Mü. Eğ. Bakanlığı Yayımlarından
1 » 4 6 Yılı
SANAT TAKVİMİ
Birçok Sanat cserlcrlle süslü bir halde, kuşe kâğıt üzerine beş renkli basılmıştır.
Mil. Eğ. Bk. YayınevlerHe bütün kitapçılarda 3 lira îlatl» satılmaktadır. (17099)
AKŞAM
Çocuğunuza en güzel Yılbaşı hediyesi
MiKi TAYYARECİ
360 renkli, resimle süslii 5 renkli kapak İçinde çıktı. Bütün gazete bâyll ve kitapçılardan arayınız. F. 125 Krg.
çıkaran; KEMAL ÖZCAN KİTABEYİ
Sene 28 — No. 9768 — Flatl her yerde 10 kuruştur.
Sovyet Rusyanın biiyiik siyasî zaferi
On gün süren Moskova konferansı sonunda uzun bir tebliğ yayınlandı. 10 sahifeye yakın yer tutan bu tebliğin başında, üç Dışişleri Bakanının yan resmî ve tetkik mahiyetinde» münakaşalarda bulundukları bildiriliyor.
ilk bakışta göze çarpan nokta Uzak Doğu meselelerine verilen ehemmiyettir. Uzak Doğu. Japonya, Kore meseleleri tebliğin yarısını doldurmaktadır. Bundan anlaşılıyor ki Moskova konferansı, daha ziyade. Sovyet Rusya, İle Amerika arasındaki anlaşmazlıkları ele almıştır.
Tebliği okuyunca hemen edindiğimiz ilk tesir de, Moskova konferansının bilhassa Sovyet Rusya için siyasî bir başarı olmasıdır,
Londra konferansından sonra, üçlü toplantılar gözden düşmüştü. Dünya efkârına uyan Ingiltere vc Amerika, kapalı ve gizil konuşmalar yerine geniş ve demokratik usullerin kullanılması lüzumuna inanmışlar, bu görüşlerini açıkça ilân etmişlerdi. Sovyet Rusya ise dünya sulhunun ancak üç devlet arasındaki Işb iliğine ve üçlerin verecekleri kararlara bağlı olduğunu İleri sürüyor, üçlü sistemden ayrılan her konuşma ve anlaşmadan şüphe edeceğini söylüyordu. Moskova konferansı. Rusyanın ısran karşısında İngiltere ve Amerikanın yeniden üçler siyaset ne dönmek zorunda kaldıklarını gösteriyor, Biitün kararlarda bu zihniyet göze çarpıyor. Londra konferansı Sovyet Rusyacın son dakikada jjnç sürdüğü bir usu! meselesi yüzünden suya dlhmiüştti. Moskovada Sovyet R' syanın görüşü, yani ancak 'mütarekeyi imzalamış devletlerin sulh andlaşmalarmı imzalamaları • c-nsipi kabul edilmiştir,
Jaoonyada, Sovyet Rusyanın da bulunacağı bir Müttefik kontrol komisyonu teşkiline karar ver ! iniştir.
Bulgaristan ve Romanyadaki hükümetlerin daha demokratik, milleti daha temsil edici duruma girmeleri, neticede, yine Rusya-nın öğütlerine ve iyi niyetlerine bırakılmıştır.
Konferansın başlıca konusu olan atom bombası bahsinde Covyet Rusyanın işbirliği ve Ron-trola iştirâki esası kabul edilmiştir.
Nihayet istikbale ait bütün bu anlaşmalara karşılık, emrivakilere korkunç bir prim gibi. îran meselesi üzerinde hiç bir karara varılmamıştır.
Moskova konferansı, hiç şüphesiz bir ilerlemedir. Londrâda suya düşen ve arası kesilen sulh konuşmalarına ümitli yo! açıyor, Bu bakımdan Moskova konferansını Sovyet Rusyanın siyasî zaferi altında, üçler arası İşbirliğine ve dünya sulhune doğru bir adım saymak doğru olur.
Bu yeni başlangıcın mahiyetini, uzun tebliğin metnine dayanarak, gerektiği gibi incelemek yerinde olur.
Bu kısa bakıştan sonra konferansın neticelerini yarın gözden geçireceğiz.
Necmeddîn Sadak
Maliye ve Tarım Bakanlan
Yakında Amerika’ya gidecekleri söyleniyor
CUMARTESİ 29 Aralık 19«
Amerikanın Rusyaya
yaptığı tavizler
B. Byrnes, muhalefet tarafından bir çok tenkidlere uğrayacak
Vaşington 29 (A. A.) — Reuter’ln özel muhabiri bildiriyor:
Amerika Dışişleri Bakanı M. Byr-nes, Londra konferansında almış olduğu tavrı Moskova konferansında terketmesl yüzünden, sağ cenahın muhalefeti tararından birçok tenkld-lerle karşılaşacaktır.
Moskova tebliğini lncellyen Amerikan makamları. M. Byrnes'ün önemli tâvizlerde bulunduğu ve M. Berinin tesiri kendini hissettirdiğini, fakat bu tesirin daha az önemli olduğu hususundaki noktal nazarlarını saklamak İçin bir temayül göstermemektedir.
Japonyanın kontrolü hakkında alınan karar burada en önemli Amerikan tâvizi olarak telâkki edilmektedir. Sağ cenah mahfilleri Başkanın vq M. Byrnes'ün Japonyanm işgali hak* kında son sözün kendilerine aldoldu» ğunu bildiren Amerikan kararın» karsı itiraz edilmesine müsaade etmk» yeceklerl hususunda müteaddit def;*-İar ısrar etmiş olduklarına İşaret etmektedir, Halbuki Moskova konferansının kararına göre. General Mao Arthur icra mesuliyetini kendisinde muhafaza edecek, fakat büyüklerin vetolarının âmil olacağı siyasi kararlara tabi kalacaktır. Peyk devletlerle yapılacak sulh muahedelerini alâkadar eden anlaşma ve Balkanlardaki çıkmazın sona ermesi hakkında btı-
B. Bevin
rada büyük bir memnunluk mevcuttur.
Rusya İle bk anlaşmaya varmak maksadlyle, M. Byrnes'ün Moskovaya şimdiye kadar eşi olmıyan yetkilerle gitmiş olduğu artık teryyü detmiş Ur.
Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun E$ — AKŞAM Matbaası
Rus istekleri ve diğer çetin meseleler siyasî yollarla halledilecek
konferansı kararları
Fransa, İtalya, Iran, Japonya ve Arap memleketlerinde hayal kırıklığı doğurdu
İranda Hakimi kabinesinin yakında değişmesi bekleniyor
Ankara 28 — Söylendiğine göre Maliye Bakanı Nurultah Esat Sümer. Tarım Bakanı Şevket Raşit Hatlboğ-lu yakında Ameriknya gideceklerdir.
Maliye Bakanımızın Amerlkaya olan seyahati. Amerlkada yapılacak , bazı iktisadi ve mail görüşmelerle alâkadardır. Tarım Bakanımızın seyahati de «Unrra» teşkilâtı hakkında bazı konuşmalarla alâkadar olduğu gibi, zirai kalkınmamız için lüzumlu olan âlât ve edevatın geniş bir şekilde tedarik edilmesi işiyle alâkadardır.
Londra 28 (A A > — Daily Tele-graph gazetesi Fransa. İtalya ve İran’daki muhabirlerinin Moskova tebliği hakkında yabancı mejutekel-leıdekl tepkiyi bildiren telgraflarını neşretmektedir.
Fransa’da mevcut cn kuvvetli intiba bir hayal kırıklığıdır.
Aynı şey İtalya için de kullanılabilir. Italyan basını, İtalya'nın Pots-dam'da kazandığını Moskoıa’da kaybetmiş olduğu hususunda mutabıktır. Potsdam'da. İtalya'ya barış and!aşmasının zorla kabul ettlrilmiyeceğL takarrür etmişti. Halbuki şimdi, İtalya, Müttefiklerin emirlerine boyun eğmekten başka birşey yapamı-yacaktır.
Daily Telegraph'ın Tahran'dakl muhabiri, İran Başbakanı Haklmi'nin kendisine verdiği müiâkatı bildirmektedir.
Haklini, dört sene süren işgalden ve bilhassa son aylarda cereyan eden hadiselerden sonra 5’abancı kıtaların memleketi terk etmemelerin İn şayanı teessüf birşey olduğunu suyle-mlştlr. Bu kuvvetler memlekette kaldıkça İran hükümeti, içtimai, zirai ve mali ıslahatı başaramıya-caktır. İran'la akdedilmiş olan and-laşmalar çok sarihtir. ’
Binaenaleyh, bu andiaşmalarin tefsirinde bir yanlış anlaşma mevzuu olamaz. İran, hiç bir mükâfat beklememekte, sadece haklarının tanınmasını bsklemvktedlr.
Hâkimi kabinesi değişecek
Londra 29 İR.) — İran'da kalmış olan Amerikan askerler!. 1 ocakta Irak yolile Basra'ya çekilmeğe bağlıyacaktır. Irak hükümeti Basra’da bir transit kampı kurutmasına müsaade etmiştir. Rus ve İngiliz askerleri İran'dan 2 martta çekileceklerdir.
Moskova kararları. İran’da dün hoşnutsuzluk doğurmuş!ur. Yakında Hakimi kabinesinin değişmesi bekleniyor.
İrandaki Amerikan müşahidi geri dönüyor Tahran 29 (A.A.ı — Dışişleri Orta-şark dairesi şefi Herald Minör, Azerbaycan’ı ziyaret etmek İçin Ruslar'm müsaadesini almaktan vazgeçtiğin! ve 18 gün bekirdlkten sonra bu akşam Vaşlngton’a hareket edeceğini söyllyerek, her gün Rus biiyiik elçiliğine uğradığını fakat dalma kaçamaklı cevaplar aldığını İlâve etmiştir. Kendisi ve Amerikan gazetecilerinin elde ettikler! tecrübelerin basın hürriyeti ve dost milletlere havadis tevzii hususunda Rusların düşüncelerin? dair kendilerinden izahat istenmesi .neticesine varacağını ümfd-etmekte olduğunu belirtmiştir. Italyan kabinesi güç bir duruma düştü
Roma 20 (A.A.) — Moskova konferansının neticeleri, İç meselelerde De Oasparl hükümetini güçlüklere (Arkası sahife 2, sütun 5 de)
DİKKATLER:
O güzel, o nazenin hicap hissi
HAFTA KONUŞMASI
Beyoğlu hastalığı
Yazan: Refik Halid Karay Yarınki AKŞAM’da
Şarkvari kadın tipi cidden yürekler acısıydı. Peçelerle çarşaflar içinde... Kafeslerle selâmlıklar ötesinde... Harenıağalarile ayvazların gös hapsinde... Bir söz söylersin: kadın ezilir, biizii-liir,. Başına vur, lokmasını ağzından al...
Bütiin bunlar, insanlara lâyık değildi. Kadınlar cok şükür kurtuldu Kadınların kurtuluşu, cemiyetin en güzel tezahürüdür.
Fakat herhangi bir kadının fıtri Ivcap hissinden kurtulmağa çalışmaması lâzımdır, Vapurinr-da vesair umumî yerlerde kulağa hazan öyle bağır bağır, öyle tüyleri ürpertici, hisleri rencide edici muhavereler çalınıyor ki. insan istida yazıp «Saygısızlıkla Savaş Derneği» ne başvurmağı düşünüyor.
Ey güzel, ey nazenin hicap hissi!... Sen (nidada »d!
Şayet işler diplomasî yolile halledilemezse Vaşington konferansında görüşülecek
Londra 20 (R * — Press Associatlon I muhabirine göre, her ne sebepten olursa olsun, Moskova konferansının | gündemine ve tebliğine dahil edilmemiş olan ve en güç ve karışık meseleleri teşkil eden Rusyanın Tiırkiyeden toprak istekleri. İspanya, İran ve Yunanistan meseleleri normal diplomatik vasıtalarla müzakere ve halledilecektir. Şayet bu meseleler, normal diplomasi yollarll halledilemezse. İngiliz, Sovyet ve Amerikan Dışişleri Bakanlarının Vaşingtonda yapacakları toplantıda görüşülecektir.
Rus - Türk çıkmazı en çetin ve en ciddi konuyu teşkil etmektedir. Sovyet Rusya, Boğazlar hnkkuıda Mon-treux muahedesinin değiştirilmesini ve Türklyeden toprak istemektedir. İngilterenin Montreux antlaşması hakkındakl durumu açıktır. İngiltere, sabık muharip düşman memleketleri müstesna olmak üzere muahedeyi imza eden devletlerin iştiraklle Montreux antlaşmasının tâdilini desteklemektedir. Fakat Rusların üsler istemelerlle hu tâdil güçleşecektir. Türkler, egemenliklerine aykırı gördükleri bu İşleğe şiddetle muhalefet ediyorlar.
Rusların Kars, Ardahan ve Artvlıtl İstemeleri da aynı derecede nazik bir mesele teşkil ederTurkler bu talebe de şiddetle muhalefet diyorlar.
Moskova konlraıiBinda üç biiyiik devletin münasebetlerinde hasıl olan düzelme, ’füri i enin «hırumu hakkında yapılacak Körüşmelere de tesir edecektir. Londradaki kanaate göre, mesele, nispeten çok aydınlanmıştır.
Vaşington 28 (AA) — Reuter ajansının haber aldığına göre, Boğazlar meselesi Moskova konferansı tarafından İngiliz - Amerikan ve Sovyet Dışişleri Bakanlarının gelecek toplantılarına bırakılmıştır. Ruslar, Boğazlar üzerindeki Türk kontrolünün hafifletilmesini istemekte devam ediyorlar.
Türk - Rus münasebetleri meselesine Moskova konferansında temas edilmiş, fakat salâhiyeti! kaynaklara göre, üzerinde durulmamıştır. Bununla beraber, haber alındığına göre, Sovyet murahhas heyeti Oürciilerln Türk toprakları üzerindeki isteklerine Sovyet hükümetinin müzaheret etmekte olduğunu teyldetmlştlr.
İrandaki Rus kuvvetlerinin geri alınması hususunda İngiliz - Amerikan baskısına karşı Moiotof. Yuna-nlstanda, Endonezyada ve Çlnde. İngiliz ve Amerikan askerlerinin bulunduğunu İşaret etmekle cevap vermiştir. Öyle sanılıyor kİ. Bevin. Yunants-tanda serbes seçimler yapılır yapılmaz ve Endonezyada da enternelerin selâmeti sağlanır sağlanmaz, İngiliz kıtalarının buralardan çekileceğini Moiotof* temin etmiştir
B. Bevin Londra’da
Londra 29 (R.) — B. Bevin Mosko-vadan Londraya dönmüştür. B. Be-vln birkaç giln sonra Avam kamarasında Moskova konferansı hakkında İzahat verecektir,
Küçükmustafapaşa* da feci bir cinayet
Dün akşam Ciball civarında Kü-çiikmustafapaşa’da bir fırında, paraya tama an yelmiş yaşında bir adam öldürülmüştür. Bu feci cinayet hBk-kında bir muharririmizin bu sabah yaptığı tahkikata nazaran hâdisenin tafsilâtı şudur;
Aslen Bandırma'nuı Sığırcını rclt köyü halkından olup bir müddet evvel İstanbul'a gelmiş ve Clbali'de Küçükmustafapaya'da Halim adında birinin fırınında hamurkârtıkla ça-Küçükmustafapaşa'da Hakim adında mir, on gün kadar evvel bu fırındaki işinden ayrılmış ve Stıltanahmed’de Akbıyık semtinde Oyuncu sokağında 24 numaralı evde oturan annesi Nailimin yanında yatıp kalkmağa koyulmuştur. .
Hali! özdemlt bir müddet yeni bk iş aramış, bulamamı;, İşte bu sırada kafasında kanlı bir plân hazırlamıştır.
Bu plân da: Evvelce ayni fırında beraberce çalıştıkları ve bir hayli parası olduğunu bildiği yetmiş bir yaşındaki Giritli Ali Ümidi öldürmek..
işte bu kanlı düşünce 11e dün saat on yediye doğru erinden ayrılan Halli özdenıir. doğruca, eski çalıştığı fırına gelmiş ve orada bekçi olarak vazife Rören Ali Ümld’ln oturduğu küçük odaya çıkmıştır.
İhtiyar abamla genç delikanlı bir müddet beraber oturmuşlar, AH Ümit bu eski kapıyoldaşımn İşsizliğine mü-
Günler Geçerken:
bir
Meclis yılbaşı
Katma bütçeleri kabul eden Meclis 9 ocakta toplanacak
Ankara 28 — Büyük Millet Meclisinin bugünkü toplantısında bütün katmR (mülhakı bütçeler müzakere ve kabul edilmiştir. Meclis, 9 ocak çar şamba günü toplanmak üzere yılbaşı tatili yapmıştır. Dünkü toplantıda Devlet Deniz ve Demiryolları, Beden terbiyesi umum müdürlükleri bütçeleri müzakere ve kabul edilmiştir.
Başkan Truman iki »öylev verecek
Lontlıa 29 (R) — Başkan B. Truman Noel tatilinden Vaşlng-ton’a dönmüştür. B. Truman cuma günü radyo İle millete hitaben bir söylev, 14 ocaktan sonra da kongre y« bir mesaj gönderecektir.
teeşsir olduğunu ve beraberce çare aramalarını söylemi; ve Ali; güzel bir akşam yemeği hazırlıyarak misafirini izaz ve ikram etmiştir
Bu sırada fırın müstahdemlerinin kimi kahveye, kimi curaya buraya gitmiş, ve Halil He AH yalnız kalmıştır.
O esnada Halil Özdeınlr. İhtiyar adamın mangala kahve cezvesini sürmesinden istifade ederek, tir kanarda duran kahve değirmenini almış ve ucunda sap takılacak demiri birdenbire Ali’nin beynine rurarsk cansız bir halde yere yıkmıştır.
Ali Ümidin beyninden fışkıran kanlarla ilstilbaşı berbet olan kaatı! onun odasının girdisini çıktısını pe İyi bildiği İçin derhal araştırmalar başlamış ve bir çekmecede saklı bı lunan 811 Ura para, bir altın saat v> şahsi bazı evrak ve vesaikini aldıktan sonra maktiılün paltosunu da sırtına geçirip savuşmakta İken o sırada oradan geçmekte olan bir zabıta memurunun şüphelenerk çevirmesi üzerin* bu cinayet meydana çıkmıştır.
Derhal karakola götürülen kaatll Halil, üzerindeki kanlı elbiseler, mak-tüle alt vesaik, para, palto vesaire karşısında hiç bir İnkâr yoluna saparnamı» ve Lşledlfcl feci cinayeti bütün tafsliâtlle an'atmıştır.
Kaatll Halil, meşhut suçlar kanununa tevfikan bugün ikinci ağır ceza mahkemesinde yargılanacaktır.
Bir Zencinin gördükleri
Birleşik Amerikanın en yaşlı vatandaşları ndna Zenci IValter Wi1son tanı 120 sene, 7 ay. 7 giin yaşadıktan sonra nihayet ötmüş. Şu var ki hür ölmüş... Zira 1825 te doğduğuna ve o zaman henüz esirlik usulii kaldırılmadığına göre dünyaya bir başka adamın malı olarak gelmişti. O adam bir gün öfkelcniverseydi kil-çük VVilson’u anasının kucağından kapar, bir kuyuya atar yahut yalçın kayalara çarpar, zalimcesine yokederdi; kimse kendisinden hesap sormazdı. Hattâ TOilson. kırk yaşma kadar gene esir yaşadı: ancak 1865 yılında hürriyetine kavuştu.
Fakat Wilson, yalnız hürriyete kavuşmuş bir Zenci sıfatila değil, Amerikanın yüz yirmi yıllık gelişmesine şahidolduğu için, gördükleri ve hâtıraları itibarlle nadir bir şahsiyetti. Düşününü* k| doğduğu gün petrol lâmbası bile icadedilmemişti; Amerika arazisi hem şehir, hem nüfus bakımlarından pek yoksuldu; Nev-york sokaklarından açık lâğımlar akan, 70 bin nüfuslu kirli bir kasabadan başka neydi? Zira Amerika ancak altın madenlerinin keşfi tarihinden. 1848 senesinden sonra muhacir akınlarilc şenlendi. Gene aynı tarihten sonra Fransadan. Louisîane. İspanyadan Flo-rida arazisi satın alınarak ve harhlerle Yeni Meksika. Kaliforniya bölgeleri zaptedilcrek genişletildi, tspanva - Amerika harbi sırasında bizim WİİSOD yaşlı dahi sayılabilirdi: zira, doğduğu yılda Cumhurbaşkanlığında Monr oe bulunuyordu ve meşhur Lincoln o yere geçtiği zaman kendisi 36 yaşında geçkince bir delikanlıydı. Şaka değil. Monroe’den şimdiki Truman'a kadar 30 dan fazla Cumhurbaşkanına yetişmişti. Kısacası Amerikana, sömürge devrinden çıkılıp da feyiz çağına. tam bir gelişmeye ulaşıldığı 1945 yılma kadar başarılan daima büyük, daima ileri, dalma mucizeli biitün inkılâpları içinden seyretmiş, esirlikten hürriyete knvuşmuş. vahşi denilecek bir memleketin örnek bir medeniyete yükseldiğini gözlerde görmüş bir bahtiyardı. Tama-mile ıssız, haydutlar diyarı bir ülkede cihan ölçüsüne sığmaz bambaşka bir medeniyet dünyasının kuruluşu, gözleri önünde bir filim gibi geçmişti.
Bütün bu gelişmeler, icatlar ve harikalar arasında olsa olsa Wr noktaya akıl erdireınemişti; Kendisine hürriyetle beraber bir de beyaz deri verilememesine, Zenci kılığını ve rengini atamadan ölmesine!
Refik Hali d Karay
Sah Ut 2
A öi y A M
HAFTA SONU NOTLARI
% . „ —= Kıymetli kitap
JDir kitabın kıymeti herkese "göre değişir. Okumak yazmak hllmiyen adam için kıymetli kitap ağır çeken kitaptır. Sahihleri ne kadar çok olursa kitap o kadar İşe yarayacağından kıymetlidir.
Okumak yazmak bilen İçin kıymetli kitap kendisine blrşev öğreten, hiç olmazsa hoş vakit geçirten kitaptır.
Bazı İnsanlar kendi İhtisasları dahilinde olan kitapta ra kısmet verirler. Üst tarafının kıymeti yoktur. Bir matematikçi için en kıymetli kitap matematik üzerine yazılmış kitaptır. Onun için İliç bir roman saygı değer bir bilginin yazdığı hacimli bir matematik kitabı kadar kıymetli otamaz. Roman seven de matematik kitabına kıymet vermez.
Fakat son günlerde har d zengininin gözünde kıymetli kitabın hangisi oiduğuou öğrenmek fırsatını buldum: Bir harb zengininin evinde bir kitaplık bulunması gerektiğini söylemişler. O ria para döküp gayet güze] bir kitaplık yaptırmış. Kimseye sormadan bir takım kitaplar alrp İçini doldurmuş. Kendisini ziyaret eden bir dostuna kitaplığı gösterirken demiş kİ:
— Azizim, benim kitaplığım en kıymetli kitaplarla doludur, içine bir tek kıymetsiz kitap girmesine meydan vermedim. Hepsini ayrı ayrı elimle satın aldım. Bak. bir tetkik et.
Misafir bakmış:
— Bunların içinde pek kıymetsiz şeyler de var. demiş. Meselâ şu kitap!
Harb zengini kitabı almış, derhal arkasını çevirip,
— Bu mu kıymetsiz, demiş, baksana ftatl 15 lira, ben evimi öyle iki liralık, üç liralık kıymetsiz kitaplarla dolduran kitap meraklılarından değilim.
