—:-------------------
Ellerinde pamuk bulunduranlar on gün zarfında beyanname vermeğe mecburdurlar _____________________

Memurlar Kooperatifinden:
Müessessiniz büroları Gaiatada Gümrük sokağında kûln Ada hanına nakletmelerdir. Yeni telefon numarası (41548» dır. Sayın ortaklara ve müşt*! İlerimize saygı İle bildirilir. »4273»
Sene 27 — No. 9506 — Fiatl her yerde 10 kuruştur. CUMA 6 Nisan. 1949 Sahihli Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Rus ve Müttefik orduları birleşmek üzere
Rusya, Sovyet-Japon tarafsızlık antlaşmasını leshelti
Japon Kabinesi istifa etti. Başbakanlığa amiral Suziki getirildi
San Francis-coya giden heyetimiz
Tokyo'da Parlâmento binası
Londra 6 (A.A.) — Moskova radyocunun bu akşam bildirdiğine göre, Sovyetler Birliği hükümetinin 13 nl-uan 1941 tarihli Rus - Japon, tarafsızlık paktını fesih arzusunda olduğunu bildiren bir nota, Moskova'daki Japon Büyük Elçisine tevdi edilmiştir. Radyonun İlâve ettiğine göre, bugün öğleden sonra saat 15 de Hariciye Halk Komiseri M. Molotof, Sov-yetler Birliği nezdlndekl Japon Bil-ytik Elçisi M. Sato'yu kabul etmiş ve hükümeti adına kendisine şunları bildirmiştir:
Sovyetler Birliği ile Japonya arasındaki tarafsızlık paktı, 13 nisan 1941 de. yani. Almanya’nın^Sovyetler Birliğine hücumundan ve bir taraftan Japonya ve diğer taraftan da İngiltere ve Amerika arasında muhasamatın başlamasından evvel akdedilmiştir. O zamandanberl vaziyette cezıı bir değişiklik olmuştur, Almanya, 'Sovyetler Birliğine hücum etmiş ve Almanyanın müttefiki olan Japonya, Sovyetler Birliğine karşı savaşında Almanya'ya yardım etmiştir. Bundan başka, Japonya, Sovyetler Birliğinin müttefiki olan Birleşik Amerika ve İngiltere İle harb halindedir. Bu şartlar altında tarafsızlık paktı mânasını kaybetmiş ve devamı imkânsız bir halp gelmiştir.
Yukarıda anlatılan sebepler dola-yıslle ve beş senelik olan paktın, İnkı-zasından bir sene evvel fesihl hakkını bahşeden, üçüncü fıkrasına tevfikan, Sovyetler Birliği hükümeti. 13 nisan 1941 paktını feshetmek İsteğinde olduğunu, Japon hükümetine bildirir.
Biiyiik Elci Şato, Sovyet hükümeti-
nin demecini Japon hükümetine bildireceğin! vadetmlştlr.
Japon kabinesi istifa etti
Londra B (A.A.) — Japon haberler ajansı, Kolso hükümetinin bugün İstifa ettiğini bildirmiştir.
Tokyo radyosu, daha önce, Japori Başbakanlığında fevkalâde bir kabine toplantın yapıldığını bu sabah bildirmişti. Bundan sonra General Kolso, toplantı hakkındaki raporunu tmparator'a sunmak üzere saraya gitmiştir.
Japon haberler ajansı daha sonra şunu ilâve etmiştir:
Durumun vehametl dolayıslle, Japon hükümeti, daha kuvvetli bir idareye yo) açmak maksadlyle, olduğu gibi İstifa etmeğe karar vermiştir. : İhtiyar* amiral Suzilci Başbakan oldu
San Francisco 5 (A. A.) — O. W. t: Japon ajansı, kırk sena evvelki Rus -Japon harbine İştirak eden eski askerlerden Amiral BuzHd’nfn İstifa, eden Kolso'nun yerine Başbakanlığa tâyin edildiğini bildirmektedir.
Japon ajansına göre. Amiral Suzlkl kısa mesafeden torpil He taarruz muharebelerinde İhtisas sahibi bir askerdir.'
Times’in tefsiri
Ankara fl (Radyo) — Times gazetesi, Sovyet - Japon bitaraflık and-laşmfl^ının fpshlnt tefsir ederken bunun gerek harbin güdümünde, gerek siyaset âleminde bir döntlm noktası teşkil edeceğini yazmaktadır.
YUNAN REJİMİ MESELESİ
Sağcı partiler, hükümeti 3 ay içinde pilebısit yapmağa sıkıştırıyorlar
Dün akşam Ankara’dan Kahıre’ye hareket etti
Ankara 5 — Türk heyeti, dün gece Toroa ekspresi il» Kalılrt’ye müteveccihen hareket etmiş ve istasyonda teşyi edilmiştir. Heyet Kahire'den hava yoluyla 3an Francisco’ya gidecektir. Türk heyeti Hariciye Bakanı B. Haşan Saka’nın başkanlığında şu zevattan mürekkeptir: Feridun Cemal Erkin, H&zım Atıf Kuyucak, Şinasl Devrim, Fallh Rıfkı Atay. Ahmet Şükrü Esmer, Süreyya Anderiman, Nihat Erim, Şadl Kavur, Haşan Kadir Erkin. HÜsameddln Erener, Orhan Tahsin Günden, şinast Siper, Tekin Arıyören. Heyete dahil bulunan B. Cemil Bllsel malûm olduğu veçhile daha evvel yola çıkmıştır. Vaşington Büyük Elçimiz B. Hüseyin Ragıp da heyete Amerika'da İltihak edecektir.
Hariciye Bakanı B. Haşan Saka'ya gaybubeti esnasında Maliye Bakanı B. Nurullah Esat Sümer vekâlet edecektir.
Memurlara yardım
Maaşın dörtte üçü nispetinde yapılacak
Ankara 5 (Telefonla) — Memurla ra yapılacak para yardımı hakkında hazırlandığını bildirdiğim kanun tasarısı Bakanlar Kurulunun dünkü toplantısında müzakere edilmiş ve bu suretle tasan son şeklini almıştır. Hükümet bu tasarıyı önümüzdeki günlerde Büyük Millet Meclisine verecek ve bir kaç gün İçinde encümenlerde tetkik ve müzakere olunduktan sonra müstaceliyet kararlle uınuml heyete sevkolunuçaktır. Para yardımının 15 nisandan evvel memurlara yapılması İçLn tasarının mümkün olduğu kadar çabuk kanunlyet kesbet-meslns çalışılmaktadır, öğrendiğimize göre yapılacak bu para yardımı maasııı dörtte üçü nlsbetinde olacaktır. ._________
Japonyaya harb
Londra 6 (A.A ' Vaşlngtondan resmen bildirildiğine göre, bundan sonra Pasifik'te bütün kara kuvvetleri general Mac Arthur'lln. bütün deniz kuvvetleri de amiral Nlmltz'ln emrinde bulunacaktır.
Paris 3 (AA.) — General Mac
Arthur tebliği; Amerikan bomba u-çaklannm Hong Kongu şiddetle bombardıman etmiş olduklarını bildirmektedir. Buradaki hedeflere 1G0 ton bomba atılmıştır. 9 Japon şilebi ateşe verilmiş, bunlardan bir kaçı batırılmıştır.
Londra 8 (A.A.) — Amiral Nljnitz tebliği, Amerikan sLlâhendazlarımın Okinava adasında ilerlemekte olduklarını bildirmektedir.
nrr.
Müttefikler Hamburg ve Bremene yürüyorlar
Berline 200, Çekoslovakya hududuna da
100 kilometre mesafe kaldı
DİKKATLER:
Atina 6 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabir bildiriyor:
Halk partişl ile Kiral taraftarı Olan sair siyasi gruplar, üç gün İçinde plebisit yapılması için, düna'enberl hükümet nezdinde sıkı teşebbüslerde bulunmaktadırlar. Cumartesi gününe kadar bu teşebbüslere bir cevap vermek mecburiyetinde bulunan Başbakan Pl&stlras, Dahiliye Bakanı ve plâkalı dairelerle birlikte çalışmaktadır Zannedildiğine göre. Başbakan cevabında, seçim listeleri hazır olur İlmez plöblsitln yapılacağını tyldiro-ftektlr.
Başka bir hükümet kaynağından bildirildiğini- göre, plebisit 6 aydan |vvel yapilamiyacaktır. Liberal paı illinin kanaatine göre, hakiki ve meşru bir plebisit, seçim listeleri olmadan ve biitün memlekette tam bir Asayiş ve kanunun kuvveti teessüs' etmeden yapılamaz. Her halde müfrit sağcı partiler. Liberaller v(. Terakki partisi tarafından desteklenen ve iktidarda ka'mağa karar vermiş bulunan Plâstlras hükümetini değiştirebilmek için büviik gayretler sar-fediyorlar. Bu arada. Liberal ve Demokrat. partilerinin bir araya gelmelinden teşekkül cd n ve Eld adını
alan siyasi grup E. A. M. 'dan ayrılmıştır, Siyasi çevrelerin kanaatin# göre, E. A. M. sadece Komünist partisini temsil etmekte olduğuna göre, bu teşekküle dağılmış gezil Ut bakmak İcabetmektedlr.
Tito Moskovada
Moskova 5 (A.A.) — Mareşal Tito He Yugoslav Hariciye Bakanı doktor Subasic. bugün, Moskova’ya gelmişlerdir.
Bükreş elçimiz
Bükreş JılA > — Anadolu Ajanlı-, nın özel muhabiri bildiriyor:
Türkiya orta elçisi Şefkati tstlnyell Başbakan Groza tarafından kabul edilmiştir.
ATEŞ ÇOCUKLARI
Vatan: A. ADNAN . ADIVAR
Yarınki AKŞAM'da
__________________________)
Kâğıdın asıl tasarruf edileceği yer
Memleketteki kâğıt ihtiyatının eksilmesi sebebile gazete sahife-ierinin dörtte bir nispetinde azaltılmasına karar verildi.
Başka türlü tasarruflar da yapılsa fena olnuyacak. Bu arada ve en başta bir takım müesseseler ve bilhassa Devlet müessese-leri, belediyeler. Parti kollan tarafından neşredilen, yahut suni şekilde yaşamaları İçin himaye edilen dergiler, risaleler akla geliyor.
Değil şllmd,!, normal zamanda bile İni yayın göze batardı. «Kâğıt ziyanı» hissini verirdi. Gazete İdarehanelerine, çoğundan birer nümü ne gönderildiği Içlıı. bunların beyhude yahut, tehiri mümkün şevler olduğunu görüyoruz.
Asıl tasarruf bunlardan olııinli Şimdiki zarurî tasarrufu fırsat bilip bu kâğıt İsraflarından ebediyen kurtulmalı.
Londra a (A.A.) — Batı cephesinin şlmallnd», bir Ingiliz ve bir Amerikan zırhlı kolu Hamburg istikametinde İlerlemektedirler. Wesser'l geçmiş olan dokuzuncu Amerikan ordu birlikleri Hanover şehrine 40 kilometre yaklaşmışlardır. Blelfeld işgal edilmiştir. Alman ordusu bozgun bir şekilde geri çekilmektedir. Bir tek kesimde 150 ayrı ayrı tümenlere mensup efrat bulunmuştur.
Dokuzuncu Amerikan ordu birlikleri Wosser nehrinin sol yakasını BO kilometre boyunca ellerinde tutmaktadırlar.
Hanover İLmnnı İstikametindeki İleri hareketleri esnasında İngiliz kuvvetleri dünkü gün esnasında B0 kilometre İlerlemişler ve Stolvon® şehrini zaptetmişlerdir. Stoivono. Hanover Umanına 45 kilometre mesafededir.
Başka Ingiliz zırhlı kollan Bre-men'ln 80 kilometre cenubunda faaliyet göstermektedirler.
Dün Holandadan Bremen istikametinde çekilmekte olan Alman taşıt kollarına akın eden Müttefik uçakları 300 Alman arabasını tehdit etrnl-ye muvaffak olmuşlardır.
Batı cephöâlnln merkez v® cenup kesimlerinde de ileri hareketler devam etmektedir. Birinci Amerikan ordusu Ruhr cebinin İçinde altı kilometre ilerlemiştir. Dokozuncu ordu birlikleri de şimalden cebe girmişler ve Dortmund'a 5 kilometre mesafeye gelmişlerdir.
General Palton'un üçüncü Amerikan ordusu Mulhausenj işgal -emiştir. Bu birlikler dün akşam Berlin'e 200 Çekoslovakya hududuna da 100 kilometre yaklaşmış bulunuyorlardı, Müttefik kaşif pilotları, Almanların devamlı surette ricat etmekte olduklarını bildirmektedirler.
Yedinci Amerikan ordusu da hafif bir mukavemetle karşılaşmış ve İleri hareketine devam etmiştir. Bu ordu cenup Almanya istikametinde İlerlemektedir. Birinci Fransız ordusuna mensup bir tiimen Nekar nehrine varmış ve y.-dlncl ordu İle teması temin etmiştir
Holandada, KanadalI birlikler Heri hareketlerine dDvam etmişler ve Rhln nehrinin 100 kilometre şimal doğusunda Almelo'yu zaptetmlşlerdlr
Rus ve Müttefik ordular birlemiyor
Paris 8 (AA.) — Batı cephesinde Müttefik orduları süratle Almanya* nın kalbine doğru İlerlemektedirler. Lelpzlg üzerindeki Müttefik tehdidi günden gfltıe artmaktadır.
Dün gece Moskova radyosunda konuşan Sovyet askeri yorumcusu Ko-lomso şöyle demiştir:
Batı cephesi İle Doğu cephesi arasındaki mesafe zırhlı birlikler tarafından 3 günde katedtlebiıir. Müttefik orduları 11* Sovyet orduları demek kl önümüzdeki günler esnasında birleyebilirler.
tik temasın General Omor Brad-ley'ln emri altında bulunan J2 nel ordu grupu tarafından yapılması kuvvetle muhtemeldir. General Pat-ton birlikleri Gotha’yı geride bırakmışlar ve Erfurt'un 1(5 kilometre cenup batısına varmışlardır. Bu. birlikler Lclpzlg'e 100 kilometre yaklaşmış bulunuyorlar.»
Italyada taarruz başladı mı?
Paris ö (A.A.) — Alman haberler ajansı, beşinci Amerikan ordusuna mensup bir çok tümenlerin şiddetli topçu ateşinden sonra taarruza geç-hılş olduklarını bildirmektedir. Ajans taarruzun ttalya cephesinin hangi kesiminde olduğunu söylememektedir.
Almanyanın üçte biri işgal edildi
Londra 8 (A.A.) — Bati cephesinde İlerlemekte olan Müttefik orduları Almanyanın merkezine girmektedirler.
(Arkası sahlfe 8, sütun 1 de)
Viyananın bir kaç kenar mahallesi daha zaptedildi
İki Rus ordusu, Viyananın önünde birleşti, Brük ve Overnia alındı

Kanlı muharebelere sahne olan Viyana şehrinde Prens Eujen âbidesi ve meydanı
Londra 8 (A.A.) — Sovyet kuvvetleri dünkü gün esnasında Viyana dolaylarında bir kaç mahalleyi daha işgal etmişlerdir. İki Sovyet ordusu VI-y&naya dört kilometre mesafede birleşmiş bulunmaktadırlar.
Almanların esaa ricat yolu diln ke-
silmiştir. Almanlar şimdi yalnız şimal yolundan. Tuna nehrini geçerek ricat edebilirler. Bu yol da pek yakında kesilecektir. Llnz. Münlch ve Nurnberg yolları kesilmiştir.
(Arkası sahife 2, sütun 6) da
Günler Geçerken
Bir tamir dolayısiyle
Giilhane parkı karşısındaki Hamîdiye sebilinin, bu kış fırtına yüzünden kurşun örtüleri kalkmış ve saçağın bir kısmiyle beraber uçup gitmiş,.. Bereket ki Arkeoloji müzesi ınüdürii bunu görmüş, hemen vali Lûtfi Kınlar* a variyeti bildirmiş, emir çıkmış. Belediye Fen idaresi de eski eserler! koruma cemiyetinin lüzum gösterdiği şekilde tâmirlne başlamış, İş o kadarcıkla da kalmamış. Gazetemize bir okuyucu «tamir sırasında mermerleri demir ka-Ienıle kazıyorlar, yazık oluyor» diye yazmış. Telâşa düşmüşüz, yüksek mimar Sedat Çetintaş’la bir görüşme yapmışız, mesele üzerine dikkati çekmişiz. Şimdi müze müdürü bir muharririmize teminat veriyor »mermer kısımlar pozma taşilc temizleniyor ve sıcak sularla yıkanıyor; demir kalem kullanılmadı» diyor.
Hikâyesin] kısaca yukarıya naklediverdiğim şu küçücük sebil işine memlekette değişen bîr zihniyetle başkalaşan bir idare tarzım belirtmesi bakımından büyük bir hâdise olarak bakabiliriz. Eğer son bir, İki asırdan beri İstanbıılda öyle bir âbide saçağının uçmasını gören, görünce bir makamın dikkatini çeken, çekilince de o makamda harekete geçen ve sonra da dışarıda yapılana bakıp bir kusur İşlenmesinden telâşa düşen insanlar bulunsaydı şimdi İstanbulda bakımsız tek eski esere raslamazdık. Metfunlan ne derlerse desinler uzun süren Abdülhamit devri o İtibarla d( bütün memlekete ve şehrimize zararlı olmuştur: kısa ömürlü meşrutiyet idaresi de bir şeye yaramamıştır. Bizim çocukluğumuzda ve gençliğimizde sebillerin uçan kurşunlarını, güzel eserlerin sakatlıklarını görenler, üzülenler, hattâ tamiri İçin makam» lara başvuranlar yok değildi. Fakat Belediye Evkafın Üzerin* atar, Evkaf fuzuli gördüğü masrafa para ayırmaz, şayet ayırsa ve İşe koyuîsa da cahil ustabaşıların eline bırakıldığından tamir bir başka yıkımdan farklı olmazdı.
Evet, «şimdi hepsi yoluna girdi, aksamadan işliyor» (liyem«-yiz. Bence seçme dede yadigârları henüz kurtarılamamış, bu 1ş« lâzım geldiği kadar önem ve düzen henüz verilememiştir. Fakat gören gözlerin, kulak veren makamların, tamir denilen! bilenlerin çoğaldığı, alâkanın arttığı muhakkaktır Şüphesiz geç kald k-, giiç olacak, ama elbette başarılacak
Refik Halid Karay
Created by free version of 2PDF
Sahife 2
ASSAM
R Ni«an 1d*ta
SÖZÜN GELİŞİ
İhtiyarlığa çare
Ölüme çare arayan ilim, bunu bulsa bile işe yaramıyacağuu artık anlamış olacak ki şimdi ihtiyarlığa çare anyor. tn-■uıkir çok yaşamak fırsatını bulurlarsa bari ihtiyarlamasın. ih-Uyarlığın düşkünlüklerine uğramadan, beli İki kat bastonla dolanmadan, öksürmeden, tıksırmadan, yataklara düşmeden, hele bete bunamadan yaşlansınlar. Bir ihtiyar abuk sabuk söyleyip de torunlarının önünde gülünç olmnsın; yaşı doksana vardığı zaman ön eğer canı İstiyorsa futbol oynasın, gençlerle beraber yüz metre siirat koşusuna girebilsin!
Tabii biz İnsanlar yine ölüme çare bulunmasını isterdik. Hele dinç bir ihtiyarlık temin edildikten sonra öltim daha acı olacaktır. Yatalak bir İhtiyarın Ölümden korkusu yoktur. Fakat doksanlık dinç adam yirmi yaşında çocuklarla koşuda a t bayı gi-ferse feryatlar İçinde Ölilr; gözü kolay kolay kapanmaz.
Ama yine ilme, dinç bir ihtiyarlığın sırlarını aradığı İçin teşekkür etmeliyiz. Bunu Amerikalı ilimciler anyor Kolombiya üniversitesinin tıp fakültesi şimdiden harekete geçmiştir. Verilen haberlere göre bir Zaro ağa yetiştiren ve yaşlısı çok olan memleketimizde de incelemeler yapılması, hattâ bu sırlardan bir kısmının belki de Tilrk’ycde bulunma»] muhtemeldir
Fakat hana öyle geliyor ki verilen haberin bir yerinde «araştırma lan kolaylaştırmak İçin şimdiden her yaşta birçok fare top. tartmıştır. Bunlar ideal şartlar İçinde elverişli hava ve daimi bir aydınlıkta rahat şekilde yaşatılacak, mütehassıslar İki sene fareler tlzerhıdc IneHemeler yapacaklardır» denildiğine göre İnsan sever Amerikalı dostlarımız dinç bir ihtiyarlığın sırlarından pek de habersiz değildirler. Bu tecrübenin fareler gibi insanlar da İdeal fartîar içinde, rahnt şekilde» yaratıldığı zaman herkes, yaşı ne olursa olsun dinç kalır. Bu şartlar içinde ölmeğe kalkan sadece •yıp etmiş olacaktır, sanıyorum. Şevket Rado
Göbbelse
24 Bakan ve 5 Başbakan muavininden mürekkeptir



Londra 6 (AA.) — «Daily Mail» in özci surette Stokholm'a gönderdiği muhabirinin Alman kaynaklarından aldığı haberlere göre, cumartesi akşamı BerUnln Orünevald mahallerinde bir otomobile karşı kurulan pusu hakikatte, sulh tetlyen gayri memnun askerler tarafından Göbbelse karşı hazırlanmış bir suikasttan başka bir sey değildir. Fakat suikastçılar yanlışlıkla Oobbelsln otomobili önünden giden otomobildeki üç gea-tapo ajanını öldürmüşlerdir. Oobbc-ls' İn arabası, hücuma uğrıyan arabaya çarpmış ve Gobbela yaralanmıştır. Yanında bulunan. Berlin vali muavini Oeriıard Sch&ch «la yaralanmış ve kaldırıldığı hastanede vaziyetinin vahim olduğu görülmüştür.
Alman Ticaret odası sekreteri öldürüldü
Londra 5 fAA.) — Stokholm radyosu, Alman ticaret odası sekreter! Max Clausenln Derlindeki apartmanında öldürülmüş olduğunu bildirmiş tir.
Clausenln. tsveçe kaçmak niyetinde olduğu için, geslapo ajanları tarafından öldürüldüğü rannolunmak-tadır.
Moskova 5 (A.A.) — Emin
membalardan öğrenildiğine göre, Alman amirali Von Bitter, Dan-rig şehri, Sovyet kıtalarının eline geçmeden evvel limanda bulunan mayinlerin hepsini kaçırmağa ve ya tahribetmeğe muvaffak olamadığı İçin İdam edilmiştir





Amerika’nın dünya ticareti politikası
B. Stettinius, Amerikanın nasıl bir ticaret siyaseti takibedeceğini anlattı
Darülâcezenin kurulmasında rolü olan bu adamın Darülacezede büstünün yapılması düşünülüyor
Wasbingtin 6 (A.A.) — Hariciye Bakanı M. Stettinius harb-1 den sonra dünya ticaretinin İn klşûfı için takibedllecek politika hakkında Chicago radyosunda yaptığı bir konuşmada demiştir ki:
Amerikan hükümeti, San Francisco konferansından evvel çıkan zorlukları ortadan kaldırmak için büyük gayretler sarfetmektedir. Bu güçlüklerin yenileceği hususunda büyük ümitler vardır.
Siyasi İnfiratçılıkla İktisadî milliyetçilik, haklkata tamamen göz yummak demektir ve Amerika ile birlikte bütün dünvayı ancak felâkete stlrükllyebillr.
Kiralama ve ödüne? verme ka nunu hükümlerinin tahdidi meselesine temas eden Hariciye Bakanı sözlerine şöyle devam etmiştir:
Kiralama ve ödünç verme kanununun. Amerikanın yabancı memleketlerle yaptığı ticaret üzerine faydasız bir takım tahditler yüklemek suretile. memle-leketin iktisadi programını tehlikeye kovmasına mevdan ver-
Enemeğe azmetmiş bulunuyoruz. Geçen harbden «on ra olduğu gibi harb borçlarının ticareti boğnuv ana ve memleketler arasındaki münasebetleri zehirlemesine müsaade etmlyeceğlz.
Ticaret münasebetleri çok inkişaf etmiş başlıca milletler arasında bir konferans toplamağa çalışacağız. Bu konferansın halledeceği başlıca meseleler şunlardır:
Gümrük tarifelerinin indiril mesi, rüçhan hakkı veren hüküm lerin kaldırılması, milletler arası kartellere karşı tedbirler alınması, ban maddelerin fazla istihsal edilmesinden doğan meselelerin halli.
Bu konferans yeni Milletli ı cemiyeti çerçevesinde İşleyecek bir milletler arası ticaret teşkilatı kuracaktır.
M. Stettinius harbden sonra. Birleşik Amerikanın yıllık gelirinin 150 milyar dolan bulacağını tahmin etmektedir. Harb esnası 14 mllvar do’ara yaklaşan Amerikan ihracatının sulh zamanında 10 milyardan aşağı düşmemesi lâzımdır.
antlaşmalar
Po'onya mese’esi
Moskova 6 (AA ) — Yeni Çekoslovak kabinesinin 24 Bakan. 5 Başbakan muavini, 8 müsteşardan mürekkep olduğu bildirilmektedir Başkn-kan, sosyal demokrat Fterllnjçer’dlr Komünistler 7 Bakanlık almışlardır. Bunlar arasında bilhassa Nosek tarafından İşgal edilen Dahiliye. İstihbarat ve Nijedle'ln üzerine aldığı maarif bakanlıkları da bulunmaktadır. Çek komünist partisi genel sekreteri Gotvald. Başbakan birinci muavini olmaktadır. Diğer muavinler katoilk piskoposu Sramck, komünist Srobar. sosyal demokrat Sıroky ve Ben eşin partisinden Davld’dlr. Sovyetter Birliğindeki Çekoslovak kuvvetleri başkomutanı general Svoda da. Harbiye Nazın olmuştur.
Habeş imparatorunun bir hediyesi
Moskova 5 (A.A.) — Habeşistan İmparatoru Halle Selâsiye Sovyetler Birliğinin Kahire elçisi M. Koylov’a İstilâya uğramış Sovyet bölgeleri halfana bir yardım olmak üzere, yüz bin strelin vermiştir.
İngiltere hükümeti bunu kabul ediyor
Hariciye Bakanının ayandan Taft’a mektubu
1891 ramazanı. Devrin Dahiliye Nazırı Haili Rlfat paşa, Yıldız sarayındaki İftara yetişmek üzere arnba-riyle Karaköy köprüsünden geçmektedir. O Zamanlar köprü, kadın erkek her cins dilencinin en çok biriktiği, gelip geçeni mütemadiyen rahatsız ettikleri bir yoldu. Bilhassa ramazan akşamları dilenciler, faaliyetlerini bir kat daha arttırırlar, her Tasladıklarından beş on para koparmadan savu şomlardı. Bunlardan bir kafile de o gün, Dahiliye Nazırının arabasını çe vlrmişlerdl. Fakat Halil Rlfat paşa, bir an ewet saraya ulaşarak iftar vaktini kaçırmak İstemediğinden yoluna devanı etmesini emretmişti.
Arabacı, önüne çıkanları çiğnememek için, kamçısını sağa sola sallarken, bir kamçı darbesi ihtiyar bir dilencinin yüzünü kanatmıştı. Bunu gören paşanın kâhyası çok müteessir olarak:
«Vezaretl devrinde adam kamçılayıp elin fık ar asını yaralatan bir vezire hizmet edemem.» demiş ve paşadan izin almıyarak arabadan atlayıp savuşmuş.
Halil Rlfat paşa, yoluna devam etmekle beraber, bu hâdiseden canı çok sıkılıp üzülmüş ve doğruca saraya giderek tklncl Abdülhamldln huzurunda iftar sofrasına oturmuştur. Fakat paşa, fakir bir adamın yaralanmasına sebebolmasından ve kâhyanın çok sert bulduğu sözlerinden dolayı o derece müteessir olmuştur ki, ancak orucunu bozabilmiş, İştahı kesildiği İçin yemek yiyemcml5tir. Dahiliye Nazırının yemeğe isteksizliğini gören padişah, bunun sebebini sormuş. Halil Rlfat paşa da, Köprüdeki hâdiseyi hikâye ederek, kederinden yemek yiyemediğini anlatmıştır Bunun üzerine hünkâr da:
«Yalnız sen değil, ben de yemek yememeliyim.» diyerek paşa He blr-"kte sofradan kalkmış ve o akşam
sofrada bulunan bütün yemekleri civar fıkarasıııa dağıttığı gibi baştan başa altından yapılmış bütün sofra takımını da er teri günü sattırarak, bu para İle İstanbul fakirlerini çatısı altında barındıracak bir müessese kurmağı Halil Rlfat pasa 11e birlikte kararlaştırmıştır.
İşte Darülâcezenin kurulmasına sebep alan hâdise budur. Filhakika aradan çok zaman geçmeden Şişli dışında geniş bir arsa bulunmuş ve 1892 tarihinde Darülâcezenin temeli atılmış, üç sene sonra da binanın açılma töreni yapılmışta1. Ramazan akşamı, padişahla Dahiliye Nazırının İftarları İçin kullanılan altın sofra takımının satış bedeli. mŞeşşeşenhı ilk inşaat |j_ masrafını teşkil et mi'in q
Bu hikâyeyi — hangi kaynakt .n q aldığını bildirmeksizin — umumi “j meclis’ âzasından merhum Avnl Ya-gjş dostlarına anlatmıştı Bunun ne dereceye kadar hakikate uygun oldu- u ğunu teyidedecek başka bir vesika C yoktur. Ancak bir çok hâdise ve me- O selelerin İç yüzünü aydınlatmak merakında olan Avnl Yağız'm bu sözleri, vali ve belediye reisi Dr. Lûtfl Kırdarm alâkasını çekmiştir- Darülacezenin kuruluşunda merhum Halil Rıfat paşanın biiyük rolü olmakla beraber eski kâhyanın da bu hayırlı müessesenin kurulmasında büyük rolü olduğu anlaşılıyor Fakat kâhya _q kimdir? Ailesinden yaşıyanlar var mıdır? Eski kâhyanın namını ve hü- "O vlyetlni meydana çıkararak kendisine şerefli bir mevki verilmesi, hattâ Halil Rlfat paşa gibi kâhyanın da büstünün yapılması düşünülüyor. belediye bunu araştırmağa basla- U mistir. Kâhyanın hüviyeti anlaşıldıktan sonra — fotoğrafı bulunursa — büstü yapılıp Halil Rlfat paşanın Darülacezedeki büstü yanına konulacaktır.
2
0) >
0 P
Müttefikler Hamburg ve Bremene yürüyorlar (Baş tarafı 1 inci sahifede)
Müttefik orduları şimdiye kadar Al manyanın üçte birini işgal etmiş bulunuyorlar.
15 günde 300.000 esir alındı
Londra 6 tAA.) — Çarşamba giınÜ ikinci Ingiliz ordusu 2000 esir almıştır. Bu ordu Riıln geçildiğinden beri 26 000 erir almıştır.
Çarşamba günü üçüncü ordu 10.000 •rir almıştır.
Son 15 gün içinde Müttefikler batı 1 eephet-inde 300X100 erir almışlardır.
Stutgard radyosu sustu
Paris 6 (A.A.) — FTansıs kuvvet-, leri Karlsruhc'y! geride bırakmışlar ve Btutgart lsllıtametlnds İlerlemişlerdir.
Stutgart radyosu dün gece birdenbire yayımını kesmiştir Bu sabah radyonun sesi İşitilmeni iştir.
General Eisenhoweriin B. Roosevelt’e raporu Londra 6 (Radyo) — Va?ingtondan resmen bildirildiğine göre Müttefik orduları başkomutanı General Elsen-her. er Cumhur Başkanı B. Roose-velt'e gönderdiği raporda Almanların açık b!r şekilde teslim olmıyocukları ve çete harbine baş vuracakları zon-nında bulunduğunu bildirmektedir. General raporunda şimdiye kadar vaki olan müşahede ve tecrübelerin bunu e&stc’idfğln! ve birlikleri dağılmış olan küçük Alman gruplarının Ötede b rlde savaş» devam ettiklerini ve fikrinse Almanya'da savaşın1 sona erdiğinin ancak harekât sona erdikten sonra bir bevannnme He llânl edilmesi daha muvafık olacağını HA-ve etmiştir.
İngiliz Hariciye Bakanlığı parlâmento müsteşarı Ankara'da
Ankara 5 (AA.) — Bugiin şehrimize gelen İngiltere Hariciye Bakanlığı Parlâmento Müsteşarı Mlster Hail saat 12 de Başbakanımız Şükrü Saraçoğlu’yu makamında ziyaret etmiştir. Kendisini Başbakanımıza Ingiliz Büyük Elçisi Slr Maurlce Peterson takdim etmiş ve bu eörilymede hazır bulunmuştur.
Londra 5 (AA.) — Reuter muhabiri John Klmche yazıyor- İyi haber alan mahfillerde söylendiğine göre, İngiliz hükümetinin. İki taraflı antlaşmalar hakkındaki Fransız ve Sovyet görüşünü kabul etmesi Londrada beklenmektedir. Bu görü? gereğince, İki taraflı antlaşmalar, San Frnnctscoda kurulması mutasavver her hangi bir dünya güvenlik teşkilâtından ayrı 0-larak kendiliklerinden yürürlükte bulunmakta devam edeceklerdir.
İngiliz hükümeti Ingiliz - Sovyet antlaşmasının ruhuna ve mealine riayet edecektir.
Amerika - Chapultepcc antlaşmasına bağlı kaldığından üç biiyük devletle Fransa d& yeni dünya nizamında, bölge Antlaşmalarının takaddümü üzerinde mutabık kalmışa benziyorlar Bu. dünya güvenlik konseyi için tasarlanmış olan plânların hepsinin terkedlldlğlnl değil, sadece dünyanın bugünkü karışık durumunda bölge antlaşmalarının daha çabuk ve kolay tatbik edileceği hakkında beslenen umum! bir kanaat ve mutabakatı İfade eder.
Hamamcılar hamam ücretinin arttırılmasını istediler
Hamamcılar belediyeye müracaat ederek ellerinde bulunan tarifenin değiştirilmesin! İstemişlerdir. Hamamcılar. yıkanma ücretlerinin ucuz olduğunu ve hamamlardaki soyunma yerlerinin flatlerlnln bir miktar daha artırılmasını talebetmekte-dlrler. Bu dilek İktisat müdürlüğünce tetkik edilmektedir.
Gelecek malların sigorta bedeli
Anglo Sakson memleketlerine sipariş edilen malların sigorta paralan harice veriliyor. Böytece sipariş edilen malların paraları ile sigorta bedeli büyük yekûna baliğ oluyor .Sigorta parası, dahildeki sigorta kumpanyalarına ödendiği takdirde döviz İçeride kalacak, onun yerine fazla mal Belirtilebilecektir. Ticaret Bakanlığı, sigorta bedellerinin dahilde ödenmesi İçin İncelemeler yapıyor.
Bakanlar kurulu toplandı
Ankara B (AA.) — Bakanlar Kurulu bugün saat 15.30 da Başbakanlık ta haftalık toplantısını yapmıştır,
Sirkeci taksi durağı
Sirkecide asfalt sonundaki taksi durağının Sirkeci İstasyonu önüne alınması kararlaştırılmıştır. Bu karar . yarın sabahtan itibaren yürürlüğe girecektir. Bundan sonra hiç bir oto' mobil caddeyi İşgal staüyecektlr.
Usküdarda açılacak kız lisesi
Maarif Bakanlığı tarafından Üskü* darda açılmasına karar verilen kız lisesi için elverişli görülen Bağlarba-şmdaki bina Üsküdar Parti başkam ve belediye reisi muavinlerinden Lûtfl Aksoy. Maarif müdürü B. Halil Vedat Fıratlı tarafından gerilmiştir. Bina tamir ettirilecektir
İsviçre, Mussolîni’yi kabul etmiyecek
Bcrne 5 (A.A) — İsviçre Adliye .-Emniyet dairesi, İsviçre hükümetinin Moîsollni’ve İsviçre'ye sığınabileceğini vadetllğl hakkındaki haberi yalanlamıştır.
ve
Vaşlngton 5 (A.A.) — Hariciye Bakanı M. Stettinius, Ohlo cumhuriyetçi partişl üyesi Ayandan Taft'a hitaben yazdığı ve dün açığa vurulan mektupta, milli birliğe dayanan bir Polonya muvakkat hükümetinin teşkili meselesini bir Amerikan, Rus, İngiliz karma komisyonunun halledebileceğine kan! bulunduğunu beyan etmektedir.
Ayandan Taft bundan bir müddet evvel. M. Stettlnlus'e yazdığı mektuba, Amerika Birleşik devletleri hükû-metinin Polonya halkını nlsbl bir şekilde temsil etmiyen her hangi bir muvakkat hükümeti tavslbetmeme-sfnf Israrla istemişti.
Ayandan Taft tarafından Polonya durumu hakkında İzhar edilen kaygıyı paylaştığını belirten M, 8tet-ttnlus demiştir kİ:
r Kırım konferansında başkan Roo-selvelt, Başbakan Churchill ve Mareşal S talinin vardıkları kararların «alim olduğunu, ve toplantı sırasında Amerika, Ingiliz ve Rus temsilcilerinin bütün demokratik unsurları ihtiva edecek muvakkat bir Polonya hükümetinin tekşill hususunda bir zemin hazırlamak için çalışmaları karar altına alınmıştır.
Suriye kabinesi istifa etti
Beyrut 5 (A.A.) — Suriye Baş. bakanı, dün Cumhur Başkanına kabinenin İstifa ettiğini bildir m İştir. ____
İsviçre karaborsasında
. Alman markı
Londra 5 (A.A.) — Zurihten bildirildiğine göre, İsviçre koraborsasında 10 bJn Alman markı bir İngiliz lirası üzerinden muamele görmekte, fakat pek az alıcı bulmaktadır.
KÜÇÜK HABERLER
ir Sıhhat Bakanlığı yurdun muhtelif yerlerinde hüküm süren sıtma âfetine karşı savaşa girişmiştir. İstanbul üniversitesi tıp fakültesi son sınıf stajiyer doktorlarının arzu ettikleri takdirde atma savaşında vazife alabilecekleri bildirilmiştir. Sıtma savaşına iştirak etmek istlyen her stajiyer doktora ayrıca ücret de verilecektir.
it Belediye temizlik işleri emrindi-bulunan çöp kamyonlarına 2 yeni kamyon daha ilâve edilmiştir.
Pamuk’ar
On gün içinde bir beyanname ile Ziraat bankacına bildirilecek
Ankara 5 — Resmi Gazetede bugün neşredilen bir kararnameye göre gerçek Ve tüzel şahıslar ellerindeki pamuklar bir beyanname ile bildirilecektir.
Tamir, Manisa. Aydın. Denizli Balıkesir, İçel, Seyhan, İstanbul. Antalya, Malatya, Kayseri, Konya ve Gaziantep illerine şamil olan bu kararname dünden itibaren yürürlüğe girmiştir. Bu İllerdeki gerçek ve tüzel şahıslar ellerindeki pamukları on gün içinde bir beyanname ile Ziraat Bankasının en yakın şube ve ajansın? bildirmeğe mecburdurlar. Ziraat Bankası ile Tarım Satij kooperatll-lerl bu kararın dteinda bırakılmıştır. ____________
Devlet demiryollarının lâstik ve motor imalâthaneleri
Ankara 5 — Harb dolayırile hariçten lâstik temin edilemediğinden Devlet Demiryolları Sıvasta bir lâstik imalâthanesi kurmuştur. İdare bu İmalâthane İle İhtiyacının mühim bir kısmını temine muvaffak olmaktadır.
Devlet Demiryolları Ankarada da bir motor tamir atölyesi inşa etmiş ve çalışmalara başlamıştır.
Anadolu ajansının yirmi beşinci yıldönümü
Ankara 6 — (Telefonla' — Anadolu Ajansının 25 İnci yıl dönümü mil-nosebetlle bugün saat 17 de AnkaTa-da Ankara Palasta bir toplantı yapılacaktır. Hükümet erkânı ve gazeteciler bu kokteyl partiye davet edilmiştir.
İstanbul gazetecileri şerefine bu akş&m, saat 18 de Taksimde İstanbul kulübünde bir kokteyl parti tertip edilmiştir.
400 ton göztaşı
Ankara 8 (Telefonla) — Ziraat Donatım Kurumu İnglltereye 400 ton göztaşı ismorlamıştır. Bunlar yakında yola çıkacaktır. Nisan İçinde de ayrıca 400 ton göztaşı Türklyeye gelecektir. ___________
Hırs'z Rifatın kaatıüeri
Topal Hüseyin iİe Saded« din olduğu anlaşılarak yakalandı
İstanbul radyoevi Siirp-agop’ta yapılacak
Ankara 5 — tstanbuida kurulmasına karar verilen radyoevi, nin Sürpago'ta inşası muvafık görülmüştür. Bu bina İçin mühendisler arasında bu ay bir müsabaka açılacaktır. İstanbul rod-voevj Ankara radyoevinden daha büyük olacak ve sekiz stüdyosu bulunacaktır.
Üsküdarda Paşakapuı «varında sabıkalı hırsızlardan Rlfat ismi' de bir gencin öldûrülmesllc neticeler.cn hâdise tahkikatı sona ermiş ve Rifa-tın kaaülleri meydana çıkarılmıştır.
Araştırmaları İdare eden Üsküdar savcılarından B. 8elman: bu işin Topal Hüseyin ve Sadeddln adlarında iki şahıs tarafından yapıldığını tayin etmiş ve her ikisi hakkında İcabetten hazırlık tahkikatı evrakım ikmal ettirip kendilerini sorgu var-gıçlığına vermiştir.
Evvelce gene bir adanı îl dürmek suçundan mahkûmiyeti bulunan Topal Hüseyin, bu cinayeti arkadaşına atfetmekte, arkadaşı ise Rlfatl Hü-seyinln öldürdüğünü söyJemekted'T.
Bir kumar meselesinden çıkan bil kanlı cinayet suçluları muhakeme edilmek üzere ağır ceza mahkemesine verilecektir.
Bir Amerikan ticaret heyeti ereli yor
Ankara 5 — Bir Amerikan ticaret heyeti yakında tzmire, oradan da Ankara’ya gelecektir. Heyet gerek İzmir’de, gerek Ankara’da tetkiklerde bulunacak ve tüccarlarla görüşecektir.
Sıtma mücadele bölgesinde görev alacak doktorlar
Ankara 5 — Sıtma mücadelesi başlamak üzere olduğundan mücadele bölgelerinde görev alacak doktorların tâyinleri yapılmıştır.
Viyananın bir kaç kenar mahallesi daha zantedildi
(Baş tarafı 1 inci »a hilede)
Sovyet kuvvetleri Viyana doğusunda Brük’û ele geçirmişlerdir
Almanlar dün bu kesimde 500” «Ü# vermişlerdir.
Merkezi Slovakyada da ilerlemeler kaydedilmiştir. Bir kaç Km. yer znp-te(Hlmlştlr.
Cenupta. Sovyet kuvvetleri Macar hududunu geçmişler ve Yugoslavya-ya girmişlerdir. Malinovsky birlikleri dün 9000 esir almışlardır.
Paris 6 (AA,) — Sovyet ek tebliğ», Sovyet ordularının Vlyanonm cenubunda Verbsh nehrini geçmiş olduklarını ve Oveınla’yı zaptettiklerini bildirmektedir.
6/4/19-15 Halleri
Zati Sungur Samsunda tabanca ile yaralandı Samsunda sihirbazlık hünerleri göstermekte olan Zati Sungurun bir tabanca kurşunlle ynrnlandığı haber alınmıştır. Hâdise şöyle olmuştur! Zail Sungur, oyun esnasında seyircilerden birine bir tabanca uzatarak bununla kendisine ateş edilmesini söylemiş ve seyirci de ate- etmişti!1 Tabii bu atış oyun İcabı olduğundan Zati Sungura birşey olmamıştır. Bundan sonra başka bir seyirci de belin- i deki tabancasını çekerek Zati Sungura ateş etmiş ve bu atış oyun icabı olmadığından çıkan kurşun Zati Sunguru hafifçe yaralamıştır Bu genç yakalanmış ve hakkında takibata geçilmiştir.
Londra üzerine 1 sterlin Nevyork üzerine 100 dolar Cenevre 10o İsviçre Fi. Madrid üzerine 100 pezeta Stokholm üzerine 100 kuron
5.23
130.60
30.3253
12.89
81.1326
BORSA DIŞINDA
Umumî meclis dün toplandı
Umum! meclis dün B. Faruk Derelinin başkanlığı altında toplanmıştır. Elektrik, Tramvay. Tünel işletmeleri umum müdürlüğünün 1944 bllânçosu hakkında müraklp raporu tetkiki hesap encümenine havale edilmiştir.
Diğer daha bazı mazbatalar kabul edildikten sonra pazartesi günü toplanmak üzere toplantıya nihayet verilmiştir.
Rrşpdive allım
Gulden -
Kfltee alt» bir gramı
»5-70
83.10
5.23
—• Takvim •—
Reblülâhtr 23 — Kasım ISO imsak Güneş öğle İkindi Ak Yatsı E. 9.13 10.57 5.39 9.17 13.00 1 34 V. 4.52 0.36 13.16 16.55 19.39 21 13

