Birleşik Amerikaya yeniden 3 milyon elektrik ampulü ısmarlandı
A
Sene 28 — No. B713 — Fiat-1 her yerde 10 kuruştur.
Alnı açık, vicdanı temiz Türkiye
Üzerinde ısrarla durulan harb suçları arasında, Almanyanm tecavüzünü mümkün kılmak su-retile Avrupanın viraneye dönmesine sebep olmak varsa 1939 da Hitler’i saldırışa teşvik eden harb suçlusu devlet, her halde Türkiye değildir. Çünkü Türkiye. - o tarihte, Almanya île savaşa giren İngiltere ve Fr an sanın müttefiki idi. Hattâ başkaları mu-eaffer Almanya ile acele ganimet paylaşırken, yalnız başına kalmış İngiltere ile beraber olduğunu söyleyen tek devlet Tür-kiyedir.
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü «henüz söylenmiyecek sırlara dokunmamağa çalışarak^ Türkiyenin ikinci dünya harbinde Birleşmiş Milletler dâvasına hizmetlerini belirtti ve hükmünü, hâdiselerin çözülüp kırılmaz mantık zincirine bağladı.
Devlet Başkanı, zaferle neticelenmiş bir harbin Türkiye bakımından bu geçmiş hesabını vermeğe neden lüzum gördü?
Türk milleti. Müttefiklerin bu zaferine ettiği hizmetleri hatırlatarak mükâfat dağıtımı gününde l-.arcadıklarmın karşılığım mı isliyor. Cumhurbaşkanı böyle b:r iddiayı reddetti ve dedi kİ: «Karanlık günlerde beraberdik. Zafer günlerinde ganimetten hisse almak dâvamız yoktur ki fırsattan istifadeyi düşünelim... Eskiden kaybettiklerimizden ve yeni İhtimallarden hiç bir şey işt''meksi7’n elimizden geldiği kadar faydalı olmağa çalıştık.»
Türkiyen’n haıbdekl hizmetlerinin açık hesabını veren, cartalet hissi olan her insana ve her cemiyete karşı Türkiyenin ahu açık ve temiz vicdanla, bakacak durumda, olduğunu söyleyen Devlet Başkanı, bir şey İstemek için değil, Türkiye hakkında türlü emeller besleyenlerin bu geçmiş yakın hâdiseleri Türkiye aleyhine propaganda silâhı gibi kullanmalarını önlemek istem’ş, bilerek b'.lmlyerek ileri sürülen haksız tenkidi eri Bifıra indirmiştir.
Türkiyenin harb dışı durumunu. Almanya ile dostluk andiaş-ması imzalamış olmasını, işler İyiye doğru gittikten sonra ten-kid vesilesi yapanlara karşı İsmet İnönü şu iki susturucu cevabı veriyor: 1 — Biz Almanya île andlaşma imzaladığımız za-ynan Almanlarla Sovyetler arasında harb çıkmamıştı ve Sovyet Rusya çok daha önceden Almanya Ue bağlanmıştı. 2 — Biz Almanya ile andlaşmayj imzaladıktan sonra dahi Sovyet Rusya, İngiltere, Amerika hükümetleri bu siyasetimizin zarurî olduğunu soyliyerek . Türklyeyl resmen takdir etmişlerdir.
Cumhurbaşkanı diyor kİ: «Tenkldler, kara günler geçtikten sonra sunî olarak meydana çıkarılmıştır.»
Niçin?
Son zamanların bazı olaylarımı hatırlamak, uzun ve ince araştırmalara girişmeden, her vatandaşın bu sualin cevabını kendi kendine hemen bulmasına yeter Banın z. .
Türkiyenin, Müttefikler dâvasına, kara günlerde en değerli hizmetlerile beraber, harb dışın-Îla kalmış olması memleketi ve ailletl büyük felâketlerden kurardı, Harbe girmiş. İstilâya uğ-famış memleketlerin bugünkü manzarasına baktığımız; zaman yalnız harabeleri ve sefaletleri fleğil, düşman işgalinden kurtarılan bu milletlerin, bu kurtuluştan çektikleri harbden beter tnaddl mânevi cezalan görerek kiyasetimizin İsabetini bir kere Baha anlıyor, bin kere şükrediyoruz,
Türkiyenin harbdekl hizmetleri unutulmuş değildir, Türkive-hln suçu. Müttefiklere yardım etmek İçin harbe girmemiş olması değil; harbe girip harbe
Necmeddin Sadak (Baş tarafı ', inci sahifede)
CUMARTESİ 9 Kasım 1940
Büyük nutkun hariçte akisleri
Nutuk, hariçte çok müsait tesirler uyandırdı
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün Büyük Millet Meclisinin açılışında söyledikleri nutuk, hariçte çok müsait tesirler uyandırmıştır. Bütün ecnebi radyoları, İsmet İnönü’nün nutkundan büyük parçalar alarak yayınlamışlardır.
Sofya 2 (AA.) — Bulgar ajansı bildiriyor:
Bugünkü Bulgar gazeteleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin açıkçında Cumhurbaşkanı ekselans İsmet İnönü tarafından lradedllen nutuktan geniş parçalar neşretmlşlerdlr.
Paris 2 (R.> — Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk açılış celsesinde Cumhurbaşkanı İsmet İnönü mühim bir nutuk söylemiştir.
İsmet fnöntl, Türkiyenin gerek arazisi ve gerek haklarından hiçbiri üze-
rinde fedakârlıkta bulunamıyocağını bildirmiş, Türkiyenin kimseye de borcu olmadığını söylemiştir.
İsmet îrıönll, Tilrklerln şerefli insanlar olarak yaşıyacnklarım ve şerefli İnsanlar gibi öleceklerin! bildirmiştir.
Beyrut 2 (R.> — Türklya Cumhurbaşkanı İsmet İnönü dün Büyük Millet Meclisinin açılışında mühim bir nutuk söylemiştir.
İsmet İnönü, açılış nutkunda, Tür-ktyenin açık alın v« temiz bir kalb He İstikbale baktığını, harb seneleri sırasındaki askeri hazırlıkların Mihvere müteveccih olduğunu, Türk topraklarından ve haklarından hiç kimseye verilecek bir borç olmadığını bildirmiştir.
Arap menileketlerinde Yahudi aleyhtarlığı
Kahire ve İskenderiye'de kanlı nümayişler oldu
İki şehirde 590 kişi yaralandı, bir çok kişi de öldü
Londra 3 CR.) ■— Dün Kahire ve İsken der İyede Yahudller aleyhinde şiddetli ve kanh nümayişler olmuş, nümayişçiler Yahudi mağazalarına da hücum ederek tahrip ve yatma etmişlerdir. Mısır hükümeti butun, polis kuvvetlerini istimal etmek zorunda kalmıştır. Kahlrede nümayişçilerden 300. polislerden 00 kişi yaralanmıştır. İskenderlvçde ise 8 kişi ölmüş, 200 kişi de yaralanmıştır. Dün akşam Kahire ve tskenderivede sükûn avdet etmiştir. •
Mısır Başbakanı Nakraşl paşa nümayişlerin en şiddetli devresinde vaka mahalline gitmiş ve Asayişin elde edilmesi İçin bizzat çatışmıştır. Bll-
flhara çıkarmış olduğu bir demeçte Nakraşl'paşa, halka sıikûn tavsiye etmiştir. Nizam ve Asayişin korunması için gereken tedbirler alınmıştır.
Beyrut 3 *R.) — Dttn Kahlredp Ya-h udiler aleyhine yapılmış olan şiddetli nümayişler sırasında Yahudi mağazalarından birçoğu u çok tah-rlbedlldlğl gibi, bir sinagog yakılmıştı r. Burada bulunan Yahudi dini kitapları da ateşe verilmiştir.
Nümayişler bilhassa Elahzar mahallesinde çok şiddetli olmuştur. Polise alt oparlörlü otomobiller sokaklarda dolaşarak Müttefik erlerinin kışlalarına gitmelerini emretmiştir.
Akşam üzeri nümayişler yatışmıştır.
Rumen Çifçi liderinin beyanatı
Balkanlar ve Japonya meselelerimle terakkiler
Stadın, Balkanlar meselesinin süratle halli arzusunu Amerika hükümetine bildirdi
Vaşlngton 3 (R.) — New - York
Times gazetesinin Romanya'daki muhabiri, Romanya'daki durum hakkında gazetesine uzun bir mektup ve Rumen milli çlfçt partisi başkan muavini ile yaptığı bir mülâkatı göndermiştir.
Rumen milli çlfç! partisi başkan muavini, Oroza hükümetini bir Quls-llng hükümeti diye tavsif etmiş, yaban cılsr için çalıştığını «JyUyerek. memleketi Groza hükümetinden kurtarmak İçin Müttefiklerden yardım İstemek lâzımgeldlğlnl Groza’nın Rusların âleti olduğunu v« İtalya'da olduğu gibi mütareke şartlarını hafifletmek İçin hiç bir başarı göstermediğini söylemiş ve şunları İlâve etmiştir:
— Ruslar, Romanya'yı terketm*z-den evvel serbes seçimlerden bahsetmek mânasızdır.
B. Pepper’in beyanatı
Londra 3 (R.) — Amerika Ayanından B. Pepper Belgrad’dan buraya gelmiş ve gazetecilerle görüşmüştür. B. pepper, Amerika’nın Romanya’nın kendi dostu olmasını istediğini far-zetmcnln hata olduğunu Romanya ile Rusya ararında sıkı bir dostluk bulunmasını hlUpü .suretle kabul edeceğini ve Rusya'ya dostluk hisleri beslemJyecek hiç bir Rumen hükümetini tanımiyacağını söylemiştir.
İktisat sahasında Rumen Rus işbirliği
Londra 3 ( R.) — Tkl yeni Rus -
Rum'n şirketi kurulmuştur. Şirketlerden biri bir banka kuracak Rus -
Rumen ticaretin! destökllyecek diğeri d# Romanya’da havacılık seferlerini lnhlsan altına alacaktır.
Romanya ticaret gemilerinin ve petrollerden müştereken işletilmesi İçin d« Rus - Rumen şirketleri kurulmak Üzeredir.
Vaşlngtou 2 (AA.) — Diplomasi âleminin yetkili makamları, bugün. Vaşlngton’la Moskova arasındaki müzakereler neticesi. Balkanlar ve Japonya meselesi hakkmd* ban! terakkiler kaydedilmiş olduğunu söylemektedirler.
Bu hususta kaydedilen belli başlı gelişmeler şunlardır:
1 — Zannedildiğine göre, Mareşal Stalln, Japonya hakkmdak! plâna benzer bir plânın bir parçası olarak Balkanlar mesel minin sürafle halli hakkındaki arzusunu Bfrelşlk Amerika’ya bildirmiştir.
2 — Dışişleri Bakanlığının bildirdiğine göre, Tokyo'da bir Müttefik bürosunun kurulması hakkındaki Sovyet teklifinden sonra. Japonya meselemin Uzak Doğu konseyinin 10 üye M tarafından değil, fakat, dört büyük devlet tararından halledilmesi lcabedeeeği anlaşılmakatdır.
HAFTA KONUŞMASI
Vitrin satası-Vitrin cefası
Yazan: Refik llalld Karay Yarınki AKŞAM’da '
a. 01HAN HARBİ
VB
TÜRKİYE
O en «r «i H. E. Erkllet'ln bu harbin ve harb jonracmn Türklyeyl İlgilendiren türlü siyasi meselelere aJd görüşlerin! anlatan bu kitabım okuyunuz. Flntl 200 Kuruş.
tNKTLAÂP KİTABE VÎ
Sahibi: Necmeddln Badûk — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
B. Attlee 10 kasımda
Vaşington’a varacak
Vaşington’da bir hafta kalacak ve
. Kanadaya uğradıktan sonra 24 kasımda Londra’ya dönecek
Londra 8 (R.) — İngiliz Başbakanı B. Attlee, D kasım cuma günü akşamı Londradan uçakla hareket edecek ve 10 kasım cumartesi günü Vaşlngtona varacaktır. Başbakan Amerika hükümet merkezinde İS kasıma kadar kalacak, o gün Kanadaya giderek 24 kasımda Londray* dönecektir,
İngiliz heyeti muhtemel olarak İS âz adan mürekkebolacaktır.
M. Attlee İla beraber İngiliz atom
enerjisi komitesi şefi SIr John Ander-son, Dışişleri Bakanı muavini M. Nevine Butler ve tngllterenln Ban Francisco asker! meclisi başkanı General Frlc Jaco da Vaşlngtona gidecektir.
Mareşal Slr Arthıır Tedder murahhas heyetine Vaşlngtonda İltihak edecektir.
Lord Hallfax ve Mareşal Maltland Wllson da müzakerelere iştlr&k edecektir.
Atom bombasına dair Moskova’nın fikri
“Atom bombası sırrını muhafazada ısrar etmek cebir siyaseti gülmek ve beşeriyeti tehdidetmek demektir,,
Londra 3 (R.) — Moskova radyosu. «Yeni Zamanlar» adlı 6ovyet dergisinin atom bombası hakkında bir makalesini yayınlamıştır. Harb esnasında adı «Harb ve işçi Sınıfı» olan ve harb bittikten sonra İsmini «Yeni Zamanlar» a çeviren bu derginin makalesini Moskova radyosu İngilizce yayınladığından. Anglosakson milletlerine hltabctmek istediği anlaşılmaktadır.
Dergi, atom bombasının milletlerarası bir kontrol altına alınması İle yeni bir silâh yarışına mâni olunamı-yacağını, zira Truman’ın söylediği gibi, bombanın milletlerarası bir kontrol altına alınmaslle İmali sırrının bpşkalanna ifşa edllmlyeeeğlnl ve bu sırrın yalnız Amerika U» İngiltere arasında paylaşılmak istendiğini kaydederek, atom bombası sırrının muhafazasını ve açığa vurulmasını İstl-y eni er arasında çıkan İhtilâfa İşaret etmekte ve atom bombası aırrıntn llft-nlhayct saklanamıyacağını. bu silâhın harb sonrası meselelerini tesviye edecek bir vasıta olmayıp mlüetlet-affısı münasebetleri zehirlemekte bulunduğunu İddia eden New-York He-rald Tribüne gazetesinin bir makale-
Ekonomik kalkınma
Ulaştırma Bakanlığına
75, Tekel Bakanlığına
53 milyon lira tahsi» edilecek
Ankara 3 (Telefonla) — Hükümetin harb sonra» ekonomik kalkınma programı çerçevesi dahilinde olmak üzere Ulaştırma Bakanlığı tarafından 75 milyon liralık bir proje hazırlandığım evvelce bildirmiştim. Bu projeye göre, ticaret filomuza yeniden 800 bin ton hacminde 80 gem! katılacaktır. Bu gemiler Liberty tipinde olacaktır.
Gümrükler ve Tekel Bakanlığı da beş senede tatbik edilmek üzere 53 milyon liralık bir program hazırlamıştır. Buna göre bira istihsali yılda 18 milyon litreden 70 milyon litreye, snrap 10 milyondan 60 milyon lltere-ye çıkarılacaktır. Ayrıca ClbaU fabrikası büyüklüğünde bir tütün fabrikası ktırulacBkfir. Bir şişe fabrlkaslle ayrı bir bİTa fabrikası kurulması da düşilhülüyor.
sini İktibas ederek mütalâasına şöyle devam etmektedir:
«Yeni silâhın müdafaa değil, bir taarruz silâhı olduğu bellidir. Bu sırrı muhafazada ısrar etmek, silâhla tehdldederek cebir siyaseti gütmek ve beşeriyet! tehdidetmek demektir. Tecavüz ve müdafaa silâhları esrarı yklıuz bir memlekete münhasır kalamaz. Er geç keşfedilmeğe mahkûmdur. Bu. değişmez bir kaJde-dir. Yeni silâhların yardımlle dünya hâkimiyetini başarmak akamete mahkûmdur. Atom vasıtaslle dünyaya verilecek yeni devirden hayır beklenemez.» ,
Vaşlngton 3 (AA. t — Plerre Avger ve Nlels Bohrun adlarındaki Fransız ve DanimarkalI 2 bilginin, atom bombasının sırrını hükümetlerine bildirebilecek durumda bulunduklarını Chicago üniversitesinden M. Harold Urey açığa vurmuştur.
Her İki bilgin, atom bombasının imaliyle neticelenen çalışmaları kontrol etmekle tavzif edilmiş olan İngiliz komisyonunu dahil bulunuyorlardı. Bu bilginler, otom bombasının İmal usulünü tamamlyle bilmektedirler. Halbuki Amerikan bilginleri sadece husus! sahalarda araştırmalar yapmış oldukları İçin onların bu İşteki bilgileri kısmi kalmaktadır.
M. Harold Urey. atom enerjisi sırrının birçok memleketlerde bilindiği bir dünyada demokrasinin yaşıyamı-yacağnıı İleri sürmekte ve milletlerarası bir teşkilât kurulmasını İstilzam etmektedir.
DİKKATLERİ
Türkçeya hürmet
Türkçe, bir İnkılâbın İstikrarsızlığı içindedir; o başka mevzu. Fakat Türkçenln istikrar etmiş tarafları var İd, onlara olsun dört elle sarılmalıyız; bari bu suretle sabit bir noktaya sahip olalım.
Son milli bayram veslleslle şehrin büyük meydanlarına asılan kırmışı bandlardakl vecibelerde bir ilkokul öğrencisinin bile kolaylıkla gözilne batacak imlâ yanlışları vardı.
Bunlar Üstünde olsun titiz davranalım; Tilrkçeye hürmet-kâr olalım.
Boğazlar meselesi
Amerika, görüşünü bir nota ile hükümetimize
metimize bildiren Amerikan büyük elçisi B VBson
Ankara 3 (Telefonla ) — Amerikanın Ankara büyük elçisi M. E. WJson dün saat 15.30 da Dışişleri Bakanı B. Haşan Sakayı ziyaret ederek bir müddet görüşmüş ve bu arada Amerikan hükûmetintn Boğazlar hakkından görüş ve fikirlerini bildiren bir not i İştir.
Alman silâhlan
Parla 3'(A.A.ı — Müttefiklerin lab-ribetmek niyetinde bulundukları boa Alman silâhlarından bir kısmını lstt-yen Fransız hükümeti,, bu İsteğinin yerine getirilmesi İçin siyasi yollardan ısrarda bulunmuştur. Fran sızlar bilhassa, havacılığa alt malzeme, 50 avcı bombadıma n uçağı, 350 taşıt uçağı, 2800 talim uçağı, 2,000 plânör' ve 5,000 uçak motörü İstemektedirler. Kara harb malzemesi olarak da Fransa 250 bin tüfek. 500 tank. 2300 top ve mühim miktarda istihkâm malzemesi, dürbün ve optik âletleri, radyo ve sıhhi malzeme İstemektedir.
SULH DEÖİL MÜTAREKE
Yazan: Halide Edib _ Adivar Beşinci sahlfemizde okuyunuz
Günler Geçerken
Ayak lüksü
Dış memleketlere kadın çorabı İhraç edileceğine dair gazetelerde bir haber okudum. Doğru İse harb zamanının kaba, kalın çoraplarından bıkmış olan dünya kadınlarını Uk bakışta sevindirmiş olacağız Vitrinlere konan bu, Örümcek ağından ince, buğu kadar hafif, varlığile yokluğu şüphe götürür nazenin şeyleri ayaklarına, geçirmek arraslle kadın yürekleri çarpıntılara uğrı-yacak ve gözlerde hırs ışıklan yanıp sönecek: hattâ belki de çoraplar sulhun müjdecisi sayılacak. Ne pahasına olursa olsun alacaklar. giyecekler ve yürüyecekler. İşte madalyanın ters tarafı o zaman meydana çıkacak. Her taraftan «Kaçtı! Kaçtı?» sözleri İşitilecek ve tırnakları boyalı parmaklar, boyanmış dudaklı ağı»-lıırda götürülüp ıslatıldıktan sonra çorap yaralarına sürülecek, eski dert tazelenecek... Epeyce çekiştirileceğizî kulaklarımı» fazla çınltyacak!
Satıaat şubesinden İlk İhraç eşyası olarak yabancı piyasalara bizim de el aınan çektiğimiz kadın çorabının sürülmesine bu cihetten memnun değilim. Türk malının çürüklüğü ve dayanıksızlığı hakkında kötü bir propagandaya yol açması ihtimali çoktur. Hem de haksız yere... Zira o derece İnce dokunmuş, hemen hemen elle tutulmaz, gözle görünmez, ancak eczacı terazisinde miligramla tartılabllecek bir nesneden ne beklenebilir?
Zaten çoğunun adı üstündedir, dumandır, sistir, rüyadır, hülyadır: hiç birinin sağlamlık hususunda bir iddiası yoktur. Şu var kİ güzel şevlerdir; ambnlâjlan, temasları, vitrinde kalıplara geçip burnumuza doğru uzanışları, ayakta duruşları, hepsi hoştur; göz oyalayıcı ve haya! okşayıcıdır. Zaten bu harbde memleketimiz kadar kendisini ayak süsüne vermiş başka bir memleket olmasa gerektir. Değil yalnız Beyoğlu caddesinde Istanbulıın her sokağında en fazla raslanan dükkân hangisidir? Kunduracı ve çorapçı... Şehirde yayan bir gezinti yapıp da eve döndüğüm itinan kafamın İçinde bin bir çeşit, binlerce kadın ve erkek ayakkabısının Tonk renk çoraplara sanla dolana dansettiğtnl, kaynaştığını görüyor, bir kâbus yorgunluğu duyuyorum. Tıpkı kumarbazın, yatağına uzanınca İskambil kâğıtlarından başka bir şey görememesi, rüyasında bile oyun oynaması gibi.., Bakaîtm bu ayak saltanatı, ayak lüksü ne kadar sürecek?
Refik Halici Karay
Sahile 2
AKŞAM
v KUjUU 1UU




f-HAFTA SONU NOTLARI-'
Demokrasi üzerine
Cumhuriyetin yirmi ikinci yıldönümü gazetelerde tekrar demokrasi üzerine bir takım mütalâalar ileri sürülmesine, tartışmalara tebebüîdv; herke» demokrasiyi kendi anladığı mânada öndü. Tabii kimse aleyhinde bulunmadı. Herkesin anladığı demokrasi barka olmakla beraber devrimi» demokrasinin aleyhinde bulunulacak bir devir değildir. Halbuki bu harb-den ünce -urun bir tarih boyunca demokrasin! fi lehindi: olduğu gibi aleyhinde bulunanlar da görülmüş, ancak demokrasi düşmanlan dünyayı ateşe verdikten sonra bugün herkes oy birliğiyle demokrasiyi över olmuştur. -
Harbden öne» bir Fransız gazclett fikirleri ele alıp onların lehinde ve aleyhinde söylenmiş tösleri karşı karştya getirirdi. Demokrasi ııe dair ola.-ı üste bu hafta elime geçti. Gazete her devirde yaşamı» fikir adamlarına soruyor: ^Demokrasiye taraflar mısınız?' Aldığı cevaplar şunlardır:
Evet
■Demokrasi halk tarafından, halk İçin kurulmuş halk hükümetidir Lincoln
Demokrasi modern cemiyetlerin kuçınamıyocakları bir idare şekildir Geniş bir demokrasi cereyanı
her tarafta kendini gösteriyor. Omın durdurulabileceğini sanmak bir kuruntudan başka bir şey değildir.
Alfred Fmıillie

Asıl demokrasiye yaklaşıldıkça sıkıntı ve karışıklık sebepleri de azalır.
La men nala
Hayır
Ben korsün, çılgın ve kan dökücüsün demokrasi. Ayakların kanda dinlenir, alnın slsier arasında kaybolur. Sen halkın, elinde kırbaç vatandaşlar arasına nifak sokan, barbar önünde çömelen kızsın.
X. Azal»

