Pek yakında
CUMARTESİ 22 Aralık 1943
Sene 28 — No, 9761 — Fiatl her yerde 10 kuruştur
Sahibi; Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü; Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaan
LONDRA BAR
YENİ ÇIKTI
BİR KADIN
KISMETİNİ ARIYOR
Roman
BATI YAYINI P. K. 18, Şİ3II
Rüs toprak isteklerinin İngil tere ve flmerikada akisleri
Gl. Patton
dün öldü
Dört saat süren mühim toplantı
Amerika Ayanından M. Mundt “Büyük Milletler, Küçüklerin mallarına el atacak olurlarsa ortada hiç bir kanun kalmaz., diyor
Londra 22 (R.) — Press Association muhabiri, Rusların Türlclyenln şimal ve doğu vilâyetleri üzerinde deri sürdükleri talepler hakkında diyor kİ; tkl Gürcü profesörü tarafından Rus gazetelerinde neşredilen mektubu tam metni, henüz Londra resmi mahfillerine gelmemiştir, fakat bu mektubun Moskova'daki Anglo -Bak; on mahfiller nde incelendiği | muhakkaktr.
Rusların bu arazi Ltek'erlıe Türk -Rus münarebatı en buhran.'ı safhasına girmiş g'bl gcrünüynr. Bu talepler, Ltonbul’da 4 aralıkta yapılan nümayişten sonra Sovyet Rusya ile Türkiye arasında teati edilen s rt nctaları taklbzdiyor.
Bu taleplerin, BtJğaz’; r:!a Ru yaya iisiîr verilmeline ve Montreux mukavelesinin Ru»ya lehine olarak !â-dlFne zemin hazırlamak için IKrl sürüldüğü sanılıyor.
Ingiltere Montreux muahedesinin tâdiline muarız değildir. Fakat bu ta dllâtin, eski düşman memleketleri hariç olmak üzere Monlre>ıx muahedesin! imzalamış olan devi t!efn iştirak ve muvafakati *' - •
Icabcttiğl fikrindedir.
Boğazlarda Rusya'ya »İne gelince, Türkiye aykırı olan bu talebe halef et edecektir.
Vaşlngton 21 (AA.) — United Presi bildiriyor:
Türkiye hakkında yeni Sovyet istekleri hükümet ve Kongre mahfillerinin alâkasını üzerine şiddetle çekmiş bulunmaktadır
İle yanılması
üsler vCrllme-egeıııeniiğlne şldde’le mu-
Yazın Türkiye ve Rusyayı ziyaret etmiş olan Dışişleri komisyonu üyelerinden M. Kari Mundt. aşağı yukan bütün Amerikan çevrelerinin düşüncelerini şu sözlerle ifade etmiştir:
t — Eğer Rusya bu İstekler hakkında resmi teşebbüslerde bulunursa Birleşmiş milletlerin bir mâna İfada edip etmediğini derhal kendimize ■(>-ı racağiz.
Büyük milletler, küçük milletlerin mallarına el atacak olurlarsa, ortada hiçbir kanun kalmaz. Böyle şeyleri razı olmak mesuliyeti, sadece bir veya İki millete değil, fakat milletlerin heyeti mecmuasına terettübeder.
Rusyanm hakikatte ne istediğini bilmiyorum. Fakat bana kalırsa, Rüryanın İstediği askeri emniyetten de fazla bir şeydir. Zira, kendisine nispeten daha zayıf olan bir komşudan korkması için hiçbir sebep yoktur. R uslar, Ballık memleketlerinden başlayarak Balkanlar ve son zamanlarda İrana kadar bütün memleketlere karşı buna benzer bir program tatbik etmişlerdir.-
Mundt. yazın Tiirklyeyl ziyaret ettiği zaman Cumhurbaşkanı inönünün kendisine müphem bir şekilde bazı Rus İsteklerinden bahsettiği ve Tür-'kiyenln, Rusyaya karşı bir zafer ümldedemiyeceğlnl bilmekle beraber. boyun eğmekten ise dövüşmeyi tercih edeceğini belirtmiş olduğunu söylemiştir.
Vaşlnginndakl Tüık__ büyük elçilik mensupları bu hususta her hangi bir yorumda bulunmaktan imtina ediyorlar. Bununla beraber İyi malûmat (Arkası sahile 2: sütun S te)
Bu büyük asker bir kamyon kazasında yaralanmıştı
General Palton
Londra 22 (R) — Bundan on beş gün kadar evvel Almanyada bir kamyon kazasında başından ve bel kemiğinden yaralanmış olan 15 ncı Amerikan ordusu kumandam general Patton dün maalesef hastanede vefat etmiştir, General Patton, büyük bir kumandan idi, Normandiya ihracında Alman müdafaa hattını yarmış, ordularını yıldırım siira-tlle Al manyanın kalbgfthmA sevketmişıi. Generalin {Htdedeı evvel son sözleri şunlar olmuştur: «Böyle ölüm, hiç de.hoşa gidecek bir ölüm değildir.»
Moskova’da anlaşmaya
varıldığı söyleniyor
Anlaşma haberi Amerikalılardan çıktı, Ingiliz mahfilleri ise böyle kesin bir netice çıkarmak için henüz vakit erkendir, diyor
Londra 22 İR.» — Rus. İngiliz ve Amerikan Dışişleri Bakanları dün hususi bir toplantı yapmışlardır. Bu toplantıya göre, İngiliz Dışbakanına. İnğU terenin Moskova büyük elçisiyle İngiliz Dışbakanlığı daim! müsteşarı 31r Cadogan. Amerikan Başbakanına da Amerikanın Moskova büyük elçisi B. Harriman refakat etmişlerdir. Bu husus! toplantı dört satten fazla sürmüştür. Dün resmi toplantı yapılmamıştır.
Buğun de öğle üzeri üç Dışişleri Bakanının hususi bir toplantı yapacakları haber verilmektedir.
Moskova konferansında bir anlaşmaya varıldığı haberleri, Amerika kaynaklarından çıkmıştır.
Konferansta müzakereler açık ve dostane olmuştur. İngilLzlerln tavra hareketi, netice hakkında kesin bir mana çıkarmanın henüz erken olduğunu ve İhtiyata uygun düşmlyeceğl-nl sezdirmektedir.
Moskovadakl Reutcr muhabiri, bu hususta Rusların şu sözünü belirtmektedir: »Müzakere sona ermeden bövle şevlerden bahestmek âdet " endir.»
Dünkü toplantının ehemmiyeti
Delbl 22 lR.1 -- Moskovadan bildiriliyor; Moskova konferansı, dün M. Byrnez’ün başkanlığı altında toplanmıştır.
(Arkası salıife 2: sütun 6 da)
Devamlı bir sulhun
en mühim şartı
Uç büyük devlet arasında birlik şimdi her zamandan ziyade lâzım

de-
Suriyeye dair Ingiliz - Fransız anlaşmasının metni
Iran içişleri Bakanı istifasını yalanlıyor
Birleşmiş Milletler, Yakın doğunun emniyeti için gereken kararları uerinciye kadar Suriyede kuvvet bulundurulacak
Mazanderan vilâyetinde halka silâh dağıtılıyor, orada da karışıklıklar çıkacak
Moskova 22 (R.ı — «Yeni Zamanlar- dergisi 14 No. h sayısında «Devamlı bir aulhıın en mühim şartı, başlığı altında çok mühim bir makale Hasretmiştir.
«Yeni Zamanlar» şunları yazmaktadır :
«Buğun dünyayı ilgilendiren en mühim mesele milletler arasında sag lam ve devamlı bir sulhlin yaratılmasıdır. Bunun için elzem o!an şartın tahakkuk ettirilmesi Icabetmek-tedlr. Bu sulh ve âsayiş ne suretle '.emin edilebilir?.. Unutmamak icab-eder kİ. 3 Büyük Müttefik ara unda şimdiye kadar bu hususta faydaları görülen bir kaç şart meydana getirildi. Bunların başında. Alman ve Japon emperyalizminin yok edilmeleri gelmektedir.
İtiraf elmçk icabeder kİ harb sırasında Üçlerin gayretleri ve lrlllderl 1 bir çok ve mühim faydalar temin etmiştir.
şimdi harb sonrası devri başlamıştır. Harbde birleşmiş olan büyük devletler şimdi bir çok güçlükler karşısında bulunmaktadırlar Bunu açıkça söylemekten çekinmemelidir Her tarafta müşkülâtlar baş göstermiştir. Müttefikler arasım »rmrö1
için her gün yeni hâdiseler çıkmaktadır. Müttefiklerin sulh yolunda gizil ve açık bir çok kayalıklar vardır.
Bir «Birleşik Milletler Fer erozyonu. ndan bahsedilmektedir. Doğrusunu söylemek İcabederse bu federasyon sulh İle hiç bir suretle ilgili değildir. Yine bu münasebeti» biz • Dünya parlamento» Sundan bahs( dilmektedir. Şunu açığa vuralım Arzular başkadır Hakikat başkadır. Bu tefc Dünya Federasyonu UI bir hiçten ibarettir
(Arkası sahire 2: sütun d daı’—
r------------------——■
Yeni tefrikamız yarın başlıyor Henri Dovernois'nın yazdığı Vâ-Nûnun tercüme ettiği Güzellik düşkünleri
isimli tefrikamıza yarın başlıyoruz.


