Albayrak pirinç ve hububat Unları - Baharatı
Otom atik makinelerle saf olarak elde edilmektedir, Bakkallarınızdan Isteylnla. Tüccar v« bakkallyelerce taşradan yapılacak siparişler tediyen olarak İstenilen adrese kadar derhal gön-t derilir. Tahmis sokak 74 Telg. Albayrak.
AKŞAM
Konuşur gibi yazan, tatlı tatlı okutan ve dâim* hakki müdafaa eden Muallim Pund OU-oHyaner’in yeni çıkan üç mühim tarih! eseri:
1 — Hazret! Ömer 150 Kr.
2 — Yavuz sultan Selim 430 Kr.
3 — Kanunî sultan Süleyman 150 Kr.
Büyüt kitapçılarda bulunur. Sipariş adresi: tatanbul P, K. 210, Peşindir.
Sene 28 — No, 9716 — Fiat! her yerde 10 kuruştur.
PAZAR 4 Kasım 1945
Sahibi: Necmeddin Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Geçirilmesi zarurî, bir ehem
miyetli devir geçiriyoruz
İlk ve büyük eksiğimiz, C. Halk partisi karşısında başka partiler bulunmamasıdır. Bu yolda yapılan eski tecrübelerin muvaffak olmamasını «bir talihsizlik" sayan Cumhurbaşkanı bir karşı partinin kendiliğinden, Meclis içinde veya Meclis dışında doğmasını lüzumlu buluyor, fakat parti içinde hizip şeklinde ayrılıklar çıkmasını faydasız, hattâ zararlı görüyor, ,
Söz ve yazı hürriyetinin, her demokrat idarenin söz götürmez
Cumhurbaşkanı bu yıl nutkunda ıç politikaya geni? yer verdi. Bunu bütün millet efkârı sabırsızlıkla bekliyordu. Kayıtsız şartsız basın hürriyeti, memleket rejimi etrafında tartışmalara yol açmıştı. Cumhuriyet idaresinin tatbikat şekillerinde eksikler, Jiöttâ uygunsuzluklar olduğunu İleri sürenler, dünya gidişi ortasında Tiirkiyenin demokraside geri kaldığım iddia edenler ol-$u, «Gönün pahalılığı ve dertleri üzerinde süren şikâyetler, doğ-, rucian doğruya devletin temel. ortak temeli olduğunu açıkça İdaresi üzerinde bir mesele şek- belirten îsmet înönü, bilhassa line girdi,» Gene Cumhurbaşka- 'bu hürriyetin ölçüsü üzerinde nının dediği gibi «gazetelerimiz- i ısrarla durmuş, hürriyet ve dede en nazik dış meseleler, ve I mokrasi ile memleketin karşılaştığı ağır ihtimaller önünde, milletin maneviyatını zayıflatacak, devletin varlığının kanuni temeli olan Büyük Millet Meclisi üzerinde bile saygılı denileırûyecek surette dil uzatıldı.»
Türkiyede hürriyet ve 'demokrasi alanında bir gelişme, bir İlerleme lüzumunu İleri sürenlere karşı, bir rejimin bastan basa derişmesini isteyen, hattâ C. Ha’k particini ve hükümetini tenkîd ederken bu partinin şerefle dolu tarihini. Cumhuriyet İdaresinin bugünkü seklinde yirmi vılda başardığı büyük eserleri inkâr voîuna sapanlar »örüldü Diktatörlükten, vesayet ida-ıv^nden kurtulmak» isteyenler
Cumhurbaşkanı Millî Lider sıfat le bütün bu hücumlara ce-vno yererek, tutulması lâzım gelen volu M'llet Meclisine ve onun vasıtasilp millet efkârına açıkça anlatmıştır.
1923 te kurulan Cumhuriyet, Os^anİ' İmparatorluğunun Orta Çağ Kurumu yerine modem ve medenî bir devletin temellerini atmıştır. Devrimci ve halkçı olan bu devlet, İlk devirlerde büyük inkılâplar yaotı. Şerait kanunları yerine lâik devlet esaslarını, arap harfleri yerine lâtin alfabesini, fes yerine şapkayı kabul ederken, cemiyetin bünyesini derinden derine değiştiren bütün ihtilâllerde olduğu gibi, imparatorluğu ve Hilâfeti yıkan, vatanı kurtaran istiklâl savasından doğma millet iradesil? is başına geçmiş olanların otoritesine dayandı. Millî Şefin dediği gibi, bütün bunları yaparken halk çoğunluğunun açık ve uzun tartışmalarına başvurmak gerektiğini hangi akıl ve insaf İleri sürebilir? Bunun içindir k! «Tiirkive-He demokrasi usullerinin geçmişe hesapları yapılırken bütün büyük devrimlerin 1923 den 1939 yılma kadar meydana geldiği ve altı yıldan beri de bir Cihan harbi İçinde bulunduğumuz unutulmamalıdır,»
Bugün memlekette yapılması beklenen hareket, kötülüğü veya kısırlığı sabit olmuş b'T idare seklini bırakarak yen! bir rejime kavuşmak değil, verimi ve faydalan yirmi yıllık eşsiz eserlerile denenmiş halkçı Cumhuriyet İdaresini daha ileri demokrasi Usullerine götürmektir. Bir değişme değil, bir gelişme bekliyoruz.
Bu değişme, memleketin İhtiyaçlarına. milletin bünyesine uygun şekilde, zoraki olmayan tabi! yollardan gerçekleşecektir. Cumhurbaşkanının pek güzel Söylediği gibi «İç İdaremizin hiç fclr safhasını İçerde gürültüden korkarak, dışarıya gösteriş ve kendimizi beğendirme gayretine Büserek düzene koymiyacağız.»
Demokrasi usullerin! daha İleri götürmek İçin neler yapılmalılar?
Cumhurbaşkanı, bu bakımdan Meclise değerli irşatlarda bulunmuştur.
«■‘Demokrasinin her millet İçin müşterek prensipleri olduğu gibi. her milletin karakterine ve kültürüne göre bir çok özellikleri de vardır. Tfirk milleti kendi bünyesine ve karar ketine göre demokrasinin kendisi için 1 özelliklerini bulmaya mecburdur.»
tecavüz ve anarşi arasındaki sınırın, en iyi şekilde ancak tatbikat ile ve «hürriyet ölçüsünün başlıca müvazenecisl olan halk efkârının» vazife hissi ve cemiyet duygusu İle ayarlanacağını söylüyor.
Cumhurbaşkanı, başka partilerin kurulması, yazı hürriyetinin güven altına alınması İçin gereken kanunî değişiklerin yapılmasını. bütün bu değişmelerde memleketin güvenliğine, bünyesine ve ihtiyacına göre doğru Ölçüler aranmasını ve bulunmasını Meclisten istiyor.
Bütün bu gelişme ve iyileşmelerde. Cumhurbaşkanı ümitli ve iyimserdir, -.Bir ehemmiyetli devir geçiriyoruz* diyen Millî Sef bu devrin, önceden tahmin ede-miyeceğimiz kadar kısa ve zararsız geçtiğine İnanıyor ki bu, millet için en ferah verici b’r müjdedir
îsmet înönünün iç politika hakkmdakt sözleri, iki defa kurtardığı vatanın tekrar anarşiye düsmesi kaygısından başka bir endîşe taşımat’an. tam demokrat bir zihniyetin ifadesidir. «Geçirdiğimiz devrin geçirilmesi ranır! idin diyen îsmet İnönü, yirmi yılda mamûrcve dönmüş Türk vatanında, bütün medeni insan haklarına malik, söz hürriyetine sahip, fakat -taçık konuşmalara, tek veya toplu olarak alışmış», söz hürriyeti ve demokrasi ile tecavüz ve anarşi arasındaki hududu bulmuş modem bir millet cörmek hasreti içindedir. Milletin bütün aydınlan, düşünen yaran ve konuşanları, bu zor görevde kendisine yürekten yardımcı olmalıdırlar.
Cumhurbaşkanının nutku memleketin iç politikasında yeni bir ilerleyişin başlangıç işaretidir. Türkiye tarihinde müstesna yer tutacaktır.
Necmeddin Sadak
V 2 mucidl Amerikada çalışacak
Diğer 115 Alman âlîmi de Amerika’ya gitti
Londra 4 (A.A.) — «v 2» lerln mucitti Wcrner von Broun, Amerikada çalışmayı kabul etmiştir. Pek yakında Amerikada yerleşmek üzere Al-manyadan hareket edecektir. Baltık bölgesinde Peennemunde'dald tecrübe lâboratuvarlarında çalışmış olan diğer 115 Alman âlimi de Amerikada tayyare fabrikalarında, devlet müe3-seselerlnde yüksek maaşlı memuriyetlere girebilmek İçin, şimdiden Birleşik Amerlkaya gelmiş bulunuyorlar.
Alman teknisyenlerinin paylaşılması hususundaki İngiliz - Amerikan anlaşmasına göre. İngiltere kendi hissesine düşen 23 füzell bombalar teknisyenini almıştır. Bu teknisyenlerin hava silâhlarının tekâmülü için kurulmuş müesseselerde çalıştırıldıkları muhtemeldir. «V 2» lerln imali Almanyada Cuzhaven'de yapılan yeni tecrübelerin muvaffakiyetinden sonra bu âlimlerin Iş birliği yapmaları hususunun teklifine karar verilmiştir.
Ankara ve
İzmit’te tifo
Son günlerde vakalar biraz arttı
Pazarlık siyaseti mi?
Üçler arasında Uzak Doğu ve Balkanlar hakkında anlaşma umuluyor*
Reuter ajansının siyasi muharriri diyor ki: “Karşılıklı tavizlere müstenit bir birlik siyasetine dönülmesinin Ingiliz milleti tarafından * iyi karşılanması mümkündür,,
Ankara 3 — Burada tifo hastalığı biraz artmıştır. Bu yıl hastalık Kavaklıdere He Sıhhiye civarındadır. Aşı tatbikatı geniş mikyasta yapılmaktadır,
İsmet paşa kız. lisesi, erkek lfseri, Gazi Terbiye enstitüsü talebeleri arasında tifo vakaları görülmüştür.
îsmet paşa enstitüsündeki talebeler arasında da 19 hasta vardır ve bunlardan Hrl dün gece ölmüştür.
Ankara'nın Kavacık ve Hayat sularında tifo mikrobu olup olmadığını anlamak iiz-rre bu sular saftlig enstitüsü tarafından tahlil edilmektedir.
İzmît’te tifo
İzmit 3 — Şehrimizde tifo hastalığı süratle İlerlemektedir, tkl gün evvel tesblt edilen resmi rakamlara göre 40 olan tifo vakası bugün 50 ye yükselmiştir. Söylendllğne göre asıl basta adedi lûo - ışo ara^ındad’r. Sağlık müdürü B. Mehmet Şerif Kay'ın verdiği izahata göre çoğalmak İstidadını gösteren tifo hastalığının önlenmesi için şimdilik mekteplerin, s'ne-malann ve umumi yerlerin kapatılması bahis mevzuu olmamakla beraber hastalığın seyrine göre alınması gereken tedbirler alınmaktadır Halka matbu sağlık öğütleri daihlılfi-caktır; bunlar ' . ' /' Şehir suları tahlil edilmek üzere kara’ya gönderilmiştir. Btr tar-ftan da tifo aşısı faaliyeti ve bu sahada çalışan memur sayısı arttırılmşfır.
Londra 4 (AA.) — Reutar’in siyasi muharriri yazıyor: Londranın umumiyetle İyi haber alan mahfillerine göre, Sovyetler Birliği ila Batı devletleri arasında Uzak Doğu va Balkanlar hakkında bir uzlaşmaya varılması İhtimalden uzak değildir. İtimada değer müşahitlere göre, büyük devletler arasındaki İş birliğine engei teşkil eden noktalardan başlıca ikisi şunlardır:
1 — Dört devlet murahhaslarından mürekkep bir Japon, kontrol komisyonunun İhdas edilmemesinden dolayı Sovyetler Birliğinde hasıl olan memnuniyetsizlik.
2 — Rusya nm Balkan memleketlerinden her biriyle İki taraflı anlanma siyasetini istediği gibi tatbik etmesine İngiliz ve Amerikalıların mâni olması.
Dürt devlet murahhaslarından mürekkep bir Japon kontrol komisyonunun ihdası meselesi Vaşingtonda be-
Almanya’da gizli teşkilât
liren bazı alâmetlere göre yeniden tetkik edilmek üzere bulunduğundan aynı Londra mahfilleri Balkan meselesinin İngiliz ve Amerikalılarla memnun olacakları şekilde halletmek İçin kontrol komisyonu meselesinde Rusyaya tâvizde bulunulmasını ve böylece pazarlıkla bir mutabakata varılacağını muhtemel görüyorlar.
Karşılıklı tâvizlere müstenit bir birlik riyasetine avdet edlltnesLnln İngiliz milleti tarafından umumiyet itibariyle İyi karşılanması mümkündür.
Bununla beraber, Londradakt itimada değer bütün müşahitler, buna benzer konuşmaların gerek Vaşlng-ton ve gerek Moskovada hâlen yapılmakta olmasını şüpheli görüyorlar. Böyle bir pazarlığın derpiş edildiğini tahmin ettirecek hiçbir alâmet Lon-drada sezllmemektedlr. Fakat önümüzdeki sah Uzak Doğu istişare komisyonu toplandığı zaman durum ay-
dınlanacaktır. Bilindiği gibi, bu komisyona Iştlrâk etmeği Rusya he nü» kabııl etmemiştir.
ireated by free version o!
Bir İngiliz muharriri
ne diyor? Q
Londra 4 (R.) — İngiltere, Amerika ve Sovyetler arasında karşılıklı fedakârlık esasına müstenit bir an-
laşma İhtimallerinden bahsediliyor. Sovyet lere Uzak Doğuda verilecek tâvize mukabil, Avrupa meselelerinin halli İhtimalleri İleri sürülüyor.
Tanınmış muharrir Verltas, Rusya-nın zamanın zorlyle bugünkü politikasında değişildik yapacağını söylüyor. Muharrir diyor kir
«Avrupa bir sosyalizm devrine girmektedir Bu, bir azınlığın diktatörlüğüne karşı garanti teşkil etmektedir. Rusya, Avrupada başgösteren böyle kuvvetli bir harekete karşı koymağa kalkarsa, neticede kendisinin Avrupadakl durumu zayıflar.!
hazırlatılmakladır.
'n-
Cava’da gerginlik
devam ediyor
«Almanya Almanlar içindir» adlı cemiyet kurulmuş
Londra 4 (R.) — Almanyada «Almanya, Almanlar içindir» a(Uı gizil bir teşkilât meydana çıkarılmıştır. Bu teşkilât gecelori yollara teller germekte. yoğmalnrda bulunmakta ve yalan haberler çıkarmaktadır. Tahkikata başlanmıştır,
İngiliz - Amerikan malî görüşmeleri
Londra 4 (R.) _ İngiliz'lerle Amerika'nla r artısında mal! görüşmeler henüz bitmemiştir, tngilizler Amerika'nın son teklifine bu hafta içinde cevap verecekler ve karşı tekliflerini bildireceklerdir.
DİKKATLERİ
Sokarno’nun elinde 700 bin kişilik kuvvet var, Sovyet Yeni Zaman dergisinin mütalâası
Londra 4 (R.) _ cava’da gerginlik devam ediyor. Endonezya'lıların başı Sokarno’nun elindi 700 bin kişilik bLr kuvvet vardır.
Moskova'da çıkan Yeni Zaman dergisi İlk defa olarak Doğu Hindistan ve Hindi Çini hakkında mütalaa yürütmüştür. Dergi Endonezya'lıların bağımsızlıklarını kazanmak için yaptıkları mücadelenin bütün İnsanlar tarafından tasvibedlldlğlnl söyle niştir.
Yeni kargaşalıklar bekleniyor
Londra 4 (A.A) — Başlıca İsyan merkezleri olan Surabaya, Bemarang va Magclang'da gerginlik her ne kadar ciddi olmakta devam ediyorsa da Cava adasındaki askeri durum sakin sayılabilir. Endonezya milliyetçilerinin şefi Dr' Sokamo dün Scmarang'a getirilmiş va müzakerelere başlanabilmesi İçin mütareke emri verilmiştir.
şimdiki sükûnet muvakkat telâkki edilmekte ve pek yakında yeni kargaşalıkların çıkmnsı beklenmektedir, Müfritleri ikna etmek mümkün olsa bile bunların ancak tedrici surette teskin edilmeleri muhtemeldir. Ba-tavya’dan gelen bir habere göre, 28
ekimde Cava’da Hint ordusuna mensup 4 alaylik bir kuvvet bulunmakta İdi bu İse isyan hareke telrlno sahne olan 40 milyon nüfuslu bir memleket İçin kâfi gelemez ve bu itibarla ada-ya yeni kuvvetler gönderilmesi her halde lâzım olacaktır. Şimdi Öğrenildiğine gör», Endonezjra'lılar Jogja-karta hava meydanını zaptettikleri ve oradaki Japonları silâhsızlandırdıkları vakit 02 uçak 1800 bomba, 80 top, 68 makineli tüfek ve 0300 el bombası ela geçirmişlerdir. Bununla beraber bu »İlâh v» mühimmat Japonların teslim olmasını müteakip EndonezyalIların eline geçen silâh ve mühimmatın ancak küçük bir kısmını teşkil etmektedir.
tngilizler Sourabaya’ya yeni kuvvet gönderdiler
Batavya 4 (A,A,} — Vaziyet gergin olmasına rağmen gittikçe sükûn bulmaktadır. Admagtbang'da nihayet bir mütareka yapılabilmiştir. Japon esirlerine muhafızlık yapmak va sivilleri tahliye etmekle görevli tnglltf kıtalarının, kısmen İşgalinde olan şehrin sokaklarında tanklar devriye gezmektedir. Sourabaya'daü İngiliz garnizonu beşinci Hint birliği tarafından tak.vly« edilmiştir.
SadakatlahüUazîm!
Gazetelerin küçük haberlerini takihedinlz. Çapraşıkça, müşkülce ve her halde katiyen halledil-miyecek, ebediyen sürüncemede kalacak bir mesele oldu mu, müdürler, muharrirlere: «Bu İş! tetkik ediyoruz» diyorlar.
Muhabir, yahut muhbir arkadaşlarımız da, gazetelerine son cümle olarak şunu yazıyor!
«İlgililer, bu konu üzerinde incelemeler yapmaktadır.»
Bu, öyle bir asri sadakallahül’-azîm» dlr kİ, duanın bittiğine, işin artık Allaha kaldığına delâlet ediyor.
Bu dolambaçlı formülün şu mânaya geldiğini artık herkes anlıyor: «tlgill makamlar, İçinden çıkamıyarak, İşi yüzüstü terktim işlerdir, n
II AFTA KONUŞMASI
Vitrin satası - Vitrin cefası
Yazan: Refik Halid Karay
Bugün 5 İnci sahlfemlzde
Bir Ingiliz âliminin demeci insanlar ya harbden vazgeçmeli, yahut ölümü göze almalıdırlar
Yeni atom bombalarile bir memleketin btitttn şehirleri 15 dakikada tahribedilebilecek
Londra 4 (R.) — Atom enerjisinin araştırmalarda lşllrak etmiş olan İngiliz mütehassıslarından Prof. Ollphant dün Birmingham şehrinde söyeldlği bir nutukta demiştir M:
«Atom bombası, çok mühim ve dünya için hayati bir meseledir. Bu işe btr hal çaresi bulmak lâzımdır. Arlsk gizli diplomasi ıısüllert bırakılmalıdır, Atom bombası İşi Truman İle Attlce arasında yapılacak gizli görülmelerle değil, nçık konuşmalarla halledilebilir, bu sırn. sanayii buiunan bir memleket 0 aylık çalışma neticesinde keşfedebilir.
Yakında iki milyon ton dinamit kudretinde çok müthiş atom bombaları yapınnk kabil olacaktır. Bu bombalardan bir tanesi her hangi bir şehrin İçine değil de yakınma bl>» düşse o şehir tamamen harabola çaktır. Yeni bombalarla bir memleketin bütün şehirlerinin 15 dakika içinde tamamen tahrlbedllmed mümkün olacaktır.
şimdi bir çıkmaza girdik. Ya harbden vazgeçmeli, yahut harbe girdikten btr çeyrek saat sonra harb içindeki memleketlerin bütün şehirlerinin tamamen harBboünasuıı göz» almalıdır. Bu ihtimal karşısında insanların şehirleri bırakarak dağlara çekilmesinden başka kurtuluş İmkânını görmüyorum. İstikbalde müthiş atom bombaları yapmak cok kol y. fakat atom enerjisinden şannyldp İstifade etmek çok güç olacaktır
Bugün İçin tutulacak biricik yol bütün milletler arasında teknik malûmatın paylaşması, atom bombası yapılması işinin birleşmiş milletler teşkilâtı tarafından kontrol edilmesidir. Netice şudur: Ya daimi surette harbden vazgeçmeli yahut Ölümü göze almalıyız.
Londra 4 (R.) İki büyük işçi teşkilâtı, atom enerjisi hakkında görüşmek üzere İngiltere’nin Rusya'yı davet etmesini istemiştir.
Asyanın güneyinde Japon entrikaları
Londra 4 (A.A.) — Hanol'dan Cin Hindine gönderilen bir telgrafta, Ingiliz - Amerikan İstihbarat subaylarının Çin Hindinde ve Holanda Hln-dlstanında gizil hareketlerle Müttefiklere karşı harbi devam ettirmek İçin kullanılan muazzam bir Japon teşkilâtının meydana çıkarıldığı bildirilmektedir.
Leh ordusu terhis ediliyor
Londra 4 (R.) — Leh ordusu Başkomutanı dün ordunun sürate iter his edileceğini ve mevcudun 250 binden İbaret kalacağını söylemiştir.
Amerikanın petrol ihtiyacı
Londra 4 (R.) — Amerika içişleri Bakanı Amerika'da yeni petrol mem-balan bulunmasının glttlkça azaldığını söylemiş vb «Petrol İhtiyaçlarımızın büyük kısmını tatmin etmek İçin İleride glttlkça daha fazla dış kaynaklara bas vurmağa mecbur olacağız» demiştir.
Moskovada yeni bir radyo
Londra 4 (R.) — Moskova'da çok kuvvetli yeni bir orta dalga istasyonu kurulmuştur. İstasyon 7 kaşımdan tllbaren yayınlarına bavlıyacak-
Sahile 2
SÖZÜN GELİŞİ
Fransada
Para ve kıymet
partiler
Filistin meselesi
Blade de, paralılar çoğaldığı İÇta mİ nedir, her şeyin kıymetini üzerindeki flatm yüksekliği ile ölçenler çoğaldı. Gerçi, «ucuzdur İlleti var, pahalıdır hikmeti var» sözü yeni değildir. Fakat zamammızda btr şeyin pahalı öhnası artık onıın kıymetine delalet etmiyor. Kara borsa pahalılık esasına dayanırsa da en kötü malların oradan çıktığı da inkâr edileme®.
Eski iktisadın kıymetini fayda İle ölçen konun da eskimi? olabilir. Lüks eşya gibi gayet faydasız şevlerin pek pahalı olması, yanlışlığı tek basına ispat etmeğe yeter sanırım. Fakat tehlike, aklın hir kere ve ne olursa olsun paraya takılnıas'inda. biitün kıymetleri pahalılıkla, faydaları yüksek ücretle ölçmeğe kalkmanın doğuracağı yanlışlıktadır. Böyle bir maddeci, daha doğrusu paracı görüse saplanan adam için cemiyetin bütün kıymetleri altüst olur. Amerikalı muharrir O llenri bir hikayesinde bu zihniyette ııc güzel alay ediyor. Hikâyede, kıymet ve faydanın ancak para ile ölçüleceğine inannuş bir adam arkadasma der ki:
_______ Tahsili bedava kılmakla mekteplerin ipliğini pazara çıkarmaya taraftar olanlardan değilini. Söyle bakalım, beşeriyle tahsil ini. Yoksa at yarışı mı daha faydalıdır?
__Tabiî canım, tabiî, tabiî... Şairler ve biiyük muharrirler^,
_______ Madem ki öyle, flnans âleminin hüytik dehaları ne «ilvc varis mahallerinde bizden iki dolar duhuliye isterler de, kutup-hanelere bedava sokarlar. Biri tiıhsi’, biri de âvsrehk vasıtası olan bu iki mahallin kıymeti halkındı?halk kütlelerine doğru bir fikir vermenin yolu bu mudur?»
Her k ymeti para Üc ölçen bir mantığın üzerine kurulan bu büküm doğrudur Dünya eğer lıövle bîr mantığın hüküm •ûireee-pi bir diinvava dogTU gidiyorsa eski ve siygı değer ahlâk İflâs ediyor demektir. Şevket Rado
Küçük partiler birleşmek İstiyorlar
Kalıirede dün de büyük nümayişler yapıldı
Parti kurultayı
Yaz ayları sonunda toplanacak
Ankara 3 — Hr.lk ParLüi kurultayı, yar. aylan sonunda, calip bir ihtimale göre ekini ayında fevkalâde toplantıya çaiJın! ıraktır Bu toplantıda partinin program ve tüzüğünde yapılacak bazı d evrişik İlkler görüşülecektir.
ar dereceli seçim esası programa ilâve olunacak, bu derişiklikten sonra gerekli kanunlarda bir derece!’ seçime dair tadilâta girişilecektir
Parti grupu salı günü toplanacak
Ankara 3 — Parti gurupu önümüzdeki salı günü toplanacaktır. Bu toplantıda, T kasımda müddeti nihayet bulardı olan Türk - Sovyr’- dostluk tın-la.-ji“55 ’ •-‘"'inm gözden geçirilmesi ve B Haşan Saka’rnn dış işlerimiz hakkında tahnttft bulunması muhtemeldir.
YunanisMa
Siyasî mahkûmların affı lehinde bir cereyan
Ankara 3 — Slyn'i mahkûmların atfedilmesi lehinde Büyük Millet Meclisi m'iharilinde bir cereyan vardır Bu cereyan kuvvetlenecek olursa, bu husustaki karnın tasarısının hükümet tara-! fidan mı hazırlanın ak 'Bû’ük Millet Meclisine verileceği, yoksn teklifin milletvekilleri tarafından mı yspılncşfe hnnfiz kesti rtlerae-iDekredlr.
