi...
faklarımdan çıkacak cümleye hüküm bekllyen müttehtm heyecanıyla intizarda...
— Vallfthl gö2ümc ilişmedi — dedim. — Zahir, meslektaşlar seni kayırdılar, atladılar tevkifin havadisini...
Başını avuçları arasına aldı: bir «Eyvaaah!» çekti.
— Böyle kayırmak olur mu, hazret?... Beni mahvettiler-. Canıma okudular. Buraya girişimin ne kıymeti kaldı?
Ben. daha beter alıklaştım. Zira, Şahap, yazılarının altına İmzasını esirgeyecek kadar mütevazı ve lâka yittir; ona vız ..
Tefeddütle sordum:
— Yoksa sende mİ modaya uyup bulanık suda şöhret avcılığına çıktın?
Kaşlarının üstünden yüzüme ters ters baktı:
— Haydi oradan, birader... Beni de tanıyamadınsa yuf!... _ Ben, buraya canımı kurtarmak, Temınetf _______ ded
İçin kapağı dar attım bel...
Ve, beni daha fazla tecessüs ateşinde yakmadan kendine has İbret macerayı anlattı;
— Kırk kadın tarağında kırk bezim olduğu cümlenizin malûmudur. Ne İdeyim? Cinsi lâtife düşkünlüğüm marazl diyeyim. öyle sarışını imiş, esmeri, kumralı, mavi gözlüsü imiş, öyle şişmanı, sıskası, serv endamı. boduru imiş, aralarında bir fark gözetmem. Dünyaya geldik gideceğiz, o dakikada yanımda hangi neviden Havva kızı varsa eyvallah!
«Eyvallah diye diye şeyh efen diye döndük. Etrafta m «irideler tekkenin eşiğini aşındırır oldu: Garsonyerden biri çıkar, cırt kapı öteki damlar... Ara yerde biz helâk... Paso, dedik Aman can kurtaran... Nerdesln selâmet sahili?... Safra atıp kendimi kalafata çekeceğim bir yer. Öyle bir yer olmalı tıraşı ki, demir kapılardan aşa-masınlar, parmaklıklardan ge-çemeslnler, huzuruma — muhafızlar. muhafızlar — bir Şark hükümdarının sarayına girildiğinden beter katmerli merasimle çıkılsın... Aruzu et.------ --------- —____________ medlğim takdirde kabul etme-
soııra candır. Yani kelimenin yeylm... Kapının önünde saç İfâde ettiği kaba taslak mâna- saça, baş başa dalaştıkları zattaki cânân. Tab’ı hevesnakl fi- man feryatlarını Işİtmiyeylm...
Amerika’nın Paris büyük elçiliğine tâyin edilen Davld Brüte Paris’e varmıştır. Yukarıdan uçaktan inişinde elçilik müsteşarlı? bir arada görülüyor.
, birden kodesi boyladık. , — Nasıl İş yapıyordunuz? Or-
; tak dükkân mı açtınız?
— Amma yaptın ha! Enayi gibi lâr etmesene Dükkân açmak İçin sermaye lâzım. “ meteliğe kurşun atıyoruz. Ali benden daha tırıl.
— Ne diye ortak oldunuz ya?
— Anlayıversene şunu, bey kardeşim. Elele verdik de geca > işi yapıyorduk. İki iş yaptık, üçüncüsünde bir dükkânın kilidini açarken enselediler
— Kör şeytan sana fena mu-
, sallat olmuş, ahbap.
— Ne Söylüyorsun be birader? Elinden yakamı kurtaramıyorum. Yalan söylüyorsam namussuzum, ikinci seferinde kodesten çıkınca her şeye töv-LJL be etlim, kör şeytanı bir dahaQ ı yanıma yaklaştırmıyayım diye-fl_ rekten namaza başladım ’Csl cami senin, bu cami benim, do-m— i laşıp duruyordum Ondan son- O ra efendim, bir cuma günü ci-q mide namaz kılarken şeytan O gene karşıma dikilmez mİ! G’-'J) ı rünce şaşırdım «Sen buraya J— nasıl girdin?» demeğe kalmadı. 2* kulağımdan tuttu: «ulan sersem, yanındaki adamın ceketi- ® nln dış cebinde papeller var. ££ Bir el al bakalım» diyerek ka-*1-famı kurtlandırmağa başladı Kör şeytan karşıma gelince ı>e nlm beynim bulanıyor, ondaı»^ sonra ne yaptığımın tarknıa varamıyorum Camide de
_ lerlm karardı, lendiml karakol- q „ | da buldum. Ondan sonra da L-
O
İPEKLER İÇİNDE
AŞK ve MACERA ROMANI
Vatan: Craiğ Rica Tercüme eden : 7Â-NÛ
— Yürü bakalım, profesör. İstintak safhasını beklediğimiz sırada, şen bana bir bardak suyun İçinde gümüş paranın kayboluşu marifetini öğretirsin.