Yılbaşı hazırlığı
Denizyolları ilâve seferler yapıyor
D'-vlet Denizyolları yılbaşı müna-■ebetile yeni bir tarife hazırlamıştır. Eu tarife, yılbaşı eğlencelerine iştirak edeceklerin gece yansından sonra vapur bulmalarını temin edecektir. Ye-aJ tarifenin esaslarını kaydediyoruz:
Anadolu yakası — Beykozdan hareket eden bir vapur. Paşabahçe, Çubuklu, Kanlıca, Anadoluhlsarı, Kü-çüksu. Kandilli, Bebek, Vanlköy, Çengelköy, Beylerbeyi, Kuzguncuk ve Üsküdar» uğradıktan sonra saat 2,15 de Köprüye vâsıl olacaktır.
Köprüden saat 3 de hareket edecek bir vapur Üsküdardan bavlıyarak Anadolu sahilinin yukarıda kaydettiğimiz iskelelerine uğradıktan sonra «ast 4,45 de Beykoz iskelesine yanaşacaktır.
Rumeli yakası — Saat 24J0 da Ye-nLmahalleden kalkacak bir vapur Sarıyer. Büyükderr. Kirecbumu, Taralıya, Yeniköy. İsttaye. Mlrgün, Rumelihisarı. Bebek, Ortaköy ve Beşlk-taşa uğradıktan sonra saat 2,20 de Köprüye gelecektir.
Köprüden saat 3 de kalkacak bir t vapur da Beşiktaştan başlıyarak yukarıda isimlerin! yazdığımız İskelelere uğradıktan sonra saat 4.50 de Yenl-mahalleye vâsıl olacaktır.
Marmara hattı — Büyükadadan üaat 24.50 de hareket edecek bir vapur Heybeli, Burgaz, Kınalı, Moda, Kadıköye uğradıktan sonra saat 2,30 da Köprüye yanaşacaktır.
Köprüden üçte hareket eden bir vapur da Haydarpaşa, Kadıköy, Moda, Kınalı, Burgaz. Heybeliye uğradıktan sonra saat 4.55 de Büyiikada-ya vfeıl olacak tu-.
Haliç vapurları — Saat 2 de Eyüp-ten hareket edecek bir vapur Halıcı-oğlu, Ayvansaray, Hasköy. Bala t, Fener, Kasımpaşaya uğnyacak saat 2.45 de Könrüye yanaşacaktır. Saat 3 de Köprüden kalkacak vapur da aynı İskelelere uğrıyarak saat 3,45 de Eyüp- İskelesine yanaşacaktır.
Haydorpaşadan saat 3,25 de hareket edecel: banliyö treni Pendlk’c kadar yolcularım taşıyacaktır. Bütün bu seferlerin yolcuları gerek İstan-bulda, gerek Kadıköy vc Üsküdarda tramvay bulabileceklerdir.
Eli- ta yenin
Yılbaşı münasebetllç eğlence salonlarında, lokantalarda gece geçirmek ls'JyzrJcrin adedi pek çoktur, şimdiden Ec,c’’iunun bclllbash gazino ve "(ı beş masa kalmamıştır, n nfıeasese sahipleri bcledl-?.sa parası alınmaması husu-emrine rağmen rezerve adı
alüuda bir para alıyorlar.
Belediyenin tasdik ettiği menü fl-atları lüks sınıflarda 850, birinci sınıflarda 500 kuruştur. Yemek yemeyip yalnız içirt alanlardan % 30 zam kabul edilmiştir. Yalnız kahve ve çay fiatı İtika'de 200, birinci sınılta 150 kuruştur. Ayrıca katiyen antre, masa, kuver paranı altımda hiç bir para
:Z
Yaşlı bayanlara mahsus
L1 ususl otomobil tedarik etmek n güçleşeli beri umumi hizmet vasıtası olan tramvayları hususi görmek İstiyoruz, öğrencilere mah-bus tramvaylardan sonra nuımur-lora mahsus tramvaylar, işçilere mahsus tramvaylar Istlyenler var,
Tanıdıklarımdan biri kadınların tramvaylarda, çektikleri sıkıntıları, gözleri yaşla dolu olduğu halde aayıp döktükten sonra:
— Azizim, dedi, mutlaka bayanlara mahsus tramvaylar lâzımdır.
Bu sözleri dlnliyen bir başkası dedi ki:
— Kadınlara mahsus tramvaylar olması fena değildir. Fakat bundan dtıha lüzumlusu var: İhtiyarlara mahsus tramvaylar çıkarmalıyız. İhtiyarlara lâyık oldukları saygıyı ne yazık ki gösteremiyoruz. Ayrı bir tramvayları olsa şehirde rahat rahat seyahat edebilirler. Hem de eski İnsanlar olduktan için birbirlerine saygı göstermekte hiç bir kusur İşlemeden.
Tramvay idaresinin araba durumunu bilenlerden biri dayanamadı:
— ty-l ama. kadınlara ve yaşlılara ayıracak kadar tramvay arabası yok kİ.
Aramızdan biri atıldı:
— İkisi birden olmaz ama ben yalnız yaşlı erkeklere tramvay arabası bulabilirim, dedi. Evvelâ •yaşlı bayanlara mahsus» bir kaç araba çıkarmalı. Bu arabalara nasıl olsa hiç bir kadın blnriilyeceği İçin tabelâsını değiştirip «Yaşlı erkeklere mahsustur» denirse mesele halledilmiş olur,
ŞEVKET RADO
Filistindeki karışıklıklar
Kitle halinde binlerce
Yahudi tevkif edildi
Londra 29 (R.) — Rcuter muhabirine göre, Filistlnde perşembe günü yapılan şiddetli-tecavüzlerden sonra Kudüs'te ve Tclâvlv'de binlerce Yahudi tevkif edilmiştir. Bu tevkifler kütle halinde yapılan en büyük tevkifleri teşkil eder.
Kudüs'te Eden otelinde ve civarında 2000 Yahudi tevkif edilmiş, sonra bunların büyük bir kısmı salıveril-miştlr-
İnglllz hava piyadeleri tümenine mensup erler, cadde ve sokaklarda devriye gezmektedirler. Musevller. evlerinde kalmağa, pencere «e balkonlarda görünmemeğe davet edilmişlerdir.
Filistin e çok miktarda İngiliz askeri getirilmiştir. Birçok eVlcrde ve binalarda araştırmalar yapılmaktadır.
Kudüs 29 (AA.) — Hava yoliylc nakledilmiş olan İngiliz kuvvetleri Telâvlv şehrini İşgal etmişlerdir.
Bugün öğrenildiğine göre, dünkü karışıklıklar esnasında 24 kişi Öldürülmüş, yahut ağır surette yaralanmıştır. İngiliz zırhlı otomobilleri dün bütün gece Kudüste devriye gezmişlerdir.
Yahudi ajansının şefiyle İcra komitesi reisi Ingiliz kumandanını ziyaret ederek, son tecavüz ve karışıklıkların siyontstlikle hiçbir alâkası bulunmadığı hakkında teminat vermişler ve neşrettikleri demeçte, son hâdiselerden dolayı Yahudi milletinin nefretini izhar etmişler ve Filistlnde takibedllen İngiliz politikasının, bu taşkınlıklarla mücadele etmelerine en gel olmasından, çok esef ettiklerini İlâve etmişlerdir.
İstanbul sağlık müdürü
Ankara 29 (Telefonla) _ Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı müsteşarlığına İstanbul lU Sağlık ve Sosyal Yardım müdürü Dr. Faik Yargıcı'nm getirileceği haberi asilsizdir. İstanbul' u İlgilendiren çeşitli İşleri görüşmek üzere şehrimizde bulunan Dr. Faik Yargıcı temastan bittiğinden İstanbul'a hareket etmiştir.
Mısır ve Sudandaki Ermeniler
Kahire 29 (A.A.) — Mısır ve Sudandaki Ermeni kolonisinin takriben otuz bin kişiyi bulan yüzde ellisinden fazlası, Sovyet Ermenistanına dönmek hususundaki Rus teklifini kabul etmiştir.
alınmıyacak, alındı İse de iade edilecektir.
Bu emir ve tarifelerin tatblkına, mıntıkalara ayrılmış olan şehrin muhtelif kısımlarında kontrol memurları dikkat edeceklerdir.
Rus isteklerine karşı
Memlekette halkın asil galeyanı devam ediyor
Trabzon basını bu konuya geniş sütunlar ayırmakta, halk gazete idarehaneleri önünde toplanmaktadır
Trabzon 28 (AA.) — Sovyet Rusya hesabın» yapılacak İsteklerin bölgemizde yarattığı tepki devam, etmektedir. Trabzon basını bu konuya ge-ulş sütunlar ayırmakta devam ediyor. Halk, gazete İdarehaneleri önünde birikmekte vc gazeteler İkinci tabılar yapmak «orunda kalmaktadırlar. Gazetelerin neşriyatı bütün bölgede olduğu gibi yurdun her köşesindeki Trabzonlular tarafından da hassasiyetle takjbedllmelrtedlr. Topraklarımız üzerindeki isteklere dahil il ve ilçelerdeki gençl’r ve teşekküller gazetelere gönderdikleri telgraflarla 8ovyet taleplerini şiddetle reddetmekte vc gazetelerimizin bu konudaki neşriyatına candan katıldıklarını bildirmektedirler.
Bugünkü sayısında Yeni Yol gazetesi: «Bu ratan bizimdir» başlığı altında ve Korlü İmzasile yayınladığı başyazıda İsteklerin mahiyeti bir daha açıklanmnkta vc bu çılgın isteklerin Türk umumi efkârındaki tepkisi belirtilerek, Tikrklyenln tek kararı vardır, ne pahasına olursa olsun ve nereden gelirse gelsin Tiirk haklarından ve topraklarından hiç kimseye, hiç bir şey vermemek. Bıı karar damarlarda son damla kan tükenmeden ve son kalb durmadan değişme® ve dcğlşmiyccek denmektedir.
Halk gazitcrînde Mahmut KücS-rah lmzaslle çıkan «Türk vatanı pazarlık konusu değildir» başlıklı başynzıda, İsteklerin dünya umumi efkârındaki akisleri belirtildikten sonra biz kİ her tehlike karşısında bir kalb gibi çarpmasını ve milli birliğin şahane örneklerini vermesini bilen bir milletiz, bizim kalbimizde, ruhumuzda, vicdanımızda milli haklarımıza yapılacak her tecavüz en şiddetli karşılığını bulmakta gecikmez. Gürcü, talepleri karşısında milletçe duyulan hassasiyet hür yaşamak arzumuzun en brilğ ifadesidir.
Bundan sonra Üçler ’ konferansı mukarrerdim incellycn yazar Sta-Jlngrad'a kadar Rus toprakları İşgal edilmiş ve ttunya'nırv‘pıukav₺mdl| ihtimalleri vayıriamiş bulunduğü bir sırada Türkiye’nin Alman vahilerine kulak aşmamasının mükâfatını son talepler İçinde mİ mütalâa edeceğiz?-Almanlar Süveyş'e inmek İçin her
Rusyada memnunluk
Pravda ve izvestiya gazeteleri, Moskova’da alman kararların önemini belirtiyorlar
Moskova 28 (A.A.) — Pravda gazetesi, Sovyet radyosu tarafından da zlkrulunaıı başmakalesinde, Moskova konferansına elde edilen neticelerin müspet mahiyetini belirtmekte ve İncelenmiş olan meselelerin, Avrupacın İstikbali kadar Asyanın da İstikbali için son derece önemli bulunduğuna İşaret etmektedir.
Moskova konferansını, «barış şartlarını kurmak yolunda milletlerarası İş birliği tarihinde büyük bir merhale» olarak vasıflandıran Pravda gazetesi, barış antlaşmalarının hazırlanması hakkında alınan kararların her noktada Potsdam kararlarına uygun ol-msmdan mütevellit memnunluğunu bildirmektedir. Zira, gazeteye göre, bu mesele Londra konferansının bir sonuca varmasına mini olmuş bulunması bakımından, bilhassa bundan ötürü daha da ehemmiyet kesbet-mektedir.
Sofya hükümeti,, Rus tavsiyelerini kabul etti
Sofya 28 (AA.) — Anadolu ajansının özel muhabiri telefonla bildiriyor:
Sobranya’nın bugünkü toplantısında söz alan Başbakan Georglef, kurucular meclisinin yakında toplanacağını ve Kıralbğı kaldırarak Cumhuriyet ilân edeceğini bildirmlştr.
Başbakan'dan sonra kürsüye gelen Dışişleri Bakanı, Moskova konferansından ve neşrolunan tebliğden bahsederek Sovyet elçisi Klrsanof'un mezkûr tebliğ gereğince Bulgaristan'a dostane tavsiyelerde bulunduğunu ve hükümetin bu tavsiyelere uymağı İttifakla kararlaştırdığını söylemiştir.
Sofya 28 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabiri telefonla bildiriyor:
Dışişleri Bakanı, bugîin gazetecileri kabul ederek Bulgaristan'ın müta-reke şartlarını İyi niyetle y«rlne ■gC'-ılrdiğini ve bu şartların hafifletti-
tiirlii cazip tekliflerde bulunurken, ra tanımızı köprü yapmamak emelimizin ve bu yolda harcadığımız emekler in mükâfatı bu talepler mİ olacaktı?
Sovyet Rusya Alman taarruzuna maruz kaldığı zaman Kafkas hudut larını garanti etmek İçin Rusyanın Türklyeye verdiği sözler bugünü hazırlamak İçin mi İdi? Boğazlardan Al man harb gemilerini bunun İçin mi geçirmedik ve bunun İçin mİ milyonluk ordumuzu Alman savletinin karşısında diktik? Türkiye İkinci cihan harbinin ilk gününden İtibaren An-glo - Amerikan dâvasına göstermiş ve Müttefikler yardım etmiştir.
İstiklâlimizi ittifakımızın fu değil, milli hakkımız olarak İstemek en tabtt emelimizdir. Biz üçler konferansından dünya sulhünli sağ-lıyacak kararlar bekliyoruz. Hiç bir görüşmede Tilrk vatanının tamamI-yetl bir pazarlık, konusu olamaz. Türk milli İradesini en geniş ölçüde temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi vç Büyük önderi İnönü'dür. Tarih boyunca esir yaşamak zilletine kat-lanmıyan Türk milleti, hürriyeti ve vatanı İçin topyekûn ölmeğe hazırdır.
Kırıkhanda hararetli tezahürat
Kırıkhan 28 (A.A.) - Rusların Türk topraklarmdan bir kısmını İstediği yolundaki haberler, yurdun her yerinde olduğu gibi Kırıkhan'da da milli ve asil bir galeyan doğurmuş ve bugün Kırıkhnn'lı gençlerle binlerce halk toplu bir halde milli marslar okuyarak şehri baştanbaşa dolaşmış ve bu aroda çok heyecanlı nutuklar söylenmiştir.
Bu nutuklarda. Türk vatanı üzerinde ötmek lştiyfn baykuşların yok edilmeğe mahkûm olduğu, Türk vatanının bölünmez bir bütün olduğu belirtilmiş ve Kırıkhanlılardan. Trabzon, Kars ve Ardahan'lı kar-, döşlerimize selâm ve sevgiler yollanmıştır.
Bir tezahürlerden sonra parka gidilerek hep bir ağızdan İstiklâl marşı söylenmiş Atatürk büstüne çelenk-1er konarak Ebedi Şef in gençliğe hitabesi tekrarlanmıştır.
sadakat zaferine
»ir ıaı-
Londra 29 (A.A.) — Gazeteler başyazılarında, Moskova konferansının muvaffakiyetlerinden dolayı büyük memnunluk]arını İzhar etmekle beraber, konferansın önemli masclelerl, bilhassa Türkiye ve İranı ilgilendiren meseleleri neticesiz bıraktığına nazarı dikkati çemektedirler.
Daily Mail şunları yazıyor:
Moskova konferansı, ekserisi İhtilâf konusu olan bir sürü meselelerle meşgul olmuş ve en önemlilerinden pek çoğu üzerinde bir anlaşma gerçekleştirilmiştir. Türkiye ve İrana alt müstacel meselelerin de bunların arasında olduğunu öğrenmiş olsaydık, çok daha bahtiyar olurduk.»
News Chronlcle diyor kİ:
«üzerinde hiçbir anlaşmaya varılmamış Alan esas nokta, maalesef Rus siyaseti tarafından İran ve Türklyc-ye karşı İleri sürülmüş olan ciddi meseleleri ilgilendirmektedir. Dünya güvenliğinin teminat altına alınmasından önce diğer birçok tartışmalara lüzum hasıl olacaktır. Fakat görüşmeler. İş birliği yolunu kesen birçok maniaları bertaraf etmiştir.»
İngiliz eyaletlerindeki gazetelerin hemen hemen hepsi Moskova gör üş-
feransı kararlan
Moskova 28 (AA.) — Sovyet hükümetinin resmi organı olan İzvestla gazetesi, Moskova konferansının ne-ticelerlnedn bahsederek, bilhassa yun lan yazmaktadır:
Moskova konferansında halledilen meseleler arasında birçok milletlerin son dakikaya kadar hallini İmkânsız gördüğü meseleler de vardır.
Bilindiği üzere, Birleşmiş milletlerin aralarında her türlü İş birliği yap malarına muarız olanlar pek yakın bir zamana kadar üç büyükler ara-sınd İş birliği fikrinin dahi tehlikede olduğunu beyan ediyorlardı.
Harbin felâketlerile hırpalanmış olan bir dünyada her memleket halkı, barışın İstikrar vc katiyet İçinde olmasını hasretle beklemektedir.
Üç büyüklerin iş birliği olmaksızın her hangi bir istikrar ümldctmek veya devamlı bir sulh beklemek bir hayaldir.
Otomobil kazası dâvası bitti
îsfendiyar 3 »ene 4 ay hapis yatacak
İzmir 28 — Otomobil kullanırken üç kişinin ölmesine ve iki kişinin yaralanmasına sebebolmaktan maznun İsfendlyar, ceza kanununun 455 İnci maddesinin ikinci fıkrasına tevfikan 5 sene hapis ve 300 lira ağır para cezasına mahkûm edilmiştir. Fakat mahkeme, arabanın esas şoförü olan Hayrının otomobili kendisine teslimini hafifletici sebep olarak kabul etmiş ve cezayı 1/3 nispetinde İndirerek 3 sen 4 ay hapis ve 200 lira ağır para cezasına mahkûmiyetine, ölen Abduilahın karısına 800, ölen Hayrının çocuğuna 300, karısına 500, ölen bayan Meleğin annesine 500, kocasına — istediği 15 bin liraya mukabil — 15 lira tazminat ödemesine karar vermiştir. Maddi tazminat İçin başka mahkemelere müracaat hakkı alakadarlar İçin bakidir.
meşini, barış andlaşmasının da bir an evvel yapılmasını Mütteflklai’den Jsted i ğ inMjUçhrmlatlc^^^^^^^ı
Türkiye ve Iranı
ilgilendiren meseleler
Bu meselelerin Moskova’da halledilme-mesi Ingiliz basınının dikkatini çekiyor
melerini aynı zihniyetle yorumlamaktadırlar. Bu arada LlverpoM Post şunları yazıyor:
* Balkanları İlgilendiren şartlar l Rusyanın uyuşma taraftarı olduğunu göstermektedir. Bununla beraber Türkiye ve İranı alâkadar eden önemli meselelerin halledilmemiş olduklarına göre, Rusyanın uyuşma zihniyeti pek de ileriye gitmemiş olsa gerektir.»
Ulumlar arası işbirliği kuvvetlendi
Londra 29 (A.A.) — Moskovadald İngiliz vc Amerikan sözcülerinin söylediklerine göre, uluslararası iş birliği ihtimalleri Londra konferansından bugüne ı.adar geçen zaman zarfında olduğundan çok daha iyidir.
Yetkili bir İngiliz temsilcisi şunları söylemiştir:
«Her ne kadaı- İlk zamanlardaki ümitler tamamlle gerçekleştirilmemişse de, amel! olarak mümkün olan her şey yapılmıştır.»
Bazı mahfillerde tahmin edildiğine göre, üç Dışişleri Bakanı mart ayı İçinde tekrar Vaşingtonda toplanacaklardır.
Moskova kon
Mareşal Tito
İngiltere ile iyi münasebetler kurmak istiyor
(Baş tarafı 1 inci sahifede) uğratmak tehlikesini gostermkttdir. Polsdam’da elde edilen duruma nispeten bunun bir gerileme olduğunu kabul eden İtalyan efkârının hayal kırıklığı, istişare meclisinin hükümete karşı vaziyet almaslyle tebarüz edecektir. İstişare meclisi. De Gas-pari’nln şahsında İtalyan hükümetini. bilhassa. Müttefiklerin İtalyan milletine karşı daha elverişli bir muamelede bulunacağı ümidine kapılmış olmakta itham etmektedir.
Rızaiye şehri de teslim oldu
Tahran 28 (AJL) — tran hükümetinin elinde bulunan Azerbaycan eyaletinin son şehri olan Rizalye'nin, muhtariyet idaresi kuvvetleri tarafından İşgal edildiği tahinin edildi ektedir.
Kuzey garnizonundan teslim olan subay ve erler Tahran’a gelmpğe devam etmektedirler.
Arap memleketlerinin protestosu
Kahire 28 (AA.) — Moskova kararının uyandırdığı ilk tepki,. Mısır ve Arap memleketlerinin barış konferansına ahnm^nalan aleyhinde göstarllen protesto hareketi olmuştur. Mısır, menfaatleri bahis mevzuu olduğu zaman, barış müzakerelerine girmesine müsaade edileceği hakkında 16 kasım 1942 de Inglltere-nin kesin mahiyetteki taahhüdünü İleri sürmekte ve diğer taraftan da barış şartlarını İtalya İle doğrudan doğruya müzakereye biljıassa hakkı olduğunu hatırlatmaktadır,
Tokyo 28 (A.A.) — Kendirine Rusların da Japon kontrûluna iştirak edeceğini haber veren France Presse' İn muhabirine. Liberal partisi lldeTİ Hatoyama:
•Korkunç, müthiş bir İş. Mac Art-hur yalnız başına bundan bin kere daha iyi İdi» demiştir.
Bu haberin Uk tepkisi, Japonya’da derin bir hayal sukutu uyandırmak olmuştur. Tabii komünistler buna bir İstisna teşkil etmektedirler. Liderleri Yambl'ye geniş bir tebessümle, cBöy-le, bin kat daha İyi olncaktırB fikrinde bulunmuştur.___________
Prenses Dürrüşehvar’ın Çocuk Esirgeme kurumuna teberrüü
Geçenlerde şehrimize gelen Hay-darflbat nizamının gelini Berar pren ses! Dürrüşehvar, şehrimiz çocuk Esirgeme Kurumuna 1000 lira teber-rüde bulunmuştur.
Londra 28 (A.A) — Yugoslav Başbakanı Mareşal Tito, ReuterTn Belgrat muhabiri vûsıt3slyle İngiliz miL-’ letlne gönderdiği bir mesajda, İngiltere ile iyi münasebetler kurulması arzusunu izhar etmiştir. Mareşal Tito demiştir ki: ■
İngiltere İle iyi münasebetler kurmayı istememiz yalnız. Jlfta değildir. AllÂanya mağlûn olduk)?n ve Fransa harbin tahripleri altında ıstırap çzk-nıekte bulunmasından^"''’. İngiltere, batı Avrupada en büyük millettir. Eğer İngiltere ile Yugoslavya arasında İyi münasebetler kurulmazsa, bıı hal Yı davya İçin fena neticeler doğuracaktır. İngiltere ile bilhassa İktisadi münasebetlerimizi ıslâh etmek istiyoruz. Genel meseleler bir defa halledilince. İnglltereyc Yugoslav-yada yapılacak tavizler gibi basit meselelere bir hol çaresi bulmak güç olmıyacaktır.