Lzındra 4 (A A.) — Atinadan gelen haberlerde bUdlrüdlğine göre, Londra ve Vaşingtonrt dönmek üzeri Yunanistan başkentinde bulunan Unrrn genel direktörü kumandan Jackşon, yeni Yunan hükümetine, eğer memleketin Unrra'nm yardımlarından tamamen istifadesi isteniyorsa, Yunan Istandı hâlen rozc çarpmakta olan enflâsyon temayüllerinin yavaşlaştırılması ve durdurulması lâzım geldiğini bildirmiştir.
Bildirildiğine göre Jackson. Yunanistan Bakanlar Kurulu Radram Prof. Canellopulûs'a. şimdi Yunnnlsuuıa Unrra’nın büyük mikyasta yolladığı iaşe maddelerinin ancak rrukul tâlilerle ve bir konunla tabi tutular al: satılması için tedbirler alınması şar-tile .memleketin bütçesinin muvazene bulmasına maddeten vardım edeceğini bildirmiştir.
Kumandan Jackson'un açıkladığına Küre, bugüne kadar Yunanlstana Unrra'dan 75 milyon İngiliz lirası kıymetinde 1.409.000 ton eşya pönde-rllmişLir.
Paris 4 (A A.) — Dün Cumhuriyetçi federasyon partisi merkezinde yapılan bir topiuntida, sağ cenah partl-lerils mutedil partilere mensup birçok saylav, safi «nah bemallcilerlle mutedilleri İhtiva eden yeni bir parti kurulmasını ileri sürmüşlerdir.
Bu toplantı sonunda neşredilen tebliğ. toplantıya iştir* k eden saylavları, Cumhuriyet hürrlyıthrlnl müdafaaya azmetmiş bütün temsilcileri istisnasız olarak bir araya toplıyacak geniş bir parti kurulması lehinde bulunduklarını bildirmektedir.
Bu tebliğden çıkan mâna, Louls M.ar inin başkanlığında bir Cumhuriyetçi federasyon kurmak ve bugün muhtelif ve ehemmiyetsiz partilere ayrılmış bir halde bulunan bütün sağ cenah ve merkez temsilcilerini, MüesBisan meclisinin dördüncü büyük partisi içinde toplamak arzusunun bulunduğudur.
Böyle bir teşekkül ortaya çıkacak olursa. Müesseaan meclisi daha ziyade kuvvet bulacak ve büyük partilerin sayısı, soldan sağa komünist, sosyalist. halkçı cumhuriyet ve yeni birleşmiş milj! cumhuriyet partll olmak üzere dörde çıkacaktır.
Sosyalistlerle komünistler arasında bir anlaşma
Londra 4 ffîJ — Fransız sosyalist ve komünLıt partileri içtimai teceddüt ve kalkınma üzerinde bir program ürerinde mutabık kalmışlardır. Sol cenah katolik partisi, durumunu bugün yapılacak toplantıda kararlaştıracaktır. Başlıca Ud mesele bahis mevzuudur: 1 — Muhtelif endüstrilerin minileştirilmesi, 2 — Frangın kıymetten düşürülmesi. Bu İkinci mesele ancak Amerika ve İngiltere İle görüştükten sonra mümkün olabilir
Kahire 1 IR.I — Evvelki günkü nümayişlere 260 bin kişi iştirak et-mlşU. Dün de 00 bin kişi tezahüratta bulunmuştur. Dunlur bir havrayı yağma atmeğe ve ateşe vermeğe kalkışmışlarsa da polis tarafından men-edimllşterdir. Evvelki günkü hadiselerde bir çok ölü vardır. Kahlre'de 10, İskenderiye'de 25 polis Ölmüştür. Kıtal sarayı önünde mistin Arapları içinde nümayişler yapılmıştır. Başbakan halkı sükûnete davet etmiştir.
Dün Lübnan'da v« bütün Filistin' de Ar tıp! ar tarafından nümayişler yapılmıştır. Lübnan Arapları Yahu-dilcre arazi satıl m asm m ve Tahtıdî muhaceretinin men'tni, Kudüs müftü sünün avdetini, Yahudilcrin Filistin hükümet İşlerine karışmasının menini İstemişlerdir.
Macaristanda bugün seçim yapılıyor
Seçimden sonra 4 parti tarafından bir hükümet kurulması bekleniyor
Çin’de dahilî
Hicaz Kiral ının
Çunking’de yeriden görüşmelere başlanıyor
Türkiye de dahil olmak üzere bazı memleketleri ziyaret edecek
Meclisin yarınki toplantısı "
Londra 4 İR.) — Çin hükümeti kuv-vctlerile komünistler arasında harbi durdurmak'İçin Çnnklnc'de görüşmelere başlanmıştır. Komünistler bir ı heyet gönd'rmeğe çanı Kay Şek tn-rafından davet edilmişlerdir.
Diğer taraftan hükümet kuvvetlerinin Mançuriye girmelerine mâni olmak için komünist kuvvetlerin Çin şeddi boyunca toplandıkları ve taiıkl-nıat yaptıkları haber veriliyor.
Bulgar mümessili B. Brynes’ü ziyaret etti
Vaşlngton 3 (A_A.ı — Bulgar hükümetinin Vaçlngtondakl gayrı resmi
Beyrut 3 (A A.) — Kıral İbntssuud un. Türkiye de dahil olmak üzere yabana memleketleri ziyaret niyetinde olduğuna dair söyolntiier dolanmaktadır. Bu söylentiler. Suudi Arabistanın Yakın Şark ‘siyasi mümessil! Fuat Hamza’nm uçakla Hicaza hateVt etmesi üzerine bu söylentiler daha akla yakın bir mahiyet almaktadır.
Lübnan gelelileri Hanıza'nm Kıral tarafından taklbedliecek olan yolu hazırlamakta bulunduğunu ve Kiralın Lübnan'a da uğrıvablleceğini yazmaktadırlar. Kıral İbnissuud’uu yafanda Mısır'ı zlyart etmesi muhtemel görülüyür. Hükümdarın yapacağı
Londra 4 (R) — Macaristanda bugün seçim yapılıyor, 6 parti aeçiın Üstesi çıkarmıştır. Bunlar küçük arazi sahipleri, sosyal demokratlar, komünistler, mîllî köylü, demokrat ve radikal partileridir. Seçimden sonra küçük arazi sahlplerile sosyalistler, komünistler ve millî köylü partileri arasında bir koalisyon hükümeti kurulması muhtemeldir. Bugünkü slyast ve İktisadî şartların buna lüzum gösterdiği bildiriliyor.
Budapeşte’de siyasi hava sakindir. Seçim neticeleri çarşamba günii neşredilecektir, Budapeşte neticelerinin varın İlân edilmesi muhtemeldir.
Macar ma hafilinin mütalâası
Londra 4 (R) — Amerika hükümeti, Macaristan tarafından tam salâhiyetll bir elçi tâyin edilmesini kabul etmekle Macaristan'ı fiilen tanımıştır. Budapeşte mahfilleri batı devletlerinin Macaristan'a müşahit göndermesini İstiyorlar ve diyorlar ki: nBunlar Sovyetler Birliği ile yapılan anlaşma üzerine Macaristan’ın bağımsızlığını feda etmediğini göreceklerdir. Esasen Macaristan başka memleketlerle de anlaşmalar varmağa hasırdır.»
E«ld Macar Başbakanı ölüme maMTjm r?*’n Budapeşte 4 (R) — 1941 ve 1942 senelerinde Başbakan bulunan Bardti.su ölüme mahkûm edilmiştir. Eski Başbakan parlâmentonun muvafakatini almadan. başka bir devlet faydasına Macari-tan’ı harbe sokmakla itham edilmekteydi Ölüm eezaa asmak suret-le İnfaz pdj|ecekt’_r, p.«l^pr
e^’^ecek mi?
Sofyp. 3 (A.A.1 — Reuter: 15 gön sor.rr' ynjSlacâJc «Man «cimleri bekll-yen Sofyada hucijn yeni «aylalar ortaya çıkmışta* Bn savlalar* göre. Bati demokrasilerinin BulgaristandS yeni bir müdahaleleri imkânından bahredllnu'ktedfr Muhalefetin seçimlere. bönlerin Adilane ve serbes bir jckilde yapümıyaeaŞı iddiasın» Deri (îürerek istlrfk etm^m-sl hnsusunda-
ki kararma rağmen, vatan cepnc^l 18 kasımda ezici bir zafer kazanmak yet müspet ölr yabancı müdahale
Burada herkes şu fikirdedir kİ, şayet müspet Jbir yabancı müdahale yapılmazsa seçimler, vatan cephesinin hareket hattında bir değlşlklUc bahis mevzuu olmadan vc muhalefetin İştirak etmemek hususundaki kararı derişmeden yapılacaktır.
Diğer taraftan son 24 saat zarfında yeni bazı şayialar dolaşmağa başlamıştır. Btı şayia’ar rfnlaşmağa baş-şUclikler yapılacak ve muhalefetin şefi Nikola Petkof, yeni kaboteyc tş-tirâk edecektir. Petkorun gazetesi,, seçimlerin geri bırakıl masını istemeğe devam ediyor. Petkol ile çıiçilerinLL lideri Dimltri Glef arasında (tr-ticwUa^^ kafan müzakereler yapılmıştır Bufi müzakereler vatan cephesi dışındaki bulunan bütün çlfçilerl birleştirmek^'1 gayesile yapılmakta İril Eter mııha-'fc Ic-fet bu blrlltl teşkil et.meve muvat-fak olursa, muhakkak surette çok C takdir edilmiş olacak ve fakat beikl O de hükümette b|r değişiklik yapılma-’ğj sini Istlyecck katar faıvröÜİ oLmıya- L-caktır. (D
Yugoslavya’ya bir İngiliz >
parlamento heyeti Q) gidiyor »t
Londra 3 (A-A.ı — tngiiiz pnrlA-mento üyelerinden 8 sosvaUst, tkt^ liberal, bir muhafazakâr te bir ka--Q münlst. 11 kazımda t, .’hvvcak olan Yugoslav seçimlerinde hazır bulun mak üzere bir kaç gün*1 kad.’r uçakla sf Belprad’n h?rek't ed'-cc-l:!erdlr Par-l&nıento üyeleri bu ziyareti Yuyos-/ \ lavların daveti özerine vapmaKt.-:hr-'*-/ lar. Siyasi şahitler, inelltore'de Yugoslavya'nın drmokrar temayureri hakkında bazı şüphelerin mevcut olması haseblle Yugoslav parti şeflerinin, hakikati bizzat görmeleri için -bu siyasi heyeti davet elnr ble çok İsabetli hareket ettiklerine kanidirler.
Baş piskoposun «HdeHJ bir mektubu
Nevyork 4 1A.A > —Budapeşte'den bildlrlldlğhie göre. Mayar-Lçtan Meclis Başkanı General Mik-los. demokrat bütün siyasî gurup liderlerinden, Macaristan piskoposu Mlnedgersy tarafından son zamanlarda neşredilen mektuba karşı cephe almalarını İstemiştir. Memleketin btltün kiliselerinde okunan bu mektup, hükümet! bir taraftan siyasi polisin hareketlerine müsamaha etmek, diğer taraftan Mncaristandakl feci yiyecek durumunu doyuran arazi yenilirini yapmakla İtham etmektedir.
Muamele vergisi kanununda değişiklik Ankara 3 — Muanvk- vergisi kanunu, bugünkü ihtiyaca göre değiştirilmek suretüe yeniden hazırla nrpaktadır. Teshil edilen noktalara göre, kıymet esasına göre alınan muamele vergisiyle esvanın afrırlıfrı üzerinden alman İstihlâk Vergisi birleştirilerek kıymet üzerinden alınacaktır. Yani bu suretle muamele vergisiyle İstihlâk vergisi tek vergi haltne sokulmaktadır. Bu arada ban usullerin de mükelleflere kolaylık temin edecek hale getirilmesine çalışılacaktır.
İçel Milletvekilinden izahat istendi
Ankara 3 — Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreterliği, içe] MDtetve-kili B. Refik Koraitan'a bir tezkere yazarak geçenlerde ■Vatan» gajfte-•tae yaptığı beyanat hakkında İzahat istemiştir. Refik Korallan’uı bu soruya cevap vereceği .‘öylcnmekte İte de mahiyeti henüz öğrenil memlştlr.
Bu miinasbetle Parti divanının toplanarak bu mcs'Ir bakkmd-ı bir karar vermesi çok muhtemel görülmektedir.
Ankara ( — Büyük Millet Meclisi-] temsilcisi General Stoiçef dün İlk de-( ___________ . . ._ . ___
nin yarınki toplantısında İngi’izıla olarak Dışişleri Bahanı B. Byrnes bu ziyaretler — kİ şimct-.e kadar hiç Lord’ar ıe Avam Karileri te, Çın --------------•.................................................... _ . ....................
Cumhuriyeti Halk Siyasi Meclisi başkanlığından gelen telgraflar okunacaktır. Bundan başka aynı celsede B. Ctiâl Sayar ın İzmir idilletveıdl-liğlnden çekildiğine dair tezkeresi dt okunacaktır.
tarafından kabul edilmiştir.
General Stoiçef. bunun sadece bir nezaket ziyareti olduğunu Ve her İki memleket arasındaki siyasi münase-, betlerde bir değişikliğe delâlet etme-dicini tasrih etmiştir.
Veba tehl’kecine karşı tedbirler
Bağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının gönderdiği tamime göre Oaş-tirma Bakanlığı civar memleketlerde görülen veba tehlikesine karşı g*re-ken tedbirler! ahnvjtır.
Ezcümle Korsika, Malta. Madagaskar. Telivlv, Taranto, Cezayir vc îsmalliye mûvarrcatına W?ı tedbirler alınmıştır.
Bu mıntakalurda veba hastalığı çıktığı haber verilmektedir Yahni’ evvelce Sisam artası taüvarcdatma karşı konulan tahdidat o m intaka d a tehlike kalmadığı İçin kaldırılmıştır
Altın fiati düşüyor
Bir iki gündenberl attın fiatlerlnde Mr düşme görülmeğe başlamıştır.
Şimdiki halde umumi olarak düşüklük s-io kuruş İse de fiatlcrin AuDmüzdekl hafta içinde daha ziyade düşeceği İhtimalleri kuvvetlidir.
Mareşal Manperhaym
Londra 3 (RJ — 78 yaşlnda bulunan Finlandiya Curr.hurbaikaıu Mareşal KJnnnt rhpim haftalığı miina-sebıtile hariçte Istıraba te gidecektir. Gaybubeti emasında kendisi •- Başbakan Par I kiri vekâlet edecektir.
görülmemiştir — Orta Şark işlerinin bugünkü lnidşafj karşısında siyasi bakımdan çok cneoırl telâkki edilebilir.
Ankara 4 iTelelfonla» — Kıral İb-ni&suud’un Türklyeye geleceği hak-k ndckl rivayetler Ankarada bir müd-dettnberl dolaşmaktadır. Fakat resmi mahafilden şimdiye kaJar bunu te-yldrdeeek malûmat almama mistir.
Rudoîf wess hafızasını kaybetti
Londra 3 lâ.A.ı — Nurembcrg'den alman haberi re nazaran. Rudolf H.--» hEft--'inı kaybvtmi"tir He:s‘in be’kl de diğ r hart suç'ularîle birlikte yarjtfnnmafl mümkün olmıya-cakbr. Hafıvasnn kavuşabilmesi için Hc-S, tcı e ki erka^a-larlle rüzlM-tirllEilçttr. C-avIna. Heîs'e eski hi n-
Sovyetlerde sansür
Boöazlar meselesi
Hususî Amerikan mümessilinin Bul«yar>$-tonda tetkikleri
Sofya 3 IA-A.İ — Birleşik Amerika wu , ,^,v
Dışişleri Bakanının hususi mümessili|‘“İanndan hah ’eîrrb \'e'von"paren
Mac Strldçre Bu.lgarlstp.ndak! tahkikat vazifesine devanı için tercümanı Cyrll Black ile birlikte memleket İçinde dolaşmaya çıkmıştır.
1 ta 1 yanın dış politikası
Londra 4 (R1 — İtalyan Başbakanı Parrl şu demeçte bu unmu-tur: «İtalya şimdilik bağımsız dit siyasete
de "Beni tanıyor mu-un’ıı di e. sormuştur. H'ss »HntTlamiyorum» demiştir _________
Kudiîs müftnmine ait evrak
Viyana 4 IAA’ — Kudüs müftüsü Ff;s-«,nrn!n Bnd - Oasteln'de İkamet cttisl ^Ulunda kendirine alt evrak
Dün bir fabrika yandı
Dün SüUuccde Fahri ve Nebi?e alt 81 ve 53 uumaralı boya ve tutkal fabrikasında yangın çıkmıştır. Binanın ahştap kısmı tam amile yanmıştır Ahmet acLmda bir İşçi yangın esnasında vücudunun muhtelif yerlerinden ağırca yaralanmıştır. Ahmet, tedavi •dilmek üsere Beyoğlu hastaneline faıtflırılmıpiır
Fabrikanın 50 bin liraya sigortalı Olduğu, yangının bir dolapta duran •ski flLLmlerln tutuşması ile çıktığı ' anlaşılmıştır. Tahkikata devam ediliyor.
Erenköy kız lisesi binası yaptırılıyor
Geçen öğretim yılında bas pavl-yonları yanmış olan Erenköy İtiz, lisesinin yanan kısımlarının yaptırılması için Bakanlık Milli Eğitim Müdürlüğüne tahsisat göndermiştir. Pa-vlyanların yeniden İnşasına yatamln başlanacaktır.
rahip olamaz. Eski mevkiini tedricen i ” İî'
kazanmak için Orta Avrupa ve Bal-'*1'” ”*♦" ■” •"•-
kanlarla eski bağların renllen-ec&l umuluyor. İtalya güney Tirsl'u Avu • turya'ya t ' . _ ‘ - - -
variyeti bunu icabettiriyor.
İtalya'ma vaziyeti Doğu ve Balı İle aracılık yapmasını tabettiriyor İtalya îngllt’re Ve Amerika fie çabuk anlaşmaya çalışacak!tr
” A—" Dal- bf’r verUmektrdlr. B'inlır askeri ma-
• ■ -,«( »v'i——o tevdi edilmiştir.
İtalya güney Tirol'u Avu - A I
tarnkmıyaçaktır Coğrafi 1—^ | ) I J /\ 1
nu icabetti riyor. *—* ** 1
ı vaziyeti Doğu ve Balı 11e
A- Yeni Sabah Refikimizin makine taireetodeki kırpıntı kAğHIarın tu-tuşmaslle bu sabah bir yangın başlamışsa da. itfaiyenin süratle yetişerek alidalıslc etmesi liserlne, zarar hafif atlatılmıştır.
Yeni Millî Eğitim müdürü
İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğüne tâyin edilen B. Murat Uraz'ın ünümüzdeki hafta vazifesine bağlıyacağı tahmin olunuyor B. Halil Fıratlı müdürlük ödevini yeni müdür* devrettikten sonra onunla bir hafta beraber çalışacaktır,
Tebrik ve teşekkür telgrafları
Ankara 3 (A-A.) — Çin'in Milli Bayramı mıUmsebetile. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile Çin Milli hükümet! Başkanı Chang - Kay - Shek arasında t'brik ve teşekkür telgrafları teati edllrolştir-
Ankara 3 (A A.) — İran Şahma doğumlarmış yıldönümü münasibe-11 tlle. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile Alâhazretl Humayun Şahinşahı İran1! Mohammed Rez( Şalı Pehlevi ara-1 sında tebrik ve teşekkür telgraf lan' teati edilmiştir. ‘
3/ıı/ıms fiaticri Lonura Üzerine i S terlin Nevynrjı üzerine )0iı dolar Cenevre inil tsvlçre Fi Madrid üzerine iüu pezeta Stokhoim ”
Özerine ilin Kuron BORSA DIŞINDA ALTIN FİATLEHİ
532
132 —
M 3255
12 80
31 1325
New - York Time» gazetesinin bir makalesi
Nevyork 4 (AAJ - Nev-York Times. basma kalecin Ingiliz ve Amerikan gazetecilerinin Mnskovada Sovyet sansürüne karşı yaptıkları şikâyetlere tahsis etmiştir Gazete, başlıca şunları yazmaktadır:
«Mofkovada İngiliz ve Amerikan ganeteeüerl tarafından yapılan ve reddedilen protestolar Rusyaya karşı hiçbir fena arzu ile yapılmış değildir. Bu protestolar sulh esnasında Rusya-dan gelen biitün basın telgraflarına tatbik edilen sansürün, haberlerin, hariçte, hür bir dünyadaki bütün kıymetini kaybettirdi ve bu memleketten gelen haberlerin dışarıda şüphe uyandırdığı ve Sovyet Rusya ile dünyalım geri kalan kısmı arasında tanı bir anlaşmaya mâni olduğu inancından doğmakta İdi. Bu şikâyetlerin yerinde olduğu o kadar açıktır kİ, bunun. Rns hükümetinin başında bulunan muktedir şahsiyetler tarafından dn anlaşıldığına şüphe yoktur.
Bu şartlar dahilinde, memleketin İçinde yayılan ve dışarı çıkan haberlerden sansürün kaldırılmasının Rus hükümetince bir nevi İstikrarsızlık sezinlemek ve bu istikrarsızlık ortadan kalktıkça bu İki tedbirin hafifletileceğini tahmin etmek isteriz.
Çarşamba günü Avam kamaralında göranUerek
Londra 3 IAA • O»İncelt çarşamba Avam Kamarr.sı müz-ıkerete-rinde Boğazlar meselesinin konuşulması ihtimali vardır Diğer taraftan Truman'ın on fU noktalık programı müzakerelere esas teşkil edee?k ve Başbakan'la Mr. ChurchfH şflz alacaklardır
Tarihte ilk defa niartK ysıban-ı btr derlet şefinin dr s!-as?t hakkın beyanatı tngiiiz pırlâmentcsu müzo-t-relrrintn merk-rlnl 1«kü edee'k-tir.
Mûtakere karan Mr Attlee. Mr. Churehlli ve Mr. B*vin arasında ya’ d ilan görOşmc.’erden snnra al'rnnç-tir. Zanned11ct!*1ne göre Mr A‘tlee, Avam Kamarasının nokta! nazari hakkında tifash’ngton'» gidebilmek İyin müzakerelerin dwh»î a«'ilır->(ını muvafık bulmuştur
Lübnan Cumhur baş koluna suikast terebbüsü
Londra 3 (B B. C1 — 1 übuaa
Cumhurbaşkanı Beşara El-Huri İte karısı dün akşam otomobille dikerlerken. yolun kenarındaki afcaolu arasından bxuı meçhul ateş etmek üzrre hazırlandıkları otomobilin etrafındaki motosik-tli muhafızlar tarafından görülmüşse dş bunları yakalamak kabir olamamıştır. Bir habere göre, bunlar iki kişidir
Gulden 33.61
RC^adlv* 35 11
İngiliz 42 J(
Kiilce (Bir eramı) 5.11
E O Takvim •—«
zilkade 28 — Hızır 183
lb Oünts öğle İkincil Alı Yattı
i.M 1.32 A53 ».41 12.00 1.33
4.66 6.3& lİ.aR 14.44 iT.oa iaAfi|
Mahrukat ofisinin bir tavzihi
Bu cumhuriyet bayramı günü çıkan cumhuriyet gaze tecinin fkinci sahlfestnin şehir haberleri sütunu başında büyük harflerle (Mahrukat ofisinin hayret uyandıran bir hareketi vapurla nakline kalkışılan dört yÜ2 ton odunun çekisi otuz liraya geldi)’ başlıklı havadisini iktibas eden bazı gazetelerimizin neşriyatı sebebi!? aşağıkf tavzlha lüzum görülmüştür:
Ofisin böyle hiç bir nakliyatı ve otuz liraya çekisi mal olan bİT odunu yoktur. Ofisin satıs fiatiarı yalnız t tanbulun bütün depolarından değil hattâ memleketin büyük şehir ve kemhalarının hepsinden de ucuzdur, (14674)
V
AKŞAMDAN AKŞAMA
Dr. Andreas Tietzs’nin 30,000 fişli Tiirkçe tâbirler lügati
Bıı hafta içinde üçüzlü bir tesadüf oldu: Yedi Gün mecmuasına «insan hayatında burun» başlıklı bir yazı yazıp verdini. (Henüz intişar etmedi.) Türkçe-de burun hakkında kullanılan tâbirleri bu makalemde toplamış bulunuyorum. Refik Halit de Cyrano dolayısile, Akşam’a aşağı yukan aynı mevzuu yazdı. Sadece tevariid. AvusturyalI genç profesör Andreas Tîetze'nîn fişleri orasında burun sözüyle başlıvan-lan kopya ettim.
•**
Bundan bir sene kadar evvel, hu sütunda. Türkçcnin «tâbirler lügati» ne ihtiyacı olduğundan, gene münevverlerin, bu kabil büyük işleri kendilerine ideal yapması gerektiğinden bahsetmiştim, Meğer bu şeref bir AvusturyalI âlîme nasîbolacakmış. Kendisini İstanbnlda Çarsıkapıdakl ikametgahında ziyaret ederek 30 000 fişlik mesaisini gördiim
Hans ve Erica Tietze isimli iki âlim sanat tarihçisinin oğlu olan Dr Andreas Tietze otıız yaşlarındır ve İstanbul üniversitesine mensuptur. Tiirkçeyl okumak, yazmak ve konuşmak bakımından bir Türk münevverine gıpta ettirecek kadar iyi biliyor. Mükemmel de telâffuz ediyor Türk-ceden maada on küsur lisanda kitap okuv.nhilmekte^’r, Vi vanada Bpu-nn "-titüsünde ve
şarkî Avr»’~w’ tnrîh-'ne birkaç sene çalıştıktan «nnra Arapcaya merak etmiştir. On bir sene evvel haftada ancak bir saat ders almak sartivle Tiirkceye başlamıştır Tnt’Berde bir tkl kere Ti’rkiveve selin gittikten sonra, nihavet 1937 de esaslı şekilde memleketimizde yerleşmiş bulunuyor. Evvelâ tarihle uğraşmış: lâkin bari» dolayısile kıymetli kitap ve vesikaların sandıklarda bulunmasından dolaya Türkcede derinleşmek yolunu tutmuştur. Tedris bakımından eserleri de vardır. Dört senedenberi çalışarak, dilimizin muhtaç bulunduğu tâbirler lügatini meydana getiriyor, Bunun için eski ve yeni harflerle 200 kadar kitap taramıştır. Eserin baş kısmı, fişlere göre, Almanca izahlarivle hazırlanmıştır. Refik Haîid’in ve benim topladığım tâbirlerle mukayese edebilmem için, «burun» kelimesini karşımdaki fişlerden çıkarttırdım.
