Haliç’ln temizlenmesi işine başlamak için yeniden incelemeler yapılacak
Dsposu: T&hml» sokak No. 74. Telefon 20847 Telgraf: Albayrak - İstanbul.
ALBAYRAK
PİRİNÇ ve HUBUBAT
UNLARI
Öene 27 — No. 9477 — Fîatl her yerde 10 kuruştur.
PERŞEMBE 8 Mart 1045
Sahibi: Necmeddin Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
erlin'e karşı
büyük taarruz
Batıda Almanlar grup halinde teslim oluyorlar
Amerikalılar 2,5 günde 100 kilometre İlerlediler, Bonn şehrinin batı dolaylarına girdiler. Coblenz, Dusseldorf da tehlikede
Mareşal Zukov kuvvetlerinin harekete geçtiği bildiriliyor
Küstrin’de şiddetli muharebeler oluyor. Sovyet kıtaları Stettin’e 6 Km. mesafeye geldi. Danzig kesiminde Almanların durumu tehlikeli
M. Churchiil Batı
cephesinde raptedilen Alman Slegfried hattuu geziyor
Londra 8 (H.) — Batı cephesinde üçüncü Amerikan ordusu çok büyük . hızla İlerlemektedir. Bu ordu şimdi Rhln üzerindeki Bonn şehrine 3, Çob-lenz'e 15 kilometre mesafede bulunuyor. Amerikalılar Coblenz İle Bonn arasındaki Alman kuvvetlerini çevirmekle tehdidediyorlar. Amerikan ordusu İki buçuk günde 100 kilometre İlerlemiş, 12 şehir ve kasabayı işgal etmiş, birçok esir almıştır. Almanlar gurup halinde teslim oluyorlar. Son taarruzun başmdanberi alınan esirlerin miktarı 68 bini bulmuştur.
Birinci Amerikan ordusu Bonn şehrinin batı dolaylarına girmiştir. Bu ordunun harekâtı düşmanın malûmat almaması İçin gizli tutuluyor. Yakında bu kesimden mühim haberler bekleniyor.
Almanlar Dusseldorf kesiminde ateşi kesmişlerse de Vessel köprüba-şında hâlâ mukavemet ediyorlar. Mamafih muhabirler burada cephanelerin yakıldığım, ve Almanların kaçmağa hazırlandıklarını bildiriyorlar.
Kolonyada esir alman Alman generali von Unraht harb muhabirlerine: «Benzinsiz ve ateşslz bu harbi nasıl kazanabiliriz?» demiştir.
Hava akmları
Londra 8 (R.) — Dün gece Alman-yaya hava altınları yapılmıştır. Hedef Berlin ve Saksonya’da demiryolu kavşakları İle îtalyadan kalkan 900
UzakDoğu’da
Belçika hududu
Birmanya’da Britanya kıtaları ilerliyor
Londra 8 (R.) — Blrmanyada Britanya kıtaları Mandalay’a doğru Heri hareketine devam ediyor, şimdi bu yere 7 kilometre mesafededir, trre-vady nehri üzerindeki köprübaşı genişletilmiştir.
Laşyo şehrinin eski kısmı ve hava meydanı çin kuvvetleri tarafından eaptedllmlştlr. Laşyo, Çin’e giden yolun sonu ve şimendifer hattının başlangıcıdır.
İwo adasında Japonların şiddetli mukavemetine rağmen ileri hareketi devam ediyor. Luzon adasının en cenubunda bulunan 2 şehir zaptedll-mlştlr.
B. İbrahim Necmi Dilmen’in cenazesi getirildi
Ölümünü esefle bildirdiğimiz Türk Dil Kurumu genel sekreteri ve Burdur millet vekili merhum B. İbrahim Necm! Dilmen’in cenazesi dün saat 10,10 da Haydnrpaşaya gelen yolcu trenile getirilmiştir. Haydarpaşa garında İstanbul Maarif erkânı ve ölünün aile efradı cenazeyi beklemekte İdi. Cenaze, buradan hususi motörle
Buyıikadaya götürülmüştür. Orada, nesine kaldırılmıştır. Ne suretle yara-defnedllecektir. i landığt hakkında tahkikat yapılıyor.

(KOLONYA
SietfLurg
Ovam Kamarasında M. Eden e bir tok sualler sornldn
Goebbels ve Ribbentrop harb mücrimi — Doğu Prusya ve Polonya işleri
Müttefiklerin Batıdaki hareket sahasını gösterir harita
Amerikan uçan kalesi Avusturya demiryolu merkezlerin! ve 3 petrol tasfiyehanesini bombardıman etmiştir.
Almanlar ne diyorlar?
Brüksel 8 (A.A.) — Alman tebliği, Amerikan zırhlı bitiklerinin Kolonya-
Almanya’dan bir miktar arazi isteniyor
Brüksel 8 (A.A.) — «Libre Belglque> adındaki gazete, AJman - Belçika hududunda bir düzeltme yapılmasını ve Kalterherberg, Mont Jöle, Konzen, Lammrrsdorg, Rotgen arazisinin Eel-çlkaya İlhakını İstemektedir Hakikatte Svlth veya Malmedy'dcn hareket eden trenler tekrar Belçika arazisine girmeden evvel kim bir mesafe için Alınan arazisinden geçmek mecburiyetinde kalmakta ve bu hal gümrük muayenesi gLbl bazı güçlükler yüzünden hâdiseler çıkmasına ve zam m kaybedilmesine sebep olmaktadır
Fenerde varalı bir kadın bulundu
Bu sabah Fener’de Ayan caddesinde genç bir kadın muhtelif yerlerinden yaralı olarak sokakta bulunmuştur. Yapılan tahkikatta, kadının o semtte Güzel Marlka adile tanınmış blrL olduğu anlaşılmıştır. Yarası tehlikeli olan Martka Cerrahpaşa hasta-
dan Bonn İstikametinde geniş bir cephe üzerinden ilerlemekte olduklarını bildirmektedir.
Londra 7 (A.A.) — Alman Haberler bürosu, Amerikalıların Munster - El-fel İle Rheinbach arasında kuvvetli bir tank teşkilini çevirdiklerini bildiriyor.
Londra 8 (A_A.) _ Rhin nehri boyunca İşgal edilen Alman şehirlerini ziyaret eden Daily Express gazetesinin muhabiri, telgrafla bildiriyor;
Muazzam bir çöküşe şahit oluyoruz. Alman halkını tamamen yenilmiş, hayvan sürüsü haline gelmiş görmek isterseniz, burada bu arzunuzu yerine getirebilirsiniz. Cladbach ve Cre-feld gibi büyük sanayi şehirlerinde harb bitmiştir. Bu şehirlerde harb. tabiî bîr hayat sayılan herşeyln çök-meslle birlikte sona ermiştir.
Crefeld'de Almanlar, yanlış arazi politikasını unutmuş gibi görünüyorlar. Şehrin elektrik santralinde Alman makamları tarafından yapıştırılan bir İlânda şöyle denilmektedir
Fabrikanın muntazam işlemesini temine devam etmelisiniz. Kimler olursa olsun gelenlere itaat edeceksiniz.
Bu olayın ehemmiyetini mübalâğa etmemek lâzımdır. Bununla beraber bu. manalı bir olaydır. Eğer bu gibi talimat genel bir şekilde tatbik edilirse bu, Almanların işgalimizi kabul ettiklerine ve bu İşgali kolaylaştırmağa hazır bulunduklarına İşarettir.
Mvnshr
Tank himayesinde taarruz eden Sovyet askerleri
DİKKATLER
Sivil hayatta silâhsızlanma
hii-
Parm * ULA. ı — Alman, haberıer ajansı, mareşal Zukov ordularının : Berlin istikametinde büyük taarruzla- : rina başlamış olduklarını bildirmek- > tedir. Salı sabahı. Öder doğusunda . bulunan Sovyet bataryaları şiddetli ; bir ateş açmışlardır. Sovyet kuvvetle- ■ rl Küstrln He Frankfurt arasında taarruz etmektedirler.
Alman jansr, Sovyet birliklerinin Oder’in sol yakasında kuvvetli köp-rübaşları kurmuş olduklarını ve bu birliklerin Alman başkentine 55 kilometre mesafede bulunduklarını bildirmektedir. Mareşal Zııkov esas taarruzlarını Küstrin’e karşı tevcih etmiş bulunmaktadır.
Moskova bu hususta hiç bir şey bU-dirmemektedlr. .Yalnız İzvestla gazetesi dün sabahki başyazısında bu kesimdeki hareketleri yorumlamakta ve şöyle demektedir: «Kuvvetlerimiz
şimdi Berlin’e doğru yürüyorlar.»
Mareşal Rokösövsky de Danzig istikametinde Heri hareketine devam etmektedir. Danzig şimdi Sovyet bataryalarının ateşi altında bulunmaktadır. Stettln limanı İse kuşatılmak . üzeredir. Bu mühim Alman limanı da Sovyet toplarının ateşi altuıda bulunuyor.
Stokholm 7 (A.A.) — îzvestia gazetesinin bildirdiğine göre. RuSlar. adı blldlrilmlyen bir kesimde bir gedik açmışlardır. Öğrenildiğine göre Sovyet teşkilleri kuvvetle tahkim edilmiş bir bölgeyi geçmişler, bir nehri aşmışlar. Almanların, gerisinde derln-, tiklere nüfuz etmişler ve Bnemal bir mukavemet merkezini ele geçirmişlerdir.
Almanların itirafı
Brüksel 8 (A.A.) — Alman D. N. B. Ajansı, Alman kuvvetlerinin Çekos-lovakyada Şemnltz şehrini tahliye etmiş olduklarını bildirmektedir. Alman haberler ajansının bir muhabiri de. Danzlc’in cfnup kesiminde vaziyetin karışık olduğunu söylemekte ve Küstrln kesiminde Sovyetlerln durmadan taarruz ettiklerini İlâve etmektedir
Brüksel 8 (A.A.) — Alman haberler ajansının askeri yorumcusu, mareşal Zukov kuvvetlerinin Stettin'in 6 kilometre doğusunda Altdamn'a girdiklerini Söylemiştir.
Londra 8 (Rı — Kızılprdıı Küstrln kalesine 3 taraftan taamız ediyor. Almanlar Saksonya kesiminde Chem-milz’ln doğusunda, muharebeler olduğunu bildiriyorlar.
3 günlük emir
Moskova 7 (A.A.) — Dün Mareşal SI alin tarafından 3 günlük emir neş T edilmiştir Birine! günlük emirde Stettln yakınlarında Alman müdafaalarının önemli müstahkem mevzileri, olan Golfov. Stepetnts. Masso şehirlerinin zapteldiğlnl, İkinci günlük emirde Danzig civarında Stargard’m ve. Golev’ln ele geçirildiğini, ftçlincfl
Son cinayetlerden birinin Jâsasj;
Adamın biri kavga sırasında «eğer erkeksen kendini göster!» demiş. Öbürü de hemen saldırmasını çekerek onu vurmuş. Sonra, yaptığı işten perişan, kaçmış. Bir müddet dolaşıp teslim olmuş. Şimdi pek pişmanmış.
Üzerinde durmak istediğimiz bir dâva:
Niçin her d,ileyen, _ «insan öldürmeğe mahsusı» ve başka hiç bir işe yaramıyan saldırına gibi, hançer gibi âletleri pek kolayca edinebiliyor? Bunların binde dokuz yiiz doksan dokuz bu gibi cinayetleri işleyenler tarafından kullanıldığı meydandadır.
Şayet üzerinde saldırması olmasaydı, o kavga öldürme ile değil. ancak bir yumrukla halledilecekti.
Sivil hayatta silâhsızlanmağı bir tecrübe etsek cinayet miktarları da azalacaktır.
günlûk-Binkdo de Karpatlarıia or->______BU. .poK meşktin yerler de geçirll-
-ı«■ ınj.jtjr. Kuşatılmış bir Alman grupu-nun imhası sona erdirilmiş. 8000 den fazla esir, çok malzeme ele geçirilmiştir. Onuncu Alman zırhlı kolordusu komutanı Gl. Krappe kurmay heyeti He birlikte esir edilmiştir.
manlık ve dağlık sahada güç şartlar İçinde Alman mukavemeti yenilerek Çekoslovak topraklarında, önemli bir Alman müdafaa mevzii olan Banska, Stiavnlca’nın zapt-edlldlğl blldlrllmek-tadltr.
Londra 7 (A.A.) — Reuter'in özel muhabiri bildiriyor: Dış Bakanı M-Eden bugün Avam kamarasında, İngiliz hükümetinin, Goebbels ve Rlb-bentrop'u, 1943 Moskova konferansı tebliğinin Alman mezalimi hakkında-kl kısmının tatbiki sahasına giren bellibaşlı lıarb mücrimleri telakki ettiğini bildirmiştir.
Müstakil saylavlardan M. Drlbberg, şunu sormuştur:
«Bundan, bu adamların tarafsız bir memlekete sığınmaları t-akdLrln-de, haklarında, kont Grandl'nlnklne benzer şekilde hareket edllmlyeceğl mânasını mı çıkarmak lâzımdır?»
M. Eden şu cevabı vermiştir: «Cevabım açıktır,»
İngiliz hükümetinin Polonya hakkında taklbettiğl siyaseti tasvlbetmi-yen muhafazakâr saylavlardan Prof. Savûy, M. Eden'e. hükümetin hangi etimolojik veya tarihi esaslara dayanarak Könlgsberg şehrinin Polonyaya verilmesini İstediğini sormuştur.
M. Eden, hükümetin Doğu Prusya-mn. Almanyadan ayrılması ve Alman halkının buradan çıkarılması lâzım geldiği fikrinde olduğu cevabını vermiştir. Diğer taraftan M. Eden, şehirde ehemmiyetli miktarda PolonyalI unsur bulunduğunu zannettiğini ilâve etmiştir.
Muhafazakâr saylavlardan mlss Ward, M. Eden'deri yeni anlaşmaya göre. İngiliz, Müttefik kıtalarına veya sivil halka mezalimden suçlu İtalyanların. kalyada vaziyetlerinin ne olacağını sormuştur.
M. Eden şu cevabı vermiştir: -.Bu durumda hiçbir değişiklik yoktur, İtalyan harb mücrimlerinin listesi yapılmıştır. Alman harb mücrimlerinde olduğu gibi, bunlar da İşledikleri cinayetlere göre cezalandırılacaklardır.»
Polonya ve Yunan isleri
Londra 7 (A.A.' — Dış Bakanı M. Eden. Avam, kamarasında şu demeçte bulunmuştur:
«Sovyet hükümeti, İngiliz hükümetinin arzusunu yerine getirmek mak-sadlle, Polonya Başbakanı M. Arcis-zevskl’nln zevcesinin derhal serbes bırakılması için gerekil tedbirlerin alındığım Moskovâda büyük elçimize bildirmiştir.»
Bayan Arclszevski'nln ne gibi sebeplerle tevkif edilmiş olduğunu soran bir saylava Dış Bakanı şu cevabı vermiştir:
«Bu sebeplerin bazılarını bana bildirdiler. Fakat tahkikatımız mesut mir sonuç vermiş olduğu için bu hususta ısrar etmemenin daha İyi olacağım zannediyorum.»
Lublln hükümetinin Polonya ordusuna karşı aldığı tavır hakkında sorulan bir suale de M. Eden şu cevabi vermiştir:
«İç Polonya ordusu. Londradakl Polonya hükümeti tarafından resmen silâhtan tecrldedilmiştir. Bununla beraber Lublln hükümeti, kendi otoritesine İtaat etmekten Istlnkâf ettiklerini İddia ettiği bazı unsurlarla Londradakl hükümete bağlı Polonya ordusu çetelerine karşı şiddetle hareket etmek niyetinde olduğunu bildirmiştir. Bu hususta özel mahkemeler teşkil edilmiştir.
İngiliz hükümetinin gayesi Mosko-vada da hâlen yapılmakta olan danışmaların başarı ile neticelenmesi İçin zaruri’olan güven havasını yaratmaktır. .Llıbtln hükümetinin, mah-za kendi otoritesini tanımadıkları için bir itişim PolonyalIlara şiddetli davranmaktan mutlaka vazgeçmesi lâzımdır.'Diğer taraftan bu PolonyalIların da mahalli makamlara karşı faal bir mukavemet göstermekten çekinmeleri gerektir. Zira bu hareketler münakale yollarını tehlikeye düşürmektedir. İngiliz hükümeti, bu neticeye erişmek için bütün nüfuzunu İstimal edecektir.»
Yunan hükümetinde yapılan son değişiklikler ve bu değişikliklerin önümüzdeki seçimlerin serbesçe ya-(Arkası sahife 2; sütun 5 te)
öaiııle 2
akşam.
SÜZÜN GELİŞİ
Tanınmanın süreklisi
Bir adam hangi işi tutarsa tutsun o işte meşhur olmak İster, Tanınmak bir işe konan anamal kadar, hattâ sonraları ondan bile değerlidir. Tabiî iyi tanınmaların sözünü ediyorum. Kötü tanınmak öyle istenilir şeylerden değildir; meğer ki insan» bir tahtası eksik ola!
Yalnız dikkat ediyorum bizde, ticaret hayatında iyi tanınmak için harcanan gayretler, çabalamalar tanınmak hali tamam olunca sona eriyor. Yaptığı malın, sattığı metaın iyiliğilc tanınmış mağaza, firma bu tamnmışlığı ticareti boyunca sürdürmek özverisine katlanmıyor. Bir kere meşhur olmayı gayeye varmak sayıyoı. Artık o tanınmişlıktan olabildiği kadar faydalanmanın sırası gelmiştir. Yaptığı şeyin, sattığı metaın kalitesini düşürmek, tanınmış lokanta ise yemeklerinde kötü yağ kullanmak, tanınmış kunduracı ise tabanlara bir kat kâğıt yerleştirmek, tanınmış kumaşçı ise yanık malları »en iyisidir» diye sürmek şöhretin en yüksek derecesine varıldığı zaman yapılan işlerdendir.
Bir kaç soylu tanınmış çıkaracak olursanız piyasada yüzyıllık şöhret yoktur. Tanınmış lokantanın, tanınmış kunduracının tanınmış kumaşçının nasıl olup da herkesçe bellendiğine bugün şaşar, aradığınızı tanınmamışlarda bulmak zorunda kalırsınız.. Mesleğinin başlangıcında her bakandan İyi, dikkatli, doğru sözlü olan tanınmamış da bu vasıflan tanındığı zaman bırakacaktır. Bütün gayretler hep tanınmak İçindir, tanındıktan sonra ne olsa sürülür, yutturulur gibi bir düşünüş!
Onun İçin değil midir ki ticaret hayatındaki şöhretler bir saman alevi gibi parlayıp sönüyor. «Filân lokanta mı? O bir zaman İyi yemekler yapardı» «falan kunduracı mı? Eskiden onun kunduralarının eşi yoktu!» deyip duruyoruz. Babadan oğu dan toruna gecen iyi şöhretler, sürekli tanınmışlıklar, böyle olduğu gibi yarın da başka türlü olrmyacak sağ] ramlar yok.
Tanınmak zordur, evet ama bu tanınmışhğı yıllar boyunca sürdürmek niçin daha zor oluyor? Şevket Rado
Yumuşamış cephe
Pomeranya’daki harekâtın gayesi ve gelişmesindeki hızın hikmeti nedir ?
Makedonya
Bulgaristan’da
Eski Yunan muharipler birliği bir muhtıra verdi
Slav kongresi şenlikleri
025991 070774 115691 163952 212671 260078 329777
358503
029318 072552 128459 170453
222528 260611 332754
373110
046459
093134 154091
176226
233399 274577
349414
375174
Sofya 7 (A.A.) — Sofya'da toplanan Slav kongresi munasebelile buynk halk nümayişleri yapılmakta ve Slav birliğini derpiş eden hararetli nutuklar söylenmektedir.
Rusçanın bütün Slavların resmî dili olması teklifi
Sofya 7 (AA.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Bulgar Egzarln ste-fan Prenıer, Slav kongresinin dünkü Oturumunda yaptığı demeçte, Slav birliğine ve tarihi Bulgar İstiklâline el kaldıracak olanların hepsini tel in etmiş, Ruaçanm butiuj Slavların resmi dili olmasını tekili itmiştir.
Halk mahkemeleri tarafından mahkûm edilenler
Sofya 7 (AA.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor; Noveeltüi’-deki 2 numaralı halk mahkemesi, 60 suçluyu ölüm cezasına çarptım ıştır.
14 kişi müebbed hapse mahkûm edilmiştir. Başka 24 suçlu da bir seneden
15 seneye kadar hapis cezaa almlştır.
Garnalorchovaltza halk mahfcerr.cal de 52 ölüm ve 82 müebbed hapis cezasına, 88 suçlu da bir sene ile 15 sone arasında muhtelif hapla cezalarına mahkûm edilmiştir Hükümle» derhal İnfaz edilmiştir
Kazanlık halk mahkemesi İse '28 ölüm ve 16 müebbed hapis cezası vermiştir. Diğer bir çok suçlular da bir sene 11e 15 sene arasında hapis cezasına çarptırılmıştır
öldürülen İngiliz harb esirleri
Londra 7 (AA.) — Ingiliz Harbiye Bakanlığı müsteşarı slr James Origg, bugün Avam kamarasında bir kaç İnciliz tabaat harb esirinin Bulga-ristanda mütarekeden evvel öldürüldüklerini bildirmiştir. Kurbanların sayısı bilinmemekle beraber hlc olmazsa onu bulmaktadır.
Slr James Grlgg Bulgaristan daki esirlere sert ve bazan da şiddetli muamele yapılmış olduğunu İlâve etmiştir. Bir esir kampını idareye tncmuf edilmiş olan komutanla iki subay tevkif edilerek hapsedilmiştir. Diğer blf kampın komutanı da intihar etmiştir Harb esirlerine karşı muamelelerinden dolayı Bulgar kıtalarına mensup 23 subay ve er tevkif edilmiş v( diğer 19 u da gözaltına alınmışta
Atina 8 (AA.) — Anadolu
ajansının özel muhabiri bildiriyor; Eski muharipler birliği In-gilİM, Amerikan ve Rus elçiliklerine birer muhtıra vermişlerdir. Bu muhtırada federal bir Makedonya meselesi etrafında dünya halkını aldatmak maksadile yapılan propaganda protesto edilmekte ve Yunanistan’ın Makedonya, kuzey Epir ve Yunan Trakya sı üzerinde dokunulmaz hakkına karşı yapılan düşman propagandasının reddedilmesi Avrupa basınımdan rica olunmaktadır.
Bir cephenin dayanmasını helezo-ni bir yaya benzetmekte hata yoktur. Tabam memleketin ortasına dayanan bu yay dışan doğru uzadıkça sertliğinden kaybeder, daha yumuşak ve elâstiki olur. Tersine olarak kendi memleketi içine çekildikçe kurulur, sertliği artar. O derecede kİ; bir ara bu serlMir ve direnme kuvveti gittikçe zayıflayan ve azalan saldırgan taratın üstüne çıkar ve onu yere vurur.
Bidayette müdafaa sureulc kazanılan milli zaferlerin esas prensi pl hep böyledir. Bizim İstiklâl saraçmda olduğu gibi bu seferki Sovyet zaferinde de esas bu İdi.
Eğer bu kaideyi tatbik edersek geri çekilmekte olan Alman ordusunun Beıiin enlinde en çetin savaşlarını vermesi, en sert, yerinden oynamaz cepheyi vücuda getirmesi gerekirdi. Halbuki İş aksi oluyor. Gün geçtikçe çark cephesinin yumuşadığını . Kızılordu memleketindin hayli uzaklaşmış, Alman ordusu İse kendi can evine hayli yaklaşım? bulunduğu halde, kara, kışa rağmen Sovyetlerin istedikleri yerde ve zamanda, istedikleri kadar llerlleyip şehirler, kasabalar, hattâ koca memleket parçalarını zaptedebildlklerinl görüyoruz. Filhakika son günlerde Pomeranya gibi bataklık ve göllerle çevrili, ormanlık erazide ve tıpkı FinlândJyalılann 1939 - 40 kışında Karelyadakl meşhur müdafaalarını gösterdikleri eraziye benziyen yerlerde Sovyetler hangi istikamette İsterlerse günde 30 - 40 kilometrelik: yol alıyorlar. şehirlere giriyorlar ve Alman ordularını çeviriyorlar. Halbuki Daczigden Öder nehrinin* ağzına kadar devam eden bu cephe Berline doğru Berliyen Kızılordu birliklerinin başı ucunda bir satır gtbi havaya kalkmış duruyordu. Aynı halde ve kuvvetle tutulabiimlş olsaydı mareşal Zukof birliklerinin Berlin İstikametindeki lleriltsnesl de kolaylıkla göze alınamazdı. Esasen Sovyetlerin bu kesimde bir an evvel Battık sahillerine ulaşmayı İstemeleri de her şeyden evvel bıı tehditten kurtulmak, tekrar bir hamle Ue Berlinl çevirmeden ve Elbe kenarına vararak bütün Ballık sahilini ters cephe ^Jle müdafaa zaruretinde bırakmadan evvel sağ kanatlarındaki bu pürüzü ortadan kaldırmaktı. Fakat tahmin olunabilirdi kİ Almanlar bu dil gibi 1leri çıkmış vaziyetteki erazi parçasını kendiliklerinden boşaltmadıklarına göre Berline karşı Ilerllemeyi durdurmak İçin Pomera riyada vç era-zlntn de müdafaaya müsait duru-

1,600,000 asker
047232 100250 155900 176479 236780 i 295629| 353567 . 381683
001995 044941 085133 102182 140233 154162 170352 133787 199057 212957 234’41 258921 289620 323911 341007 S73268
021676 065291 088487 132511 145054 157767 175564 194148 203529 218973 243280 272524 205954 331586 350720 393282
022012 067187 092317 136034 148794 157988 178067 197734 204347 222442 254253 275217 313731 332045 355422 394446
032321 069224 004537 138176 151539 186174 183664 198141 206960 227857 258268 288702 317941 332631 358972 395890
Londra 7 (A.A.) — M. Alexan-der Normandiyaya yapılmış olan çıkarma hareketleri hakkında sarih bazı malûmat vermiştir, M. Alexander, ilk çıkarma hareketinden on gün sonra Fransız sahillerine 500,000 asker ve 77,000 taşıt çıkarılmış olduğunu söylemiştir.
1 temmuza kadar çıkarılan askerlerin miktarı 1,000 000 u ve aym ay sonunda 1 600,000 1 bulmuştur.
Pasifik’te Ingiliz gemileri
Londra 7 (A.A.) — Bahriye
Bakanı M. Alexander. büyük Fransız zırhlısı «Rlchlihsu» ile İngiliz zırhlıları «Queen EUza-,L^wb) «Valllant» ve «Renown» jn ayrıca bir çok İngiliz, Amerikan ve Hollânda hârb gemilerinin şimdi Pasiflkte bulunduğunu söylemiştir.
M. Alevander. Alman denlzal-tılanna karşı elde edilen pek büyük muvaffakiyetlere rağmen tehlikenin henüz tam amil e bertaraf edilmemiş olduğunu belirtmiş. son aylar zarfında bir kısım Alman denizaltı lannın Ingiliz sahilleri önünde göründüklerini "* .....
İlâve etmiştir.
Muzaffer Aydın
5
hâdiseler
Ruatta’nın kaçması münasebetle nümayişler yapıldı
Yazan:
M. Şevki Yazman
m undan faydalanarak tutunacaklardır. Halbuki ancak üç gün devam eden çello çarpiinıalardan sonra ve birbirinden 40 kilometre aralıkla İki Sovyet kolu birden Ballık sahiline çıktılar.
Pomeranyadakl Alman ordularının daha garpta kalan ordu birliklerinden ayrılarak çevrilmesi. Danzlgin tecridi ve bu sebepte Alman ordusunun tekrar büyük kayıplar vermesinden sarfınazar edelim. Fakat bu en mühim noktada, en müşkül şartlar altında da Alman müdafaasının gösterdiği bu yumuşaklığa ne diyelim? Yukarıda İzah ettiğimiz kaideye göre ve memleket İçerisine çekilmek dûlayıslyle bu müdafaa kudretinin artması, cephenin çok daha -sertleşmesi gerekirdi.
Bu hal gösteriyor kİ Alman müdafaasında görünen zaıf artık «mevziin olmaktan çıkmış ve «bünyeyi» bir hal almıştır. Şu v(?ya bu sebepten değil, fakat artık Alman ordusunun tutunacak direnecek halt kalmamış olmasından her tarafta çöküntüler görülmektedir.
Bu kar, kış, ya&ış zamanında Po-meranya gibi müdafaaya elverişli erazide olduğu kadar, dünyanın en kuvvet" - - ■ ■ _ ________________
dli en Slegfrled hattında gösterilen za’fı da hep bu gözle görmrit doğru olur.
Sovjetlerin, cephe bu kadar yumuşadıktan, bütün Şarki Prusya ve Po-meranyayı artık korkulu bir yan olmaktan çıkardıktan sonra Berline hücum veya galip bir İhtimal 1le onu çevirmece teşeibbüs etmeleri çok kolaylaşmışta.
Esasen Öder nehrinin büyiik bir parçasında garba geçilmiş ve Berlin cenubuna. Saksonyaya doğru sarkılmış bulunduğuna nazaran bu çevirme hareketinde cenupta da imkanlar hazırlanmıştır.
Pomeranya temizlemesinden 'on-rn Berlin! çevirerek Elbe nehrine kadar varmark Kızılordu İçin 1ki fic günlük bir İş haline gelmiştir Bu maksatla alınması lâzım gelen mesafe ancak 90 - 90 klîom-ctre kadr’-bir şeydir. Müttefikler de S'cçfriedl asarak Rhln nehrine varmış olduklarına göre Şimali Almanynnın düşürülmesini hedef tutacak bu hareketin hep birden başlaması çok ve-riddlr. Başlama zamanı da asla uzak olmasa gerektir.
hareketleri
Londra'da bir müıamere
Londra 8 (AA.) — Türkiye
büyük elçisi B. Ruşen Eşref Ün aydın ve eşi. denizaşırı klü-bünün teşrifat heyeti tarafından dün akşam Londra’da Dor-chester otelinde tertibedilen kabul töreninde hazır bulunmuşlardır. Kendilerini Joceleyn Lu-cas karşılamıştır. .
Bir çok davetliler arasında Lübnan elçisi M. Şamun ve eşi ve Mısır maslahatgüzarı Hüaeyln Said bey hazır bulunmuşlardır.
Amerikalılar 17 vagon uçar bomba ele geçirdiler
Paris 7 (AA.) — Dokuzuncu Amerikan ordusu aldığı bir çok ganimetler arasında muhtemel
uuuj-anuı «ı gunıraeuer arasınaa m un ıcmeı
»tll tahkimat manzumesi addc- olarak cepheye gönderilmek üzen frrtdrı—11 .... ... . . - —
re uçar bomba ile yüklenmiş 17 vagon da ele geçirmiştir. Bu bombalar, Ardennes’ler taarruzu sırasında Almanlar tarafından Amerikalılara karşı kullanılan bombalara benzemektedir. Bir kaç haftadan beri Almanlar, bu nevi bombalan cephede ’ yerine kullanmaktadırlar, harrik atış mevzilerinden bu bombalar büyük bir maliktir.
Suriye ve Lübnan’ın protestosu
Beyrut 7 (A.A.) — Lübnan ve Suriye hükümetleri büyük devletlere birer nota vererek San Fransisko konferansına davet edilmedikleri İçin protestoda bulunmuşlardır.
topçu Müte-atıian sürate
Avam Kamarasında
Romanya’da bir tevkif
Bir manastır baş rahibi tevkif edildi
Mısır Hariciye Nazır?«ği
Londra 8 (R) — Kahire den bildirildiğine göre müstakil partiye mensup B. Abdülhamit Bedri Mısır Hariciye Nazırlığına tâyin edilmiştir.
Almanya’da
Created by free version of 2PDF
Milli Piyangonun 7 mart 1945 çekilişi dün An kar ada Sergicvinde saat 13,30 da yapılmış ve çekilişi kalabalık bir halk kütlesi taklbetmlştir. Bu çekilişte ikramiye kazanan numaraları aşağıya, yazıyoruz:
50.000 lira kazanan numara
130274
20-000 lira kazanan numara 277265
10.006 lira kazanan numaralar 332004 326827 393533
5 000 hra kazanan numaralar 018117 032248 048516 069111 08176C
284632 298228 382479
2 000 lira kazanan numaralar 023149 068138 108781 157793 188138 245759 298932 355323
1.000 lira kazanan numaralar
021210
058075 085934 115377 144961 155122 174691 190574 199657 215259 238773 270265 292332 324220 341821 392511
500 Hra kazanan numaralar
Son dört rakamı 6295, 8150, 8455 ile nihayet bulan 120 bilet.
100 Ura kazanan numaralar
Son üç rakamı 356, 409, £T1 ile nihayet bulan 1200 bilet.
10 lira kazanan numaralar
Son iki rakamı 51, 73. 91 Ue nihayet bulan 12000 bilet.
3 lira kazanan numaralar
Son rakamı (7) ile nihayet bulan 40.000 bilet ikramiye alırlar.
50.000 lira büyük ikramiyeyi kazanan 130274 numaralı biletin bir parçası Ankara, bir parçası Zonguldağa satılmıştır.
20 000 lira büyük ikramiye kazanan 277265 numaralı bilet İstanbulda satılmıştır. 10.000 er lira İkramiye kazanan biletler Ankara, Ayvalık ve Bürüçte satılmıştır. 5.000 Hra İkramiye kazanan numaralardan İki tanesi Samsun, birer tanesi Gelibolu, Çanakkale, Adana, iki tanesi İstanbul, Sem İrken t, Antakya ve Edlmeye satılmıştır.
Diğer İkramiye kazanan biletler da yurdumuzun muhtelif şehir ve kasabalarında satılmıştır.
Aydın ağır ceza mahkemesine gönderiliyor
Zingal şirketinin dâvası
Anl ara 7 (Telefon) — Zingal şirketi tarafından orman umum müdürlüğü aleyhine açılan 1 milyon liralık dâvaya dün bakılmıştır. Orman umum müdürlüğü avukatı cevap İçin mühlet istemiş olduğundan duruşma başka güne bırakılmıştır.
Ankara’ya kar yağıyor
Ankara 8 (Telefonla) — Bu sabah Ankara’ya tipi halinde kar yağmaktadır.
Hırsızlık suçundan şehrimizde dört buçuk sene hapse mahkûm edilmiş olan ayrıca, Ankara İzmir, Aydın gibi şehirlerde de hakkında dâvalar açılmış bulunan Muzaffer Aydın ile Beşiktaş şoförleri idare memuru Tevfikl öldürmek ve Cezaevinden kaçmak suçlarından on İki seneye mahkûm tlhaml geçen gün tekrar Cezaevinden kaçmış, fakat yakalanmışlardı.
Bu Dri mahkûm ile firare sebebiyet verdiği İddia olunan gardiyan Ömer dün tekrar yargılanmak üzere ikinci ağır ceza mahkemesine verilmişlerdir. İkinci ağır ceza mahkemesi Adliye Bakanlığının talebi ve yüksek yar-gıtaym kararlı e Muzaffer Aydın, tlhaml, Cafer, Kemal, Mustafa ve diğer iki mahkûm haklarındaki kaçma ve Cezaevlertnde-ki muhtelif vakaları dolayıslle haklarında mevcut ve birbirlerile İlgili görülen on dâva dosyasının alâkadarlarile birlikte Aydan ağır ceza mahkemesine zevklerine karar vermiştir.
Roma 7 (AA.) — Hapisten kaçan general Roatta Şimali İtalyada görülmüştür. Karısına, Adllyenln emrine hazır bulunmağı bildirilmiştir.
Roma 7 (AA.) — Roa₺ta"nın kaçışını protesto etmek üzere solcu partiler tarafından tertiplenen ve on İki bin İtalyanın hazır bulunduğu bu akşamki halk mitinginin sonunda vuku bulan hâdiseler sırasında üç kişi ölmüştür.
Birçok hatipler Başbakanın istifa etmesini İstemişlerdir.
Miting bitince, tezahür atçılar kiralın İkametgâhı olan Qulrinal sarayına giderlerken, halk üzerine yürüyen atlı jandarmaların teşkil ettiği barajla karşılaşmışlardır. Bu sırada birçok silâh atılmıştır. Karanlık bastığı sırada kargaşalık el’an devam etmekteydi.
Kabine buhranı önlendi
Roma 7 (AA.) — Dün akşam sakınılmaz bir hale geldiği sanılan hükümet buranı önlenmiş gibi görünmektedir.
Bükreş 8 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor; Dün heyecan verici bir tevkif hâdisesi olmuştur. Bükreş yakınında «Cemican manastırının baş rahibi Vasil Tamitvsli tevkif edilmiştir. Kendisinin lej-yonerier kumandanlığına bağlı üç şubeden birisinin yani dinî şubesinin şefi olduğu sanılmaktadır. Diğer iki şubeden biri tet-hîşçi diğeri de ara bulucu şubedir.
Bükreş 8 (A.A.) — Anadolu
ajansının öze] muhabiri bildiriyor: Millî demokrat partisi bugün Öükreş’te büyük bir miting tertibetmlştir.
(Baş tarafı 1 İnci sahlfedei pılması üzerindeki muhtemel tesiri hakkında sorulan bir suale Dış Bakanı M. Eden şu cevabı vermiştir:
Bu değişiklikler hakkında İngiliz hükümetinin fikri sorulmamıştır. Fakat seçimlerin serbes ve Adilâne bir usul dahllnde yapılacağından şüphe etmek çln ortada hiçbir sebep yoktur. İngiliz hükümeti, seçimlerin serbesçe cereyanını sağlamak İçin elinden geleni yapacaktır.»
İngiliz makamlarının elinde bulunan Yunan esirlerinden bahseden M. Eden demiştir M: «Sekiz bini Elas’a mensubolan bu esirlerin sayısı 12,000 dlr. Sekiz bin Elas’çı kafile kafile Yu-nanlstana gönderilecektir. Bunların İki yüzü umumi aftan faydalanamı-yacakhr. Çünkü işledikleri suçlar af kanunnnun şümulü dışında kalmaktadır.
Diğer dört bin esire gelince: Bunlar geçen baharda isyan eden Yunan kuvvetlerine mensup kimselerdir. Bunlar da mümkün olduğu kadar çabuk vatanlarına İade edilecektir.»
Münih’te kargaşalıklar çıktı
Bernc 7 (A.A) — Alman hu* dudundan gelen bir haberden öğrenildiğine göre M ün İh te cid« di kargaşalıklar çıkmıştır. Şehir S.S, kıtaları tarafından çevrilmiştir. Demiryolu münakalâtı ve telefon muhaberatı kesilmiştir. Tüfek gürültüsü şehrin doğu n’9hal’elerinde işitilruektedi1