Tevk.it ettiği adamla birlikte, kapıya vardıkları zaman, von Flanagan Malon'a döndiı:
— Allah rızası için, bu l?l nasıl keşfettin
Malone, izahat verdi:
— Bir asansör garsonu, cüceye alt bir vaziyeti Jake’e anlatmış (Ve Malone. mahut cümleyi tekrarladı,) Ben. bununla başka biri kastediliyor zannetmiştim. Sonra anladım, Cüceye. Jackson’dan daha yakın kim vardı? Ona. sahnede refakat edeıı. onu otomobille götüren, yatağına yatıran, sabahları uyandıran,
kimdi’ Sonra, anormal derecede bakan, mektupla rint
I Temmet! — ded
| Sesli sesli bir esnedi: bana veda edip tstlcahatgâhma çekilirken bir an başım çevirdi. İlâve etti:
— Dostluğunu benden esirgeme, yazdır gazetelere tevkifimi... işarı ahire değin randevularımı t&llk ettiğim anlaşılsın.
kiıçük olan Jay Otto'nun yanında anormal derecede büyük olan kimdi? Bunlar, birbirlerine. tâbir caizse kardeş kadar yakındılar. İşte, bu şüphe üzerine zihtıı vora yora muammanın anahtarını ele geçirdim,
Jackson. bir kahkaha attı, Bir saniyelik bir müddet zarfında. Malone. eriştiği neticenin yanlış olabileceğinden ürktü.
Von Flanagan, yumuşak bir sesle:
— Yûru. profesör' — dedi. Kapı, üzerlerine kapandı.
Malone, tuvalet masasına dayandı;
— Boylece bu meraklı toplantıyı nihayete erdirmiş olu-(Dudaklarında bir tz-doiaştı ı leabet.seydi baş vu-
hesapiaruıa yorıız.
bessunı
okuyan,başka bir delile daha
Nihal KARAMAĞARALf
| rurdum. öyle bir nokta kİ, hatırlamak İçin uzun zamandan beri kendimi zorlayıp duruyorum.
Cücenin asılı bulunmuş olduğu girintinin üzerindeki müsellese gözlerini dikti:
— Hâlene, bu Jaskson'un, nasıl hokkabaz olabileceğini merak edip duruyordu. Uzun boyla yapılan bu marifetler arasında bir münasebet arıyordu,
Genç kadın, heyecanla ileri atıldı:
— Evet, tamam — dedi. — Ben de zihnimde bu noktaları canlandırmağa uğraşıyordum. Hatırlamak istediğim huydu.
Avukat, onun sözünü kesti:
— Cüce asıldığı sırada, bu kabln'in Içiııde hiç bir iskemle yoktu. Jake. hayli uzun boyludur. Lâkin, gayret sarfelme-sine rağmen, ipe uzanamadı Ancak. Jacksokn'un boyunda bir adam, o kadar yükseğe elini değdirebıllrdl. Bu noktayı saatlerce evvel azletmemiz icabederken etmedik. ıMalone. birdenbire kendinde büyük bir yorgunluk hissetti.! Kuzum Jake, bir garson çağır! Bir ye-
Tanınmış artist ve tenor .Tan Kiepura karısı, yine kendisi gibi tanınmış artist Martha Eggerth jle birlikte Parlak Vals* adlı bir filim çevirmeğe başlamıştır. Yukarıda iki artist filmin başlıca havalarını tekrarlarken görülüyor
Telefonlarınıır Bajmuh.ırrlr- »>553 Yası İsleri 20T6S - İdare HM8I Müdür 2WJ
Gl. de Gaulle son günlerde ParLste yapılan bLr toplantı nutuk söylüyor.
Gözlerini kelepçeye dikmiş, avurtlarını şişirip puflıyarak, çene kemiklerini oynatıp diş gıcırdatarak homurdanıyor:
— Vay geçmişi tenekell k’»r şeytan vay. Pisi pisine kodese gideceğiz.
— Hayırola, ahbap. Şeytana
mı kızdın?
Dik dik baktı;
— Bırak be yahu. Boşu boşuna başımı nâra yaktım. Acele işe şeytan karışır, derler zaten Geçmişi kınalının karışmadığı iş yok ki Cenabı Allah bir kulunu belâya sokmak istedi mİ, kör şeytanı Başına musallat ediyor Alı. bir elime geçse o kör şeytan.
— Ne yapacaksın? KÜtŞÎU
ters mi giydireceksin?
— Ne külahı imiş?
— Hani, şeytana külahı ters giydirir, diye bir söz vardrı ya
— Boş ver böyle şeylere Onu bü yakalasam, «özüm meclisten dışarı, donunu çıkarıp kafasına
I geçireceğim amma göze görün-
müyor kİ
— Neden bu kadar kızdın?
— Sus be kardeşim. Dertlerimi didikleme dinini seversen. Bu dünyada kör şeytana kızmayan adam var mı? Ne samın bir işe el atsam gelip araya gf-| rlyor. hepsini altüst ediyor. Kaç defa düzenlerimi bozda i biliyor musun? Beş on sene kadar evvel bizim kocakarıyı kafesledim, elindeki beş on kuru- 1 şu ahp bir manav dükkânı aç- ' tim. pek âlâ geçinip gidiyi.*- ■ duk. Bir gün kör şeytan zihnimi çeldi, partisi iki kâğıdına altmış altı, pastıra, prafa derken kendimi oyuna kaptırdım, ne dükkân kaldı, ne tezgâh Ondan sonra bir bakkalın yatıma girdim. altı ay geçmeden gene kör şeytanın belâsına uğradım
— Orada ne fenalık yaptı?
— Daha ne yapacak’ Onun yüzünden İlk defa kodese tıkıl dım Bir gün patron Balı konanımdan mal almıştı Yanındaki para yetişmemiş: «dükkândan gönderirim» demiş öğleden sonra beş yüz lirayı bana verdi: «bunu götür, mağazaya teslim et de --------- .vu,
bir kâğıt al» dedi Parayı aldım, koluma dürttü, karının suratı mağazaya giderken gene şeytan ----------.-j—
yakama asıldı.
— Eeeyy. ne yaptın paralan?
— Bilemiyorum ki bey kardeşim Şeytan bir defa adam>n kafasına girdi mi. akıl fikir bırakmıyor ki. On gün sonra Üs küdar tarafında polisler enseme yapışınca aklım başıma geldi amin aiş işten geçti.