Şunu derhal kaydedeyim ki, Dr. Tietze’nin listesinde ancak ilk kelimesi «-burun» olan tâbirler vardı; Meselâ «ağzı burnuna karışıyor» gibi tâbirler . ağız» kelimesine tasnif edilmiştir. Darbı meseller de ayrıca toplanmış. Keza, mazide kullanılıp terkedilmişler ayrı kaydedilmiştir.
Dr. Tietze ile birlikte fişleri okumağa başladık:
Burnundan ayrılmıyor * Burnu bir karış havada * Burunbıı-runa ♦ Burnu büyüdü * Burnunu çekmek * Burnunun dibinde * Burnumun direği kırıldı * Burnumun direği sızlar * Burun direği yakıldıktan sonra!.,.
Duruladım.
— Bu nedir?
— Ebubekir Hâzım’m «Küçük paşa» isimli eserinin 89 uncu ve 120 nci sahifelerinde iki kere tek rarlanıyor. - diye vesika gösterdikten sonra devam etti;
Burnumuzdan düşen bin parça • Burnundan düşmüş gibi * Burnu ezilir nıi?
— Hu nedir?
— Köylü ağzı. Âbidin Dino’nun Kel piyesinden.
Devamla:
Burnumuzdan fitil fitil getirdi * Burun fındık (köylü tâbiri: Burnun fındık biçimli olduğunu resmediyor. Caferoğlunıın Sivas masalından.) * Burnundan gelinceye kadar. Rakı içermiş (Kır-sphir ağzı. Halil Aytekin’in Harman Yangım isimli eserinden) • Burnundan getirmek, (bir mânası da. Sermet Muhtar’ın harlı zenginin gelini eserinin 206 inci sahifesine göre «sırrını meydana çıkarmak») • Burnundan fitili fitik getirmek (Kırşehir ağzı) “ Burnuna girmek ’ Burnuna gülmek • Burnu havada (iki mânada: Mağrur ve yoluna dikkat etmemek) • Burunî (Sermet Muhtarın tâbirlerinden) • Burnu kaf dağında * Burnumda kan kokusu var (keza Sermet Muhtarın) * Burnu bile kanamaksızın • Burnuna karıncalar dolsun (beddua)" Burnundan kıl aldırmamak ‘ Burnunu kırmak * Burun kır-
S.-™ ŞEHİR HABERLERİ □ || Bir çırpıda 1]
Basit bir iş!.
Karabük mamulâtı
Fabrika, memleketin en ziyade muhtaç olduğu malzemeyi yapacak
Karabük demir ve çelik fabrikası bu senekl Jstlhsalfitni daha ziyade memlekete İthali güç olan maddelere İnhisar ettirecektir,
Bunlar arasında ray, beton demirleri, çelik malzeme vardır.
Fabrika bu sene hızlandırılacak olan demiryolu İnşaatı İçLn ihtiyaca yetecek kadar ray imalâtını üzerine almış ve Bayındırlık Bakanlığı ile bu hususta anlaşmaya varılmıştır.
Karabük fabrikası evvel A 5000 sonra da 3000 ton ray
olmak üzere iki parti teslim edecektir.
Et durumu
Canlı kasaplık hayvanların satıldığı pay yerine dün satılmak üzere 4000 küçük baş. 1000 d« büyük baş hayvan getirilmiştir. Bu hayvanların çoğu satıldıktan sonra kestirilmiştir. Her kesim gününde şehir İhtiyacına yetecek kadar koyun ve sığır kesildiğinden, tstanbulda et buhranı olmaması tcftbediyor.
Belediye, mezbahada kesilmesini temin ederek narh flatl üzerinden perakendecilere sattırdığı koyun etlerini, kasapların fazla fiatle satmamaları için sıkı kontrollar yaptırıyor. Bu kontrollar müessir olduğundan, darlık yavaş yavaş zail olmağa başlamıştır. Dün umumiyetle birçok kasaplarda et vardı.
Ağaçlarda haşeratla mücadelede kullanılan ilâçlar
Ağaçlarda türlü tahribat yapan vs zararlar veren hastalıkları^ mücadeleye bu yıl hız verilmiş, bir çok bölgelerde Tarım Bakanlığı teşkilâtı tarafından ağaç ve bahçe sahiplerine Uâç dağıtılmıştır. Ancak mücadcF İşlerinde kullanılan ve zirai donatım kurulunca parası mukabilinde verilen bu İlâçların muhafaza ve kullanışlarında çok dikkatli davranarak Zehirlenme hâdiselerine meydan verilmemesi gerekmektedir.
Tarım Bakanlığı, bunların ihtiyaç sahiplerine dağıtımında kullanış tarz larile birlikte korunma tedbirlerinin de öğretilmesini, önemle bildirmiştir.
Ankara’da bir musikî harikası
Henüz dört buçuk yaşındaki yavrunun piyanosunu dinliyen musiki üstatları hayret içinde kalıyorlar
Ankarada, üç yıldır keşfedilen bir musiki hârikası yaşıyor... Geçen yıl-danberi kulaktan kulağa yayılan bu haber, başkentteki Türk ve yabancı bütün iler! gelen muslklcllerl nezih ve yüksek kültürlü b!r ailenin kapısına koşturuyor: Ziyaretin sebebini an-lıyan Bay Münir Blret He onun sayın eşi, biricik yavrularının eşsla değerlle İlgilenen bu üstatları belli ki hep aynı şükran duygulorile karşılıyorlar, ve böyle konuklara İlk tevcih edecekleri bir soru: «Bu yavruyu ne yapalım?» İstifhamı oluyor: Dürt buçuk yaşında bir kız çocuğu. İdil Birci... Görülmemiş bir musiki yaratılışı...
Gerçi hem annesi, hem babası yüksek müziğe karşı duygulu ve bilfiil alâkalı, meloman insanlar; anne annesi de musiki amatörü. Evlerinde Bach. Beethoven. Chopln çalınıyor; radyo ancak en ciddi anlarında açılıyor ... Fakat, nice yuvalarda aynı mükemmel ses şartları çınlayıp durduğu halde, hiçbirinden bu yaşta böyle bir kabiliyet belirmiyor, böyle bir güneş doğmuyor.
1908 danberl musikiyle uğraşırım: Yurdun İnce musiki İstidadını bildiğim gibi. Berlin ve Parlste de küçük İstidatlardan bazılarını — yani »üstün» diye gösterilenlerini — gördüm; fakat kırk yıldır böyle bir hârikaya şahldolmadım. İki yıl İçinde onun gösterdiği «gelişim eşsizliği» başımı döndürdü, uykularımı kaçırttı; ve nihayet bent şu satırları yazmağa sürükledi ... Bu ne haldir?
Ankarada bulunan ( meslekte İhtiyarlamış» ecnebi müzik üstatları onu ayrı ayrı veya bir aradayken dinledikleri zaman donakalıyorlar; hep bir ağızdan1 veya münferit fırsatalrda. aynı şeyi söylüyorlar: «Biz bu yaşa kadar ne memleketimizde, ne de başka yerde böyle bir sahneye şahldol-madık , Bu nasıl İştir!» diyorlar.
Yazımı okumak zahmetine katlanan nazik meslektaşlarım mcraklan-mışlardır: önce onların bu meraklarını gidermeğe elimden geldiği kadar çalışacağım. Beni dinleyiniz aziz meslektaşlarım. ve yazdıklarıma A, Adnan Saygın. Necdet Remzi Atak. Nurettin Şazl Kösemthal, Halil Bedii ve i.lko Amar gibi Ankarada bulunan musiki-ellerin, Bn. Sabo gibi konuk üstatların şahitlik ettiklerine İnanınız. Listeyi çok kısa bile kestim,.. Hakikat İste şudur: Geçen yıl üç buçuk yaşındaki bir yavrunun, türlü maruf eserlerden temleri sorunca piyanoda derhal tek parmakla çaldığına şahidol-muştıun. - Orerlle absofue» olduğunu çabuk keşfettik: Annesi kendisine not isimlerini klâvyede yalnız bir İki kere söylemekle belletiverdik! için not adlarını biliyordu; fakat «re» notuna «ye» ve «fa» notuna «ya» diyebiliyordu. Oyun anlarıhın en tatlı, bir dakikasında kendisinden soryuroduk. ve diyapazon «la» sına başvurmuyorduk: «Kızım bir re diyez söylesene». Derhal o sesi çıkarıyordu, hem de di-yapazun düdüğü gibi bir sesle. Piyanoda kontrol ediyoruz, tamam.-
Arkasından bir la dipez, sonra bir
Kızılay İstiklâl bucağı kongresi toplandı
Türkiye Kızılay Derneği Beyoğlu İlcesine bağlı İstiklâl bucağı 19-46 yılı kongresi toplanmıştır.
Celsenin açılmasından sonra kon* i
, i n.|k«9JUU-(U UU IU U*|ZC(, İVU.» w.,
gre için seçimler yapılmış, mutça- ofcUlv tlzc)en jnl aiue: Hepsini tnma-klben de idare kurulu raporu okun-1 men veriyordu. Gene o haftalarda
muştur. Bundan sonra yıllık hesap kabul edilerek yeni bütçe tasdik edilmiştir. Kızılay hakkında bazı konuşmalar da yapıldıktan sonra 1946 yılı idare hey tel seçilmiştir.
1945 yılında, genel merkezden gelen muhtaçlara dağıtılan eşyalardan başka bucak tarafından 3079 kilo patates. 371 kilo tabun. 480 kilo makarna, 30 yoksul çocuğa aj’akkabı, 414 liralık muhtelif İlâç ve gıda İle 250 liralık 35 İnci ilkokuldaki yoksul öğrenciler için gıda yardımı yapılmıştır Kurumun daha birçok yar-dunları daha vardır.
Bu suretle Kurum bir yıl İçinde 2839 liralık yardımda bulunmuştur. Ocağın 1808 üyesi vardır. Bu üyeler bir yıl İçinde Kurum» 6341 Ura teberruda bulunmuşlardır. Yen! seçimde Kurumun çalışkan başkanı B Sabrl Akyüz tekrar seçilmiştir.
inak * Burnuma miskler gibi koklun * Burnumuzun önünde • Burnuna sinek konsa kuruntundan kışt demiyccek ♦ Burnunu sıksan canı çıkacak • Burnunu sokmak * Burnunu her deliğe sokmak • Burnundan solumak • Burnunu sürtmek • Burnunda tütmek • Burnuna tütmek “ Burnunun ucunu görmemek.
Yalnız tesadüfen yokladığım bu mlsâî, eserdeki emeği gösteriyor.
Doktor Tietze'yl Tiirkçeye bu hizmetinden dolayı tebrik ettim. Tevazula güldü:
— Ben de bu işe burnumu soktum... -dedi.
(Vâ - NÛ)
Pamuklu mensucat
Beklenen mallar gelirce fiatler çok düşecek
Kiiçük Mil
I Hariçten yakında külliyetli miktarda mal geleceğin® dair raraıl ve hususi kaynaklardan çıkan haberler piyasada derhal tesirini göstermiştir.
Gelecek mallar arasında bilhassa külliyetli miktarda pamuklu mensucat, kaput bezi, basma ve saire vardır.
Bu yüzden İthalâtçı firmaların bir kısmı daha mallan memleketimize gelmeden konşimentoları yüzde 3-4 gibi ufak kârlarla başkalarına devretmeğe başlamışlardır.
Piyasaya çok miktarda malın gelmesiyle pamuklu mensucat vaziyetinin tarakların vaziyetine düşeceği muhakkak görülmektedir
enginlikleri İçinde yüzdüğünü yursunuz.
Tecrübeleri bir ara arttırmak istedik; tam harmonisiyle çaldığı bir parçayı türlü tonlardan başlattık: Ben bemollü, üç dlyezll en uzak tonlara raimen htç düşünmeden aynı parçayı o İstenilen tonlarda çalmağa başladı En Ani değişikliklere rağmen, hep aynı tabiîlik aynı uysallık
Büyük bir repertuarın belllboşlı temleri, fıkraları en aslına uygun harmonilerde çalmıyor. Bach figürlerine girişiyor, «contre • sııjet» 1er hemen çıkıyor; eller biraz daha büyüyecek olsa, «nota öğrenmeden virtüozluğa» ulaşacak olan bir kafa.. Bambaşka bir yaratılış... Kendisini tek üzen şey «ellerinin küçüklüğü» ve bir de «kollarının nahlfliğl» dir. Bedence biraz büyüse, on yaşlarındayken ftdrifca çocuk — enfant prodlge — konserlerine çıkması mukadderdir
Musiki tarihini ve bu arada W Mozart’ın blyograflan arasında geçen tartışmaları düşündüm' Yedi yaşındaki Mozart'ın anlatılan İstidat hamlelerine bugün İnanmak Istemlyenler bulunuyor: fakat, o, on bir yaşındayken bir opera besteliyor. Babası Leopold Mozart yardım etmiştir, diyorlar. Dedikoduların İstikran yıllarca mümkün olmuyor... Bugün Anka-r.ıdan o İtirazcılara cevap verebiliyoruz:
— Mozart'ın en küçük yaştayken bile bii'.rfiyilp de küçülmüş görünmesi mümkündü. Çünkü, böyle bir halin vaki olabileceğine tdll’ln dehâsı şahittir
O, h«r memlekette yüz, iki yüz yılda bir belirebllen eşsiz İstidatlardan biridir.
İnglltercnin pamuk ipliği ihracatını serbes bırakması üzerine şehrimizde birçok firmalar İplik siparişi İçin müracaata başlamışlardır.
İki ay kadar evvel ısmarlanmış olan 10 bin balye İpliğin de bugünlerde yola çıkarılacağı, gelen telgraflardan anlaşılmaktadır.
Ayrıca gene İngiltereye 30 bin bal-yellk ikinci bir sipariş yapılmıştır.
Kadıköy Şubemiz YARIN İşe başlıyor.
Kadıköy — İskele Meydanı
Tel: 60300
YAPI ve KREDÎ BANKASI A. Ş.
tecrübeleri arttırdık: İki el ile klâv-yede en aykırı İki akoru birden basıyoruz; meselâ, do, re, fa diyez, sol sİ. re dlyeı, /a. la diyez... Dinliyor, ve hemen sıraslle adlarını veriyordu -. O zaman yaşı «üç buçuk» ve yıl 1044 İdi
Birkaç ay sonra tekrar evlerinde toplandık: Hâlâ «r» ve «1» harflerini telâffuz edemiyor, okuma biliniyor, nota yazısı bilmiyor, fakat sırasında büyük İnsan gibi konuşuyordu . Musikiden anlamıyanlar yanında «ses» vergisi şimdi inatla susuyor. Yilksek müzikten anhyanlarırı yanında ise coşuyor, böylelerlne âdeta âşık bile oluyor: Adnan Saygın kendi (çocuk parçaları» nı çaldı. Yavru ona tutuldu. bir ara boynundaki boncuk dizisini çıkarıp onun boynuna taktı, ve artık coşarak hep ona karşı bildiklerini çaldı, çaldı.
Altı aylıkken «istediği piyano ses) dinerse ağllyan» bu yavru, şimdi Bach müziğinin âşığı bulunuyor. Basit musikiler çalan radyoya dayanamıyor. kapattırıyor.
Birkaç ayda baş döndürücü bir süratle — hep notasız ve dersslz — ilerlemiş: Şimdi, o görülmemiş hâfıza. melodilerle birlikte harmonileri de bir fotoğraf keskinliğiyle hıfzediyor, hem de pl: anoda çalıyor... Repertuarı boyundan büyük amma, ben tek bir misal vereyim: Gonnod'nun Ave Morlu melodisine kattığı maruf Bach preliid'Bnü tek notunu bozmadan çalıyor, bir esnada sesle de melodiyi mırıldanıyor. Taburede otururken »allanan ayaklarını piyanoya dayatmazsa kollarının gücü kesiliyor. Ayaklarla dayanarak minimini el parmaklarına tahammül sağladığı anlarda bile. bayılıp giden gözlerinden ve tuşlardan büsbütün çevirdiği o melekleş-mlş yüzünden, Bnch dehâsının İlâhi
Ana ve babasını düşündüren İstifham bütün yurdu meşgul etmelidir; Bu eşsiz kabiliyeti ne yapacağız... Onu muslklcl yetiştirmek bir zarurettir, — âmennâ — fakat yetiştirebilmek için hanRl pedagojik imkânlardan medet umacağız...
Eşsiz kırattaki bir pedagoga emanet edilmesi gereken bir istidat, . Böyle pedagog ancak yurt dışında bulunabilir Yavru bu yaşta yurt dışına tek başına gidemez... Ana baba onunla birlikle gurbete çıkmağa hazırlar... Fakat yol nerede?... işte bu son İstifhamların cevabını ancak resmi makamların İlgisi verebilecektir. Gönlünü hayatta müzikten başka hiçbir duyguya kaptırmıyacak olan eşsiz bir yaradılışla karşı karşıya bulunuyoruz. Böyle bir dehânın hiçbir masraftan kaçımlmıyarnk dünyanın en tecrübeli ve maruf pedagogları elinde yetiştirilmesi gerekir. Herkes de galiba bu fikirdedir.
Böyle bir dileği İlk defa yuyınlıya-bllnıiş olmanın şerefile mübahl bulunan kalemimizle minimini Idil'e başarılar diler, hem de böyle eğir bir işin gerektirdiği sıhhat, afiyet, çalışkanlık ve talihi temenni ederiz Ana ve teşvikleriyle na kadar himaye I ve teşvikleriyle ne kadar himaye olunsalar yeridir: onları da böyle bir değeri sanat yolunda yürütmek yolundaki azimlerinden dolayı ne kadar alkışlasak yeridir.
Mahmut R Kösemlhal
Satışa çıkarılan ithal malları
Oal. Sermet handa Ferit Apaydm’a çinko levha, İstiklâl caddesi 238 da Öttaş'a mantar levha, İst, Uzuncao-va sokak 12 de Oenel Alım Satım'a gazoz kapsülü. Tahtakale Balkapan handa Eliczer Dekalo’ya traş bıçağı, traş makinesi. Gal. Voyvoda caddesi 84 te İbrahim Taşçıoğlu'na Palanga lel vinçli. Gal. Nordlşteln handa mühendis Ferdi Erdölen'e torna makinesi ve aksonu, İst. Sabrı Sefa handa Hayrullah Türkkan'a sentetik silgi lâstiği, İst. Celâl Bey handa Paul Ziegler'e cep ve kol saati, Tahtakale caddesi 13 te İbrahim Torban e pencere camı, Oal. Ankara handa Çelik Boya T, A. ş. ne karbon Tetrtt Klörld. Y. Kule K. Çeşme’de N. Ortyettas Yani Kcfalas'a Türk kırmızı yogi. İst, Odunkapı 15 to Lef-ter EUftcriadls’e kurşun üstübeçl, toprak boya. Oal Taptas handa öz-türk Tannverdloğlu'na sülfür, kükürt boyası, İst Rahvancılar 10 da Dav İt Kohen’e beden derecesi, İst. Marpuççular İD da Y. Yorgopulos'a muhtelif esans, İst. Balkapan 28 de Rcfael Behar'a İyi matbaa kâğıdı, İst. 1 İnci vakıf handa Sun Lto. e pamuk Balata kayışı. İst Sabuncu han caddesinde Süleyman N. Kara-ovah'ya zımpara bezi. Gal. Aslan handa Süleyman Teoman'a zımpara bezi, İst. Hamdibey Geçidinde Klr-yako Pamukoğlu’na kıl ipliği. İst. Al-yanak handa M. U. Malcr’s yün mensucat, Gal. Sermet handa Nâkl Erol'a Fanelâ, İst, Agopyan handa M Ergir ve Y. Fırat'a çizgili poplin, düz poplin, krep beyaz ve renkli, çizgili poplin, Oal. Kefeli handa Dış Ticari Ve pamuk fanllâ, müstamel çuval. Y. Kule K. Çeşme'de Fott Du-los'o manda derisi. İst. Mahmudiye handa Ziya Nafl Pakel'e ağır derisi.
Eminönü — Unkapanı caddesinin genişletilmesi
Eminönü - Unkapanı sahasının açılması İçin yapılmakta olan istimlâk muameleleri ilerlemektedir. Belediye, İlk parti olarak Unkapanı He Hal arasında bulunup da İstimlâklerine lüzum gösterilen bej yüz küsur bina vc arsanın muameleleri tamamlandıktan sonra bu kısım tanzim edilecek ve arsalara ayrılarag satılacaktır. Bu suretle elde edilecek para ile Halden Emlnönüne kadar olan kısmın İstimlâkine başlanacaktır.
İatlmlâlkler Haliç sahilinden İtibaren yüz metre İçeriye kadar uzaktadır. Bu ytlz metrenin 15 metresi rıhtıma, 30 metresi yola, geri kalan kısmı da plâna göre bina inşası için arsalar haline getirilecektir Bu Is için bankadan alınan 3 milyon lira İle aynı zamanda Atatürk bulvarının henüz İstimlâk
Yaz başlangıcında bir gazete idarehanesinde oturmuş, öteden beriden konuşuyorduk. Kapı vuruldu İçeriye yaşlıca bir zat girdi. Gazetenin sahibi olan arkadaşımız onu tanıyordu. Kendisine yer gösterdi. Ziyaretçi oturduktan sonra cebinden bir tomar kâğıt çıkardı:
— İşte efendim,.. Size vapurda bahsettiğim makaleler... dedi. Oturdum, hepsini birer birer yazdım. Artık nesrini beklerim tabii!..
Arkadaşımız bu makaleleri alıp masasına koyduktan sonra adam çantasını şöyle bir kere daha karıştırdı. Ondan sonra san mektep kâğıtlarına yazılmış bir takım müsveddeleri uzattı:
— Bıı da mahdum bendenizin hikâyeleri,,, Hepsi (eliftir ha!.. Esasen kendisine dil îiğrelemirliğimiz İçin tercüme yapamaz. Hikâyelerin hepsi de İçtimaî hayatımızın birer aynası mesabesinde olan hakiki birer tetkik mahsulüdür.
Lâf arasında anlıyoruz ki ziyaretçinin bahsettiği oğlu henüz 14 yasında imiş.
Arkadaşımızın tereddüt ettiğini gören ziyaretçi hem^n ilâve etti,
— Bizim bunlardan beklediğimiz bir bir maddî menfaat yoktur... Simdi mektep tatilleri başladı da... Hani «meşgul olsun ve haylazlıktan kurtulsun» gayesini güdüyoruz. Onun İrin hikâyeleri istediğiniz gibi basabilirsiniz!..
İnsanlara karşı pek yüzü tut-mıyan arkadaşım» sesini çıkaramadı. Ziyaretçi oğlundan şikâyet etmeğe başladı:
— Efendim bu çocuk İçin tıayM uğraştık. «Haydi tatili boş geçirmesin» dedik. Bir avukat arkadaşın yanına kâtip verdik. Yapamadı Evrakta bir takım hatalar işlemiş. Alacaklıyı verecekllye karıştırmış. Arkadaş avukat bu vtizden ne zararlara giriftar olmadı ki!.. Sonra kendisini başka bir yere yerleştirdik. Kolay da bir İş ha... Orada da yapamadı.. Baktık olacak gibi değil, bari hu giM şevlerle meşgul olsun dedik,.
Ne âlâ!.. Demek en kolay İş bu imiş. Edebiyat!.. Hiç bir işte muvaffak otamadınız mı?. Al Mr kurşun kalem cızırdat...
Vâkıa ortada öyle kötü numuneler! var kİ bunlar herkese cesaret veriyorlar ve bazıları hakh olarak böyle düşünüyorlar.
Bu kadar az ehemmiyet verilen. bu kadar entl püften bir i» addedilen biçare edebiyatın 40 asır daha kalkınmasına İmkân ve İhtimal yoktur. O bugün tavla gibi, İskambil gibi basit bir ■amatör İşi» sayılıyor.
Hikmet Feridun Es
Ticaret odaları toolantısı
İstanbul heyeti, İzmire hareket etti
Üç büyük şehir Ticaret odasını» devre toplantısına yarın İzmir Ticaret odasında başlanacaktır.
Toplantıya şehrimiz Ticaret odasından B. Mithat Nemli. B. Ahmet Kara, B. Suat Karaosman. B. Vasfl Gürer, B, Sait Ömer ve umumi kâtip B Mahmut Pekin; Ankaradnn B Vehbi Koç, B. Üzeylr Avunduk, B. Nâzım te umumi kâtip B. Alfteddln; İzmlrden B. Hakkı Balcı. B Şerif Remzi Re-yent. B. Kâzım Taner ve umumi kâtip B. Turgut iştirak edeceklerdir.
Toplantının ruznamcslnde mühim meseleler vardır. Bu arada geçen toplantı raporunda tertiplenen ve Bakanlıkça henüz tatbik edllmiyen esaslar tekîar gözden geçirilecek ve ekonomik durumun normalleşmesine Intlzaren geçen senek! devre toplantılarından geri bırakılan meseleler bu sefer mevzuubahls edilecektir.
İstanbul Ticaret odası heyeti dön tamire hareket etmiştir,
Çocuk esirgeme kuruntunun Kadıköy dispanseri
Çocuk Esirgeme Kurumu Kadıköy şubesi dispanserinde son üç ay zarfında 24 erkek va 29 kadın. Galata dispanserinde de 158 erkek ve 117 kadın muayene ve İlâçları verilerek ___
tedavi edilmek suretlle yardım gör-' ndUmlyen arsaları satın alınmakta-müşlerdlr.
