Bende fazla bir teşebbüs görül-dişe bu, milletin muhassalasmdan çıkan bir teşebbüstür.
K. Atatürk
AKŞAM
feen» 28 — No. 6723 — Flatl h« y«rd« 10 kuruştur.
CUMAMBSt 10 Kasım 1945
Bizim ilham membaımız doğrudan doğruya büyük Türk milletinin vicdanı olmuştur vb daima da öyle olacaktır. K. Atatürk
Sahibi: Necmaddla Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun K, — AKŞAM Matbaas
En büyük y as günümüz
En çetin imtihandan
sonra
Atatürkün ölümünden dokuz bv sonra ikinci Cihan harbi patlamıştı. Onun aziz hâtırasını, büyük yangının korkunç kızıllığı vatan ufuklarını sararken her yıl hüzünle, fakat hiç sarsılnu-yan bir yürek metinliği içinde andık. Çünkü Atatürk bu millete. ne kadar kuvvetli olursa olsun hiç bir düşmandan korkmamayı öğretmişti.
Ölümünün yedinci yılında, bütün milletin düşüncesi o büyük Vatan Kurtarıcısının ve Devlet kurucusunun kutlu hâtırası etrafında toplanırken uçsuz bucaksız ülkeleri viraneye çeviren ateş, altı yılın sonunda dinmiş bulunuyor. Yanmamış, yıkılmamış vatanda onun eserine bir daha göz atarken kurduğu temellerin sağlamlığına inanımız artıyor. Hic bir yeni devlet yapısı kısa zamanda bu kadar tehlikeli imtihan geçirmemiş. İliç bir memleket, temellerinin gömüldüğü tonraklar bu derecp sarsılıp etrafta ve civarda ne varsa hepsinin serpilip döküldüğü bir kıyametten böyle diri çıkmamıştır.
Atatürk gözlerini yumduğu zaman, başardığı devrimlerin kendinden sonra yaşıyacağina güvenenler azdı. Cumhuriyetin ve inkılâpların milletin ruhunda kok saldığını Atatürk zaman zaman söylerken onu dinliyenlerin yüzünde içten gelen acı şüphenin izini sezmek güç değildi.
Atatürkün eseri hic sıkıntıya yer vermeden, sarsıntıya uğramadan yaşamıştır. Bu mukaddes emaneti korumak ödevini üzerlerine almış olanlar, bu yedi yıl İçinde geçirdikleri en çetin, amansız imtihan sonunda. Türk vatanını bu duruma getirebilmiş Olmaktan ne derece iftihar etseler azdır. Türk mîlleti için büvük talih, tehlikeler ortasında ■ Atatürkün yokluğunu hiç bir zaman duymamış olmak, sonsuz saadet de Onun hasretini acıklı millî felâket günlerinde çekmemektir. Onun, vatanı kurtardığı günlerde doğan çocuklar, hiç arasız huzur içinde, istiklâli ve hürriyeti hiç gölgelenmemiş vatanda hizmet çağına hazırlanmış gene nesildir. Bunu, bu memleketin uzun tarihinde ilk defa görüyoruz,
Atatürkün yarattığı eser, büyüyerek. güzelleşerek, gürbüzleşerek devam ediyor. Ona karşı borcumuz ancak bu suretle Ödenebilirdi ve bu borcu İlk mehilce, ölümünden yedi yıl sonra, yüz •kile vardık. Elimizdeki en gerçek belge de, Türk vatanının Öünya harabesi ortasında dim-iJik ayakta kalmasını çekemlyen-Jerln, harb İçinde ve harb sonunda, safha safha, çeşit çeşit ağızlardan: «Atatürkün yolundan ğitmiyorlarb» ithamını savurma-, lan dır.
içerde Atatürkün tuttuğu yol Cumhuriyetin ve inkılâpların yaşaması, kuvvetlenmesi, vatanın mamur olması, milletin medeniyet ve kültür sahalarında ilerle-mcsi İdi. Dıs siyasette Atatürkün biiyük ideali, büyük Demokrasilerle birleşmiş, istiklâline sahip. İtibarı yüksek bir Türkiye görmekti.
On gün önce Cumhuriyetin Yirmi ikinci yılını kutlıyan Türkiye. Atatürkün başladığı yoldan Çürüdüğü için bugüne ermiştir. Onun ölmez hâtırası önünde hürmet ve huşu İle eğilirken bir vicdan hazzı içindeyiz, çünkü
ismet İnönü’nün Millete hitabesi
İl Elbette memnunsun, Atatürk! u.
O O.
Bize bir tesellidir kİ şu yedinci matem günü yıld önümündfM —■ altı yıl dünyayı kasıp kavuran, azgın ihtirasları şaha nice ülkeleri yakıp yıkan, politika haritasından istiklâl ve ya Atlasından devlet mefhumunu kazıyan — İkinci Cihan sonunda Atatürk’e vatanımızı bıraktığı takil, bir kılına hata gelmemiş şekilde ermiş bulunuyoruz.
Onun bıraktığı topraklarda gene onun şanına şan ebedi bayrak dalgalanmaktadır. Yurdun en uzak, en ufak parçasında bile bayrağımız hüsufa uğramamış, bir yabancı rak velev geçici bir müddet İçin de olsa toprağımıza matem mamış olduğundan Atatürk'ün büsbütün nur haline dan bir haleye dönmüş kahraman yüreği de elem
■o
Atatürk’ün kendi hayatında vatandaşlık payesine ulaştırd (D ğı tek kişi, tek Türk vatandaşı bugün onun kabri önünde “vrtK sıfatla eğilmek hakkından, imkanından mahrum bulunmuyor^ Bir teki, biran İçin bile yabancıya boyun eğmek bedbahtlığmS-düşmedl; karşısında ne bir Kulsling gördü, ne de bir Otto Ahetz’ıO emri altına girdi. Vatan bakir kaldı, vatandaş da ırzına sahip!
Sana bugün göz yaşlarına karışan sevinçle diyebiliriz kİ: «Bize emanet ettiğini, bıraktığın gibi, ne düşman çizmesinden bir İz, ne düşman tarafını tutanların açtığı bir gedik, önüne tamam olarak seriyoruz. Eksiği yoktur; çiğnenmemiş, delik deşik edilmemiş, kana boyanmamış, zillet görmemiş, nüfusça azalmadığı kadar irfan ve servet kaybına da uğramamıştır. Bu vatan ne yanmıştır, ne de başka bir vatanı yakmıştır. Böyle yapmakla sen! hoşnut ettiğimize eminiz.
Belkt de bazı aksaklıklar olmuştur; fakat yani başımızda kopan kasırga müthişti ve sen bizi ne yazık ki kötü bir tesadüfle kıyametin eşiğinde vakitsiz bırakıp gitmiştin. Buna rağmen huzuruna o kıyamet sonu, toprağına et uzatılmamış bir vatan, millî vicdanına yabancıların hükmedemediği bir vatandaş, boş yere harcanmamış taze bir nesil ve taze bir ümitle çıkıyoruz.
Zira bu katançların ve bu unsurların varını eskisinden daha sağlam kurmağa yarayacağını sen hepimizden İyi bilirsin. Enerjimi» dağılışı toplamak ve yıkılışı yeniden yapmak yolunda tükenmfyecektir. Altı yıl, ara vermeden vatan bir tehlikeden öbürüne düşer gibi oldukça senin de bizimle beraber, bizden fazla çarpıntılar geçirdiğini, üzerimize titrediğini götmüşçesine biliyoruz.
***
Biliyoruz kİ artık eyann» a, hayatta ve başımızda olduğun kadar güveniyorsun. Zira dünya kazasını en az zararla atlatan nadir milletlerden biri de vaktile bahtı kara ellerin sevkettiğl öyle bir felâket sonunda kendisini kurtarıp yükselttiğin şu ulu millettir. Bu milleti, ebedi varlığının huzurunda gene birlik halinde toplu bulduğuna, bazı fikir ayrılıklarına rağmen senin saygında tamam He birleştiğine, sevginle tek yürek gibi çarptığına, ölümüne yas tutup yaptığın inkılâbı bayram saydığına elbette memnunsun. Atatürk!
Dünya harabeleri karşısında şimdi yepyeni açılan ufkun taze ışıklarına yüzümüzü çevirmiş, gittikçe ışıklara bürünerek beklediğin gibi bizi ön sırada ve nur İçinde hiç aksamadan yürür, koşar görürsen elbette daha da memnun olursun... olacaksın Atatürk!
Refik Halici Karay
Büyük Türk Milletine;
Bütün ömrünü hizmetine vakfettiği sevgili milletinin ihtiram kolları üstünde Ulu Atatürkün fâni vücudu istirahat yerine tavdl edilmiştir. Hakikatte yattığı yer, Türk Milletinin onun için aşk ve iftiharla dolu olan kahraman ve vefalı göğsüdür.
Atatürk, tarihte uğradığımız en zâlim ve haksız itham gününde meydana atılmış, Türk Milletinin mâsum ve haklı olduğunu iddia ve Hân etmiştir, ilk önce ehemmiyeti kavranmamış olan giir sesi, asla yıpranmı yarı bir kuvvetle nihayet bütün cihanın şuuruna nüfuz etmiştir.
En büyük zaferleri kazandıktan sonra da Atatürk, ömrünü, yalnız Türk Milletinin haklarını, insaniyete ezeli hizmetlerini ve tarihe hakettlği meziyetlerini
ispat etmekle geçirmiştir. Milletimizin büyüklüğüne, kudretine, fazüetbıe, medeniyet İstidadına ve mükellef olduğu insaniyet vazifelerine sarsılmaz İtikadı vardı. «Ne mutlu Türküm diyene» dediği zaman, kendi engin ruhunun, hiç sönmiyen aşkını en mâ-nalı bir surette hülâsa etmişti.
Fena zihniyet ve İdare ile geri bırakılmış Tiirk cemiyetini, en kısa yoldan insanlığın en mütekâmil ve en temiz zihnlyetlerile mücehhez modem bir devlet haline getirmek, onun başlıca kaygısı olmuştur. Teşkilâtı Esasiye-mlzdo ve bugün hizmet başında, irfan muhitinde ve geniş halk İçinde bulunan bütün vatandaşların vicdanlarında yerleşmiş olan lâik, milliyetçi, halkçı, inkılâpçı, devletçi, Cumhuriyet bize bütün evsafile Atatürkün en kıymetli emanetidir
Ufulündenberl Atatürkün aziz adı ve hâtırası, bütlln halkımızın en candan duygularile sarsılmıştır. Memleketimizin her kösesinde ve bütün milletçe kendisine gösterdiğimiz samimi bağlılık, devlet ve milletimiz İçin kudret Ve vefanın beliğ misalidir. Türk
Onun İstediği gibi bir vatan İçinde, dünya karşısında «alnı açık» yaşıyoruz.
Atatürkü sevmenin, Ona lâyık olmanın tek şartı, bu vatanı her zaman, ne pahasına ve kimlere ... ............ ...N____,_____________
karşı olursa olsun hür ve müsta- Milletinin aziz Atatürk’e göster-kil yaşatmaktır, diğl sevgi ve saygı, onun niçin
Necmeddln Sadak I Atatürk gibi bir evlât yetiştire-
bilir bir kaynak olduğunu bütün dünyaya göstermiştir,
Atatürk'e tâzim vazifemizi İfa ettiğimiz bu anda, halkımıza, kalbimden gelen şükran duygularımı ifade etmeyi, ödenmesi lâzım bir borç saydım.
Milletler arasında kardeşçe bir insanlık hayatı Atatürkün en kıymetli İdeali İdi. Bütün dünyada ölümünün gördüğü ihtiramı, insanlığın âtisi İçin iimlt verici bir müjde olarak selâmlarım. Bu sözlerim, yanlarile ve toprağımızda şövalye askerleri ve mümtaz şahsiyetleri!» yasımıza Iştlrâk eden büyük milletlere, Türk Milleti adına şükranlarımın ifadesidir.
Devletimizin bânlsl ve milletimizin fedakâr, sadık hfldlmlı
İnsanlık İdealinin * ’ mümtaz siması;
Eşsiz kahraman Atatürk! Vatan sana minnettardır. Bütün ömrünü hizmetine
âşık
ve
_____________________________verdiğin Tiirk Milleti ile beraher senin huzurunda tâzim İle eğiliyoruz. Biitiin hayatında bize ruhundaki ateşten canlılık verdin. Emin ol. aziz hâtıran sönmez meşale olarak ruhlarımızı daima ateşli ve uyanık tutacaktır.
'Relsicllmhıır tSMET İNÖNÜ
Cumhurbaşkanı ile Bakanlar, Atatürkün muvakkat kabrini ziyaret ettiler
Ankara 10 (Telefonla) — Atatilrktlû ölümünün yıldönümü münasebet!!* bugün resmi dairelerdeki bayraklar sabahtanberl yarıya İndirilmişti. Kapalı olan hava Ankaranın kederli çehresini daha çok tebarüz ettiriyordu. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, ea-bah saat 9 da Atatürk’ün muvakkat kabrine gitmiş vo orada hazır bulunan Büyük Millet Meclisi Başkanı B. Abdülhallk Renda, Başbakan B. Şükrü Saraçoğlu, bütün Bakanlar, Meclis Gurup reis vekilleri, Genelkurmay başkanı Orgeneral Kâzım Orbay, Ankara valisi B. Nevzat Tandoğan, Dışişleri Protokol umum müdürü Kadri Rlzatı ve Bakanlıklar erkânı tarafından karşılanmıştır.
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü hazır bulunanlar yavaş yavaş muvakkat kabre doğru ilerlemişler ve Atatürk’ün ebediyete karışması ânı olan saat dokuzu tam beş geçe kabir önünde durmuşlar ve önderin mânevi hu-
turunda hürmeti* eğilmişlerdir. Saat on beşten İtibaren de AnkaralIlar Ebedi Şefin muvakkat kabrini gurup gurup ziyaret edeceklerdir.
lstanbulda yapılan ihtifaller
Ebedi Şef Atatürk'ün yedinci ölün» yıldönümü, yurdun her tarafında olduğu gibi İstanbulda da çoçk hazla törenlerle anılmıştır. Bayraklar, bu acıklı yıldönümü münasebetlle yarıya kadar çekilmiştir. Resmi, hususi bütün okullarla, üniversitede ve şehrimizdeki Halkevlerinde, bu kara gün
(Arkası sahife 2; sütun 1 de)
---------------------------1
Son haberler ve telgraflar ikinci sahifede
Sahlfe 2
AHŞAM
10 Kasım 1945
Uhâfta sonu notlarh
i .... - J
Atatürk’ün kitabından
Attlee Vaşington’a varmak üzere
M. Truman son
hazırlıkları inceledi
De Gaulle'ün hiikûmet reisi seçilmenıesi ihtimali var
Efendilik
Millet* efendilik yoktur. Hâdİmlik vardır. Bu millete hizmet eden Onun efendisi olur. (1921)
* Ne isteriz?
Biz hayat ve İstiklâl istlyen milletli ve yalnız ve ancak bunun İçin hayatımızı İbzal ederiz ---- (19211
* Hâkimiyet
Millet hâkimiyetini almıştır va isyan ederek ı\lmiîtır. Alınmış olan hâkimiyet hiç bir sebep ve suretle iade edilemez, tevdi edilemez! Bu hâkimiyeti tekrar geri alabilmek İçin, almak İçin lsUtftfü edilmiş olan vesaiti kullanmak lamındır. (1921)
★
Kanun
Teşkilâta esasiye kanunumuzun mcvaddmı düşünecek olursak bu kanun doğrudan doğruya yalnz bizim kafalarımızdan, ilmimizden çıkmış bir kanun değildlrl Bu kanun doğrudan doğruya her ferdi milletin kalbi vicdanında kendiliğinden tecelli etmiş ve binaenaleyh heyeti Içtimalyemlzln vcidanı ulvisi levhasında merkûz olmuş vs ondan sonra mevkii meriyete geçmiştir. Zaten kanun, kanunu hftkikt yalnız böyle olpr. Taklit İle kanun olamaz (1922)
*
Dış politika
Siyaseti hâriciyemizde ahar bir devletin hukukuna tecâvüz yoktur Ancak hakkımızı, hayatımızı, nıemh ketimizi, namusumuzu müdafaa ediyoruz ve edeceğiz.
(1922)
♦
Tek kuvvet, tek makam
Bütün cihan bilmelidir kİ artık bu devletin ve bu milletin başında hiç bir kuvvet yoktur, hiç bir mikam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da hâkimiyet! milliyedir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir. (1923)
*
Medeniyet yolu
Büyüne kadar istihsal eylediğimi' muvaffakiyet, bize ancak terakki ve medeniyet? doğru bir yol açmıştır. Yoksa terakki ve medeniyete henüz Isa! etmiş değildir, Biz' ve ahfadımıza düşen vazife bu yol ürerinde tereddütsüz İlerle— inektir. (1923)
*
Türkiye Cumhuriyeti
Milletimiz haiz olduğu evsaf ve
Myaka tını hükümetinin ytni ismiyle cihanı medeniyete daha çok ■ühuletle lahora muvaffak olacaktır. Türkiye cumhuriyeti cihanda işgal ettiği mevkie lâyık olduğunu flsan Ut ispat edtcekllr (1923) it
Kılıç ve sapan
Kılıçla fütuhat yapanlar sapanla fütuhat yapanlara mağ'ûp olmaya ve blnnetlice terki mevki etmeğe mecburdur... Kılıç kullanan kol yorulur. Nihayet kılıcı kınına koyar ve kılıç belki kınında paslanmaya mahkûm olur. Lâkin sapan kullanan kol giln geçtikçe daha ziyade kuvvetlenir, ve daha çok kuvvetlendikçe daha çok toprağa sahip olur (1923)
ir
iktisat
Siyasi, askeri muzafferiyetler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi muzafferiyetlerle tetvlç edilemezlerse husule gelen zaferler payidar olamaz. Az zamanda söner. Bu İtibarla en kuvvetli ve parlak saf erlerimizi dâlıl temin edebilmek İçin Iktlsndiyâhmıan temin ve tevsii lâzımdır (1923)
★ Ebedî sulh
Bugün vasıl olduğumuz sulhun sulhu ebedi olacağına inanmak, elbet de safdillik olur. Bu. o kadar mühim bir hakikattir kİ ondan bir an bile gaflet, milletin bütün hayatını tehlikeye lika eder.
(19231
★ Milletin ruhu
Bir mll’ettn ruhu saptolunma-dıkça, bir milletin azim vc iradesi kırılmadıkça o millete hâkim olmanın İmkânı yoktur. Halbuki asırların mevlûdu olan blx ruhu miniye hiç bir kuvvet mukavemet edemez. (1924)
★ En doğru yol
Ey millet! İyi biliniz kı Türkiye cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memickatl olamaz En doğru, en hakiki tarikat tarikatı medeniyedir. Medeniyetin emir ve talebettiğlnl yapmajç insan olmak için kâfidir (1925)
*
Yolumuzu çizen
Bizim yolumuzu çizen. İçinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk milleti ve bir de milletler tarihinin bin bir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız neticelerdir. (1937) Toplayan: şevket hadO
Bütün İngiliz gazeteleri Attiee’ye muvaffakiyet temenni ediyorlar
ihtilâf, de Gaullef ün solcu partilerin programına riayet edeceğini taahhüt etmemesinden ileri geliyor
Ankara ve Ist^nbulda yapılan ihtifaller
(Baş tarak 1 inci sahifede) münasebetlle ihtifaller t er tabedilmiş, Büyük Ata'nın millet ve memlekete yaptığı eşsiz hizmet ve inkılâplar ve ölümünden bütün Türklüğün ve medeni cihanın duyduğu derin yeis ve elem belirtilmiştir.
Üniversitede
B. Haşan Âli Yücel
Londra 10 (R.) — Londrada bulunan Türkiye Milli Eğitim Bakanı B. Haşan Ali Yücel, bu akşam saat 18,30 da Londra radyosundan vatandaşlarına hitabedecek. milletlerarası eğitim konferansı görüşmelerini ve İn-gtlteredek! İntihalarını anlatacaktır. B. Haşan Âli Yücel, dün Londra Hal-kevtnde Türk talebesini kabul ederek kendilerine bir.hitabede bulunmuştur.
Londra 10 (R.) — B- Attleo uçakla Vaşington'a yaklaşırken B. Truman (la görüşmelere ait son hazırlıkları gözden geçirmiş bütiln kabine ftzas-nı Beyaz evde toplantıya çağırmıştır, Vaşlngton konferansı, atom enerjisinin kontrolü ile meşgul olacak, teferruat üzerinde sonradan teknisyenler arasında tali konuşmalar vuku bulacaktır.
Bütün Londra gazeteleri, Attiee'ye İyi seyahatler ve başarılar temenni eylemektedirler. Daily Herald gazetesi, diyor kİ:
«Attlee, hususi bir İngiliz - Amerikan anlaşması müzakeresine girlş-mlyeceftl gibi Rusyanin İhtiyaçlarını bllmlyecek bİT adam değildir.»
Daily News şöyle diyor: «Vaşlngton
görüşmelerinden maksat medeniyetin maddeden yaşamasıdır, candan dileğimiz Attlee'nln muvaffak olmasıdır.»
Daily Mail de «Attlee namımıza konuşmağa gidiyor. Onun sesi, İngiltere'nin .sesidir» diyor. Times'in mütalâası d» şudur: «Maksat, atomun sırrını paylaşmak veya saklamak değil, atomun keşfini dünya İçin zararsız bir hale sokmaktır.»
Diğer bir gazete de. cenup doğu Avrupa memleketlerlle FHlstlndckl vaziyetin Truman'la Attlee arasında görüşüleceğini yazmaktadır Son dakikada öğrenildiğine göre Attlee bugün öğleden sonra saat birde Vaşlny-ton'a varacaktır.
Londra 10 (R.) — General de Gaulle’ün hükümet reisi olmaması ihtimali vardır. Meclis, hükümet reisinin İntihabını salıya tehir etmeğe karar vermLştlr. Bütün müşkülât, sosyalist, komünist vc solcu katollk partilerinin, hükümetçe takibedllmek için tanzim ettikleri siyasi programa De Gaulle’ün hükümet başkanı seçilmezden evvel riayet edeceğine taah-hüdetmesini istemelerinden İler! gelmektedir, Halbuki De Gaulle böyle bir taahhüt altına girmemekte musirdir. Bu suretle üç solcu parti, bir çıkmaz-
la karşılaşmış bulunuyorlar.
Paris 10 (AA.) — Üç büyük parti, sosyalist, komünist ve halkçı cumhuriyet partisi, temsilcileri hiçbir anlaşmaya varmamışlardır. Ve yeni bir toplantı İçin de şimdilik hiçbir karar verilmiş değildir. Başlıca güçlük lâiklik meselesinde çıkmak Ladır, Sosyalistlerin ara bulma yolundaki bütün gayretlerine rağmen. halkçı cumuhurlyct partisine mensup komünistler arasında bir anlaşma zemini bulmak mümkün olamamıştır.
