Açık bulunan Millet vekillik- jflk |>/| ANAYASA
leri için pazar günü JH -çîjfc fc W M 'm. t'T p'il H«ari>y»n: zCutII çubokcboğm
. . . A iHh fllar w .«£-■ İstanbul umumi meclisi muamelât müdürü
seçim yapılacak 2 nc1 basişi çikti
Herkese lâzım olan bu kitabın flatl 05 kurut
Sene 27 — No. 9476 — Fiat! her yerde 10 kuruştur. ÇARŞAMBA 7 Mart 1945 Sahibi: Necmeddin Sadak — Neşriyat müdürü; Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Rhin batısında Alman mukavemeti çöktü
Rus topları Stettini döğmeğe başladı
Kolonya şehri diye artık bir şehir mevcut değil
Kızılordu Öderin mansabına
vardı, 500 meskûn yeri aldı
Sovyet tankları düşmanı taldbederketı
Londra 7 (AA.) — Sovyet kuvvetleri Öder mansabına varmışlar vs Karnin şehrini İşgal etmişlerdir. Karnin şehri Stettln’e 70 kilometre mesafede bulunmaktadır.
Stettln, Sovyet bataryaları tarafından şiddetle bombardıman edilmektedir.
Sovyet ileri hareketi esnasında dün 500 den fazla meskûn yer zaptedll-mlştLr. Pazar ve pazartesi günleri ea-nasında 2500 Alman esir alınmıştır.
Sovyet bomba uçakları ricat etmekte olan Alman kollarını bombardıman. etmekte ve mltralyöz ateşine tutmaktadırlar. Bu hava kuvvetleri
Ballık denizinde bir Alman taşıtını batırmışlar ve Koenlgsberg‘1 bombalamışlardır.
Şimal doğu Almanyada, Köslln yakınlarında bir Alman gurubu kuşatılmış ve İmha edilmiştir. Düşman 100O esir kaybetmiştir. Köslln garnizonunun kumandanı de esir düşmüştür.
Vlâtule nehrinin aşağı kısmında Graudenz ele geçirilmiştir. 5000 Alman esir alınmıştır. Graudenz garnizonunun kumanı da esir düşmüştür.
Danzlg istikametinde İleri hareket devam etmiş ve Sovyet birlikleri bu kesimde 2000 Alman subay ve erini
öldürmüşlerdir.
Macarlstanda, Balaton gölünün her İki tarafında şiddetli Alman karşı taarruzları geri atılmıştır.
Mühim Alman kuvvetleri sarıldı
Brüsel 7 (A A.) — Alman ajansı Transocean’ın bir muhabiri mareşal Zukov'un Karnin ve Baltık istikametlerindeki ileri hareketi sonunda, mühim Alman kuvvetlerinin kuşatılmış olduğunu, bunların durmadan artan ve üstün kuvvetler tarafından yapılan bir baskıya karşı koymak zorunda kaldıklarını bildirmektedir,
Kolonya’dan kaçan Almanlar, Bonn şehrine çekiliyor. Esir miktarı yetmiş bini buldu
SANFRANCİSCU KONFERAN SINA DAVET OLUNDUK
Almanyadaki Türkler
Davetiye, Birleşik Amerika sefiri tarafından dört büyük devlet namına hükûmetim'ze verildi
Ankara 6 (A.A.) — Bugün öğleden sonra saat 6 da Amerika büyük elçisi M .Steinhardt Dış Bakanımızı ziyaret ederek. Türkiyenln San Francisco konferansına, Amerika dahil, dört devlet namına. Amerika hükümeti tarafından davet edildiğini bildirmiştir.
Hariciye Bakanlığında hazırlık
Ankara 7 (Telefonla» — Türkiyenln San Fr ra Cisco konferansına resmen davet edilmesi üzerine, Dış Bakanlığında başlanan hazırlıklar daha ziyade genişletilmiştir.
Evvelce de yazdığımız gibi, konferansa gidecek heyete B Haşan Saka başkanlık edecektir. Heyet âzalarının kimler olduğu henüz kat! olarak anlaşılmamış İse de, birinci muavin B. Feridun Cemal Erkin ile Dıs Bakanlığı hukuk müşavirlerinden Prof. B l.that Erim heyete dahildirler Diğer Azalar da bugünlerde tesblt edilecektir.
Heyet, nisan ortalarına doğru uçakla Ankaradan Vaşingtona müteveccihen hareket edecektir
Ankara 6 — San Francisco konferansına gidecek heyetimizin 8 - 8 kişiden fazla olmıyacağı söylenmiştir.
Müttefik hükümetlere gönderilen davetiyenin metni
Vaşlngton 6 (A.A 1 Birleşik Amerika Dış Bakanlığı müsteşarı M. Grew'ln dünkü basın konferansında
yaptığı demecin metni şudur:
«Kırım konferansında Birleşik Amerika hükümeti, orada hazır bulunan 3 hükümet adına, Çin Cumhuriyeti hükûmetlle Fransa Cumhuriyeti muvakkat hükümetini Birleşik Amerika hükümeti, Birleşik Kırallık hükümeti ve Sovyetlcr Birliği hükûme-tile birlikte 25 nisan 1945 te San Franclsco'da toplanacak olan Birleşmiş milletler konferansı İçin davetiyeler göndermeğe çağırmak lizere onlarla İBtlşare etmek yetkisini almıştır.
Dün, Vasington saatlin tam 12 de, Birleşik Amerika hükümetinin dünyanın muhtelif başkentlerinde bulunan temsilcileri, 39 Birleşmiş milletin hükümetlerine aşağıdaki davetiyeyi sunmuşlardır:
Birleşik Amerika hükümeti, 25 nisanda Birleşik Amerlkada San Franclsco'da, milletlerarası genel bir teşkilât ve barış İle milletlerarası emniyetinin muhafazası için bir beyanname hazırlamak maksadlyle toplanacak olan bir konferansa, hükümetini f davet edilen hükümetin İsmi» mümessiller göndermeğe, kendi adına, Bûyiik Britanya ve Kuzey İrlanda hükümetleri, Sovyetler Birliği hükümeti, Çin Cumhuriyeti hükümeti adına davet eder,
Yukarıda adı geçen hükümetler, konferansın geçen ekim ayında Dum-barton Oaks kon Transı neticesinde yayınlanmış olup milletlerarası bir genel teşkilât kurulmasına mütaallık
(Arkası salıife 2; sütıın 6 da)
Bir İsveç vapuru tarafından getirilmesi için anlaşma yapıldı
Stokholm 7 (A.A.) — Resmen bildirildiğine göre. Alman hükümeti ile yapılan bir anlaşma mucibince İsveç bandıralı Drettlngholm vapuru bundan sonra sivillerin memleketlerine ladesi İçin kullanılacaktır. Bu vapur, martın 15 ine doğru Göteberg'len bir Ingiliz limanına hareket edecek ve oradan da Lizbon. Portsaid ve tsUın-bul'a gidecektir.
Vapurun giderken taşıyacağı 1000 yolcu arasında İnplllzler, Portekizliler. Arjantinliler, Türkler ve birkaç ta İsveç tebaası bulunacaktır. Dönüşte Drottingholm, muhtelif limanlardan 1000 e yakın Alman yolcusu alacaktır Vapur aynı zamanda İsveç’ ten Türkiye'ye ve Türkiye'den İsveç'e eşya taşıyacaktır,
r • -------
I Halka verir talkını
I Yazan: A ADNAN - ADIVAR ı Bugün beşinci sahifemizde
DİKKATLER
Hülâaasaa ve hücum
Londra 7 (Radyo) — Rhin havzasının merkezi Kolonya şehri şimdi Müttefiklerin elinde bulunmaktadır. Dün akşam saat dokuzda birinci Amerikan ordusunun genel karargâhı, neşrettiği bir tebliğde, bu haberi resmen vermiştir. Kolonyada, şurada burada saklanmış birkaç düşman nişancısından başka hiçbir mukavemet kalmamıştır. Kolonyadan çekilen Alman kuvvetleri, üniversite şehri olan Bonn'a doğru ricat etmektedir.
Bugün Kolonya şehri diye bir şehir kalmamıştır. Resmi haberlere göre, şehrin yii2de 85 1, gayrı resmi haberlere göre yüzde 95 1 tamamen tahrlbedllmlştir
Son dört sene zarfında İngiliz uçakları 30.000, Amerikan uçakları da 12.000 ton bomba atmışlardır. Şehirde bomba ve güllelerden açılan çukurlar derin ve tahribat o kadar büyüktür kİ, harb muhabirleri, şehrin, yeniden inşa edilebileceğini tahmin, edemiyorlar. Yeraltı sığınakları, 200 bin halk ile dolu olarak bulunmuştur. Bu halk, nazllerln davetine rağmen, şehri terketmemlştlr.
Kolonyadan kaçan Almanlar, Bonn şehrine giden köprüyü ellerinde tutmak için ümitsizce çarpışıyorlar.
”■ üçüncü Amerikan ordusunun hare-( kâtı etrafında muhafaza edilen ketumiyetin sebepleri anlaşılmıştır. Bu orduya mensup bir tümen 50 kilometrelik bir İlerleyiş yapmış, sekiz şehri, birçok köy ve kasabayı zaptetmiş. Alman generali von Hotelrt İle kurmaylarını esir almıştır. Btı ordu, şimdi Rhin nehrine 30 kilometre mesafededir.
General Patton kuvvetleri Mosell® , vadisine müvazi bir hat üzerinde Coblens’e doğru İlerliyor, Almanlar şimalî Rhin havzasında Vessel köprüsünün dolaylarını ellerinde tutmak için şiddetle çarpışıyorlar. Bu Alman köprübaşısı gittikçe daralmaktadır.
Rhin nehrine taarruz başlıyalıdan-berl 9 uncu Amerikan ve birinci Kanada orduları 70,000 kadar esir almışlardır.
İleri hareket devam ediyor
Paris 7 (A.A.) — Birinci Amerikan ordusu umumî karargâhından bildirildiğine göre, dün akşam general Hodge kuvvetleri Kolonya şehrini İşgal etmişlerdir.
Bonn şehrinin batısında Alman tank birlikleri İnatla mukavemete devam etmektedirler.
Şimalde, birinci Kanada ordusu Vessel köprübaşında İki kilometre ilerlemiş ve Alten'ln cenubunda mühim bir tepeyi İşgal etmiştir.
Alten, Veysel'den evvel en büyük kasabadır. Bu kesimde KanadalI birlikler nehre 1500 metre mesafede bulunmaktadırlar. Von Rundstedt'ln ricat hareketini desteklemek İçin İndirilmiş olan paraşütçü birliklerinin vaziyeti tehlikelidir.
Alman kayıpları ağır
Paris 7 (A,A ' — Alman Haberler ajansının yooumcusu dün akşamki konuşmasında, von Rundstedt kuvvetlerinin Rhin nehrini geçişleri esnasında ağır kayıplara uğramış olduklarını bildirmiştir
Amerikalılar Bonn’dan 10 kilometre uzakta
Londra 7 (A A.) — Amerikan kuvvetleri Kolonya şehrini İşgal ettiler. Harb muhabirleri Kolonyadaki tahribatın Stalingrad'daklnden de fazla olduğunu söylemektedirler. Meşhur Hohcnzolern köprüsü Rhin nehrine çökmüş bir vaziyettedir. Kolonya katedraline İsabet olmuş, fakat kated-
Kötü şeye ne çabuk alışılıyor. Ecnebi radyolardaki spikerlerin Türkçeleri bize de sirayet etti: Artık çoğu gençler (hulâsa) diyecek yerde (hülâaasaa) diyor. Son zamanlarda (hücum) yerine (hiiciim)) de ortalığı kapladı. Hülâaasaa bu sütunlardan hücuma kalknıasalar, bu gibi kelimeler hücumla Tiirkçemizî kaplı-
, yaraktır.
İLİM KÖŞESİ
Meşhur Botanik âlimi Linne, jeoloji bilgini Cuvier
Yazan: Dr. Akil Muhtar Özden
Bugün dördüncü sahifemizde
______________________________I
Amerikalıların süratle yaklaştıktan Coblence şehrinin görünüşü
rai halâ ayakta durmaktadır.
Bon’a gitmekte olan yol Amerikan topçusu tarafından şiddetle bombardıman edilmektedir. Amerikan piyade birlikleri dün gece bu şehre 10 kilometre yaklaşmış bulunuyorlardı.
Müttefik birlikleri şimdi Rhin nehrinin sol kıyılarını. Kolonyadan
Günler Geçerken
Created by free version of 2PDF
Raynberg’e kadar ellerinde tutmaktadırlar.
Kolonyanın şimalinde dûn bir fabrika İle bir petrol tasfiyehanesi işgal edilmiştir. 3600 Alman esir alınmıştır. Avrupaya çıkarma yapıldığı günden* beri Müttefikler bir milyon Almanı esir almış bulunuyorlar.
Kitap okuma terbiyesi
Bizde bir «kitap okuma terbiyesi» yer almış mıdır, almamı? mıdır, iyice bilmiyorum. Ama içimde şiiphe var; gördüğüm bazı örnekler de şüphemi arttırıyor. Kitap okuma terbiyesi demekle neyi anlatmak istiyorum? Herkesin her kitabı okumaması lâzım geldiğini, okuma merakının da — başka terbiye kaideleri gibi — u silileştirilmesini. Kötü olan şııdur kî çoğunluk evlâtlarının dur-mamacasına kitap okumasından memnundur: aına ne okursa okusun... Okumak işinin usulsüz ve ayıp noktasını gören aileler azdır: bu işte kontrol ise hemen hemen İliç yoktur. Küçük hay ve bayan akşam üzeri koltuğunda yeni bir siirii kitapla gelir» köşeye geçer, yahut odasına kapanır: başını saatlerce sahifcler-den kaldırmaz Ne yapıyor?» derler: «okuyor!» Eh. fena bir şey yapmıyor a! Varsın okusun! Okudukları hangi kitaplardır? Orası düşünülmez. Sokak sokak gezmekten, komşu komşu dolaşmaktan. kötü kişilerle düşüp kalkmaktan elbette iyidir.., deyip geçerler
Değildir. Yayın hürriyeti olan, yani sansüre uğramadan kitap basılan olgıın memleketlerde o hürriyetin bir «amortisör.' ü vardır ve işte «okuma terbiyesi ■ dediğim budıır. Usul ve âdet dışı olduğu için kızınızı meselâ nasıl, daha kapalı ve uzıın etekli de olsa gecelikle soknğa çıkmağa bırakmazsanız ve o kız da gecelikle gezmekten hayâ duyarsa bazı kitapları elind? taşımanın, evine sokmanın ve okumanın aile ve cemiyet terbiyesine aykırı hareketlerden sayıldığını da bilmemiz lâzım gelir. Ahlâk ciheti ayrı meseledir Son günlerde yaşlı başlı adamların bile adlarını tekrarlamaktan çekinecekleri tercüme ve telif romanları vitrinlerde ve ilânlarda görünce tiksindiğimize, hele bunlara gene ellerde raslanınca irkildiğimize şüphe yok. Kitap sansörii olmamasından değil aile ve terbiye baskısının yokluğundan şikâyet-
|| Çtyfc- -
Bir nokta daha var: llaska memleketlerde bir «kitap basma terbiyesi . de yerleşmiştir. Tabiî duygularımızı yalnız âdı cihetten tahrik edici eserler basmakla geçinen kitapçıların abları malûm sokaklar gibi bellidir. Ciddî, değerli, temiz kitap çıkararak daima firmasının haysiyetini koruyan kitapçı yayımlan da öylece bilinir Hattâ bazısı az çok mahzurlularını işaretlerler, Bütün bunlar bir kitap basma terbiyesinin yerleştiğine alâmettir.
Refik Hal i d Karay
Suhıle k
AKŞAM
7 M «ul, 1U‘.j
SÖZÜN GELİŞİ
Sakar adam azalıyor
Harb. insanlar gibi maddeleri de değiştiriyor. Harbden sonra çehresini topyekûn değiştirecek maddelerin başında şu «caın» dediğimiz, maddenin geleceği muhakkak. Hattâ cam şimdiden harbin sonunu beklemeden tanınmaz hale gelmiştir bile.
Düne kadar en ufak bîr fiskeye dayanmaz, ya çatlar, yahut şangır şungur kırılırdı. Dikkatimizin, temkinimizin çoğunu camı korumak uğrunda harcadık. Fincan, bardak, sürahi iyi şeydir, ama çabucak kırılması olmasa. Nerede cam varsa orada aklımızı başımıza toplamak, hareketlerimizi kısmak, önümüze, arkamıza bakmak emri de var demektir. Sandıkların üzerinde «Kırılacak eşya» yazılı kâğıt yapışık oldu mu hamal bir nezaket sınavına girmiş gibi terler! Hattâ camın kırıldığı bazı insanların adını «sakar» a, uğursuzluğa çıkarmıştır. Cann koruyamamak, bardağı kırmak, tabağı düşürüp tuzbuz etmek neden uğursuzluk olsun; kabahat insanda mı, yoksa camın aslında pek kırılır, dokunmaya gelmez oluşunda mıdır?
İnsanların camdan çektikleri de artık sona ermiş görünüyor. Fen bu harbde ilk iş olarak camı adam etti. Kırılmaz cinsleri çoktan elimizdedir. Bardakların sağlamlığı hakkında müşteriye bir fikir verebilmek için satıcılar onu yerden yere vurmaktadırlar. En ufak bir eğrilmeye dayanamıyan camlar bir taıftan insanların istedikleri kadar sert, dayanıklı olurken, bir taraftan da yumuşaklığın ilk basamağına indiler: Bel kemerleri camdan, pantalon askıları camdandır. İncelmek de artık camda derken: Kadın çorapları camdandır. Yakında söküklerimizi cam ipliğiyle dikeceğimiz de haber veriliyor.
Camı bukadar uysal yapan ikinci cihan harbi Nazileri mi yola getîremiyecek? Bundan böyle «sakar adam» kalmayacağı muhakkak. Şevket Rado
R. CHIIRCHİLL BATI GEBESİNDE BİR NUTUK SÖYLEDİ
“ Yakında Rhini geçeceğiz, müşterek güzel bir gayret Avrupa harbini sona erdirebilir „
Yaşlı bir adamın küçük bir kıza tecavüzü
Haşan, köprü altında Nah de’ye tecavüz etmek isterken yakalandı
Parti grupu
Hariciye Bakanının verdiği izahatı dinledi
Ankara 6 (A.A.) — Bize verilen malûmata göre, 1045 yılı maarif mükâfa tı futbol müsabakaları bu yıl 11/3/.45 pazsr günü bağlıyacaktır. Bu müsabakalara İstanbul’dan 4 Ankara ve İzmir’den ikişer takım İştirak edecektir. Bunlara alt talimat alâkalı bölgelere gönderilmiştir. Bu talimat gereğince Llk maçlar bölge takımları arasında kendi bölgelerinde oynanacaktır. Bu müsabakalara İştirak eden kulüplerimize Maarif Bakanımız sayın Haşan Ali Yücd aşağıdaki telgrafı göndermiştir:
•Geçen yıl bu karşılaşmalarda vazife alan arkadaşlarınızın dürüst ve saygılı hareketleri hepimizi memnun etmişti.. Sîzlerden de millî geleneğimize yaraşan hareket ve taşrılan bekler hepinize eşenlik dilerim.»
Halka basma ve kaput bezi verilecek
Yeril Mallar Pazarlan, dinde bulunan pamuklu mensucatın ekmek karnelerinin «P» kuponu ile halka dağıtılmasına karar vermiştir. Basma ve kaput bezinden başka bütün pamuklu mensucatın satışı serbes olduğundan bu kuponlarla basma ve kaput bezi dağıtılacaktır.
5700 balye Merinos yapağısı İskenderun'a geldi
Ankara 7 (Telefonla) — Buraya gelen habere göre İskenderun lmianına 5700 balye Avustralya-dan Merinos yapağısı gelmiştir.
Sıtma savaşı için 5 milyon lira
Ankara 6 — Sıhhat ve İçtimai Muavenet Bakanlığı, sıtma savaşı masraflarına karşılık olmak üzere 5 milyon lira ödenek İstemiştir. Ayrıca 1945 yılının 7 aylık bütçesine sıtma İçin İlâç ve mazot İçin 1 milyon 158 bin lira ödenek konmuştur.
Ankara 6 (AA.) — C. H. P. Meclis Grupu Başkan vekilliğinden:
C. H- P. Meclis Grupu Genel kurulu 6 3/1815 salı günii saat 15 de Başkan vekili Balıkesir Millet Vekili Gl. Kâzım Özalp’in Başkanlığında toplandı.
Oturum açıldıktan ve geçen toplantı zabıt hülâsası okunduktan sonra kürsüye gelen Hariciye Bakanı Haşan Saka'nın, Büyük Millet Meclisinin tatilinde geçen siyasi olaylardan memleketimizi ilgilendirenleri hakkında verdiği İzahat He bu me-yanda bir çok hatipler tarafından ileri sürülen düşünce ve sorulara verdiği tamamlayıcı cevaplan dinlendi Kâfi görülen bu izahattan sonra rııznamenln IMncJ maddesini teşkil eden liftik hakkmdaki Yozgat Milet Vekili Süleyman Sırrı îçöz’ün takriri kendilerinin oturumda bulunmamasından konuşulması gelecek toplantıya bırakıldı ve saat 17.30 da oturuma son verildi.
Açık Millet Vekillikleri için seçim yapılacak Ankara 6 — Açık Mîllet Vekillikleri için önümüzdeki pazar günü seçim yapılacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi, namzetlerin isimlerini, aglebi ihtimal, cumartesi günü İlân edecektir.
Samsunda Emlâk ve Eytam banka.sı şubesi
Samsun 6 (A.A.) — Emlâk ve Eytam bankası taralından burada bir şube kurulmuş ve çalışmalarına başlamıştır.
Sıtma kaynağı göller kurutuluyor
Akşehir 6 (A. A.) — Bölgemizde sıtma membaı olan Akşehir ve Eber göllerinin kurutulması işini tetkik etmek üzere bir uzman heyeti buraya gelmiş ve çalışmalara başlamıştır.
Londradaki heyetimiz şerefine ziyafet verildi
Londra 6 (A.A) — Maliye Bakanlığı, mail müsteşarı M. Speâke, dün Türk ticaret heyeti üyeleri şerefine Londra’da verilen bir öğle yemeğinde misafirleri selâmlamıştır. Heyete başkanlık eden Hâriciye Bakanlığı umumi kâtibi B. Cevat Açı kaha bu nutka cevap vermiştir. Heyetin bütün üyeleri yemekte hazır bulunuyorlardı. Heyet, Maliye, Hariciye Bakanlıkları, ticaret odası ve denizaşırı ticaret dairesi temsilcllerlle tanışmıştır.
Bosna - Hersek eyaleti kurtarıldı
Parla 7 (AA) — Mareşal Tlto dün Ş«ce hususi bir tebliğ neçretanlştir. Bu tebliğde bildirildiğine göre. Yugoslav ordusu Hersek Bosna eyaletinin tamamını düşman elinden kurtarmıştır.
Almanların elinde kalmış olan, son 4 dayanak noktası dünkü gün esnasında işgal edilmiştir.
Belgradm şimal batışında Fren taliminde Alman taarruzları g,-rl atılmış ve düşmana ağır kayıplar rerdlrtlmifth._________
İngilterede liman işçileri grevi
Londra 6 (A.A.) — Bu sabah Tilbury Dok amelesi de Londra liman içcilering katılarak greve beşlamtçlardır.
Tekelin 1945 gelir bütçesi
Ankara 7 (.Telefonla) — Tekelin 1845 takvim yılı gelir bütçesi geçen senenin yedi aylığına nazaran S milyon 966.000 Ura fazlaslle 118.235.615 lira olarak tesflılt edilmiştir. Giden bütçesi de 12.305.000 liradır.
Hazırlanan bütçe tasarısına göre idarenin rasyonel şekilde çalışmasını sağlamak üzere, Bakanlar Kurulu kararı ile memur ve müstahdemlere aylık ücret ve fevkalâde zamlarının yüzde 25 nl geçmemek üzere prim verilecektir.
Malî yıla göre vergilerde yapılacak değişiklik
Ankara 7 (Telefonla) — Maliye Bakanlığı, mali yılın takvim yılına alınması dolayıslle vergi kanunlarında yapılması lcabeden değişikli klor 1 gösterir bir kanun tasarısı hazırlamıştır. Bu tasanda bazı vergi ve resimlerin yalnız 1945 yılma münhasır olmak üzere yedişer aylık olarak tarh ve tahakkukuna ait hükümler vardır.
Bu cümleden olarak radyolardan alman ücretler 1945 yılında 12 de yedi nispetinde alınacaktır.
Bakanlar Kurulunun tasvibine su-.nulan kanun tasarısı bugünlerde Bü-lyük Millet Meclisine sevkolunacaktir.
Maarif mükâfatı
Maçlar önümüzdeki pazar günü başlıyor
güzel bir gayret Avrupa’da harbi sona erdirebilir »
İngiliz Başbakanı bu nutku 5i inci tümenin subay ve erleri önünde söylemiştir. Batı cephesinde yaptığı gezi esnasında söylediği tek nutuk bu olmuştur.
M. Churchlll, yukarıdaki sözlerden sonra söylevine devam ederek şöyle demiştir:
«Silahlarımızla zaptettiğimiz Alman topraklarında sizi görmeğe gelebildiğim için büyük bir gurur duyuyorum. Kuzeyde yaptığınız savaşlar güneyde büyük ilerlemeler yapılmasını sağlamıştır. Yakında Rhin’l geçmiş olacağız.
Epey uzakta Avrupa'nın öbür ucunda da Ruslar düşman üzerindeki bas-kılarîni arttırmışlardır.
İstibdadı yere seriniz v« barış yolunu açarak vatanınıza dönünüz, vatanımızın ve halkımızın şeref bulacakları daha İyi ve daha geniş bir âlem ki İngiliz mefkûrelerl ve hareket sebresllği İle görülmedik genişlikte bir çerçeve teessüs etmiş bulun-
Tanrı hepinizin yardımcısı olsun.»
Londra 6 (AA.) — M- Churchlll, Eisenhovver ve Mont Gonıery*yl hafta sonunda karargahlarında ziyaret etş, mIştIr. M. Churchllfe İngiliz Genel Kurmay Başkanı Slr Alan Brooke ve Müdafaa Bakanı Kurmay Başkam Slr Hasting İsmay refakat etmekte idi.
Bu toplantı general ve diğer Müttefik kıımandanlnriyle büyük meseleleri münakaşa etmek üzere yapılmıştı.
M. Churclıill Rhin'dekl herlenir ye iştirak eden birinci Kanada ordusundaki İngiliz ve KanadalI kıtaları ve 9 uncu Amerikan ordusu birliklerini de teftiş etmiştir. M. Churchlll teftişlerinin büyük bir kısmını Alman topraklarında yapmıştır.
Başbakan Londra’ya dönerek bugün Kıralla yemek yemiştir,
Londra 6 (AA.) — (Gecikmiştir) Reuter ajansının birinci Kanada ordusu yanında bulunan hususi muhabiri bildiriyor:
M. Churchlll pazar günü Alman topraklarında söylediği bir nutukta demiştir kİ:
«Yalanda Rhin’l geçeceğiz, şimdi herkes takdir edebilir ki müşterek
Milletler arası emniyet teşkilâtında oy usulü
B. StetÜn us, Amerika'ı'ar a ası konferansında buna dair izahat verdi
Mexico 6 (A.A.) — Dün Amerikalı-lararası konfrensta söylediği bir nutukta, mlletlerarası emniyet teşkilâtı İçin teklif edilmiş olan oy usulü hakkında izahat veren Birleşik Amerika Dış Bakanı M. Stettlnlus, bu usulün Kırım konferansında Başkan Roose-velt tarafından teklif ve İngiltere İle Sovyetler Birliği tarafından tasvibe-dilmlş olduğunu açığa vurmuştur. Çin de bu husustaki mutabakatını sonradan bildirmiştir. M. Stettlnlus demiştir kİ:
• Sîzlere şimdi oy usulü hakkmdaki tekliflerin tazammun ettikleri mânayı kısaca tefsir etmek istiyorum. Bu usul şunu tazammun eder kİ, konseyin her hangi bir üyesi — kİ, daimî bir Üye de olabilen — her hangi bir ihtilâfa dahil olduğu takdirde, bu İhtilâfın banş yollyle halli İçin, konsey tarafından alman hiçbir kararda oya iştlrâk edemez. Buna binaen, konsey ihtilâf konusunu etraflı bir şekilde lnceliyeblllr ve geri kalan üyeler bu ihtilâfa dahil taraflara, meselenin halli İçin taklbcdilmesl gerekil metot ve usuller hakkında tavsiyelerde bulunabilir. Konsey üyeleri ihtilâfın hukuki taraflarını, reyini almak üzere, milletlerarası adalet divanına havale
Alman yeni V silâhları
Londraya göre eskisine nispetle daha süratli ve daha yüksekten uçuyorlar
Londra 6 (A.A.) — Evening Standard gazetesi hava muhabirinin bildirdiğine göre, son günlerde İngllte-reye atılan yeni V silahlan eskilerine nispeten daha büyük ve süratli olup daha yüksekten uçmaktadır, bu silâhların kuzey Holanda’dan ve batı Almanya’dan atılmış olmaları mümkündür. Evvelce mevcut mesafenin İki veya üç misli artmasından dolayı uçaksavarların ve avcılar m daha fazla muvaffakiyet imkânları olmasına rağmen daha geniş bir ölçü de hücumların sık sık tekerrür etme? sİ mümkün görülmektedir.
EAM cılar büyük devletlerin müdahalesini istediler
Atina. 6 (A.A.) — Eam Sovyet Rusya Birleşik Amerika İngiltere ve Fransaya müracaat ederek, Varkıza anlatmalarına riayet edilmesi hususunda dört büyük devletin müdahalesini talep etmiştir. __________
Yeni Rumen kabinesi
Bükreş 6 (A.A.) — M. Grozla yeni kabineyi kurmuştur. Yeni Bakanlar Kıral tarafından kabul edilmişler ve and İçmişlerdir.
M. Tatarescu, Başbakan muavini ve Hariciye Bakanı olmuştur.
Berlinde hükümet daireleri
Brechlesgaden’e nakledildi
Stokholm 7 (A.A) — Hafta sonunda Alman hükümeti, Berlin’deki binalarını tahliye ederek Berchtesga-den’e taşımıştır. Hükümet servislerinden bazılarının, tarafsız basın temsilcilerinin ve kordiplomatiğin henüz Berlin’de bulunması maneviyatı sarsmamak ve dünyayı aldatmak için müracaat edilen bir hileden ibarettir, Halen Berlin’de bulunan yegâne lider, başkentin müdafaalarına kumanda eden Gauielter Göbbels’tlr. Rlbbentrop, Salzburg civarında Fuschi’dekl şatosuna çekilmiştir. Fakat kendi Bakanlığının yüksek memurlarından Brauweiler ve Paul Sohmldt, başkette kalmışla-dır Hlmmler de başkenti, emri altındaki memurlara terketmlş ve umumi karargâhını Dantzlg bölgesinde kurarak askeri kumandayı burada ele almıştır. Hltlcr. murahhası Hormonn İle Berchtesgaden’de bulunmaktadır Alman ordusunun umumi karargâhı, Berlin'in güney ve batısı arasında vaziyete göre değişen 4 muhtelif merkezden birinde bulunmaktadır.
İngiliz Başbakan muavini Fransa’da
Paris 6 (A.A.) — Reuter’ln
özel muhabiri blldiyor: Buraya gelmiş olan înglHz Başbakan muavini M. Attlee Fransız hükümeti âzasile. Ingiltereden Fransaya gönderilecek gıda maddeleri meselesini görüşmüştür.
Fransa’da iaşe durumu çok kararsızdan
Yaşlı bir adamın küçük ve güzel bir kıza karşı beslediği aşk; gece, köprü altında yapıian bir cürmü meşhutla neticelenmiştir.
Aksarayda bir eczacının yanında evlâtlık olarak bulunan Nahlde İsminde on üç yaşlarında çok güzel bir kız, evvelki gün evden çıkmış ve akşama kadar dönmeyince, eczacı, kızın gaybubetini zabıtaya haber vermiştir. Zabıta, kızı şehrin muhtelif yerlerinde arayadursun, gece. Gala-| tada Mumhane caddesinde Kısmet I apartmanın oturan Haşan isminde yaşlı bir adam, bu güzel kıza Köprünün Boğaziçi İskelesinde rasgelmiştlr.
Nahlde, burada Haşana. Adalar vapur İskelesinin ne tarafta olduğunu sormuş, bir anda kızın güzelliğine
edebilirler; onlar, eğer İsterlerse, bu ihtilâfı umumi meclise de havale edebilirler ve bu İhtilâfa dahil konsey âzalarının reye iştirakleri bahis mevzuu olmaksızın, İhtilâfın halli yolunda gerekli her hangi başka bir karar alabilirler. Bu demektir kİ, emniyet konseyinin bütün âzaları her hangi bir İhtilâfa dahil bulundukları takdirde, konsey önünde tam bir müsavat dairesinde muamele görecektir. Bu , gene o demektir kl, bütün milletlerin emniyet ve demokratik haklarına hürmet edilecektir.
Eğer İhtilâfın bu vasıtalarla halline imkân hasıl olmazsa, konseyde bahis mevzuu olacak mesele, bu İşte kuvvet kullanılıp kulianılmıyacağı meselesi olacaktır. Bu takdirde, konseyin daimi üyeleri arasında bir rey ittifakı olması icabedecektlr. Bu daimî üyeler, tecavüzü önllyebilecek derecede sınai ve askeri kudrete malik milletlerdir. Mamafih bu gibi hallerde, konsey kararını ancak 7 üyelik bir ekseriyetle verebilir. Bu da, daimi üyelerin harekete geçmek hususunda tek başlarına karar verem lyeceklerlnl İfade eder. Bu, aynı zamanda daimi olmıyan üyelerin hareketi önllyebile-eeklerlni gösterir.»
üç ceset tahkikatı
İkisinin ölümü tabiî diğerinin şüpheli görüldü
Savcılık bu sabah yeni üç cesedin tahkikatına el koymuştur. Bunlardan biri Taksimde Leylâk çiçeği sokağında oturan 55 yaşında Aristoteli’ye aittir. Bu adamın odasında, henüz iyice yanmamış bir mangalla bir takım dolu şişeler bulunmuştur. Tahkikata el koyan savcı Şahin ve adliye doktoru Kâmil, bu şişelerle beraber cesedin morga kaldırılmasına lüzum göstermişlerdir.
İkinci ceset Bandırma maarif memurluğu kâtiplerinden olup misafir olarak îstanbula gelen ve Beyoğlunda Avruna otelinde yatıp kalkan B. Zühtüye aittir.
Üçüncü cesede gelince Ferikö-yünde Paşa mahallesinde Kahraman sokağında oturan Süleyman ölii olarak bulunmuştur. Bu ikj cesedin de Belediye doktorları tamfından yapılan muayenelerinde ölümleri şüpheli görülmüş, fakat adliye doktoru tarafından yapılan muayene sonunda Süleyman ve Zühtünün kalb sektesi neticesinde öldüğü tesbit edilmiştir.
Aristoteli hakkındaki tahkikata devam edilmektedir.
K.âgıth~”« köyü cinayeti tahkikatı
Üç gîin evvt-i, Kağıthane köyü İle Alibey köyü arasında Dikili taş mevkiinde İple boğularak öldürülen helvacı İiyas Ketenin kaatlll olmak üzere yakalanan Süleyman hakkında savcılardan B. Demirdi tarafından yapılan soruşturmalar bugün bitirl-İecdrtlr
Savcı bu vaka etrafında yirmi üç kişinin malûmatına müracat etmiş ve bütün su e delillerini tespit etmiştir.
Süleyman. İşlediği bu feci cinayeti mûevvel bir şekilde itiraf etmiş ve yalnız parasına tamaan bu İş yapmayıp kendisne vaki bir tecavüzü defetmek maksadlle işlediğini ileri sürmüştür. Süleyman buıdin sorgu yargılına verilecektir
Kaatil İbrahim yakayı ele verdi
Deftardar Çömlekçi sokağında bir evde kiracı olarak oturan İbrahim adında birinin aynı evde Kâmil İle Bedriye İsimlerinde bir karı kocayı öldürdüğünü yazmıştık, vakayı müteakip kaçan İbrahim, iki geceyi Bakırköy civarında kırlarda geçirdikten sonra işlediği cinayete pişman olmuş ve dün akşam üzerine doğru Eyüb’e gelerek teslim olmak üzere İken yakalanmıştır. Derhal adllyeye verilen İbrahim üçüncü «ulh ceza mahkemesinde sorguya çekilmiş, maktül kadının kendi karışana pasaklı dediğini, ayrıca: •Erkeksen kendini göster# demeleri üzerine her ikisine birer bıçak salladığını İtiraf etmiştir. Kaatil, sorgusunu müt-aklp cezaevine gönderilmiştir.
Vaşington büyük elçimiz yarın gidiyor
Ankara 7 (Telefonla) — Vfişhıgton Büyük Elçimiz B. Hüseyin Ragıb Baydur, yarın sabah saat onda özel bir uçakla Kahlre’ye hareket edecektir. B. Hüseyin Ragıb kısa bir müddet Kahlre’de kalacak ve bir kaç gün içinde Vaşlngtona varacaktır. B. Hüseyin Ragıb Baydur'a kâtibi ile bir ataşef inan siye refakat etmektedir.
Basın ataşemiz B. Nüzhet Baba da perşembe günü Toros ekspresile Ankara'dan Kahire’ye müteveccihen hareket edecektir.
kendini kaptıran Haşan, hızı beraberine alarak, Denizyollarının a te İyesi bulunan duba üzerine getirmiştir. Haşan, burada kızın eline bir İki buçuk liralık vermiş ve beraberce oturmakta oldukları bir sırada ân! surette kıza taarruz etmek İsteyince Na-hide feryat ve İstimdada başlamış, bu İstimdadı duyan köprü muhafızları derhal hâdise yerine gelerek kızı yarı çıplak bir vaziyette Haşanın elinden güçlükle kurtarmışlardır. Haşan, kızı kurtaranlara da bıçakla saldırmışsa da güçlükle zaptolun-muştur.
Hâdise tahkikatına savcı B Cahit el koymuştur. Haşan hakkında derhal tevkif karan verilmiş ve ceza evine gönderilmiştir.
Created by free version of 2PDF
Dün geceki cinayet
Koltukçu M uh id din, arkadaşı Abdullah» vurdu
Topkapıda Sultıkule caddesinde 119 numarada oturan Abdullah ile aynı caddede oturan Mu-hiddln isminde iki koltukçu dün akşam aralarında kadın!) bir İçki âlemi tertip etmişler, gece yansı fazla içki terinle kadın yüzünden kavgaya başlamış-lardır. Neticsde Muhiddin Ab-dullahı bıçakla on bir yerinden ağır surette yaralamıştır. Yaralı Abdullah Guraba hastanesine kaldırılmış, tahkikata savcılık el koymuştur.
Sanfraıcisco konferansı
(Baş tarafı 1 inci sahlfede» bulunan tekliflerle, şimdi onlara ilâve edilen C. kısminin altıncı faslındaki mütaakıp şartları (C kısmı oylara dairdir» böyle bir beyanname için temel saydıklarını hatırlatmak isterler:
1 — Emniyet konseyinin her üyesinin bir oyu olacaktır.
2 — Emniyet konseyinin usul meseleleri hakkındaki kararlan yed üyenin müspet oyu ile alınacaktır
3 — Emniyet konseyinin bütün dl ğer meseleler hakkında kararların da, imi üyelerin rakip oylan dahil olmak üzere, 7 üyenin müspet oyu İle alın» mış olması lcabeder Bununla beraber. C. kısmının sekizinci faslındaki birinci parçanın ikinci cümlesindeki kararlara göre, ihtilâfa dahil bulunan bir tarafın oy vermekten Istin-kâf etmesi lâzımdır
Anlaşmalar hakkuıdaki yeni hnber-ler sonradan bildirilecektir. Hükümet «ı davet edilen hükûmet-in ismJ> konferanstan evvel, teklifler hakkındaki görüşlerini ve yorumlarını sunmak İsterse, Birleşik Amerika hükümeti, bu gibi görüşleri ve yorumları diğer ortak hükümetlere bildirmekle memnunluk duyacaktır.»
Balkanlar
Bir Bulgar gazetesinin makalesi
Sofya 6 (A.A.) — Anadolu ajansının. özel muhabiri bildiriyor: Muharrir Yorgi Tomalevskl. uVatan cephesi» gazetesinde çıkan bir makalesinde bilhassa diyor kİ:
Milletlerin yiısiıyüşü bugün bir devrin sona erdiğini gösterdiği bir sırada, halk şuuru esasından değişmektedir. Buna benzer bir değişiklik, kaynaşmakta, olan Balkanlarda da beliriyor. Balkanlar, ecnebi menfaatlerinin lehine olarak hizmet etmeğe yanaşmadığı gibi kültürlerini ve ilerlemekte olan iktisadi hayatlarını tanzim etmeğe ve Slav birliğini tahakkuk ettirmeğe kati karar vermiş, hürriyet âşık bir milletler âilesi haline gelmektedir.
Pek yakında, Balkanlarda da mili! menşe .sorulacaktır, çünkü yeni duyuş tarzı millî şuuru heyecana getirecektir.
BORSA
6 3/1945 liatlerl
Londra üzerine 1 sterlin 5-31
Nevyork Üzerine 100 dolar 130.50
Cenevre 100 İsviçre Fr 30.3258
Madrid üzerine 100 pezeta 12.89
Stokholm üzerine 100 kurot 81.1325
BORSA DIŞINDI»
Reşadiye altını 36.—
Gulden 33.15
Külçe altın biı gramı 5.20
7 Mart 1945
AKŞAM
Sahlfe S
AKŞAMDAN AKŞAMA
Türkçe bilmek üe barem dereceleri
*
Daha kestirme bir asal
Üniversite profesörlerinden «at, hususî bir konuşma esnasın-da şu nokta üzerine dikkatimi «ekti.
— Ecnebi dil öğrenmeğe çok şağhet var. Bıınu nasıl buluyorsunuz? - diye bana sordu.
— Elbette gayet muvafık buluyorum. Başladığım istidatlı gençlere de hiç değilse bir ecnebi dil öğrenmelerini tavsiye ediyorum.
— Pek isabetli davranıyorsunuz... Yalnız siz değil, barem bile aynı şeyi yapıyor! Fakat bu cihette ifrata varmanın mahzurlarını düşündünüz mü? Türkçeye, ecnebi dilden ziyade ehemmiyet vermeli ve verdirmeliyiz.
*»*
Bu mevzu üzerinde uzun uzadıya konuştuk. Meselâ, bir edibimiz:
— Yirmi seneden beri bir Türkçe kitap okumadım! . demiştir.
Meselâ bir başmuharrir;
— O telgrafın Türkçesiııe itimadım yok. Fransızcasma bir göz ■tayım! - demektedir.
Bir İngilizce, bir Rusça kitap hem Türkçeye, hem Fransızcaya tercüme edilmiştir. Dudak büküyoruz:
— Türkçesini mutlaka berbat etmişlerdir Ben Frensizeasından okurum. - diyoruz,
Serbes meslek sahibi münevverlere. mektep mezunu bayanlara raslanıyor: meselâ duvarda asılı fotoğraflarının altına şöyle yazmışlar:
»Sevgili olum Nezihcime
Türkçeye ehemmiyet vermemek o d recededir kî. (e) harfini eski harflerdeki (kâf1 farisî) sayan memurlar oek çoktur Hele ma-Jü sküle ehemmiyet vermivenler] ezici çoğunluktur.
Üniversite profesörü diyor ki:
— Ecnebi dil öğrenilsin, âlâ-, Fakat Türkçenin öğrenilmesi I bundan daha üstün tutulsun-1 Türkçeyi yanlışsız yazamadığı halde ecnebi dil öğrenmiş bir memur. emsali .arasında imtiyazlı sayılmasın, bilâkis... Tiirkçede hususî ehtivetler gösterenler de baremde derece kazansın Matlûp ehliyeti gostererrüy inlerin önünde ise bütün kapılar kapak bulunsun.
bir
Çarşının tamiri
Çargı esnafı cemiyetinin teşebbüsü
Mahkeme koridorlarında:
EV TAVUĞU
Hatay’da pamuk ekimi
, Koridorun ıoş bir köşesinde ar-
Geçenlerde Çvp esnafım Cemi- (““sız kanapenın kenannda iki yeti. Çarşının tamiri İçin Şehir men-| ka'Jm bagbaşa vermiş, Hetluz et-Lisine başvurarak tamiratın bLr an raflarına meraklı kalabalığı hal-önce yapılmasını İstemişti, çarşıda kalanmamış. Düzgünce kılıklı, şımarık tavırlı iki delikanlı gûya birşey bekliyormuş gibi ağır adımlarla aşağı yukarı dolaşırken göz ucuyla köşedekilerl süzüyorlar, yalanarak, yutkunarak birbirlerine bakışıyorlar, fısılda-şiyorlar. Yanlarından geçerken kulak misafiri oldum:
— Doğurduğu çocuğtı sokağa bırakmış.
yapılması İstenilen tamiratın neler olduğu hakkında Cemiyet İdare heyeti âzalarlle görüşen blr muharririmize şu malûmat verilmiştir:
«İçerisinde 2800 - 3000 dükkânı ve birkaç muazzam hanı bulunan Çarşı bLnası uzun zamandanberi tamirsizllk yüzünden çok harap blr hale gemiş-tlr. Bundan 12 sene kadar evvel tamiri düşünülmüş ve o zaman yapılan tahminde masraf 400,000 lira göste-_________ı.
rllmlştl. Bugün İçin malzeme paha- [ Hangisi? hlığı karşısında ı - 2 milyon liraya, — gağ taraftaki küçük bayan.
- Kocasmın haberi oimadan
dükkânların çoğu Evkaf İdaresine’ aittir.
Binanın temelleri sağlamdır, ancak dam kısımları her an çökmek tehll-jkim a enayi?., kesindedir, şimdilik yapılması isteni-| — Hımmmmm.. Şu madde delen şey çatı kısmının betona veya as- sene!. Öyleyse bunda ekmek var. falta çevrilmesidir. Yağmur yâ&dJğı I Yapışma!ı. z am anlarda çarşı i çe r üslnd e şe ms iyesi z1 J—
dolaşmak âdeta İmkânsızdır ve nihayet çatı kenarlarından sızan sular dükkânların duvarlarını harabet-mekte, dolayısile temelleri çürütmekte ve her an rutubeti eksik etmemektedir. Bu vaziyet karşısında Çarşı esnafının çoğu da rutubetten hasta olmaktadır, Sonraki İşler arasında Çarşının bütün yollarının asfalta çevrilmesi meselesi vardır, çarşı esnafı yapılacak tamirin büyük blr masrafı İcabettirdiğint düşünerek Belediyeye buranın bir an önce yaptırılmasın te- ı mln gayeslle her dükkân sahibinin1 dükkân kirasının bir aylığını vermeyi alâkadar teklif etmiştir.