Büyük bir îsveç vapuru geliyor
Şimdiye kadar gelen İsveç vapurlarından daha büyük 1000 tonluk bir vapurun 15 güne kadar limanımla* geleceği haber alınmıştır. Vapurda bilhassa radyo, radyo malzemesi, ampul ve çelik malzeme vardır.
dır.
Kızılay’a âza olunuz, hayır işlerinizde o sizin elinizdir.
riklıli. i
Cyrano filme çekiliyor
Fransızlar bununla meşgul olurlarken bizde de Şelrr Tiyatrosu Cyrano’yu temsile hazırlanıyor
Fransızlar, İlk temsilinden kıık sekiz sene «onra da Cyrano de Bergerac*ı unutmamalar ve bu yaz filme çekmeğe betşlanıış-İmdır, Sonelerden beri bütün diinya tiyatrolarında sevk ve heyecanla seyredilen bu piyes, buhranlı harb ve İşgal yıllarından sonra Fransızlara aşk, fedakârlık ve mertlik duygularının temiz havasını teneffüs ettirecektir. Bu geçim, bitkinlik ve kayıtsızlık devrinde. İnsanlığın r i hayallerinden yeni teselliler aıaması kadar tabiî ne vardır İti? tete. daha 1938 de Cyrano’yu Fransa komedisinde oynarlarken seneliğin gösterdiği rağbet İta 1945 te. henüz istilâdan kur-tv'ınus bir Fransanın yine ayni r ?no'vu filim halinde görmek ı r u. eserin ne kadar İnsanî ve ölmez değerler taşıdığına bir dc'-’dir.
C’vrano’nun metninde ne kadı-*- duygulu ve hünerli btr şair olduğunu göstermiş olan Ed, Rostand, piyesin tertibinde de ne büyük bir tiyatro müellifi olduğunu ispat etmiştir. XVII. asır dekorları içinde yaşattığı tipler, yalnız o devre has değildir. Onlar. her zaman, her yerde yo çıyan İnsanlardır ve bil bakımdan, hangi milletten olursa olsun, seyirciye yabancı gelmezler. Plve-iln kahramanı Cyrano, bu s. ir 6'lâhşor. dalkavukluktan İğrenen, tek sözlü, yüzünün çirkinliği nispetinde ruhu güzel, züğürtlüğü nispetinde gönlü zengin bir delikanlıdır. Sever, fakat alay edilmekten korktuğu İrin sevgisini İçinde saklar ve kendini reda edprek sevgilisinin mesut olmasını İster.
Roxene. şalranelikten hoşlanan bir kibar kızdır. Gönlünü güzel bfr delikanlıya kaçtırır, fakat esil sevdiğinin Cyrano olduğunu pek geç anlar, O kadar geç kİ ölüm, artık yeni bir he vat ve saadete imkân vermemek üzere kapının eşiğindedir.
Kebapr: ’Ragueneeu, şair, deryadil, feleğin çemberinden geçmiş, dostuna sadık bir insan tipin: canlandırır. Hâkim ve realist Le Bret. mert Carbon. «nağ-n*r ve hodbin de Gulche, saf ve temiz ruhlu Christian. hasılı piyesin bütün şahısları, geçmiş Wr d?vrin havası ve kostümü İçinde, her zamanki İnsanlığın esaslı numuneleridir,
Rostand bes perdelik piyesinin her perdesinde, renkli ve cazip bir âlem yaratır. Birinci perdede- Moltere. Corneille ve diğerlerinin en meşhur piyesleri oynanmış olan Bingon ya otelini, her sınıf halkın doldurduğu o garip t vptrovu RÖrürüz. tklnci nerde-de Rostand bizi kebapçı Ragııe-nau’nun dükkânına sokar. Şa-r?o şiselerile sucuk dizilerinin omuz omuza verdiği bu dükkânda «a'rler ve şilâhşörlerle beraber yaşan®. ÜcüncÜ perde, mehtapta bir sokak iddir Bu sokakta, bir balkon altmda; dünyanın en duygulu, en ince ilânı aşkına şa-hidoluruz, Dördnücü perde bir harb meydanıdır. Nükte İle karışık bir kahramanlığın, karşılıklı feragat ve fedakârlığın, yeslnl, o kâh coşkun, kâh hazin şiirini dinleriz Beşinci perde, sonbahar yapraklarının katre katre döküldüğü bir manastır avlusudur. Bu avluda bir türlü İtiraf edllemlyen bir aşkın ölümünü seyrederiz.
Hakikaten Rostand, sinemanın hareket, ses ve renk devrinden rok evvel. Cyrano’sunda yarattığı tinler ve sahneleriyle, ne kadar modern bir ı’vatro anlayışına sahip o'duğunu göstermiştir. Bu bakımdan Cyrano’nun 50 vıl sonra filme alınmasını anlamak güc olmuyor. Bu filimde Cyrano rolünü Clau'd Dauphtn, Rorane rolünü de Ellen Bern sen adında b'-'nüz yirmi yaşlarında bir gc-nç aktris oynamaktadır. Diyalogları, kendisi de babası gibi şair olan Maurîee Postand Intlhabetmiştlr
Bizde Cyrano
Güzel bir tesadüf eseri olarak birde de Şehir Tiyatrosu uzun za-mandanber! hazırladığı Cyrano do Bergerac plveslnl bu mevsim biz* sevrcttirecektlr.
Tiryakilik ve saygı hikâyelerinden
Müverrih Mustafa Âli efendi basılmamış (Fusull hallü akd Ve üsull harcU nnkd) eserinde üçüncü Sultan Mehmet hakkında şu mütalâayı yürütüyor;
(Eğerçl zulme ve bayla rıza vermezdi amma her nesneyi vezirler yeril yerine vaz'eder kıyas ederdi. Bu vezirler İse (İşlerimize medhali olml-yanlar karışıyorlar; irtişa ile âlemin nizamını bozuyorlar ı diye itizar ederler, it Ufak İle vaki hail hünkâra bildirmezler, Padişahın âteşi haşmetinden korktukları takdirde bari valide! seyyldelert bânuyu zamane, mü- ’ debblrel mülkü devlet olan sultanı re’fetnlşan hazretlerine — Venedikli Safiye Sualtana — arzetmezier. Hâşâ sümme hâşâ kİ, anlar — Safiye Sultan — ftl-mln İhtilâline rıza vereler «,uu..(u>. , ve nurı dldelerinin — üçüncü Sultan
Marki, gebelik vukuunda dedikodu- Mehmedln — ırzı şeriflerinde nokraların önünü almak için, ayda bir ka- na cevnz göçereler > rısının yatak odasına girer, çıkarken 1 Üçüncü Sultan Mehmet devrinin de I vezirleri araaındıı Koca Sinan,
- Arlık tarlaya tohum ekecek olan Lftia Mehmet, Dam ad Boşnak
İbrahim, çığala zade Sinan paşalar gibi. OsmanlI Sadrazamları tertibinde iktidarca ikinci derecede sayılabilenler de var İdi. Fakat bunlar da Ali efendinin dediği gibi müdahalelerden masun kalamamışlardır.
üçüncü Sultan Mehmet kendi evlâdına acımıyacak derecede kan döken bir padişahtı!
İdaresizliği de babası üçüncü Sultan Murattan eksllk değildiI
Vezirlerinin kendi hataları, hırsları da mevcut kötülüklere inzimam edince, devletin durumu seneden seneye beter oldu!
Birine! Sultan Ahmet zamanında patlak veren CeiÛlller isyanı Kuyucu Murat paşa olmasaydı az daha devletin İzmihlaline scbebolacaktı!
• ••
OsmanlI kaldesince şehzadeler dlşahın izni Ve daveti olmadıkça nına giremezlerdi
HayftUudft biraz papazlık dahi et nılş olan meşhur Fransız müellifi Ra-belatfl, Fransa hükümetince Papa nMdlno elçi tâyin «dilen Kardinal du Bnllay İla birlikte Komaya gitmişti Piçinin Papanın huzuruna kabulünde o da hazır bulundu. Elçi kardinal, âdet üzere Papanın haçlı terliğini öptü. RabeİRİs hiçbir şey söylemeden çekildi. Huzurdan çıkınca, elçi, bu harekelinin sebebini Rabetals’den sordu O da şu sual He cevap verdi;
— Siz kİ benim efendirnslnlz, siz terliği öpünce, benim neyi öpmemi İstiyordunuz?
Fransanın yüksek asalet sınılma mensup Marki de Roçuemont, karısına pek müsait davranırdı. Markiz de Rodqucmont İse merdumperest bir kadın di;
Yeni filimden bir sahne (Claude Dauphln) Cyrano ve (Ellen Bernsen) Rosane
zamandan beri bunun için hazır-lanıldığını düşünürsek Şehir Tiyatrosunun Cyrano'ya ne kadar eh°mmlyet verdiğini anlarız.
Tercümeye gelince.,. Bu hususta Rostand bizde talihin büyük bir lûtfüne uğramıştır. Zira eserin aslını çok iyi bilenler, Cyra-no’nun hem de manzum olarak yapılan Türkçe tercümesinin fevkalâde güzel olduğunu söylüyorlar. İstanbul üniversitesi Edebiyat Fakültesi profesörlerinden Sabrl Esat Siyavuşgil tarafından dilimize çevrilen Cyrano hakkında Halido Frlih - Arî’var sövle yarıyor
«Sabri Esat. «Cyrano,. ya bir tarafından değil, kinden, dışından, her zaviyesinden bakmış ve Rostand'm . Syrano» suyla İçinde yaşadığı dünyayı, şairin kafasının teinde imiş gibi trörmliş, yüreğinde ribl duymuştu.
^brl Esat bize bu «Cyrano* yu ı '•) PIutarque'l Amyot'un Fran-ızlara North’un întrillzlere ' ettiği gib: mal etmiştir.»
Ha Ut Ziya Uşaklıgil aynı cüme İçin şunları yazmıştı:
Eğer bana: «Sabri .Esat Paris-ten gelirken Eifel kulesini sırtlı-yarak buraya getirmiş, Bayezit meydanına dikecek!., deselerdi bu kadar hayret ederdim. Mütercim, en zor parçaların içinden, hârika nev’inden bir beyan siihuletl, bir nazım Ahengi, bir tercüme me-
Zendostluğu ile meşhur Talleyrand htlyarlığında asil ve genç bir kadı-ıı elde etmekte ısrar ediyordu. Kadın ne bu şöhretli ihtiyara hiç yüz vermiyordu. Buna rağmen Talleyrand her sabah kadına birer muhabbetna-nif göndermekte devam ediyordu Kadın Talleyrand hakkında:
— Hoş adam! Amma pek İhtiyar!
Diyordu. Nihayet genç kadın bu «pek İhtiyar» adamın ilaçlarından bıktı. Bir gön şu pek kaba cevabı gönderdi:
(Efendi! Mektuplarınız ... silmeğe
yanyacakl).
Talleyrand arada nazımla da uğraşırdı Bu cevap karşısında tam yüzsüzlüğünü göstermekten çekinmedi Şu mealde bir kıta tanzim ederek madama gönderdi:
(Küçük kûğıtlarf Bire gıpta ediyorum. Haydi, yolunuza devam ediniz, Fakat, rica ederim, geçerken komşuya bent hatırlatmağı ihmal etmeyiniz!)
paya.
mal
Claude Daııplıin. Cyrano rolünden iki sahnede
ter-
Bu hakikaten bir sanat hâdisesidir.
Edmond Rostand'm büyük eserinin Türk sahnesinde muvaffak olması için iki büyük unsurun mükemmel olması lazımdır: Temsil, tercüme...
Temsil hakkında, görmeden bir .
şey söylenemez. Lâkin pek uzun hareti ile çıkmıştır.>
Korkunç bir cinayet
Canavar bir kadın, anasına olan hıncını almak için beş yaşındaki Zeynebi hela çukuruna atarak öldürdü
•««
Bir gün On dördüncü Loull husus! dairesin! bekllven îsvtçrell muhafıza şu erûrl Verdi:
— Kimsenin İçeri girmesine müsaade etmlyecekslnl
— Haşmetpennh bana güvenebilir!
— Alâl Yalnız Madam de Montes-pan müstesna! Madamı tanıyorsun ya?
— Evet haşmetpenaht Matmazel de la Vallire'ln (1) mansıbını satın alan kadın!
«««
Meşhur Markiz de Rambouillot menfnat peşinde koşanlnTdan delildi. Kocası İspanyaya sefaretle gönderilmiş ve önemli müzakerelere memur edilmişti
Kardinal de Rlchelleu en yüksek tabakadan bir kadınla bir kardinalin aralarındaki münasebetin kflnhünü ve derecesini Öğrenmeği merak etmişti Bir adamını Markize gönderdi. Bu adam Markinin sefaretinden bahis açarak:
— KocaniE önemli bir müzakereye memurdur. Kardinal de Rlchelleu Markiye büyük İyilikler yapabilir. Fakat bunun İçin sizden küçük, şu küçük hizmeti bekliyor. (O kardinal İle madamın isimlerini zikrederek) aralarındaki entrikanın mahiyetini öğrenmek arzusundadır.
Madam la Markiz şu cevabı verdi:
— Aralarında ne entrika olduğunu bilmiyorum. Fakat bilsem de ben casusluk hizmetine yarar bir şahsiyet değilimi
Aydın (Akşam) — Birkaç günden beri şehrimizde Zeynep Müjdeci adında beş yaşında bir çocuk ortadan kaybolmuş ve yapılan bütün araştırmalara rağmen bulunamamıştır. Fakat zabıtrı bu esrarengiz te-gayyilbü, sıkı takibat neticesinde aydınla t mış ve zavallı kızcağızın Ferda (diğer adı Canan) namında bir kadın tarafından öldürülerek evinin belâsına atıldığı meydana çıkmıştır.
Ferda, zabıtaca yakalanarak »dil-yeye verilmiş ve mesele ağır «eza mahkemesine intikal etmiştir.
Tahkikata göre öldürülen küçük Zeyneoln annesiyle Cananın araları açıktır. Küçük Zeya*p 32 ekim pa-aartesl günü sokakta simit yarken Ferda tarafından kandırılarak eve alınmıştır. Fcrdr., annesine olan kinini yenemlyerk Zeynebln kulakto-auna şiddetli bir takat vurmuştur. Bu tokadı yiyin Zeynep, baygın bir
kn-kızcağızı helânın çukuruna atmıştır Zeynep çukur İçinde can vermiştir. Canan ertesi günü bu cinayet! meydana çıkmamak için tahtaları yerlerine çakmış ve çukuru da toprakla örterek çocuğun eesedlOİ gömmüştür.
Canavar kadın suçunu yukarıda anlattığımız şekilde İtiraf etmiş ve tevkif edilmiştir. Fakat Ferdanın çocuğu hriâ çukuruna atmazdan evv»! iple boğduğu söylendiğinden mahkeme. cesedi muayene İçin tabibi adlinin raporuna lntlznren muhakemeyi 1 kasıma talik etmiştir,
halde yere y i kılmış, bunu gören din hel&nın tahtalarını söken k
(1> Montespan'dan evvel On dördüncü Louls'ntn metresi.
Birinci Sultan Ahmet H. 1014 senesinde Edirne sarayında köşk arkasından bir kürz atmış: köşkün üstünden aşıp saray ovasının ortasına düşmüş; bu noktaya bîr sütun dikilmiş
Bu sütundan eser kalmamıştır, ikinci Sultan Abdillhamit zamanında Vilkelinin saray haricinde Mabeyin ricali He padişahın emir ve malûmatı olmadan temas ve mülâkatta bulunmaları mesuliyet celbeden büyük bir kaballat sayılırdı. Bunların saray dahilinde de gene padişaha haber verilmlyerek görüşmeleri caiz değildi.
Bu hal Meşrutiyetten sonra değişmişti.
Mabeyin ricali, Sadrazamları sarayda binek taşında karşılamaları, nüfuzlu Nazırlar bu ricali odalarında ziyarete geldiklerinde kapı kanatlarının ikisi birden açılması mûtadol-muştu. Bu hürmet muamelesi Vahl-deddinln İlk günlerinde de cari olmuş İken İttihat ve Terakki partisi nüfuzundan kaybedince ve padişahın bu cemiyetle arası İyi gitmediği sarayca anlaşılınca. Cemiyete mensup Nazırlar da bu yolda hürmet muamelesi görmekten sakıt olmuşlardı!
Hem mücelllt, hem şair olan Azizi, İstanbulun meşhur Nlgârları hakkında bir (Şehrengiz) yazmıştı.
Şairin bu eserde saydığı Nlgârlar-dan «Fettanı cihan» dediği (saçlı gamanın) saçının telleri kadar Aşıkları varmış. Bu dilber kadın hakkında:
Alır dil Idşverinden rülf bacıl Beni baştan çıkardı ense saçıl Dediği gibi, «Cennet» diye anılan diğer bir Nlgâr İçin de:
Kiminle haşrolursa ol kıyamet.
Cihan içre olur ehil cenneti Beytlle hayret ve hevesini gösteriyor! Süleyman Kân! Jrtem
Vapurların alt katlarını «Bodrum salonlarını» sigara 1. ilmez diye sevenlerden biri de benim. Yasağa rağmen bu basık tavanlı yerelrln de havasına çigarasmın dumanını ka*. dan gönlü rahat etmly-n mt.-»hi? tiryakiler yok değ!! Böyle'i'tın- ne zn-hı?n ras:!-lfimı-SHm m .d.k. yaptıklarının doğru olmadığını .-öj 1(mî*imdir, Kimisi bu tavsiyeyi ;ük"n üe Lurşıiamış. kknUl yüzüme dik dik bekmiş ve bir nefes daha çektikten sonra söndürmüş, kimisi de hiç aldırmamış hattâ bir tanesi de: «A bayım İş sade buna kalsa keşke,, d'mistir. Sonuncuların içindeki küstah, he® suçlu hem giiçfûlerle emniyet dairelerine kadar düşüp günlük programımın, rahatımın, sinirlerimin bozulduğu olmuştur. Herkesin kafasını kızdıran, sinirine dokunan püften birşey olur, beni de. gözlerinin, önünde yaaagm yazıldığı bir yerde buna aldırış etmlyenl-.r çileden çıkarıyor.
Nakil vasıtalarının sigara içilen yerlerinde oturduğum raman gönlümden tiryakiler arasına düşmemek İsteği geçer. Aksi gibi bir yfre oturur oturmaz yanlındakilerden, sankJ paketine sarılmak İçin ben! bekliyorlarmış gibi önce bir! hemen elin! erbine atar, öteki dc onu görünce dayanamaz. o da aynı şeyi yapar
Bu tiryakilerin bzzısı, naziktir, saygılıdır, duyguludur. Gazetemi burnumun önünde sallarken o hiç olmazsa sigarasını benden uzağa tutmağa. ağzından çıkardığını uzağa liflemeğe yeltenir
(Rahatsız etliğini anladıktan sonra sigarasını bitirmeden söndürenler seyrek hem de pek seyrektir.)
Büyük bir kısım tiryakilerin böyle duman rahatsızlığına akıllan ermez. Siz ne kadar mendilinizi, gazeteniz! yanınızdakilerin duman bombardımanına karşı saltasanız onlar, istiflerini, keyiflerin! bozmadan çvhnk-1 arını tüttürürler Onların saygısız-lifti mübah gösteren fermanları cepler indedir; sigara paketleri Bunu taşıyan her tiryaki, sigara içilmez yazılı oimıyan her yerde tütün dumanı yaymağa yetkilidir Hattâ bir cins tiryakiler vardır ki rahatsız olduğunuzu gösterece.’: küçük bir hareket. yapsanız «Bayım, rahatsız mı oldunuz, aşağıda şa'on var. .. ?iae akıl öğretir
Göreneğin kötü alışkanlıklara nasıl sebebolabileceğlne en güzel misal şu duman zehlridir Bir gün kendisine t Artık bir t ane bile içmlyecckstn) denecsğini bildikleri halde tiryak i'e-rin; sevinirken, kederlenince sabahleyin gözlerini açar açmaz, yemekten kalkar kalkmaz, eli. ağzı boş kalır kalmaz. Herş enden önce aradıkları biricik şey sigara emzikleridir Bence tiryakiler biraz çocıık'nra benzerler.
Dr Z Z.
l'ENI YAYIN
Bu akşam saat 30.90 da DRAM KISMI SANATKAR AŞKI KOMEDİ KISMİ MÜFBTTİ0 Pazar günleri 15,3(1 da matine
^■■■■■■■■İFşsIı eserleri büyük dahiler hararlar. Güzel filmleri kudretli yıldızlar yaratır Yarın akşam L A L E ’de göreceğiniz İSTİHBARAT NEZARETİ
«MİNİSTERY OF FEAR>
Her mmnn bir harika yaratan FRİTC LANG’ın «wri
1.
RAY MİLLAN — MARJORÎB REYNOLDS'un KnMKaiMBH en büyük Miftridlr. SKİ
FRANSIZ BASIN REZALETLERİ
Üçüncü Cumhuriyet Fransasınm mağlûbiyetinde parti çatışmalarıyla kiril gazetelerin oynadığı hain rolü, kendi menfaatlerini memleket mrn-faat'erlnln üstünde tutanların koca Fransayı nasıl yere vurduklarını bil-tün açıklığıyle ortaya koyan bu eseri hfr münevver Türjj okumalıdır
Eseri, Almanlar Parlse glrerk- n Amerikava kaçan meşhur gazeteci Pierre Lazareff yazmış, dilimize gazeteci arkadaşımız Şevket Rado çevirmiştir. Flatl 250 kuruştur. Her kitapçıda bulunur.
f- EŞSİZ SİNEMA MECMUASI
I olan HOLİVVT DÜNYASININ Û4 üncü sayısı dörder renkli k
ŞARK Sinemasında
BUGÜN bütün azamet ve İhşltamile canlanan bir tarih... Gözlerinize lnanamıyacağınız sinemacılık âleminde r-afer armağanı Bin BANAT BÎR KUDRET BÎR TEKNİK
HARİKASI ABİDESİ DEHASI
Büyük «dlb RINRİ BATAÎLLE'ln ölmez Meri. Reji: ALEK8ANDER KORDA
T ü R K Ç B
SÖZLÜ
OUıan artlsU: DUOLAS FAIRBANKS’m
MERLB OBERON ve BENİTA HUME ile müştereken yarattığı kalbleri titreten aşk v« sevişme sahneleri. Tarihin entrikalarla dolu bir sahffCM, şövalyelik devrinin parlak cengâverlik destanı, İspanyol nağme ve serenadlarile süslü harikalar harikası
DON JUAN
(His Butler'a 81Stcr)
FRANCHOT TONE — AKİM TAMİROFF İla
Seyredenlerin tekrar tekrar seyredecekleri milyonluk aşk, kahramanlık, ana met ra ihtişamlar şaheseri. Matineler «aot 11 de başlar-
Bugün SÜMER Sinemasında
Sevimli artist Deanna DUR BİN'in
Bugüna kadar oynadığı filmlerin en iyisi v« m ne«elW
ALTIN KELEBEK
Teşekkür
Merhum Mehmet Re bil paşa oğlu, zevcim ve babamız
SALÂHADDİN ÖZSOY'un cenazesinde bulunanlara ve taziyeye gelenlere ayrı ayrı teşekküre teessürümüz mân! olduğundan gazetenin» bu hususta delâletini rica eyleriz.
Eşi. evlatları, ve damadı
Teşekkür
Pek sevgLll babamız Kızılay Aşı ve Serem servisi eskf şefi emekli eczacı yarbay
Mehmet Nuri i lalan ın gerek canaze töreninde bulunan gerekse telgraf, telefon ve mektupla acımızı paylaşan muhterem akraba ve dostlarımıza bütün ailemiz adına teşekkür ederle.
Oğlu: Ankara Vilâyet! Mühendislerinden Ata balan. Damadı; Gümrük ve Tekel Bakanlığı müfettiş Basr! Bore
Eminönü Halkevi «Bal» tatbikatı sahnesi temsilleri
BORA
Bugün Matine saat 17 de Suvare 2l de
Numaralı yerlerinial ayırtınız. Tel: 23340
HAFTA KONUŞMASI
Vitrin saf ası - vitrin cefası
BİR MERSiYb
Şliîll’tDt GEZİNTİLER
Vitrin karşısında neler duymayı»? Arzu, hıra, Öfke, hülya... Vitrine bakan birinin zihninden geçirdiklerini düşününce içime bazan korku düşer: Seyredip edip bir kötü karar alacak ue münasebetsizce bir iş yapacak diye...
Vitrin seyri bir safa, fakat daha ziyade cefalı bir safadır
3 katlı «pwr*’>wan parasına ma i alan . tuvaleti»*
Kadin terzileri iki aydan önce siperiz kabul edemiyorlar
A anınızın şehirler manzarasına yepyeni bir başkalık katan, onu eskisinden yüz kat renkli, ışıltılı, eğlenceli, uyanık re canh yapan bir süsü de «vitrin» dlr. Bir akşam üstü Beyoğlu caddesindeki mağaza kepenk-terini lndtriverlniz, hattâ sadece ritrin ışıklarını söndürünüz, ora-mun Yedikuleden Edirnekapıya uzanan surlar dışı asfalt yoldan ne farkı kalır?
Akşam üstü, diyorum; zira vitrinlerin en keyifli zamanı bu saate raslar: hava karardıkça vitrinler aydınlanır, ışıldak tutulmuş gibi İçindeki eşya Hurlanır ve olduğundan daha güzel, daha parlak, gönül çekici ve göz kamaştırıcı görünmeğe başlar. Vitrinler sayesindedir kİ büyük şehirlerde her gün bayram, şenlik ve donanma vardır. Zaten ne derece özenlise, taklar kurul-ra, fıskiyelerden renkli sular fış-kırsa, meydanlar aydınlığa bo-ğuisa ve binalar aydan getirilmiş nurlu bir harçla sıvanmışa ben-zetilse bayram ve donanma gecelerimizi bİ2e eskisi kadar cazibeli göstermeyen de budur. vitrin şenliklerine alışmış olmamızdır. Vitrin ve sinema,.. îşte asrın kendini verdiği İki seyran!
