Sahte faturalarla yünlü kumaş satan bazı fabrikalar mahkemeye verilecek
Sene 27 — No. 0465 — Fiatt her yerde 10 kuruştur.
AKŞAM
CUMARTESİ 24 Şubat 1046
Cok değerli gayrimenkul
Bohçekapıda Zahire borsacına bltlglk Yıldık hamamı İzale! çuyu «ımnında Sultanahmet sulh mahkemesinde
2fl Şubat pazartesi sabahı

müzayede U# «atılacaktır.
Sahibi: Necmeddln Sadak •— Neşriyat müdürü; Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Almanya ve Japonyaya harb ilân ettik
Türkiye Birleşmiş milletler arasında
Türkiyenin karan harbin başından beri güttüğü politikanın mantıki sonucudur.
Harb başlar başlamaz demokrasiler salında yer alan Türkiye, gerekli veya faydalı gördüğü gün silâha sarılarak harbe girişmek kararını o zaman bulunuyordu. Şimdiye Tükiyenin harb dışında kalmış olmasının başlıca s-bebl, bu durumunu hem kendisi, hem müttefikleri için gelişi güzel harbe atılmış olmaktan daha faydalı bulması idi. Nelekim, bu harb boyunca, en tehlikeli ve Ümitsiz günlerde Müttefikler dâvasına ettiğimiz büyük hizmetler, vesika ara dayanan söz götürmez hakikatler sırasına geçmiştir.
- Türkiyenin Müttefiklerce tanınmış bu müstesna durumudur ki Büyük Millet Meclisinin Mihver devletlerine harb ilânı kararma varan bugünkü siyasî gelişime yol açmıştır. Bu karar ile, Türkiye Cumhuriyeti 1942 yılı başında Vaşingtonda imzalanan birleşmiş milletler demecini benimsiyor, yarınki toplanma ve konuşmalarda bu milletlerin, bütün haklarım ve yetkilerini edinmiş bulunuyor. •
Harbin bu safhasında Mihver devletlerde harb haline girmek şartını doldurmak sureti le birleşmiş milletler sırasına girebilmek için Müttefiklerin Türkiyeyi harbin başından beri kendllcrlle beraber olmuş, kendisine yardım! etmiş bir devlet sanmaları gerekti.
Kırım konferansından sonra biz? dostça bildirilen bu kararın ve bize verilen bu imkânın değeri buradadır. Aynı teklifin Avru-panın belli basit tarafsız devletlerine yapılmamış olması da bunun bir kısım devletlerden istenen yeni bir ödev değil bazı sayılı devletlere bırakılan bir hak ve bir fırsat o’.duğunu gösterir.
Bütün harb boyunca müttefiklerinden ayrılmayan ve bu bağlılıkla büyük hizmetleri dokunan Türkiyenin, yeni sulh yapısının hazırlık döneminde söze ve işe karışacak milletler arasında da yeri olması istenmiştir. Harb boyunca hak. hürriyet ve adalet tarafını tutan, bu yolda fedakârlık lan çekinmeyen memleketimiz,, dünyada hakkın, hürriyetin, adaletin hüküm süreceği ulu bir düzen kuruluşundan ayrı kalmamak için de elinden geleni yapmağa hazır olduğunu dünkü kaı-arile göstermiştir.
Kendisinden bir kere daha istenen yolu tutarak harb ilânının — harbin bu safhasında dahi — kendisine yükleyebileceği fedakârlıkları göze alarak birleşmiş milletler sırasına adını açıkça yazan Türkiye, kendi bakımından siyaset değiştirici, yeni bir karar almış oluyor. Altt yıl-1 dır süregelen sağlam ve gerçek durumuna resmi bir şekil vermiş oluyor.
Dünkü karar, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin, baş döndürücü dünya olaylan karşısında bugüne kadar şaşmayan, duraksamayan isabetli siyasetinin, millet ve memleket İçin en hayırlı adımı olmuştur.
Necmeddin Sadak
vermiş kadar
Millet Meclisi, harb ilânı kararını oy birliğile kabul etti
Birleşmiş milletlere katıldık, San Fransisco konferansına iştirak edeceğiz
w ■
Hariciye Bakaniie Başbakan Mihvere harb i ân etmemizi gerektiren sebepleri izah ettiler
Başbakan dedi ki: “Bu iş için alınacak müspet kararın, Türk milletine büyük faydalar temin
edeceğine hükümetiniz canda
Solda: Başbakan Mecliste
söz söylüyor, sağda: Büyük Millet Meclisi toplantı halinde
Mağara yâranı
Yazan: A. ADNAN ADIVAR
Bugün beşinci sahifemizdeı
HAFTA KONUŞMASI
On derste züppelik
Yazan: Refik Ilalid Karay Yarınki Akşam*da
Ankara 23 (A.A.) — Bûyilk Millet Meclisi, anayasanın 10 uncu maddesi gereğince yapılan çağrı üzerin# bugün saat 17 de Abdulhallk Rtnda’nın Başkan lığında toplanmıştır.
Toplantı açılır nçdnıaz, Başkan sözü Hariciye Bakanına vermiş ve bunun üzerine kürsüye gelen Hariciye Bakanı Haşan Saka, metni ayrıca verilen söylevi İle Türkiye'nin Almanya va Japonya'ya harb ilan etmesi ve birleşmiş milletler beyannamesine katılması hakkında kİ hükümet teklifini Meclisin tasvibine arzetmlşUr.
Hariciye Bakanının alkışlarla karşılanan söylevinden sonra sıraslle kürsüye gelen Müstakil Grup Reis Vekili Ali Râııu Tarhun (İstanbulı, Şemseddin. Günaltay (Sivas), Mümtaz Ökmen (Ankara ı. Raslh Kaplan (Maraşi, Emin Erlşlrfiil (Zonguldak ı. Faik Öztrak ı Tekirdağ» hükümet teklifinin kabulü lehinde bulunmuşlar ve Türkiye’nin harbin başlangı-cuıdanberl güttüğü siyasetin bu münasebetle umııml bir İzahını yapmışlardır
Bundan sonra kürsüye gelen Başbakan Şükrü Saraçoğlu metni ayn-ca bildirilen bir söylevde bulunmuş ve sonra Ali Râııa Tiırhan listanbul). Kâzım Özalp (Balıkesir), Faik öztrak (Tekirdağ) ve Menıduh Şevket Esen-da! 'Bilecik) tarafından verilen v* Almanya İle Japonya'ya harb İlânına Ve birleşmiş milletler beyannamesine i katılmamıza dair hükümet teklifinin kabulü bakıcındaki takrir açık reye konularak mevcut 401 Üyenin oy birliği İle tasvlbedllmlşllr.
Bu netice karşıcında tekrar söz alan Başbakan Şükrü Saraçoğlu Meclisin her zaman oldufru gibi bu meselede de gösterdiği birlik karşısında hükümetin şükranlarım bildirmiştir. ı Meclis evvelce alınmış olan karara uygun olarak 5 marta kadar çalışmalarına ara vermiştir.
Başbakanın söylevi
Ankara 23 (A.A.) — Büyük MLllet Meclisinin bugünkü toplantısında [ (Arkası sahife 2; sütun 8 te)

Breslau’ın 6 mahallesi
ve Arnsvvald düştü
Koniev, Neisse hattına taarruza devam ediyor, Pomeranya’da Alman müdafaası çökertildi
Londra 24 (A. A.) — Mareşal S t alin tarafından dün gece neşredilen bir günlük emir, Poznan kalesinin Sovyet birlikler! tarafından İşgal edilmiş olduğunu bildirmektedir. Poznan bir aydanberl kuşatılmış bulunuyordu. Burada Sovyet birlikleri 23.000 Almanı esir etmlşl&rdu*. Bunların arasında kalenin kumandanı general Matern ve kurmay heyeti bulunmaktadır. Poznan savaşı esnasında 25.000 Alman öldürülmüştür. Mühim ganalm ele geçirilmiştir.
Brcslau'a karşı taarruz gelişmektedir. Sovyet tebliği, Breslau’ın beş mahallesinin İşgal edilmiş olduğunu bildirmektedir.
Şimalde, Koniev orduları Neisse hattına taarruza devam etmektedirler. Alman kaynaklarından gelen ve
Sovyet kuvvetlerinin Neisse nehrini geçmiş olduklarını bildiren haberler tcyldedllmlştlr.
Pomeranyadakl savaşlar hakkında, Sovyet tebliği şunları bildirmektedir: Mareşal ZukovTravvetleri Alman müdafaa hatlarını çökertmiş ve Arns-wald’ı ele geçirmiştir.
Doğu Prusyada yıpratma harbi devam ediyor. Koenlgsberg etrafındaki çember yavaş yavaş daralmaktadır.
Müttefik taktik hava kuvvetlerine mensup bomba, av ve av - bomba uçakları kara hareketlerini desteklemişlerdir.
Nevyork 24 (AA) — Moskovadan gelen bir habere göre, Kızılordu Dan-tzlg limanına dün akşam 30 kilometre mesafede bulunuyordu.
(Arkası sahife 2, sütun 1 de)
Müttefikler Aachenin doğuşumla taarruza geçtiler
Roer nehri geçildi, Kanadalılar Siegfried hattı içinde döğüşüyorlar
Meclisin tarihi oturumunda söz alan hatiplerin fikirleri
Türkiye, Mihvere karşı bir kaya gibi durmasaydı Elâ’emeyn, Stalingrad zaferlerinin neticeleri meşkûk olabilirdi
Türk - Ingiliz ittifakı tarihi ve coğrafi bir zarurettir, TürkRus dostluğu dış politikamızın ana fikirlerinden biridir
Ankara 23 (AA) _ Büyük Millet Meclisinin bugünkü toplantısında Müstakil Grup Başkan Vck/ Ali Râtıa Tarhan aşağıdaki demeci yapmıştır:
DİKKATLER)
Mektep yangınları
Feyziâti lisesi, Hayriye lisesi, kısmen Işık lisesi, Üniversiteni^ işgal ettiği Zeynep hanım konağı... Bunlar hep ahşap binalardı. Yangın kazasına uğradılar... Evvelki gün de, Erenköy kız lisesi, iddiaya göre soba bacasında âlınım birikmesi yüzünden duman, kül oldu.
Umumi hizmetlerdeki ahşap binalara bakmasını bilmediğimiz anlaşılıyor; bir,,.
İkincisi de: Mektepleri modern binalarda kurmak hususundaki şu rejimin gayreti no kadar haklıdır; o gözüküyor.
Muhterem arkadaşlar,
Yıllardaoberl dünyayı kasıp kavuran lıarbln öniınc geçmek İçin, daha tehlikenin ilk anında kurulan sulh cephesin! yaratanlardan biri ds Tür-fcJye Cumhuriyetidir. Saldırgan devletin cn kuvvetli olduğu zamanlarda karji5inda dikilip yolunu kapayan da ganlı Türk ordusudur. (Bravo aesLer!. alkışlar) Bugün alacağınız, kararla' yln# aynı cephede şarafli mevklimizi şerefle doldurmağa devam edeceğiz, kararınız hayırlı ve kutlu olsun, (şiddetli alkışlar).
Şemseddin Günaltay’ın söylevi
Şemseddin Oünaltay (Sivas) — Muhterem arkadaşlar,
Cihan tarihinin akışı, bugün bin kesin bir karar alnıak mesuliyeti karşısında bulunduruyor. Fakat hemen •söylfyeyim İd, hllkOmatln istediği bu karar, bugünün icabı değil, senelerde Önce, yani bu hart» patlamadan ov-vel. burada bütün milletin tasvibi II# akdedilen, muayyen bir siyaset! belirten bir İttifakın tabii netlcMridlr.
(Arkan sahife t; «Utun B t®)
Lonara 24 (A.A.) — MüUetlk. umumi karargâhından bildirildiğine göre, birinci ve dokuzuncu Amerikan orduları dün sabah saat 3.30 da taarruzu geçmişlerdir. Rjer nehrin! her iki ordu da Ala La Chape’-le'in doğusunda geçmişlerdir.
Harb muhabirlermis. bildirdiklerine göre, Alman mukavemeti İlk saatlerde hafif olmuştur. Bıı mukavemetin artacağı tahmin edilmektedir.
Bu yeni taarruz havadan ve karadan yapılmış olan şiddetli bir bombardımandan sonra başlamıştır. Roer nehri salapuryalar ve alelScele kurulan köprülerle geçilmiştir.
KanadalI oiriibec Meuse Ue JUıın arasında Zigfrid hattı mevzileri içinde çarpışmaktad.rlar Isko(;yalı b.r-llkier Wessel'in şimat'ndcKi ormanda çarpışmaktadırlar \Veswl - Uaon yolu kesilmek üzeredir.
Üçüneii Amerikan ordu&u Primi ile Echtcrııach nraMidıki çıkıntıyı kü-çÜltmliştÜr- 3u kesimde 4 şelrir ele geçirilmiştir. Bu ordu birlikleri Sarr nehrini üçüncü bir noktadan geçmişlerdir. Bu nokta. Saribourg şimalinde ûkfen yakraloriDdadır Sarr nehrinin Öte kıyrnndtı bulunan Amerikan kııvvetle.-ı köprü boşlarını birbirine birleştirmişe cahirıaktıdırlar.
(Arkası sahife 2 sütun l del
Günler Geçerken
Berhtesgaden hisarı
flitler in Berhtesgadcn’deki eri bombardıman edilmiş... Dilerim kİ tek taşına bile ziyan gelmemiştir; Tann yurdu zarardan esirgemiştir! En koyu bir faşist ve Nazi duasına benzeyen bu sözlerimi o mânaya yornuyacağımza şüphe yok. Maddenin yıkılışı bir şey demek değildir; habis ruhun çökmesi lâzım. Bastille hisarının yerle bir edilişi Fransada istibdadın hortlamasını, kb rai kırın yeniden tahta dönmesini, hattft bunlar yetmiyormuş gibi biri zeki, öbürü ahmak, zulümde İse eş iki türedi imparatorun saltanat sürmesini öniiyememişti. Bastille dursaydı bir istibdat müzesi olarak gezilirdi ve belki ayakta kalışı yıkılmış olmasından fazla işe yarar, daha canlı, daha diri bir sembol teşkil ederdi. Yıldızın gözönünden silinmemesine memnunum ve içinde benim de yattığım Bekirağa bölüğü zindanının ise şekil değiştirip kırklara karışmasından hoşnut değilim.
Berhtesgaden köşkünü veya modern biçimdeki kulesini korumak lâzım! Bu nesilden kalanlara ve gelecek nesillere göstermek lâzım! Dünyada hiç bir bina onun kadar korkunç mâ-nalı olmadı; bir medeniyetin çöküş plânı orada hazırlandı; milyonlarca insanın sürü halinde harcanması projesi orada tasarlandı. Tariflin ayakta kalmış veya izi bile kalmamış hangi sarayı vardır ki beş kıtayı birden sel gibi kana boğan ve Arzı taş üstünde taş, omuz üstünde baş kalmamış denilecek bir felâkete sokan bir anlatılmaz kafayı danu altında şefkatle barındırmış, o kafanın üzerine geniş kanûdlanm gerip uğursuz fikirlerini rahatça hazırlaması için kadife gölgesini yaymıştır? Bu saray firavunlar İstibdadını zabıta vakasına, Babil esaretlerini kır gezintisine benzeten, eski diktatör sözünü zararsız bir kelime derecesine indiren dünya ölçüsündeki istibdadın ve ölçülmez zulmün barınağı İdi. Ezrail bir efsane olabilir; Bcrhtcsgaden’de mekân tutan illiler bir hakikattir.
içinde barınan ruhun yokedilmesindcn sonra o mekân, felâketten kurtulmuş insanlık âlemine açık tutulmalı, bir musibrt mıthanesi gibi gözlerin, recmine uğramahdır. Yarın sahibinden boş kalacak olan dağ başı hisarını bütiin nesiller linet okuyarak görmek, gezmek ister.
Refik Halid Karay
Sahile 2

24 Şubat

f-H*FTA SONU HCTLABt f
Almanya ve Japonya
Hediye kitaplar
■ > uharrirler kitaplarını başka-ifı hırına hediye ederlerden üzerine güzel sözler yazarlar. Bu hediyelik sözlerin kitabın neresine yazılacağı biz de pek belli değildir. Ban kitaplarda «İthaf» için başta, kapaktan sonra bir boş snhLfe bırakıldığı halde ithaf oraya yazılmaz da, dalıa sonraki İç kapağın üzerine, çaprazlama j'azüır. Ama ylııe muharrirler kitabın istedikleri yerini karalayıvermc-kte ser-bcstlrler. Hattâ bir müellif, sayın tâbi Muallim Fuat Gücüyencr, yeni çıkardığı «Yavuz Buttan Belim» adlı kitabından bir tane de bana göndermek lûtfunda bulunurken nazik İthafını kitabının dış kapağının üzerine yazmış. Ben bu şekli yeni gördüm ve beğendim.
Bir kaç gün önce Sahaflarda lt-haflı kitapların satılıkta dolaştığını yazmıştım, ithaf, kitabın dışında olunca bunu alan satılığa gönderirken her halde biraz olsun du-rnklıyacak ve bu duraklama nruamda belki de «atışa çıkarmaktan vazgeçecektir.

iki ner ithaf
lan yazara^ tekrar o »ata göndermiş:
•Pek vefalı dostum; kitapçıdan ■atın aldığım bu kitabı size ikinol defa gönderiyorum. Bu sefer Batmamanızı rica ederim.»
Niçin çok uzun boylu
t ahir tiyatrosu artist olmak V istlyeu yirmi beş genç arıyor. İyi, Yalnız, aktörlüğe hevesli gençlerden aranan bir şart fazla gibi görünüyor. Bu fazla şart, İsteklilerin en aşağı 1.80 boyunda olması-
ya harb ilân ettik
söz alan hatiplerin fikirleri
rjostluğu hiçe sayarak kendlle-^'rlne hediye edilen kitapları satanlar üzerine yazdığım yazıyı okuyan bir arkadaşım şu hikâyeyi anlattı:
Bir muharrir dostlarından birine. candan sevgiler gösteren cümleler yazarak hediye ettiği kitabını satılıkta görmüş. Kaça ise Satiri almır. eski ithafın altına şu satır-
dır.
Halkımız genel olarak orta boyludur. Aramızda 1.80 boyunda adanı pek azdır. Halbuki Şehir tiyatrosu en az 1.8ü boyunda aı tlst arıyor. Yani İşin lid metreye kadar yolu vardır.
Gazetede bu bahsi konuşurken niçin Şehir tiyatrosuna bu kadar uzun boylu adam lâzım sualine arkadaşlar türlü tilrlil cevaplar verdiler. Aşağıya yazıyorum:
— Şehir tiyatrosunda merdiven buhranı vardır.
— Yeni alınacak artistler piyeslerde minare dekoru olarak kullanılacak.
— Gökten yıldız toplamak İcabetmiş olacak.
— Hayır, ylrr.nl diller biden bir çok piyes dilimize çevrilip Şehir tiyatrosuna verilmiştir. Gelecek mmslm bu eserler oynanacağından en az 1.80 boyunda adama ihtiyaç vardır I
Acaba hangisi? Tabii bunu bize zaman gösterecektir. Bekliydim.
ŞEVKET RADO
Pres'au’ın 6 mahallesi ve Arnsvvald düştü
Birieşmiş Millet-îer beyannamesi
(Baş tarafı 1 inci sahlfede) Almanya’ya hava t «arruzu devam ediyor
Kevyork 24 (A. A.) — Almanyaya kr.r.şı Müttefik hava taarruzları 11 günclcnberi devam etmektedir. 11 glıntîpnber! binlerce Müttefik bomba uçağı muhtelif Alman hedeflerine binlerce ton bomba atmaktadır.
Son 24 saat içinde 6800 uçak Alın anyayı bombardıman etmiştir.
Bıı akınlar esnasında 4000 taşıt tahrlbedUmlştlf. Bunların arasında 630 lokomotif vardır.
Müttefik ordular
Almanya’nın kalbinde birleşecekler
Ncvyork 24'(A.A.) — General Maltla nd Wllson demiştir kİ:
Müttefik ordularının. Kızılordu İle Almanya'nın kalbinde birleşecekleri gün yakındır.
Doğu ve Bat» Başkumandanlıklarında irtibat
Londra 24 (AA.) — Doğu ve batı başkumandanlıkları arasındaki irtibatı tesise hava generali Tedder tâyin edilmiştir.
Neisse nehri geçildi
Moskova 24 (A.A.) — Alman kaynaklarından gelen haberlere göre, Bovyet kuvvetleri birçok noktalardan Nels-e nehrin! geçmişlerdir. Cöttbns şimdi Kızılordu topçusunun ateş! altında bulunmaktadır. Cottbus, Berlin'in cenup doğu müdafaalarında miil'.'ın Mr kaledir.
Cenupta, Sovyet orduları Çekoslovakya hudutlarına yaklaşmakladırlar.
Breslau’da çarpışmakta olan Kızıl-ordu birlikleri 6 mahallevl işgal inişlerdir.
Hükümetimiz namına Vaşington maslahatgüzarımız imzalıyacak
1 ocak 1942 tarihli birleşmiş mil-ietler beyannamesini Türkiye namına imzalaması için Vaşmgton maslahatgüzarımıza talimat verildiği öğrenilmiştir.
Londra’ya gidecek 1 heyetimiz yola çıktı
Ankara 24 (Telefonla) — İn-glltereye gidecek Türk ticaret (heyeti bugün, Hariciye Bakanlı-1 ğ*s umumi kâtibi B. Cevat Açıka-lınm başkanlığında bir tayyare 'ile Mısır yollle Londra'ya hareket etmiştir.

