—ı
Memur maaşlarının bir üst dereceden verilmesi kanunu vilâyetlere bildirildi
l______________________________i
AKŞAM
Sene 23 — No. 9766 — FlatI her yerde 10 kuruştur.
PERŞEMBE 27 Aralık 1945
Moskova radyosuna cevap
Hikmet Bayur’un
Meclisteki demeci
Memurların maaşları
Bir üst dereceden verilmesi hakkındakl kanun valilere bildirildi
[M SİR0P HJ
HEMOGLOBİN TEGE KANSIZLIKLAR»,GENEL ZAFİYETTE, HALSİZLİK .TAKATSİZLİKTE KULLANILIR
Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Moskova konferansı bitti
Aukara 26 (R.GJ — Moskova radyosu 24 aralıkla bir kaç defa tekrar ettiği yayınında 1945 yılının şada Alman ve Japonların yeııllmesile neticelenmediğini, aynı zamanda Alman istilâsından kurtulan Balkan memleketlerinde. Romanya, Bulgaristan, Yunanistan, Yugoslavya ve Arnavutlukta ekonomik durumun gûya düzelmeğe başladığını İşaret etmiştir.
Moskova radyosu bundan sonra Hikmet Bayur’un Millet Meclisindeki demecine geçerek «Türklyede kopacak fırtınayı görmemek kabil olmadığım» ilave etmiştir.
Moskova radyosunun Kopmasını beklediği fırtına, diğer Balkan memleketlerinde ne türlü estiğini bildiğimiz fırtına İse, Türklyc-nlıı bu türlü esintilere en az müsait yer olduğunu kendisi de pek İyi bilir. Türkiye, Moskova'nın pek övdüğü Balkanlardaki kalkınma yolundan bambaşka bir yoldadır. Ve başarısını kendi fırtinasız yolunda Uerllyerek elde edecektir.
Ne tekim Meclisin bugünkü toplantısında Manisa Milletvekili Hikmet Bayur söz alarak demiştir kİ:
— Biz, burada, gerçek ve büyük demokratik bir ülkenin çocuklarıyız. Hürriyete ve demokratik ‘saalara bağlı olarak kendi dertlerimizi, alabildiğimiz şiddetle münakaşa etmekteyiz. Bu yoldaki münakaşaların şiddeti, hür ve demokratik olduğumuzun delilidir. Halbuki hayretle gördük W, bazı yabancı radyo ve basnı, bunu tamamen Urslne alıyor. Biz, burada kavga ederken aynı yurdun evlâdla-rıyız; daha İyisi nasıl olur diye kavga ederiz. Bu da ruhlarımızın, vicdanlarımızın hür olduğunu gösterir.»
Hikmet Bayur bu sözlerlle kendisine izafe edilen ters düşünceyi, ters düşünenlerin yüzüne çarpmış ve bir Türk Milletvekilinin nasıl dilşünebi-
Ankara 2T (Telefonla) — Mally» Bakalnığı, memur, subay, askerî memur ve gedikli erbaşların maaşlarının biı- üst dereceden verilmesi halkındaki kanunu telgrafla valilere tebliğ etmiştir. Kanunun uygulanma şekil hakkındakl hazırlıklar da tamamlanmak üzeredir.
Diğer taraftan Maliye Bakanlığı, ocak 1948 ayından temmuz 1948 ayma kadar olan altı aylık ayni yardımın ocak ayı maaşlyle birlikte toptan verilmesi hakkında hazırladığı kararname projesini Bakanlar Kurulunun tasvibine arzetmlştir. Kararname, Ba kanlar Kurulunca bugünlerde görüşülecek, kabul edildiği takdirde memurlar. subaylar, askeri memurlar ve gedikli erbaşlar bir üst derece maaş-larlle birlikte allı aylık ayni yardımı da 13 lira üzerinden 60 lira olarak alacaklardır.
1948 yılı Bütçe kanunundaki emekli, dul ve yetimlere verilmekte olan aynî yardımın da 15 lira olarak verilmesi hakkındakl madde kabul edildiği takdirde, onlar da 90 lira ayni yardım tutarını alacaklardır.
Franco rejimi sallanıyor mu?
M. Byrnes ve Bevin bugün Moskova’dan ayrılıyorlar
Tebliğin atom, enerjisinin kontrolü, Uzak Boğa’da işbirliği, Balkan devletlerile sulh muahedeleri yapılması meselelerinden bahsedeceği bildiriliyor
O Û_
C\l
o
O
2 0 >
0 P
B Hikmet Bayur leceğinl bütün aydınlığıyla belirtmiştir.
Hikmet Bayur’un bir makalesi
Hikmet Bayur bu sabahki Hür Ses'do yazdığı bir maklede Moskova radyosuna sert bir lisanla cevap verdikten sonra diyor kİ:
«Benim yazı ve sözlerim, ancak hürriyet ve demokrasinin var olduğu bir yerde söylenebilir va biz Türk-lerln aramızda daha İyiye varmak için yaptığımız tartışma ve atışmaları bu gibi hürriyetlerden mahrum bir ülkenin radyosu propaganda konusu yapmağa hiçbir bakımdan yetkll değildir ve buna yeltenmesi anlayışlı kimseleri ancak güldürebilir .»
Amerika, İngiltere ve Fransa arasında görüşmeler başlıyor
Her taraftan protesto sesleri yükseliyor
&
Londra 21 (R.) — İngiliz, Amerikan ve Sovyet Dışişleri Bakanları dün lk! toplantı yapmışlardır. Birinci toplantı öğleden sonra saat iki buçukta başlamış ve dokuza kadar altı saat sürmüştür. Bundan sonra iki saat fâsıla verilmiş ve yirmi Üçle yeni bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantı da saat İki ye kadar devam etmiştir.
Moskova radyosu bu sabah, üç Dışişleri Bakanı arasındaki görüşmelerin bittiğini, ancak bir İki teknik teferruatın halli kaldığını bildirmiştir. Bunların çabuk halledilmesi ve bugün resmî tebliğin neşredilmesi bekleniyor. Hava şartları iyi olursa Amerikan Dışişleri Bakanı M. Byrnes bugün öğleden evvel, İngiliz Dışişleri Bakanı Bevln de öğleden sonra Moskovadan hareket edeceklerdir. Amerikan Bakanı hiçbir yere uğramadan doğruca Vaşingtoııa gidecektir. Dönerken Paris'e uğrtyacağı hakkındakl haber doğru değildir. M. Byrnes Vaşinglon'-da ancak-bir hafta kalacak, sonra Birleşmiş milletler genel heyetinin toplantısında bulunmak Üzere Lon-draya gelecektir.
Londra 27 (R) — Amerikan Dışişleri Bakanı M. Byrnes dün öğleden
sonra gazetecileri görüşmeğe çağırmıştı. Görüşme bu sabah saat yedi buçuğa bırakılmıştır.
Tebliğde bahsedilecek meseleler
Londra 27 (R.) — Moskova konferansı tam on gün sürmüştür. Neşri beklenmekte olan resmî tebliğin üç esası muhtevi olacağı sanılmaktadır. Bu esaslar şunlardır:
1 — Birleşmiş Milletler Kurumu va-SltaSlle atom enerjisinin kontrolü;
2 — Uzak Şarkta Müttefikler arasında bir İş birliği temini;
3— Balkan devletlerlle yapılacak olan sulh mtıahedenamelerlnden sonra umumi barışın temini ve bu devletlerin resmen tanınmaları.
îran ve Uzak Doğu meseleleri
Londra 27 (Ri — Re üter ajansının siyasi muharririnin bildirdiğine göre. Moskova'da İran ve Orta Şark meseleleri yarı resmi şekilde görüşülmüştür. Çıkacak tebliğde bu meselelerden bahscdilmlyecektfr.
M. Byrnes memnun
Londra 27 IR ı — Moskova radyo-
sunun neşriyatına göre Amerikan Dışişleri Bakanı müzakerelerin neticesinden çok memnundur. Bakanın muavinlerinden birinin anlattığına göre Londra konferansının akim kaldığı şuada hâkim olan hava ortadan kalkmış, üç devlet yeniden işbirliği zihniyetinde birleşmiştir.
Radyo üç büyüklerin birbirlerini daha yakından tanıdıklarını ve blr« birlerine karşı daha fazla hayranlıl duyduklarını söylemiştir.
Fransanın cevabı
Paris 27 (Rı — Fransız hükümeti* sulh konferansı hakkında Nfoskova-da hazırlanıp kendisine gönderilmiş olan karara cevabını hazırla maktadır. Hafta sonundan evvel Fransanın cevabı belli olacaktır.
Balkan hükümetleri
Londra 27 (Rj — Birleşik Amerika, sulh anlaşması imza edilinceye kadar Balkan hükümetlerini tanımamağa karar vermiştir.
- Londra 27 (Ri — Arnavutluk hükümeti dün resmen Fransa tarafındaki tanınmıştır. Yugosalvyanın dahi Fransa tarafından tanınması b!r*çûn meselesidir.
■o
0
0
2 u
Iran şahı
Kahire’de yerleşeceği haberi doğru değil
iki Gürcü profesörünün mektubu yurdda büyük bir infial uyandırdı
ve
ve
Trabzon 26 (A_AJ — Üçler konferansı sırasında, İki tarih bilgini Gürcünün yayınladığı mektuptaki toprak talepleri, bölgemizde büyük bir asabiyetle karşılanmıştır. Umumi yerlerde halk, bu talepleri reddetmekte ve asırlardanberl Tiirk yurdu olan bu bölge etrafındaki haksızlık protesto edilmektedir.
Trabzon basını, bu konuya geniş sütunlar ayırarak bu İsteklerin Türk ruhunda açtığı derin yaranın talerini belirtmektedir.
Bugünkü sayısında «Halk Gazete-•1» bu İsteklere alt haberleri «Gülünç bir İstek» başlığı altında vermektedir. Bu gazete, ayrıca İnönü'nün son tarihi nutkundan «Türk topraklarından ve hakkından hlc kimseye verilecek borcumuz yoktur, şerefli insanlar olarak yaşıyacağız ve şerefli İnsanlar olarak öleceğiz» veclzeslnl de büyük puntolu harflerle başlık çekmiştir.
Mahmut Kucarh İmzaslle çıkan ve «Bu vatan Türktür, Türk kalacak» başlığını taşıyan başyazıda, isteklerin mahiyeti açıklanmakta ve « Bu İsteklerin Tiirklyeye llsanen taarruz telakki edildiğini belirterek, küçük devletlerin haklarına saygısızlık ve yeni ve çetin bir mücadelenin başlangıcı olacaktır» demektedir,
«Sevr'i bu zilletlere katlanmak İçin yırtmadık» diyen yazar, yazısına şöyle devam etmektedir:
«Doğu Anadolunun en ıssız köşesindeki bir köy evinden tutun da en mamur parçasındaki köşeye kadar İçinde yaşıyan her Tiirk vatandaşının kalbinde, bu toprak uğruna canını feda etmiş aziz bir ölünün ıstırabı saklıdır. Her evde, her barakada, hudutlarda can veren şehit bir babanın, nişanlının, kardeşin acılan, nesillerden nesillere İntikal edegelmek-
tedlr. Biz kİ vatanı kanımızla aldık, kanımızla koruduk, kanımızla yaşatacağız, Bizler ki vatanda köleler gibi hak sahibi değil, şerefli tarihimizin verdiği yetki ile oturuyoruz, Sevr'i yeni zilletlere katlanmak için değil, müstakil vatanımızda hür yaşamak için yırttık. Biz şerefli insan olarak doğduk, şerefli insanlar olarak öleceğiz. Eğer dünyada Anadolu üzerinde hak iddia edecek bir millet varsa o da ancak ve yalnız Türk milletidir. Hudutlarımızdan hiçbir kimseye bir karış toprak borcumuz olduğunu hatırlamıyoruz. Tarih bunu böyle yazıyor, böyle yazacak. Anadolu Türktür, Türk kalacak.»
Gene aynı gazetede Osnıanoğlu imzaslle ve «Ölmesini de bilen bir milletiz» başlığını taşıyan diğer bir yazıda Turkıin vatan ve memleket aşkı belirtilmekte ve şöyle denilmektedir:
«Türk vatanı bölünmez bir bütündür. Türkün nabzı Ardahanda, Kars-ta, İzmlrde, Edlrnede, Mitil MlSftkm hudutları İçinde çarpar, Biz Atatür-kün çocukları, vatanımız üzerinden bir karış toprak fedakârlığında bulunmak hakkına malik değiliz. Ancak, hor karı? toprak İçin canımızı feda etmek mecburiyetindeyiz. Biz İstiklâl Savaşını yokluk ve fedakarlıklarla kazandık. Bu bizim vatan aşkımızın, istiklâl kaygilmuzun İfadesidir, Milli Mlsak bizim en büyük idealimizdir. Ondan ne bir karış İleri, ne de geri. Biz Türkler esir yaşamasını, toprak ihsan etmesini değil. yaşamBk İçin Ölmesini bilen milletiz.»
Doğu vilâyetlerinde infial
Erzurum 26 — İki Gürcü profesörünün sözleri bütün Doğu vilâyetlerinde büyük İnfial uyandırmıştır Asır-(Arkası sahih- 2, sütun 3 de)
Gî. Franco
Londra 27 (R.) — İngiltere Amerika hükümetleri, İspanya Franco rejimi hakkında Fransa ila
müzakereye hazır bulunduklarını bildirmişlerdir, Amerikan Dışişleri müsteşarı üç devlet arasındaki görüşmenin ocak ayı İptidalarında olacağını söylemiştir.
Amerika hükümeti radyolarda Franco rejimi hakkında tenkldlerde bulunmak yasağını kaldırmıştır. Bu, çok dikkate şayan görülüyor.
Kadınlar kongresinin bir kararı
Londra 27 (R) — Moskova radyosunun bildirdiğine göre Paris-te toplanan kadınlar demokratik federasyonu kongresi İspanyadaki Franko rejimlle münasebetlerin kesilmesini istemiştir. Bu karar 81 milyon kadın namına verilmiştir.
««■ rea~« rt» re » « » »■■■■■ « ■ »TiMiraıg-» «oTrar»-
DİKKATLER:
Aruzu bozuk meşhur mısralar
Gazetelerden biri üç sütunun iiç satırı üzerine Namık Kemal'in lıir mısraını yanlış yazıyor: ('Dönersem habbeyim vatan yolunda bir azimetten!»
Yalnız bu mısraı değil, arıız veznini de bilenler, doğru şeklin şöyle olduğunu derhal farkeder:
Dönersem kahbeylm millet yolunda bir azimetten
Dindarlar, Arapça sözlerin bir harekesi üzerinde hassas olurlar; yanlışı hazan küfür bile sayarlar. Türkçenin meşhur sözleri üzerinde de — hiç değilse koca serlevhalarda — itinalı davransak...
Frangın kıymeti düşürülüyor
Paris 27 (R ' - Fransız meclisi dün bir toplantı yapmış, frangın -kıymetinin düşürülmesi ve Bretton Woods malî anlaşmalarının kabulü işlerini görüşmüştür. Müzakere saat bir buçuğa kadar devam etmiştir. Meclis 44 reye karşı-506 rnyle frangın kıymetinin düşürülmesini kabul etmiştir. Mali anlaşmalar ittifakla kabul edilmiştir.
Müzakere esnasında söz alan Maliye Bakanı, anlaşmanın kabulü İçin hiçbir tazyik yapılmadığını, fakat buna lşlirâk etmemek Fransayı yalnız bırakacağını söylemiştir. Frangın kıy metl hükümet tarafından tâyin edilecektir.
Ankara’ya büyük bir uçak geldi
Ankara 27 (Telefonla! — Panııme-rlkan kumpanyasının dört motorlu ve «Uçan Beyazsaray» adındaki büyük yolcu uçağı dün şehrimize gelmiştir. Bu uçakta Ankaradan geçecek büyük hava yolunun etütlerini yapacak mühendisler ve teknisyenler bulunmaktadır.
Bu uçak, zamanımızın en büyük ve o nispette konforlu, emniyetli yolcu uçaklarından biridir. Amerikan. İngiliz devlet adamları Tahran, Yalto, Potsdam konferanslarına bu uçakla gitmişlerdir Roosevelt'ln uçağı da bu tipten olduğu için, uçağa «Uçan Beyazsaray» adı verilmiştir.
Uçak 38 yolcu ve 6 mürettebatla beraber 44 kişi taşımaktadır.
Arada. Bir
İran Şahı Mehmet Rıza pa/ıi«ı>!
Kudüs 37 İR) — İran şahinin Kahlra'ys geleceği ve oturması için bir saray hazırlandığı hakkındakl haberin asılsız olduğu Kahlre'den bildirilmiştir.
Parti profesyonelleri
ler, «Neydi efendim o rezalet» derler, kemali sadakatle, vicdan huzuru içinde oylarını verirler.
Niçin partiye ve partilere girerler?
Bir kısmın (la, partici olmak bir meraktır. Komitecilik. yârenlik ahlâk ve ananesinden kalma bir merak. Bunlar «fisebilûllah» particidirler. Hangi parti olursa olsun. Elverir ki hükümetteki parti olsun.
Parti profesyonellerinin başka bir kısmı da ya korkudan, yahut menfaat kaygısıle particidirler. Memleketle tanınmıştır. göz önündedir, işleri iyi gidiyordur, zararları dokunmasın diye partiye girer. Yahut işleri bozuktur, adam tanıyıp niifuz sömürmek, politikayı Uk basamak yapmak sevdasfle — partinin programını okumaya bile liizuın görmeden — canla başla İşe girişir.
Parti esnafından hazer!
Zayıf gününde partiyi içinden bozacak ve dalın ümitli gördükleri başka Yârenler Cemiyetine geçmekte acele edecekler bunlardır,
Parti esnafı, her partiye giren, çünkü hiç bir partiye inanla, prensiple bağlı olmayan, partiyi — hangisi olursa olsun — bir «İş» sayan (hattâ bazen de bu ... ----t,— o------- Işde samimi çalışan) tehlikeli
nürse onun toplantılarına gider-1 unsurlardır — Demokrat
Bunlara «Parti esnafları» da diyebiliriz.
Bunları her yerde görür, hemen tanırsınız. Yaşlıdırlar, çünkü İttihat ve Terakkiden beri gelip geçmiş, az çok kuvvetlenmiş, ümit vermiş her partiye girmişler, çıkmışlardır.
Bir partiye girişleri, bir programın prensiplerini benimsedikleri için değildir. Programla, prensiplerle hiç alâkalan yoktur: Saltanatçı iken Meşrutiyet partisine. meşrutiyetçi iken Cumhuriyet partilerine girmişlerdir. Koyu şeriatçı olabilirler, hizmetine girdikleri partinin Lâik olmasının hiç ehemmiyeti yoktur. Tam liberal ekonomi İçinde vuğrul m uslardır, mensu-biyetile övündükleri üçüncü partinin Devletçi olduğundan hile bihaberdirler. Parti için çalışırlar, hem de sırasında canla başla çalışırlar, işe yararlar. Fakat üç kişi lıir nrava geldiler mi, partinin de hükümetinin de aleyhinde konuşurlar
Partinin lıer toplantısına giderler, her karara oy verirler. Dün de başka partide böyle yapmışlardır. Yarın da. büsbütün başka prensiplerle başka bir par-tek uygun görülerek, Nuri Orak'ınI *• türeyip, kuvvetlenip iş başına 2000 Ura nakdi kefaletle tahliyesine ] geçer, yahut geçecek gibi görll-karar verilmiştir. " .... • - 1
Churchill Çekoslovakya-yi ziyaret edecek
Londra 27 (R> — Prag radyosu ta-rnfuıdain verilmiş olan bir habere göre. M. Churchill Çekoslovakyayı ziyaret» resmen davet edilmiştir. M. Churchiı bu daveti kabul etmiştir. Ziyareti tarihini henüz bildirmemiştir. ___________
Yunan Başbakan muavini Londra’ya gidiyor
Londra 27 (Rı — Dün akşam Atina’dan resmen bildirildiğine gör», Başbakan muavini M. Tsuderos ile İaşe Bakanı M. Cartalis bir kaç güne kadar Londra'ya hareket edeceklerdir. İngiliz hükümeti ila yapacakları müzakereler sırasında drahmi İçin yeni bir flat tcsblt edilecektir.
Nuri Orak kefaletle tahliye edildi
Ankara 27 (Telefonla» ■— Haksız vo sebepsiz yere nıaledlnmekten sanık Toprak mahsulleri ofisi eski Alım müdürü Nuri Orak'ın duruşmasına Toplu MİUİ korunma mahkemesinde dün de devam edilmiştir.
Sanık vekil! mtiekkllnin kefaletle tahliyesini İstemiştir. Mahkemece is-
Sahile a
AB9 A U
37 Aralık 1Ü45
SÖZIİN GELİŞİ —
Hoş bir hayal
Yeni gelen mecmualardan birinde okuduğum bir yazı Ame-rikada takma evler devrine girmek için yapılan hazırlıkların tamamlandığını bildiriyor. Sulh olur olmaz yüklerce fabrika dünyanın dört tarafına takma evler gönderecek, herkes evini istediği yere kurduktan sonra beğenmezse oradan kaldırıp başka bir yere götürebilecektir. Hattâ takma evler yapıldıktan sonra şehirler de kımıldamaz olmrktan çıkacak, hu yıl bir su boyunda Tasladığınız 'takma evli şehir öbür yıl bir denk kıyısına gidebilecektir.
Bütün güzel sanatlarda ebedi olmak, ramana dayanmak gayesi vardır, rainiz mimarî en son vardığı takma evlerile bu gayeyi bırakmışa benziyor. Toprağa, bir dalın ondan ayrılmamak ka-rarilc yapı’ön Mısır ehramlarında seyrettiğimiz ebedilik hırsı 8«n asırların çilrük çarık mimarlık eserlerinden sonra nihayet takma evlerde iflâs etmiştir. Artık mimar toprağa üç karış derinden olsun 'tutunmaya liizdm görmüyor. Eserinin bir kaç gün bir yerde görünüp sonra toplanarak başka yere götürülmesine, iiç dört göçten sonra da kırılıp atılmasına razı olmuş bir mimar Güzel Sanatlardan istifa etmiş değil de nedir!