Zi-
Ankara’da kauçuk istasyonu Ankara 8 (Telefonla) — raat Bakanlığı şehrimizde kuru-
lacak kauçuk istasyonu İçin gerekli makinelerin Amerikadan sat m alınmasına karar vermiştir.
Amerikalı gazeteciler heyetinin başkanı gitti
Geçenlerde şehrimize gelerek Ka-hlreye giden Amerikalı gazeteciler heyetinin başkanı M. Bil! Dllmor, bulada kalmıştı. Heyetin başkam da bugün Toros ekspresile Ankaraya hareket etmiştir. M. BU1 Dllmor, arkadaşlarına İltihak etmek üzere Anka-radan Kahlreye geçecek ve heyet Ka-hlreden Nevyorka gidecektir.
Etibanka 4,135,229 lira
Ankara 8 (Telefonla) — Hükümet, Etibanka sermayesine mahsuben 4,135,229 lira vermeği kararlaştırmıştır.
Parti müstakil grupu toplandı
Ankara 7 (A.A.) — C. H P: müstakil grupu başkan vekilliğinden: C. H. P. müstakil grupu. 7/3/1945 çarşamba günü, başkan vekili ve İstanbul milletvekili Ali Rânâ Tarhan’m reisliğinde toplandı.
Toprak ürünleri vergisinin uygulanmasında görülen aksaklıklar hakkında hazırlanmış olan rapor İncelendi. Görüşmeler sonunda bu raporun Maliye Bakanı hazır olduğu halde konuşulmasına devam edilmesi kararlaştırıldı.
Ankara’ya makara ve iplik
Ankara 8 (Telefonla) —
kara’nın ihtiyacı için ayrılan makara ve ipliklerden büyük bir parti şehrimize getirilmiştir. Bunlar şehrimizin ve ilçelerin ihtiyacı gözönünde tutularak yakında dağıtılacaktır.
Rusya’dan Avam kamarasına selâm mesajı Londra 7 (AA.) — Husyanm Avam kamarasına gönderdiği selâm mesajı, kamarada Başkan tarafından alkışlar arasında okumuştur Bu mesajda İngiliz -Sovyet ittifakının karşılıklı anlayış esasları üzerinde geniş ölçüde gelişmesi ve İki memleket arasında mevcut karşılıklı dostane münasebetlerin Alman yanın mağlûbiyetini temin ve devamlı bir bansın muhafazası İçin sağlam bir temel teşkil ettiği hususunda İngilterede mevcut kanaate Iştirâk edilmektedir.
7/3/1945 flatlerl Donara ûzerLne ı sterlin Nevyorit üzerine 100 dolar Cenevre 100 tsvtçre Pr
Madrid Özerine tno pezete 12.89
Stokholm üzerine 100 Kuron 31 H2B
Esham ve Tahvilât
Ergani % 5 193» ?5.7Q
tkramlyelt % s 938 T». 10
% 5 ikramiyen M M. 31.90
% 7 Milli Müdafaa :9.40
MUM Müdafaa V 26 41
Milli Müdafaa 3 19.25
% 5 945 Milli Miıdafa 19.16
Sıvaş - Erzurum i 1940
Sivas - Erzurum 2-7 19.45
% 7 1941 D Y 1 1935
1941 Demiryolu Ü 20.40
1941 Demiryolu İD 19 87
1941 Demiryolu % 5 95.70
Anadolu D Yolu ft 6f 34.50
Anadolu tahvili 1 - G 62.—
Anadoıu Mümes. 48 -
Merkez Bankası 150 —
İs Bankası nama 1420
İs bankası hamiline 75.50
Aslan çinieAtö 880
BUKSA DIŞINDA
Reşadiye altını 35.90
Gulden 83.08
Külce altın bir grama 5.19
■■■■«■■»■•■«»■••••••*»•»«•**»•* •> İr vvî »sı ti.
An-
Tıto kabinesi kuruldu
Bcjgrad 7 (A.A.) — Mareşal . Tîto yeni Yugoslav kabinesini . kurmuştur. Demokratların lideri Başbakan muavini olmuştur.
Münakalât Bakanı Afyon’da
Afyon 7 (A.A.) — Münakalât Bakanı general Ali Fuat Cebesoy devlet demiryollarının Eskişehir-deki müesseslerini tetkik ettikten sonra dün buraya gelmiştir. Bakan, burada kaldıkları müddetçe demiryollarına alt tesisleri gözden geçirecektir.
Rebiülevvel 23 — Kasım 13i
İmsak Güneş Öğle ikindi Ak Vutsı
E. 10.37 12.16 6.17 9.32 12.60 130
V. 5.45 7.24 13.25 16-40 19.08 20Ş7
Dicleliler gecesi
10 Mart cumartesi akşamı saat 21 den se aha kadar Tokatlıysa «a* Jonlarınd. Davetiyeler Dicle Talebe Yurdundan tedarik edilir. Tel: 20004
3T
8 Mart 1945
AKŞAM
Balıife 3
AKŞAMDAN AKŞAMA
Amatör berberlik yapan münevver bir bayan
Teklifsiz görüştüğümüz bir dostun evinde misafirdim. Salonda gazete okuyordum. Gözüm, bir sigorta ilânındaydı.
«Çocuğunuzun istikbalini ne suretle garanti altına alabilirsiniz? ■» tarzında bir sual soruluyor; sonra, reklâmda bu soruya cevap veriliyordu.
O sırada, içeriki odaya, ev sahibesinin bir misafiri gelmişti. Kadınların hasbıhali ekseriya hizmetçilerden şikâyetle başlıyor. Yine öyle oldu:
Yeni hizmetçi, ev sahibesinin başına işleri o derece bırakmış ki, zavallı bayaıı berbere bile gi-demiyormuş; işte, saçları böyle bakımsız kalmış imiş.
— Çağırdığın çaya onun için gelenıiyeceğim... - demesi üzerine, pek yakın dostlardan olan misafir:
— Benim berberliğim vardır. Saçlarını da keserim; bükerim de... - derli.
Bir gülüşme, bir şakalaşma derken iş ciddiye bindi. Sanki eve kuaför gelmişcesine yere bir çarşaf yayıldı. Elde makas saçlar kesildi, her iş olup bitti. Hem de mükemmel.
Misafir bayan:
— Çocukluktan beri merak ettim. Elim yattı. Ara sıra akraba kızlarının, annemin vc sıkışan tanıdıkların tuvaletlerini böyle yaparım.,. - dedi.
Yüksek bir aileden olan bu genç bayanın ismini, cismini bile yazmak isterdim. Böylece, başladığım bir serinin tesadüfi ilk numarasını sütunuma geçirmiş olurdum.
(Bir amatörlüğü olanlardan, yahut amatörleri tanıyanlardan rica etmiştim: Şayet hünerlerini bana göstermek arzu ederlerse çağırdık lan yere memnuniyetle gideceğimi, gördüklerimi gazete^ ye yazacağımı bu sütunda ilân etmiştim. Bazı mektuplar alıyorum ve diğerlerini de bekliyorum. Tekrarlıyayım ki, istenil-tnediği takdirde, amatörlüğün yalnız şeklini yazacağım. Bu yazıda olduğu gibi, şahıs isimlerinden bahsetmiyeceğim.)
Amatör berberlik yapan bayan, bir avukat kızıdır. Babasının da musiki amatörlüğü vardır. Zevci doktordur. Beyleyken, anlattığım şekilde, küçük bir zenaat edinmiş:
— Minimini bilgini bana bir ruh kuvveti de veriyor. Hayat bu, belli olmaz: Günün birinde ecnebi memlekette, yahut hattâ kendi memleketimde nâçar kalırsam bu küçücük marifetimle geçinebilirim... - diyor.
İlâve de ediyor:
— «Milyonlarca beyaz Rus, sırf amatörlükleri sayesinde ecnebi memleketlerde yaşayabil-iniştir. Hem de kalbur üstü kalmıştır.» İddiası pek doğrudur. En yüksek, en müreffeh aileler bile evlâtlarına bir küçük sanat öğretmelidirler. Hattâ maarif sistemimizin bir kaidesi bu olmalıdır
Gramofonla ecnebi dil
Ankarada bir okuyucum soru-jor:
— Gramofonla ecnebi dil öğrenmek için reklâmlar yapıldı-tına taslıyorum. .Bu sistemden bir fayda hasıl olur mu?
Şayet bu işe sermayenizi koydunuz da bana ikinci bir reklâm yaptırmak istiyorsanız, zekânızı tebrik ederim. Bu takdirde siz, pramofonsuz da ecnebi dil Öğrenebilirsiniz!!
(Vâ - NÛ)
İş bankası küçük tasarruf hesaplan ikramiyesi
Adana «Akşam) — Türkiye t? bankasının küçük tasarruf hesapları arasında tertibeyledlğl 1945 ikramiye plânının 2!) ocak çekilişinde büyük ikramiye şehrimizde bayan Zahide Düviın'e düşmüştür. Bayan Zahide birinci dünya harbinde kocasını kaybettikten sonra hayatını çalışarak devam ettirmiş, öksüz kalan kızını büyütmüş bir duldur. Birkaç yıl evveline kadar Ergani bakır madeninde çalışırken biriktlrebildiğ! beş on kuruşla şehrimize gelen bu kadın burada kızlyle birlikte el İşleri yaparak geçinmektedir. Bankada bulunan mütevazi hesabına İkramiye olarak 2000 lira eklenmiş olması kendisini şok sevindirmiştir.
[ [ŞEHİR HABERLERİ
Haliç’in temizlenmesi
Bu hususta yeniden tetkikler yapılacak
Halicin temizlenmesi için birkaç sene evvel bir teşebbüs yapılmış, fakat Haliçten çıkacak olan malzemenin aidiyeti bir anlaşmazlığa sebep olmuştu. Bu anlaşmazlık, çıkacak malzemenin Belediyeye mİ, yoksa İstanbul limanlar İdaresine mi alt olduğun dan çıkmıştı. O zaman bu İhtilâf hal-ledllemedlğlnden. Halicin temizlenmesi yüzüstü kalmıştı.
Bundan bir müddet sonra tekrar Halicin temizlenmesi etrafında bazı teşebbüsler yapılmış, fakat tarak dubası bulunamadığından bu sefer de bir şey yapılamamıştı.
Belediye, ancak denizden yapılan et taşımasına engel olmamak üzere Karaağaç İskelesinin önünü temizlet-mlştl. Fakat bu temizleme kâfi değildir. Haliç, asırlardanberl enkaz ile dolduğundan. İleride gemilerin hareketi büsbütün güçleşecektir.
Bunun İçin Haliç İle yakından uzaktan İlgili makamlar. Halicin temizlenmesi İçin nasıl bir çalışma birliği yapılacağını tesblt etmek için temasa başhyaeaklardır. Bu temaslar neticesinde Halllclil temizlenmesi etrafındaki fenni şartlar, buna yetecek para ve çıkacak malzemeden ne suretle İstifade edileceği kararlaştırılacaktır. Verilecek karardan sonra Halicin temizlenmesi işine başlanacaktır
Dr. A. Adnan Arfıvar’m konferansı
Dr A. Adnan Adıvar tarafından bugün saat 17.15 te Teknik üniversite konferans salonunda ( Rakamların tarihi» mevzulu bir konferans verilecektir. Konferans serbestir, herkes gidebilir.
Ekmek fırınının
Bulgfâristaî/daL kalan makineleri
Mahrukat ofisinin Almanyaya sipariş ettiği ekmek makinelerinden yalnız bir kısmı gelebilmiş, üst tarafı Almanya He münasebetimizin kesilmesi üzerine Bulgaristanda kalmıştı. Yapılan İncelemeler neticesinde bu makinelerin İstanbula getirilmesi mümkün olduğu anlaşılmıştır. Mahrukat ofisi bu maksatla bugünlerde Bulgarlstana bir memur gönderecek ve makinelerin mütebaki kısımlarını getirtecektir.
Mahrukat ofisinin fırın için Balat-ta yaptırdığı bina da tamamlanmıştır. Makineler gelir gelmez bir buçuk ay İçinde kurulabilecektir. Bu makinelerle İstanbulun ekmeğinin üçte biri temin edilecektir.
İş saati
Daire ve müesseseler için bazı esaslar incelenecek-
Tramvayların daha çabuk sefer yapabilmeleri ve halkın — mümkün olduğu kadar — yer bulabilmesi İçin geçenlerde alâkalı zatlarla gazetecilerin tramvay umum müdürlüğünde yaptıkları toplantıdan bahsetmiştik.
Bu arada sabah ve akşamlan aynı saatlerde tramvaylara binilmesine meydan vermemek için mektep, resmi daire ve çarşı tatil saatlerini ihtiyaca göre değiştirmek kabil olup olmadığı görüşülmüştü. Yapılan İncelemelere göre daire ve okulların hattâ fabrikaların sabah İşe başlama saatlerini İhtiyaca göre tanzim etmek kabildir. Fakat dükkân, yazıhane sahibi olan tüccar, esnaf ve ser-bes meslek erbabına kalan saatte İşe başlıyacaklarını tebliğ ederek ona göre tramvaylara binmelerini temin etmek mümkün değildir.
Akşam tatil zamanları saat 19 olarak tesblt edilmiştir. Bakkal ve emsali de saat 21 de İşine nihayet Vermektedir. Akşam tatillerLnl — tramvaylarda İzdihama meydan vermemek İçin — daha başka bir tasnife tabi tutmak kabil olamıyacağı anlaşılmıştır.
Yalnız daire ve müesseselerln İşe başlama ve tatil saatlerini daha esaslı bir şekilde düzeltmek kabil olacaktır. Bu cihet de ayrıca Belediye tarafından tetkik edilmektedir.
B, Faik öz’ün cenaze merasimi
Vefat ettiğini yazdığımız Maarif müdür muavinlerinden B. Faik Öz’ün cenazesi dün kaldırılmıştır. Hastaneden otomobille Beyazıt camisine getirilen cenaze, namazı kılındıktan sonra Sirkeci rıhtın mına kadar eller üzerinde taşınmıştır. Cenazede Maarif mensupları, talebeler ve halk olmak üzere büyük bir kalabalık hazır bulunmuştur, sirkeciden motörle Üsküdar» nakleilen medrhum Faik Öz, aile medfenlne gömülmüştür.
Zeytinyağı ve sabun
Bakkallara zeytinyağı verilmesine devam ediliyor, sabun fiatleri bir kaç kuruş diiştii
Eminönü -Unkapanı
Toptancı ve tacirler tarafından bakkallara zeytinyağı dağıtımı devam ediyor. Dağıtma İşi henüz sona ermemiş, her bakkal kendisine gösterilen ticaret evine başvurup yağım almamıştır. Bu yüzden yağlar henüz İstanbulun her semtine dağılmış değildir. Vilâyetin iznini alan bakkallar, kendilerin», gösterilen yağcılara başvurarak ve parasının tamamını ödiyerek yağlarını alıyorlar,
Evvelce zeytinyağı satan fakat yeni dağıtmada yağ satamıyacak olanların ellerindeki yağlar diğer satıcılara devrolunmaktadır. Satışlar bu şekle dökülmeden önce, zeytinyağının kara borsa satışı kârb İdi. Faturalı yağ alıp açıktan para ödiyenler bunları yine aynı şekilde perakendecilere satıyorlardı. Beyanname mecburiyeti çıktığı gün elinde bu yoldan alınmış yağ bulunanlar müşkül duruma düşmüşler ve bir miktar da zarar etmişlerdir.
Zeytinyağının kara borsa satışı durmuştur. Vilâyet millî korunma kontrolörlüğünün sıkı bir şekilde giriştiği takipler İyi netice vermiş ve yağların yerlerine kadar götürülmesi sağlanmıştır.
Toptancı ve tacirlerin ellerinde zeytinyağı vardır. Bunlar, vilâyetin tesblt ettiği perakendecilere verilecektir. Satılanların yerlerine yenilerinin gelip gelmlyeceğl bilinemiyor. Yalnız, üretim bölgesinde de yağcılar beyanname verdiklerinden Ticaret Bakanlığı yerindeki bu yağların nerelere gidebildiğini görebilecek durumdadır. Anadolu şehirleri çok tutarda zeytinyağı çekmiştir. Bu yüzden artık hesapsız satışlara son verilmiştir. Üretmen elinde bulunan yağlara başlıca iki alıcı kalmıştır. Alıcılardan biri İstanbul, diğeri İzmir İncir ve Üzüm Tarım satış kooperatifidir, İstanbula gönderilmiyen yağlar, yerinde Tarım Kooperatifi tarafından alınmak İstenmektedir.
Karecaahmet
Kumaş ihtikârı
Mezarlığa yeni bir kısım ilâve ediliyor
Dün Belediyede yapılan bir toplantıda mezarlıklar meselesi konuşulmuştur. İstanbulun en büyük mezarlığı olan Karacaahmet'te yapılan incelemeler sonunda beş yüz dönüm katlar boş bir kısım bulunmuştur. Bu boş saha İbrahimağa İle Şehitlik arasındadır. Mezarbğin iç taraflarında bulunan bu kısma şimdiye kadar pek az ölünün gömüldüğü anlaşılmıştır. Buna sebep olarak da buranın umumî yollra uzak bulunmasıdır.
Belediye tarafından verilen kararla bu boş saha adalara bölünecek ve muntazam parçalar haline getirilecektir. Mezarlığın bu kısmına gelen yolların mezarlık İçindeki kısımları da düzenlenecektir.
Sahrayıcedit mezarlığı da genişletilmektedir. Buraya 14 dönüm daha ilâve olunuyor, ilâve edilen kısım, duvarla çevrilecek ve muntazam adalara ayrılacaktır.
Maarif mükâfatı maçları pazar günü başlıyor
Evvelce bildirdiğimiz gibi, Maarif mükâfatı maçlarına önümüzdeki pazar günü Ankara - İzmir ve şehrimizde mahalli takımlann karşılaşmasile başlanacaktır. Ad çekmçjçln dün akşam bölge merkezinde toplanan kulüp sözcülerinin çektiği adlara göre, pazar günü Şeref stadında Beşiktaş -Galatasaray. Fenerbahçe - Beykoz takımları karşılacaktır Ankaradan aldığımız son bl. habere göre, takımlar gelecek hafta seyahate çıkacak; Beşiktaş - Beykoz Ankaraya. Fenerbahçe - Galatasaray takımları da ÎZ-mlre gidecektir.
Bu senekl karşılaşmaların da is-tanbuldan 4. Ankara ve İzmirden İkişer takım iştlraklle gene 8 takım arasında olması tekarrür etmiştir.
Satışa çıkardan ithalât malları
Ankara Ulus meydanında Koç ticarete oto yedek akşamı. Gal. Kınaci-yan handa Leon Odaya matbaa mürekkebi, kimyevî müstahzar ve lltog-raf kâğıdı, İst. Alaca handa N. Ergas ve Danona anilin boya, İst. Volto handa Asri diş deposuna dişçi malzemesi, Gal. Yiiksekkaldırımda No. 76 da M. Ali Harmankayaya vernikli boya, İst. Volto handa Raif Ongcr ve L. İşmene ultramarln, İst. Yeni Valde handa Silvan H. Semaka kravat.
Beyaz peynir fiati düşüyor
Geçen hafta az tutarda peynir gel-! dlğinden. yeni üretim peynirlerin ı tenekesi 32 liraya satılmıştı. Yavaş yavaş peynir tenekelerinin sayısı çoğalmış ve bir teneke peynir 30 liraya
Caddeyi genişletmek işi bugün umumî mecliste görüşülecek
İlgili memurlar Tarım Kooperatifine lâzjm gelen kolaylığı gösteriyorlar. Kooperatif durmadan yağ satın almaktadır.
Varılan neticeye göre üretmen elinde bulunan yağların bundan sonra kara borsaya düşürülmesi güçtür. Yağlar. İstanbula gönderilmediği takdirde kooperatif tarafından alınacaktır.
Tarım kooperatifinin yağlarının îstanbulda iki yerde satıldığını yazmıştık. Zeytinyağı satışı devam ettiği müddetçe lüzum görülürse kooperatifin satış yerleri çoğaltılabilecektir. Yeni yağ satış şeklinin ne netice vereceği bilinemiyor. Satışların alacağı şekil, kooperatif tarafından da yakından taklbedillyor.
Yeni karara göre zeytinyağı satabilecek bakkallar ve yağcılar, beraberinde sade yağ ve pamuk yağı da satacaklardır. Fındık yağı, ayçiçeği ve susam yağı satıcıları bunlardan ayrılmıştır.
Nebati yağ satışı üzerinde durgunluk vardır. Çekingen hareket edilmekte ve satışların gelişmesi beklenmektedir.
Sabun satışları serbesttir. Yeni yağ satışları başladıktan sonra sabun fl-atlerinde birkaç kuruş düşüklük olmuştur- Sabun piyasası da durgundur. Flatlerin daha fazla düşüp düş-miyeceğl gelecek haftadan sonra belli olacaktır.
İstanbul'a gelmekte olan İîlgen vapurunun külliyetli miktarda zeytinyağı getirmekte olduğu haber alınmıştır. Vilâyet. İstanbula yağ gönderilmesinin devamı hususunda Ticaret Bakanlığiyle temas halindedir. Tarım satış kooperatifinin yaptığı hesaba göre yağ İhtiyacını temin edeceği İstanbul. İzmir ve Ankara olmak üzere 3 şehrin yılda 6000 ton zeytinyağına ihtiyacı vardır. Bu miktarın 3500 tonu bir sene içinde İstan-bulda sarfoluı^maktadır.
Belediye başkanlığı, Unkapanı He Eminönü arasındaki sahanın ve Halicin her iki noktası arasında bir sahil yolu açılması için on beş senede ödenecek iiç milyon liralık bir borç yapılması hususunda umumi meclisten salâhiyet İstemişti
Bu teklif muhtelit bir encümene gönderilmişti- Encümenin yaptığı incelemeler neticesinde hazırladığı mazbata meclisin bugünkü toplantısında konuşulacaktır.
Belediyenin bu sefer istikraz edeceği bu üç milyon lira, (mütedavil sermaye» olarak kullanılacaktır Ancak bu sahada yol açmak için yıktırılacak binalarla yolun yapılması İçin — tahminî bir hesapla — otuz milyon lira gibi büyük bir pavavâ İhtiyaç görülmektedir
Bu hesaba göre alınacak üç milyon Hra. lüzumlu olan paranın ancak onda bfrirtl teşkil etmektedir. Fakat bu l=e konulacak üç milyon lira Gir «mütedaviı sermaye» mahlve-tlnde İşletileceğinden bu miktar, işe boşlamağa elverişlidir.
B(tediyenin evvelce Belediyeler bankasından İstikraz ettiği beş milyon lira Atatürk bulvarının açılmasına harcanmıştı. Bu paranın bir kısmı, muntazam taksitle’'!? ödenmiş, fak''t. beş milyon lirayı kanayacak hiç b'r tahsllât henüz yapılamamıştır Bu bes milyon lira da gene böyle bir (mittedavll sermaye» olarak kullanılmıştı. Bu paranın itfası İçin konulan esasa gere kamulaştırma suretlle yıkılan binalardan kalan arsalar — yola elden kısımlar çıktıktan sonra — satılarak harcanan parenin itfan temin edilecekti. Fakat bu sahada he-niiz hiç bir arsa satılmadığından istikraz edilen bu bes milyon lirayı da satış hedelile kapatmak kahll olamamıştır. Mamafih Belediyenin elinde kalan arsaların satışîyle sarf’dlien beş mllvon liraya karşı hiç olmazsa İki misli bir gelir elde edilecektir. Belediyeyi bıı tahmine şevkeden sebep, vaktlle Fatih île Edırnekapı arasında acılan bugünkü tramvay caddesinin iki tarafında bulunan arsaların satışından temin edUen paranın yapılan kamulaştırma ve inşaat masrafları-! nın îic misli fazlaslle kapanmış olmasıdır.
Unkapanı He Eminönü arasının açılması için yapılacak kamulaştırmalara Eminönü tarafından değil. Unkapanı tarafından başlanacaktır, Bundan maksat, daha müsait bir zaman gelinceye kadar Balıkpazarı ve civarı gibi İstanbul piyasa yerini bozmamaktır Belediye başkanlığı İle Be-ledlveler bankası arasında istikraz leln ilk anlaşmalar yapıldığından Umumî meclisin kararı alındıktan sonra İstikraz anlaşması hemen İmzalanacak ve bu yaz İse başlanacaktır.
Daha 7 kişi mahkemeye verildi
Vilâyet kontrolörleri tarafından İncelenmekte olan yünlü kumaş ve İplik ihtikârında suçlu görülenlerden 7 si daha milli korunma mahkemesine verilmiştir. Bunlardan altısı sahte lal ura tanzim ederek yünlü kumaş satmaktan, birisi de kullanmak üzere aldığı pamuk ipliğini satmaktan suçludur. Ayrıca sahte fatura İle manifatura eşyası satan bir satıcı da Milli korunma mahkemesine verilmiştir.
Milli korunma teşkilâtınca dün akşama kadar yakalananların sayısı 52 yi bulmuş, bunlardan sekizi tevkif edilmiştir.
KÜÇÜK HABERLER
4r Harb sonunda, memleketimizle ticaret yapmak üzere başvuranların sayısı artıyor. Dış memleketlerdeki bir kısım sanayi kurulları memleketimizde büyük tesisler meydana getirmek İstiyorlar. Yapılmak İstenilen te-I sislerin benzerlerinin resimleri ve krokiler! gönderilmektedir
* Esnaf odasının yeni yazılma zamanıdır. Martın sonunda kayıt müddeti bitecektir Kanuna göre bir nisana kadar yazılmasını yaptiTmıyanlar, vermeğe mecbur tutuldukları senelik ücretin üç mislini ödeyeceklerdir. Bu tarihten sonra kendileri başvurup üç misli cezayı vermek suretlle kayıtlarını yenilemezlerse İcra yollle alınmasına gidilecektir. İcraya verileceklerin bir kaç bini aşacağı hesaplanmaktadır.
-k Dün piyasaya gelen sevindirici bir habere göre taviçreden Marsilya tarikiyle külliyetli miktarda ilâç yola çıkarılmış bulunmaktadır. Bu gelecek ilâçlar arasında çok miktarda Calsl-um bulunduğu da söylenmektedir.
Üniversiteliler Canakkaleye gidecekler
18 Mart şehitler İhtifali müııase-betlle İstanbul üniversitesi adına muhtelif fakülte delegelerinden müteşekkil bir gurup Çanakkaleye gidecektir. Orada üç gün kalınacak ve şehitler âbidesine çelenk konulacaktır. -_______
Doktor simsarları
Dün akşam üzer! Etlbba odasında doktor simsarları hakkında yapılacak muamele İçin tdare heyeti toplantısı yapılmıştır. Toplantıya operatör M. Kemal Oka reislik etmiş. İdare heyetinin isteği üzerine Emniyet İkinci şube müdürlüğünden, simsarlarla İş birliği yapan doktorların tam listesinin Odaya yollanılması kararlaştırılmıştır. Listeler geldikten sonra İdare heyeti tekrar toplantıya çağırılacak ve İsimler! tesblt olunmuş doktorlar Haysiyet divanına verileceklerdir.
Sokak inşaatı
Bundan sonra zeminleri tahkimli yapılacak
II Bir çırpıda )]
Çalışkan bir insan..
6 mart tarihli gazeteler, gazeteci, dilci, mebus ve muallim İbrahim Necmi Diimen’irı ölümünü haber veriyorlardı.
Gözümün önünde derhal bir oda ve bunun içinde de .gayet yorgun bir adanı canlandı. Dil kurultayının toplandığı günlerdeydi. Memleketin en büyük meselesi. gazetelerin en büyük ak-tüalitcsi o olduğu için biz âdeta bir çalışma seferberliği ilân etmiş gibiydik. Kurultay teşkilât!-le daima temas halinde bulunurduk.
Hemen her gün, Dolmabahçe sarayında İbrahim Necmi Dil-men'in tomar tomar kâğıtlar, köşelere yığılmış kitap tepecikleri. renk renk davetiyeler, makinede yazdırılacak yığm yığın tez evıakife dnlıı odasına giderdik. Zira malûmatın membaı bural ı siydi. İbrahim Necmi bu îamanQ larda öylesine çalışırdı ki ekserin ya bu odada masanın basındfç\| kendisini hiç uyumamış ve baq_ zan da hie soyunmamış olarakO son derecede yorgun bir çehre ile^ bulurduk. Hattâ yorgunluğunu O hissetmeğe bile vakti yoktu. Raşğj döndürücü bir dil faaliyeti, Şaşu‘-}K t cı bir çalışma programı İçinde,2* âdeta sağlığını harcıyarak, d'-"7 dinmekteydi. g
Bir gün o kadar bitkindi ki:
— Tatilimi alsam bir yatağa*^ gireceğim, yedi gün. yedi geceçş mütemadiyen uyuyacağım’., delmişti 0
O zamanlar işine o kadar ken^ğj dişini vermiş bir adamdı. Bugüng) onun ölümünden bahsedilirken»— onun yalnız dil faaliyetinden»/ bahsediliyor. Halbuki harf Hisselilerinde İbrahim Necminin büyük bir rolü vardır. Hattâ gayet iyi hatırlanın bir zamanlar, alfabelerin ilk neşredildiği günlerde gazeteciler: «tbrahim Necminin alfabesi!.'' diye bağırırlardı. Onun alfabesi ötekileri arasında şöhret yapmıştı.
İlk umumî harf kurslarında, harfleri büyük kütlelere, hattâ münevverlere ilk öğretenler arasında da tbrahim Necmiyi görüyoruz.
Kendisinin bahsedilmeyen bir tarafı da tiyatro ile .alâkasıdır. İbrahim Necmi — son derecede çalışkan, faaliyetti, hareketli bir adam olduğu için — dil, harf İşlerinde olduğu gibi, hangi sahaya merak etse mutlaka bir çok şeyler yapmak isterdi. Tiyatro meselelerinde de böyle hareket etti Piyesler tercüme etti, ten-kidler yazdı. İlk hareketli, okunan. akisler yapan tiyatro yazıları hemen hemen onun imzası üstünde çıktı sayılabilir.
İbrahim Necmi Dilmen, — gazetecilikten. tiyatro münekkitliğine, alfabeciliğe kadar — memleketteki bir çok entelektüel faaliyette rolü, hiç değilse bir tutam tuzu bulunan İnsandı.
Bu itibarla onun, bunca çalışmadan sonra geçen ömrü nihayete erdiği zaman, ölümünün minimini bir telgraf havadisi çerçevesi içine sıkışıp kalmasına — memleketteki fikir çalışmaları ve buna verilen kıymet bakımından — gönlüm Tazı olmadı..
Hikmet Feridun Es
Belediyenin şehir İçinde yaptırdığı büyük caddelerle diğer önemli yollardan parke veya asfalt olarak inşa edilenlerin zemini evvelâ beton He tahkim edilmektedir. Bu suretle üzerine döşenen parke veya asfalt tabakasının çökmemesi temin edilmektedir. Halbuki yalnız toprak üzerine konulan parke veya kırma taş zamanla bozulup çökmektedir. Bu bakımdan îstanbulda son zamanlarda yapılan cadde ve sokaklardan bir kısmı bozulmuştur. Zeminin tahkim! çok pahalıya çıkacağından, her yapılan cadde ve sokakta bir beton tabakası yapmak kabil olamamıştır. Tahkim-slz inşa edilen cadde ve sokakların mütemadi tamiri Belediye bütçesine yük olmaktadır.
Bunun mail mahzurunu göz önüne alan Belediye, bundan sonra yapılacak olan caâde ve sokakların uzun, müddet dayanabilecek surette mutlaka zeminlerinin ta- İm edilmesini, temin edecektir. Yol inşaatına alt şartnameler bu esaslara göre hazırlanacaklardır. Fakat bu İnşaat tarzı eskisi kdar çok sokak yapılmasını temin edemiyecektir.
Diğer taraftan asfalt inşaatta pek lüzumlu olan bitum maddesi hariçten geldiği İçin şehir içinde asfalt İnşaat yapılmasına mâni olmaktadır. Bundan İki yıl önce İnglltereye sipariş edilen bltum'dan ancak pek az bir kısmı gelebilmiş ve bununla bazı yolların İnşası mümkün olabilmişti. Belediye, şehrin belllbaşlı caddelerinden bir kısmini daha asfalta çevireceğinden, yeniden İnglltereye bitum siparişi verecektir.
318 tilerin kitabt
318 yılında İstanbul Harbiye okulundan diploma almış olanlar okul, ordu ve kendi hayatların» dair bilgiler ve hâtıralardan toplanmış bir kitap bastırmak üzere iki yıldanbert çalışmakta idiler. Neteklm bundan evvel 319 lular da buna benzer bir eser bastırmıştılar.
318 İllerin kitabı, ilk askerî okul düşüncesinin hangi devirde başlıya-rak ne gibi değişiklikler, ilerlemeler, zorluklar geçirdiğini en kısa ve en faydalı şekilde anlatmakta ve tarlM resimlerle beraber (318) İllerden ya-şıyan vc şehit olanların fotoğraflan-nı ve hal tercümelerini tap! siniş bu-lunmaıktadır. Aldığımız bir mektupta deniliyor ki:
«Kitabın basılması İçin gereken şeyler hazırlanmıştır. Ancak birkaç sınıfta? henüz hal tercümelerini göndermemiş olduklarından, geçen ağustosta basılması kararlaştırılmış olan bu kitap ancak bu ayın sonunda matbaaya verilebilecektir. Bu sebeple smıflaşlardan istenilen yazıların bir an evvel gönderilmesi beklenmektedir.»
Kitabın tarih, ordu ve aile hayatı noktasından kıymet! hakkında söz söylemeğe lüzum yoktur. Her sınıf ta-rafıtndan bu gibi eserler meydana getirileceği anlaşılmakta ve bu suretle memleket ve ordumuz için faydalı bir hareket göze çarpmaktadır.
banıie *
AKŞAM
8 Mart 1945
KARAR ZAMANI
[Yazan: SUMNER WELLS | 491
BİRİNCI KISIM DÖRDÜNCÜ BAHİS
Müdafaadan tecavüze
Rusya meselesin n Amerika’da doğurduğu endişeler ve Sovyetfer Birliği ile müzakere
Yunanistana yardım meselesi 1841 ilkbaharında Yunan orduları Mussollnlnlı. istilâ kuvvetlerini maü-lûbcttlkleri ve Hltler Yunanistan» karşı bir yıldırım harbi emrettiği zaman, stratejik mahiyeti haiz yeni bir mesele daha ortaya çıktı. O sırada, »İmali Afrikanın »arkında İngilizlerle Rommenn Afrika kuvvetleri arasındaki dalgalı muharebe nazik bir safhada İdi. İngiliz kuvvetleri, gerek adetçe ve gerek teçhizatça, bozuk vaziyette İdi. Kumandanlık ise daha bozuktu. Mısırı ve bütün yakın şarkı İstilâdan kurtarmak için, İngiliz hükümeti Libya harbi için tophyablle-eeği her askere ve her türlü malzemeye şiddetle muhtaç bulunuyordu. Tam bu nazik dakikada, hayli üstün Alman kuvvetleriyle karşılaşan Yunan hükümeti derhal yardım için İngiliz harb kabinesine başvurdu. İngiliz hükümeti de. Yunan ordusu İle birlikte harbetmek üzere, kendisinin şiddetle muhaç olduğu, bir seferi kuvveti Yunanlstana göndermeğe karar verdi
O vakit vaşingtonda birçok ricalin bu karan beğenmediğini ve İngillz-leri stratejide zek&sızlıkla itham ettiklerini hatırlarım. Fakat o vakit olduğu gibi, bugün de. zannımca Misler Eden in teslrlle verilen bu kararın. harb İçinde verilen kararların en akıllıcası olduğuna inanıyorum. Evvelâ, eğer İngiltere müttefikine ve bilhassa İtalyaya karşı o kadar kahramanca çarpışan Yunanlılara o ümitsiz anlarında taahhüdünü yerine getirmemiş olsaydı, değil yalnız Yunanlıların fakat biitiin küçük Avrupa milletlerinin nefretini kazanacaktı. Sonra. İngiliz yardımı Alman ordularının adalara İnmelerini geciktirmiş ve bu suretle Almanların Irakta hazırladıkları kıyamı önlemeğe muvaffak olmuştur Bu muvaffakiyet, Almanların Türkiye veya Suriye yollyle Kızıldenlze ve Basra körfezine inmelerine mâni olmuştur. Yoksa Almanya Yunanlstanı süratle işgal edebilmiş ve Iraktaki İsyan hareketi muvaffak olmuş bulunsaydı Hltler muhakkak surette bu hedefe varmağa teşebbüs edecekti.
Filhakika İngllterenin Yunanista-na asker göndermesi. Rommel ordularının ilerlemesine ve İskenderiye'nin Mihver tarafından işgal edilmesi tehlikesine sebebiyet vermişti. Fakat elde edilen netice bu kumarı mazur gösterecek kadar kuvvetlidir.
Rusya meselesi
Avrupa seyahatimden döndüğüm zaman Rusya meselesi Vaşlngtonda hükümet mahfillerinde endişe doğuruyordu.
1539 da Almanya ile Sovyetler arasında İmza edilen anlaşma, 1933 tarihinde Amerika ile Rusya arasında münasebetlerin başladığı tarihtenbe-ri Ruslara karşı ısınmağa başlı yan Amerikan efkân üzerinde soğuk duş tesiri yapmıştı. Bu devre esnasında, Servetlerin iç ve dış siyasetleri zaman zaman Amerikan efkârını ,a-şırtmış veya rahatsız etmişti. Fakat buna rağmen. Amerikada halk. Sovyetler Birliğinin yeryüzünde İşgal ettiği mevkii daha realist bir gözle görmeğe başianuşU. Rusyanın bir dünya devleti olarak ihmal edllemi-yeceği. ve bu sebeple Sovyetlerle münasebetlerimizi daha kuvvetli temellere dayamak lâzım geldiği kanaati kuvvetleniyordu. Bu sebeple. Sovyet hükümetinin. Hitlerln Garbi Avru-pavı istilâ plânını tatblka müsaade etmeğe karar vermiş gönrünmest, iki memleket arasında daha sıkı münasebetler tesisini lstlyenleri ve geçen yirmi sene içinde Rus milletinin lçtl-
- mai sahada elde ettiği birçok başarılan takdir edenleri hayal kırıklığına düşürmüştü. Gerek Amerikada ve gerek İnellterede komünist matbuatın, bir günde Hltlere hücumdan vazgeçerek, garp demokrasilerini «emperyalist ve kapitalist bir harbe» başlamış olmakla İthama başlamaları bu hayal kırıklığını arttırmıştı. Sovyet Rusyanın Polonyayı Almanya İle paylaşmağa kalkması,. Ballık devletlerini yutmak için kutlandığı bazı usuller, ve bilhassa 1941 de Finlandiya ya harb açması Amerikan - Sovyet anlaşmasında husule gelmeğe başlı-yan bütün inkişafı süratle sıfıra indirmişti. Komünist partisi âzaları hariç. Sovyet siyasetine karşı şimdi kuvvetli ve umumi bir husumet ve şüphe başlamıştı.
Bu meselede Amerikanın takındığı tavır, hiç olmazsa başlangıçta, efkârı umumiye ile ahenkli idi. Sovyet Rusyadan gelecek her türlü ithalât eşyasına karşı sıkı takyldat kondu. Amtrlkadan Rusyaya olan ihracat tamamen kesildi. 1940 baharında İki hükümet arasındaki münasebetler »adece İsmen var bir hale geldi.
Sovyetlerle müzakere .
Bu vaziyette bir değişiklik vücuda getirmek mümkün olup olmadığını düşünmeğe başladım. Hltlerlzmlû mahiyetine bakarak, Sovyetlerle Al-mnva arasında bir anlaşmanın ancak rar üret İcabı ve nispeten kısa bir zr-manya arasında bir anlaşmanın ancak zaruret icabı ve nispeten kısa bir
zaman İçin mümkün olabileceği bence aşikârdı. Bu müddet ne kadar kıs» olursa. Amerika İçin o kadar İyi olacaktı. Çünkü bu anlaşma mucibince Almanya, Rusyadan petrol da dahil olduğu halde, Garp devletlerine karşı açtığı harb! daha kolaylıkla İleri [götürebilecek birçok hayati maddeler alabilecekti.
Bu vaziyet hakkında Reis ve Hariciye Kazırlle istişarelerde bulundum O vakit Rusyaya yapılan İhracata ve hattâ evvelce sipariş edilip parası da ödenmiş olan ihracat eşyasına karşı dahi tatbik edilen şiddetli ambargonun tâdili İçin bir şeyler yapılmasını teklif ettim. Onların tasvibi üzerine Bevyet sefiri Oumansky İle, hepsi yirmi dördü bulan. Jİr seri müzakerelere giriştim Sovyet Rusyanın Amerikadan İstediği ve yeniden sipariş edeceği maddeler üzerinde tetkl-kat yapıldı. Sovyet hükümeti derhal bir takım makine âlet ve edevatı alabildi. Ertesi sene Sovyet Rusya Almanya İle harb halinde bulunduğu zaman bu tahditlerin bir sene evvel kaldırılmış olması, ve yeni standartlar tesis edilmiş bulunmasa, Rusyaya gönderilebilecek malzemenin süratle arttırılmasına yardım etti. Bu da mühimmat imalâtını çabuklaş turna-ğa hizmet etti. Ödünç verme ve Kiralama İdaresinin yaptığı yardım da bu sayede arttırıldı
Bu müzakerelerde şaşılacak bir şey olmamakla beraber, bu konuşmalar Sovyet Rusyaya onun görüşlerini anlamak ve Sovyet - Amerikan münasebetlerini iyileştirmek hususundaki isteğimizi gösteren bir delil hizmetini gördü
Almanya’nın taarruz hazırlığı
1940 yılının son aylarında. Hariciye Nezaretine güvenilir kaynaklardan. Alman yanın Sovyetlere taarruz etmek üzere bulunduğu hakkında haberler gelmeğe başlamıştı. 1941 ocak ayının ilk günlerinde, bana Alman genelkurmayının önümüzdeki ilkbaharda Sovyetlere ansızın taarruz için Bitlerle mutabık kaldığından, bence şüphe bırakmıyan. malûmat verdiler. Bu malûmat hem şüphe Rötürmiye-cek emin kaynaktan geliyordu, hem de hayli mufassaldı. Sovyet Rusyanın bu malûmattan gizilce haberdar edil-meşini, hem, Sovyetleri Amerikanın samimiyetine İnandırmaktan ibaret olan Amerikan siyasetine, hem de Amerika ve İngllterenin hakiki menfaatlerine uygun buluyordum. Her ne kadar Sovyet Rusyanın Avrupa ve Yakın Şark İşleri hakkında bütün diğer hükümetlerden daha İyi malûmat aldığı doğru İse de. bu meseledeki istihbar kaynağımız öyle İd! ki. Sovyet Rusyanın mutlaka bunu bilmediğine inanmak için birçok sebepler vardı.
(Arkası var)
ı| Halkevleri ve Kurumlar |
KONFERANS
Prof. Dr. Hıfzı Veldetln konferansı; Eminönü Halkevinın tertibet-llğt 4 üncü yal müstakil konferanslar serisinin evvelce tehir edilmiş olan 19 uncu konferansı 8/3.1945 perşembe günü saat (18,31lı da Prof. Dr. Hıfzı Vddet tarafından (Hukuk ve Gelenek) konusunda verilecektir. Glri^ serbestir.
A Şişil Halkevinden: 9.3.-1945 cuma günü saat 18.30 da Halkevlmızde B. İ Galip Arcan tarafından (Tiyatroda mimjı mevzuunda bir konferans verilecektir. Herkes gelebilir.
A Kadıköy Halkevi başkanlığından: 4/3/945 tarihinde yapılacak olan Güzel sanatlar şubesi komite seçimi çoğunluk olmadığından 11/3/945 pazar günü saat 18 e bırakılmıştır.
A Türk Matbuat Teknisyenler Birliğinden Birliğimizin yıllık kongresi 11 mart 1945 pazar günü saat 13 te Eminönü Halkevi küçük salonda yapılacaktır. Bütün üyelerimizin hazır bulunmaları rica olunur.
A Teşekkür — Haydarpaşa Emrazı İntaniye hastanesi baştabipliğinden: 7/3/945 çarşamba günü hastanemizde verdikleri çok değerli saz konseri-lo hastalarımıza neşeli anlar yaşatan okuyucu bayan Sabahat GıLrses, ve Hafız Hüseyin İle Kemani İzmirli Ali. Kanuni Vrii, Cümbüş Mustafa Bülbül ve sanatkâr Kenan Bülbül'e bütün hastalanınız adına açık teşekkürlerimiz! sunanz.
TEŞEKKÜR
Evvelce Manisa memleket hastanesi baştabip ve operatörlüğünü yaparak hazakat ve muvaffakiyetli amnHyr.tir.riie iştihar ed«r., v« çimdi Beyoğlu hastanesi operatörlüğünü yapan tlhaml Akçatoyunlu bir nlatd ameliyatı Ue kilimin hayatını kurtarmıştır, Kendirine, asistanlarına, haatar.e baştablrl İle hemşirelere eileini« n uzana mtnrmt ve şükranla-mnı sunarım.
OOKTOB KltlLDSll
Vaşington’claki Beyaz ev
Amerika cumhur başkanlarının oturdukları bu bina nasıl yapıldı? Bugünkü şeklini nasd aldı?
Şimali Amtrika Birleşik hükümetleri Cumhurivetinin şimdiki harbde ve dünya İşlerinde oynadığı rol ve son intihaplar Vaşington şehrinin ballıca mitesse elerinden bulunan • Beyaz ev» in ak sık cihan matbuatında ismi geçmesine sebep olmuştur.
Gerek tarihte, gerek bugün büyük İnam ve şöhret .-alan dört saray vurur. Bunlardan üçü pek eski olup Papalık makamı Vatikan, Moskova* dakl Kremlin, Londra'daki Kıral ikametgâhı BuckLngham'dır. Bunlara nazaran Amerika Birleşik hükümetleri Cumhuriyeti Başkanının İkanı* t-kflhı Beyaz ev çok gençtir. Moh za Kat-olikler için Vatikan. Ruslar için Kremlin ve tnglllder için Bucklng-ham no kadar ehemmiyetli İse Va-şineten 'ehrlndekl «Beyaz ev de Amerikanlar Ic'n o kadar mühl-1-. bir binadır
«Braz ey , mütevazı v* »ade bir bina olduğu haldi Amerikan Ayan ve Mcfcusan MecF'ler'nln ve mühim diğer bir çok müesseseler! ihtiva edtn muhteşem ve muazzam Capltol'dcn ziyade bü'iln dünyada şöhret kazanmıştır.
Ru bina o kadar mütevazıd"- ki Amerika'da Cumhuriyetin bânlsl George Wash'ngton Cumhur Balkanına İkametgâh ve merkezi İm dairesi olarak yaptırılmasın düşündüğü binanın p’ânmı Qc katlı olarak hazırlattığı halde bunu bir derece i raf sayan Millet Vekillerinin itirazı kar-şıs-nth İki kata İndirmeğe me bur kaimi1 ti.
Amerika Birleşik hükümetleri Cumhuriyetinin merkezi Vaşlngton rehrlntn Frnn’ylvenla caddesinin 160(1 numaralı binası olan Bev^’ ev Amerikan mllynerlerir'n muhteşem kâşaneleri yanında pek küçük ve sö-nii - duruyor.
Ağaçların arasına gömülmü- duran Peyaz ev kOettk olmakla berrb.-r bütOn Amerikalıların İftihar ettiği ve müşterek sahibi bulunduğu bir binadır. Çön‘-fl vergi mökel’efi her Aırerlka'Iımn bu binanın tn-asında ve bakımında hiç olmas'a bir kaç eentllk hissesi vardır Beyaz ev yalnız bütün Amerika’nın icra kuvvetinin merkezî olmakla kalmıyor. Ameri-kakların İdeal aile hayatının da merkezi sayılıyor. Bu İtibarla burası bir çok düğünler'5, doğumlara ve ölümlere sahne olmuştur. Bir buçuk asra yakın bir müdd t zarfın 'a buradan "4 gelin gitmiş. İçinde iki gümüş diiCü-nfl kutlanmış ve 20 çocuk doğmuştur. Şimali Amerika'nı’’ tarihi âdete b -rada yazüd ğr’dan her Cumhur Başkanı değiştikçe binanın tarihi ehemmiyeti bir kat daha artıyor.
Neden Beyaz ev deniliyor?
Beyaz ev Virglnla'da çıkan grikum diğer adile kefeki taşından yap t ------------------
gından İptidaları dış manzarası pek 'nrbllya İle tefriş etmişti Mûdevver ağır göünmüjtü. Bunuıı ı in blna bt . kanapeicr salonu doldurmakta ve beyaz badanûlanmiştır Yani bi a , palmiyeler büyük ' saksılar İçir.de
• • ..... * .... durmakta İdi. Zemine koyu renkte
halılar döşenmişti
Tbeodor Roosevell’ln madamı bu halıları kaldırtmış ve zemine muşamba koydurmuştur Eski usul havaleli alizeleri de knldırtmı-tır. • Bu suretle eski yemek odası konağın meşher dairesi şeklini almıştır Beyaz evin kabul resimleri binaen çok geniş olan Şart salonunda yapılıyor Bir zaman burada George Washington'un portresi altında yeni yıl kutlanır ve Cumhur Babanı hemdertlerin eltnl akarak tebriklerini kabul ederdi. Dahili harb zamanında Cumhur Başkanı Lincoln kar ve yağmur altında sokaklarda kamp kuran askerlere bu-^alonv armış ve çamurlu ayakları İte girmelerine ses çıkarmamıştı.
Makamında ölen Cumhur Baskınlarının cenazeleri bu salonda teşhir edilmiştir. O zamanlar salonun duvarları ve hattâ avizeleri siyah Örtülerle kaplanır. Şark salonu yanında Yeşil salon vardır. Burada gayri resmi misafirler kabul olunur Bunun yanındaki yuvarlak Mavi aalon bütün dünyanın incisi olup resmi misafirler burada ağırlanır Büyük elçiler İlk defa burada kabul edilir. Ali mahkeme erkânı, kongre âzaları, askeri kumandanlar da bu salonda resmen Cumhur başkam tarafından kabul edilir
Mavi salonun yanında ve binanın bütün bir köşesini kaplayan daire resmi yemek salonudur. İngUla meşesi İle duvarları kaplı olan bu salonda resmî ziyafetler verilir.
Beyaz evin yukan katı şimdi umuma açık olmayıp Cumhur başkanı-mn aile hayatına mahsustur. Fakat evvelce Cumhur reisleri burada da halk ve memurlar İle temasta bulunurdu. Hattâ Lincoln burada bir telgrafhane bulun durmuştu. Esareti ılga eden meşhur beyannameyi buradaki mesai odasında İmzalamıştı Amerikan -İspanyol harbine nihayet veren muahede burada Mac Klnîej* tarafından İmzalanmıştı Aşağı kattaki Mavi salonun üstünde ve gene beyzt »eklide elan daire Cumhur başkanının kütüphanc:.l-(Hr. Binanın yukarı katındaki diğer _
M
Beyaa evin yan cephesi
mermerden yapılmış değildir İptidaları binanıı umumi aü »Cunnhur Kiyaseti sarayı*, a ıl resmî 'sm. «Ic a konağı? İdi.
Fakat avam arasında bu isimler taammüm edemeyip dış boyasına bakarak «Beyaz ev» denmiştir. Halk bu ismi o kadar benimsemiştir ki binanın resmi adı olan »İcra konağı» re-men terkedilmiş s e bunun yerine, Theodore Roosevelt Cumhur Başkanı olduğu zaman, halkın makbulü otan «Beyaz ev» tâbiri kongre tarafından resmen kabul edilmiştir.
Beyaz evin bina plânı Cenubi Ca-rclina'ya tâbi Charles!oıı'da oturan James Hoban ismindeki bir İrlanda lI mühendis tarafından çizilmiştir O tarihte binanın plânı müsabakaya konulmuş ve iştirak edenler arasında 500 dolarlık büyük mükafatı İrlandalI mühendis kazanmıştır. Bu mükâfatı Amerikan parlâmentosu tahsis etmişti.
Amerika Birleşik devletleri çok genişlemiş ve muamelelerin artması üzerine İcra dairesinin lşlerlnL görmeğe asıl bina kâfi gelmemiştir. Lâkin ilâvesi icabetim cenah binaların, aşıl binanın gösterişini İhlâl etmemesi İçin mümkün mertebe göze çarpmıyacak bir şekilde inşasına dikkat edilmiştir
Bu surette Beyaz ev bir çok ilâvelere rağmen asıl heyetini ve manzarasını bugüne kadar muhafaza etmiştir.
Beyaz evin temel taşı Amerika kıtasının Kristof Kolomb tarafından keşfedilmesinin üç yüzüncü yüdtnümü günü Amerika'nın ilk Cumhur Başkanı George Washlngton tarafından atılmıştır. Fakat kendisinin hayatı müddeti tartında bina bitmediğinden İlk Cumhur Başkanına burada oturmak nasîb olmaz.
Amele karışıklıkları. kongrenin kırtasiyeciliği, o tarihte Amerikan mâliyesinin m.aşhur fakirliği binanın tamamlanmalını mütemadiyen geciktirmiştir. Hattâ 1800 aenasinde binanın kapıları Hk kabul resmi için açıldığı saman bile Bc-yoa erin mefruşatı tamamlanmamış! t. Tamamlandıktan aonra Amerikan minelinin «ı mükemmel birinci binam eayıldı-
ğından herke an seviliyor-
du. Lâkin 14 sene* sonra Ingiltere İle Amerika arasındaki harbde bina yanmıştır. Harb bitip İngllizk-r çekildikten sonra Beyaz evin yeni baştan inşasına başlanmıştır, ilk binanın plânların: yapan İrlandalI mühendis henüz sağ olduğundan yeni blna eski tertip ve şeklini muhafaza etmiştir. Yeni binaya Cumhur Başkanı Monroc yerleştikten sonra şimdiye kadar bu blna yeni bir kazaya uğramamış ve diğer eski Amerikan binaları gibi tabii inkişafına devam etmiştir.
1851 senesine kadar Beyaz evin tenviratı avize ve şamdanlarda yakılan mumlardı, o tarihte hava gazı tenviratı tatbik edilmiş, bunu müteakip elektrik tesisatı ta klbetm İştir. Eskiden Beyaz evin ahırlarında Cumhur Başkanının yazın gezmesi İçin Kupalar ve kışın kızaklar bulunduruluyordu. Ancak Cumhur Başkanı Taft mükellef ve geniş kupaları bırakarak tik dar otomobille germeği tercih etmiştir.
Binanın taksimatı
Beyaz evin harici tertibatı da tarihi ehemmiyeti haiz olup her biri bir CumhuT Başkanının yahut zevcesinin yadigârıdır. Etrafı yılankavi parmaklıkla çevrilmiş 18 İngiliz dönümlük zirai saha Cumhur Başkanı Jc-ffer.on zamanından kalmıştır. Eski Cumhur Başkar.lannın diktikler» ağaçlar bugün evin parkını gölgelendiriyor.
Cumhur Başkanı Lincoln'un zevcesi Beyaz evin önündeki çayırda bir İnek besler ve bpnun sütünden İstifade ederdi. Her yeni Cumhur Başkanı refikasının eski stil mefruşatı bir tarafa bırakarak evini kendi bildiği gibi tertibe sokması âdet olmuştur.
Evin zemin katındaki yemek salonu Cumhur Başkan: Lincoln'un zevcesi tarafından çamaşırlık yapılmıştır. Cumhur Başkanı Cieveland'ın zevcesi burasım koyu ve ağır renkteki
dairelerin altı yatak odasıdır. Ekseriya yeni Cumhur başkanı halefinin yatak odasında yatmaz. HatLâ sul-kasda kurban olan Lincoln'un hâdiseden iki hafta evvel rüya gördüğü karyolası Tart ın zevcesi tarafındın meşum sayılarak misafir odasına naklettirilin İşti.
Lincoln'un rüyası
Lincoln rüyasında Beyaz evin aşağı katma iniyor ve Şark odasında bir kalabalık görüyor. Salonun ortasına bir tabut konulmuş ye etrafı teessür içinde olan askerler ve halk tarafından çevrilmiştir.
Lincoln bu kimin cenazesi diye sorduğu zaman:
»Cumhur başkanının» cevabını alıyor. Nasıl öldüğünü sorduğu zaman bir kaûtllln elinde öldüğü anlatılıyor. Lincoln uyandığı zaman fena halde sinirlenmişti, o gece bir daha gözüne uyku girmemiştir.
Beyaz ev tekin değildir derler Halk Amerikanın büyük adamlarının ruhları burada yaşamakta olduğunu sanmaktadır Hattâ şimdiki Cumhur başkanının zevcesi de bu kanaattedir. Kendisiyle Beyaz evde miilâkat eden bir Amerikan gazetecisi evin tekin olup olmadığını sorduğu zaman şu cevabı almıştır:
■Gündüzleri böyle bir şey olduğunu kimse zannetmiyor Fakat geceleri bazan geç vakitte herkes uyuduğu zaman hole cıkmca Beyaz evde başkalarının da yaşadıklarını duvarsınız.» — F
SAHA E YAkllMI
Türkiye Yayınevi tarafından Sahne Yayını şeririnden olarak 9 eser neşredilmiştir. Bunlar Brlım Nuznct Gerçeğin «Tiyatro Tarihi», «Tiyairo Bilgisi» ve bir peracük »Çifte Nimu.i» komedisi, Abdullah Ziya Kozsnuğ-iu'nun 3 perdelik »Kı/zancğlu ■ ve ■Tavşan Başı, piyesleri, Salih Zrirl Aktay'in 5 perdelik •Hallacı Man-sur« plytai, Mustafa Rona'nin Karagözün Ağalığı, Karagözün Bekçiliği, Karagözün Gelinliği emleridir Okurlarımıza tavsiye ederiz
ŞAİR EŞREF
F. Uuzun tarafından «Hiciv edebiyatı örnekleri, şair Eşrel» arllı bir eser neşredilmiştir, içinde Eşrefin birçok hicviyeleri ve bu hususta düşünceler, Eşrefe alt hâtıralar bulunmaktadır,
FIAT İbTATISllKLEKİ
İstatistik Umum müdürlüğü 1933 -43 senelerine alt Fiat istatistiklerini 355 sahlfellk bir cilt halinde yayınlamış bulunmakladır Bu hadde 20 kalem İhtiyaç maddesinin 2q vilâyet merkezinde on senelik ortalama flütleri ila, 1940 - 43 senelerinde 11 vilâyet ve kaza merkezlerinde 42 kalem yiyecek, yakacak maddelerinin Ifiatleri ve ev kiralan aylık ve ayni zamanda senelik ortalama flatler halinde görülmektedir Yakın ilgililere mevcudun müsaadesi nispetinde gönderilir.
ailelerin VA^AYIŞ ŞARTLARI HAKKINDA ANKET USÛLLERİ
İstatistik Unlum müdürlüğü beynelmilel tanınmış İktisatçılardan Woodbory'nin Zeki ZevbHtoğlu tarafından Türkçeye çevrilen bu eserini yayınlamıştır Eser, içtimai ıslahat ve İçtimai sigorta erinin esasını teşkil eden aile anketlerinin mahiyeti ve önemini belirten bir ön süzden sonra, aile bütçelerinde gelir, masraf ve istihlâk konularını birer birer incelemekte ve anketlerin gayelerini, malûmat toplama sistemlerini, toplanacak malûmatı tahlil ve tefsir tarzlarını, gıda meselesini ve bu konudaki beynemliiei kararlan iz h eylemektedir Yakın ilgililere bedelsiz olarak gönderilir
Z'
durunuz'
YENİDEN DOĞUŞ
Kültür hayatımızın esaslı bir uzvu olmıya başlıyan bu fikir ve sanat dergisinin besinci sayısı da çıkmıştır.
ŞEHİR rtVATKOSÜ
Saat 20,30 da Dram kısmında TAVLA KARTAL!
Komedi Kısmında MİLYONER DAMAT
Beklediğiniz Gerçekleşti
Balkanların en büyük revii opereti yakında temsillerine başlıyor. J
— Bu muazzam teşekkülde oynamak üzere artist ve balet artisti yetiştirilmek istiyen gençler hemen rejisörlüğe müracaat ederlerse en büyük fırsatı kaçılmamış olacaklardır.
Müracaat için: ACELE ETMELİSİNİZ
A t i 1 â
Revü opereti Direktörlüğü Taksim Sineması içerisinde z
GÜADALCANAL muharebesinin lâyemut kahramanlarına ve tarihte altın bir «ahlfe yazdıran kahraman bahriyelilerine ithaf edilen emsalsiz bir film.
GUADALCANAL SAVAŞI
i».
A
Baş rollerde: Birçok büyük artist ve yıldızların iştiraklle PRESTON FOSTER — LLOYD NO LAN BÖB FORD — HARE T C ARTER
Unutulmaz hâtıralar bırakacak muazzam barb filmi |
Bu akşam SARAY Sinemasında
Aylar hattâ senelerin görmediği bir şaheser: Dünyanın meşhur romancısı POLAN BANKS'm harikası BÜYÜK YALAN
BETTE DAVİS — GEORGE BRENT — MARIA ASTOR’un yarattıkları filim. Gördüğü fevkalâde rağbet Üzerine Bir Hafta Daha [L>(§1[İ(O ^0 Devam Edecektir.
V.