İngiltere İle olan münasebetlerimizde zaman zaman görülen gerginlik, önemli bir surette azalmıştır. İki memleket arasındaki İktisadi münasebetleri İncelemek üzere daha şimdiden bir komite tâyin etmiş bulunuyoruz.
Mareşal Tito Yugoslavyanm âcil bir yardıma lhtlyncı olduğunu fakat bir dilenci gibi yardım istemediğini beyan etmiştir.
Tazminat meselesinden bahseden Mareşal Tito, bilhassa şunları söylemiştir:
«Bizim durumumuz Kalyadan alacağımız tazminatla ilgilidir. Batıda bazı kimseler menfaati erimizi bir türlü kabul etmemekte ve İtalyayl himaye etmeğe çalışmaktadırlar. Fakat İtalyanın memleketimizde yaptığı «ararları Almanyaııın ödemek İktidarında olmadığını ve ödeyemlyece-ğlni biliyoruz. İtalyanın birçok müşkülâta maruz kaldığını biliyoruz, fakat bu memlekette yaptığı zararların sorumluluğuna katlanmak zorundadır. İngiltere İle Yugoslavya arasındaki münasebetler ancak İtalyanın Yugoslavyaya karşı sorumluluğunun kabul cdilmeslle kurulabilir.
BORSA
Sovyet Rusyada seçim hazırlıkları
Moskova 29 (R.) — Sovyet Rusya’ da yakında yapılacak olan umumi seçimler için hazırlıklar devam etmektedir. Seçimlerin Rusya’nın her tarafında duyulması İçin şimdiye kadar, memleketin muhtelif yerlerine 700 verici radyo clhaa konmuştur. Seçimlere kadar 1000 verici cihaz daha vazedilecektir.
28/12/1945 flatierl
Londra üzerine 1 sterlin Nevyork üzerine 100 dolar Cenevre 100 İsviçre Fr Madrid üzerine 100 peseta Stokholm üzerine LOB kuran
ESHAM VB TAHVİLAT % B failli ikramiyeleri 1839 Ergani 1838 ikramiyem Millî Miidafaa Demiryolu IV Demiryolu V % 7 faizli Tahvilleri Sivas - Erzurum 1 Sivas - Erzurum 2-7 1941 Demiryolu I 1941 Demiryolu EL 1941 Demiryolu LU Mim Müdafaa I Millî Müdafaa n Millî MQdafaa m M11U Müdafaa IV Anadolu Demiryolu Gtupu: Tahviller 1-2
Hisse çenetleri % 00 Mümessil sanet
BORSA DIŞINDA ALTIN FİATLERl
Reşadiye Gulden İngiliz Külçe (BU gramı)
Bir hapishane gardiyanı idama mahkûm oldu
Moskova 29 (R.) — Belgrad radyosunun vermiş olduğu bir habere göre, Soubasltze hapishanesi baş gardiyanı Nostarl, harb suçluları mahkemesi tarafından ölüme mahkûm edilmiştir. İşgal seneleri sırasında Nostarl bir çok vatandaşların ölümlerine sebebomluşttı.
29 Aralık 1945
8ahife 3
AKŞAMDAN AKŞAMA
Türk müelliflerine bir kuş bakışı
ŞEHİR HABERLERİ
z
İp lâzımmış!..
Üniversite gençlerinden kaçı «kitapları yarıştırmak resine kapılmış. Mükâfattı anket açmış. Kazanana, şartnameye göre hediyeler veriyor.
GEN’in bastığı bıı risalede telif ve tercüme kısımları var. Dikkatimi çeken şu oldu: Romancı, hikayeci ve eseyist 45 şahsiyet görünüyor. Bunların arasında, Halit Ziya, Hüseyin Rahmi. Mehmet Rauf. Saffet Nezihi, Sadri Ertem, Mahmut Yesarî gibi vefat etmişler de var. öyleyse 45 adedi cidden az... Y'cni nesil mümessillerini aradım. Mevcutların en gençleri otuz küsûr yasında. öyleyse yeni nesilden değiller... Yalnız bir iki kadın muharrir ismi geçiyor: yaşlarını bilmiyorum. Öğrenmek nezaket-shd'ğinf de göstermem. Demek ki romancılık, hikâyecilik ve eseyist-Jik yeni nesil arasında henüz mümessillerini vermedi (Yeni nesil derken Arap harflerini bilmeyen nesli kastettiğimi evvelce söyle-mişt’m. Bu tasnife hâlâ riayet ed'vorum.)
Tiyatro teliflerine gelince II müellif görünüyor. (Kitapları henüz basılmayan bîr kaç müellif daha vardır. Fakat hiç biri yeni nesilden değildir: Arap harflerini bilirler,)
Tercüme kısmındaki eesrleı-den bahsetmiyeeeğim. Fakat ck-ser si güc olan bu esreleri Tiirk-çeye çevirenler arasında gene nesil mümessillerinin yüzde kac olduklarını cidden merak ediyorum Esasen mütercim isimleri d? zikredilmiyor. Bir tetkik meraklısına bu işle uğraşmağı tavsiye ederim. Bize bir hakikati anlatmış olacaktır.
Gelelim sairlere... Adetleri na airlerimlzinkinden pek fazla... 78 kişi... Koleksiyonlarımızda bulunsun, istikbale yadigâr kalır diye aşağıya listelerini yazıyorum :
bir he-bir
imar plânı
Yeni bazı işlere başlanıyor
Eminönü - Unkapam sahasının açılması İçin Unkapanuıdan Hâl’e kadar olan kısımda 580 parça emlâkin İstimlâk edilmesi İcabetmektedlr. şimdiye kadar ancak 220 parça gayri menkule kıymet takdir edilmiştir. Bu sahada Atatürk bulvarının açılmadı İçin daha evvel 100 parça binaya kıymet konulmuştu. Kalan 260 parça binanın İstimlâk muamelesine 1048 yılında devam olunacaktır. Bu İsler için belediyeler Bankasından alman 3 milyon liranın bir milyon liradan fazlası sarfolunmuştur.
Atatürk bulvarında bina inşaatı İçin adaların ve arsaların ayrılması İsine devam olunmaktadır.
Belediyenin tesbit ettiği ikinci beş senelik imar plânında Eminönü -Hâl - Unkapanı sahasının açılmasına, Harblyedekl çocuk bahçesinin Beşiktaş stadyumuna doğru uzatılarak setli bir parça haline getirilmesine, birinci beş yıllık plânda başlanan Beşiktaş Barbaros anıtnın kalan kısımlarına ve Topkapı - Aksaray yolunun genişletilmesine başlanmıştır. Üsküdar -Beykoz yolunun genişletilmesi işiyle şehrimiz bayındırlık müdürlüğü meşgul olmaktadır. Yeni yıl İçinde Orta-köy - Kuruçeşme yolunun genişletilmesine başlanacaktır,
1945 yılı sonunda İkinci beş yıllık plânın birinci senesi tamamlanmaktadır. Btı plânda tesbit edilen işlerin başarılması İçin 4 yıllık zaman daha vardır
Umumi Meclisin son toplantılarında Bebek - Arnavııtköv ve Sultanahmet - Sirkeci imar plânının nâzım plânları kabul edilmişti. Bu bölgelere alt imar işlerinin, tafsilâtlı plânları da umumi mecliste görüşülecektir. Bu iki plânda yapılacak işler 1950 senesine kadar devam edecek olan ikinci beş yıllık plânda mevcut değildir. Bununla beraber lüzum görüldüğü takdirde İkinci beş yıllık plânın tamamlanmasını beklemeden de bu işlere başlanabilecektir.
Ahmet Haşim, Salih Zeki Aktay. Ali Ekrem. Melih Cevdet. Süha Andıc. Ali Mümtaz Arolat. Asaf Halet Çelebi. Faal Ahmet, Şüküfe Nihal, Yahya Kemal, İsmet Bozda". Cenab Şeha-beddin, Necati CumaİJ, Behçet Kemal Çağlar, Faruk Nafiz, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Ahmet muhip Draııas. Necdet Rüştü. Emin Bülent. Celâl Sahir. Ömer Bedreddin, Orhan şaik. İbrahim Alâaddln. Ferda Güley. Hüseyin Rifat, Hüseyin Slret, Hüseyin Suat. H Nazım. Oktay Rifat. İlham! Bekir. Kenıaleddin Kami. Orhan Veli. Baha Vefa. Enis Behiç. Necip Fazıl, Vasfi Mi-hir, Ercüment Behzat, Yusuf Mardin, Mehmet Akif, Cemil Milyon. Nail V. Namık Kemal. Yaşar Nabl. Nec-meddin Halil, İffet Halim. Yusuf Ziya, Faik ÂL1. Gavsi Ozansoy. Oıhatı Seyfi Orhon. Halit Fahri. Önıer Naci, Hikmet Şinasl. Halûk Nihat. Nazım Hikmet. Reeal zade Ekrem, Şükrü - -
Enis. Celâl Sllây, Sabri Esat. Cevdet ’^arl» Kudret, Süleyman Nazif, Süleyman "M” ’ ",w Neslp. Ahmet Hamdi Tanpınar. O. F Toprak. Cahit Sıtkı. Abdülhak Hâmit, Suat Taşsr. Ahmet Kudsl, Fethi Te-vet Tevflk Fikret. Ali Cnnlp. Haşan Âli Yücel. Haşim Nezihi Yücel. Halide Nusrat. Ziya paşa...
Dağıtılacak eşya
Vilâyet emrine 700 bisiklet lâstiği verilmiştir. Bunlar ihtiyaç sahiplerinden sırası gelenlere tevzi edilecektir.
Vilâyetin elinde bulunan 1000 küsur paket fotoğraf malzemesinin fotoğrafçılara tevzi İsi sona ermiştir.
Vilâyet dağıtma komisyonunun elinde 60-70 bin kadar 220 voltluk ampul mevcuttur Heyet, bu ampullerin serbest satılmasına karar vermiş ve satışlara dünden İtibaren başlanmıştır. Bu ampuller takas su-retlle ithal edildiğinden pahalıdır. Fiatlar İlk ampul tevziatindakinin aynıdır. Elektrik sarfiyat makbuzları yle yapılan ampul tevziatına devam olunuyor.
Sığır ihracatı
Ticaret Bakanlığı yeni verdiği bir
olduğu gibi garp limanlarımızda da canlı sığır ihracını serbest bırakmıştır.
Serbest dövizle yapılacak olan ihracatta fiatlar 98 kuruştur
Tütün piyasası
Hazırlanan alım talimatnamesi alâkadarlara gönderildi
Tütün piyasasının açılışı yaklaştığı tçln Tekel Bakanlığı tarafından hazırlanan bir talimatname alâkadarlara gönderilmiştir.
Bu talimatnamede alınım şekli açıklanmıştır. Şehrimizdeki tütüncüler bu hafta içinde Ege bölgesine hareket edeceklerdir. Bu senek! piyasada Amerikalıların geçen seneden çok fazla tütün alacakları söylenmektedir.
Bu arada Muır da bu yıl hatları uygun bulursa fazlaca tütün alacaktır.
Halen bazı Amerikan firmaları mümessilleri Ege bölgesinde tetkikler yapmaktadırlar. Tütün piyasasının bu yıl geçen yıla nispetle hararetli olacağı tahmin olunmaktadır.
Çekoslovakya ile ticaretimiz gelişiyor
Son günlerde Çekoslovakya memleketimiz arasında ticari münasebetler artmağa başlamıştır.
Hehiız karşılıklı ticaret 1941 - 1942 ve 1943 yıllarındaki gibi olmamakla beraber diğer kurtarılmış Avrupa memleketlerine nispetle Türk - Çekoslovak ticaretinin mühim bir gelişme yolunda olduğu piyasada belirtilmektedir Hususî firmaların ticaretinden başka Sümerbaıık yakın zamanda Çekoslovakyadan boya, sel-lüloz ve sanayie alt bazı maddeler almıştır. Bu mallar hakkında Tuna yolundan bir Çek vapuru İle Umanımıza gelecektir
Alman m aharın değeri 1,5 milyon lira kadardır. Ticaret takasla yapılmış olup mezkûr mallara mukabil memleketimizden Çekoslovakyaya, fındık, palamut, kuzu ve koyun derisi gönderilecektir
He
Deniz yolları şehir hatlarında ki büfe tarifesi
Son zamanlarda belediyece çay ve kahve satılan yerlerde yüz para tenzilât yapmıştı. Devlet Denizyollarının şehir hatlarınrfakl büfelerde hâlâ eski tarife tatbik ediliyor.
Vâki olan şikâyetler üzerine belediye iktisat müdürlüğünce Devlet Denizyolları idareci arasında tarifelerin tatbiki için temaslar yapılmaktadır
Sabun fiatleri
Son günlerdi- sabun hatlarında bir yükselme başlamıştır.
Sabun fabrikaları tam randımanla faaliyette bulundukları halde bu yüksekliğin sebebi olarak yağ hatlarının artmağa başlaması gösterilmektedir.
Prina sabunlarında henüz bir değişiklik yoktur. Fakat birinci toptancılarda birinci nevi kokulular 160170 ve kokusuzlar 165 kuruşa kadar satılmaktadır
Pasteur töreni
Sıtma mücadelesi
Bugün Üniversitede büyük merasim yapılacak
Büyük Fransız âlImJ paşteur'un ölümünün ellinci yıldönümü nıünase-betlle Türk hekimleri Dostluk ve Yardım Cemiyeti tarafından bugün saat on dörtte üniversite konferans salonunda bir tören tertl-bedilmiştir. Tören Dr. Fethi Erden'ln açılı? nutkuyla baş-hyacaktır. Bundan sonra Ord. profesör Dr. Âkil Muhtar Özden Pasteur'un hayatından bahsedecek ve Ord. profesör Dr. Tevflk Sağlam kapanış nutkunu söyllyecek-tir Bundan sonra Pasteur’un hayatı filmi gösterilecektir.
İki frın muvakkaten kapatılıyor
Fırınların kontrollarına olunmaktadır. Beyoğlu ve Eminönü mıntakalarmda yolsuz hareket ettikleri görülen İki fırın önümüzdeki hafta muvakkaten kapatılacaktır.
Belediye kaymakamlıklara yeniden birer tamim göndererek fırın amelelerinin un çuvallarını yatak ve yorgan gibi kullanmalarına mâni olunmasını tekrar istemiştir.
Has ekmek çıkaran fırıncıların. Mıımhanede ve Hasköy değirmenlerinde öğütülen unların bozuk evsafta olduğu hakkındakl şikâyetleri üzerine bu değirmenlerin unlarından numuneler alınmış ve tahlil edilmek üzere klmyahaneye gönderilmiştir.
devam
Kısmen belediye, kısmen vilâyet tarafından yapılcak
Vali muavini B. İsmail tfakkı Bay-kal’in başkanlığında belediye reis muavini doktor B. Nazif Seçkin, vilâyet ve belediye sağlık müdürü doktor B. Faik Yargıcı ve sıtma mücadele başkanı doktor B./lithat Siıyerden mürekkep bir toplantı tertibe-dllmlşti. Toplantıda İlkbaharda bavlıyacak olan sıtma ve sivrisinek mücadelesine alt bazı yeni kararlar verilmiştir.
Bu kararları ihtiva etmek özere hazırlanan bir rapor Sağlık Bakanlığına gönderilmiştir.
Rapora göre Bebek'ten itibaren başhyarak Beyoğlu. Şişli ve Kâm t haneye kadar olan karşı kısımla İstanbul cihetinde surlar içinde kalan bölgede sıtma ve sivrisinek mücadelesi belediye tarafından yapılacaktır.
Şehrin Kadıköy. Üsküdar cihetiyle Eyüp. Yedikule ve Bakırköy semtleri ve vilâyet hudutları içinde kalan diğer bölgelerdeki mücadele faaliyetile sıtma mücadele başkanlığı meşgul olacaktır. Ankaraya gönderilen bu rpnora henüz cevau gelmemiştir.
TOMHB6JH l’IEMK
Kimi hattâ yarım asırdan evvel vefat etmiş, kimi çeyrek asırdan beri manzum tek söz söylememiş. kimi canından bezmiş bir çok zevatla dolu olan bu listede istidadını edebiyata vermiş ve parhyabilmiş hakiki sair denecek kac kişi var? (Şiirde parlamak. kâzip olmıvan bir şöhreti
icabettirir.)
Arap harflerini bilmeyen yeni neslin mümessillerini bu büyük listede aradım: Kâzip şöhretle dahi olsa, içinden kaç kişiyi tanıyorsunuz?
Acı hakikât.,.
Aman, yeni nesil edebiyatçıları! Kendinizi gösterin.,. Sakal land'nu...
Sağlık ve Sosyal Yardım müdürlüğü, eski ev eşyalariyle giyecek eşyalarının satıldığı Bltpuzannda bir temizlik murakabe bürosu tesis etmiştir. Bu bürodaki memurlar, eski eşyalar yollyle şehre bulaşıcı hastalıkların yayılmaması için lüzumlu tedbirleri alacaklardır.
Dün bu pazarda ve Şehzadebaşı sinemalarında yaptırılan temizlik kon-trollarında pis görülen bir dükkânla iki sinema hakkında zabıt tutulmuştur.
D.D.T. mahlûllyle dolaşan ekip de dünden itibaren Ayvansaray. Küçük-pnzar. Bayezit. Tahtakate bölgesindeki bekâr odalarını gezmeğe başlamış ve çamaşırları tlâçlamıştır, Bu ekip günde 4Û0 - 500 parça çamaşır llâç-lanıaktadır._______
Karamanda hayvan ve tereyağı fiatleri düştü Karaman (Akşamı — Burada kuraklık yüzünden bu sene mahsul az olduğu İçin hayvan yemi de kıttır. Köylüler pek lüzumlu hayvanlarından başkalarını satmakta, bu yüzden hayvan fiatJarı düşmektedir. Geçen sene 400 liraya satılan koşum öküzleri, şimdi .00 liraya- alınmaktadır. Bu sebepten koyun etinin fiatı kilosu 130 dan 110 kuruşa İnmiştir. Hayvan yemi kıtlığından toprak mahsulleri Karaman ofisi bir tebliğle köylülere, hayvan rudası İçin ucuz flatla arpa vermeğe başlamıştır. Besleyip pahalı satmak üzere fazla miktarda hayvan salın alan celepler hayli ziyan etmişlerdir. Hayvan fiatının ucuzluğu yağlara da sirayet etmiştir Kış geldiği halde tereyağları dört liradan satılıyor, fazlaya çıkmamıştır.
Hakikaten şaşılacak şey, Bun dan bir müddet önce piyasaya erkek kunduralarına mahsus bir takım lâstik tabanlar gelmişti. Her yerde bir buçuk liraya, ik liraya satılıyordu.
Bir iktisatçı dostum:
— Bu lâstik tabanları kunduracılar, tabii berberlerin jilet bıçaklarını karşılamaları gibi hoşnutsuzlukla karşr(’vacak-lar,.. Zira artık 12 liraya bir pen çe yapamıyacaklar,. Demişti Hakikaten de kundurac'lar kösele darlığından şikâyet ederek bir ayakkabının altını 12 liraya değiştiriyorlardı
Bu işten ağzı yanan bir okuyucum bir buçuk liraya bir çift lâstik alarak kunduracısına koşmuş!,. Ne çare ki lâstikler elinde kalmış... Ve derdini şu mektupla bana döküyor:
«Bir buçuk liraya aldığım kocaman ve bütün taban lâstikleri kunduramın altuıa dikmek için benden ne istediklerini musunuz?. Yedi buçuk Sinirlendim.
— Ne parası bu?.. Dedim.
Şöyle cevap verdiler:
— El emeği... Fakat mühim olanı ip meselesi, baştan başa lâstiği kunduramın altına dikmek lâzım. Bu öyle kolay kolay olmaz. En iyi cinsinden ip lâzım!. İn kaça biliyor musunuz?.. İp?.. Bu sözler o kadar sinirime dokundu ki size yazmağa mecbur oldum!."
Okuyucumuz cidden dikkate değer bir noktaya temas etmişti. Ticaret ahlâkına bakınız. Daha düne kadar bahane «kösele idi." Ve:
— O pençe 12 Ura olur mu?., denildiği zaman:
— Ne yapalım?.. Kösele!., diyorlardı
Simıli kunduramızın pençesine kadar, hem de kâr da verilmek sartile bir bucuk liraya gelivor. Onu bir taban altına çakmak I-cin 7 buçuk, hattâ 8 lira istiyorlar!! Ve bunun için de gene bir bp^ane «tır: İp!..
İn gelse hu sefer de iğne baba-nesi çıkacaktır
Hikmet Feridun Es
KÜÇÜK HABERLER
* Milli Eğitim Bakanlığı. 1946 yıl» içindeki öğretim devresinde fakültelerle yüksek okulların spor yurtları faaliyetini tesbit eden bir tamim yayınlamıştır Bu tamime göre Anka-radaki fakülte ve yüksek okullar mümessilleri dil - tarih - coğrafya fakültesi Dekanının. İstanbuldakllerin mümessilleri de ûniversR*’ rektörünün başkanlığında toplanarak sınıflar. fakülteler ve yüksek okullar arasındaki türlü spor faaliyetleri tanzim edeceklerdir. Yüksek okul ve fakültelerin bulunduğu şehirlerde şampiyon olaeak takımlar, şehirler arası temaslarda bulunacak kayakta da T*"1 '-(v birinciliği fert (bulunacaktır.
3 OCAK 1946 '
İstanbul Belediyesinden
1 — Yılbaşı münasebetile yalnız lüks ve birinci sınıf müesseselerden, en az beş kişilik bir müzik hey’eti de bulundurmak şartile her günkü programın fevkinde eğlence tertib ettiğini Belediye Başkanlığına bir dilekçe ile bildiren içkili lokantalarda Yılbaşı gecesi için hususî tarife tatbik edilecektir.
2 -- Yılbaşı gecesi bu yerlerde menü fiatları lüks sınıflarda (sekiz yüz elli) ve birinci sınıflarda
Yılbaşı sayısından baştıyarak
(Vâ - Nû)
(beş yüz) kuruş olarak tesbıt edilmiş-
AKBABA sahi f elerinde göreceğiniz imzalar:
Ercüment Ekrem — Yusuf Ziya — Orhan Seyfi Burhan Felek — Münif Fehmi — İhap Hulûsi Şevki Çankaya,
Her hafta 16 sahife
AKBABA, siyasi mizah edebiyatımızın mecmuasıdır
Yemek yemeyip yalnız içki alındığı tak-içki Hatlarının her zamanki tarifesine
Ilkruıalye Adedi tkrs.fi İye Hıkderı Lire PLANI ikramiye Tüteri Ura
1 200.000 200,000
I T0O.OOO 100.000
I 50.000 50.000
2 20.000 40.000
5 10.000 50.000
10 5.000 50.000
40 4 vÛO 160,000
1OO ( 2,000 200,000
500 1.000 500.000
ı.'ooo 500 500,000
5,000 100 500.000
lû.ooo «0 400,000
50.000 5 250.000
*>5. 660 -Yettin- TOOO.û'Vj
dirde,
30 zam yapılacaktır.
4 — Başka hiç bir konsomasyon yapmayıp yalnız kahve, çay, limonata ve emsali meşrubat alanların tediye edecekleri ücret lükslerde (200) birinci sınıflarda (150) kuruştur.
5 — İkinci ve üçüncü sınıf lokantalarda her zamanki tarife tatbik edilecektir.
6 — Antre, masa, kuver parası veya diğer hiç bir nam altında halktan para alınmıya-caktır. Alındı ise iade edilecektir.
7 — Kotiyon mecburi değildir, gardrop için de müşterilerden müteamil paradan fazla para almmıyacaktır.
