Orta ve Doğu Anadolu'da soğuklar arttı, birçok yerlere kar yağdı
Son genel sayımda Yozgat'ta 190 yaşında bir ihtiyara tesadüF edildi
Sene 28 — No, 9631 — Flatl her yerde 10 kuruştur.
PERŞEMBE 22 Kas™ 194S
Sahibi:. Necmeddln Sadek — Neşriyat mtldttrll: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaan
Iran hükümeti Moskovaya bir heyet gönderiyor
Mühim bir kaçakçılık
Dört bavul ortadan kayboldur 8 kişi tevkif edildi
Yunan Kıral Naibi istifa etti
Kargaşalıklar devam ediyor, Iran kıtaları harekete geçmek için Sovyet işgal
mıntakası hududunda bekliyorlar
Londra 22 ıR) — Şimali İrandaki karışıklığa dair dütı gece yeni haber alınmamı tır. Reuter'in Tahran muhabiri İran hükümeti tarafındım Moskova'ya bir heyet gönt^rilmıslna karar verildiğini bildirmiştir. İran Başbakanı bu hususta Jovyet maşlaha '.«uzan ile görüşmüştür
İran kuvvetlerinin Şimalî ırana firmesl meselesini görüşmek üzer» ran genelkurmayına mensup bir subay Sovyet işgali 31tındaia kısmın kenarında bulunan Kaz-vin şehrlııo varmıştır. Burada İran kıtaları, askı r dolu kamyonlar beklemektedir
Iran Başbakanı Meclîste demeçte bu unarak Iran hükümetinin yabancıların İç İşlerine karışmamalarını v» ierbesçc har ketlerine mâni olmamalarını İstemekten başka birşey istemediğini söylemiştir.
Londra 22 iRi — Moskova'da çı-kn.ı İzvestla gazetesi İranda âsi denilen kimselerin demokratlar olduğunu yazmaktadır. Bu yazı Sovyet Rıujanın görüşünü anlatmaktadır
Ktıs İşgali altındaki kısımda vaziyet* bu demokratlar hâkim bulunuyorlar. Moskova'da İran hâdlselerln-d n Sovyetlerln mesul tutulması cereyanına karşı »Filistlnde. Cavada kargaşalıklar vardır. Bunlardan da Rıuya mı mesuldür?» diye sorulmaktadır.
Diğer taraftan İran Başbataını, Azerbayçanda karışıklıklar çıkaran unsurların yabancı olduklarını söylemiştir.
İran’ın Vaşington, elçisinin demeci
veşlngton 21 (A-A.) — İranın buradaki büyük elçisine göre, Amerikan vc Rus siyasetleri dünyanın yeni bir noktasında daha çarpışmış bulunu-
tran Şahı Mehmet Rtsa Pehlevf yor. Tahran hükümetin s başkaiduan İranlI ayrılık taraftarlarının Az-er-baycand» sebep oldukları karışıklıklar üzerine İki memleket arasında şimdi de İranda yeni bir anlaşmazlık konusu doğmaktadır.
İran büyük elçisi Hüseyin Alâ'nın bugün Vaşlngton'da yaptığı açıklamalar dünyanın bu kısmında bugün mevcut durumun vahimliğini aksettirmektedir.
Büyük elçi şöyle demiştir: »Durumun vahimliğini gizleyemeyiz. İran. Birleşik Amerikanın Moskova’dan İzahat isteyeceği ve gereglrse müdahale edeceği ümidindedir. Harbîn boşun» kazanılıp kazanılmadığım ve Birleşmiş milletlerin komşuîariyle barış içinde yaşamaktan başka bir şey İstemeyen küçük demokrat milletleri koruma^ niyetinde olup olmadıklarını göreceğiz, w
Avam kamarasında
Londra 21 (A.A.) — Yarin Avam
Kamarasında yapılacak müzakereler ♦anasında İran meselesinin de ortaya atılması muhtemeldir.
Londra 21 (A.A.) — IııgUlr Dışişleri Bakanı M. Bevln, İngiliz İmparatorluğunun güney İranda ve Basra körfezindeki menfaatlerine dair Avam Kamarasında sorulan bir suale cevap olarak demiştir kİ:
İngiliz hükümeti dünyanın hangi kısmında olursa olsun İngiliz menfaatlerini korumak niyetindedir.
Bu suali saylavlardan general Maclean sormuştur. Maclean, İngiliz hükümetinin güney İranda ve Basra körfezinde İngiliz menfaatlerini her türlü şartlarda korumak niyetinde bulunduğuna dair M. Eden tarafından 6 haziranda verilmiş olan teminatı M. Bevin’ln teyldedîp etmtyeee-ğinl öğrenmek İstemişti. Maclean bundan sonra şunu sormuştur; «M. BevLn bu özel hâdisede bu teminatı yerine getirmek hususunda nc düşündüğünü söyleyebilir ml?»
M. Bevln şu cevabı vermiştir: «Bu suale cevap vererek genci kurmay şeflerinin ve bütün İlgili makamların stratejisini açığa vurmak İstemem.»
Amerika Dışişleri Bakanının demeci
Vaşlngton 21 (A.A.) — Amerikan Dışişleri Bakanı M. Byrnes, bir gazeteciler konferasuıda yaptığı demeçte Iran işlerine de temas cdeTek kuzey1 İranda bulunan Amrlkaıı temsilcileriyle muhabere edilememekte olduğunu ve şimdiki karışıklıklar hakkında kendilerinden müspet malûmat gelmedikçe Birleşik Amerikanın bu mesele üzerinde bir karar almıyacağmı söylemiştir.
Birleşik Amerikanın bıı meselede bir hareket teşebbüsü, derpiş edip et-
Prenses of Berar’ın ziyareti
Hindistaflin en biiyiilı devleti Haydarabâd Hizamlığı
HayHarâbad. nizamı dünyanın en zengin adamı «ayılıyor, yalnız hâzinesindeki mücevherlerin kıymeti bir milyar Türk lirasından fazladır
Prenses of Berar gerek kayınbabast Nizam, gerek halk tarafından çok sevilmektedir. Ordu dilini çok iyi Öğrenmiştir. Radyoda konferanslar verir, hastane ve mekteplerde uğraşır
mediğl kendisinden açıkça sorulması üzerine M. Byrnes mânalı bir farzda: «Henüz drğlK demiştir.
Kuzey İrandaki garnizonların takviyesi İçin İran kıtalarının gönderilmesine Sovyetlerce muhalefette bulunulduğu ve İran hükümetinin nizam ve asayiş! İdame edebilecek -rdu-rumda olmadığı hakkında dün Iran makamları tarafından Amprh'an Dış İşleri Bakanlığına yapılan beyanâtı not ttiğlnl söyleyen M. Byrnes Tah-ran’da üç bllyük devlet tarafından akdedilen ve İranın hükümranlığını
(Arkası sahife 2: sütun 3 te)
DİKKATLER:
Kadıköy savcılığı dün miihlm bir kaçakçılık hâdisesinin tahkikatına »1 koymuştur. Bağdattın gelmekta olan İki erkekle bir kadın Bostancıda dört bavulla trenden inmişlerdir. Bunlar komiser muavini Neşet ve polla Muammer özer tarafından çevrilmişler ve Kadıköy® götürülmüşlerdir. Yolda erkekler salıverilmiş, kadın v* bavullar da Haydarpışada her nasılsa ortadan sarrolmuştur.
Tahkikat derinleştirilince, şimendiferde vagon restoranda çaJışan H timdi. Zühtü, Hüseyin adında üç kişi İle Hüşeyinln karısı Fltnat, tacir Sim, şükrünün işte alâkaları olduğu anlaşılmıştır. Filim işlerlle uğraşan İskender. B&rtıh adında İki kişide sorguya çekilmiştir. Komiser muavini te polis hakkında da tahkikat yapılmıştır.
Kadıköy sulh ceza yargıçı koml-miser muavini, polis, vagon restoran şefi Hamdl ile Zühtü, Hüseyin ve Hüşeyinln eş!, Sim, Şükrü haklarında tevkif müzekkeresi kesmiştir’ İskender ve Baruhun gayri mevkuf olarak muhakemelerine devam edilecektir, 4 bavul araştırılıyor.
Fransa’da nüfus azlığı
Nüfus harbden beri 1,250,000 azaldı
Paris 22 (R) — Fransa’nın
nüfusunun şimdi 40 milyon olduğu anlaşılmıştır. Bu, harbden evvelkine nispetle 1.250.000 azdır Franşada esasen harbden evvel doğum azlığı vardı. Şimdi çocuk ölümü de artmıştır. Bu durum devam ederse Fransa’nın büyük devlet vaziyetine er geç tesir edecektir
De Gaulle kabinesi
Paris 22 (R) — Yeni de Gaulle kabinesi bugün öğleden sonra ilk toplantısını yapacaktır. Kabine cuma günü Meclisin huzuruna çıkacaktır.
Londra 22 (R) — Fransa ile İngiltere arasfnda öğretmen ve öğrenci mübadelesi yapılacaktır. Talebe. aralarında muhabere edeceklerdir.
istifasını geri almazsa naiplik vazifesini Kabine deruhde edecek
Londra 22 (R) — Son bir kaç saat zarfında Atina'dan mühim haberler gelmiştir. Bu haberlere göre Kıral naibi Dsmaeltlnos, dtln Yunan Kıralı tarafından Londra'da yapılan demeç (İşerine naiplikten İstifa etmiştir.
Kıral demiştir kİ: «Hükümetin şeklini tâyin için halkın reyine başvurma. İşinin 3 sene sonraya bıratalmaaı v» malûm temayüliü bir hükümetin kurulması ortaya yen! bir vaziyet çıkarmıştır. Bundan sonraki hareketim memleketimin menfaatlerine uygun ve milletimin iradesin* rlayetkAr olacakta.»
Damasklnos bu sözleri bir tarla telâkki etmiştir. Bofulls kabinesi naibin İstifasını geri alması için çalışıyor. Damasklnos ısrar ederse Kıra! naipliğinin kabine tarafından deruhte edilmesi muhtemeldir.
Eski Başbakan Kanolopulos kendisine verilmiş olan İstifa mektubunu şimdilik alıkoymağı vazife jlldlğinl söylemiştir.
Paris 22 (R> — Bir rivayete gör* niyabete M. Kanolopulos getirilecektir.
İstifa haberine rağmen Sofulls kabinesinin bu gece geç vakit Damasldnos| nezdlndc and İçtiği btldlrllmektedr.
Yunan İşlerine dair son alman haberler birbirini hiç tutmamaktadır.!
Yunan kıra] naibi Damasklnos
Bir kaç gilne kadar vaziyetin aydınlanacağı ümidi beslenmektedir.
Filistin için bir tahkik komisyonu kuruluyor
Yeni Ingiliz valisi diin yemin etti ve Filistinlilere işbirliği teklifinde bulundu
«Bir günde beş vaka»
Dördü bıçakla...

Bir iki gündür şehrimizde bulunan Altes Prenses Of Berar, Haydarâbad Nizamının gelini, veilahdin zevcesidir.
Haydarâbad (Aslan şehri», Hlncils-tanın ortasında, bu İsimdeki Devletin merkezidir. Hlndistanın bu cenup parçasına tarihte ( Dekan» adı verildiği için Haydarabâd Nizamı, kendisine «Dekan hükümdarı» da diyor.
Haydarabâd, Hlndistarun en oü-yük devletidir. İki yüz bin kilometre kareden fazla toprağı, on beş milyona yakın nüfusu var. Haydarabâd Nizamı miulüman olduğu halde nüfusunun yüzde seksen beş çokluğu Hlndü. ancak yüzde onu müslümaıı-dır. Hlndistanda bu garabet de görülür: Tebaasının çoğu Müslüman Hint prensleri de vardır.
Haydarabâd. yahut Dtkan'ın. tarihteki vasfı, Brahman dinine ve medeniyetine, ve bir aralık Calnlst, ve Budist dinlere merkez olmasıdır. Türk Ve Müslüman medeniyeti Dekan bölgesine pek uz girdiği İçindir kİ en eski Hint sanatı eserlerine bu «âvarda raslanıyor,
F-'iklden dünyanın en zeııgln pır-
lama madenler!, Hay dar at âdın ce- 1 ntıbunda Oolkonda bölgesinde çıkar- i mış. Hatt.û, bugün dünyanın en büyük "4 pırlantası olarak İngiliz hanedanı tacında bulunan «Kûh-1-Nur»(frenk- >ı. ler Kohlnor derleri bu madenlerde ,• çıkmıştır. A
Hlndlstonm en büyük Müslüman a: Prensliği otan Haydarabâd Nizamlısı, Evr rezlb'dnn sonra parçalanan, Ba-
(Arkası sahife 2; sütun de» Prenses of Berar
«Bir günde beş vaka» serlevhası altında beş ayrı ayrı haber:
1 —■ Kıskançlıktan gözü kararan İsmail bıçağını çekerek kadını muhtelif yerlerinden yaralamıştır,
2 —• Salim, bir iş meselesinden dolayı kavga ettiği arkadaşı ITa-lid’i bıçakla yaralamıştır.
3 — Sergis, bir kadın meselesi yüzünden Ahmed'i hıçakla yaralamıştır.
4 — Diğer bir Sergis Harika adında hir kızı bıçakla yaralamıştır.
5 — İlyas da arkadaşı Aliyi yaralamış amma, neyle olduğu yazılmıyor. Her halde bıçakladır. Zira en pratik, en harcıâlem, on suhuletle ve ucuzca satın alına-bî’en silâh, insan öldürmeğe mahsus bıçaklardzr.
Bir şehirde bir günde bıçakla heş cinayet İşlenirse, n şehirde bırak satışlarını zapturapt altına almalrtbı* Zira bu silâhların nefis müdafaası bakımından kullanıldın-1 senede heş kere bile vaki değildir
Saldırmayı elinin altında hu-Irm’-avdı. o gözü kararan İsmail, o Salim, o iki Sergis, o ti-vas helkt de bir tokat atarak, bir kiifiir snllıyarak İsi geçlştlre-erirtl.
190 yaşında bir ihtiyar
Yozgat’ta torunlarının torunları yanında oturuyor
Ankara 21 — Ekim ayında yapılan genel nüfus sayımında Yozgat’ta 190 yaşında bir İhtiyara tesadüf edilmiştir, öğrendiğimize göre bu ihtiyar yüz yaşından sonra tekrar diş çıkarmıştır. Şimdiki halde Yozgat’ın bir köyünde, torunlarının torunları yanında oturmaktadır.
YeniJjirJceşif
Peniciline’den üstün ilâç bulundu
Moskova 22 (R.> — Sovyet tıp âlimlerinden biri tarafından penlclllne'-den çok üstün olan bir ilâç keşfedilmiştir, Bir nevi mantardan çıkarılan ve «Aspergllln» adı verilen bu İlâç bilhassa difteri ve tifo vakalarında pek büyük bir muvaffakiyetle kullanılmaktadır.
Londra 22 (R.) — Birleşik Amerika Dışişleri Bakanı M. Byrnes dün basın toplantısında İngiltere ve Amerikanın Filistin İçin bir tahkik komisyonu teşkil edeceklerini, bu hususta geçen hafta M. Attlee ile anlaşma yapıldığını söylemiştir.
İngllterenln yeni Filistin valisi Ol. Cunnlngham dün Kudüste yemin etmiştir. Bu resimde Araplar ve Yahu-dller de bulunmuşlardır. Yeni Vali. Filistinlilere iş birliği teklif etmiştir. Mısır Dışişleri Bakanının seyahati
Kahire 21 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Mısır Dışişleri Bakanı Abdelhamit BadaVİ
paşa hâlen Suudi Arablstanda bulunmaktadır. Söylendiğine göre, Hic®/, hükümeti, Amerikan petrol şirkctle-rlle Suudi Arabistan arasında İmzalanan anlaşmalar hakkında Badavt paşanın hukuki bakımdan fikri alınacaktır.
Başkan Truman'm slyonistlere müzahir olması üzerine Kıral İbnlssudun Amerikan teknisyenleri yerine İtalyan teknisyenleri tutmak kararı ban gazeteler tarafından bildirildiği İçin, şimdi sorulan sual şudur; Badavl paşa hukuk bilgini olarak mı . yoksa Arap birliğine dahil bir memleketin Dışişleri Bakanı olarak mı fikrin! bildirecektir?
Arada Bir
Halbuki muhalefet ne güzel şeydir
Amerikan müşahidi Romanyada tetkiklerine başladı
Budapeşte 21 (AA.) — Anrrlfca' nuı Bulgaristan v« Romanya’daki özel mılşahld! Mark Etherldg® Romanya’daki durumun tetkikine dün başlamıştır.
M. Etherldge, birçok şahsiyetleri ve bu m ey anda Romanya'daki Amerikan askeri v» styaal heyetleri şeflerini ziyaret etmiştir.
Gazeteler tam . hürriyetle yazmaya başlayınca, Halk Partisinin talihi, yahut talihsizliği, aşırı cinsten yalnız iki muhalif türedi: Ahmet Emin, Sabiha Ser-tel.
Muhalefet, ne hoş, ne faydalı vazife.
Memleketin derdi, sıkıntısı mı eksik? Partinin, hükümetin hataları, noksanları mı yak? Tetkik edilip, iyi ve kötü tarafları gösterilecek mesele mi isters'niz?
Halbuki Ahmet Emin, tam dokuz kelime içinde dönen (Vasilik idaresi, inhisar zihniyeti, namuslu yol, berrak siyaset, mideciler. kalemşorlar vesairel gibi dokuz kelimeyi aşmayan doksan makale yazdı, köhnemi?, gına verici Devlet ve hükümet naza-riyekri methalinden İçeri girip, unrumiyattan kurtulup muayyen meseleleri hir ttirlii ele almadı. Her gün ders vermek istedi, fakat ne istediğini hâlâ anlatamadı. Fikirleri değil, en kaha hisleri tahrik etmek yoiıınn tuttu, hakareti en kolay usul buldu. Herşeyl ve herkesi kötü görmeye ve göstermeye o kadar absmıs kl sanki İçi sönmez hir kinle dolma, gibi, Atatürkil bile matem gününde esirgemedi.
Öbür muhalif yoldaş, Bayan Sabiha. daha sarih, daha şuurludur. Ne istediğini biliyor. Hedefi bellidir. Bu hükümet ve lıu Parti, ağzile kuş tutup «inim inim inleyen» bu milleti kuş sütü ile beslemeye muktedir olsular onu tatmin edemezler. Onu Sosyalist İngiliz hükümeti bile tatmin etmiyor. Ne yapılsa: «Bu hükümetle, bu parti ile İş olur mu?» diyecek Bulgaristan bizden iyidir, Romanya bizden iyidir. Bayatı Sabihanın istediği açıktır, sadece komünistliktir. Bundan dolayı kendisini ayıpla-* iniyoruz, çünkü bu memlekette komünistlerin de serbes söz sahibi olmalarını isteriz, fakat yabancı propagandası gibi değil, bile bile... O da bunu gizlediği için muhalefetini kötii yoldan yapıyor, tank idlerinde hep Mas-koyanın icadettiğl ithamları kullanıyor. faşist, diyor, mürteci diyor. Başka bir sev bulamıyor.
Bayan Sabiha vı Ahmet Emin Valmana tercih etmekle bcr-.ıher (cünkii kapalı açıktan daha tehlikelidir) her ikisinin de muhalefeti kiicük düşürdüklerine. e«r-kinlestirdiklerîn? üzülüyoruz. Halbuki muhalefet ne giizel şeydir! — Demokrat
Sahlfe 2
ÇAM
Gibi görünmek
Öyle bir takım biiyiik işleri mit vardır kİ biz onları başardık; fakat başarmamış gibi görünüyoruz. Bunlardan her biri Cumhuriyet tarihinde tek başına en büyük yeri tutar; Kıyafet inkılâbı, harf inkılâbı, memleketin her köşesine tren ulaştırmak, yabancı müesseseler! yerlileştirmek, binlerce mektep açmak ve şimdi hepsini birden hatırlı ya madiğim daha bir çok büyük işler. Biiyiik oldukları ve başarıldıkları İçin hatırlamıyoruz.
öyle bir takım küçük İşlerimiz de vardır kİ biz onları başaramadık, fakat başarmış gibi görünmekten de kendimizi alamadık: Köprü altlarında, çeşme yalaklarında yatan anasız, babasız serseri çocuktan toplayıp bir miiesseseye bağlıyamadık. Fakat hu İçle cok yakından meşgul olur ve başarır gibi görünmekten de kendimizi alamıyoruz. Komisyonlar toplanıyor, incelemeler yapılıyor, Serseri çocuklara hâlâ sokakta adım başında raslarnasanız bu işle meşgul olan komisyonun çalışmalarına dair gazetelerde bir av evvel çıkan haberden sonra bu İş oldu bitti sanırsınız.
Istan bulun su derdini bir türlü halledemedik. Hallettiğimiz o kadar büyük işler yanmdu şu su derdi nedir? Hiç! Daima da elim'zin altında. Hep halleder gibi göründüğümüz halde bir türlü halledemiyoruz. Et meselesini, süt meselesini, yağ meselesini, peynir meselesini b r türlü yoluna koyamıyoruz. Bütün harb boyunca da yoluna koyamadık ama verilen her karar bu meseleleri kökünden halletmiş gibi görünüyor
Ne yaptıksa Istan bulu temiz bir şehir haline getiremedik. Yalnız büyük caddeleri temiz tutmaya çalışarak bütün şehri te-m'z tutar gibi görünüyoruz. Hal tâ gösterişte bir adım daha attık: Şehri temizlemek inere hiç bir laman kollarını sıvamayan çöpçülere, kollarını sıvamış görünsünler diye kısa kollu ceketler giydirdik!
Bütün bu küçük meseleleri halletmek fçin paçnlan sıvamak lâzımdır. Ama mecazi mânasında paçaları sıvamak, yoksa paçaları sıvamış görünmek İçin kısa panialon giymek değil!
Şevket Rado
Van depremi
Cevat Açıkahn
Yardım heyetleri gönderiliyor
Ankara 22 (Telefonla) — Van deprem bölgesinden dün ilgili makamlara hiç bir malûmat gelmemiştir. Birinci genel müfettiş Avni Doğandan gelen bir telgrafa göre şehirde hasar varsa da nüfııs zayiatı fazla değildir. İlçelerde ise pek az hasar olmuştur. Kızılay genel merkezi çivi ve çadırın gönderilmesini Erzurum Kızılay deposuna bildirmiştir.
Dün ilk yardım olarak Diyar-bakırdan b’r tren kaldırılmış, bu ı trenle Kurtalan’a 200 metre küp kereste, bir sandık çivi, İM kamyon, 50 çadır ve bir marangoz ek'b’ gönderilmiştir.
Sürt ve Bitlis valileri de bir miktar kamyonun Van’a gönderildiğini bildirmişlerdir. Erzurum valiliği de 10 kamyon ve gerekil yardım malzemesini göndermiştir.
Van fel£ke*7edelerine yardım
Karaköse 21 (A.A.) — Van
deprem felaketzedelerine ilk yardım olmak üzere Kızılay kurumu tarafından bin lira gönderilmiştir.
Diyarbakır 21 (A.A.) — Van denreml şehrimizde btivük teessür uyandırmıştır. Felâketzedelere İlk yardım olmak üzere bugün halkımız tarafından 3937 Hra 50 kuruş bağışta bulunul-muvtur.
İzmir’deki otomobil
hâdisesi muhakemesi
Dün suçlu Isfendiyar ve bazı şahitler dinlendiler
Londra 21 ÜLA.) — Türkiyenin tn-gllte redeki yeni büyük elçisi Cevat Açıkahn, bugün Kıral tarafından Buckingham sarayında kabul edilerek itimatnamesin! takdim etmiştir.