Vitrinler bizi en hassas tarafımızdan, yani ihtiyaç noktamızdan yakalar. Yemeğe, İçmeğe, giyinmeğe, süslenmeğe muhtaç bir insan elbette ki o maddelerin ve eşyanın en cazibeli şekilde teşhir edildiği bir camekân önünde mıhlanır kalır. Vitrin karşısında neler duymayız? Arzu, hırs, öfke, hülya... Vitrine bakan birinin zihninden geçirdiklerini düşününce hazân İçime korku düşer.,, seyredip edip bir karar alacak ve gidip münasebetsizce bir İş yapacak diye! Gittikçe güzelleşen, güzelleştikçe hırslan kamçılayan ve kötü niyetleri şahlandıran vitrinler biı bakımdan belki de ee-mivet hayatı üzerinde zararlıdırlar; fena arkadaş, fena muhit gibi iradesizlerden bir kısmımızı baştan çıkarmağa sebep olurlar Vitrin bir safa ve bir cefa d»r.
Çok defa o vehimle meselâ kuyumcu vitrini Önünde eleğlm-aağmalı ışıklar saçan pırlantalara bakakalmış orta halli bir gene tazı veya kadını kolundan tutarak çekeceğim ve ona «yoluna git! Düşündüklerini yapma!» diyeceğim gelir. Zavallı bana, yılan gözlerinin sihirli cazibesine tutulup hareketsiz kalmış bir güzel tavşan yavrusu hissini vermiştir. Sanki vitrin hayvanat behcesinde yılanlara mahsus bîr bölmedir ve soğuk mahlûk sıcak kanlı, canlı gıdasını yutmak üzeredir
Hırsa kapılmadan vitrine bakma İdmanı yapmak, ruha bu terbiyeyi vermek lâzım. Nâ gördükse «benim ojsunl Ben yutayım! Ben kuşanayım!» diye düşünür, daima zevkini sürme ve sahip çıkma arzusuna kapılırsak bir şehir caddesinden geçmek azapların en büyüğü olur. Onların çoğuna satılmaz, alın-muz, ulaşılmaz eşya imişces!-r bakmağı, sadece seyretmeği bilmeliyiz Nasıl gökteki ayı küre (• rmza oturtup okşayamaz, çoban yıldızını göğsümüze taka-iTrîz. çöldeki serap vahasında susuzluğumuzu gideremez ve be-ypz perdedeki Amerikan güzelini bayrımıza basıp rayihasını duyamazsak bunların çoğuna da sabin çıkamayız. Bize ancak seyri İçin müsaade vardır,
Çocukluğumuzda biz vitrin p' rcesl. vitrin seyri diye bir şey bilmezdik. Moda mağazaları va. vokıınıı camekânlara dizin.'?. Dizse bile şimdiki gibi bunlara cazibeli şekiller vermezdi. Hattâ çorap gibi, külot gibi, gecelik, senttir ve kombinezon dbi mahrem eşyayı açmağı, gerip gözönüne sermeği, hele İçlerine kalıplar geçirip canhyi ha-
tırlatırcasma şişirmeği kimse aklından geçirmezdi. Biri çıksa da meselâ sutiyenleri sivri uçlu göğüs mankenlerine takıp teşhir cesaretini görseydi muhakkak ki mağazasının ne camı kalırdı, ne çerçevesi.„
Biz manken olarak yalnız hazır elbıseci dükkânları önüne konan sapsan balmumu suratlı, kaytan bıyıklı, şiddetle cansız ve ruhsuz bir takım erkek kalıplan bilirdik, îlk defa kadın mankeni teşhir eden bir mağaza vitrinine uzun müddet terbiyeli insanlar bakmaktan çekindiler. Ancak külhanbeyleri toplanırlar ve aralarında kabaca şakalaşırlardı.
Vitrinlerde İÇ çamaşırların apaçık teşhiri plâjlar açıldıktan sonra alıp yürümüştür; yani canlısı görülmeden cansızını göstermeğe cesaret edilememiştir. Şu var ki bizde vitrlncilik henüz güzel sanat derecesine ulaşmamış, sanatkârlar eline geçmemiştir; henüz mimarlar değil, kalfalar, ustabaşılar tarafından yapılıyor.
Faraza Amerikada zamanın en şöhretli bir sürrealist ressamı olan Salvador Dalı aynı zamanda vitrin tanzim eden bir sanatkârdır; bununla servet yapmıştır, Bir mağazanın öyle bir ressama vitrin süslemesi İçin tablo yaphnrcasma para verdiğini düşünürsek asrımızda vitrin denilen yeniliğin ne derece ehemmiyet kazandığını kolayca anlıyabi-liriz.
•••
Vitrin şimdi çok defa mağazanın aslından fazla yer kaplıyor. O kadar kİ geniş vit-rlnli bir dükkâna girdiğim vakit kendimi daracık, ufacık bir aralıkta bulduğuma, ileriye gidemediğime şaşıyor ve kızıyorum. Zaten içerideki eşya, dışandakiler-den fazla değildir. Satıcı biraz sıkışınca istediğiniz malı vitrinden almak zorunda kalıyor.
Benim îstanbuldaki bütün vitrinler arasında en tuhafıma gideni modem yorgancı vitrinidir. Hani şu, buran kanı, papatye sarısı, deniz mavisi pınl pırıl kumaşlardan kabartma yorganlarla yastıkların salkım saltam asıldığı, her tarafa serildiği ve küme küme yığıldığı o vitrinler şüphesiz ki vitrinlerin en göz kamaştırıcısıdır. Sanki en coşkun renkli lodos gruplarından bir parça oralarda donup kalmıştır. Fakat zevkime uydukları için hoşuma gitmezler; başka memleketlerde bulunmadığından dikkatimi çekerler.
Yoksa bana bu yastıkların konduğu ve bu yorganların ör-tüldüğü bir yatağı gösterip »buyurunuz, yatınız, Allah rahatlık versin!.. deseler kaçmak İçin delik arıyacağıma hiç şüphe etmeyiniz. Hattâ kendimi rüyada, gene o kumaştan pırıl pırıl, hışır hışır bir pijama giymiş aynı yatakta uyuyor görsem kan ter İçinde kalmam bile mümkündür ve bir zenci kabilesi kıralım memnun edecek olan böyle bir ikbali yirmi beş yaşma dönüp güvey glrsem bile reddedeceğim muhakkaktır.
Hasretini çektiğim bir yorgan varsa âb&nl yüzlü, hakiki keten çarşaflı, hafifçe lâvanta çiçeği ve misk sabunu kokan eski konaklara ve kibar evlere mahsus ince yorgandır, Artık ketenin yüzünü yorganda değil, mendilde de göremiyoruz. Göremedikten başka yatak çarşafı ve yorgan yüzü diye kullandığımız vesika malî, kara kara benekli, soluk sarı, kaskatı Amerikan bezlerine — hele yıkana yıkana rengi aklaşıp benekleri eksildikçe ve yumuşadıkça — nimet gibi sarılıyor, seviniyoruz.
Yukarıda bahsettiğim kabartma atlas yorganlarla yastıkların en cazibeli göründüğü bir zaman varsa o da yağmurlu, çlpll ve soğuk havalarda İnsana ıslak elbiselerini atarak hemen soyunmak ve bunların arasına gömülüp
örtünmek, ısınmak, dinlenmek arzusu verdikleri kış günleridir.
•••
¥**
eçen gün Mısır çarşısından geçerken pastırmanın da nihayet pek zarif bir vitrin süsü olduğunu gördüm. Sürrealist şair Salvador Dali’nin dâhi aklından geçiremiyeceği bir buluşla dükkân sahibi sırt tarafından pastırmayı ince İnce enli enli kesmiş, çiçek gibi yanyana dizmiş. bir girlant yapmış, came-l?âna heykel başlıklarında ve sanat âbidelerindeki gibi motif biçimin® sokarak avmı?... Ama bununla kalmamış: Her dilimin arkacına da bir ufacık ampul yakmış!
Loş bina İçinde pastırma olmuş bir menevişli akik... Yol yol Isanşın çizgiler ve taze âkide şekeri kadar cilâlı bir renk... bir cins kuyumcu camekânı! Bilmeyen insan o en nadide deniz böceği kabukları kadar süslü, İçinden ışıklı, nazlı, nazenin, çiçekten zarif ve kaprisli yaprakların fena halde sarmısak koktuğuna ve bir diliminin bir tramvay arabasını İfsat edpceğine katiyen hükmedemez. Hattâ yenilecek değil, kadın göğsüne takılacak ve siivare elbisesine yakışacak Sark-kâri bir mücevher dirisi bile sanır.
Eğer bir vitrin müsabakası yapılırsa reyimi bu dükkâna vereceğime inanınız. Bir değirmi ipek kumaşa sutiyen şekli vererek kabarık ve tomurcuk başlı bir göğüs kalıbına takmak marifet sayılmaz; onun aslında cinsi cazibesi vardır. Hüner pastırmayı. en sihirli bir hayal ülkesinde yetişmiş çiçeklermişçesine bir çelenk haline getirmek, ışıkla pastırmanın birleşmesinden bir »fe-erl-» vücuda geleceğini keşfetmektir.
Gıda maddeleri pahalılaştıkca mezeci vitrinlerine imrendirici bir manzara verilmesine çalışılmıyor değil... Pişmiş yemek teşhiri yasağı nedense mezeci camekânla-nna tesir etmiyor ve meselâ kızarmış tavuk, midye ve yaprak dolması, mayonezli salata çiy yemek sayılıyor. Beni asıl şaşırtan bu dükkânlardan bazısında, faraza KarakÖydek ilerden bir kaçında vitrine üst üste o kadar çeşitli tabağın dlzflebilmesl, kapların tavana kadar tııka basa yükseltilmesidir, öyle doldurulmuştur ki aralarından bir delik bulup da İçerisini görmek İmkânı bırakılmamıştır: mezeci vitrini hüneri de budur,
Yağ denilen bulaşıcı, akıcı nesnenin mevsim serinleyince acık renkte kalın yünlü kumaşlar glb! metre İle satılacak bir hale sokulması, üstlerinin tartıllanıp nakışlanması da venl vitrin İcatlarından biridir. Yağın bu şekle girip de Beyoğlu caddesindeki vitrinlerde kuyumcu veya çiçekçi dükkânları arasında yer alacağını beklemezdik.
Fakat bizde henüz vitrin tezyinatından nasip alamamış bir nesne varsa ettir: kasap dükkânları camekânı vitrincilik sanatının yüz karasıdır. Daima söylerim, kuyruk tasımlan kesilip arka taraflarından koca koyun lan çengellere asmak sur etile terbiyesizce, kabaca teşhir usulünü artık bırakmalıyız. Et, mermer tezgâhlarda parçalara bölünmüş şekilde vitrine konmalı, hayvanların bütünü, hele çengelden sarkmış, gerilerini gelene geçene çevirmiş olarak teşhir edilerek caddelerimize bîr orta çağ pazar yeri manzarası Vermemelidir.
HİÇ değilse koyunlar vitrinde yan yatırılmış, İstirahata varmış. ayret yerleri örtülü variyette görünsünler. Çengel, astlnuş beden ve kuyruk sokumu görmek bize yalnız çirkin gelmiyor.,, atlattığımız harbin bazı korkunç vakalarını hatırlattığı İçin de azap veriyor,
Refik Halid Karay
fradel’azil, yıkılmış ve taşları da tarihinde vefa!
: Arkadaşım Muhlddin Haltatophı acı bir haber verdi: Bugün Yeııi Sa-
1 bahta kİ faciayı okul 15 ekim 1945 e Iradıyan bu gazetede yıkıldığı söylenen Tuluıncu Hüsam camii minaresinin altında (Evkaf tahrip İşi ile ; meşgul! başlıklı yazısını okuduktan sonra derin bir teessüre kapıldım. Doğduğum mahallenin yanuıda sık sık hayran olarak baktığım bu eserin ortadan kaldırıl masıylc eyvah İatambulıımuzdan Türklüğün bir tapu senedi, nelis bi r anıtı do bu ortadan kaldırıldı dedim Türk sanat varlığımızın eşi olnuyan bu eserinin yok edilmesi uzflnUıaü karşısında ben de şu mersiyeyi yazayım, belki bıı tahrip işiyle meşgul olanlarda değil, bunları benlmslyeceklerde bir yankı uyandırır ve gözümün önünde geçen bu hâdiselerin tekerrürüne ilgili makamlara baş vurulerak durdurulmasına yarar, dedim
Bu camiî pes oeğendıgimden bilhassa hususi mahiyette J93U dn hazırladığım dosyasına baktım. HadL-katülcevnml sahibi Ayvansaray'h Hüseyin efendi esirinde iCUt 1, 8. 140) cami hakkında su malûmatı vermiş:
Tubımcu Müsameddin mescidi der kurbü yayla. Banisi İstanbul'dan mı-zukn vefat eden Hiısameddln efendi dîr kİ kendi dnhl anda medfundur. Sultan Süleyman han A’meydanında' tertlbeylcdiğl sûrıı hitanda seyircileri def'e tulum tabir olunan bir nevi âlet İcadctmtklc matlablım müsaade i olunup mülâzım sonra müderris o!- ( mağa rrbebe! muştur. Tarihi vefatı' 1081 (1670ı ve oğlu Ab'Jürrahman efendi Şeyhülislâm olup Mısırda 1Q8I (1670 ı eyl'mlştir. (1>
Minaresi babı camiin tâki üzerinde vazolunmurtur. Gnraylpdendlr ki bu hal î!e zelzele I keblrede a-'la zarar olmadığından başka tamir dahi İktiza etmemiştir. «Mahallesi yoktur.)
Bu zat hem âlim ve hem de bir âlet Icadetmiş bulunuyor. Oğlunu da iyi yetiştirmiş kendisinin sanata ve inceliğe vâkıf olduğu bu, âbideyi İstanbul'un o tarihlerde mühim, şimdi harab ve metruk, lâkin o zaman mamur ve güz 1 bir semtinde İhya etmiş oluyor.
İşte Ayvansaray'Uyı bu camiin bilhassa minaresi ilgilendirmiştir.
Kapısı üstündeki minarenin tarihini vermediği eski büyük zelzelelerden birinde zarar bile görmediğini ve tamir icabetmedlğlnl hayretle yazıyor. Ayvansaray'lı ne bilsin ki bir gün zelzeleden bile kuvvetli, bir bombadan daha müe-rir kör kazma onu yok edecrktir. Çünkü taş lâzım olduran mezarlıklar, cam! ve minare harabeleri ne güne duruyor, onlar artık kolay taş çıkabilir birer tuş ocağıdır. Bu eser, htrkes tarafından korunduğundan, bugüne kadar gelebilmiştir. Düşünün kî vaktiyle bunlun muhafaza etmek için. ne kurumlar, ne de kanunlar virdi.
Sonra yıkılan yalnız bir minare vf camii değildir. Türk mimarisinin muvaffak olmuş bir eseridir. Eşi İstanbul’da yok gibidir. Kapı üzerinde zelzeleden bile vıkılmıyacafc bir minare yapmak bir mimarlık marifetidir. Buna eşit olarak Plyalepaşa'dakl minareyi söylemek isterdim, amma «Gördünüz mü birisini yıktık amma, diğeri var ya!» denecek diye korktum- Oradaki İstediği kadar benzesin. Tulumcu Hoca Hâşamın hususiyetine benzemez.
Kesme Bakırköy taşından yapılan bu mutena eser! 1930 da onun karşısında bir hastaya gitmek vesilesiyle dolaştığımda şu satırları not etmiştim:
fl) Takvhnül Havasda (Recep 1065 (1655) de Şeyhülislâm nasb ve on bir ay sonra azlolundu. İstanbul payenlerinden Hoca Hüsam efendi zadedir. Güzel talik yazanlardandır Sebebi azil Çtnar fitnesidir' d!ye yazılıdır. Oğlu demek Şeyhülislâm olmuş ve ynzı sanntlnde de ismi geçmiştir.
Afyon adliye binası yapılıyor
Afyon (Akşam) — Geçen yıl bir yangın neticesinde yanmış olan adliye binasının yeniden yapılması lçtn yüz bin lira tahsisat gelmiş ve hemen binanın tadili s ur etile yapılmasına başlanmıştır. Ocak ayından evvel çatıların bitmesi için büyük bir faaliyetle İrin başarılmasına çalışılmaktadır.
Ceyhan emniyet âmiri fecî bir kazaya kurban gitti
Yen! Adana reflkımızda okunduğuna göre, Ceyhan Emniyet âmiri B. Mehmet Salim Olirdogan, gece saat on raddelerinde Şehir Kulübüne giderek bir bardak rakı İçmiş, bundan sonra kendisinde bir fenalık hissederek Kulübün balkonuna çıkmıştır. Söylendiğine göre, muvazenesini kaybederek balkondan aşağı düşmüş ve derhal ölmüştür. Bir saat sonra Şehir Kulübünde çalışan müstahdemler variyeti derhBİ savcılığa vc kaymakama haber vermişlerdir. Ceset Hükümet tabibi tarafından muayene edildikten sonra gömülmesine müsaade edilmiştir,
.200 İnaldı elUrais’ 12ü liralık şapkalar, ISO lir₺t4; çantalar, 70 liralık ayakkabılar
Son iEiidior Asrımiii : enaekeU-mlzde yerleşen Avrupa üstlerinden biri de hiç şüphesiz kİ ^Çitarimizin (Defile) adını verdikleri Fr-.uk usulü senelik yeni modelleri canlı mankenler üzerinde teşhir etmeleridir. Hemen hemen gür. g-çmlyor kl gazete sütunları arasında bir İki satırla böyle bir toplantı havadisi vc-rflmcsin Bu şeklide havadistirfn sık sik yazılması terzil-rln gittikçe çoğalmakta olduğuna İşaret oka gerek!
GeçtDİerde DefilS diye lsimtendirl-. leu toplantılardın blrindeydlm. Geniş parke salonda seçme güzellerden mürekkep muıta'niet müziğin tatlı ahenglnc ayak uydurarak, İğreti sahibi oldukları elbiselerin i verdiği — geçici de nisa — gururlu dolaşırlarken arkaçlarım siyah ipek kadifeden lşlemrll ve beli kırm.v’i kuşaklı tuvaleti göstererek:
— Bunun flatl bin kusur liradır _ deyince önce inanmadım, sonra dikiş ücretleri ürerinde aaruşturmalar yaptığımda aldığım neticelerle bav? tuvaletlerin Batının binlerin çek tünde olduğunu anladım. Yaptığım tcdklkl anlatanca siz de buna kanaat gc i İveceksiniz.
Beyoğhınun en büyük kadın terzilerinden biri... Mütemadiyen çalan telefona ve salondaki müşterilerine muttan! aynı cevabı veren patronun seri .'
— Maalesef İki ayran Önce sipariş kabul »demem, çok Eue-.gulüau.
Bu ve buna btnzer teşrifat öata-mından birer küçük saray minyatürü olan, satanlar senede KTO kadar tuvalet ve onun İki öç misli elbise dikiyorlar. Terzi ile konuşursanız kadın-larm son samanlarda garnitüre çok ehemmiyet veröklerinl bu seb»pten bazan bir tuvaletin 2000 liraya çıktığını ve hu şeklide giyinenlerin ise yeni gelen müşteriler olduğunu söyliye-e«ktlr. Patron geveze Lse daha başka şeyler de duyabiliriniz. Bu arada bas müşterilerin sökülen eLek veya kopan düğmelerini diktirmek için kendisini meşgul ettiklerini .hamlarının İse yeni ditalen bir tuvaleti bir İkinci defa giyebilmek tein muhakkak değişiklik yapılması ısrarı ile piyasada bulunmivan kumaşların ve garnitürlerin her ne pahasına olurca olsun tedariki için kendisini zorladıklarını ve bu İstekleri yerine getirebilmek üzere çok vakit kaybettiğini soyliyecektL-. Patronunun şikâyetlerine ortak olan ve epremiire» tesrayle edilen provacı da seze karışarak bozuk Türkeeti İle şunları anlatır:
«— Filimde gnrcfüğû bir tuvalet reya elbiseyi aynen yaptırmak istlyen-ler rar. Bunlar model kol e Piyonunda zevkini ofcşiyac®k bir şev bulunmadığını iddin ediyorlar, bizi müşkül va-elyellerde bırakıyorlar. Bu gibiler gidecekleri bfr ravpre İçin gece yarılarına kadar oturup acele dikiş diktirir ve İlâveler yaptırırlar. Öyle hanımefendiler tanırım kİ, senede 7-8 tuvalet diktirir ve her seferinde mües-sesemize 100 Hra bahşiş dağıtırlar.»
Ismarlama şapka yapanlar İse asabi müşterilerinin, önce modelde beğendikleri 100 - 120 liralık şapfcayr giydikleri zaman sinirlenerek çok defa fırlatıp attıklarını veya parçaladıklarım söylüyorlar
Ayakkabıcılara geltııce, buuiar diğerlerine nazaran çok lnsaflj olduklarını, fakat çantasma uygun ayakkabı îstlyenlerin her deriyi beğenmediklerini. bu sebepten çor sıkıntı çektiklerini ve fazla para almak mecburiyetinde kaldıkalnnı iddia ediyorlar.
Bu anlattıklarımızdan sonra piyasadaki kadın tuvaleti flütlerine gös atarsak, lşlemeslz tuvaletlerin 400 -500, işlemelilerin 800 - 2000 liraya kadar olduğunu görürüz. Şapkalar fiO -120. çantalar 50 - 150. arnk’--’-ılar 30 - 70 lirayadır.
V&safi hesapla bugün içm ra-ruem bir kadının kap’ı veya astragan mantosu hariç, bir balo veya suvare giyinişi 1000 Hra He 2500 lira arasındadır
Verdiğimiz bu rukamiııra ufak tefek mücevherat, basit bir kürk de İlâve olunursa yekûn 3 katlı bir apartman bedelini bulur. Bu tip kadın, basit, fakat güzel giyinişi i"c bir asır boyunca «Divan edebiyatı» şairlerinin vasfetmek İçin heyecanlandıkları İdeal Türk kadın tipi değildir. Kuvvetle İnanıyorum ki yakında tıp ilmi «moda hastalığı» adı verilen hakiki maraz! bir Iptüinın tedavisinin bir ihtiyaç haline geldiğini İlân edecektir.
Hc?ûk Durukal
Bugfln. tamûmile j/tfabnış bulunan Hü-am, camisinin s ay evvctlti resmi
(Odabaşında yanmıştır. Mihrabı İrtalakLiılL ve manilerdendir. O ca hararet dolay id İt yanmıştır. Bolalmadan pek az yer! kalnuş. Sonra, tekrar tamir görmüş ve mihrabı sisimmiş. Du t «uların da çini yoktur. Cem veya kubbeli üstündeki alem taştan imiş, ortada duruyor Şimdi burası yıkık-.dört duvardır ve mamur kapı üzerinde mamur minaresi yükselmektedir.)
Yeni Sabah'* göre burası tamamen yok olmuştur.
Buna İnanmak istem-:dün. Nihayet 24 ekim 1945 de gittim. 1S20 de önünde heyecanla durup resmini yaptığım, 1930 da resmini çıkardığım ve o semtin blnblr yüzük taşı gibi duran bu eserin yerin! bulmakta bile zorluk çektim. Komşuların haber verdiğine göre 7 ay önce minaresini ve camiin duvarlarını yıkmışlar. Camiin mezarlığında dolaştım. Bir evliya gibi civar halkm bağlandığı Hnsnm efendi, kabri harabolmuş ve yine bu yapıla ulan unutturmak ve orasını büsbütün kaldırmak İçin mezar taşlanma kavuktan da tardınmlış. Bunların kırık yerleri ancak 7 aylık. Bu mazbut ve sonra tetkik edilmesi lâzım diye not ettiğim mezarlığını da bozmuşlar. Minarenin yeri düzelmiş, mihrabını ve camUn her tarafındaki kesme taşlarını sökmüşler. Yerlerinde molozları kalmış. Rivayet doğru İse bunları yıktıran Vakıflar İdaresi taşlarını Şiş’tde yapılacak camiye taşımışlar Ne acı! İstanbul’da taş ocağı yok İmiş gibi hareket edilmesine şaşılır.
Eğer bu tahribin önüne geçilmezse Şişli camii bitiriciye kadar İstanbul’ da cam!, minare, çeşme, türbe ve parmaklıkları harabeleri de temizlenmiş olacaktır. Şişil camiin? Küçük Hamam’da Hacı Mustafa çeşmesi sökülerek taşlan taşınmıştır.
İstanbul'umuzu Türkleştiren ve bizim varlığımızı burada ebedileştiren bir vatandaşımızın yıkılmak tehlikesi olmaksızın, iıiicra bir köşenin üç asırlık tarihini sağlıyan ve kimseye riyanı olmıyan ve orada sessiz bir surette imarı anını bekUyen bir yurrddaşımızın katledilmiş bulunması ne acıdır. Bunda şahsan meriul aramıyorum. Zira bte İstanbul'umuzda bu mesuliyetin kat kat fevkinde mimar! eş! ve emsal! olmıynn bir pırlantayı ebediyen kaybettik. Düşünmeli kİ bunlar ve harabeleri 3 asır hiç bir elin taarruzuna uğramadan kanunsuz ve kurumsuz durabilmişken bunları muhafaza İle İlgili İnsanların, bunların korunmasını sağlı yan kurumlar ve kanunların olduğu bu asırda ve banları korumak ls-tlyen rejimimizde hepimizin gözümüzün önünde yapılmış olmanın acılığını unutmanın imkânı var mıdır? Sözüm burada teessürden kesiliyor, sonunu da yazıma kovduğum resimlere bırakıyorum.
Amerikaya ithal malı ısmarlandı
Ticaret ofisi umum müdürlüğü Amerikaya çok miktarda muhtelif ithal malı ısmarlamıştır. Bu maddeler arasında bilhassa saç. demir, gemi zinciri, çinko, sud kostik vardır.
Bu maddeler yatanda yola çıkarılacaktır. Mallanıl çoğu için akreditif
* Belediye tarafından temizlik amcîestne verilen taşlık elbiseler k'«a kollu olarak diktirilmiştir. Elblsele rln kısa kollu oluşu ’- nHIk ?«iı d»> kolaylığı sağlamak İrindir
Damat hangisi
Tatbikatlı fen kursları
HER AKŞAM BİR HİKÂYE
Şkmdl ikisi da bembeyaz saçlı insanlardır. 4û senelik bir evlilik boyatandan sonra ihtiyarlığın eşiğine doğru elele, beraberce yürümüşlerdir.