— Bu sefer ne yaptı bakalım
kör şeytan?
— Acele etme, beyefendi abl Bu seferkinden daha evvelkiler de var Bir defasında da arka- ' dikilmiş. Kafam kızdı; daşlardan biri bana ortaklık, kahbe! teklif etti kabul etmedim O öyle bakılmaz, böyle bakılır» gece düşünürken kor şeytan 1 dediğim gibi cebimden Jîleti çı-karşıma dikildi: -korkma ulan, karıp salladım, enayi O işleri yapanlar da se-' nln gibi adamlar değil mi? Ne düşünüyorsun? Yarından tezi yok, arkadaşınla ortak ol da işine bak» diyerek beynimi karıştırdı Ortaklığımız on günden fazla sürmedi.
— Ayrıldınız mt?
— Ne ayrılması yahu? İkimiz
Biz
Gene uflayıp pufladı, dişlerini gıcırdatarak bir müddet kelepçeye baktıktan sonra döndü’
— Bu sefer daha fena blı aynasızlık etti. Ben elimi İyice ayarlamıştım amma tam jileti vururken geldi, kolumu dürttü
— Traş mı oluyordun ?
— Ne traşı. bey kardeşim’ Yoksa benim lâflarım traş mı geliyor sana?
- Yook, can kulağile dinil yoruz seni. Jiletten bahsettin de traş...
— Bırak bu lâfları Kâtibenin
filânca gözünü patlatayım diyerek 1i İmzalı leti çarptım amma kör şeytan
nı parçaladım Şimdi pisi pisine kodese gireceğim, ona yanıyorum. Sülâtes) kınalı kahbeye »ulan, ben senin dostunum Dost demek nikâhlı koca demektir Benimle beraber sokağa çıktığın zaman gözlerin sağa sola dönmlyecek. hep onun* bakacaksın Başka bir tarafa baktığını sezersem canına okurum» diye seksen defa tembih geçtim Evvelki gün gene beraber sokağa çıkmıştık Bir aralık baktım ki kahhenin gönl I yanımızdan geçen bir serser i ve ı dikilmiş. Kafam kızdı; «utan Elâlemin erkeklerine
■
be»
Mahkemeye 'idçrken gene dişlerini gıcırdatarak bizim kasketli delikanlıya nasihat etti:
— Kör şeytan yanına yaklaşırsa sakın yüz verme, bey kar-d eşim. Bir defa musallat olursa seni de bana benzetir ha1
Ce. Re.
re haber yollıyaca-lım.
Elini bir an yüzünde gezdirip gözlerini kapadı.
Pen Reddıck. birdenbire tuvalet masasının üzerine eğildi, bazı satırlar yazdı. Sonra, doğruldu: Malöne'a bir çek uzattı: mürekkepli kalemini çıkarıp
— Galiba hesaplaştık. — dedi.
Malone, bakmaksızın, çeki cebine İndirdi
— Zannederini. - diye cevap verdi; sonra gülümsedi. — Betıy Royal salonda... Şimdi, cücenin takiplerinden yakayı sıyırmış bulunuyorsunuz. Artık evlenmenize hiç bir mâni katmadı, değil nıi?
Pen Reddick:
— Hiç mâm kalmadı. — dedi
Derhal çıktı
Angola Dolt. kürküne iyice büründü:
— 2annederim, yarın, bu iş herkesçe malum olunca fotoğ-j raTlar çekilir tyisi ml. hemen eve doneyim, rahat bir uyku uyuyayım.
Jake. tasdik etti:
— Tabu, tabii . Gazetecilerle karşılaşmadan önce yüzüne
de bir masaj yaptırırsın.
Kız gülümseyerek;
— Ondan emin olabilirsiniz. dedi.
O da kayboldu.
Derken. Lou Goldsmith. heyecan içinde ayağa kalktı:
— Senlide anlaşmamam hükümleri hâlâ devanı ediyor, Malone. — dedi. — Bu aralan keatllin müdafaasını üzerine alacaksın ve faturaları da bana yoUıyacaksın
Şapkasıyla çepeçevre selâm verip çıktı.
Jake’ln çağırdığı garson, kapıya vurdu.
Malone, koridorda onunla konuştu:
— Kuzum, bayan Ruth Ra-wlson'a söyle, bir kaç dakika sonra geliyorum. Hoşça vakit geçiriyor mu?
— Evet efendim, gayet iyi eğleniyor. Bay Bulluck'la tatlı lallı konuşup duruyorlar.
Malöne’a. kabııı’e geri dönerken:
— Yere batsın bu Butlock! — dedi.
Al O mega söze başladı:
— Annette...
Malone, bu cümleye devam
etti:
— Annette, cüce ile asla evlenmemiştir. Cücenin gösterdiği izdivaç akdi sahte idi... Kadıncağız cehennem hayatı yaşadı. Onu. hayatta mesut edecek sağlam bir İnsana ihtiyacı vardır. Bu İnsan da, meselâ kocası olabilir.
Al Omega:
— Mersi! — dedi. (Kapının önünde bir an tereddüt etti.) Biliyor musunuz ki,. Mildred Goldsmith...