M. Attlee’nin nutku
istirahat ediyor, Vaşington mahfillerine göre Sta-lin bazı görevlerini bırakacaktır. Molotof gittikçe hâkim vaziyete geçiyor
“Va,şingtoıı’a giderkenberaberimde üç şey götürüyorum: iman, ümit ve iyilik duygusu,,
Bu sabah üniversitenin merkez binası holünde de bir anma töreni tertibedilmls ve rektör profesör Tev-fik Sağlam, orada bulunanları beş dakika sükûta davet etmiştir.
Müteakiben edebiyat fakültemi profesörlerinden B Ali Nihat Tarlan. Ebedi Şefn memleket ve millete et-. tlği hizmetleri hatırlatmış, askeri tıbbiye beşinci sınıf talebesinden bir genç «Atatürk» a ağıtlar okumuş, yinp talebeden bir gene de Milli Şef in millete hitabeden beyannamesini okumuştur.
Eminönü Halkevinde
Eminönü Halkevinde yapılan İhtifal töreninde Vali ve Belediye Reisi Dr B. Lûtfi Kırdar, Vali ve Belediye R(ls muavinleri, umumi meclis Azalan, basın vc yayın m intaka reisi V® kaalbalık bir halk ve öğrenci kütlesi hazır bulunmuştur.
Saat tam 9 u 3 dakika geçe Eminönü Parti Başkanı avukat B. Atıf ödül kürsüye gelerek «Türk milletini izmihlalden kurtaran ve Türk Cumhuriyetin! kuran Atatürk'ü 7 yıl önce bugün bu saatte kaybettik.» de-dlklcn sonra hazır bulunanları Atatürk'ün mânevi huzurunda beş dakika saygı sükûtun^ davet etmiştir. Bu sırada salondaki ışıklar söndürülmüş vc perdeye Atatürk'ün resmi aksettirilmiştir.
Bunu müteakip B. Nadir Nadl Aba-lioğlu Atatürk hakkında bir konuşma yapmıştır.
Bundan sonra Ebedi şef Atatürk'ün ölümü dolayıslle. İnönü'nün millete beyannameni okunmuştur. Bunu müteakip de merasimde hazır bulunanlar Barayburnu parkına giderek Atatürk'ün heykeline, hazırlanan çelenkleri koymuşlardır._______________
DİKKATLER:
Fikirler ve zikirler
Tasvir gazetesinin nükte sever bir muharriri şöyle yazıyor;
Nureddin Artanı dostumuzu, geçenlerde Ankarada, bir İngiliz le tanıştırdılar. Radyo gazetesinin sevimli spikeri, güzel tngiliz-cesile konuşmağa davranırken ahbapları;
«— Yek, diye mânı oldular, Mr. X mükemmel Türkçe bilir, Hem kısa zamanda dilimizi çok İyi öğrendi,»
Nureddin Artam, bunun üzerine, yeni tanıdığına Türkçe hitap etmeğe davranıyordu İd, bu defa da Ingiliz sözü kesti:
•— Affedersiniz, dedi, ben yal-nu altı ay evvelki Tiirkçeyi biliyorum. Bugünkünü henüz öğrenemedim.»
Ne llfive edilebilir kİ,,.
Şu ilâve edilebilir kİ, bu, aynı zatın başka bir gazetede altı ay evvel manşetlerle İlân ettiği fikir değildir.
Şimdi böyle bir hava esmiştir, böyle yazıyor... Altı ay evvel hava başkaydı, başka türlü yazıyordu...
Bakalım, altı ay sonra ne hava esecek? Demek fikirler de khler gibi_
harabi çökebilir. Mazide milletlerin; uğrunda harb ettikleri dâvalar böyle bir felâket ihtimali karşısında ne kadar hasis kalır.
Bugün, bu tehlike karşısında en ufak bir kıymeti olacak bir toprak genişlemesi veya muazzam bir tahakküm rüyası kabul edilemez.
Hep beraber barış içinde yaşayabilmek İçin ne yapmag lâzım geldiğini mütalâa etmek üzere bütün milletlerle birleşmeliyiz.
Ümldedlyorum kİ, Londra şehri İçin bugün veba salgını nasıl tarihe İntikal etmiş blrşey İse tahrlbedfcl harblerln de bir mazi olacağı gün gelecektir. Yine ümldedlyorum kı, istikbalde milletler, milyonlarca İnsanın bu küçük dünya üzerinde her biri kendisinden evvelki harbden daha yıkıçı olacak fasılalı savaşlardan kurtulmuş bir dünyada yaşamalarını mümkün kılacak tek şartları öğreneceklerdir.
Dünya nizamının temelleri insanların kalbinde atılmalıdır. Slr John Anderson İle berabfr Amerika'ya giderken gözümün önünde olan budur. Başkan Truman ve Kanada Başbakanı İle, İnsanlık camiasını, bugün üzerine çökmüş olan korku kâbusundan kurtarmanın en İyi çarelerini İncelemek Üzere, görüş teatilerinde bulunacağız. Onlarla beraber müşterek barış, hürtiyet, müsamaha ve İktisadi refah İdeallerini en iyi şekilde tahakkuk ettirmek imkânlarını İncelemek İstiyorum. Vasat bir İnsanın güvenlik içinde yaşayacağı bir dünya İstiyorum. Bilginin bu kadar şeyi emrimize vermiş bulunduğu bu devirde, harb ve mahrumiyetler ortadan kalkmalıdır.
Bu harb senelerinin ölüm vc tahribatı İçinde, bir takım ebedi hakikatler ayakta kalmıştır. Havalimiz bu hakikatlere bağlıdır.
Bu büyük meseleleri meyus ve mustar bir vaziyette değil, fakat, beşeriyete lıâdlm olmağa çalışmağa hazır olarak hareket ediyor ve bera-
Londra 9 (A.AJ — Birleşik Ameri-kaya seyahatinden birkaç saat evvel Londra Belediye Başk anının ziyafetinde söz alan İngiliz Başbakanı M. Attlee ezcümle şöyle demiştir:
«Başkan Trııman’ı ziyaretimin başlıca sebebi, kendisine ve M. Mackenz.ie King İle dünya İşleri hakkında, dehşetli atom kudreti keşfinin ışığı altında knrarlara varmaktır.
Birleşik Amerika'ya bu işleri mütalâa etmek İçin ve İnsanlığa hizmet yolunda gayretler sarfetmek fikriyle gidiyorum.»
B. Attlee. nutkuna devamla demiştir ki:
«Biz, büyük milletler gibi küçük milletlerin de bLr güvenlik ılhnlyetl İçinde yaşıyabileceği bir dünya arıyoruz. Öyle bir dünya arıyoruz kİ. orada kanun hükümran olsun. Biz, bir içtimai adalet dünyası arıyoruz.
Bunu nasıl eldo edebiliriz? Bugün omuzlarımıza yüklendiğimiz ehemmiyetli vazifeler İşte bu noktada toplanmaktadır.
Bugünün dünyasına ne taraftan göz atsak, iki kötü şeyle karşılaşıyoruz: Korku ve şüphe. >
M. Attlee şöyle devam etmiştir:
-Birleşmiş milletleri ve bunların taklbettiklerl birliği ve bilhassa İngiltere İle Birleşik Amerika ve Rusya arasındaki birliği sulhun esasları olarak mütalâa etmek mecburiyetindeyiz.
Tekrar ediyorum. Başkan Truman'a ziyaretimin başlıca sebebi, kendisiyle ve M- Mackenzle Klng He dünya İşlerini atom kudreti keşfinin dehşetli ışığı altında müzakere etmektir.
Bugün karşılaştığımız mesele, ilim tarafından dünya üzerine atılmış olan bu yeni tahrip kuvvetinin kontrolündün ziyade, İnsanlığın asırlar boyunca şarfettlğl gayretlerin muhassalâları olan en büyük şehirlerin birkaç bomba İle tahribedlleblleceğl bir dünyada nasıl bir cemiyetin bulunması lâzım geldiği meselesidir.
Şu olayı karşılamamız lâzımdır:
İnsanlar arasında geçmiş devirle-
rin muhassalasından bambaşka tarz-L....... -------—---------------
da münasebetler tasavvur etmek İm- berimde üç şey götürüyorum: İman, kânı hasıl olmadıkça medeniyetiniz üzerine lnanilmıyacak derecede bir1
Nevyork 9 (AA.) — Amerikalı gazeteci Drew Pcarson'a göre, bir kalb krizinden sonra Mareşal S talin tam bir istirahat kürü yapmaktadır. Gazeteci bu haberi Avrupa’dan Va-şlngton'a yeni gelen bir Amerikan generalinden aldığını söylüyor.
Resmi mahfillerde söylendiğine göre, bundan 15 gün evvel Harrlmann Mareşali gördüğü zaman kendisini hatif bir nezleden mustarip, fakat sıhhatte bulmuştur. Buna rağmen Vaşlngton'da Stalin’in bazı görevlerini terk edeceği ve Dışişleri komiseri Molotof’un gitgide Sovyetler Birliğinde hâkim bir duruma sahip ola-
cağı kanaati hâkim gibi görünüyor. Staiin'Jn. Mosko'-a’daki resmi şenliklerde gözükmemesi bir takım söylentilere yol açmıştır. Bu meyanda yüksek memurların Kızı ordunun kontrolünü elde etmeğe uğraştıkları söyleniyor. Stallh'ln. komünist partisi şefi kalmakla beraber, üç büyükler arasındaki konferanslara iştirak etmlyeceği, ve bu Molotof tarafından söyleniyor.
Bir Paris haberine göre. Stalln bir Karadeniz limanı olan Sochi yakınındaki Gagri'de bir hastanededir.
konferans'arda temsil edileceği
ümit ve bunların hepsinden de mühim olarak iyilik duygusu.
Ticaret odaları kongresi
Mühim kararlar vererek dağıldı
İzmir 10 (Telefonla) — Ankara. İstanbul ve İzmir ticaret oda’arı kongresi bitmiştir. Kongre şu kararlan vermiştir:
1 — Resmi ve hunisi İnşaatın üç yıl müddetle durdurulman, 2 — Devlet bütçesindeki masrafların asgari hadde İndirilmesi, 3 — Nüfusumuzun çoğunu teşkil eden çlfel, müstahsil, ziraat ve llmnn işçileri He fatrlka, demiryolları, maden amelelerinin lüzumlu İhtiyaç maddelerinin en ucuz şekilde temini İçin bir defaya mahsus olmak üzere gümrüksüz İthali, 4 — Devlet elinde bulunan ekmek, • şeker ve tuz gibi yiyecek ve İçecek maddlerlnln, kaput, bezi, basma, diğer mensucat, kundura ve deri gibi giyeceğe tanllûk eden maddelerin, kömür, petrol, mazot gibi yakacak maddelerinin deniz vc karo navlun tarifelerinin harbden evvelki seviyeye yatan miktara indirilmesi, B — Vergilerde adaletin sağlanması, 6 — İhracatta lisans usulünün kaldırılmam, 7 — Ticarete alt İşlerde odaların fikirlerinin alınması, 8 — Fransa, Fa» V» İspanya limanlarına şilepler
Galata’daki cinayet
Umumhaneciyi öldüren meçhul adam aranıyor
Evvelki yete yansı Galata'da şer-bethanc sokağındaki umumi evlerden birinde İşlenen cinayet tahkikatı devam etmektedir.
Bu sokakta 44 numaralı evi idare edem elli yaşlarında Zehra adındaki kadın vaka yecesl saat yirmi dörde doğru kapıya gelen, esmer, kasketli bir adamuı, gece orada kalmak İstemek karşısında yer olmadığını söylemiş, adamın ısrarı knrştsnda da onu sopa ile kovalamak arzusuna kapılmıştır. Fakat işte bu hareket, kasketli adamı kızdırmış ve bıçağını çekerek kalbi de dahil olmak üzfre ka-dnı dokuz yerinden vurup Öldürdükten sonra savunmuştur.
Zabıta, verilen eşkâl üzerinde takibata girişmiş olup kırk yaşlarında kadar bir şahsı sorgu altına almıştır Hakkındakl deliller toplandıktan sonra hüvlyîtl meydana konacaktır.
Tekaütlük müddeti uzatılacak
Ankara 9 — Basın. Cemiyetler, polis vazife ve salâhiyet kanunlarında yapılacak değişiklikler etrafında faaliyete geçildiğini yazmıştık. Bu arada tekaüllilk kanununda da bazı değişiklikler yapılacağı söylenmektedir. öğrendiğime göre, tekaütlük için yirmi beş sene o’on fiili hizmet 30 seneye çıkarılacaktır.
işletilmesi, 9 — Türkiye ticaret ve sanayi odaları teşkil edilmesi İçin bir kanun tasarısı hazırlanması, 10 — Gelecek kongrenin 20 şubatta Ankara’da toplanması.
Bu kararlar, esbabı mucibelerllc tir rapor halinde Ticaret Bâkan’löina sunulacaktır. Kongrenin mesalrlnl bitirmesi münasebetlle akşam bir ziyafet verilmiş, İzmir'in İleri gelen tüccarları da bu zyafette hazır bulunmuşlardır.
500 otomobil lâstiği geldi
Ankara 9 — Amerika’dan İskenderun'a 500 otomobil lâstiği gelmiştir. Hükümet, bu lâstikleri ihtiyaç sahiplerine dağıtacaktır.
Ankarada millî korunma mahkemesine verilenler
Ankara 9 — Tcsblt edildiğine göre, ekim ayı başından bugüne kadar Ankara’da 387 kişi muhtelif suçlardan dolayı milli korunma mahkeme-rine verilmiştir.
Rus Derininin
Islanbulu zivareti
Bu haber, Doğudaki ortodokslarda büyük alâka uyandırdı
Kahire 10 (AJL> — Moskova Patriğinin. İstanbul Rum Patriğini ziyaret edeceği hakkındakl haber, Doğuda Ortodoks cemaatlerinde büyük bir alâka uyandırmaktadır. Bıı münasebetle. Moskova Patriğinin İskenderiye Patriğini ziyareti esnasında yapmış olduğu demeç hatırlatılmaktadır.
Moskova Patriği bu demecinde, Moskova kilisesinin diğer bütün Ortodoks kiliselerinin başına -geçmek niyetinde olmadığını ve İstanbul Kum ■ Patriğinin üstünlüğünü kabul etmekte olduğunu söylemişti. Moskova Patriği tara tandan İstanbula yapılacak ziyaretin, bütün Ortodoks kiliseleri arasındaki ananevi meratlp silsilesi karşısındaki durumun" takviye etmektedir. ______________
İstanbul Parti Başkanlığı
Ankara 9 (A_A.) — Açık bulunan Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl İdare Kurulu başkanlığına Kütahya milletvekili Alüettin Tlrüo'du'nun tâyini hakkındakl Genel İdare Kurulu kararı Parti P-.nel başkanlık divanınca onanmıştır.
İstanbul d a amiral Bristol hastanesi
Ankara 9 — İstanbul'daki Amerikan hastanesine «Amiral Bristol hastanesi» İsmi verilecektir. Amerika’ nın Ankara Büyük Elçisi gelecek hafta içinde İstanbul'a giderek bu münasebetle yapılacak törende hazır bulunacaktır.
Dış Bakanları konferansı için anlaşma yok
Vaşlngton 10 (A.A.) — Amerika
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Dışişleri Bakanları konferansının yeniden açılması hususunda hiç bir anlaşma mevcut olmadığını söylemiştir. _______________
Amerikan subayları da sülüs biletle seyahat edecekler
Ankara 9 - Devlet Denılryo’ları
idaresi, Amerikan subaylarının da Türk subaylar gibi Türkiye Divlet Demiryollarında üçte bir ücretle seyahatlerini kararlaştırmıştır. Karar, ilgililere bildirilmiştir.
Ateş tuğlası fabrikası
Ankçra 9 — Zonguldak'ta Sümer-bonka Bit bir ateş tuğhtsı fabrikasının, inşasına karar verilmiştir. Bu fabrika 3 milyon liraya çıkacaktır.
beyin refikası. Akşam yaa İşleri müdürü Enis Tahsin Til. Yüksek mühendis Muzaffer Til ve İffet Özyerin anneleri. Beyoğlu kız lisesi Fransızca öğretmeni Ra-mlz Özyerin kayın validesi b&yar
İt E F İ A TİL
kısa bir hastalıktan sonra düıı gece hayata gözlerini kapamıştır. Cenazesi yarınki pazar günü öğle vakti Nlşantaşında vali konağı karşısında Eytam sokağında 6 numaradan kaldırılacak öğle namazını müteakip Teşvikiye camisinde cenaze namazı kılındıktan sonra Feriköy kabristanına defnedilecektir. Çok faziletli bir kadın olan merhumeye Tanrıdan rahmet diler, arkadaşımız Enis Tahsin Til He ailesi erkânının acılarım paylaşır ve samimi taziyelerimizi sunarz.
VEFAT
Eski mütckald zabıtandan ve MllÜ Reasürans Sigorta şirketi müfettişlerinden
SİYAMI TANAR (Çenkelkûi’l dün akşam rahmeti rahmana kavuşmuştur. Cenazesi 11/11/945 pazar günü Arnavudköy Birinci cadde 84 numaralı evinden kaldırılarak öğle namazını müteakip namazı Arnavutköy camiinde kılındıktan sonra Çengel-köydekl aile makberesine defnedilecektir. MJvlâ rahmet eyUye.
Kjnısıj
AKŞAMDAN AKŞAMA
Atatürk'ün yarı tecziye, yarı tenkid, yarı imtihan usulü
Atatürk'e karşı milli ve şahsî medyun tuğumuzun hududu yoktur. O olmasaydı, biz her hakle bugünkü gibi olrmyacaktık, Atatürk, mazlumun zulme karşı kıyam edişinin bir ifadesidir; binaenaleyh. yalnız Türk milletinin değil, bütün insanlığın da hâtırasında mücerredi bir «kahramanca isyan ve hakkını aramak» sembolü halinde kalacaktır, »Hakkını kazandırdığı millete ileri adımlar attırmak, hususiyeti de, bütün terakki tarafdarlarına Atatürk’ü daima cana yakın gösterecektir.
Fakat her ölüm yıldönümünde Ebedi Şef'in evsafından böyle mücerret şekilde bahşetmeğe ne imkân, ne de lüzum var. Asıl kıymetli hükümleri tarih verecektir, Biz onun muasırları ise. Atatürk’e dair hâtıralarımızı objektif sadakatile nakledersek daha doğru bir şey yaparız.
Düğün gibi, bayram gibi bir törendi, Dolmabahçenin tnuaye-de salonundaki davetliler arasında ben de vardım Atatürk, sonradan tabutunun halka teşhir edildiği noktada mutat zevatla birlikte oturuyor: yiyor, içiyor, bir şeyler not ediyordu.
Sabaha karşı iki buçuk sularında ansızın orkestraya işaret verildi. Müzik dindi, dans durdu. Büyük avizenin altında dairevâ-rî bir boşluk bırakılarak, etrafına davetliler toplandı. Atatürke de biı- iskemle verdiler. Yalnız o oturdu. Halkın arasındaydı. Yüzü deniz tarafına dönüktü.
Tiirklere mahsus, hattâ Rumeli çeşnili bir iskemleye oturuş şekli vardır: Bacak bacak üstüne: sol el. sağ ayağının bileğini kavramış: sağ avuç dışarı doğru dönük... B‘r babayiğit oturuşu..: Frağının zarafeti içinde Garplı şıklan kskandıran Atatürk’ün epey müddet o vaziyette oturduğuna. başka seferler de öyle oturmağı sevdiğine dikkat ettim.
Yerli ve ecnebi bütün davetliler ne olacak diye bekleşiyorduk. Bir bîldîrlkçî belirerek, mustalah bir Osmanhca île konuştu ve Atatürk’ün bu müzik ve dans gecesine biraz da fikir ve sanat vasfı vermek arzusunu gösterdiğini söyledi.
Dil devriminin en su karışmamış devresinde bulunuyorduk. Devlette pek yüksek mevki işgal eden bir zatın eline daktilo île yazılmış bir nutuk sundular. Elleri titrediğini, sesi titrediğini, yüzünden okuyamadığım gördük. Acaba cok hararetli devrimcilerden miydi? Atatürk ona muziplik mi yapıyordu? Yoksa, bir siyasî nutkun nç hal alabileceğine dair bir umumi prova mı?
Bİldirikçi, pek çok kimseleri gafil avlıyordu: Sefirlikte , bulunan bir meşhur hatibin ismi söy-; lendi: «Şimdi kadınlık mevzuuna dair pek güzel bir hitabede bulunacak!» diye ilân edildi, İsmi geçen zatın, programda yeri olduğundan haberi yok. Fakat soğukkanlılığını toplıyarak bütün cerbezesile başladı Kendisine bir İşaret verildi: «Hayır, top kandilin tam altına gelsin.- Nutuk kesilmişti; yeniden başladı. Sabahın hu saatinde yorgun olması lâzım gelirken muntazam bir ritmle konuşabilen hatip, kim bilir hangi yerde nasıl bir söz sarfettiği için günah işlediği uz-vile burada sürçmesi isteniyordu. Ancak maharet’ «nvecıinde kurtuldu.
Derken, pek meşhur bir şairin ismini, bildiri kçinin ağzından duyduk: «Şiirlerinden en güzeli olan filân manzumeyi okuyacak» kolay atlattığını sanıyorduk ki manzumenin sonunda yine bil-dirikçi: «Üstadın Fransızcasi
mükemmel olduğu meşhurdur. Şiirine mukaddeme olarak söylediği sözleri aynen Fransızcaya tercüme edecek. Tâ ki, ecnebi davetli dostlarımız da bundan istifade etsinler.» Aşkolsun saire! O da bir hecede bile kekelemeden. Lamartine’i alkışlatacak bir Fransızca ile kârım tamamladı.
Başka hatipler, kâh muvaffakiyetle. kâh muvaffakıyetsiz konuştular. Bu arada, bir de her nasılsa Atatürk’ü kızdırmış olan şahsiyet ortaya çıktı. îşte o zaman eski mekteplerdeki «aleni tekdir» i andıran bir sahne başladı, Atatürk ayağa kalktı Avi «enin altına geldi:
— Sanat eseri diye bunları mı yazıyorsunuz? Bunlar ne cılız, ne sönük, ne mânâsız sözlerdir
Ingiliz kumaşları
Mikdar az olduğundan vilâyetlerin en yüksek mülkî ve askerî erkânıma dağıtılacak
Hariçten memleketimize İthal edilen İngiliz kumaşlarının Ankaradakl tevziatı bugünlerde bitmek üzeredir, şimdiye akdar dağıtılan kumaşların miktarı 25 bin metreye yaklaşmaktadır.
Aldığımız malûmata göre Sümer-bank yerli mallar pazarları Ankara-dan sonra diğer şehirlere de tevziat yapmağı düşünmektedir. Yalnız elde mevcut kumaşlarla İhtiyaç sahiplerinin miktarı arasında çok fark bulunduğu İçin kumaşlar ancak vilâyetlerin en büyük mülki ve askerî erkânına dağıt-ılacaktır.