8 — Müşteriler masraf pusulalarını alıkoyabi-
leceklerdir. Bunlar üzerinde her şikâyeti Belediye tetkik edecektir. (17065)
Baiılfe 4
A W g A M
29 Aralık 1945
Futbolcularımız hakkında düşünceler, hakemlerden şikâyetler
Futbolcular arasındaki Profesyonellik hâdiseleri önüne geçilmesi zor bir hale gelmiştir
Y'azan: Adil Giray
Son senelerde, dünyanın her tarafınca olduğu gibi, bizde de ;ok seyirci toplıyan futbol maçları barı hak inlerimizin İyi İdare ıcahilyetl gotterememclerl yüzünden sık sık şikâyetler ve hâdiselerle neticelenmekte dlr.
Bir maçın norma) olarak seyirci ve o/nıyanlan tatmin eden şartlar ıçln-d sona ermesi bizde ender görülmeğe başladı.
Bu durumun memleket futbOıünüıı Berisi ve İnkişafı İçin ne kader acıklı olduğunu düşilnrrk teessür duymamak kabil değildir.
Hakem IşK rinde bir inceleme rap-mnk İstersek oyuncudan başlamak belki doğru olur. Yur d içinde son zamanlarda futbolcularımız arasuı-daki profesyonellik hâtilseîerl önüne geçilmesi zor bir vaziyet ‘ doğurmuştur. Bu yüzden ilerlemeğe yüz tutan futbol kalitemizde tedrici bir gerilik göze çarpmağa başlamıştır.
Amatör ruhunu gün geçtikçe kaybeden oyuncularımız arasında futbola angarya şekline sokanlar da görülmeğe başlamıştır.
Bir takım İçinde bu gibilerin sayısı pe kadar az olursa olsun topluluk İçindi* yaratackları hava daima bozucu vc tehlikeli olmaktadır.
Fırsat buldukça maddi İsteklerim ■ık sık açığa vurmağı âdet edinen bu oyuncularda takım ve kulüp sevgisinin ne kadar hafif olacağını İzaha lüzum var mı?
Fut bolün teme: ve esnanı kuran takım sevgisi ve kulüp İnancı bu kadar azaldıktan sonra teknik oyun seviyesinin yaşayacağına nasıl İnanabiliriz?.
Biz bugün Türk futbolun ün geçirdiği geçle! buhranın sebeplerin! bu noktadan görüyoruz. Bugiln takımlarda maddi bir menfaat u rmeden hakiki bir amatör gibi futbol oynamağa devam eden gençlerin savı t maaleser yok denecek derecede a - r.'.’ştır, .
Maddi yardım gören oyuncu’ar arasında barem usulünün tatbiki aurctlle müsavat haklarının gözetilmesi mümkün olamadığından, kulüp değiştirme hâdiseleri, sık sık görülmektedir. Bu da bu uygunsuzlukların ve hkdiscKrln devamlı olara): yaşamasına sebep olmaktadır
Oyuncu maddi İsteklerini dafrıı fazla tatmin edtn tarafı seçmekte tereddüt etmemektedir Oyuncuyu bu kötü yola sürüklenmekten alıkoyacak tcdblrkı"n ^İmd’ğun duymadık, Düşüncelerimizi hülâsa edecek olursak bugünkü futbolcu ne amatör , ve ne de profesyoneldir. Yahud dn hem amatofdür ve hem de proffsyo-n«l.
Bu durum futbol varlığımıza uygun mu, değil mİ? Her pazar muhtelif sahalarda yapılan maçtan sey-| retmefc imkânını buluyorsanız bu. sorunun cevabını kendi kendinize bul r.': 11 İrsin iz.
H
LİG MAÇLARI
MÜZİK:
Senfonik şehir orkestrasının ikinci konseri
ADALET
Mücerret bir kelimedir. Onun , hakiki misallerini okuyup ruhan yüksek bir zevk almak için. Adalete alt 1000 kitap değil yalnız bir kitap, Muallim Fuat Güciı.vener'ln yazdığı «HAZRETİ ÖMER» I okumak kâfidir.
Beşiktaşla - Vefa yarın Vefa stadında karşılaşıyor
İkine! devre )lg maçlarının üçüncü hafta karşılaşmalarına yarın dört stadda birden devam edilecektir. Ajanlığın programına göre Fenerbahçe stadında saat 12.40 da Kasımpaşa - Anadolu. 14.30 da Fenerbahçe - Beyoğlu, Oalatasaray stadında Elektrik - Taşkızak. Galatasaray -t. Spor, Şeref stadında AnadOluhl-sar - Sarıyer, Beykoz - Süleymaniye, Vefa stadında Dcmlrspor - Rami, B«-şlfctaş - Vefa kulüpleri karşılaşacaktır. Ayrıca ayni stadlarda ve Bakırköy sahasında İkinci küme maçları yapılacaktır.
Beşiktaş - Vefa
Haftanın birinci derecede mühim karşılaşması Vefa stadında Bcşlktaşla vcfa takımları arasında olacaktır.Vefalılar birinci devre maçlarını sahası bulunan kulüplerin sahalarında oynadığı İçin İkinci devre karşılaşmalarını kendi stadlarında yapmaktadır Bu cümleden olarak büyük kulüplerimizin de Vefa stndınn gitmesi kararlaştırılmış olduğundan ilk olarak bu hafta Beşiktaş kulübü Vefa ile bu stadda oynıyacaktır. Beşiktaş takımının son durumu ve kadrosundaki mühim eleman eksikliğine rağmen kütlarrlUH hisarı iın-rinHe hnf-
gösterdiği boşan üzerinde geçen hafta esaslı bir şekilde durmuş ve bu takımın lig liderliğini haketilgini tebarüz ettirmiştik. Buna mukabil Yeşil btyazhlar bu mevsim çok muvaffakiyetli maçlar çıkarmşi ve boştan boşa gençleştiren bu takım kendisinden İlerisi için büyük ümitler bağlanacak bir hale gelmiştir Fakat ne de oiİ₺ tecrübe Itlbarlle Beşlktasa nazaran henüz acemidirler. Yannkl maçı bu bakımdan Beşiktaş lehine görmekteyiz,
Beşiktaşlıların galebesini kail bir ifade ile kaydetmekle beraber bunun lig liderliğini olmağa ahdetmiş oyunculara bağlı olduğunu da kabul etmekteyiz. Son haftaların başarısına dayanarak Vefayı nasıl olsa götürürüz düşüncesllc sahaya çıktıkları takdirde İlk mağlûblyfti Yeşil beyazlılardan tatmamalarına hiç bir sebep yoktur Çünkü Vefalılar bu mvuaffakıyctl gösterecek Ayara yükselmiştir.
Galatasaray - 1. Spor
Haftanın ikinci derecede ehemmiyetli maçı Galatasaray stadında İs-tonbulsporla Galatasaray arsında ya-
Kulüp idarecileri daima iyi Vt nstad saydıkları oyuncuları elde bulundurmak yolunu tuttukları İçin Oyuncular üzerinde tanı bir otorite teminine muvaffak olamıyorlar ve bu yüzden âdeta bir oyuncu saltanatının doğmasını kolaylaştırıyorlar.
Bu suretle oyunculara spor teşkl-lfituıın, kulüp İdarecisinin aşılamağa muvaffak olamadığı disiplin ruhunun, sporcu evsafının anlamının hakemle r vasıl asile temini yoluna gitmekle İşin içinden kolaylıkla sıyrılmağı düşünüyoruz. Bu hakemlerden İst'nen ağır ve güç vazifedir.
Evvelâ oyuncuya İyi bir sporcu olmasını öğretmeliyiz. Onu mükemmel ve centilmen bir İnsan olarak yetiştirmeliyiz, Ondan sonra sıra hakemlerin yetişme'ine gelir. Böyle yaparsak işimizi sadeleştirmiş ve kolaylaştırmış oluruz.
Bu satırları yazmakla hakemlerimizin kusursuz olduklarını İddia etmiyoruz. Muhakkak kl hakemlerimizin bazıları bizi tatmin edemiyorlar. Fakat oyuncularımız da bizi hakemlerimiz kadar tatmin ediyorlar.
Kabahati dalma hakemlerde aramak yoluna gidersek oyuncularla mc -ııl olmağı unutmuş sayılım. Bizce hak’ırı ne kadar beceriksiz olursa olsun oyuncu daima centilmen kalmasını bilmelidir. çünkü bugünün oyuncuları belki yarının hakemleri olacaklardır. En fazla Istlye-eeğlmlz dalma oyuncunun centilmen kalmasıdır.
za-
phılacaktır. İstanbulsporlular son manlarda olgun bir takım haline gelmiş ve üstüste muvaffakiyetler kaydetmiş bir takımdır. Tamamen genç oyunculardan kurulduğu cihetle başladıkları gibi oyunu bitirmek kendilerine dalma avantaj temin etmektedir. Galatasaray son Yunan maçında gösterdiği yüksek kalitedeki oyun müstesna Beykoz beraberltğl ve Beşiktaş mağlûbiyeti İle durumunu muhata etmediğini meydana vurmuştur. Geçen haftaki mağlûbiyeti bilhassa hücum hattının kısır oyunundan İleri gelmiştir. Yarınki rakipleri pek ihmale gelecek bir takım olmadığından Barı Kırmızılı muhacimler yine geçin haftaki gibi gol kaçırmakta yarış eder gibi oynarlarsa mağlûbiyetten kurtulmaları çok zordur Bu karşılaşma haftanın sayılı derecede çetin maçlarından birisi olacaktır.
Fenerbahçe - Beyoğlu
Fenerbahçe stadındaki birinci küme maçı Fenerbahçe ile Beyofiluspor arasında olacaktır. Her iki takım da teknik futbol oynadığından 'bu müsabakanın zevkli ve o nispette heyecanlı geçeceği muhakkaktır. Beyoğ-lusporlular güzel oynamakla beraber Fenerbahçeye nazaran tecrübe bakımından geri olduklarından ve şehrimizin yegâne çimen snhrusı Sarı Ifi-clverllllcrde bulunduğundan saha avantalını da hesaba katarak maçı Fenerbahçe lehine görmekteyiz.
Beykoz - Süleymaniye
Şeref stadında Beykoz İle Süleyma-nlye arasında yapılacak maç do haftanın sayılı oyunlarından birisi olacaktır. Puan vaziyetine göre ilgin sonunda bulunan bu İki emektar kulübümüzün yekdiğerini altta bırakmak yolunda sarfedeceğl gayret yüzünden maçın çok çekişmeli geçeceği muhakkaktır. SAZ/ Tescan
Voleybol şampiyonası
UZun bir müddetten bert devam etmekle bulunan İstanbul voleybol şampiyonası birinci ve ikinci kategori finalleri yaruı saat 10 da Galatasaray kulübü lokalinde yapılacaktır, Birici kategoride hiç mağlubiyet kaydetml-yen Galatasaray la Bcyoğhıspûr, İkinci kategoride Galatasaray!». Beşiktaş -Elektrik maçının galibi karşılaşacaktır .
SİNEMA HAFTASI’nın Yılbaşı Hediyesi Renkli kapak. 50 sahile. 50 teklin vc 50 mevzu.
BUGÜN ÇIKTI
1
BUGÜN
MELEK
Kelimenin tanı mânasile Melek SI-
SİNEMASINDA
nemasının seçkin halkına lâyık Melek Sinemasına yakışan nefiş müstesna bir şaheser:
ve
ve
Gençlik... Gençlik
Bu mükemmel ve zevkine doyum olmayan filmi yaratanlar MİCKEY ROONEY — JUDY OARLAND — TOMMY DORSEY caz ve dans orkestraları
Yeni Jurnal: İskoçya - Rusya futbol maçı
Senfonik Şehir orkestrasının ilk vc IkJncI konseri orasında iki hafta gibi kısa bLr zaman geçti. Bundan anlaşılıyor kİ mevsim boyunca verilmesi kararlaştırılmış konserin sayısı mutattan aşağı düşmlyecektlr Uk konsere gösterilen rağbetin, 27 araıik 1945 perşembe gilnü gene Saray sinemasında verilen ikinci konserde devam ettiğini memnuniyetle gördük.
Programın ilk esefi (Mozart) ın (Cosl fan tutle) uvertürüydü. Bu eser (Mozart» m bu isimdeki operasının uvertürüdür. Prusya imparatoru İçin bestelnnmlştlr (lîPOi. 'Mo zart) m ince, zarif ve cana yakın üslûbunu belirten şef Cemal Reşit Rey. bu nefis --serle dinelylcilcre konserin en başarılı parçalarından birisini sunmuş oldu.
İkinci eser Rus bestvclsl (Bro-dlııelln (Orta Asya çöllerinde) adlı senfonik şiiriydi. Besteci eserinin mevzuunu kendLsl anlatmıştır: «Kum deryorı çölbr... Sessizlik İçinde duyulan bir Rus şarkısı,. Arada yanık bir türkü: Asya renkleriyle bezenmiş yeril bİT melodi... At ve develerin gittikçe yaklaşan nyalç sesleri Askerlerin refakat ettiği bir kervan, uçsuz bucaksız çölü geçiyor.. Türküler perde perde hafifliyor. Siliniyor vc sonunda çölün sonsuzluğunda kayboluyor.» Hemen sik f'k çatınan ve dinleyicilerin çoğu tarafından tanınan bu eser. Aşina bir çehre sevimliliğiyle herkese nüfuz etti Bu parçanın başlangıcında nefesli sazlar arasındaki ses fark». scs ayrılığı dikkatimize çarptı. «Beethoven) İn senfonisinde (Andan t ) de de böyle İdi Bunu bir çalış hatasından ziyade sazların kalitesinde aramak doğru olur, İyi saza sapıp olmak İhtiyacı, böyltce kendisini bir defa daha duyurmuş oluyor.
Üçüncü eser (G. FaurCı ıün (Pel-lias et MÖUsMide) süitiydi. (De-bussy) on yıllık emeğini (Maeteı -llnck) İn Ptllços et Melisand®) dramı yoluna harcamadan önce, (Faure) aynı estf İçin sahne müziği yazmıştı. (Charles Koevhlln» tarafından ayrılan ve orkestra için yazılan dört parçanın bir araya gelmesi, hemen bütün senfonik orkestraların programlarında sık sık yer alan bu süiti meydana getirmiştir.
Önce bir başlangıç I. Prflude: İki d(fa duyulan bir tema. Vc biraz sonra viyolonsellerin, fagot ve flütün tekrarladığı bir melodi.. Bu motiflere birer mâna vermek ve bunlarda dramın mevzuunu aramak neye yarar? Müziğin gürelliğini duymağa çalışmak ve bu nefis nağmelerin büyüsüne kendini v'rmck... Bu hepsinin İyisi...
II. İplik eğiren kadın (Flleu=« ıSourdlnc) 11 kemanların ağ ördüğü,' çıkrığın dönmesini tasvir ediyor. Biri kısım yaylı sazlar (plzzLcato) ile eş-Illk halinde... Klûrlnet solo kısmı çalıyor. Bu parçada da sanki dramda- i ki şahısların karakterini belirten, birbirine zid iki tema duyulur. I
III. (Slclltennc): Hususiyle viyo-I lonsellstlerln repertuarına girmiş olan ve sık sıg çalınan bu nefis par-I çnda temponun biraz daha ağır ol-'• masını tercih ederdik.
‘ IV. (Mölisandc) in ölümü: Hu-zünlfl. dokunaklı bir (Adagloi... Yavaş yavaş yaklaşan Ölümü haber veren. ve şüphe içinde kıvranan kocanın ıstırabını tasvir ed«n bir musiki... Süitin bütün bizi (Faur£) atmosferinde yaşattı.
Fakst konserin en mühim ve başarılı eseri, bundan sonraki (Beethoven) İn beşinci senfonlslydi. Beethoven), üçüncü (Erolca) senfoni-/yi?, bir hamle yaptıktan sonra dördüncü; stnfonlyle kısa bir dinlenme ânı geçirmiş, ve bı» konserde dinlediğimiz 67 op. bşlncl do minör senfonisiyle yeni bir yükseli? kaydetmiştir. Bugün çok sevilen, ve konser programlarını
süsleyen bu eser, zamanında tenkit edilmiş, hattâ Parlste korn»* rvatuvar konserlerinde çalındığı vakit ilk (Allegro) nun lüzumu kadar klâsik olmadığı, (Andante) nln yeknasak-iığı, ve son «Allegro) nun haddinden fazla (devğloppğ) edildiği belirtilmiştir. İlk kısım, tekrarlıysa üç nota ve taklbedcn (polnt d'orgue) II diğer bir nota ile başlar. Büyük bestecinin dostu (Schlndler) İn İfadesine göre «Beethoven) bu dört notanın mânasını: »Talih kapıyı İşle böyle çalar.) diye izah etmiştir. Bu kısmın deva-minca inat ve ısrarla tekrarlanan bu dört nota, önce iki defa duyulur, ve ilk (Allegro) nun esas temasını teşkil eder İkinci temayı besllyen ve bunun melödlk cümlesine kadar sokulan bu dört notayı daha Ilerid" ' gene duyacağız. (Andante con moto) duru ve asil hatlı bir melodi... Sen-foûlk fvarlaton) 1ar tarzında tekrarlanan bu temayı, parçanın sonuna kadar çeşitli şekillerde dalma tanımak mümkün olacaktrr. (Seher-zo) da kornoların tekrarladığı esas tfmayı kuran dört nota dlkatimlzl çeker. Bu parça (Erlo) yerini tutan kısmında basların korkunç ve kesik kesik hiriltıslyle. (Haydn) ve (Mozart) ın İne?, zarif (menuet) lerl arasında ne tezat!.. Son «Allegro) ya hiç ara vermeden, bütün orkestrayı İhtişamlı bir (accord) a doğru sürükleyen bir (crescendo) İte girilir. Bu. engin ve hudutsuz bir zafer teranesidir.
Senfonik Şehir orkEştrasınin birinci konserinde (Franck) m senfonisi İçin söylediğimi şimdi de (Beethoven) İn senfonisi İçin söyüyece-ğlm: Programın diğer bütün eserlerini gölgede bırakan muhteşem bir İfade İla başarılan bu eser, tek başına da olsa konseri ayakta tutabilecek bir mükemmeliyette İdi. En güç pasajların şuurlu bir çalışma nsli-çeşnide yenildiğini, detayların teker teker ve açıklıkla belirtildiğini, ve nihayet zafer parıltılariyle göz kamaştıran son (Allegro) nun bu anıt esere yakışan kudret ve İhtişamla İfade edildiğini memnunlukla kaydetmeliyim Dinleyicilerin coşkıın takdiri, böyle bir eseri başaran şef ve orkestrayı tatmin edecek değerde idi. Glecek konserlerinde değerli solistlerin de yer alacağını, ve böylece yeni, zengin renkler katılacağını haber aldığımız orkestraya boş arılar dileriz. FİKRİ ÇİÇEKOĞLU
NOT: Orhan Borar ve Mithat Fennim konserine alt yazının (Kreutzer) sonatiyle İlgili bir cümlesi «ertlp ha-
1 ■■■
Bu yıl çıkan. «SAATLİ UĞUR DUVAR takvimi1 m de Muallim Fuat Gücüyener h .-.ırlamıştır. İçinde, alanları fevkalâde memnun edecek yazılar vardır K»rtonhı: 55 kuruş
ŞERMİN GÖREN
ile
ERİP KUTAİS
Evlendiler
İstanbul 27/XII/945
r
AH MED BEDEVİ KURAN
İnkılâp tarihimiz ve Jön Türkler
ŞARK’da-,
:es tarafından beğenilen, takdir edilen ve alkışlanan yegâne yeril ttKfmte
HÜRRİYET ftPftRTIMUNI
Hiç bîr filme nasip olmıyan çil-' gın ve müstesna bir muvaffakiyetle devam ediyor.
Ser bulmak ve peri dönmemek için lütfen biletlerinizi evvelden aldırmış.
Seanslar: 12.30 - 2.30 - 4.30 -6.30. Suare tam 9 da. Tel: 40380
tası yüzünden, noksan çıkmıştır. Doğrusu: «Presto» dan önceki kısacık (Adagloı da, kamandaki akord'snn temizliği, tonun kuvveti ve dramatik ifade dikkati çekecek derecede İdi. (Presto) da her İki temanın-...) şeklindedir. Özür dileriz.
**k şimdiye kadar hiç bir filme nasip olmayan muvaffakiyet TAKSİM Sinemasında AŞK ve FEDAKÂRLIK
t.
filmine nasip olmuştur.
Görmeğe muvaffak olamayanlara son fırsat yalnız 3 §ün YUSUF VEHBİ — NURÜLHUDA MÜNİR NREDDİN — SAFİYE AYLA
■ IMTTT»;
ev»» elhamra Sinemasında
Birleşik Amerikanjjı meşhur romancılarından 'Gene Stratton : • vter) In 'BABASININ *’IZD adlı nefis eserinden mülhem olarak çevrilen ON SEKİZİNDE
Baş rollerde: St. STONES Operasının baritonu: WİBÜR EVANS. Hollvudun en güzel yıldızı: EDİTH FELLOVVS ve ALAN LADD Henüz on sekiz yaşını bitiren Bayan LİNDA «E-kekleri nasıl elde etmeli 1 kitabım yeni okumuştur. Erkek kalbinin bütün inceliklerini bilen bu güzel kızdan kendiniz! pek kolay kolay kurtaranuyacaksımz. (
Genç kızfığın en sıcak ve neşeti çağı.. Aşkın ve zevkin en tatlı heyecanlarını yaşatan müstesna bir film. Matinelci bugün saat birde başlar,
- — J
Şenebaşı münasebetle salı matinelerden itibaren
GECE AKINI
TÜRKÇE SÖZLÜ NÜSHASI
Türkçe sözlü ve şarkılı şaheser, ihtişamı arasında geçen bir lüks nümunesl... Bir
Baştanbaşa renkli orijinal kopyası
Yılanlar adasının ve mukaddes volkanın , _ „
aşk ve ölüm dramı. Volkanın İndifaı sahnesi hakiki olarak çevrildi.
Senenin en muazzam ve emsalsiz filnıij
şenebaşı münasebetle salı matinelerden itibaren ■■R
SÜMER ve TAKSİM Sinemalarında
Senenin en güzel filmi ve Ali Baba ve Kırk Haramiler filminin unutulmaz yıldızı
MARİA MONTEZ’in JOHN HALL ve SABU ile birlikte çevirdikleri
devam edecektir. (Halk Film
*—Bugün saray Sinemasında
Şimdiye kadar görülmemiş derecede göz kamaştıran renkli filmi görünih
ALKIŞ TUFANI
Bu» roilerdo: KATHERYN ORAYBON — GENE KELLY — MİCKEY ROONEY — JUDY OARLAND. 30 yıldız ve KAY KYSER — BOB CROSSBY — BOB CAR'CER'lıı 8 orkestrası ve Amerikanın en bilyiik piyanisti JOSE İTURBİ. Emsalsiz bir lüks ve İhtişam arasında büyük bir aşk romanı. Matine ve ruvarelerde numaralı yerlerinizi evvelden aldırınız.
YILANLI MABUDE
p
Bugün, büyük bir aşk ve fedakârlık şahı son yılların canlı bir kahramanlık destanı. Çiğnenen Fransada yükselen vatan hisleri..