———■——————
BU AKŞAM KADIKÖY SÜREYYA sinemasında iki şaheser filim birden l-VATAN İÇİN MADELEİNE CARROL — BOB HOPE
2 — NAPOLEON MOSKOVADA
İlâveten: En son Harb Jurnali
e


Muazzam Gramerli
TEMEL İNGİLİZCE
( Esas izah ve Tam Telâffuz )
Hazırlayan; ABBAS TEMİZER
Eğer higlllzceyi muhakkak surette öğrenmek İstiyorsanız, size bu dili kısa bir zamanda mükemmelen öğretecek olan TEMEL İNGILİZ-CE’yl okuyunuz. 480 sahi f e tutan bu muazzam eserde Gramer bahri itina ile tetkik edilmiş, kolaylıklar gösterilmiş, her kelime ve cümlenin Türkçe telâffuzu tam olarak yanına yazılmıştır. Fiatı: 400 kuruş.
(Yeni Çıktı )
AHMET SAİT OĞLf K.T41 ri VI İst capaloğlu Yokuşu No. 17/1
FİKİR «A VATI:
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR.
hanım
$tt dayıda,
gelişme tabii sey-
Hapi «haneye gönderilen
toprak mesele-topraklarcian, ve av yerleri yersiz, yurtsuz
'#-***#*•****
takım buz kalkan pek muhterem bir
Güruh mevzuOaırıı 1
romanda, şiirde İlmi araştı rmalar-
odalı kona-Übeydullah edilmez he-zaman ol-
Ubeydullah efendi yakalanıp hapisha neye götürüldüğü zaman meşhur semaveri arkasından gönderilirdi
Körlerin şerbetçe dolaşmasına mahsus âlât Londra 7 (AA.) — Newa Chronlcle gazetesi, İngiltere’de körlere serbesç© dolamak İmkAnını veren bir Met Icadedtİdlglnl yazmaktadır.
Bu Alet, takriben 4 kilo ağırlığında bir k«jlf radyosunu ihtiva eden bir kutu şeklindedir. Bu keşif radyosu, kendisini taşıyan adam herhangi
muavini birebirdi: Şair Hüseyin Suat!. Ölüme bile gülen Hüseyin Suatla Übeydullah, semaveri! köşede zindanın neşe membaım teşkil ediyorlardı. Ubeydullah etendi kollan sıvalı çayı hazırlar, bitince Hüseyin Suat ortaya çıkar, yerine göre bir vaziyet alır ve sesine bir eda vererek mevkuflara şöyle seslenirdi’
— Çaaaaaay... Dem:., leeeen-diniiiilil!..
Bunun üzerine herkes nefis kokulu çaydan içerdi. Hattâ bu suretle «saat beş çayı» bile yapılır, Bekirağa bölüğünün rütu-betll duvarları arasında nükteler savrulur, münakaşalar edilirdi. Tam Übeydullahın arayıp da bulamadığı bir hayat!..
Zorla hapishanede yatmak isteyen adam...
Lâkin bir gece genç vakit Be-kirağa bölüğünde heyecanlı bir haber dolaştı. Mevkuflara. -Artık serbessiniz!.» dedi’er. Herkes büyük bir acele İçinde ve dakika kevbetmeksizin, eşyasını toplıya-rak dışarıya, serbes ve duvarsız hayata kendisini attı. Bekirağa bölüğü beş dakikada boşalmıştı. Yalnız bir kişi, tek bir kişi kalmıştı. Yatağında bağdaş kurmuş oturuyordu. Ve katiyen hapishaneden dışarıya çıkmak niyetinde görünmüyordu da... Bu B. Übey-dullahtarı başka kimse değildi. Hapishane muhafızları şaşırdılar Acaba «efendi» serbes bırakılma kararını işitmemiş miydi?. Yanına yaklaştılar:
— Efendi hazretleri... Serbes-siniz!. diye tekrar ettiler.
Bunu kendisine söyleyenler büyük bir müjde veren insan'a-nn haille gülüyorlar ve Übeydul-lahm sevincinden zıp zıp sıçrayacağını bekliyorlardı. Fakat o gözlerini hiddetle açarak girdi:
— Anladık!.. Anladık!.
Profesör Halide Edib AdıVar*tn konferansı
olan sene
Hakikaten çayı pek güzel kokulu yapardı. İçkilerden de en büyük iptllftsı buydu. Onu kendi elile pişirip etrafa ikram etmesini pek severdi.
Hattâ senelerce kendisine ba-
Übeydullah efendi gemiye girdikten sonra güverteye çıkmadı. Ne olur, ne olmaz. Zira Amerika yolunda İken cebinde ne pasaportu, ne de seyahat için en küçük bir müsaadesi vardı. Hep güveni Londradakl dostunda, Abdiil-hak Hâmitteydl. Amerikaya gidebilmek İçin seyahat ya oradan, ya Paristen resmi bir hale sokulabilecekti. Mamafih Übeydullah efendi böyle kaçamak yolculuklara son derecede alıştığı için aldırış etmiyordu. Hattâ kamaranın yuvarlak penceresini açmış, dışarıyı seyrediyordu. Hava açmağa başladığı için buzlar eriyordu. Bu sırada İstanbulda bir „
zalan olmaktaydı. Meselâ Haliçte I bana şunları söyledi: pek küçük mikyasta bir Titanik VL.
faciası geçmişti. Kerim kaptanın versiz bir idaresindeki 6 numaralı Haliç, dişini vapuru o günü Ayvansaray ’ raber_____________— ___
önünde, büyük bir buz parçasına olurdu. Böyle zamanlarda bizim çarparak dibi kâmilen delinmiş- j yapacağımız mühim bir iş vardı, ti ve Haliçte karşıdan karşıya Hemen ......... '
geçmek isleyen bazı sandallar1 buzlar arasında sıkışıp kalıyordu. Ve İstanbul ortasında bu «buz kazazedeleri» Kutup seyyah lan gibi bazan saatlerce İmdat bekliyorlardı. Bu gibilere Haliçteki bahriyeye mensup «Nec-mi Şevket» sefineslnd°n imdat koşturuluyordu.
Übeydullah efendi kamarasında sabırsızlık İçinde bulunurken gemi yavaş yavaş demir aldı. Büyük macera başlıyordu. Sarsıntılar içinde hareket edildi. Pake vapuru yola koyuldu.
Übeydullah’ın keyfine diyecek yoktu. İşte o zaman ilk defa meşhur «semaver» ini yanma almadığı için içi yandı. «Semaver» denilen bir şeyin bir insan için bu kadar mühim olacağına belki akıt erdirmeyecekler bulunacaktır Fakat Übeydullahın hayatında sahibolduğu tek eşya «semaver» di. Bu memleketin cn meşhur bekan semaverlerle âdeta evli gibiydi. Aralarında tam bir akrabalık kurulmuştu. Übeydullah semaversiz edemezdi. Bütün hayatında van yoğu semaveriydi. Kendi elile ve hakikaten sanatkârane bir tarzda nefîs çay pişirirdi. Kimsenin çay pişirmesini beğenmez:
— Çayı haşlamıyorlar, sıcak suda boğuyorlar, öldürüyorlar... derdi.
Dünyanın en nefis yemeklerini pişirmesini pek İyi bilen Übeydullah: «En z’yade maharet isteyen ve en zor pişirilen şev çaydır?.» derdi. Büyük bir Hindistan, îran, Fusya seyahatinden bahsederken de:
— Buralarda hiç bir şey öğrenmemiş olsam cav pislemesini öğrendim va... Bu da kâfi bir bilgidir... diye gülümserdi.
Übeydullah efendi sema-Llr gece geçiremezdi. Kenara sıra, arkadaşlarlle be-tevkif ve hapsettikleri
Übeydullah efendinin bir gece zorla tek başına yattığı B.kirağa bölüğü ■
Profesör Halide Edib - Adıvarln Bmlnonü Halkevtnde edebiyat mevzulu bir konferans verdiğini yazmıştık. Hatip bu konferansında, günün önemli bir konusu olan sosyal meselelerin edebi olan veya olmıyan yazılardaki İşleniş tarzını, İngiliz edebiyatını örnek alarak İncelemiştir. 13 üncü yüzyıldan 18 ncı yüzyıla kadar İngiliz edebiyatının halk şarkılarında, yani şiirde bu sosyal mevzu geniş ölçüde bahis mevzuu edilmiştir. Bu şiirlerin büyük bir kısmı 13 üncü yüzyılın başında, Büyük Ferman verilmeden evvel yazılmıştır. İngiîterede 13 ve 14 üncü yüzyıllarda en mühim mesele ‘ ‘
sidir. Zaten az olan derebeylerinin, otlak ayırmasile büyük bir ve İşsizler alayı hasıl oluyor. Bu yüzden İngiîterede bir içtimai huzursuzluk meydana çıkmış bulunuyor Bu içtima! huzursuzluk en ziyade Lang-Jand'rn, çiftçi Plyer'ln rüyası eserinde aksettirilmiştir. Dram şeklinde za- |J_ zılan bu harikulade eser, kiralıları n f*^ basit insana kadar memleketin ou- fi tün halkını ihtiva etmekte, bunların blrblrlerile münasebeti'-1 canlandırılmaktadır q
İngilterenın sosyal gelişiminde ve _ sosyal mevzuu Işliyen bütün yazılar- q d.'ı biri iktisadi diğeri dini ve ahlâki — olan iki unsur hâkim olmuştur. 14- {O üncü yüzyıldan sonra dini unsur "a-mamul insan münasebetlerinde va- *> ni içtimai meseleler halinde görül-inektedir. Bu yazılarda yalnız ruha 3* dayanan veya sadece maddeye değer jj* veren bir gelişmenin kabil olanuya-*•“ cağı gösterilmektedir Langland ın >s eserinde zulmedenlerle birlikte zııliim görenlerin de çürük tarafları belir-—-tllmiştir. O devirde İngiîterede duyulan huzursuzluğun sebeplerinden biri de fıkaraya yardımın vanl İçtimai ro muaveneti sağlıyan kil’se hayratının G) ve İmaretlerin çökmüş bulunması, -devletin de henüz bu hulusta bir.«eyVx yapmış olmamasıdır
Sosyal mevzuun nesirde işlenişine gelince: O devir nesrinde büyük uto-pller mevcuttur, Tomas Mıır’un Utopela’sı o zaman berrak görünmüyorsa da bugünün hâkim olan fikirlerini göstermesi bakımından ehemmiyetlidir. Bu fikirlerin en önemli noktası demokrasi tenselinin müstahsil olduğunun söylen m esidir Kadın. erkek eşitliğini, bunların cemiyetteki mevkilerini İlk defa kudretle belirten adam da yine Tomas Mur’-dur. Memlekette müsamaha ve mütekabil hürmet teessüs etmiş bulunuyor. Bunun testrlyledlr kİ Ellzabet devrinde vicdan hürriyeti siyasi bit hak olarak tanınmıştır. Ellzabet devrinin bütün şaheserlerinde aşağı yukarı bu İçtimai unsur mevcut ilin akla beraber daha ziyade şeklileri itlbarile edebi olmıyan nesir yazılır bu bakımdan Önemli bir yer tutar. Bu yazılar evvelâ risale şeklindedir. Karakter portreleri de mühimdir Nihayet mücerret fikirler İçin esse şekil kullanılmıştır. Bu suretle âlim ve filozoflar de bu meşele içine girmiş bulunuyorlar.
Bunların içinde realist olan Gree-ne'in içtimai eserleri vardır. Greetıe o devrin orta sınıfı üzerinde durur ve bilhassa taşrada zengin olup Lon-draya gelen gençlerin ve muhtelif sınıfların acaipliklerlyle eğlenir 18-Incl yüzyılda en çok üstünde durulan bu sosyal unsur gazetelere te geçmiştir. Bu mevzuun işlenişi en •’ok iki gazetede görülmektedir Bu gazetelerin başında Steele'ln haftada üç defa çıkan Tat 11er ismindeki gazetesidir. Bundan sonra Addlson'un çıkardığı şpectator gazetesi geliyor Bu devirde İngiîterede İki sınıf mevcuttur. Bunlardan birincisi iktidar mevkiinde bulunan dejenere aristokrasidir. Bunların erkekleri saldırgandır, her ciddi olan şeyi ahmaklık telâkki ederek yalnız benliklerini ve şahıslarının zevkini düşünürler Kadınları da yalnız aşk romanı okurlar, yalancı kirpik ve kaş takarlar Bütün günleri kumar masalarında geçer. Bunların sosyal meselelerle İlgileri yoktur. Diğer sınıf İse kendi kendini yetiştirmiş münevver tüccar tabakasıdır. Bunlar içtimai meselelerle uğraşırlar, ou mevzuda neşriyat yaparlar. Memleketteki ıslahat ve İlmin gelişmesi bunların çalışmaları sayesinde meydana gelmiştir. Bu İki gazete bu sınıfların evlerindekL ve sokaklardaki hayatını teşhir etmiştir. Bu teşhir edişte bir acılık, bir hiciv yoktur. Yazılar gayet sakindir
18 uncu yüzyıl İngiliz edebiyatı üzerinde Fransız İhtilâlinin büyük tesiri görülür. Memlekette bu devrin edebiyatı tamamen içtimaidir. Yapılan neşriyatta İhtilâlin lehinde olduğu kadar aleyhinde olan yazılar da vardır. Bu nihayetsiz yazılara rağmen İngiîterede bir İhtilâl olmamış, İleriye doğru olan rlnl taklbetmlştlr.
20 nci yüzyılda tetkiklerde, hattâ da bile sosyal mevzular hâkimdir Bu yazıların en bariz vasıfları İçtima! tetkiklerde objektif oluşları ve âzam! derecede realist bulunn.alarıdu-. Bu auretle ferdin muayyen bir hürriyeti, refahı ve fikir tekâmülü meydana gelmiştir. Bugün birbirinden uzakça mahalleler haline gelmiş bulunan milletlerde ve fertlerde artık benlik hâkim olamaz. Ferd cemiyet İçindir.
nn da alâkalı bulunduğu söylenmektedir. Tahkikatın neticesinde tanınmış tüccarın suçsuz olduğunun anlaşılmasını dileriz. Fakat bu vesile İle «ihtikâr» hâdisesinde bütün cemiyetin az çok suç ortağı olduğunu hattâ bir dereceye kadar bu buhran zamanı ejderhasını beslediğimizi, büyüttüğümüzü gösteren düşüncelerimizi ifade etmek İsteriz.
Son günlerde üzerinde durulan ve dibine kadar gidileceğinden emin olduğumuz mevzu kumaş ve bunun iptidai maddesi ipliktir. Senelerden beri gerek dışardan gelen, gerek memlekette yapılan ipliklerle memleketin, halkın başına dehşetli bir çorap örüldüğü herkesçe iddia edilmektedir. İplik dağıtımı, bütün iyi niyetlere, imal kapasitelerinin ölçülmesinde gösterilmek istenilen d’kkate rağmen, en canlı bir kara pazarın doğmasını önliye-medi.
Medenî cesaret sahibi bir arkadaşın ticaret ve sanayi odası meclisinde söylediği gibi- bütün dokumacılar değil, fakat bir çok tezgâh sahipleri aldıkları iplikleri işlemekten ise yüksek fiatkrle olduğu gibi satmağı daha kâriı bu'muşlardır. Bu işe vasıtalık eden, mem’eketin dokuma tezgâhı bulunan merkezleri arasında mekik dokuyan bir çok kimselerin harb devrinin en kârlı bir işini buldukları, tramvaylarda. vapurlarda açıkça konuşulacak kadar orta malı olmuş bir müşahededir. Bu sayede hanlar. apartmanlar sahibi olan bazı sahte tüccarın da bulunduğu rivavet edilmektedir.
Bu derece ısrar ile ve umumi o’aıak dolaşan rivayetlerde, az çok mübalâğa da olsa, bir hakikat parçası bulunduğunu farzet-mek yanlış olmaz sanırız.
Tplik niçin kara pazarın yüksek fiatlerile satılabiliyor? Çünkü bununla yapılan kumaşlar, daha yüksek, daha kârlı bir kara pazarda süriiiebilmektedlr. Hâdise her halde yeni değildir, tpiik ve dokumalar, önüne geçen balkı ezen ihtikâr trsninin ilk ve yüklü vagonlarını teşkil etmektedir.
Suçluların, bütün milletin mahrumiyeti, hattâ sefaleti üzerine haksız ve iğrenç servetlerini kuranların ergeç yakalanacakları muhakkaktır. Biz hâdiseyi, suçun pasif ortaklan, yani her şeye göz yuman, tahammül eden halk, müstehlik bakımından inceleyeceğiz.
istisnasız hepimiz, her gün cemiyetimizi kemiren ihtikârdan şikâyet eder, mürakabe organla-nmn vazifelerini İstediğimiz gibi yapmadıklarından acı bir lisanla bahsederiz. Fakat yine hepimiz, en küçük, harb sonrasına bırakılması en mümkün ihtiyaçlarımızı karşılamak, zevklerimizi tatmin etmek İçin her gün bir kara pazar malı almağı büyük bir başarı sanırız.
Düne kadar yasak olan yufka, hattâ baklavayı herkesçe bilinen sözde gizil yerlerden almak en büyük açıkgözlük savılmakta İdi Bu hareketimiz yasağa karşı Iâübalillğimizin. ihtikâr konusundaki zihniyetimizin en acık bir belirtisidir.
Zevkimize düşkünlük, ihtiyaçlarımızı bu fevkalâde zamanların gerektirdiği disipline bağlamak enerjisinden, faziletinden mahrum olmamız, İhtikâr İçin en müsait zemini hazırlamıştır. Alıcısı oümayan bir pazar, kara pazar da olsa, çabuk kapanır. Bu pazarın devamı geniş bir müşteri muhit! bulduğunu İspat etmektedir.
Milletin ancak bir kısmını İçine alan bu muhitin hakkından fazla yemesi, giymesi, asıl geniş halk kitlesinin en zaruri şeylerden bile mahrumiyetini doğuran bir darlık yaratmaktadır. Netice Jtibarlle muhtekir âlet, fakat asıl doymak bilmeyen bir kısım halk darlığa, pahalılığa sebep olmaktadır.
ihtikârın besleyicisi olan bu muhitin belki en İleri gelenleri, en faalleri kendi mevzularında, sahalarında elde ettikler! gayri m’sru kazançlarla şımarsınlar. ... ......................
balk’n ıstırabına gözlerini kapa- bir ^yyaya 3 kll^mrtrfllk bir mesaf»-yıp her şeyi, hudutsuz bir Obur. gidince, bir ae« çıkarmaktadır.
semaverini bir hamala [verir, iki takım çamaşırla bera-| ber hapishaneye arkasından gönderirdik. Übeydullah efendi kaç kere tevkif veya hapsedilmişse bu semaver de o kadar tevkifhaneye veya hapishaneye, zindana girmiştir. Çav onun benzini ve semaveri de daima kaynayan kazanı gibiydi.»
Hattâ J3. Übeydullahın hapishane hayatına ve semaverine dair güzel bir fıkra da vardır.
Yine bir kere, mem’eketin en ileri gelen bir çok fikir, sanat, politika, matbuat adamlarile birlikte Übeydullah efendi tevkif edilmiş, Bekirağa bölüğüne hapsolunmuştu. Meşhur semaveri o sıralarda Yıldızda pek sevdiği bir ailenin 36 • ■ ■
ğinda duruyordu, efendi tevkif edilir men semaver ■— her . duğu gibi — arkasından Bekirağa bölüğüne koşturu’du. Artık Übeydullahın hayattan hiç bir şikâyeti yoktu. Değil mi ki semaveri yanındaydı ve en sevdiği insanlar etrafında: zindan kendi-, sine gelin odasından daha zevkli gelirdi. Bu kabil yerlere alışık ve gayet pratik bîr adam olduğu İçin, her zamanki gibi, yine hemen zindanda kendine bir köşe avırdı. Semaver buraya yerleştirildi. Fokurda tılmağa başlandı. Gel keyfim gel!.. B. Übeydulla-hın zaten normal hayatta en büyük zevki su beraber bulunduğu arkadaşlarlle geceleri toplanmak konuşmaktı Dısanda onların ancak dördünü, beşin! bir araya toplıyabillrdl. Halbuki burada hepsi iste yanında bulunuyordu. Übeydullah efendi başka ne isterdi ki?. Mesuttu ve zindandan memnundu vesselftm... Vakıa mevkuflar irin çok fena rivayetler dolaşmaktaydı amma kime ne?. Hattâ belki de kendilerin! yakın bir ölüm bekliyordu, Aldırma!.. O semaverile meşguldü. Kendisine, harlkulftde bir muavin de bulmuştu. Dünyan katiyen umursamamakta, hâdiselere katiyen aldırış etmemek hususunda bu rek1 ve sevimli
Haliç ortasında buza çarptp dibi delinen vapur — Buzlar arasına sıkışan kayıklar — Hapishaneye girip çıkan semaver —- Hüseyin Suat bağırıyor: uÇaaay demlendi!.» — Zorla hapishanede yatan adam — Bekirağa bölüğünde yapayalnız — Beni bu hapishaneden hiç bir kuvvet çıkaramaz!..
İşittim!. Ne olmuş, ne telâş ediyorsunuz?
Böyle söyliyerek yerinden kımıldamıyor, hattâ yatmak ister gibi bir tavır takınıyordu. Kendisine:
(Arkası 6 ncı sahifede)
Bir kaç günden beri gazeteler, I lukla, tatmak, almak isteyenler-büyük başlıklarla, milyonluk baJdir. Fakat ihtikârı teşvik eden-zı İhtikâr vakalarından bahset- 1er arasında sırf kurban vazlye-mektedir. Bu İşte büyük firma!a- tinde olanlarda pek çoktur. Komşumuz, »İz. ben bunlardanız. Biz de kabahatliyiz, çok geniş Ölçüde mesulüz. Hattâ tamamen mecburî bir alış verişimizde bile bir muhtekirin tuzağına düşünce kesemizi boşaltıp elimize bir parça bezi alıyor ve boynumuzu büküp, ezilmek, tavuk gibi yolunmak bizim için mukaddermiş gibi, iktisadi kaatl-limize teşekkür edip çıkıyoruz.
Halbuki medenî bir muhitin ferdi, ancak fazilete dayanarak yükselmek İsteyen bir memleketin vatandaşı olarak şahidi, kurbanı olduğumuz suça, suçluya karşı faal bir vaziyet almamız lâzımdır. Haklarımızı, cemiyetin menfaatlerini koruyan bir dev let, bir hükümet, bir çok idare ve adalet organları vardır. Bunlara bas vurmak, diğer vatandaşların aynı sucun kurbanı olmalarını önlemek İçin ihbar, takip vazifesini yapmak gerektir. Halbuki hepimiz «neme lâzım» düsturu ile İfade edilen gayri medenî, gavrl İçtimaî bir kavıt-sızhk'a hastayız
Hükümet organlarına şikâyetçi olarak baş vurmanın başkaları İçin faydası olmıyacağı gibi kendimiz için de zararlı olacağı vanlıs ve haksız kanaati hemen hepimizde el’an hâkimdir. Dev let memurlarına karşı hislerimiz müsoetten fazla menfîdir.
Bugün bu hususta carî zihniyeti bundan iki bin evvel, Yunanlı Apul6e «MSta-morplıoses» romanında, eskime yen bir tarzda ifade etmiştir. «Lucius, pazardan 20 denvelik ba'ık alıp evine giderken şehrin iaşe islerile meşgul olan memura tesadüf eder. Bu memur eski dostu Rytheas’tır. Memur kendisine elinde taşıdığının ne öldüğünü sorunca: -Balık, yirmi denyeye aldım.» cevabını verir. Derhal benimle bunu satan esnafa gelin emri üzerine ikisi de balıkçı dükkânına giderler. Memur dükkâncıya en ağır sözleri söyledikten, halkı soyduğundan, bilhassa ecnebileri a’datıp şehrin namusunu kirlettiğinden dolayı hakaret ettikten sonra yanındaki yardımcıya Luciusün elindeki ve dükkâncının sepetindeki balıklan vere dökmesini emreder ve bunlan ayaklarile çiğnetir ve Lucius’e şimdi gide bilirsin. Bu muhtekire iyi biı ders verdiğine memnunum • der
Lucius, şaşkın, dostunun gayreti sayesinde hem yirmi denye-sinden, hem de balıktan mahrum olduğuna yanarak evine gider.
Bu hikâye memurlara baş vurmanın, şikâyetçi için ancak zararla neticelendiğini göstermek bakımından, çok manidardır ve aradan 20 asır geçtiği halde heı memlekette ve bizde ekser vatandaşların düşüncesine uygundur. Fakat bu. düşünüş kötülüğe karşı lâkaytlıktır, fenalığı teşviktir.
Bugünkü devlet, hükümet telâkkileri değişmiş, memur cemiyet hak ve menfaatlerinin şuur-İu müırtessil ve müdafii olmuş tur. Halk hükümeti kuvvetini, ilhamım, hattâ direktiflerini halktan alır. Halkın gizlediği, teşvik ettiği suçlara karşı hükümet te kati bir şey yapamaz. Muhitin sakladığı, koruduğu bir haydudu, devletin eline geçire-memesi gibi.
Yersiz, zararlı bazı cömertlik hislerine kapılmayıp devletin yardımcısı olursak, bugünün cemiyet yıkıcı «uçu da ortadan kalkar. Halkın ıstırabı, sefaleti üzerine kurulmuş, devamlı, dürüst çalışma temelinden mahrum İğrenç servet binaları da haksız sahiplerinin başına yıkılır.
Faal birer vatandaş gibi vazifemizi yapmazsak çektiklerimizi hakebmiş oluruz.
CEVAT NİZAMİ
“Üstüme varmayın..Taş çatlasa hapishaneden çıkmıyacağım,,
w

HER AKŞAM BİR HİKAYE
Bekârlık hayatımın mühim bir kısmını geçirdiğim pansiyona ilk taşındığını zaman pek memnun olmuştum. Geniş, ferah, güneş görür bir oda İdi Temizdi. Eşyamı, kitaplarımı yerleşirdim. Yatağıma uzandım. Burası apartman değil, ev şeklinde bir bina İdi Pansiyon, oldukça kalabalık bir Aile tarafından işletiliyordu. Bunların içinde genç kızlar, kocasından ayrılmış dullar ve mütecessis İhtiyar kadınlar da vardı. Fakat hepsi de şirin. sevimli insanlardı. Bilhassa pek neşeli görünüyorlardı. Evin İçinde kahkahadan geçilmiyordu. Alt katta kendileri oturmakta İdi. Lâkin pansiyondaki bekârların hizmetine daima yaşlı kadınları koşturuyorlardı. G^nç kızlar, genç kadınlar binde bir yukarı katta boy gösteriyorlardı.
Benim bunlarla meşgul olduğum yoktu. Yalnız yeni evimden bir tek şikâyetim vardı. Tavanların pek ince olması ve en küçük gürültünün etrafa yayılması.. Bunu daha geldiğimin İlk günü anlamıştım. Artık bu kadarını da çekecektim. Ne yaparsınız?..
O gece erkenden yatağıma girdim. Yorgun olduğum için de hemen uyuya kalmışım. Fakat birdenbire bir çalar saatin sesi He uyandım. Ne oluyordu?.. Yanımdaki gece lâmbasını yaktım. Saate baktım. Henüz 3 tü
Bu zamanda çalar saatle kendi kendini uyandıran kimdi?..
Yalnız kendi kendini değil, beni de aynı saatle uyandıran bu insanı düşünmeğe başladım. Pansiyonda oturanların hepsi benim gibi talebe idi. Ev sahibinin ihtiyar kocası İşe gitmiyordu. Kızların veya ötekilerin dışarıda çalışmadıklarını biliyordum. O halde bu saat kimin için çalıyordu’.
Aşağıda bir takım gürültüler de başlamıştı. Gezinmeler, yürümeler, alçak sesle knuşmalar. hafif tertip tnünakaşalır. . Uykum kaçmıştı Aşağının gürültüsü bir saat daha d?-vam etti. Bundan sonra yin? etrafa sessizlik çöktü. Lâkin yavaş yavaş dışarına hava da aydınlanmaca başlamıştı. Tekrar uyumağa çalıştım. Gövlt riml kapadım.
Ertesi günü akşamki çalar saati pek merak ediyordum amma daha buraya taşınalı 24 saat bile olmadığı için kimseye bir şeyler soramıyor-dtım. Zaten o zamanlar imtihanlar vardı. Derslerime çalışıyordum. Gece çalan saat aklımdan çıkıp gitmişti.
tkinet akşam biraz geç yattım. Uyku saatimi değiştirdiğim İçin bir müddet sağdan sola, soldan ssğa döndükten sonra nihayet kendimden geçmişimi..
Bir gece evvelki zırıltı ile yerimden fırladım, Saat çalıyordu.
Aşağıda yine aynı patırdılar. pıtırtılar, konuşmalar.. Lâmbayı yakarak yine saate baktım: 3!... Olur şey değil. Kimdi bu saat tam üçte kendisini ve çoğumuzu uyandıran?., Ve gecenin şu saatinde bunu niçin yapıyordu?.. Sır!..
Bir gece önceden tecrübem olduğu İçin bu sefer yatağımdan kalkmadım. Saten uyuyuncaya kadar 1 olmuştu, tki saatlik bir uyku beni sersem etmişti Kafamı yastıklara sokup gürültüyü Işltmemeğe çalışarak uyumak İçin kendimi zorladım. Azmin etinden ne kurtulur ki?.. Uyudum da!,.
Lâkin ertesi gece, daha ertesi gece, ondan sonraki gecelerde hep aynı Saatte ve aynı saatin sesi İle yatağımdan sıçrayarak uyandım Nihayet- bir gün dayanamadım. Odamı temizliyen kad'na sordum:
____ Kuzum bu evde sabaha karşı kalkıp işe giden kimse var mi? .
Kadın alaycı bir tavırla yüzüme bakarak gülümsedi:
— Hayır... Kimse yok...
Daha fazla soramadım. Diyorum ya. Serde yenilik var!..
Bu hal hen böylec* bir hafta, lö gün kadaî dev^m etti. O esn^d» bl 1-ylk odada ctvrân bekâr komşumla ahbap olmuştuk. Ona açıl-hm. 3a' aha karşı çalan saatin esrarını kendi-
İsine sordum-
G ölerek ve biraz da hayret ederek yüzüme baktı:
_ Vay... Sizin bundan haberini» yok mu?..
— Hayır...
— Demek saat üçte Mz kalkınıyor-sunua...
— Kalk pıda ne yapacağım? .
— Biz bütün pansiyon halkı kalkarız?,.
— Ne münasebet?..
— Peki yatağınızdan bu saat sesini İşittikten sonra ne yapıyorsunuz?.
— Hiç... Yatağımda yeniden uyumağa çalışıyorum.
— Yazık, pek yazık!..
Böyle söyliyerek yeni ton'Wum şu izahatı verdi:
— 9aat üçteki zırıltıyı duyunca hepimiz kalkarız. Caddeye bakan pencerelerimize yaklaşırız Karşıya bakarız. Bu gece siz de övle yapınız...
Ne kadar ısrar etti İsem komşum daha fazla İzahat vermedi. Saat üçü beklemekten başka çare yoklu. O kadar merak etmiştim kİ nerede İs* o zamana kadar beni uyku tutmiya-cakh Zorla uyudum. Bant üçte zil sesini duyar duymaz yerimden fırladım. Pencereye kostüm, Bütün sokak kapkaranlıktı Bu saatte kurtla kuşlar uyuyoodıı. Yalnız karşıdaki binada bir odada elektrikler yanıyordu. Buranın perdeleri de pencereye kısa ve dar gelmişti, içerisi görünüyordu. Genç bir adamla, genç bir kadın vardı. Erkek henüz sokaktan gelmişe benziyordu Zira paltosu ve şapkası üzerinde idi. Onların aralarında gayet ateşli hlr sevişme olduğu her hareketlerinden belli İdi Birbirlerine ne iltifatlar, ne şakalar! Ne aşık sahneleri'..
Ertesi sabah dostum izahat verdi:
— Bunlar voni evliler... Bir ay evvel evlendiler. Erkek gece işi yapar Saat tam üçte evine gelir. Ve bu 20 günlük çift saat üçte herkesin uyuduğunu düşündükleri için perdelerine pek itina etmezler... B'zim pansiyondaki müte-ceris taşanlar bir gece vaktinde kalkmayıp da saat 3 de gelen adamı göremıyeç ekler diye âdeta tertibat aldılar. Bir yerden çalar saat bulup kuruyorlar Ve ev halkı, yatılı mekteo talebesi gibi zil İle hep birden kalkıyor!,.»
İnsanlar ne meraklı mahlûklardır'.
(Bir yfd’-Zİ
Bulma ca
123456183 10
1 — Bir meyva 1 Annenin erkek kardeşi.
2 — Dilenciye para yerine verilen cevaplardan.
3 _ Ek - Fasıla.
4 — Alıştırma - Lezzet.
a — Kokulu bir ot.
6 — Eksiksiz.
1 — Nota - Bir nevi pudra satan.
8 — Türk usulü.
9 — Ceriha - Tok değil - Başına «A. gelirse tatlı deği|.
10 — Alelade kıyafet.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ Soldan sağa ve yukarıdan aşağı: 1 — Çamaşırlık, 2 — Ahududu, 3 — Mutabakat. 4 — Adalet. Kep. 5 — Şube, Şmokl. 6 — Idatafereş, 7 — Ruk, Mest. 8 - Akort. Br, 9 - Teke, Bbe, 10 — Ki. Pişiren. 1
KUTUP KIZI
8 Mart 1945
Tanımadığımız meşhurlar
Genç Sultan Osman'ın yıldızı I
1622 mayısının on sekizinci — 1031 recebinin yedinci — günü Osmanlı tarihinin sayılı günlerindendir. Çünkü o gün bir Oamanlı padişahının — İkinci Genç Osmanın — şehadett İle neticelenen kapı kulu kıyamının ilkidir.
Sultan Osmanın hac niyetiyle Suriye ve Hicaza gideceği şayi ve buradan asıl maksadı oralardan ve Ana-doludan toplıyacağı kuvvetle dönüp kapı kullarını imha eylemek olduğu kanaati hasıl olması üzerine yeniçerilerle sipahiler o gün sabahleyin Elmeydanında toplanmışlardı. Yaptıkları meşverette (padişahın Hicaza gitmesi bizden yüz çevirdiğinden ve nefretinden dolayıdır. Bunun başka mucibi yoktur. Alemin -nizamı maslahatı için padişahlar hacet terkede-gelmişlerdlr. Düşman zuhuru ve şe-ruşûr ihtimali var iken memleketi koyup gitmek hatadır. Bu kürden feragat olunmak gerektir >
Kararını verdiler. Bu karar kapı kullan ağzında (padişahı bu yola sevkedenlsr hallolunacak» demekti Kapı kulu ihtiyarları (padişahı azdırıp abes yere beytülmall İtlaf ettirenler ve fesada bâis olanlar hakkında şer'an ne lâzım gelir? ı
Diye bir fetva suali tesvidettlîer ve Şeyhülislâma götürdüler, o da bu gibilerin katli lüzumuna dair fetva verdi.
Artık saatten saate dehşeti artara kıyam ve isyan önüne geçilemez bir hal aldı. Kapı kullan biriken hırs ve kinlerini kanlar dökmekle, sultan Osmanı hat' İle yerine deliliği bir defa tecrübe edilmiş sultan Mustafayı tekrar saltanata geçirmekle kalmadılar: mahlû1 genç padişahı «zikri gam ve elemi bâls» nice sözler söyli-yerek, hattâ sokaklarda el İle sarkıntılık ederek tahkir ve terzilde ileri gittiler. Nihayet Yedikuleye götürülen sultan Osman orada sultan Muşta fanın anaları bir kız kardeşinin kocası ve sadrâzam Boşnak Davut paşa kapı içinde beklerken cebeci bası Mehmet, subaşı kâhyası Kilindir uğrısı, yeniçeri ağası Derviş ağa. Davut paşanın adamlarından ve sancak beylerinden Meydan bey tarafından kementler atılarak ve Kilindir uğrısı tarafından hayaları sıkılarak boğduruldu: cebeclbaşi kulağını (İl keserek nişane olmak iizere sultan Mustafanın anasına götürdü!
Genç sultan Osmanın katline ebcet hesabile Arapça (kutileşsultan şehiden’» ve Türkçe (oldu şehit Osman» cümleleri tarih düşürülmüştür.
Sultan Osman zulüm, taassup, cehalet. irtikâp, Istlrkab. nefsani İhtiraslar ile batağa sevkedilmekte olan devlet idaresinde fenalıkları kısmen olsun ortadan kaldırabilmek İçin yalnız saltanat tahtının nüfuz ve kudretini kâfi görmek gibi büyük bir hataya kapılmıştı Bu hatasının cezasını ölümle çekti.
Vâkıa asker ve halk sultan Osma-nın hayatına kastedilmesinl istemiyorlardı. Fakat yenilikleri itiyatlarına. menfaatlerine muvafık görmiyen ulema ile taraftarları, sultan Osma-mn ıslahat tasavvurlarlyle mevcudiyetlerini tehlikede gören hassa askerleri zevk ve keyiflerinin bozulmasına tahammül edemezlerdi. Genç bir padişahın sarayda aile teşkilinde ve asker teşkilâtında teceddüt yolunda atmak istediği adımların büyümesi İhtimalinden mutaassıp ve mürteci kafalara ve haris kalblere istilâ eden kâbus sultan Osmanın katliyle silindi, kalktı, ananeleri bozmağa, yeniçeriye, ulemanın menfaatlerine dokunmak cüretinin neye mal olacağı böyle heveslere düşebilecek olanlara gösterilmiş oldu,
Bu sebeplerle idi. kİ genç Osmanın cellâtlar elinde bu feci ölümü ilk günlerde İstanbulda önemli bir teessür uyandırmamıştı.
Fakat gün geçtikçe ve sultan Mus-
ri i Peçeni: Galiba burnunu dahi...
talanın İlâhi bir meczubiyet ve velilik renk ve şekli verilmek istenilen, hakikatte alelâde bir delilikten başka bir şey olmıyan halinde İlk saltanatında görülen alâmetlerde bir fark bulunmadığı anlaşılınca, saltanatta tebeddülü yapanlar arasında muhtelif ihtiraslar bir kat daha şiddet ve aleniyetle tezahür eyledikçe sultan Osmana acıyanlar da çoğalıyordu.
Yazma (hikâyetl sultan Osman) risalesinin sahibi Solaklıktan emekli Sefer oğlu Tûgi Hüseyin efendinin şu sade mersiyesi o günlerin bu teessür ve tehasssüsünü gösteren yazıla-nndandır:
Bir şahı dlişan iken jaht cihana kıydılar!
Gayretli, yene arslan İken şahı cihana kıydılar!
Gazi, bahadırdan idi; âli neseb sultan idi!
Namfj/ie Osman han fdi: Şahı cihana kıydılar! tiiyyet edüp hac etmeğe, koymadı kullar yitmeğe.
Kulak gerek işitmeğe! Şahı cihana kıydılar!
Hükmetmeğe kaadir iken. Hak emrine nazır iken, Hac etmeğe hazır iken, Şahı cihana kıydılar' öl bir gehi âlâ iken, hep cümleden evlâ iken. ' Şer’igerif icra iken. Şahı cihana ktyddaı!
Eşratl saattir bu dem. Devri kıyamettir bu dem!
Bize nedamettir bu dem! Şahı cihana kıydılar!
Tûgi, ciğerler oldu hurt; derdim bir iken oldu on!
Kan ağladı ehli /ünün! Şahı cihana kıydılar' Kâtip Çelebi fezlekesile Nâima tarihi bu genç Osman vakasında âmil sebeplerden olarak sultan Osmanın talihi müsait olmadığını, ehli nücu-mun (pest saati tâbir ettikleri «üsret vaktinde»- ve (nahsı müstemirı gününde — H. 1027 senesi rebiülevve-linin ilk gününde — cülus etmiş olduğunu. zamanında pek çok felâketler zuhur etmesi bu yüzden olduğunu, (Hotin) seferine kusul günlerinde gittiğini, talihi burcunda (büyük katı’) sayılan küsuf vâki olmuş bulunduğunu gösteriyorlar' Peçevi İbrahim efendi de tarihinde bir garibe olarak şunu hikâye ediyor:
TSııltan Osmanın çadırlarım Üs-kiıdara nakl için emir verdiği gün basdefterdar Baki paşa huzurunda oturuyorduk. Divandan:
— Saadetlû padişahın otağlarını yüklemek İçin Kadırga yanaştı. Siz. de çadırlarınızı gönderin!
Diye adam çeldi. Baki paşa kâhyası Mehmet ağaya ki. sonra vez-retle başdefterdar olmuştur, hitap İle:
— Bire medet! Bizim de çadırlarımız kalmasın!
Dedi Mehmet kâhya çadır nakil tedarikinde iken "ben de damadım. Ramazan çavuşla beraber yanında bulunduk. Bu sırada münecclmbası Mehmet Çelebi geldi. Ramazan çavuş:
— Şunu aramıza alalım, söyletelim!
Demesiyle kendisine aramızda yer gösterdik. Müneccimbaşı başdefter-' dar kâhyasının çadır çıkarmak için tekay vadime gülmeğe başladı ve:
— Abes yere zahmet çekiyorlar! Dedi.
—Ya bundan sonra ne ihtimal var? Çün saadetlû padişahın çadırları geçti, gidilmez mi? dedik.
— Bundan sonra ihtimal yoktur! Ne ol geçmiştir, ne bu geçer!
Cevabını verdi. Ziyade bahis ve inadettik; sözünden dönmedi.
Bu esnada baki kullarından — maliye müfettişi — biri kan ter içinde seğirderek geldi.
(Arkası 7 inci sayfada)
(Baş tarafı S inc[ sahifede)
— O halde çıkabilirsiniz... Bu-yursamza!, dediler,
Übeydullah efendi o zaman büsbütün köpürdü:
— Vallahi, tallahi şuradan şuraya tek adım atmam!.
Muhafızlar hayretler içinde birbirine baktılar. Übeydullah efendi devam ediyordu:
— Nereye giderim ben?. Gecenin bu vaktinde herkesi rahatsız edecek değilim ya!.. Hapishaneden dışanya tek adım atacak de ğillm... Çekilin başımdan, beni günaha sokmayın. Şimdi haa.
«Efendi hazretleri , nin meş-, lıur hiddetlerinden biri tutmuştu. Lâkin kanunen, lüzum görülmedikçe, kimse buıada kalamazdı. Israr ettiler:
— İyi. hoş amma Efendi hazretleri, kimse burada kalamaz ki... Kanun müsait değildir. ,— Ben buraya keyfimden gelmedim ya’. Gecenin bu saatinde beni buradan hiç bir kuvvet, hiç bir kanun dışarıya çıkaramaz.
Zorla hapishanede kalmak isteyen adam! Ellerinden binlerce mevkuf ve mahkûm geçmiş 40 yıllık zindancıları bile bu iş hayretten hayrete düşürebilecek bir hâdiseydi. Münakaşa uzuyordu. Muhafızlar, lâalettâyin bir insanın bir hapishaneyi otel gibi kullanarak geceyi orada geçirmesinin kabil olamıvacağim söylüyorlardı. Fakat Übeydullah efendi bunların hepsine lâf yetiştiriyor. zaten keyfi bozulmuş bir insan tavrile aksilendikçe aksileni yordu Katiyen hapishaneden dışarı çıkmak niyetinde olmadığım tekrarlayıp duruyordu. Belki de muhafızlar bu mutlaka hapiste kalmak isteyen zatın yatağını yorganını alıp zorla B3kirağa bölüğünün kanısından dışarı bile atmağı düşünmüşlerdi. Hattâ Efendi hazretlerini çıkarmak dii-şüncesile sonradan çağırılan bir zabitin:
— Peki amma, bu ikametiniz ne kadar sürecek?., diye sorduğuna bakılırsa Übeydullah efen dinin uzun müddet orada kalmasından korktukları anlaşılıyordu. Bekirağa bölüğü idare'’, başlarına âdeta bir belâ a’dık’ra-rına zahipti. Lâkin Übcvdull'h ■fendi onların endişeli yüzlerine] bakarak:
— Söz veriyorum.. Yarın su zndandan çıkacağım1, dedi.
Muhafızlar bu sözü aldA* ı. sonra çekildiler. Madem ki Efcı-di hazretleri söz veriyordu mesel5 voktıı. Her halde varın Be-
kirağa bölüğünden çıkar giderdi. Bir mevkufun muhafızlarına «yarın hapishaneden çıkacağım!» diye söz vermesi de belki dünyada hiç görülmemiş bir hâdisedir.
Muhafızlar çekilip gidince, boşandığı için bir gece evvelki hareketi! halini tamamile kaybeden ve «suyu çekilmiş değirmene» dönen koca Bekirağa bölüğünde Übeydullah efendi tek başına yattı, uyudu.
Sabah olunca semaverini gazete kâğıdına sardı. Onu koltuğunun altına aldı ve muhafızların hayretli bakışları arasında, çoktan beri alışmadığı güneşe gözlerini kırpıştırarak dışan çıktı.
Kendisi gazete matbaalarına gideceği için semaverini tanıd k bir hamalla Yıldızda mânevi evlâdının evine gönderdi. Konakta semaverin geldiğini görünce hep u_
— Semaver geldi!.. SemaverO geldi!.. Demek Übeydullah efen-û-diyi tahliye ettiler!., diye pekCM ziyade sevindiler. Zira semave-*t rin gelmesi Übeydullahın da bir O kaç saat sonra geleceğine en bü- C yük işaretti. Değil mi ki semaver.O geldi o halde Übeydullahın odası'J) hazırlansın... Zira semaveri onun öncüsüdür.
Übeydullah efendi evine gelin- q ce gece kendi arzusile hanisha-gj nede yattığından bahsederken^ meşhur -a yavrum' .. tâbirile söyle demiştir: o
— A yavrum, zaten keyfimi^ bozdular, Gecenin o saatinde nereye giderim’,.
İşte Pake vapuru İstanbuldan (jj uzaklaşırken Übeydullah efendiJr $ıı vapurda semaverinin vanın-W da olmasını ve dem'i bir çayı ke v’fli kevifli yudumlamağı pek arzu etmişti.
Sonra onun Ameri kada da kendisine bir semaver edindiğini hattâ bir aralık nefis çay yaparak çaycılık ettiğini bile göreceğiz...
Hikmet Feridun Es
Sıtmadan kurtulduğunuz gün. vatanımız bütün güzelliklere ve kudretlere kavuşmuş olacaktır.
Memur alınacak
Sümer Bank Deri ve Kundura Sanayii Müessesedir1 .•
Müessesimiz ticaret servisi barem dahili kadrosunda münhal bulunan 170 Ura tahslsa'lı memurluğa 3659 sayılı kanunun tarif ettiği evsafı haiz bulunanlardan İngilizceden Türkçeye ve Tiirkçeden İngilizceye tercümeye muktedir bir memur alınacaktır. Talip olanların 20. 3. 945 tarihine kadar vesaikleıile birlikte Beykozda kâin zat işleri servisimize müracaatı arı ilân olunur.__________ (2889'__________________
Sümer Bank Deri ve Kundura Sanayii
Müessesesi Müdürlüğünden:
Aşağıda müfredatı yazılı mallar kapalı zarfla satılacak'ir, İsteyenler 22 3 1945 perşembe günü ti küflerini saat U de t" • •-ip teminatları ile birlikte müessese müdürlüğüne tevdii ilân olunur. Müessese mallan satıp satmamakta serbesttir Satış fabrikada islimdir. «2890-
7000 — 8000 adet kullanılmış çuval 4000 — 5000 kilo Asit Okzalik 9000 — 10000 kilo SU d kostik
200 — 250 kilo Asld borik
3000 — 4000 kilo Balya çemberi
1200 — 1250 çift zenne kalıbı
1900 — 2000 çift zenne ayakkabısı tahta ökçesi
7000 — 8000 Çift fort mukavvası.
AŞK VE MACERE ROMANI
Yazan: Stanley Shaw Çeviren: (Vâ Nü)
V ' __ Tefrika No. I? — - ■ ______J
Kerrison, dairesine çekilir çekilme»'., bütün kâtiplerini, uşaklarını, hulâsa maiyetinde kim varsa çağırdı. Vakit gece yarısını hayli geçmiş olmasına rağmen, sanki borsa açıkmış gibi, hep birlikte faaliyete giriştiler.
Yarım saat içinde Kerrison, ecnebi memleketlere, beş uzun telgraf gönderdi. memleketin İçine de on iki telgraf yolladı. Dört adamını memur ederek şehirlerarası telefoniyle muhaverelere girişti.
Bu mesajların çoğu şifreliydi. Fakat. içlerinden İkisi, ertesi gün açılarak polis tarafından okunabildi. Bunlar, muhtelif bankaların müdürlerine gönderilmişti. Tedavüldeki kalp altınların miktarı soruluyordu.
Atterbury. bu telgraflardan birini alanlardandı.
Ertesi sabah, dokuzdan biraz evvel, polis müdürünün otomobili, milyarderin kaldığı otelin önünde durdu. Hllkie, aşağı indi. Kâtibe kartını uzatıp, İkinci kana, c. dairesine gitme* tatediğini bildirdi.
Kâtip, hattâ karta bakmaksızın, dalgın dalgın:
— C. dairesinde kimse oturmuyor, efendim.
Hilkıe haykırdı:
— Nasıl olur? Burası bay Kerrl-şon'un apartmanı değil mi? Yani, bay Mac Cann'ın demek İstiyorum,
— Bay Mac Cann, bu sabah bütün maiyette birlikte buradan gifrU, efendim.
— Nereye gitti? Bana hiçbir haber bırakmadı mı? Mektup filân? Ben polia müdürüyüm.
— Kâtip, kendisine unatılan k«trta nihayet okudu.
— Affedersiniz, efendim. Dikkat etmemişim. çok mahcubum. Bay Ker-rlaon'un ht’.ngi İstikamete gittiğine dair hiç raalûmatarruz yok. Yeni adresini bırakmak Adetinde değildir. Buna rajmen, bagajları götüren hamallar, yahut otellmlaln detektifi sbe icabeden malûmatı verebilir. B«gaflardan biri üzerinde, şayet adres ya-[ zılıysa mesele kolaydır.
Lâkin, ne hamallar, ne hususî detektif, ne de başka biri, azıcık malûmat temin edebildi. Milyarderle maiyeti, her zaman yaptıkları gibi, bu sefer de, sessiz sadasız sıvısinışlardı Kerrison’un kaprisi böyleydl. İhtimal, gidecekleri yeri maiyetine bile söylememişti.
Hllkie’nln öğrenebildiği, geceleyin birçok telgrafların gönderilmiş bulunması oldu, Fakat J. J, Kerrlson’un heyecanlı hayatında, bu gibi işlere sık sık tesadüf edilirdi.
Polis müdürü:
— Kurnaz tilki! — diye söylendi. — Çocuk aldatır gibi beni aldattı. Fakat en sonunda ben onu altedeceğim.
Öğleden sonra saat dördü otuz geçe Atterbury'nln bankası. Hilkle’yl telefonla aradı Fakat polis müdürü ele geçirilemedi. Ekseriya olduğu gibi. bu sefer de onun, habersizce takibe çıktığı kanaati uyandı.
ErteM gün. daha ertesi gün. birçok insanlar onunla temes etmek tecrübesine giriştiler. Fakat kendilerine verilen cevap hep aynı İdi.
Amerika Birleşik cumhuriyetleri emniyet umum müdürü Hilkie, ortadan kaybolmuştu.
ÖLÜM İZİNDE
Yangına uğrıyan küçük Babos kulübesinden Pierre Qulnt ve Miss Mal-
lable ile çıktıktan sonra, gizli ajan Alain Jensen, hayatındaki seyahatlerin en gücüne atılmış oldu. Sonradan bu işi uzun uzun ve dehşetler içinde düşündü de, nasıl olup da ilk andan itibaren günde yüz kere ölmediğine kendi de şaştı.
Kızakta muvazenesini temin edebilmesi İçin, onu iplerle iyice bağlamak lâzım geldi. Her sallanışta, kayışlar ve ipler vücudunun bir tarafını fena halde acıtıyordu. En fenası, fırtına, olanca azgınlığıyla esiyordu. Rüzgârın her kanat darbesi, yüzüne mini mini kristaller halinde karlan fırlatıyor ve bunlar binlerce iğneler gibi cildine batıyordu.
Bu kar sahrasının nihayet.sizliği içinde, üçü de, rüzgârın İşkencesine uğradılar. Buna rağmen, Jensen. kesif soğuktan önceleri pek ıstırap çekmedi, Bilâkis, bu soğuk onun ateşini bir dereceye kadar dindiriyordu. Baygınlığa ve tehdldedlcl buhranlara karşı, âdeta kahramanca mücadele ediyordu. Sükunla düşünmeğe de çabalamaktaydı. Aynı cümleyi bir kaç sefer arka arkaya tekrarlıyarak şuurunu muhafaza etmek istiyordu. Yahut da örtülerini ısırıyor, tırnaklarını avuçlarına geçiriyor, böylece, dimağının uyanık bulunduğunu kendi kendine ispat etmek istiyordu.
Uzun zamandan beri yoldaydılar. Kurşuni renkteki o hazin şef ak, son-
suz karlı ova üzerinde doğuverdi Jensen. baktıkça önü sıra bir dûzlye giden ve sağa sola yalpalıyan köpex sürüsünü görüyordu Bunlar, yeknesak hareketlerle kızakları yürütüyorlardı. Hayvanların iri vücutlarının etrafında, ciltlerinin ve burunlarının teneffüsünden hasıl olma bir buhar tabakası doğuyor ve kımıldayan bir duman gibi harekete geçiyordu.
Öyle anlar oluyordu kİ. Jertsen. kızağın hareketini durdurabilmek için hayatının yansını vermeğe riza gösteriyordu.
Zaman zaman. KanadalIya bakıyordu. Kör adam kamçısını hayvanlara doğru merhametslzcesine salh-yarak haykırmaktaydı.
— Yürüyelim! Haydi yürüyelim!... Neymiş o öyle kuzularım? Geçit resminde misinle?... Yürüyün, yürüyün! Sümüklü böcekler!
Bunun üzerine köpekler, birkaç yüz metre kadar koşuyorlardı. Sonra gene karın üstünde tırıllarına devam ediyorlardı. Rüzgâr kİ ne rüzgâr! Fakat onlar, her şeye rağmen, bu kar sahrasında sırf sezişleriyle izin ne tarafa doğru olduğunu keşfediyorlardı. En tecrübeli İnsanların gözleri ve hisleri, bu vaziyette hiç bir şeyi far-Jcetmeğc elverişli değildir.
Durak yerlerine geldikleri vakit, kızakları dikiyorlar ve ısırıcı rüzgâra karşı bir manla halinde kullanıyor-
lardı. O zaman. Miss Mallabie. hastayı görmeğe geliyordu. Küçücük ılık elini kürklerin arasından İçeriye sokuyor, delikanlının nabzını muayene ediyordu. Şayet lüzum hasıl olursa, ona Chloral yahut kinin yutturuyordu. Jensen'in pek hasta olduğunu farkettlkten sonra, ona artık «kendini Kerrison yerine koyan adam» muamelesi etmiyordu Bir hasta bakıcı tavırları takınarak delikanlıya dostum» diye hitaba başlamıştı. Muayene ederken:
— E. nasıl oldunuz, dostum? -diye soruyordu.
Genç, hali ne olursa olsun, hep aynı cevabı vermekteydi:
— Daha iyiyim.
Ekseriya ilâve ediyordu: ,
— İtinalarınızdan dolayı pek teşekkür ederim Bu kadar alâkayı hak etmediğimi sanıyordum.
Kız-.
— Hak etmişsiniz etmemişsiniz, o cihet beni düşündürmüyor. Yalını itinaya ihtiyacınız var mı. onu dikkate alıyorum.
Jensen'in gözlerinde bir şükran ifadesi parlıyordu. Bunun üzerine genç ku diyordu ki:
— şayet Dig Dan da sizin vaziyetinizde olsaydı, ona da aynı muameleyi yapardım.
t Ar kası var'
i
A K ( A 1.1
Sahile 7
BİRLEŞİK AMERİKA'DA RADYO İSTASYONLARI
Programların yüzde altmışını miizik tutmaktadır. İstasyonlar arasında büyük rekabet vardır
0@ır
Birleşik Amerika'da 930 hususi radyo istasyonu vardır Bu rakam geçen harbden sonra doğan bu sanayi şubesinin şaşılacak şekilde gelişmesi hakkında bir fikir verebilir.
Bundan 20 sene evvel pek az olan abonelerin, bir kaç tecrübe İstasyonu İşaretlerinin kulaklıkla dinlenerek anlaşmağa çalışıldığı devirle bugünkü radyo emisyonları arasında büyük fark vardır. Bugünkü yayınlar bütün dünyayı kaplamakta ve kısa dalga üzerinden neşriyat yapan kuvvetli cihazlar vasıtasile her tarafa yayılmaktadır.
Birleşik Amerika’da 34,850,000 aile vardır. 1942 yılının sonunda 30.800,000 alıcı radyo sahl-b nden 10.680.000 inin birden fazla radyosu bulunmakta idi. Birleşk Amerika'da radyo emisyonlarını dinleyenlerin topyekûn sayısı 90,000.000 tahmin edilmektedir.
Amerika'da işleyen 930 hususi neşriyat istasyonundan 300 ü gazetelere aittir veya onların hesabına çalışmaktadır. Ticarî mahiyette olmıyan 50 İstasyon da papaz mektepleri, Belediyeler veya başka teşekküller tarafından kullanılmaktadır.
Amerikan dinleyicilerinin büyük bir kısmının kullandığı ticarî mahiyetteki radyo İstasyonları. emisyon dakikalarını osat-mak« suretile elde ettikleri varidatla işlemektedir.
Dalga uzunluklarının tâyini ve venl istasyonlar kurulması, hükümet ajansı olan Federal Münakale komisyonunun kon-troluna tabidir. Bu komisyon,, halkın menfaatine en uygun bir şekilde lisans vermek üzere kon greden icabeden salâhiyetleri almıştır.
Radyo endüstrisinin nizamnamesi. "Vericiler Millî Derneği» tarafından tatbik edilmektedir. Bu teşîkkül. konuşmalarda aşırı kelimeler kullanılmaması, münakaşa ve nazariyeler teatisi zaman larmın tâyini, yayımlanması istenilen reklâmların doğruluğunun kontrolü bakımından bütün salâhiyetlere maliktir.
Radyo İle yayım'anan programların takriben üçte biri, İmal ettikleri veya sattıkları mamülât hakkında kısa bir reklâm yapmak üzere emisyon zamanına satın almış olan ticarî firmalar tarafından tertibedllmektedlr.
Bu nevi emisyonların müddeti 15 dakika İle bir saat arasında değişebilir. Diğer programlar biz-rat İstasyonlar tarafından hazır-lanmakta ve sipariş edilen ücretli programların mümkün olduğu kadar çok sayıda insan tarafından dinlenmesin! temin İçin hepsinden ziyade alâka uyandırıcı veya eğlenceli olmalarına gayret edilmektedir.
Radyo istasyonları, dinleyicilerin mütalâalarım dikkatle ta-kibeder, halkın hoşuna giden veya gitmeyen noktalan öğrenmek için sık sık anket açar ve dinleyicilerin arzularını tatmin etmek üzere programlarım değiştirir.
Amerikan radyo İstasyonlarının yanBindan fazlası bir çok istasyonlardan aynı programı ayna zamanda yayımlayan millî radyo şebekelerine bağlıdır Bu tekdirde programlar, mahallî istasyonlara kadar esas stüdyonun kablosu İle yayımlanır.
Her biri 100 den fazla İstasyonu ihtiva eden bu şebekeler şunlardır: ^National Broadcasttng Company» (N. B. C.) Columbln Broadcastlng System» (C. B S.) İlk önce N. B. C.'ye mensur» «Re-seau Bleu» ve »Mutual Broad-castlng System» (M. B. S.).. Bunların merkez büroları Nev-York şehri çevreslndedir.
Bu şebekeler en İyi programları neşretmek Üzere birbirlerine şiddetli bir rekabet yapmaktadır, far. tşte bu rekabetin tipik bir misali: «Columbla Broadcasting System-. "New-York senfonik ve filârmonik orkestrasının konserlerini yayımlarken .-National Broadcasting Companv-» de bilhassa kendisi için teşkil ettiği bir senfonik orkestrasını idare etmek üzere Maestro Arthu.ro Tos-canini'vi an’rale etmiştir. Bu şebekeler haberleri yayımlamakta fvvetprfiikinr’ «ürat’e de birioirle-jfin da»mî rpynhet halindedirler.
B'r’cş'k Amerika’da sözü ge-(l
çen millî radyo şebekelerinden başka bunlara merbut 25 kadar mıntaka istasyonu ve millî şebekelere bağlı olmayıp dinleyicilere hitabeden birçok mahallî ifetas-yonlar da vardır.
Programlarda büyük çeşitlik
Amerikan dinleyicilerine her gün sunulan programlar fevkalâde çeşitli ve herkesin zevkini tatmin edebilecek mahiyettedir. Yalnız müzik programları, emisyon zamanının % 60 kadarını tutmaktadır. Bilhassa cumartesi ve pazar günleri milyonlarca insan, memleketin en namlı orkestrası tarafından çalınan klâsik müzik dinleyebilmektedir.
Akşamlan aileler, radyo cihazlarının etrafında toplandığı zaman halkın en çok rağbet gösterdiği programlar, ekseriya Holll-vut yıldızlan veya meşhur tiyatro artistleri tarafından oynanan dram, komedi ve Muschalf parçalarını ihtiva edenlerdir.
Gündüz programlan evlerinde ev işlerde meşgul kadınlan eğlendirmek, kendilerini ilgilendiren mevzu’ar hakkında çiftçilere, borsa ve piyasa fiatleri hakkında halka malûmat vermek gayesile hazırlandığı gibi Ameri-kalılann nek sevdiği, İlk ve son baharlarda öğleden sonra oynadıkları base-ball maçları hakkında da tafsilâtlı malûmat verilmektedir.
Her1 saatte ve bazen her yanm saatte bir. son mem'eket ve dünya haberlerinin bir hülâsası verilmektedir.
, Basın muhabirlerinin veya başkalarının doğrudan doğruva cepheden veya bütün dünyadaki hükümet merkezlerinden radyo He yayımladıkları tefs’rier ekseriya şebekeler tarafından neşre-dildiği gibi meşhur muharrir ve muhabirlerin haberleri tefsir veya incelemeleri de muntazam fâ-sıla’ar’a verilmektedlv.
Umumî hizmet sahasında hükümet ricali İle sanayide, iş âleminde, ilim ve sanatta tanınmış şahsiyetler tarafından söylenen nutuklar ve yapılan beyanat, seçim seferleri esnasında namzetlerin nutuk ve programlan radyo 11e yayımlanmaktadır.
Halkın rağbetine mazhar olan programlarda İçtimaî faaliyetin bazı branşlarında İhtisas kesbet-miş olan kimseler, stüdyoda veya hariçte bulunan dinleyicilerle yüzyüze İmişler gibi bazı mevzular etrafında münakaşa ederler.
Husus! programlar
Hususî programlarla muhtelif kategoride dinleyicilere eğlence ve haberler yayımlanır. Yatmadan evvel çocuklar İçin hikâye ve müzikten mürekkep bir »çocuk saati» tertibedlllr. Takriben 150 Amerikan radyo istasyonu muntazam surette yabancı dil dersleri vermektedir.
Halen okullarda gerek çocuklar, gerek büyükler için radyo programlarından istifade edilmektedir.
Radyonun İnkişafı sayesinde halkın uluslararası İşlere olan ilgisi bilhassa artmıştır. Radyo şebekelerinden çoğunun dünyanın en uzak yerlerinde hususî muhabirleri vardır. Bunların verdiği malûmat veya haberler, her gündüz veya akşam muntazam tâsı-lalarla radyo vasıtasile yayımlanmaktadır.
«Tı-ansoceanlc - Broadcasting» Atlantiğin iki tarafında bulunan İnsanlar arasında hakikî muhavereler tertibetmektedlr. Bunlar bir odanın içinde bulunuyoriar-ttuş gibi münakaşa ederken, söz misali binlerce dinleyici de mü kâlem elere İştirak etmiş olurlar.
Radyo ve harb
Birleşik Amerika radyo endüstrisi, Birleşmiş Milletlerin teknik teçhizatım tedarik edebilmek İçin fabrikalarının şeklini tamamen değiştirmiştir. Sivil halka mahsus alıcı cihazlar imal eden fabrikalar, 1942 nisanında hep birden faaliyetlerini tatil etmişler ve radyo endüstrisi yalnız başına■ 1943 ve 1944 yıllarında 4 milyar dolar kıymetinde harb malzemesi istihsal etmiştir.
Harb Istihsalâtı İhtiyaçlarına binaen radyo ticarî istasyonları ücretli programlarını azaltmak düşünmüşlerse de ticarî firmalar.
(Başlarafı 6 inci sayfada»
— Süleymaniyede büyük hengâme koptu. Ağa kapısına gûya dünya halkı doldu... haberini " *
Çelebi:
— Size demedim ola, neler göreslz!
Dedi.
— Yoksa saadetlû r_____,_____
der İhtimali var mı? diye sorduk. Şu haberi aldık:
— Ne olur, bilmem ama ramazanı şerife yetişmezi]
Peçevl İbrahim efendi vakadan sonra bu münecclmbaşı Mehmet Çelebiye birkaç defa bu «hükmünün me'hazlnlı sormuş.
— Neden Istlnbât eyledin? Söyle?
Diye yalvarmış, ama Mehmet çelebi her zaman inkâr edermiş!
— Benden gâhl haltı kelâm ve her-zegûyluk sadır olur. İşte o vakada da böyle bir şey etmişiz!
Sözlerinden başka şey söylemez-ı miş,
Peçevl — seadetlû padişaha hükmün ne İdi?
Diye ısrar gösterince başıdan:
' — Doğumu talihi olan suf vâki olmuş idi. O hal mucibince mı^karrer Idf
Cevabını almış.
Müverrih Feçevl İbrahim efendi ı münecclmbaşının yıldızlardan bu İstihracını yeniçerilerden ve yeniçerilerle birlikte çalışan ulemadan bazılarından aldığı bir habere Istlnadet-tlreblleceğlnl düşünseydl bu kadar merak etmeğe, didinmeğe lüzum gör-m ezdi!
Tûgi'nln yukarıda bahsettiğim risalesindeki şu düzensiz beyitlerinde de o zaman böyle bir istihraçta bulunulduğu ve sultan osmanın katlini Halife Hazretl Osman’ın sehadetine benzettiği görülüyor.
(İtiraf etse eğer bir abdı âsi cür-- müne
Affolur. olmaz Itab ol kula asia’> dediler.1
Btt ne lâyıktır kl şah iken kuluna yalvar üp
Cedbeced sultam âlisart iken boynun tğer!
getirdi. Mehmet
mİ? Dahi neler
padişaha bir ke-
müneccim-
bureda killim! nücıım
(Bir. iki mii/sitleriır iğvasına uydum) deyu Tövbe ediip nadim olmuş, aylayüp yaşın siler/ Ver cevabın lût/edüp Allah için olsun bize! Katle lâyık olmıyan şahı niçin katlettiler? Şah zulme meyil kılsa katli teabev-lemez! Hazretl Osman ç;İM sultana nice kıydılar? Ger nrüsemmaya mukarrer ise tesiri nâm İsmi İle yani Zinnureyni sânl ol-