Malone, onun sözünü kesti:
— Biliyoruz. Milred Golds-mith'le sizin hiç alâkanız yoktu. O, sizin pekinize takılmıştı Siz, gönülden yaralıydınız, bedbahttınız. çünkü, izdivaç ını-; zın ertesi günü, Annette’in sizi terkedlşinl izah edemiyordunuz Size Mildred Goldsmith vız geliyordu, fakat zaruri idi... Sonra, cüce, Annette İle sahte izdivacını size bildirdi. Fakat, bu işin, sahte olduğunu söylemedi. Sonra, Mildred, aranızı açmak için, Annette’in sahte izdivaçlar çetesine mensup olduğunu size haber verdi. Şantajcı diye tanıttığı karınızla aranızı büsbütün açtı. Blle-j
mezdinte ki. karınız cücenin tahakkümü altına girmiştir.
Küçük avukat, başını salladı: — Bu cüce, insanlara fenalık etmek için elinden geleni ardına koymamıştır. Sizi. Mildred GoldsnıLth'le beraber görmek yüzünden. Annette'Ln ne kadar ıstırap çektiğini biliyordu. Keza, sizi Mlldred’le beraber gördüğü için Lou Goldsmith'in işkenceler altında kıvramasında» zevk duyuyordu Sizin de An nette’t en istemeye istemeye nefret edişiniz, ve bundan doğan azap onun ruhunu okşuyordu. Bent teselli eden bir cihet, zevcenizin de, sizin de bu işten sağ ve salim kurtulu-şıınuzdur.
Al Omega:
— Mersi!... Karımla alâkadar olurum. — dedi.
O da kabln'den ayrıldı.
Orkestra şefi gittikten sonra. Jake:
— Sözünü tutan iyi çocuktur. — diye hükmünü verdi.
Malone, tasdik etti:
— Benim de buna kail olmam için epeyce tecrübeden geçirrmem icabetti
(Arkası vaıf
2i Mayıs 1949
AKŞAM
Bahife 7
Radyo savaşı
Batılı devletler tarafından kazanıldı
Londra 20 (Nafen) — Bundan bir müddet evvel Batı He Doğu arasında başlamış olan radyo harbinin ilk muharebesini ballıların kazanmış oldukları bugün batılı radyo teknisyenleri tarafından İlân edilmiştir.
bk günlerde yapılan eo dan fasla Rus dili İle radyo yayımından Ruslar bunların yüzde on ikisini bozmakta idiler. Bu neşriyatın yüzde on ikisini Sovyet halkı dinleyebilmekteydi Şimdi ilân edildiğine göre bu nispet yüzde yirmiye çıkmış ve Rusların bozmaya muvaffak olamadıkları radyo İstasyonlarının adetleri arttırılmıştır.
İngiliz radyo servisleri Rusça neşriyatına büyük bir önem vermekte olduğunu açıklamış ve ayrı ayrı yedi dalga uzunluğu üzerinden yayın yapmakta olduğunu bildirmiştir. Birleşik Amerika radyoları bu harbi ka-zanacaklanndan emin olduklarını bildirmişlerdir.
Erimiş sade yağı alınacak Ereğli Kömürleri işletmesi Genel Müdürlüğünden:
Kapalı zarfla muhtelif partiler ve teslim vadelerila 175 ton erimiş sadeyağ alınacaktır.
ŞARTNAME :
ZONOULDAKTA : Ereğli Kömürleri işletmesi Ticaret Grubu Müdürlüğünden.
ANKARADA : Eti Bank Genel Müdürlüğünden, tSTANBULDA : ELİ Bank İstanbul Şubesi Müdürlüğünden,
Kars, Ardahan, Diyarbakır ve Urfa Belediye Başkanlıklarından alınabilir.
Eksiltme 8 Haziran IMS Çarşamba günü saat !« da yapılacağından teklif ve teminatları havi zarfların en geç eksiltme günü saat 15 şe kadar işletmemiz Başkâtipliğine verilmiş olması lâzımdır. İstekliler 174 tonun tamamına talip olacaktan gibi 15 tondan aşağı olmamak üzere verebilecekleri miktar ve teslim müddetlle de teklifte bulunabilirler.
Eksiltmeye gireceklerin tstlyecekleri bedelin % 7,5 ğu nls-betlnde teminat akçesi vermeleri şarttır.
Postada vuku bulacak gecikmeler nazarı itibara alınmaz. İşletme idaresi İhaleyi dilediğine kısmen veya tamamen yapıp yapmamakta serbestir (6700ı
NEVROZiN
i
Kırıklık, fiaş w Bel Ağrılarına Karşı NEVROZİN
Kulanınız
HOLLANDA KRALİYETİ HAVAYOLLARI
HUSUSİ HAFTA SONU SEFERLERİ
Cenubî Afrika
Tiirk - Yunan
Üniversiteleri basketbol maçı
Türkiye Milli Talebe Federasyonu Yunan Üniversite ve yüksek okullarını lemsilen bir basketbol takımını tstanbula | ila ret etmişti. Bu davet Atlııa üniversitesi Jimnastik Kulübü ı tarafından kabul edilmiş ve ka-1 filenin 2 haziranda İstanbul • p’nınıyia şehrimize gelmesi, takarrür etmiştir. Dokuz esas ve sel: z yedek oyuncudan mü-| tese’îkll olan kafileye, Yunan ' akademi İralarından Pro. • îfaxtmo« Mitsopoulos başkanlık1 edecek ve beraberlerinde bir antrenörle Atina Ünlverrittri1 beden terbiyesi direktörü Savsa» Rcubanls de Turkiyeye ge-leceki^rdir.