Bu akşam saat 20,30 do Dram kısmında
CYRANOde BKRGERAC (Slrarıo dö Berjcrak) Komedi kısmrnC
Taksim. Takı Zafer karşısında ŞEN YURD Salonunda Bu akşam 21 de, yarın gündüz 15 tö, Akşam 21 de AHMED GÜLDÜRÜR — KÜÇÜK MÜALLÂ . Her temslldo ayrı
Baş rollerde:
ANNA BELLA - JOHN SÜTTÜN
INC" İZCİ SÖZLÜ NÜSHASI
MAHKEME KORİDORLARINDA;
Hüviyeti yüzünden okunuyor. Tepesi sivri, ortası iğneli, koyu siyah şapkasını sol kaşının üzerine yıkmış. Bir çift kara tilki pos-İunu omuzlarından sarkıtmış. Kaşlar hafif kavisli simsiyah iki çizgi. Şehlâ gözler kara sürmeli, takma kirpikler kıvır kıvır. Ciğer kızılı yanakların derin çizgileri karşıdan farkedliiyor. Kalın, kıvrık, koyu kızıl dudaklar, üzerinden sargısı koparılmış yara gibi açıldıkça arasından küflü altın! dişler sırıtıyor. Beli daracık, eteği kısacık mantonun içinde pek komik bir görünüşü var. Göğüsler birer çocuk kundağı gibi ileriye fırlamış, geriden kubbelenlp beline doğru kıvrılan kalçalar nerede ise mantoyu patlatacak. Baldırlar tombalak, ayaklar yılan derisi iskarpinden dışarıya taşmış. Adım attıkça mantosunun eteği ile çorap bağının ara yerinde sarkık bacak derileri görünüyor. Her halde bunları daha iyi gösterebilmek için de konuşurken. semerini düşürmüş katır gibi ter ter tepiniyor. Elmas yüzüktü parmaklarını hapsetmek istememiş, bordo süed eldivenlerini sol avucuna almış. Arada bir saçlarını düzeltmek bahanesiîe kulaklarındaki kanarya salıncağı küpelerini göstermeyi de ihmal etmiyor. Kolunda asılı çantasının ortasında cam gözlü, burnu püsküllü, iri bir yılan başı sırıtıyor. Sağ elinin iki parmağı arasındaki sigarayı cakalı cakalı çekip gözlerini süzerek gelene geçene öyle baygın bakışları var ki. her dem taze, herkese âşık. Her hareketi tam bir yosma eskisi. Hem kaldırım yosması,,.
Kasketi yana çarpılmış kopuk kılıklı b!r adam yılışarak yanma sokuldu:
— Nasuıl, Hayriye abla! Evvelki gece beni içeri almaz mısın? Benim âhım tuttu seni. Döndün dolaştın, mahkemelere düştün ya!,. Beni eve alsaydın ne olurdu sanki?.,
Hayriyenin şehlâ gözleri büsbütün çarpıldı, kaşları yaylandı, sigaranın dumanlarını savurarak elini salladı, hırıltılı, cırlak bir sesle cevap verdi:
— Cek arabanı ulan hırt!.. Sen kim oluyorsun da benim evime geliyorsun? Galatanm yan sokağı mı sandındı orasını?...
— Gelsem n? olurdu sanki? Evini yiyecek değildim ya. Oraya girenlerden benim ne farkım varmış? Para ise bizde de var.
Hayriye galiz bir küfür savurdu ve sigarasını üstüste öfkeli öfkeli çekti:
— Hadiii, bas bakalım buradan serseri! Paran varsa git kamını dovur. Baksana açlıktan nefesin kokuyor. Ben senin parana mı tenezzül edeceğim? Hem sen benim evimde ne arıvorsun? Benim evim it yalağı değil, cici beylerin misafirhanesi. Oraya beyler gelirler, bir kahve içer, biraz dinlenirler.
— Aman, clcj beylerime de ki-taksi! Kimlermiş o cici beyler? Arabacı kel Zeynel ile makinist parmaksız Süleyman mı?
— Ne sandındı serseri? Süley-manla Zeynel! beğenemedin mi? Ellerini koyunlarma soktukları zaman yüzlük banknotları deste İle çıkarırlar. Sen de onlarla yansa kalktın öyle mi aptal oğlu aptal?
— Ağzını bozma Hayriye abla!,.
Hayriye karşısındakine saldırmaya hazırlanan azgın kedi gibi dikildi.
— Ulan, ağzımı açtırma benim! Hadi, çek cizlamı buradan, yoksa dökerim otuz iki dişini.
Kopuk kılıklı adam ürktü, bir adım gerive çekildi, yılışarak boynunu büktü:
— Kızma be Hayriye abla! Konuşuyoruz şurada. Hadi; bir ci-gara ver de gideyim bari,
Hayriye çantasından çıkardığı sigarayı fiyakalı bir eda İle uzattı:
— Sen benim clgaramı içecek adam değilsin amma, hadi veriyorum gene. Al şunu, karsımdan defol, Cft başka yerde zıkkımlan
öteki sigarayı alto savuştu, Hayriye gene dumanlar savurarak etrafa bakınırken omuzu atkılı b’r ihtiyar kadın yaklaştı, parmaklarının arasındaki, sarma slgaravı dudağına doğru götürerek boynunu uzattı:
— H^mpı! Atisini müsaade et
Sigara yakma faslı dostluğa döndü, sohbete başladılar. Yaşlı hanım sordu:
— Seninki de mi alacak dâvası? Kira parası mı. elden borç mu?..
— Yoook... Allah göstermesin. Ben öyle şeylerden hoşlanmam. Ne kimseye on para borç ederim, ne de kimseden alacağımı istîye-bilirim, Alacak işi için mahkemeye gelmeye utanırım ben. Para için namusumu çiğne temem. Benim derdim başka türlü bir iş. İftiraya uğradım da buralara getirdiler beni...
— Vah vah.,. Geçmişler olsun. Allah cemi cümleyi kuru iftiralardan korusun âmin’,. Para meselesi mi, yoksa mal üzerine biliş mi?..
— Hayır teyzeciğim hayır! Öyle şeyler değil. Dünya yüzünde iyilik denilen şey kalmış. Peki amma, herkes kötü diye ben de mi kötü olayım?,
— Estağflrullah, o nasıl söz? Sen ne diye kötü olasın? Kötü, kör şey tyandır.
— Ağzını seveyim, dosdoğru lâf ediyorsun. Fakat herkes böyle demiyor ki. Allah cümleninki-nl bağışlasın, benim bir evim var, Elâlem dağlar gibi apartmanlarda safa sürerken benim küçücük evceğİ2İm şunun bunun gözlerine diken oldu. Kadınlı erkekli misafirler geliyormuş da. bilmem ne oluyormuş da... Türlü türlü dedikodular. Sizin evinize misafir gelmez mi Allah aşkına?.
— A, ne demek? Allah eksikliğini vermesin, m isaf irsiz ev olur mu? Bir fincan kahvenin kırk yıl hatan vardır.
— Gelgeldim, benim düşmanlarım çok hanım teyzeciğim. düşmanlarım çok beniiilm... Evime gireni çıkanı lâf ediyorlar. Eskiden tanıdığım beyler vardır. Eksik olmasınlar, sık sık hatırımı sormaya gelirler, bir kahvemi içerler. Eh, insanın yalnız erkek ahbabı olmaz ya!.. Genç yaşında dul kalmış ve yahut kocasiyle yıldızı barışamamış bir sürü tazeler de tanırını. Allah daha ziyade eylesin, gene kızlardan da ahbaplarım vardır. Onlar da hiç eksik olmazlar evden. Biri gider, ikisi gelir. Konuşuruz, gülüşürüz, eğleniriz. Bu dünya bövle gelmiş, böyle gider. İnsan sağlığında ne kadar eğlenir, safa sürerse dünyada yanma o kâr kalır. Eğlence yalnız basına yapılmaz ya. Erkeksiz kadın, kadınsız erkek olur mu?
Yaşlı hanım sigarasını derin derin çekerek göz kapaklarını devirdi:
— Eeeee?!..
— İyisi böyle işte teyzeciğim. Ben de eve gelen erkek misafirlerle kadın misafirleri bir araya toplarım, hep beraber eğleniriz. İçlerinden birbirlerini beğenenler olur, onlan başgöz ederim, odalarına çekilir, kendi kendilerine daha rahat konuşurlar. Bunda ne varmış sanki? İyilik dünya yüzünden silinip gitmedi ya.
Yaşlı hanım gözlerini kırparak mânalı bir eda ile başını salladı:
— Hımmmm.,., Desene sen?,. Aman hanım, bana teyze ırieyze deyip durma, biraz da geriye çekil.
Hayriye sert bakışlarla homurdandı:
— Neden geriye çekilecekmişim?..
Kadıncağızı paylamaya hazırlanıyordu. bereket versin mübaşir çağırdı, öfkesini yenemeden mahkemeye girdi. Ce. Re.
Abone bedeli
akşamı
Türkiye
Eçnebı
Senelik
6 Ayl>k
3 Aylık
Adres
püJ gönderilmelidir Aksi takdirde adres değiştirilmez.
2800 1500
«00
>
Ubdlll İçin elli
kuruş 6400 kuruş ■ 3900
1600
*
kuruşluk
■
Telefonlarımız Başmuharrir: 20565
Yazı İşleri: 20765 _ İdare: 20881
Müdür: 20407
Muharrem 24 — Kasım 52 İmsak Güneş öğle kindi Ak? yatsı E. 12.50 2.37 7,28 9.47 12.00 1.39 V. 5.38 7.25 12.10 14 30 10.48 18.27
İdarehane BabıtLH civan
Acununu* sokak No. 13
Yılbaşı dolayısile
Bizde şimdiye kadar verilen en garip hediyeler..
------------------------------------------
53 devenin taşıdığı hediyeler — Mücevher topuzla araba — Elmaslı kayık — 40 canlı şahin — Armut biçimindeki kıymetli zümrüt — İki bii- ‘ yük inci — Hediyeler arasında canlı hayvanlar — Sefirin getirdiği yaban domuzu — 150 kat elbise — 30 yük kürk — 150,000 liraya bir don-, ı durma kutusu! — Tepsi ile herkesin önüne tutulan hediyeler — ,
Bizde hediye tarihi.. i
------——
Bugünlerde Beyoğlu caddesindeki vitrinlerde müşterek bîr parola var:
. cYılbaşı hediyelerinizi seçiniz!..»
Bu cümle, Beyoğlu vitrinlerinin, aynı evde terbiye edilmiş papağanlar gibi hep birden sokaklara bağırdıkları cümledir.
Fakat camların öbür yanındaki çantalara, lâvantalara ve öteki eşyaya bakınca anlıyorsunuz ki artık «hediye» denilen şey de bir «ihtikâr yardımcısı» olmuştur. Aynı mal hediye olunca — bir kat daha kıymetlen d iğinden olacak — fiati de bir misli artıyor!.
Başka memleketlerde bu mevsimlerde dükkân vitrinleri — İliç bir şey almak niyetinde olmıyan-lar için bile — zevkle seyredilecek manzaralara bürünürler, meselâ küçük bir raf içinde yan-yana dört şık ciltli kitap görürsünüz ki bir kurdele ile bağlanmıştır. Bir muharririn son çıkan1 dört eseri. Dördü birden satıldığı için ayrıca bir tenzilât da yapılmıştır. Bunun karşısında insan:
— kitap meraklısı birine sunu hediye edİversem!,, diye düşünür.’Ve aşağı yukarı her vitrin tüyledir. Zira orada hediyelik mal ayırmak, bir baloda kotiyon seçmek gibi âdeta küçük bir ihtisas meselesi haline girmiştir.
Burada öyle mi?., Senebaşı gelince dükkânlarda ne varsa her şey hediye olup mevdana çıkıyor. Hediye mevzuu üzerine kimse başını yormuyor. Halbuki hediye verecek insana, bir çok eşyanın fiatinl. cinsini bilen tüccarın kendi zekâsile de yardım etmesi, hediyeyi biraz hazırlama-lâzımdır değil mi?.. Ne gezer?.
53 deve hediye..
Belki bu «Yılbaşı hediyesi» bız-, de henüz yeni sayılabilir. Fakat ’ biz Şarklılar hediyeye cok eskl-. den beri büyük ehemmiyet veren insanlaradır. Dedelerimiz ! büyük hediyeler almağa alışık j insanlar olduğu gibi, hediye vermek hususunda da son derecede cömert davranırlardı.
Meselâ eski günlerde bizde ' sevgilisine, kapısının topuzu kes-ı me mücevher, arabalar, elmaslı I kayıklar, yahut her tarafı, bütün ' duvarları kürklerle kaplı konaklar hediye eden âşıklar olduğunu ' kitaplarda okuyoruz.
Tarihimizde bazı meşhur ve ı akıl durdurucu hediyeler de çoktur,
: Meselâ ikinci Selime gelen Iran
sefaret heyetinin getirdiği hediyeler gibi.,,
• Bu heyetin hediyelerin! ta-. mam 53 deve güçlükle çekmekteydi, Bu 53 devenin 43 tanesi . Şahın şahsî hediyelerini, 10 deve de sefirin hediyelerini taşıyordu.
İçlerinde neler neler yoktu ki!. Canlı hayvanlara kadar., Mese-. lâ 40 şahin vardı. Mücevherler ■ arasında armut biçiminde büyük| ı biı- zümrüt göz alıyordu. 15 mıskal ağırlığında da İki büyük nadide inci de herkesin hayretini uyandırıyordu.
Bizde hediyeler arasında canlı hayvan takdim etmek öteden beri âdetti. Meselâ daima beyaz kartal getirirlerdi. Hattâ bir defa da Alman elçisi hediyelerinin içine canlı bir yaban domuzu koymak garabetini göstermişti,
150 kat elbise!
Bizde bilhassa sünnet düğünleri öteden beri birer hediye günüdür. Hattâ bir çok erkekler o günün hâtırası olarak aldıkları bir hokka takımını, bir kalemtı-l ıaşı, tıpkı bir diiğün hediyesi gi-, |bf senelerce saklarlar. Tarihimiz-j de İnanılmıyacak derecede çok hediye giden bir sünnet düğünü' vardır. Üçüncü Mehmed'in sün-l neti...
Bu düğüne Lehistan elçisi i denk denk kürk, ik! de büyük dog köpeği göndermişti, Kırımı
Yılbaşı dolayısile süslenmiş bir dükkân vitrini
sı
Bunların İçinde samur, zerdeva,1 kakım gibi pek kıymetli kürkler vardı.
Sünnet olan çocuğa öteki sefillerin getirdikleri hediyeler bunlardan aşağı kalmıyordu. Yerli hediyeler arasında da pek dikkate değer olanları vardı. Meselâ hadım Mesih paşa incilerle, elmas düğmelerle işlenmiş tamam 150 kat elbise göndermişti. Düşünmeli ki o zaman bile bu 150 kat elbisenin kıymeti 30 bin altın tutuyordu. Mamafih unutmamalı kj eskiler arasında kitap hediye etmek de âdetti.
Garip bir dondurma kutusu..
Daha yakıtı zamanlardaki hediyeler içinde de çok şaşırtıcı olanlar vardır. Meselâ Abdülâziz zamanında Mahmut Nedim paşa Valde Sultana tamamile mücev-
lıerlj bir dondurma kutusu hediye etmişti. Bu dondurma kutusunun 150,000 lira değerinde olduğu söyleniyordu.
Belki yeryüzünde bundan daha acayip bir dondurma kutusu daha görülmüş değildir.
Eski hediyeler arasında «Cülûs hediyeleri» daha pek tuhaftı Sultan Muıad’ın Cülûs günü saraya giden bir zat şöyle anlatıyor:
«Büyük tepsiler içinde bir takım kadife mahfazalar var. Her mahfazanın içinde altın saat, kıymetli yüzükler, iğneler vesaire... Bu büyük tepsiler, tıpkı kahve dolaştırılır gibi kodaman tebrikçilerin önünde tutuluyor. Herkes bir mahfaza alıp cebe indiriyor.,»
İşte bizde «hediye tarihi»..
Hikmet Feridun Es
Millî takım seçildi
3 şubatta Ankarada yapılacak Yunan - Türk milli maçı İçin Türk takımını teşkil edecek oyuncular şu şekilde tesbit edilmiştir.
Kaleciler: Cihat (İstanbul», kadir (Ankara).
I , Miidafller: Adnan, Murat, (İstanbul), Naci (Ankara).
Hatlar: Hüseyin (İstanbul), Musa. Muhterem (Ankara).
FoıIar: Hakkı. Şeref. Cemal. Şükrü, Hallt (İstanbul). Sabahaddln, Halis. İskender (Ankara).
Bu oyuncular ocak ayında Ankarada kampa alınacaklar ve İngiliz antrenör Prayer taralından çalıştırılacaklardır ________________
Kasaplar et fi at mı arttırmak istiyorlar
Gelen hayvanların zayıf olduğu ba-haneslle kasaplar et Hatlarını arttırmak tcşebbüsündedlrler. Muhtelif semtlerde İyi kalitedeki etler Azami Hattan fazlaya satılmaya başlamıştır. Bu durum karşısında belediye kontrollerim sıklaştırmıştır.
Abdül-
I
yavuz
Haşan,
İstanbul kupası güreş müsabakaları
Güreş ajanlığı tarafından tertlb-edilen İstanbul kupası güreş müsaba-larının üçüncü turlarına yarın Güreş kulübünün Fatih şubesinde saat 13 de devam edilecektir. Bundan evvel yapılan karşılaşmalarda derece kazanan güreşçiler arasında tanınmış elemanlar bulunduğundan bu müsabakaların çok heyecanlı geçeceği tahmin edilmektedir.
onu Fil-
Bir Şehir Mendile sığar mı?
Evet!... Sen Şapka Mağazası sığdırmağa muvaffak olmuştur,
hakika, yeni takdim ettiği orijinal eşarplar, İştanbulun muhtelif güzel manzaralarını göstermektedir.
Mağazamızda İstediğiniz renkte bulacağınız bu eşarplardan, siz de bir tane alıp, güzel şehrimizi bir eşarpta tanıyınız.
Fiyatı: 695 Kr. Satış yeri: Yenic&ml No. 46
HOLiVUT DÜNYASININ w
Enfes bir baskı — Kuşe kâğıt üzerine kapak ve renkli tablolar. Ayrıca dört sahile (Biz Bize) ilâvesi. Her yerde 75 kuruştur.
1
1
I— Kooperatif Dergisi —
Çıkaran: YUSUF SAİM ATASAGUN, ?
■' Bııtün kooperatlfçlierln yıllardanberi hasretini çektikleri m
I aylık fikir ve meslek dergisi B
OCAK başında 40 sahife ve bol resimle ÇIKIYOR I
EflHİHHMI Yıllık abonesi 6 Hradır. Posta kutusu 190, Ankara ■■■■■İMİ
İSTANBUL HAYATÎ ;
Üç ayda yabancı dil cğtenip kitap tercüme eden çeyrek Türkçeli şöhret sahipleri!
Bilmem siz de okuyor musunuz, Ben gazete ilânlarına me-raktıyımdır. Elime aldığını gazetede mühim havadislerden sonra ilânları gözden geçiririm. Kan, barut kokulu sulh konferansı, istek, nota dedikodularile ağırlaşan başımı ancak ilân sahifele-rinde dinlendiririm. Çoğu defa oradan mevzu da çıkar.
Geçen gün AKŞAM'ın Küçük İlânlar sn hilesine güz gezdirirken bîr sütunda altalta dizilmiş altı tane yahaııeı d'l Öğretmeni ilânı okudum,
İngilizçe, Fransızça. Almanca dersleri veriyorlar Mübareklerin hepsi de öğretim ilminin sırrına ermişler. Üç ayda yabancı dil öğretiyorlar. Yani bir sepe kendini sık. İngilizcesinden Çingene-cesine kadar dört tane yabancı dilin bülbülü kesil, çık ortaya!.. Öğrenenler yok mu diyeceksiniz. Enok... Hem pek cok Hele bir etrafınıza bakm! Yarıya kadar lüle öğrencmedikleri ana dili zavallı Türkçeyî Frenkce. bilmem nece yalan yanlış kelimelerle sözüm ona zenginleştirerek kendilerinin bile anlı,yamadıkları berbat bir dil uydurmaya kalkışan ukalâları görmüyor musunuz?.. Ağızlarından, «Sosyolojik., siz. ■Psikolojik.) si2 lâf çıkmaz Kn-nn.«nu>fon doğru mudur: geveledikleri yabancı kelimelerin o lâf arasında yeri var mıdır? Konuştuklarının mânasını kendileri de bilmedikleri için, bunları umursamazlar bile.
İşin fenalığı; hu çeyrek Türkçeli, kulaktan dolma yabancı dil ukalâları arasından, umumî kültür sahamıza kadar el, dil Uzatmağa kalkışanların da türemesidir. Üç ay sokaklarda göstrriş için koltuğunun altında gezdirdiği yabancı dil kitabından alfabeyi ezberleyin bir de kiicücük lügat kitabı tedarik etti mi. derhal kaleme sarılıyor, gelsin tre-ciime Elindeki kitap İlmî midir, edebî midir, ahlâki m’dir? Ne olursa olsun: o dilin alfabesini biliyor ya. Türkçe bilgisi o kitabı dilimize çevirebilecek kadar kuvvetli midir? Olmasa ne çıkar sanki? Lügat kitabında binlerce yabancı kelime var. Türk-redeki noksanlarını da on’-"-!a tanıamlayıverir.
Cazip bir isim, süslü bir I-'-pak. gazetelerde şatafatlı Mr reklâm.,. İşte size mükemmel bit tercüme eser. Kitapçının vitrinine sıralayıverdin mi tamaanı... Al. başından, ortasından, sonundan velhasıl neresinden istersen bir kaç satır oku, anlıyabilirsen aşkolsun!. Anlamaya ne lüzum var ki? Kitabın çeyrek Ttirkceli. kulaktan dolma yabancı dil ukalâsı müterciminin adı taırndı, yayın alanında eser sahibi diye şöhret kazandı ya...
Hikâye meşhurdur: Vak t ile adamın biri meşhur olmak sevdasına düşmüş, türlii çarelere başvuran:» ve nihayet 'Zemzem kuyusunun başına gidip içine taş. toprak doldurmaya başlamış. Tabiî kendisini yakalayın cezasını vermişler, fakat yaptığı kötü işin şöhreti de bize kadar gelmiş.
Yurdumuzda okuma zevkinin günden güne arttığını gördükçe, uzun zaman çöllerde serap kovaladıktan sonra Zemzem kuyusuna kavuşmuş susuzlar gibi seviniyoruz, göğsümüz kabarıyor.
Fakaaat,,, Okuma zevkini yeni yeni tatmaya başlayan tefekkür midelerimiz henüz pek körpedir, kültür Zemzemimiz bu-İandınlırsa çabucak hastalanırız, tedavisi de çok zor olur. Kanaatimizce. biran evvel önleyici tedbirler almak gerek...
Cemal Refik
HER. AİLENİN EN BAŞ KİTABİ
nnsiklopedik Halk Doktora
Yazan: Dr. KEMÂL SARAÇOĞLU
A dan z harfine kadar bütün hastalıkların tedavi ve korunma çarelerinden bahsede» bu mühim eser her 15 günde 30 sahlfellk bir Faslkül halinde çıkacaktır.
Yarın çıkacak olan İlk faslkiîlde: Apseler — Açlık ağrıları — Ademi İktidar — Adet bozuklukları — Ağız hastalıkları — Akamet — Alkolizm — Velhasıl A harflle başlıyan bütün hastalıkların tedavilerde korunma çareleri İzah edilmiştir.
Yarın çıkacak İlk faslkülün fl&tl 50 kuruştur.
Yeşilay müsameresi
Memleket gençliğini içki vo uyuşturucu zehirlerin tahribatından korumak ve zinde bir nesli yetiştirmek gayesiyle yirmi altı yıldır çalışan Yeşilay Kurumu yıllık İlk mlisame-r es İni 4 ocak 1946 cuma günü akşamı saat 20,30 da Çemberli taş sinemasında verecektir.