| - IŞ ARfYANLAR
HAMUR İSİ VE YEMEK PİŞİRMESİNİ İYİ BİLİRİM _ Altı yaşındaki gayet İyi terbiye görmüş kız torunum yanımda kalmat üzere çalışmak mecburiyetindeyim. Akşam gazetesi Ayşe rümıızuna mektupla müracaat,
104»
— 1
I
Gel. taaccüp etme. Tûyî de düşe karnı kebir İki Osman arasında bin yıl (2) olmuştur meğer! Sultan Osman (Hotin) seferine gideceği sırada İstanbulda evvelce hocası Ömer efendinin kendisinden ziyade saltanate lâyık gördüğü kardeşi Şehzade Mehmedi öldürtmeğe — Kızlarağası Süleyman ağa İle müşavere ederek — karar vermişti. Bu hususta şeyhülislâmdan fetva alınamamış İse de kazasker Tasköprûlü zade Kemal efendi fetva vermeğe muvafakat eylemişti. Şehzade Mehmet katlolunacağı sırada kardeşinden aman dilemiş ve:
— Birader! Bana kıyma! Hani seninle ettiğimiz ahdü aman, kim sen padişah olursan bana kıymayasın ve ben padişah olursam sana kıymıya-yım deyüp kasemler etmiştik! Hani?
Demiş, fakat sözlerinin sultan Os-mana tesir etmiyerek üzerine kementler atıldığını görünce:
— Allahtan dilerim kim tacil tahtın yıkılsın ve ben ömrümden nice behremend olmadımsa sen dahi beh-remend olmayasın!
Diye beddua eylemişti. Sultan Osman bu cinayeti kardeşi yüzünden tacü tahtından mahrum kalmamak hırsiyle lrtikâbetmlştL Korktuğuna deli amcası yüzünden uğradı!
Süleyman ffâni İrtem
(2) Hasreti Osmanın şehadeti hicretin otuz beşinci senesinde vâki olduğuna aöre binden dört sene eksik/
Istanbu* sıtma mvc de'e bas^a *ığı Sa'ı a'ma Komisyonundan
İhalesi 20. 3. 945 salı günü, saat 11 de yapılmak üzere açık eksiltme İle bölge ihtiyacı İçin 400 adet kauçuğu ayrıca verilmek kaydlle beheri 130 santim tulünde telli ve İki ucu rekorlu lâstik boru yaptırılacaktır. Numune ve şartlaşma kâğıdı her gün başkanlık kaleminde görülebilir
isteklilerin gününde «56» Ura « 10» kuruş tutan teminatlarlle Kadıköy Moda caddesi 91 numaradaki İstanbul sıtma mücadele başkanlığında bulunmaları İlân olunur. (2881 >
İstanbul Defterdarbçından:
Haliçte taşkızakta mevcut (256,500) kilo gram hurda sarı, (2761 kilo hurda bakır, (100) kilo hurda kurşun. (13300» kilo maden (piki. (12952.750) kilo gram hurda demir zincir ve saire 26. 3. 945 pazartesi gıinü saat £5 de milli emlâk müdürlüğünde müteşekkil komisyonda kapalı zarf usullle satılacaktır.
Mecmuunun muhammen bedeli (3409ı lira (23) kuruş teminatı (350) liradır.
isteklilerin nüfus hüviyet cüzdanı İbraz ve 2490 sayılı kanunun tarl-fatı dairesinde hazırlanmış teklif mektuplarını ihale günü saat 14 de kadar komisyon reisliğine tevdi etmeleri muktazidir.
Fazla izahat İçin milli emlâk müdürlüğüne müracaatları. (2910)
Maliye Bakanlığından:
Toprak mahsulleri vergisi muamelâtında kullanılmak üzere 18 nevi matbu evrakın tab ve tecildi İşi 2490 numaralı kanunun 31 İnci maddesi mucibince kapalı zarf usullle ek/iltmeye konulmuştur.
1 — Muhammen bedeli 42031 lira 25 kuruştur.
2 — Muvakkat teminatı 3152 Ura 35 kuruştur.
3 — Eksiltmesi 23/3 '945 cuma giinü saat 15 de Ankarada Maliye Bakanlığı Levanm ve Kıymetli Evrak Müdürlüğünde müteşekkil eksiltme komisyonunda yapılacaktır.
4 — Şartnamesi Ltvazım ve Kıymetli B.rak Miidürlüğlle İstanbul Beşiktaş Maliye Evrakı Matbua Ambarında görülebilir.
5 — İsteklilerin tanzim edecekleri teklif mektuplarını 2490 numaralı kanunun 2 ve 3 üncü maddelerinde yazılı vesikalarla birlikte eksiltme saatnlden bir saat evveline kadar Komisyona vermeler! lâzımdır. »2873o
Is'anbu’ sıtma mücadele başkanlığı Salınalma Kom syo-undan
İhalesi 20. 3. 945 salı günü saat 10 da yapılmak üzere kapalı aarf usullyle mıntaka İhtiyacı için 55 adet (M.S.» tipi pülverlzatör alınacaktır. Şartlaşma kâğıdı her gün başkanlık kaleminden alınabilir.
İsteklilerin gününde «825» Ura tutarı teminat ve mektuplarlle Kadıköy Moda caddesi 91 numaradaki İstanbul sıtma mücadele başkanlığında bulunmaları İlân olunur. (2882)
DEVREN SATILIK TELEFONLU BAKKALİYE DÜKKÂNI - Osman-b«y Süleyman Nazif S No. 67 telefon No. 81534. Müracaat Galata ömer-âblt han birinci kat No. 18 de Faruk Çağlar, 1064 — 1
690 METRE ARSA — Galatada Emekyemez mahallesi Yamkkapı caddesi 20 - 22 No. 11 altı yüz metre ' arsa ve eski konak mahalli 945 pazartesi günü 4 - 5 saatte ğlu üçüncü sulh hukuk satış me-uğunda 945/4 No. da son müza-11e satılacaktır. 1065 -
O - İŞÇİ ARIYANLAR L
DAKTİLO ARANIYOR — Türkçe ve Fran size ayı çok iyi bilen bayan daktilo aranmaktadır. Her gün saat ondan on İkiye kadar Rızapaşa yokuşu Fincancılar Çıkmazı Ak han 18/18 No- ya müracaat edilmesi i 1044
SATILIK EŞYA SATILIK SEPETLİ VE SEPETSİZ MOTOSİKLETLER — Sultanahmet Gülhane Parkı kapısı yanında Soğuk-çeşme yokuşu 38'1 boyahaneye müracaat. 1009 — 1 ■
SATJUK OTOMOBİL — Lâstikleri İyi vaziyette, hususi olarak kullanılmış, Plyruouth marka kapalı tenez-züh otomobili. Bahçekapı Cermanya hanında Fomslm İnşaat Şirketine .müracaat. 1015 - 2
BAKKALLARIN NAZARI DİKKATİNE — Her boyda kese kâğıdı kasap ve sargıfık kâğıt ucuz flatle satılır. Müracaat: Eminönü Tahmis cad. Kalçın Sok. No. 13 1057 - 1
SATILIK ORK — Yen! bir oTk satılıktır. Müracaat; Telefon 21518 veya 60917 ye müracaat. 1055 —
S ALTLIK PİYANO — Çapraz, demir, sağlam. Fiat ehvendir. Kadıköy Yoğurtçu Fener Stadı yanında Şe-fikbey sokak No. 19 (dere kenarı. Acele müracaat. 1059 — 1
— Kiralık — Satılık
SATILIK KÂGİR EV — Beyoğlun-da Kalyoncukulluğu caddesinde üç oda, elektrik, su ve sair müştemilât çok ucuz satılık. Galata Ada han 8 numaraya müracaat. Telefon: 41863 1M0 — 1
P4RASI OLANLARA — Emlâk mukabili en emin şartla birinci derece ipotekle parasını kullanmak İsteyen-lerln Galata Ada han 8 numaraya müracaat. Telefon- 41663. 1061 — 1
ACELE SATILIK1. DÜKKAN — Piyasanın en İyi verinde Asmaaltı caddesinde kâgif dükkân satılıktır. Galata Ada han Katas Türk Ticaret evine müracaat. Telefon: 41663. 1062 — 1
ACELE SATILIK — Biri Kadıköy Küçük Moda Badem Altı sokağı dlğe-rl Erenköy Ethem Efendi caddesi he- 1 men asfalt üstünde. Bunlar kârgir ve 1 konforlu ve bol güneşli. Taliplerin. 1 4 üncü Vakıf han birinci kat 30 nu- 1 maraya her gün saat 1 den 2 ye kadar bizzat veya 21847 telefonumuzla baş vurmaları. 1054 —
5.600 LİRADAN 500,»00 LİRAYA j KADAR — tstanbulun her yerinde , apartman, ev, mağaza, İmalâthane, j fabrika, arsa ve çittik almak ve set-mak lstlyenler. Kârlı Lşi olup da devretmek Istlyen veya almak isti-yenler Beyoğlu istiklâl caddesi Büyük Parmakkapı köşe başı 4 No. kat 2 Tel: 42398 Suhulet Emlâk Zarif Özalp 910 - 4
7580 LİRAYA — Satılık köşk Mal-tepede İstasyona 2 dakika mesafede beş odalı İki katlı bahçeli köşk. Ferdİ Selek Türk Emlâk Bürosu Galata Ömerâblt han 2 nci kat 23 Telefon: 42368 1045 — 1
NATAMAM İNŞAAT — Bililmum İnşaat ve fenni mesuliyet hesap İşleri deruht* edilir. Ev ve ma-gazaların tamire muhtaç olanları derhal işe başlamak vc yıkılması icabeden emlâkin enkazını kabul eder. Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük Parmakkpaı köşe bap 4 No. kat 2 Tel: 42396 Suhulet Emlâk Zarif Özalp 911-4
FABRİKA İÇİN KİRALIK MAHAL — Oedlkpaka caddesi No. «7 eve müracaat, pazardan maada her gün. saat 7-4 948—2
20000 LİRAYA — İstanbulda Ebus-jut caddesinde 7 odalı geniş yüzlü âgir acde satılık ev. Ferdi Selek ürk Emlâk Bürosuna Galata Ömer-blt han 2.net kat 23 telefon 42368
1068 - 2
NVKVOSMANTYE CADDESİNDE — 10 odali kâglr. Fatih İtfaiye caddesinde 7 odalı kagir. Genç Türk caddesinde apartman şeklinde 8 odalı beton. Horİıor caddesinde 8 odalı ahşap ve daha birçok evler acele satıLL lıktir. Ferdi Selek Türk Emlâk GaQ lala ömerâb" h->n ? nel kat 23 telefi fon 42368 T008 -
DEVREN SATILIK DÜKKÂN — Gc-5 likpaşa Balipaşa yokuşunda 16 No.lj" •akkaliye dükkânı sahibi taşraya g!^ leceğinden devredilecektir, lçindekl-ıt müracaat. 1043 — 3
tj-MÜTEFERRTK
ORTA - LİSE TALEBELERİNE — Tuna Dersevlnde riyaziye - fizik -kimya - lisan derlserl verilir. Pazarlan başka her gün saat 14 - 18 arasında müracaat. Tuna Dersevi Atatürk bulvarı No. 88 T't^-nhu) - Aksaray. ıo
jıvru-
ALMANCA DERSLEK! -ah öğretmen bayan büyüklere, ve san derslerine devam etmek Istlyen ılebe.'ere üniversite talebelerine ve ^klorlara gramer ve mükâleme der-verlyor. Her yere gidebilir. Akşamı A B. C rilmuzuna mektupla miî-ıcaat. 103i -
BİR ALMAN BAYAN CC.KLT-EN — Bir Tiirk vatandaşı Alman lay metodla müptedi'.er-’ ve lierile-ş talebelere iyi ders verir. Pnzat-n maada her gün 3JÛ ■ 6 30 a kar İstiklâl caddesi 133 No. Iı Hasın y apartıman arka merdiven 0 ). ya müracaat. 1032 — 1
CİDDİ ÇALIŞKAN — İthalât ve-a sanayi müessesesâne Iştirâk sure-le paramı İşletmek İstiyorum Taf-lâtlı mektupla Akşam gazetesinde f, S ) rümuzuna mektupla müracaat. 10W - 2
MEKTUPLARINIZI UIIIH1MZ
Gazetemiz idarehanesini a ar es olarak göstermiş olan karilerimizden
E.A — 99 — MJU.E — S.L.A namlarına gelen mektupları idarehanemizden aldırmaları rica olunur.
Zayi — İstanbul Sumerbamk Yerli -[adar Pazarından mal almakta oluğum 20/472 sayılı cüzdanımı kay-ettlm. Yenisin! alacağımdan e*köl-In hükmü yoktur
Düzcede manifaturacı Cemal Aslan
r'a sabşı
Bandırma Merinos Yetiştirme Çifliği
M üdiirlüğiinden:
1 — Tahminen üç ton ağırlığında dökme demiri olarak 10 adet çayır, 3 adet kırklın makinesi, bir çayır toplama tırmığı ile bir baskül ve 26 parça M .......... ...........
Zayi — Pınarbaşı nüfus memurlumdan aldığım nüfus kâğıdım) ve eraberlnde Pınar askerlik şubesln-sn alman askerlik tezkeremi kaybet-m Yenisini alacağımdan eskisinin ükmü yoktur. 316 doğumlu
İsa oğlu Mehmet Duman
diğer ziraat ûlc-tlerl İle arabalara alt demir akşamı.
2 — 240 adet butun. 34 adet yanm tabaka kullanılmış oluklu çinko saç.
3 — Amerikan bezinden 1500 adet boş çimento torbası.
Yukardakl maddelerde yazılı üç cüıs malzeme toptan ve yahut ayrı ayrı 26/3/945 pazartesi günü saat 15 de çiftlik merkezindeki komisyon huzurunda pazarlıkla satılacaktır.
4 — Demir akşamının muhammen bedeli 800, saç çinkoların 1900 ve çimento torbalarının 900 Ura olup muvakkat teminatı bunların yüzde on beşidir.
5 — Bu malzeme kuruınumtızda isteklilere her gün gösterilmektedir.
6 — İlân bedeliyle diğer masraflar İsteklilere aittir. Bu malzemenin
Bardırmnya kadar nakil miiesseseye attttr. .2906-
bilhassa halen harb için çalışan kumpanyaların isim ve mamullerini halka unutturmamak üzere bu ticari istasyonlara yardım etmekten geri duramamalardır.
Halkın harb haberlerine olan ilgisi tabiatile artmış olduğundan harb haberlerine ve tefsirle-rlne alt programların sayısı büyük ölçüde fazlalaşmıştır. Askerî mahiyette olan haberlerin sansürü İhtiyarî otuo hüküm’tle ka rarlaştjnhıua olan esaslar üzerine
SATILIK ÇOK KIYMETLİ VE NADİDE ARSA — ÇlftehavuzlaTda de-nlz kenarında denize yüzü 100 metre olan 16680 metrekare arsa acele satılıktır. Tafsilât ve ttal hakkında görüşmek üzere Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna müracaat edilmelidir. Galata ömerâblt îıan 2 nd kat 23 No Telefon 42368 909 — 2
Zayi —- Kırklardı nüfus memurluğundan aldığım niifus kâğıdımı vo Kırklarell askerlik şubesinden verilen askerlik tezkeremi kaybettim. Yenisin! alacağımdan eskisinin hükmü yoktur 328 doğumlu
Abdiirrnhman oğlu Kâzım Okan

radyo şebekeleri tarafından bizzat icra edilmekte ise de harble ilgili olan diğer bütün meseleler radyoda serbestçe münakaşa edilmektedir. Harb istikraz tahville rl satılığa çıkarıldığı zaman radyo spikerleri, sivil müdafaaya ait programlar yayımlamak suretile
i ... - , - ; . , A.«Kıiı.ın — catiirıtuyuuue ısva.syu-
hukûmete yardım ederler Diğer na 3 oda sarnlç kuyu bah.
taraftan anavatan topraklarında ■ müstakil cv kı-cmea veya tamamen veya denizaşırı yerlerde bulunan J mobilyalı veya mobilyasız senelik silâhlı kuvvetlere mahsus hususî ı derhal kiralıktır. Akşamda s. H. 57 programlar tertıboluıımaktadır. | 1058 — 1
»EVREN KİR1I.NK DÜKKÂN — Mahmutpaşa Yeşildim Direkli han Sok. No. 2/1 imalâthane ve depoya elverişli. Baiıçekapı Kutlu han No. 5 te bay ŞcreTettln Gö2en'e müracaat 1023 — 1
KİRALIK — Bakırköy ünde istasyo-
Zayi — Akseki nüfus memurluğundan aldığım nüfus kâğıdımı ve Akseki askerlik şubesinden verilen askerlik tezkeremi kaybettim Yenilerini alacağımdan eskilerinin bükmii yoktur. 320 doğumlu
Mustafa oğlu Mehmet Alt Kayaküçük
Zayi — Şebekemi kaybettim, Yenisini alacağım için eskisinin hükmü yoktur. F.KJB. ( Eczacı >
695 Fiirusan Yazgafl
Zayi — 1910 - 1041 yılında Galatasaray lisesinden aldığım 1140 numaralı olgunluk diplomam yanmıştır, yenisini alacağımdan eskisinin hükümsüz olduğunu İlân ederim.
Guy Rosolato. Bcvoğlu Nuri Ziya sokak No. 21
Sahil e 8
Her flece yatağınıza girmeden evvel (Robbl Kold Krim) ile beş dakika yüzünüze masaj yaparsanız cildiniz yeniden tazeleyecek ve pençleşecektlr. Ancak bir cildin eyl bakılması kınyıklann önüne geçebilir.
PU0R* ' ALLIK ■ ««SU - RUJ BRI» «K T İN ■ LOSYON
HAŞAN DEPOSU; Eminönü - Karaköy - Galatasaray - Ankara
Vantüp yaptırılacak
Ereğli kömürleri işletmesi umum müdürlüğünden:
İşletmemize lüzumla »10.00®* metre Vantüp İhale suretlle İmal ettir İlecektir.
İhale kapalı zarf usullyle 2 Nisan 945 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 16 da Zonguldakta işletmemiz Ticaret Gurubu müdürlüğünde yapılacaktır.
Teklif mektuplarının yukaıda yazılı gün en g?ç saat 15 e kadar işletmemiz baş sekreterliğine verilmiş olması lâzımdır.
Teklif sahipleri İma 11ye bedelinin % 7.6 u nlsbetincte işletme veznesine yatıracakları muvakkat teminat akçesi makbuzunu veya banka teminat mektubunu tekliflerine bağlı olarak vereceklerdir.
Bu işe ait şartnameler:
Zonguldak'ta İşletmemiz Ticaret Gurubu Müdürlüğünden Ankara'da Eti Bank Umum Müdürlüğünden
İstanbul'da Meydancık Yeni Valde han 3 üncü katta İrtibat Me-murl uğumuzd an
alınabil!'
İrilme ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir,«2836»
— TÜRKÇE ve İNGİLİZCE —
Lisanlarını çok iyi bilen ve Ticaret muhabe- I £ ratında çalışmış tecrübeli bir memur alma- I I çaktır.
1 Müracaat yeri: Galata Karaköy Palas 6 ncı kat No. 22,_|
Satılık mamul çam kerestesi
'"■let Orman işletmesi Manavgat revir amirliğinden:
ı — Üçırmak Bölgesine bağlı Mersin serisi emvalinden olup Hcma Kail rampasında Manavgat Irmağı kenarında muntazam İstifte mevcut 2040 ..Jet denk 200 M3. 542 D3. çam kerestesinin beher metreküpü 90 liradan açıfc arttırmağa konmuştur.
2 — Arttırma 1273/945 pazartesi günü revirde yapılacaktır.
3 — Muvakkat teminat 1354 Uradır.
4 — Şartname orman umum müdürlüğünde revirde, Antalya,. Alanya. Mersin revirlerinde ve Akseki Bölge Şefliğinde görülebilir.
5 — İsteklilerin muayyen gün ve saatte revire müracaatları. «2792»
Satılık Renar Arjante ceket
Avrupada yapılmış az kullanılmış Renar Arjante bir ceket satılıktır. Taksini Talimhane Receppaşa cadde .-ı Kanarya apartmanı 10 No. ya müracaat.
Zayi — Devlet Denizyollarından aldığım 310395 sayılı ana karnemi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Kuvvet Algarnası kaptanı Basrl Kalender
RADYONUZUN doktora İhtiyacı varsa Profesör RADYO -TEKNİK'e telefon ediniz. Eskisinden daha yüksek bir hale ifrağ edecektir,
RADYO TEKNİK
P. Perrln ve W. Kornfilt Mühendis Beyoğlu 285 İstiklâl Cad.. (gecldlndei Tel? 41284
KİMYANIN
İNSANLICA YARDIMI
REOSİL
DKŞÜRÜKrıBROHSİTİ OERHAl ÜE(İRİR
Zayi — 270700 numaralı hamili bulunduğum. memur ana karnemi «ayl ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. Şişil P. T. T. merkezinde memur Sal de Özsöz,
50-60 Beygir kuvvetinde D ZEL VEYA GAZOJEN Motcrüne İhtiyaç vardır. İstanbul Ketenciler Sabuncu Han Idrls voybutak lâboratuvaruida müracaat. Tel: 21195.
SATILIK DÜKKÂN
Kapalı Çarşı Kavaflar sokak 28 No. dakl dükkân acele satılıktır.
Müracaat: Fatih İtfaiye caddesi F'rhad Ağa sokak Nt>. 5
A K ŞAM
Aslan ve Esk hisar mi'ttehit çimento ve su kireci fabrikaları anonim şirketi Hissedarlarına İlân
Ticaret kanununun 361 İnci maddesi ve şirket mukavelenamesi ahkâmına tevfikan Aslan ve Esklhlsar Müttehit Çimento ve Su Kireci fabrikaları Anonim şirketi hissedarları, 29 Mart 1945 tarihine rastlıyan perşembe günü, saat 10 da, Beyoğlunda, Pera palas salonlarında inikat edecek adi hissedarlar umumi heyeti toplantısına davet olunurlar.
GÖRÜŞÜLECEK İŞLER:
1 — İdare meclisi raporu İle denetçi raporunun okunması,
2 — 1944 senesi muamelâtına ait hesabatm kabulü ve İdare meclisi üyelerinin .İbrası ve mezkûr sene işleri sonuçlarına dair İdare meclisinin teklifi.
3 — İdare meclisi üyelerine verilecek ücreti huzurun tayini İle beraber şirket umurunun İdaresine mahsus surette memur edilecek üye aidatının tesbitl.
4 — İdare‘meclisinden çıkan üyelerin yerine yenilerinin seçilmesi,
5 — 1945 senesi için bir denetçi seçilmesi ile aidatının tesbitl ve denetçinin mazereti halinde vazife ifa eylemek üzere, yedek denetçi.
Lâakal 25 hisse senedine malik olup ta bu toplantıda hazır bulunmak İsteyen zevat, ticaret kanununun 371 inci maddesine tevfikan toplantı tarihinden bir hafta evvel hisselerini şirket merkezine tevdi etmelidirler.
Bankalara tevdi edilecek hisse senetleri mukabilinde alınacak mektuplar, şirket merkezine tevdiat mahiyetinde olarak kabul edilecektir.
İstanbul, 8 Mart 1945 İDARE MECLİSİ
— ECZACI ALINACAK —
Sümer Bank İplik ve Dokuma Fabrikaları Kurumu
Hereke Fabrikası Müdürlüğünden:
3659 sayılı kanun hükümleri dahilinde ve 140 Ura ücretle çalıştırılmak üzere Diplomalı bir Eczacıya ihtiyaç vardır.
İsteklilerin evrakı müsbltelerlyle birlikte Kişi İşleri Şefliğimize müracaat etmeleri
Sayın Lokanta, Birahane, Pastahane, Gazino Sahiplerile Mahallebicilerin Nazarı Dikkatine:
Çay ve Kahve tabak ve fincanları, muhtelif eb'adda yemek, tabağı ve kâselerimiz gelmiştir. Arzu ettiğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
Yeni KARLMAN GEÇİDİ idaresi
BEYOĞLU
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Satmalma Komisyonundan:
İç malzemesi müteahhide alt 23 takım emniyet âmiri elbisesi dlktlrile-cektlr. Açık eksiltme 18/3/945 pazartesi günü saat 16 de yapılacağından şartnameyi görmek isteyenlerin Muhasebeye müracaatları.
Beheri Tutarı ilk teminatı
Takım______Lira Kr._____ Ura Kr. Lira Kr.
23 33 02 780 18 58 51
«2558»
MEDIEIEN
V' Juamutju
HED NEYİ SOĞUK ALGINLIĞI. NEZLE, GOiP, ADELE »ROMATİZMA AĞRILARINI GEÇİRİR... ___"HEPECZAHEDEH A PAYIMIZ,
8 Mart 1945
Keçi kılı ihracı hakkında
İthalâtçı ve İhracatçı Birlikleri Umumi Kâtipliğinden:
Bir miktar keçi kılının fiat ve fon kayıtlarına tâbi tutulmadan ihracının kararlaştırıldığı Ticaret Bakanlığının tebliğine atfen İlgililere İlân olunup(2916)
GRiPiN
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve bütün ağrıları derhal keser
İcabında günde 3 kaşe altnabilir Reljerde ısrarla GRİPİN İsteyiniz.
OTURUL^»
yg bronşiti derhal keser
Created by free version of 2PDF
iliUIIIIIUlKlllllltlIlllllllllllKlllllllllllllllllllllllllllUIIIIIIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIUIIIIIIIIIIIlllllllllllllllllimilllllllllllllİ
Devlet Demiryolları ve Limanlan İşletme I Umum idare&i İlânları
illlll lilllllllllll>ıllllllllllllllllılllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll(lIl(llllllllllllMirilllllllllllHIIUIUIIIIlll(IIIIIIFIIIiMUIIHItimii
Emlâk ve Eytam Bankası İstanbul Şubesinden:
Kadıköyünde Modada Moda burnunda (20) No. 11 denize fevkalâde nezareti olan her tarafı açık bahçeli kârglr on İki odalı bir hane 15/3/1943 tarihine rastlayan perşembe günü saat 14 de şubemiz binasında açık arttırma surftlle satılacaktır.
İstanbulun en güzel yerlerinden birindeki bu fırsattan faydalanmak İsteyenlerin gayri menkulü görüp gezebilmeleri İçin yanındaki 22 No. lı hanede oturan Bay Sabur Sami Dıraza ve tafsilât almak ve şartnamesini görmek isteyenlerin bankamız hukuk servisine müracaatlar» İlin olunur. «1470»
Resim masası alınacak
Haydarpaşa satın alma komisyonundan:
1 — (5> beş adet mihaniki tertibatlı resim masası kapalı zarf usullla satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli (8750 > sekiz bin yedi yüz elli lira olup, muvakkat teminatı (658) altı yüz elli altı lira (25) yirmi beş kuruştur.
3 — Şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme (19 mart 1945 > pazartesi günü saat (15,30) on beş buçukta Haydarpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satmalma komisyonunda yapılacaktır.
Teklif mektuplarının o gün saat(14,30) on dört buçuğa kadar makbua mukabilinde komisyona verilmesi ve yahut muayyen saatten evvel ele geçecek tarzda iadeli taahhütlü olarak posta İle gönderilmesi, (2872*
Satılık kerestelik tomruğu
Devlet orman işletmesi Oltu Revir amirliğinden:
1 — Revirimize bağh oltu kazasının Soğman çayın rampasında istifte mevcut 250 adet muadili 191 metreküp 015 desimetreküp kerestelik tomruğu açık arttırma suretlle satılığa çıkarılmıştır.
2 — Beher metreküpünün muhammen bedeli kırk iki liradır.
3 — Arttırma 12. 3. 945 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 15 d» revir binasında yapılacaktır.
4 — Muvakkat teminat 802 Uradır.
5 — Şartname orman umum müdürlüğünde, oltu, Sarıkamış, ardahan revir Amirliklerinde ve mahalli bölge şefliklerinde görülebilir.
6 — İsteklilerin muayyen gün ve saatte revir merkezinde komisyona müracaatları.(2595)
Hurda çinko alıyoruz —
Elinde hurda çinkoları olanların, Galata Tünel caddesi Kardeşim sokak 6 numarada madenî eşya kooperatifine müracaatları, Telefon: 43001
I
Türk çimentosu ve kireci
Anonim Şirketi Hissedarlarına:
şirketimizin hissedarlar Genel Kurulu senelik âdi toplantısı, 27 Mart 1945 salı günü, saat 10 da, Gal atada, Agopyan hanının 4 üncü katındaki Şirket yönetim merkezinde yapılacaktır.
şirket Esas mukavelenamesinin 62 nel maddesine göre, bu toplantıya gelecek hissedarların en az 250 Hisseye sahip olmaları ve Ticaret kanununun 371 İnci maddesine göre de, bunları, toplanma gününden bir hafta evvel. Şirket kasasına veya Bankalara yatırmaları ve şirketten giriş kâğıdı almaları lâzımdır.
GENEL KURUL GÜNDEMİ:
1 — Yönetim Kurulu raporu ile denetçi raporunun okunması,
2 — 1944 ticaret yılı içinde yapılan muamelelere alt hesapların tetkiki ve kabulü, Yönetim Kurulu üyelerinin ibrası ve aynı sene hesap sonuçlarına alt Yönetim Kurulunun teklifi,
3 — Çıkma sırası gelen üyelerden açılan yerler için seçim yapılması, 1944 yılı içinde. Şirket Esas mukavelenamesinin 26 ncı maddestr e dayanılarak Yönetim Kurulu üyelerine seçilenlerin memuriyetlerinin tasdiki, Şirketi tdareyo memur üyelere verilecek ücretin tayini,
4 — Yönetim kurulu üyelerine 1045 senesinde verilecek huzur hakları miktarının tayini,
5 — Ticaret Kanununun 323 üncü maddesine göre, şirketle ticaret muameleleri yapabilmek üzere Yönetim Kurulu üyelerine izin verilmesi,
6 — 1945 senesi için bir denetçi 11® bunun mazereti halinde vazife görmek üzere bir yedek denetçinin seçimi ve ücretlerinin tespiti.
YÖNETİM KURULU
Haliç’ln temizlenmesi işine başlamak için yeniden incelemeler yapılacak
Dsposu: T&hml» sokak No. 74. Telefon 20847 Telgraf: Albayrak - İstanbul.
ALBAYRAK
PİRİNÇ ve HUBUBAT
UNLARI
Öene 27 — No. 9477 — Fîatl her yerde 10 kuruştur.
PERŞEMBE 8 Mart 1045
Sahibi: Necmeddin Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
erlin'e karşı
büyük taarruz
Batıda Almanlar grup halinde teslim oluyorlar
Amerikalılar 2,5 günde 100 kilometre İlerlediler, Bonn şehrinin batı dolaylarına girdiler. Coblenz, Dusseldorf da tehlikede
Mareşal Zukov kuvvetlerinin harekete geçtiği bildiriliyor
Küstrin’de şiddetli muharebeler oluyor. Sovyet kıtaları Stettin’e 6 Km. mesafeye geldi. Danzig kesiminde Almanların durumu tehlikeli
M. Churchiil Batı
cephesinde raptedilen Alman Slegfried hattuu geziyor
Londra 8 (H.) — Batı cephesinde üçüncü Amerikan ordusu çok büyük . hızla İlerlemektedir. Bu ordu şimdi Rhln üzerindeki Bonn şehrine 3, Çob-lenz'e 15 kilometre mesafede bulunuyor. Amerikalılar Coblenz İle Bonn arasındaki Alman kuvvetlerini çevirmekle tehdidediyorlar. Amerikan ordusu İki buçuk günde 100 kilometre İlerlemiş, 12 şehir ve kasabayı işgal etmiş, birçok esir almıştır. Almanlar gurup halinde teslim oluyorlar. Son taarruzun başmdanberi alınan esirlerin miktarı 68 bini bulmuştur.
Birinci Amerikan ordusu Bonn şehrinin batı dolaylarına girmiştir. Bu ordunun harekâtı düşmanın malûmat almaması İçin gizli tutuluyor. Yakında bu kesimden mühim haberler bekleniyor.
Almanlar Dusseldorf kesiminde ateşi kesmişlerse de Vessel köprüba-şında hâlâ mukavemet ediyorlar. Mamafih muhabirler burada cephanelerin yakıldığım, ve Almanların kaçmağa hazırlandıklarını bildiriyorlar.
Kolonyada esir alman Alman generali von Unraht harb muhabirlerine: «Benzinsiz ve ateşslz bu harbi nasıl kazanabiliriz?» demiştir.
Hava akmları
Londra 8 (R.) — Dün gece Alman-yaya hava altınları yapılmıştır. Hedef Berlin ve Saksonya’da demiryolu kavşakları İle îtalyadan kalkan 900
UzakDoğu’da
Belçika hududu
Birmanya’da Britanya kıtaları ilerliyor
Londra 8 (R.) — Blrmanyada Britanya kıtaları Mandalay’a doğru Heri hareketine devam ediyor, şimdi bu yere 7 kilometre mesafededir, trre-vady nehri üzerindeki köprübaşı genişletilmiştir.
Laşyo şehrinin eski kısmı ve hava meydanı çin kuvvetleri tarafından eaptedllmlştlr. Laşyo, Çin’e giden yolun sonu ve şimendifer hattının başlangıcıdır.
İwo adasında Japonların şiddetli mukavemetine rağmen ileri hareketi devam ediyor. Luzon adasının en cenubunda bulunan 2 şehir zaptedll-mlştlr.
B. İbrahim Necmi Dilmen’in cenazesi getirildi
Ölümünü esefle bildirdiğimiz Türk Dil Kurumu genel sekreteri ve Burdur millet vekili merhum B. İbrahim Necm! Dilmen’in cenazesi dün saat 10,10 da Haydnrpaşaya gelen yolcu trenile getirilmiştir. Haydarpaşa garında İstanbul Maarif erkânı ve ölünün aile efradı cenazeyi beklemekte İdi. Cenaze, buradan hususi motörle
Buyıikadaya götürülmüştür. Orada, nesine kaldırılmıştır. Ne suretle yara-defnedllecektir. i landığt hakkında tahkikat yapılıyor.