Dışişleri Bakanlığı daimi müsteşarı Sir Aierander Cadogan bu mülâkatta hazır bulunmuştur
(Bu sabahki Londra radyosu, merasimde Dışişleri Bakanı M. Bevinln bulunduğunu bildirmiştir.]
Müstakil grup dün toplandı
Ankara 21 (AA.» — C H. P Müstakil Grnpu Başkan vekilliğinden:
C. H. P. Müstakil Grupu. 21.11.1*45 çarşamba günü, Başkan veldll İstanbul milletvekili Ali Râna Tarhanan reisliğinde toplanmıştır
M&stakll Grup üyelerinden seçilmiş bir komite tarafından, harb sonrası meseleleri hakkında hazırlanmış olan raporun müzakeresine devam edilmiş ve görüşmeler sonucunda, bu raporun hükümete tevdiine, ve reporda temas edilen meseleler üzerinde alınmış ve alınacak olan tedbirlerin kısa bir zamanda Müstakil Gnıpa bildirilmesinin hükümetten istenmesine karar verilmiştir.
Acık Milletvekillikleri
Ankara 21 — Açık bulunan Milletvekillikleri İçin yakında Parti tarafından namzet göste-rllmckslzin seçim yapılacağı anlaşılmakta ise de tarihi mutlak surette tâyin edilmiş değildir.
İzmir 12 (Akşam) — vilâyet Nafıasına »İt 707 numaralı otomobili bir balo dönüşünde Kordonda demir babaya çarptırmak ruretUe üç kişinin ölümüne, üç faşlnln de yaralanmasına sebebiyet vermekten sanık İş Bankası memurlarından îsfendlyar Ataman’ın muhakemesine dün ağır ceza mahkemesinde başlanmışta. Yargılama, öğleden evvel ve »onra Ur! celsede beş saat »ttrmüştür. Balon ve koridor dinleyici İle doluydu.
istendi yar Ataman’ın avukatı B. Refik İnce İdi. Kazada Ölen şoför Hayrının ve balıkçı Abdullah m refikaları da avukat Pertev Arat » vekâletname vermişlerdi.
Hususi İdarenin de bir avukatı mahkemede hazır bulunuyordu. Bu avukat kazada parçalanan Naflaya alt 707 numaralı otomobilin t&mirl İçin 2500 lira İstendiğini bildirdi.
Sanık îsfendyar Ataman çok zayıflamıştı. Saçları kesilmişti. Mahkeme başkanının sorman üzerine, İsfendl-yar anlatmağa başladı:
— Cumhuriyet balosundan sabaha karşı saat ikide çıktık. Memedeki çocuğumuza meme verip tekrar baloya dönmek üzere. Valinin oğlu Dündar Soyer’den bir otomobil İstedim; Nafiaya ait 707 numaralı otomobil verdi. Otomobilin şoförü İçkili olduğundan, direksiyonu kendim kullanmak İstedim. Çünkü vaktl-le Kon ya d a şoför ehliyetnamesi almıştım. Direksiyona ben geçtim. Eve gittik, refika çocuğa meme verdi ve gene baloya gelmek üzere yola çıktık. Otomobilde bulunan gltaracı Davldl Konak İskelesi önümde bırakacaktık.
O tarafa doğru giderken yol üstündeki bir takı zaferin fasla ışıkları gözümü kamaştırdı. Bu yüzden evvelâ bir kişiye çarptım. Onun şaşkınlığı İle de otomobili demir babaya bindirdim. Şayet yanımda oturan şoför Hayrl, müdahale edip de direksiyonu »ağa kıvırmamış olsaydı, kasa olmıyacak-ti.s
Şahit olarak dinlenen deniz İşçilerinden Haşan Yılma» da şunları «öy-1 emiştir:
— Çalıştığımız tnglllz vapurundan çıktık. Üç arkadaş Kordonda İlerlerken yanımızdan süratle bir otomobil geçti ve arkadaşım Abdullahı denize fırlattı; kurtaramadık, otomobil dr demir babalardan birine çarparak bomba gibi patladı. Başka bir şey bil-mlyorum.»
Oitaracı David de dinlendikten sonra Valinin oğlu Dündar fioyer şunları anlattı:
— Balonun giriş kapısında tsfendi-yarm karısını ve kayınvalidesini gördüm. İçeri girmekte tereddüdedlyor-lardı. Kendilerini İçeriye aldım ve birer konyak ikram ettim. Sonra balo devam ederken benden bir otomobil istediler. Ben de Naflaya ait 70*7 numaralı otomobilden İstifade edebileceklerini söyllyerek, verdim. Faciayı gece saat 4,30 da öğlendim. Müteessir olmasın diye babama bir şey söylemedim.»
İki şahit gelmemişti, tsfendlyarın kefaletle tahliyesi talebi reddedildi Hâdise yerinde keşif yapılmama, İs-fendlyarm karısı Dr. Perlhanın dinlenmesine kara rverüerek duruşma 1
Anadolu’da kar
Orta ve Doğu Anadoluda sostuk arttı
Ankara 22 (Telefonla) — Bütün yurtta ve bilhassa Orta ve Doğu Anadoluda soğuk birdenbire artmıştır Orta Anadoluda soğuk geceleri sıfırın altına düşmekte gündüz İse sıfırın üstünde 1 - 10 arasında kalmaktadır.
Dün Kastamonu, Çorum. Niğde ve Elâzığ'a kar yağmıştır,
Muş’ta kar
Muş 21 (A.A.) — Bir kaç günden beri Muş ve dolaylarına yağmakta olan yağmur dün sabahtan İtibaren kara çevrilmiştir. Kış ekimini henüz bitlrememiş atan çlfçiler bu yüzden sıkıntılı Wr duruma düşmüşlerdir
îzmirde bir yüksek mühendis okulu açılacak
îzmlr 22 (Aksam) — Gelecek yıl burada b’r yüksek mühendis okulu açılacaktır
Amerika Bul^aristandan da tütiin alıyor
İzmir 22 (Akşam) — Amerika, Mala tütüne İhtiyacı olduğundan Bu’parlatandan da tütün almaktadır, Fakat buna rağmen Türk tütünlerinin, nefaseti bakamından İvi flatle satılacağı anlaşılmaktadır.
Toprak Mahsulleri ofisine verilecek yeni sekil
Ankara 21 — Toprak Mahsulleri ofisine verilecek yeni şekil, etrafında tetkiklere devam ediliyor Ofisin Tarım Bakanlığına bağlanması düşünülmktedir. Ofis siîolarile depo vesalrelerinln do Ziraat bankar’ha devri tetkik mevzuu olmaktadır.
Irandaki hâdiseler (Baş tarafı 1 inci sahifeıle) ve toprak bütünlüğünü desteklemek için Birleşik Amerika, İngiltere ve Rusyayı taahhüt altına sokan anlaşmayı Birleşik Amerikanın da imzalamış olduğunu hatırlatmışta.
İngiltere’de endişe
Londra 22 (A.A.) — Londradakl yorumcular, Azerbaycandakl hâdiselerin ingüterede büyilk bir alâka ve endişe uyandırdığına İşaret etmektedirler.
İngiliz halkı. 1942 senesi ocak ayında İngiltere ve Rusya arasında yapılan anlaşma mucibince ve 1943 senesi aralık ayında da Rusya, İngiltere ve Amerika arasında Tahranda yapılan görüşmeler sonunda bildirildiği veçhile İranın toprak bütünlüğünün, hükümranlığının ve bağımsızlığının korunacağına dair olan kararları ihlâl edecek her hangi bir-şey yapılmayacağından emin olmak arzusundadırlar.
Ruslarm hadiseler hakkında verdiği İzahatı İhtiva eden İzvestla, mülk sahiplerinin ve Jandarmaların şiddetle muhalif olduğu demokrasinin başlıca hürriyetlerinden ve bu hürriyetleri temin etmek İçin ?jerb ayçan da vuku bulan mahalli bir halk hareketinden bahsetmektedir. Bu yorumlama başka hiçbir kaynak tarafından teyldedll-memiştlr.
Aynı zamanda, İran hükümeti tarafından gönderilen 4 taburun Rus Iş-ral bölgesine girmesine Rusların müsaade etmedikleri hakkında Tahrandan gelen haberler hakkında, Londrada hiçbir resmi teyit yapılmamıştır.
Londradakl İran büyük elçisi dün, M. Berin tarafından kabul edilmiştir. Eu konıımıa hakkında hiçbir açıklamada bulur utmamıştır Fakat İran
Atom enerjisi
Amerika Dışişleri Bakanının demeci
Washington 22 (AA) — M. Byrncs bir basın toplantısında şu beyanatta bulunmuştur; Birleşmiş milletler teşkilâtı kadrosu İçinde atom enerjisini kontrol edecek bir komisyonun kurulması kararının bu teşkilâtın genel kurulu toplandığı saman, Amerika, İngiltere ve Kanada tarafından müştereken sunulması muhtemeldir.
Dışişleri Bakanı bundan sonra, Fransa, Çin ve Rusyanin desteklemesini önceden sağlamak hususunda hiç bir teşebbüsün yapılmadığını bildirmiştir. Diğer taraftan, geçen hafta Beyaz saraydan yayınlanan tebliğe hiç bir resmi tepki kaydedilmemiştir.
Başka bir suale cevaben M. Byrnes, atom bombası üzerinde Amerika ile Rusya arasında İki taraflı bir anlaşmanın mevcudiyetinden haber! olmadığını söylemiştir .
Londra 22 (R.) — Başkan Truman dün basın konferansında demiştir kİ: «Amerikada atom bombası yapılmasına devam ediliyor. Bunlar sırf tecrübe İçin kullanılacaktır.!
Iı ak’da durum
Irak eski meclis başkanmm demeci
Sağlık şûrası bugün toplanıyor
Ankara 22 (Telefonla) — Seğ-lık şûrası bııgün sa?t 15 te. Bakan Sadi Konuğ’un başkanlığında toplanacaktır.
Meclis bütçe komîs-’cnu bu sabah toplandı Ankara 22 (Telefon1 a) — Bütçe komisyonu bu sabah saat 10 da tekrar toplanmıştır. Bugün Bayındırlık. Gümriik ve Tekel Bakanlıkları bütçeleri görüşülmüştür. Alâkadar Btü: anlar komisyonda bütçe hakkında izahat vermişlerdir.
tnaaa nnınruımamışur rasat ıran -■ büyük elçisi Reutcr a! amma yaptığı *¥* tanınmış beyanat1! 1042 tarihli anlaşmaya ay- v',~ *"*“ kırı huret-et edilmiş olduğunu açıkça sÖyl!,*uiritr. .
Yeni çarpışmalar
Tahran 21 «AA.» — Tahrandan eft kilometre uzakta bulunan Şsnpan madenlerinde Tudeh partisine mensup İşçilerle landarmalar araşınca çarpışmalar olmuştur. Bir ölü ve bir yaralı verdir. Madenler muvakkaten '••’patrlmîrtîr.
Londra’da Milletlerarası ticaret ve kültür sergisi açılacak
Lopdra 22 (AA.) — News Chvonicle. on halta evvel başjazarı tarafından Ticaret Bakanına, 1951 senesinde Londrada milletlerarası bir ticaret ve kültür sergisi kurulmasını teklif eden açık bir mektup yollandığını
: . ... .. yazmaktadır Bu teklif yetkili bazı
* MJ1S kalkınma partisi umu-, Mills» tarafından at, seHramlş w mi kâtibi Hüseyin Avrı Ulaş İsti- j hükümet tarafından da mlisalt bir fa etmiş, yerine emekli albay Va- sur-’tte karşH-nnm
t bit Çadırcıoğiu getirilmiştir.
★ Gayri meşru seklide doğan çocuklarını öldürdükler: iddiasile ikine! ağır ceza ' mal.Kemesinde mevkuf? n muhakeme edilmekte olan motörcü Becep ile Timsal)
■ ismindeki kadının duruşmaları dün sona emıiş ve her it!!: i dc, beraatlerin" karar verilerek tah-piye olunmuşlardır.
ur.
Gl. Eîsenhower: «Ame rika. Almanya’yı işgale d'vana etmelidir» diyor Şikazo 21 (AA.) — Amerikan lejyonunun kontrası nde bulunmak özere buraya, gelen General Elsenhuvver «Amerikan kuvvetleri I slşi korumak İrin. Almsr.vayı İmale devam etmelidir» demiştir.
Bajdad 21 (A.A_> — Bağdad'da . k?-n Irak gaz: teri El Ray El Am, rok ş Irak şahsiyetlerinden olup bir kaç defa Bakanlık yapını? olan ve en son olarak Meclis Baş kanlığından istifa etmiş bulanan Şch Muhammed Rida Şablbl’nin Mecliste verdiği bir söylül yayınlamaktadır. Söylevin Irakdakl siyası durum halikındaki mühim kısımları şunlardır;
ı Memlekcttn durumu gitgide fena' taşmaktadır. Bir kaç senedir Irak hürriyetine artık sahip bulunmuyor v harbden evvelki imtiyazlı mevkiini de kaybetmiştir.
Bir kaç yıldır Irak, bir dost ve müttefik memleket gibi değil, bir düşman memleket gibi muamele gör-m.Meûr. Hür ve müttefik bir nıem-kke-4 gibi değil, raptedilmiş bir ülke muamelesine maruz kalmaktadır. Bütün bunlar, ayaklar altında çiğnenen hakların müdafaası için tek bir ses yükse'.naîdon olup bitmiştir.
Şimdiki Bakanlar milli gayeler nedir? Söylesinler. Memleketin kalkın-mn" mı temin İçin bütün görüşleri bir araya toplayan milli bir program hazırlamağı düşünmüşler midir? Siyasete ve millî menfaat meselelerine müdahale etmek, iktidar mevkiinde olanlara bile yasak edilmiştir.
Sovyet t? kimi ArsenaH de ver»d i
Londra 21 (A.A.) — Sovyet
Dinamo takımı, Arescna’ takımını üçe karşı (3ört golle yenmiştir.

Prenses of Berar’ın ziyareti
(Baş tarafı 1 inci sahıfede) birlerin Tiirk İmparatorluğu zamanında Mehmet Şah devrinde Sadrâzam İken Dekan’a çekilip Kıral Naibi olan, ve sonra İstiklâl İlân eden Asaf Han adında, eski bir Türk ailesinden bağlamıştır (1723). 1 nglilzler bütün Hlndlrtanı İşgal ettikleri sırada Haydar abfid Nizamı Ingiltere İle bir İttifak imzalamış ve bu sayede Nlzamûl Mülk unvanım ve İstiklâlini muhafaza etmiştir.'Bugünkü Nizamın adı Mir Osman Ali Han Asaf Cah'(hr.
Haydarabâd Nizamı, Hindistan başkenti Delhi’ye geldiği zaman İngi-Ilrier tarafından 2l pare topla selâmlanır. Fakat, tngllteJer, vaktlie yaptıkları masraflara fcarşıhk rehin olarak Haydarabâd şimalinde pamukla-rlle »engin Berar vilâyetini İşgal etmişlerdir. Nizam, bu hakkından vazgeçmek istemediği İçin kendisine Haydarabâd, Dekan ve Berar Nizamı unvanını veriyor. Prense» DOrrüşeh-var'rn zevci olan Veliahdln adı da Berar Preıısi’dlr.
Haydarabâd Nizamı dünyanın en zengin adamı sayılıyor. Yalnız hazînesi, bir milyar Türk lirasından fazla olduğu İçin AvrupalI mücevherat mütehassısları tarafından yıllarca tam olarak sayılamamış. Fakat Nizamın kendisi gayet mütevazı yaşıyan. hiç para harcamıyan. yemlyen. gly-mlyen bir zattır. Kendisi hâlâ yirmi yıl önceki modelde küçük bir Ford otomobilinde gezer.
Nizamın büyük oğlu Berar Prensi, son Halife Abdülmecidln fazı Dürrü-şehvar sultanla, küçük oğlu da Sa-lâ had din Ali’nin kızı Bayan Nilüferle evlenmişlerdir. İki Haydarabâd Prensesi de Türk İnkılâbından kuvvet alarak açık gezmektedirler. Prens ve Prenses Berar Hindistan» giden Türk gazetecilerini saraylarına davet ede- -rek çok nezaketle karşılamışlar, kendilerine çok İkram etmişlerdir
Haydarabâd Nizamının büyük eee-rl, yeni yaptırttığı ve kendi adına İzafetle Osmaniye ismini verdiği büyük üniversitedir.
Hindlstanuı yeril. Müslüman bütün üniversitelerinde okutma dili İngilizce olduğu halde Nizam, Ordu dilini tedris lisanı yapmakla milli istiklâl bakımından çok büyük sayılacak bir adım atmıştır. Sadece Haydarabâd içinde Marathi, Telugu. Hindistan!, Hindi, Marvarl. Kanare, Gondi gibi türlü yerli diller konuşulduğu göz önünde tutulursa Müslüman çokluğunun dili, ve Türk ordularının Hindistan» hediyesi olan Ordu dilini üniversitede tek tedris lisanı kabul etmenin ehemmiyeti daha İyi anlaşılır.
Prenses Of Berar gerek kayınba-bası Nizam, gerek halk tarafından çok sevilmektedir. Ordu dilin! çok iyi öğrenmiştir, radyoda konferanslar verir, hastane ve mekteplerde uğraşır. Spora meraklıdır. İki oğlu vardır. Türkçe konuşurlar.
Prenses’in demeci
Prenses Dürrüşehvar dün P*rkotel-de gazetecileri kabul ederek konuşmuş. bu seyahatinin, Parlste bulunan annesini ziyaret etmek arzusundan doğduğunu söyllyerek:
— On gün kadar Parlste annemle beraber kaldım. Onu Hindistan» alacağım. Annem, harb yıllan içinde Parlste çok sıkıntı çekti; demiştir.
Prenses. Haydarabatta, yegâne meşgalesinin çocukları ve hayır Işlerlle uğraşmak olduğunu söyledikten sonra:
— Vakit bulabildikçe kaplan avına da çıkarım. Kocamla 12 yaşındaki oğlum çok ly! birer kaplan n ve ısıdırlar Bana gelince, ben, vahşi de olsalar kaplanları öldürmek İstemem: demiştir.
Prenses, Tûrklyeye geldiğinden dolayı son derece bahtiyar olduğunu söyledikten sonra:
— Bu sabah, demiştir, güze! İstan-bula bir defa daha hayran kalmak fırsatını buldum. Odamın taraçosın-dan gözlerimin Öniine açılan nefis manzara, bir yandan Marmara, diğer taraftan Boğaz, beni tamamlle teshir etti. Dakikalarca seyre doyamadım. Şehri henüz getemedlğlm İçin değişiklikleri göremedim: lâkin bunların bir hayli fazla olduğunu tahmin ediyorum. Ankarayı da maalesef sadece havadan görebildim.»
Türkçe kitap okumaktan büyük zevk duyduğuna bilhassa İşaret eden prenses, buradan Suriyeye gideceğini. Lübnanda oturan, babasının hayatta kalmış tek kardeşi Nâzıma sultanı ziyaret edeceğin! söylemiştir.
Prenses, dün gazetecilerle konuştuktan sonra şehri gwml» ve bazı hususi ziyaretlerde bulunmuştur.
Nazilerin hedefleri
Ribbentrop’un eşyası arasında bulunan kürede neler var?
Londra 22 (A. A.) — Rlbbentrûft Londrada elçi iken beraberinde bulundurduğu eşyaları arasında, çapı Ud metre kadar olan ve üzerinde nazlle-rln göz diktikleri toprakların açıkça çizili olduğu bir de küre vardı. Şimdi kendisini yargılıyacak olan Nürn-berg'deki yargıçların huzuruna çıkarken bu küre de gelecek pazartesi Londra pazarlarında arttırma ile sa-tılaca kolan eşyalar arasında görünmektedir.
Kürenin Üzerine çizilmiş olan mavi çizgiler Alman genelkurmayının niyetlerini göstermektedir
Danimarka ve Çekoslovakya. Hin-distanın giriş kapısı olan Afganistan da harbden Önce Almanların bir ayrılma siyaseti aşılamağa uğraştıkları Ukrayna mavi bir çizgi He çevrili İdiler. Belçlkayı çeviren mavi çizgi bu hükümetin resmi sınırlarını taklbct-mez.
Nihayet Ribbentrop'un küresinde, âştkâr hiçbir coğrafi münasebet olmadığı halde, Kafkasya petrol sahası mavi çizgi 11e çerçevelenmiştir. Hltler de Hazer denizine yaptığı felâketli hücumda, bilhassa bir noktaya çul-lanrr.:ştır.
Nürenberg’deki suçlular ne halde?
Nümberg 21 (A.A.) — Nümberg dâvasının ilk gününü mütaakıp dâvayı münakaşa edememeleri ve müşterek bir müdafaa hazırlamamaları için sanıklar hücrelerinde tecrldedllmiş-ltrdir.
Bu birinci celsede en çok göze batan keyfiyet tutukların hiç nedamet etmedikleri ve İşledikleri cinayetler! asla idrâk etmemiş olmalarıdır. Goe-ring gülerek İçeriye girdi ve hattâ Hess’ln sözlerine kahkaha Ue güldü.
İddianamenin, toplama kamplarındaki vahşeti anlatan kısımlarının okunması esnasında Goerlng ve diğer sanıkların canlan sıkılmışa benziyordu.
Ribbentrop diğer sanıklara nazaran daha sinirli görünüyordu. Akşama doğru fenalık geçirdi vc kendisin» teskin edici bir ilâç vermek zorunda kaldılar.
İddianamenin okunmasını yakından takibeden Neuratiı’m cam sıkılmış görünüyordu.
Fakat bütün diğer sanıklar etraflarında cereyan eden şeylerle alâkadar olmuyorlar, yahut da küstah bir tavır takınıyorlardı.
Goerlng ekseriya sımıyordu, Keitel de eeblnden bisküvi çıkararak yeri'ğe başladı.
Bu İlk günün gene! tesirini bütün tutuklar can akıntım içinde İdiler diye hülâsa edebiliriz
Birleşmiş milielkr hazırlık kamismı
Cumartesi günü ilk toplantısını yapacak
Londra 22 (AA.) — Birleşmiş Milletler hazıriık komisyouunun önümüzdeki cumartesi günü yapılacak lifc toplar.tısına M- BevhıTn de iştiraki muhtemel gorulmekt dır. Bu toplantıda elli milletin mııranhas.1an hazır bulunacakta. Yalnız 8 millet henüz murahhaslarının listecini göndermemiştir. Bunİ3T arasında Rıi'7» ve Polonya da vardır.
Cumartesi günkü toplantıda güvenlik konseyi He bu konsey gtnel kurulunun teşkili görüşülecek ve aynı zamanda genel kurulun daimi merkezinin nerede bulunacağı tâyin edilecektir. Milletlerin çoğunluğa da-’mi merl'.ez otarak Aı.ıcrlka Birleşik devletlerinin tâyinini ya raddeden k veya kabul edecektir, çoğunluk. Fl-ladefilya ve Şikago ş.’hrl v(yahut Kanadada bir şehir tekindedir. Rusya. daimi merkezin Avrtıpada olmasını tercih etmektedir
Cumartesi günü toplanacak olan komisyon atom enerjisinin kontrolü İçin mHiietlerarası bir kutulun teşkili meselesini görüşmeğe salâhiyeti! değildir.
borsa
Ingiltere’de bir uçak çalındı
Alman esirlerin ele geçirdiğinden bahsediliyor
Brazzaville 22 (R.J — Geçen gün tngilterenin bir uçak meydanından çalınmış olan son sistem İngiliz uçağının Alman esirleri tarafından ele geçirilmiş olması İhtimalinden bahsedilmektedir. Her halde bu mesele İngltterede pek büvitk bir ilgi uyandırmış ve âdeta günün mevzuunu teçkli etpıişUr.