6 Nisan 1945
AKŞAM
Sahifp 3
AKŞAMDAN AKŞAMA
Nazi inadının son kurbanı.* Viyana!
HitlercLier, Viyanaııın «soıı nefere ve son kurşuna kadar» müdafaa edilmesi için emir vermişler. Tıpkı Budapeşte gibi, bu şehir de «kahramanca» kendini müdafaa etmeli imiş. Ani bir coşkunlukla: «İllallah!» diye teslim olmazsa, o da mahalle mahalle, ev ev yıkılacak. Sonra esefle sinemalarda seyredeceğiz:
Ol saltanatın yeller eser şimdi yerinde I
GüUük küllük olmuş... O tentene gibi gotik mimariden, o çepeçevre güzelim ormanlardan, o Süleyman muhasarasını hatırlatan parklardan eser kalmamış... Zarif Viyanalılann asırlarca saadetle işlenmiş ince tebessümlerin c! n de iz yok!
Viyana ilk gördüğüm Avrupa •şehr dir. Hâtırası ve tesiri bu ba-kını-.'aıı da bende çok kuvvetli, dir. Bir d? efsaneye nazaran buraya bir giden muhakkak iki sefer daha gidermiş. Güzelliğinden kinaye olacak. Bu hoş telmihle: «Viyana o kadar şirindir ki. gören tekrar görmek ister!» demiş olacaklar.
(Diğer bazı şehirler hakkında, meselâ Konya hakkında böyle bir rivayet duymuştum. Bundan da bir Mevlevi zarafetini sezinle-meli.viz: Mçvlânaııın yeşil kubbesi insanı çeker! demeği kasdet-mişlerdir.)
Hasılı, içimde daima bîr ümit vardı:
«— İki ziyaretim daha kaldı. Ben hayatta olayım, gitmek mesele değil. Yerinden kaçmıyor ya..»
Göremediğim birçok Avrupa şehirleri hakkında da avnı şeyleri düşünmüştüm. Sanırım, benim gibi birçok insanlar aynı tarzda düşünmüşlerdir: «Tek ben hayatta olayım!»... Flalbukiı zavallı Avrupa kıtasının basına gelecek bir Faşizm - Nazizm belâsı varmış. As riarca ömrü olması iktiza eden medeniyet eserlerini bizlerin kısa ömürlerimiz zarfında yerle bir edecekmiş! Kimin aklına gelirdi.
Ben, üstelik Habsburg'larm o tantanalı Viyanasmda upuzun bir zaman yaşamıştım. Operaların, operetlerin, valslerin, meşhur kahvehanelerin şakrak Viyan asını tatmıştım, O sıralarda bu şehir. — belki diğer devlet merkezlerine kıyasla biraz eskice— fakat içi hayatiyet dolu bir mevcudiyet arzediyordu. Cazibesi de bundan dolayıydı. Yeni, cansız, ananesiz şehirler kadar iç ürpertici ne vardır? Sonraları, iki harb arasında Viyananın kıymetinden kaybettiğini haber alıyordum. Nihayet Nazi boyunduruğuna düştü Daha iyi günlerini görmeği umuyordum. Dilerini ki, son dakikada. bir mucize ile yıkılmaksı-«ııı Nazilikten kurtulsun.
Zaten, ne kadar istemiye iste-miye Hitlercilere katılmıştı. İlhaktan tıek az evvel Viyanalıla-rın nasıl istiklâl nümayişleri yan tıklarını sinemada ve mecmualarda seyrettik.
Hitler, vaktile işsiz ve itibarsız Viyana sokaklarında sürttüğü İçin, gayzını burada bilemiştir. Medeniyete en son oyununu da bu şehri «son nefere ve son kurşuna kadar» müdafaa ettirerek alıyor. Viyana da. Stalin»raflara. Varsovalara. Pestelere. Belgrat-lara. Berlinlere dönecek mi?
(Vâ - Nû)
ŞEHİR HABERLERİ
Şehrin buz ihtiyacı
Nakil işini kolaylaştırmak çareleri aranıyor
15 yıldanberl belediyenin elinde bu-lunan buz İmtiyazının müddetinin sona erdiğini, bundan sonra hususi müesseselerln de serbesçe buz yapıp satabileceklerini yazmıştık- İmtiyazın kaldırılmasına rağmen şimdiye kadar belediyeye buz yapıp salmak, üzere hiç bir müessese müracaat etmemiştir. Bu yüzden şehrin buz ihtiyacının yine belediye tarafından karşılanması lcabetmektedlr.
Belediyeye bağlı Karaağaç nıiies-sesesinde günde yüz bLn kilo buz yapabilecek tesisat vardır. Bu da şehrin İhtiyacına fazlasl!e yetecek miktardadır. Buz meselesini görüşmek üzere belediye reis muavini B. Nazif Seçkinin başkanlığında belediye İktisat İşleri müdürü, emniyet 6 ncı şube müdürü. Karaağaç müesseseler! müdürü ve diğer İlgililerden müteşekkil bir toplantı yapılmıştır.
Buzu temin etmek İçin lüzumlu tesisatın malzeme vc maddelerin elde bulunması imal hususunda bir güçlük meydana getirmemektedir. Mühim olan mesele şehrin muhtelif semtlerine bu buzun nekledllmesidlr. Toplantıda nakil İş1 uztin uzun tetkik edilmiş ve belediyenin elinde bulunan vasıtalardan gayri husus! vasıtaların durumu da gözden geçirilmiştir. Her giin mezbahadan şehrin muhtelif semtlerine et taşıyan kamyonların yaz mevsimi müddetince buzlan da taşıması ve diğer nakil vasıtalarından istifade İmkânları araştırılmıştır.
Şehir tivatrosunda
İki kısımda da telif piyesler oynanıyor
tl-
Gripten dolayı on giin kapanan yatro ve sinemalar bugün açılıyor. ■Şehir tiyatrosunun iki kısmında da telif İki eser oynanmaktadır. Dram kısmında, Vâ-Nû 11e Nihal Karama-ğaralının yazdıkları »Casuslar» piyesine devam olunuyor. Komedi kısmında da C'evat Fehmi’nin «Hacı kaptan »o İsimli eserine başlanıyor.
Profesör Kemal Cenap’m rahatsızlığı
Haber aldığımıza göre İstanbul Millet Vekili Prof. Dr. Kemal Cenap Bcrksoy son zamanlarda yakalandığı ağır bir zatiirrledpn dolayı Ankara Numune hastanesinde İhtimamla tedavi edilmiş, zamanında Penlclllin tatbiki ve sair müdayat sonunda Millet Vekilimiz bu ağır hastalıktan kurtulmuştur. Muhterem profesörün sıhhi durumunun İyi olduğu haberi kendisini tanıyan ve sevenleri memnun edeceğine şüphe yoktur.
Kartal plâj evleri kooperatifi genel kurulu toplandı
Kalb hastalıkları İyi olabilir
Ord. Prof. Dr. Neşet Ömer
Irdelp’in konferansı
Hamidiye sebili
Yüksek mimar B. Sedat Çetintaş’m yeni beyanatı
Mektup müzesi.
Drottningholm vapuru yakında geliyor
Gotcnourg limanından hareket eden İsveç bandıralı Drottningholm adlı vapurun beş altı yüz kişiden mürekkep Türk tebaası İle makine, radyo, Şerit, lâstik vesair muhtelif eşyayı hamil olarak önümüzdeki günlerde limanımıza gelmesi beklenmektedir. Bu vapur yükünü limanımızda boşaltacak ve fındık, tütün, barsak, kuru Özüm vesaire yükllyerek dönecektir.
Son zamanlarda İstanbulda bir müzecilik faaliyetidir göze çarpıyor. Eskiden saray olan müzc'er tamir ediliyor. Bunların etrafın da araştırmalar yapılıyor. Meselâ Topkapj sarayında yeni salonlar, gizli merdivenler meydana ; çıkarılıyor. Civardaki arazi kazdırılıyor.
Bu arada Atatürk müzesi, şe-' hir müzesi, Bizans eserleri müze-, si, Islâm eserleri müzesi, deniz müzesi gibi daha sonradan kuru, lan müesseselerin de gelişmeleri içm çalışılıyor Aşiyan ve «Edebiyatı Cedide müzesi) gibi yeni mü-zeler_ açmağı da düşünüyoruz. Hattâ bunun için bina satın alınmış, bir kısım eşya toplanılmış-tır.
Bu müzelerden başka küçük kiiçiık tezlj bir takım sergiler, yani aşağı yukarı muvakkat müzelikler de yapıyoruz. Bunlar memleket şehirlerine ve eşhasa ait oluyor. Meselâ Ahmet Mithat ve eşyası için bir sergi yapıyoruz. Matbuat sergisi yapıyoruz. Temaşa tarihi veya Karagöz hakkında tezli bir sergiye rastgeliyo-ruz.
Bu müzecilik faaliyeti sırasında bir, iki ihtiyaçtan bahsetmek isteriz. Bundan önce şair Tevfik Fikrete ait yazdığımız bir seri yazı içinde büyük edebiyat üsta-ı dinin masasının, meşhur Sis manzumesini yazdığı masanın uzun araştırmalardan sonra hir bodrumda bulunduğunu işaret etmiştik?
Bu arada meşhıir kimselerin masalarının bizde, acayip ve hazin maceralarından bahsederek: «Acaba bunlar toplanamaz mı?..» diye sormuştuk. Bunun 'hakikaten yerinde bir şev olacağına kaniiz. Zira bir yazı masası — hele büyük bir adama ait olursa — ya bir fikir tezgâhıdır, ya bir sanat tezgâhı. Üstünde bütün bir ömür boyunca büyük, eserler ha-r.rlanmıştır. Yahut en mühim meseleler bu masanın üstünden geçmiştir. Böyle masaların parçalanıp odun ntakammda -yakılması pek tuhaf bir kayıtsızlık olur.
Birçok memleketlerde zengin zevkleri, en -hayırlı zeA'gin kaprisleri arâsında. avuç dolusu, hattâ çılgınca paralar vererek bu kabil eşyayı, bilhassa masaları satın alanlar vardır.
Bizde yapılması icabeden şeylerden biri de meşhurların el yazdan ve mektuplarına ait bir «yazı miizest» dir. Maalesef henüz 100 yıl önce yaşamış birçok kimselerin küçük bir mektubunu bulmak için bazen ne sıkıntılar çekiyoruz. Bunlar ellerde, zamanla kaybolup gidiyor. Bilhassa hususî mektuplar kî, edebiyat, fikir ve politika'tarihinde ne kadar büyük rolleri ve ehemmiyetleri vardır. Vaktile bir ahbabım zannederim Suavinin kaleminden çıkmış bir tezkereyi bir kese kâğıdının içinde bulduğunu söylemişti.
Bir yandan bu mektupların çoğu kaybolurken, bir taraftan da muhafaza edilebilmiş mevcut mektuplar hiç bir derli toplu tasfiyeye tabi tutulmuyor. Bunlar da sandıklarda çürüyüp, sararıp gidi yor. M
Böyle bir yazı ve mektup mii-zeciğine her bakımdan — edebiyat, resim, biitün güzel sanatlar, politika ve saire — ihtiyacımız var Geçmiş meşhurların, istisnasız hepsinin el yazılarını, bilhassa mektuplarını şimdiden araştırıp birer birer bulmazsak bunları tedarik gittikçe güçleşir
Hattâ yalnız meşhurlara ait değil, meselâ hiç meşhur olmıyan birine ait fakat Türklyede en eski tarihi taşıyan «ilk mektup» da bizim için ne kadar mühim ve enteresandır. İmzaları meşhur olmasa dahi bu en eski mektuplar bi,r zamanın telâkkilerini, vaşayi-'şını gösteren ne güzel vesikalardın Bunu pek çok İtimseler yapıyor.
Meselâ Vaşington’da Lıbrary of Congress’de gayet zengin Wr el yazısı koleksiyorfu vardır
Biz de vakit geçirmeden toplamağa haşlıyalım..
Hikmet Feridun Es
Gülhane parkı karşısındaki Haıni-diye sebilinin tamirinden geçende bahsetmiştik. Yüksek mimar Sedat Çetintnş tamir esnasında çelik kalem kullanıldığını müzeler müdürü B. Aziz ise tamirin pomza taşı He yapıldığını söylemişlerdi. Diin B. Sedat Çetlntaş bu hususta demiştir kİ:
— Çalışan ustalar arasında çelik kalem ile mermer satıhları kazırken kimin fotoğraf çektiği, uzaktan, yakından kaç poz yaptığı öğrenilebilir, fakat bunu bir tarafa bırakalım.. Pomza taşı da mermeri aşındırır. Bu sebeple bir defa yapılır, ondan sonra mermere dokunulmaz Cephe kirlenirse sedalı $u veya sair kimyevi maddelerle temizlenir. Pomza taşı ile ovalamak demek bir tabaka kaldırmak demektir ki bu da âbidenin cilâlı satıhlarında silme ve işlemelerdeki İncelikleri tereddiye sevkeder.
Dökme heykellerde ideal renk kırmızı bakır veya sarı bronzun pırıl pırıl yanan rengi olmadığı gibi binaların mermer cephelerindeki ideal renk de siit beyaz değildir. Asırların o mücellâ satıhlarda husul? getirdiği asıl rengi beyaza çevirmeğe kalkışırsak İki sene sonra yine esmerleşeceği İçin amellycyl tekrarlamak lâzımdır. Bu suretle birkaç sene sonra zavallı sebil tanınmaz bir hale gelir. Mimari anıtlarımız üzerinde böyle tahribata müsaade edilmemelidir
— Dünkü nüshamızdan mabat —' Bir çok kimseler bunun farkında
_. , , „ . . ,,, . ' değillerdir. Angina krizleri geçiren
Btaş «rrd .kalb hastalıkları um- blr S(M hastoım ancak blrkaç rtadekl EoruslerMz deŞlsmefe baş- Mftk ömrtolÜ2 ka|(11 dl t nalUc ladJ. aU»İ!tlm. Eskiden İzah «dilemi-etmekte n „ ltann,n ü“. bozmaktadırlar. Kalb has-
31 tası da keza birçok seneler yaşalı | yabillr, fakat 250 gramdan biraz fazla olan bu minyatür pomatıın başardığı yükü arttırmak değil, eksiltmek her kalb hastasının birinci ödevidir. Kalb kendi içindeki mekanizmalarla faaliyette bulunan otomatik bir makineye benzetilebilir, vücudun 1 diğer organları gittikçe daha yavaş ’ Eleyerek nihayet durabilirler. Birkaç gün yemek yemeyiniz, gözlerinizi on dakika kapalı tutunuz, on saniye nefes almayınız mide, gözler ve âk ciğerler bıraktıkları yerden faaliyetlerine devam edebilirler. Fakat kalb veievkl on saniye İçin olsun bir defa duracak olursa bir daha işleyemez. (Vukuunu işittiğiniz tesadüf mucizeler müstesna olmak şartlle).
Kalbinden şikâyeti olan h£r hasta kalb hastası değildir
Şimdi bir noktaya daha temas fda-ceğim: Kalbinden şikâyeti olan her | hasta, kalb hastası değildir. Hiç bir rahatsızlığı olmadığı halde kalbinin , muayenesi İçin doktora müracaat eden, sinirli hastaların sayısı pek çoktur, Buna mukabil hakikaten kalb hastalığına duçar olan birçok kimselerin. kendi durumlarına alâkasız kaldıkları maatteessüf her gün görülmektedir. Kalb hastalıklarının birçok nevileri vardır Hulâsa, bazıları doğuştan, bazıları romatizma hastalığından, bazıları frengiden, bazıları damar sertleşmesinden — arteryos-kleroz — bir takımları da bakteri denilen mikropların tesiri altında husule gelir. Bunların aralarında bir takım benzerlikler bulunmakta beraber blrlblrlerlndrn çok farklıdırlar, her birinin tedavisi İçin hususi İlâçlar vardır, fakat kalb hastalıklarının esas tedavisi birdir, tektir: Buna yaşama tarzı diyebiliriz. Hasta. buna dikkat etmiyccek olursa hiç bir tedavinin faydası olamaz. Kalb hastalıklarının geriye dönebilir olduklarına İyi bir örnek de. doğuştan husule gelmiş olan kalb hastalıklarıdır.
1938 senesinde Boston'da Gross İsmindeki cerrah kalbin atrlyomları arasında baki kalmış bir deliği mevcut olan 7 1/2 yaşında bir kızı yaptığı ameliyatla kurtarmağa muvaffak ol-' ■ muştur. Bu ameliyat tehlikeli olmakla beraber doğuştan kalb anomalilerinin de iylkştlrlleblleceğlni gös- ! terdlğlnden dolayı çok önemlidir. Tansiyon yüksekliğinin kalb üzerinde ı yaptığı değişiklikler de çok dikkati çekmektedir. Yüksek tansiyonun kon- ; trol altına alınmosllc kalbde husule ’ gelmiş olan değişikliklerin geçtiği klinik ve elektrokardlyogrâfik muayenelere dayanılarak gösterilmiştir. Büyük Splauchnlcus'un dlyafragma-nm üstünden vc altından D 8 den L 2 ye kadar denervasyonu'ı da kon basıncını baskı altına almak surctlle kalbin yükünü azaltmaktadır Bu suretle tansiyon yüksekliğinin kalb üzerine yaptığı kötü tesirler önlenmekte. hastaların hayatları kurtarılmakta ve uzatılmaktadır. Hastanın hekimle İşbirliği yapması ve yalnız doktorunun "dediklerini dlnlerçiesâ sayesinde kalb hastalığı olan hastaların ■ çoğunun İyileşebileceğine inanıyoruz.
Hastaların mesleki •bilgileri olmayan ; dostlarından, akrabalarından, gaze- ; te, mecmua ve kitaplardan hususi • surette Iznjmt almamalarına bilhas- ’ sa dikkat etmek .lâzımdır. Çüry(ü bir şahsa İyi gelen ilâcın diğerine zehir ■ gibi tesir edeceğini hatırdan çıkar-rnamsk İcabeder.
'Kalbin! korumak İsteyen kimsenin, bu otomatik tulumbasına bol bol istirahat ettlrmçsl lâzımdır. Yorgun j._ bir kalb İçin en iyi ilâç istirahattır, şark memleketlerine ayrılan vapurla-
olduğuna dair bir çok etüdlerlmiz' vardır. Binaenaleyh bazı kalb hasta-, lıkian geri dönebilir, yani reversibl' dir. Meselâ ttroid glandının faallye-1 tinin artmasından dolayı kalb hastalığına tutulmuş olanların göster-1 dikleri kalb genişlemesi, kalb atışının nizamsızlıkları ve kalb yetmezliğin-' den, dolaşım yetmezliğinden doğan diğer belirtiler tlrold'in bir kısmının çıkarılmasile İyiliğe dönerler. Gene aynı tiroid glandının faaliyetinin azlığından ileri gelen ve Mixödem denilen hastalığın tiroid hülâsaları verilmek sureti!? önüne geçildiği görülmüştür. Bu hastalığa tutulmuş 0-laniarm genişlemiş kalblorl tiroid lıülâsalarlle tabii hacinılne döner, hastadan alınan elcktrokardlyogram lar da normal voltajını bulur.
Diğer kalb hastalıklarının da gerek kendiliğinden gerek tedavi sayesinde bir dereceye kadar geri döndüğü de isbat edilmiştir. Kalb torbasının yap r akları yapışarak kalbi sıkıştırdığı zaman kalb tampon ad i ve pick hastalığı meydan» geldiği zaman, bu hastalık yapılan ameliyat sayesinde bir kaç halta zarfında geçirtilir; bir genç çocuğun romatizması iyi yajıl-ı lan ve iyi tatbik edilen bir salisilat tedavisi ile gerilettlrllebllir. Romatizma infeksiyonunun kalbde yaptığı genişleme ve kalb deliklerinin açılması İyi bir tedavi İle iz bırakmadan geçebilir, yeterkl hastanın hastalığı iyi teşhis edilebilsin 've tedavisi de vaktinde tatbik edilmiş olsun.
Kalbdeıı çıkan" büyük damarların meselâ aorta damarının bütünleme veya kese şeklindekL genişlemeleri (anevrizma ı neticesi husule gelen patolojik haller, bu kısımların telle çevrelenmesi bazan da cerrahi bir müdahale İle taşkın kısmın çıkarılması İle sık görülen damar çatlamalarının önüne geçmektedir. Kalbi bcsllyen damarlardan birinin ani o-larak tıkanması (koroner trombozu) hastanın birkaç saat veya birkaç gün kalbinin üstünde şiddeti! bir ağrı hissetmesini mucip olur. Sonra bu ağrı da geçer fakat yapılan klinik ve e-lektrokardiyograflk tetkikler kalb a-daleslnln bir kısmının kanla beslenmemekten ötürü ziyan gördüğünü bize göstermiştir. Eğer hasta, doktorunun sözlerin! dlnllyerek 8 hafta kadar yatakta mutlak surette istirahat edecek olursa kalb etinin ziyan olan yeri, tıkanan damarın ödevini û-zerlerlne alan küeiik damarların husule gelmeslle beslenerek tamir olur ve husule gelmiş olan yara kananır; hasta da İyileşerek İşine dönebilir.
Kalb krizleri
evvel kalbi besleyen da-nihai olduğu zanncdl-halbuki bugün bu da-(koronerlerin» küçük şu-yaş ilerledikçe gittikçe ve. tıkanan büyük
Kurbağalıdere
Bu sene behemehal temizlenmesi istenecek
, 30 sene İstanbul'da Kartal'da deniz ke- Ularların narındaki arazisi üzerinde ortaklan-(llyordu, na birer ov yaptırmak muksadlyle ku- ' matların î ulmuş olan Kartal Plâj Evleri Kon- belerinin perattfi Genel Kurulu. Bursa Millet büyüdükleri vekili general AşIr Atlı'nm başkonlı . damarların ödevlerini İcabettikçe ü-ğında evvelki gün Ankara Hdlkevlnde zerlerine aldıkları meydana çıkmış-yıllık âdi toplantısını yapmıştır 1 tır. Bu olay her şahıs yaşlanırken Yönetim Kurulu Başkanı Seyhan halbde kendiliğinden husule gelir ve Millet vekili Korgeneral Naci Eldeniz tabiatın başardığı en mutlu bir hfidi-tarafından okunan yönelim kurulu se gibi telakki olunmalıdır. Yatakta-raporlyle, denetçiler raporu ve bllân- k! bu mecburi İstirahat ctcvresl vara-ço oy birliği ile kabul edilmiş ve ibra lanmış kalbe iyileşme fırsatını vere-olunan yönetim kuruluna, iyi çalış- ceğlnden dolayı çok önemlidir, fakat malarından dolayı genel kurulun te-'mesele yalnız bundan ibaret değildir, şekkürlerl bildirilmiştir. I Kalb krizini taklbeckn İlk haftıdar-
Yapılan seçlller neticesinde, S-'y-, da. hastanın vücut hareketlerini tah-dit etmesi ne kadar lâzımsa: asıl önemli olan ondan sonraki yaşayış şeklidir. Kalb hastalığı, tabii verem ve şeker hastalığı gibi hastanın hekimle işbirliği yaptığı takdirde kabili tedavidir: nasıl ki bir şeker hastası perhizine dikkat edip, insullnl’ni aldıkça yaşar, verem hastası kendisine gösterilen rejljn ve tedaviyi takip ettiği müddet zarfında normal bir şa-
: his gibi iş görür. •
ı Gene bundan 10 İlâ 2Ö sene evvelleri Angina pectorls gösterlerfrıin hf|,-
1 yatı çok kısalttığı f&rzolunuyordu. U-mumlyetle İlk belirtilerden' sonra 5 ; sene, en uzun yaşama müddet! gibi ı kabul ediliyordu. Halbuki scnelerden-berl yüzlerce vakayı takip etmeğe fırsat bulan kalb mütehassislan bu eski fikir ve geleneklere artık ehemmiyet vermiyorlar; çünkü bugün bu fikirlerin yanlış oldukları meydana çıkmıştır. Kalb hastalıklarlle uğraşanlar ly! bilirler kİ 5 sene gibi telâkki edilen bu zaman bugün takriben iki mis Hne çıkmıştır; bundun başka en -şiddetli angina krizlerinin de günün bl-rlndr. deminden söylediğimiz gibi kalbde muavin dolaşımın teşekkül et-meslle kendiliğinden ve birdenbire geçebileceğini de hiç bir zaman göz-öoünden ayırmamak İcabedOr.
han Millet vekili korgeneral Naci Eldeniz, Zonguldak Millet vekili Bâzım Atıf Kuyucak. Harb Okulunda öğretmen Affan Ataçtrl, Ankara Belediyesi âzasından Nusret Evcan, Yüksek Levazım Okulu öğretmenlerinden Hüsnü Aysii. D. D. Y. Cer Dairesi ikinci başkanı Salt Ataman, İstanbul Emniyet Sandığı Müdürü Mazhar Nedim Göknll'den müteşekkil yönetim kurulunun aynen kalmasına ve açık bulunan yönetim kurulu üyellğino Danıştay üyelerinden Baha Arkaç'ın seçilmesine karar verilmiş, mürakabe heyetine de Sayıştay üçüncü daire başkanı Yusuf Ziya Arslan, SatLştay baş müraklplerlnden Basri Yasun ve Kavaklıdere şarap fabrikası müdürü Cflâlettin Rodoslu'dan müteşekkil kurulun aynen bırakılmasına karar verildikten sonra toplantıya son verilmiştir.
Vali ve belediye reisi elektrik idaresinde
Dün öğleden evvel vali ve belediye reisi Dr. Lfıtfi Kırdar elektrik vc tünel idaresine çitmiş ve öğleye kadar İdareye alt muhtelif İşlerle meşgul olmuştur.
Kurbağalıderenin temizlenmesi hakkında her sene Belediye bütçesine bir ödenek konmaktadır. 1945 yılı yedi aylık bütçesine de tekrar kırk bin jjra konmuştur. Fakat Belediye fen işleri Kurbağalıderenln temizlenmesi için derede gayet esaslı incelemeler yapmış, derenin hem lâğımlarını yeni baştan düzeltmek, hem de baştanbaşa temizlemek üzere bazı âletlerle bir tarak dubasına ihtiyaç göstermiş ve bunlar tedarik edilemediği için derenin temizlenmesi de yüzüstü kalmıştı. Derenin ıslahile temizlenmesi bu sene de kabil olamıyacağı tahmin ediliyor.
Diğer taraftan Umumî meclis âzasından bazı zatlar. KadıHöy halkının Kurbağalıderenin bugünkü vaziyetinden çok muztarip bulunduğunu göz önüne alarak Kadıköy gibi Istanbdlun belli başlı bir semtinde halkın sıhhatini bozan bu hale nihayet vermek üzere Kurbağalıderenin bu sene behemehal temizlenmesini Belediye başkanlığından isteyecekler. bu hususta Belediye başkanlığı ile temasa gireceklerdir.
Satışa çıkarılan ithal malları
İst. Kınaciyan handa Haydar Balkana eğe, İst. Prevuayans handa Bil-luriş Edgara kahve ve çay fincanı, beyaz tabak, İst. Alaca Hamam No. 62 de Rıfat Keribara porselen tabak kahve veçay fincanı, İst, Marpuççu-lar No. 19 da Y. Vorcopulosa karbo-natK dö mağnezl. Gal. Kara Mustafa paşa No. 29 da İsak M. Layboviçe ter-nlkll boya. Ol. Büyük Tünel handa Vobollt • Ltd. e Korektln.Yedikule Kazlı Çeşmede Aleko Dylojfti "sando-Liks. Oal. SigoS*a handa İnıporial Kenılkale anilin boya» Humzü hâd|t, sun! lak. boya, naftol. ve.müstahzaratı ldmyevlyel sanayie. Eyüp Bahar! ye Nuri Abdurrahan fabrikasına mo-halr tiftik ipliği, Yedikule Kazlı çeşmede Beklt' Urgancı ve H, -Selepk'e ham deri.
* Harice ısmarlanan ve her türlü muamelesi tama^nlanan ,, malların
Münıkünsş ayakta duracağınız yerde oturmağı ita oturacak'yerde yatmağı âdet etmek lâzımdır. Koşacak yerde yürümek, heyecandan kaçınmak, knlb hastalarına ynpılaca# ’ tavsiyelerin başında gelir. Zamanında doğru bir teşhis v® iyi bir tedavi her şyin başındadır. İşte bu sayededir kİ knlb hastalıkları eski korkunç şeklini kaybetmiştir. Ha-talara en birinci lifte İstirahat ve yine İstirahattır.
ra yerlerinde vaktinde yükünebilmesinin temini için'gereken makamlara baş vurulmuştur.
Millî korunma mahkemesine verilenler
Zeılit saatlerinin yedek akşamını satmak istetnlyen bir İthalâtçı İle, bozuk zeytinyağı satan bir bakkal ve usulsüz fatura tanzim eden bir hırdavatçı Milli Korunma mahkemesine verilmiştir.
Seri elerce nelere edebiyat demişiz? Bugünkünden başka edebiyat var mı? Divan edebiyatının püf noktaları? ı
DİVAN EDEBİYATI
BEYANINDAOIR
Abdiilbflltl Gölpmarlı
— Merakla, ibretle okuyacaksınız.
M.ARMARA KİTABEVİ
I
V
Sokaklara yeniden 54 lâmba konacak
Nisan ayı içinde şehrin Bakırköy. Üsküdar ve Kadıköy kazalarının karanlık olan sokaklarına yeniden »4 lâmba daha konulmasına karar verile ı-ek lâmba yerlerinin tesbltl ve direklerin dikilmesi işine başlanmıştır. Yeni lâmbaların 13 ü Kadıköy. 20 ri Bakırköy. 21 I de Üsküdar kazasına konulacaktır.
Sahlfe 4
AKŞAM
6 Nisan 1945
FRANSA NASIL ÇÖKTÜ?
Yazan: Pierre Lazarcff Çeviren: Şevket Raflo
Tefrika No. 4 1 ~
Paris ■ Soir gazetesinin son nüshası
Hüsrev paşa korkusu
Bununla beraber panlkçller çoktan uzaklaşmışlardı. Bazdan eylülde, harb başlar başlamaz gitmiş, o zamandan beri de Paris’e dönmemişlerdi. Daha emniyette olmak İçin Norm&ndlyaya kaçan birçoklan şimdi Almanların elinde idiler, ötekiler yıldırım harbinin başlangıcında, bilhassa Paris'in 3 hazirandaki İlk ve son bombardımanından sonra cenuba veya Plrenelcre doğru akın etmişlerdi Ama hepsinin «çocukları emniyet altına almak», muhtemel harb sahasından kadınları uzaklaştırmak», «pek mühim İşleri halletmek» gibi yerinde sebepleri vardı! Meşhur dram muharriri Sncha Gultry de o zaman Pirenden* gitmek üzere başkendi bırakanlardandı. İstasyonda trene lıü-eum eden halkın uydurdukları bahaneleri bir müddet dinledikten sonra şu nükteyi savurmuştu:
«Benim gidişimin sebebi bunlarm-klnden değil; ben korkumdan gldlyo-
Aians makinelerinin mütemadi tik -taklan kesilince yazı işleri salonu sessizliğe gömülmüştü. Artık Paris te çıkan tek gazete Paris - Soir olduğu İçin sansür subayları da gelip gazeteye yerleşmişlerdi. Portatif karyolalarını getirmişler, yemeklerini de köşedeki lokantadan getirtiyorlardı, «ölüm Aldatan» lâkablyle çağırılan şefleri binbaşı Paleirac geçen harbin kahramanlanndandl. Cesaretinin işaretleri tüysüz, kuru yuzündek-. vara yerleri idi Kendisi şakacı bir cenupludur Tarif edilme? şivesiyle hana:
— Benimle kalmak üzere burada ayırdığım subaylardan çoğu sise fena halde içerliyorlar, dedi, anlarsınız ya. ne kadar hanım evlâdı, ne kadar iltimaslı, ne kadar nüfuzlu seçici varsa bana dayadılar. Paris sansüründe kaldıkça kendilerini harbden uzak, emniyette sanıyorlardı şimdi nrkn-daı-lan Tours şehrine gittikleri halde Paris - Soir ukalâlık edip tek başına Parlste çıkmaya kalkınca onlar da burada kalmaya mecbur oldular Öyle ya Almanlar her an buraya gelebilirler! Bunu pek eğlenceli bulan İçlerinde yalnız benim.»
Hakikaten İş arkadaşlarımızın en nazikleri sansür subayları İdi. Rlç biri makalelerimizin içinde ne olursa olsun kesmeği, çıkarmağı haLırına bile getirmiyordu. Paris askeri idaresine açılan her telefonda derhal hareket emri verileceği ümidiyle kulak kesiliyorlar düşmanın nerede olduğunun bir türlü biilnememeslne de pek km-yorlardı Gazetenin daha çabuk ba-«Bİabilmesl İçin haberleri yazmamıza yardım ediyor; kalan zamanlarında da bir yanardağ üzerinde yazı yazmakta İnildetmemizin tedbirli bir hareket olmadığına bizi inandırmağa çalışıyorlardı.
Tek haber alma vasıtamız küçük bir radyo makinesinden ibaretli: onunla da kısa dalgadan yalnız Amf-rikayı dinllyebillyorduk Bir İspanyol dansörü gibi esmer güzeli olan Georges Kesscl, Nevyork radyosu konuştukça tercüme ediyor, biz de bunlarla gazeteyi çıkarıyorduk. Georges Ke&sel. bizim Finlândlya cephesinde harb muhabirimlzdl. Dünya Flnlân-dlya İle Sovyet Rusya arasındaki sulh müzakerelerin! ondan öğrenmişti. Sonra gene bizim hesabımıza Doğuya gitmiş, buray3 da henüz dönmüştü.
Amerikan radyosu sayesinde dün İtalyanın bize harb ilân ettiğini, ve Roosevelt'ln bu hareketi ( arkadan bıçaklamağa» benzettiğini Paris halkına duyurmuştuk.
Herve Mille:
— Almanların Paris - Soir gazetesine yüz. metreye kadar yaklaştıklarını Nevyork radyosundan duyarsak pek garip olur! diye mırıldandı.
Binbaşı Paleirac, her halde maiyetindeki subayların yüreğini biraz daha hoplatmak İçin:
— Garip amma mümkündür! dedi.
• ••
Sabahın tam saat yedi buçuğunda, gökyüzünü boydan boya örten duman bulutunun ne olduğunu anlatan şayialar gelmeğe başladı okuyucular bize telefon edip blrlblrini tutmaz şeyler söylüyorlardı:
— Bunlar S&lnt - Deıüsdc yakılan benzin depolarından geliyor.
— salnt - Cloud’da üzerine obüs dtisüp parhyan gaz depolarından çıkıyor
— Bunlar Almanların ilerleyişlerini örtmek İçin tayyarelerle attıkları sis bulutlarıdır. (Yanılmıyorsam bu şayianın doğruluğu sonradan anlaşılmıştır.)
Bir takımı da hâlâ Fransızların çekilişlerini örtmek İçLn bu sun! sisi attıklarını İddia edip duruyordu.
Nihayet bir kadın, mezardan gelen bir sesle, «dünyanın son günleri boşladığını »e İnsan çılgınlıklarının ilk
cezası olmnk üzere Allahın güneş zı- Dram kısmında yasını ortadan kaldırdığını» bize te- Yazanlar: V&-NÛ ve N. Karamağaralı * Kadıköy SÜREYYA SİNEMASINDA
mln etti.
Sabahın saat sekizine doğru Georgeş'un kardeşi, harb muhabirimiz muharrir joseph Kcsse 1 hâki elbisesi İçinde saçı sakalın» karışmış bir halde gazeteye geldi. Hemen başına üşüştük.
— İşler pek fena değil, dedi, Paris henüz elden gitmedi: örtme ordusu henüz dayanıyor. Toplar boyuna ateş ediyor. Cephenin her noktası faaliyette.
— Sahiden bir müdafaa hattı var mı?
— Evet, değeri nedir bilmiyorum amma böyle bir hat var. Daha çok önceden hazırlanmış olan beton blok-havzlnr, tahkim edilmiş siperler, dikenli tel mânileri yollarda kurulan barikatlarla blriblrlcrine çabucak bağlandı. Askerler her halde arlık çekilmiyorlar; şehrin tabii müdafaa hatlarına. Ölse nehrinin geniş çukurlarına. Nonctte'in sığ bataklıktanım yerleştiler.
— Nenette de ne?
— Chantilly deresi canım
Btr sansür subayı, hazin bir şekilde:
— O kadar yak i odalar mı? diye bağırırken, Georges Kesscl'in karisi. sarışın sinema yıldızı Jeanlne Crispln sevinçle:
— Demek o kadar uzaktalar? diye hayret ettL
Arkadaşlarının ( Jef» dedikleri Jo-seph Kcsscl durumu şöyle toparladı:
— Zannedersem henüz takviye gelmesine imkân var. Şimdiye kadar kim bilir hangi sebepli* Bretagne ve Orta Fransa depolarında sakh duran tankların gelmesi Ömldedtllyor. Her halde geri çekilme durmuştur Ah, şu geri çekilme yok mu. ödümü koparıyordu »
Tam bu sırada, dalma radyonun başında duran Georges Kessel haber verdi:
— Nevyork bize, Paul Reynaud’nun orduların mânevi yatından memnun olduğunu bildiriyor Weygand İle beraber orduları teftiş ediyor, Totırs şehrinde hükümete iltihak edecek.
Herve Mille:
— Bu haberi buyilk harflerle başlık olarak koyalım. Halkı yatıştırır, dedi.
Ben. biraz daha dikkatli olmayı tavsiye ederken, salonun öbür ucunda bahriyeli Baker dlsy’nln gene telefona sarıldığını görünce:
— Askeri İdareden ne diyorlar? diye scsendlm. Baker d’tsy telefonu göğsüne kapayıp:
— Bu konuşan askeri idare değil, şehre şimdi gelmiş bir mülteci kadın Parlsln 30 kilometre ilerisinde Alman atlılarının rahat rahat, şarkılar söy-llyerek atlarını Selne nehrinde suladıklarını göalerlle gördüğüne yemin ediyor, dedi.
**•
öğleden sonra saat İkide gazete makineden çıktı. İlk nüshalar hemen hemen Paris - Soir binasının önündeki düzlükte kapışıldı. Yüzlerce adam «bir şey öğrenebilmek için» kapımızın önüne birikmiş duruyordu Bu aralık şuna dikkat ettim: Yalnız gazetenin dnünde bekleşenler havadiste ilgili İdiler Giden halk içinden bir İtişi bile müvezzllerlmzc elini uzatmadı Şimdiden göçebeleşmiş olan bu insanlar canlarını kurtarmaktan başka bir şey düşünmüyorlardı.
(Arkası var)
Dördüncü sultan M ur adin beşinci sadrâzamı Boşnak Hüsrev paşa (şecaat arsasının serverl, halk arasında vezirlerin en şöhretlisi, fehlm ve ferasetle maruf, akıl ve kiyasetle me«-suf, erkân ve ümeranın umdesi cen-gftve ve bahadırların kıdvesil dlr diye serdarhkla Amasyada İken devletin en yüksek makamına çıkardım?U. Filvaki Lstonbula gelirken yolda askerin zfiptü tanziminde, rlayayı gözetmekle dirayet göstermiş, kalırü siyasete ifratlle hiç kimsenin diğerin btr habbesine el uzatmasına meydan vermemişti.
«Mehlp ve hûnl» adamdı. Siyaset esnasında otağının önünü açtırıp iskemle üzerinde «vakuranel» oturur, mahkûmlarını önünde ka ti ettirirdi ı Harese siyaseti İdi btı! Mukaddema bir İşte gönlünü kırmış olan Manisa beyi Sultanzade Hacı paşayı huzuruna getirtmiş, zulümlerini haber aldığı İçin katline karar vermişti, Hacı paşa slyoset meydanına gelip durun-eti Hüsrev paşa bir kere hunrlzanc bir nazardan sonra yüksek sesle:
— Cellât!
Diye bağırmış, fakat tesadüfen cellât Kara AH hıunr bulur.momasile b-r saat kadar beklenilmek lâzım gelmişti. Cellât gelip Hacı pMonın faşını kestikten sonra Hüsrev paşa:
— Flakn, değenek!
Emrini vermiş göz ucuyla cellâdı İşaret etmiş, tam vaktinde hizmet makamında bulunmadığı için ceza olarak adama be? yüz değen ek vur-durmuştu' Kendisini hiç hesaba kat-mı,vnrak zulüm ve tecavüzlerini gördüklerini merhamete lâyık soymadığı İçin bu gibilere hiç âuıan vermezdi. On altı yaşına varmış vc artık devlet İşlerini kavramağa başlamış olan; sultan Murat yeniçeri kâtipliğine tâ-, yln ettiği Malkoç Mehmet efendiye •!, öpmek üzere huzuruna girdiğinde çu emri vermişti:
— Bak. bire Malkoç efendi! Yeniçerilerin esami defteri ınuhtcl oldu. Hürde — ölü — yerine geçmek çoğaldı. Elaya çocukları ve ırgatlar yeniçeri defterine geçiyorlar- Yeniçeri adedinin çoğalması hazîneye hadsiz zararlar veriyor. Oöreylm seni! Zln-I har vc zinhar, benim timim taallûk etmeksizin deftere bir csame geçir-' miyesin! Kalemi ve defteri bir hoş vc İstikamet üzere hıfzeyleyesin! Eğer i bir hıyanetin ve emrime mugayir bir. -hareketin zuhur ederse başını keserim! Gözünü nç!
tik amel izhar edip asli ihtiyar etmekte eğerçe iyi nam kazanmak mutasavverdir. lâkin mahzurları, tehlikeleri celbcdebllcccğl de şüphesizdir.) Nalma efendinin zamanının riya' ve tabasbus ruhunun ln'ikâsından ibaret olan şu mütalâasının ahlâki ( fazilet ve medenî cesaret mefhumla-rlyle ne kadar taban tnbana zıt olduğu pek açık olarak görülüyor!.
Hüsrev paşanın gayretine diyecek yok İdi. Lâkin havsalası dar, şefkat ve mürüvette kalbi taş parçası idi. Fıtratlndekl kalırı) katil İnhimakine hasislik de inzimam ediyordu.
Geçmişteki meşhur serdarlar ifam ve İkram tle. lhsantarile kalbler cel-beder. böylelikle kusurlarını örtmeğe uğraşırlardı. Hüsrev paşada ise kahrii gazaptan başka bicşey yoktu. Tatlı dil yoktu; tevazu yoktu; İhsan yoktu; bu yokluklar içinde tehevvür ve tekebbürü, hasedi, hasisliği, hatır kırıcılığı halkta kendisine teveccüh bı- 1 rakmamış, menfaatlerini paşanın ikbalinde görenler müstesna olmak iizere büyüğün, küçüğün kalbterinde hakkında muhabbet yerine nefret kaim olmuş, bu yüzden vücudunun ( sıkleti çekilmez olmuştu.
Gün geçtikçe paşanın kibir ve te-, cebbürü son dereceye varmıştı. Kav- . ’™ »» O"™:
— Benden başka kimse yok! ( İddiasını yükselttikçe yükseltiyor-1 du. Aklen ve şer'an katle değil, dil İle ta*zlre bile müstahak olmıj’an adamları öldürmek yanında hiç mesabesinde İdi. Sefer esnasında yalnız vükelâdan. beylerbeyllerden, beylerden on yedi zatı öldürmüştü.
Herkes kendisinden korkuyor, hak söze, hele ortaya koyduğu bir oya | muhalefete kimse cesaret edemiyor-' du. O da şeriat hükümlerini bir tarafa bırakarak aklına estiği gibi hareket ediyordu. Gazap hengftmında günahkâr İle günahsıza zararı müsavi olduğu için zalimler kadar snlihler de kendisinden çekinirlerdi.
Bu ceberutu ite beraber zorbalara İyice kapılmıştı. Onların bir sözünü ' iki etmez, iltimaslarının birini red- , deylemeğl muvafık görmezdi. Onlarla elele vcTmlş bulunmayı kendisinin sadaret makamında bekasına en büyük istinatgah biliyordu. Bu suretle halkın korku ite karışık nefretine mukabil zorbaların «mahbubu ku-)ûbu> haline gelmişti.
................................., O bütün sadareti müddetinde sor-Zaten sıâkulsllknmet hüsnü sülük balarla yalnız bir defa bozuşur gibi ve diyanet 1le maruf olan Malkoç olmuştu:
Mehmet efendi. ... , Slpah zümresi ulûfelerinln msğ-
_ Baş üzerine, dcyletlû padişahım! I Qkçç y(>r,ne >yfırı hn)lB ftkçc «Mm» mirnrıa eaHrfı^ama ,, .... ,, . .
İle verilmesinde ısrar ediyorlardı
(Arkası 7 nel sahlk-de)
F".......... 1 ~
AZAK’da

(ÇenbeHÖtaş Sineması
Grip hastalığı dolayıalie 10 gün tatilden sonra
Bugün matinelerden itibaren muntazaman seanslarına başlanacaktır. PROGRAM:
Sayın müştertıerimizin büyük takdirlerini kazanan Şark Sinema sanatının son sözü Milyonluk muhteşem Şark filmi. ÇOBAN KİZI (CEVHERE)
Baş Rolde: YUSUF VEHBİ _ NÜRUL HÛDA Se« ve ahenk üstadı MÜNİR Nl'REDDIN'Ln bu film için bestelediği şarkıları eşsiz ve rakipsiz ses Kraliçesi SAFİYE AYLA terennüm etmiştir.
/———
Bugün Matinelerden lUbaren
MELEK
Türkçe Sözlü
SİNEMASINDA
Yeni bir Zevk ve neşe kaynağı.. En güzel Dana ve ca» sahnelertjije mükemmel bir film.
PANAMALI KADIN

ALEMDAR’ veMiLLîde
i - GUDALKANAL SAVAŞI
Created by free version of 2PDF
Müttefiklerle Japon harbinin emsalsiz bir şaheseri
2-AFRİKA ZAFERİ
H A L E'de
SEVGİLİME
Tt’RKÇE SÖZLÜ — Kadıköy ——
BİR DANS
O P E R A ’da
BİR FRANKIN ROMANI
TEŞEKKÜR
AilemUin büyüğü sevgili babamız Trabzon Tu Hacı AH Monla Zade SALİH NECATİ SAHIR
İn aramızdan ebedi ayrılışı yüzünden, cenazesinde bulunmak, çelenk yollamak, el ve tel yazılarlyle Ve telefonla aramak, evimize gelmek suretiyle. derin acılarımızı paylaşan vefalı aile dostlarımız ile arkadaşlarımıza, İnsanlık duygulariylc özel İlgi gösterenlere ve yakınlarımıza, ayrı ayrı yazmaya teessürleri mi^ elvermediğinden. ailemizin şükranlariyle saygılarını bu satırlarla sunuyoruz.
Nectneddln Sahir Sılan
ÖLÜM
Sümer Bank SeUÜloz Sanayi mües-•esesi müdürü Adnan BeckayTn kim: TENDU BERKAY tutulduğu hastalıktan kurtulamıya-rak çarşamba günü saat 17.30 da İzmit te hayata gözlerini kapamıştır. Cenazesi perşembe günü İstanbul» naklolunarak Yahya Efendi deki aile mezarlığına defnedilmlştlr.
Mevlâ rahmet eyliye.
B
ŞEHİR IİYATROBD Komedi kısmında sası 30.30 da HACI KAPTAN Yazan: cevat Fehmi CASUSLAR