(KOLONYA
SietfLurg
Ovam Kamarasında M. Eden e bir tok sualler sornldn
Goebbels ve Ribbentrop harb mücrimi — Doğu Prusya ve Polonya işleri
Müttefiklerin Batıdaki hareket sahasını gösterir harita
Amerikan uçan kalesi Avusturya demiryolu merkezlerin! ve 3 petrol tasfiyehanesini bombardıman etmiştir.
Almanlar ne diyorlar?
Brüksel 8 (A.A.) — Alman tebliği, Amerikan zırhlı bitiklerinin Kolonya-
Almanya’dan bir miktar arazi isteniyor
Brüksel 8 (A.A.) — «Libre Belglque> adındaki gazete, AJman - Belçika hududunda bir düzeltme yapılmasını ve Kalterherberg, Mont Jöle, Konzen, Lammrrsdorg, Rotgen arazisinin Eel-çlkaya İlhakını İstemektedir Hakikatte Svlth veya Malmedy'dcn hareket eden trenler tekrar Belçika arazisine girmeden evvel kim bir mesafe için Alınan arazisinden geçmek mecburiyetinde kalmakta ve bu hal gümrük muayenesi gLbl bazı güçlükler yüzünden hâdiseler çıkmasına ve zam m kaybedilmesine sebep olmaktadır
Fenerde varalı bir kadın bulundu
Bu sabah Fener’de Ayan caddesinde genç bir kadın muhtelif yerlerinden yaralı olarak sokakta bulunmuştur. Yapılan tahkikatta, kadının o semtte Güzel Marlka adile tanınmış blrL olduğu anlaşılmıştır. Yarası tehlikeli olan Martka Cerrahpaşa hasta-
dan Bonn İstikametinde geniş bir cephe üzerinden ilerlemekte olduklarını bildirmektedir.
Londra 7 (A.A.) — Alman Haberler bürosu, Amerikalıların Munster - El-fel İle Rheinbach arasında kuvvetli bir tank teşkilini çevirdiklerini bildiriyor.
Londra 8 (A_A.) _ Rhin nehri boyunca İşgal edilen Alman şehirlerini ziyaret eden Daily Express gazetesinin muhabiri, telgrafla bildiriyor;
Muazzam bir çöküşe şahit oluyoruz. Alman halkını tamamen yenilmiş, hayvan sürüsü haline gelmiş görmek isterseniz, burada bu arzunuzu yerine getirebilirsiniz. Cladbach ve Cre-feld gibi büyük sanayi şehirlerinde harb bitmiştir. Bu şehirlerde harb. tabiî bîr hayat sayılan herşeyln çök-meslle birlikte sona ermiştir.
Crefeld'de Almanlar, yanlış arazi politikasını unutmuş gibi görünüyorlar. Şehrin elektrik santralinde Alman makamları tarafından yapıştırılan bir İlânda şöyle denilmektedir
Fabrikanın muntazam işlemesini temine devam etmelisiniz. Kimler olursa olsun gelenlere itaat edeceksiniz.
Bu olayın ehemmiyetini mübalâğa etmemek lâzımdır. Bununla beraber bu. manalı bir olaydır. Eğer bu gibi talimat genel bir şekilde tatbik edilirse bu, Almanların işgalimizi kabul ettiklerine ve bu İşgali kolaylaştırmağa hazır bulunduklarına İşarettir.
Mvnshr
Tank himayesinde taarruz eden Sovyet askerleri
DİKKATLER
Sivil hayatta silâhsızlanma
hii-
Parm * ULA. ı — Alman, haberıer ajansı, mareşal Zukov ordularının : Berlin istikametinde büyük taarruzla- : rina başlamış olduklarını bildirmek- > tedir. Salı sabahı. Öder doğusunda . bulunan Sovyet bataryaları şiddetli ; bir ateş açmışlardır. Sovyet kuvvetle- ■ rl Küstrln He Frankfurt arasında taarruz etmektedirler.
Alman jansr, Sovyet birliklerinin Oder’in sol yakasında kuvvetli köp-rübaşları kurmuş olduklarını ve bu birliklerin Alman başkentine 55 kilometre mesafede bulunduklarını bildirmektedir. Mareşal Zııkov esas taarruzlarını Küstrin’e karşı tevcih etmiş bulunmaktadır.
Moskova bu hususta hiç bir şey bU-dirmemektedlr. .Yalnız İzvestla gazetesi dün sabahki başyazısında bu kesimdeki hareketleri yorumlamakta ve şöyle demektedir: «Kuvvetlerimiz
şimdi Berlin’e doğru yürüyorlar.»
Mareşal Rokösövsky de Danzig istikametinde Heri hareketine devam etmektedir. Danzig şimdi Sovyet bataryalarının ateşi altında bulunmaktadır. Stettln limanı İse kuşatılmak . üzeredir. Bu mühim Alman limanı da Sovyet toplarının ateşi altuıda bulunuyor.
Stokholm 7 (A.A.) — îzvestia gazetesinin bildirdiğine göre. RuSlar. adı blldlrilmlyen bir kesimde bir gedik açmışlardır. Öğrenildiğine göre Sovyet teşkilleri kuvvetle tahkim edilmiş bir bölgeyi geçmişler, bir nehri aşmışlar. Almanların, gerisinde derln-, tiklere nüfuz etmişler ve Bnemal bir mukavemet merkezini ele geçirmişlerdir.
Almanların itirafı
Brüksel 8 (A.A.) — Alman D. N. B. Ajansı, Alman kuvvetlerinin Çekos-lovakyada Şemnltz şehrini tahliye etmiş olduklarını bildirmektedir. Alman haberler ajansının bir muhabiri de. Danzlc’in cfnup kesiminde vaziyetin karışık olduğunu söylemekte ve Küstrln kesiminde Sovyetlerln durmadan taarruz ettiklerini İlâve etmektedir
Brüksel 8 (A.A.) — Alman haberler ajansının askeri yorumcusu, mareşal Zukov kuvvetlerinin Stettin'in 6 kilometre doğusunda Altdamn'a girdiklerini Söylemiştir.
Londra 8 (Rı — Kızılprdıı Küstrln kalesine 3 taraftan taamız ediyor. Almanlar Saksonya kesiminde Chem-milz’ln doğusunda, muharebeler olduğunu bildiriyorlar.
3 günlük emir
Moskova 7 (A.A.) — Dün Mareşal SI alin tarafından 3 günlük emir neş T edilmiştir Birine! günlük emirde Stettln yakınlarında Alman müdafaalarının önemli müstahkem mevzileri, olan Golfov. Stepetnts. Masso şehirlerinin zapteldiğlnl, İkinci günlük emirde Danzig civarında Stargard’m ve. Golev’ln ele geçirildiğini, ftçlincfl
Son cinayetlerden birinin Jâsasj;
Adamın biri kavga sırasında «eğer erkeksen kendini göster!» demiş. Öbürü de hemen saldırmasını çekerek onu vurmuş. Sonra, yaptığı işten perişan, kaçmış. Bir müddet dolaşıp teslim olmuş. Şimdi pek pişmanmış.
Üzerinde durmak istediğimiz bir dâva:
Niçin her d,ileyen, _ «insan öldürmeğe mahsusı» ve başka hiç bir işe yaramıyan saldırına gibi, hançer gibi âletleri pek kolayca edinebiliyor? Bunların binde dokuz yiiz doksan dokuz bu gibi cinayetleri işleyenler tarafından kullanıldığı meydandadır.
Şayet üzerinde saldırması olmasaydı, o kavga öldürme ile değil. ancak bir yumrukla halledilecekti.
Sivil hayatta silâhsızlanmağı bir tecrübe etsek cinayet miktarları da azalacaktır.
günlûk-Binkdo de Karpatlarıia or->______BU. .poK meşktin yerler de geçirll-
-ı«■ ınj.jtjr. Kuşatılmış bir Alman grupu-nun imhası sona erdirilmiş. 8000 den fazla esir, çok malzeme ele geçirilmiştir. Onuncu Alman zırhlı kolordusu komutanı Gl. Krappe kurmay heyeti He birlikte esir edilmiştir.
manlık ve dağlık sahada güç şartlar İçinde Alman mukavemeti yenilerek Çekoslovak topraklarında, önemli bir Alman müdafaa mevzii olan Banska, Stiavnlca’nın zapt-edlldlğl blldlrllmek-tadltr.
Londra 7 (A.A.) — Reuter'in özel muhabiri bildiriyor: Dış Bakanı M-Eden bugün Avam kamarasında, İngiliz hükümetinin, Goebbels ve Rlb-bentrop'u, 1943 Moskova konferansı tebliğinin Alman mezalimi hakkında-kl kısmının tatbiki sahasına giren bellibaşlı lıarb mücrimleri telakki ettiğini bildirmiştir.
Müstakil saylavlardan M. Drlbberg, şunu sormuştur:
«Bundan, bu adamların tarafsız bir memlekete sığınmaları t-akdLrln-de, haklarında, kont Grandl'nlnklne benzer şekilde hareket edllmlyeceğl mânasını mı çıkarmak lâzımdır?»
M. Eden şu cevabı vermiştir: «Cevabım açıktır,»
İngiliz hükümetinin Polonya hakkında taklbettiğl siyaseti tasvlbetmi-yen muhafazakâr saylavlardan Prof. Savûy, M. Eden'e. hükümetin hangi etimolojik veya tarihi esaslara dayanarak Könlgsberg şehrinin Polonyaya verilmesini İstediğini sormuştur.
M. Eden, hükümetin Doğu Prusya-mn. Almanyadan ayrılması ve Alman halkının buradan çıkarılması lâzım geldiği fikrinde olduğu cevabını vermiştir. Diğer taraftan M. Eden, şehirde ehemmiyetli miktarda PolonyalI unsur bulunduğunu zannettiğini ilâve etmiştir.
Muhafazakâr saylavlardan mlss Ward, M. Eden'deri yeni anlaşmaya göre. İngiliz, Müttefik kıtalarına veya sivil halka mezalimden suçlu İtalyanların. kalyada vaziyetlerinin ne olacağını sormuştur.
M. Eden şu cevabı vermiştir: -.Bu durumda hiçbir değişiklik yoktur, İtalyan harb mücrimlerinin listesi yapılmıştır. Alman harb mücrimlerinde olduğu gibi, bunlar da İşledikleri cinayetlere göre cezalandırılacaklardır.»
Polonya ve Yunan isleri
Londra 7 (A.A.' — Dış Bakanı M. Eden. Avam, kamarasında şu demeçte bulunmuştur:
«Sovyet hükümeti, İngiliz hükümetinin arzusunu yerine getirmek mak-sadlle, Polonya Başbakanı M. Arcis-zevskl’nln zevcesinin derhal serbes bırakılması için gerekil tedbirlerin alındığım Moskovâda büyük elçimize bildirmiştir.»
Bayan Arclszevski'nln ne gibi sebeplerle tevkif edilmiş olduğunu soran bir saylava Dış Bakanı şu cevabı vermiştir:
«Bu sebeplerin bazılarını bana bildirdiler. Fakat tahkikatımız mesut mir sonuç vermiş olduğu için bu hususta ısrar etmemenin daha İyi olacağım zannediyorum.»
Lublln hükümetinin Polonya ordusuna karşı aldığı tavır hakkında sorulan bir suale de M. Eden şu cevabi vermiştir:
«İç Polonya ordusu. Londradakl Polonya hükümeti tarafından resmen silâhtan tecrldedilmiştir. Bununla beraber Lublln hükümeti, kendi otoritesine İtaat etmekten Istlnkâf ettiklerini İddia ettiği bazı unsurlarla Londradakl hükümete bağlı Polonya ordusu çetelerine karşı şiddetle hareket etmek niyetinde olduğunu bildirmiştir. Bu hususta özel mahkemeler teşkil edilmiştir.
İngiliz hükümetinin gayesi Mosko-vada da hâlen yapılmakta olan danışmaların başarı ile neticelenmesi İçin zaruri’olan güven havasını yaratmaktır. .Llıbtln hükümetinin, mah-za kendi otoritesini tanımadıkları için bir itişim PolonyalIlara şiddetli davranmaktan mutlaka vazgeçmesi lâzımdır.'Diğer taraftan bu PolonyalIların da mahalli makamlara karşı faal bir mukavemet göstermekten çekinmeleri gerektir. Zira bu hareketler münakale yollarını tehlikeye düşürmektedir. İngiliz hükümeti, bu neticeye erişmek için bütün nüfuzunu İstimal edecektir.»
Yunan hükümetinde yapılan son değişiklikler ve bu değişikliklerin önümüzdeki seçimlerin serbesçe ya-(Arkası sahife 2; sütun 5 te)
öaiııle 2
akşam.
SÜZÜN GELİŞİ
Tanınmanın süreklisi
Bir adam hangi işi tutarsa tutsun o işte meşhur olmak İster, Tanınmak bir işe konan anamal kadar, hattâ sonraları ondan bile değerlidir. Tabiî iyi tanınmaların sözünü ediyorum. Kötü tanınmak öyle istenilir şeylerden değildir; meğer ki insan» bir tahtası eksik ola!
Yalnız dikkat ediyorum bizde, ticaret hayatında iyi tanınmak için harcanan gayretler, çabalamalar tanınmak hali tamam olunca sona eriyor. Yaptığı malın, sattığı metaın iyiliğilc tanınmış mağaza, firma bu tamnmışlığı ticareti boyunca sürdürmek özverisine katlanmıyor. Bir kere meşhur olmayı gayeye varmak sayıyoı. Artık o tanınmişlıktan olabildiği kadar faydalanmanın sırası gelmiştir. Yaptığı şeyin, sattığı metaın kalitesini düşürmek, tanınmış lokanta ise yemeklerinde kötü yağ kullanmak, tanınmış kunduracı ise tabanlara bir kat kâğıt yerleştirmek, tanınmış kumaşçı ise yanık malları »en iyisidir» diye sürmek şöhretin en yüksek derecesine varıldığı zaman yapılan işlerdendir.
Bir kaç soylu tanınmış çıkaracak olursanız piyasada yüzyıllık şöhret yoktur. Tanınmış lokantanın, tanınmış kunduracının tanınmış kumaşçının nasıl olup da herkesçe bellendiğine bugün şaşar, aradığınızı tanınmamışlarda bulmak zorunda kalırsınız.. Mesleğinin başlangıcında her bakandan İyi, dikkatli, doğru sözlü olan tanınmamış da bu vasıflan tanındığı zaman bırakacaktır. Bütün gayretler hep tanınmak İçindir, tanındıktan sonra ne olsa sürülür, yutturulur gibi bir düşünüş!
Onun İçin değil midir ki ticaret hayatındaki şöhretler bir saman alevi gibi parlayıp sönüyor. «Filân lokanta mı? O bir zaman İyi yemekler yapardı» «falan kunduracı mı? Eskiden onun kunduralarının eşi yoktu!» deyip duruyoruz. Babadan oğu dan toruna gecen iyi şöhretler, sürekli tanınmışlıklar, böyle olduğu gibi yarın da başka türlü olrmyacak sağ] ramlar yok.
Tanınmak zordur, evet ama bu tanınmışhğı yıllar boyunca sürdürmek niçin daha zor oluyor? Şevket Rado
Yumuşamış cephe
Pomeranya’daki harekâtın gayesi ve gelişmesindeki hızın hikmeti nedir ?
Makedonya
Bulgaristan’da
Eski Yunan muharipler birliği bir muhtıra verdi
Slav kongresi şenlikleri
025991 070774 115691 163952 212671 260078 329777
358503
029318 072552 128459 170453
222528 260611 332754
373110
046459
093134 154091
176226
233399 274577
349414
375174
Sofya 7 (A.A.) — Sofya'da toplanan Slav kongresi munasebelile buynk halk nümayişleri yapılmakta ve Slav birliğini derpiş eden hararetli nutuklar söylenmektedir.
Rusçanın bütün Slavların resmî dili olması teklifi
Sofya 7 (AA.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Bulgar Egzarln ste-fan Prenıer, Slav kongresinin dünkü Oturumunda yaptığı demeçte, Slav birliğine ve tarihi Bulgar İstiklâline el kaldıracak olanların hepsini tel in etmiş, Ruaçanm butiuj Slavların resmi dili olmasını tekili itmiştir.
Halk mahkemeleri tarafından mahkûm edilenler
Sofya 7 (AA.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor; Noveeltüi’-deki 2 numaralı halk mahkemesi, 60 suçluyu ölüm cezasına çarptım ıştır.
14 kişi müebbed hapse mahkûm edilmiştir. Başka 24 suçlu da bir seneden
15 seneye kadar hapis cezaa almlştır.
Garnalorchovaltza halk mahfcerr.cal de 52 ölüm ve 82 müebbed hapis cezasına, 88 suçlu da bir sene ile 15 sone arasında muhtelif hapla cezalarına mahkûm edilmiştir Hükümle» derhal İnfaz edilmiştir
Kazanlık halk mahkemesi İse '28 ölüm ve 16 müebbed hapis cezası vermiştir. Diğer bir çok suçlular da bir sene 11e 15 sene arasında hapis cezasına çarptırılmıştır
öldürülen İngiliz harb esirleri
Londra 7 (AA.) — Ingiliz Harbiye Bakanlığı müsteşarı slr James Origg, bugün Avam kamarasında bir kaç İnciliz tabaat harb esirinin Bulga-ristanda mütarekeden evvel öldürüldüklerini bildirmiştir. Kurbanların sayısı bilinmemekle beraber hlc olmazsa onu bulmaktadır.
Slr James Grlgg Bulgaristan daki esirlere sert ve bazan da şiddetli muamele yapılmış olduğunu İlâve etmiştir. Bir esir kampını idareye tncmuf edilmiş olan komutanla iki subay tevkif edilerek hapsedilmiştir. Diğer blf kampın komutanı da intihar etmiştir Harb esirlerine karşı muamelelerinden dolayı Bulgar kıtalarına mensup 23 subay ve er tevkif edilmiş v( diğer 19 u da gözaltına alınmışta
Atina 8 (AA.) — Anadolu
ajansının özel muhabiri bildiriyor; Eski muharipler birliği In-gilİM, Amerikan ve Rus elçiliklerine birer muhtıra vermişlerdir. Bu muhtırada federal bir Makedonya meselesi etrafında dünya halkını aldatmak maksadile yapılan propaganda protesto edilmekte ve Yunanistan’ın Makedonya, kuzey Epir ve Yunan Trakya sı üzerinde dokunulmaz hakkına karşı yapılan düşman propagandasının reddedilmesi Avrupa basınımdan rica olunmaktadır.
Bir cephenin dayanmasını helezo-ni bir yaya benzetmekte hata yoktur. Tabam memleketin ortasına dayanan bu yay dışan doğru uzadıkça sertliğinden kaybeder, daha yumuşak ve elâstiki olur. Tersine olarak kendi memleketi içine çekildikçe kurulur, sertliği artar. O derecede kİ; bir ara bu serlMir ve direnme kuvveti gittikçe zayıflayan ve azalan saldırgan taratın üstüne çıkar ve onu yere vurur.
Bidayette müdafaa sureulc kazanılan milli zaferlerin esas prensi pl hep böyledir. Bizim İstiklâl saraçmda olduğu gibi bu seferki Sovyet zaferinde de esas bu İdi.
Eğer bu kaideyi tatbik edersek geri çekilmekte olan Alman ordusunun Beıiin enlinde en çetin savaşlarını vermesi, en sert, yerinden oynamaz cepheyi vücuda getirmesi gerekirdi. Halbuki İş aksi oluyor. Gün geçtikçe çark cephesinin yumuşadığını . Kızılordu memleketindin hayli uzaklaşmış, Alman ordusu İse kendi can evine hayli yaklaşım? bulunduğu halde, kara, kışa rağmen Sovyetlerin istedikleri yerde ve zamanda, istedikleri kadar llerlleyip şehirler, kasabalar, hattâ koca memleket parçalarını zaptedebildlklerinl görüyoruz. Filhakika son günlerde Pomeranya gibi bataklık ve göllerle çevrili, ormanlık erazide ve tıpkı FinlândJyalılann 1939 - 40 kışında Karelyadakl meşhur müdafaalarını gösterdikleri eraziye benziyen yerlerde Sovyetler hangi istikamette İsterlerse günde 30 - 40 kilometrelik: yol alıyorlar. şehirlere giriyorlar ve Alman ordularını çeviriyorlar. Halbuki Daczigden Öder nehrinin* ağzına kadar devam eden bu cephe Berline doğru Berliyen Kızılordu birliklerinin başı ucunda bir satır gtbi havaya kalkmış duruyordu. Aynı halde ve kuvvetle tutulabiimlş olsaydı mareşal Zukof birliklerinin Berlin İstikametindeki lleriltsnesl de kolaylıkla göze alınamazdı. Esasen Sovyetlerin bu kesimde bir an evvel Battık sahillerine ulaşmayı İstemeleri de her şeyden evvel bıı tehditten kurtulmak, tekrar bir hamle Ue Berlinl çevirmeden ve Elbe kenarına vararak bütün Ballık sahilini ters cephe ^Jle müdafaa zaruretinde bırakmadan evvel sağ kanatlarındaki bu pürüzü ortadan kaldırmaktı. Fakat tahmin olunabilirdi kİ Almanlar bu dil gibi 1leri çıkmış vaziyetteki erazi parçasını kendiliklerinden boşaltmadıklarına göre Berline karşı Ilerllemeyi durdurmak İçin Pomera riyada vç era-zlntn de müdafaaya müsait duru-

1,600,000 asker
047232 100250 155900 176479 236780 i 295629| 353567 . 381683
001995 044941 085133 102182 140233 154162 170352 133787 199057 212957 234’41 258921 289620 323911 341007 S73268
021676 065291 088487 132511 145054 157767 175564 194148 203529 218973 243280 272524 205954 331586 350720 393282
022012 067187 092317 136034 148794 157988 178067 197734 204347 222442 254253 275217 313731 332045 355422 394446
032321 069224 004537 138176 151539 186174 183664 198141 206960 227857 258268 288702 317941 332631 358972 395890
Londra 7 (A.A.) — M. Alexan-der Normandiyaya yapılmış olan çıkarma hareketleri hakkında sarih bazı malûmat vermiştir, M. Alexander, ilk çıkarma hareketinden on gün sonra Fransız sahillerine 500,000 asker ve 77,000 taşıt çıkarılmış olduğunu söylemiştir.
1 temmuza kadar çıkarılan askerlerin miktarı 1,000 000 u ve aym ay sonunda 1 600,000 1 bulmuştur.
Pasifik’te Ingiliz gemileri
Londra 7 (A.A.) — Bahriye
Bakanı M. Alexander. büyük Fransız zırhlısı «Rlchlihsu» ile İngiliz zırhlıları «Queen EUza-,L^wb) «Valllant» ve «Renown» jn ayrıca bir çok İngiliz, Amerikan ve Hollânda hârb gemilerinin şimdi Pasiflkte bulunduğunu söylemiştir.
M. Alevander. Alman denlzal-tılanna karşı elde edilen pek büyük muvaffakiyetlere rağmen tehlikenin henüz tam amil e bertaraf edilmemiş olduğunu belirtmiş. son aylar zarfında bir kısım Alman denizaltı lannın Ingiliz sahilleri önünde göründüklerini "* .....
İlâve etmiştir.
Muzaffer Aydın
5
hâdiseler
Ruatta’nın kaçması münasebetle nümayişler yapıldı
Yazan:
M. Şevki Yazman
m undan faydalanarak tutunacaklardır. Halbuki ancak üç gün devam eden çello çarpiinıalardan sonra ve birbirinden 40 kilometre aralıkla İki Sovyet kolu birden Ballık sahiline çıktılar.
Pomeranyadakl Alman ordularının daha garpta kalan ordu birliklerinden ayrılarak çevrilmesi. Danzlgin tecridi ve bu sebepte Alman ordusunun tekrar büyük kayıplar vermesinden sarfınazar edelim. Fakat bu en mühim noktada, en müşkül şartlar altında da Alman müdafaasının gösterdiği bu yumuşaklığa ne diyelim? Yukarıda İzah ettiğimiz kaideye göre ve memleket İçerisine çekilmek dûlayıslyle bu müdafaa kudretinin artması, cephenin çok daha -sertleşmesi gerekirdi.
Bu hal gösteriyor kİ Alman müdafaasında görünen zaıf artık «mevziin olmaktan çıkmış ve «bünyeyi» bir hal almıştır. Şu v(?ya bu sebepten değil, fakat artık Alman ordusunun tutunacak direnecek halt kalmamış olmasından her tarafta çöküntüler görülmektedir.
Bu kar, kış, ya&ış zamanında Po-meranya gibi müdafaaya elverişli erazide olduğu kadar, dünyanın en kuvvet" - - ■ ■ _ ________________
dli en Slegfrled hattında gösterilen za’fı da hep bu gözle görmrit doğru olur.
Sovjetlerin, cephe bu kadar yumuşadıktan, bütün Şarki Prusya ve Po-meranyayı artık korkulu bir yan olmaktan çıkardıktan sonra Berline hücum veya galip bir İhtimal 1le onu çevirmece teşeibbüs etmeleri çok kolaylaşmışta.
Esasen Öder nehrinin büyiik bir parçasında garba geçilmiş ve Berlin cenubuna. Saksonyaya doğru sarkılmış bulunduğuna nazaran bu çevirme hareketinde cenupta da imkanlar hazırlanmıştır.
Pomeranya temizlemesinden 'on-rn Berlin! çevirerek Elbe nehrine kadar varmark Kızılordu İçin 1ki fic günlük bir İş haline gelmiştir Bu maksatla alınması lâzım gelen mesafe ancak 90 - 90 klîom-ctre kadr’-bir şeydir. Müttefikler de S'cçfriedl asarak Rhln nehrine varmış olduklarına göre Şimali Almanynnın düşürülmesini hedef tutacak bu hareketin hep birden başlaması çok ve-riddlr. Başlama zamanı da asla uzak olmasa gerektir.
hareketleri
Londra'da bir müıamere
Londra 8 (AA.) — Türkiye
büyük elçisi B. Ruşen Eşref Ün aydın ve eşi. denizaşırı klü-bünün teşrifat heyeti tarafından dün akşam Londra’da Dor-chester otelinde tertibedilen kabul töreninde hazır bulunmuşlardır. Kendilerini Joceleyn Lu-cas karşılamıştır. .
Bir çok davetliler arasında Lübnan elçisi M. Şamun ve eşi ve Mısır maslahatgüzarı Hüaeyln Said bey hazır bulunmuşlardır.
Amerikalılar 17 vagon uçar bomba ele geçirdiler
Paris 7 (AA.) — Dokuzuncu Amerikan ordusu aldığı bir çok ganimetler arasında muhtemel
uuuj-anuı «ı gunıraeuer arasınaa m un ıcmeı
»tll tahkimat manzumesi addc- olarak cepheye gönderilmek üzen frrtdrı—11 .... ... . . - —
re uçar bomba ile yüklenmiş 17 vagon da ele geçirmiştir. Bu bombalar, Ardennes’ler taarruzu sırasında Almanlar tarafından Amerikalılara karşı kullanılan bombalara benzemektedir. Bir kaç haftadan beri Almanlar, bu nevi bombalan cephede ’ yerine kullanmaktadırlar, harrik atış mevzilerinden bu bombalar büyük bir maliktir.
Suriye ve Lübnan’ın protestosu
Beyrut 7 (A.A.) — Lübnan ve Suriye hükümetleri büyük devletlere birer nota vererek San Fransisko konferansına davet edilmedikleri İçin protestoda bulunmuşlardır.
topçu Müte-atıian sürate
Avam Kamarasında
Romanya’da bir tevkif
Bir manastır baş rahibi tevkif edildi
Mısır Hariciye Nazır?«ği
Londra 8 (R) — Kahire den bildirildiğine göre müstakil partiye mensup B. Abdülhamit Bedri Mısır Hariciye Nazırlığına tâyin edilmiştir.
Almanya’da
Created by free version of 2PDF
Milli Piyangonun 7 mart 1945 çekilişi dün An kar ada Sergicvinde saat 13,30 da yapılmış ve çekilişi kalabalık bir halk kütlesi taklbetmlştir. Bu çekilişte ikramiye kazanan numaraları aşağıya, yazıyoruz:
50.000 lira kazanan numara
130274
20-000 lira kazanan numara 277265
10.006 lira kazanan numaralar 332004 326827 393533
5 000 hra kazanan numaralar 018117 032248 048516 069111 08176C
284632 298228 382479
2 000 lira kazanan numaralar 023149 068138 108781 157793 188138 245759 298932 355323
1.000 lira kazanan numaralar
021210
058075 085934 115377 144961 155122 174691 190574 199657 215259 238773 270265 292332 324220 341821 392511
500 Hra kazanan numaralar
Son dört rakamı 6295, 8150, 8455 ile nihayet bulan 120 bilet.
100 Ura kazanan numaralar
Son üç rakamı 356, 409, £T1 ile nihayet bulan 1200 bilet.
10 lira kazanan numaralar
Son iki rakamı 51, 73. 91 Ue nihayet bulan 12000 bilet.
3 lira kazanan numaralar
Son rakamı (7) ile nihayet bulan 40.000 bilet ikramiye alırlar.
50.000 lira büyük ikramiyeyi kazanan 130274 numaralı biletin bir parçası Ankara, bir parçası Zonguldağa satılmıştır.
20 000 lira büyük ikramiye kazanan 277265 numaralı bilet İstanbulda satılmıştır. 10.000 er lira İkramiye kazanan biletler Ankara, Ayvalık ve Bürüçte satılmıştır. 5.000 Hra İkramiye kazanan numaralardan İki tanesi Samsun, birer tanesi Gelibolu, Çanakkale, Adana, iki tanesi İstanbul, Sem İrken t, Antakya ve Edlmeye satılmıştır.
Diğer İkramiye kazanan biletler da yurdumuzun muhtelif şehir ve kasabalarında satılmıştır.
Aydın ağır ceza mahkemesine gönderiliyor
Zingal şirketinin dâvası
Anl ara 7 (Telefon) — Zingal şirketi tarafından orman umum müdürlüğü aleyhine açılan 1 milyon liralık dâvaya dün bakılmıştır. Orman umum müdürlüğü avukatı cevap İçin mühlet istemiş olduğundan duruşma başka güne bırakılmıştır.
Ankara’ya kar yağıyor
Ankara 8 (Telefonla) — Bu sabah Ankara’ya tipi halinde kar yağmaktadır.
Hırsızlık suçundan şehrimizde dört buçuk sene hapse mahkûm edilmiş olan ayrıca, Ankara İzmir, Aydın gibi şehirlerde de hakkında dâvalar açılmış bulunan Muzaffer Aydın ile Beşiktaş şoförleri idare memuru Tevfikl öldürmek ve Cezaevinden kaçmak suçlarından on İki seneye mahkûm tlhaml geçen gün tekrar Cezaevinden kaçmış, fakat yakalanmışlardı.
Bu Dri mahkûm ile firare sebebiyet verdiği İddia olunan gardiyan Ömer dün tekrar yargılanmak üzere ikinci ağır ceza mahkemesine verilmişlerdir. İkinci ağır ceza mahkemesi Adliye Bakanlığının talebi ve yüksek yar-gıtaym kararlı e Muzaffer Aydın, tlhaml, Cafer, Kemal, Mustafa ve diğer iki mahkûm haklarındaki kaçma ve Cezaevlertnde-ki muhtelif vakaları dolayıslle haklarında mevcut ve birbirlerile İlgili görülen on dâva dosyasının alâkadarlarile birlikte Aydan ağır ceza mahkemesine zevklerine karar vermiştir.
Roma 7 (AA.) — Hapisten kaçan general Roatta Şimali İtalyada görülmüştür. Karısına, Adllyenln emrine hazır bulunmağı bildirilmiştir.
Roma 7 (AA.) — Roa₺ta"nın kaçışını protesto etmek üzere solcu partiler tarafından tertiplenen ve on İki bin İtalyanın hazır bulunduğu bu akşamki halk mitinginin sonunda vuku bulan hâdiseler sırasında üç kişi ölmüştür.
Birçok hatipler Başbakanın istifa etmesini İstemişlerdir.
Miting bitince, tezahür atçılar kiralın İkametgâhı olan Qulrinal sarayına giderlerken, halk üzerine yürüyen atlı jandarmaların teşkil ettiği barajla karşılaşmışlardır. Bu sırada birçok silâh atılmıştır. Karanlık bastığı sırada kargaşalık el’an devam etmekteydi.
Kabine buhranı önlendi
Roma 7 (AA.) — Dün akşam sakınılmaz bir hale geldiği sanılan hükümet buranı önlenmiş gibi görünmektedir.
Bükreş 8 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor; Dün heyecan verici bir tevkif hâdisesi olmuştur. Bükreş yakınında «Cemican manastırının baş rahibi Vasil Tamitvsli tevkif edilmiştir. Kendisinin lej-yonerier kumandanlığına bağlı üç şubeden birisinin yani dinî şubesinin şefi olduğu sanılmaktadır. Diğer iki şubeden biri tet-hîşçi diğeri de ara bulucu şubedir.
Bükreş 8 (A.A.) — Anadolu
ajansının öze] muhabiri bildiriyor: Millî demokrat partisi bugün Öükreş’te büyük bir miting tertibetmlştir.
(Baş tarafı 1 İnci sahlfedei pılması üzerindeki muhtemel tesiri hakkında sorulan bir suale Dış Bakanı M. Eden şu cevabı vermiştir:
Bu değişiklikler hakkında İngiliz hükümetinin fikri sorulmamıştır. Fakat seçimlerin serbes ve Adilâne bir usul dahllnde yapılacağından şüphe etmek çln ortada hiçbir sebep yoktur. İngiliz hükümeti, seçimlerin serbesçe cereyanını sağlamak İçin elinden geleni yapacaktır.»
İngiliz makamlarının elinde bulunan Yunan esirlerinden bahseden M. Eden demiştir M: «Sekiz bini Elas’a mensubolan bu esirlerin sayısı 12,000 dlr. Sekiz bin Elas’çı kafile kafile Yu-nanlstana gönderilecektir. Bunların İki yüzü umumi aftan faydalanamı-yacakhr. Çünkü işledikleri suçlar af kanunnnun şümulü dışında kalmaktadır.
Diğer dört bin esire gelince: Bunlar geçen baharda isyan eden Yunan kuvvetlerine mensup kimselerdir. Bunlar da mümkün olduğu kadar çabuk vatanlarına İade edilecektir.»
Münih’te kargaşalıklar çıktı
Bernc 7 (A.A) — Alman hu* dudundan gelen bir haberden öğrenildiğine göre M ün İh te cid« di kargaşalıklar çıkmıştır. Şehir S.S, kıtaları tarafından çevrilmiştir. Demiryolu münakalâtı ve telefon muhaberatı kesilmiştir. Tüfek gürültüsü şehrin doğu n’9hal’elerinde işitilruektedi1