Asıl hazin olanı devrimiz insanlarının da tıpkı takma evler mimarı gibi düşünmesindedir. Takma eve sahip olmaya çalışan bir tanıdığım daha uzun müddet bizde takma evler kurulamı-yacağını öğrendiği gün teessür içinde idi, «Takmn evler şimdilik hoş bir hayal!ı> diyordu. Şevket Rado
Pamuklularla şeker VC kömürdeki pahalılık
Mecliste bütçe müzakeresi
Ekonomi ve Sağlık bütçeleri kabul edildi
Müzakere esnasında bir çok hatipler söz aldılar, iki Bakan tenkidlere cevap verdi
Birleşmiş milletler merkezi
Bir kısım büroların
İsviçre’de bulunması muhtemel
Bakanlıklar arası komisyonu pahalılığa sebebolan Ve Ekonomi Bakanlığınca alınan fonun kaldırılması fikrinde
Hayatı ucuzlatmak İçin bazı esaslar hazırlamak özere Ankara'da kurulmuş olan Bakanlıklar arası komisyonun hayat pahalılığını önlemek maksadlyle Ucrl sürdüğü tedbirlerin başında devlet mamullerinin ucuzlatılması gelmektedir. Derlet mamullerinden pahalı olanlar bilhassa Sûmerbank malları, kömür ve şekerdir.
Sûmerbank maddelerinin flatlcrl hâlin kendisinden kalite bakımından çok üstün bulunan Amerika ve İngiliz mamullerine nispetle hemen hemen 3-4 misli yüksektir.
Amerika ve diğer memleket pamukluları ağırlık İtibariyle, Ipllg itibariyle Sûmerbank mamullerine faik olduklar! halde Hallerinin düşük olmasına yegâne sebep, yeril mamullerden Ekonomi Bakanlığı tarafından fon hesabına alınan paralardır kt bu miktar mamul maliyetinin yansından fazladır. Bittabi fonlar yüzünden basma >40 kuruşa satılmaktadır
Ekonomi Bakanlığı hattâ hariçten getirilen aynı cins malların rekabetini önlemek maksadlyle oianr-dan da maliyet flatlerlyie Sümer-bank mamullerinin satış flatleri ara-sır.dakl farkı fon olarak almaktadır.
Mamafih Ankara’da mevcut sipariş komisyonu Sûmerbank mamulleriyle aynı cinste olan pamukluların İthaline çoktan beri müsaade vermemektedir.
Diğer taraftan bir kilo şeker Katinin 100 kuruştan yukarısı gene fon olarak alınmaktadır. Kez* kömür flitlerinin bir kısmı da fona ayrılmakladır.
Kömürden bu Şadar fon alındığı halde geçen sene istihsal masrafları gelirle karşılanamamış, hattâ fo«ı hesabından alman 20 milyon liradan başka ayrıca Ticaret Bakanlığında dış ticaret fonu olarok biriken ve Dış Ticaret bankasının sermayesini teşkil edecek olan 15 milyon lira. da İlâve olarak alınmşıtır.
İşte Bakanlıklar arası komisyonun aldığı kararların başında flütlerin artmasında en mühim âmil olarak görünen Ekonomi Bakanlığı fonlarının kaldırılman vardır.
Böyleco devlet mamullerinde, şeker, pamukluda en aşağı ucuzluk yüzde 50 yİ bulacaktır.
Yalnız kömür istihsal masrafları hâlen çok yüksek olduğu İçin ondan alınan lonun kaldırılması şimdilik İmkânsız göürlmektedlr. Fakat bir miktar tenzilât İçin çareler araştırılmaktadır.
Tünel seferleri
Azerbaycan’da
Ankara 26 — Büyük Millel Meclisi bugün Ekonomi ve Sağlık Bakanlıkları bütçelerini müzakere ve kabul etmiştir. Ekonomi Bakanlığı bütçesi müzakere edilirken 17, Sağlık Bakanlığı bütçesi müzakere edilirken de 9 milletvekili «öz almıştır.
Ekonomi Bakanlığının bütçesi konuşulurken, söz alan mllletvekl İlerin» den birçoğu, petrol araştırmalarının hırinştırılmasını ve sanayiin İnkişafını Bağlıyacak tedbir ve kararlar alınmasını İstemişlerdir.
B. tzzet Arukan. linyit meselesine temas ederek memleketimizde çok bulunan bu kömürün kullanılması İçin hususi sobalar yapılması lüzumundan bahsetmlştir.
B. Snlm Ali Dilenire de, linyit kömürünün yalnız Esklşehlrdc yakılmasının doğru olmadığını, bu kömürün her tarafla kullanılması İçin ne lâzımsa yapılmasını söylemiştir.
Dışarıdan kükürt getirilmesi lüzumuna İşaret edilmiş, balık ihracı İçin Çanakkııledc bir teşkilât kurulması istenmiş ve Yeril Mallar Pazarından şikâyet edilmiştir.
B. Suat Yurtkorur, Yerli Mallar Pazarları işlerinin hiç de iyi gitmediğini ve çahjılmadıfiını söyllyerek;
— Bunıı anlamak İçin Murakabe heyetinin raporlarına bir göz atmak kâfidir. Teşkilât İşler! bile yoluna girememiştir.. dedi.
Tiftiklerimizin depolarda çürüdüğünden. bunların hâlâ harice satılmasına müsaade edilmediğinden de bahsedilmiştir. .
Zonguldak ve havalisinde İş mükellefiyetinden bahseden bir milletvekili:
— Amelenin hakkı verildi mi? demiştir.
Bunun üzerine söz alan B, Cemil Barlar şunlan söylemiştir:
— Amelenin yevmiyesinden evvel Ekonml ve tş Bakanları randımanın artmasını temin etsinler. Randıman azdır ve bu azlık kömür flitlerinin artmasına sebebolmaktadır.
Ekoıiomi Bakam kiiraüde
Ekonomi Bakanı B. Fuat girmen kürsüye gelerek İzahat vermiş ve «Ekonomik gidişimi? günden güne fenalaşmaktadır» İddiasının yanlış olduğunu İşaret ederek, kâğıt, demir, çimento, şeker, sülfürik asit ve klor, boya, kömür, maden gibi maddeler istihsalinin arttığını söylemiş ve bu suretle ekonomik gidişatta bir fenalaşma varsa, bunun, yalnız Ekonomi Bakanlığına değil, kül halinde Bayındırlık, Ulaştırma ve Ticaret Bakanlığı da dahil olarak mütalâa edilmesi muvafık olacağını söylemiştir.
Yerli Mallar Pazarlarından şikâyet edilmesine cevap veren Bakan: Pazarların kendisine verilen çok mühim işleri başan İle yaptığını söylemiştir.
Bakanın bu İzahatı atasuıda «Yeter.,.» seslor! duyuldu ve alkıştan sonra Besler daha yükseldi. Bu suretle müzakere bitti.
Hikmet Bayur’un sözleri
Öğleden sonraki celsede kürsüye gelen Manisa milletvekili B. Hikmet Bayur, Moskova radyosunun neşriyatına İşaret ettikten sonra. Yeril Mallar Pazarının fazla kâr ettiğini söylemiş ve:
— Dışarıdan metresi 15 liraya getirilen kumaş 40 liraya satılıyor. Yeril malı fazla flatle satıp kâr temin etmeğe kâr ediyoruz denemez., demiştir.
Ekonomi Bakam tekrar kürsüye gelerek, bu derece kârın asli olmadığını. pamukluların da perakendeci flatlJe satıldığını söylemiştir. Bundan sonra bütçe kabul edilmiştir.
Sağlık Bakanlığı bütçesi
Bundan sonra Sağlık Baknlnığı bütçesinin müzakeresine geçilmiştir. Bu bütçenin müzakeresi sırasında bir cüzamlılar köyü kurulması lalenmiş, B. Muhlddln. Baha Pars. Sadi Konuğun Bakan olmasından sonra yapılan lüzumsuz nakil, Bakanlık emrine alınmalardan bahsetmiş ve şunları söylemiştir:
— Birçok mahsullerin yokolmasına ve hayvanların ölmesine sebebolan kuraklık, tutma savaşında yalnız yeni Bakanın İşine yaramıştır.
Sağlık Bakanı kürsüye gelerek, cemiyetin yirmi sene evvelki cemiyet olmadığını söylemiş: «Artık muska ile hasta tedavi edilmiyor: doktora koşuluyor.» demiş ve sözlerini şöyle bitirmiştir:
— Arkadaşlarımın istedikleri gibi yeni eleman yetiştirmeğe çalşıcağız. İstanbul Fen fakültesi, hekim İhtiyacını kâfi miktarda tatmin edemiyor. Ankara fakültesi yeni açıldı, Sıtma İçin kâfi İlâcımız var. Yurdun her tarafı kapansa bile İki sene İçin mücadele yapacak İlâcımız var. Şimdi Sağlık memuru da yetiştireceğiz. Butı lor. Sıhhiye memuru He hekim arasında bir şey olacaktır Hastaneler meselesi miihlm bir meseledir. Memleketin mevcut hastanelerinin vaziyeti bize üzüntü veriyor. Sağlık Bakanlığının mevcut elemanları çok azdır.
Büyük şehirlerde, doğum yerlerini, hastanelerin İçinde yapmak istemiyoruz. Doğum tabii bir hâdisedir. Doğum hastalık değildir.»
Saat 21 e yaklaşıyordu. Bu anda alkışlar ve kâfi sesleri yükseldi. Bu suretle Meclis, Bakanın verdiği İzahatı kâfi gördü, maddelere geçildi. Sağlık bütçesi kabul edildi.
Meclis yarın 10 da toplanarak Güm rük, Tarım ve Ulaştırma Bakanlıklarının bütçelerini görüşecektir.
Londra 27 (AA.) — Birleşmiş milletler teşkilâtı merkezinin Birleşik Amerikanın Doğu eyaletlerinden birinde olmasına karar verlldlğlnden-berl. Amerika ile Kanada arazında müşterek olan Navy adasiyle birlikte Boston vc Fıladelflya, listenin başında bulunmaktadırlar. İsvlçredekl Milletler Cemiyeti sarayı, duruma elverişli mükemmel bir müessese olması dolayislle, münakaşaların başlangıcında Birleşmiş milletler merkezinin İsvlçrede olması hususunda desteklenmiş olan fikirden büsbütün vazgeçilmiş değil gibidir. Gerçekten, bu saraydan, kültür işleri bürosu ve uyuşturucu maddeler bürosu gibi milletlerarası büroları yerleştirmek hususunda istifade edilmesi ihtimali vardır.
Her ne kadar Birleşmiş milletler merkezinin yıllık masrafları 14 milyon sterlin olarak kararlaştırılmışsa da mütehassıslar, simdi, takdir edilen bu masrafların az olduğunu söylemekle ve bu masrafların 20 İle 25 milyon strelln arasında olmasının daha kuvvetli bir İhtimâl olduğunu takdir etmektedirler, Bundan başka seçilecek şehir hangisi olursa olsun, bu şehir dünyanın gözünde büyük bir nüfuz kazanacaktır. Büyült Amerikan şehirlerinden birçoğunun Birleşmiş milletler için İyi bir merkez olacaklarını kabul ettirmek için yüz binlerce dolar sarfedllmlş olduğu ve son karar İlân edilmedikçe bu rakamın gittikçe artacağı söylenmektedir.
Yunanistan’da
Yarından itibaren tahdit edilecek
Azerbaycan dili resmî dil olarak kabul edildi
Sıtmaya karşı yeni ilâç
Malaryayı kökünden söktüğü anlaşıldı
Londra 27 (A.A,) — Sıtmaya karşı Paludrine'i keşfetmiş olan İngiliz ilim adamları, Caims’de, Avustralya ordusunun İlmî araştırma dairesinde yapılan tecrübeleri büyük bir alâka İle müşahede etmişlerdir, Üç gün müddetle kobay rolünü oynıyan bir askere Paludrine kaşeleri verilmiştir, Bundan sonra, bu asker» malarya İle bulaşık sivrisineklerle dolu bir kutuya kolunu çıplak olarak sokmuştur, îki hafta geçtiği halde askerin sıhhati bozulmamıştır.
Bunun üzerine bu askere yirmi kilometreden fazla yol yürü-^L tülmüş ve son derece şiddetli sı-O caklara maruz bırakılmıştır, Fa-Û_ kat askerin sıhhati bu tecrübe-C^ den sonra bozulmadığından ludrine'in malaryayı kökünden © söken İlâç olduğuna karar veril- C
O tndonezya Başbakanına q suikast yanıldı >
Londra 26 (B.B.C.) — Bugün 0 Batavya'da İndonezya Başbaka- (D m Şarir’ln otomobiline diğer blrtfe otomobildeki üçü erkek, biri! ka-dm 4 kişi hücumla ateş etmistir,X5 Başbakan kozayı zararsız atlat*—j mis ve mütecavizler yakalanmış- m "r-_________________ra
Korsika’da u
Sipariş edilen Tünel kayışı ancak gelecek ay İçinde yola çıkarılacağından şimdiki kayışların dayanma kudretini arttırmak üzere Tünel seferlerinin tahdldedlleceğlnl yazmıştık. Tramvay ve Tünel umum müdürlüğü yarınki cuma gününden İtibaren yeni bir tarife tatbik etmeğe karar vermiştir. Bu tarifeye göre Tünel seferleri, sabahlan saat 12 ile 14 ve saat 16 ile 20 arasında yapılacaktır. Cumartesi günlerine mahsus tarifede sabahlan 7 buçukta bavlıyacak seferlere saat 10 da 6on verilecek, saat
12.5 ile 15 arasında işledikten sonra «ferlere tekrar saat 17 de başlanacak Ve saat 20,5 da son verilecektir.
Tünel idaresi, pazar günleri öğleye kadar Tünel arabalarının çok tenha olduğunu ve mevsim kış olduğu İçin Beyoğlu halkının vapura, trene gitmek için yazın olduğu gibi. Tünele İhtiyaç görmediklerini düşünerek pazar sabahlan Tünel seferlerini büsbütün kaldırmıştır. Pazarlan seferlere saat 16 da başlanacak ve saat
20.5 da son verilecektir.
İngiltere ile ticaret hakkında bir tebliğ
Ankara 26 — Ticaret Bakanlığının bugün neşrettiği bir tebliğe göre, 1/1/946 tarihinden itibaren, İngilteredekl hesabımızda «terlin mevcutları nispetinde olmak üzere 111 sayılı sirkülere ek 3 numaralı talimatımızda bildirilen listede yazılı malların sterlin saltasından İthali için akreditif açılmasına başlanacaktır.
Ticaret. Bakanlığı bu tebliğile mevcut tahditleri kaldırmış olu-Jor,
Tahran 27 (A.A.) — Haber alındığına göre, Azerbaycan'ın her tarafında sükûnet hüküm sürmektedir. Millî hükümet neşrettiği bir kararname ile Azerbaycan dülnin bundan böyle resmî dil olacağım bildirmiştir. Bütün eserler artık bu dilde basılacaktır.
Londra 27 (R) — Moskova
radyosunun vermiş olduğu bir habere göre, Azerbaycan daki yeni millî hükümet. İlçe mekteplerinde tahsilin hep Azerî dili üzerinden yapılmasını İstihdaf eden bir karar almıştır.
Toprak Mahsulleri ofisi
Ankara 27 (Telefonla) — Önümüzdeki mail yılda Toprak Mahsulleri ofisinden 500 den fazla m? mur çıkarılacağı, bszj İstanbul gazeteleri tarafından yazılmıştır. Böyle bir karar bugün İçin varit değildir. Ancak İlerde iş hacmi ile mütenasip bir kadm ile işlerin sağlanması İçin yeni tedbirler düşünülmektedir.
Takas limitet şirketi lâğvediliyor
Ankarn 27 (Telefonla) — Bir kaç yıldan beri tstanbulda faaliyette bulunan Takas limted şirketinin yıl sonunda İflğvlne karar verilmiştir. Takas llmltedln gördüğü işleri Türkiye Cumhuriyeti Merkez bankası yapacaktır.
Şirketin tasfiyesine başlanılmıştır. Ticaret Bakanlığı Takas llmlteddo vazifeli bulunan memurların mağdur olmamaları İrin bazı tedbirler bIjbig-Ltarf
Her taraftan protesto sesleri yükseliyor
(Baş tarafı 1 ine] sahifede)
lardanberl Doğuda kale vazifesini gören Erzurum, Kars havalisi halkı muhtelif tezahürlerle bu hislerini izhar etmektedir.
Fransız ajansının mütalâası
Paris 26 (A_A.) — Francc Presse ajansı, Rusların toprak İsteklerine karşı Tiirklycnln aldığı vaziyete dair şu yorumda bulunmaktadır:
Türkiye kendi toprak bütünlüğüne dokunacak herhangi bir mutavassıt hal tarzını kabul edebilir zehabını, gayet böyle bir zehaba kapılmışlarsa, terketmelerl lüzumunu. Moskava'da toplanmış olan Bakanlara en kati bir şekilde İhtar etmiştir Moskova konferansının nihai kararları almak üzere bulunduğu bir sırada Anadolu ajansının dün yayınladığı yoruma verilecek tek mâna budıır. Filhakika gitgide hâkim olan mütalâa şu idi kl Gürcülerin Karadeniz sahilleri üzerindeki istekleri, diğer doğu vilâyetlerle Boğazlar hnkkındakl Rus taleplerini Tllrklyeyc kabul ettirmek (imselle İleriye sürülmüş pazarlık payından başka bir şey olamaz. »Bir karış Türk toprağı İçin bütün Türkiye ateş- atılmağa hazırdır.» Anadolu ajansının bu yazısı, her türlü münakaşayı ve bu neviden manevraları kesip atmakta ve kezu, üç büyük devlet arasında Tiirklycnln sırtından yapılabilecek her türlü anlaşma fikirlerini de kati olarak reddetmektedir. Bugün hor zamandan ziyncir aydın-tanmıştr ki Türkiye, taprnldarıncları bir karışım bile vcrmiyecefctlr ve İsiy
bir baskıya, müttefiklerinden gelsin, muarızlarından gelsin, mutavaat gSs-
termiyi'c(ktta
______LlUfih
İsviçre gazetelerinin neşriyatı
Berne 26 t AA.) — «Der Bund» un Londra muhabiri, Sovyet taleplerinin İngiliz efkârının başlıca endişesini teşkil ettiğini. Potsdam’dan beri Rus taleplerinin muazzam surette çoğaldığını, bu taleplerin Türklyenln kalbine tevcih edildiğini «Times» e göre muhtemel olarak "Kars'la Ardahan'ı hemen elde edebilmek İçin bu tazyikin yapıldığını, fakat İngiltercnln hiç bir suretle Türkiyeyt bırakmıya-caŞını, Türkiye istiklâlinin İngiltere için hayati olduğunu yazmaktadır.
«Zürtcher Zeltung» Rus taleplerinin her tarafta büyük hayret uyandırdığını, İstenen toprnklnr halkının Türk olduklarını, Gürcü «dlalect» tlle konuşan- fakat dinleri müslliman bir kaç göçebe aşiretten başka bu topraklarda yabancı bulunmadığını. [ Türk halkının asırlara dayandığını yazmaktadır.
Besler Uachrlchten» diyor kl:
Güre iîstana yakın Türk topraklarını istemekle Rusya Karadenlzde tam bir hâkimiyet temlmlnc çalışmaktadır. Fakat Karadeniz demek. Boğazlar demek, şarki Akdeniz, binaenaleyh İnglltercnin Hindistan yolu demektir. Bu vaziyette İngiltere Moskova ile naal anlaşabilir? suali sorulabilir. Eğer anlaşma olacaksa ancak şimdi ve Moskova'da olabilir.
İki Alman generalinin ır.3-l--> kernesı
Londra 27 (R) — Sovyet Rusya'da kitle halinde İdamlardan menıl olan Alman dokuzuncu tümen komutanı general Berı-h'arl, Î3e Oroi komutanı general Haman’ın Briyandî’ta mııhake-
fraşlgrımı.ştır
Kabinede değişiklik yapılmıyacak
Atina 27 (A.A.) — Eam genel af İçin ve Eam’ın hükümete kabul edilmesi için Pire'de büyük bir miting yapmak müsaadesini istemiş olduğundan Başbakan Sofulis, genel af hakkındakl kanunun kabul edilmiş olduğu ve değiştirilmiyeceği cihetle, mitinge lüzum kalmadığını beyan etmiştir. Diğer taraftan hükümet, sağcılar veya solcular lehine kabinede bir genişleme yapmamağa katiyetle karar vermiştir.
Bütün partilerin komünizme karsı birleşecekleri hakkında dün dolaşan şayiaları yayınlayan halkçı partisi lideri Çaldarıs şunları söylemiştir; . Bu haber vakitsizdir. çünkü halkçılar henüz vaziyetlerini almamışlardır.»
Drahmiye yeni bir kıymet tâyin etmek için hükümete atfedilmiş olan niyet hakkında Başbakan Sofulis, bütün haberlerin vakitsiz olduklarını söylemiş ve drahminin önce fiilen daha sonra da hakiki İstikrar bulacağını teyidetmiştir.
İtalyan komünistlerinin beyannameleri
Roma 27 (A.A.) — İtalyan komünist partisi tarafından Roma sokaklarına, şimdiki hükümetin asayişi sağlamaktan aciz olduğunu ileri süren beyannameler yapıştırılmıştır Bu parti, faşist aleyhtarı partileri birleşmeye davet etmektedir.
Irak» Erdiin ve Filistin’in bir kısmının birleştirilmesi isteniyor
Ammân 28 (A.A.) — Erdün kabinesi, Emirin Londrayı ziyaretinde Irak ve Erdün ile Filistin’in bir kısmının birleştirilmesi hakkında bir tasan sunacağını yalanlamıştır.
İngiliz gençlerinden bir heyet Moskova’da
Londra 7 (R) — Ingiliz gneç-lerinden bir heyet Moskova'ya varmıştır. Heyet, bir Amerikan grupu ile birlikte faşist aleyhtarı komitenin misafir) olarak Sovyet sanayi sahalarını ve harap olan yerleri gezeceklerdir.
Yabancı devletlerle ticarî münasebetler için hazırlık
Ankara 27 (Telefonla) — Dışişleri Bakanlığmda yabancı devletlerle ticaret münasebetlerimiz için hazırlık incelemelerine devam edilmektedir, BU çalışmalar önümüzdeki, zamanlarda yapılacak ticaret anlaşmaları için hazırlık mahiyetindedir. _____
Hayat pahalılığına karşî grev yapılıyor
Bern 27 (R) — Dün akşam Korsika adaşından alınan bir habere göre, günden güne artmakta olan hayat pahalılığım protesto etmek üzere. KorsikalIlar bugün iki saatl’k bir grev yapacaklardır. Grevden sonra general de Gaulle'e ve Fransız hükümetine telgraflar çekilecek ve yiyecek maddelerinin Üstlerinin derhal indirilmesi için leabeden teşebbüslerin icrası istenecektir,
20 ocak tehirine kadar Fransa hükümeti bu hususta bir şev ya-oanııvacak olduğu takdirde. Kor-stkada umumî grev ilân edilecek ve bundan maads harira tedbirler ittihaz edilecektir.