’ 21/11/1845 Flatlerl
Londra üzerine 1 sterlin 5 22
Nevyork üzerine 100 dolar 130 5â
Cenevre 100 tsviçre F* 80.320}
Madrid Özerine 100 peveta , 12.8»
Stokhotm üzerine 100 koron 3MS»
ESHAM VE TAHVİLM
% 5 fpızll ikramiyeler:
1933 Ergani 24.50
1938 ikramiyen îîM
Milli Müdafa3 21.-?
Demiryolu ikramiyen 99 2»
BORSA DIŞINDA
ALTIN FİATLERİ
Reşadiye S4Ü
Gulden 33 M
İngiliz 42.—
Külçe (Bir gramı» B.ıa
î? Kasım 1945
AKS A M
8ahife 3
ftKŞAMDAN AKŞAMA
*G özelleştirme Cemiyetim hakkında düşünceler
Su harb senelerinde Türkiyece iftihar edeceğimiz faaliyeti AntalyalIlar göstermiştir. AntalyalIlar, harbin pahalılığüe bir çok Vilâyetlerimiz derecesinde ezil-tnediler. Orada karaborsa teessüs ^demedi. Gerçi herkesin kullandığı bazı maddeler ve taşıt vasıtaları üzerine ilk bakışta vergiymiş hissini veren bir nevi iane konuldu. Fakat karaborsa tees-Bü« edemediği İçin, Antalyada • madde ve vasıtalar bile her yerdekinden kat kat daha ucuz-flu Bövlece, Gürelleştirme Cemiyetinin elinde bağışlardan hasıl alma yüz bin liralar birikti. Bununla da. Antalyaııin şehir ve köyleri, — dünyanın yıkıldığı •cneler İçinde — milletçe yüzümüzü ağartacak bir tarzda dersti.
ı Karb zamanında harbin lea-^ettirdiği bir iktisat ve idare sistemi kurulmak gerektir. Bu ni-Mn memleketimizde tatbik edilmedi?» deyip dururuz. Hele muhalefeti kendilerine şiar edinenlerin ağzında bu. sık sık duyulur. Keza: (‘Kırtasiyeciliğin ölü maddelerine takılmamak. İş banda ehliyetli âmirler olmalı. unlar, teşebbüs alanında da indilerini göstermelidir. Mesuliyetleri korkrnaksrzm sırtlarına Almalı Memleketi, muhtaç bulunduğu yeniliklere kavuşturmalı! Bunlar, tertemiz İnsanlar olursa, kimse ağzını açamaz!» deril,
Antalyayı 1930 da ziyaret ederek, Mussolini’nin o zaman göz diktiği bu mümbit ve şairane Türk Vatanını utanacağımız şekilde metrûk bulmuştum. Halbuki bu-rava, ikinci dünya harbinin hapında (daha evvelki Erzurum Valisi, şimdiki Bursa valisi) ITâ-çlm tşran getirilmişti. Bu zat. Güzelleştirme Cemiyetinin kurulmasına zahir olmuştur. Antal-yanın umumî çehresi, bilhassa ruhu bu suretle değişmiştir. Şimdi. bazı gazeteler, Hâşim tşcan’ın Antalyadan ayrılması üzerine: «Kanunsuz vergi alındı. Su getirtmek gibi mübrem işler dumurken, parklar yapıldı.» kabilinden itirazlarda bulunuyorlar, ^iirklyeyl mamûr görmek, âmirlerimizi kırtasiyeciliğin dar çerçevesinden kurtulmuş müteşebbis görmek isteyenler arasında, □cnim de yüreğim bu itirazlar karşısında sızlıyor.
Büyüt e biiyüte ilân ediyorlar:
— Halktan varım milyon lira toplanmış!’,..
Birdenbire dehşet basıyor: Yarım milyon lira... Fakat sonra insaf ve mantık avdet ediyor: Faiktan başka vilâyetlerde, o Varım milyonlar, bir milyonlar, beş milyonlar, güzelleştirme cemiyetleri tarafından makbuzlu tane diye değil, teker teker birçok karaborsacılar tarafından beç ola, rak toplanılmiştır; deve yapılmıştır; ne diyorsunuz siz?.., O paralar, başka vilâyetlerde ahlâk pozucu bir sermaye olarak kullanılmıştır Antalyada İse, her vilâyetimize nümune ve müstakbel Türk nesillerine lâyık dostlar başına bîr ahlâkin tohumlan •tılmşıtır.
Antalyada neler yapıldığını, İki sene evvel bu sütunda uzun Ezim yazmış, radyoda iki piyes alinde temsil ettirmiş: Antal-

Sivrisinek
mücadelesi
Mevsim geçtiğinden kısmen durduruldu
Mevsimin geçmiş otması dolayısile sıtma ve sivrisinekle mücadele faaliyetine kısmen son verilmiştir. Şehrin sıtma ve sivrisinek bakımından önemli görülen Eyüp, Bakırköy, Beşiktaş va Üsküdar mücadele şubelerinden başka, şubelerdi çalışanlar mücadele merkezine toplanmıştır. Bunların arasından 40 memur tasfiye edilmiş, geri kalanlar, önümüzdeki yıl mücadelesi için hazırlayıcı kurslara devama başlamışlardır.
Bu yıl başarılan mücadele işleri arasında İstanbul vilâyetine bağlı sıtmalı ve sivrlslnekll bulunan ve nüfusu 66 bine varan 127 köyde 64 bin kişi muayene edilmiş, sıtmalı olanlar tedavi altına alınmıştır. Yapılan işler arasında bataklık kurutmak faaliyeti da çok İyi neticeler vermiştir. Dûn akşam devam eden kurutma faaliyetini gözden geçirmek üzere sıtma mücadele başkanı doktor B. Mithat Çataleaya gitmiştir.
Son günlerde Romanyadan memleketimize çok miktarda cam gelmiştir. Ayrıca muhtelif memleketlere de çam için akreditifler açılmıştır. Oelen camlar âdi ve iyi cins pencere camlarıdır.
Cam ithalinin fazlalaşması piyasada cam hatlarını kırmıştır. Ucuzluk metrekarede 25 - 35 kuruş arasındadır. Camların ithal ti atları 150 İle 200 kuruş arasında değişmektedir.
*alı dostlarımdan aldığım ve hâlâ sakladığım yığınla mektup Üzerine, bu yazıİarımı kitap hainde de bastırmıştım. Binaenaleyh, koskoca bir cetvel teşkil edecek kadar çok olan o İmar faaliyetini burada tekrarlamıya-yım. Yalnız pehlivan ve deve güreşimle 200 den fazla köy okulu yaptırıldığım zikredeyim.
— Vay! Zorla deve güreşi de seyrettirmişler!!! Hangi kanunun hangi maddesi mucibince???
Bu dar görüşlü kırtasiyeci ka-fasile muhalefet yapanlar varsa, onlara ancak İstihfafla güleriz.
Napnleon Mısır'ı aldığı laman, hor dört evde bir evin münavebe He fener yakmasını emretmiş. Şehir. bir gece evvel zindan gibiyken bir gece sonra apaydınlık olmuş. Bir de, «şehrimizi nurlan-d’rmak İçin hpr dört evden biri fener assın’ > karannın b(r memlekette verilmesini, o seviyeye Ulaşılmasını düşiiniin.
GÜzellestirme Cemiyeti ve deve güreşler! tipi faaliyetlerle hu fcr',''kt'f imar ruhuna doğru ciddî adımlar atılıyordu. Daha da atılacaktır. Zira, yalnız kırta-■iverifiğm dar imkanlarile nor- ı m.-»1 bütçelerle hareket etsek bn pıcmtcket sittin sene böyle kn ]y. Anıma o takdirde ri« haJ
Bu «e ne ki pancar rekoltesi
Bu senekl Trakya bölgesi pancar rekoltesi kuraklık yüzünden pek İstenildiği gibi olmamıştır. Mamafih şeker şirket! evvelden tedbirini almış ve ekilen arazinin vüsatini genlşlet-mişlr. Bu yüzden şeker rekoltesi pek zarar görmemiştir. Yalnız 160 bin ton pancar tahmin edilirken kuraklık yüzünden ancak 95-98 bin ton kadar pancar teinin edilmiştir.
Diğer bölgelerde de mahsul ortadır. Diğer taraftan şeker fiatlerlnde yapılan bir miktar tenzilât yüzünden şeker pancarı fiatleri de 7 kuruştan 5 kuruşa indirilmiştir. Şeker şirketince bu hal göz önüne alınarak müstahsile ayrıca bir prim verilmesi va yahut Bakanlığın aldığı fonun azaltılıp pancar flatlerinln yükseltilmesi düşünülmektedir.
Belediye hastanelerine yardım
Sağlık va Sosyal Yardım Bakanlığı, beledlya hastanelerine yardım edilmek üzere sağlık müdürlüğü emrine 40 bin lira göndermiştir, Bu paranın 10 bin lirası Emrazı zühreviye hastanesine verilecek, kalan para da diğer hastanelere, İhtiyaçlar nispetinde tevzi olunacaktır. Hastaneler, hisselerine İsabet eden bu paralan İnşaattan gayri her türlü ihtiyaçlarına sar-fedeblieceklerdlr.
Tan şilebi dün tzmirden hareket etti
Yelkenclzadelerin «Tan» şilebi İsviçre ve Fransa için çok miktarda mal yükliyerek dün İzm İr den hareket etmiştir.
Şilep doğruca Fransanın «Set» limanına giderek yükünü boşaltacak ve oradan tsvlçre menşeli İthal eşyası yükllyecektir.
kın cebinden o «vergtmsl paralar» sızmaz mı? Sızar; lâkin karaborsaya.,, Ve karaborsa yolile dış memleketlere.._
Zira şu modanın diinkü moda olduğunu biliyoruz:
«— Bizim memleket oturacak ver değil,,. Hoşça vakit geçirmek için Avrupaya!.»
Halbuki, Güzelleştirme Cemiyeti faaliyetlerde, Antalya, daha bugünden kendi zenginlerini harice kaçırmayacak bir »eviyededir. Pek yakında, hariçten insan celbedccek bir seviyeye ulaşabilir... Bugünkü mazhariyetlerinin üzerine ilâve edilecek modem otellerlle ve zaten başlamış olan su getirme faaliyetinin tamam-lanmasÜe, dağ sayfiyesinin canlanması ve demiryolunun uzatıl-masile müteakip adımlar atılacaktır, Atılmazsa hata...
.AntalyalIlar... O numune olmağa Ifiyık fanliyctinlz İstanbul gazetelerinde dedikodu mevzuu oldu’r» İrin sizden özür dilemek lâzım geliyor.

Yaşamayı ucuzlatmak için tedbîrler alınacak
Yiyecek, giyecek, yakacak fiatleriie nakliye masraflarının indirilmesi kararlaştırıldı
Şeker fiatleri 946 senesi içinde indirilecek
.Ankara’da toplanan Bakanlıklar, mi olan şekerin ucuzlatılması arası komisyonunun hayatı ucuzlat-1 Ekonomi Bakanlığı tarafından mak İçin çalışmalar yaptığını bir müddet evvel yazmıştık.
Komisyon bu alanda bazı mühim kararlar almış ve bilhassa zaruri ihtiyaç maddeleri üstleriyle nakil masrafları flatlerinln topyekûn ucuzlatılması prensip olarak kabul edilmiştir.
Bu cümleden olarak, ucuzlatılması düşünülen maddeler şöyle sıralanmaktadır:
Yiyecek maddeleri, giyecek maddeleri, yakacak maddeleri bu maddelerden gayri bir de nakil masrafları meselesi vardır. Yiyecek maddelerinin en önejnlisl olarak ekmek, yağ, şeker, zahire ve et gösterilmektedir.
Ekmek ve et flatlerinln düşürülmesi için mahalli Belediyeler vazifelendirilecek ve ayrıca bu işte hükümete düşen kısmı hükümetçe yapıla-çaktır,
Bu arada ekmeklik unla yapılan maddelerin flatlerinln İndirilmesi ve ekmek imal masraflarına tesir eden âmillerin ortadan kaldırılması, yapılması gereken İşler arasındadır
Et işi
Ayrıca et meselesinde flatlerlri çok düşürülmesi İçin kasaplık hayvan sevkeden mıntaksdardakl Belediyelerle İstihlâk muıtakalanndakl _ tediyeler Hallerin düşürülmesi .
temas halinde bulunacaklar ve hükümet bu İşe önayak olacaktır.
Ulaştırma Bakanlığı et .ıakll yo tındaki navlun İçin ayrıca tetkikler yaptırmaktadır.
Yiyecek maddelerinden yağ meselesini halletmeğe Ticaret Bakanlığı vazifelendir ilmlştlr.
Yağ ve şeker
Zeytinyağı fiatterljıin bugün İçin düşürülmesi imkânsız İse de sadeyağı flatlerlni düşürmek hiç olmazsa yeni rekolte mevsimine kadar bu vaziyette tutmak imkân dahilinde görülmektedir.
Bu meselenin tetkiki için iki Bakanlık müfettişi istihsal bölgelerini dolaşıyorlar.
Yiyecek maddelerinden en mühlm-
Belcin
için _ yapı-
lan İncelemeler bitmiştir. Bu yılın şeker rekoltesi fazla olduğu İçin şeker flatlerinln 1946 yılı İçinde ucuzlatılması mümkün olabilecektir.
Zahire fiatleri İçin ise Toprak Mahsulleri Ofisi yakında tanzim satışlarına başlayacaktır.
Yünlü ve pamuklular
Giyecek maddesi flatlerluln düşü-riilmesl doğrudan doğruya Ekonomi Bakanlığına verilmiştir.
Stimerbank Bakanlığın emriyle bir iki ay evvel yaptığı yüzde 15 tenzilâttan sonra ayrıca 048 yılı içinde yüzde 15 - 20 nispetinde pamuklu mensucatta bir İndirme daha yapacak ve bu arada pamuk ipliği ve ipek ipliği fiatleri de düşürülecektir.
Ayrıca yine 948 yılı başında halka yünlü elbiselik kumaş tevziatı da yapılacaktır kİ bu tenzilâtın yünlü kumaş flatlerlni kıracağı ve bilhassa karaborsayı kaldıracağı beklenmektedir.
Yakacak maddeleri
Yakacak maddelerinde İse şimdilik bir tenzilât yapılabilmesi imkânsız görülmektedir. Ancak Önümüzdeki yıl istihsalin artması ve buna mukabil istihsal masraflarının azalmasıyla bir miktar düşürülebilecektir.
Mangal kömürü flatlerinln İse İstenilen seviyeye düşürülmesi İşi yine mahalli Belediyelere verilmiştir.
Ayrıca mahalli Belediye veya şirketler su. elektrik ve havagazı gibi zarurî şeyler de mümkün olan ucuzluğu peyderpey yapacaklardır.
Nakil ücretleri
Nakil ücretleri meselesini İse Ulaştırma Bakanlığı ele almış ve bu hususta fclr ucuzlatma programı hanr-lamıştır. Bu programa göre ucuzluğa evvelâ ticari, fakat zaruri olan maddelerin navlunlarından başlanacak ve yavaş yavaş bütün nakli ücretleri ucu21atılacataır.
Ankarada hazırlanan esaslara ticaret odalarının devre taplantısı raporları da İlâve edilerek y?nl sulh zamanına dönüş programı meydana getirilecektir.
Istanbula S ayda 346li şişe
Yunanistan’la
ticaret
Anlaşmanın tadili için görüşmeler yapılacak
Yunanistanla aramızdaki ticaret anlaşmasının daha pratik bir şekle sokulması İçin Ticaret Bakanlığınca yeni esaslar hazırİBnmaktadır. Aradaki anlaşmanın iyi İşlememesine sebep olarak bazı takyid ve formaliteler gösterilmektedir.
Şimdiki halde mer'l olan anlaşmanın en İyi İşlediği taraf Yunanistana yapılan kasaplık hayvan İhracatı tarafıdır. Bundan başka Yunanistanla ticaretimiz pek parlak değildir. Yunanistan Ticaret Bakanlığı ila memleketimiz Ticaret Bakanlığı arasında anlaşmanın tadili hususunda yatanda temaslar başlıyacaktır.
Eğer bu temaslar neticesinde bir sonuca varılamazsa bir Yunan heyeti Türklyeye gelecek, yahut memleketimizden bir heyet Yunanistan* gidecektir.
Oteller, D. D. T.
maddesile temzilenecek
Dışarı memleketlerden ve dahilden İstanbula gelen yolcuların sayısı gün geçtikçe fazlalaşmaktadır. Bu yüzden belediye ve sağlık işleri müdürlüğü otel İşleriyle yatandan meşgul olmağa başlamışlardır. Bu maksatla dün vilâyet ve belediye sağlık müdürlüğüne Otelciler Cemiyeti başkanı He idare heyetinden bir zat davet olunmuştur.
Ele alınan İlk İş otellerin temizliği, yatak ve karyolaların türlü haşarattan tamamen kurtarılmasıdır. Bunun için Defterdardaki fabrikada sağlık müdürlüğü için hazırlanan D.D.T. maddesinden bir miktar da Otelciler Cemiyetine verilecektir. Bu madde İle hem karyolalar temizlenecek hem de yatak takımları D.D.T. mahldiliyle llâçlanacaktır. Bundan başka otellerin diğer hususlarda temizliğine vâ bilhassa fare ile mücadele işine önem verilecektir.
Hastanelere verilen 500 şişeden başka 821 hususî hastaya da Penicillin verildi ve yüzde 95 nispetinde müspet neticeler alındı
Son yılların bir tıp hârikası olarak telâkki edilen Penlclllln’ln dünya tababetinde kullanılışı gün geçtikçe artmaktadır. Son zamanlarda Amerl-kada Pentcillln istihsali 50 bin misli arttırıldığı halde yine dünya İhtiyacını tamaıniyle karşılıyamadığı söylenmektedir. Bu yüzden Amerika hükümeti bu maddeyi muhtelif memleketlerin ihtiyaçlarına göre değil, elindeki miktara göre tevzi etmektedir. Memleketimize de tahsis edilen bu madde, Sağlık Bakanlığı tarafından İl sağlık müdürlükleri emrine gönderilmek suretile başka bir ilâçla tedavisi mümkün ol mı yan hastalara tatbik edilmektedir.
Sağlık Bakanlığı. 9 mart 1945 ten beri 13 muhtelif partide 3448 şişe Pe-nlclllln*! İstanbul sağlık müdürlüğü emrine göndermiştir. Her şlşa 100 bin ünitelik ilâcı ihtiva etmektedir. Sağlık. müdürlüğü da bu ilâcı, hastane ve ya mütehassıs müdavi tabibin, hastalığın ismi, sebebi ve bundan evvel yapılan türlü şekillerdeki tedavilere ait raporunu tetkik ederek ancak bu ilâçla tedavisi melhus bulunan hastalara vermektedir.
Bazı hastalara verilen Penlclllln'-den hastanın İyi olmasından sonra şişe İçinde kalan mütebaki kısmının kara borzadu 30 - 90 liraya satıldığı tesblt edilmiş olduğundan müdürlük bu ilâcın hastalara verllmeelnde ve miktarında büyük bir tltftlik göstermektedir.
Penicillin nerelerde kullanılmış?
Bakanlık tarafından sağlık müdürlüğün» tahsis edilen 3446 şişe Pû-nlcililn'in 600 şişesi âcil vakalarda kullanılmak üzere hastanelerin başhekimleri emrine verilmiş, geri kalan
tevzi edilmiştir. 8 ay sarfında müdürlük. İstanbulda 321 hastaya Penicillin vermiştir. Bu ilâç, verilmediği takdirde mutlak surette ölecek hastalara verildiği için yüzlerce can kurtarılmıştır. Penlclllln’ln kullanıldığı Kangren. Peritonit, Septisemi ve Koküs-l erden mütevellit satürrl eterde İstan-bulda alınan netice yüzde 93 müspettir.
Penicillin’le iyilenen kangrenler
Bir müddet evvel Şişli çocuk hastanesine kemik kırığından bacağı kangren olmuş bir hasta yatırılmıştır. Bacağın kesilmesi halinde dahi hastanın ölümden kurtul&mıyacağı bir vaziyet karşısında kalındığı İçin Pe-nlclliin tedavisi yapılmış, kırık alçıya alinmiş ve bu suretle hasta muhakkak bir ölümden kurtarılmıştır. Bn tedavi ve ameliyatı operatör B. Ömer Vastl Ay bar yapmıştır.
Diğer bir vaka da Haseki hastanesinde cereyan etmiştir. Barsak dü-yümlennaeslnden mütevellit batsak kangreni olmuş bir hastaya operatör B. Avni Akse) tarafından ameliyat yapılmış ve PenlelUlnTe tedavi edilen hasta da muhakkak bir ölümden kurtarılmıştır. Bu aoretle ölümle ne-tlceleneoek birçok vakalarda kullanılan Penicillin sayesinde hastalara yeniden hayat bahşetmek mümkün olmuştur. 60-70 yaş arasında bulunan kalbi zayıf ihtiyar hastalarda görülen ve kurtanlmslan pek nadir olan zatürrle vakalarında da bu ilâcın tesiri yüzde 95 katidir.
İlâcın fiati ucuzladı
Bu llâmn şişesi, hastalan geçen ayın 23 İne kadar 18 liradan verilmekte idi. Bu tarihten itibaren Bs-kAnMdM PenlûUlta «ha
Sahşa çıkarılan ithal malları
İst. Nalburlar 355 de Hüseyin Hüsnü Süzere çelik boru, Ankara caddesi 13 de Basım istihlâke kurşun halitası (metali, Defterdarda İstanbul Dokumacılık Ltd. e dokuma makinesi İçin pamuk kolan. Gol. Hezaran caddesi 61 de Teknlka TA.ş. e ağaç vidası, Oal. Hezaran caddesi 61-63 de Burla biraderlere radyo akümülfttö-rü. pervaneli dinamo, projeksiyon lâmbası, İzole tel, mikrofon kablosu, anten teli, Gal. Tersane caddesi 85 de İnşaat malzemesine amyant levha, Bahçekapı Taş handa Tltaş ticarete pirinç ve batar çubuk, Gal. Bankalar Adalet handa Tamlş Türk ticarete Grafit pota, Yenlcaml Çilingirler caddesinde Jak Pollkara muhtelif esans, İst. Basiret handa Emek ecza deposuna tıbbi ecza, tst. Kısmet handa Sam adi t sanayie methylcyc-lohexanone, İst. Maksudlye handa Abdurrahman Al kan a kostik soda, zırnık, Eyüp Bahariyede Sadık oğlu Mustafaya anilin boya, Sirkeci Nur handa Turyağ Ltd. e kostik soda, Manganez, İst. Rlzapaşa yokuşunda Kula mensucat fabrikasına Pancerol. Sodium sülfit, kireç kaymağı, Y. Kule K. Çeşmede Aleko Dulo'ya Satazol, Sirkeci Ada handa Mustafa Hakkı Nalçacıya tıbbi balık yağı, Oal. Melek handa Ahmet Gönctt’ye anilin boya, Ayvansaray İpek Y. boyahanesi Haşan Basrl tpeke asit asetik. İst. Balkapan handa Ellezer Dekaloya sakal fırçası, Tahtakale B1 de Jak Dekaloya traş fırçası, İst. Taş banda Aziz pikriğe Karpit, Taksim Kristal handa Otokom Hüseyin İzzete Asbes-tos levha, su zımpara kâğıdı, Gal. tünel caddesi 12 de kâğıt ve basım işlerine yazı kâğıdı, tst. Hasırcılar 12 de genel Tecime sargılık hudbak kâğıdı. İstiklâl caddesi Yeni handa Metal T.AŞ. ne yazı kâğıdı, Aşlrefen-di cad. 34 de Fatma Atakana hazır pardesü, İst. Tuhafci handa Nazım Kulaça yıkanmış taranmış zifir, İst. Hamidtbey geçidinde Hermann Gol-dstayn'e erkek yünlü. İst, Atabek handa Atalar müeasesatma erkek yünlüsü. Gedlkpaşa Fab. Mehmet ve Nevlt Blrdere suni İpek ipliği, İst. kaputçular 12 de İbrahim Harman-oıya Flbran İpliği, Kazlıçeşme demirhane caddesinde mensucat santrala pamuk ipliği, Samatya İnekçi sokak 61 de Ar dokumacılık Ltd. e eleklik İpek.
ucuza mal edildiğinden şişesi S liradan veriliyor.