Bxı müsamereye memleketimizin değerli ses sanatkgrlarından SAFÎYE AYLÂ. halk şarkıları okuyucusu HACER BULUŞ İle MUSTAFA ÇAĞLAR ve arkadaşları iştirak edeceklerdir. Ayrıca İSMAİL DÜMBÜLLÜ ve bülün orta oyunu sanatkârlarının İştirakiyle büyük bir orta oyunu oynanacaktır.
Davetiyeler Kurum n> rkczlndCn »e
X S HA H
29 Aralık 1945
ÜHhlf» ft
1 İaşe konusunda
Merdivenlcrde gürültüler oldu. Ha-1 bilil uyu!..» gibi bir müddet yünümde ‘mallar sahanlıklarda münakaşa cdl- dolaştırdı,
yarlardı. Kalın sesli bir hamalın: . Aradan bir müddet geçti. Haklka-' _ Ölen.. Biyanoyu duvarlara çar- ten sobam gittikçe çekmemeğe baş-
ptyon!.. tadı. Zor yanıyordu.
Dediği İşitiliyordu. Lâkin bir zaman geldi kİ soba ka-
Yukarı kata yeni kiracılar taşıtıl- üyen yanmamağa başladı. Daha İlk yari.. Evvelâ bütün apartıman halkı kibrit çakışta âdeta sobam İsyan bu yeni kiracıların kim olduğunu merak etmişti. Zira pek acayip eşyaları vardı. M^seiâ ilk partide dini ' dizi, iplere bağlanmış, kurumuş, 5ar-mır» uzun biber gelmişti. Bir sepet dolusu takunya, nalın!.. Çocuk bezi kurutmaya mahsus kafesler, dört tane, ayrı ayrı boyda hamur tahtası,
- bir sürü oklava, üç kocaman kazan.. Lâkin bütün bunların arasında gıoır gıcır yen! bir piyano ve bir de buz
. dolabı’.
Biz öteki kiracılar yukarı kat için e| altından 3000 lira hava paraM tatenUdğihl işltnılştik. Acaba doft-tu mu Idl?.. Ev sahtbl 3000 Itray» almış mı idi?.. Bü parayı tıkır tıkır sn-kata
Tam
hububatın önemi
Ingiltere ziraate fazla ehemmiyet veriyor
yıp, şu ev buhranında yukarı taşnan tahranmalar kimdi?., tepemde oturdukları İçin İlk notu vermiştim. Kim olursa olsun, her halde pek gürültücü insanlardı. Daha ilk günden evin İçinde takunya İle gezmeğe başlamışlardı. Aşağı kattan tepemdeki takunya seslerini işitiyordum.
Sonra yeni piyano, yepyeni buz dolabı olan bir evde takunya ile dolaş maki..
Yukarıya taşman ailenin erkeğine kısaca Hacıefendi diyorlardı. Hacı-efendi tam bir «Hacı dayı» İdi Vo aynı zamanda ekstra ekstra bir muhtekire benziyordu,
Son altı sene içinde zengin olan Hucıefcndi 3000 Hra hava parasını vererek çoluğu çocuğu yukarı kala yerleştirmişti. Bu arada bir piyano ile bir de buz dolabı alıvermiş. Bir köşeye bunları atmıştı.
Bir gün kendisine merdivenlerde rasgeldim. Yüzünden hile aka» ecinni gibi bir adamdı. Şüpheli gözleri ve dalavereci bakışları vardı. Bana apar 11 mand&n şikâyet etti;
— Biz apar t umanın istlmllalni arıyorduk emme,. Olmadı işte... İsttmh apurtaman bulamadık... dedi.
Boş bulunup «Istlmll apartıman» ın ne olduğunu evvelâ kavrayamadım. Fakat:
— Mecbur olduk »bft kurmağa İstimali apartuman btş para etmez' Deyince ayağım suya erişti. Adam «İstim» apartıman» sözüyle kaloriferli apsrtunan demek isliyordu.
İlk günler bütün apartımra haltı İçin eğlenceli geçti. Çünkü yeni ki-racller bir kol çengi idi. ■
Meselâ yukarıdan «ortalıca gelin» İn şöyle bağırdığı İşitiliyordu:
— Kız... Gelir İspanak tenceresini! Biyanonun üstüne koy. Orada ayıkla yıvereUm!,.
Arkasından »küçük gelin» İn sesi:
— Ka_ Yağmur yağıyor.. Balkondaki çamaşırları İçeri al . Biyanonun üstün» ser.. Orada kurur!,.
Herkes merakta İdi. Bu evde piyano nasıl kullanılıyordu?..
Fakat o kadar kalabalık bir aile Idl kİ hemen hemen her odaya ayn bir soba kurmak Icabedlyordu.
Aksiliğe baknmız kİ bazı soba deliği olmıyan odalarda, salonlarda duvarı delip boruları herhangi bir bacaya uzatıverlyorlardı.
işte bu suretle bizim sobanın, yani bizim katm bacasına da bir boru uzattılar.
Yine merdivenlerde rasta ligim bir gün, kendisine bunun mahzurlu olduğunu söyledim:
— Bir baca, iki sobayı çekemez... tklmizin de sobası (ütecektir.. Lütfen bizim bacadan o boruyu çekemez misiniz?.. dedim.
Laubali bir tavırla omuzumu okşadı;
— Edem sende... İdare cdlverlriz gld r. Ah. apurtamanın tattmtizl boş para etmez!., dedi.
Ses çıkarmadığımı görünce hilekâr gözlerini; »Nar'l da kandırdım Istan-
ediyor, bütün hiddetini duman halinde yüzüme püskürüyordu. Yakmak kabil değil! . Nihayet bir sobacı getirdim. Adam kısa bir muayeneden sonra son derecede hayretle:*
— Bu bacayı yukarıdan tıkamışlar. Hem de zannederim en küçül! bir İğne deliği bile olmamak şartlle çimento ile örtmüşleri., dedi. Evvelâ İhtimal vermedim Sobacı İle dama çıktık. Adam:
— Şu kattan tıkamışlar!., sözleriyle Hftctefedlnln katını gösterdi. Gittik Ne görsek beğenirsiniz?,. Hakikaten herif, kendisine bizim sobanın dumanı gelmesin, Vaea, benim tahmin bacası tamamile kendi katıııa kasnı diye ne haltlar karıştırmıştı Bacanın alt kısmını çimento İle Örmüştü. Bu suretle üst kısmı tamamlle kendisine kalmış oluyordu. Ona;
— Canim Hacıefendi.. Bir evden bahsedilirken «kapını ayrı, bacası ayni..• derler, Sen ilenim bac.urı nasıl tıkarsın? - Ya kömürden r.ohlr-lenseyditn?.. Öyleya. baca var. gaı dışarı çıkıyor sanıyoruz. Neden bunu yaptın?-, dedim.
Hilckâr kopça gözlerinin koralarını akları İçinde döndürerek cevap verdi:
— Ah.. Ah... Kabahat bende değil. Hep kabahat apurlanıanda, İstim-riz efendim, İatlmstiz apurtaman-da böyle şeyler olur . Baktım XI duman çıkıyor, tıkayıverdim'..
(Bir yıldızı
BULMACA
Soidan «e yukarıdan uşağı.
1 — Suçluyu teşhise yarar.
2 — Gok kuşağı.
3 — Dansöz - Tersi dedenin yarı-
sıdır.
4 — Tersi bir edattır - Ter «t İğ-
nenin başı.
5 — Başuıa «D> gelirse kayınpederi
bulunan zattır - Tersi soğuk değil.
— Tersi kesilmiş - Annenin görü mecal.
— Tersi peder evidir.
— Son harfimiz - Yer yer tâbir»
9 — Tersi bacası bulunan sefinedir.
10 — Afrikada bir hükümet mer-kezl.
«
7 S
OEÇEN BULMACANIN HALLİ Soldan sağa ve yukarıdan aşağı: 1 — Kruvazör. 2 — Romaseflrl, 3 — Umarak. Biti. 4 — Variyet. Ya. 5 — Asay, Rikah, 6 — Zekeriya, 7 — ÖT, Tty. Van. 8 — Rlb, Kav Aid. 9 -Rüya, Alda, 10 — Sllshendaz
Zayi — Toprak Mahsulleri Ofisinden almış olduğum unların boş çuvallar defterini zayi ettim. Yenisin! çıkartacağımdan esjdstnin hükmü yoktur.
132. No iı Mehmet Sarıoğlu
GÜZELLİK DÜŞKÜNLERİ
EDEBİ ROMAN
Yazan: Henrl Dtıvernois
Şu dört yıl İçinde öleceğimi hissediyorum. Benimle barışmak İmkânını göremiyor musun?» Elimi azattım, ve şöyle dedim: «Yaptıklarımız sersemlikti. Şaka İçin sana takıldım. Bu hal uzun sürdü. Fakat sen, hoş bir İhtiyar kadınsın ve ben seni seviyorum. Seni o kadar seviyorum ki. bir gün hayatımdan silinecek olaan. geri kalan günlerim! alil gibi tamam-lıyacağım.» Bereket üç sene daha yaşadı Bir nişanlılık hayatı geçirdik. Bunun İçin de derisini yontturması lâzım gelmedi. Gevezelik edip duruyorduk. Dargın kaldığımız on sekiz sene zarfında ne gibi hâdiselere ras-ladrkoa, onları blriblrlmize anlatıyorduk Soyllyeceklerlm bittiği büyük annen yatağına yattı elimde öldü. Son sözleri şu
«Vicdan azabı çekme! Sen taham-mulfersadın. ben de baş belâlıydım, ödeştik» Bir müddet daha biri birimize güldük Büyük annert. «OenC görüşürüz.» dedi. Son sözü bu ojdu.
Germaine, gözünde yaşlar gülüm-eu yordu.
Tefrika No, 8(
Tercüme eden: Vft - Nû
zaman ve eli oldu:
Türk ferdi kalori ihtiyacının yüzde yetmişini hububattan temin eder
Yeni Ziraat Bakanı Williams mü him ıslahat yapılmasını istiyor
İki cihan harbi İngilterenln İleti-
Kalori ihtiyacı ve hububat istihlâk mikdarı — istihsal etliğimiz hububatın nevileri — Şehir - Köyliî istihlâk farkı
Ticaret Bakanlığı tarafından neşredilen Konjonktür dergisi son nüshasında Türltiycdc hububat meselesine dair tetkik mahsulü bir yaz» nejret-mlştir. Yazıyı aşuftıda neşrediyoruz;
1945 senesi ağustos ayında Lundrıı-da toplamın Milletlerarası Yardım Cemiyeti (UNRRAı konferansının müzakerelerinden bahseden Londra-nın Daily News gazetesi J/9 1945 tarihli nüshasında. harbdciı evvel de Avrupanın bazı memleketlerinin kufi kalori alamadıklarını, hatta bazı Asya milletlerinin aç kaldıklarını ve bunun neticesi olarak bu gibi milletlerin çalışma kabiliyetlerinin de düşük kaldığı belirtilmektedir.
Bizde de çatı boğazdan gelir ve aç ayı oynamaz gibi atB sözleri vardır. Hakikaten m emle ketimiz İn eksiklik senelerinde, İstihsali düşük mıntakn-larda, köylümüzün çalışma kudretinin düştüğü ve köy kahvesinden çıkmak istemediklerini hepimiz görmüşüzdür.
İngllisier çok çalışırlar, günde memleket vasatla! 3000 kalorilik t en fazla gıda alırlar. Hintlilerin az çalıştığı söylenir, günde adam başına 2000 kalori bile temin edemezler
Avrupa bugün açlık tehlikesi karsı smdadır, fakat 1939 dan evvel İaşe problemi oldukça muşkiıl veçheler [ arzetmekle İdi. Hemen her mctıı-, lc ket te Ziraat Bakanlığının İsmi Tarım ve İaşe Bakanlığı idi. Bu Ba- ] kanlığın ' tarım politikası) dairesi] İstihsal, İhracat ve İthalâtı ayarlamakta ve istihsali artması matlûp olan maddelerin ekilmesini teşvik yolunda, para primi de dahil olmak üzere, birçok yardımlar yapmakta idi. Bu gibi tedbirlerin neticesi pek müspet olmuştur. Bu sayede hububat İstihsallerini % 50, yağlı tohumlar Istlhrallul % 440 arttıran memleketler vardır.
İnsanlar gıdadan yalnız kalori almazlar, azotlu maddeler, madeni maddeler, vitaminler de vücudumuz İçin lüzumludur. Bunlar olmadan hücrenin neşvüneması mümkün değildir Fakat biz. bu yazımızda çalışma kudretini temin eden kaloriden bahsedeceğiz.
Kestner baremine göre kâhli bir erkeğin âtıl bir hayat stirme.il için, gibide 2400 kaloriye İhtiyacı vardır. Günde sekiz İş saati hesabiyle 18C0 iş knlrosi lâzımdır. Bu suretle çalışan kâhll bir erkeğin günde muhtaç olduğu kalori miktarı 4000 olarak hesaplanabilir.
Bir memleket halkı, yalnız erkeklerden terekkiT» etmez. İhtiyarinr kadınlar ve çocuklar da vardır. Bunlar daha az enerji sarfederler. Kadınların kalori ihtiyacı yukariki adedin % 75 1, çoouklarınkl % 50 sİ' kadardır.
Türkiye gibi nüfusu artan mem-leketlerd*. 15 yaşından küçük çocuk adedinin umum nüfusa nispeti yüksektir. Bu nispet. bizde S 40 tır Fransa gibi nüfusu azalan memleketlerde düşüktür. % 25 kadardır. Nü-Silınu2un % 40 ı çocuk ve geri kalanının yarısı kadın olarak kabul olunursa, memleket nüfusunu kâhll erkek adedine İrca için kullanılması icabeden nispeti bulabiliriz, Bu nispet memleketimiz için % 70 den biraz fazladır, Fransa'da % 80 e yaklaşmaktadır.
Yukarıda çalışan kâhll bir erkeğin 4000 kaloriye muhtaç olduğunu söy-
içmiştik. Bunu yaş ve cins farkına bakmadan büttin nüfusu irca edersek 4000 70 lûo = 2800 adedini
buluruz, Bu. memleket vnsuH-l nüfus başına, günlük kalori h^lyocidir
Türk ferdinin çalışabilmesi iğin, biz. btı kaloriye tekabül eden gıda nı«idelerini, toprağımızdan -istihsal etmeğe mecburuz. Başka vesile ile yapmış olduğumuz hesaplar neticesinde. normal senelerde, günde nüfus başına takribin 2600 knlorl temin edebildiğimizi V hu adedin eksiklik senelerinde bir miktar daha düştüğünü açıklamış bulunuyoruz.
Türk ferdi bu 2600 kalorinin % 7U ini yeni 1800 kalorisini huoubat-taıı. «00 kalorisini yani 30 unu diğer gıda maddelerinden temin etmektedir.
Hububat istihlâk miktarı
Yukarlkl adet, hububatın iaşe muvazenemizde oynadığı esaslı rolü tebarüz ettirmektedir. Bizim İaşe muvazenemiz hububatla düşer ve kalkar. Eksiklik nenelerinde, yalnız hububatın değil, bütün gıda maddelerinin flatierl yükselir, çalışma kabiliyetimiz düçer. hastalıklar, bilhassa sıtma tahribatı artar. İaşesini sağlamak İçin köylümüz yemlik olan, arpanın da mühim bir kısmını kendi sarfeder. Böyle senelerde, kış da sert olur-sa biîvük hayvan telffalına şahit oluruz.
Türk ferdi 1800 kalori temin edebilmek İçin günde 700 gr yani senede 250 kilo kadar hububat sarfe-d!r Bu miktar kâhll erkeğe İren edilirse günde bir kilo ve senede 365 kiloya tekabül eder. Bu adetl-r her memleket İçin bir değildir, ileri memleketlerde daha az hububat yerler
Japon İar kalorinin % 87 sini hububattan almalarına mukabil bıı nispet Ruslar için % 70. Fran-uflar İçin 55 ve İngiliz İçin % 31 Ur,
Nüfuzumuz süratle arttığına göre yemeklik hububat İhtiyacımu da ayni nispette artmaktadır 1935 senesinde nüfusumuz to milyon idi. Hububat ihtiyacımız, nüfus başına 25# kilodan 4.000.000 ton idi. Bu^ün nüfusumuz 18 900 00 olduğuna göre İhtiyaç 4 725.000 tondur, işbu ihtiyaç artışı plânlı çalı-msya ne kadar ih-lAacımız olduğunu, bariz bir şek 1de göstermektedir.
istihsal ettiğimiz hububat nevileri
Bizim yediğimiz hububatın 7! 75 1-nl buğday teşkil eder. Buğdaydan sonra ehemmiyet sinisiyle mısır, çavdar, mahlut, (buğday. çavdar, arım mah'ûtu). kaplıca ve darı gelir. Yukarıda be'trttiğlmiz üzere, arpanın da kendisine tnahsu bir rolü vardır. Hububstı. ekmeklik, yemeklik veya çorbalık olarak sar (ederiz. Ekmek, yufka ekmeği, bazlama, pide 'kmckllk şekilleridir. Hububat bundan başka, bulgur, eri te. makarna, un, irmik, böreklik yufka şeklinde yemeklik olarak, darı ve yine bulgur ve un »talinde çorbahfc olarak kullanılır.
Şehirli hemen hemen yalnız buğday Utihlâk eder. Ban mıntakutar hariç köylü de en fazla buğday yer.
Buğdaydan başka hububatın sarfe-dl'dlği belirli yerler mısır için Karadeniz, Marmara ve Gür.ey - Batı Anadolu sahil bölgeleri; çavdar için.
(Arkası 7 İnci sayfada»
sadi bünyesi üzerinde derin tesirler bırakmıştır. Bunun neticesi olarak Nezaretlerden bazılarının ehemmiyeti son derecede artmıştır. Ehemmiyeti son dereceyi bulan Nezaretlerden biri ziraat İşlerine bakan dairedir.
İngiltere sanayileşmezdeıı ve Ingl-llzler tüccar bir millet olmazdan evvel de burada en büyük ve ehemmiyetli daire Ziraat Nezareti İdi. Fakat sanayi, ticaret ve madencilik ilerledikçe BU yük Britanya adasında ziraat gerilemiş. Ziraat Nezaretinin ehemmiyeti azalmış, nihayet burası en ehemmiyetsiz bir daire halini almıştır. Fakat İki büyük harb Büyük Britanya halkına kendi yiyecek ihtiyacın» bu adanın topraklarında tedarik etmek zaruretini öğretmiştir.
İkinci dünya harbi de şimdi sona ermişse de İngiltere için hariçten yiyecek tedariki harbdeki kadar büyük zorluklarla karşılaşmak tadır. Büyük zorluk erzak ve hayvanı taşıyacak gemileri bulmaktadır. Haı-b İngiliz tl-caret filosunu son defa neşredilen İstatistiklerde gösterildiği veçhile, ehemmiyetli surette azaltmıştır.
Fakat asıl zorluk ecnebi dövizi ve bahusus dolar tedarikinde görülüyor. İhglltereyc kâfi derecede hububat ve et verecek memleket Birleşik Amerika ve Arjantin olduğuna göre, bunlardan gelecek şeylerin bedelini dolarla ödemek mecburiyeti vardır.
İngaterenln evvelce Amcrikaya siparişleri İkraz ve iare kanununun kalkması üzerine nakit parayla ödemeğe mecbur kaldığı zaman Vaşing-ton anlaşması ile ne kadar ağır fedakârlıklar yapmağa mecbur kaldığı malûmdur
Bunurt için İnglRerede şimdi bütün nazarlar ve ümitler Ziraat Bakanlığına (3 bunun yen! Bakanı Mr WUIIams'a dikilmiş bulunuyor.
Bu zat diğer kabine âzalarının çoğu gibi maden ameleliğinden yetişmiştir 1888 senesinde doğmuştur. Derbyshlre’de çalışan bir kömür işçisinin ç>n dördüncü çocuğudur. On bir yaşında İken eline kazma alarak babası He birlikte maden İçinde çalışmıştır
VVilIlams genç yaşında Yorksiıirede muhtelif madenlerde kazma sallamış vç bu esnada amele birlikleri hareketi ile alâkadar olarak bu sahada faal rol oynmıştır
1911 senesinde amele birlikleri tarafından amele partisinde resmî bir vazifeye tâyin edilmiştir Bu iş Dearn daki amele partisi şubesinin sekreterliği idi.
1915 senesinde Bornburgh büyük kömür madeninde tartı kontrol memuru tâyin edilmiş ve 1922 senesinde parlâmentoya mebus seçilinceye kadar bu işde kalmıştır.
Wltliams parlâmentoya gelmezden evvel mahalli hususi İdare işlerinde tecrübeler edinmişti. 1922 umumi seçiminde Don Nabley İntihap dairesinden mebus çıktıktan sonra bütün gayretini parlâmentodaki faaliyetine hasretmek İçin hususî İdare He alâkasını kesmiştir.
1922 den sonra yapılan altt umumi İntihapta Wllllams rakibi muhafaza* kâr namzedine karşı her defasında daha büyük ekseriyetle muvaffakiyet kazanmıştır,
1921 senesinde Uk amele kabinesi kurulduğu zaman Wllliams Ziraat Bakanı olan Noel - Buston’a muavin tâyin edilmişti. Bu vazifede iken merkezi hükümet işlerini ve bahusus ziraat Bakanlığının faaliyetini yakından taklbederek tecrübeler edinmişti
1929 senesinde meydana gelerek 1931 senesine kadar devam eden İkinci amele kabinesinde Mesai Nazırı Boudfleld'e parlâmento müsteşarı olmuştu. Bu vazifede parlâınentoda»cl
faaliyet ve hareketi İle yakından alâkadar olmuştur.
Bıı tecrübeler sayesinde 1940 senesinde Zirâat Bakanlığının parlâmento müsteşarı tâyin edildiği zaman bir Nazırın neler yapabildiğini yakından öğrenmiş bulunuyordu.
Harbin sununda temerküz kabinesi dağılıncaya kadar Williams bu vazifede kalmıştı. Bu zat Ziraat erbabı İçin yüksek refah ve maişet seviyesi temin edileceğine inanıyor- Ziraat ne kadar makineleştirilecek olursa bundan çifçiler kadar bütün sanayicilerin de istifade edeceğine ve ziraat harbden evvelki dereceye düştüğü takdirde bundan Ingllteredeki sanayiin de çok zarar göreceğine kani bulunuyor,
Son söylediği bir nutukta demiştir kİ: «Eğer çifçiler istikrar bulmuş bir piyasa ile her türlü yerli gıda mad-lerine İyi fiat temin edecek bir plâna emniyet gösterecek olurlarsa kendi istikballerinden de emin ve müsterih olacaklardır.»
Harb içinde Willlams o zamanki Ziraat Bakam Hudson ile birlikte mühim zirai ıslahatı meydana getirmek ve çlfçllerln harb gayretini arttırmak hususunda mühim hizmetler göstermişti. Bahusus ingilterede yetişen ziraat maddelerinin evsafını İyileştirecek ve zirai mamûlâtın teknik standardlarını yükseltecek ve işçilerin iş şeraitini ıslah edecek kanunları meydana getirmiştir.
Willlams mütevazı, soğukkanlı ve basiretli bir adamdır Ameleden yetiştiği halde Bakanlığın şeref ve iti-I barına lâyık bir surette giyinir ve ı doşt, düşmana karşı herkese örnek olmağa lâyık nezaket ve sabır İle ı davranır. —. F.
RADYO
Bugünkü program
18.00 M. S. ayarı. Radvo çocuk kulübü. 18 45 Radyo dans orkestrası. 19.00 M. S. ayarı. Haberler. 19.20 Geçmişte bugün. 10.23 Rrtyo dans orkestrası, 20-00 Şarkılar, 20.15 Radyo Gazetesi. 20.45 İnce saz. 21.3ü Konuşma. 21.45 Radyo salon orkestrası. 22,30 Müzik (pl.l, 22 45 M. S. ayart. Haberler.