Çarşı binası tarihi kıymeti hâiz bulunduğu cihetle Müzeler İdaresi tamiratın Mısırçarşısmda olduğu gibi restorasyon tarzile yapılmasını istemektedir.»
• mı bırakmış?
' — Amma da toysun ha!.. Koca
Karaman’da kış
Bir kurt sürüsüyle kanlı bir bozuşma
— Ekmek değil, ballı börek. ır Yemesini becerebilene afiyet şe-t_ ker olsun. Aç gözünü, böylesi her zaman ele geçmez. Ev tavuğu, anlarsın ya! Kafeslemenin yoluna bakalım.
Delikanlılardan uzaklaştım, duvarda asılı mahkeme i işteşine bakacakmış gibi köşeye yaklaştım. Gözüm listede, kulağım ka-napedekl bakanlarda.. Sustular, ürkek bakışlarla bir müddet beni süzdüler ve nihayet kendilerile olmadığım kanaatile tekrar konuşmaya koyuldular. Biri soluk benizli, çökük avurtlu, küskün, süzgün bakışlı, narin, gönül ürpertici, güzel bir genç bayan. Halinde, örselenmiş bir körpelik, vaktinden evvel olgunlaşmağa özenip genç kadınlıkla toy hoppa kızlık arasında bocalayan bir edâ var. Yaşı yirmiden pek de yukarı göstermiyor. Öteki, otuz beşi aşkın, ağır, usluca, feleğin çemberinden geçmiş sağdıç hanım edalı birşey, Genç bayanın sık sık hıçkırıklarla boğulan kısık sesle anlattıklarını temkinli bir ciddiyetle dinliyor baş sallı-
profesör, şimdiki
Muh terem .
zihniyetin Türk irfanına her bakımdan pek zararh olduğuna işaret ediyor. Kendisine yerden göğe kadar hak vermemek kabil de-, til
Karaman 4 (Akşam) — Orta Anadolu bu sene misil görülmemiş pir _ . . .
kışla karşılaşmıştır. Kış mıntakamız-' yor, içini çeksrek kısa cümlelerle da şiddetli tipi, bora ve dondurucu cevaplar veriyor.
soSuk halinde devam etmektedir. ı' u t yaklar gibi yaparak Kardan zaman zaman yollar kapa- . -_________
narak münakaleyi kesmektedir. Bu
Bir (hı) nın noktasında, bir (ze) ile (zel )in farkında aksadık mı. riişdiye de bile .sendelerdik. Bizlcrden Arapçşım tecvidi sorulurdu. Şimdiki şekil öyle müş-İciil değildir:
Ana dilimize hepimiz hâkim olmalıyız. Bilhassa münevverlerimiz için bu bir haysiyet meselesi halini almahd”- Kültürümü-■tin ana meselesi bııdu>
(Vâ - NÛ)
biraz daha sokuldum. Aldırış et-UİUIUİ JMUflHSlUeyi KtSUieKtCUlJ BU , ,r ...
sebepten de kurtlar ve bazı, yırtıcı ivediler. Pek dalmışlar. Konuş-hayvanlar meydana çıkmıştır. Kurt tuklarını iyice duyuyorum. Ale-sürüleri sık sık ağıllara ve yakın köy- ' mm mahremiyetine sokulup sır-lere baskınlar yapmakta, zararlar larını çalmak ve bunu bir l'epor-vermektedlrler. ......
Kazamızın Bardas köyü civarında bir kurt sürüsü baskınına uğrayan bir ağılın çoban köpekler! İle kurtlar arasında korkunç bir boğuşma olmuş, ilk anda seyirci kalan çobanlar, nihayet silâh, yatağan ve bıçaklarım alarak boğuşmaya girmişler, şiddetli bir dövüşten sonra kurtları defetmeye muvaffak olmuşlardır.
savuştu. Üstelik bir de piç kazandın, suçlu oldun..
Genç kadın. luçkınklı bir sesle sözü kesti:
— Sus.. Allah aşkına susl. Sen saadeti bilmiyorsun? Saadet ancak aşktan doğar. Aşkın en büyük zevki de, kendini başkalarına feda etmektir.
Sözünden caymış, bir şeyden tiksinmiş gibi yüzünü buruşturdu, başım önüne eğdi, blr müddet düşündükten sonra doğruldu.
neler söylüyorum
— Aman, ben? Meğer ne karanlık yollara sapmışım?1.. Şimdi anlıyorum. Aah, her şeyi ters anlamışım.
Başı yine pencere tarafına döndü, dudakları büküldü, kirpiklerinde tomurcuklanan damlaları minimini mendilde kurulayarak içini çekti:
— Evet.. Şimdi aklım başıma geliyor. Kendimi o hayduda feda ettiren aşk ve onun mahsulü bir...
Ulud?.ğ’da kayak sporları
Maarif Bakanlığı Beden terbiyesi Umum müdürlümü Dağcılık federasyonundan:
1 — Uludağ'da mart ayında yapılacak Uludağ kupası kayak müsabakaları programı aşağıda yazılıdır:
A — 9 mart 945 te saat 21 de Ulu-daftda Kayak evinde iıakem ve müsabıkların Iştirakile toplantı yapılacak ve bu toplantıda and İçme mera-çimhıl müteakip kur'a çekilecektir. Toplantıya gelmlyenler müsabakalara girme hakkını kaybederler.
B — 10 mart 945 saat 11 de 18 kilometre mukavemet.
C — 11 mart 945 saat 11 de iniş.
D — 12 mart 945 saat 11 de kapalı iniş.
E — 13 mart 945 saat 15 te 40 kilometre bayrak yarışı.
taj mevzuu yapmak ahlâk icaplarına yakışmıyacağını takdir ediyorum. Fakat, anlatacağım hâdise, sık sık mahkeme salonlarını, gazete sütunlarını işgal eden içtimai yaralardan biri olduğu için, dinlediklerimi sütunuma nakletmekten kendimi alamadım. Her hangi bir şahsın hüviyetini de teşhir etmediğime göre, şu hareketim bir günah sayılamaz sanırım.
Bahsimize gelelim, Genç bayan derin derin nefes alarak anlatıyor:
— Günahımın cezasına razıyım. Ölümden zerrece korkum matlıklar» için çok güç blr dun m l a- vok, Fakat, ölmedsn evvel bir de (11 nîrnnkt.'irhr "Pn orıı/to r.ırn'.A nin. ......
Kadıköyden Karacaah-met mezarlığına yol yapılacak Kariıkövünd.cn Karaeaahmet ıre-zarlifina getirilen cenazalcr. mezar-1 lığın îbrahimağa tarafında yol bula-
sil olmaktadır. Bu arada cenaze otomobilleri de ta uzakta durduklarından tabut mezarlığa kadar el üzerinde taşınmaktadır. Bunvn da me ateşi hayli uzundur. Kadıknylüler. bu yüzden öted enberi şikâyet cdlyorlar
Belediye K^d'kcvünden geie?ek nazelcr için mezarlığa doğru blr yaptırmağa karar vermiştir.
ce-yol
VEFAT
Bulgaristanda kalan tramvay malzeme**
Almanya ile nıiinasebat kesilmezden eyyel ısmarlamış olduğumuz tramvay malzemesinin bir kısmı Bulgaristanda kalmıştı. Tramvay İdaresi, bugünlerde Bulgaristan'a'5 bir memur göndererek Almanya’dan gelip Bulgaristan'da kalen rayların bir an evvel İstanbul'a şevkini temin edecektir.
Necîb Sahin’in ölümünün 40 inci günü
Galatasarayin eski sporcularından Necip ' şahin Ersü'nün ölümünün 40 iner gününe rastlıyan martın onuncu cumartesi günü öğle namazını mütâaklp Teşvikiye camisinde mevlûdü nebevi okutulacaktır. Kendisin! tanıyanların ve sporcuların teşrifleri rica olunur.
İstanbul Telefon başmüdürlüğü ayniyat muhasibi Osman Duran, aynı İdare abone hesaplar servisi memurlarından Şadiye Duran, Deniz yüzbaşını Necati Asm pederleri İstanbul Tramvay İdaresi Aksaray atelyesl İşçilerinden Dayı namile marul sUleyman dukan 8/3/1945 sah saat 19 da vazifesine •^derken ufak bir rahatsızlığı müte-> rahmeti rahmana kavuşmuştur. vM.ıaze namazı 7/3/1945 çarşamba
‘ 'J . . ________________
1 Alemdar, Kunakapı. Beyazıt. Kiıçiik-I pazar nahiyeleri İdare heyetlerinin • j lştirâklle Dlvanyolunds kaza mei’ke-
gider
Sdp
Öena___________ ,______________,_____
iunü Feriköy camiinde İkindi vakti( kılınacak ve Feriköy kabristanına defnolunacaktır.
Kendisini sevenlerin bu sorı vazl-L-_________ ıw.,
fede bulunmaları ve çelenk «önderli- 2inda 8/3/915 perşembe günü akşam "»emesi rica olunur. | eaat g430 da yapılacaktır.
★ Çocuk Esirgeme Kurumu Eminönü kazası yıllık toplantısı Eminönü.
facık, evet yalnız bir defacık yüzünü gösterseler bana.
Boğazında düğümlenen hıçkırıklarla sesi kısılıyor, göğsü kabarıyor, bir ümit ışığı bekler gibi gözlerini tozlu pencerelere dikiyor, derileri büzülmüş renksiz dudakları titriyor. O nemli gözler, tadılmış, fakat kanıksanamamış bir zevkin ihtiras!arlle kıvılcım-lanırken, pörsük dudaklar ağır bir pişmanlığın acı tebessümiyle bükülüyor. Ürperiyor, yutkunuyor ve tekrar anlatmağa başlıyor:
— Çok istiyorum. Bir decacık görebilsem. Göstermezler mi acaba?
— Hâlâ o haydudu görmek mİ istiyorsun? Ben sana...
— Hayır.. Onu değil. Onu da. Şey., hayır, hayır. Onu değil, Yavrumu, yavrucuğumu görebilsem. Yavrumu görsem elverir. Onu görürsem, ötekini de görmüş gibi olacağım. Ondan sonra her cezaya razıyım, îpimi kendim..
— Bak, hâlâ o kaatllde gözün var. Vaktile; «Kızım! Bu oğlan seni mesut edemez. Ayağını denk al. Sonra pişman olursun. Anacığını da üzme. Sen o oğlanla mesut olamazsın. Onlar havaî fişeklerdir. Parlarlar, sönerler. Onu bırak da kendine bir saadet ara» diye sana az mı nasihat ettim. Abla sözü dinlemedin. Ananı bırakın savuştun. En sonunda o haydut da seni bu hale getirip
Öteki tamamladı:
— Piç...
— Sus diyorum.. Piç deme.. O bir aşk mahsulü.. Hâlâ beni kavuran aşk...
— Şimdi bu lâfları bırak da beni dinle! Hâkimin karşısında ne söyleyeceksin?.,
— Ben mi?.. Her şeyi söyiiyece-ğim, «Bu çocuk başımıza dert olacak. Bunu blr yere bırakalım. Oradan alırlar, bakarlar, büyütürler. Sonra yine çocuğumuzu ahrız» diye türlü diller döktü. Kandım. Gece yarısı yavrumu o kucakladı. Beraber mezarlığın kenarına kadar gittik, Ah. o ne karanlık gece idi. Çacuğu ağacın altına bıraktık. «Ben şuradan bir taş getireyim de çocuğun baş ucuna koyalım ki sabahleyin görsünler» dedi, ayrıldı. Bir daha da dönmedi. Yavrumu kucakladım. Öptüm, kokladım, çok bekledim. Havdut bir daha dönmedi. Ben de korkmağa başladım. Yavrumu, aşkımın mahsulünü bırakıp...
Boğuk hıçkırıklarla sesi yine kesîld’. Öteki kaşlarını çatarak genç kadının omuzundan tuttu:
— Bos yere ağlayıp da kendini büsbütün helak etme- ~ oldu. Akimı başına al. hâkime de böylece anlat. O alçak havdut da cezasını çeksin.
M?hkeme açıldı, mübaşir işaret etti. Gene kadın gözlerini uyuşturarak kalktı, sendeleyerek mahkeme kapısına doğru ilerlerken hâlâ söyleniyordu:
— Anlatacağım. Hepsini anlatacağım. Cezama razıyım. Fakat, bir defacık yavrumu gösterseler. Onu bir defacık görpbilsem. babasının cezasını da ben çekerim.
Etrafımıza toplanan kalabalığı o zaman farkedebildim. Genç kadının ardı sıra mahkeme salonuna girerken homurdanıyorlar:
— Her şevi yanmış'yakıştırmış, simdi de volandan numara yanıyor, Böylelerini kör testere ile en-se^r-den kesmell.
Ey tavuğunu avlamağa hazırlanan delikanlılar da yılışarak kalabalığa karışıp mahkemeye girdileı.
Olanlar bunları
Ce. Re.
Üniversitede spor faaliyeti
Üniversite ve yüksek okulları arasında. tertlbedllen voleybol, basketbol maçlarının birinci devreleri sona ermiş ve her lkl kümenin birinci ve İkincileri anlaşılmıştır.
Önümüzdeki haftanın cumartesi gününden İtibaren Kadıköy Halke-vlnde her iki kümenin birinci ve İkincileri kendi aralarında yapacakları (dörtler ltğl) karşılaşmalarında İstanbul üniversitesi ve yüksek okullar şampiyonu anlaşılacaktır, Bilâhare bu takımlar Anknraya giderek orada yapacakları müsabakalarla Türkiye yüksek okullar ve üniversite şampiyonluğu İçin karşılaşacaklardır.
KÜÇÜK HABERLER
ir Dün Öğleden sonra belediye reis muavini B. LÛtfl Aksoy’un başkanlığında bahçe, park va yeşil sahalar ilgilileri Lir toplantı yapmışlardır. Geç vakte kadar devam öden toplantıda başlamış bulunan ilkbahar mevsiminde şehrin yeşilliğine alt çalışmalar üzerinde konuşulmuştur.
* Bir müddet evvel belediyece hazırlanıp Hân edilen hamallar tarifesindeki bazı kısımların tatbik edilmesinde görülen zorlukların giderilmesi hususunda hamallar cemiyeti belediyeye müracaat etmiştir.
Çifçiye bu iş için kredi açılacak
İskenderun (Akşam r = Ziraat j bankası, zirai gelişmeleri sağlamak ve köylüyü sıkışık durumda bırakmamak lçiıı geniş ölçüde yardımlarına devam etmektedir.
Her sene İskenderun köylülerine Ziraat bankası-i nin yardım miktarı (3öû) bin liraya yakındır. Köylü Ziraat bankasından gördüğü yardımdan büyük memnunluk göstermektedir. İskenderun Ziraat bankasının genç müdürü B. Osman Erer, köylü ile bankanın sıkı münâsebetlerini takdire değer blr idarecilikle tanzim ediyor.
Turfanda sebzecili^ ve meyvacıhk-la çok üstün bir zenginliği ve mevkii olan Hatay bölgesinde pamuk zlraa-tine doğru da radikal adımlar atıldığı göze çarpmaktadır Bu aaımlar, Hatay da ikinci blr Çukurovaııın doğmasını saglıyac aktır.
Bay uOs'man Erer» den bu mevzu dahilinde edindiğim malûmata göre bu yıl Bakanlıkça Akala varyetesinin (çeşidinin) teşmil edileceği Hatay 111 İçinde pamuk ekiminin gelişmesi İçin tohumluk edinmekte zorluk çeken çlfçilere. yalnız bu İş İçin, bir çevirme kredisine lüzum gösterilmiştir.
Reyhanlı, Kmıkhan ve İlce merkezi çlfcllerlnln Akala pamuğu tohumuna olan ihtiyaçları miktarının (-19720) kilo bulunduğu anlaşılmıştır. Bu ihtiyacı., Reyhanlı Devlet Ziraat çitliğinin elde ettiği (35ı ton Akala pamuğu çiğidi karşılayamadığından Seyhan pamuk üretme çiniğlnden de tohum celbettirîlecektir.
İl bölgesi clfcilerlnde pamuk yetiştirmeğe karşı büyük blr İstek ve alâka görülmektedir. Geçen seneye nazaran bu yıl daha çok mikyasta pamuk yetiştiren müstahsillerin adedini ve ekilecek sahayı çoğaltmak mak-sadlle peşin para İle tohumluk ula-mıyan çlfçilere müteselsil kefaletle bir çevirme kredisinin açılmasının pamuk ziraafnin İnkişafında büyük roîii olacoklîr.
İskenderun da. Ziraat bankası umum müdürlüğü 35x 35 ebadında bir arsa üzerinde modern blr banka binası yaptırmaya ve bu binanın Ziraat hnnka-ı m-murları İçin lojmanları da İhtiva etmesine karar vermiştir. Muvafık bir arsanın aranılmasına başlanılmıştır.
İskenderun Ztraul bankası müdiirii B. Osman Erer
«Tanımadığımız meşhurlara adındaki yazı serisinde, bir hâdise hakkında araştırmalar yapmak için 50 - 60 sene evvelki gazeteleri de karıştırmak lâzım geldi. Bu arada epeyce eğlenceli ve meraklı havadislerle, yazılarla karşılaştık. Meselâ şu satırları not ederken .«Tercümanı Hakikatli gazetesinin koleksiyonları önümüzde duruyor. Bu gazetenin 14 kânunusani 1893 tarihlî nüshasında «Dünyanın en masraflı mahlûku» mevzulu bir tetkik yazısı vardır. Buna göre 1893 yılında dünyanın en masraflı mahlûku fil’dir. Ve gazete hayretler içinde ilâve ediyor: Bir fil günde tamam 86 frank yermiş!.,
Şimdi bu parayı, çocuklar bile, gayet kolaylıkla yiyebildikleri, için biz. bugünün insanları ffe olduk dernek... Hattâ İyi bir ys“ mek için bıı para bir tek sofraya— bile yetişmiyeceğine nazaran b«'1 pimiz — benzetmede hata maz — ekstra ekstra fil sayılabiliriz. Masraf bakımından insang lar fil olursa, filler ne hale geldCs acaba? P
Bir de aynı gazetenin 4 kânuO ıııısani 1893 tarihli nüshasın^ bakalım. Kış şiddetli olmuş \‘(D bermutat kömürcüler yine ilıti£) kâr yapmışlar: «Kömürün yi»— kıyei atikasınm kırk beş kuruştan^ ziyade ademi füruhtu» evvelcıO kararlaştırılmış olduğu için gırQ zete Şehremini devletlû Kıtlvarfl) paşanın nazarı dikkatini çekiyuftî
16 kânunusani .1893 lar nüshasında ise şu satırlar varfr ■‘İnsafsızlık ve fırsatculuk husıbJ satında kömürcülerden geri kal-rnıyan arabacılar da bermucibi tarife 5 kuruş istifasına mecbur oldukları mahallere isal için 10 kuruş talep» ediyorlarmış!..
Demek elli, elli beş sene evvelki kışlar da bugünkülerin aynı imiş!.. İhtikârın ne geniş, ne uzun bir mazisi var. Gazete havadislerinin en asîli. en eskisi o.. Sonradan türeme havadislere nazaran ne kadar kıdemli ve demirbaş!..
Yine aynı gazetede bugünkülerde görülmeyen garip bir ölüm havadisinin son kısmını okuyalım:
«Ali Galip efendi bir mahtan beri hizmetçi sıfatile hanesinde bulunmakta olan Nazıma namın-da dul hatuna kesbî alâka etmiş ve tazyiki sevdaya dayanamiya-rak biçare geçen çarşamba guııü irtihali darıbeka eylemiştir,»
Havadisin yazılışında mı bir çapraşıklık var?.. Yoksa eskiden «tazyiki sevda» diye bir hastalık mı vardı?, bilmiyorum. Her halde şimdi «sevdanın tazyikine da-yanamıyarak» ölen kimselere dair havadisler görmüyoruz.
Şimdi gazetelerdeki âşıklar elindeki tabanca ile koşarken yere düşüyorlar, tabanca patlıyor. Hikmeti Hiida kurşun düz gideceği yerde bir kavis çizerek dönüyor vc bedbaht, akılsız âşıkın şakağına girerek kendisinin ölümüne sebep oluyor
Bu «tazyiki sevda» dan Ölüm de her haide bu garip kazanın cinsındendir. Bizim gene gazeteci arkadaşlar da daima âşıkların başına gelen bu acayip kazalar için hayallerini yoracakları, onları kaçarken yere düşürüp tabancalarını patlatacakları vc kur-sununu diiz göndermeyip geri geri çevirerek âşıkın şakağına raslatacaklan veya âşıkları hıçak elde koştururken yuvarlanıp ken-di kendilerini .7 yerinden yaralatacaklar yerde eski gazeteci ağabeyleri gibi «tazyiki sevdadan öklü» deseler ya.. Cok daha kes-I (irme usul zannederim.
Hikmet Feridun Es
’l
I
Bakkallara zeytinyağı dağıtılmasına devam ediliyor
Vilâyetin hazırladığı liste ve sıra gereğince dün de perakendeci bakkallara zeytinyağı dağıtılmasına devam olunmuştur. Dün Beyoğlu semtindeki bakall ati a İstihlâk köpe Tatillerine yağ verilmiştir. Tevziat vilâyetin elinde bulunan 35 ton zeytinyağından yapılmıştır.
Perakende Zeytinyağı satmak üzere İzin verilen 256 bakkaldan gayri diğer bakkalların gizlice zeytinyağı satmalarını önlemek üzere vilâyet tertibat almıştır.
Satışa çıkarılan ithal malları
Gal. Horhlş handa Sünger Dikiş makinesi kumpanyasına dikiş makinesi ve akşamı, Sirkeci Hamidlye cad. No. 47 de Jül oğlu Marsele gramofon İğnesi. Gttl. Aslan handa Çevat Sağır-oğluna buz dolabı. İst. Vltal handa Horasan ve Mahdumuna ağaç kalem j sapı, resim fırçası, trlliny, cam yedek: hokka ve selllloit minkale, Gııl. Aslan | handa Süleyman Teomana diş fırçası, İst. Altıparmak handa Yuda R. Bayara soğuk tutkal, İst. Emin bey handa Yako Yalcvlye anilin boya, İst. Ankara cad No. 88 de Arif Neşet Usmana guarona tozu, İst. Aşlrcfcndl cad. Emek Ecza deposuna fonnanol, sodyum nuklelnat, ploknrpln nitrat, asit lâktlk, pero pelesengi, tolü pelesenk! ve fcnll semi karboslt.
Vali Haseki hastanesini ziyaret etti
Vali Ve Belediye reisi doktor B. Lûtfl Kirdar Haseki hastanesini ziyaret etmiştir. Vali klinikleri dolaşarak hastane hakkında başhekimden İzahat almıştır, Hastanedeki çocuk pa-vlyonunun cerrahî kısmın karşısına alınması düşünülmektedir.
Maarif yar direktörü vefat etti
Bir damar kanaması yüzünden evvelki gün hastaneye kaldırılan şehrimiz maarif müdürlüğü yar dt-rektörü B. Faik Öz vefat etmiştir. Çalışkanlığı ve ahlâkının mükemmeliyeti ile muhitinde btlyük blr saygı ve sevgi yaratmış bulunan bay Faik Öz'iln cenaze namazı bugün saat 13.30 da Bayezlt camisinde kılınacaktır. Kederli ailesine ve dostlarına baş sağlığı dileriz.
Millî korunma mahkemesine verilenler
Sahte fatura ile ylinlü kuma*. Amerikan be2İ ve basma satmaktan lkl tüccar, laturasız bakır kazan satmaktan bir bakırcı, usulsüz fatura İle manifatura eşyası satmaktan diğer bir tüccar, fâhlş flatle kına satmaktan bir satıcı, ve otomobil malzeme-slle elektrik pil ve ampulünü satmaktan imtina eden, lkl kişi millî koruo-ma mahkemesine verilmişlerdir.
Sahi fe 4
AKŞAM
7 Mart 1945
KARAR ZAMANI
İLİM KÖŞESİ
r
BİRİNCİ KISIM DÖRDÜNCÜ BAHİS
Müdafaadan tecavüze
Yazan: SUMNER W£LLS Hariciye Müsteşarı
48
Yağan: Dr, Akil Muhtar özden
Afrika'yı istilâ plânı nasıl hazırlandı ? Amerika de Gaulleü niçin tanımadı ?
Aynı zamanda, Fetaln İdaresindeki Fransız makamlarına yapılan hücumun artık Fransanın bütün Amerikan teveccühünü kaybettiğinden ve bu sebeple Almanya ile İşbirliği yapmaktan başka çaTe kalmadığına Vlclıy’yl inandırmak hususunda Alman başkumandanlığının faaliyetini kolaylaştırdığını izah etmek de imkânsızdı.
St. Plerre ve Mlqutlon hâdisesinin en zararlı safhası. Amerikan hükümetinin Vlchy İle münasebetlerini gerginleştirmesi ve şimal Afrikadakl siyasetini tatbik mevkiine koymasını güçleştirmesi olmuştu. Fakat şimal Afrikayı İstilâ hususundaki İngiliz -Amerikan plânını tatbik edebilmek için bu İki siyasetten de vaz geçmemek İcabedl yordu.
Afrika T’ istilâ plânı nasıl hazırlandı?
Şimali Afrikayı istilâ fikri, ve bu hususta verilen kararın şerefi R-joSC-ve't'e aittir. Daha 1Ö42 yılının ilk ay-İP’-ında, Almanya ve İtalyanın yenlini-.e: 1 çabuklaştırmak için Amerikanın yapabileceği yardımın fayda ve zararlarını tetkik eden Roosevelt. İstenilen neticeye varmanın en emin yolu olarak Afrlkanın istilâsını bulmuştu. Bu karara vardıktan sonra, k-ra ve deniz askeri şefleri ve İngiltere hükümetinin salahiyetli müte-hassıslarile birçok konferanslar yaparak bu kararın leh ve aleyhinde münakaşalarda bulundu Bit teşebbüste Fransanın iş birliğini temin eden safhanın hazır! ıö mı da, Amerikan dış servisinden verilen bir avuç yardımcı İle amiral Murphy tamamladı. Onların bu hazırlığı, deniz ve kara kuvvetlerinin lştiraklie yapılan bu en güç teşebbüsün muvaffakiyetle başarılmasını temin etti Bu işin azameti, münakale meselelerinin büyüklüğü, plânın hazırlanmasına İştirak edenlerin çokluğu ve bu işte gizliliğin âzami derecede muhafazası göz önünde tutulursa, bu teşebbüsün her bakımdan fevkalâde İyi İdare edildiğine hükmedilebilir Elde edilen baranda. Almanyanın bu hazırlık devresinden hiç haber alamaması, her halde mühim fi.mll olmuştu.
Şimali Afrikâda gizil hazırlık yapan bir avuç Amerikalının hizmeti belki de veter derecede bilinmemektedir. Bunlar birkaç kahraman Fransız zabitinin yardımlle çıkarma kuvvetlerinin karaya çıkışın) hazırlamışlardır. General Giraud'nun bir denizal-tısı İle Prangadan kaçmasını temin edenler de bunlar olmuştu. Bazı Fransız şeflerlle yapılan cesaret kırıcı ve can sıkıcı müzakerelerden sonra Şimali Afrikadakl Fransız kuvvetlerinin başına getirilebilecek ve Amerika orduları şimali Afrlkaya çıktığı zaman onlarla beraber Fransız ordularını harbe götürebilecek adamın general Glraud olabileceği kararlaştı.
Burada da, de Gaulle’ün şiddetli taraftarları. Amerikan askerleri Cezayir ve Fas'a çıktıktan sonra cereyan eden hâdiseleri yanlış tefsir etmişlerdi.
Amerika de Gaulle’ü niçin tanımadı?
İki noktanın belirtilmesi lâzımdır. Amerika genelkurmayı, bütün siyasi meselelerin askeri hareketlerin muvaffakiyeti bakımından tetkik edilmesi lüzumunda ısrar ediyordu. Bu itibarla esas gayemiz şimali Afrikadakl Fransız kara ve deniz kuvvet ve tesislerinin mukavemetini asgari hadde İndirmek olacaktı. Bu makul ve mantıki kararı tatbik için, temasta bulunduğumuz Fransız makamlarına kumanda edecekleri kuvvetlerin itaat edeceklerine emin olmaklığımız lâzımdı Şimalî Afrikadakl Fransız ordusu subaylarlle, Fransız donanması erkânı istisnasız mareşal Petaln’e sadakat yemini vermişlerdi. O sırada bu kumandanların general de Gaulle ile temasları mümkün olmadığı gibi, bir takım ideolojik veya maddi sebeplerden dolayı bu kuvvetler de Gaulle’e düşmandılar. Eğer şimalî Afrikaya asker çıkarıp orada bulunan Fransız k3ra ve deniz kuvvetlerinden de Gaulle’ün emrine İtaat etmelerini istemiş olsaydık, Amerikan çıkartma hareketi müşterek Fransız mukavc-metile karşılaşacaktı. Öyle bLr zamanda Kazablanka İle Akdenlzdekl Oran limanları arasında bulunan demiryolu münakalâtının uzunca bir müddet bozulması, İlk İstilâ kuvvetleri:! tehlikeye düşürebilirdi. Bu takdirde Fransada bulunan Alanın İşgal kuvvetleri, galip bir İhtimale göre. Marsilya veya İspanya üzerinden Şimali Afrikaya geçecekti. Reis Roose-velt'ln dediği gibi, bu hükümetin l'J42 sonbaharında taklbettiğl şimali Afrika siyaseti, bir zaruretin neticesi y dİ.
O sırada general Weygand, Caıı nes şehrinde tamamen münzevi bir hayat yaşıyordu, tyice güvendiği üç dört Fransız zabitinden maada hiç kimse ile temas etmiyordu. Bu zabitlerden birisi vtuntastyle general Gl-raud'ya şimali Afrlkanın İstilâsı plânına iştlrâk etmek üzere oraya gitmesini rica etti.
Amiral Darlan’m durumu İstilâdan evvelki 0c hafta içinde,
amiral Darlan, «her hangi bir İstilâ ihtimali» ne karşı Fransanın işgal edilmemiş olan kısımlarının müdafaasını temin İçin Fransız ordusu zabitlerinin tâyini İşini üzerine almıştı. O vakit amiral Darlan’m, Marsllyâ-dan İtalyan sahillerine kadar uzanan bölgenin kumndanlığma general Lattre de Tasslgny’yi tâyin etmesi mânâsız değildi. Çünkü bu generalin açıktan açığa Amerikan taraftarı olduğu herkesçe biliniyordu.
Amiral Darlan’m yakın iş arkadaşları arasında Müttefik taraftan olanlar çoktu. Amerikan İstilâsına yardım İçin bazı Fransız subaylarının hazırladıkları gizil plandan hiç şüphesiz amiral Darlan haberdar edilmişti.
İstilâdan evvelki birkaç gün içinde Almanların bir şeyler hazırlan makta olduğunu sezmiş olduklarına şüphe yoktu. Neteldm Fransız gizli servisine mensup olup da bizimle İş birliği ya- | pan gizil ajanların Tadyo makineleri radyo müdahalelerile İşlemez hale getirilmiş, ve general Glraud'yu Cenubi Fransız limanlarından birinden denizaltı İle kaçırmak İçin yapılan hazırlık tatbik edilememişti.
Şimali Afrikadakl Fransız orduları nezdlnde mevki ve İtibarı fazla olan general Jiraud’nuıı bile İlk zamanlarda verdiği emirleri İnfaz edemediği anlaşıldı. Jlraud Cezayire varınca, general Etsenhower'e, otoritesine İtaat teminine muvaffak olamıyacağını bildirmişti, işte bu sebeple ve bize yardım etmek isteğini gösteren ve bunu yapabilecek bir mevkide bulunan amiral Darlan'a dönmeğe mecbur olduk Vlchy hükümeti. Darlan'ı hâlâ Fransaya tabi bulunan Fransız kara ve deniz kuvvetlerinin yüksek kumandanlığına tâyin etmişti. Darlan. Dakar'a kadar uzanan bir teftiş seyahatinden sonra hasta oğlunu görmek üzere Cezayire dönmüştü. O da. general Weygand gibi. Amerikanın 1 harbe girmesinin Almatıyanm zafe- j rini imkânsız bir hale getirdiğine kanmış, ve nihayet Fransrnın ancak Amerikan yordımlyle kurtulabileceğine karar vermişti. Bu sebeple, kumandası altında bulunan kuvvetlerle mukavemet değil. İşgal kuvvetlerine yardım etmek İsteğinde idi General Jlraud da, maruz kaldığı ümitsiz buhrandan sonra general Elsenho-wer'e Darlan’m hizmetinden istifade edilmesini tavsiye etmişti Fransız ordularının bize ayrdım İçin İtaat edecekleri başka bir Fransız makamı yoktu. Kaybedilecek bir dakika bile olmadığı, ve bütün teşebbüsün ftkı-bett bahis mevzuu olduğu o sırada, bundan başka bir karar alınabilir miydi?
Darlan Vlchy hükümetinin kabul edllemlyecek birçok fenalıklarına karışmış ve İlk zamanlarda Almanya -nın emirlerini yerine getirmişti. Fakat bunu şu pratik vakıa ile karıştır-mamalıdır. O vakit Amerikan kuvvetlerini büyük bir tehlikeden kurtarmak bahis mevzuu idi Fransız kuvvetlerine bizimle İş birliği yapmaları İçin emir vermek lâzımdı. Şimali Afrlkada o vakit bu emri verip infaz edebilecek amiral Darlandan başka makam yoktu.
Kı sn bir müddet sonra Darlan’m öldürülmesi, bu münakaşa mevzuunu da ortadan kaldırdı. Ondan sonra geçen aylar içinde Fransada ve Fransız Afrİkasındaki siyasi ve askeri şartlar, birçok güçlüklerden sonra esaslı bir İyiliğe doğru inkişaf etti. Bugün şimali Afrlkada siyasî sahada bütün kontrol, general de Gaulle'ün idaresinde bulunan Fransız millî kurtuluş komitesine geçmiş bulunuyor. Bu değişikliğin ne kadar devamlı olacağını yalnız zaman gösterecektir. Fakat Amerika, çıkartma esnasında plânlarını askeri ve bahri strateji zaruretlerinden ziyade ideolojiye dayanmış oLsaydı, Almanyanın yenilmesinde bir dönüm noktası teşkil eden şimali Afrika teşebbüsü muvaffak olabilecek miydi?
Fransız milletine karşı taklbettiği-mlz siyasetin makul olup olmaması şu suale verilecek cevaba bağlıdır: Amerika Fransız milletine harbden sonra istedikleri hükümeti seçmekte serbest olacaklarını temin ettikten sonra, Fransız milletinin menfaati, Amerikanın bütün kuvvetini Alman-yanın mağlûbiyetini çabuklatmağa hasretmesinde midir, yoksa siyasi mülâhazalara ehemmiyet vererek onlara bu hürriyeti verecek olan lüferi bilerek tehlikeye düşürmesinde midir?
Bugün nebatların ve hayvani arın İs imlendirilmelerinde kullanılan, İki adlı sistemi kuran Llnnğ’dir, Bu İlim adamının yetişmesi birçok bakımdan önemlidir.
Babası bir protestan pastörü İdi. Charles LlnnÇ 1707 de İsveçte. Roes-hult adlı bir kasabada dünyaya gelmiştir. Babasında bahçe ve nebatat merakı varmış. Çocuk da küçük yaştan İtibaren bunlara ligi gösterirmiş. Aile zengin olmadığı halde baba evlâdına iyi bir tahsil yaptırmak istemiş. ve fedakârlık ederek onu koleje vermiş. Linnö bu mektepte fena bir talebedir. Nebatlara saplanan zekâsı, onda Lâtin ve Yunan kl&stklerl için hiç bir bağlılık hasıl etmiyor. O bulabildiği bütün boş vakitlerini etraftan nebat toplamağa ve onları incelemeye hasrediyor. Mektebin direktörü bu gencin adam olamayacağına kanaat getiriyor Talebesinin sevdiği bir kolda gösterdiği ciddi kabiliyeti anlıyamıyor Bir gün onu mektepten çıkarıyor ve babasına şöyle bir mektup yazıyor: (Çocuğunuzu bir fidanlığın bazı ağaçlarına teşbih etmek mümkündür Bunlara ne kadar iyi bakılsa yine vahşî kalırlar Eğer onlar başka bir toprağa dikilirse o zaman tabiatlerl değişir. iyi meyva vermeye başlar. Ben çocuğunuzu bu ümit ile size gön-“............................... hava
İsveçte de hüküm sürdüğü anlaşılan 01 kıskançlıkları uyandırıyor. Llnnö w kendi yurdunu terketmrk zorunda, kalıyor Hollandaya gidiyor. Borhav İle tanışıyor. En ziyade Hartcamp’da kalıyor. Orada CUffort İsminde zen-gtn bir amatörün çok lyl bir nebatat * bahçesi varmış, bunun direktörü gibi ( _
1 2 3 4 S » ? g H io
İkizler
Ç £ K. tst.mbu merkezinden I.-tanb>ı| vll-veti d ı.lı ı»de 27 9'!.'44 ten Bugüne kadar ge-en 5 av zariında ’klz çocuk doğurup di Kurumum a müracaat edenlerin adedi 3' dlr. Kendilerine süt ve gi.lm yardımı yapılmış ve 205 fakir anneye de doğum vakalarıma kundak yardımı yapılmıştır
(Arkası var)
deriyorum. Belki başka bir kendisine daha elverişli olur 1
Mektebin direktörü bu hususta o kadar ümitli değildi Bunun için de Llnnâ’yl mektepten çıkarıyordu. Bu hareket gencin İstikbaline çok lyl bir tesir yapmıştır. Babası doğru lâkin sert bir adamdı. Çocuğun mektepte muvaffakiyet gösterememiş olmasına çok hiddetlendi, onu cezalandırmak için bir kunduracının yanma çırak verdi. Zavallı genç İster İstemez eski kunduraları yamalamağa başladı. Lâkin Llnnğ bu ıstıraplı durumdan, pazar günleri ormanlara koşarak nebatlar toplamak suretlle kendini teselli ediyordu. Bir gün Llnnğ böyle birçok nebat toplamış, yolun kenarındaki bir hendeğin kıyısına oturmuş, elindeki lupla çiçekleri dikkatle incelemekte iken oradan, ciddî yüzlü, merhametli kalbll bir zat olan Dr. Rothmann geçiyor Bu genç bo-tanlste merak edlvor. Yanına giderek ne yaptığını soruyor. Linnâ elindeki nebatlara dair o kadar ateşli ve kıymetli sözler söylüyor ki doktor ta-mamlle hayran oluyor. Babasının kim olduğunu soruyor ve kendinin kunduracı çırağı olduğunu öğreniyor. Gençle beraber Pastörün yanma gidiyor. Babasına oğlunu kendine teslim etmesini ve onu Lund üniversitesine talebe olacak surette hazırlı-yacağını söylüyor. Baba bunu büyük bir memnuniyette kabul ediyor. Lİnne kunduracılıktan kurtulduğuna sevinerek hâmlstnin şehirdeki evine gidiyor. Birkaç sene doktorun evinde kalıyor. Üniversiteye girmek için elzem bilgileri elde ediyor.
Dr. Rothmann onu Lund üniversitesine gönderdiği gibi, dostu olan hem hekim ve hem tabiî ilimler mütehassısı Dr. Stroboes'e tavsiye ediyor. Bu zat LinnĞ’ye kendi kütüphanesinden İstifade etmek iznini verl-yor. Llnnâ tıp fakültesine devam ediyor. Tahsiline halel gelmesin diye gündüzlerini üniversiteye veriyor, gecelerini de kütüphanede okumakla geçiriyor. Bu fazla çalışmak onu hasta düşürüyor. Babasının evine geliyor. İyi olduktan sonra hâmisi ona Upsal üniversitesine gitmesini tavsiye ediyor. Yola çıkarken ailesi ona zorla 300 ekü bulup verebiliyor. Lâkin bunun son bir fedakârlık olduğunu da söylüyorlar. Llnnfi Upsal Tıp fakültesine giriyor, çalışıyor Bir müddet sonra parası bitiyor, büyük bir sefalet İçinde kalıyor, ne babasına ne de hâmlslne halinden bahsetmeye. İzzeti nefsi mâni oluyor. Eğer İyi talihi önüne bir teolojlen olan Olaus C d sİ us ismindeki İlim adamını çıkarmamış olsa İdi açlıktan ölecek bir vaziyette kalmıştı. Bu zat o esnada Incil'de İsimleri geçen nebatları sınıflara ayırmakla meşguldü. Linnfi bu hususta kendisine en faydalı bir surette yardım edebilecek şahsiyetti. Onu kendi evine aldı.
Lirini? bu çalışması esnasında İlk defa kendi sınıflama sistemini düşünmüş, ve üzerine bir risale yazmıştı. Onu hocası botanik âlimi Rudbeck’e gösterdi. Bu hakiki bilgin daha 25 yaşında olan genç meslektaşını sevgi ile karşılıyor ve onu tuttuğu yolda yürümeye teşvik ediyor. Llnnö’nln eseri çok dikkati çekiyor. Upsal ilimler akademisi onu Lapon-ya'ya nebatların tetkiki İçin gönderiyor. Az zamanda LlnnÖ’nln gösterdiği büyük muvaffakiyet o devirde
çali'iyor. LlnnÇ en mühim eserlerin! burada yazmıştır. Sonra Londraya ve Parlse gidiyor. Jussleu İle tanışıyor Nihayet tekrar yurduna dönüyor. İsveç kıralı onu kendine hususi hekim tâyin ediyor, Stokholm Akademisine başkan Intlh»bulunuyor. Sonra Upsal üniversitesine botanik profesörü tâyin olunuyor Parlak İlmi hayatını burada ikmal edlvor. 1778 de 71 yaşında oldu*u halde orada çalışarak ölüvor.
Georges Cuvier (Jorj Küvie)
Mukavesell anatomi’yî yaratan bu zattır Havarinin Hk kısmı çok basit geçmiştir. Babası 1718 da evden kaçmış ve bir İsviçre alayına nefer yazılmıştı, Bu meslekte kabiliyet ve cesaret eöstermls ve zabit olmuştu. 55 yaşında İken gene bir kadınla evleniyor. Georges dünyaya geliyor. Ailenin az olan serveti çok dayanmıyor, bitiyor. Lâkin akıllı ana çocuğunun öğrenmesi İçin çok çalışıyor Kendisi Lâtince bilmediği halde, her ders gibi bunu da oğlu İle beraber tekrar ediyor. Onu çalıştırıyor. Besime tahtı İlimlere merak etmesini temin ediyor. Lâkin çocuğu tabii İlimlere bavlıyan en mühim şey ak-rabfsmdan birinin kütüphanesin d “ buldııS’i kit.ao1ard>r. Hayvanlara dair pek çok şeyler okuvor, Kitapta bul-du*ıı havran resimlerini kopya edlvor ve kitaptaki tariflere göre renklendiriyor. Ailenin parası hemen hiç «uı»«auu» uuıun«uuvı-
kalmıvor. Tahsile nasıl devam ede-1 mıaı paylaşmış olan dostlarımıza;
Soldan sağu ve -ukarıoan aşağı.
1 — çamaşır yıfc.nan yer.
3 — Şurubu yapılan bir meyva
3 — Uygunluk.
4 — Hak gıiderlik - Bir nevi kasket.
5 — Kot - Sonuna «N» gelirse bir nervl cekettir
fi — Tersi îstanbulda bir spor meydanı.
7 — Tersi bir emirdir - Bir nevi ayakkabı.
8 — Çalgı düzenleme - Nefer.
fi - Erkek keçi - Çocuk doğurtan. W — Bir edat - Olgun hale getiren. GEÇEN BULMACAMIZIN HALLİ Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Güverte. Ak, 2 — Üniversite,
3 — Viyana. 4 — Evay, Nebat, 5 — Ren, İskara, 6 — Trasnparan. 7 — E Ekal. Me, 8 — İhbar. Nac. 8 — At. Arama, 10 — Kestaneci
Alenî teşekkür
Kıymetli maarif ç İtrimizden ŞemaüJmekâtibin binişi ve sabık dürü bay Mahmut Fahrettin refikası, Kolağası bay Mehmet kızı ve albay Salih Tenglz ile binbaşı Be iri özler’ln ablaları, tüccar Hulûs! Gök-mtnllnln ve maliye kontrol memurlarından Cemaleltin Tunc un kayınvalideleri bayan Necmlvenln ce.-.a’e merasimine gelmek telgraf ve mektup yazmak lûtfunda bulunarak acı-
bileceni güç bir muamma haline geliyor.
Tali, ve hayvan resimlerini dikkatle yapmış olması ona beklenmiyen bir yeni kapı açıyor Monfbğffard Dükası Charles de îVrırf^mburo- bir sene vali Prens Frederlk'l ziyarete geldiği zaman ona Cuvler'nln yaptığı resimleri. valinin eşi gösteriyor. Dük bun- 1 lan beğenlyoı ve çocuğu kendi hesabına Stutlf/rad’a tahsile gönderiyor Cuvipr orada bir sene felsefe yapıyor Sonra tabii İlimlere geçiyor Havva-nat kendini cok ilgilendiriyor Binlerce böcek resmi yapıyor. Hayvanların anatomllerlle meşgul oluyor. Bütün tatil zamanlarını okumakla geçiriyor. Daha 19 yaşlarında İken bilgisini pek çoğaltmıştı İmtihanları çok lyl geçiyor. Ailesinin İhtiyaçlarını önlemek arzuslle bir aileye husus! mürebbi oluyor. Caen şehrine bu aile ile gidiyor. Orada bir amatörün deniz kıyısında bir balık yeri var. Burada Cuvler birçok balıklan tetkik etmek fırsatını buluyor. Bu devirde oraya bir hastaneye başhekim olarak Tessler adlı bir rahip tâyin olunuyor Cuvler’yl tanıyor ve takdir ediyor Ondan .Tussleıı ve Geoffroy Salnt Hl-lalre'e bahsediyor. Kendi çalışmalarına alt yazıları onlara gönderiyor. Cuvler'yl Paris’e getirtiyorlar. Bir zaman pek az para veriliyor. 1793 da Mertrud’un yaıım aylığı kendine veriliyor. Museumda da bedava yatacak bir yer veriyorlar. Bununla çalışabiliyor. 1799 da Fransız kolejine hoca oluyor. 1802 de Museum'a geçiyor. Birinci Napolfon onu baron yapıyor. 1832 de koleradan ölüyor. Bu zat pek çok eserler bırakmıştır. Fosillerin ne olduklarını iyi anlıyan odur. Lfikin bütün hayatında evoltlsyon nazarl-yeslnin aleyhinde bulunmuştur. Kusursuz insan olur mu?