Pen-'illinin şimdiye kadar bilinen tesirlerinden başka splroket hastalığının. frengi ve hummayı taçlanın tedavisinde de kıymetli bir rolü olduğa sabit olmuştu*.
Barış eşyası/
■ Sulha ayak uydurma- plânını yürürlüğe koyan bir takım memleketlerde, altı seneden beri harb sanayii ile meşgul olan bata fabrikalar artık barış eşyası çıkarmağa başlamışlar. Dün buna dair gazetelerde bir de istatistik vardı. Buna göre oaraşütçü kıtalar için beş senedir bol mikyasta paraşüt imal öden fabrikaların mühim bir kısmı şimdi suni ipek yapmakla meşguldürler Bu arada 3000 boya atelyesi ve küçük silâh fabrikası da tekrar eski işlerine dönerek ruj. kadın tuvalet eşyası çıkarmağa başlamışlar,,.
İstatistik hakikaten çok mâ-nalıdır. Demek harb biter bitme» insanların ilk sulh ihtiyacı «dudak boyası» dır. Top sesleri kesilir kesilmez hemen ruja saldırıyorlar.
Belki de bu fabrikalardan banları evvelce öldürücü bir takım maddeler, meselâ fişek, mermi vesaire yapıyorlardı. Bir anda öldürücü maddeden, kurşundan dudak boyasına geçiş!... İnsan hayatı mermi ile dudak ruju arasındaki hayret verici tezat içinde geçiyor.
İlk banş ihtiyacı arasında ipekli kumaşın bulunması da aı manalı değildir İnsanlar yünlüden. pamukludan önce ipekliye el uzatıyorlar.
Daha dün paraşüt yapan makineler bugün kadın çorapları, gömlekler, sutyenler çıkarıyor. Paraşütle İpek çorap arasında bocalıyan acayip bir dünyada yasıyoruz.
Mamafih banş ihtiyacı yahut böyle fantezi eşyadan ibaret d» değildir. Bu arada bir çok kundura fabrikalarının da açıldığın! okuyoruz. .Anlaşılıyor kİ — harbi çıkaranların dünyanın başına çorap örmesine mukabil — sulhu getirmek İsteyenler de dünyaya kundura giydirmek fstiyor-lar.
Zira bir çok memleketlerden, hele Akdeniz kıyılarından gelenlerin anlattıklarına nazaran her tarafta çıplak avakla geren İnsanlar çoğalmıştır. Yeni dünya «kıındurasız dünya» dır
Bu «pabuçsuz dünya» va kundura giydirmek epey müşkül olacaktır.
Yalnız dudak boyasının ve ipekli sutyenin kundura ile van-vana, aynı derecede ehemmiyetli ihtiyaç eşyası telâkki edilmesi mühimdir.
Hikmet Feridun Es
Cerrahpaşa verem paviyonu
Cerrahpaşa hastanesinde yeniden yapılan verem pavlyonunun yatak sayısının ISO ye çıkarılması münasip görülmüş ve yapının plânı o suretle tadil edilmişti. Bütün bu İnşaatı- tamamlamak İçin 1946 senesi bütçesine Sekiz yüz bin liralık tahsisat konulması umumi meclise teklif edilmiştir Yeni verem pavlyonunun nihayet bir sene sonra t? - '■••arak açılması mümkün olacaktır.
Paviyonun denize doğru uzanan boş sahası binanın büyütülmesine çok elverişlidir. Belediye bunu gök önüne alarak şimdi yapılan pavlyon-dan itibaren denize kadar bütün bu sahayı istimlâke karar vermiştir Bu saha üzerinde bulunan evlerle bos-tanlardan bir kısmı esasen istimlâk edilmiştir. Henüz daha istimlâk edilin emiş olanlar da satın alınacaktır.
Verem paviyonu, Cerrahpaşa hastanesinin diğer paviyonlarından ayn bir yerde bulunduğundan bu mınta-kayı diğer binalardan ayırarak burasını bir (verem hastanesi) haline koymak mümkün olacaktır. Veretn pavlyonJan çoğaldıkça yatak sayılan da tedrici olarak arttırılacak ve nihayet beş yüz yataklık büyük bir verem tedavi müessese»! haline gelecektir. ____________
İki günde 13,000 koyun getirildi
Son iki gün içinde İstanbula yeniden 13 bin koyun getirilmiştir- Bunlar Trabzon, Erzincan, Aşkale, Diyarbakır ve Çankırı malıdır. Bundnn başka İstanbula gelmek üzere 5 bin koyunun daha yola çıkarıldığı hakkında haber alınmıştır. _____
Kalsiyum sandoz şerbet satılacak
Memleketimize gelen son ithal mollan arasında çok miktarda 1lftç da mevcuttur. Oeten llftçlann büyük bit kısmı Kalsiyum sandozdur. Bu ilâcın İhtiyaçtan çok fazla olarak ithal edilmesi üzerine Kalsiyum Sanda» satışlarındaki tahdidatın kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararın önümüzdeki haftadan itibaren tatbltana başlanacaktır. Bu sefer gelen Kalsiyum Sandoriar, bundan evvel gelenlerden daha ucuza satılacaktır.

satın» 4
a aş a m
Otto da babası gibi talihini denemek istiyor
MAHKEME KORİDORLARINDA:
Yeminden birşey çıkmaz Başında bir ekmek parçalarsan yeminin bozulur!
Dedikodu msmbaları
İmparator-kıral Charles’in tahtı tekrar ele geçirmek teşebbüsleri nasıl akim kalmıştı?
Koridorda öfkeli öfkeli dolaşı-
Viyanadau gelen bir telgraf, «on Avusturya İmparatoru ve Macaristan kırHJı Charles «Şar 1> İn büyük oğlu arşidük Ottû'nun Avusturyamn Tlrol kısmına girdiğini ve buradan çıkarılması İçin hükümet tarafından tedbir alındığını bildirmektedir. Avusturya - MacarUtan’da eski İdareye bağlı olanlar, babasının ölümünden-beri. ardük Otto’ya hükümdar na-■arile bakıyorlar ve ilk fırsatta onu tahta oturtmak İstiyorlar. Bu sebeple Otto’nun Avusturya topraklarına girmesi ehemmiyete!? karşılanacak bir hâdise değildir.
Avusturya - Macaristan. Birinci dünya harbinin sonuna kadar, birleşik iki hükümetti. Bu iki hükümetin ayrı Kabinesi. parlâmentosu olmakla beraber, orduları birdi. Avusturya imparatoru aynı zamanda Macaristan kiralıydı. Bu sebeple senenin bir lus-irrnı Vlyanada. bir kısmını da Buda-pejtede geçirirdi AvusturyalIlarla Mararl&r. bir hükümdarın İdareni altında birleşmiş olmakla beraber biri-blıierlni çekemezlerdi. Diğer taraftan çekler, Stora klor, Sırpiar ve aalr bLr-çok unsurlar Avusturya - Macaris-Lv.-.ılen ayrılarak müstakil birer hükümet kurmak em elin dey diler. İhtı- ’ yar imparator-kıra! Françols Joseph, kendi nOfuzIvle, bu muhtelif milletleri uzun müddet bir arada tutmağa muvaffak oldu. Fakat 1S16 da ölümü
împaratoTiçe Zita ve 8 çocuğu
tasrifle, yerine geçen genç imparator kıral Charles bu nüfuzu devam ettiremedi. 1918 de Almanya - Avusturya -M.~rarlstan zümresi mağlûbolunca, Avushıryn - Macaristan derhal parçalandı. imparator Charles karısı Zita. ve çocuklarile birlikte tsviçreye giderek orada yerilmeğe mecbur oldu.
Tahtı tekrar eie geçirmek te sebbü*ü
Birinci dünya harbinden sonra Avusturya - Macaristan birçok par-ç. !'.'-a ayrıldı. Müstakil bir Çekoslovak Cumhuriyeti kuruldu, bir kısım, topraklar Polonyaya. bir kısmı Yu-gosiavyaya. bir kısmı İtalyaya. bir kışını oh Romanyaya İlhak edildi. Ortada çok küçülmüş ve birbirinden, ayrı bir Avusturya, bir de Macaristan kaldı. Avusturya Cumhuriyet şeklîni kabul etti ve bir Cumhur başkanı seçti Macaristan'a gelince, eski ananelerine çok bağlı olan Macarlar kıtallik şeklini muhafaza ettiler. Fakat müttefiklerin ne Charles’in, ne de Babsburg hanedanına, mensup diğer bir prensin Macar tahtına oturmasına müsaade elmlyeceklerlnl anladıklarından amiral Horty'yt taTal naibi seçtiler. İleride kıral tahta oturun-taya kadar bu naibin iç başında kalın esma karar verdiler
isvlçreye piden taral Charles iki aene kadar burada sakin bir hayat yaşadı Fakat 1920 de, Macaristan'da bulunan taraftarlarının daveti üzerine, tekrar Macar tahtına oturmak İçin talihini tecrübe etmeğe karar verdi. İlk I? kimse tarafından tanınmadan. yoldan çevrilmeden Macaristan* gidebilmekti. Charles bunun İçin kıyafetini değiştirdi, bLr bahçıvan yamağı namına verilmiş pasaportla Va üçüncü mevki vagonla İsviçreden Avusturyaya girdi. Vlyanadan geçerek Macar topraklarına ayak bastı. Kıral Szombalhely’de trenden indi, taraftarlarıyla görüştükten ve mutabık kaldıktan sonra Budapeşteve hareket etti.
Charles Budapeştede kıral naibi Hortyjrl ziyaret etti, yeniden tahta oturmak emelinde olduğunu anlattı. Horty kirala nezaketle bunun henüz ■amanı gelmediğini, Oharlea'ln Macar tali tına oturmasının derhal Çekoslovakya, Yugoelavyu ve Romanya tarafından Macaristan* karşı bir askeri hareket yapılmasına ve memleketin iatUA edilmesine sebebolacağını anlattı, kıralı tekrar İsvlçreye dönmeğe razı etti.
İkinci teşebbüs
Charles İsviçredc Mr sene kadar rahat oturdu. Bir sene sonra, 1921 da yeniden talihini tecrübe etmeğe karar verdi. Bu defa, bir «ene evvelki gibi kıyafetini değiştirerek değil, Macar Mareşali üniforması yle ve yanında kraliçe Zlta bulunduğu halde yola çıktı.
Kıral ve kırallçe 20 ekim 1921 de tıvlçrede Zürlh »ehri yakınındaki Dübendorf hava meydanından bir TtmkSta uçağı ile hareket ettiler. Uçak dört saat sonra Macaristan'da Kont Czlrkay’in şatosu yakınındaki düz bir araziye indi, Evvelceden görüşülerek hazırlıklar yapıldığı için burada kendisini Kont, Macar lıilkÛ-met adamlarından bir çoğu, bu arada Julea Andrassy karşıladı. Kıral ve fa-reüçe bir otomobille şatoya gittiler.
Şatoda da birçok kıral taraftan bulunuyordu, Bunlar Charles ile Zl-ta'yı hükümdar sıtutlyle İstikbal ettiler. O dvardaki kıtaların kumandanı albay Lehar. kıral ve tarihçenin muhafazası İçin daha evvel tedbir ( almışta. Kıralı sel Analı yun kıtalar sadakat yemini ettiler.
Arşidük Otto
Budapeşte’ye doğru
Charles ve Zlta o geceyi şatoda geçirdiler ertesi günü otomobille Öden-
burg şehrine hareket ettiler. Kıral ve kırallçe yolda her tarafta alkışlanıyorlardı. Odenburg'a gelince mevki komutanı general Hergedus ve mevcut askerler kendisini selâmladılar, sadakat yemin! ettiler. Bütün halk kıral ve kırallçeyi alkışladı. Charles ve Zlta buradan trenle Budapeşteye hareket ettiler. Tren Raab şehrine gelince halk büyük tezahüratta bulundu. Asker taral ve kırallçeyi selâmladı, muzlka kiralın marşını çaldı
Fakat bu sırada durumu öğrenen Budapeşte hükümeti tedbir almağa başlamıştı. İlk 1ş olarak trenin yoluna devam edememesi İçin rayları söküldü vc bir kıta asker gönderildi. Fakat bu askerler de kiralın tarafına geçtiler, komutanları yarbay Slnıeny-falvy, kiralın yanındaki kuvvetler tarafından esir edildi. Bu esnada hat tamir edildiğinden tren tekrar hareket etti.
Tren Kornom** vardığı zaman hattaki bozukluğun, tamiri için yeniden bir müddet beklemeğe mecbur oldu. Bu esnada amiral Horty tarafından gönderilen birkaç delege kıralı ziyaretle fikrinden vaz geçmesini, teşebbüsün çok fena netice vereceğini anlattılar. Fakat yapılan görüşmeler hiç bir netice vermedi ve tren yeniden Budapeşteye doğru yola çıktı.
Totds şehri Charles ve Zlta İçin çok hararetli bir İstikbal yaptı, garnizon sadakat yemini etti. Buradan İleride Arkası 5 inci sahlfede)
Eşsiz Mecmua
Bugün Matinelerden İtibaren sûreme
ŞARK Sinemasında
Hıçkırıklarla ve göz yaşlarla seyredilecek ölmez bir sevginin, hazin bir aşkın feci romanı
DANKO PiSTA
Macar Senfonisi
En derin aşklardan | | En büyük heyecanlardan j
Türkçe Sözlü — Orijinal Şarkılı
DEBRECENİ LAJOS Macar Çigan orkestrası va EUGEN STEPAT Rus balalayka heyetinin iştiraki e vücuda gelen, kalblerl müzikle mesteden, gönülleri sevgi ateşi he büyüleyen, İki aşk arasında kalan bir kalbin derin ihtirasını, çıldırtan bir hasretin acı nağmelerini terennüm eden bir aşk faciası.
Baş rollerde: LEYLÂ — SIRMALI KAFTAN, GÖL BAKİRESİ, ÖLDÜREN BAHAR ve KANLI BALALAYKA filmlerinin unutulmaz artisti.
POL JAVOR
V. güzeller güzeli ERZSI SİMÖR 11e MARGİT LUKAES'ln müştereken yarattıkları muazzam bir eserdir.
Gece 1çfn numaralı yerlerinizi evvelden aldırınız. Tek 40380
(Mcndlal Film)
Bayan Mahmurenin çocuğu ..
fazlaca sıkışmış da, hazan Şeri-1 yorlar. Siyah başörtülerini çelenin oda kapısının önünü azıcık nelerinin altından düğümlemış-ıalatıvermiş. Ana®, pantalonurıu kirlettiği için kendi odasında çocuğun kalçalarını, kasıklarını çimdiklerken gürültüyü duyan Şerife hanım terliklerini giymeden odaemdan fırlamış, fırlama-slle beraber de çocuğun ıslattığı yere basıvermiş. Kıyamet de o zaman kopmuş, Bayan Şerife çığlığı basmış:
— Yetişin a dostlar! Ayaklarım sulara gömüldü, cinler başıma toplandı.
Mahmure hanım koşmuş:
— Ne oldu Şerifeciğim? Bir kaza mı var?,. Geçmiş olsun,
— Daha ne olacak hanımcığım? Kapımın önüne bakraçlar dolusu sular dökülmüş, benim dünyalardan haberim yok. Odacığımda sessiz şada sız otururken senin oğlanın viyaklamasını duydum, kendimi dışarıya attım. Eşikten atlar atlamaz dizlerime kadar sulara battım, yepyeni çoraplarım rezili rüsvay oldu. Baksana şu halime!,.
— tlâhı kardeş! Bunda üzülecek bir şey yok ki. Senin kapına bakraçlarla su dökmek kimin haddine düşmüş?,. Bizim oğlan merdivenden çıkarken sıkışmış, kendini tutamamış da sizin eşiğin Önüne desturun bir kaç damla kaçınvermiş. Hadi, sıkma tatlı canını! Üzülecek bir şey yok..
Peki amma, Şerife hanım nasıl üzülmesin şimdi?.. Yağmurdan kaçarken doluya tutuldu. Kapı karşı komşusunun tesliye yollu sözleri kadıncağızı büsbütün küplere bindirmiş.
— Vaaav!.. Demek kİ buraları senin oğlun ıslattı, daha bir ay evvel hamamda gıcır gıcır oğup temizlediğim avacıklanm senin yumurcağın sidiğine battı? Ya şu, sandığın dibinden çıkarıp da âhım şahım giydiğim yeni çoraplarımın hali ne olacak? Ben komşuluk momşuluk tanımam, bugünden tezi yok, hemen hamam parasını, çorap parasını avucuma tıkır tıkır sayarsan sayarsın, yoksa bu evi yerinden kaldırır senin kafana geçiririm karı!.,
— Aman Şerife hanım kardeşim! Sinirlenme, dur bakalım, Çok şükür sen naraya pula muhtaç bir kadın değilsin. Velâkln, mademki arzu ediyorsun, buyur hamama beraber gidelim. Hamam parasının lâfı mı olur? Senin uğruna hamamlar, külhanlar feda olsun. Benim cocuğum bir kaza isledi, ceremesini de ben çekerim elbet..
Karşısındaki böyle alçaktan alınca Şerife hanım susar mi ya? Küplere binmiş, kırbacı vurmuş:
— A kadın! Sen kim oluyorsun da beni hamama götürüyorsun? Ben senin hamam parana muhtaç mıyım? Sen bana hakaret ediyorsun öyle mi?.,
öyleydi, değildi derken, bayan Mahmure ile bayan Şerife sofada saçsaça basbaşa tutuşmuşlar. Bir aralık Şerife hanım can hev-lile merdiven başına koşmuş, alt kattaki odada oturan bayan Ra-biaya seslenmiş:
— Rablacığim huuu!.. Sen kara gün dostu değil misin? Benim İmdadıma kossana!..
Bayan Şerlfeye elli kuruş borcunu bir türlü ödeyemeyen Ra-bla hanım yine alacak isteniyor zannlle ellerini uğuşturarak odadan çıkıp merdivenin alt başından yalvarmağa başlamış:
— Ah benim melek yürekli Şerifanımcığiml Bana bir hafta daha müsaade et. İnşallah cumartesi gilnü bizim oğlan haftalığına alın getirince ilk evvelâ se-' nln paranı vereceğim. Bugün beni sıkıştırma ne olur?.,
— Ayol, ben sent’nn para ma-ra istemiyorum. Vr-rdiğim elli kuruş anam sütü gibi helâl olsun sana. Burada beni öldürüyorlar. Koş. imdadıma yetiş!..
Rahat bîr soluk alan Rabia hanım var kuvvetli» merdivenleri tırmanıp yukarıya eıkmşı. O sırada bayan Mahmure de kafasına tndlrilen bir demirin aeıslle:
—Aaahl. öldüm...
Diye haykırarak yere yuvarlanmış, kanlar boşanmış.
Daha sonrası belli bir şey. Polisler yetişmişler, yaralı Mahmure hastaneye kaldırılmış, bayan Şerife İle bayan Rabia da mah-( kemeye verilmişler.
ler. Yoluk kaşlarım yanmış kibrit çöpile karartmışlar, kömürlü kurşun kalemi tozile gözlerinin sürmelerini tazelemişler Tük-rüklü kırmızı kşğıtla uğuşttıra uğuştura yanakları pancarlarmış, dudakları çjy kızıl. înel taklidi boncuk kolyelerini meydana çıkarmak için mantolarının göğsünü açmışlar Parmaklarının arasında sigara, bir ellerinde buruşuk mendiller. Sigara dumanlarını savurduktan sonra etrafı sapsan bulaşık burunlarını mendillerde uçuşturarak gürül gürül genizlerini temizliyorlar.
Bayan Rabia bir aralık omuzunu duvara yasladı, sol ayağını kaldırıp çarpık ökçeli iskarpinini çıkardı, deliğinden kiril topuğu sırıtan çorabının yırtık yerini ayağının altına kıvırdı ve homurdandı:
— Bîr türlü elim olmuyor ki şu körolasıvı dikeyim. Dün tam iğneyi elime aldığım sırada sen seslendin, yine çorabı dikemedim.
Şerife hanım gözlerini devire devire yaklaştı:
— Şimdi çorabın yırtığını bırak da halimizi düşünelim, Bana olan elli kuruş borcun biraz daha kalsın, üzerine biraz daha para koy d?, bir çorap al. Gel gelelim, şimdi hâkimin karsısında ne söyliveceğiz?,. ,
— Allah senden razı olsun Şerlfancığıml Hani, kavga arasında «elli kuruş anam tütü gîbl sana helâl olsun» dediğin zaman öyle sevinmiştim kİ., velâkln merak etme, inşallah elim genişe çıkınca öderim ben o borcumu,
— A kardeş! Şimdi çorap lâfını bırak da benim lâfıma cevap ver. Hâkimin karşısında ne söy-llyeceğiz?..
— Söyliyecek nemiz var hanımcığım? Neler oldıvse ’ ’ ’
anlatı nz.
— Amma, benim Mahmur en in kafasına ğumu söylemiyeceksin Kendini duvara çarptı, varıldı diyeceğiz.
Rabia hanım kurnaz bit tilki sıntışile bir müddet düşündükten sonra gözlerini süzdü;
— İste burası biraz zot kardeş! Gördüğüm şeyi nasıl İnkâr edeyim? Ya vemin teklif ederlerse?.
— Yeminden bir şey çıkmaz Rablacığim. Eve gidince başında bir ekmek parçalarsın, yeminin bozulur.
— Doğru söylüyorsun amma, başımda parçalanacak ekmeği almak için para lâzım. Bak, ben daha senin elli kuruşunu bile ödîvemiyorum.
Bayan Şerife daha kurnaz çıktı. Çantasından buruşuk b!r Ura çıkarıp Ra Manın avucuna sıkıştırdı:
— Al su lirayı. Evvelki elli kuruş da helâl olsun sana Velâkln içeride söyllyeceğlnt biliyorsun ya!..
— Hiç merak etme Serifanımcı-ğım, Evelallahm Izn’le bülbüller gibi lâf edeceğim orada..
Onlar mahkemeye girdiler, ben de savuştum.
S

Modern hayat artık dedikoduyu da çeşme başından, maiıgal kenarından hamamdaki göbek taşından aldı, ona has ve yeni yerler verdi. Declkodu kadın ruhunun bir gıdan olduğuna göre kadınla beraber kadının girdiği her yere taşındı. Bugün İçin en çok dedikodu yapılabilen yarlerden biri de muhakkak kİ berber salonlarıdır.
Mahalle berberlerinde, Hatice hanimin '
genç nın
Pakize'nin yeni pembe tuvaletinin kaça mal olduğunu, Beyoğlu berberlerinde ise sinema teakld-erinl, balo mevsimine alt hazrhklan. filân canın harımının falan yerden getirdiği tuvaletinin kıymetini, nihayet kabul günlerine alt haberleri duyar sın ız
neden kızının açıldığım.
sonra kocası Ue simitçinin
evlenen aran-gellnl
da
hepsini
demirle, vurdu-tabiî. kafası
Ce Re.
Bu akşam saat 20,30
DRAM KISMİ SANATKÂR AŞKI
KOMEDİ KISMI SÖYLEMELİ Mİ?
da
Bcrber dükkânlarındaki Dudcdıko-du çeşme başı dedikodunun modern tarzıdır Fakat dedikodu sade berber saloniarının malı olarak kalmamakladır. Hsr bekleme yeri dedikodu için imkân hazırlar Bun'ardan biri de doktor muayenehanelerindeki bekleme salonları. Omdaki dedlkcou çeşidi daha başkadır, önce herkes biıyük bir lâubalilikle, karşısındakinin hastalığını sorduktan sonra kimisi başka doktor isimleri sağlık verir, nihayet şunları duyarsınız
— Eniştemin halasının kızımı
buyurduğunuz şekilde şikâyetleri vardı, bu doktor onu senel erce «edavl etti fakat zavallı taze hiç fayda görmedi Avuç doluları para sarfettller, yığınlarla ilâç aldılar. Nihayet (_.) dakl meşhur (_.) nln okuması şıp diye «jütün derdine deva oldu, insan bilse!