Kuzey Kutbunda müdafaa hatları
Öttawa 26 (A.A.) — Kanada ordusu ve hava kuvvetleri tarafından tertlb edilen bir seferi heyet. Alaska’da ve kU2(y kutup serhadlerinde ₺İt sıra radyo İstasyonu ve suhunet! muşa." hede mevki! kurmak üzere. 15 şubata doğru yola çıkacaktır Bu, Kanada-nin kuzey kutup hudutlarını müdafaa plânına dahil bulunmaktadır. Orduya mensup bir sözcü bu hususta şu demeçte bulunmuştur: .
■ Şimdilik, o bölgede. Kan adanın bindirilmiş polis kuvveleri bulunan on küçük karakol varadır. Halbuki Huşlar, kuzey kutup hudutlarını gayet İtina ile tesktlâtlandırmışlardır. Orada Rusların, hepsi do son fenni keşiflerle mücehhez yüz kadar iştas* yonu vardır.»
BORSAİ
26/12/1945 tlatlerl
Londra üzerine 1 sterlin 5.23
Nevyork üzerine 100 dolar 132.—
Cenevre 100 tsvlçre Fr 30.675
Madrid Üzerine 100 pezeta 12.8®
Stokholm üzerine um Kuron 31.1325
ESHAM VE IAHVİ1A1
% 6 faizli ikramiyeler;
1930 Ergani M ,F
1938 Ikrnralyetf 51-4
Milli Müdafaa Sft.75
Demiryolu IV 0W
Demiryolu V . 85-*
% 7 faizi! Tahviller:
Sivas - Erzurum i 2>
Sivas - Erzurum 2-7 59-*
1941 Demiryolu ı M-'
1941 Demiryolu n 20.—
1041 Demiryolu İH 19.53
Mili! Müdafaa 1 19.23
Milli Müdafaa H 19-93
Milli Müdafaa m îO.lfl
MIHI Müdafaa IV 10.—
Anadolu Demiryolu Gıupnı
Tahviller 1-2 63.—
Hisse senetleri % 60 55.50
Mümessil senet *5.—
Hisse senetleri:
Merkez Bankası 141.—
T İş Bankası 14.70
T. Ticaret bankası (-20
BORSA DIŞINDA ALTIN FİATLCBİ
Reşadiye 36.05
Gulden. 31.05
İngiliz 46-MI
Külçe ( BU gramı» S-28
57 Aralık 1945
İlim namına mugalata
Gürcü âlimlerinin safsatası Iıâlâ siyasi havalan bulandırıp duruyor. Fransız inkılâbının meşhur cümlesini bil vaziyete de adapte edebiliriz: «Ey ilim! Senin nam ve hesabına ne mugalatalar yapılıyor!»
Hangi milletin bir ferdi, kendi topraklarından bir parçasının koparılıp bin yı| önceki sahipkı-ranına devredilsin fikrine razı olur? Kaldı ki, insan meselâ şu anda Gürcü olsa. Türk milleti gibi şahsiyetli, vakur, sulhperver ve insanlığa faydalı bir milletin böyle bir taleple rencide edilmesinden çekinir: âlimlerinin kalemlerini kırar!
Mektepte eski tip bir ulûmu dnıiye hocamız vardı. Dini mânevi, ruhî veçhesinden anlatacak yerde, maddi tariflere daha fazla meyleder; gelmiş, gelecek bütün insanların, yarın mahşerde »aynen dünyadaki lıedenleri-1e canlanacaklarını söylerdi.
Biz de. modern dersleri okumanın verdiği cüretle onu sual yağmuruma tutardık:.
— Kaç yaşındaki dünyevi bedenimizle? Zira insanlar mütemadiyen maddelerini atıyor, gıdalarla yeni maddeler ediniyor.,. Hem avııı maddeler nebatlarla hayvanlar ve insanlar arasında devredip durııvor... Aynı maddeyi ihtimal milyonlarca insan bedenine benimsemiştir. Kıyamette n madde kimin malı olacak?... tlh...
Galatasaray talebesinin hu tarz sualleri kars sında o allâme şaşkına dönerdi.
Biz de ısrar ederdik:
— Cevap ver. hoca!
Şimdi, normal insan mantığı, Gürcü ulemasına da buna benzer sualler sormak istiyor:
— Aynı topraklar tarihin muhtelif devirlerinde muhtelif kavim ve milletlerin malı olmuştur. Hele biz Ttirkler. öyle gezginciymişiz ki. dünyanın hemen her yerinde oturmuşuz. Türlü türlü küçük beylikler, büyük imparatorluklar kurmuşuz. Sîzlerin na-zariyenize göre aslî vatanımız neresi olmak gerektir? Acaba kimi nereden çıkarıp onun yerinde oturalım?!? Keza. Bulgarları keza Maearlar başka taraflardan göçerek şimdiki yerlerine gelmişler, oturmuşlar, (jyleyse, kavirn-İcrin muhaceretini tersine işletilen bir filim gibi gerisin geri mi yürüteceğiz? Nereye kadar, hangi eski noktaya kadar giderek orada duracağız? Her halde Gürcü devletinin en şatafatlı devrini münasip huluyorsunuzdur!! Diyelim ki, dediğiniz olsun, diyelim ki en eskisi, sizin iddianıza dayanıyor. Fakat ilim ve fen ilerleyip yeni yeni tarihî hakikatler keşfedilince, meselâ Gürcü ırkının dedelerinin daha evvel başka tarafta daha eski bir imparator luk kurduğu ayan olunca o zaman ne yapacağız? Bıı yaman İlmî hakikatin siyaset pazarına çıkarılması mı gerekecek? Haydi. Hinttcn de. Cinden de ora halkının tehcir edilip eski sahiplerinin yerleştirilmesi!! Hülâsa. Arapların dediği gibi «Lâ râhate fid - diinya»...
Şimdiki statuguo’nun kabulünden başka çare var mıdır? Yoksa bu çığır açılırsa, her zerre toprak üzerinde her ırk ve millet gırtlak gırtlağa gelebilir: dünya, bizim ÜIÛmii diniye hocasının tarif ettiğinden müthiş bir mahşere döner... Cidden kızılca kıyamet kopar.
Bu malûmun ilâmı Gürcü ulemasının malûmatı arasına girmelidir.
AKŞAMDAN AKŞAMA
ŞEHİR HABERLERİ
Yıkık ve harap surlar
Ortadan kaldırılması,
Belediyece muvafık görülüyor
Umumi meclis tarafından son zamanlarda kabul edilen imar plânlarının tafsilât plânları B. Prost tarafından hazırlanmağa başlanmıştır. Bunlardan bir kısmı, önümüzdeki temmuzda Umumi Meclise sunulacak, bir kısmı da ancak gelecek kasım toplantısında müzakere edilecektir. Bakırköy ve ZeytJnburn unun imarı sırasında İstanbul'un eski tarihî sûrlarının vaziyeti göz önüne alınmıştır. Bunlardan bir kısmının çok harap bir halde bulunması ve tamir kabul etmez bir durumda bulunması bun-larin kaldırılmasını zaruri bir hale getirmiştir. Sulhten sonra memlekette turizm hareketleri başlıyacağı düşünülerek göze çirkin görünen harabelerin, bu arada yıkık dökük sür ve kale parçalarının ortadan kaldırılması muvafık görülmektedir. Esasen imar plânında muhafaza edilecek sûrlarla kaldırılacak olanlar tes-blt edildiğinden Bakırköy imar plânının kabulünden sonra eski harap s&rlar kaldırılacak, bunların taşlarının satış paresiyle de muhafaza edilecek sûrların tamiri temin edilecektir. Sûrların tamiri, restore esasına göre yapılacak ve tarihi, mimari kıymetleri bözulmıyacaktır.
Darülaceze imalâthaneleri
Kundura ve terzi atelye* lerinin verimi arttırılacak
Darülâcezedekl kundura imalâthanesi geçen sene aldığı muhtelif siparişler He ayda 1500 kundura ve 3000 takım da elbise yapmağa muvaffak olmuştu. Kunduraların maliyet hesapları Sümerbank'ın kundura fabrikasındaki maliyet fiatlerinden daha ucuzdu. Bu itibarla Dâriilâceze kunduraları çok rağbet görmekte İdiler.
Müessese gerek kundura, gerek elbiselere gösterilen bu rağbeti göz öniine alarak her İki imalâthanenin verimini çoğaltacak tedbirler almıştır. İmalâthanelerde çalışan Darülâ-ceze çocukları gerek terzilik, gerek kunduracılık öğretmek İçin hariçten ücretle tutulan mütehassıs ustaların yanında çalışmaktadırlar. Mamafih iiç senedenberl çocuklar İçinde usta olabilecek seviyede saııat öğrenenler bulunduğundan bunların kendi başlarına atelye idare edecekleri ve acemileri yetiştirecekleri anlaşılmıştır. Bu itibarla hariçten tutulan ustalardan başka ehliyeti görülmüş DarülAceze çocuklarının da İdaresinde yeni atelyeler açılması düşünülmüştür. Buna ait makine ve malzeme tedarik edilecektir.
Dariiiâeeze imalâthanesi mü tedavi) sermayesinin bu sene arttırılması. Sağlık Bakanlığının elli bin Hra yardımda bulunması bu ıslahatı temin edecektir. Bu suretle gerek elbise, gerek kundura imalâthanelerinin verimleri artacaktır. Darülâceze bu sene İçin de şimdiden resmi dairelerden. ve miiesseselerden birçok siparişler almıştır
Mevyork - İstanbul şilen seferleri
On beş günde bir, bir Amerikan şilebi Istan-bula hareket edecek
(Vâ - Nû)
Afyon Halkevinde ,
Afyon (Akşam) _ Çocukluğunun üç yılını Afyonda geçirmiş olan bti- t yük vatansever Namık Kemal'in do- ! ğum yıldönümü münasebetiyle Afyon ( Halkevinde bir toplantı yapılmış ve 1 hu münasebetle, öğretmen Edib Âli i Baki tarafından Namık Kemal aile- ( «inin Afyonda 1845 den 1838 sonla- t rina kadar kaldıfı zaman zarfında, t Şcr lyye sicillerine ve bazı belgelere ( dayanarak, yaşayışları hakkında bir konuşma yapmış, Kemal'in yedi, sekiz yaşlarına ait hâtıralarından fıkra kır anlatmıştır.
Öğretmen Zeki Akpınar Kemalin edebi şahsiyeti ve vatanperverlik hayatı üzerinde bir konuşma yapmış. Öğretmen Tayyar Ataman. Tahsin s Tandalı tarafından şairin muhtelif ı k şiirleri okunmuş, sabahleyin Afyon Türbe camisinde nıedfuıı Namık Ke-
Amerika hükümeti İstanbul - New-York amamdaki şilep seferleri hakkında önemli bir karar vermiştir. Bu kararın alınmasına sebep halen muhtelif Amerikan Umanlarında Türkl-yeye gelmek için bekiiyen yüz bin tondan fazla malın bulunmasıdır.
Bunları taşımak İçin şimdiki halde gayri muntazam yapılmakta otan şilep seferleri bir programa rapte-dllmlştir. Bu programa göre her 1517 günde bir New-York'tan bir şilep hareket edecek ve diğer Umanlardan da bir miktar yük aldıktan sonra İstanbul a gelecektir. Boylece 8-10 ayda birikmiş malların nakil mümkün olabilecektir.
MAHKEME KORİDORLARINCA
Temiz aşkını para ile değişme!
Yeşil gözlü, saz benizli, cive-Jek, çıtı pıtı bir şey, Yaşı yirmi beş var diyeceğim amma, duyar da gücenir diye korkuyorum. Neyse, söyledim artık, aramızda kalsın bari. Yirmi beşinde ferah ferah var. Fakat pek sevimli küçük bayan. Süzgün bakışları iç gıcıklıyor. Adı Şeımin imiş. Suphi adında bir delikanlıdan şikâyetçi. Koridorun köşe duvarına yaslanmış, karşısındaki kadınlarla konuşuyor Asabiyetten titrekleşen sesinin tatlı bir ahengi var. Yaklaştığımı farkedlnce küser gibi oldu. Sert bir bakışla tepemden tırnağıma kadar süzdükten sonra tekrar kadınlara döndü:
— Bana aşk dersi vereceğine, kendisi biraz nezaket, terbiye öğrensin. Ne zaman sokağa çıksam peşime takılıyor, balta oluyor bana. Kenanla konuşmamalıymışım da, kendlsile düşüp kalkmalıymışım. Vay küçük beyim vaay!„ Keyif benim değil mi? Gönlüm kimi severse onunla konuşurum. Aşkın, sevginin dersi olur mu ? Bugün biri hoşuma gider, onunla gönül eğlerim: yarın da gönlüm başka birine döner, İnsan dediğin ömrünün sonuna kadar birine bağlanıp kalmaz ya. Birinden ötekine dolaşa dolasa bir gün gelir kİ kısmet bağlanır, onunla evlenir insan. Suphi beyin keyfine hizmet edecek halim yok benim. Kenan hem terbiyeli çocuk, hem parası var Hiç bir filmden mahrum bırakmıyor beni. Kim bilir, belki kısmetim ona bağlanır da bir gün de evleniveririz, Sunhi-nin nesi varmış? Daha doğru dürüst konuşmasını bilmiyor. Cebinde meteliği de vok. tstlyor ki her gün kolkola girelim, sokak sokak dolasa’ım Bir sinemaya gidelim, yahut bir mahalleb:-cive girelim desem bin bahan? bulup atlatıyor, üstelik bir de kafa tutuyor bana Böyle şeylere hin "-elemem doğrusu.
Kaçanlardan bîri sordu:
— Yine aramızda ne geçti? Bu dâvanın sebebi ne?..
— Ne olacak? Zorla hem kendi başım derde soktu, hem başıma iş açtı.
MüSIchziyane dudak külhanbeylerine parmak cak karar afili bir el sallayışile devam etti:
— Öyle kuru gürültülere pabuç bırakırmıyim ben? Aklı sıra Şermini korkutacak. Vız gelir vallâhi. öyle ne Süphiler gördü şu gözler...
Akşam üzeri Kenanla buluşacaktık da sinemaya gidecektik. Yemekten sonra Kenanı bulmak üzere Taksime doğru giderken Suphi arkama takıldı. Yüz vermedim. Bu sefer yanıma sokulup sırnaşıklığa başladı. «Nereye gidiyorsun?» dedi. Bana ne? Sen benim kâhyam mısın? canım nereye isterse oraya giderim. Senden mi sorarlar? dedim. »Yine o Kenan olacak serserinin yanına gidiyorsun değil mİ?» diye ağzını bozmağa başladı. Terbiyesizlik yapma Kenan neden serseri oluyormuş? Pekâla akıllı uslu, terbiyeli çocuk. Hem sen benim İşime ne katışıyorsun? Kenana gidersen ne olacakmış? dedim. A, delirmeğe başladı. «Bir daha Kenanı senin yanında görürsem tavuk gibi kafasını tutup
benim
boktu, ısırta-
Üç ticaret odası temsilcilerinin toplantısı
Geçenlerde Ankarada başlayıp bütçe müzakereleri dolayıslyle yarıda kalmış olan üç şehir ticaret odaları reislerinin toplantısına 7 ocaktan İtibaren devam edilecektir.
Bıı toplantıya şehrimizden B Mithat Nenıll, B, Ahmet Knrn ve B. Suat Karaosman İştirak edecektir Hayatı ucuzlatmak İçin son odalar toplantısında alınan kararların tatbikiyle İlgili olan bu toplantıda Ticaret Bakanı ve kuvvetle muhtemel olarak Başbakan B, Şükrü Saraçoğlu da bulunacaktır. ____________
Kayak, tenis» basketbol ve yüzme sporlarına ait filim
Bu akşam (27 aralık) Taksimdeki tenis - eskrim - Dağcılık ____........ ___
kulübünde kayak, tenis, basket--dün asliye sekizinci ceza mahke-u nuuu xve- 1,01 ve Ş'üzme sporlarına ait bir meşinde sona ermiş,.Enver beş
mail Türk milletine armağan eden I ülim gösterilecektir. Kulüp id a- sene üç aya, Şevket ve Lûtfi iki
Dört hırsız mahkûm oldu
Şark ecza deposunda hırsızlık yapan sanıkların yargılanmaları
Amerika ile ticaret
Sahlfc I
çırpıda |
Knok’un gittiği kataba
Koparacağım, Benim Kenandan eksik neyim var? para değil mi? Paranın ne kıymeti var?» demez mi? Lâfa bak hele! paranın ne kıymeti varmış?’. Dünya paranın üstünde dönüyor, aptal! Tramvaya biniyorsun para, sinemaya gidiyorsun, para... Paranın kıymeti yoksa hadi, parasız bir sinemaya girsene bakayım! de dim, Afallaşıverdi enayi, »Bugün param yoksa, bir gün olur elbet. Yakında işe gireceğim. Ceplerim paralarla dolacak, gece gündüz sinemalarda, tiyatrolarda, dans salonlarında para yiyeceğim. Şimdi bana dirsek çevirirsen, o zaman da ben senin yüzüne bakmam. Aşkta para aranmaz. İşin içine para girince aşkın kıymeti kalmaz. Biliyorsun ki seni seviyorum. Benim aşkım temizdir, Ben aşkta para düşünen adamlardan değilini. Aşkımdan başka hiç bir şey tanımam» diye bana bir de aşk dersi vermeğe kalkıştı. Hadi, deli dolu konuşma, Parasız hiç bir şey olamaz. O senin dediğin aşklar geçti. Sen aşkta para aramıyormuşsun amma, ben parasız, aç karnına aşktan anlamanı. Sen git de kendine uygun sevgililer ara. Bakalım, parasız âşıklara yüz veren bir kadın bulabilir misin? Şimdi şe-nlnle daha fazla konuşamam. İşim var benim. Zaten seninle konuşulacak bir şeyim de yok. Benimle ne alış verişin var? deri'm, savuşup gitmek istedim. »Sen bana hakaret ediyorsun. Beni bırakıp Kenan’a gidiyorsun. Ben de takibedeceğim. İkinizi bir arada görünce yapacağımı ben bilirim» dedi, öyle sinirlendim ki. suratına tokadı indireceğim geldi. Sen bize ne yapabilirsin? Baksana bana, böyle kuru patır-dılarla korkacak kızlardan mıyım? Hadi, çek arabanı dedim. Elini pantaionunun cebine soktu. (ya. Öyle mi? Seni de öldüreceğim. Kenan olacak o serseriyi de» diye tehdide başladı. Daha fazla dayanamadım. Benim için vız gelir amma. Kenan'ın istikbalinden korktum. Hemen polise seslendim. Suphiden dâvacı olduğumu söyledim. Şimdi hâkime de anlatacağım. Sokakta aşk dersi verip adam tehdit etmenin. ne demek olduğunu göstereceğim ona.
Bayan Şermin söyledikçe sinirleniyor, sesi yükseliyordu. Arada bir dik dik bana bakmasından da çekindim, savuştum.
Bay Suphiyi de koridorun öte başında buldum. Zayıf, uzun boylu, kıyafet düşkünü bir delikanlı. O da derdini anlatıyor:
— Senelerden beri sevişiyorduk Şsrminle. Benimle evlenmeğe söz vermişti. Fakat günün birinde Kenanla tanıştı, bana dirsek çevirdi. Para İle aşk olmaz. Bugün param yok amma, elbet bir gün ben de zengin olurum. Yaptığm hareket çok ayıptır, günahtır. Bırak şu Kenan’ı da. temiz aşkına dön! Ben seni çılgın gibi seviyorum. Sen de sevgini paraya değişme! diye nasihat ettim, dinlemedi. Dün de sokakta biraz nasihat etmek İstedim, beni polise teslim etti. Yalan söylüyor. Kendisini tehdit etmedim. Sadece nasihat ettim, İnsan sevd'ği kadını nesil tehdit eder?.
Mübaşir seslendi. Sunhi alnını uğuşturarak salona girdi.
Ce. Re.
Amerika bir çok maddelerin ihracını serbes bıraktı
Amerika hükümeti 1948 yılının başı olan salı gününden itibaren yeniden 15 kadar mühim maddenin ihracını serbest bırakacaktır.
Bu maddeler İçinde otomobil ve kamyon lâstikleri, her türlil kauçıık-lu eşya ve her cin» kauçuk, bazı maden cevherleri, her türlü kimyevi ve tıbbi ecza ve ilâç, çelik ve çelikli eşya her cins makine ve akşamı, evvelce İhracı serbest olmıyan muhtelif cins ve kalitede demirler, en son sistem Verici radyo cihazları, tayyare inşaatı malzemesi ve saire vardır. Bu maddelerin İhracı İçin evvelden lisans almmıyacak ve akçı ite satıcı firma arasında yapılacak anlaşma gereğince Ihracedliecektlr.
Bu karar piyasamızda büyük memnunluk uyandırmıştır.
şehrimizden birçok firmalar İlk evvel bu mallardan getirtebilmek için müracaat etmişlerdir.__________
Kızılay umumî merkezinden devamlı yardım istenecek
Afyon hastane yardtm sevenler derneğinin tonlantısı
Afyon (Akşam) — Afyonda altı se-ncdenberl İnşası devam eden, büyilk memleket hastanesine yardım mak-sadlyie bir dernek teşekkül etmişti. Dernek bir sene zarfında yüz bin lira gibi önemli bir yardım temin etmiştir. Piyango tertibi, pehlivan güreşi ve halk teberrüleri altında toplanan bu para derhal hususi muhasebe müdürlüğü emrine verilmiş ve o da muhtelif İhtiyaçlara sarfetmiştlr.
Dernek kongresinde vali ve bütün teşekküller başkanları ve halkımızdan büyük bir kalabalık hazır bulunmuş, idare kurulunun çalışma raporu takdirle karşılanmıştır.
Eğede tütün fiatleri
İzmir 28 (Telefonla) — Ege tütün piyasasında vasati tütün fiatinln 238 kuruş olacağı 190 -
Kızılay kurumunun fakirleri tedavi etmek, hattâ çok zarurette bulunanların ilâçlarını da meccanen vermeğe mahsus ilk dispanseri üç ay evvel Nlşantaşında açılmıştı. Dispanser, açıldığı gündenberl muhite çok faydalı olmuştur. Üç aylık müddet içinde 300 hasta muayene edilmiş, ameliyata İhtiyaç görülenlerle yatacak durumda bulunanlar dispanserin leşebbüslyle devlet ve belediye hastanelerine yatırılmışlardır.