Bugün matinelerden itibaren
KAÇIRILAN GELİN BETTE DAVİS — CEYMS CAGNBY’in bin bir heyecan ve rikkatte süsledikleri en güzel filim,
İlâ, eten • EN SON DÜNYA HAVADİSLERİ
Diye yer öpüp çıkmış, sadrâzama İltihak edince defterlerin tashihinde gayret göstermiş, sahte esrimelerin 1 çoğunu «karaya çalmış» idi.
Hüsrev paşa Abaza Mehmet paşa gibi zorlu bir âsiyi mağlûp ederek büyük debdebe ve dftrat Ue Istanbula girdikten sonra tavrü hail biraz değişmiş, gurur peyda etmiş, bu gurur basiretine perde olmuştu. Azim ve cüret sahibi, satvet ve mehabetle mümtaz bir vezir olmakla beraber o akimı beğenmiş bir zat idi; âlemin ahvalinde tecrübesiz ve tarihe vü-kufsuzdu. Akıbeti İyi çıkmıyncak hareketlerden sakınmazdı Nüfuz ve İstiklâli günden «Üne artıp sadaret nahvetl ve padişahın mutlak vekili olmak celâldi ile devletin bütün İşlerinde yegâne hâkim kesilince Hüsrev paşa birçok acemi oğlanlarını yeniçeri defterine kaydettirmek İstemiş. yeniçeri kâtibi Malkoç efendiye bu yolda emir vermişti. Sadrâzam büyüğün, küçüğün katlinde mübalftt göstermiyordu. Örfi t-mlrlert. nehiy-lcri padişahın hattı hümayunu, belki kazayı mübrim kadar nftflz bulunuyordu. Kendlslle kimse söyleşemiyor-du.
Bununla beraber nâslycri pâk Malkoç efendi bu müthiş sadrâzama korkusuz mukabele ederek vazifeye met-butiyetln ve kılıcın başlara pek yakın olduğu o günlerde medeni cesaretin parlak bir nümü nesini gösterdi:
— Devletlû vezir! Ben kulunuza padişah hazretleri şöyle tembih buyurdular k1 kendulerln malûmu olmadıkça deftere kalem koymayım!
Hüsrev paşa gazaptandı:
— Bre herif! Ben padişahın mutlak vekili değil miyim? Elbette yaz!
Bu dakikada hayatının ne tehlike geçirdiğini bildiği halde Mehmet efendi ileri vardı. Vezirin eteğini nl-vıızkârane öptü:
— Sultanım! Ben başımdan korkarım! Kalem koyamam! Kendimi bu hizmetten ihtiyarım He azlettim. Bu hizmeti bir gayri duacınıza tefviz buyurup bu kullarını affediniz.
Diye İstirham etti. İşe padişah namı da karıştığı için Hüsrev paşa bu memura kıymadı. Yalnız kendisini (kul istemiyor) diye arzettl. Sultan Murat da emrini İnfazdan başka bir şey yapmamış olan Malkoç efendiyi azametli vezirine karşı müdafaa edemi yerek azline rlza gösterdi!
Müverrih Raima efendi bu meselede şu mütalâayı yürütüyor:
(Her asırda böyle İstikamet «atıp cumhura muhalefet eden, hususiyle verirlere ve «öderi nâfla vükelâya karşı koyanlar mansıptan mahrum ve mrMM olagelmişlerdir. Böyle müşkül işlerde hüsnü tedbir Be muamele etmek ve haklraeme hHoter Be çıu(ı4>v bulmak mkmktn İken MMbei ve
Bugün matinelerden İtibaren fevkalâde program
I-PAŞANIN KARISI
2
Türkçe
Şarkılar:
MÜZEYYEN SENAR HAMİYET YÜCESES süzan yakar SU AD GÜN
- AFACAN MEKTEBLİ
Mtfcög Ronej;

flLKflZARÎâ
FRED ASTAİRB
SARISIN TEHLİKE
V f'

Bugün matinelerden İtibaren 30 kısım tekmili birden KANLI
HAYALET
DİCK TRACY - V.S GRİME İNC
Republlc filim şirketinin Büyük şaheser serini filmi Fevkalâde enteresan ve insanı heyecandan heyecana koşturan yegâne hârikalar sinema romanı.
LANA TVKNER
CHARLES BOYER —
RJTA HAYWORTH
Gece Canavarı
RELLA LCGOBİ
Alman cebir ve tahakkümü altında Paris,.., İşgal altındaki Fransa payitahtının esrarı... NazUerin şeriki cürümleri... Vatanının müdafaası uğruna genç ve güzel bir kadının fedakârlığı... gibi kuvvetli Ve hareketli sahnelerle dola
îŞGAL ALTONDA Güzel ve büyük filim bugün matinelerden itibaren SARAY SİNEMASINDA
başlıyor. Baş rollerde:
I^^^JÖAN CRAWFORD — JOHN WAYNE VE PHILIPPE DORN|
. Bugün Matinelerden itibaren AR S I N E M A S I N Ü A
VERA ZORİNA — EDDİE ALBERT
Seanslar: 2 30 — 4.30 - 6.45 — 9.15
Son günlerden istifade ediniz.
ŞARK Sinemasında
Gösterilen ve bu harbin en kanlı bir safhasını tasvir eden
UKRANYA ALEVLER İÇİNDE

filmini mutlaka gidip görünüz.
ilâveten: KATİN ORMANININ ESRARI
Müthiş ve tarihi cinayet... Nazüer tarafından öldürülen 14 bin PolonyalI subayın feci âkıbetlerL
K i N
4
_ — ]
Erkeğini gevmesine rağmen, kalbini anlatamıyan bir genç kadının göz ■ yaşları... Hissedilerek. düşünülerek göeyaşlarlle görülen filim.
ELHAMRA Sinemasında —S
^TİYATROSU OPERETİ
Bu Akşam 20.30 da
Bütün İstanbul halkının on gündenberi hasretle beklediği emsalsiz operet

A

Büyük fedakârlıklar ve itina ile hazırlanmıştır. Göz kamaştırıcı dekor, kostlhn, zengin müzik, hale 3 saat zevk, neşe ve eğlence. Tel: 49369
Devlet bizi güneşin rekabetinden korusun!
Soıı günlerde bazı zümre hattâ fert menfaatleri yüksek sesle, iddialı bir tarzda müdafaa edilmektedir, Millî iş, döviz tasarrufu gibi, sathî düşünceleri kandırıcı deliller, memleketin her zaman için lüzumlu istihsal kabiliyetini muhafaza gibi herkese sıcak ve sevimli gelen sözler müstehliki İstismar gayretlerini maskelemektedir.
Dahilî fiatlerimiz baş döndürücü irtifalara çıkmış bulunmakta, bu yüzden geniş halk tabakalarının asgarî bir hayat seviyesinde tutunabilmelen, ancak maddî ve manevî canbazlık ile mümkün olmaktadır. Ticarî alış verişlerimizin en büyük kısmına Merkezî Avrupa hâkim olduğu müddetçe, başka imkân olmadığı düşüncesi ile, hepimiz boynumuzu büküp kaderimize rû2ı olmakta idik. Fakat normal, tabii ölçülerden ayrılmamış memleketlerle, İngiltere, Birleşik Ame-rik: ile devamlı, her gün genişlemeğe müsait ticari münasebetlere baş’ayınca. flütlerimizde kuvvrtli bîr iniş bek'emek hakkımızdı.
Fiyakamızın, bu defa, kapılan, pencereleri bize ancak temiz hava gelecek tarafa açılacak. İngil-te’-enin. Amerikanın harbden ev-v'vr>e nispet’e pek az yükselmiş, sağ am mal an bol bol memlekete g:recek ve müşteki'ik nihayet biraz can'^nmağa. kanlanmağa beslıyacektı.
Bu en tabiî seyri durdurmakta menfaati olanlar derhal hareket? geçtiler: «böyle ucuz malları ithal edersek yerli mamulledir iz. bun'an vanan fabrika'arımız re olacak? Bu şubelerde çalışan binlerce vatandaş İşsiz katacak. milletin bîr kısmı, meselâ, daha ucuza giyinsin div?. memlekette derin bir İktisadî ve İçtimaî müvaz^nes;7İik yaratılmış o-laeaktır." diye feryada başladılar.
Son sene'ere kadar moda olan bazı düsturların mütemadiyen tekrarlanmış olması, bir çok kimselerde ve muhitlerde, sırf menfaat, istismar imtiyazının önünde bir perde olan yukandaki fikirlere revaç vermiş, hattâ resmî makamlara yakın olan bîr çok şahsiyetler de millî mamuilere çok ağır nispette rekabet edecek mal’ann ithalini güçleştirmeği vatanseverlik icabı saymağa başlamışlardır
Öyle mevzular vardır kİ, onları sırf iktisadı ölçüler ile incelemek caiz değildir. Meselâ Millî Müdafaayı alâkalandıran istihsal şubelerini, müstehlike en ağır fedakârlıktan da yükilyerek, himaye mecburîdir. Hattâ sivil ihtiyaçtan karşılıyan bazı maddelerde de. halka muvakkaten tahmil edilecek pahalılık, muhtedil olmak şartile. memleketin umumî İstihsal ve iktisat seviyesini yükseltmek emeli İle, ölçülü himaye istenebilir. Fakat, meselâ hâriçten 18-20 ! i raya getirebileceğim ayakkabı, bazı sanayii himaye vesilesi ile. 60 liraya alıp giymeğe mecbur olmak, hakikî hiç bir cemiyet menfaati düşüncesine dayanamaz. Bu nlsbette, daha doğrusu bu nispetsiz himayenin mahiyetini anlatmak için İktisat edebiyatında klâsik olmuş «Bas-tiat» nın bir yazısını kısmen nakletmeyi faydalı bulmaktayız.
Mum, lâmba, şamdan, fitil i-malâtçılan ve zeytinyağı. İç yağı, petrol ve aydınlatma ile alâkalı bütün malların İmalâtçı, müstahsil ve satıcıları, devletin ciddî bir himaye politikasına taraftar olduğunu görünce, kendi hak ve menfaatlerinin koru um acı için millet vekillerine şu arzuhal ile baş vururlar:
«Efendiler;
«Doğru yolu buldunuz. Mücerret nazariyelerl reddediyorsunuz; bolluk, ucuzluk sizi hiç alâkalandırmıyor. Siz bilhassa müstahsilin mukadderatını düşünüyorsunuz.
«Onu yabancı rekabetten kurtarmak. bir kelime İle, millî pazarı mîllî gftye tahsis etmek İstiyorsunuz.
«Size, nazarlyenizl. hayır nazariye dalma aldatıcıdır, nasıl diyelim? doktirinlnlzi, sisteminizi, prenslpinlzi tatbk için mükemmel bir fırsat vermek istiyoruz. Fakat siz doktrinleri sevmezsiniz, istemlerden nefret _ edersiniz, prensiplere gelince, içtimî İktisat*-> mensin olmadığını iddia ^derginiz.
«O halde nazanyesiz ve prensipsiz tatbikatınızı bahis mevzuu ediyoruz.
«Biz, hepimiz ziya istihsali hususunda bir yabancı rakibin ta-hammülfersa rekabetine maruz bulunmaktayız. Rakibimizin İstihsal şartlan o kadar müsaittir ki millî piyasamızı, hem hiç pahasına, istilâ etmektedir
«O görününce, bütün satışları-uuz durur, bütün müstehlikler ona baş vururlar ve bir çok dallan olan bir Fransız sanayi şubesi derhal en mutlak bir atalete mahkûm olur.
«Bu rakip güneştir. Bize karşı açtığı harb o kadar ezicidir ki kendi Adasma karşı çok idareli davranan bu düşmanın, bize hain Albion tarafından musallat edildiğini sanmaktayız.
»Sizden ricamız bütün pencere, pancur. perde ve umumî olarak güneşin girebileceği bütün delik ve yarıkların kapatılmasını emreden bir kanun vazedilmesidir. Bu sayede memleket, kendisine ihda ettiğimiz güzel sanayi şubelerini, nankörlüğe kapılıp, himayesiz bırakmış olmaz. Müracaatımızı bir lâtife sanmamanızı ve aşağıdaki mucip sebepleri incelemeden reddetmemenizi rica ederiz.
«Eğer tabiî ziyanın girebileceği bütün delikler kapatılacak olursa, bundan, Fransada favdalan-mıvacak bir tek sanayi şubesi kalır mi? Daha fazla İç yağı sar-fedilirse, daha çok sığır ve koyun yetiştirmek lâzım gelecek, bunları beslemek İçin daha geniş cayırlar hazırlanacak, et. yapağı, deri ve bilhassa gübre, zirai servetin temeli olan gübre çoğalmış o'acak.
Daha fazla nebatî yağ sar-fedilince zeytin ağacı haşhaş, kolza ziraatı gelişecek: toprağı yoran bu nebatlar gübre sayesinde inbat kuvveti artan topraklardan istifade edecektir.
«Her taraf reç nalı ağaçlarla örtülecek. Şimdi kokuları faydasız olarak havaya karışan dağ çileklerinin balını milyonlarla an emecek, hülâsa ziraatin her şubesi büyük bir inkişafa mazhar olacak.
«Denizciliğimiz de aynı canlılığa iştirak edecek, binlerce gemi balina avına çıkacak ve yakın bir âtide Fransa, şerefini yükseltici ve imza sahibi mum fabrikatörlerinin ve ilh.., vatanî duygularım okşayıcı büyük bir donanmaya sahibolacaktır. Bütün nakil vasıtaları iptidaî ve mamul maddeleri mütemadiyen taşıyacaktır.
«Sirayet tariki ile. şamdan, a vize gibi lüks eşya yapan ve satan Paris atelye ve mağazaları, bunlara lâzım olan maddeleri çıkaran ocaklarda çalışan amele, hülâsa Fransa’dan her fert, güne şin evlere gitmesini yasak eden kanundan faydalanmış olacaktır.»
Çok mübalâğalı olmakla be raber. Bastiat’nm. daha bir cok düşündürücü ve güldürücü satırları olan bu mektubu, himaye İsteklerini İncelemelerde hatırlan ması faydalı bir rehberdir. Her himaye faydasız değildir: fakat himayeyi lüzumlu ve memleket İçin faydalı gösteren her mütalââ da yerinde ve samimî değildir.
Herkesin, her zümrenin sesini duyurması, menfaatlerini koruması serbes olan halk relimlerinde hak ve hakikat kıyafetine girmesini bilen mugalatalardan sakınmak. bunlara karşı söz ve kalemle amansız bir savaşa giriş mek içtimai bir vazifedir.
CEVAT NİZAMÎ
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR:
Mithat paşa konağına döner dönmez ne yapardı?
Otuz beş yaşına gelinceye kadar tek kelimesini bilmediği Fransızcayı nasıl Öğrendi?
) Fransızca tutulan not defteri — Lord Hamilton ile randevu — CHcian (( I efendi ve Mithat paşa — Mahmut Şevket paşa mektebe giriyor — | | Londradan gelen bir kadın: Miss Smith — «Çocuklar bölüğü» karşısında l ) akşam konseri — Mithpt paşa ve Canan kalfa — Yarım saatlik gezinti., ((
konser va tu var türjc MUSİKİSİ KONSERİ İstanbul konsr-rvatuvarmın 3 nisanda vereceği mahur puselik faslını İhtiva eden Türk musikisi konseri hastalık dolaylsik sinema ve tiyatroların 10 gün kapatılması emrine uyularak tehir edilmişti
Bu konser önümüzdeki salı akşamı Şehir Tiyatrosu Komedi tasmanda saat 18 de verilecektir.
Aynı konser 20 nisanda tekrarlanacaktır. _ _________
KONSERVATUVAR YAYI.,T SAZLAR ORKESTRASI KONSERİ İstanbul kons-.rvatuvan bu sene tertibettiğl yaylı sazlar orkestrası konserlerinin sonuncusunu 9 nisanda şehir Tiyatrosu Dram kısmında verilecektir.
Bu konser programında Cemal Reji t Rey ve Mithat Penmentn ayrıca Üd piyanoda soloları bulunmaktadır.
Mithat paşa, konağa arken döndüğü zaman soyunur «v elbisesinin üzerine kürkünü giyer, bir köşeye çekilip okundu. Onda-kl öğrenmek hevesi cidden tetkike değer. Düşünmeli kİ büyük Mithat paşa, tek kelime bilmediği Fransızcayı, 35 yaşından sonra öğrenmiştir. Ve kendi kendine..
Bugün kendisinin arkasında bıraktığı, Fransızca çalıştığı, Fransızca okuduğu kitapları tefe-kik ederken onun bu dili öğrenmek İçin ne derece yüksek bir inatla çalıştığını anlıyoruz.
Meselâ bütün Fransızca kitaplarının kenarlarına yine Fransızca olarak haşiyeler, notlar yazmıştır. Bîr kelimeyi, bir fikri, bir bahsi, yine Fransızca olarak kendi kendine İzah etmiştir. Dahası var. Avrupadakl seyahatlerinde yalnız Fransızca not tutmuştur. Bütün muhtıra ve randevu defterleri Fransızcadır.
Bunlardan birini sayın oğlu gelişi güzel bana açtı. Bir sâhi-fede şunları okuduk: «Lord Hamilton ile randevu.» Tabiî Fransızca yazılmış!..
35 yaşına kadar Fransızcanın. «f « sini bilmiyen Mithat paşa sırf devlet işlerindeki lüzumunu an-lıyarak bu dili, o zamanın muallim kıtlığı içinde ve günlük meşgalesi arasında kendisine mah. sus usullerle öğrenmişti. Hattâ aklında kalması İcabeden kelimeleri yazar ve yanma alırmış..
Esasen Mithat paşa İçin, bugün meselâ Amerikalılarda olduğu gibi, bir öğrenme yaş kaydı yoktu. Her yaşta herşeyi öğrenebilirdi. Elverir ki boş yere zaman geçirmemeli- Ve Mithat paşa da evin İçinde okumadan. İlmî münakaşa etmeden boş bir dakika geçirmezdi Hattâ garip ve biraz da mahrem bîrşey anlatacağım:
Büyük adamların hususî hayatlarının en ince noktalan bile yazıldığı için, yen! hal tercümelerinde bu daha ziyade cemiyete alt însanlam yaşayışlannın en mahrem köşelerine kadar İnilir. Ben de burada Mithat paşanın mahremiyetine ait bir hikâyeyi anlatmağa mecburum:
Kendisi o derece okumak meraklısı İdi ve o kadar zamana kıymet verirdi k! 100 numaraya girdiği vakit mutlaka yanında bir kitap, ya Fransıza gazeteler bulunurdu. Bazan burada m°selâ uzun ve dünya siyasetine ait bir makaleyi okuduğu da ohırdu. Dakikasını boş geçirmezdi. *
Gazeteleri, bilhassa Avrupa matbuatını satır satır takibedeı--dl. İki husuri kâtibi vardı Bunlardan biri Vasıf Clician İsminde Dalmaçyalı bir zattı. Paşaya meftundu. Hattâ Avrupada. paşanın ölümünden sonra «Son Altesse Mithat Paşa Grand Vezir» isimli meşhur kitabı yazmıştır. Bu eser Kugelmann neşriyatı arasında basılmıştır
Avrupa gazete’eıini Mithat paşaya ekseriya bu zat okurdu. Crispl ad»nda yine Dalmacvalı bir hususî sekreteri daha vardı.
Mahmut Şevket paşayı mektebe sokuyor..
Mithat paşa, kendisi 35 yaşından soma Fransızca öğrendiği halde çocukların da ecnebi dil öğrenmelerini son derece lüzumlu addederdi. 1289 senesinde Selâ-nik valisi olduğu zaman orada Galatasaraydan fazla Fransız-caya, ecnebi dile yer veren bir idadi kurmak İçin teşebbüse girişmişti. Bu idadide tedrisat Türkçe - Fransızca olacaktı. Ve mektep masrafı memleket zenginleri tarafından görülecekti. Maksat, son derecede iyi dil bilen gençler yetiştirmekti Fakat Mithat paşa Selânlkte fazla kalamadı ve bu mektebi oradan ayrıldığı için açamadı.
Lâkin paşa, gerek başka ço-
Mithat paşaya hususi kâtibi CHcian efendi gazete okuyor (Viy anada Adete fotoğrafha nesinde çekilmiş bir resim)
cukları ve gerek kendi çocuklarını bu tarzda yetiştirmek için tertibat almıştı. Meselâ Mithat paşa henüz küçük bir çocuken büyük işarlarla meşhur Mahmut Şevket paşayı Alyans İsrailit mektebine hemen hemen zorla sokmuştu. Mahmut Şevket paşa burada Musevi çocukları arasında bir müddet okumuştu.
Hattâ senelerce sonra bir gün hayatının en yüksek makamına çıktığı bir zamanda Mahmut Şevket paşa, Mithat paşazade B, Ali Haydar Mithata:
— Bugün Biraz Fransızca biliyorsam, bunu babanıza borçluyum!.. Beni ısrarla Alyans îsra-llıt mektebine sokan odur.. demişti.
Mithat paşa kendi çocuklarının dil öğrenmesi için İngiltere-nin asil ailelerinden bir kadını, Miss Smith'i İstanbula getirtmiş, konağa almıştı. Miss Smith Londradan sırf Mithat paşanın çocuklarına dil öğTetmek İçin gelmişti Fevkalâde mükemmel bir kadındı. Ve Mithat oaşa ona son derecede hürmet ederdi. Konakta Naime ve Sehriban hanımlardan sonra Miss Smith’in nüfuzu vardı. Ve o hiç bir mürebbl-veye benzemezdi Zira Londradan İki Ingiliz hizmetçisi ile ge’misti. Bur’- dan biri Mlss Anna idî. diğeri Miss Mar;.. Ve Ikf İngiliz Jı zmetçlsi va’nız Mlss Smith’in işlerin! görürlerdi.
Mithat paşanın zevcesine yazdığı bir mektuota Miss Smith’in maaşının 1000 kuruş olduğunu okudum
Kendisine mahsus bir daire. Yiyecek, irecek ve giyecekten sonra 1000 kuruş o zaman irin mühim bir para idi. Ve konağın büyük masrafları arasında Mithat paşanın 1000 kurusu ayırıp da ona vermesi bu İse gösterdiği ehemmiyeti işaret eder.
Miss Smith’in çocuklara alt hlc bir arzusunun verine getirilmemesine imkân yoktu Meselâ o bir -rocuklar bölüğü" yaptırmıştı Bütün çocuklar burada kalırlardı. Ve günde yarım saat

Bu harbin hayret uyandırıcı tarafları
Midi Uf SU İd
6ufh zan tanında komşu çetelerin reislerinin b^ıs'n-rını kesmeği Adet edinmiş olan korkunç bir Blrman-yalı cebeci. (jenç bir Ingiliz kızının reisliği altında Japonlarla çarpışmaktadır
Geçenlerde üt! İngiliz tayyarecisi
Birmanya hududu Civarındaki Japon hatları gerisine paraşütle İnmişlerdi Uçakları
düşman taralından düşürülmüştü. Bu İki İngiliz havacısı Japon!ar tarafından esir alı nacaklarını zannedi-
yorlardı. Dikkatle bir orman arasından seçmeğe çalışırlarken birdenbire çırılçıplak yerinemi hücumuna uğramışlardı. «Bİ2 İngiUztz» diye bağırdıkları zaman, yüze yakın çeteci anlan tevkif ederek karargahlarına götürmüşlerdi. Burada gördükleri manzara karsısında İki genç hayrette kalmışlardı. Zira huzuruna getirildikleri çete vahşi bir yeril olmayıp yalınayak dolaşan hail» bir İngiliz kızıvdı. 1038 de İngiltcredcn ayrılarak As-sam'a veril âdetlerini tetkik etmek üzere gelmişti Japonya Ue İngiltere arasında harb patladığı zaman Mlss Uranla Birmanya hududu yakınlarında Naga çetesinin &d*t>rini tetkikle meşguldü
Bu çete, sulh zamanında civardaki kabilelere hücum ederek onların reislerinin başlarını kesmekle maruf bulunuyordu Nagaslar çırılçıplak geziyorlardı. Uranla, zekâsı sayesi-11*» Nagas çete reislerinin dostluğunu 1 a-zanarak. bundan bilistifade hr-h baslar başlamaz çeteyi derhal Japon-yaya karşı harbe sevketmlsti. Bu küçük çetenin harbdeld faydalan sayısızdır. Japonlara karşı mühim mikyasta sabotajda bulunmuş ve bundan başka da düşman hatları gerisinde kaybolan Müttefik tayyarecilerine pek büyük yardımı dokunmuştur
Maceraperest Ursula. Londradart ayrılmağa karar verdiği zaman arkadaşları kendisine deli nazariyle bakıyorlardı. Fakat Nagaslar onu fevkalâde çok sevmekte ve ona ( Beyaz prensesimiz» diye hitahetmektedirlor. Mamafih Mlss Ursula Graham -Bower «imdi biraz endişeli görünmektedir. Zira yerliler onun kendilerinden ayni masına katiyen tahammül edemiyeceklerinl yüzüne karsı birçok defa söylemişlerdir
annelerini görmeğe gelirlerdi. Akşam üstleri «çocuklar bölüğü» nün önünde bando muzika alafranga konserler verirdi.
Bu arada Miss Smith’in hoşuna gitmıyen en küçük şey derhal tashih olunurdu.
Çocuklar senelerce, hattâ yarım asır sonra gidip Miss Smith’i İngilterede tekrar görmüşlerdir. Zira onu hakikaten severlerdi...
Yarım aaat gezinti..
Akşam konağa döndüğü zaman Mithat paşanın, hattâ padişahları hal’edecek kadar en büyük meşguliyeti bile olsa yapacağı bazı şeyler vardı.
Paşayı konaktaki dairesinde dadısı «Cenan kalfa» karşılardı. Mithat paşanın bu ihtiyar dadıya karşı büyük bir sevgisi vardı. Ve Cenan kalfa paşanın bir çok işlerini, hattâ saray sırlarını çok iyi bilirdi.
Paşa konağa girince elindeki çantasını:
— Al Cenan şu çantayı... diye ona teslim ederdi.
Mithat paşanın bu içi mavi düğmeli meşhur çantası simdi kızı sayın bayan Meşru ve'dedir. (Abdüfhamit Sultan Murat iyi olduğu halde saltanatı ona terk-cdeceğlne dair yazıp verdiği senet bu çantada dururdu.)
Cenan içinde bîitün bir imparatorluk İşlerinin en mühim evrakı bulunan cantavı kaldırırken paşa bir eli oğlu AH Haydar’ın, öteki elile kızı Nesime’nin ellerinden tutardı.
Dakikası dakikasına tamam yarım saat Mithat paşa ortada. İki çocuk yanında büyük sofada bir aşağı bir yukarı dolaşırlardı. Çocuklar babalarına, baba çocuklarına adım uydurarak bu esnada yalnız Fransızca konuşurlardı. Bu çocuklar İçin günün en mühim dil ekzersizleri. Mithat paşa için de en gaileli devlet iş’-erinin yorgunluğunu giderecek bir dinlenme olurdu. Bu sırada nasa dinlenmekle beraber, konağa araba-sile geldiği için, yarım saat da vii tümüş olurdu. Hattâ Sultan1 Alz’i tahtından İndirmeden birazj
Uçaklarda buz tehlikesi ortadan k»Mınlıvnr
Uçakların buz tutması ötedenberl gayet ciddi bir tehlike idi şimdi uçak kanatlarının ve diğer akşamının bıu tutmasının önü alınmıştır. Bunun İçin tatbik sahasına konulan bu sistem gayet basittir. Uçağın egzos boruları, kanatların arasından dolaşmak sure-tüe, vücut bulan buz parçalarını, ha-raretile eritmektedir. Büyük bir hararet temin eden bu sıcak hava, uçakta buz tutmağa elverişli olabilecek bütün tasımları kontrol altına almaktadır. Böylece temin edilen hararet. 6 odalık vasati bir eve lâzım olan sıcaklıktan 500 kere daha fazladır
Amerikan mühendisleri . bu sıcak havanın motor tasımlan ve pervanelerin de buz tutmasına mâni olmak bakımından çok büyük bir rol oynadığını bildirmişlerdir Esas itlbartle motor akşamının buz tutmasına mâni olabilmek için, ötedenberl kullanılan usul. karborfltüriArHon s»nık hava geçirmekti
Kışın, uçak alanlarının buz tutması keyfiyeti de. başlıca [üçlüklerdendir Bu alanlarda yağan karı temizlemek ve sahajn eski haline sokmak için, her ne kadar ağır teçhizata başvurulmakta ise de. her şeve rağmen bam uçuşları tehir etmek keyfiyeti basKöfitermektedlr. Amerikan mühendisleri. bu müşkülâtı ortadan kaldırmak İçin uçak alanlarında yeraltı kaloriferleri yapmağı İleri sürmektedirler. Bu tecrübe sayesinde, yere düşen kar derhal eriyecektir.
şimdi, birçok Amerikan fabrikanı* rlle İmalâthanelerinin döşemeleri altına yerleştirilen ve içinden sıcak su geçirilen boru tesisatından büyük istifadeler temin edilmiştir.
Eğer, hava alanlarında da böyle bir tesisat vücuda getirilecek olursa, düşen karlar derhal su halini alacaktır. Bu suyun da tebahhur edeceği nazarı İtibara alınacak olursa, alanın daimi surette kuru kalacağı kolayca anlaşılır.
evvele kadar bu usulü hiç şaşmamıştı. Biri büyük, ikisi küçük yolcular yarım saat yürürlerken sofaya kimse girmez, bu esnada ziyaret de kabul olunmazdı.
Çocuklarına Fransızcayı tama-miyle öğretmek İçin keidisine varacakları mektuplarda bu dil! kullanmalarını tembih etmişti. .
Çocuklar derslerine döndükleri zaman Mithat paşa da bir kitap açardı. Ve her okuduğu kîtabm etrafına haşiyeler yazardı. Bugün kendisinin hemen bütün kl-tapla’inda bu haşiyelere rasgeH-yoruz, -
Hikmlt Feridıın F-
Created by free version of 2PDF
Sahile fl
NEHİR TAŞMASİLE MÜCADELE
HER AKŞAM BİR HİKÂYE