îstanbuldakl İngiliz kumaşı tevziatı İçin ise ayrıca dağıtım esasları tesblt edilecektir.
Dün 37 Amerikalı geldi
Dün Mersin vapuru He şehrimize 37 Amerikan tebaası gelmiştir. Gelenler arasında Amerikanın tanınmış tüccarları, rahipler, hastabakıcılar. Amerikan kültür adamları bulunmaktadır.
Amerikan haberler servisi neşriyat şubesi müdürü M. J. K. Blrge kendl-sil? konuşan bir arkadaşımıza demiştir kİ:
— «Geçen ayın 29 unda burada olmamız lâzım gelirken bizi getiren vapurdaki bir ârıza yüzünden Napo-11den trenle Tarantoya geldik ve oradan da başka bir gemi İle Pireye geçtik Gerek İtalya, gerek Yıınanlstanda her yerde hayatı başlamış ve halkı İş başında gördük Trenle olan yolculuğumuz çok zahmetli geçti. Tiirklyede uzun zaman kalacağım Zaten ben Türklvenln yabancısı değilim.»
Aynı vapurla Amerikada tayyare mühendisliği tahHsini bitiren bir Türk genci de gelmiştir.
Sıtma savaşından artan paralar nereye sarfedilecek?
Belediyenin 1945 mali yılı bütçesinden olağanüstü sıtma savaşına ayrılan 21 bin liralık tahsisattan 8875 Hra artmıştır. Mücadele mevsimi sona erdiğinden bu para İle Kurtuluştan Ka-sımpaşaya akan derenin kurutulması düşünülmektedir. Sağlık müdürlüğü bu maksatla belediyeye müracaat etmiştir. Talep reislik tarafından tas-vlbedillnce dere belediye fen işleri müdürlüğü tarafından zararsız bir hale getirilecektir.
TÜRK t YEDE
ATOM BOMBASI
Keşfimiz, atom tesiriyle bütün Türkiycye yayıldı. Renkli f!>'m ve kâğıt İcadını beklemeğe huc't yok. Amerikadan getirttiğimiz boyalarla her boy ve her cins resimler (İ. H. O.) sistemiyle tabii renklerine sokuluyor. (4x61 = 15. (6x91= 30, (9x12)= 60, (13 x 18ı = 120. (18 x 24) = 250 kuruştur. Zamanla, su He ve kazımakla çıkmayan boyalarla güzelleşmek istiyorsanız. Sirkecideki Foto Tan'a koşunuz. Taşradan posta puluyla müracaat.
Yolcuları balık İstifi yaparak nakletmek İtiyadında olan tramvaylarımızın ön sahanlığına yakın imtiyazlı bir kısmı vardır. Burada duranları bu imtiyazlarından yani nlsbi rahatlarından bir parça bile Vazgeçirmek kabil değildir. Buradakiler bir adım, İtiraf edelim, bazan birkaç adım, atmakla arka sahanlıkta ezilenlere hiç olmazsa biraz nefes almak, parmaklıklara asılmış olanlara ayakta durmak imkânını vereceklerini hiç düşünmezler. Bu zahmete katlanacak, yani zahmetsizce veya pek ufak bir zahmetle bir adım atacak olurlarsa, kendileri de arka sahanlıkta oldukları bir gün böylece hareket edenlerin lûtuflarından faydalanmış bulunacaklarını akıllarından geçirmezler. Bir adım atmak istemezler. Bir adım atmazlar. Bunu hepimiz her gün görüyoruz. Her giin hepimiz bu İki durumun bazan müsebbibi, bazan da
Türk milletine bunlarla mı fikir ve ruh aşılayacaksınız...
Tenkid perdeleri gittikçe yükselerek, iih, ilh...
*•»
Sanırını Atatürk'ün meclisinde sık sık tekrarlanan bu gibi yarı tecziye, yan tenkid. yarı imtihan müsamereciklere sık sık raslanıyor Bu da en tipiklerinden biri olsa gerektir
(Vft - NÛ)
Zongıldak kömür bavzası
Yeni plân mucibince faaliyete geçildi, randımanı azamî hadde çıkarılmak için 160 milyon lira sarfedilecek
Ekonomi Bakanlığı tarafından Zonguldak kömür havzasının İslahı ve daha modern bir hale getirilmesi İçin büyük bir plân hazırlanmış ve bu plân gereğince çalışmalara başlanmıştır.
Öğrendiğimize göre İstihsal âtın 7-7.5 milyon tona çıkarılması yeni faaliyet programının başında gelmektedir.
Yeni plân 15 sene İçin hazırlanmıştır. İstihsali! t 15 sene sonra âzami haddini bulduğu zaman Türkiye dünyada kömür İhraceden memleketlerin _baştn gelenleri arasında olacaktır.
Havzanın genişletilmesi İçin İşletmelerin İnşaat kadrosu yeni ekiplerle takviye edilmiş bulunmaktadır. Bu iş İçin lüzumlu olan bütün tesisat, Ame-
Bulaşıcı hastalıklar
Belediye savaşa önemle devam ediyor
fstanbülda bulaşıcı hastalıkların yayılmaması için alman tedbirlerin tatbikına önemle devam olunmaktadır, Hastalık ariyan ve aşı yapan 6 gezici ekip iki gün İçinde 1300 kişiye, çiçek. 1112 kişiye tifüs aşısı yapmıştır. Gezilen mahallelerde bulaşıcı hasta- i lığa tutulan kimse görülmemiştir.
Sağlık müdürlüğünde, müracaat, edenlere parasız tifo, tifüs ve çiçek aşısı tatbikına da devam olunuyor. Bundan başka sinema ve tiyatro gibi halkın toplu bulunduğu yerlerde yaptırılan mazotlanıa işine önem verilmiştir. Ayrıca hamamların geç vakte kadar faaliyette bulunmaları sağlanmıştır. Kılıçall hamamının lcabettiğl takdirde sabaha kadar açık tutulması kararlaştırılmıştır.
Sağlık ve Sosyal Yardım müdürü doktor B. Faik Yargıcı, dün hamamları teftiş etmiş, bu arada Balat hamamına giderek İç çamaşırlarının D.D.T. mahlûlüıne batırıiıp kurutulması İşi hakkında ilgililere izahat vermiştir.
Şehrimizde bulaşıcı hastalıkların normal seyrinde bir artış yoktur.
Hayvan borsacının bir aylık faaliyeti
Hayvan borsası. bir aylık faaliyetini belediyeye bildirmiştir. Buna göre ekim ayı zarfında İstanbuia gelen kasaplık hayvanlardan 60 küsur bin küçük baş, 6500 büyük baş borsada muamele görerek mezbahada kestirilmiştir. Canlı flatler geçen yıla nazaran oldukça düşkün ve kalitelerine göre canlı küçük başların kilosu 65-75. büyük başlar da 60-75 kuruştan satılmıştır. 1945 yılı ekim ayındaki sarfiyat, geçen yılın aynı aylardaki sarfiyatın aşağı yukarı aynıdır.
HAZRET! ÖMER
Dünyada emsalsiz bir adalet devrini anlatan ve Muallim Fuat Gücii-yener tarafından neşredilen bu güzel tarihi eser, halk tarafından büyük bir rağbet görmüş ve pek çok satılmıştır.
Ne dim Akçer ve e serî “BORA,, BALESİ
Yarın için vaitler'e dolu, Muvaffakiyetli.
bir temsil o!du
kurbanı oluyoruz, Bir adım atmıyoruz, bir adım attıraınıyoruz.
Okuyucularını bu adımla «bale» arasında ne münasebet var demesinler. Bu misali balenin, daha doğrusu balede adımın, « bale adımı» nın güçlükleri hakkında maddi ve mânevi bir misal verebilmek için seçtim.
Ayakta Iketı bir adım atmaktan kolay ne var değil mi? insan ne kadar sıkışık bir vaziyette olursa olsuıyylne bir adım atabilir. Fakat hayatta .ne kadar kolay atılırsa atılsın, yine umumiyetle atılını yan, atıhımıyan bu adıma mukabil sanatta adını o kadar güç alılır kİ şimdi tekrarlayınca misalim, bana cılız görünmeye bile başladı. Adımların en gücü olan bale sanatı adımlarının ancak muazzam, bir sabır, güçlükten yılmıyan bir İrade kuvvetiyle asgari yirmi senede atıldığını ilâve edersem acaba bu güçlük hakkında daim sarih bir fikir vermeye başlamış olur muyum?
Bale, adımlara güzellik, mevzunluk, ını\na vererek adım atmak sanatıdır. Onun İçin güçtür. Bale adımı basit değildir. Musiki bale adımlarını dal-
ma İlâhi nağmelerle tamamlar. Renk yani kostüm ve dekor bale adımına Siirlyet verir. Bu da kifayet etmezse «pantomlma» balenin imdadına yetişir. Bale pantomim vücut bulur.
Bale, gözü dalma çerçevelendiği renklerin şaşaaslyle kamaştırır, kulağı bestesinin İncelikleriyle okşar, ruhu y. rattığı güzelliklerin heyeca-nlyle gaşyeder. Bale bir bakıma raks, musiki ve renkle «adım», a verilen mevzunluk ve mânanın senfonisidir. Çok gilç bir sanattır.
Buna rağmen ulu orta bizlerln atamadığımız bu adım bazılarımıza öyl* kolay geliyor kİ şaşmamak kabil değil, Onun sebebini geliniz Nedim Ak-çer'e soralım. Çünkü adım atmamak zorunda kalmak korkuslyle. tramvaya blnmlyen Nedim Akçer, bütün mâna-slyle. adım attırmak İçin yaratılmış gibidir. Onda küçükten büyüğe, büyükten küçüğe kadar herkese adım attırmak hususi kabiliyeti, dehâsı vardır. O bu dehâsını eserleriyle İspat etmiştir.
Nedim Akçer İlk fiili tecrübesini bundan dört sene evvel yapmıştı Kü-
rikaya sipariş edilmiş ve hattâ bunlar peyderpey gelmeğe başlamıştır. Ayrıca bütün kuyuların kömürlerini deniz yoluyla nakletmek İçin mii-■teaddlt İskeleler İnşa edilecektir Bu İskelelerden vagonlar kömürleri doğrudan doğruya vapurlara bnşaltabl-leceklerdlr
Böylece günde 10Û0 - 125(1 ton kömür yüklemek mümkün olacaktır
Havzanın Kozlu. Karadan, Âsi bölgelerinde yeniden kuyular açılacaktır. Hazırlanan projeye göre Karadonda üç ve Âsl’dc iki kuyunun açılması İlk başta gelen işler arasındadır. Yalnız Kozlu. Karadon ve Âsl’de günde ortalama 22 500 Lon kömiir İstihsal edilebilecektir. Hazırlanan plânın tatbikatı için 100 milyon Hra harcanacaktır.
İç yağları
Hayvan sahiplerinin ileri sürdükleri itirazlar
Mezbahada margarin yağı fabrikasına verilmekte olan İç yağlarından doğan İhtilâf gittikçe şiddetlenmektedir. Ticaret Bakanlığının tebliği gereğince kesilen büylik baş hayvania-ıin İç yağlarına mezbahada el konularak margarin fabrikasına 130 kuruştan verilmektedir. Bu yüzden doğan İhtilâflarda mal sahiplerinin İddialarını şu noktada toplamak mümkündür.
Evvelâ İç yağlarının bir fabrikaya inhisar ettirilmesi bu yağdan istihsal edilen don yağı flütlerini birden bire 230 dan 320 kuruşa yükseltmiştir. İstanbul mezbahasında kesilen hayvanların yağlarından artık don yağı yapılamaması flütlerin 90 kuruş birden artmasına sebebolmuştur.
Bakanlığın bu husustaki tebliğine göre İç yağlarının 1 ekimden İtibaren fabrikaya verilmesi lcabcderken fabrika yağ almağa bir aydan fazla bir müddet sonra başlamıştır, söylendiğine göre, bu müddet İçinde fabrika, fatura ile ışo kuruşa kadar satılan yağları J30 za İndirmek için uğraşmış ve muvaffak olmuştur. Bu hal et hallerinin yükselmesine sebebola-caktır. Çünkü yağ flatler! ucuzladıkça etin maliyeti artmaktadır. Bugün faaliyette bulunan fabrika ancak günde 1500 kilo kadar iç yağı İşliye-bllecek bir durumda İken İlk günlerde mezbahadan 5-6 bin kilo yağ almıştır.
Söylendiğine göre fabrika mezbahadan haftada 40-50 bin Hra tutacak miktarda yağ almaktadır.
Mal sahipler! yukarda saydığımız şekilde olan İtirazlarını mezbaha müdürlüğüne yazılı olarak bildirmişlerdir. Müdilr de durumu belediye reisliğine arzetmiştlr. Belediye şimdilik ihtilâfı İncelemekle beraber mezbahada kesilen hayvanların yağlarını toplıyarak fabrikaya vermek suretlle Bakanlığın tebliğindeki hükümleri yerine getirmeğe devam etmektedir.
Trene atlarken
İzmir 9 (Telefonla) — Elli yasında Bahtışah adında bir kadın dün Basmahanede tren hareket ederken atlamak istemiş ve düşerek ağır surette yaralanmıştır.
Yeni Iran büyük elçisi
B. Nuri İsfenjiyari dün İstanbuia geldi
Yeni İran büyük elçisi Ekselans Nuri İsfendlyari bu sabah Ankara ckspresilc şehrimize gelmiştir. Haydarpaşa istasyonunda şehrimiz İran başkonsolosu B Mokarram Mourzad, başkonsolosluk erkânı ve yeni sefirlerine ho? geldin demeğe gelen kalabalık bir İran kolonisi tarafından karşılanmış ve selânılanmıştır.
Ekselans Nuri İsfendiyarl İran'ın çok İyi tanınmış pek yüksek bir ailesine mensuptur. Babası ve amcası zamanlarının mümtaz şahsiyetlerinden olup kendisi kuvvetli bir kültür, mükemmel bir tahsil ve bilgiye sahip ve yüksek ve ince bir diplomat me-ziyet ve evsafına maliktir.
Türkçeye ve öteki yabancı dillere çok lyl vâkıftır. Son on yıl zarfında uzun bir siyasi tecrübeye sahip olan yeni büyük elçi birçok mühim ve yüksek vazifeleri deruhte ederek Berlin ve Bağdat büyük elçiliklerinde bulunmuş ve son zamanlarda İran kabinesine Ziraat Veziri olarak girmiştir.
Türkiye ve İran gibi iki dost ve komşu memleket arasında mevcut ananevi bağları kuvvetlendirmek ve kardeşlik münasebetlerini sıklaştırmak gayesile İran Devleti Şahlnşahlsl müşarünileyhi Ankara büyük elçiliğine tâyin etmiştir.
Kıymetli diplomatın kendisine tevdi edilen vazifeyi muvaffakiyetle başaracağım ümld ederiz.
Haydarpaşa istasyonundan başkonsolosluk binasına gelen büyük elçi İran kolonisini kabul etmiştir.
KÜÇÜK HABERLER
ic Geçenlerde bir sabah refikimiz tıp fakültesinin stajyer, yani son sıntflannda bir esaslı dersten kalan talebelerin yalnız kaldıkları dersten bir stne sonra imtihana girebileceklerini yazmıştı.
Tıp fakültesinde bir dersten kalan talebenin gelecek sene sadece kaldığı dersten imtihana gireceğine üniversitece verilmiş bir karar yoktur. Son sınıflarda bir dersten talan tal?be ertesi sene bütiln. derslerden imtihana girmeğe mecburdur.
* Bu yıl üniversitenin beş fakültesine 3000 yeni talebe alınmıştır, Dün de haber verdiğimiz gibi 14 kasıma kadar devam edecek olan kayıt yenileme İşi bu tarihte sona erecektir. Kayıtlarını yaptırmayanların yerine de'imtihanı kazanıp da namzet talebelerden sırası vcienler alınacaktır.
işkenderuna mal dolu iki Amerikan şilebi geldi
10 biner tonluk iki Amerikan şilebi İşkenderuna gelmiştir. Şileplerde şehrimizden ısmarlanmış, elektrik malzemesi, makine, kâğıt, boya, tuhafiye eşyası, mensucat, tel. demir, çelikli eşya, radyo ve akşamı, ilâç, kimyevî ecza, matbaa levazımatı vardır. Bu şileplerden başka İsken-deriyeye yine memleketimize mal getiren biri Amfrlka ve diğeri İngiliz ik! şilep gelmiştir.
Necat şilebi bugün geliyor
Bir müddet evvel Marsllyaya gitmiş bulunan Necat şilebi bugün limanımıza dönecektir. Şilepte külliyetli miktarda İsviçre menşeli İthal eşyası ve tahsilden dönen talebelerimiz vardır
çök bir baleyle 16 kişiyi sahneye çıkarmıştı. Ertesi sene 40. geçen sene 70. bu sene de 150 küsur kişiyi «bale» zafer arabasında taşıyor. Yüz küsur kişiye balenin mevzun ve mflnall adımlarını attırıyor. Heuj bu adımları abus bir çehreyle değil, güler btr yüzle attırıyor.
Biz hepimiz ulu orta bir adım atamaz, atmazken genç kızlarımız, genç erkeklerimiz, hattâ miniminilerimiz blrblrlerlyle yarışa girerek adım atıyorlar. Kim daha güzel, kim daha mevzun adım atacak diye blrblrlerlyle müsabakaya girişiyorlar. Tam mftna-şlyle bir mucize oluyor.
Dahası var: Halkevleri, Eminönü de dahil, kız mümessiller peşinde koşarken. temsil kolları genç kızlarımıza şahnede bir adım attıramazken. beş yaşından yirmi beş yaşına kadar genç kızlarımız koşa koşa baleye geliyorlar. Sahneye çıkmak İstiyorlar. Kendilerinden evvel gelenleri, daha muvaffak olanları görerek yılmıyorlar. Derhal çalışmaya başlıyorlar, muvaffak olmak için bütün gayretleriyle çalışıyorlar.
Pazartesi günkü nüshamızda arkadaşım Halûk Durukal tarafından İlk temsili hakkında malûmat verilen «Bora* İşte böyle hsyecanlı çalışmaların mahsulüdür.
Setim Niizhet Gerçek
(Arkası 7 İnci sayfada)
Bir çırpıda |
Onu hiç görmemiş olan çocuklar...
Akrabamdan iki küçük kız ayın masanın başında oturmuşlar, resim yapıyorlar. Birine ışık sağdan geldiği için bundan şikâyet ediyor.
Eğilerek baktım. Saçları birikirine karışarak (laiğin dalğrn ça lışan kızlar Atatürkün resmini yapıyorlardı. Ve yaşlarının pek küçük olmasına rağmen Atatiir-kü son derecede de benzetmişlerdi
Düşündüm ki ikisi de 940 senesinin başında doğmuşlarda. Yani Atatürkün zamanında hiç yaşamamış çocuklardı. Fakat Atatürkfi yüzünün bütün hatlarına kadar tanıyorlardı.
Bugün onun asrında yaşamış olan bizler bununla öğünii rken, arkamızdan gelen nesiller onu hiç görmemiş olanlar arasında İse Atatürk efsaneleşiyor, büsbütün ebedileşiyor.
Çocuklarımız kendilerini anlamağa başladıkları ilk günden itibaren sanki ev halkından biri i* miş .Efibi ve sanki ölmemiş de bir gün kapı açılacak ve içeriye girecekmiş gibi onu öğreniyorlar.
«Atatürk» bugünkü çocuklarımızın ilk belledikleri isimlerin biri ve belki de birincisidir.
Bu ona küçüklerin olduğu kadar büyüklerin de büyiik bağlılığının kuvvetini gösterir.
Bugün, kulak hafızası tesis ettiği andan itiharen kendi ismi île beraber Atatürkün adını mütemadiyen işiten çocuğun, yarın kendi evlâdına karsı aynı tarzda hareket edeceğine h'ç şüphe yoktur. «Atatürk» artık nesillerden nesillere, asırlardan asırlara ve «bedîyeto doğru giden ihtişamlı bir nehir halinde tarihin tâ İçinde akıyor.
Şimdi bugünkülere bakıp yüx sene sonraki çocuklar gözümün önüne geliyor. Meselâ serin bir kasım ayı gecesi... 100 yıl sonra "ene bu gece... Oturmuşlar ondan bahsediyorlar, hürmetle onu konuşuyorlar
Atatürk artık — muazzam mânevi varlığı ile — bir İnsan bünyesi, bir insanin madde varlığı arasına sığamıyacak kadar ?enlş bir mefhumdur. O bütün bir kütlenin, bir medeniyetin ¥• bir hamlenin sembolüdür.
Hikmet Feridun Es
Tophane çeşmesi meydana çıkarılacak
Tophanede bulunan ve geçen sene temizlettirilen Tophane çeşmesnln bir kısmı bahçe İçerisinde gömül! bulunmaktadır. Belediye çeşmenin yanında bulunan Tekel barut satış yerini kamulaştırarak yola kaibede-cek ve böylelikle çeşme bütün İhtişamı He ortaya çıkacaktır.
Kâza kurşunile ölüm
İzmir 9 (Telefonla) — ödemişin îğdeli köyünde 17 yaşında Mehmet öztürk, çifte tüfeğini kurcalarken ateş aldırmış vo karşısında onu seyretmekte olan 10 yaşında Ümmil adındaki kızın yaralanıp ölmesine sebebiyet vermiştir. Mehmet öztürk adliye ve teslim edilmiştir,
İzmir şehir tiyatrosu kuruldu
İzmir belediyesine bağlı İzmir Şehir Tiyatrosunun kuruluşu tamamlanmıştır, Rejisörlüğe, bu i? İçin bir yıldır çalışan Avnl Dİ111-gil tâyin edilmiştir. Avrıca, İstanbul Şehir Tiyatrosundan Zihni Rona Nüzhet DilligU. Salâ-lıaddin Moğol, Muazzez Ercay ve devlet konservatuvarından Ragıp ve Şevki de veni tiyatroda vazife alrrîslardır. Tems'llere yılbaşından itibaren başlanacaktır.
Fanila kumaşların satışı serbes bırakıldı Sümerbank Yerli Mallar Pazarlan faulle kumaşların, satışını serbest bırakmıştır, Bu kararın yünlü kumaş kara borsası üzerinde esaslı surette tesir yapacağı ve kara borsa Matını kıracağı muhakkak sayılmaktadır.
Kurban derilerini Türk Hava Kuruntuna bağışlamakla elde edilen gelir, felâketli günlerimizde vatandaşın imdadına koşan Kı-zılaya ve yurdun yoksul ve düşkün çocuklarına da harcamakta olduğu İçin düne kadar ötede, beride ziyan olan bir değer. Türk Hava Kurumunun yapıcı çalışmalarlyle memleket İçin en faydalı şekilde kullanılmış olmakladır.