Ankara 24 (Telefonla)
(Baş tarafı 1 inci sahlfede)
Başbakan Şükril S&racoğlunn verdiği söylevin metni şudur:
Arkadaşlar;
insanlık tarihinin son yılların da bir tatanı insanlar türedi. Bunlar bayraklarını üstün ırk ve hayat sahası gibi saçmalarla süslediler. Bununla da kalmadılar, bütün hak vo adalet kaidelerini çiğneyerek küçük ve masum milletler! birer birer boyunduruk altına almaya başladılar ve dünyayı kapkara bir andan haline soktular. Bu manzara karşısında insanlığı, medeniyeti, hürriyeti ve demokrasiyi kurtarmağa çalışan büyük devletler birbiri ardınca silâha sarıldılar ve büyük, ağır vç uzun fedakârlıklar sayesinde dünyaya yeniden yaşamak ümidini verdiler.
Türk Cumhuriyeti İlk tehlike dakikalarından İtibaren sözünü, silâhını Ve kalbini demokrat milletlerin yanına koydu ve bu güne kadar Meclis olarak ve hükümet olarak aldığı kararlarla aynı İstikamette yol aldı, Bııgün, bir adım daha atarak insanlığı, medeniyeti, hürriyeti. İstiklâli, demokrasiyi kurtarmak ve harb mücrimlerin! şiddetle cezalandırmak İsteyenlerin arasına katılmak ve baTb ortaklan İçinde ötedenberi fiilen İşgal ettiğimiz yeri bu defa da resmen doldurmak istiyoruz. Bunu temin İrin de dünya ve insanlık menfaatlerine uygun olduğu kadar milli m’ninnilerimize de uygun olarak Almanya ve JnDony-n’ya harb İlân etmek İstiyoruz.
Arkadaşlar.
Büyük Meclisin bu nine kadar aldığı tarihi kararlar dalma çok faydalı ve uğurlu knıori-ir olmuş, bütün Türk milletinin ve bütün dünyanın takdirine mazihar olmuştur. BuMln de tarih! bir kararla kirşi karşıya bulunuyoruz. Bu İŞ irin alınacak müs-oct kararın Türk mi'letlne büvük fay dalar temin edeceğine hükümetiniz candan kanidir.
Bu kanaatimiz! Büyük Meclisin tasvibine ar ediyoruz.
”nrb İlâm ve blrleşm'o- milletler deme-lne l’tlhak te.krlr'n'rf'fc’bulün-den sonra Barbakan Şfikrji Saraçoğlu aşağıdaki .«özlerle teşekkj)’ eöl>Ht|r;
Arkadaşlar.
Mületimizdeta hüvök birliğin ve büyük ( derin mânasını taşıyan önünde şükranla eğilirim re bundan sonra da dalma, itimadınıza lânk olmak irin bundan evvel çalıştığımızdan daha f-»zla gavret’e cahşaenüım’zı vadedivonim. (S’ddrt-11 ve «fırekll alkışlar, bravo sesleri).
Haricîye Bakanının demeci
Ankara 23 (AA.) — Dış Bakanı Ha-sanSakanın bugün Büyük Millet Meclisinde yaptığı beyanatın metni şudur:
Sayın arkadaşlar;
Müttefikimiz İngüterenln Ankara
7e tanın
ltösîhnızın fA'kıslar)
setin İcabı olarak yüksek Meclisini-rin 2 ağustos 1944 va S ocak 1945 te vermiş olduğu İki kararla Müttefikleri o birlikte güdülen ulu dâva uğrunda evvelâ Almanya ve sonra Japonya ile her türlü münasebetlerini kesmiş bulunmaktadır.
Müttefiklerin son Kının konferan.-sında vermiş oldukları kararlar çerçevesi İçinde Ingiltere devleti tarafından Cumhuriyet hükümetine yn-pılan bu son telkin, şimdi memleket ve milletimize Müttefikler dâvasına kesin yeni bir yardımda bulunmak İmkân ve fırsatım vermektedir- Bu telkini esaslı bir surette inceliyen hükümetimiz bunun kabulünü gerek ittifakımıza, gerek ötedenberi güttüğümüz ve şimdiye kadar nice delil ve tezahürlerini gösterdiğimiz devamlı politikamızın mülhem olduğu yüksek menfaatlere tamamlle uygun bulunduğuna kanaat getirmiş ve Türklye-nln Almanya ve Japonyaya harb ilânını ve Birleşik milletler beyannamesine iltihakını yüksek Meclisinizin tasvibine arzedeceğlnl Müttefikimiz İngllterenln büyük elçisine btldlrmliş bulunmaktadır.
Aziz arkadaşlar;
Meclisinize bu tekinimizi aTzeder-ken, biz bu hususta vereceğiniz kararın da milletin yüksek menfaatlerine taallûk eden her hayati meselede olduğu gibi, gene en uygun ve hayırlı neticeler doğuracağına ve milletin saadet ve selâmetine hadim olacağına sarsılmaz bir İmanla inanıyoruz. Parti grupunun içtimai
Ankara 23 ia.A.) — C. W. p. Meclis gurupu, başkan vekilliğinden:
C. H. P Meclis gurupu genel kurulu 23 '2'1945 cuma günü saat 14 te başkan vekili Tekirdağ millet vekili Faik öztrnk'ın başkanlığında toplandı.
Oturum açıldıktan ve geçen toplantı zabıt hulâsası okunduktan sonra kürsüye gelen Dış Bakanı Haşan Saka'nm, Almanya ve Japonyaya harb ilânına ve 1 ocak 1942 tarihli Birleşik milletler beyannamesine memleketimizin İltihakına dair verdiği izahat dinlendi.
Bunu mütaakıp söz alan hatiplerin soru ve düşüncelerini etraflı surette cevaplıyan Dış Bakanının ge-nlğ açıklamalarından sonra hükümetin teklifi alkışlarla ve İttifakla tas-vlbolunarak saat 17 de oturuma son verildi.
Londra radyosunda bir konuşma
Ankara 24 (Radyo) — Türklyenln Mihvere harb İlân etmesi miinasebe-tlle Londra radyosunda bir konuşma yapan slr Vlndendlç şöyle demiştir:
«şimdi size tam bir müttefik olarak elimizi meserretle uzatıyoruz.
Amerika ile ödünç ve kiralama anlaşması imzaladık
Ankara 23 (A.A.) — Amerika hükümetiyle bir zamandanberi müzakere edilmekte olan tcar ve İare an-
Hitler’e yeni
Teşebbüs meydana çıkarıldı; bir çok tevkifler yapıldı
Londra 24 (A.A.) — Paris Presse gazetesi Hltler'e karşı yeni bir su:l-kasöın meydana çıkarıldığını yazmaktadır. Gazeteye göTCj suikast bir Alman albayı tarafından ailesine yazılan ve harbi çabuk bitirebilecek bazı mühim hâdiselerin çıkacağını bildiren bir mektubun Gestapoca ele geçirilmesi üzerine meydana çıkmış-tur.
Te|Kif edilen ve sorguya çekilen albay verdiği İfadede Uitler'l ve Himmler'i öldürmek ve harbe son vermek maksadllc Alman ordusuna! mensup bazı subaylar tırafından gizil bir teşkilâtın kurulmuş olduğunu açığa vurmuştur. Bunun üzerine aralarında 114 üncü tümen kumandanının da bulunduğu bir çok Alman subayları tevkif edilmiştir.
Gazele, Mareşal Falkenhausen'in de tevkif edilerek İngolstadt kalesinde hapsedildiğini ilâve etmektedir, şiddetli iki Alman karşı taarruzunu Mareşal'm kardeşi olup bir tümen geri atmıştır. Fcrbachda temizleme hareketleri devam ediyor. Forbach -Batrbourg yo.u kesilmiştir. Saarbru-ken'e hâkini tepeler Anı 'rlkan birliklerinin elinde bulunmaktadır,
Lükcemburg tamamen kurtarıldı
Londra 24 (A A ■ — MülUfik umumi karargâh ’dtm bildirildiğine göre, Vlandtf-.’ln İşgdl! lıc LCksemburg'un tamamı dîlsruanditi ktırtanlmiş bulunmaktadır.
Kolonya’ya 35 kilometre
kaldı
Londra 24 (Radyo) ■umumi kara görr, Müt’.cl1 35 kiJometri
Müttefikler !_ Aachenin doğusunda
et-
IBaş tarafı 1 inci sahiıfede)
Bon 24 saat lçiv.de bu ordu birlikleri 2000 esir almiî;a.d;r
Cenupta, ved'nci Amvrikan ordusu
kumandanı bulunan General Von Kluge de Gestaponun nezareti altında bulunmaktadır. Kendisine lanad edilen.suçlar hakkında hiç bir şey bildirilmemektedir.
Londradaki Polonya hükümetini tanımaktan vazgeçilecek
Pnrls 23 (A.A.) — Resmi Olmıynn kaynaklardan bildirildiğine göre. Birleşik Amerika ve İngiltere hükümetleri pek yalanda Londradakl Polonya hükümetini tanımaktan vazgeçeceklerdir. Bu kaynaklara göre. Varşova hükümeti, tamamlle kurulur ku-, rulmaz Amerikan ve İngiliz hiikû-Kolon.a n:n metli rt Londrndrk! hükümeti tanı-; madıklarmı ilân edeceklerdir.
Müttefik
•gühır.d: r. büdirildlf ine oldular,
bı.um'ıâ bulenuycılai
mubLeıııuıuLa uıeuvvumu ,
büyük elcisi sir Maurlıce Petersoıı 20' a5ması bugün saat 13,30 da Dış Ba-şubat günü Dış Bakanlığa gelerek be- '»«nlıSmda c,mhı.rivrt hOHm»H Hanimle görüşmüş ve hükümeti namına bir memorandum tevdi etmiştir. Bu muhtırada üç büyük Müttefik şef
kanlığında Cumhuriyet hükümeti namına Dış Bakanı Trabzon millet vekili Haşan Saka ve Amerika hük'û-uS ... 22 na,m,”?a A^!r."‘în,n, .,nk;r"
arasında İCrımds toplanan konte- «W M. St.lnhar.lt taratın-
ransta verilmiş bir karar gereğince, lm7-a edilmiştir.
9 şubat 1945 tarihindeki hailenle Kararımızı takibedecek mevcut bulunan Birleşmiş milletlerle.
«ortak milletler» adı verilenler ara-' sından Mihver devletlerine karşı 1
devletler
□»■un» jvmmtvi. —.v. . Kahire 23 (AA.) — Mısır parlâ-
mârt'j 945 tarihinden'evvel harb'nûn men tosu, cumartesi günü olağanüstü etmiş bulunacak olanların 25 nisan bir toplantı yapacak ve dış siyasete 1945 te San Franclsco'da müstakbel alt çok önemli meseleleri müzakere dünya nizamını müzakere için top- ! edecektir.
lanacak konferansa davet edilecekleri Londra 23 (AA.) — Mısır pariâ-blldlrllmekte ve bahâl geçen ortak 1 mentosunun yarınki toplantısı mü-
|
uuuıllluırMe »c uaııoı , •
mlllelterln de Türkiye, M.ısır, İzlan- j nasebetlle Mısır m Mihver devletlerl-da, Şlll, Equatör, Paraguay, Peru, ne harb 1,&n edeceği hakkında ısrarla Uruguay ve Venezüella olduğu zlk- I bazı şayialar dolaşmaktadır. Bu şa-... . . .. i .... . ■ vlılnt î.ranrirarlo mo tnrHH »id do »nlz.
redilmektedir. İngiltere büyük elçisi, hükümeti tarafından Cumhuriyet hükümetine bu dünya nizamı konfe-.ransıııa hangi şeraitle davet edileceğini bildirmeğe memur edilmiştir. Sir Maurt- e Peterson, eğer Türkiye Cumhuriyeti, » mart 1S45 ten evvel harb ilânına karar verecek olursa bunu mütaakıp Birleşik Amerika devletleri nezdlnde Müttefik milletler beyannamesine iltihak etmek arzusunu İzhar etmesi feshedeceğini bildirmiş ve İngiltere hükümetinin Birleşik ’ Amerika devletlerlle mutabık olarak Mısır ve İzlanda hükümetlerine de aynı mealde tebligatta bulunduğunu İlâve etmiştir.
Sayın arkadaşlar:
Bütün milletlerin birlblrlerlle samimi ve dostane münasebetler idame ederek tam bir emniyet ve istiklâl İçinde yaşamaları gayesini dalma hedef tutan Büyük Millet Meclisinizin bu siyasi umde ve kanaatlerine uygun bir harici siyaset takibini şiar edinmiş olan Türkiye Cumhuriyeti hükümeti. bu dünya harbi daha başlamadan önce siyasi ufuklarda belirmeğe yüz tutan tecavüz tehlikelerine karşı dünya sulh ve emniyetini muhafaza etmek yolunda çalışan sulhsever milletlerin yanında mevki almıştı, ö neı yılına girmiş olan dünya harbinin başmdanberl her türlü tehlikeler vel buhranlar karşısında tuttuğu bu yoL üstünde hiçbir tereddüde düşmeden yürüyerek akdetmiş bulunduğu ittifaklara! icaplarına sebat ve ısrarla riayette devam etmiş olduğu da her-
! ylalar, Londrada ne teyld, ne de tek-zlbedil mistir.
Diğer taraftan Türklyeyl takiben Suriye ve Lübnan’ın da Almanyaya harb ilân edecekleri söylenmektedir.
Arap federasyonu
Londra 23 (A.A.) — Reuter'ln hususi muhabiri bildiriyor: Ka-hirede yapılan müteaddit görüşmelerde Arap federasyonu ve Filistin meseleleri hakkında hiç bir anlaşma yapılmamıştır. Londra-daki siyasî çevrelerin kanaati bu merkezdedir.
Zannedildiğine göre, Orta Şark anlaşması Yalta’da görüşülmüştür. Bu hususta, meselenin Fransa da dahil olmak üzere dört büyük devlet temsilcilerinin iştirâ-klle halledilmesi kararlaştırılmıştır?
ÖLÜM
İstanbul Vilâyeti veteriner tahaffuzhane başmüdürü MEHMET AI.t ŞEYH UN duçar olduğu hastalıktan | kurtulamiyarak 34/2/946 günü vefat etmiştir.
Beşiktaş Sinanpaşa camiinde öğle namazı kılınarak Feriköy ali© kabristanına defnedilecektir. Kederdlde b1-
(Baş tarafı 1 inci eahlfede) Imuzun hangi komşusu, istilâcı ordulara katılmadı? Veya yol vermedi?
»trupa nın ortaa şs sutuylnoe A.v Buyuk „ ’ SlallDgrMl.
y.nut do^rand. beliren .. gün geç- d^ıran. bar»!
tikçe şahlanan ihtiraslara karşı, sul- ........... . J? _ 91
hu korumak için kara gün dostumuz i Sovyet Rusya He dostluğumuz ve İtti--fakımız çerçevesi içinde İngiliz ve j Fransızlarla yapmış olduğumuz bu i ittifak bize maddi ve mânevi bir takım mesuliyetler ve mükellefiyetler yüklemiş bulunuyordu,
Bu İttifakta hedefimiz küçük büyük bütün milletlerin kendi mukadderatlarına kendilerinin hâkim olması ve milletler arasındaki ahengin tahak-kümsüz hak ve âdil e .aslan dairesinde yürünısel keyfiyeti idi. Bugün de aynı yolda yürüyor, aynı amacı güdüyoruz.
Mihver ordularına karşı dimdik durduk
Biz, siyasetimizi, müttefiklerimize karşı taahhüt ettiğimiz maddî ve mânevi mesuliyetleri göz önünde bulundurmak suretlle hâdiselerin ge'lg-nıeslne göre, bu hedefe erişecek surette İnkişaf ettirdik. Muzaffer Alınan orduları önüne durulmaz bir çığ halinde Balkanlara İnmeği, MussoUnl ordularının Arnavutluğu çlğnlyerek eski Romalıların yolunu ve siyasetini takiben gözlerini ana yurdumuza diktiği zamanda da bu yolumuzdan şaşmadık. Muzaffer ordulara karşı dim dik durduk. (Alkışlar) Tüıklye-nln geçilebilir bir geçit olamıyncağı-nx şanlı ordularımızı Trakya’ya toplamak suretti? gösterdik.
Türkiye'nin bugünsü. harbin çıkmasından önce, bütün dünya İçin ve kendi saadeti İçin amaç edindiği ve onun tahakkuku yolunda her fedakârlığı göze aldığı bu siyaseti bugüne kadar hiç değişmemiştir, Hâdiselerin ataşına göre siyasetimize daima bu amaca gör» istikamet verdik, tedbirler aldık.
Tarihin değişmez hakikati karşısın da bulunuyoruz. Yarının nasıl olacağını bugün vereceğiniz karar tâyin edecektir.
Cihan mukadderatının halkdlk--, ceğl konferanslarda söz rahibi olmak,1 amacımız olan '.ulûm ve tecavüz siyasetini yer yüzünden kaldırmak, demokrasi esesları İçinde buna inanan küçük, büyük bütün milletlerin hürriyet ve istiklâllerini korumak hususundaki prensiplerimizi salâhiyetle müdafaa c-’: bilmek, bugün vereceğiniz karara bağlıdır.
Büyük Meclisin dünya düzeni içinde Türk milletinin varlığını ve selâmetini kurtaracak ve koruyacak olan bu kararı da tereddütsüz vereceğinden şüphe etmiyorum. (Şjkxş!sr) Elâlemeyn ve Stalingrad zaferleri
Mümtaz Ötanen (Ankara) — Adına Faşist, Nazlst denilen mütecaviz, kah-har. devletlerin küçük devletleri ortadan kaldırmağa teşebbüs ettiği zaman onların karşısında ayakta duran tek bir devlc’.în İngiltere'nin yanında tek dost ve müttefik olarak yer aldık. (Bravo sesleri, alkışlar} 1
Arkadaşlar,
Bu beş senelik askeri ve siyasi hâdiseleri insafla, ifanla, vicdanla tetkik eden hiç bir insan çıkmaz ki, Türkiye'nin velev gayri muharib de olsa almış olduğu durum Müttefikler İçin büyük menfaatler, büyük yardımlar temin etmiş olmasın. Eğ^r arkadaşlar, mütecavizin bütün tehditlerine, bütün İhalelerine bütün valtlerlne her türlü hile ve hud'aları-na rağmen Türkiye diğer devletler gibi ona tebalyet etmiş olsaydı, bu tehdidin önünde sağlam bir kaye gibi durmamış olsaydı teknik ve askeri delillerle İddia cdilcbiUr ki bu harbin talihini değiştirmiş olan İM büyük, zaferin , Elâlemeyn ve Stâllngrat zaferlerinin neticeleri meşkûk olabilirdi. (Bravo «sîert)
Arkadaşlar, biz Türk - İngiliz ittifakını samimi olarak tarihin, coğrafyanın" zaruri kıldığı bir olay telâkki ediyoruz.
Dış politikamızın ana fikirlerinden biri Türk -Sovyet dostluğu
Arkadaşlar, hepimiz biliriz ki bu devletin kuruluşunda dış politikasına temel olan ana fikirlerden birisi de Türk - Sovyet dostluğudur. Cumhuriyet Türkiyesl bu beş sene İçeririnde büyük komşumuz Sovyet devletinin en çetin günlerinde, en kara imtihanları verdiği günler İçinde bu ana fikre sadık kalmıştık. Arkadaşlar, kendilerinin büyük ulüvvücenabına sığınarak, huzurunuzda cesaretle soy- 1 Llyeceğim kİ bu harbin kapkara gün- : terinde en karanlık hâdiseleri blzle- ■ re görüşünün ku w etli projöktorü ile aydınlatmış bulunan Milli şef İnönü, her hareketimizde, her hâdisede, bu 1 büyük ve kıdemli dosta karşı vefalı 1 olmamızı ve buna dikkat etmemizi bize tavsiye etmişlerdir. (Alkışlar) !
Hükümette vazifeli olduğum za- 1 manlar bu isabetti direktife çok kere ; muhatap oldum. Arkadaşlar, biz de 1 haricî politikamızda, bu ana fikir, ve 1 bu ona direktifi dikkatimizin başın- 1 da bulundurarak ve öyle hareket bütün dünyaya, .
mukavemet etti ise bu, bıiyük kahramanlıktan Boğazlan, cenup ve Kafkas sınırlarını bir kaya .İbl tutan milletimizin de lunda bJr iftihar hissesi vardır.
Arkadaşlar, şimdi alacağımız karar etrafında Büyük Meclisi yoracak değilim,, benim kanaatime’-, olz bu kararla millet olarak birleşmiş milletler manzumesi İçine yeni glırulş olmuyoruz. o manzumede herk sten esvtl aldığımız yerin yeni bir icabını yerine getirmiş oluyoruz. (Bravo' serierf, alkışlar)
Ra«ih Kaplan ve Emin Erişirgîl’in mütalâaları
Rarih Kaplan (Antayaı — Azla arkadaşlar. Biz bugün alacağımız bir kararla, Türk milletini, ilk aldığı kurardan dolayı, Ivırbp karşı, harbo hazır bulunması kararından dolayı kendisini ve yurdunu koruduğundan dolap kutlarken, bugün alacağı kararın da Türk milletine mutlu olmasını, hayırlı olmasını dlllyerck ve hükümete muvaffakiyetler dlllyerek kararın kabulünü rl:a edeceğim • Alkışlar)
E. Erişlrgil *Zcnguldak) — Türkl-yenin Müttefiklere hizmetlerini, hur-1 rlyet ve demokrasiye sarsılmaz bağlılığını belirttikten sonra, devamla dedi kİ:
Bizi, Müttefik milletler birliği beyannamesine İltihaka davet ediyorlar. Beyannameye iltihak İçin şartlardan ’ biri sudur: Müttefiklerin ülküsüne, zaferine yardım etmiş veya hizmet ' etmiş olmak. Biz bu daveti o beyannamede yazılı olan bu fıkra hükmü no göre yapılmış addediyoruz. Yan! r'indiye kadar Müttefiklerin zafer ne, ■ yardım ettiniz, hizmet ettiniz; onun İçin bu konferanslarda da bulununuz, ‘ şeklinde telâkki ediyoruz. Ve böyle olduğu İçindir kİ, şimdiye kadar vr.p-1 mış olduğumuz hizmetlerin takdir edilmiş ve anlaşılmış olduğuna bütün
ha) le dile -. yüreğimle İnanmış bu 1 un u yorum ' ’ri Bu davetin bana verdiği inan bodur.
Arkadaşlar:
Eğer Müttefikler, yani Rusya Ingiltere ve Amerika yanında biz, hak için, hür milletler camiası vücuda getirmek için, bulunacağımız konferanslardaki mesaimiz, çok ümldettl-ğLmlz gibi, semeresini verirse- milletimize büyük hizmet etmiş alacağız ve aynı zamanda İnsanlığa da büyük bir yararlık, şimdiye kadar Türk milletinin yaptığı hizmetlere ilâve olarak büyük bir hizmet İfa etmiş olacağız. Türk milletinin bunu yapacağına ve Müttefiklerimizle el birliği yapmak daha İyi bir hayat yaratacak yeni bir dünyanın vücuda geleceğine lnarmı vardır. Onun İçin hükümetinin ıeK-llfinln kabulünü ben de rica ediyorum. (Alkışlar.)
Faik öztrak’ın teklifi
Faik Öztrak (Tekirdağ» — Sayın arkadaşlarım; Cumhuriyet Türkiye-şiirin doğduğu gündenberl sulha ve insanlığa hizmeti şiar edindiği bütün dünyanın malûmu olan bîr hakikattir. Biz kendi menfaatimizi ve insanlığın menfatini bunda gördük ve bunda bulduk.
1939 senesinde İngiltere İle İttifak akdettik. Harbin devamı müddet ince bugüne kadar İttifakımızın icaplarını sadakatle yerine getirdik. Hâdiselerin bugünkü halinde bize teveccüh eden ve Dış Bakanlığımız tarafından mucip sebeplerlle birlikte izah edilen vazifenin karşısındayız. Bunu da cesaretle ve kanaatle İfa etmemiz, hem bizim, hem de İnsanlığın menfaati İcabıdır. Bu suretle. Birleşmiş milletler beyannamesine İltihak edeceğiz. Harb sonrası dünyasını kuracak ve ona nizam verecek olan konferan 'a-ra lştlrâk edeceğiz. Bu nizamın bütün dünya milletlerinin haklarını ve hürriyetlerini tanıyan ve teminat al-na alan bir nizam olması için gayretimizi saflarında bulunduracağımız Birleşmiş milletlerin gayretine katacağız.
fşte bu düşüncelerle Başkanlığa takdim ettiğimiz t-akrirde arztttl-ğimlz veçhile hükümetin teklifin! kabul buyurmanızı rica ederim.
Kararımızın yurdumuz ve İnsanlık için hayırlı olacağına da şüphe yoktur, aziz arkadaşlarım.
Ivojima muharebesi
Nevyork 24 ‘A.A.) — Amerikan 3i-îahendazlırı İvrojima nâasntfa yavaş yavaş ileılemckreâlfjer. Japon mukavemeti hû 4 serttir. Amerikan kuvvetleri ağ'.r koyıptos uğramışlardır.
Dünkü gün esnasında İwojlnıa dağı işgal edilmiş Ve Amerikan bayrağı da dağın tepesine dikilmiştir.
FlBplnler-.le Amerikan kuvvetleri ita çıkarnuı hareketinde daha bulunmuşlardır. Birinci çıkarma Luzon adasının cenup ucuna, İkinci çıkarma da, Luzon ve Şamar adaları arasında bulunan Kapul adasına yapılmıştır.
Luzon adasında ilerlemekte olan Amerikan kuvvetleri Manilla'yı 14
■ 1.7CI.IC MCVİUU. =|.11U.7 ulundu uu. «10- . —------------------... Qa OUIUnUUTİliUK
keşçe malûmdur. Taklbetnıek azmin- leşine beyanı tazlyet eder Allahtan (-4^ Soruyorum, omun aunyaya, mnerınun de olduğumuz bu açık ve dürlist siya-_ rahmet dileriz. j Türkiye’den başka bu büyük dostu- j kilometre geride bırakmışlardır.
Created bv free version of 2PDF
74 Şubat 1ÎM5
AKŞAM
Satıl fe 3
AKŞAMDAN AKŞAMA
Bu darlık devirlerinde bozulan çarşı pazar terbiyesi