Kadrlye gözterl saatte, İstasyona doğru koşuyordu. Trenin kalkmasına yarım dakika bile yoktu. O daha istasyonun kapısından İçeri girerken bir düdük sesi, arkasından da birden bire salıverilen istim gürültüsü İşitti. Tren kalkmıştı!..
Yazıklar olsun tamam 45 dakika koca garda beklemesi lâzımdı. Henüz tren kalkmış bir İstasyonun aşırı derecedeki tenhalığında dalma bir hüzün vardır.
Kadrlye de şimdi bu 45 dakikayı nasıl geçireceğini düşünüyordu. Birinci mevki bekleme yerinden, simit kokan ikinci mevki bekleme salonuna geçti. Bira ve tuzlu sardalya balığı kokan istasyon büfesinin kapısından baktı. Güneşten yüzü yanmış bir adanı kendisine süzgün gözlerle bakıp eski zaman usulü bıyık bükünce oradan uzaklaştı. Duvarlara asılı, eskilikten buruşmuş, kıvrılmış, yırtılmış tarifeleri okumak istedi. Canı sıkıldı. Kitapçının önünde durdu, Yan-yana dizili kitaplara bir göz gezdirdi, Bununla da oyalanamadı. Tekrar trenlerin önünde duracağı rıhtım gibi yere çıktı. Henüz boş olan demiryoluna ters ters, geri geri boş bir tren giriyordu Vakti gelince bu tren kalkacaktı.
Kadrlye bir müddet durup onu seyretti. Daha kalkmasına 35 dakika olduğu halde bu boş trene girdi. Oturdu. Her halde istasyonda maksatsız ve mânâsız bir tarzda dolaşmaktan çok daha akıllıca hareket ettiğine kanldi.
Kadriyenln oturduğu vagon, eski zaman modeli, kırmızı kadifeli, dur pencereli birinci mevki arabalarından biri İdi. Pencerelerin arasında aynalar vardı.
Ayna ile yalnız bulunan ve cam sıkılan bir kadın ne yapar?. Kadrlye de aynı şeyi yaptı. Bu aynalarda kendisini tetkik etmeğe başladı. Ve aynadaki kadını hiç beğenmedi
Sabahtan beri elinden tutup çektiği hâlde bir türlü yürümlyen ve her şeyi merak etjip kelimeleri yave yave uzatarak, arsız arsız soran küçük kL-zına da sinirlenmeğe başlamıştı, şimdi Gökyıldız kırmızı kadife kanapeye çamurlu ayaklarlle çıkarak pencere--nyassı burnunu dayamıştı
* «adrtn o» ç ıkvto.
doğru dursana. Şimdi kor..tuztor gelip de senin çamurlu ayaklarınla oraya çıkıp kirlettiğini görse bizden ceza alır!.,, dedi
Sonra gene aynaya melûl melûl baktı. Ne kadar yıpranmış. Adeta pör-sümüş bir hali vardı Daha 37 yaşında yoktu. Bu kadar genç olduğuna bin şahit İslerdi. Göğüsleri karnına doğru inmişti. Gözlerinin altı halka halka, saçları bey azl anmış ti.
Halbuki genç kızlık devresi lıenuz dünmüş gibi geliyordu. Sanki 48 saat önce gelin olduğunu sanıyordu. Aynadaki yaşından fazla gösteren kadın hayaline bakarken Lçl kapanıyordu. Üstelik treni kaçırmanın kasvetli havası İçinde bunaldı. Dışarıda güneşli bLr mart sonu günü vardı Vagonun camını oldukça müşkülâtla indirdi Dirseklerini pencerenin kenarına dayıyarak güneşli ve tenha İstasyon binasına baktı.
Vagonun tam önünde iki genç Kız duruyordu Kadrlye köye gidip gelirken bu kızları daima trende görürdü. İkisi de gençlik timsali gibiydiler, Yirmisinde bile yoktular. Çok canlı kızlardı.
Kadriyenln açık bir pencere önünde ve arkalarında bulunduğunu far-Icetmemlşlerdi
Konuşuyorlardı. Biri şöyle dedi: — Ne yakışıklı adam değil mİ?..
Öteki tasdik etti:
— Son derecede... Tam erkek...
— Bu tarafa doğru geliyor...
— Selâm verelim m!?..
— Tabii, tabii... Çok ayıp olur. Hatta yanımıza gelir de konuşursa bir terbiyesizlik etmemeli...
Kadriye bu genç kızların kimden bahsettiklerini görmek İçin İstasyonun biraz ilerisine baktı Orada orta yaşlı bir erkek gördü. Tuhaf şey!... Bu «Naci ağabey» değil miydi?..
Evet tft kendisi!.. Ne kadar genç görünüyordu. Halbuki Naci ağabey kendisinden en aşağı 15 yaş büyüktü. Ellisini çoktan geçmişti. Hiç göstermiyordu. Hattâ çok eskiden, yan yana İki komşu olarak oturdukları zaman Naci ağabey onunla evlenmek İstemişti. Kadriyenln annesi:
— Arada 15 - 18 yaş fark var. Dünyada kızı vermem... Kocamı diyecek, yoksa baba mı?., diye diretmişti.
Bu suretle Kadrlye, Naci ağabeyle evlenmemişti.
O zamanlar Naci buna ne kadar üzülmüştü?.. Kadriyenln evinin etrafında ne kadar fır dönmüştü.
Vagon penceresinden bakarken bu eski günleri düşünüyordu.
Naci ağabey genç kızlara yaklaştı. Onların elini sıktı. Kızlardan esmer ve iri gözlüsü hayran, ona sok ula sokul a bir şeyler anlatıyordu.
Naci ağabey. Kadriyenln şöyle bir baktı Ve başını Kızlarla meşguldü.
Kadrlye, şimdi bir yarışla geri kalmanın ezintisini tâ içinde duyuyordu. İstasyonun ucuna doğru giden onların arkasından derin derin baktı. Şu treni neden kaçırmıştı sanki can sıkıntısı'.
yüzüne çevirdi.
Frengililerin ve uyuz hastalarının sayısı artıyor
Uyuz, şekersizlikten ve ekmeklerin bozukluğundan ileri gelen bir hastalık değildir!
Amerikada Tennessee havzasında alınan tedbirler ve kurulan barajlar
“ Bir zamanlar ders için taze frengili bulunamazken şimdi birinci ve ikinci devrede sari frengililere . sık sık tesadüf ediliyor „
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Yağmur hazînesi - Faydalı.
2 — Tûrklyenln en İri adamı
3 — Lâzım
4 — Hatırından çıkar - Peygamberin torunlarından biri.
5 — Tömbekinin başı - Bir deniz mahlûku.
6 — Kardeşlik
7 — Azık - Baba.
8 — ikisinin ortasına doğru yürü.
9 — Tenis âletini al
10 — Kalın sicim - Hububat yetişen erazl parçası
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Üniversite 2 — Nasiblolan, 3 — İsaJe, Yaşa. 4 — Vilâyet, 5 — Ebeyi çağır. 6 — Rl. Eç. Hana, 7 — Soytarl. As, fl — İla, öa, Adi, Taşkın adam, 10 — En a, Raskme.
s —
Emlnönünden bindiğim Koca-mustafapaşa otobüsü bir insan istifi ile dolduktan sonra hareket etti. Ben bu otobüsün artık yolda bir yolcu bile almasına imkân kalmadığını ve böylece yoluna devam edip gideceğini düşünürken o, sık sık duruyor, bu insan istifinin üstüne birkaç yolcu daha sıkıştırmağı ihmal etmiyordu. Otobüs Bayezit durağından kalktıktan sonra yolcular arasından sesler yükselmeğe başladı:
— Yeter artık yeter, nefes alamıyoruz!
— Aman Allahım şimdi bayılacağım!
— Şoför! Şoför!.. Oldürecekmişin bizi insaf bey ahu I.
Bu şikâyetlere aldınş bile etmeyen biletçi, otobüsün arka kapısrn, sağ ellle ardına kadar açarak, bir cambaz gibi tek ayağının üstünde durduğu basamakta bağırıyor:
— Valde camii!.. Var mı İnek?.
İnen değil, buradan da binen var! Hattâ az sonra Cerrahpaşa hastanesine uzanan cadde başından aldığımız bir kaç yolcuya da kendisini İçeriye sokabilecek geçit verdikten sonra güç hal ile Cerrahpaşa hastanesinin önüne geldik... Bu tıka basa dolu otobüsün hastane önünde boşalması esefle, hüzünle görülecek bir manzara,.. Otobüste iki büklüm olan ayak tedavisine tâbi hastalarla, hastalarını yoklamağa ve ilk defa muayeneye gelenler kat kat olmuş bu İnsan İstifinin İçinden çıkarken tutulmuş kollarını, dizlerini, boyunlarını ve bellerini bir müddet oğuştur-duktan sonra hastaneye giriyorlar. Bu arada hatırı sorulmağa gelinen hastalara ivdi ye edilmek üzer getirilen kolonya sişelerile tahlile verilecek İdrar şise’erin-den bazılarının yolda kazava uğramış olduğu da gözden kaçmıyor!
ANKARA RAOyoSlI
Bugünkü program
18.00 galon orkestrası. 18,30 Konuşma, 18.45 Orkestranın devamı, 19.90 Haberler. 19.20 Geçmişte bugün, 19,25 Şarkılar, 10.45 Konuşma, 20.00 Müzik (plJ, 20.15 Radyo Gazetesi. 20.45 Temsil, 21.30 Serbes saat, 21,45 Tarihi Türk Müziği, 21,15 Haftanın spor hareketleri, 22.25 Dans Müziği (pl.ı, 22.45 Haberler.
YARIN SABAHKİ PROORAM
7.30 Müzik İpi.), 7.45 Haberler. 8.00 Müzik (pl.ı, 8.23 Spor saati (Vücudumuzu çaçlıştıralımi, 12.30 Salon orkestrası, 12.45 Haberler, 13.00 Orkestranın devamı, 13.30 Karıçtk şarkılar. 14.00 Cumhur Başkanlığı Armoni müzik ası.
Hastanede
Cilt hastalıkları mütehassısı doktor Cevat Sargın
— Ben de öyle...
— Sizinki?
— Sorma, diyor, uyuz mu olduk nedir bilmem ki...
İhtiyar bir kadın dert yanıyor:
— Yalnız ben değil, bütün ev halkı kaşınmağa başladık. Her halde uyuz olduk. Nasıl olmıya-lım: şeker pahalı bolca alamıyoruz.
Doktorun yanına giriyorum. Bir hastaya uyuz ilâcı reçetesini yazarak verdikten sonra bana dönüyor:
— Sizin şikâyetiniz?
— ElhanıdüiUlâh şikâyetim falan yok. Gazeteciyim ve şikâyetleri öğrenmeğe gelmiştim
— Biraz bekleyiniz, öğrenirsiniz.
Bir kenara çekilerek seyrediyorum. Erkek kadın içeriye gelenler birer birer muayeneden geçirilerek teşhis ' Uyuz!.,. O uyuz, bu uyuz...
— Doktor, diyorum, da çok uyuz var?
— Maalesf öyle...
— Uyuzun şekersizlikten ileri gelen bir hastalık olduğunu söylerler bu doğru mudur?
— Katiyen doğru değildir. Uyuzun ne şekerslzlikle. ne de ekmeklerde iddia edilen bozuklukla
konuyor, uyuz, şu
ne kadar
Kocamustafapaşaya kadar gl-dîcek bu otobüsün hastane önünde boşaldığını ve içinde ancak dört beş volcu tle yoluna devam ettiğini bilhassa kaydetmek istiyorum ki bu suretle yalnız bir alâkası vardır. Bu hastalık doğ-otobüsten hastaneye inenlerin sayısını tahmin etmek kolay olsun. Bu insan kalabalığının içinde ben de ilerliyorum. Hastalarını yoklayacaklar ayrı, muavene olacaklar da ayn bir yol tutturdular Ben muayeneye gidenleri takibediyorum. Hastalardan büyük b!r kalabalığın deri hastalıkları muavene odasının önünde toplandığın; görüyor ve oraların dan bir kaçma soruyorum:
— Hayrola, şikâyetiniz ne?
— Vücudumda bir kaşıntı başladı da...
Diğerine dönüyorum:
— Ya siz?
nidan doğruya temizliğe riayet [edilmediği için olur. Bir de uyulma vakalanmamak için topluluklardan kaçınmak icabeder.
Bu arada, biraz evvel tıka basa do'u bir otobüsle çeldiğimi söyll-yerek muayene edilen bir hastayı gösterdim:
— İste, dedim, su eline uyuz reçetesi verdiğiniz hasta ile otobüste sırt sırta vapısmıs vaziyette geldim. Belki yanımda ve önümde vin? bana vanısık duran yolcularda da uvuz vardı!
Cemnloddin BİLDİK
(Arkası 7 ncl sahi f ede'
KUTUP KIZI '
AŞK VE MACERA ROMANI
Yazan: Stanley Shaw Çeviren; (Vâ • Nü)
v M Tefrika No. 45 —- J
Suyun kargaşalığı ortasında, sanki hiddetli İmiş gibi pelerinini saça saça, yelyeperek, yelken kürek geliyordu.
Adam ölmüştü. Bir kolu kopmuş, kafasının da yarısı çentiimlşti. Jensen bu adama baktığı sırada, su seviyesi daha yükseldi ve sanki yukarıdakilere de bu manzarayı göstermek istedi.
Sabık uçurumun, şimdiki gölün kenarında bulunan İnsanlar, kopmuş bir takım bacak ve kollar, gövdeler ve başlar görüyorlar. Bütün bu uzuvlar. kaymyan suyun kâh sathına çıkıyor, kfıh derinliğine dalıyordu. Tekrar batıyor, tekrar çıkıyordu. Sular, kapkaranlıktı.
Mallable, hem garip, hem de ihtişamlı bir sesle:
— Görüyorsunuz ya... — dedi. — O heriflerden hiçbirinin ölümden kurtulamadığı anlaşılıyor. Barajı atarlarken, barajın altındaki dinamitleri de, yani benim vaktlle koyduklarımı da patlatmışlar. Onlar benim eserimi mahvetti, benim de eserim onlardan İntikamını aldı. Zavallı körler, zavallı azgın hayvanları
Her halde, bütün İsveçliler, emin saydıkları bir noktaya toplanmış olacaklardı. Hepsi de, bir anda havaya uçmuştu i Dalgalar, hepsini beraber getiriyordu. Blrlblrlerl arkası sıra, yahut biri birleri ne sarılaraktan geçit resmi yapıyorlardı.
Adamlar o kadar çoktu kİ, bunlara bakınca, içlerinden hiçbirinin ölümden kurtulamadığı belli oluyordu.
Jensen de, MalIab!e7er de, bu yürekler acısı cenaze alayından nihayet başlarını çevirdiler.
.Pek az ötede, telsiz telgraf istasyonu, göklere uzanan direkleri ve an-tenlerlle görünüyordu.
Kerry, o tarafa doğru yürüdü, Jensen ise, vazifesinin, ihtiyarla beraber kalmak olduğunu biliyordu. Biçarenin pek bllyük ıstırabı vardı, belli.
Plerre Qulnt, Çinliler ve köpekler varmışlardı. Bay Mallable, Jensen‘1 telsiz binasından İçeri aldı. Burasını gezdirdi. Mükemmel ihtiyat erzakla dolu mahzenler, oturulmağa elverişli odalar vardı Kuvvetli akümülatörler olduğu İçin, telgrafın, ışığuı ve hara-
retin uzun müddet rollerini oynıyabl-lecelkerl anlaşılıyordu.
Bay Mallable, akümülatörler dairesini gezdirirken Jensen'e dedi ki:
— Maden ocaklarımdan ansızın ayrılmam ihtimali olduğunu düşünmüştüm. Buralarını onun İçin yaptırdım. Fakat şimdi elektrik kuvvetini İhtiyatla sarfetmeliyiz. Çünkü artık yenisini istihsal edemiyeceğlz. Burada Ithlte bataryalajı var Benim Icatlarımdır. Gayet kuvvetli oluyorlar. Bununla beraber, elbet mamanı gelince tükeneceklerdir.
Budvar haline getirilmiş küçük blı odada oturdular.
Bay Mallable:
— Esasen burada pek fazla kalacak değiliz! — dedi. — Benim yatım, hemen dalma Ungava körfezi kıyılarında dolaşır. Buzlar serbesleyince bu kıyılara hemen yanaşır. Kerry, birazdan, yattakllerle telsiz telgraf muhaveresin» girişecektir. Onlar, buraya bir heyet göndererek bizi karaya aldırırlar, Peki amma, kızım nerede?
— Demin balkondaydı galiba,., Pek müteessir bir hah vardı,,. Hakkı da var: Böyle bir hâlle seyredilir de insanın lçl parçalanmaz mı?
— Evet! Büyiik bir felâket... Bütün bu hâdiselerin sizin gelişinizle aynı zamana tesadüf etmesine de aynen üzüldüm. Geriye selâmette dönmeniz İçin size rahat bir yolculuk hazırlıyn-cıığını. Geldiğiniz taraftan avdet et-
İnsanların basma büyük felâketler getiren âfetlerin başlıcası nehirlerin taşmasıdır. Bir nehir ne kadar büyük Olursa feyezanın tahribatı ve nüfus zayiatı o kadar büyük olur.
Şimali Amerika birleşik hükümetleri Cumhuriyetinin Mlsslssippl'den sonra en büyük nehri MJssourl geçen İlkbaharda ıoo senedenberl misil görülmemiş blf surette yükselerek taşlığı zaman yaptığı tahribat hâlâ hatırlardadır. Bu nehrin geçtiği ovalar, sulan sarı renkte, birer deniz halini almış, fabrikalar birer ada gibi kalmıştı. Bir çok köy ve kasabalar ve şehirlerin dlizlküte olan kısımları sular altında kalmıştı. Bu feyezanın denşeti Mlssourl havzasında yaşayan milyonlarca insanın hatırından silinmemiştir. Bunlar böyle bir felâketin tekrarlanmamasını temin edecek müessir çareler aramaktadır . _____„____________
Bu münasebetle rcnnessec nehri-. lenin sayısı yirmi bir bin kişiye İnilin kontrol altına alınması hakkında şimdiye kadar elde edilen büyük [ muvaffakiyetler gerek Mlssourl havzası ahalisinin gerek sık sık taşan dl-1 ğcr Amerikan nehirleri havzaları — 1 kinlerinin dikkatini çekmektedir
Tennessee nehri Mlssoıırl’ye nispetle daha küçüktür. Fakat geçtiği arazi yüzünden evvelce bunun feyezanları daha tahripkâr oluyordu
Halbuki geçen İlkbaharda Şimali Amerikanın büyük nehirlerinin çoğu coşarak h«r tarafı istilâ ettiği ve önüne gelen bina ve ağaları devirip sürüklediği halde eskiden azgınlığı ile meşhur olan Tennessee rahat rahat oturmuştur.
Bı ‘
mlştlr. Bilâkis bu nehrin şimdi zapta I münasip rapt altına alınmış olan sularını - - -bir nimet telâkki ederek bunaan istifade ediyorlar. Çünkü Tennessee nehri ve bu nehre karışan suların barajları altı hükümetin bütün elektrik İhtiyacını temin ediyor.
Nehirlerin muntazam akan s ilan bu altı memleketin nakliyat ihtiyacını karşılıyor. Bir çok İska kanalları hesapsız tarlaları suluyor. .
Tennessee nehrinin sularını kontrol etmek İçin evvelce münferit v( mevzii muhtelif teşebbüsler yapılımı ve şurada burada bir hayli tesisat meydana getirilmişti
Fakat buniarın önlediği zarar ve temin ettiği fayda pek mahdut olmuştur. Altı hükümete şamil umıımi ve esaslı teminat ve menafi ancak bütün havzayı içine alan bir projenin tahakkukundan sonra elde edilmiştir.
11 sene evvel Tennessee nehrinin sularını kontrol etmek üzere çok geniş salâhlyetll bir müessese vücuda getirilmiştir.
«Tennesse vâdLsI idaresi» adı verilen bu müesseseye hususi bankalar tarafından yedi yüz mllvon dolar sermaye konulmuştur. Federal hükümet yani Vaşlngton da yedi yüz milyon dolarlık tahsisat vermiştir.
On bir sene İçinde bu Idure tarafından bir çok barajlar yapılmış ve’ eski barajlar satın alınmıştır.
Tennessee nehri İle bunun ____ _______________ ________ ,
boyunda sahtLlerd- sedler vücuda ge-, Tennessee ümit verici bir örnek teş-tirilmlş ve kanalla/ açılmıştır, Henüz kil ediyor, - f
dlsl yeniden yaptırmıştır. Bunlardan senede on milyar kilovat elektrik kuvveti istihsal olunuyor. Nehir sey-rlsefain yollarından senede 280 milyon. ton eşya naklolunuyor. Üç milyon İngiliz dönümü arazi de nehrin suları ile sulanıyor.
Bu idarenin dikkate şayan hususiyeti Vaşlngton hükümetini İşlerine kanştırmamasKhr. Bu İdare mevzii plânlanma salâhiyetini haizdir. Va-şkıgton hükümeti idareyi kanunen kapatmak hakkını haizdir. Fakat İdarenin siyasetine müdahale etmek vaşaktır.
İdare altı hükümeti kaphyan bir sahada elektrik, su ve nakliyat işlerini istediği gibi çeviriyor. 1B42 senesinde ekserisi barajların İnşasında kullanılan 40.000 amelesi varaı Şimdi barajlar kısmen bitmiş olduğundan ame-
mlştr. ,
Amele birliklere iştirak edip eüne-.mekte serbes bırakılmıştır. Muhaza | yiizde doksanı İşçi birliklerine gitmlş-terdir.
idareye ahali epeyce ısınıyor. Çünkü gözle görülebilen büyük menfaatlere sahlboluyor. Meselâ Tennessee üzerinde yeniden kurulmakta olan büyük bir barajın nehir sularının seviyesini kaldırması itibarile Alabama hüktımetl dahilindeki bütün Gun-tersvllle şehrinin su altında kalacağı tahmin edilmiştir. Bu şehrin Belediye meclisi mezkûr İdareye müracaat ederek şehrin bütün arazisinin satın havzanın ahalisi zarar uorm-: alınmasını istida etmiş ve başka bir . ... „ . mahalde yeni bir sehiv k"
Imak istediğini bildirm»»»’-
t Nehir İdaresi verdiği c. Jp.a tuı: hacet olmadığını ve belediye meclisi nehir İdaresi İle İş birliği yaptığı lak-dlrdv GuntersvlIleTn yeni baştan tan zim edilerek gayet mamur bir şehir olacağını temin etmiştir Belediye meclisi ve bütün ahali İdarenin, verdiği teminattan çok memnun kalarak iş jrtrllğini kabul etmişlerdir
Çok geçmeden GunstervUle üç ta rafı yeni bir göl suları İle çevrilmiş bir yarım ada üzerinde kalmıştır. İdare on bin seyirciyi Istlabedecek tribünler vücuda getirmiştir, Bu se ylrcller şimdi Amerika'nın en mühim motor bot yarış sahasını görmektedirler. Yazın havası son derece sıcak olan Alabama'nın ortasında bulunan bu şehir etrafı sularla çevrilmiş olduğundan gayet sevilen ve ferahlı bir eğlence mahalli olmuştur
Nehir idaresi malarya membaı olun Tennessee havzasını bu âfetten kurtarmıştır. Çünkü depolardaki durgun suların seviyesini bir pus kaldırarak sivrisinek sürfelerini bir anda akıtıp imha etmektedir
Bugün koca nehrin ve Du.tün kol Iarının kontrol edllmljren bir litre suyu bile yoktur. Bu muvaffakiyet ü e-I finedir kİ feyezan âfetine maruz bû-koltaıı tün büyük nehir havzaları için
sa-
Created by free version of 2PDF
tirilmtş ve kanalla/ açılmıştır. Henüz inşaatın arkası alınmamıştır. Böyle olduğu halde İdare İki senedenberl ne hükümet ne de bankalardan cari masraflar İçin tahsisat istememekte ve bilâkis masrafa nispetle varidat fazlalığı bulunmaktadır.
Barajların teinin ettiği elektrik cereyanından senede yüz mllvotı dolar- finden (Sokağa dair) mevzulu bir d»n la.ll, anır almm.5t,T Bu Belir ton,„an5 Hertes gelrtl
gelecek senelerde azalmadığı takdirde hükümetin verdiği tahsisatın otuz senede, bankaların yatırdığı sermayelerin de altmış senede İtfa edileceği idarenin üç kişilik meclisi reisi tararından bildirilmiştir.
İdarenin elinde bugün fp baraj bulunuyor. Bunlardan on altısını ken-
meği isterseniz, size Icabeden her türlü teçhizatı veririm. Kızak dA. köpekler de veririm. Plerre Quint size kılavuzluk eder. Yollan ondan daha lyl bilen hiç kimse yoktur. Hele Qu£bec gölüne doğru olan sahayı karış karış bilir. Sizin uğradığınız fırtına, geçici bir hâdiseydi. Henüz kötü mevsime girmedik. Önünüzde, avdet için müsait zaman vardır Yolculuğu iyi şartlarla geçirebilirsiniz.
Jensen, bu nazikâne tekliflere ne suretle karşılık vereceğini bilemiyordu. Medeni memleketlere avdet! neticesinde bu ev sahiplerinin başına belâlar getireceğini bllmtseydl. teklifleri memnuniyetle kabul ederdi.
Türlü türlü zıt hislerin tesirinde, azap içindeydi.
Acaba vazifenin hududu nerede bitiyor? Nnmuskârlığın hududu nerede başlıyor?
Bununla beraber, kendisine teklif edilenleri kabul etmeksizin, B. Malla-bie'ye teşekkürlerini bildirdi.
İhtiyar onu bir an yalnız bıraktı Telsizin bulunduğu odaya doğru yürüdü. Bu sırada, detektif, dar odada aşağıya, yukarıya dolaşmağa başladı. Sonsuz bir kararsızlık İçindeydi.
Tehlikeyi göre göre kahramanca ölen elektrikçiyi düşündü. Onun yaptığı, ne yüksek fedakârlıktı: Ölümle yüz yüze gelmişken, başkalarını kurtarmağı düşünmüştü Plerre Qıılnt de, onu hastalıktan kurtarmak mak-
Ha'k evleri ve Kurumlar |.
* Şişli Halkevinden: 8 Nisan 1M5 cuma crünü saat 18,30 da Halkevlmlz-de muharrir bay Burhan Felek tara
sadiyle alevler içine atılmıştı. Hem de sevgili köpeğiyle beraber. Miss Malla-bie de. Allahın Kutbunda, onu iyileştirmek İçin çabalamış durmuştu.
Kendi kendine şöyle haykırmaktan nefsini alamadı:
«— Aman ya Rabbl! Bir İnsan, böyle kimselere, bile bile, hattâ sinsi sinsi nasıl fenalık yapabilir?... Hayır, hayır! onlara fenalık yapmayacağım. Onları ele vermlyeceğim... Bu. pek ahlâksızca bir hareket olur.»
Buna rağmen, vazife He namus, memleketinin kanunları tarafında olmasını emretmiyor muydu? Bundan daha yüksek bir şey tasavvur edilebilir miydi?.. Hayır, hayır!... Yoktu... En fazla bağlanılmağa lâyık kuvvetler bunlardı... Memleketine hizmet edecekti.
Peki amma, medyun! uğun en iptidai kaidesi, gördüklerine göz yummağı, onları hiç değilse unutmağı emretmiyor muydu? Şu kadarciğını yapsa ne lâzımgellrdi?
Yumruklarını sıktı.
Her no tarafa meylederse etsin, kendisini gene mahvolmuş hissediyordu. Ve kendinden iğreniyordu. Hayat, nazarında, dayanılmaz bir hal almıştı.
Böyle müthiş bir heyecana yakalandığı için, kapalı yerde boğuldu. Kendini dışarı attr
Yürüyordu. Yürüdü Kerry',vl bulmağa gidiyordu. Ona her şeyi İtiraf
edecekti. Sonra, kaldıracak, kendini «Şeytanın yuvası» denen bu gölün sularına fırlatacaktı.
Namusunu muhafaza edebilmek İçin, biricik çıkar yol buydu.
Tepelerde yürüdü.
Genç kızı orada gördü- Karların üstünde yapyalnız duruyordu.
XXI Öldürücü Şimal Kız. ona sırtını çevirmişti. Yaklaştığını farketmedl bil». Jensen, yanın* sokuldu. Onunla konuşacaktı. Tam o sırada, ufuklar dan Argyle kampına doğru gelen izde bazı siyah şekillerin yaklaştığını tat ketti.
Delikanlı, evvel, bu insanların ı . fllâk felâketinden kurtulan bazı 1 veçll madenciler olduğunu düşündü Hayırl Mesele öylo değil. O Ins lar yaklaşıyor. Yaklaştıkları müdd-' çe de, daha vâzıh görünüyorlar Ma denetler olmadıkları belli.
İçlerinden birinin ki2il derili Am.-rlkalılardan olduğuna hiç şüphe yok Öbürleri, yani, ikisi, beyaz derili insanlar. Fakat yorgunluktan bitmişler, helâk olmuşlar...
Kerry Mallable de, Jensen de. onları karşılamak İçin yürüdü.
Kendilerini görür görmez, beyazlardan biri durdu, bir şeyler haykırdı Sonra vere yuvarlandı.
(Arkası varı
6 F’-nn 1345
AKSA '1
flahlfe 7
Frengililerin ve nyuz hastalarının sayısı artıyor
£Ba? tarafı 6 nci sahifede)
Doktor, bu dolu otobüslerin yalnız hastaneye hasta değil, yolcularına hastalık da nakleden bir vasıta olduğunu söyli-yerek şu tavsiyede bulunuyor:
— Eve gider gitmez ilk yapacağınız iş, yukarıdan aşağı yıkanıp çamaşır değiştirmek olsun.
— Uyuz çok mu?
— Ona ne şüphe... Yüzde beş yüz artmştır denebilir. Bu sözümü mübalâğa addetmeyiniz. Çünkü bize müracaat eden her hastanın ailesini vasati dört kişi kabul ederseniz bana hak verirsiniz.
— Şu halde evde bir kişinin uyuz olması bütün ev halkının uyuz olması demektir. Öyle mi?
— Tabiî,., Tabiî... Şayet o bir nyuz uğruna bütün aile uyuş tedavisine tabi tutulmazsa uyuz, o evin içinden senelerce çıkmaz.,
Frang-i de artıyor!
Kendisi ile konuştuğum Cerrahpaşa hastanesi deri hastalıkları mütehassısı doktor Cevat Sargın, 9S9 dan beri yalnız uyuzun değil, frenginin de son yıllarda üzerinde ehemmiyetle durulacak derecede arttığını ve maalesef hastanelerde bunlar için kâfi miktarda yatak olmadığım (toyliverek artışı şöyle tebarüz ettirmiştir:
— Bir zamanlar ders için taze fre,"'ri bulunamadığı ha’de bugün
birinci ve ikinci devrede frengililere sık sık tesadüf edilmektedir.
— Neden artıyor?
— Hiç şüphe yok ki bu artış randevu evlerinin ve serbest gez-glnci kadınların zabıta kontrolünden kaçmış olmasından İleri gelmektedir. Tedaviye muntazam gltmiyenlerin frenginin avakıbı-nın feci olduğunu, akıl hastanesinde bir koğuşun bunlarla dolu bulunduğunu her zaman için unutmamak lâzımdır.»
Doktorun gençlere tavsiyesi, gezginci kadınlarla zabıta kontrolünden kaçan randevu evlerinden kaçınmalarıdır.
— Şayet, diyor, gençlerimiz şurada burada tanıdıkları kadınlarla münasebette bulunmaktan kaçınır ve bilhassa zabıta kontrolünden kaçan gizli randevu evlerini zabıtaya haber verirlerse hem kendileri ve hem de memleketin sağlık durumunu hırpalatmamak noktasından en önemli bir vazife başarmış olurlar..»
Uyuz ve frengi bahsini bu kadarla keserek Cerrahpaşa hastanesi yolu üzerinden Koca Muşta fapaşaya işliyen ve yolcularının dörtte üçü hastaneye inen hastalar teşkil eden bu otobüsler durumunu ne şekilde ıslah etmek lâzım geldiğini belediyeye ve şehrimiz sıhhat müdürlüğüne bırakıyorum.
Cems!»ddrn Btl-DİK
Tarihisin sahüf@Q@ır
Baş tarafı 4 üncü sahîfede)
Bundan Hüsrev paşa gazaba gelmiş ve zorbabaşılardan Dağlar delisi Süleyman, Rum Mehmet, Mütesellim Melımet ile dl&er bazılarım öldürmedi düşünmüş, mukabele defterlerini getirtip bu gibilerin İsimlerini kendi ellle çalmış, karalamış idi. Fakat zorbalar birbirlerlle müttefik olmalarlle ele getirilmeleri ve izaleleri mümkün olamamıştı. Bunun üzerine paşa yeniçerilerin kalbini celbedip onlarla Sipah zorbalarını kırdırmak tedarikine düşmüştü. Fakat (sefer üstü iki takım asker arasında ihtilâf olmasın. Sefer günleri müdaıa zamanıdır,ı diye kendisine nasihatler edilmiş, Hüsrev paşa da nadim olarak ulüfelerinl kestiği zorbaların esameltrlnl tashih etmiş, bunlar da gelerek paşanın elini Öpmüşlerdi. Mesele bu barışıklıkla kapanmıştı. Hüsrev paşa zorbaların zulümlerine, taaddilerine göz yummakla kalmaz, yardımda dahi bulunurdu.
— Zulüm ve fesatlarını defedersem benden yüz çevirirler; bu da benim için iyi olmaz! diyor, bu rezil heriflerin her istediklerine mümaşat ediyordu. Zorbalar evkafın altmı üstüne getiriyorlardı; uhtelerine aldıkları her hizmet için halkın sırtına istedikleri kadar (gulftmlye = hizmet akçesi) yüklüyorlardı. Bu kafi değilmiş gibi (çizme baha, tavuk baha, arpa baha) gibi tekliflerinin had ve hesabı emuyordu. Reaya sopa, zincir, hapis, İşkence altında inliyordu.
Dördüncü Murat bütün bu hallere Hüsrev paşa Bağdadı zaptedecek ümidiyle sabır gösteriyordu. Fakat etrafa saçtığı bütün dehşete, korkuya rağmen Hüsrev paşa bunda muvaffak olamamıştı. Bunun özetine sultan Murat da artık onun vücudundan fayda beklemeği lüzumsuz görmeğe başlamıştı.
Bu hususta Hüsrev paşa tarafından ortaya sürüpn sebepler ve özürler makbul olm; için sultan Murat H. 1040 senesi reblülevvelinin yirmi dokuzunda Hüsrev paşayı sadaretten azil ve damat Hafız Ahmet paşayı İkinci defa olarak sadarete nasbetti. (16 ekim 1631).
Hüsrev paşaya azlini bildirmek İçin Dergâhıâll çavuşlarından birisiyle •mrişerif gönderildi. Çavuş Bağdat-tan ricatten sonra Diyarbakrrda bulunmakta olar Hüsrev paşaya emri götürdü. Hüsrev paşa da bir divan kurarak bunu okuttu. Azil noktası okununca yeniçeriler çağınşmağa başladılar:
— Bu kadar belâ ve mihnet çekip düşmandan İntikam alınacak mahalde aenln azline sebep olan kimdir? Bize senden gayri serdar gerekmezi Bu emri kim getirdi?
Diyerek paralamak için Çavuşu aradılar. O Lse kul tayfasının halini durumunu görerek kaçmış, «aklanmıştı- Bulamadılar. Hüsrev paşa:
— Biz padişaha âsi değiliz. Muhalefet İyi değildir. Emir kendinindir. Ben ve siz cümle onun bendeleriyiz. Her kimi dilerse istihdam eylesünler, diye naslhatlar teselliler ile Kul’u yatıştırmağa çalıştı. Ayan ve zorbalar:
— Biz senden gayri serdar İstemeyiz. Serdarlık geri size mukarrer olmak babında padişaha am mahzar gönderip sizi rica ederiz, giz Dlyar-bakırda bekleyin!
| - İŞ ARIYANLAR
Yt'KSEK MÜHENDİS İŞ ARIYOR— On dört sent' birçok İnşaat işlerinde kontrol ve müteahhitlerin şantiye şefi olarak çalışmış tecrübeli yüksek mû-hendis beraber çalışmak üzere sermayedar müteahhit aramaktadır. Arzu edenlerin (Yük. Müh. H. D.) rü- I muzu İle Akşam gazetesine yazinala- | rı rica olunur.__3081 — 2
yası Ahmet ağa kendisine mülâki oldu. Hüsrev paşanın mehabeti ve kan dökücfllüğü korkuslyle bin heyecan ve halecan İçinde huzuruna vardı. Hattı hümayunu öpüp eline sundu. Hüsrev paşa da hatlı öperek:
— Mührü şerifi mi istediler? Diye sordu. Kapıcılar kâhyası: — Ferman, sultanımındırl
Demekten başka söz bulamadı. Hüsrev paşa biraz taabbüs ve tefekkürden sonra elini koynuna soktu; mührü çıkarıp öptü.
— Gel, al!
Diye emretti. Ahmet ağa korku fçinde İlerledi. THrlyen elleriyle mührü aldı. Hüsrev paşanın huzurundan çıktığı anda az kaldı, canım azralle teslim edecekti!
Boşnak Hüsrev paşanın üç buçuk sene süren, sadaretinde müttefiki zorbalardan başkalarının kalblerlnde uyandırdığı korku bu kadar büyüktü!
Süleyman Kani İrtcm
YENİ YAYIN
TÜRK ARMAĞANI
Türk şairlerinin Türk büyükleri için yazdıkları şiirler Ahnıeı Aymut-lu tarafından bir araya getirilerek güzel bir seklide neşredilmiştir. Kendi şiirlerinin evvelce «Vakitu te çıkanlarını da bu kitaba alan yazar bir antoloji hazırlamıştır. 75 kuruş.
İKTİSADÎ YÜRÜYÜŞ
Mecmuanın yeni çıkan 127 nel sayısında bilhassa şu yazılar vardır; Ticaret odaları kongresi hakkında malûmat, Ankarada kurulacak motor fabrikası. Yeni sanayileştirme programımız, Fo!itika ekonominin ardında, Gayri menkul spekülâsyonları, Kooperatifçilik sektörü, Endüstriye sermaye temini meselesi, Müstahsili leş-kil atlandırmak yolunda bir teklif, Çanakkale İnhisarlar İdaresi çalışmaları, özel haberler. Matbuat hulâsaları. Tavsiye ederiz.
HAYAT VE AŞK HAKKINDA DÜŞÜNCELER
Zeki Güien'ln (Hayat ve aşk hakkında düşünceler) kitabı çıkmıştır. 65 kuruş.
YAZMA DERSLERİ
Son günlerde, Maarif Bakanlığı yayınlarından olmak üzere, (Yazma Dersleri» namı altında, herkesin İlgisini çekecek çok enteresan bir «ser çıkmıştır.
Gazi Terbiye Enstitüsü 'Edebiyat öğTetmenJerindeı Nanıdar Rahmi Kar a tay tarafından kültürümüze mal edilen bu değerli eser, orta okulların ve bilhassa liselerin kompozisyon İhtiyacım karşılıysak bir kitaptır. Bu aser, en basitinden en yükseğine kadar her cinsten bütün kompozisyon metodlarinı toplamaktadır. Bu sebeple orta öğretimden yüksek öğretime kadar bütün İmtihan hazırlıklarına elverişli olabilir.
Maarif Bakanlı!''! Yaymevlerlnde ve lir ki, duyan, düşünen, söyllyecek bir fikri olan herkesin bu fikirleri bulmak ve yazmak İşinde bilmesi Bam gelen bütün genel mc-todlar bu enerde toplanmış bulunmaktadır.
aarif Bakanlığı Yaymevlerlnde ve bütün kitapçılarda satılmakla olan. «Yazma Dersleri, nln flatı 120 kuruştur.
Dediler ama Hüsrev paşa razı olmadı. Bunları esureta» teskin etti. Yeni serdarı ekrem gelinceye kadar KÖYE DöĞRÜ
icabetten tedbirleri aldıktan sonra’ Köy ve köylü meseleleri üzerinde kapısı halkı ile istanbııla hareket et-, (5) seneden bert durmakta ve her sn-«. Malatya tarafında Fırat nehrini yısında köycülük korusunu tacele-geçeeeğl sırada sadaret mührünü al- mekte olan bu mecmuanın (102) nci mağn memıır edilen kapıcılar kâh- sayısı da çıkmıştır.
RESMÎ BİR MÜESSESEDE — Muamelât ve muhasebe İşlerini halen yapmakta olan ve muhaberat İşlerine de vakır askerliğini yapmış bir genç hususi müessese ve müteahhit yanında İş aramaktadır. Taşraya da gider. Akşam da A. G. rünıuzu'na müracaat. 4038 —
ASKERLİĞİNİ YAPMIŞ — Ve muhtelif memuriyetlerde bulunmuş iyi daktilo kullanan bir genç üniversiteye devam edebilmek maksadile her gün öğleden sonra bir vazife aramaktadır. Her türlü referans verebilir. Gazetemizde (Duru) remzine tahriren müracaat. 4051 — i
TECRÜBELİ — İhracat ithalât İşlerini idare fedebİIecEk Türkçe. Fransızca. Almanca, İngilizce lisanlarını bilir memur iş arıyor. Akşamda Muhabir rumuzuna müracaat. 4084 — 2
ELEKTRİKÇİLİK EHLİYETİ — 2 ve 3 üncü sınıf elektrikçilik imtihanına girmek, esaslı olarak radyo tamirciliğini, motor boblnajcılığını öğrenmek için yüksek mühendis başlığı İle Galata, posta kutusu No. 1364 e yazı ile müracaat. Tasradakilere mektupla ders verilir. 4069 — 2
YENİ DOĞAN BİR ÇOCUĞA KAKMAK İSTİYORUM — Elimde bonservisim mevcuttur. Tecrübeli bir dadıyım. Seksen veya yetmiş beş liradan aşağı çalışmam. Talip olanlar N. M. rümuzuna müfacaat. 4008 —
TEMİZ — Tecrübeli, ailesi olan apartman kapıcısına ihtiyacı olanların. Maçka Teşvikiye Cami sokak Gönül Apt. No. 3 e müracaatları. 4085 — 1
YÜKSEK TAHSİLLİ — Askerlik ile alâkası olmayan Fransızca, eski yazı, daktilo bilen, büro ve kalem işlerinden anlayan bir genç, şirket, hususî müessese, ticarethane, komisyoncu yanında, mağaza ve dükkânlarda her ne şekilde bir İş olursa olsun aramaktadır. Kefalet de verebilir. Akşamda (İşçi) rümuzuna. 4073 —
O - İŞÇİ ARIYANLAR BİR AVUKAT YAZIHANESİNDE ÇALIŞMAK ÜZERE — Eski Türkçeyi iyice ve daktilo bilen genç bir bay ve yahut bayana ihtiyaç vardır. Müracaat Bahçekapi Taş han No. 21 Telefon 24724 4027 -
DAKTİLO ARANIYOR — Seri yazan bir daktilo bayana acele İhtiyaç vardır. Noter işlerinden anhyan tercih edilir. İstanbul 2 nci noterliği Bahçekapıya müracaat. 4038 —
BİR DAKTİLO BAYAN ARANIYOR — Pek az yazı işi olan bir yazıhanenin yası ve telefon İşleri idare etmek. Adres: Galata Eski Gümrük sokak. Küıkçübaşı han No. 7. Her gün saat 10 dan 13 e kadar. 4039 — 1
100 LİRA AYLIKLA — 1 ve 4 yaşında iki çocuğa hakkile bakabilecek dadıya İhtiyaç vardır. 21357 telefona müracaat edilmesi. 4040 — 1
TOPTAN PARFÜMERİ — Mağazasının yazı işleri İçin yazısı düzgün hesabı kuvvetli İlse veya orta mezunu bir bayan aranıyor. Sultanha-mam Camcıbaşı han altında 37 numaraya. 4060 — 1
^—SATILIK EŞYA
SATILIK ŞEKER SANDIKLARI — Muntazam kapaklı, her tarafı kontrplâk İyi muhafaza edilmiş 2000 boş şeker sandığı. Toptan talip olana müsait fiatle verilecektir. Taliplerin Sivasta tüccar Lûtfi Hasputçuya müracaatları. 4033 —
ÜÇ TORNA TEZGÂHI — Ve sanayie alt âlât cdevatlyle beraber satılıktır. Bandırma Atatürk caddesi 80 numaraya müracaat. 4023 —
SATILIK MOTOR — 25 beygir kuvvetinde mazotla müteharrik Yunkers markalı makinesi bulunan 9 metre uzunluğunda 8 mil yel yapan bir te-nezzüh motoru satılıktır. Müracaat yeri Galata I-Iovaglmyan hani 3 üncü kat. Telefon: 41637. 4052 — 1
SATILIK — Yeni sesli sinema makinesi ortak da aranır. Öğleden sonra Maçka Narmanh apartmanı altında 87 No. Iı dükkânda kunduracı Dikrana ve yahut (44019) Nihat Erere alefon edilmesi. 4085 —
6 ADET YENİ AĞAÇ TORNA TEZGÂHI SATILIKTIR — Malûmat için Galata Mahmudiye cad. 77 bay Ev-yenidİB’e müracaat- Tel: 41988.
«062
— 3
SATILIK HAVUZ — Kelvlnatör marka Sirkecide Dcıplrkapi Nöbetlıa-ne caddesi 22 No. ya müracaat.
4059 — 2
SATILIK İPLİK SARMA MAKİNESİ — 68 gözlü, 1 beygirlik motor ü İle İşler bir halde her cins İplik sarmaya elverişli. Snııt 14 - 16 arası 41375 telefon edilmesi. 4071 — 2
— Kiralık — Satılık B.OrtO LİRADAN 500,000 LİRAYA KADAR — İstanbulun her yerinde apartman, ev, mağaza, imalâthane, fabrika, han, arsa ve çifllk almak, satmak vc kârlı Lşl olup da devredecekler veya ortak istiyenler İstiklâl caddesi Büyük Parmakkapı köşe başı 4 No. kat 2 telefon 42396 8iihulet Emlâk Zarif Özalp 2045 — 4
ŞİŞLİDE — Tramvay garajı civarında Marmarayı tamamen sinesine alan kış ve yaz bahçeli modern villâ boş olarak satılıktır. Emlâklş. - Galatasaray - Telef: 49010 4043 —
BOĞAZDA YALI — Zevk sahiplerini okşayan ve bir siikünet İçerisinde denizi kucakhyan güzel bir yalı satılık tır. Emlâkl-5 - Galatasaray - Telef: 49010 4044 —
CİHANGİRDE PANORAMA — Tn mamen Marmaraya hâkim altışar odalı allı katlı bir apartmanın nısıf hissesi müsait şartlarla satışa çıkarıldı. Emlâklş - Galatasaray - Telef: 49010 4045 —
YFŞİKÖYDE — Yeşilköyün yeşil sahasını etrafına alan deniz kenarında 4000 M2 arsa satılmaktadır. Emlâklş - Galatasaray - Telef: 49010 4046 —
BFYOGLUNDA — Ana caddeye çok yakın ve ayda 600 lira iratlı bir apartman 80 bin lira mukabilinde satılmaktadır. Bu satış çok aceledir. Emlâkte • Galatasaray - Telef: 49010 4047 —
GÜMÜŞSÜYÜNDA — Denize tamamen hâkim ayda yüz lira iratlı bahçeli ahşap iki bölüklü ev İle iki od ah küçük bir ev 14 bin liraya satılıktır Emlâklş - Galatasaray - Telef: 49010 4048 —
SATILIK ARSALAR — Erenköyün-de - asfaltta, asfalta nazır kısımlarda, Köztepcde Kayışdağı caddesinde Bostancıda, Adalarda. Kızıltoprak deniz kenarında çok şayanı dikkat arsalar satışa çıknldı. Emlâklş - Galatasaray - Telef: 49010 4049 —
SATILIK DÜKKÂNLAR — Balık-pazarında 1/4 ve 1/6 hisseli iki dükkân satılıktır. Bahkpazarı Tuzcular sokak 24 No. da Abdürrahman Akso-ya fazla izahat Beyoğlu Büyük Par-makkapı 4 No. kat 2 Suhulet Emlâk Bürosu Zarif Özalp telefon 4239S. 4083 — 2
SATILIK KÖŞK VE DÜKKÂN — Mahmutpaşa - Tarakçılarda bütün dükkân. Boğaziçi - Yenlköyde bütün bahçeli bir köşk satılıktır. Ballkpasa-rı Tuzcular 24 No. da Abdürrahman Altsoya. Fazla tafsilât: Beyoğlu Par-makknpı 4 No. kat 2 Suhulet Emlâk Bürosu Zarif Özalp telefon 4239ü 4084 — 2
EDİRNEDF. — Kemal nahiyesine bağlı Kırşalı çiftliği acele satılıktır Kiralamak veya satın almak İsteyenler mektup veya diğer vasıtalar ile İstanbul - Babıâll Cağaloğlu yokuşu No. 2 de Neyyire Uskanhya veya Akşamda (Kırşalı) rümuzuna müracaat etmeleri. 4075 — 2
KALAMIŞTA SATILIK APARTMAN — Kalamışta, İskele civarında, deniz tarafında, tramıvay caddesi 76 numaarh, 7 daireli, harbden evvelki ölçülere göre 700 lira varldatli, geniş bahçeli modern apartman satılıktır. Aynı binadaki mal sahibine müracaat. 4078 — 2
KÜÇÜKÇEKMECEDE — İstanbul caddesi 109 No. yazlık içkili lokanta devren satılıktır, İçinde bulunana müracaat. 4058 — 2
BAKIRKÖY — Kartaltepc Gülbeşeker So. da 41 - 43 No. 11 9 ve 7 odalı evler acele satılıktır. Görmek lfiln 43 No. ya müracaat. 4063 _ 2
KİRALIK — Möble - Radyo - pikap banyolu konforlu apartımanm 2 odası pansiyon olarak, kiralıktır. Müracaat: Taksim Ferldlye caddesi (Taksim çeşmsel) sokağı No. 13. 4072 — 1
KİRALIK APARTMAN - Kadıköy İskeleye S dakik» 4 oda, banyo, gaz. sıcak su, ayrıca möble 3 oda, banyo, gaz. sıcak .to yazlık 750 Hra. İstiklâl caddesi 54/2 Yıldız Emlâk telefon 43376 4077 —
3750 LİRAYA — FCriköyünde Batı sokağında 3 odalı ahşap satılık ev Ferdi Selek Türk Emlâk Galata 5mertblt han 2 nel kat 23 telefon 42368 4076 — 2
HAKiRKÜVtİNDE — Sakızağacı Orta sokakla 7 numaralı ev satılıktır. Müracaat: İstanbul Tütün Gümrük caddesi No. 22. Tol: 20038.
4081 _ 1
DEVREN KİRALIK YAZIHANE — Da latanın merkezi piyasa yerinde. Telefon 41045 4035 —
SATILIK BOYAHANE — Piyasanın göbeğinde iplik ve kumaş boyahanesi satılıktır. Galata Kemcraltı caddesi 06 numaraya ve 41281 telefona müracaat. 4088 — 4
ERENKÖYÜNDE — Asfalta nazır cephesi 26 derinliği 52 metre olan arsa 7000 liraya acele olarak satışa çıkarıldı. Fırsattan İstifade ediniz. Enılâkiş - Galatasaray - Telef: 49010 4050 —
KİRALIK — Mobilyesiz yazlık 3 oda bir salon bahçeli Kızıltoprak Zlver Bey yokuşu 11 numaraya müracaat.
4044 — 1
İKİ ev 18500 LİRAYA — Üsküdar iskelesine on dakika mesafede Paşa Limanı İcadiye caddesinde denize nazır elektrik, suyu mevcut beş yüz küsur bahçeli kâglr zarif villâ yanındaki ahşap ev He birlikte boş teslim edilmek şartiyle satılıktır. Bahçekapida Eczacı Salih Necatiye müracaat. 4041 — 1
SATILIK APARTMAN — İstanbul belediyesi civarında yeni yapılmış kaloriferli sıcak su ve deniz manzaralı apartman satılıktır. Akşam gazetesinde (Apartman) rumuzuna mektupla müracaat itflö — 2
AYDA 120 LİRA KİRALI — Yeni-kapıda trene bir dakika mesafede 8 odalı kftglr 12 bin liraya bir kati boş teslim edilir satılık ov. Ferdi Belek Türk Emlâk Galata Ömerâbll han 2 nci kat 23 telefon 42368.
4037
EYÜP — Defterdar Yavedut C. 51, 53 iki ev beraber satılıktır. Fesha-ne karşısı 36 Abdullah Gürcrc müracaat. 30'19 —3
MAKTVAN 22.000 LİRAYA SATILIK APARTMAN — Lâlelinin deniz görür, havadaT bir semtinde, on odalı, üç daireli, senevi (140ü) lira irat getiren bir apartman, sahibi elinden satılıktır. Her gün saat lo dan 14 e kadar 20803 e telefon edilmesi.
3079 — 2.
17000 LİRAYA SATILIK A PARTİ-fi MAN — Harbiyede tramvaya nazır fi 3 kat, beton, taş merdiven, banyolu,-u. bahçeli. Her gün 12 - 15 e kadar Ga-,, latada Kürekçiler Demir han 23 No.ya q müracaat. 3070 —
SATILIK YALI — Beykozda 818 M2 bahçeli ve 20 metre uzunluğunda rıhtımı havi 7 odalı yalı 15.000 liraya satılıktır. Taliplerin Sirkeci Selâmet oteli sahibine müracaat. 4051 —
SATILIK EMLÂK — Her semtte her keseye uygun ve boş teslim edilebilir apartman, ev, dükkân, çifllk, köşk satılmaktadır. (Deney Emlâke) müracaat Galata Rıhtım caddesi Kefeli Hüseyin han No. 2 telefon 43840 4057 — 1
SATILIK ARSALAR — Fatih tramvay durağına yarım dakika. Feyzul-lah Efendi caddesindeki 10 x 23 ebadında arsa İle Çamhcada Altuni-zade tramvay durağına beş dakika mesafede koşuyolu asfaltında altı bin metrelik çam korusu saldıktır. Cumartesi. pazar, Kadıköy Kurbağalı-dere İkbaliye M. Raslmpaşa. S. 13 numaraya müracaat. 4061 — 1
C-MUTEFERRİKO J ----------------OT
İNGİLİZCE DERS — Talebelere 70 Q yahut İngilizce hiç bjlmlyenierc evin-de ve yahut evlerinde kolaylıkla bir bayan tarafından öğretilir. Telefon: 81274 saat 12-14 aram müracaat, p* 4038 -M—
ITRİYAT VE PARFÜMERİ İMA-LÂTHANESİ ORTAK ARIYOR — Hâlen çalışmakta olan ve piyasaca ta-^J nınmış bir ıtriyat imalâthanesi 5000 (D liradan aşağı olmamak şartlyle bir-'çg cok yenilikler yapmak üzere ortak q aramaktadır. Akşamda İ. P. rümtHa-L. na mektupla müracaat 4067 —

ORTAK ARANIYOR — Yeni tesis edilecek bir emlâk alim satım mifes-sesesl İçin 4 - 8 bin lira sermaye Oe İştirak etmek İstiyenler in Akşamda Arşları Emlâk rumuzuna müracaatları. 4042 — İ
İLK MATEMATİK DERSİ MECCANİDİR — Mühendis okulu talebesi-■ —----* ---------“"•’l, fizik,
kimya dersleri vermekteyim. Yakıp evlere gidebilirim. Gedkkpaşa Sırayi-çi sokak, 25. Ferit.___402G — _1
AZ SERMAYELİ BİR GENÇ — Bakkal, bayi veya diğer her ne işe alt olursa olsun bir dükkâncı yanında ortaklık aramaktadır. (A.T.G.G.) rumuzuna. 4074 — 1
MÜJDE — Arazisi olup ortak veya satmak isteyen mufassal evsaf ve şe-raltlle fiatini ve adreslerini posta ylm. Hususi cebir, geometri,
kutusu 2173 İstanbul adresine mektupla bildirmeleri. 40 W — 1
KİRALIK YALI — Yenlköyde rıhtımı kendisine alt, 14 odalı, mükemmel mobllyelt bir yalı kiralıktır. Buz dolabı ve telefonu vardır. 38..257 numaraya telefon edilmesi. 4036 — 3
MÖBLE KONFORLU APARTMAN — Yaz mevsimi İçin kiralıktır. Taksim Topçu caddesi Uygun apartımanı, No. 2 ye müracaat._____________2076 — 10
ACELE SATILIK KÂGİR EV — Bebeğin en güzide yerinde iki katlı birinci katta bir oda hol ve mutfağı ikinci katta 3 oda bir hol bahçeli denize manzaralı her tesisat mevcut. Bos teşllm. edilir. Taksim - Kristal gazinosu arkasında Milli EmlâkLş telefon: 82777 3060 — 10
ASRİ DANSLAR — Hususi olarak evlerinde öğrenmek istiyenler Beyoğ-1 lu Anadolu hanı geçidi karşısında Aliyon sokak 19. Prof. Panosyan.
4080 — 7
ALMANCA DERSLERİ — Bir AvrupalI öğretmen bayan büyüklere, ve lisan derslerine devam etmek istlyen talebelere üniversite talebelerine ve doktorlara gramer ve mükâleme dersi veriyor. Her yere gidebilir Akşamda A.B. C rümuzuna mektupla mü-
SATILIK YENİ DİK APART1MAN — Taksime İki dakika mesafede 200 Ura aylık geliri, henüz yeni ikmal edilmiş, konforlu 3 er oda dört daireli yeni apartımnn acele vasıtasız satılıktır. 1-2 arasında 80p93 telefon numarasına müracaat. 3097 racaat. 4066 — 3
MEKTUP LA BUN İZİ ALlMttlNİZ Gazetemiz İdarehanesini acwea olarak göstermiş olan Karilerimizden E.A — 99 — M M. E— S.L.A — G. C — Y. Ders — Ortak — Lessons — D-S — İmalci — G: C — Y. Ders — İ. P — namlarına gelen mektupları idarehanemizden aldırmaları rica olunur.
Usküdarda — iki daireli satLiık ev. Yeni tamir edilmiş îhsaniye denize yakın, fevkalâde manzaralı, konforlu acele vasıtasız satılıktır. 1-2 arasında 80093 telefon numarasına müracaat, 3098 —
İnhisarlar U. Müdürlüğünden:
1 — İstanbul maltepe tütün enstitüsü İlâve inşaatı işi kapalı zarf usu-llyle yaptırılacaktır.
2 — Muhammen bedel 150,534 lira 42 kuruş olup muvakkat teminatı 8776 lira 72 kuruştur.
3 — Eksiltme 24 , 4. 945 salı günü saat 11 de kabataşta levazım şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır.
4 — Şartname alabilmek ve ekslltmtye girebilmek için taliplerin bundan evvel asgari 80,000 liralık bu gibi İşleri muvaffakiyetle yapmış olduklarına dair gösterecekleri vesaikle ihaleden üç gün evveline kadar umum müdürlük İnşaat şubesinden birer ehUyet vesikası almaları lâzımdır.
5 — Şartnameler her gün adı geçen şubeden vesika almış olanlar 753 kuru? mukabilinde verilir. Ankara, İzmir başmüdürlüklerinde görülebilir.
6 — İsteklilerin mühürlü fiat teklif mektuplarını güvenme parası makbuzu veya banka teminat mektubunu ihtiva edecek olan kapalı zarflarını eksiltme saatindim bir saat evveline kadar mezkûr komisyon reisliğine makbuz mukabilinde vermeleri ilân olunur.
7 — Postada vukua gelecek gecikmeler kabul olunmaz. (4108)

I
Zeytınburnu çimento fabrikası Sümerbank i;* le t meşinden:
Aşağıda takribi miktarları yazık kullanılmış malzeme kapalı zarfla satılacaktır.
İsteyenler her gün öğleden evvel Ticaret servisine müracaatla malları görebilirler.
Satış şartnamesini parasız olarak alabilirler
Malın cinsi tahmini miktarı
teminat
Beyaz aıubalâj çuvalı 2440 adet 3QÛ Lira
Hâki ambalâj besi 1860 Kg. 350 >
Kanavlçe ambalaj bezi 850 Kg. 70 »
Kırpıntı bez 850 Kg. 50 >
Hurda çimento çuvalı 75900 adet 150 >
Muhtelif ateş tuğlası 100 Ton 350 >
Hurda karpit fıçısı •1 adet 40 >
Boş teneke 100 adet 20 >
Ambalâj çemberi 3500 Kg. 50 >
13710
Ealılfe 8
AKŞAM
8 Nisan 1MB .
■ Sinir MütehaısİM
Dr. Hulusi Erel
Pazardan başka her gün saat 13 ten 18 e kadar hastalarını kabul eder.
Perşembe günleri fıkaraya meccanen bakılır.
Adres: Cağaloğlu Nurııosmaniye Cad. No. 5. Osman Şerafottln Apt.
KİMYANIN
İNSANLICA YARDIMI
REOSiL
'ÖKSÜRÜK.. BR0H5İTİ OİRHKl ItlİRIR
Sandal Bedesteninde teşhir edilmekte olan Avrupa inalı yeni vaziyette eksantrik bir:
PRE
9 nisan 945 pazartesi günü
satılacaktır.
ZAYİ — Safranbolu Nüfus memurluğundan aldığım ve içinde askerlik muamelem mevcut olan nüfus cüzdanım kaybedilmiştir. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
330 doğumlu: Feyzi oğlu Yaşar Kılıç
Zayi — Alemdar nüfus memurluğundan aldığım ve İçerisinde askeri muamelem yazılı nüfus cüzdanımı zayi ettim. Yenisini alacağımdan h tık m d yoktur. 315 doğumlu
Hüsnü oğlu Mustafa Koçak
ARADA

NEZİHE YILMAZ’m PROGRAMI:
1 — BOZLAK: Bir mektup gönderdin, 2 — YANDIM
AMAN SARI KIZ. 3 — KUŞ BURNUNU BUDAR-
LAR - (Oyun havaları). 4 — BAHÇELERDE ME-
LEME, 5 — SÜPÜRGESİ YONCADAN. 6 — YEKTE
ANAM YEKTE. 7—000
Yeni zengin dekorlar, yapan Z
Her Pazar Saat 3 ten itibaren tekmil programla içkisiz aile matinesi
MUALU GÖKCAt
HACER BULUŞ
■(ACER BULUŞ'un PROGRAMI:
1 — ŞEN GÖNÜL, 2 - MEŞE DAĞLAR, 3 — GENE BAHAR GELDİ, 4 — TAMBURA, 5 — FER AHİ ZEYBEĞİ, 0 — HARMANDALI, 7 — çeşldll ve çok alkışlanan muhtelif Anadolu havaları.
A R M A t R . Telefon: 42633.
İstanbul Halk Sandığı T. A. Ş. den
Sandığımız depolarmda aşağıda gösterilen mallardan mevcuttur. TaHphrln ihtiyaçlarını bildirmek ve mütemmim malûmat edinmek üzere Bandığımız Kooperatifler servisine müracaatları.
12 kat
12 n
12 »
12 »
: Çinko iistübecl
: Yüksek kalite
A — tPLİK : Bükülmüş perde ve ağ İpliği 20 No. 3 kol 24 » 3 n
24 n 4 »
30 » 3 )>
C — t’STÜBEÇ E — LİTOPON
u
B — MANTAR : Balıkçı manian
D — St'l.YEN : İngiliz Siilyejıi
Zayi — Eminönü: Hasırcılar No. 81 de kırtasiyecilikle iştigal etmekteyim 1944 senesinde İstanbul Esnaf odasından aldığım 16171 numaralı perakendeci gurup vesikamı zayi ettiğimden. yenisin! alacağımdan eskisinin hükmü olmadığını bildiririm
Aziz Kabaktepe
Zayi tst. Es. odası 3. meslek gurubu un tevzi mutemetliğinden aldığım 17, 27 mart 945 gün ve (95). (405) No, lı makbuzlarımı zayi ettim. Yenisini çıkaracağımdan eskilerinin kıymeti yoktur, Kadırgada
Simitçi fırını Tabir o ünii®
KENDİR ve KETEN SANAYİİ
Türk Anonim Şirketinden:
6/4/945 den itibaren mer’i Fabrikada testim
D D D
(1213
Beyoğlu Vakıflar Direktörlüğü İlânları
Tahmin olunan kıymet L. K.
Yilzde yedi bucuk teminatı L. K.
12119,87
909.00
Mahallesi Caddesi
AllmdadükkAnı olan Apartmanın yüz yirmide yirmi hissesi
Eski
Eski numarası Yeni TaJ
47 65
49 67
Yevmi ihale 16 '4/045 günü yukarıda evsafı yazılı gayri menkul kopalı zarf usullle müzayedeye konulmuştur. O gün saat On dörde kadar 2490 sayılı kanun hükmüne tevfikan teklif mı-ktuplartnı Beyoğlu Vakıflar Müdürlüğündeki komisyon mahsusuna tevdi «yitmeleri İlan olunur. «4116»
Aşmalı Mescit Meşrutiyet Tepebaşı
29, 29 mükerrer
No. Kuruş
1/2 264
3'4 276
1 2S8
1.1/4 299
1.1/2 321
2 346
21/2 395
3 420
4 491
5 539
Kendir ipleri ve katranlı ve katransız
HALATLAR