Demokrasi ancak çok küçük bir memlekette, o da en İyi coğrafi durumda olmak sortiyle gider. Ne kadar kilçilk olursa olsun, insanlardan mürekkep olduğu İçin hatalar yapacak, tıpkı bir papaz mantatl-ruıda olduğu gibi orada da Ceklş-..ıeler sürüp gidecektir.
VoUolre
RUHR HAVZASI VE RUSYA
Sovyetfer, Rhıır’uıı beynelmilelleştirilmesini ve işgale de iştirak etmelerini istiyorlar
Nevyork 2 lA-A.) — Tlmes’ln Va-şlngton muhabiri, Sovyet hükümetinin, Ruhr'un beynelmilelleştirilmesine taraftar olduğunu Birleşik Amerika ve İngiltere hükümetlerine bildirdiğini yazmakta ve Fransa’nın uzun müddettir Müttefikleri' böyle bir teklifte bulunduğunu, fakat Blrelşlk Amerika ile İngiltere'nin bu hususta müzaheretini elde «demediğini hatırlatmaktadır.
Muhabirin kuvvetle zannettiğine göre, bu meseleyi Potsdam konferansında ortaya atmış v» Ruhr'u, Almanya ve Rusya dn dahil olmak üzere biitün Avrupa hesabına İdare ede-» cek milletlerarası bir komisyonun teşekkülüne taraftar olduğunu daha o vakit bildirmişti. Amerikalılar İle ln-giltzler İse, Huşlara, bu mesele hakkında Fransa olmaksızın görllşüle-mlycceğl yolunda cevap vermişlerdi. O zamandanberl Ruslar, diplomatik yolarla bu tekliflerini
ve Ruhr’u idare edecek komisyon tevekkül edinceye kadar bu havzanuı İşgaline İştirak etmek arzularım bll-dlrmlşl erdir»
Muhabir, bu teklifin Londra w Vaşlgton hükümetleri tarafından pek de memnunlukla karşılanmadığını İlâve etmekte, Ruhr’un Almanya'dan ayrılması gerektiği takdirde bunun büyük mikyasta yen! bir muhacerete sebebolacağuıuı kabul edildiğini belirtmektedir. Slclzya'nın, Doğu Prusya’nın ve diğer bölgelerin Almanya'dan ayrılması keyfiyeti binlerce Almanın yollara düşmesine sebebiyet vermiş olduğu içLn İşgal makamları, Almanya’nın bugünkü kararsız vaziyetine herhalde yeni bir âmil ilâve
etmemek arzusundadırlar. Hiç şüphe yok ki. Blrelşlk Amerika hükümetinin bu mesele hakkında vereceği ka-
teyldetmlşler
Rumen - Bulgar maçında döğüş
ran geciktirmesindeki başlıca şebep budur.
Petrole dair Ingiliz Amerikan anlaşması
Anlaşma tasdik edilmek üzere ayan meclisine gönderildi
Vâşlngton 1 (A.A.) — Başkan Tru-man, İngiliz, Amerikan petrol anlaşması metnini tasdik edilmek üzere Ayana, gön d ermiştir. .
Anlaşma metni İle aynı zamanda ve Başkana hitabeden bir mektubunda Dışişleri Bakanı M. Bymes, bu anlaşmanın milletlerarası bir petrol anlaşmasını müzakere için bir konferansın toplantıya çağırılması hususunda hazarlıyacı bir tedbir teşkil ettiğini belirtmektedir. Bu konferansa petrol İstihsal ve İstihlâk eden bütün memleketler İştirak edebileceklerdir. Sİ ekim tarihini taşıyan bu mektupta. Birleşik Amerika İle İngUterenln iki umumi prensip üzerinde mutabık olduklarına işaret edilmektedir. Bu prensipler her mem
Müstakbel yeni dünyaya doğru yürüdükleri için ilerleme halinde clnnlar yalnız demokratlardır Chatcaubriand
*
Demokrasinin büyüklüğü İnsanlığın hiç bir tarafını inkâr ve ihmal etmemesidir.
Vlcfor Hııgo k
Dzmokrûsl, çalışanlar İçin daha idil bir sosyal nizamı vücuda getirebilecek zaruri kalıptır.
Gcornes Rcnard k
Demokrasi mütemadiyen kütleleri aydınlatın.*'. çaresini arar: aristokrasi ise. kuruluşu icabı, tahsil ve terbiyeyi yalnız bir azlığa inhisar ettirmeye çalışır. Çünkü tahsil ve terbiye yayıldı mı imtiyazların
öleceğini pekâlâ bilir.
4. Camegle it
Hükümet sistemleri içinde insana has kabiliyetleri bütün insanlarda birden en iyi şekilde İnkişaf ettiren sistem demokrasidir
Raould Frary it
Demokrasinin gerçekten İyi olan tarafı kuvvetler arasında dalma m-*-»sepiu«ı-sıfır, menfaatler arasında dalma mııhassalam orta bir muvazene kurmaktır. Mevcudiyeti en az hissedilen siyasi rejim bu olduğu gibi öviilmeğe lâyık olun tarafı da budur.
Jean Frtvost
E.mokratik ilerlemeler milletlerarası kinleri azaltmak şöyle dursun, onları gün geçtikçe daha da kuvvetlendirir.
G. be Bon h
Niçin demokrasi irtikâp ve İrtişaya karşı ayaklansın? Bizzat kendiri o İşi yapar. Aşağı tabakanın kölesi olan b- hükümet kurar ve o hükümette her şey haikı aldatmasını ve tahrik etmesini bilen aç gözlü bir azlığa rüşvet dağıtmak esasma dayanır.
Mneken
*
Bir otoritenin saygı değer olması İçin umumi meydanlarda ve aşağı tabakanın el! altında doğması İft-zncgelmez Otoriteyi vücuda getirenler onun baskısı altına girince otorite, bağımsızlığı ile beraber tesirini d kaybeder; rira otoritenin btiskı-nı duyanlar onu kendilerinin vücuda getirdiğin! hatırlarlar,
Tafrıe

Demokrasimizin kötü tarafı körO-körüne ıslahat peşinde koşmasıdır. Bir ıslahat İstenir ve arkasından aşın bir propagandaya girişilir. Karar verilir verilmez de başka bir ıslahat peşinde koşulur. Evvelki gün İstenip dün elde edilenden faydalanılmaz bile. Demokrasinin İsteği Üzerine çıkmış, kuvvetli ıslahat tohumları ihtiva eden, fakat çıkar çıkmaz da bir tarafa bırakılmış kanunların haddi hesabı yokturl._
• Arlsftde Briand
Bugün yabanlar arasında böyle bir anket yapmak püçtilr. Çünkü kimse demokrasinin aleyhinde bulunmağa cesaret edemeî. Fakat eskiden lehinde bulunanlarla aleyhinde bulunmuşlardan barılarının sözlerinde demokrasiyi sevenler için faydalanılacak taraflar yok değildir.
Şevket Rado
Cumhuriyet bayramı münavebe file tebrik telgrafları
Ankara 2 — Cumhuriyet Bayramı münasebcHle Amerika Birleşik devletleri Başkanı İngiltere Kıralı, Sovyet Yüksek Sârisi Başkanı, Arjantin Cumhurbaşkanı, Belçika Kıral naibi, Brezilya Cumhurbaşkanı. Bulgaristan Kıral naipleri, Çekoslovakya. Çin. Flnlânrllya. Meksika Cumhuriyetleri balkanları, Fransa Muvakkat hükümeti Başkanı General de Gaulle, Irak Kıral naibi, İran Şehlnşahı, İsveç Kıralı. İtalya Kıral naibi, Mısır, Romanya, Suudt Arabistan Kırallan, şarki Erdün EmîrJ. Yunanistan Kıralı İle Cumhurbaşkanı İsmet İnönü arasında samimi tebrik ve teşekkür telgrafları teati edilmiştir.
Deprem bölgelerinde yapılacak evler
Yer sarsıntısından zarar gören böl-«lerdekl halk ve köylü yapılarının fer sarsıntısı talimatnamesine uyar Dlr şekilde yapılmasını sağlamak maksadlla Bayındırlık Bâkanlığmcn bastırılan resimlerden yeter miktarda vilâyetlere gönderilmiştir. Bunlar, fi, İlçe ve bucak merkezleriyle köy-fcrde köy odaları, okullar, genel toplantı yerleri, hükümet konaklarlyle diğer münasip yerlçre asılmak eure-ttyl« halkın istifade etmesine çaiışı-
Ankara bölgesi basın kongresi toplandı
Ankara 2 (AA.) — Türk Basın Birliği Ankara bölgesi üçüncü alelâde kongresi toplanmıştır.
Kongre başkanlığına İsparta milletvekili Kemal Turan seçilmiş ve başkanlık kâtiplerinin ayrılmasından sonra gündemdeki maddeler görüşülmüştür.
Samimi bir bava İçlnda geçen bu toplantıda basın mesleğini ve mensuplarını yatandan llglllycn birçok konular üzerinde delegeler görüşlerini anlatmışlar ve dileklerini bildirmişlerdir
Kongre, bu dileklerin ve görüşlerin Birliğin genel kongresine delegeler vasıtasile bildirilmesini kabul eylemiş ve yeni İdare.heyetli* haysiyet divanı ve genel kongre delegelerini seçerek toplantısına son vrmlştlr.
Ankara 2 — Ankara bölgesi basın kongresi sonunda yapılan seçimlerde bölge İdare heyetine aldıkları rey «-raslle Mekfcl Balt Esen. Mümtaz Faik Fenik, Bilâl Akba. Mecdt Sayman ve Kemal Zeki Gençosman serilmişlerdir'.
Sanayii teşvik kanunu
Ankera 3 (Telefonla) — Ekonomi Bakanlığı sanayi umum müdürlüğünün teşviki sanayi kanunu etrafındaki İncelemeleri bitirmiştir. Bir çok özellikleri olduğu öğrenilen proje Bakanların incelemesine sun u m uş t ur
Amerikaya 3 milyon ampul ısmarlandı
Çunklng 3 (AA.) — Hükümet kaynaklarından alman malûmata göre. 100 bin Çinli komünist askeri, Kuzey Şansl'de Tatung'a hücum etmektedir. Diğer taraftan 20 büı kişilik bir komünist kuvvet! de Kwelsnl eyaletinin idare merkezine karşı taarruz halindedir.
Dördüncü komünist ordusunun bel-
Bukreş 3 IAA) — Bulgar - Rumen takınılan arasında dün yapılması kararlaştırılmış olan milletlerarası futbol maçının yapılmamasına karar verilmiştir. Bunun sebebi, geçen pazar günü bn iki memleketin milli takımları arasında yapılan maç cs-nasındn çıkan hâdise üzerine Rus ,Bbaşît\n^î^^’çin*ÎFe Mançuri
(tevriyelerinin nizamı korumak İçin korkutmak maksadlle makineli tüfek kullanmak mecburiyetinde kalmış olmalarıdır.
Pazar günü hâdise, Bulgar futbolcularının fistüste yaptıkları nizamsız hareketlere kızan ve halkm teşvikinden cesaret alan Rumen futbolcularının Bulgar oyuncularlyle dövüşmeğe kalkmaları Üzerine olmuştur. Rus kıtaları ancak birçok kişinin yaralanmasından sonradır kİ ntz&nu sağ-liyabllm işlerdir.
Kızıl ordu Çekoslovakya-da gayri mahdut bir zaman kalacak
Prag 2 (A.A.) — Krzılordunun Çe-k(MİovakyacIa gayn mahdut bir zaman İçin kalacağı bildirilmiştir. Sovyet makamları Çekoslovak Başbakanı M. Flerllngerl bundan haberdar etmiştir. Terhis dolayislle bazı birliklerin mevcudu azaltılmıştır.
arasında bir mânla teşkil etmek üzere askeri ehemmiyeti haiz mevzileri İşgal etmektedir.
Çunklng hükümetinin sözcüsü, komünistlerin askeri teşebbüsü elde tutmalarına sebep olarak Merkezi hükümet kuvvetlerinin henüz taarruza geçmemiş olduğunu beyan etmiş ve hükümetin müzakere yollyle her hangi İç savaşı önlemeği ilmldettlğlnl İlâve eylemiştir.
Belediye seçimlerinde işçi partisinin ezici muvaffakiyeti
Londra a (AA.) — İngiliz Belediye seçimlerinin saat 13 te beli! aday neticeleri şudur:
İşçi partisi 822 üyelik kozanmış ve 21 üyeliği kaybetmiştir. Muhafazakârlar 21 üyelik kozanmış ve 404 üyeliği kaybetmişler: liberaller İse S üyelik kazanmışlar ve 349 üyeliği kaybetmişlerdir.
Berlînde tifo vakaları
Berlin 3 (A.A.) — Bugün bildirildiğine göre. 22 ekimde «Ona eten hû T ta zarfında Berlin’de 758 tifo ve para tifo vakası kaydedilmiştir. Yine aynı hafta İçinde tifodan ölenlerin sayısı 67 yi bulmuştur. Bir hafta zarfında kaydedilen yeni difteri vakaları da 480 dir. Buna nazaran, gfçen haftaya nispetle kaydedilen vaka adedi 3 fazladır.
lekelin kendisine lüzumlu olan petrol stoklarını serbes rekabete dayanan ve fark gözetmeden ticaret esasları üzerinden temin •’debllnıc-sl ve müstahsil memleketler menfaati*tinin İktisadî terakkiyi mümkün kılmak bakımından korunmasıdır.
Londra 3 (R-l — İngiliz - Amerikan malı ve İktisadî müzakerelerinde görüşülmekte olan teklifler hak-kinûakl nihai karar, Ingiliz Başbakanı B Attlee Vaşlngton’a geldiği zaman alınacaktır.
Londra 3 (AA.) — Yakıt Bakam, İngiltere tarafından kontrol edilen kaynaklardan İspanyaya tahsis ed'Ien petrol kontenjanlarının fazla!aştnıl-masının derpiş edilmediğini bildirmiştir.
Ankara 3 (Telefonla) — Memleketin ampul İhtiyacını karşılamak İçin yabancı memleketlere, bn orada bilhassa Amerika'ya çok miktarda ampul alparlş edilmiştir. Amerika'dan gelecek ampullerin şimdiki ampul flütlerinden çok daha ucuza mal edileceği umulmaktadır. Ticaret Bakanlığı şimdiden yaptığı bir ampul dağıtım pl&nı ile bir buçuk milyon ampulün dağıtım esaslarını tesblt etmiştir.
Bakanlık, bu hususta hazırladığı projeyi birliklere bildirmiştir. Gelen ampullerden evvelâ resmî dairelerin ihtiyaçları, sonra da kararlaştırılan tahsis miktarı üzerinden illerin İhtiyaçları giderilecektir. Yapılan ampul siparişi tutarı 3.000.000 u bulmuştur.
Kara »ilbaylarının elbiselerinde değişiklik
Ankara 2 — Ererin elbiselerinde ynpılan tadilâttan başka kara subaylarının elbiseleri de değiştirilecektir. Subaylar gömlek giyecekler ve kır a vat bağlıyacaklardır. Ceketleri-nln yakalan da açık olacaktır.
B, Truman’ın yeni nutku
Vaşlngton S f A.A.) — M. Truman. gelecek pazartesi toplanacak olan İşçi ve patronlar konferansının açılışında bir nutuk söyllyecektlr
İki yeni ilkokul daha açıldı
Dün İstanbul’da biri Can’.vırtarsn-da diğeri Koska'da olmak üzere yeni İlkokul açılmıştır.
Maden araştırmaları
Ankara 3 (Telefonla) — Maden tetkik ve arama enstitüsü yer altı cevherlerimi» hâkkında yeni ve önemli bir karar almıştır. Bu karara göre kuzey Türkiye'de 133 AOç kilometre karelik saha İçinde bulunan 1135 madenin devlet işletmesine elverişli olup olmadığı İncelenecektir. Erişti t ü bundan ayrı etarak Amerika’ ya sipariş edilen âletler gelir Belmc2 Güney Türkiye, Trakya. Karadeniz kıyıları ve Orta Anadolu'da petrol jeolojisi etflıflerlnl derinleştirecek, Cizre, Raman dağı, Hatay ve Mûrcf-tedekl petrol sondaların! arttıracaktır.
(Ark ası sahife 2; sütun 6 da) girmiş olanlara bugün benzememesidir. Bizi düşman istilâsından «kurtarmak-» için o zaman yardıma gelmek fırsatını kaçıranlar, şimdi bu fırsatı harbe girmediğimiz bahanesile elde etmeğe çalışıyorlar, Bunun içindir ki Cumhurbaşkanı: -Her hangi bahane ile toprağı vç haklan üzerinde Türk iyeden bir şey istemek en ufak bir insaf ile izah edilemezn dedi.
Bu muhasebeyi bir defa, dünya efkân karşısında’ açıkça yapmış olmanın faydası hiç şüphesiz çök büyüktür. Eğer imkân olabilse, bu hakikatleri milletlere duyurmanın değeri daha fazla olurdu. Fakat, İsmet İnönü, Sovyet. İngiliz. Amerikan âleminin geniş ummanında ses duyurmak hayaline kapılmıyor. Tlirkiyenin meseleleri, doğrudan doğruya, bu milletlerin başında bulunanların adalet duygularına ve mesuliyetlerine kalmıştır.
Bu adalet hissi dünyaya hâkim olacak mı? Türkiye Birleşmiş Milletler anayasasına ve bu prensipleri güven altına alan Amerikaya inanıyor. Fakat, topraklarımızdan ve haklarımızdan hiç kimseye verDece’' borcu-nuz olmadığı -cin, şerefle yasacağı bilen Türkler. eğer yerekîrse şerefle ölmeği de bileceklerdir.
Cumhurbaşkanı h*>r şev1 "r'îk söylemiştir. Nutkunun cüm1-İtrini kesen şiddetli alkışlar. Millet Meclisinin kend'^’e birlik olduğuna a'ârretti. h " ’üphe edilemez ki Türk milleti- he-tan basa i‘,r'11î *=«f’le h^aherdir
—-’ Un e --’ak

iki
Bora balesinin son provası
L*

A
*
Eski Tekel baş müdürünün dâvası
Tekel idaresi eski başmüdürü B. Fikri Faik Güngören tarafından. Tekel Bakam ve Umum müdiirii B. Hiirrerç Şeren aleyhine açılan tazminat dâvasına dün 11 inci hukuk mahkemesinde devam edilmiştir
Dünkü eelltde Tekel İdaresinden istene nv egeldlğl anlaşılan B. .ileri Fatkl'n tekaütlük muamelelerine âit dosyanın tetkikine karar verildikten sonra şahitlerin dlneinmeslnc geçildi.
şahit olarak dinlenen umum müdür muavini B. Ekrem Necrrd Yenel, İspirto ve İspirtolu içkiler müdürü B Ömer Refik Yaltksya. şube müdürle-rlndeı rtenan Yaltaer. esaslı blrşcy Mir "il. dâvacınm esasen tekaüt j— •• -•‘imlri olduğunu
aöyemlı
____Bakanlar ı_uneı>e ; &:"»!evrak ve vesaike «n listeni d olmadan da edindikleri kanaate göre bir mahuru vekâlet emrine alabilirler demîşler-