Yunan Üniversitelileri TÜrkl-yede kalacakları İki haziran İle n haziran tarihleri arasıma , Türk Üniversiteler! ve yüksek! okulları He dört temsili karşı-' bıvma yapacak ve muhtemelen' bu karşılaşmalar aşağıdaki şe-j küfe tertip edilecektir:
İstanbul Üniversitesi - Yu-‘ an Üniversiteleri
İst Teknik Üniversitesi - Yunan Üniversiteleri
İst yüksek okulları - Yur.aıı Üniversiteleri
Bıı müsabakaların yapılacağı [ rünlerde, Türkiye milli talebe . federasyonu Fenerbahçe, Be -1 ynfltırpor. Kurtuluş, Vefa ve 1 Morfaspor kulüpleri basketbol takımları arasında (GENÇLİK KUPASI ı adiyle bir turnuva tnrtln rc'ecelctlr.
İstanbul Telefon Başmüdürlüğünden
1 — Şebeke tevsiatında kullanılmak üzere Ikl delikli ktink boru imali için eksiltme İle şartnamesine uygun 835 metre küp kum alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 9936 lira olup geçici teminatı 745 liradır.
3 — Eksiltme 6-6-949 tarihine raslayan Pazartesi günü saat 14 de Tahtakaledckl telefon Başmüdürlüğünde alım satım komisyonu huzurunda yapılacaktır.
4 — Eu İşe alt şartnameyi görmek ve teminat yatırmak İs- j teyenler Beyoğlu PTT. binasındaki telefon levazım ftmlrlğlnc müracaat! an.
5 — Taliplerin ticaret odası vesikası ve teminat makbuzu
veya bankaca muteber mektuplarlyle mezkûr gün ve saatte sözü geçen komisyona müracaatları. (7O42(
Hazla «a Grip »akalanla Sinir ağrılarında
NEVROZİN
Belediye buzu satmak isteyenlere
Karaağaç Kurumlan Müdürlüğünden:
BULMACA
1 2 1 4 5 II 7 8
suiöan tat«: 1 — 8«hrlmlz. s -Maştın . Nota. S — Ş«Ur İÇİ demiryolu araban. * — T«r«l vidanın yırın - Basma «M» ■«llna aylıklar olur, S — Hlndlrtan halkından -Soru. ( — Sonun* .T. gallrM umk Olur - Bir hendoM (ekli. V — Sın -Seccadenin bası. * — Hrbo» amiri -Muzır haşerelerden. » — MUıt»c«i-(llr, 10 — Sealen - DUnrıen kolu. I
kukandan agatıya: 1 — Haber alma servili, 1 — Bir ataç, a — Teral arkadır - Tersi bir kadın lunl. * Tersi bir navl pul. S — Teral jar-dımeıdır • Teminat avansı. « — Yemek - Bir bamya yemeft. 1 — Hır moyva. ■ — Bir edal - Yemek pişirilen kap.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sata: l — Muraffer. 1 — Orflm. fma, 3 — Sahlpılr. 4 — Trar.ık, • - Akliseli. ■ - Ke. Mİ. 7 - İn-Uta, S - Az. Ram, S — ₺tı. Atiu. 10 — Nunajblra
Yukarıdan aıntıya I — Müstakile i, 1 — Iharken. Du. S — Zühal. Tn.ı» « - Anı im.il». 5 - Pasif. Ay. b -Fiske. AHb. 1 - Emi. La AH. 4 -
İstanbul - Johannesburg
Istan buldan kolkıj Cumartesi 14.00
Johannesburg'e varıj Pazar 21.45
Haffa sonunda seyahat ederek ZAMANDAN KAZANINIZI
Oruplor, Turistler ve Çocuklar için hususî Tarife
veya umumî acente ı
TURHOL TİCARET IİMİTED ŞİRKETİ
İstiklâl caddesi, Atloı sineman posalında No. 2Û9-4
İstanbul Telefon Başmüdürlüğünden
11 Şebeke tevsi at İşlerinde kullanılmak üzere şartname-1 sine uygun olarak beş ton levha, on beş ton hurda kurşun, kapalı zarf usulü İle alınacaktır.
2i Muhammen bedeli 49500 lira olup, geçici teminatı 37İ3 liradır.
31 Eksiltme 7, 6.946 tarihine rastlayan anlı günü saat 15 de telefon Başmüdürlüğü binasındaki satmalına komisyonunda yapılacaktır.
4> şartnamesi Beyoğlu P.T. T. binasında levazım Amirliğinde 248 Krş. mukabilinde alınabilir
5) Taliplerin ticaret odası vesikası, geçiri teminat makbuzu veya muteber banka mektutm-He usulüne uygun teklif mektuplarını muhtevi zarh eksiltme saatinden bir saat evveline kadar numaralı makbuz mukabilinde yukarda toplanacağı yeri yazılı komisyona tevdi eylemeleri. (7043)
Belediye buzu satmak istiycnler .aşağıdaki şartlar dahilinde Kurumun;uza bir dilekçe İle müracaat ederek buz a-lablllrier:
1 — Bayiler, buzu 7,5 Kr.dan fazlaya sata mıyocaklardır.
2 — Dükkânlarında d alma buz bulunduracaklardır.
3 — Dükkânlardan başka yerlerde ve seyyar olarak buz sc la nuyac aklar dır.
4 — Yalnız belediye buzu satacaklardır.
5 — Buz satılan dükkânlar kurumca tayin «dilen evsafa ve şartlara uygun olacaktır.
6 — Bayiler alacakları buzların bedellerini, cari hesaplarına peşinen yatıracaklardır.
7 — Buz kalıplan 25 kiloluktur.
8 — Yukarıdaki şartlara riayet etmlyen bayilere buz verilmeyecektir.
Şehrin muhtelif semtlerine göre Mu esse w veya dükkân teslimi bayilere verilecek buzların fiatlerl 15 Mayıstan 1-
tibaren aşağıda gösterilmişi İr.
