Evlâtlık ve çıraklarını akşam kurslarına göndermiyen veliler cezalandırıldı
KADIN TERZİSİ
MODEL-MEVSİM
En Yeni Modeller — En uygun Haller
HAZIR — ISMARLAMA
Altıyol — Kadıköy Tek 60523
Sîne 27 — No. 9507 — Fiatl her yerde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 7 Nisan 1945
Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
ATEŞ ÇOCUKLARI
Yazan: A, ADNAN . AD W AR
Dalıa tam 20 sene olmadı, Londraya 30 mil uzakta bir küçük köyde—hem nasıl köy, elektriksiz, gazsız, susuz bir köy — bir küçük dost edindim. Okumuş, yazmış çok terbiyeli bir çiftçi baba He îngilterenin, ismini sokaklara, meydanlara, vermiş büyük bir kilesinin kızı bir ananın oğlu olan bu beş yaşındaki küçük ile çarçabuk bağdaştık. Çünkü benim •— o zamandan beri pek de ileri-lemiyen — İngilizce konuşmamı sabırla dinliyor, ben de onun ana-1 smdan öğrendiği pek temiz înJ gllizcesi ile söylediklerini anlıyordum. Adı James idi: fakat cana dostluğunu göstermek için kendisini sadece Jimmy diye çağırmamı muttasıl tenbih ederdi:
— Cali me Jimmy, cali me Jimmy,
Bu sarı saçlı, mavi gözlü güzel bebek şimdi 24 yaşındadır; hayır belki de kimbilir yirmisine bile basmamıştır. Çünkü beş seneden beri cephe gerisi değil, cephenin ta ksndisi olan İngilterede yaşamış. belki de Faşizme karşı taraf, taraf açılan insanlık cephelerin-öen birinde vuruşmuştur. Her ne isen, nerede isen gözlerinden öperim Jimmy.
Biraz sonra Londranın bir tepeciğinde komşumuz bir mektep hocasının küçük oğliyle tanıştım. Bu resim gibi güzel dört yaşında oğlan fırsat buldukça bahçe kapısından kendi evine girer gibi girer, yanıma gelirdi. Daima neşeli, daima canlı idi. îki sene yan-yana oturduk, ne hasta olduğu-pu, ne ağladığını işittim. Bu. Jimmy kadar sabırlı değildi. Benim yanımda ana dilini anası gibi sövlîyeni bulunca onunla konuşmağı tercih ederdi. Ama ben r,nu da çok severdim. İnsanlar kendilerile konuşmıyan güzel tabiolan heykelleri sevmezler mİ, İşte onun gibi, tîç küçük adlı bu küçüğün şimdi belki hiç adı kalmamıştır dive titriyorum.
Pariste oturduğumuz evin kapıcısının 11 - 12 yaşlarında oğlu Marcel’i hatırlıyorum. Soyadı Malenfant olan bu cocuk hakikatte pek iyi bir çocuktu. İşten, mektepten kurtulduğu ve anasının elinden sıvışabildiği zamanlar bize gelir ve İngilizce öğrenmeğe çalışırdı. Çünkü o mutlaka bahriye mektebine girmek isterdi. Sonra büyüdü, mektebe girmek çağı gelince havayı denize tercih etti. İmtihanım verdi ve mektebe girdi. Onu son defa şık lâcivert üniforması içinde görmüştüm; aslan gibi bir gene olmuştu. Klm-bllir o nerededir? Havalarda bir Faşist kartalının pençesinde, yahut yerlerde bir Gestapo hapishanesinin. bir Nazi kampının gaz odasında can mı verdi? Yahut kendi memleketine atılacak gülleleri yapan bir fabrikada kırbaç altında hâlâ çalıştırılıyor mu? Sana da memleketinde isen saadetler. yâdellerde isen selâmetler dilerim.
Dostum ve arkadaşım bir profesörün evine uğradıkça bir gün tir zayıf yüzlü, san benizli bir genç düşünür gözlerle, başka bir gün diğer bir genç gözlüklerinin altından gülen gözlerle bana kapıyı açardı. Bunlardan birincisi Sorbonne Fen fakültesinden mezun olmuştu. Sonra babası onun matematik müsabakasını kaza narak lise hocası olduğunu bana yazmıştı. Anadan, babadan oku muş bir ailenin bu okumuş ve değerli çocuğu geçen sene Vos-ğcs’Iarda yakalanarak İşçi diye torla. Almanyaya sürüklenmiştir. Fakat Sorbonne edebiyat fakültenin! bitiren coğrafyacı gözlüklü genç Colmar geri alındığı sırada paraşütçülük yaparken bilglsile uğraştığı "yer den ayrılmış yahut "yer» e katılmıştır Ağabeyisin? selâmet, kendisine rahmet dilerim.
Cok sene oluyor bir yaz, su hasretini gidermek için, Oise nehri kenarında bir küçük otele misafir plduktu. Dağ gibi genç bir adamın yanında, cılız, san benizli 9 yadlarında bir kLZ cocuğu her sabah babasına katilı*, nehre (Arkası sahlfe 2, sütun 5 de)
r~;-------------~-------7
Türk-Rus muahedesinin feshi
Rus deklârasyonuna cevap verdik
Cumhuriyet hükümeti, yeni bir muahede akdi için kendisine yapılacak teklifleri büyük bir dikkat ve hayırhahlıkla tetkike amadedir
Müttefik tankları Hanovere vardılar
Batıda ilerleyiş aynı hızla devam ediyor, dün de 7 şehir alındı
Londra 7 (A.A.) — Batı cephesLnde seri İleri hareketler devam ediyor. İki bfiittefüc kolu Hanover istikametinde İlerlemektedir. Başka kollar da. Etilden, Bremen ve Bul derze istikama-
Ankara 7 (A.A.) — Sovyet hükümeti 19 mart 1945 tarihinde Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında 17 aralık 1925 tarihinde aktedilmiş olan Türk . Sovyet muahedesini, bu bahdaki protokol alıkânu-na tevfikan, feshetmek arzusunda bulunduğunu Türkiye hükümetine bildirmiştir,
Sovyet hükümeti, Cumhuriyet hükümetine Türkiye ile Sovyetler birliği arasında dostane miinasebatı idameye hizmet etmiş olan işbu muahedenin kıymetini takdir etmekle beraber bilhassa son ikinci Dünya harbi esnasında vukua gelen derin tahavvüller dolayısile mezkûr muahede, nin yeni şartlara uygun bulunmadığını ve ciddi tadillere ihtiyaç gösterdiğini müşahede etmek lüzumunda kaldığını bildirmiştir.
Meseleyi tetkik ettikten sonra Cumhuriyet hükümeti 4 nisan 1945 te Hariciye Bakam Bay Haşan Saka tarafından Sovyetler Birliği An-
kara büyük elçisi Mösyö Vi-nagradov'a tevdi edilen bir deklarasyonla Sovyet hükümetine Türkiye ile Sovyetler Birliğini uzun zamandan beri birbirine bağhyan iyi komşuluk ve samimi dostluk mü-nasebatını daima idame ve tarsin arzusunda bulunmuş olduğunu, Türk - Sovyet dostluğuna büyük hizmetleri dokunmuş olan 17 aralık 1925 muahedesinin kıymetini tebarüz ettirmek istediğini ve Sovyetler Birliği hükümeti tarafından izhar olunan fesih arzusunu kaydeylediğini bildirmiştir
Binnetice, Sovyet hükümetinin inkıza etmekte olan muahede yerine iki tarafın bugünkü menfaatlerine daha uygun ve ciddi tadilâtı İhtiva eden diğer bir akid İkamesi hususundaki telkinatını kabul eden Cumhuriyet hükümeti mezkûr hükümete bu maksatla kendisine yapılacak teklifleri büyük bir dikkat ve hayırhahlıkla tetkike âmade bulunduğunu bildirmiştir.
MURAHHAS HEYETİMİZ
Adanadan geçti ve hararetle uğurlandı
Adana 7 (Telefonla ı — San Fran-cisco'ya gidecek olan Türk heyeti dun saat 14.30 da Toros katarlJe şehrimize gelmiştir. İst anyonda Vali B. Akif, Millet Vekilleri, belediye ve vilâyet müdürleri, ordu mensupları ve kalabalık bir halk kütlesi tarafından karşılanan heyet üyeleri üç buçuk aaat kadar burada kaldıktan sonra saat 18 de Kahlre'ye müteveccihen yollarına devam ettiler.
Hariciye Bakanı, hareketi »masında halka hitaben «Ban Franclsco'dan hayırlı neticelerle döneaeğiırdzl timi dediyor npı» demi» v» hararet!» alkışlanmıştır. __
Tokyo bu sabah bombalandı
Londra 7 (AA.) — Amerikan süper uçan kaleleri bu sabah Tokyo il» Na-goya’yı şiddetle bombardıman etmişlerdir.
Bir maaş ikramiye
Bu yardımdan memurlar gibi mütekait, dul ve yetimler de istifade edecekler
Ankara 7 (Telefonla) — Memurlara yapılacak para yardımı hakkındakl kanun tasarısı Büyük Mlllt Meclisine verilmiştir. Evvelâ yardımın maaşın dörtte üçü nispetinde yapılması muvafık görülmüşsa de, sonradan tam maaş olarak verilmesinin daha uygun olacağı neticesin» varılmıştır. Tasan önümüzdeki hafta içinde Büyük Millet Meclisinden çıkacağı için, birer maaş nispetindeki yardım tevziatı bu ay İçinde yapılabilecektir.
Evvelce de yazdığımız gibi, bu yardımdan, müesseseler baremine dahil banka ve diğer teşekküller memur ve müstahdemleri de İstifade edecekleri gibi, mütekait, dul ve yetimlere de birer maaş nispetinde İkramiye verilecektir. Projenin «on şekline göre, kan kocadan yalnız bir tanesi yardım görecektir.
35,000 lira nasıl sırra kadem bastı?
B. Nuri, uyanıp ta mağazasına gidince kasasında bulunan paraların yerinde yeller estiğini gördü
tinde yol almaktadır.
Dokuzuncu Amerikan ordusunun birlikleri Wesser üzerindeki köprü-başlarından İtibaren dün 8 kilometre ilerlemişler ve Hanover’e 30 kilometre mesafeye gelmişlerdir. Şimale doğru yol almakta olan bir İngiliz zırhlı kolu TCesser'in 7 kilometre doğusunda bir noktaya ulaşmıştır. Bremen’ln 60 kilometre cenubunda bulunan Dipsholts İşgal edilmiştir.
Şimal batı Almanyada, Müttefik kuvvetler! Almelo’dan itibaren 65 kilometre İlerlemişler ve Emden yolu üzerinde Metens’l zsıpt etmişi erdir. Meteııs, Etnden’e 70 kilometre mesafede bulunmaktadır.
Holanda'da. KanadalI birlikler Deven tor’e iki kilometre yaklaşmışlardır. Bu birlikler Zuiderze istikametinde ilerlemektedirler.
Ruhrda Amerikan kuvvetleri Hamm şehriyle bütün garlarını ele geçirmişlerdir.
Üçüncü Amerikan ordusu Ayzen-haff şehrini ele geçirmiştir. Ayzen-haff, Rhln geçlldlglndenberl görülmemiş bir bombardımandan sonra zaptedllmlştlr. Ayzenhaff'm hemen cenubunda Maynlngen de Amerikan kuvvetlerinin elinde bulunmaktadır.
Yedinci Amerikan ordusu sertleşmiş bulunan Alman mukavemet! at bütün kesimlerde çökertmiştir. Bu birlikler Haylbrun'u ele geçirmişlerdir.-
Stutgard’a doğru
Nevyork 7 (A.A.) _ Yedinci Amerikan ve birinci Fransız orduları stutgart ve Bavyera’yr doğru ilerlo-mc-ktcdlrler. Almanlar burada s?rt müdafaada bulunmaktadırlar.
Nevyork 7 (AA.) — Fransız kuvvetlerinin Bretten şehrini almış oldukları bildirilmektedir.
Emden ve Bremen üzerine yürüyüş
Nevyork 7 (A.A.ı — Almanya muharebesine dair alman son haberlere göre, bir İngiliz ordusu Bremen üzerine, bir Kanada ordusu da Emden üzerine yürümektedirler.'
Orta Almanyaya paraşütçüler indiriliyor Paris 7 (AA) — Müttefik umum! karargâhından gelen haberlere göre. 4 Amerikan tümeni elli kilometrelik bir cephe üzerinden Gotha'nın şimalinden cenuba kadar uzanan bir sahada Almanya'nın merkezine doğru ilerlemektedir.
Alman haberler ajansı, Apıcrikalı-ların Erfurt’un 18 kilometre şimal doğusunda bulunan Langshnld’a paraşütçü birlikler İndirmiş olduklarını bildiriyorlar. Erfurt, Palton birliklerinin ilk hedefidir.
Alman radyosu, dün geceki yayınlarından birinde bu Amerikan kuvvetlerinin Armsdat'a girdiklerin! bile bildirmiştir.
Müttefik tankları Hanover’e vardı Londra 7 (A.A.) — Hanover radyosu bu sabahki yayınlarından birinde, Müttefik tanklarının şehrin cenup dolaylarında çarpışmakta olduklarını bildirmiştir
Biraz sonra aynı radyo şunları ilâve etmiştir:
(Mütteflk tankları şehre yaklaşmaktadırlar.»
Viyana’nın içinde şiddetli savaşlar
îki mahalle ele geçirildi, birçok binalar yıkıldı, şehir susuz kaldı
Londra 7 (A.A.) — Sovyet kuvvetleri viyana mahallelerinde şiddetli çarpışmalar vermektedirler. Ikl ölş mahalle daha ele geçirilmiştir. Bunların arasında silâh fabrikalarının bulunduğu Şfeşadt vardır. Bu, Viya-nanın merkezine İki kilometre mesafededir.
Malinovksy kuvvetleri Petronel'i ele geçirmiş ve başka meskûn yerleri de zaptetmiştLr. Bu ordunun birlikleri Tuna nehrinin sağ kıyılarını takibe tmektedlrler.
Dün akşam Viyana radyosu, Vlya-nalllardan her şeye rağmen sonuna kadar çarpışmalarını İstemiştir. Viyana radyosu, Viyana’nın daha şimdiden hasara uğramış olduğunu, bir çok bina kümelerinin yıkıldığını, tramvay hatlarının karmakarışık olduğunu bildirmiştir.
Viyana radyosunun spikeri, şehrin susuz olduğunu İlâve etmiştir.
Sovyet kuvvetleri Moravya'ya 60-kilometrelik bir cephe üzerinden varmışlar ve 50 den fazla meskûn yeri ele geçirmişlerdir.
Macaristan ve Yugoslavya hudutlarından itibaren İlerlemekte olan Sovyet birlikleri yeni kazançlar temin etmişlerdir.
Sovyet tebliği, doğu cephesinde son 24 saat içinde Sovyet kuvvetlerinin 16.000 esir almış olduklarını bildirmektedir.
Paris 7 (AA.) — Viyan» radyosu dün gece bir müzik yayımını kesmiş ve şöyle demiştir:
a Viyana şimdi Sovyet topçusu tarafından bombardıman edilmektedir. Diş mahallelerde kanlı sokak çarpışmaları cereyan ediyor.» ,
Spiker konuşurken mikrofonda top
seslerinin gürültüsü işitiliyordu.
Paris 7 (A.A.) — Alman haberler ajansı. Sovyet kuvvetlerinin lalr kaç gün süren durgunluktan sonra yeniden faaliyete geçtiklerini ve Koehlgs-berg kalesine yeniden şiddetle taarruz etmekte olduklarını bildirmiştir.
Mahiyeti İti bar İle çok cüretkfiran» ve garip şekilde İşlenen bir soygunculuk tahkikatı Adilyey» intikal etmiştir. otuz beş bin küsur liralık bir servetin ortadan yokedİlmesini Inta-ceden bu hâdlae hakkında bir muharririmizin yaptığı tahkikat »öyledir:
Önce, Tahmis civarında kuru kahvecilik eden, bllâhara kahvenin İnhisara geçmesi dolayısile ticaret şeklini yemlşçillğe çeviren Nuri isminde bir zat, muhasebe İşlerini tutmağa Nlko İsminde birini memur etmiştir.
Nlko. Bakırköyde oturan Uranya ismindeki kız kardeş! ve Anna, Elcnl adlarınk! kız kardeşinin kızlarlle bir
plân kurarak. Nuri'nin binlere» lira servetin» konmak istemişlerdir.
Nuri’nin iddiasına göre, Nlko sene-başı bllftnçosu tanzim etmek üzere defterleri, kız kardeşinin evine götür-(Arkası sahlfe 3, sütun 9 de)
DİKKATLER;
Bu kadar kâr,..?
HAFTA KONUŞMASI
Bu dünya neler görmüştür?
Yazanı Refik lialld Karay Yarınki AKŞAM'da
Elektrik, Tramvay ve Tünel idaresi bir yılda 1.760.105 lira, safi kâr etmiş. Normal zaman olsaydı, bir umunıt hizmet mü-essesesl için buna «kâr değil, ihtikâr» derdik. Şimdi İse tesellimiz şudur:
— Bu idarenin kullandığı her şey o kadar eskimiştir ki, İnşallah, ilk fırsatta bu kârların temin ettiği imkânlarla yeniler. Onun İçin bu kadar kârın fazla aleyhinde bıılunmıyalını
Created by free version of 2PDF
Almanlar, îtalyanlar vasıtaaile de «vvUvte-. ,r şebbüsünde bultndular
Berne 7 (A.A.) — Buraya gelen t(-yidedllmemlş haberlere göre, İtalya-da Almanlar Müttefiklerle müzakerelere girişmek için gayret sarMmck-tedirler. Bu haberlere göre. Almanlar tarafından esir edilmiş 2 İtalyan mukavemet hareketi üyesi serbes bırakılarak murahhas olarak gönderilmiştir. Bunların biri Mllâno'da Almanlar tarafından esir edilerek Ve-rone’de hapsedilmiş olan kuzey İtalya kurtuluş komitesi üyelerinden albay Ferrucclo Parrl’dir Daima aynı haberlere göre, dön Milâno'dakl Ai-Bian kıtaları kışlalarında gözaltı edilmişlerdir.
Günler Geçerken
Yeraltı faşizmi
Harbin sürüp gittiği altı yıldan beri gazetelerde savaş konusu ayırdedilince en çok yer tutan haberler, yeni keşifler ve icatlarla münasebeti olanlardır. Bunlar arasında da ilâçlar birinci, yapı malzemesi ikinci geliyor. Hele yirmi dört saatte, hiç bir eksiği kalmadan kurulan takma evler bizim gibi yapma evleri olımyan-lan yakından oyalamaktadır. Tariflerine ve resimlerine baktıkça — bir gün gelir, kapısını da açarız diye — şimdilik İçimiz açılıyor, Çelik kadar sağlam ve ateşe dayanıklı tahtalardan veya bir takını plâstik maddelerden, hattâ duvar yerine kırıtmaz canı bölmelerle yapılacak binaların bildiklerimize benzemiyeceğini, yalnız yangına değil, zelzeleye de göğüs gereceğini söyleyenler çok. Yeni kurulacak şehir plânlarında da az katlı ve geniş bahçeli evlerin teşkil ettiği mahalleler yer alacakmış Bu harbinin hepsi hem fert, hem hükümet olarak bizi düşündürmelidir; düşündürdüğüne d® güveniyorum.
Şunun için düşündürmelidir: Anaclolıınun büyükçe bir kısmı zelzele bölgesidir; hattâ zelzele bölgesine düşmediğini sandığımız Adana tarafları da yakında yer sarsıntısına uğramış, zarar görmüştür Demek kİ memleketimizde bundan sonra yeni icatlardan faydalanmak ve şehirleri yeni plânlara göre genişletmek, yahut tekrar kurmak Icabedecektir, Beton bina, bol para harcanarak ve hileye meydan verllmlyerek tam mânasile beton yapılmazsa zelzeleye dayanmıyor. Sonra kasabalarımız arsa pahalılığı ve arsa sizlik diye bir zorluk tanımaz; toprak geniştir; hükümet binalarını da, hususi evleri de iki kattan yüksek tutmayabiliriz ve yanyana, birbirine dayanmış yapılan yasak edebiliriz. Okulların, hele yatılılarının ve hastanelerin paviyon biçiminde, ayrı ayn dam altlanna ayrılması birçok can kayıbını önleyebilir} ayrca binaların arası bahçelerle süsleneceğinden manzara güzelliği de sağlanmış olur. Son harbde. harbi semtimize uğratmadık; fakat zelzeleden de başımızı alamadık. İkinci cihan harbi belki uzun müddet dünyaya bir banş devri açacaktır-, ama aynı devir İçinde Faşist taşkınlıkları gibi yer sarsıntılarını da durdurup Arz tabakasını da uslandırmak imkânı bıılıınamıyacaktır
Ne yapalım kl temkinli, ağırbaşlı Anadolumuzun altında kabına sığmaz bir cin mekân tutmuş; arasıra bizi çarpıyor. Onun şerrinden yeni keşiflere sarılarak, fedakârlığa kananarak az çok kurtulmamız ihtimali de çoğalmaktad-r.
Refik H~* ’ ’r.ray
Sahlfe 2
fiB81M
l
HAFTA SON» NOTLARÎ}
Rubab-ı şikeste
Yapılan hıınr» hıi«M>ml»r bilim büyük, lnsaıı şairimiz Tevfik Fikret'i yıtanunuştır. Düş-oııınları tarştstnda bu kadar sağlam duran koca şairi. öğrendiğimize göre bir dostu, yani onu sevenlerden, Merinin yani Basiller tarafından da okunmasını arruia-yan biri yere vurmuş. Nasıl mı? Rubab - 1 - Şikeote'slnl yeni harflerle basmak sürelik'. Bu kitabı •öyle bir guaden geçiren muharrir Ulan ay arkadaşının kitapta o kadar çok yanlışa, o kadar çok (Hİ-şUlcIüklvre, o kadar fazla icınp dökmelere taslamış ki yazdığı yazıda •Rubab-i-Çi keşte hurd - u - hâş oldu* diyor. Verdiği misaller Rübabı Çlkosto’nin. hakikaten param parçâ edildiğine İnsanı inandıracak mahiyettedir. Yazık! ’
Yalnız Ulıınay’ın şaştığı bir »okta daha vur: Bu kitap çıkalı «pey anman olduğu halde «bahset-rtnler» diye hiç bir mttharrirc gönderilmemiş Arkadaşımız okunmak tkere çıkarılmış bu kitabın Adete *yalarak yanarlara gönderilmeme-«nln sebebini bir tflrlu anlryama-anış görünüyor.
Halbuki mesele meydandadır. Şayet göndcriiseydl ülunay bu yazıyı glrndl değil kitap çıktığı zaman yaracak. RnBab - ı Slkeste'yİ berbat edenlet I daha o zaman berbat edecekti. Hata, boyla bir hitabı sandıklara jrrleşttmıeyip manavın göreceği •eklide vitrine kwy-m* Madır
V
Tedbirli kitapçılar
Har kitapçı çıkardığı kitaplardan gazetelerde bahsedif-»miri.-»ı teter. Amma her hakle içi Ejılışlarla dolu böyle bir Rtıb.ıb - 1 kerte gibi muharririn, mdnckkl-ra eline geçmemesini İstedikler! kitaplar da vardır. Tedbirli bir kitapçı. elinden nasılsa bir kaza çıktığı zaman bile Lfl kadere bırak-mat. fcötd İhtimali önlemeye çalışır Meselâ Şöyle:
Geçenlerde Ur kitapçının öuönden geçiyordum. Sahibi bana btr kitap uzattı:
— Bu kitabı yani çıkardım, nv-alesef iyi olmadı, tim de bir tane veriyorum. Teiniz mümkün» oiro-numanızı rica ederim, dedi.
■
Yatsıdan sonra n6ra
C ehriml* bir grip salgını ae-
Ç* çlrdi. Yirmi, yirmi beş gün evvel tutulmaya bağladık. Bir müddet hastalığın salgın halde olup ‘ olmadığı İncelendi. Nihayet anla-gılarak on gün evvel mektepler, bir AB sonra sinemalar tiyatrolar kapatıldı. Birkaç gön evvel de müddetleri bittiğinden açıl Ihlar. Bu arada'' Ömürlerinde Hç grip olnıl-yanlar bile gripln, ne olduğunu Öğrendiler. Onunla savaktılar, lyllea-tller.
Dün gazetelerden birini açtan. Doktorlarunıadan birinin ucun bir makalesi: «Grip nedir? Nasıl tedavi edilir?*
.Yatsıdan sonra nâra .» ettefl aklıma geldi.
■
Lütfen beni koruyunuz
Naillerin ne olacağı belli da-ğil. ölümle firar arasında mütereddittirler. Geçenlerde Mareşal Oörinrin İntihar ettiği haber veriliyordu. Ütl gün avTcl yabancı bir memlekete kaçtığı bildirildi, ölümle hayat bu hnrbdc biri birine çok karıştığı İçin İntihar eden adamın bir kaç gün sonra yabancı bir memlekete kaçtığı haberinde tuhaftık görmüyoruz Yalnız Nmü şefleri başka memlekete sığınmı-ya knltarlaraa bir az garip olacaktır. Zira btr Nuri şeftntn. hatta tarar sız bir memlekete nCmmaaı şu demettir:
— Altı senedir size buner. zahmetler çektiren benim. Lütfen beni koruyu rrtrtil»
ŞEVKET RADO
Valinin beyanatı
îstanbulun 500 üncü fetih yılını kutlama programı
Yapılan tahminlere göre 120 milyon lira harcanması lâzım gelecek
__ . _ , ________INl’an 1*b»w
Zonguldak cinayeti dâvası sona erdi
Kondüktör Faik’ı öldüren Ayşe Türkkan, 7 sene,
4 ay hapse v« 1.000 lira tazminata mahkûm oldu
Goering kayboldu
2" rivayete göre mareşal yabancı memleketlerden birine kaçmış, diğer bir şayiaya göre ölmüştür
Nevyork 6 (AJu> — Avrupadan alınan haberlere göre, Hitlerln kendisine halef olarak tâyin ettiği mareşal 0(x-ring ortadan kaybolmuştur.
Brvne'deu gelen bir telgrafta, Goe-vtae'ia haftalardanberi halk öniıue çim .-siıgı ve yüksek nail mahfillerinde Goefing'lo Oeatapo çcfl Himm-ler arasındaki husumetten tekrar açıktan açığa bahsedildiği bildiriliyor.
Diğer taraftan. Londra telgrafları. Goering’ln kaçmış olduğunu bildiriyorlar.’ Go'”,lng,ln tarafsız memleketlerden bîrine kaçmış olmam fikrine meyyal bulunan Hitlcr, yabancı memleketlerdeki ajanlarına, sıkı surette araştırına yapmalarını emretmiştir. Londra telgraftan bu habere ilâveten, son zamanlarda şatozu Müttefik kuvvetlerin eline geçmiş bulunan prens Enyelbert Kari von Aran-berg in. Gocring'in ölmüş olduğunu söylediğini bildiriyorlar.
rinde hâki üniformalı şahısların tecavüzüne ağrıyan otomobilde öldürülen hüviyetleri bildirilmemiş şahıslardan birinin de Goering olduğu söyleniyor.
Alman radyosu bu esrarlı cinayet faillerinin tutulmasını temin edecek otan kimseye 100,000 mark ikramiye verileceğini yayınlamıştır.
Avuaturyadald Geatapo şefi öldürülmüş Londra 0 (AA) — Bugün Moskova radyosu, Avusturyadakl Gestapo şefi Dletrich'in Graz'da öldürüldüğünü bildirmektedir.
Vali v« Belediye Rotel Dr. B. Lûtfl Kirdar, dün gaı»tecilerie mutad aylık toplantımı i yspte
Doktor B. Lûtfl Kirdar sözünü umumi meclis tarafından kabul edilen yeni bütçe De şahlr ihtiyaçları ve galirlerine temas ederek başlamış ve demiştir kİ:
Şehrin ihtiyaçları ve gelirleri
Harbin yarattığı vaziyetler dolayuJ-le, belki söylendiği gibi şehirde zengin 1er çoğalmış, halkın bir kısmı refahn kavutmuş İse de diğer bir kumu geliri artmamış ve hattâ azalmış, yaşama •eviyesi düşmüştür. Bu yüzden şehrin gelirini ar 11 ırmak İçin yeni varidat kanunları da çıkarılmamaktadır.
Gelirdeki bu darlığa mukabil İhtiyaçlar v« istekle alabildiğine artmıştır.
Her İhtiyaç için Avrupa şehirlerinden mlsalRr gösteriyor, buhranların oralardaki gibi IuitşiIanmasını istiyoruz, fakat hatırlayıp İstemediğimiz ve elde edemediğimlz şeğ. mümasil Avrupa şehirlerinin gelir nispetidir.
Bu vaziyet karşuuıda, genel olarak halk dileklerinin ve bilhassa bunlardan maarif, sıhhat ve içtima! yardım ve yol - fşlrrlne tefillnfc eden ihtiyaçların, bir kaç yıl İçinde, teminine İmkân buhmamıvacaöı açık bir hakikattir.
Halkın yalnız yol İsteklerinin yerine getirilebilmesi için 20 milyon lira arfedllmest gerektir. Bu para, 15 milyon Uradnn ibaret bulunan bütün belediye gelirinden bile fazladır.
Bu vaziyette, şehrin gelirini İhtiyaçlara taksim ve bütçeyi düzenlemek ve denkleştirmekle mükellef olanlar, halka islediklerinin yüzde onunu bile vermekten ürüntü ve teessür duymaktadırlar Yen! bir işe başlamak şöyle dursun, mevcut hizmetleri devam ettirmekte bile güçlük çekilmektedir. Neteklm yeni ytdl aylık bütçede yolların daimi masrafı, tamiri ve yeniden İnşası İçin 1,930-116 Ur* ayırabildik, Bu yekûna vilâyet yolları da dahildir. Halbuki bu paranın mevcut yolların valnlz tamirine bile kâfi gelmiyeccğl şüphesizdir
Bugünkü maarif ödeneğinde görülen bir milyon üç yüz küsur bin liralık yükselişe rağmen, şehirde daha, ÎO yeni ilkokul binasına ihtiyaç vardır Buna mukabil bu sene şehir İçinde yalnız İki yeni okul binası yaptırabilmekteyiz
500 üncü yıldönümü hazırlıkları
İstanbul fethinin 500 üncü yıldönümünü, bu tarihi olayın önfmine lâyık bir seklide kutlamağı düşünmüştük. Bu fikir herkes tarafından büyük bir Hol İle ve tam bir oy birliği
ile karşılan dı Bunun üzerine gereken hazırlıklar başlamak üzert hUkûme- dlr.»
ttmlzle tamaalurda bulunduk. Hükümetimle tür taraftan kütlem^ kanunu tasoruB hnnrlarkan buna gOre yapılacak işler ve gereken Ödenek miktarları da tesblt edilmiştir.
Bu teşebbüs tahakkuk ederse |eh-rln İmarı hakkındaM program da kutlama haşiriıklarile beraber mühim kısnu itibariyle tatbik edilmiş olacaktır.
Bayın Maarif Bakanımızın Başkanlığında yapılan bir toplantıda hasır-tanen kutlama kanun tasarısına göre, «İstanbul fethinin 500 üncü yıldönümünü kutlama kurulu* adiyle Sayın Başbakanımızın başkanlığı altında hükmi şahsiyeti haiz bir kurul teşkili düşünülmüştür. Bu kurul 1853 yılı 29 mayısından 28 kasımına kadar 0 ay bir mili! milletlerarası kültür ve sanat bayramı halinde 600 üncü yıh kutlamak İçin lûmmgeien tedbirleri alacaktır. Tasan halinde bulunan katlama kanunu kabul edildiği takdirde hazırlıklara bir kat daha hız verilecektir.
Harcanacak ödenek miktarını 120 milyon lira olarak tahmin ediyoruz. Bunun 86 milyon lirası yapı ve bayındırlık, 20 milyon liran m üreler ve e.tid eserlerle onarım İşlerine ve 14 milyon lirası d” bilim araştırmaları, sergiler ve kongreler, basın ve yayrn, şenlikler ve tören İşlerine karşılıktır,
Yapılacak muazzam yapı ve bayındırlık işlerinin başhcalan: Saray-bumıı - Yedi kule sahil yoHyle yeni yapılacak tünelin önerindeki Sultanahmet - Samatya yolu, olimpiyat saha ve köyü, Sultanahmet meydanının tanzimi, Eminönü - Süleyman İye yolu, Fatih - SultanselIm, Fethiye, Ka-ariye ve Mlhrlmah camilerine çıkacak olan Unfcapanı - Edlmfkapı yolu. Eminönü - ünkapanı yolu. Saray-burnu - Fmlnörill sahil yolu.
Zeytinyağı meseleıi
Vali, şehrin muhtelif işlerine itme ettikten sonra zeytinyağı meselesine göçerek Ticaret Bakanlığı tarafından verilen son karara göre İstihsal bölgelerinden getirilen Zeytinyağlarının 254 perakendeci bakkala verilerek satışa çıkarıldığını söyledikten sonra, zeytinyağı satan bakkallarda her arandığı zaman yağ bulunamadığı ynlundkl şikâyetler ürerine şunları demiştir:
«Bunun başlıca sebebi, istihsal bölgelerinden şehrimize kâfi miktarda yağ celmemesidir. Çünkü şehrin zeytinyağı Ihtlvacı haftada 300 - 320 tondur. Halbıtkl bir aydan beri perakendeci bakkallara verdiğimiz zeytin ve pamuk yağırım miktarı 21fl tondur. Fakat İzmir incir ve üzüm tarım salı* köoperatinerf b'rlIM de 1001 - 1200 kilo rattığından ihtiyaç ile arz arasındaki fark ayda «0 tona İnmekte-
longuldnk 7 (Telefonla) — AJtf oy kadar «vvvl Ankara'dan Bonguldak'a gelen tren içinde btr cinayet lılcnmlş, Ayşe Türkkan. diğer temi Dervişe adında bir kadın nnmusuna tecavüzde bulunulduğu İddiası U* tren kon-düktör| Faik KoçhlsarlTyı tabanca ile öldürmüştü.
Bu cinayetin ağır cezada devam edilen duruşması dün bitmiştir. Bu defaH celse, müdaafa ve karar celsesi olduğundan salon hıncahınç dolu !dl ve kalabalığı, şehrimiz sosyetesine nıen.rup kadınlar teşkil ediyordu. Evvelâ, o gün trende Ayşe Türkkan’a arkadaşlık ettiği tesblt olunan subay Fikret BöZen'ln istinabe suretfle alınan ifadesi okundu. Bubay Fikret ifadesinde şöyle diyordu:
— Ayşe Türkkan komşumuzdur. Ailece tanışırız. Hftdi.se günü seyahat ettiğimiz trende kendisini kompartımanında ziyaret ederek Mr müddet konuştum ve istirahatını temine çalıştım.» diyordu.
Vakada ihmal) görülerek yargılanan Ankara polislerinden Osman Zalm. mahkemeye gönderdiği bir dilekçede 38 saattenberl bllft fâsıla çalışmakta olduğunu, yorgunluk ve uykusuzluk tesirli», o sırada trende uyuya kaldığın) hâdisede ihmali bulunmadığını bildirerek bernetlnl istiyordu.
Okunan doktor raporuna p!öre ÖIÜTirfin. kurşunun kalbin İki milimetre ynkınmdan geçip koltuk altından çıkması İte husule getirdiği yaradan ileri geldiği anlaşılıyordu
Bundan sonra maktul kondûirtör Faik Koçhf&arlı'nuı esi bayan Naciye Koçhuarlı'nın vekili Ankara avukatlarından B Sadi, Ayşe Türkkan'a taarruz eden adamın Fılk Koçhfsorlı olup olmadığının henüz tesblt «■dilemediğini. bu hususta hiç Mr delil bulunamamış olduğunu, maznunun ifadesinden başka bir esasa İstinat edl'-mcdlnt söyledikten sonra suçlu Ayşe Tilrkkan'm birinci İfadesi 11e İkinci ve flrOnCfl İfadeleri arasındaki mü-bayeneti tebarflş ettirdi ve:
— Suçlu birinci İfadesinde kendisine tecavüz edenin Faik olup olmadığını teşhis edemediğini söylediği lıal-fle bundan sonraki İfadelerinde mütecavizin Faik olduğunu söyledi. Binaenaleyh İlk İfadesinden sonraki İfadeleri mesmu olamaz.
Dedikten sonra sözlerine şöyle devam etti:
— Ölü Faik Karenin eski vc çok namuslu btr mamurudur Kendisi böyle bir tecavüzde bulunmak şöyle dursun kadın tarafından bir teklif bile vaki olsa kabul edtmiyecek kadar pısırık bir insandır.D
Avukat, maktulün geride kalan eşi Naciye Koçhlsartı İle üç çceuğu için taiebedfteo tazminatın verilmesini 1»-tiyrrek sözlerine nihayet verdi.
İddia makamı, Ayşe Türkkan de polis Osman Zafm'in trczlyeJerinl istedikten sonra suçla avukatı B. Teville müdafaaya gfçtl ve 45 dakika devam eden müdafaasında müekkilesinin bu cinayeti maruz kaldığı taama dolayıslle geçirdiği dimağ) teşevvüş ve kuvvetli sinir buhranı e-m asında ve cinneti muvakkate anında işlediğini, Ayşe Türkkan m namus ve şerefin! her şeyden üttün tuttuğunu. Faik Kothlsarh'nın evvelâ Ayşe Türkkan'a itimat ve emniyet telkin ederek *nu tek başına bir kompartımana yeı lcş-tinltğtni. sonra da elektriği söndürüp bu kompartımana girdiğini ve ka 'ma tevnci'rzde bulunduğunu söyledi
Celseye 25 dakika ara verildikten sonra tarar tefhfm «fildi: Maznun Ayşe Ttirkkanhn ceza kanununun 449 uncu maddrri 11® 22 sene ağır hapse ve müebbetlen âmme hizmetleri iden mahrumiyetine karar verilmiş 1 de maktulün hareketleri ve kadının İçtimai ve ahlâki durumu hafifletici sebep olarak kabul edildiğinden cezası 7 sene 4 #y hapse ve 3 ay âmme hizmetlerinden mahrumiyete indirilmiş ve mattül veresesin» 1000 lira tazminat ödemesine karar verilmiştir. Bu karara güre diğer suçlu polis ösman Zalm de löf) Ura ağır para cezası verecektir.
ATEŞ ÇOCUKLARI
Stokholm'dan gelen haberlerde, geçen gün. Berlin'in Gruen Wald mahallesinde Havus otomobil yolu fce-
Hitlerci gazetelerin itiraflar:
Londra 6 CA-A.) — Stokholm’dan bildiriliyor: Hitlerln Schwarze Korps İsimli gazetesi, şunları yazıyor: «Harb boRttn öyle bir safhaya girmiştir kİ, Alman milletinin tam çöküşünün âtteTa bir gün veya bir hafta meaele-ti haline geldiğine hükmedilebilir.»
Moskova büyük elçisi
Ankuada bulunan Moskova büyük •İçişi B. Belim Sarper İstanbul'daki kilesi efradını görmek üzere pazartesi sabahı İstanbul’a gelecek ve bir kaç gün burada kalacaktır.
35,000 lira
Created by free version of 2PDF
Çamur humması bizde de mevcut imiş
Ankara 7 (Telefonla) — Giilhane hastanesi bakteriyoloji mütehasaın Dr. Kemal PilevneUoğlu, bir tebliğinde, Avrupanın ve Asynnın bazı memleketlerinde görülerek mütalaa edilmiş otan (Çamur humması) harta! ı-fuun bizde de mevcut olup olmadığı-ba dair bir bilgi mevcut olmadığını, takat grlpe ve tifoya benzlyen bu hastalığın, yaptığı İncelemeler no-nuruta bizde de merci ', olduğunu bildirmiştir.
Tgbliğe göre, bu hastalığın mikrobu bataklık ve çamurlu arazide kendilerini koru ya Duyanlara ayak tatmin derisinden geo -ktcdlr. Çamurlu ve bulanık su ilr - nyo yapar'ara da bu mikrobun «-irdiği ve çamur humması hart..iliğinin bu suretle başladığı da teı iw.de bildirilmekledir Hu hastalık,ka. «laki mikrabıın Izaleslle kesin şekilde tedavi edilmektedir.
Şilinin Janonyaya hırb ilânı
Londra 8 lA A ı — Sili Ayan kurulu 1: ■ ııyaya harb HAn edilmesini oy Mrli *ly le t n ’. vl bet m İştir.
(Baş tarafı 1 İnci sahlfede) m (İş ve orada hesapları tanzime koyulmuştur.
Nlko, bir müddet yazıhaneye gelmekte İhmal gösterince, Nuri, muhasebecisini aramak Üzere Bakırköy© gitmiş ve filhakika uranya’nın evinde Nikoyu bulmuştur. Burada bir müddet dinlenen Nuri, İzaz ve ikram edilmek işlenmiş, 21 ve 23 yaşlarında İki kız olan An no ve Elenl bir sofra servisi tanzim etmişlerdir.
t.jte tertibedllen bu eğlenti arasında Nuri, kendisine verilen içkilere katılmış olan her hangi bir madde İle kendini kaybetmiş, ve bu kaybediş uzun saatler sürmüştür. İşte bu sırada ne olmuşsa olmuş, yazıhanedeki kasada bulunan 20 bin lira kâğıt para, 200 altın, 5000 liralık zlnet altını -ortadan sır olmuştur.
Nuri, bulunduğu âlemden ayrılıp da yazıhanesine gelince, kasasının tamtakır olduğunu görmüş ve polise başvurmaktan başka çare görememiştir.
Bu hususta hazırlanan tahkikat evrslu savcılığa verilmiş, Asliye dördüncü ceza mahkemesi, dâvanın diyetini salâhiyeti haricinde görerek, ağır cezada duruşmalarının yapılmasına karar vermiştir Ağır ceza mahkemesinde yapılacak yargılanma de bu psrarb hâdisenin düğümleri çözülecektir.
Okinnva muharebesi
Amerikan filosuna hücum eden 150 Japon uçağı düşürüldü
Nevyork 7 (/LA.I — Amiral Nimllz umum! karargâhından bildirildiğine göre, Oklnova muharebesinin başından beri Amerikan kuvvetleri 1200 Japon uçağını tahrip etmişlerdir.
Dün, Japon uçakları karada yapılacak bir hareketi desteklemek maksadı ile Amerikan İstilâ donanmasına akın etmişlerdir.
Btızı Amerikan gcTülleri hafif surette hasara uğramıştır. Bu akın esnasında 150 Japon uçağı düşürülmüştür. Hiç bir Amerikan gemisi savaş dışı edilmemiştir.
Oklnava adasında Amerikan birlikleri 5 kilometre İlerlemişlerdir.
Anadolu ajansının kokteyl partileri
Anadolu ajansının yirmi beşinci yıldönümü, dün Ankara ve lıtanbul-da verilen birer kokteyl parti ile kutlanmıştır. Ankaıada Ankara Pa-las'ta verilen kokteyl partide Ajans umum müdürü orta elçi B. Faik Ho-zar, Bakanlar, Millet Vekilleri, bir çok büyüğ ve orta elçilikler erkânı, Moskova büyük elçimiz B. Selim Sarper, yerli ve yabancı basın mensupları hazır bulunmuşlardır.
şehrimizde İstanbul kulübünde verilen kokteyl partide de Vali v« Belediye Reisi Dr. B. Lûtfl Kırdar, yeril ve yabancı basın mensupları hazır bulunmnflnrdn'.
Anadolu A «ansını i iyi başarılar dileriz.
Polonya meselesi
Amerika Hariciye Bakanı Stettinius’un beyanatı
Londra 7 (Radyo) — Birleşik Amerika Marleye Bakam B. Stettlnlus, Polonya meselesinin Kırım konferansında varılan anla-ma çerçrvesl dahilinde halledllecı-ğine dair sar silmez İnanı olduğunu. Pelonyanm San Pran Cisco konferansında temsil edlemesl-niıı zamanında yeni bir Polonya hükû metinin kurulmasın» bağlı bulunduğunu ve Amerika'nın bunu tahakkuk ettirmek İçin iktidarı dahilinde olan her şeyi yapacağını beyan etmiştir.
B. Stettiniuö konferansın muvakat başkanı oldu
Ankara 7 (Radyo) — Londra radyosuna göre Cumhur Başkanı B. RoûSPvelt, Hariciye Bakanı B. Stettl-nlus'u San Francisco konferansının muvakkat başkanlığına tâytn etmiştir
B. Stettinlıls yaptığı beyanatta biriciymiş milletlerin Dumbarton Oaks* da varılan kararların tadili içip tekliflerde bulunmağa sertıes olduklarını söylemiştir.
Orta tedrisat umum müdürü Adana’da
Aadana V (Telefonla) — Orta tedrisat umum müdürü B. Hayrl Ardıç, şehrimize gelmiştir Burada kız lisesi He birinci orta okul, erkek İLsesl ve bir çok diğer okulları teftiş eden B. Hayrl Ardıç bugün vali B. Akit ile deprem bölgesi olan Ceyhan'a glde-t ti af m da
tebrik eder vc rek oranın okul vaziyeti I tetkiklerde bulunacaktır
(Baş tarafı 1 inci sahıfede) atılırdı. Galiba yüzmek öğrenmek İsterdi. Sonradan bir şair olduğu nu ve fakat aynı zamanda haya tını kazanmak iç m gazetelere spor makaleleri yazdığını öğrendiğimiz bu genç adanı kızJyle uğraşmaktan bıkar, onu kenarda bırakır, kendisi bir koç kulaç atar, karşı sahile çıkardı. Ahbap olduğumuz bu ailenin hanımı bir şimendifer amelesinin çok iyi tahsil görmüş, kendisile herşey kcmuşulabilen îeki kızı idi. Küçük kızlan Josy*nin hfç bayağı olmıyan. fakat hiç de güzel olmı-yan bir yüzü vardı. Nihayet sonra hep beraber Paris’e döndük. Kız büyüdü, lisede Almanca okur du. Benimle Ahu anca müzakereleri yaparken bir taraftan arkadaşımdan İngilizce öğrenmeğe çalışırdı. Josy 16 yaşına girdiği zaman hayli güzel bir kız olmuştu fi) Almancayı pek iyi
(II Bir gün bir İngiliz gazetesinde bir genç kız resmi gördüm; altına Anglo Soksonlann garip tptttâların-dan biri olan superlatlf ifade île, «Avustralya'nın en güzel kızı> diye yazmışlardı. Bu resim bizim Josy'yc pek benziyordu. Kızın anasına ve babasına gösterdim. Anası evvelâ şaşırdı. Sonra hemen bana.