Bir başkası dn.
— Ne yapsanız para etmez. İlâçlar büsbütün İşi uzatıyor (...) de bir su vardır, on kuruşa şişesin) dolduruyorlar. en İyisi o!..
**»
Nihayet üçüncü dedikodu membaına bir göz atalım: Terzihaneler...
— Geçen senek! (...) balosunda (-> hanımın tuvaletinin İhtişamı hâlâ gözlerimin önünde. Amma ne yaparsa yapsın o kadıncağıza beyaz tuvalet yaraşmıyor, kukurnsn kuşuna dönüyor.
____ Neco'uun (asb Neci âdın htr kürkü vardı ya... Onu bu sene kürkçüye satmış. Üstüne (...> lira ekllyerek rönar kap alacakmış. İnsanlar ne tuhaf değil mİ hanunefendiciğlm? Sanki aynaya hiç bakmamış. Ona d*Fa-larca söyledim «Necocu&um Acnln boyun kısa, sana öyle tüylü şeflff gitmez.» Bir türlü dinletemedim.
Diğeri cümleyi tamamlar:
_ A vallahi zavallı güzel olsun diye ayı yavrusuna dönecek!..
İşçilerin çalıştığı camekânın arkasından patron salona gelir:
— Hanımefendimiz provanız hazır Emir buyurul ursa..
Tabi! dedikodu kesilir!
HALÛK DUKÜKAL
TEŞEKKÜR
Babamın ebedi ayrılması münasebetiyle mektup, telgraf gönderen dostlanma şükran ve minnettarlığımı arzetnıek üzere muhterem gazetenizin tavassutunu dilerim.
Avukat Reşat Kaynar
Teşekkür
Aziz ve sevgili oğlumuz ve yeğenimiz SEZA GÜNELTn pek genç yaşında ebediyete intikali doIayısUe gerek çelenk göndermek ve cenaze merasiminde b ulumak ve gerekse mektup ve telgrafla acımıza İştirak etm?k lutfunda bulunan yatanlarımıza ve dostlarımıza ayrı ayrı tefekküre kederimiz mâni olduğundan gazetenizin tavassutunu rcca eyleriz, Gt’NEL AİLESİ
Mevlût
Babamız
YAKüP YARAR'ın
İthaf edümefc üzere Şehzade
ruhuna camisinde 23/11/IM5 günü, cuma namazını müteakip mevlût okunacaktır. Arzu edenlerle d astlarım izin teşrifi rica olunur.
Günün eşsiz kahramanları — Zarının unutulmaz yıldızlanma yarattığı tek şaheser
BU AKSAM LALE’ de
GÖRÜNMEYEN GÖLGELER

■Ali Through th« night» HUMPHRSY BOGGART — CONRAD VE±DT KAAREN VERNE — PETER LORRE nin Heyecandan yarattıkları muazzam film. Kahramanlığm güslrdlğl eşsiz bir eserdir.
KADIKÖY SÜREYYA SİNEMASINDA
BU AKSAL'.
1 — İSTİHBARAT NEZARETİ
RAY MÎLLAND — MARJORİE RLYNOLD3
2 —ZAFER Ş ARKISI
ANN MİLLER — JERRY COLONNA
> — KN SON DÜNYA HABERLERİ MMI KMSBC
1.



Günün m evgy İa
İpek kozası işi büyük bir iktisadi dâva olarak ele alınmalıdır
Birinci cihan harbinden evvel İpek Vn*!1" memleket İçin ehem-fcjyetli bir kazanç ve dövla mem-Paı İdi, Bursa nuntakaa, aırf bu tıadde ile, bir kaç bankaya İş tnevzuu temin etmekte, ihracatı Omda bir rol oynamakla beraber, mahalli ve İnkişaf eden btr endüstriye sahne olmakta idi,
Japonyanın 380 milyon ve Kalyanın 50 milyonu yanında mütevazı olmakla beraber, 18 milyon kilo İle, Türkiye de milletlerarası ipek piyasasına LştLrâk etmekte idi.
Birinci cihan harbinden sonra, dutlukların kısmen İmha edilmiş olması ve İnsan hareketleri, değişiklikleri yüzünden yavaş yavaş koza istihsalimiz 300 bin kiloya kadar düşmüş ve ancak yeril sanayiin himayesi sayesinde 1939 da tekrar İki buçuk flç milyona çıkabilmiştir.
Memlekete en çok döviz temin etmeğe müsait olan bu madde, bazı mütehassıslarımızın hararetli bir propaganda mevzuu olmalıdır. Bu hususta bize yol gösteren B. Vasıf Dokuman, neşrettiği çok vâkıfane bir yazıda, evvelce 18 milyon kiloyu bulan istihsalimizi, beş altı senelik metotlu bir hazırlanma ve çalışmadan sonra, 4 misline, yani 70 milyon kiloya çıkarmak mümkün olduğunu İddia etmektedir,
B. Vasıf Dokumanın yaptığı hesaba göre bu 70 milyonun % 10 u tohumluk ve dahilî sarfiyat için ayrıldıktan sonra kalan 63 milyon kilodan, % 10,5 randıman hesablle, 6 milyon kilo ihraca elverişli çekilmiş İpek alınır. Bu da bugünkü ftatleTe değil,' fakat kilosu 20 lira kesafetle memlekete 120 milyon Hra-ffk döviz temin eder, Rakamlar çok caziptir. Eğer işe ciddiyetle Banlırsak, hayal gibi görünen bu betice, bir kaç sene sonra elde •dilir ve ipek. İhraç maddelerimizin başına geçer.
Her hangi bir ziraat mevzuunda haşan elde etmek İçin sermaye, toprağın, iklimin, hava şartlarının müsait olması, devamlı mesai gibi bir çok unsurların birleşmesi şarttır. Halbuki, kozacılıkta, dutluklar beş senede, hiç emeksiz yetiştikten sonra, mutat çalışmanın yanında, başka İşlere hiç bir zarar vermeden, bir az merak ve dikkat He. hemen her köylü âüesl ehemmiyetli munzam bir gelir elde edebilir.
Bilhassa köylülerimiz için muta d toprak İşlerinin yanında, boş mevsimlerde, yardımcı işler ihdası memleketimizin en ehemmiyetli bir ekonomik dâvasıdır.
Bir milletin zenginliği, her şeyden tfVvel. fertlerin çalışmasının mahsulüdür. Biz. maalesef, az, diğer Heri milletlere nazaran, pek az çalışmaktayız. Sanayi sahasında, büyük fabrikalar dışında, evlerde ve kadınlar tarafından, fiile hayatınm -muvazenesi hiç bozulmadan, yapılabilecek pek çok işler vardır.
İsviçre gibi bütün rafahını bazı İhraç mallarına borçlu olan bir memlekette saatçilik, broderl, bazı ipek mensucat, fabrikadan fazla ev sanayii mevzulandır. Kışın uzun günlerinde, tarlalarında iş göremiyen köylüler, evlerinde, fabrikalar hesabına bu İnce İşleri yaparlar ve bu sayede hem kendi mali vaziyetlerini takviye ederler, hem de memleketin ekonomisine hizmet ederler.
Ancak bu tarzda hareket, boş durmanın, umumî İstihsale bütün İmkân ve kuvvetlerle Iştirâk etmemenin. İsviçreli btr insan ldn en büyük ayıp olduğu kametinin mahsulüdür, Fransa-nın en hareketli bir mm t a kası olan Lyon muhitinde de, dünyada meşhur olan İneklf kumaşlar, fabr kalann yanında evlerde de dokunur ve ekseriya bu 1«j Aile reisinin başka bir meşgalesinin bir mütcHTmlmldlr,
Hükümet, harb İçinde, el tezgâhları tevzi ederek, köylümüzü biç olmazsa kendi giyeceği bezleri dokumağa sevketmek İstemiştir. Bu teşebbüs geçici bur faydalar dışında, bilhassa boş m -vlmler İçin köylüye çalışma Ve kazanma imkânı verme fikrine devanmış oha gerektir. Fakat maalesef, harb ekonomimizin en kirli mevzuu olan İplik etrafında dönen dolaplar köylüyü, çalış
madan elde edilen kolay kazanç yollarına şevketmiş tir.
İplik, kasaba v» şehirlerden gelen kara pazar kahramanlarının eline geçince, tezgâhların hareketsiz bırakılması icabetmlş-tlr. Fakat, anormal piyasa şartlan geçince, her köylü evinde bir tezgâhın işlemesi, elde edilecek dokumaların zamanla incelerek, güzelleşerek, piyasaya arzedll-mesl muhtemeldir.
Aynı fikirden, yani köylüyü boş durmamağa, azami Lstihsaîe şevke tm ek gayasinden mülhem Olarak nispeten kolay olan kozacılığa alıştırmak yannm en büyük bir İşi olabilir ve olmalıdır. Memlekette birçok mın takalar bu İşe elverişlidir. Bunları tâyin ettikten sonra, bir nevi kozacılık seferberliği yapmak, seçilen mıntakala-rın ilk mekteplerinde bile bu İşi Öğretmek, halkta yavaş yavaş bir heves, fazla ve emin olarak kazanmak İçin fazla çalışmak arzusunu uyandırmak mümkündür. istihsal safhası hazırlandıktan sonra, köylerde kozaları toplamak, muayyen merkezlerde fırınlamak ve çekmek İşleri kolay tanzim edilir.
Oariptlr kİ. belki harb ekonomisinin yarattığı şartlar yüzünden, ekseriya sarfedllen emek ve sermayeye göre verdikleri neticeler pek mütevazı olan tevzi ve ticaret ofisleri kırduk: fakat asıl istihsal sahasında fazla bir hareketlilik gösteremedik.
Halbuki memlekete refah getirecek olan ancak fazla istihsaldir. Her ferdin umumî İstihsale olan iştiraki ne kadar artarsa, millet te o derece yükselir.
Vasıf dokuman nispeten kolay bir istihsal imkânı üzerine dikkat nazarını çekmekle büyük bir hizmette bulunmuştur. Fakat bu gibi fikirler gazete sütunlarında, kalmayıp hükümet muhitinde ve bilhassa, hamieclllkte başta gelmek istlyen Tarım Bakanlığında alâka uyandırmak dır.
Biz. mevzuun mevcudiyetini İfade etmekle, tabiî ancak mütehassıslarınca bilinen tafsilâtına girmeden, hem memleket menfaatler! için kafasını İşleten bir arkadaşa.,, hem de millî ekonomimize karşı vazifemizi yapmak İstedik.
CEVAT NİZAMİ
Arşidük Otto
(Eaş’,arifi 4 üncü oahlfede)
Blcske'de de aynı hal tekerrür etti. Bu suretle bütün batı Macaristan kiralın eline geçmlç oluyordu.
Kıral esir oluyor
Seyahat ₺u suretle Budapeşte yatanında Bla Torbagy tataayonuna kadar devam etti. Budapeşte garnizonu da taral taraftarı İdL Bunu gören amiral ve Başbakan acele mühendis mektebi talebesini seferber ettiler. Diğer taraftan Budapeşte komutanı ve bazı yüksek zabitler değiştirildiler. Yeni heyet, askerleri kirala karşı yürümeğe razı etti. Bazı çarpışmalardan sonra kıral vo maiyeti güç bir duruma düştüler. Yapılan görüşmeler neticesinde taral teslim oldu.
İptida bir manastıra nakledildi. Üç gün burada kaldıktan sonra bir İngiliz vapuruyla Turadan Karadenlze gönderildi. Denizde daha büyük bir vapura geçerek Boğazlar, Akdeniz, Cebelüttarık boğazı yoluyla Porteklze alt Mader adasında Funchal şehrine nakledildi.
Funchal taşsa havası mutedil, seyyahların çok rağbet ettikleri bir yerdir. Kıra! ve tarallçe bir müddet burada otelde kaldılar. Fakat çok geçmeden paralan tükendi, çok güç bir duruma düştüler. Bu «ırada Portekiz zenginlerinden biri imdatlarına yetişti. Funchal’a bakan dağlar ortasındaki köşkünü oturmalarına tahsis etti.
Charles v» Zlta burada yerleştiler. Fakat köşk çok rütubetll İdi. kışın daimi surette «İs içinde bulunuyordu. Charles çok geçmeden hastalandı. İlk günler doktor getirtemediler. Doktor geldiği saman hastalık çok İlerlemiş, İki taraflı satdrrte halini almıştı. Charles-sarfedUen gayrete raihnen kurtulamadı, Funchal’da öldü ve dağda küçük btr klllrantn mezarlığına gömüldü.
Kırp-frn ölümünden sonra 31 yaşın-da 8 çoruğu. fle dul kalan Zlta iptida Ispanya'ya gitti. bir müddet taral Altona tarafından tahsis edilen bir şatoda oturdu. İspanyada İdare »ekil değişince Snlçlkaya hicret etiller. Burada İJsrkl de Carotz'nm Btee-Dockerseel »atosunda yerleştiler. Büyük oğlu Arşidük Otto »otoya yatan olan Louvan ta İver sitesine davam rt-
ti v$ felsefe doktoru oldu.
1&40 da Almanlar Belçikaya karçı taarruza başlayınca Zlta. oğullatiyie beraber evveli Lizbon'a, oradan Ame-rikaya gitti. Şlnıdl Amerlkada bulun-m aktadır.
Arşidük Otto
Otto »imdi «0 yasındadır. Avusturya v» Macaristan taht lan flrerbıdeta hakla he d an vas geçmediğinden kendini Avuaturya İmparatora ra Macar kıralı «ayıyor. Otto Avrupa harbi bittikten aonra Ameri kadarı lngfîtereye| geknU, «onra lavlçreya gitmiştir. Biri knc gün evvelki telgraflara bakılırsa j o da. baban gibi, talibini denemek ofyettndadlr. — El 1
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR:
Ermenice harflerle fakat
Türkçe yazılı mektuplar
Kuşdili tiyatrosu alkıştan yıkılıyor, seyirciler bağırıyorlardı: «Leylâ hanımı görmek isteriz!..»
ğ,'y'(z, J/a ri!»>wı
S D D O
Leylâ hanımın yazılarından saraya ve Hareme dair hâtıralar
I Ermeni alfabesile Türkçe yazılmış romanlar, Kashar Tüysüzyanm tiyatro- ( su — Çelebi zade Agop efendinin Ermenice harflerle Türkçe kitabı — 1 Yerine getirilemeyen iki emel — Kuşdili tiyatrosunda — «Bir nutuk söyleyiniz Leylâ hanım» — Son günleri — «Dünyada doktora söylemem ha- ; nımefendiciğiml.» — ölümü — Eserleri, saraya dair hâtıraları... ı
Leylâ hanım hakkındakl bu son yazımıza kendisine dair meraklı bLr fıkra İle baştıyalım.
Leylâ hanım seyahatte iken daima İstanbııldaki meşhur musikişinaslarla mektupJaşırdj. Esasen bu kendisi için lüzumlu bir şeydi de... Zira daima şarkı, gazel yazıyor, besteler yapıyordu. Bunları îstanbula göndermek ve oradan da sanat haberlerini almak lâzımdı. Yalnız o devrin meşhur alaturka sanatkârları ve bestekârları Ermeniydiler. Vakıa bunların ekserisi Ermenlceyi bilmiyor, Türkçe konuşuyordu. Lâkin eski Arap harflerile yazıyı da okuyanlar azdı. Buna mukabil bu vatandaşlar bizim eski yazıya nazaran çok kolay olan Ermenice alfabe İle yazı yazmağı pek ly! öğrenmişlerdi.
Leylâ hanım uzaktan onlara mektup yazmak İçin Ermenice-nin yalnız yazısını öğrendi. Muhtelif vilâyetlerden İstanbul-dakl Ermeni musikişinas ahbaplarına daima Ermenice yazı ile Türkçe mektuplar gönderirdi. Bu tarzda yazılmış mektupları pek çoktur.
Leylâ hanım Ermenice alfabeyi de yine aynı dostlardan bellemiş ve pek kolaylıkla buna eli, yatmıştı. Netekim Ermeni musl-. kişinaslar da ona aynı tarzda,' yani Ermeni alfabesile fakat ı Türkçe mektuplar yazarlardı. | Esasen Ermeni vatandaşlarımızın Ermeni harflerle fakat Türkçe yazılmış muazzam bir kütüphaneleri vardır, Nolayan, Tola-yan, Atamyan, Panosyan, Ara-bacıvan gibi bir cok muharrirler bu tarzda, yani Ermeni harflerle Türkçe olarak kocaman ve cilt cilt romanlar neşretmişlerdir. Hattâ yine Ermenice harflerle Türkçe neşredilmiş, tiyatro eserleri vardır. Meselâ Kasbar Tüv-süzyan’ın «Zorla Hekim» tercümesi gibi... Ayrıca Ermeni harflerile Türkçe olarak Nasreddin Hoca külliyatı «Tabir İle Zühre», «Köroğlu» gibi eserler ve yine bu tarzda çıkan «Manztımel Efkâr», «Ceride! Şarkiye» gibi gündelik gazeteler, «Mecmuai Ahbar», «Ce-ridel Ticaret», «Ceridel Havadis» gibi mecmualar, yalnız böyle yazan Dlvarbeklrli Çelebi 2ade Agop gibi mütercimler de görüyoruz, Ancak Leylâ hanım bu usulü’ tamamlle kendi kendine bulmuş, âdeta yeni baştan keşfetmiştir,
Rum bestekârlara ve arkadaşı olan Rum musikişinaslarına İse son derecede mükemmel bir tarzda bildiği Rumcaslle mektup gönderirdi.
Yerine getiremediği iki emel..
Leylâ hanımın hayatta pek büyük iki arzusu vardı. Lâkin bunların ikisini de tatbik edememişti. Biri, kız mekteplerinden birinde hocalık etmekti. Daha genç kızlığından beri bu arzuyu güderdi. Fakat isteğini yerine getiremedi.
îkinctst de büyük mikyasta bir
saz takımına iştirâk etmekti. Bir sanatkâr aşkı ile büyük bir saz takımının içinde çalmak İçin âdeta mukavemet edilmez bir arzu duyardı.
Fakat bu da olmadı. Vakıa hususî mahiyette, yani evindeki küçük heyetlerde çok çalmıştı. Fakat onun istediği daha büyük bir mikyasta olanıydı. Halbuki halktan, kalabalık karşısına çıkmaktan sıkılırdı.
Kuşdilinde..
Meselâ Hürriyetin İlânı sırala-bestesl derhal büyük bir şöhret nnda Leylâ hanımın yeni bir kazanmıştı; Bunu Kadıköyünde Kuşdili tiyatrosunda çalmışlardı.
Leylâ hanımın eserlerinden solmuş çiçekler
Halk güfte ve bestenin sahibini şevkle alkışlamış ve herkes:
— Kendisini görmek isterizI,.
Diye bağırmıştı. Bunun üzerine Leylâ hanıma:
— Aman kalkıp bir nutuk söyleyiniz efendimi., diye rica edilmişti.
Leylâ hanım bunu şiddetle reddetti:
— Katiyen söyleyememl„
Lâkin kadın cemiyetleri mensuplan olan bazı hanımlar kollarına girerek kendisini âdeta zorla sahneye götürmüşlerdi.
Leylâ hanım orada dakikalarca uzun, uzun alkışlandı,.
Son günleri..
izzeti nefsine »on derecede ehemmiyet verir, kimseye yüz suyu dökmek istemezdi.
Sarayda, Meclt efendiye merasim yapılırken o da yanma yaklaşmıştı. Herkes gibi hareket etmek istiyordu, Fakat Meclt efendi onun elini tutarak öptü. Bu gibi vaziyetlerden İstifade etmeği düşünmek şöyle dursun Leylâ hanım bilâkis saraydan ayağını kesti. Son zamanlarda oraya gayet seyrek gider oldu.
Tenhalarda, musiki, şiir ve hastalığfle meşguldü. Doktor kendisine kati perhiz tavsiye etmişti.
Hizmetçileri onu ton derece severlerdi. Bir gün yine gayet güzel yemek pişlrmlşlerdi, Halbuki aynı günü doktor bas y&-m^klerl daha vaşak etmişti
Hizmetçi odaya girerek LoylA hanıma:
— Yemek ham efendim!.. dedi.
Leylâ hanım perhtsl düşünerek sordu:
— Ne yemek var?, •— Hep »evdik!erinfe.
Böyle söyliyerek hizmetçi yemekleri birer birer saydı. Leylâ hanım:
— Yiyemem!., dedi.
Hizmetçi şaşırmıştı. Saydıkları hep hanımefendinin pek sevdiği yemeklerdi. Cevap verdi:
— Çok güzel pişmiş ama efendim?.,
— Olmaz Doktor yasak etti...
O zaman hizmetçi güldü:
— İlâhi hanımefendiciğim... Burada bir siz varsınız, bir de ben.. Doktor nereden görecek ki?.. Vallfihl söylemem!
Leylâ hanım, hastalığına rağmen bol bol güldü,..
Kadın ediblerimiz ve musikişinaslarımız arasında mühim bir mevkii olan Leylâ hanım 1936 yılı kânunuevvelinin altıncı günü vefat etmiştir.
Matbu eserleri: Solmuş çiçekler, Haremi hümavun ve Sultan saraylarına ait hâtırat. Seyahat hâtıralardır. Büyük bir musiki eserleri tabı yurdu, onun musiki eserlerini, güfte ve bestelerini «Leylâ hanım külliyatı» ismlle toplayıp fasıl fasıl basmıştır.
Leylânın bilhassa saraya ait hâtıraları çok mühimdir. Zira «Haremi hümayun» u bütün âdetlerine, en ince teferruatına kadar «muharrir kadın» olarak ondan başka gören ve yazan hemen hemen olmamıştır, denilebilir.,.
Hikmet Feridun Es
RADYO
ANKARA RADYOSU
Bu akşamki program
18.00 M. S. ayan. Radyo dans orkestrası, 18.30 Konuşma, 18.45 Saz eserleri, 10.00 M. B. ayarı, Haberler, 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Müzik (p!.), 19.45 Tarihi Türk müziği. 20.15 Radyo Gazetesi 20.45 şarkılar, 21.00 Konuşma. 21.10 Şarta ve türküler, 21.30 Konuşma, 21.45 Radyo Senfoni orkestrası, 22.30 Konuşma, 22.40 Müzik (pl.), 22.45 M- 8. ayan, Haberler.
Yar m sabahki program
1.30 M. 8. ayarı, Müzik (pl.), 7.45 Haberler, 8.00 Müzik (pl.), 12.30 M. S. ayan, Milzik (pl.), 12.46 Haberler, 13.00 Radyo salon orkestrası.
Türlüye Ecnebi
Senelik 2800 kuruş 8400 kuruş
0 Aylık 1600 ■ 8900 »
3 Aylık 800 * 1800 >
Adres tebdil! İçin elli taıruşluk pul gönderilmelidir Atan takdirde adres defti «tirllm ez.
Telefonlarımız Başmuharrir: 205B5
Ytua İğleri: 20105 — tdare: 90881
Müdür: Î04P7
Zilhicce 17 — Kasım 16 tmsaK Qflneç öğle İkindi Ak Yahni B. 13.26 3.10 7.14 9-45 12.00 1.36 V. 8.12 8 86 12.00 14.31 15.46 18-22
İdarehane BabıAll elvan
Acımusluk Sokak NO 13
İSTANBUL HAYAT! :
Saygısızlarla savaş derneği sen neredesin?