Dispansere müracaat eden hastalar, yalnız Nişantaşı ve elvan halkı değildir. Şehrin uzak semtlerinden, hattâ Kartal ve Pendikten de gelenler vardır. Bunların çoğuna ilâç verilmektedir. Muayeneler, şimdilik pazartesi, çarşamba ve cuma günleri saat 12 İle 14 arasında yapılmaktadır. Ancak Kızılay Nişantaşı şubesinin mail vaziyeti müsait olmadığından âlât ve edevat tedarik edilememiş olduğundan şimdilik yalnız İç hastalıkların tedavisi yapılmaktadır. Ancak şimdiki bina, her türlü tedaviyi yapacak mütehassısların bulunmasına ve hattâ birkaç gün kalmak üzere hasta yatırmağa elverişli değildir. Yeni bir bina temini ve yaptırılması İçin Kızılny umumî merkezine müra-caatte bulunulacak, aynı zamanda, şimdilik yalnız muhitteki bazı tanınmış ve hamly. 'I zatların yardımiyle yaşiyabllen bu müesses enin gelişmesi için, umumi merkezin devamlı yardımı İstenecektir
Satışa çıkarılan ithal malları
İst. Yağ iskelesinde Mehmet Hil-nılye kuru pil, Fincancılar çıkmazında İtimatevi Molz Sadakoya plâstik düğme, Gah He2araıı caddesinde Burla biraderlere parker dolma ve kurşun kalem, kurşun kalem ucu. İst. Rahvoncılar Şirin handa Sala-mon Benbasata lâstik simit, çift parmaklık, lâstik eldiven. Dralnage tü-bü, İst. Kısmet handa Edvar Sada-koya çorap makinesi, Sirkeci Serdar caddesinde Mehmet İşcana hava kalıpları. Gal. Hezaren caddesinde Tek-nlka T.AŞ. ne Bakalit ara anahtarı, ütü fişi. Ketenciler Halil handa İ-Çehreliye çengelli İğne, İst. Bahçe-kapı Taşhanda Aziz Pikriğe menteşe, İst. Tahtaknle Fındıkçılar sokakta Cam eşya Ltd. Ştl. ne alüminyum çay kaşığı, İst, Hamldiye caddesinde jül oğlu Marsel Blümentala plâk, Gal. Tünel caddesinde Yako Bcnyeşe bulatalı makine kayışı, İst. Marpuççu-larda M. Rlfat Akbelene jilet bıçağı, Gal. Tünel caddesinde Vahram Gc-sara valf vidalı, dökme get valf flânj-lı, Gal. Güneş handa Marşa İth. Ilır, hususi çelik tel, Aşlrefendl cadedsln-de Türkiye eczacıları deposuna tıbbi ecza, mayi vazelin, İst. Ycşildlrckte Yako Yalevlye anilin boya, Aş İrefendi caddesinde Emek ecza deposuna tıbbi ecza. Marpuççular Konya handa Yenen umum Ticarete bitümlü asfalt, Kasımpaşa Değirmen sokakta B. Ktnapa anilin boya. İat. Yeni Val-de handa Mutlu İth. İhr. a neft yağı. Ayvansarayda iktisadi ve anayi Tes.a demir çubuk, Gal. Fermenecilerde Vehbi Koça snç levha. Gal. Kürekçilerde Ara Arşere bakır çubuk, Gal. Aralan handa Salâhaddln Beslene eleklik 1pek. Aşlrefendl caddesinde Atıf Azlzoğluna ipekli pamuklu poplin, İst. Sultanhamam caddesinde Pertev Pakere kostümlük yün mensucat, İst. Çakmakçılarda Haşan Te-clmere pamuk mensucat, Sultanha-mnmdn Klişecilik ve Matbaacılık
Bu harb İçinde insanlara alt 17 çeşit yeni hastalık ve bir takım yeni mikroplar keşfedilmiş!..
Şimdiye kadar bunlar hakkında hiç bir şey bilmediğimiz için — yarına nazaran — nispeten daha endişesiz yaşıyorduk. Artık insanların merakına, evhamına 17 yeni ve korkunç gölge daha karıştı demektir. •
Tıp ilerledikçe insanların rahatının kaçtığına en büyiik delil olarak Knok adındaki meşhur edebiyat eserini gösterebiliriz
Knok mevzu itibari!? pek dikkate değer bir piyestir. Fransaria bir kasaba Ve orada yıllardan beri doktorluk Tden bîr ihtiyar., Doktor Parpal!.. Lâkin kasabanın sıhhati o kadar iyidir ki doktor Parpal hiç iş yapamıyor!. Bu sırada Knok adında bir adamdan bir teklif alıyor. Şahadetnamesin bir doktor olan Knok onun yerini, kasaba doktorluğunu franga almağa razı...
Bu sıhhatli kasabada hiç fa yapa mı yan doktor Parpal. adam caymadan önce hemen paralan alıyor ve:
— Yandın aziz meslekdaşım,,. Bıı kasaba müthiş sıhhatli!...
Diyerek Parise kaçıyor. Aradan bir sene geçiyor. Doktor Parpal Knok’un o sıhhatli kasabada ne hale geldiğini görmek için eski yerine gidiyor Ne baksın?.. Doktorun muayenehanesi arı kovanı gibi işliyor.
Eskiden doktor semtine uğramayan köylüler muayene olmak için, paraları ellerinde sıra bekliyorlar. Herkeste bir hastalık endişesil..
Knok hu işi şöyle yapmıştır. Kasabava gelir gelmez bütün mikroplar hakkında levhalar çizdirmiş, tellâllar bağırtmıştır. Tekmil köylüler, insan vücuduna musallat olabilecek bütün mikropları birer birer öğrenmişlerdir
Simdi bildiğimize yeni hastalıklar değil mikroplar ilâve edilince bu Kn«>k piyesini hatırla-d'm. f
Dünya Knok’un gittiği kasabaya benziyecek...
Hikmet Feridun Es
tstanbula bol miktarda yakacak getiriliyor
Havaların müsait gitmesi civardan şehrimize yapılmakta olan mahrukat nakliyatını hızlandırmıştır Bu son bir hafta İçinde İstanbul» 8000 çeki odun İle bir milyon kiloya yakın mangal kömürü getirilmiştir. Tstanbulun bir yıllık odun İhtiyacı iki ay önce temin edilmişti. İki aydanberl İstan-bula getirilmekte olan ihtiyaç fazlası odunların flat-ları düşüreceği tahmin ediliyor.
Şehirde mangal kömürü çok boldur. Hal böyle iken İyi ve kötü bütün kömürler perakende olarak 18 kuruştan aşağı satılmamaktadır. Halk iyi kömürlere rağbet ettiğinden kalitesi aşağı kömürlerin satışı İçin flatlarının birkaç kuruş ucıızlıyaca-fını ilgililer söylemektedirler.
Kasaplık hayvanlar için vagon tahsisi istendi Muhtelif bölgelerden İstanbul» getirilen kasaplık hayvanlardan son günlerde gelenlerin zayıflamış oldukları söylenmektedir. Buna sebep olarak da hayvanların muhtelit İstasyon ve İskelelerde uzun müddet nakil vasıtası beklemiş oldukları gösterilmektedir.
Belediye ve vilâyet, her ne kadar kesilmiş et naklini teşvik etmekte Isa de. şehrin canlı kasaplık hayvandan müstağni kalamıyacağı anlaşılmaktadır.
Bu mülâhazalarla belediye. Ulaştırma Bakanlığına müracaat ederek İstnnbul nüfusunun ve İhtiyacının göz önünde tutularak şehre getirilmekte olan kasaplık hayvanlar için lüzumu kadar vagon tahsisini İstemiştir.
öğrenci kampları
Milli Eğittin müdürlüğü. İstanbul okullarında İlk öğretim talimatnamesinin bütün hükümlerini tatbik etmek kararındadır. Bu hükümler arasında şimdiye kadar tatbik edilmemiş olanlardan tatil aylarına mahsus yapılması gereken İşler bu yıl yapılacaktır. Bunların başında yatılı ve gündüzlü dinlenme kampları vardır.
Bir İki ay devam edecek yatılı kamplara zayıf bünyeli çocuklar iş* tirak ettirilecek, bunların masrafları velilerle Yoksul Çocukları Koruma Cemiyeti ve okul kooperatifleri tarafından karşılanacaktır Diğer öğrenciler gündüzlü kamplara İştirak ettirilecektir. Öğretmenlerin nezaretinde devam edecek kamplara ilk okul-
A H 3 A M
27 Ara’Jk 19'
Fiat hareketleri ve
Futbolda profesyonellik
Dünkü, bugünkü futbol, hakem meselesi hakkında tanınmış eski futbolcuların, hakemlerin, spor muharrirlerinin mütalâaları
geçinme endeksleri
Bu senenin ilk dokuz ayında bazı maddelerin fiatleri düşmüş, bazılarınınki artmıştır. Artış yüzde 4,1 kadardır
Son günler «arlında spor sahasında en çok görüşülen mesele
profesyonellik işidir. Tanınmış
eski futbolcularımızdan Zeki Rı-aa Sporel, Nihat Bflcdlk. Refik OsJ man, Mehmet Leblebi. Ulvi Hnkfa Yeti», en çok sevilen haıTHS (erimizden Şaz) Te re an, Adnan Akın, spor muharrirlerinden Eşref Şefik, At^il Giray İle görüşerek. profesyone-İlk, dünkü ve bugünkü futbol. Yunan millî takı mile yapıiaçak maç, ıkem meselesi hakkında düşüncelerini sorduk. Verdikleri cevaplan aşanda yg-
Zeki Rıza Sporel diyor ki t
1 — Futbolda profcsyolllk İyi bir organianyon ve teşkilnta bağlandığı takdirde muhakkak ki faydalıdır. Ancak bu hususi» alâkadarların düğün eslerİni bilmediğimden daha fasla blrşey söylivemem.
2 — Dünkü futbol hiç şüphe yok kİ bugünkünden her bakımdan çok daha yüksektir. Bugün oynanan hdr bol ti çok haslı buluyorum
3 — Türk - Yunan milli maçını kazanacığrtnızı tahmin ediyorum. Bu hususta daha kesin bir şey söyllye-miyecegim. Çünkü Yunanlıların son oyunlarını maatteessüf göremedim.
4 — Hakem meselesi kanaatimce Üzerinde uzun, uzun düşünülecek eli esaslı noksanlonmısdan biridir. Nihad Bekdik diyor ki;
1 — Bence futbolda profesyonellik Üzerine dûşülireg önemli bir mescit teşkil etmen. Esasen bugün memie-ketimizde mevcut futbol tam amatör değildir. Futbol amatör «tarak ta llerllyeblllr. Ben sporu amatör olarak yaptım ve amatörlüğün faydasına kaniim. Esasen profesvoel futbol bugünkü amatör teşkilât baki kaldıkça hiç bir saman memlekete bugünkünden daha faydalı olamaz. Hftlfisâ olarak ben amatör futbolü severim ve kanaatime göre bu usul memleketimiz için daha elverir idir.
2 Türk - Yunan mil i maçı hakkında Nç bir şey söyllyemlyecrğim çünkü üç senedenbcrl futbol maçlarına gitmiyorum.
3 — Dünküf utbol hiç şüphesiz ki bugünküne nazaran daha iyiydi. Futbolcular kendilerine tam mfinaslle bakan sağlam bünyeli kimselerdi. Bugün tam İnkişaf devresinde futbola (erkeden oyuncular bu sözlerimde »e dertçe haklı olduğumun en bariz delilidirler. Bence futbol düne nazaran terakki elmiş değil sadece taam-müm etmiştir. Bugün memleketin hemen yer yerinde oynanmakta ve revaç görmektedir.
4 — Hakem derdinin hakikaten üzerinde durulacak ve ıslahı teabe-den bir mesele olduğunu son günlerde duyduğum şlkâyEtlerden anlamak-yım. Hakemlerimiz şüphesiz kİ bilgili ve bitaraf kimselerdir ve bay e olmaları da Icabeder. Fakat çalışma şekilleri yanlış ve noksandır. Bunun en bariz misali İdare ettikleri maçlardaki hnrekettrile görülmektedir. Bence hakem'erin futbplden riyade İdmanlara kıymet vermesi ve kulüptü olmaması ilk ve esaslı şarttır.
Hakkı Yetin diyor ki:
1 — Profesyolllğin memleket fut-bolüne faydalı olacağı kanaatindeyim. Yalnız bunun iyi teşkilât andı-yılması ve rakip, saha meselesi gibi esasların ikmali şarttır. Yoksa bugünkü teşkilâtın yanında bir iki profesyonel kulübün noksan teşkilâtla yürüyeblmcalinln hiç bir faydası olamaz. Ben kulüp kuracakları rivayet edilen arkadaşların futbol oynıyabllecekl'rine ve muvaffak olacaklarına kaniim.
2 — Türk - Yunan milli maçını kazanmnmız normaldir. YeMrkl şimdiden ciddi hazırlıklara bnşuyalım. Bon olarak gelen OJimpiyakos ve nihayet Yunanistan şampiyonu olduğu ■öylenen £00813*1 gördükten sonra ftıtbolümüzün onlara nazaran daha yüksek olduğunu aöyllyeblUrlm,
3 — Dünkü futbol bugüne nazaran daha İyiydi, Bugünkülerin dünkülere tefevvuk eden yegâne tarafları futbolun bir takım oyunuolduğunu bilerek oynamalarıdır.
4 — Hakemlerimiz maatteessüf bitaraf olmaktan uzaktırlar. Bilgileri İyi olmakla bcrabı-r ekseriya sahadaki seyircinin telkinleri ve matbua-ton tesirleri altında hareket ettikle-llnl .'öylemek mecburiyetindeyim.
Refik Osman Top ne eliyor:
1 - işin özünü bilmediğim İçin profesyonellik hususunda şimdilik bir gey söyllyemem. Başka memleketlerde profesyonellik çok «silen bir geydlr. Profesyonellik her şeyden
Profesyonel takıma girecekleri ı ■olda Rebii, saj hiç bir şey bırakmadığı için iurk -Yunan milli maçını Yunan takımının kazanmasının imkânı yoktur.
3 — Bugün futbol takım halinde oynanıyor ve futbol ekiplerini bir kaç kuvvttll oyuncu sürüklüyor, Eski futbolun yenemediği yabancı memleket kalmamış gibidir. Dünya üçün-cüsü otan Mısır milli takımı. Rumen Bulgar ve Çeklfr’ln 8lavyaflı, Slok-holm muhteliti v« Dinamo takımı bizim devrimizde yenilmiştir. Yenilerin temasında bakalım ne netle* alacağız.
4 — Hakemlerin hepsi doğru, hepsi güze). Yalnız bu teknik işte çok çalışmak, çok maç yapmak lâzımdır, Mehmet Leblebi diyor ki
1 — Futbolda profesyonelliğin faydalı olacağına kaniim. Esasen bugünkü şartlar profesyonelliği zaruri kılmaktadır.
2 — Türk - Yunan milli maçını kazanmamız Ulvimdir Fakat vakit bu kadar yaklaştığı halde hâlâ ciddi bir hazırlık yapılmaması tuhaftır, Benim kanaatime göre en kuvvetli takımlarımızdan birini meselâ (Beşiktaş) ı takviye ederek çıkarmak »n doğrusudur.
3 — Dünkü futbolü maa'-esef bugünkünden daha iyi buluyorum. Dünkü futbolcuların daha İyi hazırlanıp, çalıştıklarını ve İçlerinde her zaman kolaylıkla netice alabilen asların faz!alığını kabul etmek lâzımdır.
4 — Hakem derdi diye bir mesele kabul edemem, hepsi kıymetli ve bilgili arkadaşlardır. Yalnız kusurlu yegâne tarafları norml şarjlara hiç müsamaha etmemeleri ve nvantajla-rı lüzumsuz olarak kesmeleridir.
Ulvi Yenai ne diyor?
1 — Profesyonellik muhakkak ki futbolümüze çok raydaiı olacaktır. Yalnız mahdut sayıda meselâ üçer yabancı oyuncu oynatmağa müsaade edilmesi şartlle, Ben şahsen bu kulübü kurmağa teşebbüs eden arkadaşların futbol oynıyabHeceklerlne kaniim.
2 — Türk - Yunan milli maçını lyl teşkil edilmiş bir takımın kolayca kazanması lâzımdır.
3 — Eski futbol şüphesiz ıt maalesef bugünkünden her bokundan yüksektir. Bugünkülerin eskilere tevafuk eden hiç bir meziyetlerin! göremiyorum. Yalına harb devresinin son İki senesinde futfolcııtanmız hakikaten güzel oyunlar çıkarmışlardır.
4 — Hakem derdi diye bir mesele kabul »demem, çünkü Avrupa’da bile bizim hakem ve futbol seyircilerinin spor terbiye ve bilgilerine pek az Taslanır. Hakemlerimiz birinci sınıf hakemlerdir.
Şazi Tezcan diyor ki:
1 — Profesyonellik hiç şüphe yok ki memleket futbolü İçin faydalıdır. Ancak bunun için lyl teşkilâta ve bilhassa Avrupa'dan oyuncu getirerek takımlarda oynatmak yoluna gidilmesi şarttır.
2 — Türk - Yunan milli maçını milli takımımızın kazanması normal bir neticedir. Son olarak memleketimize gelen Ollmplyakos ve Enosls takımlarını gördükten sonra bu hükmü vermek mtcbuTİyetlndevlm. Yalnız bu maçta lyl ve farklı bir netice almak İstiyorsak Türg Milli takımını
söylenilenlerden ortada Vahap, fda Necdet, Fikret
3 — Dünkü futbolcuları bugünkülere her bakımdan tercih ederim. Bugünküler belki takım oyununu daha lyl oynuyorlar. Fakat eskilerdeki futbol kabiliyeti, bilgisi ve terbiyesi her zaman hasretle anı'acak kadar yüksektir.
4 — Hakem meselesini uzun boylu1 İzaha hacet yok, bunu siz de benim kadar görüyorsunuz. Bu hususta daha farla bir şey söyliyemlyecFğlm.
Adnan Akın diyor ki:
1 — Profesyonelliğin İyi teşJcKflt-Iandırılmak ve tatbik edilmek, ecnebi oyunculara takımlarda yer vermek ve nihayet sık sık ecnebi temasları yapmak şartllç memleket futbolüne faydalı olacağı kannaUnd ylm.
2 — Türk - Yunan milli ıraçuıı kazanacağımız muhakkak gibidir, çünkü son gördüğümüz Yunan takımlarının bende bıraktığı menfi tesir bana bu kanaati vermekledir
3 — Bugünkü futbol düne nazaran daha verimlidir. Dünün As futbo’cü-ler inin ferdi gayretlerine mukabil bugünküler kollektlf bir oyun oynamaktadırlar. İyi bir antrenör elinde bugünkü futboliin csklsindfû daha fazla randıman vereceği muhakkaktır.
4 — Hakem meselesi hakikaten i'laha muhtaçtır. Bugünkü teşkilât ve bu elemanlar baki kaldıkça bu derdin ıslahına imkân yoktur.
Eşref Şefik ne diyor?
’1 — Futbolda profesyonel Ük, bazılarının zannettiği gibi zararlı değildir. Aynı zamanda bunun ma.i zahmet! amatörlük İddiasında otan Beden terbiyesine alt olamaz. Bu İtibarla protesyoneJ takım kuracaklar bunun masraf ve varidatını da elbette düşünürler. Bütün dünyada profesyonalism futbolun İstikbali bakımından lüzumlu bir çığırdır. Ben bizde de profesyonelliğin zararlı ol-mıyacağına kaniim Yeter ki profesyonelliği yapacaklar bunu memleket sporuna faydalı bir şekilde meydana koyabilsinler ve idame edebilsinler.
2 — Tiirk - Yunan milli maçını makul teşkil edilmiş bir Türk milli Lakımı göz ve gönül doyurur bir farkla kazanır.
3 — Bugünkü futbol kabil alsaydı da dünkü İle karşılaşabiLseydl ve tıı karşılaşma iki futboliin mukayeselini verecek kadar. Meselâ: Yarım düzüne halinde maç yapılsa bütün yıldızlarına v« şöhretlerine rağmen maçların altıda dördünü yeniler kazanırdı sanırım: çünkü bugünkü futbol anlayışı muhakak kİ dünden çök ileridir.
4 — Bu memlekette kutapçülerde, seyircilerde, oyuncularda zaman zaman gördüğümüz kana atlar hâkim kaldıkça gök yüzünden ısmarlama hakemler getirsek yine hiç kimseyi tatmin edemeyiz,
Adil Giray diyor ki:
1 — Futbolda profesyonellik artık zaruri bir ihtiyaç olduğundan bu teşebbüsü memnuniyetle karşılamak Icabeder. Yalnız bunu İyi teşkilâtlandırmak ve şekle alt talimatnameleri yaparak tamim etmek bugünkü beden terbiyesi teşkilâtına aittir. Bu İşin nihai kararını şUphcsia bu teşkilâtın başında bulunan setahlyettar kimseler verecektir. Bu işi de ileri gelen kulüplerimiz yapabilirler.
2 — Tiirk - Yunan mili! maçımı
Ticaret Bakanlığı tarafından neşredilen «Konjonktür» ün temmuz, ağustos, eylül tiyi arına ait kısmı neşredilmiştir. Bunda 1945 senesinin dokuz aylık flat hareketleri ve geçinme endekBİCTİ hakkında, diğer senelerle mukayeseli mühim malûmat vardır. Bu malûmatı İktibas ediyoruz:
içinde bulunduğumuz yılın dokuzuncu ay flatlcrini geçen yılın aynı devre Halleriyle kıyaslamada toptan eşya fiatleri umum! endeksinde % 4 e yakın bir gelişme vaki olduğunu görürüz. Ancak hnyvnn mahsulleri grupu hariç olmak üzere lıemen hemen bütün gıda maddeleri grup yekûnlarının geçen yıla nispetle düşük puanlar kaydetmiş olmalarına karşı sanayi ham maddeleri ve yar» mamuller yekûnunda % 2 nispetinde bir artış göze çarpmaktadır.
Mısır flatK rlnln 1! Ve bulgur flat-ierlnln 2 puan kadar artması sonucu olarak hububat yekûnunda 5» 0,4 gibi hatif bir fark görülmüştür. Toptan «şya fiatleri gıda maddeleri endeksinin umumi İniş seyrine rağmen hayvan mahsulleri grupu 14 puan gibi bir farkla artış kaydeder'k durumunu muhafaza etmiştir. Toptan yumurta flütlerinde geçCn yılın aynı devresine nispetle % 11 kadar bir ucuzlama vaki olmuşsa da sadeyağ. peynir ve yoğurt flütlerindeki artışlar, grup yekûnunu % 3 nispetinde kabartmıştır.
Sanayi ham maddeleri ve yarı mamullere gelince: İndirilmiş plan akar yakıt ile kâğıt fiatleri dışında, mensucat ham maddeleri geçen yıldaki durumunu aynen muhafaza etmekte ve bunlardan gayri bllûmum grup yekûnları da yükselmiş bulunmaktadır,
Maden kömürü ve sömikok f la ilerinin değişmemiş olmasına rağmen odunun % 52 ve ve mangal kömürünün % 62 nispetlerindeki artışları yakacak maddeler endeksinde 74 puan kadar bir fazlalık husule getirmiştir.