$
Eminönü Halkevi tarafından tertlbedllen Büro Lalesinin son provası dün akşam uasıo m*-nsu j rırma gösteri'ml'.t.ir. Balı- heyeti, de'.or kıstüuı, ve bedii danalar bakımından fevkalâde muvaffak olmu|tvr. Yuknnkl klişe baleden iki sahneyi gösteriyor.
Diğer şahitler başmüdür muavini B. Sami ile B. Şerket gelmemişlerdi. Bunların celbine kurar verilerek duruşma başka güne bırakılmıştır.
Lübnanda sivonistler aleyhinde nümayişler yapıldı
Bçyrut 3 (AA. > — Butun Lübnan'da Siyonist aleyhtarı büyük nümayişler vuku bulmaktadır Bevr ıt'ta bütün lokantalar ve mağazalar kapanmış. seyrüsefer İnkıtaa uğrdhuf ve umumî hizmetler faaliyetlerini ta-mamlyle durdurmuşla rdır. Lübnan partileri birliği Müttefiklere bildirilmek üzere su yedi İst»-"’ ileri sürmüştür:
1 - Filistin’e Yahudi muhaceretinin men'l:
2 — Yahudilere arazi satışının uıenl;
3 — Bütün Arap memleketlerinde yaşıyan YahudlleT arasında Siyonist hareketinin somasının men’l:
4 — Siyonlstlerle ticaretin durdurulması :
5 — Filistlndekl Yahudi kolonilerinin silahsızlandırılması:
5 i- Sürgün edilen Arapların V» Müftünün avdetleri:
7 — Yahudi idaresinin Filistin hü-|-f»met İslerine ımırlab-Uesınin r.ıePİ.
İki kavgacı birbirini bıçakladı
Dün gece Kasımpaşa'da İki jrişlnln ağır surette yaralonmalarile neticelenen bir vaka olmuştur.
Kasimpeşa’da Yakubağa sokağında 39 numaralı evde oturan Mehm't Dalgıç llç Yusuf Tul us beş liralık bir alçak meselesinden kavgaya tutuşmuşlar ve bıçaklarını çekerek birbirlerinin üzerine atılmışlardır.
Neticede İkisi de birbirini y .ırala -huş, kanlny İçinde birer tarafa yığıl- | mıhlardır, işe el koyan zabıta bıçak-' lan müsadere etrniş, yaralıları da I Beyoğlu hastanesine kaldırmıştır? Soruşturmalar devam etmektedir. |!
2/11/145 flaUcri Londra üzerine 1 sterlin Nevyorn Ü3*rlne lfto dolar Cenevre 10“ İsviçre Er Madrid üzerine 100 pezeta stoR-holm üzerine U>0 Kuran
ALTIN FİATLERI
Gulden
Reşadiye İngiliz Külce (Rlr gramü
—• kaimin •
Zilkade 2? — Hızır 182 imsak Güneş öğle Ikio'dl AZ E. 11.40 L2Ö A ,M 0 41 12 00 l »3 V. 4.54 6 54 »l.5« .4 si 17 03 l«3l|
I
:asım
A S Ş A M
Sahille
AKŞAMDAN AKŞAMA
/ncik boncuk
Eski nesilden kadınlar, baloya, ftlvareye gidilecek kılığa girer, hareni dairelerinde biribirlerlni Kiyaret f derlerdi. Öğle üstii titreme gerdanlıklarla. dekoltelerle, Paşa efendinin gelini, Kazasker efendinin kızını çatlatırdı.
Halkın o zamanki aklı selimini, zevki selimini temsil edenler, o zaman bunları türlü bahanelerle tenkfd ederlerdi: «Soğuk alacaklar! Böyle gerdan ve kollar acık doIaşıİM* mı? Üstelik günah!» diyen bulunurdu. «Ninelerimizden gördüğümüz kılıkları bırakarak frenk kadınlan gibî süslenmek yakışmaz!» diyen de bulunurdu. Harem kibarlarının böyle usulsüz zaman ve mekânda balo kılığına girdiğini gören ecnebi madam ve matmazeller de. gördüklerini her gezdikleri yerde hikâye ederlerdi.
Acaba o zamandanberi durum pek mİ değişti?
Kadıköy vapuruna öğle üzeri biniyorsunuz: Rünar’lar, rönar' Jnr... Hele kış bastırınca astraganlar. Hep ağır, pahalı iist baş.. Hani bundan on on beş sene evvel erkeklerde bir resmî kılık telâkkisi vardı: İlle mölon şapka. Siyah ceket, çizgili pantalon... Tesviferde. istikballerde, tebriklerde, mâfevkini ziyaretlerde, hattâ mâfevkin bulunacağı yerlerde mutlaka bunları giymek farz zannedilirdi. Tek elbise yaptıran, tek şapka alabilen memurlar arasında bu mötonlan, ves-tonlan. reyve nantal.-.nlan. rogaıı iskarpinleri her şevden evvel tedarik edenler çoktu. Daha evvel de: Bonjur giymenin becit olduğu devirler. Gece ziyafetinde bonjur, sabahleyin gümrükten mal çıkarmak vazifesîle giderken gene bonjur: (Jaket-a-tay).
Erkeklerin kılık kıyafet sadeliği hususunda daha anlayışlı, ve daha zemin ve zamana uygun olduklarını iddia etmeğe kadar vnracağım. Onlar, sinemalardan, harbin zaruretlerinden halkın fztiraplarından, memleketin seviyesinden daha fazla mülhem oldular. Artık o mölon şapka gülünçlüğü sürüp gitmiyor. Parası olanlar, gardroplarında diizü-n Herle kostüm bulunanlar bile, şehrin manzarasını ihlâl etmiye-cek bir sadelikle giymiyorlar.
Kadınların bir çokları hakkında aynı şeyi söyleyemeyiz. Onlar, henüz mölon şapkalı erkeklerin geriliğine tekabül eden devirdedirler. Bu kürk, müfrit süs. püs. incik, boncuk lptilâsı onu gösteriyor. Bu da, bizim memlekete hâs bir hal değil. Meselâ Arap memleketleri kadınlan, tatlı su frenkleri kadınları aynı haldedir.
Diyelim ki Kadıköy vapurundu göze çarpan rönar blö'liiler kim bilir, o gün öğleden sonra nerelere gidecekler ki., böyle tam techizatlı iniyorlar: fakat Beyoğlu caddesinde, kış bas’angıcın-do, kokteyl parti dâvetleri mevsiminden evvel şöyle bir dolaşınız. Kadınların yüzde yetmişi mi Sefaretlerin resmî dâvetlerinc gi-divor? Çünkü o tarzda giyinmişler
Eskiden, aklı selim ve fikri selim Paşa efendinin gelinini ve Kazasker efendinin kızını recim ed«rdi. Simdi, yeni aklı selim, yeni zevki selim, dönün dönün tenkitkâr nazarlarını vurguncunun kuş bevinli gelini ile. haram yiyicinin ifadesiz sürati' karısına çeviriyor.
Garp modalarının Dinarlarından gelenler de, bu hale, eskiden olduğu g'bî simdi de Us In’s giilii-ym-lar
(Vâ - Nûl
Pamukyağı tevziyatı yakında başlıyor
Kasım ve aralık aylan zeytinyağı İstihkakı İçip rafine pamuk yağı ve-rileceğlnl yazmıştık. Yağlar Adana ve Mersin bölgelerinden bir müddet evvel yola çıkarılmıştır. Yarından. İtibaren mutemet bakkallara dağılmağa başlanacaktır. Bakkallara yapılacak tevziat tamamlanınca g kuponlar lyle halka satışlar başlıya çaktır.
Kurşun tüpler içine konulan diş macunları Bazı dİ? macunlarının kurşun tüplere konulup satıldığı anlaşıldığından Vilâyet sağlık ve sosyal yardım müdürlüğü taralından sahipleri hakkınca kanuni takibata başlanmıştır, piş macunlarının kurşun tüpler İçinde muhafazası macunlan zehirlediğinden sağlığa zararlı görülmektedir.
Kızılay’a âza olmak insanlık borcudur.
Yapı kongresi
İnşaat işlerinde birlik temini görüşülecek
Sulh teessüs ettikten sonra yapı inşaatının artacağı düşünülerek An-karada bir yapı kongresi toplanmasına karar verilmiştir. Kongrenin toplanacağı tarih henüz belli değildir. Kongreye hazırlık maksadıyla Bayındırlık Bakanlığında bir komisyon teşkil edilmiştir.
Bayındırlık Bakanlığında toplanacak olan bu komisyonda Bayındırlık Bakanlığının, teknik Üniversitenin ve diğer alâkalı makamların temsilcileri bulunacaktır. İstanbul belediyesini de belediye İmar müdürü B Hüsnü Keseroğlu temsil edecektir, B. Hüsnü yarın şehrimizden Ankaraya hareket edecektir.
Kongrede yapı İnşaat sisteminde birlik temin etmek, mimar ve mühendislerin tabi olacakları hukuki ve fenni mesuliyet ve nizamlar, yapılarda kullanılan malzemenin cins ve mahiyeti, yapıların tabi olacakları kanuni ve nizamî mecburiyetler ayrı ayrı görüşülecek, şimdi yürürlükte plan kanun ve nizamlarda değişiklik yapılmasına lüzum görülürse kongre Icararlle bu değişiklikler hükümete de teklif edilecektir.
Şehrimizdeki mimar ve mühendisler, bu yapı kongresinin toplanmasına büyük bir ehemmiyet vermektedirler , Yurdun her tarafında yapılacak yeni | binaların muayyen usul ve sistem-1 lerle yapılabilmesi ve İnşaat işlerinin tam bir intizam altına alınabilmesi için salahiyetli mümessillerden mürekkep böyle bir toplantının yapılmasında büyük faydalar görülmektedir.
İstanbul nüfus müdürü
Vefat eden İstanbul nüfus müdürünün yerine Bursa nüfus müdürü B. Osman Nuri Yılmaz tâyin edilmiştir. Yeni niifııs müdürünün tâyini boklundaki emir. İçişleri Bakanlığından vilâyete gönderilmiştir
Bit mücadelesi
Sağlık müdürlüğü emrine 15 kilo D. D. T. verildi
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, bit mücadelesinde kullanılmak üzere vilâyet sağlık müdürlüğü emrine 15 kilo D.D.T. tahsis etmiştir. Bu İlâcın mtıhlûiiyle Baiat ve Kasımpaşadaki belediye hamamlarında yıkanmakta olan kiril kimselerin çamaşırları yı-kanacaktır. Tahmin edildiğine göre 15 kilo DJD.T. mahlûlü 400 bin parça İç çamaşırının yıkanmasına kâfi gelecektir. DD.T. İle yıkanan çamaşırlarda bit yaşiyamamaktadır. D.D.T. mahlûlüne batırılmış çamaşırlar 3 ay ilâcın tesirini muhafaza ettiği gibi İki kere daha yıkandıktan sonra da yine bitleri öldürmektedir. Halk hamamlarında yapılan toerübelerle çamaşırların etüvlerde yıkanma müddeti zarfında kurudukları anlaşılmaktadır.
Yapı ve Kredi bankasının Kadıköy şubesi
Kısa bir zaman zarfında mühim gelişmeler gösteren ve birkaç şube açan yapı ve kredi bankası Kadıköy-de de bir şube açmaktadır. Bu şube 5 kasım pazartesi günü çalışmalarına başlıyacaktır.
| n
Okuyucularımızın şikâyetleri
—■ -
Yakacıkta umumî helalar
Yakacıktaki umumi halâ durumundan okuyucularımız şikâyet ediyor. Bura meydanında 2 bakkal. 2 manav. 2 kasap, 3-4 lokanta mevcut bulunduğu halde caminin hâlâları kapalı tutulmakta, pik iğrenç umumi hâlâları halk kullanmaktadır. Dikkati çekeriz,
Tiyatromuzda telif eserlere karşı mutat olan bütün teşvlkslzllklere. hattâ cesaret kırıcı alâkasızlıklara rağmen on piyes yazan. 20 sene İçinde bunların sekizini temsil ettiren Vedat Nedim Tör’ü ne kadar tebrik etsek azdır. Çünkü o, müellif yok ki, yetişmiyor kİ teranelerinin canlı bir tekzibi olarak, karşımızda durmnkta; teşvik edilecek, cesaret verilecek olursa bizde de sahnede yenilikler yapmaya kalkan müellcflerln bile yetişebileceğini. bu eseriyle olduğu gibi,. İspat etmektedjft. Yalnız anlaşılıyor kİ Şehir Tiyatrosunda temsil edilebilmesi İçin piyesin mevzuunun mahalli değil, umumi olması lâzımdır.
'. edat Nedim Tör'ün bu aor^ve yeni piyesini tahlil etmeden muvaffakiyetle devam ettiği bu yola nasıl girdiğin! anlamak İçin şimdiye kadar temsil ettirdiği piyeslere kısaca bit göz gezdirelim.
Vedat Nedim Tör’ün İlk temsil edilen telif eseri «İşsizler» dlr. Refik Ahmet Sevengll o zaman piyesi şu sözlerle tlyutroseverlere takdim et-mlşll; «Bu piyes bize bizi söylemek-
Kadıköyün su derdi
Üsküdara su vapur ile su taşınacak
Kadıköy ve Üsküdard* Susuzluk giln geçtikçe feal bir durum haline gelmekledir. Elmalı su bentlerindeki su seviyesi mütemadiyen düşmektedir. Vaziyeti düzeltecek başlıca çarenin sürekli yağmurlar olduğu ileri sürülüyor. Sular İdaresi, bugün abonelerine günde ancak dört bin tun su vermektedir. Bu miktar su, Üsküdar, Kadıköy ve havalisinin İhtiyaçlarını karşılamaktan çok uzaktır.
Sular İdaresi, halkın daha müşkül bir duruma düşmemesi için fstanbul tarafından karşı tarafa terkos suyu taşımağa karar vermiştir. Bunun için lcabeden tertibat tamamlaannuştır. Kabataş İskelesinden kalkacak bir su vapuru, Üsküdar İskelesine yanaşacak, suyu Üsküdar İskelesindeki depoya boşaltacak terkos suyu elektrikle İşler motörlerle sular İdaresinin Bağ-larbaşındak! deposuna nakledilecek ve depodan borularla dağıtılacaktır. Bu maksatla Üsküdar iskelesinde yapılan elektrik tesisatı tamamlanmıştır.
Sular İdaresi, bugünden İtibaren bu suyu taşımağa başlıyacaktır. Taşınacak su şimdilik 1000 ton olacaktır, Mamafih bu miktarın ışoo tona çıkarılmasına çalışılacaktır. Bu miktar suyun Elmalı suyuna katılması ortadaki su buhranını kısmen olsun hafifletecektir.
Belediye İstanbul’un su meselesinin halli için proje hazırlarken Üsküdar ve Kadıköy cihetinin de İhtiyacını düşünecek ve pro)eye buna dair esaslar koyacaktır.
Yeni senenin il ve belediye bütçeleri
Muhtelif vergi Ve resimlerden ne mikdar varidat elde edilecek
Evvelki gün toplunsa umumi mec-llsa verilen 1946 11 (vilâyet) ve belediye-bütçesinin gelir kısmı, tetkik cdHmck üzere, bütçe encümenlno havale edilmiştir.
Meclise teklif edilen yeni bütçenin gelir yekûnu 25.190.053 liradır. Bu paranın 7.884,247 lirası II kısmına, 17,314,806 lirası belediyeye aittir. Bütçede bu rakamların tesblti İçin 1944 senesi tahsll&tı göz önüne alınmıştır.
İl gelirlerini teşkil eden başlıca kaynaklar şu suretle gösterilmiştir: Bine vergisi 3.448,900, buhran vergisi 1.345,000. arazi vergisi 312,800. yol vergisi 1,418,000, ferağ va İntikal harçlarından vilâyet payı 194,000, ispirtolu içkiler satış bedellerinden vilâyet hissesi 161,000 liradır.
Belediye bütçesine gelince: Belediye vergi ve resimleri diğer alâkalı kanunlarla belediyeye temin edilen gelir kaynaklarından elde edilecek başlıca gelirler de şöyle tahmin edilmektedir:
Temizlik vergisi: 004,000. vapur.
tramvay, tünel, otobüs gibi nakli vasıtaları biletlerine belediye hissesi olarak yapılan zamlar 2,115,000, yine belediye hissesi olarak elektrik sarfiyatına yapılan zamlar 1.433,500, lıa-vagazına yapılan belediye zammı 420,500 telefon mükâl cm elerinden belediye hissesi 380,300, bina vergisinden belediye payı 620,000, kazanç vergisinden belediye payı 783,000, gümrük resminden yüzde 10 belediye payı 415.000. sigortalardan alman İtfaiye hissesi (116.200, imtiyazlı şirketlerden menfaat payı 753,009, tenvlrlye resmi 394,000, lûblyat resmi 134.000. lhtlsap resmi 412,090, köprüler resmi 1.472.000. belediye mülkleri kira bedeli 271,738. Karaağaç müesscsesln-den (mezbaha, buz fabrikası, pay yerli temin edilen gelir 1,000,000 liradır.
Belediye varidatını teşkil eden diğer kısımlar, hususi kanunlarla memur maaşlarına yapılan zamlar, ayni yardım ve saire etrafında devlet bütçesinden yapılan yardımlar, büyük birer yekûn teşkil etmlyen resimlerdir.
Fındık yağı
Ticaret Vekâleti mühim bir tamim gönderdi
Ticaret Bakanlığı fındık yağlan hakkında mühim bir sirküler neşret-miştlr.
28 numara ile neşrolunan bu sirkülere göre, fındıktan yağ İstihsali ve bu yağların rafine edilmesi hususunda verilecek müsaadenin tabi olduğu esaslar şunlardır:
iptidai madde olan fındığın ticaret Bakanlığınca fabrikaya verilmesi halinde fabrikacı deposuna teslim edilecek olan bu fındıkları İmalâtçı kârı da dahil olmak üzere ton başına 120 liraya yağ haline getirecek ve tam rafine edilecektir. Muamele vergisi ameliyelerl yaptıran müesseseye aittir.
Fabrika fındığı doğrudan doğruya da temin etse yine rafine fındık yağının Ticaret Bakanlığınca uygun görülecek flata mal edilmesi şarttır. Bu İş İçin yapılacak mObayaadan evvel Bakanlıktan müsaade alınacaktır,
İmal edilecek fındık yağlanma teknik vasıf vo şartlarlyle sair hususlar İlgili fabrikalarla yapılan protokolün tesblt edilmiştir,
Bu esasların harlcibde fındıkyağı istihsali vc rafinajı yasaktır.
Toptancılar ellerinde mevcut- fındık yağlarının perakende satışı en geç 15 kasıma kadar serbesttir.
Bu tarihten sonra fındık yağı satışları yasaktır. Yine aynı sirkülerde zeytinyağı, pirina yağı, rafine zeytin* yarı rafine pamuk yağı ve rafine ra-.şun yağı ile nebati yağlar için tesblt edilen Hatların tatbik tarihi şöyle i gösterilmektedir:
Zeytinyağı ve diğer nebati yağların | toptan satış Hatları 17 ekimden, zey-| Unyağı perakende satışları gene aynı tarihten, diğer nebati yağların perakende satış flatlan ise 15 kasımdan itibaren meriyete girecektir.
Soğan fiatı yeniden yükseldi
Kuru soğan flatlerl yine yükselmiştir. İki hafta kadar bir zaman evvel soğanlar toptan 23-25 kuruş İken I bugün 29-31 kuruşa yükselmiştir. Ge-' çen yılın bu ayında soğanlar 10-20 kuruşa satılmakta İdi.
Mevsimin ilk telif eseri
SANATKÂR AŞKI
Vedat Nedim Tör'ün temsil edilen sekizinci piyesi
tedlr. Onu İçimimden biri yazmıştır. Piyesin son perdesini taklbıMen bitip tüken rajyen alkışların, bravo Beslerinin ifade ettiği bir mân* vardır: Gayrı memnunların yanında memnunların teşkil ettiği zümre her holde bir ekalliyet değildir. Halk, noksanlarına rağmen kendi ıstırabını söyll-yen bir piyes görmüştür.
İşsizler muharriri Bay Vedat Nedim hayatı cehennem yapan ıstırabın membalarını yalandan tanımış bir iktisat doktorudur. Vo eserine yeryüzünün muazzam içtimai hailesini mevzu İttihaz etmiştir.»
Görülüyor kİ piyesin mevzuu sade mahalli değil, biraz d* umumidir,
Vedat Nedim Tör'ün tamrtl edilen İkinci eseri «Üç kişi arasında» adlı, az şahısla, kısa bir piyestir. İbrahim
Necml Düjgıen bu piyes için yazdığı bir tenüddde balanı* ne diyor:«Üç kişi arasında Vedat Nedim Beyin çok içtima! ruh sahibi olmasına rağmen fazlaca ferdi bir hâdiseyi İfade eden marazl ve feol bir esordir. Müellif bu eserde camlyetçj ruhundan riyada materyalizm raÜdaflMgl esasını gözetmiş giM görünüyor. Zaten esorLn tezini müdafaa eder gibi görünen parça da aarahaton maddenin hâkimiyetini vo materyalizmin kudretini İfade etmektedir.»
«Fevk*! asriler» Vedat Nedim Türün üçüncü piyesi oldu. Onun hakkında malûmatım yak.
Vedat Nodlm Tör’ün dördüncü piyesi «Kör» dür. Şehir Tiyatrosu sahnesinde muvaffakiyet kazandıktan sonra Halkevleri sahnesine intikal
ipekli çorap ihtikârı
Maliyet fiatlerinin incelenmesi emredildi
Son günlerde İpek çorap flatlerl yine yükselmeğe başlamıştır. Halbuki tlatierln artması İçin ortada esaslı bir sebep yoktur. Ekonomi Bakanlığı alâkadarlara bu İşle meşgul olmasını ve İpek çoraplarının maliyetinin yeniden tespit edilmesini bildirmiştir.
Bu tedkfkln bilhassa Bursa glb! İpek istihsal mıntıkasında yapılması zaruri görülmektedir. Evvelâ İpliğin maliyet flatlerl İncelenecek ve buna İnzimam eden masraflarla birlikte maliyet flatlerl hesaplanacaktır.
Çorapçıların İddialarına göre ipek İpliği Hallerinde 5 - d ny evveline nazaran artış yüzde 20 dlr. Bugün ipliğin kilosu 100 liraya kadar yükselmiştir.
13u arada Mısıra çorap İhraç edileceği hakkında çıkan haberler do çorap fiatlerinin yükselmesine esaslı surette âmil olmaktadır. Bir hafta içinde çorap başına 20 - 80 kuruş zammedllmlştlr.
Diğer taraftan erkek çoraplarının vaziyeti de İncelenmeğe değer bir mahiyet almış ve erkek çorap flatlerl kadın çorap flatlerl İle başbaşa gitmeğe başlamıştır, Fiatlerln bu kadar yüksek olmasına rağmen yine İyi cins çorap bulmak İmkânı yoktur. Zira çorap İmâline yanyacak İplikler tamamen karaborsaya döşmüş ve mevcudu çok azalmıştır. Bugün piyasada 4-5 Liraya kadar erkek çorabı satılmaktadır.
Satışa çıkarılan ithal maları
Gal. Tünel caddesi 48 de M llıran Gesara galvanizli tel halat ve zımpara bezi, İst Kurukahvecl handa Mec-dettln Şerbetçiye deniz dizel rno'-örü. Altrnatör grupu, Gal. voyvoda cad. 132 de Oklar Ltd. e matkap aynası, İstiklâl caddesi 302 de Vahram Gesara Markonl radyo lâmbası, İstiklâl caddesi Yeni handa Metal T. A. Ş. ne kaynak makinesi, Gal. K. Yeni handa Norayer Basmacıya kösele kayış, Yenipostalıane caddesinde Halk sandığı T.A.Ş. ne mekik (makine akşamı, İst. Rahvancılar 2 de s. Kastroya şırınga iğnesi, muhtelif esans, YKule K, çeşmede Aleko Duloya pankreol, Kuledlbl Şimşir sokak Jozef Penhasa bakır tuzu. Galt. Karanıustafa 41 de M. Yohaya toprak boya, madeni kara. İst, Agopyan handa Ali Ergir ve ortaklarına anilin boya, Gal. Kefeli handa Dış Ticarete anilin boya. Mar-puççular A13ca handa Nesim Ergaz’a Bakam macunu. Boraka», Asltborlk, İst. Yeni Valde handa Silvan H. Semaka temizleyici müstahzar, İst. Tahmis sokak 9 da Yani Halyorl’ye sakız, Rahvancılar 10 da Davlt Ko-hen'e muhtelif esans. İst. 4 üncü Vakıf handa Engin Ltd. e pencere camı, İst. Snbrl Sefa lınnda Mehmet Etana bakalit düğme, Fincancılarda Mehmet , Hüseyin Tatarlye bakalit düğme. İzmir Mlmarkemalettln caddesinde A. R. Bereslte çengel iğne, İst. Camlı handa Halm Pinhasa deri için kopça, İst. Haçoplu handa Haşan Ekine muhtelif porselen eşya, İst. K. Yeni handa İsmail Akmana galalit teli, silgi lâstiği, cam hokka, kurşun kalem, Gal. Hezaren caddesinde Surla biraderlere yazı mürekkebi. Yenlpostahane caddesi 29 da Emine Kınalıya matbaa kâğıdı. Pe-lûr kâğıdı, İst. Sabrl Sefa handa Mehmet Etana merinos yapağı, Sul-tanhamam 12 de Atanaş Fapadopu-loya yün mensucat. İst. Eminbey handa İsak Sadoka kadın yünlüsü, İst. Aşlrefendl caddesinde Zühtü Erişene kadın yünlüsü. İst. Vasıf Çınar caddesi 117 de Aşer Nahmlasa işlemeli markizet. Bnhçekapı Taşhanda Aziz Fikriye pamuk balata kayışı,
eden, o gün bugün durmadan oynanan bu piyesin de mevzuu, herkesçe bilindiği İçin tekrar etmeyelim, umumidir. Hiç mahallt değildir, fakat kuvvetli bir piyestir.
«Hayvan fikri yedi» de umumi mevzulu bir piyestir, önda da, son piyeste olduğu gibi, şahısların ekseriyeti: Âlim, karısı, dost şeklinde anılırlar.
«Köksüzler» Vedat Nedim. Tör'ün altıncı piyesi olarak 1033 te oynandı. Burhan Belge bir tenkitlinde bu eser İçin bakınız no diyor: «Köksüzler'de gördüğümüz şahısların İstisnasız olarak hepsi köksüzdür. Bunları cemiyetin toprağına İstediğimiz kadar İyi ve âzamiden dikmeye çalışalım, tut-mıyacakları muhakkaktır. Bunlar ayakları hakikatin ve hyatın taban tahtasından kesilmiş bir sürü iklimini bulmamış, özleri yarı yolda kurumuş nebatlardır.»
Selim Ntlzhet Gerçek
(Arkası 7 inci sayfada)
II Bir çırpıda I]
Güezel bir s flah .
İzmir Şehir Tiyatrosu pek ya-kmda faaliyete geçecckmj?. Vilâyet Şehir Tiyatroları İçin bu hâ-afceyi güzel bir siftah addederiz. Zira aynı işi İzm irde n başka bîr çok vilâyetlerimiz de pek âlâ yapabilirler, Bunun pek kestirme hır yolu daha vardır. Hükümet oir kaç vilâyette yeni radyo is tas-yanlan kurmağa karar vermiştir. Radyo istasyonları tesisatı ile. Şehir Tiyatroları projeleri bi-rlbirûıe mfivazi plânlarla yürütülürse i? kendi kendine netice vermiş olur. Rir radyo istasyonu programı bir Şehir Tiyatrosu irin iyi bir memba olabilir Tiyatro radyoyu, radyo tiyatroyu koruyabilir/ Hattâ bir cok memleketlerde olduğu gibi hu tiyatrolar radyonun içinde yapılabilir Neşriyat buradan vcrilehilir Ve bir taşla iki kuş da vUruhınıs «»Itır. 11
Muhtelif vilâyetlerde kurnla-fl cak radyo istasyonları ile vapıl-A masi istenen Şehir Tivnl rol an Jti biribirinf destekliyen iki favdal^-teşebbüs halinde yan yana ele O alınmalıdır, lâkin her srydpnC önce hemen şunu da hatırlatmak O lâzımdır ki vilâyetlerde tigativ'm yapmak, belediye meclisi kıran Jr İle olmaktan ziyade «tek ndam.Ş ın isidir. Böyle şeyleri ekseriya bu «tek insan» yapar Bizde bu.® bazı vilâyetlerde tecrübe edilmiş-E tir de„. Meselâ vaktile bir «Bur-*“ sa Tiyatrosu» vardı. Ve devrinin î?* en mühim sanat ocağı idi met Vefik paşa yaptı. Bugün blr'O Bursa Şehir Tiyatrosu yoktur _®
Gene İzmir Şehir Tiyatrosu- CÜ nun faaliyete ğcceccği şu günler-g de karşımda bir Adana mecmuH-/\ sı olan «Çığ» dergisi duruyor O-rada «Şehir Tiyatrosu istiyoruz!..,, adında çok güzel bir yazı okudum. Adananın da bir Şehir Tiyatrosu istemesi pek yerinde bir arzudur Zira bugün belki orada bir tiyatro yoktur. Halbuki bir zamanlar pek’giizel bir «Adana tiyatrosu» vardı. Ve bu tiyatroyu da gene «tek İnsan» kurmuştu: Meşhur Ziva pasa Ziya paşa, Paris t e seyrettiği bir çok tiyatroların tesiri ile Adana valiliğine geldiği ilk günden İtibaren bu işin üzerinde büyük bir İsrar la durmuştu. Hükümet konağının yakınında bir tiyatro yaptırmak için memurları hemen bütün temsillerde devama mecbur ettiği de iddia olunmaktadır.
Ziya paşa «Adana tiyatrosu» na İbrahim efendi adında bir de müdür tâyin etmişti. Gerek 'Bursa tiyatrosu», gerek «Adana tiyatrosu» bu şehirlerde yalnız birer sanat membaı olarak kalmadılar. Oraların umum! hayatına hareket verdiler. Anadolu şehir-ferinden bahsedenler: «Tlnvat yok efendim, hayat!..» diyenlerin kulakları çınlasın...
«tek İnsan», bir vali, bir belediye reisi bir çok şevler yapabilir...
Hikmet Feridun Fs
Tren seferleri
Bakanhk, seferleri arttırmak için tedbîrler alıyor
Ulaştırma Bakanlığı harb sonrasında demiryolunun alacağı ehemmiyete binaen şimdiden geniş bir program hazırlamaktadır. Bu programda evvelâ memlekette ticarî bakımdan ehemmiyetli olan bütün merkezler arasında çift hatlı tren işletmek meselesi vardır. İstanbul, Ankara. İzmir. Samsun, Erzurum. Konya. Kayseri, Adana ve diğer bazı yerler arasında daha sık sefer imkânları temin edilecek ve bu merkezler arasında doğru seferler yapılacaktır.
Diğer taraftan gelecek sene bütçesine yeni tesis ve fabrikalar ve nakil vasıtaları için ayrıca 35-40 milyon liralık bir tahsisat konacaktır.
Bu tahsisatla büyük bir vagon fabrikası ile bir lokomotif fabrikasının tesisi düşünülmektedir.
Tifüs ve veba aşıları
Bulaşıcı hastalıkların şehtrde yayılmaması için alınan tedbirler arasında okullara aşı tatbik edilmesi de ■ vardır. Umumiyetle her dereceli okullarda tifüs aşısının tatbikına başlanmıştır. Bundan başka talkla teması çok olan esnafa veba n$v>ınm yapıl maşına da başlanmıştır. Aşılar esnafa belediye hastanelerinde tatbik edi llyor.
Sahlfe *
AKŞAM
3 Kesim 1945
Balıkesirde büyük güreşler