Bütün bir milletin uyanık durduğu gece
Yedi yıl şonja
Ebedî matem dedelerden torunlara intikal edecek mukaddes bîr emanettir
Atatürk’ün İstiklâl harbe doğru ilk fikirleri
Atatürk’ün mübarek na’şını taşıyan trenin iki tarafında tutulan meşaleler arasında Izmitten Ankara’ya seyahati
Atatürk kasımın onuncu günü saat dokuzu beş geçe İstanbul'da Dolına-bahçe sarayında hayata gözlerini kapadı. İstanbul halkı günlerce büyük ölünün önünden hürmet ve tfizlm geçidi yaptı. Yedisinden yetmişine kadar bütün İstanbul halkı, küçük mektepli yavrular, ihtiyar kadınlar vc erkekler bu geçide İştirak ettiler, m kasım cumartesi günü Atatürk'ün muhterem na'şı halkın büyük hürmet ve t&r.lml İçinde İstanbul'dan İzmit’e oradan da Ankara’ya nakledildi. Bu yolculukta bulunan bir muharririmiz hazin seyahati şöyle anlatıyor:
Bütün İzmit ayakta... İskelenin geniş meydanında parça parça kara ve deniz ihtiram kıtaları yer almışlar. Halk öğledenbcrl alayın geçeceği caddeye bakan hükümet konağı önündeki yüksek sedlere bir karınca kesafetiyle toplanmış, ağlamaktan şişen gözler, teessürden sararmış çehrelerle onu bekliyor.
Yavuz vc diğer harb gemileri denizden projeklörlerlle halkın toplu olarak bulunduğu şeddi boydan boya aydınlatıyor. En ufak bir kıpırdama yok ve yalnız gecenin sessizliği İçinde aaptedllemlyen hıçkırıklar duyuluyor
Atatürk'ün aziz tabutu muhafız alayından çelik miğferi! yirmi Mehmetçiğin elleri üzerinde hareket etti. Alayı tâki beden terin ellerini boğazlanma götürüp hıçkırıklarını raptetmeğe çalıştıklar, görülüyor.
Alay ağır ağır İzmit istasyonuna vâsıl oldu. Sessizlik İçinde cereyan eden gamlı bir faaliyetten sonra Atatürk'ün mübarek na'şı hazırlanan vagona nakledildi. Vagon çok sade bir şekilde tezyin edilmişti. Dış tarafı baştan başa defne dallan arasına yerleştirilen beyaz, kırmm ve mor kasimpatlarından kolonlarla sarılmış, İki tarafına üçer büyük Türk bayrağı serilmişti.
Cenaze vagona konduktan sonra başucunda altı meşale yakıldı ve tâ Ankara'ya kadar İhtiram nöbeti beklendi.
Yollarda
Tren saat yirmi birde hareket etti. Hat boyuna sıralanan binlerce halkın göz yaşlan, feryatları, çığlıkları ve uzanan elleri kilometrelerce mesafeye kadar ellişer metre aralıkla sıralanan mektep talebelerinin tuttukları meşaleler arasında yolumuza devem ediyoruz.
Bu meşaleler sabaha kadar yolumuzun Ud tarafında yandı durdu. Bütün bu gidiş esnasında, gecenin hangi saatinde olursa olsun, birer dakika durduğumuz İstasyonlarda köylerden gelen dizilmiş, mağmum İnsan kütleleri arasından geçtik.
Bütün bir millet uyanıktı. Kim bilir nerelerden, hangi saatlerde bu yollara dökülmüş, onu bekliyorlardı.
Gecenin ağır karanlığı içinde trenin İki tarafında meşaleler katiyen kaybolmadı. Dalma Atatürk neslinin tuttuğu meşaleler yolumuzu aydınlatıyordu- Bu meşalelerin alevi altında ağlamaktan süzülmüş masum yüzler görüyorduk.
Ankaraya bir tarih götürüyoruz. E-şslz tarihler kaynağı olan Anadolu şimdiye kadar böyle bir geceye şahit olmamıştır
Eskişehirde
Boylece geceyi yararak sabah saat dörit. EskişehJre vardık. Tren gara mmem marşlyle girdi. Bu matem marşı, bu gece İçinde Inllyen teessür İnsanın kalbini büsbütün parçalıyor.
Trenin İçindekiler do, dışındakiler de ağlıyorlar. Bir dakika tevakkuftan »ınra ayrıldık.
Sabahın İlk ışıkları altında Polat-hyn varlık vc sonra ağır ağır Ankaraya yaklaşmağa başladık. Atatürk'ün İstisnasız bütün bir milletin kalbini fethetmiş o eşsiz kahramanın ebediyet yolculuğu gelecek nesillere İnanılmaz bir hâtıra olarak kalacak, Anadolunun dağı taşı bu hazin geceyi unutmıyacaktır.
Ankara görünüyor
Atatürk'ün aziz na'şını hamil olan tren Gazi Orman Çiftliği İstasyonuna geldiği zaman düdükler ölmeğe başladı. çiftçi Atatürk'ün kendi sâyi eseri olan ve onun yorulmak bilmez faaliyetine ait birçok kıymetli hâtıralar saklıyan çiftlik ününde tren İki dakika durdu. Bütün müstahdemin, aileleri, çoluk çocuklarlyle hat boyuna inmişlerdi. Hayretten açılan gözlerle aziz na’şı bulunduğu vagona bakarrJt boğul ur camna ağlıyorlardı.
Tren buradan da aynı matem havası İçinde kalktı. Artık Ankara görünüyordu.
Ne mutlu Tiirkiim diyene
Atatürk’ün cumhuriyetin onuncu yıldönümünde 7 ürk milletine hitabesi
Atatürk'ün Cumhuriyetin onuncu yıl dönümünde Türk Milletine hitabını bu akşam radyoda kendi sesile duyacağız. Bu hitabeyi aşağıda neşrediyorum:
Türk milleti.
Kurtulup savaşına başladığımızın on beşinci yılındayız. Bugün Cumhuriyetimizin onuncu yılını dolduran en büyük bayramdır, kutlu olsun.
Bu anda büyük Türk milletinin bir ferdi olarak bu mutlu güne kavuşmanın en derin sevinç ve heyecnnı içindeyim.
Yurttaşlarım.,
Az zamanda çok ve büyük işler yaptık ve bu İşlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Tiirk kültürü olan Türk Cumhuriyetidir. Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azlmkftrone yürümesine borçluyuz. Fakat yaptığımızı asla kft.fl görmüyoruz. Çünkü daha çok vc daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın cn mamur ve en medenî memleketi seviyesine çıkaracağa. Milletimizi en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağa;. Milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.
Bunu için blr.de zaman ölçüsü, geçmiş asırların gevşetld zihniyetine göre değil asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmektedir. Oeçen zamana nispetle daha çok çalışacağız. Daha az. zamanda daha büyük İşler başaracağız.
Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti birlik
ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir ve çünkü Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda elinde ve kafasında tuttuğu meşale müspet ilimdir.
Şıınu da ehemmiyetle tebarüz ettireyim ki yüksek bir İnsan cemiyeti olan Türk milletinin tarihi vasfı dn güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun İçindir kİ milletimizin yüksek karakterini. yorulmaz çalışkanlığını, fıtri zekâsını, İlme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini vc milli birlik duygusunu mütemadiyen vc her vasıta ve tedbirlerle besllyerek İnkişaf ettirmek ülkümüzdür.
Türk milletine çok yaraşan bu ülkün, onu bütün beşeriyette hakiki huzurun temini yolunda kendine düşen medeni vazifeyi yapmakta muvaffak kılacaktır.
Büyük Türk milleti.
On beş yıldanberl giriştiğimiz İşlerde muvaffakiyet vadeden çok sözlealmi İşittin. Bahtiyarım kİ bu sözlerimin hiç birinde milletimin hakkımdakl itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım.
Bugün aynı İman ve katiyetle söylüyorum kİ milli ülküye tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni Hem az ztunnnda bir kerre daha tanıyacaktır.
Asla şühpem yoktur. kİ Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı, kabiliyeti, bundan sonraki Inkişaflyle fitinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.
Türk milleti.
Ebediyete akıp giden her on senede bu büyük millet bayramını daha büyük şerefle, saadetlerle, huzur ve rahat İçinde kutlamanı gönülden dilerim.
Ne mutlu Türküm diyene.
Açık teşekkür
Kıymetli babamız İstanbul Vilâyeti Veteriner Başmüdürlüğünden emekli İBRAHİM ETflEM ELEVLİ'nln
27/10/1045 günü ebedi istirahatına tevdi merasiminde bizzat bulunarak yakın alâka ve Sevgilerini izhar etmek suretlle sonsuz acımıza iştirak etmek lütfün da buulnmuş olan çok muhterem Veteriner alleslle akraba ve dost I arımıza, telgraf ve mektup göndermek «uretlle acımın paylaşanlara ve merhumun müptelâ olduğu hastalığın uzun seneler tedavisinde gösterdikleri derin «lâka v« İnsaniyetten dolayı sayın profesör Dr. Muzaffer Esat Güçhan'a ayrı ayrı minnet ve şükralanmızm iblâğına acamızuı imkân vermemiş olması do-layıslle bu vazifenin allem!? adına İfasına sayın gazetenizin lütfen delâletini rica ederiz.
Eşi, evlâtları ve damadi
Mevlûdü şerif
Eşim ve babamız:
BEKİR BALLI’mn ölümünün kırkıncı gününe tesadüf eden 11,11.845 pazar günü öğle namazından sonra Sultanahmet camlı şerifinde merhumun ruhuna İthaf edilmek üzere hatim duası ve Mevlûdü şerif okutturulacağından, bütün akraba ve dostların, arzu eden İhvanı dinin teşrifleri rica olunur.
Eşi ve oğulları
Ruhani âyin
Müteveffa Bay ARMENAK ŞEKERCIYAN’in ölümünün kırkıncı günü münasebetle yarın pazar 11 Kasım 1045, saat 10 da Beyoğlu Balıkpazar Ûç-Horan Ermeni killslnde ruhani âyin icra edileceği Hân olunur.
Cenaze levazımatı Becldyon
EBEDİ ŞEF
ATATÛRK’Cn
Hayatlarından alınmış kıymetli hâtıralarla dolu filmlerde İstanbul ve Ankarada yapılan cenaze merasimleri ve nutukları.
BUtiin hasılatı İstanbul Verem cemiyetine olmaft üzer» bugün il saat 2.30 - 4,30 - 6.30 - ve 9 da.
ÎE3 BlnemMUda
“ gösterilecektir
-BENGU-
Küçük evler yapı ve satış şirketi ■
Yuvanın 5000 liraya kurar. I
Galata 0 ncı Vakıf han 88-84 No.|l
CANLI TARİHLER
XI. ci Faaikül çıktı!
JBu faşÜrillde «EBUBEKtR HÂZIM TEPEYRAMln canlı hâtıralarını bulacaksınız,
■ Bugün, büyük kurtarıcımız, eşsiz kahramanımız, yüce Ata-.mız’ın arami7xlan ayrılıp fanilikten ebedîliğe göçedlşinln yedinci yıldönümü,.
Yedi yıl önce en küçüğünden en büyüğüne kadar bütün Tiirk milletine göz yaşı döktüren ve İnsanlık camiasını mateme gar-keden meşum günü hatırlıyor ve ürperiyorum.
10 iklnclteşrin 1938..
Gökyüzünü kaplayan kara bulutlar. ağır bir matem perdesi gibi tstanbulun üzerine çullanıyor,.
Saat fl.. bir ninni gibi alışıp dinlediğimiz telefon çıngırağı bugün kulaklarımı tırmalıyor
- Allo'..
Boğuk, titrek bir kadın sesi:
— Atatürk nasıl?,, îeîmde, yeri ve sebebi belirsiz bir acı burkuluvor. dudaklarımdan kelimeler dökülüyor:
— Dün geceki tebliğden sonra yen! bir haber alamadık.
Telefon mütemadiyen İşliyor, Hep aynı sualler ve aynı cevaplar tekrarlanıyor..
Atatürk’ün sıhhati hakkında her gün muayyen zamanlarda verilen tebliğ bu sabah gecikti, merak içinde bekliyoruz..
Bu esnada Dolmabahçe sarayının üzerindeki RivasetîCumhur bayrağı ağır ağır İndi ve direğin yah yerinde büzülüp kaldı.. Artık o bir bayrak değil, gurubeden güneşin uıfuklan saran son kızıllığı..
Sokağa fırladık,. Vilâyet Konağının bayrağı da direğin yansına düşmüş..
Kara haber ne de tez yayılıyor.. Çok geçmeden bütün şehir ve bütün yurt derîn bir ölüm kâbusuna büründü. Kara çerçeveler içinde kara haberi, neşreden gazeteler kapışılıyor. Gönüller âdeta, gözleri yalanlamağa çabalıyor. Gazetenin baş sahnesindeki resmi tebliğin son satır-lannda gözler kararıyor, sürekli göz yaşlan arasında hıçkırıklarla boğulan mi altılar duyuluyor'
— 10 İkinciteşrin 1938 perşembe sabahı saat 9 zu B geçe Büyük Şefimiz derin bir koma içinde terki hayat etmiştir.
Gönüller İsyan ediyor, titrek sesler birdenbire gürleşiyor:
— Olamaz.. O ölmez..
Bütün şehir ağır bir matem silindiri altında eziliyor. Direklerin yan yerlerinde büzülmüş bayraklar titreşiyor. Bir çok mağazaların, müesseselerln. bütün eğlence yerlerinin kepenkleri örtülüyor. sokaklarda, köşebaşla-nnda başbaşa vermiş irili ufaklı, kadınlı erkekli insan kümeleri göze çarpıyor. En samimî dert ortaklan, ellerindeki mendiller.. Başlar öne eğilmiş, mendiller kâh göz yaşlarını emiyor, kâh boğuk hıçkırıkları İçiyor., Masıim yüreklerinin acısını zaptedemeyip hıçkırık, göz yaşı ve İniltilerle kıvranan çocuklar, gençler, yaşlılar.. Ne tarafa baksanız aynı manzara: Göz yaşı, hıçkınk. İnilti..
Dolmabahçe sarayının önü sadece elem, ıstırap, hıçkınk kesilmiş İnsanlarla dolu. Bu kara günde Büyük Ataya biraz daha yaklaşıp onun mânevt huzurunda acılannı dindirmeğe çalışan bağrıyanıklar şehrin dört bucağından oraya akın ediyorlar.
Sarayın büyük' kapısı kapanmış.. Yan kapıdan girip çıkan otomobiller binlerce gözün sıkı süzgeçleri arasından geçiyor Yaşlı gözlerin mağmum bakışları, yaslı gönüllerin hazin suallerini İfade ediyor:
— Onun yanından mı geliyorsunuz?.. Onu gördünüz mü?.. Biz göremlyecek miyiz?,.
Onu hepsi gördü, hepimiz gördük.. Günler ve günlerce al kefenli tabutun etrafını çevreleyen Atatürk çocuklarının kubbeleri çınlatan feryatları, seller yapan göz yaşlan orasını mukaddes bir zlyaretgâh haline getirdi. Ağladık, hıçkırdık, feryat ettik" Bütün İnsanlık onun yasına büründü.
Yedi yıl evvel Türk milletinin bağnna saplanan bu acı, bugün de olanca şlddetlle yüreklerimizi yakıp dağlıyor, O öyle bir acı ki. yıllar değil asırlar da şiddetini dlndlreme«. Bu ebedi matem, Türkün sonsuz tarihi boyunca dedelerden torunlara İntikal ede-
Fm vb ÎHpanya limanlama şilepler İsine verilmiştir.
Atatürk daha birinci diinya harbi bitmeden bayie bir harb yapmak lâzım geldiğini anlamış ve bunun için tedbirler almağa başlamıştı
OsmanlI İmparatorluğu Birinci Dünya harbinden çok perişan bir halde çıkmıştı. Memleketin bir çok kısımları daha harb içinde kaybedilmişti; geri kolan kısınılan da mütareke mukavelesi mucibince Müttefikler tarafından işgal ediliyordu. OsmanlI İmparatorluğunun tamamen parçalanması, ancak yarı müstakil küçük bir hükümet bırakılması dü-nüldiiğü anlaşılıyordu. Bu vaziyeti gören bütün memleketini sevenler, telâş ve endişe İçinde İdiler. Yalnız Mustafa Kemal müstesna... O bu durumu çok evvelden i'öFmüş ve alınması lâzım gelen tedbirleri kararlaştırmıştı.
Atatürk'ün 1919 da Samsuna çıktığı gün İstiklâl mücadelesinin başlangıcı sayılır. Halbuki hakikatte Atatürk bu tarihten çok zaman evvel, daha Birinci Dünya Harbi bitmeden böyle bir harb yapmak itamı geldiğini un», lamış ve bunun İçin tedbirler almağa" başlamıştı. Genel kurmay harb tarih! encümeni, Atatürk adlı kitabında bu hareketi şu suretle anlatıyor:
«Atatürk’ün Yıldırım orduları gru-pu komutanlığı gerçi Büyük Harbin, son safhasını teşkil eder. Fakat Atatürk'ün bu safhadaki İcraatı ve düşünceleri tetkik edilirse istiklâl harbi mücadelesinin temellerinin daha bu safhada atılmış olduğu ve bu safhanın Büyük Harbi İstiklâl harbin» bağhyan bir halka teşkil ettiği görülür. Binaenaleyh İstiklâl harbinin, başlangıcı olmak Üzere bu safhadan kısaca burada bahsetmek faydalı görülmüştür.
Atatürk Mondros mütarekesi akte-dildlğl zaman (31 - blrlnclteşrln -818) Yıldırım ordular komutanı olmuş ve karargâhını Adanada kurmuştur. Emrinde Halep şimalinde bulunan 7 İnci ordu 11e Adana mıntıkasında bulunan İkinci orda bulunuyordu. AtatfiTk bu makamda mağlûp ve aynı zamanda çok hassas olan bu cephede mütarekenin ağır hükümlerini tatbik etmek vazifesi karşısında bulunuyordu. Mustafa Kemalin bu vazifedeki İcraatının şu esaslara dayandığı görülüyor:
1 — Milli bir hudut tesblt etmek ve bu hududu elde tutmak:
2 — Orduyu kurtarmak ve onu mümkün olduğu kadar kuvvetli bu-lundurmak-
Mifll hududu te.jbıt etmek: Milli hududu tesblt etmek, mütareke şartlarını tatbik etmek için İlk esası teşkil ediyordu, çünkü mütarekename-nln 16 inci maddesinde (Hicazda. Aslrde, Yemende. Surlyede ve Irakta bulunan muhafız kıtaat en yakın İtilâf komutanına teslim olunacaktır) diye bir kayıt mevcut olduğundan Suriye hududunun tesbltl ehemmiyetle lcabediyordu. Eğer bu hudut tesblt edilmezse Yıldırım ordular gTU-pu Suriye hududu İçinde telâkki edilerek silâhtan tecridi ve itilâf ordularına teslimi lcabedebillr.
Mustafa Kemal bunun İçin 3 lkln-tlteşrln 918 de ordulara Suriye vilâyetinin şimal hududunun (Lâzklye şimalinden Han Şeyhun cenubundan geçerek şarka doğru devam eden hat) olduğunu tamim etmişti re bu hattın şimalinde bulunan ahalinin dörtte üçünün Arapça görüşür Türk olduğunu dn bildirmişti.
Bu tamim yapıldıktan sonra İngiliz mükâleme memurları aynı günde İleri kıtalarımıza gelerek (Halep şimalinde bulunan Türk ordularının Suriye hududu dahilinde olduğunu) bildirmişler, bu kuvvetlerin teslimini talebetmlşlerdl. Bu talep İle İnglltz-lerln Suriye hududu olarak. Suriye vilâyeti şimal hududunu kabul etmedikleri ve kendilerince kastedilen hududun Maraş şimalinden geçtiği anlaşılmıştı. Esasen Mustafa Kemal bunu daha evvelce 6 mcı orduya Irak hududu olarak gösterilen hattan ve gerekse İngilizce atlastan tetkik neticesinde böyle bir taleple karşılaşacağını anlamıştı. Şu halde îngillzler Suriye hududunu Maraş şimalinden geçen hat olarak kabul ediyorlardı.
Vasiyete takaddüm eden Mustafa Kemal, ordularına Suriye şimal hududunu daha evvelce tamim etmiş olduğu İçin înglils mOkâleme memurlarına bu tanda cevap verilmişti. Esasen sulh nktedllmedlğtnden mütarekede orduların fiilen bulundukları hattın «ulh aktlne kadar hu-
Umumi lıarbde yıldırım orduları grupu kumandanı mirliva Mustafa Kemal paşa
cek mukaddes bir emanettir. Bizi ancak, sinesinden Atatürk’ü doğuran bir millet oluşumuzun gururu, kalbimizde dalma Atatürk’ü yaşatmamızın, bahtiyarlığı ve onun en mukaddes mirası olan Türk Cumhuriyetini ebe-dlyyen baş tacı etmemişin şerefi avutabilir.
Ne mutlu bize ki, Atatürk'ü yetiştiren milletiz!
Ne mutlu bire H, Atatürk çocuklarıyız!
Ne mutlu bize ki, Atatürk’ün kurduğu mukaddes Türk Cumhuriyetinin ebedî mirasçıları ve koruyucularıyız! „
Cemal Refik
dut olarak kabul edilmesi tabii idi. Şu halde İngtlizlerin Maraş şimaline kadar olan araziyi İşgal etmek arau-, Inrlle Mustafa Kemal'in hudut hak-kmdakl kanaati çarpışıyordu.
Mustafa Kemal bu vaziyeti başku-ı mutanhk erkânıharblye riyasetine i bildirmiş ise de bu makam kati bir surette bu keyfiyeti halledememişti. İşte bu mücadele İle Mustafa Kemal daha o gün milli hududu bu suretle tesblt etmiş ve İstiklâl harbinde Fransızlarla 20 blrlnclteşrln Ö21 de akte dilen Ankara Itllâfnamesl İle de bu hususu tahakkuk enirmiş bulunuyordu.
Orduyu kurtarmak ve onu mumkil olduğu kadar kuvvetli bulundurmak: Mustafa Kemal ancak kuvvetli bir orduya İstinaden sulh müzakeTatında mevcudiyeti mihlyemlzln muhafaza edilebileceği kanaatini besliyordu. Bunun için Yıldırım ordular grupu komutanlığına geçer geçmez ilk İş olarak en genç efratla, talim .terbiyesi ve teçhizatı mükemmel bir ordu vücuda getirmek keyfiyetini düşünmüştü. Bunun icabatından olarak ordunun silâh ve e-•''«inden mahrum edilmesi İçin îngillzler tarafından yapılan manevraları daha evvel görerek emrivakiler karşısında kalmamıştı.