Londra 22 (W — Londrada açığa vurulan, Suriye hakkındaki Fransız - İngiliz anlaşmasının melııl 19 aralık tarihini taşımaktadır. Tahliye teferruatı, miitaakip merhaleleri ve kuvvetlerin mütekabil toplanma şekillerini tesblt etmek için Fransız ve İngiliz murahhasları aralık ayının 21 İnde Beyrut'ta toplanacaklardır. Mütehassıslar, kıtaların çeklUşt için yakın bir başlangıç tarihi tesbit ede-1 çeklerdir. Fransızların ve İngilizlerin , muvazi olarak yapacakları tahliyeyi her İki taraf da aynı zamanda bitireceklerdir.
Tahliye programı. Yakın Doğunun umumi emniyeti için Birleşmiş milletler tarafından gereken kararlar verillnciye kadar, buralarda asayişi temin edecek kâfi miktarda kuvvetin kalmasını derpiş etmektedir. Fransa He İngiltere, tahliye teferruatını Suriye ve Lübnan’a bildireceklerdir. Verilen kararlar dolayıslle, müşterek olarak alınması gereken hükümlerin munakaşaslyle mükellef mümessiller tâyin etmek için, miimkiin olur olmaz. Suriye ve Lübnan hükümetleri davet edileceklerdir Bu müzakereler «anasında Suriye ve Lübnan hükümetlerine bu memleketlerdeki asayişin İdamesi imkânını verecek tedbirler de görüşülecektir. Fransız ve İngiliz hükümetleri Yakın Şark durumunu inceledikten sonra. Suriye ve Lübnan’a vadededilen lslikalâüıı sağlanması ve yerine getirilmesi hususunda aynı şekilde hareket etmek niyetinde okluklarını bildirmektedirler. Bu bölgedeki milletlerin sulh ve asayiş şartları içinde iktisadi refahlarını sağlamak İçin diğer hükümetlerle iş birliği yapmanın menfaatleri İcabı olduğunu her iki hükümet de müştereken kabul etmektedirler Her Jkl hükümet bu gayeye varmak İçin en İyi vasıtaların ne olabileceği halikındaki bilgileri teati edeceklerdir.
Bu bilgi teatisiyle, bu iki hükümet, mütekabil menfaatlerine zarar verecek siyasi ihtilâfları bertaraf etmek arzusundadırlar. İki hükümetten her biri. Yakın Şarkta biribirlnln menfaatlerini veya mesuliyetlerini birlbtr-lerinln elinden almak İçin her hangi
' bir hareket yapmak niyetinde olmadıklarını teyldetmektedlrler. Bununla beraber bahis mevzuu memleketin siyasi statüsüne tamamiyle riayet edilecektir. Müşterek emniyet için Birleşik milletlere yapılacak bütün teklifler bu zihniyet dahilinde tetkik edilecektir
HAFTA KONUŞMASI
Şehirlinin bir derdi ve bir keyfi
Yavan: Refik llalid Karay Yarınki Akşam'da
DİKKATLER!
Ne yerine ne yemeli imiş?
Londra 22 (R.l — Eski İrin İçişleri Bakanı Fâhlmi. İçişleri Balcaniıfiın-dan İstifa ettiğini yalanlamış ve Ker-manşah valiliğini de kabul etmediğini İlâve etmiştir. Fâhlmi, bir saylav tarafından aleyhine yapılan iftiralara cevap vermek lalem esini, Kermanş&h valiliğini de kabul etmemesine sebe-bolarak göstermiştir.
İran saylavlarından Seyit Rıza da şu beyanatta bulunmuştur:
Mazanderan vilâyetinde halka silâh dağıtılmaktadır. Yeni seçim yapılması hakkında Mazenderan eşrafının hükümete çektikleri telgraf, Tu-deh liran âsileri» partisinin tatyl-kıyle olmuştur. Bu telgrafta tehdıt-k&r bir lisan kullanılmaktadır. On beş gün zarfında Mazenderan'da da karışıklıklar çıkacağı fikrindeyim.
Beyrut 22 (R.) — Tahrandan bildiriliyor: İran İçişleri Bakam Fâhlmi, Azerbaycan vakayl! hakkında parlâmentoda İzahat vermeden makamın-
dan ayrılmak niyetinde bulunmadığını söylemiştir.
Fakat son alman haberlere göre, Fâhlmi, hükümet tarafından azledilmiştir. Aynı zamanda hlikûmet 4 solcu ve bir sağcı gazetenin kapatılmasını emretmiştir.
Tahran 22 (AA-> — Bildirildiğine göre, İranın yeni İçişleri Bakanı, İranın biitün eyâletlerinde seçim yapılması İçin emir vermiştir.
Tahran 21 (A A.) — Britanova: Perşembe günü bir Rus uçağtyle Tahrana gelen Tebriz garnizonunun eski komutanı General Drahşant, âsilere teslim olduğundan ve silâhlarla cephaneyi imha etmediği İçin harb divanına çıkarılmasını beklemek üzere Subay kulübünde gözaltı edilmiştir. Askeri makamlar yorumlara sebebiyet vermek istememektedir ve bu meale her halde basit bir formaliteden İbaret olacaktır.
rifii)nnınıınnınrn.n
Günler Geçerken
Yine davul sesi
Tasarruf haftası dolayıslle duvarlara afişler yapıştırılmış; halka ucuz yaşamak çareleri gösteriliyor.
Meselâ şeker yememeli, bal yemeli imiş. (Balın umumiyetle pahalılığından vazgeçtik. Bu se-neki mahsul fena.)
Sadeyağ yememeli, zeytinyağı yemeli imiş, (Pes!) Et yememeli, leblebi vemell imiş, (Tavsiyeye nchacet?)
Fakat et yiyecek yerde fakir fıkaranın, baş, hevin. dil tarzındaki sakatata rağbet etmesi de tavsiye olunuyor. Biz. bu sakatattan meselâ sığır dilinin Kadıköy taraflarında kilosu o zamanki fiatle 169 kuruşa satılırken 3(10 kuruşa satıldığını bahis mevzuu etmiştik. Alâkadar makam, bize, bunuıı halk geçimini İlgilendiren madde olmadığı İçin ser be* olduğunu söylemişti. Eminönü civarında sakatatın 160 verine 300 nispet! üzerine tekrar
Pantelleria
Yunanistana
adası
tazminat
Yanındaki iki küçük ada ile Italyaya iade ediliyor
Londra 22 (R> — İtalya Başbakanı De Gasperl, asıl îtalyan topraklarının îtalyaya devri hak-kındaki anlaşmayı İmzaladığını , beyan eylemiştir. Yalnız şimal bölgesi. Müttefik kontrolü altında kalacaktır, Lanıpedusa, înoza ve Pantellarla adaları, üzerlerinde istihkâmlar tahribedllmek ve tahkim edilmemek şartile îtalyaya iade edilecektir.
Yugoslavya Amerikadan ödünç para iâtiyecek Londra 22 (R) — Yugoslavya hükümeti, Birleşik Amerikadan 300 milyon dolar, ödünç işti ye-çektir
Atina hükümeti yapılan protokolü imzalamıyacak
Atina 22 (A A ) — Paris'le toplanan tamirat komisyonunun protokolünü Yunanistan imza etmlyccCktlr.
Aynı zamanda Yunan bankası umum müdür muavini olan Paris'teki Yunan murahhas heyetinin başkanı M Sbarouııls'e bu hususta gerekil talimat verilmiştir.
Yunanistan kendisine tazminat olarak verilen yüzde mlkdannı kâfi telâkki itmemektadlr.
Londra 22 (R.) — Paris'i* toplanan MUtteflk tamirat konferansı, Yunanistan'a harb tazminatı olarak 300 milyoa dolar verilmesini karar-lagtirmıştı. Halbuki Yunanistan, bu
Bütçe müzakereleri sırasında bir Milletvekili sözü radyoya getirerek «Arkadaşlar, dedi, köylü davul zurna istiyor. Dinlenme günlerinde buna geniş yer vermelidir!» Ne kadar haklı... Fakat eksik bulduğum bir nokta var: Davul zurnayı isti yen yalnız köylü değildir. Biz, şehri i ter ve az çok musikiden anlıysalar da istiyoruz. Hele bayrani günlerinde bunun ihtiyacını şiddetle, hasretle, bütün çocukluk ve gençlik hâtıralarımız uyanarak içten duyuyoruz. Yıllardan beri her vesile ile davuldan bahsetmek fırsatını kaçırmadığımı bilmiyen kalmadı Davulu tiryakice bir züppelik olarak istemediğime kendim eminim. Davul sesi milli benliğimize işlemiş, kahramanca vakalarla dolu gürültülü tarihimizin bir ahengi haline gelmiştir. Bu sesi henüz hiç işitmemiş, ne davul görmüş, ne de zurnaya raslamiş şehirli bir Türk çocuğu, — kendi oğlum — bir bayram günü nasılsa akledilip radyomuzda çalınan davul zurna havasından öyle zevk almış, gözleri parlıyarak öyle can kulaği-le dinlemiş. şenlik neşesini öyle derin, gönülden hissetmişti ki dedelerinin rııhile birlikte duyduğuna inanıp iman getirmiştim,
İngilizler «fifre» denilen diidiiğii. İskoçyahlar «gayda» yi, daha bir çok milletler kendilerine mahsus bir takım musiki âletlerini — orkestrada yerleri kalmadığı halde — benimsemişler, orduda ve topluluklarda muhafaza etmişlerdir. Ispanyol, tok sesli tahta yahut fil dişi zilden ve bir cins ufak «tef» ten hazzeder. İliç biri «Caz moda oldu, asıl musiki yüksek musikîdir, bunları bırakalım, unutalım, İptidaî manzarasından kurtulalım diye düşünmüyor; bilâkis sürüp giden tesirine, uyandırdığı heyecana bakıyor. Ö heyecanın asıl hususiyeti her sınıf ve her yaşta vatandaşı kuvvetle sarmasında, sarsmasında ve aradaki ayrılığı, gayn-hğı kaldırarak bütün kitleleri tek yürek halinde çarptın.tasındadır. Netekim geçen yaz ilk okullar töreni esnasında davul çalmağa başlar haşlamaz stadyumda on bin kişi — yedi yaşındaki çocuktan yetmiş yaşındaki ihtiyara kadar — tek vücutmuşçasına yerinden oynamıştı. Bizim seyran, toplantı, şenlik sesimiz davuldur. Davul çağırdı mı can atarız ve davulun arkasına takıldık mı şenlik veya hizmet her ne olursa koşar, zevkle, feragatle yaparız.
Davulu yalnız radyoda işitmek yetmez; her şenlikte kendisini ve peşi sıra gidenleri de görmeliyiz. Baııa öyle geliyor W davul sesinin duyulmadığı bayramlara dedelerimizin ruhları uzak duruyor, katılmıyor; şanlı mazi ile alâkamız kesiliyor. Tarih öksüzü gibi boynumuz bükük kalıyor!
Refik Halİd K
Sp.hıfe 2
A K $ A M
22 Aralık 1945
P-HAFTA SON» NOTLARI-]
Tercüme dergisinin Yunan saplan
M.. IIU Eğitim Bakanlığı tarafın-i’’* dan yayınlanan ve şiipheris bizim en İyi, en lüzumlu, eıı ciddi fikir dergilerimizden biri olan Tercüme Dergisi, arka arkaya İki sayısını Yunan klâsiklerine, yani Garp kültürünün temrilnl teşkil eden eski Yunan metinlerinden seçme parçalarla tanınmış büyük fikir adamtnurun eski Yunan ede-blyatUe sanatlnln ehemmiyetini belirten yazılarına tahsis etmiştir.
Yunan ve Lâtin klâsiklerinden büyük bir kısmım kısa bir zamanda Türk diline kazandıran MIHI Eğitim Bakanlığı, başarmaya azmettiği büyük vazifeyi kendi dergilerinden blrile de destckllycrek eski Yunan vc Lâtin dünyası hakkında mümkün olduğu kaçar fazla bilgi verm«k suretup g:-nç nesillere faydalı olmanın hududunu ge-nl’letmeğe çalışıyor. Tutulan yolda büyük bir isabet olduğu bugün meydandadır. • Yarın {kilen tohum yetişip meyva&mı verdiği zumun hiznıelln büyükülğü eı İle tutulur bir gerçekliğe ualşacaktır.
Garp kültürü
V tınan ve Lâtin klasiklerini
■ a-vıFarmdan değilse bile tercümelerinden tanıyarak yetişen nesi). Yunan ve Lâtin dünyası hakkmdakl bilgisi sadece tür takım büyük isimlerden yani rivayetten İbaret olan eski nesillerden elbette k! üstün ve elbette kİ daha Garplı olacaktır. Çünkü Garp kültürü baçtan başa Yunan ve Lâtin temeline dayanır. Daha çocuk yaşlardan itibaren bunları tanıyarak yetişmemiş olanların Garp ölçüsünde haysiyetli bir eser vermeleri şöyle dursun. Garplının kütüphanesini dolduran eserleri ruhuna vararak kavraması, milyonların hayran olduğu güzellikleri tatması bile mümkün değildir.
Tanrimattan itibaren Şarkı bırakıp Garba dönen Türk cemiyetinin yetiştirdiği edebiyatçılar, şairler, sanatkârlar ancak doğuştan sahip oldukları İstidadın en yüksek eserlerini vermişler, fakat bir Garp'h kültürUe yetişmedikleri İçin eserleri Garp ölçülerinin dışında kalmış, yüz sene İçinde değeri dünyaca takdir edilmiş bir romancımız,
Gitmek istiyen Ermeniler
İçişleri. Bakanlığının ’ bir tebliği
Ankara 21 (A_A.> — İçişleri Bakanlığından: Ermeni vatandaşlarımızdan bazılarının başka yere hicret etmek İçin tfr yabancı konsoloshaneye müracaat ettikleri hakkında bir haber duyulmuştur. Bunlardan bamlarının vardıkları yerde Türk vatandaşlığını muhafaza etmek, bazılarının da muhafaza etmemek düşüncesinde oldukları da aynen sö lenmek-ttdir. Bu yolda müracaat etmiş vatandaşlar varsa, pasaport kınunu hükümlerine uygun olarak durumlarına* göre pasaportlarını hazırlamak ve gidişlerini kolaylaştırmak için bulundukları yerlerin emniyet makamlarına müracaat etmeleri tavsiye olunur. ’
Halep 21 (AJLI — Halep'teki Ermeni cemaatleri Sovyetler Birliği Ermeni cumhuriyetine gitmek davetini kabul etmemeye karar vermiştir. Bu Ermoniler Suriyeli olduklarını ve bu sebepten Suriyelilerin hak ve vazifelerine sahip olduklarını şöyle inişlerdir ________________________
Üniversite talebe cemiyetleri seçimleri
Üniversitede fakültelerin Talebe oenüyetlerl seçimleri bitmiştir. Edebiyat galcültesl Talebe cemiyeti üyeleri toplanmış ve cemiyet başkanlığına Prof. Ahmet Caferoğlu’nu seçmiştir.
Diğer taraftan Hukuk fakültesi Talebe cemiyeti yeni idare heyeti üyeleri de toplanarak İş bölümü yapmıştır. Hukuk fakültesi Talebe cemiyeti başkanlığına doçent Rıfa Timur seçilmiş, diğer çalışma kollarında anlaşmazlık çıkmıştır.
Yeni Parti nizamnamesi •on defa gözden geçirildi
Ankara 21 — Eski Başbakan Celâl Bay ar ve arkadaşlarının kurmakta oldukları yeni partinin nizamnamesi taslak halinde hazırlanmış olmakla beraber, kurucular tarafındnn son defa olarak gözden geçirilmektedir. Bu «rbepledir kİ, parti henüz hükümete müracaat etmî.; değildir
Celâl Sayarın belirttiğine göre, yeni parti nizamnamesi hükümetçe kabul! nden önce neşrerillrıılyeceftlnden bu hususta yapılan ve yapılacak olan neşriyat ancak tahinin hududu dahl-llndcdfr. Parti ileride vc muhtemel alarak An kararla bir gazetede prog-
bir ♦alrlnıU, bir II Ur adamımız bu yüzden çakmamıştır.
Lâtince ve Yunanca okuyan nesUtar
Milli Eğitim Bakanlığının Yunan ve Lâtin klâsiklerini Türk diline çevirtmesi, bunları Türk çocuklarına okutması, Yunan ve Lâtin dünyası hakkında mümkün olduğu kadar fazla bilgi vermeye çalışması Avrupa kültürünün bizde de kökleşmesi İçin şüphesiz kâfi değildir. Bu büyük eserleri Yunanca ve Lâtince metinlerinden okuyan nesiller yetiştiği zaman gayeye varılmış olacaktır. Yunan Vf Lâtin klâsikleri her AvrupalI milletin diline çevrilmiştir. Fakat onlar mekteplerinde Yunanca ve Lâ-tlnecyl de öğretmek lüzumunu duyuyorlar. çünkü hakiki kültür ancak bu iki ölü dilde yaşayan eserlerin sahlfeler! arasından edinilebilir. Tercüme dolma bir En başarılısı, yağlı boya lonun fotoğrafı olmaktan çemez.
Ebedi olmanın sırrı
gölgedir, bir tabileri ge-
Z"» arp medeniyetine girebilmemiz ve her sahada AvrupalI ölçüsünde büyük eserler vermemiz İçin Avrupa kültürü? yetişmemizden başka çare yoktur. Bir topluluk için ebedi olmanın sırtı da büyük fikir adamları, büyük edebiyatçılar yetiştirmektedir. Bu hükmün doğruluğunu yine Yunan ve Lâtin muharrirleri ispat ediyor.
Bir Fransız fikir adamuıın şu sözleri hakikatin ta kendisidir:
■Avrupa öğretim ve eğitimi, gündelik hayatımızda bize hiç lüzumu olmıyan iki ölü dil üzerine kurulmuştur. Bununla beraber edebiyat namına bir noktaya İşaret etmekten kendimi alanılyacağim: İmparatorlukların ikbal ve haşmetini edebiyatçıları temin eder. Eğitim ve öğretim. Charlemangne’dan beri bu İki dil üzerine kurul uy orsa, eğer sık sık Yunanistan ve İtalya’dan, bu memleketlerin eski sakinlerinden söz açıyorsak sebebi bu İki memleketin Homer, Eflâtun, Hl-pokrat, Plutark, Kjenofon, Demos-ten, Siseron, Virjll, Horoz, Ovld, Plin gibi bir düzüne muharrir yetiştirmesinden ibarettir »
ŞEVKET RADO
Kahire’de
araştırmalar
Cok miktarda muzır kitap ve vesika bulundu
Kahire 22 (AA) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Polis. Kahlre'nln muhtelif mahallelerinde bir çok kimselerin evlerinde bir araştırma yapmıştır. Bu araştırma neticesinde menedilmiş olan siyasi ve İktisadi fikirleri aksettiren çok mlk-darda kitap ve vesika ete geçirilmiştir. Elleri araştırılan kimselerden bazıları ortadan kayboldukları için polis kendilerini bulmak moksadlyie sıkı araştırmalar yapmaktadır. Tevkif edilen şahıslar arasında Wafd Al Murri gazetesinin yazarı “ Karne: de bulunmaktadır.
Tahkikat tam bir gizlilik içinde devam etmektedir.
Kızıldeniz bölgesinde seyahatler takyidedildi
Kahire 22 (A.A.) — Anadolu ajan-nnın özel muhabiri bildiriyor: Kimideniz gölgesi, yeril halkın yapacakları seyahatler hariç. h*r türlü geliş gidiş yolu kapatılmıştır. Yalnız Kahire - Süveyş yolu ve bu iki yer amamdaki ıssız demiryolu serbes bölge olarak kabul edilmiştir. Bununla beraber sınırlar Idar'-rindm şahsi mahiyette bir geçit müsaadesi istenlie-bllecektlr.
Bu kararın. Kıral İbnl&auud'Un yakında yapacağı riyazetle İlgili olduğu söylenilmektedjr.
Enver
B. Hikmet Bayur Partiden çıkarılacak Ankara 21 — Cumhuriyet Halk Partisi Meclis grupu İdare kurulu, Manisa MUletveklll B, Hikmet Bayur’un. Parti disiplinine mugayir olan hareketinden dolayı kendisinin Partiden çıkarılmasını guruptan istemeğe karar vermiştir. Bu husus B. Hikmet Bayur'a bildirilmiş ve grup buyurunda kendisini müdafaaya davet olunmuştur.
Toprak mahkemeleri
Ankara 28 — Münhasıran toprak dâvalar 11 e meşgul olmak üzere kurulması kararlaşan toprak mahkemelerinin Yılbaşından İtibaren faaliyete r emesi kararlaştırılmış ve bu dâvalara i akacak hâkimler k-ackoou tamam
Bir tütün bankası
kurulacak
Bankanın sermayesi 60 milyon lira olarak tesbıt edildi
Tütün ekicilerinin bankaya iştiraki mecburi olacak ve tütün kilosu başına onar kuruş alınacak
Aldığımız malûmata göre yeni tesis edilmesi kabul edilen Tütün Tarım Kooperatiflerine İstihsal ve ilgili malzeme ve kredi hususunda yardım etmek ve borsalarda nâzım şekilde mü baysalar yaparak mahsulün İç ve dış pazarlarda defter kıy maile satışını sağlamak üzere Anonim Şirket halinde bir Tütün Bankası kurulması kararlaştırılmıştır.
Bu banka geçenlerde tesis edil-dlfilnl yazdığımız Tütün Bankasından tamamen ayrıdır. Tütün Bankasının sermayesi 00 milyon lira olarak tesblt edilmiştir.
Bankanın serbest teşebbüs sahiplerine ye tütün ekicilerine kredi yapması da esas itibariyle kabul edilmiştir. Aynı zamanda Banka kooperatifleri destefcllyecek ve asıl vazifesi bu olacaktır.
Yeni kurulacak kooperatiflere tü-
Rus toprak istekleri
(Baş tarafı 1 inci sahifede) alan bir kaynaktan öğrendiğimize göre, Türk Genelkurmayı, Trabzon limanı da dahil olmak üzere bu bölgeyi ele geçirmek hususunda Rus tasavvurlarından dolma endişe etmiştir. Filhakika, harb blttlfil ve bütün memleketler terhis yaptığı halde. Türk ordusunun harb variyetinde tutulması mâ nalı İdi. Bu da gösteriyor kİ, Türk Genelkurmayı bir Rus hareketinden endişeleniyordu.
İngiliz gazetelerinin mütalâası
Londra 21 (A. A. I — Londra gazeteleri, csas'n mahdut bulunan yerlerinin büyük bir kısmını Moskova haberlerine ve Türk topraklan hakkında Gürcü İsteklerine ayırmaktadırlar.
Daily Telegraph, Daily Mail ve Daily Ezpress gazeteleri, bu haberleri ilk sahlfelçrlnde ve büyük başlıklarla bir sütun üzerine neşretmektedirler.
Aynı mevzuu ele alan liberal Ncws Chrcnlcle gazetesi, Sovyetler Birliğinin Türkiye dışındaki Ermenikrln İstekleri harlçlnde, Dk defa olarak Türtlyeden doğrudan doğruya İsteklerde bulunduğunu yazmaktadır.
Türkiye hakkmdakl Rus İsteklerine dair Sovyet basınının yaptığı neşriyatı yorumlıyan Tlmes’ın siyasi muharriri şunları yazmaktadır:
.Bu lst-kler, şimdiye kadar yapılmış olan taleplerin hepsinden büyüktür ve Türkiye hakkında yapılan diğer tenkldlcrln yayınlanması üe ayni zamanda ortaya atılmış bulunmaktadır. Bu kadar geniş olan bu metalibln ve bu tenkitlerin gayesi pek açık değildir. Fiiliyatta bun'ar, Boğazlar mukavelerin'n Sovy t er Birliği lehine tekrar gezden geç’rlf-meslnl daha dn güçleştirecek mahiyettedir. öyle görünüyor ki, Moskova, Türk basınında son zamanlarda çıkan açık ve azimli makalelerden kendisince gfreken neticeyi istihraç etmiştir. Eğer mfsele konferansta bahis mevzuu edilecek olursa, siyaset eski durumunu muhafaza edecektir. İngiliz Bakanları. Boğazlar mukavelesinin Rusya lehine tekrar göz-
Alman tebaası serbes bırakıldı
Ankara 22 (Telefonla) — îc Anadoluda gözaltı edilen Alman, tebaasının serbes bırakılması üzerine bunlar kafileler halinde trenle şehrimizden geçmektedirler. Dün de trenle şehrimize bir kefile gelmiş ve îstanbula doğru yollarına devam etmiştir.
Gözaltı edilip de serbes bırakılan Alman tebaası, diledikleri yere gitmekte serbestirler.
Belediye muhasebecisi terfi ettirildi
Ankaıadan bildirildiğine göre İstanbul Belediye muhasebe müdürü B. Muhtar Acar, Belediye ıels muavinliğine terfian tâyin edilmiştir
25,000 Rus Kudüs’e gidecek
Beyrut 22 (R,l — Moskovadan haber alındığına. göre, paskalya yortularında 25.000 Rus Kudüs'ü ziyaret etmek arzusunu göstermişlerdir. Bu haber birçok çevrelerde büyük bir İlgi uyandımıştır.
Harbden evvel Kudüs’ü ziyaret edenlerden çoğunun Huşlar olduğu bu
tün Bankası tarafından sermaye verilecektir. Bankanın sermayesinin yarısından fazlası devlete alt olacak ve böylece bütün memurları bBrem dahili ücret alacaklardır.
Hazırlanan tasarıya göre tütün ekicileri Bankanın sermayesine iştirake mecbur tutulmakta vc bu ekicilerin mahsulünden kilo başına 10 ar kuruş almak suretiyle sermayeye iştirakleri temin olunmaktadır.
Yalnız alâkadarların fikrine göre ekicilerden alınması kararlaşan kilo başına 10 kuruşluk meblâğ tütünün bugünkü flatına nazaran normal görülmekle beraber harb sonrası İçin hiç de normal sayılmamaktadır, Zira iıarbden Bonra 10 kuruş bir kilo Hatmin hemen hemen dört Veyahut beşte biri olacaktır. Bu bakımdan ekiciler için hayli ağır olan bu paranın dalıa normal bir miktara İndirilmesi bekleşmektedir.
den geçirilmesine taraftar olduklarını evvelce söylemişlerdi. Bununla beraber, böyle bir gözden geçirilişin serbesçe bir mutabakat ve milletlerarası bir anlaşma İle yapılması leabettlğinl de aynı derecede azimli olarak belirtmişlerdi.»
Tanınmış yorumcu Ew(r İşçi partisinin gazetesi olan Daily Herald da şunları yazıyor:
■Moskova konferansı devam ederken beklenmedik bir anda Sovyet basını — heniiz Sovyet hükümeti değil — Türkiye aleyhinde yeni istekler ortaya atıyor. Gürcü isteklerinin esası tarihidir. Mektubu yazanlar, bu toprakların asırlarca emel Gürcls-tnna alt bulunduklarını İspat etmek 1çln tarihçileri zikrediyorlar. Bunda şüphe yok. Bu topraklar, on birinci asırda Türkler tarafından İşgal ve İlhak edllinclye kp.d*r eski Gllrels-tnn MırnDıftına dahi) bulunuyordu Bu ftırallık nihayet 1810 senesinde Çav tarafından ilhak edildi. îkl tarihçinin böyle bir İstek İleri sürmeleri ehemmiyetli değildir Ancak ehemmiyetli olan şey, iki resmi Moskova gazetesinin bu işe dört şiitun ayırmalarıdır,»
Fransa’da akisler
Paris 31 (A A.) — Mo.'kova konferansı. Montreuz mukavelesinin yeniden tetkikini ve Boğazlar meselesini hiç şüphesiz nazari İtibara alacaktır.
Yan resmi «Le Monde., gazete?! bu konu üzerinde şunları yazmaktadır:
•Asıl mesele. İstenilen toprakların genişliği, yahut sebebolnrak Heri sürülen tarihi hakların meşruiyeti değildir. Ancak bir memleketin toprak bütünlüğüne riayet prensip! bahis mevzuudur. Bu hususla Türk meselesi İran meselesine sıkı surette bağlıdır. Rus İstekleri simdi Türkiye’ye teveccüh etmiş gibidir. Hedef, Boğarların kilidini sökmek için Türk hududuna dayanmaktır.»
Gazete yazısını şöyle bitiriyor:
■Büyük devletlerin, prensiplerde hareketlerini ne dereceye kadar ahenkleştirecekleri yakın zamanda belli olacaktır.»
imralı adağında bir cinayet
tmralı Cezaevinde bulunan Mehmet Karadağ adında blrile yine Mehmet isminde diğer biri arasında üç gün evvel kanlı bir kavga olmuş ve bu sırada bıçakla yaralanan Mehmet Karadağ tedavi edilmek üzere şehrimiz Cerrahpaşa hastanesine getirilmişti,
Mehmet Karadak dün hastanede Ölmüştür. Vaka hakkında çerek savcılık, gerek İmralı Cezaevi İdaresi tarafından tahkikat yapılmaktadır.
tik öğretim çağındaki çocuk sayısı
îlk öğretim çağında bulunan çocukların sayısı belli olmuştur. 7-16 yaş arasında şehrimizde 142.713 çocuk vardır, Bu çocukların 72,636 sı kız, 70,077 si erkektir, Bunların 85,304 ü okullara devam etmekte, 15,273 kız İle 18,919 erkek de ilkokulları bitirmiş bulunmaktadır.
Okullara devam etmeyen çocukların sayısı 11,653 tür. Ayrıca sakat oldukları için okullara devam cdemiyen 1.031 çocuk da-
Milli Eğitim bütçesi müzakeresine pazartesi günü devam edilecek
Ankara 21 — Büyük Mlllei Meclisinin bugünkü toplantısında Maliye ve Mili Eğitim Bakanlrklan bütçeleri müzakere ve kabul edilmiştir. Maliye Bakanlığının bütçesi müzakere olunurken söz alan hatiplerden bazıları, eski kanuna güre tekaüt edilmiş olan emekli, dul ve yetimlerin yeni kanuna göre muamele görmelerini İstediler. İstanbul Milletvekili B. Ziya Karamürsel, müstahdemlerin de memurlar gibi çocuk zamlarındaıi istifade etmelerini, göz doktora B. Niyazi OöScü, yabancı diyarlara kendi paralarlle giden talebelerin döviz mlkdarlannın arUırılmasını İstediler.
Milletvekillerine cevap veren Maliye Bakanı B. Nurulah Esat Sümer, eski kanuna göre tekaüt edilmiş olan emekli dul ve yetimlerin yeni kanuna göre muamele görmeleri hususundaki İmkânsızlıkları belirtmiştir.
Bundan sonra maddelere geçilmiş ve memurlara birer üst derer? maaş verilmesi hakkmdakl tasan De subay ve gediklilerin maaşlarına dair (asarı aynen kabul edilmiştir.
Mezkfır tasarıların kabulünü müteakip de Maliye Bakanlığı bütçesi ile devlet borçlan bütçesi kabul edilmiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin müzakeresinde İlk söz alan B Suut Kemal Yetkin Türk musikisine temas etmiş ve okullarda müzik eğitimine ön'm verilmesi dileğinde bulunmuştur.
Bayan Basene İlgaz, Refik saydam zamanında Dariişşafakanın yanmda bir de kız orta okulu kurulması kararlaştırıldığı halde Refik Saydam öldükten sonra bu İşin yapılmamış olduğunu, fakat yapılmasın'n lüzumlu olduğunu söylemiştir.
İlk okul öğretmenlerinin zor durumda olduklaırnı da söyllyen bayan Hasene İlgaz, bu İktisadi güçlüklerin biran evvel Bakan tarafından ele alınmasını Irteml^tlr.
B. Muhlddin Baha Pars da Türk musikisine temas etmiş ve bilhassa beste yapanlar üzerinde durarak:
— Bizde beynelmilel şöhreti haiz beş bestekâr varmış. Bunlar ba'ka işlerde olduklarından bu yük altında beste yapamıyoılaznuş. Bu bestekârlarımızın yüklerini atalım da onlardan beste Istlyeilm. dedi-
Bu sırada salonda doğrudur! sözleri duyuldu.
Bundan sonra kürsüye gelen B Naci Tınaz, İlk öğretim dâvasını övdü ve talebenin okul dışındaki fena hareketlerinin önlenmesini ve okullarda sağlık İşlerine önem verilmesini Lsttyerck sözlerine şöyle'devam etti:
— Teftiş yukarıdan aşağıya yapılmalıdır. Eğitim faaliyeti hakkında evvelâ valiler teftiş edilmelidir.
Milletvekilleri arasında:
— En esaslı noktaya bastın! diyenler oldu.
B. Muzaffer, İmtihan usullerinde tadilât yapılması lünımuna İşaret etti. Yüksek tahsil gençleri elinde kitap bulunmadığından bahsetti ve üniversite kitaplarının da Karaborsaya düştüğünü söyeldl. Galatasaray m üs ta.sn a. liselerimizde Usan meselesinin acınacak durumda olduğuna İşaret etti.
Vakit geciktiği İçin MIUi Eğitim Bakanlığı bütçesi müzakeresine pazartesi günü devam edilmek üzere oturuma nihayet verildi. Milli Eğitim Bakanı pazartesi günü hatiplere cevap verecektir.
Kay s er ide irtikâp yapan memurların muhakemesi
Ankara 21 — İrtikâp, rüşvet, yalancı şahitlik gibi suçlarla Kayseri Emniyet âmiri ve Emniyet müdür vekili Eşref Yalçıner. İktisat müdürü Alâ-eddln Ptızvndoğlu. Fiat mürakabe memuru Burhan Akay, polis memuru Cuma Ali, îktlsat dnlrest kâtibi Haşan Tunçay He arkadaşları Kayserl-den şehrimize getirilmişlerdi. Ankara Toplu Milli korunma mahkemesi bugün dâvaya devam etmiştir. Sanıklardan geçen oturumda bulunmıyan üçü de getirilmişlerdi, Ayrıca mahkeme, Kayserle! en 73 şahidin celbi İçin davetiyeler göndermişti. Bugün bıı şahitler dinlendiler. Duruşma saat 15 ten 22,30 a kadar sürdü.
Mahkeme heyeti, uzun bir müzakereden sonra dâva dosyasının tek hâ-klmli Milli korunma mahkemesine sevkına karar verdi.
TEŞEKKÜR
Ani surette vefat eden aziz aile reisimiz
İBRAHİM ARIN'ın
Cenaze töreninde bulunmak, telgraf, telefon ve mektupla beyanı taziyede bulunan ve evimize kadar gelmek sur etile acılarımızı paylaşmış olan büyüklerimize, akraba, dost ve arkadaşlarımıza ayrı ayrı teşekküre acılarımız mâni olduğundan sayın gazetenizin tavassutunu rten ederiz. Arın Ailesi
Ankara cinaveti kararı bozulacak
Yargıtay baş savcılığı kararın esastan bozulmasını ve muhakemenin başka yerde görülmesini istedi
Ankara 21 — Dr. Neşet Naci Ar-zan’ı öldüren Reşit Mercan'la arkadaşı Haşmet Orbay hakkında Ankara ağır cezosınca verilen kararın esasından bozulması Yargıtay Başsavcılığınca İstenmiştir.
Yargıtay Başsavcısı, Haşmet Orba-yın da Reşit Mercanh yağmaya teşvik suçunda müşterek olduğu mütalâa-Sile bu İki sanık hakkında Ankara ağır cezasının, cürüm vasfı bakımından noktal nazarını kabul etmemiş,. uzun ve müdellel kanuni sebepler LL '»»stererek. hükmün bozulmasını ta- O temlştlr. Q_
Yargıtay Başsavcısı, bu dâv. u»Ç\| Ankara dan başka bir yere nakliyle q_ oranın ağ rülmeslnl d« Q
talebe tmiştlr.
lAloskova konferaıı>i |
(Baş tarafı 1 inci sahifede) > Toplantıdan evvel Üçler hususi surette bir görüşme yapmışlardır. Dûn- 9* kii resmi toplantıya büyiîk*blr eh, m- 3*
Konferans Noelden evvel bitecek "8
Paris 22 (R.l — Moskovadan alınan (D bir habere göre. Üçler konferansı Nö-Jt el yortusundan evvel sona erecektir, v Üçlerin mühim meseleler üzerinde bir anlaşmaya vardıkları sanılmaktadır; Ruhr meselesinin görüşülmediği sanılmaktadır.
Yeni Zamanlar dergisine göre
(Baş tarafı 1 inci sahifede)
Bu Dünya Federasyonu bir perdeden İbarettir. Bu perde şu veya bil devletin gizil gayelerini örtmektedir •veto hakkı» odan bahsediliyor. Bu küçük devletlerin büyük devletler tarafından yutulmasını istihdaf ediyor, Atom bombası İle korku'ar ihdas ediliyor. Evet İtiraf edelim kİ atom asnna girmiş bulunuyoruz. Atom işi ciddidir. Bu hususta İleri sürülen tehditler doğru değildir. Bu a om işi büyük devletlerin sulh yolundaki gayretlerini muhakkak kİ boşa çıkarmaktadır.
Bazı ecnebi gazeteler bu atom ı inden bahsederken artık «Üçler lîızum-1Q değil» diye ortaya yeni bir m .seli atmaktadırlar. Bu saçma bir fikirdir. Tıpkı r-4 aslî cihet» İn in’eân gibi,.. Zafer Üçlerin biriKtl De kuza-nümıştır. Üçler bu hususta gayresler sarfelmlşlfrdlr. Bunlar birer hakikattir. Şimdi her zamandan i azla birlik lâzımdır. Sulh bu birlik sayesin de elde edilebilir... Aksi surette hareket etmek bir hayal sukutunu sru--clp olur. Sovyet Rusya’yı lecrldetmek İstiyorlar. Bu teşebbüste mut a'fak olunamaz. Bu teşebbüs i’e milletlerarası âsaylş temin edlelmrz. Sovyşt Rusyamn görüşü şudur Milletler.- ra sulh, ve asayişin tesisi için en başta sı sulh ve asayişin tesisi İçin en baş t* sağlam bir iş birliğinin tesiridir.. Bu atom asrında sulhu kurmak gerektir. Büyük devletler sulha bağlılıklarım göstermediler. Bugün bile İş birliği yapmak kolaydır. Hüsnü niyet lâzımdır. Bunun eslra-nmlyreeSInl umuyoruz.»___________
ir Şehremlninde kunduracı çırağı Çelik, marangoz çırağı Fikret!, bir kıs meselesi yüzünden, bıçakla muhtelif yerlerinden yaralamıştır
Acı bir ölüm
Fatihte Kıztaşmda Dolap sokak fl numarada Mermer taş tüccarı Salih Sabrl Karagöz'ün kızı Mermin Karagöz pek genç yaşında vefat etmiştir.
Bugiin İkindi namazı Fatih camii şerifinde kılındıktan sonra Edırne-kapı Şehitlik kabristanına defnedilecektir. Tanrı rahmet eylesin
21/12/1949 Halleri
Londra üzerine 1 sterlin Nevyork üzerine 100 dolar
Cenevre 100 İsviçre Er Madrid üzerine loo pezeta atokholm üzerine ııio nurun
ESHAM VB TAHVİL Al % 5 faizli ikramiyeler: 1939 Ergani 1938 ikramiyen Milli Müdafaa Demiryolu IV
BORSA DIŞINDA ALTIN F1ATLER1
Reşadiye
Gulden
22 Aralık 1945
SBŞAM
Sahire >
AKŞAMDAN AKŞAMA
Radyomuzda haberler çabuk mu okunuyor?
Bir çırpıda ||
Dokt.Gr şehir: İstanbul
Cumhuriyet gazetesinin 16 aralık nüshasında: (Halkın dl-Mıulen ■> sütununda bir yurttaş şîiyle yakıyor:
Radyomuzda haberler sarvlzi-ni okuyan spikerlerimiz batan çok acele ediyorlar. Söylediklerini zihnimizde toparlayıp mâna çıkarmak kabil olamıyor.» İlh,,, Acaba?,, Hacivat Çelebi gibi Ahaste beste mi konuşmak lâ-■im?,. Kronometre diye bir şey Icadedilmiş; hesabı kolay: Lâtin, Slâv, Anglo Sakson dillerini konuşanlarla bizimkini konuşanlar arısında mukayese yapılsın; eıı tez konuşuyor sanılan spikerimizin dakika başına sar (ettiği kelime miktarı mutlaka onlarınkin-
Zeytinyağı ve nebatı yağlar
Satış iyinde belediyelere vazifeler verildi
Ticaret Bakanlığının zeytinyağı ve diğer yağların İmali, toptan ve perakende satiflan ve Hatlar hakkında tanzim ettiği 31 numaralı sirküler belediyeye gönderilmiştir. Şehirlerdeki zeytinyağı ve nebati yağların satıhlarında belediyelere de vazifeler verilmektedir.
Sirkülere göre dükkân, mağaza, ticarethane veya satış kaydlyle mal
don noksandır.
Öyle bozukluk spikerin çenesinde değil, anlamayanın zihninde,,, Çenede rötar yaptıracak yerde, zihnin âyannı ileri doğru almalı.
Bazı köylülerin lıalt unutut-
masın:
— Adın ne?
— Benîm mi?
— Senin.
— Mehmet,
— Kaç yaşındasın?
— Ben mi?
— Şen.
— Ne bileyin ben?... Sen ne virirsen vir gayri!
«Anlamıyoruz!» iddiaları daha alt tabakalardan gelirse, maazallah, radyomuzun spikerlerini bu seviyeye mi indireceğiz? Öyleleri için ayrıca skeçler yapılabilir Bunlarla İdrâklerine jimnastik yaptırılır. Haberleri normal olan beynelmilel tempoda okumaktan ayrılmamalı. Aksi, maazallah mîllî seviyede düşüklüğü kabul etmek olur.
Kasabalar vardır, deve aduni-le iki yana sallanaraktaıı langır lungur yürünür. Şehirler vardır, hareketi, en mütekâmil makinenin devirleri halindedir; b3ş döndürür. Aradaki fark, medeniyet farkıdır. Bu hal konuşmaya tesir eder. Birinci çeşit memleketlerin ahalisi, kelimeleri ağda yaparcasına uca ta uzata konuşur İkinciler debi» sk «leb» lerle anlaşır, Bir orta oyunu aktörünü, bir de Şehir Tiyatrosunda. Dördüncü Hanri rolünde Hüseyin Kemal'i tasavvur edin: Biri yelken gemisi, biri motör.
Varsın, bir taraftan radyolar, ayrı temsillerle halkın «sözü çabuk anlama kabiliyeti» ni inkî-Saf ettirsin: öte taraftan ferice e yapılacak şeyler vardır. O do «eli çabuk tutma., dır. Şehirlerin temposu mîsalile de anlatmağa çalıştığımız gibi, bütün melekelerin işleme hızı. aşağı yıikan hirbirile ilgilidir. Gündelik faaliyetinde gayrete gelip paçaları Mvayanın elbette dimağı da tez İşler. Sözü kavrama kudreti ona göre olur
«Hele dur. Yavaş yavaş. Bir iki nefes sigara daha çekeyim, patlamadın ya...» tarzında davrananın akıbeti, spikerin dediklerini anl'yamamaktır.
Hani bıçak kemiğe dayanınca, hakikat kafava dank deyince, annelerimiz babalarımız:
— Bismillah... - diye, çevik, ka İki verirler gözlerine kestirdikleri ise dört elle sarılırlardı; İşte biz de her sabah, gayrete gelmek, faaliyete geçmek, süratli davranmak manasında bir ruh tazeliği besmelesi, bir hareket. b;r bereket besmelesi cknıeliyiz.
El tez işledikçe dil de tez işler, ■Hün de,
(Vâ Nü)
konulacak mahallerde ve pazar yerlerinde toptan ve perakende olarak satışa arzedllen zeytin ve diğer nebati yağların kaplarına satış kilo veya litre He yapıldığına göre kilo veya litre satış Haliyle beraber yağın nev'l ve asit derecesini gösteren etiketler konulma® hususundaki mecburiyeti
MAHKEME KORİDORLARINDA: Bu adamda benim doksan beş kuruş alacağım yar!
B. Hulki Erem Anka ra ya gitti
Tramvay, Elektrik umum mfldürli B Hulki Erem, İdareye alt işler hak-kındâ Ulaştırma Bakanlıftlyle temas-T»*r .1 bulunmak üzere aııkaraya gitmiştir. B. Hulki Erem Aufcaraun bU-ha^a havagazı meşeleriyle meşgul olacaktır.
mahalli belediyeler temin edeceklerdir. Bu mecburiyetin tatbiki İçin belediyeler derhal harekete geçeceklerdir. Ticaret Bakanlığının bu kararı üzerine belediye iktisat İşleri müdürlüğü istenilen İşlerin yerine getirilmesi İçin harekete geçmiştir.
Aynı sirkülerle sabun ticaretinde toptancı kârı yüzde 10 dan yüzde 7.5 a, perakendeci kârı yüzde 20 den yüzde 15 e İndirildiği ve bu kâr hadlerine firelerin de dahil edildiği ayrıca bildirilmektedir.
Ayrıca nebati yağ satışlarında âzami fini tahdidi kaldırılmış olmakla beraber gerek müstahsil ve gerek tüccarlar tarafından yapılacak satışlarda İhtikâra asla müsaade edilml-yeceğl. milli korunma kanununun 32 nel maddesi ve 310 numaralı karar hükümlerinin tatbikina devam olunacağı. yağ ve sabunlan bir İhtikâr ve spekülâsyon mevzuu yapmağa kalkanlar hakkında bu hükümlerin tatbik olunacağı ve milli korunma kontrolörlerinin bu hususlan hassasiyetle takibe görevi! kılındıklan sirkülerde kaydedilmektedir
Haliç'in temizlenmesi
önümüzdeki yıl içinde ehemmiyetle ele alınacak
Belediye, Karaağaçtaki mezbaha önlerinin çok dolduğunu, Kâğıthane deresinden gelen sellerle kumların mezbahanın deniz yolunu kapadığını görmüş, deniz yollle et taşınmasının kesilmesine meydan vermemek için tedarik ettiği bir tarak dubasile yalnız mezbahanın önünü temizletmeğe muvaffak olmuştur. Lâkin bu tedbir muvakkat bir zaman İçindir.
Diğer taraftan Emlnönünden Defterdara kadar bütün sahil boyu mütemadiyen çökmektedir. Sahilin çil-riik bir toprak zeminine dayanması sağlam bir rıhtım yapılmasına İmkân bırakmamaktadır. Mütehassıslar. Ha-liç'e rıhtım yapılmadığı takdirde. Haliç temîzletilse bil bir müddet sonra denizin yeniden dolacağı fikrindedirler. Haliçle rıhtım yapılması daha Abdülhamlt zamanında düşünülmüş ve o zaman bir de proje hazırlanmıştı. Fakat padişaha verilen bir jurnal üzerine bundan vazgeçilmişti. Yirmi sene evvel de yine rıhtım yapılması düşünülmüş, fakat bunu da başarmak kabil olamamıştı.
İstanbulun İmarına büyük bLr önem verildiği şu şırada belediye, Haliç'in İmar plânına göre bir sanayi bölgesi olacağım düşünmüş Ve Haliç'in temizlenmesi lüzumunu da göz önüne almıştır. Ancak bu İşin belediye büt-çesile tahakkuk ettirilmesine imkân görülememektedir.
Belediye, Haliç temizlenme işinin bir şirkete verilmesini ve masrafın da kısmen belediye ve denizyolları İdaresi tarafından. kısmen de HaUç sahilinde yapılacak fabrika ve mües-seselerden alınması kabil olacağını düşünüyor. Her halde bu 1* önümüzdeki yıl İçinde ehemmiyetle ele alınacaktır.
Namık Kemal töreni
Büyük vatan şair! Namık Kemalin doğumunun 105 İnci doğum yılı münasebetiyle okullarda dün birer tören tertlbedilmiştlr.
Şehrin yakacak ihtiyacı
Şehrin yakacak ihtiyacını görüş-Şek üzere reis muavini B. Rıfat Y-’-ualTn başkanlığında orman işletmeleri, Mahrukat ofis! ve belediye fktisad işleri müdürleri düıı toplanmışlardır. Ulaştırma Bakanlığınca «vardaki kömürleri İ&lanbula getirmek lizere tahsis edilen günde 20 vagonla şimdilik hususi şakhıslara âlı kömürler nakledilmektedir. îş-fttme İle Mahrukat ofisine ait kö- ' ■türler bilâhare nakledilecektir.
Orman işletmeleri müdürlüğü elinde bulunan külliyetli miktardaki kömürleri Üsküdar deposundan Loptan yıralt kilosunu 14,5 kuruştan İste-,
Törenlere istiklâl marşlyle başlanmış ve öğretmenler tarafından büyük şairin hizmetleri belirti imiatir.
Z1" , \
Mevlûdü şerif
Eski Emniyet Sandığı müdürü merhum Tevflk Neglz'ln ölümünün yıldönümüne Taslayan 23 aralık Önümüzdeki pazar günü İkindi namazından sonra Beyoğlunda Ağacamlsinde merhumun aziz ruhuna İthaf edilmek üzere mevlûdü şerif okutturulacaktır. Dostlarının ve arzu eden dindaşlarımızın teşrifleri rlca olunur
Kirden rengini kaybetmiş baş örtüsünün tepesindeki delikten beygir kuyruğu gibi bir tutam dimdik saç fırlamış. Sırtındaki manto mudur, entari midir, cübbe midir belli değil. O da pislik içinde. Her tarafı lime lime sarkmış. Kirli çorap konçtan çamurlu kunduralarının üstüne düşmüş, eli yüzü pislik içinde. Kötü, iğrenç bir şey. Fakir değil, sırnaşık dilenci. Hani, sokakta giderken karşınıza dikilir, kucağındaki pis kokulu, iğrenç çocuk kundağım burnunuza dayarcasına uzatır, yılışık., tiksindirici edalarla yolunuzu keser:
— Kırk paracık ver de şu rn&k-sumu (masumu) sevindir. Allah da seni sevindirsin.
— Koğarsınız. gitmez: savuşmak istersiniz, bırakmaz. Peyk gibj etrafınızda fırıl fini dolanır ve durmadan dırlanır:
— Sıt maksuma krk para ver. Allah da senin gönlünün muradını versin. Allah sevgilini bağışlasın*,.
Sırnaşıklığı o kadar İleri götürür ki, sinirlenirsiniz, sadaka vermeğe niyetiniz varsa dahi inat için vermezsiniz. Onu başınızdan savuncaya kadar akla karayı seçersiniz. üç adım ileride ikincisile burun buruna gelirsiniz. Pisliği, hırpaniliği bir acındırma vasıtası olarak kullanmağa çalışırlar. Maznun Güllü de onlardan. Dudaklarını kıvırıp dişlerini sırıtarak ağzındaki kirli sakızı baçır baçır çiğniyor, çapaklı kirpiklerini kırpıştırıyor, parlak bebekli gözlerini fırıl fırıl döndürüyor, koridordan gelip geçenleri birer birer süzüyor. Koridora, mahkeme ile ilgili kim gelse cok geçmeden etrafı meraklılarla sarılır. Fakat Güllünün yanına kimse sokulmuyor. Belli ki şirret bakışlarından çekiniyorlar. O da İnadına, lâf atıp yârenlik edecpk birini arar gibi her gecenin yüzüne yılışık yılışık bakıyor..
Nihayet onun da bir aşinası oeyda oldu, kara kuru, ince uzun bir adam gülümslyerek yaklaştı:
— Kız Güllü gene ml geldin sen? Gocuk nerede?..
Güllü bu aşinalıktan pek memnun olmadı, basını yana çevirip dudak büktü:
— Sen de kimsin be? Hadi. İsine gitsene! Karşıma dikilecek senden başka adam yok mu?.
— Bırak bu pis numaraları da benim sorduğuma cevap ver. Çocuğu ne V®»tın?..
— Aaa. deli mi ne° Hangi ço--ı»k be9 Ben kız oğlan kızım anladın mı? İstersen inat için şimdi muayeıyeye giderim. Benim çocuğum ne arıyormuş’ Kocaya varmadan coeuk doğurur mu insan?
— Bîl.'rim. sen ananın kızısın. Velâkin şu...
— Elbet1-* sı—«m kmvıın, ne ’ndındı? Sen ananın oğlu değil misin?.,
— Sokaklarda kucağında gezdirdiğin cocuğu ne yaptın’..
— Hadiii! Defol şuradan. Bir defa ?ftzımı acarsam cocuğu moruğu burnundan getiririm senin. Elâlem’n içinde sen benim namusuma mı sataşıyorsun?..
Sesi yükselip çıplaklaşmaya başladı:
— Simdi seni oolise teslim edeceğim. tşte. şu efendiler de şahit. Elâlemln içinde benim namusuma dokunuyor. Polis yok mu burada?..
Namus, şahit, polis kelimelerini duyunca koridordakiler uzaklaşmaya başladılar Fakat Güllünün karsısındaki adam pek pişkin, Gühimsiyerek yanına vaklastı. kulağına doğru uzanıp bir şevler mırıldandı. Biraz evvel ürkek kısraklar gibi kisniyen Güllü birdenbire sakinleşti, yılışmağa başladı. öteki tekrar sordu:
— Yine dilenirken mi yakalandın?,,
— Vallahi de değil, billâhl de değil. Eğer dilendimse şu tatlı canımın haynm görmlyeyim, Ben artık o işleri bıraktım. Şlm-| dİ almmın teri ile geçiniyorum.
— Ne iş yapıyorsun?.
Gözlerini tavana dikti, bir müddet şaşkın şaşkın bakındıktan sonra kekelemeye başladı:
— Şey yapıyorum,,. Hani, şu şey yok mu’ Cenabı Allah her-
de her gün kısmetime ne çıkarsa onunla karnımı doyuruyorum. Aç kalmıyorum, kimseye muhtaç olmuyorum ya, sen ona bak.
— Buraya ne diye geldin öyle ise?
— Ben gelmedim ya. Şey getirdi beni.
Etrafa bakındı, elinde bir tomar kâğıtla kalem odasından çıkan polis memurunu işaret etti;,
— Nah, şu pulis abı getirdi beni. Kendi kendime ne diye gelecekmişim böyle yerlere.
— Doğru konuş kız! Polis seni durup dururken getirmedi ya. [Yine dilenirken yakalandın tabii.
— Vallahi yalan abi, Şu gençliğimin hayrını görmlyeyim. sen de tatlı cananın hayrını görmiye-sin ki yalan, İftira atıyorlar benim üzerime. Yolda giderken İhtiyar, tertemiz bir adama Tasladım. Efendi baba! Saat kaç? diye sordum. Bu da yasak değil ya. Saat sormak günâh mıdır?
— Eeee, sonra ne oldu?..
—Ne olacak? Hiç... Saati sorarken aklıma geldi «efendi baba! Ufaklığın varsa şu liramı bo-zuver». dedim. Para bozdurmak da mı yasak? Lirayı herife verdim, o da cebinden bir avuç ufak para çıkardı, avucuma savarken pulis abi enseledi beni. Üstelik benim lira da gitti. Amma ben...
Güllü lâkırdısını tamamlıya-madı. Koridorun dönemeç yerine bir göz attıktan sonra başını eğdi, ellerini yüzüne örttü. Köşeden peyda olan ak saçlı, temiz kıyafetli adam Güllüyü görünce homurdanarak yaklaş tı-
— Geç kaldım diye korkuyordum. Ne ise. yakaladım ya seril burada* Şimdi mahkemeye girince bilirim ben sana yapacağımı.
1 Etraftakilere döndü:
— Şu mendeburun ne şirret kahpe olduğunu bilmezsiniz. Sokakta yolumu kesti, (blr sadaka ver» diye yakama yapıştı. Koğ-dum. nasihat ettim, bir türlü yakamı bırakmadı, sakız gibi yapıştı. Bari beş kuruş vereyim de başımdan defedeyim dedim. Parayı verirken polis de onun vakasına yapıştı. Şirret kahpe bu defa; benim bu adamda doksan beş kuruş alacağım var Bozdurmak îcln bir Hra verdim. Bütün liramı aldı, bana beş kuruş verdi. Paramın üst tarafını isterim. Beni nereye götürüyorsun?» diye yaygarayı basmaz mı? Yoldan geçenler etrafımıza toplandılar, utancımdan yerlere geçtim. Bereket versin ki polis efendi kendisini evvelden tanıyormuş. Fazla dırlanma «na meydan vermeden alıp t::türdü. Ben de şahit yazıldım. Simdi hâkimin karşısına çıkınca bilirim söyliyeceğiml.
Mahkeme açıldı. Güllü ağzındaki sakızı çıkarıp kokmuş baş örtüsünün ucuna düğümledi, polisin önü sıra salona girdi.
O Re.
Bankalar ve sigortalar
Bu husustaki kanunların değiştirilmesi için tetkikler yapılıyor
Sulk ekonomisinde milli ticaret ve İş hayatı İçin verimlerini daha ziyade arttırmak gayesiyle bankalar ve sigortalar kanunlarının baiı maddelerinin değiştirilmesi işi tetkik edilmektedir. Bu husustaki tetkikleri derinleştirmek ve işi esaslı bir neticeye ■bağlamak maksadlyle Ticaret ve ekonomi Bakanlıkları ile banka ve sigorta delegelerinden müteşekkil bir komisyon teşkil edilmesine karar verilmiştir. Bu komisyon ayrıca hukukçuların da fikrini alacak ve lıalen banka ve sigortacılıkla İleri gitmiş olan İngiltere ve Amerikanın mer'l kanunları gözden geçirilecektir. Bu arada bankalar sigorta şirketleri ile ticaret odaları arasında hir de anket yapılacaktır.
Bugünkü kanun bu tetkiklerin sonunda harb sonrasının genişllyen İş ve para hacmına uydurulacaktır. Bu intibak için bilhassa kredilere ait hükümlerle faiz nispetlerine alt hükümlerin gözden geçirilmesi gerekmektedir,
Böylece ticari krediler çok daha genişletilecek ve buna mukabil âzami faiz nispeti indirilecektir. Bundan başka hisse senetleri ihracı sermayenin azaltılıp çoğaltılması,, açılacak banka şubeleri İçin şehirlerin nüfusu ve sermaye meselesi başlıca tetkik mevzuları arasındadır.
Keza şimdi yürürlükte bulunan sigorta kanunu iştigal sahası genişlemiş ve hemen bütün İçtlmat ve ticari hayata girmiş bulunan sigortacılığın bugünkü ihtiyacına cevap verememektedir. Bu bakımdan yeni kanun en modem sigortacılığın İcapları göz önüne alınarak hazırlanacaktır,
Aldığımız mektuplar ------------■ -
Modaya son vapurun bir tramvayı olmalı
Modalılardan aldığımız çok imzalı bir mektupta 0,15 vapurunun Bostancıya tramvayı olmasına rağmen Moda gibi kaşif nüfuslu bir semle olmamasından şikâyet. ediliyor; mümkünse bir tramvay konulması rica ediliyor.
Yeni yapılmakta olan yollar
Yılbaşının yaklaşması üzerine yapılmakta olan yollardaki faaliyet artmıştır. Bunlara alt ödenekler IMS yılına aldolduğu için tamir veya inşasına başlanan yollar on gün İçinde tamamen bitirilecek tir.
Yedlkuledeld Gazhane, Kadrlye camisi. Vâiz sokak ve caddeleri. Büjrük-adada Rıhtım caddeslle Kınalıdaki Çarşı caddesi, Eminönü İlçesindeki Klrazlımesçlt, Manav. Yahyagüzei, Küçükpazarda Hacıkadm bostum, Sultanahmelte Utangaç ve Bayram fırını, Karacehennem. Aksarayda Se-llmpaşa, Şehzadebaşında Vldlnll Tevflk paşa, Kadıköy ünde Şair Nefi ve P1AJ sokak ve caddelerinin çoğu tamamen bitirilmiştir. Kalanlar yakın-
Basma tevziatı ocak ayı sonuna kadar sürecek
Sümerbank Yerli Mallar Pazarları tarafından «Hd kuponu mukabilinde yapılmakta otan basma, kaput, bezi ve Hindistan dan gelmiş olan pamukluların tevziatı bu ayın sonunda bitecektir.
Müessese yeni aldığı bir kararla bu tevziatı ocak ayı sonuna kadar uzatmıştır.
Yeni sanayi programı hazırlanıyor
Ekonomi Bakanlığı toprak altı servetlerinin daha iyi randıman vermesini temin etmek İçin yeni ve büyük bir program hazırlamaktadır. Bu programa göre kömür işletmesinin yeni alacağı şekil bir miiddet evvel yazmıştık.
Programın diğer esaslarına gör* madenlerimiz yalnız istihsal ve İhraç edilmekle kalmıyacak, aynı zamanda mamul hale de getirilecektir.
Bu arada en büyük tesisler İkine! 5 senelik sanayileşme plânının esaslı bir konusu olan Ferro - Krom endüstrisidir.
Guleman krom yataklarından elde edilecek yüksek vasıflı kromlar bu endüstrinin ham maddesin! teşkil edecektir.
Yapılacak tesisat arasında al mil kurşun, molibden ve bakır endüstrisi de vardır.
Ayrıca Ferro - Krom tesisatı kurmak İÇİn Amerikadan da teklifler ya-pıhnaktadır. Amerikalıların yaptıkları incelemelere göra kromlarımız vasıf ve kalite itibariyle dünyadaki diğer kromlara nazaran çok yüksektir. Bu endüstri için de hazırlanan esaslar yakında toplanacağı haber verilen sanayi kongresinde incelenecektir. __________ _____
Fakir kadınların çocuklarına kundak takımı
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Hasekl'ye hastanede doğbran fakir kadınların çocukları için kundan takımı alınmasına mahsus tahsisat vermekte id». Yalnız Hasekiye ait olan bu yardım dlğ*r hastanelere de teşmil edilecektir.
Sağlık ve Bosyaj Yardım müdürlüğü de sosyal yardım faslından İcabe-d»n yardımları yapmaktadır. Şehrimizdeki yoksul hastalara ve hastanelerde doğumu fakir kadınlara Icabeden yardımın daha geniş bir şekilde yapılabilmesi İçin gerek belediyeden, gerekse Bakanlıktan ödenek temin edilecektir.______
Ingiliz - Türk ticaret anlaşması
Bir müddet evvel yapılmış olan Türk - İngiliz ticaret anlaşmasının İyi iş'-emlyen taraflarını tesblt tçln Ticaret Bakanlığı tarafından faaliyete geçilmiştir. Bu hususta hem ticaret odalarından, hem de İngiltere İle İş yapan tüccarlardan malûmat İstenecektir.
Dış ticaret dairesi tarafından htı-
İstaılbul hastanelerinin acıklı variyetini gazetelerde opuyo rui. Suna Mukabil bir yâRtLiıf da Anadolulum ve Trakyannı her tarafından şehrimize basla akın etmektedir. Esasen bugün Anadoludan İsianbufa üç mak şatla seyahat ediliyor: Tedavi, ticaret, eğlence!..
İstanbulun yalnız memleket için değil— hatta kabilse — bütün Balkanlar için bir tedavi merkezi olmasını gönül istiyor. Netekim meselâ komşumuz Filistin civar memleketler arası bir «Sağlık merkezi» olmağa çalışıyor. İstanbulun da memleket mikyasında, bütün dertli vatandaşların koşacağı ve oradan deva arıyacağı bir «Sağlık kâbesi» olması hepimizi son derecede memnun eder. Ancak bugün için buna imkân olmadığını ve hu hasta akınının^iyi netice almak şöyle dursun — hakikaten çok miişkiil bir durum yarattığını görüyoruz.
Dünkü gazetelerde okuduğumuza göre bir hastane yatağında bazan 3 kişi yatırılması mecburiyeti hasıl oluyormuş!., tnanıl-mıyacak şey. Ancak harb içinde ve cephe hastanelerinde görülebilecek bir vaziyet,
tşin daha mühim tarafı seneden seneye İstanbulun Anadolu-dan daha çok hasta çektiğini görmemizdir. Hemen hemen burası Anadolu için adeta bir «doktor şehir» olmuştur. Bunda galiba biraz da doktorun Anadoluya gitmemesinin de sebebi var,
İsteriz ki İstanbulun bir «doktor şehir» hüviyeti ve şöhreti gittikçe büyüsün. Ancak bu kadar tehacüm karşısında kalan bir şehrin daha başka sağlık tedbirleri almak mecburiyeti olsa gerektir.
Ya bu akın karşısında Istan-bulda kâfi ve acele tedbir almalıyız. Yahut da memlekette bir «hasta tedavi programı» He bu akını ayn ayrı yerlerde ve muhtelif yerlerde durdurarak hastayı tedavi etmeliyiz. İşin bu tarafım mütehassislan bilir, yer ver tedavi istasyonları mı açılır ve hastayı yollarda, îstanbulda perişan edip, büsbütün iyileşmez bir hale sokmadan derdine yerinde çare mi bulunur: hükümlerini versinler. Lâkin her halde biraz da hastanın ayağına gitmek doktorluğun sânındandır sanını.
Hikmet Feridun Es