Yarın sabahki program
7.30 M. S. ayarı. Müzik (pl 7 45 Haberler. 8 00 Müzik İpi ' 850 Müzik fpl.l, 9.15 Konuşma. 0.25 Türküler. ve oyun havalan, 9.45 izahlı müzik. 10.45 Saz eserleri, 1100 Tenirti, 11.25 Akordeon Birliği. 1145 Yurttan sesler, 12.15 Radyo salon orkestrası, 12.45 M. S. ayarı. Haberler, 13 00 Frdyo salon orkestrası.
Haydi, kucakla beni!
var. Öyleyse demin ne saçmalıyordun? Pek güzel çocuktu. Pardösûsû, yalnız pek fazla çikolata rengi. İskarpinleri de lüzumundan fazla gıcır gıcır Amma umumiyetle İyi Ben sanû pek hoş olduğunu söylemiyor muyum? Kulaklarının memesine biraz ruj sürmen lâzım. Dur batayım.
Fakat. Germalne. namusk&r bir hamt? 11e İrkiliverdi:
— Sana yalan uydurdum. —dedi.— Hakikat pek daha komik. O adam, beni senin hizmetçin sandı. Adreelnt öğrenmek için bana yüz frank teklif etti.
— Ne yabani şeymiş!
Tenha yola saptılar. Artık görünürde kimse olmadığı için Jacqueline açıldı Çantasından bir tomar mektup çıkardı. Bunları o hafta almış. Kaba, yahut sinsi, hozln yahut neşeli bir takım aşk mektupları. Zaferlerinden dolayı bezgin bir tebessümle güldü:
— Peki sen? - diye sordu. Gerınaine İçini çekti:
— Ah. ben . Ben seviyorum
— Muvaffakiyetli bir aşk mı?
— Telakkiye bağlı(
— Hep Andre Cavagtıo! galiba?
— Evet.
— T nn ilânı nsk etti 31? _ p. m-jt etmedi.
- AJâkr •!rv i’f’fll eden şeytpr yaptı
burnun olmasaydı, şeker kutularının üstündeki rötuşlu fotoğraflara dönerdin. Ciddi konuşalım: O coeuk Tıkara mi?
— Hayır. Anasının babasının vakti yerindeymiş.
— Nc yapıyor anası, babası?
— Hiçbir şey Provlnce'tcler.
— Şimalde mİ?
— Touraine'de.
— Şimalde olmalarını tercih ederdim. E. bu IstNateıe oğlana telefon edeyim mİ?
— Sakın, dede!
— Demek, kendi ken«Une duvranacaktın?
— Evet. Yalnız şunu senden istiyorum, dede. Evlendiğim takdirde, annem yalnız kalmasın.
— O kadar gençleşti üt, çocuklar pansiyonuna mı verelim?
— Cidden yalnız kalacak.
— Başında Tony gibi bir püsküllü belâ varken asla yalnız* kalmış sayılmaz. Senin anneıı âşık. Âşık bir kadın için koca birldk oğuldur. Öbürleri, geride kolanlar, yan! öa çocuk-
hail
— Yumuşama öyle! — dedi söyle bakalım, keatirdiğin biri mı?
— Evet, dede.
— Kim?
— Andrö Cavagnol.
— Mesleği?
— Heykeltıraş
— İstidatsızın Nrll
— Niçin? İstidatlıdır.
— Hayır, istidatsız Eğer istidatlı olsaydı, kendisini tanırdım. Güzel çocuk mu?
— Aman dede... Evet.
— İşte söylediğim gibi: İstidatsız.
Eh. pekâlâ madeni hoşuna gidiyor...
Sen de onun hoşuna gidiyor musun?
— Zannederim.
— Güç meBele!
— Dede! Ben çirkinim. , . . ____
— Bu gözlerin varke-1 Bu tazeliğin lan bile, dolambaçlı yeğenler hallaç
varken! Hem sonra, Crouüeoh bıır- •»«—- ®-* •— -----—• -•—• ■*'*-
nun da varl Ay, sen Cromlech burnundan dolayı mağrur değH misi. ’’
— İtiraf ederim ki, artık olamıyorum.
.. Avanaklık olmel O burun suna
- B.
var
1
düşer. Sen bu İşle meşgul olma! Yirmi yaşındasın da ne demeğe egoist değilsin? Olmaman cürümdür, evlâ-. dım. Şayet şenin İstidatsız oğlan parasızsa, drahoma cihetini ben hallederim. Evvelâ onun bir fikrini »lavını.
Bay cromlech'ln yanından çıktıktan sonra, Gerınaine, arkadaşı Jac-gıtellnc Rusaot'.vıı buldu. Ormanda beraber geldiler. Fevkalâde gıizel olan «TacqueUne. basit bir izdivaçla bir sinema angajmanı arasında tc-reddüdedip duruyordu Pek çok erkekler nn» türlü tekliflerde bulunuyorlar: ve sonunda da Amerlkada milyonlarca dolar sahibi olmak İmkânlarını va dedi yarlardı. Milyonlarca dolar Ve beynelmilel bir şöhret! Babalık şefkatiyle körleşemlyen Bay Ar-bipeont, kızına diyordu kİ:
«— Kuzum, oroapuya benzlyen şu Jacquellne'le boyuna sokağa çıkıp durma. Daha az göee çarpar bir arkadaş bulamıyor musun?»
Hakikatte İse, jacöiıeHne'in muhteşem güzelliği yüzünden Germaine'in pek çirkin İntibaı vermesinden korkuyordu.
Jacguellne. İhtiyar ve hasis bir kadın akrabasının evinde oturuyordu, Pek fena giyinmekle beraber, Ger-malne’ln yanında, prenses tesiri bırakıyordu.
Bu sabah, ilkbaharın fevkalâde güze! bir günüydü. Müstakbel yıldız da pırıl pırıl yanıyordu. İki genç kız, çevik adımlarla yan yana yürüyorlardı, Birkaç züppe kendilerini tnisl-betmek tesebbüsüntie bulundu Bun-
mi yaya idi.
— Bunlar hep böyle canımı sıkar. Senin de değil mİ?
— Doğrusunu istersen ben yalnızken beni hiç taklbetmezler
Öyle bir vaziyet oldu kİ. .lactıue-linc'ln bir aile dostuna uğraması lâzım geldi. Bir an Gerınaine. sokakta yalnız kaldı. Meçhul bir eTkek ona yaklaştı. Prens midir? İş anyon şoför müdür? Milyarder midir? Uşak mı. yahut profesyonel bir dansör müdür? Kim oldukları anlasılamıyan yakışıklı ecnebilerden biriydi bu Genç kıza sokulup selâm verdi Sonra dedi kİ:
— Bir söz «söylememe müsaade eder misiniz?
Germaine , utançtan kıpkırmızı; kalbi çarpıyordu. Kendinin de bir küçük maceraya atıldığını sanıyordu.
— Hayır, efendim - dedi Delikanlı onu hemen inkisara uğ-
rattı:
— Patronunuzun adresini verirseniz, size viiz frank bahşiş! - diye teklif etli. '
Ahbaplarından ayrılan jac.quellne'l de Rözlyle İşaret etti.
Jactıuellne, Germaine'e yokİAştpı raman:
— Bu adam senden ne isliyordu? - diye sordu.
Oermatne tereddüdetti:
— Pek basit bir şey, — diye cevap Garsoniyerinde randevu
29 Aralık 1-^5
A A. s> A M
banıre ı
Radyofoto gelişiyor Radyo ile fotoğraflar nasıl nakledilir?
ŞEHİRDE GEZİNTİLER
Adrea nasıl verilir?
Radyofoto teçhizatı
1942 yılında son devrin 3 manidar vesikalarından biri Çinden Los An-geles'e varınca, Birleşik Amerika Bahrlyesl, Harb habîrierl bürosu ve Associated Pressin mümessilleri âdeta şaşırmışlardı. Bu.çang Kay Şek'in Reis Roosevelt'e gönderdiği mesajın bir radyofotosu idi ve Çince yazılmıştı. Esasen işin en ehemmiyetli tarafı, mesajın Çin lisaniyle yazılı olarak nakledilmesiydl.
Radyofoto mucizesinde orijinal mesajın mufassal resmi, yazıldığı gibi tara 7 dakikada hava mevceleriyle Amerikaya gelmişti.
Radyofoto ile vesika göndermek ameliyesi şöyle cereyan etmektedir:
12-17 santimetrelik alelâde bir-fotoğraf göndericinin silindirine sarılmaktadır. Bu silindir dönmeğe başlıyor. Bir elektrik - göz de dakikada 2,5 santimlik bir süratle resmi, bir ucundan öbür ucuna kadar taramağa başlıyor.
Elektrik - göz, ışık darabanını elektrik darbanına çeviren bir foto-elek-trik darabanına çeviren bir foto-elck-taradığı vakit, iğne başını andıracak bir ziya İçinden fotoğrafı gözetliyor demektir Bu ziya, silindirde dönen resmin siyah, beyaz ve kül rengi kısımlarına İsabet etmektedir. Ziya tekrar elektrik - göze aksetmektedir. Böylece, ziyanın muhtelif dereceleri, muhtelif elektrik derecelerine çevrilmektedir. Bunun bir neticesi olarak verici tertibat, resimdeki beyaz, siyah ve kül renklerine tetabuk edebilecek şekilde akış halinde elektrik darabanı neşretmektedir.
Elektrik darabanı akış halinde, tıpkı alelâde bir telefon muhaberesi gibi istasyona nakledilmektedir. Böylece, havada radyo mevceleri husule gelmektedir. Bunlar, ses getiren radyo mevcelerinden farksızdır.
Alıcı istasyondaki silindirin etrafına bir resim filmi sarılmaktadır. Elektrik darabanı zaptediidlkçe, başka bLr elektrik - gözle ışık darabanına çevirdikten sonra silindir üzerinde durmadan dönen filim üzerinde İğne ucu büyüklüğünde bir ışık husule gelmektedir.
Alıcı göz, filim boyunca, tıpkı vericinin resim üzerinde olduğu gibi aynı zamanda zeyretmektedir. 7 dakika sonra filim, tam bir negatif şeklini almaktadır. Bu filim de tıpkı bir fotoğraf makinesinin filmi olarak banyo edildikten sonra İstenildiği kadar kopya yapılabilir.
Radyo - fotonun ne dereceye kadar elverişli olduğunu ve bu arada bütün ihtimalleri açığa vurmuştur. Aşağıdaki ihtimaller bu hususta, esaslı bir fikir verebilecek mahiyettedir.
Bir kadın kalb hastalığından mustaripti. Kalb darabanını gösteren 2 grafik, radyofoto ile uzak bir şehirde bulunan bir kalb mütehassısına gönderilmiştir. Mütehassıs, bir saat sonra grafiği tetkik etmek suretlle koyduğu teşhisi telefonla bildirmiştir.
Amerika Radyo Korporasyonuna mensubolan General James O. Harbe rd, Londrada 1000 dolarlık bir çek imzalamıştı. Bu çek. radyofoto İle Nevyorka nakledilir edilmez, para derhal ödenmiştir.
Nevyorkta bir mücrim yakalanmıştı. Ancak hüviyetinin ispat edilmesi lâzım geliyordu. Parmak izleri, radyofoto İle Şikagoya nakledilince, birkaç dakika sonra hüviyeti teablt edilmiş bulunuyordu
1946 yılında tam mân asiyle gelişen radyofoto, 21 yaşındadır.
1924 yılında Amerikan Telefon ve Telgraf Kumpanyası, telefon tellerinden faydalanmak suretlle resim nakletmek İçin tecrübe mahiyetinde bir Alet inkişaf ettirmişti. NeteHm, Glev-.land’dan birçok manzara recimle rl nakledilmişti. Bu resimler, Cleviand'-da alındığından 24 dakika sonra çoğaltılmıştı. 1*
Aradan 10 senelik bir tecrübe devresi geçmişli. Netice itibariyle Mihver devletleri, radyofoto İle çevrilmişti. Stokholm, Moskova. Lizbon. Kazab-lanka, Johannesbıırg. Kahire, İstanbul, Ktınmlng, Çunklng ve daha sonra Brüksel, Paris ve Roma da dahil olmak üzere 22 şehirde radyofoto alıcısı vardı. Müttefiklerin radyofoto şekkndekl doğru haberlerile hava
dolmuş bulunuyordu. Radyofoto, harb sonu dünyasındaki siyasi haberleri süratle yaymak İçin dalma hazır bir vaziyette göz kulak olmaktadır. Bu inkişaf, hakikati açığa vurmak bakımından gayet kudretli bir Alettir. Bu usule başvurmak suretlle süratle yayılacak resimler, birçok şayia. yalan ve propagandaları bertaraf etmektedir. Radyofoto, İnsanların karşılaşmak İstemedikleri bazı soğuk hakikatleri de belirtir.
Bouehenw£Üd, Besen, Dachau radyofoto istasyonları faaliyete geç inci ye kadar nazl temerküz kamplarındaki mezalim hakkında dünyanın pek az malûmatı vardı.
Radyofoto, Mussollnl’nln ölüm haberine hakikat damgasını vurmuştu. Mussolnl*nin ölümü bildirilmişti. Fakat, bu haberin doğru olup olmadığı hakkında milyonlarca İnsan, tereddüde düşmüştü’ Fakat radyofoto, Mus-sollni'yi Milâno'da bir hendekte boylu boyuna yattığını ve bilâhare bir domuz gibL ayaklarından asıiı olduğunu gösterdiği zaman, bütün şüphe3cr zati olmuştu.
Bundan böyle radyofoto, bütün dünyaya süratle hakikati ulaştıracak bir vasıta olarak İş başında kalacaktır.
[Halkevleri - Kurumlar]
♦ Eminönü Halkevinden: Evimizde amatör resim ve fotoğraf sergisi açılmıştır. Sergi 5/1/1946 tarihine kadar on gün devam edecektir. Gezmek set beştir.
fk ŞI5U Halkevinden: Evimiz Temsil şubesi (Zehirli Kucak) piyesini cumartesi akşamından itibaren temsile bağlıyacaktır. Numaralı davetiyeler Bürodan alınabilir.
♦ şehremini Halkevinden: Halke-vlmizde 1 ocak 1940 tarihinden itibaren pratik akşam ticaret kursları açılacaktır. Dersler: Muhasebe, Ticaret aritmetiği, Ticaret vesikaları.
Devam etmek Utiyenlerln bir adet fotoğrafla Evimiz İdare memurluğuna müracaatları.
♦ Çocuk Eatreeme K. Beyoğlu Ş.! Markiz Pastanesi vitrinlerinde teşhir olunan ve bu müessesece Kuruntumuza hediye edilen şekerden yapılmış Dolmabahçe camii makm piyangoya konulmuş, biletler 100 kuruşa satılığa çıkarılmıştır. Adtt azdır. Piyango Taksim Belediye gazinosunda yılbaşı gecesi 1,30 da çekilecektir. Bilet satış yerleri Markiz Pastanesi ve İstiklâl caddesi Mil yon Piyango gişesi.
Tramvayda, otobüste, sohbette, iki arkadaş arasındaki konuşmalara kulak kabartacak olursanız konuşmaların en hararetli yerinde muhakkak ki piyasaya yeni gelmiş bir ihtiyaç maddesi satan veya karne İle dağıtan dükkânın tarifi vardır. Bunu tarif eden bir kadınsa şöyle anlatacaktır;
«__ („..) çorapçısının karsısında.
(....) plajının yanında, berber (-—) dükkânından sonraki kapı.»
Aynı mağazanın şu genç kızın ağzından da şöyle tarif edildiğini duyarsınız:
«— Tramvaydan ildikten sonra (İnstitut de beaut£) nln sırasından yürür; piyano hocasının sokağını biliyorsun ya.' Onu geçtikten sonra, hani geçenlerde şapka almıştık (şu relevc maron şapka), İşte onun yanındaki dükkân. Orada (...) bey var, onu gör, (...) den de bir selâm söyle, sana muhakkak verir.»
Ya adres veren adam boğaz düşkünü biri ise...
(— (....) deki meşhur tandır kebabı yapan (....) nın dükkânının sokağından yürü. Karşına mahalleblcl gelecek; işte onun solundaki dükkân-dal»
Henüz tahsil çağında bir delikanlı da adres verirken, muhakkak ki şöyle anlatacaktır:
«— (...,) sinemasını biliyorsun. Onu geç; (....) kokteyl salonu var; tam karşına gelen sokaktan sap; orada eskiden bir çalgılı lokanta vardı ya, onun karşısında,..»
Tesadüf bu _ya, şuna da kulak misafiri olabilirsiniz: (...) zenginin eşi... Kürk mantosunun yakaları pırlanta iğnelerle dolmuş...
Gözlerini pırlantalardan ayıramiyan baş örtülü, mütevazı eski mahalle komşusuna sağlık verir:
«— Kuyumcu (...) şırasından yürü, kürkçü (.,..) nun sokağındaki mağaza...»
Doktor olmadan alkolik olduğuna hükmedebileceğiniz kırmızı yüzlü, yurt kapalı gözlü dost da şöyle tarif eder:
«— Lâkerdacının karşısındaki beyaz boyalı değil, yaşıl boyalı birahaneyi geç...»
Semt kahvelerinden birinde, sigara dumanlarının gözleri yaktığı, tavla pullarının tavla tahtasında çıkardığı sesler arasında mütekaitlerden birine, tesadüfen arayıp da bulamadığınız bir adres soracak olursanız, teşbihini sallıyarak:
r— (...) camisinin arka kapısının karşısındaki kütüphanenin sağından doğru git; köşede bir eski sebil göreceksin! Karşısında da (...). Malınü-dürlüğü vardır; orada sor gösterir^ ler.» Halûk Durukal
YENİ YAYIN
EBÜZZİYA TAKVİMİ
Her sene olduğu gibi 1946 yılı için de «Tasvir» Neşriyat Evi tarafından bir Ebîjzziya Takvimi neşerdilmlştir. Bir takvimde bulunması lâzım gelen bütün malûmat ve rakamlar mevcut olduktan başka Meşrutiyet tarihi, Türk ve İslâm meşhurları, dünya servet kaynaklan hakkında ansiklopedik malûmatı ve amel! bilgilerle birçok seçme sözleri ihtiva etmektedir. Hem takvim, hem de küçük btr ansiklopedi olan bu estrt okuyucuları-maa tavsiye ederiz.
AMATÖR
Bu mecmuanın 10 uncu sayısı çıktı. Amatörün bu sayısında foto, satranç, realm, seramik, radyo, m aran-gözlük, tavukçuluk, balıkçılık amatörleri Hin yazılar ve örnekler, ayrıca yaprak kollekslyonu yapmak is-tiycnlerl İlgilendirecek bir yazı, bayanlar için yastık ve masa örliisu örneği. gidi zehirler hakkında bir makale, küçük faydalı reçeteler vs. vardır. Flatl 30 kuruştur
Terzi İşçi Aranıyor
Motorlü dikiş makinelerinde ça- ! İLŞmJş ve el işlerinden anlar İş- ı şlye ihtiyaç vardır.
Mureooat Yenipostahane arka- I sında 41 No. lı mağaza. Tel: 21482 I
İstanbul milli korunma savcılığından: İlâm: 945/1760
Mevcut ampulleri satışa ara etmemek suretlle milli korunma kanununa muhalefetten suçlu Yenlkapı Ma-vltuna gazinosunda şef garson Av-ram oğlu 314 doğumlu Nesim arfatl hakkında 3006 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (2) o, 1u mllU korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: Suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan milli korunma K. nunun muaddel 32-D, 57/5, 63 üncü maddelerine tevfikan 25 lira ağır para cezaslle tecziyesine 7 gün müddetle ticaretten menine ve hü!;mün katileştiğinde neşrine dair mezkûr Mahkemeden verilen 19. 11. 945 tarih vc 645/047 sayılı karar katileşmeme Hân olunur. Akşam gazete-slle neşrolunacaktır. (17108)
Bayramiç sulh hukuk yargıçlığından: 945/7
Bayramlçln Camllkçbir mahallesinde İkamet etmekle iken 29. 8. 945 gününde ölen Mehmet Rlfat oğlu Halil Niya2l özerin metrukât ve terekesine ortada dalın bulunduğundan mahkemece cl konulmuş ve müteveffanın ölmeden evvel ticaretle uğraştığı yapılan İncelemeden anlaşılmakta bulunmasına ve miras mukavelenamesi h kümleriyle medenî kanunun 561-lnci maddesi hükmü gereğince mumaileyhten alacaklı ve borçlu bulu-nanlarm en geç bir ay İçinde varsa veslkalarilc birlikte yargıçlığımıza müracaatları ve bu müddet zarfında müracaat ctndyen alacaklıların mirasçıyı ne şahsen ve ne de terekeye izafeten takibedemlycceklerl Hân Olunur. (17081)
Satışa çıkarılan ithal malları
Gal. İktisat handa Celâl Bayere külçe kurşun, İst. Kunıkahved handa MecdettJn Şerbetçiye makine akşamı valf, grafit pota, zımpara taşı, Gal. Ankara handa. Çelik Boya TAş ye asbestos filtre, Gal. Mahmudiye cad. 51 de Zareh Anukyana kösele kayışı, Ankara Ulus meydanı Koç Ticarete traktör lâstiği, Oal. Ömer Ablt handa Yohn »İlbaya gazla elektrikle Işliyen inbik, Gal. Y. Kaldırım cad. Mehmet Ali Harmankayaya zımpara taşı, Sakaçcşmede Fevzi Şamlı H. Ümit şamlıoğluna grafit pota, Gal. Hezaran cad. 61 de Buria biraderlere kauçukla kablo, Gal. Bozkurt handa S.K.F. Rulmanlara bllyalı rulman ve aks. İst. 4 üncü vakıf handa Salt Belgüne galvanizli çelik tel, İst. Tomruk sokak 28 M. Tarık Anal ar t aya lâktold levha, Ankara postane cad. Ankara Akdeniz Güvene galvanizli siyah boru, İst. Marpuççular sokak No. 8 de şükrü Tezere boyalı ağaç düğme. Taksim Tarlabaşı cad. Kavi Rlfat Kamhiye oto hidrolik yağı, Beşiktaş Yalık cad. 17 de Eyüp Ağa oğluna galvanizli tel. Gal. Fermeneciler No. 00 Koç Ticarete kristal cam, Ye-dikule Demirhane C. 15 Aleko Sama-rasa gomalaka, anilin boya,-İst. Dll-slzzade han Abdi Domlrere Oxyd Merkür, İst, Çemberiltaş İbrahim El-heme hekzobarblton, İst. Prevuayans han İsmail Raifc pentametllentetra-zol, İst. Alyanak han Mehmet İpekçiye sodyum sulfit, İst. JSalcaçeşmc 10 da Davit Kasaviye Hldrosullit, Rah-vancılar Şirin han Salamon Benba-sata şırınga İğnesi, İzmir Bahriye pazarı Durmuş Yaşara anilin boya. Taksim Nizamiye cad- D okuma ve çorap fab. sandopan, Sirkeci Adahan şark Merkez ecza dep. tıbbi ecza, kloroform. İst. Ankara cad. 83 Arif Neşet Usmana gaz ldrofll, Bakırköy Arı İnşaat levazımına nitrat dö sud. sülfat dö sud, Beyoğlu Tünel meydanı 1 de Arif Aydına Teobromln. sod. sa-llş., İst. Hasırcılar Uzunca Ova Dl-mltrl Yuvanidiye sodyum hldrosülfit, Bahçekapı Evllyazade NureltLne muhtelif tıbbî ecza, İst. Ebussuud cad. Reslmiiay matbaasına matbaa mürekkebi. İst. Orhanbey han Basım İstihlâk kooperatifine matris mukavva, Gal. Tünel cad. Kâğıt ve Basım İşlerine makine şeridi, karbon stensll, yağı, teksir makinesi, İst. vasıf Çınar cad. 117 Aşer J, Nahmlyasa yün mensucat, İst. Prevuayans han Billur İş Edgara ipek lâmba fitili, İst. Mısırlı handa Murat Beliğ Kente Mohalr yün İpliği. Mahmutnaşa Dilber kardeşlere gömleklik poplin. Fincancılarda Mehmet Hüseyin TatariyC emprime tlsy, basma ve drill, İst. Tuhaftı handa Nazım Kulaça drill ve Basma Azore, Aşirefendl cad, Fatma Alakana siyah saten, İstiklâl cad. 239 da Ottasa güderi. Yedlkulede N, Oro-yattfis ve Y Kefal asa kuru sığır derisi. _
İstanbul milli korunma savcılığından: İlâm: 945/1663
Faturasız mal satmak suretlle milli korunma kanununa muhalefetten suçlu Marpuççular Kmiroğiu han 10 No. daçorapçı Mihal oğlu 1920 doğumlu Blnyamln Azaryanı hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (4) No.lu milli kurunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan mlUi korunma K. namın muaddel 31 - 4, 59 - 5. 63-üneü maddelerine Levfikan 50 Hra ağır para cezasiyle tecziyesine. 1 hafta müddetle ticarethanesinin kapatılmasına ve bu müddet zarfında ticaretten menine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 0, 4. 945 tarih ve 945/ 174 sayılı karar kavileşmekle Hân olunur. Akşam gazetesiyle neşrolunacaktır(17^98)
UoktOT MKDMHM
Bahaddın Lûtfi Varnalı 4
OPERATÖR ÜROLOG
Böbrek, mesane, idrar ve tenasül yolları hastalıkları mütehassısı
Beyoğlu, İŞ Bankası karşısında Emir Nevruz sokağı Panalya Apt. No. 2. Tel: 42203
İaşe konusunda hububatın önemi
(Baştarafı 6 inci sayfada) Kayseri, Niğde, Trakya, Balıkesir ve Batı Karadeniz bölgeleri; kaplıca (bunun Seyes ve O emik ismi verilen nevileri de vardır) için Batj Karadeniz ve TTakya bölgeleri ve dan İçin güney ve güneydoğu Anadolu bölgleri; mahluta her yerde tesadüf olunur.