Yukarda zlkredildiğl veçhile Ingiliz mükâleme memurları, Suriye hududunu kendi fikirlerine göre tefsir ettiklerinden Yıldırım ordular grupü-nun teslimini talebetmlşler İse de muvaffak olamamışlardı. Fakat aynı günde İskenderuna gelen bir İngiliz binbaşısı İskenderunıin işgal edileceğini ve (İskenderun - Halep) şosesinden İstifade ederek Haleptekl birliklerini İaşe edeceklerini bildirmişti.
Bu da henüz ordu büyük kısmlle (Antakya - Dircemal - Ahertln» halfanda bulunurken 7 inci ordunun geri çekilmesine mâni olmak ve orduyu teslime İcbar etmek mânasını müte-zammineli. Bunun üzerine Mustafa Kemal İskenderun mıntakasmda bulunan 41 inci tümene, İcabetlerse İs-kenderıınun işgaline silâhla mümanaat edilmesi hususunda emir vermekle beraber ordu büyük kısmını da İslahiye mıntakasma almağa karar verdi. Bu suretle İnglllzlerln orduyu silâhından mahrum etmek, maneviyatına bir dSTbe vurmak maksadlle yapılan manevralar dalma önlenmiştir.
İşte bu İki mücadele neticesinde Mustafa Kemal ordunun Bağlam ve «inde kalmasını temin etmiş ye İstifa ederek 11 lklnclteşrln 918 de bu ordudan ayrıldığı zaman bile maiyetine yaptığı telkinler sayesinde bu ordu muntazaman çekilmeğe muvaffak olmuştur.
Mevlûd
Kocaeli Milletvekili merhum
BALÂH YARGI'nin ruhuna İthaf edilmek üzeTe Ölümünün kırkıncı gününe müsadif 11 kaçım 1945 pazar günü öğle namazım müteakip Nlşantaşında Teşvikiye camiinde mevlûdü şerif okunacağından akraba ve dostlarlle arzu buyuran zevatı kiramın teşrifleri rica olunur. Ailesi
Iftonka 8 mlıyon liraya guucdKin. (C»»wr. nı^vm ıu>.uuc« ejuy».
Dört hatıra..
Atatürk ve memleketimize gelen encebi hükümdarlar
Atatürk daha 923 de söylediği ntukta kadınların yükselmeleri lüzumundan bahsetmişti
Karşılaşmadan biraz sonra Atatürk’ün tesiri misafirlerin üzerinde hemen görülürdü
Atatürk ün karşısındakiler üzerinde ne kadar çabuk tesir uyandırdığım onun memlekete gelen yabancı hükümdarları karşılama sahnelerinde gözümle gördüm.
Şu dakikada bunlan birer birer hatırlıyorum. Gördüklerimin ilkinden başlıyacağım,
Efgan kıralı ve kır al içesi Tür-kiyeye geliyor. Ve yanılmıyorsam böyle resmî bir hükümdar ziyareti. Cumhuriyet rejimi baş-lıyahdan beri ilk defa oluyor. İstanbul, kardeş Efgan milletinin kiralını karşılamak üzere haftalardan beri hazırlanıyor. Bütün bayrakçılar, siyah renkli Efgan bayrakları hazırlıyorlar.
Emanullah Han ile kıraliçe Süreyya hanımın renkli renkli, poz poz tabloları basılıyor. Taklar kuruluyor.
Bir karşılayıcı heyet, Naci v®
Fahreddln paşalarla birlikte gidip kıralı Rusyadan alacak... Biz de heyete refakat ediyoruz. Kıralı getirecek olan İzmir vapurunda bir takım hususî tadilât yapılmış. İki torpido muhribi de bize refakat edecek.
Emanullah Ham ve kıraliçe Süreyyayı Rusyadan aldık. Dönü yoruz. Karadenlzin de en dalgalı zamanlan. Ki rai hareketimizden biraz sonra gemide Türk gazetecilerini kabul ettt ve beyanatta bulundu. Biraz sonra da müthiş sallantı başladı. Vapur seyahatine pek alışkın olmıyan kıraliçe İle 'kıralı adamakıllı denk tut-
Atatürk ve Kıral Sekizinci
öldürülen kıral Alexandr’: karşıladığı günü hatırlıyorum. Kıral ve kıraliçe Dubrovnik adındaki harb gemisile geliyorlardı. 2a vallı hükümdarın daha sonra bu gemi ile naaşı taşınmıştı. Atatürk namına kıral Boğazın başlangıcında karşılanacaktı, Ejir motörle yola çıkıldı. Büyükdere önünde Dubrovnik'e yanaştık. Ve başyaver harb gemisine çıktı. Merasim programı mucibince Yugoslav gemisi saat 10 buçukta Dolmabahçe Önüne gelecekti. Halbuki henüz saat dokuzdu, Bu-
4tat iirk ve Erdün Emirl muştu. Hattâ ertesi sabah resmî elbiselerini giyip güverteye çıktığı zaman kiralın yüzü sapsany-d'_ Esasen yolda midesini de bozmuştu. Netekim gece bol bol ayran içmişti. Yol da onu pek ziyade yormuştu.
Kıtal bitkin bir halde İstanbul toprağına ayak bastı. Lâkin bir müddet sonra onu Atatürkle yan'yana görünce şaşırdık. Sanki biraz evvelki bitkin, yorgun İnsan o değildi. Dakikalar geçtikçe misafirin âdeta sari bir neşe ve enerji ile canlandığını görüyorduk. Netekim o kadar bitkin olmasına rağmen o gece onun hiç yatmadığını da öğrendik.
Efgan kırahnm üzerinde öyle samimî bir intiba bırakmıştı kİ ölümünde tabutu Dolmabahçe sarayının büyük salonunda yatarken bir kae gazeteci arkadaş loş koridorlarda hinçkıriklarını zorla tuttuğu halinden belli olan birine raâladık. Bu onun ölümünü işiterek kendisini son bir defa ziyarete gelen eski kıraldı. O günü ayak üstünde uzun uzun konuştuk ve acımızı paylaştık
Bu ziyaretin hiç bir resmî tarafı voktu. içinde ne bir politika İnceliği, ne bir siyasî jest vardı. Her şevini kaybetmiş bir İnsan, masraflar ederek, bir sürü formaliteleri yenerek — hattâ kendisi de hasta olduğu halde — kanalı bir tabutun önünde b'.r r’-nirlka eğilmek kin gelmişti Bu z.yaret tamamİİe İçten kopan bir şevdi. Halbuki Atatürk, eski mî-saflrile bütün hayatında topu topu kac saat karşı karşıya kalmıştı kl?„.
Kıral Alexşandr’jn
Abdullah İstasyonda
nun için gemi ağır ağır gidecekti. Biz kiralın karaya çıkışını da görmek İçin geldiğimiz motörle gemiden önce döndük. Sarayın rıhtımına yaklaştık. Atatürk’ü tek başına rıhtımda dolaşırken bulduk. Jaketatay giymişti, geziniyordu, Rıhtımda da başka kimse yoktu. Biraz sonra kıral Alexsandr büyük amiral rütbe-slle karaya çıktı, ilk anda bir resmiyet havası vardı. Lâkin daha saray merdivenlerinde Atatürk’ün tesiri kendisini gösterdi, Sanki resmî üniformalar içinde toplar atılarak gelen resmî bir ziyaretçi, kıral değildi, îkl candan, eski dosttu.
Ayrılırken kıral Alexsandr'ln gitmek İstemiyor gibi, hail vardı.
Edvard otomobilde
Emir Abdullah ile..
Sonra onu bir çok hükümet reislerile, bîr çok hükümdarlarla beraber gördüm.
İngiltere hıralı sekizinci Ed-vard’ı Çanakkaleden alıp Istan-bula getirdiğimiz günü gözümün önüne geliyor. Kıral Atatürk'ü o derece sempatik bulmuştu kİ onları uzaktan gören iki eski mektep arkadaşı zannedebilirdi.
Bu kabil ziyaretlerinin en sonuncusu olarak da Maverayı Erdün hükümdarı Emir Abdul-lahm. gelişini hatırlıyorum. Emir Abdullah îstanbulda İken Atatürk Ankarada bulunuyordu. Misafırile buluşmak üzere tstan-bula hareket etmişti. Geleceği gün Haydarpaşa istasyonu tıklım tıklım karşılayıcılarla dolmuştu.
Bunların başında da Emir Abdullah, belinde murassa hançeri, üzerinde millî elblsesile bekliyordu. Tren geldi. Atatürk vagonundan İndi Ne candan bir karşılaşma!..
Haydarpaşa rıhtımında hangisi olduğunu hatırlamıyorum. Küçük bir deniz vasıtası vardı. Orada yer mahduttu. Merasimin intizamlı® meşgul olan bir zat bizi:
— Biz bile yata binmiyeceğiz... dedi.
Bu zımnen «siz de binmemell-sinlzl.» demekti. Tam rıhtıma geldik, Atatürk İle Emir bindiler. O zaman bizim pek hoşumuza giden bir şey oldu, Atatürk gazetecileri yata davet ettt. Tayyare filoları tepemizde, gayet yakın olarak önünden geçtiğimiz harb gemilerinde denizciler selâm durmakta...
O günü ne kadar neşeliydi.
Büyük İnsani.. İçimizde olduğu gibi memleketin her tarafı, denizler, karalar, yollar, her şey seninle, senin hâtıralarınla dolu... Yalnız bugün değil, her zaman, yurdun hangi köşesine baksak seni hatırlıyoruz ve sınırlarımızı süngülerimizle beraber senin büyük hâtıran, büyük ruhun bekliyor...
Hikmet Feridun Es
Atatürk'ün ölümü bulun Tiirklerl sonsuz keder İçinde bırakmıştır. Fakat denilebilir kİ Türk kadınlan bu kederi erkeklerden daha şiddetle duymuşlardır. Büyük ölünün tabulu önünde eğilmek için günlerce Dolmabahçe sarayına gidenler arasında kadınlar çok büyük bir yekûn tutuyordu. Bunların içinde'yetmişlik nineler. bastonuna dayanamadan yürüye-mlyen İhtiyarlar vardı. Kadınların gösterdikleri fazla teessür biraz da Atatürk'e karşı duydukları hususi minnet ve şükran hislerinden Meri geliyordu. Filhakika büyük kurtarıcı, memleketin İstiklâline kavuştuğu günden itibaren durmadan Türk kadınlısının yükselmesi İçin çalışmış* >r.
Cumhuriyet devrinde Türk kadını, birçok memleketlerin kadınlarının malik olmad:ğı geniş haklara malik olmuştur. -Bugün Büyük Millet Meclisinde kadın mllletveklllerlmiz vardır. Kadın doklorlar, kadın hâkimler. kadın avukatlar, kadın memurlar pek çoktur. Bankalarda, okullarda, ticarethanelerde, sıhhi müesseselerde muvaffakiyetle çalışan kadınlara Taslanıyor. Knıhnlar her hususta erkeklerle eşil bulunuyorlar, Bugiın bunlar bize pek tabii geliyor. Fakat düşünmeliyiz kl pek yakın bir geçmişte, 25 sene evvel kadınlar kafes arkasında pek berbat bir hayat geçiriyorlardı, dış âlem İle hiçbir alâkaları yoktu
Kadir Jin yükselmesinde, onlara bugünkü hakların temininde Atatürk önayak olmuş, muhtelif tarihlerde söylediği nutuklarda bu esasları müdafaa etmiştir Atatürk 923 senesinde
Atatürk'ün muhterem ııa'şımn önünde hürmetle eğilmek için Dolmabahçe sarayına giden kadınlar ve bu vazifeyi yaptıktan sonra büyifk teessürle ayrılan mektepli kızlar
geldiği gün..
İkinci olarak onun, Fransada
Atatürk Yugoslav kıralı Alexan(1r ile birlikte Dolmabalıçe darayına giriyor
İzmlrde söyledi®! nutukta, ilk defa olarak, bu mevzua dokunmuştur. Büyük kurtarıcı nutkunda demiştir kl:
• Bir İçtimai heyet, İki cinsten yalnız birisinin asri İcapları Iktisabet-meslie iktifa ederse, o İçtimaî heyet yarın fazla zait içinde kalır. Bir millet terakki ve temeddün etmek İsterse bilhassa bu noktayı esas tıitmak mecburiyetindedir.
Milletimiz kuvvetli bir millet olmağa azmetmiştir Bugünün levazımından biri de kadınlarımızın her hususta yükselmelerini temindir. Binaenaleyh kadınlarımız da filini ve müte-fennln olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün tahsil derecelerinden ge çeceklerdlr. Kadınlar İçtimai hayatta erkeklerle beraber yürüyerek btriblri-nln yardımcısı olacaklardır»
Atatürk, 28 ağustos 925 te İnebolu Türk Ocağında söylediği nutukta bu mevzua daha geniş surette dokunmuş ve demişti rkl:
«Efendiler; içtima! hayatın mebdei aile hayatıdır Aile, İzaha hacet yoktur kl, kadın ve erkekten mürekkeptir. Kadınlarımız hakkında, erkekler hakkında söz söylediğim kadar fazla İzahatta bulunamıyacağım Fakat bu mevcudiyeti ulvlyeyl bilhassa huzurlarında mfisamaha İle geçemem. Müsaade buyurulursa bir iki kelime söy-llyeceğlm ve siz söylemek istediğimi sühuletle anlıyacaksmız. Esnayı seyahatimde köylerde değil, bilhassa kasaba ve şehirlerde kadın arkadaşlarımızın yüzlerini ve gözlerini çok kesif ve İtina İle kapatmakta olduklarını gördüm. Bilhassa bu sıcak mevsimde bu tarzın kendileri İçin mutlaka mucibi azap ve ıstırap olduğunu tahmin ediyorum.
Erkek arkadaşlar; bu biraz bl21m hodbinliğimizin eseridir. Çok afif vo dikkatli olduğumuzun icabıdır. Fakat muhterem arkadaşlar; kadınlarımız da bizim gibi müdrik ve mütefekkir İnsanlardır. Onlara mukaddesatı ah-Ifikıyey 1 telkin etmek, milli ahlâkımızı anlatmak ve onların dimağını nur 11c, nezaketle teçhiz etmek esası üzerinde bulunduktan sonra fazla hodbinliğe lüzum kalmaz. Onlar yüzlerini cihana göstersinler. Ve gözlerlle cihanı dikkatle görebilsinler. Bunda korkulacak bir .şey yoktur,
Arkadaşlar; sureti mütehakkıkada telâffuz ediyorum. Korkmayınız. Bu gidiş zaruridir. Bu zaruret bizi yüksek ve mühim bir neticeye İsal ediyor. İsterseniz bildireyim kl bu kadar yüksek ve mühim bir neticeye vusul İçin İfi-zım gelirse, bazı kurbanlar da verelim; bunun ehemmiyeti yoktur. Mühim olarak şunu İhtar ederim kl bu halkın muhafazasında teannüt ve taassubu hepimizi kurbanlık koyun olmak İstidadından kurtaramaz.
Hanım ve bey arkadaşlarım; size malûmunuz olan bir hakikati kısa bir cümle İle tekrar arzedeceğim. Beni mazur görünüz.
Medeniyetin coşkun Mil karşısında mukavemet beyhudedlr ve o gafil ve It&atsızlar hakkında çok blamandır. Dağları delen, semalarda pervaz eden, göze görünmeyen yıldızlara kadar her şeyi gören, tenvir eden, tetkik «den medeniyetin müvacehel kudreti ve tüvlyettndc Kurunu vustal zihniyetlerle. tptidnl hurafelerle yürümeğe çalışan milletler mahvolmağa veya hiç olmazsa esir ve zelil olmağa mahkûmdurlar.
Halbuki Türkiye cumhuriyeti halkı raüteceddlt, ve mütekâmil bir kitle olarak İlelebet yaşamağa karar vermiş. esaret zincirlerini İse tarihte na-mesbuk kahramanlıklarla parça parça etmiştir.»
Bu nutuktan bir sene sonra 926 da medeni kanun neşredilmiş, bunu takiben kadınlar umumi hayata karışmışlardır.
Nadir yetişen bir şahsiyet
Atatürk’ün ölümü münasebetıle Filistinli bir profesörün radyoda konuşması
Atatürk'ün ölümü münesebe-tiJe Filistin profesörlerinden Vasfı Anabtavi kudüs radyosunda bir konuşma yapmış, büyük ölünün kahramanlığından uzun uzadıya bahsetmişti. Filistinli profesör konuşmasında demiştir ki:
Atatürk nadir yetişen bir şahsiyetti. Memleketini sanmış olan müşkül vaziyet ve şartlar düşünüldükçe bu yüksek şahsiyeti insan gittikçe tebcil etmektedir. Osmanlj imparatorluğu sıcaklık ve canlılıkla dolu bir gençlikten sonra ihtiyarlamış ve eli kolu bağlı kalmış Avrupanın muazvam devletleri sırasında olan İtibarı azalmış ve zenginliğin merkezi ve yoksul milletlerin gözlerini kendisine çevirdiği bir refah ve saadet yuvası olduktan sonra fakirleşmişti. Hudutlarının çevresi, önceleri Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarına kadar yayıldığı halde, sonraları daıalmaştı.
Osmanlı imparatorluğu dünya harbine girdi ve hiç bir İstifadesi olmadı, bilâkis Avrupa milletlerinin eğlencesine ve siyasî hrsla-rma mevzu teşkil etti. Onun harbe girişi başında bulunan hükümetin başkalarına hükmetmek hırsını tatmin içindi ve bu badireden nadim, meyus ve bedbaht çıktı. Galipler bununla iktifa etmediler, ona vardım edecek ve yaralarını hafifletecek yerde son bir yumrukla ezmek İstediler. Azim ve cesaretle mücehhez olan Atatürk eski Osmank İmparatorluğu İle hiç bir münasebeti ol-mıyan Türkfyevi yeniden bina etti.
Hakikî bir «cihad» ve amelî bir hareket misali veren Atatürk* ün şahsiyeti ne asil bir şahsavet-tir Sadakatle meşbu ve zafere doğru İlerlemekten başka gayesi olırjvan yardımcılara mazhar olmak onun yegâne talihi idi, O dalma milletinin saadet ve refahı uğrunda çalıştı ve Tann da ona bütün düşmanlarına galebe çalmak fırsatını bahşetti, oka-dar ki bugün bütün ihtiyar ve gençler onun arkasından samimiyetle ağlıyorlar, Atatürk ancak kardeşlerinin İyiliği ve nef’i için ve ufak bir şahsî menfaat endişesi olmaksızın çalışmaktan bıkmadı. Şahsî menfaat kadar cihanşümul bir nam kazanmak da onun gayesi değildi. Bu hususta Atatürk’ün bütün servetini milletine vasiyet; etmiş olduğunu söylemek kâfidir. Ölüm onun yalnız cismini almıştır, fakat ruhuna dokunmaımstır. Milleti, eserlerini takdir ettiği ve tarih bu essiz kahramanın ef'ali-ni hikâye ettikçe Attürk lâve-mut kalacaktır. Atatürk bir milletin siyasî varlığ'ını kurtarmakla İktifa etmemiş, fakat cihan-
şümul itibarını, namus ve şerefini de tesis etmiştir.
O lâtin harflerini memlekete sokmuş ve Türkçeyi yabancı unsurlardan temizlemiştir. Kadınları esaretten kurtaran ve şapkayı medenî serpuş olarak kabul ettiren odur. Dm müntesipler! için yeni bir usul kurdu ve bunu yapmakla içlerinde ben de dahil olmak üzere bir çok münevverlerin dileğine tercüman oldu. Bu hakikî kahramanın hakikî gayesi etrafına açık bir dürbinle ve slyaseten istimalden sakıt olmuş her türlü Osmanlılık izinden kurtulmuş bir zihniyetle görmesini ve nefsine de itimad etmesini mümkün kılacak bir sosyal vasfı olan bir millet yetiştirmekti.
Atatürk haddi zatında nıuzir olan eski idare tarzını değiştirmekle de kalmadı. Türkiyeyl sağlam İktisadî temeller üzerine kurmak ve memleketin tabiî membalarını İlmî bir surette işletmek. fabrikalar ve imalâthaneler meydana getirmek için çalıştı, Ziraat ve ticareti teşvik etti. Milletin gözleri yabancı olan her şeyden uzaklaşarak Türk olan ve memlekete bir menfaat temin edebilecek herşeye teveccüh etti, Atatürk memlektin sev-kulceyiş noktalarını ve donan-amyı takviye etti-, kuvvetli hava filoları, sıhhatli ve güçlü bir ordu vücude getirdi. Bu namdar kahraman, arkadaşlarının yardımı İle. mîlletini ona fayda verecek her İyiliğe sevkett’. Allah tarafından dalma sevgili tutulacak bir millet yarattığı için onun takdir ve tebcil edilmesi lâzımdır.
Bu büyük adam bugün kurtarıcı bir kahraman ve yüksek siyasî bir şahsiyet olarak tanınmaktadır.
Ey muhterem Arapiar;
Yalçın ve kısır topraklarda yaşamış olmalarına rağmen Arap kahramanları da tarihlerinin başlangıçlarında geniş bir imparatorluk tesis etmişlerdi. MakedonyalI Büyük İskender garp ve şarka yayılan büyük bir imparatorluğu küçücük kıratlığından meydana getirmiştir. Jan-dark millî bir Fransa yarattı. Cromwei ve Napolvon cerbezeleri İle Avrupayı altüst ettiler ve İşte Atatürk de Allah tarafından zimamdarlarının hırsları yüzünden parçalanmış bir milletin başına geçirilerek milletini bütün dünyanın takdir ve hayranlığı karsısında birleşmiş ve vatanperver bir millet yaptı.
Tiirkler böyle bir kahramana malik olmuş bulunmakla ve Şark da böyle şarklı bîr kurtarıcı tarafından kurtarılmış olmakla öğünsün...
I
BEKLEYİŞ J
Sonbahar yağmuru havada incajFlatl Hân eden memur şonelerdan' şoğuk bir toz halinde dönüyordu, beri aynı tonla, hecele»! blrbirlndoa Orta yaşlı adam elleri cebinde ve r-—-----------
İardesüsüz dolaşıyordu. Karnı da açtı, Çarşuıın önünde bir çocuğun 1 kttra bir tepsi İçinde kuru halkalar J sattığuıı gördü. Cebini uzun uzun araştırdıktan sonra etrafı tırtıUı üç J beyaz kuruş buldu. Minimini halka- I Itırdan bir tane aldı. Onu sanki midesini aldatmak istiyormuş gibi bir 1 çok lokmalar yaparak yedi. Yiirüye 1 yiirüye Kapalıçarşının ağzına gel- ı misti. Soğuk bir havada, sokakta ( üşümüş, pardesüsüz bir adama Ka- ( pslıçarşının manzarası pek başka i türlü görünür. O da çarşının kapı- ,■ sında durdu. Ve İçeriye baktı. Dişar- I dakl toz halinde yağan yağmurdan eser yoktu. İçeriden sıcak bir hava i yüzü okşuyordu. Kunduracı, lokanta- i cı. kolonyam, mahalleblcl dükkânla- 1 ruun camckânlarında elektrikler ya- ( nıyordu. Çarşı İçinin sıcak loşluğu .( kış ortasında bir yorgan altı teşrini ı uyandırmakta İdi. (
Memnun, âdeta karnının açLiğmı ( ve sırtuıın donduğunu unutarak, bir bir Myafet sofrasına oturur gibi çar- I şıya girdi. 1
Bir bayram üstü itil. Ve çarşı çok kalabalıktı. Bütün bu alışvcrlşçllerln ' İçinde ne kadar sakin, endişesiz, te- I lâşsis bir htıll vardı. Elleri cebinde : yürüyor, vitrinlerin Önünde durup ’ blrblrlerile alacakları şeyleri müna- ı kaşa edenlerin yanında onlarla bir- 1 İlkte camlan seyrediyordu. Bu arada kunduralar gördü. Işıklar İçinde ve I altları delik olmıyan, su geçmiyen ' kunduralar.. Bunlar kendisine eski, ' unutulmuş birer masal gibi göründü.