Ankara Belediyesinden:
1 — On beş gün müddetle ve kapalı zarf usullle bir adet dizel tulumba grubu satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedel! (28.000' Uradır.
3 — Teminatı 2100) liradır.
4 — Teminat su İşleri veznesine yatırılacaktır.
5 — Bu işin 13. 4 945 cuma giitıü saat 11 de taUblne İhalesi mukarrer bulunduğundan şartnamesini görmek İsteyenlerin her gün encümen kalemine müracaatları ve İsteklilerin 2490 numaralı kanunun 32 İnci maddesine göre hazırlayacakları teklif mektuplarını ihale günü olan 13. 4. 945 cuma günü saat ona kadar belediye dairesinde encümene vermeleri.
(3698ı
N
200 gramlık fazla (Krovaze çıknklama) bobinler çileler ile alelûrnum dokuma sanayiinde müstamel
Bobin, çile ve Turalar:
Kendir ipi 4 - 5 m/m 296 Kr. Kendir ipi 6 . 7 m/m 285 » Kendir ipi 8 - 10 m/m 273 » Kendir ipi 11-12 m/m 261 « Katranlı ve katransız kendir halat 242 kuru? ELYAF
200 gram ve 200 gramdan noksan (Krovaze çıknklama) Bobinler ve çileler ve 200 gramdan fazla olup da bölümlere ayrılmış olan
Çile ve Turalar:
Millî Reasürans Türk Anonim Şirketi
16 Nisan 1945 tarihinden İtibaren Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi İstanbul ve Galata Şubeleri gişelerinde Şirketimiz hisse senetlerinin 18 numaralı kuponları mukabilinde beher hisseye safi olarak 40 kuruş tevziine başlanacağı ilân olunur.
İzmir Belediyesi Eshot Umum Müdürlüğünden
8 m/m İlk 6.5 ton veya 10 m/m ilk 9 ton saç levha İle 160 metre 30 luk putrel alınacaktır. İsteklilerin ihale tarihi olan 10. 4. 945 gününe kadar tekliflerini Eshot umum müdürlüğüne yapmaları. .(4111)
BOBİN VE ÇİLE HALİNDE REFE KUNDURACI İPLİĞİ YUMAKLARI ve CİLASIZ KINNAPLAR
(Sanayide istimal edilenler)
E Çok Kıymetli ARSA —
burnunda bir bahçe satılıktır. Deniz cephesi derinliğe müsavi I hası 1368 metre murabbadır. İfraz olunmak suretlle de satılır. Her I
(Sanayi harici İstimal edilenleri
No. Kuruş NO. Kujuş
4 536
5 584 4 589
6 633 S 637
7 691
8 748 6 685
10 12 843 1162 7 752
14 1259 8 800
No. Kuıuş No. Kuıuş
1.1/2 2 429 453 5 • 590
2.1/2 478 6' 647
3 502 8 761
4 551 10 857
NOT: Siparişin kabul edilebilmesi İçin:
1 — Kunduracı İpliği ve sanayide müstamel İplikler ve Ingiliz sicimi için asgari 400 kilo
2 — Alelûrnum kınnap ve halatlar 2000 kilodan, aşağı olmaması şarttır. Bunların dunundaki siparişler İçin füzuli mü. racaat yapılmaması
3 — Sipariş verecek olanların 510 sayılı kararname ahkâmı mucibince grup vesikalarını hâmli olmalan ve ibraz etmeleri mecburidir
ta

İst. çapa kız öğretmen okulu satmalma komisyonundan
Okulumuzun mayıs 945 sonuna kadar İhtiyacı olup 3/4/945 gününde yapılan eksiltmesinde vermeğe isteklisi çıkmıyan azı 600, çoğu 600 kilo sadeyağı eksiltmesi on gün uzatılmıştır.
1 — Eksiltme 13/4/845 cuma günü saat 16 te Beyoğlu İstiklâl caddesi Liseler muhasebeciliğinde toplanacak komisyonda yapılacaktır.
2 — Alınacak sadeyağın bedeli 2700 Ura ve güvenme parası 207 liradır.
3 — Şartlaşma her gün okulda görülebilir. (42T9)
Nafia Bakanlığından:
Erzurum - Temdidi demiryolunun Erzurumdan itibaren takriben yirmi kilometrelik birinci kısım İnşaatı kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur.
1 — Eksiltme 25 4/1945 târihine raslıynn çarşamba günü saat on altıda Bakanlığımız Demlryollar İnşaat dairesindeki Eksiltme komisyonunda yapılacaktır,
2 — Bu inşaatın talimin edilen bedeli yedi milyon lira olup geçici teminatı 223750 liradır.
3 — Sözleşme projeslle eksiltme şartlaşması, flat cetvelleri, fenni ve genel şartlaşmalar, plânlar. profiller, talimatlar, hesap esasları, flat tahlilleri ve daha başka evraktan mürekkep bir takım eksiltme evrakı elli lira karşılığında Demlryollar İnşaat dairesinden alınabilir.
4 — Bu eksiltmeye girmek Istlyenlerln’ başlı başına bir müteahhit sıfatıyla ve yahut bir müteahhit veya ortaklıktan iş almak veya onlarla ortak olmak suretlle bir defada en az (1,000.000) liralık önemli bir demiryolu İşini başarı İle yapmış olmaları şarttır.
B — Eksiltmeye girmek Istlyenler eksiltmenin yapılacağı tarihten en az üç gün evvel bir dilekçe İle Bakan lığımıza başvuracaklar ve dördüncü maddede yazılı vasıfları gösterir vesikalarla akçalı, tenlik ve sair vasıflarını belirten vesikalarını da dilekçelerine bağlıyarak bu eksiltmeye girebilmek İçin ehliyet vesikası lstlyeceklerdlr. Eksiltme gününden üç gün evvel Bakanlığımıza verilmemiş olan dilekçelerdeki İstekler hakkında bir İşlem yapıl mıyacaktır.
8 — İstekliler, teklif zarflarını 2490 sayılı kanunun ve eksiltme şartlaşmasının tarif ettlğL biçimde hazır Uyarak ve ehliyet veslkalarlle sözü geçen kanun ve şartlaşmanın belirttiği vesikaları da Içlno koyarak eksiltmenin yapılacağı saatten bir saat öncesine kadar makbuz karşılığında eksiltme komisyonu başkanlığına vermiş olacaklardır. (4207)
Tomruk nakli ve istif işi
Devlet orman işletmesi Ş. Karahisar
revir amirliğinden:
1 — Revirimizin koşoluk bölgesi dahilindeki Teke dere rampasında 6209 metreküp tomruğun keltlk çayı deposuna nakil ve İstif işi açık eksiltmeye konulmuştur.
2.Açık eksiltme 10. 4. 946Jarlb ine rastlayan salı günü saat 19 de revirimle merkezinde komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Beher metreküp tomruğun nakil ve Latif İşinin muhammen be-dcll 16 lira.
4 — Muvakkat teminat % 7.5 hesabllo 7450 Ura 80 kuruştur.
0 — Açık eksiltme şartnamesi An karada orman umum müdürlüğünde İstanbul Tokat Zara Giresun revir amirliklerinde görülebilir.
• — istekliler muayyen gün ve »aatte komisyona müracaatları. (4089)
Mer gece yatağınıza girmeden evvel (Robbl Kold Krim) İle beş dakika yüzünüze maaa| yaparsanız cildiniz yeniden tazeleşecek ve gençteşecektir. Ancak bir cildin eyl bakıl* ma» kırışıkların önüne geçebilir,
* U D R A. ■ ALLIK
oa yom
KASAN depoiarlle bütün ıtriyat mağazalarında bulunur.
Yalovadan Odun nakliyesı
Kızılay Aşocaklarından:
Yalova revir amirliğinden satın alman 8000 çeki odun İstanbul* nakledilecektir. Taliplerin şartnameyi görmek üzere Kızılay hanında Aşacakları İdare komitesine müraca atları ve 9. 4. 94S pazartesi günü saat 11 e kadar tekliflerin! vermeleri itan olunur.
SACLARA HAYAT VERECEK BİR İCAT™"^™ saç RDiYOl SAC K il E M i D 1 ’ V L KREMİ
SAÇLARA hayat, intizam, parlaklık verir ve dökülmesine mani olur. Briyantin vazifesini da görür, IMBBMHİ Parfümüri ve Eczanelerden arayınız.
Üniversite rektörlüğünden:
Hukuk fakültesinde (Hukuk muhakemeleri usulü, İcra ve İflâs) ve (Hukuk Felsefesiı doçentlikleri açıktır.
Yabancı dil İmtihanları 5 haziran 1945 salı günü saat 14 te Rektörlükte yapılacaktır. Namzetliği Bakanlıkça kabul edilenler bir hafta İçinde tezlerini Jüri kuruluna vermeğe mecburdur.
Talimatnamede arandan şartlan haiz isteklilerin sıhhat raporu, 5 fotoğraf, nüfus tezkeresi örneği ve İlmi hüviyetini gösteren fişleriyle (fişler Tedris İşler! kaleminden istenecektir.) 29 mayış 1945 salı akşamına kadar Rektörlüğe başvurmaları. (4265)
İstanbul Defterdarlığından:
Kıymeti Temlnati
Dosya No. Cinsi Lira Lira
55100/5513 Eminönü, Zindankapı mah. Yumurtacılar caddesinde 350 ada, 74 parsel, eski 323 yeni 33 kapı No. lı 6 M2 dükkânın 260/720 hissesi. 217 17
55100/6115 Fatih, Mlrabar İlyasbey mah. eski Hacı Manol yeni Hacı Manav sokağında eski 117 yeni 123 kapı sayılı 87 M2 mesahalı ev. 450 34
D. 1/2609 Aksarayda Yalı mah. Yenikapı Kumsal sokağında 833 ada, 9 parsel eski 17 yeni 19 kapı sayılı 100 M2 mesahalı ahşap evin 4/19 hissesi. 650 49
62301/648 Eminönü, Yalı mah. Kâtlb Kasım Boslan sokağında 992 ada, 5 parsel eski 29 yeni 3» kapı sayılı 68 M2 mesahalı arsa. 180 14
D.l/1311 Fatih, Davutpaşa mah. Alipaşa caddesinde 1157 ada, 75 parsel, eski ve yeni 139 kapı sayılı 21 M2 mesahalı kârglr dükk&nln 60/120 hissesi. 390 27
77/3570 Üsküdar, îlısaniye malı. Sultaniye sokağında eski 30 mük. yeni 62 kapı sayılı 327,92 M2 mesahalı arsa. 500 17
«2/9168 Beyoğlu, Bülbül mah. Turan caddesinde 573 ada, 32 parsel eski 75 yeni 77 kapı sayılı 118 M2 mesahalı arsa. S 54 37
99/3085 Sarıyer, Yenlköy mah. Hekim sokağında eski ve yeni 8 kapı sayılı 75 M2 mesahalı arsa. 113 9
74/10659 Şanyer, Ayanikola mah. Terazi sokağında eski ve yeni 10 kapı sanlı 50 M2 mesahalı arsa. 80 9
Yukarda yazılı gayri menkuller 20'4'945 cuma günü saat 14 de Milli
Emlâk Müdürlüğünde müteşekkil komisyonda ayrı ayrı açık arttırma
aavuacaaw.
İsteklilerin muvakkat teminat makbuzları vs nüfus hüviyet cüzdanla-rlle birlikte İhale saatinde komisyona, fazla izahat İçin Milli Emlâk Müdürlüğün a müracaatları. «3891»
İstanbul Defterdarlığından:
Dosya No.
61112'97
Cin,sİ
Kıymeti Teminata
Lira Lira
Defterdarlık anbarında mevcut beher kİ-) loşu 100 kuruş muhammen bedelli 6780 kilo kurşunun satışı 51190/325-1 Galata Balıkpazari Mumhane caddesinde sahilde 48 No. lı Mmtaka Liman Reisliğine alt atölyede mevcut kriko, sanzuman. motör rftaklne-sl, demir çubuklar ve şalinden ibaret 59 kalem eşyanın satışı.
Üsküdar, Rumi Mehmet Paşa mah. Kavak) İskelesi ŞenıM Paşa sokağında eski 60.50 ) mükerrer yeni 8-8 kapı No. lı 159 M2 m»-) sahalı lk! ahşap ev enkazının satışı. (Şart-) namesi Dairede görülebilir). )
61111'461
) ) )
> > )
8780
699
1535,30
1100
146
_______________________________ 99
Yukarda yazılı eşyalar ıfl/4/045 pazartesi günü saat 18 d* Milli £m-1A1P Müdürlüğünde müteşekkil komisyonda ayrı ayrı kapalı zarf usullle satılacaktır.
İsteklilerin nüfus hüviyet cüzdanı İbraz Ve 2490 sayılı kanunun tartta ta çevresinde hazırlanmış yükleme mektuplarını ihale günü mai 14 • kadar komisyon Başkanlığına verilmesi gerektir.
Fazla İzahat İçin Milli Ehılâk Müdürlüğüne müracaatları. aM6ff»
Taşkızak fabrika ve havuzlar müdürlüğünden!
Yapılacak denemelerde gösterecekleri liyakat ve ehliyete göre yevmiye verilmek üzere el ile perçin yapabilecek kifayette 15 perçinci va dayaman İla 4 mütehassis elektrik kaynakçısı alınacaktır.
isteklilerin 16 nisan 945 günü akşamına kadar Fabrikamız müdürlüğüne müracaatları. (4270)
—:-------------------
Ellerinde pamuk bulunduranlar on gün zarfında beyanname vermeğe mecburdurlar _____________________

Memurlar Kooperatifinden:
Müessessiniz büroları Gaiatada Gümrük sokağında kûln Ada hanına nakletmelerdir. Yeni telefon numarası (41548» dır. Sayın ortaklara ve müşt*! İlerimize saygı İle bildirilir. »4273»
Sene 27 — No. 9506 — Fiatl her yerde 10 kuruştur. CUMA 6 Nisan. 1949 Sahihli Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Rus ve Müttefik orduları birleşmek üzere
Rusya, Sovyet-Japon tarafsızlık antlaşmasını leshelti
Japon Kabinesi istifa etti. Başbakanlığa amiral Suziki getirildi
San Francis-coya giden heyetimiz
Tokyo'da Parlâmento binası
Londra 6 (A.A.) — Moskova radyocunun bu akşam bildirdiğine göre, Sovyetler Birliği hükümetinin 13 nl-uan 1941 tarihli Rus - Japon, tarafsızlık paktını fesih arzusunda olduğunu bildiren bir nota, Moskova'daki Japon Büyük Elçisine tevdi edilmiştir. Radyonun İlâve ettiğine göre, bugün öğleden sonra saat 15 de Hariciye Halk Komiseri M. Molotof, Sov-yetler Birliği nezdlndekl Japon Bil-ytik Elçisi M. Sato'yu kabul etmiş ve hükümeti adına kendisine şunları bildirmiştir:
Sovyetler Birliği ile Japonya arasındaki tarafsızlık paktı, 13 nisan 1941 de. yani. Almanya’nın^Sovyetler Birliğine hücumundan ve bir taraftan Japonya ve diğer taraftan da İngiltere ve Amerika arasında muhasamatın başlamasından evvel akdedilmiştir. O zamandanberl vaziyette cezıı bir değişiklik olmuştur, Almanya, 'Sovyetler Birliğine hücum etmiş ve Almanyanın müttefiki olan Japonya, Sovyetler Birliğine karşı savaşında Almanya'ya yardım etmiştir. Bundan başka, Japonya, Sovyetler Birliğinin müttefiki olan Birleşik Amerika ve İngiltere İle harb halindedir. Bu şartlar altında tarafsızlık paktı mânasını kaybetmiş ve devamı imkânsız bir halp gelmiştir.
Yukarıda anlatılan sebepler dola-yıslle ve beş senelik olan paktın, İnkı-zasından bir sene evvel fesihl hakkını bahşeden, üçüncü fıkrasına tevfikan, Sovyetler Birliği hükümeti. 13 nisan 1941 paktını feshetmek İsteğinde olduğunu, Japon hükümetine bildirir.
Biiyiik Elci Şato, Sovyet hükümeti-
nin demecini Japon hükümetine bildireceğin! vadetmlştlr.
Japon kabinesi istifa etti
Londra B (A.A.) — Japon haberler ajansı, Kolso hükümetinin bugün İstifa ettiğini bildirmiştir.
Tokyo radyosu, daha önce, Japori Başbakanlığında fevkalâde bir kabine toplantın yapıldığını bu sabah bildirmişti. Bundan sonra General Kolso, toplantı hakkındaki raporunu tmparator'a sunmak üzere saraya gitmiştir.
Japon haberler ajansı daha sonra şunu ilâve etmiştir:
Durumun vehametl dolayıslle, Japon hükümeti, daha kuvvetli bir idareye yo) açmak maksadlyle, olduğu gibi İstifa etmeğe karar vermiştir. : İhtiyar* amiral Suzilci Başbakan oldu
San Francisco 5 (A. A.) — O. W. t: Japon ajansı, kırk sena evvelki Rus -Japon harbine İştirak eden eski askerlerden Amiral BuzHd’nfn İstifa, eden Kolso'nun yerine Başbakanlığa tâyin edildiğini bildirmektedir.
Japon ajansına göre. Amiral Suzlkl kısa mesafeden torpil He taarruz muharebelerinde İhtisas sahibi bir askerdir.'
Times’in tefsiri
Ankara fl (Radyo) — Times gazetesi, Sovyet - Japon bitaraflık and-laşmfl^ının fpshlnt tefsir ederken bunun gerek harbin güdümünde, gerek siyaset âleminde bir döntlm noktası teşkil edeceğini yazmaktadır.
YUNAN REJİMİ MESELESİ
Sağcı partiler, hükümeti 3 ay içinde pilebısit yapmağa sıkıştırıyorlar
Dün akşam Ankara’dan Kahıre’ye hareket etti
Ankara 5 — Türk heyeti, dün gece Toroa ekspresi il» Kalılrt’ye müteveccihen hareket etmiş ve istasyonda teşyi edilmiştir. Heyet Kahire'den hava yoluyla 3an Francisco’ya gidecektir. Türk heyeti Hariciye Bakanı B. Haşan Saka’nın başkanlığında şu zevattan mürekkeptir: Feridun Cemal Erkin, H&zım Atıf Kuyucak, Şinasl Devrim, Fallh Rıfkı Atay. Ahmet Şükrü Esmer, Süreyya Anderiman, Nihat Erim, Şadl Kavur, Haşan Kadir Erkin. HÜsameddln Erener, Orhan Tahsin Günden, şinast Siper, Tekin Arıyören. Heyete dahil bulunan B. Cemil Bllsel malûm olduğu veçhile daha evvel yola çıkmıştır. Vaşington Büyük Elçimiz B. Hüseyin Ragıp da heyete Amerika'da İltihak edecektir.
Hariciye Bakanı B. Haşan Saka'ya gaybubeti esnasında Maliye Bakanı B. Nurullah Esat Sümer vekâlet edecektir.
Memurlara yardım
Maaşın dörtte üçü nispetinde yapılacak
Ankara 5 (Telefonla) — Memurla ra yapılacak para yardımı hakkında hazırlandığını bildirdiğim kanun tasarısı Bakanlar Kurulunun dünkü toplantısında müzakere edilmiş ve bu suretle tasan son şeklini almıştır. Hükümet bu tasarıyı önümüzdeki günlerde Büyük Millet Meclisine verecek ve bir kaç gün İçinde encümenlerde tetkik ve müzakere olunduktan sonra müstaceliyet kararlle uınuml heyete sevkolunuçaktır. Para yardımının 15 nisandan evvel memurlara yapılması İçLn tasarının mümkün olduğu kadar çabuk kanunlyet kesbet-meslns çalışılmaktadır, öğrendiğimize göre yapılacak bu para yardımı maasııı dörtte üçü nlsbetinde olacaktır. ._________
Japonyaya harb
Londra 6 (A.A ' Vaşlngtondan resmen bildirildiğine göre, bundan sonra Pasifik'te bütün kara kuvvetleri general Mac Arthur'lln. bütün deniz kuvvetleri de amiral Nlmltz'ln emrinde bulunacaktır.
Paris 3 (AA.) — General Mac
Arthur tebliği; Amerikan bomba u-çaklannm Hong Kongu şiddetle bombardıman etmiş olduklarını bildirmektedir. Buradaki hedeflere 1G0 ton bomba atılmıştır. 9 Japon şilebi ateşe verilmiş, bunlardan bir kaçı batırılmıştır.
Londra 8 (A.A.) — Amiral Nljnitz tebliği, Amerikan sLlâhendazlarımın Okinava adasında ilerlemekte olduklarını bildirmektedir.
nrr.
Müttefikler Hamburg ve Bremene yürüyorlar
Berline 200, Çekoslovakya hududuna da
100 kilometre mesafe kaldı
DİKKATLER:
Atina 6 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabir bildiriyor:
Halk partişl ile Kiral taraftarı Olan sair siyasi gruplar, üç gün İçinde plebisit yapılması için, düna'enberl hükümet nezdinde sıkı teşebbüslerde bulunmaktadırlar. Cumartesi gününe kadar bu teşebbüslere bir cevap vermek mecburiyetinde bulunan Başbakan Pl&stlras, Dahiliye Bakanı ve plâkalı dairelerle birlikte çalışmaktadır Zannedildiğine göre. Başbakan cevabında, seçim listeleri hazır olur İlmez plöblsitln yapılacağını tyldiro-ftektlr.
Başka bir hükümet kaynağından bildirildiğini- göre, plebisit 6 aydan |vvel yapilamiyacaktır. Liberal paı illinin kanaatine göre, hakiki ve meşru bir plebisit, seçim listeleri olmadan ve biitün memlekette tam bir Asayiş ve kanunun kuvveti teessüs' etmeden yapılamaz. Her halde müfrit sağcı partiler. Liberaller v(. Terakki partisi tarafından desteklenen ve iktidarda ka'mağa karar vermiş bulunan Plâstlras hükümetini değiştirebilmek için büviik gayretler sar-fediyorlar. Bu arada. Liberal ve Demokrat. partilerinin bir araya gelmelinden teşekkül cd n ve Eld adını
alan siyasi grup E. A. M. 'dan ayrılmıştır, Siyasi çevrelerin kanaatin# göre, E. A. M. sadece Komünist partisini temsil etmekte olduğuna göre, bu teşekküle dağılmış gezil Ut bakmak İcabetmektedlr.
Tito Moskovada
Moskova 5 (A.A.) — Mareşal Tito He Yugoslav Hariciye Bakanı doktor Subasic. bugün, Moskova’ya gelmişlerdir.
Bükreş elçimiz
Bükreş JılA > — Anadolu Ajanlı-, nın özel muhabiri bildiriyor:
Türkiya orta elçisi Şefkati tstlnyell Başbakan Groza tarafından kabul edilmiştir.
ATEŞ ÇOCUKLARI
Vatan: A. ADNAN . ADIVAR
Yarınki AKŞAM'da
__________________________)
Kâğıdın asıl tasarruf edileceği yer
Memleketteki kâğıt ihtiyatının eksilmesi sebebile gazete sahife-ierinin dörtte bir nispetinde azaltılmasına karar verildi.
Başka türlü tasarruflar da yapılsa fena olnuyacak. Bu arada ve en başta bir takım müesseseler ve bilhassa Devlet müessese-leri, belediyeler. Parti kollan tarafından neşredilen, yahut suni şekilde yaşamaları İçin himaye edilen dergiler, risaleler akla geliyor.
Değil şllmd,!, normal zamanda bile İni yayın göze batardı. «Kâğıt ziyanı» hissini verirdi. Gazete İdarehanelerine, çoğundan birer nümü ne gönderildiği Içlıı. bunların beyhude yahut, tehiri mümkün şevler olduğunu görüyoruz.
Asıl tasarruf bunlardan olııinli Şimdiki zarurî tasarrufu fırsat bilip bu kâğıt İsraflarından ebediyen kurtulmalı.
Londra a (A.A.) — Batı cephesinin şlmallnd», bir Ingiliz ve bir Amerikan zırhlı kolu Hamburg istikametinde İlerlemektedirler. Wesser'l geçmiş olan dokuzuncu Amerikan ordu birlikleri Hanover şehrine 40 kilometre yaklaşmışlardır. Blelfeld işgal edilmiştir. Alman ordusu bozgun bir şekilde geri çekilmektedir. Bir tek kesimde 150 ayrı ayrı tümenlere mensup efrat bulunmuştur.
Dokuzuncu Amerikan ordu birlikleri Wosser nehrinin sol yakasını BO kilometre boyunca ellerinde tutmaktadırlar.
Hanover İLmnnı İstikametindeki İleri hareketleri esnasında İngiliz kuvvetleri dünkü gün esnasında B0 kilometre İlerlemişler ve Stolvon® şehrini zaptetmişlerdir. Stoivono. Hanover Umanına 45 kilometre mesafededir.
Başka Ingiliz zırhlı kollan Bre-men'ln 80 kilometre cenubunda faaliyet göstermektedirler.
Dün Holandadan Bremen istikametinde çekilmekte olan Alman taşıt kollarına akın eden Müttefik uçakları 300 Alman arabasını tehdit etrnl-ye muvaffak olmuşlardır.
Batı cephöâlnln merkez v® cenup kesimlerinde de ileri hareketler devam etmektedir. Birinci Amerikan ordusu Ruhr cebinin İçinde altı kilometre ilerlemiştir. Dokozuncu ordu birlikleri de şimalden cebe girmişler ve Dortmund'a 5 kilometre mesafeye gelmişlerdir.
General Palton'un üçüncü Amerikan ordusu Mulhausenj işgal -emiştir. Bu birlikler dün akşam Berlin'e 200 Çekoslovakya hududuna da 100 kilometre yaklaşmış bulunuyorlardı, Müttefik kaşif pilotları, Almanların devamlı surette ricat etmekte olduklarını bildirmektedirler.
Yedinci Amerikan ordusu da hafif bir mukavemetle karşılaşmış ve İleri hareketine devam etmiştir. Bu ordu cenup Almanya istikametinde İlerlemektedir. Birinci Fransız ordusuna mensup bir tiimen Nekar nehrine varmış ve y.-dlncl ordu İle teması temin etmiştir
Holandada, KanadalI birlikler Heri hareketlerine dDvam etmişler ve Rhln nehrinin 100 kilometre şimal doğusunda Almelo'yu zaptetmlşlerdlr
Rus ve Müttefik ordular birlemiyor
Paris 8 (AA.) — Batı cephesinde Müttefik orduları süratle Almanya* nın kalbine doğru İlerlemektedirler. Lelpzlg üzerindeki Müttefik tehdidi günden gfltıe artmaktadır.
Dün gece Moskova radyosunda konuşan Sovyet askeri yorumcusu Ko-lomso şöyle demiştir:
Batı cephesi İle Doğu cephesi arasındaki mesafe zırhlı birlikler tarafından 3 günde katedtlebiıir. Müttefik orduları 11* Sovyet orduları demek kl önümüzdeki günler esnasında birleyebilirler.
tik temasın General Omor Brad-ley'ln emri altında bulunan J2 nel ordu grupu tarafından yapılması kuvvetle muhtemeldir. General Pat-ton birlikleri Gotha’yı geride bırakmışlar ve Erfurt'un 1(5 kilometre cenup batısına varmışlardır. Bu. birlikler Lclpzlg'e 100 kilometre yaklaşmış bulunuyorlar.»
Italyada taarruz başladı mı?
Paris ö (A.A.) — Alman haberler ajansı, beşinci Amerikan ordusuna mensup bir çok tümenlerin şiddetli topçu ateşinden sonra taarruza geç-hılş olduklarını bildirmektedir. Ajans taarruzun ttalya cephesinin hangi kesiminde olduğunu söylememektedir.
Almanyanın üçte biri işgal edildi
Londra 8 (A.A.) — Bati cephesinde İlerlemekte olan Müttefik orduları Almanyanın merkezine girmektedirler.
(Arkası sahlfe 8, sütun 1 de)
Viyananın bir kaç kenar mahallesi daha zaptedildi
İki Rus ordusu, Viyananın önünde birleşti, Brük ve Overnia alındı

Kanlı muharebelere sahne olan Viyana şehrinde Prens Eujen âbidesi ve meydanı
Londra 8 (A.A.) — Sovyet kuvvetleri dünkü gün esnasında Viyana dolaylarında bir kaç mahalleyi daha işgal etmişlerdir. İki Sovyet ordusu VI-y&naya dört kilometre mesafede birleşmiş bulunmaktadırlar.
Almanların esaa ricat yolu diln ke-
silmiştir. Almanlar şimdi yalnız şimal yolundan. Tuna nehrini geçerek ricat edebilirler. Bu yol da pek yakında kesilecektir. Llnz. Münlch ve Nurnberg yolları kesilmiştir.
(Arkası sahife 2, sütun 6) da
Günler Geçerken
Bir tamir dolayısiyle
Giilhane parkı karşısındaki Hamîdiye sebilinin, bu kış fırtına yüzünden kurşun örtüleri kalkmış ve saçağın bir kısmiyle beraber uçup gitmiş,.. Bereket ki Arkeoloji müzesi ınüdürii bunu görmüş, hemen vali Lûtfi Kınlar* a variyeti bildirmiş, emir çıkmış. Belediye Fen idaresi de eski eserler! koruma cemiyetinin lüzum gösterdiği şekilde tâmirlne başlamış, İş o kadarcıkla da kalmamış. Gazetemize bir okuyucu «tamir sırasında mermerleri demir ka-Ienıle kazıyorlar, yazık oluyor» diye yazmış. Telâşa düşmüşüz, yüksek mimar Sedat Çetintaş’la bir görüşme yapmışız, mesele üzerine dikkati çekmişiz. Şimdi müze müdürü bir muharririmize teminat veriyor »mermer kısımlar pozma taşilc temizleniyor ve sıcak sularla yıkanıyor; demir kalem kullanılmadı» diyor.
Hikâyesin] kısaca yukarıya naklediverdiğim şu küçücük sebil işine memlekette değişen bîr zihniyetle başkalaşan bir idare tarzım belirtmesi bakımından büyük bir hâdise olarak bakabiliriz. Eğer son bir, İki asırdan beri İstanbıılda öyle bir âbide saçağının uçmasını gören, görünce bir makamın dikkatini çeken, çekilince de o makamda harekete geçen ve sonra da dışarıda yapılana bakıp bir kusur İşlenmesinden telâşa düşen insanlar bulunsaydı şimdi İstanbulda bakımsız tek eski esere raslamazdık. Metfunlan ne derlerse desinler uzun süren Abdülhamit devri o İtibarla d( bütün memlekete ve şehrimize zararlı olmuştur: kısa ömürlü meşrutiyet idaresi de bir şeye yaramamıştır. Bizim çocukluğumuzda ve gençliğimizde sebillerin uçan kurşunlarını, güzel eserlerin sakatlıklarını görenler, üzülenler, hattâ tamiri İçin makam» lara başvuranlar yok değildi. Fakat Belediye Evkafın Üzerin* atar, Evkaf fuzuli gördüğü masrafa para ayırmaz, şayet ayırsa ve İşe koyuîsa da cahil ustabaşıların eline bırakıldığından tamir bir başka yıkımdan farklı olmazdı.
Evet, «şimdi hepsi yoluna girdi, aksamadan işliyor» (liyem«-yiz. Bence seçme dede yadigârları henüz kurtarılamamış, bu 1ş« lâzım geldiği kadar önem ve düzen henüz verilememiştir. Fakat gören gözlerin, kulak veren makamların, tamir denilen! bilenlerin çoğaldığı, alâkanın arttığı muhakkaktır Şüphesiz geç kald k-, giiç olacak, ama elbette başarılacak
Refik Halid Karay
Created by free version of 2PDF
Sahife 2
ASSAM
R Ni«an 1d*ta
SÖZÜN GELİŞİ
İhtiyarlığa çare
Ölüme çare arayan ilim, bunu bulsa bile işe yaramıyacağuu artık anlamış olacak ki şimdi ihtiyarlığa çare anyor. tn-■uıkir çok yaşamak fırsatını bulurlarsa bari ihtiyarlamasın. ih-Uyarlığın düşkünlüklerine uğramadan, beli İki kat bastonla dolanmadan, öksürmeden, tıksırmadan, yataklara düşmeden, hele bete bunamadan yaşlansınlar. Bir ihtiyar abuk sabuk söyleyip de torunlarının önünde gülünç olmnsın; yaşı doksana vardığı zaman ön eğer canı İstiyorsa futbol oynasın, gençlerle beraber yüz metre siirat koşusuna girebilsin!
Tabii biz İnsanlar yine ölüme çare bulunmasını isterdik. Hele dinç bir ihtiyarlık temin edildikten sonra öltim daha acı olacaktır. Yatalak bir İhtiyarın Ölümden korkusu yoktur. Fakat doksanlık dinç adam yirmi yaşında çocuklarla koşuda a t bayı gi-ferse feryatlar İçinde Ölilr; gözü kolay kolay kapanmaz.
Ama yine ilme, dinç bir ihtiyarlığın sırlarını aradığı İçin teşekkür etmeliyiz. Bunu Amerikalı ilimciler anyor Kolombiya üniversitesinin tıp fakültesi şimdiden harekete geçmiştir. Verilen haberlere göre bir Zaro ağa yetiştiren ve yaşlısı çok olan memleketimizde de incelemeler yapılması, hattâ bu sırlardan bir kısmının belki de Tilrk’ycde bulunma»] muhtemeldir
Fakat hana öyle geliyor ki verilen haberin bir yerinde «araştırma lan kolaylaştırmak İçin şimdiden her yaşta birçok fare top. tartmıştır. Bunlar ideal şartlar İçinde elverişli hava ve daimi bir aydınlıkta rahat şekilde yaşatılacak, mütehassıslar İki sene fareler tlzerhıdc IneHemeler yapacaklardır» denildiğine göre İnsan sever Amerikalı dostlarımız dinç bir ihtiyarlığın sırlarından pek de habersiz değildirler. Bu tecrübenin fareler gibi insanlar da İdeal fartîar içinde, rahnt şekilde» yaratıldığı zaman herkes, yaşı ne olursa olsun dinç kalır. Bu şartlar içinde ölmeğe kalkan sadece •yıp etmiş olacaktır, sanıyorum. Şevket Rado
Göbbelse
24 Bakan ve 5 Başbakan muavininden mürekkeptir



Londra 6 (AA.) — «Daily Mail» in özci surette Stokholm'a gönderdiği muhabirinin Alman kaynaklarından aldığı haberlere göre, cumartesi akşamı BerUnln Orünevald mahallerinde bir otomobile karşı kurulan pusu hakikatte, sulh tetlyen gayri memnun askerler tarafından Göbbelse karşı hazırlanmış bir suikasttan başka bir sey değildir. Fakat suikastçılar yanlışlıkla Oobbelsln otomobili önünden giden otomobildeki üç gea-tapo ajanını öldürmüşlerdir. Oobbc-ls' İn arabası, hücuma uğrıyan arabaya çarpmış ve Gobbela yaralanmıştır. Yanında bulunan. Berlin vali muavini Oeriıard Sch&ch «la yaralanmış ve kaldırıldığı hastanede vaziyetinin vahim olduğu görülmüştür.
Alman Ticaret odası sekreteri öldürüldü
Londra 5 fAA.) — Stokholm radyosu, Alman ticaret odası sekreter! Max Clausenln Derlindeki apartmanında öldürülmüş olduğunu bildirmiş tir.
Clausenln. tsveçe kaçmak niyetinde olduğu için, geslapo ajanları tarafından öldürüldüğü rannolunmak-tadır.
Moskova 5 (A.A.) — Emin
membalardan öğrenildiğine göre, Alman amirali Von Bitter, Dan-rig şehri, Sovyet kıtalarının eline geçmeden evvel limanda bulunan mayinlerin hepsini kaçırmağa ve ya tahribetmeğe muvaffak olamadığı İçin İdam edilmiştir