ŞEHİR HABERLERİ
Gazetemizin Ankara muhabirliğini yapan sınıf arkadaşım muharrir Raif Necdet Meto da: «Ah |U bozukluk düzelse; ab beriki İntizamsızlığın önüne geçitse,..» diye çırpman ıslahatçı ruhtaki ytı ili aşlarımız dalıdır.
Bu ıslahatçı ruhu sempatik görmeli. Hattâ imkânsızlıkların doruğuna tırmanmak için beyhude hamleler yapmağa kalkışsa bile... Zira o ruh, iyimserdir; ve: • Adam sen de! Ne desek fayda yok!» diyen kötümserlere tercih olunur.
Melo, dedi ki:
— Bir dükkâna girdim, uEşiğimizi aşan acaba ne istiyor?« diye dönmediler; yüzüme bakmadılar. Ben de sırf bundan dolayı kendilerine iyice çattım. Şu zihniyette olan i arın aleyhine yaz.
— Bir çok seferler yazdım.., . dedim.
«Isrardan ne çıkar?o diyenlere sen de katılma... Tekrar yaz!
... Ticaret terbiyesidir:
Hatta, milyarder bir firmaya bir toplu iğnecik için baş yursanız da anlaşanınsanız, firma, gene size sözle, yahut yazı ile teşekkür etmeği merlekî bir borç bitir. «Kendisini hatırladığınız için»...Bundan sonra da her
fırsat düştükçe hatırlamanız için»... Zira, onun mevcudiyeti içtimaidrî: Sizinle, benimle,
onunla, bütün cemiyetle iyi ge-glnmeğe dayanır.
Fırınlar
Eksiklerini tamamlamaları için mühlet veriliyor
TarJabaşmda bir cinayet
İthalât malları
Yünlü kumaşlar
Kimden örnek almalıdırlar?
Bınümı ki, ticaret bahis mevzuu bile olmasa, kapımızdan içeri ayak atanlara karşı bir ev sahibi nezaketi göstermeğe mecburuz. Misafire başımızı bile çevir-meksİKİn, aramızda çan çan edemeyiz, teşbih şakırdatanıayız, o-nu hiçe sayamayız.
— Bııyrıın efendini. Ne arzu edersiniz? Size bu sefer faydalı olamadığımızdan dolayı müteessiriz, Gene uğrayın. Piyasamız ferahlasın, memnun etmeğe çalışırız! . gibi sözlerden bir kaçını sarf etmekten bir zarar hasıl almaz.
Hem de, samimiyetle, kendi de İnanarak bunları söylemeli... Her tniistahsUin, her tüccarın geçini membaı halktir. Eskiler, ekmeğe •nimet» diye nasıl hürmet ederlerse, ekmek parasını verenleri! de bir hürmet borcumuz vardır.
Oükkân sahibi, şöyle düşünü-
yor:
— Müşterime edeceğim muameleden zarar görerek ben değil miyim? Kime ne?
Cevabı şudur:
— Sen bir şehir terbiyesini, f^ür menfaatini, hattâ milli bir
feyi temsil ediyorsun. Mesleğinin »ereflsin. Yaptığın işte yalnız ■endi kânııı saymağa hakkın foktur. O dükkânı sen orada aç-toıasaydın, ihtiyaç olduğundan başkası açacaktı. Demek, içtimai pir roi oynuyorsun. Rolünü hepimse. Hürmetle ayağa kalk. İcabeden o zarurî terbiyeyi göster.
Bu bahis açılınca orijinal söz föylemeğe İmkân vok. Hepimizin ^ile terbiyesi, cemiyet terbiyesi Olması icabeden basma kalıp fikirleri tekrarlayıp durmak lâzım •eliyor. Mukaddes kitaplarda bile şöyle bedahetleri ilân eden haslar var: «Bal ye oğlum, çün-■ti İyidir.» Ondan cesaret alarak, Diz de, diyoruz ki: «Müşteriye İyi muamele et, ey tüccar, zira lâ-lunıdır!«
(Vâ - Nû)
[forsa
23/2/1945 fiattcrl
Esham »e Tahvilât
Brgüni % 5 1933 25.
jkraıniyel) % s 938 22.
,% 5 İkramiyen M M. 21.03
« 7 Milli Müdafaa 19 3o!
M :.l Müdafaa 2 20.30
Maili Müdafaa 3 19.20
% 5 945 Milli M-ldafa 10.10
Sivas - Erzurum i 19 10
tyıvas • .Erzurum 2-1 1910
% 7 1941 D V I 19 35
194J Demiryolu il 20,4(1
1041 Demiryolu IH 19.87
İ941 Demiryolu % 5 96.85
Anadolu D Yolu îr 00 34.50
Anadolu tahvili 1 - II 03.-
^nadolu Mumca. 48.-
Merkez Bankası 150.-
IUIKSA »IŞINDA
Reşadiye anını 36.00
Gulden 34.—
külçe aılın ou zramı 5.37
Şeiu'lmiz Belediyeni Ankara Belediyesine İkinci nevi ekmeğin riabtle BM gramlık ağır işçi ekmeğinin çıkarılıp çıkarılmadığını sormuştu. Gelen cevapta. Ankarada 450 gramlık ikinci nevi erkmcğln 15 kuruşa satıldığı ve bazı fırınlarda da 900 gramlık ekmeklerin yapılıp satıldığı bildirilmiştir.
İatanbulda İkine! nevi ekmek yalnız 450 gram olarak yapılmakta ve 14.5 kuruşa satılmaktadır. Fırıncıların bu çeşit ekmek İçin 14.5 kuruş fl-atln İdare etmediği hakkında Belediyeye yaptıkları müracaatlar İncelenmiş, ekmeğin flatlnl arttırmak İçin hiçbir esaslı sebep görülememiştir. Her ne kadar Ankarada bu tip ekmek 15 kuruşa, 900 gramlığı da 30 kuruşa satılıyorsa da. tstsnbulda flatlerln arttırılmasına ve ekmeklerin 900 gram olarak çıkarılmasına lüzum görülmemektedir.
Bundan başka ekmekler hakkında-kl yeni kararın tatbik edilmeğe başlandığı sıkışık günlerde acele açılan 11 fırının muamelesi tamam olduğu halde, fırınlarda bulunması İcabeden bazı fenni şartların bıı fırınlarda eksik olduğu anlaşılmıştır. Bu hususta Belediye, kazalara gönderdiği bir tâmimde, bu gibi fırınların İşlemelerine İsin verilmekle beraber, en geç İki ay İçinde eksiklerin tamamlattırılmalarını bildirmiştir. Fırıncılara bildirilecek olan bu Belediye emrine uygun hareket etmlyenlcrln fırınları kapatılacaktır.
Sovyet büyük elçiliğinde kabul resmi
Ankara 23 (A.A.) — Kızılor-dunun 27 nci yıldönümü münasebetle bugün Sovyetler Birliği büyük elçiliğinde parlak bir kabul resmi yapılmıştır.
Geç vakitlere kadar samimi bir hava içinde devam eden bu kabul resminde Başbakan B. Şükrü Saraçoğlu, genel kurmay balkanı orgeneral K. Orbay. Hariciye Bakam B. Haşan Saka, bütün Bakanlar, Hariciye Bakanlığı ve diğer Bakanlıklar ile genelkurmay erkânı, şehrimizde bulunan yabancı devlet mümessiller! ve erkânı, Türk ve yabancı ajans ve basın mensuplan hazır bulunmuşlardır.
Ermenak - Karaman yolu kapandı
Karaman 21 (Akşam) — Ermenak -Karaman yolu dündenberl yağmakta olan kardan tekrar kapanmıştır. Yolda 80 santim kar olduğundan nakliyat durmuştur. Şehirde de kar fazla olduğundan belediye sokak yollarının açılabilmesi -için hariçten İşçi temin ederek çalıştırmayı» başlamıştır.
tstanbul ve Ankarada
Şükrü, tabanca sile Raciayı öldürdü
Kara borsaya intikal etmemesi için sıkı tedbîrler alınacak
Bazı fabrikalar
mahkemeye verilecekler
Beylerbeyinde oturan Şükril. Tat-labaşında bir ahbabının evine gitmiş ve kadınlı erkeli bir toplantı ter-tl bediimi ş tir.
Bu sofrada Hacla İsmindeki kadınla Şükrü, arasında bir münazaa çıkmış ve İlk safhalarında yatıştırılmışım. Fakat kafalar dumanlandıkça eski münakaşa tazelenmiş ve Şükrü, tabancasını çekerek ateş etmiş ve Racla'yı boynundan yaralamıştır. Racln, kaldırıldığı Cerrahpaşa hastanesinde ölmüş, tahkikata yar-savcı B. Saim O ürk ol el koymuş. Adliye doktorlarından İzzet tşean cesedi muayene ederek morga kaldır tmış. şükrü tevkif olunmuştur.
Karakış
Anadoluda bol kar yağmağa devam ediyor
Niksar 23 (A.A.) Kar diih de bütün şiddetile yağmakla devam etmiştir. Burada şimdiye kadar bu şiddette kar yağdığı görülmemiştir. Karın kalınlığı dün akşama kadar 130 santimi bulmuştu. Yırtıcı hayvanların kasabaya kadar indikleri görülmüştür.
İnebolu 23 (A1A.) — İnebolu-Kastamonu şosesi üzerindeki kar bir metreyi bulmuştur. Şimal fırtınası ve kar devam etmektedir.
Karadenizde fırtına
İnebolu 23 (A.A.) -— Diin şimalden başlıyan fırtına bütün şiddetile devam ediyor. Kar arasız yağmaktadır. Beklenen vapurlar dün limanımıza gelemediler. Kastamonu yolu da kardan kapanmıştır.
Eski eserler ve müzeler danışma komisyonu Ankara 24 (Teiefon'a) — Maarif Bakanlığında toplanan eski eserler ve müzeler danışma ko-! misyonu çalışmalarını dün bitirmiştir. 9 gün süren toplantılar-1 da yurdumuzdaki değerli anıtların onarılmaları ve müzelerin gelişmeleri için alınacak tedbirler belirtilmiş, bu işlerin verimli bir şekilde yürütülebilmesi için gerekli olan «Eski eserleri koruma kanun - u tasarısı üzerinde incelemeler yapılmıştır.
Bakırköy Halkevinde yıl dönümü toplantıları Bakırköy Halkevi reisliğinden. Halkevlerinin açılış yıldönümü mn-nasebetile evimiz salonlarında 24'2 945 cumartesi akşını1, saat 21 de cazlı aile toplantısı ve 25/2/945 pazar günü saat 15 de konferans, milli oyun-ve gecesi temsil kolu ta-Ankarıı’cta rafından »Kör,. piyesi temsil edlle-
yurt
Konya (Akşamı — Konya C. H. P. başkanlığı KonyalI üniversiteli genç- j 1ar vesaire terimiz İçin İstanbul ve birer yurt açmağı düşünmüş ve faa- j çektir. Davetiyeler Halkevi bürosun-llyete geçmiştir. dan dağıtılmaktadır.
dan dağıtılmaktadır.
Bu sütunlarda çıkan «Bir zihniyet» adlı yazımda Mulısln Ertuğrul'un «Bilgi terazisi» başlıklı yazısının, İlk olarak, ne fena bir zihniyet eseri olduğunu belirtmiş ve «Ocak çekirgesi» hakkındakl tenkidime verdiği cevabın «edası bana Şehir Tiyatrosu mecmuasının İlk sayısında yapılan büs-ük hatanın (arkına varıldığı hüsnü zantıını veriyor. Ümldederlm ki aldanmıyorum.» demiştim. Yazık, aldanmışım. Hem de feci bir surette aldanmışım. Birbirini müteakip çıkan beş mecmua sayısında aynı yazıya, kâmilen şahsiyat ve haşviyat ile dolu olarak yeniden cevap verdi. Sebebini anlayışıma göre İzah edeyin1;
Günün birinde «doğru tiyatro bilgisinin yalnız çatılftrı altında olduğunu sanan bu baylara mecmualarından bir misal vermiş: «Sokakta sağ kaldırımdan yürüyün.» tavsiyesinin fahiş bir yanlış olduğuna İşaret etmiştim. Bunun doğrusunun a kaldırımın sağından yürüyün» olduğunu vc bu tavsiyenin de aynı mecmuada mevcut olmasının yanlışı daha ziya-de göze çarptırdığını, onu affolunmaz . bir şekle soktuğunu yazmıştım.
Meğer onlar kendilerin! «l&yuhtl» bilirlermiş. Ben öğrettiğim için yan- ; 11» Onlarca doğru oldu. Ve bütün bir ; mevsim tekrarlandı durdu. Bu müd- ı det zarfında: «Ayni dem altında ı toplanmış, birinin bilmediğini bilen, ( birinin öğrenmediğini öğreten öteki- , ler» İn ne yaptıklarını merak mı edl- ( yorsunuz? Ben da ediyorum ama |
ftatleri yerleri
Geleıı ithalât eşyalarının tesblt edildikten sonra satış gazatelerle İlân olunmakta, ve o inala İsteği olanlar mal sahiplerine başvurarak mal İstemektedir. Mal «ahlp-l «tinin birçok kaçamaklı yollara saparak mallarını ortadan kaldırdıkları yazılmıştı.
Mallar satışa çıkarıldıktan sonra İthalâtçıya başvurup istekte bulunan-lar bir türlü İstediklerini alamadık -! arından. Mi 111 korunma kontrolörlüğüne giderek şikâyet etmişlerdi. Yapılan şikâyetler üzerine takiplere geçilmişse de İhtikâr önlenememiştir Bu sefer, muhtekirleri yakalamak İçin daha easslı yoldan gidilmesine karar verilerek harekete geçilmiştir.
İthalât mallarının fi at testi ILI İşi Ticaret birliklerinde devam ettiği sırada harekete geçilerek malların ortadan kaybolmasına engel olunacak şekilde harekete başlanmıştır. Bundan sonra piyasaya çıkarılan ve herkesin çokça ihtiyaç gösterdiği mallar İthalâtçı birliklerindeki Milli korunma başkontrolörlüğü tarafından sıkı bir şekilde takibedllecektlr.
İkinci küme terfi maçları
İkinci küme grup birinciler) arasındaki terfi maçlarına yarın üç stadfla birden devam edilecek vc Şeref stadında saAt 11 de Elektrik -Taşkızak. Vefa stadında saat. 11 de Demirspor - Anadolu, Galatasaray stadında saat 13 te Sarıyer - Rami takımları karşılaşacaktır.
Basketbol serbes atış müsabakaları
Sportif oyunlar ajanlığı tarafından tertlbsdlien İstanbul basketbol serbes atış müsabakaları bugün saat 14,30 da Galatasaray kulübünde yapılacak ve bu musaba ku ya her kulüp bwy*r kişilik takımları ı iştiıâk edecektir.
Harbde ve sulhta
Emniyet ve huzur içinde yaşamak için en kolay çare
Sıçorta
GÜVEN
SIC hRTA
* Dün de yeniden çoğu Bulgaratandan olmak üzere 200 bin kilodan ziyade mangal kömürü getirilmiştir. Muhtelif iskele vc İstasyonlara İndirilen kömürlerin satışları devam et-' mektecHr
Türk tiyatrosu dâvası
Kötü bir zihniyeti ikinci teşrih
malûm değil.
orası_________—
İkinci bir misal olarak, «bilgi terazisi» ne İptida kendi yazılarını vurmalarını tavsiye İle. «Tiyatro sanatı» adlı yazıların İlkinin çok lıataiı tercüme edildiğine İşaret ettim. Düzelecek yerde yazının İkincisi ayni surette hatalı çıktı. Sonrasını karşılaştırmak lüzumunu görmedim. Artık nasıl çıkıyor Bilmiyorum. Buna karşı aynı çatı altındaki doğru bilenlerin ne yaptıklarını merak mı ediyorsunuz? Orası, malûm değil.
Yaz olunca tiyatroya dair yazı yazan refiklerim susarlar. Bu derhal: bu sözde bilginler suyu kesilmiş değirmende dut yemiş bülbüller gibi susarlar.» şeklinde bir tezyifle İfade edilir. Bana gelince de: «... ama içlerinde biri var kl o zavallıcık beğenmediği köLÜ piyeslerimiz tükenince yazacak tek satır bulamayıp şaşkınlıkla matbu tiyatro bütçesine, bir ilham kaynağı gibi» sarıldığım iddin olunur. Çünkü ben piyeslerin baş rollerini oynıyanların sınıflarının ona göre olması lüzumunu, yedi sene namzet sanatkâr olarak kalmmiya-cağını ve kadronun bu gibi aksaklık-laruu ortaya korum. Yasalarım el-
bette hoşa gitmez. Fakat doğruluğu, ertesi sene, bir İstisna İle. söylediklerimin kâmilen düzelmesi he sabit olur. Bu yüzden de bana karşı asabiyet bir kat daha artar. Buna karşı aynı çatı altındaki, hakikati görenler no yapar? Orası malûm değil.
«Ocak çekirgesi» hakkındakl tenkidimi parmaklarına dolıyarak hücuma geçerler. Cevap veririm. Bütün yazdıklarını okuyucularıma bildirmeme mukabil cevabımı taşıyan Ak-şaın’jn tarihini «Türk Tiyatrosu» okuyucularına bildirmek medeni cesaretin! onlardan beklediğimi söylerim. Bunu yapacak yerde derhal kaleme sarılarak, beş mektupla aynı yazıya bir ikinci defa hücumedillr. «Türk Tiyatrosu» mecmuasının beş sayısının tamam on iki sahlfesl doldurulur. Mektubun hacmi ve mahiyeti hakkında daha sarih bir fikir edinebilmek için onun satırlarını da sayalım, tkl yüz otuz dördü benim yazılarımdan alındığı için hesaba katmamak üzere tam 85« satır. Bunun da — ayıklaya ayıklaya nihayet bulabildim — ancak elit kadar satiri esas dâvaya alt. Yani şahsiyata vo haşviyata alt olmıyanİM. Yalnız buî
İngiliz malı yünlü kumaşların piyasadan kalkmış olması ve yeril kumaşların Yeril Mallar Pazarları mü-essesezi müdürlüğüne verilmesi yüzünden, piyasada kumaş darlığı olduğu yazılmıştı.
Ellerinde İngiliz malı veya yeril kumaş bulunduranlar, bunları kara borsaya intikal ettirdikleri gibi, terziler. yeril kumaşlardan bir kat elbiseyi 250 liraya kadar çıkardılar.
Her alanda İhtikâr konuları İle kendini ödevlendiren Milli korunma hontrolöriüğü kumaş satışlarlle de bir zamandanberl meşgul olmakta İdi.
İplik ithalinin bol yapıldığı günlerde başka başka fabrikalara İplik vermek suretHe Yeril Mallar Pazarları hesabına kumaşlar dokunmuştu. Bir zaman sonra, iplik ithali azalınca fabrikalardan hesap İstenmiş, bir kısmı aldıkları ipliklere mukabil yaptıkları imalâtın kargılığını verememişlerdi. Bu gibi fabrikalar hakkında takibata geçilmişti.
Bunlardan birkaçının sahte fatura ile mal sattıkları haber alındığından, haklarında takibata, geçilmiş, malların kontrolüne başlanmıştır. Sahte fatura tanzim etmek suretile satışı yapılan mallardan mühim bir kısmı bulunmuş ve kanuni takibata geçilmiştir. İncelemelerin sonu alındıktan sonra suçlular Milli korunma mahkemesine verileceklerdir.
Satışa çıkarılan ithal malları
lal. 4 uncu Vakıf handa Sökeni Va-kum'a oto İç ve dış lâstiği. İst. Taş handa Zlııgftl T. A. Ş. ne Freze zincir ve bıçağı ve yedek nıaklna akşamı. Tâhtîikale No, 14 de Jak ve Vitall Toledoya pantalon kanca ve tokası, İst. Rıza paşa yokuşunda Kula mensucat fabrikasına anilin boya, İst. Meydancık No. 47 de A. Mazon ve S. Bottena kalayum fosfat, nattoi - B-, Amidoprta Dİ - EthU, Qal. Ömer Ahit handa Mazhar Akarsuya kırıntı tarçın, Oal. Voyvoda caddesinde Şell Komp. Ol- Türkcye tıbbi mat parafin, sanayide kullanılan ve tıbbi vazelin, Gnl. Mıımtıane cad. No. 41 de Mehmet AH Çakıma Stcarat dö manyezi, İst. Yonlcaml Çilingirlerde Jak Poli-kai’ft süt şişesi, İst. Sultanhamam Tuhaftı handa Nâzım Kulaç’a düz tobralko. Üsküdar Kısıklı No. 20 de Ahmet, Refik Yorgancıya İpek mesi-na, tst. Ktırukahvecl handa Rafael Pililere hazır palto., İst. Büyük Kına-civan handa Yalçın Tlenret T. A. Ş. yün perdesü. İst. Fincancılarda M. Beslr ve M Şefik Harlrlyt kuru sığır der İM.
dç-
Kar temizleme işi devam ediyor
Şehirdeki kar temizleme işine vam edilmektedir Diln gece de yük
tramvay katariarlle çöp arabaları sabaha kadar umumi caddelerdeki karları köprü civarından denize dökmek üzere Galata ve Eminönü mın-takasına taşımışlardır Karın temizleme ve taşıma işinde çalışan amele ve işçiler nöbet sıraskle çalıştırılmaktadır Temizleme İŞİ umumi caddeleri.?- beraber yokuşlarda da yapılmaktadır. Yokuşlardan inip çıkanların kayıp düşmelerini Önlemek İçin dün yapılan yokuşların temizliği bu-aihı de devam edecektir.
rakamlar yazının mahiyetini sarih bir surette göstermektedir. Aynı çatı altındaki şahsiyat yapmanın doğru olmadığını bilenler ne yapar? Orası malûm değil.
Okuyucularımın takdir buyuracakları gibi mektubun şahsiyata alt samlarına cevap vermeğe tenezzül edecek değilim. Fakat Muhsin Ertuğ-rul’un imzasını taşıyan, bir tenkidime mukabele olan bu yazıların bayağılığı hakkında da okuyucularıma bir fikir verebilmek üzere şu satırlara bir göz gezdirmelerini rica ederim: «İlâhi Selim Nüzhet, ölme sen.,, ne: de gür karihan var... ne dc güzel mâ- 1 unlar çıkarıyorsun a kardeş... Ocak i çekirgesi kelimesinden hirls.llyanlık | akidesi çıkardıktan sonra sen mtl-haltkak tarla faresinden budlzıtı çı- > karırsın. Yaşa sen. Allah seni başı-mızdan eksik etmesin, bu devri de I senin dehan süsilyecek. İstanbul sensiz yetim kalır!»
Münevver olarak geçinen bir .insanda bile bayağılığın bu derecesini ; görmek cidden hazin oluyor.
Aşağıda vereceğim diğer İzahattan da anlaşılacağı veçhile bu beş mektup bir cevap değil, sadece kaba birI hücumdur. Hem de: «Her ne vasıtaya başvurabilirsen vur, ne şekilde hücum edebilirsen et, p suretle davran kl karşındaki senin gibi cevap veremesln... Cevap veremesln de mağlûp gözüksün.» tftblyeslne göre bir hücum.
(Arkası yedinci sahifede) |
Bazı iyi zevceler vardır Çok düşünceli insanlardır. M.>cla paltonuzun kolunun iç-iııık*, bir köşedeki aslar sökülür. Sîz i_r-ketmeden o görür ve diker. Bir gün düğmelerinizden bîrini gevşemiş ve iplikleri uzamış bulursunuz. Lâkin ertesi giin baharsınız kl bütiin elbiselerinizin düğme dikişleri sağlamlaştırılmıştır.
Bir arkadaşımız vardı, Böyle «mükemmel zevce- den bahsederken şöyle derdi:
— Telefonda bir kerecik «öh-lıöı» deseni eve gidince ıhlamuru hazır bulurum...
Başka biri de onunla şöyle şaka ederdi:
— O bir şey mi?.. Ben telefonda öhhö dersem karun hizmetçi ile termos içinde kaynar ıhlamuru yazdıaneye gönderir. Ve ben telefonu kapatırken hizmetçi yazıhane kapısından içeri girer. Biz mj uzun konuşuruz?.. Yoksa hizmetçi mî yolda koşar bilmem...
« İyi zevce» ekseriya size ait şeyleri, siz söylemeden, hattâ siz daha farkctnıcden yerine getirir.
Umumi halk hizmetleri ile meşgul olan şirketler, idareler, teşekküller de, halkın karşısında kendi vaziyetlerini mümkün olduğu kadar «iyi zevce-- ye benzetmelidir. Bilhassa nakil vasıtaları idareleri «iyi zevce» ye ne kadar benzerlerse o derecede halkın gözüne girerler. Fakat ne yazık ki bunların içinde hiç biri de «iyi zevce ■ değildir. Hattâ bu tipin eline su dökemezler...
Şu bol çamurlu sokakların karlı olduğu günlerde tramvay arabalarının kapalı duraklar haricinde durduğu yerlere bir göz atınız. Çamurun vc kapkara kesilmiş kârın tam öbeklendiği yerde dururlar. İnerken bir an tramvay basamağının üzerinde tereddütle kalırsınız. Nereye basacaksınız?., Nereden geçeceksiniz?.. Nereye bassanız daha az kara gömülürsünüz?.. Zira tramvayla kaldırım arası bir bataklık halindedir. Binenler kendilerini tramvaya atmak için, inenler . eskiden basılmış ayak izleri üstünde zıp zıp sıçnyarak kaldırımı bulmak için uğraşırlar. Bata çıka ağır ağır yürüdükleri için ekseriya tramvaya yetişilmez de.. Halbuki ne kadar basit bir himmetle halledilecek şeydir «İstasyon» dediğimize göre, bunlar muayyen yerlerdir. Sayılan da mahduttur. Bütün kaldırımlar temizleniyor. Buralarda tramvayın duracağı yerle kaldırım arasında yapılacak basit bir kar temizliği her şeyi halleder ve bu suretle tramvaylar getirip de halkı çamurun önünde bırakmazlar.
Hattâ bunu düşünmek için «iyi zevce- den örnek almağa bile liizum yoktur.
«İyi zevce» ler bir şeyi hiç söyletmeden yapmağa alışmışlardır. Ve bu suretle karşısındakinin kalbini fethederler. Biz umumi nakil vasıtaları idarelerinden bu kadarını beklemek saflığını gös-iermiyelim. Zaran yok «şunu, şunu, şunu yapmağa ihtiyacımız var!» diyelim. Bunu bir kere, iki kere söylemekte de bir şey kaybetmeyiz. Ancak bize meselâ beş kereden fazla tekrar ettirmesinler.. Buna hile razıyız
Hikmet Feridun Es
*• Üniversite rektörü profesör Tenlik Sağlam. Tıp fakültesi dekimi profesör Fahri Arel. sömestr tnlllindfn faydalanarak Bursa’ya «İtmişlerdir. Rektör ve dekan dört gün sonra döneceklerdir.
■k
M e v l û d
Babam ve aile reisimiz tBRA-
HİM ÇOLAK’ın ruhuna İthaf edilmek üzere ve ölümünün yü dönümü münasebetiyle 24 şubat 945 cumartesi günü öğle namazından sonra Teşvikiye camisinde mevludu şerif okunacaktır. Merhumu sevenlerin, dostlarının ı ve arzu edenlerin duamıza İştiraklerini rica ederiz.
İbrahim Çolak ailesi namına oğlu Erluğrul Çotek
ıZ