Sahtiyan, mcşlıı, manda ve koyun derilerindeki flat düşüküieklerlne rağmen sığır derisinin % 40 ve köşelenin % 8 artmış olman deriler yekûnunu geçen yıla nispetle % 10 raddesinde kabartmıştır.
Tıbbi ve kimyevi maddelerden iyodun 1c 15. salisilat dö sudun % 20 raddei'rinde pah alıl unmuş bulunması da bu grup yekûnunu 20 puan kadar arttırmıştır.
Bakır ve kalayda % 24 ve kurşun-dn % 6 raddelerinde düşüklükler olmasına. çinko flatlerlnln ise değişmem Lş bulunmamasına rağmen maden grupu İçinde % 83 gibi önemli bir yer tutan demirin % 12 kadar artmış olması madenler yekûnunun % 3 nispetinde kabarmasında bacıca âmil olmuştur.
Yapı malzemesinden kiremit, kİ-, reç, çimento, kereste ve cam fiatleri geçen yıla nazaran düşük puanlar' kaydetmişlerdir. Fakat tuğlada % 7 ve putrelde % 22 nispetlerinde vaki artışlar bu grup yekûnunu 10 puan-I ilk bir farkta kabartmıştır.
Özelli: Gıda maddeleri ile sanayi ham maddeleri ve yarı mamulleri gibi İki belli beşli bölümden ibareti bulunan toptan eşya flat endeksleri) yekûnu, ikinci bölüm yekûnunun 8| puan kadar fazlalaşmış olmasına | rağmen birinci bölüm yani gıda maddeleri yekûnunun 32: puan düşmüş Olması neticesinde genel olarak 17 puanlık bir gerileme kaydetmiş bulunmaktadır. Toptan eşya flütlerindeki gelişme şudur:
Madde grupları 1944 1945
TX IX
I — Girin maddeleri ve yemler
Nebati gıda maddeleri:
Hububat 525.8 527.8
Bakliyat 614,4 511,5
400,3
468.0
[Halkevleri - Kurumla r|
*• Sarıyer Halkevinden: 6 ocak 945 pazar saat 16 da Prof. Halil Nlme-tull&b Öztıirk tarafından (Dilimizin Türkçeleşmesi> konusunda bir konferans verilecektir. Giriş serbesttir
A Sarıyer Halkevinden fi ocak 046 1946 dn (Amatör resim ve fotoğraf sergisi' açılacağından eser getireceklerin İdare memurluğuna baş vurmaları,
A Şişli Halkevinden: 28/12/1946 cuma günü saat 13 de Haikevlmizde avukat- Mustafa Tun ah tarafından fSuçlu çocuklar) mevzuunda bir konferans verilecektir. Herkes gelebilir.
YEM VAVIN
yesesinl yaptığımızda netoce farklı olarak lehimizde tecelli etmiştir. Bu
cihetten lyl teşkil edilmiş ve form halinde bulunan bir milli takım sistemli çalışırsa neticeyi açık farkla kazanabilir. Ancak Yunanlı fuıbolcu-tarın da enerjilerini unutmamak lâzımdır.
3 — Bugünkü futbol dünes nazaran daha İleridir. Eski futboliin en çok beğendiğim tarafı takımı yürüten as Oyuncuların fazla oluşu ve spor telâkkilerinin bugünkülerden daha yüksek olmasıdır.
4 — Hakemlerlmta umumiyetle lyl ve tatminkârdır. Tabiidir kİ bazı ufak tefek hataları olacaktır. Memlekete ne zaman İdareci ve oyuncular tanı mânasile spor telâkkisini benimserler ve sahada sadece oyunları İle meşgul olmağa alışırlarsa o zaman hakemlerimizin İşi bir kat daha kolaylaşır ve inkişaf yoluna girer. Bu,, yukarıda da İzah ettiğim gibi hakikî spor ruhunun ilerlemesine bağlıdır. Netekim son Galatasaray -Beşiktaş maçında bu tezimizin bariz bir misalini h«r İki takımda dn mem-
527,0
320,2
543,4
301.3
543.5
320.3
595,0
253,9
239,5
302,7
380,3
I İthalât maddîleri 549.8
Diğer 545,8
I Hayvani gıda maddeleri:
Hayvanlar 493,5
Hayvan mahsulleri 453,0
II — Sanayi ham maddeler ve yarı mamulleri
Yakacak ve ısıtacaklar Madenler Dokumalar Deriler Kimyevi ve tıbbi maddeler
Akar, yakıl Kâğıtlar Yapı malzemesi Geçinme masrafları
Ankarada- Giyim eşyası ve diğer müteferrik masraflar dışında gıda maddelerinde % 3.5. yakacak ve isı-tacaklarda % le yakın vaki ucuzlamalar neticesinde geçinme endeksi umumi yekûnunda % 4,8 nispetinde bir düşüklük kaydedilmiştir
Gıda maddelerinden tâıbubal ve mamulatında esaslı bir değişiklik olmamışsa da etlerde % 28, yumurtada % 0 nispetlerinde flat düşüklükleri kaydedilmiş, şeker fiatleri *X, 16 raddesinde İndirilmiş, buna mukabil sut ve mamulatında % 13, potatesde % 8,5. soğanda % 82 ve zeytin tanesinde % 39 gibi önemli artışlar vaki olmuştur.
Yakacak ve ısıtacak maddelerden mangal kömürü % 13 nispetinde bir! artış kaydetmiş İse de odunun % 9. petrolün de % 11 raddeitrlııdc ucuzlatılmış olması sonucu olarak bu grup yekûnu geçen yılın aynı devresine nispetle »t. 1 etrafında gerilemiş bulunmaktadır.
Giyim eşyasını teşkil «den elbise, iç çamaşırı ve ayakkabı yekûnlarını İncelediğimizde elbise masrafları yekûnunda geçen yıldan farklı bir neticeye varılmamaktadır. Ancak İç çamaşırı yekûnunda % 5 nispetinde' ucuzlama, ayakkabılarda İs* %, 10 kadar yükseliş vaki olmuştur. Bu suretle giyim eşyası yekûnu % 2 ye yakın bir artış kaydetmiştir
Diğer masraflar yekûnu da aşağı yukarı geçen yaldaki durumunu mulıafaza etmektedir. Her ne kadar bunlar arasında bazı İnişler ve bazılarında da yükselişler vaki olmuşsa da yekûna müessir olacak esaslı bir değişiklik olmamıştır Neteklm bunlar arasında bakır tencere % 18. kalay €5 50 nispetlerinde ucuzlamış, tabak, bardak ve mobilyaya müteallik eşya İle okul levazımı masrafları da artmıştır.
(Arkası 7 İnci sayfada)
ANALİZ DERGİLERİ Cilt I Louvaln Üniversitesi profesörlerinden de la Ualtae Puussln'ln Ka c-me aidjğı. İstanbul Üniversitesi Fen fakültesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi Makine fakültesi profesörlerinden Hatip Berker'ln büyük bir yetki İle dilimize çevirdiği «Analiz dersleri» eseri analizi öğreten ve öğrenenler için eşsiz bir kitaptır.
İstanbul Üniversitesi ana - ilim kitap serisinin 34 üncü kitabını teşkil eden »Analiz derslerin 560 kuruş flatle Milli Eğitim Bakanlığı yaym-evlerlyle bütün kitapçılarda satılmaktadır Lise öğretmenleriyle Üniversite öğrenciterlne bilhassa tavsiye ederiz______________________________
Açık teşekkür
14 aralık 1945 cuma günü büyük Tanrımızın rahmetine kavuşan hayat arkadaşım
SANİYE KÖKÇÜ'nün ailemiz arasından ebedi ayrılışından doğan kederlerimizi paylaşmak İçin gerek yazılarlle ve gerek uzak ve yakın yerlerden zahmeti ihtiyarla cenaze törenimize gelerek nüvazişkâr lfadelcrlle blzleri tasel'l buvuran dost ve akrabamıza ayrı ayrı şükranlarımızı sunmağa hicranlarımı» engel olduğundan gazeteniz delâletiyle
sunduğumuz bu minnettarlığımızı
kabul buyurmalarını dileriz.
Adapazarı n da: Kökçü ailesi namına Şevket Kökçü
r
AHMED BEDEVİ KURAN
İnkılâp tarihimiz ve Jön Türkler
İnkılâp tarihimize ve Meşrutiyet devrine alt çok İrivmetU ma-ifımat, vesika ve resimleri İhtiva eden bu eseri mutlaka okuyunuz Flat) 750 kuruş
_____ J
Bu akşam saa’ 2030 aa Dram kısmında
CYRANOdc BERGERAC «Slrano dö Berjerakı Komedi kısmında ZARARSIZ YALAN
SARAY Sineması
Her sene olduğu gibi bu sene de Yılbaşı ınûnasebetile bu akşam müstesna bir filim takdim ediyor.
Metro Goldwyn Maver tarafından milyonlar «arrile vücuda getirilen
ALKIŞ TUFANI
Renkli şaheserin baş rollerinde:
KATHRYN GRAYSON — GENE KELLY — JOHN BOLES
Ve MİCKEY ROONEY tarafından takdim edilen 30 yıldUB
KAY KYSER — BOB CROSSBY — BENNY CARTER'ln ÜÇ orkestrası ve JOSE İTURBİ — JUDY GARLAND — LENA HORN ve Cambaz FLYENGS CORBİNO ve saire
Göz ve kulaklar İçin bedii bir ziyafet, fevkalâde bir temaşa Bütün maline ve suvarelerde numaralı yerlerinizi evvelden aldırunız-
Hayatın blnbir ıstırabından, yaratılan
Ümitsiz bir aşkın acıslle, ateşlenen hayat romanı A R Sinemasında hayranlıkla devam ediyor. ACI GÜNLER
uKİNGS ROW» ANN SEERİDAN — BETTY FİELD ROBERT CUMMİNOS — RONALD REAGAN in rakJpsls filmi.
——————
|Z
Ca Kadıköy SÜREYYA Sinemasında
BU AKŞAM: Tarihin şerefi, sanatın zaferi '
1 -N AR VIK BASKINI
BRROL FLYNN — ANN SHERİDAN İ/J
2 — HOLİVUTTA NASIL YILDIZ Olunur j
1945 yılı akademi mükâfatını kazanan çaheser Dâhi rejisör Michael Curtiz’in en büyük eseri.
İNGRİD BERGMAN — HUMPHREY BOOART
CONRAD VEIDT — PETER LORRE nln yarattığı
KAZABLIINKA ®
). «OAflABLANCAs
Bu akşam L A L E’ de
Kaihtar» «iuriahtam c—tlren |ılr hc-yıu-pn .«tunva»;ı ıdarnk
(e ü nün m @ Lal a ır a J
Bütçe müzakereleri
Yugoslavya’da Kırallığın sonu
İSTANBUL HAYATI s
Ceylân kesildi!
Millet Meclisi bayatında eni varalı artış gösterecek gelirler hararetli, hükümetin bütün ic-Jl raatını gözden geçirmeğe imkân L..^. -------- ---------- -----
veren tartışmalar, bütçe vesilesi- temeli olduğunun anlaşıldığını. 1 e olur. Başka parlâmentolarda^ ’ J"""
da bu böyledir. Hükümet, g cek senenin programını bütçedeki rakamlarla ifade eder ve Meclisten kredi, yani icraatına devam için maddi imkân ister. Milletvekilleri de, icra kuvvetine yeni bir devre için kredi açmazdan evvel, geçmiş senedeki başarıların ve, varsa, hataların bir muvazenesini yaparlar.
Millet Meclisinin anayasa prensipleri dahilinde salâhiyetlerinin. Milletvekillerinin konuşma haklarının, İç tüzüğe riayet şartile. hududu yoktur. Bilhassa bütçe etrafındaki görüşmelerin, mümkün olduğu kadar geniş ve derin olması hükümeti İkaz bakımından faydalıdır. Fakat hukukun tahdit etmediği söz söyleme salâhiyetini, mevzuun mahiyeti sınırlandırmak lâzım gelir.
Bütçenin umumî hatları görüşülürken, ancak muayyen bir Bakanlığı, hattâ bunun küciik bir şubesini alâkalandıran talî konular üzerinde fazla durulursa, esaslardan uzaklaşma ve mevzuu dağıtma tehlikesi belirir. Sükıe tmeliy iz kİ, pek nadir ve gecici heyecana kapılma meyilleri dışında, bütün konuşmalarında olduğu gibi, bütçe tartışmalarında da. Millet Meclisi, veka-rını. mevzua hâkimiyetini, realitelerden ayrılmamak İtiyadını muhafaza etmektedir.
Meclisin tasvibine arzedilen bütçe projesi, sırf hükümetin eseri değildir. Milletvekilleri. muhtelif komisyon)arda, hükümetin getirdiği lâyihayı işlemiş ve nihayet olgunlaşmış bîr şekilde umumî heyetin huzuruna çıkacak bîr hale getirmiştir.
Umumî heyetteki tartışmalar, daha fazla siyasî bir mahiyet ar-zeder. Asıl teknik incelemeler ve görüşmeler encümenlerde olur. Bunları, maalesef, dışardan ta-kibetmek mümkün değildir ve alenî konuşmalara göre hüküm vermek mecburiyetindeyiz.
Bütün mevzuun anahtarlarını sayın Maliye Bakanının söylevinde aramak lâzım gelir. Başından sonuna kadar hakikî bir teknisyen ve ilim adamına yakışan bir üslûp ve seviyeyi muhafaza eden söyleve gön»:
Bütçemizin giderler toplamı 990.572,884 ve gelirler toplamı da 894.668,000 liradır. Atadaki fark, yani açık 95.904.884 lirayı bulmaktadır.
Denk bütçe prensibine uymaz görünen bu vaziyetin mahiyeti, biraz inceleme ile, değişir. Sayın Maliye Bakanının tebarüz ettirdiği veçhile 1946 bütçesinde Bayındırlık işlerile sermaye tahsisleri gibi yapıcı devlet hizmetlerine yanyan paraların yekûnu 117 milyon liraya varmaktadır.
Dalgalı borçların itfasına tahsis edilen 136 milyon lira da düşünülecek olursa, bütçenin tam teknik ölçülere göre açık vermediği, bilâkis bir senelik rakamların, geçmişe ve geleceğe ait olması lâzım gelen kalemler çıkarıldıktan soıua, ehemmiyetli bir gelir fazlalığı gösterdiği Ur,
Maliye Bakanı, gerek yüzünden, gerek maziyi, İstikbalden ayırmamak karlığına fazlasile riayet ettiği İçin, Meclis önünde rakamları istismar edici bir yola sapmak istememiştir. Fakat tamamen objektif bir incelemede açığın hakikî mânasını göstermek yerin-dedir.
Yeni bütçenin en cesurane bir hususiyeti iki mühim gelir kaynağının feda edilmesidir. Memleket ekonomosl lehine, Toprak m alı stilleri vergisinin ve gümrük çıkış ve girişinin ilgasının teklifi, dar maliyeci, daha doğrusu ha-1 zineei görüşünden uzaklaştığımızın en büyük delilidir. Yükü hafifliyen engellerden kurtulan iktisat cihazı daha kolay ve çabuk inkişaf eder ve artan gelirlerin bir kısmı, her kazanan İnsanın mecburî ortağı olan devlete intikal eder.
Fazla yumurta almak İçin tavuğu öldürmek değil, devamlı olarak yumurta vermesini temin İçin tavuğu beslemek, kuvvetlendirmek lâzımdır. Fakat dar gö- [ rıişlü ve bilhassa sıkıntıda olan Maliye Bakanlan aklın emrettiği
hazırlayıcı bir görüşün hâkim olması hem iktisadın, mâliyenin
!“±Jhem de bütün geçmiş ve devam gele-J edegelen ağır sa vunma masrafla-
rına rağmen malî vaziyetimizin sağlam olduğunu gösterir.
Dünya henüz hakikî sulha kavuşmadan, bilhassa Orta Şarkın karışık vaziyeti karşısında, iki vergiyi kaldırmak cesaretini, doğrusu her hangi bir memleketin Maliye Bakam kolay kolay gösteremez.
Bilhassa, şeklen de olsa, bütçe acık verirken... Sayın Nurullah Sümer, bugünün fedakârlığından fazla yarının menfaatlerini gördüğü için tebrike şayandır.
Bütçenin ikine! karakteristiği memurlar hakkmdaki karardır.
Bîzçe memurlara bîr derece zam ile, bu zümrenin terfihine gidilmesi düşüncesi biraz tereddüdü muciptir. Şüphesiz cemiyetimizin en feragatli, en münevver, fakat bilhassa en dar maişet şartlarına mahkûm edilmiş olan memur sınıfının terfihi lüzumludur, hattâ devlet ve millet için bir vazifedir. Bir derece terfi ile. devlete küçümsenmlye-cek bir yük tahmil edilmiş olacak. fakat belki yeni bir İştira kudretinin ihdas edilmesi, talebi arttırarak, bir pahalılık âmili olacaktır.
Bugünkü şartlara göre memurların terfihi ve umum! olarak halkın maişet güçlüklerinin ortadan kalkması çaresini, gelirlerin artmasında değil, arzedilen malların çoğalmasında ve bunun neticesi olan ucuzlukta aramak lâzımdır. Bütün memleketlerin tecrübeler! göstermiştir kİ, ücret ve maaşlara zam yolile terfih gayreti hem devleti, hem millî ekonomiyi fasit bir daireye sokar, çünkü bu zam hareket! başka sahalara da sirayet eder.
Yalnız memur vatandaşların değil, fakat harb ekonomisinin kurbanı olan bütün dar ve değişmez gelirlilerin, en hararetli bir müdafii olduğumuz İçin. Meclisteki müzakereler sırasında üzerinde hiç durulmamış olan bu konu üzerine dikkat nazarını çekmeği faydalı bulduk, Ücret ve maaşa zam bir deva değildir, kendi kendimizi aldatıcı bir teskin ilâcıdır.
Artık lüzumsuzluğu görülen ücret ve maaş farkının kaldırılması düşüncesine gelince, bu İşi de. ergec yapılacak geniş ve derin bir idari reforma kadar bekletmek, dâvayı parça parça değil, bir kül olarak ele almak belki daha yerinde olurdu.
Het halde yalnız memur zümresine karşı değil, fakat bütün millete karşı en büyük vazife, hayatı ucuzlatmaktır. 1946 bütçesini bu bakımdan da Incelive-ceğiz CFVAT NİZAMİ
anlaşi-
tevazuu hal ve ihtiyat-
Hayvanları sevme cemiyetinin balosu
Ankara 28 (Telefonla) — Ankarada yeni kurulan Hayvanları sevme ve Yardım cemiyeti yılbaşı gecesi İçin Sergi evi salonlarında bir balo tertl-betmlştir. Ankaradaki tanınmış sanatkârların da bu baloya iştirâk edecekleri haber alınmıştır,
Kocası tarafından yaralanan Hayriye öldü
Bundan on gün evvel Vefada İslahiye caddesindeki evinde âşlkile beraber oturmakta iken kocası İbrahim tarafından yaralanan Hayriye İsmindeki kadın, dün Haseki hastanesinde ölmüştür
P Abone bedeli jM!
AKŞAM
Türkiye EcntbJ
2800 ruruş «400 kuruş
1609 > 2900 »
800 ■ 1800 ■
tçbcuu İçin eli) Kuruşluk
Senelik
6 Aybjf
3 Aylık
Adres ________ .
pul gönderilmelidir Aksi takdirde adres değiştirilmez.
Telefonlarımız Başmuharrir! 20685 Yaa İşleri: 20785 - İdare: 20881 Müdür: 20407
Muharrem 22 — Kasım 60 imsak Güneş öğle İkindi Ak. lata E. 12.61 2.38 7.23 9.48 12l00 1.80 V. 5J7 720 12.10 14.35 16.47 18.26
Tahsisatı kesilen Kıral, Londrada ki oteli bırakarak şehrin civarındaki köylerden birine çekildi
Yeni seçilen Yugoslav meclisi, yaptığı İlk toplantılardan birinde Yu-goslavyoda kırallığın llgasiyle Cumhuriyetin idare şekil olarak kabul edilmesine karar vermişti. Birçok devletler bu karan kabul ederek yeni Cumhuriyetle münasebet tesis eylemişlerdi. Son haberler İngiltere ve Amerikanın da Yugoslav Cumhuriyetini tanımağa karar verdiğini bildirmektedir. Yakında yeni Cumhuriyetin bütün hükümetler tarafından tanınacağı anlaşılıyor.
Bugünkü YugoslavyalIn esasını teşkil eden Sırbistan bir zamanlar müstakil ve oldukça kuvvetli bir hükümetti. 1389 da Kosova meydan muharebesini müteakip OsmanlI orduları tarafından İşgal edilmiş ve 1315 senesine kadar Türk hâkimiyeti altında kalmıştı. Sırplar 1604’ de Kara Görglyevlç'ln teşebbüslyle bir ihtilâl çıkarmak İstemişlerse de muvaffak olamamışlardır. 1815 de Mlloş Obre-noviç'ln başkanlığı altında yeni bir ayaklanma oldu, bu defa BabIâli Sırbistan'ın muhtariyetini kabul etti, 1856 Paris muahedesi 11c de Sırbistan prenslik oldu. 1869 dn Mlloş Obrenovlç bir kanunu esasi kabul etti.
Sırbistan 1878 de tam istiklâline kavuştu, 1882 de de kıralhk oldu. Obrenoviç hanedanı devletin başında bulunuyordu. Fakat bu hanedan uzun müddet mevkiini muhafaza edemedi 1902 de çıkan bir ihtilâl neticesinde o zaman kıral bulunan Alek-sandr ve kırallçe Draga saraylarında öldürüldüler, yerlerine Kara Görgl-yevlç hanedanından Plerre tahta geçti.
Sırbistan 1912 Balkan harbinden sonra iyice büyüdü. Fakat asıl büyük Yugoslavya birinci dünya harbini müteakip Versay muahadesile teşekkül elti. Yeni hükümetin de kıralı olan İhtiyar Plerre çok geçmeden öldü, yerine oğlu Aleksandr geçti. Alek-sandr 9 ekim 1934 de Marsllyâda bir suikast neticesinde öldü. Oğlu ikinci Plerre ramiyle kıral oldu. Plerre henüz küçük bir çocuk olduğundan Aleksandr’m yeğeni prens Paul kıral naibi ilân edildi.