Amerika’nın dünya ticareti politikası
B. Stettinius, Amerikanın nasıl bir ticaret siyaseti takibedeceğini anlattı
Darülâcezenin kurulmasında rolü olan bu adamın Darülacezede büstünün yapılması düşünülüyor
Wasbingtin 6 (A.A.) — Hariciye Bakanı M. Stettinius harb-1 den sonra dünya ticaretinin İn klşûfı için takibedllecek politika hakkında Chicago radyosunda yaptığı bir konuşmada demiştir ki:
Amerikan hükümeti, San Francisco konferansından evvel çıkan zorlukları ortadan kaldırmak için büyük gayretler sarfetmektedir. Bu güçlüklerin yenileceği hususunda büyük ümitler vardır.
Siyasi İnfiratçılıkla İktisadî milliyetçilik, haklkata tamamen göz yummak demektir ve Amerika ile birlikte bütün dünvayı ancak felâkete stlrükllyebillr.
Kiralama ve ödüne? verme ka nunu hükümlerinin tahdidi meselesine temas eden Hariciye Bakanı sözlerine şöyle devam etmiştir:
Kiralama ve ödünç verme kanununun. Amerikanın yabancı memleketlerle yaptığı ticaret üzerine faydasız bir takım tahditler yüklemek suretile. memle-leketin iktisadi programını tehlikeye kovmasına mevdan ver-
Enemeğe azmetmiş bulunuyoruz. Geçen harbden «on ra olduğu gibi harb borçlarının ticareti boğnuv ana ve memleketler arasındaki münasebetleri zehirlemesine müsaade etmlyeceğlz.
Ticaret münasebetleri çok inkişaf etmiş başlıca milletler arasında bir konferans toplamağa çalışacağız. Bu konferansın halledeceği başlıca meseleler şunlardır:
Gümrük tarifelerinin indiril mesi, rüçhan hakkı veren hüküm lerin kaldırılması, milletler arası kartellere karşı tedbirler alınması, ban maddelerin fazla istihsal edilmesinden doğan meselelerin halli.
Bu konferans yeni Milletli ı cemiyeti çerçevesinde İşleyecek bir milletler arası ticaret teşkilatı kuracaktır.
M. Stettinius harbden sonra. Birleşik Amerikanın yıllık gelirinin 150 milyar dolan bulacağını tahmin etmektedir. Harb esnası 14 mllvar do’ara yaklaşan Amerikan ihracatının sulh zamanında 10 milyardan aşağı düşmemesi lâzımdır.
antlaşmalar
Po'onya mese’esi
Moskova 6 (AA ) — Yeni Çekoslovak kabinesinin 24 Bakan. 5 Başbakan muavini, 8 müsteşardan mürekkep olduğu bildirilmektedir Başkn-kan, sosyal demokrat Fterllnjçer’dlr Komünistler 7 Bakanlık almışlardır. Bunlar arasında bilhassa Nosek tarafından İşgal edilen Dahiliye. İstihbarat ve Nijedle'ln üzerine aldığı maarif bakanlıkları da bulunmaktadır. Çek komünist partisi genel sekreteri Gotvald. Başbakan birinci muavini olmaktadır. Diğer muavinler katoilk piskoposu Sramck, komünist Srobar. sosyal demokrat Sıroky ve Ben eşin partisinden Davld’dlr. Sovyetter Birliğindeki Çekoslovak kuvvetleri başkomutanı general Svoda da. Harbiye Nazın olmuştur.
Habeş imparatorunun bir hediyesi
Moskova 5 (A.A.) — Habeşistan İmparatoru Halle Selâsiye Sovyetler Birliğinin Kahire elçisi M. Koylov’a İstilâya uğramış Sovyet bölgeleri halfana bir yardım olmak üzere, yüz bin strelin vermiştir.
İngiltere hükümeti bunu kabul ediyor
Hariciye Bakanının ayandan Taft’a mektubu
1891 ramazanı. Devrin Dahiliye Nazırı Haili Rlfat paşa, Yıldız sarayındaki İftara yetişmek üzere arnba-riyle Karaköy köprüsünden geçmektedir. O Zamanlar köprü, kadın erkek her cins dilencinin en çok biriktiği, gelip geçeni mütemadiyen rahatsız ettikleri bir yoldu. Bilhassa ramazan akşamları dilenciler, faaliyetlerini bir kat daha arttırırlar, her Tasladıklarından beş on para koparmadan savu şomlardı. Bunlardan bir kafile de o gün, Dahiliye Nazırının arabasını çe vlrmişlerdl. Fakat Halil Rlfat paşa, bir an ewet saraya ulaşarak iftar vaktini kaçırmak İstemediğinden yoluna devanı etmesini emretmişti.
Arabacı, önüne çıkanları çiğnememek için, kamçısını sağa sola sallarken, bir kamçı darbesi ihtiyar bir dilencinin yüzünü kanatmıştı. Bunu gören paşanın kâhyası çok müteessir olarak:
«Vezaretl devrinde adam kamçılayıp elin fık ar asını yaralatan bir vezire hizmet edemem.» demiş ve paşadan izin almıyarak arabadan atlayıp savuşmuş.
Halil Rlfat paşa, yoluna devam etmekle beraber, bu hâdiseden canı çok sıkılıp üzülmüş ve doğruca saraya giderek tklncl Abdülhamldln huzurunda iftar sofrasına oturmuştur. Fakat paşa, fakir bir adamın yaralanmasına sebebolmasından ve kâhyanın çok sert bulduğu sözlerinden dolayı o derece müteessir olmuştur ki, ancak orucunu bozabilmiş, İştahı kesildiği İçin yemek yiyemcml5tir. Dahiliye Nazırının yemeğe isteksizliğini gören padişah, bunun sebebini sormuş. Halil Rlfat paşa da, Köprüdeki hâdiseyi hikâye ederek, kederinden yemek yiyemediğini anlatmıştır Bunun üzerine hünkâr da:
«Yalnız sen değil, ben de yemek yememeliyim.» diyerek paşa He blr-"kte sofradan kalkmış ve o akşam
sofrada bulunan bütün yemekleri civar fıkarasıııa dağıttığı gibi baştan başa altından yapılmış bütün sofra takımını da er teri günü sattırarak, bu para İle İstanbul fakirlerini çatısı altında barındıracak bir müessese kurmağı Halil Rlfat pasa 11e birlikte kararlaştırmıştır.
İşte Darülâcezenin kurulmasına sebep alan hâdise budur. Filhakika aradan çok zaman geçmeden Şişli dışında geniş bir arsa bulunmuş ve 1892 tarihinde Darülâcezenin temeli atılmış, üç sene sonra da binanın açılma töreni yapılmışta1. Ramazan akşamı, padişahla Dahiliye Nazırının İftarları İçin kullanılan altın sofra takımının satış bedeli. mŞeşşeşenhı ilk inşaat |j_ masrafını teşkil et mi'in q
Bu hikâyeyi — hangi kaynakt .n q aldığını bildirmeksizin — umumi “j meclis’ âzasından merhum Avnl Ya-gjş dostlarına anlatmıştı Bunun ne dereceye kadar hakikate uygun oldu- u ğunu teyidedecek başka bir vesika C yoktur. Ancak bir çok hâdise ve me- O selelerin İç yüzünü aydınlatmak merakında olan Avnl Yağız'm bu sözleri, vali ve belediye reisi Dr. Lûtfl Kırdarm alâkasını çekmiştir- Darülacezenin kuruluşunda merhum Halil Rıfat paşanın biiyük rolü olmakla beraber eski kâhyanın da bu hayırlı müessesenin kurulmasında büyük rolü olduğu anlaşılıyor Fakat kâhya _q kimdir? Ailesinden yaşıyanlar var mıdır? Eski kâhyanın namını ve hü- "O vlyetlni meydana çıkararak kendisine şerefli bir mevki verilmesi, hattâ Halil Rlfat paşa gibi kâhyanın da büstünün yapılması düşünülüyor. belediye bunu araştırmağa basla- U mistir. Kâhyanın hüviyeti anlaşıldıktan sonra — fotoğrafı bulunursa — büstü yapılıp Halil Rlfat paşanın Darülacezedeki büstü yanına konulacaktır.
2
0) >
0 P
Müttefikler Hamburg ve Bremene yürüyorlar (Baş tarafı 1 inci sahifede)
Müttefik orduları şimdiye kadar Al manyanın üçte birini işgal etmiş bulunuyorlar.
15 günde 300.000 esir alındı
Londra 6 tAA.) — Çarşamba giınÜ ikinci Ingiliz ordusu 2000 esir almıştır. Bu ordu Riıln geçildiğinden beri 26 000 erir almıştır.
Çarşamba günü üçüncü ordu 10.000 •rir almıştır.
Son 15 gün içinde Müttefikler batı 1 eephet-inde 300X100 erir almışlardır.
Stutgard radyosu sustu
Paris 6 (A.A.) — FTansıs kuvvet-, leri Karlsruhc'y! geride bırakmışlar ve Btutgart lsllıtametlnds İlerlemişlerdir.
Stutgart radyosu dün gece birdenbire yayımını kesmiştir Bu sabah radyonun sesi İşitilmeni iştir.
General Eisenhoweriin B. Roosevelt’e raporu Londra 6 (Radyo) — Va?ingtondan resmen bildirildiğine göre Müttefik orduları başkomutanı General Elsen-her. er Cumhur Başkanı B. Roose-velt'e gönderdiği raporda Almanların açık b!r şekilde teslim olmıyocukları ve çete harbine baş vuracakları zon-nında bulunduğunu bildirmektedir. General raporunda şimdiye kadar vaki olan müşahede ve tecrübelerin bunu e&stc’idfğln! ve birlikleri dağılmış olan küçük Alman gruplarının Ötede b rlde savaş» devam ettiklerini ve fikrinse Almanya'da savaşın1 sona erdiğinin ancak harekât sona erdikten sonra bir bevannnme He llânl edilmesi daha muvafık olacağını HA-ve etmiştir.
İngiliz Hariciye Bakanlığı parlâmento müsteşarı Ankara'da
Ankara 5 (AA.) — Bugiin şehrimize gelen İngiltere Hariciye Bakanlığı Parlâmento Müsteşarı Mlster Hail saat 12 de Başbakanımız Şükrü Saraçoğlu’yu makamında ziyaret etmiştir. Kendisini Başbakanımıza Ingiliz Büyük Elçisi Slr Maurlce Peterson takdim etmiş ve bu eörilymede hazır bulunmuştur.
Londra 5 (AA.) — Reuter muhabiri John Klmche yazıyor- İyi haber alan mahfillerde söylendiğine göre, İngiliz hükümetinin. İki taraflı antlaşmalar hakkındaki Fransız ve Sovyet görüşünü kabul etmesi Londrada beklenmektedir. Bu görü? gereğince, İki taraflı antlaşmalar, San Frnnctscoda kurulması mutasavver her hangi bir dünya güvenlik teşkilâtından ayrı 0-larak kendiliklerinden yürürlükte bulunmakta devam edeceklerdir.
İngiliz hükümeti Ingiliz - Sovyet antlaşmasının ruhuna ve mealine riayet edecektir.
Amerika - Chapultepcc antlaşmasına bağlı kaldığından üç biiyük devletle Fransa d& yeni dünya nizamında, bölge Antlaşmalarının takaddümü üzerinde mutabık kalmışa benziyorlar Bu. dünya güvenlik konseyi için tasarlanmış olan plânların hepsinin terkedlldlğlnl değil, sadece dünyanın bugünkü karışık durumunda bölge antlaşmalarının daha çabuk ve kolay tatbik edileceği hakkında beslenen umum! bir kanaat ve mutabakatı İfade eder.
Hamamcılar hamam ücretinin arttırılmasını istediler
Hamamcılar belediyeye müracaat ederek ellerinde bulunan tarifenin değiştirilmesin! İstemişlerdir. Hamamcılar. yıkanma ücretlerinin ucuz olduğunu ve hamamlardaki soyunma yerlerinin flatlerlnln bir miktar daha artırılmasını talebetmekte-dlrler. Bu dilek İktisat müdürlüğünce tetkik edilmektedir.
Gelecek malların sigorta bedeli
Anglo Sakson memleketlerine sipariş edilen malların sigorta paralan harice veriliyor. Böytece sipariş edilen malların paraları ile sigorta bedeli büyük yekûna baliğ oluyor .Sigorta parası, dahildeki sigorta kumpanyalarına ödendiği takdirde döviz İçeride kalacak, onun yerine fazla mal Belirtilebilecektir. Ticaret Bakanlığı, sigorta bedellerinin dahilde ödenmesi İçin İncelemeler yapıyor.
Bakanlar kurulu toplandı
Ankara B (AA.) — Bakanlar Kurulu bugün saat 15.30 da Başbakanlık ta haftalık toplantısını yapmıştır,
Sirkeci taksi durağı
Sirkecide asfalt sonundaki taksi durağının Sirkeci İstasyonu önüne alınması kararlaştırılmıştır. Bu karar . yarın sabahtan itibaren yürürlüğe girecektir. Bundan sonra hiç bir oto' mobil caddeyi İşgal staüyecektlr.
Usküdarda açılacak kız lisesi
Maarif Bakanlığı tarafından Üskü* darda açılmasına karar verilen kız lisesi için elverişli görülen Bağlarba-şmdaki bina Üsküdar Parti başkam ve belediye reisi muavinlerinden Lûtfl Aksoy. Maarif müdürü B. Halil Vedat Fıratlı tarafından gerilmiştir. Bina tamir ettirilecektir
İsviçre, Mussolîni’yi kabul etmiyecek
Bcrne 5 (A.A) — İsviçre Adliye .-Emniyet dairesi, İsviçre hükümetinin Moîsollni’ve İsviçre'ye sığınabileceğini vadetllğl hakkındaki haberi yalanlamıştır.
ve
Vaşlngton 5 (A.A.) — Hariciye Bakanı M. Stettinius, Ohlo cumhuriyetçi partişl üyesi Ayandan Taft'a hitaben yazdığı ve dün açığa vurulan mektupta, milli birliğe dayanan bir Polonya muvakkat hükümetinin teşkili meselesini bir Amerikan, Rus, İngiliz karma komisyonunun halledebileceğine kan! bulunduğunu beyan etmektedir.
Ayandan Taft bundan bir müddet evvel. M. Stettlnlus'e yazdığı mektuba, Amerika Birleşik devletleri hükû-metinin Polonya halkını nlsbl bir şekilde temsil etmiyen her hangi bir muvakkat hükümeti tavslbetmeme-sfnf Israrla istemişti.
Ayandan Taft tarafından Polonya durumu hakkında İzhar edilen kaygıyı paylaştığını belirten M, 8tet-ttnlus demiştir kİ:
r Kırım konferansında başkan Roo-selvelt, Başbakan Churchill ve Mareşal S talinin vardıkları kararların «alim olduğunu, ve toplantı sırasında Amerika, Ingiliz ve Rus temsilcilerinin bütün demokratik unsurları ihtiva edecek muvakkat bir Polonya hükümetinin tekşill hususunda bir zemin hazırlamak için çalışmaları karar altına alınmıştır.
Suriye kabinesi istifa etti
Beyrut 5 (A.A.) — Suriye Baş. bakanı, dün Cumhur Başkanına kabinenin İstifa ettiğini bildir m İştir. ____
İsviçre karaborsasında
. Alman markı
Londra 5 (A.A.) — Zurihten bildirildiğine göre, İsviçre koraborsasında 10 bJn Alman markı bir İngiliz lirası üzerinden muamele görmekte, fakat pek az alıcı bulmaktadır.
KÜÇÜK HABERLER
ir Sıhhat Bakanlığı yurdun muhtelif yerlerinde hüküm süren sıtma âfetine karşı savaşa girişmiştir. İstanbul üniversitesi tıp fakültesi son sınıf stajiyer doktorlarının arzu ettikleri takdirde atma savaşında vazife alabilecekleri bildirilmiştir. Sıtma savaşına iştirak etmek istlyen her stajiyer doktora ayrıca ücret de verilecektir.
it Belediye temizlik işleri emrindi-bulunan çöp kamyonlarına 2 yeni kamyon daha ilâve edilmiştir.
Pamuk’ar
On gün içinde bir beyanname ile Ziraat bankacına bildirilecek
Ankara 5 — Resmi Gazetede bugün neşredilen bir kararnameye göre gerçek Ve tüzel şahıslar ellerindeki pamuklar bir beyanname ile bildirilecektir.
Tamir, Manisa. Aydın. Denizli Balıkesir, İçel, Seyhan, İstanbul. Antalya, Malatya, Kayseri, Konya ve Gaziantep illerine şamil olan bu kararname dünden itibaren yürürlüğe girmiştir. Bu İllerdeki gerçek ve tüzel şahıslar ellerindeki pamukları on gün içinde bir beyanname ile Ziraat Bankasının en yakın şube ve ajansın? bildirmeğe mecburdurlar. Ziraat Bankası ile Tarım Satij kooperatll-lerl bu kararın dteinda bırakılmıştır. ____________
Devlet demiryollarının lâstik ve motor imalâthaneleri
Ankara 5 — Harb dolayırile hariçten lâstik temin edilemediğinden Devlet Demiryolları Sıvasta bir lâstik imalâthanesi kurmuştur. İdare bu İmalâthane İle İhtiyacının mühim bir kısmını temine muvaffak olmaktadır.
Devlet Demiryolları Ankarada da bir motor tamir atölyesi inşa etmiş ve çalışmalara başlamıştır.
Anadolu ajansının yirmi beşinci yıldönümü
Ankara 6 — (Telefonla' — Anadolu Ajansının 25 İnci yıl dönümü mil-nosebetlle bugün saat 17 de AnkaTa-da Ankara Palasta bir toplantı yapılacaktır. Hükümet erkânı ve gazeteciler bu kokteyl partiye davet edilmiştir.
İstanbul gazetecileri şerefine bu akş&m, saat 18 de Taksimde İstanbul kulübünde bir kokteyl parti tertip edilmiştir.
400 ton göztaşı
Ankara 8 (Telefonla) — Ziraat Donatım Kurumu İnglltereye 400 ton göztaşı ismorlamıştır. Bunlar yakında yola çıkacaktır. Nisan İçinde de ayrıca 400 ton göztaşı Türklyeye gelecektir. ___________
Hırs'z Rifatın kaatıüeri
Topal Hüseyin iİe Saded« din olduğu anlaşılarak yakalandı
İstanbul radyoevi Siirp-agop’ta yapılacak
Ankara 5 — tstanbuida kurulmasına karar verilen radyoevi, nin Sürpago'ta inşası muvafık görülmüştür. Bu bina İçin mühendisler arasında bu ay bir müsabaka açılacaktır. İstanbul rod-voevj Ankara radyoevinden daha büyük olacak ve sekiz stüdyosu bulunacaktır.
Üsküdarda Paşakapuı «varında sabıkalı hırsızlardan Rlfat ismi' de bir gencin öldûrülmesllc neticeler.cn hâdise tahkikatı sona ermiş ve Rifa-tın kaaülleri meydana çıkarılmıştır.
Araştırmaları İdare eden Üsküdar savcılarından B. 8elman: bu işin Topal Hüseyin ve Sadeddln adlarında iki şahıs tarafından yapıldığını tayin etmiş ve her ikisi hakkında İcabetten hazırlık tahkikatı evrakım ikmal ettirip kendilerini sorgu var-gıçlığına vermiştir.
Evvelce gene bir adanı îl dürmek suçundan mahkûmiyeti bulunan Topal Hüseyin, bu cinayeti arkadaşına atfetmekte, arkadaşı ise Rlfatl Hü-seyinln öldürdüğünü söyJemekted'T.
Bir kumar meselesinden çıkan bil kanlı cinayet suçluları muhakeme edilmek üzere ağır ceza mahkemesine verilecektir.
Bir Amerikan ticaret heyeti ereli yor
Ankara 5 — Bir Amerikan ticaret heyeti yakında tzmire, oradan da Ankara’ya gelecektir. Heyet gerek İzmir’de, gerek Ankara’da tetkiklerde bulunacak ve tüccarlarla görüşecektir.
Sıtma mücadele bölgesinde görev alacak doktorlar
Ankara 5 — Sıtma mücadelesi başlamak üzere olduğundan mücadele bölgelerinde görev alacak doktorların tâyinleri yapılmıştır.
Viyananın bir kaç kenar mahallesi daha zantedildi
(Baş tarafı 1 inci »a hilede)
Sovyet kuvvetleri Viyana doğusunda Brük’û ele geçirmişlerdir
Almanlar dün bu kesimde 500” «Ü# vermişlerdir.
Merkezi Slovakyada da ilerlemeler kaydedilmiştir. Bir kaç Km. yer znp-te(Hlmlştlr.
Cenupta. Sovyet kuvvetleri Macar hududunu geçmişler ve Yugoslavya-ya girmişlerdir. Malinovsky birlikleri dün 9000 esir almışlardır.
Paris 6 (AA,) — Sovyet ek tebliğ», Sovyet ordularının Vlyanonm cenubunda Verbsh nehrini geçmiş olduklarını ve Oveınla’yı zaptettiklerini bildirmektedir.
6/4/19-15 Halleri
Zati Sungur Samsunda tabanca ile yaralandı Samsunda sihirbazlık hünerleri göstermekte olan Zati Sungurun bir tabanca kurşunlle ynrnlandığı haber alınmıştır. Hâdise şöyle olmuştur! Zail Sungur, oyun esnasında seyircilerden birine bir tabanca uzatarak bununla kendisine ateş edilmesini söylemiş ve seyirci de ate- etmişti!1 Tabii bu atış oyun İcabı olduğundan Zati Sungura birşey olmamıştır. Bundan sonra başka bir seyirci de belin- i deki tabancasını çekerek Zati Sungura ateş etmiş ve bu atış oyun icabı olmadığından çıkan kurşun Zati Sunguru hafifçe yaralamıştır Bu genç yakalanmış ve hakkında takibata geçilmiştir.
Londra üzerine 1 sterlin Nevyork üzerine 100 dolar Cenevre 10o İsviçre Fi. Madrid üzerine 100 pezeta Stokholm üzerine 100 kuron
5.23
130.60
30.3253
12.89
81.1326
BORSA DIŞINDA
Umumî meclis dün toplandı
Umum! meclis dün B. Faruk Derelinin başkanlığı altında toplanmıştır. Elektrik, Tramvay. Tünel işletmeleri umum müdürlüğünün 1944 bllânçosu hakkında müraklp raporu tetkiki hesap encümenine havale edilmiştir.
Diğer daha bazı mazbatalar kabul edildikten sonra pazartesi günü toplanmak üzere toplantıya nihayet verilmiştir.
Rrşpdive allım
Gulden -
Kfltee alt» bir gramı
»5-70
83.10
5.23
—• Takvim •—
Reblülâhtr 23 — Kasım ISO imsak Güneş öğle İkindi Ak Yatsı E. 9.13 10.57 5.39 9.17 13.00 1 34 V. 4.52 0.36 13.16 16.55 19.39 21 13

6 Nisan 1945
AKŞAM
Sahifp 3
AKŞAMDAN AKŞAMA
Nazi inadının son kurbanı.* Viyana!
HitlercLier, Viyanaııın «soıı nefere ve son kurşuna kadar» müdafaa edilmesi için emir vermişler. Tıpkı Budapeşte gibi, bu şehir de «kahramanca» kendini müdafaa etmeli imiş. Ani bir coşkunlukla: «İllallah!» diye teslim olmazsa, o da mahalle mahalle, ev ev yıkılacak. Sonra esefle sinemalarda seyredeceğiz:
Ol saltanatın yeller eser şimdi yerinde I
GüUük küllük olmuş... O tentene gibi gotik mimariden, o çepeçevre güzelim ormanlardan, o Süleyman muhasarasını hatırlatan parklardan eser kalmamış... Zarif Viyanalılann asırlarca saadetle işlenmiş ince tebessümlerin c! n de iz yok!
Viyana ilk gördüğüm Avrupa •şehr dir. Hâtırası ve tesiri bu ba-kını-.'aıı da bende çok kuvvetli, dir. Bir d? efsaneye nazaran buraya bir giden muhakkak iki sefer daha gidermiş. Güzelliğinden kinaye olacak. Bu hoş telmihle: «Viyana o kadar şirindir ki. gören tekrar görmek ister!» demiş olacaklar.
(Diğer bazı şehirler hakkında, meselâ Konya hakkında böyle bir rivayet duymuştum. Bundan da bir Mevlevi zarafetini sezinle-meli.viz: Mçvlânaııın yeşil kubbesi insanı çeker! demeği kasdet-mişlerdir.)
Hasılı, içimde daima bîr ümit vardı:
«— İki ziyaretim daha kaldı. Ben hayatta olayım, gitmek mesele değil. Yerinden kaçmıyor ya..»
Göremediğim birçok Avrupa şehirleri hakkında da avnı şeyleri düşünmüştüm. Sanırım, benim gibi birçok insanlar aynı tarzda düşünmüşlerdir: «Tek ben hayatta olayım!»... Flalbukiı zavallı Avrupa kıtasının basına gelecek bir Faşizm - Nazizm belâsı varmış. As riarca ömrü olması iktiza eden medeniyet eserlerini bizlerin kısa ömürlerimiz zarfında yerle bir edecekmiş! Kimin aklına gelirdi.
Ben, üstelik Habsburg'larm o tantanalı Viyanasmda upuzun bir zaman yaşamıştım. Operaların, operetlerin, valslerin, meşhur kahvehanelerin şakrak Viyan asını tatmıştım, O sıralarda bu şehir. — belki diğer devlet merkezlerine kıyasla biraz eskice— fakat içi hayatiyet dolu bir mevcudiyet arzediyordu. Cazibesi de bundan dolayıydı. Yeni, cansız, ananesiz şehirler kadar iç ürpertici ne vardır? Sonraları, iki harb arasında Viyananın kıymetinden kaybettiğini haber alıyordum. Nihayet Nazi boyunduruğuna düştü Daha iyi günlerini görmeği umuyordum. Dilerini ki, son dakikada. bir mucize ile yıkılmaksı-«ııı Nazilikten kurtulsun.
Zaten, ne kadar istemiye iste-miye Hitlercilere katılmıştı. İlhaktan tıek az evvel Viyanalıla-rın nasıl istiklâl nümayişleri yan tıklarını sinemada ve mecmualarda seyrettik.
Hitler, vaktile işsiz ve itibarsız Viyana sokaklarında sürttüğü İçin, gayzını burada bilemiştir. Medeniyete en son oyununu da bu şehri «son nefere ve son kurşuna kadar» müdafaa ettirerek alıyor. Viyana da. Stalin»raflara. Varsovalara. Pestelere. Belgrat-lara. Berlinlere dönecek mi?
(Vâ - Nû)
ŞEHİR HABERLERİ
Şehrin buz ihtiyacı
Nakil işini kolaylaştırmak çareleri aranıyor
15 yıldanberl belediyenin elinde bu-lunan buz İmtiyazının müddetinin sona erdiğini, bundan sonra hususi müesseselerln de serbesçe buz yapıp satabileceklerini yazmıştık- İmtiyazın kaldırılmasına rağmen şimdiye kadar belediyeye buz yapıp salmak, üzere hiç bir müessese müracaat etmemiştir. Bu yüzden şehrin buz ihtiyacının yine belediye tarafından karşılanması lcabetmektedlr.
Belediyeye bağlı Karaağaç nıiies-sesesinde günde yüz bLn kilo buz yapabilecek tesisat vardır. Bu da şehrin İhtiyacına fazlasl!e yetecek miktardadır. Buz meselesini görüşmek üzere belediye reis muavini B. Nazif Seçkinin başkanlığında belediye İktisat İşleri müdürü, emniyet 6 ncı şube müdürü. Karaağaç müesseseler! müdürü ve diğer İlgililerden müteşekkil bir toplantı yapılmıştır.
Buzu temin etmek İçin lüzumlu tesisatın malzeme vc maddelerin elde bulunması imal hususunda bir güçlük meydana getirmemektedir. Mühim olan mesele şehrin muhtelif semtlerine bu buzun nekledllmesidlr. Toplantıda nakil İş1 uztin uzun tetkik edilmiş ve belediyenin elinde bulunan vasıtalardan gayri husus! vasıtaların durumu da gözden geçirilmiştir. Her giin mezbahadan şehrin muhtelif semtlerine et taşıyan kamyonların yaz mevsimi müddetince buzlan da taşıması ve diğer nakil vasıtalarından istifade İmkânları araştırılmıştır.
Şehir tivatrosunda
İki kısımda da telif piyesler oynanıyor
tl-
Gripten dolayı on giin kapanan yatro ve sinemalar bugün açılıyor. ■Şehir tiyatrosunun iki kısmında da telif İki eser oynanmaktadır. Dram kısmında, Vâ-Nû 11e Nihal Karama-ğaralının yazdıkları »Casuslar» piyesine devam olunuyor. Komedi kısmında da C'evat Fehmi’nin «Hacı kaptan »o İsimli eserine başlanıyor.
Profesör Kemal Cenap’m rahatsızlığı
Haber aldığımıza göre İstanbul Millet Vekili Prof. Dr. Kemal Cenap Bcrksoy son zamanlarda yakalandığı ağır bir zatiirrledpn dolayı Ankara Numune hastanesinde İhtimamla tedavi edilmiş, zamanında Penlclllin tatbiki ve sair müdayat sonunda Millet Vekilimiz bu ağır hastalıktan kurtulmuştur. Muhterem profesörün sıhhi durumunun İyi olduğu haberi kendisini tanıyan ve sevenleri memnun edeceğine şüphe yoktur.
Kartal plâj evleri kooperatifi genel kurulu toplandı
Kalb hastalıkları İyi olabilir
Ord. Prof. Dr. Neşet Ömer
Irdelp’in konferansı
Hamidiye sebili
Yüksek mimar B. Sedat Çetintaş’m yeni beyanatı
Mektup müzesi.
Drottningholm vapuru yakında geliyor
Gotcnourg limanından hareket eden İsveç bandıralı Drottningholm adlı vapurun beş altı yüz kişiden mürekkep Türk tebaası İle makine, radyo, Şerit, lâstik vesair muhtelif eşyayı hamil olarak önümüzdeki günlerde limanımıza gelmesi beklenmektedir. Bu vapur yükünü limanımızda boşaltacak ve fındık, tütün, barsak, kuru Özüm vesaire yükllyerek dönecektir.
Son zamanlarda İstanbulda bir müzecilik faaliyetidir göze çarpıyor. Eskiden saray olan müzc'er tamir ediliyor. Bunların etrafın da araştırmalar yapılıyor. Meselâ Topkapj sarayında yeni salonlar, gizli merdivenler meydana ; çıkarılıyor. Civardaki arazi kazdırılıyor.
Bu arada Atatürk müzesi, şe-' hir müzesi, Bizans eserleri müze-, si, Islâm eserleri müzesi, deniz müzesi gibi daha sonradan kuru, lan müesseselerin de gelişmeleri içm çalışılıyor Aşiyan ve «Edebiyatı Cedide müzesi) gibi yeni mü-zeler_ açmağı da düşünüyoruz. Hattâ bunun için bina satın alınmış, bir kısım eşya toplanılmış-tır.
Bu müzelerden başka küçük kiiçiık tezlj bir takım sergiler, yani aşağı yukarı muvakkat müzelikler de yapıyoruz. Bunlar memleket şehirlerine ve eşhasa ait oluyor. Meselâ Ahmet Mithat ve eşyası için bir sergi yapıyoruz. Matbuat sergisi yapıyoruz. Temaşa tarihi veya Karagöz hakkında tezli bir sergiye rastgeliyo-ruz.
Bu müzecilik faaliyeti sırasında bir, iki ihtiyaçtan bahsetmek isteriz. Bundan önce şair Tevfik Fikrete ait yazdığımız bir seri yazı içinde büyük edebiyat üsta-ı dinin masasının, meşhur Sis manzumesini yazdığı masanın uzun araştırmalardan sonra hir bodrumda bulunduğunu işaret etmiştik?
Bu arada meşhıir kimselerin masalarının bizde, acayip ve hazin maceralarından bahsederek: «Acaba bunlar toplanamaz mı?..» diye sormuştuk. Bunun 'hakikaten yerinde bir şev olacağına kaniiz. Zira bir yazı masası — hele büyük bir adama ait olursa — ya bir fikir tezgâhıdır, ya bir sanat tezgâhı. Üstünde bütün bir ömür boyunca büyük, eserler ha-r.rlanmıştır. Yahut en mühim meseleler bu masanın üstünden geçmiştir. Böyle masaların parçalanıp odun ntakammda -yakılması pek tuhaf bir kayıtsızlık olur.
Birçok memleketlerde zengin zevkleri, en -hayırlı zeA'gin kaprisleri arâsında. avuç dolusu, hattâ çılgınca paralar vererek bu kabil eşyayı, bilhassa masaları satın alanlar vardır.
Bizde yapılması icabeden şeylerden biri de meşhurların el yazdan ve mektuplarına ait bir «yazı miizest» dir. Maalesef henüz 100 yıl önce yaşamış birçok kimselerin küçük bir mektubunu bulmak için bazen ne sıkıntılar çekiyoruz. Bunlar ellerde, zamanla kaybolup gidiyor. Bilhassa hususî mektuplar kî, edebiyat, fikir ve politika'tarihinde ne kadar büyük rolleri ve ehemmiyetleri vardır. Vaktile bir ahbabım zannederim Suavinin kaleminden çıkmış bir tezkereyi bir kese kâğıdının içinde bulduğunu söylemişti.
Bir yandan bu mektupların çoğu kaybolurken, bir taraftan da muhafaza edilebilmiş mevcut mektuplar hiç bir derli toplu tasfiyeye tabi tutulmuyor. Bunlar da sandıklarda çürüyüp, sararıp gidi yor. M
Böyle bir yazı ve mektup mii-zeciğine her bakımdan — edebiyat, resim, biitün güzel sanatlar, politika ve saire — ihtiyacımız var Geçmiş meşhurların, istisnasız hepsinin el yazılarını, bilhassa mektuplarını şimdiden araştırıp birer birer bulmazsak bunları tedarik gittikçe güçleşir
Hattâ yalnız meşhurlara ait değil, meselâ hiç meşhur olmıyan birine ait fakat Türklyede en eski tarihi taşıyan «ilk mektup» da bizim için ne kadar mühim ve enteresandır. İmzaları meşhur olmasa dahi bu en eski mektuplar bi,r zamanın telâkkilerini, vaşayi-'şını gösteren ne güzel vesikalardın Bunu pek çok İtimseler yapıyor.
Meselâ Vaşington’da Lıbrary of Congress’de gayet zengin Wr el yazısı koleksiyorfu vardır
Biz de vakit geçirmeden toplamağa haşlıyalım..
Hikmet Feridun Es
Gülhane parkı karşısındaki Haıni-diye sebilinin tamirinden geçende bahsetmiştik. Yüksek mimar Sedat Çetintnş tamir esnasında çelik kalem kullanıldığını müzeler müdürü B. Aziz ise tamirin pomza taşı He yapıldığını söylemişlerdi. Diin B. Sedat Çetlntaş bu hususta demiştir kİ:
— Çalışan ustalar arasında çelik kalem ile mermer satıhları kazırken kimin fotoğraf çektiği, uzaktan, yakından kaç poz yaptığı öğrenilebilir, fakat bunu bir tarafa bırakalım.. Pomza taşı da mermeri aşındırır. Bu sebeple bir defa yapılır, ondan sonra mermere dokunulmaz Cephe kirlenirse sedalı $u veya sair kimyevi maddelerle temizlenir. Pomza taşı ile ovalamak demek bir tabaka kaldırmak demektir ki bu da âbidenin cilâlı satıhlarında silme ve işlemelerdeki İncelikleri tereddiye sevkeder.
Dökme heykellerde ideal renk kırmızı bakır veya sarı bronzun pırıl pırıl yanan rengi olmadığı gibi binaların mermer cephelerindeki ideal renk de siit beyaz değildir. Asırların o mücellâ satıhlarda husul? getirdiği asıl rengi beyaza çevirmeğe kalkışırsak İki sene sonra yine esmerleşeceği İçin amellycyl tekrarlamak lâzımdır. Bu suretle birkaç sene sonra zavallı sebil tanınmaz bir hale gelir. Mimari anıtlarımız üzerinde böyle tahribata müsaade edilmemelidir
— Dünkü nüshamızdan mabat —' Bir çok kimseler bunun farkında
_. , , „ . . ,,, . ' değillerdir. Angina krizleri geçiren
Btaş «rrd .kalb hastalıkları um- blr S(M hastoım ancak blrkaç rtadekl EoruslerMz deŞlsmefe baş- Mftk ömrtolÜ2 ka|(11 dl t nalUc ladJ. aU»İ!tlm. Eskiden İzah «dilemi-etmekte n „ ltann,n ü“. bozmaktadırlar. Kalb has-
31 tası da keza birçok seneler yaşalı | yabillr, fakat 250 gramdan biraz fazla olan bu minyatür pomatıın başardığı yükü arttırmak değil, eksiltmek her kalb hastasının birinci ödevidir. Kalb kendi içindeki mekanizmalarla faaliyette bulunan otomatik bir makineye benzetilebilir, vücudun 1 diğer organları gittikçe daha yavaş ’ Eleyerek nihayet durabilirler. Birkaç gün yemek yemeyiniz, gözlerinizi on dakika kapalı tutunuz, on saniye nefes almayınız mide, gözler ve âk ciğerler bıraktıkları yerden faaliyetlerine devam edebilirler. Fakat kalb veievkl on saniye İçin olsun bir defa duracak olursa bir daha işleyemez. (Vukuunu işittiğiniz tesadüf mucizeler müstesna olmak şartlle).
Kalbinden şikâyeti olan h£r hasta kalb hastası değildir
Şimdi bir noktaya daha temas fda-ceğim: Kalbinden şikâyeti olan her | hasta, kalb hastası değildir. Hiç bir rahatsızlığı olmadığı halde kalbinin , muayenesi İçin doktora müracaat eden, sinirli hastaların sayısı pek çoktur, Buna mukabil hakikaten kalb hastalığına duçar olan birçok kimselerin. kendi durumlarına alâkasız kaldıkları maatteessüf her gün görülmektedir. Kalb hastalıklarının birçok nevileri vardır Hulâsa, bazıları doğuştan, bazıları romatizma hastalığından, bazıları frengiden, bazıları damar sertleşmesinden — arteryos-kleroz — bir takımları da bakteri denilen mikropların tesiri altında husule gelir. Bunların aralarında bir takım benzerlikler bulunmakta beraber blrlblrlerlndrn çok farklıdırlar, her birinin tedavisi İçin hususi İlâçlar vardır, fakat kalb hastalıklarının esas tedavisi birdir, tektir: Buna yaşama tarzı diyebiliriz. Hasta. buna dikkat etmiyccek olursa hiç bir tedavinin faydası olamaz. Kalb hastalıklarının geriye dönebilir olduklarına İyi bir örnek de. doğuştan husule gelmiş olan kalb hastalıklarıdır.
1938 senesinde Boston'da Gross İsmindeki cerrah kalbin atrlyomları arasında baki kalmış bir deliği mevcut olan 7 1/2 yaşında bir kızı yaptığı ameliyatla kurtarmağa muvaffak ol-' ■ muştur. Bu ameliyat tehlikeli olmakla beraber doğuştan kalb anomalilerinin de iylkştlrlleblleceğlni gös- ! terdlğlnden dolayı çok önemlidir. Tansiyon yüksekliğinin kalb üzerinde ı yaptığı değişiklikler de çok dikkati çekmektedir. Yüksek tansiyonun kon- ; trol altına alınmosllc kalbde husule ’ gelmiş olan değişikliklerin geçtiği klinik ve elektrokardlyogrâfik muayenelere dayanılarak gösterilmiştir. Büyük Splauchnlcus'un dlyafragma-nm üstünden vc altından D 8 den L 2 ye kadar denervasyonu'ı da kon basıncını baskı altına almak surctlle kalbin yükünü azaltmaktadır Bu suretle tansiyon yüksekliğinin kalb üzerine yaptığı kötü tesirler önlenmekte. hastaların hayatları kurtarılmakta ve uzatılmaktadır. Hastanın hekimle İşbirliği yapması ve yalnız doktorunun "dediklerini dlnlerçiesâ sayesinde kalb hastalığı olan hastaların ■ çoğunun İyileşebileceğine inanıyoruz.
Hastaların mesleki •bilgileri olmayan ; dostlarından, akrabalarından, gaze- ; te, mecmua ve kitaplardan hususi • surette Iznjmt almamalarına bilhas- ’ sa dikkat etmek .lâzımdır. Çüry(ü bir şahsa İyi gelen ilâcın diğerine zehir ■ gibi tesir edeceğini hatırdan çıkar-rnamsk İcabeder.
'Kalbin! korumak İsteyen kimsenin, bu otomatik tulumbasına bol bol istirahat ettlrmçsl lâzımdır. Yorgun j._ bir kalb İçin en iyi ilâç istirahattır, şark memleketlerine ayrılan vapurla-
olduğuna dair bir çok etüdlerlmiz' vardır. Binaenaleyh bazı kalb hasta-, lıkian geri dönebilir, yani reversibl' dir. Meselâ ttroid glandının faallye-1 tinin artmasından dolayı kalb hastalığına tutulmuş olanların göster-1 dikleri kalb genişlemesi, kalb atışının nizamsızlıkları ve kalb yetmezliğin-' den, dolaşım yetmezliğinden doğan diğer belirtiler tlrold'in bir kısmının çıkarılmasile İyiliğe dönerler. Gene aynı tiroid glandının faaliyetinin azlığından ileri gelen ve Mixödem denilen hastalığın tiroid hülâsaları verilmek sureti!? önüne geçildiği görülmüştür. Bu hastalığa tutulmuş 0-laniarm genişlemiş kalblorl tiroid lıülâsalarlle tabii hacinılne döner, hastadan alınan elcktrokardlyogram lar da normal voltajını bulur.
Diğer kalb hastalıklarının da gerek kendiliğinden gerek tedavi sayesinde bir dereceye kadar geri döndüğü de isbat edilmiştir. Kalb torbasının yap r akları yapışarak kalbi sıkıştırdığı zaman kalb tampon ad i ve pick hastalığı meydan» geldiği zaman, bu hastalık yapılan ameliyat sayesinde bir kaç halta zarfında geçirtilir; bir genç çocuğun romatizması iyi yajıl-ı lan ve iyi tatbik edilen bir salisilat tedavisi ile gerilettlrllebllir. Romatizma infeksiyonunun kalbde yaptığı genişleme ve kalb deliklerinin açılması İyi bir tedavi İle iz bırakmadan geçebilir, yeterkl hastanın hastalığı iyi teşhis edilebilsin 've tedavisi de vaktinde tatbik edilmiş olsun.
Kalbdeıı çıkan" büyük damarların meselâ aorta damarının bütünleme veya kese şeklindekL genişlemeleri (anevrizma ı neticesi husule gelen patolojik haller, bu kısımların telle çevrelenmesi bazan da cerrahi bir müdahale İle taşkın kısmın çıkarılması İle sık görülen damar çatlamalarının önüne geçmektedir. Kalbi bcsllyen damarlardan birinin ani o-larak tıkanması (koroner trombozu) hastanın birkaç saat veya birkaç gün kalbinin üstünde şiddeti! bir ağrı hissetmesini mucip olur. Sonra bu ağrı da geçer fakat yapılan klinik ve e-lektrokardiyograflk tetkikler kalb a-daleslnln bir kısmının kanla beslenmemekten ötürü ziyan gördüğünü bize göstermiştir. Eğer hasta, doktorunun sözlerin! dlnllyerek 8 hafta kadar yatakta mutlak surette istirahat edecek olursa kalb etinin ziyan olan yeri, tıkanan damarın ödevini û-zerlerlne alan küeiik damarların husule gelmeslle beslenerek tamir olur ve husule gelmiş olan yara kananır; hasta da İyileşerek İşine dönebilir.
Kalb krizleri
evvel kalbi besleyen da-nihai olduğu zanncdl-halbuki bugün bu da-(koronerlerin» küçük şu-yaş ilerledikçe gittikçe ve. tıkanan büyük
Kurbağalıdere
Bu sene behemehal temizlenmesi istenecek
, 30 sene İstanbul'da Kartal'da deniz ke- Ularların narındaki arazisi üzerinde ortaklan-(llyordu, na birer ov yaptırmak muksadlyle ku- ' matların î ulmuş olan Kartal Plâj Evleri Kon- belerinin perattfi Genel Kurulu. Bursa Millet büyüdükleri vekili general AşIr Atlı'nm başkonlı . damarların ödevlerini İcabettikçe ü-ğında evvelki gün Ankara Hdlkevlnde zerlerine aldıkları meydana çıkmış-yıllık âdi toplantısını yapmıştır 1 tır. Bu olay her şahıs yaşlanırken Yönetim Kurulu Başkanı Seyhan halbde kendiliğinden husule gelir ve Millet vekili Korgeneral Naci Eldeniz tabiatın başardığı en mutlu bir hfidi-tarafından okunan yönelim kurulu se gibi telakki olunmalıdır. Yatakta-raporlyle, denetçiler raporu ve bllân- k! bu mecburi İstirahat ctcvresl vara-ço oy birliği ile kabul edilmiş ve ibra lanmış kalbe iyileşme fırsatını vere-olunan yönetim kuruluna, iyi çalış- ceğlnden dolayı çok önemlidir, fakat malarından dolayı genel kurulun te-'mesele yalnız bundan ibaret değildir, şekkürlerl bildirilmiştir. I Kalb krizini taklbeckn İlk haftıdar-
Yapılan seçlller neticesinde, S-'y-, da. hastanın vücut hareketlerini tah-dit etmesi ne kadar lâzımsa: asıl önemli olan ondan sonraki yaşayış şeklidir. Kalb hastalığı, tabii verem ve şeker hastalığı gibi hastanın hekimle işbirliği yaptığı takdirde kabili tedavidir: nasıl ki bir şeker hastası perhizine dikkat edip, insullnl’ni aldıkça yaşar, verem hastası kendisine gösterilen rejljn ve tedaviyi takip ettiği müddet zarfında normal bir şa-
: his gibi iş görür. •
ı Gene bundan 10 İlâ 2Ö sene evvelleri Angina pectorls gösterlerfrıin hf|,-
1 yatı çok kısalttığı f&rzolunuyordu. U-mumlyetle İlk belirtilerden' sonra 5 ; sene, en uzun yaşama müddet! gibi ı kabul ediliyordu. Halbuki scnelerden-berl yüzlerce vakayı takip etmeğe fırsat bulan kalb mütehassislan bu eski fikir ve geleneklere artık ehemmiyet vermiyorlar; çünkü bugün bu fikirlerin yanlış oldukları meydana çıkmıştır. Kalb hastalıklarlle uğraşanlar ly! bilirler kİ 5 sene gibi telâkki edilen bu zaman bugün takriben iki mis Hne çıkmıştır; bundun başka en -şiddetli angina krizlerinin de günün bl-rlndr. deminden söylediğimiz gibi kalbde muavin dolaşımın teşekkül et-meslle kendiliğinden ve birdenbire geçebileceğini de hiç bir zaman göz-öoünden ayırmamak İcabedOr.
han Millet vekili korgeneral Naci Eldeniz, Zonguldak Millet vekili Bâzım Atıf Kuyucak. Harb Okulunda öğretmen Affan Ataçtrl, Ankara Belediyesi âzasından Nusret Evcan, Yüksek Levazım Okulu öğretmenlerinden Hüsnü Aysii. D. D. Y. Cer Dairesi ikinci başkanı Salt Ataman, İstanbul Emniyet Sandığı Müdürü Mazhar Nedim Göknll'den müteşekkil yönetim kurulunun aynen kalmasına ve açık bulunan yönetim kurulu üyellğino Danıştay üyelerinden Baha Arkaç'ın seçilmesine karar verilmiş, mürakabe heyetine de Sayıştay üçüncü daire başkanı Yusuf Ziya Arslan, SatLştay baş müraklplerlnden Basri Yasun ve Kavaklıdere şarap fabrikası müdürü Cflâlettin Rodoslu'dan müteşekkil kurulun aynen bırakılmasına karar verildikten sonra toplantıya son verilmiştir.
Vali ve belediye reisi elektrik idaresinde
Dün öğleden evvel vali ve belediye reisi Dr. Lfıtfi Kırdar elektrik vc tünel idaresine çitmiş ve öğleye kadar İdareye alt muhtelif İşlerle meşgul olmuştur.
Kurbağalıderenin temizlenmesi hakkında her sene Belediye bütçesine bir ödenek konmaktadır. 1945 yılı yedi aylık bütçesine de tekrar kırk bin jjra konmuştur. Fakat Belediye fen işleri Kurbağalıderenln temizlenmesi için derede gayet esaslı incelemeler yapmış, derenin hem lâğımlarını yeni baştan düzeltmek, hem de baştanbaşa temizlemek üzere bazı âletlerle bir tarak dubasına ihtiyaç göstermiş ve bunlar tedarik edilemediği için derenin temizlenmesi de yüzüstü kalmıştı. Derenin ıslahile temizlenmesi bu sene de kabil olamıyacağı tahmin ediliyor.
Diğer taraftan Umumî meclis âzasından bazı zatlar. KadıHöy halkının Kurbağalıderenin bugünkü vaziyetinden çok muztarip bulunduğunu göz önüne alarak Kadıköy gibi Istanbdlun belli başlı bir semtinde halkın sıhhatini bozan bu hale nihayet vermek üzere Kurbağalıderenin bu sene behemehal temizlenmesini Belediye başkanlığından isteyecekler. bu hususta Belediye başkanlığı ile temasa gireceklerdir.
Satışa çıkarılan ithal malları
İst. Kınaciyan handa Haydar Balkana eğe, İst. Prevuayans handa Bil-luriş Edgara kahve ve çay fincanı, beyaz tabak, İst. Alaca Hamam No. 62 de Rıfat Keribara porselen tabak kahve veçay fincanı, İst, Marpuççu-lar No. 19 da Y. Vorcopulosa karbo-natK dö mağnezl. Gal. Kara Mustafa paşa No. 29 da İsak M. Layboviçe ter-nlkll boya. Ol. Büyük Tünel handa Vobollt • Ltd. e Korektln.Yedikule Kazlı Çeşmede Aleko Dylojfti "sando-Liks. Oal. SigoS*a handa İnıporial Kenılkale anilin boya» Humzü hâd|t, sun! lak. boya, naftol. ve.müstahzaratı ldmyevlyel sanayie. Eyüp Bahar! ye Nuri Abdurrahan fabrikasına mo-halr tiftik ipliği, Yedikule Kazlı çeşmede Beklt' Urgancı ve H, -Selepk'e ham deri.
* Harice ısmarlanan ve her türlü muamelesi tama^nlanan ,, malların
Münıkünsş ayakta duracağınız yerde oturmağı ita oturacak'yerde yatmağı âdet etmek lâzımdır. Koşacak yerde yürümek, heyecandan kaçınmak, knlb hastalarına ynpılaca# ’ tavsiyelerin başında gelir. Zamanında doğru bir teşhis v® iyi bir tedavi her şyin başındadır. İşte bu sayededir kİ knlb hastalıkları eski korkunç şeklini kaybetmiştir. Ha-talara en birinci lifte İstirahat ve yine İstirahattır.
ra yerlerinde vaktinde yükünebilmesinin temini için'gereken makamlara baş vurulmuştur.
Millî korunma mahkemesine verilenler
Zeılit saatlerinin yedek akşamını satmak istetnlyen bir İthalâtçı İle, bozuk zeytinyağı satan bir bakkal ve usulsüz fatura tanzim eden bir hırdavatçı Milli Korunma mahkemesine verilmiştir.
Seri elerce nelere edebiyat demişiz? Bugünkünden başka edebiyat var mı? Divan edebiyatının püf noktaları? ı
DİVAN EDEBİYATI
BEYANINDAOIR
Abdiilbflltl Gölpmarlı
— Merakla, ibretle okuyacaksınız.
M.ARMARA KİTABEVİ
I
V
Sokaklara yeniden 54 lâmba konacak
Nisan ayı içinde şehrin Bakırköy. Üsküdar ve Kadıköy kazalarının karanlık olan sokaklarına yeniden »4 lâmba daha konulmasına karar verile ı-ek lâmba yerlerinin tesbltl ve direklerin dikilmesi işine başlanmıştır. Yeni lâmbaların 13 ü Kadıköy. 20 ri Bakırköy. 21 I de Üsküdar kazasına konulacaktır.
Sahlfe 4
AKŞAM
6 Nisan 1945
FRANSA NASIL ÇÖKTÜ?
Yazan: Pierre Lazarcff Çeviren: Şevket Raflo
Tefrika No. 4 1 ~
Paris ■ Soir gazetesinin son nüshası
Hüsrev paşa korkusu
Bununla beraber panlkçller çoktan uzaklaşmışlardı. Bazdan eylülde, harb başlar başlamaz gitmiş, o zamandan beri de Paris’e dönmemişlerdi. Daha emniyette olmak İçin Norm&ndlyaya kaçan birçoklan şimdi Almanların elinde idiler, ötekiler yıldırım harbinin başlangıcında, bilhassa Paris'in 3 hazirandaki İlk ve son bombardımanından sonra cenuba veya Plrenelcre doğru akın etmişlerdi Ama hepsinin «çocukları emniyet altına almak», muhtemel harb sahasından kadınları uzaklaştırmak», «pek mühim İşleri halletmek» gibi yerinde sebepleri vardı! Meşhur dram muharriri Sncha Gultry de o zaman Pirenden* gitmek üzere başkendi bırakanlardandı. İstasyonda trene lıü-eum eden halkın uydurdukları bahaneleri bir müddet dinledikten sonra şu nükteyi savurmuştu:
«Benim gidişimin sebebi bunlarm-klnden değil; ben korkumdan gldlyo-
Aians makinelerinin mütemadi tik -taklan kesilince yazı işleri salonu sessizliğe gömülmüştü. Artık Paris te çıkan tek gazete Paris - Soir olduğu İçin sansür subayları da gelip gazeteye yerleşmişlerdi. Portatif karyolalarını getirmişler, yemeklerini de köşedeki lokantadan getirtiyorlardı, «ölüm Aldatan» lâkablyle çağırılan şefleri binbaşı Paleirac geçen harbin kahramanlanndandl. Cesaretinin işaretleri tüysüz, kuru yuzündek-. vara yerleri idi Kendisi şakacı bir cenupludur Tarif edilme? şivesiyle hana:
— Benimle kalmak üzere burada ayırdığım subaylardan çoğu sise fena halde içerliyorlar, dedi, anlarsınız ya. ne kadar hanım evlâdı, ne kadar iltimaslı, ne kadar nüfuzlu seçici varsa bana dayadılar. Paris sansüründe kaldıkça kendilerini harbden uzak, emniyette sanıyorlardı şimdi nrkn-daı-lan Tours şehrine gittikleri halde Paris - Soir ukalâlık edip tek başına Parlste çıkmaya kalkınca onlar da burada kalmaya mecbur oldular Öyle ya Almanlar her an buraya gelebilirler! Bunu pek eğlenceli bulan İçlerinde yalnız benim.»
Hakikaten İş arkadaşlarımızın en nazikleri sansür subayları İdi. Rlç biri makalelerimizin içinde ne olursa olsun kesmeği, çıkarmağı haLırına bile getirmiyordu. Paris askeri idaresine açılan her telefonda derhal hareket emri verileceği ümidiyle kulak kesiliyorlar düşmanın nerede olduğunun bir türlü biilnememeslne de pek km-yorlardı Gazetenin daha çabuk ba-«Bİabilmesl İçin haberleri yazmamıza yardım ediyor; kalan zamanlarında da bir yanardağ üzerinde yazı yazmakta İnildetmemizin tedbirli bir hareket olmadığına bizi inandırmağa çalışıyorlardı.
Tek haber alma vasıtamız küçük bir radyo makinesinden ibaretli: onunla da kısa dalgadan yalnız Amf-rikayı dinllyebillyorduk Bir İspanyol dansörü gibi esmer güzeli olan Georges Kesscl, Nevyork radyosu konuştukça tercüme ediyor, biz de bunlarla gazeteyi çıkarıyorduk. Georges Ke&sel. bizim Finlândlya cephesinde harb muhabirimlzdl. Dünya Flnlân-dlya İle Sovyet Rusya arasındaki sulh müzakerelerin! ondan öğrenmişti. Sonra gene bizim hesabımıza Doğuya gitmiş, buray3 da henüz dönmüştü.
Amerikan radyosu sayesinde dün İtalyanın bize harb ilân ettiğini, ve Roosevelt'ln bu hareketi ( arkadan bıçaklamağa» benzettiğini Paris halkına duyurmuştuk.
Herve Mille:
— Almanların Paris - Soir gazetesine yüz. metreye kadar yaklaştıklarını Nevyork radyosundan duyarsak pek garip olur! diye mırıldandı.
Binbaşı Paleirac, her halde maiyetindeki subayların yüreğini biraz daha hoplatmak İçin:
— Garip amma mümkündür! dedi.
• ••
Sabahın tam saat yedi buçuğunda, gökyüzünü boydan boya örten duman bulutunun ne olduğunu anlatan şayialar gelmeğe başladı okuyucular bize telefon edip blrlblrini tutmaz şeyler söylüyorlardı:
— Bunlar S&lnt - Deıüsdc yakılan benzin depolarından geliyor.
— salnt - Cloud’da üzerine obüs dtisüp parhyan gaz depolarından çıkıyor
— Bunlar Almanların ilerleyişlerini örtmek İçin tayyarelerle attıkları sis bulutlarıdır. (Yanılmıyorsam bu şayianın doğruluğu sonradan anlaşılmıştır.)
Bir takımı da hâlâ Fransızların çekilişlerini örtmek İçLn bu sun! sisi attıklarını İddia edip duruyordu.
Nihayet bir kadın, mezardan gelen bir sesle, «dünyanın son günleri boşladığını »e İnsan çılgınlıklarının ilk
cezası olmnk üzere Allahın güneş zı- Dram kısmında yasını ortadan kaldırdığını» bize te- Yazanlar: V&-NÛ ve N. Karamağaralı * Kadıköy SÜREYYA SİNEMASINDA
mln etti.
Sabahın saat sekizine doğru Georgeş'un kardeşi, harb muhabirimiz muharrir joseph Kcsse 1 hâki elbisesi İçinde saçı sakalın» karışmış bir halde gazeteye geldi. Hemen başına üşüştük.
— İşler pek fena değil, dedi, Paris henüz elden gitmedi: örtme ordusu henüz dayanıyor. Toplar boyuna ateş ediyor. Cephenin her noktası faaliyette.
— Sahiden bir müdafaa hattı var mı?
— Evet, değeri nedir bilmiyorum amma böyle bir hat var. Daha çok önceden hazırlanmış olan beton blok-havzlnr, tahkim edilmiş siperler, dikenli tel mânileri yollarda kurulan barikatlarla blriblrlcrine çabucak bağlandı. Askerler her halde arlık çekilmiyorlar; şehrin tabii müdafaa hatlarına. Ölse nehrinin geniş çukurlarına. Nonctte'in sığ bataklıktanım yerleştiler.
— Nenette de ne?
— Chantilly deresi canım
Btr sansür subayı, hazin bir şekilde:
— O kadar yak i odalar mı? diye bağırırken, Georges Kesscl'in karisi. sarışın sinema yıldızı Jeanlne Crispln sevinçle:
— Demek o kadar uzaktalar? diye hayret ettL
Arkadaşlarının ( Jef» dedikleri Jo-seph Kcsscl durumu şöyle toparladı:
— Zannedersem henüz takviye gelmesine imkân var. Şimdiye kadar kim bilir hangi sebepli* Bretagne ve Orta Fransa depolarında sakh duran tankların gelmesi Ömldedtllyor. Her halde geri çekilme durmuştur Ah, şu geri çekilme yok mu. ödümü koparıyordu »
Tam bu sırada, dalma radyonun başında duran Georges Kessel haber verdi:
— Nevyork bize, Paul Reynaud’nun orduların mânevi yatından memnun olduğunu bildiriyor Weygand İle beraber orduları teftiş ediyor, Totırs şehrinde hükümete iltihak edecek.
Herve Mille:
— Bu haberi buyilk harflerle başlık olarak koyalım. Halkı yatıştırır, dedi.
Ben. biraz daha dikkatli olmayı tavsiye ederken, salonun öbür ucunda bahriyeli Baker dlsy’nln gene telefona sarıldığını görünce:
— Askeri İdareden ne diyorlar? diye scsendlm. Baker d’tsy telefonu göğsüne kapayıp:
— Bu konuşan askeri idare değil, şehre şimdi gelmiş bir mülteci kadın Parlsln 30 kilometre ilerisinde Alman atlılarının rahat rahat, şarkılar söy-llyerek atlarını Selne nehrinde suladıklarını göalerlle gördüğüne yemin ediyor, dedi.
**•
öğleden sonra saat İkide gazete makineden çıktı. İlk nüshalar hemen hemen Paris - Soir binasının önündeki düzlükte kapışıldı. Yüzlerce adam «bir şey öğrenebilmek için» kapımızın önüne birikmiş duruyordu Bu aralık şuna dikkat ettim: Yalnız gazetenin dnünde bekleşenler havadiste ilgili İdiler Giden halk içinden bir İtişi bile müvezzllerlmzc elini uzatmadı Şimdiden göçebeleşmiş olan bu insanlar canlarını kurtarmaktan başka bir şey düşünmüyorlardı.
(Arkası var)
Dördüncü sultan M ur adin beşinci sadrâzamı Boşnak Hüsrev paşa (şecaat arsasının serverl, halk arasında vezirlerin en şöhretlisi, fehlm ve ferasetle maruf, akıl ve kiyasetle me«-suf, erkân ve ümeranın umdesi cen-gftve ve bahadırların kıdvesil dlr diye serdarhkla Amasyada İken devletin en yüksek makamına çıkardım?U. Filvaki Lstonbula gelirken yolda askerin zfiptü tanziminde, rlayayı gözetmekle dirayet göstermiş, kalırü siyasete ifratlle hiç kimsenin diğerin btr habbesine el uzatmasına meydan vermemişti.
«Mehlp ve hûnl» adamdı. Siyaset esnasında otağının önünü açtırıp iskemle üzerinde «vakuranel» oturur, mahkûmlarını önünde ka ti ettirirdi ı Harese siyaseti İdi btı! Mukaddema bir İşte gönlünü kırmış olan Manisa beyi Sultanzade Hacı paşayı huzuruna getirtmiş, zulümlerini haber aldığı İçin katline karar vermişti, Hacı paşa slyoset meydanına gelip durun-eti Hüsrev paşa bir kere hunrlzanc bir nazardan sonra yüksek sesle:
— Cellât!
Diye bağırmış, fakat tesadüfen cellât Kara AH hıunr bulur.momasile b-r saat kadar beklenilmek lâzım gelmişti. Cellât gelip Hacı pMonın faşını kestikten sonra Hüsrev paşa:
— Flakn, değenek!
Emrini vermiş göz ucuyla cellâdı İşaret etmiş, tam vaktinde hizmet makamında bulunmadığı için ceza olarak adama be? yüz değen ek vur-durmuştu' Kendisini hiç hesaba kat-mı,vnrak zulüm ve tecavüzlerini gördüklerini merhamete lâyık soymadığı İçin bu gibilere hiç âuıan vermezdi. On altı yaşına varmış vc artık devlet İşlerini kavramağa başlamış olan; sultan Murat yeniçeri kâtipliğine tâ-, yln ettiği Malkoç Mehmet efendiye •!, öpmek üzere huzuruna girdiğinde çu emri vermişti:
— Bak. bire Malkoç efendi! Yeniçerilerin esami defteri ınuhtcl oldu. Hürde — ölü — yerine geçmek çoğaldı. Elaya çocukları ve ırgatlar yeniçeri defterine geçiyorlar- Yeniçeri adedinin çoğalması hazîneye hadsiz zararlar veriyor. Oöreylm seni! Zln-I har vc zinhar, benim timim taallûk etmeksizin deftere bir csame geçir-' miyesin! Kalemi ve defteri bir hoş vc İstikamet üzere hıfzeyleyesin! Eğer i bir hıyanetin ve emrime mugayir bir. -hareketin zuhur ederse başını keserim! Gözünü nç!
tik amel izhar edip asli ihtiyar etmekte eğerçe iyi nam kazanmak mutasavverdir. lâkin mahzurları, tehlikeleri celbcdebllcccğl de şüphesizdir.) Nalma efendinin zamanının riya' ve tabasbus ruhunun ln'ikâsından ibaret olan şu mütalâasının ahlâki ( fazilet ve medenî cesaret mefhumla-rlyle ne kadar taban tnbana zıt olduğu pek açık olarak görülüyor!.
Hüsrev paşanın gayretine diyecek yok İdi. Lâkin havsalası dar, şefkat ve mürüvette kalbi taş parçası idi. Fıtratlndekl kalırı) katil İnhimakine hasislik de inzimam ediyordu.
Geçmişteki meşhur serdarlar ifam ve İkram tle. lhsantarile kalbler cel-beder. böylelikle kusurlarını örtmeğe uğraşırlardı. Hüsrev paşada ise kahrii gazaptan başka bicşey yoktu. Tatlı dil yoktu; tevazu yoktu; İhsan yoktu; bu yokluklar içinde tehevvür ve tekebbürü, hasedi, hasisliği, hatır kırıcılığı halkta kendisine teveccüh bı- 1 rakmamış, menfaatlerini paşanın ikbalinde görenler müstesna olmak iizere büyüğün, küçüğün kalbterinde hakkında muhabbet yerine nefret kaim olmuş, bu yüzden vücudunun ( sıkleti çekilmez olmuştu.
Gün geçtikçe paşanın kibir ve te-, cebbürü son dereceye varmıştı. Kav- . ’™ »» O"™:
— Benden başka kimse yok! ( İddiasını yükselttikçe yükseltiyor-1 du. Aklen ve şer'an katle değil, dil İle ta*zlre bile müstahak olmıj’an adamları öldürmek yanında hiç mesabesinde İdi. Sefer esnasında yalnız vükelâdan. beylerbeyllerden, beylerden on yedi zatı öldürmüştü.
Herkes kendisinden korkuyor, hak söze, hele ortaya koyduğu bir oya | muhalefete kimse cesaret edemiyor-' du. O da şeriat hükümlerini bir tarafa bırakarak aklına estiği gibi hareket ediyordu. Gazap hengftmında günahkâr İle günahsıza zararı müsavi olduğu için zalimler kadar snlihler de kendisinden çekinirlerdi.
Bu ceberutu ite beraber zorbalara İyice kapılmıştı. Onların bir sözünü ' iki etmez, iltimaslarının birini red- , deylemeğl muvafık görmezdi. Onlarla elele vcTmlş bulunmayı kendisinin sadaret makamında bekasına en büyük istinatgah biliyordu. Bu suretle halkın korku ite karışık nefretine mukabil zorbaların «mahbubu ku-)ûbu> haline gelmişti.
................................., O bütün sadareti müddetinde sor-Zaten sıâkulsllknmet hüsnü sülük balarla yalnız bir defa bozuşur gibi ve diyanet 1le maruf olan Malkoç olmuştu:
Mehmet efendi. ... , Slpah zümresi ulûfelerinln msğ-
_ Baş üzerine, dcyletlû padişahım! I Qkçç y(>r,ne >yfırı hn)lB ftkçc «Mm» mirnrıa eaHrfı^ama ,, .... ,, . .
İle verilmesinde ısrar ediyorlardı
(Arkası 7 nel sahlk-de)
F".......... 1 ~
AZAK’da