Tz A K
Bugün matinelerden İtibaren İçinde bulunduğumuz harp senelerini hakiki harp sahneleri fevkalâde enteresan hâdiseleri objektifine alan vegfinc şaheser. Montecomerlnin Zaferi ÇÖL ZAFERİ
Türkçe
Aşk. neşe, caz ve eğlence dolu şaheser filmi.
Birazda Beni Sev
EDMOND LOWE —
UNA MARK EL
EN SON HARP JURNALİ
Türkçe.
b.
Bugüne kadar görülen süper filmlerin en muazzamı
KARA KORSAN
TYRONE POWER
Tamamlle renkli,Baş Rollerde:
— MAURENO HARA — GEORGES SANDERS — THOMAS MİTCHEL ve binlerce figüran. Biiytlk aşk ve binbir macera şaheseri Dikkat: Loca ve numaralı koltuklar bugünden satılmaktadır.
Created by free version of 2PDF
ayn ayn cevap vermeğe teessürümz mâni olduğundan; a'enl ve samimi teşekkür 1 emiz! arzederlz.
ŞEHİR riVAİRUSLi saat 2t)_3ıı da Oram Kısmında YAYLA KARTALI Komedi tısmınca MİLYONER DAMAT Yazan: Yordan Yofkof Türkçesi: sadık Balkan Saat 14 de çocuk tiyatrosu
Yarın Matinelerden İtibaren
MARMARA SİNEMASINDA
tki büyük film, birden
7 ÇİÇEK
KETHRYN GRAYSON — VAN HEFLİN
Genç kızlığın İlâhi cazibesi, sevdanın ölmez, öldürmez hâkimliği, İhtirasın ateşli vecdi İle dolu şaheser.
FEDAİLER KERVANI
V t L L 1 A M BAYD
Fedakârlığın, vefanın ve feragatin imrendirici bir numunesi
HASRET
M ü M R NUREDDİN — OYA SENSEN
Sevgili Anadoludan yeşil yamaçlar gözlere munis ve güzel tabiatın şiirini açan bolaklar. Münir Nureddinin lâhutî nağmesi!e dolu Türkçe sözlü bir milli bedla.
O P E R A 'da
BAHAR
ŞARKISI
BETTY GEABLE —
JOHN PAYNE
Hüsnün, cazibenin rakkasın mecmuası baştan başa renkli
Kadıköy
H A L E’de
SABAH
OLMASIN
CHARLES BOYER — PAULETTE GODDARD
Saf bir gönlün en yakı e i şehri kendlşine nasıl ram ettiğini anlatBn bir sanat âblded.
TOrlhln eşini görmediği bir yiğitlik destanı
13 KAHRAMAN
Muazzam Türk Yerli filmi Milli bir şahlanmanın şahane bir âbidesi
f'
ÇEMBERLiTAŞ sinemasında
Bu giln matinelerden İtibaren îstanbıılda tik defa olarak
I - DÜŞMAN YUMRUĞU ALTINDA PARİS
(Türkçe fiözlü)
Bas Rolde: MİŞEL MORGAN — PAUL HENREİD 2 — Bu senenin en güzel müzikal filmi
ACEMİLER RESMİ GEÇİDİ
BOB CROSBY — RUTH TERftY
J
I TURAN SİNEMASINDA
Bugün mevsimin iki büyük şaheser filmi birden:
1 — DÜŞMAN YUMRUĞU ALTINDA PARİS TÜRKÇE SÖZLÜ: MICHEL MORGAN — PAUL HENTtEİD Bu Harp içinde çevrilmiş, İşgal altında Pnrisln hayatı, Büyiık harp ve casusluk filmi t — ZORA Kİ YILDIZLAR
Dünya kahkaha şampiyonları bir arada: JOE E BROWN, JUDY CANOŞA. Tki saat zevk, neşe. müzik. revü ve hiç durmadan gülme ve ■fil«nme filmidir.
1
Halka verir talkını •••
Meşhur İngiliz filozofu Bacon — İlmî metot — Ba-con’un aleyhindekiler — Onun hayatı — Rüşvet bahsi — Asalet ve halk — Çarşı pazar hatası — Bacon ve kelimeler
Sorbonne'da liseler felsefe ho- islüde ne güzel nasihatler veriri çalığı imtihanı programlannalBir kötü hükmün bin kötü mi-1932/1933 dera senesinde Ingiliz'salden daha sararU olduğunu ve filozofu Francls Bacon'un /else- çünkü kötü misallerin dereyi, halbuki kötü hükmün kaynağı zehirliyeceğlni söyler. Tepeden inme emirlere adalet memurlarının kulak asmamaları, müsavatsızlığı müsavat haline getirdikten sonra hükümlerini her taraf için müsavi bir zemin üzerinde vermek lâzım geldiğini İlâve eder. Fakat bunlardan daha mühim olarak 1624 senesinde çıkan New Atlantls adlı eserinde ada let memurlarının rüşvet almalarını »iki yerden aylık almak» diye tâbir edip bunun ne pis blrşey olduğunu söylemiştir. Hüşvet işinde Bacon pek salâhiyetti gözükür; o rüşvet! üç kısma ayırır. Muhakemenin gidişini değiştirmek üzere bir uyuşma neticesinde alınan rüşvet en fenasıdır Diğeri de muhakemenin neticesi bir dereceye kadar anlaşıldıktan sonra daha ziyade sorgu ve suale meydan vermemek İçin alınan rüşvettir, üçüncüsü ise evvelden hiç bir valt ve mukavele olmadan muhakeme bittikten sonra alınan hediyedir, işte kendisi bunlardan birinci rüşveti asla almadığını ve fakat diğerlerinden tattığını evvelâ kabul etmiş İse de sonradan birinci dereceden rüşvet almış ise de hükme tesiri olmadığını da İtiraf eylemiştir.
Görülyor kl Bacon adliyecilere nasihat verirken pek İçten bildiği bu prensiplere dayanarak veriyor. Yani dilimizde meşhur darbı mesele göre salkımı yuttuktan ve salkım boğazında kaldıktan sonra halka talkını veriyor kl bu tarzda yapılan telkinin daha müessir olacağı zannedilebilir.
Filozofun asiller hakkmdaki essaileri de birbirini pek tutmaz. Meselâ 14 numaralı denemede «Türkler»'de asiller sınıfı olmadığı için orada istibdat hüküm sürdüğünden baş’ıvarak demokrasilerde asillere lüzum olmadığını ve eşitlik olan yerlerde vergilerin daha hoş görüleceğini söylerken ,19 uncu denemede asillere aerbes-lik verilmek lüzumunu ve eğeı verilmezse devletin Çok _ zorluk çekeceğini ve her istediğini ya-pamıyscağmı ve nihayet halkın hiç ehemmiyeti olmadığını ve başlaaına birisi geçmezse kuvvet bile sayılamıyacağmi İddia .eder Bacon, bu denemesinde «tüccar sınıfı devletin can damarlarıdır: o damarlar dolgun olmazsa devletin eli, ayağı tutsa bile damar-lan boşalıp beslenemlyecektir» derken vergüerin arttırılması aleyhine de zımnen bir cümle sokuşturur. îşte filozofun bu fikirleri. bize kalırsa, onun modern bir İçtimaî düşünüşten hayli uzak kaldığını, sadece zamanının müesseslerini kitaba uvdurmak-la uğraştığını göstermekten İleri geçemez.
Filozof, büyük eseri Novum organum da fikri her türlü tecrübelere hazır ve temiz bir halde bulundurmak için aklı bazı hatalarından. hatalı tasavvurlarından (îdola) kurtarmak isterken kelimelerin fikir üzerine yaptıkları fena tesirlerden 1leri gelen hatalar üzerinde ehemmiyetle durur. Bacon. earsı, pazar hatası (Idola fori) dediği bu hataların, kelimelerin pratik hayatın ihtiyaçlarına göre ve halkıp anlayışına uygun olarak (ex captu vul-gl) doğduğuna, ekseriya mevcut olmıvan şevler için kelimeler îca-edlldiği halde tecrübe 11e ortava konulmuş bir çok şeyler İçin kelimeler mevcut olmadığına dikkat etmemekten İleri geldiğini ve bir cok beyhude münakaşaların hep bundan çıktığını söv’emekTe galiba felsefesinin en sağlam görüşlü noktasını b^l’rtmistir.
A ADNAN - ADIVAR
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR.
B. Ubeydullah meşhur maceralı seyahatine nasıl başlamıştı?.
fesi konulmuştu. Talebeyi İmtihana hazırlayan profesör, Bacon'dan bahsederken ona tnglliz-ler tarafından verilen fazla ehemmiyetin Fransızların XVII, asırdaki büyük filozofu Descar-tes’e bir eş çıkarmak hevesinden İleri geldiğini söylemişti.
Bacon İçin söylenen bu sözler! geçen hafta, onun denemelerinden (Essaiş>- İçtimaiyat bakımından bahsedildiğini okuduğum zaman hatırladım. Bacon’un ilim noktasından »günümüzün adamı* asla olmadığı meselesini kurcalamak İsterken onun garip hayatın; ve ahlâkî, içtima! görüşlerini şöyle bir gözden geçirmek faydasız olmıyacaktır.
Bacon hiç şüphesiz Aristo felsefesine ve mantığına itiraz ederek daha İlmî bir yol açmağa kakışan mütefekkirlerden biridir Fakat yeni ilim ve metot noktasından Bacon kendi muasırlan olan Galile, Kepler Descar-tes gibi asıl büyüklerle hiç de boy ölçüşemez. Zaten Bacon’a «Tec-riibl felsefenin babası» diye İs’m takan Voltaİr» gibi düşünerek onun yeni ilmin inkişafında tehirini kabul eden ancak bazı fekef» tarihçileri kalmıştır.
1866 de Almanların meşhur kimya âlimi J. von Lieblg Lord Bacon adıy’a yazdığı bir eserde »Bacon. zamanında ilim sahasında canlanan yeni fikirlere asla vakıf olamamış ve kendi büyük çağdaşlarından (meselâ Galile. Gi'bert. Renler) bazılarının ls-m’ni bile zikretmemiş ve eğer etmiş İse keşiflerini, fikirlerini yanlış anlamıştıp> diyor ve bu »özünü ” *“
lerinden ediyor, olunan yeni metot, di Induction İlimde kullanılan usulden büsbii-tün başka ve hiç pratik olmıyan ekdk bir usuldür. En büyük, fel- . eefî ve İlmî eserini /Novum orga- _ num) de tamamlamadan bırakmış olan bu filozofun kıymeti İçin çok şeyler söylenmiş ve yazılmış olduğu İçin işin bu cihetini bir tarafa bırakalım da onun İçtimaî ve ahlâki fikirlerini ve nasihatlerini gözden geçirelim.
îngilterentn en büyük adliye âmirflğl’ yani Lordlar Kamarası reisliğine (Lord Chancellor) kadar yükselen bu filozof pek haris bir zattı. Kıraliçe Ellzabeth’in gözüne girmek ve bu büyük mevkiin merdivenine ayak basmak İçin neler yapmadı. Kendi velinimeti Lord Essex‘l İtham için mufassal ithamnameler yazdı, sihirbaz kadınlan ateşe yakmak İçin dâvalar açtıysa da Kıraliçe-den beklediği memuriyetten elde edemedi. Onun Ölümünden sonra James T. zamanında istediği oldu; nihayet Lordlar Kamarası reisi olmuştu. Fakat bütün hayatı boyunca para sıkıntısından kurtulamadığı halde kapısını ardına kadar açıp en yüksek bir lüks ve ihtişam içinde yaşayan bu asîl »He çocuğu Lordluğıın ikinci payesi olan vlskontluk rütbesini elde ettikten bir kaç hafta sonra rüşvet almak cürmüyle Avam Kamarasında itham edilerek muhakemesi yapılmak üzere Lordlar Kamarasına gönderildi. Orada suçlarını »kemal-l İtaatle» itiraf ettikten sonra Kiralın İstediği müddetçe hapse ve 40000 lira para cezasına mahkûm oldu (1621). Hapis cezasından bir yahut dört gün ile, para cezasından da bir nevi takas mahsup He kurtulan Bacon bir daha Parlâmentonun semtine bile uğraya mamak cezasından bir türlü yakayı sıyıramayınca bir köşede oturup yazmağa başladı. Filozof 1597 senesinde ancak on parçasını yazdığı denemelerini 1625 senesinde 58 e kadar çıkararak yeni baştan yazmıştır. Bu essal-lerln edebi kıymetinden bahsetmek bana düşmez: ancak Bacon’-un İngilizcenin en güzel nesrini yazmış olduğunu işitirim. Bu essailerln rogu filozofun basma gelen o felâketten sonra yazılmış .,-------- . _
ve vahut tâdil edilmiş olduğu için tamayarak İade edecekler! biletleri to-ana tecrübe mahsulü çeşnisini bugün saat 11 yo Kadar Mim Hja»-verdiâl halde bir tarafa atılmış . 8» Bürolarına İade ehnls bulunçak-
gl , : (.ı_~(nı lardır. Bayiler satma* özere kendi
‘ ««Hû»™* »latoyaosklar, biMlerl
d- d'kkat etmek yerinde o - saat ,2 30 a ^dar satabilecekler bu
Kazaya. van| ada et dağı Matten s^nra hlc bir suretle M1U4 ya-dair olan 56 ncı xnemt- cılmıvocaktır. alınacaktır ı
Elinde küçük bir paket bile bulunmadan ve tek kelime İngilizce bilmeden dünya yolculuğuna çıkan Ubeydullah evvelâ Amerikada cokeylik yapmağı düşünmüştü.
1 Köprü üstünde Cemaleddin E f ganî — Cokey olarak Şikago9ya gitmek!. Cemaleddin Et ganîyi davet — Venedik »akağındaki pansiyon — 50 sene önce Amerikaya giden tsianbullu gaeete mürettibi — »Amerikalı Mehmet* kimdir?., — Abdülhak Hâmid’le şakalaşma
AÇIK MUHABERE:
Cağaloğiu Sinan paşa
— Bebekte Yalı caja.j>ın-de 154 numarada mühendis bay Salâhacl-hn Durusan'a —
filozofun - kendi eser-a’dıgi fıkralarla İspat time verdiği İddia yan! ken-usulü bugün
Köprü Üstündeki kalabalık arasında. Übeydullah efendi — baştan başa donmuş olan — Haliçte karşıdan karşıya deniz üstünden geçenleri seyrederken arkasında bir s*s işitti Bir adam omuzuna dokundu:
— Übeydullah efendi... SİM İrkiyorlar... dedi.
Dönüp baktı. Blraa ileride bir araba duruyordu Bunun içinde pek tipik bir İnsan vardı. B Übeydulah onu hemen tanıdı:
O zamanlar İstanbul'da bulunan, birkaç ay önce Efganlılann kemiklerini tayyare İle İstanbul'dan alıp memleketlerine götürdükleri meşhur CfmaJeddin i EfganI
Übeydulah efendiyi pek aeven bü zat onu arabasına çağırdı. Bu «ırada cebinde beş paran olmıyan, vaktin gazetelerine ar asra makaleler yazan Übeydulah. sanki kendi gitmesine İmkân varmış gibi Şeyh Cemaledölni Ergani'yi şikago sergisine davet etmek cömertliğini gösterdi.
C^naleddtnl Efgani:
— Ben gitmeğe çalışırım... Glda-mezsem artık siz gidersiniz., dedi.
Araba yürüdü. Gitti.
B. Übeydullah’ın cebinde beş parası olmadığı halde Cemaleddlni Efganl'yi şikago sergisine davet etmesine şaşmamalı. Zira B. Übeydullah'ın biit-.-n hayatı bu Jeste benzer. O böyle en biiyük imkânsızlıklar karşısında, en büyük İşlere, maceralara atılır. Ce-blndo hiç param olmadığı zamanlar akla gelmedik hovardalıklara kalkar.
Übeydullah efendi köprü Özerindeki kalabalığı bırakarak Beyoğluna çıktı. 50-55 sene önce olmakla beraber o Beyogl tında oturuyordu. Hattâ Vefalı dostu sayın Salâh Cimeoz — tabi! çok sonraları, belki 45 yıl ence — B. ÜbeyduUah’ia İlk defa onun Beyoğlunda, Venedik sokağındaki pansiyonunda tanışmıştı. .
Bu hâtıradan bahsederken ûstad şöyle anlatır:
— Venedik sokağındaki pansiyona girdim. Belki 45 sene hattâ dafa fazla bir saman önce... Übeydullah'ı ilk'________
defa görecektim. Odasında yüksekçe TBr: bir minder vardı. Übeydullah, Amer!-f kadaU o kadar maceralardan sonra, burada ve başında uzun bir mevlevl | külfthı olduğu halde, boyun kırmış oturuyordu...
Görülüyor kİ Beyoğlunda. bekâr pansiyonunda ev elbisesi olarak mevlevl klll&hı giydiğine nazaran Übeydullah evinde blie dünyanın en eksantrik adamıdır.,,
Übeydullah efendi o günü de böyle yaptı. Evine girince sokak sarığını çıkardı. Eve girer girmez mutlaka sokafc elbiselerini ve mümkünse hemen çamaşırlarını değiştirirdi. Muayyen ev elbiseleri vardı. Bazan böyle mevlevl külâhı giyerdi Bon zamanlarda bunu değiştirmişti. Onu da ayrıca göreceğiz. Bir köşeye çekildi. Düşünmeğe başladı. O e nalarda Şikago sergisine gitmekten başka hlc bir şey kendisini meşgul etmiyordu. Ga-zete’crde bu sergiye ait çıkan, bütün yazılan toplamıştı. Bunlardaki tafsi-
Mektubunuz elime pek geç vâsıl oldu. Yazılarım hakıunda. gösterdiğiniz İlgiden dolayı teşekkürler ederim Cağaloğlu Yusuf Sinan paşa hakkında Akşam'in 18 ocak 104o tarihli nüshasında yazdığım makale ı ir hal tercümesi dtğUdi.' Yalnız Çıgala zadenin İkinci vatanına ve esaretinden sonra kabul etmiş olduğu İslâm dinine bir İhaneti ve hıyaneti olup olmadığı noktasına dairdi.
Makalemds Sinan paşanın ai.esl hakkında İslâm Ansiklopedisinin. 23 uncu nüshasındaki hal tercümesinde bulunandan biraz fa21a malûmat vardır. Bu arada Sinan paşan m büyük babasınuı dizdarı olduğu INove) kalesinin Ansiklopedide gösterildiği gibi Ürküp He Piriştlne arasında değil, mak tu e yazA'ım veçhile AdrıyaHk n..» not OiLL lunduğunu zikre lüzum gorııt Fakat An i lopedicteki hal mesiyle makssen arasmda asıl çarpacak tarz Sıiıaıı imanın sinin Oğtuyia görıısııkten Q
di rumuna taallûk ediyor.
3cn paşanın yanın ı almağa gıttİQ ğ. validesi Lükresya ile ydnu t ğünü ve ancak Mesinada âya^f ? ■,'ısından olan Karloytı alarak © tanbulda yaptığı teşebbüsle (Nak ej> adası dukalığım tâ'Jhı ettiıdjgirüıj yazmıştım. q
Ha! tercümesin, ue Kaıı-j, ı.n nan paşayı siyaret için Naponöea İstanbul a geldiği ve paşanın MesinaC* dan validesile kız kardeşini berabef^ ce getirterek htanbtıia yerleşti- ■ "O bildiriliyor (D
Hal tercümesini v.i2ur, s.ıym t "(Q Tayyip Gökbı.ginin bu kaydı hane! vesikada bulduğunu MİmlyoL. rum. Anladığıma göre o da beni makaleme memed İttihaz eylediğim İtalyanca makalenin bundan on sene evvel Cumhuriyet gazetesi ne e ki tercümesini görememiş olacaktır. Çünkü 81nan paşanın validesi ile Papa arasında cereyan ettiği bu İtalyanca makale tercümesinde gösterilen muahbereden ve mûnaîeb?tfen -Ansiklopedide lılç bahis yoktur
Sinan paşanın son Acem seıdarlı-ğmda oğlu Mahmut paşanın beyler-beyisi bulunduğu Şirvan’a gitmek arzusunda bulunması üzerine Peçevl ile Nâlmada rikrolunduğu veehHa asker Ayanının kendisine
— Deryaya sefer etsin valideni görmeğe gidersin I Karaya sefer etsen oğluna gidersin! diye itab etmiş olmaları da Sinan paşanın Mesuıcda validesini görmekle iktifa ederek kız karde^ile birlikte İstanbula getirmemiş bulunduğuna dcii» tutulabilir. Kadının Papa Ue makalemde bah ettiğim muhabere! de bunun diğer bir delilidir.
Zikrettiğim ’taly&ııa malule tercümesinde Papanın, Sinan paşanın şarkta bir hükümdarlık kurması hakkında beslediği hayal ve ümitler hak— Ustacığım... Sen yoruldun biraz‘kında Vatikan kütüphanesinde bazı de. ben bağırayım!..
Diye yardımına koştuğunu Übeydullah «fendi Mk sık söylermiş. Mehmet efendi çok İyi bir insandı. Übey-dullaha kendisini sevdirmişti. Bu bahislere gene sırası gelince dokunacağız.
Nihayet cokey olarak Amerikaya gldemiyeccğini anlayınca Übeydullarh 50 Hra tedarik etti. Elinde bir paketle limanda bir ecnebi gemisine gidemendi. Çünkü takibedilmekte idi. Bunun İçin üstüne 3 kat çamaşır giydi. İşte B. Übeydulahın o bin bir macera İle dolu dünya seyahatine çıkarken yaptığı tek hazırlık... Üstelik Amerikaya giderken bir kelime İngilizce de bilmiyordu
Yanında en küçilk bavul, çant® olmadan limandaki Pake kumpanyası gemisine girdi. Hayatında İlk defa emekli semaverinden ayrılıyordu. Yakalanmak heyecaniyle vapurun hareketini bekliyordu. Bir kere kendisini Londraya atsa ondan ötesi kolaydı. Çünkü Londra sefaretinde dostu şair Abdülhak Hâmit vardı. Ondan vize alabilirdi.
Übeydullah, Hftmitle pek sevişlrdl. Lâkin Übeydullahm en büyük zevki, sevdiklerine takılmak, onlarla çekişmekti. Samimi dostları da Übeydul-lahı kızdırmaktan fevkalâde zevk duyarlardı Zira Übeydullahın kızgınlığı emsalsiz bir «sanatkârane hiddet» ti.
Übeydullah İle Hâmit arasında 1 yaş fark vardı. Bu bir senelik yaşlı- | lık dalma aralarında birbirine yllk-letillrdl. HAmlt Übeydullaha kızınca: i
— Benden bir yaş büyüksün!., der-
di.
Gençliği ve yakışıklılığı elden bı-'
Şikago'da dtrgi Mu alan
Übeydullah efendi Amerika'ya gitmek için bu clrîtçl gençlerin İmtihanlarına da girmeğe karar vermişti. Lâkin ne çare kJ Amerika’ya şika-go sergisine eLrit oynamağa götürülecek gençlerde aranan şartlar, bugün büyük sanatkârımız Er toğrul Mushln’ln aradığı 35 gençteki tiyatro şartlarından çok daha ağırdı. Bunların neler olduğunu Öğrenmek İçin 30 kânunuevvel ruml 1308 tarih ve 4354 numaralı Tercümanı Hakikat nüshasını okumağa devam edelim:
Bu oyuncular yirmi ile kırk yaş arasında bulunacaklar, bütün at hünerlerini yapacaklar, gayet Bağlam vücutlu olacaklar.. En mühim şart da kendilerinin son derecede yakışıklı olmalarıdır...
Übeydulah efendi, kendi tabiri ile — Hamdolsun — yakışıklı olduğuna emindir. Güzelliğine — hele gözlerinin güzelliğine ve İfadesine — büyük güveni vardır. H.»tt4 sonraları kendi gözlerinin güzelliği etınfmd.ı Malta arkadaşları ile onun münakaşalar bile ettiğini göreceğiz. Fakat İşte at üstündeki şu hünerler olmasa .. Hem bakınız gazetelerde daha ne tafsilât
— Şikago sergisine buradan gönderilen ve orada bir Türkçe gazete çıkaran mürettip, benim ustam »Amerikalı Mehmet efendi» diri.. «Amerikalı Mehmet efendi» çok üstat bir mürettip!!. Amerikada uzun müddet kalmıştı. Döndükten »onra birçok gazetelerde çalışmış, sermürettip-llk etmişti. «Amerikalı» İsmi Mehmet efendiye bu seyahatten dolayı verilmişti.
Şlkagoya giden mürettip Amerikalı Mehmet efendiyi kütüphaneci bay Hilmi de tanımıştır. Übeydullah efendi. şikagoda baştan taşa yazıp doldurduğu gazeteyi bu Amerikalı Mehmet efendi diziyordu. Bu itibarla aralarında su sızmıyordu. Birçok İyi kötii günleri, hâdiseleri, maceraları birlikte karşılamışlardı. Hattâ Übeydullah efendi Şikagoda — gazete kapandıktan sonra — keten helvası satarken Mehmet efendi de kendisine yardım etmişti.
— İpek şekerli., diye Übeydullah efendi bağırırken sesi kısılmıştı. Mehmet efendinin arkasından:
İmtihan heyeti bu gençlerin yapacakları hünerleri tetkik edecekler, en • nlyade muvaffak olanları, Şlkagoya -gidince? ekadar her gün mütemadı-' yen gayet sıkı bir surette talim ettirecekleri.. Bugün tiyatro için aranan ve 2 sene müddetle hiç bir menfaat beklemeden sıkı bir surette çalıştırılacak gençler gibi!.. Bundan sonra kendileri en şık elbiseler giydirilerek atları İle birlikte şikago sergisne gönderilecekler!..
Übsydullah efendi gazetelerdeki tafsilâtı okuduktan sonra bu yoldan Şlkagoya gitmekten ümidim kesiyor. Kendi başının çaresine bakmağa rar veriyor.,.
Amerikaya giden mürettip kimdir?
Bergi komiseri olarak bizim hükümet tarafından da Hakkı bey (Sadrâ-
ka-
■.Kincıa vauKzn Kuı»upmuıcoıııue uu«u 1 vesikalar bulunduğu gösteriliyor. Pa-$anın hal tercümesinde He bu türse hiç temas edilmemiştir.
B«n makalemde Papanın bu hayal ve ümitlerinin pek boj olduguru ve bu vesikalar neşrolunup Jncelemele tabt tutulmadan evvel Osmanlı tarihlerinde hal ve mizacı hakkında birçok malûmat verilen çigala zadenin devlete ve Islfimiyete hiyanetine hükmetmek mümkün olamıyncr-fını beyan etmiştim.
İslâm AnsiklapedH şa hakkında verilen ımhimatta yürütülen mütr.îşslar da benim kanaatimi deüi >Uffcek bir n-kta göremediğimi dahi erz İle sayr’rnmi sunarım.
“in m pa-ve bu
SÜLEYMAN KÂNI İR TEM E^bak İstanbul vall l
(1) Pir! reis. Bahriye kitabı. S. 345. Nove kalesi VenediŞe tabi Kutur kalesine yirmi mil me-.-fededlr
va/ııan Mjpıaıııifw. ounnuuoaı mim» , .... _ ,
lât B ÜbevdulİHh'uı bütün macera wn Hakkı paşai. muavinliğine Fah-arzulannı kamçılıyordu Hattâ şıka- ri be? ü*ln «U11^ Ajyıca
. . . .. . . . -. —..—. da StVnnnjta îllt —
Millî piyango
Millî Piyangonun 7 Mart 1945 Çrid-llşl bugün saat 13,30 da Ankara Ser-glevlnde yapılacaktır. İkramiye kazanan numaralar Ankara radyoslle bugün 22,45 ve yarin 12,45 ajans haberlerinden sonra yayınlanacaktır.
Çekiliş öğleden sonra yapılacağı İçin Ankara ve İstanbul bayileri au-
goya gitmek İçin cokeylik etmece raxı İdi.
fikago sergisinde Türkler..
bj]e «aan Bıistanl efendi de Şikagoda bulunacaktır. Ve burada Türkçe bir ga-sete çıkarılacaktır Sergi devam ettiği müddetçe çıkacak olan bu gazete için Istanbııldan Türkçe yazı dizecek bir mürettip de Şlkagoya gönderiliyor.
Übeydullah efendi — sonra da göreceğimiz gibi — Şlkagoya gidince, Istanbuldan gelen bu mürettip Mehmet efendi İle dost oluyor. Vc sergideki Türkçe gazeteyi birlikte çıkarıyorlar.
Gaezte çıkarmak için İstanbuldan yarım asır önce Şlkagoya gönderilen Türk mürettip'. Matbuat tarihimiz
8a-
Zira Übeydulah'm b'rltetlrdiğl çeteler İçinde 30 kânunuevvel ruml 1308 tarihli ve 4M4 numaralı T^rcü- ■ manı Hakikat» gazetesinde şu serlevhayı taşıyan bir yazı vardı: «Şikago- ' da OsmanlI at ır.tvdani»!- Altında da tafsilâtı:
îzzetlö Ahmet R.ıcl Beyefendi Şl-kago sergisinde »ûsmanlt at meyda- l nı» İsmi altında bir meydan kurmağa ' .. .
karar vermiştir. B .nun İçin en İyi >9^ P*k ehemmiyetli ve meraklı bir cins Arap atlarından 4 - 5 yaşlarımla faal olan bu hâdise hakkında ne ya-40 hayvan, k-ndilcrlne ayn ayn, mü- »k kl çoğumuzun haberi olmadığını nasip İsimler konularak Ştkago’ya gördüm. Hattâ Amerikaya piden mü-çötürîUccektlr. Ayrıca AVTupa ve r«ttlp Mehmet efendiyi tanıyanları Amerikada Anka kuşu gibi aeyredlhn ,evvelâ bulamadım. Bana: «Belld hu-develer de gönderilecektir. Bunlar njfatçı Mehmet efendidir. Veya Dev-gayet süslü eğerlerle bir kervan ha- ♦n«ı»-tn_
■Hne sokulacak ve sergide küçük bir çocuk tarafından çekilecektir. Bu atların üstünde cirit, kılıç ve mızrak oyunları yapacak olan bir çok genç de Amerika’ya gönderilecektir Bu gençler sıkı bir İmtihandan geçlrile-
ir muıuu»cuihmu. •
L. let matbaasının eski mürcttlplerln-•- den Muhnclr Mehmet efendidir.» dediler.
Lâkin Şikago sergisine giden bunların İkisi de değildi. Bugün milret-tlplerln piri olan Matoaacı bay Ahmet Salt bunun hakkında nihayet pradığun şu m ahi matı verdi:
Yuvanın «e yavrunun sefasını tatmak İçin sıtmadan sakın. Hem hekimi hem llâclyle seni parasız koruyan hOkûmcte elinle dilinle vardım et
AKSAM §3
K^r Abone bedeli ^^5
rntaniyan B. übevdullah köpiirûrdû.! Ne sanatkftrane kızış!.. Ne beyitler,
ne darbımeseller, ne hadisler!..
Hâmıt Übcydullahı memnun etmek İstediği zaman is* tersine:
— Uzun etme... Benden bir yaş küçüksün Übeydullah’. derdi
Bu bir yaşı bütün ömürlerince konuştular. Gariptir kİ sonra Übeydul-lah bir seneye yakın bir zaman Hâ-mitten fazla yaşayarak ona yetişti. Farkı aradan kaldırdı Zira hakikatte H fimi t bir ya? büyüktü.
HİKMET FERİDUN ES
rarklye
Ecneb)
28Cıı kuruş
1500 »
800 •
Senelik
6 Aylık
3 Aylık
Adres tebdili için
luk pul gönderilmelidir takdirde adres değlstirllmtt
6400 kuruş
2900 *
1600 *
elli kuruş-
Aksl
Telefonlartmıt Başmuharrir: 20505
Yarı İşleri: 20765 - İdare- ’OKHI Müdür: 20497
Roblülevvel 22 — Kanm 120 tmsak Giine$ Öğle ikindi Ak. Yatsı E. 10.40 12.19 6.18 9 32 12.00 1 3 V. 5.47 7.26 13.26 16.39 19.07 20.35
idarehane Babını) cıvan
Acimu.’lıık sokak No 13 ■—■ı—ıı smr -
Sahlfe 6
AKŞAM
7 Mart
Harb® ıresöımlIeiF
«Aman gel kardeşini... Bizim kızı bilirsin. Büyüdü, serpildi. Gelinlik bir taze oldu. Hani kendi kızım olduğu İçin söylemiyorum. Hakikaten de pek güzelleşti. Ne de olsa babası... Değil mİ?.. Kah kah kah!.. Efendim, kendisine İki kısmet çıktı. Lâkin biri ne kadar münasip İse. öteki o kadar hoşuma gitmiyor. Gel gelelim bizim kıza lâf anlatmak kabil mİ kİ?.. O kararını verdi gitti... Benim İstemediğimle evlenmek niyetinde,.. Kuzum «el de şuna biraz nasihat ver. Belki kendisini yapacağı çılgınlıktan vaz-geçlrebillrlz. Sana talipleri anlatayım. Birisi kırkını geçmiş bir adam. Fakat hakikaten son derecede zengin, MeykÜn 11 yapmış. Durmuş oturmuş bir insan. Ötekine geline» beş parasız. Hani pek öyle para kazanacak bir istidadı varmış gibi de görünmüyor. Üstelik biraz da serseri mizaçlı. Lfikln hakikaten genç ve yakışıklı bir çocuk!.. Bu iki kısmet hakkında bi21m kızla bir türlü fikrimiz. uymuyor. Gel Allah aşkına, şu bizim meseleyi hallet!,.»
Ahbabım böyle söyllycrek koluma girdi. Beni oturduğu köşke doğru sti-riıkİTtli. İçimden şöyle diyordum. Bu kız babalarının çoğu İşte böyledlr. Bu tarzda iki damat çıkınca henıen durmuş. oturmuş olanı tercih edilir. Kız İstediği kadar genel istesin, ondan soğutmağa çalışılır. Bu bakımdan babalar birbirlerine ne kadar benzerler. Halbuki İşte şu sıvada koluma giren ahbabımın böyle düşünmeğe hiç hakkı yoktur, çünkü kendis 6(ı yaşımı yaklaştığı halde hâlâ büyük mikyasta serseriliklerin peşindedir. Bereket versin ki pek mazbut bir kadına düşmüştür de o kendisini çekip çevirir. Eğer bu da olmasaydı ahbabımın halı cidden lıarabolurdu.
Şimdiye kadar genç kulara hiç nasihat vermediğim İçin bu İş bayağı tuhafıma gitmişti. Fakat dostumu kıramadım. Birlikte köşküne glrdLk.
HakJkaten kızı pek gelişmiş ve güzelleşmişti. İS yaşında olması lâzımdı amma biraz daha büyük de gösteriyordu, Bilhassa pek muntazam bir vücudu vardı. Kendisinde yaşı ile pek uygun görünmeyen bir ciddiyet göze çarpıyordu.
Babasının dostuna, yani bana likör İkram etti, kahve getirdi
Nihayet ahbabım;
— Şuna bir İki lâkırdı söyle.., dedi. Kendisi bir kitap alarak salonun bir köşesine çekildi. Biz karşılıklı kaldık. Nasü başlamalı bilmem kİ?.. Ben de üç otuzunda değilim ya. Böyle şeylere alışmamışım, ne yaparsınız’.. Bir iki kere yutkundum. Öksürdüm- Sesimi ayar ettim. Ve yaşımdan da büyük bir adam tavrı He:
— Kızım evlâdım, hayat dikenli bir yoldur... Derken sözlerimin buz gibi Soğukluğunu kendim de farkederek hemen kestim. Lâklıı ağzımdan çıkacak lâkırdılar karşımdaki İnsaftın belki bütün hayatına tesir edecek, ona yeni bir cephe verecekti. Bu itibarla daha dikkatli olmam lâzımdı. Nihayet;
— Kızım,,. Hayat arkaduşmı seçerken gençlerin elindeki terazi ekseriya yanlış tartar. İnsan gençlikten, bir takım geçici şeylere lüzumundan Iazla kıymet verir. Meselâ hayat arkadaşında birinci plânda gençlik, güzellik arar. Başka şeyi gözü görmez. Halbuki bunlar kalıcı değil, bir takını geçici meziyetlerdir. Değil mi’..
Genç kız gayet ciddi ve makul bir tavırla cevap verdi:
— Tabi efendimi..
Hah şöyle!.. Aferin kızım!.. Benim sözlerimi, işimi kolaylaştıracaksın. Devam ettim;
— Halbuki çoğumuz evlenirken dalma aklımızla değil, hissimizle l.are-k?t ederiz. Ve çok aldanırız değil mİ?.,
Genç kız yine bent tasdik etti:
— Gayet haklısınız efendim...
— Gel gelelim, evlenmek ve bu mesele hakkında karar vermek için İlk baş vuracağımız şey nakil» dır. Zira hlti'rlmlz aldatıcıdır. Geçicidir Akıl.
İnsana belki biraz acı şeyler emreder amma, katiyen aldatıcı değildir. Meselâ önümüzde tşslz, güçsüz, lstlkbal-sfz genç bir adam var. Bir de hayatını yapmış. Muvaffak olmuş fakat bir az yaşlı bir erkek var.„ Aldatıcı olan hislerinize dayanarak geçici olan gençlik ve güzelliği mİ tercih edersiniz? Yoksa ötekini durmuş oturmuş İnsanı mı?..
Gen çkiz gülümslyerck cevap verdi ı — Tabii durmuş oturmuş İnsanlI.. «Nasıl da kandırdım!.» gibiye köşede oturan dostumun yüzüne baktım. Fakat o top gibi patladı.
— Ne münasebet canim?.. Kızın kul ağma neler de sokuyorsun?. Ben seni bu yavrucuğa biraz nasihat vermek için getirmiştim. Halbuki sen onun fikirlerini kuvvetlendirmeğe çalışıyorsun..
Şaşkın şaşkın onların yüzüne baktım, Hangisi kısmetlerin geçkinini, serserisini istiyordu?.. Hangi?! yaşlısına fakat paralısına talipti. Anlı-yamamıştım.
Baba küplere binmiş bir halde kızına döndü:
—. Buray bak kızım!., dedi, nafile çeneni yorma... Ben seni o 40 yaşındaki adama vermem. Anladm mı?.. Faraşı, fabrikası, mevkii, her şeyi vıs gelir bana!,.
— Ben de o parasız, İşsiz adamla evlenemenı...
- iyi amma han! onu seviyordun?. Genç kız cevap verdi:
— Hislerinde hareket etsem dediğin doğru... Onunla evlenirdim. Fakat evlenmek İçin, kendisi! e sevişmemiz kâfi mİ?.. Ne parası var, ne pulu...
Adam köpürdü:
— Kızım.,. Sen delirdin mİ?.. Evlenmek için bundan daha mükemmel bir sebep olur mu? Para pul ne demek?. Ben annenle evlendiğim zaman cebimde 12 lira para vardı. Ben de serseri ruhlu bir adamdım.
— Onun İçin bu kadar sıkıntı e aklin L.
Onların münakaşasını derin bir hayret içinde seryedlyordum. Şimdiye kadar bu işlerde görülenin tamamlle aksine bir vaziyet karşısında idim
Baba:
— Para insana saadet getirmez. Sen o genç adamala evlen... diye ayak direye r.
Kız:
— Gençlik güzellik geçicidir. Ben ötekile evleneceğim. Sözleri!» İtiraz ediyordu.
Bana babanın sözleri daha samimi çeldi. Ve onu kızından çok daha genç bir insan buldum. Ne çare ki yanlış bir manevra İle başka türlü konuşmuştum. Artık dönemezdim. Bir köşeye çekilip onları seyretmekle meşgul oldum.
(Bir yıldız)
I Halkevleri ve Kurumlarr
* Eminönü Halkevinden:
11. 3 645 pazar günü saat 11 ds Eminönü Halkevi tarafından tecrübesizler kır koşusu tertlbedllmlştlr. İştirak etmek istlyenler Halkevlnda spor sekreterliğine İsimlerini yazdırmaları lâzımdır. Derece alanlara madalya verilecektir.
Gömlekiş-1
BİKINCİ SİNİP GÖMLEKÇİ |
■■■Tel: 20098 Sirkeci
Zayi makbuz
İstanbul Giriş Gümrüğünden almış olduğum 193742 No. ve 25/9/944 günlü gümrük makbuzunu zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Bahçekupı Selâmet Han No. 4 Hüseyin Erglllşen
KUTUP KIZI ]
AŞK VE MACERE ROMANI
Yazan: Stanley Slıaw Çeviren: (Vâ - Nû)
_ Tefrika No. 17 J
Ters, istihfaf edici bir İfadeyle konuşuyordu. Fakat bu kadar küçük bir temas, milyarder hakkında polis âmirine fikir vermişti.
Oturdu ve bir gazozlu süt ısmarladı.
Milyarder:
— Dikkat ha. garson I -dedi.- Bay 1çln ayrı sifon getirmeğe lüzum yok. BenlmkL bitmedi.
Şef, muhatabını zayıf tarafından yakalamağı faydalı bulmuştu.
— çok doğrul — dedi. — Bu sifon bize pekâlâ, elverir, sütümün içine do bir damla «brandy» damlatacağım.. Uyumak İçin bire birdir.
Kerrtsön:
— Sahi mİ?.. — diye sordu. — Bli d» ben tecrübe edeyim. Garson! Baya. getirdiğin gibi bana da bîr süt.
Hllkle, bir gazetecinin anketini vekille okumuştu; gazeteci, milyarderin uykusuzluktan cok iştiran cek-
Mevzua giriş mükemmeldi öyleyse... Zira milyarder alâkalanmıştı.
Kerrlson:
— Söyleyin bakalım arzunu» neyse bay Hllkle! — dedi, — Kartınızdan öğrendiğime göre, siz meğer kaatll-lerln, hırsızlarla, sahtekârların pa-şLndekt teşkilâtın başında bulunuyor-ınuşsunuz. Acaba ben! mevzularınız-dan hangisine göre tasnif ediyorsunuz? Kısacası: Size ne suretle faydab olabilirim?
Gizli polislerin müdürü, samimî samimi gülmeğe gayret sarf ederek!
— Ne suretle mİ faydalı olablllral-nlz? Gayet basit: Adamlarımdan bazısına müsaade edeceksiniz; muvakkat surette sizin memurlarını* olacakla». Altınlarınızla temas* geça-aekler.
şayet şef, milyarderden bir milyar lir* borç isteseydi, onu belki gene de bu kadar hiddete düştlrmezdl. Orijinal lhtlyoıs bir kalb «»ktsslûdeû öle-
Müttefiklerin kapılarına geldikleri Saarbrucken şehrinden bir görünüş
Batıda etrafında kanlı muharebeler olan Roermond’un umumi görünüşü
Almanyada müttefikler tarafından raptedilen Jullch şehrinin
bugünkü harap hail
Londra'nın ortasında bir bostan: Hava bombardımanlarından yıkılan binaların yerinde sebze yetiştiriliyor
cekmiş gibi sarsıldı. Elleri o derece titredi. Yüzü o derece kıpkırmızı kesildi.
Kerrlson, cevap vermeden evvel öksürdü, gırtlağını temizledi ve tükür-, dü. Ancak ondan sonra sesine bir tabiilik verebildi.
— Hayır, bayım! — diye haykırdı ve kemikleri boğmaktı uzun şahadet parmağını havada salladı. — Ben böyle bir müsaadeyi asla veremem. Bakın şu aptallara! Çalışacak ve faydalı olacak yerde burunlarını başkalarının İşlerine sokuyorlar Hayır, hayır! Teklifinizi yerine getirmeme ben! hiçbir kuvvet mecbur edemez. Ben böyle bir müsaadeyi kimseye veremem.
Fakat konuştuğu müddetçe büsbütün kızacak yerde yavaş yavaş yumuşadı. Kurnaz kurnaz gülerek ellerini oğuşturdu.
Nihayet:
— Beni affedlnl — diye sözü tatlıya bağladı. — Bir takım gazeteciler bana bu tarz münasebetsiz tekliflerde bulunurlar da beni bıktırmışlardır.
Hllkle, gayet sevimli bir İfade ile:
—Tabili Size tamamlle hak veriyorum. — dedi. — Bizzat bana da basın mensupları sık sık musallat »hırlar. | Heyecan uyandırıcı bir mevzu çıktı |
mı, ellerinden kurtulamam. Bıkarım, usanırım.
Altın kıralı, vücutça her ne kadar bitkin görünüyorsa da zekâsı noktasından, pek taze, pek canlı görünüyordu. Bir takım, anlaşılmaz kelimeler mırıldanırken muhatabının halini göz uclyle kontrol etti. Ona dair zihninde hükümler verebilmek için kendisini tarttı. Şef, halinden bir 'şey belli etmiyorsa da, milyarder, onun fikirlerini sezer gibi oldu.
Hilkie, usluydu. Üzerine almış olduğu vazifeyi yürütebilmek içir» başka türlü olmasına da imkân yoktu. Fakat, J.J. Kerrison’un da bir dehası vardı. İşleri ve insanları tanımak hususunda cidden emsalsizdi.
İhtiyar en sevimi! sesiyle dedi kİ:
— Müessesemize bazı kimseleri sokarak altınların hazırlanması etrafında malûmat edinmek istlyormuş-sunıız. Böyle garip tahkikatın sebebi nedir öğrenebilir miyim?
Polis müdürü;
— Tabii -diye en munis sesiyle cevap verdi.
Sonra, sesini alçalttı. Esrar tevdi edercesine:
— Resmi bir sırrı size açmanın mesuliyetini üzerime alıyorum. Haber vereyim ki, son zamanlarda birkaç kalp paralar keşfedildi. Şimdiye ka-
Harbilen sonra Amerika kapı-
larını muhacirlere açacak mı?
Amerika ayanından Steıvart bu fikrin şiddetle aleyhinde bulunan ceryanın başına geçti
Amerika Birleşik hükümetlerinin en eski ve nazik meselesi muhaceret İşidir. Bu cumhuriyet teessüs ettiği zaman bütün nüfusu birkaç milyondan İbaretti. Bunlar da İngiltereden, Hollandadan ve şimali Avrupanın diğer memleketlerinden gelen muhacirlerdi. şimdi cumhuriyetin nüfusu yüz otuz milyondur. Yüz elli sene İçinde memleket nüfusunun üç buçuk milyondan yüz otuz milyona çıkmasında başlıca âmil Avrupadan durmaksızın akıp gelen muhacir selleri olmuştur. Hattâ Asyadan dn Amerlkaya muhaceret başlamış ve cumhuriyetin büyük okyanus sahilinde, bahusus Kallfornlyada Japon ve Çinli muhacirlerden müteşekkil bilyük nüfus: kütleleri peyda olmuştur.
Memleketin nüfusu son derecede arttıktan sonra buraya muhaceretin devamı dahili ve harici emniyet ve İnkişafı cihetinden büyük bir tehlike sayılmağa başlamıştır. Bu yüzden Amerikan parlamentosu kongrede muhaceretin leh ve aleyhinde birçok hararetli münakaşalar olmuştur. Fli-vâkl bu münakaşaların neticesi olarak muhaceret yasak edilmemiştir. Lâkin seneden seneye tahdldedilmlş-tlr. AsyalIların muhacereti ise belli başlı devletler İle Amerika arasında şiddetli ihtilâflar çıkmıştır.