Müessese teslim I
Bir kilosu Bir kalıbı
Semti Kr. Sm. Kuruş
(«583)
Dükkân teslimi
1 kilosu 1 kalıbı
Kr. Sm. Kr.
Telgraf . TRANSAfRA - İSTANBUL
Tel. .40764
MKHKamcaEB BÜYÜK BİR FIRSAT
Acık arttırma ile satış
Yarınki pazar günü «abah saat 10 30 da Beyoğlunda Taksim Talimhanede Recep Paşa caddesinde 15 No. Iı imren Apart. fi No. lı dairesinde bulunan kıymetli eşyalar açık arttırma ile satılacaktır. Mavun kaplamalı markete-rlll bronje İşlenmiş vltrinll Vlena sistemi büfe, otomatik kare yemci: masası, 8 adet meşin kaplı sandalyadan yemek oda takımı, ceviz ağacından mamul kadife kaplı kanape, bir koltuk ve 4 sandalyadan salon takımı: Radyo altı, aynalı dolap, komodin».karyola saniyesi-le, port manto, bronz ve oıclde elektrik avizeleri, ve aplik poker masası, hasırlı divan, hasırlı 4 koltuk, kadife perdeler, seccadeler, yazıhane, 2« adet komple Japon çay takımı. 32 adet tabak takımı. bardaklar. vazolar. Krom ve orlde yemlşlliüfrl. biblolar ve saire.
2000 Takım işçi elbisesi diktirilecektir
Talip olanların şartlarımızı öğrenmek üzere Bahse kapı Taş Han Şeker şirketine müracaat etmeleri. (7040)
şimdiye kadar az tesadüf edilmiş tekmili Avrupa malı
, eşya satışı
BÜYÜK MÜZAYEDE İLE EMSALSİZ SATIŞ
22 mayıs 1949 pazar günü saat lo da
Maçkada Belveder apartımanının 5 numaralı dairesinde
( Teşvikiye camilnln karşısında ı
Bulunan ESKİ BOMONTİ FABRİKASI MÜDÜRÜ Dr.
P. PRİESS'e ait tekmili İngiliz ve Alman malı olup. Chlp-pendale yemek odası, Bidermayer salonlar Alman malı yatak oda ve yazıhane, kütüphane takımları, küsten çatal - bıçak, ve kristal bakare, su takımları. Berjer koltuklar, emsalsiz Albatr avize ve aplikler vs. vs. Açık arttırma ile satılacaktır. Hakiki İngiliz malı stil Chlppendale bombe kristal vitrini ile beraber 14 parçadan İbaret harikulâd# yemek oda takımı. Almanya kıraliyet sarayların en büyük Wolf fabrikasına hususi surette ısmarlanmış 10 parçadan İbaret emsalsiz yatak oda takımı, 120 parça 12 kişilik stil Louls XV krlstofl çatal bıçak takımı. Alman malı tekmili oyma meşe ağacından harika yazıhane - kütüphane (akımı, Bidermayer stilinde tekmili kuş tüyünden kaplı 10 parçadan ibaret salon takımı ve yazıhane odası, hakiki Albatr avize ve Aplikler. Sevr, Viyana, Berlin, Çin. Saks, biblo vazo ve dekoratif tabaklar. Şevket Dağ; Ali Rıza. Halil Paşanın tabloları. 8tll Lmıls Fillp Ingiliz malı Kapitone Berjer ve koltuklar, Rozental tabak ve çay takımları, Fildişi Satranç takımı, kristal yemişlik ve şekerlikler, lâke elbise dolapları (Köy evlere bulunmaz fırsat) Buduar takımı Antre takımları, elektrikli süpürge, beyaz eşya (çay sofra, yatak takımları) Bergama, Buhara, şi-raz - ştrvan halıları, mutfak dolabı ve takımları, kadife ve ipekli perdeler, tül ve Istorlar, salon masaları, gümüş tepsiler, porselen vazolar, Antika parçalar, İşlemeli sandık, Conta» - zeis» mavi objektif fotoğraf makinesi. Kristal bakara, komple su tatabureler, mozaik masa, bol İbrik, Şam ve İstanbul sedef kimi, altın.yaldız leğen ’ve ve komposto takımları, krlstofl 5 parçadan İbaret çay kat um. Frlgidalre ve A. E. G. markalı buz dolapları. Avrupa hasırı örme veranda takımı, Palllard radyo pikap. Ekspozisyon: 21 mayıs 1949 cumartesi günü. Fazla tafsilât nlmak için Portakal mobilya evine müracaat. Tepcba-
Morali pasal No 157. fi Telefon: 85191) - 43970.
Beyoğlu, Beşiktaş, Eminönü .Fatih. Kadıköy ve Üsküdar Eyüp. Has köy Sarıyor. Beykoz, Bakırköy, Adalar Balıkçılar ve kumanyacılar Yataklı vagonlar
Etibnnk Divriği demir madenleri işletmesi için evsafı aşağıda yazdı iki adet komple dizel alternatör grubu ile bir adet alternatör satın alınacaktır,
A — Dizel alternatör gruplan İçin aranılan evsaf:
1 — Gruplara ait motorlar- direkt enjeksiyonlu ve yu) verme «İstemi tazyikli hava ile olacaktır.
2 — Motorlar, asgari İki ve tercihan daha fazla silindiril ve dört zamanlı olacaktır,
3 — Motorların takati 100 lift 125 beygir ve adedi devri de dakikada 500 İli 1000 devir olacaktır.
4 — Gruplara alt alternatörler motorlara doğrudan doğruya bağlı bulunacak ve tokatlan 80 İlâ 100 KVA. te-vettürlert de 400/231 Volt ola çaktır.