(ÇenbeHÖtaş Sineması
Grip hastalığı dolayıalie 10 gün tatilden sonra
Bugün matinelerden itibaren muntazaman seanslarına başlanacaktır. PROGRAM:
Sayın müştertıerimizin büyük takdirlerini kazanan Şark Sinema sanatının son sözü Milyonluk muhteşem Şark filmi. ÇOBAN KİZI (CEVHERE)
Baş Rolde: YUSUF VEHBİ _ NÜRUL HÛDA Se« ve ahenk üstadı MÜNİR Nl'REDDIN'Ln bu film için bestelediği şarkıları eşsiz ve rakipsiz ses Kraliçesi SAFİYE AYLA terennüm etmiştir.
/———
Bugün Matinelerden lUbaren
MELEK
Türkçe Sözlü
SİNEMASINDA
Yeni bir Zevk ve neşe kaynağı.. En güzel Dana ve ca» sahnelertjije mükemmel bir film.
PANAMALI KADIN

ALEMDAR’ veMiLLîde
i - GUDALKANAL SAVAŞI
Created by free version of 2PDF
Müttefiklerle Japon harbinin emsalsiz bir şaheseri
2-AFRİKA ZAFERİ
H A L E'de
SEVGİLİME
Tt’RKÇE SÖZLÜ — Kadıköy ——
BİR DANS
O P E R A ’da
BİR FRANKIN ROMANI
TEŞEKKÜR
AilemUin büyüğü sevgili babamız Trabzon Tu Hacı AH Monla Zade SALİH NECATİ SAHIR
İn aramızdan ebedi ayrılışı yüzünden, cenazesinde bulunmak, çelenk yollamak, el ve tel yazılarlyle Ve telefonla aramak, evimize gelmek suretiyle. derin acılarımızı paylaşan vefalı aile dostlarımız ile arkadaşlarımıza, İnsanlık duygulariylc özel İlgi gösterenlere ve yakınlarımıza, ayrı ayrı yazmaya teessürleri mi^ elvermediğinden. ailemizin şükranlariyle saygılarını bu satırlarla sunuyoruz.
Nectneddln Sahir Sılan
ÖLÜM
Sümer Bank SeUÜloz Sanayi mües-•esesi müdürü Adnan BeckayTn kim: TENDU BERKAY tutulduğu hastalıktan kurtulamıya-rak çarşamba günü saat 17.30 da İzmit te hayata gözlerini kapamıştır. Cenazesi perşembe günü İstanbul» naklolunarak Yahya Efendi deki aile mezarlığına defnedilmlştlr.
Mevlâ rahmet eyliye.
B
ŞEHİR IİYATROBD Komedi kısmında sası 30.30 da HACI KAPTAN Yazan: cevat Fehmi CASUSLAR


Bugün matinelerden itibaren
KAÇIRILAN GELİN BETTE DAVİS — CEYMS CAGNBY’in bin bir heyecan ve rikkatte süsledikleri en güzel filim,
İlâ, eten • EN SON DÜNYA HAVADİSLERİ
Diye yer öpüp çıkmış, sadrâzama İltihak edince defterlerin tashihinde gayret göstermiş, sahte esrimelerin 1 çoğunu «karaya çalmış» idi.
Hüsrev paşa Abaza Mehmet paşa gibi zorlu bir âsiyi mağlûp ederek büyük debdebe ve dftrat Ue Istanbula girdikten sonra tavrü hail biraz değişmiş, gurur peyda etmiş, bu gurur basiretine perde olmuştu. Azim ve cüret sahibi, satvet ve mehabetle mümtaz bir vezir olmakla beraber o akimı beğenmiş bir zat idi; âlemin ahvalinde tecrübesiz ve tarihe vü-kufsuzdu. Akıbeti İyi çıkmıyncak hareketlerden sakınmazdı Nüfuz ve İstiklâli günden «Üne artıp sadaret nahvetl ve padişahın mutlak vekili olmak celâldi ile devletin bütün İşlerinde yegâne hâkim kesilince Hüsrev paşa birçok acemi oğlanlarını yeniçeri defterine kaydettirmek İstemiş. yeniçeri kâtibi Malkoç efendiye bu yolda emir vermişti. Sadrâzam büyüğün, küçüğün katlinde mübalftt göstermiyordu. Örfi t-mlrlert. nehiy-lcri padişahın hattı hümayunu, belki kazayı mübrim kadar nftflz bulunuyordu. Kendlslle kimse söyleşemiyor-du.
Bununla beraber nâslycri pâk Malkoç efendi bu müthiş sadrâzama korkusuz mukabele ederek vazifeye met-butiyetln ve kılıcın başlara pek yakın olduğu o günlerde medeni cesaretin parlak bir nümü nesini gösterdi:
— Devletlû vezir! Ben kulunuza padişah hazretleri şöyle tembih buyurdular k1 kendulerln malûmu olmadıkça deftere kalem koymayım!
Hüsrev paşa gazaptandı:
— Bre herif! Ben padişahın mutlak vekili değil miyim? Elbette yaz!
Bu dakikada hayatının ne tehlike geçirdiğini bildiği halde Mehmet efendi ileri vardı. Vezirin eteğini nl-vıızkârane öptü:
— Sultanım! Ben başımdan korkarım! Kalem koyamam! Kendimi bu hizmetten ihtiyarım He azlettim. Bu hizmeti bir gayri duacınıza tefviz buyurup bu kullarını affediniz.
Diye İstirham etti. İşe padişah namı da karıştığı için Hüsrev paşa bu memura kıymadı. Yalnız kendisini (kul istemiyor) diye arzettl. Sultan Murat da emrini İnfazdan başka bir şey yapmamış olan Malkoç efendiyi azametli vezirine karşı müdafaa edemi yerek azline rlza gösterdi!
Müverrih Raima efendi bu meselede şu mütalâayı yürütüyor:
(Her asırda böyle İstikamet «atıp cumhura muhalefet eden, hususiyle verirlere ve «öderi nâfla vükelâya karşı koyanlar mansıptan mahrum ve mrMM olagelmişlerdir. Böyle müşkül işlerde hüsnü tedbir Be muamele etmek ve haklraeme hHoter Be çıu(ı4>v bulmak mkmktn İken MMbei ve
Bugün matinelerden İtibaren fevkalâde program
I-PAŞANIN KARISI
2
Türkçe
Şarkılar:
MÜZEYYEN SENAR HAMİYET YÜCESES süzan yakar SU AD GÜN
- AFACAN MEKTEBLİ
Mtfcög Ronej;

flLKflZARÎâ
FRED ASTAİRB
SARISIN TEHLİKE
V f'

Bugün matinelerden İtibaren 30 kısım tekmili birden KANLI
HAYALET
DİCK TRACY - V.S GRİME İNC
Republlc filim şirketinin Büyük şaheser serini filmi Fevkalâde enteresan ve insanı heyecandan heyecana koşturan yegâne hârikalar sinema romanı.
LANA TVKNER
CHARLES BOYER —
RJTA HAYWORTH
Gece Canavarı
RELLA LCGOBİ
Alman cebir ve tahakkümü altında Paris,.., İşgal altındaki Fransa payitahtının esrarı... NazUerin şeriki cürümleri... Vatanının müdafaası uğruna genç ve güzel bir kadının fedakârlığı... gibi kuvvetli Ve hareketli sahnelerle dola
îŞGAL ALTONDA Güzel ve büyük filim bugün matinelerden itibaren SARAY SİNEMASINDA
başlıyor. Baş rollerde:
I^^^JÖAN CRAWFORD — JOHN WAYNE VE PHILIPPE DORN|
. Bugün Matinelerden itibaren AR S I N E M A S I N Ü A
VERA ZORİNA — EDDİE ALBERT
Seanslar: 2 30 — 4.30 - 6.45 — 9.15
Son günlerden istifade ediniz.
ŞARK Sinemasında
Gösterilen ve bu harbin en kanlı bir safhasını tasvir eden
UKRANYA ALEVLER İÇİNDE

filmini mutlaka gidip görünüz.
ilâveten: KATİN ORMANININ ESRARI
Müthiş ve tarihi cinayet... Nazüer tarafından öldürülen 14 bin PolonyalI subayın feci âkıbetlerL
K i N
4
_ — ]
Erkeğini gevmesine rağmen, kalbini anlatamıyan bir genç kadının göz ■ yaşları... Hissedilerek. düşünülerek göeyaşlarlle görülen filim.
ELHAMRA Sinemasında —S
^TİYATROSU OPERETİ
Bu Akşam 20.30 da
Bütün İstanbul halkının on gündenberi hasretle beklediği emsalsiz operet

A

Büyük fedakârlıklar ve itina ile hazırlanmıştır. Göz kamaştırıcı dekor, kostlhn, zengin müzik, hale 3 saat zevk, neşe ve eğlence. Tel: 49369
Devlet bizi güneşin rekabetinden korusun!
Soıı günlerde bazı zümre hattâ fert menfaatleri yüksek sesle, iddialı bir tarzda müdafaa edilmektedir, Millî iş, döviz tasarrufu gibi, sathî düşünceleri kandırıcı deliller, memleketin her zaman için lüzumlu istihsal kabiliyetini muhafaza gibi herkese sıcak ve sevimli gelen sözler müstehliki İstismar gayretlerini maskelemektedir.
Dahilî fiatlerimiz baş döndürücü irtifalara çıkmış bulunmakta, bu yüzden geniş halk tabakalarının asgarî bir hayat seviyesinde tutunabilmelen, ancak maddî ve manevî canbazlık ile mümkün olmaktadır. Ticarî alış verişlerimizin en büyük kısmına Merkezî Avrupa hâkim olduğu müddetçe, başka imkân olmadığı düşüncesi ile, hepimiz boynumuzu büküp kaderimize rû2ı olmakta idik. Fakat normal, tabii ölçülerden ayrılmamış memleketlerle, İngiltere, Birleşik Ame-rik: ile devamlı, her gün genişlemeğe müsait ticari münasebetlere baş’ayınca. flütlerimizde kuvvrtli bîr iniş bek'emek hakkımızdı.
Fiyakamızın, bu defa, kapılan, pencereleri bize ancak temiz hava gelecek tarafa açılacak. İngil-te’-enin. Amerikanın harbden ev-v'vr>e nispet’e pek az yükselmiş, sağ am mal an bol bol memlekete g:recek ve müşteki'ik nihayet biraz can'^nmağa. kanlanmağa beslıyacektı.
Bu en tabiî seyri durdurmakta menfaati olanlar derhal hareket? geçtiler: «böyle ucuz malları ithal edersek yerli mamulledir iz. bun'an vanan fabrika'arımız re olacak? Bu şubelerde çalışan binlerce vatandaş İşsiz katacak. milletin bîr kısmı, meselâ, daha ucuza giyinsin div?. memlekette derin bir İktisadî ve İçtimaî müvaz^nes;7İik yaratılmış o-laeaktır." diye feryada başladılar.
Son sene'ere kadar moda olan bazı düsturların mütemadiyen tekrarlanmış olması, bir çok kimselerde ve muhitlerde, sırf menfaat, istismar imtiyazının önünde bir perde olan yukandaki fikirlere revaç vermiş, hattâ resmî makamlara yakın olan bîr çok şahsiyetler de millî mamuilere çok ağır nispette rekabet edecek mal’ann ithalini güçleştirmeği vatanseverlik icabı saymağa başlamışlardır
Öyle mevzular vardır kİ, onları sırf iktisadı ölçüler ile incelemek caiz değildir. Meselâ Millî Müdafaayı alâkalandıran istihsal şubelerini, müstehlike en ağır fedakârlıktan da yükilyerek, himaye mecburîdir. Hattâ sivil ihtiyaçtan karşılıyan bazı maddelerde de. halka muvakkaten tahmil edilecek pahalılık, muhtedil olmak şartile. memleketin umumî İstihsal ve iktisat seviyesini yükseltmek emeli İle, ölçülü himaye istenebilir. Fakat, meselâ hâriçten 18-20 ! i raya getirebileceğim ayakkabı, bazı sanayii himaye vesilesi ile. 60 liraya alıp giymeğe mecbur olmak, hakikî hiç bir cemiyet menfaati düşüncesine dayanamaz. Bu nlsbette, daha doğrusu bu nispetsiz himayenin mahiyetini anlatmak için İktisat edebiyatında klâsik olmuş «Bas-tiat» nın bir yazısını kısmen nakletmeyi faydalı bulmaktayız.
Mum, lâmba, şamdan, fitil i-malâtçılan ve zeytinyağı. İç yağı, petrol ve aydınlatma ile alâkalı bütün malların İmalâtçı, müstahsil ve satıcıları, devletin ciddî bir himaye politikasına taraftar olduğunu görünce, kendi hak ve menfaatlerinin koru um acı için millet vekillerine şu arzuhal ile baş vururlar:
«Efendiler;
«Doğru yolu buldunuz. Mücerret nazariyelerl reddediyorsunuz; bolluk, ucuzluk sizi hiç alâkalandırmıyor. Siz bilhassa müstahsilin mukadderatını düşünüyorsunuz.
«Onu yabancı rekabetten kurtarmak. bir kelime İle, millî pazarı mîllî gftye tahsis etmek İstiyorsunuz.
«Size, nazarlyenizl. hayır nazariye dalma aldatıcıdır, nasıl diyelim? doktirinlnlzi, sisteminizi, prenslpinlzi tatbk için mükemmel bir fırsat vermek istiyoruz. Fakat siz doktrinleri sevmezsiniz, istemlerden nefret _ edersiniz, prensiplere gelince, içtimî İktisat*-> mensin olmadığını iddia ^derginiz.
«O halde nazanyesiz ve prensipsiz tatbikatınızı bahis mevzuu ediyoruz.
«Biz, hepimiz ziya istihsali hususunda bir yabancı rakibin ta-hammülfersa rekabetine maruz bulunmaktayız. Rakibimizin İstihsal şartlan o kadar müsaittir ki millî piyasamızı, hem hiç pahasına, istilâ etmektedir
«O görününce, bütün satışları-uuz durur, bütün müstehlikler ona baş vururlar ve bir çok dallan olan bir Fransız sanayi şubesi derhal en mutlak bir atalete mahkûm olur.
«Bu rakip güneştir. Bize karşı açtığı harb o kadar ezicidir ki kendi Adasma karşı çok idareli davranan bu düşmanın, bize hain Albion tarafından musallat edildiğini sanmaktayız.
»Sizden ricamız bütün pencere, pancur. perde ve umumî olarak güneşin girebileceği bütün delik ve yarıkların kapatılmasını emreden bir kanun vazedilmesidir. Bu sayede memleket, kendisine ihda ettiğimiz güzel sanayi şubelerini, nankörlüğe kapılıp, himayesiz bırakmış olmaz. Müracaatımızı bir lâtife sanmamanızı ve aşağıdaki mucip sebepleri incelemeden reddetmemenizi rica ederiz.
«Eğer tabiî ziyanın girebileceği bütün delikler kapatılacak olursa, bundan, Fransada favdalan-mıvacak bir tek sanayi şubesi kalır mi? Daha fazla İç yağı sar-fedilirse, daha çok sığır ve koyun yetiştirmek lâzım gelecek, bunları beslemek İçin daha geniş cayırlar hazırlanacak, et. yapağı, deri ve bilhassa gübre, zirai servetin temeli olan gübre çoğalmış o'acak.
Daha fazla nebatî yağ sar-fedilince zeytin ağacı haşhaş, kolza ziraatı gelişecek: toprağı yoran bu nebatlar gübre sayesinde inbat kuvveti artan topraklardan istifade edecektir.
«Her taraf reç nalı ağaçlarla örtülecek. Şimdi kokuları faydasız olarak havaya karışan dağ çileklerinin balını milyonlarla an emecek, hülâsa ziraatin her şubesi büyük bir inkişafa mazhar olacak.
«Denizciliğimiz de aynı canlılığa iştirak edecek, binlerce gemi balina avına çıkacak ve yakın bir âtide Fransa, şerefini yükseltici ve imza sahibi mum fabrikatörlerinin ve ilh.., vatanî duygularım okşayıcı büyük bir donanmaya sahibolacaktır. Bütün nakil vasıtaları iptidaî ve mamul maddeleri mütemadiyen taşıyacaktır.
«Sirayet tariki ile. şamdan, a vize gibi lüks eşya yapan ve satan Paris atelye ve mağazaları, bunlara lâzım olan maddeleri çıkaran ocaklarda çalışan amele, hülâsa Fransa’dan her fert, güne şin evlere gitmesini yasak eden kanundan faydalanmış olacaktır.»
Çok mübalâğalı olmakla be raber. Bastiat’nm. daha bir cok düşündürücü ve güldürücü satırları olan bu mektubu, himaye İsteklerini İncelemelerde hatırlan ması faydalı bir rehberdir. Her himaye faydasız değildir: fakat himayeyi lüzumlu ve memleket İçin faydalı gösteren her mütalââ da yerinde ve samimî değildir.
Herkesin, her zümrenin sesini duyurması, menfaatlerini koruması serbes olan halk relimlerinde hak ve hakikat kıyafetine girmesini bilen mugalatalardan sakınmak. bunlara karşı söz ve kalemle amansız bir savaşa giriş mek içtimai bir vazifedir.
CEVAT NİZAMÎ
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR:
Mithat paşa konağına döner dönmez ne yapardı?
Otuz beş yaşına gelinceye kadar tek kelimesini bilmediği Fransızcayı nasıl Öğrendi?
) Fransızca tutulan not defteri — Lord Hamilton ile randevu — CHcian (( I efendi ve Mithat paşa — Mahmut Şevket paşa mektebe giriyor — | | Londradan gelen bir kadın: Miss Smith — «Çocuklar bölüğü» karşısında l ) akşam konseri — Mithpt paşa ve Canan kalfa — Yarım saatlik gezinti., ((
konser va tu var türjc MUSİKİSİ KONSERİ İstanbul konsr-rvatuvarmın 3 nisanda vereceği mahur puselik faslını İhtiva eden Türk musikisi konseri hastalık dolaylsik sinema ve tiyatroların 10 gün kapatılması emrine uyularak tehir edilmişti
Bu konser önümüzdeki salı akşamı Şehir Tiyatrosu Komedi tasmanda saat 18 de verilecektir.
Aynı konser 20 nisanda tekrarlanacaktır. _ _________
KONSERVATUVAR YAYI.,T SAZLAR ORKESTRASI KONSERİ İstanbul kons-.rvatuvan bu sene tertibettiğl yaylı sazlar orkestrası konserlerinin sonuncusunu 9 nisanda şehir Tiyatrosu Dram kısmında verilecektir.
Bu konser programında Cemal Reji t Rey ve Mithat Penmentn ayrıca Üd piyanoda soloları bulunmaktadır.
Mithat paşa, konağa arken döndüğü zaman soyunur «v elbisesinin üzerine kürkünü giyer, bir köşeye çekilip okundu. Onda-kl öğrenmek hevesi cidden tetkike değer. Düşünmeli kİ büyük Mithat paşa, tek kelime bilmediği Fransızcayı, 35 yaşından sonra öğrenmiştir. Ve kendi kendine..
Bugün kendisinin arkasında bıraktığı, Fransızca çalıştığı, Fransızca okuduğu kitapları tefe-kik ederken onun bu dili öğrenmek İçin ne derece yüksek bir inatla çalıştığını anlıyoruz.
Meselâ bütün Fransızca kitaplarının kenarlarına yine Fransızca olarak haşiyeler, notlar yazmıştır. Bîr kelimeyi, bir fikri, bir bahsi, yine Fransızca olarak kendi kendine İzah etmiştir. Dahası var. Avrupadakl seyahatlerinde yalnız Fransızca not tutmuştur. Bütün muhtıra ve randevu defterleri Fransızcadır.
Bunlardan birini sayın oğlu gelişi güzel bana açtı. Bir sâhi-fede şunları okuduk: «Lord Hamilton ile randevu.» Tabiî Fransızca yazılmış!..
35 yaşına kadar Fransızcanın. «f « sini bilmiyen Mithat paşa sırf devlet işlerindeki lüzumunu an-lıyarak bu dili, o zamanın muallim kıtlığı içinde ve günlük meşgalesi arasında kendisine mah. sus usullerle öğrenmişti. Hattâ aklında kalması İcabeden kelimeleri yazar ve yanma alırmış..
Esasen Mithat paşa İçin, bugün meselâ Amerikalılarda olduğu gibi, bir öğrenme yaş kaydı yoktu. Her yaşta herşeyi öğrenebilirdi. Elverir ki boş yere zaman geçirmemeli- Ve Mithat paşa da evin İçinde okumadan. İlmî münakaşa etmeden boş bir dakika geçirmezdi Hattâ garip ve biraz da mahrem bîrşey anlatacağım:
Büyük adamların hususî hayatlarının en ince noktalan bile yazıldığı için, yen! hal tercümelerinde bu daha ziyade cemiyete alt însanlam yaşayışlannın en mahrem köşelerine kadar İnilir. Ben de burada Mithat paşanın mahremiyetine ait bir hikâyeyi anlatmağa mecburum:
Kendisi o derece okumak meraklısı İdi ve o kadar zamana kıymet verirdi k! 100 numaraya girdiği vakit mutlaka yanında bir kitap, ya Fransıza gazeteler bulunurdu. Bazan burada m°selâ uzun ve dünya siyasetine ait bir makaleyi okuduğu da ohırdu. Dakikasını boş geçirmezdi. *
Gazeteleri, bilhassa Avrupa matbuatını satır satır takibedeı--dl. İki husuri kâtibi vardı Bunlardan biri Vasıf Clician İsminde Dalmaçyalı bir zattı. Paşaya meftundu. Hattâ Avrupada. paşanın ölümünden sonra «Son Altesse Mithat Paşa Grand Vezir» isimli meşhur kitabı yazmıştır. Bu eser Kugelmann neşriyatı arasında basılmıştır
Avrupa gazete’eıini Mithat paşaya ekseriya bu zat okurdu. Crispl ad»nda yine Dalmacvalı bir hususî sekreteri daha vardı.
Mahmut Şevket paşayı mektebe sokuyor..
Mithat paşa, kendisi 35 yaşından soma Fransızca öğrendiği halde çocukların da ecnebi dil öğrenmelerini son derece lüzumlu addederdi. 1289 senesinde Selâ-nik valisi olduğu zaman orada Galatasaraydan fazla Fransız-caya, ecnebi dile yer veren bir idadi kurmak İçin teşebbüse girişmişti. Bu idadide tedrisat Türkçe - Fransızca olacaktı. Ve mektep masrafı memleket zenginleri tarafından görülecekti. Maksat, son derecede iyi dil bilen gençler yetiştirmekti Fakat Mithat paşa Selânlkte fazla kalamadı ve bu mektebi oradan ayrıldığı için açamadı.
Lâkin paşa, gerek başka ço-
Mithat paşaya hususi kâtibi CHcian efendi gazete okuyor (Viy anada Adete fotoğrafha nesinde çekilmiş bir resim)
cukları ve gerek kendi çocuklarını bu tarzda yetiştirmek için tertibat almıştı. Meselâ Mithat paşa henüz küçük bir çocuken büyük işarlarla meşhur Mahmut Şevket paşayı Alyans İsrailit mektebine hemen hemen zorla sokmuştu. Mahmut Şevket paşa burada Musevi çocukları arasında bir müddet okumuştu.
Hattâ senelerce sonra bir gün hayatının en yüksek makamına çıktığı bir zamanda Mahmut Şevket paşa, Mithat paşazade B, Ali Haydar Mithata:
— Bugün Biraz Fransızca biliyorsam, bunu babanıza borçluyum!.. Beni ısrarla Alyans îsra-llıt mektebine sokan odur.. demişti.
Mithat paşa kendi çocuklarının dil öğrenmesi için İngiltere-nin asil ailelerinden bir kadını, Miss Smith'i İstanbula getirtmiş, konağa almıştı. Miss Smith Londradan sırf Mithat paşanın çocuklarına dil öğTetmek İçin gelmişti Fevkalâde mükemmel bir kadındı. Ve Mithat oaşa ona son derecede hürmet ederdi. Konakta Naime ve Sehriban hanımlardan sonra Miss Smith’in nüfuzu vardı. Ve o hiç bir mürebbl-veye benzemezdi Zira Londradan İki Ingiliz hizmetçisi ile ge’misti. Bur’- dan biri Mlss Anna idî. diğeri Miss Mar;.. Ve Ikf İngiliz Jı zmetçlsi va’nız Mlss Smith’in işlerin! görürlerdi.
Mithat paşanın zevcesine yazdığı bir mektuota Miss Smith’in maaşının 1000 kuruş olduğunu okudum
Kendisine mahsus bir daire. Yiyecek, irecek ve giyecekten sonra 1000 kuruş o zaman irin mühim bir para idi. Ve konağın büyük masrafları arasında Mithat paşanın 1000 kurusu ayırıp da ona vermesi bu İse gösterdiği ehemmiyeti işaret eder.
Miss Smith’in çocuklara alt hlc bir arzusunun verine getirilmemesine imkân yoktu Meselâ o bir -rocuklar bölüğü" yaptırmıştı Bütün çocuklar burada kalırlardı. Ve günde yarım saat