Bayezlt tarafından girdiği çarşının sonlarına doğru gelmişti. Dar bir yolun önünde durdu, çarşının en çok sevdiği yeri İşte bu daracık sokak, kuyumcular çarşısı idi. Burası her yerden daha ışıklı ldl. Vitrinlerdeki kalın alim bileziklerin arasında ampuller pırıldıyordu.
Camlarde minimini kadife kutular, kimi açılmış, kimi atlas astarların ortasına yatmış mücevherler...
Fikret Necml çocukluğundan beri bu çarşıdan geçmesini çok severdi. Büyük birer kutu kadar kuyumcu dükkânlarına genç çiftler, belld de yakında evlenecek olanlar, yaşlı başlı kadınlar girip çıkıyorlardı. Ucunda minimini alev yanan benzin lâmbasının önünde, yalnız tek gözüne acayip bir cam takmış ihtiyar bir kuyumcu kıymetli bir yüzüğe acayip bir ameliyat yapmakta ldl.
Uzaklarda, Anadoluda dolaştığı saman .Kapalıçarşı» denilince, Fikret Necminin gözünün önüne hep burası gelirdi. Bu ışıklı ve duvarları altın bileziklerle dolu yol!.. Altın yûll.. Beş parasız bir adam için ne kadar tuhaf bir söz.
Çocukluğunda annesi ve daha başka kadınlarla hep bu yoldan geçtiklerini hatırlardı Hattâ işte şu yol başında bir defa kırmızı balonu elinden kaçırmış, yerlere yatarak tepinin İşti
Şuradaki Rum sakızcı lle kulacının orasında kaybolmuş, burnundan balonlar çıkrarak hüngür hügür ağlamıştı. Her İstanbul çocuğu gibi onun dia hayatında bu daracık yol mühim bir dekordu.
Fikret Necml Mahmutpaşaya çıkan yolun önünde durunca geriye döndü. Parasız kaldığı ve üstü başı perişan olduğu günden beri çok daha alıngan olmuştu. Bir sokaktan İki kere geçmekte pek mahzur görmezdi. Ancak geçilecek yer kuyumcular çarşısı ldl. Fikret Necml içinden: «Dükkâncılar mutlaka benden şüphe ederler!» dedi. Bu şüpheden kurtulmak için bir takım daha loş sokaklara saptı. Kemerlerin altından geçti. Sandal bedestenine gelmişti. Şimdiye kadar burayı nasıl düşünmemiş olduğuna hayret etti. Çünkü Sandal bedesteni tam onun için vakit geçirilecek yerdi. Hail, mücevher değil de. dipteki eşya satılan salonda büyük bir kalabalık ve fe-’Uyet göze çarpıyordu.
•yıra ayır* bağırıyordu.
Kalabalık arasından gaçortk bir köşeye sindi. Memur satılaaak malların cinaini şöyle anlatıyordu:
— Tablolar... Kıymetli ve meşhur ressamlar tarafından tersim edllmlç tablolar,.
Fikret Necml eğilerek baktı. Zira bir zamanlar — şu paranın hesabım bilmediği devlrlcrdo — kendisi de nadide tablolar meraklısı ldf. Hattâ evinde bîr çok meşhur sanatkârların eserleri de vardı. Sonra, senelerce önce bunlar dağılmıştı. Koleksiyonu şimdi kimlerin elinde İdi?.. Nereden bilecek?..
Eğilip satılık tablolardan birine gözü ilişine» âdeta eski bir sevglU llo karşılaşmış gibi heyecandan İrkildi. Bu «Bekleyiş» adında bir tablo idi. Onu çok İyi tanırdı. Bir İtalyan ressamının (jscrl İdi. 10 sene önce kendi satın almıştı. Yıllarca salonunda durmuştu. Sonra bütün eşyasını olduğu gibi onu da satmışlardı.
İşte no kadar zaman sonra bu tablo lle şimdi Sandal bedesteninde karşılaşıyordu.
Fakat tabloda mühim'bir değişiklik vardı. Eski ince çerçevesi değişmişti, şimdi onun etrafında gayet kalın, fazla şatafatlı, farfaracı bir çerçeve vardı. Demek bundan evvelki sahibi göz alıcı çerçevelerle tablolara dikkati çekmesini seven bir İnsandı. Fakat ne kadar ahmakça bir düşünce İle bu resme bu kadar etrafı kalın çerçeve takılmıştı. Zlra resmin en mühim kısmı, yanı sol ketıan tamamlle çerçevenin altında kaldığı 1çln hiç görünmüyordu.
Bu «Bekleyiş» tablosunun karşısında Nezihe İle ne güzel günler ve ne İnanılmaz derecede nefis gece geçirdiğini düşündü.
Tablonun müzayedesi başlamıştı. Pek d» İştahlısı yoktu. Yalnız mütevazı kıyafetli, lyl yüzlü, sanattan anlayan bir İnsan hissini uyandıran bir adam epeyce fiyat veriyordu. Fikret Necml çok sevdiği bu tabloya sevgilisi esir pazarında satılan beş parasız bir âşık gibi bakıyordu.
Nihayet tablo lyl yüzlü adamın üstünde kaldı. Parasını verdi Derhal götürmek İstiyordu.
Fikret Necml onun yanma yaklaştı ve:
— Lütfen şu çerçevenin m! tarafını sökmeme müsaade eder misiniz?., dedi-
Adam şaşkın:
— Fakat niçin bunu lsüyorsunuzP..
— SökeyLm... Yaptığımı beğenmez-seni» tekrar takarsınız
Adamla beraber çer çav enin sol tarafındaki geniş tahtasını söktüler. Hakikaten resim âdeta 10 kat daha kıymetlenecek derecede meydana çıkmıştı. Tablonun yeni sahibi hayran:
_ Fevkalâde!.. Slı ressam mısınız? Bu tabloyu eskiden tanıyorsunuz galiba... Yoksa tablo slzlıı ml İdi?..
Fikret Necml «Evet!..» demeğe utandı, bir yalan uydurdu:
— Hayır... Ben çerçeveclylm... Fakat bu çerçevenin resmi mahvettiğini anlamıştım da...
— Hakikaten bu bir keşif.. Fevkalâde doğrusu...
Adam böyle .söyleyerek Flkretln üstüne başına baktı. Ve sonra bu hizmetine mukabil eline bir Ura sıkıştırdı.
(BİR YILDIZ)
Âfet ve felâket günlerinde şefkat kollarını açan Kızılay’a yardımı unutmayınız, âza olunuz.
Gömlekiş —— ^^BtRINCt 8LNTF GÖMLEKÇ1 | | Sirkeci Hamidlye cad 27 0
Tel: 20058
MUKADDES YALAN
kazarı: Leon Malicet
Çeviren: (Vfi . Nû)
Tefrika No, 28
Çünkü, zihni maziyle pek uğraşmıyor, bu sebeple vicdan azabı çekmiyordu. Balo gecesi, karanlıklar içinden sıktığı o kurşun, o korkular, yakalanma tehlikeleri, uykusuz geceler... İşte hepsi nihayete ermişti. Artık bunları düşünmek bile İstemiyordu. Dosyalar dürülmüş, bükülmüş, rafa konmuştu. Jacques‘ın mahkûmlyetile emniyeti avdet etmişti.
Arada sırada, şurada burada, Jacques Dandeville'in kaatllliğl etrafındaki muhaverelere o da lştlrâk etmiş. böyle asil bir adamın bu cinayeti yapması hakkında teessüflerini beyan etmişti. Zaman ney! unutturmaz? Artık mevzu da yavaş yavaş tavsıyordu.
Kara sakallı genç adam, sevgilisi Loulse Barane’m annesine de aynı komedileri oynamıştı, Kadınla ahba-bolmuş, onu teselli etmişti. Bir dostluk yaratmış, kadıncağızı kızını vermeğe yanaştırmıştı. İşte artık tama-miyle bahtiyardı ve gülünmüyordu. Bütün emellerini tahakkuk ettirmiş bulunuyordu.
Havlusunu m Masının üzerine fır-
'1 koymuşlardır.
LİG MAÇLARI
Fenerbahçe - Galatasaray karşılaşıyor
Haftanın maç programı
Fenerbahçe takımı bundan cvveikl kaurosue
(
Galatasaray kalecisi Erdoğan
Lig maçlarının beşinci hafta karşılaşmalarına yarın Fenerbahçe, Şeref, Galatasaray, Vefa ve Barutgücü stRdlormda devam edilecektir. Ajanlığın programına göre Fenerbahçe stadında saat 13 de Demlrspor - Tııs-kızak, saat 15 da Fenerbahçe - Gala-tasoray, Şeref stadında Kasımpaşa -Anadoİuhisör, Beşiktaş - Süleymanl-y«, Galatasaray stadında Elektrik -Sarıyer, İstaııbulspor - Beykoz, Vefa stadında Anadolu - Rami. Vefa -Beyoğlu takımları karşılaşacaktır. Bunlardan ayrı olarak da aynı stad-larda sabahleyin ve Barulgücü stadında da öğedeln »onra İkinci küme maçları yapılacaktır.
Fenerbahçe —
Galatasaray
Hiç şüphesiz haftanın en mühim karşılaşması Fenerbahçe - Galatasaray maçıdır. Türk sporuna Alemdnr-lık etmiş bu İki güzide kulübümüzün en ehemmiyetsiz ve hu«ud mahiyette yaptığı karşılaşmalar bile memleket I sporunda bir hâdise telâkki edilirken bu seferki maçın lig şampiyonluğu! üzerinde uynıyacağı rol bakımından spor muhitinde çok geniş bir alâka toplıyacağı muhakkak ve kaildir
Her İki takımın liglere muvaffakiyetli bir şekilde baştedlfa iddia edilemez, Bir taraf oyuncu bolluğu karşısında takım teşkilinde güçlük çekerken diğer taraf sakatlıkları do-layısU» kadrosundan ayrılan elemanların yerini doldurmak İçin büyük gayretler aarfetmekte ve eski oyuncularından kalite ltlbarile çok düşük olanlardan fayda beklemekte ve her hafta yeni bir kadro tecrübe etmekteydi.
Fakat bu buhranlı devrin pek fazla devam etmeden atlatı'»cağına geçen haftaki maçlardan sonra kanaat getirir gibi olduk. Dikkat ed:r-senlz kanaat getirir gibi olduk diyoruz, Kanaat getirdik diye kati İfadeye bugün için maales-f imkân yoktur. Çünkü Fenerbahçe'de hücum hattında Melih, müdafaada Murftd’ in devamlı surette oynayıp oynnmı-yacafeı henüz meçhuldür. Buna mukabil Galatasaray da Adnan - Faruk hattı kuvvetli bir hücum hattı karşısında eski muvaffakiyetli oyunlarını çıkarabilecek ml? Sonra hücum hattı gol kısırlığında daha ne kadar devam edecek. Bütün bunların cevabını ancak maçtan sonra verebileceğiz
Yarınki mühim karşılaşmada kulüplere düşen vazifeyi iki taraflı görmekteyiz. Bunların birincisi takım teşkil! İşinde idarecilere, ciğeri sahada futbolculara düşmektedir. İdareciler yekdiğerinin aksıyan taraflarını dirayetli ölçülerle hesaplayıp takımlarını kurdukları blrlnçl kısmını
> Ondan sonraki futbolculardan
Yarım asırlık şerefli bir maziye sahip I olan kulüplerinin renklerini sırtında
:ı takdirde İşin halletmiş olurlar, kısmını da sahada beklemek lâzımdır.
Mühim bir boks maçı
Fenerbahçe stadı:
Saat 9 da Beylerbeyi - Denizgücü 11 da Ortaköy Doğu, 13 de Demlr-spor - Taşkızak, 15 de Fenerbahçe - Galatasaray.
Galatasaray stadı:
Saat 9 da Galata - Emniyet, 11 de Taksim - Hnşköy, 13 de Elektrik - Sarıyer, 15 de Beykoz-. Spor.
şeref stadı:
Saat 0 da Topkapı - Unkapanı, 11 de Hilâl - Boğaziçi, 13 de Kasımpaşa - Hisar, 15 de Beşiktaş -Süleymaniye.
Vefa stadı:
Saat 9 da Alemdar - Halle. 11 de Defterdar - Davutpaşa, 13 de Anadolu - Rami, Beyoğlu.
Bantgücii sahası:
Saat 13 de Eyüp - İstiklâl, 15 de Barı t gücli - Sümerspor.
Ingiliz şampiyonu Woodcock yeni şampiyon Amerikalı
Loıı Nova ile karşılaşacak
Kulüplerin mükâfatı
Geçen sene yapılan birinci ve İkinci küme maçları İle gruplar arası karşılaşmalarında şampiyonluk kazanan kulüplerin mükâfatları bayramın İkinci günü Şeref stadında yapılacak kupa final maçının arasında bölge başkanı vali doktor Lûtfl Kırdar tarafından tevzi edilecektir Mükâfat alacak kulüpler şunlardır:
. Birinci küme lig şampiyonluğu Beşiktaş kulübü, birinci küme B. takımları şampiyonu Fenerbahçe kulübü, i. .ıcl küme şampiyonu Elektrik kulübü. Beyoğlu grupu birincisi Elektrik kulübü, İstanbul grupu birincisi Rami kulübü. Boğaz grupu birincisi Sarıyer kulübü. Kadıköy grupu birincisi Anadolu kulübü. Haliç grupu birincisi Taşkızak kulübü. Bakırköy grupu birincisi Demlrspnr kulübü.
taşıyan ve her teşekküle naslbolmı-yan bir şekilde bütün Türklyeyi genç. İhtiyar, çocuk, kadın demed-n peşinde sürükllyen oyuncular da sahada vazifelerini elinden geldiği kadar yapmava çalıştıkları takdirde güzel, zevkli ve Galatasaray'la Fenerbahçe takımlarına yakışır bir oyun seyretmek İmkân dahiline girer. Ve bu İki güzide kulübümüzden bunu beklemekteyiz.
Beşiktaş - Süleymaniye
Şeref stadında saat 15 de Beşlktaş-la Süleymaniye karşılaşacaktır. Müs-tekar bir kadronun temini He zaferi elde etmenin sırrını İlk keşfeden baş kulübümüz btlylll idareciler elinde gayesne doğru emin ve sarsılmaz adımlarla gitmektedir. Yalnız İstanbul un değil bütün Türkiye'nin dahi iftihar duyduğu Slyahbeyazuı anlaşmış ve kurulmuş bir zemberek gibi Işllyen on biri bugün İçin yenilmez bir hale gelmiştir. Yarınki maçtan Süleymaniye takımının da çok düzgün oynamasına rağmen galip çıkmaları normaldir.
Istanbıılspor - Beykoz
Galatasaray stadında saat 15 de İstanbulsporla Beykoz oynıyaeaktir. Geçen hafta Vefayı mağlûbederek mili kümeye girme İşini sağlıyan İstanbulsporlular bu genç takımlarını muhafaza ettikleri ve bazı kulüplerimizde hastalık haline gelen dama taşı değiştirir gibi oyuncu değiştirmek hatasına düşmedikleri takdirde İlerisi İçin çok ümit vermektedir, Geçen senenin ümitli takımı Beykoz bu sene kaleci yokluğuna kurban gitmektedir. Takımların şimdiye kadar aldıkları derecelere göre İstabulspor-1q galibiyeti çekişmek şnrtlle kabil olacaktır.
Vefa - Beyoğlu
Vefa stadında saat 15 de Vefa lle Beyoğlu takımları karşılaşacaktır
lattı. Akşam yemeğinde bulunmıya-cağını uşağına lıaber verdikten sonra çıktı.
Yaklaşan İzdivacı İçin, birçok alışverişlerde bulunması, hazırlıklar yapması lâzımdı. On beş mayıs, İzdivaç günü olarak tesblt edilmişti ve bu tarih yaklaşıyordu. Bu İzdivaç, aynı zamanda, cürüm hâtıralarının üzerine tamamlyle sünger çekildiğini gösterecekti.
Ve nihayet düğün günü de geldi. Kilisenin önünde arabalar, arabalar. Şaşaalı tuvaletlerlle kadınlar. Kalabalığın arasından gelin güvey çıkarken bir de fısıltı, yükseldi. Herkes gözlerini geline çevirdi. Onu sevimli buluyorlardı. Kara şakuliyle Verguals, ne garip bir İntiba bırakıyorduI Gerçi pek güzel bir erkek. Fakat, bakışlarında bir hainlik yok mu?
Dua okunurken, İki nişanlı diz çöktü. Delikanlı, nişanlısına âşık bir nazarla baktı. Minimini tacın altında, ne güzel kız! Aman ya. Rabbl. ne gü zel kız!
Merasim icabı sualler soruluyor, cevaplar veriliyordu. Nihayet, yüzüğü
karısının parmağına takti. Bunun hakikat olduğunu, rüya olmadığını anlamak için bu el! sıktı. Şimdi artık hiçbir şeyden korkusu kalmamıştı. Org, kaatll Verguals'nln zafer marşını çalıyordu, kol kola kiliseden çıktılar. Kalabalık meydana karşı bir an durdular. Verguals, hâkim nazarlarl-le, bu şehre, sahibi sanki kendisiymiş gibi baktı. Ufukta Marfçe şatosu görünüyordu, Aklına, birdenbire, şatodaki cinayet bütün teferruatlyle geliverdi. Büyülenmiş gibi gözünü o noktadan ayırmadı. Ne oluyor? Yüzünün İfadesi niçin değişti? Yumrukları neden sıkıldı? Dişleri niçin gıcırdadı? Kan mı tuttu? Yürümesi lâzım, iler-llyemiyor. Olduğu yerde duruyor.
Karısı fısıldadı:
— Yürüsenlzel
Sonra Verguals'ye baktı; kocasının yüzündeki o cehennemi İfadeyi görünce, bir feryat koparmaktan kendini alamadı. Erkek kendine gelmek İçin büyük bir gayret sarfcttl. Sanki boğazında bir yumruk tıkalıydı. Bo-ğuİuyormuşcasına bir hareket yaptırdı. Yakalığının düğmesi fırladı. Şimdi artık daha rahat nefes alabiliyor. Fakat, bacakları gevşedi. Sendelediğini gören arkadaşları, damadın koluna girdiler. Adeta bir lıasta-tayı götürür gibi onu arabaya yüklediler.
«— Sıcaktan fenalık geldi.» diye mazur göstermek istiyorlardı.
Bruce IVoodcock
Enosis kulübü şehrimize gelecek
Yun anlatanın kuvvetli kulüplerinden Enosis Beşiktaş kulübüne müracaatla dört maç yapmak üzere şehrl-Iİ1...3 gelmek İstemiştir. Yuııan kulübünün bu müracaat! esas itibar Lle kabul edilmiş olmakla beraber târihler üzerinde görüşülmektedir. Kurban bayramı veya 24. 25 kasım tarihleri düşünülmektedir. Enosis şehrimizde Beşiktaş. Fenerbahçe. Galatasaray ve Beyoğlu kulüpleri lle karşılaşacaktır.
Güreş müsabakaları
İslanbul güreş kulübü tarafından tertlbedllen Greko-Romen güreş müsabakaları yarın saat 14 de kulübün Fatihteki lokalinde yapılacaktır. Tecrübeli güreşçiler arasında ve bütün sıkletler üzerinde tertiplenen bu müsabakalara İstedikleri takdirde diğer kulüplerin bilecektir.
güreşçileri de İştirak ede-
Kupa
finali bayramda yapılacak
Geçen seneden ger! kalan kupa maçlarının finali bayramın ikinci cuma günü şeref stadında saat 14 de yapılacak ve maç berabere niiıayet-lendlği takdirde temdldedilecekt.lr. Finalde bulunan Beşlktaşla Fenerbahçe kulüpleri bu maç İçin hazırlıklarını tamamlamışlardır.
Sezon başında çok ümitli muçlaT çıkaran Yeşllbeyazlılaruı geçen hafta îstanbulspora mağlûpoiması beklenmiyordu amma futboldu bazau tu şekilde garip tecellileri bulunduğunu hesaba katarak kırılmamak lâzımdır. Yarınki rakipleri Beyoğlu teknik oynamakla İştihar eden bir takım olduğundan maç çok sıkı ve teknik ile enerjinin çekişmesi şeklinde geçecektir. Bu maçta galibi ayırmak zordur. Ancak fırsatları İyi kullanan taraf maçı kazanabilir.
ŞAZİ Tezcan
Son zamanlarda Tottenham Hots-pur stadyumunda binlerce seyirci önünde Jack London'u nakavt ederek Ingiltere ağır sıklet şampiyonluğunu, kazandığını yazdığımız Bruce Woodcockun sonbaharda Amerikalı ağır sıklet boksörlerinden Lou Nova İle karşılaşacağı ümit edilmektedir.
Woodcock için iljc düşünüleo karşılaşma Şiirli boksor Arturo Godoy lal. takat boksörün İngiltere'ye seyahat edecek durumda bıiilunmamusi yüzünden bu fikirden vazgeçilmiştir.
Nova. Atlantlğin her iki tarafındaki boks severler taralından çok iyi tanınan bLr boksördür. Loıı Nova, Tomıny Farr'ı puvan hesabiyle Mas Baer'i de on birinci ravuntta yenmişti. Kinlisi 91 kilo olduğuna göre bu maç tahakkuk ettiği takdirde. Voudcock çok muazzam bir rakip karşısında kalacaktır. Sabık İngiliz şampiyonu Jack London'u yere seren yumruk'a-rını kullanmağa fırsat bulursa, mesele kısmen hallolmuş sayılabilir.
Diğer enteresan bir boks havadisi de, dünya sinek sıklet şampiyonu Jackie Paterson un Avrupa'dan İngiltere'ye dönmesi keyfiye1 Idlr Kendisini tekrar ringde görmek boks âlemin! heyecanla»dırmışhr Pater-son'un en son maçım altı ay evvel Barnel'li Jack Grlmes ile yapmış ve sekiz raviınt dfvam eden yorucu bir galibiyet kazanmıştı.