6 — Her bir grubun tevzi tablosu bulunacak ve gruplar icabında paralel çalışabilecek tertibatı da muhtevi olacaktır.
8 — Gruplar ve tevzi tabloları bütün lüzumlu tefer-ruatlariyle birlikte ve yedek malzemeleriyle beraber verilecektir.
B — Alternatör için aranan evsaf:
1 — Alternatör dakikada 1000 İlâ 1500 devirli, 20 lift 25 KVA, İlk ve 400/231 Voltluk olacaktır.
2 — Alternatörün saha reostası ve Ikas dinamosu al-ternatörle birlikte verilecektir
3 — Al terna türün ve İkaz dinamosunun luzumlu ölçü Aletleriyle kumanda te ç illa a tını muhtevi tablosu a İler-natörle birlikte verilecektir.
Bu hususta fasla malûmat almak isteyenlerin Ankara’da Eti Bank Merkezine müracaat etmeleriyle İsteklilerin tekliflerini 30/6-1949 tarihine kadar Eti Bank tnerkerine bildirmeleri rica olunur. (M9H
Created by free version of 2PDF
1 _ Ankaradakl 5. kııdcmr Tanı t hanesi |çln 250: 325 lira ücretle ve evvelce kabul «dileni re ilaveten aşağıla meslekleri yazılı «72* sanatkâr alınacaktır:
— Tank makinisti
— Motor makinisti
— Rektiflyecl
— Lâstik tamircisi
— Döşemeci
— Boblnajcı
— AkümlâtorCÛ
2 — Alınacak usta ve makinistler 8 kademe tamirhane-since bir sınava tâbi tutulacak te muvaffak olanlar bir ay müddetle ve takdir edilecek üc retle lamlrlıanede tecrübe edilecekler, denemede muvaffak olamıyanların işlerine «on verilecek ve bunlar herhangi bir hak iddia edemlyeceklerdir. i
3 — İsteklllf-don urunacak cwi şartlar şunlardır:
— Türk vatandaşı olmak
— Sıhhi durumu 5. ((ademe tamirhanede çalışmağa müsait olnıak e
— Askerliğini bitirmiş bulunmak
— Mesleğinin erbab’ ve bu işlerde evvelce çalışmış olmak
— Sabıka ve kötü itiyatları bulunmamak
— Ordu hizmetinde üç «ene çalışmağı taahhüt etmek «kazananlar için».
4 — En geç 30 Haziran 049 Tarihine kadar dilekçe, laah
hiil senedi sınavdan sonra düzenlenecek, sağlık raparıı, nüfus kâğıdı örneği, polisten tasdikli doğruluk kâğıdı, altı adet fotoğrafla birlikte Ankarada 5 kademe tamirhanesine müracaat etmeleri İlân olunur. 167MI i
T. C. Ziraat Bankası
yıllık 300.000 liralık ikramiyeden ayn olarak yeni bir
HARMAN İKRAMİYESİ
tertiplenmiştir.
Çekiiis tarihi: 20 Temmuz 19■!9
İKRAMİYE TUTARI:
Lira
55,000,
Büyük İkramiyeler:
30,000
15.000
Elektrik projesi yaplırı'acak
Tekirdağ Heledii)e*inden:
1 — Tekirdağ şehri elektrik tesisatının takviyesi İçin mev-. cut etüt esaslarına göre proje vc leferrliatı olan esbabı muel-1 bc raporu plânlar, fenni şartname, keşif name ve ihale şartnamesi teklif İsteme usulü ile yaptırılacaktır,
2 — Projeye ait genel fenni şartname ve sözleşme İller bankasının bu husustaki şartname ve sözleşmesinin aynıdır.
3 — Fiat, zaman ve sair hususları İhtiva eden tekliflerin 27.5.949 cuma günü saat 14 de kadar Tekirdağ Belediyesi en- ı cümenl başkanlığına gönderilmiş veya verilmiş olması lâzımdır.
4 — Proje, zaman ve Hat bakımından en müsait teklifte bulunana yaptırılacaktır.
5 — Hâlen mevcut tesisatın plân, proje ve sair teferrüatı mevcut olup uhdesine İhale edilenin istifadesine verilecektir, |
6 — Projenin genel fenni şartnamesi ve sözleşmesi Belediyede görülebilir ve Isliyenlere gönderilir. (6055) (
Lira
Ayrıca: .
10 Adet 1.000 Liralık İkramiye vardır.
Bu İkramiyelerden faydalanmak İçin 10 haziran 1949 tarihinde vâdesiz tasarruf hesabında en az ISO llra« bulunmak ve bu miktarı çekiliş tarihine kadar devamlı şekilde muhafaza etmek kâfidir .
Talihiniz varsa 30.000 Liralık Büyük ikramiyeyi kazanmak elinizdedir.
■mSayım Bayanlara:™™
Elbise -kürk ve manloinrınızla yuvanızı ve türlü mevsim haşaratından korumak İçin ı
Yüzde yüz saf: D- D. T.
İngiliz ve BcRiluk NAFTALİNİ
Bug Bomba haşerat BOMBALARI
TAKSİM Eczanesine gelmiştir.
Salüfe 8
SAH
VâHRAM GES.AR ADANA :
ANKARA i
ANTALYA j
BANDIRMA 1
HIRSA t
İZMİR ı
İZMİT :
SAMSUN :
i B i N i N SESİ
ve ORTAKLARI 302 istiklal caddesi, Beyoğlu - Tel: 44934
«Kardeşler. T. A. O. Eski Postane Caddesi No. 8
Ali Balıkçıoğlu ve Kardeşleri Koli, Ştt Post;» Caddesi No. 31-Şilkrü Başargan ve Mehmet Şekerci «Atay- Koli. Ştl. Bahaettin Bereket, İnönü Caddesi
Avnl Ozenel ve Ortağı «Otometln» Koli Ştl. Penettl ve Perlente, Cumhuriyet Bulvarı 62.