Dün kendilerini ziyarete gittiğim, zaman erkeği bir çekmecenin başında, kağıdı sararmış bir mektubu tatlı bir gülümseme De okurken, buldum. Odaya girdiğim zaman ban* şu izahatı verdi:
— 40 sene önce bir genç kız tarafından yazılmış bir mektup.. Evlenmeme sibebolaıı tarihi vesika... Al oku İstersen. Benim için çok kıymetli bir hâtıradır.
Mektubu aldım. Şunları okudum:
«Pek muhterem beyefendi.
Belki hayret edeceksiniz, bol İd da büyük bir hafiflik telâkki edeceksiniz. Amma bu mektubu size yazan henüz 18 yaşını doldurmamış olan bir genç kızdır. Size hayatımın en mühim, sırrını açacağız. Ve benim için pek kıymetli reyinizi ol ocağım.
Beyefendi, her genç kız gibi benim den en büyük arzularımdan biri evlenmektir. İramdolsun kısmeti açık bir kızım. Daha 14 yaşmdanberl yani 4 senedir mütemadiyen evimize görücü gelir, gider. Bunlardan hemen hemen hiç bir! de — kendimi med-h'tmek gibi olmasın — beni lateme-mezük etmemiştir. Teklifler* dalma bizim tarafımızdan »Hayır!.» cevabı verilmiştir. Bunun da sebebi şimdiye kadar yaşımın küçük addedilmesi İdi Fakat artık on sekizinde olduğum için bu sene biz de münasip kısmetlerin üstünde ciddi, doğru dürüst düşünmeğe boşladık.
Bundan bir müddet önce son olarak yine eve görücüler geldi. Bu defa da tepsi elimde onlara kahve ikram ettim. Ancak bu seferki görücülere her zamankinden çok daha fazla iltifat edilmekte idi. Bunun da sebebini sonra anladım, Dadım:
Bu hzklkaten bulunma* bir kısmet K-’’- n gibi zengin ve genç bir adanıl., d ' (
Görlicüelr ocni son derecede beğenmişlerdi. /ninem biraz genç ruhlu bir Benim İçki:
- da, 4 '
uzaktan bir kere mell...
Diye tuttur (-u.
Geçen perşembe günü müstakbel kocam bizim evin önünden geçecek ve ben de kendisini kafesin arkasından gor**ceğlm. Onun kolunda bitim âli e dostlarımızdan Rahmi bey bulunacak'.. Bu surette kendisini de tanı-mı5 olacağız.. Bu İş öğleden sonra olacaktı. Adeta büyük bir heyecan içindeydim. Fakat evdekilere İçimi belli etmiyordum. Bir köşeye çekilmiş, gûya roman okuyorum. Fakat aklım, fikrim hep pencerede... Kafes önünde nöbet beklly^n dadım bir aralık heyecandan ^-ğulurcasına bana seslendi
- Küçük hanım koş.-, koş:
Kitabı atınca dadımın yanına sıçradım. Gözlerimi kafesin deliğine uydurarak, kalb çarpıntıları arasında sokağa baktım. Rahmi beyin kolunda bir yabancı erkek vardj. Evlenmeği düşündüğüm andan İtibaren hep böyle bir tip üstünde hayal kurardım. Aslan gibi bir erkekti. Çehre ve vücut İtibarile tamamüe hayalimde yarayan erkeğin ta kendisi İdi. Arkasından uzun uzun baktım. Gayet biçimli omuzlar ve muntazam bir en -
Aradan yarım saat geçti- Annemin sesi telâşla aşağıdan yükseldi:: ı
— Noredtslnlz?.. Öamat geçiyor l&-te... Görmek İstiyorsam* pencereden bakın...
Tuhaf şeyi..
— Demin geçmedi mit. BU gördük... dedik.
Anmaı cevap verdi:
— Demin geçmedi., Şimdi frşiyor... tşte..
Pencereye koştuk. Bir de ne bakayım. Yln» bizim Rahmi beyin kolunda genç fakat gayetle çirkin, hiç hoşuma gltmlyen tip bir erkek!,, işte bent lsllyen hakiki talip de bu İdi. Sonradan meseleyi anladık. Meğer bizim Aile dostu ve dalgınlığı 11u meşhur Rahmi bey dam addan yarım saat önce başka birinin koluna girip onu evimizin önünden geçirmiş!.. Ve ben de kocam etfett İle İşte bu «Başka biri» ne bakmışım!.. Ve bu «Başka biri» de kimdir biliyor musunuz?.. Sizi.. Evet beyefendi, sizi.. Bunu da yine Rahmi beyin bizzat kendisinden tahkik ettim. Şimdi karma karışık hisler İçindeyim, Koca diye sizi o kadar benimsedim ki şimdi ötekine söz vermeği âdeta dürüst bir hareket addetmiyorum. Ona «Evetl.» demek İçin — sanki sizinle evlenmişiz gibi — kendimi sizden dul knlmış forzetmem lâzım!.. Ve öğrendim kİ bekarsınız. Çirkin bir kız değilim. Bilâkis çok güzel olduğumu da Meri sürerler. Pek dürüst İnsan olduğumu iddia edebilirim. Ve esasen size bu mektubu dürüstlüğümden yazıyorum. Kısmet, talih Öyle İstemiş olmalı kİ sizi müstakbel kocamı beklediğim anda sokaktan geçirdi. .
Eğer sağlam temellere
ciddi bir yuva kurmak İstiyorsanız yarın da aynı saatte Rahmi beyle geçtiğiniz sokaktan geçinle... Amma bu sefer İşi bilerek...»
üzün mektup bitmişti. Dostum gülümsedi:
— Ben de o evde güzel bir kız oturduğunu biliyordum. Tabii ertesi günü hemen geçtim... Hikâyenin sonunu da anlatmağa lüzum var m)?.. İşte 40 senelik karım Feride... Mektubun V, Karır ««diter. "’u’'»rrlrl YILDIZ)
Giinde be; lira kazanan çocuğun acıklı bayatı
Kilosunu yarım liraya çiviyi doğrultan kadın — Okuyan ve okutuiamıyan çocuk - Çaldırılan 300 liradan sonra..
Amerikada açılan bu kurslardan parlak neticeler alınmaktadır
dayanan
hiç olmaz** şöyle olsun damadı gor*
BULMACA
Dadun her halde yüzümün memnun, hattâ mesut hatlarından İçimden gecenler! anlamış olmalı Kİ sordu
—- Naal?.. Beğendin mİ küçült hanım?..
— Bilmem kl...
— Haydi haydi... Aslan gibi damat... Böyel koca dostlar başmal..
Tekrar kİ tabuna döndüğüm zaman Adeta içimde — siz belki buna çocukluk diyeceksiniz — aşka- benzlyen bir tafam hisler vardı. Doğrusu kocamı pek beğenmiştim. Daha şimdiden ona «Kocam!.» diyordum. Zira hemen beğenmiştim.
Sulh devresine ait fen tetkl-katı Amerlkada çabuk başlamıj-hr. Birleşik Amerlkada ortaokul çağında bulunanlar tarafından devam edilen tam teknik okullarından başka gerek halk ve gerekse hususi okullarda fen kursları açılmıştır. Bu programın en tipik olanı Garden City orta okulunda açılmış olanıdır. Bu okul, New - Yorka yakın bir mıntaka-da bulunmaktadır. Okula devam eden ve umumiyet itibarile iş adamı, işçi ve diğer meslek sahiplerinin oğulları olan bu talebeler, 12-16 yaşında bulunmaktadırlar. istikbalde fen adamı yetiştirmek için açılan bu kurslara devam eden talebeler, hiç bir ücret vermemektedirler. Kendilerinden beklenilen şey, sadece bu işe karşı tam mânaslle alâka göstermektir.
Tatbikatla öğretmek prensipl-nl takibeden okul, yeni bir tedrisat usulünü kullanmak sureti-le müstesna bir netice almıştır. Burada öğretilen fizik ve kimyaya büyük mikyasta tatbikat ilâve edilmiştir. Bunun bir neticesi olarak bugün girişilen fennî tecrübeler, ilerlemiş olan teknoloji hünerinin küçük bir numunesini teşkil etmektedir.
Meselâ, talebelerden bir grup, meteoroloji ile alâkadar oluyordu, Teoriye dayanan izahatla tatmin edilmeyen bu talebeler, kendileri için bir rasathane vücuda getirmişlerdir. En ince teferruatına kadar büyük bir titizlikle hazırlanmış olan bu istasyon, bir hükümet rasathanesinden tamamen farksızdır. Esasen okurlar, alelâde usullerie alâkadar olmadıkları için, öğretmenleri bu alanda ihtisasa dayanan bir tetkike girişmişti. Netice itibarile. rasat işinde tam bir muvaffakiyetle ihtisas yapan öğretmen, şimdi aynı mevzu üzerinde Birleşik Amerika ordusunda ders vermektedir. Plânları, mekanik sınıflarına devam eden talebeler tarafından çizilmek suretile vücuda getirilen teleskop, fen adamlarını iftihar ettirecek mahiyettedir. Pek tabiî olarak, aynalar bertaraf edilmek üzere teleskopu vücuda getirmek hususunda bütün teferrüat, öğrenciler tarafından hazırlanmıştır. New - York fen ve mühendislik sergisinde teshir edilen bir teleskop, birinci mükâfatı kazanmıştır,
İcadetme bakımından alâka celbe diyor
Diğer bir sahada da yine öğrenciler muvaffakıveti) neticeler almışlardır. Bu bakımdan ele alınacak belli başlı alanlardan birini, modem lâbOTatuvar metotları teşkil eder.
Bir fen öğrencisi. Benson ya-kıcısile mahdut bir hararete ulaşamayınca, bir elektrik ocağı vücuda getirmiştir. Şimdi bu elektrik ocağı, okul lâboratuva-rının belli başlı teçhizatından biri olmuştur. Genç fazlar da tatbikatla pek yakından alâkadar olmaktadırlar. Netekim, bunlardan biri tatil zamanında, oturduğu yerin civarında bulunan
Garden City okulundan mezun olanlar, gerek teknik okullar rında ve gerekse tlnlversltelerd* daima muvaffakiyetler kazanmışlardır. Bu okuldan mezun olan 3 öğrenci, Westtnghous« tarafından İdare edilen Selene» okuluna meccanen kabul edilmişlerdir, Diğer taraftan 3 mezun da. şeref derecesini almağa muvaffak olmuştur. Alınan bu neticeler. Garden City okulunun ne kadar muvaffakiyetli bir öğretim sistemi takibettiğl hakkında tam bir fikir vermektedir.
Pek tabii olarak, fen sahasında gençliğin kabiliyetini arttırmak hususunda Garden City okulu tek başına gelmektedir. Birleşik Amerikada gençliğini fen saha-
Havasım çeşitli İçkilerin kokusu ve şlgara dumanı kaplamış bir İçkili lokanta.» Hor masada üç beş kişi kadehleri tokuşturarak içiyor ve kendi Alemlerinde konuşuyor... Ortada bir çocuk dolaşıyor ve her masa önünde durarak elindeki karameli kutusunu uzatıyor:
— Bir tane almaz mısın ağabey?.. On yaşından büyük olduğuna usla İhtimal veremediğim bu çocuk, baai masadan:
— Defol!
Diye kovuluyor, bazısından da:
— ülnn senemi karşımdasın.,. Çekil şuradan.,.
Diye şiddetli azar İşitiyor. Fakat o. her azarı, her kovuluşu, her İtilişi boynunu bükerek karşılamaktan başka bir şey yapmıyor; atsızca ısrar! mânâsız bularak:
— Peki ağabeyclğlml...
Deyip sessizce oradan çekiliyor.
Dikkat ediyorum; onun bu usulcacık çekilişi, birçoklarının merhametini kamçılıyor olmalı kİ, oradan giderken kutusuna bir on kuruşluk fırlatıyorlar.
Bu çocuk bizim masamıza da geldi. Gözleri uykusuzluktan kıpkırmızı olmuş!.. Öyle ya şimdi saatin 24 e yaklaştığı şu sırada onun yaşıtlarından pek çoğu rahat yataklarında mışıl mışıl uyuyorlardır. Ceketi İlme İlme olmuş, gömleğinin rengi kirden siyahlaşmış olan bu karemelâcı çocuğun ayakinrında çorap şöyle dursun pabuç bile yok... Tıpkı diğer masalarda yaptığı gibi kutusunu bize doğru da uzatarak:
— Bir tane almaz mısınız ağabey? dedi.
— Alırım anıma, dedim, sorduklarıma cevap verecek misin? Hem bir tane değil, on t&ne, belki de yirmi tane alacağım
Çocuğun sevinçten gözleri parlamıştı. Biraz düşündükten sonra cevap verdi:
— Peki ağabeyi — dedi, rarsan cevap vereceğim.
— Adın ne?
— Şevki.
— Soyadın?
— Ermiş.
— Kaç yaşındasın?
— Dokuzu bitirdim, ona girdim.
— Günde kaç karemeiâ satıyorsun?
— Belli olmuyor ağabey! Bozan 2ö, bozan, da 5... Fakat bu satışlar karın doyurmaz ki... Allah Tazı olsun, ağa-
— Ne 40-
beylerimden, kutum* sağdan soldan para atarlar.
— Şöyle böyle, günde ne kadar para topluyorsun?
— Dört, beş lir* oluyor ağabeyi-
— Ne ■yapıyorsun bu paraları?
Cevap vermek İstemedi; bir müddet sustuktan sonra:
— Fakat ağabeyi — dedi. — Bu dilencilik değil kİ... Ben para dilenmiyorum. Karameli satıyorum. Halime acıyanlar oluyor da para veriyorlar ve «Karamelâ senin olsun» diyorlar.
Çocuğun bu sözlerinden anlaşılıyor kİ, İşin en nazik tarafı hakkında kendisine adamakıllı ders verilmişti, Bu sü2lyle sualimin cevabını hasır altı etmeğe çalıştığını anlıyarak ona tekrar sordum:
— Anladım. Fakat bu. gilnda topladığın dört beş lirayı ne yapıyorsun, kime veriyorsun?
— Teyzeme veriyorum ağabey?
— O sana ne veriyor?
— 25 kuruş...
— Teyzen bir İş yapmaz mı?
— Çivi doğrultur.
—» Ne demek o?
— Yapı yıkılarından çıkarılan eğri çivileri doğrultur ve bunlardan kilo başına yarım lira alır. •
— Günde kaç kilo çivi doğrultuyor?
— Aşağı yukarı 10 kilo falan...
— Şu halde evinize beş lira senden, beş lira da teyzenden giriyor demektir. Kaç kişisiniz?
— Bir de teyzemin çocuğu var, O kadar
— Kocası yok mu? Çocuğu ne dar?
— Eniştem iki sene evvel öldü, cuğu ilkokula gidiyor.
— Sen neye okumuyorsun?
— Teyzem «Oğlum dişimizi sıkalım biraz para yapalım da, sonra seni de mektebe vereceğim» diyor. Biz şimdi para topluyoruz.
— Kaç paranıa oldu?
— Geçenlerde 300 liramız falan olduğunu teyzem söylemişti. Evvelki gün bu parayı çaldırdığını anlattı. Şimdi, *5® yeniden başladık .
Çocuk sıkılmıştı. Onu daha fazla ilzmek İstemedim. Esasen bu acıklı tablonun arkasında gizlenen hakikat meydanda İdi: Henüz on yaşına basmış, üç sene evvel anasız, onu takiben de babasız kalmış bir yavrucağın yürekler acısı hayatı...
Cemaleddtn Btldi/c
ka-
ço-
Afyon erkek sanat okulu
— - a
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı: t — Öz - Zeybek ağası.
2 — Üstüne - Beyaz
3 — Kirletmek
4 — Tersi büyük şarkılı tiyatromuz.
5 — Buğday ambarı - Tersi komşu bir devlet halkından.
6 — Kansızlık - Tersi adettir.
7 — Bir kadın ismi - Başına «M» gelip tekrarlanırsa güçücük demektir.
8 — Alaturka saat - Benzer arkadaş.
9 — Mütevazıone.
10 — Yama - Yapışık.
GEÇEN BULMACANIN HALLt Boldan sağa ve yukarıdan açağı* 1 — Semizotu, 2 — Enlkunu, Ur, 3 — Minareler, 4 — İka, Uk. Ay, 8 — Zoruzoruna. 8 — Ojıe kolayla 7 — Tul, Roşay. 8 — Uyanan, fi — Uranl-ya, 10 — Ar, Yaş, Naz.
Afyon (Akşam) — Üç yıl önce eski va metrûk sanayi mektebinde açılan erkek sanat okulu şehrimizde büyük rağbet görmeğe ve hızla gelişmeğe başlamıştır.
Hâlen, okulun atelye salonları daha İyi bir hale konmuş, sınıflar tamir ve ıslah edilmiş, binanın dar ol-
rağmen tedrisatı günden güne ilerlemiştir. Şimdi, atelyterinde Milli Eğitim Bakanlığının, yeni açılan sanat okuUarı İçin lüzumlu eşya yapılmaktadır.
Gönderdiğim resim okulun genç talebelerinden bir kısmını atölyede ders esnasında gösteriyor.
MUKADDES YALAN
l«zan: Lcon Mailcet
....... Tefrika
— Kaatil. bir serseri filân olacak her halde?
— Hayır, efendlıp, ne münasebet. İnanılır şey değili Kaatil, M. Jacgues Djndeville’mlş.
— Allah, Allah! Sebep?
— Cürmiin sebebi araştırılıyor anıma bulunamıyor. Herkes bu İşin içinde başka İşler olacağından şüpheleniyor.
Uşak dışarı çıktı. Verguals, başım elleri İçine alarak öylece kaldı. Vücudunu müthiş bir titremedir kaplamıştı. Bu hâdiseyi nasıl izah etmeli? Havsalası almıyordu. Her şeyi etra-flyle Bğrenmekstzln şatodan çıktığına •1mdl pişmandı. Sonra kendi kendini teselliye kalkıştı:
(— Adam bana ne! İster annesini yakalasınlar. İster oğlunu, vız gelir. Böyle oluşu daha İyi. Şüpheler benden büsbütün uzaklaşmış oluyor.»
Hain bakışlı gözleri büsbütün fena liadeler doluyordu, Buna rağmen zihninde Jacgues’ın neden tevkif edildiği muamması çözütem!yordu. Dünyada lyl insanlar olabileceği, bunların kendilerini başkaları uğrunda feda
Çeviren: (Vâ . Nû>
No, 23 » ı
edebilecekleri aklına gelmiyordu.
Uşak tekrar İçeri girdi.
Verguals sabırsızlıkla:
— Neymiş? - diye sordu.
— Aşağıda biri var. İsmini söylemek istemiyor. Sizi görmek istiyor.
— Nasıl adam?
— Dilenci kılıklı biri.
— Kovun gitsin.
— Kovdum gitmiyor,
— Neymiş İstediği?
— Yalnız size söyliyebUlnnlş.
— Ben dinlemek istemiyorum, dehleyin.
Uşak:
«— söylemesi kolay, yapması güç.» diye mırıldanarak tan çıktı.
Tahmin ettlğt gibi, adamı kovmaya muvaffak olamiyarak bir müddet sonra geri döndü.
— Gene neymiş?
— Affedersiniz, efendim, fakat herif balta oldu. Bir türlü gitmiyor. Oa-yet miMıltn bir iş İçinmiş. MarfOo şatosundan gelmiş, size Öyle söylememi bildirdi.
Kara sakallı adamın tepesi attı.
— Pekâlâ, al içeri. — dedi.
Müphem bir tehlike sezmişti. Yüreğinin üzerine taş gibi bir şey oturdu. Gülümsemece, kendi kendini teselli etmeğe uğraştı.
«— Her taraftan belirecek tehlikelere karşı kendimi korumağa alışmalıyım. — dedi.
Uşak kapıyı İtti, dilenci içeri girdi. Bunun' Lam bin olduğunu söylemeğe hacet yoktur.
Bankerle serseri, konuşmaya başlamadan evvel birbirlerini süzdüler. Kara sakallı adam zâhlren azametli görünüyor, fakat hakikatte endişesini gizliyordu. Kır sakallı dilenci ise, alaycı alaycı sakalını sıvazlıyordu.
İlk söze başhyan Verguals oldu:
— İstediğiniz nedir?
Luıııbln kls kLs gülmeğe başladı.
— vayl Bent tanımadınız mı, bayım?
Banker omuz silkti. Dilenci devamla:
— Tabii tanımazsınız. Zatıâllnl* yüksek zatsınız. Amma bir gün arabanızla geçiyordunuz, sizden sadaka letemlşttm da «pis ayyaş!» diyerek kamçınızı yüzüme sallamıştınız. Evet, ben o gün sendeliyordum. Lâkin sarhoşluğumdan değil, açlıktan sendeliyordum.
Verguals, canı sıkılmış gibi bir hareket yaptı.
— Bana bunları anlatmıya mı şuraya geldin?
— Hayır, anlatacağım başka şeyler
de var, amma sırasıyla, Suratıma vurduğunuz kamçının acısını unutmadım. Sizin kim olduğunuzu o gi'm sorup soruşturup öğrendim. Bir gün fırsat düşerse, hesaplaşmayı aklıma koydum.
Bankerin, endişesi artıyordu.
— Hesaplaşacak zaman mı geldi? — diye sordu. — Bir yardıma filîn İhtiyacınız varsa, b!r kaç para vereyim.
Dilenci çenesini İleriye doğru uzattı:
— Ben bugün buraya dilenmek İçin gelmedim. — dedi. — Ben bugün sizden daha kuvvetliyim.
— Allah Allahı Nasıl şey o öyle?
— Söyllyeyim. Dün gece serseri hayatıma devam edip dururken, kader beni Marfâa şatosun* attı. Yüzüme çalkan kamçının intikamını almak zamanı geldiğini aklımdan bile geçirmiyordum. Bir yere kıvrılıp yatmam lâzım geliyordu. Başunı nereye soktuğumu sanırsınız? Tahmin edin ba-kalıml
— Sen ınuhakakk delisini .
— Hiç de deli olmadığımı aıılıya-caksm, bayım, çünkü ben dün gece, şatonun hususi parkında, pavlyoııda yatıyordum.
Feci âklbeti kestirmekle beraber, Verguals dlm dik duruyordu.
— Ya? — dedi.
Lam bin güldü:
— Bunun sizi alâkadar edeceğini
Balıkesir yüksek tahsil talebe kurumu
Balıkesir yüksek tahsil talebe kurumu Sultanahmetteki yurt binasında 1945 - 46 öğretim yılı çalışmasına başlaması vesüeslle bir tören tertl-betmlştlr. Törende yurdu himaye eden BalIkesirliler ve gazetecilerle öğrenciler hazıı bulunmuşlardır. Yedi yıl kadar evvel birkaç tnüteşebbte BalIkesirli yüksek tahsil öğrencisi tarafından teşkil edilen yurttan şimdiye kadar 120 öğrenci, üniversitenin muhtelif fakültelerinden mezun olmuştur. Bugün yurtta kendi paradi* veya parasız olarak kalan 60 öğrenil vardır. Balıkesir vilâyeti, yurdun başarılı çalışmalarını gelip yakından gördükten sonra iki yıldır yurda ikişer bin lira vermek suretile yardım etmeğe başlamıştır. Vilâyetin ve diğer BalIkesirlilerin yardımiyle paralı öğlencilerden ayda 45 lira alınmak suretile yatmaları, yemekleri ve ;a-masırlannm yıkanması temin olunmaktadır. Dün yurtta vapılan toplum • vesHeslle davetliler, yurdu gezerek İlgililerden izahat almışlardır, ppi’kesir gençliği için çok faydalı olan yurda daha geniş ölçüde yardım edlımesln! temenni ederiz.
* Emekli, dul ve yetimlere şekerin dağıtılması işi bu seter yine memurlar kooperatifine verilmiştir. Kooperatif, alâkalılara kolaylık olmak üzere şehrin muhtelif yerlerinde satış yerleri tesis etmiştir. Emlnönündi Asmaaitında 36-37 numaralı mağazalarda Ali Ortaklar, Taksimde Şehlt-muhtar caddesinde 41 numarada v* Beşiktaşta rramvay raddesinde B-Kemal Gûray'ın mağazaları kooperatif satış yerleridir. Ayrıcı Kadıköy va
------------- ..... .......... lii satış yenendir, nyııv» rtnuıav/ «w bir fabrikaya giderek pratik tec-; üsküdard* da satış şubeleri teste riibe ile desteklemiştir......edilmiştir
biliyordum. Evet, efendim, paviyon, İşte onun neticesi olarak da buraya geldim.
Şimdi artık, banker, bu serseri adamın elinde bulunduğunu hissediyordu. şayet dilene! istese, onu mah-vedebilirdl. Bununla beraber, şöyle düşündü:
«— Beni ele vermek niyetinde değil. Aksi takdirde buraya gelmezdi,»
Bu düşünce 11e yüreğine soğuk su serpildi. Zahiri soğuk kanlılığını bozmaksızın :
- Ne demek İstediğini anhyamıye-rum. — dedi. — Paviyonda yaftansa bana ne?
Dilenci, alaycı alaycı sırtını döndü. kapıya doğru yürümeğe başladı:
— Madem kl size neymiş, müsaadenizle gideyim. Ben de alâkadar olursunuz sanmıştm, İlerde başka müna-esbetlerle görüşürüz.
Verguals. sapsan kesildi:
«— Bu sefil herifin hakkı var. — diye düşündü Benden kuvvetli, isterse beni mahvedebilir.»
Seslenip durdurdu:
— Peki ama, buraya niçin geldiniz, azizim? Geceyi nerede geçirdiğini söylemenin ne mânası var?
— Mânası ?u kl, bunu söylemekle her şey! söylemiş olduğumu düşünmüştüm.
— Neyi meselâ?