Bu harbin hayret uyandırıcı tarafları
Midi Uf SU İd
6ufh zan tanında komşu çetelerin reislerinin b^ıs'n-rını kesmeği Adet edinmiş olan korkunç bir Blrman-yalı cebeci. (jenç bir Ingiliz kızının reisliği altında Japonlarla çarpışmaktadır
Geçenlerde üt! İngiliz tayyarecisi
Birmanya hududu Civarındaki Japon hatları gerisine paraşütle İnmişlerdi Uçakları
düşman taralından düşürülmüştü. Bu İki İngiliz havacısı Japon!ar tarafından esir alı nacaklarını zannedi-
yorlardı. Dikkatle bir orman arasından seçmeğe çalışırlarken birdenbire çırılçıplak yerinemi hücumuna uğramışlardı. «Bİ2 İngiUztz» diye bağırdıkları zaman, yüze yakın çeteci anlan tevkif ederek karargahlarına götürmüşlerdi. Burada gördükleri manzara karsısında İki genç hayrette kalmışlardı. Zira huzuruna getirildikleri çete vahşi bir yeril olmayıp yalınayak dolaşan hail» bir İngiliz kızıvdı. 1038 de İngiltcredcn ayrılarak As-sam'a veril âdetlerini tetkik etmek üzere gelmişti Japonya Ue İngiltere arasında harb patladığı zaman Mlss Uranla Birmanya hududu yakınlarında Naga çetesinin &d*t>rini tetkikle meşguldü
Bu çete, sulh zamanında civardaki kabilelere hücum ederek onların reislerinin başlarını kesmekle maruf bulunuyordu Nagaslar çırılçıplak geziyorlardı. Uranla, zekâsı sayesi-11*» Nagas çete reislerinin dostluğunu 1 a-zanarak. bundan bilistifade hr-h baslar başlamaz çeteyi derhal Japon-yaya karşı harbe sevketmlsti. Bu küçük çetenin harbdeld faydalan sayısızdır. Japonlara karşı mühim mikyasta sabotajda bulunmuş ve bundan başka da düşman hatları gerisinde kaybolan Müttefik tayyarecilerine pek büyük yardımı dokunmuştur
Maceraperest Ursula. Londradart ayrılmağa karar verdiği zaman arkadaşları kendisine deli nazariyle bakıyorlardı. Fakat Nagaslar onu fevkalâde çok sevmekte ve ona ( Beyaz prensesimiz» diye hitahetmektedirlor. Mamafih Mlss Ursula Graham -Bower «imdi biraz endişeli görünmektedir. Zira yerliler onun kendilerinden ayni masına katiyen tahammül edemiyeceklerinl yüzüne karsı birçok defa söylemişlerdir
annelerini görmeğe gelirlerdi. Akşam üstleri «çocuklar bölüğü» nün önünde bando muzika alafranga konserler verirdi.
Bu arada Miss Smith’in hoşuna gitmıyen en küçük şey derhal tashih olunurdu.
Çocuklar senelerce, hattâ yarım asır sonra gidip Miss Smith’i İngilterede tekrar görmüşlerdir. Zira onu hakikaten severlerdi...
Yarım aaat gezinti..
Akşam konağa döndüğü zaman Mithat paşanın, hattâ padişahları hal’edecek kadar en büyük meşguliyeti bile olsa yapacağı bazı şeyler vardı.
Paşayı konaktaki dairesinde dadısı «Cenan kalfa» karşılardı. Mithat paşanın bu ihtiyar dadıya karşı büyük bir sevgisi vardı. Ve Cenan kalfa paşanın bir çok işlerini, hattâ saray sırlarını çok iyi bilirdi.
Paşa konağa girince elindeki çantasını:
— Al Cenan şu çantayı... diye ona teslim ederdi.
Mithat paşanın bu içi mavi düğmeli meşhur çantası simdi kızı sayın bayan Meşru ve'dedir. (Abdüfhamit Sultan Murat iyi olduğu halde saltanatı ona terk-cdeceğlne dair yazıp verdiği senet bu çantada dururdu.)
Cenan içinde bîitün bir imparatorluk İşlerinin en mühim evrakı bulunan cantavı kaldırırken paşa bir eli oğlu AH Haydar’ın, öteki elile kızı Nesime’nin ellerinden tutardı.
Dakikası dakikasına tamam yarım saat Mithat paşa ortada. İki çocuk yanında büyük sofada bir aşağı bir yukarı dolaşırlardı. Çocuklar babalarına, baba çocuklarına adım uydurarak bu esnada yalnız Fransızca konuşurlardı. Bu çocuklar İçin günün en mühim dil ekzersizleri. Mithat paşa için de en gaileli devlet iş’-erinin yorgunluğunu giderecek bir dinlenme olurdu. Bu sırada nasa dinlenmekle beraber, konağa araba-sile geldiği için, yarım saat da vii tümüş olurdu. Hattâ Sultan1 Alz’i tahtından İndirmeden birazj
Uçaklarda buz tehlikesi ortadan k»Mınlıvnr
Uçakların buz tutması ötedenberl gayet ciddi bir tehlike idi şimdi uçak kanatlarının ve diğer akşamının bıu tutmasının önü alınmıştır. Bunun İçin tatbik sahasına konulan bu sistem gayet basittir. Uçağın egzos boruları, kanatların arasından dolaşmak sure-tüe, vücut bulan buz parçalarını, ha-raretile eritmektedir. Büyük bir hararet temin eden bu sıcak hava, uçakta buz tutmağa elverişli olabilecek bütün tasımları kontrol altına almaktadır. Böylece temin edilen hararet. 6 odalık vasati bir eve lâzım olan sıcaklıktan 500 kere daha fazladır
Amerikan mühendisleri . bu sıcak havanın motor tasımlan ve pervanelerin de buz tutmasına mâni olmak bakımından çok büyük bir rol oynadığını bildirmişlerdir Esas itlbartle motor akşamının buz tutmasına mâni olabilmek için, ötedenberl kullanılan usul. karborfltüriArHon s»nık hava geçirmekti
Kışın, uçak alanlarının buz tutması keyfiyeti de. başlıca [üçlüklerdendir Bu alanlarda yağan karı temizlemek ve sahajn eski haline sokmak için, her ne kadar ağır teçhizata başvurulmakta ise de. her şeve rağmen bam uçuşları tehir etmek keyfiyeti basKöfitermektedlr. Amerikan mühendisleri. bu müşkülâtı ortadan kaldırmak İçin uçak alanlarında yeraltı kaloriferleri yapmağı İleri sürmektedirler. Bu tecrübe sayesinde, yere düşen kar derhal eriyecektir.
şimdi, birçok Amerikan fabrikanı* rlle İmalâthanelerinin döşemeleri altına yerleştirilen ve içinden sıcak su geçirilen boru tesisatından büyük istifadeler temin edilmiştir.
Eğer, hava alanlarında da böyle bir tesisat vücuda getirilecek olursa, düşen karlar derhal su halini alacaktır. Bu suyun da tebahhur edeceği nazarı İtibara alınacak olursa, alanın daimi surette kuru kalacağı kolayca anlaşılır.
evvele kadar bu usulü hiç şaşmamıştı. Biri büyük, ikisi küçük yolcular yarım saat yürürlerken sofaya kimse girmez, bu esnada ziyaret de kabul olunmazdı.
Çocuklarına Fransızcayı tama-miyle öğretmek İçin keidisine varacakları mektuplarda bu dil! kullanmalarını tembih etmişti. .
Çocuklar derslerine döndükleri zaman Mithat paşa da bir kitap açardı. Ve her okuduğu kîtabm etrafına haşiyeler yazardı. Bugün kendisinin hemen bütün kl-tapla’inda bu haşiyelere rasgeH-yoruz, -
Hikmlt Feridıın F-
Created by free version of 2PDF
6 F’-nn 1345
AKSA '1
flahlfe 7
Frengililerin ve nyuz hastalarının sayısı artıyor
£Ba? tarafı 6 nci sahifede)
Doktor, bu dolu otobüslerin yalnız hastaneye hasta değil, yolcularına hastalık da nakleden bir vasıta olduğunu söyli-yerek şu tavsiyede bulunuyor:
— Eve gider gitmez ilk yapacağınız iş, yukarıdan aşağı yıkanıp çamaşır değiştirmek olsun.
— Uyuz çok mu?
— Ona ne şüphe... Yüzde beş yüz artmştır denebilir. Bu sözümü mübalâğa addetmeyiniz. Çünkü bize müracaat eden her hastanın ailesini vasati dört kişi kabul ederseniz bana hak verirsiniz.
— Şu halde evde bir kişinin uyuz olması bütün ev halkının uyuz olması demektir. Öyle mi?
— Tabiî,., Tabiî... Şayet o bir nyuz uğruna bütün aile uyuş tedavisine tabi tutulmazsa uyuz, o evin içinden senelerce çıkmaz.,
Frang-i de artıyor!
Kendisi ile konuştuğum Cerrahpaşa hastanesi deri hastalıkları mütehassısı doktor Cevat Sargın, 9S9 dan beri yalnız uyuzun değil, frenginin de son yıllarda üzerinde ehemmiyetle durulacak derecede arttığını ve maalesef hastanelerde bunlar için kâfi miktarda yatak olmadığım (toyliverek artışı şöyle tebarüz ettirmiştir:
— Bir zamanlar ders için taze fre,"'ri bulunamadığı ha’de bugün
birinci ve ikinci devrede frengililere sık sık tesadüf edilmektedir.
— Neden artıyor?
— Hiç şüphe yok ki bu artış randevu evlerinin ve serbest gez-glnci kadınların zabıta kontrolünden kaçmış olmasından İleri gelmektedir. Tedaviye muntazam gltmiyenlerin frenginin avakıbı-nın feci olduğunu, akıl hastanesinde bir koğuşun bunlarla dolu bulunduğunu her zaman için unutmamak lâzımdır.»
Doktorun gençlere tavsiyesi, gezginci kadınlarla zabıta kontrolünden kaçan randevu evlerinden kaçınmalarıdır.
— Şayet, diyor, gençlerimiz şurada burada tanıdıkları kadınlarla münasebette bulunmaktan kaçınır ve bilhassa zabıta kontrolünden kaçan gizli randevu evlerini zabıtaya haber verirlerse hem kendileri ve hem de memleketin sağlık durumunu hırpalatmamak noktasından en önemli bir vazife başarmış olurlar..»
Uyuz ve frengi bahsini bu kadarla keserek Cerrahpaşa hastanesi yolu üzerinden Koca Muşta fapaşaya işliyen ve yolcularının dörtte üçü hastaneye inen hastalar teşkil eden bu otobüsler durumunu ne şekilde ıslah etmek lâzım geldiğini belediyeye ve şehrimiz sıhhat müdürlüğüne bırakıyorum.
Cems!»ddrn Btl-DİK
Tarihisin sahüf@Q@ır
Baş tarafı 4 üncü sahîfede)
Bundan Hüsrev paşa gazaba gelmiş ve zorbabaşılardan Dağlar delisi Süleyman, Rum Mehmet, Mütesellim Melımet ile dl&er bazılarım öldürmedi düşünmüş, mukabele defterlerini getirtip bu gibilerin İsimlerini kendi ellle çalmış, karalamış idi. Fakat zorbalar birbirlerlle müttefik olmalarlle ele getirilmeleri ve izaleleri mümkün olamamıştı. Bunun üzerine paşa yeniçerilerin kalbini celbedip onlarla Sipah zorbalarını kırdırmak tedarikine düşmüştü. Fakat (sefer üstü iki takım asker arasında ihtilâf olmasın. Sefer günleri müdaıa zamanıdır,ı diye kendisine nasihatler edilmiş, Hüsrev paşa da nadim olarak ulüfelerinl kestiği zorbaların esameltrlnl tashih etmiş, bunlar da gelerek paşanın elini Öpmüşlerdi. Mesele bu barışıklıkla kapanmıştı. Hüsrev paşa zorbaların zulümlerine, taaddilerine göz yummakla kalmaz, yardımda dahi bulunurdu.
— Zulüm ve fesatlarını defedersem benden yüz çevirirler; bu da benim için iyi olmaz! diyor, bu rezil heriflerin her istediklerine mümaşat ediyordu. Zorbalar evkafın altmı üstüne getiriyorlardı; uhtelerine aldıkları her hizmet için halkın sırtına istedikleri kadar (gulftmlye = hizmet akçesi) yüklüyorlardı. Bu kafi değilmiş gibi (çizme baha, tavuk baha, arpa baha) gibi tekliflerinin had ve hesabı emuyordu. Reaya sopa, zincir, hapis, İşkence altında inliyordu.
Dördüncü Murat bütün bu hallere Hüsrev paşa Bağdadı zaptedecek ümidiyle sabır gösteriyordu. Fakat etrafa saçtığı bütün dehşete, korkuya rağmen Hüsrev paşa bunda muvaffak olamamıştı. Bunun özetine sultan Murat da artık onun vücudundan fayda beklemeği lüzumsuz görmeğe başlamıştı.
Bu hususta Hüsrev paşa tarafından ortaya sürüpn sebepler ve özürler makbul olm; için sultan Murat H. 1040 senesi reblülevvelinin yirmi dokuzunda Hüsrev paşayı sadaretten azil ve damat Hafız Ahmet paşayı İkinci defa olarak sadarete nasbetti. (16 ekim 1631).
Hüsrev paşaya azlini bildirmek İçin Dergâhıâll çavuşlarından birisiyle •mrişerif gönderildi. Çavuş Bağdat-tan ricatten sonra Diyarbakrrda bulunmakta olar Hüsrev paşaya emri götürdü. Hüsrev paşa da bir divan kurarak bunu okuttu. Azil noktası okununca yeniçeriler çağınşmağa başladılar:
— Bu kadar belâ ve mihnet çekip düşmandan İntikam alınacak mahalde aenln azline sebep olan kimdir? Bize senden gayri serdar gerekmezi Bu emri kim getirdi?
Diyerek paralamak için Çavuşu aradılar. O Lse kul tayfasının halini durumunu görerek kaçmış, «aklanmıştı- Bulamadılar. Hüsrev paşa:
— Biz padişaha âsi değiliz. Muhalefet İyi değildir. Emir kendinindir. Ben ve siz cümle onun bendeleriyiz. Her kimi dilerse istihdam eylesünler, diye naslhatlar teselliler ile Kul’u yatıştırmağa çalıştı. Ayan ve zorbalar:
— Biz senden gayri serdar İstemeyiz. Serdarlık geri size mukarrer olmak babında padişaha am mahzar gönderip sizi rica ederiz, giz Dlyar-bakırda bekleyin!
| - İŞ ARIYANLAR
Yt'KSEK MÜHENDİS İŞ ARIYOR— On dört sent' birçok İnşaat işlerinde kontrol ve müteahhitlerin şantiye şefi olarak çalışmış tecrübeli yüksek mû-hendis beraber çalışmak üzere sermayedar müteahhit aramaktadır. Arzu edenlerin (Yük. Müh. H. D.) rü- I muzu İle Akşam gazetesine yazinala- | rı rica olunur.__3081 — 2
yası Ahmet ağa kendisine mülâki oldu. Hüsrev paşanın mehabeti ve kan dökücfllüğü korkuslyle bin heyecan ve halecan İçinde huzuruna vardı. Hattı hümayunu öpüp eline sundu. Hüsrev paşa da hatlı öperek:
— Mührü şerifi mi istediler? Diye sordu. Kapıcılar kâhyası: — Ferman, sultanımındırl
Demekten başka söz bulamadı. Hüsrev paşa biraz taabbüs ve tefekkürden sonra elini koynuna soktu; mührü çıkarıp öptü.
— Gel, al!
Diye emretti. Ahmet ağa korku fçinde İlerledi. THrlyen elleriyle mührü aldı. Hüsrev paşanın huzurundan çıktığı anda az kaldı, canım azralle teslim edecekti!
Boşnak Hüsrev paşanın üç buçuk sene süren, sadaretinde müttefiki zorbalardan başkalarının kalblerlnde uyandırdığı korku bu kadar büyüktü!
Süleyman Kani İrtcm
YENİ YAYIN
TÜRK ARMAĞANI
Türk şairlerinin Türk büyükleri için yazdıkları şiirler Ahnıeı Aymut-lu tarafından bir araya getirilerek güzel bir seklide neşredilmiştir. Kendi şiirlerinin evvelce «Vakitu te çıkanlarını da bu kitaba alan yazar bir antoloji hazırlamıştır. 75 kuruş.
İKTİSADÎ YÜRÜYÜŞ
Mecmuanın yeni çıkan 127 nel sayısında bilhassa şu yazılar vardır; Ticaret odaları kongresi hakkında malûmat, Ankarada kurulacak motor fabrikası. Yeni sanayileştirme programımız, Fo!itika ekonominin ardında, Gayri menkul spekülâsyonları, Kooperatifçilik sektörü, Endüstriye sermaye temini meselesi, Müstahsili leş-kil atlandırmak yolunda bir teklif, Çanakkale İnhisarlar İdaresi çalışmaları, özel haberler. Matbuat hulâsaları. Tavsiye ederiz.
HAYAT VE AŞK HAKKINDA DÜŞÜNCELER
Zeki Güien'ln (Hayat ve aşk hakkında düşünceler) kitabı çıkmıştır. 65 kuruş.
YAZMA DERSLERİ
Son günlerde, Maarif Bakanlığı yayınlarından olmak üzere, (Yazma Dersleri» namı altında, herkesin İlgisini çekecek çok enteresan bir «ser çıkmıştır.
Gazi Terbiye Enstitüsü 'Edebiyat öğTetmenJerindeı Nanıdar Rahmi Kar a tay tarafından kültürümüze mal edilen bu değerli eser, orta okulların ve bilhassa liselerin kompozisyon İhtiyacım karşılıysak bir kitaptır. Bu aser, en basitinden en yükseğine kadar her cinsten bütün kompozisyon metodlarinı toplamaktadır. Bu sebeple orta öğretimden yüksek öğretime kadar bütün İmtihan hazırlıklarına elverişli olabilir.
Maarif Bakanlı!''! Yaymevlerlnde ve lir ki, duyan, düşünen, söyllyecek bir fikri olan herkesin bu fikirleri bulmak ve yazmak İşinde bilmesi Bam gelen bütün genel mc-todlar bu enerde toplanmış bulunmaktadır.
aarif Bakanlığı Yaymevlerlnde ve bütün kitapçılarda satılmakla olan. «Yazma Dersleri, nln flatı 120 kuruştur.
Dediler ama Hüsrev paşa razı olmadı. Bunları esureta» teskin etti. Yeni serdarı ekrem gelinceye kadar KÖYE DöĞRÜ
icabetten tedbirleri aldıktan sonra’ Köy ve köylü meseleleri üzerinde kapısı halkı ile istanbııla hareket et-, (5) seneden bert durmakta ve her sn-«. Malatya tarafında Fırat nehrini yısında köycülük korusunu tacele-geçeeeğl sırada sadaret mührünü al- mekte olan bu mecmuanın (102) nci mağn memıır edilen kapıcılar kâh- sayısı da çıkmıştır.
RESMÎ BİR MÜESSESEDE — Muamelât ve muhasebe İşlerini halen yapmakta olan ve muhaberat İşlerine de vakır askerliğini yapmış bir genç hususi müessese ve müteahhit yanında İş aramaktadır. Taşraya da gider. Akşam da A. G. rünıuzu'na müracaat. 4038 —
ASKERLİĞİNİ YAPMIŞ — Ve muhtelif memuriyetlerde bulunmuş iyi daktilo kullanan bir genç üniversiteye devam edebilmek maksadile her gün öğleden sonra bir vazife aramaktadır. Her türlü referans verebilir. Gazetemizde (Duru) remzine tahriren müracaat. 4051 — i
TECRÜBELİ — İhracat ithalât İşlerini idare fedebİIecEk Türkçe. Fransızca. Almanca, İngilizce lisanlarını bilir memur iş arıyor. Akşamda Muhabir rumuzuna müracaat. 4084 — 2
ELEKTRİKÇİLİK EHLİYETİ — 2 ve 3 üncü sınıf elektrikçilik imtihanına girmek, esaslı olarak radyo tamirciliğini, motor boblnajcılığını öğrenmek için yüksek mühendis başlığı İle Galata, posta kutusu No. 1364 e yazı ile müracaat. Tasradakilere mektupla ders verilir. 4069 — 2
YENİ DOĞAN BİR ÇOCUĞA KAKMAK İSTİYORUM — Elimde bonservisim mevcuttur. Tecrübeli bir dadıyım. Seksen veya yetmiş beş liradan aşağı çalışmam. Talip olanlar N. M. rümuzuna müfacaat. 4008 —
TEMİZ — Tecrübeli, ailesi olan apartman kapıcısına ihtiyacı olanların. Maçka Teşvikiye Cami sokak Gönül Apt. No. 3 e müracaatları. 4085 — 1
YÜKSEK TAHSİLLİ — Askerlik ile alâkası olmayan Fransızca, eski yazı, daktilo bilen, büro ve kalem işlerinden anlayan bir genç, şirket, hususî müessese, ticarethane, komisyoncu yanında, mağaza ve dükkânlarda her ne şekilde bir İş olursa olsun aramaktadır. Kefalet de verebilir. Akşamda (İşçi) rümuzuna. 4073 —
O - İŞÇİ ARIYANLAR BİR AVUKAT YAZIHANESİNDE ÇALIŞMAK ÜZERE — Eski Türkçeyi iyice ve daktilo bilen genç bir bay ve yahut bayana ihtiyaç vardır. Müracaat Bahçekapi Taş han No. 21 Telefon 24724 4027 -
DAKTİLO ARANIYOR — Seri yazan bir daktilo bayana acele İhtiyaç vardır. Noter işlerinden anhyan tercih edilir. İstanbul 2 nci noterliği Bahçekapıya müracaat. 4038 —
BİR DAKTİLO BAYAN ARANIYOR — Pek az yazı işi olan bir yazıhanenin yası ve telefon İşleri idare etmek. Adres: Galata Eski Gümrük sokak. Küıkçübaşı han No. 7. Her gün saat 10 dan 13 e kadar. 4039 — 1
100 LİRA AYLIKLA — 1 ve 4 yaşında iki çocuğa hakkile bakabilecek dadıya İhtiyaç vardır. 21357 telefona müracaat edilmesi. 4040 — 1
TOPTAN PARFÜMERİ — Mağazasının yazı işleri İçin yazısı düzgün hesabı kuvvetli İlse veya orta mezunu bir bayan aranıyor. Sultanha-mam Camcıbaşı han altında 37 numaraya. 4060 — 1
^—SATILIK EŞYA
SATILIK ŞEKER SANDIKLARI — Muntazam kapaklı, her tarafı kontrplâk İyi muhafaza edilmiş 2000 boş şeker sandığı. Toptan talip olana müsait fiatle verilecektir. Taliplerin Sivasta tüccar Lûtfi Hasputçuya müracaatları. 4033 —
ÜÇ TORNA TEZGÂHI — Ve sanayie alt âlât cdevatlyle beraber satılıktır. Bandırma Atatürk caddesi 80 numaraya müracaat. 4023 —
SATILIK MOTOR — 25 beygir kuvvetinde mazotla müteharrik Yunkers markalı makinesi bulunan 9 metre uzunluğunda 8 mil yel yapan bir te-nezzüh motoru satılıktır. Müracaat yeri Galata I-Iovaglmyan hani 3 üncü kat. Telefon: 41637. 4052 — 1
SATILIK — Yeni sesli sinema makinesi ortak da aranır. Öğleden sonra Maçka Narmanh apartmanı altında 87 No. Iı dükkânda kunduracı Dikrana ve yahut (44019) Nihat Erere alefon edilmesi. 4085 —
6 ADET YENİ AĞAÇ TORNA TEZGÂHI SATILIKTIR — Malûmat için Galata Mahmudiye cad. 77 bay Ev-yenidİB’e müracaat- Tel: 41988.
«062
— 3
SATILIK HAVUZ — Kelvlnatör marka Sirkecide Dcıplrkapi Nöbetlıa-ne caddesi 22 No. ya müracaat.
4059 — 2
SATILIK İPLİK SARMA MAKİNESİ — 68 gözlü, 1 beygirlik motor ü İle İşler bir halde her cins İplik sarmaya elverişli. Snııt 14 - 16 arası 41375 telefon edilmesi. 4071 — 2
— Kiralık — Satılık B.OrtO LİRADAN 500,000 LİRAYA KADAR — İstanbulun her yerinde apartman, ev, mağaza, imalâthane, fabrika, han, arsa ve çifllk almak, satmak vc kârlı Lşl olup da devredecekler veya ortak istiyenler İstiklâl caddesi Büyük Parmakkapı köşe başı 4 No. kat 2 telefon 42396 8iihulet Emlâk Zarif Özalp 2045 — 4
ŞİŞLİDE — Tramvay garajı civarında Marmarayı tamamen sinesine alan kış ve yaz bahçeli modern villâ boş olarak satılıktır. Emlâklş. - Galatasaray - Telef: 49010 4043 —
BOĞAZDA YALI — Zevk sahiplerini okşayan ve bir siikünet İçerisinde denizi kucakhyan güzel bir yalı satılık tır. Emlâkl-5 - Galatasaray - Telef: 49010 4044 —
CİHANGİRDE PANORAMA — Tn mamen Marmaraya hâkim altışar odalı allı katlı bir apartmanın nısıf hissesi müsait şartlarla satışa çıkarıldı. Emlâklş - Galatasaray - Telef: 49010 4045 —
YFŞİKÖYDE — Yeşilköyün yeşil sahasını etrafına alan deniz kenarında 4000 M2 arsa satılmaktadır. Emlâklş - Galatasaray - Telef: 49010 4046 —
BFYOGLUNDA — Ana caddeye çok yakın ve ayda 600 lira iratlı bir apartman 80 bin lira mukabilinde satılmaktadır. Bu satış çok aceledir. Emlâkte • Galatasaray - Telef: 49010 4047 —
GÜMÜŞSÜYÜNDA — Denize tamamen hâkim ayda yüz lira iratlı bahçeli ahşap iki bölüklü ev İle iki od ah küçük bir ev 14 bin liraya satılıktır Emlâklş - Galatasaray - Telef: 49010 4048 —
SATILIK ARSALAR — Erenköyün-de - asfaltta, asfalta nazır kısımlarda, Köztepcde Kayışdağı caddesinde Bostancıda, Adalarda. Kızıltoprak deniz kenarında çok şayanı dikkat arsalar satışa çıknldı. Emlâklş - Galatasaray - Telef: 49010 4049 —
SATILIK DÜKKÂNLAR — Balık-pazarında 1/4 ve 1/6 hisseli iki dükkân satılıktır. Bahkpazarı Tuzcular sokak 24 No. da Abdürrahman Akso-ya fazla izahat Beyoğlu Büyük Par-makkapı 4 No. kat 2 Suhulet Emlâk Bürosu Zarif Özalp telefon 4239S. 4083 — 2
SATILIK KÖŞK VE DÜKKÂN — Mahmutpaşa - Tarakçılarda bütün dükkân. Boğaziçi - Yenlköyde bütün bahçeli bir köşk satılıktır. Ballkpasa-rı Tuzcular 24 No. da Abdürrahman Altsoya. Fazla tafsilât: Beyoğlu Par-makknpı 4 No. kat 2 Suhulet Emlâk Bürosu Zarif Özalp telefon 4239ü 4084 — 2
EDİRNEDF. — Kemal nahiyesine bağlı Kırşalı çiftliği acele satılıktır Kiralamak veya satın almak İsteyenler mektup veya diğer vasıtalar ile İstanbul - Babıâll Cağaloğlu yokuşu No. 2 de Neyyire Uskanhya veya Akşamda (Kırşalı) rümuzuna müracaat etmeleri. 4075 — 2
KALAMIŞTA SATILIK APARTMAN — Kalamışta, İskele civarında, deniz tarafında, tramıvay caddesi 76 numaarh, 7 daireli, harbden evvelki ölçülere göre 700 lira varldatli, geniş bahçeli modern apartman satılıktır. Aynı binadaki mal sahibine müracaat. 4078 — 2
KÜÇÜKÇEKMECEDE — İstanbul caddesi 109 No. yazlık içkili lokanta devren satılıktır, İçinde bulunana müracaat. 4058 — 2
BAKIRKÖY — Kartaltepc Gülbeşeker So. da 41 - 43 No. 11 9 ve 7 odalı evler acele satılıktır. Görmek lfiln 43 No. ya müracaat. 4063 _ 2
KİRALIK — Möble - Radyo - pikap banyolu konforlu apartımanm 2 odası pansiyon olarak, kiralıktır. Müracaat: Taksim Ferldlye caddesi (Taksim çeşmsel) sokağı No. 13. 4072 — 1
KİRALIK APARTMAN - Kadıköy İskeleye S dakik» 4 oda, banyo, gaz. sıcak su, ayrıca möble 3 oda, banyo, gaz. sıcak .to yazlık 750 Hra. İstiklâl caddesi 54/2 Yıldız Emlâk telefon 43376 4077 —
3750 LİRAYA — FCriköyünde Batı sokağında 3 odalı ahşap satılık ev Ferdi Selek Türk Emlâk Galata 5mertblt han 2 nel kat 23 telefon 42368 4076 — 2
HAKiRKÜVtİNDE — Sakızağacı Orta sokakla 7 numaralı ev satılıktır. Müracaat: İstanbul Tütün Gümrük caddesi No. 22. Tol: 20038.
4081 _ 1
DEVREN KİRALIK YAZIHANE — Da latanın merkezi piyasa yerinde. Telefon 41045 4035 —
SATILIK BOYAHANE — Piyasanın göbeğinde iplik ve kumaş boyahanesi satılıktır. Galata Kemcraltı caddesi 06 numaraya ve 41281 telefona müracaat. 4088 — 4
ERENKÖYÜNDE — Asfalta nazır cephesi 26 derinliği 52 metre olan arsa 7000 liraya acele olarak satışa çıkarıldı. Fırsattan İstifade ediniz. Enılâkiş - Galatasaray - Telef: 49010 4050 —
KİRALIK — Mobilyesiz yazlık 3 oda bir salon bahçeli Kızıltoprak Zlver Bey yokuşu 11 numaraya müracaat.
4044 — 1
İKİ ev 18500 LİRAYA — Üsküdar iskelesine on dakika mesafede Paşa Limanı İcadiye caddesinde denize nazır elektrik, suyu mevcut beş yüz küsur bahçeli kâglr zarif villâ yanındaki ahşap ev He birlikte boş teslim edilmek şartiyle satılıktır. Bahçekapida Eczacı Salih Necatiye müracaat. 4041 — 1
SATILIK APARTMAN — İstanbul belediyesi civarında yeni yapılmış kaloriferli sıcak su ve deniz manzaralı apartman satılıktır. Akşam gazetesinde (Apartman) rumuzuna mektupla müracaat itflö — 2
AYDA 120 LİRA KİRALI — Yeni-kapıda trene bir dakika mesafede 8 odalı kftglr 12 bin liraya bir kati boş teslim edilir satılık ov. Ferdi Belek Türk Emlâk Galata Ömerâbll han 2 nci kat 23 telefon 42368.
4037
EYÜP — Defterdar Yavedut C. 51, 53 iki ev beraber satılıktır. Fesha-ne karşısı 36 Abdullah Gürcrc müracaat. 30'19 —3
MAKTVAN 22.000 LİRAYA SATILIK APARTMAN — Lâlelinin deniz görür, havadaT bir semtinde, on odalı, üç daireli, senevi (140ü) lira irat getiren bir apartman, sahibi elinden satılıktır. Her gün saat lo dan 14 e kadar 20803 e telefon edilmesi.
3079 — 2.
17000 LİRAYA SATILIK A PARTİ-fi MAN — Harbiyede tramvaya nazır fi 3 kat, beton, taş merdiven, banyolu,-u. bahçeli. Her gün 12 - 15 e kadar Ga-,, latada Kürekçiler Demir han 23 No.ya q müracaat. 3070 —
SATILIK YALI — Beykozda 818 M2 bahçeli ve 20 metre uzunluğunda rıhtımı havi 7 odalı yalı 15.000 liraya satılıktır. Taliplerin Sirkeci Selâmet oteli sahibine müracaat. 4051 —
SATILIK EMLÂK — Her semtte her keseye uygun ve boş teslim edilebilir apartman, ev, dükkân, çifllk, köşk satılmaktadır. (Deney Emlâke) müracaat Galata Rıhtım caddesi Kefeli Hüseyin han No. 2 telefon 43840 4057 — 1
SATILIK ARSALAR — Fatih tramvay durağına yarım dakika. Feyzul-lah Efendi caddesindeki 10 x 23 ebadında arsa İle Çamhcada Altuni-zade tramvay durağına beş dakika mesafede koşuyolu asfaltında altı bin metrelik çam korusu saldıktır. Cumartesi. pazar, Kadıköy Kurbağalı-dere İkbaliye M. Raslmpaşa. S. 13 numaraya müracaat. 4061 — 1
C-MUTEFERRİKO J ----------------OT
İNGİLİZCE DERS — Talebelere 70 Q yahut İngilizce hiç bjlmlyenierc evin-de ve yahut evlerinde kolaylıkla bir bayan tarafından öğretilir. Telefon: 81274 saat 12-14 aram müracaat, p* 4038 -M—
ITRİYAT VE PARFÜMERİ İMA-LÂTHANESİ ORTAK ARIYOR — Hâlen çalışmakta olan ve piyasaca ta-^J nınmış bir ıtriyat imalâthanesi 5000 (D liradan aşağı olmamak şartlyle bir-'çg cok yenilikler yapmak üzere ortak q aramaktadır. Akşamda İ. P. rümtHa-L. na mektupla müracaat 4067 —

ORTAK ARANIYOR — Yeni tesis edilecek bir emlâk alim satım mifes-sesesl İçin 4 - 8 bin lira sermaye Oe İştirak etmek İstiyenler in Akşamda Arşları Emlâk rumuzuna müracaatları. 4042 — İ
İLK MATEMATİK DERSİ MECCANİDİR — Mühendis okulu talebesi-■ —----* ---------“"•’l, fizik,
kimya dersleri vermekteyim. Yakıp evlere gidebilirim. Gedkkpaşa Sırayi-çi sokak, 25. Ferit.___402G — _1
AZ SERMAYELİ BİR GENÇ — Bakkal, bayi veya diğer her ne işe alt olursa olsun bir dükkâncı yanında ortaklık aramaktadır. (A.T.G.G.) rumuzuna. 4074 — 1
MÜJDE — Arazisi olup ortak veya satmak isteyen mufassal evsaf ve şe-raltlle fiatini ve adreslerini posta ylm. Hususi cebir, geometri,
kutusu 2173 İstanbul adresine mektupla bildirmeleri. 40 W — 1
KİRALIK YALI — Yenlköyde rıhtımı kendisine alt, 14 odalı, mükemmel mobllyelt bir yalı kiralıktır. Buz dolabı ve telefonu vardır. 38..257 numaraya telefon edilmesi. 4036 — 3
MÖBLE KONFORLU APARTMAN — Yaz mevsimi İçin kiralıktır. Taksim Topçu caddesi Uygun apartımanı, No. 2 ye müracaat._____________2076 — 10
ACELE SATILIK KÂGİR EV — Bebeğin en güzide yerinde iki katlı birinci katta bir oda hol ve mutfağı ikinci katta 3 oda bir hol bahçeli denize manzaralı her tesisat mevcut. Bos teşllm. edilir. Taksim - Kristal gazinosu arkasında Milli EmlâkLş telefon: 82777 3060 — 10
ASRİ DANSLAR — Hususi olarak evlerinde öğrenmek istiyenler Beyoğ-1 lu Anadolu hanı geçidi karşısında Aliyon sokak 19. Prof. Panosyan.
4080 — 7
ALMANCA DERSLERİ — Bir AvrupalI öğretmen bayan büyüklere, ve lisan derslerine devam etmek istlyen talebelere üniversite talebelerine ve doktorlara gramer ve mükâleme dersi veriyor. Her yere gidebilir Akşamda A.B. C rümuzuna mektupla mü-
SATILIK YENİ DİK APART1MAN — Taksime İki dakika mesafede 200 Ura aylık geliri, henüz yeni ikmal edilmiş, konforlu 3 er oda dört daireli yeni apartımnn acele vasıtasız satılıktır. 1-2 arasında 80p93 telefon numarasına müracaat. 3097 racaat. 4066 — 3
MEKTUP LA BUN İZİ ALlMttlNİZ Gazetemiz İdarehanesini acwea olarak göstermiş olan Karilerimizden E.A — 99 — M M. E— S.L.A — G. C — Y. Ders — Ortak — Lessons — D-S — İmalci — G: C — Y. Ders — İ. P — namlarına gelen mektupları idarehanemizden aldırmaları rica olunur.
Usküdarda — iki daireli satLiık ev. Yeni tamir edilmiş îhsaniye denize yakın, fevkalâde manzaralı, konforlu acele vasıtasız satılıktır. 1-2 arasında 80093 telefon numarasına müracaat, 3098 —
İnhisarlar U. Müdürlüğünden:
1 — İstanbul maltepe tütün enstitüsü İlâve inşaatı işi kapalı zarf usu-llyle yaptırılacaktır.
2 — Muhammen bedel 150,534 lira 42 kuruş olup muvakkat teminatı 8776 lira 72 kuruştur.
3 — Eksiltme 24 , 4. 945 salı günü saat 11 de kabataşta levazım şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır.
4 — Şartname alabilmek ve ekslltmtye girebilmek için taliplerin bundan evvel asgari 80,000 liralık bu gibi İşleri muvaffakiyetle yapmış olduklarına dair gösterecekleri vesaikle ihaleden üç gün evveline kadar umum müdürlük İnşaat şubesinden birer ehUyet vesikası almaları lâzımdır.
5 — Şartnameler her gün adı geçen şubeden vesika almış olanlar 753 kuru? mukabilinde verilir. Ankara, İzmir başmüdürlüklerinde görülebilir.
6 — İsteklilerin mühürlü fiat teklif mektuplarını güvenme parası makbuzu veya banka teminat mektubunu ihtiva edecek olan kapalı zarflarını eksiltme saatindim bir saat evveline kadar mezkûr komisyon reisliğine makbuz mukabilinde vermeleri ilân olunur.
7 — Postada vukua gelecek gecikmeler kabul olunmaz. (4108)

I
Zeytınburnu çimento fabrikası Sümerbank i;* le t meşinden:
Aşağıda takribi miktarları yazık kullanılmış malzeme kapalı zarfla satılacaktır.
İsteyenler her gün öğleden evvel Ticaret servisine müracaatla malları görebilirler.
Satış şartnamesini parasız olarak alabilirler
Malın cinsi tahmini miktarı
teminat
Beyaz aıubalâj çuvalı 2440 adet 3QÛ Lira
Hâki ambalâj besi 1860 Kg. 350 >
Kanavlçe ambalaj bezi 850 Kg. 70 »
Kırpıntı bez 850 Kg. 50 >
Hurda çimento çuvalı 75900 adet 150 >
Muhtelif ateş tuğlası 100 Ton 350 >
Hurda karpit fıçısı •1 adet 40 >
Boş teneke 100 adet 20 >
Ambalâj çemberi 3500 Kg. 50 >
13710
Ealılfe 8
AKŞAM
8 Nisan 1MB .
■ Sinir MütehaısİM
Dr. Hulusi Erel
Pazardan başka her gün saat 13 ten 18 e kadar hastalarını kabul eder.
Perşembe günleri fıkaraya meccanen bakılır.
Adres: Cağaloğlu Nurııosmaniye Cad. No. 5. Osman Şerafottln Apt.
KİMYANIN
İNSANLICA YARDIMI
REOSiL
'ÖKSÜRÜK.. BR0H5İTİ OİRHKl ItlİRIR
Sandal Bedesteninde teşhir edilmekte olan Avrupa inalı yeni vaziyette eksantrik bir:
PRE
9 nisan 945 pazartesi günü
satılacaktır.
ZAYİ — Safranbolu Nüfus memurluğundan aldığım ve içinde askerlik muamelem mevcut olan nüfus cüzdanım kaybedilmiştir. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
330 doğumlu: Feyzi oğlu Yaşar Kılıç
Zayi — Alemdar nüfus memurluğundan aldığım ve İçerisinde askeri muamelem yazılı nüfus cüzdanımı zayi ettim. Yenisini alacağımdan h tık m d yoktur. 315 doğumlu
Hüsnü oğlu Mustafa Koçak
ARADA

NEZİHE YILMAZ’m PROGRAMI:
1 — BOZLAK: Bir mektup gönderdin, 2 — YANDIM
AMAN SARI KIZ. 3 — KUŞ BURNUNU BUDAR-
LAR - (Oyun havaları). 4 — BAHÇELERDE ME-
LEME, 5 — SÜPÜRGESİ YONCADAN. 6 — YEKTE
ANAM YEKTE. 7—000
Yeni zengin dekorlar, yapan Z
Her Pazar Saat 3 ten itibaren tekmil programla içkisiz aile matinesi
MUALU GÖKCAt
HACER BULUŞ
■(ACER BULUŞ'un PROGRAMI:
1 — ŞEN GÖNÜL, 2 - MEŞE DAĞLAR, 3 — GENE BAHAR GELDİ, 4 — TAMBURA, 5 — FER AHİ ZEYBEĞİ, 0 — HARMANDALI, 7 — çeşldll ve çok alkışlanan muhtelif Anadolu havaları.
A R M A t R . Telefon: 42633.
İstanbul Halk Sandığı T. A. Ş. den
Sandığımız depolarmda aşağıda gösterilen mallardan mevcuttur. TaHphrln ihtiyaçlarını bildirmek ve mütemmim malûmat edinmek üzere Bandığımız Kooperatifler servisine müracaatları.
12 kat
12 n
12 »
12 »
: Çinko iistübecl
: Yüksek kalite
A — tPLİK : Bükülmüş perde ve ağ İpliği 20 No. 3 kol 24 » 3 n
24 n 4 »
30 » 3 )>
C — t’STÜBEÇ E — LİTOPON
u
B — MANTAR : Balıkçı manian
D — St'l.YEN : İngiliz Siilyejıi
Zayi — Eminönü: Hasırcılar No. 81 de kırtasiyecilikle iştigal etmekteyim 1944 senesinde İstanbul Esnaf odasından aldığım 16171 numaralı perakendeci gurup vesikamı zayi ettiğimden. yenisin! alacağımdan eskisinin hükmü olmadığını bildiririm
Aziz Kabaktepe
Zayi tst. Es. odası 3. meslek gurubu un tevzi mutemetliğinden aldığım 17, 27 mart 945 gün ve (95). (405) No, lı makbuzlarımı zayi ettim. Yenisini çıkaracağımdan eskilerinin kıymeti yoktur, Kadırgada
Simitçi fırını Tabir o ünii®
KENDİR ve KETEN SANAYİİ
Türk Anonim Şirketinden:
6/4/945 den itibaren mer’i Fabrikada testim
D D D
(1213
Beyoğlu Vakıflar Direktörlüğü İlânları
Tahmin olunan kıymet L. K.
Yilzde yedi bucuk teminatı L. K.
12119,87
909.00
Mahallesi Caddesi
AllmdadükkAnı olan Apartmanın yüz yirmide yirmi hissesi
Eski
Eski numarası Yeni TaJ
47 65
49 67
Yevmi ihale 16 '4/045 günü yukarıda evsafı yazılı gayri menkul kopalı zarf usullle müzayedeye konulmuştur. O gün saat On dörde kadar 2490 sayılı kanun hükmüne tevfikan teklif mı-ktuplartnı Beyoğlu Vakıflar Müdürlüğündeki komisyon mahsusuna tevdi «yitmeleri İlan olunur. «4116»
Aşmalı Mescit Meşrutiyet Tepebaşı
29, 29 mükerrer
No. Kuruş
1/2 264
3'4 276
1 2S8
1.1/4 299
1.1/2 321
2 346
21/2 395
3 420
4 491
5 539
Kendir ipleri ve katranlı ve katransız
HALATLAR

Ankara Belediyesinden:
1 — On beş gün müddetle ve kapalı zarf usullle bir adet dizel tulumba grubu satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedel! (28.000' Uradır.
3 — Teminatı 2100) liradır.
4 — Teminat su İşleri veznesine yatırılacaktır.
5 — Bu işin 13. 4 945 cuma giitıü saat 11 de taUblne İhalesi mukarrer bulunduğundan şartnamesini görmek İsteyenlerin her gün encümen kalemine müracaatları ve İsteklilerin 2490 numaralı kanunun 32 İnci maddesine göre hazırlayacakları teklif mektuplarını ihale günü olan 13. 4. 945 cuma günü saat ona kadar belediye dairesinde encümene vermeleri.
(3698ı
N
200 gramlık fazla (Krovaze çıknklama) bobinler çileler ile alelûrnum dokuma sanayiinde müstamel
Bobin, çile ve Turalar:
Kendir ipi 4 - 5 m/m 296 Kr. Kendir ipi 6 . 7 m/m 285 » Kendir ipi 8 - 10 m/m 273 » Kendir ipi 11-12 m/m 261 « Katranlı ve katransız kendir halat 242 kuru? ELYAF
200 gram ve 200 gramdan noksan (Krovaze çıknklama) Bobinler ve çileler ve 200 gramdan fazla olup da bölümlere ayrılmış olan
Çile ve Turalar:
Millî Reasürans Türk Anonim Şirketi
16 Nisan 1945 tarihinden İtibaren Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi İstanbul ve Galata Şubeleri gişelerinde Şirketimiz hisse senetlerinin 18 numaralı kuponları mukabilinde beher hisseye safi olarak 40 kuruş tevziine başlanacağı ilân olunur.
İzmir Belediyesi Eshot Umum Müdürlüğünden
8 m/m İlk 6.5 ton veya 10 m/m ilk 9 ton saç levha İle 160 metre 30 luk putrel alınacaktır. İsteklilerin ihale tarihi olan 10. 4. 945 gününe kadar tekliflerini Eshot umum müdürlüğüne yapmaları. .(4111)
BOBİN VE ÇİLE HALİNDE REFE KUNDURACI İPLİĞİ YUMAKLARI ve CİLASIZ KINNAPLAR
(Sanayide istimal edilenler)
E Çok Kıymetli ARSA —
burnunda bir bahçe satılıktır. Deniz cephesi derinliğe müsavi I hası 1368 metre murabbadır. İfraz olunmak suretlle de satılır. Her I
(Sanayi harici İstimal edilenleri
No. Kuruş NO. Kujuş
4 536
5 584 4 589
6 633 S 637
7 691
8 748 6 685
10 12 843 1162 7 752
14 1259 8 800
No. Kuıuş No. Kuıuş
1.1/2 2 429 453 5 • 590
2.1/2 478 6' 647
3 502 8 761
4 551 10 857
NOT: Siparişin kabul edilebilmesi İçin:
1 — Kunduracı İpliği ve sanayide müstamel İplikler ve Ingiliz sicimi için asgari 400 kilo
2 — Alelûrnum kınnap ve halatlar 2000 kilodan, aşağı olmaması şarttır. Bunların dunundaki siparişler İçin füzuli mü. racaat yapılmaması
3 — Sipariş verecek olanların 510 sayılı kararname ahkâmı mucibince grup vesikalarını hâmli olmalan ve ibraz etmeleri mecburidir
ta

İst. çapa kız öğretmen okulu satmalma komisyonundan
Okulumuzun mayıs 945 sonuna kadar İhtiyacı olup 3/4/945 gününde yapılan eksiltmesinde vermeğe isteklisi çıkmıyan azı 600, çoğu 600 kilo sadeyağı eksiltmesi on gün uzatılmıştır.
1 — Eksiltme 13/4/845 cuma günü saat 16 te Beyoğlu İstiklâl caddesi Liseler muhasebeciliğinde toplanacak komisyonda yapılacaktır.
2 — Alınacak sadeyağın bedeli 2700 Ura ve güvenme parası 207 liradır.
3 — Şartlaşma her gün okulda görülebilir. (42T9)
Nafia Bakanlığından:
Erzurum - Temdidi demiryolunun Erzurumdan itibaren takriben yirmi kilometrelik birinci kısım İnşaatı kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur.
1 — Eksiltme 25 4/1945 târihine raslıynn çarşamba günü saat on altıda Bakanlığımız Demlryollar İnşaat dairesindeki Eksiltme komisyonunda yapılacaktır,
2 — Bu inşaatın talimin edilen bedeli yedi milyon lira olup geçici teminatı 223750 liradır.
3 — Sözleşme projeslle eksiltme şartlaşması, flat cetvelleri, fenni ve genel şartlaşmalar, plânlar. profiller, talimatlar, hesap esasları, flat tahlilleri ve daha başka evraktan mürekkep bir takım eksiltme evrakı elli lira karşılığında Demlryollar İnşaat dairesinden alınabilir.
4 — Bu eksiltmeye girmek Istlyenlerln’ başlı başına bir müteahhit sıfatıyla ve yahut bir müteahhit veya ortaklıktan iş almak veya onlarla ortak olmak suretlle bir defada en az (1,000.000) liralık önemli bir demiryolu İşini başarı İle yapmış olmaları şarttır.
B — Eksiltmeye girmek Istlyenler eksiltmenin yapılacağı tarihten en az üç gün evvel bir dilekçe İle Bakan lığımıza başvuracaklar ve dördüncü maddede yazılı vasıfları gösterir vesikalarla akçalı, tenlik ve sair vasıflarını belirten vesikalarını da dilekçelerine bağlıyarak bu eksiltmeye girebilmek İçin ehliyet vesikası lstlyeceklerdlr. Eksiltme gününden üç gün evvel Bakanlığımıza verilmemiş olan dilekçelerdeki İstekler hakkında bir İşlem yapıl mıyacaktır.
8 — İstekliler, teklif zarflarını 2490 sayılı kanunun ve eksiltme şartlaşmasının tarif ettlğL biçimde hazır Uyarak ve ehliyet veslkalarlle sözü geçen kanun ve şartlaşmanın belirttiği vesikaları da Içlno koyarak eksiltmenin yapılacağı saatten bir saat öncesine kadar makbuz karşılığında eksiltme komisyonu başkanlığına vermiş olacaklardır. (4207)
Tomruk nakli ve istif işi
Devlet orman işletmesi Ş. Karahisar
revir amirliğinden:
1 — Revirimizin koşoluk bölgesi dahilindeki Teke dere rampasında 6209 metreküp tomruğun keltlk çayı deposuna nakil ve İstif işi açık eksiltmeye konulmuştur.
2.Açık eksiltme 10. 4. 946Jarlb ine rastlayan salı günü saat 19 de revirimle merkezinde komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Beher metreküp tomruğun nakil ve Latif İşinin muhammen be-dcll 16 lira.
4 — Muvakkat teminat % 7.5 hesabllo 7450 Ura 80 kuruştur.
0 — Açık eksiltme şartnamesi An karada orman umum müdürlüğünde İstanbul Tokat Zara Giresun revir amirliklerinde görülebilir.
• — istekliler muayyen gün ve »aatte komisyona müracaatları. (4089)
Mer gece yatağınıza girmeden evvel (Robbl Kold Krim) İle beş dakika yüzünüze maaa| yaparsanız cildiniz yeniden tazeleşecek ve gençteşecektir. Ancak bir cildin eyl bakıl* ma» kırışıkların önüne geçebilir,
* U D R A. ■ ALLIK
oa yom
KASAN depoiarlle bütün ıtriyat mağazalarında bulunur.
Yalovadan Odun nakliyesı
Kızılay Aşocaklarından:
Yalova revir amirliğinden satın alman 8000 çeki odun İstanbul* nakledilecektir. Taliplerin şartnameyi görmek üzere Kızılay hanında Aşacakları İdare komitesine müraca atları ve 9. 4. 94S pazartesi günü saat 11 e kadar tekliflerin! vermeleri itan olunur.
SACLARA HAYAT VERECEK BİR İCAT™"^™ saç RDiYOl SAC K il E M i D 1 ’ V L KREMİ
SAÇLARA hayat, intizam, parlaklık verir ve dökülmesine mani olur. Briyantin vazifesini da görür, IMBBMHİ Parfümüri ve Eczanelerden arayınız.
Üniversite rektörlüğünden:
Hukuk fakültesinde (Hukuk muhakemeleri usulü, İcra ve İflâs) ve (Hukuk Felsefesiı doçentlikleri açıktır.
Yabancı dil İmtihanları 5 haziran 1945 salı günü saat 14 te Rektörlükte yapılacaktır. Namzetliği Bakanlıkça kabul edilenler bir hafta İçinde tezlerini Jüri kuruluna vermeğe mecburdur.
Talimatnamede arandan şartlan haiz isteklilerin sıhhat raporu, 5 fotoğraf, nüfus tezkeresi örneği ve İlmi hüviyetini gösteren fişleriyle (fişler Tedris İşler! kaleminden istenecektir.) 29 mayış 1945 salı akşamına kadar Rektörlüğe başvurmaları. (4265)
İstanbul Defterdarlığından:
Kıymeti Temlnati
Dosya No. Cinsi Lira Lira
55100/5513 Eminönü, Zindankapı mah. Yumurtacılar caddesinde 350 ada, 74 parsel, eski 323 yeni 33 kapı No. lı 6 M2 dükkânın 260/720 hissesi. 217 17
55100/6115 Fatih, Mlrabar İlyasbey mah. eski Hacı Manol yeni Hacı Manav sokağında eski 117 yeni 123 kapı sayılı 87 M2 mesahalı ev. 450 34
D. 1/2609 Aksarayda Yalı mah. Yenikapı Kumsal sokağında 833 ada, 9 parsel eski 17 yeni 19 kapı sayılı 100 M2 mesahalı ahşap evin 4/19 hissesi. 650 49
62301/648 Eminönü, Yalı mah. Kâtlb Kasım Boslan sokağında 992 ada, 5 parsel eski 29 yeni 3» kapı sayılı 68 M2 mesahalı arsa. 180 14
D.l/1311 Fatih, Davutpaşa mah. Alipaşa caddesinde 1157 ada, 75 parsel, eski ve yeni 139 kapı sayılı 21 M2 mesahalı kârglr dükk&nln 60/120 hissesi. 390 27
77/3570 Üsküdar, îlısaniye malı. Sultaniye sokağında eski 30 mük. yeni 62 kapı sayılı 327,92 M2 mesahalı arsa. 500 17
«2/9168 Beyoğlu, Bülbül mah. Turan caddesinde 573 ada, 32 parsel eski 75 yeni 77 kapı sayılı 118 M2 mesahalı arsa. S 54 37
99/3085 Sarıyer, Yenlköy mah. Hekim sokağında eski ve yeni 8 kapı sayılı 75 M2 mesahalı arsa. 113 9
74/10659 Şanyer, Ayanikola mah. Terazi sokağında eski ve yeni 10 kapı sanlı 50 M2 mesahalı arsa. 80 9
Yukarda yazılı gayri menkuller 20'4'945 cuma günü saat 14 de Milli
Emlâk Müdürlüğünde müteşekkil komisyonda ayrı ayrı açık arttırma
aavuacaaw.
İsteklilerin muvakkat teminat makbuzları vs nüfus hüviyet cüzdanla-rlle birlikte İhale saatinde komisyona, fazla izahat İçin Milli Emlâk Müdürlüğün a müracaatları. «3891»
İstanbul Defterdarlığından:
Dosya No.
61112'97
Cin,sİ
Kıymeti Teminata
Lira Lira
Defterdarlık anbarında mevcut beher kİ-) loşu 100 kuruş muhammen bedelli 6780 kilo kurşunun satışı 51190/325-1 Galata Balıkpazari Mumhane caddesinde sahilde 48 No. lı Mmtaka Liman Reisliğine alt atölyede mevcut kriko, sanzuman. motör rftaklne-sl, demir çubuklar ve şalinden ibaret 59 kalem eşyanın satışı.
Üsküdar, Rumi Mehmet Paşa mah. Kavak) İskelesi ŞenıM Paşa sokağında eski 60.50 ) mükerrer yeni 8-8 kapı No. lı 159 M2 m»-) sahalı lk! ahşap ev enkazının satışı. (Şart-) namesi Dairede görülebilir). )
61111'461
) ) )
> > )
8780
699
1535,30
1100
146
_______________________________ 99
Yukarda yazılı eşyalar ıfl/4/045 pazartesi günü saat 18 d* Milli £m-1A1P Müdürlüğünde müteşekkil komisyonda ayrı ayrı kapalı zarf usullle satılacaktır.
İsteklilerin nüfus hüviyet cüzdanı İbraz Ve 2490 sayılı kanunun tartta ta çevresinde hazırlanmış yükleme mektuplarını ihale günü mai 14 • kadar komisyon Başkanlığına verilmesi gerektir.
Fazla İzahat İçin Milli Ehılâk Müdürlüğüne müracaatları. aM6ff»
Taşkızak fabrika ve havuzlar müdürlüğünden!
Yapılacak denemelerde gösterecekleri liyakat ve ehliyete göre yevmiye verilmek üzere el ile perçin yapabilecek kifayette 15 perçinci va dayaman İla 4 mütehassis elektrik kaynakçısı alınacaktır.
isteklilerin 16 nisan 945 günü akşamına kadar Fabrikamız müdürlüğüne müracaatları. (4270)

Comments (0)