Antrenmanlardan sonra birisi Ll-verpool sinek sıklet şampiyonu Joe Gufran, diğeri İse İmparatorluk horoz sıklet şampiyonu Jlm Brady İle olmak üzere iki çok mühim maç yapacaktır. Patrrson, Brady lle imparatorluk horoz sıklet şampiyonluğu maçını yaptıktan sonra, galip gelirse. ’ İngiltere şampiyonluğu İçin Johnny Klng ile karşılaşacaktır îngilterede yeni futbol mevsimi
(— Evet, kalabalıkta bunaldı.»
Ahbapları bunu söylüyorlardı umma, verguals müphem şekilde İşitiyordu:, Kalabalığın arasında dedikodu yapan ihtiyar bir kadının şu cümlesi daha vftzıh bir'şeklîde kulağına çarptı.
«—Bu bir felâket alâmetidir.»
Serin hava, yavaş yavaş onu kendine getiriyordu. Gözlerini kapadı, açtı. MarfcS hayalini dağıtmağa uğraştı.
(— Korkacak nem var? Biri bu cürmü meydana çıkaracak değil kİ? Bilen kimse yok. Lambln ml? Adam sen de. cesaret edemez. Ağzını altınla tıkadım, öyleyse niçin titriyorum?»
Lnmbln, sözünü tutmuştu. Ver-guals'nln evinden çıktıktan sonra âdeta kaçarcasına bu şehirden uzaklaştı. Ceplerinde bir ağırlık hissediyordu. Bu, bir İnsanın kânı pahasına elde edilmiş altınların ağırlığıydı.
Güçlükle yürüyordu.
Birçok seferler taklbedlldlğl vehmine kapılarak döndü, geriye baktı. Biri cürmiinün farkına varacakmış sanıyordu.
Böylece Villeneuve'e vardı. Fakat, ailesinin bulunduğu yere gidemedi. Birine rasltır da kendin! istintak eder, nereden geldiğini ona sorar diye korktu, aeceyf bekliyecektl. Bıça-, fanı çıkarıp dallar kart! ve bir çalı
çırpı yükü hazırladi-Bu suretle meşguldü kİ, yaklaşan nal sesleri duydu; eğilip baktı. Gezen jandarmalar. Büyük bir korku 11e sarsılmağa başladı. Bir çitin arkasına gizlendi. Jandarmaların geçip gitmesini endişe ile bekledi. Neyse farkına varmadılar. Lambln, her nedense, yakalanacağından, sorguya çekileceğinden, altınlarının gideceğinden korkuyordu. Gecenin karanlığından istifade ederek hırsız gibi eşek arabasına sokuldu. Hatifçe, Berllngot’yu dürttü.
— Haydi artık, buradan tüyelim.
Daha fazla izahat vermeksizin eşeği arabaya koştular. Araba yola çıktı.
Dilenci, bu ayaletten böylece uzaklaşmanın pek o kadar bir şey İfade etmlyeceğlnl düşünüyordu, Onu ne de olsa yakalıyncaklar, istintak edeceklerdi. Eşek arabası da hızlı gidemiyor. Dilencinin İçi İçine sığmıyor.
(— Verguals bana, buraya bir daha gelınlyeceğlma dair söz verdirdi. Eğer bu şartı koşmasaydı, gene gelmezdim. İşte artık altınlarım var. Bunların bende bulunması bir halt karıştırdığıma delâlet eder. Onun İçin glztemellylm, belli etmemeliyim.»
Bir an aklına geldi. Bu altınları bir yere gömmek. İhtiyacı oldukça gelip oradan almak. Fakat ya keşfedilirse?
(Arkası var)
1 Beynelmilel futbolcuların 1945 - 45 1 sezonunda, harbden evvelki şekilde ’ ücret almaları kararlaştırılmıştır. Yani milli takımlara seçilen oyunçu-‘ lara maç başına 10 Ingiliz lirası tediye edilecektir.
Mail bakımdan yapılan diğer mühim bir değişiklik de beynelmilel turnuvalarda toplanan paraların hepsinin bir yerde toplanması ve tevziatın sonra mütenasiben taksimi keyfiyetidir. Bu karar Gal ve İrlanda futbol cemiyetleri tarafından çok lyl bir ’ şekilde karşılanmıştır.
J Senenin İlk beynelmilel karşılaşması 15 eylülde Belfast'ta İngiltere -İrlanda takımları arasında vukubul-
, duğu hatırlardadır. Bunu takibe den Gal - İngiltere karşılaşması 20 eklm-
' de WemUey stadyumunda yapılmış-, tır. Btı ayın 20 sinde de Glasgow’da , Hampdeh Park'da İskoçya - Gal ta-. kımları karşılaşacaklardır. Bu maş-’ lardan sonra gene Belfast'ta 194S senesi şubat ayının 2 sinde İskoçya -İrlanda takımları maçlarını yapacaklar ve asıl senenin en njühlm
■ maçı olarak telâkki edilen İngiltere -• İskoçya takımları ise 13 nisan 194Gda
■ Glasgow'da Hampden Park'da kar-ı şılaşaçaklardır.
ı 1048 - 47 sezonu İçin şimdiden ye-- nt değişiklikler yapılması dflşünül-
■ inektedir. Bu arada «İngiliz kulüpler arası şampiyonluğu» adlı bir turnu-
. va da tertlbedllec«ktlr. Bu mevzua ' alt plânlar henüz tamamlanmamış-
’ tır. Fakat yapılan teklife göre turnuvaya 8 takım iştirak edecektir İn-
; glltere ve İskoçya üçer takım İle Iş-t tlrak edeceklerdir. Lig ve milli küme şampiyonları bu grupa dahil olacaktır. İrlanda kupasını kazanan takım da bu turnuvaya İştirak hak-' kını kazanmış telâkki edilecek, kalan sekizinci taK'mı da Gal eyaleti
I teşkil edecektir.
Fft» ve İspanya limanların» şilepler 1 atne verilmiştir.
j racritB S milyon liraya çımıcaKtiı. jceaur. M-vıa rannıe» cylıye.
10 Kasım 1945
AKŞAM
Sahile 1
(Baştarafı 3 üncü sayfada)
Şimdi mükemmelen puvant yapmaya başhyan Kaya ilhan bu sahada en muvaffak genç kızlarımızadam biridir. Canlı mimikleri, gayet mevzun Jesllerile bole sahnemizi büyük bir varlık olarak doldurmaktadır. Onun ismini burada bir misal olarak verdim. İlk vesileyle ondan ve baledeki biitıin arkadaşlarından etraflıca bahsetmek benim için bir zevk olacak. Bu sefer buna İmkân bulamadığım için beni mazur görmelerini rica eder ve hepsine yeni yeni muvaffakiyetler dilerim.
Bayan Krossa’ya gelince o da İlk günden beri bale hocalığı yapmakta ve ilk günden bert Nedim Akçer’ln yardımcısı olmaktadır.
Programa göre «Bora» nın daha başka yardımları da var. Onları da analım: Rejisör: Galip Arcan. Dekorlar; Perof ve Reşat Bulaner. Kostümler: Melâhat Taçkın. Teknik tertibat: Osman Ünel ve Necati Oktan,
Şimdi ben de biraz «Bora» dan bahsedeyim: «Bora» yı kırk beşer kişilik üç ekip hazırlamıştır. Üç ekip de »ırayla «Bora* yı temsil edecektir.
Her rolü temsil edecek üç mümessil bulabilmek bale teşebbüsünün ne kadar rağbet bulduğunu parlak bir surette göstermektedir.
Evet, bale bugün artık itiyatlarımıza girmiş bir sanattır. Bizde bale başladığı zaman ona, her İhtimale karşı, «bedii raks» adı verilmiştir, Bereket versm daha ilk adımda anlaşıldı ki bu «lıilel şer'iyo ye lüzum yoktur. Bale adıyla anılabilir
Nedim Alcçer'in delâleti, bayan Krossa'n m gayretiyle oynanan ilk baleler Antikacı dükkânı. Şopenyana, İncinin kitabı tarzında bazı klâsik eserler olmuştu. Sonra çok kudretli sanatkârımız Adnan Saygın bize ilk bir bale eseri verdi: Bir orman masalı.
Baleyi Türk seyircisine klâsik ve Adnan Saygın’ın «Bir orman masalı» gibi romantik eserlerinden sonra ne gibi bir yenilikle takdim etmek nıu-vakıf olacaktı? Bunu uzan uzun düşünen Nedim Akçer, bestekârlarımızdan. müelliflerimizden herhangi bir yardım görmeyince himmetin yine kendine kaldığını anladı. Çalışmak için imkân bekllyen yarının küçük, büyük bütün sanatkârlarını bir araya loplıyan bir mevzu düşündü. Bir lsnıl de «Demetin rüyası» olması lâzım ge-ten'ilk «Bora* bale pantomimi hazır-tadı
«Bora» nın ana mevzuu güzel adımlar, güzel renkler, güzel musiki olduğuna göre mevzuunu anlatmaya lü- > n mvar mı? Bana göre bu kadarcık fcahat yeter. Ama ısrar edenler olursa
onlara da ilâveten mevzuun anlatmakla anlaşılması güç olan, yalnız hissedilirse anlaşılan bir güzellik olduğunu söylerim.
«Bora» yı yine Nedim Akçer"in arayıp bulduğu bir sanatkâr, profesör Hayoş, R. Btraus, Wagner, Rimski Korsakof, Tchalkovsky ve Bdrliez gibi bestekârların eserlerinden aldığı parçalarla m Özlülendirmiş. Eser cidden muvaffakiyetle temsil edildi. Hep alkışladık.
Garp memleketlerinde çok küçük yaşlarında başhyarak senelerce, senelerce ders aldıktan sonra bir eserde roi alan bale kızlarına mukabil çalışmaları bir sene bile sürmiyen kız ve erkeklerimizin gösterdikleri muvaffakiyetle yalnız kendileri değil, biz de millî kabiliyetimiz namına güvenebiliriz. Çiınkü onlar bu muvaffakiyetleriyle Türkün o fıtrî .kabiliyetini İspat etmektedirler Bu sözüm onların artık öğrenecek bir şeyleri kalmadı demek değildir, Bilâkis onlar Uuııdan sonra bugüne kadatklnden daha fazla çalışmalı, bugünkü baleden bir «Türk balesi» çıkaracakların yardımcısı olmalıdırlar.
Eğer bu çalışma devam ederse yarın mwuu Türk, musikisinin motifleri Türk. esvapları ve dekoru Türk olan, Türk lejandianndan ilham alan baleler görebiliriz.
Aşağı yukarı 1909 da bşlıyan yeni Rus balecileri İptida Fransada, sonra İngiltere ve Amerikada bu sanatı basübadelmevt sırrına eriştirdiler. Onlar o tarihte ortayâ atılmadan evvel, başta Rusya olmak üzere bütün bu memleketlerde bale hayalsizlikten sönmüş gibi İdi. Hakikatte bir nevi gözü açık rüya görmek İken bale uykuya dalmıştı. Horluyordu bile... Huşlar ona yeni bir can verdiler. Bugün her memlekette bale yeni bir hızla canlanmaktadır.
Biz de yorulmaz bir azimle bu çalışmalarımıza devam etmeli, Nedim Akçer'e elimizden gelen bütün yardımları yapmalıyız kİ bu sanat da bizde lâyık olduğu şekilde gelişsin, lâyık olduğu yeri alsın.
Son söz olarak Nedim Akçer'i bütün samimiyetimizle tebrik eder ve okuyucularıma «Bora» nın verilecek son temsillerinden istifade etmelerini hararetle tavsiye eylerim.
Selim Nüz?ıet Gerçek
Ankarada Satı’ık Ev
Yeni Şehir İsmetpaşa caddesinde 700 metrelik arsa İçinde yedi odalı müstakil ev boş olarak satılıktır. Aynı kıymette İştanbul-da bir evle mübadele de yapılabilir. Tel: 41250
Tekel U. Müdürlüğü ilânları
1 — Kapalı zarfla yapılan eksiltmesinde şartlaşmasına uygun mal verilemediğinden 12.OM lira muhammen bedelli bir adet semaver tipi kazan pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — Pazarlık 13/11/945 sah günü saat 10 da Kabataşta Genel Müdürlük Levazım şubesindeki Alım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartlaşma her gün adı geçen şubfden alınabilir.
4 — Isteklderln pazarlık için tayin olunan gün ve saatte % 15 gü-vneme paralarlyle birlikte mezk-ör komisyona gelmeleri İlân olunur.
(14412)
*
1 — Beyaz ve temiz olmak şar t il e 10 ton üstiibü pazarlıkla satan alınacaktır,
2 — Pazarlık 13/11/945 salı günü saat 10 da Kabataşta Genel müdürlük levazım şubesindeki Alım komisyonunda yapılacaktır,
3 — isteklilerin pazarlık için tâyin edilen gün ve saatte nü-mune ve % 15 güvenme paralarİJe birlikte adı geçen komisvona gelmeleri jlân olunur,
4 — İdare kısmen veya tamamen İhalede serbestâr. (14724)
Muhtelif cins pirinç malzeme satın alınacaktır.
1, E, T, T, İşletmelerinden:
1 — Muhtelif cins pirinç m&lzeme 10/11/946 pazartesi günü saat 10.30 da pazarlık usuliySe satıu aınacaktır
2 — Muvakkat teminat 550 liradır.
Şartnam'ler Metro han levazım ında parasr. dağıtılmaktadır. (14790ı
Pendik belediyesinden:
Pendiktc Bayrak mevdanh?mda tütün deposunun saçak ve olukları açık (kslltme ile tamir ettirilecektir. Keşif bedeli 425 Hradır. İha'esl 12/11/946 pazartesi günü saat 15 de Pendik Belediye dairelinde Encümen huzurunda yapılacaktır. İstekliler geçen giin ve saatte yüsvle yedi buçuk teminat makbu-zile encümene ve fazla İzahat’tetcycn>r her gün belediye başkanlığına müracaat etmeleri. (142901
Taksim Sarıyer otobüsleri
I. E. T. T. Umum müdürlüğünden
Taksim İle Sarıyer arasında işleyen otobüslerin 12 KASIM 945 pazartesi gününden itibaren adi günlerle pazar günleri tatbik edilecek olan yeni evkaf tarife»! sayın halka İlân olunur.
Adi günler Pazar günleri
Taksimden Sarıyerden Takaimden Sarıyerden
6.30 7,40 8,30 0.45
7.05 8.20 9,20 10,3
7,45 8,55 10.10 11^
8,20 9,30 11,00 12,11
0,00 10.15 11,50 13,05
9,50 11,00 12,40 13.55
10,40 11,55 13,30 14,45
11,30 12.45 14,20 15.35
12,20 13.35 15,10 10.25
13.10 14,25 10,00 17,15
14.00 15,15 1050 1810
14,50 16,05 17.45 1905
15,40 16.50 18.40 20,00
16.15 17.25 19.30 21,00
16,55 18 05 20.30 22,00
17,30 18.40
18.10 19.20
18.45 19.55
19,25 20,40
20,00 21,16
20,45 22.00
2130 22,40 (14990)
RADYO
ANKARA RADYOSU
19.00 Program ve Memleket saat ayarı, 19.02 Haberler, Geçmişte bugün ve saat 20.15 e kadar kapanış. 20.15 Radyo Gazetesi. 20.45 Ebedi Şef Atatürkün ölümünün 7 nel yıldönümü mü-nasebetlle, MJlli Şef İsmet İnönü'nün o gün bu büyük acı dolayısile Büyük Türk milletine yaptığı beyanatın okunması, 20.50 Aziz Atamızın Cumhuriyetin lo uncu yılında Türk milletine yaptığı tarihi hitabenin kendi sesleriyle yayımı. Büyük Atatürk'ün 4 iincü Büyük Kurultayı açış nutukları (filimden) kendi sesleriyle, 21.15 Saat 22.30 a kadar kapanış. 22.30 Memleket saat ayarı ve Haberler. 22.50 Yarınki program, İstlkiaı marşı ve kapanış.
ÇOCUK SANAT MÜSAMERELERİ
Haber aldığımıza göre, «Doğan Kardeş» çocuk Dergisi, bjı yıl üç sanat müsamcresl tırtlbetmcğe karar vermiştir. Bunlardan İlki, bu ayın 16 sın da yani bayramın İkinci cuma günü, saat 16 da Tcpcbaşmdaki Çocuk Tiyatrosunda verilecektir.
Bu müsametede, Konservaluvar profesör'.? rinden bayan Râna Erk-san'ın küçük öğrencileri tarafından piyano konserleri verilecek. Bora Baletini hazırlayan bayan Lldya Krossa Arzuman'ın küçük yavruları tarafından çeşitli rak'star yapıUcak, bay Arto Beno'nun öğrencileri. aî:cr-; dlyon çalacaklar, karikatür üstadı- i mız Cemal Nadir Güler İle Solma/ Emiroğlu, karikatürler yapacaklar V.S- VS.
Görülüyor ki, program çocukların sanat zevkini yükseltmek, ve sanatkâr çocukları şcvklcndirmejt İçin çok İyi hazırlanmıştır. Bu. musanıerele-rln bir başka güzelli?! de hasılatının Vîrem Savaş Derneğine teberru edilmiş olmasıdır. Bu dernek taraf u-dan kurulacak çocuk paviyonuna yavrularımızın bir İki tuğlacık katarak hasla kardeşlerine karşı ilgi ve sevgi duygularını uyapık tutmak düşüncesi dc ayrıca takdire şay.uıdır Doğan Kardeş Dergisinin bu çok eu-zcl teşebbüsünden dolayı tebrik ecier-riz.
Trakya illerinde umumî meclis toplantıları
Edirne (Akşam) — Trakya bölgesini teşkil eden Edirne, KIrklareli, Tekirdağ ve Çanakkale illerindeki umumi meclis toplantıları bir buçuk ay devamdan sonra faydalı kararlar alarak sona ermiştir.
Zayi — Taşköprü nüfus memurluğundan aldığım nüfus kâğıdımla birlikte Bakırköy yabancı askerlik şubesinde kayıtlı askerlik tezkeremi kaybettim. Yenilerini alacağımdan eskilerinin hükmü yoktur.
327 doğumlu Hamlt oğlu Şevket Topuz
Beden Terbiyesi İstanbul Bölge Başkanlığından
Mahallesi Ada Pafta Parsel cinsi
I — Mecldiyeköyü 57 8 21
2 — Mecldiyeköyü
3 — Mecidiyeköy
Arsa
Üç odalı kârglr ev
Bir kat ahşap oda Arsa
Arsa ve teneke baraka
Takdir olunan
Sathi mesahası kıymet
1100 M2
1817 M2
315 M2
4640 T.L. 2800 T.L.
400 T.L. 4642 TL. 1575 TL.
Sahibi
Şükrü Tongöç
4 — Mecldiyeköyü » » 03
Yukarda vasıfları yazılı gayri
Arsa
195 M2 menkuller spor sahasına ilhak edilmek dürlüğü namına istimlâk olunacağı 1295 tarihli istimlâk kararnamesinin olunur. (14777)
Aprine Ştkerclyan Fatma Toközsoy ve Hadiye Tozanı en
Mehmet Nuri Boz
487 TL.
üzere Beden Terbiyesi Umum Mü-
8 inci maddesine tevfikan ilân
Köknar tomruğu satışı
Devlet Orman işletmesi Adapazarı müdürlüğünden:
Mikdarı Fiatl
Adet M3 D3 Lira Krş,
01 31 J993
61 31 1058
61 31 828
1 — Hendeğe 8 kilometre ve Adapazanrıa «38» kilometre mesafede kamyon ile nakliyatı yanılabilir işletmemizin Kara dere bölgesi Çakalhk aradeposunda mevcut ilç parti halinde 1430 adede denk «844,096» metreküp köknar tomruğu açık arttırma İle satışa çıkarılmışttr.
2 — Arttırmaya çıkarılan emvalin muhammen bcdcllerlle İIr teminatları kendi hizalarında gösterilmiştir.
3 — Arttırma giiçii 19/11/1945 pazartesi günü saat 15. 15,30 ve 16 da yapılacaktır.
4 — Arttırma şartnameleri Orman Genel Müdürlüğünde. İstanbul. İzmit, Gtyve, Düzce İşletme müdürlüğünde Hendek, Karadere orman bölge şefliğinde ve Adapazarı İşletme müdürlüğünde görülebilh-. «14709»
Deposu__________Cinsi________
çakallı deposu Köknar tamrtığu
' Halkevleri ve Kurumlar ’
KÜLTÜR GÜNÜ VE CEMAL NADİR
Eminönü Halkevlnln h^r pazar saat 10 - 12 arasında düzenlediği Kültür günlerinin 4 üncüsü 11 Kasım pazar günü yapılacaktır. Bu toplantıda karikatürist Cemal Nadir Güler bir konuşma yapacak, Halkevi haberleri bildirilecek ve muhtelif kültiir fillm-leri ve konferansla alâkalı filimler gösterilecektir. _________________
Galata Gençlik kulübünden:
Kulübümüzün mukarrer olan çayı görülen lüzum üzerine 17/11/845 tarihine müsadif cumartesi günü saat (16)-dan (19) a kadar tehir edilmiş olduğunu sayın âzalanmıza bildiririz.
AKŞAM
Abone bedeli
Türkiye Ecnebi
Senelik 2800 ruruş 6400 kuruş
3 Aylık 15W » 2900 »
3 Aylık E00u » 1600 »
Adres tebdil! için elli kuruşluk; pul gönderilmelidir Aksı takdirde adres değiştirilmez_________
Telefonlarımız Başmuharrir: 20565 îaa işleri: 20785 — tdare: 2088) Müdilr: 20497
Zilhicce 5 — Kasım 3
İmsak Güneş öğle İkindi Ak Yııi-M
E. 12.04 1.46 7.02 9.43 12.00 1.34 V. 5.01 6.42 11.58 14.39 16 56 18.30
idarehane BabIâli civarı
AçımuslUk SOtAK NO 13
1946 İkramiye PI8nı
^JKuçtık Ifiri Hesaplın
797
379
254
433
230
180
617
231
243
Teminatı Lira Krş.