—« Rica ederim doktor, bu retmi Josy'yc göstermeyiniz» dedi. Bu ihtardaki ncdagojtk. ahlâki Ihtiyatknr-lığı o zaman biraz Fransız muhafazakârlığına vermiştim. Sonradan memlekete dönüp de yine böyle güzel bir kızın karşısında onun güzelliği İçin anası tarafından söylenen sözleıl İşitince Josy*nln anasının tembihini tatlı tatlı hatırladım.
okuyor ve yazıyordu. Aimanyatfat seyahat etti, pek memnun döndü. Keşke Almanca bihneseydi; bu dil bilgisinin istilâcıların işine yaramış olmasından pek korkuyorum. Fakat, pek sevdiğim bir eşek yavrusu resmi ile, başında silindir şapka, arkasında Arak kızak kayan bir aristokratı tepeaşağı eden bir şeytan — çocuk karikatürü arasında resmi karşımda duran bu kız çocuk, çok zeki ve serâzad olduğu için zekâya ve hürriyete yer vermiyen Faşizmden kaçınmanın yolunu bulmuştur diye ümit ediyorum.
Çok, pek çok sene evvel Berlin'in güze! bir hastanesinde dostum ve arkadaşım başasistanın toparlak kafalı, san saçlı oğlu Günther I!» bahçenin çimenleri üzerinde oynadığımızı hatır’ıyo-rum, tkl yaşındaki bu nefis çocuğun:
— Onke! Adnan, wollen w’r mal pielen fspie'en.)
(Adnan amca, haydi oymya-lım) diyen sesi hâlâ kulaklarım-dadır Sevgili cocuk. sen simdt 30 yaş’annda olacaksın Acaba neredesin? İnsanlık İçin, hürriyet ve demokrasi için açılan cephelerin karşısında üstün ırk hesabına dünyada hürriyet yerine zulmü, demokrasi yerine diktatörü koymak dâva-:in çarpışan bedbahtların safında mısın? Nene lâzım Günther. bırak elindeki o kötü oyuncakları, gel şenini© yine yeşil çimenler üzerinde oy-nıyalım.
A. ADNAN - ADfVAR
İngiliz kültür heyeti mümessili
tngniz Kültür heyeti mümessili misler Mlclıael, heyetin diğer memleketlerdeki memurlarlle görüşmek üzere yarından sonra Türk İyeden ayrılacaktır. Mümessilin dört beş hafta devam edecek bu seyahati esnasında kendisine mümessil vekili mlster Bos-tock vekâlet edecektir.
Bütün bataklıklar bu yıl kurutulacak
Ankara 7 (Telefonla) — Bihhat, Na-fla ve Dahiliye Bnkanhktarı arasındı*. yapılan toplantılarda ayrılan bölgeler deki bütün bataklıkların bu yıl kurutulmasına karar verilmiştir. Hükümet kurutulan bataklıkların yerinde devlet çiflıklerl kurmak için gereken ha-zıflıklarn başlanmıştır. Kurutulan bataklıklarda zirai kombinalar ekim ayı içinde kış ekimine bağlıyacaktır.
«'4/1M5 flrt'erl
Londra üzerine 1 sterlin 5.2
Nevyork üzerine 100 dolar 13k-
Cenevre 100 İsviçre Pr. 30.325
Madrid üzerine 100 pezela İT.!
Stokholm özerine 100 kuron 31
BOKSA DIŞINDA
Reşadiye altını
Gulden
Külçe altın bir gramı
9 5. t
.—• Takvim C—,
I RebllU&nıi' 24 — Kaşım 10)
I İmsaK Oüneş öğle İkindi Ak Yauı
I E. $.10 1054 537 9.Uİ 12.00 1.34
| V. 4,50 0.34 r3.)û 1055 19.40 ’1 T’l
Saiııl e 3
AKŞAMDAN AKŞAMA
İlânla şair arandı bulunamadı
Ceyhanda cinayet
İnek yüzünden bir kifi ölürüldü, iki kişi yaralandı
Adana 7 (Telefonla! — Dün Ceyhanda bir İnek yüzünden çıkan kavgada bir kişi Ölmüş iki kişi de ağırca yaralanmıştır. Vaka şudur:
Mustafa ve hemşiresi Hamide, epey zamandanberi akrabalarından Slso İle dargındırlar. Bu dargınlık sırasında aralarında bir inek yüzünden kavga çkmlş ve SiSo. eline geçirdiği demirle Hamideyi döverek öldürmüştür. Hâdise yerine gelen Hamlde’nln kardeşi Muşta ile Ahmet, kardeşlerinin feci akıbeti karşısında Siso İle kavgaya tutuşmuşlar ve Siso her İkisini de ağırca yaralı yarak kaçmıştır. Zabıtanın sıkı takibi neticesinde Siso, yarim saat zarfında yakalanarak adliyeye teslim edilmiştir.
bu-
Hakkı Tarık — (Kürsüye gelerek) Sayın arkadaşlar! Sizi buraya şair kayıt ve kabulü için çağırdım.
Bağınşmalar olur:
— Bu nasıl iş?... Bu nasıl iş? Hakkı Tank — (Aldımıaksızın devamla) Bent kurulunuza başkan seçtiniz, arkadaşlarım, Sağdan soldan şikâyetler de duyuyorum: .Genç edib yetişmiyor!
Mevcutlar tükenince ocağımız kuruyacak! İşte Hüseyin Rahmi derken, Halit Ziya da öldü. Yerleri dolamıyor.» diyorlar. Bunda haklıdırlar. Ben de çare düşünüp buldum. Hattâ bulmağa da ne hacet? İyi misale taslayınca niçin taklit etmemeli? Muhsin Er-tuğrul, sahneye ilânla sanatkâr tedarik eylemek çığnnı açtı. Evvelâ ona da: «Bu nasıl İş?» diye bağırdılar. Halbuki, 25 değil, 125 istidatlı genç Şehir tiyatrosuna başvurmuş. Valinin de iştirâkile bunlar elemeden geçirilmiş. Müspet netice hâsıl olmuş.
Bağrışmaları
— Bundan bize ne?, Bizi raya niçin topladın, üstad?
Hakkı Tarık — (Sakin sakin) Söylediğim gibi, şair kayıt ve kabulü için, baylar... Malum ya, bizim mesleğimizin iki kolu var. Moliere’in gayet iyi izah ettiği gibi, bir muharrir, ya manzum, ya mensur yazabilir,,. Üçüncüsü yoktur.
Şair Celâl Sılay — (Bomba gibi ileri atılarak) Protesto ederim... Bir de serbes mısra vardır.
Hakkı Tank — Müzakere usulünü bozmayınız... Ona da geleceğiz! Edebiyatta, tarih vç hüner bakımından nâzım nesre üstün sayıldığı için, t-----------------
evvel şairlere ilân vermekle işe başladk, Muhsin Ertuğrulun yaptığı gibi kadınlarda 1.65, erkeklerde 1.80 boy filân arıyâcak değiliz. Fakat şekil ve sima evsafından da pek vazgeçemiyoruz. Şairin halinde bir şairânelik olmalı. Bununla beraber, matbuatın serbes olması hakkında bütün dünyada mevcut cereyanları da dikkate alarak, sanatkârı bu hususta tamamile serbes bırakıyoruz: İsterse Recaizade Ekrem gibi gayet mutena kılıklı, isterse Hâmit gibi plâstron boyunbağalı, isterse Fikret g‘bi pelerinli, isterse Celâl Sahir gibi uzun saçlı, isterse Nazım Hikmet gibi mühmel kılıklı, isterse Neyzen Tev-fik gibi elbise kaydına hiç ehemmiyet vermez soydan otsun; fakat aktörler için şekil nasıl lüzumlu ise, şairler için de öyledir: Mutlaka herkesten aykırılığı olmalı.
Sesler:
— Muvafıktır, kabul, kabul...
Necip Fazıl — Niçin müzake-resiz kabul ediyorsunuz. Allahın karşısında mesul olursunuz. Bakınız, benim fantezi yeleğimden başka bir kılık hususiyetim var mı? Onu bile her zaman giymiyorum...
Sesler:
— Senin mimik ve fikir aykırılıkların da dikkate alınsın... Müzakere kâfi...
Hakkı Tank — İşte, sayın mes-lekdaşlar! Ben de ilân vererek, genç şairleri topladım, İmtihandan geçiresiniz diye huzurunuza getirdim,
Nuıullah Ataç — Türkçe-.. Vezin... Kafiye...
Hakkı Tarık — (Nurullahın cümlesi uzamak yolunu tuttuğu için, sözünü keserek) Bu cihetler, nazarı itibara alındı efendim... Türkçe, vezin, kafiye, mânâ... Hepsini şart koşuyoruz.
Nurutlah Ataç — Yok, yok...
Hakkı Tank — Var! var!,,. Benim seçtiğim namzetlerin bütün bunları bilmeleri ve kullanabilmeleri şarttır
Gürültüler. «İstemeyiz! leri. «Dinliyelim» sesleri.
Bir yeni şair çıkar. «Kıtlık» isimli şu şiirini okur:
Yağ yağmur yağı Yağ yağmur yağ!
Gene dere kurudu be, çıkmıyor balık Ağları sağ. hey babalık
Eskiler, hep bir ağızdan:
— Reddine...
Nurullah Atâç'in peşine takılan yeniler, hep bir ağızdan:
— Reddine...
Hakkı Tank:
— Tam muvaffakiyet... Nasıl oldu bu?,.. Haydi biz, «aruz da yok, hece de yok, böyle şiir olmaz!» diye reddettik, Seıı. niçin' bize uydun, üstat?
-*• Saçma görünüyor Bu şiirde, az çok... gene
biz de naşirlerden Xum»»»r>D miktar, yard
. _ . nnkl rp.cml rin rplprrio hnlıınon mr>-
daki resmi dairelerde bulunan memurların hepsine yetecek kadar değildir. Yakında cevab alınacağı ve mayısda da dağıt mı ya başlanacağı umuluyor.
KÜÇÜK HABERLER
ses-
Akşam kursları
Kıyafet tarihi
1944 senesine ait bilânço ve hesap neticeleri, taşınan yolcular
İstanbul belediyesine bağlı elektrik,! bulmuştur. Bundan başka da sayıcı, tramvay ve tünel İşletmeleri umum I branşman kiralan've diğer mütefer-
müdürlüğünün 1044 senesine ait plfinçosu ve işletme neticeleri umumi meclise verilmiştir.
Hazırlanan rapora göre İdare 1944 faaliyet yılında elektrik ve tünel işletmelerinden 1.871.580.90 lira kâr. tramvay ve otobüs kısımlarından da. malzeme fiatlerlnln ve İşçi ücretlerinin artması yüzünden 111.475.44 llro zarar ettiğinden bu yıl içinde İdare 1.760.105,40 lira kazanmıştır. 1943 faaliyet yılında İdare elektrik kısmında bazı venillkier meydana getirmiştir Evvelâ şebekenin takviyesi maksadlk-‘ 1943 yılında yapılmalarına başlanan Silihtar ve Beyazıt, biivük muhavvlle merkezleri binaları bitirilmiş ve tç teçhizatının montajı idarenin elemanları tarafından başarılmıştır. Elektrik yüksek tevettürlii dağıtma şebekesinin ıslahı İçin 36830 metîe veraltı kablosu, 10.000 metre haval^ hat. 450 metre de denizaltı kablosu döşenmiştir.
Bundan başka şehrin muhtelif semtlerinde 11 muhavvlle merkezi yaptırılarak faailvete geçirilmiş ve yeniden şehirde 475 umum! aydınlatma lâmbası tesis edilmiştir İdare aydınlatma ve ev İhtivadan Icln gerek resmî s erek hususi müşterilerinden elektrik cerevanı bedeli olarak 1Ö44 Vitında. 1943 vıhna göre 423.836 Hra fazlsslle 4.497,338 Hra tahsil etmiştir. Hasılatta görülen bu fazlalık mesken aboneleri sarfiyatının artısından Heri gelmektedir
Sınai İhtiyaçlar tein cerevan satışından da bu vıl bir önceki «ila nazaran 550.408 Hra faziasile 3 717.922 Hra hasılat yanılmıştır Bu artış da çimento fabrikalarile diğer sınaî mii-esseıelerln gecen seneve nazaran da-hn fazla çalışmalarından 1leri gelmiştir Tramvaylara verilen cereyan bedeline gelince servise çıkarılan tramvay nrabalart adedinin en yüksek miktara yaklaşmış bulunması arabaların İşlemesi için kullanılan elektrik cereyanının temin ettiği hasılat bir evvelki yıla nazaran 99,297 Hra fazlaslyle 700.035 lirayı
rik hasılattan meydana gelen hasılat 1943 yılına nazaran 13,01? Hra fazla-slle 024,915 lirayı bulmuştur.
Tramvay kısmına gelince: Tramvay arabalarının esas malzemesi olan tekerlek bandajlarının temin olun-masfle servise 170 motris ve 100 römork çıkarılmak sııretile harbden evvelki senelerde serviste bulunan araba adedine varılmıştır. Bu araba adedinin çoğalması ve 1944 yılı başından itibaren tarifelere yapılan zamdan dolayı bir evvelki yıla nazaran
Çocuklarını göndermi-yenler cezalandırıldı
★ Hâl dışında yapılan meyva satışlarında lüzumundan fazla kâr alan ların gayrı meşru kazançlarına mâni olunması için yeniden tedbir aranıyor. Yaz günlerine kadar bir tedbir bulunmasına çalışılacaktır
* Anglo Sakson memleketlerinden mal getiren vapurların sayısının artması bekleniyor. Nakliyat, muayyen vakitlerde yapılmadığından, piyasaya ne cins malın ne zaman geleceği belli olamıyor. Ticaret Bakanlığı, mallar ancak yurdumuza geldikten sonra haber alındığından, piyasaya çıkarılan malın cinsi tesadüfi oluyor
Birkaç aydanberl piyasaya her çeşit maldan İhtiyacı kadarının getirilmesi esas itibariyle kabul edildiğinden yeni siparişlerden gelecek olan eşyanın hakiki ihtiyacı karsılıyacağı umuluyor,
■ir İstanbul Esnaf odası genel sekreterliği Ticaret odalarında vapıldığı gibi bir buçuk seneden beri faaliyette bulunan ve teşekkülü yeni olan Esnaf odalarından seçilecek temsilcilerin bir toplantı yapmalarını Ticaret Bakanlığına teklif etmiştir.
A- Takside otomobil çalıştır anların
Esnaf odasına kaydedilmelerine dair . .............. ...................
mecburiyet konmuştur. Takıl sahip- Abut İle Fehmi. İstanbuldan Veli İle leri Odaya yazılacaklardır Jahoy finali oynıyacaklardır
, uuıuyı uıc evveiJU jua ııuıuraıı
! 1.749,417 lira faziasile 85,595,000 yolcu taşındığından, tramvay hasılatı bir yıl evveline nazaran 1.556,720 Ura artışla 5,993,386 lirayı bulmuştur.
Şehrin nakil vasıtası İhtiyacını kar-şilıyabllmek İçin çok fazla otobüse İhtiyaç olduğu malûmdur. Fakat bu İhtiyacı sağlamanın kolay olmaması , yüzünden mevcut olan otobüsler, ihtiyacı faydalı şekilde karşılaşın diye en İşlek yerlere tahsis edilmiştir. Ayrıca da Amerlkaya ve İsveçe yeniden otobüsler sipariş edilmiştir. 1 nisan 1944 yılından itibaren yürürlüğe giren tarife artışı ve olobüs ■ güzergâhlarının daha İşlek semtlere nakledilmesi suretile 1944 yılı hasılatı bir önceki yıla nazaran 339.810 lira faziasile 726,881 lirayı bulmuştur.
1944 te muntazaman çalışan tünelin demiryolu kısmı tamamen yenilenmiş. aşınan kablo makaralarile güveni sağlamak İçin 1 yıl zarfında üç adet cer kablosu değiştirilmiştir Tünel tarifelerinin geçen nisandan İtibaren arttırılmış olmasından ve btr yıl muntazaman çalışmış bulunan tünelin yolcu hasılatından evvelki seneye nazaran 77.484 Hra faziasile varidatı 306.771 lirayı bulmuştur.
İdarenin masrafı İşe geçen yıla nazaran 2,767.299 Hra faziasile -5 ml-yon 75,673 Hradır. 1944 yjmda aldat, rüsum ve vergi olarak İdare 8.362.334 lira ödemiştir İdarenin elektrik ve tramvay kısınılan safi kazançlarının vergiye tabi olmadığı hakkındakl müracaatı Danıştayda İncelenmektedir.
Grip salgını dolayısile akşam kurslarındaki talebe devamı biraz gevşemiş bulunmakta idi. Bunu temin etmek için bu kurslara devam eden çocukların okullara gönderilmesinde titizlik göstermlyen velilerden bazıları cezalandırılmıştır. Beyoğlu kazasında cezalandırılan velilerin sayısı 50. Fatih kazasında İse 40 kadardır. Diğer kazalarda da çalıştırdıkları çocukları muntazaman kurslara yollamıyanlar cezlandırılacaktır. Bundan başka mevsim dolayısile sayfiyeye çıkan ailelerden çocuklarını kurslardan alanların, bunları behemehal gittikleri semtlerdeki kurslara kaydettirmeleri mecburi tutulmuştur. Bu iş de ilgili makamlar tarafından çok sıkı bir şeklide taklbedilecektlr.
Fırça yapmak için bir müracaat
İsvlçreden bir firma, memleketimizde fırça yapmak üzere İstanbul Ticaret Odasına müracaat etmiştir. Firmanın müracaatinde fırça kılı yapılacak maddeler sayıJmaJrta ve bu maddelerin Tiirklyede mebzul olduğu bildirilmektedir. Ticaret odası, bu İşlerle ilgilileri bularak malûmatlarına müracaat edecek ve firma ile tamssa getirecektir.
Fabrîlcalarf" bîr yıllık demir ihtiyacı
Demir sanayliyle meşgul olanların müracaatı üzerine îstanbulda fabrika ların bir senelik demir ihtiyacı tesbit edilerek İktisat Bakanlığına yollanmıştır. Bu listeye göre İstanbulda bir yıl İçinde ortalama on bin ton demire lüzum vardır.
İktisat Bakanlığı, Karabük demir fabrikasına, burada bir şube açtırıp bu miktarı yolladığı takdirde, sanayiciler kilosu 230 kuruştan demir almaktan kurtulacak, normal flat üzerinden 75 - 80 kuruşa mal bulabileceklerdir.
Tenis maçları
Bugün saat İ5 te Ankara şampiyonu Fehmi ile İstanbul şampiyonu Uncu karşılaca.şaklar, bundan sonra çiftlerden Ankara birincisi Vedat
Millî korunma mahkemesine verilenler
Bir İmalâthane sahibi usulsüz fatura vermekten, bir tuhafiyeci faturası» tuhafiye eşyası satın almaktan, bir korsacı da mevcut korsalar! satıştan imtina ve faturası» mal almaktan. elindeki malı fahiş flütle satmaktan Mili! korunma mahkemesine verilmişlerdir.
Plâj tarifeleri
Mevsimin yaklaşmış bulunması do-layısJle Belediye plâj tarlfelerlle meşgul olmağa başlamıştır Plâjlar için kati şekilde tesbit edilmiş bir tarife mevcut değildir. Bu yıl Belediye, bu müesseseler!, lokanta ve gazinolar gibi sınıflara ayırmak kararındadır. Bundan başka kabine ücretleri, mayo paraları ve plâj gazinolarındaki ücretler tatklk edilecek ve bir tarifeye bağlanacaktır.
’eyt
Taksim’deki taksi durağı
Sirkeci otomobil durak yerinin Ankara caddesinde Sirkeci garı önüne alındığını yazmıştık. Bundan başka Taksimde Sıraservtler caddesindeki *urak mahalli de kaldırılmış ve tnö--.a gezisinin önündeki geniş meydanlığa nakledilmiştir, İstiklâl caddesinde ve aradaki bazı yan sokaklarda bekllyen otomobillerin de seyrüseferi bozdukları görülmüştür. Bunlar için de münasip bir yer aranmaktadır. Alınan bu tedbirler pek yerindedlr >
Garsonlara verilen yüzde onlar
Uzun zamandanberi bir mesele ha-\ llııl alan yüzde on "garson parasının ' müşteriden alınıp alinmıyacağı işini ' kati şekilde halletmek İçin Belediye. ' yeniden bu mevzulu meşgul olmağa başlamıştır. Gerek İktisat müdürlü-• ğü. gerekse Belediye müfettişleri tarafından İki ayrı yolla tetkik edilen meseleden ayrı ayrı neticelere yayılmıştır. İşin kati şekilde halli İçin pazartesi günü Tarife komisyonu toplanacaktır. Bu hususta İlgililerden de ' geniş ölçüde malûmat alınmıştır.
İstanbul için lâzım olan müzelerden biri de —— tabii sulh zamanında yapılmak üzere — bir «kıyafet müzesi dir Maalesef şimdiye kadar kıyâfet tarihimize ait pek az şey tesbit etmişizdir. Bugün bildiklerimiz de yavaş yavaş unutulmağa mahkûmdur.
Radyoda bu meseleye oldukça ehemmiyet verildiğini görüyoruz. Ara sıra muhtelif devirlerdeki kadın giyinişine, kıyafet tarihimize ait konuşmalar dinliyoruz. Fakat kıyafeti, yarına sözle, yazı ile değil, gene kıyafet şeklinde bırakmak en doğru şeydir
Kumaşlar, telâlar, tireler ve bilhassa makaralar bollaşınca, muhtelif asırlara göre kıyafetlerimizi gösteren bir müzeye sahip ol inak her halde çok güzel bir şey olacaktır. Tekrar edelim ki bir makaranın güçlükle bulunduğu LL. bu zamanda bu iş ancak ilerisi O için bir proje olarak başımızın Q_ içinde kalır. Fakat bir İnsan C\l kitlesi, vaktUe neler okuduğunu. M— neler yiyip içtiğini bilmesi İca- O bettiği gibi, muhtelif zamanlar- C da nasıl ve ne çeşit giyindiğini de ,O öğrenmek ister. Kıyafet müzesi bizde aynı zamanda, terzilik, kumaşçılık, ayakkabıcılık ve daha bir çok zanaatların mazisini, zevkimizin tarihini gösteren bir yer olacaktır.
Yalnız bunları, mümkün olduğu kadar çok eserlerden birer birer ve büyük bir dikkatle tesbit etmek zorundayız. Bunun için de muhtelif asırlarda Türkiyeyi ziyaret etmiş bayancı seyyahla. CÖ nn eserlerinden başlıyarak bir 2 çok yerlerden malûmat toplamak imkânı vardır.
Meselâ muhtelif asırlarda Türk kadın kıyafeti msselesi mevzuu bahsolduğu zaman sık sık ileri sürülen Lady Montague’nün kitabından bile bol bol istifade edilir. Zira oTada halk kıyafetinden, Hafize Sultanın erguvanı ren-gindeki elbisesine kadar bir çok şeyler tarif edilmiştir.
Bîr zamanlar dünyanın en şık, en zarif, en rahat terlikleri, bilhassa beyaz keçi derisinden işlemeli kadın terlikleri İstanbulda yapılırdı. Bu kitapta bunlara kadar izahat verilmektedir.
Bütiin teferruatı tesbit edilecek olan kıyafetlerin ortaya çıkarılması işin pek pratik bir usul vardır. «Kıyafet müzesi- mankenlerini cam gönülden ve büyük bir hevesle giydirip kuşatacak marifetli, üstat elleri ben kendi hesabıma buldum.
Bu işi son senelerde bizde büyük muvaffakiyetler “ ' «Akşam Kız Sanatlar idarecilerine havale etmek kâfidir.
Kıyafetlerin tarihi bakımından bütün teferruatı tesbit edildikten sonra meseleyi onlara bırakmalı... Mükemmel ve en u* cuz tarafından bir kıyafet müzesine sahip oluruz.
Hikmet Feridun Es
2 0 > o P
Hakikî bir tiyatrosever
gösteren mektebi*
Meylinizi hissedince sohbetlerinde sözünü memnuniyetle tiyatro bahislerine hasreden Hallt ziya Uşaklıgll bütün hayatı boyunca tiyatroya derin bir alâka göstermiştir.
Hallt Ziya Uşaklı gH İlk tiyatromuza — Gedlkpaşa Tiyatrosuna — da yetişmiştir. İtiraf ettiği gibi, hayalinin adesesinde büyüttükçe büyüttüğü Gedlkpaşa Tiyatrosunu o, yarım asırlık bir mesafeden, bakınız nasıl görmekte, bu tiyatroda geçirdiği geceleri bakınız nasıl anlatmaktadır «Kış geceleri babam yalnız beni alarak, önümüzdeki muşamba feneri çeken, bir uşakla Saraçhaneden kalkar, o uzun yollardan geçer, ne kardan ne yağmurdan yıimıyarak, yürümekten yoruimıyarak Gedlkpaşaya kadar giderdik. Asıl yılmıyan, yorulmıyan, ertesi sabah erkenden Fatih yokuşundan tırmanacağını düşünmlyen bendim; hattâ ekseriyet üzere oraya bir an evvel yetişmek halecanlyle mu-
HALİ! ZİYA UŞAKLIGiL
Sahnemize dair görüşleri ve düşünceleri
ama... mâna
var... «kıtlığı» anlatıyor... Halbuki biz, şiirde yalnız vezin, kafiye-ve ahengi değil, mânayı da...
, reddediyoruz!,,. Mânasızlık o kadar kolay mı?,..
Meclis devam etti.
Tam bir anlaşma içinde, bütün namzetler reddedildi; devrimizden tam mânâsile şair çıkmadığına ittifakla karar verildi. Ve bu toplantı, emsaline raslanma-I mış, bir anlaşma havası içinde 1 nihayet buldu.
(Vâ . Nû)
şamba fenerin on on beş adım ötesinden giderek babamın: (— Halit!... yine kendini kaybettin.» ihtarına muhatap olurdum. Ne gecelerdi o geceler.
Bu tiyatro geceleri beni tiyatro kitaplarına şevketti. Ya sahaflarda, yahut Beyazıt camisinin dışında sergilerini yay&n seyyar kitapçıların önünden geçerken henüz elde edilmemiş bir tiyatro kitabı bulursam bir define keşfetmiş olmak sevinciyle eva koşardım,
Gedlkpaşa Tiyatrosu sade bende değil herkeste bir tiyatro merakı uyandırmıştı. Dört beş mütercdM eser görüvermekle bir piyes yazmak sevdasına düşenler pek çoktu. Bu sırada olacak «Temaşa» silsilesini buldum. Evvelce alınan şeylerin hepsini türden kıymetten düşmüş gördüm. İşle o tarihten itibaren evvelâ müpheml-yet gölgeleriyle örtülü, sonraları günden güne vüzuh kesbeden gayet kuvvetli bir kanaatle hüküm verdim kİ bizde temaşa sanatı o zaman birkaç munslf ve münevver himmet erbabının terini taklbetmekle müyesser olabilirdi.»
Hâlâ telif piyes hüsranını çektiğimiz bu devirde bu mülâhazaları göz önünde bulundurmak tiyatromuzun âtisi için çok faydalı olablür.
Hallt Ziya Uşakbgll gençliğinde yalnız Gedlkpaşa Tiyatrosunu değil bizde tiyatronun her nev'inl yakından taklbetmiştir. Aşağıdaki satırlar bunu göstermektedir: «Oalatanuı Al-cazar d'Am6rlque ve Afrika; Yiiksek-kaidınmın Maymunlu yahut Aynalı, iyi hatırımda değil, tiyatrolarına da giderdik. Bunlara tiyatro demek İçin büyük bir müsaadek&rlık lâzım olmakla beraber o neslin bütün gençleri büyüle Amelya İle küçük Amelya-yı, hattâ Peruk Harunu buralarda sevmişler, meşhur palyaço Paskal'ı buralarda alkışlamışlardır.» ‘
Hallt Ziya Uşaklıgil alldvt mecburiyetlerle İzmlrde bulunduğu »aman-larda tiyatroya gitmek fırsatını kaçırmazdı: «İzmlrde beş sena İçinde gördüğüm piyesleri, dinlediğim opera ve operetleri tadadetmek mümkün değildir; hele bu sonuncularından bütün İtalyan ve Fransız'repertuvarı bana mekşııf oldu.» cümlesi bunu İspat etmektedir,
Hallt ziya Vşaklıgll’ln «Kırk yıl» uıın birinci cildindeki tiyatroya alt salırları burada bitiyor Diğer ciltlerde de ayın alâkanın İzler! var. İa-tanbula döndüğü zaman Halit Zij’a-nın İlk dikkatin! çeken husus «İstibdat hükümeti tarafından tiyatrolara karşı tatbik edilen zincirden İzmlrln
bir dereceye kadar vareste kaldığadır. Çok hakkı var. İstanbulda tazyik o derecedeydi ki tiyatroyu ve mânevi varlığını öldürmüştü Hallt Ziya'nın îzmhde İstanbulu mukayeseden . çıkardığı netice bu sebepten mühimdir: «Şehîadebaşının, Direkle faraşının o salaşları şuhun kollarını temaşa sahnelerine çıkarmak dalye-’ siyle bilâkis temaşa sanatını kavuklu meydanına sürilkllyen Abdi ve. Ha’ san*, kıHIslerde yuvarlanan gaz tenekeleriyle halkın kahkahasını kazanan ’ o tuhaflıklar bende derin bir tebaüt ' hissi uyandırdı. Yegâne tesllyet ve' ren Mahakyan takımı oldu. B.urası da 1 bir salaştı. Bu takım da Gedlkpaşa 1 takımının bende..Içalan yüksek hâtı-’ rası yanında bir döküntü kabllinden-' di. Fakat bunlara rağmen btr tlyât-roydu. Yorulmıyan, bıkıp uSanmıvan 1 bir gayretle o zaman için temaşa ‘ -sahnesinin en mergup addedilen eserlerin! kençilrle göre bir lisanla ’ nakil ve temsil eden bu takımın İçln-' dı başta Manakyan olarak Nevaret ‘ gibi cidden sanatkâr bir mümessllcsl, 1 Tosbatyan, Aleksanyan, Slsak gibi ' kıymettar unsurları vardı.»
I
, Evet. Halit Ziya'nın işaret ettiği [ gibi, Gedlkpaşa Tiyatrosu İlk kurulu-.şunda, tam bir Türk tiyatrosu olarak kurulmuş, herkeste «yüksek bir hâtıra» bırakmıştı. Çünkü, tekrar edeyim, Gedlkpaşada yalnız bir tiyatro kurmak İçin değil, tam mânasiyle bir Türk tiyatrosu kurmak İçin çalışılmıştı. İlk seneler oynanan telif eserler bu hakikati bütün belftgatlyle meydana çıkarmaktadır.
(Arkası yedinci sahifede)
Satışa çıkarılan ithal malları
İst. Marpuççular No. 45 de Vitaii» Pollkar'a muhtelif kösele makine ka-yjşı, İst. Prevuayans handa G. ve A. Bakere bisiklet dış lâstiği, Gal Voyvoda cad No. 16 da N. K. Limana merdane kılıfı. Gol. Fermeneciler No. 90 da Koç Ticarete demir baru bandı ve kurşun boru. İstiklâl cad. No. 330 da Nahabet Mübarelcyan’a İşlenmiş pırlanta, Yeşilköy Halkalı cad Gramofon T. I.. Ş. ne gramofon makine akşamı ve plâk macunu. İstiklâl cad. No. 272 de Llon magaazsına tıraş fırçası, Gal. Ankara handa Çelik baya T. A Ş. ne sodium karbonat, Gal. Ka-raköy palasta İsrael Ovadya'ya ultra-nerln, İst. Haçopıılo handa Polat. ttcL e şap ve bikarbonat soda. İst Sabrl-sefa handa Salt Gözüm ve S Nasserâ zamk, İst. Volto handa asri diş deposuna dişçi çarkı, İst. şirin handa Salanıon Benbasada muhtelif esans suni ıızvl boya ve vanlUn. Yedlkuie Kazkçaşmede Mensucat Santral» karanol. anilin ve allzerin boya. Ble-las ve Natrlumitrlt. Yadikule Kazlı-çeşmede K. N. Trlpoya zırnık, İsi. Sâİcaçeşme No. 10 da Dav İt Kasa viya bikarbonat dö sud, İst. Ruvayal çikolata fabrikasına tane kakao, İstanbul Besler bLsküi. çikolata ve şekerleme-clllğe tane kakao. İst. şark çikolata fabrikasına tane kakao, İst birinci Vakıf handa Hami Başmana karabiber, İst. Nenıllzade handa Adil Gaç-çoğluna resimli tedrisat kartı. Taksim Cumhuriyet caddesinde İstanbul Ege petrole yazı makine şeridi, İst. Hamleliye cad. No. 67 de Benslon Hatemo yünlü kıravat, Yedlkule Kazl'çe mefl* 9. G. Sotlrladls’e kuru sığır derisi, Balıçekapı Anadolu handa Çifçl kardeşlere T *zar derisi. 'Mersin blrltfrln-,dea>.
Sahile «
AHŞAM
« Nisan 1945
FRANSA NASIL ÇÖKTÜ?
ı Yazan: Pierre Lazareff Çeviren: Şevket Rado
....... Tefrika No. B ■
Paris - Soir gazetesinin son nnshası
6aat üçe doğru Paris askeri idaresi haberler bürosundan banim de tanıdığım bir subay, «oluk soluğa gasete-yc geldi. Sansür «ubaylan etrafını çevirdiler;
— Bir şey öğrendiniz mı? Ne oluyor? Çabuk söyleyin, çabuk—
Gelen subay, kendisine bu sualleri «oran şık üniformalı genç üstteğme-nln telâşını yersiz bularak yüzüne taaccüple baktı. Binbaşı Palclrac subayı kotundan çekti, benim odama girdik Subay:
- Zannedersem, gltsenİE daha iyi olacak, dedi, durum son derece karışıktır ve her an değişebilir. Yen! hattın. büLün tahminlerin aksine, tutunduğu muhakkak. Almanlar üst üste yaptıkları taarraelara rağmen bizim hattı delmeğe muvaffak olamadılar. , Fakat onların kuvvetleri boyuna art- ; tığı halde bizimkiler azalmakta. Baraj ateşlerimize rağmen çember git- ■ tikçe daralıyor.
- Ama bizimkilere de takviye gelecek.
Subay, yüzümüze hayretle bakarak:
— Takviye mi? dedi, öyle bir şey yok. Nereden gelecek?.. Bu, askerlerimize cesaret vermek İçin söyleniyor.
— Öyle ise, ne zaman burada olur- , lar?
- Eğer lanklarlte hattı bir yerden diterlerse çok sürmez.
— Ya Parlsin Paris!c müdafaası?
Subay ehle uzun bir nutuktan daha , m İnalı bir hareket yaptı. ,
Derin bir sükût oldu. Binbaşı Pn-leirac dişleri arasından bir ıslık ço- : lar gibi:
— Yandık öyle İse! dedi. * Kendimi toplayınca:
— Pek âlâ. dedim. General Hcrlng'e söyleyin. gidiyoruz.
İdoredckllere haber verdim. Binanın anahtarlarını Patisten nvnlmafc tstemlycn biri İsveç, öteki Norveç , tebaası iki odacıya bırakacak! ar di. Bu , sırada, hana kendi bulduğu vasıta ile Clennant - Ferranda gideceğini soy- , llyen. hattâ İki gün evvel gittiğini . Sandığım asansörcülerlmlzden Joseph . SchMess İle karşılaştım
— Hâlâ burada ne arıyorsun baba-_hk, dedim, hazırlan. Birazdan gidiliyor Otomobillerden birinde «ana da yer bulunur.
— Teşekkür ederim, M. Lazareff, udime t etmeyin, bizim arkadaşlar beni götürecekler.
— Sakın budalalık edeyim, deme! Ben Ateaslısın. Almanların eline düzersen halin haraptır.
Scblless güldü:
— Siz merak etmeyin, dedi, ben bir çaresin! bulurum.
O zaman hiç de ehemmiyet vermediğim bu «bir çaresini bulurum» sözünün ne demek olduğunu ancak sonradan, bu vakaları hatırlarken an indim ve aklımdan çıkmaz oldu.
Schlless’i sever, hattâ bu mütevazı yardımcımızı takdir ettiğim bile O-lurdu. Gördüğü işi ona bir türlii yakıştıramazdım. Kendisinin de bunu hissetmesi beni memnun ederdi. Çok defa çalışma saatlerinin dışında bizi bc-kllyen vefalı bir hademe olmakla kalmamış, İcabında müesseseye daha faydalı olabilmek için mürettiphanede. rotatiflerde, gönderme ve satış dairelerinde staj yapmıyn (la kalkışmıştı.
Fakat biz şimdilik Schllessl bir tarafa bırakalım. Bu karşılaşma üzerinde niçin bukndar durduğumu birazdan anlıyacaksınız.
«a*
Biz de nihayet, ikide bir durakladıkça, çamurluk çamurluğa, önden arkadan tamponları blrlblrine dayana dayana İlerlemeye çalışan o-tomoblUer kervanına katıldık.
Hareket etmeden evvel mahallenin esnafı elimizi sıkmıya geldi. Karşıda ki ekmekçi kadın, beyaz «açlarının çerçevelediği yüzü her zamanki gibi sakin, bana ekmek getirdi,
— Üzülmeyin, dedi, yakında döne-. cr-ksinto. Ama gazeteslzllk berbat bir şey olacak. Tefrikam da yarıda kalcı Ya bulmacalarım! Üstelik bir de y .-elute kalırsak!..
Hava çok sıcak olduğu İçin ceketsiz gelen tütüncü:
- Şu kapkara gözyüzü, şu sessizlik, şu .-rll sefil insanlar... çok, çok acıklı . diye homurdandı. Yalnız bunları görmemek için ben de başkaları gibi giderdim. Ama ne yapayım ki yerinden kalkamıyan yaşlı bir anam var. Çocuklarımla karımı Auvergne'ye yolladım. Bcıılm bir şeyden korktuğum yok. Eğer Parisle döğüşülürse eli silâh tutanlardan biri de ben o-lurum. 1915 den 1018 e kadar Alınanlara esir düştüm. Başıma gelebilecek en kötü şey olsa olsa tekrar dikenli
teUorln arkasına girmek, yahut gebermektir. Eh, ne yapalım, harb bul Buyurun, size Amerikan sigaraları sakladımdL Her halde hiç bir yerde kalmamıştır. Onların hücum tankla-rından daha yavaş gideceğinize güre yolda bunlarla vakit geçirirsiniz.»
Hakikaten saatte aşağı yukarı beş kilometre süratle gidiyorduk. İnsan bu tıkanmış yoldan değil de, otomobillerin üstünden yaya yürliseydl daha çok vakit kazanırdı.
İşte nihayet Paris kapılarına geldik, O kapılardan çıkarken İçinde doğduğum. içinde büyüdüğüm ve o-kadar sevdiğim bu şehri aylarca, hattâ senelerce göremiyeceksln deselerdi imkânı yok İnanmazdım. Karımla ben yanımızda ufak hlr el çantasından başka bir şey götürmüyorduk. Değiştirecek bir elbisemiz bile yoktu. Ne olursa olsun Parlsin Işgnl edllebl-’lcceğlnl aklımız almıyordu.
•#»
Canlı bir tarih kitabı olan Herv£ Mille bize:
— tmkftni yok ya. Paris işgal edilse bile uzun sürmez, demişti Biz çok harbler, İstilâlar gördük Bu arada Paris topu topu üç kere İşgal edildi Hem de hangi şartlar altında! 1814 de, Napoleon zamanında Mareşal Marmont'Ia Mareşal Mortler'nln çe-kUmeİPTİ, Impafatorlçc Marle - Lou-Ise'ln gidişi üzerine müttefikler Pa-rlse Cllehy kapısından girdiler. Omda dönüşüyordu. Bu sırada Napole-on Başkentin yardımına koşmak üzere Fontainebleau’ya geldi Çolt g^ç kalmıştı. Onun Elbe adasına gidişinden yirmi dört gün sonra müttefikler Parlsl boşalttılar Ertesi şene 1815 haziranında, Waterloo'dan on beş gün sonra. Escclmans’ı. Sfrvres İle Salnt - Cloud arasında mağlûp edip tekrar Parlse girdiler. Bu defa 136 gün kaldılar, Nihayet 1871 de Alman orduları ancak bir gösteri? yaptılar, tik sulh şartlarına göre 27 şubatta Bots de Boulogne’da kamp kurup 38 şubatta tirdiler. Zafer takı önünden bir geçit resmi yaparak Champs -Elysöes'den İndiler Şehrin öbür mahalleleri Alman clzmelertle kirlenmedi bile Bu sembolik İşgal dört gün dahi sürmedi.»
— Bu defa Farisi alırlarsa çıkarmak kolay olmaz
— Alamazlar Madrldln ne kadar tutunduğunu, Varşovanm ne kadar dayandığını hatırlayın. Halbuki düşünün Paris, sokak sokak, ev ev müdafaa edilecek olan Paris!»
Heyhat ben. haberler bürosu subayının yaptığı o ümltalz el hareketini d üşünüyordum!.
• **
Şimdi biraz daha hızlı gidiyorduk:
Paris 25 kilometre.
Paris 40 kilometre.
Parla Ö0 kilometre.
Maarif kapası maçları
Senenin en müthiş ve nııurıam filmi.
Mızrakların yazdığı şanlı bir tarih... Kahramanların yarattığı bir saf er destanı... Yiğitlerin yarattığı bir şeref dünyası...
Baş rollerde;
JOAN CRAWPORD — JOHN WAYNE VE PHHJPPE DORN|
Giizel ve büyük filim bugün
SARAY SİNEMASINDA
Kadıköy SÜREY/ft SİNEMUSINDA
KAÇIRILAN SELİN
BETTE DAVİ3 — CEYMS OAGNEY’ln
bin bir heyecan v« rikkatle süsledikleri en güzel filim.
/Mdb/ot i EN SON DÜNYA HAVADİSLERİ
Galatasaray mı?.. Fener mi?
Yazan: 8AZÎ Tezcan
Rllflîin IVIFI FIC Yenl bir Zevk ve neşe kaynağı..
D U y U11 LuLsLıIV Dang Te COJ! 8ahnelertyJe
siİ-iemasinda mükemmel bir film.
PANAMA GULU
Baş rollerde:
ANN SOTHERN — RED SKELTON
en neşeli bir vakll geçirtecektir,
,R
Alınım cebir ve tahakkümü altında Paris.... İşgal altındaki Fransa payitahtının esrarı... Naillerin şeriki cürümleri... Vatanının müdafaası uğruna genç ve güzel bir kadının fedakârlığı... gibi kuvvetli ve hareketi! sahnelerle dolu
5ŞGAL ALTINDA
iki tarafın kıymetli oyuncularından Mustafa, Cilıât, Gündü?, Halil
Maarif kupası maçlarına yarın şehrimizde devam edilecek ve Fenerbahçe - Galatasaray, Betlştaş - Beykoz takımları Fenerbahçe stadında karşılaşacaktır. Gün geçtikçe geniş bir alâka gören futbol maçları bilhassa son haftalarda stat kapılarını kırdıracak, nakil vasıtalarının intizamını bozacak derecede şümullü bir hale gelmiştir. Geçen haftaki maçta bir kaç vatandaşımızın sakatlanmasını İntaç eden hâdiseler ve stada gircml-yerek dışarıda kulan binlerce halk arlık şehrimizin büyük bir stada olan ihtiyacını tamamlle açığa vurmuştur
Uzun müddettenberi İnşa halinde bulunan İnönü stadının biran evvel tamamlanması veya eldeki mevcut stndlara yeniden tribünler llftvesile fazla seyircinin girebilmesinin temini ile bu ihtiyati önlemeğe çalışmak n-lökadar spor İdarecilerine düşen birinci vazifedir Normal bir şekilde ve âzami olarak sekiz lift on bin kişi a-labllen Fenerbahçe stadında geçen hattaki maçlarda yirmi bine yakın seyirci bulunması startlarda halkımızın çektiği mczahlml açığa vurmak İçin kâfi bir delildir.
Elde edilen on bin beş yüz lira hasılat yüzünden kulüp idarecilerinin, memnuniyetini tabii karşılamakla beraber bn muazzam parayı temin fiden seyircilerin İstirahatın! düşünmek mecburiyetinde olduklarını hatırlatmak birlere düsen vazifedir
»♦*
Haftanın hattâ |t yüzünden mevsimin en mühim kar-
Bugün İPEK Sinemasında
HARP MÜCRİMLERİ
mühim rolii bulunan
Bu maçta
Galatasarayın genç kalecisi Erdoğan
dalma gözönunde bulundurulması şayanı temennidir.