Bir müddet evvel gazeteler Istan bulda «Saygısızlarla savaş demeği» adile bir cemiyet kurulduğunu haber verdiler, derneğin yapacağı faydalı işleri ballandıra ballandıra anlattılar Aradan zaman geçti; gazete sahnelerinde şatafatlı yazılarla, beyanatlarla, parlak vaitlçrle bir kaç gün ballandınldjktan sonra, balını tatmak şöyle dursun, peteği bile görülmeden kaybolup unutulan bir çok işler gibi, bu da uzaktan gelen davul sesi tesirile kulnklanmızı ok®adj ve unutuldu.
Şimdi buyruıı. beraberce sokağa çıkalım. Saygısızlığın en-vaını görmek için uzun uzun dolaşmaya lüzum yok, bîr duraktan tramvava binip öteki durakta inmek kâfid:r.
— Bayan! Buradan binmek yasak. Arka kapıdan bin..
— Ayol, ben gebeyim. Arkadan srk'stırmaya tahammül edemem.
İrj yan, armut suratlı bir adam homurdanıyor,
— Hanım! Sen gebesin anıma, bak. benim karnım seninkinden daha büyük.
Arka taraf ana baha günü.
— Bayım, biraz müsaade et biz de girelim!..
— Nereye gireceksin yahu? Bari biraz küçül de gel karnıma ff!r.
— Ya. öyle mi? Bak biz nasıl gireriz!.. Mustafa! Sen geriden dayan bana..
— Oof„ karnım patlıyor.
— İtmeyin avol. ölüyorum ben..
Ya içerinin hali?..
— Bay! Terbiyesizliğin lüzumu yok, kendine gel!..
— Ağzını topla hanım! Ben terbiyesiz değilim. Ne yaptım sana?..
— Ayol, üzerime ne çullanıyorsun. sırtıma mı bineceksin?.. Ellerinle yaptığın terbiyesizlik nedir?,,
— Ellerimin ne güııaln var bayan? Bilet almak için para çıkaracağını. cebimi kanştırıyo1-rum.
— Senin cebin benim kalçamda mı?..
— Gürültü yapma hanım! Senin kalçan var dive biz cebimizi aramıyacak mıyz? Tramvava binen insan her sevi göze alı- da öyle biner. Kalçanı yemedim yal..
— Hoşt, köpek!.. Senin ağzın ona lâyık mı?..
Uzun boylu bir delikanlı ortadaki direğe sırtını yaslamış. Tramvay sarsıldıkça sağdan soldan eller uzanıyor:
— Bayım, müsaade ediniz de şu d'reğe tutunalım.
Sert bir azar:
— Tutunacak başka yer bulamadınız mı? Tramvayda rahat edemiyorsanız otomobile bininiz,
— Ayol, tramvay sallandıkça kucağımda çocuk ezilivor Biraz çekil de direğe elimi il’ştireyim,
— Çocuğu doğururken bana mı sordun bayan?..
— Evlâdan. İhtiyarım. Ayakta duracak halim yok. Biraz müsaade et de şu pencerenûı kenarına yaslanıvereyim. Dua ederim sana.
— üfürükçülük yasak oldu teyze. Dıfa nıua sökmez burada. Acelen neydi de erken doğup ihtiyarladın? Ananın karnında beş on sene daha oturaydm.
ön tarafta da münakaşa hararetleniyor:
— Müsaade ediniz de ön kapıya geçelim. İlerideki durakta fneceğiz,
— tnecektiniz de ne diye bindiniz? Sizin keyfîniz için herkes rahatını mı bozacak? Nasıl hindinizse öylece inersiniz. Kılırra bile kıpırdatmam vaBalıl.,
— Hanım kızım! Sen nasıl olsa oturuyorsun, şu çocuğu da yanına alıver. Giicüm yetmiyor ki kucağıma alayım. Sıkışa sıkışa boğulacak vaiTucak..
— Aaa.. Terbiyesiz kadııa bak!.. Ben çocuktan nefret ettiğim İçin kendim cocuk yapmıyorum; bu da gelmiş elâlemin yumurcağını bana musallat ediyor,
Gûya İkinci durakta İnecektik amma. İnemedik iste. Buyrıın yine beraberce eli kulağa atıp hep bir ağızdan okuyalım:
«Saygısızlarla savaş derneği sen nere-tesin?,) »Kim bilir hangi $"arda. hangi ıssız ver:te-t,'î..n
Cemal Refik

sanıte •
A S 9 A M
fl W
ıî HER AKŞAM I İ BİR HİKÂYE I
BAYILMAK
İlk komşu olarak onu gördüm. Al-1 tımızdaki katın balkonuna çıkmıştı.! Yukarıdan başı, plâtln renkli saçları görünüyordu. Sırlında etekleri uzun bir sabahlık vardı. Kelıarmda kocaman kocaman bilezikler güneş ışığında ışıldayıp duruyordu. Sanki yukarıda birisi olduğunu hissetmiş gibi başını kaldırdı. O zaman y üşün il de gördüm. Geçkince olmakla beraber hâlâ güzelliğinden tatlı hâtıralar sakliyan bir kadındı. Biraz sonra balkona iri yarı bir erkek çıkti. Ağzında yaprak sigarası vardı. Yan yana durdular. Ve blrşeylcr konuştular
Erkek ikide bir:
— Fakat nasıl olur güzelim?., diyordu.
Kadın ısrar ediyordu:
— Pekâlâ olur... Neden cHmkyaealt-aıış?..
Erkek âdeta yalvarıyor:
— Fakat döşün bir kere!.. Kabil değil ki..
— Söyleme... Söyk'me üstüme fe-■alık geliyor!..
Kadın bu sözlerden sonra içeriye girdi Ve bir müddet sonra da alt katta bir gürültü koptu:
Eyvahlar olsun!..
— Yetişin.., Hanımefendi bayıldı!.
— Naçiyeclğim... Şekerim.., Dur dinle... Peki,.. Dediğin olsun... Kendine gel güzelim!,. Bak beinlm.. Sevgili kocan... Tanımadın mı beni?.
Hizmetçinin çığlığı yeri göğü indiriyordu:
— Yetişin udostiar bayıldı.., Bayıldı .. Hanımcığım bayıldı.*.. Bir tanecik nanımcığim bayıldı!..
Kalın, çatlak bir kadın sesi:
_ Ciğer parem bayıldı adoştlar,. Ciğer parem bayıldı!..
Erkek sesi:
— Naclyeclğim... Vallâhi kabul ettim* Peki canım... Daha da olmazsa taksitle alırız . Sen aç şu güze! gözlerini... Kendine gel...
Nihayet ses şada kesildi. Ertesi günü adamla kadın bir otomobille çekip gittiler. Döndükleri zaman kadının omuzlarında İki gümüş tilki vardı.
I — Yorgunum... Şimdi sırası mı?., .1 Tarzında birşey söyler» 'aidin îıe-ı men çareyi yüne bayılmakta bulurdu, ı — Aman.. Kolonya yetiştirin.,
— Taze ölüyor L
— Doktor çağırın... Tazecik elden ! gidiyor!..
ı Sözlerinden sonra «Tazecik» elden ı gitmezdi dc baloya giderlerdi.
Bu hal böylece uzun mtiddet de-■ vam etti. Ve belki de çok daha fazla , sürüp gidecekti. Fakat bir gün aşağı komşunun hizmetçisi, köşedeki tüccarın evine kaçtı.
İşte o zaman komşumun arn »♦»*-fa yayıldı.
Hizmetçi gezip tozduğu yerde sun-lan anlatıyordu:
— İlk zamanlar cömertti. Her bayıldıktan sonra bize ikişer buçuk Ura verirdi. Tabii yalancıktan bayılıyor... Biz de aYetlşln tazecik elden gitti!.» diye o kadar çene yoruyoruz, dilimizde tüy bitiyor... A Allahın kulu çıkar da beş lira ver değil mi?., Her bayılma fesimi el birliği İle yapıyoruz. Sonunda, sen bir kürk kopan-yorsun... Biz iki buçuk lira ha!.. Hem doğrusunu İstersen onun isi daha kolay... Yattığı yerde gözl'rinl kapayacak. Bİ2 halbuki yırtım yittim yırtınacağız!.. Bizimki çok daha zor!.. Doğrusunu isterseniz biz oynuyoruz, o parsayı topluyordu. Dayanamadım hanım... Dadısı da «Her bayılma faslında beş Hra almazsam bağırmam.., Yırtınmanı... İki buçuk llra için boğazını parçalamam!..» diyormuş.
tşte böylece komşumun İkide bir bayılmasındaki esrar meydana çıktı.
Şimdi evde I:i7amet kopunca herkes birbirine soruyor: «Acaba kürk mü istiyor, yoksa elmas mı?..»
s geçinmenin bir yolunu bul-
Topkapı sarayında görüp duyduklarım
YBNANLI İKİ KAHRAMAN
Fatih neler yerdi? — Eski cam sanayiile şimdiki cam sanayii — Kösem Sultanın boğulduğu oda — Zeytinyağı küpleri — Hareme gidelim Hareme...
Son harbde biri memleketin içinde, biri memleketin dışında yararlıklar gösterdi
Sonra kendilerile dost oldum. Hakikaten iyi İnsanlardı da.. Yalnız kadın biraz müsrifçe İdi. Ve eğlenmeğe fazla düşkündü.
KendiKrlne sık sık gidip geliyordum. Bazan benim yanımda da ko-cari.e öteberi almak meselesinden münakaşalara girişlikleri oluyordu.
Bir kere de tam onlar münakaşada ik ıı üstlerine' gelmiştim. Bu bir tek leşli yüzüğün hikâyesi lal. Kadın:
— Kelepir!.. Neden almıyalım?.. Bundan daha büyük fırsat olur mu fa’.. diyordu
— Canım güzelim. Sen «Baba deve bir akçeye.. Alamam oğlum, alanı im* . Deve 1000 akçeye... Alırım oğlum alırım! .» hikâyesini bilmez misin?. insanın kelepirlerden bile istifade edemiyec*ğl ban vaziyetler vardır, Bilmez misin?.. Sonra yine bazı zamanları olur ki en pahalı şeyleri bile almaktan çekinmez!
Ben onları ekseriya böyle çekilirlerken bırakırdım.
Kendi katıma çıkınca biraz sonra aşağıdan feryatlar başlardı:
— Bayıldı, bayıldı!.
— Hanımcığım bayıldı!..
Hizmetçiden sonra hanımın intlyar da.uının sesi yükselirdi:
- Ah elceğizimizde büyüyen bir lokmacık kısım ölüyor.. Yetişin dostlar! ..
Ve en nihayet kocanın bağırışı:
— Naciyeciğim.,. Merak etme.,. Peki dedik ya... Hele bir sabah olsun... Aç o güzel gözlerini nonoşum .. Aç... Bak kocan karşında şekerim... Yâaa... Sinirlenme şekerim... Hele ‘abalı olsun, hayır olsun!,,
Ve erteol günü karı kocanın akşam üstü ya bir çok paket'trle. ya yeni şapka kutu’arile veya paketlenmiş başka kutu'->rln eve döndüklerini görürdüm.
Bozan da komşumun Karısı bir yere gitmek L:t?r. bunu kocasına teklif 'der. aö«u:
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Sesini kesmez.
2 — Bir meyva - Çfmber.
3 — Açmak.
4 — Çocukları korkutan - Mefhum.
5 — Dırıltı yapar.
6 — Başına «D» gelirse biiyiik baba olur - Fakat.
7 — Lezzetine bakmak - Yemek.
8 — İnşaat mesleğine alt - Cefa.
9 — Ermiş - Nezaketli.
lö — İslâmm şartlarından - Lâtife.
GECEN BULMACANIN HALLİ Soldan sağa ve yukarıdan aşağı: 1 — Baleheyetl, 2 — Ayakoyunu,
" — Lâyetenahi. 4 — Eke, Oradan,
3 .
5 — Hotoz. Nlfa. ö — Eyer. Diri, 7 — Yımanl, Üşü. 8 — Enadlıüm. 9 — Tuhaflş, Çü, 10 — İna, Üzüm
—Ha, GömSe’üş —
BİRİNCİ SINIF GÖMLEKLİ Sirkeci Hamldlye cad 21
İHHBKA Tel: 2009GMBKHKİ
Zayi — Sultanahmet askerlik şubesinden verilen askerlik tezkerem ve nüfus kâğıdımla birlikte iki bin liralık senedim knybofmuştui- Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Vefa caddesi Muhaddls sokak 12 No. Celâl Fırıncı
MUKADDES YALAN
Yazan: Leon âl ali cet
. i ■ T ■■■ ■■■ , Tefrika
— İşte oldu, başardım. — dedi. — Fakat galiba bütün nebatı, köklyle birlikte çıkardım. Ne kadar ağır. Her hnl.‘e diblnd? toprak külçesi olacak Pek ağır. Acaba buna ne takıldı?
Sonra birden dehşette haykırdı:
— A? Bir ceset!
Suyun sathına Berlingot’nun cesedi gelmişti.
Genç kız, dehşet içinde ona doğru koş’ u.
— Kuzum, Anie. yaklaşma, bakma, sln'rlerin bozulur. Bir çocuk cesedi.
Kız. görmek İstiyordu. Pierre ise. onun Madam Dandcvllte İle beraber kalmasını, bu işle alâkadar olmamasını İstiyordu.
— Çocuk boğulalı her halde çok ölmemiş. - dedi.
Verguals, kendisini suya altıktan sonra, çocuk bir daha suyun sathında görünmediğine nazaran, derhal, dipte su çiçeklerine takılmış olacaktı.
Pierre:
— Ayakları da çıplak! Elbiseleri de İlme ILme! Dilenci gibi bir şey. - dedi
Arkalarından bir ses duydular:
— Dilene! gibi mi?
Çeviren: (Vft . NÛ)
No. 37—■■■
Pierre, dönüp baktı, La Route’u tamdı.
— Sen misin, La Route? Gel bana yardım et.
La Route, kafasına bir balyoz inmiş kadar sersemledi. Eğilip baktı ve şöyle düşündü:
«— Berilngot ölmüşt Muhakkak Verguois onu öldürdü.»
Pierre haykırıyordu:
— Gelip yardım etsene! Niçin öyle şaşkın şaşkın duruyorsun?
Serseri çocuk yaklaştı. Çok geçmeden Berlingot’nun cesedi, otlar üzerine yatırıldı. La Route, sapır sapır titriyor, dişleri blrlblrine vuruyordu. Bu çocuğu tanıyıp tanımadığı hakkında, Pierre kendisine sual sorunca, o tanıdığını söyledi. Ve İsminin de Berlin-pot olduğunu 51âve etti.
Anle, bu sefer büsbütün alâkadar oldu.
— Berlingot ha? Vah zavallı Berlln-gotl Sepet satan Lamblnln oğludur. •Şarkı söylerdi.
— Evet, matmazel. Demin buralarda dolaşıyordu. Bir kazaya kurban gitmiş olacak. Annesi de eşek araba-
lfMO senesinde Itaiyaniur Yunanistan» hücum ettikleri zaman Yunanlılar için İtalya İle anlaşmak imkânı vardı, itakat yedi milyonluk Yunan millet! İtalyava tabi olmağı kabul etmektense, kırk beş milyonluk îtalyaya, yanmyamalak müsell&h olan kuvvetlerile karsı koymağı tercih etmişti.
Kışın, eli ayağı donmak üzere olan askerler ve köylüler Plndtıs dağlarının karla örtülü geçitlerinde toplan sürükllyerek yeni mevzilere yerleştiriyorlardı. Kadın ve çocuklar sarp uçurumlardan İtalyan askerleri üzerine kaya parçalar! yııvorlıyorlardL EkserİEİ ancak süngü ve pala ile mü-sellâh olan köylü çetecileri, İtalyanın mükemmel müsellâh alaylarını paniğe uğratarak kaçırıyorlardı
Daha sonraki hRrblerde de Yunanlılar aynı fedakârlığı ve cesareti göstermişlerdir. Bu muharebelerde şöhret bulan bazı simalar İngiltere ve Amerikada dahi ziyadesile dikkat ve alâkayı çekmiştir.
Bunların arasında Tsagentes ailesine mensup Yani ve Hrlstodulos isminde İki kardeş vardır. Bunlar iik defa 1935 senesinde kıratlığa karşı cumhuriyetçilerin yaptığı savaşta nam kazanmışlardı O zaman iki kardeş subay bulunuyorlardı.
Cumhuriyetçilerin tarafını tutarak savaş yapmışlardı. Venlzelos bu cumhuriyetçi harekette muvaffak oia-mıyarak Fransaya iltica edip burada öldükten sonra, kendisinin hararetli taraftarı otan iki kardeş şiddetli takibata uğramıştır. Bunların kılıçları alınmış ve üniformaları çıkarılmış, kendileri sokaklarda gezdirilerek kirala İhanet ettikleri ahaliye anlatılmıştı.
Bir hayli zaman iki kardeş inziva köşesinde yaşadıktan sonra tekrar nam kazanmak için fırsat bulmuşlardır. İtalyanların hücumu mlinasebe-tile umumi af ilân edilmiş olduğundan, İki kardeşin asker! rütbe ve kılıçlan kendilerine iade olunmuştur.
Arnavutlukta İtalyanlara karşı Yunanlıların kazandıkları zaferlerde iki subay kardeşin cesaret ve dehâsı mühim rol oynamıştır. Daha sonra Makedonya ve Garbi Trakya muharebelerinde dikkate şayan yararlıklar göstermişlerdir.
Yunanistan tamamile Almanlar tarafından İşgal edlldiken sonra iki kardeşten Hrlstodulos bir yolunu bulun memleket ve Mısır-
o zamana alt İstanbul mamulâUdır.
Bir gazeteci arkadaş dayanamıya-r&k mırıldandı:
— Bir şu güzelim eşynın zarafetine bakınız, bir de şimdiki cam mamulatımıza... Cam sanayiinde ilerlemek şöyle dursun, ne kadar gerilediğimizin canlı bir misali!..
Bu sırada Refik Halld Karay’ın sesini duyduk:
— Vali bey — diyordu — arkadaşlarım harem dairesini gezm'-k istiyorlar,,.
Diğer arkadaşlar da Refik Halld Karay’a iltihak ettiler:
— Hareme gidelim hareme!..
Fakat dolaşacak daha bir çok yerlerimiz vardı. Bir taraftan da hava kararıyordu. Bir mu2lp arkadaş atıldı:
— Ortalığın aydınlık olduğu sırada gidemediğimiz hareme, karanlkta mı gireceğiz...
Az sonrt
Vatı ve Belediye Başkanı Dr. Lûtfl Kır dar. bu defa, aylık basuı toplan-Uetnı Topkapı sarayında yapt. Mak-sad da. bakımsızlık yüzünden har ab-olmakta bulunan sarayda son dört beş sene içinde yaplan düzenleme ..............
göstermekti.
Her tarafı denize nazır tik.. Fakat girdik, neler _ . _
daşlar ne espriler savurdular biliyor musunuz? Yanımızda olmadığınız İçin tabii ne gördünüz, ne de duydunuz. İşte ben şimdi sizi, şu sütunlarda meslekdaşiurla beraber gezdireceğim.
Toplandığımız odada, bütün arkadaşlar Valinin — her zamanki gibi — muhtelif İşler üzerinde izahat vereceğini bekliyorduk. Fakat o:
— Arkadaşları İzahatı başka bir güne bırakalım da hava kararmadan _ ..
sarayı gezelim... dedi. > Az sonra harem dairesinde idik,
İşte bu sırada sağımda oturan bir Birbiri İçinden geçe geçe bir sürü karikatürist arkadaşın yüzünü bu- odalar aşıyorduk. Müze müdiırii ha-ruştıırduğunu gördüm. Çünkü biraz rem dairesinin 250 odadan ibaret ol-evvel elindeki kâğıt üzerine kurşun duğunu söyleyince: kölemle kaçamak olarak yapmağa — Her halde sabaha kadar harem başladığı müze müdürü B. Tahsin’in dairelerinden çıkamıyacağız. karikatürünü tamamlamasına Im.iân Diyenlerimiz oldu. Fakat görülecek kalmamıştı, yerlerdi buraları doğrusu... Bir ta-
— Bak, diyordu, tam da burnunu raftan da gezdiğimiz yerler hakkın-çiziyordum. Bir daha onu karşıma da izahat veriliyordu: şurası Valide nasıl oturtabilirim... Sultan'ın yemek odası... Şurası Kö-
_ onarma ve faaliyetini gazetecilere
gezdik, Fatih köşkünün taraşında da yedik Iç-nasıl gezdik, nerelere gördük, gazeteci arka-
Yunan ölüm tugayı komutanı albay Hrlstodulos
nasıl meydana çıkarıldığını yerlerinde göstere göstere o'î gîzıhrer Val Eı müze müdürü lrnhat vctiy-'tiird
Fatih köşkü*.ün cuoize naz*: taraşına geldiğimiz vakit arkadaştar
-- Oh!... diye geniş bir nefes aldılar
Arkadaşlardan biri. Hayat ismile yadedllen bu tarasın hakikaten ıa-yata hayat kattığından bahi-’der-k:
— Fatih de, dedi, amma da güzel yer bulmuş!..
Yan tarafta bir masa üz'rine tertiplenen pastalarla limonataları işaretle ilâve etti:
— Burada da yenmez mi, içilmez mi ya!..
Bu konuşmağa kulak misafiri o*an mü2c müdürü B. Tahsin:
— Size Fatih'in zevkinden ufak bir misal vereyim... diyerek anlatmağa başladı:
— Tarihi vesikalardan anlıyoruz ki Fatih, burada balık, balık yumurtası, ıstakoz yermiş...
— Allah Allah, dedim, bunlar ne gibi vesikalarla anlaşılıyor?
Müze müdürü cevap verdi:
— Elimizde o vaktin yemek Listeleri var...
Diğer bir gazeteci arkadaş fısıldadı:
— Doğru!.. Burada tereyağında yumurta yenmezdi ya...
B. Tahsin:
— Onu da yiyen var.
Dedikten sonra sözünü tamamladı:
— Kanuni Sultan Siileymanın ise burada kaz kızartması, kaz yumurtası gibi Fatih'in yediklerinin tamamen zıddı şeyler yediği yine mevcut vesikalardan anlaşılıyor.
Bu, birbiri içinden geçilen, içinde hamamı da bulunan odalar o kadar karanlıktı kİ bugün elektrikle aydınlatılmış olmasına rağmen insana kasvet vfrlyordu. Bir de o zaman elektrik olmadığını düşünelim!.. Bu odalarda geçen saltanata esaret demek daha doğru olmaz mı?..
Saltanat devrine alt arabaların bulunduğu kısma geldiğimiz zaman arkadaşlar:
— İşte, dediler, o zamanın lüks otomobilleri...
İçleri atlas kaplı, camlan kalın, büyük büyük tekerlekli ve Yüksek kapalı binek arabaları üstünde, o devre alt arabacılar da manken halinde oturuyorlardı.
Bir araba gördük:
— Bu kimin arabası İmli acaba?
Dediğimiz zaman yine müze müdürü B Tahsin’in cevabı imdadımıza yetişti:
— Abdülhamld'in arabası!. Bu arabanın hususi bir tertibatı vardır İstendiği anda arabacı, yanındaki bir yaya basarak hayvanlan şplıver mekte ve arabayı hızla giderken fren yaparak birdenbire durdurabilmektedir.
Abdüihamid’in, bomba hâdisesinde, bu arabada —’i'*unu öğrendikten sonra bir arkadaş:
— Aman, dedi, şunun minderlerine bakın. Klmbiür ne yumuşaktır. Belki de kuş tüyüdür.
Mindere şöyle bir el attım. Tahminin tamamen aksine olarak onu taş gibi katı buldum Bizim istihbarat şefi Mustaf Ragıb:
— Neden katıdır biliyor musunuz?