Edip Kaya ve Oğlu Sungur MoraalUoğlu. Tekeli Caddesi No. 1*4 Cevat özlü ve Kemal Sezen «Lüks. Mağazası
I. M. E. T.
22 Mayısta TRIYLSTE ve PİRE'den limanımıza • gelmesi beklenen
Caterina Madre
Vapuru hamulesini boşalttıktan sonra 24 Mayısta eşyayı ticariye alarak PİRE ve TRİYESTE ye hareket edecektir. Umu mi Acentesi:
C. SiSKiDi
i Oalala Karamustala. 141
I Tel: 46612. __________
Ec ’hhat ve neşe yuvası —
edilmiş bahçesi ve büyük çam ağaçları İle muhat I re mimarî kıymeti lıaiz Erenköy Kantarcı durağına I ı mesafede ntücedded biri büyük diğeri küçük İki ■ köşk boş teslim satılıktır. Tekimi 21537
BÜYÜKADADA
•s
Nefis yemekleriyle, feralt, telefonlu ve akar suyu bulunan odalariyle meşhur uları
SPLENDiT PALAS
OTELİ
2 Haziraı Perşembe giiııii açılacaktır.
J. aito»ı -a TeJeluıı: 50 113-22-66 > aMS8XWMfll
Torm Erpress Line
23 May uta Ne w - York-tan limanımızda beklenen
TEK LA Vapuru Hamulesini boşalttıktan sonra 25 Mayısta yolcu ve eşyayı ticariye alarak PİRE ve İSKENDERİYE
ye hareket edecektir. Umumi Acentesi:
C. S İ S K I D 1
Oalala Kara m usta fa 141.
Tel: 42612_________
İstanbul 5. ci icra memurluğundan: 949'435
Bir borçtan dolayı hacizli ve satılmasına karar verilen 5 lâın balı Markohl markalı radyo, İki çekmeli ve iki kapılı, oymalı ve aynalı konsol ve büyükçe aynalı ve çekmeli cevİ2 gardrop u-2erlnde dört şövalye re.’mİ bulunan oymalı İki kapılı cevizden mamul portatif duvar ralı Bakırköy de iskele caddesinde çıkmaz sokak 2 sayılı köşkte 25 5.949 çarşamba günü saat 12 - 13 e kadar açık arttırma ile satılacaktır. O eün verilecek bedel muhammen kıymetleri " 75 i bulmazsa Iklpci arttırması 30.5.949 pazartesi günü ay nı yerde ve aynı saatte yapılacaktır.
İsteklilerin mahallinde bulu, nacak memura müracaat lan I. lân olunur.
A K ŞAM
21 Mayıs 1949
pal
HOLlOW GROUNO
Zayi — Fatih nüfus memurluğundan aldığım ve içinde as-
kerlik muamelelerim yazılı kimlik cüzdanımı kaybettim. Yenisini alaca tınıdan eskisinin hükmü yoktur.
1339 doğumlu
Mehmet Ali oğlu Alâeddin Atafırat
Sizde bir de'a tad.mz bu nafcıkatlar- anlayaca^s1--.?
Herkes tarafından beğenilen nefis ARI çorbaları sıhhi surette hazırlanmış ARI unlanie yapılır
Pişirilmesi gayet kolay va D&sla/icl maddeleri bol olup iştah verici lez setleri vardır
LEZZETLİ! BESLEYİCİ!
PRATİK!
1 -.. —
Zayi — Nufus kâğıdımı zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur
İvrindi kazası. Korucu Bucağından 339 doğumlu
İbralıinı Gün
EMLAK BANKASI
16- 7-
BİRİ DÖŞELİ
EV
İm T VERJYOR
5İZ DE BU KURAYA imK EDİNİZ
TÜRKİYE EMLÂK KREDİ BANKA/I
Eminönü yağcılar .sokağı karguınJa
Ağacamii Durağı
I. E. T. T. Umum Müdürlüğünden:
İstiklal caddesindeki Seyrüsefer kesafetinin önlenmesi maksadlle, Ağtıcamündeki Tramvay ve otobüs duraklarının muvakkaten kaldırılması suretlle yapılan tecrübeden müsbet netice alındığından Belediye emrlle bundan böyle btı durağın 23 Mayıs 1949 pazartesi sabahından İtibaren devamlı olarak kaldırılacağı sayın halka ilân olunur. İ7V34I
Created by free version of 2PDF
7/MORTOMÖNE'A
NE.9AT rtORUONUl
Çelik vasıtasıle ûretila-çek çiçek ve süs fidanlarının bir an evvel köklenmelerini ve kolaylıkla tutmalarını temin eder.
İMPE2İAL KEMİKAL INDUSTRIE (TUBKEV) LTO. 1$ BANKASI HANI, GALATA.
İSTANBUL
ANKAHA
liinda uçarlar
” Lüks Havayolu " ile
FRANSIZ BATI AFRİKASINA Roma «e Lizbon tarlklle^çy_-^
«OM. faıyik *" "°d''
4 mo«,IS ™n- I»’«
*lik lecrübe. BıItHer o«M.™ıe »W °°
tuşu için W™ «"•
P/tf MIHUCUI IIİ/HIO AuHMtS nürocoai edinil. Panair do Brash
M -.1 «H.H»»’»- M“
Comments (0)