**♦
Bu mühim karşılaşmanın tahminini yapmıyacağımizi çünkü bu kulüplerin maçlarında evvelden yürütülen tahminler çok zurnan boş çıktığını yukarıda işaret Yalnız iki ku-
r I lüp oyuncularının son moçlarda gös-!
puvan yakınlığı terdlğl kabiliyetlere göre bir muka-
_nLiM !•>(»■_ yesede bulunarak yazımızı bitlrece-
MIZRAKLI FEDAİLER ALAYI
GARY COüPER — FRANCHO^ TONE
Ülkeden ülkeye zafer taşıyan 3 kahramanın menkıbesidir.
Bugün LÂLE Sinemasında
Arkamızda kalan her kilometre taşı üzüntümüzü artırıyordu Ve düşünüyordum ki öbür tarafta başka btr kervan, harbin zarar vermediği kilometre taşlannfn üzerinde aşağıdaki yazılan gördükçe sevinç najrralan atmakta idi:
Paris 00 kilometre.
Porte 40 kilometre Parts 25 kilometre
fArkası, var)
Ankara - İstanbul basketbol müsabakaları
Sportif oyunlar federasyonu tarafından terübedllen bahar kupası basketbol müsabakalarına dün Kadıköy Halkevi salonunda başlanmıştır. 1
Bu müsabakalar İstanbul birinci, İkincisi İle Ankaranın İki kuvvetli tabını arasında yapılmaktadır. Bu karşılaşmalarda şehrimizi temsil «de-cek İki takımı Seçmek üzere Galatasaray, Fenerbahçe, Beyko?, Beyoğlu, Kurtuluş, Beşiktaş, Sflmerspor, Taksim ve Külle] basketbolcuları arasında maçlar yapılmış ve Galatasaray lia Beyoğlu sona kalmışlardır. Anko-rnda da kulüpler, askeri güçler, yüksek okullar ve liselerin birine! ve ikinci takımları arasında yapılan karşılaşmalarda Harb olculu birinci, Siyasal Bilgiler okuLu İkinci ve Gaz.1 Terbiye Enstitüsü üçüncü olmuşlar ve Harb okulunun tsîanbula gelememesi üerlne Siyasal Bilgiler okulu İle Gazi Terbiye Ankarayı tcmsllen müsabakalara katılmışlardır.
Bahar kupası
Ba&t 17 de Galatasaray İle Beyoğlu spor. Siyasal Bilgiler okulu ite Gazi Terbiye enstitüsü Bahar kupası basketbol müsabakaları İçin Kadıköy Halkcvinde karşıiaşıiacaktır.
Created by free version of 2PDF
Türkçe Sözlü Lermontovhın ölmez eserinden.
Aşk hicranını hiç bir filmde hu kadar acıklı bir şekilde rflmamıştır.
ELHAMRA Sinemasında
Bir koca sevdiği ve onun tarafından sevildiği genç ve güzel karısını kendi eli İle zehirler mİ?
K i X
yuzunaen nıvraunu* mu...... ------
stlaşmasi hiç şüphesiz Fenerbahçe - giz...
' .. ı Fenerbahçeliler îzmlrde birinci
maçta kötü, İkinci maçta parlak bir oyun çıkardı. İzmirlilerin şehrimizde yaptığı birinci maçta oyuncu denemek istedi. Genç oyunculardan kurulan takım emektar Naclnln şütü imdada yetlşmcseydl sahadan berabere çıkabilirdi sonra genç takım vazgeçerek eski elemanlarla çık-tığı sahadan parlak bir galibiyetle ayrıldı. Ve en nihayet ge- j çen hufta Beşiktaş karşısında mağlûbiyetten kendisin! kurtaran gene c-. mektar oyuncuları oldu. Bu neticeler gösterdi ki bir takımı bütün hatlarında birdenbire gençleştirmek kabil değildir. Bu ancak bir iki sene 1-1 çln şampiyonluktan veya derece al-' maktftn vazgeçerek tekfini istikbal! İçin hazırlamakla olur. Fakat buna da binlerce kulüp taraftarı rastı o-lur mu?..
Takım bilhassa Beşiktaş maçında fevalftde bir oyun çıkarmış fakat «on müdafaa hattı adam akıllı aksamıştır. Cihat gibi Türkiycnln en yüksek kalecisinin bulunduğu Fenerbahçe I kalesine yapılan goller birinci sınıf | maçlarda yenecek gollerden değildi... | Fakat bunlarda Cihatta kabahat a-I ramak büyük bir safdillik olur. Bıı ____________ _________________ müdafaa oyuncularının önüne düşen sında müvazene, heyecan ve temiz bir toplarda aciz göstermesi ve bu fırsa-oyıındur... Şehrimiz seyircileri bu tl kaçırmiyan Beşiktaşlıların yakın zevki yukarıda işaret ettiğimiz üç mesafelerden çektiği şütlerden ol-baş takımımızın aralarında yaptığı' maçlarda bulabiliyorlar. Bu takımlar üç yerine dört, beş. altı llh... Olsa I-di, her pazar sahalarımız, »tadları-mız ağzına kadar seyirci ve meraklı-1 larla dolup boşalırdı. İşin en mühim tarafı da kuvvetleri ftyar takımların fazla olmasından futbol kalitemiz muhakkak kl İM belki de üç milsl verimli olurdu.
Her pazar kendi ftyftrında kuvvetli bir takım İle karşılaşmak mecburiyetini duyan fııtbolcülerlmlz İster istemez, tatil ayları müstesna maç mevsimi İçinde her an formünde olmağı İtiyat haline getirirlerdi. Bu durum, dünyanın her yerinde olduğu gibi, bizde de futbolün yükselmesinde mühim bir rol oynayabilirdi. Futbol işlerimize bir düzen verilmesi İçin çareler ararken bu mühim noktanın
Galatasaray maçıdır. Senelerdenberi1 ligde olsun, kupa maçında Olsun veya hususi mahiyette olsun, her Fener -Galatasaray karşılaşması futbol heveslileri ve seyircileri arasında devamlı bir meraki» ve heyecan kaynağı olmuştur. Ötedenbc-rl bu İki takımın karşılaşmalarında peşin tahminler hep boşa çıkar Hangi tarafın kazanacağı hakkında evvelden yürütülen hesaplı ve teknik mütalaaların hiç bir kıymeti olmaz. Fenerin kazanacağı beklenirken Oalatasaray-lılar üstün çıkarlar. GalatasaraylIlar muhakkak kınanacağız iddiasında bulundukları zamanlar netice umdukları gibi çıkmaz.
İşte bu maçlara gösterilen alâka, ve rağbetin sırrı da buradadır Öyle ı olmasa İdi halkın alâkası sönük o-1 lurdu. Fenerbahçe, Galataauray ve Beşiktaş takımlarının aralarındaki maçların uyandırdığı merak ve heyecan, bu karşılaşmalarda neticenin daha evvel kolaylıkla tahmin edilememesinden ileri gelmektedir Seyirci halkın, neticesi az. çok belli olan maçlara yalnız futbol sevgisi ile gittiği nadirdir. Bu kabil seyirciler ku-1 lüblerlne bağlılıkları hastalık haline gelmiş olanlardır.
Seyircinin İstediği, kuvvetler ara-
ancak, Bir gün I sevdasından |
Bugün SÜMER Sinemasında
I DİANA BARRYMORE ve BRİAN DONLEVY1
dün
■B V O t! N
SİNEMASINDA
UZAKDOĞU CASUSLARI
Çinle Hindistan arazındaki bir gizil yolun plânlarını olde •knıok İçin Amerikan - İnglUa - Japon - Alman caııularınuı birbirile çarpışması Çungklng'ln Japon uçakları tarafından bombardımanı, Hong - Kong ve Ho-noiulu'da büyük maceralar, vahşi ormanlar tabiat re insanlarla mücadeleyi göeteren büyük bir film.
20 kunm hepti Mrden
muştur. İlk on dakika İçinde 2 - 0 mağlûp vaziyete düşen Fenerlilerin beraberliğe ulaşmaları geçen hafta Osman Kavrak arkadaşımın bu sütunlarda maçtan evvel kaydettiği Rl-' bl ancak çocukların eski Fcnerbah-çeye yan! ağabeylerine yakışır bir e-nerjl göstermeleri İle kabil olmuştur. Buna nazaran Fenerin müdafaa hattı aksamakta diğer taraflar kendine düşen vazifeyi yapmaktadır, Aııkartı-dan gelen Ahmçdin Fenerbahçeye gir dlğl tahakkuk ederse bozuk olan müdafaanın da düzeleceği ve sarı lâcl-vertlilerln eski kudretli günlerini ya-şıyacakları muhakkaktır.
Galatasaraya gelince onlar da aynen Fenerbahçe gibi tamirde birinci maçta kötü, İkinci maçta parlak bir oyun çıkardılar. İzmirlilerle şehrimizde yaptığı birinci maçta galip gelmesine rağmen İyi bir oyun gösteremedi. Karşıyaka İle yaptığı ikinci maçta çok sayılı bir galebe elde etmesine kendilerinin, yüksek oyunundan fazla İzmirlilerin bozuk oyunu âmil olmuştur. Takımın son zamanlarda 1-çlndekl meşhur elemanlara yakışır bir oyun çıkaramadığında bütün spor meraklıları müttefiktir. Bilhassa geçen hafta Beykoz karşısındaki dağınık ve gelişi giizel oyunları Be Beşiktaş galibiyetinden sonra kendilerinden beklenen bütün ümitleri sarsmıştır.
j Güzel bir «tatları, fevkalâde bir İd-
Kuvvetli ve hareketli filminde mutlaka görünüz. Seyircilerini teessürden heyecanlandıracak ve dehşetten titretecektir. Her esrar altında kadın parmağı arayınız... En büyük ihtiraslar gizleyen güzellik maskesi
Beyoğlu İSTANBUL Gazinosunda
Yarın gündüz saat 15,30 da halk sanatkârı
İSMAİL DÜMBÜLLÜ tekini, kadrom AHMET GÜLDÜRÜR, KÜÇÜK MUALLA birlikte ZİFAF GECESİ Komedi 3 perde
İSMAİL DÜMBÜLLÜ tarafından komik kantolar Ztngin Varyete. Tel: 40574 Pazartesi akşamı Arnavut köy ÇİÇEK'te program.
Mektep maçlarının finali
İstanbul Maarif müdürlüğü tarafından okullar arasında tertiplenen futbol maçlarının finali bugün Şeref stadında saat 15 te yapılacak ve Haydarpaşa ite Boğaziçi liseleri karşılaşacaktır. Her İki takım da şimdiye kadar birinci küme kulüpler ayarında maçtır çıkarmış olduğundan bu karşılaşmanın çok çetin geçeceği muhakkaktır. Bu maçtan evvel Galatasaray! a Kabataş oynıyacaktır. -
man salonları, antrenörleri ve en nihayet her türlü İhtiyaçlarının temini İçin çalışan kuvvetli bir İdare heyet! bulunan san kırmızılı futbolcuların, Beykoz gibi henüz milli kümeye yeni girmiş tecrübesi# bir takım karşısında bocalamaları küçümsenecek bir iş olmadığı gibi taraftarlarını da haklı olarak gücendirecek bir olaydır. Belki bu notlarım sarı kırmızı formayı giyerek çok şerefli bir mazhariyete ulaşan GalatasaraylI futbolcuları kızdıracaktır. Fakat ne yapalım kİ bu bir hakikattir. Bu fikri kaydetmekle yalnız kendi düşüncelerime değil muazzam bir vaTİık olan Galatasaray camiasına tercüman olduğuma eminim.
Temenni ederim kİ raman beni nıahçup çıkarsın. Fakat bu mahcubiyetimden yüzüm kızarmtyacak bilâkis sizin. 1yi oyununuzdan Türk fut-bolü kazanacak ve dolayıslyie GalatasaraylI taraftarlar dıı kendi takını-larivle iftihar edecektir.
ŞAZ/ Tezcan
Karma takım Ankara ya gitti
Maarif mükâfatı maçlarına iştirak etmiyen birinci küme oyuncularından teşkil edilen şehrimiz Karma takımı dün akşam 16 kişilik bir kafile halinde Ankaraya hareket etmiştir.
Kafilede İstanbulspordan Turhan, Erdoğan, Faruk. Vakur, Mükerrcm, Beyoğluspordan Şalapl, Civelek, Fili” pa, Maroll, Vefadan Şükrü, zeki, Hisardan Semih, Ahmet. Süle-ymanlye-den İbrahim bulunmakta ve İdareci olarak Mufetar ile Şazi Tezcan gitmektedir.
Şehrimiz Karma takımı bugün Ankara şampiyonu Harbiye, yarın da Ankara Karma takımı İle karşılaşacaktır. ____
Mevlût
Genç yaşında dünyasına doymadan Allahın rahmetine kavuşan eglm BAYAN SU AD NURİ ULUT AŞIN ruhu İçin 9 Nisan pazartesi günü Ffneıyolu İstasyonundaki Yeni Camide öğle namazını müteakip Mev-lûdu Şerif okunacağından sayın akraba ve dostlarımızın buyurmalarını diterim.
■■■I ŞBHİK rltATKOSO n IHI B Komedi kısmında M
■Ihllllilllllr Yazan: Cevat Fehmi
Dram kısmında: CASUSLAR
Yazanlar: Vâ-Nü v-î N. Karamağaralı Saat H de çocuk tiyatrosu
! AskeHök bahisleri
Müttefiklerin_hedefi
Nisan ayının Alman dayanmasının, sonu olması çok muhtemeldir
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR:
Mithat paşa kibritçi yahudi ile ne konuştu?.
Müttefiklerin garp cephesindeki ilerlemeleri; düz hat üzerindeki meşale alışından ziyade kapladığı sathın büyüklüğü bakımından hayrete değer gelişmeler göstermekledir. Öyle zannedlllrdi kl müttefikler Ruhr havzasını başardı surette çevirdikten ve tccrldettikten sonra bu mıntakada teksif edecekleri büyük zırhlı kuvvetlerle Berlin istikametinde hızlı bir İlerlemeye girişeceklerdir. Arkasından şimali Almanyanın işgali gelecek ve cenuptaki Alman toprakları da ondan sonra hayli uzun sürecek bir muharebeye sahne olacaktır.
Müttefik taarruzunun şimdiki gelişme tarzı ise bunun aksi İstikamettedir. Amerikan orduları daha şimdiden Almanyayı şimal ve cenuptan İkiye ayıran Tührlneen silsilesinin cenup yamacında bulunan başlıca şehirlere ulaşmış bulunuyorlar, gelen haberlere bakılırsa Duter’ln tneşhor mücadelelerine sahne olan Elsenach şehrine girilmiştir. Bu şehir yukarıda adı geçen silsilenin cenup yamacın-dadır Sonra şarka doğru aynı yamaçla bulunan Gota, Weimor şehirlerinin de ssrasile adı geçmektedir. Halbuki bu silsilenin şimal tarafındaki ovalara henüz müttefikler hâkim değildirler
Sonra bu silsilenin hemen cenubuna rashyan düzlükte de müttefiklerin hayli ilerlediği görülmektedir. Wurv.burg işgal edilmiş Nümberg şehrine hayli yaklaşılmıştır. Almen haritası bu sahada zaten hayli daralır Orta kısımda Çekoslovakya İçeri girer Daha şimdiden bu parçanın ke-silm 'sl irin 1OT kilometreden daha az bir mesafe kalmıştır. Vakıa Çeköslo-rakyanın bu sanayi bölgesi henüz Almanların elindedir. Fakat Amerikan ve Sovyet ordularının arasında kalacak böyle bir Çekoslovak toprağından. sanayinden ve amelesinden İstifade ednemlvece»! dr* o derece muhakkakta
Cephenin şimal kesiminde de İngiliz ve Amerikan ordularının bir an evvel Berlin e varmaktan ziyade şimal denizindeki Alman limanlarına varmaya, Hollandadaki Alman kuvvetlerini çevirmeğe hevesli oldukları görülüyor. Montgomery’nin harekâtı üzerine konulan perde kalkınca onun şarl-t-’n rivade şimale ve garba doğru fj«—temete — ^»liçtıgı anlaşıldı
ilerleme tara evvelce tâyin edilen işgal bölgelerine bir an evvel yerleşmek için mİ ihtiyar olunuyor? Yani herkes kendi payına düşen yeri mi almaya çalışıyor? Meselâ Berlin ımn-takası daha ziyade Kızılordu tarafından İşgal edileceği için mi müttefikler bir an evvel o taraflara yanaşmak İstemiyorlar? Bilmiyoruz. Fakat kati olarak görüyoruz ki müttefik sevk ve İdaresi muayyen bir mıntakaya ve meselâ Ruhr sahasına büyük zırhlı birliklerini yığarak büyük bir tazyik vücuda getirdikten sonra buna dayanıp büyük sıçramalar yapmak niyetinde görünmüyor. Bunda belki işgal edilen memleketin Almanya gibi halkı çetin ve her ne olursa olsun vatan müdafaasında çok fedakâr olan bir memleketin işgali mevzuubaha olma-
sından ve bütün cephe boyunca, bütün memleketi kaplıyan bir İşgalin daha emin oluşu düşünülmesinden İleri gelmektedir.
Bu genişleme ve gelişme tarzını daha iyi kavramak İçin Fransada ve Almanyadakl ilerleme şekillerini bir kere gözden geçirmek yetişecektir. Fransada müttefikler dar bir hat ve mıntaka üzerinde Parlse kadar geldiler ve sonra şimale dönerek yine bir hat üzerinden Belçikayı ve şimali Fransayı taramaları kâfi geldi. Ancak Alman hududuna yaklaştıktan sonradır kl müttefik orduları yayıldı, açıldı ve bütün Alman hududunu kapladı.
Aynı hal Almanyada da tatbik edilmez. edilemez değildi. Ruhr çevirmesinden sonra pekâlâ biitün zırhlı blr-[ İlkler şimal ovalarından Berllne yöııeltllebüLr, burada Kızılordu İle birleştikten sonra şimal ve cenuptaki Alman kuvvetleri ayrı ayrı ezilebilirdi. Ama bu harekâtta meselâ cenuba sığınacak kuvvetlerin bütün yaz evvelâ Türingen silsilesi üzerinde, sonra Alplerde çetin muharebeler vererek kendilerini müdafaa etmeleri kabildi. Şimdiki tarzda yan! bütün Almanya-yı hedef tutan geniş yayılma tarzında İse Berline bir müddet geç varılsa da bütün Alman müdafaasının çökertilmesi bakımından daha çabuk ve daha esaslı neticeler alınması kabildir. O derecede ki takriben op beş i yirmi gün sonra müttefik orduları Kızılordu hatlarına yaklaştığı zaman (eğer bugünlerde Kızılordu da umumi bir taarruza geçerse bu müddetin daha çok kısalması kabLldlr.) Alman-yanın yüzde 80 arazisi İşgal edilmiş ve cenupta, Bavyera ve Tirol Alplerl-ne sığınacak kuvvetler yalnız Bitlerin SS. muhafızlarından İbaret kalmış olur. Muvazzaf ve muazzam Alman ordusundan baki kalacak nesne İse Almanlar İçin yalnız «hoş bir hâtıradan ibaret olacaktır.
Müttefik orduların bu son safhadaki hareketlerini nasıl bir emniyetle başarmakta olduklarının en büyük delili İse Ruhr'dakl büyük kuşatmanın her tarafa yayılmaya bir engel teşkil etmeyişidir. İçerisine İki Alman ordular grupu aldığı söylenen bu kuşatma çemberine karşı Almanlar yarma teşebbüslerine girişirken müttefik zırhlı birlikleri bütün Almanya-nın sathına yayılmaktadır. O derecede kl kuşatma çemberihln herhangi bir noktasında bir gevşeme, genişleme olsa bile burada muvaffakiyet kazanacak Alman birlikleri hangi istikamette ilerlerse ilerlesinler önlerinde yine müttefik kuvvetleri bulacaklar, yine çember İçinde kalacaklardır. Çünkü yukarıda da dediğimiz gibi müttefik genişlemesi artık hat veya mevzi üzerinde değil büyük satıhlar üzerinde olmaktadır. Buna bakarak denilebilir ki; nisan âyinin Alman dayanmasının »onu olması çök muhtemeldir.
Yeniden hava akınına uğrayan Hamburg şehrinde bir cadde
NİSAN SAYISI ÇIKTI
Yazan:
M. Şevki Yazman
Gelin hanımlar geceleri nakış işlerlerken kaç tane isparmaçet mumu yakabilirler?.
/ v-r-r
^Sirkeci garı karşısındaki konak — Mithat paşanın bir mektubu — Mart ( i defteri, nisan defteri — Yorgana göre ayak uzatmak meselesi — Mas- | | rafit düğünler yasak ediliyor — Kibrit satan çocukla Mithat paşa karşı f. J karşıya — Hesap sevgisi ve Emniyet Sandığı.,. (
Mithat paşa, arabası Sirkeci tarafından geçerken başım çevirip büyükçe bir binaya bakmaktan kendisini alamazdı. Burası şimdiki Sirkeci ş i mendiler garının tam karşısında idi. Ve babasının konağı idî. Dellkanhlk ve gençlik zamanl amin epeyce bir kısmı bu binada geçmişti.
Mithat paşanın babası Hacı Eşref efendinin oturduğu bu konak sonra ■■Edime otelin olmuştu. Bugün orada «Mithat paşa hanı» bulunmaktadır.
Hacı Eşref efendi dünyanın en hesaplı insanlarından biri idi. Hâkimdi, gayet tutumlu bir havai geçindi. Mithat paşa evliliğinin ilk senelerinde babasile birlikte bu Sirkecideki konakta otururdu.
Hacı Eşref efendi lüzumsuz bir akçenin bile sarfedilmeslne son derece sinirlenirdi. Meselâ o zamanlar Sirkecideki konakta da, her yerde olduğu gibi isparmaçet mumlan yanıyordu. Bazan geceleri. gelinler, yahut Mithat paşa nın haremi ve diğer hanımlar nakış işlemek için iki İsparmaçet mumu yakarlardı.
Kayınbaba ışığın fazlalığım derhal faıkeder, şöyle perdeyi aralar, haremin sofasına bakardı. Orada çifte mumun ışığında nakışlar üzerine gelinlerin eğilmiş başlannj görünce çileden çıkar, söylene söylene gelir ve mumun birini hemen liflerdi.
Mamafih Hacı Eşref efendi bu derece hesaplı davranmakla çok isabet ettiği anlaşılıyor. Zira Mithat paşa, memlekete o derece hizmetler etiği halde, hiç bir zaman şahsî, mühim bir servet yapamamıştı. Onun sonra mektuplarında da gördüğümüz gibi maaşı masrafına başabaş yetişebilmiş, ancak borçsuz gözlerin! kapamıştı.
Hacı Eşref efendinin de bu kadar hesaplı olmasına rağmen iki zevcesi vardı. Hanımlardan biri bu anlattığımız Sirkecideki konakta, diğeri ise Direklerarasında başka bir konakta otururdu. Mithat. paşanın bâbası pek sağlam bünyeli bir İnsandı, öldüğü zaman 117 yaşını bitirmiş bulunuyordu.
Sirkecideki konakta oturur larken Mithat paşa babasının he-sanlı hareketlerine karşı hiç bir şey söylemiyordu. Kendi henüz Meclisi Vâlâda bulunmakta idi. Ve aile reisi baba İdi. Bu itibarla evdeki hesaph İdare rejimine uyuluyordu, Ve geceleri yalnız bir tek mum yakılıyordu.
Bunun arkasından Bayezltteki konağın ihtişamlı hayatı geldi.
Bir mektup..
Son derecede dürüst bir insan olan Büyük Mithat paşanın borç altında ölmekten ödü patlardı. Bunun İçin daima maaşına göre geçinmeği, yorgana göre ayak uzatmağı kendisine prensip addetmişti. Büyük zevcesi Naimt? hanım konağı paşanın şanına lâyık bir tarzda İdare etmek isterdi. Ve kendisinin meselâ Zeynep hanım gibi milyoner ve padişahları misafir eden ahbapları vardı.
Mithat paşa mektuplarında Naime hanıma, gayet mütevazı bir aile babası gibi geçim ve tasarruf tavsiye etmektedir. Her ay konağın masrafı, «mart defteri». «nisan defteri-., «mayıs defteri» diye vanhr, kalem kalem not edilirdi.
Ayrıca zevcelerine her ay muntazam maaş verdiği de mektup lanndan anlaşılmaktadır. Meselâ 9 nisan 96 tarihli bir mektubunda deniliyor ki:
»Her ay on, on beş bin kuruş masraf olduğu halde ekle sallh olmıyacak şeylerle bu kadar masrafa yazık değil mİ?..»
Mektubun ortala unda da: -Bizim maaş on dokuz bin ku-
Mithat paşanın himmetile kurulan Emniyet Sandığının bugünkü binası
ruşa tenezzül etti. Mart İkramiyesi dahi tenezzül ettikten sonra on yedi bin kuruş kalır. Vekilharcımızın gönderdiği mart defteri mucibince orada mart masrafı on iki bin kuruşa vamuş ve hanımların maaşları olan üç bin altı yüz ve madamın maaşı olan bin kuruş dahi birleştiği halde tamam bizim maaş ile karşula-şur. Dersaadette hemşire hanımın ve TafTur ağanın ve kapı çuhadan İle bahçıvan, kapıcı, ayvaz gibi adamların maaşları dahi açık kalıyor. Orada altı, yedi bin kuruş maaşı olanlar kemali refah ve memnuniyetle gc çindikleri halde bizim iki kat masrafla beraber yine şikâyet edecek bir halde bulunmaklığımız doğrusu mucibi teessüftür. Her ne hal ise şu mart hesabım temizlemek için bu defa bir Ya-hudiden altı yüz adet beyaz mecidiye İstikraz olunarak... vesa-' İre,»
Büyük Mithat paşaya katiyen hasis bir adam denilemezdi. Fakat yukarıda söylediğimiz gibi o borçlu ölmekten çok çekinirdi. Tasarrufu dürüst yaşamak İçin lüzumlu görürdü.
Onun maaşına göre hareket etmek de cidden güçtü. Mithat paşaya dair kayıtlan kanştınr-ken maaşının ne kadar değiştiğine hayret ettim. Meselâ o devre göre, hem de azaltılmış olan on dokuz bin kuruş maaş mühim bir para olarak göz önüne geliyor ve «hakikaten bununla şikâyet etmeden geçinilebilir» diyorsunuz. Fakat Mithat paşanın maaşı bir halde kalmıyor ki... 1265 yılında 750 kuruş maaş aldığinı görüyoruz. Sadnâzam olunca 118750 kuruş maaş alıyor.
Sadaretten çekiliyor İO.-OOO kuruş mazili İyet maaşı!.. Şûrayı devlet reisi oluyor 50.000 kuruş maaş. Tekrar sadnâzam oluyor, yine 50.000 kun>='
Mithat pa&a ve kirbitçi Y ahudi
Mithat paşa geçinmeği tam bir AvrupalI, meselâ bir Fransız gibi anlıyor. Lüzumsuz değil, yerinde masraf.. Tasarruf bahsinde bu modem Ölçüsü He meselâ ilk defa evlenmelerde meni Israfat kayıt-lanın koymuş, her gittiği yerde, daha kurulmadan aileyi mahveden eski büyük masraflı düğünleri basitleştirmiştir O bu meselede son derecede titizdi.
Hasis değildi, fakat hayatta1 hesabı severdi. Ve çocukların., yeni yetişen memleket çocuklarının da böyle olmasını, hesaplı hareket etmelerini, hayat adamı olarak yetişmelerini son derecede arzu ederdi.
Mseelâ îzmirde vah. Arabasüe sokaktan geçerken Korclonbo-yunda kibrit satan bir Yahudi çocuğu gördü değil ml?„.
Hemen araba durdurulur, küçük Yahudi sahanın yanına yaklaşılır ve şu sualler sorulurdu?
— Günde kaç kutu kibrit satarsın?.. Her kutudan kaç para kazanırsın? Sermayen ne kadardır?.. Kibritleri kredi 11e mi, alırsın, yoksa peşin para ile mi? Aylık kazancın ne kadar tutar? Kazandığın para ile kimlere bakıyorsun?.
Evet, Büyük Mithat paşa, küçük Yahudi çocuğiyle sokak ortasında uzun uzun böyle konuşurdu, Zira bir Yahudi çocuğundan da ders alınabileceğini bilirdi.
Çocuğun cevaplarını dinledikten sonra bir kaç kere varımda bulunan oğlu B. Ali Havdar’a sorardı:
— Duyuyor musun?.. Hayat adamı olmalı!.
Ve bu hesap sevişidir kl memlekete onun himmetile «Emniyet-Sandığı» gibi bir müessesevı kazandırdı.
Hikmet Feridun Es
CANLI
TARİHLER
Abdülhamid'in jimnastik muallimi Halit Kaçar ın Hatıraları
BUĞUN ÇIKTI
Kitaptaki balılslerden bazıları: Galatasaray Sultanisi - Faik Hoca -şehzade Burlıancttln - Yıldız sarayı - İkinci Abdülhamldln huzurunda -Mi2ika-1 Hümayun - Fransa elçisi Mösyö Konstans - Karaköy köprüsü meselesi - Avusturya - Macaristan vlskonsültl Mösyö Hale - Sürgün -Şam - Halep - İtalyan ameleleri V. S. V. S.
Bu foslkülde Prof. Mehmet Ali Ayni hatıralarının »on kısmı da vardır. Bütün gazetecilerde bulunur. Fİ atı BO Krç.
Çıkaran: Türkiye yayınevi — İstanbul
HALK DOKTORU
Grip mikropları vücudumuzun nerelerine hücum eterler ? ve neler yapanar
Ymıuı UuKlor HAFIZ CEMAL 'LOKMAN HEKİM)
Bedenimizin e., pıa en ;uxiinjjjuu yeri ellerdir. Çünkü her yere diterimizle dokunur uz. Her İçi eller lmlzle yaparız. Ellerimizle aldığımız mlkıtupları da ağzımıza, burn tununa Hokuştruru-rua.
Ağzımıza giren mihraplar çoğalmak ve yayjJmufc içi» ‘har iırtrittUitıl-ni bulurlar. 3(i‘■ 37 deroce ateşi vur. Ağıriaruu yemekten sonra y ikonu -yanlarda onları b«jshyeoek gıda, besin de var. Mikroplun bannâıraeak diş çürükleri, diş boğuklan da var!
Ağzımızda çoğaldıkça çoğalan, milyarları geçen mikroplar, geruK kendileri ve gerek kustaklan zehirler, {toksini lerle vücudumuzun iç taraflarına hücum ederler Sömürge {müstemleke) kurmağa çaiıçırısır
Diş çbriiKlerindcn giren mlfcrDpMU.'. kan İçinde dolaşırlar Hasla ta:aıım en zayıf, kuvvetsiz uzuvlarına yerleşirler. işte bundan ötürüdür ki nazı hastaların mideleri bosular Karın eğrisi görünür Liynet. nmel bile belirir.
Bazı HuştaJarua. uourekJEi »üzülür. Sinirlerin uçları ağrır, sızlar. Ve çok sinirli kadınlarda, rerkeklerde hattâ çocıiklnrda ve ihtiyarların ’hfle düşkünlük, zebunluk, halsizlik, huysuzluk görülür. Ve hattâ sinir buhranları dalgınlık "-e 'ta-r—nUk fafe kaş gösterir.
P:r butağı kaibde. 'atımcı d* ■e barsak ta bulanan ve (muhabbet veya ruh slnirD denilen (sempati siniri) de mikropların Te zehirlerinin hücumlarına uğrarsa .felâket arttıkça artar. Yürek çarpıntıları, bunalma. hastayı oarsor- Baş ağıllan, bnş sersemlikleri, baş dânıueleri çoğalır. Vücudun her tarafı ağrır, azlar. Hele sinirlilerde ve şişmanlarda tanrılar, kulunçlar e kadar artar kl kalemle anlatamam!
En nihayet vücut, dayağın ne olduğuna bilmlyea insafsız bir adam tara fındau fena halde dövülmüş gibi bir duruma gelir. İşte ramdan çınla* yıdir İd grip hastalığına '/paçavra hastalığı) irin derler.
Ağzın ıçmue arttıksa arlan mikroplar her tarafa hücum ederler. Arka deliklerden butun İçine girerler. Boşluklar içine yerleşirler. Burulan {katoöfer) in (iadyater) ö gibidiT Mikroplar bu yerlerde de üredikçe Ürerler. Burun nezlesi ve atan tısı arttıkça artar. Akın sümükler de mikropların bereketli olduğunu hesaba katmak vr bunlardan lâ-
zımdır.
Bil cihetle burun akın in uiı K-»me-metl AJtsm, gitsin de mikropları yok etsin! En İyisi mikrobu öldüren banı İlâçlar kullanümaktır.
Burun için ti c toplanan mikroplar da az deffldlr. Burunun yukarı bölümlerine hücum ederler. (Alm b ş-lugu.’l denilen çukurların içlerin® yerleşirler. Burun hizasına gelen kaşların birinde ve yahut her iterinde ağn husule griir. dokununca sıdar.
Bu hal hafif (grlp-( terde almaz. Fakat şiddetli igripl terde çoktur. Bu cihetle derhal tedavi etmek gerektir. Eğer vaktinde iyi edilmezse çok zahmet verir. Bfr taraflı ise yarın baş ağnsı yapar İM taraflı ise tanı bir baş agnslyle kendini gösterir, «aş sersemliği, baş ağırlığı, hattâ baş dönmesi, göz kararması bile yapar.
Hiç tedavi edilmezse isim boşluğu» nda toplanan mikroplar ufunet, İltihap yaparlar, irinleşir. Nihayet doktor curasını yarar Vaktinde yazılmazsa mikroplar dimağa, "beyine girebilir. Ve ı beyin humması! i ile insanı Öldürebilir
Şunu da İlâve etinejiyım £i. burun İçine mikroplar yalnız ağız yolu İle ve burnun arka deliklerinclen girmezler. (Grip) linin pis eliyle toka ederek veya onun tuttuğu şeyi tutarak ellerini kirleten insan kendi burnunu karıştırırsa, aşılanabilir.
(Grip) mikropianrun bademciklere, küçük dile ve Kulaklara hücumları:
Ağızda ve burunda çoğalan mikroplar boğaza doğru yüdırım sürati İle lıümun ederler, insan vücuduna girmek istlyen mikroplara karşı Cenabı Allah birini) kale olarak dezl-mizl. İkinci kale ağzımıza dökülen üç çeşit salyanın zehirli maddeleri, (3) üncü ve kuvvetli bir istihkâm olan bademcikleri vermiştir.
Grip mikropları bademcikleri ve çevrelerini sardığı zaman, vücudumuzun (ijekleyici - gözetici - Ve koruyucusu) olan (ak yuvarlacık) ları orasında bLr harb (savaş) başlar.
İ5te buralarda göriflen şişkinli):, pembelik, kırmızılık yapılan muharebenin belirtileridir. Bazı defa çok şiddetli bir (meydan muharebesi) vukua gelirse beyaz bejaz lekeler ve hattâ bazı dela da bademciklerin lrlnleştlği görülür. Vücut çok kuvvetli dse rûlkroplar buralarda telef olurlar. Eğer bu hasta çok tütün kullanmış, bira, rakı, şarap gibi içkileri çok içmiş ve sık sık boğaz olarak buralarda müzminlik, ve çok zayıflık olmuşr sa, mikroplar zafer kazanırlar. Ve gırtlağa, nefes borularına, mide ve hattâ kulaklara bile saldırırlar
Created by free version of 2PDF
Sühtfe 6
A K ş A M
7 Nisan 1ÎM5
Çok eskiden beri biz kendisnc «Çökmemiş Refik bey» derdik» O da bı jüblrden pek hoşlanıroı. Ebedi genç-şı>r sırrını bulduğuna inanmışta. Hal-pukl lâf aramızda «Çökmemiş Renk bey» çoktan çöküp gitmişti. Fakat kendisi bunun farkında değildi. iflâs1 ettiği halde, hâli İsmi milyoner olan insanların tesellisi İçinde yaşayıp gidiyordu.
Eltisini geçkindi. Takına dıjlcrl-jıln dipleri görünmesin diye gayet ol-£ÜİÜ bir şekilde gülerdi. Minimini bı-yüdarınının boyasını her 6 günde bir mutlaka tazelerdi. Yakasında mevsim çiçekleri İle dolaşırdı. Topuzlu bastonunu tutuşunda ayrı bir zarafet, başka bir incelik olduğuna kanldl Son flertçede yakışıklı, bir erkek olduğuna. kadın ruhunu hiç kimsenin kendisi kadar iyi bilmediğine emindi.
«Çökmemiş Refik beye yanında kendisinin nasıl olup da böyle genç kaldığına dair bahis açtığını* zaman gldiklanıyormuş gibi bir hale gelirdi. (Vakıa evvelâ, âdet yerini bulsun diye Evvelâ buna itiraz eder:
— Anıma yaptınız iıa!.. derdi.
Eğer karşısındaki İnsan İddiasında burursa o zaman da.
— Canım, artık o derecede de detti... vakıa arkadaşlardan epeyce farkımız vur. Fakat nihayet bir baba - oğul manzarası da göstermeyiz!.. Öteleri İle ince ince, kih klh güler ve şevkinden gözlerini bayıltırdı.
Bazı parasızlar böyle mukaddimelerden sonra ondan borç isterlerdi. ,VO «Çökmemiş Refik bey»:
— Takdim edeyim kardeşim... Sözlerine onları hemen memnun ederdi.
Fakat ekseriya arkadaşları bu garip şakayı mcccanen, daha doğrusu kendilerini eğlendirmek İçin yaparlardı. Zira »Çökmemiş Refik bey» bu sözlerle o derece keyiflenirdi ki onun tıeşcsl size de sirayet ederdi.
Kendimi bildim bileli «Çökmemiş Refik bey» evlenmek İsterdi.
Nihayet evlendi de... Fakat biz onu şöyle hiç değilse kendi yaşına yakın, aklı başında, deril toplu bir kadın Bİacak zanedlyorduk. »Haydi, haydi müthiş bir çılgınlık yapsın da kendisi elliyi geçkin olduğu halde 30-30 yaşında blrLsile evlensin» diyorduk.
'Fakat «Çökmemiş Refik bey» tuttu, 19 yaşında sudan henüz çıkmış bir barbunya balığı gibi renkli, ışıl ışıl ve dipdiri bir gene kızla evlendi.
Yeni çift, kolkola sokakta zıp zıp sıçrayarak yürüyordu. Hattâ «Çökmemiş Refik bey* hayatta katiyen çökmemiş olduğunu ispat İçin 19 yaşındaki zevcesinin yanında daha fazla, daha İçten zıplıyor ve çarpıntıları kabarıyordu.
Lâkin en fenası genç zevcenin rumba tiryakiliği İdi. Çılgın bir musiki ile çalkalanu çalkalan» hoplamak galiba bunca senelik «Çökmemiş Feflk bey* i çöktürecektl.
Lâkin onları yakından tanıyanlar İşin daha korkunç tarafları da olduğunu söylerlerdi. Meselâ evlerinde kan koca, kovalamaca, köşe kapmaca gibi ancak bir çocuk veya genç bir insan kalbinin dayanabileceği pyunlar oynuyorlarmiş!..
«Çökmemiş Refik bey» bü oyunlarda tıkanıp kalacak raddelere geliyormuş. fakat, neylesin?.. Serde çökme-m İşlik, gençlik var!.. Kolay mı?..
Birdenbire müthiş bir havadis işittik: Çökmemiş Refik Bey sîzlere ömür!.. Aman demeyiniz. Nasıl oldu bu iş?.. Daha dün, akşam üstü vapura yetişmek İçin koşuyordu da Köprü Üstünde karşılaşmıştık. Sapa Bağlam bir İnsandı. Bir gecenin İçinde!..
Bütün dostlan bunu merak ediyordu. Zavallı «Çökmemiş Refik bey» nasıl ölmüştü?..
Hep birlikte onun karısını ziyarete gittik. Evin perdeleri aşağılara kadar İndirilmişti. Sessiz bir taşlıktan geçtik. Çıt Işltilmlyen merdivenlerden ağır ağır yukarıya çıktık. Salonda siyahlar giyinmiş olduğu halde genç kadın bizi karşıladı. Hakikaten pek küçüktü. Henüz yirmisinde bile yok-
tu, Kup kuru gözlerinden, sanki dehşetli yaşlar boşunıyormuş gibi, l'kldc birdi» siyah tül mendilini kirpiklerinin uçlarına şöyle yavaş yavaş değdl-vfyor vc bize •
— Bilmezsiniz, bilmezsiniz efendim.,. Istırabunın derecesini dünyada tahmin edemezsiniz... Diyordu.
Biz hepimiz boynu bükük susuyorduk Fakat genç kadın mendilini kirpiklerine değdirdikten sonra hemen gözlerini aynaya çeviriyordu. Göklerini silerken yüzünde bir çirkinlik yapıp yapmadığını tetkik ediyordu Bir aralık dostlardan biri sordu.
— .Nasıl oldıı efendim?., Birdenbire?..
O zaman çocuk denilecek yaştaki kadın bize şu hikâyeyi anlattı:
— Evvelki gece kendisini bekliyordum. Gelir gelmez saklambaç oynı-yacaktık. Ne yapayım?.. Ben oyunları çok severim. Yalnız 7.45 vaprlle geleceği için epeyce gecikecekti. Birdenbire aklıma geldi. Kendi kendime: «Şuna bir sürpriz yapayım! » dedim. Apartmanın alt katında, büyük kapının arkasınn saklanacaktım. O gelirken merdiven elektriklerim de söndürecektim. Tam önümden geçeceği anda
__ Cee!.. diye karşısına çıkacaktım.
Yani onu korkutacaktım. Bakalım ne yapacaktı?..
Bu kararı verdikten sonra hemen aşağıya indim. Geleceği zamanı dakikası dakikasına biliyordum. Kapının arkasına saklandım. Vc o yanımdan geçerken «Cccee'» diye bağırarak karanlıkta üstüne atıldım.
Genç Vadin tekrar mendilini gözlerine götürdü:
— Ne kadar nazik bir bünyesi varmış!.. dedi kalb durmasından gitti biçare... Neye yanıyorum biliyor musunuz? Kendisine «Ceee* yapanın kim olduğunu anlamadan Bitti.
Blrlblrlmlzln yüzüne baktık. Elli beşindeki adama da gece yarım .Ceeel» yapılır mi?.. Ne Iscf.,
(Bir yılda)
Bulmaca
iaJ4S«18»10
Dünden, Bugünden:
Köprünün eski Kadıköy iskelesinde şekerci İsmail ağanın dükkânı
1 — Hane - Bir edat - Düzlük ersizi
3 — Bir şiir vezni - Tcral bir şiirdir
4 — Erkek kardeş.
5 — Keşiş dağına yüksel.
8 _ Tersi şehir haricinde eevelân eder.
7 — Tersi veznedardır,
9 — Çığır - T«i baş kılı - Tersi reydir.
9 — Hanenin sıvasını yapın.
10 — Hamamda kullanılan bir şey - Madam.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ Soldan sağa ve yukarıdan aşağı: 1 — Bulut, Nftfi, 2 — Uzun Ömer. 3 — Lüzumuvar, 4 — Unut, Haşan. & _ Töm. Balık. 8 — Muhadenet, 7 — Nevale, Ata, 8 — Arasınagtr. I — Raketlal. W — İp, Tarla,
rGömlekiş"!
I BİBİMCİ SİNİ» GUMMKCİ I
Mt>w Sirkeci
Galatasa:aynıdan Taksime doğru ağır ağır, etrafı seyrede ede yürüyordum. Vitrini çeşit çeşit çikolata, karameli, fondan, frül glase, pasta, gabo İle dolu küçük bir şekerci — eski tâbirle — bir şekerlemeci dükkânında zamklı öksürük şekeri gözüme İlişti.
Geçende geçirdiğim grlpln yadigârı öksürük hâlâ baki; clgaranın arttırması da caba; tutunığı tuttu mu dilim ağzıma girmiyor. Vaktiyle, herkes gibi enflücnzayı atlat,>p öksürüğü savamadık mı, Bolımarşedcn bu şekerleri alır, ağıza atıp yavaş savaş eritir, faydasını görürdük Aklıma geliverdi: Şimdi de bir tecrübe et-j
Hulâsa, dükkâna girdim. İçerisi upuzun. sekiz an adım yürünebilir, lâkin dapdaracık; bir müşteri varken başka bir müşteri gelecek olsa (Pardon? ı demeden .öbürünü yan döndürmeden, öteye gcçeıniyccek...
Her tarafta aynalar: tavanda, duvarlarda çitler çifter lâmbalar. Bu kilovat pahalılığında, ampul kıtlığında güpegündüz bile kaç ışık birden yanıyor. ________
Bir Rum kızı tezgâhtarlık yapıyor, kin Tünel başında gramofcıncu ıstan-glşcdekinln de burun dibinde, mani- tarı dan kerimelerin, gelinlerin pek velisini çevirince çangıl çungul ra- istediği, unutulmamak için serçe kamları kaydeden kallavi makine (1> parmağa ibrişim bağladığı (Maçlç), duruyordu Dükkânın sahibi yahut (La Tankinuaz'. (Vlycn Pupub plâk-baş tezgâhtarı, yüzünde perdahlı lan behemehal iştira kılınacak, traş. elinde tarak, gözleri karşıki ay-( Terzi (Mir) ir. dikişi, atlar astarlı nada, habıre ondüle saçlarını düze- pardesü, halis tiftikten kabuk gibi ne koymada. boyun atkısı; fil dişi saplı, gıcır gıcır
Peşim sıra. g(nç bir bay İçeri daldı: ipek şemsiye; paketlerdeki saten dö
— Matmazel, bana mektup bırakoü Llyon çarşaflıklar, sadakor kaşpusl-
oldu mu? ’ |yerllkler, pike hırkahklar: çıkın çı-
Kız: kın sebze ve çiçek fldclerl: zembil
— Sizi İçin kimse bir anvelop. dolusu seçme nevale vc «pcnnylru İs-
blyye bırakmadıI cevabını verince, mail ağaya emanet edilirdi, delikanlı: | Eşe dosta cızıktırılan pusla, yazılan
— şu paket sizde dursun, dönüşte ' mektup. — renkli, çiçekli, kokulu
alırım! deyip kapıdan çıkarken tap-‘ zarflardakller de dahil — hep ona taze bir bayan sökün etti. Hâli tu- teslim edilir. Zira postahanelerin Is-valetinl bltlrememlş olan ondüle saç- tanbul Içlnjtapoh zart alması yasak: lıya diyor ki: -«—t.—.»