Harbin devam etmekte olmasına rağmen muhaceret meselesi Ameri-kada ehemmiyetini kaybetmemiştir. Muhaceretin devamı lehinde veya aleyhinde nutuklar söyleniyor ve makaleler yazılıyor. Muhaceretin devamı aleyhindeki cereyanın başında ftyan meclisinde Tenessee hükümeti âzası olan Tom Stıvart bulunuyor. Bu siyasi adam şimali Amerikada bugün de bir milyon işsiz amele bulunduğunu ileri sürerek Avrupa muhacirlerine kapının sıkı sıkı kapanmasını İstiyor ve diyor ki:
«Harb sona doğru gittikçe şimali Amerikada muhaceret kanununun tadili lehindeki hareket kuvvet buluyor.. Buradaki ecnebi gruplar bu hususta muhtelif nlânlar hazırlıyorlar.
Amerlkadaki dini teşekküller, müfrit sol tahrikçiler ve yabancı kanda olan Amerikanlardan rey toplamağa çalışan politikacılar kanunun tadili lehinde yollar bulmağa çalışmakta ve bundan müspet bir netice çıkacağını da ümldetmektedlrler Bu hususta başlıca 4 Dİân İleri sürülüyor:
1 — Muhaceret kanunu ile her sene Amerlkaya gelecek muhacirlerin miktarı tesbit edilmiştir. Bu tahdidata göre 1939. 1940. 1941 ve 1942 senelerinde Amerlkaya kabul edilecek miktarı 600.000 kişidir. Halbuki harb dolayıslle bu dört sene İçinde Amerlkaya ancak 234.000 kişi gelmiştir. Binaenaleyh 366,000 muhacirin kabulüne kanun! bir mâni olmaması lâzım geliyor. Bu esasa dayanarak 1943. 1044 ve 1945 seneleri İçin tâyin ed! len miktarların üstüne fazla olarak 366,000 muhacir kabul olunmalı diyorlar.
2 — Harbden evvel bile bazı AvrupalI memleketler Amerlkaya göndermek hakkını haiz bulundukları miktardan tamamlle İstifade etmemişlerdir. 1935 den 1939 senesine kadar Amerika 750,000 muhacir kabul edecekti. Halbuki bu müddet zarfında ancak 168.000 muhacir gelmiştir. Niçin?
Münekkldler kabahat o memleketlerde değil Amerikan Hariciye Nezaretinin. muhacir olarak gelecek adamların haiz olması lâzım gelen evsafı aramakta gösterdiği fazla gayret ve taassupta olduğunu söylüyorlar.
dar. bunların menşe! bizce meçhul kaldı. Aradık, taradık beyhude. Şimdi artık, daha başka sahalara da girerek geniş mikyasta bir kontrolda bulunmalıyız.
Kerrlson, öksürerek:
— Anlıyorum. Ahlıyorum. —dedi.— Memurlarımdan birinin yahut bazılarının kalpazan veya kalpazanların şeriki olmasından şüphelenmektesiniz.
— Maksadımı iyi anladığınızı itiraf ederim, efendim.
Kerrlson:
— Bu takdirde, sizin meşru olan teklifiniz! red için hiç bir sebep yoktur. -dedi.
Boş bardağını İtti: elini polis müdürünün koluna koyarak devam, etti:
— Tahkikatınızı sonuna ulaştırmanız için size bütün kolaylıkları göstersinler diye çalışacağım. Siyasi fikirlerim, her ne kadar şimdiki hü-kûmetlnklne uymuyorsa da. o cihet başka meseledir. Adalete hizmet etmekse büsbütün başkadır, Yarın sabah ben! görmek için buraya geliniz. Size, madenlerimin ıımıım müdürüne hitaben yazılmış bir mektup vereceğim. ^öylelikle, bütün atölyelerimin, tezgâhlarımın kapılan emrinize açılacaktır. Bahsi seçen mektubu si-re şimdi verirdim amma, hususî kâtibimin annesi, tehlikeli surette hastadır; adamcağız, Neıv-York'un ta I
Muhacirlerin evsafını tâyin edecek İdare usulü tadil edilmedikçe muhacirlerin azalacağını İleri sürüyorlar.
3 — Amerika kıtasının şimali garbisinde bulunan ve Cumhuriyete alt olan Alaska arazisinin kayıtsız şartsız yabancı muhacirlere açtlarak burasının mamur bir büyük ülke halini almasını İleri sürüyorlar.
4 — Şimal! Amerika Cumhuriyetinin sahillerinde muhtelif (serbest liman» nuntakalarını?FTes!ş »dilmesi ve buralara muhacirlerin değil yabancı mültecilerin kabul edilmesi lehinde kuvvetli bir cereyan vardır Bu mülteciler daimi surette Ameri-kada yerleşip kalmıyacaklar ve harbin sonunda memleketlerine döneceklerdir. Hakikaten son günlerde Amerika Cumhurrelsl tarafından New - York hükümeti dahilinde Osvvego’da bir serbest liman tesis edilmiş ve şimdiden buraya bin kadar mülteci kabul olunmuştur.
Yabancıların «muvakkat olarak» kabulü İddiaları boş bir şeydir. Çünkü bunlar bir defa Amerikan topraklarında yerleştikten sonra harbin sonunda memleketlerine ladesi gad-darane ve İnsaniyetsiz bir hareket sayılarak Amerika (!? kalmalarına çalışılacaktır.
Alaska'ya yabancı muhacirlerin ; kabulü mahzurludur Buraya yerle-I şen yabancı muhacirlerin cumhuriyetin ana topraklarına girmeleri vaşak edllemlyecektlr. Çünkü, serbestçe dolaşmak kanuni hakları olacaktır.
Harb bittikten sonra Amerikanın muhacirlere kayıtsız şartsız açılması Avrupa kılası memleketleri İçin bir yardım olacağı ve buradaki sıkıntın hafifleteceği iddia olunuyor. Bir kaç yüz bin muhacirin gelmesi Avrır-padakl nüfus kesafeti İçin tesirli »e ehemmiyeti! bir hafiflik olmıyacnk ve geride kalanlara bir fayda tenim etmlyecektlr Amerikanın muhacerete kapılarını gerisine kadar açmakla Avrupada harbden sonra kendisini gösterecek işsizliğin hnflfllveceğl '••l-dia ohmuvnı
Avrupada İşsizler» azıtılalım diyerek Amerlkadaki zaten çok olan ş-sizlerin sayısını büsbütün arttıralım mı? Sulh zamanlarında Amerikanın en korkunç meselesi işsizliktir 1931 ile 1940 seneleri arasında Amerika 'a işsizlerin sayısı altı milyon İle on İki milyon arasında idi. Harb bittiği za-ı man on bir milyon erkek ordu ve donanmada terhis edilecek ve harb sanayii fabrikalarından da on beş milyon ameleye yol verilecektir.
Bu kadar insana İş bulmak İçin uğraşılacağı bir zamanda Avrupadak! işsizlere Amerlkaya girmeleri içla müsaade vermek memleketin emniyetine karşı cinayet olur.
Bunun için ben ayan meclisine Amerikada işsizlerin sayısı bir milyondan aşağı bir miktara inmedikçe hariçten hiç bir muhacir kabul edilmemesi hakkında bir kanun lâyihası teklif ettim
Bütün clhun milletler! arasında ış bfrllği yapılması dâvası gütüldüğll bir sırada Amerikanın kapılarını muhacirlere kapaması bir büyük hata olacağı söyleniyor. Halbuki hakikatte milletler arasındaki iş birliği v» kalkınma İşleri İle muhaceret arasında bir münasebet yoktur. Avrupa milletlerine nüfusunun az bir kısmını kabul etmek suretile değil milyonlarca nüfus için yiyecek ve mesken tedarik etmek ve sıhhatlerini korumak ve çiftlik ve sanayiini ihya etmek ile daha müessir yardımda bulunmuş oluruz.
(Devamı " nci sahifede)
öteki kısmına gitti Bu iş yarın sabaha da kalsa zarar yoktur değil mİ?
Hllkle. böyle bir milyardere fada kafa tutmanın lüzumsuzluğunu an-lıyarak:
— Hay .hay i Teşekkür ederim. Siz* minnettarım, -dedi.
— Anlaştık demek? Yarın saat dokuzda - Dairem ikine! kattadır. Allaha ısmarladık, efendim.
El sıkıştıktan sonra, Hllld», birkaç adım ayrılmıştı; Kerrlson ona seslendi.
— Şu cihet: Tedavüldeki kalp paralar ehemmiyetli miktarda mı?
— Tam vaziyeti söyllyemem. Fakat, oldukça vahim bir durumda bulunuyoruz.
Kerrlson, merdivene doğru yürürken:
— Ya? Vah, vah! Pek eseflenelim doğrusu! -diye homurdandı.
Çok geçmeden, geniş ohiuzIti, merdivenin dönemecinde kayboldu. Bastonunun mermer merdivenlere hâlâ vurduğu İşitiliyordu.
Hllkle, garsona, giden Kerrlson'u arkasından işaret ederek:
— Altın kiralının pek parlak vaziyeti yok! -dedi.
şayet onu lüks dairesine kadar teşyi etmiş olsaydı, Hilkle*nln intibaı elbette başka türlü olurdu.
(Arkası var)
A IC $ â ?.t
,q->%ir 7
1 — İŞ ARIYANLAR
TANINMIŞ BİR ŞİRKET MUHASEBECİSİ — Serbest saatlerinde İş arıyor. Askerlikle ulAkası yoktur. îngt-ftace blHr. P. K. Kadıköy 1 telefon 80523 1022 —
ALAFRANGA VE ALATURKA YEMEK PİŞİRMESİNİ BİLEN — Bir genç bayan İcabında vekilharçlık ve evin diğer işlerini de deruhde etmek üzere Hy bir aile nezdlnde iş aramaktadır. Taliplerin Akşamda «Şans» rii-muzuna müracaatları. 1Ö48 —
HAMUR İŞİ VE YEMEK PİŞİRMESİNİ İYİ BİLİRİM — Altı yaşındaki gayet iyi terbiye görmüş kız torunum yanımda kalmak üzere çalışmak mecburiyetindeyim. Akşam gazetesi Ayşe rümuzuna mektupla müracaat.
1049 — 2
18 YAŞINDA — Orta okul mezunu bir genç resmi veya husus bir mü-essesede iş arıyor. Taşraya da gidebilir. «Akşam gazetesinde S. T. M rii-muzuna yazı He müracaat».
1053 —
- İŞÇİ ARIYANLAR
ORTA İŞLERİ — Bir kişinin ev işlerini görebilecek bir bayana İhtiyaç vardır. Beyazıt: (Baysal Biçki Kursu) na müracaat. 1018 —
YAZIHANE VE TELEFON İŞLERİ İçİN — Yazısı güzel bir bayan alınacaktır Milliyeti mevzu bahis değildir. Saat 10-19 arası Beyoğlu İstiklâl caddesi 54-2 Telefon: 43376.
1050 —
MODEL — Fotoğrafları «GİYİM» mecmuasında neşredilmek üzere muhtelif bayanlara ihtiyaç vardır. Kendilerine yapılacak elbise-K-rdcn Imûliye ücreti alınmıvacaktır. Beya-nt: 'Baysal Biçki Kursu) na müracaat 1019
DAKTİLO — Yazısı okunaklı hesabı kuvvetli, terziliğe hevesli bir bayana İhtiyaç vardır. Daktilo bilenler tercih olunur. Beyazıt: (Baysal Biçki Kursu) na müracaat. 1020 —
DAKTİLO ARANIYOR — Türkçe ve Fransızcayı çok iyi bilen bayan daktilo aranmaktadır. Her gün saat ondan on İkiye kadar Rızapaşa yokuşu Fincancılar Çıkmazı Ak han 16/18 No. ya müracaat edilmesi
1044 — 1
EŞYA
J - SATILIK
SATILIK OTOMOBİL — Fiat markalı 37 model az kullanılmış beş lâstiği İyi vaziyette. Adres; Fatih Fırın sokak No. 8 Dokuma Fabrikası.
996 —
SATILIK SEPETLİ VE SEPETSİZ MOTOSİKLETLER — Sultanahmet Gülhane Parkı kapısı yanında Soğuk-çeşme yokuşu 38'1 boyahaneye müracaat 1009 — 2
SATILIK OTOMOBİL — Lâstikleri iyi vaziyette, hususî olarak kullanılmış, Plyıuouth marka kapalı tenez-züh otomobili. Bahçfkapi Cermanya hanında Fomslm İnşaat Şirketine müracaat. 1015 — 3
MEŞRUTİYET DEVRİNDEN EVVELE AİT — Eski Hayal tasvirleri. Hayal piyesleri, Tulûat oyunları piyes ve ilânları, tiyatro kartelâİarı, her çeşit ayrı ve toplu artist ve oyun resim 1 eri elinde olup da yüksek bedel He ■atmak isteyenler: (Babıâll caddesi -Reşit Efendi han) İçinde «M. Ralf Oğan» firmasına yazsınlar, yahut müracaat eylesinler. 1024
(HAYALÎ KÂTİP SALİH) E AİT — Resimli kar telâ — ilânlar iie yine ona ait Karagöz piyesleri elinde olanlar; yüksek bedel He satmak İsteyenler, (BabIâli caddesi - Reşit Efendi han) İçinde »M. Raif Oğan» firmasına yaz-jıntor. yahut müracaat eylesinler 1028
ESKİ TİYATRO, TULÛAT, KARAGÖZ İLÂMI,Kl ARIYORUM —(Meşrutiyet) den evvelki devirlere ait ol-, mak şarllyla elinde bulunup satmak, yahut fotögrafislni aldırmak isteyenler: (Babıâll caddesi - Reşit Efendi hanında) «M. Ralf Oğan» firmasına müracaat etsinler. 1027 —
KUKLACI O SEP SI V ACIYAN — Merhumun kukla piyeslerini ve kendi resmini arıyorum, yüksek bedel verilecektir. Mektupla yahut gelinerek müracaat adresi: (Babıâll cadde-, M - Reşit Efendi han- içinde .M. Ralf Oğan»__________________________1026 —
HAYALÎ TOPKAPILI TAKFOIUA AİT — Karagöz oyunları defterleri, tasvirleri elinde olup (ja satmak İsteyenler, (BabIâli caddesi - Reşit Efendi han) İçinde «M. Ralf ögan» llrnıa-nna yazsınlar, yahut müracaat eylesinler. 1025 ~~
BAKKALLARIN NAZARI DİKKATİNE — Her boyda kese kâğıdı kasap ve sargıhk kâğıt ucuz flatle satılır. Müracaat: Eminönü Tahmis cad. Kalçın Sok. No 13__1057 — 2
HAYAT ANSİKLOPEDİSİ — Çok az kuUanılmış tamamı 10 cilt satılıktır. İsteyenler Ga latada Bankalar caddesinde Bozkurt hanı 8 numaraya müracaat edebilirler. 1047 —
SATILIK ORK — Yeni bir ork satılıktır. Müracaat: Telefon 21518 veya 60917 ye müracaat. 1055 — 1
KÜÇÜK BOYDA İLK ÇIKAN SABAH — Gazetesi ile Londrada basılan (Hürriyet) ve Parlste Ali Suavinln çıkardığı Ulûm gazeteleri koleksiyonlarını arıyorum. Satmak isteyenler: (Babıâll caddesi - Reşit Efendi han) içinde «M. Ralf Oğan» firmasna yazsınlar, yohut müracaat eylesinler. 1030 —
— Kiralık — Satılık ACELE SATILIK — Biri Kadıköy Moda Badem sokağı diğeri Erenköy Ethem Efendi sokak asfalt üstünde Kadıköydekl kftrgir ve beton. Her İkisi konforlu ve modern ve bol güneşli İstanbul 4 üncü Vakıf han birinci kat 30 numaraya alıcıların 1 -2 ye kadar müracaatı. Tel. 23847 1054 — 1
5,000 LİRADAN 506,000 LİRAYA RADAR — Istan bulun her yerinde apartman, ev, mağasa, imalâthane, fabrika, arsa ve çifllk almak ve satmak istiyenler. Kârlı İşi olup da devretmek İstlyen veya almak istl-yenler Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük Parmakka.pi köşe başı 4 No. kat 2 Tel: 42396 Suhulet Emlâk Zarif Özalp 910 — 5
7500 LİRAYA — Satılık köşk Mal-tepede istasyona 2 dakika mesafede beş odalı İki katlı bahrril köşk Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu Galata Ömerâblt han 2 nel kat 23 Telefon: 42368 1045 — 2
SATILIK — Şişlide konforlu be; daireli acele satılık apartıman. İzahat İçin her gün saat 9 - 2 ye kadar (81519) telefon. Mutavassıt kabul olunmaz. 1046 — 3
SATILIK KİGİR EV — Üç katlı 5 oda, mutfak, elektrik, terkos, havagazı, bahçesi bulunan Kadıköy Altı-yol Çilric sokak 77 No. lı ev satılıktır. Görüşmek için: Telefon 21518 - 60917 müracaat. 10 56 — 1
KİRALIK — Bir odadan altı odaya kadaı banyolu kaloriferli müstakil möble apartıman katlan Ve pansiyonlar Beyoğlu İstiklâl caddesi 54/2 Yıldız Emlâk Telefon 43376 1051 —
15 VE 25 BİNE İKİ APARTMAN — Beyoğlunda kâgir mazbut havagazlı İyi gelirli acele ayrı ayn satılıktır. Beyoğlu İstiklâl caddesi 54'2 Yıldız Emlâk Telefon 43376 1052 —
SATILIK EV — Kadıköy Talimhane Halidağa sokak No. 64 yedi oda, manzara içindekilere, ve Recal zade sokak 62 No. da bayan Remziyeye. 966 —
SATTT.rK EVLER VE ARSA — Ni-şantaş Rumeli caddesinde on odalı, Beyoğlu Tomtom mahallesi Çukur-bostanda dört odalı erlerle Fcneryo-lunda Bağdat caddesinde İki dönümlük arsa satılıktır. 84152 numaraya öğleye kadar telefonla sorulmalı. 992
NATAMAM İNŞAAT — BUıimum inşaat ve fennî mesuliyet hesap İşleri deruhte edilir. Bv ve mağazaların tamire muhtaç olanları derhal işe başlamak ve yıkılması icakeden emlâkin enkazını kabul eder. Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyiik Parmakkpaı köşebaşı 4 No. kat 2 Tel: 42396 Suhulet Emlâk Zarif Özalp 911 — 5
FABRİKA İÇİN KİRALIK MAHAL — Gedlkpaka caddesi No. 97 eve müracaat, pazardan maada her gün saat 2 - 4. 998 —3
SAİ ILIK EMLÂK VE KİRALIK YER ARANIYOR — Müessesemizden emlâk İstlyen birçok müşteri bulunduğundan, küçük büyük her nevi emlâk, arsalarını, satmak kiralamak is-teyenrlrin Büromuza müracaatları: Oalatada Rıhtım caddesi Kefeli Hüseyin han No. 2. Tel: 43840 1023 —
PANSİYON ARANIYOR — Bekâr bir bay İçin samimi bir aile nezdln-de konforlu bir yer aranıyor. Ayas-)ttşa, Talimhane ve civarı tercih edilir. Fazla tafsilât İçin 20096 ya telefon edilmesi. 1016 —
BÜYÜKADADA 8500 LİRAYA — İskeleye bir dakika mesafede yurım dönüme yakın bahçesi ve senede 900 lira kira getiren 3 odalı kâgtr ev acele satılıktır. Ferdi selek Tiirk Emlâk Bürosuna müracaat. Galata önıerâblt han 2 nel kat 23 No. Telefon 42368
WD0
DEVREN KİR-1LNK DÜKKÂN — Mahmutpaşa YeşHdirek Direk’I han Sok. No. 2/1 imalâtha»e ve depoya elverişli. Bahçekapı Kutlu han No. 5 te bay Şcrefettln Gözen'e müracaat 1023 — 2
ANADOLUHİSARINDA YALI — Çlftehavuzlarda Bostancıda Heybeli-ndada Büyükadada Şişlide acele satılık villâlar. Tafsilât, Hat ve satın almak İçin Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna müracaat edilmelidir Galata ömerfibit han 2 nel kat 23. Telefon: 42368 1Q34 _ 4
DFVREN SATILIK DÜKKÂN - Ge-dlkpaşa Ballpaşa yokuşunda 16 No.lı bakkaliye dükkânı sahibi taşraya gideceğinden devredilecektir, Içindekl-ne müracaat. 1043 — 4
dikkat — Bahcekapı Yalı Köşkü caddesinde (Topkapı - Yedlkulc tramvay durak caddesinde) her işe elverişli bir dükkân acele devredil'çektir. Müracaat tel: 43376 1041 —
KİRALIK — Sıcak su, elektrik, havagazı, alafranga banyo, mutfak 2 odalı apartıman dairesi Adres: Beyoğlu Boğazkesen No. 64 saat 10-12 arası. 1035 —
G MÜTEFERRİK
ORTA - LİSE TALEBELERİNE — Tuna Dersevlnde riyaziye - fizik -kimya - lisan derlserl verilir. Pazardan başka her gün saat 14-18 arasında müracaat. Tuna Dersevi Atatürk bulvarı No. 88 İstanbul - Aksaray. 995—11
ALMANCA DERSLERİ — Bir Avru-1 palı öğretmen bayan büyüklere, ve : lisan derslerine devam etmek Istiyen .talebelere üniversite talebelerine ve doktorlara gramer ve mükâlcme dersi veriyor. Her yere gidebilir. Akşamda A. B. C riimuzuna mektupla müracaat. 1031 — 1
SERMAYE — 300(1 - 5600 Hra sermaye koyabilecek ye bilfiil çalışabilecek bir arkadaşa İhtiyaç vardır. Emekliler tercih olunur. Beyazıt: P. K. 19 a mektupla, müracaat.
1021 —
BİR ALMAN BAYAN ÖĞRETMEN — Bir Türk vatandaşı Alman kolay metodla müptedi'.er? ve Verilemiş talebelere İyi ders verir Pazardan maada her gün 3,30 - 8.30 a kadar İstiklâl caddesi 133 No.lı Haşan Bev apartıman arka merdiven. 6 No. ya müracaat. 1032 — 2
MEKTUPLARINIZI ALDIRINIZ
Gazetemiz idarehanesini adres olarak göstermiş olan karilerimiz-den
EA- W - M.M.E namlarına gelen mektuptan rehanemizden aldırmaları olunur.
idarice
İLAN
8uadlye Şaşkın bakkal yeni Bursa erzak pazarında Şükrü Gümüştin 1 mart 945 tarihinden İtibaren zlkrolunan firmadan kati olarak alâkasını kesmiştir. Tesblt edilen borçlu ve alacaklıların Şükrü Yakut ve yeğeni Fuat Yakut’u tanıması İlân olunur.
Şükrü Yakut ve Fuat Yakut
KÜÇÜK İSMAİL MERHUMA AİT— Tulûat oyunları piyesleri elinde olup da satmak, yahut kopyesinl vermek isteyenler: (Babıâll caddesi - Reşit Efendi han) içinde «M. Ralf Ogaib. firmasına yazsınlar, yahut müracaat •ylcfiinü-r. i 024 __
SATILIK ÇOK KIYMETLİ VE NADİDE ARSA — Çlftehavuzlarda deniz kenarında denize yüaü 100 metre olan 16880 metrekare arsa acele satılıktır. Tafsilât ve flal hakkında gö- i rüşmek -üzere Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna müracaat edilmelidir. Galata Ömerli bit han 2 nel kıt 23 No L Telefon 42388 999 __ 3 ^||
Harbden sonra Amerika kanılarını muhacirlere acacak mı
(Baş tarafı 6 ncı sahifede)
Yine iddia olunuyor kl Amerikanın kapılarını muhacerete sımsıkı kapaması diğer milletler tarafından gayri dostane bir hareket sayılacakmış? Böyle bir iddiayı akıl ve mantık kabul edemez.
Kendi kapılarını yabancılara karşı sımsıkı kapamış olan memleketler Amerikava karşı nasıl şikâyette bulunabilirler? Bugün İngiltere adalarına İngiltere İş Nezaretinin hususi bir
müsaadesi olmadıkça hiç yabancı giremez. İngiltereye doktor, hukukşlnas ve acemi İşçi mutlak surette kabul edilmiyor. Tam yetişmiş İşçinin de Büyük Britanya-ya kabul edilmesi için bu adamların aslında İngiliz kanından olması lâzımdır.
Kaııadaya Avrupadan hemen hemen hiç muhacir kabul edilmiyor. Yalnız zengin çiftlik sahipleri kendi paraları İle çiftlik kurmak İçin buraya girebiliyorlar. Avustralya şimdi yalnız İngiliz muhacirleri kabul ediyor. Fakat bunlar için AvustralyalI bir kefil ve elli sterlinlik bir para İstiyor. 1925 senesinden beri Avrupanın karaşından buraya hiç bir muhacir kabul edilmemiştir, çünkü bunların temsil edilemediği İleri sürülüyor. İngiliz muhacirlerinden yukarıdaki evsafı haiz olanlar bile tahdidata tabidirler.
Diğer memleketler ve bahusus Lâtin Amerika hükümetleri muhacereti hoş görmüyorlar. Mahdut sayıda kabul edilen muhacirlerden bile yerli İşçiler ve meslek adamları ile rekabette bultınmıyacaklanna dair taahhütname alınıyor. Şimdi birkaç memleket mültecilere karşı âlicenap davranıyor. Fakat bu siyaset muvakkat mahiyettedir. Bazıları şimdiden dâvetl kesmişlerdir. Zulüm ve gadre uğrayan milletleri Amerikaya kabul etmek eski bir ananemiz olduğu İleri sürülüyor. Bunlara cevaben denlle-I bilir kl Avrupayı kurtarmak İçin bu kadar kan ve dolar sarfedlyoruz. Orada hürriyet seven adamlar var İse bizim yardım ettiğimize güvenerek hürriyeti temine kendileri çalışsınlar. Bunlar hürriyet âşıkı değilseler kendilerini ne diye Amerikaya kabul edeceğiz.
Şimali Amerika müttehit hükümetleri cumhuriyeti arazisine Avrupadan gelecek muhacirleri tahdide tabi tuttuk. Fakat Kanada ve Lâtin Amerikadan gelecek muhacirlere karşı hiç bir kayıt ve tahdit yoktur. Son zamanlarda Avrupadan L&tin Amerika memleketlerine birçok mülteci gelmiştir. Bunlar orada hemşe-rilerlnin hakkını iktlsabederlerse şimalî Amerikaya gelmekte hiç bir engel İle karşılaşnuyacaklardır. Binaenaleyh bunların da gelmelerini yasak edecek kanuni ahkâm koymalıyız.
Velhasıl muhaceret siyasetini değiştirmeği düşünecek münasip vakit henüz gelmemiştir. Eskiden muhacirleri bllâ kaydüşart kabul ettiğimiz zamanlarda memleketin nüfusu seyrek olup İktisadî manzumesi sade İdi. Artık böyle bir vaziyet yoktur. Memleketimizde işsizlerin sayısı bir milyondan aşağı bir miktara İnmedikçe AvrupalI muhacirleri kabul etmeği düşünemeyiz.» — F.
Göz Mütehassısı
Doktor Cemil Göriir
Cagaloglu Nuruosmaniye caddesi O«man Şerefeddin apartıman No. 5 Hastalarını pazardan başka her gün saat I 4 ten 1 7 ye kadar kabul eder.
Salı günleri Fukaraya mecca- -nen bakılır.
Türkiye iş Bankası
Küçük carî hesaplar
1945 ikramiye plânı
ÇEKİLİŞLER: 26 ocak, 2 Mayıs, 24 ağustos, 1 kasını tarihlerinde yapılır.
_ 1945 İKRAMİYELERİ —
1 adet ARSA (İstanbul’da Büyü k Yalı’da Ada: 164, parsel No. 4, 923 M2.)
1 Adet 2000 Liralık — 2000.— Lira
3 » 1000 ■ e- 3000.— •
4 ■ 500 ■ ■B 2000.— >
10 » 200 » — 2000.— »
25 » 100 > — 2500.— »
100 » 40 * — 4000.— »
150 • 20 * — 3000.— »
300 10 • 3000.— k
[
Cinsi
İnhisarlar U. Müdürlüğünden:
Miktarı
J
Mühür kurşun teli 2.050 kilo
Çenber slklop 240 ton
1 — Yukarda cins ve miktarı yazılı malzeme pazarlıkla satın alınacaktır,
2 — Pazarlık 13. 3. 945 salı günü saat 9.30 da Kabataşta levazım şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Numuneler her gün adı geçen şubede görülebilir.
4 — İsteklilerin % 15 güvenme paraslyle belirli giin ve saatte mezkûr komisyona müracaatları İlân olunıır.
5 — idare İhalede serbesttir. (2439)
★
Cinsi_________________Miktarı________Eb’adı_______________________________
Rulman 384 adet Muhtelif
Bakır boru 2375 adet >
1 —- Yukarda cins ve miktarı yazılı malzeme pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — pazarlık 3. 4. 945 salı günü saat 10 da Kabataşta levazım şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Eb’atları gösterir liste her gün adı geçen şubeden alınabilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte % 15 güvenme paralariyie mezkûr komisyona müracaatları ilân olunur,
5 — İdare kısmen veya tamamen İhalede serbesttir. (2869)
Kabataş Erkek Lisesi Satın Alma Komisyonu
Başkanlığından: l_L
Muhammen bedeli__İlk tenün^P
89.25 û_
_____ÇN
Cinsi Makarna Şehriye Portakal
Miktarı
1500
200__________
2000 (00 lık) 2000 (80 ilk) 2000 (100 lük >
70
70
13 10 45 o
___________________________________________Z____________________________C
Tavuk eti 500 kilo 190 71.25 O
Lisemiz pansiyonu İçin lüzum olan mevcut şartnamesinde evsafı te£m bit edilen yukarıda cins miktar muhammen bedeli ve İlk teminatları yaL. züı yiyeceklerin üç şartname içinde 5. 3. 945 pazartesi günü saat 15 tfl) İlseler muhasebeciliği binasında toplanan komisyonda yapılan açık ek> slltmeslnde talip çıkmadığından ihalenin 16. 3. 945 cuma günü saat 10,3Q) da İcrasına karar verilmiştir. Şartnameleri okulda görebilirler. İsteklilefl) rln ilk teminat makbuzu ve hal senesi ticaret odası vesikaslle komisyoofr-müracaatlan. (2849)
»
Dev'et orman işletmesi Karabük -o revir anrrl'ğ nden fg
1 —Hanköy İstasyon deposunda mevcut 800 kental çıra açık arltırmfl)
suretile satılığa çıkarılmıştır. /\
2 — Arttırma 12/3/945 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 15 ar* revir binasında yapılacaktır.
3 — Kentalinin muhammen bedeli 7.50 liradır.
4 — % 7,5 hesablle muvakkat teminatı 450 liradır.
5 — Şartname Ankarada Orman Umum Müdürlüğüne Bartın Revlf amirliğinde görülebilir.
6 — İsteklilerin teminatları İle birlikte belirli gün ve saatte komisyona
müracaatları. (2551)
Gümrük muhafaza genel komutanlığı İstanbul Lavazım Amirliğ satın alma Komisyonundan
600ü takım yazlık er elbisesi dikimi kapalı zarf usullyle eksiltmeye konmuştur. Muhammen bedeli «15.000* lira, ilk teminatı tI125» Hradır,
Eksiltme 19 mart 945 pazartesi günü saat 15 dedir. Şartname vc numunesi her gün komisyonda görülebilir. İsteklilerin teklif mektuplarını en geç eksiltme saatinden bir saat evveline kadar Galata Mumhane caddesi No. 54 deki komisyona vermeleri. «2081»
Devlet Orman İşletmesi Karabük Revir amirliğinden :
1 — Eskipazar kereste fabrikası sahasında mevcut 210, 703 M3 çam ve 545, 125 M3. göknar kerestesi açık arttırma sur etile satılığa çıkarılmıştır.
2 — Arttırma 19. 3. 945 pazartesi günü saat 15 de revir binasında yapılacaktır.
3 — Çam kerestelerinin metreküpü 183,16, lira köknar kerestelerin metreküpü 157,27 liradıır.
4 — Muvakkat teminat % 7,5 hesablle alınacaktır.
5 __ Şartname Ankarada orman umum müdürlüğü ve bartın revir amirliğinde görülebilir.
8 — İsteklilerin teminatları İle birlikte belirli gün ve saatte komisyona müracaatları. (2691)
4000000 Tuğla ahnacaktır
Emlâk Bank yapı Limited şirketinden:
Ankarada Bakanlıklarda Şükrü Saraçoğlu mahallesinde yaptırılmakta olan memur evleri inşaatında kullanılmak ve haziranın on beşine kadar teslim olunmak üzere dört milyon tuğla alınacaktır. Taliplerin 15/3/945 tarihine kadar Ankarada Emlâk ve Eytam bankasındaki şirket merkezine veyahut Emlâk ve Eytam bankası İstanbul şubesine müracaat ederek bu husustaki şartnameyi görmeleri ve yazı ile fiat teklif etmeleri ilân olunur. (2819)
Türkiye îş Bankasına para yatırmakla yalnız para biriktirmiş ve faiz almış olmaz, aynı zamanda tabinizi de denemiş olursunuz.
Satılık mamul çam kerestesi
Devlet Orman işletmesi Manavgat revir amirliğinden;
1 — Üçırmak Bölgesine bağlı Mersin serisi emvalinden olup Homa Köyü rampasında Manavgat Irmağı kenarında muntazam istifte mevcut 2040 adet denk 260 M3. 542 D3. çam kerestesinin beher metreküpü 90 liradan açık arttırmağa konmuştur.
3 — Arttırma 12/3/945 pazartesi günü revirde yapılacaktır.
3 — Muvakkat teminat 1354 Uradır.
4 — Şartname orman umum müdürlüğünde revirde, Antalya,. Alanya, Mersin revirlerinde ve Akseki Bölge Şefliğinde görülebilir.
5 — İsteklilerin muayyen giin ye saatte revire müracaatları. «2792»
1 ■— Büyük Fırsat
Rönesans İtalyan giizc) yemek odası takımı. Acem halıları, biblolar, büyük üstadlann tabloları, konsollar, dolablar, kristofl gümüş takımları satılıktır. Ayazpaşada Kamarot sokağında İzmir Palas ikinci kapı No, 1 saat 10 - 13 ve 15 - 18 arasında müracaat
Istabul Belediyesinden:
Hususî idare ve Belediye emekli ve * öksüzlerinin üc aylık maaşları veriliyor Hususi İdare Belediye
1 — 250
251 — 500
501 — 702
1 — 450
461 — 850
851 — 1000
8/Mart/945 Perşembe 9/Mart/945 cuma 10/Mart/945 cumartesi
1001 — 1414 12/Mart/945 pazartesi
Mart İlâ mayış 945 iiç aylıklar yukarıda gösterilen günlerde verileceğinden alâkadarların maaş ve nüfus cüzdanlariyle birlikte Ziraat Bankasına müracaatları. (2678)
Bahlfe 8
AKŞAM
7 Mart 1945
BAKIR SATIŞI
Eti Bank İstanbul Şubesinden:
Yurt içinde istihlâk edilmek şartUe Kuruçeşme bakır depomuzda aşağıda yazılı flütlerle bakır satışı yapılmaktadır.
Bllster bakırı tonu 1100 Türk lirası depo teslimi, Refine bakırı tonu 1350 Türk lirası depo teslimi. Müracaat yeri: Galata Bankalar caddesi No. 69 Etlbank muamelât servisi. ______________
Genel Kurul Toplantısı bmh
İstanbul verem mücadelesi cemiyetinden:
Derneğimizin ana tüzüğündeki değişikliğin tasarısı konuşulmak üze--re 10. 3. 1945 cumartesi günü saat on dörtte olağanüstü ve aynı gün saat on beşte mutat olarak Cağaloğlunda etıbba odası salonunda yapılacak geneL kurul toplantısında sayın üycerlmizln bulunmalarını ica ederiz l
Bilecik Nafia Müdürlüğünden:
1 — Eksiltmeye konulan İş: Blleclkte İnşa edilecek muhascbel hususiye binasının ..29964» Ura o02» kur/Ş keşif bedeli inşaatıdır.
2 — Bu iş'n muvakkat teminatı »2247® lira «30» kuruştur.
3 — Eksiltme 21 3 945 ci çarşamba günü saat 15 de hükümet konağı binasında toplanan dr-lm! encümence kapalı zarf usullyle yapılacaktır.
4 — Eksiltmeye girecekler bu işe alt şartname ve buna müteferrl evrakı nafla müdürlüğünde görebilirler veya 150 kuruş bedel mukabilinde nafıa müdürlüğünden alablUrler
5 — 10 bin liralık yapı işlerini yapmış isteklilerin eksiltme tarihinden en az üç gün evvel bir İstida i’e Bilecik vilâyetine müracaatla bu gibi İşleri yanabilecekleri!!? dair ehliyet vesikası almaları lâzımdır.
6 — Ek i itmeye iştirak edecek’erln beşinci maddede yazılı vesaik ile 943 mali yılına alt ticaret odası vesikası ve muvakkat teminatlarını havi Olarak 2490 sayılı kanunun tarlfntı dairesinde hazırlayacakları kapalı zarflarını 3 üncü mad ’ede vaz-lı vakitten bir saat evvelin» kadar daim! encümen reisliğine makbiı mukabilinde vermeleri lâzımdır.
Postada vuku bulacak gecikmeler kabul edilmez. (2503)
E, Bivas ve Şürekâsı Kollektif Şirketi
Tasfiye Memurluğundan
İstanbul ikinci Ticaret mahkemesince (E. Bivas ve şürekâsı) kollektif şirketinin fesh ve tasfiyesine karar verilmiş olduğu sicilli ticaret gazetesinin 24 şubat 945 tarih ve 5463 sayılı nüshasile tescil ve Hân edilmiş olduğundan Ticaret kanununun 45i inçi maddesi hükmüne tevfikan mez-laır şirketten alacağı ve borcu olanların vesalklle birlikte Bahçekapıda Taşhanda 29 numarada tasfiye memuru avukat Şevki Tuna'ya müracaat eylemeleri Hân olunur.
Hali tasfiyede E. Bivas ve şürekâsı kollektif şirketi tasfiye memuru Şevki Tuna
Denizyolları işletmesi Kooperatif
Şirketi irfare Meclisinden :
945 senesi adi umumi heyet toplantısının 5. 3. 945 pazartesi saat 14. 30 da Galatada Yeni Yolcu salonu binasında yapılması kararlaştırılmış ve lâzım gelen ilânat yapılmış İse de belirli günde ekseriyet hasıl olmadığından toplantının 22 mart 945 perşembe günü saat 16.30 da aynı mahalde yapılması kararlaştırılmış olduğundan sayın ortakların belirli günde hazır bulunmaları rica olunur.
R U Z N A M E:
1 — İdare meclisi raporunun okunması,
2 — Mürakipler raporunun okunması,
3 — 944 senesi bilanço, kâr ve zarar hesaplarının tetkik ve tasdiklle İdare meclisi azaları ve müraklplerln ibrası,
4 — Temettü tevzii hakkında karar ittihazı.
5 — İdare meclisine aza intihabı,
6 — Müraklplerln intlhablle ücretlerinin tayini.
Ankara Belediye Reisliğinden:
Şehir su işleri idaresinde açık olan fen müdürlüğüne yüksek mühendis alınacaktır.
Kadro ücreti 500 lira ve ihtisas mevkiidir. Makina mühendisleri tercih edilecektir. 31/3/645 tarihin? kadar Havuzbaşında Emniyet âbidesi karşısında su işleri İdaresine müracaatları İlân olunur. «279%
Inhisar’ar umum müdürlüğü İstanbul Bira Fabrikası Müdürlüğünden
Pazarlık günü
25 adet Motöl 13/3/M5
70 ton saman 14/3/946
1 —) Yukarıda cins ve mlkdarları yazılı motör ve samanlar pazarlık suretlle satılacaktır.
2 —) Pazarlık hizalarında yazılı tarihlerde saat 10 da inhisarlar İstanbul Bira Fabrikası Müdürlük binasında mubayaa komisyonunca yapılacaktır.
3 —) Şartname motörler ve arpalı samanlar her gün adı geçen Fabrikada görülebilir.
4 —> Güvenme parası % 15 dir. «2027»
Mahdut mesuliyetti T. C. D. D. Y. ve Limanları
1 inci işletme Müdürlüğü Memur ve Müstahdemleri istihlâk Kooperatifinden:
Kooperatifimiz Genel Kuruntunun normal yıllık toplantısı 24 Mart 945 aumartesl günü saat 11 de Haydarpaşadn 1 inci tşlutme Müdürlüğü blna-•ındakl hareket kursu salonunda yapılacağı sayın ortaklara bUdJrlllr.
Gündem:
1 — Yönetim kurulu yıllık ıaporu
2 — BJl&nço, kâr ve zarar hesaplarının tetkiki
3 — Müraklp raporu
4 — Yönetim kurulunun İbrası ve yeni seçim. «2877»
inşaat bakım şefi aranıyor
Karabük Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları Müessesesi Müdürlüğünden:
inşaat Mühendisliği mektebinden neş‘et tarihi ve hizmet senelerine göre dört yüz liraya kadar aylık ile bir inşaat bakım şefi aranmaktadır. Senslik ikramiyeler ve prim tediyeleriyle pahalılık «anımı bu paraya dahil değildir.
isteklilerin kısa hal tercümesi, hizmet vesikaları suretleri ve bir boy fotoğrafı üp. Müessese Müdürlüğüne müracaatları ilân olunur. 2834
Muayenehane nakli
Dr. Nevzat Yeğinsü
Birinci sınıf dahiliye mütehassısı (Amerikan hastanesi) Muayenehanesini Şişli Tokaloğlu sokak 34 2 No. ya nakletmlştir.
Saat 5-7 (Şişil Şifa Yurdu karşısı) Telefon: 34517
50-60 Beygir kuvvetinde DİZEL VEYA GAZOJEN Motörüne ihtiyaç vardır. İstanbul Ketenciler Sabuncu Han îdris Yaybulak lâboratuvannda müracaat. Tel: 21195.
Satılık 2 Apartınıan _
1 Birisi Maçkada 5 kat 0 şar oda kalorifer ve sıcak su. diğeri Taksim Talimhanede 5 kat, ikişer daire 5 şer oda kalorifer ve sıcak su, acele satılıktır.
2 Yenlköyde kiralık 14 odalı mobilyalı ve telefonlu yalı.
İstiyenler saat 3 e kadar veya akşam 8.30 dan sonra 80528 • telefonla müracaat.
KİBAR
SABUNU
En çok köpüren, en çok dayanan ve en iyi temizi İyen sabundur.
K im
• a 0 V w v
Beyaz ve Prina sabunlarım bakkallarınızdan ısrarla isteyiniz. Toptan satış yeri: İzmir Birinci Belediye 32. Telefon: 2213 İstanbul Asmaaltı, No. 26 Tel: 21526
Uyuz ve Deri KASINTILARINI DERMOLîV Çabuk geçirir.
SATILIK DÜKKAN
Kapalı Çarşı Kavaflar sokak 28 No. daki dükkân acele satılıktır.
Müracaat: Fatih itfaiye caddesi Ferah sokak No. 5
I BAYILANLAR.ÇARPINTIvrSİNİR BUHRANI ÇEKENLER NEVROLCEMAL , DEM 20 DAMLA ALINCA SİNİRLERİ YATIŞIR. DERHAL FERAHLARLAR .
Yüksek Deniz Ticaret Mektebi Müdürlüğünden
Cinsi Miktarı Çoğu Azı Muhammen fiatı Lira Kr, Çoğu tutarı LlraKr. Muvakkat temlnntı Lira Kr. Eksiltme gün ve saati
Beyaz firenk gömleği 520 500 10 5200 390 19/3/1945 pazartesi saat: 11
” ı — Talebelerimiz için satın alınacak beyaz frenk gömleği kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konmuştur. Eksiltme yukarıda yazılı gün ve saatte mektep müdürlüğünde toplanacak -'atın alma komisyonunda yapılacaktır.
2 - şartnamesini görmcic arzu edenler mektep muhasebesine müracaat. etmelidirler, Eksiltmeye iştirak edfceklerLn 2490 sayılı kanunun S ve 3 üncü maddelerindeki vasıfları haiz olmaları lâzımdır. _
3 — Yukarıda yazılı muvakkat: teminatın teslim yeri İstanbul yüksek mektepler muhasebeciliğidir Eksiltmeye gireceklerin ticaret odası İ945 belgesi ve gurup vesikasını da zarflarına koyarak sözü geçen kanunun 32 İnci maddesi tarlfotı dairesinde kapalı zarflarını ihzar etmeleri ve bunları eksiltme günü saat ona kadar komisyon reisliğine makbuz mukabilinde vermeleri lâzımdır
Postada vaki o'a-ak gecikmeler nazarı İtibara alınmıyocaktır. (2737)
POLİSAJ ve NİKELÂJCI ARANIYOR
Slrked Demlrkapı 7 No. da Halil Sezer Karyola fabrikasına müracaat olunması.~~
Pendik Bakteriyoloji Enstitüsü Müdürlüğünden:
1 — 150 beş renkli, beyaz ehli veya yabani güvercin satın alınacaktır.
2 — Talibi bunları toptan ve yahut kısmı kısım teslim edebilir.
3 — Müracaat edenlerin güvercinleri her gün yapılacak pazarlıkla alınır.
4 — vermek isteyenler ya bizzat yahut yazı 1le açık adresle müracaat
ederler. «1833»
ANADOLU ÇİMENTOLARI
TÜRK ANONİM ŞİRKETİNDEN
şirketimiz hissedarlar genel kurulu aşağıda yazılan şekilde 26 mart 1945 perşıynbe günü saat 11 de Galatada voyvoda caddesi Agopyan hanı -3 ncü kattaki dairesinde toplanacaktır,
GÜNDEM:
1 — 1944 yılına alt İdare meclisi ve denetçi raporlarının okunması ve onanması.
2 — Sözü geçen yıla alt bUânço ve kâr ve zarar hesabının İncelenmesi ile kabulü. İdare meclisinin zimmetini idaresinden dolayı İbra ve geçen hesap yılı neticelerine dair İdare meclisi teklifleri hakkında karar verilmesi.
3 — Görev süreleri biten İdare meclisi üyeleri İle denetçinin seçilmesi veya tekrar seçllmeslle aidat ve huzur haklarının tayin ve tesbltl.
4 — Ticaret kanununun 323 üncü maddesine göre İdare meclisi üyelerine şirketle muamelede bulunmalarına izin verilmesi.