Haftanın notiarı
Aurupah görüşle İngiliz futbolüniin hususiyetleri
Yazan: Adil Giray
LİG MAÇLARI
F. bahçe-Süleymaniye, Beşiktaş- Heyko: . Galatasaray-BeyoL u yarın karşılaşıyo.
Halk müsabakaları alâka ile takibetti
Harbilen evvel futbol mevsimlerinin «onunda İngiliz profesyonel ve milli takımları sık sık Avrupa turnesine çıkarlardı. İngiliz takımlarının Avrupanın muhtelif memleketlerin» yaptıkları bu seyahatler bazı namlı Avrupa takımlarının da İngil tereye davet edllnıesile netlcelenlrdl
Mübalâğasız dünya futbolüniin en seçme karşılaşmaları denebilecek bu müsabakalar, birçok meraklılara takımlarla beraber şehir şehir dolaşmak fırsatını verirdi. Bu meraklılar arasında da lıer memleketin tanınmış futbol yazarları ve mütehassisları bulunurdu.
Aşağıya kaydettiğimiz notlar bir AvrupalI münekkidin yazılarından alınmıştır. AvrupalI Uııtadci diyor kİ;
Avrupa futbolünü gören bir İngiliz şu noktalara akıl erdlrememektedlr: .* AvrupalI oyuncuların çok kısa futbol psntalonu giymelerinin sebebi.
* Ool olduğu zaman btribirlerlnl kucakiıyarak öpüşmeleri.
* Nizamî, usuUyle. favulsüz bir çarpışla hasımdan topu ainıak veya onun serbes oynamasına mftnl olmak mümkün iken, AvrupalI oyuncunun bunu yapmıyaralc tekme İle hastmnı bertaraf etmek istemesi.
A- Seyrelt bile olsa. İngiliz futbol sistemini benllmslyen AvrupalI oyuncuların bulunması.
A Kalecilerin gûya diğer oyunculardan daha fazla himaye görmesi futbol kaidesi imiş gibi AvrupalI kalecilerin gördükleri müsamahalı oyun sistemi, en ehemmiyetsiz şartlardan bile masun kalmazı.
* Hakem kurarlarına AvrupalI oyuncularda görülen protesto ve itiraz bolluğu...
Aynı münekkid bir AvrupalI gözlyle Ingiliz futboliinde gördüğü hususiyetleri söyle belirtmektedir:
* İngiliz futbolcularının diz kapaklarını örten uzun pantolon giymeleri,
A Bir sayı kaydedildiği zaman kucaklaşmadan, öpüşmeden yalnız bir el sıkma ile iktifa etmeleri.
* Hafif bir çelme, bir ayak koyma ile topu hasımdan kurtarmak mümkün İken, İngillzlerln bu işi, şiddetli, fakat nizam! şartlarla yapmak hususundaki ısrarlı ve İnatçı itiyatları.
* Favülsüz sert oyuna aynı tempo ile mukabele etmek sisteminin İngiliz futboliinde gördüğü büyük rağbet.
* İngiliz kalecilerinin dlzllksiz oynamaları. icabında yumruk ve sık sık sj-aklarlle degajmanda gösterdikleri fevkaladelik.
A- İngiliz oyuncularının hakemin falso ve hatalarına zerre kadar aldırış etmemeleri...
Futbolden anhyan kuvvetli bir görüşün kısa bir tahlili olan bu düşünceler bize İngiliz ve Avrupa futbolü-□ün bariz hususiyetleri hakkında küçük bir fikir verebilir.
Bugün ayrı ayrı hususiyetler gösteren bu futbol kaliteleri dünya rahata kavuştuktan sonra tek bir yol tutabilecek mi?
Bunu bize ancak zaman gösterebilecektir.
Lig maçlarının dördüncü hafta I karşı;’İşmalarına yarın Şerci. Fener-1 bahçe. Galatasaray, Vefa, Barutgücü1 stajlarında devam edilecek ve 3ö kulüp yekdiğeril? karşılaşacaktır.
Ajanlığın tesblt ettiği fikstüre göre Şeref stadında saat 13 ♦(.- Anadolu - Anadoluhisnr, 15 te Beşiktaş • Beykoz. Fenerbahçe stadında Kasımpaşa - Taşkuak. Fenerbahçe -Süleymanlye, Galatasaray stadındı Sarıyer * Rami. Galatasaray - Beyoğlu, Vefa stadında Elektrik - De-mlrspor, Vefa - İstanbulspur, Burııt-gûcü stadı İle diğer stadlardn sabahleyin İkinci küme maçları oynanacaktır.
Haftanın maçları arasmete mühim diye bir veya ikisini ayırmağı kulüplerin son karşılaşmalarda a’dıkları derecelere göre artık lüzumsuz görüyoruz Birinci kümede kulüp adedi sekize İndikten sonra takımlar arasında pek bftrlz bir kuvvet farkı kalmadığını son haftaların maçC-'rında alınan neticeler göstermekt' ve senelerin yetiştirdi »t baş kulüplerimiz bile zaman, zaman müşkül durumlara düşmektedir. Nitekim geçen hafta hâlen şehrimizin ve Türklyenin en kuvvetli takımı olduğunda bütün spor sevenlerin İttifak ettiği Beşiktaş bile geçfn scıic milli kümeye gl-remt.vcn Vefa karşısında zorlukla ve ancak 2 - 1 galip gelebildi.
Diğer taraftan Fenerbahçe Bcyoğ-lusporla, Galatasaray İstanbulspor-la berabere kalırken geçen mevsimin milli küme takımı Beykoz da emektar Süleymanlyeye açık savı farkiyle mağlûp oldu, Bütün bunlar baş kulüplerimizin gerilediğini değil, diğer kulüplerin düzeldiğini göstermek-tedr.
BU. futbolun kalkınması yolunda atılan ilk müspet adımdır Bu neticeler müfrit kulüp taraftarlarını kendi takımlarının aldığı bozuk dereceler yüzümden teessüre değil, bilâkis sevince sevketmelldlr. Çünkü eskiden rahatça mağlûp edebildikleri rakip kulüpler, bugün kendi kulüp’e-rt kadar olmasa bile ona yakın bir seviyeye yûkselmiştir. Ve bunu hisseden İdareciler bllmecburlye kendi talcmıtermı ve ne kadar şöhretli olursa olsun oyuncularını ciddi surette çalışmaya sevkedecek ve bundan Türk futbolu her halde fayda görecektir.
Yukarıda İşaret ettiğimiz gibi haftanın maçları arasında mühim
[diye bir kısım karşılamaları tefrik edemiyoruz. Çünkü, dört ayrı solıat a ' yapılan birinci küme maçları birbirinden ehemmiyet İtibariyle farksızdır. Bunlar arasında Fencrbtaıçenln. geçen hafta parlak bir oyundan sonra Beykçzıı yenen Süleymanlye il’ yapacağı maç nz ehemmiyeti! midir. Kıymetli ve iş bilen İdareciler Tinde kısa bir zamanda bugünkü ın vkle ulaşan emektar Süleymanlye geçen senelerle kıyas kabul etmiyen bir seklide i akımını gençleştirmiş ve olgun bir vaziyete gelmiştir Bunu mukabil Fenerbahçe geçen hafta Beyoğlu ile o dn zorlukla berabere kalmıştır. Bu maçla sarı lâcivert İllerin yegâne avantajı nıuçın kendi snlıulanndn yapılm ve biraz da tecrübe üstün-lüşüdür
Galatasaray - Beyoğlu karşılaşması ise Fenerle brrabıre kr.lan Beyoğlu İçin ikinci ve ciddi bir imtihan teşkil edecektir Liglere talihsiz baş Uyan sarı kırmızı'ilamı Faruk vc Adnanin lltihûkıyle bilhassa meşhur Raslhln idmanlarım tamamlıj-arak takımına girmesiyle yavaş yava.j düzeleceğini limit etnı ?!rteyiz. Yarınki rakipleri Beyoğlu teknik oynayan ve fırsatları çok İyi kn'lancıı İhmale gelmez bir takımdır Bu cihetle kazanmak kin ÇOk enerjik oynamaları lâzımdır
Vefa inadında yapılacak Vefa -tetanbtılspor maçı dördüncülük yolunda yapılan mücadele bakımından çak çetin pe-secıktlr Beykozun Vefa ve 8Ü'ey maniye mnfiûblyeunden sonrıı d y.'düncüliHr ümidi bir hayli zayıfladığından bugün İçin bıı iki kulüp bu mevkie namzet görülmektedir îşt» yarınki karşılaşma hiç olmazsa birinci devreyi hangisinin dördüncülükle bitireceğin! gösterecektir. Takımların şimdiye kadar aldıkları derecelere göre durumları görülmektedir Bu bakımdan karşılaşma çok ciddi çekişmelere sahne olacak ve ancak fırsatları İyi kullanan taraf maçtan galip çıkacaktır.
Şeref stadında oynanacak olan Beşiktaş - Beykoz maçını h«r İki takımın son durumları ile mükaseye ederek bir müla'fta yÜTİitftrsek siyah be-ynzlılann rahat bir oyundun sonra kati galebesini kaydetmek lâzım gelirse de ne de oisn kendi kulübüm olan Beykozun Beşlktaşa karşı zaman. zaman parlak oyunlar çıkardığına şahit olduğumdan slvah beyaz-İıları uğraştırmadan yenileceğine ihtimal veremtvorum.
KAZİ TEZCAN
İstanbul-Ankara maçı nasıl oynandı?
Başbakan, snorculara iltifatta bulundu
Balıkesir (Al:.şam) — Kar-t-l fijjf'r' kulübü tarafından tertibe eli lwı vJ Turtaycnin bcllibaşlı güreşçilerini- : de iştirakiyle yapılan güreş nıüsnba-H Kaltırı Bahkerirde büyük bir heyc ecnla tafclbediliniştir Hakem Eıivcrl Akçalın İdaresinde güreşlere saat' 15 te general Hikmet stadında baş-1 tendi.
Birinci müsalııikn: (Gr.ko - Ro-■ meni _ Dünya şampiyonu Yaşar J'u-1 Türkiye blrlnclti Avşarlı Ahmet (Ba-, İlkesin arasında yapıldı. Halkın bü-yük bir alâkasını çeken bu müsabaka! çok çetin olnnıy ve her İki güreşçi d'-' de iriıllkelı fiaklkater gegirrolştlr İklnırl de.renin başlangıcımla Yaşar’ gayet mahlraıte bir oyunla haanunın sırtını yere getirmiş, (uş'p galip gel-ml'tJr
ikinci .müsabaka.: (Grego - Romen) 01 kiloda Türkiye şampiyonu Umall Yılmaz He Ahin i. Güne: ; (Bn'ıkeslrı. Müsabakanın başında1 üstiın güreşen İsmail hasmına tehlikeli ânlar geçirmesine rağıncn İkine, devrede çok sıtaşik durma düşmüş ve birkaç defa minderden dışarı çıkmak suretiyle tuşla mağlûp o’maanı önleyebilmİ3tir. İkinci devrenin sonunda hakem İ'inollln hükmen mnğ- i lûp olduğunu l’î.n etti vc bu kadar ha ltın sürekli alk'ışlarlyle karşılandı.
Üçüncü müsabaka: (Srbcsl) — 101(5 dünya itçüncüsü Mersinli Ahmet ı ile Türkiye vc Balkan şampiyonu Adnnn arasında yapıldı Başlangıçta | her lld güreşçi birbirini denemekte ve zayıf noktaları aramakla meşguldü Bu arada gayet nefte kolpater| halkın alâkasını çekmektedir. Gii-ı reşclter yaşa, varol, stıdalariylc teşci| ediliyor ve şiddetle alkışlanıyordu t Birinci devre .«ona erdiğinde bera : ber'lk devre ekseriyetle yerde gceti _
ustalıklı oyunlar brblrlnl taklb’dl-yordu. Sıkışıp anlarda rakibin tesirli | ve neticeyi atacak müdahalesini bertaraf etmek üzere Adnnnın pei? çok emek aarffttlğt belli oluyordu
Ücüncü devre baslar başlamaz her| İki Eilrcşçl de birbirinin üzerine atıldılar. her İki taraf kail neticeyi almak İçin uğraşıyordu. Mersinli meşhur oyunlarını kolaylıkla tatbik etmek imkânını bulduğundan Adnan: yerden kaldırmıyor. Adnan bir gayrette yerden kalkmağa uğraşırken Mersinlinin kuvvetli bir l:am!eslyl£ sırtının yere geldiği görüldü. Hakem derhal düdüğü çalarak Adnanm tuşla mağlûp olduğunu İlân elti. Ha k coşkun tezahürle Mersinli Ahmedi! alkışlıyordu
Dördiîheü müsabaka: 'Srrbes) — Samsunlu Ahmet İle ürfalı Sa'îh arasında İdi Arada 14 kilo gtbl büyük kilo farta dolayıslyle Salibin bu' güreşle çok sıkıntı çektiği görül-1 inekte Id1, Bir Ikl oyundan sonra tuşla mağlûp oldu. Bu surette günlerden beri beklenen gürşeter sona erdi.
Büyük bir alâka uyandıran müsabakalar intizam dahilinde devsyn etmiştir O ürese 11er-yeni maçlar yso nıak üzere Manlsnva harekrt etmişlerdir
göze çarpmakta idi.
H FfH?ATI KAClffMAVy.JT''■ ■■■
Çünkü bu haftaki filmlerimiz hakiki . —rrc'lr
M A R M AR A' da
En Büyült Aşkım tstnnbuiun kalbi tlsiilne bir heyecan yağmuru gibi yağdı, yaratıcıları: richap.d carlson - martha o’drihfiollb ve BORİS CARLOFTu titretici
Ingiliz Gizli Teşkilâtı
filminin görünüz.

ALEMDAR — MiLLî’de
Gönüilcr kavvşturucu yüce 4 sana' âbidesi
Levlânm Aşk* I iirkçe
MÜNİR NUREDDİN - UÜ3EYÎN SITKI — LEYLÂ MURAT
2. İNCİ SON HAFTA SON GÜNLERİNE YETİŞİNİZ.
Ayrıca: ö L w M Ş iF B E S i
-- ■ i-. Kadıköy ünce -
O P E R A’ da
Hârikalar hârikası
Siyah inciler
DENA HORN
Ayrıca: Şöhreti dilnyavı saran
BERLİN MUHABİRİ
ikinci'
r k \
1 Halkevler ra Kurumlar !l
HALE’ de
TYRONE POWER'in Mucizeler yarattığı
KAFA KORSAN
Ayrıca:
AŞKIM
BETTE DAVÎS
görülmemiş kalabalikla seyredilİyor.
BUGÜN
İPEK
Sinemasında
Esrar ve Heyecan Kaynağı Müthiş ve muazzam sahnelerle dolu müessir ve hissi bir mevzu

DÜŞMAN AJANLARI
BAŞ ROLLERDE:
JAMES MASON - JOYCE HO\VARD
Hcıkcs: ilgilendirecek., hevt-.-criianti:iav;'• süper film.

Bugün ELHÂıViK. A Sinemasında
Hiç bir filme müyesser olmayan, müstesna, coşkun ve fevkalâde rağbet ve teveccüh karşısında merhum Halk Sanatkârı Komik N A Ş î T'ln yarattığıdillere destan olan harikalar komedisi
DUVAKSIZ GELİN
Halide Pişkin — Hüseyin Kemal — Şevkiye May — Reşit Baran. Arzuyu umumi üzerine bir kaç gün daha gösterilecektir. Matineler saat 12,30 da başlar. mkk


"4
i/
Bugün MELEK Sinemasında
nefis müzik ve şarkılarla, göz kamaştırıcı muhteşem sahnelerle süslii yeni bir şaheser.
En
TATLI RÜYA
(TABİÎ RENKLİ) Baş rollerde;
BETTY GRABLE
CESAR ROMERO — GEORĞES MONTGOMERY
SUM
Bugün SARAY Sinemasında
Pj Gösterilmekte olan ve herkesin boşuna giden ’
Haftanın maçları
FENERBAHÇE STADINDA: Saat
U Hilâl - Galata >
11 Beylerbeyi - Emniyet
13 Kasımpaşa - Taşkızak
15 Süleymanlye - Fenerbahçe GALATASARAY STADINDA;
Saat
il Taksim - Doğu
13 Sarıyer - Rami
15 Beyoğlu - Galatasaray
ŞEREF STADINDA: I
Saat
9 Dz. Gûcil - Ortaköy
11 Boğaziçi - Hasköy
13 Anadolu - A. Hsar
15 Beykoz - Beşiktaş
VEFA STADINDA:
Saat
, 9 Defterdar - Eyüp
11 Topkapı - Alemdar
13 Elektrik - Dem'irspor
15 Vefa - tst. Spor BARUTOÜCÜ ŞAHABIMDA:
Saat,
11 Siimr rapor - Davutpaşa
13 Barutgütü - Unkaponi
15 İstiklâl - Haliç
■ ■ ■ ı

Beden terbiyesi futbol federasyonu tarafından Cumhuriyet bayramı mü-nasebetlle tertlblencn Ankara kupası maçları «alı ve çarşamba günleri Ankara'nın 19 Mayı# «tadında Ankara - İzmir - Çukurova - İstanbul muhtelitlerinin işlirakile yapıldı.
Başşehrimizde geniş bir alâka uyandıran bu maçları başta sayın Başbakan Şükrü. Saraçoğlu olmak üzere bir çok Bakanlar, Mebuslar ve 20 bine yatan muazzam bir kalabalık seyretmiştir.
Karşılaşmaların İlk günü Ankara -İzmir! 3-0. İstanbul - Çuknrovayı 8 - 1 yenerek finale kaldılar. Final maçlarının yapıldığı çarşamba günü stadda aynı kalabalık toplanmıştı. Günün birinci maçı üçüncülük için İzmir He Çukurova arasında yapıldı. AnkaralI hakem r.eflkln idare ettiği bu karşılaşma çok haşin ve «ert cereyan etti. Hakemin fena idaresi halk tarafından geniş protestolara sebebiyet verdi. Neticede İzmir takımı Çu-kurovayı 4-1 mağlûbederek üçüncü oldu.
Kupa şampiyonunu tâyin edecek Ankara - İstanbul maçı İçin İzmirli hakem Sabrl'nln İdaresinde sahaya çıkan takımlar şu şekilde dizildiler.
Ankara: Abdiilkadlr - Naci, Osman - Musa, Sevil, Kadri - İskender, Kemal. Sababaddln. Haşan. Kenan,
İstanbul: Cihat - Yavuz, Murat -Salâhaddln, Ömer, Faruk - Erol, Hüseyin. şahap, Şeref, Hallt.
Ankara takımı cumartesi başka bir takım!:; çıktığı için bugünkü oyuncuları taze kuvvet olduğundan avantajlı Jdl. Halbuki İstanbul takımı cumartesi ve pazar ayni kadroyu mu-' hafşza ettiği gibi Hakkı, Kemal, şükrü gibi muhtelitin en kuvvetli oyuncıılArından da mahrum bulunuyordu. !kt takım aramdaki maçın zorlu olacağı zaten evciden tahmin ediliyordu. Neteklm maç bu kanaatleri kuvvetlendirecek şekilde çotln v« şıkı geçti, Oyunun Uk anları latan bulun Ankara kalesi-
ni çember içine alması ile geçil. Bu arada muhtelif pozisyonları birbirlerine alışık olmadıkları İçin kaçırdılar. Nihayet 15 İnci dakikada solaçık Halil’in nefis bir ortasını Şahap ortada yakaladı. Va ustaca bir çalımdan sonra bomba gibi bir burun şü-tlyle İstanbulu galip vaziyete getirdi.
Bu sayı İstanbulin coşturmuştu ta şahap geriden kaptığı bir topla ok gtbl fırlayarak Ankara kalesine doğru giderken ceza sahası İçinde çelme ile düşürüldü. Bnrlz olan bu penaltıyı hakem vermedi. Ve halk uzun müddet bunu protesto etti.
Halkın hu İsyanı penaltı hâdisesine kadar maçı iyi İdare eden hakemin muvazenesini bozmuş olacak kİ bundan sonra bütün kararlarında bir tereddüt hasıl oldu. Ve oyun bu yüzden sert bir şekil aldı Bu sırada soldan flnl bir akın yapan AnkaralIlar Yavuz'un İlerde bulunmasından İstifade ederek İstanbul kalesine İndiler. Ve Sabahaddln Cihat İle karşı karşıya kaldı ve onu da atlatarak Ankaryl berbere vaziyete getirdi. Ve devre 1-1 nihayettendi.
İkine! devre hakemin de fena idaresi yüzünden sert ve fanilin oldu. Bu sırada Salühaddln, Murat sakatlanarak çıktılar. Yerlerine Muzaffer sağlçe, Hüseyin solhafa. Bahadlr müdafaaya geçti Bu devrede iki takımın muhacimleri ne kadar çalıştı ise müdafi ve kalecileri de o kadar muvaffakiyetli bir şekilde karşı koydular. Bilhassa Cihat bu arada temayüz eden kurtarışlar yaptı. Maç ilk devrede alınan netleo değişmeden beraberlikle nihayettendi. Hava karardığından oyun uzatılanındı.
İstanbul muhteliti Ankara maçlarında teknik ve klfts futbol göstermiştir. Yalnız hücum hattında Hakkı, Şükrü, Kemalden blrt bulunsa idi maçı kazanacakları muhakkaktı. Ankara tutamı da bilhassa son maçın İkine! devresinde fevkalâde bir oyun çıkardı.
Ankara kupası bu suretle İki şehir
* Tüberküloz cemiyeti yıllık kongresini 7711/945 çarşamba günü saat 18.30 da Cağaloğlundakl E'ibba odasında yapacaktır.
■fr Eminönü Halkevinden: 1 —
Türkçe A ve B, İngilizce, Franszca, Almanca,
?, _ Ayrıca Fransız, Yunan ve Lâtin edebiyat tarihine alt kurlar 15 kasımda açılacaktır.
3 — İsteklilerin hemen Ev Bürosuna baş vurmaları.
Eminönü
Halkevi .Bale» tatbikatı sahnesi temsiller) BORA
Bu akşam Suvare 21 de Yarın Matine 17 de Suvare 21 de Numaralı yerlerinizi ayırtınız. Tel' ?334İ)
arasında ortada kalınca maçları tertipleyen federasyon; Başbakanımızın tensibi üzerin? kupanın ortadan ayrılarak iki takıma verilmesine karar verdi.
Maçtan *onra Başbakanımız Şeref tribününde İki takımın futbolcularını kabul etmiş ve: «Arkadaşlar, çök güzel bir maç yaptınız. Blrblrinlzlc-temiz bir mücadele sonunda berabere kaldınız. Bu karşılaşma bize her sahada olduğu gibi sporda da ilerlemekte olduğumuzu İspat etti. BlzlcT İleriye doğru yapılan bu hamleden ve müsavattan büyük memnunluk duyuyoruz. Bizi korkutan geriye doğ-ru müsavattır. Hepinizi candan tebrik ederim. Arkadaşlar bu müsabaka İçin konan mükâfatı sîzlere hâtıra olarak ortadan keserek ikinize de vermeği kararlaştırdık, Şimdi hepinizin teker teker ellerini sıkayım. Bize çok canlı bir spor günü yaşattınız.»
Sporcular yakın alâkalarından dolayı Başbakanımıza teşekkür ederek bu güzel güne son verildi.