— Mösyö Füanclyadls,
Şekl beni aradılar mı kuzum?..
Sahte vakarın ağzı ,kulaklarında: j
— Bugün daa gelmedi onlar!., Ortaoyunuııda (balama) ya, yani
frenge çıkan taklidin zenne karşısında yarım yamalak Türkçcslylc zorluk çeke çeke konuşması, düşüne düşüne kelimeleri bulmağa çabalarken, kızılcık murahhası yemiş’glbl sık sık dilini yapıştırması kabilinden haller geçirip nihayet anlatabildi:
— Iamt najln diyorsunuz, o sizin iyi
dost? Hani filim artist Zunela Mak-tauüda t»k Ornflyor »»’*■ '" „ ________________.... ......
hanım 10 dakika var buradaydı |çjn gözleri bulanık, çlpllce. seyrek Patlseriya'da oturazayim, bir şokola sakallı, okuması yazması hiç vok. sis-
' ■— - — ua-u sapsarı benizli, fesine yemeni sa-
rar, saltalı. peştamallı, şalvarlı bîr kırantaydı.
Hâfıznsı müthiş ml müthiş Dükkânına konan emanetleri mümkün mü kİ yanılıp başkaaınınklyle karıktırsın1» Eline teslim edilen puslaları. m»ktup-ları, rengârenk zarflan kabil ml kİ sahibinden gayrisine versin?
Rütbeli, mevkili paşaları, beyleri, çoluk çocuklarını, vardakosta ve .fingirdek hanımlan, hattâ kokonaları adlarlyle, mahlaslarlyle bilir, bir kere gördüğü adama bir daha --astlasın, derhal kim olduğunu sezerdi
Kadıköyüne. Haydarpaşaya. Adalara ne vakit vapur olduğunu sor. saat | kaçta kalkacağını dakikası dakikasına yapıştırsın; üstelik hangi vapur Idüğ ünü: tontonlardan 4 numara. 5 numara. 8 numara mı, İki başlı mı. tek silindiril (Ferahı mi. yürüğün yürüğü (Aydın) mı lâhzada bildirsin.
Kiril kukla, fıldırgöz, hinoğlu bin bir çırağı vardı. Ustasından peştamal bağlamış, hakklyle usta çıkmışlardan. 1 Kelli felll zatlar, ailelerinden, kibar kibar hatunlar, tazeler iskeleye her
Şekeri kendi adamlarına mı pişirtip kestirtlr; mutfağı, ocağı nerededir; yoksa başkalarından hazır olarak nıı aldırtır, bilinmez.
Şekercilikten maada necilikler yapmazdı: Emanetçilik, postrestant mektup alıcılık, bırakılan haberi sahibine ul&ştırıcılık, canlı vapur tarl-fellğl. vapur bckllyenlerl ârâm ettirici İlk.
Dükkân yalnız, Anadolu yakasında, Adalarda oturanların, oralı gelip gidenlerin uğrağı değil. O taraflarla İlişiği bulunmıyan, yazlığa hiç taşın-ıniyan, İstanbul İçinden çıkmayanlar bile bu salaştan eksik olmazlardı
Meselâ köyden inillrken. İstanbul cihetinden karşıya geçilirken hava fazla sıcak da pardesü, yün atkı, yağmurluk, siyah şemsiye taşımak yük olacak... Beyoğlunda alışveriş edilmiş, alınanlar koca koca paketlere sardırılmış; Bahçckapısındakl. Sul-t&nhamammdakl mağazalardım da öteberi alınacak... Pazartesi pazarından. Asmaaltuıdan mı'/ıyna edilen sebze, çiçek fideler!; bazı nevale, dil. hamaJ ökçesi ı klrlihatıim peynirleri i hamalın küfesine yükletilmiş vc 14-
I yalnız (muhabere varakası' na, yani
Mimi ile kartpostala izin var. Şehir içinde bi-I rine mektup yollıyacak kimse Adn-I lara. Kartala, Yeşllköye kadar glt-I ineğe mecbur.
Yazlıkta, senıtlllcrdtn birine bir haber ml yollanacak, bir havadis mi çıtlatılacak, köşküne kadar adam göndermeğe ne hacet. Ya bulunur, ya bulunmaz; uşak makul elerine de her lâf açılmaz. Hemen, usulcacık İsmail ağaya söylenirdi..
I Ağacığın ayaklı vapur tarifeliğlnl ı de unutmıyalım.
alazayim. Beni 'kim soruyor, böyle 5Oyel, dedi.
Gel de geçmiş günleri, şekerci İsmail ağ avı hatırlama ...
Bundan 40 yü evvel. Köprünün Kadıköy vc Adalar iskelesi, gene dubalar Üstünde, İleri doğru çıkıktı. Sağına, şimdi olduğu gibi Kadıköy vapurları, soluna Ada vapurları yanaşır. Haydar paşanın kiler de bugünkü Adalar İskelesine...
Etrafta »laş bilet gişeleri; kahve-1 hane, perükâr, manav, sucu ve şerbetçi, lostracı barakaları sıralanır.| Köprünün yanından, kalasları eğri büğrü, çürük çarık, on on iki basış- ■ maklı merdivenden inilip Kadıköy ve Adalar iskelesine dosdoğru yürününce sağda kitapçı İranlı Nasrullahın, £»ıda şekerci İsmail ağanın dükkanı.
İsmail ağa Istaııbulda^blr taneydi; bilnılyen kim? Asi zenaatı şekcrclHk-
Anadolulu, galiba Safranbolıılu. elli beş altmışlık, vaktiyle ağrı çektiği
(il İstanbulda bu makinenin ilk
' görüldüğü mağaza, Karaköydeki ma- 1 I hut TLrlng’di.
Avrupanın harb sonrası ziraî durumu
Sir John Roussel Avrupanın feci bir şekil alan ziraî durumuun düzenliyebilmek için küçük çiftlikler usulünün tatbikini tavsiye ediyor
Avrupanın çiftliklerine bu harb ne derece zarar ve ziyan vermiştir? Bu çiftlikler ne kadar zamanda yenldeu tesis edilerek, kurtarılan memleketler yiyecek ihtiyaçlarını temin edebilecek bir duruma gelebilecektir?
1912 senesinden beri İngllterenln Rolhamsteel ziraat tecrübe istasyonu müdürü bulunan dünyanın en maruf ziraat mütehassıslarından Sir John Ru&sel, Avrupanın harb sonrası zirai durumunu ilgilendiren meseleler üzerinde. mülteci hükümetlerin bu işlerle alâkalı makamları ve Birleşik Milletlerin içtimai yardım ve kalkınma teşkilâtı memurlarının yardımlyle derin incelemelerde bulunarak uzun ve tafsilâtlı bir rapor hazırlamıştır. Bir John Russel'ln hazırladığı raporun en mühim kısmını teşkil eden iharbden evvel ve harbdetı sonra Avrupanın küçük çiftlikleri» başlıklı yazısı Amerikan coğrafya cemiyeti tarafından neşrolunan «Geogrophl-cai Review> mecmuasının son sayısında İntişar etmiştir.
Sir John bu yazısında, Avrupanın lıarb sonrası zirai durumunun 1919 dan çok daha feci bir ha* arzedeceğl-ııl bildirmektedir. Sir John geçen harbin sonunda her türlü tedbir alındığı ve bir çok gayretler sarfcdlldiğl halde, Avrupada patates mahsulü ancak 4 sene sonra normal şekilde İstihsal edilmeğe başlandığını, hububatın 7 senede, koyun ve sığırın ise ancak 6 senede normal duruma geldiğini söylemektedir.
1942 senesi ortasında yapılan tetkik ve İncelemeler neticesinde o tarihe kadar Avrupada davarın yüzde 25 nispetinde eksikliği tesblt edilmiştir. Halbuki geçen harbin sonunda ancak yüzde 10 nispetinde bir noksanlık olmuştu. 1942 den bugüne kadar da bittabi bu zayiat, asgari bir misil daha artmıştır. 1942 de Avrupada sütün yüzde 35 azaldığı, ve bugüne kadar eksilen süt miktarı göz önünde tutulacak olursa, bu harbin sonunda Avrupada müthiş bir süt buhranı bnşgöstereceğl muhakkaktır. iSlr John, raporundü 1942 de Avru-panın domuzlarının yüzde 50 sı, koyun. keçi, ve sığırın ise yüzde 30-35 I nln bu harbde mahvolduğunu ve zayiatın mütemadiyen artmakta olduğunu bildirmektedir
1938 dc Fransada çiftçiler, arazilerinin beher dönümünden 85.000 kilo hububat İstihsal etmekte İdiler. 1941 de bunun 55.000. 1942 de İse 50000 kiloya düştüğü tesblt edilmiştir Halbuki bu seneler zarfında bilhassa 1942 de İngllterede alınan mahsul re-
kor teşkil edecek kadar mebzuldü.
Sir John harta sonrası Avrupada toprağın münbltleşme ve bu harbd* açlıktan zayıflayan vc ölen davarların tekrar yetişmesi İçin bir çok senelere muhtaç olduğunu, ve bu hususta ne kadar gayret ve mesai sar-fedilse dahi sulh zamanındaki normal ziraî durumun elde edliemlyece-ğinl bildirmektedir.
Mumaileyh, fen ve mühendisliğin bahsettiği yeni metotlar sayesinde birçok müşküllerin önlenebileceğini fakat toprağın kaybettiği organik unsurların hiç bir suretle eski haline getlrilemlycceğini de söylemektedir.
Hayvanlara Kâfi miktarda yem temin edilemediğinden, toprağın başlıca İhtiyacı olan gübre de kıt olacak ve bittabi bu yüzden mahsul de gayet az olacaktır.
Avrupanın zirai durumunun bir an evvel normal bale getirilebilmesi için Birleşmiş milletlerin ziraat mütehassısları. işgal altında harap olmuş memleketlerin zlraatçılarlyle iş birliği yaparak bu hususta birçok tetkik ve etütlerde bulunarak şimdiden tedbirler almağa başlamışlardır.
Bugün Amerikada, yeni bir zirai plân tatbik edilmektedir Bu plâna göre muazzam çlftiLkler yerine bir çok ufak ufak çiftlikler tesis olunarak çok daha fazla mahsul alınmaktadır.
Bu metot, Avrupanın kurtorüan mıntakalarında tatbik edildiği tak-dlrde'teknik. ekonomik ve malzeme bakımından büyük tasarruflar elde edileceğini bildiren ziraat eksperleri, şimdiden, muazzam plânlar hazırlamakla meşguldürler. Böylece AVTU-panın harb sonrası feci zirai durumu kısmen önlenebilecektir Birkaç seneden beri küçük çiftlik plânını tatbik etmekte olan Birleşik Amerika, Danimarka. Felemenk ve daha birçok memlekette, bu metotla daha çok mahsul elde edildiği anlaşılmıştır. Bu usulün diğer bir avantajı da gayet ekonomik olmasıdır.
Avrupanın bir an evvel ziraî durumunu düzeltmesi için, hazırlanan plânların başında halkı çiftçiliğe teşvik ve bu hususta onlara âzami yardım etmek gelmektedir,
ünrra (BLrleşlk Milletlerin yardım ve içtimai kalkınma» teşkilâtı Avru-panın harb sonrası ihtiyaç göstereceği tohum, damızlık hayvan ve her türlü çiftlik malzemesini bir an evvel temin etmek için şimdiden hazırlıklara başlamıştır.
düşüşte mutlaka İsmail ağanın dükkânına uğrarlar, hiç değilse üç beş dakika dinlenirler, vapıır saatine vakit varsa daha hayli kalırlardı Sanki hususi bekleme salonundalar
Daraş. kulübemsl bir yer. İki karış eninde boyunda İki pencere; bir tarafta tezgâh, şeker kavanozları, terazi, falan filân; karşısında, gerisinde kupkuru tahtadan peykeler ve birkaç kahveci iskemlesi. Peykelerin altında köşede bucakta yığın yığın emanet sepetleri, zembiller: raflarda paketler. çıkınlar; duvara çakılı çivilerde pardesüler, boyun atkılan, şemsiyeler...
Fakat kulübenin serinliğine, havadarlığını diyecek yok. Çünkü çatışma eski püskü muşambalar, yelken bezleri serili; güneşin şiddetini kesiyorlar. Pedavraların delik deşiklerinden, açık pencerelerden ve kamdan dolan hava, (kurander) içeriyi kaplıyor
Sermet Muhtar Alııs
RADYO
ANKARA RADYOSU
Bugünkü program
1800 Radyo çocuk kulübü, 18.4& Dans orkestrası. 19.00 Haberler. 19,2ü Geçmişte bugün. 19.25 Dans orkestrası, 19.45 .Ansiklopedi saati. 20.00 Şarkılar, 20.15 Radyo Gazetesi, 20.45 Fasıl. 21.10 Çeşitli sololar (pl.>. 21.30 Salon orkestrası. 21.15 Dans müziği ıpl.', 22.45 Haberler.
YARIN SABAHKİ PROGRAM
7.30 Müzik (pl.î. 7.45 Hab-rler, 8.00 Müzik fpl ı. 8.30 operetlerden seçme parçalar (pl.l. 9.00 Dinleyici istekleri, 9.30 Uvertürler (pl.), 9.45 Türküler, 10.00 İzahlı Müzik. 11.00 Temsil (pazar skeçl). 11.20 Müzik (pl), 11-40 Salon orkestrası, 12.15 Yurttan seslet. 12.45 Haberler, 13.00 Orkestranın devamı.
Created by free version of 2PDF
KUTUP KIZI
AŞK VE MACERA ROMANI
Yazan: Stanley Shaw Çeviren: (V» • Mâ)
Tefrika No. 46
Arkadaşı da heyecanlanıyordu, «ndeliyordu. Artık hiç birşey yapa-mıyacak durumdaydı.
Kırmızı derili, İklime ve yorgunluğa daha dayanıklı olduğu için koşmağa başladı Kırmızı derili İle genç kız ve detektif birbirlerine yaklaşmışlardı kİ, seyyah Beyaz'ın takati kalmadı: diz üstü çöktü. Sürüklenerek yürümeğe başladı Kısa bir zaman sonra karlara yuvarlandı, hareketsiz kaldı.
Jensen, Kerry'ye usulla sordu:
- Bu da nedir acaba?.. Ne oluyorlar?,. Bunlar kimler?
— En ufak bir fikrim yok. Bildiğim ve gördüğüm, bu adamların tamamlle mecalsiz kaldıklarıdır.
Nihayet, kırmızı derili onlara yaklaştı.
Bu. İhtiyar bir adamdı: Yüzü çiz-Etler, kırışıklıklar içinde. Fakat hâlâ »apasnğlam. Soğuklan ziyade açlıktan ve susuzluktan sıkıntı çekmişe benziyordu,
Adam durdu; parmağıyla ağzını Köslerdi, kamına vurdu. Gıda İhtiya
cı olduğunu anlattı.
MIm Mallable. onu hareketleriyle itimin ederek:
— Evet, evet... Şimdi yemek! —dedi.— Fakat daha evvel. 1W yoicuy» eva getirmek lâzım.
Kırmızı derili adamın koluna glrdL Onu. üzeri karla kaplı sıraya doğru sürükledi.
Jensen. biraz ötede, arkadaşının yanında, yerde yatan adama doğru hızla yürüdü.
Yere çöktü, onu kucağına aldı. Bu adartı, gözleri nçık yatıyordu. Artık İnsanların yardımına hiç ihtiyacı kalmamıştı. Dudaktan soğuktan donmuş, yüzü mosmor kreM-mlştl. Ve bunların derin bir mânaiHi vardı.
Jensen, kalbini yokladı ve hiç bir atış hissetmedi.
Ayağa kalktı. Kerry'nln. ktrmızi derilinin ve öbür yolcunun taşktl ettiği grupa bakh.
Kız seslendi;
— Ne oldu? Bu adam bayılmış mı?
cü yolcu İse, bizi göriir görmez son gayretlerini sarfettl. fazlasına dayanamayıp ölüverdi. Rica ederim, Pl-erre Qulnt'l çağırınız. Kendisine söyleyin, kırmızı deriliye yemek versin. Ne gibi tedbirler almak lâzım geldiğini o bilir. Zlrn bu gibi aç kalanları çok görmüştür.
Can çekişme vaziyetinde bulunan, beyaz deriliyi, mahzenin başlıca odasında yatırdılar. Kerry Mallable, ls-plrtohı bir mayii bir bardak süte karıştırdı. Hastanın kısılmış dişleri arasından kaşık kaşık ağrına akıtmaya koyuldu. Fakat ancak bir kaç damla yuttu ra bildi.
Hastanın vücudunun bfr kısmı donmuştu. Elleri ve ayakları, birçok bandaj lorta sanlını’şU.Bunlan Kerry-nln nesareM aitında. Jensen çözdü. Eller tamamlyte hislerini kaybetmişlerdi. Fnkot ayaklar^ henüz sağlamdı.
Jensen, hastanın bütün uzuvlarını k*Tİ« oğd«. Sonra hususi bir pomatla sıvadı.
Meçhul adam, blras canlandı. Artık anlaşılmaz heceler söylenmedi, kızın, unattsğı bk kaşık mayii kolayca yuttu.
Bn sırada Mon-Tang belirerek mahocnin âbiir odasında yemeğin ■ havarlandığııu söyledi.
Mise Mallable, Jenşen'e:
— Siz gidiniz, babamla beraber yemek yiyiniz. Siz dönünce ben de gideı
— Daha da fena... ölmüş...
— Öyleyse gelin, bunu nakletmek için bana yardım edin. Bu kırmızı derili adam, kendisine söylediklerimi anlamıyor.
Jensen koştu, iki gene, hastayı birer tarafından yakaladılar. Telsiz telgraf binasının bodrumuna götürdüler.
Kırmızı derili adam, kurt gibi homurdanarak arkalarından geliyordu. Bildiği tek kelimeyi, mütemadiyen tekrarlayıp duruyordu.
— Açım., açım., açım...
Kurtardıkları ve taşıdıkları beyaz derili adamsa, uzun boylu, İri yarı biriydi. Fakat şu anda, bir çocuk kadar zayıftı. Solgun yüzünde birkaç1 haftalık tıraş uzam işti. Mütemadiyen anlaşamaz bazı heceler mırıldanıyor, hummalar İçindeynüş tedrlnt bırakıyordu.
Mallftbie, bu yeni gelenleri gördii' ve konuşulanları (la Işlt4t. Küçük grup yaklaştığı sırada., o da mahzen kapısında belirdi.
Hayretle:
— Ne oluyoruz? Bu adam kimdir? —diye sordu.
Kızı cevap verdi:
— Bilmiyorum. Bir numaralı izden ûç adam geldiğini gördük. Bu ge14r-dlğlmiz pek hoafca. Lâkin kendisini İhtimal kurtarabiliriz. Kırmızı (lerlll-nin yalnız yemeğe ihtiyacı var. Üçün-
karnımı doyururum. Pek fazla birşey yilyemiyeceğim, Rica ederim söyleyin, bana gayet koyu bir kahve hazırlasınlar. Bu derece heyecandan sonra kuvvet verir.
Meçhul hasta, epeyce hırpalanmışa benziyordu. Kız, son derece gayret sarfederek onu İyileştirmeğe niyet, «t-mlştl. Bıı sebeple, erkeklerin kendisini yemeğe sürüklemek isteklerini kabul etmedi.
Yemekten sonra, bay Mallable, barajdan arta kulan kısımları gözden geçirmeğe çıktı. Jensen de hastanın yanına döndü.
Meçhul adam, uyumuştu. Mlss Mal-labie’nin İse. gayet garip, alışılmamış bir hail vardı. Genç adam, bu değişikliğin sebebini kestlremedl.
Kerry;
— Sanırım artık burada oturmaktan. bunun uyumasını seyretmekten re iyileşmesini beklemekten başka yapacak birşey kalmadı. —dedi.— Şayet uyanırsa, termüstckl sütten bir az daha İçireceksiniz. Lâkin birden bire fazla İçirmeyiniz, tesiri fena olur. 01r fevkalâdelik olursa, beni çağırınız. Babam nerede?
— Barajın yanına gitti; İnfilâktan sonra ne hal aldığını görnıek istedi.
Kerry odadan çıktığı şırada:
— Zavallı babacığımı — dedi.— Onu yrlrr - 1 -akınaınaUyun. Beraber gideyim, bari.
Jensen. kendini koltuğa attı. Bedenen ve ruhan bitkin bir haldeydi. Muhakemesi doğru dürüst işleiniyen Muhakemesi doğru dürüst İşlemiyordu bile. Uzun müddet yol yürüdükten sonra bir duvarın önüne varmış ve bu duvarı atlamak mı, yoksa dolaşmak mı lâzım geldiğini kestlremlyen bir insana benziyordu
Binanın İçi sessizdi- Yalnız ta uzaktan. mutfağın bazı alüminyum kapların yıkanmasından hasıl olan bir gürültü duyuluyordu.
Bir sefer, hasta gözlerini açtı. Jensen. onun ağzına bir kaşık süt atattı, ve bazı sualler sormak tecrübesinde bulundu. Fakat, hasta çok zayıftı. Ne dendiğini anlıyabllecek «yap verebilecek bir durumda değildi. Buna rağmen, Jensen. onun sabit bakışlı gözlerinde bir zekâ kıvılcımı sezdi. Adam. Jensen'ln yüzündeki kurşun yarasına meraklı meraklı bokta.,
Hasta, yeniden bir takım heceler mırıldandı. Jensen, kulak kabarttı. «Sprlngvale* dediğini duyar gibi olduysa da, buna katiyetle kani olamadı.. Yoksa bu adam kalpazanların b» ajanı mı? Bu takdirde de. Miss Mat* lable ile babası tarafından rüçln telhis cdllcmesln? Sebep şu olablUr Yüzü donmuş. Yanaklarını sakal bürümüş. Gıdasızlık onu bambaşka bir insan haliue scUriJllş.
(Arkası varl
AKŞAM
Bahlfe 7
Halit Ziya Uşaklıgil
(Bâf tarafı üçüncü sabifcdc)
O saman ecnebi operet kumpanya -fcn da muntazaman temsiller verirdi. Benhyanln kumpanyasını görünen Hant Dya çok mütehassis olmuşta «Kumpanya oyunlarını vermeye Başlayınca İzmir yerinden kopmuş —im t)Lr dalga halinde çalkandı, âdeta bir İhtilâl dalgası. Fakat asıl çalkanan benim hlsslyatımdı. Aradan on seneye yakın bir saman silinmiş oldu, ben kendimi çocuk ve Gedlkpaşa Tiyatrosuna bir an evvel yetişmek için lenerln önünde koşuyor görüyorum. Sonra bu kumpanyanın baş muganniyeleri arasında Vlrjinl Kara-laşyan vardı. Ve onu İzmir’in bu sahnesinde Madam Ango’nım kızı rolünde görüyorken on yedi yaşında çapkın Klcreti görüyor gibiydim. Bütün o rolün bende çocukluk hengâ-mmdan miitcresslp kalan intibaları onun tatlı sesinde, şetaretil edasında toplanmış oldu.
İzmir’in bütün sanat münteslpleri ittifak ettiler ki bu sanatkârlar mü-lercem operetleri oraya gelen Fransız kumpanyalarından daha iyi oynamışlardır. Hiç bir musiki terbiyesi almıyan fakat seslerinin ve kabiliyetlerinin geniş müsaadatlyie beraber evvelce mahir rejisörlerinin bıraktıktan ananelere merbut kalan bu sanatkârların muvaffakiyeti yalnız o eserlere münhasır kalmadı, onlardan ziyade Leblebici Horhor da görüldü.»
Evet □ zaman her şeyin yerlisini, telifi- anyan tiyatro adamları, mahir rejisörler vardı. Bu sayede Gedlkpaşa Osmanb Tiyatrosu gibi operet tiyatrosu da herkesi memnun edecek şekilde temsiller verebiliyor, bütün mâ-naslyle halkı tatmin ediyordu. Tiyatromuzun dünkü muvaffakiyetine Ha-llt Zlya’nın bu sözlerinden daha âdil şahit bulunabilir mİ? Barısı bugünün başına.
Hatıratının —Kırk yıl— dördnücü «Udinde Halit Ziya tiyatro hakkında-U umumi kanaatini şu sözleriyle ifade etmektedir: «Tiyatro, Abdülâziz zamanında başlıyan sahne hayatı bir anane halini almış ve Halic’in iki taraf şehri halkına bir sanat gıdası ehemmiyetini kesbetmlşti. Gedlkpaşa sahnesi Abdülhamldin vehmine kurban olduktan sonra Türk temaşa sanatının yegâne mümessilleri Şehza-debaşı salaşlarında bu ananeyi takibe çalışan Manakyan ve refiklerine münhasır kalmış, bir yandan da orta oyununun bir şeklinden ibaret olan w bozan içinden pek dikkate şayan sanatkârlar İştihar eden tulüat heyetleri yeni bir çığır açmıştı.
İstanbul tarafının bu pek sönük sahne hayatına mukabil karşı tarafa Fransadan, daha ziyade İtalyadan muhtelif kumpanyalar gelir ve nöbet nöbet şehrin temaşa ve ekseriyet üzere opera ve operetlerle musiki zevklerini tenmlye ederdi. Bu o derece mühim bir mikyas üzerinde vukua gelirdi kİ bugünün sahne hareketini pek geride bırakırdı.» İşte üstünde durup uzun uzun düşünmekliğimiz tereken mühim bir dâva.
Halit Zlya’nın meşrutiyete kadar olan tiyatro İntibaları burada bitiyor. Fakat «Kırk yıl» m tiyatro bahisleri bitmiyor. O hatıratının beşinci ve sonuncu cildinde meşrutiyeti müteakip Tepebaşı tiyatrolarının ve Konkordl-ya tiyatrosunun faaliyetlerini de hulâsa etmektedir.
Gelecek yazımda Halit Zlya’nın Türk tiyatrosunu kurmak İçin giriştiği teşebbüsler ve sarfettlğl gayretlerle tiyatro edebiyatımıza hediye ettiği bir telif —Kâbus— İle iki adapte —Furuzan. Fare— ve Mehmet Rau-fun piyes haline koyduğu «Ferdi ve Şürekâsı» ndan bahsetmek vaadiyle uzıyaıı sözlerimi burada kesiyorum.
ScMffi Niîehef Gerçek
l| Halk evleri ve Rurumlar||
ÜSTAD NEYRKN TEVFİK’İN KONSERİ
13 Nisan cuma akşamı Çemberlltaş •sinemasında İstanbul Konscrv»tuvali Türk Musiki icra heyetinin k«ı-•erlnden başka üst ad Neyzen Terfik de bu müsamereye zengin bir peog-mmU iştirâk edecektir.
* Beyoğlu Halkevinden: Evimizde Türk,; Modem. Ingiliz, Italyan. Ispanyol resim sanatları hakkında seri konferanslar tertibedllmlştir. Bunlardan birincisi ressam Nurullah Berk tarafından 11 nisan çarşamba saat 18,30 da verilecektir. Mevzu İngiliz resim sanatı 1.
1,1,1,1.1.1.1.1,1.1.1.1.1.1
AİLE
ÇEMBERİ
ZEYTİNYAĞI ve SABUN FABRİKACILARINA
Sümer Bank Yerli Mallar Pazarları
Müessese»: müdürlüğünden:
Zeytinyağı ve sabun fabrikacılarından filtre bezine ihtiyacı olanların bu ilân tarihinden İtibaren on gün zarfında Bahçekapıdakl müessessiniz müdürlüğüne müracaat ederek nümuneyl görmeleri ve İstedikleri miktarı bildirmeleri rica olunur.
Sümer Bank iplik ve dokuma fabrikaları kurumu Defterdar fabrikası müdürlüğünden:
Boş damacanalar satılacak
Fabrikamızda mevcut ve mlkdap $00 adet olarak tahmin edilen sepetli demir çenberu ve sepetsiz- beş damacanalar 16/4/045.pazartesi günü saat 14 de açık arttırma İle satılacaktır.
Satış şartnamesi Fabrikamız Ticaret servisinde göıölebilir. Damacanaları görmek İsteyenler fabrikamıza baş vurabilirler.
Muvakkat teminat 750 liradır.
Taliplerin belli gün ve saatte fabrikamızda bulunmaları. Fabrika İhalede serbesttir. «4261»
İstanbul Belediyesi İlanları
Bina tamiratı ilânı
Karaağaç müessesatı mezbaha kısmı binalarının tamiri kapalı zarf usullle eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 15836 Ura 50 kuruş ve ilk teminatı 1187 lira 74 kuruştur. Sözleşme, eksiltm . Bayındırlık İşleri genel, özel ve fenni şartnameleri keşif hulâsasiyle buna müteferri diğer1 evrak 40 kuruş mukabilinde Belediye Fen İşleri Müdürlüğünden verilecektir. ihalesi 11/4/945 çarşamba günü saat 15 de Daimi Encümende yapılacaktır. Taliplerin ilk etminat- makbuz veya mektupları, imzalı şartname ve teferrüatı, İhale tarihinden üç gün evvel Belediye Fen İşleri Müdürlüğüne müracaatla alacakları fenni ehliyet ve kanunen ibrazı lâzım, gelen diğer veslkalariyle birlikte 2490 numaralı kanunun tarlfatı çevresinde hazar Uyacakları teklif mektuplarını İhale günü saat 14 de kadar Daimi Encümene vermeleri lâzımdır. (3692)
. *
Keşif İlk bedeli teminatı
1700,00 127,60 Edlrnekapı mezarlığındaki Bestekâr Itrl'ye alt kabrin
İnşası.
6+56,43 484,23 Karaağaç mOesseselerl pay mahallinde Kâğıthane ta-
rafındaki duvarın İnşası.
1036,15 77,71 Karaağaç müesseseler! buz i. brikası tenvirat ve muta
şeb ekeler İnin tef r 1 ki,
İstanbul milli korunma müddeiumumiliğinden: İlâm: 945/265
Fazla fiyatla ve etiketsiz et satmak suretile milli korunma kanununa muhalefetten suçlu BaJat Hızırçavuş mah. Kalpakçı çeşme sok. 5 No. da oturur ve Balatta 130 No. lu Hıristo-nun dükkânında çırak Vasil oğlu 1885 doğumlu Yorgl Dımahura hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (2) No. lu milli korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda* suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan milli korunma Kaıun muaddel 4180, 32, 59/3-1, 63 cü maddelerine tevfikan beş Hra ağır para cezasüe tecziyesine, yedi gün müddetle ticarethanesinin kapatılmasına ve bu müddet zarfında ticaretten menine ve hükmün katileştiğinde Akşam gazetesinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 6. 12. 944 tarih ve 44/1413 sayılı katar ka-tlleşmekle ilân olunur. (4341»
rKADROLn
■Baygınlıklara çarpıntıla-
ra, baş dönmelerine karşı en müessir sinir damlasıdır.
Her eesmede bulunur. fHB
İstanbul milli korunma müddeiumumiliğinden: ilâm: 944/1823
Sattığı sabun, çivlt, kola, balık kon-servası üzerine etiket koymamak su-retile milli korunma kanununa muhalefetten suçlu Beyoğlu tur 1 ab aşı altın bakkal sok. 6 No. ela mukim, ve tarlabaşı cad. 153 sayıda İbrahim yanında tezgâhtar Nlkola oğlu 325 doğumlu Yorgl Hacı polos hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (2) No. lu mliU korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan milli korunma K. □ un muaddel 31/7, 53/8, 63 cü maddelerine tevfikan, otuz beş lira ağır para cezasüe tecziyesine ve hükmün katileştiğinde Akşam gazetesinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 20. 10. 944 tarih ve 44/1233 sayılı karar katlleşmekle İlân olunur.
(4330)
Lokman Hekim (Dr. HAFIZ CEMAL} Dahiliye mütehassısı Divanyolu 104
Muayene saatleri Pazar hariç her gün 2.5 — 5. Tel: 22398
Zayi — Gemlik nüfus memurluğundan aldığım nüfus kâğıdımı ve beraberinde askerlik teskeremi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. Ail Toksöe
■t İT
HERKESİN TUALET SABUNUDUR
Kayseti inhisarlar Başmüdürlüğünden
Kayseri İnhisarlar başmüdürlüğünün gültepe mevkiinde şarap İmalathanesinde yaptırılacak aşağıda yazılı İşler kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konmuştur.
1 — Elektrik, temiz su. kanalizasyon inşaatı
2 — Muhammen bedeli 18191 lira 50 kuruştur.
3 — Güvenme parası 1364 Ura 38 kuruştur.
4 — Eksiltme 17. 4. 945 sah günü saat 15 de tekeller kayseri başmüdürlüğünde yapılacaktır.
5 — Eksiltmeye iştirak edeceklerin bu İşlere alt ve bu miktarda bir İşi muvaffakiyetle yaptıklarına ait ehliyet vesikam He teklif mektuplarını eksiltmeden bir saat evveline kadar komisyonda bulundurulmaları lâzımdır.
® — malûmat almak isteyenlerin her gün İstanbulda İnhisarlar umum müdürlüğü, Ankara başmüdürlüğü. Kayseri başmüdürlük muhasipliğine müracaat etmeleri İlân olunur. 14376)
Yeşilköy tohum üretme çiftliği müdürlüğünden :
Yaptırılacak «63 lira 34 kuruş keşif bedelli fenni gübrelik açt ek ■Iltmeye çıkanlmrştır. Şartname,s! her gün Müessesimizde görül. , .ur. Muvakkat teminat 350 liradır. İhalesi 20/4/045 cuma günü saat 11 d \ ı şUk jydeki Islah Istanyonu binasında yapılacaktır,
İsteklilerin müracaatları. «4249n
Yeşilköy tohum ıslah istasyonu direktörlüğünden
Müessesçin!rde açık bulunan 20 lira aslî maaşlı bir Lâboranhk İçin 10/4/945 sah günü saat 10,30 da Müessese binasında müsabaka İmtihanı yapılacağından İsteklilerin memurlar kanununun « üncü maddesinde vazıh evsafı haiz olduklarına dair belgelerinin bir gau evveline kadar Müessese Direktörlüğüne getirmeleri. «4248»
MALATYA BEZ ve İPLİ? FABRİKALARI
İSTANBUL SATINALMA BÜROSUNDAN: 250,000 Metre İğ Şeridi Yaptırılacaktır.
İsteklilerin Galata Mumhane Eski Şaıap İskelesi sokak Muradiye Han 10 No. ya müracaatları.
_ AÇIK ARTIRMA İLE SATIŞ _
Yarınki pazar saat 10,30 da Beyoğlu Taksimde (Talimhane) Şehit Muhtar caddesinde 40 No’ lı Bistüri apartımanın 4 No. lı dairesinde bulunan eşyalar ve biblolar açık arttırma suretUe satılacaktır,
ültra modem ceviz katflama^an büfe, kare yemek masası ve 8 adet maroken kaplı sandalyadan ibaret gayet güzel yemek oda takımı, kadife kaplı bir kanape İki koltuk ve iki sandalyadan asri salon takımı, Nadide son model kaplamalı 4 kapılı dolap, 1 tuvalet, 2 komodin ve 1 markizden İbaret gayet zarif yatak oda takımı, somyasüe İki kişilik nikel karyola, aynalı dolap, komodin, portmanto, kübik sigara masaları, vampir komple A- E. G.; yemek masası, elektrik avizeleri, demir soba, merhum Remzi, Kemal ve Hüseyin ressamları imzalı yağlı boya tablolar, Istorlar, tül perdeler, vazolar, bardaklar, çay takımı, çatal, bıçak ve kaşık, seccadeler, taban halı, ve saire eşyalar. Beş oda, bir antre, bir koridor yepyeni halde Ingiliz Uııoleyöm.
Bütün dünyada olduğıf glbL Türklyemlzde de yüksek mevkii haiz
LÜXOR RADYOLARI
Drottnlngholm vapuru ile Pazartesi limanımıza geleceğini sayın müşterilerimize arzederim. '
NİHAT IŞIK Radiyofon
Toptan satış: Sultanhamam havuzlu han No. 1
NOT: Radyolarımız 6 tiptir. Mükerrer defalar müracaat eden sayın müşterilerimizin kataloglarını görmeleri İçin Sirkeci Hamleliye caddesi No. 35-37 ye teşrif ederek isim ve adreslerini yazdırmalarını rica ederim.
Telgraf; Radyofon İstanbul — Telefon: Toptan 21357, perakende 21268 P. K. 209
I---------İLAN TASHİHİ
Dünkü nüshamızın son sahifesinde neşredilen
Kendir ve Keten Sanayii
T. A. ŞİRKETİNİN
6. 4. 945 tarihinden itibaren mer’I yeni fiyat listesinde kınaplar taşramdaki 1 1/2 numaralısının fiatı 312 kuruş olduğu yazılacakken sehven 321 gösterildi ve kunduracı İpliği yumakları ve cilâsız kınaplar sütununun sanayide istimal edilenler kısmındaki 7 No. lu sunun flatı 698 kuruş olduğunu yazılacakken yine sehven 691 gösterildi. Keyfiyet tavzlhan tashih olunur.
RADYO SATIŞ iŞLERiNDEİ
çalışmış referans verebilecek ciddi bir memur acele aranıyor. ,
Sultan Hamam Havuzlu Han No. 1
»mı Açık arttırma ile fevkalâde satış
945 nisanının 8 inci pazar günü Suat 10 da Kadıköyde, Moda caddesinde 44 numaralı konakta mevcud ve emekli General Asnn'Berk-man'a ald eşya, hah ve saire taşraya azimet dolayıslle açık arttırma ile satılacaktır.
Mavim kaplamalı ve yanlan vitrinll güzel bir büfe, otomatik asri bir yemek masası ve 10 aded sandalyadan mürekkep bir yemek oda takımı, masif kestane ağaçmdan mamul ve 3 kapılı bir aynalı dolab, bir tuvalet, 2 komodin, 1 şezlongdan ınürektab mükemmel bir yatak oda takımı, hakiki Viyana mamulatı vc büyük bir aynalı konsolu havi tekmil sedefli 2 kanapell güzel bit salon takımı, 58 parçadan mürekkep hakiki eski Çin malı (Famllle rose) nadide bir tabak takımı, masif ve tuğralı Türk gümüşünden zarf, kupa, tabak, çata), bıçak ve sal re, hakiki Amerikan mamulatı üstü kütübhaneli güzel bir latorlu yazıhane, hayli kanape ve koltuklar, çini sobalar, hakikî Vleux Berlin | meşhur K. P. markalı eski kapaklı sahanlar, yaldızlı kristal bardak ve I sürahlll emsalsiz bir likör kutusu, Zeiss objektifli meşhur Mentor mar-I kalı fotoğraf makinesi, Ch. Eberk, o. Duffleld ve sair meşhur İmzaları [ havi yağlı boya tablolar, bahçe İçin hasır takım, gayet güzel hakiki I Fransız mamulâtı geniş İpekli perdeler, Tebriz, Sine. Şirvan, Keşan ve suir gayet güzel seccade ve halılar, bir aded Kolumbln ve diğeri Sahl-I binin Sesi portatif çanta gramofonlar ve plâklar. Fazla malûmat al-l mak için A. Bablkyan'a müracaat. Şuterazl sokak No. 12-Telefon: 41221
Sümerbank Sellüloz Sanayii Mıiesseses nden
İzmit
Müessesemlz anbannda mevcut muhtelif eb’adda 211,430 M3 miktarında ambalaj tahtası satılacaktır.
Tahtalar her gün anbarımızda görülebilir. Arttırma* 18. 4. 945 çarşamba günü saat 15 de jzmllte müessese merkezinde yapılacaktır Arttırmaya iştirak İçin 1000 'bin) lira teminat akçası yatırılacak tır. Müessese ihaleyi icrada serbesttir. (4301)
Keşif bedellerlle İlk teminat miktarları yukarıda yazılı işler ayrı ayrı açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif ve şartnameleri Zabıt ve Muamellİ Müdürlüğü kaleminde görülebilir. İhaleleri 18/4/945 çarşamba günü saat 14 de Daimi Encümende yapılacaktır. Taliplerin İlk teminât makbuz ve-LL ya mektupları, ihale tarihinden üç jün evvel Belediye Fen İşleri Mü-Q dürlüğüne müracaatla alacakları fenni ehUyet vc kanunen ibrazı lâzım fi gelen diğer belgeletil e birlikte ihale günü muayyen saatte Daimi Encii-mende bulunmaları. *4098 '
* O
Tahmin ilk
bedeli teminatı g
2400.00 180.00 Haseki hastanesi İçin alınacak 4000 metre Gaz Idrotü. OT
1651.36 123.85 Hasta nakliye arabalarının tamiri İçin alınacak tahta q
kilit, elvata, cam; boya ve sair malzeme.
Tahmin bedellerlle ilk teminat miktarları yukarıda yazdı işler ayrı ayn açık eksiltmeye konulmuştu.r ®
Şartnameleri Zabıt ve Muameîâtmüdürlüğü kaleminde görülebilir.
İhaleleri 11/4/945 çarşamba günüsaat 14 te Daimi Encümende yapıIa-M—
çaktır, , >■»
isteklilerin İlk teminat makbuz veya mektupları ve kanunen gö:e.crl)-^ meal lâzım gelen diğer belgelerde birlikte İhale günü belli saatte Daimi—_ Encümende bulunmaları. «3788»
* *K
Karaağaç Müesseseierl pay mahallindeki koyun ahırlarının tamiri ka- (D paiı zarf usulü İle eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 26830 lira 19 ku- (D ruş ve life teminatı 2012 lira 26 kuruştur. Sözle = me, eksiltme, Baynidir-Jr ilk işleri Genel, hususî ve fenni şartnameleri kŞşif hulâsası ile buna mii-v teferrl diğer evrak 98 kuruş mukabilinde Belediye Fen işleri Müdürlüğünden verilecektir. İhalesi 11'4/945 çarşamba günü saat 15 te Daim! Encümende yapılacaktır. Taliplerin ilk teminat makbuz veya mektupları, İhale tarihinden üç gün evvel Belediye Fen İşleri Müdürlüğüne müracaatla alacakları fenni ehliyet imzalı şartname ve teferruatı ve kanunen ibraâ lâzım gelen diğer vesikaları ile birlikte 2490 numaralı kanunun t-s-rlfatı çevresinde hazırlayacakları teklif mektuplarını İhale günü saat 14 e kadar Daimi Encümene vermeleri lâzımdır. «3628
Ankara Elektrik ve Havagazı
İşletme müessesesinden:
Takriben 25,000 lira değerinde muhtelil
Yük kaldırma makineleri
Satın alınacaktır.
1 — 4 adet cerrieskal
1 « yük asansörü
1 « kömür transportorü
1 « Motorlu vinç
2 — Bunlara ait şartname miiessesenin alım satım servisinden parasız olarak verilecektir.
3 — Bu işle ilgililerin en geç 30 haziran 1945 aşkamına kadar tekliflerini müessesemiz umum müdürlüğüne vermeleri
• ilân olunur,
Elektrik tesisatı yaptırılacak
Emlâk Bank Yapı Limited Şirketinden:
Ankarada Bakanlıklarda Şükrü Saracoğla mahallesinde yaptırılmakta olan memur evlerinden (126) apartman dairesinin keşfe göre (94.437) Hra tutan elektrik tesisatı kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konmuştur.
Bu İşe girebilmek İçin:
A — Makine ve Elektrik mühendisi olmak veya bu İşlerde ehliyeti oldDğuna ve en az elli bin liralık İş yaptığına dair usulen vesika ibraz etmek.
B — Muvakkat teminat olarak 5.000 liralık nakit veya teminat mektubu yahut hazine tahvilini tevdi eylemek.
C — Teklif mektupları en geç 14/4/945 cumartesi günü saat on bire kadar Ankara'da Emlâk ve Eytam Bankasındaki Şirket müdürlüğüne tevdi veya İrsal edilmek lâzımdır.
D — Bu eksiltmeye alt husus! ve fenni şartname İle keşif evrakı şirket merkezinde görülebilir.
E — şirket ihaleyi yapmakta serbesttir. (4011)
E NECATİ DiŞ SUYU —.
1 temizler, çürük dişlerin tevlid ettiği fena ağız kak ularını defeder, ■ zın hıfzısıhhasını temin eder. Bahçekapı. SALİH NECATI
Emlâk Bank Yapı Limited Şirketinden:
Ankara'da Bakanlıklarda şükrü Saraçoğlu mahallesinde 13 Blok Apartmanın keşfe göre 239,350 — lira tutan İşçilikleri kapalı aarf usulü İle eksiltmeye konmuştur.
Bıı İşe girmek İsteyenlerin:
a) Bu gibi işleri başarmış olduklarını vesika İle isbnt etmeleri ve Şantiye şefi olarak Yüksek Mühendis veya Yüksek Mimar kullanabilmeleri şarttır.
b) Muvakkat teminat olaran (12.000.—) Uralık nakit veya teminat mektubu hazine tahvili tevdi edilecektir.