Hekimi ezMMI
E. TAHİNCİ
Muayenehanesini. Beyoğlu To- I katliyan arkasında Top Çeken- ■ ler sokağında (Sulh mahkeme- ■ sine bil’şlki 18 No haneye ■ naklitml.stlr. Tel: 4131U. 1
Created by free version of 2PDF
Sahile 4
AKŞAM
24 Şubat 1949
KARAR ZAMANI
“jYazan: SUMNER WELLSi | »b |~
BİRİNCİ KISIM ÜÇÜNCÜ BAHİS
Avrupaya misyonum: 1940
Lonchadaki görüşmeler — M. Churchill’in sözleri — İngiltere ve Fransadaki intibalar
füral ve kırallçe sarayın bir kanadımla utuluyorlardı. Sarayın diğer kısımları iıarb dolayuüe kapanmıştı. Atotriltayı ziyaretleri esnasında olduğu g.bl, her İklal de sevimli ve kibardılar. Amerika seyahatlerinden heyecanla bahsediyorlardı. Kıra), bir yaz evvel Vaçlngtonda bulunduğu zamana nispetle, tavırlarında daha ağırdı. Ve gelecek hâdiselerden bahsederken kanaatinin biitön tuvvetile konuştu.
Downing Street 10 da
Sefir Kennedy İle Başvekil NevlI Chamberlain'l görmek üzere Downlng Btreet'te 10 numaraya gittiğimiz zaman, bizi derhal, kabinenin toplandık tarihi salona aldılar. Buran. Bam kilin İkametine ayrılan kısmın arkasında alt katta İdi. Yumurta şe>: nde bir masa odayı dolduruyordu Pencerelerinden park görülüyordu. içeri girdiğimiz zaman Chamber-masasında oturuyordu. Zayıf fakat kuvvet», 71 yaşına nispetle çok daha gene görünüyordu. Başının ön tarafında birkaç ağarmış saçı müstesna, saçları hâlâ siyahtı. En ziyade d.kltatl çeken şey, çok koyu, büyük ve nüfuz edici gözleri idi. Sesi alçak v( sertti.
Başvekile Reisin kendisine vermek üzere gönderdiği mektubu verdim. Okuduktan sonra, lord Halife.* gelinciye kadar, birkaç dakika şuradan buradan konuştuk.
Bu harbin yakınlarına kadar gel-ni' dikçe, Chamberlain’ln Başvekil clr.rpk idaresi hakkında salim ve bl-tr-rr,' bir fikir edinmek mümkün değildi- Kendisinden evvelki senelerdeki hükümetler tarafından işlenmiş hataların ve bilhassa eörüş ve anlayış kudretinden mahrum Stanley Balwdln*in mesul olduğu kusurların cezasını çekmekte olan İngllterenin başına tam salâhiyetle gelen bu zat hakkında o vakte kadar sahsi hiçbir kanaat sahibi değildim
Onunla yaptığım konuşmalarda, m kendisinde azim ve cesaret eksikliği görülüyordu, ne de kendi kusurlarını İtiraftan çekiniyordu.
Son iki senede sulhu koruma İçin Almanyaya yaptığı her türlü müsaadeler hakkında uzun uzadıya İzahat verdi. Fakat aldatılmıştı, kendisine yalan söylenmişti. Şimdi artık Hltle-rln kendi tahakkümü altında bulun-mıyan bir Avrupada adalet, akıl ve emniyet üzerine kurulmuş bir sulh İstemediğinde şüphe kalmamıştı. Ingiltere, İmha tehlikesine maruz bulunan hürriyet ve demokrasiyi kurtarmak İçin eon bir çare olarak harbe girmeğe mecbur edilmişti Nazi hükümeti mevcudoldukça hakikî bir sulh ümidi yoktu. Çünkü yeryüzünde hiçbir millet nazi valilerine İnanamazdı. çhamberlaln bu nazi siyasetinden bahsederken sen derece hid-delll konuşuyordu.
Konuşmalarımızdan hâfızamda canlı kalan bir nokta. Garp demokrasilerinin AJman milletine hakikati anlatmağa muktedir olamayışlarından dolayı vaki olan şikâyeti idi. Bana dedi kİ: «Sizin Reisinizin, «Devamlı sulhun en esaslı şartı haber alma hürriyetidir» sözünün ne büyük bir hakikati ihtiva ettiğini her gün biraz daha iyi anlıyorum >
Halifax ia ftJqpnı yemeği
Harbin daha o ili günlerinde Lon-drâdada hayat tamamen değişmişti. Geceleri sıkı bir karartma olduğu gibi, gündüz mağaaeü irin bir kısmı dû kapanmıştı. Londrada kalmağa mecbur olan hükümet erkânı, evlerin! bırakarak apartmanlara, veya otellere geçmişlerdi. Lord Hallfaz da Dorchester oteline yerleşmişti. Akşam yemeğini de burada yemiştik. Yemekte kabine Azasından. Avam kamarası âzasından ve Ayandan birçok kimseler vardı. Yemekten sonra lord Ha!lfax, hükümet erkânından birçoklarının mevcut vaziyet hakkm-dakl görüşlerini dinlememe İmkân verdi.
O gece dinlediklerim arasında en ziyade ben! ilgilendiren şey, Lordlar Kamarasında Labour Party*nln reisi olan Lord Snell’ln .kendi partisinin hükümeti harb siyasetinde niçin tuttuğu hakkında verdiği İzahattı. Lord Snell gerek kendisinin ve gerek işçi partisindeki ardadaşiannın. Killer kazandığı takdirde İngiliz hürriyetinin dayandığı bütün kıymetlerin ve yaşamayı değerli kılan bütün hürriyetlerin vicdan hürriyeti, söz hürriyeti, ve öğrenme hürriyeti tabii bir surette ortadan kalkacağına ve hür İngiliz fertlerinin birer köle mevkiine düşeceklerine kani bulunduğunu söyledi. Harbe muhalif olan ve harbi önlemek İçin elinden gelen herşeyl yapan işçi partisi İçin bugün artık başka bir hareket tara kalmamıştı.
Londrada bulunduğum esnada, İşçi partisinin şefi Atlee ve reis muavini Greenwood1a, liberal parti şefi Slr Archıbold Sinclair ve bütün kabine
âaalarlyle ve Londrada bulunan bütün sefirlerle görüşmek fırsatını buldum. Bu konuşmalar arasında benim için daimi bir tarihi hâtıra olarak kalacak olan mülâkatlardan biri de Lloyd Geörge ile yaptığım görüşmedir. Birinci harbde İngiliz zaferini temin İçin o kadar gayret sarfeden ve sulhun tanziminde büyük rolü olan eski Başvekil, vüzuh Ue konuşmakta tereddüt göstermiyor, yerli yerinde sitemlerde bulunmaktan, ve İki harb arasındaki yirmi senelik devrede İngiliz ve Fransız siyasetlerinin işledikleri hataları saymaktan çekinmiyordu.
Churchill’in sözleri
Bence tarihi kıymeti olan İkinci bir görüşme de Wlnston Churchlll ile yaptım Churchlll henüz kısa bir müddet için Bahriye Nazırı bulunuyordu. Kendlslle Bahriye Nezareti binasında buluştum. Bu zatın kuvvetli enerjisi, İdare kudreti, hâdiseleri kavrayış kabiliyeti ve teşebbüsü. 30 seneden fazla bir müddet Bahriye Nezaretinde İngiliz donanmasının mukadderatını idare esnasında kendini göstermiştir.
Churchlllle konuşmamız daha ziyade Bahriye Nezaretinin karşılaştığı teknik meselelere aitti: Deniz İşlerine ve maynlara karşı yeni müdafaa silâhlan bulmak, ve tayyare meseleleri gibi.
Fakat şimdi, aradan dört sene geçtikten sonra, onun ileriyi görüş kabiliyetini gösteren bir hâdiseye temas edebilirim.
Churchlll bana, yirmi beş sene evvel de bugün oturduğu sandalyede oturduğunu ve o vakit de aynen bugünkü vaziyetle karşılaştığını söyledi. Çünkü geçen yirmi sene içinde İngiltere hükümeti Almanvaya karşı realist bir siyaset takibinden kaçınmıştı. Alman milletinin gayesi değişmemişti ve değlşmlyecekti. AI-manyanın gayesi dünya hâkimiyeti ve askeri fütuhattı. Bu gaye. İngiliz imparatorluğunun olduğu gibi Amerikanın da emniyetini tehlikeye düşürüyordu. o bugünkü buhranı görmüş, bundan evvelki hükümetlere çok defalar tehlikeyi göstermeğe çalışmıştı. Fakat onu dlnllyen olmamıştı. Ve işte buhran da gelip çatmıştı.
Bu buhranı halletmenin tek çaresi. Almanyanın tamamen yenilmesi, nasyonal sosyalizmin yıkılmam, ve yeni sulh muahedesine ileride Al-manyanın hareketlerini, hiç olmazsa yüz sene için dünyaya sulh temin edecek surette kontrol etmeyi Bağlıyacak şartlar konması idi.
İngiltere ve Fransadaki intihalarım
Londrada edindiğim lntlbala, Pa-riste vardığım kanaat birbirine benzemiyordu. tngilterede, Franşada o kadar İlerlediğini gördüğüm Alman propagandasından eser görünmüyordu. Yalnız İngiliz milletinin harbde bulunmaktan hoşlanmadığı ve katlanmağa mecbur olacağı fedakârlıkları hoş görmediği seziliyordu. Fakat Hltler'I, istediği hedefe varmaktan alıkoymak İçin sonuna kadar harb etmeğe karar vermiş görünüyordu. 1638 den beri yaşadıkları haysiyet kinci vaziyete bir daha düşmektense, ne kadar uzak ve ne kadar güç olursa olsun bu hale bir nihayet vermek lâzım geldiğine inanıyorlardı.
14 martta karlı bir sabah tayyare İle Londradan ayrıldım. Yolda ne deniz, ne de kara görünüyordu. Ancak La Bourget meydanına vardığımız zaman hava açmağa başlamıştı. Ro-maya gitmek üzere yola çıkmadan evvel Paris’te kaldığım birkaç saat İçinde, hareketimden pek az evvel ben! görmeğe gelen Daladier ve Rey-naud ile son bir görüşme yaptım. Raynaııd’nun ayrılırken bana söylediği son söz, bugün dünyanın her şeyden ziyade cesur devlet adamına muhtaç olduğu idi.
(Arkası var)
Büyük ülkü Dergisi çıkaran: A. KARAUĞüz BAYI; (23 - 24) ÇIKTI. En olgun kalemlerin ve genç neslin yanları: şiirler, resimler ve tablolar... Kömür havzası üzerinde en yeni İncelemeler ve B belgelerle flfl sabite tutan bu sa-I yının flatı; 50 ve derginin yıllığı: 1 400; altı aylığı: 200 kuruştur.
fcÇEKİK rllATHOSÜ
Saat 20.30 da
Dram kısmında tayla kartali
Komedi ununda YUKARI KÖŞK
Saat 14 de çocuk tiyatrosu
ıfar II
Halkevleri ve Kurumlar ,i
YERALTI
. TÜBKÇ
ESRARI I
IÖZLÜ
Lig maçlarının son haftası
Galatasaray Vefa, Beşiktaş Beyoğluspor karşılaşıyor
Sahaların karla kapalı olması yüzünden evvelce tehire uğrayan lig maçlarına yann üç statta binden devam edilecek ve bu suretle 1944 . 1945 yılı ilg maçları sona erecektir. Haftanın programına göre Fenerbahçe stadında Beykoz - Kasımpaşa. Fenerbahçe - Hisar, Şeref stadında İstan-bulspoı- - Süleymaniye, Beşiktaş-Beyoğlu, Vefa stadında Galatasaray - Vefa takımları karşılaşacaktır.
Bu senekl lig maçları çok sürprizli geçmiş ve İkinci devrede yapılan Beşiktaş - Fenerbahçe karşılaşmasından sonra ancak Beşîktasm şampiyonluğu, Fener-bahçenin ikinciliği, Galatasaray'ın üçüncülüğü belli olabilmiştir. Geri kalan kulüplerin yekdiğerine gerek maçlardan evvel ve gerekse sonra yaptık1 an İtirazları yüzünden dördüncü İle sonuncu bir türlü meydana çıkmamıştı. Fakat son hafta maçlarının neticeleri alındıktan sonra bir istifham halinde bulunan dördüncülük ile sonunculuk da açığa vurmuştur. Bu bakımdan yarınki tehir maçlarının hiç bir heyecanı kalmamıştır.
Yarınki karşılaşmalar ancak taraf darların spor heyecanını tatmin etmeğe ve günün maçını kazanmak cihetinden mütalâaya yanyabilir. Yapılacak karşılaşmalar arasında Galatasaray -Vefa, Beşiktaş . Beyoğlu maçlarının diğerlerine nazaran daha alâkalı geçeceği tabiidir.
Galatasaray - Vefa
Vefa stadında saat 15 te Gala-tasarayla Vefa takımları karşılaşacaktır. Her İki takımın ligdeki derecesi üzerinde bir tesiri olmamakla beraber tarafların yukanda işaret ettiğimiz gibi kulüplerine mensup arkadaş’a-anın heyecanını tatmin etmek ve günün maçım kazanmak isteyecekleri muhakkaktır. Müsabaka bu bakımdan haftanın sıkı ve heyecanlı maçlarından birisi olacaktır. Lig şampiyonluğunu kaçıran fakat buna mukabil Maarif mükâfatı maçlannda roi oynamak iddiasında bulunan san kıımızıhların Beşlktaşa karşı çıkardıkları güzel oyundan soma bir duralama devresi geçirdikleri ve kendilerinden zayıf olan rakiplerini kazanmalarına rağmen tatmin edici maçlar yapmadıkla n görülmektedir. Maarif mükâfatı maçlarına kadaı takımdaki aksıyan tarafları düzeltmeleri lâzımdır.
Vefalılar İse liglerin ikinci devresinden itibaren saha avantajına kavuştuklarından birinci devreye nazaran çok muvaffakiyetli maçlar yaptılar. Ve takımları yavaş, yavaş eski kudretini iktisap etmeğe başladı, Yarınki maçta saha avantajı Vefada olmakla beraber takımlar arasında kuvvet farkı bulunduğundan ne de olsa kazanma şansı Galatasaray'da daha fazla görünmektedir.
Beşiktaş - Beyoğlu
Şeref stadında saat 15 de B?-şiktaşla Beyoğlu arasında yapılacak olan bu maç Galatasaray - Vefa karşılaşmasından sonra haftanın ikinci derecede mühim maçıdır. Beşiktaşlıların şampiyonluğu garanti bir vaziyette olduğundan bu maçın neticesi İle alâkalan olamaz fakat Beyoğluspor bakımından bu karşılaşma âdetâ hayatî mahiyettedir. Be-şiktaşa galip geldikleri takdirde dördüncülük İhtimallerini tekrar elde edebilecekleri düşüncesi bu maça verecekleri ehemmiyeti fazlal aştırmaktadır. Fakat diğer taraftan bütün sene mağlûbiyet acısı tatmiyan şampiyon siyah beyazlılan yenmek Beyoğ-lundan çok fazla kuvveti olan klüplere bile müyesser olamadığından bu husrusta besledikleri ümidi biraz fazla hayalperestlik telâkki etmekteyiz.
Fenerbahçe - Hisar
Fenerbahçe stadında saat 15 de yapılacak olan bu karşılaşma san lâciverttiler için gelecek haftaki kupa devamı finaline güzel fakat sıkı bir İdman verecek mahiyettedir. Fenerlilerin maçı ka-
ı zanmalan normal olmakla .. ı ber rakibi küçümsememeleri de . birinci derecede şarttır. Çünkü Hisarlılar enerjik futbol oyna-ı makta ve İyi neticeler almaktadır. Geçen haftaki îstanbulspor , galibiyetleri buna kuvvetli bir delildir.
Beykoz - Kasımpaşa
Fenerbahçe stadında saat 13 de yapılacak olan bu karşılaşmada Beykozluların dördüncülüğü sağlamak, buna mukabil de Ka-sımpaşalılarm son unculuktan
■ kurtulmuş gayesiie çalışmaları 1 yüzünden çetin geçecektir. Üç mühim oyuncusunun İzmit bölgesinde kaydı çıkması üzerine bir hayli zayıflıyan Kasımpaşalıla-nn, dördüncülük mevkiine ulaşmak gibi bir muvaffakiyet gösteren Beykoz karşısında fazla tutunacağını zannetmiyoruz.
î. Spor - Süleymaniye
Şîref stadında saat 13 de İs-tanbulsporla Süleymaniye takımları karşılaşacaktır. Her İki klü-büun ligdeki puvan vaziyetine göre dördüncülük ve sonunculukla bir alâkalan olmadığından bu maçta her hangi bir iddia mevzuu bahsolamaz. Yalnız taraflar yekdiğerine tefevvukunu ispat etmek ve maçı kazanmak gavesile oynıyacaklan cihetle çekişme olacağı tabiidir. Kanaatimizce fırsatları iyi kullanabilen taraf maçı leb'ne çevirebilir.
ŞAZİ Teacaiı
bera-
EMİNÖNÜ IIALKEVTNDE HALKEVLERİNİN 13 ÜNCÜ YILDÖNÜMÜ MERASİMİ
Halken lerl J3 uncu kuruluş yıldönümü Eminönü Halkevi yu programla kutlayacaktır. Gündüz saat (15) te:
1 — İstiklâl marşı, 2 — Ankaradan
naklen açış. 3 — Ev Başkanı Feridun Dirlmtekin tarafından konferans, 4 — Orkestra konseri. Şef: Cemil Türkarmnn, ş ____ Bedii rakıslar. Ge-
ce saat '21i de: 1 — İstiklâl marşı,
2 — Konferans: Dil - Edebiyat şubesi Başkanı Tank Zafer Tunaya tarafından. 3 — Temsil: Müzikli ve Milli oyunlarla 3 perdelik Kimsesizler komedisi.
* Kadıköy Halkevinden: 2&/H/M5 pazar günü Halkevleri yıldönümü münasebetiyle, Evimiz tarafından tertibedilen koşu saat 10 da Kadıkö-yünde yapılacağından İsimleri yazılı hakemlerin belli gün ve saatte Halke-vine teşrif etmeleri rica olunur
Füruzan Tekil, Şaz! Tezcan. Sulhl Garan. Ömer Besim Koşalay, Halik San, Abdi Atamer, Mufahham Elmen, Reşat Erte. Kâmran Tekil, Sezai Aytan, Terfik Tlryakloglu, Adnan ölçen. Neriman Tekli. Nazml Tüfekçi,
r\
SİNEMASINDA /H filim Hrden
l - YER ALTI CASUSLARI
1
Buyul: macera filmi

2 YEDİ ÇİÇEK
KATHRYN GRAYSON —
VAN HEFLİN
NİŞAN |\
Prof, Dr. Fuad Kâm» Betaan’in tazı LEYLÂ HEH SAN »e
Dr. Arif Körle nin oğlu Anadolu ajansı memurlarından SİNAN KORLE
Nişanlanmışlardır
Haftanın programı
FENERBAHÇE STADINDA:
Saat 11 Beykoz - Kasımpaşa B) Dr. Savcı, Ceylân, Şarman; 13 Kasımpaşa - Beykoz Nayır, Elmen, Erte; ıs Fenerbahçe - A. HLsor Akın, Elmen. Erte.
ŞEREF STADINDA:
saat 11 Elektrik - Taşkızak Kılıç, Pural, Ozgan; 13 tst. Spor -Süleymanlye Tezcan, Ozgan, Kılıç: 15 Beşiktaş - Beyoğlu Du-ransoy, Ulüöz, Erge.
GALATASARAY STADINDA:
Saat 13 Sarıyer - Rami Esin, Sırat, Kesim.
VEFA STADINDA:
Saat 11 Anadolu - Demlrspor Turanh, İlgaz, Gezen; 13 Vefa -Galatasaray B) Kayral. İlgaz, Gityen türle; 15 Galatasaray - Vefa Akai, Gezen, Güventürk.
f)p)Y ATEŞLİ GENÇLİK
' ' Car «Rrovlartnria nalr entrika v« hilvfite Rus a
,-HOLiVUT DÜNYASININ l
İSTANBUL Gazinosunda
Yarın gündüz saat 15,30 da halk sanatkân İSMAİL DÜMBÜLLÜ tctasfl kadresUe Okuyucu KÜÇÜK M C A L L A birlikte YEŞİL OVA Operet 3 perde ZeDgln Varyete. Tel: 40574
Pazartesi akşamı Arnavutköy ÇİÇEK te
)ynı program.
TAKSiM Sinemasında — HASRET
Şlmdly» kad&r çevrilen Tiirkçe filmlerin en muvaffak olanı
Baş rolde: MÜNİR NUREDDİN OYA SENSEV - TALAT ARTEMEL Kıymetli Sanatkar MÜNİR NUREDDİN'Uı en yeni şarkılarım kendini görerek ağzından dinlemek ve İyi bir Türk filmi görmek isteyen-
SÜMER SİNEMASINDA *
İBıı Salı akşamından itibaren
F asilikte geçen dünyanın en tehlikeli ve hakiki tarih
TEHLiKELı
DENİZLER
Bugün Maksimde boks maçları yapılıyor
Spor sahasında bûyllk muvaffakiyetler elde eden Elektrik kulübünün teşebbiislyle tertibedllcn boks maçtan bugün Maksim salonlarında saal-15 te yapılacaktır. Bu müsabakalara yakından alâka gösterin Elektrik. Galatasaray, Kasımpaşa kulüplerine mensup ve şehrimizin en seçkin boksörlerinden Naci, Kadir, Cevdet, Abdullah, Halil. Abdi. İsmail, Recep. Cevat, Mehmet, Raşit iştlrâk etmektedir. Bu boksörler arasında Türkiye birincileri ve teknik boks şampiyonları gibi memleketin en mümtaz
Emsalsiz ve heyecanlı illim başlıyor. Baş rollerde
JOHN HOWABD — MARGUERİTE CHAPMAN VE NİNO KAV/AKAM1
BEAR HARBOUR baskınının bütün teferruatını tasvir 'den bu «Malslz filmde: Denizaltı muharebelerin... Pear Harbourgda Japon casuslarını... Limanın torpillenmesini.. HİRANAMU Japon tayyarele-rinl göreceksInlz.^MHBHMB^^^^M^

Cesaretleril» tarihin akışını durduran... Vatanlarım buyuk a&feı-ler* ulaştıran... ölümden korkmayan, şerefe hak kazanan kahramanlar filmi..
CASUS MART RiŞAR
sporcularının bulunması karşılaşma- , ların çok çetin ve sıkı geçeceğine kuvveti! bir delildir. Karşılaşmalar her kategoride iki müsabaka yapılmak suretile tetrtlplenmU vo birinci olanlara hediye olarak spor levazımı verilmesi tekarriir etmiştir
Maarif mükâfatı maçları
Ankara, îzmlr ve İstanbul kulüplerinin Iştlrâfal’ her sene yapılmakta olan maarif mükâfatı maçlarına bu sene 11 martta başlanacağı haber alınmıştır. Bu maçlara alt muhtelif İştir üzerinde görüşmelerde bulunmak üzere şehrimize gelen futbol federasyonu reis! B. Sadi Karsan hafta arasında Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray kulüplerinin delegeleri İle görüşmüş ve maçların yapılacağı sahalar İle hasılatın taksimi, seyahate çıkacak takımlara verilecek masraflar üzerinde fiktr karşılığı yapılmıştır.
Pr ansan ın en meşhur iki Yıldızı
EDWİGE FEÜİLLERE — ERİC VON STROHEMd
Kudrttlerlle hakiki bir sanat İncisi yaptıkları illim. Plans» filmciliğinin gururlanacağı en güzel eseridir
BUGÜN LALE SİNEMASINDA
,(r
BUGÜN KADIKÖY SÜREYYA SİNEMASINDA
Emsaline nadir tesadüf edilen İki müstesna filim bkrdtn
1 _ VATAN KAHRAMANLARI “Türkçe,,
ERROL FLYNN — MİIUAM HOPKİNS — RANDOLPH SCOTTon Hakiki bir şeref destanı 2-GÖRMEYEN GÖZLER
Senenin »n hazin a-^k dranu.