Sntişa çıkarılan ithal malları
Gal. Tersane caddesinde Makine ve Hırdavatçılık'a pirinç valf, Tahta-kale Menaşe handa İlgi Ticarete alüminyum fermuar. Eminönü Arpacılar caddesinde L. Gramûtopuloya uyandırıcı masa saati, İst. Nalburlar 383 de Haşan AH Köseoğluna saç levha, İst. Ridvan handa Şark Diş deposuna gümüş tozu. Bahçekapı Yıldız handa Musa Akçalıya saat, İst. Tahmis Çarşılı handa Haylin Pinha-sa hastane ve çocuk muşambası, Gal. Fermeneciler 90 da Çok Ticarete demir eğe, Sirkeci Nernlizade handa Âdil Gençoğluna alüminyum fermuar, İst, Kurukahvecl handa Mecdet-lln şerbetçiye Dizel motoru. Sirkeci »üzel handa İsmail Hilmi Aşara plâstik toz, İst. Tahtakale cad. 38 de Pol Zazadzeye traş fırçası. Bahçcko-pı Taş handa Titaş Ticarete pirinç çubuk, pirinç levha, İst. İstanbul handa J. V. Vittola kösele kayış, İst. Buğdaycı sokak 41 de Özen T.L Ş. ye Duble cam. Gal. Küçük Balıklı handa D. Karacaya Kâfur!. İst Asmaaltı 50 de Yordan Yordanldise zamklı arabl, İst. Kısmet handa Haşan Özişe Hint yağı. İst- 4 üncü Vakıf handa Duglas T. Binse Fenolftalin, İst. Kısmet handa Haşan Özişe Papaverin, İst. Ankara caddesi 91 de Marl Le-viye Matbaa mürekkebi. İst, Yenlcamt caddesinde Astaş T.A.ş. ne siyah saten, saten, kol astarı, dimi, ceplik, dr!U, kaskettik driii, Gal. Samur sokak 3 de Emdal L.td. e taraklanmış pamuk mensucat (Oksfordı, Şultan-hanıam Kaputçularda Erdlş Alemdar Ltd. e basma, ham bez. İst, Haçopla handa Molz Anav* kravatlık kumaş, İst. Balkapan handa M. Zeki Obdana TwlU saten, İst. Aşirefendl cad. 59 do Remai Avunduk'a çiçekli basma, İst Atabek handa Mehmet Saydama kaput bezi, İstiklâl cad, 272 de Lion mağazasına deri kadın çantası. Gal Kefeli handa Dış Ticarete galvanizli çelik boru. Ankara Yenişehir Kızılırmak sokakta A. Rlza Kurtoftluna Gliserin._______________
A Vali muavini B. AH Rıza, bera berinde Mili! Eğitim müdür muavin1, ve mimarlar olduğu halde dün de muhtelif llcekrc basil köyıere giderek yapılmakta olan okulları göztftr geçirmiştir. Bu teftlşlrdc çatısına ka dar yapılan okul binalarının tamamlanması için İcabettlğl takdirde vl-
Sahtfe 4
AKŞAM
22 Aralık 1915
MISIR MEKTUPLARI
Haftanın notları
laviçrede yapılan bir anket netice»!, 58 sene evvel yapılan bir boks maçı
LİG MAÇLARI
Beşiktaşla Galatasaray yarın Şeref stadında karşılaşıyor
Mısır Kadınlar Birliği reisi hayan Şaravi ile miilâkai
DOĞUM
Gazetemiz linotip operatörlerinden B. Salih Özkarabay’ın bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir. Yavruya uzun ömürler diler; ana, babayı tebrik ederiz.__________
METANET SOYLU [\
SEMİH ORTAÇ ’
Evlendiler,
İstanbul 20/12/845
Yazan: Adil Giray
memleket gençliğinin spora olan büyük alâkası bakımından çok yayanı dikkat bir sonuçla neticelenmiştir.
1937 senesinde askerlik çağına gelen ve yaşlan (19) u dolduran 29.312 genci İsviçre hükümeti silâh altına almıştır. Mecburi askerlik hizmeti yapmak üzere davet edilen bu gençlerin spora olan alâka derecelerini tesbit etmek üzere teker tekr kendlslerlne spor yapıp yapmadıkları bir anket tarzında resmen sorulmuştur. Bu anketin neticesinde asker olan bu 29.312 gencin 27,504 ünün yani % 93,8 nin sporcu olduğu anlaşılmıştır.
Bu gençlerin % 90 m bisiklet spor He yakından ilgili olduğu ve yan nispetinde bir çoğunluğun yüzme bildiği tesbit edilmiştir. Bunların % 45 i kayak sporunda olgunlaşmış sporcular olup (6188) i Jimnastik kulüplerinde âza bulunmaktadır.
Askere alman bu gençler aralında:
5.000 i dağcılık sporları. 3 bin 952 sİ amatör futbol, 3,380 i patinaj, 2,788 zi atletizm, 1,492 sİ binicilik, 1.343 ü kürek çekme. 1,213 ü handbol, 1008 1 İsviçre ve serbes güreş, 773 ü izcilik. 262 s! tenis, 521 i yürüyüş, 413 ü boks. 402 si yelkencilik, 353 ü buz üstünde hokey, 115 i eskrim, 35 1 kara hokey, 71 1 gülle kaldırma sporlarkle meşgul oldukları ankete verilen cevaplardan anlaşılmıştır. İsviçreliler böyle bir sporcu ve gençlik ordusile daima övünmekte haklıdırlar.
58 sene evvel 19 aralık 1887 senesinde Amerikalı J ıke Kilraîn İle Londralı Jem Smith arasında dünya boks şampiyor.'uŞu için bir müsabaka yapılmıştır. Bu müsabaka yeryüzünde bugüne kadar yapılan boks maçlarının en sayanı dikkati olarak anılacaktır.
Bu maç (106) yüî altı ravunt sürmüş ve neticede iki boksörün beraberliği ilân edilmiştir. Müsabaka iki buçuk saat devam etmiştir, Müsabakanın sonunda boksörler (1000) er İngiliz lirası almışlardır. Müsabaka ancak bir kac yüz İngiliz ve Amerikalı seyirci huzurunda yapılmıştır. Bugün bir dünya şampiyonluğunda yüz binlerce seyirci bulunduğu gibi hasılat milyonlarca doları geçmektedir. Boks merakı elli senede dünya vüzünde dev adımlar ile yürümüştür.
Yarın Galatasaray karşısında göreceğimiz Beşlktaşm miilıim oyuncularından dördü
Aftaır kadınlığı üç şey istiyor: 1 — Teaddüdü zev-çatın meni, 2 — Boşanmaların takyidi, 3 — Çalışan anaların himayesi
r
Spor şûrasına gidecek gazeteciler
Şubat ayında Ankarada toplanarak dan spor şûrasına gidecek spor muharrirlerinin isimleri Basın Birliği tarafından Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğüne bildirilmiştir. Spor şûrasına Edecek gazeteci delegeler: Eşref Şefik. Ömer Besim, Fi r uz an Tekil, ŞazI Tezcan ve Ulustan İhsan Bayrı olarak tesbit edilmiştir.
Beşiktaş Slâvya’yı davet etti
Ecnebi takım getirtmekte bütün kulüplere örnek olan Beşiktaşlıların bu sefer de Türk sporcularının yakından tanıdıgt Çekosîovakyanın birinci sınıf takımlarından Slavyayı şehrimize getirtmek İçin teşebbüslere giriştiği memnuniyetle haber ahnmış-hr.
Çekoslovak - Türkiye millî maçı
Futbol federasyonu şubat İçinde Yunanlılarla yapılacak milli futbol maçından ayn olarak mayıs ayında oynanmak üzere Çekoslovak - Türkiye futbol maçı İçin teşebbüslere girişmiştir. Teşebbüs müspet netice verdiği takdirde milli maç Ankarada yapılacak ve avdette Çekler şehrimizde İstanbul muhteliti ile de kar-şıkımeaktır.
Okullar arası Türkiye güreş birinciliği
CJüreşı federasyonu tarafından okullar arasında tertiplenen Türkiye güreş birinciliği bugün ve yarın An-knrada yapılacaktır. Bu müsabakalara katılacak İstanbul takımı dün ak-
İkinci devre lig maçlarının ikinci halta karşılaşmalarına ya-I nn dört statta birden devam edilecek ve ajanlığın tesbit ettiği programa göre Şeref stadında saat 12,40 da Elektrik - Kasımpaşa, J4.30 da Beşiktaş - Galatasaray. Fenerbahçe stadında: aynı saatlerde Anadolu - Sarıyer, Fenerbahçe - Istanbulspor. Galatasaray stadında Taşkızak • Rami. Beyoğlu - Süleymaniye, Vefa stadında Anadoluhîsar -Demirspor, Vefa - Beykoz takımları karşılaşacaktır. Ayrıca aynı statlarda sabahleyin ve Barut-gücü stadında sabahtan akşama kadar ikinci küme maçları yapılacaktır.
Haftanın en mühim maçı Be-şiktaşia Galatasaray arasında olacaktır. Lig liderliğini muhafaza etmekte bulunan Beşiktaşlıların fena bir tesadüf neticesi olarak kıymetli oyuncularından Hakkı, Kemal ve ömerden aynı zamanda mahrum kalması üzerine takımın aksıyacağı yolunda kanaatte bulunmuş ve son zamanlarda kadrosunu düzelten ve iyi oyunlar çıkaran Fenerbah-reyi geçen haftaki maçta avantajlı görmüştük. Fakat evdeki pazar çarşıya uymamış ve eksik kadrolu Slyabbeyazlılara en kuvvetli Fenerbahçe karşısında maçın son dakikalarına kadar 1 - 0 galip vaziyette iken sonlarda yediği golle berabere kalmıştır.
Koyu Beşiktaş taraftarlarının, spor efkârının ve en nihayet bütün spor münekkitlerinin kanaatlerini altüst edecek derecede varlık gösteren Siyah beyazlıla-rın bu muvaffakiyetlerini takdirle karşılamak munsifane bir hareket olur. İstikrarını bulmuş, oyuncuları yerlerine yerleşmiş bir ekipln bilhassa bel kemiği mesabesinde bulunan üç mühim elemandan malınım olduğu halde bu başarıyı tekrar göstermesi küçümsenecek bir olay olmadığı gibi Beşiktaşlıların Türk sporunun beşiği olan tstanbulun lig liderliğine cidden lâyık bir kulüp olduğunu da meydana vurmuştur.
Yarınki Galatasaray karşılaşmasını da bu cepheden mütalâa etmekte ve kuvvetli Fenerbahçe karşısında bu muvaffakiyeti gösteren Siyahbeyazlılann kümenin sonuncusu bulunan Beykozla berabere kalan Galatasarayı kazanmasını normal telâkki etmekteyim, Ayrıca bu maçta Kemal ile Hakkının da oynamak İhtimali kuvvetli olduğundan kazanma şansları artmaktadır, Filvaki Yunanlılara karşı; hasretini çektiğimiz müspet futbol oy-nıyan Sankırmızılılann o gün çıkardıkları güzel oyunun İyi tesirinden henüz kurtulmuş olmamakla beraber geçen haftaki Beykoz beraberliği, bu düşüncelerimize hakverdlrmeğe başlıca sebeptir. Temenni ederiz ki Galatasaray on biri her zaman Yunanlılara karşı çıkardığı oyunu tatbik edebilsin ve bundan Sari-kırmızılı taraftarlar kadar biz gazetecilerin de memnun kalacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın, Türk futbolunda Gala-tasaraym Yunanlılara karşı gösterdiği nümunenin her zaman tekrar edilmesini dört gözle bekliyoruz.
kadrosuna karşı oynıyacak Sa-rısiyahlıların genç lakımı tecrübe bakımından henüz Sarılâcl-vertliler kadar olgun değildir. Fakat genç olmaları, başladıkları gibi maçı bitirmeleri en nihayet fazla enerjllerile rakiplerinin oyununu bozmaları karşılaşmanın çetin geçeceğine delildir. Vefa stadında yapılacak Vefa -Beykoz maçının da sıkı çekişmelere sahne olacağını kaydetmek lâzımdır. Beykozlular bu mevsim beklenilen muvaffakiyeti göste-remiyerek birinci devreyi sonunculukla bitirdi. Fakat ikinci devreye büyük bir başarı ile girdi. Bu bakımdan son zamanlarda olgun bir hale gelen Vefa takımı karşısında ciddî bir rakip vaziyetindedirler. Dördüncü takım olarak milli kümeye girmek gayesl-le oynıyacak Yeşilbeyazlılar için bu karşılaşmaya normalin üstünde ehemmiyet verileceği tabiîdir.
•Galatasaray stadındaki Beyoğlu - Süleymaniye karşılaşmasında teknik ile enerjinin mücadelesine şahit olacağız. Beyoğlu oyuncularının teknik çalışmasına mukabil geçen hafta Vefa İle berabere kalmak muvaffakiyetini gösteren Süleymaniye] ilerin enerjisi oyunun başlıca karakterini teşkil etmektedir. Maçın neticesi İki tarafın bu vasıflarını tatbik edebilmekte gösterecekleri kabiliyete bağlıdır.
ŞAZİ Tçıcan
İstanbul kupası güreş müsabakaları
Güreş ajanlığı tarafından tertlbe-dllen ve geçen hafta başlıyan İstanbul kupası güreş müsabakalarına yarin güreş kulübünün Fatih şubesinde saat 13 de devam edilecektir. Muhtelif kulüplere mensup 03 güreşçinin İştirak ettiği bu müsabakaların birinci devresi bugünkü karşılaşmalarda sona erecek ve vakit müsait olduğu takdirde finale kalanlar arasında İkinci, üçüncü turlara başlanacaktır. Müsabakalara şehrimizin en tanınmış pehlivanları İştirak ettiğinden müsabakalar çok çetin geçmektedir.
İkinci küme maçları
İkinci küme kulüpleri arasında sabahları saat 9 da yapılmakta olan lig maçlarında vesait güçlüğü dolayısile kulüplerin müşkülât çektiği bölge tertip komitesi tarafından anlaşılarak bu saatlere tesadüf eden maçların tehirine karar verilmiştir,
Kadıköy Halkevi basketbol maçları
Kadıköy Halkevi tarafından Halkevleri arasında voleybol, kulüpler arasında basketbol maçları tertiplenmiştir. Bu karşılaşmalara yarın 1-4.30 da başlanacaktır.
Basketbol dörtler turnuası
Spor oyunları ajanlığı tarafından terllbedllen dörtler turnuvası basketbol maçlarının finali bugün Galatasaray kulübünde saat 17 de Fenerbahçe ile Beşiktaş takımları arasında yapılacaktır.________
Voleybol şampiyonası
İstanbul voleybol şampiyonluk maçlarına bugün Galatasaray kulübünde saat 10 da devam edilecek ve şampiyonanın dömlflnall mahiyetini taşıyan Fenerbahçe - Beyoğlu maçı oynanacaktır.
Kahire ( Akşam) — Arabistan’a hacce gitmiş olan ve henüz bir kaç gün evvel dönen «Mısır Kadınlar Birliği» başkanı bayan Huda Şaravi Ue görüştüm.
Konağı tamamen Mısır ve Şark tarzında ince bir zevkle inşa edilmiş ve döşenmiş; kapının Özerinde taze yaseminlerle İşlenmiş bir yazı HAC MABRUK, yani Hac Mübarek: sağda ve solda temennehla karşılayan fesli teşrifatçıların selâm lar lyle içeriye girdim. Mısırda birçok evlerde olduğu gibi loş salonlar İçlçe, yasemin kokusu. vazoları dolduran çiçeklere hâkim; kıymetli yazılar, tablolar ve eşyalar
İç salonda orta yaşlı, fakat son derece cazip ve güzel, uzıın boylu, ruhunun İnceliği ve esalctl yüzünden belli, derin ve manidar siyah gözlerinin bakışları içime kadar işleyen bir kadın, oturduğu baş sedirden kalkarak, fasih bir Türkçe ile:
— Safa geldiniz,
Diyerek buna elini uzattı. Hicaz hakktndakl intihalarını sormam üzerine şu sözleri söyledi:
— Geçen hafta daha Mekke! Mü-keremede İdim, hâlâ oldukça sıcak. Kıral ibnl Suud hazretleri beni kabul etmek iûtfunda bulundu. Hicazdaki kadınların içtimai ve tahsil derecelerini yükseltmek haklındaki temennilerimi Kıral hazretleri nazarı İtibara almak büyüklüğünde bulundu. Hicaz kadınlarına yardım etmeği hepimiz bir borç telnkkl etmeliyiz. Orada kızlar biraz genç evleniyorlar; on üç ya-smda bir kız hayatta ne bilir? Filvaki orada insan daha erken olgunlaşır, fakat ne de olsa, o yaşta daha çocuk sayılır.
İzdivaç için aile reisi olan baba kı-' zinın reyini daima sormaz, bizde de eskiden, hattâ bugün, öyle aileler vardır. Bu da nazik bir meseledir Kızlar için mektepler henüz yoktur, inşallah yavaş yavaş Hicaz'da da Türkiye ve Mısır’da olduğu gibi kadının içtimai seviyesi yükselir, fakat orada bu biraz zamana mütevakkıftır. Bu hususta görüştüğüm bir Nazırdan kızlar İçin mektepler açılması hususunda vaâd aldım ve bu mekteplerin yakında olacağını çok ümit ediyorum Şimdilik yalnız yetim kızlar için el İşi gösteren mektepler vardır; bu mekteplerde yazmak ve okumak dersleri yoktur. Fakat gariptir kİ Arap kadınları bu vaziyetten müşteki değildirler. Orada ■görüştüğüm kızların J arasında okumak İsteyen yalnız bir kız buldum; «Ne kadar 5 mak ve okumak, her şeyi öğrenmek ve bilmek isterdim!> dediğini hiç unutamam. Onun gibi düşünen ve hisseden başka Arap kızlan şüphesiz çoktu, fakat her neden İse bu duygularını söylemekten belki çekinmişlerdir.
Bayan Huda ş&ravi’ye Mısır kadınlarının İstekleri neden ibaret bulunduğunu sordum. Bana şıı cevabı verdi:
— Üç şey istiyoruz: Birincisi taaddüdü zevcatın kaldırılması:. İnkinclsl, boşanma meselesinin tâdili ve ûçün-çüsil İse çalışan anaların himayesi, Bizde, şayanı teessüf blrşey vardır kİ I diğer memleketlerde bir kadın doğuracağı zaman muayyen bir müddet için İzin alır ve bazan da maaşında zam görür iken. Mısır’da bu tamamlle aksinedir, yani çocuk getirecek bir kadına İzin verilmez ve tabiatın ona veTdlğl bu mukaddes vazifesini İfa etmek İçin çekildiği ayların maaşı tahsisatından kesilir. Buna çok hayret ettiğinizi görüyorum. Fakat maalesef böyledlr. Bunun İçindir kİ buna karşı mücadele etmemiz ve hak kazanmış olmamız lâzım. Tasavvur ediniz, çalışmağa muhtaç bir kadının öyle bir zamanda mesarlfl artmış iken parasının azalması ne kadar müşkül ve muhakkak kİ bozan de elim olmuştur. Hayret edeceğiniz başka bir nokta: Bilir misiniz kİ daha geçen seneye kadar çalışan bir Mı- ( sırlı kadının evlenmeğe hakkı yoktu? Nasıl mı? Ya İş, ya koca... İkisinden birini tercih etmek mecburiyetinde İdi. Birliğimiz, hamdolsun, bu meseleyi de yendi. Birliğimiz Mısır kadınına, bliyiik hizmetlerde bulundu; bugün profesör, avukat, doktor, ebe vesaire kadınlarımız vardır ve sizin gibi ahularının teriyle hayatlarını. kazanıyorlar. ’