— Parayı verirseniz, susarım. Kastilin sakalı titredi:
— Benim öyle boş yere verecek param yok. Mesele neymiş İyice izah ek
— İyice anlatmamı istiyorsunuz demek, dinleyin! Ben dön gece paviyonda yattığım halde uyumuyordum. Madam Dandeville ile tanımadığım bir bay geldi. Pek yakınımda durarak münakaşaya başladılar. Derken arkalan sıra sizi gördiim. Sürüklenecekten geliyordunuz Ayağa kalktınız. ateş ettiniz ve öldürdünüz. Bu işte çok ustaymışsınız, geldiğiniz şekilde yılan gibi sıyrılıp gittiniz. Bu yaptığınız İşi benden başka kltns» görmedi. Adamı niçin öldürdüğünüzü bilmiyorum. Amma şunu biliyorum kl, ben sizin hayatınıza sahibim. Ağzımı açtım mıydı hapı yuttunuz. Vurduğunuz kamçının da acısı hâlâ ytizüm-dedir İntikamımı almış olacağım. Şayet aile babası olmasam, paray* ihtiyacımız olmasa, sizi buraya gelmeksizin de haber verirdim amma, neylersiniz kahpe dünya İşte söyllyt-cekleriml söyledim, paralan söküleceksiniz.
Verguals, tiril tiril titriyordu. Sözünü kesmekslzln Lambln'l konuşturmuştu. Şimdi düşünceye varmıştı. Ah, kabil olsa da şu herifin üzerine atılsa, onu boğsa!
Lambin diyordu kl:
— Kabul ettinizse çabuk olun.
Verguals. ma^luboldıığunu itiraftan kaçınmıyordu. Son bir çareye başvurdu: (Arkası var)
4 Kasım 1945
ARSAM
Sahile 7
Sağlık konuşmaları
Hararet yapmıyan, insanı yatağa, döşnrmiyen hu hastalık bir gün mühim anzalara sbebolabüir
Yirminci asu* İnsanlarının yarısın-1 akliyle bulmuş ve çocukluğundan b -
‘ rl tatbik etmeğe başlamış... Netice
dan fazlasınm mustaribolduğu bir „ _ ...
hastalık vardır: Kabız, yani peklik, meydanda: Altı merdiveni, hiç yo-Bu hastalık hararet yapmaz, İnsanı I nılmadan bir kaç defa inip çıkabill-yalaja düşürmez; fakat uzun müd- ** ■ ' ' _ .
det devam ederse bir gün vücutta mühim ârızalar başgö(termesi ihtimali çok kuvvetlidir. Bunun için kabızdan korunmağa çalışmak lâzımdır.
Kabzın, yirminci asrın hastalığı halini almasına sebep, bugünkü insanların yaşayış tarzıdır. Bir zamanlar insanlar az çalışırlar, çok istirahat ederlerdi, vaktin büyük bir kısmı açık havada geçerdi. Evler geniş ve ekseriyetle bahçeli lal. Nakil vasıtaları bugünkü kadar çok olmadığından fazla yürürler, fazla hareket edelicrdL Akşam İşinden evine dönen bahçesinde çalışır, birkaç defa merdiven İnip çıkar, bu suretle de birçok hareketler yapmış olurdu.
. Bugün vaziyet tamamen aksidir. İnsanlar yaşiyabllmek İçin çok çalışmağa mecburdurlar. Oturdukları evlerin çoğu ly! hava almıyan dar apartmanlardır. Bu apartmanlarda oturanlar günde bir defa merdiveni İnip çıkarlar. Başka hareket etmek imkânı yoktur. Akşam idinden evine dönen bir köşeye çekilip ya radyosunu açar, yahut gramofonunu kurar, yatmak samanı gelinciye kadar hayat bu suretle geçer.
Nakil vasıtalarının çoğalmasının tesiri de mühimdir. Bir samanlar, ah, arabası olanlar veya her gön kira arabasına binmeğe kudreti bulunanlar müstesna, herkes işine yürüyerek gider, akşam aynı şekilde evine dönerdi. Bu suretle sabah, akşam üçer çeyrek, birer saat, hattâ daha fazla yürüyenler pek çoktu. Eskiden Taksimden Tünelbaşına, Şehzadtbaşın-dan, Bayezltten Babıâliyc gidip gelmek herkes İçin tabiî bir şeydL Köylerde oturup Harbiye Nezaretinde, Mâliyede işi olanlar her gün Köprüden bu dairelere kadar, yoku? çıkıp İnmek suretile, gider gelirlerdi. Bugün k tamamlle değişmiştir. Taksimden Galatasaraya. Bayezittcn Türbeye kadar gidecek olanlar tramvaya biniyorlar I
Daha birkaç sene evveline, Üsküdar - Kadıköy tramvay lan yapılmaya kadar Kadi-üy İskelesinden Modaya yürüyerek gitmek pek tabii bir şeydi. İskeleye her vapur yanaşanca Kadıköyün muhtelif taraflarına doğru İnsan selleri akardı. Şimdi değil Modaya, Altıyolağzı'na, Mühürdar'a, Bahariyeye gidecek olanlar bile tram-vaystz adım atmıyorlar!
Hareketin kabızlıkla büyük alâkası vardır. Hareket etmlyen. bütün gün. oturan İnsan yüzde doksan peklik çekmeğe mûstaittlr. Bunun İçin İnkıbaza tutulmamak veya tutulmuşsa bundan kurtulmak İsti yenler, vücutlarında bir âriza yoksa, mutedil surette clmnastlk hareketleri yapmalı, hiç değilse temiz ve tozsua bir cadede sabah akşam en az. yarımşar saat yürümeUdirler.
Lokmaları iyi çiğneyiniz
Kabızlığın İkinci sebebi çabuk yemek, lokmaları İyi çiğnememektir. Eski insanlar için yemek, hayatın en mühim hâdiselerinden biriydi. Sofra basına oturulduğu zaman burada en az üç çeyrek, bir saat kalınırdı. Ağza atılan her lok . yemeğin lezzetini İyice duymak İçin adamakıllı çigne-nlrdl. Halbuki şimdi ekseriyet yemeği on dakika, nihayet bir çeyrekte yiyor. Lokmalar İyice çiğnenmeden yutuluyor, bu suretle ağzın göreceği vazife mide ve barsaklara yükletiliyor. Bunların esasen bir bir türlü İşleri vardır, yükletilen bu fazla vazife çok defa İşlerin! hakldle görmelerine mâni oluyor, bunun neticesi olarak birçok ânzalar, bilhassa peklik başgos-teriyor,
ı oktavlar yemek zamanlan İçin va-aatt bir öl;ü tâyin etmişlerdir. Sabah kahvaltıları cn az 25 - 30 dakika, öğle ve akşx yemekleri iiç çeyrek - bir saat sürmelidir. Saati önünüze alarak bu müddeti doldurmak İçin yemekleri ağır ağır yerseniz, az zaman zarfında muhakkak çok fayda görürsünüz.
Lokmaları iyice çiğnemenin ne kadar mühim neticeler verdiğini, şehrimizin tanınmış doktorlarından biri geçende şu suretle anlatmıştır: ( Cihangirde bir hastayı ziyaret etmeğe çağırılmıştım. Verilen adrese gidince hastanın, aprtmanın altına katında oturduğunu öğrendim Apartmanda asansör yoktu. Bu kadar merdiveni çıkmağa sıhhatim müsait değildi. Bir çare düşünürken çok yaşlı bir kadının birkaç defa altı merdiveni İnip çıktığını gördüm Merak ederek yaşını «ordum.
— 78, dedi,
— Bu kadar merdiven inip çıkmak
. sizi yormuyor mu?
— Hayır yormuyor.
— Bunun elbette bir sebebi olacak Acaba neden yorulmuyorsunuz?
— Ben her lokmayı 32 defa çiğnemeden yutmam
İş anlaşılmıştı Bizim bir çok ha-s-ta> ra tekrar ettiğimiz, fakat ekseriyetle riayet edilmediğini gördüğümüz bir tavsiyeyi bu tahribiz karim kendi
yor. Yalnız bu kuçüi müşahede lokmaları iyice çiğnemenin ne kadar büyük tesiri olduğunu göstermeğe yeter.»
Diğer sebepler
Pekliğin üçüncü sebebi bugünkü yaşama tarzının sinirler üzerindeki tesirlidir. Yirminci «sır İnsanı çek çalışmak, çok didinmek mecburiye!indedir. Bu fazla çalışma, her gün karşılaştığı hâdiseler, cLhan harbini, bu harelerin sebebolduğu facialar sinirleri bocuyor; mide vc barsaklarmdan hasta olanlardan çoğunun vücutlarında bir arıza olmadığını, fakat fazla asabiyetin bardakların rahatça hareketine, çıkması lâzım gelen şeylerin bir taraftan diğer tarafa geçmesine mâni olduğunu göstermiştir.
Bugünkü insanların büyük bir kısmı asabidir. Asabi, sinirli deyince kavgacı zannetmemeildir Bunlar kuzu gibi yumuşak huylu, sessiz kimselerdi Bütün teessürlerini içlerinde sakladıklarından daha falsa üzülüyorlar. Bu gibilerin peklikten -kurtulması için daha ziyade sinirlerini teskin edecek, barsaklardairi spazmın geçmeline yarayacak tedbirler almaları Eıamdır.
Pekliğin bir sebebi de hazmı güçleştirecek hareketlerdir, Bunun başında yorgun y:mck yemek, yahut yemekten sonra hemen çalışmak gelir. Vücut yorgunken yemeğe oturmaktan mutlaka çekinmelidir. Bu suretle yenilen yemek iyice hazmola-mı ya c ağın d oa yorgun bir insan en az bir çeyrek yarım saat dinlenmelidir. Keza yemekten sonra da varım saat, mümkünse bri sn a t istirehal etmek lâzımdır.
Hazmı güçelştlrcn hareketler arasında yemeklerde veya yemeklerden sonra fazla su Içmfc vardır. Bir çok kimseler yemekNrde 1X1 üç bardak su İçerler. Bunu da kâfi görmezler, sofradan kalktıktan yarim saat sonra yeniden su içmeğe boşlarlar. Bu hareketler hazmı altüst eder. Şunu bilmelidir ki tasanın su İçtikçe içeceği gelir, bunun bir türlü sonu gelmez. KcDdlnl ba itiyaddan kurtarırsa su İçmek arzusu azalır.
Yemeklerde mümkün olduğu kadar az su tçmelldir: yani en fazla bir bardak... Yemeklerden sonra da iiç dört saat ou İçmemek lâzımdır. Su içmek İçin en müsait zaman yemeklerden bir saat evveldir. Bu zaman içilen su barsaklan. böbrekleri yıkar vücuda fayda verir.
Hazmı güçleştiren pekliğe sebebo-lan hareketler arasında aJkoflO İçkiler. baharat da vardır.
tnlnbazm sebeplerin] kısaca izah ettik. Başka bir yaada da bundan kurtumlak çaro’erlnl anlatacağız
*★
Afyon’da bir cinayet
Bir eğitmeni öldürenler idama mahkûm oldular
Afyon (Akşaml — Bir hafta eVVSİ Afyonda bir aşçı dükkânında, İnaz köyü eğitmeni Haşan Koçak yemek yerken yine aynı tüyden Salim Haydar ndında bir genç tarafından tabanca İle öldürülmüştü.
Hâdise şöyle olmuştur; İn az köyü eski muhtarı Ali Gülenç bazı suçlarını ihbar ederek muhtarlıktan atıl-masura sebebolan eğitmen Haşan Koçağa dargın bulunuyor vc fırsat buldukça ona tecavüz eyliyorum.?. Vakadan bir gün evvel de silâhta Haşan Koçağın evine saldırmış. Bunun ürerine Haşan da hayatının tehlikede olduğunu haber vermek ve şikâyet etmek için şehre gelmiş. Müracaat sıralarında öğle yemeği yemek iizere aşçı dükkânına girmiş.
Ali, yeğeni Salimi, aldığı bir para-bcücm tabancaslyle, yaşı küçük olduğunu ve kendisini kurtaracağını söyliyerek aşçı dükkânının kapısından içeri sokmuş, o da altı el tabanca sıkmak suretiyle eğilmen! öldürmüş.
Derhal vakaya el koyan adliye, cürmü meşhut suretiyle muhakemeye devam etmiştir. Yargılanma sonunda Ali Gülençle Salim Haydarın İdamlarına, ancak Salimin 21 yoşı İkmal etmediğinden cezasının 30 yıl ağır hapse indirilmesine ve yine akrabaları Mehmet Demir de fer'an metholdar olarak 15 yıl hapsine ve »7500) lira tazminat vermelerine karar verilmiştir.
Temiz huylu ve İyi bir adam olduğu söylenen Haşan Koçağın muhakemesini halk büyük bir alâka ve dikkatle dinlemiş, adaletin bu suretle tecellisini takdirle karşılamıştır.
An&alya ve Erzurumun yeni valileri
Ankaradan verilen malûmata göre Erzurum valisi B. Halûk Nihat Pepe-yl’nln Antalya, Siirt valisi B, Cemal Dincinin dc Erzurum valiliklerine tâyinleri yüksek tasdikten çıkmıştır. Yeni Antalya ve Erzurum valileri İstanbul için tanınmış zatlardır. B Halûk Nihat. İstanbul d a kaymakamlıklarda. polis müdürlüğünde ve vali muavinliğinde kendisini herkese sevdirmiş. çahşkto ve dürüst bir zattır. Yeni Erzurum valisi B. Cemal de İstanbul belediyesinden yetişmiş, kırı bir zamanda müteaddit kaymakamlıklarda bulunduktan sonra valilice kadar yükselmiş genç idareellerimlr-dendlr. Her İkisine de muvaffakı jetler dileriz.
Belediyenin arsayı, Emlâk Bankasının da sermaye* yi vermesi esası üzerinde görüşülüyor
Geçeıl gün bir gazete belediyenin bir amele mahallesi teşkiline teşebbüs ettiğinden bahsediyordu. Belediye kanununun belediyeye yüklediği muhtelif vazifeler sırasında şehir işçilerine ucuz, konforlu binalar inşa etmek de vardır. Mesken buhranının son haddine geldiği bu zamanda belediye şehirdi» mesken sıkıntısını izale etmek için bu mevzua ehemmiyetle el koymuştur. Ancak bir amele mahallesi meydana getirmek için evvelâ müsait bir arsa sonra inşaatı başarmak üzere kâfi miktarda sermaye bulmak İcabetler. Diğer taraftan belediye, gerek vilâyet hususi idaresinden. gerek belediye bütçesinden maaş alanların mesken tedariki hususundaki güçlüklerini de ehemmiyetle göz önüne almıştır. Bilhassa işlerinden uzak yerlerde oturan memurların yol parası vermek suretile katlandıkları külfet de ayrıca düşünülmektedir. Belediye, memurları bu bakımdan olsun koruyabilmek için her memuru mümkün olduğu kadar ikametgâhına yakın yerlerde kullanmak İstemektedir. Fakat bundan her memurun istifade edebilmesi kabil olamamaktadır. Belediye. hiç olmazsa merkezde ve merkeze yakın şubelerdeki memurlarla ilk öğretmenleri olsun bir bina altında toplamak İstemiş ve Lâlelideki eski Harikzede-gân apartımanım Hava Kuruntundan satın almağa teşebbüs etmiş, fakat buna muvaffak olamamıştı. Esasen bina boş oîma-
dığından belediyece satın alınsa bile burasını boşaltıp memurlara tahsis etmek kabil olamıyacaktır.
Belediye kendi memurlarına ilk öğretmenleri ve muhtelif mü-csseselerdekl İşçileri barındıracak büyük bir işçi mahallesi kurmak fikrindedir Ancak bunun için milli bankalardan birisiyle anlaşmak Icabetmektcdir. Esasen Emlâk bankasının İstanbul un imar yüzü görmemiş, bilhassa yakın yerlerindeki arsalarda uzun vadeli taksitler mukabilinde temlik edilmek sartiyle bina inşa ettirmek için bir karan vardır. Belediye. bankanın bu tasavvuruna yakından alâka göstermektedir. Yapılacak yeni mahallenin arsa-
smi belediye verecek İnşaat için muktazi sermayeyi de tamamiyle banka temin edecek, fakat belediye bunların bedelini muayyen taksitlerle bankaya ödîyecektir. Bankanın bu husustaki menfaati. inşaata yatıracağı paranın faizinden istifade etmekten ibaret olacaktır. Belediye, işçi mahallesindeki evleri memurlara ve şehir işçilerine kiralıvacaktır. Son günlerde açılma töreni yapılan- Anka ra d ak i Saraçoğlu mahallesindeki evlerin plânından istifade ■"d’lmesi de düşünülüyor.
Belediye amele mahallesinin şehrin hangi semtinde yapılacağı ancak banka ile belediye arasında tam anlaşma hasıl olduktan sonra belli olacaktır. Her iki müessese bu hususta anlaşırlarsa inşaata önümüzdeki ilkbaharda başlanabilecektir.
İnşaat yaptırılacak
Senede 2 milyon çift kundura yapması düşünülüyor
Beykoz kunuura fabrikacı yılda 200 bin çift sivil kundura İmal ederek piyasaya çıkarmaktadır. Harb sonrası İçin de on misli faZlasiyle yılda iki milyon çâft kundura imal edilmesi düşünülüyor. Fabrikanın bu suretle verimi on misil arttırılınca halkın kunduralara rağbetini sağlamak için fabrikaya ayrıca bir kalıp fabrikası ile bir model atclycsl4 ilâve olunacaktır. Fabrika, yılda 15 tin çift ucuz kundura da imal ederek İlkokul çağındaki yoktu! ç-cuklara 4 lira mukabilinde satmaktadır
İstanbul un fethine art eserler basılıyor LL İstanbul Belediyesi, Fethin beş yti^J züncü yıldönümünü kutlamak CL Fatih devrine alt bazı es?: ı..ı yayınf^ lamağa karar vermiştir. Bu escrlcı^_ den bir kısmi İK..-:rl J'.unp-. ... p ı!ma>Q larına başianmı-t'r
İlk kitap B. Ow.au Ergin'hı - Fatttte imareti vakfiyesi» dir. Basılan UdbfiS kitap Prof. Dr. B. Süheyl Enver'ini/) (Fatihin oğlu İkine! Bayezit sn yuolıG*
le Fatih devrindeki İstanbul hakkında alâkalı malûmat vardır, üçüne (D kitap gene B Osman Ergir.'in «F.-tınW Un sonra Istanbulda kuru an vakıf «t vergi sistemi* dlr ki. bu eser bir nev^ vakıf tarihidir. D-j.-Juncû kitap aynı muharririndir. E-crin udi «Fatih Sultan Mehmet zın*-. U
bul beldesi ve Belediye ictsrr ;:> tilrG) Beşinci kitap «Tarihi fethi 1". tlnlyes d*r. Bu eser ibnl K jmi ınjjj İstanbul fethine ait Arapca Wü risal— îesl oiup fotoğrafta neşredönv’ktedi O Eserin okunuş şekli ve tereornesi B. Osman Ergin tarafından yar”im>srır. Altıncı kltao « İstanbul nasıl Türkleştirildi?» adlı eserdir.
Piyataya 1000 teneke margarin yağı çıkarıldı
Ticaret Bakanlığı, bir müddet evvel margarin yağı hakkında bir erktiler neşretmiştl. Bu sirkülere nazaran margarin yağı imali İçin iptida! madde olarak büyük baş hayvan iç yağlarının Kayseri ve İstanbul mezbahalarından tesbit edilen üç fabrikaya verilmesi ica- : be tun ektedir. Bu üç fabrikadan biri Antakyada, İkisi Istanbulda-dır. İki şehrin mezbahalarında kesilen büyük baş hayvanların içfağten hiç bir yere satllmiya-eak. yalnız bu fabrikalara verilecektir, Bu içe Istanbulda 1 ekimde, Kayseri mezbahasında da 15 ekimde başlanması Bakanlık tebliğinde yasalı olduğu halde iç yağlarımın febrikalara verilmesine Istanbulda ancak bugünden ttfberen başlanmıştır
İstanbul mezbahasında mal j sahipleri iç yağlarının fabrikaya satriaca^mdan haberdar olunca »tasdi ve kadar 120-130 kuruş ara-.wıdo satılan yağlan 160-170 kuruşa çıkarmak istemişlerse de işe vilâyet mttlî korunma teşkilâtı müdahale etmiştir, İç yağlarına makul bir flat tesbit edilecektir,
İstanbul mezbahasından haftada 20 ton kadar İçyağı temin edileceği tahmin olunuyor Bu yağlarla istihsal edilecek olan margarin yağlarının satışlarını Ticaret Bakanlığı kontrol edecektir, Yağlar Istanbulda perakende olarak 3H5 toptan olarak da 293 | kumşa natıtacaktır. Margarin yağı fabrikasında hasîrianmış bulman vağhrrdan 1000 tenekp margarin dünden ttlbaren piyanoya m kB^rtrnaçtır.
ANKARA RADYOSU Bu akşamki program 17,58 Açılış ve program; 18 M. S ayan ve Dans orkestrası: 18.45 şarkılar; 19 M. S. ayan ve haberler; 10.20 Geçmişte Bugün. 19.25 Salon orkestrası; 20,15 Pazar Gazetesi; 20,30 Fasıl; 21 Piyano soloları (PL): »1.15 Şarkı ve türküler; 21,35 Dans müziği (PL); 22.15 Yurtta spor; 22,3a At j'&rışları. 22,35 Dans müziği (pl.>;
22.45 M. S. ayarı ve haberler 23 Kapanış ve program.
Yarın sabahki program.
748 Açılış ve program; 7,30 M. S. ayan ve müzik (PL); 7.45 Haberler; 8 Müzik (PL); 8,30 Kapanış ve program; 12,29 Açılış ve program; 12.30 M. S ayan; 12,30 Müzik: Şarkılar;
12.45 Haberler; 13 Salon orkestrası.
eşya piyangosu
Darülaceze kuruluşunun ellinci yıldönümü mûnajebf ttle aynı günde müessese de çekilmek üzere bir eşya piyangosu hazırlanınıştır.
Hayır sevenlerin beş lira mukabilinde alacakları bir bilet He bu kıymetli eşyadan birine sahip olmaktan ziyade yüzlerce malûl, ihtiyar ve kimsesiz çocuklara yardım etmek fırsatını bulacaklardır.
Bilettir: Istanbulda, Nimet
Abla Piyango gişesinde, Bahçe-kapıda Bi - Ba Bo. Beyoğlunda Ce. Ka. Me Ticarethanelerinde, ipek Sineması ve Şehir Tiyatrosu Dram vc Komedi gişelerinde, Taksim Eczanesinde, Beşlktaşta Nail Haltt Ecz.meşinde, Maçkada Kıyık Pastanesinde ve Kadıköy İskele caddesinde Piyango Talih gişesinde satılmaktadır.
Devlet Ziraat işletmeleri Kurumu Umum Müdürlüğünden :
Rize'de yapılması mukarrer Çay Fabrikası binalarından Ambalaj Fabrikan binası eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 154.800 liradır.
Bu gibi demir inşaatı yapmış olup kâfi miktarda teşkilâtı ve atölyesi bulunan b tekillerin vaziyetlerini isbat eden vesikalarUe birlikte Kurum Umum Müdürlüğüne müracaatları ve münakaşaya girmek İçin vesika almalar) lftzımdır.
Münakaşa evrakı Ankarada Umum Müdürlükte, Rize'de çay *Atel-yeleri Müdürlüğünde» 50 »ra bedel mukabtllnde alınabilir.
Münakaşa 19/11/945 pazartesi günü »at 18 da Ankarada Umum Müdürlükte yapılacaktır.___(14433) ___________________
İstanbul P.T.T. Bölge Baş Müdürlüğünden:
1 — Bölgemiz dahilindeki P. T. T. merkezlerinde tavzif edilmek ûze-boş kadrolara müsabaka İle dağıtıcı alınacaktır
2 — İsteklilerin İlk okul mezunu olması, 18 M 30 yaş arasında ve Memurin kanununun 4 üncü maddesinde yazılı şartlan haiz bulanması lâzımdır.
3 _ İmtihan M/11. M5 perşembe günü saat 9 da Kumkapıda PTT. meslek okulu binasında yapılacaktır.
4 _ Müsabakada kazananların tavzifleri halinde 15 Ura aslı maaş ve
devamı müddetince 15 Ura ayn! yardım ve çocuklara da beşer Ura çocuk zammı verileceği gibi giyimleri de İdareye aittir.
5 — Yukarda belirtilen evsafı ve şeraiti haiz isteklilerin en geç 20/11/945 salı günü akşınıma kutlar evrakı miisblteleri İle blrUktc baş-müdürlüftümtize müracaatları.(1(183)
re
Elli ilk okul törenle açılacak
ÎE§alan biten 50 ye yalcın ille okulun açılma törenleri için millî eğitim müdürlüğü tarafından bir program hazırlanmıştır, Bu programa göre yarın Şile köylerinde yapılan ckullar, 6 kavunda Çatalca köy okulları, 8 kasım perşembe günü de Kartal «e Üsküdar köyleri okulları törenle açılacaktır Törende vali ve belediye reisi doktor B Lûtfi K’rdar, millî eğitim müdürü ve gazeteciler hazır bulunacaklardır Açılış günü merasimde köylülerin de hazır bulunmaları için bu İlçelerin kaymakamlar'na bir#»- tamim gönderilmiştir,
Bakırköy ve Beykoz ilçeleri köylerinde bitirilen okullann açılışları da hazırlanacak diğer bir programa göre yapılacaktır, Bundan başka şimdive kadar okulu bulunmıvan Ya'ovanın Bürhaniye köyünde de bir okul açılmasına karar verHvn^’r,
İstanbul üniversitesi A. E. P. komisyonundan:
Tip fakültesi Gurcba hastanesi kalorifer santraline 12044 Ura 4 kuruş keşim kazan îl&veri İşi 12. XI. 1945 pazartesi günü saat 15 te Rektörlükte kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur. İsteklilerin 904 liralık geçici teminat 1945 yth ticaret odası ve İstanbul vilâyetinden eksiltmeden iiç gün evvel alınmış belgeleriyle teklif zarflarını eksiltme günü saat 14 de kadar Rektörlüğe vermiş olmaları lâzımdır. Keşif, şartname ve diğer belgeler Rektörlükte görülür. (14358»
OSMANLI BANKASI
TtlBK ANONİM ŞİRKETİ
TESİS TARİHİ 1863
Statüleri ve Türkiye Cumhuriyeti ile münakit mukavelenamesi 2292 Numaralı 10/6/1933 tarihli kanunla tasdik edilmiştir. (34/8/1933 tarihlî 2435 Numaralı Rfami Gazete)
Sermayesi ihtiyat akçesi
10.000.000 İnciliz Unu: ı.'250.000 İngiliz liras
Şilede açılan yeni ilk okullar
şile köylerinde kısası tamamlanan okulları açmak üzere dün Vali ve Belediye reisi doktor B Lfttfi Kirdar. Milli Eğirim Miidûrü B Halil Vedat FıraUı, gazeteciler ve dlğ-r davetticlr Şileye giderek yeni okulları törenle açmışlardır.