İhalenin
Tarihi Saati
19/11/1945 15
> 15.30
> 10
Hesap uzmanlığı müsabaka imtihanı
Maliye Bakanlığından
20 Kasım 945 tarihinde yapılacak hesap uzmanlığı mû.abaka im t İh a m için evvelce yayınlanan İlânların İmtihana kabul şartlarına alt birin d maddesinin Ç. bendi (Maliye Bakanlığı teşkilâtında Gtnel Mudil Muavinliği şube müdürlüğü, şube müdür muavinliği. Gelir KonroltJrlüfifi Bankalar Mûraklpllgl. Defterdarlık, 9 uncu ve daha yukarı derecelerden Gelir Müdürlüğü İle Gelir Kontrol memurluğunda ve Tahakkuk Şube Şef liği görevlerinde en az İki yıl ve yahut Bankalarla 8859 sayılı kanunuı şümulüne giren kurumların müfettişlik. Muhasebecilik. Muhasebeci avinüğl veya Müstakil Şube Müdür! ûğü görevlerinde en az üç yıl lunmuş olmak şeklinde değiştirilmiş ve ikinci maddede gösterilen racaat müddeti de 20 Kasım 945 tarihine kadar uzatılmıştır.
mu-bu-mu-(14857)
Kapalı eksiltme ilânı
İstanbul bayındırlık müdürlüğünden:
1 — Topkapı sarayı müzesindeki mutfakların anarımı kapalı zarf usulü İle eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli (12175) Ura (27) kuru> tur. Eksiltme 28/11/945 tarihinde çarşamba günü saat 15 de Bajindrllk müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu işe alt evrat şunlardır: Mukavele, Eksiltme. Bayındırlık İşleri, genel, hususi ve fenni şartname İtri, keşif hû'âsasile buna müleffr-rl diğer evrak dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye iştlrâk etmek İçin taliplerin (913) lira (I5.ı kuruşluk muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve (915) yılında Ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hamil olması eksiltme gününden tatil günleri hariç (3) gün evvel vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası alması ve yukarıda 2 nel maddede yazılan evrakı görüp kabut ettiğine dair İmzalaması ve buna ait 2490 sayılı kanun mucibince hazıriıyacağı teklif zarfını 28/11/945 çarşamba günü saat 14 e kadar İstanbul Bayındırlık Müdürlüğüne verilmesi lâzımdır. 114776)
Sümerbank iplik ve dokuma fabrika İr rı miie«se« »esi Bakırköy Bez fabrikası miâdürlüfH’nden:
Fabrikamızda tahminen 330 ton miktarında temizlenmiş ve balyalanmış pamuk deşesi mevcuttur.
Numuneyi görmek ve görüşmek üzere isteklilerin labrika müdürlüğüne baş vurmaları, (J4733)
Türk Hava Kurumu İstanbul Vilâyet Şubelinden:
Kurban Bayramında bu sene toplanacak kurban der1 erinin ar ürniasi görülen lüzum üzerine 12 Kasım 945 pazartesi günü saat on bire bırakılmıştır.
İsteklilerin ayna gün ve soatie 1500 liralık muvakkat teminetlarile birlikte Bahçekapı Yeni Postahonc caddesinde 47 No İl İstanbul şubesi Merkezine müracaatları._( 14867>__________________________
Yağ alan halrVallara
Ticaret Ofisi Umum ıvıüâür£vgünden:
1 — Boş tenekelerin Çengelköy, Kadıköy ve Bedesten deposuna, b-.ş varillerin de Nusretiye, Çengelköy, Kadıköy depolarına iadesi
2 — Boş variller açılırken, çivi İle delinmemesi, nakil esnasında ezdir! İmemesi.
3 — Boş tenekelerin bir kaç defa kullanılması zaruri olduğundan,
boşaltılırken ağız kapaklarından İtina He açılması, ezik v ra dc-Uk olmamalarına dikkat edilmesi. ehemmivetio rica olunur *'^8«0)
Sayın Vöiaımaşlanınızın dikkat nazarına
T. H. K. İstanbul Şubesinden:
Bu sfne Kurban Bayramında kestireceğiniz kurbanın zın derlsn> size müracaat edecek vazifelilere behemehal makbuz mukabtlind. evrUmeslnl ve Kurumumuzla Kızılay ve çocuk Esirgeme Kurumlan arasında paylaşılacak olart bu bağışınızın tulum çıkarttırıl masının temini bilhassa sayın yurttaşlarımızdan Kurum saygılarla rica eder. 114866)
İstanbul Akşam Erkek Sanat Okulu müdürlüğünden:
1 — Tophane erkek sanat enstitüsü İçin mevcut nümunele-rine göre çeşitli tip ve cinslerde marangoz ve tesviyeci el aletleri, 4470 sayılı kanun gereğince pazarlık suretiyle (derhal teslim edilmek şartiyle) satın alınacaktır.
2 — Pazarlık, 12, XI. 945 pazartesi günü saat 15,30 da Tophanede 347 numarada Akşam Erkek Sanat okulu satınalma servisi bürosunda toplanacak komisyonda yapılacaktır.
3 — Bu aletlerin numuneleri her gün yukarıda adı geçen satın alma servis! bürosunda görülebilir.
4 — Bu glıbi aletleri yapanlar ve satanlardan istekli olanlar
yukarıda belirtilen gün ve saatte komisyona baş vurmaları, ____________(14914)___________________________________________
Baytndırlık Bakanlığından:
26. 10. 1945 günü yapılan eksiltmede isteklisi çıknuyan 3500 lira keşif bedelli Fatsa ve 5500 lira keşif bedelli Ünye kasabaları imar plânının düzenlenmesi işleri ayrı ayrı ve götürü esas üzerinden pazarlıkla ve evvelki flat ve şartlarla eksiltmeye çıkarılmıştır.
İsteklilerin evvelâ Bayındırlık Bakanlığına müracaatla bu İşler İçin yeterlik belgesi aldıktan sonra 15. 22 ve 26. 11. 945 günleri saat in.30 da yapı ve İmar İşleri eksiltme komisyonuna başvurmaları ilân olunur.
(14701)
SohlFe 8
A fl9 A M
10 Kasım 1945
HAŞAN LİMON ÇİÇEKLERİM
Sizi-Saadeta Gö.tûren
PUDRANIZIN RENGİ Hangisidir.
Mütercim aranıyor
Anadolu Ajana »rVlâlarinda çalışmak üzer* Fransucadan Tttrkğoye blhakkln tercüme yapmasını bilen mütercimler* İhtiyaç vardır. İaıtih&n neticesinde göstereceği 11 ya kata göre' aylık teablt edilmek üzer* isteklilerin İstanbul müdürlüğüne başvurmaları lüzumu İlân olunur.
TECRÜBE EDİLECEK gN SON RENKLER
renkte bit pudra kullanırlar.
Açık Arttırma ile Satış
Yarın pazar sabah saat lo da Beyoğlunda Taksim Bıraselviler caddesi 75 No. lı HulÛsl bey apartımanının 2 ncl dairesinde Belçika sefarethanesi yanında maruf bir aileye alt kıymetli eşyalar re biblolar açık arttırma ile satılacaktır. Ceviz kaplam» Kübik vltrlnll büfe, otomatik kare yemek masası, ve meşin kaplı 6 adet sandalyadan İbaret gayet zengin yemek oda takımı, mavon kaplama vltrlnll ve eta-jerll hakiki Hereke kuma® taPİ» divan, 2 koltuk. 2 pufdan ibaret zengin salon takımı, limon kaplama dört kapılı dolap, tuvalet. 2 komodin. 2 karyola Amerikan somyalarlte zengin yatak oda takımı, maroken kaplı ve Tonet koltukları, port manto, yazıhane üstü kristal Klasör, döner kütüphane, emaye Salamandra, Kodak fotoğraf makinesi, elektrik avizeleri, perdeler. samaver. vazolar ve saire lüzumlu eşyalar. Taban, halı ve seccadeler, yrd! lâmbalı Marfco-nl R-dvn olkaD ile h- raher
FEDERAL LÂSTİKLERİNİN
En çolr kilometroyu yapan. İktisadî olan. “ FEDERAL',, lâstikleri emniyetli ve rahat „r yürüyüş temin etmelerinden dolayı benzerleri arasında en ön safhada gelmekledir.
En son teknik usullerle imâl edilen bu lâstikler kamyonlarda ve otomobillerde gördükleri ış bakımından dikkata lâyıktırlar
Harpte elde ettiğimiz tecrübelerle, sulh zamanında, FEDERAL ,, lâstikleri imâlatı, yapılış
BAYRAM GAZETESİNE
İLAN VERMEK İSTİYENLERE
Türk Basın Birliği İstanbul mıntakası reisliğinden:
önümüzdeki Bayram günlerinde bütün gazeteler çıkmıyacak, yerine birlikçe bayram gazetesi neşrolunacaktır. Bunun safi hasılatı Kızılay Cemiyeti İle Banin Birliği İstanbul mıntakası yardım sandığına tahsis olunacaktır.
BAYRAM Gazetesine İlân vermek tstiyenlerln BabIâli caddesinde Birlik merkezine veya İlâncılık Kollektlf Şirketine (Ankara caddesi Kahraman Zade han birinci kat, Tel.: 20004 - S5) müracaatları tavsiye olunur, tlân flatl son sahifede santimi 2 liradır.
BADYOnRBOH '
I tabiat^
Mide, barsak ve vücutta birik-m'Ş yağlara, gazlara, toksinlere karşı kullanılır.
Fena renkta bir pudra, yüzünüze «Makyajlı» çirkin bir ma nura »e sizi daha yaşlı gösterir En uygun rengi bulmanın yegâne çaresi, yüzünüzün bir tarafına renk ve diğer tarafına başka renk pudra tecrübe etmektir Bu tecrübeyi hemen bugün size para-»ıı olarak gönderilecek Tokalon pudrasının yeni ▼e cazip renklerde yapımı Bu yeni renkler, gayet modern ve âdeta sihrimiz bir göz mesabesinde olan «Cromoscope» makinasile karıştırılmıştır Bu maltına, renkleri kusursuz ve un.; olarak seçer Arlık «Makyajlı» bir yüze tesadüf edlltnl-
IBHareket hasebile ■■
İki tarafın rlzası ile ZENGİN SATIŞ
Kasım ayının 9 uncu cuma ve 10 uncu cumartesi günleri «ast 16 - 19 arasında ve 11 İnci pazar günü saat 10 - 13 orasında ve 12 ncl pazartesi günü saat 15 - 10 orasında yapılacak satışta:
Krlsloll sofra takımı, 132 parçadan mürekkep ağır porselen sofra takımı, Sevre ve saire kutu ve küçük heykelleri, Berndorf çay takımı, gümüş kokteyl servisi, kırmızı kenarlı kristalden şarap kadehleri. Cobolt kahve takımı, halılar ve ziynet tabaklan ve saire vardır. Tafsilât için saat 9-12 arasında 83827 No, va J. Konstantlnldls'e tele-
yecektlr çiid ile imtizaç eden ve tabii gibi görünen mükemmel bir pudradır. Tökalon pudrası, «krema köpüğü» ile berattı ve hususi bir usul dairesinde kanşiınlmıaUr. Bu sayede rüzgârlı ve yağmurlu bir ha-rada bile bütün gün sabit kalır
Hemen bugün Tokalon pudrasını tecrübe ediniz ve teninize ne derece bir güzellik temin edeceğini
görünüz.
İlân
Bu kere İstaııbulda Ankara caddesinde kâin 157/1 sayılı Neza-hat Kitapçıya alt (İKBAL Kİ-TABEVİ'nb bilümum telif ve neşir hakları ve mezkûr kltapha-neye alt kltaplarlle birlikte sahibi Nezahat Kitapçıdan tamamen satın aldım. Mumaileyhin işbu mahalda hiç bir ilişiği kalmadığı ilân olunur.
Osman Kartal
Pendik belediyesinden:
Pendik belediye hududu İçinde Ötede beride v« çöplükte atılmış ve 3O/B/1846 tarihine kadar atılacak kemikler açın arttırma usullyle satılacaktır. Muhaıpmen bedeli 62 liradır. İhalesi 12/11/1545 pazartesi günü saat 18 da Pendik belediye dairesinde Encümen huzurunda yapılacaktır. İstekliler sözü geçen gün ve saatte yüzde yedi buçuk teminat makbuzlle Encümene ve fazla izahat isteyenler her gün belediye başkanlığına müracaat etmeleri. (142971___________
Açık Arttırma ile Fevkalâde Satış
Yegâne ve hakikaten sevimli emsalsiz bir satış
1945 Kasımın 11 İnçi pazar günü saat 10 da, Biyoğlunda Ağaca-mlnln İttisalinde Sakızağacı caddesi 19 numaralı Türbini apartı-manının 1 No. lı dairesinde teşhir edilmiş emsali görülmemiş ve şehrimizin ticaret âleminde çok tanınmış ve gayet muteber bir aileye alt yegâne bir eşya açık arttırma İle satılacaktır. Şehrimizin en meşhur fabrikalarından biri tarafından yapılmış asri bir mlnlstre yazıhane ve koltuğu, gayet sevimli ve en son model bir Bar - Etajer, hakiki Fransız mamulâtı ve masif mavundan mamul eski Aubusson kumaşı kaplı knnape takımı, defa masif pelesenkttn mamul diğer bir Louls Kenz kanape ve bir koltuk, hakiki Parla mamulâtı kristal ve bronz Louls Kenz ve Louls Sez gayet zarif avizeler, hakiki ve en kıymetli balgam! taştan mamul ve bronz motifler İle müzeyyen fevkalâde bir kolon ve İmzalı nadide bir bronz heykel; diğer fevkalâde mermer heykel ve kolonlar, hakiki eski Çin kluvazonesl, fevkalâde güzellikte büyük ve küçük boy boy kusursuz tabak ve vazolar, hakiki ve markalı Kapo Dİ Monte emsalsiz bir grup, Saks heykeller, Mauscr, Rozenthal Pirken - Hanımer - Bohem - Gaile - Harros, Çin, Murano, Mayollka. Olarovskl. ve sair hayli en meşhur İmzaları havi heykeller, biblolar ve vazolar, iki adet ağaç oyma Budaha, Hindla işleri. Çin, Japon, Portekiz, ve sair kaşpolar ve duvar tabakları, Goblen pano ve perdeler. renkli ve kesme hakiki kristal bakara hayli bardak ve atlrahiler. bronz heykeller ve saire- 97 parçalı Llmoj bir tabak takımı ve kahve fincanları, defa Llmoj 28 parçadan mürekkep mavi bordürlü fevkalâde bir çay takımı, Japon çay takımı, hayli kristofl ve sair çatal, bıçaklar, kesme kristal likör takımları, güzel bir eski k«nan, Tlroliyen bir büyük pipo (Çibukl gayet çok mutfak bakırları, çinileri ve porselenleri ve nihayet fevkalâde miktarda bir eve lâzım olması gereken cins cins bir çok eşyalar... Yepyeni kadın ve erkek elbiseleri, hayli kadın ve erkek çamaşırları, cins, cins çarşaflar, peşkirler, peçeteler v.s. meşhur Yunkcrs markalı yepyeni bir gaz fırını ve AEG elektrik fırını, Slnger markalı dikiş makinesi, Şlruz, Şirvan, Tebriz, Keşan ve sair hayli gayet güzel halılar. Fazla malûmat İçto: A. Babikynn'a müracaat. Telefon: 41221. __
tarzı ve malzeme bakımından, önceden tasavvufu imkânsız bir mükemmeliyete erişecektir.
/' FEDERAL „ lâstiklerinin ömrünü uzatmak jlçîn acentslarımız gereken izahatı vermeğe h«-■ırdırlar. Bir an evvel ziyaret ediniz.
FEDERAL TİRE EXPORT COMPANY
Nakil dolayısiie hakikî mecburî büyük bir satış
Acık arttırma ile fevkalâde bir satış
Ültra modern eşya ve blblolor. 1943 Kasımının 11 İnci pazar günü saat 10 da Beyoğlu. Şişlide. Şişil tramvay son durağında Âbldel Hürriyet caddesinde Koca Mansur sokağında 65 No. h Kavur a par tımarımın 1 İnci dairesinde mevcut ve bay Aydın İlkaydın’a alt emsalsiz en son model eşya, biblo vt halılar açık arttırma ile satılacaktır. Şehrimizde tanınmış meşhur Çlrlgotls fabrikasına hususi surette ısmarlanmış tekmili lconstriikslon ve Rio kaplama Ültra modem zengin ve gayet zarif yemek oda takımı, aynı fabrikada yapılmış çok yeni halde lup ağaç Stüdyo dlvanlı fevkalâde modern salon takımı, en son model bombe kristalli muhteşem bir vitrin, meşhur Macar Herman tarafından yapılmış kök ceviz ve İçi konstrüksion emsaline az tesadüf olunur modern nadide yatak oda takımı, üstleri kristal Ferbanks salon masaları, salona alt eşyalcr. gayet ışık ve zarif elektrik avizeleri, MaJ estik marka 7 lâmba son model az kullanılmış garantili radyo, fevkalâde bir meble pikap ve seçilmiş plâklar. Rozental, Ml-fenburg ve Bayarya zevkli biblolar, su ve likör kadehleri, beyaz maden tepsi, ve şamdanlar. Saçuma Çin kaspo. kadife masa örtüsü, hiç kullanılmamış Frcusız keten üzerine İşlenmiş yatak ve sofra takımları. Etamin perdeler, modem port-manto, Onlks Avrupa kolonları, güzel bir oyun masası, Avrupa malı emaye ve nikelli yeni halde kömür sobası, apartmanın yepyeni muşambaları, gümüş vazolar, sigara takımlar, tanınmış ressam Norman'ın natürmort tabloları, tekmili kristal «Bnccarat» muhteşem ayaklı lâmba Sparta hah ve seccadeleri -işlemeli yastıklar. Fazla tafsilât almak İçin Portakal Mobilya Evine müracaat. Telefon: 4273B,
Dosya raptiyesi satın alınacaktır
Maliye Bakanlığından:
Devlet kırtasiye idaresi Beşiktaş deposuna teslim edilmek üzere şartname ve nümunesl veçhile 500,000 adet dosya raptiyesi yaptırılacaktır.
Raptiye nümunesl Ankara ve İstanbul depolarında görülebilir.
Teklif mektuplarının 22/11/945 tarihine kadar Ankarada Devlet Kırtasiye ve Matbua umum müdürlüsüne gönderilmesi ______________________________________________(14975)________
Davlumbaz, hava borusu ve baca yaptırılacak
İstanbul Akşam Erkek Sanat Okulu müdürlüğünden: Muhammen bedeli Kati teminatı _________Pazarlık günü _______
3035,12 Ura 455.27 lira 12/KI/Ö45 pazartesi saat 15
1 _ Tophane Erkek Sanat Eııstltütünün demir atelyesi İçin lüzumlu olan yukarda durumu yazılı 3 kalem İş, 4470 sayılı kanun hükümleri gereğince pazarlı^ suretlle yaptırılacaktır.
2 — İhale 12/11/945 pazartesi günü saat 16 de «Tophanede 347 numarada» okulumuz Satınalma servisi bürosunda toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
3 — Bu İşe alt şartname her gün sözü geçen büroda görülebilir,
4 — İsteklilerin buı yıla alt Ticaret Odası vesikası, Yüksek Okullar
Saymanlığı veznesine yatıracakları kati teminat makbuz ve bu gibi işleri yapabileceğini inandırır vtslkaiarlyle birlikte yukarda belirlilen gün ve saatte komisyona baş vurmaları. (149131
Sayın Halkın Dikkat Nazarına
SÜMERBANK
YERLİ MALLAR PAZARLARI
Miıcsşesesl Toptan Mağazası. Müdürlüğünden;
1 — fH) kuponlarlle dağıtımına başlanan basma ve kaput .hederi beher kupon başına büyük küçük tefrik edilmeksizin
Be^er metre olarak verilecektir
2 — Hint bezleri henüz teslim alınarak bayilere dağıtılmamış bulunduğundan bu cins bezlerden almağı arzu edenlerin kuponlarım muhafaza ederek intizarda bulunmaları icabetmektedlr. Bayilere Hint bezi dağıtımı için ayrıca keyfiyet açıklanacaktır.
İstanbul Akşam Erkek Sanat okulu müdürlüğünden:
1 — Meslek Okulları İhtiyacı için mevcut nümunelerine göre çeşitli tip ve cinslerdi tesviyeci el aletleri 3370 sayılı kanun gereğince pazarlık suretile (derhal teslim edilmek şartiyle) satın alınacaktır.
2 — Pazarlık 12'XI'945 pazartesi günü saat 16 da Tophanede 347 numaralı Akşam Erkek Sanat Okulu satınalma servisi bürosunda toplanacak komisyonda yapılacaktır.
3 — Bu aletlerin nümunelerl her gün yukarıda adı geçen satmalına servisi bürosunda görülebilir.
4 — Bu gibi aletleri yapanlar ve satanlardan istekli olanlar
yukarıda belirtilen gün ve saatte komisvona başvurmaları ________________________________________(14980)____
Çivi satışı serbesttir
İstanbul Memurlar İstihlâk Kooperatifi Müdürlüğünden:
Küçükpazardaki anbaıımızda her numaradan mevcut çivilerin satışı serbesttir, 13/16 ve 14/ 21 numaralı çivilerin sandığı 34.37 00 Hra ve kilosu 1,37/00 liradır,. Diğer numarah çivilerin sandığı 33,03/100 lira ve kilosu 1.32 '00 liradır, İstekliler doğruca anbar memurluğuna müracaatla bedelini vererek çivi alabilirler, 14951)___________________________________
İstanbul Ticaret Borsasından:
Borsaımz tellâllarından (Galip Kuıap) vefat etmiş olduğundan mumaileyh ile Borsa muamelâtından dolayı ihtilâfı o-lanlann işbu ilân tarihinden itibaren on gün içinde yazı ile Borsava müracaatleri il&n olunur, _______
Açık eksiltme ilânı
İstanbul bayındırlık müdürlüğünden:
1 — Balta limanı'Kemik ve Mafsal Hastahıvıesl sü tesisatı açıt eksiltme ye çıkarılmıştır. Keşif bedeli 60ûû liradır. Eksiltme 12/11/945 tarihinde pazartesi günü saat 16 da İstanbul Bayındırlık müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu İşe alt evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme. Bayındırlık İşleri genel, hust|l ve fenni şartnameleri proje keşif hulâsasLle buna mü-teferrl diğer evrak dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye İştirak İçin taliplerin 430 liralık muvakkat teminat
yatırdığına dair makbuz İbraz etmesi ve 945 yılında Ticaret odasında kayd bulunduğuna dair belgeyi hamil olması, eksiltme gününden tatil günleri hariç üç gün evvel vilâyet makamına müracaat ederele ehliyet vesikası alması ve yukarda 2 ncl maddede yazılı evrakı görüp kabul ettiğine dair İmzalaması lâzımdır. ___________(14288)
İnşaat yaptırılacak
Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu Umum Müdürlüğünden/
Rize'de yapılması mukarrer Çay Fabrikası binalarından Ambalaj Fabrikası blnasi eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 154.800 liradır.
Bu gibi demir İnşaatı yapmış olup kâfi miktarda teşkilâtı ve atölyesi bulunan isteklilerin vaziyetlerin! lsbat eden veslkalorlle birlikte Kurum Umum Müdürlüğüne müracaatları ve münakaşaya girmek için vesika almaları lâzımdır.
Münakaşa evrakı Ankarada Umum Müdürlükte, Rize'de çay «Atölyeleri Müdürlüğünde» 50 Hra bedel mukabilinde alınabilir.
Münakaşa 10'11/945 pazartesi günü saat liJ da Ankarada ÜÇ-üin Müdürlükte yapılacaktır, (14433)
Comments (0)