Güzellik Mükâfatı
Neşeli komedi ve musikili filminin yaratıcılar]
LUCÎLLE BALL - JUNE ALLYSON - DÎCK POWELL‘İ görünüz ve candan alkışlayınız.


— BU HAFTA ■
T AKSİM Sinemasında
VİCDAN AZABI
Türkçe sözlü ve Türk musikili
Filminin 2 inci haftasıdır
Başrollerde:
YUSUF VEHBİ — AKİLE RATIP
Mevsimin en güzel bu Türkçe filmini mutlaka görünüz.
j


_ŞARK Sinemasında —
Bugün bütün azamet va ihtlşaınile canlanan bir tarih...
Gözlerinize Inanumıyacağmız sinemacılık âleminde zafer armağanı Bir teknik dehası — Bir kudret âbidesi — Bir sanat harikası Büyük Edip HENRİ BATAİLlE'nln ölmez eseri
DON J U A N
TÜRKÇE SÖZLÜ Reji: ALEKSANDR KÖRDA Cihan artisti: DÜGLAS FAİRBANKS'ın
MNRLE OBERON ve BENÎTA HUME İle müştereken yarattığı kalblerl titreten aşk ve sevişme eahnelerl.
Tarihin entrikalarla dolu bir »ahifesf, şövalyelik devrinin parlak cengâverlik destanı, İspanyol nağme ve serenadlarlyle süslü harikalar harikası.
Bcyredenlerin tekrar tekrar seyredecekleri Milyonluk
* aşk, kahramanlık, azamet ve İhtişamlar şaheseri.
Matineler saat 12.30 da başlar. ■BNHHI

—,BENGÜ->
■ Küçük evler yapı ve «atış şirketi I I Yuvanızı 6000 liraya kurar. ■ | Galata 8 noi Vakıf han 33-34 No. I