Bundan sonra cam ve kristal eşyaların bir eraya toplandığı bir kısma geçildi. Vitrinler içindeki tabak, fincan, nargile şişeleri vesair zücaelye eşyasını hayran hayran seyereder-ken arkadaşlardan biri sordu:
— Bunlar, dedi, nerelerdin getirilmiş acaba?..
Müze müdürü cevap verdi;
_ — Bunlardan pek çoğu o zamanlar İstanbul’da yapılmıştır
Müzeden başka bir memur:
— Meselâ, dedi, şu gördüğünüz bardak, şu nargile şişesi, şu fincan
— dedi — Fazla yumuşaklıkta kendisine rehavet gelip de uyuklamasın diye...
Ölümden son derece korkan Abdiil-hamid'in öldürecekler diye mütemadiyen oda değiştirdiğini hatırlıyarak arkadaşımızın bu esprisini pek yerinde bulduk.
Kubbealtı diye bir yere girdik. Burası Sadrâzam ve Vüteranın toplanıp iç ve dış siyaset hakkında karnr-I lar verdikleri verdi. Dört taraflı duvar dibinin minderle çevrelenmiş bu-
lunduğu bu kubbealunaa tam karşıya gelen bir kafesli pencere vardı.
— Bu pencere nc imiş! diye düşünürken izahat verdiler:
—■ İşte padişah da müzakereyi bu pencerenin arkasından taklbederdl.
Rahat minderleri İşaret eden bir arkadaş:
— Bunların üstünde oturmak insana uyku verir!
Deyince diğer bir arkadaş cevabı yapıştırdı:
— Zaten uyumadılar da ne yaptılar kİ... *
Hava iyice kararmıştı. Artık çıkıyorduk. Yo! üstünde bir kaç tane büyük küp gördük.
— Bunlar da ne?
— Zeytinyağı güpleri imiş!..
Diye verilen bir cevop. doğrusu hepimizin zeytinyağına karşı olan muhabbetimizi kamçıladı:
— Ah. dedik, bunlar şimdi dolu olsaydı!...
Arkadaşlardan biri:
— Avcunuzıı yalayın, dedi, nerede bu bolluk.. Çimdi bunun gibi koca koca kiip’erl zeytinyağı dolu insan nerede?,.
Arkadaşın bu sözü cevapsız kalmadı:
— Vardır amma, bunlar bence, bugünkü darlığı yaratan karaborsacılardadır.
Cemuleddin BİLDİK
daLİ Müttefik kuvvetlere iltihak etmişti. Kardeşi Yani dahilde mukavemet ruhunu devam ettirmek maksa-dilp. Yunanlstande kalmıştı. Yani her türlü zorluklara rağmen, halkın düşkün olan ruhunu örten küller arasında kıvılcımlar bulmağa ve bunları müstevlileri yakacak alevler haline getirecek surette körüklemeğe çalışır.:' ve muvaffak olmuştur.
Evini barkını kaybederek dağlara çekilmiş olan Yunanlılardan küçük çeteler teşkil ederek İşe başlıyan Yani, sonraları dağlardan inerek müstevlilere baskınlar yapmağı kendisine İş edinmiştir.
Bu hareketler halkın mânevi kuvvetini canlandırmış ve şehir ve kasabalarda gizil komitelerin teşkil edilmesine yol açmıştır. Bunların mensupları müstevlilerin münakale v» iaşe işlerini baltalamakta ve fırsat buldukça hücum etmekteydiler.
Müstevliler bu hareketlerin başında Yani olduğunu öğrenmiş olduklarından. bunu yakalamak İçin her türlü çareye başvuruyorlardı. 1943 senesi martında Yanl'nln gizil bir toplantıya Iştlrâk İçin Atlnanın varoşlarından birine gelmiş olduğu polis tarafından öğrenilmiştir.
Polisler evi bastıkları zaman Yani, elinde revolver olduğu halde dışany» fırlamış ve beş polis öldürdükten sonra. kendisi de yağmur gibi üzerin» ge’en kurşunların teslrlle ölmüştür.
Yanl’nln vefatı üzerine bütün Yn-nanistanda matem tutulmuştur. K*-hlredekl Yunan hükümet dairelerinde bayraklar yan direğe indirilmiştir.
İkinci kardeş Hristodulos'a geline», bu a dam .Mısırdaki Yunanlı subaylardan 300 kişilik bir ölüm taburu teşkfl etmiştir. Bu subaylardan her biri tek bir arkadaşı kaim ayın cıy a kadar dövüşmek İçin yemin etmiştir.
Zaman geçtikçe bu taburun mevcudu yeni gönüllülerin iltlhatayle büyüyerek bir İntihar tugayı haline get-mistir.
İngiliz mareşali Montgomery b« ölüm tugayını ordunun plştan olarak kullanmıştır Bu hizmetlerde tugay büıâik muvaffakiyetler kazanmıştır. Albay rütbesinde olan Hrlstodulos Tunustakl harekâtta Gabes şehrini baskınla zaptederek İngiliz ordusu gelinciye kadar burasını rnuhafa» etmişti. Müttefikler Atinaya girdikler! zaman, en önde bu ölüm tııwaji yürümüştü.
Parthenon üzerine tekrar Yunan bayrağını diken bu adam olmuştur.
P.
sında hasta yatıyor.
— Haydi sen koş, Pierre, Sedan polisine haber ver. Ben de Lamblne'le uğraşacağım.
La Route uzaklaştı. Kendi kendine şöyle düşünüyordu:
«— Ne yapmalıyım? Ne demeliyim?»
Sonra, Louıse aklına geldi. Bu sevdiği kadın, hakikati öğrenirse, muhakkak kİ kahrolurdu. Ona öldürücü darbeyi kendi vuramazdı. Kocasının kaatll olduğunu faşedemezdi. Louise, ona bu derece iyilik yapmışken, o Loulse'e bu kadar fenalık yapamazdı.
Birdenbire yumruklarını sıktı:
Vazifemi yapacağım.» diye söylendi
örfün İçin vazifesini yapmak, susmaktı. Hakikati gizlemekti.
XVT
Bir saat sonra. Lamblne. oğlunun cesedlnLn yanına geldi. Zavallı kadın, diz çöktü, hıçkırıkları konuşmasına mâniydi. Bir müddet öylece, yıldırımla vurulmuş gibi kaldı, Sonra, yambarında La Route’u farkettl. Ağlamasını dindirdi. Âdeta sakin denebilecek bir sesle:
— Oğlum, bunu tanıyor muydun? -diye sordu.
— Evet, nine.
— Ne zamandanberl? Ben seni hatırlamıyorum,
— İki saat evvel tanışmıştık. Sizin için buradan odun topluyordu.
— Konuştunuz mu?
— Evet, bir müddet çene çaldık.
— Başına felâket geldiği zaman yanında değil miydin?
— Hayır.
— Peki, yanında kira vardı?
— Bir mösyö vardı.
— Kimdi o?
La Route, süratle ve tereddütle cevap verdi:
— Onu tanımıyorum.
— Nasıl adamdı?
— Bilmiyorum.
Acaba ihtiyar kadın, La Route'un söylediğinden daha fazla şeyler bildiğini anladı mı? Facianın ne olduğunu tahmin ediyor muydu?
Yalvardı:
— Q’> rica ederim, cevap ver. Benim Zavallı evlâdım Berlingot öldürüldü. Bunu biliyorum: bunu morarmış yüzünden de görüyorum. Aman, La Route. bana kastilin İsmini söyle.
— Bilmiyorum.
Alil kadın, tehdltkâr, doğruldu :
— Biliyorsun. Söyllyeceksln.
— Bir şey bilmiyorum.
— Hakikati söylemen İçin seni zor-lıyacağım.
— Zorlaşan da fayda yok. Çünkü bir şey bilmiyorum.
Lamblne, mecalsiz, kendini koyvor-di. Evlâdının na'şuu kucağına aldı, beşikte çocuk sallar gibi sallamağa başladı.
— Zavallı çocuğum! Senin gibi ma-
stım bir yavruyu öldürdüler. Her halde bu cinayet bir alçağın İşidir. Peki amma niçin bunu yaparlar? muhakkak kl sen birinin işine gelmiyordun. O herif de seni ortadan, kaldırdı. Zavallı yavrum! Annen hem hasta, hem de alil. Fakat ne yapıp yapıp senin intikamını alacaktır. Bu hakikati öğrenecektir. Kaatllln kim olduğunu meydana çıkaracaktır
Cesedi muayene etil;
— Başının burasıiü- vurmuş... Ben de başının orasına vuracağım.
İkinci kısım
ÂSİLER I
Aradan zaman geçmişti. Uzun yollardan dönerek La Route, gene Madam Verguais’nln yolunu bekledi. Neşe içinde, ona dedi kl:
— Yapacağım İşten dolqyı bana aferin diyeceğinizi biliyordum, madam. İşte slzjn söylediğiniz gibi hareket ettim. Bir baltaya sap oluyorum.
— Aferin! Gedikli yazıldığına memnun oldum. Şimdi nereye gidiyorsun?
— Atrlkaya. Liglon 'Ğtrangere’e.
Hayırsevcn Louise, himaye ettiği bu çocuğa, yolluk hediyeler verdi. Cebine de kâfi derecede para koydu. Onu selâmetleri). La Route. ilk defa olarak muntazamca bir kılıkla, trenin üçüncü mevkiinde Fransanın cenubuna doğru yoja çıktı. Oradan da bir vapu-
run güverLeslnc1'? .1 ■' ’.'-a doğru yok» landı. önceden lenbrden vesikalar! imzalamış, taahhüt altına girmişti Tâyin eriller ---------ıda. muhakkaH
kışlasında bulunması icabedivurdc Bulunmadığı takdirde, bir günlük go-clkme bile divanıharba sovRolurmısH na sebebolabllirdl.
Afrlkada, Sidl - bel - Abbes’e vardL Bu yeni memleketin şartlarını havsalası bir türlü alamıyordu. Trende» acemi acemi ind' Korkak korkak etrafına bakındı. Demek ömrü artık ebediyen buralarda geçecek?
İstasyonda kışlanın yerini sordu. Bir memur ona, dalma sağa, dosdoğru gitmesini söyledlönüne kendi rütbesinde bir asker çıktı. La Route, caa kurtarana yapışır gibi ona yapışıverdi. o da. !st’hv--mj belli etmeksizin?
— Vay! Kışlaya mı gidiyorsun? — diye sordu. — Ne yanacaksın kışlada?
Sabık dilenci, gururla başını kaldırdı;
— Ben. birinci yabancılar alayında askerim.
— Talihin varmış öyleyse. Ben d» senin gibi. Haydi beraber gidelim. Anıma dahrt ewel merasim var
— Ne merasimi?
— Çakıştırılacak tabii
— Çakıştırmak da neymiş? Ben öyle şeylere gelemem, Kışlaya mde-llm (Arkası vur)
Kâğıt kumaş satışı
İstanbul Defterdarlığından.
Teminatı
Sahıte 7
J-IŞ ARJ YANLAR
İNGİLİZCE. FRANSIZCA — İki »• «Lodan Türkçeyc. Türkçrilen iki lisana tercümeye muktedir tecnifocli muhabere memuru, muharip, daktilo vazire aramaktadır. Akşam gaseteri Mütercim. 28 —
SAHİEIESN HASTALIĞI YÜZÜNDEN — Sirkecide İşlek bir handa kâin bir şeker İmalâthanesi satılıktır İmalâthane İğler variyettr nir. Talip olanlar Galata Karaköy Melek han 17 numarada Zûraya saat 12 - 1? 30. 17 - 19 Telefon 43852 49 —2
HÜYUKDEREDE — 55 hin »raya mükemmel yalı 15 odalı. Hejb'.»adada 20 donum 15 odalı mükemmel kask ve müteaddit miifrez arsalar. Ferdi Selek Türk Emlâk Galata ömr-fıbit han 23/2 Telefon: 4236B 8 —
TECRÜBELİ VE MÜTEHASSIS BİR MUHASİP — Muayyen saatlerde veya daimi her hangi bir ticarethane ve müessesenlu. bilhassa inşaat müteahhitlerinin deÛerlerini en cüzi bir fi-•tl- usulü mıızaaf üzerine tutar. Kefalet verebilir Arnavutköy Mumhane sokak No. 22. Telefon: 36-249.
44 - 1
__________ ERENKÖYÜNDE — Ethemelendl
SATILIK GAZİNO — Ankarada U- caddesinde mufrez beş parça arsa ve ler yerde 400 kişilik bir açık gazino( köşk. F(rdl Selek Türk Emlâk. Gala-devrediiecfktir. Şerait hususunda ta Ömerâblt han 23/2 Telefon: 42368 Suriye Pasajı t ncl kat 7. Ali Rıza I p ____ '
Karay.___________________37 —11
_______________-------------------- 400 BİN LİRAYA — 12mirde denize
İSTANBUL — Baiıkpazarmda ga- ve trene çok yakın 2178 metre kare yet lfll 'k ber İşe el verişil bir dükkân devlen satıüktJT. Almak istiyenier İstanbul posta kutusu 145 adresine mektupla v»zamlar «8 —
tamamlle târglr muazzam satılık dtpo. Ferdi Selek Türk Emlâk Galata ömerâbit ban 23 '2 Telefon: 42368
16 —
MÜREBBİYE AR IY ANLARA — Fran-ozca şivesi mükemmel olan bil bayan, ciddi bir aile nezdlnde 4-8 yaş arında bü çocuğa bakmak üzere mürebbiyelik arıyor. Taliplerin (Mû-rebblyei rümuzu Lle İst. 178 Posta kutusuna yazlım asi M — 1
27000 LİRAYA SATILIK APAR-TlMAN — Şişlide Âpidei Hürriyet caddesi dört kat dört dairdi 3 ve dörder oda birer bollü bahçeli dört odalı daireden biri boş tealim Tel: 41571 Beyoğlu İstiklâl caddesi 9$ kat l Atı an tüt birahanesi karşısına a~
16
SATILIK ARSA — Nişantaşı Güzel Bahçe Sait Paşa sokak Ömür apart-' manı yanında 312.50 metre murabbaı arsa çift apartman yaptırmağa müsait ehven Halk şallaktır. Telefon 43945 29 -3
İNŞAAT MALZEMESİ İSLERİNDE TECRÜBE GÖRMÜŞ - Ve muhftseb-İşlerine vakıf tahsilli, bir genç inşaat mOteoMMl. yahut her hangi müessese yanında İş aramaktadır. Aksama tümüz H P V. 55 —
37090 LİKAYA SATILIK AF ARTIMA N — Tbrtabaşında yedi katlı alta daire ve İki diıkkânlı beşer odalı beton arme inşsat’ı. Tel: 41571 Beyoğlu İstiklal caddesi 98 kat l Atlantik W-rahesl karşısında. 18
25000 LİRAYA SATILIK FV — Lâlelide üç kat 9 odab tamamen beter, boş teslim TeL 41571 Beyoğlu İstiklâl caddesi 98 kat i Atlantik birahanesi karşısında 14
VEZNEDAR VE KÂTİP İSTENMEKTEDİR — T crül-e» olup lisan bilenleri trrclh edilir. İsteklilerin Galetada Ak bakkaliyesine müracaatları, 62 — 3
4000 LİRA — Göztepe tren hattına 100 m. mesafede istasyona 2 dakika, 28 M. yüz, 920 M. mesaha ilk O-Uİ karşısında. Kadıköy Yel değirmeni Akif Bey sokağı Valpredo apartmanı No. 2 - 11 Telefon 67057. 988
J - SATILIK EŞYA
SATILIK SOBA — Belçika lüks demir emaye sobası, tekmil daire ev ısınmağa kuvvetli, satılıktır. Bûyük-*daâa. Nizam caddesinde Şair Celâl arka sokak No. 4 müracaat. 5
AZİMET DOLAYIBTLK BAVA PARASIZ DEVREN SATILIK A TEL YE— Mahmutpaşu Yeşildir ek Bakkal sokak Ki1! m azli han 21/22 «•»■moralar, da bobin sarma mahalli satılıktır. Taliplerin saat ikiden dörde kadar müracaattan./ 959
— 8
ALMANCA DERSLERİ — Bir AvrupalI bayan öğretmen büyüklere ûnlverdte talebelere gramer iyi ders verir. Hususi yahut küçük grup halinde. a ay içinde Usan öğrenebilir. Her yere gider. Taksim Sıraserviler, Hoca2ade sokak No. II kat 3
45
— 3
BÎR BAYAN — İngilizce ve Fran-sızcayı ana dili gibi ta zamanda konuşmak ve yazmak lstiyenlerln evlerine gider. Akşam'da A. F. L.
47 — 4
YÜKSEK MÜHENDİS MEKTEBİ -Son sınıf talebesi, Tise ve ortaokul talebesini matematik ve ftdkUn İm tlharüara hazırlar. İlk ders parasızdır. R, s. rumuzuna. 32 — 1
ÇOK MÜHİM — Büyük işler başarmış bir iş p.damı kendisine asgari yirmi bin lirn İle İştirak edebilecek bir ortak aramaktadır. Akşam’da (Düribaı rumuzuna mektupla adres alınabilir. 50 — 4
Dosya No. 1 - «79
Muhammen bedeli Lira 1948
■Lira
147
Defterdarlık anbarınds bulunan 130 santim eninde 08a metre, ve 65 santim eninde 575 metre kâğıt kuma,?.
cıımoc uıevre Kugıv aıunaş.
Yukarıda yazılı kumaşlar 26. İL 945 pnzarteâ günü saat 1530 da milli emlâk mü düdüğündeki komisyonda kapalı zarfla satılacaktır.
Isteklllrrln 2490 sayı» kanunun tarihti dairesinde hazırlanma teklif mektuplarını satış gûnfi 14.30 a kadar komisyona vermeleri
Fadn bilgi İçin soru geçen müdürlüğe başvurmaları. ■ ■ ’■
Kiralık bostan
İstanbul Defterdarlığ ırzdan:
Doea No cinsi
Senelik kira bedeli Lira 110
Teminatı
51210/33 Beşiktaş. Cihannuma malı. Bostan so. 4. 5,
14 kapı sayılı bostan.
Yukarıda yazdı floştan 3. 11, 945 cuma günü saat 14 de _________
müdürlüğündeki komisyonda 30. 11. 945 den 31. 12. 946 ya kadar kira bedelinin tamamı peşinen ödenmek şartlyle kiraya verilecektir.
İsteklilerin geçici teminat makbuzları ve nüfus cüzdanlar ile İhale gününde komisyona başvurmaları G497ÎI
Beyoğlu Vakıflar Direktörlüğü İlânları |
Muvakkat
J -MÜTEFERRİK
YÜKSEK MEKTEP T Al EBESİ -Ehven flatl? orta ve İlse ta’eb^lerlne matematik, fizik, kimya. Plansızca dersleri verir; olgunluğa Akşamda F. U. ya müracaat
HMilLll.A1tl.MZl ALIMKLSIZ
Gazetemiz ıdaretnnes:ni auı«e oıarng göstermiş elan kamerimiz-deo
İH — İş. B EJ — Çocuk sever —
FLN — w. W — faiEitlzM Kartal — ABC ra mı ü rina ge rehanen» izden
milli emlâk
TEMİZ KULLANILMIŞ - Kruvaze İyi bir piyano an yorum. Mar kasnı, flatinl ve adresi; Göztepe Rıfatpaça çayaı No 23 de bey izzet Süzere yazmalar1 rece olunur. 36 — *
MARANGOZLAR İÇİN — Ufak çapta şerit tezgâhı said'ktır. E' mada ğ bakkal Dimoya müracaat.
21
SA TILIK APARTMAN — Nişan-taşta yirmi bir metre cepheli daireleri alh ve yedişer odalı on iki daireli, nezaretti mükemmel betonarme aparmanın yansı satthktir Bir dai-retd boş verilecek tavassut kabul edilmez müraeaet telefon 40455-
990
— 3
Tiiriıiye Kömür Satış ve Tevz: fcssesesı İstanbul Şutesin/cn: Linyit Kömürü Sal ışı
Garp Linyitleri işletmesi müessesesluin Linyitleri satışa çıkanknıştır.
a — Soma, Değirmisiz, Tavşanlı iletmelerinin PARÇA Unytt kömürü ö — Kuruçeşme, Dnkupam. İUküdar ve Kadıköy depolarımızda müşterinin vesaitine yüklenmiş olarak teslim.
Tonu 30 Lira
e — Bütün İhtiyaç sahiplerine, fabrikalara ve kömürçüiae motörle veya depoda tamamen serbest olarpk verilir.
d — Sataş yeri:
Yeni Yolcu Salonu 3 üncü kat 1 No. lu oda
Gain la
n«3i>
18 İLÂ 22 BEYGİRLİK — Yeni veya az kullanılmış deniz motorünö satmak lstiyenler İst. Fincancılar YuMfyan han Şerefcttln Alpajfa-22528 No. ya telefon eteln.
17
— 1
1 — Kiralık — Satılık
SATILIK EV — HalıMoÇlo Kapı-kâ-hya sokağında fevkalâde manzaralı. 5 oda, 2 mutfak, 2 helâ, büyiik bahçe, kuyu, sarnjej olan 2 numaralı ev 3500 »raya satılıktır. Taliplerin görüşmek İçin Şehremlnlnde Millet caddesi 298 numarada tütüncü Hilmi Oker'e müracaatları. 28— i
İŞLEK BİN YERDE — İçerisinde iki kapaklı nadide buz dolabı, terkos suyu, güzel vitrinleri olan bakkal dükkânı demirbaş eşyası Katine havasız olarak devren satılıktır. Eczane yapmağa da müsaittir Sabuncu ban caddesi 81 No. da Hırdavatçı Rıfat Şosem* müracaatları. 53 — 3
ACELE SATILIK KAGİR EV — Harbiye Altın bakkalda tramvaya bir dakika mesafede yağlı boyalı dört kat on odalı, bahçe, sarnıç, elektrik, gaz, terkoj. hamam» ve bir katı boş teslim. İstanbul ve Beyoglunnn muhtelif İyi semtlerinde 5000 Aradan 150 bin liraya kadar tamamen bazıları da Memen boş teslim edilmek üzere apartmanlar ve evler ve devren de satılık dükklnlarımu kiralık eşyalı ve eşyasız katlarımız vardır. Beyoğlu Gaz şirketi karşısında Yıldız Emlâk. Telefon: 43376 57 —
SATILIK KÖŞK VE ARSALAR — Göztepede Bağdat caddeyi tramvay yolu üzerinde İki kat İki daire altışar oda tamamen beton ve aynı yerde 1400 er metre parselli arsalar. Toptan ve ayn ayrı satılıktır. Tel: 41571
İS
KİRALIK VİLLÂ — Zengin mobll-yestyie Beşfktaşt* Serencebeyde bütün konforu haiz kaloriferli parke beş odalı salonlu vülâ acele kiralıktır. Galata, Yolcu salonu karşısında Altıncı Vakıf handa 33 - 34 No. da Bengü İnşaat şirketine müracaat
39 — 1
BAKIRKÖYDE — Hemen boş teslim satılık bahçeli ev. İstasyona yakın alt kat İki oda mutfak diğer İki kat da camekânia ayrılmış dörder oda sofa helâ tulumba tatlı su sarnıç elektrik. İçindekilere müracaat. Kartal tepe Mektupça sokak No. 6.
60 —
DEVREN BATİLIK — Şiş» Ahide S-hürriyet caddesi 35/1 No, lı her İşe elverişli muhiti zengin bir dükkân İki Frijider ve «İr demirbaşlarıyle ehven flatle devredilecektir, Dükkâna müracaat. 58 — 4
MecediyEköy ve civarında satılık arsalar
İstanbul Defterdarlığ tndan:
Doeya No.
Cinsi
Kıymeti Teminatı Lira Lira
51217-1114/79 Beyoğlu, Mecldiyeitoy, A. 8 pafta, 57 ada,
51 parrel 4317 M2 arsa.