Haftanın diğer maçları arasında İkinci derecede mühim karşılaşma Fenerbahçe He Tstan-bulspor arasında olacaktır. Fil-
Adana’daki doktorlar
Adana (Akşam) — Yetkili makamlardan öğrendiğimize göre, şehrimizde 108 doktor bulunmaktadır kİ, tamirde dahi bu miktarda doktor yoktur.
Vizitelerde görülen fazlalığı indirmek mnksadlyle vilâyetimiz beşinci Etıbba odası üyeleri yetkili makam
AHMED BEDEVİ KURAN --------B---
İnkılâp tarihimiz ve Jön Türkler
İnkılâp tarihimize ve Meşrutiyet devrine alt çok kıymetli malûmat, vesika ve resimler! İhtiva eden bu eseri mutlaka okuyunuz, Pinti 750 kuruş
SES TİYATROSU
Dayan Şaravi
Bayan Huda Şaravi beyanatını şu sözlerle bitirdi:
— Nur içinde yatsın, rahmetli Atatürk. Türk kadınının zincirlerini koparmakla Mısır kadınını da esaretten kurtarmak hususunda bize rehberlik etmiştir, Bunu un t inamız İçin nankör olma m 12 lâzımdır.
Zübeyde Şaplı
Her akşam 8,30 do
İYİ SAATTE OLSUNLAR
Telir operet 3 perde Yazan: Vedat Tanca Müzik: Muhlis Sabahaddln Bugün ve yarın saat 15 de a MATİNE. Tel: 49309 ■■dP
yaz-1
BUGÜN
MELEK
Sinemasında
• • •«
Bu akşam saat 20,3(1 da Dram kısmında CYRANOdc BERGERAC (Slrano dö BerJcrakI
Komedi kısmında ZARARSIZ YALAN
EMİNÖNÜ HALKEVINDE BORA BALESİ
22 Araiifc cumartesi
16 da Talebe matinesi 30 Aralık pazar 17 de Halk matinesi Yerler ayırtılabilir Tel, 23340
ir Eminönü Halkevinden: Temsil şubemiz Molier'ijı (Cimri i komedisini temsile başlamıştır. Her geceye alt davetiye;er saat 14 - 19 arası Temsil şubesinden alınabilir.
Ne Beyoğlu sinemalarında gösterilen TÜRKÇE filimler, ne de filmin üç hafta devamı
TAKSiM Sinemasında
AŞK ve FEDAKARLIK
TÜRKÇE SÖZLÜ VE ŞARKILI şaheserlerin gördüğü, rağbeti azaltmamıştır, Dâhi artist Yusuf Vehbi’nin Nurülhuda ile yaptığı Sevimli bestekâr ve ses üstadımız
Münir N ur e d d t’n i n
SAFİYE AYLÂ ile şarkılaıım söylediği bu filmi herkesin görmesi lâzımdır.
DÖRDÜNCÜ VE SONUNCU haftasından İstifade ediniz.
HMTALI
— İPEK ve SARAY’da
Beyoğhınun iki büyük sinemasının her seansında
w*
için yer bulamıyarak geri dönenler üzülmeyiniz. Türk filmciliğinin hakikaten İftihar edeceği bu film her İki sinemada on gün devam edecektir. Seanslar her gün 2,30 dun cumartesi 12,30 dan, pazar 10,30 dan bflBKEas ırıbnren. S avareler 9 da ■■MB HALK FİLM