]|||||| Bu akgam saat 20,30 «iıı | | DRAM KISMI
' SANATKÂR AŞKI
J1 KOMEDİ KISMİ
Ölll1 M t' F E T T 1 S
Hafta sonu düşünceleri
Sulh değil, mütareke
— kendi ltlrafiyle de — tamamen materyalist ve hayli kötü mânasiyle bir realist olduğu devirdir, Mamafih sadece maddi refaha ve zevke dayanan bir dünyanın «Güzel yeni dünya» ismi altında müthiş bir karikatürünü çizdi. Göçen bir Şövalyelik devrini Cervantez nasıl Donkişotunda bütün zaman yaşattıysa, âciz fikrimce. A, Huıcely de garp demokrasisinin göçen taraflarını aynı kudretle bu eserinde meydana attı.
Bundan sonraki eserlerinde Husely artık materyalizmini de dar realizmini de bıraktı. Blj nevi mistik bir yola girdi. Mânevi vasıfları eksik, İmansız, sırf kendi küçük benliklerin] tatmin İçin yaşıyanlann, yani demokrasiyi çökertenlerin dejenere taraflarını eserlerine almağa başladı.
Bu romanının kahramanı 1938 sonlarında 17 yaşında bulunan, harsı yüksek zengin bir muhitin çocuğudur. Harb bittiği za-' man 23 veya 24 yaşında bulunan , bu kahramanın artık hayat hakkında, daha doğrusu müstakbel demokrasi hakkında oldukça vâzıh bir görüşü vardır. Sabastian adını taşıyan bu genç bir taraftan şairliğe heves, bir taraftan da eğlenceye, balolara, kafasını altüst eden içkilere. hulâsa vur patlasın çal oynasın âlemlerine heves eder. Bunlara devam edetnez, çünkü ne akşam esvabı ne de kâfi cep harçlığı vardır. Bir smoklng tedariki için çabalamaları, mücâdele ettiği iradeli babası ve babasına benzemlyen amcası îngilte-renln fi tarihinden beri başka başka isimler altında karşımıza çıkan İki demirbaş örneğidir.
Amcası Eustace ve ona hiç benzemlyen babası Clty’ye mensup çok zengin bir adamın oğullandır, Bu adam ölürken servetinin büyük bir kısmını hayır müessesclerine bırakmıştır. Eustace kültürlü, 19 uncu astrvarl liberal sefahete düşkün iç-Inzl-batı hiç olmıyan fakat zararsız bir İngiliz gentleman'ıdır. Milyoner karısı ölürken ona servetini kaydı hayat şartJle bırakmıştır. Romanda bu adam hemen hemen doksanlık kaynanası ile Romada mutantan bir villâda yaşar, Bütün işi antika, sürrealist ve müstehcen eserler toplamak, keyfine göre yaşamaktır. İçtimaî bakımdan faydasız ve gayri mesuldür. İhtiyar kadın gözftrlnl kaybetmiş fakat hayata dört elle sarılmış zamanı medl-umlar toplayıp ruhları çağırmak, bir taraftan da yirmi yaşındaymış gibi süslenmekle geçer, îşte bu örneklerdir ki demokrasi düşmanı memleketlere — haklı olarak — garbın çökmekte olduğu fikrini vermiştir. Fakat bu harb bize, vakti geçmiş silâhlardan hava anhadalan yaratan, bu nevi yalnız «Ben» denilen sonu gelmez iştaha galebe çalan, en yüksek en zengin ferdiyle en fakirine kadar aynı hak ve hayat şartlarını kabul eden demokrasinin hiç de çürümüş bir şey olmadığını, ergeç yarına nizam verebilecek kudrette olduğunu gösterdi.
Fakat Eustace’lerin rolü sona erdiği de romanda da hayatta da göze çarpıyor. Ona mukabil Sabastlan’ın babası bugünün ve bugünü hazırlıyanlann bir Örneğidir. Büyük avukat, zengin, ideal adamı, büyük kültürlü. fakat kültürü şahsi zevki için değil, kalkınmasını emel edindiği cemiyetin hizmetkârıdır. Fakat tngllterenln medenî ve daimî hayatı için onun esaslarını paylaşacak milletler de lâzım. Kendisi çok İlerde bir. sosyalisttir, küçük bir evde yaşar, yemeği kendi pişirir, kazancının bir kısmı idealine sarfedlllr. Bilhassa îtalyadaki faşist rejime aleyhtar olan hürriyetçi, demokrat ve sosyalist münevverlere çok vardım eder.
Bu hafta üstünde dikkatle durduğum ve bende çok zıt düşünceler uyandıran roman 1945. yani harbden sonra çıkan (Za-manın bir sonu olmalıdır» adlı bir eserdir, Müellifi dünya çapında bir romancı olarak tanınmış A. Huxelydlr, Eseri baştan başa okumak için çok gayret ve bilhassa aabır lâzımdır, çünkü bir çok yerleri sıkıcıdır, bilhassa öldükten sonra bir adamın hayattan hatırladığı sahneler vardır, ve belki en sıkıcı tarafı is-plrtizme merakına temasıdır. Mamafih, yer yer o kadar bugünkü insaniyetin unulması uzun sürecek yaralarına dokunmuştur kİ her halde okunması faydalıdır.
Romanın İleriye geriye bir takım nişan taşlan vardır ki, bazılarımız için bunlar, insanı yoldan çıkaracak, hattâ bir nevi orta çağa götürecek izler gibi gelebilir. Fakat, geçen büyük harble bu harbin arasında, garp medeniyetini temsil eden münevver zümrenin üstünde durduğu bir İki noktanın burada tekrarı, İnsanı düşündürecek mahiyettedir. tngilizlerin en büyük hususiyeti, şart ve devir İtibarile ne kadar birbirinden uzak olursa olsun gene aralarındaki hars ve fikir bağlarının tamamen kopmamış olmasıdır. Bundan dolayıdır kİ, geçen hafta bu sütunlarda bahsedilen M, Amold'un «Hars ve Anarşi» sindeki iddiaları hatırlamaktan kendimi alamadım.
Amold’a göre demokrasi eğer İnsaniyetin hayrına ve tekâmülüne yanyacak bir rejim olacaksa, maddî inkişafı yanında bir de fertleri yükseltecek cemiyetin faydasına hizmet ettirecek bir harsa sahip etmek lâzımdı. An-glo - Sakson dünyasının üniversite - içi ve üniversite - dışı münevverlerinden buna benzer bir teraneyi on beş yıl dinledim durdum. Hiç bir İngiliz veya Amerikan.fikir adamının kendi memleketinden ümit ve güvenle bahsettiğini bu yıllarda İşitmedim dersem hiç de mübalâğa etmiş olmam. Şunu da itiraf edeyim ki. bunların hiç biri demokrasiden başka bir rejime İnanmış değillerdi. Sadece, artık bu demokrasinin 19 uncu asırdan bambaşka, bugünün maddi ve mânevi ihtiyaçlarına cevap verecek surette ayarlanması lâzım geldiğini İleri sürüyorlardı.
Buna mukabil, sebepleri ne olursa olsun, demokrasiyi çürümüş bir idare telâkki eden totaliter memleketlerin önde gelen bir takım âlim ve sanatkâr örneklerini de hayli yakından görmek fırsatını buldum. Bunlara göre demokrasi en kötü ve vakti geçmiş şekliyle dahi totaliter rejimlere faiktı. Çünkü oralarda fert ve fertlerin haysiyet ve şerefi artık bahis mevzuu değildi. Fertler birer kukla, ipleri diktatör denilen kuklacıbaşıların elinde idi. Sanat ve İlim tamamen birer rejim aleti, insan cemiyetini yaşatan ve büyüten yaratıcı kudret, bîr tehlike işareti addediliyordu. Bundan dolayı, nasıl demokrasi fazla ve kötü bir ferdiyetçilikten çöküyorsa, totaliter rejimler de ruhlarını kaybetmiş bir robot alayı olduğu için çökmeğe mahkûmdu. Bunların doğru veya yanlış "taraflarını burada münakaşa edecek değilim. Yakın tarihe bakarak tek söylenecek şey şudur: Yalnız «Ben» denilen şeyi tatmin İçin yaşıyan, insaniyete ve cemiyete karşı vazifesini unutan ferdiyetçilik ne kadar tehlke-11 bir içtimai hastalık alâmet! İse; fertleri ne olursa olsun, insanüstü tek şahsın iplerini çekip oynattığı iradesiz bir cemiyet sürüsü de neticede yıkılmağa mahkûmdur. Gerçi fazilet ve dehaları milletlere rehber ve lider olabilecek kabiliyette insanlar bir millet İçin çok büyük bir talih eseridir. Fakat derece derece her İnsanın muayyen İdeallere ve birbirini az çok kontrol edebilecek hak ve vazifeye sahip olması şat 'tır,
A, Huxely demokrasinin buhran devrinde yetişen büyük bir romancıdır. Ailesi ve muhiti itibari le en yüksek bir hars ve ilim fi' ‘nü içinde yetişmiştir. Bu adam evvelâ dejenere bir münevveı sınıfın, zenginlerin ve kısmen de aristokratların hayatlarını romanlarına mevzu olarak aldı. Bu
Oğlu smoklng istediği zaman en sert bir tavırla reddeder. Maden kuyularında çalışan gençlerle onun ne farkı vaı? İnsanları sınıflara ayıran sembollerin dünyada artık yeri olabilir ml? Çocuk herkesten başka keyif ve sefahet isterse atisi ne olur, tabii garson-yerler, metresler, çürütücü ve sefili bir hayati Namuskâr vç çetin bir emekle değil, şeref ve haysiyet pahasına elde edilen paralar hem îngllteredekl zengin evlâtları İçin hem blzdekller için nasıl bir tehlike işareti, bir uçurum olduğunu acı tecrübelerle biliyoruz.
Sabastlan’ın bir smoklng elde etmek için başvurduğu dürüst olmıyan çareler, söylemeğe mecbur olduğu yalanlar arasında onu birdenbire ölen amcasının ttalyadaki evine misafir buluyoruz. Bruno İsminde. Mussollni-nln hışmına uğnyan bir İtalyan ânti - faşist ile tanışıyor. Bundan sonra çocuk artık doğru yola giriyor Çünkü, Bruno sırf sözlerlle değil hayat ve hareke-tile en medenî bîr insan numunesidir. Bruno harbden sonra hasta ve ölüm döşeğinde iken ona Sabastian bakıyor, ve nihayet Bruno’nun muhtelif meseleler üzerine tuttuğu notlara da sahip oluyor.
Romanın sonunda Sabastian’ı ba basile karşı karşıya Londrada buluyoruz. Müellif bize, artık John'un da İstikbale sahip ola-mıyacağını. bütün fedakârlık, kudret ve kafasına rağmen oğlundan geride olduğunu gösteriyor, Çünkii harb bitmiş henüz sulh gelmemiştir. Savaş yıllarındaki ümidi kaybolmuş, garp ve şark hülâsa bütün dünyanın karşı karşıya geldiği çetrefil ve çetin meseleler onu sindirmiştir. Fakat artık dünya Sabastlan'la-nn eline geçecektir. Çünkü, gerçi onlar da dünyanın korkunç dertlerin! olduğu gibi görüyorlar. fakat ümitleri kaybolmuyor. Çünkü, (gene müellife göre) bu dertler maddi olduğu kadar, belki daha da fazla mânevi bir boşluktan İleri geliyor. Tabiat boşluktan hoşlanmadığı için bu mânevi köşeyi hars, sanat, siyaset vesaire bir takım zamanla değişmesi lâzım gelen geçici kıymetlerle doldurmuştur. Huselv’e göre «bugünün erkek ve kadınları, lâboratuvârlarda. yalnız hava t ve eşyayıı değil, bütün medeniyet örneklerini 1mlıa İçin vasıta aramakla meşguldürler.»
Kitabı kapadığımız zaman dünkü liberal Eustace ile, bugünkü sert sosyalist John’lann vakti geçmiş olduğunu müellif bize anlatmış oluyor. Maddi inkişafın lâboratuvarlarından çıkan insaniyeti topyekûn yokedecek silâhların kudreti karşısında, bunları ıstırabı sefaleti dindirmek için kullanacak bir zihniyetin eşiğindeyiz. Bu zihniyeti nihayet mutlak bir hayra inanan ve iç - İnzibatına sahip Sabastlan’Iarda görüyoruz. Çilnkü John’a göre İçlncîe olduğumuz devir bir sulh değil, ancak mütarekedir. Sabastian’a göre «sulh ancak herkesin İman ettiği bir kısmının hayatında tahakkuk ettirdiği bir metafizikle kabildir.» Kendi kendime soruyorum; Acaba Ingiltere metafizik ve püriten bir devrin arifesinde mi?
HALİDE EDİB - ADIVAR
Yeniden açılacak eczaneler
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, eczahanesl bıılunmıyan muhtelif ilçelerden 32 sinde eczalıane açılması* na karar vermişti. Bıı e( aşhanelerin bir kısmı mahalli belediyelerin, bir kısmı da Eczacılar Cemiyetinin yar-dımlyle açılmaktadır îatanbulda açılmasına İzin verilen 10 eczahane-den şimdiye kadar ancak üç tanesi açılabilmiştir. Bu gecikme, en çok, şehirde eczahane olmağa elverişli yerlerin bulunamamasından İleri gelmektedir.
IHSAN-HAYAT
21 inci Fasikülü çıktı
■^■■^■■■Türkiye Yayınevi Ankara Cad,
Geçen mayısta, M. Roosevelt' in ölümü üzerine. Cumhurbaşkanlığına geçen M, Truman bir müddet sonra alleslle birlikte. Cumhurbaşkanlarının oturmasına mahsus Beyaz eve naklet-mlştir. Beyaz evin teşkilâtı, kadrosu, iç tertibatı muayyendir. Fakat buraya gelen her Cumhurbaşkanı bunda, kendisinin en rahat surette oturmasını temin edecek tarzda değişiklik yapabilir, Truman ailesi de burada yerleşir yerleşmez Beyaz evi kendilerine en müsait şekle koymuşlar,, alıştıktan sakin hayata uyacak tertibat almışlardır,
Madam Truman Beyaz eve girerken, dünyanın henüz sulha kavuşmadığı bir sırada büyük eğlenceler tertibetmeği düşünmediğini söylemiştir. Filhakika madam Truman o zamandan beri hiç bir süare vermemiştir. Ara sıra yemeğe misafir alıkonulmaktadır. Fakat bu hususî mahiyettedir. Resmî eğlencelere gelince, bu çay ziyafetlerine İnhisar etmektedir.
Beyaz sarayda aile arasında sık sık müzik toplantılan yapılmaktadır. Gerek Cumhurbaşkanı, gerek kızı çok İyi piyano çalarlar ve piyano^ konserinden büyük zevk alırlar. Matmazel Mar-garet Truman'ın sesi de güzeldir. Bu vaz Denver opera heyetl-le birlikte Amerika’nın batı kısmında bir seyahat yapmış ve opera parçalan teganni etmiştir. Matmazel Truman bir taraftan üniversiteye devam etmekte, diğer taraftan teganni için ders almaktadır.
Başkan Truman piyano başına geçtiği zaman klanın şarkı söy-llyetek kend’slne refakat etmesinden çok zevk duymaktadır. Başkan ahbapla rile yaptığı toplantılarda ekseriya piyano çalar. Tnıman ailesi gramofondan da hoşlanıl, Yanlarında pek çok gramofon plâğı vardır. En zlya-Hcr -n-rrı-',ri bestekârlar Schu-bert ve Chopln’dlr.
Odalar yeniden tefriş ediliyor
Madam Truman Beyaz eve gidince. evin deposundaki eşyadan İstifade ederek odaların tefriş tarzını değiştirmiştir. Bunu va-parken odalarda elden geldiği kadar çok yer açmağa çalışmıştır.
Reis Truman. İkinci katta ve yuvarlak bir odada çalışmaktadır. Vaktlle Reis Roosevelt tarafından da aynı şekilde kullanılmış olan bu odada büyük bir sadelik göze çarpar. Odada eşya olarak, üzeri camla kaplı bir
Truman ailesi Beyaz Ev’de nasıl yaşıyor?
Madam Truman yaman bir ev kadınıdır. Beyaz Ev’de bütün işlere nezaret ediyor
Başkan Truman gece kitap oku yor, Başkan ve ailesi
Geceleri ekseriya başkan piyano çalar, kızı şarkı söyler
Matmazel Truman
masa, küçük bir piyano, vaktlle Reis Roosevelt tarafından, da kullanılmış olan kahve rengi ka-nape ve bir kaç sandalye vardır. Çalışma odasının bitişiğinde Cumhurbaşkanı ve madam Tru-man'm yatak odası bulunmaktadır. Yatak odasında 4 direkli ve büyük bir karyola vardır. Madam Truman. bu odanın duvarlarını açık yeşile boyatmıştır. Gerek bu yatak odasından ve gerekse diğerlerinden büyük dolapları çıkartmıştır.
Madam Truman'ın oturma odası, yatak odasının öbür tara-fındadır. Tam mânaslie güneş gören bu büyük odada bir kanape ve bir kac antika eşya mevcuttur. Bu odada, ilk Cumhurbaşkanı ailesi tararından kullanılmış olan bir çıkrık da vardır.
Matmazel Tı-uman'ın odası
Matmazel Margaret’ln arkadaşlarını ağırladığı salon, modem stilde döşenmiş biricik odadır. Parlak maviye boyalı olan oda duvarlarında Margaret’ln ço-| cukluk cağını geçirdiği Missouri' nln dağlık rmntakalann» belirten eanh manzara resimleri vardır . Bu havalide el’an Başkan Truman’ın ev! mevcuttur.
Margaret’ln salonu, Beyaz sarayın en meşhur odalarından birini teşkil eder. Çünkü, dahilî savaş yıllarında Cumhurbaşkanlığı vapan Abraham Llnooln, bu odada yatıyordu. Abraham Lin-coln’un husus! şekilde yapılan
kalın maun karyolası, uzun zamandan beri bu odada teşhir ediliyordu. Fakat bu oda. şimdi İnsana neşe aşılayan yastık ko-leksiyonlarile, modern mobilya-slle tipik bir öğrenci rJ olmuştur.
Margaret’ln de ou(4 . en-disine mahsus bir piyano vardır, Margaret'in yatak odası salona bitişiktir. Yatak odasının duvarları açık pembedir ve beya ■ eşyalarla döşenmiştir.
Truman ailesi Beyaz saraya taşındıktan sonra, 29 mayısta verilen bir çay ziyafeti, İçtimaî bakımdan İlk faaliyeti teşkil ediyordu, Bu çaya madam Truman* la Margaret. 150 misafir davet etmişlerdi. Gazetecilerin de işti-râk ettikleri bu toplantının biricik gayesi, doğrudan doğruya dekorları, yeniden yapılan Bevaz 6arayı misafirlere gezdirmekti. Ziyafet esnasında bandosu çalıyordu. Böylece, savaş başgöster-dlği günden beri ilk defa olarak Beya2 sarayda müzik IşitHmişti. Madam Trumanın hayatı
Madam Truman. basın toplantıları yapmıyacağı gibi neşriyata hiç bir şey hasretmiyeceğînl de söylemiştir. Bu arada, halka pek az görüneceğini ve bunun tam mânasile resmî bir mahiyet taşıyacağım da bildirmiştir. Madam Truman. iki büyük hastane uçağının vaftiz merasiminde hazır bulunmuştur. Ancak bu merasimde gayet garip bir hâdise olmuş ve madam Truman. elindeki şampanya şişesini 8 defa vurmasına rağmen şişe kırılmamıştır. Nihayet bu isi başarmak İçin askerler kendisine yurdunda bulunmuştur. Fakat uçağın burnu, şişe darbelerde âdeta bir çetele halini almış bulunuyordu.
Arkası yedinci sahifede)
Bahtte ö
t HER AKŞAM I jl jZ
BİR HİKÂYE I
Büyük, usun, deretnot gibi heybetli hususi otomobil birdenbire yavaşladı. Şoför mütemadiyen korna çalıyordu.. Arabanın önünde büyiik bir kalabalık vardı. Büyük postanenin kuşesindeki kaldırımda saçı başı dağınık bir delikanlı, bir adaman ceketinin ucunu yakalamış, oraya sabun gibi brlşoy sürüyor, sonra da avaz ayna haykırıyordu-
«— Bayanlar, baylar.. Pantolonuma mürekkep döküldü, pantalonuma çorbanın yağı döküldü, ceketim katrana bulaştı diye üzülmeyiniz. Böyle şeyler için, şu ölümlü dünyada kıymetli canını?.! sıkmayınız... En. çıkmaz boyalan. en sabit lekeleri, bir dakikada çıkarmanın tek çaresi İşte şu elimdeki leke sabunudur. Hususi surette IttVorstuvarlurımızda hazırlanan bu sabun sayesinde çıkmıyan leke yoktur!..:»
Sokak o katlar kalabalıktı kİ şoför durmağa mecbur olmuştu. Otomobilin İçindeki pırlantalı genç kadınla, şık erkek 1 ke sabuncuyu dinliyorlardı. Erkek bir artılık sanki kendisini gıdıklamışlar gibi kahkahalarla gülmeğe başladı.
t(qdın, onun hpniiz verdiği, fakat yakmadığı kokulu sigara güzel parmakları arasında olduğu halde erkeğe hayretle bakıyor ve soruyordu:
— Ne oldun?.. Bu kadar tuhafına giden şey nedir?..
Erkek gülmekten cevap veremiyordu. Kadın merakla onu t£tfcik ediyor, sebebini bilmediği bu gülüşe yüzündeki tatlı ve yumuşak hatlarla kendi de İştirak ediyordu.
Erkek leke sabuncunun haline bak-dıkça gözlerinden yaşlar boşanırcasına gülüyordu. Elmaslı kadın bir kere daha sorüıı:
— Sevgilim . Merak İçindeyim.. Neye gülüyorsun, kuzum?-
Erkejj Rendin! toplayarak.
— tik randevum... dedi, fakat sözün arka tarafını getiremedi. Yeniden makaraları koyfivcrdi. üzün uzun güldü.
Otomobil tekrar yola koyulunca nihayet kendisine geldi ve anlatmağa başladı:
— Efendim, herifi görünce ilk aşk randevum gözümün önüne geldi. O zamanlar 19 yaşındaydım. Ahududu renkli dudakları olan gene bir kadınla tanıştım. İlk sevgilim!,. Benlml sıkılganlığıma, utangaçlığıma nuka-bll o inadıma alaycı, neşeli, İnsanı bir anda tefe koyan cinsinden bir kadındı, Ona hem bayılıyor, hem de. dl'lne düşmekten, alayına uğramak-tan korkuyordum.
Daha pek öyle istediğim gibi de kendisine açılamamıştım. Ürküyor-dum. Vakia onda bana alt bir çok tatlı sırlar olduğunu sezmiştim. Fakat ya yanılıyorsam?., Ya kazın ayağı benîm tahmin ettiğim şekilde değilse!» O zaman ayıkla pirincin taşını.. Onun dilindin bir daha kurtulamazdım. O alaycı kadın İçin bundan iyi,: bundan daha mükemmel bir eğlence olamazdı
Fakat nihayet lıer şeyi gözüme aldım ve açıldım. Tuhaf şey,. Beni pek İyi karşıladı. Hissi bahlsFrl knnuşur-k-.-n birdenbire o alaycı hüviyetini elbise çıkarır gibi üzerinden silkip atıyordu. Daha durgun, daha romantik bir kadın oluyordu Bu yeni çehremle ona bayılıyordum.
Fakat yine de çok üzücü İdi İliç bir şeye «Evet!-* demiyordu. Israr edersem:
— Sen bunlardan vazgeçsem de derslerine çalışsan Ö3ha iyi etmtz misin?.. Henüz çocuk saydırsın Böyle şeyler düşünecek zamanın mı senli ? , diye kestirip atıyordu. Fakat o bir kere btnl bu bahlsıîe dinlemek gafletini göstermişti. Artık tablaılle bunun sonu gelecekti. Netekhn tahmin etliğim gibi aldıı. Nihayet bana bir randevu v rdi Hayatmın en ‘târihi hâdiselerinden biri.. İlk randevum!.. Onunla kırlarda buluşacak, tenhalar da dolaşacaktık Aramızda «dmbllir ne heyecanlı anlar geçecekti.
Lâkin birî'. ıbire hatırladım kİ tek
BULUŞMA3
elbisemin puntolunu son dereccd» kirlidir. Kendi kendim* «öylendim:
— Ah şu annem.. ’ Alı şu annem... Kaç kert de rica etmiştim.. Şu pantolonumu iyice silsin diye...
Zavallı anneciğimin İşten burnunu kaşıyacak vakti yokt.u. Hakikaten d» bir kaç kere kendisine şu pantolonumdan bahsetmiştim. Fakat işt* hâ'â da onu sllmcmlştl. Elime İlk geçecek maaşımla bir kat daha elbise yaptırmağa kat! surette karar vererek o gece yatağıma girdim. Ertesi günkü radevtım rüyalarıma girdi.
Sabahleyin biraz geç kalktım. Yıkandım. Temizlendim. Giyinmek ürere dolabı açtım. Ceket var, pantaloû yok.. Allah Allah I,. Gece şuraya asmıştım. Acaba annem m! aldı?..
Yukarıya fırladım. Ne göreyim?.. Annem pantaloııumu boylu boyunca yere yaymış!.. Ve o sevgili, o biricik pantolonumun üstü yer yer, beyaz bir çamurL Daha doğrusu alçı gibi şeyleri* dolu.. Huni lekeciler dükkânlarının önüne bir takım ceketler asarlar. Üzerlerinde kocaman kocaman kuşlar kirletmiş gibi bir takım 3lçıya benzeyen, kil çamuruna benzeyen şeyler vardır. İşte onlardan... Bütün pantalon öyle... Dehşeti* sordum:
— Bu ne anne?..
— Söylememiş m! İdin., İşte lekeleri çıkarıyorum.
— Çıldırdın mı sen?., şimdi mİ buldun sırasını?.. Ver pantalonumu.. Hemen üstündekiler! kazı...
Annem büyük bir sükûnet içinde gülüp de:
— En aşağı 3 saatten Önce pantalon. temizlenmez ve zaten kurumaz da., demez mİ?..
Kan başıma çıktı. Yarım saat sonra randevum!,, Annemin etrafında fır döner dururum. Faydasız!., İnsan İlk randevusuna da pantolonsuz gidemezdi ya...
O alaycı, o kalabalık ağızlı sevgilimin bekleyişini düşündükçe terler döküyordum.
Annemin dediği çıktı. Patalon ancak iki buçuk saatte temizlendi ve kurudu. Tabii randevumu kaçırdım. Artık onun gözüne görünmüyordum.
İki ay sonra tesadüfen karşılaştık. Ne sebepten gelmediğimi sordu. tPan-talonsuzlüktan!..» diyebilir miyim?. Ondan sonra dinle alayları... Şairane bir tavır takındım:
— Gelmedim .. ÇBnkıl gelirsem belki hayatım tamamlle değişecekti. Çil gmca bir maceraya kapılacaktım. Seni sevecek ve belki de perişan olacaktım... Evet, evet. İşte onun için gelmedim sevgilim... dedim.
Asıl sebep, hatırıma geldikçe gülmemek İçin dişimi sıkıyordum.
(BİR YILDIZ)
RADYO
ANKARA RADYOSU Bu akşamki program
18.00 M. S. ayarı, Radyo çocuk kulübü, 18.45 Dans orkestrası, 19.00 Ha-beler, 19.20 Geçmişte bugün. 19.25 orkestrası, 10.45 Konuşma, 20.00 Şarkılar. 20.15 Radyo Gazetesi 20.45 Fasıl. 21.10 Salon orkestrası, 22,00 Müzik (pil. 22.15 Konuşma, 22.30 (plj. 22.45 M. S. ayarı. Haberim
A. J. Cronln tanıdığınız bir romancıdır, değil ml? Hayırl Onun hiç bilmediğiniz bir cephesi daha var. Düşünün kİ »Kadın BüyiisÜD, muharririnin romanlarından hiç birine benzemiyen, kendi sahasında hakikaten. yegâne bir şahestrdlr.
Yeni çıktı! Arif Bolat yayınlarından. 100 kııruş.
Kapitülâsyonlardan hâtıralar
Ecnebi postaları Türkiye'de ne surette yerleşmişlerdi?
[Oaman/ı hükümeti zamanında, kapitülâs-yontar hiiküm sürerken memleketimizde ec-nebi devletlerden çoğunun postaları vardı. Cumhuriyet idaresinin kaldırmağa muvaffak olduğu kapitülâsyonlarla beraber bu postalar da tarihe karışmışttr. Aşağıdaki yazıda ecnebi postalarının ne suretle yerleştiği anlatılmaktadır]
AVUSTURYA POSTALARI — 1718 tarihnldo Türkiye lio Avusturya tıraşında akdedilen Pasarofça muahede-1 sİ neticesi olarak üçüncü Ahmet ile İmparator Şarl arasında imzalanan ticaret ve seyrlisefsin alıldnamesl1 Türklycde Avusturya konsolosluklarının İhdasına yol açmıştır. Bu ahld-namo, İki hükümetin ticaret eşyasının düzenli bir surette mübadelesini mümkün kılmış ve ticaret muamele-, Ifrlnln genişletilmesi de muhabere evrakının muntazam şekilde müba-J delesin! icabet Ur mlştlr.
Bıı tarihte, Osmaniı postaları yal-1 mz resmi muhaberatın nakline mah-sus sürücü postasından ibaret oldu-, ğu cihetle ahaliye alt mektup kabul ve sevkodllmesl usulü mevcut değildi. Bu sebeple, muhaberatın mübadelesi için OsmanlI postalarından istifade kabil olamıyordu.
1710 tarihinde, Viyana Kıral sarayı ile İstanbul'daki Avusturya sefiri arasında muntazam posta mübadelesi başlamıştır. 1746 tarihinde İmpa-ratorlçe Marl Ttrez zamanında sefarete alt mektup olmasa dahi İstanbul'a ayda bir defa muntazam posta işletilmesi Avusturya hükümetince kararlaştırılmış olduğundan Viyana' ya da ayda bir defa posta gönderilmeğe başlandı. Blntunalcyh 1746 ta-irhinl Türkiye’de ecnebi /oltalarının İlk ihdası tarihi olarak kabul etmekte hata yoktur.
Avusturya ticaretinin Türkiye'de setıişl Emesi. Avusturya gemilerinin Türk limanlarına gelip, gitmesi gibi' haller bazı limanlarda vapur acf’nte-İ er i açılmasını İcabetilrmiş ve bu acenteler posta muamelesine lavaş-, sut etmekte tereddüt etmemişlerdir,
Vapur acneltrl bu muameleyi yal-; nız kendi muhaberelerine inhisar et-tlrmcyip Avusturya tebaasına alt mektupların da nakline arayıcılık etmek fırsatını filerinden kaçırma-mışlardır. O tarihlerde. Osmaniı hükümeti efradın muhaberatını nakle yarayacak bir teşkilâta malik bulunmadığından vapur acentelerinin kendi vapurlarlle muhabere evrakını taşımalarında bir mahzur görmiyerek İtirazda bulunulmamıştır.
Bu şekilde başlamış olan Avusturya postalan, daha sonra hem kendi tebaaları, hem de Osmaniı tebaası taraûndan verilen mektupları kabul ve nakletmeğe başlamış ve bunda da hiikûmct tarafından bir müdahale görmeyince posta muamelesini gittikçe genişleterek acente binalarında yapıl amıyacak- derecede genişli} en posta muamelesi İçin hariçte bina kiralamağa ve bp muameleyi o binalarda yapmağa koyulmuşlar ve.bu sıırstle Avusturya postalarının mim-kket İçindeki faaliyetleri gteleneml-yccek bir safhaya girmiştir
Birinci cihan harbinden önce Türkiye'deki Avusturya posta merkezlerinin sayısı on beşi bulmuştur. 1909 yılında Bosna ve Hersek vilâyetlerinin lllıakı üzerine Osmaniı hükümeti ile Avusturya arasında akdedilen bir! mukavele mucibince Avusturya hü-j kûmctl TürkJ'yede diğer ecnebi pos-j lalarının bulunmndığı Edirne ve Ş’n-kin gibi mahailcrdekl posta merkezlerini kapatmış ve diğer hükümetler posta merkezlerini kaldırdıkları takdirde kendisi de İtiraz etmeksizin
postjıhaneierlni kapatacağını te&hhüt etmiştir.
RUS POSTALARI — Türkiye il* Rusya arasında akdedilen 1783 tarihli muahedenin 76 noı maddesinde (tarefeyn. tebaalarının ticaretini kolaylaştırmak anıncllo Osmaniı devleti, mektupların ve muhaberatın nak-l tini sağlamak İçin Rusya’nın .i ndi hududuna kadar gelip, giden posta tatarlarının emniyet vö lstlrahatlerl-nln ifasını teahhüdeder. Aynı hususu Rusya devleti de bilmukabele kendi ' tarafından müteahhit olur) denilmiş , ve bu suretle Rus postalarının İhdasına müsaade edilmiş ve 1799 tarihinde Rusya tarafından. Türkiye'de I üç posta mtJkezl açılmıştır.
Bu muamele mütekabiliyet esasına dayanmakta İse de o zaman OsmanlI hükümeti aynı muameleye teş’-b-bils ıtmemlştir. Ruslar, Rus ticaretinin yapıldığı mahaller İle Rus vapurlarının uğradıkları limanlarda açtıkları acenteleri kendi tebaalarına alt muhaberat evrakının naklini icraya başlamışlar ve sonraları bunu snlr tebaaların muhaberatına da teşmil ederek git gide memleket İçinde posta merkoaleri açmışlar, posta kutuları koymuşlar, posta memurları tayin ve tevziatını da yaparak Rus posta pullarını kullanmağa başlamışlardır. İlk cihan harbinden evvel 1 Ruslar. İzmir. Beyrut, Trabîcn ve | İstanbul gibi mühim şehirlerde adet-I lerl on sekize varan posta merkezi I açmış bulunuyorlardı.
[- FRANSA POSTALARI - 1740 tarl-ilinde Türkiye İle Fransa arasında akdedilen mukavele İle gerek bu. ta-rlhte, gerek bu tarihten sonra, diğer ! hükümetlere verilmiş olan müsaade hakkından Fransızların da ist İfadele-
, rlne karar -.erilmiş ve buna istinaden 1BI2 tarihinde Fransa hükümeti
1 Avusturya ve Rusya hükümet’erinin bu baptaki hareketlerine ayak uydurarak memleketin muhtelif kısımlarında posta merkezleri açmış ve birinci cihan harbinden önce bu merkezlerin sayısı on beşi bulmuştur.
İNGİLİZ POSTALARI - Frah a hükümeti 1825 tarihinde Osmaniı hükümeti Us akdeylediği mukavelename İle elde ettiği müsaadenin İngiliz hükümetine de teşmilini kabul Ettirmiş olduğundan’ 1832 tarihinden i itibar' n. İngl'lz posta merkezleri de , açılmağa baklanmış ve birin?! cihan harbine kadar olan devre zarfında İstanbul, İzmir. Beyrut Bağ;’ad ve Basra gibi Türkiye'nin mühim şehirlerinde posta merkezleri açılmak faaliyette bulunmuştur.
İTALYA POSTALARI - îtaldyo hükümeti Garp Trablus'undaki nüfuz ye ticaretini kuvvetlendirmek için İtalya İle Garp Trablus arasında muntazaman vapurlar işletmeğe boşladığı zaman orada bir acente açarak bu acentede posta muamelesine başlamıştır. 1874 tarihinde Bcme’de toplanan millet krarası genel posta ■ kongresinde Trablusgarptakl posta I merkezini ayrı bir posta idaresi gibi I İttihada dahil olmasını tanıtmıştın [ 1902 senesinde Blngazlde .posta
1 merkezi açmağa teşebbüs eden İtalya ı hükümetinin bu hareketinin OsmanlI hükümeti tarafından önüne geçilmesine çalışılmışsa da müsaadeye mazhar devletlere kıyasen gfrek
İsviçre’de harlı senelerinde hayat pek az değişti
Pahalılık harbden evveline nispetle ancak yüzde otuz nisbetinde artmıştır
İsviçreden bir görünüş: Yungfrau îsviçrede jeoloji doktorası tahsilinde buiunan ve Türk federasyonu kayak sporu delegesi olan B. Temüçln Ayg-n geçenlerde memleketimize gelmiştir. ♦
Ken dişile görüşen bir muharrimlze B, Aygen demiştir ki:
— İkinci cihan harbinden önce İs-vlçtede hayat diğerlerine kıyasen pahalı İdi. fakat ikinci cihan harbinde ve sonra da İktisadi durumu sar-sı İmiyim memleketlerden biri de muhakkak ki .İsvlçredlr.
Bunun sebebini memleket İktisadiyatının ve gıda maddelerinin İleri görüşlü ve bir teşkilâtla iyi organize edilmesinde bulabiliriz. Meselâ İsviçre çikolata memleketidir. Çikolatanın iptidai maddesi o!an kakao 939 senesi başlangıcında 10 senelik olarak stok edilmiştir Bugün dahi İs* vlçrede çikolata flatleri aynıdır. Yalnız A'manyanin çök çikolata çekmesi yüzünden karneye tabidir.
îsviçrede neşredilen İstatistiklere nazaran pahalılık % 30 nlspctlnde-dlr ve bu da ekseriyette giyim eşyası üzerindedir.
İsviçreliler buğday ve saire gibi hububat maddesini de Şehirler dahilindeki bütün park ve spor sahalarını bozarak buralara, bu maddelerden ekmek suretlle halletmişlerdir.
Harbden önce İyi bir lokantada 110 kuruşa yenilen yemek bugün 170 kuruştur. Patates serbesttir ve kilosu 8 İlâ 10 kuruş arasındadır. îsviçrede karaborsa vardır, fakat geniş mahiyette değildir. Karaborsaya alt cezalar kati ve şiddetlidir. Isvlçtenln varidat memba!arı muhteliftir. Fakat dünyaca meşhur saatlerinden ziyade geliri otelcilik ve turizm sanayiidir.
Ayrıca çikolatacılık, ağır sanayiden elektrik motör ve malzemesi, otomatik hesap makineleri dünya piyasasında yer almıştır.
İsviçre beyaz kömürden yanU su kuvvetinden on iyi şekilde İstifade eder, o kadar ki biitiİn Clectrlk kuvvetleri. dağ tren'eri hemen hemen her sey sıı kuvvetli® İşlemektdir
Eğlence ve spor hayatı
Hrkesln bildiği gibi tsvıçrenln ye-
Blngazlde. gerek İstanbul, İzmir, Selanik. Kudüs ve Avlonya şehirlerinde pusta merkezi açmağa velklll bulunduğunu iddia ederek bahri nümayiş İcrasına kıyam etmesi üzerine buralarda da posta merkepleri açmış ve faaliyete gEçlrm İştir.
Garp Trablusuna muhtariyet verilmesine tiaJr Lozondn İtalya İle akte-dllen sulh muahedesiyle TürMysde-kl ecnebi postalarının kaldırıldığı zaman kendi posta merkezlerini de İtirazsız kapatmağı taahhüt ryiemiştlr. Hüsnü Sadık DVRUKAI.
’da dag oteli ve rasathane gâne eğlencesi dağ ve dağ sporlarıdır. isevtçrelîltr dağa 3 tiirlii giderler: Günü birlik, İnglllzlerln (wcek endi dedikleri hafta sonu tatillerinde, senelik izinlerde. İsviçrede her memurun yaz ve kış on beşer günlük izini vardır. Bütün dağa çıkanlarım istirahatlerlnl temin edecek kabiliyette konforlu oteller mevcuttur. Bu otellerin harbden önce en büyük kazançları yabancı memleketlerden gelen zenginlerin bıraktıkları paralardı. Halbuki harb dolayıslle arkası kesilen bu turistlerin boş bıraktığı otellerin çoğunu hükümet adedi yüz binleri bulan esir ve mültecilerin İkametlerine tahsis etmiştir. Bu otellerde İngilizce, Fransızca. İtalyanca, Almanca hilen nazik garsonlar hizmet eder ve her birinde dans ve Tlrol orkestraları bulunur. Otellerin civarında kayak hocalığı, ve yol göstericilerden mürekkep 60 - 70 bin kişi hayatlarını kazanmaktadır.
Otellerde kalorifer, sıcak akar su, banyo ve bazılarında yüzme havuzu, tenis kortları, dans salonları vardır. Konforlu olan bu oteller 3500 metre irtifaa kadar devam eder. Buralara dişil trenlerle çkılır. Arada dağ evleri vardır. Dağ evlerinde ekseriyetin bekçi dahi yoktur. Dağ evinin içerisinde telefondan şöminede yakmak için oduna, yemek pişirmek İçin lâzım olan mutfafc edevatına ve tlpill havafarda vakit geçirmek için oyun takımlarına ve kütüphaneye kadar her ?ey mevcuttur. Ekserisi yüzer kişilik olan bu cabane'larda karyola ve battaniyeler mevcuttur. Seyyah geceledikten sonra eşyayı olduğu glH temizler, yerine bırakır, evin hâtıra difterine ismini yazar, kumbaraya odun ve otel parası olarak bizim paramızla bir lira atar. Parası yoksa orada bulunan çek postallardan birini alır ve şehre döndüğünde yollar. Bu tamamen İtimat esasına müstenit bir tarzdır kİ şehlrlerç kadar bu şekli inmiştir.
Şehirlerde köşe başlarnda kutular İçerisinde herkes gazetesini alıp yanında bulunan kumbaraya ücretini atar.
Jungfravjah’da enteresan oyulmuş bir giasve vardır. Burada her şey buzludur. Otomobilden, piyano, iskemle. masa ve bar Amerikan'a varıncaya kadar bütün eşya buzdan ustalıkla oyulmuştur. Burada mayolarla patinaj yapanlara, buzdan otomobilin içerisinde resim çısartan-i&ra sık sık rastlamak kabildir.
îsviçrede kadın - erkek farksız çalışır. Zengin aile kızlan dalıl babala-, nnın yanında veya Kazılhaçm gönüllü olarak çalışır ve bu gayet '1 >H görülmektedir. İsviçre biitün milletler gibi normal sulh senelerin! ve o senelernl tabii turisti rrlnl beklemektedir. _ H D
MUKADDES YALAN
Yazan: Leon Malicet
“■= Tefrika
— Jacques! Evlâdım! - diye bağırdı.
Olduğu yere baygın, bir halde yığıldı.
IX
ıLambln, Berlingot'ya: «Kaçalım.» demişti, İkisi de duvarların kenarını siper alıp kendilerini göstermemeğe çalışarak ve çitlerden çitlere athya-rak o korkunç gece zarfında, feci hâdise yerinden uzaklaşmışlardı. çbJi çırpıyı attıkları hendekten almayı bile düşünmemişlerdi. Kaçıyorlardı, kaçıyorlardı. Güya cürmii onlar İşlemişlerdi. Berilngot, babasına sualler sormak teşebbüsünde bulunuyordu nm-ma, ihtiyar dilenci, ağzını açmıyordu.
Gece pek karanlıktı. Yol da uzun sürdü, Baba oğul, caniler gibi kaçıyorlardı. Berllngot, babasının gözlerinin hu karanlıkta kedi gözleri gibi pırıldadığını farkedlyor. ihtiyarın kolay bir şikâr karşısında, sevinç İçinde olduğunu hissediyordu.
Böyleee, Vlllcneuve-e geicmer. Güneş henüz doğmamıştı. Koyu bir «la ortalığı kaplamıştı. Buna rağmen, tâ uzaklan kendilerine alt küçük eşek
Çeviren: (Vâ _ Nû)
No. 22 .............. ı
arabasını far'kettller. Dünyada biricik mallan buydu. Evleri de buydu.
Berbat bir arabaydı bu. Üzeri vaktiyle yeşil olan, fakat sonra güneş ve yağmurlarla rengi atan bir örtü İle kaplıdı. Üzerinde koca koca delikler açılmış, gelişigüzel yamalarla kapatılmıştı. İşte. Lambin'ln karısı Lam-blne, yarı nlll vücudunu bu arabanın içinde dinlendiriyordu. Lambin'ln de feleğe karşı dün geceki ah ve feryatları bilhassa bu kadının hastalığı yü-zündendl.
Baba He oğul yaklaşınca, rüzgâr vc yağmura, karşı kendine arabanın altında sığınak bulan eşek, yerinden çıktı, sahiplerini tanıyıp sevinçle anırdı.
Durdular. L®nıbln, titrek parmağıyla oğluna eşek arabasını gösterdi.
— Artık bu facia bitecek, Berllngot, — dedi. — Bütün hayatımız değişecek. Anlıyorsun ya, bambaşka bir hayat sürmeğe başlıyacağız.
Oğlan hayrötle sordu:
— Peki amma, niçin? Nasıl?
— Bu akşam şatoya yaklaşırken
sana söylediklerimi hatırlıyor musun? «Bir kese altın bulsak mesııdo-luruz’j demiştim. İşte o kese altını ben buldum,
Berllngot, daha da sualler sormak zannetti. Onun yanından bjr tın bile ayrılmamıştı.
— Alay mı edlyosun, baba? - diye sordu.
— Hayır. Sana söylediğim hakikatin tâ kendisidir. Ben altınları buldum. Hem de epeyce ağır. Bundan emin olabilirsin. Altınları, MtrfıSe şatosunun parkında buldum.
Berllngot, daha da sualler osrmak İstedi. Fakat Lambln cevap vermiyordu. Düşüncelere dalmış, dimağında projeler hazırlıyordu, Bir aralık:
— Evlâdım, — dedi. — Bunlar sana hayatta bir derstir. Nasıl hareket edeceğimi gör, sen de ona göre davran.
çocuk, arabaya yaklaşıp tenteyi açtı. Lamblne sıçrıyarak uyandı. Kocası ile oğlu dündenberl meydanda bulunmadığı için şarkı söylemek ve dilenmek üzere uzaklara gittiklerini, vo bir delik bulup klın bilir nerede yattıklarını tasavvur etmişti. Romatizmalı vücudunu saman yatağında doğrulttu. Yüzüne düşen Hf lif saçlarını arkaya iterek mız mız sesiyle sualler sormağa başladı.
Berllngot, o gece başlarından geçen hâdiseyi hemen anlatmak arzu
suna kapıldıysa da, babası onu dir-sekliycrek susturdu.
— Uzan bakalım şuraya bir yere de zıbar. - dedi.
O da bir yere çömeldl. Esrarengiz gece zarfında, gördüklerini karısına kentli anlattı. Acaba tasavvurlarından bahsetti mi? Bcrllngot'yu uyku bastırdığı için annesiyle babası arasındaki muhnverenln arka tarafını pek dinUyemedl. Fakat galiba şöyle bir şeyler kulağına çalındı:
t — Böyle bir fırsattan istifade etmemek çok ahmaklık olur. Ben kimseye fenalık etmlyeceğlm. Hafiye değilim. Adaleti de kendi İşini yapmaktan menedecek değUlm. Bu İşin içinde sadece tarafsız kalacağım; işte o kadar.»
Lamblne diyordu kİ:
«— Sen ne dersen de, ben bu işten hoşlanmadım. Bu yüzden başımıza felâket açılmasın diye korkuyorum.»
İhtiyar dilenci alay ediyordu:
«Haydi haydi, sen her İşte bir felâket gürürsün. Bundan no kaybedeceğiz? Hiç. Para emrimde hazır duruyor. Elimi uzatıp almaktan ibaret, Ben böyle bir fırsatı kaçırmam.'»
Hasta kadın tereddiidcdlyordu.
«— Bakalım herif paralan sökülür mü?»
«— Hem de seve seve verecektir. Haddi varsa teklifim! reddetsin. Hem sen üzülmel Ben bu gibi işlerin İçin
den nasıl çıkmak lâzım, geldiğini bilirim.»
Berllngoc. artık İyice daldığı için muhaverenin arkasını hiç işitemedi. Uyandığı vakit güneş epeyce yükselmişti. Etrafına bakındı. Babasının oralarda bulunmadığına hayret etti. Lamblne, hâlâ eşek arabasında yatıyordu, Oğluna şefkatle baktı, çocuk, annesinin gözlerinin kızarmış oidu-ğunu gördü.
Verguals, evine geç dönmüştü. Şatodan son davetlilerle birlikte ayrıl-nnştı. Buna rağmen, hâdisenin aldığı son cereyanı öğrenmesi mümkün olamamıştı. Malûmatı eksik olarak dönmüştü.
Yatağına girdi. Bir türlü uyuvama-dı. Gecenin bütün safhaları aklından geçti. Şayet akıllıca hareket etmeseydi, yakayı ele vermesi İhtimali bile bulunduğunu düşündü.
Sorgu hâkimi İle konuştuğu sözlerin bir İhtiyatsızlık olduğu aklından geçti şahit sıfatlyle istintak edilirse, vereceği cevaplan hazırladı Loulse Baran’ın karşısında ne şekilde hareket edeceğin! de tesblt etti. Böyleee, yeni durumn göre hareketini İyice tertipleyip uykuya daldı.
Uyandığı zaman, dün geceki heye-cankardan ha ’ olma bir mengene alnını sıkıyor, başını fena halde ağrıtıyordu. Kalktı, soğuk suyun altında
başını İyice yıkadıktan sonra gazeteleri istedi.
Bütün gazetelerde, dün geceki cinayete dair malûmat varsa da, hiç tafsilât verilemiyordu. Haberlerin altı, «Tahkikat devam ediyor» diye bitmekteydi.
Meraki tatmin edilemedi. Fazlasını öğrenmek istiyordu, amma nasıl? İhtimal bir şey duymuş olacağım tasavvur ederek uşağının ağzını aradı.
— Marfce şatosu cinayetinden bahsediliyor mu?
— Evet, efendim.
— Ne dersin? Kaatll bulunacak mı? Yoksa cezasız mı kalacak?
Uşak hayretle baktı:
— Aman, efendim, kaatllln tevkif edildiğini bilmiyor musunuz?
Verguals titredi:
— Yok.caııım?
Daha fazla sual soramadı. Sesinin titremesiyle sırrı tabedeceğinden korkuyordu.
— Geç saate kadar şatoda kalmıştınız. îşltemedlnlz, demek? Halbuki kaatll hemen tutulmuş. Her şeyi İtiraf ettiğin), hattâ kendi kendini teslim ettiğini söylüyorlar. Hemen hapishaneye götürülmüş.
Verguals, bu söylenenleri kellms kaçırmaksızm dinliyordu. Hapishaneye götürülenin her halde şato sahibesi olması lâzım geldiğini tasavvur ediyordu. İhtiyatla sordu:
(Arkası var)
3 Kasım 1945
AKŞAM
Sahile 7
Hitler son günlerini nasıl geçirdi?
Almanyadaki Ingiliz kontrol makamları tarafından çıkarılan bir tebliğde uzun tafsilât veriliyor
Berlin: 2 (A, A. — Almanya'daki İngiliz kontrol makamlar], dün Hitler’in Ölümü hakkında bir tebliğ yayınlamışlardır.
Tebliğ, İngiliz istihbarat makamlarının. Rus komutanlığı ile teması muhafaza etmek suretile, giriştikleri beş aylık tahkikat ve incelemenin esiridir. Ruslarla îng iliz istihbarat makamlarının teması elân devam etmektedir.
Son beş ay zarfında. Hitler’in ölümü hakkında şahadette bulunabilecek durumda olanlar, a Falannda konuşup anlaşmamaları için tecrid edilmişler ve daimî surette sorguya tabi tutulmuşlardır. Bu sorgular, İng liz istihbarat teşkilâtının en seçkin uzmanlan tarafından yapılmış sonra alınan İfadeler karşılaştırılarak bu tebliğ esas ittihaz edilmiştir Tebliğde' şöyle denmezdedir: Hitler, 20 nisanda Berhtesgaden’e giderek savaşa oradan devam etmek niyetinde İdi. 20 nisanda hareketini geri bıraktı, 22 nisanda saat 4.30 da doğru kurmay heyetini toplı-yarak harbi kaybedilmiş telâkki ettiğini ve Berlin'de kalarak başkentin müdafâasına sonuna kadar iştirak edeceğini bildirdi.
Hitler’in bu sıralarda asabi buhranlardan mustarip olduğu muhakkaktır Hitler, buhran geldiği zaman felâketin sebebini Almanya da dahil olduğu halde bütün dünyada buluyor. Yalnız kendi sorumunu kabul etmiyordu. Askerî ve sivil müşavirler, kendisini Berimden ayrılmağa ikna etmeğe çahştılarsa da netice vermedi. Bunun üzerine propaganda baka m Dr. Göebbels, Hitler’in muavini Bormann ve özel doktor Sturffegger'le diğer bir kaç şahsiyet sonuna kadar Berlinde kalma yı kararlaştırdılar. Generaller, yeni genel karargâhlarına dönmüşlerdi.
22 nisanda, yeni karar verildiktin sonra Hitler çok daha sakin göründü, 23 - 24 nisan gecesi Speer’İ kabul ederek intiharı ve cesedinin tamamen yanıp kül olması yolunda gerekli bütün tedbirleri almış olduğunu bildirdi.
Bu sırada, Hîmmler, Hitlere mü racaat ederek, geç olmadan Berlin'i terketmek hususunda kendi sini kandırmağa teşebbüs etti ise de fayda vermedi. 26 nisan gecesi mareşal Von Grein, başkanlığa gelerek, iktidarı ele almağa gayret ettiği için gözden düşmüş, bulunan Göeringden Alman hava kuvvetlerinin başkomutanlığını aldı. Hitler, ona da, kendisinin ve Ev a Braun’un cesetlerinin düşman eline geçmemesi İçin gerekli tedbirlerin aimmıs olduğunu bildirdi. Greîn'e ve Reitsk’e zehir verdi. Sonradan Grein'İn bu sehlri kullandığı öğrenilmiştir.
Aynı zehirden başkanlıkta bulunan heTkese dağıtılmıştı,
28 nişanda, başkanlıkta bulunanlar* Himmler’in İsveç tavassutu ile müzakerelere girişme teşebbüsünü haber aldılarsa da bir kısmı İnanmadı, bir kısmı ise bu haberi nefretle karşıladı.
Buna tekaüdüm eden üç gün zarfında Berlin savaşı başkentin merkezine doğru ilerlemiş Sunuyordu Hitler’in sığihağı etrafına obüsler düşüyordü. 29 nisanda Rus tanklarının Potsdam mpydanma kadar sokuldukları halıerl çalkalandı. O zaman Hitler. Gıein’e ve Rachün’e dönerek Alman hava kuvvetlerle, bu meydan civarında bulunduğu sanılan 12 inci Alman ordusunu desteklemek üzere taarruza geçmesini emretti. Hakikatte 12 İnci ordu yerinde yoktu. Fakat bu bilinmiyordu. Grein ile Reltsech Charlottenburg’dan havalandı-’ 1ar. Daha sonra, o gün yani 29 nisan günü Berlin’in 12 inci Alman ordusu tarafından kvrtaııla-bileceği hakkındaki ümitlerin hepsi kırıldı. 29 nisan akşamı Hit-ler, resmen Eva Braun ile evlendi’ Evlenme töreni Hitler’in sığınağındaki kiiçük konferans salonunda propaganda bakanlığının bir memuru tarafından idare edildi, Eva Braunun bu izdivaç İçin Hitlere tesir etmiş olması İhtmalİ vardı, zira kad’n, her zaman. Bit jprtn beraber ölmenin şan ve şeref n i düşünüp dururdu. Bu itibarla Hitleri Berlinde ölmeğe ik-j
na hususunda bütün nüfuzunu kullanmış olması muhtemeldir.
Evlenme töreninden sonra, yeni evliler sığmakta bulunanların ellerini sıktılar, sonra Fülırerin kâtibesi de dahil olduğu halde, izdivacı kutlamak üzere dairelerine çekildiler. Kâtibe, cereyan eden konuşmaların âsap bozucu mahiyetine dayanamadığı için kaçtığını söylemiştir.
Hilter en çok sevdiği kurt köpeğini bu sırada öldürmüştür,
30 nisan sabahı saat 2.3Ö a doğ ru, Hitler sığmakta bulunan 20 kadar insana veda etmiştir. Bunların 10 u kadındı ve Hitler tarafından eski ve yeni başkanlıklar binalarındaki sığmaklardan davet edilmişlerdi, Hitler kadınların da ellerini sıktı ve kendilerile konuştu.
Gene 30 nisan günü öğleden sonra 2.30 a doğru (saat pek İyi tâyin edilemiyor) derhal sığınağa 200 litre benzin getirilmesi i-çin emir verildi. Sığınağın çıkış kapısının hemen önündeki bahçede 160 İlâ 180 Titre kadar benzin bulundu.
Aynı saatte Hitlerle Eva Braun son bir defa olarak göründüler. Bütün sığmağı dolaşarak yakınlarında bulunanların ellerini sıktılar. Bundan sonra dairelerine çekilerek İntihar ettiler. Hitler ağzına bir kurşun sıktı, Eva Braun ise. tabancası olduğu halde kendisini zehirlemeği tercih etti.
İntihardan sonra, cesetler, Göebbels, Bormann ve hattâ belki de Stumffegger ve bir kaç kişi tarafından bahçeye çıkarı İdi, Bitlerin cesedi, kanlı olduğu için olacak bir örtüye sarılmıştı. Cesetler bahçede, sığınağın kapısın dan takriben üç' metre ileride yanyana kondu ve üzerlerine ben zin döküldü.
Bombardıman yüzünden grup, sığınak kapısının önüne çekilmişti, Benzinle ıslatılan bir bez ateşlenerek cesetlerin üzerine a-tıldı. Benzin derhal parladı. O zaman grup esas vaziyetine geçti sonra dağıldılar.
Bu andan itibaren olan biteni anlatacak itimada, değer şahadet yoktur. Cesetlerin tamamen yanmaları için üzerlerine kaç defa benzin döküldüğü bilinmiyor. Tanınmamaları için parçalandıktan sonra gömülmüş olmaları muhtemeldir.
1 Mayıs gecesi Sorman. Doenitz'e bir telgraf çekerek Fülırerin vasiyetnamesinin yürürlüğe girdiğini ve Hitlerin ölmüş olduğunu bildirmiştir. Bu husus daha sonra Goebbelsln bir telgrafında daha mufassal surette anlatılmaktadır. Bu telgrafında Göebbels Hitlerin bir gün evvel öldüğünü ve Doenitz’i başkan. Goebbels’l başbakan. Bormann'! parti başkanı ve Seyes tnguarfı dışişleri bakanı tâyin ettiğini bildir i vor. Göebbels, Bormann’ın, kendisini vaziyetten haberdar etmek üzere Doenitz’i aramakta olduğunu ilâve ediyor.
Tebliğ şu neticeye varmaktadır: «Yukarıda bahsi geçen şahadetler tam değilse de müsb&t. cilayla ra uygun, mâkul ve birbirinden müstakildir. Hitlerin elan sağ olduğu hakkında dolasan rivayet ve nazariveleri teyit eder mahiyette hlc bir delil ve emare mevcut değildir Bu İddia ve na-zarîyelerin her biri avn ayn incelenmiş ve esassız oldukları anlaşılmıştır. Yukarıda bahis mevzuu edilen şahadetlerin daha evvel danışıklı olarak tertiplenmiş, olması imkânsızdır, zira, tamamen tecridedilmis bulunan şahit ler. 5 ay müddetle baştan, hasa uydurma bir hikâyeyi tekrarlıya-mivacak kadar kendi baslarının derdine düşmüşlerdi Bu şahitler hâlâ da en sıkı sorgulara tabi tutulmakta ve hep aynı şeyi tek-ra riânıektadırl ar .n
Trııman ailesi
(Baş tarafı beşinci sahîfede)
Mürettebat, vaftiz izlerini bariz bir şekilde belirten bu uçakla havalanmaktan büyük bir zevk duyduklarım söylemişlerdir.
Madam Truman kısa boylu, zarif ve dinçtir. Kül rengine çalan kıvırcık saçları ve açık mavi gözleri vardır. Ahbapları tarafından mütevazı, dinlemekten hoşlanan, muktedir bir şahsiyet olarak belirtilmektedir. 1919 yılında evlenişinden beri hizmetçi tutmamış, kocasına günlük mesaisinde yardım etmek yolunu bulmuştur. Mister Truman Birleşik Amerika âyan meclisine girince. kocasının bütün muhaberatını ele almıştır. Diğer taraftan, söylevlerini yazmak ve araştırmalarda bulunmak hususunda da kendisine tam mânasile vardım etmiştir, Mister Truman, savaş masraflarını tetkik etmekle meşgul olan âyan meclisinin ehemmiyetli bir komitesine Reis tâyin edilince, madam Truman araştırmayı yapan komitede kâtip olarak çalışmıştır.
Mister Truman. zevcesinin durumundan bahsederken şöyle demiştir: «Madam Truman mii-şavlrlmdir Kendisile iyice tet-kikatta bulunmadan hiç bir söylev yazamam. Hülâsa, birlikte karar veririz. Diğer taraftan, şahsî muhaberemi de üzerine alınış bulunmaktadır.’)
Kocası’ Cumhurbaşkanı muavini olunca, madam Truman’ın hayatında gayet cüzi değişiklikler husule gelmiştir. Vaşington-daki 5 odalık apartmanında hiç bir hizmetçiden yardım görmeden. ev işlerini başardığı gibi, her zamanki gibi kocasının muhabere tile de meşgul oluyordu.
Ev işlerine nezaret ediyor
Beyaz sarayda, gerek ev. gerekse yazı işlerinde yardımda bulunanlar olduğu için, madam Truman evvelce meşgul olduğu işlerden bir çoğundan kurtulmuştur. Lâkin, Beyaz saray gibi büyük bîr müessesenin idaresine nezaret etmek isi bile oldukça nıühlmd'.r. Madam Truman. üzerine aldığı bu vazifeyi tam mâ-nasile başarmıştır.
Madam Truman, yine eskisi gibi şafakla beraber kalkar ve pym âdette olan kocasile birlikte kahvaltı eder. Akşam yemeğine oturmadan evvel, arkadaslarila birlikte gezmeğe çıkan Marga-ret'i beklerler. Narin yapılı ve annesinden biraz daha uzun boylu olan Margaret, koyu kestane renginde saçlarile, babası na çok benzemektedir. Washing-ton üniversitesinde tarih okuyan Margaret, iyi bir talebe diye tanınmıştır, Üniversite hayatında bir çok içtima! teşkilâtta âzadır ve sınıf arkadaşlan arasında pek çok sevilmektedir.
Madam Truman'la kocası, Missouri’de büyümüşler ve birbirlerine sınıf arkadaşlığı yapmışlardır. 17 odadan ibaret olan Missçuri’deki evleri, madam Tru-man’m babası tarafından inşa edilmiştir. Truman ailesi, yazı burada geçirerek sonbaharda Beyaz saraya döndükleri vakit, madam Truman’ın annesi madam David Waliace’da kendilerine refakat etmiştir. Madara W?.lln?e. 82 yıllık hayatının 80 nini Mis-souri’deki evinde geçirmiştir.
Mevsimin ilk telif eseri (Baştarafı 3 üncü sayfada)
Bu satırlardan da anlaşıldığı gibi Vedat Necim Tör, dört mevsim ar:.a arkaya dört piyes verdikten sonra üç senelik bir fasılayla oynaLtigi bu piyesinde de aynı tarzı kullanmıştır. Bu piyeste de bârla bir mahallilik yoktur. Görülüyor İti Vedat Nedim Tör tiyatroyu tiyatro olarak alıyor, ona Türk tiyatrosu bakımından hizmete ayrıca çalışmıyor.
Vedat Nedim Tör altı senelik aîr fasıladan sonra «îmralının insanları» nı verdi.
■»kuralının insanları» ûdeta tezli bir piyestir. Vedat Nedim’in bunu yazarken ne düşündüğünü kestirmek pek kabil değil. Esasen bu piyes onun tarzına o kadar aykırı kİ üzerinde ısrar etmemek belki daha doğru olur.
Şimdi son temsil edilen piyesine gelelim:
«Sanatkâr aşkı» ük sanneşinden sonuna kadar ispat ediyor kİ Vedat Nedim Tör’ce her şey sadece güzellik içindir, Bu piyes, okumak zevkini tattığım İçin emniyette söyilycbllirim, iptida Bcthovenln üç muvmaniık bir sonatını almak ve ondan İlham alarak üç perdelik değdi, üç muvmanlık bi rplyes yapmak gibi gayet güzel bir fikre dayanıyor. Dahası var: Her üç perdenin başında sonatın, sırasıyla, bir muvmanı çalınmakta, mevzu da perde borunca musikinin müşahhas İfadesi mahiyetini almakta, hattâ Icabeden yerleri yine perde boyunca ayrıca izah edilerek eserin mânası tamamlanmaktadır. Bu da güzel bir buluş.
Piyes başından sonuna kadar Ve-cat Nedim Tör ün piyes yazmaktaki ustalığının delilleriyle dolu.
Yalnız güzel ve umumî olması düşünülerek yazılmış bu piyesin tnbiatl-le mevzuu da güzel. Hattâ piyesin şahısları bile umumileştirilmiş: Artist (Talât Artemel). karısı (Neclk Sertel). dost doktor (Sami Ayanoğlu) itiz talebe (Cahlde Doruk), oğlu (Ferlh Egemen).
Piyesin mânası: Ehemmiyet verilen şeylerin baran en ehemmiyetsiz şeyler olduğunu ahlanıak, affedebllme-nln tadını duyacak kadar durulmak, nihayet hakikî saadetin faydalı olmakta bulunduğunu sezmek.
«Sanatkâr aşkı* »in bence yegâne kusuru da burada. Kusuru, muvaffak olmuş bir eserde kusur aramak mübalâğalı bile olsa, mahalli bir telif oltnamasındadır, Vedat Nedim Tör mevzuunu muhitinden olsaydı kim bilir nc kadar daha çok muvaffak olur, nc kadar daha çok alkışlanırdı.
Temsilde Cahlde cidden yüksek bir sanatkâr olduğunu bir kere daha ispat etti. Cahidefıla birinci perdede takındığı genç kız tavırları, İkincide duyduğu sanat heyecanının İfadeleri, ûçüncüde hissi benliğinin galeyanları o kadar tâbli, bütün İnceliklerine varıncaya kadar o derece güzeldi kİ arkadaşları onun yanında pek sönük kaldılar. Talât bazan fazla melodrama kaydı. Sami Ayanoğlu sunillkten Mr türlü kurtulamadı. Necin bütün gayretiyle ölümün durulaştırdığı bir kadın olmaya çalıştı, Ferlh Egemen de elinden geleni yaptı.
Üç perdesi de aynı dekorda geçen bu telif esere, evvelce herhangi oir piyes oynamak üzere yapılan bir dekor muvafık görülmüş. Dekoru piyesin icaplarına uyduracak yerde piyesi dekora uydurmaya çalışmışlar.
Tiyatromuzda telif eserlere kar^ı mutat otan bu gibi teşvlkslzliklere, alâkasızlıklara rağmen muvaffak olan Vedat Nedim Tör’ü bir daha tebrik ederim.
Salbzt Küzhet Gerçek
Edirne haltında yataklı vagonlar tekrar işlemeğe başladı
Edirne (Akşam) — Edirne - İstanbul ve İstanbul - Edirne arasında Iş'e-ntkte olan konvanslyonel trenlerindeki yataklı vagonlar bir müddet-teı.herl kaldırılmış bulunmakta İdi, Memnunlukla haber aldığımıza göre bu hatta İşleyen gece trenlerine bugünden İtibaren, tekrar yataklı vagon takılmağa başlanmıştır.
Kırıkkale Kaymakamlığından:
Kırıkkale ücest dispanser dairesi İçin salın alınacak a^âğıda cins ve miktarı İte muhammen kıymetleri yaazılı eşyalar acık’ eksiltmeye cıka-rılmıştır.
İhale 12/11/D45 pazartesi günü saat 15 de kaymakamlık makamımda yapılacaktır.
Muvakkat teminat miktarları 121 lira 54 fcurırçtur.
Şartnamesin! görmek İsteyenler her gün çalışnıa saatlerinde kaymakamlık makamına müracaatları
Beherinin muhammen kıyıırtl
Cinsi Adı» Ltrar K.
Karyola 3
Yatak 3
Yatak çarşafı s
Yastık vüz.ü fi
Nevresin a
Ballan iye 3
Gömlek fi
Don «
Pijama fi
Havlu b
Terlik 3
Takunya 3
Kaşık çatal bıçak 9
Çinko tabak 3
Kâse - 3
Çaydanlık 2
Bardak 3
Sürahi 3
.Soba 3
Soba tahtası 3
Maşa ve kürek 6
Oturak 3,
Tûkrük hokkası 3
Yazıhane masa camı 1
Sandâlya 6
Âdi ağaç sandalya fi
Eşya dolabı 2
İlâç dolabı 1
Sedye 1
66 67
50 00 •
3 34
1 67
12 50
50 00
5 00
2 50
10 00
3 no
5 00
1 00
2 00
I 75
1 00
7 50
0 75
3 00
35 00
5 00
1 00
5 no
2 oo
240 00
7 50
5 00
100 00
100 00
60 00 (14462)
Bayındırlık Bakanlığından
8alıasa gelece k'.e gerçekleşeceğlle beraber 125 hektar olan Kurşuni kasabasının' halihazır haritasının alınman İşi açık eksiltme usullle el stltmeye konulmuştur.
îşln keşif bedeli (4400) Uradır.
Eksiltme 0/11/1345 tarihine rastlayan salı günü saat (151 de Bayın dirlik Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Reisliği Eksiltme komisyonunda ya pılacaktır.
Eksiltmeye girebilmek İçin isteklilerin:
1 — Usulü dairesinde (330) flç yüz otuz liralık geçici teminat ver meleri,
2 — 3/11/1945 günü akşamına kadar yazı İte Bayındırlık Bakanlığına başvurarak bu İş İçin yeterlik belgesi almaları, lâzımdır.
Eksiltmeye alt kâğıtlar Bayındırlık Bakanlığı Yapı re İmar tşfal Reisliğinde görülebilir.____(13756)_________________________________
Gomalak satısı Ticaret ofisi umum mudürliiqün4en
Bu kere Ofisiımzçe kilosu 509 kuruş 46 afakimden Gomalak satışa çıkarılmış bulunmaktadır.
İsteklilerin Satış Müdürlüğüne baş vurmaları ilân olunur. (14501)
Adres:
Ticaret Ofisi Umura Müdürlüğü Bahçekapt Yeni Valde Han kat 5 İstanbul - Telgraf - Tarfo Telefon 24236 I Devlet Demiryolları ve Limanlan İşletme
Umum idaresi İlânları ,
uihıiiııûiııiıüHtnuııummnııııı»ıımmıııiHiıınınum>ıınımmımuınunnınımMMinnwnuiHnnmnıib>ı>:ıı(ııııııııııa Eksiltmeye konan H. Paşa kömür tahmil tahKye işlen Haydarpaşa Birinci İşletme Komisyonundan:
1 _ Şartnamesine bağlı cedvelde gösterilen ve 13 amellycden mürekkep olan tahminen 120524 manûpiılasyon tonajlı H. Paşa Liman. kömür tahmil ve tnhllye İşi bir stne müddetle kapalı zurna eksiltmeye konmuştur.
2 — Muhammen bedel 28G69 yirmi sekiz bin sekiz yüz altmış doku* Ura «5 seksen bes kuruştur. Muvakkat teminat 2165 İki Mn yüz al'mış beş lira 24 yirmi dört kuruştur.
3 — Eksiltme 13/11/945 tarihine rastlayan salı günü saat '.5 de Gar binası dahilinde birinci işletme komisyonu tarafından yapılacaktır, isteklilerin aynı tarihte saat 14 e kadar kanuni v^salklsrllt birlikle teklif mektuplarını komisyon kalemine İmza karşılığı 'ermeleri lâ~ıxdır.
4 — Bu işe alt şartname ile mukavele projesi H. Pcşa vezn inden Ankarada 2 nel İşletme ve İzmir de B İşletme Müdürlük!' rir.den 145 kuruş mukabilinde satın alınabilir.
5 _ Fazla İzahat almak İsteyenler H. Paşa Liman Bn,"m üfsnişllgln* müracaat edebilirler. (14091)