BUGÜN
E L H A M R A Sinemasında CİNAYET YUVASI HALLACE FORD — MARİAN MARSH — SABAH FADDEN
Herkesin merakla göreceği bir aşk ve heyecan fün». Matineler bugün saat 12,3o da başlar.


BUGÜN GÖREBİLECEĞİNİZ SİNEMA HARİKASI. ŞİLİNLERİN EN GÜZELİ
YILDIZLAR YILDIZI
Taraamiyle Renkli — Baş rollerde;
ALİCE PAYE — JOHN PAYNE — JACK OAKİE
MELEK ve SARAY
Sinemalarında duyulmamış bir muvaffakiyet kazanmaktadır.
Mağara yârânı

TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLA R:
Ay a »loğda bir mağara — î*a peygambere Aşık yedi genç — E»hab-ı Kehf — Mağara yaranı — Müsavat kaydından kurtarılmış hürriyet — Devlet sigortası — Decius altını
M
nı amrvifl Rcına imparatoru I nunu, kerestesini kesmek için Decius, hıristiyanlaıa türlü tür- • müşterek bir ormana erişmesi do lü zulum ve İşkenceleri reva lâzımdır. Bu arzulanıl belirmesi görürken Ephesus (şimdiki ‘‘ Ayasloğun yerinde bir şehir) de yedi asil hıristlyan genci bu zulümden kaçarak bir dağ eteğinde geniş bir mağaraya sığınmışlardı. Zalim hükümdar, derhal mağaranın ağzının büyük taşlar- ■ la kapatılarak gençlerin açlıktan ■ öldürülmesini emretti. Halbuki ' gençler derin bir uykuya daldılar.
Bıı rivayete göre 196, diğer bîr rivayete göre 187 sene uyuduktan sonra Şarki Roma imparatoru Theodosius II. zamanında (V. asrın ilk yana) o mağaranın bulunduğu araziye sahip olan bileşir mağaranın ağzındaki taşla- [ n bj- binada kullanmak üzere kaldırınca güneşin ışıkları mağa- ' raya girdi ve «İsa peygambere . âşık yedi genci» uyandırdı. İç- . lerinden biri ekmek almak için \ şehre gidip putperest bıraktıkları şehrin kapısına büyük bir haç i dikı.dığini görünce şaşırmıştı. Ekmekçi gencin elindeki impa- ! rator -Decius’a ait parayı görün- ' ce: arkasına düşüyorlar ve ma-ğaıamn içinde böyle iki asır uyuduktan sonra uynar.an gençleri, sıhhat ve neşe İçinde buluyorlar. • Başta imparator olduğu halde ! bütün din ululan mağaraya koşuyor ve gençlerin önünde hu- j şuîa eğiliyorlar. Gençler onlara : hikâyelerini anlattıktan ve hayır ; dualar ettikten sonra hemen oracıkta en son ve derin uykularına dalıyorlar (1).
Bu kıssayı okuduktan sonra 1 insanin hatırına şu sual geliyor; I ■caba hâlâ bu mağara yârânı • gibi senelerce uykuya yatmış insanlar var mıdır? Tabii işin yıllarca uyuyup sonra sapasağlam uyanmaktan ibaret olan mucizevi kısmını bir tarafa bırakıyoruz Fakat manevi mağarasına çekilip ilimde, sanatta, İçtimaî > işlerde beyinleri uyuşmuş bir halde ömrierinl, geçirmiş insanlara ramadığımızı da inkâr edemeyiz. Bugün dünyanın her ta-rafında astrolojiye, rihlre ilim, Aristo felsefesine tek felsefe, dinî yahut destanl edebiyata tek sanat ve Adam Smith ekonomisine pek benziyen ferdiyetçi - hürriyetçi bir sisteme tek ekonomik sistem gibi yapışmak Istiyenler, hürriyeti, müsavat kaydından kurtarılmış bir düzene sokmak için tıpkı XIX. asır müellifleri gibi çabalıyanalr insana biraz şu mağara yârânı gibi gelmiyor mu?
Mağara yârânı maddî uykularını uyurken bu XIX. asır gö-, nüllüleri sanki manevî, bir uyku içinde yaşıyor gibi görünüyorlar. Meselâ müsavat kaydından kurtarılmış hürriyet taraftan gibi gözüken bu zümre düşünmüyor ki hürriyete erişen halkın aynı zamanda asgarî olsun bir refaha, calışamıyacağı zamanlar İçin güveneceği bir nizama, ekip, biçip kendi başına yahut diğerle-rlle beraber çalışacağı toprağa, yalnız bir kişinin senede bLrkac gün av eğlencesine mahsus hek-tararca parklan yanında, odu-
üzerine derhâl o arzulan önlemek yolunu tutan zümreler bugün bile mevcut olduğu gibi bu arzuların en zorlu ihtiyaçları karşılı yacak olanlarını yerine getirmeğe çalışan devlet adanılan XIX. asırda bile yok değildi. Meselâ Almnnya-da halkın menfaatlerini korumak için bir demokrat partisi ku-rulmk üzere olduğunu haber alan Başvekil prens Bismarck'a «Biz o menfaatleri daha evvel koruyalım, o vakit partiye yapacak iş kalmaz» gibi pek yüksekten atma bir söz atfederler. Vakıa Al-manyada hemen hemen yarım asır evvel Posadowokl isminde bir Dahiliye Nazırının lmzasile çıkarılan «Devlet sigorta kanunu» elli seneden beri o memlekette işlemekte iken komşusu Fransa böyle bir kanuna tâ 1937 senesine kadar lüzum bile görmemişti. İngllterede İse birinci büyük harbden sonra yalnız bir kısım İşçiler için vücuda getirilen bu sistem ancak şimdi Be-vcridge plânile genişletilmek üzeredir.
İşte bu harbden sonra her yerde vücuda getirilmesi memul olan bu cins müesseseler!, ferdin hürriyetini bağlar İçine alır gibi görünen devletçilik teşebbüslerini bir türlü İçine sindüemiyenler zamanımızın modern mağara yârânıdırlar. Onlar, ellerinde Decius altım çarşıya çıkıp o paranın geçmediğini görünceye kadar mağaralarında manevî uykularım uyuyacaklardır. Allah rahatlık versin.
A. ADNAN - ADIVAR
Dokuz doğurmadım amma bugün dokuz doğurttum!.,,
Besim Omerin bir aile içinde kendisini, kızını, torununu doğurttuğu kimseler vardı
r
Kır koşusu
Atletizm ajanlığının hazırladığı müessese kulüpleri kır koçusu birincilimi yarın sabah saat 10,30 da Mecidiye köyünde yapılacaktır. Müsabakalar kız atletlere 1500, erkek atletlere oooo metre üzerinden tertiplenmiştir.
———————
n ı Bu hikâye, Kuran'da Kehf suresinden başlıyarak İslâmî ananeye türlü türlü şekillerde girmiş olan Sshab-ı Kehf - Mağara ySrS.ru hikâyesini hatırlatmakladır. Yalnız Kıır’andâ mağaraya kapanan İnsanların sayısında İhtilâf olduğu gibi bir de köpekten bahis vardır. Burada mağara yârânı demekle İlk zamanlarda yer altında gizlenerek ibadet eden hıristlyaaların kastedildiği yolunda bir tefsir İle Kur'anın hikâyesi ve Roma tarihinin bu dini kıssası nra-Binda bİT münasebet bulmak iatlyen-It-r olmuştur Kıssa Theodosius H.' un ölümünden iki sene sonra (452* doğan bir Suriyeli piskopos tarafından Etirvnnlce bir vaiz suretinde yazılmış ve daha vT asırda T.fttlnceve tercüme edilmiştir,
Vakanın Ayfisloğ dediğimiz Ephe- • eusta değil de Elbistan kazasının i BfStls nahiyesinde geçtiği ve bugün' hâlâ orada Eahab-ı Kehfln magarata-' rı denilen mağaraların ziyaret «J‘l-diğl şarkta kabul edilmiş rtvayetlrr-dcndlr. Hattâ son asırda Elbistan’da doğup İlmini tatanbulda yavan müverrihlerden Mâkrlmln ,l»rı - Ûİ - Albıstftnl de bu reyi kabul ve teyldetmektedlr. Mamafih bu mağaranın Şarki TurklBtanda. Taratışla ve daha nice, nice yerlerdi olduğunu ör iddia edenler yok değildir.
Uzak doğuda
Ivvojima adası
Amerikanın asker çıkardığı ve işgale başladığı bu ada nasıl bir yerdir?
Kupa arabasına binince.. — Her çocuktan sonra bir yaprak sigarası — Buzlu kahve, buzlu su — Trpta Mithat efendi — 500 çeşit salata — 500 çeşit yumurta — Dünya reçelleri ansiklopedisi — Vişnenin çekirdeğini çıkaran Alet..
*r, - -
Besim Ömer, devrinde en çok çocuk doğurtan hekim olarak tanınmıştır. Hattâ bir kere 48 saat İçinde dokuz doğum vakar &nda bulunmuştu. Bundan bahsederken:
— Dokuz doğurmadım amma dokuz doğurttum!., diye şaka ederdi. Onun doğurttukları arasında, meselâ aynı ailede üç nesle rasgelmek mümkündü. Kendisini, kızını, torununu doğurttuğu kadınlar vardı. Hattâ şöyle derdi:
Bazan sokakta yaşlı başlı birisine rasianm. Elime fianlır. Kim olduğunu sorarım... O zaman bana cevap verir: «Paşa hazretleri ben sizin elinize doğmadım mı kİ?..»
Çocuk doğurtmak ona büyük bir mânevî zevk verirdi. Derdi ki:
— Muhakkak ki muvaffakiyetle yapılan bütün operasyonlar zevklidir. Fakat doğum kadar hiç biri İnsana heyecan vermez, Doğurtmak!.. Ne mühim şey!.. İnsanları yan yanya meçhul bir âlemden alıp, dünyaya çıkarmak... Düşünmeli kİ çekip yeryüzüne aldığınız kimse insan olarak İlk defa sizinle temasa geliyor. Bütün ömründe karşılaştığı ilk insan, dünyaya çıkarken ilk rehberi siz oluyorsunuz. Ne heyecan verici şey!..
Besim Ömer’in pek çok seneler önce bir kapalı, kupa arabası vardı. Gece yansı, sabaha kar-
Besim Ömer Paşa «Nevsali âfiyet» i çıkardığı senelerde
demez, çantasını alınca
bu

1 (?1

YUN SAYISI
BUGÜN ÇIKTI
Bu sayıda: Ellşlerl için hususi surette Bayan Nejade Suntekln tarafından hazırlanmış model ve örgüler, resimlerle ve açık bir dille tarifleri yapılmış kadınlar, kız ve erkek çocukları ve erkekler için Jileler, renkli, İşlemeli, kan avali, kollu vö kolsuz pııloverler; yün bluzlar, renkli yün roplar, yün kostümler, takım elbiseler, cepll ve kollu yün yelekler t. ■. vardır.
Flatı: 30 Krş. Bütün Gazetecilerde bulunur.
Çıkaran: TÜRKİYE Yayınevi — İstanbul.