DİKKATİ,,,, DİKKAT!..,.
SÜMEK SİNE
Müdüriyeti Yılbaşı münasc-belile yeni senenize maksadlle bir kahkaha tufanı hazırladı.
İki kahkaha kıralı
BÜD ABOTT ve LOU COSTELLO'nun en son ve en mükemmel filmleri
İKİ AÇIKGÖZ KİBARLAR ARASINDA Filmi seyircilerini ağlatırcasına güldürecek ve hoş iki saat geçirtecektir.
Bu sak akşamı başlıyor. Yerlerinizi evvelden aldırınız. MMta
MASI
neşe He girmeği temin

_ ŞARK Sinemasında —(
Hiç bir yeril film*» nasibolmıyan büyük muvaffakiyet ve ra£bıt kazanan bugüne kadar görülen en büyük yerli filmimiz:
Hürriyet Apartımanı
Seanslar: 12.15 — 2.16 — 4.30 — 6.40 fiuvare 8 ila
Yer bulmak için muhakkak surette biletler Intel evvelden aldırınız.
Tel: 40380
Yarınki pazar İlk’ matine 10.15 dedir.
--------------------------------------------

Hâtırasını asla unutamıyacağınız muazzam filimler serisinin müstesna şaheseri
ÖLÜM FIRTINASI
Yaratıcıları;
MARGARET SULLAVAN — JAMES STEWART
ROBERT YOUNG — FRANK MORGAN
ukkat- Bu bir harb filmi değil1 aşk ve fedaksrlık hislerini, yurd ve aile sevgilerini netts bir

Zeytinciliğimiz
Memleketimizde kaç zeytin ağacı var, ne kadar mahsul ve yağ elde edilir?
İstanbul binalarının romanı..
İSTANBUL HAYATI :
Başbakanlık İstatistik Genel müdürlüğü, ( Zeytincilik İstatistiği» adlı bir eser neşretmlştlr. Eserde zeytinciliğimize, zeytin sahalarına, zeytinyağı İstihsaline ve ftatlerine, dünya zeytinyağı İstihsaline dair kıymetli ma-Mmat vardır. Eserin önsözünden baki kısımlarını aşağıya naklediyoruz:
Türkiye zeytin ağacının vatanıdır. Esasen Akdeniz kıyılarının nebatı olan bu ağaç memleketimizde büyük ormanlar halinde güney ve batı illerimizde geniş topraklan örter. Kuzey kıyılarımızda ise az miktarda ve toplu olarak mahdut yerlerde mevcuttur. Çünkü zeytin ağacı kuzey, kuzey doğu ve kuzey batı rüzgârlarından müteessir olur. Kuzey rüzgârlarına kapalı olatı yerlerde de eğer ağaçların duruşu güneye bakıyorsa arz derecesi İtibariyle hayli kuzeye yükselebilir. Bunun için memleketimizde hiç unıulnuyan yerlerde eh.ll ve yabani i ey t. InUklere tesadüf olunabilir. Artvin ve Yusufell’inde bulunan zeytinlikler bu kabildendir. Sakarya nehri kıyılarında Eskişehir hizasında ve hattâ daha yukarılarda yabani zeytin ağaçlarına tesadüf olunmaktadır.
Güney sahillerimizde mevcut ormanlar arasında blrçk yabanî zeytinlikler bulunduğu gibi, bazı yerlerde de yabani zeytin ağaçları diğer orman ağaçlariyie az ve çok karışık olarak bulunurlar.
1936 senesinde Ankarada toplanan ■eytln mütehassısları komisyonunun topladığı rakamlara göre, Antalya. Muğla, İçel, İzmir, Çanakkale. Balıkesir, Bursa ve bazı diğer vilâyetlerde kesif yabani zeytin ormanları vardır. Bu ormanlarda 54 milyon yabanî zeytin ağacı mevcut olduğu takribi olarak tesbit olunmuştur.
Mütehassislar komisyonu Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerini kesif zeytin bölgesi olarak tesblt ettikten sonra Karadeniz, Seyhan. Gaziantep ve havalisinde de perakende bir halde zeytinlikler bulunduğuna ve bu sonuncuların ekonomik büyük kıymetleri olmadığına işaret etmektedir.
Zeytin ağaçlan sayısı ve zeytinlikler
1036 sen esin d en beri İlçeler itibariyle tutulan istatistiklere göre memleketimizde zeytin ağaçları sayısı ve işgal eyledikleri toprak sahası aşağıdaki cetvelde gösterilmiştir:
rılan sofra zeytininden bir nüfusa ancak 1 kilo 800 gram zeytin düşmektedir.
Zeytin istihsali
Elde edilen zeytin Ton Yemekliğ ayrılan zeylin Ton Yağa ayrılan zoytln Ton
1936 142 146 14 880 127 280
1937 386 027 33 589 352 438
1938 180 778 19 840 160 938
1939 325 747 30 766 294 981
1940 291 268 30 517 260 751
1941 332 784 39 701 343 083
1942 269 784 37 796 231 988
1943 127 025 7 569 119 456
1944 154 244 18 077 136 167
1936 - 1944 devresinde memleket
İçinde istihsal olunan zeytinlerden en az 119 küsur milyon kilosu ve en çok 952 küsur milyon küsur milyon kilosu zeytinyağı istihsaline tahsis olunmuştur. Aynı devre içinde ve bu miktar zeytinden çıkardan zeytinyağının miktarı 28 küsur milyon kilo 1le 63 milyon küsur kilo arasında tebeddül etmiştir. Binaenaleyh 1940 sayımına göre mevcut bir nüfusa 3 kilodan bir az fazla zeytinyağı düşmektedir.
Zeytinyağı istihsali
Yağa ayrılan Zeytin Ton Bundan çıkarılan Zeytinyağı
Yağ Ton Fiatı [*] Ton
1936 127 266 28 566 35
1937 352 438 63 203 31
1938 160 938 33 764 39
1939 249 931 61 386 34
1940 260 751 54 041 42
1941 343 083 72 148 73
1942 231 988 50 240 140
1943 119 456 24 637 198
1944 136 167 23 476 150
İstihsal olunan zeytinin ve zeytin-
Bitpazarında parçalanan bir ilim adamı..
Bugün bize büyük bir kütüphane bırakan Feyzullah efendi kimdi ?..
Hayvanlardan evvel kendi cin,«d aşlarımızı sevelim!
Zeytin ağacı adedi (Bin hesabüe) Zeytinlikler hektar (Bin hesablle)
1936 26 436 264
1937 27 667 277
! 938 28 475 285
1939 29 661 297
1949 28 505 285
1941 29 429 294
ıe(2 30 162 302
1943 29 306 293
1944 29 553 296
Zeytin mm takalarımızda ehli zeytin
yağının bedeli şüphesiz büyük bir yekun tutmaktadır. 1936 senesinde zeytin bölgelerinde istihsal olunan zeytin ve zeytinyağının bedeli 11 milyon liraya yaklaştığı halde 1944 senesinde bu kıymet 41 milyon lirayı bulmuştur. 1936 - 1944 devresi İçinde zeytin flatları 5 kuruştan (kilosu) 36 kuruşa kadar tahavvül etmiştir. Keza zeytinyağı flatları da 31 kuruştan 198 kuruşa kadar bir tahavvül göstermiştir.
Zeytinden alınan varidat
Yemekliğe ayrılan zeytinin Zeytinyağı
bedeli bedeli Toplpam Lira Lira Lira
(Bin hesa- (Bin hesa- (Bin he-blle) bile) sabite)
Gazete koleksiyonları itibarile en zepgin kütüphanelerimizden biri de «Fatih kütüphanesi» dir. Bunun için çok eski bir gazete veya mecmua koleksiyonunu karıştırmak icabedince Fatih yolunu tutmak lâzımdır.
Geçenlerde yine böyle bir işimiz çıktı. Ahdülâziz’in ölümünden sonra Dr, Marko paşa riyasetindeki hekimler heyetinin verdiği raporu eski koleksiyonlarda aramam icabetti. Fatihteki meşhur «'Feyzullah efendi medresesi» ne gittim. Kapıda, aynı zamanda Güzel Sanatlar akademisinde hoca olan bir mimar arkadaşa rasgeldim. Beraberce içeriye girdik. Okuma odasının sessizliği İçinde akşam paydosuna kadar kaldık. Sonra yine beraber çıktık.
O kapanma faaliyeti içinde bulunan kütüphaneye bakarak:
— Ne fevkalâde bina!,, dedi. Sonra bana döndü:
— İnsanların, meşhurların hayatım yazdığınız gibi tstan-buîda bazı binaların hayatlarım, maceralarını, sahiplerini de yaz-sanıza.. dedi.
Ve sonra ilâve etti:
— Meselâ su Feyzullah efendi medresesi,,, Ne güzel bir başlangıç olabilir,.
Fevzullah efendi kimdi?.
Evet, bugün tstanbulun en güzel kütüohanelerinden birinin içine sığındığı, senelerden hgri nesillerin girip çıktığı bu meşbu# binanın sahibini ve onun müthiş
Fatih kütüphanesi ve burada kitap okuyanlar
gibi zeytinden yağ çıkarılan yabani aeytln ağaçları dahi mevcut olduğundan istifade edilen zeytin ağaçları adedi bundan dolayı bazı seneler veyahut bazı mahallerde hazan çok artmkta veyahut eksilmektedir.
Elde mevcut İstatistiklere ve beş senelik (ıö4û - 1944) ortalamasına göre memleketimizde zeytininden istifade olunan 29,391 bin adet zeytin ağacı mevcuttur. Bu ortalamaya göre de takriben 294 bin hektar, zeytininden istifade olunur zeytinlik var demektir.
Mevcut zeylnliklerln büyüklüklerini mukayese etmek için meyvalarmdan İstifade olunan diğer ağaçların kapladıkları sahalarla nispet etmek faydalıdır. 1937 - 1941 beş senelik devresine göre memleketimizde ortalama 413661 hektar bağ, 1101331 hektar meyvalık ve 284405 hektar zeytinlik kİ ceman. 1800655 hektar meyvasın-dan İstifade olunur ağaçlık mevcuttur. Bunun % 61 kısmı meyvalık, % 23 kısmı bağlık ve % 16 kısmı zeytinliktir.
Tahmini zeytin istihsali 1936 sene-■İnde 142 küsur milyon kilo olduğu halde 1944 senesinde 154 küsur milyon kiloya yükselmiştir' 1936 senesinden 1944 senesine kadar zeytin İstihsalinin yürüyüşü bir sene çoğalma ve öbür sene azalma manzarası göstermektedir. Bu. toplama’ İşlerinin fenni bir şekilde yapılmamalından İleri geldiği gibi bazan hava hâdiselerinden ve zeytin hastalıklarından da ileri gelebilir.
Zeytin istihsal cetveline göre memleketimiz sofra zeytininden fazla yağ zeytini İstihsal etmektedir. Çıkarılan neticelere göre istihsal olunan zeytinin % 11 İnden fazlası hiç bir sene Bofra zeytini olarak ayrılmış değildir. 1036 - 1944 devresinde en çok 1941 çenesinde 39 küsur milyon ve en az 1943 senesinde 7 küsur milyon kilo sofra zeytini istihsal olunmuştur. 1940 senesinde nüfûsumuz 17,820.950 olduğundan aynı sene İçinde İstihsal olunun zeytinden bir nüfusa (1940 senesi nüfııs sayımına göre) 18 kilo isabet etmiştir. Halbuki yemekliğe ay-
1936 806
1937 2 513
1938 1 919
1939 2 243
1940 3 136
1941 7 463
1942 10 307
1943 2 753
1944 5 370
10 128 10 934
19 472 21 985
13 086 15 005
21 054 23 297
22 708 25 894
53 051 60 514
70 300 30 607
48 660 51 413
35 166 40 536
[*] Genel ortalama.
Randıman
Bir ağaca Bir ağaca düşen zeytin düşen zeylin kıymeti
Kgr. Kuruş
1936 5 42
1937 14 »2
1938 6 54
1939 11 78
1943 10 89
1941 13 199
1942 9 270
1943 5 175
1944 5 137
Zeytin randımanı çok tahavvül etmektedir. Bunun yukarıda da arzolu-nan sebeplerden İleri geldiği tabiidir. Bir ağaca 6 kilodan 14 kiloya kadar zeytin İsabet ettiği cetvelin tetkikinden anlaşılmaktadır. Elde edilen zeytin ve zeytinyağının bedelinden de bir ağaca aynı devre İçerisinde 42 ilâ 279 kuruş'İsabet etmektedir. Bir hektar zeytinliğin randımanı yani bir hektardan alınan zeytin miktarı 434 telin ile 1389 kilo arasında dolaşmaktadır.
Bir hektarın verdiği zeytin ve zeytinyağı. paraya tahvil olunduğu takdirde 41.41 liradan 280.55 liraya' kadar ıgayrl safi varidat getirdiği anlaşılır, ________________
Adana’da Adalet sarayı yapılıyor
Adana (Akşam) — Şehrimizde Buğdaypazan civarında yapılacak olan adalet sarayı proje müsabakasını kazanmış olan yüksek mühendis ve mimar Abldln Montaj, sarayın yeri ve diğer işleri üzerinde tetkikler yapacaktır.
500 bin liraya çıkacak olan adalet sarayının inşaatı Emlâk ve Eytam bankası yapı limitet şirketi tarafından yapılacaktır.
MATEMATİK ve TABİAT
dergisinin ikinci cildinin dördüncü sayısı çıktı. Aynı derginin LLse fen kolu İçin yaymadığı MODERN GEOMETRİ VE PROBLEMLERİ adlı eserin BİRİNCİ, İKİNCİ, ÜÇÜNCÜ fasikfiUtrt çıktı. Kitapçılardan
bir facia İle biten havstuu pek çoğumuz bilmeyiz. Ha Ihı iki Fey-zu’lah efendi pim tarihimizde mühim bir simadır...
Muhtelif hükümdarlar zamanında dokuz sen eve‘yakın Şeyhülislâmlık eden Feyzullah efendi «•Hacei hakanı âzam,» unvanüe anılırdı. Padişahlara hocalık etmişti.
Kendisi Erzurumluydu. Doğduğu şehri o kadar severdi ki bugün içinde büyük bir kütüphane bulunan binanın kubbelerinden birini -»Erzurum tarzı» denilen bir biçimde yaptırmıştı.
■ Erzurum tarzı» kubbe aşağı vukan İstanbulda vok denilecek kadar azdır Sftvhiillsl&m Feyzul-lah efendi kendisini tamamlle ilme vermiş bir İnsandı Lâkin siyasî bir hâdiseye kurban gitti.
Bitnazarında. parçalanan âlim..
Yeniçeri zorbaları, isyanlarından birinde bu büyük âlime o kadar kızmışlardı ki ona müthiş bir işkence etmeğe karar verdiler. Bunun için de bu işlerin erbabı kimselerden teşekkül etmiş üc kişilik bir heyet seçtiler. Mesele Edirne şehrinin yeniden payitaht olup olmamasına dayanıyordu.
Üç kişilik «işkence heyeti» yalnız Feyzullah efendiye değil, onun çotuğuna, çocuğuna da işkence edecekti.
nİşkence heyeti» yakaladıkları Feyzullah efendiyi sıska ve eyersiz bir ata bindirip Bitpazarına getirdiler. Ve burada kendisini pek müthiş işkencelerle Öldürdüler, Başını kestiler. Sonra:
— Tp takıp sürüklensin!., dediler. Ve zavallı Feyzullah efen dinin ayağına bir Lp taktılar. Kendisini papazlara sürüklettiler. Bu suretle Şeyhülislâmın gûya dinsizliğini de ortaya atmış oluyorlardı.
Tuncaya atılan adam..
300 kişi tarafından sürüklenen ceset nihayet Tunca nehrine atılmıştı. Feyzullah efendi arkasındaki nesillere koca bir kütüphane bırakan bir adamdır. Onun binaslle beraber çocuklarına, çocuklarının çocuklarına, torunlarına. torunlarının torunlarına hediye ettiği kütüphanesinin içinde kitaplarını ve bunların vakfiyesini görenler kendisinin İntizamına hayretler içinde kalmışlardır, Zira bu kitap vakfiyesinde Feyzullah efendi bugün
nif edilebilecek olan bütün kitaplarındaki kâğıtların cinsini, evsafını birer birer anlatacak kadar tafsilât vermekte ve intizam göstermektedir.
Böyle arkasından gelecek nesillere ihtişamlı bir İlim mirası bırakan kimseleri her zaman derin bir hürmetle anmamız Icabe-derken Feyzullah efendinin ismini bile bilmiyecek kadar hayatına karşı bilgisiz kalmamız hakikaten acı bir şeydir.
Mimari tarihimizin en mühim binalarından biri addedilen kendi medresesinde ve kendi kütüphanesinin önünde onun hâtırasını anacak bir şey yapmak İçin bıraktığı ilim mirasının »veraset vergisin bile olmıyacaktır. Her halde ona karşı gösterdiğimiz hayret verici kayıtsızlığı affettirecek bir harekette bulunmamız İcabeder.
Bir Fransız kadını..
Feyzullah efendi medresesi gibi gerek içi, ve gerek dışı itlbari-le kıymetli binaya bugün sahipsek biraz da bunu bir kadına; borçluyuz. Yoksa şimdi bu binanın yerinde de yeller esmekteydi:
Yol vergisinin tahsil şekli
Yol vergisinin tahsil şekil Umumî meclisin kar ar He tesblt edilmişti. Bu karara göre, resmi daire ve müessese-lerin nıemıırlarlle şirketlerde, hususî mflesseselerde çalışanların yol vergileri çalıştıkları yerlerden tahsil edilecektir. Bu suretle her müessese kendi kadrosunda bulunanların vergilerini tahsil ederek Tahsil şubelerine yatırmakla mükelleftir.
Bunun dışında kalan mükelleflerin yol vergiler! Tahsil şubeleri tahsildar- | lan tarafından tahsil edilmektedir, Zamanında vergisini ödemlyenler de kanuni takibata tabi tutulmaktadırlar.
Son zamanlarda bazı Belediye Tahsil şubeleri bu karar dışına çıkarak daire vc müesseselerdekl mükellefleri de oturdukları yerlerden vergi vermeğe mecbur etmek İstemektedirler, Dairelerdeki memurların maaş veya ücretlerinden kesilen yol vergilerinin makbuzları ancak toplanan paraların vezneye yatırılmasından sonra sahiplerine verildiğinden aradan lıayll zaman geçmektedir.
Bu sebepten elinde makbuz olmıyan mükellef, evinin kapısına gelen tahsildara dert anlatamadığından, arada anlaşmazlıklar olmaktadır.
Bu husustaki şlkâyotler son günlerde çoğaldığından, Belediye Hesap İşleri müdürlüğü, bütün Tahsil şubelerine tebligat yaparak yol vergilerinin Meclis karan dahilinde tahsil
Malûm a bizde «imar!.» denilince akla ilk gelen şey hemen bina yıkıp yerine meydan açmaktır.
Bundan epeyce seneler önce de yine İstanbul Belediyesi:
— Şu Feyzullah efendi medresesini yıkıp oraya küçük bir meydan yapalım!,, demiş ve bu hususta İcabeden kararı da vermişti.
Az daha o mimarî şaheseri elden gidiyordu. Lâkin işte bu esnada biı kadın ortaya çıktı. Medresenin katiyen yıkılanuya-cağını ısrarla iddia eden bu kadın Fransızdı. îsmi de madam Bompard İdi.
Madam Bompard »Eski eserleri koruma cemiyeti» âzasındandı. Fransız sefirinin karısıydı. Feyzullah efendi medresesinin hakikî bir hayranıydı. Bu güzel bina madam Bompard’ın o güzel teşebbüsü. oraya, buraya koşması, âdeta bu uğurda çırpınmasile kurtuldu.,
tşte pek meşhur bir kütüphanemizin, îstanbulun maruf binalarından birinin kısaca hayat romanı budur.
Hikmet Feridun Es
^MUAZZEZ TAHSİN BERKAND^
LÂLE
■ Senenin en güzel telif romanı ■ B yakında çıkıyor |
11M
Ankarada, Hayvanları sevme ve yardım Cemiyetine!
Gazeteler yazdı, Aukarada vufka yürekli, gani gönüllü, yardımsever bir bayan artistimiz «'Hayvanları sevme ve yardım cemiyeti» adile bir cemiyet kurmuş. Hakikaten artistik bir buluş ve kuruş! İstanbulda dn «Hinıayei hayvanat cemiyeti” adında oldukça eski bîr cemiyet vardı. Muhakkak ki Ankarada kurulan yeni cemiyet çok daha modem, daha lüks, medeni hayat şartlarına daha uygun bîr nizamname ile işe başlamıştır. Henüz tafsilât alamamakla beraber, bir çok bayanların ve bayların bu değerli cemiyetin muhterem kurucusuna başvurarak bir kaç senelik aidatı peşinen vezneye yatırıp âza kaydedildiklerini, htanbul-dan da telgraflarla, mektuplarla yapılan müracaatların günden giine arttığını tahmin ediyorum.
Sevmek, sevilmek tabiî bir ihtiyaçtır. Gönlünde bir sevgi bulunsun da. neyi seversen sev! «Nasıl olur?» diyenler var. Niçin olmasın a benim efendim? Meşhur sözdür: «Gönül suya düşmüş de kurbağaya âşık olmuş!» 01-mıyacak ne var bunda? Daima aramızda dolaşan kedileri, köpekleri. atları, eşekleri niçin sev-miyelim? Ne günahı var o zavallıların? «Simdi bunun sırası mı? Yardım edilmesi ieabeden neler var! Onları yaptık da iş hayvanlara nn kaldı?» diye itiraz edeceklerin de nek cok bi-
liyorum.
Ben, «Hayvanlar: sevme ve yardım cemiyeti» nin âzası değilim. olmaya da niyetim yok. Fakat bu cemiyetin sayın kurucusu ve azalan namına, itirazlara dilimin döndüğü, kadar cevap vermek isterim. ''Niçin sırası değilmiş arkadaş?.. Dostluk böv-le zamanda belli olur. İnsan kara gün dostu olmal'dır. Bu harb kıtlığı içinde zavallı kedilerin, köpeklerin neler çektiğini biliyor musunuz? Şimdi her evde eskisi gibi tencereler kaynayıp hol bol etli, yağlı yemekler pişmiyor ki biçare hayvanlar da o evlerin sofra kırıntıda* de geçinsinler. Çöp tenekelerinize baksa-nız’a. Çamurlu pırasa, lâhana köklerinden başka ne var? Siı yiyebiliyorsunuz, yiyorsunuz diye zavallı kediler, köpekler de tabiatlerini değiştirip ot yemeye mi alışsınlar? Dört damla pamuk yağile haşladığınız mrasavı tekir kedi yiyebilir mi?
Ya. beri yanda biz süt kuzularını kıtır kıtır doğrayıp gevrek pirzolaları çıtır çıtır yerken, sıcacık salonlarımızda kahkahalar atarken o bedbaht kediler, köpekler sokakta yalım yalım sallanıp tir tir titreşsinler ini? Biz insan değil miyiz? Muhtaçlara yardım etmek insanlar için vio dan borcu değil midir? Ne demek istiyorsunuz? Vicdan borcumuzu Ödemiydim mi?!.»
«Hayvanlan sevme vc yardım cemiyeti» nin değerli kurucusu ve sayın âbları! Dışarının dedikodularına kulak asıp zinhar sinirlenmeyin, hayırlı işinize devam edin, tşte ben, sîze itiraz eden o kıskançların ağızlarının payını yine sizin namınıza verdim. Şimdi, size de iki çift sözüm var. Biraz yaklaşınız, onlara duyurmadan kulağınıza söy-liyeyim: Mukaddes vicdan borçlarınızı ödemek tizere cemiyetinizde toplantı salonuna giderken kürk mantolarınızın ensenize sarılan yakalan arasından başınızı kaldırın da lütfen etrafınıza bakın. Lokanta vitrinlerinin önünde gece yanlarına kadar yalım yalım yalanıp arsa köşelerinde sabahlara kadar tirt’r titreşen insan yavrularının tekir kedilerden çok daha Tazla olduğunu göreceksiniz.
Eğer muhtaçlara yardımı hakikaten vicdan borcu olarak kabul ediyorsak, hayvanlardan evvel kendi cinsdaşlanmızı sevmive alışalım ve vicdanlarımızın ödi-yeceği borç payının en büyüğünü onlara ayırmaya çalışalım emi, «Hayvanları sevme ve vardtm Cemiyeti» nin değerli kurucusu ve sayın âzaları!,, Freninize selâmlar. saygılar Cemal Refik