51217-1114/95 BeyûğıU. Mecidlycköy A. 9 pafta, 63 ada,
8 parsel 9876 M2 arra
51217-1114/101 Beyoğlu, Meçidlyeköy, A. 9 pofta, 63 ad*,
2 persn 49®.4 M2 ar;.a
51217-1114/104 Beyoğlu. MeckUyekoy A 9 pafta. 63 ada,
3 par el 69"5 M2 az-a.
51217-1114/185 Beyoğlu. Macidlyeköy, Yddız - Biiyükde-tç şosesi H. 13 pafta, 2 ada. 3 parsel 28920 M2 arsa.
51217-1114/187 Beyoğü, Mecidlv*kây. H. 13 pafta, 2 ada,
8 parrel 26400 M2 arsa.
Yukarda yazılı arsalar 14/12/945 cuma günü saat 15.30 da Milli Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda ayn ayn kapalı zarfla saulacakhr.
İutekiilcrln 2490 rayılı kanunun tarifatı dalreninde bazırlannMş teklik mektuplarını satış günü 14,30 o kadar komisyon» vermeleri.
Yakın hlr zamanda İmâr olunacak bu arsaların yerlerini tâyin için haritası üzerinde İzahat verilmek üzere Milli Em âk Müdürlüğüne başvurmaları. (14595)
19427
79ooe
19936
2077b
115680
09600
1458
5264
1496
1559
7034
2970
OSMANLI BANKASI
TÜRK ANONİM ŞİRKETİ
TESİS TARİHİ 1863
Statüleri ve Türkiye Cumhuriyeti İle mü nakit mukavelenamesi 2292 Numaralı lö'fl/1033 tarihli kanunla tasdik edilmiştir, (24/6/1933 tarih» 2435 Numaralı Resmi Gazete)
KÜÇÜK EVLER — Üç oda, banyo re mutfaktan İbaret Amerikan tip avkrin yirmi günde İnşaatı 6000 liraya teslim. Galata, Yolcu salonu cl-TOrmda Altincı Vakıf han 33-34 Bengu Kaçlik Evler Yapı şirketi.
40 — 1
ŞİŞLİDE — Bir dönüm bahçe» kal o riferli fevklâde müzeyyen bir villâ Mecidiye köyünde 70 bin. 60 bin. 45 bin liraya villâlar. Galata ömerablt han 23/2 Ferdi «elek Türk Emlâk Telefon: 42368 — 13
Sermayesi ihtiyat akçesi
10.000.000 Ingiliz Lirası
1.250 000 İngiliz ürad
ACIBADEMDE — 5000 liraya küçük erler tnşaatsna başlanıyor. Denize tamamen hâkin pitrekareM İki liraya arsalar. Galata. Altıncı Vakıf han No. 33 - 34. Bcngü Küçük E’ler İnşaat şirketi. 41 — 1
YENİKÖYDE — 15 bin liraya iki) ev, Teniküyd* 300 Wo liraya 120 dönüm mükemmel çittik arsası. Ferdi Selek Türg Emlâk. Galata ömerfıblt han 23/2 telefon: 42368 10 —
TürklyeDin başbca şehirlerinde PARİS. MARSİLYA ve NİScie Londra ve MANÇESTERDE
MIHTR, KIBRIS, YUNANİSTAN, İRAN, İRAK, FİLİSTİN Ve MAVERAYI ERDÜN'dc
Merkez ve Şubeleri Ytıroriavya. Romanya. Yunanistan, Suriye, Lübnan, nlvaHeri bütün Dünyada Acente v» Muhabirleri vardır.
ve
ACELE 3AT1T-IK — 6 oda®, geniş ivil», muttağı ve İçinde Halkalı suyu tralunnn bir ev 1.190 ns.2. meyvalık akar çeşmeli davarla muhat bahçemle ac’ie satılıktır. Müracaat aa-bahiarl 9.30 a kadar Fatih RarigÜZcl Hürreypaça cad. No 2 ye. 61 — 1
BEYOÛLtrNDA TOZKOPARANDA— 80 ve 50 bin Araya İM apartıman, Ni-şantaşrnda 250 bin »raya emsali görülme d iş mükemmel villâ. Ferdi 8e-lek Türk Emlâk, anlata ömerâbtt han 23/2 telefon: 42368. İt —
BİR SENELİĞİ PEŞİN _ Verilmek Özere çocuk-'i'z bir aile İçin 3-4 odvlı Mr daire aranıyor Galata porto kutusu 1137 yazılma»
— 1
BALTALHIANI ÜZERtHDE — 4 rt 10 d&niim arsa 3000 liraya. Kadıkâ-yünde Bahariye tarafında 35 bin liraya 8 Odan 52 Mn liraya büyük ve sektr, odalı kfkglr mükemmel ve man-rarall evler. Ferdî 8e’rt Tûrfc Emlâk övnerâblt han M/2 Telefon 42366
u —
Her nevi Banka Muamrkıth yapar
Necibi cari ve mevduat hesapları küşadı. Ticari krediler ve vesaiki! krediler kûşadı.
Türkiye ve Ecnebi memleketler üzerine keşide seaedat iskontosa Borsa emirleri.
Baham ve tahvilât, altın ve emtia üzerine avans. Senedat tahsili) ti re saire.
Plyasanın en müsait «arUarüc ıkumbarah veya kumbarana tasarruf hesapları açılır.
Toprak Mahsulleri Ofisi İstanbul Şubesi
M üdürlüğünden:
Şehirde hail faaliyette bulunan Mumhane, Ayvansaray, Hasköy, Kasımpaşa ve Balat değirmenlerinde istihsal edilmekte olan kepeklerin beher kilosu on kuruştan serbest olarak satümaktadır.
Bir tondan aşağı olmamak kaydlyie herkese satış yapıldığı sayın hayvan sahiplerine ve esnafa İlân Olunur. (15329)

Eskişehir Valiliğin Jen:
1 — Eksiltmeye konan iş: Eskişehir vilâyetinde Eskişehir - Kütahya yolunun 04-000—0+828 kilometreleri fasılası bordür ve parke İnşaatı olup keşli tutan (19705) liradır.
2 — Bu işe Mt şartname ve evrak şunlardır:
A — Eksiltme şartnamesi,
B — Mukavele projesi.
C — Bayındırlık İşleri genel şartnamesi,
D — Şose, köprüler fennî şartnamesi,
E — Metraj flat bordrosu keşif hülâsası ve proje ve sair ilişikleri olup bu şartname ve evrak bedelin olarak Eskişehir Bayındırlık müdüriüeünde görülebilir.
3 — Eksiltme 3 12 945 gününe müsadif pazartesi günü saat 15 te Eskişehir Vilâyet Maaşında toplanan Daimi encüm—'de yapılacaktır.
4 — Eksil t me kapalı zarf usuUyte yapılacak Dr.
5 — Eksiltmeye girebilmek İçin isteklilerin:
A — 1478 Hra muvakkat teminat vermesi.
B — En az bu işe benzer (10,9001 liralık bir iş taahhüt ve başardığına dair bonservis ibraz ederek ek$lltmevnpıiacağı günden en az üç gün evvel bir istida He Vilâyet Bayındırlık müdürlüğüne müracaat ederek alaehMen bu eksiltmeye işttrâk vesikasını ibraz etmesi şarttır.
6 — Teklif mektupları yukarıda üçüncü maddede yazılı saatten bir saat evveline kadar Vilâyet makamına getirilerek eksiltme komisyonu reisliğine makbuz mukabilinde verilecektir.
Posta İle gönderilecek mektupların nihayet üçüncü maddede yazdı saate kadar gelmiş olması ve dış zarfın mühür mumu ile iyice kapatılmış olması tayımdır Pastada olacak gecikmeler kabul edilmez (15206)
Devrek Orman işletme miidür'üğünden:
1 — Tefen istasyon deposunda mevcut 56 metrem i kâp 476 desimetre-mlkâp çam kalas ve kadronun beher metremikâln 154 »ra 50 kuruştan açık arttırma sur etile «atllığa çıkarılmıştır.
2 ■— Arttırma 3. 12 945 tarihine rast Uyan pazartesi günü saat 15 de İşletme binasında yapılacaktır.
3 — Muvakkat teminat 855 liradır,
4 — Şartname orman genel müdürlüğünde Karabük. Bartın orman İletme müdürlüklerinde İşletmemizde Zonguldnk bölge şefliğinde görülebilir.
5 — İsteklilerin muayyen günde komisyonumuza mütacaatlan.
(15284)
Baymdtrltk Bakanlığından:
26. 10. 1945 günü yapılan eksiltmede İsteklisi çıkmıyan 3500 Ura kaşif bedelli Fatsa ve 5500 lira keşif bedelli Ünye kasabaları İmar plânının düzenlenmesi işleri ayrı ayn ve götürü esas üzerinden pazarlıkla ve evvelki flat ve şartlarla eksiltmeye çıkarılmıştır.
İntrktflrrin evvelâ Bayındırlık Bakanlığına müracaatla bu İşler için yeterlik belgesi aldıktan sonra 15. 22 ve 26. İL 945 günleri saat 14L3O da yapı ve imar İşleri eksiltme komisyonuna ba,vurmaları Dün olunur.
C14TO1I
Ofisimizden yağ alan bakkallara
Ticaret Ofisi Umum Müdürlüğünden:
i — Varil ve tenekelerin boşalır boşalmaz geri verilmesi,
3 — Eylül ve ekim aylan İçin verilmiş olan yağların hesaplarının »ezelden kesRmed ehemmiyetle rica olunur. (15338)
KIYMETLİ ARSALAR
X _ Bayezlt meydanına bir dakika, şerefli bir yerde (300) metre
g*re; ı — Bakırköy istasyonu. Hükümet Konağı yakını, asfalt piyasa caddesi (200 ı mvtTckare.
Bultanahmet BUtncI Sulh Mahkemesinde 23.11.945 cuma günü saat
(14) de ent ılıyor. ______________________
BOŞ APARTIMAN DAİRESİ
r ı
Anjtira, Yenişehir de And apartımanında her türlü konforu havi 1 Q odalık bir dair*, tstanbulda aynı evsafta bir apartıman dairesi Te | mnhadele »dilmek İsteniyor. İsteklilerin Sirkeci Mühürdar Zade han no. 23 • müracaatları. Z*el: 224U1.
Bchlfe 9
ÇEMBER vs LEVHA HALİNDE HER NEVİ MADENİ KAPLAMALAR
IIÎRDL
koHiftrİHtaleri
ÖKSÛŞÛK S« BRON5İÎB KARŞI
IKRRMIUELI %5 FAİZLİ
YUMUŞAK ÇELıK. ÇİNKO. TUNÇ. BAKIR v» TENEKİ uzarına NİKEL, TUNÇ,KROM r» BAKIR kaplanmt» har İncelikte levha ç»mb*r imâl edan, Amerika Birledik Devletlerinin an bOyûk mûeMeselerinden Biri olan AMERICAN NİCKELOİDCo. Fabrikan sjparl» kabulüne başlamıştır,
American Nickeloid Company
Türkiye regl ne tali e Merkez) r
SERATTAR. ITHALAT-IHRACAT T. A. $-
İstanbul Sirkeci Kayseri han 5-8-7 Tel 21719
HAVANA
APERtTİF, KOKTEYL SALONU Pek yakında açılıyor.
Kişi, size neşe He geçirtecek yegân» eğlence yeri. Ucuı flat, temiz servis, nefis içkiler.
Beyoğlu Bursa sokak
Kupon mukabili elbiselik kumaş alacak değişmez gelirlilere Sümerbank
Yerli Mallar Pazarları
Müessesesi İstanbul toptan mağazası müdürlüğünden . Kupon mukabili dağıtılmakta olan kumaşların dağıtma müddeti 31'12/945 tarihinde sona ereceğinden bütün kupon sahiplerinin bu müddet içinde kumaşlarını mağazalarımızdan veya lifin olunan bayt-terimizden almaları.
Btı tarihten sonra kuponların hükümsüz kalacağı lifin olunur.
NAZARI DİKKATE:
25 sene muhtelif ticari t işle-rinda şerefim ile çalıştım. On bin lira naktt sermayende ve bu kadar da teminatımla dürüst sermayedar bir İş sahibi ile teşriki mesai etmek istiyorum. Her İşte tezgâhtarlıkla çalışırım.
Adres: Kadıköy ' Osmanağa mahallesi Kazasker sokak No. 20,

Sofracı Aranıyor
Yüksek bir aile nezdlnde çalışmak için uzun zamanlar sofra hizmetinde bulunmuş olanların istlyecekler! ücret ile çalışmış oldukları ailelerin isimlerini (N- N,) rümuzu İle İst. 173 Posta kutusu adresine yazmaları.
Siimerbank
Yerli Mallar Pazarları Miiessesesi Müdürlüğünden : TEKNİSYEN ALINACAK
Müessesemiz teknik kısmında münhal bulunan 260 ve 210 Ura tahsisatı: teknisyenlik kadrolarına münasip teknisyenler almaoaktır.
San’at mektebi teknik kısmı mezunu veya bu mektebin diğer kısımlarından mezun olup da çorap ve dokuma fabrikalarında galışnuş olanlar, Ecnebi memleketlerde tekniklim çorap veya dokuma kısımlarından m(zun bulunanlardan askerliğini yapmış ve 50 yasini geçmemiş olan isteklilerin aşağıda yazılı vesikalarla Müessesimiz Zat işleri servisine 30 11/1945 tarihine kadar müracaatları.
1 — Nüfus hüviyet cüzdanı
2 — Tahsil vesikası
3 — Askerlik vesikası
4 — Bonservis
İstanbul Milli Korunma Savcılığınden lifim: 945/1210
Usulsüz fatura tanzim etmek suretlle Millî Korunma kanununa muhalefetten suçlu Galata, Ktmeral-tmda caddede 92 No. da Karyola ve somya İmalâtçısı Bedros oğlu 311 (|o-ğumJu Artln Hosenyan hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (1) No, lı Mili! Korunma mahkemesinde yapılan duruşma .-onunda: Suçlunun sabit görülen fiilinden do'ayı hareketine uyan Milli Korunma K. nun muaddel 31-4, 57-3, 63 üncü maddelerine tevfikan 50 lira ağır para ce-zaslle tecziyesine, 1 hafta müddetle ticarethanesinin kapatılmasına ve bu müddet zarfında ticaretten menine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 13/6/945 tarih ve 945/347 sayılı karar katileşmekle İlân olunur.
Akşam gazetesiyle neşrolunacaktır.
(15378)
Fatih 3 üncü Sulh Hukuk Yargıçlığından: 945’8 T
KIYMETLİ
Tablo satışı
Vefatile terekesine mahkememizce el konan Ressam Sanıl Yetike ald muhtelif kıymetli tablolar. bir aded Paris mamulfitı ressam «şövalyesinin» 24/11/945 cumartesi günü saat 14,30 da Fatih Kız.taşı Açıklar sokak 12 No. lı evinde açık arttırma İle satılacağı ilân olunur.
Satılık emlâk
İstanbul Defterdarlığından:
Cinsi
Kıymeti Temini* Lira Lira
Türkiye kömür satış ve tevzi müessesesi İstanbul şubesinden:
1) 15. 3. 1945 akşamına kadar saba kömür beyannamesi vermiş olanların muamelesine 30 Sonteşrln 1945 akşamı nihayet verilecektir.
3) Alâkadarların beyanname kuponu, tapu veya 1. 5. 1944 tarihinden evvel Noterden tasdik edilmiş kontratlarlle 30. 11. 1945 cuma günü akşamına kadar (Kozluca Han alt kat) satış servisimize müracaatları.
3) Üç ayda bir maaş alan emekli, dul ve yetimin muamelesine 18. 13. 1945 cumartesi günü öğleye kadar devam edilecektir. (15368)
Sümer Bank İplik ve Dokuma Fabrikaları müessesesi Bakırköy Bez Fabrikası Müdürlüğünden!
1 — Ereğli fabrikamıza ait olup tahminen 5000 kilo kadar hurda sa-raclye, hurda taka ve saire açık arttırma surejlle satılacaktır.
2 — Açık arttırma 30 kasım 945 cuma günü saat 14 de yapılacaktır.
3 — Şartname fabrika ticaret şefliğinden verilir.
4 — Fabrika İhaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. (15376)
İstanbul Valiliği Ve Belediye Başkanlığından!
İlân tarihinden İtibaren mangal kömürlerinin kilosuna toptan âzami 15,5. perakende 18 kuruş satış tiatı tesbit olunmuştur.
Keyfiyet U&n olunur. (154221
İstanbul Milli Korunma Savcdığ inden
İlâm: 944/1902
İmzasız fatura vermek sure t ile Milli Korunma kanununa muhalefetten suçlu İst. Kuruçeşme Öksüz çocuk .sokak 18 No. da mukim Rıfat oğlu 332 doğumlu Kemal Araz hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (4) No. lı MIHI Korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: Suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan Milli Korunma K. nun muaddel 31-4, 57-3, 63 üncil maddelerine tevfikan 50 Hra ağrı para cezaslle tecziyesine, 7 gün müddetle ticarethanesinin kapatılmasına, ve bu müddet zaafında ticaretten menine ve hükmün katileştiğinde I neşrine dair meekûr mahkemeden verilen 24/11/944 tarih Ve S44/1379 sayılı karar katlleşmckle lifin olunur.
Akşam gazetesiyle neşrolunacaktır.1 (15379)
SATILIK
Yeni ve kıymetli bir ASTRAGAN KADIN MANTO Ve ŞAPKASI 26/11/945 tarihinde Sandal Bedesteninde müzayede ile satılacaktı^
Zayi — Hüviyet ve şebekemi kaybettim. Yenilerini alacağımdan zayi-lerln hükmü yoktur. İbrahim Yenen Tıp Fak. No. 4717
Zayi — MIrgün orta okulundan aldığım 29/9/1944 tarihli ve 287 No. lı tastlknameml kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. 321 İrfan Ceylân
Göz Mütehassısı
Doktor Cemil Göriir
Hastalarını pazardan başka her gün saat 15 ten 18 e Itadar kabul eder.
Cağaloğlu Nuruosmanlye caddesi Osman gerafeddln Aort No. 5 .
Zat maaşı alanlara
SÜMERBANK
Yerli Mallar Pazarlan
Müessesesi Toplan mağazası müdürlüğünden:
946 yılına alt maaş cüzdanlarının ibrazı ruretlle elbise İlk kumaş kuponları dağıtımı Şilmerhandaki büromuzda devam etmektedir.
Ancak 045 yılı maaş cüzdanlar: alâkalı Mal Müdürlüklerince geri alınarak 946 yılına alt yeni maaş cüzdanları ver İlmekte olduğundan, hak sahipleri eski cüzdanlarını ibraz etmek suretlle elbiselik kumaş kuponlarını aldıktan sonra cüzdanlarını tebdil ettirmeleri, akM takdirde 940 senesine alt cüzdanlarla elbiselik kumaş, kuponu verüemlye-ceğl alâkadarlara ilân olunur.
Üsküdar, Pazarbaşı mah. Mlroğlu so. eski 27, 27 mük. yeni 35, 37 kapı sayılı bir ev ve dükkânın 2/8 payı.
Kadıköy, Bostancı, Çatalçeşme so. eski 30, 11 mük. 34 kap: saydı 199,07 M2 arsa. Üsküdar, İcadlye mah. Tahriri Cedit so. as-kl ve yeni 3, 5 kapı sayılı 627,40 M2 İki arsa. Üsküdar, Kuzguncuk, «ski Hacı Kaymak yeni Blcan so. en eski 13 eski 47, yeni 27 kapı sayılı 137,91 M2 arsa
Üsküdar, Kuzguncuk, eski İstlratl Kalfa yeni Tomruk so. eski 33, yeni 33/2 kapı sayılı 75,26 M2 arsa.
Üsküdar, eski Yenimahalle, yeni Pazarbaşı mah. Nuhkuyusu so. eski 183 yeni 235 kapı sayılı 00 M2 arsa.
Üsküdar, Valdel Atik mah. Toptaşı so. eski 355, yeni 395 kapı saydı 136,65 M2 aısa. Üsküdnr, Kuzguncuk eski Tarla yeni Ekinci so. eski S mük. yeni 7 kapı sayılı 172,M M2 arsanın 1/5 payı.
Üsküdar, eski Yenimahalle, yeni Pazarbaşı mah. eski Mango yeni Mantar so. eski 36 yeni 31 kapı, 25 taj saydı 172,25 M2 evin 1/| payı.
Üsküdar, Kuzguncuk en eski Kombooğlu, eski Hamam yeni Kombo so. eski 94. yeni 6 kapı saydı 85 M2 arsa.
Üsküdar, Çengelköy, Abdioğlu, Abdi bey ao. eski 34 yeni 42 kapı sayılı 23.72 M2 arsa. Üsküdar, Pazarbaşı mah, eski Toprak, yeni I Boybeyl so. eski 34 yeni 40. 40/1, 40/2 kapı 40 taj sayılı 287.23 M2 ahşap av.
Üsküdar, Pazarbaşı, mah. Mlroğlu so. eski 2. 2 mük. yeni 2, 4 kam sayılı 34.44 M3 dükkân.
Üsküdar, eski Yenimahalle, yeni Şelfimi Ali mah. eski Gemici Ohannes, yeni Reüsülküt-tap so. eski 24. yeni 28 kapı sayılı 110.26 M2 evin 1/4 payı.
Üsküdar. Yenimahalle. aski Yenimahalle yani Allfime so. eski 66 yeni 69 kapı «ayıl» 22.39 M2 dükkânın 1/2 Oftyi.
Üsküdar, Murat Hela mah. Turşucu, Turşucu Kemal Çıkman, so. eski ve yeni 4 kapı 3 taj saydı 88 M2 arsa.
Yukarda yazılı gayri menkuller 19/12/945 çarşamba günü aaat 14 ** M1U1 Emlâk Müdürlüğündeki komlsynoda ayn ayrı açık arttırma 08 satıla çaktır.
İsteklilerin geçici teminat makbuzları ve nüfus cttzdanlaril» komi» yona, fazla bilgi İçin sözü geçen Müdürlüğe başvurmaları. (I4Mİ|
55100/5731
55100/3251
55100/6250
35100/5629
55100/6108
55100/6390
55100/6270
5610» 5446
55100/3266
55100'5782
51114-42/2
51114-42/1
71-11248
so.
210
600
251
1200
900
310
Alaca Toprak Ofisi Ambar Şefliğinden!
1 — Sevldyat talimatnamenin dahilinde yolma benzin verilmeli kay-dlyl* 4500 ton mahsulün Alacadan Yerköy* nakil işi müteahhide verilecektir.
3 — Eksiltme 29 kasım 1945 perşembe günü saat 16 do Alacada an-bar şefliğinde açık olarak komisyon huturunda yapılacaktır.
3 — İsteklilerin bu miktar nakUyayl başannıye ehü olduklarını belirtir vesaikle beş bin lira teminatla banr bulunmaları. (1M7T)
Tekel Genel Müdürlü gündem
1 — 946 ders yıl ılçln Tülün Eksper kursuna 16 talebe Ye Tüttt» Enstitüsünün Merkeı ve taşra teşkilâtı İçin d* lüzumu kadar ziraatçı fart memuru alınacaktır.
2 — Küre talebelerinin Lise veya muadili bir okuldan riroatellerin 4ş bir ziraat okulundan mezun olmaları askerlikle İlişikleri bulunma mal art ve yaşlarının da 30 dan yukarı olmaması şarttır.
3 — Giriş imtihanı 10/12/946 çarşamba günü saat 10 da Tütün Enrtt-tttotlnd» yapılacaktır.
4 — Fazla tafsilât almak ve yazılmak İçin Maltepe - Cevizli Tekel
Tütün Enstitüsü müdürlüğüne en geç 16/12/945 tarihno kadar müracaat edilmesi ifinnıdır. (14911)

Comments (0)