Genel kurulda bulunmak lstlyen hissedarlar asaleten veya vekâleten hâmil bulundukları eshamı ve esham yerine kaim evrakı toplanma gününden bir hafta önce şirketin Kartaldaki merkezine veyahut Anverste Avenue de France No. 95 de Dlmfina şirketine teslim etmeler! İcap eder. Karşılık olarak alacakları makbuzlar makbuzlar toplantıdan önce ibraa edilecektir.
Toplantıya davet
İstanbul esnaf ve küçük sanatkâları istihlâk kooperatifinden:
944 senesi adi umumi heyet toplantısı 26. 3. 945 pazartesi günü saat on dörtte Eminönü hnlkevlnde yapılacağından sayın ortakların teşrifleri rica olunur.
R U Z N A M E:
1 — İdare meclisi raporunun okunması,
2 — 944 bilanço ve İiat farkı hesabırm okunması,
3 — Mürakipler raporunun okunması,
4 — idare meclisi azalarile, m ura kipler ı ibrası.
5 - 945 senesi İçin üç müraklp, ve 5 U yedek uzanın seçilmesi.
8 — İdare nıecllsl azalarile, mîirakipl. • verilecek ücretin tayini,
7 — Memur ve müstahdem kadroları! masraf bütçesinin tasdiki,
8. Ortaklara geri verilmesi lâzım geı n fiat farkının fevkalâde yedek akçeye alınarak İadeden hariç bırakılması.
NEVROZİN
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve butun ağrıları derhal keser
İcabında günde 3 kaşe alınabilir Heryerde ısrarla NEVROZİN isteyiniz.
KIZILAY CEMİYETİ
UMUMÎ MERKEZİNDEN;
1 — İstanbul Kızılay satış deposunda ve Etimesgut antlarımızda mevcut
ŞEKERSİZ KONDANSE NESTLE VE İNEK SÜTLERt kutuları takriben 360 gramlık ve 48 kutuluk her sandığın Etlmesğut anbarında teslim flatı 38 ve İstanbul depomuzda teslim flatı 38 liradır.
2 — Her İki markadan müsavi miktarda ve sandıkla almak kay-dlle, toptan ve perakende satın almak Istlyenlerln umumi Merkezl-
mlze ve İstanbulda Kızılay satış deposuna oaş vurmaları İlân olunur.
Created by free version of 2PDF
DERMAN
KAŞELERİ
GripiNezJeyi.Soğukd/gın/fidarim, Ağrı, Sız/ ve Sanedarı derhalgetirir. 1 Kase 1 O Kuruştur.
Türk Madencilik Anonim Şirketi Pay Sahipleri
Aşağıdaki gündemin karara bağlanması İçin 6 mart 945 günü yapılacak toplantıya hükümet komiseri gelmediğinden 26 mart 946 pazartesi saat 15 de Galatada mumhane caddesinde 109 No. Aya Andrea hanında şirketin İdare merkezindeki salonda yülık adi genel kurul toplantısına yeniden çağırılırlar, 5 mart toplantısı İçin verilen duhuliye varakaları bu toplantı için de muteberdir.
GÜNDEM:
1 — İdare nıecllsl ve murakıp raporlarının okunması,
2 — 1944 senesi mevcudat defterleriyle kâr ve zarar hesaplarının onaylanması,
3 — İdare meclisi ve murahhas azanın temize çıkanfmast,
4 — İdare meclisi seçimi.
Türk Madencilik Anonim Şirketi pay sahipleri
Aşağıdaki gündemin karara bağlanması için 5 mart 945 günü yapılacak toplantıya hükümet komiseri gelmediğinden 28 mart 045 pazartesi saat 15.30 da şirketin yukarıda bildirilen adresindeki salonda olağanüstü genel kurul toplantısına yeniden çağırılırlar. 5 mart toplantısı için verilen duhuliye varakaları bu toplantı için de muteberdir.
GÜNDEM:
1 — şirkete taze sermaye sağlanması,
2 — Buna lÜ2um ve İmkân görülmezse tasfiye karan alınması,
’ 3 — Tasfiye karart verilirse tasfiye memuru İle ücretinin kesilmesi,
Tasfive Halinde
Süngercilik Türk Anonim Şirketinden :
şiTketimiz adi genel kurulu 28. 3. 1945 tarihine rastlıyan çarşamba günü saat 15 de Fındıklı meclisi mebusan caddesi 181 numarada kâin merkezimizde vuku bulacağından hissedarlarımın asaleten veya Tekftleten sahip oldukları hisselerini İçtima gününden en az bir hafta evvel şirketimize tevdi ederek mukabilinde duhuliye kartı almaları İlân olunur.
Tasfiye memurluğu
Görüşme Gündemi:
1 — Tasfiye tarihi olan 16. 10. 1644 ile 31. 12. 1944 arasındaki devreye alt tasfiye memurları raporlar iyi e denetçi raporu.
2 — 31. 12. 1944 tarihinde kapatılan hesapların tastlkl.
9 — Tasfiye memurlarının yukarıda yazılı devreye alt muamelâtta» dolayı İbraları.
4 — Tasfiye memurları denetçinin 1945 senesi ücretlerinin tayini.
İçel daimi encümeninden
1 — Vilâyet hususi idaresine alt olup Halkevinln icarında buluna» 134 ada ve (1) parsel numaralı tasarruf vesikasında hudut ve evsafı yanlı iki katlı bina miitemilâtlyle birlikte 5/3/945 den 21/3/945 çarşamba gününe kadar 15 gün müddetle açık arttırma suretiyle satılacaktır.
2 — Mukayyet kıymeti (3200) ve muhammen satış bedeli (40000) ve muvakkat teminat (3000i liradır.
3 - ihale 21/3 945 çarşamba günü saat 18 da daimi encümen salonunda yapılacaktır.
4 — Taliplerin teminat akçelerini ihale saatine kadar hususi muhasebe veznecine yattı maltın şarttır.
5 — Fazla malûmat almak İsteyenler daimi encümene müracaat edebilirler 12578i
Açık bulunan Millet vekillik- jflk |>/| ANAYASA
leri için pazar günü JH -çîjfc fc W M 'm. t'T p'il H«ari>y»n: zCutII çubokcboğm
. . . A iHh fllar w .«£-■ İstanbul umumi meclisi muamelât müdürü
seçim yapılacak 2 nc1 basişi çikti
Herkese lâzım olan bu kitabın flatl 05 kurut
Sene 27 — No. 9476 — Fiat! her yerde 10 kuruştur. ÇARŞAMBA 7 Mart 1945 Sahibi: Necmeddin Sadak — Neşriyat müdürü; Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Rhin batısında Alman mukavemeti çöktü
Rus topları Stettini döğmeğe başladı
Kolonya şehri diye artık bir şehir mevcut değil
Kızılordu Öderin mansabına
vardı, 500 meskûn yeri aldı
Sovyet tankları düşmanı taldbederketı
Londra 7 (AA.) — Sovyet kuvvetleri Öder mansabına varmışlar vs Karnin şehrini İşgal etmişlerdir. Karnin şehri Stettln’e 70 kilometre mesafede bulunmaktadır.
Stettln, Sovyet bataryaları tarafından şiddetle bombardıman edilmektedir.
Sovyet ileri hareketi esnasında dün 500 den fazla meskûn yer zaptedll-mlştLr. Pazar ve pazartesi günleri ea-nasında 2500 Alman esir alınmıştır.
Sovyet bomba uçakları ricat etmekte olan Alman kollarını bombardıman. etmekte ve mltralyöz ateşine tutmaktadırlar. Bu hava kuvvetleri
Ballık denizinde bir Alman taşıtını batırmışlar ve Koenlgsberg‘1 bombalamışlardır.
Şimal doğu Almanyada, Köslln yakınlarında bir Alman gurubu kuşatılmış ve İmha edilmiştir. Düşman 100O esir kaybetmiştir. Köslln garnizonunun kumandanı de esir düşmüştür.
Vlâtule nehrinin aşağı kısmında Graudenz ele geçirilmiştir. 5000 Alman esir alınmıştır. Graudenz garnizonunun kumanı da esir düşmüştür.
Danzlg istikametinde İleri hareket devam etmiş ve Sovyet birlikleri bu kesimde 2000 Alman subay ve erini
öldürmüşlerdir.
Macarlstanda, Balaton gölünün her İki tarafında şiddetli Alman karşı taarruzları geri atılmıştır.
Mühim Alman kuvvetleri sarıldı
Brüsel 7 (A A.) — Alman ajansı Transocean’ın bir muhabiri mareşal Zukov'un Karnin ve Baltık istikametlerindeki ileri hareketi sonunda, mühim Alman kuvvetlerinin kuşatılmış olduğunu, bunların durmadan artan ve üstün kuvvetler tarafından yapılan bir baskıya karşı koymak zorunda kaldıklarını bildirmektedir,
Kolonya’dan kaçan Almanlar, Bonn şehrine çekiliyor. Esir miktarı yetmiş bini buldu
SANFRANCİSCU KONFERAN SINA DAVET OLUNDUK
Almanyadaki Türkler
Davetiye, Birleşik Amerika sefiri tarafından dört büyük devlet namına hükûmetim'ze verildi
Ankara 6 (A.A.) — Bugün öğleden sonra saat 6 da Amerika büyük elçisi M .Steinhardt Dış Bakanımızı ziyaret ederek. Türkiyenln San Francisco konferansına, Amerika dahil, dört devlet namına. Amerika hükümeti tarafından davet edildiğini bildirmiştir.
Hariciye Bakanlığında hazırlık
Ankara 7 (Telefonla» — Türkiyenln San Fr ra Cisco konferansına resmen davet edilmesi üzerine, Dış Bakanlığında başlanan hazırlıklar daha ziyade genişletilmiştir.
Evvelce de yazdığımız gibi, konferansa gidecek heyete B Haşan Saka başkanlık edecektir. Heyet âzalarının kimler olduğu henüz kat! olarak anlaşılmamış İse de, birinci muavin B. Feridun Cemal Erkin ile Dıs Bakanlığı hukuk müşavirlerinden Prof. B l.that Erim heyete dahildirler Diğer Azalar da bugünlerde tesblt edilecektir.
Heyet, nisan ortalarına doğru uçakla Ankaradan Vaşingtona müteveccihen hareket edecektir
Ankara 6 — San Francisco konferansına gidecek heyetimizin 8 - 8 kişiden fazla olmıyacağı söylenmiştir.
Müttefik hükümetlere gönderilen davetiyenin metni
Vaşlngton 6 (A.A 1 Birleşik Amerika Dış Bakanlığı müsteşarı M. Grew'ln dünkü basın konferansında
yaptığı demecin metni şudur:
«Kırım konferansında Birleşik Amerika hükümeti, orada hazır bulunan 3 hükümet adına, Çin Cumhuriyeti hükûmetlle Fransa Cumhuriyeti muvakkat hükümetini Birleşik Amerika hükümeti, Birleşik Kırallık hükümeti ve Sovyetlcr Birliği hükûme-tile birlikte 25 nisan 1945 te San Franclsco'da toplanacak olan Birleşmiş milletler konferansı İçin davetiyeler göndermeğe çağırmak lizere onlarla İBtlşare etmek yetkisini almıştır.
Dün, Vasington saatlin tam 12 de, Birleşik Amerika hükümetinin dünyanın muhtelif başkentlerinde bulunan temsilcileri, 39 Birleşmiş milletin hükümetlerine aşağıdaki davetiyeyi sunmuşlardır:
Birleşik Amerika hükümeti, 25 nisanda Birleşik Amerlkada San Franclsco'da, milletlerarası genel bir teşkilât ve barış İle milletlerarası emniyetinin muhafazası için bir beyanname hazırlamak maksadlyle toplanacak olan bir konferansa, hükümetini f davet edilen hükümetin İsmi» mümessiller göndermeğe, kendi adına, Bûyiik Britanya ve Kuzey İrlanda hükümetleri, Sovyetler Birliği hükümeti, Çin Cumhuriyeti hükümeti adına davet eder,
Yukarıda adı geçen hükümetler, konferansın geçen ekim ayında Dum-barton Oaks kon Transı neticesinde yayınlanmış olup milletlerarası bir genel teşkilât kurulmasına mütaallık
(Arkası salıife 2; sütıın 6 da)
Bir İsveç vapuru tarafından getirilmesi için anlaşma yapıldı
Stokholm 7 (A.A.) — Resmen bildirildiğine göre. Alman hükümeti ile yapılan bir anlaşma mucibince İsveç bandıralı Drettlngholm vapuru bundan sonra sivillerin memleketlerine ladesi İçin kullanılacaktır. Bu vapur, martın 15 ine doğru Göteberg'len bir Ingiliz limanına hareket edecek ve oradan da Lizbon. Portsaid ve tsUın-bul'a gidecektir.
Vapurun giderken taşıyacağı 1000 yolcu arasında İnplllzler, Portekizliler. Arjantinliler, Türkler ve birkaç ta İsveç tebaası bulunacaktır. Dönüşte Drottingholm, muhtelif limanlardan 1000 e yakın Alman yolcusu alacaktır Vapur aynı zamanda İsveç’ ten Türkiye'ye ve Türkiye'den İsveç'e eşya taşıyacaktır,
r • -------
I Halka verir talkını
I Yazan: A ADNAN - ADIVAR ı Bugün beşinci sahifemizde
DİKKATLER
Hülâaasaa ve hücum
Londra 7 (Radyo) — Rhin havzasının merkezi Kolonya şehri şimdi Müttefiklerin elinde bulunmaktadır. Dün akşam saat dokuzda birinci Amerikan ordusunun genel karargâhı, neşrettiği bir tebliğde, bu haberi resmen vermiştir. Kolonyada, şurada burada saklanmış birkaç düşman nişancısından başka hiçbir mukavemet kalmamıştır. Kolonyadan çekilen Alman kuvvetleri, üniversite şehri olan Bonn'a doğru ricat etmektedir.
Bugün Kolonya şehri diye bir şehir kalmamıştır. Resmi haberlere göre, şehrin yii2de 85 1, gayrı resmi haberlere göre yüzde 95 1 tamamen tahrlbedllmlştir
Son dört sene zarfında İngiliz uçakları 30.000, Amerikan uçakları da 12.000 ton bomba atmışlardır. Şehirde bomba ve güllelerden açılan çukurlar derin ve tahribat o kadar büyüktür kİ, harb muhabirleri, şehrin, yeniden inşa edilebileceğini tahmin, edemiyorlar. Yeraltı sığınakları, 200 bin halk ile dolu olarak bulunmuştur. Bu halk, nazllerln davetine rağmen, şehri terketmemlştlr.
Kolonyadan kaçan Almanlar, Bonn şehrine giden köprüyü ellerinde tutmak için ümitsizce çarpışıyorlar.
”■ üçüncü Amerikan ordusunun hare-( kâtı etrafında muhafaza edilen ketumiyetin sebepleri anlaşılmıştır. Bu orduya mensup bir tümen 50 kilometrelik bir İlerleyiş yapmış, sekiz şehri, birçok köy ve kasabayı zaptetmiş. Alman generali von Hotelrt İle kurmaylarını esir almıştır. Btı ordu, şimdi Rhin nehrine 30 kilometre mesafededir.
General Patton kuvvetleri Mosell® , vadisine müvazi bir hat üzerinde Coblens’e doğru İlerliyor, Almanlar şimalî Rhin havzasında Vessel köprüsünün dolaylarını ellerinde tutmak için şiddetle çarpışıyorlar. Bu Alman köprübaşısı gittikçe daralmaktadır.
Rhin nehrine taarruz başlıyalıdan-berl 9 uncu Amerikan ve birinci Kanada orduları 70,000 kadar esir almışlardır.
İleri hareket devam ediyor
Paris 7 (A.A.) — Birinci Amerikan ordusu umumî karargâhından bildirildiğine göre, dün akşam general Hodge kuvvetleri Kolonya şehrini İşgal etmişlerdir.
Bonn şehrinin batısında Alman tank birlikleri İnatla mukavemete devam etmektedirler.
Şimalde, birinci Kanada ordusu Vessel köprübaşında İki kilometre ilerlemiş ve Alten'ln cenubunda mühim bir tepeyi İşgal etmiştir.
Alten, Veysel'den evvel en büyük kasabadır. Bu kesimde KanadalI birlikler nehre 1500 metre mesafede bulunmaktadırlar. Von Rundstedt'ln ricat hareketini desteklemek İçin İndirilmiş olan paraşütçü birliklerinin vaziyeti tehlikelidir.
Alman kayıpları ağır
Paris 7 (A,A ' — Alman Haberler ajansının yooumcusu dün akşamki konuşmasında, von Rundstedt kuvvetlerinin Rhin nehrini geçişleri esnasında ağır kayıplara uğramış olduklarını bildirmiştir
Amerikalılar Bonn’dan 10 kilometre uzakta
Londra 7 (A A.) — Amerikan kuvvetleri Kolonya şehrini İşgal ettiler. Harb muhabirleri Kolonyadaki tahribatın Stalingrad'daklnden de fazla olduğunu söylemektedirler. Meşhur Hohcnzolern köprüsü Rhin nehrine çökmüş bir vaziyettedir. Kolonya katedraline İsabet olmuş, fakat kated-
Kötü şeye ne çabuk alışılıyor. Ecnebi radyolardaki spikerlerin Türkçeleri bize de sirayet etti: Artık çoğu gençler (hulâsa) diyecek yerde (hülâaasaa) diyor. Son zamanlarda (hücum) yerine (hiiciim)) de ortalığı kapladı. Hülâaasaa bu sütunlardan hücuma kalknıasalar, bu gibi kelimeler hücumla Tiirkçemizî kaplı-
, yaraktır.
İLİM KÖŞESİ
Meşhur Botanik âlimi Linne, jeoloji bilgini Cuvier
Yazan: Dr. Akil Muhtar Özden
Bugün dördüncü sahifemizde
______________________________I
Amerikalıların süratle yaklaştıktan Coblence şehrinin görünüşü
rai halâ ayakta durmaktadır.
Bon’a gitmekte olan yol Amerikan topçusu tarafından şiddetle bombardıman edilmektedir. Amerikan piyade birlikleri dün gece bu şehre 10 kilometre yaklaşmış bulunuyorlardı.
Müttefik birlikleri şimdi Rhin nehrinin sol kıyılarını. Kolonyadan
Günler Geçerken
Created by free version of 2PDF
Raynberg’e kadar ellerinde tutmaktadırlar.
Kolonyanın şimalinde dûn bir fabrika İle bir petrol tasfiyehanesi işgal edilmiştir. 3600 Alman esir alınmıştır. Avrupaya çıkarma yapıldığı günden* beri Müttefikler bir milyon Almanı esir almış bulunuyorlar.
Kitap okuma terbiyesi
Bizde bir «kitap okuma terbiyesi» yer almış mıdır, almamı? mıdır, iyice bilmiyorum. Ama içimde şiiphe var; gördüğüm bazı örnekler de şüphemi arttırıyor. Kitap okuma terbiyesi demekle neyi anlatmak istiyorum? Herkesin her kitabı okumaması lâzım geldiğini, okuma merakının da — başka terbiye kaideleri gibi — u silileştirilmesini. Kötü olan şııdur kî çoğunluk evlâtlarının dur-mamacasına kitap okumasından memnundur: aına ne okursa okusun... Okumak işinin usulsüz ve ayıp noktasını gören aileler azdır: bu işte kontrol ise hemen hemen İliç yoktur. Küçük hay ve bayan akşam üzeri koltuğunda yeni bir siirii kitapla gelir» köşeye geçer, yahut odasına kapanır: başını saatlerce sahifcler-den kaldırmaz Ne yapıyor?» derler: «okuyor!» Eh. fena bir şey yapmıyor a! Varsın okusun! Okudukları hangi kitaplardır? Orası düşünülmez. Sokak sokak gezmekten, komşu komşu dolaşmaktan. kötü kişilerle düşüp kalkmaktan elbette iyidir.., deyip geçerler
Değildir. Yayın hürriyeti olan, yani sansüre uğramadan kitap basılan olgıın memleketlerde o hürriyetin bir «amortisör.' ü vardır ve işte «okuma terbiyesi ■ dediğim budıır. Usul ve âdet dışı olduğu için kızınızı meselâ nasıl, daha kapalı ve uzıın etekli de olsa gecelikle soknğa çıkmağa bırakmazsanız ve o kız da gecelikle gezmekten hayâ duyarsa bazı kitapları elind? taşımanın, evine sokmanın ve okumanın aile ve cemiyet terbiyesine aykırı hareketlerden sayıldığını da bilmemiz lâzım gelir. Ahlâk ciheti ayrı meseledir Son günlerde yaşlı başlı adamların bile adlarını tekrarlamaktan çekinecekleri tercüme ve telif romanları vitrinlerde ve ilânlarda görünce tiksindiğimize, hele bunlara gene ellerde raslanınca irkildiğimize şüphe yok. Kitap sansörii olmamasından değil aile ve terbiye baskısının yokluğundan şikâyet-
|| Çtyfc- -
Bir nokta daha var: llaska memleketlerde bir «kitap basma terbiyesi . de yerleşmiştir. Tabiî duygularımızı yalnız âdı cihetten tahrik edici eserler basmakla geçinen kitapçıların abları malûm sokaklar gibi bellidir. Ciddî, değerli, temiz kitap çıkararak daima firmasının haysiyetini koruyan kitapçı yayımlan da öylece bilinir Hattâ bazısı az çok mahzurlularını işaretlerler, Bütün bunlar bir kitap basma terbiyesinin yerleştiğine alâmettir.
Refik Hal i d Karay
Suhıle k
AKŞAM
7 M «ul, 1U‘.j
SÖZÜN GELİŞİ
Sakar adam azalıyor
Harb. insanlar gibi maddeleri de değiştiriyor. Harbden sonra çehresini topyekûn değiştirecek maddelerin başında şu «caın» dediğimiz, maddenin geleceği muhakkak. Hattâ cam şimdiden harbin sonunu beklemeden tanınmaz hale gelmiştir bile.
Düne kadar en ufak bîr fiskeye dayanmaz, ya çatlar, yahut şangır şungur kırılırdı. Dikkatimizin, temkinimizin çoğunu camı korumak uğrunda harcadık. Fincan, bardak, sürahi iyi şeydir, ama çabucak kırılması olmasa. Nerede cam varsa orada aklımızı başımıza toplamak, hareketlerimizi kısmak, önümüze, arkamıza bakmak emri de var demektir. Sandıkların üzerinde «Kırılacak eşya» yazılı kâğıt yapışık oldu mu hamal bir nezaket sınavına girmiş gibi terler! Hattâ camın kırıldığı bazı insanların adını «sakar» a, uğursuzluğa çıkarmıştır. Cann koruyamamak, bardağı kırmak, tabağı düşürüp tuzbuz etmek neden uğursuzluk olsun; kabahat insanda mı, yoksa camın aslında pek kırılır, dokunmaya gelmez oluşunda mıdır?
İnsanların camdan çektikleri de artık sona ermiş görünüyor. Fen bu harbde ilk iş olarak camı adam etti. Kırılmaz cinsleri çoktan elimizdedir. Bardakların sağlamlığı hakkında müşteriye bir fikir verebilmek için satıcılar onu yerden yere vurmaktadırlar. En ufak bir eğrilmeye dayanamıyan camlar bir taıftan insanların istedikleri kadar sert, dayanıklı olurken, bir taraftan da yumuşaklığın ilk basamağına indiler: Bel kemerleri camdan, pantalon askıları camdandır. İncelmek de artık camda derken: Kadın çorapları camdandır. Yakında söküklerimizi cam ipliğiyle dikeceğimiz de haber veriliyor.
Camı bukadar uysal yapan ikinci cihan harbi Nazileri mi yola getîremiyecek? Bundan böyle «sakar adam» kalmayacağı muhakkak. Şevket Rado
R. CHIIRCHİLL BATI GEBESİNDE BİR NUTUK SÖYLEDİ
“ Yakında Rhini geçeceğiz, müşterek güzel bir gayret Avrupa harbini sona erdirebilir „
Yaşlı bir adamın küçük bir kıza tecavüzü
Haşan, köprü altında Nah de’ye tecavüz etmek isterken yakalandı
Parti grupu
Hariciye Bakanının verdiği izahatı dinledi
Ankara 6 (A.A.) — Bize verilen malûmata göre, 1045 yılı maarif mükâfa tı futbol müsabakaları bu yıl 11/3/.45 pazsr günü bağlıyacaktır. Bu müsabakalara İstanbul’dan 4 Ankara ve İzmir’den ikişer takım İştirak edecektir. Bunlara alt talimat alâkalı bölgelere gönderilmiştir. Bu talimat gereğince Llk maçlar bölge takımları arasında kendi bölgelerinde oynanacaktır. Bu müsabakalara İştirak eden kulüplerimize Maarif Bakanımız sayın Haşan Ali Yücd aşağıdaki telgrafı göndermiştir:
•Geçen yıl bu karşılaşmalarda vazife alan arkadaşlarınızın dürüst ve saygılı hareketleri hepimizi memnun etmişti.. Sîzlerden de millî geleneğimize yaraşan hareket ve taşrılan bekler hepinize eşenlik dilerim.»
Halka basma ve kaput bezi verilecek
Yeril Mallar Pazarlan, dinde bulunan pamuklu mensucatın ekmek karnelerinin «P» kuponu ile halka dağıtılmasına karar vermiştir. Basma ve kaput bezinden başka bütün pamuklu mensucatın satışı serbes olduğundan bu kuponlarla basma ve kaput bezi dağıtılacaktır.
5700 balye Merinos yapağısı İskenderun'a geldi
Ankara 7 (Telefonla) — Buraya gelen habere göre İskenderun lmianına 5700 balye Avustralya-dan Merinos yapağısı gelmiştir.
Sıtma savaşı için 5 milyon lira
Ankara 6 — Sıhhat ve İçtimai Muavenet Bakanlığı, sıtma savaşı masraflarına karşılık olmak üzere 5 milyon lira ödenek İstemiştir. Ayrıca 1945 yılının 7 aylık bütçesine sıtma İçin İlâç ve mazot İçin 1 milyon 158 bin lira ödenek konmuştur.
Ankara 6 (AA.) — C. H. P. Meclis Grupu Başkan vekilliğinden:
C. H- P. Meclis Grupu Genel kurulu 6 3/1815 salı günii saat 15 de Başkan vekili Balıkesir Millet Vekili Gl. Kâzım Özalp’in Başkanlığında toplandı.
Oturum açıldıktan ve geçen toplantı zabıt hülâsası okunduktan sonra kürsüye gelen Hariciye Bakanı Haşan Saka'nın, Büyük Millet Meclisinin tatilinde geçen siyasi olaylardan memleketimizi ilgilendirenleri hakkında verdiği İzahat He bu me-yanda bir çok hatipler tarafından ileri sürülen düşünce ve sorulara verdiği tamamlayıcı cevaplan dinlendi Kâfi görülen bu izahattan sonra rııznamenln IMncJ maddesini teşkil eden liftik hakkmdaki Yozgat Milet Vekili Süleyman Sırrı îçöz’ün takriri kendilerinin oturumda bulunmamasından konuşulması gelecek toplantıya bırakıldı ve saat 17.30 da oturuma son verildi.
Açık Millet Vekillikleri için seçim yapılacak Ankara 6 — Açık Mîllet Vekillikleri için önümüzdeki pazar günü seçim yapılacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi, namzetlerin isimlerini, aglebi ihtimal, cumartesi günü İlân edecektir.
Samsunda Emlâk ve Eytam banka.sı şubesi
Samsun 6 (A.A.) — Emlâk ve Eytam bankası taralından burada bir şube kurulmuş ve çalışmalarına başlamıştır.
Sıtma kaynağı göller kurutuluyor
Akşehir 6 (A. A.) — Bölgemizde sıtma membaı olan Akşehir ve Eber göllerinin kurutulması işini tetkik etmek üzere bir uzman heyeti buraya gelmiş ve çalışmalara başlamıştır.
Londradaki heyetimiz şerefine ziyafet verildi
Londra 6 (A.A) — Maliye Bakanlığı, mail müsteşarı M. Speâke, dün Türk ticaret heyeti üyeleri şerefine Londra’da verilen bir öğle yemeğinde misafirleri selâmlamıştır. Heyete başkanlık eden Hâriciye Bakanlığı umumi kâtibi B. Cevat Açı kaha bu nutka cevap vermiştir. Heyetin bütün üyeleri yemekte hazır bulunuyorlardı. Heyet, Maliye, Hariciye Bakanlıkları, ticaret odası ve denizaşırı ticaret dairesi temsilcllerlle tanışmıştır.
Bosna - Hersek eyaleti kurtarıldı
Parla 7 (AA) — Mareşal Tlto dün Ş«ce hususi bir tebliğ neçretanlştir. Bu tebliğde bildirildiğine göre. Yugoslav ordusu Hersek Bosna eyaletinin tamamını düşman elinden kurtarmıştır.
Almanların elinde kalmış olan, son 4 dayanak noktası dünkü gün esnasında işgal edilmiştir.
Belgradm şimal batışında Fren taliminde Alman taarruzları g,-rl atılmış ve düşmana ağır kayıplar rerdlrtlmifth._________
İngilterede liman işçileri grevi
Londra 6 (A.A.) — Bu sabah Tilbury Dok amelesi de Londra liman içcilering katılarak greve beşlamtçlardır.
Tekelin 1945 gelir bütçesi
Ankara 7 (.Telefonla) — Tekelin 1845 takvim yılı gelir bütçesi geçen senenin yedi aylığına nazaran S milyon 966.000 Ura fazlaslle 118.235.615 lira olarak tesflılt edilmiştir. Giden bütçesi de 12.305.000 liradır.
Hazırlanan bütçe tasarısına göre idarenin rasyonel şekilde çalışmasını sağlamak üzere, Bakanlar Kurulu kararı ile memur ve müstahdemlere aylık ücret ve fevkalâde zamlarının yüzde 25 nl geçmemek üzere prim verilecektir.
Malî yıla göre vergilerde yapılacak değişiklik
Ankara 7 (Telefonla) — Maliye Bakanlığı, mali yılın takvim yılına alınması dolayıslle vergi kanunlarında yapılması lcabeden değişikli klor 1 gösterir bir kanun tasarısı hazırlamıştır. Bu tasanda bazı vergi ve resimlerin yalnız 1945 yılma münhasır olmak üzere yedişer aylık olarak tarh ve tahakkukuna ait hükümler vardır.
Bu cümleden olarak radyolardan alman ücretler 1945 yılında 12 de yedi nispetinde alınacaktır.
Bakanlar Kurulunun tasvibine su-.nulan kanun tasarısı bugünlerde Bü-lyük Millet Meclisine sevkolunacaktir.
Maarif mükâfatı
Maçlar önümüzdeki pazar günü başlıyor
güzel bir gayret Avrupa’da harbi sona erdirebilir »
İngiliz Başbakanı bu nutku 5i inci tümenin subay ve erleri önünde söylemiştir. Batı cephesinde yaptığı gezi esnasında söylediği tek nutuk bu olmuştur.
M. Churchlll, yukarıdaki sözlerden sonra söylevine devam ederek şöyle demiştir:
«Silahlarımızla zaptettiğimiz Alman topraklarında sizi görmeğe gelebildiğim için büyük bir gurur duyuyorum. Kuzeyde yaptığınız savaşlar güneyde büyük ilerlemeler yapılmasını sağlamıştır. Yakında Rhin’l geçmiş olacağız.
Epey uzakta Avrupa'nın öbür ucunda da Ruslar düşman üzerindeki bas-kılarîni arttırmışlardır.
İstibdadı yere seriniz v« barış yolunu açarak vatanınıza dönünüz, vatanımızın ve halkımızın şeref bulacakları daha İyi ve daha geniş bir âlem ki İngiliz mefkûrelerl ve hareket sebresllği İle görülmedik genişlikte bir çerçeve teessüs etmiş bulun-
Tanrı hepinizin yardımcısı olsun.»
Londra 6 (AA.) — M- Churchlll, Eisenhovver ve Mont Gonıery*yl hafta sonunda karargahlarında ziyaret etş, mIştIr. M. Churchllfe İngiliz Genel Kurmay Başkanı Slr Alan Brooke ve Müdafaa Bakanı Kurmay Başkam Slr Hasting İsmay refakat etmekte idi.
Bu toplantı general ve diğer Müttefik kıımandanlnriyle büyük meseleleri münakaşa etmek üzere yapılmıştı.
M. Churclıill Rhin'dekl herlenir ye iştirak eden birinci Kanada ordusundaki İngiliz ve KanadalI kıtaları ve 9 uncu Amerikan ordusu birliklerini de teftiş etmiştir. M. Churchlll teftişlerinin büyük bir kısmını Alman topraklarında yapmıştır.
Başbakan Londra’ya dönerek bugün Kıralla yemek yemiştir,
Londra 6 (AA.) — (Gecikmiştir) Reuter ajansının birinci Kanada ordusu yanında bulunan hususi muhabiri bildiriyor:
M. Churchlll pazar günü Alman topraklarında söylediği bir nutukta demiştir kİ:
«Yalanda Rhin’l geçeceğiz, şimdi herkes takdir edebilir ki müşterek
Milletler arası emniyet teşkilâtında oy usulü
B. StetÜn us, Amerika'ı'ar a ası konferansında buna dair izahat verdi
Mexico 6 (A.A.) — Dün Amerikalı-lararası konfrensta söylediği bir nutukta, mlletlerarası emniyet teşkilâtı İçin teklif edilmiş olan oy usulü hakkında izahat veren Birleşik Amerika Dış Bakanı M. Stettlnlus, bu usulün Kırım konferansında Başkan Roose-velt tarafından teklif ve İngiltere İle Sovyetler Birliği tarafından tasvibe-dilmlş olduğunu açığa vurmuştur. Çin de bu husustaki mutabakatını sonradan bildirmiştir. M. Stettlnlus demiştir kİ:
• Sîzlere şimdi oy usulü hakkmdaki tekliflerin tazammun ettikleri mânayı kısaca tefsir etmek istiyorum. Bu usul şunu tazammun eder kİ, konseyin her hangi bir üyesi — kİ, daimî bir Üye de olabilen — her hangi bir ihtilâfa dahil olduğu takdirde, bu İhtilâfın banş yollyle halli İçin, konsey tarafından alman hiçbir kararda oya iştlrâk edemez. Buna binaen, konsey ihtilâf konusunu etraflı bir şekilde lnceliyeblllr ve geri kalan üyeler bu ihtilâfa dahil taraflara, meselenin halli İçin taklbcdilmesl gerekil metot ve usuller hakkında tavsiyelerde bulunabilir. Konsey üyeleri ihtilâfın hukuki taraflarını, reyini almak üzere, milletlerarası adalet divanına havale
Alman yeni V silâhları
Londraya göre eskisine nispetle daha süratli ve daha yüksekten uçuyorlar
Londra 6 (A.A.) — Evening Standard gazetesi hava muhabirinin bildirdiğine göre, son günlerde İngllte-reye atılan yeni V silahlan eskilerine nispeten daha büyük ve süratli olup daha yüksekten uçmaktadır, bu silâhların kuzey Holanda’dan ve batı Almanya’dan atılmış olmaları mümkündür. Evvelce mevcut mesafenin İki veya üç misli artmasından dolayı uçaksavarların ve avcılar m daha fazla muvaffakiyet imkânları olmasına rağmen daha geniş bir ölçü de hücumların sık sık tekerrür etme? sİ mümkün görülmektedir.
EAM cılar büyük devletlerin müdahalesini istediler
Atina. 6 (A.A.) — Eam Sovyet Rusya Birleşik Amerika İngiltere ve Fransaya müracaat ederek, Varkıza anlatmalarına riayet edilmesi hususunda dört büyük devletin müdahalesini talep etmiştir. __________
Yeni Rumen kabinesi
Bükreş 6 (A.A.) — M. Grozla yeni kabineyi kurmuştur. Yeni Bakanlar Kıral tarafından kabul edilmişler ve and İçmişlerdir.
M. Tatarescu, Başbakan muavini ve Hariciye Bakanı olmuştur.
Berlinde hükümet daireleri
Brechlesgaden’e nakledildi
Stokholm 7 (A.A) — Hafta sonunda Alman hükümeti, Berlin’deki binalarını tahliye ederek Berchtesga-den’e taşımıştır. Hükümet servislerinden bazılarının, tarafsız basın temsilcilerinin ve kordiplomatiğin henüz Berlin’de bulunması maneviyatı sarsmamak ve dünyayı aldatmak için müracaat edilen bir hileden ibarettir, Halen Berlin’de bulunan yegâne lider, başkentin müdafaalarına kumanda eden Gauielter Göbbels’tlr. Rlbbentrop, Salzburg civarında Fuschi’dekl şatosuna çekilmiştir. Fakat kendi Bakanlığının yüksek memurlarından Brauweiler ve Paul Sohmldt, başkette kalmışla-dır Hlmmler de başkenti, emri altındaki memurlara terketmlş ve umumi karargâhını Dantzlg bölgesinde kurarak askeri kumandayı burada ele almıştır. Hltlcr. murahhası Hormonn İle Berchtesgaden’de bulunmaktadır Alman ordusunun umumi karargâhı, Berlin'in güney ve batısı arasında vaziyete göre değişen 4 muhtelif merkezden birinde bulunmaktadır.
İngiliz Başbakan muavini Fransa’da
Paris 6 (A.A.) — Reuter’ln
özel muhabiri blldiyor: Buraya gelmiş olan înglHz Başbakan muavini M. Attlee Fransız hükümeti âzasile. Ingiltereden Fransaya gönderilecek gıda maddeleri meselesini görüşmüştür.
Fransa’da iaşe durumu çok kararsızdan
Yaşlı bir adamın küçük ve güzel bir kıza karşı beslediği aşk; gece, köprü altında yapıian bir cürmü meşhutla neticelenmiştir.
Aksarayda bir eczacının yanında evlâtlık olarak bulunan Nahlde İsminde on üç yaşlarında çok güzel bir kız, evvelki gün evden çıkmış ve akşama kadar dönmeyince, eczacı, kızın gaybubetini zabıtaya haber vermiştir. Zabıta, kızı şehrin muhtelif yerlerinde arayadursun, gece. Gala-| tada Mumhane caddesinde Kısmet I apartmanın oturan Haşan isminde yaşlı bir adam, bu güzel kıza Köprünün Boğaziçi İskelesinde rasgelmiştlr.
Nahlde, burada Haşana. Adalar vapur İskelesinin ne tarafta olduğunu sormuş, bir anda kızın güzelliğine
edebilirler; onlar, eğer İsterlerse, bu ihtilâfı umumi meclise de havale edebilirler ve bu İhtilâfa dahil konsey âzalarının reye iştirakleri bahis mevzuu olmaksızın, İhtilâfın halli yolunda gerekli her hangi başka bir karar alabilirler. Bu demektir kİ, emniyet konseyinin bütün âzaları her hangi bir İhtilâfa dahil bulundukları takdirde, konsey önünde tam bir müsavat dairesinde muamele görecektir. Bu , gene o demektir kl, bütün milletlerin emniyet ve demokratik haklarına hürmet edilecektir.
Eğer İhtilâfın bu vasıtalarla halline imkân hasıl olmazsa, konseyde bahis mevzuu olacak mesele, bu İşte kuvvet kullanılıp kulianılmıyacağı meselesi olacaktır. Bu takdirde, konseyin daimi üyeleri arasında bir rey ittifakı olması icabedecektlr. Bu daimî üyeler, tecavüzü önllyebilecek derecede sınai ve askeri kudrete malik milletlerdir. Mamafih bu gibi hallerde, konsey kararını ancak 7 üyelik bir ekseriyetle verebilir. Bu da, daimi üyelerin harekete geçmek hususunda tek başlarına karar verem lyeceklerlnl İfade eder. Bu, aynı zamanda daimi olmıyan üyelerin hareketi önllyebile-eeklerlni gösterir.»
üç ceset tahkikatı
İkisinin ölümü tabiî diğerinin şüpheli görüldü
Savcılık bu sabah yeni üç cesedin tahkikatına el koymuştur. Bunlardan biri Taksimde Leylâk çiçeği sokağında oturan 55 yaşında Aristoteli’ye aittir. Bu adamın odasında, henüz iyice yanmamış bir mangalla bir takım dolu şişeler bulunmuştur. Tahkikata el koyan savcı Şahin ve adliye doktoru Kâmil, bu şişelerle beraber cesedin morga kaldırılmasına lüzum göstermişlerdir.
İkinci ceset Bandırma maarif memurluğu kâtiplerinden olup misafir olarak îstanbula gelen ve Beyoğlunda Avruna otelinde yatıp kalkan B. Zühtüye aittir.
Üçüncü cesede gelince Ferikö-yünde Paşa mahallesinde Kahraman sokağında oturan Süleyman ölii olarak bulunmuştur. Bu ikj cesedin de Belediye doktorları tamfından yapılan muayenelerinde ölümleri şüpheli görülmüş, fakat adliye doktoru tarafından yapılan muayene sonunda Süleyman ve Zühtünün kalb sektesi neticesinde öldüğü tesbit edilmiştir.
Aristoteli hakkındaki tahkikata devam edilmektedir.
K.âgıth~”« köyü cinayeti tahkikatı
Üç gîin evvt-i, Kağıthane köyü İle Alibey köyü arasında Dikili taş mevkiinde İple boğularak öldürülen helvacı İiyas Ketenin kaatlll olmak üzere yakalanan Süleyman hakkında savcılardan B. Demirdi tarafından yapılan soruşturmalar bugün bitirl-İecdrtlr
Savcı bu vaka etrafında yirmi üç kişinin malûmatına müracat etmiş ve bütün su e delillerini tespit etmiştir.
Süleyman. İşlediği bu feci cinayeti mûevvel bir şekilde itiraf etmiş ve yalnız parasına tamaan bu İş yapmayıp kendisne vaki bir tecavüzü defetmek maksadlle işlediğini ileri sürmüştür. Süleyman buıdin sorgu yargılına verilecektir
Kaatil İbrahim yakayı ele verdi
Deftardar Çömlekçi sokağında bir evde kiracı olarak oturan İbrahim adında birinin aynı evde Kâmil İle Bedriye İsimlerinde bir karı kocayı öldürdüğünü yazmıştık, vakayı müteakip kaçan İbrahim, iki geceyi Bakırköy civarında kırlarda geçirdikten sonra işlediği cinayete pişman olmuş ve dün akşam üzerine doğru Eyüb’e gelerek teslim olmak üzere İken yakalanmıştır. Derhal adllyeye verilen İbrahim üçüncü «ulh ceza mahkemesinde sorguya çekilmiş, maktül kadının kendi karışana pasaklı dediğini, ayrıca: •Erkeksen kendini göster# demeleri üzerine her ikisine birer bıçak salladığını İtiraf etmiştir. Kaatil, sorgusunu müt-aklp cezaevine gönderilmiştir.
Vaşington büyük elçimiz yarın gidiyor
Ankara 7 (Telefonla) — Vfişhıgton Büyük Elçimiz B. Hüseyin Ragıb Baydur, yarın sabah saat onda özel bir uçakla Kahlre’ye hareket edecektir. B. Hüseyin Ragıb kısa bir müddet Kahlre’de kalacak ve bir kaç gün içinde Vaşlngtona varacaktır. B. Hüseyin Ragıb Baydur'a kâtibi ile bir ataşef inan siye refakat etmektedir.
Basın ataşemiz B. Nüzhet Baba da perşembe günü Toros ekspresile Ankara'dan Kahire’ye müteveccihen hareket edecektir.
kendini kaptıran Haşan, hızı beraberine alarak, Denizyollarının a te İyesi bulunan duba üzerine getirmiştir. Haşan, burada kızın eline bir İki buçuk liralık vermiş ve beraberce oturmakta oldukları bir sırada ân! surette kıza taarruz etmek İsteyince Na-hide feryat ve İstimdada başlamış, bu İstimdadı duyan köprü muhafızları derhal hâdise yerine gelerek kızı yarı çıplak bir vaziyette Haşanın elinden güçlükle kurtarmışlardır. Haşan, kızı kurtaranlara da bıçakla saldırmışsa da güçlükle zaptolun-muştur.
Hâdise tahkikatına savcı B Cahit el koymuştur. Haşan hakkında derhal tevkif karan verilmiş ve ceza evine gönderilmiştir.
Created by free version of 2PDF
Dün geceki cinayet
Koltukçu M uh id din, arkadaşı Abdullah» vurdu
Topkapıda Sultıkule caddesinde 119 numarada oturan Abdullah ile aynı caddede oturan Mu-hiddln isminde iki koltukçu dün akşam aralarında kadın!) bir İçki âlemi tertip etmişler, gece yansı fazla içki terinle kadın yüzünden kavgaya başlamış-lardır. Neticsde Muhiddin Ab-dullahı bıçakla on bir yerinden ağır surette yaralamıştır. Yaralı Abdullah Guraba hastanesine kaldırılmış, tahkikata savcılık el koymuştur.
Sanfraıcisco konferansı
(Baş tarafı 1 inci sahlfede» bulunan tekliflerle, şimdi onlara ilâve edilen C. kısminin altıncı faslındaki mütaakıp şartları (C kısmı oylara dairdir» böyle bir beyanname için temel saydıklarını hatırlatmak isterler:
1 — Emniyet konseyinin her üyesinin bir oyu olacaktır.
2 — Emniyet konseyinin usul meseleleri hakkındaki kararlan yed üyenin müspet oyu ile alınacaktır
3 — Emniyet konseyinin bütün dl ğer meseleler hakkında kararların da, imi üyelerin rakip oylan dahil olmak üzere, 7 üyenin müspet oyu İle alın» mış olması lcabeder Bununla beraber. C. kısmının sekizinci faslındaki birinci parçanın ikinci cümlesindeki kararlara göre, ihtilâfa dahil bulunan bir tarafın oy vermekten Istin-kâf etmesi lâzımdır
Anlaşmalar hakkuıdaki yeni hnber-ler sonradan bildirilecektir. Hükümet «ı davet edilen hükûmet-in ismJ> konferanstan evvel, teklifler hakkındaki görüşlerini ve yorumlarını sunmak İsterse, Birleşik Amerika hükümeti, bu gibi görüşleri ve yorumları diğer ortak hükümetlere bildirmekle memnunluk duyacaktır.»
Balkanlar
Bir Bulgar gazetesinin makalesi
Sofya 6 (A.A.) — Anadolu ajansının. özel muhabiri bildiriyor: Muharrir Yorgi Tomalevskl. uVatan cephesi» gazetesinde çıkan bir makalesinde bilhassa diyor kİ:
Milletlerin yiısiıyüşü bugün bir devrin sona erdiğini gösterdiği bir sırada, halk şuuru esasından değişmektedir. Buna benzer bir değişiklik, kaynaşmakta, olan Balkanlarda da beliriyor. Balkanlar, ecnebi menfaatlerinin lehine olarak hizmet etmeğe yanaşmadığı gibi kültürlerini ve ilerlemekte olan iktisadi hayatlarını tanzim etmeğe ve Slav birliğini tahakkuk ettirmeğe kati karar vermiş, hürriyet âşık bir milletler âilesi haline gelmektedir.
Pek yakında, Balkanlarda da mili! menşe .sorulacaktır, çünkü yeni duyuş tarzı millî şuuru heyecana getirecektir.