leflerin Izacedilmenıelerlni bildirmiş, şikâyete meydan veren Tahsil şubeleri nıemıırlarlle tahsildarların şiddette reznlandırjlncnihnı bildir mistir.
Aşk, fedakârlık kahramanlık
raKTîp e
9T W
22 A rai»®-! 945
HER AKŞAM BİR HİKÂYE
BİR ADAM 3
Kendi kendini idare Ingîltcrcdc halk müzeleri
hakikaten
Büyült bir otelin bartuua yemek yiyorduk. Etraf ta pek kalabalık değildi. Yanımızda boş bir masa duruyordu. Fakat burasının gelecek olan sahlpKri için evvelden peylendiği ilk bakışta .n.laflıyordu.
Nctcklnı biraz sonra gayet şık, fakat epeyce geçkin, buna rağmen hâli güze], bilhassa dekolte elbisesi içinde pek biçimli vücudu İle göze çarpan bir icadın girdi. Kendilinin oldukça yajlı olmasına mukabil yatımda pek genç bir erkek vardı.
İlerlediler. Bu boş masaya oturdular Kadının üç şeyi dikkati çekiyordu. Gayet iri pırlantalarının ışıltısı, dekoltesi ve dudakları ile gözlerinin çıubalâgalı boyasıI,.
Pek genç erkek dc güzel- çocuktu. Fakat bu bir eTkek güzelliğinden ziyade bir kadının, daha doğrusu bir genç kızın güzelliği idi.
Bu göz alıcı çiftin etrafında garsonlar fır dönüyorlar. Belli IU buranın en hatırlı müşterilerinden kimseler.. Şef dö garson koşarak geldi. Arkasında İki garson daha duruyor, hep birlikte masad akil erin eniklerini dinliyorlar.
Danscden çiftlerin üzerine tutulmak İçin hazırlanan projektör ışıklarından biri onların masasına kaydı. Bıı anda kadının bütün pırlantaları yıldızlandı. O bu ışıltı içinde İken arkamdaki masada şöyle konuşulduğunu işittim:
— Biraz geçkin amma (!■■ cok güzel bir kadın!..
Garsonlara emreden, şef dö garsonu, ser çe parmağının ucu ile. 5 - 6 kere çağıran erkekti. Kadın etrafla nıeş-guidli.
Erkeğin cakasında bazı milyoner çocuklarının şımarıklığı göze çarpıyordu. Onu gören 20 yaşında babasının milyonlarına sahip olmuş bir delikanlı olduğuna yemin edebilirdi.
Kadın bir sigara aldı. Ve garsonlar bu masaya boyuna gittiler, gc.diler, taşıdılar.
Biranda masaları, karikatürlerdeki muhtekir sofralarına benzedi. Hevenk hevenk muzlar ve şampanya şjL-e erine kadar herşey tamam!..
Bol bol yfdiler. Dalın doğrusu bol bol içtiler.
Nihayet kendilerine kalkıp gidecekmiş gibi bir hareket geldi. Anıma milyoner delikanlının cakası heraıı artmakta...
İşte tam bu sırada masanın altından bir el uzandı. Kadının eli cüzdana benzlyen birşey uzatıyordu.
D-likanh son derecede alışık, gayetle pişkin bir tavırla, sanki slddüı senedir ayın şeyi yapıyormuş gibi uzandı ve bunu aldı. Açtı. Masumu ful üne kocaman iki banknot atlı. Ve cüzdanı kadına iade etti. Erkek 1kl büklüm, reveranslar yaparak paranın üstünü getiren garsonlara bol bol bahşiş verdi. Kalanını da kendi cebine attL Bütün bunları yaparken o ku surat'ı, yakışıklı çocuğun ne kadar kaşarlanmış ve ne derecede tabii bir hail vardı!.. Ağzının kenarında bir yaprak sigarası en yüksek perdeden bir tavır’a atıp tutmakta!..
Sonra kalktılar. Kadının gece kürkünü omuzlarına virdi. Eğilmiş baş-lor arasında dimdik llerl’-ycrek çıktılar...
He caka!.. Ne caka!..
muvaffak olmuş, para da kazaamişh. Ve artık masa altından manikürlü tunaklarıa usat-Uğı par( çantalarına da hiç bir LlıUyacı kalınamışU...
Bir gün matbaada fazla çalışmak tan başını ağrıdı. Maksadslz sokağa çıktım. Gülhane parkına doğru imandım.
Bir aralık bir sokağın başında gö-aunıe bir leblebici kadın UlştL Minimini ocaklı mango imin küçük borusundan buram buram duman tüt-mekte idi.
Adamakıllı yaşlı olan »akı?: leblebici kadın bağırıyordu:
____ Dumanı üstünde... Çıtır çıtır.. Eğlencelik!.,
Bu sırada taın kadırun yanında saçı sakalına karışmış, pilim phra kıyafette, Alimlerdeki sefalet kurbanlarının Akıbetlerini gösteren tam ve mutlak bir sefalet İçinde bir erkek belirdi. Yerden izmarit topluyordu. Leblebici kadın ona:
— çel bakalım, vefasız... Gel.. .Nerelerdesiniz?.. dedi.
Adam leblebiciye yaklaştı. Kadın öniindtkl mangalın üstünden bir avuç leblebi aldı. Ve erkeğe uzattı.
Adam leblebiyi alırken kendisini tanıdım. Bu eli masa altından ve manikürlü parmaklar arasından cüzdanı alan eldi.
Eski Jigoloyu derhal tanımıştım!.. Leblebici kadın bir avuç sıcafc sakız leblebisini verdikten sonra:
— Haydi göreyim seni... Yine leblebilerimi ye do başka şırfıntıların peşinden koş e mi? . Bok bu sefer yine o köfteci kadının peşinde seni görürsem gözlerini oyarım, anladın mı?.
____Anladım Gülsümcüğüm anladım. Benim gözüm senden başkasını görür mü?..
— Al bir avuç daha!..
Ne dersiniz, herif dıkvsc de kalksa da, başka bir iş tutmağı ftkıi bile etmemiş ve aynı şeyi kendirine meslek edinmişti..
etme teşkilâtı
AnUrrAat/a orta okulların çoğunda öğreticileri buna hazırlamak için gruplar vardır
Amerika orta okul öğrencilerinin bir toplantısı, (İki öğretmen müşavir olarak toplantıda bulunuyor.)
a
(Bir yıldız'
BULMACA
1 2 3 4 6 6 7 B 9 10