C) Teklif mektupları en geç 14/4/1945 cumr.rtesi günü saat on birt kadar Ankara'da Emlâk ve Eytam Bankasındaki Şirket Müdürlüğüne tevdi veya irsâl olunacaktır.
d) Bu eksiltmeye alt hususi ve fenni şartname ile vahit flat cedvell Şirket merkezinde görülebilir.
c) Şirket İhaleyi yapmakta şerbestlr.*4074»
İzmir Eshot Umum Miidiirlüiiinden
Tek ve guruplar halinde elektrik abajurları yapmağa elverişli eski havagazı abajurları kristal, renkli, desenli, buzlu ve muhtelif boydaki 866 adet glob satılığa çıkarılmıştır.
1 — Keşif 1455.5 Uradır.
2 — Satış tarihi 17 nisan 1945 salı günü umum müdürlük binasında. (4112)
Askerî deniz matbaası müdürlüğünden:
Matbaamız İçin yüz kırk Ura ücretle baş ressam ve 50 lira ücretle m üret t ip alınacaktır.
İsteklilerin vesikalarllc birlikte kasımpaşada bulunan müdürlüğümüze müracaatları. (4049)
Batıl f e 8
AR9 AM
7 Nisan 1945
HAŞAN LİMON KOLONYASI
Ancak Avrupa ve Amerikada benzerine tesadüf edilecek derecede yüksek bir kalitede olup pek latif kokuludur. Haşan depolarda butun ıtriyat mağazalarımla satılır
• DİKKAT
İNŞAAT MÜTEAHHİT VE MÜHENDİSLERİNİN DİKKAT NAZARINA: ISTIN YB kireç ocakları M- Besim Özgene!
Batış yeri — Beyoğlu İstiklâl caddesi No. 98 kat 1. 1*1 41671 Neşet Şeren
İstlnyede fenni surette imal etmekte olduğum Kireç Çalı Kireci fevkinde olup enısallps göre çok ucuz v« randımanlıdır. Gerek perakende ve gerekse toptan satışa arzedildlğlnl müşterilerin menfaatleri İcabı İlân ederim
Gaip bir genç aranıyor
Yanda resmi görülen otlum 17 yasında Mâlım ot Turan Sokul lu 16/3/941 den beri gaiptir. Bilen ve görenlerin adresim» bildirilmek üzere bu İlin kesilerek en yakın polis ve zabıtaya haber vermelerini rica ederim.
İstanbul Eyüp Defterdar Alaca-çeşme No. 11 de babası Kadri âokullu
MUALLfi GÖKCAY
HACER BULUŞ’un programı:
I — ŞEN GÖNÜL. 2 — MEŞE DAĞLAR. 3 — GENE BAHAR GELDİ, 4 — TAMBURA, 6 — FERAHI ZEYBEĞİ. 8 — HARMANDALI 7 — ÇEŞİTLİ ve ÇOK ALKIŞLANAN muhtelif ANADOLU HAVALARI.
KİMYANIN İNSANLIĞA HİZMETİ
C U R U M
IURtlL
TORK
ROYAL
(FLîEThAY
TIRE
lâstİkTerI
Seni seviyorum
^pırıldandı
Created by free version of 2PDF
Kriminoloji araştırmaları arlık bir fen ve kimya işi olmuştuk. Polis bııgün en fazla kimyagere güvenmekledir. Mesela, gayet cuz’i miktarda dahi olsa zehir teşbit edilmekta ve ınıkları tayin edilebilmekledir. Kimyevi ve Biyoginıik çalışmalar bir knn damlasının hangi hayvana veya bir damla insan kanının hangi kan gurubuna dahil olduğunu katiyetle tayin edebilmekledir, Bu ve buna mümasil işler polisin işini kolaylajlırmakladir. Kimya ekseriya gayel muğlak delillerin de aydınlanmasına yardım eder. Mesela, bir ıniihimat işçisi kaybolur ve asit sülfürik havuzu İçinde fosfor bulunursa işçinin havuz içine düşmüş olmail muh" temeldir. Fakat yapılan tecrübelerde asit sülfürik İçinde bulunan fosforun ınıkları bir insan vücudunda bulunman icabeden fosfora tekabül eniği görülürse İhtimal kuvvetle* nrrek işçinin havuz içine düştüğüne hükmetmek lâzım gelir Kimyagerler kimya sanayiinin yardımı ile mahlut gıda maddelerini lesbil etmeğe veya şüpheli vesikaları kimyevi muamelelere labi lularak okumaya ve bu autella aalıtekâr. iıkları meydana çıkarmağa muvaffak olmaktadır. Bu gibi işler sayesinde kimyager kanunun adilane bir suretle tatbikine yardım ve masumu bnrael eli irerek mücrimi adalelin pençesine tevdi tlfnek suretile cemiyeti korumaktadır.
Bu yeni ve cazip güzelli* reçeteıinl kullanırsınız. Bu kelimeler size efe hitap edilebilir.
gene kız, kuRtğına hafif sesle «sana peresin ediyorum* kelimelerinin mırıldanması hülyasını besler. Bu İltifata pek yakında muhtıap olabilirsiniz. Çabucak se-vimliliğlnirl yükseltir, gayri kabili mukavemet bir cazibeye malik olabilirsiniz Bunun temini de gayel kolaydır Çünkü yeni bir güzellik reçetesi meydana çıktı. Bu reçete sayesinde en seri ve en donuk bir cild kadife gibi yumuşayıp beyazlanacak ve cidden okşamak arzusunu uyandıracaktır. Siyah noktalarla ve gayri saf maddelerle dolu solmuş ve donuk bLr ten yalnız bir kaç gün şartında taze ve sal bir hal alacak ve cazip bir sevimi)!ık arzedeceklir Bir mütehassısın aşağıdaki tava iyesini okuyunutı »Hazmettirilmiş taze krema ve zeytin yağının cıld üzerinde güzellerirlct bir tesiri vardır. Bunlar simdi dıgcr kuvvetlendirici ve besleyici ve sı kıştırıcı cevherlerle karıştırılarak cild gıdası olan (Beyaz yağsız To-kalon kreminin lerkıblne ilâve olunmuştur. Üç gün zarımda yağşıı Tokalon kremi, hiç umld eimcdiğb niz bir derecede cildinizi güzelleşti receklır Bu cild gıdası yağsız Tp-kalon kreminin memnunlyetbahs neticesi garantilidir Aksi halde paranız iade olunur
TÜRKİYE UMUM ACENTASl i
Öksürük ve. bronşiti derk al geçirir
BÜTÜN ECZRNELERDE RRRYINIZ
ImperiaI Chemical Industries Limited, London.
Türkiye Umumi Vekili:
İm peri al Kemıkal Indu strls (Turkey) Ltd. f\C I
blgorla Hin, Galatı
İSTANBUL V'
Güvelerden sakınınız! irıgiltereden yuvarlak taze
NAFTALİN
Gelmiştir.
Toptan ve Perakende Satı# Yeri;
7cı t ma Af akan ve Ortaklan
Aşlrefendi Caddesi No. 34
İstanbul Halk Sandığı T. A. Ş. den
Sandığımız depolarında aşağıda gösterilen mallardan mevcuttur. Taliplerin ihtiyaçlarını bildirmek ve mü* temmlın malûmat edinmek üzere Sandığıma Kooperatifler servisine müracaatları.
A — İPLİK : Bükülmüş perde
» »
B — MANTAR : Balıkçı mantarı D — SÜLYEN : İngiliz Siilyenl
ve
ağ İpliği 20 No. 3 kol 12 kat
» '
»
24 ■ 3
21 > 4 b 12
30 n 3 »
12 .
12
C — ÜSTÜBEÇ : Çinko üstiibecl E — LİTOPON : Yüksek kalite
(4213
Yapı Malzemesi
Yeşilköy tohum üretme çiftliği müdürlüğünden
Çiftliğimize aLd damızlıktan İhraç o dilmiş üç baş manda lnuği açık arttırma ile satılığa çıkarılmıştır.
İsteklilerin 9/4/945 günü saat 11 de Müessese binasında hazır bulunmaları. «4250»
İstanbul mahrukat ofiıİ umum müdürlüğünden!
Mahrukat Ofisi Odun va mangal kömürü bayiliği yapmak İsteyenlerle «kİ bayilerden arzu edenler İçin yeni bayilik mukaveleleri yapılacaktır. İsteyenlerin 10 Nisan 1945 tarihine kadar Ofis levazımına müracaatla şartname ve mukavele suretlerini olmaları İlân olunur. «4Û28»
Dr. Zekâi Muammer
TÜN Ç M AN Bakteriyoloji1 Latoralaan Kan ve idrar muayenemle gebeliğin erken tejhtel, Wassennann teamülü, kan gruplan, tifo, sıtma, balgam, idrar, kazurat muayeneleri, kanda üre, şeker vesalr biyolojik tahliller, ultra va fluorescence mlkıoskopi yapılır.
Dlvanyolu İhsan Sami Lâboıa-tuvan No. 113, Tel. 20981
BAYILAHlAR.ÇARPİNTkı SİNİR BUHRANI ÇEKENLER
NEVROL CEMAL
DEN 20 DAMLA ALINCA SİNİRLERİ YATIŞIR.DERHAL FERAHLARLAR .
Zayi — 541/3000 sicil numaralı II-man cüzdanı mı* kaylbettlıp. Yenisin! alacağımdan «kişinin hükmü yoktur, ûemlc! Mehmet Akgül
Güneşin ilk şualarına dikkat
MORAN’ın ANTİRİDE
Müstahzarı
ALIN ve GÖZLERİNİZİN etrafındaki Buruşuklukların çıkmasına mâni olur.
■i Htr yerde arayım*, M
Sandal Bedesteninde teşhir edilmekte olan Avrupa malı yeni vaziyette eksantrik bir:
PRES
9 nisan 945 pazartesi günil satılacaktır.
Zayi — Esnaf odasından aldığım 7348 sayılı grup tezkeremi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Öazlıçeşme Doğruluk Bakkaliyesi Cemil Yllceer
Türk Anonim Şirketi Yönetim Kurulundan:
şirketimiz ortaklarının aşağıdaki gündem maddesini görüşmek va karara bağlamak tlzere 25 Nisan 1945 tarihine rastlayan Çarşanba günt saat 11 de olağan üstü toplantıya çağrılması kararlaştığından ortakların yevmi İçtlmadan bir hafta evveline kadar hisse senetlerini veya ortak olduklarına dair evrakı müsplteyi şirket merkezine tevdi ve mukablllnda giriş kâğıdı almaları ve belU gün ve saatte bütün ortakların şirket merkezinin bulunduğu Galata, Mahmudiye caddesi 5 numaralı mahalle teşrifleri rica ve gündemin esas mukavelenin 81 ve 82 inci maddelerine taallûku İtibar İle bir hisseye malik olan ortağın dahi toplantıya gelmeğe ve oy*a katılmağa yetkili olduğu ll&n olunur.
GÜNDEM:
Esas mukavelenin 81 ve 82 ve Ticaret kanununun 441 lnd maddesinin 2 İnci fıkrası mucibince fesh ve tasfiye hususunu görüşmek ve karara bağlamak.
HER ÇEŞİD
Cini yemek tabağı, Kâse ve Fincanlar
Türklyenin yegâne çiıil fabrikası olan
Kütahya Azim Çini Fabrikası Mamulün. toptan satış yeri: İstanbul Tahmis sokak Camlı nan No. 9. Tel: 20259,
Perakende satış yeri: Bey-jğlti İstiklâl cad. No. 455. Tel: 43720.
Evlâtlık ve çıraklarını akşam kurslarına göndermiyen veliler cezalandırıldı
KADIN TERZİSİ
MODEL-MEVSİM
En Yeni Modeller — En uygun Haller
HAZIR — ISMARLAMA
Altıyol — Kadıköy Tek 60523
Sîne 27 — No. 9507 — Fiatl her yerde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 7 Nisan 1945
Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
ATEŞ ÇOCUKLARI
Yazan: A, ADNAN . AD W AR
Dalıa tam 20 sene olmadı, Londraya 30 mil uzakta bir küçük köyde—hem nasıl köy, elektriksiz, gazsız, susuz bir köy — bir küçük dost edindim. Okumuş, yazmış çok terbiyeli bir çiftçi baba He îngilterenin, ismini sokaklara, meydanlara, vermiş büyük bir kilesinin kızı bir ananın oğlu olan bu beş yaşındaki küçük ile çarçabuk bağdaştık. Çünkü benim •— o zamandan beri pek de ileri-lemiyen — İngilizce konuşmamı sabırla dinliyor, ben de onun ana-1 smdan öğrendiği pek temiz înJ gllizcesi ile söylediklerini anlıyordum. Adı James idi: fakat cana dostluğunu göstermek için kendisini sadece Jimmy diye çağırmamı muttasıl tenbih ederdi:
— Cali me Jimmy, cali me Jimmy,
Bu sarı saçlı, mavi gözlü güzel bebek şimdi 24 yaşındadır; hayır belki de kimbilir yirmisine bile basmamıştır. Çünkü beş seneden beri cephe gerisi değil, cephenin ta ksndisi olan İngilterede yaşamış. belki de Faşizme karşı taraf, taraf açılan insanlık cephelerin-öen birinde vuruşmuştur. Her ne isen, nerede isen gözlerinden öperim Jimmy.
Biraz sonra Londranın bir tepeciğinde komşumuz bir mektep hocasının küçük oğliyle tanıştım. Bu resim gibi güzel dört yaşında oğlan fırsat buldukça bahçe kapısından kendi evine girer gibi girer, yanıma gelirdi. Daima neşeli, daima canlı idi. îki sene yan-yana oturduk, ne hasta olduğu-pu, ne ağladığını işittim. Bu. Jimmy kadar sabırlı değildi. Benim yanımda ana dilini anası gibi sövlîyeni bulunca onunla konuşmağı tercih ederdi. Ama ben r,nu da çok severdim. İnsanlar kendilerile konuşmıyan güzel tabiolan heykelleri sevmezler mİ, İşte onun gibi, tîç küçük adlı bu küçüğün şimdi belki hiç adı kalmamıştır dive titriyorum.
Pariste oturduğumuz evin kapıcısının 11 - 12 yaşlarında oğlu Marcel’i hatırlıyorum. Soyadı Malenfant olan bu cocuk hakikatte pek iyi bir çocuktu. İşten, mektepten kurtulduğu ve anasının elinden sıvışabildiği zamanlar bize gelir ve İngilizce öğrenmeğe çalışırdı. Çünkü o mutlaka bahriye mektebine girmek isterdi. Sonra büyüdü, mektebe girmek çağı gelince havayı denize tercih etti. İmtihanım verdi ve mektebe girdi. Onu son defa şık lâcivert üniforması içinde görmüştüm; aslan gibi bir gene olmuştu. Klm-bllir o nerededir? Havalarda bir Faşist kartalının pençesinde, yahut yerlerde bir Gestapo hapishanesinin. bir Nazi kampının gaz odasında can mı verdi? Yahut kendi memleketine atılacak gülleleri yapan bir fabrikada kırbaç altında hâlâ çalıştırılıyor mu? Sana da memleketinde isen saadetler. yâdellerde isen selâmetler dilerim.
Dostum ve arkadaşım bir profesörün evine uğradıkça bir gün tir zayıf yüzlü, san benizli bir genç düşünür gözlerle, başka bir gün diğer bir genç gözlüklerinin altından gülen gözlerle bana kapıyı açardı. Bunlardan birincisi Sorbonne Fen fakültesinden mezun olmuştu. Sonra babası onun matematik müsabakasını kaza narak lise hocası olduğunu bana yazmıştı. Anadan, babadan oku muş bir ailenin bu okumuş ve değerli çocuğu geçen sene Vos-ğcs’Iarda yakalanarak İşçi diye torla. Almanyaya sürüklenmiştir. Fakat Sorbonne edebiyat fakültenin! bitiren coğrafyacı gözlüklü genç Colmar geri alındığı sırada paraşütçülük yaparken bilglsile uğraştığı "yer den ayrılmış yahut "yer» e katılmıştır Ağabeyisin? selâmet, kendisine rahmet dilerim.
Cok sene oluyor bir yaz, su hasretini gidermek için, Oise nehri kenarında bir küçük otele misafir plduktu. Dağ gibi genç bir adamın yanında, cılız, san benizli 9 yadlarında bir kLZ cocuğu her sabah babasına katilı*, nehre (Arkası sahlfe 2, sütun 5 de)
r~;-------------~-------7
Türk-Rus muahedesinin feshi
Rus deklârasyonuna cevap verdik
Cumhuriyet hükümeti, yeni bir muahede akdi için kendisine yapılacak teklifleri büyük bir dikkat ve hayırhahlıkla tetkike amadedir
Müttefik tankları Hanovere vardılar
Batıda ilerleyiş aynı hızla devam ediyor, dün de 7 şehir alındı
Londra 7 (A.A.) — Batı cephesLnde seri İleri hareketler devam ediyor. İki bfiittefüc kolu Hanover istikametinde İlerlemektedir. Başka kollar da. Etilden, Bremen ve Bul derze istikama-
Ankara 7 (A.A.) — Sovyet hükümeti 19 mart 1945 tarihinde Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında 17 aralık 1925 tarihinde aktedilmiş olan Türk . Sovyet muahedesini, bu bahdaki protokol alıkânu-na tevfikan, feshetmek arzusunda bulunduğunu Türkiye hükümetine bildirmiştir,
Sovyet hükümeti, Cumhuriyet hükümetine Türkiye ile Sovyetler birliği arasında dostane miinasebatı idameye hizmet etmiş olan işbu muahedenin kıymetini takdir etmekle beraber bilhassa son ikinci Dünya harbi esnasında vukua gelen derin tahavvüller dolayısile mezkûr muahede, nin yeni şartlara uygun bulunmadığını ve ciddi tadillere ihtiyaç gösterdiğini müşahede etmek lüzumunda kaldığını bildirmiştir.
Meseleyi tetkik ettikten sonra Cumhuriyet hükümeti 4 nisan 1945 te Hariciye Bakam Bay Haşan Saka tarafından Sovyetler Birliği An-
kara büyük elçisi Mösyö Vi-nagradov'a tevdi edilen bir deklarasyonla Sovyet hükümetine Türkiye ile Sovyetler Birliğini uzun zamandan beri birbirine bağhyan iyi komşuluk ve samimi dostluk mü-nasebatını daima idame ve tarsin arzusunda bulunmuş olduğunu, Türk - Sovyet dostluğuna büyük hizmetleri dokunmuş olan 17 aralık 1925 muahedesinin kıymetini tebarüz ettirmek istediğini ve Sovyetler Birliği hükümeti tarafından izhar olunan fesih arzusunu kaydeylediğini bildirmiştir
Binnetice, Sovyet hükümetinin inkıza etmekte olan muahede yerine iki tarafın bugünkü menfaatlerine daha uygun ve ciddi tadilâtı İhtiva eden diğer bir akid İkamesi hususundaki telkinatını kabul eden Cumhuriyet hükümeti mezkûr hükümete bu maksatla kendisine yapılacak teklifleri büyük bir dikkat ve hayırhahlıkla tetkike âmade bulunduğunu bildirmiştir.
MURAHHAS HEYETİMİZ
Adanadan geçti ve hararetle uğurlandı
Adana 7 (Telefonla ı — San Fran-cisco'ya gidecek olan Türk heyeti dun saat 14.30 da Toros katarlJe şehrimize gelmiştir. İst anyonda Vali B. Akif, Millet Vekilleri, belediye ve vilâyet müdürleri, ordu mensupları ve kalabalık bir halk kütlesi tarafından karşılanan heyet üyeleri üç buçuk aaat kadar burada kaldıktan sonra saat 18 de Kahlre'ye müteveccihen yollarına devam ettiler.
Hariciye Bakanı, hareketi »masında halka hitaben «Ban Franclsco'dan hayırlı neticelerle döneaeğiırdzl timi dediyor npı» demi» v» hararet!» alkışlanmıştır. __
Tokyo bu sabah bombalandı
Londra 7 (AA.) — Amerikan süper uçan kaleleri bu sabah Tokyo il» Na-goya’yı şiddetle bombardıman etmişlerdir.
Bir maaş ikramiye
Bu yardımdan memurlar gibi mütekait, dul ve yetimler de istifade edecekler
Ankara 7 (Telefonla) — Memurlara yapılacak para yardımı hakkındakl kanun tasarısı Büyük Mlllt Meclisine verilmiştir. Evvelâ yardımın maaşın dörtte üçü nispetinde yapılması muvafık görülmüşsa de, sonradan tam maaş olarak verilmesinin daha uygun olacağı neticesin» varılmıştır. Tasan önümüzdeki hafta içinde Büyük Millet Meclisinden çıkacağı için, birer maaş nispetindeki yardım tevziatı bu ay İçinde yapılabilecektir.
Evvelce de yazdığımız gibi, bu yardımdan, müesseseler baremine dahil banka ve diğer teşekküller memur ve müstahdemleri de İstifade edecekleri gibi, mütekait, dul ve yetimlere de birer maaş nispetinde İkramiye verilecektir. Projenin «on şekline göre, kan kocadan yalnız bir tanesi yardım görecektir.
35,000 lira nasıl sırra kadem bastı?
B. Nuri, uyanıp ta mağazasına gidince kasasında bulunan paraların yerinde yeller estiğini gördü
tinde yol almaktadır.
Dokuzuncu Amerikan ordusunun birlikleri Wesser üzerindeki köprü-başlarından İtibaren dün 8 kilometre ilerlemişler ve Hanover’e 30 kilometre mesafeye gelmişlerdir. Şimale doğru yol almakta olan bir İngiliz zırhlı kolu TCesser'in 7 kilometre doğusunda bir noktaya ulaşmıştır. Bremen’ln 60 kilometre cenubunda bulunan Dipsholts İşgal edilmiştir.
Şimal batı Almanyada, Müttefik kuvvetler! Almelo’dan itibaren 65 kilometre İlerlemişler ve Emden yolu üzerinde Metens’l zsıpt etmişi erdir. Meteııs, Etnden’e 70 kilometre mesafede bulunmaktadır.
Holanda'da. KanadalI birlikler Deven tor’e iki kilometre yaklaşmışlardır. Bu birlikler Zuiderze istikametinde ilerlemektedirler.
Ruhrda Amerikan kuvvetleri Hamm şehriyle bütün garlarını ele geçirmişlerdir.
Üçüncü Amerikan ordusu Ayzen-haff şehrini ele geçirmiştir. Ayzen-haff, Rhln geçlldlglndenberl görülmemiş bir bombardımandan sonra zaptedllmlştlr. Ayzenhaff'm hemen cenubunda Maynlngen de Amerikan kuvvetlerinin elinde bulunmaktadır.
Yedinci Amerikan ordusu sertleşmiş bulunan Alman mukavemet! at bütün kesimlerde çökertmiştir. Bu birlikler Haylbrun'u ele geçirmişlerdir.-
Stutgard’a doğru
Nevyork 7 (A.A.) _ Yedinci Amerikan ve birinci Fransız orduları stutgart ve Bavyera’yr doğru ilerlo-mc-ktcdlrler. Almanlar burada s?rt müdafaada bulunmaktadırlar.
Nevyork 7 (AA.) — Fransız kuvvetlerinin Bretten şehrini almış oldukları bildirilmektedir.
Emden ve Bremen üzerine yürüyüş
Nevyork 7 (A.A.ı — Almanya muharebesine dair alman son haberlere göre, bir İngiliz ordusu Bremen üzerine, bir Kanada ordusu da Emden üzerine yürümektedirler.'
Orta Almanyaya paraşütçüler indiriliyor Paris 7 (AA) — Müttefik umum! karargâhından gelen haberlere göre. 4 Amerikan tümeni elli kilometrelik bir cephe üzerinden Gotha'nın şimalinden cenuba kadar uzanan bir sahada Almanya'nın merkezine doğru ilerlemektedir.
Alman haberler ajansı, Apıcrikalı-ların Erfurt’un 18 kilometre şimal doğusunda bulunan Langshnld’a paraşütçü birlikler İndirmiş olduklarını bildiriyorlar. Erfurt, Palton birliklerinin ilk hedefidir.
Alman radyosu, dün geceki yayınlarından birinde bu Amerikan kuvvetlerinin Armsdat'a girdiklerin! bile bildirmiştir.
Müttefik tankları Hanover’e vardı Londra 7 (A.A.) — Hanover radyosu bu sabahki yayınlarından birinde, Müttefik tanklarının şehrin cenup dolaylarında çarpışmakta olduklarını bildirmiştir
Biraz sonra aynı radyo şunları ilâve etmiştir:
(Mütteflk tankları şehre yaklaşmaktadırlar.»
Viyana’nın içinde şiddetli savaşlar
îki mahalle ele geçirildi, birçok binalar yıkıldı, şehir susuz kaldı
Londra 7 (A.A.) — Sovyet kuvvetleri viyana mahallelerinde şiddetli çarpışmalar vermektedirler. Ikl ölş mahalle daha ele geçirilmiştir. Bunların arasında silâh fabrikalarının bulunduğu Şfeşadt vardır. Bu, Viya-nanın merkezine İki kilometre mesafededir.
Malinovksy kuvvetleri Petronel'i ele geçirmiş ve başka meskûn yerleri de zaptetmiştLr. Bu ordunun birlikleri Tuna nehrinin sağ kıyılarını takibe tmektedlrler.
Dün akşam Viyana radyosu, Vlya-nalllardan her şeye rağmen sonuna kadar çarpışmalarını İstemiştir. Viyana radyosu, Viyana’nın daha şimdiden hasara uğramış olduğunu, bir çok bina kümelerinin yıkıldığını, tramvay hatlarının karmakarışık olduğunu bildirmiştir.
Viyana radyosunun spikeri, şehrin susuz olduğunu İlâve etmiştir.
Sovyet kuvvetleri Moravya'ya 60-kilometrelik bir cephe üzerinden varmışlar ve 50 den fazla meskûn yeri ele geçirmişlerdir.
Macaristan ve Yugoslavya hudutlarından itibaren İlerlemekte olan Sovyet birlikleri yeni kazançlar temin etmişlerdir.
Sovyet tebliği, doğu cephesinde son 24 saat içinde Sovyet kuvvetlerinin 16.000 esir almış olduklarını bildirmektedir.
Paris 7 (AA.) — Viyan» radyosu dün gece bir müzik yayımını kesmiş ve şöyle demiştir:
a Viyana şimdi Sovyet topçusu tarafından bombardıman edilmektedir. Diş mahallelerde kanlı sokak çarpışmaları cereyan ediyor.» ,
Spiker konuşurken mikrofonda top
seslerinin gürültüsü işitiliyordu.
Paris 7 (A.A.) — Alman haberler ajansı. Sovyet kuvvetlerinin lalr kaç gün süren durgunluktan sonra yeniden faaliyete geçtiklerini ve Koehlgs-berg kalesine yeniden şiddetle taarruz etmekte olduklarını bildirmiştir.
Mahiyeti İti bar İle çok cüretkfiran» ve garip şekilde İşlenen bir soygunculuk tahkikatı Adilyey» intikal etmiştir. otuz beş bin küsur liralık bir servetin ortadan yokedİlmesini Inta-ceden bu hâdlae hakkında bir muharririmizin yaptığı tahkikat »öyledir:
Önce, Tahmis civarında kuru kahvecilik eden, bllâhara kahvenin İnhisara geçmesi dolayısile ticaret şeklini yemlşçillğe çeviren Nuri isminde bir zat, muhasebe İşlerini tutmağa Nlko İsminde birini memur etmiştir.
Nlko. Bakırköyde oturan Uranya ismindeki kız kardeş! ve Anna, Elcnl adlarınk! kız kardeşinin kızlarlle bir
plân kurarak. Nuri'nin binlere» lira servetin» konmak istemişlerdir.
Nuri’nin iddiasına göre, Nlko sene-başı bllftnçosu tanzim etmek üzere defterleri, kız kardeşinin evine götür-(Arkası sahlfe 3, sütun 9 de)
DİKKATLER;
Bu kadar kâr,..?
HAFTA KONUŞMASI
Bu dünya neler görmüştür?
Yazanı Refik lialld Karay Yarınki AKŞAM'da
Elektrik, Tramvay ve Tünel idaresi bir yılda 1.760.105 lira, safi kâr etmiş. Normal zaman olsaydı, bir umunıt hizmet mü-essesesl için buna «kâr değil, ihtikâr» derdik. Şimdi İse tesellimiz şudur:
— Bu idarenin kullandığı her şey o kadar eskimiştir ki, İnşallah, ilk fırsatta bu kârların temin ettiği imkânlarla yeniler. Onun İçin bu kadar kârın fazla aleyhinde bıılunmıyalını
Created by free version of 2PDF
Almanlar, îtalyanlar vasıtaaile de «vvUvte-. ,r şebbüsünde bultndular
Berne 7 (A.A.) — Buraya gelen t(-yidedllmemlş haberlere göre, İtalya-da Almanlar Müttefiklerle müzakerelere girişmek için gayret sarMmck-tedirler. Bu haberlere göre. Almanlar tarafından esir edilmiş 2 İtalyan mukavemet hareketi üyesi serbes bırakılarak murahhas olarak gönderilmiştir. Bunların biri Mllâno'da Almanlar tarafından esir edilerek Ve-rone’de hapsedilmiş olan kuzey İtalya kurtuluş komitesi üyelerinden albay Ferrucclo Parrl’dir Daima aynı haberlere göre, dön Milâno'dakl Ai-Bian kıtaları kışlalarında gözaltı edilmişlerdir.
Günler Geçerken
Yeraltı faşizmi
Harbin sürüp gittiği altı yıldan beri gazetelerde savaş konusu ayırdedilince en çok yer tutan haberler, yeni keşifler ve icatlarla münasebeti olanlardır. Bunlar arasında da ilâçlar birinci, yapı malzemesi ikinci geliyor. Hele yirmi dört saatte, hiç bir eksiği kalmadan kurulan takma evler bizim gibi yapma evleri olımyan-lan yakından oyalamaktadır. Tariflerine ve resimlerine baktıkça — bir gün gelir, kapısını da açarız diye — şimdilik İçimiz açılıyor, Çelik kadar sağlam ve ateşe dayanıklı tahtalardan veya bir takını plâstik maddelerden, hattâ duvar yerine kırıtmaz canı bölmelerle yapılacak binaların bildiklerimize benzemiyeceğini, yalnız yangına değil, zelzeleye de göğüs gereceğini söyleyenler çok. Yeni kurulacak şehir plânlarında da az katlı ve geniş bahçeli evlerin teşkil ettiği mahalleler yer alacakmış Bu harbinin hepsi hem fert, hem hükümet olarak bizi düşündürmelidir; düşündürdüğüne d® güveniyorum.
Şunun için düşündürmelidir: Anaclolıınun büyükçe bir kısmı zelzele bölgesidir; hattâ zelzele bölgesine düşmediğini sandığımız Adana tarafları da yakında yer sarsıntısına uğramış, zarar görmüştür Demek kİ memleketimizde bundan sonra yeni icatlardan faydalanmak ve şehirleri yeni plânlara göre genişletmek, yahut tekrar kurmak Icabedecektir, Beton bina, bol para harcanarak ve hileye meydan verllmlyerek tam mânasile beton yapılmazsa zelzeleye dayanmıyor. Sonra kasabalarımız arsa pahalılığı ve arsa sizlik diye bir zorluk tanımaz; toprak geniştir; hükümet binalarını da, hususi evleri de iki kattan yüksek tutmayabiliriz ve yanyana, birbirine dayanmış yapılan yasak edebiliriz. Okulların, hele yatılılarının ve hastanelerin paviyon biçiminde, ayrı ayn dam altlanna ayrılması birçok can kayıbını önleyebilir} ayrca binaların arası bahçelerle süsleneceğinden manzara güzelliği de sağlanmış olur. Son harbde. harbi semtimize uğratmadık; fakat zelzeleden de başımızı alamadık. İkinci cihan harbi belki uzun müddet dünyaya bir banş devri açacaktır-, ama aynı devir İçinde Faşist taşkınlıkları gibi yer sarsıntılarını da durdurup Arz tabakasını da uslandırmak imkânı bıılıınamıyacaktır
Ne yapalım kl temkinli, ağırbaşlı Anadolumuzun altında kabına sığmaz bir cin mekân tutmuş; arasıra bizi çarpıyor. Onun şerrinden yeni keşiflere sarılarak, fedakârlığa kananarak az çok kurtulmamız ihtimali de çoğalmaktad-r.
Refik H~* ’ ’r.ray
Sahlfe 2
fiB81M
l
HAFTA SON» NOTLARÎ}
Rubab-ı şikeste
Yapılan hıınr» hıi«M>ml»r bilim büyük, lnsaıı şairimiz Tevfik Fikret'i yıtanunuştır. Düş-oııınları tarştstnda bu kadar sağlam duran koca şairi. öğrendiğimize göre bir dostu, yani onu sevenlerden, Merinin yani Basiller tarafından da okunmasını arruia-yan biri yere vurmuş. Nasıl mı? Rubab - 1 - Şikeote'slnl yeni harflerle basmak sürelik'. Bu kitabı •öyle bir guaden geçiren muharrir Ulan ay arkadaşının kitapta o kadar çok yanlışa, o kadar çok (Hİ-şUlcIüklvre, o kadar fazla icınp dökmelere taslamış ki yazdığı yazıda •Rubab-i-Çi keşte hurd - u - hâş oldu* diyor. Verdiği misaller Rübabı Çlkosto’nin. hakikaten param parçâ edildiğine İnsanı inandıracak mahiyettedir. Yazık! ’
Yalnız Ulıınay’ın şaştığı bir »okta daha vur: Bu kitap çıkalı «pey anman olduğu halde «bahset-rtnler» diye hiç bir mttharrirc gönderilmemiş Arkadaşımız okunmak tkere çıkarılmış bu kitabın Adete *yalarak yanarlara gönderilmeme-«nln sebebini bir tflrlu anlryama-anış görünüyor.
Halbuki mesele meydandadır. Şayet göndcriiseydl ülunay bu yazıyı glrndl değil kitap çıktığı zaman yaracak. RnBab - ı Slkeste'yİ berbat edenlet I daha o zaman berbat edecekti. Hata, boyla bir hitabı sandıklara jrrleşttmıeyip manavın göreceği •eklide vitrine kwy-m* Madır
V
Tedbirli kitapçılar
Har kitapçı çıkardığı kitaplardan gazetelerde bahsedif-»miri.-»ı teter. Amma her hakle içi Ejılışlarla dolu böyle bir Rtıb.ıb - 1 kerte gibi muharririn, mdnckkl-ra eline geçmemesini İstedikler! kitaplar da vardır. Tedbirli bir kitapçı. elinden nasılsa bir kaza çıktığı zaman bile Lfl kadere bırak-mat. fcötd İhtimali önlemeye çalışır Meselâ Şöyle:
Geçenlerde Ur kitapçının öuönden geçiyordum. Sahibi bana btr kitap uzattı:
— Bu kitabı yani çıkardım, nv-alesef iyi olmadı, tim de bir tane veriyorum. Teiniz mümkün» oiro-numanızı rica ederim, dedi.
■
Yatsıdan sonra n6ra
C ehriml* bir grip salgını ae-
Ç* çlrdi. Yirmi, yirmi beş gün evvel tutulmaya bağladık. Bir müddet hastalığın salgın halde olup ‘ olmadığı İncelendi. Nihayet anla-gılarak on gün evvel mektepler, bir AB sonra sinemalar tiyatrolar kapatıldı. Birkaç gön evvel de müddetleri bittiğinden açıl Ihlar. Bu arada'' Ömürlerinde Hç grip olnıl-yanlar bile gripln, ne olduğunu Öğrendiler. Onunla savaktılar, lyllea-tller.
Dün gazetelerden birini açtan. Doktorlarunıadan birinin ucun bir makalesi: «Grip nedir? Nasıl tedavi edilir?*
.Yatsıdan sonra nâra .» ettefl aklıma geldi.
■
Lütfen beni koruyunuz
Naillerin ne olacağı belli da-ğil. ölümle firar arasında mütereddittirler. Geçenlerde Mareşal Oörinrin İntihar ettiği haber veriliyordu. Ütl gün avTcl yabancı bir memlekete kaçtığı bildirildi, ölümle hayat bu hnrbdc biri birine çok karıştığı İçin İntihar eden adamın bir kaç gün sonra yabancı bir memlekete kaçtığı haberinde tuhaftık görmüyoruz Yalnız Nmü şefleri başka memlekete sığınmı-ya knltarlaraa bir az garip olacaktır. Zira btr Nuri şeftntn. hatta tarar sız bir memlekete nCmmaaı şu demettir:
— Altı senedir size buner. zahmetler çektiren benim. Lütfen beni koruyu rrtrtil»
ŞEVKET RADO
Valinin beyanatı
îstanbulun 500 üncü fetih yılını kutlama programı
Yapılan tahminlere göre 120 milyon lira harcanması lâzım gelecek
__ . _ , ________INl’an 1*b»w
Zonguldak cinayeti dâvası sona erdi
Kondüktör Faik’ı öldüren Ayşe Türkkan, 7 sene,
4 ay hapse v« 1.000 lira tazminata mahkûm oldu
Goering kayboldu
2" rivayete göre mareşal yabancı memleketlerden birine kaçmış, diğer bir şayiaya göre ölmüştür
Nevyork 6 (AJu> — Avrupadan alınan haberlere göre, Hitlerln kendisine halef olarak tâyin ettiği mareşal 0(x-ring ortadan kaybolmuştur.
Brvne'deu gelen bir telgrafta, Goe-vtae'ia haftalardanberi halk öniıue çim .-siıgı ve yüksek nail mahfillerinde Goefing'lo Oeatapo çcfl Himm-ler arasındaki husumetten tekrar açıktan açığa bahsedildiği bildiriliyor.
Diğer taraftan. Londra telgrafları. Goering’ln kaçmış olduğunu bildiriyorlar.’ Go'”,lng,ln tarafsız memleketlerden bîrine kaçmış olmam fikrine meyyal bulunan Hitlcr, yabancı memleketlerdeki ajanlarına, sıkı surette araştırına yapmalarını emretmiştir. Londra telgraftan bu habere ilâveten, son zamanlarda şatozu Müttefik kuvvetlerin eline geçmiş bulunan prens Enyelbert Kari von Aran-berg in. Gocring'in ölmüş olduğunu söylediğini bildiriyorlar.
rinde hâki üniformalı şahısların tecavüzüne ağrıyan otomobilde öldürülen hüviyetleri bildirilmemiş şahıslardan birinin de Goering olduğu söyleniyor.
Alman radyosu bu esrarlı cinayet faillerinin tutulmasını temin edecek otan kimseye 100,000 mark ikramiye verileceğini yayınlamıştır.
Avuaturyadald Geatapo şefi öldürülmüş Londra 0 (AA) — Bugün Moskova radyosu, Avusturyadakl Gestapo şefi Dletrich'in Graz'da öldürüldüğünü bildirmektedir.
Vali v« Belediye Rotel Dr. B. Lûtfl Kirdar, dün gaı»tecilerie mutad aylık toplantımı i yspte
Doktor B. Lûtfl Kirdar sözünü umumi meclis tarafından kabul edilen yeni bütçe De şahlr ihtiyaçları ve galirlerine temas ederek başlamış ve demiştir kİ:
Şehrin ihtiyaçları ve gelirleri
Harbin yarattığı vaziyetler dolayuJ-le, belki söylendiği gibi şehirde zengin 1er çoğalmış, halkın bir kısmı refahn kavutmuş İse de diğer bir kumu geliri artmamış ve hattâ azalmış, yaşama •eviyesi düşmüştür. Bu yüzden şehrin gelirini ar 11 ırmak İçin yeni varidat kanunları da çıkarılmamaktadır.
Gelirdeki bu darlığa mukabil İhtiyaçlar v« istekle alabildiğine artmıştır.
Her İhtiyaç için Avrupa şehirlerinden mlsalRr gösteriyor, buhranların oralardaki gibi IuitşiIanmasını istiyoruz, fakat hatırlayıp İstemediğimiz ve elde edemediğimlz şeğ. mümasil Avrupa şehirlerinin gelir nispetidir.
Bu vaziyet karşuuıda, genel olarak halk dileklerinin ve bilhassa bunlardan maarif, sıhhat ve içtima! yardım ve yol - fşlrrlne tefillnfc eden ihtiyaçların, bir kaç yıl İçinde, teminine İmkân buhmamıvacaöı açık bir hakikattir.
Halkın yalnız yol İsteklerinin yerine getirilebilmesi için 20 milyon lira arfedllmest gerektir. Bu para, 15 milyon Uradnn ibaret bulunan bütün belediye gelirinden bile fazladır.
Bu vaziyette, şehrin gelirini İhtiyaçlara taksim ve bütçeyi düzenlemek ve denkleştirmekle mükellef olanlar, halka islediklerinin yüzde onunu bile vermekten ürüntü ve teessür duymaktadırlar Yen! bir işe başlamak şöyle dursun, mevcut hizmetleri devam ettirmekte bile güçlük çekilmektedir. Neteklm yeni ytdl aylık bütçede yolların daimi masrafı, tamiri ve yeniden İnşası İçin 1,930-116 Ur* ayırabildik, Bu yekûna vilâyet yolları da dahildir. Halbuki bu paranın mevcut yolların valnlz tamirine bile kâfi gelmiyeccğl şüphesizdir
Bugünkü maarif ödeneğinde görülen bir milyon üç yüz küsur bin liralık yükselişe rağmen, şehirde daha, ÎO yeni ilkokul binasına ihtiyaç vardır Buna mukabil bu sene şehir İçinde yalnız İki yeni okul binası yaptırabilmekteyiz
500 üncü yıldönümü hazırlıkları
İstanbul fethinin 500 üncü yıldönümünü, bu tarihi olayın önfmine lâyık bir seklide kutlamağı düşünmüştük. Bu fikir herkes tarafından büyük bir Hol İle ve tam bir oy birliği
ile karşılan dı Bunun üzerine gereken hazırlıklar başlamak üzert hUkûme- dlr.»
ttmlzle tamaalurda bulunduk. Hükümetimle tür taraftan kütlem^ kanunu tasoruB hnnrlarkan buna gOre yapılacak işler ve gereken Ödenek miktarları da tesblt edilmiştir.
Bu teşebbüs tahakkuk ederse |eh-rln İmarı hakkındaM program da kutlama haşiriıklarile beraber mühim kısnu itibariyle tatbik edilmiş olacaktır.
Bayın Maarif Bakanımızın Başkanlığında yapılan bir toplantıda hasır-tanen kutlama kanun tasarısına göre, «İstanbul fethinin 500 üncü yıldönümünü kutlama kurulu* adiyle Sayın Başbakanımızın başkanlığı altında hükmi şahsiyeti haiz bir kurul teşkili düşünülmüştür. Bu kurul 1853 yılı 29 mayısından 28 kasımına kadar 0 ay bir mili! milletlerarası kültür ve sanat bayramı halinde 600 üncü yıh kutlamak İçin lûmmgeien tedbirleri alacaktır. Tasan halinde bulunan katlama kanunu kabul edildiği takdirde hazırlıklara bir kat daha hız verilecektir.
Harcanacak ödenek miktarını 120 milyon lira olarak tahmin ediyoruz. Bunun 86 milyon lirası yapı ve bayındırlık, 20 milyon liran m üreler ve e.tid eserlerle onarım İşlerine ve 14 milyon lirası d” bilim araştırmaları, sergiler ve kongreler, basın ve yayrn, şenlikler ve tören İşlerine karşılıktır,
Yapılacak muazzam yapı ve bayındırlık işlerinin başhcalan: Saray-bumıı - Yedi kule sahil yoHyle yeni yapılacak tünelin önerindeki Sultanahmet - Samatya yolu, olimpiyat saha ve köyü, Sultanahmet meydanının tanzimi, Eminönü - Süleyman İye yolu, Fatih - SultanselIm, Fethiye, Ka-ariye ve Mlhrlmah camilerine çıkacak olan Unfcapanı - Edlmfkapı yolu. Eminönü - ünkapanı yolu. Saray-burnu - Fmlnörill sahil yolu.
Zeytinyağı meseleıi
Vali, şehrin muhtelif işlerine itme ettikten sonra zeytinyağı meselesine göçerek Ticaret Bakanlığı tarafından verilen son karara göre İstihsal bölgelerinden getirilen Zeytinyağlarının 254 perakendeci bakkala verilerek satışa çıkarıldığını söyledikten sonra, zeytinyağı satan bakkallarda her arandığı zaman yağ bulunamadığı ynlundkl şikâyetler ürerine şunları demiştir:
«Bunun başlıca sebebi, istihsal bölgelerinden şehrimize kâfi miktarda yağ celmemesidir. Çünkü şehrin zeytinyağı Ihtlvacı haftada 300 - 320 tondur. Halbıtkl bir aydan beri perakendeci bakkallara verdiğimiz zeytin ve pamuk yağırım miktarı 21fl tondur. Fakat İzmir incir ve üzüm tarım salı* köoperatinerf b'rlIM de 1001 - 1200 kilo rattığından ihtiyaç ile arz arasındaki fark ayda «0 tona İnmekte-
longuldnk 7 (Telefonla) — AJtf oy kadar «vvvl Ankara'dan Bonguldak'a gelen tren içinde btr cinayet lılcnmlş, Ayşe Türkkan. diğer temi Dervişe adında bir kadın nnmusuna tecavüzde bulunulduğu İddiası U* tren kon-düktör| Faik KoçhlsarlTyı tabanca ile öldürmüştü.
Bu cinayetin ağır cezada devam edilen duruşması dün bitmiştir. Bu defaH celse, müdaafa ve karar celsesi olduğundan salon hıncahınç dolu !dl ve kalabalığı, şehrimiz sosyetesine nıen.rup kadınlar teşkil ediyordu. Evvelâ, o gün trende Ayşe Türkkan’a arkadaşlık ettiği tesblt olunan subay Fikret BöZen'ln istinabe suretfle alınan ifadesi okundu. Bubay Fikret ifadesinde şöyle diyordu:
— Ayşe Türkkan komşumuzdur. Ailece tanışırız. Hftdi.se günü seyahat ettiğimiz trende kendisini kompartımanında ziyaret ederek Mr müddet konuştum ve istirahatını temine çalıştım.» diyordu.