BORSA
6 3/1945 liatlerl
Londra üzerine 1 sterlin 5-31
Nevyork Üzerine 100 dolar 130.50
Cenevre 100 İsviçre Fr 30.3258
Madrid üzerine 100 pezeta 12.89
Stokholm üzerine 100 kurot 81.1325
BORSA DIŞINDI»
Reşadiye altını 36.—
Gulden 33.15
Külçe altın biı gramı 5.20
7 Mart 1945
AKŞAM
Sahlfe S
AKŞAMDAN AKŞAMA
Türkçe bilmek üe barem dereceleri
*
Daha kestirme bir asal
Üniversite profesörlerinden «at, hususî bir konuşma esnasın-da şu nokta üzerine dikkatimi «ekti.
— Ecnebi dil öğrenmeğe çok şağhet var. Bıınu nasıl buluyorsunuz? - diye bana sordu.
— Elbette gayet muvafık buluyorum. Başladığım istidatlı gençlere de hiç değilse bir ecnebi dil öğrenmelerini tavsiye ediyorum.
— Pek isabetli davranıyorsunuz... Yalnız siz değil, barem bile aynı şeyi yapıyor! Fakat bu cihette ifrata varmanın mahzurlarını düşündünüz mü? Türkçeye, ecnebi dilden ziyade ehemmiyet vermeli ve verdirmeliyiz.
*»*
Bu mevzu üzerinde uzun uzadıya konuştuk. Meselâ, bir edibimiz:
— Yirmi seneden beri bir Türkçe kitap okumadım! . demiştir.
Meselâ bir başmuharrir;
— O telgrafın Türkçesiııe itimadım yok. Fransızcasma bir göz ■tayım! - demektedir.
Bir İngilizce, bir Rusça kitap hem Türkçeye, hem Fransızcaya tercüme edilmiştir. Dudak büküyoruz:
— Türkçesini mutlaka berbat etmişlerdir Ben Frensizeasından okurum. - diyoruz,
Serbes meslek sahibi münevverlere. mektep mezunu bayanlara raslanıyor: meselâ duvarda asılı fotoğraflarının altına şöyle yazmışlar:
»Sevgili olum Nezihcime
Türkçeye ehemmiyet vermemek o d recededir kî. (e) harfini eski harflerdeki (kâf1 farisî) sayan memurlar oek çoktur Hele ma-Jü sküle ehemmiyet vermivenler] ezici çoğunluktur.
Üniversite profesörü diyor ki:
— Ecnebi dil öğrenilsin, âlâ-, Fakat Türkçenin öğrenilmesi I bundan daha üstün tutulsun-1 Türkçeyi yanlışsız yazamadığı halde ecnebi dil öğrenmiş bir memur. emsali .arasında imtiyazlı sayılmasın, bilâkis... Tiirkçede hususî ehtivetler gösterenler de baremde derece kazansın Matlûp ehliyeti gostererrüy inlerin önünde ise bütün kapılar kapak bulunsun.
bir
Çarşının tamiri
Çargı esnafı cemiyetinin teşebbüsü
Mahkeme koridorlarında:
EV TAVUĞU
Hatay’da pamuk ekimi
, Koridorun ıoş bir köşesinde ar-
Geçenlerde Çvp esnafım Cemi- (““sız kanapenın kenannda iki yeti. Çarşının tamiri İçin Şehir men-| ka'Jm bagbaşa vermiş, Hetluz et-Lisine başvurarak tamiratın bLr an raflarına meraklı kalabalığı hal-önce yapılmasını İstemişti, çarşıda kalanmamış. Düzgünce kılıklı, şımarık tavırlı iki delikanlı gûya birşey bekliyormuş gibi ağır adımlarla aşağı yukarı dolaşırken göz ucuyla köşedekilerl süzüyorlar, yalanarak, yutkunarak birbirlerine bakışıyorlar, fısılda-şiyorlar. Yanlarından geçerken kulak misafiri oldum:
— Doğurduğu çocuğtı sokağa bırakmış.
yapılması İstenilen tamiratın neler olduğu hakkında Cemiyet İdare heyeti âzalarlle görüşen blr muharririmize şu malûmat verilmiştir:
«İçerisinde 2800 - 3000 dükkânı ve birkaç muazzam hanı bulunan Çarşı bLnası uzun zamandanberi tamirsizllk yüzünden çok harap blr hale gemiş-tlr. Bundan 12 sene kadar evvel tamiri düşünülmüş ve o zaman yapılan tahminde masraf 400,000 lira göste-_________ı.
rllmlştl. Bugün İçin malzeme paha- [ Hangisi? hlığı karşısında ı - 2 milyon liraya, — gağ taraftaki küçük bayan.
- Kocasmın haberi oimadan
dükkânların çoğu Evkaf İdaresine’ aittir.
Binanın temelleri sağlamdır, ancak dam kısımları her an çökmek tehll-jkim a enayi?., kesindedir, şimdilik yapılması isteni-| — Hımmmmm.. Şu madde delen şey çatı kısmının betona veya as- sene!. Öyleyse bunda ekmek var. falta çevrilmesidir. Yağmur yâ&dJğı I Yapışma!ı. z am anlarda çarşı i çe r üslnd e şe ms iyesi z1 J—
dolaşmak âdeta İmkânsızdır ve nihayet çatı kenarlarından sızan sular dükkânların duvarlarını harabet-mekte, dolayısile temelleri çürütmekte ve her an rutubeti eksik etmemektedir. Bu vaziyet karşısında Çarşı esnafının çoğu da rutubetten hasta olmaktadır, Sonraki İşler arasında Çarşının bütün yollarının asfalta çevrilmesi meselesi vardır, çarşı esnafı yapılacak tamirin büyük blr masrafı İcabettirdiğint düşünerek Belediyeye buranın bir an önce yaptırılmasın te- ı mln gayeslle her dükkân sahibinin1 dükkân kirasının bir aylığını vermeyi alâkadar teklif etmiştir.
Çarşı binası tarihi kıymeti hâiz bulunduğu cihetle Müzeler İdaresi tamiratın Mısırçarşısmda olduğu gibi restorasyon tarzile yapılmasını istemektedir.»
• mı bırakmış?
' — Amma da toysun ha!.. Koca
Karaman’da kış
Bir kurt sürüsüyle kanlı bir bozuşma
— Ekmek değil, ballı börek. ır Yemesini becerebilene afiyet şe-t_ ker olsun. Aç gözünü, böylesi her zaman ele geçmez. Ev tavuğu, anlarsın ya! Kafeslemenin yoluna bakalım.
Delikanlılardan uzaklaştım, duvarda asılı mahkeme i işteşine bakacakmış gibi köşeye yaklaştım. Gözüm listede, kulağım ka-napedekl bakanlarda.. Sustular, ürkek bakışlarla bir müddet beni süzdüler ve nihayet kendilerile olmadığım kanaatile tekrar konuşmaya koyuldular. Biri soluk benizli, çökük avurtlu, küskün, süzgün bakışlı, narin, gönül ürpertici, güzel bir genç bayan. Halinde, örselenmiş bir körpelik, vaktinden evvel olgunlaşmağa özenip genç kadınlıkla toy hoppa kızlık arasında bocalayan bir edâ var. Yaşı yirmiden pek de yukarı göstermiyor. Öteki, otuz beşi aşkın, ağır, usluca, feleğin çemberinden geçmiş sağdıç hanım edalı birşey, Genç bayanın sık sık hıçkırıklarla boğulan kısık sesle anlattıklarını temkinli bir ciddiyetle dinliyor baş sallı-
profesör, şimdiki
Muh terem .
zihniyetin Türk irfanına her bakımdan pek zararh olduğuna işaret ediyor. Kendisine yerden göğe kadar hak vermemek kabil de-, til
Karaman 4 (Akşam) — Orta Anadolu bu sene misil görülmemiş pir _ . . .
kışla karşılaşmıştır. Kış mıntakamız-' yor, içini çeksrek kısa cümlelerle da şiddetli tipi, bora ve dondurucu cevaplar veriyor.
soSuk halinde devam etmektedir. ı' u t yaklar gibi yaparak Kardan zaman zaman yollar kapa- . -_________
narak münakaleyi kesmektedir. Bu
Bir (hı) nın noktasında, bir (ze) ile (zel )in farkında aksadık mı. riişdiye de bile .sendelerdik. Bizlcrden Arapçşım tecvidi sorulurdu. Şimdiki şekil öyle müş-İciil değildir:
Ana dilimize hepimiz hâkim olmalıyız. Bilhassa münevverlerimiz için bu bir haysiyet meselesi halini almahd”- Kültürümü-■tin ana meselesi bııdu>
(Vâ - NÛ)
biraz daha sokuldum. Aldırış et-UİUIUİ JMUflHSlUeyi KtSUieKtCUlJ BU , ,r ...
sebepten de kurtlar ve bazı, yırtıcı ivediler. Pek dalmışlar. Konuş-hayvanlar meydana çıkmıştır. Kurt tuklarını iyice duyuyorum. Ale-sürüleri sık sık ağıllara ve yakın köy- ' mm mahremiyetine sokulup sır-lere baskınlar yapmakta, zararlar larını çalmak ve bunu bir l'epor-vermektedlrler. ......
Kazamızın Bardas köyü civarında bir kurt sürüsü baskınına uğrayan bir ağılın çoban köpekler! İle kurtlar arasında korkunç bir boğuşma olmuş, ilk anda seyirci kalan çobanlar, nihayet silâh, yatağan ve bıçaklarım alarak boğuşmaya girmişler, şiddetli bir dövüşten sonra kurtları defetmeye muvaffak olmuşlardır.
savuştu. Üstelik bir de piç kazandın, suçlu oldun..
Genç kadın. luçkınklı bir sesle sözü kesti:
— Sus.. Allah aşkına susl. Sen saadeti bilmiyorsun? Saadet ancak aşktan doğar. Aşkın en büyük zevki de, kendini başkalarına feda etmektir.
Sözünden caymış, bir şeyden tiksinmiş gibi yüzünü buruşturdu, başım önüne eğdi, blr müddet düşündükten sonra doğruldu.
neler söylüyorum
— Aman, ben? Meğer ne karanlık yollara sapmışım?1.. Şimdi anlıyorum. Aah, her şeyi ters anlamışım.
Başı yine pencere tarafına döndü, dudakları büküldü, kirpiklerinde tomurcuklanan damlaları minimini mendilde kurulayarak içini çekti:
— Evet.. Şimdi aklım başıma geliyor. Kendimi o hayduda feda ettiren aşk ve onun mahsulü bir...
Ulud?.ğ’da kayak sporları
Maarif Bakanlığı Beden terbiyesi Umum müdürlümü Dağcılık federasyonundan:
1 — Uludağ'da mart ayında yapılacak Uludağ kupası kayak müsabakaları programı aşağıda yazılıdır:
A — 9 mart 945 te saat 21 de Ulu-daftda Kayak evinde iıakem ve müsabıkların Iştirakile toplantı yapılacak ve bu toplantıda and İçme mera-çimhıl müteakip kur'a çekilecektir. Toplantıya gelmlyenler müsabakalara girme hakkını kaybederler.
B — 10 mart 945 saat 11 de 18 kilometre mukavemet.
C — 11 mart 945 saat 11 de iniş.
D — 12 mart 945 saat 11 de kapalı iniş.
E — 13 mart 945 saat 15 te 40 kilometre bayrak yarışı.
taj mevzuu yapmak ahlâk icaplarına yakışmıyacağını takdir ediyorum. Fakat, anlatacağım hâdise, sık sık mahkeme salonlarını, gazete sütunlarını işgal eden içtimai yaralardan biri olduğu için, dinlediklerimi sütunuma nakletmekten kendimi alamadım. Her hangi bir şahsın hüviyetini de teşhir etmediğime göre, şu hareketim bir günah sayılamaz sanırım.
Bahsimize gelelim, Genç bayan derin derin nefes alarak anlatıyor:
— Günahımın cezasına razıyım. Ölümden zerrece korkum matlıklar» için çok güç blr dun m l a- vok, Fakat, ölmedsn evvel bir de (11 nîrnnkt.'irhr "Pn orıı/to r.ırn'.A nin. ......
Kadıköyden Karacaah-met mezarlığına yol yapılacak Kariıkövünd.cn Karaeaahmet ıre-zarlifina getirilen cenazalcr. mezar-1 lığın îbrahimağa tarafında yol bula-
sil olmaktadır. Bu arada cenaze otomobilleri de ta uzakta durduklarından tabut mezarlığa kadar el üzerinde taşınmaktadır. Bunvn da me ateşi hayli uzundur. Kadıknylüler. bu yüzden öted enberi şikâyet cdlyorlar
Belediye K^d'kcvünden geie?ek nazelcr için mezarlığa doğru blr yaptırmağa karar vermiştir.
ce-yol
VEFAT
Bulgaristanda kalan tramvay malzeme**
Almanya ile nıiinasebat kesilmezden eyyel ısmarlamış olduğumuz tramvay malzemesinin bir kısmı Bulgaristanda kalmıştı. Tramvay İdaresi, bugünlerde Bulgaristan'a'5 bir memur göndererek Almanya’dan gelip Bulgaristan'da kalen rayların bir an evvel İstanbul'a şevkini temin edecektir.
Necîb Sahin’in ölümünün 40 inci günü
Galatasarayin eski sporcularından Necip ' şahin Ersü'nün ölümünün 40 iner gününe rastlıyan martın onuncu cumartesi günü öğle namazını mütâaklp Teşvikiye camisinde mevlûdü nebevi okutulacaktır. Kendisin! tanıyanların ve sporcuların teşrifleri rica olunur.
İstanbul Telefon başmüdürlüğü ayniyat muhasibi Osman Duran, aynı İdare abone hesaplar servisi memurlarından Şadiye Duran, Deniz yüzbaşını Necati Asm pederleri İstanbul Tramvay İdaresi Aksaray atelyesl İşçilerinden Dayı namile marul sUleyman dukan 8/3/1945 sah saat 19 da vazifesine •^derken ufak bir rahatsızlığı müte-> rahmeti rahmana kavuşmuştur. vM.ıaze namazı 7/3/1945 çarşamba
‘ 'J . . ________________
1 Alemdar, Kunakapı. Beyazıt. Kiıçiik-I pazar nahiyeleri İdare heyetlerinin • j lştirâklle Dlvanyolunds kaza mei’ke-
gider
Sdp
Öena___________ ,______________,_____
iunü Feriköy camiinde İkindi vakti( kılınacak ve Feriköy kabristanına defnolunacaktır.
Kendisini sevenlerin bu sorı vazl-L-_________ ıw.,
fede bulunmaları ve çelenk «önderli- 2inda 8/3/915 perşembe günü akşam "»emesi rica olunur. | eaat g430 da yapılacaktır.
★ Çocuk Esirgeme Kurumu Eminönü kazası yıllık toplantısı Eminönü.
facık, evet yalnız bir defacık yüzünü gösterseler bana.
Boğazında düğümlenen hıçkırıklarla sesi kısılıyor, göğsü kabarıyor, bir ümit ışığı bekler gibi gözlerini tozlu pencerelere dikiyor, derileri büzülmüş renksiz dudakları titriyor. O nemli gözler, tadılmış, fakat kanıksanamamış bir zevkin ihtiras!arlle kıvılcım-lanırken, pörsük dudaklar ağır bir pişmanlığın acı tebessümiyle bükülüyor. Ürperiyor, yutkunuyor ve tekrar anlatmağa başlıyor:
— Çok istiyorum. Bir decacık görebilsem. Göstermezler mi acaba?
— Hâlâ o haydudu görmek mİ istiyorsun? Ben sana...
— Hayır.. Onu değil. Onu da. Şey., hayır, hayır. Onu değil, Yavrumu, yavrucuğumu görebilsem. Yavrumu görsem elverir. Onu görürsem, ötekini de görmüş gibi olacağım. Ondan sonra her cezaya razıyım, îpimi kendim..
— Bak, hâlâ o kaatllde gözün var. Vaktile; «Kızım! Bu oğlan seni mesut edemez. Ayağını denk al. Sonra pişman olursun. Anacığını da üzme. Sen o oğlanla mesut olamazsın. Onlar havaî fişeklerdir. Parlarlar, sönerler. Onu bırak da kendine bir saadet ara» diye sana az mı nasihat ettim. Abla sözü dinlemedin. Ananı bırakın savuştun. En sonunda o haydut da seni bu hale getirip
Öteki tamamladı:
— Piç...
— Sus diyorum.. Piç deme.. O bir aşk mahsulü.. Hâlâ beni kavuran aşk...
— Şimdi bu lâfları bırak da beni dinle! Hâkimin karşısında ne söyleyeceksin?.,
— Ben mi?.. Her şeyi söyiiyece-ğim, «Bu çocuk başımıza dert olacak. Bunu blr yere bırakalım. Oradan alırlar, bakarlar, büyütürler. Sonra yine çocuğumuzu ahrız» diye türlü diller döktü. Kandım. Gece yarısı yavrumu o kucakladı. Beraber mezarlığın kenarına kadar gittik, Ah. o ne karanlık gece idi. Çacuğu ağacın altına bıraktık. «Ben şuradan bir taş getireyim de çocuğun baş ucuna koyalım ki sabahleyin görsünler» dedi, ayrıldı. Bir daha da dönmedi. Yavrumu kucakladım. Öptüm, kokladım, çok bekledim. Havdut bir daha dönmedi. Ben de korkmağa başladım. Yavrumu, aşkımın mahsulünü bırakıp...
Boğuk hıçkırıklarla sesi yine kesîld’. Öteki kaşlarını çatarak genç kadının omuzundan tuttu:
— Bos yere ağlayıp da kendini büsbütün helak etme- ~ oldu. Akimı başına al. hâkime de böylece anlat. O alçak havdut da cezasını çeksin.
M?hkeme açıldı, mübaşir işaret etti. Gene kadın gözlerini uyuşturarak kalktı, sendeleyerek mahkeme kapısına doğru ilerlerken hâlâ söyleniyordu:
— Anlatacağım. Hepsini anlatacağım. Cezama razıyım. Fakat, bir defacık yavrumu gösterseler. Onu bir defacık görpbilsem. babasının cezasını da ben çekerim.
Etrafımıza toplanan kalabalığı o zaman farkedebildim. Genç kadının ardı sıra mahkeme salonuna girerken homurdanıyorlar:
— Her şevi yanmış'yakıştırmış, simdi de volandan numara yanıyor, Böylelerini kör testere ile en-se^r-den kesmell.
Ey tavuğunu avlamağa hazırlanan delikanlılar da yılışarak kalabalığa karışıp mahkemeye girdileı.
Olanlar bunları
Ce. Re.
Üniversitede spor faaliyeti
Üniversite ve yüksek okulları arasında. tertlbedllen voleybol, basketbol maçlarının birinci devreleri sona ermiş ve her lkl kümenin birinci ve İkincileri anlaşılmıştır.
Önümüzdeki haftanın cumartesi gününden İtibaren Kadıköy Halke-vlnde her iki kümenin birinci ve İkincileri kendi aralarında yapacakları (dörtler ltğl) karşılaşmalarında İstanbul üniversitesi ve yüksek okullar şampiyonu anlaşılacaktır, Bilâhare bu takımlar Anknraya giderek orada yapacakları müsabakalarla Türkiye yüksek okullar ve üniversite şampiyonluğu İçin karşılaşacaklardır.
KÜÇÜK HABERLER
ir Dün Öğleden sonra belediye reis muavini B. LÛtfl Aksoy’un başkanlığında bahçe, park va yeşil sahalar ilgilileri Lir toplantı yapmışlardır. Geç vakte kadar devam öden toplantıda başlamış bulunan ilkbahar mevsiminde şehrin yeşilliğine alt çalışmalar üzerinde konuşulmuştur.
* Bir müddet evvel belediyece hazırlanıp Hân edilen hamallar tarifesindeki bazı kısımların tatbik edilmesinde görülen zorlukların giderilmesi hususunda hamallar cemiyeti belediyeye müracaat etmiştir.
Çifçiye bu iş için kredi açılacak
İskenderun (Akşam r = Ziraat j bankası, zirai gelişmeleri sağlamak ve köylüyü sıkışık durumda bırakmamak lçiıı geniş ölçüde yardımlarına devam etmektedir.
Her sene İskenderun köylülerine Ziraat bankası-i nin yardım miktarı (3öû) bin liraya yakındır. Köylü Ziraat bankasından gördüğü yardımdan büyük memnunluk göstermektedir. İskenderun Ziraat bankasının genç müdürü B. Osman Erer, köylü ile bankanın sıkı münâsebetlerini takdire değer blr idarecilikle tanzim ediyor.
Turfanda sebzecili^ ve meyvacıhk-la çok üstün bir zenginliği ve mevkii olan Hatay bölgesinde pamuk zlraa-tine doğru da radikal adımlar atıldığı göze çarpmaktadır Bu aaımlar, Hatay da ikinci blr Çukurovaııın doğmasını saglıyac aktır.
Bay uOs'man Erer» den bu mevzu dahilinde edindiğim malûmata göre bu yıl Bakanlıkça Akala varyetesinin (çeşidinin) teşmil edileceği Hatay 111 İçinde pamuk ekiminin gelişmesi İçin tohumluk edinmekte zorluk çeken çlfçilere. yalnız bu İş İçin, bir çevirme kredisine lüzum gösterilmiştir.
Reyhanlı, Kmıkhan ve İlce merkezi çlfcllerlnln Akala pamuğu tohumuna olan ihtiyaçları miktarının (-19720) kilo bulunduğu anlaşılmıştır. Bu ihtiyacı., Reyhanlı Devlet Ziraat çitliğinin elde ettiği (35ı ton Akala pamuğu çiğidi karşılayamadığından Seyhan pamuk üretme çiniğlnden de tohum celbettirîlecektir.
İl bölgesi clfcilerlnde pamuk yetiştirmeğe karşı büyük blr İstek ve alâka görülmektedir. Geçen seneye nazaran bu yıl daha çok mikyasta pamuk yetiştiren müstahsillerin adedini ve ekilecek sahayı çoğaltmak mak-sadlle peşin para İle tohumluk ula-mıyan çlfçilere müteselsil kefaletle bir çevirme kredisinin açılmasının pamuk ziraafnin İnkişafında büyük roîii olacoklîr.
İskenderun da. Ziraat bankası umum müdürlüğü 35x 35 ebadında bir arsa üzerinde modern blr banka binası yaptırmaya ve bu binanın Ziraat hnnka-ı m-murları İçin lojmanları da İhtiva etmesine karar vermiştir. Muvafık bir arsanın aranılmasına başlanılmıştır.
İskenderun Ztraul bankası müdiirii B. Osman Erer
«Tanımadığımız meşhurlara adındaki yazı serisinde, bir hâdise hakkında araştırmalar yapmak için 50 - 60 sene evvelki gazeteleri de karıştırmak lâzım geldi. Bu arada epeyce eğlenceli ve meraklı havadislerle, yazılarla karşılaştık. Meselâ şu satırları not ederken .«Tercümanı Hakikatli gazetesinin koleksiyonları önümüzde duruyor. Bu gazetenin 14 kânunusani 1893 tarihlî nüshasında «Dünyanın en masraflı mahlûku» mevzulu bir tetkik yazısı vardır. Buna göre 1893 yılında dünyanın en masraflı mahlûku fil’dir. Ve gazete hayretler içinde ilâve ediyor: Bir fil günde tamam 86 frank yermiş!.,
Şimdi bu parayı, çocuklar bile, gayet kolaylıkla yiyebildikleri, için biz. bugünün insanları ffe olduk dernek... Hattâ İyi bir ys“ mek için bıı para bir tek sofraya— bile yetişmiyeceğine nazaran b«'1 pimiz — benzetmede hata maz — ekstra ekstra fil sayılabiliriz. Masraf bakımından insang lar fil olursa, filler ne hale geldCs acaba? P
Bir de aynı gazetenin 4 kânuO ıııısani 1893 tarihli nüshasın^ bakalım. Kış şiddetli olmuş \‘(D bermutat kömürcüler yine ilıti£) kâr yapmışlar: «Kömürün yi»— kıyei atikasınm kırk beş kuruştan^ ziyade ademi füruhtu» evvelcıO kararlaştırılmış olduğu için gırQ zete Şehremini devletlû Kıtlvarfl) paşanın nazarı dikkatini çekiyuftî
16 kânunusani .1893 lar nüshasında ise şu satırlar varfr ■‘İnsafsızlık ve fırsatculuk husıbJ satında kömürcülerden geri kal-rnıyan arabacılar da bermucibi tarife 5 kuruş istifasına mecbur oldukları mahallere isal için 10 kuruş talep» ediyorlarmış!..
Demek elli, elli beş sene evvelki kışlar da bugünkülerin aynı imiş!.. İhtikârın ne geniş, ne uzun bir mazisi var. Gazete havadislerinin en asîli. en eskisi o.. Sonradan türeme havadislere nazaran ne kadar kıdemli ve demirbaş!..
Yine aynı gazetede bugünkülerde görülmeyen garip bir ölüm havadisinin son kısmını okuyalım:
«Ali Galip efendi bir mahtan beri hizmetçi sıfatile hanesinde bulunmakta olan Nazıma namın-da dul hatuna kesbî alâka etmiş ve tazyiki sevdaya dayanamiya-rak biçare geçen çarşamba guııü irtihali darıbeka eylemiştir,»
Havadisin yazılışında mı bir çapraşıklık var?.. Yoksa eskiden «tazyiki sevda» diye bir hastalık mı vardı?, bilmiyorum. Her halde şimdi «sevdanın tazyikine da-yanamıyarak» ölen kimselere dair havadisler görmüyoruz.
Şimdi gazetelerdeki âşıklar elindeki tabanca ile koşarken yere düşüyorlar, tabanca patlıyor. Hikmeti Hiida kurşun düz gideceği yerde bir kavis çizerek dönüyor vc bedbaht, akılsız âşıkın şakağına girerek kendisinin ölümüne sebep oluyor
Bu «tazyiki sevda» dan Ölüm de her haide bu garip kazanın cinsındendir. Bizim gene gazeteci arkadaşlar da daima âşıkların başına gelen bu acayip kazalar için hayallerini yoracakları, onları kaçarken yere düşürüp tabancalarını patlatacakları vc kur-sununu diiz göndermeyip geri geri çevirerek âşıkın şakağına raslatacaklan veya âşıkları hıçak elde koştururken yuvarlanıp ken-di kendilerini .7 yerinden yaralatacaklar yerde eski gazeteci ağabeyleri gibi «tazyiki sevdadan öklü» deseler ya.. Cok daha kes-I (irme usul zannederim.
Hikmet Feridun Es
’l
I
Bakkallara zeytinyağı dağıtılmasına devam ediliyor
Vilâyetin hazırladığı liste ve sıra gereğince dün de perakendeci bakkallara zeytinyağı dağıtılmasına devam olunmuştur. Dün Beyoğlu semtindeki bakall ati a İstihlâk köpe Tatillerine yağ verilmiştir. Tevziat vilâyetin elinde bulunan 35 ton zeytinyağından yapılmıştır.
Perakende Zeytinyağı satmak üzere İzin verilen 256 bakkaldan gayri diğer bakkalların gizlice zeytinyağı satmalarını önlemek üzere vilâyet tertibat almıştır.
Satışa çıkarılan ithal malları
Gal. Horhlş handa Sünger Dikiş makinesi kumpanyasına dikiş makinesi ve akşamı, Sirkeci Hamidlye cad. No. 47 de Jül oğlu Marsele gramofon İğnesi. Gttl. Aslan handa Çevat Sağır-oğluna buz dolabı. İst. Vltal handa Horasan ve Mahdumuna ağaç kalem j sapı, resim fırçası, trlliny, cam yedek: hokka ve selllloit minkale, Gııl. Aslan | handa Süleyman Teomana diş fırçası, İst. Altıparmak handa Yuda R. Bayara soğuk tutkal, İst. Emin bey handa Yako Yalcvlye anilin boya, İst. Ankara cad No. 88 de Arif Neşet Usmana guarona tozu, İst. Aşlrcfcndl cad. Emek Ecza deposuna fonnanol, sodyum nuklelnat, ploknrpln nitrat, asit lâktlk, pero pelesengi, tolü pelesenk! ve fcnll semi karboslt.
Vali Haseki hastanesini ziyaret etti
Vali Ve Belediye reisi doktor B. Lûtfl Kirdar Haseki hastanesini ziyaret etmiştir. Vali klinikleri dolaşarak hastane hakkında başhekimden İzahat almıştır, Hastanedeki çocuk pa-vlyonunun cerrahî kısmın karşısına alınması düşünülmektedir.
Maarif yar direktörü vefat etti
Bir damar kanaması yüzünden evvelki gün hastaneye kaldırılan şehrimiz maarif müdürlüğü yar dt-rektörü B. Faik Öz vefat etmiştir. Çalışkanlığı ve ahlâkının mükemmeliyeti ile muhitinde btlyük blr saygı ve sevgi yaratmış bulunan bay Faik Öz'iln cenaze namazı bugün saat 13.30 da Bayezlt camisinde kılınacaktır. Kederli ailesine ve dostlarına baş sağlığı dileriz.
Millî korunma mahkemesine verilenler
Sahte fatura ile ylinlü kuma*. Amerikan be2İ ve basma satmaktan lkl tüccar, laturasız bakır kazan satmaktan bir bakırcı, usulsüz fatura İle manifatura eşyası satmaktan diğer bir tüccar, fâhlş flatle kına satmaktan bir satıcı, ve otomobil malzeme-slle elektrik pil ve ampulünü satmaktan imtina eden, lkl kişi millî koruo-ma mahkemesine verilmişlerdir.
Sahi fe 4
AKŞAM
7 Mart 1945
KARAR ZAMANI
İLİM KÖŞESİ
r
BİRİNCİ KISIM DÖRDÜNCÜ BAHİS
Müdafaadan tecavüze
Yazan: SUMNER W£LLS Hariciye Müsteşarı
48
Yağan: Dr, Akil Muhtar özden
Afrika'yı istilâ plânı nasıl hazırlandı ? Amerika de Gaulleü niçin tanımadı ?
Aynı zamanda, Fetaln İdaresindeki Fransız makamlarına yapılan hücumun artık Fransanın bütün Amerikan teveccühünü kaybettiğinden ve bu sebeple Almanya ile İşbirliği yapmaktan başka çaTe kalmadığına Vlclıy’yl inandırmak hususunda Alman başkumandanlığının faaliyetini kolaylaştırdığını izah etmek de imkânsızdı.
St. Plerre ve Mlqutlon hâdisesinin en zararlı safhası. Amerikan hükümetinin Vlchy İle münasebetlerini gerginleştirmesi ve şimal Afrikadakl siyasetini tatbik mevkiine koymasını güçleştirmesi olmuştu. Fakat şimal Afrikayı İstilâ hususundaki İngiliz -Amerikan plânını tatbik edebilmek için bu İki siyasetten de vaz geçmemek İcabedl yordu.
Afrika T’ istilâ plânı nasıl hazırlandı?
Şimali Afrikayı istilâ fikri, ve bu hususta verilen kararın şerefi R-joSC-ve't'e aittir. Daha 1Ö42 yılının ilk ay-İP’-ında, Almanya ve İtalyanın yenlini-.e: 1 çabuklaştırmak için Amerikanın yapabileceği yardımın fayda ve zararlarını tetkik eden Roosevelt. İstenilen neticeye varmanın en emin yolu olarak Afrlkanın istilâsını bulmuştu. Bu karara vardıktan sonra, k-ra ve deniz askeri şefleri ve İngiltere hükümetinin salahiyetli müte-hassıslarile birçok konferanslar yaparak bu kararın leh ve aleyhinde münakaşalarda bulundu Bit teşebbüste Fransanın iş birliğini temin eden safhanın hazır! ıö mı da, Amerikan dış servisinden verilen bir avuç yardımcı İle amiral Murphy tamamladı. Onların bu hazırlığı, deniz ve kara kuvvetlerinin lştiraklie yapılan bu en güç teşebbüsün muvaffakiyetle başarılmasını temin etti Bu işin azameti, münakale meselelerinin büyüklüğü, plânın hazırlanmasına İştirak edenlerin çokluğu ve bu işte gizliliğin âzami derecede muhafazası göz önünde tutulursa, bu teşebbüsün her bakımdan fevkalâde İyi İdare edildiğine hükmedilebilir Elde edilen baranda. Almanyanın bu hazırlık devresinden hiç haber alamaması, her halde mühim fi.mll olmuştu.
Şimali Afrikâda gizil hazırlık yapan bir avuç Amerikalının hizmeti belki de veter derecede bilinmemektedir. Bunlar birkaç kahraman Fransız zabitinin yardımlle çıkarma kuvvetlerinin karaya çıkışın) hazırlamışlardır. General Giraud'nun bir denizal-tısı İle Prangadan kaçmasını temin edenler de bunlar olmuştu. Bazı Fransız şeflerlle yapılan cesaret kırıcı ve can sıkıcı müzakerelerden sonra Şimali Afrikadakl Fransız kuvvetlerinin başına getirilebilecek ve Amerika orduları şimali Afrlkaya çıktığı zaman onlarla beraber Fransız ordularını harbe götürebilecek adamın general Glraud olabileceği kararlaştı.
Burada da, de Gaulle’ün şiddetli taraftarları. Amerikan askerleri Cezayir ve Fas'a çıktıktan sonra cereyan eden hâdiseleri yanlış tefsir etmişlerdi.
Amerika de Gaulle’ü niçin tanımadı?
İki noktanın belirtilmesi lâzımdır. Amerika genelkurmayı, bütün siyasi meselelerin askeri hareketlerin muvaffakiyeti bakımından tetkik edilmesi lüzumunda ısrar ediyordu. Bu itibarla esas gayemiz şimali Afrikadakl Fransız kara ve deniz kuvvet ve tesislerinin mukavemetini asgari hadde İndirmek olacaktı. Bu makul ve mantıki kararı tatbik için, temasta bulunduğumuz Fransız makamlarına kumanda edecekleri kuvvetlerin itaat edeceklerine emin olmaklığımız lâzımdı Şimalî Afrikadakl Fransız ordusu subaylarlle, Fransız donanması erkânı istisnasız mareşal Petaln’e sadakat yemini vermişlerdi. O sırada bu kumandanların general de Gaulle ile temasları mümkün olmadığı gibi, bir takım ideolojik veya maddi sebeplerden dolayı bu kuvvetler de Gaulle’e düşmandılar. Eğer şimalî Afrikaya asker çıkarıp orada bulunan Fransız k3ra ve deniz kuvvetlerinden de Gaulle’ün emrine İtaat etmelerini istemiş olsaydık, Amerikan çıkartma hareketi müşterek Fransız mukavc-metile karşılaşacaktı. Öyle bLr zamanda Kazablanka İle Akdenlzdekl Oran limanları arasında bulunan demiryolu münakalâtının uzunca bir müddet bozulması, İlk İstilâ kuvvetleri:! tehlikeye düşürebilirdi. Bu takdirde Fransada bulunan Alanın İşgal kuvvetleri, galip bir İhtimale göre. Marsilya veya İspanya üzerinden Şimali Afrikaya geçecekti. Reis Roose-velt'ln dediği gibi, bu hükümetin l'J42 sonbaharında taklbettiğl şimali Afrika siyaseti, bir zaruretin neticesi y dİ.
O sırada general Weygand, Caıı nes şehrinde tamamen münzevi bir hayat yaşıyordu, tyice güvendiği üç dört Fransız zabitinden maada hiç kimse ile temas etmiyordu. Bu zabitlerden birisi vtuntastyle general Gl-raud'ya şimali Afrlkanın İstilâsı plânına iştlrâk etmek üzere oraya gitmesini rica etti.
Amiral Darlan’m durumu İstilâdan evvelki 0c hafta içinde,
amiral Darlan, «her hangi bir İstilâ ihtimali» ne karşı Fransanın işgal edilmemiş olan kısımlarının müdafaasını temin İçin Fransız ordusu zabitlerinin tâyini İşini üzerine almıştı. O vakit amiral Darlan’m, Marsllyâ-dan İtalyan sahillerine kadar uzanan bölgenin kumndanlığma general Lattre de Tasslgny’yi tâyin etmesi mânâsız değildi. Çünkü bu generalin açıktan açığa Amerikan taraftarı olduğu herkesçe biliniyordu.
Amiral Darlan’m yakın iş arkadaşları arasında Müttefik taraftan olanlar çoktu. Amerikan İstilâsına yardım İçin bazı Fransız subaylarının hazırladıkları gizil plandan hiç şüphesiz amiral Darlan haberdar edilmişti.
İstilâdan evvelki birkaç gün içinde Almanların bir şeyler hazırlan makta olduğunu sezmiş olduklarına şüphe yoktu. Neteldm Fransız gizli servisine mensup olup da bizimle İş birliği ya- | pan gizil ajanların Tadyo makineleri radyo müdahalelerile İşlemez hale getirilmiş, ve general Glraud'yu Cenubi Fransız limanlarından birinden denizaltı İle kaçırmak İçin yapılan hazırlık tatbik edilememişti.
Şimali Afrikadakl Fransız orduları nezdlnde mevki ve İtibarı fazla olan general Jiraud’nuıı bile İlk zamanlarda verdiği emirleri İnfaz edemediği anlaşıldı. Jlraud Cezayire varınca, general Etsenhower'e, otoritesine İtaat teminine muvaffak olamıyacağını bildirmişti, işte bu sebeple ve bize yardım etmek isteğini gösteren ve bunu yapabilecek bir mevkide bulunan amiral Darlan'a dönmeğe mecbur olduk Vlchy hükümeti. Darlan'ı hâlâ Fransaya tabi bulunan Fransız kara ve deniz kuvvetlerinin yüksek kumandanlığına tâyin etmişti. Darlan. Dakar'a kadar uzanan bir teftiş seyahatinden sonra hasta oğlunu görmek üzere Cezayire dönmüştü. O da. general Weygand gibi. Amerikanın 1 harbe girmesinin Almatıyanm zafe- j rini imkânsız bir hale getirdiğine kanmış, ve nihayet Fransrnın ancak Amerikan yordımlyle kurtulabileceğine karar vermişti. Bu sebeple, kumandası altında bulunan kuvvetlerle mukavemet değil. İşgal kuvvetlerine yardım etmek İsteğinde idi General Jlraud da, maruz kaldığı ümitsiz buhrandan sonra general Elsenho-wer'e Darlan’m hizmetinden istifade edilmesini tavsiye etmişti Fransız ordularının bize ayrdım İçin İtaat edecekleri başka bir Fransız makamı yoktu. Kaybedilecek bir dakika bile olmadığı, ve bütün teşebbüsün ftkı-bett bahis mevzuu olduğu o sırada, bundan başka bir karar alınabilir miydi?
Darlan Vlchy hükümetinin kabul edllemlyecek birçok fenalıklarına karışmış ve İlk zamanlarda Almanya -nın emirlerini yerine getirmişti. Fakat bunu şu pratik vakıa ile karıştır-mamalıdır. O vakit Amerikan kuvvetlerini büyük bir tehlikeden kurtarmak bahis mevzuu idi Fransız kuvvetlerine bizimle İş birliği yapmaları İçin emir vermek lâzımdı. Şimali Afrlkada o vakit bu emri verip infaz edebilecek amiral Darlandan başka makam yoktu.
Kı sn bir müddet sonra Darlan’m öldürülmesi, bu münakaşa mevzuunu da ortadan kaldırdı. Ondan sonra geçen aylar içinde Fransada ve Fransız Afrİkasındaki siyasi ve askeri şartlar, birçok güçlüklerden sonra esaslı bir İyiliğe doğru inkişaf etti. Bugün şimali Afrlkada siyasî sahada bütün kontrol, general de Gaulle'ün idaresinde bulunan Fransız millî kurtuluş komitesine geçmiş bulunuyor. Bu değişikliğin ne kadar devamlı olacağını yalnız zaman gösterecektir. Fakat Amerika, çıkartma esnasında plânlarını askeri ve bahri strateji zaruretlerinden ziyade ideolojiye dayanmış oLsaydı, Almanyanın yenilmesinde bir dönüm noktası teşkil eden şimali Afrika teşebbüsü muvaffak olabilecek miydi?
Fransız milletine karşı taklbettiği-mlz siyasetin makul olup olmaması şu suale verilecek cevaba bağlıdır: Amerika Fransız milletine harbden sonra istedikleri hükümeti seçmekte serbest olacaklarını temin ettikten sonra, Fransız milletinin menfaati, Amerikanın bütün kuvvetini Alman-yanın mağlûbiyetini çabuklatmağa hasretmesinde midir, yoksa siyasi mülâhazalara ehemmiyet vererek onlara bu hürriyeti verecek olan lüferi bilerek tehlikeye düşürmesinde midir?
Bugün nebatların ve hayvani arın İs imlendirilmelerinde kullanılan, İki adlı sistemi kuran Llnnğ’dir, Bu İlim adamının yetişmesi birçok bakımdan önemlidir.
Babası bir protestan pastörü İdi. Charles LlnnÇ 1707 de İsveçte. Roes-hult adlı bir kasabada dünyaya gelmiştir. Babasında bahçe ve nebatat merakı varmış. Çocuk da küçük yaştan İtibaren bunlara ligi gösterirmiş. Aile zengin olmadığı halde baba evlâdına iyi bir tahsil yaptırmak istemiş. ve fedakârlık ederek onu koleje vermiş. Linnö bu mektepte fena bir talebedir. Nebatlara saplanan zekâsı, onda Lâtin ve Yunan kl&stklerl için hiç bir bağlılık hasıl etmiyor. O bulabildiği bütün boş vakitlerini etraftan nebat toplamağa ve onları incelemeye hasrediyor. Mektebin direktörü bu gencin adam olamayacağına kanaat getiriyor Talebesinin sevdiği bir kolda gösterdiği ciddi kabiliyeti anlıyamıyor Bir gün onu mektepten çıkarıyor ve babasına şöyle bir mektup yazıyor: (Çocuğunuzu bir fidanlığın bazı ağaçlarına teşbih etmek mümkündür Bunlara ne kadar iyi bakılsa yine vahşî kalırlar Eğer onlar başka bir toprağa dikilirse o zaman tabiatlerl değişir. iyi meyva vermeye başlar. Ben çocuğunuzu bu ümit ile size gön-“............................... hava
İsveçte de hüküm sürdüğü anlaşılan 01 kıskançlıkları uyandırıyor. Llnnö w kendi yurdunu terketmrk zorunda, kalıyor Hollandaya gidiyor. Borhav İle tanışıyor. En ziyade Hartcamp’da kalıyor. Orada CUffort İsminde zen-gtn bir amatörün çok lyl bir nebatat * bahçesi varmış, bunun direktörü gibi ( _
1 2 3 4 S » ? g H io
İkizler
Ç £ K. tst.mbu merkezinden I.-tanb>ı| vll-veti d ı.lı ı»de 27 9'!.'44 ten Bugüne kadar ge-en 5 av zariında ’klz çocuk doğurup di Kurumum a müracaat edenlerin adedi 3' dlr. Kendilerine süt ve gi.lm yardımı yapılmış ve 205 fakir anneye de doğum vakalarıma kundak yardımı yapılmıştır
(Arkası var)
deriyorum. Belki başka bir kendisine daha elverişli olur 1
Mektebin direktörü bu hususta o kadar ümitli değildi Bunun için de Llnnâ’yl mektepten çıkarıyordu. Bu hareket gencin İstikbaline çok lyl bir tesir yapmıştır. Babası doğru lâkin sert bir adamdı. Çocuğun mektepte muvaffakiyet gösterememiş olmasına çok hiddetlendi, onu cezalandırmak için bir kunduracının yanma çırak verdi. Zavallı genç İster İstemez eski kunduraları yamalamağa başladı. Lâkin Llnnğ bu ıstıraplı durumdan, pazar günleri ormanlara koşarak nebatlar toplamak suretlle kendini teselli ediyordu. Bir gün Llnnğ böyle birçok nebat toplamış, yolun kenarındaki bir hendeğin kıyısına oturmuş, elindeki lupla çiçekleri dikkatle incelemekte iken oradan, ciddî yüzlü, merhametli kalbll bir zat olan Dr. Rothmann geçiyor Bu genç bo-tanlste merak edlvor. Yanına giderek ne yaptığını soruyor. Linnâ elindeki nebatlara dair o kadar ateşli ve kıymetli sözler söylüyor ki doktor ta-mamlle hayran oluyor. Babasının kim olduğunu soruyor ve kendinin kunduracı çırağı olduğunu öğreniyor. Gençle beraber Pastörün yanma gidiyor. Babasına oğlunu kendine teslim etmesini ve onu Lund üniversitesine talebe olacak surette hazırlı-yacağını söylüyor. Baba bunu büyük bir memnuniyette kabul ediyor. Lİnne kunduracılıktan kurtulduğuna sevinerek hâmlstnin şehirdeki evine gidiyor. Birkaç sene doktorun evinde kalıyor. Üniversiteye girmek için elzem bilgileri elde ediyor.
Dr. Rothmann onu Lund üniversitesine gönderdiği gibi, dostu olan hem hekim ve hem tabiî ilimler mütehassısı Dr. Stroboes'e tavsiye ediyor. Bu zat LinnĞ’ye kendi kütüphanesinden İstifade etmek iznini verl-yor. Llnnâ tıp fakültesine devam ediyor. Tahsiline halel gelmesin diye gündüzlerini üniversiteye veriyor, gecelerini de kütüphanede okumakla geçiriyor. Bu fazla çalışmak onu hasta düşürüyor. Babasının evine geliyor. İyi olduktan sonra hâmisi ona Upsal üniversitesine gitmesini tavsiye ediyor. Yola çıkarken ailesi ona zorla 300 ekü bulup verebiliyor. Lâkin bunun son bir fedakârlık olduğunu da söylüyorlar. Llnnfi Upsal Tıp fakültesine giriyor, çalışıyor Bir müddet sonra parası bitiyor, büyük bir sefalet İçinde kalıyor, ne babasına ne de hâmlslne halinden bahsetmeye. İzzeti nefsi mâni oluyor. Eğer İyi talihi önüne bir teolojlen olan Olaus C d sİ us ismindeki İlim adamını çıkarmamış olsa İdi açlıktan ölecek bir vaziyette kalmıştı. Bu zat o esnada Incil'de İsimleri geçen nebatları sınıflara ayırmakla meşguldü. Linnfi bu hususta kendisine en faydalı bir surette yardım edebilecek şahsiyetti. Onu kendi evine aldı.