HALLAÇ-I MANSUR
İslâm tasavvuf tarihinin en mühim siması olan »e nihayet kaba sofuların elinde asılarak öldürülen; tarihte «MANSUR-U BERDAR» lâkabı İle anılan meşhur şairin hayatı ve ölümü üzerinde Salih Zeki Aktay tarafından büyük bir kudretle yazılmış manzum Ve mensur faciadır. Fikir ve felsefe, şiir ve İfade kudreti bakımından Asyanın Faust’u olan bu muazzam şaheseri edebiyat ve san’atla alâkadar olan bütün aydınlarımıza ehemmiyetle tavsiye ederiz. Fiatı 10 kuruş. Çıkaran TÜRKİYE YAYINEVİ — İstanbul,
TÜRKIYE YAYINBVİ, neşriyat sahasında şiddetle duyulan büyük bir İhtiyacı kısmen olsun karşılıya bilmek İçin yeni bir kltab serisinin yayınına başlamıştır, SAHNE YAYINI adını taşıyan bu seride telif ve tercüme piyesler, komediler, vodviller, trajediler ve muhtelif sahne eserleri bulunacaktır. Bu seriye dahil olan eserler umumi ve nazari mahiyette olanlarla örnek ve misal mahiyetinde bulunanlardan mü-rekkebdlr. Tiyatro örnekleri bir taraftan telif ve tercümeleri, diğer taraftan anonim milli sahne eserlerini İhtiva edecektir. Başhbaşına bir kütüphane teşkil edecek olan «6AHNB YAYINI* serisinden şimdiye kadar çıkan kitaplar »unlardır: TİYATRO TARİHİ TİYATRO BİLGİSİ KOZANOÛLU ÇİFTE NİKÂH
HALI. AÇ-I MANSUR TAVŞANBAŞI KARAGÖZÜN ___________
KARAGÖZÜN BEKÇİLİĞİ KARAGÖZÜN_____________ . _
Sahne Yayını serisinden yakında «inha birçok eserler çıkacaktır.
TÜRKİYE YAYINEVİ — İstanbul
AĞALIĞI
>
»
getJnlİöî >
Yazan: Selim Nüzbet Gerçek
Yazan: Selim N&shet Gerçek
Yazan: Abdullah Ziya Koıtınoğlu
Tercüme eden: Belim Nüzhet Gerçek 30
10
10 w
80
80
Yazan: Salih Zeki Aktay Abdullah Ziya Kozanojlı Mustafa Rona
Mustafa Rona
Mustafa Rona
M Kry.
>
İM
100
»
>
>
>
kupa ile şehrin her tarafına koşar, yeryüzüne yeni İnsanlar getirmeğe giderdi. Her doğumdan, loğusadan yorgun bir halde evine geldiği zaman banyosu hazır ve sıcak olarak kendisini, beklerdi.
Her çocuktan sonra bir banyo yapar ve çıkınca da bir yaprak sigarası tüttürûrdyü!
— O kadar çok doğurttum ki her çocuktan sonra bir yaprak sigarası içe içe bunun tiryakisi oldum.,, derdi.
Bir zamanlar hemen bütün ls-I tanbulun çocuklarını doğurttuğuna göre kendisinin mühim bir servet yaptığını zannedenler pek çoklu. Besim Ömer bu İddialara gülerdi. Kendisini zengin bilmelerine h?m kızar, hem de bundan hoşlanırdı. O işe başlamadan önce memlekette modem m&nasîle ebelik, doğum doktorluğu yoktu. Bunun İçin çok fe-dakârane ça'ışıyordu. Hele İlk gençlik senelerinde geceleri, şafak sökerken doğumdan döndüğü çok olurdu.
Böyie zamanlarda Besim Ömer devrine göre pek alafranga olan kahvaltısını yaptıktan — tabii banyo da şart — sonra yatardı. Onun delikanlılık çağından vefatına kadar kahvaltısı hiç değişmemişti: Bir bardak buzlu ala-[franga kahve, bir bardak buzlu su... Kış yaz bunu İsterdi. Tevfik Fikret gibi en soğuk günlerde bile buzlu su içerdi. Onun da Fikret gibi şekeri olduğu için harareti fazlaca idi.
«Tıp» ta Mithat efendi
Bir yandan çocuklar doğurtur, bir yandan tafebe yetiştirir, bir yandan cemiyetler kurar, sağlık teşkilâtlarile uğraşırken bir taraftan da sıhhat meseleleri üzerinde, halkın o zamana kadar I bilmediği bir çok. mevzulun, on-lların anlıyabiieceğl bir şeklide, hem de cilt cilt mütemadiyen yazıyordu. «Nevsall âfiyet» te ta-mamlle ilmî sahifeler olduğu kadar, halkın malûmatını genişletmek maksadile yazılmış bahisler de pek çoktur. Sağlığında, halk sağlık bilgisini zenginleştirmek maksadile durmadan yazdı. Ve âdeta halka bir sağlık kütüphaneci hediye etti. Bu bakımdan «Ahmet MHhatın basın sahasında yaydığını o âdeta tıpta yaptı» denilebilir. Doktorluktaki İhtisas sahasında bir «Hâcel evvel» de o oldu.
Halka sağlık bilgileri vermek için Avrupaya gittikçe ne kitap-[lar, ne mecmualar ve ne akla
---------------
gelmez bir takım âletler getirirdi.
Mecmua ve kitapları büyük bir dikkatle okur, sıhhî bahislerin etrafım kırmızı kalemle çizer ve bunları okusunlar diye ev halkına ve alâkadar olabileceklere, gönderirdi. Meselâ «dudak boyamanın kadın sıhhati üzerinde fena tesirlerin... Bunun etrafını çizer, boyanan kimsenin odasına gönderirdi. »En gıdalı bir tarzda reçel yapmak usulleri»... Altı çizilir, bu kabil ev ve kiler işlerine meraklı olan hanımın odasına gönderilir. «Günün hangi zamanında çaLışılan ders daha ziyade akla girer?.» Etrafı çizilir, doğru evdeki talebelerin odasına...
Onun sağlık bilgileri etrafındaki çalışmalarının ilk okuyucuları ai leşiydi.
500 çeşit salata..
Bu büyük ve meşhur bekâr memlekette İdeal ev kadınları, gürbüz çocuklar yetişmesi, halkta sağlık bilgilerinin İlerlemesi gibi çalışmalarından maada — evlenmediği halde — ev saadetinin artmasına yanyacak malûmat toplamasına bayılırdı. Meselâ Avrupadan şu tarzda kitaplar getirtti: «500 türlü yumurta pişirmek usulîb, »600 çeşit salata», «dünya reçelleri ansiklopedisi»... Kendi de meraklı olduğu İçin bunları evinde tatbik ettirirdi.
Yemeklerinde salataya âzami ehemmiyet verirdi. Akşam fiofra-sında salata, peynir ve meyyalim bulunması şarttı.
Ev saadetini arttıran bu nevi kitaplardan maada her seyahatten bir takım son derecede marifetli âletler getirir ve bunu fiile arasındaki İdeal zevcelere, Meal ev kadınlarına hediye ederdi. Meselâ vişnenin, çekirdeğini ayırma âleti, m eyvanın en pratik şekilde suyunu çıkarma âleti vesaire gibi...
Besim Ömer'in bütün çalışması insan topluluklarına İyi, güzel ve gürbüz yaşama İmkânları vermek üzerine toplanıyordu. O mümkün olsa her eve penceresinden hiç değilse bir lotana sağlık. neşe atmak İsterdi, İyiliği son derecede sever, hiç hissettirmeden bir çoklanna yardımda bulunurdu.
1903 yılında Avrupada..
Bazı meşhur doktorlar hastalara bol bol öğüt verirler. Fakat kendileri bunu tutmazlar. Besim Ömer'böyle değildi. O verdiği öğütlerden kendisi de son derecede İstifade ederdi. Ve eğer böyle yapmamış olsaydı, hayatı belki o derecede uzun olmaz ve yeryüzünde o kadar hizmet te göremezdi. Şeker hastalığı onu genç bir yaşta yakalamıştı. Yukarıda Terfik Fikret gibi onun da bu hastalığa tutulmuş olduğundan bahsetmiştik. Bir doktor bana: «Perhize en ziyade yüzü tutmı-yan hastalar şekerlilerdir.» demişti.
Besim Ömer uzun seneler şekerde mücadele etmiştir. Her zaman tahlil yaptırırmış, biraz şeker fazlalaşınca hemen perhiz...
Sağlam bir bünyeye sahip olduğu zannedilmekle beraber bir takım hastalıklarla bütün hayatında mücadele etmiştir. Meselâ Avrupaya gidince daima vefakâr dostu doktor Âkil Muhtar’ı görmeden edemezdi. Âkil Muhtar o zaman politika yüzünden görüşülmesi pek mahzurlu bir şahsiyetti, Herkes kendisine gitmeğe cesaret edemezdi. Fakat Besim Ömer katiyen bunlara aldırış etmeden bütün Avrupa seyahatlerinde mutlaka onu görürdü. İlk görüşmeleri 1903 yılında olmuş-
Bırçak haftalardan beri dcnUdon va havadan devamlı suretle bombalanan ve Amerikan bahriye piyad* kıtalarının eon günlerde karaya çıktıkları Iwojinıa adOA), Marlannc takımadalarının tam kuzeyinde, Tokyo istikametinde uzanan FJonln takımadalarına mensuptur.
Japonya'ya karsı taarruz, için na-klkl bir allama tahtası vazife») gören BonLnler, Yokohama'ya fion kilometreden dalın az ye Honshu adalinin bazı kısımlarına da 5öd kilometre kadar bir mesafede bulunmaktadır.
Bu aaaıaı, Uiuuauaım güney yakınlarına hâkim oldukları gibi Japonya'nın Çin sahili İle elan denli münakale hatlarının tam kuzeyinde uzanmaktadır. Japoniar bu adaları, anavatan topraklarından saymakta idiler.
Her ne kadar Banin »uajırmci.üd müdafaa tesisleri gizil tutulmuşsa da Japonların İç müdafaa hatlarının bu stratejik kısmında mümkün olduğu kadar çok deniz vo hava kuvveti tahsis etinlş oldukları tahmin edilmektedir
Aslen volkanik olan ou takınu-ca-lar, hemen her gün birçok depremler kaydedildiğinden, henüz tam tevekkül halinde değildirler. Bunlar 20 ada He 77 Küçük adacıktan mürekkep bulunma ktadır
Çok münbft olan erazi, bol ananas ve hurma ağacı, demir ağam, «antal aâaci ve beyaz meşe gtb1 birçok ağaçlar yettjtLrmfktcdlr. Şark tasmı l.ır-lalan, memleketin ballıca aent’inli-glnl teşkil etmektedir. Hararet derecesi. — İnç — yaz — açagı v(ık«'- 24 santigrattır.
Japonlar, Japonya'ya bu ya-
kın olan bu takımadalara, 1543 senesinde İspanyol seyyalı’an tarafından ketfedlllnceye kanar fonuna varmamışlardı, Japonların •Munin> a(ıı-nı verdikleri bu takımadalar, üstün bir İhtimalle sonra. Bcn;n. olmuştur.
19 uncu asım ba^nt-a Ameriku.ll balina balıkçıları, su ve meyva ihtiyaçlar uu gidermek İçin Bonin amna-nna uğradılar. 1827 de burayı i>ır İngiliz gemisi, kıral IV üncü George □amma ifgal etti. Fa-ut az sonra burası Amerikan Nathanlel Bavory-nln rehberliğinde bir DanimarkalI, bir Ingiliz, bLr İtalyan ve 25 Havana-U’dfin mürekkep bir grup tararın an sömürge haline konul du
1883 te deniz blnbaşLn »u-Lnew Calabraith Pcrry, ou adalara Birleşik Amerika bayrağını dikti ve Amerikan kanunlarıru tatbika başladı Bu k-nunlar gereğince Sarroy, muhacirler taralından oraya vali seçildi. Binbaşı Perry. bu adaları Amerikan donanması için bir kömür merkez) haline gettınıek tasavvurunda idi.
Fakat bu adalar. Birleşik Amerika'da kalmadı. 3 sene sonra Jüponlar, bu adalara 2 hükümet menıuru ve (f> muhacir göndererek buraya cOgasawars» adını verdiler ve hâkimiyetleri altına aldılar
1622 Washln£ton koni»raunda Japonya bu adaları tahkim etmemeği taahhüt etmişti. Fakat senelerden beri yntanrıların bu adalara girmesi, kati surette menedilmiş bulunuyordu. Oraya gidebilen en &oa yabancı, 1635 te bu takımadalardaki kiliseleri ziyaret eden bir İngiliz piskoposu olmuştur,
tu. Besim Ömer o 2anıan ronıa-tizmalarım tedaviye gelmişti. Demek ki 40 sene romatizma ile uğraşmıştı. Kendi kendinin daimî tedavisinden. — yarını asır bile sürse — bıkmaz, hattâ mücadeleden zevk duyardı. Hemen her sene, yahut iki senede bir Avrupa su şehirlerine seyahat ederdi. Bütün oralarda kendirini tanımışlardı. Bunlardan, pek istifade etmiş olarak dinç ve elbiseleri adam akıllı bollaşmış bir halde dönerdi. Orada alıştığı için o hlzla bir müddet daha burada yürürdü. Sonra yine yavaş yavaş oturmağa başlar, elbiseler bolluğunu kaybederdi. O zamana kadar da yeni mevsim gelirdi.
Perhiz şeyleri arasında yalnız yaprak sigarasına karşı pek zayıftı. Kendi sıhhî kontrolü ile meşgul olan doktor Âkil Muhtar İçmemesini tavsiye etmişti. Lâkin Besim Ömer bu san yaprak dostunu pek severdi.
Bir gün, kendisine menedildl-ğl halde. Vlchy'de parkta onun purosunu tüttürdüğünü gören bir gazetecimiz:
— Aman paşam... Yine yaprak sigarası mı İçiyorsunuz?., deyince Berim Ömer gülümsemiş ve şu cevabı vermişti:
— Birader, bırak dumanı tütsün!.. Hazır Âkil Muhtar bey burada yok!.. Bir tane içeyim...
Hikmet Feridun Es
AKŞAM
?4 Şubat 1945
[z;.slİKİ şarki]
. Radyoda çalınan parçalar biltik-ten sonra spiker şu sözleri söyledi:
— Dinleyici arzulan burada bitmektedir. Lâkin hemen şunu ilâve tdeUm kİ sayın dinlecilcrimlzln İsteklerin! yerine getirmekten daima büyük bir zevk duymaktayız. Bu itibarla çalınmasını arzu ettiğini» plâkları, şarkıları adresimize bildirmenizi rica ederiz.
Ahmet Kenan dinleyicilerin, arzularına göre plâkların çalındığı bu yarım saatlik zamanı Pek severdi. Zira muhtelit idinseler tarafından seçilen pek zevkli plâklar çalınıyordu. Bunun için Ahmet Kenan dalın* programdaki ou saate göre radyosunu açardı.
Bu akşam spikerin söaü üzerine aklına birşey geldi. Bir mektup yazıp kendisi de bir plâğın çalınmasını 16-UyecekU. Eski ve çok sevdiği bir şarkı vardı: Emdamnun hayalini gözlerimden sUemem..» diye başüyan bu wrkı kendlsne daima 20 yaşını hatırlatırdı. Zira bütün bir delikanlılık zamanı o şarknın nağmeleri arasında geçmişti. Bir şarkı hattâ son derecede fena olsa bile eğer delikanlılık zamanında ilk defa İşitllmişsC çok hoşa gider. Üstelik bu şarkı Hakikaten de güzeldi.
Oturdu. Dinleyici arzularını idare eden spikere kısa bir mektup yazdı. Bunda diyordu ki:
»Sizden istediğim bu şarkı için özür dileyeceğim. Zira eski bir şeyo’ir. ihtimal yer yüzünde şimdi bu şarkıdan hoşlanacak, bizim gibi Nuh Nebiden kalma insanlar pek azalmıştır. •Halbuki siz bir kişiye göre değil, bir çok kimselere nazaran programlarınızı yapıyorsunuz. Bu itibarla şayet İstediğim şarkıyı bugünün fevkine uygun bulmazsanız un.umun menfaati namına bunu çalmayabilirsiniz. Halbuki o benim cj» sevdiğim şarkıdır...»
Mektubu gönderdikten sonra adresini yazdığına pişman oldu. Şimdi şarkı İle beraber adresi de söylenecek i olursa arkadaşları kendisinin zevki-1 nın eskiliği ile belki de alay edeceklerdi.
Fakat doğrusunu İsterseniz bu şar-1 kının radyoda çalınacağına pek de emin değildi.
Aradan epey müddet gsçtl Bir akşam yine radyosunda aynı pıogramı dinliyordu.
Birdenbire spikerin sözleri yüreğini oynattı. Zira radyo:i a kendi adresi ve İsmi söylendikten soma başka bir adres ve bir kadın ismi de i'âve edildi. Ve nihayet spiker »özlerini şöyle bitirdi
— şimdi bayan Kadriye ve bay Ahmet Kenan tarafından istenilen bu «Endamının hayalini gözlerimden sitem em, Kollarında can vereyim. Başka birşey dilemem . » şarkısını çalıyoruz.
Ahmet Kenan şaşırmıştı. Buğun kendisinden başka hiç kimsenin hoşlanacağını sanmadığı bu şarkıyı işte, hem de radyoya ifadır mektup yazarak biri daha istiyordu Bu kadın!., Kendi adresi ile beraber söylenen onun adresi aklında kalmıştı.
Ahmet Kenan bunu bir yere not etti. Eski plâk çalınırken meçhul ka-dıııf* bu müşterek zevklerinde garip bir lezzet buluyordu. İkisi de aynı zamanda, aynı şarkıyı İstemişlerdi. Demek ki bu henüz yüzünü görmediği bayan Kadrlye'nin de en çok sevdiği şarkı bu idi. öyle almasaydı radyodan başka bir şarkının caUnma-ınt İsterdi.
Belki şu esnada o meçhul kadın da bu tesadüfe şaşmakta ve aynı şarkıyı totiven erkeği, yani kendisini duş ini-nıokte İdi.
Aradan epey zaman geçti Belki 4-10 ay... Ahmet Kenan radyoya t»tr mektup daha yazarak, bir şarkı daha İstedi. -
Bu seferki de geçen defa olduğu gibi unutulmuş oir şarkı İdi. «Beni İÜr giin olur elbet, ararsın .» şarkın!..
^Askerlik hIBj
Uzak Şark savaşında yeni safha
Amerikalılar artık Japon işgal sahalarını bırakarak doğrudan doğruya Japon anara, tanına hücum edecek görünüyorlar
Daha boylu görünmek için ne yapmalı?
Boyu yükselten hususî ayakkabıları vardır "ibisenin, kravatın, saç tuvaletinin insanı boylu göstermekte büyük rolü
Bu yeni safha doğrudan doğruya Japon anavatanına başlamış olan hücumdur. Hücum şimdilik deniz ve hava kuvvetleri tarafından yapılmaktadır. Fakat bunun kara kuvvetleri tarafından yapıl m lyac ağını da kimse garanti edemez.
Okuyucularımız hatırlarlar ki bundan evvel Uzak Şarktaki harbe dair yazdığımız bir yazıda Pasifiğin ikiye bölündüğünü ■ belirtmiş ve bu ayırmanın tam olabilmesi için Filipinlerden Çî-İne atlama lâzım geldiğini de ilâ-sanki aralarında ve etmiştik. Yine bu araştırma-glbı âdeta —»------«- *-»_
kadına ya-
Bir müddet *onra radyoda bu şartı da çalındı. Ve işte o saman Ahmet Kenan hayatının en büyük hayret ve heyecanına düştü. Zira ayın şarkıyı o tanımadığı kadın, bayan Kadrlye de istemişti. Birbirlerinin zevkler! arasında ne muhteşem bir köprü vardı. «Kalbden kalbe yol vardır» derler. Zevkten zevke de köprü olduğu muhakkaktı.
Şimdiye kadar nlç evlenmemişti. Fakat şayet bu kadınla evlenmeğe kalkışsa her halde onunla ölünceye kadar pek mükem-not bir surette geçineceğine emindi.
Kadının etrafında hayaller kuruyordu. Bir aralık bir korkuya düştü. Sakın radyoya bu suretle ve uydurma bir İsimle mektup yazan b»r erkek olmasını..
Fakat bir insan ne diye böyle bir şeye kalkışırdı?.. Yok. bu şarkıları ten dişile beraber lstiyenln bir kadın olduğuna her nedense, gayetle emindi. Ve bunun etrafında alabildiğine hayalin! genişletiyordu.
Günler geçtikçe
bir akrabalık kurulmuş ona, yüzünü tanımadığı kinlik duyuyordu.
Kadrlye'ye bütün hayatında anla' şabikeeği tek kadın gözü İle bakmakta. İdi.
Meselâ kendisi «Ada çayı» içmesini pek severdi, Emindi kİ bu kadın da adaçayı İçmesini pek sevmekte idi. Garip bir zevk anıma, kendi laternanın sesinden hoşlanırdı. Bu > ürünü görmediği kadının da aynı şeyden hoşlanacağına yemin edebilirdi. Yemeklerden «Papaz yahnisi- ni pek severdi. O kadın için d( — '
1 nişi» nln en sevilen yeı şüphe etmiyordu. O d biraz «diin» e ait bir gün» le alâkası azdı
Nihayet bir gün bir laştılar. Kadriye genç Birbirlerini tanıttıkları
Igülümslyerek:
— Sizinle aynı şarkıları İstemiştik!. Bayılırım a şarkılara.. Annemin şarkıları!.. Fakat ben çok severim... tedl
O böyle konuşurken Ahmet Kenan genç kadına bakıyordu Yirmi, yirri adalara çıkarak yerleşmek ve bu-beş yaşlarında kadardı. «Bugün» ( ja ardan tesis edilecek deniz ve ait değil hattâ ,*nn ■ a Wr ln- hava üslerile Japon anavatanı-sandı. Bu şarkıları beğeniyordu. Am- • -
ma yep yeni bîr kadındı. Yaş farkından tutun da her hususta aralarında uçurumlar vardı.
Âdeta mühim birşey kaybetmiş gibi Ahmet Kenan üzüntü İle eve dön-dû.
,1
da çok geniş bir kıta olması do- _ layı sile Çine yapılacak bu atla-' manın çok zor ve bazı bakımdan bugün için 'imkânsız olduğunu da tebarüz ettirmeğe çalışmış ' tık. Yeni haberler ve bu bölgedeki harbin aldığı yeni istikamet Çine veya diğer Japon işgal sa-[halatına böyle bir çıkartmanın vaki olmayacağını, buna karşılık bizzat Japon adalarına bir çıkartmanın mevzuubahs olduğunu bildirmektedir.
Ada'ar; denizlere hâkim olan kuvvetler tarafından tecrit edilebileceği için buralara çıkartI ma yapılabilir. Yine zamanla de-u* nize hâkim taraf buraya kuvvet
kadndıJ yığarak üstünlüğü temin edebileceği için bu tecrit edilmiş ada denize hâkim tarafın eline düşe-bilirf İşi bu prensipten nicelersek Japon anavatanını teşkil eden adalardan bir veya ikisine yahut bunların civarındaki ufak
(Bir yıldız)
RADYO
Vatan;
M. Şevki Yazman
vatanına karşı harekette tam bir deniz ve hava üstünlüğüne sahip olabileceklerini gösterdi. Oysa ki Amerikalılar Tokyo bombardımanına geldikleri şırada bir taraftan da bir filo İvojima'ya çıkartma hareketini hazırlıyor, diğer bir filo ise Filipinlerdeki büyük harekâta iştirâk ediyordu. Demek ki Amerikalılar diğer işleri bitirip sırf Japon adalarına çıkartma için büyük tahşidata 'girişirlerse o vakitki üstünlüklerinin çok daha fazla ve söz götürmez olacağında şüphe yoktur, ı O halde Japon adalarına karşı harekette bir müddet sonra şöyle bir tâbiyeye şahit olabiliriz: Anavatan adalarından birisine veyahut bunların hemen yakınlarında ve deniz - hava üssü olmak bakımından müsait bir adaya çıkartma yapılarak kuvvetlice yerleşmek, mahdut ve kesif olan Japon sanayiini bunlar vasıtasile ve denizden hücumla tahribetmek, dar olan adalardaki hava meydanlarını ve Japon hava kuvvetlerini yok' etmek, ondan sonra da bu dar sahada çok feci duruma düşecek adalara kara kuvvetlerde hücum etmek.
Bu esnada Japon anavatanı’ nın dışındaki kuvvetler ne yaparlar? Bu kuvvetler deniz hâkimiyeti olmadıkça anavatana ’ \ ‘ ’J bulunduk-
ları yerlerde kalıp beklemeğe mahkûm demektirler. Halbuki
dönemiyecekleri için
.... , ı - maıuımu urıııcnuı ıcı. jiaıuuAi
nın altını üstüne getirmek pekn- ja„on sanayij anavatanda oldu-lö Irnhilrtir - • .......... ......
ANKARA RADYOSU Bugünkü program
18.0 Radyo çocuk kulübü, 18.45 Radyo dans orkestrası. 18 00 Haberler. 19 20 Geçmişte bugün, 19.25 Radyo dans orkestrası 19.50 Konuşma. 20.00 Saz eserleri, 20.15 Radyo Gazetesi, 20.45 Şarkı ve Türküler. 21.00 1 Müzik tpl.I. 21.30 Radyo salon orkea-I tra®, 22 15 Müzik (pl-b 29.45 Haberler.
Yarın sabahki program
7,10 Marşlar (Pl>; 7,40 Haberler; 7.55 Müzik (PLİ; 9 Dinleyici istekleri; 9.45 Ses eserleri; 10 izahlı müzik; 11.30 Halkevleri saati; 11.46 Radyo orkestrası: 12,20 Yurttan sesler; 12,45 Haberler: 13 Radyo salon orkestrası; 13.30ı Kapanış; 15 Halkevlerinin tesis yıldönümü münasebetiyle Ankara Halkevinden naklen yayım.
CGömlekiş"!
BİRİNCİ SINIf ÇÖMLEKÇİ |
■■t») 20f)0K sirkeci ■■■■!
Te! ~0006 Sirkeci
lâ kabildir.
Geniş Mançuri veya Çin ülke- ( sinden sarfınazar, Felemenk , Hindistanının Bomeo, Sumatra gibi tek adaları dahi Japon anavatanını teşkil eden üç büyük adadan daha geniştirler. Binaenaleyh evvelâ Japonyanın işgal ettiğ'i sahaları birer birer ve senelerce devam edecek muharebelerle düşürmek ve ondan sonra Japon anavatanına hücum etnıekdense, Japonların deniz, hava ve kara kuvvetlerde geniş ' sahalara dağılıp zayıflamalarına göz yummak hattâ bunu bir nimet bilmek ve bu suretle zayıf’ lamış Japon anavatanına çarpı mak hiç de fena bir strateji de-• gıldır. Mesele bu stratejinin tatbik kabiliyetinde kalıyor:
Şimdiye kadar yapılan hareketlerle Japon adaları Aleutien adalarından başlıyarak son işgal edilen Bonin adalar grupu , — Maryan adalar grupu — Fi-i lipinler vasıtasile şimal, doğu ve cenuptan sarılmış bulunuyor, ı Çin ve Birmanyadaki cepheleri . de gözönüne getirirsek garptan dahi çevrildiğini iddia edebiliriz. Sonra diğer bir hâdise, Tokyo-1 nun Amerkan deniz ve hava .kuvvetleri tarafından bumbardı- nazar etmek zorunda kalmışlar-jmanı ve bu esnada mühim bir dır.
, mukavemetle karşılaşılmamış ol-1 Şimdi Amerikalılar Japon ana İması Amerikalıların Japon ana- vatanını teşkil eden adalara ve-
ğundan müstemlekelerdeki orduların kudretleri de kendiliğinden eriyecek ve çökecektir.
j Adalara ve deniz aşırı memleketlere hâkim olmak için biricik şart büyük deniz kuvvetlerine ve kayıtsız şartsız deniz hâkimiyetine sahip olmaktır. Bu olmadığı takdirde her şey mahvolur. Bütün inatlı mukavemete ve zorluğu yenmek için çalışmalara rağmen netice alınamaz. Bu nun en güzel misali muhtelif adalara dağılmış ve sonuna ka dar mukavemet eden Japon garnizonlarının vaziyetidir. Bugün hâlâ Salomon adalarında. Yeni Ginede dayanan Japon garnizonları var. Bunlar ölünciye kadar diretiyorlar. Sıtmanın ve yoksuzluğun kırıp geçirmesinden sarfınazar deniz üstü vasıtalarla İkmal yapamıyan bu garnizonların denizaltı gemilerde malzeme alması Japon denizaltı silâhlarının harb vazifelerini sıfıra indir-
1 miştir. Malzeme taşımak bakımından en randımansız, en fena vasıta denizaltı gemileri olduğu halde Japonlar mahsur garnizonlarının ikmali için bunları kullanmak ve fakat onlardan bekledikleri asli vazifeden sarfı-
Biri uzun, diğeri kısa İH adam ayın genç kuta kur yaparlarsa, kısa boylunun umumiyet itibar İle daha sönük görünmesi muhtemeldir.
Tabiatla bu nakbealnl hafifletmek İçin kıza boylu bir İnsan mümkün olan her şeye başvurarak daha boylu görünmek için elinden geleni yapmalıdır. Fakat, boyunu uzatmak için başvurduğu bütün çarelere rağmen kısa boylu İnsan, gene de müşkül vaziyetlerde kalır. Kısa boylu bir adam veya kızın geçirdiği en zor an, meselâ evlenme töreni zamanıdır.
Evvelâ genç kız, nişanlısı kendisinden birkaç santim daha kısa olduğu için ailesine takdim ederken sıkılır. Sonra evlendikleri gün nişanlı kızın bütün akraba ve dostları hazır bulunacağından kısa boylu adam, tabii olarak bu merasimden sıkılır ve boyunun nlspetslzligile (bu adam değil. Karamürsel sepetli gibi bazı nahoş telmihlere sebebiyet vermekten korkar.
Ekseriya bir erkek kadından 8 veya 10 santim daha küçük olsa bile bu farkın otururken veya yatarken hemen tamamen kaybolduğu söylenir. Maksadımız, kısa boylu insanlara gerek kendi nazarlarına, gerek başkalarının gözlerine, aynaya müracaat etmeden daha boylu görünmek için muhtelif çareler göstermektir.
Halen herkes birkaç santim kazanabilir.
Kundura, elbise, ekzerslz, duruş ve psikoloji, kısa boylu insanın boyunu uzatabilir ve uzatmaktadır da...
Başt-a gelen kunduradır Tam minasiyie tatmin edici bir kundura ancak son zamanlarda tekemmül ettirilmiştir Ayağı yerden yükselten ve dış görünüşü aleiârie kunduralardan farklı olmıyan bu kundura. 6 santim kadar kazandırabilmekledir.
Hususi kunduralar vasıtasile hiç farkına varılmadan birkaç santim kazandırmaktan ibaret olan bu çatallı İşi, 2 metreden, daha uzun olan New-York7u M. Joseph Burger halletmiştir. İcadetttği kunduraların, bunlan kullanacak olan kimselerin boyunu yükseltebileceğini göz önünde tutan M. Burger ihtira beratı almış ve «Staturaids» markasını koydurmuştur. •
Bu kunduraların mantar esasına dayanan ve gizli tutulan bir terkipten mamûl öyle bir yapılış tarzı fardır ki yalnız kundurayı hafir ve yumuşak tutmakla kalmayıp dayanıklılığım arttırmaktadır. Bu kunduralar halen Amerika’nın her tarafında daimi surette ayakta kalmak mecburiyetinde olan insanlara tavsiye edilmektedir.
Bu yeni kunduralar o kadar mahrem bir şeklide maksadı temin etmektedir kİ birçok ileri gelen şahsiyetler bunları kullanmaktadırlar. Bu kundura müşterilerinin büyük bir kısmı, karısı veya kadın dostları çok uzun olan kısa boylu erkekler ise de gayri tabii bir boydan kederlenen evli kadın veya nişanlı kızların kocaları veya müstakbel eşleri için gelip hususî kunduralar satın aldıkları sık sık görülmektedir.
İrlyan erkekler, birkaç santim daha kazanmak ve bu suretle umumi görünüşlerini düzeltmek için (Sta-turaids» kunduraları satın aldıkları gibi birçok profesör ve öğretmenler
ya bunların civarına yerleşirlerse bütün Pasifikte, Çinde, Bir-manyada, Man curi yada çarpışan Japon kuvvetleri bu mahsur garnizona' nn vaziyetine düşecek ve anavatanın müdafaasına yara-yamadan çevrileceklerdir
de sınıfta disiplini daha kolay muhafaza edebilmek üzere bunlan kullanmaktadırlar.
Bu New-York’lu kundura imalâtçısı, halen bütün dünyaya boyları 2-t santim kadar yükselten hususi kunduralar göndermekte, fakat birden bire husule gelen bir boy yüksekliğinin sebebiyet verebileceği nahoş telmihlerden kaçınmak üzere müşterilerine kullanacakları ilk kundurada 2-3 santimle iktifa etmelerini tavsiye etmektedir.
Büyük sayıda siyasi .idamlar, artistler ve daha başka birçok kimseler daima «Staturatds» ayakkabıları giymektedirler.
İkinci olarak elbise intihabı gelir. Size yakışan elbiseleri at-çiniz Çizgili bir kumaş, uzun klapalı, düğmeleri belden biraz aşağı dikilmiş, normalden daha uzunca bir ceket, enseyi çok az kapLıyan bir yaka, erkeği olduğundan daha uzun boylu gösterir
Ceketin omuzlan göze çarpacak şekilde kalçalardan dalla geniş ve siluetin daha ince görünüşünün tam olması için pantalonun aşağı tarafı daha dar olmalıdır. Pantalonun paçalarındaki .cıvrıntfaar dar olman, hattâ büsbütün bertaraf edilmelidir.
Kruaze ceketlerde yaka klapalan bele kadar inecek yerde alt düğmeye kadar inmelidir. Bu suretle insan* çok yakışan düz bir çizgi tesiri husule gelir. Pötlkare ve ekose kumaşlardan bakınınız ve bunlara üni veya çizgili, düz kumaşları tercih ediniz.
Kısa boylu bLr erkek, ceketin v« pantalonun ceplerini asla şişlrmeme-lldir.
Ceketlerinizin içine ik» taraflı olmak üzere birer cep yaptırınız. Beraberinizde taşımağa mecbur olduğunu» kâğıtları, ifrat dereceye varmadan bu ceplere yerleştiriniz.
Bacakları uzun göstermek üzer» palto, par desii ve empermeabllar dizden aşağı düşmemelidir. Kunduralarınızın rengi de daima elbisenizden farklı olmalıdır. Meselâ maroa ve kahve rengindekl kunduralar mifl kostümle pek yakışır.
Oldukça yüksek ve uçları uzun beyaz gömlek yakalan, bilhassa tavsiye olunur. Kravatlarınızı dar olarak »• üni renkten seçiniz. Kenarlan kıvrık şapkalardan kaçınınız. KenarLan aşağı, tepesi yüksek ve kor(lelİsı dar şapkalar kullanınız ve şapkasız sokağa çıkmayınız.
Keza saçlarınız sizi daha boylu göstermeğe çok yardım edebilir. Saçlarınızı kısa kestirin veya şakaklarını* üzerine fırça Ue iyice yatırdıktan sonra yukan kaldırın.
Bundan başka iyi intifaabedilmi» ekzersizler, boyunuzu ıslah edebildiği gibi sırtınızı, boyunuzu, omuzlarının, karnınızı, kol ve bacak adalelerinin de kuvvetlendirir. Yorulmamak v* yarıda bırakmamak için Jimnastiğinizi tedricen yapınız.
Daima dik durunuz. Başınızı yukarı tutmak, karnınızı içeri çekmek su-retile birkaç santim kazanırsınız.
Kısa boylu erkek, düz durursa kısa boyundan dolayı, daha boylu mekteplilerle bir arada bulunsa bile hiç ıstırap çekmez.
Yazıhanenizde kendinize tam gü-venebilmenlz için kısa boylu bir kâtibe intihaoediniz. Onun mevcudiyeti. estetik hassasiyetinizi Incitmiye-cek. bilâkis güveninizi arttıracaktır.
Bütün bunları bir arada tatbik ederseniz iyi netice alırsınız. Hiç bir zaman unutmayınız ki kısa boylu bir erkeğin çektiği küçük sıkıntıların ;k-seriat psikolojiktir ve kısa boylu erkek kendini normal bulduğu zaman , bu sıkıntılar derhal zail olacak ve ou tabii nakLsesinl farkedrmiyecektir