Vakada ihmal) görülerek yargılanan Ankara polislerinden Osman Zalm. mahkemeye gönderdiği bir dilekçede 38 saattenberl bllft fâsıla çalışmakta olduğunu, yorgunluk ve uykusuzluk tesirli», o sırada trende uyuya kaldığın) hâdisede ihmali bulunmadığını bildirerek bernetlnl istiyordu.
Okunan doktor raporuna p!öre ÖIÜTirfin. kurşunun kalbin İki milimetre ynkınmdan geçip koltuk altından çıkması İte husule getirdiği yaradan ileri geldiği anlaşılıyordu
Bundan sonra maktul kondûirtör Faik Koçhf&arlı'nuı esi bayan Naciye Koçhuarlı'nın vekili Ankara avukatlarından B Sadi, Ayşe Türkkan'a taarruz eden adamın Fılk Koçhfsorlı olup olmadığının henüz tesblt «■dilemediğini. bu hususta hiç Mr delil bulunamamış olduğunu, maznunun ifadesinden başka bir esasa İstinat edl'-mcdlnt söyledikten sonra suçlu Ayşe Tilrkkan'm birinci İfadesi 11e İkinci ve flrOnCfl İfadeleri arasındaki mü-bayeneti tebarflş ettirdi ve:
— Suçlu birinci İfadesinde kendisine tecavüz edenin Faik olup olmadığını teşhis edemediğini söylediği lıal-fle bundan sonraki İfadelerinde mütecavizin Faik olduğunu söyledi. Binaenaleyh İlk İfadesinden sonraki İfadeleri mesmu olamaz.
Dedikten sonra sözlerine şöyle devam etti:
— Ölü Faik Karenin eski vc çok namuslu btr mamurudur Kendisi böyle bir tecavüzde bulunmak şöyle dursun kadın tarafından bir teklif bile vaki olsa kabul edtmiyecek kadar pısırık bir insandır.D
Avukat, maktulün geride kalan eşi Naciye Koçhlsartı İle üç çceuğu için taiebedfteo tazminatın verilmesini 1»-tiyrrek sözlerine nihayet verdi.
İddia makamı, Ayşe Türkkan de polis Osman Zafm'in trczlyeJerinl istedikten sonra suçla avukatı B. Teville müdafaaya gfçtl ve 45 dakika devam eden müdafaasında müekkilesinin bu cinayeti maruz kaldığı taama dolayıslle geçirdiği dimağ) teşevvüş ve kuvvetli sinir buhranı e-m asında ve cinneti muvakkate anında işlediğini, Ayşe Türkkan m namus ve şerefin! her şeyden üttün tuttuğunu. Faik Kothlsarh'nın evvelâ Ayşe Türkkan'a itimat ve emniyet telkin ederek *nu tek başına bir kompartımana yeı lcş-tinltğtni. sonra da elektriği söndürüp bu kompartımana girdiğini ve ka 'ma tevnci'rzde bulunduğunu söyledi
Celseye 25 dakika ara verildikten sonra tarar tefhfm «fildi: Maznun Ayşe Ttirkkanhn ceza kanununun 449 uncu maddrri 11® 22 sene ağır hapse ve müebbetlen âmme hizmetleri iden mahrumiyetine karar verilmiş 1 de maktulün hareketleri ve kadının İçtimai ve ahlâki durumu hafifletici sebep olarak kabul edildiğinden cezası 7 sene 4 #y hapse ve 3 ay âmme hizmetlerinden mahrumiyete indirilmiş ve mattül veresesin» 1000 lira tazminat ödemesine karar verilmiştir. Bu karara güre diğer suçlu polis ösman Zalm de löf) Ura ağır para cezası verecektir.
ATEŞ ÇOCUKLARI
Stokholm'dan gelen haberlerde, geçen gün. Berlin'in Gruen Wald mahallesinde Havus otomobil yolu fce-
Hitlerci gazetelerin itiraflar:
Londra 6 CA-A.) — Stokholm’dan bildiriliyor: Hitlerln Schwarze Korps İsimli gazetesi, şunları yazıyor: «Harb boRttn öyle bir safhaya girmiştir kİ, Alman milletinin tam çöküşünün âtteTa bir gün veya bir hafta meaele-ti haline geldiğine hükmedilebilir.»
Moskova büyük elçisi
Ankuada bulunan Moskova büyük •İçişi B. Belim Sarper İstanbul'daki kilesi efradını görmek üzere pazartesi sabahı İstanbul’a gelecek ve bir kaç gün burada kalacaktır.
35,000 lira
Created by free version of 2PDF
Çamur humması bizde de mevcut imiş
Ankara 7 (Telefonla) — Giilhane hastanesi bakteriyoloji mütehasaın Dr. Kemal PilevneUoğlu, bir tebliğinde, Avrupanın ve Asynnın bazı memleketlerinde görülerek mütalaa edilmiş otan (Çamur humması) harta! ı-fuun bizde de mevcut olup olmadığı-ba dair bir bilgi mevcut olmadığını, takat grlpe ve tifoya benzlyen bu hastalığın, yaptığı İncelemeler no-nuruta bizde de merci ', olduğunu bildirmiştir.
Tgbliğe göre, bu hastalığın mikrobu bataklık ve çamurlu arazide kendilerini koru ya Duyanlara ayak tatmin derisinden geo -ktcdlr. Çamurlu ve bulanık su ilr - nyo yapar'ara da bu mikrobun «-irdiği ve çamur humması hart..iliğinin bu suretle başladığı da teı iw.de bildirilmekledir Hu hastalık,ka. «laki mikrabıın Izaleslle kesin şekilde tedavi edilmektedir.
Şilinin Janonyaya hırb ilânı
Londra 8 lA A ı — Sili Ayan kurulu 1: ■ ııyaya harb HAn edilmesini oy Mrli *ly le t n ’. vl bet m İştir.
(Baş tarafı 1 İnci sahlfede) m (İş ve orada hesapları tanzime koyulmuştur.
Nlko, bir müddet yazıhaneye gelmekte İhmal gösterince, Nuri, muhasebecisini aramak Üzere Bakırköy© gitmiş ve filhakika uranya’nın evinde Nikoyu bulmuştur. Burada bir müddet dinlenen Nuri, İzaz ve ikram edilmek işlenmiş, 21 ve 23 yaşlarında İki kız olan An no ve Elenl bir sofra servisi tanzim etmişlerdir.
t.jte tertibedllen bu eğlenti arasında Nuri, kendisine verilen içkilere katılmış olan her hangi bir madde İle kendini kaybetmiş, ve bu kaybediş uzun saatler sürmüştür. İşte bu sırada ne olmuşsa olmuş, yazıhanedeki kasada bulunan 20 bin lira kâğıt para, 200 altın, 5000 liralık zlnet altını -ortadan sır olmuştur.
Nuri, bulunduğu âlemden ayrılıp da yazıhanesine gelince, kasasının tamtakır olduğunu görmüş ve polise başvurmaktan başka çare görememiştir.
Bu hususta hazırlanan tahkikat evrslu savcılığa verilmiş, Asliye dördüncü ceza mahkemesi, dâvanın diyetini salâhiyeti haricinde görerek, ağır cezada duruşmalarının yapılmasına karar vermiştir Ağır ceza mahkemesinde yapılacak yargılanma de bu psrarb hâdisenin düğümleri çözülecektir.
Okinnva muharebesi
Amerikan filosuna hücum eden 150 Japon uçağı düşürüldü
Nevyork 7 (/LA.I — Amiral Nimllz umum! karargâhından bildirildiğine göre, Oklnova muharebesinin başından beri Amerikan kuvvetleri 1200 Japon uçağını tahrip etmişlerdir.
Dün, Japon uçakları karada yapılacak bir hareketi desteklemek maksadı ile Amerikan İstilâ donanmasına akın etmişlerdir.
Btızı Amerikan gcTülleri hafif surette hasara uğramıştır. Bu akın esnasında 150 Japon uçağı düşürülmüştür. Hiç bir Amerikan gemisi savaş dışı edilmemiştir.
Oklnava adasında Amerikan birlikleri 5 kilometre İlerlemişlerdir.
Anadolu ajansının kokteyl partileri
Anadolu ajansının yirmi beşinci yıldönümü, dün Ankara ve lıtanbul-da verilen birer kokteyl parti ile kutlanmıştır. Ankaıada Ankara Pa-las'ta verilen kokteyl partide Ajans umum müdürü orta elçi B. Faik Ho-zar, Bakanlar, Millet Vekilleri, bir çok büyüğ ve orta elçilikler erkânı, Moskova büyük elçimiz B. Selim Sarper, yerli ve yabancı basın mensupları hazır bulunmuşlardır.
şehrimizde İstanbul kulübünde verilen kokteyl partide de Vali v« Belediye Reisi Dr. B. Lûtfl Kırdar, yeril ve yabancı basın mensupları hazır bulunmnflnrdn'.
Anadolu A «ansını i iyi başarılar dileriz.
Polonya meselesi
Amerika Hariciye Bakanı Stettinius’un beyanatı
Londra 7 (Radyo) — Birleşik Amerika Marleye Bakam B. Stettlnlus, Polonya meselesinin Kırım konferansında varılan anla-ma çerçrvesl dahilinde halledllecı-ğine dair sar silmez İnanı olduğunu. Pelonyanm San Pran Cisco konferansında temsil edlemesl-niıı zamanında yeni bir Polonya hükû metinin kurulmasın» bağlı bulunduğunu ve Amerika'nın bunu tahakkuk ettirmek İçin iktidarı dahilinde olan her şeyi yapacağını beyan etmiştir.
B. Stettiniuö konferansın muvakat başkanı oldu
Ankara 7 (Radyo) — Londra radyosuna göre Cumhur Başkanı B. RoûSPvelt, Hariciye Bakanı B. Stettl-nlus'u San Francisco konferansının muvakkat başkanlığına tâytn etmiştir
B. Stettinlıls yaptığı beyanatta biriciymiş milletlerin Dumbarton Oaks* da varılan kararların tadili içip tekliflerde bulunmağa sertıes olduklarını söylemiştir.
Orta tedrisat umum müdürü Adana’da
Aadana V (Telefonla) — Orta tedrisat umum müdürü B. Hayrl Ardıç, şehrimize gelmiştir Burada kız lisesi He birinci orta okul, erkek İLsesl ve bir çok diğer okulları teftiş eden B. Hayrl Ardıç bugün vali B. Akit ile deprem bölgesi olan Ceyhan'a glde-t ti af m da
tebrik eder vc rek oranın okul vaziyeti I tetkiklerde bulunacaktır
(Baş tarafı 1 inci sahıfede) atılırdı. Galiba yüzmek öğrenmek İsterdi. Sonradan bir şair olduğu nu ve fakat aynı zamanda haya tını kazanmak iç m gazetelere spor makaleleri yazdığını öğrendiğimiz bu genç adanı kızJyle uğraşmaktan bıkar, onu kenarda bırakır, kendisi bir koç kulaç atar, karşı sahile çıkardı. Ahbap olduğumuz bu ailenin hanımı bir şimendifer amelesinin çok iyi tahsil görmüş, kendisile herşey kcmuşulabilen îeki kızı idi. Küçük kızlan Josy*nin hfç bayağı olmıyan. fakat hiç de güzel olmı-yan bir yüzü vardı. Nihayet sonra hep beraber Paris’e döndük. Kız büyüdü, lisede Almanca okur du. Benimle Ahu anca müzakereleri yaparken bir taraftan arkadaşımdan İngilizce öğrenmeğe çalışırdı. Josy 16 yaşına girdiği zaman hayli güzel bir kız olmuştu fi) Almancayı pek iyi
(II Bir gün bir İngiliz gazetesinde bir genç kız resmi gördüm; altına Anglo Soksonlann garip tptttâların-dan biri olan superlatlf ifade île, «Avustralya'nın en güzel kızı> diye yazmışlardı. Bu resim bizim Josy'yc pek benziyordu. Kızın anasına ve babasına gösterdim. Anası evvelâ şaşırdı. Sonra hemen bana.
—« Rica ederim doktor, bu retmi Josy'yc göstermeyiniz» dedi. Bu ihtardaki ncdagojtk. ahlâki Ihtiyatknr-lığı o zaman biraz Fransız muhafazakârlığına vermiştim. Sonradan memlekete dönüp de yine böyle güzel bir kızın karşısında onun güzelliği İçin anası tarafından söylenen sözleıl İşitince Josy*nln anasının tembihini tatlı tatlı hatırladım.
okuyor ve yazıyordu. Aimanyatfat seyahat etti, pek memnun döndü. Keşke Almanca bihneseydi; bu dil bilgisinin istilâcıların işine yaramış olmasından pek korkuyorum. Fakat, pek sevdiğim bir eşek yavrusu resmi ile, başında silindir şapka, arkasında Arak kızak kayan bir aristokratı tepeaşağı eden bir şeytan — çocuk karikatürü arasında resmi karşımda duran bu kız çocuk, çok zeki ve serâzad olduğu için zekâya ve hürriyete yer vermiyen Faşizmden kaçınmanın yolunu bulmuştur diye ümit ediyorum.
Çok, pek çok sene evvel Berlin'in güze! bir hastanesinde dostum ve arkadaşım başasistanın toparlak kafalı, san saçlı oğlu Günther I!» bahçenin çimenleri üzerinde oynadığımızı hatır’ıyo-rum, tkl yaşındaki bu nefis çocuğun:
— Onke! Adnan, wollen w’r mal pielen fspie'en.)
(Adnan amca, haydi oymya-lım) diyen sesi hâlâ kulaklarım-dadır Sevgili cocuk. sen simdt 30 yaş’annda olacaksın Acaba neredesin? İnsanlık İçin, hürriyet ve demokrasi için açılan cephelerin karşısında üstün ırk hesabına dünyada hürriyet yerine zulmü, demokrasi yerine diktatörü koymak dâva-:in çarpışan bedbahtların safında mısın? Nene lâzım Günther. bırak elindeki o kötü oyuncakları, gel şenini© yine yeşil çimenler üzerinde oy-nıyalım.
A. ADNAN - ADfVAR
İngiliz kültür heyeti mümessili
tngniz Kültür heyeti mümessili misler Mlclıael, heyetin diğer memleketlerdeki memurlarlle görüşmek üzere yarından sonra Türk İyeden ayrılacaktır. Mümessilin dört beş hafta devam edecek bu seyahati esnasında kendisine mümessil vekili mlster Bos-tock vekâlet edecektir.
Bütün bataklıklar bu yıl kurutulacak
Ankara 7 (Telefonla) — Bihhat, Na-fla ve Dahiliye Bnkanhktarı arasındı*. yapılan toplantılarda ayrılan bölgeler deki bütün bataklıkların bu yıl kurutulmasına karar verilmiştir. Hükümet kurutulan bataklıkların yerinde devlet çiflıklerl kurmak için gereken ha-zıflıklarn başlanmıştır. Kurutulan bataklıklarda zirai kombinalar ekim ayı içinde kış ekimine bağlıyacaktır.
«'4/1M5 flrt'erl
Londra üzerine 1 sterlin 5.2
Nevyork üzerine 100 dolar 13k-
Cenevre 100 İsviçre Pr. 30.325
Madrid üzerine 100 pezela İT.!
Stokholm özerine 100 kuron 31
BOKSA DIŞINDA
Reşadiye altını
Gulden
Külçe altın bir gramı
9 5. t
.—• Takvim C—,
I RebllU&nıi' 24 — Kaşım 10)
I İmsaK Oüneş öğle İkindi Ak Yauı
I E. $.10 1054 537 9.Uİ 12.00 1.34
| V. 4,50 0.34 r3.)û 1055 19.40 ’1 T’l
Saiııl e 3
AKŞAMDAN AKŞAMA
İlânla şair arandı bulunamadı
Ceyhanda cinayet
İnek yüzünden bir kifi ölürüldü, iki kişi yaralandı
Adana 7 (Telefonla! — Dün Ceyhanda bir İnek yüzünden çıkan kavgada bir kişi Ölmüş iki kişi de ağırca yaralanmıştır. Vaka şudur:
Mustafa ve hemşiresi Hamide, epey zamandanberi akrabalarından Slso İle dargındırlar. Bu dargınlık sırasında aralarında bir inek yüzünden kavga çkmlş ve SiSo. eline geçirdiği demirle Hamideyi döverek öldürmüştür. Hâdise yerine gelen Hamlde’nln kardeşi Muşta ile Ahmet, kardeşlerinin feci akıbeti karşısında Siso İle kavgaya tutuşmuşlar ve Siso her İkisini de ağırca yaralı yarak kaçmıştır. Zabıtanın sıkı takibi neticesinde Siso, yarim saat zarfında yakalanarak adliyeye teslim edilmiştir.
bu-
Hakkı Tarık — (Kürsüye gelerek) Sayın arkadaşlar! Sizi buraya şair kayıt ve kabulü için çağırdım.
Bağınşmalar olur:
— Bu nasıl iş?... Bu nasıl iş? Hakkı Tank — (Aldımıaksızın devamla) Bent kurulunuza başkan seçtiniz, arkadaşlarım, Sağdan soldan şikâyetler de duyuyorum: .Genç edib yetişmiyor!
Mevcutlar tükenince ocağımız kuruyacak! İşte Hüseyin Rahmi derken, Halit Ziya da öldü. Yerleri dolamıyor.» diyorlar. Bunda haklıdırlar. Ben de çare düşünüp buldum. Hattâ bulmağa da ne hacet? İyi misale taslayınca niçin taklit etmemeli? Muhsin Er-tuğrul, sahneye ilânla sanatkâr tedarik eylemek çığnnı açtı. Evvelâ ona da: «Bu nasıl İş?» diye bağırdılar. Halbuki, 25 değil, 125 istidatlı genç Şehir tiyatrosuna başvurmuş. Valinin de iştirâkile bunlar elemeden geçirilmiş. Müspet netice hâsıl olmuş.
Bağrışmaları
— Bundan bize ne?, Bizi raya niçin topladın, üstad?
Hakkı Tarık — (Sakin sakin) Söylediğim gibi, şair kayıt ve kabulü için, baylar... Malum ya, bizim mesleğimizin iki kolu var. Moliere’in gayet iyi izah ettiği gibi, bir muharrir, ya manzum, ya mensur yazabilir,,. Üçüncüsü yoktur.
Şair Celâl Sılay — (Bomba gibi ileri atılarak) Protesto ederim... Bir de serbes mısra vardır.
Hakkı Tank — Müzakere usulünü bozmayınız... Ona da geleceğiz! Edebiyatta, tarih vç hüner bakımından nâzım nesre üstün sayıldığı için, t-----------------
evvel şairlere ilân vermekle işe başladk, Muhsin Ertuğrulun yaptığı gibi kadınlarda 1.65, erkeklerde 1.80 boy filân arıyâcak değiliz. Fakat şekil ve sima evsafından da pek vazgeçemiyoruz. Şairin halinde bir şairânelik olmalı. Bununla beraber, matbuatın serbes olması hakkında bütün dünyada mevcut cereyanları da dikkate alarak, sanatkârı bu hususta tamamile serbes bırakıyoruz: İsterse Recaizade Ekrem gibi gayet mutena kılıklı, isterse Hâmit gibi plâstron boyunbağalı, isterse Fikret g‘bi pelerinli, isterse Celâl Sahir gibi uzun saçlı, isterse Nazım Hikmet gibi mühmel kılıklı, isterse Neyzen Tev-fik gibi elbise kaydına hiç ehemmiyet vermez soydan otsun; fakat aktörler için şekil nasıl lüzumlu ise, şairler için de öyledir: Mutlaka herkesten aykırılığı olmalı.
Sesler:
— Muvafıktır, kabul, kabul...
Necip Fazıl — Niçin müzake-resiz kabul ediyorsunuz. Allahın karşısında mesul olursunuz. Bakınız, benim fantezi yeleğimden başka bir kılık hususiyetim var mı? Onu bile her zaman giymiyorum...
Sesler:
— Senin mimik ve fikir aykırılıkların da dikkate alınsın... Müzakere kâfi...
Hakkı Tank — İşte, sayın mes-lekdaşlar! Ben de ilân vererek, genç şairleri topladım, İmtihandan geçiresiniz diye huzurunuza getirdim,
Nuıullah Ataç — Türkçe-.. Vezin... Kafiye...
Hakkı Tarık — (Nurullahın cümlesi uzamak yolunu tuttuğu için, sözünü keserek) Bu cihetler, nazarı itibara alındı efendim... Türkçe, vezin, kafiye, mânâ... Hepsini şart koşuyoruz.
Nurutlah Ataç — Yok, yok...
Hakkı Tank — Var! var!,,. Benim seçtiğim namzetlerin bütün bunları bilmeleri ve kullanabilmeleri şarttır
Gürültüler. «İstemeyiz! leri. «Dinliyelim» sesleri.
Bir yeni şair çıkar. «Kıtlık» isimli şu şiirini okur:
Yağ yağmur yağı Yağ yağmur yağ!
Gene dere kurudu be, çıkmıyor balık Ağları sağ. hey babalık
Eskiler, hep bir ağızdan:
— Reddine...
Nurullah Atâç'in peşine takılan yeniler, hep bir ağızdan:
— Reddine...
Hakkı Tank:
— Tam muvaffakiyet... Nasıl oldu bu?,.. Haydi biz, «aruz da yok, hece de yok, böyle şiir olmaz!» diye reddettik, Seıı. niçin' bize uydun, üstat?
-*• Saçma görünüyor Bu şiirde, az çok... gene
biz de naşirlerden Xum»»»r>D miktar, yard
. _ . nnkl rp.cml rin rplprrio hnlıınon mr>-
daki resmi dairelerde bulunan memurların hepsine yetecek kadar değildir. Yakında cevab alınacağı ve mayısda da dağıt mı ya başlanacağı umuluyor.
KÜÇÜK HABERLER
ses-
Akşam kursları
Kıyafet tarihi
1944 senesine ait bilânço ve hesap neticeleri, taşınan yolcular
İstanbul belediyesine bağlı elektrik,! bulmuştur. Bundan başka da sayıcı, tramvay ve tünel İşletmeleri umum I branşman kiralan've diğer mütefer-
müdürlüğünün 1044 senesine ait plfinçosu ve işletme neticeleri umumi meclise verilmiştir.
Hazırlanan rapora göre İdare 1944 faaliyet yılında elektrik ve tünel işletmelerinden 1.871.580.90 lira kâr. tramvay ve otobüs kısımlarından da. malzeme fiatlerlnln ve İşçi ücretlerinin artması yüzünden 111.475.44 llro zarar ettiğinden bu yıl içinde İdare 1.760.105,40 lira kazanmıştır. 1943 faaliyet yılında İdare elektrik kısmında bazı venillkier meydana getirmiştir Evvelâ şebekenin takviyesi maksadlk-‘ 1943 yılında yapılmalarına başlanan Silihtar ve Beyazıt, biivük muhavvlle merkezleri binaları bitirilmiş ve tç teçhizatının montajı idarenin elemanları tarafından başarılmıştır. Elektrik yüksek tevettürlii dağıtma şebekesinin ıslahı İçin 36830 metîe veraltı kablosu, 10.000 metre haval^ hat. 450 metre de denizaltı kablosu döşenmiştir.
Bundan başka şehrin muhtelif semtlerinde 11 muhavvlle merkezi yaptırılarak faailvete geçirilmiş ve yeniden şehirde 475 umum! aydınlatma lâmbası tesis edilmiştir İdare aydınlatma ve ev İhtivadan Icln gerek resmî s erek hususi müşterilerinden elektrik cerevanı bedeli olarak 1Ö44 Vitında. 1943 vıhna göre 423.836 Hra fazlsslle 4.497,338 Hra tahsil etmiştir. Hasılatta görülen bu fazlalık mesken aboneleri sarfiyatının artısından Heri gelmektedir
Sınai İhtiyaçlar tein cerevan satışından da bu vıl bir önceki «ila nazaran 550.408 Hra faziasile 3 717.922 Hra hasılat yanılmıştır Bu artış da çimento fabrikalarile diğer sınaî mii-esseıelerln gecen seneve nazaran da-hn fazla çalışmalarından 1leri gelmiştir Tramvaylara verilen cereyan bedeline gelince servise çıkarılan tramvay nrabalart adedinin en yüksek miktara yaklaşmış bulunması arabaların İşlemesi için kullanılan elektrik cereyanının temin ettiği hasılat bir evvelki yıla nazaran 99,297 Hra fazlaslyle 700.035 lirayı
rik hasılattan meydana gelen hasılat 1943 yılına nazaran 13,01? Hra fazla-slle 024,915 lirayı bulmuştur.
Tramvay kısmına gelince: Tramvay arabalarının esas malzemesi olan tekerlek bandajlarının temin olun-masfle servise 170 motris ve 100 römork çıkarılmak sııretile harbden evvelki senelerde serviste bulunan araba adedine varılmıştır. Bu araba adedinin çoğalması ve 1944 yılı başından itibaren tarifelere yapılan zamdan dolayı bir evvelki yıla nazaran
Çocuklarını göndermi-yenler cezalandırıldı
★ Hâl dışında yapılan meyva satışlarında lüzumundan fazla kâr alan ların gayrı meşru kazançlarına mâni olunması için yeniden tedbir aranıyor. Yaz günlerine kadar bir tedbir bulunmasına çalışılacaktır
* Anglo Sakson memleketlerinden mal getiren vapurların sayısının artması bekleniyor. Nakliyat, muayyen vakitlerde yapılmadığından, piyasaya ne cins malın ne zaman geleceği belli olamıyor. Ticaret Bakanlığı, mallar ancak yurdumuza geldikten sonra haber alındığından, piyasaya çıkarılan malın cinsi tesadüfi oluyor
Birkaç aydanberl piyasaya her çeşit maldan İhtiyacı kadarının getirilmesi esas itibariyle kabul edildiğinden yeni siparişlerden gelecek olan eşyanın hakiki ihtiyacı karsılıyacağı umuluyor,
■ir İstanbul Esnaf odası genel sekreterliği Ticaret odalarında vapıldığı gibi bir buçuk seneden beri faaliyette bulunan ve teşekkülü yeni olan Esnaf odalarından seçilecek temsilcilerin bir toplantı yapmalarını Ticaret Bakanlığına teklif etmiştir.
A- Takside otomobil çalıştır anların
Esnaf odasına kaydedilmelerine dair . .............. ...................
mecburiyet konmuştur. Takıl sahip- Abut İle Fehmi. İstanbuldan Veli İle leri Odaya yazılacaklardır Jahoy finali oynıyacaklardır
, uuıuyı uıc evveiJU jua ııuıuraıı
! 1.749,417 lira faziasile 85,595,000 yolcu taşındığından, tramvay hasılatı bir yıl evveline nazaran 1.556,720 Ura artışla 5,993,386 lirayı bulmuştur.
Şehrin nakil vasıtası İhtiyacını kar-şilıyabllmek İçin çok fazla otobüse İhtiyaç olduğu malûmdur. Fakat bu İhtiyacı sağlamanın kolay olmaması , yüzünden mevcut olan otobüsler, ihtiyacı faydalı şekilde karşılaşın diye en İşlek yerlere tahsis edilmiştir. Ayrıca da Amerlkaya ve İsveçe yeniden otobüsler sipariş edilmiştir. 1 nisan 1944 yılından itibaren yürürlüğe giren tarife artışı ve olobüs ■ güzergâhlarının daha İşlek semtlere nakledilmesi suretile 1944 yılı hasılatı bir önceki yıla nazaran 339.810 lira faziasile 726,881 lirayı bulmuştur.
1944 te muntazaman çalışan tünelin demiryolu kısmı tamamen yenilenmiş. aşınan kablo makaralarile güveni sağlamak İçin 1 yıl zarfında üç adet cer kablosu değiştirilmiştir Tünel tarifelerinin geçen nisandan İtibaren arttırılmış olmasından ve btr yıl muntazaman çalışmış bulunan tünelin yolcu hasılatından evvelki seneye nazaran 77.484 Hra faziasile varidatı 306.771 lirayı bulmuştur.
İdarenin masrafı İşe geçen yıla nazaran 2,767.299 Hra faziasile -5 ml-yon 75,673 Hradır. 1944 yjmda aldat, rüsum ve vergi olarak İdare 8.362.334 lira ödemiştir İdarenin elektrik ve tramvay kısınılan safi kazançlarının vergiye tabi olmadığı hakkındakl müracaatı Danıştayda İncelenmektedir.
Grip salgını dolayısile akşam kurslarındaki talebe devamı biraz gevşemiş bulunmakta idi. Bunu temin etmek için bu kurslara devam eden çocukların okullara gönderilmesinde titizlik göstermlyen velilerden bazıları cezalandırılmıştır. Beyoğlu kazasında cezalandırılan velilerin sayısı 50. Fatih kazasında İse 40 kadardır. Diğer kazalarda da çalıştırdıkları çocukları muntazaman kurslara yollamıyanlar cezlandırılacaktır. Bundan başka mevsim dolayısile sayfiyeye çıkan ailelerden çocuklarını kurslardan alanların, bunları behemehal gittikleri semtlerdeki kurslara kaydettirmeleri mecburi tutulmuştur. Bu iş de ilgili makamlar tarafından çok sıkı bir şeklide taklbedilecektlr.
Fırça yapmak için bir müracaat
İsvlçreden bir firma, memleketimizde fırça yapmak üzere İstanbul Ticaret Odasına müracaat etmiştir. Firmanın müracaatinde fırça kılı yapılacak maddeler sayıJmaJrta ve bu maddelerin Tiirklyede mebzul olduğu bildirilmektedir. Ticaret odası, bu İşlerle ilgilileri bularak malûmatlarına müracaat edecek ve firma ile tamssa getirecektir.
Fabrîlcalarf" bîr yıllık demir ihtiyacı
Demir sanayliyle meşgul olanların müracaatı üzerine îstanbulda fabrika ların bir senelik demir ihtiyacı tesbit edilerek İktisat Bakanlığına yollanmıştır. Bu listeye göre İstanbulda bir yıl İçinde ortalama on bin ton demire lüzum vardır.
İktisat Bakanlığı, Karabük demir fabrikasına, burada bir şube açtırıp bu miktarı yolladığı takdirde, sanayiciler kilosu 230 kuruştan demir almaktan kurtulacak, normal flat üzerinden 75 - 80 kuruşa mal bulabileceklerdir.
Tenis maçları
Bugün saat İ5 te Ankara şampiyonu Fehmi ile İstanbul şampiyonu Uncu karşılaca.şaklar, bundan sonra çiftlerden Ankara birincisi Vedat
Millî korunma mahkemesine verilenler
Bir İmalâthane sahibi usulsüz fatura vermekten, bir tuhafiyeci faturası» tuhafiye eşyası satın almaktan, bir korsacı da mevcut korsalar! satıştan imtina ve faturası» mal almaktan. elindeki malı fahiş flütle satmaktan Mili! korunma mahkemesine verilmişlerdir.
Plâj tarifeleri
Mevsimin yaklaşmış bulunması do-layısJle Belediye plâj tarlfelerlle meşgul olmağa başlamıştır Plâjlar için kati şekilde tesbit edilmiş bir tarife mevcut değildir. Bu yıl Belediye, bu müesseseler!, lokanta ve gazinolar gibi sınıflara ayırmak kararındadır. Bundan başka kabine ücretleri, mayo paraları ve plâj gazinolarındaki ücretler tatklk edilecek ve bir tarifeye bağlanacaktır.
’eyt
Taksim’deki taksi durağı
Sirkeci otomobil durak yerinin Ankara caddesinde Sirkeci garı önüne alındığını yazmıştık. Bundan başka Taksimde Sıraservtler caddesindeki *urak mahalli de kaldırılmış ve tnö--.a gezisinin önündeki geniş meydanlığa nakledilmiştir, İstiklâl caddesinde ve aradaki bazı yan sokaklarda bekllyen otomobillerin de seyrüseferi bozdukları görülmüştür. Bunlar için de münasip bir yer aranmaktadır. Alınan bu tedbirler pek yerindedlr >
Garsonlara verilen yüzde onlar
Uzun zamandanberi bir mesele ha-\ llııl alan yüzde on "garson parasının ' müşteriden alınıp alinmıyacağı işini ' kati şekilde halletmek İçin Belediye. ' yeniden bu mevzulu meşgul olmağa başlamıştır. Gerek İktisat müdürlü-• ğü. gerekse Belediye müfettişleri tarafından İki ayrı yolla tetkik edilen meseleden ayrı ayrı neticelere yayılmıştır. İşin kati şekilde halli İçin pazartesi günü Tarife komisyonu toplanacaktır. Bu hususta İlgililerden de ' geniş ölçüde malûmat alınmıştır.
İstanbul için lâzım olan müzelerden biri de —— tabii sulh zamanında yapılmak üzere — bir «kıyafet müzesi dir Maalesef şimdiye kadar kıyâfet tarihimize ait pek az şey tesbit etmişizdir. Bugün bildiklerimiz de yavaş yavaş unutulmağa mahkûmdur.
Radyoda bu meseleye oldukça ehemmiyet verildiğini görüyoruz. Ara sıra muhtelif devirlerdeki kadın giyinişine, kıyafet tarihimize ait konuşmalar dinliyoruz. Fakat kıyafeti, yarına sözle, yazı ile değil, gene kıyafet şeklinde bırakmak en doğru şeydir
Kumaşlar, telâlar, tireler ve bilhassa makaralar bollaşınca, muhtelif asırlara göre kıyafetlerimizi gösteren bir müzeye sahip ol inak her halde çok güzel bir şey olacaktır. Tekrar edelim ki bir makaranın güçlükle bulunduğu LL. bu zamanda bu iş ancak ilerisi O için bir proje olarak başımızın Q_ içinde kalır. Fakat bir İnsan C\l kitlesi, vaktUe neler okuduğunu. M— neler yiyip içtiğini bilmesi İca- O bettiği gibi, muhtelif zamanlar- C da nasıl ve ne çeşit giyindiğini de ,O öğrenmek ister. Kıyafet müzesi bizde aynı zamanda, terzilik, kumaşçılık, ayakkabıcılık ve daha bir çok zanaatların mazisini, zevkimizin tarihini gösteren bir yer olacaktır.
Yalnız bunları, mümkün olduğu kadar çok eserlerden birer birer ve büyük bir dikkatle tesbit etmek zorundayız. Bunun için de muhtelif asırlarda Türkiyeyi ziyaret etmiş bayancı seyyahla. CÖ nn eserlerinden başlıyarak bir 2 çok yerlerden malûmat toplamak imkânı vardır.
Meselâ muhtelif asırlarda Türk kadın kıyafeti msselesi mevzuu bahsolduğu zaman sık sık ileri sürülen Lady Montague’nün kitabından bile bol bol istifade edilir. Zira oTada halk kıyafetinden, Hafize Sultanın erguvanı ren-gindeki elbisesine kadar bir çok şeyler tarif edilmiştir.
Bîr zamanlar dünyanın en şık, en zarif, en rahat terlikleri, bilhassa beyaz keçi derisinden işlemeli kadın terlikleri İstanbulda yapılırdı. Bu kitapta bunlara kadar izahat verilmektedir.
Bütiin teferruatı tesbit edilecek olan kıyafetlerin ortaya çıkarılması işin pek pratik bir usul vardır. «Kıyafet müzesi- mankenlerini cam gönülden ve büyük bir hevesle giydirip kuşatacak marifetli, üstat elleri ben kendi hesabıma buldum.
Bu işi son senelerde bizde büyük muvaffakiyetler “ ' «Akşam Kız Sanatlar idarecilerine havale etmek kâfidir.
Kıyafetlerin tarihi bakımından bütün teferruatı tesbit edildikten sonra meseleyi onlara bırakmalı... Mükemmel ve en u* cuz tarafından bir kıyafet müzesine sahip oluruz.
Hikmet Feridun Es
2 0 > o P
Hakikî bir tiyatrosever
gösteren mektebi*
Meylinizi hissedince sohbetlerinde sözünü memnuniyetle tiyatro bahislerine hasreden Hallt ziya Uşaklıgll bütün hayatı boyunca tiyatroya derin bir alâka göstermiştir.
Hallt Ziya Uşaklı gH İlk tiyatromuza — Gedlkpaşa Tiyatrosuna — da yetişmiştir. İtiraf ettiği gibi, hayalinin adesesinde büyüttükçe büyüttüğü Gedlkpaşa Tiyatrosunu o, yarım asırlık bir mesafeden, bakınız nasıl görmekte, bu tiyatroda geçirdiği geceleri bakınız nasıl anlatmaktadır «Kış geceleri babam yalnız beni alarak, önümüzdeki muşamba feneri çeken, bir uşakla Saraçhaneden kalkar, o uzun yollardan geçer, ne kardan ne yağmurdan yıimıyarak, yürümekten yoruimıyarak Gedlkpaşaya kadar giderdik. Asıl yılmıyan, yorulmıyan, ertesi sabah erkenden Fatih yokuşundan tırmanacağını düşünmlyen bendim; hattâ ekseriyet üzere oraya bir an evvel yetişmek halecanlyle mu-
HALİ! ZİYA UŞAKLIGiL
Sahnemize dair görüşleri ve düşünceleri
ama... mâna
var... «kıtlığı» anlatıyor... Halbuki biz, şiirde yalnız vezin, kafiye-ve ahengi değil, mânayı da...
, reddediyoruz!,,. Mânasızlık o kadar kolay mı?,..
Meclis devam etti.
Tam bir anlaşma içinde, bütün namzetler reddedildi; devrimizden tam mânâsile şair çıkmadığına ittifakla karar verildi. Ve bu toplantı, emsaline raslanma-I mış, bir anlaşma havası içinde 1 nihayet buldu.
(Vâ . Nû)
şamba fenerin on on beş adım ötesinden giderek babamın: (— Halit!... yine kendini kaybettin.» ihtarına muhatap olurdum. Ne gecelerdi o geceler.
Bu tiyatro geceleri beni tiyatro kitaplarına şevketti. Ya sahaflarda, yahut Beyazıt camisinin dışında sergilerini yay&n seyyar kitapçıların önünden geçerken henüz elde edilmemiş bir tiyatro kitabı bulursam bir define keşfetmiş olmak sevinciyle eva koşardım,
Gedlkpaşa Tiyatrosu sade bende değil herkeste bir tiyatro merakı uyandırmıştı. Dört beş mütercdM eser görüvermekle bir piyes yazmak sevdasına düşenler pek çoktu. Bu sırada olacak «Temaşa» silsilesini buldum. Evvelce alınan şeylerin hepsini türden kıymetten düşmüş gördüm. İşle o tarihten itibaren evvelâ müpheml-yet gölgeleriyle örtülü, sonraları günden güne vüzuh kesbeden gayet kuvvetli bir kanaatle hüküm verdim kİ bizde temaşa sanatı o zaman birkaç munslf ve münevver himmet erbabının terini taklbetmekle müyesser olabilirdi.»
Hâlâ telif piyes hüsranını çektiğimiz bu devirde bu mülâhazaları göz önünde bulundurmak tiyatromuzun âtisi için çok faydalı olablür.
Hallt Ziya Uşakbgll gençliğinde yalnız Gedlkpaşa Tiyatrosunu değil bizde tiyatronun her nev'inl yakından taklbetmiştir. Aşağıdaki satırlar bunu göstermektedir: «Oalatanuı Al-cazar d'Am6rlque ve Afrika; Yiiksek-kaidınmın Maymunlu yahut Aynalı, iyi hatırımda değil, tiyatrolarına da giderdik. Bunlara tiyatro demek İçin büyük bir müsaadek&rlık lâzım olmakla beraber o neslin bütün gençleri büyüle Amelya İle küçük Amelya-yı, hattâ Peruk Harunu buralarda sevmişler, meşhur palyaço Paskal'ı buralarda alkışlamışlardır.» ‘
Hallt Ziya Uşaklıgil alldvt mecburiyetlerle İzmlrde bulunduğu »aman-larda tiyatroya gitmek fırsatını kaçırmazdı: «İzmlrde beş sena İçinde gördüğüm piyesleri, dinlediğim opera ve operetleri tadadetmek mümkün değildir; hele bu sonuncularından bütün İtalyan ve Fransız'repertuvarı bana mekşııf oldu.» cümlesi bunu İspat etmektedir,
Hallt ziya Vşaklıgll’ln «Kırk yıl» uıın birinci cildindeki tiyatroya alt salırları burada bitiyor Diğer ciltlerde de ayın alâkanın İzler! var. İa-tanbula döndüğü zaman Halit Zij’a-nın İlk dikkatin! çeken husus «İstibdat hükümeti tarafından tiyatrolara karşı tatbik edilen zincirden İzmlrln
bir dereceye kadar vareste kaldığadır. Çok hakkı var. İstanbulda tazyik o derecedeydi ki tiyatroyu ve mânevi varlığını öldürmüştü Hallt Ziya'nın îzmhde İstanbulu mukayeseden . çıkardığı netice bu sebepten mühimdir: «Şehîadebaşının, Direkle faraşının o salaşları şuhun kollarını temaşa sahnelerine çıkarmak dalye-’ siyle bilâkis temaşa sanatını kavuklu meydanına sürilkllyen Abdi ve. Ha’ san*, kıHIslerde yuvarlanan gaz tenekeleriyle halkın kahkahasını kazanan ’ o tuhaflıklar bende derin bir tebaüt ' hissi uyandırdı. Yegâne tesllyet ve' ren Mahakyan takımı oldu. B.urası da 1 bir salaştı. Bu takım da Gedlkpaşa 1 takımının bende..Içalan yüksek hâtı-’ rası yanında bir döküntü kabllinden-' di. Fakat bunlara rağmen btr tlyât-roydu. Yorulmıyan, bıkıp uSanmıvan 1 bir gayretle o zaman için temaşa ‘ -sahnesinin en mergup addedilen eserlerin! kençilrle göre bir lisanla ’ nakil ve temsil eden bu takımın İçln-' dı başta Manakyan olarak Nevaret ‘ gibi cidden sanatkâr bir mümessllcsl, 1 Tosbatyan, Aleksanyan, Slsak gibi ' kıymettar unsurları vardı.»
I
, Evet. Halit Ziya'nın işaret ettiği [ gibi, Gedlkpaşa Tiyatrosu İlk kurulu-.şunda, tam bir Türk tiyatrosu olarak kurulmuş, herkeste «yüksek bir hâtıra» bırakmıştı. Çünkü, tekrar edeyim, Gedlkpaşada yalnız bir tiyatro kurmak İçin değil, tam mânasiyle bir Türk tiyatrosu kurmak İçin çalışılmıştı. İlk seneler oynanan telif eserler bu hakikati bütün belftgatlyle meydana çıkarmaktadır.
(Arkası yedinci sahifede)
Satışa çıkarılan ithal malları
İst. Marpuççular No. 45 de Vitaii» Pollkar'a muhtelif kösele makine ka-yjşı, İst. Prevuayans handa G. ve A. Bakere bisiklet dış lâstiği, Gal Voyvoda cad No. 16 da N. K. Limana merdane kılıfı. Gol. Fermeneciler No. 90 da Koç Ticarete demir baru bandı ve kurşun boru. İstiklâl cad. No. 330 da Nahabet Mübarelcyan’a İşlenmiş pırlanta, Yeşilköy Halkalı cad Gramofon T. I.. Ş. ne gramofon makine akşamı ve plâk macunu. İstiklâl cad. No. 272 de Llon magaazsına tıraş fırçası, Gal. Ankara handa Çelik baya T. A Ş. ne sodium karbonat, Gal. Ka-raköy palasta İsrael Ovadya'ya ultra-nerln, İst. Haçopıılo handa Polat. ttcL e şap ve bikarbonat soda. İst Sabrl-sefa handa Salt Gözüm ve S Nasserâ zamk, İst. Volto handa asri diş deposuna dişçi çarkı, İst. şirin handa Salanıon Benbasada muhtelif esans suni ıızvl boya ve vanlUn. Yedlkuie Kazkçaşmede Mensucat Santral» karanol. anilin ve allzerin boya. Ble-las ve Natrlumitrlt. Yadikule Kazlı-çeşmede K. N. Trlpoya zırnık, İsi. Sâİcaçeşme No. 10 da Dav İt Kasa viya bikarbonat dö sud, İst. Ruvayal çikolata fabrikasına tane kakao, İstanbul Besler bLsküi. çikolata ve şekerleme-clllğe tane kakao. İst. şark çikolata fabrikasına tane kakao, İst birinci Vakıf handa Hami Başmana karabiber, İst. Nenıllzade handa Adil Gaç-çoğluna resimli tedrisat kartı. Taksim Cumhuriyet caddesinde İstanbul Ege petrole yazı makine şeridi, İst. Hamleliye cad. No. 67 de Benslon Hatemo yünlü kıravat, Yedlkule Kazl'çe mefl* 9. G. Sotlrladls’e kuru sığır derisi, Balıçekapı Anadolu handa Çifçl kardeşlere T *zar derisi. 'Mersin blrltfrln-,dea>.
Sahile «
AHŞAM
« Nisan 1945
FRANSA NASIL ÇÖKTÜ?
ı Yazan: Pierre Lazareff Çeviren: Şevket Rado
....... Tefrika No. B ■
Paris - Soir gazetesinin son nnshası
6aat üçe doğru Paris askeri idaresi haberler bürosundan banim de tanıdığım bir subay, «oluk soluğa gasete-yc geldi. Sansür «ubaylan etrafını çevirdiler;
— Bir şey öğrendiniz mı? Ne oluyor? Çabuk söyleyin, çabuk—
Gelen subay, kendisine bu sualleri «oran şık üniformalı genç üstteğme-nln telâşını yersiz bularak yüzüne taaccüple baktı. Binbaşı Palclrac subayı kotundan çekti, benim odama girdik Subay:
- Zannedersem, gltsenİE daha iyi olacak, dedi, durum son derece karışıktır ve her an değişebilir. Yen! hattın. büLün tahminlerin aksine, tutunduğu muhakkak. Almanlar üst üste yaptıkları taarraelara rağmen bizim hattı delmeğe muvaffak olamadılar. , Fakat onların kuvvetleri boyuna art- ; tığı halde bizimkiler azalmakta. Baraj ateşlerimize rağmen çember git- ■ tikçe daralıyor.