Prens Paul ikinci dünya harbinde
Selgrad’dan bir görünüş
tarafsız kalmak İstiyordu. Nazilerln talırlklerl karşısında galeyana gelen halk Prensi kogdu, genç kıral idareyi bizzat eline aldı vç Yugoslavya Al-manyaya karşı harbe girdi. Almanlar kısa bir zamanda memleketi baştan ; başa İstila, ettiler. Fakat vatanperverler yılmadılar. Alm anlara karşı harbe devam ettiler. Bunların başında Mareşal Tlto adını alan Joseph Broz bulunuyordu, Almanya çöktükten, Yugoslavya kurtulduktan sonra hükümetin başına bu zat geçti-
Bugünkü Yugoslavya
Bugünkü federal Yugoslav hükümeti altı cumhuriyetten mürekkep- ' tir: Sırbistan, Hırvatistan, Slovcnya, Bosna - Hersek, Makedonya, Kara- ■ dağ. Bunların her birinin, nüfusu ne ' olursa olsun, parlâmentoda yirmi beş 1 saylavı vardır. Mareşal Tlto bu su- ’ retle Sırpların daha nüfuzlu olması- ! na sed çekmek ve merkeziyeti kaldır- 1 inak istemiştir. Mareşal Tito yeni hü- ' kümeti kurarken 1636 tarihli Sovyet ’ anayasasından mülhem olmuştur ve ; Yugoslav federalizmi Sovyet federa- İ jizmlne çok benzemektedir.
Yugoslavyanın istilâya uğraması 1 üzerine Londraya iltica etmiş olan kıral İkinci Pkerre senede 200 bin tn- ’ filiz lirası talıslsat alıyordu. Yugos-lavyantn Cumhuriyet olması üzerine bu tahsisat kesilmiştir. Kıra! geçen« hafta durumunun fenalığından ba- ' hfsle demiştir kİ:
— Londraya geldikten sonra memleketten kaçan tebaamla uğraştığım İçin kendimi düşünmeğe vakit bulamadım, şimdi elimde pek az para ' var, mali vaziyetim İyi değildir.
Kıral Londrada Claridge otelinde oturuyordu, şimdi bu otel çok pahalı geldiğinden Londrayı bırakarak civardaki köylerden birine çekilmiştir.
Kara Görgiyeviç hanedanı
Yugoslav milli meclisinin kararile saltanatına nihayet verilen Kara Görgiyeviç hanedanını kuran Gikgl Petro Kara Görgl’dlr. 1766 da Vlçe-Vats kasabasında doğmuş. 181'7 de Avzagna’da ölmüştür. Kendisi zengin j bir domuz tüccarı idi. Vatandaşlar* enerjisini takdir ederek 1804 ayaklanmasında Kara GörgTyl şef seçmiş- , lerdlr. Kara Görgl bundan sonra 1805. 1808 ve 1810 da yapılan ayak-
Kıralıce Alesandra
1946 YILLIĞI
YAYINEVİ
Evn
Û0AÖ
lanmalara önayak oldu. 1813 de Kara Görgl Besarabyayi giderek orada , dört sene kaldı. 1817 ed Sırblstanda yeni bir ayaklanma başgösterlnce başa geçmek için koştu. Fakat rakibi Prens MÜoş Obrenovlç kendisini yakaladı ve İdam ettirdi.
Petro Kara Oörgl’nln oğlu Alek-sândr. babasının İdamından sonra Rusyaya giderek Rus ordusuna girdi. 1842 de Sırblstana gelerek Mişel Ob-renovlç’e yaver oldu. 1858 de Sirbls-tandan koğulduğu İçin Macarlstan-dakl malikânesine çekildi.
Oğlu Plerre 1903 de Sırbistan tahtana geçti, yukarıda bahsettiğimiz gibi 1921 de öldü ve yerini İkinci oğlu Aleksandr'a bıraktı. Evvelce büyük oğlu Georges veliaht İdi. Fakat Avus-turyaya karşı çok müfrit bir vaziyet aldığından ve babasının lhtlyatk&r hareketini beğenmediğinden istifa etmişti. Aleksandr’m 1934 de Mârsilya-da öldürülmesi üzerine yerine geçen ve şimdi tahtsız kalan ikinci Plerre 1923 senesinde .Belgratta doğmuştur. İki sene evvel bir Yunan prensesiyle evlenmiş, geçen sene bir çocuğu doğmuştu.
Pıerre
Trakyada yakacak işi
Bu «ene buhranın önüne geçildi
Edirne (Akşam! — Kırklarell, Edirne illeriyle Babaeski ve Lüleburgaz İlçelerini faaliyet sahası içine almak suretiyle, Kirklarellnde kurulmuş olan (Devlet orman işletmesi) teşkilâtı çalışmasını müspet bir şekilde arttırmış ve son yıllarda çekilen ya-:ak buhranını tamamen önlemlş-
Mevsim başında İşletme tarafından Edirne merkezinde tutulan depoya çok miktarda odun stok edilmiş ve parti parti buraya odun nakline devam olunmuştur.
Evvelce civar köylerden şehre getirilen odunun arabası 25-40 lira arasında, zorlukla temin edilirken bugün İşletme meşe odununun tonunu halka 34 İha üzerinden satmaktadır.
Bundan başka Edirne şehrinin mangal kömürü ihtiyacı da işletme taralından temin edilmeğe başlanmış ve son günlerde muhtelif partiler hâlinde getirilen mangal kömürü piyasada bollanmış bulunmaktadır. Edirne halkı geçen yıllarda, bilhassa kış mevsiminde mangal kömürünü, güçlükle ve 21 kuruş mukabilinde temin etmekte İdi. Bugün İşletme tarafından piyasaya getirilen kömürün kilosu, perakende olarak halka 13 kuruşa «attırılmaktadır.
Edime civarında devletleştirilmiş
Eksik olmasın, şu tramvay denilen şey bir acayip nesnedir; içi bizi yakar, dışı da Belediyeyi. Sokakta kâğıt yumaklarîle futbol oynıyan haşarı çocuklara pabuç dayanmadığı gibi ona da ray dayanmaz. Gazete yazıyordu; raylar eskidiği için tramvay seferlerini tatil etmek tehlikesi başgöstermiş; bereket versin İzmir tramvayları imdada yetişmiş, oradan ray getirtmek suretile tehlikenin önii almmıs. Anlaşılıyor ki. İzmir tramvayları daha akılb uslu şeyler Fazla ray eskitmiyorlar. bizimkilere de yardım ediyorlar.
İçinde bizim «ekliklerimizi de bir Allah bilir! Son zamanlarda bir de keçi inadı ârız oldu haspalara. Yolda calkalana ırealaııa giderken birdenbire ayak direyip oldukları verde duruveriyorlar
Geçen gün Gülbançden Sııl-tanahmede çıkıyorduk, yokuşun orta yerinde zınk dedi, durdu. Biletçi kutusunu kafamıza gözümüze çarpa çarpa arka sahanlığa geçti, tavandaki cifte kulaklı demiri çevirmek İstedi Malûm ya. tramvay bövle mınklanmca evvelâ o demire başvurulur Varamaz çocuğun kubmnt çeker g!bî demirin iki kulacına yanı«ıp çekerler, bükerler. Bîrim biletçi de onu yapmak istedi am^a, boyu yetişmiyor zavallının. Arka ayaklarının üstüne kalkın tel dolabı tırmalıyan kediler gibi ayaklarının ucuna basarak uzanmaya çahşıyor. demire yetişemiyor, İri yan bir yolcu belinden kavradığı gibi biletçiyi havalandı nverdi. Kulaklı demir çevrildi, büküldü Fakat tramvay bana-mısın demiyor. Kulağını çekmek değil, sırtına kırbaç da vursan nafile, tnadı tuttu, h«r defa, gitmem de gitmem diyor. Yaşlı, tombalak bir hanım taslanıyor:
— Ayol, ne duruvoruz sokağın ortasında? Niçin gitmiyor?
— Ceylân kesildi tevze. cevlân.
— Vah vah!. Aman görmesin, kana hic sark düşüp bayılırım tnadı geçti, yola Sultanahmet te istifimiz biraz daha sıkıştı. Divanvahmun yarı yerinde tekrar zmkladık Tombalak haminne sövlenivor:
— Ne oluyor bu arabaya? Bir yeri mi sakatlandı yoksa?..
— Yine ceylân kesildi teyze.
— Allah muhafaza buyursun, nereden de bindim bu sakar tramvaya Şuradan şuraya kadar iki defa kaza oldu. Kadın mı. erkek mİ acaba?.
— Kim?,,.
— Tramvayın soruyorum. .
— Tramvayın kesilmedi teyze, ceylân.
— Hadi oradan yumurcak! O dudaklarını tuttuğum gibi ayi-rıveririm. Alay mı edivprsun be-nimle. Cevlân dediğin hayvan ormanlarda bulunur Tramvay yolunda ne gezer vahanı hayvan?
Bu sefer inadı fazla sürdü. Sabrı tükenen yolcular homurdanarak indiler. BayezMe kadar zınklayıp kalmış tramvay kervanını seyrederek yürüdük.
Cemal Refik
gözüm bakam am,
koyulduk.
altında kesileni
altında adam Cevlân kcsi’di
Emirdağ hususî muhasebe binası yandı
Afyoo (Akşam) — Emirdağ ilçesi mııhasebel hususiye binasından çıkan yangın neticesinde bina, içindeki bütün kayıt ve evraklariyle birlikte yanmış. Etrafında bir iki dükkân da yandıktan sonra yangın söndürülmüştür. İlçede büyük bir telâş uyandıran yangına Afyondan yardım gönderilmiştir.
istihsaline başlanmış olup yakın günlerde buralardan Edlrneye 800-1000 ton kadar mangal kömürü getirileceği umulmaktadır.
Devlet orman işletmesi Kırklarell hududunu çevrellyen ormanlarda mahrukat simsarlarının bıraktığı artıklardan flûOO ton odıın toplamıştır. Bundan başka bu ormanlarda, enkaz halinde daha 15000 ton kadar odun bulunduğu öğrenilmiştir. İşletme bu gibi İmkânlardan faydalanarak ormanlarda çürümek üzere olan bu servetin elde edilmesine çalışılmaktadır.
Kirklarellnde halka 2500 ton odun, 500 ton kömür, diğer müesseseler» 2500 ton odun, 100 ton kömür. Edlr-nede halka 3000 ton odun, 200 ton kömür, müessese! ere de 500 ton odun verllmirtlr.
Küciik sanat erbabının dû İhtiyacını göz Önünde tutan işletme binlerce miktarda araba malzemesi olacak kereste ve malzeme de yaptırmış ve
SötîTr* B
A W 5 K M
r»f...
HER AKSAM I
E
Mcğfr İstanbul'un bilmediğim ne çok yerleri, ne meçhul köşeleri varmış!. Bunu Samlye İle tanıştıktan sonra anladım. Bütün bir yaz mevsimini orası sizlıı» burası bizim dolaştık, Meselâ o Zamana kadar — doğma büyüme İstunbul’lu oidu-ğum halde — bir kere olsun yolum Kanlıca'y» düşmemişti. Hiç. gitmemiştim. Bu yaz Samlye ile gittik.
Denize karşı küçük bir kahvede Oturduk. Meşhur Kanlıca yoğurdu yedik. Başka bir hafta Kavaklaıa gittik. Ve bu suretle ben hayatımda ilk defa olarak Kavaklara ayak basmış oldum. Eğer Samlye İle dostluğumuz biraz daha devam etseydi, ve yaz mevsimi bir parça daha uzamış olsaydı İstanbul'un bilmediğim hiç bir klişesi kalmıyacaktı. Donduğum. büyüdüğüm ve yaşadığım şehri adam akıllı öğrenmek İçin böyle bir aşk ve bomboş bir yaz mevsimi lâ-zuiımış!..
Samiye. yalnız t-rkekieri değil, kendisini gören kadınları bile hayran eden ve uzun uzun baktıran bir İnsandı.
Hakikaten pek zarirtl. İncelik, zevki! giyinmek sanki ona vergi İdi. Hattâ bir ressam arkadaşını uzaktan (»örmüştü de:
- Bu kadar gıızel olmasaydı, hattâ hiç bir şeyi olmasaydı bu zarafeti, bu harikulade giyinişi İle yine de çılgın gibi sevilirdi. demişti
Yalnız Sam iyenin bir tarafı pek müthişti. İnsafsızdı. Başbaşa Kalmamamız için elinden geleni yapıyordu. Lâkin azmin re aşkın elinden n( kurtulur ki? Nihayet bir gün. kendisini evine kadar getirdiğim yağmurlu bir eylül ak.=amı birdenbire lupınm önünde müthiş bir sağnak başladı. Bardaklardan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Etrafıma bakıp bir taksi filan aradım. Görünürde hiç bir şeyler de yoktu. Üstelik ox aman İçinde sucuk gibi ıslanmıştım. Sonra zaten sabahtan apşınyordum, biraz ntzie idim Samiye de bu halimi biliyordu.
Kapısının önünde bu yağmura» beni bırakmağa gönlü her halde razı olmadı:
— Bize girelim de sıcak bir şey içiniz, baksanıza apşırıyirsuııuz da . dedi.
Huy A-iah razı olsun o aksırıktan, Bü.'bülün. hattâ yalancıktan apşır-mağa başladım. 8amlye*nln apOrtı-manının merdivenlerini dünyanın en büyük heyecanı Ue çıktım. Bir kapının önünde durduk. O sahalıktakı elektrik ışığında çantasını açtı. V« küçük bir anahtar çıkarırken :
— Aksi gibi hizmetçi bu akşam sinemaya gidecek... Evde kimseler de yok! . dedi.
Ağzımdan az daha:
- Aman ne iyi... Ne iyi! cümlesi çıkacaktı. Fakat kendimi tuttum
Anahtarı kapıya sokup çevirdi Açtı. Evvelâ kendi girip elektriği yaktı ve bana tatlı bir gülümseme ile:
— Buyurunuz!., dedi.
Adımı attım, Burası pahalı semtlerde olr apartımandı. Lâkin içeri girer girmez evvelâ ağır bir koku burnuma çarptı Amonyak kokusu!. Bir koridordan geçtik. Banyonun kapıl açıktı Bir aralık gözüm ilişti. Vaaayyl. Bir leğenin içinde gay t kirli bir tr.'rm çamaşırlar ulatılmış. Öyle bir çlrkef suyu ki mahzara itl-barlle meded Alhh!. Samlye;
— Ev haü... Artık kusura bakmazsınız!., diye beni bir odaya soktu. Bir kanapeyc oturmağa hazırlanırken baktım, taneleri yenmiş bir kuru tizîlm salkımı!..
Samlye.
— Hay Allah - cezasını kaldırsın. Efendim hizm tçl pek de pasaklı!..
Sözlerlle acundan bu üzüm salkımını kaptı Elimdeki gazeteyi yanımda duran küçük* maşanın üstüne koymağa hazırlanıyordum. Gözüm oraya fişti Bir çift giyilmiş ve kirletilmiş kadın çorabı. İki küçük top halinde dunıyc-'.. Onların
bir uzun tarak ve tanığın üstünde bir tutam saç... Samiye'nin plâtlu renginde, saçları!.
Bir aralık gözüm karşıkl duvara ilişti. Bir acayip gölge tepemden aşağı İnip çtkıyor, Ihip çıkıyor... Acaba nedir?., diyerek dönüp baktım Tavandan sarkan bir örümcek tepeme doğru inip çıkıyorI..
Samlye dışarıya çıkmıştı. Onun yerine içeriye küriik bir köpek girdi. Bu hayvan köpeklerin Şerlok Hol m es i idi sanki... Her kanapenin altından blrşey buhıp çıkarıyordu. Eski kunduralar, pillim pillim bir takım acayip eşya!.. Bezli r ve salrel..
Kanapelerln altı döküntü, kırpıntı, pnçavra ile dolu İdi.
Samlye nihayet bir tepsi ile İçeri girdi. Çay getiriyor. Şeker kutusundan kara zeytinler çıktı Bardakların kenarına baktım rujlu. Bir küçük peçete verdi. Balık kokuyor!..
Bu İnanlImıyacak kadar şık, zarif, ince, zevkli kadının bir kendisine baktım. Bir de evine.. Evi ile ksndlsl arasında ne fark1
Ve çayımı İçer içmez bu pasaklı yuvasından kaçtım...
(BtR YILDIZ,)
BULMACA
1ÎS466789 10
Soldun sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Bir harb gemisi.
2 — İtalya da bulunan elçi.
3 — Ümit ederek - Bülbülün başı
4 - Zenginlik - Nida.
5 — Tersi kanundur - Tersi hakarete uğramış.
6 — Bir peygamber.
7— Sıkıntı alâmeti - Tiyatronun oaş-angıcı - Bir vilâyetimiz
8 — Tersi ikinin yarısı - Kaideler
9 — Uykuda yaşanan hayat - Sonuna «T» gelirse maaş gibi bir şeydir.
10 — Ordunun bir kısmı.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ Soldan sağa ve yukarıdan aşağı: 1 — Kuruyemiş. 2 — Uçarak. Rat, 3 — Rahatsevme. 4 — Uran, İha. 5 — Yat. İle, Ad. 6 — Ekslltmell. 7 — Ehemiyet. 8 — İrva. Ey e. 9 — Şam, Alo, Ya. 10 — Tehdltk&r.
RADYO
ANKARA RADYOSU Bugünkü program
18.00 M. S. ayarı, Radyo Dans orkestrası, 18.30 Konuşma, 1845 Şarkılar, 19.00 M S. 'ayarı, Haberler, 19.20 Geçmişte bugüt. 19 25 Müzik. 10.45 Terlhi Türk müziği. 20.15 Radyo Gazetesi. 20.45 Şarkılar, 21.U0 Konuşma, 2110 Müzik (pl.>. 2130 Konuşma, 21.45 Radyo 8enfoni orkestrası. 22.30 Konuşma, 22.40 Müzik fpl.l. 22.45 M. S. ayarı, Haberler, Yarın sabahki program
7 30 M. 8. ayarı. Müzik (pl.l. 7.45 Haberler. 8.00 Müzik Cpl.l, 12 30 M S. ayan, Müzik fpl.ı, 12 4$ Haberler, 13.00 Radyo salon orkestrası
* Çocuk Esirgeme Kurumu İstan-
bul merkezinden: Çocuk Esirgeme Kurumu İstanbul merkezi İstanbul ili dahilindeki şube ve kolları çevrelerindeki fakir ailelere dağıtmak üze-
re 286 adet kundak göndermek sayanında' rctlle yardımda bulunmuştur
GÜZELLİK DÜŞKÜNLERİ
EDEBÎ ROMAN
Yazan: Henrl DuvernoU
Gbzlerimden bu derece çok teller çı- 1 karabileceklerine aklım ermezdi doğrusu... İki gün İçinde bu mesele hal-ldluyor.. Görüyorsun ya: Mesele de-Mitnlş... Pikürİer sayesinde bir şey duymadım, insan heyecan hissediyor, korkuyor amma bir şey değil, geçiyor Neticesi hnrlkulâde! Gözlerim bitince iki yanağıma geçecekler.. Kapıyı aç. doktor geliyor.
Cerrah göründü. Genç bir İnsandı. Gayet milliyim bir ifadesi vardı. Hastalarlie İçin için alay ediyora benziyordu. Fakat kendisinden biraz saadet dilenmek için gelen hastalarına karşı t ?ne de merhnmet duyuyor» benziyordu.
Bazı sualler sorup şu hükme vardı:
— Eğer kahvaltınızı evinizde yapmak Üterseniz yarın sabah gidersiniz, madam .. Matmazeli Valideniz çok cesaretli İmiş.
Bayatı Arblgeont, yalvarırcasına ■ordu:
— Bari, cesaretimin mükâfatına nail olacak mıyım, doktor?
— Tabii, tabiî... Sonuna kadar mc-
Tefrika No. 5
Tercüme eden: vâ - Nû
İZMİR MEKTUPLARI
İzmir şehir tiyatrosu yakında temsillerine başlayacak
7lyatro kadrosuna giren artistler — Izmirde yağmurlar ve kiş sporları
tamir (Akşam) — İzmir belediyesinin kurduğu Şehir tiyatrosu. yakında temsillerine başlıya-caktır Kadroya giren artistler Ankara ve bilhassa İstanbul’dan alınmışlardır. Bunlar muntazam surette her gün dokuz saat prova ile meşgul olmakta, ve muhtelif piyeslerin temsillerine hazırlan-maktadırlar, İstanbul'daki tiyatro meslektaşları, belki günlük bu kadar çalışmayı fazla bulurlar. Fakat derhal hatırlamak lâzımdır ki, bir tiyatro kurulurken ve işe başlarken iyi hazırlanmalı, noksansız hazırlanmalı ve noksan hiç bir şey bırakılmamalı ki takdir edilebilecek bir sanat kudreti gösterilsin,
İzmir Şehir tiyatrosu eğer derme çatma elemanlarla meydana getirilmiş olsaydı o vakit bu nokta! nazarı ortaya atmağa bile lüzum olmazdı, fakat madem ki Ankara ve İstanbul artistlerinden değerleri bilinip tanınan ve tecrübe edilen aktörlerden bir tiyatro kadrosu vücuda getirilmiştir. o kudretlerden hatasız. noksansız ve takdir toplayacak bir temsil göstermelerini de beklemek yerinde olur.
İstanbul muhitinin çok iyi tanıdığı rejisör ve artist Avni DİI-ligil. sanatkâr Nezahet Diillgil. Salih Tozan. Muazzez Arçay. Nermin Can. Renan Fosforoğlu. Zihni Rona, Aliye Rona. Ankara ve İzmirlilerin görüp takdir ettikleri Ragıp Havkır. Feridun ÇÖlgeçon, Kâna DilligH, Cahit Gürkan ve Sabahat Giirkan hep değer taşıyan artistlerdir.
Böyle kuvvetli bir flyatro kadrosuna İzmir'den de bazı gençler katılınca temsillerde tam bir basarı elde edilmemesinin mümkün olmıyacağını söyleyenler hayli çoktur. Rejisör, bu tiyatro kadrosunun nihayet temsil verebileceği hakkında raporunu verdikten sonra ilk temsil, İzmir belediyesinin misafirlerine verilecek ve bu temsile tablatile evvelâ protokole dahil zevat ve aynı zamanda da tlyatroseverler, aktörler. hâlâ muhtelif sahnelerde amatör veya profesyonel olarak çalışanlar davet edileceklerdir.
İzmir belediyesi: Şehir tiyatrosunun hakikaten kusursuz ve mükemmel surette işe başlaması için hiç bir fedakârlıktan çekin-
karşılaşacaksınız. Beş gün sabır.,
Bir ay sonra Bayan Arblgeont, yontulmuş, tekrar yontulmuş ve nihayet iyileşmiş bulunuyordu. Bazı ziyaretler yaptı. Şiddetli gripten iyileştiğini söyledi. Görünürde hiçbir yara izi yoktu, Onun İçin söylenen sözün doğruluğundan kimse şüphe etmedi. Lâkin bu gençleşme mucizesi karşısında herkes hayretle haykırdı.