YENİ YAYIN
HASRETİ ÖMER
Muallim Fuad dücüyener tarafından neşredilen bu mühim tarihi eşer, fHazretl Ömer) in hayatını ve Halife olduktan sonra adaletten kıl kadar ayrılmamak hususunda. 10 sene 3 ay gibi uzun bir zaman gösterdiği İcraat ve feragati anlatmaktadır.
Galatasaray lisesi alım, satım komisyonu'başkan-
lip.rndan:
Cinsi Beiıer kilo T. Fi. M^kdarı îlk teminatı
Kuıi's Kilo Lira
Tahin 140 500 ) 109 83
Pekmez 83 900 )
Taban helvası 170 1000 ) 127.50
Kuru kayısı 150* 1500 )
Kuru üzüm 00 1000 )
Ceviz ici ı«n 500 ) 833.75
Fındık icl . 160 500 )
Amasya elması 80 4000 ) 292.50
İnebolu elması 35 2000 )
Galatasaray lisesinin 1945 akçalı yılı ihtiyaçları olan yukarıda müfredatı yazılı yiyeceklerin 22. 'XI/945 perşembe günü saat 15,30 da Liseler Batın Alma komisyonu binasında acık eksiltmeleri yapılacaktır. İsteklilerin sösfl peren gün ve saatte kanun! ve-sikalarile birlikte bulunmaları. Şartnameler Lisededir (14598)
Kapalı arttırma ilânı
Devlet kitapları müteda/il sermayesi müdürlüğünden:
Kukam men bedeli MııvaMevl teminat
Cinsi re evsafı__________________Lira_______________l.ıra
1 — 1933 model Chevrolet marka 7.000 lyedi bin lira» 525 (be? yüz
kamyonet İyi çalışır vaziyette.. yirmi beş lira)
000X13 ebadında 4 adet az kulla
nılmış ve 4 adet yedek eski lastiği mevcut.
2 — 3943 model Aero marka kam- 2.500 (İki bin be? I87.fyöz seks®
yönet; az kullanı mı?, diferansiyel yüz lira) yedi buçuk liradır)
tâmlre muhtaç, heyeti tımunılyesl
İyi vaziyeti?, lâstikler az kullanıl-
mış.
Yukarıda yazdı kamyonetler 12 kasım 945 pazşrtvst günt| vaat 15 te İstarbuidsı Sultanahmet Ayasofya arkası Milli □ftltlm Basımevi bahçesinde Devlet Kitapları mütedavü sermayesi ınüdürlüjü Komisyon odnsmda kapalı zarf usullylc ayn ayrı arttırmaya krnulmuştur.
istekli 1 erin 2490 sayılı-kanunun tarifleri dnlresinde hazırlanmış teklif mektuplarının en geç 12 kasım 945 pazartesi günü saat 14 e kadar MÜH Eğitim Bakanlığı Devlet Kltap’an müterfavll sCrmavcsl f " ' ■ vermeleri,
kamyonetleri ve şartnameyi görmek üzere sözü geçen müdürlü’"'-’ başvurmaları (14162>
Mahrukat Ofisi umum müdürlüğünden:
Mahrukat Ofisinin Kasımpaşa iskelesinde ve Beşikt.ışta 19. uncu ilk okul bahçesinde mevcut odun depolarından 5/kasım 1945 pazartesi sabahından itibaren her müracaat edene par? ■ peşin verilerek her hangi bir vesikaya lüzum kalmadan beş çel-’ odun verilecektir.
Ticaret maksadile kimseye odun verilmlyecekHr. Kesilmiş odunun çekisi depoda müşteri vasıtasına tahmil şartile on iki liradır, Nakil vasıtası müşteriye aittir.
Bir şikâyeti olanlar (42241) numaraya telefon ederler, (14599)
Yüksek deniz ticaret okulu müdürlüğünden:
Okulumuz 5 kasım 945 gününde 1945 - 1946 öğretim yılına, be.ılıyacağından, yeniden okula kaydedilen öğreneli.rin taahhüt senetlerini sözü geçen gün? kadar Müdürlüğümüze formülünde yazılı sakilde hazırltyarak behemehal getlrın?terl, aksi takdirde haklarının zlyaa ılğriltBCSğt ve yerlerine yedek adayların alınacağı ilân ojunur. 114541)
Valiiı!«r orman işletme m id irliiğ5 dan
Istıranca Vakıf ormanında 1 ine' seri c: bilinde 6-7-9-13 maktalarında 80 ton hazır ve 120 ton kısmen hazırlanmış 200 tor. kömür şartnamesine göre pazarlıkla aeefe satılıktır. Muhanımrn bedel 12400 lira, muvakkat teminat 030 liradır.
İsteklilerin 5.11 945 günü saat on dörtte komisyonumuza müracaatları. (145391
Bthlle 8
J K Ş A M
S Kasım 1945