- Ama bizimkilere de takviye gelecek.
Subay, yüzümüze hayretle bakarak:
— Takviye mi? dedi, öyle bir şey yok. Nereden gelecek?.. Bu, askerlerimize cesaret vermek İçin söyleniyor.
— Öyle ise, ne zaman burada olur- , lar?
- Eğer lanklarlte hattı bir yerden diterlerse çok sürmez.
— Ya Parlsin Paris!c müdafaası?
Subay ehle uzun bir nutuktan daha , m İnalı bir hareket yaptı. ,
Derin bir sükût oldu. Binbaşı Pn-leirac dişleri arasından bir ıslık ço- : lar gibi:
— Yandık öyle İse! dedi. * Kendimi toplayınca:
— Pek âlâ. dedim. General Hcrlng'e söyleyin. gidiyoruz.
İdoredckllere haber verdim. Binanın anahtarlarını Patisten nvnlmafc tstemlycn biri İsveç, öteki Norveç , tebaası iki odacıya bırakacak! ar di. Bu , sırada, hana kendi bulduğu vasıta ile Clennant - Ferranda gideceğini soy- , llyen. hattâ İki gün evvel gittiğini . Sandığım asansörcülerlmlzden Joseph . SchMess İle karşılaştım
— Hâlâ burada ne arıyorsun baba-_hk, dedim, hazırlan. Birazdan gidiliyor Otomobillerden birinde «ana da yer bulunur.
— Teşekkür ederim, M. Lazareff, udime t etmeyin, bizim arkadaşlar beni götürecekler.
— Sakın budalalık edeyim, deme! Ben Ateaslısın. Almanların eline düzersen halin haraptır.
Scblless güldü:
— Siz merak etmeyin, dedi, ben bir çaresin! bulurum.
O zaman hiç de ehemmiyet vermediğim bu «bir çaresini bulurum» sözünün ne demek olduğunu ancak sonradan, bu vakaları hatırlarken an indim ve aklımdan çıkmaz oldu.
Schlless’i sever, hattâ bu mütevazı yardımcımızı takdir ettiğim bile O-lurdu. Gördüğü işi ona bir türlii yakıştıramazdım. Kendisinin de bunu hissetmesi beni memnun ederdi. Çok defa çalışma saatlerinin dışında bizi bc-kllyen vefalı bir hademe olmakla kalmamış, İcabında müesseseye daha faydalı olabilmek için mürettiphanede. rotatiflerde, gönderme ve satış dairelerinde staj yapmıyn (la kalkışmıştı.
Fakat biz şimdilik Schllessl bir tarafa bırakalım. Bu karşılaşma üzerinde niçin bukndar durduğumu birazdan anlıyacaksınız.
«a*
Biz de nihayet, ikide bir durakladıkça, çamurluk çamurluğa, önden arkadan tamponları blrlblrine dayana dayana İlerlemeye çalışan o-tomoblUer kervanına katıldık.
Hareket etmeden evvel mahallenin esnafı elimizi sıkmıya geldi. Karşıda ki ekmekçi kadın, beyaz «açlarının çerçevelediği yüzü her zamanki gibi sakin, bana ekmek getirdi,
— Üzülmeyin, dedi, yakında döne-. cr-ksinto. Ama gazeteslzllk berbat bir şey olacak. Tefrikam da yarıda kalcı Ya bulmacalarım! Üstelik bir de y .-elute kalırsak!..
Hava çok sıcak olduğu İçin ceketsiz gelen tütüncü:
- Şu kapkara gözyüzü, şu sessizlik, şu .-rll sefil insanlar... çok, çok acıklı . diye homurdandı. Yalnız bunları görmemek için ben de başkaları gibi giderdim. Ama ne yapayım ki yerinden kalkamıyan yaşlı bir anam var. Çocuklarımla karımı Auvergne'ye yolladım. Bcıılm bir şeyden korktuğum yok. Eğer Parisle döğüşülürse eli silâh tutanlardan biri de ben o-lurum. 1915 den 1018 e kadar Alınanlara esir düştüm. Başıma gelebilecek en kötü şey olsa olsa tekrar dikenli
teUorln arkasına girmek, yahut gebermektir. Eh, ne yapalım, harb bul Buyurun, size Amerikan sigaraları sakladımdL Her halde hiç bir yerde kalmamıştır. Onların hücum tankla-rından daha yavaş gideceğinize güre yolda bunlarla vakit geçirirsiniz.»
Hakikaten saatte aşağı yukarı beş kilometre süratle gidiyorduk. İnsan bu tıkanmış yoldan değil de, otomobillerin üstünden yaya yürliseydl daha çok vakit kazanırdı.
İşte nihayet Paris kapılarına geldik, O kapılardan çıkarken İçinde doğduğum. içinde büyüdüğüm ve o-kadar sevdiğim bu şehri aylarca, hattâ senelerce göremiyeceksln deselerdi imkânı yok İnanmazdım. Karımla ben yanımızda ufak hlr el çantasından başka bir şey götürmüyorduk. Değiştirecek bir elbisemiz bile yoktu. Ne olursa olsun Parlsin Işgnl edllebl-’lcceğlnl aklımız almıyordu.
•#»
Canlı bir tarih kitabı olan Herv£ Mille bize:
— tmkftni yok ya. Paris işgal edilse bile uzun sürmez, demişti Biz çok harbler, İstilâlar gördük Bu arada Paris topu topu üç kere İşgal edildi Hem de hangi şartlar altında! 1814 de, Napoleon zamanında Mareşal Marmont'Ia Mareşal Mortler'nln çe-kUmeİPTİ, Impafatorlçc Marle - Lou-Ise'ln gidişi üzerine müttefikler Pa-rlse Cllehy kapısından girdiler. Omda dönüşüyordu. Bu sırada Napole-on Başkentin yardımına koşmak üzere Fontainebleau’ya geldi Çolt g^ç kalmıştı. Onun Elbe adasına gidişinden yirmi dört gün sonra müttefikler Parlsl boşalttılar Ertesi şene 1815 haziranında, Waterloo'dan on beş gün sonra. Escclmans’ı. Sfrvres İle Salnt - Cloud arasında mağlûp edip tekrar Parlse girdiler. Bu defa 136 gün kaldılar, Nihayet 1871 de Alman orduları ancak bir gösteri? yaptılar, tik sulh şartlarına göre 27 şubatta Bots de Boulogne’da kamp kurup 38 şubatta tirdiler. Zafer takı önünden bir geçit resmi yaparak Champs -Elysöes'den İndiler Şehrin öbür mahalleleri Alman clzmelertle kirlenmedi bile Bu sembolik İşgal dört gün dahi sürmedi.»
— Bu defa Farisi alırlarsa çıkarmak kolay olmaz
— Alamazlar Madrldln ne kadar tutunduğunu, Varşovanm ne kadar dayandığını hatırlayın. Halbuki düşünün Paris, sokak sokak, ev ev müdafaa edilecek olan Paris!»
Heyhat ben. haberler bürosu subayının yaptığı o ümltalz el hareketini d üşünüyordum!.
• **
Şimdi biraz daha hızlı gidiyorduk:
Paris 25 kilometre.
Paris 40 kilometre.
Parla Ö0 kilometre.
Maarif kapası maçları
Senenin en müthiş ve nııurıam filmi.
Mızrakların yazdığı şanlı bir tarih... Kahramanların yarattığı bir saf er destanı... Yiğitlerin yarattığı bir şeref dünyası...
Baş rollerde;
JOAN CRAWPORD — JOHN WAYNE VE PHHJPPE DORN|
Giizel ve büyük filim bugün
SARAY SİNEMASINDA
Kadıköy SÜREY/ft SİNEMUSINDA
KAÇIRILAN SELİN
BETTE DAVİ3 — CEYMS OAGNEY’ln
bin bir heyecan v« rikkatle süsledikleri en güzel filim.
/Mdb/ot i EN SON DÜNYA HAVADİSLERİ
Galatasaray mı?.. Fener mi?
Yazan: 8AZÎ Tezcan
Rllflîin IVIFI FIC Yenl bir Zevk ve neşe kaynağı..
D U y U11 LuLsLıIV Dang Te COJ! 8ahnelertyJe
siİ-iemasinda mükemmel bir film.
PANAMA GULU
Baş rollerde:
ANN SOTHERN — RED SKELTON
en neşeli bir vakll geçirtecektir,
,R
Alınım cebir ve tahakkümü altında Paris.... İşgal altındaki Fransa payitahtının esrarı... Naillerin şeriki cürümleri... Vatanının müdafaası uğruna genç ve güzel bir kadının fedakârlığı... gibi kuvvetli ve hareketi! sahnelerle dolu
5ŞGAL ALTINDA
iki tarafın kıymetli oyuncularından Mustafa, Cilıât, Gündü?, Halil
Maarif kupası maçlarına yarın şehrimizde devam edilecek ve Fenerbahçe - Galatasaray, Betlştaş - Beykoz takımları Fenerbahçe stadında karşılaşacaktır. Gün geçtikçe geniş bir alâka gören futbol maçları bilhassa son haftalarda stat kapılarını kırdıracak, nakil vasıtalarının intizamını bozacak derecede şümullü bir hale gelmiştir. Geçen haftaki maçta bir kaç vatandaşımızın sakatlanmasını İntaç eden hâdiseler ve stada gircml-yerek dışarıda kulan binlerce halk arlık şehrimizin büyük bir stada olan ihtiyacını tamamlle açığa vurmuştur
Uzun müddettenberi İnşa halinde bulunan İnönü stadının biran evvel tamamlanması veya eldeki mevcut stndlara yeniden tribünler llftvesile fazla seyircinin girebilmesinin temini ile bu ihtiyati önlemeğe çalışmak n-lökadar spor İdarecilerine düşen birinci vazifedir Normal bir şekilde ve âzami olarak sekiz lift on bin kişi a-labllen Fenerbahçe stadında geçen hattaki maçlarda yirmi bine yakın seyirci bulunması startlarda halkımızın çektiği mczahlml açığa vurmak İçin kâfi bir delildir.
Elde edilen on bin beş yüz lira hasılat yüzünden kulüp idarecilerinin, memnuniyetini tabii karşılamakla beraber bn muazzam parayı temin fiden seyircilerin İstirahatın! düşünmek mecburiyetinde olduklarını hatırlatmak birlere düsen vazifedir
»♦*
Haftanın hattâ |t yüzünden mevsimin en mühim kar-
Bugün İPEK Sinemasında
HARP MÜCRİMLERİ
mühim rolii bulunan
Bu maçta
Galatasarayın genç kalecisi Erdoğan
dalma gözönunde bulundurulması şayanı temennidir.
**♦
Bu mühim karşılaşmanın tahminini yapmıyacağımizi çünkü bu kulüplerin maçlarında evvelden yürütülen tahminler çok zurnan boş çıktığını yukarıda işaret Yalnız iki ku-
r I lüp oyuncularının son moçlarda gös-!
puvan yakınlığı terdlğl kabiliyetlere göre bir muka-
_nLiM !•>(»■_ yesede bulunarak yazımızı bitlrece-
MIZRAKLI FEDAİLER ALAYI
GARY COüPER — FRANCHO^ TONE
Ülkeden ülkeye zafer taşıyan 3 kahramanın menkıbesidir.
Bugün LÂLE Sinemasında
Arkamızda kalan her kilometre taşı üzüntümüzü artırıyordu Ve düşünüyordum ki öbür tarafta başka btr kervan, harbin zarar vermediği kilometre taşlannfn üzerinde aşağıdaki yazılan gördükçe sevinç najrralan atmakta idi:
Paris 00 kilometre.
Porte 40 kilometre Parts 25 kilometre
fArkası, var)
Ankara - İstanbul basketbol müsabakaları
Sportif oyunlar federasyonu tarafından terübedllen bahar kupası basketbol müsabakalarına dün Kadıköy Halkevi salonunda başlanmıştır. 1
Bu müsabakalar İstanbul birinci, İkincisi İle Ankaranın İki kuvvetli tabını arasında yapılmaktadır. Bu karşılaşmalarda şehrimizi temsil «de-cek İki takımı Seçmek üzere Galatasaray, Fenerbahçe, Beyko?, Beyoğlu, Kurtuluş, Beşiktaş, Sflmerspor, Taksim ve Külle] basketbolcuları arasında maçlar yapılmış ve Galatasaray lia Beyoğlu sona kalmışlardır. Anko-rnda da kulüpler, askeri güçler, yüksek okullar ve liselerin birine! ve ikinci takımları arasında yapılan karşılaşmalarda Harb olculu birinci, Siyasal Bilgiler okuLu İkinci ve Gaz.1 Terbiye Enstitüsü üçüncü olmuşlar ve Harb okulunun tsîanbula gelememesi üerlne Siyasal Bilgiler okulu İle Gazi Terbiye Ankarayı tcmsllen müsabakalara katılmışlardır.
Bahar kupası
Ba&t 17 de Galatasaray İle Beyoğlu spor. Siyasal Bilgiler okulu ite Gazi Terbiye enstitüsü Bahar kupası basketbol müsabakaları İçin Kadıköy Halkcvinde karşıiaşıiacaktır.
Created by free version of 2PDF
Türkçe Sözlü Lermontovhın ölmez eserinden.
Aşk hicranını hiç bir filmde hu kadar acıklı bir şekilde rflmamıştır.
ELHAMRA Sinemasında
Bir koca sevdiği ve onun tarafından sevildiği genç ve güzel karısını kendi eli İle zehirler mİ?
K i X
yuzunaen nıvraunu* mu...... ------
stlaşmasi hiç şüphesiz Fenerbahçe - giz...
' .. ı Fenerbahçeliler îzmlrde birinci
maçta kötü, İkinci maçta parlak bir oyun çıkardı. İzmirlilerin şehrimizde yaptığı birinci maçta oyuncu denemek istedi. Genç oyunculardan kurulan takım emektar Naclnln şütü imdada yetlşmcseydl sahadan berabere çıkabilirdi sonra genç takım vazgeçerek eski elemanlarla çık-tığı sahadan parlak bir galibiyetle ayrıldı. Ve en nihayet ge- j çen hufta Beşiktaş karşısında mağlûbiyetten kendisin! kurtaran gene c-. mektar oyuncuları oldu. Bu neticeler gösterdi ki bir takımı bütün hatlarında birdenbire gençleştirmek kabil değildir. Bu ancak bir iki sene 1-1 çln şampiyonluktan veya derece al-' maktftn vazgeçerek tekfini istikbal! İçin hazırlamakla olur. Fakat buna da binlerce kulüp taraftarı rastı o-lur mu?..
Takım bilhassa Beşiktaş maçında fevalftde bir oyun çıkarmış fakat «on müdafaa hattı adam akıllı aksamıştır. Cihat gibi Türkiycnln en yüksek kalecisinin bulunduğu Fenerbahçe I kalesine yapılan goller birinci sınıf | maçlarda yenecek gollerden değildi... | Fakat bunlarda Cihatta kabahat a-I ramak büyük bir safdillik olur. Bıı ____________ _________________ müdafaa oyuncularının önüne düşen sında müvazene, heyecan ve temiz bir toplarda aciz göstermesi ve bu fırsa-oyıındur... Şehrimiz seyircileri bu tl kaçırmiyan Beşiktaşlıların yakın zevki yukarıda işaret ettiğimiz üç mesafelerden çektiği şütlerden ol-baş takımımızın aralarında yaptığı' maçlarda bulabiliyorlar. Bu takımlar üç yerine dört, beş. altı llh... Olsa I-di, her pazar sahalarımız, »tadları-mız ağzına kadar seyirci ve meraklı-1 larla dolup boşalırdı. İşin en mühim tarafı da kuvvetleri ftyar takımların fazla olmasından futbol kalitemiz muhakkak kl İM belki de üç milsl verimli olurdu.
Her pazar kendi ftyftrında kuvvetli bir takım İle karşılaşmak mecburiyetini duyan fııtbolcülerlmlz İster istemez, tatil ayları müstesna maç mevsimi İçinde her an formünde olmağı İtiyat haline getirirlerdi. Bu durum, dünyanın her yerinde olduğu gibi, bizde de futbolün yükselmesinde mühim bir rol oynayabilirdi. Futbol işlerimize bir düzen verilmesi İçin çareler ararken bu mühim noktanın
Galatasaray maçıdır. Senelerdenberi1 ligde olsun, kupa maçında Olsun veya hususi mahiyette olsun, her Fener -Galatasaray karşılaşması futbol heveslileri ve seyircileri arasında devamlı bir meraki» ve heyecan kaynağı olmuştur. Ötedenbc-rl bu İki takımın karşılaşmalarında peşin tahminler hep boşa çıkar Hangi tarafın kazanacağı hakkında evvelden yürütülen hesaplı ve teknik mütalaaların hiç bir kıymeti olmaz. Fenerin kazanacağı beklenirken Oalatasaray-lılar üstün çıkarlar. GalatasaraylIlar muhakkak kınanacağız iddiasında bulundukları zamanlar netice umdukları gibi çıkmaz.
İşte bu maçlara gösterilen alâka, ve rağbetin sırrı da buradadır Öyle ı olmasa İdi halkın alâkası sönük o-1 lurdu. Fenerbahçe, Galataauray ve Beşiktaş takımlarının aralarındaki maçların uyandırdığı merak ve heyecan, bu karşılaşmalarda neticenin daha evvel kolaylıkla tahmin edilememesinden ileri gelmektedir Seyirci halkın, neticesi az. çok belli olan maçlara yalnız futbol sevgisi ile gittiği nadirdir. Bu kabil seyirciler ku-1 lüblerlne bağlılıkları hastalık haline gelmiş olanlardır.
Seyircinin İstediği, kuvvetler ara-
ancak, Bir gün I sevdasından |
Bugün SÜMER Sinemasında
I DİANA BARRYMORE ve BRİAN DONLEVY1
dün
■B V O t! N
SİNEMASINDA
UZAKDOĞU CASUSLARI
Çinle Hindistan arazındaki bir gizil yolun plânlarını olde •knıok İçin Amerikan - İnglUa - Japon - Alman caııularınuı birbirile çarpışması Çungklng'ln Japon uçakları tarafından bombardımanı, Hong - Kong ve Ho-noiulu'da büyük maceralar, vahşi ormanlar tabiat re insanlarla mücadeleyi göeteren büyük bir film.
20 kunm hepti Mrden
muştur. İlk on dakika İçinde 2 - 0 mağlûp vaziyete düşen Fenerlilerin beraberliğe ulaşmaları geçen hafta Osman Kavrak arkadaşımın bu sütunlarda maçtan evvel kaydettiği Rl-' bl ancak çocukların eski Fcnerbah-çeye yan! ağabeylerine yakışır bir e-nerjl göstermeleri İle kabil olmuştur. Buna nazaran Fenerin müdafaa hattı aksamakta diğer taraflar kendine düşen vazifeyi yapmaktadır, Aııkartı-dan gelen Ahmçdin Fenerbahçeye gir dlğl tahakkuk ederse bozuk olan müdafaanın da düzeleceği ve sarı lâcl-vertlilerln eski kudretli günlerini ya-şıyacakları muhakkaktır.
Galatasaraya gelince onlar da aynen Fenerbahçe gibi tamirde birinci maçta kötü, İkinci maçta parlak bir oyun çıkardılar. İzmirlilerle şehrimizde yaptığı birinci maçta galip gelmesine rağmen İyi bir oyun gösteremedi. Karşıyaka İle yaptığı ikinci maçta çok sayılı bir galebe elde etmesine kendilerinin, yüksek oyunundan fazla İzmirlilerin bozuk oyunu âmil olmuştur. Takımın son zamanlarda 1-çlndekl meşhur elemanlara yakışır bir oyun çıkaramadığında bütün spor meraklıları müttefiktir. Bilhassa geçen hafta Beykoz karşısındaki dağınık ve gelişi giizel oyunları Be Beşiktaş galibiyetinden sonra kendilerinden beklenen bütün ümitleri sarsmıştır.
j Güzel bir «tatları, fevkalâde bir İd-
Kuvvetli ve hareketli filminde mutlaka görünüz. Seyircilerini teessürden heyecanlandıracak ve dehşetten titretecektir. Her esrar altında kadın parmağı arayınız... En büyük ihtiraslar gizleyen güzellik maskesi
Beyoğlu İSTANBUL Gazinosunda
Yarın gündüz saat 15,30 da halk sanatkârı
İSMAİL DÜMBÜLLÜ tekini, kadrom AHMET GÜLDÜRÜR, KÜÇÜK MUALLA birlikte ZİFAF GECESİ Komedi 3 perde
İSMAİL DÜMBÜLLÜ tarafından komik kantolar Ztngin Varyete. Tel: 40574 Pazartesi akşamı Arnavut köy ÇİÇEK'te program.
Mektep maçlarının finali
İstanbul Maarif müdürlüğü tarafından okullar arasında tertiplenen futbol maçlarının finali bugün Şeref stadında saat 15 te yapılacak ve Haydarpaşa ite Boğaziçi liseleri karşılaşacaktır. Her İki takım da şimdiye kadar birinci küme kulüpler ayarında maçtır çıkarmış olduğundan bu karşılaşmanın çok çetin geçeceği muhakkaktır. Bu maçtan evvel Galatasaray! a Kabataş oynıyacaktır. -
man salonları, antrenörleri ve en nihayet her türlü İhtiyaçlarının temini İçin çalışan kuvvetli bir İdare heyet! bulunan san kırmızılı futbolcuların, Beykoz gibi henüz milli kümeye yeni girmiş tecrübesi# bir takım karşısında bocalamaları küçümsenecek bir iş olmadığı gibi taraftarlarını da haklı olarak gücendirecek bir olaydır. Belki bu notlarım sarı kırmızı formayı giyerek çok şerefli bir mazhariyete ulaşan GalatasaraylI futbolcuları kızdıracaktır. Fakat ne yapalım kİ bu bir hakikattir. Bu fikri kaydetmekle yalnız kendi düşüncelerime değil muazzam bir vaTİık olan Galatasaray camiasına tercüman olduğuma eminim.
Temenni ederim kİ raman beni nıahçup çıkarsın. Fakat bu mahcubiyetimden yüzüm kızarmtyacak bilâkis sizin. 1yi oyununuzdan Türk fut-bolü kazanacak ve dolayıslyie GalatasaraylI taraftarlar dıı kendi takını-larivle iftihar edecektir.
ŞAZ/ Tezcan
Karma takım Ankara ya gitti
Maarif mükâfatı maçlarına iştirak etmiyen birinci küme oyuncularından teşkil edilen şehrimiz Karma takımı dün akşam 16 kişilik bir kafile halinde Ankaraya hareket etmiştir.
Kafilede İstanbulspordan Turhan, Erdoğan, Faruk. Vakur, Mükerrcm, Beyoğluspordan Şalapl, Civelek, Fili” pa, Maroll, Vefadan Şükrü, zeki, Hisardan Semih, Ahmet. Süle-ymanlye-den İbrahim bulunmakta ve İdareci olarak Mufetar ile Şazi Tezcan gitmektedir.
Şehrimiz Karma takımı bugün Ankara şampiyonu Harbiye, yarın da Ankara Karma takımı İle karşılaşacaktır. ____
Mevlût
Genç yaşında dünyasına doymadan Allahın rahmetine kavuşan eglm BAYAN SU AD NURİ ULUT AŞIN ruhu İçin 9 Nisan pazartesi günü Ffneıyolu İstasyonundaki Yeni Camide öğle namazını müteakip Mev-lûdu Şerif okunacağından sayın akraba ve dostlarımızın buyurmalarını diterim.
■■■I ŞBHİK rltATKOSO n IHI B Komedi kısmında M
■Ihllllilllllr Yazan: Cevat Fehmi
Dram kısmında: CASUSLAR
Yazanlar: Vâ-Nü v-î N. Karamağaralı Saat H de çocuk tiyatrosu
Sühtfe 6
A K ş A M
7 Nisan 1ÎM5
Çok eskiden beri biz kendisnc «Çökmemiş Refik bey» derdik» O da bı jüblrden pek hoşlanıroı. Ebedi genç-şı>r sırrını bulduğuna inanmışta. Hal-pukl lâf aramızda «Çökmemiş Renk bey» çoktan çöküp gitmişti. Fakat kendisi bunun farkında değildi. iflâs1 ettiği halde, hâli İsmi milyoner olan insanların tesellisi İçinde yaşayıp gidiyordu.
Eltisini geçkindi. Takına dıjlcrl-jıln dipleri görünmesin diye gayet ol-£ÜİÜ bir şekilde gülerdi. Minimini bı-yüdarınının boyasını her 6 günde bir mutlaka tazelerdi. Yakasında mevsim çiçekleri İle dolaşırdı. Topuzlu bastonunu tutuşunda ayrı bir zarafet, başka bir incelik olduğuna kanldl Son flertçede yakışıklı, bir erkek olduğuna. kadın ruhunu hiç kimsenin kendisi kadar iyi bilmediğine emindi.
«Çökmemiş Refik beye yanında kendisinin nasıl olup da böyle genç kaldığına dair bahis açtığını* zaman gldiklanıyormuş gibi bir hale gelirdi. (Vakıa evvelâ, âdet yerini bulsun diye Evvelâ buna itiraz eder:
— Anıma yaptınız iıa!.. derdi.
Eğer karşısındaki İnsan İddiasında burursa o zaman da.
— Canım, artık o derecede de detti... vakıa arkadaşlardan epeyce farkımız vur. Fakat nihayet bir baba - oğul manzarası da göstermeyiz!.. Öteleri İle ince ince, kih klh güler ve şevkinden gözlerini bayıltırdı.
Bazı parasızlar böyle mukaddimelerden sonra ondan borç isterlerdi. ,VO «Çökmemiş Refik bey»:
— Takdim edeyim kardeşim... Sözlerine onları hemen memnun ederdi.
Fakat ekseriya arkadaşları bu garip şakayı mcccanen, daha doğrusu kendilerini eğlendirmek İçin yaparlardı. Zira »Çökmemiş Refik bey» bu sözlerle o derece keyiflenirdi ki onun tıeşcsl size de sirayet ederdi.
Kendimi bildim bileli «Çökmemiş Refik bey» evlenmek İsterdi.
Nihayet evlendi de... Fakat biz onu şöyle hiç değilse kendi yaşına yakın, aklı başında, deril toplu bir kadın Bİacak zanedlyorduk. »Haydi, haydi müthiş bir çılgınlık yapsın da kendisi elliyi geçkin olduğu halde 30-30 yaşında blrLsile evlensin» diyorduk.
'Fakat «Çökmemiş Refik bey» tuttu, 19 yaşında sudan henüz çıkmış bir barbunya balığı gibi renkli, ışıl ışıl ve dipdiri bir gene kızla evlendi.
Yeni çift, kolkola sokakta zıp zıp sıçrayarak yürüyordu. Hattâ «Çökmemiş Refik bey* hayatta katiyen çökmemiş olduğunu ispat İçin 19 yaşındaki zevcesinin yanında daha fazla, daha İçten zıplıyor ve çarpıntıları kabarıyordu.
Lâkin en fenası genç zevcenin rumba tiryakiliği İdi. Çılgın bir musiki ile çalkalanu çalkalan» hoplamak galiba bunca senelik «Çökmemiş Feflk bey* i çöktürecektl.
Lâkin onları yakından tanıyanlar İşin daha korkunç tarafları da olduğunu söylerlerdi. Meselâ evlerinde kan koca, kovalamaca, köşe kapmaca gibi ancak bir çocuk veya genç bir insan kalbinin dayanabileceği pyunlar oynuyorlarmiş!..
«Çökmemiş Refik bey» bü oyunlarda tıkanıp kalacak raddelere geliyormuş. fakat, neylesin?.. Serde çökme-m İşlik, gençlik var!.. Kolay mı?..
Birdenbire müthiş bir havadis işittik: Çökmemiş Refik Bey sîzlere ömür!.. Aman demeyiniz. Nasıl oldu bu iş?.. Daha dün, akşam üstü vapura yetişmek İçin koşuyordu da Köprü Üstünde karşılaşmıştık. Sapa Bağlam bir İnsandı. Bir gecenin İçinde!..
Bütün dostlan bunu merak ediyordu. Zavallı «Çökmemiş Refik bey» nasıl ölmüştü?..
Hep birlikte onun karısını ziyarete gittik. Evin perdeleri aşağılara kadar İndirilmişti. Sessiz bir taşlıktan geçtik. Çıt Işltilmlyen merdivenlerden ağır ağır yukarıya çıktık. Salonda siyahlar giyinmiş olduğu halde genç kadın bizi karşıladı. Hakikaten pek küçüktü. Henüz yirmisinde bile yok-
tu, Kup kuru gözlerinden, sanki dehşetli yaşlar boşunıyormuş gibi, l'kldc birdi» siyah tül mendilini kirpiklerinin uçlarına şöyle yavaş yavaş değdl-vfyor vc bize •
— Bilmezsiniz, bilmezsiniz efendim.,. Istırabunın derecesini dünyada tahmin edemezsiniz... Diyordu.
Biz hepimiz boynu bükük susuyorduk Fakat genç kadın mendilini kirpiklerine değdirdikten sonra hemen gözlerini aynaya çeviriyordu. Göklerini silerken yüzünde bir çirkinlik yapıp yapmadığını tetkik ediyordu Bir aralık dostlardan biri sordu.
— .Nasıl oldıı efendim?., Birdenbire?..
O zaman çocuk denilecek yaştaki kadın bize şu hikâyeyi anlattı:
— Evvelki gece kendisini bekliyordum. Gelir gelmez saklambaç oynı-yacaktık. Ne yapayım?.. Ben oyunları çok severim. Yalnız 7.45 vaprlle geleceği için epeyce gecikecekti. Birdenbire aklıma geldi. Kendi kendime: «Şuna bir sürpriz yapayım! » dedim. Apartmanın alt katında, büyük kapının arkasınn saklanacaktım. O gelirken merdiven elektriklerim de söndürecektim. Tam önümden geçeceği anda
__ Cee!.. diye karşısına çıkacaktım.
Yani onu korkutacaktım. Bakalım ne yapacaktı?..
Bu kararı verdikten sonra hemen aşağıya indim. Geleceği zamanı dakikası dakikasına biliyordum. Kapının arkasına saklandım. Vc o yanımdan geçerken «Cccee'» diye bağırarak karanlıkta üstüne atıldım.
Genç Vadin tekrar mendilini gözlerine götürdü:
— Ne kadar nazik bir bünyesi varmış!.. dedi kalb durmasından gitti biçare... Neye yanıyorum biliyor musunuz? Kendisine «Ceee* yapanın kim olduğunu anlamadan Bitti.
Blrlblrlmlzln yüzüne baktık. Elli beşindeki adama da gece yarım .Ceeel» yapılır mi?.. Ne Iscf.,
(Bir yılda)
Bulmaca
iaJ4S«18»10
Dünden, Bugünden:
Köprünün eski Kadıköy iskelesinde şekerci İsmail ağanın dükkânı
1 — Hane - Bir edat - Düzlük ersizi
3 — Bir şiir vezni - Tcral bir şiirdir
4 — Erkek kardeş.
5 — Keşiş dağına yüksel.
8 _ Tersi şehir haricinde eevelân eder.
7 — Tersi veznedardır,
9 — Çığır - T«i baş kılı - Tersi reydir.
9 — Hanenin sıvasını yapın.
10 — Hamamda kullanılan bir şey - Madam.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ Soldan sağa ve yukarıdan aşağı: 1 — Bulut, Nftfi, 2 — Uzun Ömer. 3 — Lüzumuvar, 4 — Unut, Haşan. & _ Töm. Balık. 8 — Muhadenet, 7 — Nevale, Ata, 8 — Arasınagtr. I — Raketlal. W — İp, Tarla,
rGömlekiş"!
I BİBİMCİ SİNİ» GUMMKCİ I
Mt>w Sirkeci
Galatasa:aynıdan Taksime doğru ağır ağır, etrafı seyrede ede yürüyordum. Vitrini çeşit çeşit çikolata, karameli, fondan, frül glase, pasta, gabo İle dolu küçük bir şekerci — eski tâbirle — bir şekerlemeci dükkânında zamklı öksürük şekeri gözüme İlişti.
Geçende geçirdiğim grlpln yadigârı öksürük hâlâ baki; clgaranın arttırması da caba; tutunığı tuttu mu dilim ağzıma girmiyor. Vaktiyle, herkes gibi enflücnzayı atlat,>p öksürüğü savamadık mı, Bolımarşedcn bu şekerleri alır, ağıza atıp yavaş savaş eritir, faydasını görürdük Aklıma geliverdi: Şimdi de bir tecrübe et-j
Hulâsa, dükkâna girdim. İçerisi upuzun. sekiz an adım yürünebilir, lâkin dapdaracık; bir müşteri varken başka bir müşteri gelecek olsa (Pardon? ı demeden .öbürünü yan döndürmeden, öteye gcçeıniyccek...
Her tarafta aynalar: tavanda, duvarlarda çitler çifter lâmbalar. Bu kilovat pahalılığında, ampul kıtlığında güpegündüz bile kaç ışık birden yanıyor. ________
Bir Rum kızı tezgâhtarlık yapıyor, kin Tünel başında gramofcıncu ıstan-glşcdekinln de burun dibinde, mani- tarı dan kerimelerin, gelinlerin pek velisini çevirince çangıl çungul ra- istediği, unutulmamak için serçe kamları kaydeden kallavi makine (1> parmağa ibrişim bağladığı (Maçlç), duruyordu Dükkânın sahibi yahut (La Tankinuaz'. (Vlycn Pupub plâk-baş tezgâhtarı, yüzünde perdahlı lan behemehal iştira kılınacak, traş. elinde tarak, gözleri karşıki ay-( Terzi (Mir) ir. dikişi, atlar astarlı nada, habıre ondüle saçlarını düze- pardesü, halis tiftikten kabuk gibi ne koymada. boyun atkısı; fil dişi saplı, gıcır gıcır
Peşim sıra. g(nç bir bay İçeri daldı: ipek şemsiye; paketlerdeki saten dö
— Matmazel, bana mektup bırakoü Llyon çarşaflıklar, sadakor kaşpusl-
oldu mu? ’ |yerllkler, pike hırkahklar: çıkın çı-
Kız: kın sebze ve çiçek fldclerl: zembil
— Sizi İçin kimse bir anvelop. dolusu seçme nevale vc «pcnnylru İs-
blyye bırakmadıI cevabını verince, mail ağaya emanet edilirdi, delikanlı: | Eşe dosta cızıktırılan pusla, yazılan
— şu paket sizde dursun, dönüşte ' mektup. — renkli, çiçekli, kokulu
alırım! deyip kapıdan çıkarken tap-‘ zarflardakller de dahil — hep ona taze bir bayan sökün etti. Hâli tu- teslim edilir. Zira postahanelerin Is-valetinl bltlrememlş olan ondüle saç- tanbul Içlnjtapoh zart alması yasak: lıya diyor ki: -«—t.—.»
— Mösyö Füanclyadls,
Şekl beni aradılar mı kuzum?..
Sahte vakarın ağzı ,kulaklarında: j
— Bugün daa gelmedi onlar!., Ortaoyunuııda (balama) ya, yani
frenge çıkan taklidin zenne karşısında yarım yamalak Türkçcslylc zorluk çeke çeke konuşması, düşüne düşüne kelimeleri bulmağa çabalarken, kızılcık murahhası yemiş’glbl sık sık dilini yapıştırması kabilinden haller geçirip nihayet anlatabildi:
— Iamt najln diyorsunuz, o sizin iyi
dost? Hani filim artist Zunela Mak-tauüda t»k Ornflyor »»’*■ '" „ ________________.... ......
hanım 10 dakika var buradaydı |çjn gözleri bulanık, çlpllce. seyrek Patlseriya'da oturazayim, bir şokola sakallı, okuması yazması hiç vok. sis-
' ■— - — ua-u sapsarı benizli, fesine yemeni sa-
rar, saltalı. peştamallı, şalvarlı bîr kırantaydı.
Hâfıznsı müthiş ml müthiş Dükkânına konan emanetleri mümkün mü kİ yanılıp başkaaınınklyle karıktırsın1» Eline teslim edilen puslaları. m»ktup-ları, rengârenk zarflan kabil ml kİ sahibinden gayrisine versin?
Rütbeli, mevkili paşaları, beyleri, çoluk çocuklarını, vardakosta ve .fingirdek hanımlan, hattâ kokonaları adlarlyle, mahlaslarlyle bilir, bir kere gördüğü adama bir daha --astlasın, derhal kim olduğunu sezerdi
Kadıköyüne. Haydarpaşaya. Adalara ne vakit vapur olduğunu sor. saat | kaçta kalkacağını dakikası dakikasına yapıştırsın; üstelik hangi vapur Idüğ ünü: tontonlardan 4 numara. 5 numara. 8 numara mı, İki başlı mı. tek silindiril (Ferahı mi. yürüğün yürüğü (Aydın) mı lâhzada bildirsin.
Kiril kukla, fıldırgöz, hinoğlu bin bir çırağı vardı. Ustasından peştamal bağlamış, hakklyle usta çıkmışlardan. 1 Kelli felll zatlar, ailelerinden, kibar kibar hatunlar, tazeler iskeleye her
Şekeri kendi adamlarına mı pişirtip kestirtlr; mutfağı, ocağı nerededir; yoksa başkalarından hazır olarak nıı aldırtır, bilinmez.
Şekercilikten maada necilikler yapmazdı: Emanetçilik, postrestant mektup alıcılık, bırakılan haberi sahibine ul&ştırıcılık, canlı vapur tarl-fellğl. vapur bckllyenlerl ârâm ettirici İlk.
Dükkân yalnız, Anadolu yakasında, Adalarda oturanların, oralı gelip gidenlerin uğrağı değil. O taraflarla İlişiği bulunmıyan, yazlığa hiç taşın-ıniyan, İstanbul İçinden çıkmayanlar bile bu salaştan eksik olmazlardı
Meselâ köyden inillrken. İstanbul cihetinden karşıya geçilirken hava fazla sıcak da pardesü, yün atkı, yağmurluk, siyah şemsiye taşımak yük olacak... Beyoğlunda alışveriş edilmiş, alınanlar koca koca paketlere sardırılmış; Bahçckapısındakl. Sul-t&nhamammdakl mağazalardım da öteberi alınacak... Pazartesi pazarından. Asmaaltuıdan mı'/ıyna edilen sebze, çiçek fideler!; bazı nevale, dil. hamaJ ökçesi ı klrlihatıim peynirleri i hamalın küfesine yükletilmiş vc 14-
I yalnız (muhabere varakası' na, yani
Mimi ile kartpostala izin var. Şehir içinde bi-I rine mektup yollıyacak kimse Adn-I lara. Kartala, Yeşllköye kadar glt-I ineğe mecbur.
Yazlıkta, senıtlllcrdtn birine bir haber ml yollanacak, bir havadis mi çıtlatılacak, köşküne kadar adam göndermeğe ne hacet. Ya bulunur, ya bulunmaz; uşak makul elerine de her lâf açılmaz. Hemen, usulcacık İsmail ağaya söylenirdi..
I Ağacığın ayaklı vapur tarifeliğlnl ı de unutmıyalım.
alazayim. Beni 'kim soruyor, böyle 5Oyel, dedi.
Gel de geçmiş günleri, şekerci İsmail ağ avı hatırlama ...
Bundan 40 yü evvel. Köprünün Kadıköy vc Adalar iskelesi, gene dubalar Üstünde, İleri doğru çıkıktı. Sağına, şimdi olduğu gibi Kadıköy vapurları, soluna Ada vapurları yanaşır. Haydar paşanın kiler de bugünkü Adalar İskelesine...
Etrafta »laş bilet gişeleri; kahve-1 hane, perükâr, manav, sucu ve şerbetçi, lostracı barakaları sıralanır.| Köprünün yanından, kalasları eğri büğrü, çürük çarık, on on iki basış- ■ maklı merdivenden inilip Kadıköy ve Adalar iskelesine dosdoğru yürününce sağda kitapçı İranlı Nasrullahın, £»ıda şekerci İsmail ağanın dükkanı.
İsmail ağa Istaııbulda^blr taneydi; bilnılyen kim? Asi zenaatı şekcrclHk-
Anadolulu, galiba Safranbolıılu. elli beş altmışlık, vaktiyle ağrı çektiği
(il İstanbulda bu makinenin ilk
' görüldüğü mağaza, Karaköydeki ma- 1 I hut TLrlng’di.
Avrupanın harb sonrası ziraî durumu
Sir John Roussel Avrupanın feci bir şekil alan ziraî durumuun düzenliyebilmek için küçük çiftlikler usulünün tatbikini tavsiye ediyor
Avrupanın çiftliklerine bu harb ne derece zarar ve ziyan vermiştir? Bu çiftlikler ne kadar zamanda yenldeu tesis edilerek, kurtarılan memleketler yiyecek ihtiyaçlarını temin edebilecek bir duruma gelebilecektir?
1912 senesinden beri İngllterenln Rolhamsteel ziraat tecrübe istasyonu müdürü bulunan dünyanın en maruf ziraat mütehassıslarından Sir John Ru&sel, Avrupanın harb sonrası zirai durumunu ilgilendiren meseleler üzerinde. mülteci hükümetlerin bu işlerle alâkalı makamları ve Birleşik Milletlerin içtimai yardım ve kalkınma teşkilâtı memurlarının yardımlyle derin incelemelerde bulunarak uzun ve tafsilâtlı bir rapor hazırlamıştır. Bir John Russel'ln hazırladığı raporun en mühim kısmını teşkil eden iharbden evvel ve harbdetı sonra Avrupanın küçük çiftlikleri» başlıklı yazısı Amerikan coğrafya cemiyeti tarafından neşrolunan «Geogrophl-cai Review> mecmuasının son sayısında İntişar etmiştir.
Sir John bu yazısında, Avrupanın lıarb sonrası zirai durumunun 1919 dan çok daha feci bir ha* arzedeceğl-ııl bildirmektedir. Sir John geçen harbin sonunda her türlü tedbir alındığı ve bir çok gayretler sarfcdlldiğl halde, Avrupada patates mahsulü ancak 4 sene sonra normal şekilde İstihsal edilmeğe başlandığını, hububatın 7 senede, koyun ve sığırın ise ancak 6 senede normal duruma geldiğini söylemektedir.
1942 senesi ortasında yapılan tetkik ve İncelemeler neticesinde o tarihe kadar Avrupada davarın yüzde 25 nispetinde eksikliği tesblt edilmiştir. Halbuki geçen harbin sonunda ancak yüzde 10 nispetinde bir noksanlık olmuştu. 1942 den bugüne kadar da bittabi bu zayiat, asgari bir misil daha artmıştır. 1942 de Avrupada sütün yüzde 35 azaldığı, ve bugüne kadar eksilen süt miktarı göz önünde tutulacak olursa, bu harbin sonunda Avrupada müthiş bir süt buhranı bnşgöstereceğl muhakkaktır. iSlr John, raporundü 1942 de Avru-panın domuzlarının yüzde 50 sı, koyun. keçi, ve sığırın ise yüzde 30-35 I nln bu harbde mahvolduğunu ve zayiatın mütemadiyen artmakta olduğunu bildirmektedir
1938 dc Fransada çiftçiler, arazilerinin beher dönümünden 85.000 kilo hububat İstihsal etmekte İdiler. 1941 de bunun 55.000. 1942 de İse 50000 kiloya düştüğü tesblt edilmiştir Halbuki bu seneler zarfında bilhassa 1942 de İngllterede alınan mahsul re-
kor teşkil edecek kadar mebzuldü.
Sir John harta sonrası Avrupada toprağın münbltleşme ve bu harbd* açlıktan zayıflayan vc ölen davarların tekrar yetişmesi İçin bir çok senelere muhtaç olduğunu, ve bu hususta ne kadar gayret ve mesai sar-fedilse dahi sulh zamanındaki normal ziraî durumun elde edliemlyece-ğinl bildirmektedir.
Mumaileyh, fen ve mühendisliğin bahsettiği yeni metotlar sayesinde birçok müşküllerin önlenebileceğini fakat toprağın kaybettiği organik unsurların hiç bir suretle eski haline getlrilemlycceğini de söylemektedir.
Hayvanlara Kâfi miktarda yem temin edilemediğinden, toprağın başlıca İhtiyacı olan gübre de kıt olacak ve bittabi bu yüzden mahsul de gayet az olacaktır.
Avrupanın zirai durumunun bir an evvel normal bale getirilebilmesi için Birleşmiş milletlerin ziraat mütehassısları. işgal altında harap olmuş memleketlerin zlraatçılarlyle iş birliği yaparak bu hususta birçok tetkik ve etütlerde bulunarak şimdiden tedbirler almağa başlamışlardır.
Bugün Amerikada, yeni bir zirai plân tatbik edilmektedir Bu plâna göre muazzam çlftiLkler yerine bir çok ufak ufak çiftlikler tesis olunarak çok daha fazla mahsul alınmaktadır.
Bu metot, Avrupanın kurtorüan mıntakalarında tatbik edildiği tak-dlrde'teknik. ekonomik ve malzeme bakımından büyük tasarruflar elde edileceğini bildiren ziraat eksperleri, şimdiden, muazzam plânlar hazırlamakla meşguldürler. Böylece AVTU-panın harb sonrası feci zirai durumu kısmen önlenebilecektir Birkaç seneden beri küçük çiftlik plânını tatbik etmekte olan Birleşik Amerika, Danimarka. Felemenk ve daha birçok memlekette, bu metotla daha çok mahsul elde edildiği anlaşılmıştır. Bu usulün diğer bir avantajı da gayet ekonomik olmasıdır.