«• Size ne oldu kuzum?... İmkâna mı var?... Peri masalı gibi!» deyip durdular.
Kadın, hakikaten de. kızının ablasına benzemlşti. Kocasının gelişini canü gönülden bekliyordu.
Fakat erkek İspanyadan meçhul İstikametlere hareket etti ve gittiği yerleri gizledi. Ancak kısa mektuplarla dönüşünü bildiriyordu:
«İstasyonda beni beklemly esiniz diye saat tâyin etmiyorum,» diyordu Nihayet, büyük gün gelip çattı. A. ne İle kız, sahneyi hazırladı.
Babıun kapıda anahtarı döndürünce. Gcrmalne, ona karşıcı gidecekti. Büyük salonda bütün lâmbalar yakı-■ -^-.1-1.. ».-.I ■■ — -L - -I, _
ışıklar boğulurdu. Vazolara taze çiçekler konuldu. Rayihalar etrafa yayılmıştı, Bayan Arblgeont sırtına yeni bir elbise giymişti.
Saat beşte, zevç teşrif buyurdu. Seyahat paltosile şapkasını aralık odada bir iskemleye attı. Kızını dalgın dalgın öptü ve:
— Of. burnst ne boğuntuI - dedi.
Bayan Arblgeont. bütün Ihtlşamtle karşısında bellrlvermtştl. Erkek, karısının alnını seri bir buseyle öptü O pırıl pırıl alnını...
Sonra kendini bir koltuğa bırakarak pek yorgun olduğunu söyledi.
Hâlâna yalvarırcasına sordu:
— Hiçbir şey farkebmlyor mutun?
. _ _____________ 27 Aralık 1945
HflRB SONRASI TELEFOHLflR
Herkes, istenilen yerden vakit kaybetmeden telefone edebilecek
memektedir, Sergi sarayının (C) paviyonu tâdil edilmiş, burada hattâ İstanbul'da bulunanlardan daha geniş. 8 X12 metre ebadında. dekor içir^ müteharrik b'r sahne inşa ettirilmiştir. Diğer noksanların tamamlanması için de hummalı bir çalışma görülmektedir.
Ayrılan bir paviyonda Kültür paıkta artistler muntazam surette provalarını yapıyorlar. Hattâ vaktin darlığını gözönünde'bu-lunduran rejisör, artistleri geceleri de çalıştırıyor.
Bu durum karşısında İzmir Şehir tiyatrosundan iyi neticeler beklemek ve almak lâzım geldiği bu satırları okuyanlar tarafından her halde takdir edilse gerektir. Rejisör Avni Dllligll’de çok ümit vardır.
Selim Nükhet Gerçek’in ölümü
Muharrir ve müellif Selim Nüzhet Gerçek’in acı ölümü İzmir’de kendisini tanıyan, eser ve yazılarını okuyup takibedenler arasında büyük bir teessür uyandırmıştır, Selim Nüzhet Gerçek, kendi branşında, tiyatro hakkın-daki eser ve yazılarlle kimsenin erişemiyeceği bir üstünlüğe yükselmişti.
Î7mi»-’cle havalar
İzmir'in İstanbullular arasında da malûm olan sürekli yağmur mevsimi başlamıştır. İç Anadolu-Va denizden rüzgârların şevketlisi yağmur bulutlarının geçiş sahası üzerinde bulunan İzmir şehri ve dolayları: bu vaâmur-lardan pek bol şekilde hissesini de alır. Onun içindir kİ. kışın fazla yağmur; yalnız İzmirlilerin değil, hattâ muhtel’f vesilelerle bu şehre gelenlerin de şikâyet ettiği bir sevdir. Bu yağmura da>r öyle hikâyeler vardır ki...
Meselâ birisi, yağmurdan İstanbul’a kaçıp da 3 ay sonra gelen ve hâlâ yağmur yağdığını gören bir İzmir'linln:
—- Habeşistan mısın, H’ndistan mısın a mübarek. Altı ay mı süreceksin?!
Dediği meşhurdur.
Dng soorları
Astl kış aralık sonlarında başlayacağından Ödemiş'te Boz-dağda bu kıs geniş Ölçüde dağ-
— Bakmadın, bak!
— Baktım. Neymiş?
— Nasıl neymiş? İyi bak!... Hmam bak!
— Sahiden becbat bir halin var. Yazlığa gideriz. On beş gün cbrılep-diklen soı»t>a bir şe(0n kalması, emin oL
III BİR KIZ ARKADAŞ
«Sen çirfclnsftı. Suna jimdiife kadar bunu kimse söı/lemedt uu?» büyük hroası Bay
öcrmalne'e . Cromlech telefon etti:
— Yalnız mısın?
— Evet, dede.
önceden haber veriyorum, seni sinekkaydı perdahlamaya niyetim var.
Bay Cromlech sanayide büyük bir servet sahibi olmadan evvel teğmendi. Biçare bir piyade teğmeniydi. Geçimi İçin aylığından başka parası yoktu. Hayatının o devresinden İşte böyle sinekkaydı tıraş tarzında, bir takım argoları yadigâr olarak saklamıştı.
Germalne, acele etti. Yirmi seneden beri koskoca evinde yapyalnız yaşı-yan Bay Cromleeh'in misafiri olmaktan dalına zevk duyardı. Seksenlik bu İhtiyar, henüz İhtiyarlığı kendinde hisse un iyecek kadar zindeydi, Sabahleyin beste kalkar, akşam sekizde yatardı. Servetini büyük bir mehabetle idare eder, modern tabloların koleksiyonunu yapar, eski kıymetli eşyalar salın alırdı. Alem İçin ancak, perşembeleri bir öğle yemeği feda ederdi. Akrabasını, dostlarını büyiik bir sofra etrafında toplar, onlara da, (şıınarttılclarım» ismini verirdi, Damadının evine yılda ancak bir kore giderdi. Onunla karşılaşır karşılaşmaz, «Merhaba sersem!» derdi Ayrılırken de, «Gene görüşelim, ahmak!» iltifatını savururdu. Bay Ar-blgeont'u karşı beslediği kini, İstihfaf kâr bir müsamaha İle hafifletirdi.
Snlıane evi hakkında kızma derdi ki:
«— Şu koca kulübe mi? O a tal
Amerikalı muharrirlerden Al-fred Sink yazıyor:
Tanklardan, ciplerden ve makineli tüfek yuvalarından telefon, etmiş olan erlerden bazıları, Anıe Likaya döndükten sonra modern telefonun tatbik sahasına konmasını büyük sabırsızlıkla bekleyeceklerdir. Savaş alanından dönen erler; telefonun istediğiniz yerde ve istediğiniz zamanda mevcut olması lâzım geldiğini söylüyorlar.
Herhangi bir yerden, başka bir yere telefon etmek imkânını sağladığımız anda, tam blrgün kazanmış olacağız.
Münakale eksperleri bu hedefi kabul ediyorlar. Ancak, bu işi başarmak için bazı teferruatla1 etraflı olarak uğraşmak lâzımdır. Bu yüzden işin biraz uzaması muhakkaktır. Lâkin, netice itl-baı ile iş yoluna girmiş bulunmaktadır.
1932 yılının bidayetinde Boston körfezinde seyrüsefer eden römorkörler, telefona başvurmak suretile kara ile irtibat temin ediyorlardı. Bugün Birleşik Ameri-kada Bell telefon kumpanyasının kara ile gemiler arasında irtibatı sağlayan 25 sahil istasyonu vardır. Mississipi nehrinde seyrüsefer eden araba vapurlarından Şikago’ya telefon etmek İşten büe değildir. ’ .
Savaş başgösterdiği zaman Bell telefon kumpanyasının gemilerde 3.200 telefonu vardı. Hususî telefon ve büyük römorkör kumpanyalarının kendilerine mahsus radyo - telefon tesisatı vardı. Diğer taraftan, civar sularda kullanılmak üzere takriben SO limanın radyo - telefon servisinin istimal edileceği beklenmektedir.
Bugün, bir gemi kumpanyası kendisine bağlı olan bir gemiye telefon etmekte hiçbir müşkülâtla karşılaşmamaktadır. Kumpanyadaki operatör, vericinin nıevcelerini otomatik olarak denizdeki geminin mevveleıine uydurmaktadır, Böylece. kaptan dairesindeki zil çalınca, irtibat tesis edilmektedir,
Harb sonu dünyasında 2 tipte radyo - telefon neşriyatından istifade edilecektir:
1 — SimpleK.
2 — Duplex.
Simplez, bir taraflı radyo muhaberatına elverişlidir. Bu uçak gemisinden bir uçağa verilecek emirlerin neşri İçin başvurulacak olan sistemden başka bir şey değildir.
Halbuki Duplrt, alelade bir telefon gibi 2 taraflı muhabere sağlamaktadır. Bu sisteme göre, bir me.vce üzerinden konuşup, diğer bir rnevce üzerinden cevap alın-
maktadır. Diğer merkezde de. aynı şekilde hareket edilmektedir. Şimdilik Duplex radyo - telefon sistemi sadece tecrübe mahiyetindedir. Lâkin, kısa bir müddet zarfında bunların sayısı büyük miktarda artacaktır.
Radyo kadranındaki mevce taksimatında gayet cüz’j bir yer vardır. Bu yüzden doktor, sıhhî yardım vesaire gibi müstacel durumlarda başvurulması lâzımge-len yerlerin Duplex usulünden faydalanmalarına fırsat verilecektir. Bundan sonra taksi, otobüs, servis otomobilleri ve kam-., yonlar gözönünde tutulacaktırAt Halkın kullanacağı telefon. yu-JrJ karıda zikredilen hususat temin^-edildikten sonra ancak elverişli*^
Bir çok alıcı istasyonuna ihtl- ° yaç vardır. Çünkü, radyo - tele- C fonun ancak 15 vatlık bir kudreti.2 vardır ki, bu da gayet azdır. Bu OT yüzden asgarî faalivet sahasında q b>r alıcı İstasyonu kurulması lâ- > zımdır.
Şehirlerde bu gibi telefon sis- q temi ihdas edilir edilmez, telefon.*— kumpanyaları da memleket da-bilindeki şoselerde aynı imkân-lan sağlamak hususunda faaliyete geçeceklerdir Netekim, her "O 18 mil arasında alıcısı ve vericisi js olan telefon merkezleri inşa edi- CO içrektir. (D
Mühendisler, otomobillerin de/\ radyo - telefonla teçhiz edileblie-'*^ ceğini açığa vurmuşlardır. Bu iş için 500 dorlarlık bir masrafın kâfi geleceği tahmin edilmektedir. 9 kadem yüksekliğinde bir anten kullanmak suretile otomobilden vörici ile neşriyat yapmak imkânı başgöstermektedir. Alıcı ve verici tertibatı satın almak istemeyenlere telefon kumpanyası, bunlan kiralayabilecektir.
Yeni telefon usulü için 3 dakikalık bir konuşma zamanına mahdut bir ücret ödenecektir. Fakat, 3 dakikadan sonra her dakika için 3 dakikalık ücret alınacaktır.
Telefon kumpanyaları, bu hesabı yapmakta katiyen güçlük cekmiyecektlr. Çünkü, hassas radyo tertibatı, neşriyatın herhangi mevce üzerinden yapıldığını kolayca tâyin edip fatura, o mevce üzerinden neşriyat yapan aboneye gönderilecektir.
Seyahate çıkan bir kimseyi herhangi bir malûmattan haberdar etmek için bütün istasyonlara telefon etmek suretile böyle bir is! başarmak da mümkün olacaktır^
cjlığa hazırlanılmaktadır. Kayakçılar için uzun ve geniş vadileri bulunan Bozda*: 2800 metre yükseklikte, tepesi yaz. kız karlı bir dağdır. Burası aynı zamanda Türkmen kızlan, efe ve zeybekler yatağıdır. İzmir Halkevi spor k’alu, dağ sporunu yaymak mak-sadile bu kış muhtelif tarihlerde Bozdağ'a geziler teıtibedecek ve İzmir gençliği: bu spora da alıs-t.ırılacaktır. Bozdağ vaylâlan. şimdiden kesif kar tabakasile örtülüdür.
rındırmak için böyle muhafaza ediyor um .>
Fakat, «sersem ahmak» İflâs etmiyordu. Zira buhran devirlerinde, kulaklarını düşürüp tevazu ile kayınpederine gelir, ondan fikirler alırdı. Tepeden tırnağa kadar küfürlerle donanıp. fakat faydalı malûmatla bezenip avdet ederdi.
O gün. Bay Cromlech. torununu çalışına odasında kabul etti. Ve, bembeyaz bir sakalla çevrili, ortasında Cromlech burnu olan yüzünü ona döndürdü Bu sola çarpık burun, Ger-malne'in tevarüs ettiği burun.
Bay Cromlech, Prusya mavisi mal-tondan bir ev kostümü giymişti. Boynunda beyaz bir fular vardı.
— Geldin demek, nonoşum? — diye haykırdı. — Otur bakalım. Gazetede iflâsları okuyurum. Ne zaman bu tarz haberlere raslasam, babanın İsmini de bulabilecek miyim diye dört gözle bakarım. Bugünlük yok, pek teessüf ediyorum. Ah, onun boğulduğunu ne büyük bir zevkle seyredeceğim. Fakat, İşin İçinden sıyrılıp çıkıyor, Sırtında hazır bir elbise İle hayatını kazanmak İçin sokaklarda sürttüğünü görmeden Allah benim canımı almasın. Onun hakkında, gene yeni yeni şeyler öğrendim. Köşemden, görüyorsun ya, yavrum, bütün malûmatı ediniyorum. Öteki beriki gelip haberler ulaştırıyor Ne c
İstanbul milli korunma savcılığından : 945■1789
Kendisine verilen kömürü başkasına devretmek suretile milli korunma kanununa muhalefetten suçlıı Şnklr Zümre fabrikasında muhabere takip memuru Tahlr oğlu 336 doğumlu Münir Tanrısever hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (21 No la milli korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda- Suçlunun sabit eöriilen fiili dolayı hareketine uyan milU korunma K. nunun muaddel 21. 54-3. 83 üncü maddelerine tevfikan 50 lira ağır para ceza-siyle tecziyesine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mnu irkmeden verilen 24. 9 945 tarih ve 945 '554 sayılı karar katlleşmekle ilân olunur Aksam gazetesiyle neşrolunacaktır (16995)
iyice çekeceğimi haber verdim. O anda yanında üç yabancı olduğunu, beni büyiik bir hürmet ve muhabbetle sevdiğini, beni ilk fırsatta ziyaret ede ceğini söyledi. Fakat, gelsin gelmesin ehemmiyeti yok. Hem sonra, bana, annenin de suratını tamir ettirdiğini haber verdiler. İzahat almak İstedim. Muvvaffak olmuşlar. Suratını iyice ütülemiş, buruşuklan kalmamış. Lâkin sabahtan akşama kadar ağladığı İçin gene kıvamını bulacaktır Ne aptal bıı senin ennen! O kerata Tony'* yl kıskanıyor Böyle bir deli İle böyle bir züppenin ortasında kaldın diye sana acıyorum, yavrum Ylrmislnde-sin. kurtul şu badireden.
— Nasıl kurtulayım, dede?
— Evlen, yahu.
— Kiminle?
— İlk rasgeleni al, Sen azimlisin. Azmin benim yadigârım, şayet kocan hoşuna gitmezse, gelir beni bulursun, boşanırsın vesselâm. Ah. ben kırk yaş daha küçük olmadığıma müteessi-tlm! Şimdiki devir bizimki gibi değil, pek elverişli bir devir. Bu sözleri söylemekle. boşanırdım demek islemiyorum. Büyük annen sallhattan bir kadındı. Berbat huyu vardı. Onunla on sekiz ene dargın kaldık. B( raber yaşıyordu !: amma, konuşmuyorduk. El-ûlemln karşısında İyi geçlnlyormuy gibi duruyorduk. Fakat baş basa ka-
?7 Aralık 1945
Fiat hareketleri
(Baştarafı 4 üncü sayfada)
istanbuida: Geçen yılla kıyaslamada umumi yekûnda % 3,3 nispetinde arltş kaydeden geçinme endeksi; bilhassa giyim eşyası ile yakacak ve ısıtacaklar yekûnlarının fazla puanlar almış bulunmasından müteessir olmuştur.
Gıda maddeleri yekûnu da 10 puan farkla artış kaydetmşitir.
Ekmeğin kiloda 3,3 kuruş ve pirincin ortalama olarak 5 pıiân farkctmsiyle hububat ve mamulat! yekûnu % 7.6 nispetinde artmıştır. Et Hallerinde % 7 ye yakın bir ucuzlama vardır. Buna karşı bilhassa sadeyağ flütlerinin ortalama . olarak 399 kuruştan 631 kuruşa Çıması sut ve mamulat! yekûnunun 29 nispetinde kabarmasına saik olmuştur. Kuru sebzelerden artışları görü.en maddeler patates Ve bilhassa soğandır. Zeytin tanesi flatKri de "( 39 nispetinde artmıştır.
Flütleri % 16 kadar indirilmiş bulunan şeker, bir ailenin gıda masrafları yekununda % 9 nispetinde yer almaktadır. Bu nispet, fiatler indirilmeden evvel % 11. 1938 yılında ise ancak % 6.5 raddelerinde İdi.
Bu suretle., bütün iniş ve çıkışlar muhassalası olarak gıda maddeleri yekûnu 1945 eylülünde geçen yılın eylül ayına nispetle % 2.5 bir artış kaydetmiştir.
Yakaca^ ve ısıtacak!ar dan petrol flitlerinin % 20 nispetinde indirilmiş olmasına rağmen mangal kömürünün % 41 raddesinde artmış bulunması bu gTup yekûnunda 19 puanlık bir artış farkı göstermiştir.
% 11 e yakın artış kaydeden giyim eşyası yekûnu içinde elbise masrafların tn % 4, iç çamaşırlarının *7 9 ve bilhassa ayakkabılarının % 25 nispetlerinde pahalanmış bulundukları görülmektedir.
Diğer ihtiyaç maddeleri arasında bağır tencere ve kalay flatlerinden gayri ev ve mutfak eşyasında artışlar ve vücut bakımına müteallik masarflardan sabunda, geçen yılın eylül ayına nazaran içinde bulunduğumuz yılın eylül ayı flatierlnde bir düşüklük göze çarpmakta, delter. kalem gib 1 okul masraflarında İse bir değişiklik görülmemektedir.
Gıda masrafları bölge endeksleri
Eylül ayındaki gıda masrafları memleket ortalama endeksini geçen yıi.ın aynı devresiyle kıyasladığımızda % 0,65 gibi hafif bir İniş temayülü görmekteyiz. Aşağıdaki cetvelde de görüleceği üzere 20 II merkezimizin çoğunluğu geçen yıla nispetle düşük puanlar kaydetmişlerdir.
İzmir, Diyarbakır hemen hemen hiç bir fark göstermemiş. Denizli ve Sivas % 2, İstanbul, Giresun ve Samsun % 3 ve en fazla da Antalya % 4 farkla artışlar kaydetmişlerdir. Buna karşı diğer 11 merkezlerimizde sıradyle İnişler vaki olmuş ve en çok iniş puanını Elâzığ kaydetmiştir Bununla beraber, cetveldeki 11 endekslerine göz gezdirdiğimizde l«e yılına nispetle en fazla artışın Kayse-rl'de en az artışın da Giresun’da olduğunu görürüz. Gıda masrafları bölge endekslerindeki gelişme şudur:
Sahile 7
Nefîs Şaraplarile
Şarap Çeşitleri
SATILIK KELEPİR ARSA — Be-şiktaşta Çıragan caddesinde 25 metre cepheli denize tamamen hâkim mevkide. Beşiktaş Akaretler durağı köşe başı No, 2 müracaat. 312 — 2
ARSA SAHİPLERİNE — Ayozpaşu-da Cihangirde arsa satın alacağım. Satmak İsteyenler 44011 numaraya telefonla saat 12 den 14 e kadar bildirmeleri rica olunur. 290 — 2
- iş ariyanlar
En Güzel Yılbaşı Hediyesi
TEKE L’in
yaptırılan yerli ve zarif Çakmaklardır
SEK: Uludağ, Güzelbağ, İzmir Zelîba, Güney, DÖMİSEK: Uludağ, Güzelbağ, Güney, Kalecik ROZE: Güzelbağ, Topuzdağ, Buzdağ
Gemilerin emniyetle" Sefer yapabilmeleri için tekneleri kadar makinalarının da güvenilebilir bir yapıda olması lâzımdır- Bu sebeple bir deniz makinası satın alınırken sağlamlık, kullanış kolaylığı ve akaryakıt ekonomisi bakımından ne kadar titiz davranılsa yeridir.
İşte, dünyanın her tarafında yıkardanberi emniyetle kullanılan
Diesel Motörleri
^lîlsaO^ig,
ŞŞ Bir deniz makînasında" aranan bütün vasıfları üzerinde » topladığı gibi fiatça da çok uygundur. Bu makinaları §5 Ûnâleden Ingiltere'deki fabrikanın Türkiye mümessili
DIŞ TİCARET TÜRK ANONİM ŞİRKETİ
Ga'laia. RMtm Caddesi, Kefeli Hüseyin Han ■**
sipariş kabulüne başlamıştır.