!_■
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1_— Kutuiu şeyler.
2'— Akıllı geçinen - Bir erkak adı.
3 — Bir nevi yelkenli gtmi - Tok değil.
4 — Öğrenmemek.
5 — Çok dağınık.
6 — Gaddarlığın başlangıcı * Tersi çalgıdır.
7— Tersi âhır zaman demektir -Üzüm bahçesi.
8 — İçilecek şCy - Büyük kardeş. !i — Tersi siyaha boyanmıştır.
10 — Tersi duvar yerine bahçe etrafına çekilir - Bir edat.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
t — Basınaleml, 2 — Amelihesap,
3 — Selanik, 4 — Ilakaseket, 5 — Nlna. Atval, 6 — Aklsar, Siz, 7 — _________________ _________________ Leket. Caba, a — Es. Kasadar, 0 — sini çalışmaca vermişti. İhtimal cak Manevibaba, 10 — İp, Tlzaraj:.
Aradan uzun. yıllar geçti- Yapışık, siyah, yağlı saçlı Jigoloyu tamamUe unutmuştum. Artijç kendisini orada burada, büyük otellerde, barlarda görmek kabil değildi.
Nerede İdi?.. «.Belki kart bir jüzelk A. rupa şehirlerinde..» diyordum. B 1-kİ de günahına girmiştim. Gene Ik. cahilliğinden kurtulduktan sonra] akıllanmış, kelli telli olmuş. Dıırcun-' lasını?, yapt’gı işin çirkinliğini kavra-1 nuıjtl. Belki de şimdi arkasında bıraktığı günlerden utanıyordu K’ndJ-'
İçtimai komite, kolejdeki bütün İşlerle meşgul olmaktadır. öğrencLter tarafından verilen aldatın 3/1 1, içtimai fnihyete hasredllmcktedir. Bu faaliyetler arasında, opera evinde senede 5 defa verilen temsiller de vardır.
Komitelerin İşbirliği sayesinde günlük kolej havatlle pek j akından ilgili olan blrçrzk meseleler halledilmektedir. Netcklm, işsizlik veya yatakhanedeki konforsuzluk gibi durumlar, komiteler tarafından büyük bir kolaylıkla halledilmektedir. Ân-tioch kolejine birbirlerinden cok farklı olan allePre mensup öğrenciler devanı etmektedir. Bu yüzden, gerek sömestr tatillerinde ve gerekse diğer müsait zamanlar İçin okullardaki komiteler, öğrencilere İş sağlamak bakımından büyilk bir gayret sarfet-1 mettedir. Bu vaziyet karşısında, öğretim yılında sağlanan bazı işlerle bir miktar par» kazanan okur, ertesi sonenin kolej ücretini ödeyebilmektedir. Bu gibi muhtelif camia İşleri, oldukça etraflı vc karışıktır.
Halbuki, içtimai toplantılar ve kulüp meseleleri ile de, başka bir komite meşgul olmaktadır.
İntihab(dileıı öğrenci encümeni tarafından seçildi Jblrllk reisi, senede 500 dolar maaş almaktadır.
Diğer öğrenci gruplar
Şlkago - Illinois - da bulunan v-700 okurun devam ettiği George WHliam Coîlege’indc S preııslpe İstinat eden bir organizasyon mevcuttur. Öğreneli r ve kolejdeki personel bu organizasyona iştirak etmek hususunda tamamen serbesttir Kolej birliği, öğrenci'erln sıhhat. İstirahat. yatekhane hayatı ve programların ıslahı bakımındım doğrudan doğruya mesuldür. Lâk'n. bu mesuliyetler b!r kooperatif şeklinde paylaşım ıştır.
Talladega (Alabama) dakl Talls-dega Koleji., zencilere hası edilen bir öğretim kaynağıdır, 250 öğrencinin devam ettiği bıı kolejde, 13 kişilik bir talebe encümeni vardır. Bu öğreniri encümeni, umumiyet Itibari’.e bütün toplantılarını talebenin önünde yapmaktadır Ekseriya gayet ehîînmt'eill kararlar verilıncJrtsdlr.
Penghkccp'io (Ncw - York' dnki Vassnr K:z Kolejine 1500 öğreııjcl devem ctme’’tcd!r. Bıırndj öğreniri . . _ ____ ve tiğr'Uftilnrdan mûtesekH' 3 koml-
şan 2 teşekkül vardır Neşriyat- kn-'te vardır. Öfircnlel Bir'PI l-rnat komitesi, kolejde yapılacak bülün neş- mftvsl ve kanuni icraat komitesin-fiyat hususunda bir nntş-ıvere ençiî- den milrvekktld'r, men! vazifesini görmektedir. - (Arka-sı 7 nel sayfndal
Birleşik Amerika'da birçok okullarda öğrtncl topluluğu tarafından kendj kendilerini idare etmek gaye-slle seçilen gruplar, okulda programa Lstlnat ed«n her türlü faaliyetler! idare ve mürakabe etmektedir. Kefekim talebe birliği veya öğrenci organizasyonları, Birleşik Amerika'da bir öğretim kaynağına bahis mevzuu olan bütün muğlâk İşleri idare ve kontrol edebilecek bir teşkilât olarak göz önünde tutulmaktadır. Diğer taraftan, kendi kendilerini İdare etmek fırsatını sağlamakla gfnç öğrencilere tam mâııasüe bir demokratik hayat sunulmaktadır.
Birleşik Amerika'da birçok kolej, üniversite hattâ İlse ve orta okullarda bile öğreneli: rln kendi kendilerini İdare eden grupları, sık sık toplanarak okulların mürakııbesi hakkında kararlar vermektedirler.
Bir öğrenci grupu toplantısını encümen masası etrafında yapar. Bunların arasında üniversitenin öğretim fakültesine ve yahut da İdaresine mensup olan bir İki Azanın yer p.lması da muhtemeldir. Ruznamfde zikredilmiş bütün mese'eler birer birer tetkik ve münakaşa edilerek, ilerideki İcraat için kararlar verilir. Bu topluluk meclisinde öğrencilerin okul hayatlle İlgili olan büyük bir direktif kudret mevcuttur.
Birleşik Amerika lise ve okulların■ da birçok tipte topluluk encümenlerine tesadüf edilmektedir. Fakat, bunların hepsi de aynı gayeyi önünde tutarak çalışıyor.
Yelîov Sprlngs (Ohloi deki An-tioch kolejinde 1923 yılından beri kendi kendilerini İdare ed:'n bir talebe birliği mevcuttur. Bundan evvel de, kolejde hususi bir şeklide öğrencileri alâkada? cdcıı ban meseleleri halletmek gayerile uğraşan bir talebe birliği mevcuttu
Antıoch topluluğu
Anliöch topluluğundu, okula yeni giren bir öğrenciden, idari işler'e uğraşanlara kadar h'rkcln intihap hakkı mevcuttur. İrZhap edilen bir birlik reisinin emri altında öğrenci İdaresi muhtelif komlte'cKe ayrılmaktadır. Birliğin reisi, bir Öğrenci olmakla beraber organlznsvon üŞitıde bir İdareci olacak çalıştığı İçin ay ık almaktadır.
Komiteler arasında kadın ve ttfc-k öğrencileri ilgilendiren . işlerle uğra-
göî
Bu müzelerde geçmiş nesillere ait eşya teşhir ediliyor
İngiiterede halk müzeleri günden güne çoğalıyor. İnçUte renin belli başlı şehir ve kasabalarında ve büyük köylerinde şimdiden kâfi derecede halk müzeleri meydana getirilmiştir. Ba müzelerin halka açılan kapıları ve daireleri arkeoloji ve tarihi fabll müzeleri gibi muhteşem ve gösterişli değildir. Fakat İçinde teşhir edilen eşya halkın geçmiş yakın nesillerine ait hayat ve maişetinin biitün safhalarını göstermek gibi büyük önemi haizdir.
Hattâ bugün bile birçok yerlerde bu hayatın bazı parçaları ve âletleri henüz geçmişe karışmış olmayıp hâlâ kullanmakta ve yaşatılmaktadır.
İngilterenln her mıntaka ve köyünün el sanatları bütün incelikleri İle bu müzelerde halka gösterilmektedir. Şüphesiz bu gibi sanatlar, bu müzeler sayesinde, yeni taraftar ve heves-kürlar bularak tekrar canlanacak ve terakki edecektir.
Meselâ İngiliz köylerinden çoğunda eti yenen hayvanların kemikleri çöplüğe veya köpeklere atılmayır bunlardan patates ve elma kabuklarım kolayca soymağa mahsus güzel Ve kullanışlı aletler vücuda getirilmiştir. Ötedenberl köy demircileri zevk sahibi olduklarından İmal ettikleri kıskaç, çekiç ve maşa ve diğer aletleri gayet güzel desenler ha-kederek süslemişlerdir.
Bu gibi müzelerin ası! ruhu bunları İdare eden müdürleridir. Bu adamlar çok yüksek kültür sahibi olduğundan kendisine verilen vc yahut kendi tarafından toplanan eşyanın bütün tarihi ve hayati kıymetlerini takdir edecek durumda bulunuyorlar.
Bu gibi eşyanın hangileri büsbütün tarihe karıştığını ve hangilerinin hâlâ yaşamakta olduğunu ve bunlardan İleride nasıl İstifade edilebileceğini iyice takdir ediyorlar.
Bazı aletler vardır kİ »svçlce kullanıldığı işlerde bugün kutlanılmıyorlar. Fakat bunun yerine başka İşlerde mükemmel surette bunlardan istifade ediliyor. Bunun için müze müdürleri halkın hayat tarzını pek iyi kavramak mecburiyetindedirler.
Halk müzelerinde yakın zamanlara gelinceye kadar geçen asırlarda kullanılan ve bazıları hâlâ müstamel olan her türlü çiftçi aletleri en ufak teferruatına kadar teşhir edilmektedir. Meselâ tereyağı çıkarılan yayıkların envai ve hattâ sepetlerin bütün envai bu müzelerde gösteriliyor.
Bir misal olarak on sene evvel Kembriç'te tesis edilen halk müzesini anlatalım: Bu müesses a Kembriç kontluğu ve şehri ahalisi ile buradaki meşhur üniversitenin hayır sahipleri tarafından vücuda getirilmiştir.
Kembriç belediye meclîsL bu müzenin tekâmülü İçin elinden gelen her türlü yardımı yapmıştır. İngilterede demiryollar yapılmazdan evvel bütün yolcu ve posta münakalesi birkaç at koşulan mükellef ve müzeyyen arabalar ile yapılırdı. Atların değiştirilmesi vc yolcuların istirahat! İçin ’.ıer türlü kortforu haiz hanlarda kon atlanırdı. Bu eski hanlardan birini Kembriç belediyesi halk müzesine İçindeki tarihi arabalar, koşumlar ve tesisat İle birlikte hediye etmiştir.
Müzeye' «Kembriç şelıri ve kontluğu halk Müzesi cemiyetli adını taşıyan kurum bakıyor. Müzenin memur, bina ve eşyasına ait masarifi müzenin muhlplerlnden muntazaman toplayan ve sarfeden bu cemiyettir.
Müzenin müdürlüğünü fahrî olarak mis Parsons isminde münevver ve zengin bir kadın deruhte etmiştir. Zaten bu kadın kendi malikânednde, kendi dostlarına göstermek üzere hususi bir halk müzesi vücuda getirmişti.
Çoktan beri bu müzeye ait tayayı
Eski İngiliz mutfak eşyası
O Û_ Ol
O c o E (D > (D
P
toplayıp tertip ve tasnif ve teşhir ölmekte büyük meleke ve tecrübe sahibi olmuştu. Bu zevk ve tecrübelerinden Kembriç hajfc müzesi son de-ı recede İstifade etmiştir-
Kembriç belediyesinin tahsis et-tlğl eski hanın bütün daireleri kendi kuruluş ve tesisatına uygun eşya “O gruplarma tahsis edilmiştir. Meselâ (P eski bar dairesi her türlü mutfak ve pj şömine eşyasın» tahsis edilmiştir. Bıı âletlerin hem^n hepsi Kembriç şeh- 1— rl ve kontluğu hırfet erbabı teri-O fından vücuda getirilmiş ve üzerlerine isimleri hakedlLmiştlr.
Hanın yemek salonu köy ve kasabalarda eskiden duvarlara asılan her türlü tablo ve resimlerle tezyin edilmiştir. Her türlü sofra örtüleri ve peçeteler de burada teşhir edilmiştir
Çocuklar dairesinde eskiden lala ve dadıların kıyafetleri ve her türlü beşik ve çocuk şilte ve yorganları teşhir edilmiştir..
Hanın mutfak dairesi ise yemek hazırlamağa mahsus ıskara. şiş, kıyma tahtası ve emsali eski mutfak eşyası ile donatılmıştır.
Kembriç üniversitesi arkeoloji fakültesi de eski asırlara ait Ingiliz köy eşyasını ödünç vererek halk müzesinin eski zamanlara ait eksiklerini tamam’amıştır.
Eski demirciler, dokumacılar, mo-tjilyecller tarafından yapılmış her türlü eşya da burada teşhir olunmuştur. Eski sabanlar ve diğer ziraat eşyası tasnif edilerek tam ve toplu bir şekilde burada teşhir edilmiştir
Kembriç halk müzesi İngilterenln diğer yerlerinde meydana getirilen bu gibi faydalı ve öğretici kurumlar» bir örnek teşkil ediyor. — F.
Erdek’te Köy Kadını kursu açılmıştır
Erdek — (Akşamlı — Vilâyetimiz tarafından Erdekte 135 sayılı köy kadını gezici kursu açılmıştır. Evdek'in merkez ilk okulunun alt katında faaliyete geçen bu kursun başkanı İstanbul Selçuk enstitüsü mezunlarından. Bayan Fatma Batakçıdır. Bugüne kadar 36 kız talebe kursa kaydedilmiştir. Bunlar muntazam surette ve İstekle derslerini tskibetmektedirier. Yedi aydan ibaret kurs müddeti sonunda yapılacak işler İçin bir sergi açılacak ve jüri heyetince en fazla takdir edilecek el işleri sahiplerine müteaddit mükâfatlar verilecektir
MUKADDES YALAN
Yazan: Leon Malicet
' ■■■ Tefrika
Halbuki, kadın, onun pardesüsüuc p.ırmoklarını kenetlemişti. Yüzü lokal His ediyordu:
— Vay, bana böyle mİ cevap veriyorsunuz? öyleyse anlıyorum. Siz. benim, aleyh İmdesiniz! oğlumun aley hindesiniz! Siz bana fenalık edenlerden biri olacaksınız. Oğlumu benden almış olacaksınız.
Kara sakallı, kadının sesini kesti, onu gene sarstı:
— Allah seni kahretsin mel'un deli' - diye haykırdı. — Beni bırak geçeyim, beni bırak! Anlıyor musun?
Zavallı hasta, uğradığı tahkiri anladı, sapsan kesildi. Testekerlek açılmış gözlerinde bir hüzün belirdi AJ-çtik «Mİe dedi ki:
— Sen kim olursan ol. her halde fena bir lıısansuıi Benim gibi bir ka-dır.ı tahkir ediyorsan. Son kim olursan ol, cezanı bulacaksın, Çiinllü hayatta dalma fenalık yapnn bir İnsan olduğun bellidir.
Vergtıals, hiddetle tekrarladı:
— Dell karı! Yakamı bırakmağa sen! mecbur edeceğim
Kotlarını Madam DandevUle in göğsüne dayadı sonra birdenbire geri çekti.
Bu kaba1 'ide karçı/md/ı. ka-
Çeviren: (Yâ . Nû)
No. 64 — bulmak üzere kollan havada çırpındı, lâkin tutunamadı, yere yuvarlandı, Bunun üzerine haykırdı:
— Alçak! Cani!
Kafası koca bir taşın sivri tarafına çarptı. Yüzü kan içinde kaldı.
Verguais, biran şaşkın durdu,, vaziyeti anlıyamadı.
Kadın, kımıldamıyordu. Gözleri sabit bir halde ona bakıyordu. Beddualarına devam etmek İçin yarı açılan ağzı, kapanmamıştı.
Yoksa?
Düşüncesine devam etmek kuvvetini, Vcrguals kendinde bulamıyordu. Dişleri dehşetle bitıbiripe çarpıyordu. Vücudunu soğuk bir ter kaplamıştı,
Bir adım attı.
Kadınm yarılan kafasından külliyetli kan akmış, yerdeki çukura dolmuştu. Kara sakallı bıı manzaradan gözlerini ayıramıyarak büyülenmiş gibi öylece kaldı. Başını elleri içine almıştı. Hiçbir şey görmemek, hiçbir şey İşitmemek İstiyordu. Yeis içinde haykırdı:
— Ben bu derece lanetlendim mİ? Alaycı bir s?s oııa cevap verdi:
Şaşkın bir lıalde bulunduğu İçin kendirine yakiıışiiclar olduğunu, ya-...1 f-rl;,. , ..•jpılsti.
dönüp bakmadı, o andan İtibaren kendini mahvolmuş biliyordu.
Bu alaycı 3es. aynı zanmııda da kin saçıyordu:
— Halı, işte, hah İşte! Şunu da yakalayın! Cürüm ortağım budur.
Jandarmalar lercddüdediyordu. Fa kat ortada bir cürüm var. Suç üstüne geldiler. Peki anıma, bıı kaalll Mösyö Verguals! Bir banker! Nüfuzlu bir »at!
Jandarmalar neye karar vereceklerini bilemlyariardı.
Tekgöz:
- Tevkif edin, onu! - dedi.
Bıı sözü emir hükmüne geçti.
Vcrguals hiçbir mukavemette bu-liı'mftdı. İth?? ’-H" «tmedl.
Jandarmalardan biri, elini omuzuna koyduğu vakit, vücudunu bir titreme kapladı, İşte bundan ibaret.
Bevkodilmete 1! '•-'nîz razı oldu.
IX
Sonbahar geldi. Parknı şurasında. »Uraomda altın pırıltıları var.
Jucrçues, hareket etmeden bir gün evvel, bu alışkın olduğu yollarda dolaşmak arzusuna kapıldı. Burada ne kadar neşeli, yahut hüzünlü hâtıraları vardı
Anle İle kocası Pierrc, ona refakat ediyordu. Çok lâtif bir gündü. Güneş ağaçların doruklarına solgun ziyasını aksettiriyordu. Yapraklar, paslannuş, hemen düşeock gibiydi, Genç kndm, bu şairane manaurudaıı heyecana kapıldı.
— Tam ayrılış umanı! — dedi. —
Jactttıes, teessüre kapılarak cevap I verdi:
— Evet. p:k az sonra kış başlıyor, | pek az sonra.
— Halbuki, bizim yanımıza geldiğin1 pek ok oldu vehmine kapılıyorum.
— Takriben on ay
— Halbuki bıı zaman İçinde ne de-"İşlkllkler...
— Sahi' Gayeye vardık İntikamımızı aldı.
Sonuncu bir matemin bizi ağlat-r.i"şı neden?
Tabiat kanunu Tam saadet yok-
Peki. niçin ille bizden ayrılıyorsun?
— Çünktt. müstemlekede çok güzel dostlar edinmiştim. Orası silkim buldu Yanlarına tekrar dönecoğlmi va-d-îtmiştlm Ne gariptir ki. Verguais malıkûm oldu, benim masumluğum mvy’ana rıktı. fakat gene ben arzu ettiğim telâfi edilmiş vaziyete ulaşamadım. İsfce bunun içindir kİ, kendime yeni bir hayat kurmalıyım. Heder c-’p.'i birinci hay'iMın beni artık tatmin edemiyor. Emin olun tekrar ara-dv. f'.rkda bıırayn ğıjleceğirh. Siz de bana gelirsiniz. ICendl âlemlerimizde mesut yaşarız.
Gölün yalıma varmışlardı. Üçü do, sıra vazifesini göreıı kütük kanepeye oturdular. Dimağlarına hâtıralar baskın etti Bir müddet sessiz durdular. Konuşan Anle oldu.
— Zavallı Loulse! Sanki bindiği gemi battı. Ne İşkencelere maruz kaldı»
İbukl ben onun kadar azap çektim. Acaba ııc oldu? Başına ne geldi?
Pierrc cevap verdi:
— Benim malûmatım var. Pariste. Kalabalığın kindeyken İnsanın gözyaşları görünmez. Dert kolaylıkla oyalanır. Oğkınun üzerine titriyor, onu yetiştirmeğe uğraşıyor, O annenin çocuğu fena çocuk olamaz.
Sustular.
Genç kıldın bu maceranın artık bitmiş olduğun» hiTEünı verdi Büyük ıstıraplar, büyük sevinçler tıpkı hayatları nihayete eren şu sonbahar yaprakları gibi dökübuuşk., dökülmüşlerdi. Sir.ıdi f 'r ı-ıkım valilerle bir yeni bahar doğacak.
O sırada. Lamblne, alil bacaklarını güneşte ısıtmaktaydı. Bir köylü kadın geçerken onu görüp durdu.
— Hasılsın. Lamblne? dedi.
— İyiyim. — Cevabını verdi. — Kırık kemiklerimi tamir etiller. Bana kıratiçeye bakar gibi baktılar. Fakat dün doktorun arkamdan şöyle söylediğini işittim: Kışın sonuna kadar yaşar elbette. Oh, demek ki çok zamanım kalmadı. Bizimkilere öteki dünyada kavuşacağım Bundan dolayı pek memnunum. Öyle ya, biıra-da ortak no işim var?
— Adam, La*Ü>w, dokı.'riar hiç bilemezler.
— Bu doktor doğruyu söyledi, hissediyorum. Yapım ııe kadar sağlam olsa da. bu fırtınalara hiçbir gemi da-
suzluktıı!
— Amma uzun etme. İntikamını iyi aldın.
— Elimden geleni ardıma koymadım.
— Allaha emanet ol, Lambine!
- 'ıı kadın bir kaç adım attı Dilenci bir tereddütten sonra ona seslendi:
— Senin okuman yazman vardır. Ne olursun şunu sevabına bana okuyuver.
Nice zaman evvel katlanmış buruşuk bir gazeteyi çıkarıp uzattı.
Köylü kadın gülrmğe başladı:
— Seninkisl de kaçıklık artık!
— Hayır, hayır, keyif,
— Öyleyse dinle:
Kadın. Verguais’nhı ıdumıtM dair tafsilâtı okudu.
Okuması bitince, dilenci kachn sordu:
— Senden bir şey istesem, vadesen, va’dlni tutar mısın?
— Neymiş bakalım?
— Sen buradan her sabah geçiyorsun. Bir gön geçerken beni ölüm halinde görürsen, konuşacak vaziyette bulunamazsam, işte şuracığımdan, şu buruşuk pozetevl çıkarıp bana tekrar okur musun?
— Hdydl, haydi. Lambine! İnsan o İntikamdan başka şeyler düşünür.
— öyle deme! Evlâdım öldükten sonra benim hayatımın mânası sadece İntikamdı sın neferime ka-
| dar o intikamın ' ^l süreceğim
22 Aralfk 1945
Almanların yağma siyaseti
İşgal edilmiş memleketlerden çalınmtş binlerce sanat eseri Almanyada bulunda
Kendi kendini idare etme teşkilâtı
A K
Bahffe T
Almanya'da bir mağarada bulunan Rubens’ın paha biçilmez bîr tablosu
İt|aya’da Pogglo a Camo’da bulunan Villa Rcale soyulmadan 4 gün evvel Almanlar, Bcrne’dekli elçiliğe teke müracaat ederek, villada değerli esirlerin mevcut olduğu ve o civarda Alman lataları bulunmadığı İçin bombardıman edilmemesin! ileri sürmüşlerdi. Fakat bir Alman subayı ile maiyetindeki erler, villadan 58 tablo aşırmaktan geri kalmamışlardı. Yağma edilen değerli eşyanm büyük, bir kısmı, Almanya'da bulunmuşlar.
Almanların yağma siyaseti
Yağma faaliyetlerinde Almanların siyasetleri 3 prensipe dayanıyordu:
1 — Maddi mânevi bakımdan Alman milletinin zenginliği.
2 — Nazi partisi balkanları başta olmak üzere ferd itibarlle Almanların matariyel bakımdan zenginliği.
3 — Alman askeri ilminin zenginleştirilmesi ve Alman militarizminin şa’şaalı br şekilde yükselmesi.
HJtler’ln emri üzerine Alfred Ro-senberg, işgal altında bulunan memleketlerde sistematik bir yağma yapmak İçin bir organ teesyön kurmuştu.
1943 yılının eylül ayında Napoli müzesine ait 187 kasa değerli eşya Monte Casslno manastırına nakledilmişti. Bunlar, oradan Spojetoyş ve nihayet oradan da Ronıa’daki Palaz-so Venezia’ya nakledilmişti. Lâkin, 15 kasayı ihtiva eden 2 kamyon katly'n geri dönmedi. Almanlar, bütün kasaların İade edildiğin! İleri sürmekten geri kalmamışlardı. 172 kssa bllâhara Vatikan’a nakledilmiştir.
Kurşunlarla delik deşik edilen kıymetli eserler Dicomano’da Oratoryo’da kıymetli eski mevcuttu.
gayet heykeltroşi eserleri _________ Bir sivil İtalyan'a göre, buraya bir Alman yüzbaşısı gelmiştir. Subayın elinde Oratoryo’da mevcut olan eserlerin bir listesi vardı, Jjizbaş.1 bunları «Amerikalılardan kurtarmağa» gelıtişti. Fakat, bilâ-hora Almanlar buradan ayrıldıkları ▼akit, bu değerli heykellerin silâh kurşunlarîee delik deşik edilmiş oldukları görülmüştür. Bu arada, 26 kasa heykel kayıptı. Kaybolan heykeller arasında meşhur «Nlobe» grupu, «Medlcl Venüs», «Doryphoros» ve «Percelllno» vardır.
Castella dİ Poppi'de St Marco manastırında tablolar ve Floransa’-daki milli müzeden beykeltraş eserleri mevcuttu. 22 ağustos 1944 de buraya S Alman subayı gelerek, gizil silâh araştırmak bahancslie kilitli odaları kırarak içeriye girmişler ve bir kasa dolusu nadide tablo alarak uazkfaşHuşlardır. Daha sorma, buraya bir kamyon dolucu er nakledilerek, bütün hazine aşırılmıştır. Halkı dağıtmak İçin de silâh kuvvetine baş vurulmuştur.
Almanlar, yağmanın yüksek Alman kumanda heyetinden gelen emirlere nazaran ve Anglo - Amerikan kıtalarından kurtarmak mak'adlie yapıldığını ileri sürmüşlerdir. Yapılan blı kontrol neticesinde 198 tablonun yok olduğu anlaşılmıştır. Bunların İçinde Raphaei’In »Donna Vella» sı, «Kendi Portresi», Cardinal Bibbiona’ Portresi. La Titien’in «Coacert» 1, Rubenfi'in «AzJz âilcsi», Rcmbrandt' m «Yaşlı bir adamın portresi». Wat-tenu’nun «Flüt Çalanı», Var. Dyck ve Durer'c ait muhtelif tablolar mev-cutu.
İtalyan tablolarlle diğer sanat ererleri tamamen tesblt edilmiştir. Ancak. Monte Çasslno’dan 15 kasa ile Montagna'dan aşırıları 9 tablo hakkında malumat yoktur
Belçika sanat eserleri
Belçika'da küçük kiliselerde birçok sanat eserleri mevcuttur, çünkü, kilise otoriteleri, bunların bulundukları yerlerde muhafaza edilmesini istiyordu. Böyle olmasına rağmen Al-n.nnlfir, Briçlkadon büyük önemde bir cok sanat eserleri çalmışlardır.
Brükselrlekl Nötre Deme Michcl Anpelo'nun »Ma-?:euku eseri gayet ehem-Eir çok Almanlar, bu na-hususunda mü-
sında, Bruges rahibi, eserin duvara aşılmasına müsaade ediyor. Fakat eser, hemen o gece 2 subayın kumandası altında gelen bir grup silâhlı denizel tarafından kiliseden zorla alındığı için, eseri duvara as-mak İmkânı elde edilemiyor. Almanların statü için geldiklerine katiyen şüphe edilemez. Lâkin, bu arada bir çok değeri! tabloları da alıp götürmüşlerdi.
«Madonna ye çocuk» isimli statü, Avusturyada sistematik bir şeklîde çalınan diğer değerli eşyalar arasında bulunmuştur. Yine burada, savaşın bidayetinde İyice muhafaza edilmesi İçin Louvre müzesine gönderilen Hubert Kardeşlerle, Jan van Eyok'in «Kuzuya Perestiş» isimli meşhur eseri de bulunmuştur. Eser, Cenubi Fransada bulunan Pau’ya oradan da Vatlkann gönderilecekti. Ancak, her nedenss Vichy hükümeti tarafından verilen bir emir üzerine Almanlar® teslim edilmişti.
Polonyadan çalman koleksiyonlar
Hitier. Linz için tasarladığı koleksiyonları da Polonyadan ve buradaki hususî koleksiyonlardan çalınan malzemelerle büyük mikyasta İnkişaf ettirmişti, çalınan bu değerli eşyalar, Berlin, Viyana. "Pâssaü, Königsberg ve Linz müzelerine dağıtılmıştı. Savaşın sonunda Müttefik otoriteleri Bavaria’daki Ausbach civarında bulunan Colmbergde bir depoda Doğu Avrupa dan çalınan bir çok sanat eserleri bulmuşlardır.
Hususi bir şekilde sahip olunan güzel sanat eserleri de — bunların büyük bir kısmı Yahudilere aittir — çalınmıştır. Bu arada zorla gasbetme metotlarına da tesadüf edilmiştir.
Haziran 1940 dan sonra, Holanda-dan mal satın almağa gelen büyük mikyasta Almana tesadüf edilmişti. Bunların arasında, kindi hesaplarına, Fuhrerin müzesi için alışveriş yapanlar da vardı. Diğer taraftan, bir çok müze müdürleri de aynı maksatla gelmiş bulunuyordu.
Peasloo deposunda Hollândaya ait bir çok sanat eserleri bulunmuştu.
Fransız eserlerinde hasar gayet cüzi
Fransadald sanat eserlerini umumiyet itibarlle Almanlar hasara uğratmamışlardır. Şurada yapılan ıslahat İşlerinde müşkülât çekilmemiştir. Çünkü yapılacak iş. aşağı yakan depolardaki eserleri çıkarıp yerlerine yerleştirmekten ibaretti. Lâkin, hususi koleksiyonlara yapılan hasarlar yavaş yavaş meydana çıkmaktadır.
Alman işgalinden evvel ve işgal esnasında Fransız koleksiyonlarından ne gibi eserlerin eksildiğini, Almanların hangilerini tahribedlp hangilerini alıp götürdüklerini katiyetle tesbit etmek mümkün olmamıştır.
Almanlar, Norveç hükümetinin malı olan sanat eserlerinden birkaç eşya almışlardır. Oslo’da bulunan ordu müzesinden gayet güzel bronz toplar alınmıştır. Saraydan baza eşyalar kaldırılmış ve Norveç parlâmentosuna alt kiitüphşne de Almanlar tarafından kısmen tahrlbed il iniştir.
Avusturya müzeleri, İtalya’da ve Belçika’da olduğu gibi ser beşçe yağma edilmiştir. Laufendeki tuz madeni, Viyana müzelerine gidecek belli başlı eserlere depo teşkil edivordo Huausî koleksiyonlar
Almanlar umumiyet itibarlle, hususi şahısların sahip oldukları «;anat hazînelerini ve diğer kıymetli eşyaları yağma etmeği, kendilerine hedef tutmuşlardı. Bu yağmalar neticesinde Bitler, Goerlng ve Ribben-trop gibi nazl hükümeti başkanltın, hususi koleksiyonlar vücuda getirmeği ümldedlyorlardı. Hitlcr ve Goerlng, Fransa’da yağma edilen Yahudi koleksiyonlarının resimleri üzerinde tetkllratta bulunarak, bunların Almanya'ya gönderilmesin! İstemişlerdi. Mütteliklcr Hungen'de Yahudi arşivlerine, kitaplarına, âyin eşyalarına, gazete koleksiyonlarına dair bir depo bulmuşlardır. Bu eser-
(Baştaraft 6 inci sayfada)
Orta okul organizasyonları
Birleşik Amerika’da orta okul vc liselerde muhtelif şekilde öğreniri İdareleri mevcuttur. Brooklyn (New -York) dakl Midwood lisesinde programa istinadeden biitün faaliyetleri deruhte etmiştir. Ancak, kurslar vc öğretime ait program, okul otoritelerinin elindedir, öğreniri organizasyonun müşavirlerden müteşekkil bir fakültesi vardır. Fakat, bunlar umumiyet itibarlle talebeleri serbes bırakarak, hatalarını belirtmektedirler.
Öğrenlcller. bir mahkeme reisi, kontrolör ve bir sekreter Intlhabet-mektedirier. ögTetim haricinde yapılan her türlü içtimai toplantıların kulüp faaliyetlerinin bütçeler! ayrılmıştır. Ayrıca para işlle alâkadar olan bir de haznedar vardır.
Öğreniri organizasyonunun muh-tleif kısımları sıhhat, emniyet. Lşlc-rile atletizm faaliyeti, okulun tezyinatı, neşriyat, İaşe ve içtimai muavenet gibi talebe hayatını pek yakından ilglendlren meselelerle uğraşmaktadır. Adli kısım, bir talebe mahkemesinden ibarettir. Talebe mahkemesinde hâkim ve 5 âzası faaliyet göstermektedir. Bu malikime tarafından verilecek kararlar, tnibavere encümeni tarafından tasdik edildikten sonra ancak tatbifc sahasına girmektedir.
Yalnız ilse vc orta okulları değil, fakat ilk öğretim miiersesrierl de demokratik hayata elverişli olacak muhtelif okur organizasyonları tarafından İdare edilmektedir. NCw -Yûrk'da, gerek orta vc gerekse İlk okulların toplu bir Mrenlc! encümeni mevcuttur. Bu encümene her okuldan bir mümessil seçilmektedir. Böy-kce yapılan toplantılarda bütün İlk veya orta okulları ilgilendirecek meseleler üzerinde esaslı İncelemeler veya münakaşalar yapılarak, verilen kararlar neşredilir ve olan bitenden bîilSin talebeler haberdar edilmektedir.
ANKARA RADYOSU Bugünkü program
18.00 M. S. ayarı. Radyo çocuk kulübü. 18.45 Karışık şarkılar, 19.00 M. S. ayarı, Haberler, 19.20 Geçmişte bugün. 19.25 Radyo dans orkestrası, 20.15 Radyo Gazetesi, 20.45 İnce saz. 21.30 Konuşma, 21.45 Rad-1 yo salon orkestrası, 22.30 Müzik (pl.), 22.45 M. S. ayarı, Haberler.
Yarın sabahki program
7.30 M, S. ayan. Müzik (pL), 7.45 Haberler. 8.00 Müzik (pl.l, 8.50 Müzik (pl.). 9.15 Konuşma. 9.25 Şarkı ve türküler, 9.45 İzahlı müzik, 10.45 Saz eserleri. 11.00 Temsil, 11.25 Akordeon Birliği, 11.45 Yurtlan sesler. 12.15 Radyo salon orkestrası, 12.45 M. S ayarı, Haberler. 13.00 Salon orkestramın devamı.
, Halkev.'er ve Kurumlar ||