Lirini? bu çalışması esnasında İlk defa kendi sınıflama sistemini düşünmüş, ve üzerine bir risale yazmıştı. Onu hocası botanik âlimi Rudbeck’e gösterdi. Bu hakiki bilgin daha 25 yaşında olan genç meslektaşını sevgi ile karşılıyor ve onu tuttuğu yolda yürümeye teşvik ediyor. Llnnö’nln eseri çok dikkati çekiyor. Upsal ilimler akademisi onu Lapon-ya'ya nebatların tetkiki İçin gönderiyor. Az zamanda LlnnÖ’nln gösterdiği büyük muvaffakiyet o devirde
çali'iyor. LlnnÇ en mühim eserlerin! burada yazmıştır. Sonra Londraya ve Parlse gidiyor. Jussleu İle tanışıyor Nihayet tekrar yurduna dönüyor. İsveç kıralı onu kendine hususi hekim tâyin ediyor, Stokholm Akademisine başkan Intlh»bulunuyor. Sonra Upsal üniversitesine botanik profesörü tâyin olunuyor Parlak İlmi hayatını burada ikmal edlvor. 1778 de 71 yaşında oldu*u halde orada çalışarak ölüvor.
Georges Cuvier (Jorj Küvie)
Mukavesell anatomi’yî yaratan bu zattır Havarinin Hk kısmı çok basit geçmiştir. Babası 1718 da evden kaçmış ve bir İsviçre alayına nefer yazılmıştı, Bu meslekte kabiliyet ve cesaret eöstermls ve zabit olmuştu. 55 yaşında İken gene bir kadınla evleniyor. Georges dünyaya geliyor. Ailenin az olan serveti çok dayanmıyor, bitiyor. Lâkin akıllı ana çocuğunun öğrenmesi İçin çok çalışıyor Kendisi Lâtince bilmediği halde, her ders gibi bunu da oğlu İle beraber tekrar ediyor. Onu çalıştırıyor. Besime tahtı İlimlere merak etmesini temin ediyor. Lâkin çocuğu tabii İlimlere bavlıyan en mühim şey ak-rabfsmdan birinin kütüphanesin d “ buldııS’i kit.ao1ard>r. Hayvanlara dair pek çok şeyler okuvor, Kitapta bul-du*ıı havran resimlerini kopya edlvor ve kitaptaki tariflere göre renklendiriyor. Ailenin parası hemen hiç «uı»«auu» uuıun«uuvı-
kalmıvor. Tahsile nasıl devam ede-1 mıaı paylaşmış olan dostlarımıza;
Soldan sağu ve -ukarıoan aşağı.
1 — çamaşır yıfc.nan yer.
3 — Şurubu yapılan bir meyva
3 — Uygunluk.
4 — Hak gıiderlik - Bir nevi kasket.
5 — Kot - Sonuna «N» gelirse bir nervl cekettir
fi — Tersi îstanbulda bir spor meydanı.
7 — Tersi bir emirdir - Bir nevi ayakkabı.
8 — Çalgı düzenleme - Nefer.
fi - Erkek keçi - Çocuk doğurtan. W — Bir edat - Olgun hale getiren. GEÇEN BULMACAMIZIN HALLİ Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Güverte. Ak, 2 — Üniversite,
3 — Viyana. 4 — Evay, Nebat, 5 — Ren, İskara, 6 — Trasnparan. 7 — E Ekal. Me, 8 — İhbar. Nac. 8 — At. Arama, 10 — Kestaneci
Alenî teşekkür
Kıymetli maarif ç İtrimizden ŞemaüJmekâtibin binişi ve sabık dürü bay Mahmut Fahrettin refikası, Kolağası bay Mehmet kızı ve albay Salih Tenglz ile binbaşı Be iri özler’ln ablaları, tüccar Hulûs! Gök-mtnllnln ve maliye kontrol memurlarından Cemaleltin Tunc un kayınvalideleri bayan Necmlvenln ce.-.a’e merasimine gelmek telgraf ve mektup yazmak lûtfunda bulunarak acı-
bileceni güç bir muamma haline geliyor.
Tali, ve hayvan resimlerini dikkatle yapmış olması ona beklenmiyen bir yeni kapı açıyor Monfbğffard Dükası Charles de îVrırf^mburo- bir sene vali Prens Frederlk'l ziyarete geldiği zaman ona Cuvler'nln yaptığı resimleri. valinin eşi gösteriyor. Dük bun- 1 lan beğenlyoı ve çocuğu kendi hesabına Stutlf/rad’a tahsile gönderiyor Cuvipr orada bir sene felsefe yapıyor Sonra tabii İlimlere geçiyor Havva-nat kendini cok ilgilendiriyor Binlerce böcek resmi yapıyor. Hayvanların anatomllerlle meşgul oluyor. Bütün tatil zamanlarını okumakla geçiriyor. Daha 19 yaşlarında İken bilgisini pek çoğaltmıştı İmtihanları çok lyl geçiyor. Ailesinin İhtiyaçlarını önlemek arzuslle bir aileye husus! mürebbi oluyor. Caen şehrine bu aile ile gidiyor. Orada bir amatörün deniz kıyısında bir balık yeri var. Burada Cuvler birçok balıklan tetkik etmek fırsatını buluyor. Bu devirde oraya bir hastaneye başhekim olarak Tessler adlı bir rahip tâyin olunuyor Cuvler’yl tanıyor ve takdir ediyor Ondan .Tussleıı ve Geoffroy Salnt Hl-lalre'e bahsediyor. Kendi çalışmalarına alt yazıları onlara gönderiyor. Cuvler'yl Paris’e getirtiyorlar. Bir zaman pek az para veriliyor. 1793 da Mertrud’un yaıım aylığı kendine veriliyor. Museumda da bedava yatacak bir yer veriyorlar. Bununla çalışabiliyor. 1799 da Fransız kolejine hoca oluyor. 1802 de Museum'a geçiyor. Birinci Napolfon onu baron yapıyor. 1832 de koleradan ölüyor. Bu zat pek çok eserler bırakmıştır. Fosillerin ne olduklarını iyi anlıyan odur. Lfikin bütün hayatında evoltlsyon nazarl-yeslnin aleyhinde bulunmuştur. Kusursuz insan olur mu?
Tz A K
Bugün matinelerden İtibaren İçinde bulunduğumuz harp senelerini hakiki harp sahneleri fevkalâde enteresan hâdiseleri objektifine alan vegfinc şaheser. Montecomerlnin Zaferi ÇÖL ZAFERİ
Türkçe
Aşk. neşe, caz ve eğlence dolu şaheser filmi.
Birazda Beni Sev
EDMOND LOWE —
UNA MARK EL
EN SON HARP JURNALİ
Türkçe.
b.
Bugüne kadar görülen süper filmlerin en muazzamı
KARA KORSAN
TYRONE POWER
Tamamlle renkli,Baş Rollerde:
— MAURENO HARA — GEORGES SANDERS — THOMAS MİTCHEL ve binlerce figüran. Biiytlk aşk ve binbir macera şaheseri Dikkat: Loca ve numaralı koltuklar bugünden satılmaktadır.
Created by free version of 2PDF
ayn ayn cevap vermeğe teessürümz mâni olduğundan; a'enl ve samimi teşekkür 1 emiz! arzederlz.
ŞEHİR riVAİRUSLi saat 2t)_3ıı da Oram Kısmında YAYLA KARTALI Komedi tısmınca MİLYONER DAMAT Yazan: Yordan Yofkof Türkçesi: sadık Balkan Saat 14 de çocuk tiyatrosu
Yarın Matinelerden İtibaren
MARMARA SİNEMASINDA
tki büyük film, birden
7 ÇİÇEK
KETHRYN GRAYSON — VAN HEFLİN
Genç kızlığın İlâhi cazibesi, sevdanın ölmez, öldürmez hâkimliği, İhtirasın ateşli vecdi İle dolu şaheser.
FEDAİLER KERVANI
V t L L 1 A M BAYD
Fedakârlığın, vefanın ve feragatin imrendirici bir numunesi
HASRET
M ü M R NUREDDİN — OYA SENSEN
Sevgili Anadoludan yeşil yamaçlar gözlere munis ve güzel tabiatın şiirini açan bolaklar. Münir Nureddinin lâhutî nağmesi!e dolu Türkçe sözlü bir milli bedla.
O P E R A 'da
BAHAR
ŞARKISI
BETTY GEABLE —
JOHN PAYNE
Hüsnün, cazibenin rakkasın mecmuası baştan başa renkli
Kadıköy
H A L E’de
SABAH
OLMASIN
CHARLES BOYER — PAULETTE GODDARD
Saf bir gönlün en yakı e i şehri kendlşine nasıl ram ettiğini anlatBn bir sanat âblded.
TOrlhln eşini görmediği bir yiğitlik destanı
13 KAHRAMAN
Muazzam Türk Yerli filmi Milli bir şahlanmanın şahane bir âbidesi
f'
ÇEMBERLiTAŞ sinemasında
Bu giln matinelerden İtibaren îstanbıılda tik defa olarak
I - DÜŞMAN YUMRUĞU ALTINDA PARİS
(Türkçe fiözlü)
Bas Rolde: MİŞEL MORGAN — PAUL HENREİD 2 — Bu senenin en güzel müzikal filmi
ACEMİLER RESMİ GEÇİDİ
BOB CROSBY — RUTH TERftY
J
I TURAN SİNEMASINDA
Bugün mevsimin iki büyük şaheser filmi birden:
1 — DÜŞMAN YUMRUĞU ALTINDA PARİS TÜRKÇE SÖZLÜ: MICHEL MORGAN — PAUL HENTtEİD Bu Harp içinde çevrilmiş, İşgal altında Pnrisln hayatı, Büyiık harp ve casusluk filmi t — ZORA Kİ YILDIZLAR
Dünya kahkaha şampiyonları bir arada: JOE E BROWN, JUDY CANOŞA. Tki saat zevk, neşe. müzik. revü ve hiç durmadan gülme ve ■fil«nme filmidir.
1
Halka verir talkını •••
Meşhur İngiliz filozofu Bacon — İlmî metot — Ba-con’un aleyhindekiler — Onun hayatı — Rüşvet bahsi — Asalet ve halk — Çarşı pazar hatası — Bacon ve kelimeler
Sorbonne'da liseler felsefe ho- islüde ne güzel nasihatler veriri çalığı imtihanı programlannalBir kötü hükmün bin kötü mi-1932/1933 dera senesinde Ingiliz'salden daha sararU olduğunu ve filozofu Francls Bacon'un /else- çünkü kötü misallerin dereyi, halbuki kötü hükmün kaynağı zehirliyeceğlni söyler. Tepeden inme emirlere adalet memurlarının kulak asmamaları, müsavatsızlığı müsavat haline getirdikten sonra hükümlerini her taraf için müsavi bir zemin üzerinde vermek lâzım geldiğini İlâve eder. Fakat bunlardan daha mühim olarak 1624 senesinde çıkan New Atlantls adlı eserinde ada let memurlarının rüşvet almalarını »iki yerden aylık almak» diye tâbir edip bunun ne pis blrşey olduğunu söylemiştir. Hüşvet işinde Bacon pek salâhiyetti gözükür; o rüşvet! üç kısma ayırır. Muhakemenin gidişini değiştirmek üzere bir uyuşma neticesinde alınan rüşvet en fenasıdır Diğeri de muhakemenin neticesi bir dereceye kadar anlaşıldıktan sonra daha ziyade sorgu ve suale meydan vermemek İçin alınan rüşvettir, üçüncüsü ise evvelden hiç bir valt ve mukavele olmadan muhakeme bittikten sonra alınan hediyedir, işte kendisi bunlardan birinci rüşveti asla almadığını ve fakat diğerlerinden tattığını evvelâ kabul etmiş İse de sonradan birinci dereceden rüşvet almış ise de hükme tesiri olmadığını da İtiraf eylemiştir.
Görülyor kl Bacon adliyecilere nasihat verirken pek İçten bildiği bu prensiplere dayanarak veriyor. Yani dilimizde meşhur darbı mesele göre salkımı yuttuktan ve salkım boğazında kaldıktan sonra halka talkını veriyor kl bu tarzda yapılan telkinin daha müessir olacağı zannedilebilir.
Filozofun asiller hakkmdaki essaileri de birbirini pek tutmaz. Meselâ 14 numaralı denemede «Türkler»'de asiller sınıfı olmadığı için orada istibdat hüküm sürdüğünden baş’ıvarak demokrasilerde asillere lüzum olmadığını ve eşitlik olan yerlerde vergilerin daha hoş görüleceğini söylerken ,19 uncu denemede asillere aerbes-lik verilmek lüzumunu ve eğeı verilmezse devletin Çok _ zorluk çekeceğini ve her istediğini ya-pamıyscağmı ve nihayet halkın hiç ehemmiyeti olmadığını ve başlaaına birisi geçmezse kuvvet bile sayılamıyacağmi İddia .eder Bacon, bu denemesinde «tüccar sınıfı devletin can damarlarıdır: o damarlar dolgun olmazsa devletin eli, ayağı tutsa bile damar-lan boşalıp beslenemlyecektir» derken vergüerin arttırılması aleyhine de zımnen bir cümle sokuşturur. îşte filozofun bu fikirleri. bize kalırsa, onun modern bir İçtimaî düşünüşten hayli uzak kaldığını, sadece zamanının müesseslerini kitaba uvdurmak-la uğraştığını göstermekten İleri geçemez.
Filozof, büyük eseri Novum organum da fikri her türlü tecrübelere hazır ve temiz bir halde bulundurmak için aklı bazı hatalarından. hatalı tasavvurlarından (îdola) kurtarmak isterken kelimelerin fikir üzerine yaptıkları fena tesirlerden 1leri gelen hatalar üzerinde ehemmiyetle durur. Bacon. earsı, pazar hatası (Idola fori) dediği bu hataların, kelimelerin pratik hayatın ihtiyaçlarına göre ve halkıp anlayışına uygun olarak (ex captu vul-gl) doğduğuna, ekseriya mevcut olmıvan şevler için kelimeler îca-edlldiği halde tecrübe 11e ortava konulmuş bir çok şeyler İçin kelimeler mevcut olmadığına dikkat etmemekten İleri geldiğini ve bir cok beyhude münakaşaların hep bundan çıktığını söv’emekTe galiba felsefesinin en sağlam görüşlü noktasını b^l’rtmistir.
A ADNAN - ADIVAR
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR.
B. Ubeydullah meşhur maceralı seyahatine nasıl başlamıştı?.
fesi konulmuştu. Talebeyi İmtihana hazırlayan profesör, Bacon'dan bahsederken ona tnglliz-ler tarafından verilen fazla ehemmiyetin Fransızların XVII, asırdaki büyük filozofu Descar-tes’e bir eş çıkarmak hevesinden İleri geldiğini söylemişti.
Bacon İçin söylenen bu sözler! geçen hafta, onun denemelerinden (Essaiş>- İçtimaiyat bakımından bahsedildiğini okuduğum zaman hatırladım. Bacon’un ilim noktasından »günümüzün adamı* asla olmadığı meselesini kurcalamak İsterken onun garip hayatın; ve ahlâkî, içtima! görüşlerini şöyle bir gözden geçirmek faydasız olmıyacaktır.
Bacon hiç şüphesiz Aristo felsefesine ve mantığına itiraz ederek daha İlmî bir yol açmağa kakışan mütefekkirlerden biridir Fakat yeni ilim ve metot noktasından Bacon kendi muasırlan olan Galile, Kepler Descar-tes gibi asıl büyüklerle hiç de boy ölçüşemez. Zaten Bacon’a «Tec-riibl felsefenin babası» diye İs’m takan Voltaİr» gibi düşünerek onun yeni ilmin inkişafında tehirini kabul eden ancak bazı fekef» tarihçileri kalmıştır.
1866 de Almanların meşhur kimya âlimi J. von Lieblg Lord Bacon adıy’a yazdığı bir eserde »Bacon. zamanında ilim sahasında canlanan yeni fikirlere asla vakıf olamamış ve kendi büyük çağdaşlarından (meselâ Galile. Gi'bert. Renler) bazılarının ls-m’ni bile zikretmemiş ve eğer etmiş İse keşiflerini, fikirlerini yanlış anlamıştıp> diyor ve bu »özünü ” *“
lerinden ediyor, olunan yeni metot, di Induction İlimde kullanılan usulden büsbii-tün başka ve hiç pratik olmıyan ekdk bir usuldür. En büyük, fel- . eefî ve İlmî eserini /Novum orga- _ num) de tamamlamadan bırakmış olan bu filozofun kıymeti İçin çok şeyler söylenmiş ve yazılmış olduğu İçin işin bu cihetini bir tarafa bırakalım da onun İçtimaî ve ahlâki fikirlerini ve nasihatlerini gözden geçirelim.
îngilterentn en büyük adliye âmirflğl’ yani Lordlar Kamarası reisliğine (Lord Chancellor) kadar yükselen bu filozof pek haris bir zattı. Kıraliçe Ellzabeth’in gözüne girmek ve bu büyük mevkiin merdivenine ayak basmak İçin neler yapmadı. Kendi velinimeti Lord Essex‘l İtham için mufassal ithamnameler yazdı, sihirbaz kadınlan ateşe yakmak İçin dâvalar açtıysa da Kıraliçe-den beklediği memuriyetten elde edemedi. Onun Ölümünden sonra James T. zamanında istediği oldu; nihayet Lordlar Kamarası reisi olmuştu. Fakat bütün hayatı boyunca para sıkıntısından kurtulamadığı halde kapısını ardına kadar açıp en yüksek bir lüks ve ihtişam içinde yaşayan bu asîl »He çocuğu Lordluğıın ikinci payesi olan vlskontluk rütbesini elde ettikten bir kaç hafta sonra rüşvet almak cürmüyle Avam Kamarasında itham edilerek muhakemesi yapılmak üzere Lordlar Kamarasına gönderildi. Orada suçlarını »kemal-l İtaatle» itiraf ettikten sonra Kiralın İstediği müddetçe hapse ve 40000 lira para cezasına mahkûm oldu (1621). Hapis cezasından bir yahut dört gün ile, para cezasından da bir nevi takas mahsup He kurtulan Bacon bir daha Parlâmentonun semtine bile uğraya mamak cezasından bir türlü yakayı sıyıramayınca bir köşede oturup yazmağa başladı. Filozof 1597 senesinde ancak on parçasını yazdığı denemelerini 1625 senesinde 58 e kadar çıkararak yeni baştan yazmıştır. Bu essal-lerln edebi kıymetinden bahsetmek bana düşmez: ancak Bacon’-un İngilizcenin en güzel nesrini yazmış olduğunu işitirim. Bu essailerln rogu filozofun basma gelen o felâketten sonra yazılmış .,-------- . _
ve vahut tâdil edilmiş olduğu için tamayarak İade edecekler! biletleri to-ana tecrübe mahsulü çeşnisini bugün saat 11 yo Kadar Mim Hja»-verdiâl halde bir tarafa atılmış . 8» Bürolarına İade ehnls bulunçak-
gl , : (.ı_~(nı lardır. Bayiler satma* özere kendi
‘ ««Hû»™* »latoyaosklar, biMlerl
d- d'kkat etmek yerinde o - saat ,2 30 a ^dar satabilecekler bu
Kazaya. van| ada et dağı Matten s^nra hlc bir suretle M1U4 ya-dair olan 56 ncı xnemt- cılmıvocaktır. alınacaktır ı
Elinde küçük bir paket bile bulunmadan ve tek kelime İngilizce bilmeden dünya yolculuğuna çıkan Ubeydullah evvelâ Amerikada cokeylik yapmağı düşünmüştü.
1 Köprü üstünde Cemaleddin E f ganî — Cokey olarak Şikago9ya gitmek!. Cemaleddin Et ganîyi davet — Venedik »akağındaki pansiyon — 50 sene önce Amerikaya giden tsianbullu gaeete mürettibi — »Amerikalı Mehmet* kimdir?., — Abdülhak Hâmid’le şakalaşma
AÇIK MUHABERE:
Cağaloğiu Sinan paşa
— Bebekte Yalı caja.j>ın-de 154 numarada mühendis bay Salâhacl-hn Durusan'a —
filozofun - kendi eser-a’dıgi fıkralarla İspat time verdiği İddia yan! ken-usulü bugün
Köprü Üstündeki kalabalık arasında. Übeydullah efendi — baştan başa donmuş olan — Haliçte karşıdan karşıya deniz üstünden geçenleri seyrederken arkasında bir s*s işitti Bir adam omuzuna dokundu:
— Übeydullah efendi... SİM İrkiyorlar... dedi.
Dönüp baktı. Blraa ileride bir araba duruyordu Bunun içinde pek tipik bir İnsan vardı. B Übeydulah onu hemen tanıdı:
O zamanlar İstanbul'da bulunan, birkaç ay önce Efganlılann kemiklerini tayyare İle İstanbul'dan alıp memleketlerine götürdükleri meşhur CfmaJeddin i EfganI
Übeydulah efendiyi pek aeven bü zat onu arabasına çağırdı. Bu «ırada cebinde beş paran olmıyan, vaktin gazetelerine ar asra makaleler yazan Übeydulah. sanki kendi gitmesine İmkân varmış gibi Şeyh Cemaledölni Ergani'yi şikago sergisine davet etmek cömertliğini gösterdi.
C^naleddtnl Efgani:
— Ben gitmeğe çalışırım... Glda-mezsem artık siz gidersiniz., dedi.
Araba yürüdü. Gitti.
B. Übeydullah’ın cebinde beş parası olmadığı halde Cemaleddlni Efganl'yi şikago sergisine davet etmesine şaşmamalı. Zira B. Übeydullah'ın biit-.-n hayatı bu Jeste benzer. O böyle en biiyük imkânsızlıklar karşısında, en büyük İşlere, maceralara atılır. Ce-blndo hiç param olmadığı zamanlar akla gelmedik hovardalıklara kalkar.
Übeydullah efendi köprü Özerindeki kalabalığı bırakarak Beyoğluna çıktı. 50-55 sene önce olmakla beraber o Beyogl tında oturuyordu. Hattâ Vefalı dostu sayın Salâh Cimeoz — tabi! çok sonraları, belki 45 yıl ence — B. ÜbeyduUah’ia İlk defa onun Beyoğlunda, Venedik sokağındaki pansiyonunda tanışmıştı. .
Bu hâtıradan bahsederken ûstad şöyle anlatır:
— Venedik sokağındaki pansiyona girdim. Belki 45 sene hattâ dafa fazla bir saman önce... Übeydullah'ı ilk'________
defa görecektim. Odasında yüksekçe TBr: bir minder vardı. Übeydullah, Amer!-f kadaU o kadar maceralardan sonra, burada ve başında uzun bir mevlevl | külfthı olduğu halde, boyun kırmış oturuyordu...
Görülüyor kİ Beyoğlunda. bekâr pansiyonunda ev elbisesi olarak mevlevl klll&hı giydiğine nazaran Übeydullah evinde blie dünyanın en eksantrik adamıdır.,,
Übeydullah efendi o günü de böyle yaptı. Evine girince sokak sarığını çıkardı. Eve girer girmez mutlaka sokafc elbiselerini ve mümkünse hemen çamaşırlarını değiştirirdi. Muayyen ev elbiseleri vardı. Bazan böyle mevlevl külâhı giyerdi Bon zamanlarda bunu değiştirmişti. Onu da ayrıca göreceğiz. Bir köşeye çekildi. Düşünmeğe başladı. O e nalarda Şikago sergisine gitmekten başka hlc bir şey kendisini meşgul etmiyordu. Ga-zete’crde bu sergiye ait çıkan, bütün yazılan toplamıştı. Bunlardaki tafsi-
Mektubunuz elime pek geç vâsıl oldu. Yazılarım hakıunda. gösterdiğiniz İlgiden dolayı teşekkürler ederim Cağaloğlu Yusuf Sinan paşa hakkında Akşam'in 18 ocak 104o tarihli nüshasında yazdığım makale ı ir hal tercümesi dtğUdi.' Yalnız Çıgala zadenin İkinci vatanına ve esaretinden sonra kabul etmiş olduğu İslâm dinine bir İhaneti ve hıyaneti olup olmadığı noktasına dairdi.
Makalemds Sinan paşanın ai.esl hakkında İslâm Ansiklopedisinin. 23 uncu nüshasındaki hal tercümesinde bulunandan biraz fa21a malûmat vardır. Bu arada Sinan paşan m büyük babasınuı dizdarı olduğu INove) kalesinin Ansiklopedide gösterildiği gibi Ürküp He Piriştlne arasında değil, mak tu e yazA'ım veçhile AdrıyaHk n..» not OiLL lunduğunu zikre lüzum gorııt Fakat An i lopedicteki hal mesiyle makssen arasmda asıl çarpacak tarz Sıiıaıı imanın sinin Oğtuyia görıısııkten Q
di rumuna taallûk ediyor.
3cn paşanın yanın ı almağa gıttİQ ğ. validesi Lükresya ile ydnu t ğünü ve ancak Mesinada âya^f ? ■,'ısından olan Karloytı alarak © tanbulda yaptığı teşebbüsle (Nak ej> adası dukalığım tâ'Jhı ettiıdjgirüıj yazmıştım. q
Ha! tercümesin, ue Kaıı-j, ı.n nan paşayı siyaret için Naponöea İstanbul a geldiği ve paşanın MesinaC* dan validesile kız kardeşini berabef^ ce getirterek htanbtıia yerleşti- ■ "O bildiriliyor (D
Hal tercümesini v.i2ur, s.ıym t "(Q Tayyip Gökbı.ginin bu kaydı hane! vesikada bulduğunu MİmlyoL. rum. Anladığıma göre o da beni makaleme memed İttihaz eylediğim İtalyanca makalenin bundan on sene evvel Cumhuriyet gazetesi ne e ki tercümesini görememiş olacaktır. Çünkü 81nan paşanın validesi ile Papa arasında cereyan ettiği bu İtalyanca makale tercümesinde gösterilen muahbereden ve mûnaîeb?tfen -Ansiklopedide lılç bahis yoktur
Sinan paşanın son Acem seıdarlı-ğmda oğlu Mahmut paşanın beyler-beyisi bulunduğu Şirvan’a gitmek arzusunda bulunması üzerine Peçevl ile Nâlmada rikrolunduğu veehHa asker Ayanının kendisine
— Deryaya sefer etsin valideni görmeğe gidersin I Karaya sefer etsen oğluna gidersin! diye itab etmiş olmaları da Sinan paşanın Mesuıcda validesini görmekle iktifa ederek kız karde^ile birlikte İstanbula getirmemiş bulunduğuna dcii» tutulabilir. Kadının Papa Ue makalemde bah ettiğim muhabere! de bunun diğer bir delilidir.
Zikrettiğim ’taly&ııa malule tercümesinde Papanın, Sinan paşanın şarkta bir hükümdarlık kurması hakkında beslediği hayal ve ümitler hak— Ustacığım... Sen yoruldun biraz‘kında Vatikan kütüphanesinde bazı de. ben bağırayım!..
Diye yardımına koştuğunu Übeydullah «fendi Mk sık söylermiş. Mehmet efendi çok İyi bir insandı. Übey-dullaha kendisini sevdirmişti. Bu bahislere gene sırası gelince dokunacağız.
Nihayet cokey olarak Amerikaya gldemiyeccğini anlayınca Übeydullarh 50 Hra tedarik etti. Elinde bir paketle limanda bir ecnebi gemisine gidemendi. Çünkü takibedilmekte idi. Bunun İçin üstüne 3 kat çamaşır giydi. İşte B. Übeydulahın o bin bir macera İle dolu dünya seyahatine çıkarken yaptığı tek hazırlık... Üstelik Amerikaya giderken bir kelime İngilizce de bilmiyordu
Yanında en küçilk bavul, çant® olmadan limandaki Pake kumpanyası gemisine girdi. Hayatında İlk defa emekli semaverinden ayrılıyordu. Yakalanmak heyecaniyle vapurun hareketini bekliyordu. Bir kere kendisini Londraya atsa ondan ötesi kolaydı. Çünkü Londra sefaretinde dostu şair Abdülhak Hâmit vardı. Ondan vize alabilirdi.
Übeydullah, Hftmitle pek sevişlrdl. Lâkin Übeydullahm en büyük zevki, sevdiklerine takılmak, onlarla çekişmekti. Samimi dostları da Übeydul-lahı kızdırmaktan fevkalâde zevk duyarlardı Zira Übeydullahın kızgınlığı emsalsiz bir «sanatkârane hiddet» ti.
Übeydullah İle Hâmit arasında 1 yaş fark vardı. Bu bir senelik yaşlı- | lık dalma aralarında birbirine yllk-letillrdl. HAmlt Übeydullaha kızınca: i
— Benden bir yaş büyüksün!., der-
di.
Gençliği ve yakışıklılığı elden bı-'
Şikago'da dtrgi Mu alan
Übeydullah efendi Amerika'ya gitmek için bu clrîtçl gençlerin İmtihanlarına da girmeğe karar vermişti. Lâkin ne çare kJ Amerika’ya şika-go sergisine eLrit oynamağa götürülecek gençlerde aranan şartlar, bugün büyük sanatkârımız Er toğrul Mushln’ln aradığı 35 gençteki tiyatro şartlarından çok daha ağırdı. Bunların neler olduğunu Öğrenmek İçin 30 kânunuevvel ruml 1308 tarih ve 4354 numaralı Tercümanı Hakikat nüshasını okumağa devam edelim:
Bu oyuncular yirmi ile kırk yaş arasında bulunacaklar, bütün at hünerlerini yapacaklar, gayet Bağlam vücutlu olacaklar.. En mühim şart da kendilerinin son derecede yakışıklı olmalarıdır...
Übeydulah efendi, kendi tabiri ile — Hamdolsun — yakışıklı olduğuna emindir. Güzelliğine — hele gözlerinin güzelliğine ve İfadesine — büyük güveni vardır. H.»tt4 sonraları kendi gözlerinin güzelliği etınfmd.ı Malta arkadaşları ile onun münakaşalar bile ettiğini göreceğiz. Fakat İşte at üstündeki şu hünerler olmasa .. Hem bakınız gazetelerde daha ne tafsilât
— Şikago sergisine buradan gönderilen ve orada bir Türkçe gazete çıkaran mürettip, benim ustam »Amerikalı Mehmet efendi» diri.. «Amerikalı Mehmet efendi» çok üstat bir mürettip!!. Amerikada uzun müddet kalmıştı. Döndükten »onra birçok gazetelerde çalışmış, sermürettip-llk etmişti. «Amerikalı» İsmi Mehmet efendiye bu seyahatten dolayı verilmişti.
Şlkagoya giden mürettip Amerikalı Mehmet efendiyi kütüphaneci bay Hilmi de tanımıştır. Übeydullah efendi. şikagoda baştan taşa yazıp doldurduğu gazeteyi bu Amerikalı Mehmet efendi diziyordu. Bu itibarla aralarında su sızmıyordu. Birçok İyi kötii günleri, hâdiseleri, maceraları birlikte karşılamışlardı. Hattâ Übeydullah efendi Şikagoda — gazete kapandıktan sonra — keten helvası satarken Mehmet efendi de kendisine yardım etmişti.
— İpek şekerli., diye Übeydullah efendi bağırırken sesi kısılmıştı. Mehmet efendinin arkasından:
İmtihan heyeti bu gençlerin yapacakları hünerleri tetkik edecekler, en • nlyade muvaffak olanları, Şlkagoya -gidince? ekadar her gün mütemadı-' yen gayet sıkı bir surette talim ettirecekleri.. Bugün tiyatro için aranan ve 2 sene müddetle hiç bir menfaat beklemeden sıkı bir surette çalıştırılacak gençler gibi!.. Bundan sonra kendileri en şık elbiseler giydirilerek atları İle birlikte şikago sergisne gönderilecekler!..
Übsydullah efendi gazetelerdeki tafsilâtı okuduktan sonra bu yoldan Şlkagoya gitmekten ümidim kesiyor. Kendi başının çaresine bakmağa rar veriyor.,.
Amerikaya giden mürettip kimdir?
Bergi komiseri olarak bizim hükümet tarafından da Hakkı bey (Sadrâ-
ka-
■.Kincıa vauKzn Kuı»upmuıcoıııue uu«u 1 vesikalar bulunduğu gösteriliyor. Pa-$anın hal tercümesinde He bu türse hiç temas edilmemiştir.
B«n makalemde Papanın bu hayal ve ümitlerinin pek boj olduguru ve bu vesikalar neşrolunup Jncelemele tabt tutulmadan evvel Osmanlı tarihlerinde hal ve mizacı hakkında birçok malûmat verilen çigala zadenin devlete ve Islfimiyete hiyanetine hükmetmek mümkün olamıyncr-fını beyan etmiştim.
İslâm AnsiklapedH şa hakkında verilen ımhimatta yürütülen mütr.îşslar da benim kanaatimi deüi >Uffcek bir n-kta göremediğimi dahi erz İle sayr’rnmi sunarım.
“in m pa-ve bu
SÜLEYMAN KÂNI İR TEM E^bak İstanbul vall l
(1) Pir! reis. Bahriye kitabı. S. 345. Nove kalesi VenediŞe tabi Kutur kalesine yirmi mil me-.-fededlr
va/ııan Mjpıaıııifw. ounnuuoaı mim» , .... _ ,
lât B ÜbevdulİHh'uı bütün macera wn Hakkı paşai. muavinliğine Fah-arzulannı kamçılıyordu Hattâ şıka- ri be? ü*ln «U11^ Ajyıca
. . . .. . . . -. —..—. da StVnnnjta îllt —
Millî piyango
Millî Piyangonun 7 Mart 1945 Çrid-llşl bugün saat 13,30 da Ankara Ser-glevlnde yapılacaktır. İkramiye kazanan numaralar Ankara radyoslle bugün 22,45 ve yarin 12,45 ajans haberlerinden sonra yayınlanacaktır.
Çekiliş öğleden sonra yapılacağı İçin Ankara ve İstanbul bayileri au-
goya gitmek İçin cokeylik etmece raxı İdi.
fikago sergisinde Türkler..
bj]e «aan Bıistanl efendi de Şikagoda bulunacaktır. Ve burada Türkçe bir ga-sete çıkarılacaktır Sergi devam ettiği müddetçe çıkacak olan bu gazete için Istanbııldan Türkçe yazı dizecek bir mürettip de Şlkagoya gönderiliyor.
Übeydullah efendi — sonra da göreceğimiz gibi — Şlkagoya gidince, Istanbuldan gelen bu mürettip Mehmet efendi İle dost oluyor. Vc sergideki Türkçe gazeteyi birlikte çıkarıyorlar.
Gaezte çıkarmak için İstanbuldan yarım asır önce Şlkagoya gönderilen Türk mürettip'. Matbuat tarihimiz
8a-
Zira Übeydulah'm b'rltetlrdiğl çeteler İçinde 30 kânunuevvel ruml 1308 tarihli ve 4M4 numaralı T^rcü- ■ manı Hakikat» gazetesinde şu serlevhayı taşıyan bir yazı vardı: «Şikago- ' da OsmanlI at ır.tvdani»!- Altında da tafsilâtı:
îzzetlö Ahmet R.ıcl Beyefendi Şl-kago sergisinde »ûsmanlt at meyda- l nı» İsmi altında bir meydan kurmağa ' .. .
karar vermiştir. B .nun İçin en İyi >9^ P*k ehemmiyetli ve meraklı bir cins Arap atlarından 4 - 5 yaşlarımla faal olan bu hâdise hakkında ne ya-40 hayvan, k-ndilcrlne ayn ayn, mü- »k kl çoğumuzun haberi olmadığını nasip İsimler konularak Ştkago’ya gördüm. Hattâ Amerikaya piden mü-çötürîUccektlr. Ayrıca AVTupa ve r«ttlp Mehmet efendiyi tanıyanları Amerikada Anka kuşu gibi aeyredlhn ,evvelâ bulamadım. Bana: «Belld hu-develer de gönderilecektir. Bunlar njfatçı Mehmet efendidir. Veya Dev-gayet süslü eğerlerle bir kervan ha- ♦n«ı»-tn_
■Hne sokulacak ve sergide küçük bir çocuk tarafından çekilecektir. Bu atların üstünde cirit, kılıç ve mızrak oyunları yapacak olan bir çok genç de Amerika’ya gönderilecektir Bu gençler sıkı bir İmtihandan geçlrile-
ir muıuu»cuihmu. •
L. let matbaasının eski mürcttlplerln-•- den Muhnclr Mehmet efendidir.» dediler.
Lâkin Şikago sergisine giden bunların İkisi de değildi. Bugün milret-tlplerln piri olan Matoaacı bay Ahmet Salt bunun hakkında nihayet pradığun şu m ahi matı verdi:
Yuvanın «e yavrunun sefasını tatmak İçin sıtmadan sakın. Hem hekimi hem llâclyle seni parasız koruyan hOkûmcte elinle dilinle vardım et
AKSAM §3
K^r Abone bedeli ^^5
rntaniyan B. übevdullah köpiirûrdû.! Ne sanatkftrane kızış!.. Ne beyitler,
ne darbımeseller, ne hadisler!..
Hâmıt Übcydullahı memnun etmek İstediği zaman is* tersine:
— Uzun etme... Benden bir yaş küçüksün Übeydullah’. derdi
Bu bir yaşı bütün ömürlerince konuştular. Gariptir kİ sonra Übeydul-lah bir seneye yakın bir zaman Hâ-mitten fazla yaşayarak ona yetişti. Farkı aradan kaldırdı Zira hakikatte H fimi t bir ya? büyüktü.
HİKMET FERİDUN ES
rarklye
Ecneb)
28Cıı kuruş
1500 »
800 •
Senelik
6 Aylık
3 Aylık
Adres tebdili için
luk pul gönderilmelidir takdirde adres değlstirllmtt
6400 kuruş
2900 *
1600 *
elli kuruş-
Aksl
Telefonlartmıt Başmuharrir: 20505
Yarı İşleri: 20765 - İdare- ’OKHI Müdür: 20497
Roblülevvel 22 — Kanm 120 tmsak Giine$ Öğle ikindi Ak. Yatsı E. 10.40 12.19 6.18 9 32 12.00 1 3 V. 5.47 7.26 13.26 16.39 19.07 20.35
idarehane Babını) cıvan
Acimu.’lıık sokak No 13 ■—■ı—ıı smr -
Sahlfe 6
AKŞAM
7 Mart
Harb® ıresöımlIeiF
«Aman gel kardeşini... Bizim kızı bilirsin. Büyüdü, serpildi. Gelinlik bir taze oldu. Hani kendi kızım olduğu İçin söylemiyorum. Hakikaten de pek güzelleşti. Ne de olsa babası... Değil mİ?.. Kah kah kah!.. Efendim, kendisine İki kısmet çıktı. Lâkin biri ne kadar münasip İse. öteki o kadar hoşuma gitmiyor. Gel gelelim bizim kıza lâf anlatmak kabil mİ kİ?.. O kararını verdi gitti... Benim İstemediğimle evlenmek niyetinde,.. Kuzum «el de şuna biraz nasihat ver. Belki kendisini yapacağı çılgınlıktan vaz-geçlrebillrlz. Sana talipleri anlatayım. Birisi kırkını geçmiş bir adam. Fakat hakikaten son derecede zengin, MeykÜn 11 yapmış. Durmuş oturmuş bir insan. Ötekine geline» beş parasız. Hani pek öyle para kazanacak bir istidadı varmış gibi de görünmüyor. Üstelik biraz da serseri mizaçlı. Lfikln hakikaten genç ve yakışıklı bir çocuk!.. Bu iki kısmet hakkında bi21m kızla bir türlü fikrimiz. uymuyor. Gel Allah aşkına, şu bizim meseleyi hallet!,.»
Ahbabım böyle söyllycrek koluma girdi. Beni oturduğu köşke doğru sti-riıkİTtli. İçimden şöyle diyordum. Bu kız babalarının çoğu İşte böyledlr. Bu tarzda iki damat çıkınca henıen durmuş. oturmuş olanı tercih edilir. Kız İstediği kadar genel istesin, ondan soğutmağa çalışılır. Bu bakımdan babalar birbirlerine ne kadar benzerler. Halbuki İşte şu sıvada koluma giren ahbabımın böyle düşünmeğe hiç hakkı yoktur, çünkü kendis 6(ı yaşımı yaklaştığı halde hâlâ büyük mikyasta serseriliklerin peşindedir. Bereket versin ki pek mazbut bir kadına düşmüştür de o kendisini çekip çevirir. Eğer bu da olmasaydı ahbabımın halı cidden lıarabolurdu.
Şimdiye kadar genç kulara hiç nasihat vermediğim İçin bu İş bayağı tuhafıma gitmişti. Fakat dostumu kıramadım. Birlikte köşküne glrdLk.
HakJkaten kızı pek gelişmiş ve güzelleşmişti. İS yaşında olması lâzımdı amma biraz daha büyük de gösteriyordu, Bilhassa pek muntazam bir vücudu vardı. Kendisinde yaşı ile pek uygun görünmeyen bir ciddiyet göze çarpıyordu.
Babasının dostuna, yani bana likör İkram etti, kahve getirdi
Nihayet ahbabım;
— Şuna bir İki lâkırdı söyle.., dedi. Kendisi bir kitap alarak salonun bir köşesine çekildi. Biz karşılıklı kaldık. Nasü başlamalı bilmem kİ?.. Ben de üç otuzunda değilim ya. Böyle şeylere alışmamışım, ne yaparsınız’.. Bir iki kere yutkundum. Öksürdüm- Sesimi ayar ettim. Ve yaşımdan da büyük bir adam tavrı He:
— Kızım evlâdım, hayat dikenli bir yoldur... Derken sözlerimin buz gibi Soğukluğunu kendim de farkederek hemen kestim. Lâklıı ağzımdan çıkacak lâkırdılar karşımdaki İnsaftın belki bütün hayatına tesir edecek, ona yeni bir cephe verecekti. Bu itibarla daha dikkatli olmam lâzımdı. Nihayet;
— Kızım,,. Hayat arkaduşmı seçerken gençlerin elindeki terazi ekseriya yanlış tartar. İnsan gençlikten, bir takım geçici şeylere lüzumundan Iazla kıymet verir. Meselâ hayat arkadaşında birinci plânda gençlik, güzellik arar. Başka şeyi gözü görmez. Halbuki bunlar kalıcı değil, bir takını geçici meziyetlerdir. Değil mi’..
Genç kız gayet ciddi ve makul bir tavırla cevap verdi:
— Tabi efendimi..
Hah şöyle!.. Aferin kızım!.. Benim sözlerimi, işimi kolaylaştıracaksın. Devam ettim;
— Halbuki çoğumuz evlenirken dalma aklımızla değil, hissimizle l.are-k?t ederiz. Ve çok aldanırız değil mİ?.,
Genç kız yine bent tasdik etti:
— Gayet haklısınız efendim...
— Gel gelelim, evlenmek ve bu mesele hakkında karar vermek için İlk baş vuracağımız şey nakil» dır. Zira hlti'rlmlz aldatıcıdır. Geçicidir Akıl.
İnsana belki biraz acı şeyler emreder amma, katiyen aldatıcı değildir. Meselâ önümüzde tşslz, güçsüz, lstlkbal-sfz genç bir adam var. Bir de hayatını yapmış. Muvaffak olmuş fakat bir az yaşlı bir erkek var.„ Aldatıcı olan hislerinize dayanarak geçici olan gençlik ve güzelliği mİ tercih edersiniz? Yoksa ötekini durmuş oturmuş İnsanı mı?..
Gen çkiz gülümslyerck cevap verdi ı — Tabii durmuş oturmuş İnsanlI.. «Nasıl da kandırdım!.» gibiye köşede oturan dostumun yüzüne baktım. Fakat o top gibi patladı.
— Ne münasebet canim?.. Kızın kul ağma neler de sokuyorsun?. Ben seni bu yavrucuğa biraz nasihat vermek için getirmiştim. Halbuki sen onun fikirlerini kuvvetlendirmeğe çalışıyorsun..
Şaşkın şaşkın onların yüzüne baktım, Hangisi kısmetlerin geçkinini, serserisini istiyordu?.. Hangi?! yaşlısına fakat paralısına talipti. Anlı-yamamıştım.
Baba küplere binmiş bir halde kızına döndü:
—. Buray bak kızım!., dedi, nafile çeneni yorma... Ben seni o 40 yaşındaki adama vermem. Anladm mı?.. Faraşı, fabrikası, mevkii, her şeyi vıs gelir bana!,.
— Ben de o parasız, İşsiz adamla evlenemenı...
- iyi amma han! onu seviyordun?. Genç kız cevap verdi:
— Hislerinde hareket etsem dediğin doğru... Onunla evlenirdim. Fakat evlenmek İçin, kendisi! e sevişmemiz kâfi mİ?.. Ne parası var, ne pulu...
Adam köpürdü:
— Kızım.,. Sen delirdin mİ?.. Evlenmek için bundan daha mükemmel bir sebep olur mu? Para pul ne demek?. Ben annenle evlendiğim zaman cebimde 12 lira para vardı. Ben de serseri ruhlu bir adamdım.
— Onun İçin bu kadar sıkıntı e aklin L.
Onların münakaşasını derin bir hayret içinde seryedlyordum. Şimdiye kadar bu işlerde görülenin tamamlle aksine bir vaziyet karşısında idim
Baba:
— Para insana saadet getirmez. Sen o genç adamala evlen... diye ayak direye r.
Kız:
— Gençlik güzellik geçicidir. Ben ötekile evleneceğim. Sözleri!» İtiraz ediyordu.
Bana babanın sözleri daha samimi çeldi. Ve onu kızından çok daha genç bir insan buldum. Ne çare ki yanlış bir manevra İle başka türlü konuşmuştum. Artık dönemezdim. Bir köşeye çekilip onları seyretmekle meşgul oldum.
(Bir yıldız)
I Halkevleri ve Kurumlarr
* Eminönü Halkevinden:
11. 3 645 pazar günü saat 11 ds Eminönü Halkevi tarafından tecrübesizler kır koşusu tertlbedllmlştlr. İştirak etmek istlyenler Halkevlnda spor sekreterliğine İsimlerini yazdırmaları lâzımdır. Derece alanlara madalya verilecektir.
Gömlekiş-1
BİKINCİ SİNİP GÖMLEKÇİ |
■■■Tel: 20098 Sirkeci
Zayi makbuz
İstanbul Giriş Gümrüğünden almış olduğum 193742 No. ve 25/9/944 günlü gümrük makbuzunu zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Bahçekupı Selâmet Han No. 4 Hüseyin Erglllşen
KUTUP KIZI ]
AŞK VE MACERE ROMANI
Yazan: Stanley Slıaw Çeviren: (Vâ - Nû)
_ Tefrika No. 17 J
Ters, istihfaf edici bir İfadeyle konuşuyordu. Fakat bu kadar küçük bir temas, milyarder hakkında polis âmirine fikir vermişti.
Oturdu ve bir gazozlu süt ısmarladı.
Milyarder:
— Dikkat ha. garson I -dedi.- Bay 1çln ayrı sifon getirmeğe lüzum yok. BenlmkL bitmedi.
Şef, muhatabını zayıf tarafından yakalamağı faydalı bulmuştu.
— çok doğrul — dedi. — Bu sifon bize pekâlâ, elverir, sütümün içine do bir damla «brandy» damlatacağım.. Uyumak İçin bire birdir.
Kerrtsön:
— Sahi mİ?.. — diye sordu. — Bli d» ben tecrübe edeyim. Garson! Baya. getirdiğin gibi bana da bîr süt.