19 yeni köy oku unda ve.jrten törenlerde kalabalık bir köylii kütlesi de hazır bulunmuştur
Okulları açılan köyler şunlardır: Korucu. Ahmetli. Darhk. Akçakese, İmrenil. Karoca, Şuaylpeli. İsa. Gök-maslı, Sorunlu. Haçı lir, Onnanköy, Yaza M an ayır, Değirmen Çayın, Ü-vezll, Batma»’. Kabakoz/Göçe, oruç-OfilU.
6 kasım nünü Çatalca. 8 kasnıda Kartal ve Üsküdar köylerinde tamamlanan okullar, lo kanmda da Büyük Çekmece buccğma bağlı köy okulları törenle aıîttaktır
Zayi ■— İstanbul mıntaka liman heyeti fenniyesinden aldığım "68 numaran makinist ehliyetimi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur Müsevin Gürbugıı
KİMYAGER HÜStMEDDIN İdrar, Kan ve sair tahliller. Eminönü. Emlâk Eytam bankası karşısında te»t Hey han No. 8
Türklyenln başlıca şenLrieıinde parjs, Marsilya ve NiS'de Londra ve MANÇESTERDE MUHR KİBRIfi, YUNANİSTAN, İRAN, İRAK, FİLİSTİN ve MAVERAYI ERDÜTTde
Merkez ve Şubeleri
Yugoslavya, Romanya. Yunanhtan. Suriye, Lübnan, Filvallerİ bütün Dünyada Acenta ı> Muhabirleri vard-r
Tf
Her n-vı Bunt.a Muameleleri yapar
Hesabı cari ve mevduat hesapları kil şadı
Ticari krediler ve vesaiki! krediler kiişodı.
Türkiye ve Ecnebi memleketler üzerine keşide senedat Iskontosu
Borsa emirleri.
Esham ve tahvilât, altın ve emtia üzerine avans.
Senedat tahsllâh ve saire.
Sıtma mücadelesine îngilîzlerin gösterdiği alâka
Ankara (Aksam l — öğrendiğimize göre, İnp'.lterenin Ankara büyiik *!• çlsl Mr. Peterson, Sağlık Bakanlığına müracaat ederek Türklyede yapılmakta olan olağanüstü sıtma savaşının :İngilizlerce de dikkatle takibedil-dlğinl. elde edilen başarılardan kendilerinin de memnun olduklarını, ve iki İngiliz mütv-h.â’iauuH.ın Tûrklyeye gelmek İstedik) cini söylemiştir.
Sağlık Bak-"’1’' tarafiadan verilen cevapta İngiliz mütehas’isların Ada-■ nr.ya gelmelerinin tensibedildiği bil-I diri"- 'şiir.
En yüksek emniyet şartlarım hal.’, kiralık Kasalar Servisi vardır
Piyasanın en müsait şartlarik- (kumbaralı veya kumbarasiz tasarruf hesonları açtlır
40 ton sun’î kauçuk seldi ' Mersin (Akşam) — Mersin limanına geçenlerde A merilin dan 40 ton sentetik kauçuk gelmiştir. H.-.ber a dığımı-zn göre, bu kauçuğun İkin-1 partisi olarak flö ton daha yola çıkarılmıştır.
15 kasıma kadar bu da gelecektir.
A K 9 A M
4 Kasım 1945
4^ K ü Çu# Rl
| — iş ariyanlar
LONDRADA OKUMUŞ - Patiste MUHASİP ARIYANLRA — Çok tecrübeli bir muhasip günün muayyen saatlerinde meşgul olmak defterlerinizi İstediğiniz ^eklide ve usulde ikmal eder. Şişil P.K, 65.
818
YAZIHANE İŞLERİ — Yüksek tahsil görmüş. Türkçesl kuvvetli, Fransızca da bilen bir bay İş aramaktadır. Akşamda; iş. AF rümuzuna müracaat. 894 — 3
LİSE MEZUNU — Ve askerlikle ilişiği olmayan bir genç ticarethanelerle hususî müesst’selcrde bir İş aramaktadır. 22212 numaraya telefon etme* 1 eri. ®G9 — 1
AMERİKAN ÜNİVERSİTESİNDEN MEZUN — İnglllzc*. Fransızca, Arapça, Türkçeyl İyi bilen bir genç İş aramaktadır. Tcrçüme de yapabilir. Aynı zamanda İngilizce dersleri ve-blllr. Akşamda (A.Ü) rümuzuna mektupla müracaatları. 015 — 2
2 - işçi ariyanlar
8û kuruşa — Şayak pantolon ve tozluk diktirilecek. Evlerinde dikmek İsteyenler Yusufyan han No. 12 müteahhit Şerefettlne müracaatları, 867 — 3
BAKKALİYEDE ÇALIŞACAK TEZGÂHTAR ARANIYOR — Beyazıt Ordu caddesi 55 No. ya müraeaat. 870 —2
BAYAN — Müstahzarat lâboratu-varnıda çalışacak bayan aranıyor. Galata Perşembepazar caddesi Bere-ketoğlu han kat 3 No. 12. 677 — 1
BEYOĞLU DÖRDÜNCÜ NOTER — Dairesinde orta okuldan çıkmak ve eski yazıyı bilmek şartllie bir daktilo b3tmıa İhtiyaç vardır. Galata Mer-tebnni sokaktaki noterliğf müracaat edilmesi. 896 — 2
LÂZIM OLDUKÇA — İngilizce ticaret mektuplarını yazacak, gelecek mektuplarla kataloklart terreme edecek mütercime İhtiyaç vardır. Ücret, sair şartların İstanbul posta kutusu 395 e yazılması. 895 — 3
DOKUZ YAPI KALFASI ARANIYOR — Bonservlrlerlîe ve ehliyetnameleriyle Galatada Altıncı Vakıf han 33 - 34 Bengü Yapı ve Satış şirketine müracaatları. 911 — l
q- SATILIK EŞYA
SATILIK BUZ DOLAP — Az müstamel Kelvlnatör markalı (4 ayaklı) satılıktır. Beyoğlu Tünel civan Yancı sokak Doğan Apart. No. 42. Saat: 9 - 11. Z - 4 arası. 875 —4
SATILIK KÜRK — Bir Renar Ar-jante Kap ve bir siyah, hakiki lütr manto; Her gün saat lö dan 13 e kadar Bofyah sokak 34 Kat 3. Tünei-başı - Beyoğlu. 881 ,— 1
SATILIK — Garaj, mağaza vt depo kapısı demirden olup ağırlıkla açılır gayet kullanışlıdır. Fenerbahçe tramvayı Koruydu durağındaki bakkala müracat: Telefon: 60444. 904 — 2
KALORİFER KAZANI ARANIYOR— 8 İlâ 10 metrelik bir kalorifer kazanı aranıyor. Satmak lstlyenler her gün saat 19 dan sonra 85274 e telefonla müracaatlar.! 883 —2
SATILIK KALORİFER KAZANI — Az kullanılmış bir kalorifer kazanı satılıktır. Galata Tünel caddesi Zincirli han No. 58 e müracaat. 892 _ 1.
AVRUPA YAPISI — Mükemmel bir çifte tenezzüh sandalı acele satılıktır, Görmek lstlyenler aşağıdaki adrese müracaat: Hasköy Camlalh marangoz Osçıanın yanında. 903 — 2
j| — Kiralık — Satılık
SATILIK BOŞ TESLİM KÂGtR EV — Dört oda yağlı boya muşamba-h. Beşiktaş Abbarağa Parkı jandarma mektebi caddesi Ayvaz Kâhya sokak No. 3 pazar günleri müracaat, 846
CaĞALOĞLUNDA — Ayda İ8o Hra lratlı apartiman 22000. Aksnrayda boş ev liooo liraya satılıklar. Sirkeci Ankara caddeni 66 Eımlâk İşleri Telefon: 20310 858
TAKSİM — Ayaapaşa, Maçka. Nl-çantajında mevkj yerlerde apartı-man satın alınacaktır. Sirkeci Ankara caddesi No. 68 Emlâk İşleri. Telefon: 20310 855
ACELE DEVREN SATILIK DÜKKÂN — Sirkeci Hüdayendlgâr caddesi Bozkurt ottll altındaki bakkaliye satılıktır. Galata Marmara han 3 üncü katta İzzet Eriğine müracaatları «35 — 1
CESİM APARTMAN — Çok metl/ı hor katında çift dairesi olan «partin an satışa çıkarıldı. Semti İngiliz sefarethanesi civarıdır. Bedeli 120 bin liradır. İyi randıman fırsattan istifade ediniz. Bengü Yapı ve Satış şirketi Galata Altıncı vakıf han 33 - 3J_______________________900 - 1
MODA BURNUNDA — Ufak bir tadil ile apartman balina konulabilecek vasıfta bütün asri tesisatı mevcut bir villâ satış» çıkarıldı. Bengü Küçük Evler İnşaat şirketi Galata Altıncı Vakıf han 33 - 34 numara.
012 — 1
BURSA, ZONGULDAK VE ADAPA-ZARLTLARA — 5000 lira mukabilinde İnşaatı üst plâna alınan konforlu kilçük evler inşâna başlanacaktır. İzahat İsteyiniz. Bengll Küçük Evler Yapı ve Satış şirketi Ğalıfto 6 nci Vo-klf han 33 - 34_______________014 — 1
SATILIK — Çağaloğlunda Şeref Efendi sokağında 23 No. dört odalı su, Elektrik, havagazı, kâglr ev. Pazartesi. perşembe günleri öğleden sonra görülür. 901 — 2
KİRALIK ODA — Beyımtta İyi bir Türk ailesi yanında kız talebe İçin kiralık odn. Beyaat: Yeniçeriler caddesi 117 No. da terzi bay TodorlJ'C müracaat. 868 — 2
DEVREN SATILIK KÜÇÜK BÎR DÜKKÂN — Beyoğlu İstiklâl caddesi Terkos sokak (Tünele döğTU Yerli Mallar Pazarı İlerisinde Şark Pazarı yanında» No- i müracaat. 872 — 3
BEYOĞLU — Caddesinin İşlek ve gözcl bir yerinde mağazam olup devren salmak veya ortak lstlycnle-rln 20090 ya telefon etmeleri. ____________________________873 — 4
İÇİNDE ELEKTRİKLE İŞLİYEN — Pir s makinesi de bulunan işlek bir yerdu demirci dükkânı devredilecektir. lstlyenlerln Galata Kalafat caddesinde No. 45 e müracaatları rica olunur. 874 —
BEŞİKTAŞTA ÇARŞIDA BOŞ TESLİM — Bahçeli üç odalı kâglr cv ucuz flatlo satılıktır. Beşiktaş Aka-retLer tramvay durağı köşebaşl 2 numaraya müracaat. «76 — i
KİRALIK KALORİFERLİ VAZIHA-1 NE - Bir daira boş oda füç odaya d» ayrılabilir) İçlço İKİ yazıhane ve tek bir oda kiralıktır. Müracaat: Alemdar hanı Rıhtım cad. No. 155 Galata kahveci Yunus.______689 — 2
SATILIK EMLÂK ARANIYOR — İstanbulun her semtinde arsa, ov. apartman, yalı, köşk, dükkan ve sair mülklerin! satmak lstlyenler «Deney EmlAke» müracaat ederlerse arzularına daha çabuk muvaffak olurlar. Galata rıhtımında Kefeli Hüseyin han No. 2 Telefon 4384(1 702 — 4
BANKALAR CADDESİ — İle Kara-köy veya Bahçekapt - Sirkeci arasında 2-3 odalı telefonlu yazıhaneye İhtiyaç vardır. Galata P. K. 1004 No mektupla İzahat.___________822 — 1
VİLLA ARANIYOR - Şişil. Bo-montl veya Ayaspasa civarında 6'1 odalı konforlu, bahçeli bir villâ aranmaktadır. Satmak lstlyenelrln İstanbul posta kutusu 608 adreslnt tahriren müracaatları.________814 — 1
MAHMUTPAŞA CADDESİNDE -100 ve 102 numaralı dükkânlar ve Bnlıkpazarı eadderindö 04 numaralı dükkân 6/11/045 saat 12-16 arasında Sultanahmet besinci sulh mahkemesinde satılacaktır 833 — 2
SATILIK ARSA — Topçularda «a-nayl mmtakası dahilinde fabrika yapmaya payet «1 verişil kuyusu mevcut 3218 metre karelik bir arsa satılıktır. Müracaat Tel: 49194,
803 — 2
KURUÇEŞME — Bahçe sokak 6 sayılı İşlek lokanta devren ace'e satılıktır tçlndekller* müracaat.
864 - 1
GÖZTEPEDE ACELE SATILIK KÖŞK — Santralda tramvaya yedi dakika mesafede İki dönüm yarım kâgir dokuz odalı elektrik, terkos, bağlı ve meyvalı. bir köşk satılıktır İzahat İçin her gün ondan on ikiye kadar 20707 ve telefonla müracaat. ___________________________357 -1
BAKIRKÖYDE _ Boş teslim satılık bahçeli mükemmel ev. îstansynna çok yakın yazlık kışlık iki Silenin oturmasına elverişli şu depo elektrik on odn. Öğleden sonraları İçindekilere müracaat. Kartaltepe mektupçu sokak No, 6, 853 —
2200 LİRAYA ACELE SATILIK EV — Elektrik, havagazı. Tulumba suyu, üç oda geniş mutfak, büyük bahçeli içi yağlı boya Üskiidarda Kapı ağası Kaşımağa sokak No, 10 Görmek IstiyenBr: Üsküdar uçkerllic şubesi karsısında 107 No. eve.
854 — 1
YAZIHANE ARANIYOR — Üç odalı, telefonlu ve mümkünse kaloriferli. Müracaat: Beyoğlu posta kutusu 224?. ________________86H - 1
KİRALIK MÜSTAKİL EV — Beyoğlu Osmanbeyde Şulr Nlkâr sokağında 10 odalı telefonlu havadar manzaralı bahçeli geniş salonlu pencereleri perdeli kaloriferden başka bıitün konforu haiz. Tel: 41571. Neşet Şercn. 861
MAÇKADA — Kiralık beş odalı apartman. Galatada kaloriferli möbleli telefonlu bir yazıhane. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu Galata ömer-âblt han 23/2. Telefon: 42308 ___________________________ 885 —
PARAYA İHTİYACI OLUP DA — 4000 liradan yüz bin liraya kadar acele emlâkini satmak lstlyenlerln tapu »enedi ve çaplarlyle birlikte Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna bizzat müracaatları kâfidir. Galata Ömerâblt han 23'2. Telefon 42368 _____________________ 886 -
TÜRKİYE EMLÂK PİYASASINDAN — En küçük kıymetten milyonlara kadar kıymette en İstifadeli emlâki «İze Ferdi Selek Türk Emlâk Bü-, rosu temin eder. Galata ömerâblt han 23/2. Telefon 42368. 887 —
85000 LİRAYA ŞİŞLİDE ŞAHANE VİLLÂ — 110 bin liraya Cihangirde 11 daireli apartman ve binlerce istifadeli satılık emlâk Galata ömerâblt han 23/2 Ferdi Şeleg Türk Emlâk Bürosu. Telefon 42368 888 —
ARSA İSTİYORUZ — Şehrin muhtelif semtlerinde ev, villâ, yalı inhası İçin arsa aramaktayız. Satmak lstlyenlerln çap ve tapu senetleriyle müracaatları Galata Altıncı Vakıf han 33 - 34 Bengü Küçük Evler Yapı vo Satış şirketi._____________910 — ı
KÖYLÜLERİMİZE — Yurt İçindeki köylülerimize lk! oda. samanlık ve ahırdan İbaret bulunan asri köy evlerinin İnşasına başlanıyor. İsteklilerin müracaatları. Bengü Küçük Evler Yapı ve Satış şirketi Galata Altıncı Vakıf han 33 ■ 34 No. 9OT — .1
KURTULUŞTA — Küçük modern apartman satışa çıkarıldı. Tramvaya ve Taksim meydanına hâkim ve nazırdır. Bengü Küçük Evler Yapı ve Satış şirketi Galata Altıncı Vakıf 33 - 34 No. 009 — 1
KİRALIK VİLLÂ — Bcşlktûşla altı odalı, kaloriferli, mobü.Vcll rfrnlze hft-lîl.111 nıil'takij bir villâ kiralıktır. Galato Alilimi Vakıf han 33 - 34
I Bengü İnşaat şirketi. 01S —
ACELE SATILIK EV — Eyüp Olak-çılnr (Abdilrrahman Şeref bey) caddesi 114, 114/1 sayılı bir çatı altında bir tarafı 4 diğer tarafı 5 odalı havadar, manzaralı, elektrik, kuyusu İle bir miktar ağaçlı bahçeli İki ev satılıktır. Görmek İsteyen içindekilere, görülmek için Sultanhamanı Aşlr Efendi caddesi Dilsiz Zade han No. 8 Tahsin özgene müracaat. Telefon 22865 880 — 2
KAHVE AÇMAK İSTİYENl.ERE -Mecldlyeköyünde Büyttkdere caddesinde manzarası en İyi ve beş yol ağzında kahve olmağa çok el verişil üç dönüm boğ vî bahçe ve İçerisinde dört odalı bir ev kiralıktır. T: 85390
«79 — 2
KIRALIK — Fabrikaya elverişli 150 - 250 metre murabba üzerinde bir bina aranıyor. Her gün II - 13 arası 21118 No. ya telefon edilmesi.
832 — 2
SATILIK TÜTÜNCÜ DÜKKÂNI -Bakırköy Istoskoııu karşısında pul ve piyango bileti de satan tütüncü dükkânı ehven şartlarla jatıîıktır. Bakırköy İstasyonunda Acar Gişesine müracaat. «84 — 2
21500 BOŞ KÂGİR YALI APARTMAN — Rumeli Boğazda rıhtım bahçeli dört kat dörder oda banyolar gaz saire Galata Büyük Millet han 26. üçten altıya, 889 —
İsviçre'nin
Landis ve Gir
5,000 LÎR.ADAN 500.000 LİRAYA -Kadar emlâk almak ve satmak ve ipotek yapmak lstlyenler kârlı İşi oltıp drvlr reva ortak lstlyenler Beyoğlu rftHiı» Parmak kap» radde üze-rtnn- No. 4 knr 7 Ruhinle!
Er 'ıırit Öuai'1 ■> mora
c-Ji. lu. -u^U. 207 —
12006 BOŞ APARTMAN — Beyoğlu Torlabaşı elvan dört kat İkişer oda hol 209 Ura getirir. Galata Büyük Millet han 26. Üçten altıya. _________________________690 -
BATİLIK DÜKKÂN — Galata, Mahmııdly» otıddesl No. 94. Mllraoa- , at: Beyoğlu. Aynalıçeşme Keramet sokak No. 2 893—2
DEVREN 8ATILTK BAKKALİYE MAĞAZASI — Bomontl tramvay durak yerinde Ebe Kızı sokak 9 numaralı Akvüz Bakkaliyesi. Müracaat: Galata Fermeneciler caddesi No. 155 Necmettin Akyüz. 002 — 2
GÖZTEPE — Tütüncü Mehmet Et. caddesinde her türlll inşaata elverişli 1.5 dönüm arsa sanlıktır. Pan-gnltl Zsı fer Bnkak No. 28 Bahri Söylere.____________________»99 — 2
14000 LİRAYA SATILIK EV Pan-galtıda tramvaya 2 dakika, kârglr. 5 oda, bahçe 1-4 kadar Oalatada Demir hnn No. 23 e müracaat. _________________________897 — 2
6000 I.tRAYA MAKTUAN SATILIK KÂGİR EV — Tedlyatta kolaylık. Beyoğlu Refik Saydam caddesinde 6 oda banyo, 1 - 4 o kadar Galatada Demir han No. 23. 898 — 2
KİRALIK ODA — Bakırköy'de Zuhurat Baba caddesinde No. 22 de, Istasynoa beş dakika mesafede bahçe İçindeki evde.___________900 —
R - MÜTEFERRİK
ORTAK İSTYENLERE — Ticaret işlerine vakıf. 5000 lirası olan bir bay kârlı bir İşe ortak girmek Istlvor B B S. remzine 854 —
ÇOCUĞUNUZUN - Ders yılı sonundaki muvaffakıyetslzllfiint şimdiden önllyeblllrslnlz. Bilhassa eleme İmtihanlarını hazırlamakla tanınmış hususi matematik öğretmeni He bir defa görüşünüz. Telefon: 41694. _________________________862
FRANSIZCA VE İNGİLİZCE — Lisanlarında İhtisası olan yüksek tahsilli. AvrupalI bir bayan İngilizce hususi dersler vfrmcktedlr. İsteklilerin Akşamda «W.W. İngiliz öğretmen» e müracaatları.____________891 — ı
ALMANCA DERSLERİ — Bir AvrupalI öğretmen üniversite İlse talebelerine ve hususi ders alacaklara iyi ders verir. Pratik ders verir her yere gider. Frau Slftar Taksim Hoca Zade sokak ıı kat 3 871 — 5.
ANGLO, ARAP — Yarış kazanmış bir kısrak satılıktır. İsteklilerin Akşam gazftcsin.de Kısrak rümuzuna ı mektupla müracaatları. 878 — 2
LİSE MEZUNU — Yedek subaylığını bitirmiş 25 yaşında ciddi bir genç 3 ilâ 5 bin lira sermaye koymak ve işde filen çalışmak üzere İşler halde bulunan bir teşebbüse ortak olmak İstiyor. Kuvvetli referans verir. Akşnmdn (M. E. T.) ye mektupla müracaat. 905 —
TIP FAKÜLTESİ — Son sınıftan bir genç, orta ve ilse öğrencilerine İnglllzc- dersi verir. Her yere gidebilir. Tıp Talebesi remzine. 906 — 2
MEKTUPLARINIZI ALDIRINIZ
Gazetemiz idarehanemi ıfirSi ıiinrak cAstermis niran karilerindi* den
Tercüme — Engllsh LessonS — KG — S.H 505 — H.R.B — A.B.C — Mütercim
Ç.K — F.D — Uzman — Ru-lk — K — A.T — A.E -
namlarına «eten mektüfılsn Ida-ı rehanemlzdcn aldırmaları rten
olunur.
ELEKTROMEKANiK
A. Naki Erenyol eshamdı komandit ortaklığı
en maruf
Trüb, Tanker
Elektrik öiçii âletleri
Elektrik sayaçları fabrikalarının
UMUM TÜRKİYE MÜMESSİLİ Her türlü İzahat İçin müracaat yeri: İatânbul, Galata Karaköy Telgraf: Atomer Palas 4. üncü kat. No. 1 Telefon: 42780
-----SüMERBANK----------------
İplik Dokuma Fabrikaları Müessesesi Müdürlüğünden
Pamuk İhtiyaç Sahiplerinin Dikkat Nazarına:
606 sayılı koordinasyon kararı ile hükümetçe pamuğa el korunası üzerine İstanbul, İzmir., Adana v# Ankara’da münteşir gazetelerle yayınlanan llânlaruııızla da bildirildiği gibi her sınıf ihtiyaç sahiplerine yeter miktarda ve hattâ fadasllt pamuk tahsisleri yapılmış Ve 1/10/045 tarihinden İtibaren bu hususa ait müracaatların Adana, Ege Pamuk Satmalına Müdürlüklerimizle Bakırköy Bez Fabrikası Müdürlüğü tarafından karşılanmasına başlanmıştır.
Buna rağmen bazı gazetelerde ne maksatla ortaya atıldığı anlatılmayan femr ve İstanbul piyasalarında (PAMUK KARABORSADA) bnşlıkları altında bnzı yayınlarda bulunulduğu görülmüştür.
Sayın İhtiyaç sahiplerine bu gibi esasiMi haberlere inanmamaları ve yukarıda bildirilen mali railerden pamuklarını derhal tedarik etm*le-ri tekrar Hân olunur.-
f
Patla şiş***^ ke"*1
râdyokârbon
tablail*"
☆ Mide, barsak ve vücutta birik- \
miş yağlara, gazlara, toksinlere karşı 1
^kullanılır _________________
İlân 7 ashihi
Dünkü nüshamızm son sahifesinde neşredilen
Tiirk Deniz Ticareti Anonim Şirketi
İlânının 3. üncü Satiri
Müeasûlert Heyetinden:
olduğunu yazılacak lkea sehven (Müesseseler! heyetinden) şeklinde yazıldı. Keyfiyet tavzih ve tashih olunur.
— HUSUSİ .........—%
ŞİŞLİ TERAKKİ LİSESİ müdürlü Günden s
Yuva kısmımıza öğrenci kaydına devam edilmekte olduğu bildirilir.
Yataklı Vagonlar Türkiye Temsilciliğinden ANKARA
GAR GAZiNOSUnda
HER AKŞAM
,t, Yanko orkestrası ve meşhur Caz Kralı Mac Ailen J
Nefis yemekler — Muntazam servis — Düğünler için salonlar.
Dil ve Tarih ■ Coğrafya Fakilltesindsn
Fakültemizden 1943 44 yılında mezun olanların diplomaları düzenlenmek üzere bilgililerin vesikalık ikişer fotoğraf ve iki llra-lık pul göndermeleri, (14611)
Galatasaray Lisesi Müdürlüğünden
Paralı yatılı talebemizin aralık 945 taksitlerinin tahsilin» başlanmıştır. Zamanında yatırılması lüzumu ilân olunur, (14662)
Comments (0)