YAZIHANE — Müessesata Tesmiyede çalışmak üzere İş arıyorum. Hesap, daktilo bilirim. Askerlikten ilişiğim yoktur. Akşam gözetesi: N. O rümuzu. 297
y- İŞÇİ ARİYANLAR
Emniyet Sandığı Müdürlüğünden: YÜKSEK İKTİSAT ve TİCARET — İktisat fakültesi. Ticaret lisesi mezunu aranıyor. 292 — 2
İŞÇİ BAYANLARA BİR MUTEMET MEMURA İHTİYAÇ VARDIR _ Mû-essesemlzln atelye servislerinde çalıştırılmak üzere işçi bayanlardan mada, mutemetlik işlerini bihakkın tedvir edebilecek faal kabiliyetli bir memura İhtiyaç vardır. Memurun nakdi kefalet İbrazı şarttır. Müracaat: AH Said Ömer Galata Voyvoda han zemin kat saat 17 - 19 287
BAĞDAT'TA ÇALIŞMAK ÜZERE BAYAN ARANIYOR _ Bar ve kasada çalışmak üzere iki Türk bayan aranıyor. şerait ve tafsilât İçin (Havana) Bar Rashld Street 368/1 Bağ-dad - Irak. 296
SATILIK EŞYA
AZ KULLANILMIŞ — Truvakar ar-jante ceket ehven flat İle satılık görmek isteyenler Çiçekpazar Altıparmak han No. 7 her gün saat 12-16?a kadar. 294 — 2
SATILIK TAKSİ OTOMOBİLİ -1939 modeli Fiat marka baş lastikli (ikisi çok yftıi, üçü orta) altı kişilik, cl'an çalışmakta bir otomobil sahibinin taşraya gideceğinden satılıktır. Görmek ve İzahat İçin Taksimde Fiat garajında bay Gsllb'e müracaat. 290 — 1
EL İŞİ YATAK ÖRTÜSÜ SATILIYOR — Çift karyolalık. zarif desen ketenden, el işi örtü satılmaktadır Yeni evlenenlere fırsat Taksim Cumhuriyet cad. Gara) İstasyonu karşısında her gün sn. 13 - 15 e tadar 85 No 300 —
SATM.IK ACELE — Avrupada dikilmiş bir frak ve bir smokin, yepyeni vaziyette Müracaat: Beyoğlu İş Bankası karşısında. Emir Nevruz sokak No 7. Perikli 301 —
LASTİKSİZ BÎR TAKSİ — Almak İstiyoruz- Katini; Post. K 618 e. 305 —
SATILIK — Hakiki Avrupa yapısı az kullanılmış çocuk arabası müracaat Post. K. 618 e. 306 —
KOMPRİME MAKİNESİ - Saatte 1000 İlâ 5000 tablet yapabilecek kudrette bir makine aranmaktadır Akşamda H. I,. rumuzuna müracaat edilmesi. 315 — 2
1 — Kiralık — Satılık
KİRALIK DAİRE Nişantaşın-da mobilyalı üç odalı apartman dairesi. Telefon mevcut. Çocuksuz aile olmak şarttır. Taliplerin Akşam gazetesinde (Daire) rumuzuna mektupla müracaat. 317 — 5
DEVREN SATILIK BAKKALİYE — Maçkada tramvay caddesi üzerinde içinde telefon ve Frijideri! bakkaliye devren satılıktır. Müracaat: Maçka SUâhhane cad. No. 49. Telefon: 84026 303 - I
KİRALIK DEPO VE AP ARTIM AN— Şişlinin müteraninde fabrika olmağa elverişli takriben üç yüz metre murabbauıa yakın bir bina İle dört oda bir holden İbaret banyo ve sair tesisatı olan apartıman kiralıktır. Pazarlık ve görüşmek İçin (21580) telefon numarasına müracaat edilmesi. 314 — 2
KADIKÖYDE SATILIK EV — Bahriye tramvay caddesi Sokulu sokak NO. 19. 6 oda elektrik terlros kuyu sarnıç bahçe vardır. 308 — s
LÂLELİDE — Dört tat üçer dörder odalı apartıman boş teslim olarak satılıktır. Sirkeci Ankara cad. desi «6 Emlâk İşleri. Telefon: 30310 307 _
KİRALIK YAZIHANE — Galata nhtımı eski Şarap İskelesi sokak No. 5 telefon 44287 310 — 2
|j - MÜTEFERRİK
HARİTA İŞİ — Taşrada harita işlerinde detay veya nivelman yapmağı bilen 4 kişiye ihtiyaç vardır. İsteklilerin şartlarını ve nerede çalıştıklarını adreslerde Akşam'dn Ekü adresine mektupla bildirmeleri.
298 -2
11 merkezleri 1944 1945
IX DC
Memleket ortalaması 415,1 412,4
Ankara 401,3 394,7
Antalya 403,7 420,0
Denizli 421.6 429,6
Diyarbakır 427.4 429.8
Edirne . 418,4 399,4
Elâzığ 425,4 4013
Erzurum 402,2 394,1
Eskişehir 428,5 416,3
Giresun 364,0 375,0
İçel 441,2 424,4
İstanbul 403,6 415,5
İzmir 4143 414.8
Kastamonu 432,3 426,7
Kayseri 4453 441.6
Konya 420,4 408,3
Samsun 424,2 438,1
Seyhan 418,7 404,8
Sivas 406,7 414.8
Trabzon 4163 394,3
Zonguldak 4233 414,3
Mmtaka endekslerimizin esasını
teşkil eden ve iniş ve çıkışlar kaydeden bazı gıda maddelerinin memleket ortalama perakende fiatlçrinln aşağıdskl cetvelinde de görüldüğü ftzere bütün memlekete şamil artışları ekmek, sadeyağ, kuru soğan, beyaz peynir ve zeytin tanesine İnhisar etmiş, diğer maddelerinde ’ "
atler biraz düşmüştür:
ise H-
Maddeler 1944 1945
IX IX
Ekmeg 303 32,0
Koyun eti 147.0 136,1
Yumurta 6,1'3 534
Sadeyağ 407,6 509,1
Zeytlnyağ 280,9 208.G
Kuru fasulye 62,5 57.3
Kuru soğan 15.4 23.1
Patates 26,6 25.7
Ştker (kesme) 323,0 192.5
Peynir (beyaz) 1793 212,0
Zeytin tanesi 115,0 149,6
Pirinç 151,1 144.8
Nohut 52,9 44.8
Türkiye ve diğer bazı memltkct-
İstanbul Milli Korunma savcılığından İlâm: 945/1822
Etiket koymamak suretile Milli Korunma kanununa muhalefetten suçlu Beyoğlu 8ahne sokak 7 No. lı Te-reyağ mağazasında yağ ticareti yapar Fllolos oğlu 329 doğumlu Hirl-Uos Hlrlstidls hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (5) Np. lı Milli Korunma Korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: Suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan MHU Korunma kanununun muaddel 31/7. 57/10 uncu maddelerine tevfikan 100 lira ağır para cczaslle tecziyesine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 10/8/945 tarih ye 945/175 sayılı karar katileşmek-le İlân olunur. Akşam gazetesiyle neşrolunacaktır. _____________(170001
İstanbul Millî Korunma savcılığından h&m: 945/1850
Memuriyet vazifesini suiistimal surenle Millî Korunma kanuntinuna muhalefetten suçlu Beyazıtta Ordu cad. 3/10 No, da oturur aynı cad. 33 No. da Haşan oğlu 330 doğumlu Hilmi Sel hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (4) No. lı Milli Korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: Suçlumun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan Milli Korunma kanununun muaddel 64 - 1. 63 T. C. 230/ 1 İnci maddetertne tevfikan 60 lira ağır para cezasile tecziyesine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 8/11/945 tarih ve 945/715 sayılı karar tetilcşmekle İlân olunur. Akşam gazetesiyle neşrolunacaktır «170271
Deniz Fabrikaları Genel müdürlüğünden
1 — 4644 sayılı kanun gereğince Deniz Fabrikaları İşçi revirinde
münhal bulunan Eczacılığa aşağıdaki vesikaları İbraz etmek sure ille bir eczacı alınacaktır. *
2 — Eczacı okulunu bitirdiğine dair diploması.
3 — Askerlikle İlgisi bulunmamak.
4 — Sıhhati yerinde olmak,
5 — 25 yaşından aşağı ve 65 yaşından yukarı olmamak.
6 — Evvelce Devlet Dairelerinde veya hususi nıüesseselerde çalışmış ise aldığı vesikaları ibraz etm«k.
7 — Mahkûmiyet ve sabıkası bulunmamak.
8 — Maaşı kanun gereğince ibraz edeceği vesikalar teorinden tayin Olunacaktır.
9 — İsteklilerin 30 Aralık MS gününe kadar bir dilekçe İle Gölcükte
bulunan Dz. Fb Gnl- Md. ne miirnrnnt etmeleri. (16846)
5,000 LİRADAN 500.000 LİRAYA -Kadar emlâk almak ve satmak. İpotek yapmak kârlı içi olup devir vey? ortak frtlyenler vekâlet de kabul eder emniyet ve tttmat edilir bir müessesedir. Beyoğlu Büyük Parmaktap: cadde üzerinde köşe başı No. 4 tat 2 Suhulet Emlâk Bürosu Zarif Özalp'e müracaat Tel: 42396 109 -8
İNGİLİZCE — Amerikada okumuş ve Amerikan mekteplerinde İngilizci öğretmiş bir genç üç ayda Usan öğretir Akşam «D. S.* 301 — 1
KALORİFERLİ YAZIHANE — 5
oda bir daire S oda İçlçe re tek oda kiralıktır, Galata Rıhtım caddemi Veli Alemdar han kahveci Yunus.
87 — 3
HUSUSÎ ALMANCA DERSLERİ — Okul kitapları takip edilir, kolay usullerle gramer dersleri verilir. konuşturulur. bilcümle tercümeler yapılır. Akşamda Ders rümuzuna mektupla. 316 — 1
lerln geçinme endeksler! şudur:
Memleketler
Türkiye
Suriye
Ml.nr
Am'.rika
İngiltere loviçre İspanya
İMİ 1M2 1043 1944 1945
13$
137 106 12»
127
157
328
229
287
182
118
130
112
168
JO
338
HŞ
270
127
131
152
173
M3
353
581
290
131
132
154
MS
Karar
Askeri eşyaya satmak ve firardan sanık İstanbul Yenişehir Dolapder® köyünden Pangaltı Dolapdere caddesi No. 159 da mukim Agop oğlu Ser-k±s Meşhur yapılan bütün aramalara rağmen bulunamadığından As. Mu U. K. 212 maddesine göre gaip sayılmaktadır.
Kayıp sanığın bulunduğu yeri Erzurum ab. Baş. na bildirmesi İçin kendisine llânen İhtar yapılmasına Afl. Mil U. K. karar verildi.
As, Ad. Yargıç Kudret Aylt/r
Amir Adli F. Belen
Tasfiye bonolarile ilgili mübadillere
Mübadil İşleri Ta«fiye Kurulu Başkanlığından:
1 — Evvelce namlarına mübadil tasfiye bonosu tanzim edilmiş olduğu halde İlgililer tarafından müricaat edilip alınmamasından dolayı İl ve İlçeler Mal dairelerinde saklanmış olan ve son defa Milli Emlâk Genel Müdürlüğüne gönderilen kuponlar kurulumuza devredilmiştir.
2 — Kurulumuzda bulunan bu tasfiye bonolarına karşı geıegl yapılmak üzere sahiplerinin 4790 sayılı kanun mucibince 17/1/946 tarihine kadar İskân Umum Müdürlüğünde müteşekkil tasfiye kuruluna birer dilekçe İle müracaat etmeleri
3 — Müracaat edeceklerin bonoların kendilerine alt olduğunu tevsik edecek belgelerini dilekçelerine bağlamaları,
4 — Bu müddet zarfında müreCaat etmeyenlerin aynı kanun gere-gjpce haklarıma düşeceği 1169341
SATILIK APARTMAN - Nişan taşın da 21 metre cepheli altı ve yedişer odalı 12 daireli mükemmel apartmanın yansı satılıktır. Bir dairesi boş verilecek. Müracaat Beyoğlu İstiklâl caddesi 125. Telefon 40455.
198 —
DEVREN — İyi ve zengin muhiti ve bol müşterisi olan bir bakkaliyer devredilecektir. Pangaltı Halaskar-gari caddesi 179 b’rbcr Halil Dirik mana müracaat. 302 —
KAGİR EV, MAĞAZA ARDİYESİYLE — Birlikte satılıktır. Fabrika ve her türlü imalâthaneye elverişıl Sul-tanhamam Molataşı sokak No 20. Taliplerin İş bankası miidûrü bay Nthada müracaatları.304 -
MEKTUPLARINIZI ALDIKİMZ Oazetemte idarehanesini aore. olarak göstermiş olan karilerimizden
W W _ H.P.Y — Y.Z — 2028 -167 — Kartaf — Sabon ve Rafine — R.A — RMK - I S — N.B — M.Ü — D.S — Rclakat — Sermaye — Zarf — iş B.B — AB C
uamıarıne enen mezru... ın ma-rehan emirden aldırmaları -ten olunur
Normal Profil (14) lük Putre! veya U Demiri aranıyor Satmak isteyeni r: 550 posta kutusu İstanbul adresine veya '.'2973 telefon nııms-ranna rçb-^^■8 raçaat etmeleri ■Bf^
Çeşitli gıda maddeleri alınacak
Sümerbank iplik ve dokuma fabrikaları mües sesesi defterdar fabrikası müdürlüğünden
Fabrikamra İşçi lokantasının 1946 senesi İhtiyacı olan koyun ve sığır etleriyle yaş sebze ve ekmekler açık eksiltme suretiyle satın alınacaktır.
Eksiltme 28. 12. 945 tarihinde sa.ıt 14 de fabrikamızda yapılacaktır. Şartnameleri fabrikamız ticaret servisinde görülebilir.
İsteklilerin belirli gün ve saatte aşağıda yazalı geçici güvenmeleriyle biftekte fabrikamızda bulunmaları.
Fabrika İhaleyi yapıp yapmamakta serbestlr.
Ekmek İçin geçici güvenme 2000 lira
Et > »
Yaş sebze »
Tasfiye halinde Vakıf Orman işletmesinden
Yenlkapıda Mermerciler caddesindeki odun depomuz demirbaş eşya-süc birlikte acele satılıktır.
Muhammen bedel 2756 lira 29 kuruş, geçici teminat 2C(J lira 72 kuruştur.
İsteklilerin 29. 12. 945 cumartesi günü saat 10 da işletmem:z komisyonuna ntitatcaaihın. U7OW
■40900)
Zayi — Hukuk fakültesinden aldığım şebekeyi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Mustafa Oiiııay. Sınıf II. No 9481
KİRALIK KAT — Cihangirde Fi-rıızağa Taktaki yolcusu 14/1 No. da üç oda moble kiralık, kat vardır Aynı eve müracaat.
Cıhansumııl bir şöhreti haiz
S. A. PHOTO PRODUITS GEVAERT Anvers
B&hlf* 8
A ■ B A
27 Aralık 1048
Sevdiklerinize yapılacak en makul yılbaşı hediyesi Haşan Parlllm v» losyonlarıdır. 21ra
En nefis şaraptır.
SAYIN DOKTORLARIMIZA :
Harbin doğurduğu birçok hastalıklarla mücadele hususunda, Amerikan Tıp Aleminin müracaat ettiği vasıtaların başında gelen
Fougere Boyale, Caypre, Orîgan, Rivedor, Jasnıin, Ulaş, Cinq fieurs de Printenıps, Vlolette, Habanita, Crcpe da Chine, Seandai. Arpege, Mitsnuko, Fruits Verts, Lavanü» gibi bir çok kokulan bulunan
ve losyonları Avrupa ve Amerikadakl benzerlerinin ayarında olduğu gerek yüksek tabakaya mensup bayanlarımız, gerekse de memleketimize gelen ve giden misafir seyyahlar tarafından takdirle tasdik edilmekte ve hediye olarak ecnebi memleketlerine götürülmeleri sizin bu hediyenizin makbule geçeceğini İspat eden en kuvvetli birer delildirler. HAŞAN DEPOLARİLE büyük ıtriyat mağazalarında bulunur
nrtıi
Öksürük bronşiti dar kal geçirir
BÜTÜN ECZANELERDE RRRVINIZ
MÜNEVVER
KADIN TERZİSİ
Beyoğlu Parmakkapı Tramvay duracı No. 123, İkinci kat. Sayın müşterilerine mevsim modellerin! göstermeğe l başlamıştır.
Şapka siparişleri de kabul edilir.
ÜROLOG - OPERATÖR __
Dr. Suphi Arın idrar yolları ve tenaşUı hastalıkları T: 49284 Taksim Siraservller 59
Terzi işçi Aranıyor
Motörlü dikiş makinelerinde çalışmış ve el İşlerinden anlar işçiye IhtLyaç vardır.
Müracaat Yenlposlahane arkasında 41 No. İı mağaza Tel: 21482
Beşiktaş sulh birinci hukuk mahkemesi Başkâtipliğinden:
»45740
Madde Kızılkartal ve Burhan İkl-ok'un şayian ve müştereken mutasarrıf oldukları Beşlktaşta eski Kaplan İ l> ralli mağa yeni Binanpaşa mahallesinin Köşeli sokağında eski 3 yeni 7 kapı sayılı bahçeU ahşap ev şuyuun giderilmesi, suretlle ve açık arttırma ile satılacaktır.
Değeri: 4710 dört bLn yedi yüz on liradır.
Niteliği: Zemin kat: Çift kanatlı ahşap kapıdan zemini kırmızı çini döşeli antrenin sağında altında bodrumu olan bir oda vardır. Bu oda ayda sekiz lira kira getirmektedir. Arka cephede ve basamakla İnilen zemin! kırmızı çini döşeli gömülü küp ve merdlvenaltı kömürlüklü maltız ocaklı ve ayrıca alaturka taşlı helâ ve gusulhanesl bulunan mutfaktan bahçeye çıkılmakta olup bahçede kuyudan su alan bir tulumba mevcuttur.
Birinci kat: Bir sofa üzerine karşılıklı İki oda. ayrıca bir sandık odası ve alaturka mermer taşlı ve musluklu heladır, bu katta da halen hissedar Bürhan İklok oturmaktadır.
İkinci kat: Merdiven başı came-kânla kapatılmış bir sofa üzerine ön cephede şahnişli bir oda olup tavanı yağlı boyalıdır, Ayrıca yine mermer taşlı ve musluklu helası vardır. Arka cephede zemin! çinko döşeli ahşap döşemeli ve korkulukla balkon olup keza burası da ayda 30 Ura getirmektedir.
Binada elektrik tesisatı mevcut ve zemin kat pencereleri demir parmaklıklıdır.
Mesahası: Umum sahası kayden 100 zira muadili 57.40 M2. olup bundan 46.00 M2 si binadır.
Birinci açık arttırması: 28. 1. 946 pazartesi günü saat 14 den 16 ya kadar icra olunacak değerinin yüzde yetmiş beşini bulduğu takdirde o gün satılacaktır. Bulmadığı takdirde en son arlLıranın yüklenmesi durmak üzere on gün şiire İle uzatılarak.
İkinci açık arttırması: 7- 2. 1046 perşembe giinü saat 14 den 16 ya kadar İcra kılınacak ve o gün en çok arttırana İhale edilecektir.
İpotek sahibi alacaklılarla diğer alâkadarların İşbu gayri menkul üzerindeki haklarını hususlle faiz ve masrafa dair olan İddialarını gösterir evrakı müsbitelerlnt on beş gün içinde memuriyetimize ibraz etmeleri lâzımdır.
Aksi halde hakları tapu sicilleriyle sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalacaklardır.
Birikmiş vergiler hisselilere, tellâl ücreti, yirmi senelik taviz, bedeli, İhale pulu ve tapu masrafları alıcıya aittir.
Satış peşin para İle ve tapu kaydı gereğince ve İcra ve İflâs kanununda yazılı şartlar altında İcra edilir.
şartlaşması 24, 12, 945 gününde divanhaneye asılmış olduğundan İsteklilerin gelip okumaları, fazla bilgi ls-tlyenlerln 945/40 sayı İle başkâtipliğe başvurmaları ve alıcıların değerinin yüzde yedi buçuğu nispetindeki pey akçeslle yazılı günlerde Beşiktaş sulh birinci hukuk mahkemesi başkâtipliğinde haiz bulunmaları ilân olunur. ____________(17019)_________________
Zayi — Fatih nüfus memurluğundan aldığım ve İçinde askerlik durumum yazılt nilfus tezkeremi zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Mehmet Emin Mürellft
Zayi — İstanbul mıntaka liman reisliğinden aldığım 141 No. lu birinci sınıf baş kaptanlık şehadetnameml zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Ekrem Savat
CİHAZLARI
mahdut miktarda gelmektedir. Alâkadarların malûmat almak ve siparişlerini kaydettirmek üzere ( İstanbul
Sultan Hamam Mesa-det Han No. 2) ye müracaatları ehemmiyetle ilân olunur
Telefon: 24290
Türkiye Kömür Satış ve Tevzi MUessesesi İstanbul Şubesinden: Linyit Kömürü Satışı
Garp Linyitleri İşletmesi müesseseslnln Linyitleri satışa çıkarılmıştır.
& — Soma, Değirmi saz, Tavşanlı işletmelerinin PARÇA Linyit kömürü b — Kuruçeşme, ünkapanı, Üsküdar ve Kadıköy depolarımızda müşterinin vesaitine yüklenmiş olarak teslim.
Tonu 30 Lira
o — Bütün ihtiyaç sahiplerine, fabrikalara ve kömürcüler* motörl* veya depoda tamamen serbest olarak verilir,
d — Satış yeri:
Yeni Yolcu Salonu î üncü kat 1 No. lu oda
Galata
(14831)
Istanbuldaki taksi sahiplerine
İstanbul mıntakası Ticaret Müdürlüğü ölçü ve âyâr baş kontrolörlüğünden:
1 — 1782 sayılı ölçüler kanununun 18 İnci maddesi ve 14826 sayılı ölçüler tüzüğünün 19 ve 20 nci maddeleri gereğince ölçü aletleri lkl senede bir muayeneye tabidir.
2 — 944 damgalı taksimetreler 946 yılında yeniden muayene edileceğinden taksimetre sahiplerinin ölçüler tüzüğünün 17 ncl maddesi gereğince I. 1. 946 gününden 31. 1. 945 günü akşamına kadar bir dilekçe il* ölçüler ve ayar başkontrolörlüğüne müracaat ederek müracaat kâğıdı almaları lâzımdır. Vaktinde müracaat etmlyenler hakkında cezai muamel* yapılır.
3 — 944 damgalı taksimetreleri gösterir liste Emniyet VI ncı şub* müdürlüğü İle motörlü kara nakliyeciler cemiyetine gönderilmiş ve baş-kontrolörlükte görülebilecek bir mahalde asılmıştır. (16673)
Hurda demir satışı
Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.
İstanbul bürosundan:
Lüleburgazda Sarmısaklı çiftliğimizde bulunan takriben 26 ton hurda demir 4. 1. 1946 cuma günü saat onda açık arttırma He satılacaktır, isteklilerin malı mahallinde görebilecekleri, arttırmaya İştirak İçin de veznemize teminat akçesi olarak 500 lira yatırdıktan sonra yukarıda yazılı gün ve saatte Bah-çekapıda'Taş handaki büromuzda hazır bulunmaları ilân olunur.
Yeni dekor.. Yeni müzik.. Ve yepyeni bir LOKAL olarak
Bu akşam büyük GALA ile açılıyor
İnşaat mühendisi
Bilhassa, betonarme, yol inşaatı vö kanalizasyon İşlerinde uzun seneler çalışmış, tecrübeli İnşaat mühendisi (lngönleur clvll) İstanbul veya Anadoluda çalışmak üzere, iş aramaktadır, ihtiyacı olanların lKj>.) rümuru İle İst. 17B posta kutusu adresine yazmaları rica olunur.
Comments (0)