Zi-
Ankara’da kauçuk istasyonu Ankara 8 (Telefonla) — raat Bakanlığı şehrimizde kuru-
lacak kauçuk istasyonu İçin gerekli makinelerin Amerikadan sat m alınmasına karar vermiştir.
Amerikalı gazeteciler heyetinin başkanı gitti
Geçenlerde şehrimize gelerek Ka-hlreye giden Amerikalı gazeteciler heyetinin başkanı M. Bil! Dllmor, bulada kalmıştı. Heyetin başkam da bugün Toros ekspresile Ankaraya hareket etmiştir. M. BU1 Dllmor, arkadaşlarına İltihak etmek üzere Anka-radan Kahlreye geçecek ve heyet Ka-hlreden Nevyorka gidecektir.
Etibanka 4,135,229 lira
Ankara 8 (Telefonla) — Hükümet, Etibanka sermayesine mahsuben 4,135,229 lira vermeği kararlaştırmıştır.
Parti müstakil grupu toplandı
Ankara 7 (A.A.) — C. H P: müstakil grupu başkan vekilliğinden: C. H. P. müstakil grupu. 7/3/1945 çarşamba günü, başkan vekili ve İstanbul milletvekili Ali Rânâ Tarhan’m reisliğinde toplandı.
Toprak ürünleri vergisinin uygulanmasında görülen aksaklıklar hakkında hazırlanmış olan rapor İncelendi. Görüşmeler sonunda bu raporun Maliye Bakanı hazır olduğu halde konuşulmasına devam edilmesi kararlaştırıldı.
Ankara’ya makara ve iplik
Ankara 8 (Telefonla) —
kara’nın ihtiyacı için ayrılan makara ve ipliklerden büyük bir parti şehrimize getirilmiştir. Bunlar şehrimizin ve ilçelerin ihtiyacı gözönünde tutularak yakında dağıtılacaktır.
Rusya’dan Avam kamarasına selâm mesajı Londra 7 (AA.) — Husyanm Avam kamarasına gönderdiği selâm mesajı, kamarada Başkan tarafından alkışlar arasında okumuştur Bu mesajda İngiliz -Sovyet ittifakının karşılıklı anlayış esasları üzerinde geniş ölçüde gelişmesi ve İki memleket arasında mevcut karşılıklı dostane münasebetlerin Alman yanın mağlûbiyetini temin ve devamlı bir bansın muhafazası İçin sağlam bir temel teşkil ettiği hususunda İngilterede mevcut kanaate Iştirâk edilmektedir.
7/3/1945 flatlerl Donara ûzerLne ı sterlin Nevyorit üzerine 100 dolar Cenevre 100 tsvtçre Pr
Madrid Özerine tno pezete 12.89
Stokholm üzerine 100 Kuron 31 H2B
Esham ve Tahvilât
Ergani % 5 193» ?5.7Q
tkramlyelt % s 938 T». 10
% 5 ikramiyen M M. 31.90
% 7 Milli Müdafaa :9.40
MUM Müdafaa V 26 41
Milli Müdafaa 3 19.25
% 5 945 Milli Miıdafa 19.16
Sıvaş - Erzurum i 1940
Sivas - Erzurum 2-7 19.45
% 7 1941 D Y 1 1935
1941 Demiryolu Ü 20.40
1941 Demiryolu İD 19 87
1941 Demiryolu % 5 95.70
Anadolu D Yolu ft 6f 34.50
Anadolu tahvili 1 - G 62.—
Anadoıu Mümes. 48 -
Merkez Bankası 150 —
İs Bankası nama 1420
İs bankası hamiline 75.50
Aslan çinieAtö 880
BUKSA DIŞINDA
Reşadiye altını 35.90
Gulden 83.08
Külce altın bir grama 5.19
■■■■«■■»■•■«»■••••••*»•»«•**»•* •> İr vvî »sı ti.
An-
Tıto kabinesi kuruldu
Bcjgrad 7 (A.A.) — Mareşal . Tîto yeni Yugoslav kabinesini . kurmuştur. Demokratların lideri Başbakan muavini olmuştur.
Münakalât Bakanı Afyon’da
Afyon 7 (A.A.) — Münakalât Bakanı general Ali Fuat Cebesoy devlet demiryollarının Eskişehir-deki müesseslerini tetkik ettikten sonra dün buraya gelmiştir. Bakan, burada kaldıkları müddetçe demiryollarına alt tesisleri gözden geçirecektir.
Rebiülevvel 23 — Kasım 13i
İmsak Güneş Öğle ikindi Ak Vutsı
E. 10.37 12.16 6.17 9.32 12.60 130
V. 5.45 7.24 13.25 16-40 19.08 20Ş7
Dicleliler gecesi
10 Mart cumartesi akşamı saat 21 den se aha kadar Tokatlıysa «a* Jonlarınd. Davetiyeler Dicle Talebe Yurdundan tedarik edilir. Tel: 20004
3T
8 Mart 1945
AKŞAM
Balıife 3
AKŞAMDAN AKŞAMA
Amatör berberlik yapan münevver bir bayan
Teklifsiz görüştüğümüz bir dostun evinde misafirdim. Salonda gazete okuyordum. Gözüm, bir sigorta ilânındaydı.
«Çocuğunuzun istikbalini ne suretle garanti altına alabilirsiniz? ■» tarzında bir sual soruluyor; sonra, reklâmda bu soruya cevap veriliyordu.
O sırada, içeriki odaya, ev sahibesinin bir misafiri gelmişti. Kadınların hasbıhali ekseriya hizmetçilerden şikâyetle başlıyor. Yine öyle oldu:
Yeni hizmetçi, ev sahibesinin başına işleri o derece bırakmış ki, zavallı bayaıı berbere bile gi-demiyormuş; işte, saçları böyle bakımsız kalmış imiş.
— Çağırdığın çaya onun için gelenıiyeceğim... - demesi üzerine, pek yakın dostlardan olan misafir:
— Benim berberliğim vardır. Saçlarını da keserim; bükerim de... - derli.
Bir gülüşme, bir şakalaşma derken iş ciddiye bindi. Sanki eve kuaför gelmişcesine yere bir çarşaf yayıldı. Elde makas saçlar kesildi, her iş olup bitti. Hem de mükemmel.
Misafir bayan:
— Çocukluktan beri merak ettim. Elim yattı. Ara sıra akraba kızlarının, annemin vc sıkışan tanıdıkların tuvaletlerini böyle yaparım.,. - dedi.
Yüksek bir aileden olan bu genç bayanın ismini, cismini bile yazmak isterdim. Böylece, başladığım bir serinin tesadüfi ilk numarasını sütunuma geçirmiş olurdum.
(Bir amatörlüğü olanlardan, yahut amatörleri tanıyanlardan rica etmiştim: Şayet hünerlerini bana göstermek arzu ederlerse çağırdık lan yere memnuniyetle gideceğimi, gördüklerimi gazete^ ye yazacağımı bu sütunda ilân etmiştim. Bazı mektuplar alıyorum ve diğerlerini de bekliyorum. Tekrarlıyayım ki, istenil-tnediği takdirde, amatörlüğün yalnız şeklini yazacağım. Bu yazıda olduğu gibi, şahıs isimlerinden bahsetmiyeceğim.)
Amatör berberlik yapan bayan, bir avukat kızıdır. Babasının da musiki amatörlüğü vardır. Zevci doktordur. Beyleyken, anlattığım şekilde, küçük bir zenaat edinmiş:
— Minimini bilgini bana bir ruh kuvveti de veriyor. Hayat bu, belli olmaz: Günün birinde ecnebi memlekette, yahut hattâ kendi memleketimde nâçar kalırsam bu küçücük marifetimle geçinebilirim... - diyor.
İlâve de ediyor:
— «Milyonlarca beyaz Rus, sırf amatörlükleri sayesinde ecnebi memleketlerde yaşayabil-iniştir. Hem de kalbur üstü kalmıştır.» İddiası pek doğrudur. En yüksek, en müreffeh aileler bile evlâtlarına bir küçük sanat öğretmelidirler. Hattâ maarif sistemimizin bir kaidesi bu olmalıdır
Gramofonla ecnebi dil
Ankarada bir okuyucum soru-jor:
— Gramofonla ecnebi dil öğrenmek için reklâmlar yapıldı-tına taslıyorum. .Bu sistemden bir fayda hasıl olur mu?
Şayet bu işe sermayenizi koydunuz da bana ikinci bir reklâm yaptırmak istiyorsanız, zekânızı tebrik ederim. Bu takdirde siz, pramofonsuz da ecnebi dil Öğrenebilirsiniz!!
(Vâ - NÛ)
İş bankası küçük tasarruf hesaplan ikramiyesi
Adana «Akşam) — Türkiye t? bankasının küçük tasarruf hesapları arasında tertibeyledlğl 1945 ikramiye plânının 2!) ocak çekilişinde büyük ikramiye şehrimizde bayan Zahide Düviın'e düşmüştür. Bayan Zahide birinci dünya harbinde kocasını kaybettikten sonra hayatını çalışarak devam ettirmiş, öksüz kalan kızını büyütmüş bir duldur. Birkaç yıl evveline kadar Ergani bakır madeninde çalışırken biriktlrebildiğ! beş on kuruşla şehrimize gelen bu kadın burada kızlyle birlikte el İşleri yaparak geçinmektedir. Bankada bulunan mütevazi hesabına İkramiye olarak 2000 lira eklenmiş olması kendisini şok sevindirmiştir.
[ [ŞEHİR HABERLERİ
Haliç’in temizlenmesi
Bu hususta yeniden tetkikler yapılacak
Halicin temizlenmesi için birkaç sene evvel bir teşebbüs yapılmış, fakat Haliçten çıkacak olan malzemenin aidiyeti bir anlaşmazlığa sebep olmuştu. Bu anlaşmazlık, çıkacak malzemenin Belediyeye mİ, yoksa İstanbul limanlar İdaresine mi alt olduğun dan çıkmıştı. O zaman bu İhtilâf hal-ledllemedlğlnden. Halicin temizlenmesi yüzüstü kalmıştı.
Bundan bir müddet sonra tekrar Halicin temizlenmesi etrafında bazı teşebbüsler yapılmış, fakat tarak dubası bulunamadığından bu sefer de bir şey yapılamamıştı.
Belediye, ancak denizden yapılan et taşımasına engel olmamak üzere Karaağaç İskelesinin önünü temizlet-mlştl. Fakat bu temizleme kâfi değildir. Haliç, asırlardanberl enkaz ile dolduğundan. İleride gemilerin hareketi büsbütün güçleşecektir.
Bunun İçin Haliç İle yakından uzaktan İlgili makamlar. Halicin temizlenmesi İçin nasıl bir çalışma birliği yapılacağını tesblt etmek için temasa başhyaeaklardır. Bu temaslar neticesinde Halllclil temizlenmesi etrafındaki fenni şartlar, buna yetecek para ve çıkacak malzemeden ne suretle İstifade edileceği kararlaştırılacaktır. Verilecek karardan sonra Halicin temizlenmesi işine başlanacaktır
Dr. A. Adnan Arfıvar’m konferansı
Dr A. Adnan Adıvar tarafından bugün saat 17.15 te Teknik üniversite konferans salonunda ( Rakamların tarihi» mevzulu bir konferans verilecektir. Konferans serbestir, herkes gidebilir.
Ekmek fırınının
Bulgfâristaî/daL kalan makineleri
Mahrukat ofisinin Almanyaya sipariş ettiği ekmek makinelerinden yalnız bir kısmı gelebilmiş, üst tarafı Almanya He münasebetimizin kesilmesi üzerine Bulgaristanda kalmıştı. Yapılan İncelemeler neticesinde bu makinelerin İstanbula getirilmesi mümkün olduğu anlaşılmıştır. Mahrukat ofisi bu maksatla bugünlerde Bulgarlstana bir memur gönderecek ve makinelerin mütebaki kısımlarını getirtecektir.
Mahrukat ofisinin fırın için Balat-ta yaptırdığı bina da tamamlanmıştır. Makineler gelir gelmez bir buçuk ay İçinde kurulabilecektir. Bu makinelerle İstanbulun ekmeğinin üçte biri temin edilecektir.
İş saati
Daire ve müesseseler için bazı esaslar incelenecek-
Tramvayların daha çabuk sefer yapabilmeleri ve halkın — mümkün olduğu kadar — yer bulabilmesi İçin geçenlerde alâkalı zatlarla gazetecilerin tramvay umum müdürlüğünde yaptıkları toplantıdan bahsetmiştik.
Bu arada sabah ve akşamlan aynı saatlerde tramvaylara binilmesine meydan vermemek için mektep, resmi daire ve çarşı tatil saatlerini ihtiyaca göre değiştirmek kabil olup olmadığı görüşülmüştü. Yapılan İncelemelere göre daire ve okulların hattâ fabrikaların sabah İşe başlama saatlerini İhtiyaca göre tanzim etmek kabildir. Fakat dükkân, yazıhane sahibi olan tüccar, esnaf ve ser-bes meslek erbabına kalan saatte İşe başlıyacaklarını tebliğ ederek ona göre tramvaylara binmelerini temin etmek mümkün değildir.
Akşam tatil zamanları saat 19 olarak tesblt edilmiştir. Bakkal ve emsali de saat 21 de İşine nihayet Vermektedir. Akşam tatillerLnl — tramvaylarda İzdihama meydan vermemek İçin — daha başka bir tasnife tabi tutmak kabil olamıyacağı anlaşılmıştır.
Yalnız daire ve müesseselerln İşe başlama ve tatil saatlerini daha esaslı bir şekilde düzeltmek kabil olacaktır. Bu cihet de ayrıca Belediye tarafından tetkik edilmektedir.
B, Faik öz’ün cenaze merasimi
Vefat ettiğini yazdığımız Maarif müdür muavinlerinden B. Faik Öz’ün cenazesi dün kaldırılmıştır. Hastaneden otomobille Beyazıt camisine getirilen cenaze, namazı kılındıktan sonra Sirkeci rıhtın mına kadar eller üzerinde taşınmıştır. Cenazede Maarif mensupları, talebeler ve halk olmak üzere büyük bir kalabalık hazır bulunmuştur, sirkeciden motörle Üsküdar» nakleilen medrhum Faik Öz, aile medfenlne gömülmüştür.
Zeytinyağı ve sabun
Bakkallara zeytinyağı verilmesine devam ediliyor, sabun fiatleri bir kaç kuruş diiştii
Eminönü -Unkapanı
Toptancı ve tacirler tarafından bakkallara zeytinyağı dağıtımı devam ediyor. Dağıtma İşi henüz sona ermemiş, her bakkal kendisine gösterilen ticaret evine başvurup yağım almamıştır. Bu yüzden yağlar henüz İstanbulun her semtine dağılmış değildir. Vilâyetin iznini alan bakkallar, kendilerin», gösterilen yağcılara başvurarak ve parasının tamamını ödiyerek yağlarını alıyorlar,
Evvelce zeytinyağı satan fakat yeni dağıtmada yağ satamıyacak olanların ellerindeki yağlar diğer satıcılara devrolunmaktadır. Satışlar bu şekle dökülmeden önce, zeytinyağının kara borsa satışı kârb İdi. Faturalı yağ alıp açıktan para ödiyenler bunları yine aynı şekilde perakendecilere satıyorlardı. Beyanname mecburiyeti çıktığı gün elinde bu yoldan alınmış yağ bulunanlar müşkül duruma düşmüşler ve bir miktar da zarar etmişlerdir.
Zeytinyağının kara borsa satışı durmuştur. Vilâyet millî korunma kontrolörlüğünün sıkı bir şekilde giriştiği takipler İyi netice vermiş ve yağların yerlerine kadar götürülmesi sağlanmıştır.
Toptancı ve tacirlerin ellerinde zeytinyağı vardır. Bunlar, vilâyetin tesblt ettiği perakendecilere verilecektir. Satılanların yerlerine yenilerinin gelip gelmlyeceğl bilinemiyor. Yalnız, üretim bölgesinde de yağcılar beyanname verdiklerinden Ticaret Bakanlığı yerindeki bu yağların nerelere gidebildiğini görebilecek durumdadır. Anadolu şehirleri çok tutarda zeytinyağı çekmiştir. Bu yüzden artık hesapsız satışlara son verilmiştir. Üretmen elinde bulunan yağlara başlıca iki alıcı kalmıştır. Alıcılardan biri İstanbul, diğeri İzmir İncir ve Üzüm Tarım satış kooperatifidir, İstanbula gönderilmiyen yağlar, yerinde Tarım Kooperatifi tarafından alınmak İstenmektedir.
Karecaahmet
Kumaş ihtikârı
Mezarlığa yeni bir kısım ilâve ediliyor
Dün Belediyede yapılan bir toplantıda mezarlıklar meselesi konuşulmuştur. İstanbulun en büyük mezarlığı olan Karacaahmet'te yapılan incelemeler sonunda beş yüz dönüm katlar boş bir kısım bulunmuştur. Bu boş saha İbrahimağa İle Şehitlik arasındadır. Mezarbğin iç taraflarında bulunan bu kısma şimdiye kadar pek az ölünün gömüldüğü anlaşılmıştır. Buna sebep olarak da buranın umumî yollra uzak bulunmasıdır.
Belediye tarafından verilen kararla bu boş saha adalara bölünecek ve muntazam parçalar haline getirilecektir. Mezarlığın bu kısmına gelen yolların mezarlık İçindeki kısımları da düzenlenecektir.
Sahrayıcedit mezarlığı da genişletilmektedir. Buraya 14 dönüm daha ilâve olunuyor, ilâve edilen kısım, duvarla çevrilecek ve muntazam adalara ayrılacaktır.
Maarif mükâfatı maçları pazar günü başlıyor
Evvelce bildirdiğimiz gibi, Maarif mükâfatı maçlarına önümüzdeki pazar günü Ankara - İzmir ve şehrimizde mahalli takımlann karşılaşmasile başlanacaktır. Ad çekmçjçln dün akşam bölge merkezinde toplanan kulüp sözcülerinin çektiği adlara göre, pazar günü Şeref stadında Beşiktaş -Galatasaray. Fenerbahçe - Beykoz takımları karşılacaktır Ankaradan aldığımız son bl. habere göre, takımlar gelecek hafta seyahate çıkacak; Beşiktaş - Beykoz Ankaraya. Fenerbahçe - Galatasaray takımları da ÎZ-mlre gidecektir.
Bu senekl karşılaşmaların da is-tanbuldan 4. Ankara ve İzmirden İkişer takım iştlraklle gene 8 takım arasında olması tekarrür etmiştir.
Satışa çıkardan ithalât malları
Ankara Ulus meydanında Koç ticarete oto yedek akşamı. Gal. Kınaci-yan handa Leon Odaya matbaa mürekkebi, kimyevî müstahzar ve lltog-raf kâğıdı, İst. Alaca handa N. Ergas ve Danona anilin boya, İst. Volto handa Asri diş deposuna dişçi malzemesi, Gal. Yiiksekkaldırımda No. 76 da M. Ali Harmankayaya vernikli boya, İst. Volto handa Raif Ongcr ve L. İşmene ultramarln, İst. Yeni Valde handa Silvan H. Semaka kravat.
Beyaz peynir fiati düşüyor
Geçen hafta az tutarda peynir gel-! dlğinden. yeni üretim peynirlerin ı tenekesi 32 liraya satılmıştı. Yavaş yavaş peynir tenekelerinin sayısı çoğalmış ve bir teneke peynir 30 liraya
Caddeyi genişletmek işi bugün umumî mecliste görüşülecek
İlgili memurlar Tarım Kooperatifine lâzjm gelen kolaylığı gösteriyorlar. Kooperatif durmadan yağ satın almaktadır.
Varılan neticeye göre üretmen elinde bulunan yağların bundan sonra kara borsaya düşürülmesi güçtür. Yağlar. İstanbula gönderilmediği takdirde kooperatif tarafından alınacaktır.
Tarım kooperatifinin yağlarının îstanbulda iki yerde satıldığını yazmıştık. Zeytinyağı satışı devam ettiği müddetçe lüzum görülürse kooperatifin satış yerleri çoğaltılabilecektir. Yeni yağ satış şeklinin ne netice vereceği bilinemiyor. Satışların alacağı şekil, kooperatif tarafından da yakından taklbedillyor.
Yeni karara göre zeytinyağı satabilecek bakkallar ve yağcılar, beraberinde sade yağ ve pamuk yağı da satacaklardır. Fındık yağı, ayçiçeği ve susam yağı satıcıları bunlardan ayrılmıştır.
Nebati yağ satışı üzerinde durgunluk vardır. Çekingen hareket edilmekte ve satışların gelişmesi beklenmektedir.
Sabun satışları serbesttir. Yeni yağ satışları başladıktan sonra sabun fl-atlerinde birkaç kuruş düşüklük olmuştur- Sabun piyasası da durgundur. Flatlerin daha fazla düşüp düş-miyeceğl gelecek haftadan sonra belli olacaktır.
İstanbul'a gelmekte olan İîlgen vapurunun külliyetli miktarda zeytinyağı getirmekte olduğu haber alınmıştır. Vilâyet. İstanbula yağ gönderilmesinin devamı hususunda Ticaret Bakanlığiyle temas halindedir. Tarım satış kooperatifinin yaptığı hesaba göre yağ İhtiyacını temin edeceği İstanbul. İzmir ve Ankara olmak üzere 3 şehrin yılda 6000 ton zeytinyağına ihtiyacı vardır. Bu miktarın 3500 tonu bir sene içinde İstan-bulda sarfoluı^maktadır.
Belediye başkanlığı, Unkapanı He Eminönü arasındaki sahanın ve Halicin her iki noktası arasında bir sahil yolu açılması için on beş senede ödenecek iiç milyon liralık bir borç yapılması hususunda umumi meclisten salâhiyet İstemişti
Bu teklif muhtelit bir encümene gönderilmişti- Encümenin yaptığı incelemeler neticesinde hazırladığı mazbata meclisin bugünkü toplantısında konuşulacaktır.
Belediyenin bu sefer istikraz edeceği bu üç milyon lira, (mütedavil sermaye» olarak kullanılacaktır Ancak bu sahada yol açmak için yıktırılacak binalarla yolun yapılması İçin — tahminî bir hesapla — otuz milyon lira gibi büyük bir pavavâ İhtiyaç görülmektedir
Bu hesaba göre alınacak üç milyon Hra. lüzumlu olan paranın ancak onda bfrirtl teşkil etmektedir. Fakat bu l=e konulacak üç milyon lira Gir «mütedaviı sermaye» mahlve-tlnde İşletileceğinden bu miktar, işe boşlamağa elverişlidir.
B(tediyenin evvelce Belediyeler bankasından İstikraz ettiği beş milyon lira Atatürk bulvarının açılmasına harcanmıştı. Bu paranın bir kısmı, muntazam taksitle’'!? ödenmiş, fak''t. beş milyon lirayı kanayacak hiç b'r tahsllât henüz yapılamamıştır Bu bes milyon lira da gene böyle bir (mittedavll sermaye» olarak kullanılmıştı. Bu paranın itfası İçin konulan esasa gere kamulaştırma suretlle yıkılan binalardan kalan arsalar — yola elden kısımlar çıktıktan sonra — satılarak harcanan parenin itfan temin edilecekti. Fakat bu sahada he-niiz hiç bir arsa satılmadığından istikraz edilen bu bes milyon lirayı da satış hedelile kapatmak kahll olamamıştır. Mamafih Belediyenin elinde kalan arsaların satışîyle sarf’dlien beş mllvon liraya karşı hiç olmazsa İki misli bir gelir elde edilecektir. Belediyeyi bıı tahmine şevkeden sebep, vaktlle Fatih île Edırnekapı arasında acılan bugünkü tramvay caddesinin iki tarafında bulunan arsaların satışından temin edUen paranın yapılan kamulaştırma ve inşaat masrafları-! nın îic misli fazlaslle kapanmış olmasıdır.
Unkapanı He Eminönü arasının açılması için yapılacak kamulaştırmalara Eminönü tarafından değil. Unkapanı tarafından başlanacaktır, Bundan maksat, daha müsait bir zaman gelinceye kadar Balıkpazarı ve civarı gibi İstanbul piyasa yerini bozmamaktır Belediye başkanlığı İle Be-ledlveler bankası arasında istikraz leln ilk anlaşmalar yapıldığından Umumî meclisin kararı alındıktan sonra İstikraz anlaşması hemen İmzalanacak ve bu yaz İse başlanacaktır.
Daha 7 kişi mahkemeye verildi
Vilâyet kontrolörleri tarafından İncelenmekte olan yünlü kumaş ve İplik ihtikârında suçlu görülenlerden 7 si daha milli korunma mahkemesine verilmiştir. Bunlardan altısı sahte lal ura tanzim ederek yünlü kumaş satmaktan, birisi de kullanmak üzere aldığı pamuk ipliğini satmaktan suçludur. Ayrıca sahte fatura İle manifatura eşyası satan bir satıcı da Milli korunma mahkemesine verilmiştir.
Milli korunma teşkilâtınca dün akşama kadar yakalananların sayısı 52 yi bulmuş, bunlardan sekizi tevkif edilmiştir.
KÜÇÜK HABERLER
4r Harb sonunda, memleketimizle ticaret yapmak üzere başvuranların sayısı artıyor. Dış memleketlerdeki bir kısım sanayi kurulları memleketimizde büyük tesisler meydana getirmek İstiyorlar. Yapılmak İstenilen te-I sislerin benzerlerinin resimleri ve krokiler! gönderilmektedir
* Esnaf odasının yeni yazılma zamanıdır. Martın sonunda kayıt müddeti bitecektir Kanuna göre bir nisana kadar yazılmasını yaptiTmıyanlar, vermeğe mecbur tutuldukları senelik ücretin üç mislini ödeyeceklerdir. Bu tarihten sonra kendileri başvurup üç misli cezayı vermek suretlle kayıtlarını yenilemezlerse İcra yollle alınmasına gidilecektir. İcraya verileceklerin bir kaç bini aşacağı hesaplanmaktadır.
-k Dün piyasaya gelen sevindirici bir habere göre taviçreden Marsilya tarikiyle külliyetli miktarda ilâç yola çıkarılmış bulunmaktadır. Bu gelecek ilâçlar arasında çok miktarda Calsl-um bulunduğu da söylenmektedir.
Üniversiteliler Canakkaleye gidecekler
18 Mart şehitler İhtifali müııase-betlle İstanbul üniversitesi adına muhtelif fakülte delegelerinden müteşekkil bir gurup Çanakkaleye gidecektir. Orada üç gün kalınacak ve şehitler âbidesine çelenk konulacaktır. -_______
Doktor simsarları
Dün akşam üzer! Etlbba odasında doktor simsarları hakkında yapılacak muamele İçin tdare heyeti toplantısı yapılmıştır. Toplantıya operatör M. Kemal Oka reislik etmiş. İdare heyetinin isteği üzerine Emniyet İkinci şube müdürlüğünden, simsarlarla İş birliği yapan doktorların tam listesinin Odaya yollanılması kararlaştırılmıştır. Listeler geldikten sonra İdare heyeti tekrar toplantıya çağırılacak ve İsimler! tesblt olunmuş doktorlar Haysiyet divanına verileceklerdir.
Sokak inşaatı
Bundan sonra zeminleri tahkimli yapılacak
II Bir çırpıda )]
Çalışkan bir insan..
6 mart tarihli gazeteler, gazeteci, dilci, mebus ve muallim İbrahim Necmi Diimen’irı ölümünü haber veriyorlardı.
Gözümün önünde derhal bir oda ve bunun içinde de .gayet yorgun bir adanı canlandı. Dil kurultayının toplandığı günlerdeydi. Memleketin en büyük meselesi. gazetelerin en büyük ak-tüalitcsi o olduğu için biz âdeta bir çalışma seferberliği ilân etmiş gibiydik. Kurultay teşkilât!-le daima temas halinde bulunurduk.
Hemen her gün, Dolmabahçe sarayında İbrahim Necmi Dil-men'in tomar tomar kâğıtlar, köşelere yığılmış kitap tepecikleri. renk renk davetiyeler, makinede yazdırılacak yığm yığın tez evıakife dnlıı odasına giderdik. Zira malûmatın membaı bural ı siydi. İbrahim Necmi bu îamanQ larda öylesine çalışırdı ki ekserin ya bu odada masanın basındfç\| kendisini hiç uyumamış ve baq_ zan da hie soyunmamış olarakO son derecede yorgun bir çehre ile^ bulurduk. Hattâ yorgunluğunu O hissetmeğe bile vakti yoktu. Raşğj döndürücü bir dil faaliyeti, Şaşu‘-}K t cı bir çalışma programı İçinde,2* âdeta sağlığını harcıyarak, d'-"7 dinmekteydi. g
Bir gün o kadar bitkindi ki:
— Tatilimi alsam bir yatağa*^ gireceğim, yedi gün. yedi geceçş mütemadiyen uyuyacağım’., delmişti 0
O zamanlar işine o kadar ken^ğj dişini vermiş bir adamdı. Bugüng) onun ölümünden bahsedilirken»— onun yalnız dil faaliyetinden»/ bahsediliyor. Halbuki harf Hisselilerinde İbrahim Necminin büyük bir rolü vardır. Hattâ gayet iyi hatırlanın bir zamanlar, alfabelerin ilk neşredildiği günlerde gazeteciler: «tbrahim Necminin alfabesi!.'' diye bağırırlardı. Onun alfabesi ötekileri arasında şöhret yapmıştı.
İlk umumî harf kurslarında, harfleri büyük kütlelere, hattâ münevverlere ilk öğretenler arasında da tbrahim Necmiyi görüyoruz.
Kendisinin bahsedilmeyen bir tarafı da tiyatro ile .alâkasıdır. İbrahim Necmi — son derecede çalışkan, faaliyetti, hareketli bir adam olduğu için — dil, harf İşlerinde olduğu gibi, hangi sahaya merak etse mutlaka bir çok şeyler yapmak isterdi. Tiyatro meselelerinde de böyle hareket etti Piyesler tercüme etti, ten-kidler yazdı. İlk hareketli, okunan. akisler yapan tiyatro yazıları hemen hemen onun imzası üstünde çıktı sayılabilir.
İbrahim Necmi Dilmen, — gazetecilikten. tiyatro münekkitliğine, alfabeciliğe kadar — memleketteki bir çok entelektüel faaliyette rolü, hiç değilse bir tutam tuzu bulunan İnsandı.
Bu itibarla onun, bunca çalışmadan sonra geçen ömrü nihayete erdiği zaman, ölümünün minimini bir telgraf havadisi çerçevesi içine sıkışıp kalmasına — memleketteki fikir çalışmaları ve buna verilen kıymet bakımından — gönlüm Tazı olmadı..
Hikmet Feridun Es
Belediyenin şehir İçinde yaptırdığı büyük caddelerle diğer önemli yollardan parke veya asfalt olarak inşa edilenlerin zemini evvelâ beton He tahkim edilmektedir. Bu suretle üzerine döşenen parke veya asfalt tabakasının çökmemesi temin edilmektedir. Halbuki yalnız toprak üzerine konulan parke veya kırma taş zamanla bozulup çökmektedir. Bu bakımdan îstanbulda son zamanlarda yapılan cadde ve sokaklardan bir kısmı bozulmuştur. Zeminin tahkim! çok pahalıya çıkacağından, her yapılan cadde ve sokakta bir beton tabakası yapmak kabil olamamıştır. Tahkim-slz inşa edilen cadde ve sokakların mütemadi tamiri Belediye bütçesine yük olmaktadır.
Bunun mail mahzurunu göz önüne alan Belediye, bundan sonra yapılacak olan caâde ve sokakların uzun, müddet dayanabilecek surette mutlaka zeminlerinin ta- İm edilmesini, temin edecektir. Yol inşaatına alt şartnameler bu esaslara göre hazırlanacaklardır. Fakat bu İnşaat tarzı eskisi kdar çok sokak yapılmasını temin edemiyecektir.
Diğer taraftan asfalt inşaatta pek lüzumlu olan bitum maddesi hariçten geldiği İçin şehir içinde asfalt İnşaat yapılmasına mâni olmaktadır. Bundan İki yıl önce İnglltereye sipariş edilen bltum'dan ancak pek az bir kısmı gelebilmiş ve bununla bazı yolların İnşası mümkün olabilmişti. Belediye, şehrin belllbaşlı caddelerinden bir kısmini daha asfalta çevireceğinden, yeniden İnglltereye bitum siparişi verecektir.
318 tilerin kitabt
318 yılında İstanbul Harbiye okulundan diploma almış olanlar okul, ordu ve kendi hayatların» dair bilgiler ve hâtıralardan toplanmış bir kitap bastırmak üzere iki yıldanbert çalışmakta idiler. Neteklm bundan evvel 319 lular da buna benzer bir eser bastırmıştılar.
318 İllerin kitabı, ilk askerî okul düşüncesinin hangi devirde başlıya-rak ne gibi değişiklikler, ilerlemeler, zorluklar geçirdiğini en kısa ve en faydalı şekilde anlatmakta ve tarlM resimlerle beraber (318) İllerden ya-şıyan vc şehit olanların fotoğraflan-nı ve hal tercümelerini tap! siniş bu-lunmaıktadır. Aldığımız bir mektupta deniliyor ki:
«Kitabın basılması İçin gereken şeyler hazırlanmıştır. Ancak birkaç sınıfta? henüz hal tercümelerini göndermemiş olduklarından, geçen ağustosta basılması kararlaştırılmış olan bu kitap ancak bu ayın sonunda matbaaya verilebilecektir. Bu sebeple smıflaşlardan istenilen yazıların bir an evvel gönderilmesi beklenmektedir.»
Kitabın tarih, ordu ve aile hayatı noktasından kıymet! hakkında söz söylemeğe lüzum yoktur. Her sınıf ta-rafıtndan bu gibi eserler meydana getirileceği anlaşılmakta ve bu suretle memleket ve ordumuz için faydalı bir hareket göze çarpmaktadır.
banıie *
AKŞAM
8 Mart 1945
KARAR ZAMANI
[Yazan: SUMNER WELLS | 491
BİRİNCI KISIM DÖRDÜNCÜ BAHİS
Müdafaadan tecavüze
Rusya meselesin n Amerika’da doğurduğu endişeler ve Sovyetfer Birliği ile müzakere
Vaşington’claki Beyaz ev
Yunanistana yardım meselesi 1841 ilkbaharında Yunan orduları Mussollnlnlı. istilâ kuvvetlerini maü-lûbcttlkleri ve Hltler Yunanistan» karşı bir yıldırım harbi emrettiği zaman, stratejik mahiyeti haiz yeni bir mesele daha ortaya çıktı. O sırada, »İmali Afrikanın »arkında İngilizlerle Rommenn Afrika kuvvetleri arasındaki dalgalı muharebe nazik bir safhada İdi. İngiliz kuvvetleri, gerek adetçe ve gerek teçhizatça, bozuk vaziyette İdi. Kumandanlık ise daha bozuktu. Mısırı ve bütün yakın şarkı İstilâdan kurtarmak için, İngiliz hükümeti Libya harbi için tophyablle-eeği her askere ve her türlü malzemeye şiddetle muhtaç bulunuyordu. Tam bu nazik dakikada, hayli üstün Alman kuvvetleriyle karşılaşan Yunan hükümeti derhal yardım için İngiliz harb kabinesine başvurdu. İngiliz hükümeti de. Yunan ordusu İle birlikte harbetmek üzere, kendisinin şiddetle muhaç olduğu, bir seferi kuvveti Yunanlstana göndermeğe karar verdi
O vakit vaşingtonda birçok ricalin bu karan beğenmediğini ve İngillz-leri stratejide zek&sızlıkla itham ettiklerini hatırlarım. Fakat o vakit olduğu gibi, bugün de. zannımca Misler Eden in teslrlle verilen bu kararın. harb İçinde verilen kararların en akıllıcası olduğuna inanıyorum. Evvelâ, eğer İngiltere müttefikine ve bilhassa İtalyaya karşı o kadar kahramanca çarpışan Yunanlılara o ümitsiz anlarında taahhüdünü yerine getirmemiş olsaydı, değil yalnız Yunanlıların fakat biitiin küçük Avrupa milletlerinin nefretini kazanacaktı. Sonra. İngiliz yardımı Alman ordularının adalara İnmelerini geciktirmiş ve bu suretle Almanların Irakta hazırladıkları kıyamı önlemeğe muvaffak olmuştur Bu muvaffakiyet, Almanların Türkiye veya Suriye yollyle Kızıldenlze ve Basra körfezine inmelerine mâni olmuştur. Yoksa Almanya Yunanlstanı süratle işgal edebilmiş ve Iraktaki İsyan hareketi muvaffak olmuş bulunsaydı Hltler muhakkak surette bu hedefe varmağa teşebbüs edecekti.
Filhakika İngllterenin Yunanista-na asker göndermesi. Rommel ordularının ilerlemesine ve İskenderiye'nin Mihver tarafından işgal edilmesi tehlikesine sebebiyet vermişti. Fakat elde edilen netice bu kumarı mazur gösterecek kadar kuvvetlidir.
Rusya meselesi
Avrupa seyahatimden döndüğüm zaman Rusya meselesi Vaşlngtonda hükümet mahfillerinde endişe doğuruyordu.
1539 da Almanya ile Sovyetler arasında İmza edilen anlaşma, 1933 tarihinde Amerika ile Rusya arasında münasebetlerin başladığı tarihtenbe-ri Ruslara karşı ısınmağa başlı yan Amerikan efkân üzerinde soğuk duş tesiri yapmıştı. Bu devre esnasında, Servetlerin iç ve dış siyasetleri zaman zaman Amerikan efkârını ,a-şırtmış veya rahatsız etmişti. Fakat buna rağmen. Amerikada halk. Sovyetler Birliğinin yeryüzünde İşgal ettiği mevkii daha realist bir gözle görmeğe başianuşU. Rusyanın bir dünya devleti olarak ihmal edllemi-yeceği. ve bu sebeple Sovyetlerle münasebetlerimizi daha kuvvetli temellere dayamak lâzım geldiği kanaati kuvvetleniyordu. Bu sebeple. Sovyet hükümetinin. Hitlerln Garbi Avru-pavı istilâ plânını tatblka müsaade etmeğe karar vermiş gönrünmest, iki memleket arasında daha sıkı münasebetler tesisini lstlyenleri ve geçen yirmi sene içinde Rus milletinin lçtl-
- mai sahada elde ettiği birçok başarılan takdir edenleri hayal kırıklığına düşürmüştü. Gerek Amerikada ve gerek İnellterede komünist matbuatın, bir günde Hltlere hücumdan vazgeçerek, garp demokrasilerini «emperyalist ve kapitalist bir harbe» başlamış olmakla İthama başlamaları bu hayal kırıklığını arttırmıştı. Sovyet Rusyanın Polonyayı Almanya İle paylaşmağa kalkması,. Ballık devletlerini yutmak için kutlandığı bazı usuller, ve bilhassa 1941 de Finlandiya ya harb açması Amerikan - Sovyet anlaşmasında husule gelmeğe başlı-yan bütün inkişafı süratle sıfıra indirmişti. Komünist partisi âzaları hariç. Sovyet siyasetine karşı şimdi kuvvetli ve umumi bir husumet ve şüphe başlamıştı.
Bu meselede Amerikanın takındığı tavır, hiç olmazsa başlangıçta, efkârı umumiye ile ahenkli idi. Sovyet Rusyadan gelecek her türlü ithalât eşyasına karşı sıkı takyldat kondu. Amtrlkadan Rusyaya olan ihracat tamamen kesildi. 1940 baharında İki hükümet arasındaki münasebetler »adece İsmen var bir hale geldi.
Sovyetlerle müzakere .
Bu vaziyette bir değişiklik vücuda getirmek mümkün olup olmadığını düşünmeğe başladım. Hltlerlzmlû mahiyetine bakarak, Sovyetlerle Al-mnva arasında bir anlaşmanın ancak rar üret İcabı ve nispeten kısa bir zr-manya arasında bir anlaşmanın ancak zaruret icabı ve nispeten kısa bir
zaman İçin mümkün olabileceği bence aşikârdı. Bu müddet ne kadar kıs» olursa. Amerika İçin o kadar İyi olacaktı. Çünkü bu anlaşma mucibince Almanya, Rusyadan petrol da dahil olduğu halde, Garp devletlerine karşı açtığı harb! daha kolaylıkla İleri [götürebilecek birçok hayati maddeler alabilecekti.
Bu vaziyet hakkında Reis ve Hariciye Kazırlle istişarelerde bulundum O vakit Rusyaya yapılan İhracata ve hattâ evvelce sipariş edilip parası da ödenmiş olan ihracat eşyasına karşı dahi tatbik edilen şiddetli ambargonun tâdili İçin bir şeyler yapılmasını teklif ettim. Onların tasvibi üzerine Bevyet sefiri Oumansky İle, hepsi yirmi dördü bulan. Jİr seri müzakerelere giriştim Sovyet Rusyanın Amerikadan İstediği ve yeniden sipariş edeceği maddeler üzerinde tetkl-kat yapıldı. Sovyet hükümeti derhal bir takım makine âlet ve edevatı alabildi. Ertesi sene Sovyet Rusya Almanya İle harb halinde bulunduğu zaman bu tahditlerin bir sene evvel kaldırılmış olması, ve yeni standartlar tesis edilmiş bulunmasa, Rusyaya gönderilebilecek malzemenin süratle arttırılmasına yardım etti. Bu da mühimmat imalâtını çabuklaş turna-ğa hizmet etti. Ödünç verme ve Kiralama İdaresinin yaptığı yardım da bu sayede arttırıldı
Bu müzakerelerde şaşılacak bir şey olmamakla beraber, bu konuşmalar Sovyet Rusyaya onun görüşlerini anlamak ve Sovyet - Amerikan münasebetlerini iyileştirmek hususundaki isteğimizi gösteren bir delil hizmetini gördü
Almanya’nın taarruz hazırlığı
1940 yılının son aylarında. Hariciye Nezaretine güvenilir kaynaklardan. Alman yanın Sovyetlere taarruz etmek üzere bulunduğu hakkında haberler gelmeğe başlamıştı. 1941 ocak ayının ilk günlerinde, bana Alman genelkurmayının önümüzdeki ilkbaharda Sovyetlere ansızın taarruz için Bitlerle mutabık kaldığından, bence şüphe bırakmıyan. malûmat verdiler. Bu malûmat hem şüphe Rötürmiye-cek emin kaynaktan geliyordu, hem de hayli mufassaldı. Sovyet Rusyanın bu malûmattan gizilce haberdar edil-meşini, hem, Sovyetleri Amerikanın samimiyetine İnandırmaktan ibaret olan Amerikan siyasetine, hem de Amerika ve İngllterenin hakiki menfaatlerine uygun buluyordum. Her ne kadar Sovyet Rusyanın Avrupa ve Yakın Şark İşleri hakkında bütün diğer hükümetlerden daha İyi malûmat aldığı doğru İse de. bu meseledeki istihbar kaynağımız öyle İd! ki. Sovyet Rusyanın mutlaka bunu bilmediğine inanmak için birçok sebepler vardı.
(Arkası var)
ı| Halkevleri ve Kurumlar |
KONFERANS
Prof. Dr. Hıfzı Veldetln konferansı; Eminönü Halkevinın tertibet-llğt 4 üncü yal müstakil konferanslar serisinin evvelce tehir edilmiş olan 19 uncu konferansı 8/3.1945 perşembe günü saat (18,31lı da Prof. Dr. Hıfzı Vddet tarafından (Hukuk ve Gelenek) konusunda verilecektir. Glri^ serbestir.
A Şişil Halkevinden: 9.3.-1945 cuma günü saat 18.30 da Halkevlmızde B. İ Galip Arcan tarafından (Tiyatroda mimjı mevzuunda bir konferans verilecektir. Herkes gelebilir.
A Kadıköy Halkevi başkanlığından: 4/3/945 tarihinde yapılacak olan Güzel sanatlar şubesi komite seçimi çoğunluk olmadığından 11/3/945 pazar günü saat 18 e bırakılmıştır.
A Türk Matbuat Teknisyenler Birliğinden Birliğimizin yıllık kongresi 11 mart 1945 pazar günü saat 13 te Eminönü Halkevi küçük salonda yapılacaktır. Bütün üyelerimizin hazır bulunmaları rica olunur.
A Teşekkür — Haydarpaşa Emrazı İntaniye hastanesi baştabipliğinden: 7/3/945 çarşamba günü hastanemizde verdikleri çok değerli saz konseri-lo hastalarımıza neşeli anlar yaşatan okuyucu bayan Sabahat GıLrses, ve Hafız Hüseyin İle Kemani İzmirli Ali. Kanuni Vrii, Cümbüş Mustafa Bülbül ve sanatkâr Kenan Bülbül'e bütün hastalanınız adına açık teşekkürlerimiz! sunanz.
TEŞEKKÜR
Evvelce Manisa memleket hastanesi baştabip ve operatörlüğünü yaparak hazakat ve muvaffakiyetli amnHyr.tir.riie iştihar ed«r., v« çimdi Beyoğlu hastanesi operatörlüğünü yapan tlhaml Akçatoyunlu bir nlatd ameliyatı Ue kilimin hayatını kurtarmıştır, Kendirine, asistanlarına, haatar.e baştablrl İle hemşirelere eileini« n uzana mtnrmt ve şükranla-mnı sunarım.
OOKTOB KltlLDSll
Amerika cumhur başkanlarının oturdukları bu bina nasıl yapıldı? Bugünkü şeklini nasd aldı?
Şimali Amtrika Birleşik hükümetleri Cumhurivetinin şimdiki harbde ve dünya İşlerinde oynadığı rol ve son intihaplar Vaşington şehrinin ballıca mitesse elerinden bulunan • Beyaz ev» in ak sık cihan matbuatında ismi geçmesine sebep olmuştur.
Gerek tarihte, gerek bugün büyük İnam ve şöhret .-alan dört saray vurur. Bunlardan üçü pek eski olup Papalık makamı Vatikan, Moskova* dakl Kremlin, Londra'daki Kıral ikametgâhı BuckLngham'dır. Bunlara nazaran Amerika Birleşik hükümetleri Cumhuriyeti Başkanının İkanı* t-kflhı Beyaz ev çok gençtir. Moh za Kat-olikler için Vatikan. Ruslar için Kremlin ve tnglllder için Bucklng-ham no kadar ehemmiyetli İse Va-şineten 'ehrlndekl «Beyaz ev de Amerikanlar Ic'n o kadar mühl-1-. bir binadır
«Braz ey , mütevazı v* »ade bir bina olduğu haldi Amerikan Ayan ve Mcfcusan MecF'ler'nln ve mühim diğer bir çok müesseseler! ihtiva edtn muhteşem ve muazzam Capltol'dcn ziyade bü'iln dünyada şöhret kazanmıştır.
Ru bina o kadar mütevazıd"- ki Amerika'da Cumhuriyetin bânlsl George Wash'ngton Cumhur Balkanına İkametgâh ve merkezi İm dairesi olarak yaptırılmasın düşündüğü binanın p’ânmı Qc katlı olarak hazırlattığı halde bunu bir derece i raf sayan Millet Vekillerinin itirazı kar-şıs-nth İki kata İndirmeğe me bur kaimi1 ti.
Amerika Birleşik hükümetleri Cumhuriyetinin merkezi Vaşlngton rehrlntn Frnn’ylvenla caddesinin 160(1 numaralı binası olan Bev^’ ev Amerikan mllynerlerir'n muhteşem kâşaneleri yanında pek küçük ve sö-nii - duruyor.
Ağaçların arasına gömülmü- duran Peyaz ev kOettk olmakla berrb.-r bütOn Amerikalıların İftihar ettiği ve müşterek sahibi bulunduğu bir binadır. Çön‘-fl vergi mökel’efi her Aırerlka'Iımn bu binanın tn-asında ve bakımında hiç olmas'a bir kaç eentllk hissesi vardır Beyaz ev yalnız bütün Amerika’nın icra kuvvetinin merkezî olmakla kalmıyor. Ameri-kakların İdeal aile hayatının da merkezi sayılıyor. Bu İtibarla burası bir çok düğünler'5, doğumlara ve ölümlere sahne olmuştur. Bir buçuk asra yakın bir müdd t zarfın 'a buradan "4 gelin gitmiş. İçinde iki gümüş diiCü-nfl kutlanmış ve 20 çocuk doğmuştur. Şimali Amerika'nı’’ tarihi âdete b -rada yazüd ğr’dan her Cumhur Başkanı değiştikçe binanın tarihi ehemmiyeti bir kat daha artıyor.
Neden Beyaz ev deniliyor?
Beyaz ev Virglnla'da çıkan grikum diğer adile kefeki taşından yap t ------------------
gından İptidaları dış manzarası pek 'nrbllya İle tefriş etmişti Mûdevver ağır göünmüjtü. Bunuıı ı in blna bt . kanapeicr salonu doldurmakta ve beyaz badanûlanmiştır Yani bi a , palmiyeler büyük ' saksılar İçir.de
• • ..... * .... durmakta İdi. Zemine koyu renkte
halılar döşenmişti
Tbeodor Roosevell’ln madamı bu halıları kaldırtmış ve zemine muşamba koydurmuştur Eski usul havaleli alizeleri de knldırtmı-tır. • Bu suretle eski yemek odası konağın meşher dairesi şeklini almıştır Beyaz evin kabul resimleri binaen çok geniş olan Şart salonunda yapılıyor Bir zaman burada George Washington'un portresi altında yeni yıl kutlanır ve Cumhur Babanı hemdertlerin eltnl akarak tebriklerini kabul ederdi. Dahili harb zamanında Cumhur Başkanı Lincoln kar ve yağmur altında sokaklarda kamp kuran askerlere bu-^alonv armış ve çamurlu ayakları İte girmelerine ses çıkarmamıştı.
Makamında ölen Cumhur Baskınlarının cenazeleri bu salonda teşhir edilmiştir. O zamanlar salonun duvarları ve hattâ avizeleri siyah Örtülerle kaplanır. Şark salonu yanında Yeşil salon vardır. Burada gayri resmi misafirler kabul olunur Bunun yanındaki yuvarlak Mavi aalon bütün dünyanın incisi olup resmi misafirler burada ağırlanır Büyük elçiler İlk defa burada kabul edilir. Ali mahkeme erkânı, kongre âzaları, askeri kumandanlar da bu salonda resmen Cumhur başkam tarafından kabul edilir
Mavi salonun yanında ve binanın bütün bir köşesini kaplayan daire resmi yemek salonudur. İngUla meşesi İle duvarları kaplı olan bu salonda resmî ziyafetler verilir.
Beyaz evin yukan katı şimdi umuma açık olmayıp Cumhur başkanı-mn aile hayatına mahsustur. Fakat evvelce Cumhur reisleri burada da halk ve memurlar İle temasta bulunurdu. Hattâ Lincoln burada bir telgrafhane bulun durmuştu. Esareti ılga eden meşhur beyannameyi buradaki mesai odasında İmzalamıştı Amerikan -İspanyol harbine nihayet veren muahede burada Mac Klnîej* tarafından İmzalanmıştı Aşağı kattaki Mavi salonun üstünde ve gene beyzt »eklide elan daire Cumhur başkanının kütüphanc:.l-(Hr. Binanın yukarı katındaki diğer _
M
Beyaa evin yan cephesi
mermerden yapılmış değildir İptidaları binanıı umumi aü »Cunnhur Kiyaseti sarayı*, a ıl resmî 'sm. «Ic a konağı? İdi.
Fakat avam arasında bu isimler taammüm edemeyip dış boyasına bakarak «Beyaz ev» denmiştir. Halk bu ismi o kadar benimsemiştir ki binanın resmi adı olan »İcra konağı» re-men terkedilmiş s e bunun yerine, Theodore Roosevelt Cumhur Başkanı olduğu zaman, halkın makbulü otan «Beyaz ev» tâbiri kongre tarafından resmen kabul edilmiştir.
Beyaz evin bina plânı Cenubi Ca-rclina'ya tâbi Charles!oıı'da oturan James Hoban ismindeki bir İrlanda lI mühendis tarafından çizilmiştir O tarihte binanın plânı müsabakaya konulmuş ve iştirak edenler arasında 500 dolarlık büyük mükafatı İrlandalI mühendis kazanmıştır. Bu mükâfatı Amerikan parlâmentosu tahsis etmişti.
Amerika Birleşik devletleri çok genişlemiş ve muamelelerin artması üzerine İcra dairesinin lşlerlnL görmeğe asıl bina kâfi gelmemiştir. Lâkin ilâvesi icabetim cenah binaların, aşıl binanın gösterişini İhlâl etmemesi İçin mümkün mertebe göze çarpmıyacak bir şekilde inşasına dikkat edilmiştir
Bu surette Beyaz ev bir çok ilâvelere rağmen asıl heyetini ve manzarasını bugüne kadar muhafaza etmiştir.
Beyaz evin temel taşı Amerika kıtasının Kristof Kolomb tarafından keşfedilmesinin üç yüzüncü yüdtnümü günü Amerika'nın ilk Cumhur Başkanı George Washlngton tarafından atılmıştır. Fakat kendisinin hayatı müddeti tartında bina bitmediğinden İlk Cumhur Başkanına burada oturmak nasîb olmaz.
Amele karışıklıkları. kongrenin kırtasiyeciliği, o tarihte Amerikan mâliyesinin m.aşhur fakirliği binanın tamamlanmalını mütemadiyen geciktirmiştir. Hattâ 1800 aenasinde binanın kapıları Hk kabul resmi için açıldığı saman bile Bc-yoa erin mefruşatı tamamlanmamış! t. Tamamlandıktan aonra Amerikan minelinin «ı mükemmel birinci binam eayıldı-
ğından herke an seviliyor-
du. Lâkin 14 sene* sonra Ingiltere İle Amerika arasındaki harbde bina yanmıştır. Harb bitip İngllizk-r çekildikten sonra Beyaz evin yeni baştan inşasına başlanmıştır, ilk binanın plânların: yapan İrlandalI mühendis henüz sağ olduğundan yeni blna eski tertip ve şeklini muhafaza etmiştir. Yeni binaya Cumhur Başkanı Monroc yerleştikten sonra şimdiye kadar bu blna yeni bir kazaya uğramamış ve diğer eski Amerikan binaları gibi tabii inkişafına devam etmiştir.
1851 senesine kadar Beyaz evin tenviratı avize ve şamdanlarda yakılan mumlardı, o tarihte hava gazı tenviratı tatbik edilmiş, bunu müteakip elektrik tesisatı ta klbetm İştir. Eskiden Beyaz evin ahırlarında Cumhur Başkanının yazın gezmesi İçin Kupalar ve kışın kızaklar bulunduruluyordu. Ancak Cumhur Başkanı Taft mükellef ve geniş kupaları bırakarak tik dar otomobille germeği tercih etmiştir.
Binanın taksimatı
Beyaz evin harici tertibatı da tarihi ehemmiyeti haiz olup her biri bir CumhuT Başkanının yahut zevcesinin yadigârıdır. Etrafı yılankavi parmaklıkla çevrilmiş 18 İngiliz dönümlük zirai saha Cumhur Başkanı Jc-ffer.on zamanından kalmıştır. Eski Cumhur Başkar.lannın diktikler» ağaçlar bugün evin parkını gölgelendiriyor.
Cumhur Başkanı Lincoln'un zevcesi Beyaz evin önündeki çayırda bir İnek besler ve bpnun sütünden İstifade ederdi. Her yeni Cumhur Başkanı refikasının eski stil mefruşatı bir tarafa bırakarak evini kendi bildiği gibi tertibe sokması âdet olmuştur.
Evin zemin katındaki yemek salonu Cumhur Başkan: Lincoln'un zevcesi tarafından çamaşırlık yapılmıştır. Cumhur Başkanı Cieveland'ın zevcesi burasım koyu ve ağır renkteki
dairelerin altı yatak odasıdır. Ekseriya yeni Cumhur başkanı halefinin yatak odasında yatmaz. HatLâ sul-kasda kurban olan Lincoln'un hâdiseden iki hafta evvel rüya gördüğü karyolası Tart ın zevcesi tarafındın meşum sayılarak misafir odasına naklettirilin İşti.
Lincoln'un rüyası
Lincoln rüyasında Beyaz evin aşağı katma iniyor ve Şark odasında bir kalabalık görüyor. Salonun ortasına bir tabut konulmuş ye etrafı teessür içinde olan askerler ve halk tarafından çevrilmiştir.
Lincoln bu kimin cenazesi diye sorduğu zaman:
»Cumhur başkanının» cevabını alıyor. Nasıl öldüğünü sorduğu zaman bir kaûtllln elinde öldüğü anlatılıyor. Lincoln uyandığı zaman fena halde sinirlenmişti, o gece bir daha gözüne uyku girmemiştir.
Beyaz ev tekin değildir derler Halk Amerikanın büyük adamlarının ruhları burada yaşamakta olduğunu sanmaktadır Hattâ şimdiki Cumhur başkanının zevcesi de bu kanaattedir. Kendisiyle Beyaz evde miilâkat eden bir Amerikan gazetecisi evin tekin olup olmadığını sorduğu zaman şu cevabı almıştır:
■Gündüzleri böyle bir şey olduğunu kimse zannetmiyor Fakat geceleri bazan geç vakitte herkes uyuduğu zaman hole cıkmca Beyaz evde başkalarının da yaşadıklarını duvarsınız.» — F
SAHA E YAkllMI
Türkiye Yayınevi tarafından Sahne Yayını şeririnden olarak 9 eser neşredilmiştir. Bunlar Brlım Nuznct Gerçeğin «Tiyatro Tarihi», «Tiyairo Bilgisi» ve bir peracük »Çifte Nimu.i» komedisi, Abdullah Ziya Kozsnuğ-iu'nun 3 perdelik »Kı/zancğlu ■ ve ■Tavşan Başı, piyesleri, Salih Zrirl Aktay'in 5 perdelik •Hallacı Man-sur« plytai, Mustafa Rona'nin Karagözün Ağalığı, Karagözün Bekçiliği, Karagözün Gelinliği emleridir Okurlarımıza tavsiye ederiz
ŞAİR EŞREF
F. Uuzun tarafından «Hiciv edebiyatı örnekleri, şair Eşrel» arllı bir eser neşredilmiştir, içinde Eşrefin birçok hicviyeleri ve bu hususta düşünceler, Eşrefe alt hâtıralar bulunmaktadır,
FIAT İbTATISllKLEKİ
İstatistik Umum müdürlüğü 1933 -43 senelerine alt Fiat istatistiklerini 355 sahlfellk bir cilt halinde yayınlamış bulunmakladır Bu hadde 20 kalem İhtiyaç maddesinin 2q vilâyet merkezinde on senelik ortalama flütleri ila, 1940 - 43 senelerinde 11 vilâyet ve kaza merkezlerinde 42 kalem yiyecek, yakacak maddelerinin Ifiatleri ve ev kiralan aylık ve ayni zamanda senelik ortalama flatler halinde görülmektedir Yakın ilgililere mevcudun müsaadesi nispetinde gönderilir.
ailelerin VA^AYIŞ ŞARTLARI HAKKINDA ANKET USÛLLERİ
İstatistik Unlum müdürlüğü beynelmilel tanınmış İktisatçılardan Woodbory'nin Zeki ZevbHtoğlu tarafından Türkçeye çevrilen bu eserini yayınlamıştır Eser, içtimai ıslahat ve İçtimai sigorta erinin esasını teşkil eden aile anketlerinin mahiyeti ve önemini belirten bir ön süzden sonra, aile bütçelerinde gelir, masraf ve istihlâk konularını birer birer incelemekte ve anketlerin gayelerini, malûmat toplama sistemlerini, toplanacak malûmatı tahlil ve tefsir tarzlarını, gıda meselesini ve bu konudaki beynemliiei kararlan iz h eylemektedir Yakın ilgililere bedelsiz olarak gönderilir
Z'
durunuz'
YENİDEN DOĞUŞ
Kültür hayatımızın esaslı bir uzvu olmıya başlıyan bu fikir ve sanat dergisinin besinci sayısı da çıkmıştır.
ŞEHİR rtVATKOSÜ
Saat 20,30 da Dram kısmında TAVLA KARTAL!
Komedi Kısmında MİLYONER DAMAT
Beklediğiniz Gerçekleşti
Balkanların en büyük revii opereti yakında temsillerine başlıyor. J
— Bu muazzam teşekkülde oynamak üzere artist ve balet artisti yetiştirilmek istiyen gençler hemen rejisörlüğe müracaat ederlerse en büyük fırsatı kaçılmamış olacaklardır.
Müracaat için: ACELE ETMELİSİNİZ
A t i 1 â
Revü opereti Direktörlüğü Taksim Sineması içerisinde z
GÜADALCANAL muharebesinin lâyemut kahramanlarına ve tarihte altın bir «ahlfe yazdıran kahraman bahriyelilerine ithaf edilen emsalsiz bir film.
GUADALCANAL SAVAŞI
i».
A
Baş rollerde: Birçok büyük artist ve yıldızların iştiraklle PRESTON FOSTER — LLOYD NO LAN BÖB FORD — HARE T C ARTER
Unutulmaz hâtıralar bırakacak muazzam barb filmi |
Bu akşam SARAY Sinemasında
Aylar hattâ senelerin görmediği bir şaheser: Dünyanın meşhur romancısı POLAN BANKS'm harikası BÜYÜK YALAN
BETTE DAVİS — GEORGE BRENT — MARIA ASTOR’un yarattıkları filim. Gördüğü fevkalâde rağbet Üzerine Bir Hafta Daha [L>(§1[İ(O ^0 Devam Edecektir.
V.