Dan ekmeklik olarak da sarfolu-nur. Daha ziyade çorbalık olarak kullanılır.
Kaplıca bilhassa bulgur olarak istihlâk olunur.
Bunların haricinde meselâ, Çanakkale, Kastamonu, Bolu, Antalya, Diyarbakır ve diğer birçok yerlerde arpa, buğday daimi olarak karıştırılır. Eksiklik senelerinde ise Orta Anadolu köylüsü de buğday yerine kısmen arpa İkame eder Ea-zan eksikliğe rağmen, nakit İhtiyacını temin için daha fazla nara He buğdayı satar ve kendisi ama yer. Eksiklik senelerinde aîpa İstihlâkinin 500 bin ton ve daha fazlaya yükseldiğini kabul edebiliriz.
Şehirli - köylü istihlâki farkı
Yukarda yaş ve cins farkı gözetilmeden, Türk ferdinin yemeklik hububat İstihlâkinin senede adam hışma 250 kilo olduğunu söylemiştik. Fakat bu miktar bir vasatiyi gösterir ve esas itibariyle, İstihlâk mahalline göre, çok değişir, şehirli doha ziyade mütenevvi şeyler yer. köylünün de sahil mıntıkalarında oturan kısmı. oralarda yetişen çeşitli gıda maddelerinden istifade eder. En ziyade hububat yiyen halkımı/. Orta Anadolu köylüsüdür.
Yaptığımız hesaplara gere şehirler vasatisi yemeklik hububat sarfiyatımız sfnede 180 kilo kadardır,
Aynı sarflyp.t köylii vasatisi 280 kilo kadardır. Orta Aanadolu’nun bazı yerlerinde 340 kiloya kadar yükselir ve şehirli halkın varlıklı kısmı İçin 100 kiloya kadar düşer. Yukarıda Türk ferdinin kalori ihtiyacının % 70 ini hububattan temin ettiğini söylemiştik- Bu adet de her yerde bir değildir. Aynı nispet köylüler vasatisi % 80 e doğru yaklaşmakta vî şehirliler vasatisi % 50 ve kadar düşmektedir.
Şehirli - köylü arasındaki fart: yalnız miktar İtibariyle değ*!, unun sarfı İtibariyle de tetkike değer.
MenT e ketimizde istihlâk olunan hububatın ancak % 12,5 kadarı un fabrikası İsmi verilen Valsll değirmenlerde öğütülür; randıman adedine göre bu gîbl un'ardan a? veya çok bir miktar kepek çıkarılır. Hububatın geri kalan % 87.5 1 toşlt
değirmenlerde, düz kırma olarak öğütülür ve kepek unun içinde bırakılır. Köylümüz hemen tamamlyto düz kırma sarfeder.
İstanbul, Ankara, İzmir halkı hemen tamamJyte fabrika unu yer. 1939 senesinden evvel fabrika unu istihlâki mütemadiyen artmakla itH. 1835 ten 1930 a kadar bu artış % 30 nispetinde İdi-ve küçük şehirlerimizin nüfusu vasatisi fabrika unu sarfiyatı, utlum un İstihlâklerinin % 40 mdan hemen hemen % 80 ına
yükselmiş bulunuyordu.
Şehirlerimiz nüfusu 1935 te 3,8 milyondan bugün talfriben 4,7 milyona yükselmiş bulunmaktadır. Hububat ihtiyacı da 680 bin tondan 850 bin tona çıkmıştır. Fakat bu ihtiyacın hepsi piyasaya aksetmez. Birçok kü- Uçuk şehirler, ihtiyaçlarını hemen ci- Q vardan temin ederler. Harbilen ev- Q_ vel şehirlerimizin piyasadan talepleri, nısfından azı bu şehirlerde bulunan asker de dahil olmak ürere, q üç büyük şehrimiz ve bunların civar mıntak31arı ve yanıvıdan biraz faz- C ları diğer küçük şehirlerimiz olmak ,O iız re senede 500 bin ton trrtımin olunuyordu,
Harbden evvelki seneler vasatisi İstanbul'a yemeklik hububat sevkıyatı 160 bin tonu Orta Anadolu’dan trenle ve 60 bin tonu Trakya’dan v® deniz yolu ile olmak üzere 220 bin.' ton kadar tutardı. Bu miktarın or-lalama 70 bin tonu nvm'ekvt m^ııa. O İhraç olunur, gerisi şehlrdj sarfo-lunurdu.
1939 dan sonra büyük bir ordujfî beslemek zarureti hasıl olınih ve Qj rasvonmanın tatbiki normal vaziyeti 0
Çerck silâh altında bulunan asker'*-' miktarı gerikse Askere verilen tayın miktar) sık sık değiştiğinden, askere verilen yemeklik hububat miktarı da mütemadiyen değişmiştir,
Ankara, İstanbul, İzmir'de nan hububat da Istihlâklı, artma veya azalmasına göre CebccJ u. etmiştir. 1944 senlinde bir k.şı ik tayın, ekınek ‘Çin günde 450 ve beyaz ekmek için 300 gTama çıkarı diktan ve unlu maddeler İmali serbes bırakıldıktan sonra sarfiyat yiitee m iştir Buna İlâve olarak nüfus da son altı gene zarfında bir miktar art-miftır. İ^Ç büyük şehrin ve bu şehirlerden uııı.ıu alan civar mınta-kaların sarfiyatı, bugün a.Kerı ve resmi daireler ihtiyacı hariç olmak üzere şenede 250 bin ton etrafında dolaş JCdjttadır.
(Yazmın İstihsal vaziyeti ve stok meselöttl hakkıpdaki kısmını varın neşredeceğiz. I
İstanbul Valiliğinden:
Vilâyet emrine yanlden bisiklet lâstiği verilmiştir İhtiyaç sahiplerinin valiliğe müracaatları ilân olunur. (17039!
: Odıın kesmek vc nakil işi
1 Cl Kapudağ Bölgesi 2 ci baltalık serisi 18500 kental meşe 4800 kental karışık odun
140 kuruş
2446 Hra 50 kuruş
Zayi — Fener nüfus nvmuriuğun-dan aldığım ve İçinde askerlik durumum yazılı nüfus kâğıdımı zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Ali oğlu Kadri Nayir
İstanbul Ticaret öorsasından:
Borsa tellâllarından Efdal Erman İstifa etmiş olduğundan borsa muamelâtından dolayı kendisi ile İhtilâfı olanları İlân tarihinden İtibaren altı gün İçinde ynzr lir- borsava müracaatları ilân olunur.
Şehir hatları îşletmetmden:
Ytlbaft gecesi yapılacak ilâve seferleri
Yılbaşı gec«d olmak münasebetiJe tarifede mevcut seterlere İlâveten 31. 12. 945 pazartesi günü akşamı gece yarısından sonra Boğaziçi, Kadıköy, H. paşa. Adalar ve Haliç hatlarında gidiş ve dönüş ilâve seferleri yapılacaktır. Tarifeler iskelelerde asılıdır.
(17102)
Türkiye Tıp Encümeni
Başkanlığından
9 Oenjc HMD çarşamba günü saat 18 Jo da Etıbba Odası salonunda
İdare Kurulu seçimi yapılacağından sayın üyelerin teşrifleri rica olunur.
2 o > o P
Devlet Orman işletmesi M. Kemal paşa müdürlüğünden:
Yapılgpak lş
Mahal vc mevkii : Mikdar ve cinsi :
Muhammen bedeli:
İlk teminat :
Müddet :
İhale şekli î
İhale tarihi :
İhale yeri ---------------
1 ._ Yukarıda cinsi yazılı (18500) kental meşe
odun İsi açık eksHtmcye konulmuştur. .......
2 — Bun» alt şartname Ankara Orman Genel Müdürlüğü Bursa
Ba’ıkeslr Orhaneli Bandırma İşletme Müdürlüklerile Karacabey S- urluk Orman kâtipliklerinde Manyas Bölge Şefliklerinde vc işletmemizde her gün görülebilir. ■■
3 — Taliplerin İhale gününde tvrakı müsbite ve İlk teminatları 11e
birlikte Bandırma Orman Dairesinde toplanacak komisyona başvurmalar) ilân olunur. (17122) _____________
: Açık eksiltme
; 10/1/946 perşembe günü saat 15 te : Bandırma Orman Dairesinde.
(4800ı kental karışık
Ankara valiliğinden:
Kıymeti M.Ttmlnal
Mevkii Cinsi Ada Parsel M2 Lira K- Lira K_____________________Durumu
Etlik Tarla 1986 l 1826(1 182 60 1367 50 İnşaat salıasl
ı _ Yukarda mevkii, cinsi, ada, parsel numarasile kıymeti yazılı
gayri menkulün mülkiyeti peşin para vc kapalı zarf usullle satışa çıkarılmıştır.
2 — İhale 4/1/946 tarihine rastlayan cuma günü saat 15 d*’ Defterdarlıkta müteşekkil komisyonda yapılacaktır.
3 __ İsteklilerin satış şartnamesini görmek ve y(rl hakkında ızuhaı al-
mak üzere Defterdarlık Millî Emlâk Müdürlüğüne baş vurmaları ve satış günü hazırlayacakları teklif mektuplarını saat 14 e kadar komisyon başkanlığına vermeleri lâzımdır. Postadaki gecikmeler kabul olunmaz.
Istanbuldaki taksi sahiplerine
İstanbul mıntakası Ticaret Müdürlüğü ölçü ve âyâr baş kontrolörlüğünden:
1 — 1782 sayılı ölçüler kanununun 18 İnci maddesi ve 14826 sayılı ölçüler tüzüğünün 19 v? 20 nel maddeleri gereğince Ölçü aletleri iki senede bir muayeneye tabidir.
2 — 944 damgalı taksimetreler 946 yılında yeniden muayene edileceğinden taksimetre sahlpl’.İnin ölçüler tüzüğünün 17 nel maddesi gereğince 1. 1. 94« gününden 31. I. 945 günü akşamına kadnr bir dilekçe IİA ölçüler ve ayar baskontrolörlüğüne müracaat ederek müracaat kâğıdı almaları lâzımdır. Vaktinde müracaat etmiyenler hakkında cezai muamej* yapılır.
3 — 944 damgalı taksimetreleri gösterir liste Emniyet VI ncı şube müdürlüğü İle motörlü kara nakliyeciler cemiyetine gönderilmiş ve baş-kontrolörlükte görülebilecek bir mahalde asılmıştır. (16673)
I
29 Aralık 1945
Sohlfe &
SEVDİKLERİNİZE yapılacak en gtlzd yılbaşı hediyesi Haşan Parfüm v» losyonlarıdır. «ıra
Fougere Boyale, Caypıe, Origan, Revedor. Jasmiıı, Lias, Cinq fleurs de Printemps, Violettc, Habanita, Crepe (le Chinc, Scandal, Arpege, Mitsouco, Fruits, Verts, Lalende Soir de Paris, gibi bir çok kokulan bulunan
ve losyonları Avrupa ve Amerıkadukı benzerlerinin ayarında olduğu yüksek tabakaya mensup bayanlarımız, kabul edildiği gibi memleketimize gelen ve giden misafir seyyahlar tarafından takdirle tasdik edilmekte ve hediye olarak ecnebi memleketlerine götürülmektedir. Bütün bu hususlar hediyenizin makbule geçeceğini ispat eden en kuvvetli birer delildirler. HAŞAN DEPOLARİLE büyük ıtriyat mağazalarında bulunur.
En güzel yılbaşı hediyesi
TEKEL’in nefî* şaraplar ile bu kere yaptırılan yerli ve zarif çakmaklarıdır ŞARAP ÇEŞİTLERİ:
| Sek; Uludağ, Güzelbağ, İzmir, Zellha, Güney, Kanak, Kalecik
Dönüsek: Uludağ. Güzelbağ, Güney, Kalecik
Roze Güzelbağ, Topuzdağ, Buzbağ
Bayilerde bulamadığınız çeşitleri depolaıımı»jan temin edebilirsiniz.
I Çakmakların satış yerleri:
| Kabataş ta Tekel Kooperatifi.
Mısırçarşısmda Tekel Satış 'mağazası.
Galata Teke! Tütün satış deposu.
Beyoğlunda Parmakkapıda Tekel satış deposu, PangaHıda Tekel satış deposu.
Sirkecide Tekel satış deposu. Hayratta Tekel satış deposu. Kadıköyünde Tekel satış deposu.
Satış Fiat! Lira
Altın kaplama 25
Nikelli 12,5 (17130)
MÜNEVVER
KADIN TERZİSİ
Beyoğlu Parmakkapı Tramvay durağı No. 123, İkinci kat. Sayın müşterilerine mevsim modellerini göstermeğe başlamıştır.
Şapka siparişleri de kabul edilir.
1——-J
Kütahya İcra memurluğundan: 945/1836
Kütahyanın Ahıerbasan mahalle -sinden Âbdurrahman Nuri Bilgeye:
Kütahya sulh hukuk yargıçlıiuun 1. 11. 045 tarih ve 450/333 sayılı İlâmı gereğince 8. 6. 045 gününden itibaren karınız Naciye Bilgeye ftyda 300 lira nafaka İle 20 Ura ücreti vekâlet ve 35 Hra 20 kuruş mahkeme masrafı borcunuzdan dolayı namınıza çıkarılan icra emrine İstanbulda olduğunuz Ve ..tırak veriniz belli bulunmadığından llAnen tebligat İfası istenilmiş ve meretçe 10 gün müddetle ilânına karar verilmiştir.
Bu müddet İçinde yukarıda yazılı borcu ödemediğiniz takdirde hakkı-ntzJâ gereken işin yapılacağı tebliğ yerine geçmek üzere İlân olunur.
(1708&»
Gemilerin emniyette sefer yapabilmeleri içir» tekneleri kadar makinalarınm da güvenilebilir bir yapıda olması lâzımdır. Bu sebeple bir deniz makinası satın alınırken sağlamlık, kullanış kolaylığı ve akaryakıt ekonomisi bakımından ne kadar titiz davranılsa yeridir.
İşte, dünyanın her tarafında yıllardanberi emniyetle kullanılan
^ilsafjraie;
Bir deniz makinasında aranan bütün vasıflan üzerinde topladığı gibi fiatça da çok uygundur. Bu makinaları ijnâleden Ingiltere’deki fabrikanın Türkiye mümessili
Daktilo aranıyor
Türkçe ve Fransızca mükemmel bilen bir bayan daktilo aranıyor. Posta kutusu 2015, Beyoğlu adresine yazHc müracaat.
Kava Salkım şaraplarını yılbaşında arayınız. Bu şaraplar taze üzümden yapılmış pekmez ve alkol karıştırılıninmiştir.
Mutfak levazımatı, banyolar ve sair benzerleri, temizliği için
Diesel Motörleri
DIŞ TİCARET TÜRK ANONİM ŞİRKETİ
Galata, Rıhtım Caddesi, Kefeli Hüseyin Han
Sipariş kabulüne başlamıştır.
Faik Toğluoğlu
DİŞTABİBİ
lstanb laldaki muayenehanesini Kadıköy, Altıyol, Böğütlüçeşme caddesinde 210 numaraya nak-letmiştlr. Pazardan başka her buu hastalarını kabul eder.
KIZILAY
İstanbul temsilciliğinden
Yılbaşı Hediyelerinizi
Sirkecide Kızılay Sanat evinden almakla Derneğimize de yar-■■■■■■■Mai dmı etıniş ulursunuz,
TEMİZLEME TOZU ve MADEN CİLASINI
tercih ediniz.
Bütün benzerlerinden üstündür. Bir tecrübe kâfidir.
Bakkallardan arayınız.
Toptan siparişler derhal gönderilir.
Adres - Galata Beyazıt sokak ■VMM no. 24 MMMHM
İHRACATÇILARA ilân fngiltereye veya Akdeniz limanlarından birine sevk ve ihraç edilecek eşyayi ticari-yesi olanların emirlerine tonajın tuhsisi zımnında aşağıdaki kumpanyalardan birine malûmat vermeleri rica olunur.
G. and A Baker Ltd.
E. La Fontalne’s Sons Gilchrist VValker et Co. Ltd.
J. W. Whittall et Co Ltd.
Uzun mesafe katetmekte BİRİNCİ
Daima paranızı tasarruf ettiren, uzun müddet dayanan, harikulade yüksek kaliteli B.F. Goodrich lâstiklerini seçiniz. 1870 ten beri lâstikte birinci B F. GOODRICH taralından imal olunur.
B.EGoodrich
Türkiye Umum M ü m e s s 111 i
O T T A Ş
OTOMOBİL TİCARETİ T. A. Ş.
İSTANBUL — ANKARA
Direk yükleme işi
Ereğli kömürleri işletmesi
genel müdürlüğünden;
Devlet Orman İşletmesinden satın alınarak Agva deresi içindeki İskelelere depo edilecek o!an maden direklerinin dera dışında deniz vasi t alarm a yükletllmcsl İşi müteahhide verilecektir.
1 — Taliplerin ilk teminat olarak al3J2» liralık muvakkat teminat mektup v.ya akçesini teklif mektuplarlle birlikte vermeleri.
2 _ Teklif mektuplarının 14/1/946 pazartesi günü saat 15 şe kadar kapalı olarak Zonguldakta işletmemiz Başsekreterllğlıii tevdi edilmesi lâzımdır. Postadaki gecikmeler ve müddet bittikten sonra verilecek teklifler kabul edilmez.
3 — Bu İşe ait şartname Zonguldak'ta İşletmemiz direk şubesinden İstanbul'da Meydancıkla Yeni VaJde hanında İrtibat Büromuzdan ve Agva’da Diret Büromuzdan alınabilir.
4 — İşletmemiz idaresi İhaleyi İcrada serbesttir. ( 17094>
— Müdür aranıyor m—m
Bir Anonim Şirketin İstanbula yakın bir vilâyetinde şube müdür- I lüğü yapabilecek evsafı haiz yüksek tahsili! ecnebi lisanına vâkıf ve tl- I cari tecrübesi bulunan bir müdüre İhtiyaç vardır. İstenilen şartlarla I bir fotoğrafla birlikte (176> posta kutusuna (MÜDÜR) rümuzu He ace- I le müracaatları.___________________________I
Devlet orman işletmesi Çerkesköy müdürlüğünden
1 — İşletmemize bağlı Istranca bölgesinin ikinci seri ÇlLLngoz ormanının birinci havzasında ve Podlma ormanının Soğuksu havzasında dört yüz "yirmi bin adede denk tahminen yedi bin metreküp damgalı maden direğinin İmal ve ormanda boylarına göre kes!mile mevcut araba yolu kenarlarına İstif İşi açık eksiltmeye konmuştur.
2— Beher adft maden direğinin kesme Ve latif İşinin muhamniztı bedeli on beş kuruştur.
3 — İlk teminat % 7,5 hesabiyle dört bin yedi yüz yirmi beş Hradır.
4 — Eksiltme 2 ocak 946 çarşamba günü saat 15 te.
5 — Şartnameler Orman Genel Müdürlüğünde, Vize, İstanbul İşletme müdürlüklerlle Istranca bölge şefliğinde ve işletmemiz mCrkerinda görülebilir.
6 _ İsteklilerin belli gün ve saatte tcmlnatlarlle birlikte Çerkesköy
orman İşletme müdürlüğüne müracaatları. (17P8tn
_— Resim Müsabakası—,
Türkiye Kızılay Derneği İstanbul deposundan:
1 _ Türkiye Kızılay Derneği Genel Merkezince, rozet şeklinde yaptırılacak madalya İçin bir resim müsabakası açılmıştır.
2 — Bu müsabakaya katılmak isteyenlerin yapacağı resimleri 1946 şubat sonuna kadar (Türkiye Kızılay Derneği Genci Merkezi) ne vermiş veya göndermiş olmaları lâzımdır.
3 — Gönderilen resimlerin altında resim sahibinin adı ve soyadı açık adresi ve İmzası bulunacaktır.
4 — Müsabakaya kabul edilecek resimlerde aranacak vasıflar şunlardır:
A) Bu müsabakadan önce yapılıp teşhir edilmiş olmamak-
B) Kızılay'ın barış , ve savaş zamanlarındaki çalışma konularından en önemlisini canlı bir şekilde ilgilendirecek ve rozet üzerinde kolaylıkla mânalandırılacak mahiyette bulunmak.
C) Rozet - Madalya en az iki ve en çok ilç santimetre kutrunda yapılacaktır. Resimlerin 13 x 18 büyüklüğünde yapılması ve küçültülmüş boyda bir numunesinin de İlâvesi şarttır.
5 — Müsabakada Kızılay Genel Merkezi İdare Kurulunca takdir olunacak resimlerin birincisine 600. İkincisine 300 ve üçüncüsline de 150 lira verilmek suretlle üç resim sûtın alınacaktır.
8 — Müsabaka sonucu 1946 yılı Mart ayı içinde Ulus gazetemle ilân edilecektir. (1707Ö1
Tekel genel müdürlüğ kahve çay depo ve atelye müdürlüğünden :
Depomuzdan 1940 yılı içinde boşaltılacak yeril tahta ve Avrupa yapısı kontrplâk çay sandıkları satışının 24 aralık 945 tarihinde yapılan arttırmasında İsteklisi çıkmadığından ikinci arttırmanın Kabataştakl MÜdlirlii-ğümüs binasında 3 ocuk 948 perşembe günfı saat 15 de yapılmasına karar verildiği Hân olunur. 417113-»
Comments (0)