Created by free version of 2PDF
KUTUP KIZI
AŞK VE MACERE ROMANI
Yaıan: Stanley Shaw Çeviren: (V* Nu)
. Tefrika No. 7
Konuşmadığı zamansa, bıçak yara-iariyle dolu, siyah sakallı, kartal gözü gibi minimini gözlü, san dişli yüzüne bakanlar onun meşum bir haydut olduğuna hükmederlerdi. Buna rağmen, Jensen, bir köpek tarafından bu derece sevilen bir insanın asla. tam mânaslyle aman vermez bir haydut olamıyaçağmı düşündü. İşte bunun içindir ki, basınının iyi hislerine, âlicenaplığına hltabetmek yolunu tuttu.
— Canım Pierre Qunlt, — dedi. — Beni böyle bağlı tutmak saçma şey. Tabancamı aldınız. Bir köşede sakin oturacağıma dair size namusum üzerine söz vermişim. Şayet iplerimi çö-zerseniz aleyhinizde hiçbir teşebbüste bulunmıyaca^ım. Düğümleri pek de sıkmışsınız. Esasen, beni açlıktan öldürmek niyetinde değilseniz, bu vaziyette kuş besler gıb. ağzıma yiyecek vermeniz lâzım gelir.
Böyle konuştuğu sırada. Jetısen, f ’lerini gc-nç kadına çevirdi. Onun * ■ de bir merhamet okur gibi ol-
du Bu hisse sığınmak teşebbüsünde j
bulundu.
— Hem sonra köpeğiniz omuzumu fena halde acıttı. Şuna bir pan3iman yapmak lâzım. Haydi Pierre Qulnt. iiitufkâr davranınız. Şu beğtarınıı çözünüz. Mahut parşimen hakkında, aramızda bir anLaşmazlık oldu. Rahat rahat konuşmak fırsatını bulduğumuz vakit, her iş yoluna girecektir. Hele şu hazırladığınız ve kokusu mis gibi burnuma gelen yemekten biraz yiyelim.
Plerre Quint. yemek sanatı hakkında yapılan bu komplimana karşı, yelkenleri suya indirerek:
— Haydi bakalım, haydi bakalım, —dedi — plerre Quint’ln kalbi taştan değildir. Ne münasebet bilâkisi Kararı genç bayan versin. Mektup hakkında yalan söyliyen bu adamı çözmeme müsaade ederse, eh pekâlâ, ben de razı olurum.
Genç kadına döndü, ondan cevap bekledi. Jensen de öyle bir vaziyette döndü kİ, kolundan akan kanlan ka-gösterdi.
Bu miskince tavrından dolayı ken-
di kendine kızıyor, merhamete sığındığı İçin azap duyuyordu. Fakat, düşünüyordu ki. şayet böyle bağlı kalsa. B. M 432 işini ortaya çıkarmasına İmkân kalauyacaktı.
Baby, keskin dişlerini Detektifin zaten ağrıyan koluna batırmıştı, şimdi işte, omuzla el arasındaki ağrı gittikçe artıyordu, parmaklarına kadar sirayet ediyordu, Delikanlının yüzünde ıstırap kırışmaları hasıl oluyordu. Bu yattığı vaziyette omuzundaki kan yüzüne de aktı. Böyle bir manzara karşısında Miss Kerrişon, Plerre Qulnt'e ipleri çözmek müsaadesini verdi. Belki vermeseydi, detektifin gözleri daha kararacak ve bir baygınlık uçurumuna doğru yuvarlanıp gidecekti. Netekim gene de öyle oldu. Son bir gayretle delikanlı kızı imdadına çağırdı. Sonra artık, kendi ağzından çıkan sesin hafiflediğini hatırlıyor.
Şuuruna tekrar kavuştuğu zankan, kulübenin en iyi yerinde, ateşin karşısında, kaim bir kürkün üzerine yatanldığını farkettt Sırtında artık paltosu yoktu. Ceketinin, gömleğinin kolu omuzuna kadar yırtılmıştı; narin bir el, kanını silip duruyordu. Yarasını bir mayi İle temizliyor ve bu mayi ecza kokuyordu. Delikanlı gözlerini derhal açmadı. Dışarda fırtına, hâlâ kudurnmşçasma esip duruyordu. Uzaktan uzağa, kızak köpeklerinden biri şikâyelii bir feryat koparıyor, ka-
pının altından sızan ziyaya karşı haykırıyordu.
Yarasını yıkadıkları mayi, iğneler-ceslne onu azaba sokuyordu. Bereket versin, kendisini tedavi eden el. pek hafit de ameliyeyi sekteye uğratmamak için delikanlı gözlerini açmıyor.
Bununla beraber, bir müddet sonra kirpiklerini arafamıya karar verdi. Şaşırdı kaldı. Mgğer yarasına pansı-man yapan Plerre Qulnt’miş. Zannettiği ve dilediği gibi Miss Kerrişon değilmiş.
Baygınlığı uzun sürmemiş olacaktı. ZLra. kahve göğümü fıkırdayıp duru-yrdu. Miss Kerrişon da masanın başında yemek için son hazırlıkları tamamlamakla meşguldü Kahvenin mlş gibi kokusu, delikanlıyı baygınlığından sarsıp çıkardı. Plerre Qulnt, koluna antiseptik pansımanı yaptığı sırada, o da kürkün üstüne oturdu.
— Olur şey değil, Pierre Qulnt! —dedi.— Kahve ne de nefis kokuyor. Şu son günler zarfında, ayni paketten ben de pişirdim, fakat, koku İliç de böyle değildi. Bunu duyunca, mumyaların İştahlan gelerek tabut-lanndan çıkarlar. Beni gayet iyi tedavi etttnte. Şundan bir fincan İçtiğim takdirde ayağa kalkabileceğim.
KanadalI, bu senaları işitince keyfinden gülümsedi. Jensen, ayağa kalktı. Miss Kerrlson’la göz göze geldi; ve böyle kalktı^ındP dolayı genç kızı memnun görmek arzusunu duy-
du. Kız. memnuniyet duyduysa bile halinden bunu belli etmedi. Bilâkis, bu kulübeye girip de onu gördüğü vakit nasıl endişeli bir nazarla bak-tıysa gene öyle endişeli endişeli baktı Kör Kanadalı:
— Bay, kahvem hakkında böyle güzel sözler söyledikleri için nezaket gösterdiler. —dedi.— Buralarda herkes iyi kahve pişirmesini bilir. Fakat, bu çok iyi cinstir. Bir dostun, bir bayın hediyesidir.
Birdenbire, o şekilde sustu ki, Jensen de başını kaldırdı. Acaba, yaraları neticesi hayalâta mı kapılıyordu? Yoksa farkettiği manzara doğru mu? Miss Kerrişon. odanın alaca karanlığı içinde, Pierre QtılnVe doğru atıldı, eliyle onun ağzını kapattı. Kahvenin kimin tarafından hediye edildiğini söylemesine mani oldu.
Oduncuların kulübesinde Sprtng-vale'e rasladığı andan itibaren karşılaştığı garip meselelere böylece bir tane daha ilâve olmuştu. Anlaşılıyor kİ, o baygınken, Miss Kerrişon'la Plerre Qulnt aralarında konuşup anlaşmışlardı. Yahut da eskiden beri tanışan kimselerdi. Bu takdirde birbirlerine karşı lakaytlık rolünü iyi oynamışlar demekti.
Her ne halse, tlelikanlı. sofra başına geçmek için kalktı. Fakat hem ıstıarp, hem ürpermeler yüzünden sendeledi. Genç kızın bir İhtan üzerin» Plerre Quint ona yaklaştı.
İğilerek:
____Koluma dayanınız, efendim, -dedi
Kanadalı, âdeta bir anne tatlılığıyla onun sofraya yerleşmesine yardım etti Sesi müşfikti, hoş kelim-Ier kullanıyordu. Halbuki, yüzünde şeytanca bir ifade vardı. Bu d* insanı korkutmıya kâfi geliyordu.
Jensen:
— Miss Kerrişon! —dedi.— Görüyorsunuz kı. Pierre Ouintle ben bu geceliğine bir mütareke yaptık Bu anlaşmamızı siz de tasdik edersiniz, zannederim. Üçümüz karşı karşıya hic bir kötü niyete saplan maksisin rahat rahat yemeğimizi yiyelim. Vesikaya dair Icabeden her turlu tafsilâtı vermeğe hazırım Şayet, beni dinlemek iufunda bulunursanız, pek memnun kalacağım.
Genç kadın, daha fazla nazlanmadı. Fakat, Jensen'ln söyllyeceklerlne karsı büyük bir alâka gösterdiğini de I belli etmedi. Tek kelime sorfetmek-| sizin oturdu. Pierre Quint şaşırtıcı bir ustalıkla yemekleri dağıtıyordu. Tabaklan verirken, içecek dağıtırken hattâ füme jambonu keserken hiçbir yere çarmıyor. ortalığa bir şeyler dökmüyordu. Baby, efnedlsinin yanında oturuyor, kendisine et parçaları da verilse, tokat da altısa her ikramı aynı memnunlukla kabulleniyordu Kanadalı Fransız, galetalar dağıttı, tArkası var)
AKSAM
8ahite 7
Türk tiyatrosu dâvası
Jetti ve Türk sesi» istemeye kalkışacak kadar gülünç şaşkınlar dn çıktı.» diyen Muhsin ErtuftruJ'a muhterem Reşat Nuri Gün tekinin daha geçenlerde Ulus gaaeteelndö çıkan «Türk s es!» adlı İki makalesini okunuuım tavsiye ederim. Belki benim yarılarımdan anlamadığını o yazılardan anlar. Görülüyor ki ben hâlâ ona hayırlı temennilerde devam ediyorum.
V — Benim Şadl için adapte ettiğim «Oyun içinde oyun» bir mesele oldu. Muhsin bana: «Pekftlft bilirsiniz kl ben oynanmış bir eneri sahnemizde oynatmam. Galiba bunun İçin o zaman zatıftltalz hakikati benden gizlediniz? diyor. Ben hakikati gizlemedim, Pİyesslz kalan Şadl'nln güzel hatırı için bu piyesi adapte ettiğimi söyledim, Hndl ben oynandığını söylemedim. «Ocak çekirgesi» ntn Ruayada kaç defa oynandığını sayıp döken Muhsin Ertuğrulün onun yerine İ&tanbulda oynananları sıralayıp dökmeye heves etmefli daha doğru olmaz mı? Ben o zaman bilmediği bir şeyi de şimdi öğrendim. Onu da haber vereyim: Benden evvel aynı piyesi Mehmet Rauf merhum da «Kamçı» adı He adapte etmiş ve «Milli Sahne» de oynatmıştı. Bunu da ben bilmesem ayıp değil. Ama Muhsin ErtuğrrtlTm bilmemesi çok J ayıp.
Yası uzadı. Görülüyor kl mektupların şahsiyat ve haşviyat haricinde kalanları bile hep hak kazanmak gayret! ile yapılan tahrifattan İbaret Fakat bunların en parlağı sonuncusu. Benim telif eser dâvasını gütmemin sebebi neymiş biliyor musunuz? Birlikte öğrenelim: «Siz telif eser istersiniz. Çünkü telif eser için yazacağınız yazı çok kolay yazılır. Lâkin gelgelelfm ben varın Peter Us-tlnov’un Banbury’slni oynatsam muharriri hakkında ne bilir, ne bulur, ne yazarsın»? İşte sizin yabancı eserler önündeki korkunuzun gerçek sebebi.»
t?te mücadele ettiğim kötü zihniyetin parlak bir misali daha. Öyle bir misal kl izahına ihtiyaç yok. çünkü Petar Ustinortun Banbury’slnta oynanması beni yazımı yazmakta yaya bırakacak Te aynı zamanda sahnemize güzel bir eser kazandıracaksa en evvel sevinecek ben olurum. Muhsin Ertuğrul da benim ne bildiğimi, ne bulduğumu, ne yazdığımı görürdü.
şimdiye kadar yazdığım yazılar «Türk Tiyatrosu» dâvasını müdafaa etmek İçindi. Fakat bu dâvaya hâlft anlamak lstemlyenler bulunduğu çıkan yazı serisinden belli oluyor. Bu sebeple, şahsiyata girmlyerck. bahsi burada kesmeği münasip görüyorum.
Selim NıTrtıef Gerçek
(Baş tarafı üçüncü gahlfede)
Evet, ben bu beş mektuba aynen mukabele edemem. Etmek de istemem. Hem benlim kİ bu mektupların »İyotla dola «a tır tan bile netice artyle benim lehimdedir. Çünkü madde sikredcTek. misal vererek, kıyan yaparak cevap veremtyenler hep böyle şahsiyata re haşviyata başvu-rarlor, Muhsin Ertuğrul, şimdiye kadar muhtelif münevverlerimizle yaptığı ve bir sopa İle bitirmediği münakaşaların hepsini böyle bitirmiştir. Ben Muhsin Ertuftrul’un bu huyuna evvelden bildiğim için buna meydan vermlyeceftim. Bu beş mektubun hakaret kastiyle yanlan şahsiyata ve haşviyata alt ataırlarını: «Hakaret muhayyerdir, reddölunun fehvasınca kendisine bırakacağım. Yalım •aas dâvaya alt satırlara cevabımı, hâl fi dâvayı anlamamış göründüklerinden, tekrarlıyacağım: Benim emelim ancak Türk Tiyatrosunun kurulmasına Minnettir. Ben tek. başıma da kalsam onun Jandarmalığım yapmaktan çekinmem.
şimdi cevaplarımı tekrarlamaya başlamadan evvel yeni olarak öne sürülen bir noktaya mukabele etmek isterim. Yazıyı aynen alıyorum: «Zatininiz Avrapadan gelmişsiniz. Tiyatromuza başvurmuşsunuz Ben meşhur fllftnçanın yanında rejisörlük öğrendim. Sizin de rejisörünüz yokmuş, bu 1şl ben yapayım demişsiniz. İşin başındakiler size İnanmışlar. Peki... buyurun demişler., , sizi almışlar Bugün benim elimde olan büttin salahiyeti o zaman sizin emrinize vermişler. Fakat ne yazık kİ neticede aldandıklarını görmüşler* Hakikatte sizin tiyatro İle bir İlginiz olmadığını anlamışlar ve sizi tiyatrodan uzaklaştırmışlardır.»
Darîılbedayfde vazife almak İçin ben müracaat etmedim. Bana müracaat ettiler, kabul ettim, Ayrılmamın sebebi Refik Ahmet'in «Türk Tiyatrosu» acili eserinin birinci didinin 107 İnci s&hifeslnde şu satırlarla gösterilmiştir: «Rejisörlüğe Selim Nflz-het bey tâyin edildi. Fakat müessese öyle bir haldeydi kİ yeni rejisör prova yaptırmak İçin artist bulamıyordu. Çıkanlar çıkmıştı. Kalanlardan da kimse devam etmiyordu. Aynı zamanda para sıkıntısı da hâd bir 1 ı-le eelmiştl.»
Bugün sizin elinizde olan kuvvetin onda biriyle de ben İşi görebilirdim. Fakat DarültK-dayi bir defa daha tahlifti etmişti. Ben de ayrıldım. Orada kaldığım zaman istifamı verecek muhatap heyetin toplanmasını beklemek zamanı oldu. Hakikati tahrifin, sul zannın bundan kötü bir mini! veilebUlr mi?
«Ocak çekirgesi» ne ait düşündüklerimi evvelce yazdım, İlâve edecek bir şey görmüyorum. Burada yalnız tahrif edilmek İstenilen diğer hakikatlere de cevaplarımı tekrarlıy atağım.
I — Tarihi matinelerin kimin, hatası ile muvaffakıyetslzllğe uğradığı, İlk mukabelemde yazdığım gibi, size gönderdiğini mektubun maddelerini yazmak cesaretini gösterirseniz meydana çıkar. Bunu yazacak yerde ağız kalabalığı yapıyorsunuz. Fakat unutuyorsunuz kl böylece ne beni haksız. ne d e kendinizi haklı çıkarabil! r-■inlz.
II — İstanbul un dört bir köşesUnde bütün balkın gözleri önündeki duvar ilânlarını ben yazımda değil, Muhsin Brluğrul İlk mektubunda tahrif etmiştir. «Yaprak dökümü» mecmuada yıkan duvar İlânına göre (4 perde»-dlr. îşte klişesi:
yaprak dökCmC
Piyes 4 perdft
Halbuki «Türk Tiyatrosu» mecmuasına «Yaprak dökümü» başından ■onuna kadar (8 tablo) olarak İlin edilmiştir. îşte klişesi:
Yaprak Dökümü
Plyoa 8 Tablo
Bu yanlış, o zaman da söylediğim gibi, şehir Tiyatrosunun bir telif esere göstermesi lâzım gelen İtinayı göstermediğinin bir delilidir. «.Yaprak dökümü» tenkidimden sonra bir okuyucuma cevaben bu hususu 8. 1. 1944 tarihli yazımda da izah etmiş, piyes ellerinde olduğu halde dörde mi. sekize mİ bölündüğünü dğruca yazmadıklarını söylemiştim. Hatanın «Yaprak dökümü» ne komedi veya piyes demede olmadığını ayrıca İzah etmiştim, Göstermek istediğim yanlış, tekrar edeyim, piyesin İsminin nevine değil perdelerinin sayısına aittir. Bu da buradaki kuşelerde artık bir daha tahrif edlle-mlyecek şekilde meydana konmuştur. Ve tahrif yapan ben değilim. Bizzat Muhsin Ertuğrul'dur.
III — Mektuptan birkaç satır daha: ‘Siz Yaprak dökümü'nün o özlediğinizi iddia ettiğiniz yeril eserin gördüğü rağbeti kıskandınız. Ona haset ettiniz, onun bu kadar çok oynanmasını çekemediniz.» Bu ithama o zamanki yazılarım k6.fl kuvvette cevap Yermektedir. Bir satır yazı göstermeden bu İddiada bulunmak gülünçtür. Ben piyesin tutmasına hizmet etmesi İçin Muhsin Ertuğrul-dan. daha yapmadan evvel, ellinci ve yüzüncü temsilleri ilân etmesin! İsledim. Haset böyle mİ olur? Bu da bir hakikati tahrif değil de nedir?
IV — «Türk çocuklarından «Türk
Bu İma ca
1 2 ! 4 6 6189 10
Soldan sağa ve yukarıdan a şaftı:
1 — Yağmurla karışık yağan kar. 1 — Genel tasa.
J — Tersi göbekli bir yagıiliftln seçilmişi.
4 _ Başına «Ç, gelirse bir gündür - Sonuna «K. gelirse Halayda bir ova - Nota.
1 — Çt_hr« - Lâhlka.
fl — Hâkimiyet
? — Bir nevi dkuma - Meşguliyet.
8 — Tersi küçültme »itidir - BiîhI eki - Zaviye.
9 — Kalburdan geçirmek üzere.
10 — Hava - Tersi hatırlayış demektir.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ Soldan safta ve yukarıdan aşağı:
1 — Sorgulanan, 2 — Oy tazelemek, 3 — R. T.r Kakarak, 4 — Gazeteci, B — Uzatılamaz,, 0 — Lekeliler, 7 — Alacalı kız, 8 — Nerimek, Li, » — Ama,
Türkiye Ecnebi
Senelik 2800 kuruş 6400 kuruş
6 Aylık 1500 * 2900 ■
3 Aybk 800 » 1800 »
Adres tebdil) İçin elli kuruşluk pot gönderilmelidir Ata» takdirde adres değiştirilmez.
Telefonlarımız Başmuharrir: 2U5G5
Yan İşleri: 20765 — idare: 20681
Müdür; 20487
Roblülevvel 11 — Kasım :09 İmsak Güneş öğle îlrındi Ak. Yatsı E. 11.12 12,81 0.3& H.10 12.00 1,31 V. 0.0& 7.44 13,27 10,20 18.53 20,23
İdarehane Babıfill civan
Acımusiuk sokak No. 13
Mensucat ve Ticaret
7ürk Anonim Şirketinden:
Şirketimizin ortakları genel kurulu aiei&de olarak 3073/945 tarihli cuma günü saat 11 de İstanbul Meydancık Küçük Kınacıyan Han 1 İnci katındaki Merkezimizde toplanacak Ur. Mezkûr toplantıda bulunmak iştlyen ortakların gerek asaleten ve gerek vekâleten taşıdıkları hisse senetlerini veya bunu müshil vesikaları toplantı gününden bir hafta evvel Şirket merkezine tevdi ederek mukabilinde giriş kâğıdı almaları İlân olunur.
MÜZAKERE RUZNAMESİ:
1 — İdare Meclisi ve Müraklp raporlarının okunması,
2 — Şirketin 1944 yılına alt 1/2/944 den 31/12/944 de kadar olan bilançosu ve kâr ve zarar hesaplarının tetkik ve tasdiki.
3 — İdare Meclisi ve Murahhas ftzalAr ve şirket miiraltiblnln zimmetlerinin 1944 senesine alt İşlerden dolayı Ibrn edilmesi.
4 _ Esas mukavelenamenin 25 inci maddesi mucibince İlk Heyeti ida-
renin tamamen tecdidi,
8 — İdare Heyeti Azaltırına, mukavelenamenin 39 uncu maddesi mucibine* huzur hakkı olarak verilecek Ücretin tayini,
6 — 1945 senesi için mflraklp seçilmesi ve 1944 de mahkemenin kamille vazife gören mürakip Bay KERİM ZUVlN’In 1944 senesi ücretinin tak-dirile, yeni seçilecek müraklbin 1945 yılına ait ücretinin tayini,
7 — Kârın sureti tevzii.
SAYIN MÜŞTERİLERİMİZİN NAZARI DİKKATİNE :
Elinizde mevcut bulunan ve firmamızın etiketini taşıyan fakat şişesinde inhisar monogramı bulunan bilcümle satılmamış şaraplarımızın 14. 3. 045 tarihine kadar satmalarını veya tebdil etmek üzere mü-essesemlze iadelerini aksi takdirde hiç bir mesuliyet kabul etmlvece-ğimlzi ilân olunur,
mutuk ŞARAPEVİ ■■MO—
Şehir kasaplarına
Karaağaç müesseseler! müdürlüğünden;
Daimi encümenin 20. 1. 1945 tarihli ve 14272/10550 sayılı kararly-le kabul edilen belediye tenblhl aynen aşağıya çıkarılmıştır.
1 — İstanbul belediyesi karaağaç müesseseler! müdürlüğünce nevilerine göre etlerin üzerine vurulmakta olan damgalan gösteren muntazam bir levhanın kasap dükkânlarında herkesin kolaylıkla görebileceği bir yere asılı bulundurulması mecburidir.
2 — Bu tenbth hilâfına hareket edenler belediye umuruna müteallik ahkâmı cezaiye kanunu hükümlerine göre tecziye olunurlar,
(2451)
İstanbul mıntıka 'iman reisliği saiııalnıa komisyonundan
Ahırkapı feneri 11c Sarayburnu arasında ve Sarayburnu sahilinden 50-00 metre açıkta ve üzerinde 1. 1,5 kulaç su bulunan pek eski zamanda batmış bir gemi enkazı dinamitle parçalanmak suretile çıkartılacaktır.
Bu Ameliyatın muhammen bedeli 4812 Hra olup muvakkat teminatı 360 lira 90 kuruştur.
isteklilerin münakaşa günü olan 10. 3. «45 cumartesi saat 12 de komisyona müracaatları ve şartnameyi görmek üzere her gün Galatada liman rlvBscı! binasında idare şefliğine gelmeleri lüzumu İlân olunur. ___________12418]________ _____________________________________
Devlet Deniz Yolları ve Limanları tşletme ___________Umum Müdürlüğü İlânları
îstlnye fabrika ve dokları IşHrne müdürlüğü fabrikasında çalışmak üzere birinci sınıf tomarı «atatan »la makine ressamlarına ihtiyaç vardır.
Makine ressamlarının aanat mektebi ve mümasili mekteplerden mezun olup asgari beş sene sınai miıesseselerde makine ressamı olarak çalışmış bulunması lâzımdır.
Ücret, gösterilecek ehliyet ve iktidara göre tayin edilecektir.
İsteklilerin bonservisi, askerlik vesikası ve nüfus cüzdanlarile birlikte İstlnvede bulunan mezkûr işletme müdürlüğüne dilekçe İle mtlracatlan. (2317*
I Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Umum idaresi İlanları
Erzurum hatlarında talebeye yapılacak tenzilât ve turunçgillerden (Altıntop) un portakal tarifesine sokulduğuna dair.
D. Demiryolları V. müdürlüğünden:
Erzurum — Sınır hatlarında ana hattaki «artlarla talebeye tenzilât yapılacaktır.
Turunçgillerden (altıntop) portakal tarifesine sokulmuştur.
Bunlara alt tarife ekleri 1. 3. 945 de yürürlüğe girecektir. Daha çok bilgi istasyonlardan verilir._ (3416)
Dahiliye Bakanlığından
5 mart 945 pazartesi günü yapılacağı ilân edilmiş olan Bakanlığımız arşiv dairesi havalandırma tesisatı ekalltm esinin 12 mart 945 pazartesi gıınfl saat 15 de yapılacağı ilân olunur._(2457)
Dahiliye Bakanlığından
1 — Bakanlığımız Arşiv dairesinde havalandırma tesisat! yaptırılacaktır.
2 — Keşif bedeli 22437.5 Hradır.
3 — Bu lae alt şartname Bakanlık levazım müdürlüğünden parasız verilir.
4 — Eksiltme kapalı zarfla 12 mart 945 pazartesi günü saat 15 de Bakanlık levazım müdürlüğünde toplanacak komisyonda yapılacaktır.
5 — Muvakkat teminatı 1683 liradır.
B — Teklif mektuplarının eksiltmenin yapılacağı gün ve saatten bir saat evveline kadar levasını müdürlüğünde toplanacak komisyona verl-Icrek makbuz alınması ilân olunur____'2458)____________________
Vakıflar Orman işletmesi miidürlüüünden
1 __ Taşdelen mıntakasında tathlr kat'lyatından mütehassıl 1000
kental meşe odunu şartnamesine göre pazarlıkla satılacaktır.
i „ Beher kentalinin muhammen bedeli 1Ö0 kuruş muvakkat teminat 120 Uradır.
3 — İsteklilerin 1 mflrl 945 tarihinde saat 14 de satış komisyonumuza müracaatları- (2452)___________________________________________
Birlik Ticaret Anonim Şirketinden
Şirketimizin 944 senesi hesaplarile İdari muamelâtı hakkında tetklkat ve müssakeratta bulunmak üzere Ticaret kanununun 361 ve dahili nizamnamenin 40 inci ve müteakip maddeleri hükümlerine tevfikan hissedarların davetlerine meclisi İdarece karar verilmiş olduğundan içtima günü olarak tayin edilen 1945 senesi Martının 20 inci pazartesi günü saat 11 de Şirketin merkezi olan Istanbulda, fincancılar yokuşunda, Ak handa 7-10 No. lu mahalde İçtima edileceği ve esas mukavelenamenin 45 İnci maddesi mucibince lâakol bir hisseye malik olan hissedarların yevmi içtl-madan en aşağı bir hafta evvel hamil oldukları hisse senetlerini şirket kasasına makbuz mukabilinde tevdi eylemeleri ve tayin olunan gün ve saatte şirket merkezine teşrifleri rica ve ilân olunur.
R U Z N A M E:
1___Meclisi İdare ve mürakip raporlarının kıraati,
2 — Bilanço ve hesabatın tetkik ve tazdikile meclisi İdare zimmetinin İbrası,
8 — 945 senesi için mllrakıp tayini ve tahsisatının tesbitl,
4 — Heyeti İdare azasının ücret ve huzur haklarının tayini,
5 — 944 senesi muamelâtının neticelerine göre hissedarlara yapılacak temettü tevziatının tayin ve tesblti.
0 — Ticaret kanununun 324 eli maddesi mucibince meclisi idare ezasının şirketle ticari muamele yapması,
7 — Ticaret kanununun 327 inci maddesi mucibince meclisi İdare Jzasının şirketin icra eylediği muamelel ticariye nevinden bir muamele e iştigal eylemesi.
1 — İdaremiz ihtiyacı için derhal teslim şartlle bir adet torna tezgâh! kapalı zarf usnliyle satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedel «9500» lira olup muvakkat teminatı «712.50» liradır.
3 — Eksiltme 27. 2. 945 sah günü saat 10,30 da Kaba taşta levazım şubesindeki atan komisyonunda yapılacaktır.
4 — şartnameler her gün adı geçen şubeden alınabilir.
5 — isteklilerin mühürlü flat teklif mektuplarını kanuni vesaikle güvenme parası makbuzu veya banka teminat mektubunu ihtiva edecek olan kapan zarflarını eksiltme saatinden bir saat evveline kadar adı geçen komisyon reisliğine makbuz mukabilinde vermeleri İlân olunur.
(178Öi
*
Cinsi Miktarı
Mühür kurşun teli 2,050 kilo
Çember slklop 240 ton
1 — Yukarda cins ve miktarı yazıfı malzeme pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — Pazarlık 13 3. 945 salı günü saat 9.30 da Knbataşta levazım şubesindeki aTım komisyonunda yapılacaktır
3 — Numuneler her gün adı geçen şubede görülebilir.
4 — İsteklilerin % 15 güvenme partisiyle belirli gün ve saatte mezkûr komisyona müracaatları ilân olunur
5 — İdare İhalede serbesttir. (2439 ı
İstanbul Belediyesi İlânları
Cerrahpaşa Hastanesi Birinci Hariciye kliniği için yaptırılacak 7 kalem evrakı matbua açık eksiltmeye konulmuştur. Tahmin bedeli 703 lira ve İlk teminatı 52 Ura 72 kuruştur. Şartnamesi Zabıt ve Muamelât Müdürlüğü kaleminde görülebilir,
İhalesi 28/2/945 çarşamba günü saat 14 dc Daimi Encümende yapılacaktır. Taliplerin İlk teminât makbuz veya mektupları v« kanunen İbrazı lâzım gelen diğer veslkalarlyle birlikte İhale günü muayyen saatte Daimi Encümende bulunmaları. «1802>
*
Karaağaç müesseseler! deniz et nakliye motörlert İçin yaptırılacak 4 kalemden ibaret piston, sekman, şaft kapllnlerl ve çelik gacin pinlerl açık eksiltmeye konulmuştur. Mecnununun keşif bedeli 1238 Hra 55 kuruş ve İlk teminatı 92 Ura 89 kuruştur. Keşif ve şartnamesi zabıt ve muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir.
İhalesi 7. 3. 945 Çarşamba günü saat 14 de daimi encümende yapılacaktır. Taliplerin ilk teminat makbuz veya mektupları, ihale tarihinden 3 gün evvel belediye fen İşleri müdürlüğüne müracaatla alacakları fenni ehliyet ve kanunen İbrazı lâzım gelen diğer veslkalarlle birlikte ihale günü muayyen saatte daimi encümende bulunmaları. (2237)
Bilecik vilâyeti nafıa müdürlüğünden:
I — Eksiltmeye konulan iş: Blleclkte İnşa edilecek muhasebel hususiye binasının (29004) lira (02) kuruş keşif bedelli İnşaatıdır
H — Bu işin muvakkat teminatı (2247) Ura (30) kuruştur.
rn — Eksiltme 7. 3 945 üncü çarşanba günü saat 15 de hükümet konağı binasında toplanan daimi encümence kapalı zarf usıılile yapılacaktır.
IV — Eksiltmeye girecekler bu İşe alt şartname ve buna müteferrl evrakı nafla müdürlüğünde görebilirler veyn (-150) kuru? bedel mukabilinde nafla müdürlüğünden alabilirler.
V — 10 bin liralık yapı işlerini yapmış isteklilerin eksiltme tarihinden en az üç gün evvel bir İstida İle blleclk vilâyetine müracaatla bu gibi İşleri yapabileceklerine dair ehliyet vesikası almaları lâzımdır.
VI — Eksiltmeye İştirak edeceklerin beşinci maddede yazılı vesaik İle 944 mail yılma alt ticaret odası vesikası ve muvakkat teminatlarını havi olarak 2490 sayılı kanunun tarlfatı dairesinde hazırlıyac aklan kapalı zarflarını (3) efl maddede yazık vakitten bir saat evveline kadar daimi encümen reisliğine makbuz mukabilinde vermeleri lâzımdır.
Postada vuku bulacak gecikmeler kabul edilmez. (2206)
Diplomalı Eczacı Alnacak Devlet dem’ryolları zatişleri Müdürlüğünden
1 — Ankara, Çankırı, Diyarbakır Sivas, Erzurum ve İsRenderun. eczanelerimizde çalışmak ve İcabında yanma yardımcı kalfa da verilmek üzere diplomalı eczacı alınacaktır.
2 — Talipler 3173 ve 4620 sayıl! kanunlar dahilinde ve barem durumlarına göre 100 - 151 liraya kadar aylık ücret verilecektir.
3 — İsteklilerin dilekçelerini 1/3/1945 tarihine kadar Zatişleri müdürlüğüne göndermeleri lüzumu yayınlanır. (2052)
Satılık çam tomruğu
Devlet orn»an işletmesi Bartın revir Amirliğinden;
1 — Revirimize bağlı ülus kazasının dcfelrmenya.ni deposunda 1 numaralı İstifte mevcut 735 adet muadili 213 metreküp 883 deslmetrcküp çam tomruğu açık arttırma suretiyle satılığa çıkarılmıştır.
2 — Beher metreküpün muhammen bedeli 68 liradır.
3 — Arttırma 27. 2. 945 tarihine rftstliyan salı günü saat 15 de revir binasında yapılacaktır.
4 — Muvakkat teminat 1090,80 Uradır
5 — Şartname orman umura müdürlüğünde karabük revir amirliklerinde görülebilir.
8 — İstckUlerln muayyen gün ve saatte rertr merkezinde komlkyona müracaatları. (2254)
Toprak mahsulleri ofisi Istan rul şubesinden
Ofisimiz emrindeki Ayvansaray, Haskoy, Kasımpaşa, Bal&t ve Mumhane değirmenlerinde mevcut takriben 70 ton süprüntü unu 28 şubat tarihin* müsadif çarşamba günü saat 14 de Galatada Bahtiyar hanındaki dairemizde açık arttırma suretile satılacaktır. Bu, unlar d eğirme nicedeki kontrol memurluranıza müracaat suretile görülebilir. Bu husustaki şartname Müdürlüğümüz İmaJftt servisinden talep olunabilir. «2107;
Türkiye iş Bankası
Küçük cari hesaplar
1945 ikramiye plânı
ÇEKİLİŞLER: 29 ocak, 2 Mayıs, 24 ağustos, 1 kasım tarihlerinde yapılır.
___ 1945 İKRAMİYELERİ —
1 adet ARSA (İstanbul’da Büyük Yalı’da Ada: 164, parsel No. 4,
923 M2.) ü
1 Adet 2000 Liralık = 2UUÜ Lira
3 ■ ıooo 1 — 3000.— >
4 9 500 • — 2000.— »
10 » 200 a 2000.— u
25 » 100 > — 2500.— D
100 D 40 ■ — 4000.— u
150 » 20 ■ — 3000.— »
300 n 10 » 3000.— ■
Türkiye îş Bankasına para yatırmakla yalnız, para biriktirmiş ve faiz almış olmaz, aynı zamanda talîinizl de denemiş olursunuz.
Sahife
Türk petrol ve madenî yağlar Türk anonim şirketinden:
Şlrkctlrhlzln. Ortaklar genel kurulu alelâda olarak M Mart LM3 tarihinde perşembe günü saat 11,30 da Galata'dâ. Bankalar caddesinde Asslkürazlonl Generali hanındaki Merkarimlzde toplanaoaktar. Mezkûr toplantıda bulunmak İstlyenlerln gerek asaleten ve gerek vekâleten hâmil bulundukları hisse senetlerini veya bunu mllriMt veri* kalori toplantı gününden bir hafta evvel Şirket merkezine tevdi ederek mukabilinde giriş kartı almaları İllin olunur.
.MÜZAKERE RUZNAMESt
1 — idare meclLsl ve müraklp raporlarının okunması.
a — Şirketin 1944 yılı bilûnçosu ve kfir v( zarar hesaplarının tetkik ve tasdiki,
3 — İdare meclisi ve murahhas Azalan ve şirket müraklblnln rim-metlerinln 1944 senesine elt işlerden dolayı İbra edilmeleri,
4 — Esas mukavelenamenin 21 İnci maddesi mucibince kıdem ltt-barlle çıkacak Heyeti İdare Azası yerine yeniden âza intihabı,
1__İdrae âzalfirına, mukavelenamenin 38 uncu maddesi muci-
bine® huzur hakkı olarak verilecek ücretin tayini,
6 — 1945 senesi için müraklp seçilmesi ve ücretinin taybıt,
7 — Kârın sureti tevzii.
JaimCllfikusl
GRiPiN
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve blltUn ağrıları derhal keser icabında günde 3 kaş» alınabilir. Her yerde ısrarla GRÎPİN