HAŞAN LİMON ÇİÇEKLERİ^
KİMYAGER
, Gömleklş _—
BİRİNCİ SINIF ÇÖMLEKÇİ I
Sirkeci Hamldiya cad. 87
■MM Tel; 20096 ■■■■■■■
ettiğiniz lastikleri satın ab
Arzu
mak. yeniden mümkün olduğu za-
Selberllngln münhasıran
fazla emniyetli, çok geç aşınır en
İyi lâstiği İmal eniğini hatırlayınız.

Değerli eşya sahibi olmak isterseniz Türk Maarif Cemiyeti eşya piyango biletlerinden mutlaka bir tane alınız. (14247)

i
1Fs.il» tOr5‘l
UMYO-KâRBON '
tablatlafi
C* Mide, barsak ve vücutta birikmiş yağlara, gazlara, toksinlere karşı kullanılır.
Mücellid işçisi aranıyor
Mücelllt İşlerinde çalışmış kız ve erkek mücelllt çırağı aranıyor. -Müracaat yeri: İstanbul, Babıâti, Ankara Caddesi No. 111 A F t T A 9 M A Ö AZA 91.
Mevsimin en zengin satışı
Açık arttırma ile hakikaten fevkalâde satış
1945 kasımıma 4 üncü pazar günü sabah saat 10 da. Şişlide Bomontl tramvay İstasyonu civarında tramvay caddesinde 293 numaralı Nimet apartmanının 2 No, lu dairesinde mevcut ve şehrimizin en muteber ve maruf ailelerinden birine.alt gayet zengin stil eşyaları, kıymetli vazo, biblo, tablo ve halılar açık arttırma sureti ile satılacaktır. Paris mamu-lâlı ve masif meşeden mamul Louls sez minyon ve pek sevimli bir yemek oda takımı, tekmili eski ve hakiki (Velours de Genes) İle kaplı ve masif oymalı mavundan yapılmış eski hakiki Fransız mamulatı nadide bLr salon takımı, mavi lake boyalı güzel bir genç kız yatak odası, mavun kaplamalı asri diğer bir yatak oda lakımı, eski Fransız mamulatı ve masif pelesenk ağacından, mamul rçayet zarif louls XVI bir ko-mod ve karyola, defa eski Fransız mamulatı masif oymalı meşeden mamul kütüphane odası takımı, 24 kollu çiçekli eski kristal bakara hakikaten emsalsiz şahane bir avize elektrik ve diğer avizeler, hakiki eski Fransız mamulâtı yaldızlı louls XV ağaç oyma hlr ayna. Antika eşya meraklılarının hususi nazarı dikkatlerine:
FevkalAde kıymetli 3 parça Selçuk seramikleri. 2 adet eski ve pek kıymeti! Rodos çinileri, Melltng'ln meşhur 2 -ciltli ve tamam (Voyvago pittoresque de Constantlnople ı namında bulunmaz bir eseri; gayet kıymetli bir Çeşml Bülbül ve Beykoz koleksiyonu; eski ve ferman, Rumeli hisarın gayet eski ve tekmili sedefle İşlenmiş bir resmi, hakiki epoque louls - phlllppe sevrdt tabak, kutu ve saire, gayet eski V» nadide Fransız marketerisl Bahu ve masalar, saka. Vlenna, kapo dİ manto, Venlse ve eski meşhur markaları havi grouplar, tekmili brom fUa-ler İle işlenmiş kadın yazıhanesi, en meşhur ressamlardan Meclt efendinin. R. Coron Woothvllle‘in (1880) Brendlti, Vllllers’ln Henderson’ın Aug. Barochl'nln (Modena) ve diğer hayli Türk ressamların imzaları havi yağlı ve sulu boya emsalsiz tablolar ve pasteller, eski gravürler meşhur Kanonlkanın bir bronz heykeli, hakiki Vleux Berlin K. p. M. bir tabak takımı, Rösenthal, Japon Gaile, Boheme, Norltake, Mur&no ve sair tabak, küse, heykel ve saire... Hakiki İngiliz gümüşü emsalsiz bir çay takımı ve sair masif gümüş ve Chrlstoffle ve Gallfa markalı güwl arjanttrl parçalan, pek kıymetli Bursa ve Üsküdar çatmaları, hayli ipekli ve tül perdeler, eski Edirne İs! kavukluklar. Ampir Şamdan ve fer forje avizeler, gayet nadir tesadüf edilen tekmil oyma İşlenmiş eski bir Entr4e takımı ve port mantosu, elektrik sobalar ve hah süpürgeleri rvampyrel Buhara. Saruh, Tebriz, Şirvan, ve sair kıymetli halı-.ır, meşhur Körtlng marka 13 lâmbalı bir radyo, gayet güzel ve yepyeni frijider markalı elektrik bir buz dolabı. Fazla malûmat İçin A- Ba-hlkyınsı mör*en»t. Telefon* 41221

Dr. Zekâi Muammer
TUNÇMAN Bakteriyoloji Laboratuarı Kan ve İdrar munycnttil® gebe-1 Uğln erken teşhisi. TOassermann teamülü, kan gruplan, tifo, sıtma, balgam idrar kazurat muayeneleri, kanda üre. şeker vesalr biyolojik tahliller, ultra ve fluorftscenc® mlkroskopl yapılır.
Divanyo:u İhsan Samı Lâboıa-tuvarı No, in. Tel. 20981
Kiralık oda aranıyor™
Aile yatımda, romatizmalı bir erkek İçin, bakımı üzerine afatı aile memnun ve tercih olunur' Tatil,günlerinden gayri gönlerde telefon 23200 ve 2318(1 veya mektupla ©.g.) riimuzu İle 17C posta kutusu adresine yazmaları.
İstanbul Millî Korunma Savcılığından; İlâm; 945'1582,
Tel satışından ihtikâr yapmak suretile Milli Korunma kanununa muhalefetten suçlu İst. Ankara Cad. 69 No, lu dükkânda matbaacı Mchmlt oğlu 312 doğumlu
Abbas Uzman hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (4) No. !u M!UÎ Korunma Mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uvan Milli Korunma K. nun muaddel 32, 59 3, 63 cü maddelerin? tevfikan 5 lira ağır para cezasile tecziyesine, 1 hafta müddetle ticarethanesinin bapatılmasına ve bu müddet zarfında ticaretten menine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkeme den verilen 27 7 '945 tarih ve 945 483 sayılı karar kat’ileşmek-’e İlân olunur.
Akşam gazetenle neşrolunacaktır. (14585)
Tramvay Kış Tarifesi
İ. E. T. T. Umum Müdürlüğünden:
l/lLasım/1945 tarihinden itibaren tatbik edilen Tramvayların ilk ve son hareketlerini gîtsterir yeni Tramvay tarifesi sayın iiHİka ilân ulunur.
cn H
S
U û: faj (/}>
-J
UQ-
(/}■
Hat No. YOLLAR Kalkış
İlk Son
10 şişil - Tünel Tünel - Şişi! 8,10 6.35 23.35 23.55
11 Şişil - Beyazıt Beyazıt - şişli 6.35 7.10 23,05 23,50
1» Fatih • Harbly» Harbiye - Fatih 8.15 7.02 22,28 23,27
12a Aksaray - Harbiye Harbiye - Aksaray 6.15 7,00 22,50 23,30
14 Maçka - Tünel Tünel - Maçka 7.40 7.17 23,40 24.00
15 Taksim - Sirkeci Sirkeci - Taksim 7.15 7,38 19.50 20,15
ı« Maçka - Beyazıt Beyazıt - Maçka 6.20 7.07 23,20 23,30
168 Maçka - Eminönü Eminönü - Maçka 7.20 7,45 19.30 24,05
17a Mecidiye köy - Sirkeci Sirkeci - Meeldlyeköy 8.20 6.58 19,45 20,20
18b Taksim - Beyazıt Beyazıt - -Taksim 7.10 8,45 23,35 23.00
19 Kurtuluş - Beyazıt Beyazıt - Kurtuluş 6,15 7.03 23.00 2Î.45
19a Kurtuluş - Eminönü Eminönü - Kurtuluş 7.U 7.46 19.30 20,05
19b Kurtuluş - Tünel Tünel - Kurtuluş
■■TEZGAHTAR —
Maruf bir mensucat fabrikasının istanbuldakl satış mağarasında istihdam edilmek üzere yünlü mensucattan anlayan Ehliyetli bir tezgâhtara ihtiyacı vardır. Taliplerin mufassal lıaı tercümeleri ve halen bulundukları yer İle. Istlyeceklerl ücret miktarını bir mektupta İstanbul (1761 numaralı posta kutusu adresine ıTezgfthtari rümuzu M He bildirmeleri rica olunur m
Zayi — İstanbul mıntaka liman reisliğinden a'dığım Uman kaptan şehadetnnmeşini kaybettim Yenisin) nheağımdan eskisinin hükmü yoktur. 41li No. h kaptan Fahri Kara ban
«-ELAZİZ UMUM NAKLİYAT ŞİRKET-^ Müdürlüğünden:
I Şirketimiz muhasiplerinden Bay Muzaffer Göksu 1. 11. 945 tarihinde I
■ vazifesinden ayrıldığından İstanbul İkinci Noterliğinden musaddak ve- I uNMMEI kfilctnamemlzin hükmü kalmadığını bildiririz VMDBİ
Türk deniz ticareti
I
i
anonim şirketi
Müesseseler! heyetinden:
Memleketimizle ecnebi memleketler arasında muntazam deniz hatları tesis, memleket İç ve dışında serbest deniz seferleri tesis, her nevi deniz nakliyat vasıtaları satın alınması, satılması, işletilmesi ve ecnebi mem -leketlerden gemi kiralanması ve mevzaut hükümleri dairesinde işletilmesi, gibi ana sözleşmenin (4‘ üncü maddesinde yazılı İşlerle meşgul olmak ve 90 sene müddetle devam etmek üzeıe beheri 1.009 - bin Türk lirası kıymetinde nama muharrer 500 - beş yüz hisseye münkasem 600.000 - beş yüz bin) Türk lirası sermayeli, -
Türk deniz ticareti amnoni şirketi
adile Wr Anonim şirketi kurulmuş ve Bakanlar Kurulunun 19. 10, 1945 tarih v® 3/3234 sayılı kararlle ana sözleşmesinin kabulü suretile mezuniyet İstihsal edilmiş olduğu v® bu şirketin hasılatı safiyetinden % 6 1 ihtiyat akçesi tefrik edildikten sonra bakiyesinin % 25 I yönetim kurulu üye-İcrllo memur va müstahdemlere ve % 75 I de hissedarlara mahsus bulunduğu v® tesis umunıl heyetinin sermayel şirketin tamamını taahhüt va % 25-inln tediyesinden sonra J0 gün zarfında gazetelerle usulen yapılacak ilânda gösterilecek gün ve saatte tstanbulda Sirkecide Antalya hanındaki daire! nıalısusasında toplanacağı va bu lçtlmada sormayenin lâakal nısfı temsil edilmedikçe müzakerelere başlanmıyacağı va her hisse sahibinin bir reye sahip ve ancak bir şahsın hisse miktarı na olursa olsun âzam! 10 reye malik olacağı ve kararların movcut hissedarların çoğunluğu® verileceği ve sermayel şirkti® iştirak arzusunda olanların 4, 11. 1045 tarihinden İtibaren 9. 11. 045 cuma günll akşamına kadar Istanbulda Bahçekapıda'birinci Vakıf hanında Yapı v® Kredi Bankası merkezin® müracaatla 2 nüsha İştirak teahhütnamesinln usul il dairesinde imza ve teahhütlerlnln % 25 miktarındaki bedelin! de derhal va peşinen ödemeleri lüzumunu mü-, beyyln İşbu hülâsa, musaddak şirket ona sözleşmesinin 8, 0 ve M inci vo ticaret kanununun 281. 283, 287 ve 288 İnci maddeleri hükümlerine tev-tıkan ilân olunur.
CO W iZ kj
M U
C/3’
C/)’
( H
üJ CQ
m U İZ u CQ W uy
>
(
(
Hat Kalkış
No. YOLLAR ilk Son
Beşiktaş - Bebek 6,05 -
Beşiktaş - Eminim ün 8,23 -
Bebek - Eminönü 6,30 22.45
22 Eminönü Bebek 6.45 23.00
Cumartsel ve Pazar - 23,30
Eminönü Beşiktaş - 23,30
Bebek - Beşiktaş 23.45
23 Ortakoy - Aksaray 6,20 20,00
Aksaray - Orta köy 7.00 20,60
24 Beşiktaş - Fatih 6,30 19,50
Fatih - Beşiktaş 7,20 20,40
Aksaray " Topkapi 6.00 -
32 Topkapi - Bahe kapı 8.20 22.34
Bahçekapı - Topkapt 6.57 23,10
Topkapi - Aksaray - 23,49
Aksaray - Yedlkule 5.53 -
33 Yedlkıı e - Bahçekapı 8.15 22,21
Bahçekapı - Yedlkule - 8.54 23,00
Yedlkule Aksaray - 23.41
Aksaray - Etflrnekapı 5,58 -
37 Edirnekapı-Bahçekapı 6.30 2234
Bahçekapı-Edirnekapı 8.52 23,05
Edlrnekapi - Aksaray 23,37
(14623) 4
Ambalaj bezi satışı
SÜMERBANK
Yerli Mallar Pazarları
Müessese»! toplan satış mağazası müdürlüğünden
Depomuzda mevcut tahminen 5000 kilo miktarındaki kullanılmış tam ve parça halinde kanaviçe ve arnbulâj bezler! 12. 11. 1945 pazartesi günü saat 15 de açık arttırma Ue satılacaktır.
Malı görmek ve satışa İştirak etmek lstiyenierln bildirilen tarüıte (10001 lira teminat akçesi ile Sümerhan 1. cl katta toplan satış m&ğa-gası müdürlüğüne müracaatları açıklanır.
PETROL OFİSİNDEN:
Ofisimizin nakil vasıtalarında kullanıhılak üzere muhtelif ebatta
Muşamba satın alınacaktır
Ellerinde hazır muşamba bulunanların veya kısa bir zamanda bunu yap ezileceklerin 12. 11. 1945 akşamına kadar tekliflerini Ofisin Kozluca hanındaki İstanbul teşkilâtın^ bildirmeleri lüzumu İlân olunur.
Haftanın en zengin müzayedesi
Açık arttırma ile fevkalâde satış
Amatör ve eşya meraklılarına büyük fırsat
1945 Kasımın 4 üncü pazar günil saat 10 da, Ayazpaşad* park Otel! karşısında 37 numaralı Saadet apartmanın 4 üncü dairesinde bulunan hakikaten lüks ve zengin eşyalar, Sevr, Saks v® Kluazon® biblo ve vazolar, emsalsiz İran secoadelerl, tanınmış ressamların orijinal tabloları açık arttırma sureti ila satılacaktır. Tekmili oyma vs İpek kumaş kaplı 4 koltuk v® 1 kanaptden İbaret çok zengin «Makdonalt» nadide salon takımı, bir kanap® ve 4 koltuktan İbaret çok sevimli »Diişez. Fümuar takımı, senelerden beri büyük itina İle toplanmış nadide bakara kristal su takımı İle emsalsiz renkli çiçek vazoları, büyük saray müzayedelerinden alınmış 2 adet Japon Kluazone vazo İle Kluazone biblolar, Epok Louls Philip pe muhteşem 2 Sevr es vazo İle hayli Sevr es varo ve çiçeklikler, tanınmış meşhur ressamlar «Zonaro» Salm «Ali Rıza» nın tablolarlle, beynelmilel Rus artistleri tarafından İmzalı tablolar, Kanton eski kâseler, nadide markltlrl ve ver-nla marten salon masaları, kristal tuvalet takımları. hakiki biblolar, Rozental biblolar, altın kamçılı mercan nadide teşbihler. İkinci Mah-mud'un 3 tane levhası, Avrupa malı sedef işlenmiş salon takımı, avizeler. mineli pudralık ve bonbonyerler, Baka, tabaklar ve görülmemiş Saks muhteşem kahve takımı. Yıidıa sahan ve testileri, kristal komple bol takımı, tekmili oyma ve vltrinll ettiğin bir büfe. Ampir konsol ve masalar, Oniks lâmbalar, avizeler, Louls XS Bombe Paris malı zarif ve zengin biblo vitrini. Mflfemburg çay (akımlan. gümllş tepsiler, eski Hint brokarlar, keten çok yeni çarşaflar, işlemeli örtüler, senelerden beri görülmemiş ve kullanılmamış muhteşem Venls dantelli keten yatak takımları. Hakikaten zengin ipekli komple Japon yatak örtüleri, Maron Polen kadın mantosu, modem oda takımı, ve yatak oda takımı, seçilmiş Buhara. Şlraz. Kirman, Mflşkebar bulunmaz halılar, kuyruklu konser piyanosu, Klevlnatör motörltl buz dolabı, Yun-kers emaya havngaz fırını ve ocağı, DİKKAT: Pazar günü herkesin gideceği yer Ayav.paşa Saadet apar t imanındaki müzayededir Fazla tafsilât almak İçin Portakal Mobilya Evine müracâat. Tel: 42738

Comments (0)