Avrupanın bir an evvel ziraî durumunu düzeltmesi için, hazırlanan plânların başında halkı çiftçiliğe teşvik ve bu hususta onlara âzami yardım etmek gelmektedir,
ünrra (BLrleşlk Milletlerin yardım ve içtimai kalkınma» teşkilâtı Avru-panın harb sonrası ihtiyaç göstereceği tohum, damızlık hayvan ve her türlü çiftlik malzemesini bir an evvel temin etmek için şimdiden hazırlıklara başlamıştır.
düşüşte mutlaka İsmail ağanın dükkânına uğrarlar, hiç değilse üç beş dakika dinlenirler, vapıır saatine vakit varsa daha hayli kalırlardı Sanki hususi bekleme salonundalar
Daraş. kulübemsl bir yer. İki karış eninde boyunda İki pencere; bir tarafta tezgâh, şeker kavanozları, terazi, falan filân; karşısında, gerisinde kupkuru tahtadan peykeler ve birkaç kahveci iskemlesi. Peykelerin altında köşede bucakta yığın yığın emanet sepetleri, zembiller: raflarda paketler. çıkınlar; duvara çakılı çivilerde pardesüler, boyun atkılan, şemsiyeler...
Fakat kulübenin serinliğine, havadarlığını diyecek yok. Çünkü çatışma eski püskü muşambalar, yelken bezleri serili; güneşin şiddetini kesiyorlar. Pedavraların delik deşiklerinden, açık pencerelerden ve kamdan dolan hava, (kurander) içeriyi kaplıyor
Sermet Muhtar Alııs
RADYO
ANKARA RADYOSU
Bugünkü program
1800 Radyo çocuk kulübü, 18.4& Dans orkestrası. 19.00 Haberler. 19,2ü Geçmişte bugün. 19.25 Dans orkestrası, 19.45 .Ansiklopedi saati. 20.00 Şarkılar, 20.15 Radyo Gazetesi, 20.45 Fasıl. 21.10 Çeşitli sololar (pl.>. 21.30 Salon orkestrası. 21.15 Dans müziği ıpl.', 22.45 Haberler.
YARIN SABAHKİ PROGRAM
7.30 Müzik (pl.î. 7.45 Hab-rler, 8.00 Müzik fpl ı. 8.30 operetlerden seçme parçalar (pl.l. 9.00 Dinleyici istekleri, 9.30 Uvertürler (pl.), 9.45 Türküler, 10.00 İzahlı Müzik. 11.00 Temsil (pazar skeçl). 11.20 Müzik (pl), 11-40 Salon orkestrası, 12.15 Yurttan seslet. 12.45 Haberler, 13.00 Orkestranın devamı.
Created by free version of 2PDF
KUTUP KIZI
AŞK VE MACERA ROMANI
Yazan: Stanley Shaw Çeviren: (V» • Mâ)
Tefrika No. 46
Arkadaşı da heyecanlanıyordu, «ndeliyordu. Artık hiç birşey yapa-mıyacak durumdaydı.
Kırmızı derili, İklime ve yorgunluğa daha dayanıklı olduğu için koşmağa başladı Kırmızı derili İle genç kız ve detektif birbirlerine yaklaşmışlardı kİ, seyyah Beyaz'ın takati kalmadı: diz üstü çöktü. Sürüklenerek yürümeğe başladı Kısa bir zaman sonra karlara yuvarlandı, hareketsiz kaldı.
Jensen, Kerry'ye usulla sordu:
- Bu da nedir acaba?.. Ne oluyorlar?,. Bunlar kimler?
— En ufak bir fikrim yok. Bildiğim ve gördüğüm, bu adamların tamamlle mecalsiz kaldıklarıdır.
Nihayet, kırmızı derili onlara yaklaştı.
Bu. İhtiyar bir adamdı: Yüzü çiz-Etler, kırışıklıklar içinde. Fakat hâlâ »apasnğlam. Soğuklan ziyade açlıktan ve susuzluktan sıkıntı çekmişe benziyordu,
Adam durdu; parmağıyla ağzını Köslerdi, kamına vurdu. Gıda İhtiya
cı olduğunu anlattı.
MIm Mallable. onu hareketleriyle itimin ederek:
— Evet, evet... Şimdi yemek! —dedi.— Fakat daha evvel. 1W yoicuy» eva getirmek lâzım.
Kırmızı derili adamın koluna glrdL Onu. üzeri karla kaplı sıraya doğru sürükledi.
Jensen. biraz ötede, arkadaşının yanında, yerde yatan adama doğru hızla yürüdü.
Yere çöktü, onu kucağına aldı. Bu adartı, gözleri nçık yatıyordu. Artık İnsanların yardımına hiç ihtiyacı kalmamıştı. Dudaktan soğuktan donmuş, yüzü mosmor kreM-mlştl. Ve bunların derin bir mânaiHi vardı.
Jensen, kalbini yokladı ve hiç bir atış hissetmedi.
Ayağa kalktı. Kerry'nln. ktrmızi derilinin ve öbür yolcunun taşktl ettiği grupa bakh.
Kız seslendi;
— Ne oldu? Bu adam bayılmış mı?
cü yolcu İse, bizi göriir görmez son gayretlerini sarfettl. fazlasına dayanamayıp ölüverdi. Rica ederim, Pl-erre Qulnt'l çağırınız. Kendisine söyleyin, kırmızı deriliye yemek versin. Ne gibi tedbirler almak lâzım geldiğini o bilir. Zlrn bu gibi aç kalanları çok görmüştür.
Can çekişme vaziyetinde bulunan, beyaz deriliyi, mahzenin başlıca odasında yatırdılar. Kerry Mallable, ls-plrtohı bir mayii bir bardak süte karıştırdı. Hastanın kısılmış dişleri arasından kaşık kaşık ağrına akıtmaya koyuldu. Fakat ancak bir kaç damla yuttu ra bildi.
Hastanın vücudunun bfr kısmı donmuştu. Elleri ve ayakları, birçok bandaj lorta sanlını’şU.Bunlan Kerry-nln nesareM aitında. Jensen çözdü. Eller tamamlyte hislerini kaybetmişlerdi. Fnkot ayaklar^ henüz sağlamdı.
Jensen, hastanın bütün uzuvlarını k*Tİ« oğd«. Sonra hususi bir pomatla sıvadı.
Meçhul adam, blras canlandı. Artık anlaşılmaz heceler söylenmedi, kızın, unattsğı bk kaşık mayii kolayca yuttu.
Bn sırada Mon-Tang belirerek mahocnin âbiir odasında yemeğin ■ havarlandığııu söyledi.
Mise Mallable, Jenşen'e:
— Siz gidiniz, babamla beraber yemek yiyiniz. Siz dönünce ben de gideı
— Daha da fena... ölmüş...
— Öyleyse gelin, bunu nakletmek için bana yardım edin. Bu kırmızı derili adam, kendisine söylediklerimi anlamıyor.
Jensen koştu, iki gene, hastayı birer tarafından yakaladılar. Telsiz telgraf binasının bodrumuna götürdüler.
Kırmızı derili adam, kurt gibi homurdanarak arkalarından geliyordu. Bildiği tek kelimeyi, mütemadiyen tekrarlayıp duruyordu.
— Açım., açım., açım...
Kurtardıkları ve taşıdıkları beyaz derili adamsa, uzun boylu, İri yarı biriydi. Fakat şu anda, bir çocuk kadar zayıftı. Solgun yüzünde birkaç1 haftalık tıraş uzam işti. Mütemadiyen anlaşamaz bazı heceler mırıldanıyor, hummalar İçindeynüş tedrlnt bırakıyordu.
Mallftbie, bu yeni gelenleri gördii' ve konuşulanları (la Işlt4t. Küçük grup yaklaştığı sırada., o da mahzen kapısında belirdi.
Hayretle:
— Ne oluyoruz? Bu adam kimdir? —diye sordu.
Kızı cevap verdi:
— Bilmiyorum. Bir numaralı izden ûç adam geldiğini gördük. Bu ge14r-dlğlmiz pek hoafca. Lâkin kendisini İhtimal kurtarabiliriz. Kırmızı (lerlll-nin yalnız yemeğe ihtiyacı var. Üçün-
karnımı doyururum. Pek fazla birşey yilyemiyeceğim, Rica ederim söyleyin, bana gayet koyu bir kahve hazırlasınlar. Bu derece heyecandan sonra kuvvet verir.
Meçhul hasta, epeyce hırpalanmışa benziyordu. Kız, son derece gayret sarfederek onu İyileştirmeğe niyet, «t-mlştl. Bıı sebeple, erkeklerin kendisini yemeğe sürüklemek isteklerini kabul etmedi.
Yemekten sonra, bay Mallable, barajdan arta kulan kısımları gözden geçirmeğe çıktı. Jensen de hastanın yanına döndü.
Meçhul adam, uyumuştu. Mlss Mal-labie’nin İse. gayet garip, alışılmamış bir hail vardı. Genç adam, bu değişikliğin sebebini kestlremedl.
Kerry;
— Sanırım artık burada oturmaktan. bunun uyumasını seyretmekten re iyileşmesini beklemekten başka yapacak birşey kalmadı. —dedi.— Şayet uyanırsa, termüstckl sütten bir az daha İçireceksiniz. Lâkin birden bire fazla İçirmeyiniz, tesiri fena olur. 01r fevkalâdelik olursa, beni çağırınız. Babam nerede?
— Barajın yanına gitti; İnfilâktan sonra ne hal aldığını görnıek istedi.
Kerry odadan çıktığı şırada:
— Zavallı babacığımı — dedi.— Onu yrlrr - 1 -akınaınaUyun. Beraber gideyim, bari.
Jensen. kendini koltuğa attı. Bedenen ve ruhan bitkin bir haldeydi. Muhakemesi doğru dürüst işleiniyen Muhakemesi doğru dürüst İşlemiyordu bile. Uzun müddet yol yürüdükten sonra bir duvarın önüne varmış ve bu duvarı atlamak mı, yoksa dolaşmak mı lâzım geldiğini kestlremlyen bir insana benziyordu
Binanın İçi sessizdi- Yalnız ta uzaktan. mutfağın bazı alüminyum kapların yıkanmasından hasıl olan bir gürültü duyuluyordu.
Bir sefer, hasta gözlerini açtı. Jensen. onun ağzına bir kaşık süt atattı, ve bazı sualler sormak tecrübesinde bulundu. Fakat, hasta çok zayıftı. Ne dendiğini anlıyabllecek «yap verebilecek bir durumda değildi. Buna rağmen, Jensen. onun sabit bakışlı gözlerinde bir zekâ kıvılcımı sezdi. Adam. Jensen'ln yüzündeki kurşun yarasına meraklı meraklı bokta.,
Hasta, yeniden bir takım heceler mırıldandı. Jensen, kulak kabarttı. «Sprlngvale* dediğini duyar gibi olduysa da, buna katiyetle kani olamadı.. Yoksa bu adam kalpazanların b» ajanı mı? Bu takdirde de. Miss Mat* lable ile babası tarafından rüçln telhis cdllcmesln? Sebep şu olablUr Yüzü donmuş. Yanaklarını sakal bürümüş. Gıdasızlık onu bambaşka bir insan haliue scUriJllş.
(Arkası varl
AKŞAM
Bahlfe 7
Halit Ziya Uşaklıgil
(Bâf tarafı üçüncü sabifcdc)
O saman ecnebi operet kumpanya -fcn da muntazaman temsiller verirdi. Benhyanln kumpanyasını görünen Hant Dya çok mütehassis olmuşta «Kumpanya oyunlarını vermeye Başlayınca İzmir yerinden kopmuş —im t)Lr dalga halinde çalkandı, âdeta bir İhtilâl dalgası. Fakat asıl çalkanan benim hlsslyatımdı. Aradan on seneye yakın bir saman silinmiş oldu, ben kendimi çocuk ve Gedlkpaşa Tiyatrosuna bir an evvel yetişmek için lenerln önünde koşuyor görüyorum. Sonra bu kumpanyanın baş muganniyeleri arasında Vlrjinl Kara-laşyan vardı. Ve onu İzmir’in bu sahnesinde Madam Ango’nım kızı rolünde görüyorken on yedi yaşında çapkın Klcreti görüyor gibiydim. Bütün o rolün bende çocukluk hengâ-mmdan miitcresslp kalan intibaları onun tatlı sesinde, şetaretil edasında toplanmış oldu.
İzmir’in bütün sanat münteslpleri ittifak ettiler ki bu sanatkârlar mü-lercem operetleri oraya gelen Fransız kumpanyalarından daha iyi oynamışlardır. Hiç bir musiki terbiyesi almıyan fakat seslerinin ve kabiliyetlerinin geniş müsaadatlyie beraber evvelce mahir rejisörlerinin bıraktıktan ananelere merbut kalan bu sanatkârların muvaffakiyeti yalnız o eserlere münhasır kalmadı, onlardan ziyade Leblebici Horhor da görüldü.»
Evet □ zaman her şeyin yerlisini, telifi- anyan tiyatro adamları, mahir rejisörler vardı. Bu sayede Gedlkpaşa Osmanb Tiyatrosu gibi operet tiyatrosu da herkesi memnun edecek şekilde temsiller verebiliyor, bütün mâ-naslyle halkı tatmin ediyordu. Tiyatromuzun dünkü muvaffakiyetine Ha-llt Zlya’nın bu sözlerinden daha âdil şahit bulunabilir mİ? Barısı bugünün başına.
Hatıratının —Kırk yıl— dördnücü «Udinde Halit Ziya tiyatro hakkında-U umumi kanaatini şu sözleriyle ifade etmektedir: «Tiyatro, Abdülâziz zamanında başlıyan sahne hayatı bir anane halini almış ve Halic’in iki taraf şehri halkına bir sanat gıdası ehemmiyetini kesbetmlşti. Gedlkpaşa sahnesi Abdülhamldin vehmine kurban olduktan sonra Türk temaşa sanatının yegâne mümessilleri Şehza-debaşı salaşlarında bu ananeyi takibe çalışan Manakyan ve refiklerine münhasır kalmış, bir yandan da orta oyununun bir şeklinden ibaret olan w bozan içinden pek dikkate şayan sanatkârlar İştihar eden tulüat heyetleri yeni bir çığır açmıştı.
İstanbul tarafının bu pek sönük sahne hayatına mukabil karşı tarafa Fransadan, daha ziyade İtalyadan muhtelif kumpanyalar gelir ve nöbet nöbet şehrin temaşa ve ekseriyet üzere opera ve operetlerle musiki zevklerini tenmlye ederdi. Bu o derece mühim bir mikyas üzerinde vukua gelirdi kİ bugünün sahne hareketini pek geride bırakırdı.» İşte üstünde durup uzun uzun düşünmekliğimiz tereken mühim bir dâva.
Halit Zlya’nın meşrutiyete kadar olan tiyatro İntibaları burada bitiyor. Fakat «Kırk yıl» m tiyatro bahisleri bitmiyor. O hatıratının beşinci ve sonuncu cildinde meşrutiyeti müteakip Tepebaşı tiyatrolarının ve Konkordl-ya tiyatrosunun faaliyetlerini de hulâsa etmektedir.
Gelecek yazımda Halit Zlya’nın Türk tiyatrosunu kurmak İçin giriştiği teşebbüsler ve sarfettlğl gayretlerle tiyatro edebiyatımıza hediye ettiği bir telif —Kâbus— İle iki adapte —Furuzan. Fare— ve Mehmet Rau-fun piyes haline koyduğu «Ferdi ve Şürekâsı» ndan bahsetmek vaadiyle uzıyaıı sözlerimi burada kesiyorum.
ScMffi Niîehef Gerçek
l| Halk evleri ve Rurumlar||
ÜSTAD NEYRKN TEVFİK’İN KONSERİ
13 Nisan cuma akşamı Çemberlltaş •sinemasında İstanbul Konscrv»tuvali Türk Musiki icra heyetinin k«ı-•erlnden başka üst ad Neyzen Terfik de bu müsamereye zengin bir peog-mmU iştirâk edecektir.
* Beyoğlu Halkevinden: Evimizde Türk,; Modem. Ingiliz, Italyan. Ispanyol resim sanatları hakkında seri konferanslar tertibedllmlştir. Bunlardan birincisi ressam Nurullah Berk tarafından 11 nisan çarşamba saat 18,30 da verilecektir. Mevzu İngiliz resim sanatı 1.
1,1,1,1.1.1.1.1,1.1.1.1.1.1
AİLE
ÇEMBERİ
ZEYTİNYAĞI ve SABUN FABRİKACILARINA
Sümer Bank Yerli Mallar Pazarları
Müessese»: müdürlüğünden:
Zeytinyağı ve sabun fabrikacılarından filtre bezine ihtiyacı olanların bu ilân tarihinden İtibaren on gün zarfında Bahçekapıdakl müessessiniz müdürlüğüne müracaat ederek nümuneyl görmeleri ve İstedikleri miktarı bildirmeleri rica olunur.
Sümer Bank iplik ve dokuma fabrikaları kurumu Defterdar fabrikası müdürlüğünden:
Boş damacanalar satılacak
Fabrikamızda mevcut ve mlkdap $00 adet olarak tahmin edilen sepetli demir çenberu ve sepetsiz- beş damacanalar 16/4/045.pazartesi günü saat 14 de açık arttırma İle satılacaktır.
Satış şartnamesi Fabrikamız Ticaret servisinde göıölebilir. Damacanaları görmek İsteyenler fabrikamıza baş vurabilirler.
Muvakkat teminat 750 liradır.
Taliplerin belli gün ve saatte fabrikamızda bulunmaları. Fabrika İhalede serbesttir. «4261»
İstanbul Belediyesi İlanları
Bina tamiratı ilânı
Karaağaç müessesatı mezbaha kısmı binalarının tamiri kapalı zarf usullle eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 15836 Ura 50 kuruş ve ilk teminatı 1187 lira 74 kuruştur. Sözleşme, eksiltm . Bayındırlık İşleri genel, özel ve fenni şartnameleri keşif hulâsasiyle buna müteferri diğer1 evrak 40 kuruş mukabilinde Belediye Fen İşleri Müdürlüğünden verilecektir. ihalesi 11/4/945 çarşamba günü saat 15 de Daimi Encümende yapılacaktır. Taliplerin ilk etminat- makbuz veya mektupları, imzalı şartname ve teferrüatı, İhale tarihinden üç gün evvel Belediye Fen İşleri Müdürlüğüne müracaatla alacakları fenni ehliyet ve kanunen ibrazı lâzım, gelen diğer veslkalariyle birlikte 2490 numaralı kanunun tarlfatı çevresinde hazar Uyacakları teklif mektuplarını İhale günü saat 14 de kadar Daimi Encümene vermeleri lâzımdır. (3692)
. *
Keşif İlk bedeli teminatı
1700,00 127,60 Edlrnekapı mezarlığındaki Bestekâr Itrl'ye alt kabrin
İnşası.
6+56,43 484,23 Karaağaç mOesseselerl pay mahallinde Kâğıthane ta-
rafındaki duvarın İnşası.
1036,15 77,71 Karaağaç müesseseler! buz i. brikası tenvirat ve muta
şeb ekeler İnin tef r 1 ki,
İstanbul milli korunma müddeiumumiliğinden: İlâm: 945/265
Fazla fiyatla ve etiketsiz et satmak suretile milli korunma kanununa muhalefetten suçlu BaJat Hızırçavuş mah. Kalpakçı çeşme sok. 5 No. da oturur ve Balatta 130 No. lu Hıristo-nun dükkânında çırak Vasil oğlu 1885 doğumlu Yorgl Dımahura hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (2) No. lu milli korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda* suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan milli korunma Kaıun muaddel 4180, 32, 59/3-1, 63 cü maddelerine tevfikan beş Hra ağır para cezasüe tecziyesine, yedi gün müddetle ticarethanesinin kapatılmasına ve bu müddet zarfında ticaretten menine ve hükmün katileştiğinde Akşam gazetesinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 6. 12. 944 tarih ve 44/1413 sayılı katar ka-tlleşmekle ilân olunur. (4341»
rKADROLn
■Baygınlıklara çarpıntıla-
ra, baş dönmelerine karşı en müessir sinir damlasıdır.
Her eesmede bulunur. fHB
İstanbul milli korunma müddeiumumiliğinden: ilâm: 944/1823
Sattığı sabun, çivlt, kola, balık kon-servası üzerine etiket koymamak su-retile milli korunma kanununa muhalefetten suçlu Beyoğlu tur 1 ab aşı altın bakkal sok. 6 No. ela mukim, ve tarlabaşı cad. 153 sayıda İbrahim yanında tezgâhtar Nlkola oğlu 325 doğumlu Yorgl Hacı polos hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (2) No. lu mliU korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan milli korunma K. □ un muaddel 31/7, 53/8, 63 cü maddelerine tevfikan, otuz beş lira ağır para cezasüe tecziyesine ve hükmün katileştiğinde Akşam gazetesinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 20. 10. 944 tarih ve 44/1233 sayılı karar katlleşmekle İlân olunur.
(4330)
Lokman Hekim (Dr. HAFIZ CEMAL} Dahiliye mütehassısı Divanyolu 104
Muayene saatleri Pazar hariç her gün 2.5 — 5. Tel: 22398
Zayi — Gemlik nüfus memurluğundan aldığım nüfus kâğıdımı ve beraberinde askerlik teskeremi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. Ail Toksöe
■t İT
HERKESİN TUALET SABUNUDUR
Kayseti inhisarlar Başmüdürlüğünden
Kayseri İnhisarlar başmüdürlüğünün gültepe mevkiinde şarap İmalathanesinde yaptırılacak aşağıda yazılı İşler kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konmuştur.
1 — Elektrik, temiz su. kanalizasyon inşaatı
2 — Muhammen bedeli 18191 lira 50 kuruştur.
3 — Güvenme parası 1364 Ura 38 kuruştur.
4 — Eksiltme 17. 4. 945 sah günü saat 15 de tekeller kayseri başmüdürlüğünde yapılacaktır.
5 — Eksiltmeye iştirak edeceklerin bu İşlere alt ve bu miktarda bir İşi muvaffakiyetle yaptıklarına ait ehliyet vesikam He teklif mektuplarını eksiltmeden bir saat evveline kadar komisyonda bulundurulmaları lâzımdır.
® — malûmat almak isteyenlerin her gün İstanbulda İnhisarlar umum müdürlüğü, Ankara başmüdürlüğü. Kayseri başmüdürlük muhasipliğine müracaat etmeleri İlân olunur. 14376)
Yeşilköy tohum üretme çiftliği müdürlüğünden :
Yaptırılacak «63 lira 34 kuruş keşif bedelli fenni gübrelik açt ek ■Iltmeye çıkanlmrştır. Şartname,s! her gün Müessesimizde görül. , .ur. Muvakkat teminat 350 liradır. İhalesi 20/4/045 cuma günü saat 11 d \ ı şUk jydeki Islah Istanyonu binasında yapılacaktır,
İsteklilerin müracaatları. «4249n
Yeşilköy tohum ıslah istasyonu direktörlüğünden
Müessesçin!rde açık bulunan 20 lira aslî maaşlı bir Lâboranhk İçin 10/4/945 sah günü saat 10,30 da Müessese binasında müsabaka İmtihanı yapılacağından İsteklilerin memurlar kanununun « üncü maddesinde vazıh evsafı haiz olduklarına dair belgelerinin bir gau evveline kadar Müessese Direktörlüğüne getirmeleri. «4248»
MALATYA BEZ ve İPLİ? FABRİKALARI
İSTANBUL SATINALMA BÜROSUNDAN: 250,000 Metre İğ Şeridi Yaptırılacaktır.
İsteklilerin Galata Mumhane Eski Şaıap İskelesi sokak Muradiye Han 10 No. ya müracaatları.
_ AÇIK ARTIRMA İLE SATIŞ _
Yarınki pazar saat 10,30 da Beyoğlu Taksimde (Talimhane) Şehit Muhtar caddesinde 40 No’ lı Bistüri apartımanın 4 No. lı dairesinde bulunan eşyalar ve biblolar açık arttırma suretUe satılacaktır,
ültra modem ceviz katflama^an büfe, kare yemek masası ve 8 adet maroken kaplı sandalyadan ibaret gayet güzel yemek oda takımı, kadife kaplı bir kanape İki koltuk ve iki sandalyadan asri salon takımı, Nadide son model kaplamalı 4 kapılı dolap, 1 tuvalet, 2 komodin ve 1 markizden İbaret gayet zarif yatak oda takımı, somyasüe İki kişilik nikel karyola, aynalı dolap, komodin, portmanto, kübik sigara masaları, vampir komple A- E. G.; yemek masası, elektrik avizeleri, demir soba, merhum Remzi, Kemal ve Hüseyin ressamları imzalı yağlı boya tablolar, Istorlar, tül perdeler, vazolar, bardaklar, çay takımı, çatal, bıçak ve kaşık, seccadeler, taban halı, ve saire eşyalar. Beş oda, bir antre, bir koridor yepyeni halde Ingiliz Uııoleyöm.
Bütün dünyada olduğıf glbL Türklyemlzde de yüksek mevkii haiz
LÜXOR RADYOLARI
Drottnlngholm vapuru ile Pazartesi limanımıza geleceğini sayın müşterilerimize arzederim. '
NİHAT IŞIK Radiyofon
Toptan satış: Sultanhamam havuzlu han No. 1
NOT: Radyolarımız 6 tiptir. Mükerrer defalar müracaat eden sayın müşterilerimizin kataloglarını görmeleri İçin Sirkeci Hamleliye caddesi No. 35-37 ye teşrif ederek isim ve adreslerini yazdırmalarını rica ederim.
Telgraf; Radyofon İstanbul — Telefon: Toptan 21357, perakende 21268 P. K. 209
I---------İLAN TASHİHİ
Dünkü nüshamızın son sahifesinde neşredilen
Kendir ve Keten Sanayii
T. A. ŞİRKETİNİN
6. 4. 945 tarihinden itibaren mer’I yeni fiyat listesinde kınaplar taşramdaki 1 1/2 numaralısının fiatı 312 kuruş olduğu yazılacakken sehven 321 gösterildi ve kunduracı İpliği yumakları ve cilâsız kınaplar sütununun sanayide istimal edilenler kısmındaki 7 No. lu sunun flatı 698 kuruş olduğunu yazılacakken yine sehven 691 gösterildi. Keyfiyet tavzlhan tashih olunur.
RADYO SATIŞ iŞLERiNDEİ
çalışmış referans verebilecek ciddi bir memur acele aranıyor. ,
Sultan Hamam Havuzlu Han No. 1
»mı Açık arttırma ile fevkalâde satış
945 nisanının 8 inci pazar günü Suat 10 da Kadıköyde, Moda caddesinde 44 numaralı konakta mevcud ve emekli General Asnn'Berk-man'a ald eşya, hah ve saire taşraya azimet dolayıslle açık arttırma ile satılacaktır.
Mavim kaplamalı ve yanlan vitrinll güzel bir büfe, otomatik asri bir yemek masası ve 10 aded sandalyadan mürekkep bir yemek oda takımı, masif kestane ağaçmdan mamul ve 3 kapılı bir aynalı dolab, bir tuvalet, 2 komodin, 1 şezlongdan ınürektab mükemmel bir yatak oda takımı, hakiki Viyana mamulatı vc büyük bir aynalı konsolu havi tekmil sedefli 2 kanapell güzel bit salon takımı, 58 parçadan mürekkep hakiki eski Çin malı (Famllle rose) nadide bir tabak takımı, masif ve tuğralı Türk gümüşünden zarf, kupa, tabak, çata), bıçak ve sal re, hakiki Amerikan mamulatı üstü kütübhaneli güzel bir latorlu yazıhane, hayli kanape ve koltuklar, çini sobalar, hakikî Vleux Berlin | meşhur K. P. markalı eski kapaklı sahanlar, yaldızlı kristal bardak ve I sürahlll emsalsiz bir likör kutusu, Zeiss objektifli meşhur Mentor mar-I kalı fotoğraf makinesi, Ch. Eberk, o. Duffleld ve sair meşhur İmzaları [ havi yağlı boya tablolar, bahçe İçin hasır takım, gayet güzel hakiki I Fransız mamulâtı geniş İpekli perdeler, Tebriz, Sine. Şirvan, Keşan ve suir gayet güzel seccade ve halılar, bir aded Kolumbln ve diğeri Sahl-I binin Sesi portatif çanta gramofonlar ve plâklar. Fazla malûmat al-l mak için A. Bablkyan'a müracaat. Şuterazl sokak No. 12-Telefon: 41221
Sümerbank Sellüloz Sanayii Mıiesseses nden
İzmit
Müessesemlz anbannda mevcut muhtelif eb’adda 211,430 M3 miktarında ambalaj tahtası satılacaktır.
Tahtalar her gün anbarımızda görülebilir. Arttırma* 18. 4. 945 çarşamba günü saat 15 de jzmllte müessese merkezinde yapılacaktır Arttırmaya iştirak İçin 1000 'bin) lira teminat akçası yatırılacak tır. Müessese ihaleyi icrada serbesttir. (4301)
Keşif bedellerlle İlk teminat miktarları yukarıda yazılı işler ayrı ayrı açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif ve şartnameleri Zabıt ve Muamellİ Müdürlüğü kaleminde görülebilir. İhaleleri 18/4/945 çarşamba günü saat 14 de Daimi Encümende yapılacaktır. Taliplerin İlk teminât makbuz ve-LL ya mektupları, ihale tarihinden üç jün evvel Belediye Fen İşleri Mü-Q dürlüğüne müracaatla alacakları fenni ehUyet vc kanunen ibrazı lâzım fi gelen diğer belgeletil e birlikte ihale günü muayyen saatte Daimi Encii-mende bulunmaları. *4098 '
* O
Tahmin ilk
bedeli teminatı g
2400.00 180.00 Haseki hastanesi İçin alınacak 4000 metre Gaz Idrotü. OT
1651.36 123.85 Hasta nakliye arabalarının tamiri İçin alınacak tahta q
kilit, elvata, cam; boya ve sair malzeme.
Tahmin bedellerlle ilk teminat miktarları yukarıda yazdı işler ayrı ayn açık eksiltmeye konulmuştu.r ®
Şartnameleri Zabıt ve Muameîâtmüdürlüğü kaleminde görülebilir.
İhaleleri 11/4/945 çarşamba günüsaat 14 te Daimi Encümende yapıIa-M—
çaktır, , >■»
isteklilerin İlk teminat makbuz veya mektupları ve kanunen gö:e.crl)-^ meal lâzım gelen diğer belgelerde birlikte İhale günü belli saatte Daimi—_ Encümende bulunmaları. «3788»
* *K
Karaağaç Müesseseierl pay mahallindeki koyun ahırlarının tamiri ka- (D paiı zarf usulü İle eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 26830 lira 19 ku- (D ruş ve life teminatı 2012 lira 26 kuruştur. Sözle = me, eksiltme, Baynidir-Jr ilk işleri Genel, hususî ve fenni şartnameleri kŞşif hulâsası ile buna mii-v teferrl diğer evrak 98 kuruş mukabilinde Belediye Fen işleri Müdürlüğünden verilecektir. İhalesi 11'4/945 çarşamba günü saat 15 te Daim! Encümende yapılacaktır. Taliplerin ilk teminat makbuz veya mektupları, İhale tarihinden üç gün evvel Belediye Fen İşleri Müdürlüğüne müracaatla alacakları fenni ehliyet imzalı şartname ve teferruatı ve kanunen ibraâ lâzım gelen diğer vesikaları ile birlikte 2490 numaralı kanunun t-s-rlfatı çevresinde hazırlayacakları teklif mektuplarını İhale günü saat 14 e kadar Daimi Encümene vermeleri lâzımdır. «3628
Ankara Elektrik ve Havagazı
İşletme müessesesinden:
Takriben 25,000 lira değerinde muhtelil
Yük kaldırma makineleri
Satın alınacaktır.
1 — 4 adet cerrieskal
1 « yük asansörü
1 « kömür transportorü
1 « Motorlu vinç
2 — Bunlara ait şartname miiessesenin alım satım servisinden parasız olarak verilecektir.
3 — Bu işle ilgililerin en geç 30 haziran 1945 aşkamına kadar tekliflerini müessesemiz umum müdürlüğüne vermeleri
• ilân olunur,
Elektrik tesisatı yaptırılacak
Emlâk Bank Yapı Limited Şirketinden:
Ankarada Bakanlıklarda Şükrü Saracoğla mahallesinde yaptırılmakta olan memur evlerinden (126) apartman dairesinin keşfe göre (94.437) Hra tutan elektrik tesisatı kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konmuştur.
Bu İşe girebilmek İçin:
A — Makine ve Elektrik mühendisi olmak veya bu İşlerde ehliyeti oldDğuna ve en az elli bin liralık İş yaptığına dair usulen vesika ibraz etmek.
B — Muvakkat teminat olarak 5.000 liralık nakit veya teminat mektubu yahut hazine tahvilini tevdi eylemek.
C — Teklif mektupları en geç 14/4/945 cumartesi günü saat on bire kadar Ankara'da Emlâk ve Eytam Bankasındaki Şirket müdürlüğüne tevdi veya İrsal edilmek lâzımdır.
D — Bu eksiltmeye alt husus! ve fenni şartname İle keşif evrakı şirket merkezinde görülebilir.
E — şirket ihaleyi yapmakta serbesttir. (4011)
E NECATİ DiŞ SUYU —.
1 temizler, çürük dişlerin tevlid ettiği fena ağız kak ularını defeder, ■ zın hıfzısıhhasını temin eder. Bahçekapı. SALİH NECATI
Emlâk Bank Yapı Limited Şirketinden:
Ankara'da Bakanlıklarda şükrü Saraçoğlu mahallesinde 13 Blok Apartmanın keşfe göre 239,350 — lira tutan İşçilikleri kapalı aarf usulü İle eksiltmeye konmuştur.
Bıı İşe girmek İsteyenlerin:
a) Bu gibi işleri başarmış olduklarını vesika İle isbnt etmeleri ve Şantiye şefi olarak Yüksek Mühendis veya Yüksek Mimar kullanabilmeleri şarttır.
b) Muvakkat teminat olaran (12.000.—) Uralık nakit veya teminat mektubu hazine tahvili tevdi edilecektir.
C) Teklif mektupları en geç 14/4/1945 cumr.rtesi günü saat on birt kadar Ankara'da Emlâk ve Eytam Bankasındaki Şirket Müdürlüğüne tevdi veya irsâl olunacaktır.
d) Bu eksiltmeye alt hususi ve fenni şartname ile vahit flat cedvell Şirket merkezinde görülebilir.
c) Şirket İhaleyi yapmakta şerbestlr.*4074»
İzmir Eshot Umum Miidiirlüiiinden
Tek ve guruplar halinde elektrik abajurları yapmağa elverişli eski havagazı abajurları kristal, renkli, desenli, buzlu ve muhtelif boydaki 866 adet glob satılığa çıkarılmıştır.
1 — Keşif 1455.5 Uradır.
2 — Satış tarihi 17 nisan 1945 salı günü umum müdürlük binasında. (4112)
Askerî deniz matbaası müdürlüğünden:
Matbaamız İçin yüz kırk Ura ücretle baş ressam ve 50 lira ücretle m üret t ip alınacaktır.
İsteklilerin vesikalarllc birlikte kasımpaşada bulunan müdürlüğümüze müracaatları. (4049)
Batıl f e 8
AR9 AM
7 Nisan 1945
HAŞAN LİMON KOLONYASI
Ancak Avrupa ve Amerikada benzerine tesadüf edilecek derecede yüksek bir kalitede olup pek latif kokuludur. Haşan depolarda butun ıtriyat mağazalarımla satılır
• DİKKAT
İNŞAAT MÜTEAHHİT VE MÜHENDİSLERİNİN DİKKAT NAZARINA: ISTIN YB kireç ocakları M- Besim Özgene!
Batış yeri — Beyoğlu İstiklâl caddesi No. 98 kat 1. 1*1 41671 Neşet Şeren
İstlnyede fenni surette imal etmekte olduğum Kireç Çalı Kireci fevkinde olup enısallps göre çok ucuz v« randımanlıdır. Gerek perakende ve gerekse toptan satışa arzedildlğlnl müşterilerin menfaatleri İcabı İlân ederim
Gaip bir genç aranıyor
Yanda resmi görülen otlum 17 yasında Mâlım ot Turan Sokul lu 16/3/941 den beri gaiptir. Bilen ve görenlerin adresim» bildirilmek üzere bu İlin kesilerek en yakın polis ve zabıtaya haber vermelerini rica ederim.
İstanbul Eyüp Defterdar Alaca-çeşme No. 11 de babası Kadri âokullu
MUALLfi GÖKCAY
HACER BULUŞ’un programı:
I — ŞEN GÖNÜL. 2 — MEŞE DAĞLAR. 3 — GENE BAHAR GELDİ, 4 — TAMBURA, 6 — FERAHI ZEYBEĞİ. 8 — HARMANDALI 7 — ÇEŞİTLİ ve ÇOK ALKIŞLANAN muhtelif ANADOLU HAVALARI.
KİMYANIN İNSANLIĞA HİZMETİ
C U R U M
IURtlL
TORK
ROYAL
(FLîEThAY
TIRE
lâstİkTerI
Seni seviyorum
^pırıldandı
Created by free version of 2PDF
Kriminoloji araştırmaları arlık bir fen ve kimya işi olmuştuk. Polis bııgün en fazla kimyagere güvenmekledir. Mesela, gayet cuz’i miktarda dahi olsa zehir teşbit edilmekta ve ınıkları tayin edilebilmekledir. Kimyevi ve Biyoginıik çalışmalar bir knn damlasının hangi hayvana veya bir damla insan kanının hangi kan gurubuna dahil olduğunu katiyetle tayin edebilmekledir, Bu ve buna mümasil işler polisin işini kolaylajlırmakladir. Kimya ekseriya gayel muğlak delillerin de aydınlanmasına yardım eder. Mesela, bir ıniihimat işçisi kaybolur ve asit sülfürik havuzu İçinde fosfor bulunursa işçinin havuz içine düşmüş olmail muh" temeldir. Fakat yapılan tecrübelerde asit sülfürik İçinde bulunan fosforun ınıkları bir insan vücudunda bulunman icabeden fosfora tekabül eniği görülürse İhtimal kuvvetle* nrrek işçinin havuz içine düştüğüne hükmetmek lâzım gelir Kimyagerler kimya sanayiinin yardımı ile mahlut gıda maddelerini lesbil etmeğe veya şüpheli vesikaları kimyevi muamelelere labi lularak okumaya ve bu autella aalıtekâr. iıkları meydana çıkarmağa muvaffak olmaktadır. Bu gibi işler sayesinde kimyager kanunun adilane bir suretle tatbikine yardım ve masumu bnrael eli irerek mücrimi adalelin pençesine tevdi tlfnek suretile cemiyeti korumaktadır.
Bu yeni ve cazip güzelli* reçeteıinl kullanırsınız. Bu kelimeler size efe hitap edilebilir.
gene kız, kuRtğına hafif sesle «sana peresin ediyorum* kelimelerinin mırıldanması hülyasını besler. Bu İltifata pek yakında muhtıap olabilirsiniz. Çabucak se-vimliliğlnirl yükseltir, gayri kabili mukavemet bir cazibeye malik olabilirsiniz Bunun temini de gayel kolaydır Çünkü yeni bir güzellik reçetesi meydana çıktı. Bu reçete sayesinde en seri ve en donuk bir cild kadife gibi yumuşayıp beyazlanacak ve cidden okşamak arzusunu uyandıracaktır. Siyah noktalarla ve gayri saf maddelerle dolu solmuş ve donuk bLr ten yalnız bir kaç gün şartında taze ve sal bir hal alacak ve cazip bir sevimi)!ık arzedeceklir Bir mütehassısın aşağıdaki tava iyesini okuyunutı »Hazmettirilmiş taze krema ve zeytin yağının cıld üzerinde güzellerirlct bir tesiri vardır. Bunlar simdi dıgcr kuvvetlendirici ve besleyici ve sı kıştırıcı cevherlerle karıştırılarak cild gıdası olan (Beyaz yağsız To-kalon kreminin lerkıblne ilâve olunmuştur. Üç gün zarımda yağşıı Tokalon kremi, hiç umld eimcdiğb niz bir derecede cildinizi güzelleşti receklır Bu cild gıdası yağsız Tp-kalon kreminin memnunlyetbahs neticesi garantilidir Aksi halde paranız iade olunur
TÜRKİYE UMUM ACENTASl i
Öksürük ve. bronşiti derk al geçirir
BÜTÜN ECZRNELERDE RRRYINIZ
ImperiaI Chemical Industries Limited, London.
Türkiye Umumi Vekili:
İm peri al Kemıkal Indu strls (Turkey) Ltd. f\C I
blgorla Hin, Galatı
İSTANBUL V'
Güvelerden sakınınız! irıgiltereden yuvarlak taze
NAFTALİN
Gelmiştir.
Toptan ve Perakende Satı# Yeri;
7cı t ma Af akan ve Ortaklan
Aşlrefendi Caddesi No. 34
İstanbul Halk Sandığı T. A. Ş. den
Sandığımız depolarında aşağıda gösterilen mallardan mevcuttur. Taliplerin ihtiyaçlarını bildirmek ve mü* temmlın malûmat edinmek üzere Sandığıma Kooperatifler servisine müracaatları.
A — İPLİK : Bükülmüş perde
» »
B — MANTAR : Balıkçı mantarı D — SÜLYEN : İngiliz Siilyenl
ve
ağ İpliği 20 No. 3 kol 12 kat
» '
»
24 ■ 3
21 > 4 b 12
30 n 3 »
12 .
12
C — ÜSTÜBEÇ : Çinko üstiibecl E — LİTOPON : Yüksek kalite
(4213
Yapı Malzemesi
Yeşilköy tohum üretme çiftliği müdürlüğünden
Çiftliğimize aLd damızlıktan İhraç o dilmiş üç baş manda lnuği açık arttırma ile satılığa çıkarılmıştır.
İsteklilerin 9/4/945 günü saat 11 de Müessese binasında hazır bulunmaları. «4250»
İstanbul mahrukat ofiıİ umum müdürlüğünden!
Mahrukat Ofisi Odun va mangal kömürü bayiliği yapmak İsteyenlerle «kİ bayilerden arzu edenler İçin yeni bayilik mukaveleleri yapılacaktır. İsteyenlerin 10 Nisan 1945 tarihine kadar Ofis levazımına müracaatla şartname ve mukavele suretlerini olmaları İlân olunur. «4Û28»
Dr. Zekâi Muammer
TÜN Ç M AN Bakteriyoloji1 Latoralaan Kan ve idrar muayenemle gebeliğin erken tejhtel, Wassennann teamülü, kan gruplan, tifo, sıtma, balgam, idrar, kazurat muayeneleri, kanda üre, şeker vesalr biyolojik tahliller, ultra va fluorescence mlkıoskopi yapılır.
Dlvanyolu İhsan Sami Lâboıa-tuvan No. 113, Tel. 20981
BAYILAHlAR.ÇARPİNTkı SİNİR BUHRANI ÇEKENLER
NEVROL CEMAL
DEN 20 DAMLA ALINCA SİNİRLERİ YATIŞIR.DERHAL FERAHLARLAR .
Zayi — 541/3000 sicil numaralı II-man cüzdanı mı* kaylbettlıp. Yenisin! alacağımdan «kişinin hükmü yoktur, ûemlc! Mehmet Akgül
Güneşin ilk şualarına dikkat
MORAN’ın ANTİRİDE
Müstahzarı
ALIN ve GÖZLERİNİZİN etrafındaki Buruşuklukların çıkmasına mâni olur.
■i Htr yerde arayım*, M
Sandal Bedesteninde teşhir edilmekte olan Avrupa malı yeni vaziyette eksantrik bir:
PRES
9 nisan 945 pazartesi günil satılacaktır.
Zayi — Esnaf odasından aldığım 7348 sayılı grup tezkeremi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Öazlıçeşme Doğruluk Bakkaliyesi Cemil Yllceer
Türk Anonim Şirketi Yönetim Kurulundan:
şirketimiz ortaklarının aşağıdaki gündem maddesini görüşmek va karara bağlamak tlzere 25 Nisan 1945 tarihine rastlayan Çarşanba günt saat 11 de olağan üstü toplantıya çağrılması kararlaştığından ortakların yevmi İçtlmadan bir hafta evveline kadar hisse senetlerini veya ortak olduklarına dair evrakı müsplteyi şirket merkezine tevdi ve mukablllnda giriş kâğıdı almaları ve belU gün ve saatte bütün ortakların şirket merkezinin bulunduğu Galata, Mahmudiye caddesi 5 numaralı mahalle teşrifleri rica ve gündemin esas mukavelenin 81 ve 82 inci maddelerine taallûku İtibar İle bir hisseye malik olan ortağın dahi toplantıya gelmeğe ve oy*a katılmağa yetkili olduğu ll&n olunur.
GÜNDEM:
Esas mukavelenin 81 ve 82 ve Ticaret kanununun 441 lnd maddesinin 2 İnci fıkrası mucibince fesh ve tasfiye hususunu görüşmek ve karara bağlamak.
HER ÇEŞİD
Cini yemek tabağı, Kâse ve Fincanlar
Türklyenin yegâne çiıil fabrikası olan
Kütahya Azim Çini Fabrikası Mamulün. toptan satış yeri: İstanbul Tahmis sokak Camlı nan No. 9. Tel: 20259,
Perakende satış yeri: Bey-jğlti İstiklâl cad. No. 455. Tel: 43720.
Comments (0)