Erdek’te zeytin ve zeytinyağı durumu
Erdek (Aksam) — Ticaret Bakanlığınca zeytinyağı ve sabun satışlarının serbest bırakıldığına dair İlçemize gelen resmi tebliğ umum zeytin müstahsillerimizde büyük bir memnuniyet uyandırmıştır.
Kararın taze ?*vtin piyasasında derhal tesiri görülmüŞtiTr. İfâ üç gun evvel kilosu 82 kuruşa kadar Iırhyan taze zeytinlerimiz, bu serbestlyet üzerine, derhal 60-65 kuruşa inmiştir. İlk parti yeni zeytinyağı arımız dün motörle İstanbula sevkediimlştlr. Burada yeni zeytinyağının tiaü, asit derecesine göre, kilosu 220 - 250 kuruş, arasındadır.
Geçenlerde bildirdiğim gibi Erdek-te bu sene zeytin mahsulümüz, geçen yıllara nazaran, az olup toplama ameliyesl bugünlerde bitmek özeredir. Buna rağmen kalite İtibariyle taneler çok sağlam ve lekesiz olduğundan gecen soneye nazaran iyi flatln satılmaktadır.
•* şehremini Halkevinden: Evimizin 1945 sen.es! amatörlere mahsus resim ve fotoğraf sergisi ocak ayının birinci günü Ev salonunda açılacak Ve bir hafta müddetle devam edecektir. Sergide teşhir edil c ek eserler arasında dersçe alanlara muhtelif mükâfatlar verilecektir. Eserlerini teşhir etmek istiyenterln Şehremini Haîvt-vl idare memurluğuna müracaatları ' rica olunur.
* Üsküdar Halkevinden: 23 aralık 945 pazar günü saat 15.30 da Evimizde Abidln Dav'er tarafından «Denizcilik» mevzulu bir konferans verilecektir. Herkes gelebilir.
* Sarıyer Halkevinden: 23 aralık , 1945 pazar günü saat 16 da Temsil
kolu tarafından (Gördüğüm o Cihan) piyesi temsil edilecektir- Giriş kartı alınması.
* Kızılay Üsküdar Dergisinden: Dergimizin 495 yılı kongresi 26/12/945 çarşamba günü saat 15 te İlk okullardaki yoksul çocuklara yardım cemiyetinin merkezi olna 23 üncü okul binasında yapılacağından toplantımıza üyelerimizin rica olunur.
Ar Fatih Halkevinden: doğrama ve marangoz işçilerine pratik iş resimleri ve üslûplcrl) üzerin* mütehassıs bîr ^rkadaş tarafından amelî dersler verilecektir. Dersler her hafta cuma günleri saat 19,30 da başlıyaoaklır. Kaydo’nıak isteyenlerin iki fotoğrafla her gün Halkevi bürosuna müracaatları. Derslere 28 12 1945 cuma günil başlanacaktır.
■ft Kadıköy Halkevinden : Yaylı sazlar ve piyano refakatiyle dört sesli Halkevi korosu Hulûsl Öktem İdaresinde 22 Aralık 1945 cumartesi günü saat 17 de bir konser verecektir. Giriş kartlan idareden alınır,
* Beşiktaş Halkevinden: Ocak ayı babında amatörlere mahsus olmak
i dzCrc r₺sim ve fotoğraf sergisi açılacaktır. Sergide deriye alanlar E'.t-■ miz tarafından nıükâfatlandirüaca-Jı gibi birincinin üç, İkincinin İki ve üzüntünün de bir adet resmlerl Genci sekreterlikte açılacak resim sergisine gönderilecektir. İsteklilerin resimlerini 29 Aralık 1945 cumartesi gününe kadar Evimiz idare müdürlüğüne makbuz mukabilinde teslim etmeleri bildirilir.
Edirne Şehir kulübü senelik toplantısını yaptı Edirne (Akşam) — Bugün şehir kulübü senelik toplantısını yapmış vc bir yıllık İşleri hakkında genel heyete hesap vermiştir. Üç saat kadar süren toplantı sonunda eski İdare kurulunu teşkil eden eczacı Suat Sıdar, Rıza Çellkmen, Hakkı Köycü, Muzaffer Sülün ve Hilmi Örsoy ittifakla tekrar kulüp İdaTe heyetine seçilmişlerdir
ler, 1041 yılından berL Alfred Roscn-bere'ka idaresi altında araştırma mtıksadile faaliyette bulunan bir an-tlsemit teşkilâta aittir. ITankfurf-taki Rothschild koleksiyonu da Hungen'de bulunmuştur.
- Yağma edilen mallara sahip olmak hususunda en çok tamah göst’ renin Her man Goerlng olduğuna şüphe edilemez. Goerlng, topladığı ganalın sana t eserlerini başlıca 3 depoda muhafaza ediyordu. Diğer taraftan Goering’e alt koleksiyonların büyük bir kısmı Bcrchtesgaden'in namlı tü- I netlerinde muhafaza altına aıiBtnış-tı. Burada 600 - 1,000 tablo. 60 - 80 heykel, 40 - 60 tapissörl, Louvre'den alman 2 parça, Kocrings ve Render , koleksiyonlarından parçalar. Helanda . ve Fransa’dan satın alınan sanat eserleri bulunmuştur.
Bc-rehtesgden‘(fe bulunan gayet nadide sanat eserlerinin büyük bir kısmı, Goerin’ln evinden nakledilmişti. Bu arada Berctesgaden’dckl koleksiyonların bir kısmı da doğrudan doğruya GoEfing’ln muhafızları tarafından yağma edilmişti.
Batı ve cenubi Almanya'da 100 den fazla deponun mevcudiyeti haber alınımştır. Bu depolar, tamamen yağma edilen nadide sanat eserleri-( ne hasredilmişti. Bu depolar, ekseriya kilise, manastır, şato, köy okulla-riı, hastane, hususî ikametgâhlar, mağara, maden fabrika gibi yerlerde vûçudtı getfılmlştl. Lâkin, bu depoların hiç birinde ftsân korumak bakımından baş vurulacak tedbirlerin alınmış olduğu müşahede edilmemiş-
bu yıinfc tarifleri
(Mobilya
ZEYTİNCİLİK İSTATİSTİĞİ
İstatistik genel müdürlüğü 1935-44 senelerinde memleketimizde mevcut zeylin ağaçları sayısını, zeytin tanesi ve zeytinyağı Lstihsalâtmı, zeytin vc zeytinyağı Hat hareketlerini, dünya zeytinyağı rekolte miktarlarını gösterir bir eser yayınlamıştır.
Bu eserden, yakın ilgililere, mevcudun müsaadesi nispetinde bedelsiz olarak gönderi İm ektedir.
YEŞİL YILLAR
Büyük İngiliz romancısı Cronln’ln son çıkan ve gerek İngilterede. gerek Ameri kada muharririn şaheseri olarak karşılanan bu roman dilimize Vahdet GültekJn taraflından çevrilmiş, Arif Bolat Kitabeyi taralından basılmıştır. Bugünkü asrin yarma klâsik bir siması olarak kalacak olan Cronln bu eserinde çocukluk hayallerini, İlk aşkın inkisarlarını ve* hayatın daimi acılarını kendisine hâs bir kudretle anlatmaktadır. Okuyucularımıza tavsiye ederiz.
K AKŞAM S
Br Abone bedeli
Türkiye Ecnebi
2800 1500 eoo
Lıbdlli için
Senelik 0 Aylın 3 Aylın
Adres
pul gönderilmelidir adres değiştirilmez
kuruş 6400 Kuruş
2900 •
1600 »
elli kuruşluk
Aksi takdirde
Telefonlarımız Başmuharrir: 2O55S
Yazı İşleri; 20765 — tdare: 20681
Müdür: 20407
Muharrem 17 — Kasım 45 tınsan Güneş öğle İkin :ı ak Yatsı E. 12.51 2.30 7.20 0.48 12.00 1.39
V. 5 35 7.23 12.13 14.32 10.44 18.23
îdarehonfl BabIâli elvan
Acı musluk sokak No 13
50 beygiriik dizel elektrojen grupu satın alınacak
Toprak mahsulleri ofisi genel müdürlüğünden:
Eskişehir silomuzda elektrik istihsal edilmek üzere, tablo ve ölçü âletleri ile birlikte 50 beygir gücünde bir (Dizel elektrojen grupu) 6 ayda teslim şartiyle satın alınacaktır.
Eksll'me, 31/12/1945 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 16 dp Ankarada Genel Müdürlük binasında toplanacak komisyonda yapılacaktır.
Bilişe alt özel ve yünetsel şartlaşmalar Ankarada. Malzeme Müdütr lüğünden, İstanbulda şubemizden (5) lira karşılığında alınabilir.
İsteklilerin kapalı zarf usulüne uygun olarak hşp.ırlıyocakları teklif mektuplarını belirU gün ve saate kadar gomfsyona vermeleri veya teâhrş hütlü olarak posta İle göndermeleri ilân (flunıır. (16529)
Kalorifer tesisatı
Ereğli kömürleri işletmesi gene müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Zonguldakta merkez marangozhanesi atölye kısmı kalorifer tesisatı toptan götürü, teshin dairesi inşaatı vahidi fiat esasiyle ve kapalı zarf usullyle eksiltmeye konmuştur.
2 — Bu tesisatın ve inşaatın tahmin edilen bedeli «72738.15» liradır.
3 — Muvakkat teminat miktarı «4890» liradır.
ı — Eksiltme evrakı 15 lira mukabilinde Zonguldakta İşletme imar İnşa grup müdürlüğünden, Ankarada Etibank İnşaat müdürlüğünden ve İstanbıılda Etibank şubesinden temin edilebilir.
5 — Eksiltme 26 aralık 1945 çarşamba günü saat 15 de Zonguldakta Ereğli kömürleri İşletmesi İmar ve inşa grup müdürlüğü binasında yapılacaktır.
6 — Teklif zarflan eksiltme şartnamesine göre tanzim edilmiş olarak İhale günü saat 12 ye kadar makbuz mukahlllnde işietme genel müdürlük başsekreterüğlne teslim edilmiş olacaktır. Postada vâki olabilecek gecikmeler nazarı itibara alınmıyacaktır,
7 — işletme İhaleyi icrada serbesttir.
(10758ı
Istanbuldaki taksi sahiplerine
İstanbul mıntakası Ticaret Müdürlüğü ölçü ve âyâr baş kontrolörlüğünden:
1 — 1782 sayılı ölçüler kanununun 18 inci maddesi ve 14626 sayılı ölçüler tüzüğünün 19 vc 20 nel maddeleri gereğince ölçü aletleri iki nenede bir muayeneye tabidir.
2 — 944 damgalı taksimetreler 946 yılında yeniden muayene edileceğinden taksimetre sahiplerinin ölçüler tüzüğünün 17 nel maddesi gereğince 1. 1. 946 gününden 31. 1. 945 günü akşamına kadar bir dilekçe ile ölçüler ve ayar baskontrolörliiğüne müracaat ederek müracaat kâğıdı almaları lâzımdır. Vaktinde müracaat etmlyenler hakkında cezai muamele yapılır.
3 — 944 damgalı taksimetreleri gösterir liste Emniyet VI ncı şube müdürlüğü İle motörlü kara nakliyeciler cemiyetine gönderilmiş Ve baş-kontrolörliikte görülebilecek bJr mahalde asılmıştır. (16673)

Eskişehir Defterdarlığından:
Eskişehir bayındırlık müdürlüğü garajında mevcut üç adet hurda kamyon lâstiklerlle birlikte kapalı zarf usullyle satılacaktır.
Kamyonların muhammen bedeli beheri 2500 liradan 7500 liradır
İhale 7. 1. 946 pazartesi günü saat 15 de defterdarlık makamında toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
Muvakkat teminat 562 Hra 50 kuruştur.
Bu İşe ait şartname bedelsiz olarak defterdarlıktan alınabilir. Teklif mektuplarının İhale saatinden bir saat evveline kadar defterdarlığa verilmesi şarttır.
Kamyonlar her gün öğleden sonra bayındırlık garajında görülebilir.
(16774)
Ankara Tıp Fakültesi Dekanltğmdan:
1 — Fakültemiz klinikleri İçin 3 adet İnsan tartmak İçin kısa taskûl alınacaktır,
2 — Selen marka ve muhammen flati 975 liradır.
3 — Muvakkat teminat 73 lira dır.
4 — Taliplerin 27/12/945 tarihine taslayan perşembe güııü saat de okullar saymanlığında yapılacak komisyonda hazır bulunmaları.
5 — Eksiltmeye gireceklerin ihale saatinden 1 saat evveline kadar
teminat mektuplarını okullar saymanlığı veznesine yatırmşı olmaları lâzımdır.
6 — TailpKr şartnameyi fakülte idaresinde görebilir. (16512i
n
Deniz Fabrikaları Genel müdürlüğünden
1 — 4644 sayılı kanun gereğince Deniz Fabrikaları işçi reri.riıdt münhal bulunan Eczacılığa aşağıdaki vesikaları İbraz etmek surtllle bir eczacı alınacaktır.
2 — Eczacı okulunu bitirdiğine dair diploması.
3 — Askerlikle ilgisi bulunmamak.
4 _ Sıhhati yerinde olmak,
5 — 25 yaşından aşağı ve 65 yaşından yukarı olmamak.
0 — Evvelce Devlet Dairelerinde veya hususî müesseseierde ça işmiş aldığı vesikaları ibr»2 etmek.
7 — Mahkûmiyet ve sabıkası bulunmamak.
8 — Maaşı kanun gereğince ibraz edeceği vesikalar üzerinden tâyin olunacaktır.
9 — İsteklilerin 30 Aralık 945 gününe kadar bir dilekçe İle Gölcükte bulunan Dz. FH. Gnl. Md. ne müracaat etmeleri. (168461
İse
Deniz nakliyatı
İzmir İncir ve Üzüm Tarım satış kooperatifleri birliğinden:
1 — 20 Kasım 945 salı günü açık eksiltmesi yapılan sabun ve yağ nakliyatında.
Körfezden — İstanbul. İzmir, Kuşadası
îzmlrden — İstanbul, Kuşadası.
Kuşadasından — İstanbul, kısımlarına alt açık eksiltme, neticelenmiş olduğundan, yukarıdaki iskelelerden yağ, sabun ve boş amîba?âj nakliyatı bu kere yeniden münakaşaya çıkarılmıştır.
2 — Eksiltme Birlik Merkezindeki yaztTi şartname esasları dairesinde yapılacaktır. Talipler şartnameyi bllâ ücret Birlik Devlet yağlan servisinden temin edebilecektir.
- 3 — Açık,eksiltme. 27 Aralık 945 perşembe günü Birliğin Alsancak-takl Umum Müdürlük binasında saat 14 de yapılacaktır.
4 — Muvakkat teminat olarak (5000) beş bin lira eksiltme gününden bir gün evvel Birlik veznesine yatınlmış olması ve usulü dairesinde makbuz alınması lâzımdır.
5 — Açık eksiltmede en son fiat verene, bu işi Birlik ihale edip etmemekte serbesttir. (16768)
Emekli, dul ve yetim maaşı alanların dikkat nazarına
Emlâk ve Eytam bankasından:
Bankamız 2 Ocak 946 çarşamba günü öğleden evvel yalnız askeri malûllerin maaşlarını ödeyecektir. Bunlar dışında müracaat kabul edilınl-yecektir. Maaşlarınızı hiç beklemeden ve sıkıntı çekmeden almak isterseniz clnlzdekl hesap puslularında yazılı gün ve saatlerde müracaat ediniz. Başkalarına tahsis edilen günlerde müracaat ederek hem kendinize hem de başkalarına sıkıntı çektirmeyiniz.
Gününde müracaat edenler çok kolay maaş almaktadırlar.
Gününüzden evvel müracaat etmeniz yüzünden çekeceğiniz sıkıntıdan bankamız mesul değildir, (16860)
S&hlfe 8
AB0AU
22 Aralık 1945
İsviçreden temin edilen
lâkin öndan faydalanacak sîzsiniz.
STAR
traş bıçaklarına münhasır olan
Yeni 6NX formülü
için orijinal ambalftj
ItiRAI.
koHifirİHtalari
5
5
nıa-ıra-
IİNLİCORABIN BACAK ÜZERİNE
TESİRİ
Tenzilâtlı satış
Harb sonıı ve normal zamanın yaklaşmakla bulunması dolayısile

Yüksek evsaftaki iptidai maddeleri bin bir mü^kUlftt □« tnfU-ter» ' ‘ ‘
Kolonyası, losyon ve parfümleri yurd İçinde gördüğü büyük rağbete İlâveten şöhreti memleket dışına da yapılmaktadır, Memleketimize gelen ecnebi misafirlerin vatanlarına dönerken hediye olarak Masan kolonya, losyoıı ve parfümlerini memnuniyetle getirmeleri bunların kalitelerinin yüksekliğini ispat eden en kuvvetli birer delildir.
En çok kilometroyu yapan, iktisadi olan, *• FEDERAL ., lâstikleri emniyetli ve rahat bir yürüyüş temin etmelerinden dolayı benzerleri arasında en ön safhada gelmektedir.
En aon teknik usullerle imâl edilen bu lâstikler kamyonlarda ve otomobillerde gördükleri iş bakımından dikkati lâyıktırlar
Harpte elde elliğimiz tecrübelerle, suilr zamanında,^ ^FEDERAL ,, lâstikleri İmâlatı, yapılış tarzı ve malzeme bakımından, önceden tasavvuru imkânsız bir mükemmeliyete erişecektir, ^‘FEDERAL,, lâstiklerinin ^ömrünü uzatmak ^içîn acer»talarımız^gerelcen*ızahatı ^vermeğe hazırdırlar. Bir an evvel ziyaret ediniz.

PARATOSSE Pastilleri sizi
BOA İZ HASTALIKLARİI.E
ÖKSÜRÜK NEZLE ve GRİP’den Korur ve tedavi eder.
Sudan ve rutubetten muhafaza edilen bacakların derisi düz ve gergin, rengi normal ve caziptir ATOMİNİ çorap salan gazalardan yınız.
Çoraplar _
100 er gramlık gişelerde. Tel: 21421, Blmlcl Vakıf Han No. 40. Bahçekapı - İstanbul
«udan ve rutu-bettlen muhafaza edllmlyen bacakların ise derisi buruşuk. rengi anormal ve gayri caziptir.
ÖKSÜRÜK »İs
BRONŞİTE KARSI

Pek Yakında Büyük Yeniliklerle Açılıyor
İHRACATÇILARA ilân
İngiltereye veya Akdeniz limanlarından birine sevk ve ihraç edilecek eşyayi ticari-yesi olanların emirlerine tonajın tahsisi zımnında aşağıdaki kumpanyalardan birine malûmat vermeleri rica olunur.
Baker Seager Co, Ltd.
E. La Foııtaine’s Sons Gilchrist İValker et Co. Ltd.
J. W. VVhittalI et Co. Ltd,
I
BUTUN tC2ANEL£A0a »«AYINIZ
karşısında
NO. 64. Tel: 22566
Zayi — Trabzon nüfus dairesinden aldığım 342 doğumlu Mahmut Altaş nüfusumu zayi ettim. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü yoktur.
ŞUMNU
Mağazası kadın eşyası üzerinde İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası milsaadesile
Büyük tenzilâtla satışa başlamıştır
İlk ucuzluk fırsatım kaçırmayınız.
Satış 28 - 12 - 945 tarihînde bitiyor
Roblar - Mantolar - Çamaşır - Çanta ve saire
Beyoğlu, İstiklâl Caddesi No. 417
— Satılık kıymetli arsa —■
Şehrin merkezinde ve lıer tarafa yakın olan, Nutuosmanlya cadde- I sİ üzerinde on metre cephesi ve yirmi bir metre derinliği bulunan ga- I yet kıymetli bir arsa sahibi elinden satılıktır. I
Fabrika, dükkân, apartınran ve ev İnşasına elverişlidir. Ayn^odJ ■■■■■■ dede (85 ı numarada bakkal, bay Haşan’a müracaat. ■■■■■
Göz Mütehassısı
Doktor Cemil Görür
Hastalarını pazardan başka her gün saat 15 ten 18 e kadar kabul eder
Cağftloğlu Nuruosmonlye caddesi Osman Şersfeddln Aprt. No. 5
FEDERAL TIRE EXPORT COMPANY
TUlK’yi UMUMİ «CESTCSİ ■
ARİF ALP
AbIt Han 20-21
İstanbul (Galata)
oMayliı
Adaları güzelleştirme cemiyeti
Kongresi Başkanlığından:
Olağanüstü kongremiz 29/12/945 günü saat 15,30 da Büyükada Parti Lokal'inde Uk olurumun devamı olarak topla nacaktır.
Gündem Anatüzük tadili,
FLOOR POLiSH “LiQUiD
Zayi — Beyoğlu nüfus dairesinden aldığım hüviyet cüzdanını zuyl ettim. Yenisini çıkartacağımdan 'skisinin hükmü olmadığını bildiririm.
Beyoğlu Gümüşsüyü Ülker sok. No. 35 Emanüei Erarslan

T. C. Ziraat Bankası İstanbul şubesinden
Bankamnın Eminonünde Tahmiste Çelebloğlu Alâaddln mahallesi Kalçın sokak 5/7 numaradaki bankamız deposunda bulunan demir ve tahta muhtelif hurda eşyanın açık arttırma suretiyle 24/12/MS tarihine tesadüf ed' n pazartesi günü saat 15,30 da satılacağından almak isteyenlerin mezkûr tarihte depo memurluğuna müracaatları rica olunur.
(16776)
Beyaz ve prina sabunu dağıtılıvor
Ticaret Ofisi umum müdürlüğünden:
İstanbul Valiliğince Taksim, Şişil. Emüiunii. Eyüp. Fatih, Fener. 8a-malya. Karagtlnırük, Kadıköy. Barıyeı. öskıidarda mutemet bakkallara beyaz «e prina sabunu ayrılmıştır ilgili bakkalların bir an evval Ofisimi■ Batış Müdürlüğün» müracaat etmeleri ıı;n olunur.
Satılık kalorifer Kazanı
Kızılay İstanbul temsilciliğinden
1 — (Sen Roş» markalı kullanılmış iki kalorifer kuzanı 27/12/945 perşembe günü saat 10,30 da Sirkeci Minıarvedad caddesi Kızılay hanındaki Temsilcilik dairesinde açık arttırma ile satılacaktır.
2 — Kazanlar Aksaraydakl Kızılay Hustabakıcı Hemşireler Okulunda, vasıflarını da gösterir şartname İse Temsilcilikte görülebilir.
YER CİLÂSI
PARKE, MUŞAMBA, LİNOLYUM ve MEFRUŞAT İÇİN
ANGLO SAKSON
Dünyasının kullandığı ve İki ay dayanan Llkld halindeki cil&lardan satışa çıkarılmıştır.
Umumi satış yeri: Galata, Eski Oümri'ık sokak 34.
Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketinden
Ahiren şirketimizden ayrılan memurumuz Kerim Özkan namına İstanbul Defterdarlığı Pul Müdürlüğünden almıı olduğumuz »/XI, 942 tarihli v« 228« «ayılı Pul ruhsat tezkere»! kayboloiuştur. Yeni.» alınacağından Mklslnin lıükınü kalmamııtır.
r—
t TAPU KAYDI
İli CUfaja
İlcisi
PJleM 2#
Ad, Nt 2627
PwlH’ /
SÎfast 550^

Comments (0)