———■——————
BU AKŞAM KADIKÖY SÜREYYA sinemasında iki şaheser filim birden l-VATAN İÇİN MADELEİNE CARROL — BOB HOPE
2 — NAPOLEON MOSKOVADA
İlâveten: En son Harb Jurnali
e


Muazzam Gramerli
TEMEL İNGİLİZCE
( Esas izah ve Tam Telâffuz )
Hazırlayan; ABBAS TEMİZER
Eğer higlllzceyi muhakkak surette öğrenmek İstiyorsanız, size bu dili kısa bir zamanda mükemmelen öğretecek olan TEMEL İNGILİZ-CE’yl okuyunuz. 480 sahi f e tutan bu muazzam eserde Gramer bahri itina ile tetkik edilmiş, kolaylıklar gösterilmiş, her kelime ve cümlenin Türkçe telâffuzu tam olarak yanına yazılmıştır. Fiatı: 400 kuruş.
(Yeni Çıktı )
AHMET SAİT OĞLf K.T41 ri VI İst capaloğlu Yokuşu No. 17/1
FİKİR «A VATI:
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR.
hanım
$tt dayıda,
gelişme tabii sey-
Hapi «haneye gönderilen
toprak mesele-topraklarcian, ve av yerleri yersiz, yurtsuz
'#-***#*•****
takım buz kalkan pek muhterem bir
Güruh mevzuOaırıı 1
romanda, şiirde İlmi araştı rmalar-
odalı kona-Übeydullah edilmez he-zaman ol-
Ubeydullah efendi yakalanıp hapisha neye götürüldüğü zaman meşhur semaveri arkasından gönderilirdi
Körlerin şerbetçe dolaşmasına mahsus âlât Londra 7 (AA.) — Newa Chronlcle gazetesi, İngiltere’de körlere serbesç© dolamak İmkAnını veren bir Met Icadedtİdlglnl yazmaktadır.
Bu Alet, takriben 4 kilo ağırlığında bir k«jlf radyosunu ihtiva eden bir kutu şeklindedir. Bu keşif radyosu, kendisini taşıyan adam herhangi
muavini birebirdi: Şair Hüseyin Suat!. Ölüme bile gülen Hüseyin Suatla Übeydullah, semaveri! köşede zindanın neşe membaım teşkil ediyorlardı. Ubeydullah etendi kollan sıvalı çayı hazırlar, bitince Hüseyin Suat ortaya çıkar, yerine göre bir vaziyet alır ve sesine bir eda vererek mevkuflara şöyle seslenirdi’
— Çaaaaaay... Dem:., leeeen-diniiiilil!..
Bunun üzerine herkes nefis kokulu çaydan içerdi. Hattâ bu suretle «saat beş çayı» bile yapılır, Bekirağa bölüğünün rütu-betll duvarları arasında nükteler savrulur, münakaşalar edilirdi. Tam Übeydullahın arayıp da bulamadığı bir hayat!..
Zorla hapishanede yatmak isteyen adam...
Lâkin bir gece genç vakit Be-kirağa bölüğünde heyecanlı bir haber dolaştı. Mevkuflara. -Artık serbessiniz!.» dedi’er. Herkes büyük bir acele İçinde ve dakika kevbetmeksizin, eşyasını toplıya-rak dışarıya, serbes ve duvarsız hayata kendisini attı. Bekirağa bölüğü beş dakikada boşalmıştı. Yalnız bir kişi, tek bir kişi kalmıştı. Yatağında bağdaş kurmuş oturuyordu. Ve katiyen hapishaneden dışarıya çıkmak niyetinde görünmüyordu da... Bu B. Übey-dullahtarı başka kimse değildi. Hapishane muhafızları şaşırdılar Acaba «efendi» serbes bırakılma kararını işitmemiş miydi?. Yanına yaklaştılar:
— Efendi hazretleri... Serbes-siniz!. diye tekrar ettiler.
Bunu kendisine söyleyenler büyük bir müjde veren insan'a-nn haille gülüyorlar ve Übeydul-lahm sevincinden zıp zıp sıçrayacağını bekliyorlardı. Fakat o gözlerini hiddetle açarak girdi:
— Anladık!.. Anladık!.
Profesör Halide Edib AdıVar*tn konferansı
olan sene
Hakikaten çayı pek güzel kokulu yapardı. İçkilerden de en büyük iptllftsı buydu. Onu kendi elile pişirip etrafa ikram etmesini pek severdi.
Hattâ senelerce kendisine ba-
Übeydullah efendi gemiye girdikten sonra güverteye çıkmadı. Ne olur, ne olmaz. Zira Amerika yolunda İken cebinde ne pasaportu, ne de seyahat için en küçük bir müsaadesi vardı. Hep güveni Londradakl dostunda, Abdiil-hak Hâmitteydl. Amerikaya gidebilmek İçin seyahat ya oradan, ya Paristen resmi bir hale sokulabilecekti. Mamafih Übeydullah efendi böyle kaçamak yolculuklara son derecede alıştığı için aldırış etmiyordu. Hattâ kamaranın yuvarlak penceresini açmış, dışarıyı seyrediyordu. Hava açmağa başladığı için buzlar eriyordu. Bu sırada İstanbulda bir „
zalan olmaktaydı. Meselâ Haliçte I bana şunları söyledi: pek küçük mikyasta bir Titanik VL.
faciası geçmişti. Kerim kaptanın versiz bir idaresindeki 6 numaralı Haliç, dişini vapuru o günü Ayvansaray ’ raber_____________— ___
önünde, büyük bir buz parçasına olurdu. Böyle zamanlarda bizim çarparak dibi kâmilen delinmiş- j yapacağımız mühim bir iş vardı, ti ve Haliçte karşıdan karşıya Hemen ......... '
geçmek isleyen bazı sandallar1 buzlar arasında sıkışıp kalıyordu. Ve İstanbul ortasında bu «buz kazazedeleri» Kutup seyyah lan gibi bazan saatlerce İmdat bekliyorlardı. Bu gibilere Haliçteki bahriyeye mensup «Nec-mi Şevket» sefineslnd°n imdat koşturuluyordu.
Übeydullah efendi kamarasında sabırsızlık İçinde bulunurken gemi yavaş yavaş demir aldı. Büyük macera başlıyordu. Sarsıntılar içinde hareket edildi. Pake vapuru yola koyuldu.
Übeydullah’ın keyfine diyecek yoktu. İşte o zaman ilk defa meşhur «semaver» ini yanma almadığı için içi yandı. «Semaver» denilen bir şeyin bir insan için bu kadar mühim olacağına belki akıt erdirmeyecekler bulunacaktır Fakat Übeydullahın hayatında sahibolduğu tek eşya «semaver» di. Bu memleketin cn meşhur bekan semaverlerle âdeta evli gibiydi. Aralarında tam bir akrabalık kurulmuştu. Übeydullah semaversiz edemezdi. Bütün hayatında van yoğu semaveriydi. Kendi elile ve hakikaten sanatkârane bir tarzda nefîs çay pişirirdi. Kimsenin çay pişirmesini beğenmez:
— Çayı haşlamıyorlar, sıcak suda boğuyorlar, öldürüyorlar... derdi.
Dünyanın en nefis yemeklerini pişirmesini pek İyi bilen Übeydullah: «En z’yade maharet isteyen ve en zor pişirilen şev çaydır?.» derdi. Büyük bir Hindistan, îran, Fusya seyahatinden bahsederken de:
— Buralarda hiç bir şey öğrenmemiş olsam cav pislemesini öğrendim va... Bu da kâfi bir bilgidir... diye gülümserdi.
Übeydullah efendi sema-Llr gece geçiremezdi. Kenara sıra, arkadaşlarlle be-tevkif ve hapsettikleri
Übeydullah efendinin bir gece zorla tek başına yattığı B.kirağa bölüğü ■
Profesör Halide Edib - Adıvarln Bmlnonü Halkevtnde edebiyat mevzulu bir konferans verdiğini yazmıştık. Hatip bu konferansında, günün önemli bir konusu olan sosyal meselelerin edebi olan veya olmıyan yazılardaki İşleniş tarzını, İngiliz edebiyatını örnek alarak İncelemiştir. 13 üncü yüzyıldan 18 ncı yüzyıla kadar İngiliz edebiyatının halk şarkılarında, yani şiirde bu sosyal mevzu geniş ölçüde bahis mevzuu edilmiştir. Bu şiirlerin büyük bir kısmı 13 üncü yüzyılın başında, Büyük Ferman verilmeden evvel yazılmıştır. İngiîterede 13 ve 14 üncü yüzyıllarda en mühim mesele ‘ ‘
sidir. Zaten az olan derebeylerinin, otlak ayırmasile büyük bir ve İşsizler alayı hasıl oluyor. Bu yüzden İngiîterede bir içtimai huzursuzluk meydana çıkmış bulunuyor Bu içtima! huzursuzluk en ziyade Lang-Jand'rn, çiftçi Plyer'ln rüyası eserinde aksettirilmiştir. Dram şeklinde za- |J_ zılan bu harikulade eser, kiralıları n f*^ basit insana kadar memleketin ou- fi tün halkını ihtiva etmekte, bunların blrblrlerile münasebeti'-1 canlandırılmaktadır q
İngilterenın sosyal gelişiminde ve _ sosyal mevzuu Işliyen bütün yazılar- q d.'ı biri iktisadi diğeri dini ve ahlâki — olan iki unsur hâkim olmuştur. 14- {O üncü yüzyıldan sonra dini unsur "a-mamul insan münasebetlerinde va- *> ni içtimai meseleler halinde görül-inektedir. Bu yazılarda yalnız ruha 3* dayanan veya sadece maddeye değer jj* veren bir gelişmenin kabil olanuya-*•“ cağı gösterilmektedir Langland ın >s eserinde zulmedenlerle birlikte zııliim görenlerin de çürük tarafları belir-—-tllmiştir. O devirde İngiîterede duyulan huzursuzluğun sebeplerinden biri de fıkaraya yardımın vanl İçtimai ro muaveneti sağlıyan kil’se hayratının G) ve İmaretlerin çökmüş bulunması, -devletin de henüz bu hulusta bir.«eyVx yapmış olmamasıdır
Sosyal mevzuun nesirde işlenişine gelince: O devir nesrinde büyük uto-pller mevcuttur, Tomas Mıır’un Utopela’sı o zaman berrak görünmüyorsa da bugünün hâkim olan fikirlerini göstermesi bakımından ehemmiyetlidir. Bu fikirlerin en önemli noktası demokrasi tenselinin müstahsil olduğunun söylen m esidir Kadın. erkek eşitliğini, bunların cemiyetteki mevkilerini İlk defa kudretle belirten adam da yine Tomas Mur’-dur. Memlekette müsamaha ve mütekabil hürmet teessüs etmiş bulunuyor. Bunun testrlyledlr kİ Ellzabet devrinde vicdan hürriyeti siyasi bit hak olarak tanınmıştır. Ellzabet devrinin bütün şaheserlerinde aşağı yukarı bu İçtimai unsur mevcut ilin akla beraber daha ziyade şeklileri itlbarile edebi olmıyan nesir yazılır bu bakımdan Önemli bir yer tutar. Bu yazılar evvelâ risale şeklindedir. Karakter portreleri de mühimdir Nihayet mücerret fikirler İçin esse şekil kullanılmıştır. Bu suretle âlim ve filozoflar de bu meşele içine girmiş bulunuyorlar.
Bunların içinde realist olan Gree-ne'in içtimai eserleri vardır. Greetıe o devrin orta sınıfı üzerinde durur ve bilhassa taşrada zengin olup Lon-draya gelen gençlerin ve muhtelif sınıfların acaipliklerlyle eğlenir 18-Incl yüzyılda en çok üstünde durulan bu sosyal unsur gazetelere te geçmiştir. Bu mevzuun işlenişi en •’ok iki gazetede görülmektedir Bu gazetelerin başında Steele'ln haftada üç defa çıkan Tat 11er ismindeki gazetesidir. Bundan sonra Addlson'un çıkardığı şpectator gazetesi geliyor Bu devirde İngiîterede İki sınıf mevcuttur. Bunlardan birincisi iktidar mevkiinde bulunan dejenere aristokrasidir. Bunların erkekleri saldırgandır, her ciddi olan şeyi ahmaklık telâkki ederek yalnız benliklerini ve şahıslarının zevkini düşünürler Kadınları da yalnız aşk romanı okurlar, yalancı kirpik ve kaş takarlar Bütün günleri kumar masalarında geçer. Bunların sosyal meselelerle İlgileri yoktur. Diğer sınıf İse kendi kendini yetiştirmiş münevver tüccar tabakasıdır. Bunlar içtimai meselelerle uğraşırlar, ou mevzuda neşriyat yaparlar. Memleketteki ıslahat ve İlmin gelişmesi bunların çalışmaları sayesinde meydana gelmiştir. Bu İki gazete bu sınıfların evlerindekL ve sokaklardaki hayatını teşhir etmiştir. Bu teşhir edişte bir acılık, bir hiciv yoktur. Yazılar gayet sakindir
18 uncu yüzyıl İngiliz edebiyatı üzerinde Fransız İhtilâlinin büyük tesiri görülür. Memlekette bu devrin edebiyatı tamamen içtimaidir. Yapılan neşriyatta İhtilâlin lehinde olduğu kadar aleyhinde olan yazılar da vardır. Bu nihayetsiz yazılara rağmen İngiîterede bir İhtilâl olmamış, İleriye doğru olan rlnl taklbetmlştlr.
20 nci yüzyılda tetkiklerde, hattâ da bile sosyal mevzular hâkimdir Bu yazıların en bariz vasıfları İçtima! tetkiklerde objektif oluşları ve âzam! derecede realist bulunn.alarıdu-. Bu auretle ferdin muayyen bir hürriyeti, refahı ve fikir tekâmülü meydana gelmiştir. Bugün birbirinden uzakça mahalleler haline gelmiş bulunan milletlerde ve fertlerde artık benlik hâkim olamaz. Ferd cemiyet İçindir.
nn da alâkalı bulunduğu söylenmektedir. Tahkikatın neticesinde tanınmış tüccarın suçsuz olduğunun anlaşılmasını dileriz. Fakat bu vesile İle «ihtikâr» hâdisesinde bütün cemiyetin az çok suç ortağı olduğunu hattâ bir dereceye kadar bu buhran zamanı ejderhasını beslediğimizi, büyüttüğümüzü gösteren düşüncelerimizi ifade etmek İsteriz.
Son günlerde üzerinde durulan ve dibine kadar gidileceğinden emin olduğumuz mevzu kumaş ve bunun iptidai maddesi ipliktir. Senelerden beri gerek dışardan gelen, gerek memlekette yapılan ipliklerle memleketin, halkın başına dehşetli bir çorap örüldüğü herkesçe iddia edilmektedir. İplik dağıtımı, bütün iyi niyetlere, imal kapasitelerinin ölçülmesinde gösterilmek istenilen d’kkate rağmen, en canlı bir kara pazarın doğmasını önliye-medi.
Medenî cesaret sahibi bir arkadaşın ticaret ve sanayi odası meclisinde söylediği gibi- bütün dokumacılar değil, fakat bir çok tezgâh sahipleri aldıkları iplikleri işlemekten ise yüksek fiatkrle olduğu gibi satmağı daha kâriı bu'muşlardır. Bu işe vasıtalık eden, mem’eketin dokuma tezgâhı bulunan merkezleri arasında mekik dokuyan bir çok kimselerin harb devrinin en kârlı bir işini buldukları, tramvaylarda. vapurlarda açıkça konuşulacak kadar orta malı olmuş bir müşahededir. Bu sayede hanlar. apartmanlar sahibi olan bazı sahte tüccarın da bulunduğu rivavet edilmektedir.
Bu derece ısrar ile ve umumi o’aıak dolaşan rivayetlerde, az çok mübalâğa da olsa, bir hakikat parçası bulunduğunu farzet-mek yanlış olmaz sanırız.
Tplik niçin kara pazarın yüksek fiatlerile satılabiliyor? Çünkü bununla yapılan kumaşlar, daha yüksek, daha kârlı bir kara pazarda süriiiebilmektedlr. Hâdise her halde yeni değildir, tpiik ve dokumalar, önüne geçen balkı ezen ihtikâr trsninin ilk ve yüklü vagonlarını teşkil etmektedir.
Suçluların, bütün milletin mahrumiyeti, hattâ sefaleti üzerine haksız ve iğrenç servetlerini kuranların ergeç yakalanacakları muhakkaktır. Biz hâdiseyi, suçun pasif ortaklan, yani her şeye göz yuman, tahammül eden halk, müstehlik bakımından inceleyeceğiz.
istisnasız hepimiz, her gün cemiyetimizi kemiren ihtikârdan şikâyet eder, mürakabe organla-nmn vazifelerini İstediğimiz gibi yapmadıklarından acı bir lisanla bahsederiz. Fakat yine hepimiz, en küçük, harb sonrasına bırakılması en mümkün ihtiyaçlarımızı karşılamak, zevklerimizi tatmin etmek İçin her gün bir kara pazar malı almağı büyük bir başarı sanırız.
Düne kadar yasak olan yufka, hattâ baklavayı herkesçe bilinen sözde gizil yerlerden almak en büyük açıkgözlük savılmakta İdi Bu hareketimiz yasağa karşı Iâübalillğimizin. ihtikâr konusundaki zihniyetimizin en acık bir belirtisidir.
Zevkimize düşkünlük, ihtiyaçlarımızı bu fevkalâde zamanların gerektirdiği disipline bağlamak enerjisinden, faziletinden mahrum olmamız, İhtikâr İçin en müsait zemini hazırlamıştır. Alıcısı oümayan bir pazar, kara pazar da olsa, çabuk kapanır. Bu pazarın devamı geniş bir müşteri muhit! bulduğunu İspat etmektedir.
Milletin ancak bir kısmını İçine alan bu muhitin hakkından fazla yemesi, giymesi, asıl geniş halk kitlesinin en zaruri şeylerden bile mahrumiyetini doğuran bir darlık yaratmaktadır. Netice Jtibarlle muhtekir âlet, fakat asıl doymak bilmeyen bir kısım halk darlığa, pahalılığa sebep olmaktadır.
ihtikârın besleyicisi olan bu muhitin belki en İleri gelenleri, en faalleri kendi mevzularında, sahalarında elde ettikler! gayri m’sru kazançlarla şımarsınlar. ... ......................
balk’n ıstırabına gözlerini kapa- bir ^yyaya 3 kll^mrtrfllk bir mesaf»-yıp her şeyi, hudutsuz bir Obur. gidince, bir ae« çıkarmaktadır.
semaverini bir hamala [verir, iki takım çamaşırla bera-| ber hapishaneye arkasından gönderirdik. Übeydullah efendi kaç kere tevkif veya hapsedilmişse bu semaver de o kadar tevkifhaneye veya hapishaneye, zindana girmiştir. Çav onun benzini ve semaveri de daima kaynayan kazanı gibiydi.»
Hattâ J3. Übeydullahın hapishane hayatına ve semaverine dair güzel bir fıkra da vardır.
Yine bir kere, mem’eketin en ileri gelen bir çok fikir, sanat, politika, matbuat adamlarile birlikte Übeydullah efendi tevkif edilmiş, Bekirağa bölüğüne hapsolunmuştu. Meşhur semaveri o sıralarda Yıldızda pek sevdiği bir ailenin 36 • ■ ■
ğinda duruyordu, efendi tevkif edilir men semaver ■— her . duğu gibi — arkasından Bekirağa bölüğüne koşturu’du. Artık Übeydullahın hayattan hiç bir şikâyeti yoktu. Değil mi ki semaveri yanındaydı ve en sevdiği insanlar etrafında: zindan kendi-, sine gelin odasından daha zevkli gelirdi. Bu kabil yerlere alışık ve gayet pratik bîr adam olduğu İçin, her zamanki gibi, yine hemen zindanda kendine bir köşe avırdı. Semaver buraya yerleştirildi. Fokurda tılmağa başlandı. Gel keyfim gel!.. B. Übeydulla-hın zaten normal hayatta en büyük zevki su beraber bulunduğu arkadaşlarlle geceleri toplanmak konuşmaktı Dısanda onların ancak dördünü, beşin! bir araya toplıyabillrdl. Halbuki burada hepsi iste yanında bulunuyordu. Übeydullah efendi başka ne isterdi ki?. Mesuttu ve zindandan memnundu vesselftm... Vakıa mevkuflar irin çok fena rivayetler dolaşmaktaydı amma kime ne?. Hattâ belki de kendilerin! yakın bir ölüm bekliyordu, Aldırma!.. O semaverile meşguldü. Kendisine, harlkulftde bir muavin de bulmuştu. Dünyan katiyen umursamamakta, hâdiselere katiyen aldırış etmemek hususunda bu rek1 ve sevimli
Haliç ortasında buza çarptp dibi delinen vapur — Buzlar arasına sıkışan kayıklar — Hapishaneye girip çıkan semaver —- Hüseyin Suat bağırıyor: uÇaaay demlendi!.» — Zorla hapishanede yatan adam — Bekirağa bölüğünde yapayalnız — Beni bu hapishaneden hiç bir kuvvet çıkaramaz!..
İşittim!. Ne olmuş, ne telâş ediyorsunuz?
Böyle söyliyerek yerinden kımıldamıyor, hattâ yatmak ister gibi bir tavır takınıyordu. Kendisine:
(Arkası 6 ncı sahifede)
Bir kaç günden beri gazeteler, I lukla, tatmak, almak isteyenler-büyük başlıklarla, milyonluk baJdir. Fakat ihtikârı teşvik eden-zı İhtikâr vakalarından bahset- 1er arasında sırf kurban vazlye-mektedir. Bu İşte büyük firma!a- tinde olanlarda pek çoktur. Komşumuz, »İz. ben bunlardanız. Biz de kabahatliyiz, çok geniş Ölçüde mesulüz. Hattâ tamamen mecburî bir alış verişimizde bile bir muhtekirin tuzağına düşünce kesemizi boşaltıp elimize bir parça bezi alıyor ve boynumuzu büküp, ezilmek, tavuk gibi yolunmak bizim için mukaddermiş gibi, iktisadi kaatl-limize teşekkür edip çıkıyoruz.
Halbuki medenî bir muhitin ferdi, ancak fazilete dayanarak yükselmek İsteyen bir memleketin vatandaşı olarak şahidi, kurbanı olduğumuz suça, suçluya karşı faal bir vaziyet almamız lâzımdır. Haklarımızı, cemiyetin menfaatlerini koruyan bir dev let, bir hükümet, bir çok idare ve adalet organları vardır. Bunlara bas vurmak, diğer vatandaşların aynı sucun kurbanı olmalarını önlemek İçin ihbar, takip vazifesini yapmak gerektir. Halbuki hepimiz «neme lâzım» düsturu ile İfade edilen gayri medenî, gavrl İçtimaî bir kavıt-sızhk'a hastayız
Hükümet organlarına şikâyetçi olarak baş vurmanın başkaları İçin faydası olmıyacağı gibi kendimiz için de zararlı olacağı vanlıs ve haksız kanaati hemen hepimizde el’an hâkimdir. Dev let memurlarına karşı hislerimiz müsoetten fazla menfîdir.
Bugün bu hususta carî zihniyeti bundan iki bin evvel, Yunanlı Apul6e «MSta-morplıoses» romanında, eskime yen bir tarzda ifade etmiştir. «Lucius, pazardan 20 denvelik ba'ık alıp evine giderken şehrin iaşe islerile meşgul olan memura tesadüf eder. Bu memur eski dostu Rytheas’tır. Memur kendisine elinde taşıdığının ne öldüğünü sorunca: -Balık, yirmi denyeye aldım.» cevabını verir. Derhal benimle bunu satan esnafa gelin emri üzerine ikisi de balıkçı dükkânına giderler. Memur dükkâncıya en ağır sözleri söyledikten, halkı soyduğundan, bilhassa ecnebileri a’datıp şehrin namusunu kirlettiğinden dolayı hakaret ettikten sonra yanındaki yardımcıya Luciusün elindeki ve dükkâncının sepetindeki balıklan vere dökmesini emreder ve bunlan ayaklarile çiğnetir ve Lucius’e şimdi gide bilirsin. Bu muhtekire iyi biı ders verdiğine memnunum • der
Lucius, şaşkın, dostunun gayreti sayesinde hem yirmi denye-sinden, hem de balıktan mahrum olduğuna yanarak evine gider.
Bu hikâye memurlara baş vurmanın, şikâyetçi için ancak zararla neticelendiğini göstermek bakımından, çok manidardır ve aradan 20 asır geçtiği halde heı memlekette ve bizde ekser vatandaşların düşüncesine uygundur. Fakat bu. düşünüş kötülüğe karşı lâkaytlıktır, fenalığı teşviktir.
Bugünkü devlet, hükümet telâkkileri değişmiş, memur cemiyet hak ve menfaatlerinin şuur-İu müırtessil ve müdafii olmuş tur. Halk hükümeti kuvvetini, ilhamım, hattâ direktiflerini halktan alır. Halkın gizlediği, teşvik ettiği suçlara karşı hükümet te kati bir şey yapamaz. Muhitin sakladığı, koruduğu bir haydudu, devletin eline geçire-memesi gibi.
Yersiz, zararlı bazı cömertlik hislerine kapılmayıp devletin yardımcısı olursak, bugünün cemiyet yıkıcı «uçu da ortadan kalkar. Halkın ıstırabı, sefaleti üzerine kurulmuş, devamlı, dürüst çalışma temelinden mahrum İğrenç servet binaları da haksız sahiplerinin başına yıkılır.
Faal birer vatandaş gibi vazifemizi yapmazsak çektiklerimizi hakebmiş oluruz.
CEVAT NİZAMİ
“Üstüme varmayın..Taş çatlasa hapishaneden çıkmıyacağım,,
w

HER AKŞAM BİR HİKAYE
Bekârlık hayatımın mühim bir kısmını geçirdiğim pansiyona ilk taşındığını zaman pek memnun olmuştum. Geniş, ferah, güneş görür bir oda İdi Temizdi. Eşyamı, kitaplarımı yerleşirdim. Yatağıma uzandım. Burası apartman değil, ev şeklinde bir bina İdi Pansiyon, oldukça kalabalık bir Aile tarafından işletiliyordu. Bunların içinde genç kızlar, kocasından ayrılmış dullar ve mütecessis İhtiyar kadınlar da vardı. Fakat hepsi de şirin. sevimli insanlardı. Bilhassa pek neşeli görünüyorlardı. Evin İçinde kahkahadan geçilmiyordu. Alt katta kendileri oturmakta İdi. Lâkin pansiyondaki bekârların hizmetine daima yaşlı kadınları koşturuyorlardı. G^nç kızlar, genç kadınlar binde bir yukarı katta boy gösteriyorlardı.
Benim bunlarla meşgul olduğum yoktu. Yalnız yeni evimden bir tek şikâyetim vardı. Tavanların pek ince olması ve en küçük gürültünün etrafa yayılması.. Bunu daha geldiğimin İlk günü anlamıştım. Artık bu kadarını da çekecektim. Ne yaparsınız?..
O gece erkenden yatağıma girdim. Yorgun olduğum için de hemen uyuya kalmışım. Fakat birdenbire bir çalar saatin sesi He uyandım. Ne oluyordu?.. Yanımdaki gece lâmbasını yaktım. Saate baktım. Henüz 3 tü
Bu zamanda çalar saatle kendi kendini uyandıran kimdi?..
Yalnız kendi kendini değil, beni de aynı saatle uyandıran bu insanı düşünmeğe başladım. Pansiyonda oturanların hepsi benim gibi talebe idi. Ev sahibinin ihtiyar kocası İşe gitmiyordu. Kızların veya ötekilerin dışarıda çalışmadıklarını biliyordum. O halde bu saat kimin için çalıyordu’.
Aşağıda bir takım gürültüler de başlamıştı. Gezinmeler, yürümeler, alçak sesle knuşmalar. hafif tertip tnünakaşalır. . Uykum kaçmıştı Aşağının gürültüsü bir saat daha d?-vam etti. Bundan sonra yin? etrafa sessizlik çöktü. Lâkin yavaş yavaş dışarına hava da aydınlanmaca başlamıştı. Tekrar uyumağa çalıştım. Gövlt riml kapadım.
Ertesi günü akşamki çalar saati pek merak ediyordum amma daha buraya taşınalı 24 saat bile olmadığı için kimseye bir şeyler soramıyor-dtım. Zaten o zamanlar imtihanlar vardı. Derslerime çalışıyordum. Gece çalan saat aklımdan çıkıp gitmişti.
tkinet akşam biraz geç yattım. Uyku saatimi değiştirdiğim İçin bir müddet sağdan sola, soldan ssğa döndükten sonra nihayet kendimden geçmişimi..
Bir gece evvelki zırıltı ile yerimden fırladım, Saat çalıyordu.
Aşağıda yine aynı patırdılar. pıtırtılar, konuşmalar.. Lâmbayı yakarak yine saate baktım: 3!... Olur şey değil. Kimdi bu saat tam üçte kendisini ve çoğumuzu uyandıran?., Ve gecenin şu saatinde bunu niçin yapıyordu?.. Sır!..
Bir gece önceden tecrübem olduğu İçin bu sefer yatağımdan kalkmadım. Saten uyuyuncaya kadar 1 olmuştu, tki saatlik bir uyku beni sersem etmişti Kafamı yastıklara sokup gürültüyü Işltmemeğe çalışarak uyumak İçin kendimi zorladım. Azmin etinden ne kurtulur ki?.. Uyudum da!,.
Lâkin ertesi gece, daha ertesi gece, ondan sonraki gecelerde hep aynı Saatte ve aynı saatin sesi İle yatağımdan sıçrayarak uyandım Nihayet- bir gün dayanamadım. Odamı temizliyen kad'na sordum:
____ Kuzum bu evde sabaha karşı kalkıp işe giden kimse var mi? .
Kadın alaycı bir tavırla yüzüme bakarak gülümsedi:
— Hayır... Kimse yok...
Daha fazla soramadım. Diyorum ya. Serde yenilik var!..
Bu hal hen böylec* bir hafta, lö gün kadaî dev^m etti. O esn^d» bl 1-ylk odada ctvrân bekâr komşumla ahbap olmuştuk. Ona açıl-hm. 3a' aha karşı çalan saatin esrarını kendi-
İsine sordum-
G ölerek ve biraz da hayret ederek yüzüme baktı:
_ Vay... Sizin bundan haberini» yok mu?..
— Hayır...
— Demek saat üçte Mz kalkınıyor-sunua...
— Kalk pıda ne yapacağım? .
— Biz bütün pansiyon halkı kalkarız?,.
— Ne münasebet?..
— Peki yatağınızdan bu saat sesini İşittikten sonra ne yapıyorsunuz?.
— Hiç... Yatağımda yeniden uyumağa çalışıyorum.
— Yazık, pek yazık!..
Böyle söyliyerek yeni ton'Wum şu izahatı verdi:
— 9aat üçteki zırıltıyı duyunca hepimiz kalkarız. Caddeye bakan pencerelerimize yaklaşırız Karşıya bakarız. Bu gece siz de övle yapınız...
Ne kadar ısrar etti İsem komşum daha fazla İzahat vermedi. Saat üçü beklemekten başka çare yoklu. O kadar merak etmiştim kİ nerede İs* o zamana kadar beni uyku tutmiya-cakh Zorla uyudum. Bant üçte zil sesini duyar duymaz yerimden fırladım. Pencereye kostüm, Bütün sokak kapkaranlıktı Bu saatte kurtla kuşlar uyuyoodıı. Yalnız karşıdaki binada bir odada elektrikler yanıyordu. Buranın perdeleri de pencereye kısa ve dar gelmişti, içerisi görünüyordu. Genç bir adamla, genç bir kadın vardı. Erkek henüz sokaktan gelmişe benziyordu Zira paltosu ve şapkası üzerinde idi. Onların aralarında gayet ateşli hlr sevişme olduğu her hareketlerinden belli İdi Birbirlerine ne iltifatlar, ne şakalar! Ne aşık sahneleri'..
Ertesi sabah dostum izahat verdi:
— Bunlar voni evliler... Bir ay evvel evlendiler. Erkek gece işi yapar Saat tam üçte evine gelir. Ve bu 20 günlük çift saat üçte herkesin uyuduğunu düşündükleri için perdelerine pek itina etmezler... B'zim pansiyondaki müte-ceris taşanlar bir gece vaktinde kalkmayıp da saat 3 de gelen adamı göremıyeç ekler diye âdeta tertibat aldılar. Bir yerden çalar saat bulup kuruyorlar Ve ev halkı, yatılı mekteo talebesi gibi zil İle hep birden kalkıyor!,.»
İnsanlar ne meraklı mahlûklardır'.
(Bir yfd’-Zİ
Bulma ca
123456183 10
1 — Bir meyva 1 Annenin erkek kardeşi.
2 — Dilenciye para yerine verilen cevaplardan.
3 _ Ek - Fasıla.
4 — Alıştırma - Lezzet.
a — Kokulu bir ot.
6 — Eksiksiz.
1 — Nota - Bir nevi pudra satan.
8 — Türk usulü.
9 — Ceriha - Tok değil - Başına «A. gelirse tatlı deği|.
10 — Alelade kıyafet.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ Soldan sağa ve yukarıdan aşağı: 1 — Çamaşırlık, 2 — Ahududu, 3 — Mutabakat. 4 — Adalet. Kep. 5 — Şube, Şmokl. 6 — Idatafereş, 7 — Ruk, Mest. 8 - Akort. Br, 9 - Teke, Bbe, 10 — Ki. Pişiren. 1
KUTUP KIZI
8 Mart 1945
Tanımadığımız meşhurlar
Genç Sultan Osman'ın yıldızı I
1622 mayısının on sekizinci — 1031 recebinin yedinci — günü Osmanlı tarihinin sayılı günlerindendir. Çünkü o gün bir Oamanlı padişahının — İkinci Genç Osmanın — şehadett İle neticelenen kapı kulu kıyamının ilkidir.
Sultan Osmanın hac niyetiyle Suriye ve Hicaza gideceği şayi ve buradan asıl maksadı oralardan ve Ana-doludan toplıyacağı kuvvetle dönüp kapı kullarını imha eylemek olduğu kanaati hasıl olması üzerine yeniçerilerle sipahiler o gün sabahleyin Elmeydanında toplanmışlardı. Yaptıkları meşverette (padişahın Hicaza gitmesi bizden yüz çevirdiğinden ve nefretinden dolayıdır. Bunun başka mucibi yoktur. Alemin -nizamı maslahatı için padişahlar hacet terkede-gelmişlerdlr. Düşman zuhuru ve şe-ruşûr ihtimali var iken memleketi koyup gitmek hatadır. Bu kürden feragat olunmak gerektir >
Kararını verdiler. Bu karar kapı kullan ağzında (padişahı bu yola sevkedenlsr hallolunacak» demekti Kapı kulu ihtiyarları (padişahı azdırıp abes yere beytülmall İtlaf ettirenler ve fesada bâis olanlar hakkında şer'an ne lâzım gelir? ı
Diye bir fetva suali tesvidettlîer ve Şeyhülislâma götürdüler, o da bu gibilerin katli lüzumuna dair fetva verdi.
Artık saatten saate dehşeti artara kıyam ve isyan önüne geçilemez bir hal aldı. Kapı kullan biriken hırs ve kinlerini kanlar dökmekle, sultan Osmanı hat' İle yerine deliliği bir defa tecrübe edilmiş sultan Mustafayı tekrar saltanata geçirmekle kalmadılar: mahlû1 genç padişahı «zikri gam ve elemi bâls» nice sözler söyli-yerek, hattâ sokaklarda el İle sarkıntılık ederek tahkir ve terzilde ileri gittiler. Nihayet Yedikuleye götürülen sultan Osman orada sultan Muşta fanın anaları bir kız kardeşinin kocası ve sadrâzam Boşnak Davut paşa kapı içinde beklerken cebeci bası Mehmet, subaşı kâhyası Kilindir uğrısı, yeniçeri ağası Derviş ağa. Davut paşanın adamlarından ve sancak beylerinden Meydan bey tarafından kementler atılarak ve Kilindir uğrısı tarafından hayaları sıkılarak boğduruldu: cebeclbaşi kulağını (İl keserek nişane olmak iizere sultan Mustafanın anasına götürdü!
Genç sultan Osmanın katline ebcet hesabile Arapça (kutileşsultan şehiden’» ve Türkçe (oldu şehit Osman» cümleleri tarih düşürülmüştür.
Sultan Osman zulüm, taassup, cehalet. irtikâp, Istlrkab. nefsani İhtiraslar ile batağa sevkedilmekte olan devlet idaresinde fenalıkları kısmen olsun ortadan kaldırabilmek İçin yalnız saltanat tahtının nüfuz ve kudretini kâfi görmek gibi büyük bir hataya kapılmıştı Bu hatasının cezasını ölümle çekti.
Vâkıa asker ve halk sultan Osma-nın hayatına kastedilmesinl istemiyorlardı. Fakat yenilikleri itiyatlarına. menfaatlerine muvafık görmiyen ulema ile taraftarları, sultan Osma-mn ıslahat tasavvurlarlyle mevcudiyetlerini tehlikede gören hassa askerleri zevk ve keyiflerinin bozulmasına tahammül edemezlerdi. Genç bir padişahın sarayda aile teşkilinde ve asker teşkilâtında teceddüt yolunda atmak istediği adımların büyümesi İhtimalinden mutaassıp ve mürteci kafalara ve haris kalblere istilâ eden kâbus sultan Osmanın katliyle silindi, kalktı, ananeleri bozmağa, yeniçeriye, ulemanın menfaatlerine dokunmak cüretinin neye mal olacağı böyle heveslere düşebilecek olanlara gösterilmiş oldu,
Bu sebeplerle idi. kİ genç Osmanın cellâtlar elinde bu feci ölümü ilk günlerde İstanbulda önemli bir teessür uyandırmamıştı.
Fakat gün geçtikçe ve sultan Mus-
ri i Peçeni: Galiba burnunu dahi...
talanın İlâhi bir meczubiyet ve velilik renk ve şekli verilmek istenilen, hakikatte alelâde bir delilikten başka bir şey olmıyan halinde İlk saltanatında görülen alâmetlerde bir fark bulunmadığı anlaşılınca, saltanatta tebeddülü yapanlar arasında muhtelif ihtiraslar bir kat daha şiddet ve aleniyetle tezahür eyledikçe sultan Osmana acıyanlar da çoğalıyordu.
Yazma (hikâyetl sultan Osman) risalesinin sahibi Solaklıktan emekli Sefer oğlu Tûgi Hüseyin efendinin şu sade mersiyesi o günlerin bu teessür ve tehasssüsünü gösteren yazıla-nndandır:
Bir şahı dlişan iken jaht cihana kıydılar!
Gayretli, yene arslan İken şahı cihana kıydılar!
Gazi, bahadırdan idi; âli neseb sultan idi!
Namfj/ie Osman han fdi: Şahı cihana kıydılar! tiiyyet edüp hac etmeğe, koymadı kullar yitmeğe.
Kulak gerek işitmeğe! Şahı cihana kıydılar!
Hükmetmeğe kaadir iken. Hak emrine nazır iken, Hac etmeğe hazır iken, Şahı cihana kıydılar' öl bir gehi âlâ iken, hep cümleden evlâ iken. ' Şer’igerif icra iken. Şahı cihana ktyddaı!
Eşratl saattir bu dem. Devri kıyamettir bu dem!
Bize nedamettir bu dem! Şahı cihana kıydılar!
Tûgi, ciğerler oldu hurt; derdim bir iken oldu on!
Kan ağladı ehli /ünün! Şahı cihana kıydılar' Kâtip Çelebi fezlekesile Nâima tarihi bu genç Osman vakasında âmil sebeplerden olarak sultan Osmanın talihi müsait olmadığını, ehli nücu-mun (pest saati tâbir ettikleri «üsret vaktinde»- ve (nahsı müstemirı gününde — H. 1027 senesi rebiülevve-linin ilk gününde — cülus etmiş olduğunu. zamanında pek çok felâketler zuhur etmesi bu yüzden olduğunu, (Hotin) seferine kusul günlerinde gittiğini, talihi burcunda (büyük katı’) sayılan küsuf vâki olmuş bulunduğunu gösteriyorlar' Peçevi İbrahim efendi de tarihinde bir garibe olarak şunu hikâye ediyor:
TSııltan Osmanın çadırlarım Üs-kiıdara nakl için emir verdiği gün basdefterdar Baki paşa huzurunda oturuyorduk. Divandan:
— Saadetlû padişahın otağlarını yüklemek İçin Kadırga yanaştı. Siz. de çadırlarınızı gönderin!
Diye adam çeldi. Baki paşa kâhyası Mehmet ağaya ki. sonra vez-retle başdefterdar olmuştur, hitap İle:
— Bire medet! Bizim de çadırlarımız kalmasın!
Dedi Mehmet kâhya çadır nakil tedarikinde iken "ben de damadım. Ramazan çavuşla beraber yanında bulunduk. Bu sırada münecclmbası Mehmet Çelebi geldi. Ramazan çavuş:
— Şunu aramıza alalım, söyletelim!
Demesiyle kendisine aramızda yer gösterdik. Müneccimbaşı başdefter-' dar kâhyasının çadır çıkarmak için tekay vadime gülmeğe başladı ve:
— Abes yere zahmet çekiyorlar! Dedi.
—Ya bundan sonra ne ihtimal var? Çün saadetlû padişahın çadırları geçti, gidilmez mi? dedik.
— Bundan sonra ihtimal yoktur! Ne ol geçmiştir, ne bu geçer!
Cevabını verdi. Ziyade bahis ve inadettik; sözünden dönmedi.
Bu esnada baki kullarından — maliye müfettişi — biri kan ter içinde seğirderek geldi.
(Arkası 7 inci sayfada)
(Baş tarafı S inc[ sahifede)
— O halde çıkabilirsiniz... Bu-yursamza!, dediler,
Übeydullah efendi o zaman büsbütün köpürdü:
— Vallahi, tallahi şuradan şuraya tek adım atmam!.
Muhafızlar hayretler içinde birbirine baktılar. Übeydullah efendi devam ediyordu:
— Nereye giderim ben?. Gecenin bu vaktinde herkesi rahatsız edecek değilim ya!.. Hapishaneden dışanya tek adım atacak de ğillm... Çekilin başımdan, beni günaha sokmayın. Şimdi haa.
«Efendi hazretleri , nin meş-, lıur hiddetlerinden biri tutmuştu. Lâkin kanunen, lüzum görülmedikçe, kimse buıada kalamazdı. Israr ettiler:
— İyi. hoş amma Efendi hazretleri, kimse burada kalamaz ki... Kanun müsait değildir. ,— Ben buraya keyfimden gelmedim ya’. Gecenin bu saatinde beni buradan hiç bir kuvvet, hiç bir kanun dışarıya çıkaramaz.
Zorla hapishanede kalmak isteyen adam! Ellerinden binlerce mevkuf ve mahkûm geçmiş 40 yıllık zindancıları bile bu iş hayretten hayrete düşürebilecek bir hâdiseydi. Münakaşa uzuyordu. Muhafızlar, lâalettâyin bir insanın bir hapishaneyi otel gibi kullanarak geceyi orada geçirmesinin kabil olamıvacağim söylüyorlardı. Fakat Übeydullah efendi bunların hepsine lâf yetiştiriyor. zaten keyfi bozulmuş bir insan tavrile aksilendikçe aksileni yordu Katiyen hapishaneden dışarı çıkmak niyetinde olmadığım tekrarlayıp duruyordu. Belki de muhafızlar bu mutlaka hapiste kalmak isteyen zatın yatağını yorganını alıp zorla B3kirağa bölüğünün kanısından dışarı bile atmağı düşünmüşlerdi. Hattâ Efendi hazretlerini çıkarmak dii-şüncesile sonradan çağırılan bir zabitin:
— Peki amma, bu ikametiniz ne kadar sürecek?., diye sorduğuna bakılırsa Übeydullah efen dinin uzun müddet orada kalmasından korktukları anlaşılıyordu. Bekirağa bölüğü idare'’, başlarına âdeta bir belâ a’dık’ra-rına zahipti. Lâkin Übcvdull'h ■fendi onların endişeli yüzlerine] bakarak:
— Söz veriyorum.. Yarın su zndandan çıkacağım1, dedi.
Muhafızlar bu sözü aldA* ı. sonra çekildiler. Madem ki Efcı-di hazretleri söz veriyordu mesel5 voktıı. Her halde varın Be-
kirağa bölüğünden çıkar giderdi. Bir mevkufun muhafızlarına «yarın hapishaneden çıkacağım!» diye söz vermesi de belki dünyada hiç görülmemiş bir hâdisedir.
Muhafızlar çekilip gidince, boşandığı için bir gece evvelki hareketi! halini tamamile kaybeden ve «suyu çekilmiş değirmene» dönen koca Bekirağa bölüğünde Übeydullah efendi tek başına yattı, uyudu.
Sabah olunca semaverini gazete kâğıdına sardı. Onu koltuğunun altına aldı ve muhafızların hayretli bakışları arasında, çoktan beri alışmadığı güneşe gözlerini kırpıştırarak dışan çıktı.
Kendisi gazete matbaalarına gideceği için semaverini tanıd k bir hamalla Yıldızda mânevi evlâdının evine gönderdi. Konakta semaverin geldiğini görünce hep u_
— Semaver geldi!.. SemaverO geldi!.. Demek Übeydullah efen-û-diyi tahliye ettiler!., diye pekCM ziyade sevindiler. Zira semave-*t rin gelmesi Übeydullahın da bir O kaç saat sonra geleceğine en bü- C yük işaretti. Değil mi ki semaver.O geldi o halde Übeydullahın odası'J) hazırlansın... Zira semaveri onun öncüsüdür.
Übeydullah efendi evine gelin- q ce gece kendi arzusile hanisha-gj nede yattığından bahsederken^ meşhur -a yavrum' .. tâbirile söyle demiştir: o
— A yavrum, zaten keyfimi^ bozdular, Gecenin o saatinde nereye giderim’,.
İşte Pake vapuru İstanbuldan (jj uzaklaşırken Übeydullah efendiJr $ıı vapurda semaverinin vanın-W da olmasını ve dem'i bir çayı ke v’fli kevifli yudumlamağı pek arzu etmişti.
Sonra onun Ameri kada da kendisine bir semaver edindiğini hattâ bir aralık nefis çay yaparak çaycılık ettiğini bile göreceğiz...
Hikmet Feridun Es
Sıtmadan kurtulduğunuz gün. vatanımız bütün güzelliklere ve kudretlere kavuşmuş olacaktır.
Memur alınacak
Sümer Bank Deri ve Kundura Sanayii Müessesedir1 .•
Müessesimiz ticaret servisi barem dahili kadrosunda münhal bulunan 170 Ura tahslsa'lı memurluğa 3659 sayılı kanunun tarif ettiği evsafı haiz bulunanlardan İngilizceden Türkçeye ve Tiirkçeden İngilizceye tercümeye muktedir bir memur alınacaktır. Talip olanların 20. 3. 945 tarihine kadar vesaikleıile birlikte Beykozda kâin zat işleri servisimize müracaatı arı ilân olunur.__________ (2889'__________________
Sümer Bank Deri ve Kundura Sanayii
Müessesesi Müdürlüğünden:
Aşağıda müfredatı yazılı mallar kapalı zarfla satılacak'ir, İsteyenler 22 3 1945 perşembe günü ti küflerini saat U de t" • •-ip teminatları ile birlikte müessese müdürlüğüne tevdii ilân olunur. Müessese mallan satıp satmamakta serbesttir Satış fabrikada islimdir. «2890-
7000 — 8000 adet kullanılmış çuval 4000 — 5000 kilo Asit Okzalik 9000 — 10000 kilo SU d kostik
200 — 250 kilo Asld borik
3000 — 4000 kilo Balya çemberi
1200 — 1250 çift zenne kalıbı
1900 — 2000 çift zenne ayakkabısı tahta ökçesi
7000 — 8000 Çift fort mukavvası.
AŞK VE MACERE ROMANI
Yazan: Stanley Shaw Çeviren: (Vâ Nü)
V ' __ Tefrika No. I? — - ■ ______J
Kerrison, dairesine çekilir çekilme»'., bütün kâtiplerini, uşaklarını, hulâsa maiyetinde kim varsa çağırdı. Vakit gece yarısını hayli geçmiş olmasına rağmen, sanki borsa açıkmış gibi, hep birlikte faaliyete giriştiler.
Yarım saat içinde Kerrison, ecnebi memleketlere, beş uzun telgraf gönderdi. memleketin İçine de on iki telgraf yolladı. Dört adamını memur ederek şehirlerarası telefoniyle muhaverelere girişti.
Bu mesajların çoğu şifreliydi. Fakat. içlerinden İkisi, ertesi gün açılarak polis tarafından okunabildi. Bunlar, muhtelif bankaların müdürlerine gönderilmişti. Tedavüldeki kalp altınların miktarı soruluyordu.
Atterbury. bu telgraflardan birini alanlardandı.
Ertesi sabah, dokuzdan biraz evvel, polis müdürünün otomobili, milyarderin kaldığı otelin önünde durdu. Hllkie, aşağı indi. Kâtibe kartını uzatıp, İkinci kana, c. dairesine gitme* tatediğini bildirdi.
Kâtip, hattâ karta bakmaksızın, dalgın dalgın:
— C. dairesinde kimse oturmuyor, efendim.
Hilkıe haykırdı:
— Nasıl olur? Burası bay Kerrl-şon'un apartmanı değil mi? Yani, bay Mac Cann'ın demek İstiyorum,
— Bay Mac Cann, bu sabah bütün maiyette birlikte buradan gifrU, efendim.
— Nereye gitti? Bana hiçbir haber bırakmadı mı? Mektup filân? Ben polia müdürüyüm.
— Kâtip, kendisine unatılan k«trta nihayet okudu.
— Affedersiniz, efendim. Dikkat etmemişim. çok mahcubum. Bay Ker-rlaon'un ht’.ngi İstikamete gittiğine dair hiç raalûmatarruz yok. Yeni adresini bırakmak Adetinde değildir. Buna rajmen, bagajları götüren hamallar, yahut otellmlaln detektifi sbe icabeden malûmatı verebilir. B«gaflardan biri üzerinde, şayet adres ya-[ zılıysa mesele kolaydır.
Lâkin, ne hamallar, ne hususî detektif, ne de başka biri, azıcık malûmat temin edebildi. Milyarderle maiyeti, her zaman yaptıkları gibi, bu sefer de, sessiz sadasız sıvısinışlardı Kerrison’un kaprisi böyleydl. İhtimal, gidecekleri yeri maiyetine bile söylememişti.
Hllkie’nln öğrenebildiği, geceleyin birçok telgrafların gönderilmiş bulunması oldu, Fakat J. J, Kerrlson’un heyecanlı hayatında, bu gibi işlere sık sık tesadüf edilirdi.
Polis müdürü:
— Kurnaz tilki! — diye söylendi. — Çocuk aldatır gibi beni aldattı. Fakat en sonunda ben onu altedeceğim.
Öğleden sonra saat dördü otuz geçe Atterbury'nln bankası. Hilkle’yl telefonla aradı Fakat polis müdürü ele geçirilemedi. Ekseriya olduğu gibi. bu sefer de onun, habersizce takibe çıktığı kanaati uyandı.
ErteM gün. daha ertesi gün. birçok insanlar onunla temes etmek tecrübesine giriştiler. Fakat kendilerine verilen cevap hep aynı İdi.
Amerika Birleşik cumhuriyetleri emniyet umum müdürü Hilkie, ortadan kaybolmuştu.
ÖLÜM İZİNDE
Yangına uğrıyan küçük Babos kulübesinden Pierre Qulnt ve Miss Mal-
lable ile çıktıktan sonra, gizli ajan Alain Jensen, hayatındaki seyahatlerin en gücüne atılmış oldu. Sonradan bu işi uzun uzun ve dehşetler içinde düşündü de, nasıl olup da ilk andan itibaren günde yüz kere ölmediğine kendi de şaştı.
Kızakta muvazenesini temin edebilmesi İçin, onu iplerle iyice bağlamak lâzım geldi. Her sallanışta, kayışlar ve ipler vücudunun bir tarafını fena halde acıtıyordu. En fenası, fırtına, olanca azgınlığıyla esiyordu. Rüzgârın her kanat darbesi, yüzüne mini mini kristaller halinde karlan fırlatıyor ve bunlar binlerce iğneler gibi cildine batıyordu.
Bu kar sahrasının nihayet.sizliği içinde, üçü de, rüzgârın İşkencesine uğradılar. Buna rağmen, Jensen. kesif soğuktan önceleri pek ıstırap çekmedi, Bilâkis, bu soğuk onun ateşini bir dereceye kadar dindiriyordu. Baygınlığa ve tehdldedlcl buhranlara karşı, âdeta kahramanca mücadele ediyordu. Sükunla düşünmeğe de çabalamaktaydı. Aynı cümleyi bir kaç sefer arka arkaya tekrarlıyarak şuurunu muhafaza etmek istiyordu. Yahut da örtülerini ısırıyor, tırnaklarını avuçlarına geçiriyor, böylece, dimağının uyanık bulunduğunu kendi kendine ispat etmek istiyordu.
Uzun zamandan beri yoldaydılar. Kurşuni renkteki o hazin şef ak, son-
suz karlı ova üzerinde doğuverdi Jensen. baktıkça önü sıra bir dûzlye giden ve sağa sola yalpalıyan köpex sürüsünü görüyordu Bunlar, yeknesak hareketlerle kızakları yürütüyorlardı. Hayvanların iri vücutlarının etrafında, ciltlerinin ve burunlarının teneffüsünden hasıl olma bir buhar tabakası doğuyor ve kımıldayan bir duman gibi harekete geçiyordu.
Öyle anlar oluyordu kİ. Jertsen. kızağın hareketini durdurabilmek için hayatının yansını vermeğe riza gösteriyordu.
Zaman zaman. KanadalIya bakıyordu. Kör adam kamçısını hayvanlara doğru merhametslzcesine salh-yarak haykırmaktaydı.
— Yürüyelim! Haydi yürüyelim!... Neymiş o öyle kuzularım? Geçit resminde misinle?... Yürüyün, yürüyün! Sümüklü böcekler!
Bunun üzerine köpekler, birkaç yüz metre kadar koşuyorlardı. Sonra gene karın üstünde tırıllarına devam ediyorlardı. Rüzgâr kİ ne rüzgâr! Fakat onlar, her şeye rağmen, bu kar sahrasında sırf sezişleriyle izin ne tarafa doğru olduğunu keşfediyorlardı. En tecrübeli İnsanların gözleri ve hisleri, bu vaziyette hiç bir şeyi far-Jcetmeğc elverişli değildir.
Durak yerlerine geldikleri vakit, kızakları dikiyorlar ve ısırıcı rüzgâra karşı bir manla halinde kullanıyor-
lardı. O zaman. Miss Mallabie. hastayı görmeğe geliyordu. Küçücük ılık elini kürklerin arasından İçeriye sokuyor, delikanlının nabzını muayene ediyordu. Şayet lüzum hasıl olursa, ona Chloral yahut kinin yutturuyordu. Jensen'in pek hasta olduğunu farkettlkten sonra, ona artık «kendini Kerrison yerine koyan adam» muamelesi etmiyordu Bir hasta bakıcı tavırları takınarak delikanlıya dostum» diye hitaba başlamıştı. Muayene ederken:
— E. nasıl oldunuz, dostum? -diye soruyordu.
Genç, hali ne olursa olsun, hep aynı cevabı vermekteydi:
— Daha iyiyim.
Ekseriya ilâve ediyordu: ,
— İtinalarınızdan dolayı pek teşekkür ederim Bu kadar alâkayı hak etmediğimi sanıyordum.
Kız-.
— Hak etmişsiniz etmemişsiniz, o cihet beni düşündürmüyor. Yalını itinaya ihtiyacınız var mı. onu dikkate alıyorum.
Jensen'in gözlerinde bir şükran ifadesi parlıyordu. Bunun üzerine genç ku diyordu ki:
— şayet Dig Dan da sizin vaziyetinizde olsaydı, ona da aynı muameleyi yapardım.
t Ar kası var'
i
A K ( A 1.1
Sahile 7
BİRLEŞİK AMERİKA'DA RADYO İSTASYONLARI
Programların yüzde altmışını miizik tutmaktadır. İstasyonlar arasında büyük rekabet vardır
0@ır
Birleşik Amerika'da 930 hususi radyo istasyonu vardır Bu rakam geçen harbden sonra doğan bu sanayi şubesinin şaşılacak şekilde gelişmesi hakkında bir fikir verebilir.
Bundan 20 sene evvel pek az olan abonelerin, bir kaç tecrübe İstasyonu İşaretlerinin kulaklıkla dinlenerek anlaşmağa çalışıldığı devirle bugünkü radyo emisyonları arasında büyük fark vardır. Bugünkü yayınlar bütün dünyayı kaplamakta ve kısa dalga üzerinden neşriyat yapan kuvvetli cihazlar vasıtasile her tarafa yayılmaktadır.
Birleşik Amerika’da 34,850,000 aile vardır. 1942 yılının sonunda 30.800,000 alıcı radyo sahl-b nden 10.680.000 inin birden fazla radyosu bulunmakta idi. Birleşk Amerika'da radyo emisyonlarını dinleyenlerin topyekûn sayısı 90,000.000 tahmin edilmektedir.
Amerika'da işleyen 930 hususi neşriyat istasyonundan 300 ü gazetelere aittir veya onların hesabına çalışmaktadır. Ticarî mahiyette olmıyan 50 İstasyon da papaz mektepleri, Belediyeler veya başka teşekküller tarafından kullanılmaktadır.
Amerikan dinleyicilerinin büyük bir kısmının kullandığı ticarî mahiyetteki radyo İstasyonları. emisyon dakikalarını osat-mak« suretile elde ettikleri varidatla işlemektedir.
Dalga uzunluklarının tâyini ve venl istasyonlar kurulması, hükümet ajansı olan Federal Münakale komisyonunun kon-troluna tabidir. Bu komisyon,, halkın menfaatine en uygun bir şekilde lisans vermek üzere kon greden icabeden salâhiyetleri almıştır.
Radyo endüstrisinin nizamnamesi. "Vericiler Millî Derneği» tarafından tatbik edilmektedir. Bu teşîkkül. konuşmalarda aşırı kelimeler kullanılmaması, münakaşa ve nazariyeler teatisi zaman larmın tâyini, yayımlanması istenilen reklâmların doğruluğunun kontrolü bakımından bütün salâhiyetlere maliktir.
Radyo İle yayım'anan programların takriben üçte biri, İmal ettikleri veya sattıkları mamülât hakkında kısa bir reklâm yapmak üzere emisyon zamanına satın almış olan ticarî firmalar tarafından tertibedllmektedlr.
Bu nevi emisyonların müddeti 15 dakika İle bir saat arasında değişebilir. Diğer programlar biz-rat İstasyonlar tarafından hazır-lanmakta ve sipariş edilen ücretli programların mümkün olduğu kadar çok sayıda insan tarafından dinlenmesin! temin İçin hepsinden ziyade alâka uyandırıcı veya eğlenceli olmalarına gayret edilmektedir.
Radyo istasyonları, dinleyicilerin mütalâalarım dikkatle ta-kibeder, halkın hoşuna giden veya gitmeyen noktalan öğrenmek için sık sık anket açar ve dinleyicilerin arzularını tatmin etmek üzere programlarım değiştirir.
Amerikan radyo İstasyonlarının yanBindan fazlası bir çok istasyonlardan aynı programı ayna zamanda yayımlayan millî radyo şebekelerine bağlıdır Bu tekdirde programlar, mahallî istasyonlara kadar esas stüdyonun kablosu İle yayımlanır.
Her biri 100 den fazla İstasyonu ihtiva eden bu şebekeler şunlardır: ^National Broadcasttng Company» (N. B. C.) Columbln Broadcastlng System» (C. B S.) İlk önce N. B. C.'ye mensur» «Re-seau Bleu» ve »Mutual Broad-castlng System» (M. B. S.).. Bunların merkez büroları Nev-York şehri çevreslndedir.
Bu şebekeler en İyi programları neşretmek Üzere birbirlerine şiddetli bir rekabet yapmaktadır, far. tşte bu rekabetin tipik bir misali: «Columbla Broadcasting System-. "New-York senfonik ve filârmonik orkestrasının konserlerini yayımlarken .-National Broadcasting Companv-» de bilhassa kendisi için teşkil ettiği bir senfonik orkestrasını idare etmek üzere Maestro Arthu.ro Tos-canini'vi an’rale etmiştir. Bu şebekeler haberleri yayımlamakta fvvetprfiikinr’ «ürat’e de birioirle-jfin da»mî rpynhet halindedirler.
B'r’cş'k Amerika’da sözü ge-(l
çen millî radyo şebekelerinden başka bunlara merbut 25 kadar mıntaka istasyonu ve millî şebekelere bağlı olmayıp dinleyicilere hitabeden birçok mahallî ifetas-yonlar da vardır.
Programlarda büyük çeşitlik
Amerikan dinleyicilerine her gün sunulan programlar fevkalâde çeşitli ve herkesin zevkini tatmin edebilecek mahiyettedir. Yalnız müzik programları, emisyon zamanının % 60 kadarını tutmaktadır. Bilhassa cumartesi ve pazar günleri milyonlarca insan, memleketin en namlı orkestrası tarafından çalınan klâsik müzik dinleyebilmektedir.
Akşamlan aileler, radyo cihazlarının etrafında toplandığı zaman halkın en çok rağbet gösterdiği programlar, ekseriya Holll-vut yıldızlan veya meşhur tiyatro artistleri tarafından oynanan dram, komedi ve Muschalf parçalarını ihtiva edenlerdir.
Gündüz programlan evlerinde ev işlerde meşgul kadınlan eğlendirmek, kendilerini ilgilendiren mevzu’ar hakkında çiftçilere, borsa ve piyasa fiatleri hakkında halka malûmat vermek gayesile hazırlandığı gibi Ameri-kalılann nek sevdiği, İlk ve son baharlarda öğleden sonra oynadıkları base-ball maçları hakkında da tafsilâtlı malûmat verilmektedir.
Her1 saatte ve bazen her yanm saatte bir. son mem'eket ve dünya haberlerinin bir hülâsası verilmektedir.
, Basın muhabirlerinin veya başkalarının doğrudan doğruva cepheden veya bütün dünyadaki hükümet merkezlerinden radyo He yayımladıkları tefs’rier ekseriya şebekeler tarafından neşre-dildiği gibi meşhur muharrir ve muhabirlerin haberleri tefsir veya incelemeleri de muntazam fâ-sıla’ar’a verilmektedlv.
Umumî hizmet sahasında hükümet ricali İle sanayide, iş âleminde, ilim ve sanatta tanınmış şahsiyetler tarafından söylenen nutuklar ve yapılan beyanat, seçim seferleri esnasında namzetlerin nutuk ve programlan radyo 11e yayımlanmaktadır.
Halkın rağbetine mazhar olan programlarda İçtimaî faaliyetin bazı branşlarında İhtisas kesbet-miş olan kimseler, stüdyoda veya hariçte bulunan dinleyicilerle yüzyüze İmişler gibi bazı mevzular etrafında münakaşa ederler.
Husus! programlar
Hususî programlarla muhtelif kategoride dinleyicilere eğlence ve haberler yayımlanır. Yatmadan evvel çocuklar İçin hikâye ve müzikten mürekkep bir »çocuk saati» tertibedlllr. Takriben 150 Amerikan radyo istasyonu muntazam surette yabancı dil dersleri vermektedir.
Halen okullarda gerek çocuklar, gerek büyükler için radyo programlarından istifade edilmektedir.
Radyonun İnkişafı sayesinde halkın uluslararası İşlere olan ilgisi bilhassa artmıştır. Radyo şebekelerinden çoğunun dünyanın en uzak yerlerinde hususî muhabirleri vardır. Bunların verdiği malûmat veya haberler, her gündüz veya akşam muntazam tâsı-lalarla radyo vasıtasile yayımlanmaktadır.
«Tı-ansoceanlc - Broadcasting» Atlantiğin iki tarafında bulunan İnsanlar arasında hakikî muhavereler tertibetmektedlr. Bunlar bir odanın içinde bulunuyoriar-ttuş gibi münakaşa ederken, söz misali binlerce dinleyici de mü kâlem elere İştirak etmiş olurlar.
Radyo ve harb
Birleşik Amerika radyo endüstrisi, Birleşmiş Milletlerin teknik teçhizatım tedarik edebilmek İçin fabrikalarının şeklini tamamen değiştirmiştir. Sivil halka mahsus alıcı cihazlar imal eden fabrikalar, 1942 nisanında hep birden faaliyetlerini tatil etmişler ve radyo endüstrisi yalnız başına■ 1943 ve 1944 yıllarında 4 milyar dolar kıymetinde harb malzemesi istihsal etmiştir.
Harb Istihsalâtı İhtiyaçlarına binaen radyo ticarî istasyonları ücretli programlarını azaltmak düşünmüşlerse de ticarî firmalar.
(Başlarafı 6 inci sayfada»
— Süleymaniyede büyük hengâme koptu. Ağa kapısına gûya dünya halkı doldu... haberini " *
Çelebi:
— Size demedim ola, neler göreslz!
Dedi.
— Yoksa saadetlû r_____,_____
der İhtimali var mı? diye sorduk. Şu haberi aldık:
— Ne olur, bilmem ama ramazanı şerife yetişmezi]
Peçevl İbrahim efendi vakadan sonra bu münecclmbaşı Mehmet Çelebiye birkaç defa bu «hükmünün me'hazlnlı sormuş.
— Neden Istlnbât eyledin? Söyle?
Diye yalvarmış, ama Mehmet çelebi her zaman inkâr edermiş!
— Benden gâhl haltı kelâm ve her-zegûyluk sadır olur. İşte o vakada da böyle bir şey etmişiz!
Sözlerinden başka şey söylemez-ı miş,
Peçevl — seadetlû padişaha hükmün ne İdi?
Diye ısrar gösterince başıdan:
' — Doğumu talihi olan suf vâki olmuş idi. O hal mucibince mı^karrer Idf
Cevabını almış.
Müverrih Feçevl İbrahim efendi ı münecclmbaşının yıldızlardan bu İstihracını yeniçerilerden ve yeniçerilerle birlikte çalışan ulemadan bazılarından aldığı bir habere Istlnadet-tlreblleceğlnl düşünseydl bu kadar merak etmeğe, didinmeğe lüzum gör-m ezdi!
Tûgi'nln yukarıda bahsettiğim risalesindeki şu düzensiz beyitlerinde de o zaman böyle bir istihraçta bulunulduğu ve sultan osmanın katlini Halife Hazretl Osman’ın sehadetine benzettiği görülüyor.
(İtiraf etse eğer bir abdı âsi cür-- müne
Affolur. olmaz Itab ol kula asia’> dediler.1
Btt ne lâyıktır kl şah iken kuluna yalvar üp
Cedbeced sultam âlisart iken boynun tğer!
getirdi. Mehmet
mİ? Dahi neler
padişaha bir ke-
müneccim-
bureda killim! nücıım
(Bir. iki mii/sitleriır iğvasına uydum) deyu Tövbe ediip nadim olmuş, aylayüp yaşın siler/ Ver cevabın lût/edüp Allah için olsun bize! Katle lâyık olmıyan şahı niçin katlettiler? Şah zulme meyil kılsa katli teabev-lemez! Hazretl Osman ç;İM sultana nice kıydılar? Ger nrüsemmaya mukarrer ise tesiri nâm İsmi İle yani Zinnureyni sânl ol-