BAYILANLAR ÇAR PİNTİveSINİR BUHRANI ÇEKENLER NEVROL CEMAL OEM 20 DAMLA ALINCA SİNİRLERİ YATIŞIR.DERHAL FERAHLARLAR .
Diş Doktoru Aranıyor
Orta An a dolu da sınai bir İşletmede ücretle İstihdam edilmek üzere bir diş doktoru aranmaktadır.
Kendisine evli veya bekâr oluşuna göre mefruş bir oda veya bir ev tahsis edilebileceği gibi çok yakında bulunan kazada haftanın iki günü İş yapmasına da müsaade edilecektir.
İsteklilerin çalıştıkları yerleri gösterir bir dilekçe ve bir fotoğrafla posta kutusu İst. 176 (E.D.ı rumuzu ile müracaatları.
YAVRUnuzun İOLÂL TABLOSU
Müstahzaratımız: Pirinç, mercimek, bezelye unları. Patates nişastası, mısır nişastası (komflaur) ve pirinç irmiği.
Adres: İstanbul, Rıza paşa Yokuşu Şarkhan Tel: 24766.

Tarîş Şarapları
BELSAMITOL
200 tane kürklü oalto Yastırılacak
Toprak mahsulleri ofisi umum müdürlüğünden
Türlü iş yerlerimizi bekliyen bekçilerin soğuktan korunması İçin, gelecek kış gereksinmesine karşılık 200 tane (kürklü palto) yaptırılacaktır.
Bu paltoların ölçü ve nltdfkUrini açıklayan özel ve yönetsel şartlaşmalarla. eksiltme sonunda İş! üzerine alacak kimse İle kaşrilıklı imzalanması gereken sözleşme tasarısı, Ankaradn Umum Müdürlük Malzeme Müdürlüğünden. I5İanbtİİda Şube Müdürlüğünden Konya ve Er-zurumda Bölge Ambarlar Şefliğinden (beşi lira karşıiığnda alınabilir.
Eksiltmeye girmek isteyenlerin 1500 lira İnancayı yanlarında getirerek acık eksiltmenin yapılacağı 12/3/1045 pazartesi günü saat 16 ya kadar Umura Müdürlük Malzeme Müdürlüğüne başvurmaları ve kendileri gelemeyeceklerin de İnancalarını bulundukları yerdeki Ofis burumuna yatırıp 816(8klan alili İliştirerek ve şartlaşmalarla sözleşme tasarısının her yaprağım imzalayarak paltoların en son ederini bildirir yazılı tekliflerini ve özel şartlaşmaya uygun olarak yapacakları palto ömtğlni belril gün ve saatte Umum Müdürlükte bulu-nuc-k giU postalamaları blUUUrl ..2053»
Müh rİük kursun satın alınacak
Toprak mahsulleri ofisi umum müdürlüğünden
Un çuvallarımızın.mühürlenmesinde kullanılmak ürere ISO) ton mühürlük kurşun yaptırılacaktır.
Kurşunların ölçü ve niteliklerini bildiren özel ve yönetsel şartlaşmalarla eksiltme sonunda işi üzerine alacak kimse ile karşılıklı in-.zalanac.ik sözleşme tasarısı vs yapılacak kurşun örnekleri Ankara-dn Umum Müdürlük Malzeme Müdürlüğünden ve İstanbulda Şube Müdürlüğünden 25 lira karşılığında alınabilir.
İsteklilerin açık ekslllmenln yapılacağı 5'3/1945 pazartesi günii .ait 16 ya kadar 7500— liralık inancalarını yanlarında getirerek Malzeme Müdürlüğüne başvurmaları ve kendileri gelemeyecek olanların da inancalarım bulundukları yerlerdeki Ofis kuruntuna yatırarak alacakları alili bağlıyarak ve şartlaşmalarla sözleşme tasarısının her yaprağını imzalayarak beher kilo kurşunun son edtrinl bildirir yazılı tekliflerini belirli gün ve saatte Umum Müdürlükte bulunacak şibi postalamaları bliltilir. >2091»
Türk non m Şirketinden
Umumî hev’et ictimaına davet
İthalât İşlerinde
Kiralık Kftlb
Şark Yıldızı Sönmeyen Ateş 1 Aşkın Peşinde şeytan Şeytanın Piçi Semranuı 2 Kocası
Yeşil Babanın Teşbihi Hhaml Safa
Yukardakt kitapların beheri
125 kuruştur.
GECFLERÎN KOYNUNDA
Turan Aziz Beler: 150 kuruştur.
BIRAKMA BENİ
İhsan Taşyıli: 75 kuruştur. Taşradan posta ücreti alınmaz.
İSTANBUL
Maarif Kitaphanesi
GÜMRÜKLEME
İsmet Ziya Behçet Safa.
tıaıp aranıyor
Yan tarafta fotoğrafı bulunan 11/9/944 tarihinde Gazlanltplen Bozantıya hare ket eden, yolda Adan ada ln?n MalatyalI Samanlı Hamdlden haber almama mşı tır.
Gören varsa İstanbul Nlşantaş
Teşviklyede Çınar caddesi 11 numarada Fehmi Eren'e yazılması rica olu-1 nur.____________________________'
V™ ' Ç ■ K. İstanbul Mf*rkezind“
21314 Kurumlunuzda ıııec vııt II adei otomatik baskül-, 9 adei
otomatik tartı makinesi açık arttırma ile satılacaktır
Arttırma günü 15 mart 945 perşembe günü saat 15 dlr. Görmek vs taf-Kayip erkek aranıyor sUAt almak isteyenler her gün Cağaloğlunda Sıhhiye Müdürlüğü karşısın-Sarıkamış karaunm vartana! ko-, d» ‘"t"m "“-«»ı™ «toacaat edebilirler.
yünden olup naklen SaAkamışın Tepe mahallesinde ikamet etmekte iken İstanbul a berayı ticaret bundan be5 sene evvel gelmiş olan Muşlara oğlu Mehmet Ali Bozkurtuıı nerede bulunduğunu bilenler İnsaniyet namına aşağıdaki adrese haber vermesini rica ederim.
İstanbul - Kantarcılar 96 No. da
Şekerci dükkân sahibi ı
Mustafa Allan
KİMYAM?^
İNSANLICA YARDIN!
DOKTOR
Fethi Erden
LABORATUVARI
Kan, İdrar, balgam, uıevaddı gaita tahlilleri ve ıidrar vasıta-sile gebeliğin Uk giinlerlndeici Jcati teşhisi) yapılır.
Beyoğlu, Taksime giderken Meşelik sokağı Ferah apartı-manı,Tel 40534
Created by free version of 2PDF
18 Kıratlık Tek Taş Pırlanta Yüzük
1 Mart 945 perşembe günü saat 14 de Sandal Bedesteninde 18 kıratlık tek taşlı bir pırlanta yüzük satılacaktır. Bu cesamette hiç kusursuz, beyaz ve lam yuvarlak bir pırlanta pek nadiren ele geçen bir fırsattır.
Kaçırılmamasını meraklılara tavsiye ederiz. Yüzük Sandal Bedesteninde teşhir edilmiştir, her gün öğleden evvel görülebilir.
.TÜRKİYE ŞİŞE ve CAM FABRİKALARI-
Anonim Sosyetesinden:
Fabrikamızın, ınakîna İşlerinde tecrübeli
İKİ RESSAMA İHTİYAÇ VARDIR
İsteklilerin bonservlsleıile birlikte Paşabahçeslnde Fabrika M0-düdüğüne müracaattan.
'ÖKSÜRÜI4-,.BMM5İTİ OfRH*l [İÇİRİR
REOSIL
Asit Asitik alınacak
Sümer Bank İstanbul sat inalma müdürlüğünden :
Asit Asetik alınacaktır. Vermek isteyeninin 5 Mart akşamın» kadar teklif mektuplarıyla Galatad» Sümerbark binasındaki Müdürlüğümüze müracaatları. «2389»
Şirketimizin (19441 . ________________,__w_, _T____„ „________
1945 tarihine tesadüf eden cuma günü saat (14) de Şirketin Tütün Gümrük Karakol sokak No. 10/12 mahalde kâin idare merkezinde vaki olacaktır.
Asaleten veya vekâleten Şirket hissesine sahip olan hissedarların İçtima gününden en aşağı on gün evvel hisselerini Şirket veznesine teslim ederek duhuliye varakası almaları lifin olunur.
R U Z N A M E
1 — 1044 senesi idare meclisi ve müraklp raporlarının okunması,
3 — 1944 senesi bilftnço kâr ve sarar hesaplarının tetkik ve tasdiki İle İdar* Meclisi âzalarının ve mürakibln ibrası,
3 — 1944 senesi temettüünün şekil ve sureti tesviyesinin kararlaştırılması,
4 — 1945 .senesi İçin mürkip tayiniyle ücretinin tesbltl.
senesine ait alelade Umumi Heyet İçtimai 3Q Mart
ENDÜSTRİ TÜRK ANONİM
Şirketinden
Ticaret kanununun 381 inci maddesi v* şirken statüsü hükümlerine uyarak Endüstri Türk Anonim Şirketinin hissedarlar genel kurulu âdi toplantısı, 10 Mart 1945 pazartesi günü saat 11 de İstanbul Yeni postane arkasında İmar hanında Şirketin İdare merkezinde, yapılacağından hissedarların sahip oldukları hisse senetlerini toplantı gününden en az bir hafta evvel şirket merkezine veya İmar Bankasına makbuz mukabilinde tealim İle giriş kâğıdı almaları v» belit gün, saat ve yerde İşbu toplantıda hazır bulunmaları rica ve statünün 54 üncü maddesine göre dört hisseye sahip olanın iştlrâk vq oy verme hakkı olacağı ilân olunur.
Gündem :
1 — 1944 yılı idaıe meclisi v« murakıp raporlarının okunması.
2 — 1944 yılı bllfinçû, kâr ve zarar hesaplarının incelenmesi ve onay-l lanurası ve İdare meclisi üyelerile ınüraklplerln İbrası.
3 — Müddeti biten İdare meclisi üyelerinin yeniden seçilmesi ve verilecek huzur haklarının kararlaştırılması.
4 — Müddeti biten ınüraklplerln yerlerine yenilerinin seçilmesi ve ücretlerinin kararlaştırılması.
5 — 1944 yılı kârının miktar ve dağıtılması zamanının tâyini.
- İetarr meclisi üyelerine statünün 39 uncu maddesine göre mezu-erhmviL
KİBAR
Beyaz ve Prina sabunlarını bakkallarınızdan ısrarla isleyiniz. Toptan satış yeri: İzmir Birinci Belediye 32. Telefon: 2213 İstanbul Asmaaltı, No. 28 Tel: 21526
ANKARADA DEVREN SATILIK YAZIHANE
Ankaranın en iyi bir verinde, telefonlu, möbleli, her İşe elverişli bir yazıhane devren satılıktır. İstlyenlerln An karada 2181 e, îstan-bulda 41668 ya telefonla müracaatları. ■■^■bohbi
Zayi — Toprak Mahsulleri Ofisi İstanbul şubesine yatırmış olduğum 34 boş çuval teminat makbuzunu zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmii yoktur.
Galata Boğazkesen No. 144 fırıncı Yorgi Kalaycıoâiu
Memleketimizin kıymetli ve pek sevimli se» sanatkârı A . .
MUALLA GOKÇAY
HER AKŞAM
seçkin SAZ arkadaşlarının lştirâkll» yeni şarkılarını okumakta vt sonsuz alkışlara mazhar olmaktadır.
MUHTEŞEM 8AZ HEYETİ
Okuyucu Bayanlar;
SABUNU
En çok köpüren, en çok dayanan ve en iyi temlzilven sabundur.
HER P A Z
i M’ d e —
Halk türkülerinin yegâne okuyucusu Ankara.lt öztürk kra
HACER BULUŞ’un
Bu haftanın yeni programı:
1 — Benim Yarim Pencereden Bakıyor
3 — Keşi Bağlarında Dolanıyorum
3 — Koyuna Bak Koyuna
4 — Zilli Oyuıı Türkünü
B — Köye Koş Köylüye Koş
8 — Bu Gece Diiğiln Demek
Bu muazzam, programdan sonra sayın halkın rağbet gösterdiği cazlb v* milli havalar. Dekorlar:
Ressam Zarmalr saat 3 den It-lbaren tekmil programla i ç K 1 S 11 AİLE MATİNESİ
ü R I —
FAİDE— 8ANİII
IlKıl
Öksürük ve bronşiti dar kal geçirir
ANAPİYOJEN
İdare MecUri
YENİ ■—
ELEKTRİKÇİLİK II
ilaveli t üncü basılış çıktı. Y. Müh. Refik Fenmen'in bu kitabında, bir çok yenilikler arasında, turlii akımlara göre tel kesinli hesapları, pratik misallerle aydınlatılmıştır. 1B0 sah. ve 294 şekillidir... 300 Kış.
Akba. Ankara ve her yerde
BÜTÜN ECZANELERDE RRRYINIZ

Comments (0)