| - IŞ ARfYANLAR
HAMUR İSİ VE YEMEK PİŞİRMESİNİ İYİ BİLİRİM _ Altı yaşındaki gayet İyi terbiye görmüş kız torunum yanımda kalmat üzere çalışmak mecburiyetindeyim. Akşam gazetesi Ayşe rümıızuna mektupla müracaat,
104»
— 1
I
Gel. taaccüp etme. Tûyî de düşe karnı kebir İki Osman arasında bin yıl (2) olmuştur meğer! Sultan Osman (Hotin) seferine gideceği sırada İstanbulda evvelce hocası Ömer efendinin kendisinden ziyade saltanate lâyık gördüğü kardeşi Şehzade Mehmedi öldürtmeğe — Kızlarağası Süleyman ağa İle müşavere ederek — karar vermişti. Bu hususta şeyhülislâmdan fetva alınamamış İse de kazasker Tasköprûlü zade Kemal efendi fetva vermeğe muvafakat eylemişti. Şehzade Mehmet katlolunacağı sırada kardeşinden aman dilemiş ve:
— Birader! Bana kıyma! Hani seninle ettiğimiz ahdü aman, kim sen padişah olursan bana kıymayasın ve ben padişah olursam sana kıymıya-yım deyüp kasemler etmiştik! Hani?
Demiş, fakat sözlerinin sultan Os-mana tesir etmiyerek üzerine kementler atıldığını görünce:
— Allahtan dilerim kim tacil tahtın yıkılsın ve ben ömrümden nice behremend olmadımsa sen dahi beh-remend olmayasın!
Diye beddua eylemişti. Sultan Osman bu cinayeti kardeşi yüzünden tacü tahtından mahrum kalmamak hırsiyle lrtikâbetmlştL Korktuğuna deli amcası yüzünden uğradı!
Süleyman ffâni İrtem
(2) Hasreti Osmanın şehadeti hicretin otuz beşinci senesinde vâki olduğuna aöre binden dört sene eksik/
Istanbu* sıtma mvc de'e bas^a *ığı Sa'ı a'ma Komisyonundan
İhalesi 20. 3. 945 salı günü, saat 11 de yapılmak üzere açık eksiltme İle bölge ihtiyacı İçin 400 adet kauçuğu ayrıca verilmek kaydlle beheri 130 santim tulünde telli ve İki ucu rekorlu lâstik boru yaptırılacaktır. Numune ve şartlaşma kâğıdı her gün başkanlık kaleminde görülebilir
isteklilerin gününde «56» Ura « 10» kuruş tutan teminatlarlle Kadıköy Moda caddesi 91 numaradaki İstanbul sıtma mücadele başkanlığında bulunmaları İlân olunur. (2881 >
İstanbul Defterdarbçından:
Haliçte taşkızakta mevcut (256,500) kilo gram hurda sarı, (2761 kilo hurda bakır, (100) kilo hurda kurşun. (13300» kilo maden (piki. (12952.750) kilo gram hurda demir zincir ve saire 26. 3. 945 pazartesi gıinü saat £5 de milli emlâk müdürlüğünde müteşekkil komisyonda kapalı zarf usullle satılacaktır.
Mecmuunun muhammen bedeli (3409ı lira (23) kuruş teminatı (350) liradır.
isteklilerin nüfus hüviyet cüzdanı İbraz ve 2490 sayılı kanunun tarl-fatı dairesinde hazırlanmış teklif mektuplarını ihale günü saat 14 de kadar komisyon reisliğine tevdi etmeleri muktazidir.
Fazla izahat İçin milli emlâk müdürlüğüne müracaatları. (2910)
Maliye Bakanlığından:
Toprak mahsulleri vergisi muamelâtında kullanılmak üzere 18 nevi matbu evrakın tab ve tecildi İşi 2490 numaralı kanunun 31 İnci maddesi mucibince kapalı zarf usullle ek/iltmeye konulmuştur.
1 — Muhammen bedeli 42031 lira 25 kuruştur.
2 — Muvakkat teminatı 3152 Ura 35 kuruştur.
3 — Eksiltmesi 23/3 '945 cuma giinü saat 15 de Ankarada Maliye Bakanlığı Levanm ve Kıymetli Evrak Müdürlüğünde müteşekkil eksiltme komisyonunda yapılacaktır.
4 — Şartnamesi Ltvazım ve Kıymetli B.rak Miidürlüğlle İstanbul Beşiktaş Maliye Evrakı Matbua Ambarında görülebilir.
5 — İsteklilerin tanzim edecekleri teklif mektuplarını 2490 numaralı kanunun 2 ve 3 üncü maddelerinde yazılı vesikalarla birlikte eksiltme saatnlden bir saat evveline kadar Komisyona vermeler! lâzımdır. »2873o
Is'anbu’ sıtma mücadele başkanlığı Salınalma Kom syo-undan
İhalesi 20. 3. 945 salı günü saat 10 da yapılmak üzere kapalı aarf usullyle mıntaka İhtiyacı için 55 adet (M.S.» tipi pülverlzatör alınacaktır. Şartlaşma kâğıdı her gün başkanlık kaleminden alınabilir.
İsteklilerin gününde «825» Ura tutarı teminat ve mektuplarlle Kadıköy Moda caddesi 91 numaradaki İstanbul sıtma mücadele başkanlığında bulunmaları İlân olunur. (2882)
DEVREN SATILIK TELEFONLU BAKKALİYE DÜKKÂNI - Osman-b«y Süleyman Nazif S No. 67 telefon No. 81534. Müracaat Galata ömer-âblt han birinci kat No. 18 de Faruk Çağlar, 1064 — 1
690 METRE ARSA — Galatada Emekyemez mahallesi Yamkkapı caddesi 20 - 22 No. 11 altı yüz metre ' arsa ve eski konak mahalli 945 pazartesi günü 4 - 5 saatte ğlu üçüncü sulh hukuk satış me-uğunda 945/4 No. da son müza-11e satılacaktır. 1065 -
O - İŞÇİ ARIYANLAR L
DAKTİLO ARANIYOR — Türkçe ve Fran size ayı çok iyi bilen bayan daktilo aranmaktadır. Her gün saat ondan on İkiye kadar Rızapaşa yokuşu Fincancılar Çıkmazı Ak han 18/18 No- ya müracaat edilmesi i 1044
SATILIK EŞYA SATILIK SEPETLİ VE SEPETSİZ MOTOSİKLETLER — Sultanahmet Gülhane Parkı kapısı yanında Soğuk-çeşme yokuşu 38'1 boyahaneye müracaat. 1009 — 1 ■
SATJUK OTOMOBİL — Lâstikleri İyi vaziyette, hususi olarak kullanılmış, Plyruouth marka kapalı tenez-züh otomobili. Bahçekapı Cermanya hanında Fomslm İnşaat Şirketine .müracaat. 1015 - 2
BAKKALLARIN NAZARI DİKKATİNE — Her boyda kese kâğıdı kasap ve sargıfık kâğıt ucuz flatle satılır. Müracaat: Eminönü Tahmis cad. Kalçın Sok. No. 13 1057 - 1
SATILIK ORK — Yen! bir oTk satılıktır. Müracaat; Telefon 21518 veya 60917 ye müracaat. 1055 —
S ALTLIK PİYANO — Çapraz, demir, sağlam. Fiat ehvendir. Kadıköy Yoğurtçu Fener Stadı yanında Şe-fikbey sokak No. 19 (dere kenarı. Acele müracaat. 1059 — 1
— Kiralık — Satılık
SATILIK KÂGİR EV — Beyoğlun-da Kalyoncukulluğu caddesinde üç oda, elektrik, su ve sair müştemilât çok ucuz satılık. Galata Ada han 8 numaraya müracaat. Telefon: 41863 1M0 — 1
P4RASI OLANLARA — Emlâk mukabili en emin şartla birinci derece ipotekle parasını kullanmak İsteyen-lerln Galata Ada han 8 numaraya müracaat. Telefon- 41663. 1061 — 1
ACELE SATILIK1. DÜKKAN — Piyasanın en İyi verinde Asmaaltı caddesinde kâgif dükkân satılıktır. Galata Ada han Katas Türk Ticaret evine müracaat. Telefon: 41663. 1062 — 1
ACELE SATILIK — Biri Kadıköy Küçük Moda Badem Altı sokağı dlğe-rl Erenköy Ethem Efendi caddesi he- 1 men asfalt üstünde. Bunlar kârgir ve 1 konforlu ve bol güneşli. Taliplerin. 1 4 üncü Vakıf han birinci kat 30 nu- 1 maraya her gün saat 1 den 2 ye kadar bizzat veya 21847 telefonumuzla baş vurmaları. 1054 —
5.600 LİRADAN 500,»00 LİRAYA j KADAR — tstanbulun her yerinde , apartman, ev, mağaza, İmalâthane, j fabrika, arsa ve çittik almak ve set-mak lstlyenler. Kârlı Lşi olup da devretmek Istlyen veya almak isti-yenler Beyoğlu istiklâl caddesi Büyük Parmakkapı köşe başı 4 No. kat 2 Tel: 42398 Suhulet Emlâk Zarif Özalp 910 - 4
7580 LİRAYA — Satılık köşk Mal-tepede İstasyona 2 dakika mesafede beş odalı İki katlı bahçeli köşk. Ferdİ Selek Türk Emlâk Bürosu Galata Ömerâblt han 2 nci kat 23 Telefon: 42368 1045 — 1
NATAMAM İNŞAAT — Bililmum İnşaat ve fenni mesuliyet hesap İşleri deruht* edilir. Ev ve ma-gazaların tamire muhtaç olanları derhal işe başlamak vc yıkılması icabeden emlâkin enkazını kabul eder. Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük Parmakkpaı köşe bap 4 No. kat 2 Tel: 42396 Suhulet Emlâk Zarif Özalp 911-4
FABRİKA İÇİN KİRALIK MAHAL — Oedlkpaka caddesi No. «7 eve müracaat, pazardan maada her gün. saat 7-4 948—2
20000 LİRAYA — İstanbulda Ebus-jut caddesinde 7 odalı geniş yüzlü âgir acde satılık ev. Ferdi Selek ürk Emlâk Bürosuna Galata Ömer-blt han 2.net kat 23 telefon 42368
1068 - 2
NVKVOSMANTYE CADDESİNDE — 10 odali kâglr. Fatih İtfaiye caddesinde 7 odalı kagir. Genç Türk caddesinde apartman şeklinde 8 odalı beton. Horİıor caddesinde 8 odalı ahşap ve daha birçok evler acele satıLL lıktir. Ferdi Selek Türk Emlâk GaQ lala ömerâb" h->n ? nel kat 23 telefi fon 42368 T008 -
DEVREN SATILIK DÜKKÂN — Gc-5 likpaşa Balipaşa yokuşunda 16 No.lj" •akkaliye dükkânı sahibi taşraya g!^ leceğinden devredilecektir, lçindekl-ıt müracaat. 1043 — 3
tj-MÜTEFERRTK
ORTA - LİSE TALEBELERİNE — Tuna Dersevlnde riyaziye - fizik -kimya - lisan derlserl verilir. Pazarlan başka her gün saat 14 - 18 arasında müracaat. Tuna Dersevi Atatürk bulvarı No. 88 T't^-nhu) - Aksaray. ıo
jıvru-
ALMANCA DERSLEK! -ah öğretmen bayan büyüklere, ve san derslerine devam etmek Istlyen ılebe.'ere üniversite talebelerine ve ^klorlara gramer ve mükâleme der-verlyor. Her yere gidebilir. Akşamı A B. C rilmuzuna mektupla miî-ıcaat. 103i -
BİR ALMAN BAYAN CC.KLT-EN — Bir Tiirk vatandaşı Alman lay metodla müptedi'.er-’ ve lierile-ş talebelere iyi ders verir. Pnzat-n maada her gün 3JÛ ■ 6 30 a kar İstiklâl caddesi 133 No. Iı Hasın y apartıman arka merdiven 0 ). ya müracaat. 1032 — 1
CİDDİ ÇALIŞKAN — İthalât ve-a sanayi müessesesâne Iştirâk sure-le paramı İşletmek İstiyorum Taf-lâtlı mektupla Akşam gazetesinde f, S ) rümuzuna mektupla müracaat. 10W - 2
MEKTUPLARINIZI UIIIH1MZ
Gazetemiz idarehanesini a ar es olarak göstermiş olan karilerimizden
E.A — 99 — MJU.E — S.L.A namlarına gelen mektupları idarehanemizden aldırmaları rica olunur.
Zayi — İstanbul Sumerbamk Yerli -[adar Pazarından mal almakta oluğum 20/472 sayılı cüzdanımı kay-ettlm. Yenisin! alacağımdan e*köl-In hükmü yoktur
Düzcede manifaturacı Cemal Aslan
r'a sabşı
Bandırma Merinos Yetiştirme Çifliği
M üdiirlüğiinden:
1 — Tahminen üç ton ağırlığında dökme demiri olarak 10 adet çayır, 3 adet kırklın makinesi, bir çayır toplama tırmığı ile bir baskül ve 26 parça M .......... ...........
Zayi — Pınarbaşı nüfus memurlumdan aldığım nüfus kâğıdım) ve eraberlnde Pınar askerlik şubesln-sn alman askerlik tezkeremi kaybet-m Yenisini alacağımdan eskisinin ükmü yoktur. 316 doğumlu
İsa oğlu Mehmet Duman
diğer ziraat ûlc-tlerl İle arabalara alt demir akşamı.
2 — 240 adet butun. 34 adet yanm tabaka kullanılmış oluklu çinko saç.
3 — Amerikan bezinden 1500 adet boş çimento torbası.
Yukardakl maddelerde yazılı üç cüıs malzeme toptan ve yahut ayrı ayrı 26/3/945 pazartesi günü saat 15 de çiftlik merkezindeki komisyon huzurunda pazarlıkla satılacaktır.
4 — Demir akşamının muhammen bedeli 800, saç çinkoların 1900 ve çimento torbalarının 900 Ura olup muvakkat teminatı bunların yüzde on beşidir.
5 — Bu malzeme kuruınumtızda isteklilere her gün gösterilmektedir.
6 — İlân bedeliyle diğer masraflar İsteklilere aittir. Bu malzemenin
Bardırmnya kadar nakil miiesseseye attttr. .2906-
bilhassa halen harb için çalışan kumpanyaların isim ve mamullerini halka unutturmamak üzere bu ticari istasyonlara yardım etmekten geri duramamalardır.
Halkın harb haberlerine olan ilgisi tabiatile artmış olduğundan harb haberlerine ve tefsirle-rlne alt programların sayısı büyük ölçüde fazlalaşmıştır. Askerî mahiyette olan haberlerin sansürü İhtiyarî otuo hüküm’tle ka rarlaştjnhıua olan esaslar üzerine
SATILIK ÇOK KIYMETLİ VE NADİDE ARSA — ÇlftehavuzlaTda de-nlz kenarında denize yüzü 100 metre olan 16680 metrekare arsa acele satılıktır. Tafsilât ve ttal hakkında görüşmek üzere Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna müracaat edilmelidir. Galata ömerâblt îıan 2 nd kat 23 No Telefon 42368 909 — 2
Zayi —- Kırklardı nüfus memurluğundan aldığım niifus kâğıdımı vo Kırklarell askerlik şubesinden verilen askerlik tezkeremi kaybettim. Yenisin! alacağımdan eskisinin hükmü yoktur 328 doğumlu
Abdiirrnhman oğlu Kâzım Okan

radyo şebekeleri tarafından bizzat icra edilmekte ise de harble ilgili olan diğer bütün meseleler radyoda serbestçe münakaşa edilmektedir. Harb istikraz tahville rl satılığa çıkarıldığı zaman radyo spikerleri, sivil müdafaaya ait programlar yayımlamak suretile
i ... - , - ; . , A.«Kıiı.ın — catiirıtuyuuue ısva.syu-
hukûmete yardım ederler Diğer na 3 oda sarnlç kuyu bah.
taraftan anavatan topraklarında ■ müstakil cv kı-cmea veya tamamen veya denizaşırı yerlerde bulunan J mobilyalı veya mobilyasız senelik silâhlı kuvvetlere mahsus hususî ı derhal kiralıktır. Akşamda s. H. 57 programlar tertıboluıımaktadır. | 1058 — 1
»EVREN KİR1I.NK DÜKKÂN — Mahmutpaşa Yeşildim Direkli han Sok. No. 2/1 imalâthane ve depoya elverişli. Baiıçekapı Kutlu han No. 5 te bay ŞcreTettln Gö2en'e müracaat 1023 — 1
KİRALIK — Bakırköy ünde istasyo-
Zayi — Akseki nüfus memurluğundan aldığım nüfus kâğıdımı ve Akseki askerlik şubesinden verilen askerlik tezkeremi kaybettim Yenilerini alacağımdan eskilerinin bükmii yoktur. 320 doğumlu
Mustafa oğlu Mehmet Alt Kayaküçük
Zayi — Şebekemi kaybettim, Yenisini alacağım için eskisinin hükmü yoktur. F.KJB. ( Eczacı >
695 Fiirusan Yazgafl
Zayi — 1910 - 1041 yılında Galatasaray lisesinden aldığım 1140 numaralı olgunluk diplomam yanmıştır, yenisini alacağımdan eskisinin hükümsüz olduğunu İlân ederim.
Guy Rosolato. Bcvoğlu Nuri Ziya sokak No. 21
Sahil e 8
Her flece yatağınıza girmeden evvel (Robbl Kold Krim) ile beş dakika yüzünüze masaj yaparsanız cildiniz yeniden tazeleyecek ve pençleşecektlr. Ancak bir cildin eyl bakılması kınyıklann önüne geçebilir.
PU0R* ' ALLIK ■ ««SU - RUJ BRI» «K T İN ■ LOSYON
HAŞAN DEPOSU; Eminönü - Karaköy - Galatasaray - Ankara
Vantüp yaptırılacak
Ereğli kömürleri işletmesi umum müdürlüğünden:
İşletmemize lüzumla »10.00®* metre Vantüp İhale suretlle İmal ettir İlecektir.
İhale kapalı zarf usullyle 2 Nisan 945 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 16 da Zonguldakta işletmemiz Ticaret Gurubu müdürlüğünde yapılacaktır.
Teklif mektuplarının yukaıda yazılı gün en g?ç saat 15 e kadar işletmemiz baş sekreterliğine verilmiş olması lâzımdır.
Teklif sahipleri İma 11ye bedelinin % 7.6 u nlsbetincte işletme veznesine yatıracakları muvakkat teminat akçesi makbuzunu veya banka teminat mektubunu tekliflerine bağlı olarak vereceklerdir.
Bu işe ait şartnameler:
Zonguldak'ta İşletmemiz Ticaret Gurubu Müdürlüğünden Ankara'da Eti Bank Umum Müdürlüğünden
İstanbul'da Meydancık Yeni Valde han 3 üncü katta İrtibat Me-murl uğumuzd an
alınabil!'
İrilme ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir,«2836»
— TÜRKÇE ve İNGİLİZCE —
Lisanlarını çok iyi bilen ve Ticaret muhabe- I £ ratında çalışmış tecrübeli bir memur alma- I I çaktır.
1 Müracaat yeri: Galata Karaköy Palas 6 ncı kat No. 22,_|
Satılık mamul çam kerestesi
'"■let Orman işletmesi Manavgat revir amirliğinden:
ı — Üçırmak Bölgesine bağlı Mersin serisi emvalinden olup Hcma Kail rampasında Manavgat Irmağı kenarında muntazam İstifte mevcut 2040 ..Jet denk 200 M3. 542 D3. çam kerestesinin beher metreküpü 90 liradan açıfc arttırmağa konmuştur.
2 — Arttırma 1273/945 pazartesi günü revirde yapılacaktır.
3 — Muvakkat teminat 1354 Uradır.
4 — Şartname orman umum müdürlüğünde revirde, Antalya,. Alanya. Mersin revirlerinde ve Akseki Bölge Şefliğinde görülebilir.
5 — İsteklilerin muayyen gün ve saatte revire müracaatları. «2792»
Satılık Renar Arjante ceket
Avrupada yapılmış az kullanılmış Renar Arjante bir ceket satılıktır. Taksini Talimhane Receppaşa cadde .-ı Kanarya apartmanı 10 No. ya müracaat.
Zayi — Devlet Denizyollarından aldığım 310395 sayılı ana karnemi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Kuvvet Algarnası kaptanı Basrl Kalender
RADYONUZUN doktora İhtiyacı varsa Profesör RADYO -TEKNİK'e telefon ediniz. Eskisinden daha yüksek bir hale ifrağ edecektir,
RADYO TEKNİK
P. Perrln ve W. Kornfilt Mühendis Beyoğlu 285 İstiklâl Cad.. (gecldlndei Tel? 41284
KİMYANIN
İNSANLICA YARDIMI
REOSİL
DKŞÜRÜKrıBROHSİTİ OERHAl ÜE(İRİR
Zayi — 270700 numaralı hamili bulunduğum. memur ana karnemi «ayl ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. Şişil P. T. T. merkezinde memur Sal de Özsöz,
50-60 Beygir kuvvetinde D ZEL VEYA GAZOJEN Motcrüne İhtiyaç vardır. İstanbul Ketenciler Sabuncu Han Idrls voybutak lâboratuvaruida müracaat. Tel: 21195.
SATILIK DÜKKÂN
Kapalı Çarşı Kavaflar sokak 28 No. dakl dükkân acele satılıktır.
Müracaat: Fatih İtfaiye caddesi F'rhad Ağa sokak Nt>. 5
A K ŞAM
Aslan ve Esk hisar mi'ttehit çimento ve su kireci fabrikaları anonim şirketi Hissedarlarına İlân
Ticaret kanununun 361 İnci maddesi ve şirket mukavelenamesi ahkâmına tevfikan Aslan ve Esklhlsar Müttehit Çimento ve Su Kireci fabrikaları Anonim şirketi hissedarları, 29 Mart 1945 tarihine rastlıyan perşembe günü, saat 10 da, Beyoğlunda, Pera palas salonlarında inikat edecek adi hissedarlar umumi heyeti toplantısına davet olunurlar.
GÖRÜŞÜLECEK İŞLER:
1 — İdare meclisi raporu İle denetçi raporunun okunması,
2 — 1944 senesi muamelâtına ait hesabatm kabulü ve İdare meclisi üyelerinin .İbrası ve mezkûr sene işleri sonuçlarına dair İdare meclisinin teklifi.
3 — İdare meclisi üyelerine verilecek ücreti huzurun tayini İle beraber şirket umurunun İdaresine mahsus surette memur edilecek üye aidatının tesbitl.
4 — İdare‘meclisinden çıkan üyelerin yerine yenilerinin seçilmesi,
5 — 1945 senesi için bir denetçi seçilmesi ile aidatının tesbitl ve denetçinin mazereti halinde vazife ifa eylemek üzere, yedek denetçi.
Lâakal 25 hisse senedine malik olup ta bu toplantıda hazır bulunmak İsteyen zevat, ticaret kanununun 371 inci maddesine tevfikan toplantı tarihinden bir hafta evvel hisselerini şirket merkezine tevdi etmelidirler.
Bankalara tevdi edilecek hisse senetleri mukabilinde alınacak mektuplar, şirket merkezine tevdiat mahiyetinde olarak kabul edilecektir.
İstanbul, 8 Mart 1945 İDARE MECLİSİ
— ECZACI ALINACAK —
Sümer Bank İplik ve Dokuma Fabrikaları Kurumu
Hereke Fabrikası Müdürlüğünden:
3659 sayılı kanun hükümleri dahilinde ve 140 Ura ücretle çalıştırılmak üzere Diplomalı bir Eczacıya ihtiyaç vardır.
İsteklilerin evrakı müsbltelerlyle birlikte Kişi İşleri Şefliğimize müracaat etmeleri
Sayın Lokanta, Birahane, Pastahane, Gazino Sahiplerile Mahallebicilerin Nazarı Dikkatine:
Çay ve Kahve tabak ve fincanları, muhtelif eb'adda yemek, tabağı ve kâselerimiz gelmiştir. Arzu ettiğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
Yeni KARLMAN GEÇİDİ idaresi
BEYOĞLU
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Satmalma Komisyonundan:
İç malzemesi müteahhide alt 23 takım emniyet âmiri elbisesi dlktlrile-cektlr. Açık eksiltme 18/3/945 pazartesi günü saat 16 de yapılacağından şartnameyi görmek isteyenlerin Muhasebeye müracaatları.
Beheri Tutarı ilk teminatı
Takım______Lira Kr._____ Ura Kr. Lira Kr.
23 33 02 780 18 58 51
«2558»
MEDIEIEN
V' Juamutju
HED NEYİ SOĞUK ALGINLIĞI. NEZLE, GOiP, ADELE »ROMATİZMA AĞRILARINI GEÇİRİR... ___"HEPECZAHEDEH A PAYIMIZ,
8 Mart 1945
Keçi kılı ihracı hakkında
İthalâtçı ve İhracatçı Birlikleri Umumi Kâtipliğinden:
Bir miktar keçi kılının fiat ve fon kayıtlarına tâbi tutulmadan ihracının kararlaştırıldığı Ticaret Bakanlığının tebliğine atfen İlgililere İlân olunup(2916)
GRiPiN
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve bütün ağrıları derhal keser
İcabında günde 3 kaşe altnabilir Reljerde ısrarla GRİPİN İsteyiniz.
OTURUL^»
yg bronşiti derhal keser
Created by free version of 2PDF
iliUIIIIIUlKlllllltlIlllllllllllKlllllllllllllllllllllllllllUIIIIIIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIUIIIIIIIIIIIlllllllllllllllllimilllllllllllllİ
Devlet Demiryolları ve Limanlan İşletme I Umum idare&i İlânları
illlll lilllllllllll>ıllllllllllllllllılllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll(lIl(llllllllllllMirilllllllllllHIIUIUIIIIlll(IIIIIIFIIIiMUIIHItimii
Emlâk ve Eytam Bankası İstanbul Şubesinden:
Kadıköyünde Modada Moda burnunda (20) No. 11 denize fevkalâde nezareti olan her tarafı açık bahçeli kârglr on İki odalı bir hane 15/3/1943 tarihine rastlayan perşembe günü saat 14 de şubemiz binasında açık arttırma surftlle satılacaktır.
İstanbulun en güzel yerlerinden birindeki bu fırsattan faydalanmak İsteyenlerin gayri menkulü görüp gezebilmeleri İçin yanındaki 22 No. lı hanede oturan Bay Sabur Sami Dıraza ve tafsilât almak ve şartnamesini görmek isteyenlerin bankamız hukuk servisine müracaatlar» İlin olunur. «1470»
Resim masası alınacak
Haydarpaşa satın alma komisyonundan:
1 — (5> beş adet mihaniki tertibatlı resim masası kapalı zarf usullla satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli (8750 > sekiz bin yedi yüz elli lira olup, muvakkat teminatı (658) altı yüz elli altı lira (25) yirmi beş kuruştur.
3 — Şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme (19 mart 1945 > pazartesi günü saat (15,30) on beş buçukta Haydarpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satmalma komisyonunda yapılacaktır.
Teklif mektuplarının o gün saat(14,30) on dört buçuğa kadar makbua mukabilinde komisyona verilmesi ve yahut muayyen saatten evvel ele geçecek tarzda iadeli taahhütlü olarak posta İle gönderilmesi, (2872*
Satılık kerestelik tomruğu
Devlet orman işletmesi Oltu Revir amirliğinden:
1 — Revirimize bağh oltu kazasının Soğman çayın rampasında istifte mevcut 250 adet muadili 191 metreküp 015 desimetreküp kerestelik tomruğu açık arttırma suretlle satılığa çıkarılmıştır.
2 — Beher metreküpünün muhammen bedeli kırk iki liradır.
3 — Arttırma 12. 3. 945 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 15 d» revir binasında yapılacaktır.
4 — Muvakkat teminat 802 Uradır.
5 — Şartname orman umum müdürlüğünde, oltu, Sarıkamış, ardahan revir Amirliklerinde ve mahalli bölge şefliklerinde görülebilir.
6 — İsteklilerin muayyen gün ve saatte revir merkezinde komisyona müracaatları.(2595)
Hurda çinko alıyoruz —
Elinde hurda çinkoları olanların, Galata Tünel caddesi Kardeşim sokak 6 numarada madenî eşya kooperatifine müracaatları, Telefon: 43001
I
Türk çimentosu ve kireci
Anonim Şirketi Hissedarlarına:
şirketimizin hissedarlar Genel Kurulu senelik âdi toplantısı, 27 Mart 1945 salı günü, saat 10 da, Gal atada, Agopyan hanının 4 üncü katındaki Şirket yönetim merkezinde yapılacaktır.
şirket Esas mukavelenamesinin 62 nel maddesine göre, bu toplantıya gelecek hissedarların en az 250 Hisseye sahip olmaları ve Ticaret kanununun 371 İnci maddesine göre de, bunları, toplanma gününden bir hafta evvel. Şirket kasasına veya Bankalara yatırmaları ve şirketten giriş kâğıdı almaları lâzımdır.
GENEL KURUL GÜNDEMİ:
1 — Yönetim Kurulu raporu ile denetçi raporunun okunması,
2 — 1944 ticaret yılı içinde yapılan muamelelere alt hesapların tetkiki ve kabulü, Yönetim Kurulu üyelerinin ibrası ve aynı sene hesap sonuçlarına alt Yönetim Kurulunun teklifi,
3 — Çıkma sırası gelen üyelerden açılan yerler için seçim yapılması, 1944 yılı içinde. Şirket Esas mukavelenamesinin 26 ncı maddestr e dayanılarak Yönetim Kurulu üyelerine seçilenlerin memuriyetlerinin tasdiki, Şirketi tdareyo memur üyelere verilecek ücretin tayini,
4 — Yönetim kurulu üyelerine 1045 senesinde verilecek huzur hakları miktarının tayini,
5 — Ticaret Kanununun 323 üncü maddesine göre, şirketle ticaret muameleleri yapabilmek üzere Yönetim Kurulu üyelerine izin verilmesi,
6 — 1945 senesi için bir denetçi 11® bunun mazereti halinde vazife görmek üzere bir yedek denetçinin seçimi ve ücretlerinin tespiti.
YÖNETİM KURULU

Comments (0)