Hllkle, bir gazetecinin anketini vekille okumuştu; gazeteci, milyarderin uykusuzluktan cok iştiran cek-
Mevzua giriş mükemmeldi öyleyse... Zira milyarder alâkalanmıştı.
Kerrlson:
— Söyleyin bakalım arzunu» neyse bay Hllkle! — dedi, — Kartınızdan öğrendiğime göre, siz meğer kaatll-lerln, hırsızlarla, sahtekârların pa-şLndekt teşkilâtın başında bulunuyor-ınuşsunuz. Acaba ben! mevzularınız-dan hangisine göre tasnif ediyorsunuz? Kısacası: Size ne suretle faydab olabilirim?
Gizli polislerin müdürü, samimî samimi gülmeğe gayret sarf ederek!
— Ne suretle mİ faydalı olablllral-nlz? Gayet basit: Adamlarımdan bazısına müsaade edeceksiniz; muvakkat surette sizin memurlarını* olacakla». Altınlarınızla temas* geça-aekler.
şayet şef, milyarderden bir milyar lir* borç isteseydi, onu belki gene de bu kadar hiddete düştlrmezdl. Orijinal lhtlyoıs bir kalb «»ktsslûdeû öle-
Müttefiklerin kapılarına geldikleri Saarbrucken şehrinden bir görünüş
Batıda etrafında kanlı muharebeler olan Roermond’un umumi görünüşü
Almanyada müttefikler tarafından raptedilen Jullch şehrinin
bugünkü harap hail
Londra'nın ortasında bir bostan: Hava bombardımanlarından yıkılan binaların yerinde sebze yetiştiriliyor
cekmiş gibi sarsıldı. Elleri o derece titredi. Yüzü o derece kıpkırmızı kesildi.
Kerrlson, cevap vermeden evvel öksürdü, gırtlağını temizledi ve tükür-, dü. Ancak ondan sonra sesine bir tabiilik verebildi.
— Hayır, bayım! — diye haykırdı ve kemikleri boğmaktı uzun şahadet parmağını havada salladı. — Ben böyle bir müsaadeyi asla veremem. Bakın şu aptallara! Çalışacak ve faydalı olacak yerde burunlarını başkalarının İşlerine sokuyorlar Hayır, hayır! Teklifinizi yerine getirmeme ben! hiçbir kuvvet mecbur edemez. Ben böyle bir müsaadeyi kimseye veremem.
Fakat konuştuğu müddetçe büsbütün kızacak yerde yavaş yavaş yumuşadı. Kurnaz kurnaz gülerek ellerini oğuşturdu.
Nihayet:
— Beni affedlnl — diye sözü tatlıya bağladı. — Bir takım gazeteciler bana bu tarz münasebetsiz tekliflerde bulunurlar da beni bıktırmışlardır.
Hllkle, gayet sevimli bir İfade ile:
—Tabili Size tamamlle hak veriyorum. — dedi. — Bizzat bana da basın mensupları sık sık musallat »hırlar. | Heyecan uyandırıcı bir mevzu çıktı |
mı, ellerinden kurtulamam. Bıkarım, usanırım.
Altın kıralı, vücutça her ne kadar bitkin görünüyorsa da zekâsı noktasından, pek taze, pek canlı görünüyordu. Bir takım, anlaşılmaz kelimeler mırıldanırken muhatabının halini göz uclyle kontrol etti. Ona dair zihninde hükümler verebilmek için kendisini tarttı. Şef, halinden bir 'şey belli etmiyorsa da, milyarder, onun fikirlerini sezer gibi oldu.
Hilkie, usluydu. Üzerine almış olduğu vazifeyi yürütebilmek içir» başka türlü olmasına da imkân yoktu. Fakat, J.J. Kerrison’un da bir dehası vardı. İşleri ve insanları tanımak hususunda cidden emsalsizdi.
İhtiyar en sevimi! sesiyle dedi kİ:
— Müessesemize bazı kimseleri sokarak altınların hazırlanması etrafında malûmat edinmek istlyormuş-sunıız. Böyle garip tahkikatın sebebi nedir öğrenebilir miyim?
Polis müdürü;
— Tabii -diye en munis sesiyle cevap verdi.
Sonra, sesini alçalttı. Esrar tevdi edercesine:
— Resmi bir sırrı size açmanın mesuliyetini üzerime alıyorum. Haber vereyim ki, son zamanlarda birkaç kalp paralar keşfedildi. Şimdiye ka-
Harbilen sonra Amerika kapı-
larını muhacirlere açacak mı?
Amerika ayanından Steıvart bu fikrin şiddetle aleyhinde bulunan ceryanın başına geçti
Amerika Birleşik hükümetlerinin en eski ve nazik meselesi muhaceret İşidir. Bu cumhuriyet teessüs ettiği zaman bütün nüfusu birkaç milyondan İbaretti. Bunlar da İngiltereden, Hollandadan ve şimali Avrupanın diğer memleketlerinden gelen muhacirlerdi. şimdi cumhuriyetin nüfusu yüz otuz milyondur. Yüz elli sene İçinde memleket nüfusunun üç buçuk milyondan yüz otuz milyona çıkmasında başlıca âmil Avrupadan durmaksızın akıp gelen muhacir selleri olmuştur. Hattâ Asyadan dn Amerlkaya muhaceret başlamış ve cumhuriyetin büyük okyanus sahilinde, bahusus Kallfornlyada Japon ve Çinli muhacirlerden müteşekkil bilyük nüfus: kütleleri peyda olmuştur.
Memleketin nüfusu son derecede arttıktan sonra buraya muhaceretin devamı dahili ve harici emniyet ve İnkişafı cihetinden büyük bir tehlike sayılmağa başlamıştır. Bu yüzden Amerikan parlamentosu kongrede muhaceretin leh ve aleyhinde birçok hararetli münakaşalar olmuştur. Fli-vâkl bu münakaşaların neticesi olarak muhaceret yasak edilmemiştir. Lâkin seneden seneye tahdldedilmlş-tlr. AsyalIların muhacereti ise belli başlı devletler İle Amerika arasında şiddetli ihtilâflar çıkmıştır.
Harbin devam etmekte olmasına rağmen muhaceret meselesi Ameri-kada ehemmiyetini kaybetmemiştir. Muhaceretin devamı lehinde veya aleyhinde nutuklar söyleniyor ve makaleler yazılıyor. Muhaceretin devamı aleyhindeki cereyanın başında ftyan meclisinde Tenessee hükümeti âzası olan Tom Stıvart bulunuyor. Bu siyasi adam şimali Amerikada bugün de bir milyon işsiz amele bulunduğunu ileri sürerek Avrupa muhacirlerine kapının sıkı sıkı kapanmasını İstiyor ve diyor ki:
«Harb sona doğru gittikçe şimali Amerikada muhaceret kanununun tadili lehindeki hareket kuvvet buluyor.. Buradaki ecnebi gruplar bu hususta muhtelif nlânlar hazırlıyorlar.
Amerlkadaki dini teşekküller, müfrit sol tahrikçiler ve yabancı kanda olan Amerikanlardan rey toplamağa çalışan politikacılar kanunun tadili lehinde yollar bulmağa çalışmakta ve bundan müspet bir netice çıkacağını da ümldetmektedlrler Bu hususta başlıca 4 Dİân İleri sürülüyor:
1 — Muhaceret kanunu ile her sene Amerlkaya gelecek muhacirlerin miktarı tesbit edilmiştir. Bu tahdidata göre 1939. 1940. 1941 ve 1942 senelerinde Amerlkaya kabul edilecek miktarı 600.000 kişidir. Halbuki harb dolayıslle bu dört sene İçinde Amerlkaya ancak 234.000 kişi gelmiştir. Binaenaleyh 366,000 muhacirin kabulüne kanun! bir mâni olmaması lâzım geliyor. Bu esasa dayanarak 1943. 1044 ve 1945 seneleri İçin tâyin ed! len miktarların üstüne fazla olarak 366,000 muhacir kabul olunmalı diyorlar.
2 — Harbden evvel bile bazı AvrupalI memleketler Amerlkaya göndermek hakkını haiz bulundukları miktardan tamamlle İstifade etmemişlerdir. 1935 den 1939 senesine kadar Amerika 750,000 muhacir kabul edecekti. Halbuki bu müddet zarfında ancak 168.000 muhacir gelmiştir. Niçin?
Münekkldler kabahat o memleketlerde değil Amerikan Hariciye Nezaretinin. muhacir olarak gelecek adamların haiz olması lâzım gelen evsafı aramakta gösterdiği fazla gayret ve taassupta olduğunu söylüyorlar.
dar. bunların menşe! bizce meçhul kaldı. Aradık, taradık beyhude. Şimdi artık, daha başka sahalara da girerek geniş mikyasta bir kontrolda bulunmalıyız.
Kerrlson, öksürerek:
— Anlıyorum. Ahlıyorum. —dedi.— Memurlarımdan birinin yahut bazılarının kalpazan veya kalpazanların şeriki olmasından şüphelenmektesiniz.
— Maksadımı iyi anladığınızı itiraf ederim, efendim.
Kerrlson:
— Bu takdirde, sizin meşru olan teklifiniz! red için hiç bir sebep yoktur. -dedi.
Boş bardağını İtti: elini polis müdürünün koluna koyarak devam, etti:
— Tahkikatınızı sonuna ulaştırmanız için size bütün kolaylıkları göstersinler diye çalışacağım. Siyasi fikirlerim, her ne kadar şimdiki hü-kûmetlnklne uymuyorsa da. o cihet başka meseledir. Adalete hizmet etmekse büsbütün başkadır, Yarın sabah ben! görmek için buraya geliniz. Size, madenlerimin ıımıım müdürüne hitaben yazılmış bir mektup vereceğim. ^öylelikle, bütün atölyelerimin, tezgâhlarımın kapılan emrinize açılacaktır. Bahsi seçen mektubu si-re şimdi verirdim amma, hususî kâtibimin annesi, tehlikeli surette hastadır; adamcağız, Neıv-York'un ta I
Muhacirlerin evsafını tâyin edecek İdare usulü tadil edilmedikçe muhacirlerin azalacağını İleri sürüyorlar.
3 — Amerika kıtasının şimali garbisinde bulunan ve Cumhuriyete alt olan Alaska arazisinin kayıtsız şartsız yabancı muhacirlere açtlarak burasının mamur bir büyük ülke halini almasını İleri sürüyorlar.
4 — Şimal! Amerika Cumhuriyetinin sahillerinde muhtelif (serbest liman» nuntakalarını?FTes!ş »dilmesi ve buralara muhacirlerin değil yabancı mültecilerin kabul edilmesi lehinde kuvvetli bir cereyan vardır Bu mülteciler daimi surette Ameri-kada yerleşip kalmıyacaklar ve harbin sonunda memleketlerine döneceklerdir. Hakikaten son günlerde Amerika Cumhurrelsl tarafından New - York hükümeti dahilinde Osvvego’da bir serbest liman tesis edilmiş ve şimdiden buraya bin kadar mülteci kabul olunmuştur.
Yabancıların «muvakkat olarak» kabulü İddiaları boş bir şeydir. Çünkü bunlar bir defa Amerikan topraklarında yerleştikten sonra harbin sonunda memleketlerine ladesi gad-darane ve İnsaniyetsiz bir hareket sayılarak Amerika (!? kalmalarına çalışılacaktır.
Alaska'ya yabancı muhacirlerin ; kabulü mahzurludur Buraya yerle-I şen yabancı muhacirlerin cumhuriyetin ana topraklarına girmeleri vaşak edllemlyecektlr. Çünkü, serbestçe dolaşmak kanuni hakları olacaktır.
Harb bittikten sonra Amerikanın muhacirlere kayıtsız şartsız açılması Avrupa kılası memleketleri İçin bir yardım olacağı ve buradaki sıkıntın hafifleteceği iddia olunuyor. Bir kaç yüz bin muhacirin gelmesi Avrır-padakl nüfus kesafeti İçin tesirli »e ehemmiyeti! bir hafiflik olmıyacnk ve geride kalanlara bir fayda tenim etmlyecektlr Amerikanın muhacerete kapılarını gerisine kadar açmakla Avrupada harbden sonra kendisini gösterecek işsizliğin hnflfllveceğl '••l-dia ohmuvnı
Avrupada İşsizler» azıtılalım diyerek Amerlkadaki zaten çok olan ş-sizlerin sayısını büsbütün arttıralım mı? Sulh zamanlarında Amerikanın en korkunç meselesi işsizliktir 1931 ile 1940 seneleri arasında Amerika 'a işsizlerin sayısı altı milyon İle on İki milyon arasında idi. Harb bittiği za-ı man on bir milyon erkek ordu ve donanmada terhis edilecek ve harb sanayii fabrikalarından da on beş milyon ameleye yol verilecektir.
Bu kadar insana İş bulmak İçin uğraşılacağı bir zamanda Avrupadak! işsizlere Amerlkaya girmeleri içla müsaade vermek memleketin emniyetine karşı cinayet olur.
Bunun için ben ayan meclisine Amerikada işsizlerin sayısı bir milyondan aşağı bir miktara inmedikçe hariçten hiç bir muhacir kabul edilmemesi hakkında bir kanun lâyihası teklif ettim
Bütün clhun milletler! arasında ış bfrllği yapılması dâvası gütüldüğll bir sırada Amerikanın kapılarını muhacirlere kapaması bir büyük hata olacağı söyleniyor. Halbuki hakikatte milletler arasındaki iş birliği v» kalkınma İşleri İle muhaceret arasında bir münasebet yoktur. Avrupa milletlerine nüfusunun az bir kısmını kabul etmek suretile değil milyonlarca nüfus için yiyecek ve mesken tedarik etmek ve sıhhatlerini korumak ve çiftlik ve sanayiini ihya etmek ile daha müessir yardımda bulunmuş oluruz.
(Devamı " nci sahifede)
öteki kısmına gitti Bu iş yarın sabaha da kalsa zarar yoktur değil mİ?
Hllkle. böyle bir milyardere fada kafa tutmanın lüzumsuzluğunu an-lıyarak:
— Hay .hay i Teşekkür ederim. Siz* minnettarım, -dedi.
— Anlaştık demek? Yarın saat dokuzda - Dairem ikine! kattadır. Allaha ısmarladık, efendim.
El sıkıştıktan sonra, Hllld», birkaç adım ayrılmıştı; Kerrlson ona seslendi.
— Şu cihet: Tedavüldeki kalp paralar ehemmiyetli miktarda mı?
— Tam vaziyeti söyllyemem. Fakat, oldukça vahim bir durumda bulunuyoruz.
Kerrlson, merdivene doğru yürürken:
— Ya? Vah, vah! Pek eseflenelim doğrusu! -diye homurdandı.
Çok geçmeden, geniş ohiuzIti, merdivenin dönemecinde kayboldu. Bastonunun mermer merdivenlere hâlâ vurduğu İşitiliyordu.
Hllkle, garsona, giden Kerrlson'u arkasından işaret ederek:
— Altın kiralının pek parlak vaziyeti yok! -dedi.
şayet onu lüks dairesine kadar teşyi etmiş olsaydı, Hilkle*nln intibaı elbette başka türlü olurdu.
(Arkası var)
A IC $ â ?.t
,q->%ir 7
1 — İŞ ARIYANLAR
TANINMIŞ BİR ŞİRKET MUHASEBECİSİ — Serbest saatlerinde İş arıyor. Askerlikle ulAkası yoktur. îngt-ftace blHr. P. K. Kadıköy 1 telefon 80523 1022 —
ALAFRANGA VE ALATURKA YEMEK PİŞİRMESİNİ BİLEN — Bir genç bayan İcabında vekilharçlık ve evin diğer işlerini de deruhde etmek üzere Hy bir aile nezdlnde iş aramaktadır. Taliplerin Akşamda «Şans» rii-muzuna müracaatları. 1Ö48 —
HAMUR İŞİ VE YEMEK PİŞİRMESİNİ İYİ BİLİRİM — Altı yaşındaki gayet iyi terbiye görmüş kız torunum yanımda kalmak üzere çalışmak mecburiyetindeyim. Akşam gazetesi Ayşe rümuzuna mektupla müracaat.
1049 — 2
18 YAŞINDA — Orta okul mezunu bir genç resmi veya husus bir mü-essesede iş arıyor. Taşraya da gidebilir. «Akşam gazetesinde S. T. M rii-muzuna yazı He müracaat».
1053 —
- İŞÇİ ARIYANLAR
ORTA İŞLERİ — Bir kişinin ev işlerini görebilecek bir bayana İhtiyaç vardır. Beyazıt: (Baysal Biçki Kursu) na müracaat. 1018 —
YAZIHANE VE TELEFON İŞLERİ İçİN — Yazısı güzel bir bayan alınacaktır Milliyeti mevzu bahis değildir. Saat 10-19 arası Beyoğlu İstiklâl caddesi 54-2 Telefon: 43376.
1050 —
MODEL — Fotoğrafları «GİYİM» mecmuasında neşredilmek üzere muhtelif bayanlara ihtiyaç vardır. Kendilerine yapılacak elbise-K-rdcn Imûliye ücreti alınmıvacaktır. Beya-nt: 'Baysal Biçki Kursu) na müracaat 1019
DAKTİLO — Yazısı okunaklı hesabı kuvvetli, terziliğe hevesli bir bayana İhtiyaç vardır. Daktilo bilenler tercih olunur. Beyazıt: (Baysal Biçki Kursu) na müracaat. 1020 —
DAKTİLO ARANIYOR — Türkçe ve Fransızcayı çok iyi bilen bayan daktilo aranmaktadır. Her gün saat ondan on İkiye kadar Rızapaşa yokuşu Fincancılar Çıkmazı Ak han 16/18 No. ya müracaat edilmesi
1044 — 1
EŞYA
J - SATILIK
SATILIK OTOMOBİL — Fiat markalı 37 model az kullanılmış beş lâstiği İyi vaziyette. Adres; Fatih Fırın sokak No. 8 Dokuma Fabrikası.
996 —
SATILIK SEPETLİ VE SEPETSİZ MOTOSİKLETLER — Sultanahmet Gülhane Parkı kapısı yanında Soğuk-çeşme yokuşu 38'1 boyahaneye müracaat 1009 — 2
SATILIK OTOMOBİL — Lâstikleri iyi vaziyette, hususî olarak kullanılmış, Plyıuouth marka kapalı tenez-züh otomobili. Bahçfkapi Cermanya hanında Fomslm İnşaat Şirketine müracaat. 1015 — 3
MEŞRUTİYET DEVRİNDEN EVVELE AİT — Eski Hayal tasvirleri. Hayal piyesleri, Tulûat oyunları piyes ve ilânları, tiyatro kartelâİarı, her çeşit ayrı ve toplu artist ve oyun resim 1 eri elinde olup da yüksek bedel He ■atmak isteyenler: (Babıâll caddesi -Reşit Efendi han) İçinde «M. Ralf Oğan» firmasına yazsınlar, yahut müracaat eylesinler. 1024
(HAYALÎ KÂTİP SALİH) E AİT — Resimli kar telâ — ilânlar iie yine ona ait Karagöz piyesleri elinde olanlar; yüksek bedel He satmak İsteyenler, (BabIâli caddesi - Reşit Efendi han) İçinde »M. Raif Oğan» firmasına yaz-jıntor. yahut müracaat eylesinler 1028
ESKİ TİYATRO, TULÛAT, KARAGÖZ İLÂMI,Kl ARIYORUM —(Meşrutiyet) den evvelki devirlere ait ol-, mak şarllyla elinde bulunup satmak, yahut fotögrafislni aldırmak isteyenler: (Babıâll caddesi - Reşit Efendi hanında) «M. Ralf Oğan» firmasına müracaat etsinler. 1027 —
KUKLACI O SEP SI V ACIYAN — Merhumun kukla piyeslerini ve kendi resmini arıyorum, yüksek bedel verilecektir. Mektupla yahut gelinerek müracaat adresi: (Babıâll cadde-, M - Reşit Efendi han- içinde .M. Ralf Oğan»__________________________1026 —
HAYALÎ TOPKAPILI TAKFOIUA AİT — Karagöz oyunları defterleri, tasvirleri elinde olup (ja satmak İsteyenler, (BabIâli caddesi - Reşit Efendi han) İçinde «M. Ralf ögan» llrnıa-nna yazsınlar, yahut müracaat eylesinler. 1025 ~~
BAKKALLARIN NAZARI DİKKATİNE — Her boyda kese kâğıdı kasap ve sargıhk kâğıt ucuz flatle satılır. Müracaat: Eminönü Tahmis cad. Kalçın Sok. No 13__1057 — 2
HAYAT ANSİKLOPEDİSİ — Çok az kuUanılmış tamamı 10 cilt satılıktır. İsteyenler Ga latada Bankalar caddesinde Bozkurt hanı 8 numaraya müracaat edebilirler. 1047 —
SATILIK ORK — Yeni bir ork satılıktır. Müracaat: Telefon 21518 veya 60917 ye müracaat. 1055 — 1
KÜÇÜK BOYDA İLK ÇIKAN SABAH — Gazetesi ile Londrada basılan (Hürriyet) ve Parlste Ali Suavinln çıkardığı Ulûm gazeteleri koleksiyonlarını arıyorum. Satmak isteyenler: (Babıâll caddesi - Reşit Efendi han) içinde «M. Ralf Oğan» firmasna yazsınlar, yohut müracaat eylesinler. 1030 —
— Kiralık — Satılık ACELE SATILIK — Biri Kadıköy Moda Badem sokağı diğeri Erenköy Ethem Efendi sokak asfalt üstünde Kadıköydekl kftrgir ve beton. Her İkisi konforlu ve modern ve bol güneşli İstanbul 4 üncü Vakıf han birinci kat 30 numaraya alıcıların 1 -2 ye kadar müracaatı. Tel. 23847 1054 — 1
5,000 LİRADAN 506,000 LİRAYA RADAR — Istan bulun her yerinde apartman, ev, mağasa, imalâthane, fabrika, arsa ve çifllk almak ve satmak istiyenler. Kârlı İşi olup da devretmek İstlyen veya almak istl-yenler Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük Parmakka.pi köşe başı 4 No. kat 2 Tel: 42396 Suhulet Emlâk Zarif Özalp 910 — 5
7500 LİRAYA — Satılık köşk Mal-tepede istasyona 2 dakika mesafede beş odalı İki katlı bahrril köşk Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu Galata Ömerâblt han 2 nel kat 23 Telefon: 42368 1045 — 2
SATILIK — Şişlide konforlu be; daireli acele satılık apartıman. İzahat İçin her gün saat 9 - 2 ye kadar (81519) telefon. Mutavassıt kabul olunmaz. 1046 — 3
SATILIK KİGİR EV — Üç katlı 5 oda, mutfak, elektrik, terkos, havagazı, bahçesi bulunan Kadıköy Altı-yol Çilric sokak 77 No. lı ev satılıktır. Görüşmek için: Telefon 21518 - 60917 müracaat. 10 56 — 1
KİRALIK — Bir odadan altı odaya kadaı banyolu kaloriferli müstakil möble apartıman katlan Ve pansiyonlar Beyoğlu İstiklâl caddesi 54/2 Yıldız Emlâk Telefon 43376 1051 —
15 VE 25 BİNE İKİ APARTMAN — Beyoğlunda kâgir mazbut havagazlı İyi gelirli acele ayrı ayn satılıktır. Beyoğlu İstiklâl caddesi 54'2 Yıldız Emlâk Telefon 43376 1052 —
SATILIK EV — Kadıköy Talimhane Halidağa sokak No. 64 yedi oda, manzara içindekilere, ve Recal zade sokak 62 No. da bayan Remziyeye. 966 —
SATTT.rK EVLER VE ARSA — Ni-şantaş Rumeli caddesinde on odalı, Beyoğlu Tomtom mahallesi Çukur-bostanda dört odalı erlerle Fcneryo-lunda Bağdat caddesinde İki dönümlük arsa satılıktır. 84152 numaraya öğleye kadar telefonla sorulmalı. 992
NATAMAM İNŞAAT — BUıimum inşaat ve fennî mesuliyet hesap İşleri deruhte edilir. Bv ve mağazaların tamire muhtaç olanları derhal işe başlamak ve yıkılması icakeden emlâkin enkazını kabul eder. Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyiik Parmakkpaı köşebaşı 4 No. kat 2 Tel: 42396 Suhulet Emlâk Zarif Özalp 911 — 5
FABRİKA İÇİN KİRALIK MAHAL — Gedlkpaka caddesi No. 97 eve müracaat, pazardan maada her gün saat 2 - 4. 998 —3
SAİ ILIK EMLÂK VE KİRALIK YER ARANIYOR — Müessesemizden emlâk İstlyen birçok müşteri bulunduğundan, küçük büyük her nevi emlâk, arsalarını, satmak kiralamak is-teyenrlrin Büromuza müracaatları: Oalatada Rıhtım caddesi Kefeli Hüseyin han No. 2. Tel: 43840 1023 —
PANSİYON ARANIYOR — Bekâr bir bay İçin samimi bir aile nezdln-de konforlu bir yer aranıyor. Ayas-)ttşa, Talimhane ve civarı tercih edilir. Fazla tafsilât İçin 20096 ya telefon edilmesi. 1016 —
BÜYÜKADADA 8500 LİRAYA — İskeleye bir dakika mesafede yurım dönüme yakın bahçesi ve senede 900 lira kira getiren 3 odalı kâgtr ev acele satılıktır. Ferdi selek Tiirk Emlâk Bürosuna müracaat. Galata önıerâblt han 2 nel kat 23 No. Telefon 42368
WD0
DEVREN KİR-1LNK DÜKKÂN — Mahmutpaşa YeşHdirek Direk’I han Sok. No. 2/1 imalâtha»e ve depoya elverişli. Bahçekapı Kutlu han No. 5 te bay Şcrefettln Gözen'e müracaat 1023 — 2
ANADOLUHİSARINDA YALI — Çlftehavuzlarda Bostancıda Heybeli-ndada Büyükadada Şişlide acele satılık villâlar. Tafsilât, Hat ve satın almak İçin Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna müracaat edilmelidir Galata ömerfibit han 2 nel kat 23. Telefon: 42368 1Q34 _ 4
DFVREN SATILIK DÜKKÂN - Ge-dlkpaşa Ballpaşa yokuşunda 16 No.lı bakkaliye dükkânı sahibi taşraya gideceğinden devredilecektir, Içindekl-ne müracaat. 1043 — 4
dikkat — Bahcekapı Yalı Köşkü caddesinde (Topkapı - Yedlkulc tramvay durak caddesinde) her işe elverişli bir dükkân acele devredil'çektir. Müracaat tel: 43376 1041 —
KİRALIK — Sıcak su, elektrik, havagazı, alafranga banyo, mutfak 2 odalı apartıman dairesi Adres: Beyoğlu Boğazkesen No. 64 saat 10-12 arası. 1035 —
G MÜTEFERRİK
ORTA - LİSE TALEBELERİNE — Tuna Dersevlnde riyaziye - fizik -kimya - lisan derlserl verilir. Pazardan başka her gün saat 14-18 arasında müracaat. Tuna Dersevi Atatürk bulvarı No. 88 İstanbul - Aksaray. 995—11
ALMANCA DERSLERİ — Bir Avru-1 palı öğretmen bayan büyüklere, ve : lisan derslerine devam etmek Istiyen .talebelere üniversite talebelerine ve doktorlara gramer ve mükâlcme dersi veriyor. Her yere gidebilir. Akşamda A. B. C riimuzuna mektupla müracaat. 1031 — 1
SERMAYE — 300(1 - 5600 Hra sermaye koyabilecek ye bilfiil çalışabilecek bir arkadaşa İhtiyaç vardır. Emekliler tercih olunur. Beyazıt: P. K. 19 a mektupla, müracaat.
1021 —
BİR ALMAN BAYAN ÖĞRETMEN — Bir Türk vatandaşı Alman kolay metodla müptedi'.er? ve Verilemiş talebelere İyi ders verir Pazardan maada her gün 3,30 - 8.30 a kadar İstiklâl caddesi 133 No.lı Haşan Bev apartıman arka merdiven. 6 No. ya müracaat. 1032 — 2
MEKTUPLARINIZI ALDIRINIZ
Gazetemiz idarehanesini adres olarak göstermiş olan karilerimiz-den
EA- W - M.M.E namlarına gelen mektuptan rehanemizden aldırmaları olunur.
idarice
İLAN
8uadlye Şaşkın bakkal yeni Bursa erzak pazarında Şükrü Gümüştin 1 mart 945 tarihinden İtibaren zlkrolunan firmadan kati olarak alâkasını kesmiştir. Tesblt edilen borçlu ve alacaklıların Şükrü Yakut ve yeğeni Fuat Yakut’u tanıması İlân olunur.
Şükrü Yakut ve Fuat Yakut
KÜÇÜK İSMAİL MERHUMA AİT— Tulûat oyunları piyesleri elinde olup da satmak, yahut kopyesinl vermek isteyenler: (Babıâll caddesi - Reşit Efendi han) içinde «M. Ralf Ogaib. firmasına yazsınlar, yahut müracaat •ylcfiinü-r. i 024 __
SATILIK ÇOK KIYMETLİ VE NADİDE ARSA — Çlftehavuzlarda deniz kenarında denize yüaü 100 metre olan 16880 metrekare arsa acele satılıktır. Tafsilât ve flal hakkında gö- i rüşmek -üzere Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna müracaat edilmelidir. Galata Ömerli bit han 2 nel kıt 23 No L Telefon 42388 999 __ 3 ^||
Harbden sonra Amerika kanılarını muhacirlere acacak mı
(Baş tarafı 6 ncı sahifede)
Yine iddia olunuyor kl Amerikanın kapılarını muhacerete sımsıkı kapaması diğer milletler tarafından gayri dostane bir hareket sayılacakmış? Böyle bir iddiayı akıl ve mantık kabul edemez.
Kendi kapılarını yabancılara karşı sımsıkı kapamış olan memleketler Amerikava karşı nasıl şikâyette bulunabilirler? Bugün İngiltere adalarına İngiltere İş Nezaretinin hususi bir
müsaadesi olmadıkça hiç yabancı giremez. İngiltereye doktor, hukukşlnas ve acemi İşçi mutlak surette kabul edilmiyor. Tam yetişmiş İşçinin de Büyük Britanya-ya kabul edilmesi için bu adamların aslında İngiliz kanından olması lâzımdır.
Kaııadaya Avrupadan hemen hemen hiç muhacir kabul edilmiyor. Yalnız zengin çiftlik sahipleri kendi paraları İle çiftlik kurmak İçin buraya girebiliyorlar. Avustralya şimdi yalnız İngiliz muhacirleri kabul ediyor. Fakat bunlar için AvustralyalI bir kefil ve elli sterlinlik bir para İstiyor. 1925 senesinden beri Avrupanın karaşından buraya hiç bir muhacir kabul edilmemiştir, çünkü bunların temsil edilemediği İleri sürülüyor. İngiliz muhacirlerinden yukarıdaki evsafı haiz olanlar bile tahdidata tabidirler.
Diğer memleketler ve bahusus Lâtin Amerika hükümetleri muhacereti hoş görmüyorlar. Mahdut sayıda kabul edilen muhacirlerden bile yerli İşçiler ve meslek adamları ile rekabette bultınmıyacaklanna dair taahhütname alınıyor. Şimdi birkaç memleket mültecilere karşı âlicenap davranıyor. Fakat bu siyaset muvakkat mahiyettedir. Bazıları şimdiden dâvetl kesmişlerdir. Zulüm ve gadre uğrayan milletleri Amerikaya kabul etmek eski bir ananemiz olduğu İleri sürülüyor. Bunlara cevaben denlle-I bilir kl Avrupayı kurtarmak İçin bu kadar kan ve dolar sarfedlyoruz. Orada hürriyet seven adamlar var İse bizim yardım ettiğimize güvenerek hürriyeti temine kendileri çalışsınlar. Bunlar hürriyet âşıkı değilseler kendilerini ne diye Amerikaya kabul edeceğiz.
Şimali Amerika müttehit hükümetleri cumhuriyeti arazisine Avrupadan gelecek muhacirleri tahdide tabi tuttuk. Fakat Kanada ve Lâtin Amerikadan gelecek muhacirlere karşı hiç bir kayıt ve tahdit yoktur. Son zamanlarda Avrupadan L&tin Amerika memleketlerine birçok mülteci gelmiştir. Bunlar orada hemşe-rilerlnin hakkını iktlsabederlerse şimalî Amerikaya gelmekte hiç bir engel İle karşılaşnuyacaklardır. Binaenaleyh bunların da gelmelerini yasak edecek kanuni ahkâm koymalıyız.
Velhasıl muhaceret siyasetini değiştirmeği düşünecek münasip vakit henüz gelmemiştir. Eskiden muhacirleri bllâ kaydüşart kabul ettiğimiz zamanlarda memleketin nüfusu seyrek olup İktisadî manzumesi sade İdi. Artık böyle bir vaziyet yoktur. Memleketimizde işsizlerin sayısı bir milyondan aşağı bir miktara İnmedikçe AvrupalI muhacirleri kabul etmeği düşünemeyiz.» — F.
Göz Mütehassısı
Doktor Cemil Göriir
Cagaloglu Nuruosmaniye caddesi O«man Şerefeddin apartıman No. 5 Hastalarını pazardan başka her gün saat I 4 ten 1 7 ye kadar kabul eder.
Salı günleri Fukaraya mecca- -nen bakılır.
Türkiye iş Bankası
Küçük carî hesaplar
1945 ikramiye plânı
ÇEKİLİŞLER: 26 ocak, 2 Mayıs, 24 ağustos, 1 kasını tarihlerinde yapılır.
_ 1945 İKRAMİYELERİ —
1 adet ARSA (İstanbul’da Büyü k Yalı’da Ada: 164, parsel No. 4, 923 M2.)
1 Adet 2000 Liralık — 2000.— Lira
3 » 1000 ■ e- 3000.— •
4 ■ 500 ■ ■B 2000.— >
10 » 200 » — 2000.— »
25 » 100 > — 2500.— »
100 » 40 * — 4000.— »
150 • 20 * — 3000.— »
300 10 • 3000.— k
[
Cinsi
İnhisarlar U. Müdürlüğünden:
Miktarı
J
Mühür kurşun teli 2.050 kilo
Çenber slklop 240 ton
1 — Yukarda cins ve miktarı yazılı malzeme pazarlıkla satın alınacaktır,
2 — Pazarlık 13. 3. 945 salı günü saat 9.30 da Kabataşta levazım şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Numuneler her gün adı geçen şubede görülebilir.
4 — İsteklilerin % 15 güvenme paraslyle belirli giin ve saatte mezkûr komisyona müracaatları İlân olunıır.
5 — idare İhalede serbesttir. (2439)
★
Cinsi_________________Miktarı________Eb’adı_______________________________
Rulman 384 adet Muhtelif
Bakır boru 2375 adet >
1 —- Yukarda cins ve miktarı yazılı malzeme pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — pazarlık 3. 4. 945 salı günü saat 10 da Kabataşta levazım şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Eb’atları gösterir liste her gün adı geçen şubeden alınabilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte % 15 güvenme paralariyie mezkûr komisyona müracaatları ilân olunur,
5 — İdare kısmen veya tamamen İhalede serbesttir. (2869)
Kabataş Erkek Lisesi Satın Alma Komisyonu
Başkanlığından: l_L
Muhammen bedeli__İlk tenün^P
89.25 û_
_____ÇN
Cinsi Makarna Şehriye Portakal
Miktarı
1500
200__________
2000 (00 lık) 2000 (80 ilk) 2000 (100 lük >
70
70
13 10 45 o
___________________________________________Z____________________________C
Tavuk eti 500 kilo 190 71.25 O
Lisemiz pansiyonu İçin lüzum olan mevcut şartnamesinde evsafı te£m bit edilen yukarıda cins miktar muhammen bedeli ve İlk teminatları yaL. züı yiyeceklerin üç şartname içinde 5. 3. 945 pazartesi günü saat 15 tfl) İlseler muhasebeciliği binasında toplanan komisyonda yapılan açık ek> slltmeslnde talip çıkmadığından ihalenin 16. 3. 945 cuma günü saat 10,3Q) da İcrasına karar verilmiştir. Şartnameleri okulda görebilirler. İsteklilefl) rln ilk teminat makbuzu ve hal senesi ticaret odası vesikaslle komisyoofr-müracaatlan. (2849)
»
Dev'et orman işletmesi Karabük -o revir anrrl'ğ nden fg
1 —Hanköy İstasyon deposunda mevcut 800 kental çıra açık arltırmfl)
suretile satılığa çıkarılmıştır. /\
2 — Arttırma 12/3/945 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 15 ar* revir binasında yapılacaktır.
3 — Kentalinin muhammen bedeli 7.50 liradır.
4 — % 7,5 hesablle muvakkat teminatı 450 liradır.
5 — Şartname Ankarada Orman Umum Müdürlüğüne Bartın Revlf amirliğinde görülebilir.
6 — İsteklilerin teminatları İle birlikte belirli gün ve saatte komisyona
müracaatları. (2551)
Gümrük muhafaza genel komutanlığı İstanbul Lavazım Amirliğ satın alma Komisyonundan
600ü takım yazlık er elbisesi dikimi kapalı zarf usullyle eksiltmeye konmuştur. Muhammen bedeli «15.000* lira, ilk teminatı tI125» Hradır,
Eksiltme 19 mart 945 pazartesi günü saat 15 dedir. Şartname vc numunesi her gün komisyonda görülebilir. İsteklilerin teklif mektuplarını en geç eksiltme saatinden bir saat evveline kadar Galata Mumhane caddesi No. 54 deki komisyona vermeleri. «2081»
Devlet Orman İşletmesi Karabük Revir amirliğinden :
1 — Eskipazar kereste fabrikası sahasında mevcut 210, 703 M3 çam ve 545, 125 M3. göknar kerestesi açık arttırma sur etile satılığa çıkarılmıştır.
2 — Arttırma 19. 3. 945 pazartesi günü saat 15 de revir binasında yapılacaktır.
3 — Çam kerestelerinin metreküpü 183,16, lira köknar kerestelerin metreküpü 157,27 liradıır.
4 — Muvakkat teminat % 7,5 hesablle alınacaktır.
5 __ Şartname Ankarada orman umum müdürlüğü ve bartın revir amirliğinde görülebilir.
8 — İsteklilerin teminatları İle birlikte belirli gün ve saatte komisyona müracaatları. (2691)
4000000 Tuğla ahnacaktır
Emlâk Bank yapı Limited şirketinden:
Ankarada Bakanlıklarda Şükrü Saraçoğlu mahallesinde yaptırılmakta olan memur evleri inşaatında kullanılmak ve haziranın on beşine kadar teslim olunmak üzere dört milyon tuğla alınacaktır. Taliplerin 15/3/945 tarihine kadar Ankarada Emlâk ve Eytam bankasındaki şirket merkezine veyahut Emlâk ve Eytam bankası İstanbul şubesine müracaat ederek bu husustaki şartnameyi görmeleri ve yazı ile fiat teklif etmeleri ilân olunur. (2819)
Türkiye îş Bankasına para yatırmakla yalnız para biriktirmiş ve faiz almış olmaz, aynı zamanda tabinizi de denemiş olursunuz.
Satılık mamul çam kerestesi
Devlet Orman işletmesi Manavgat revir amirliğinden;
1 — Üçırmak Bölgesine bağlı Mersin serisi emvalinden olup Homa Köyü rampasında Manavgat Irmağı kenarında muntazam istifte mevcut 2040 adet denk 260 M3. 542 D3. çam kerestesinin beher metreküpü 90 liradan açık arttırmağa konmuştur.
3 — Arttırma 12/3/945 pazartesi günü revirde yapılacaktır.
3 — Muvakkat teminat 1354 Uradır.
4 — Şartname orman umum müdürlüğünde revirde, Antalya,. Alanya, Mersin revirlerinde ve Akseki Bölge Şefliğinde görülebilir.
5 — İsteklilerin muayyen giin ye saatte revire müracaatları. «2792»
1 ■— Büyük Fırsat
Rönesans İtalyan giizc) yemek odası takımı. Acem halıları, biblolar, büyük üstadlann tabloları, konsollar, dolablar, kristofl gümüş takımları satılıktır. Ayazpaşada Kamarot sokağında İzmir Palas ikinci kapı No, 1 saat 10 - 13 ve 15 - 18 arasında müracaat
Istabul Belediyesinden:
Hususî idare ve Belediye emekli ve * öksüzlerinin üc aylık maaşları veriliyor Hususi İdare Belediye
1 — 250
251 — 500
501 — 702
1 — 450
461 — 850
851 — 1000
8/Mart/945 Perşembe 9/Mart/945 cuma 10/Mart/945 cumartesi
1001 — 1414 12/Mart/945 pazartesi
Mart İlâ mayış 945 iiç aylıklar yukarıda gösterilen günlerde verileceğinden alâkadarların maaş ve nüfus cüzdanlariyle birlikte Ziraat Bankasına müracaatları. (2678)
Bahlfe 8
AKŞAM
7 Mart 1945
BAKIR SATIŞI
Eti Bank İstanbul Şubesinden:
Yurt içinde istihlâk edilmek şartUe Kuruçeşme bakır depomuzda aşağıda yazılı flütlerle bakır satışı yapılmaktadır.
Bllster bakırı tonu 1100 Türk lirası depo teslimi, Refine bakırı tonu 1350 Türk lirası depo teslimi. Müracaat yeri: Galata Bankalar caddesi No. 69 Etlbank muamelât servisi. ______________
Genel Kurul Toplantısı bmh
İstanbul verem mücadelesi cemiyetinden:
Derneğimizin ana tüzüğündeki değişikliğin tasarısı konuşulmak üze--re 10. 3. 1945 cumartesi günü saat on dörtte olağanüstü ve aynı gün saat on beşte mutat olarak Cağaloğlunda etıbba odası salonunda yapılacak geneL kurul toplantısında sayın üycerlmizln bulunmalarını ica ederiz l
Bilecik Nafia Müdürlüğünden:
1 — Eksiltmeye konulan İş: Blleclkte İnşa edilecek muhascbel hususiye binasının ..29964» Ura o02» kur/Ş keşif bedeli inşaatıdır.
2 — Bu iş'n muvakkat teminatı »2247® lira «30» kuruştur.
3 — Eksiltme 21 3 945 ci çarşamba günü saat 15 de hükümet konağı binasında toplanan dr-lm! encümence kapalı zarf usullyle yapılacaktır.
4 — Eksiltmeye girecekler bu işe alt şartname ve buna müteferrl evrakı nafla müdürlüğünde görebilirler veya 150 kuruş bedel mukabilinde nafıa müdürlüğünden alablUrler
5 — 10 bin liralık yapı işlerini yapmış isteklilerin eksiltme tarihinden en az üç gün evvel bir İstida i’e Bilecik vilâyetine müracaatla bu gibi İşleri yanabilecekleri!!? dair ehliyet vesikası almaları lâzımdır.
6 — Ek i itmeye iştirak edecek’erln beşinci maddede yazılı vesaik ile 943 mali yılına alt ticaret odası vesikası ve muvakkat teminatlarını havi Olarak 2490 sayılı kanunun tarlfntı dairesinde hazırlayacakları kapalı zarflarını 3 üncü mad ’ede vaz-lı vakitten bir saat evvelin» kadar daim! encümen reisliğine makbiı mukabilinde vermeleri lâzımdır.
Postada vuku bulacak gecikmeler kabul edilmez. (2503)
E, Bivas ve Şürekâsı Kollektif Şirketi
Tasfiye Memurluğundan
İstanbul ikinci Ticaret mahkemesince (E. Bivas ve şürekâsı) kollektif şirketinin fesh ve tasfiyesine karar verilmiş olduğu sicilli ticaret gazetesinin 24 şubat 945 tarih ve 5463 sayılı nüshasile tescil ve Hân edilmiş olduğundan Ticaret kanununun 45i inçi maddesi hükmüne tevfikan mez-laır şirketten alacağı ve borcu olanların vesalklle birlikte Bahçekapıda Taşhanda 29 numarada tasfiye memuru avukat Şevki Tuna'ya müracaat eylemeleri Hân olunur.
Hali tasfiyede E. Bivas ve şürekâsı kollektif şirketi tasfiye memuru Şevki Tuna
Denizyolları işletmesi Kooperatif
Şirketi irfare Meclisinden :
945 senesi adi umumi heyet toplantısının 5. 3. 945 pazartesi saat 14. 30 da Galatada Yeni Yolcu salonu binasında yapılması kararlaştırılmış ve lâzım gelen ilânat yapılmış İse de belirli günde ekseriyet hasıl olmadığından toplantının 22 mart 945 perşembe günü saat 16.30 da aynı mahalde yapılması kararlaştırılmış olduğundan sayın ortakların belirli günde hazır bulunmaları rica olunur.
R U Z N A M E:
1 — İdare meclisi raporunun okunması,
2 — Mürakipler raporunun okunması,
3 — 944 senesi bilanço, kâr ve zarar hesaplarının tetkik ve tasdiklle İdare meclisi azaları ve müraklplerln ibrası,
4 — Temettü tevzii hakkında karar ittihazı.
5 — İdare meclisine aza intihabı,
6 — Müraklplerln intlhablle ücretlerinin tayini.
Ankara Belediye Reisliğinden:
Şehir su işleri idaresinde açık olan fen müdürlüğüne yüksek mühendis alınacaktır.
Kadro ücreti 500 lira ve ihtisas mevkiidir. Makina mühendisleri tercih edilecektir. 31/3/645 tarihin? kadar Havuzbaşında Emniyet âbidesi karşısında su işleri İdaresine müracaatları İlân olunur. «279%
Inhisar’ar umum müdürlüğü İstanbul Bira Fabrikası Müdürlüğünden
Pazarlık günü
25 adet Motöl 13/3/M5
70 ton saman 14/3/946
1 —) Yukarıda cins ve mlkdarları yazılı motör ve samanlar pazarlık suretlle satılacaktır.
2 —) Pazarlık hizalarında yazılı tarihlerde saat 10 da inhisarlar İstanbul Bira Fabrikası Müdürlük binasında mubayaa komisyonunca yapılacaktır.
3 —) Şartname motörler ve arpalı samanlar her gün adı geçen Fabrikada görülebilir.
4 —> Güvenme parası % 15 dir. «2027»
Mahdut mesuliyetti T. C. D. D. Y. ve Limanları
1 inci işletme Müdürlüğü Memur ve Müstahdemleri istihlâk Kooperatifinden:
Kooperatifimiz Genel Kuruntunun normal yıllık toplantısı 24 Mart 945 aumartesl günü saat 11 de Haydarpaşadn 1 inci tşlutme Müdürlüğü blna-•ındakl hareket kursu salonunda yapılacağı sayın ortaklara bUdJrlllr.
Gündem:
1 — Yönetim kurulu yıllık ıaporu
2 — BJl&nço, kâr ve zarar hesaplarının tetkiki
3 — Müraklp raporu
4 — Yönetim kurulunun İbrası ve yeni seçim. «2877»
inşaat bakım şefi aranıyor
Karabük Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları Müessesesi Müdürlüğünden:
inşaat Mühendisliği mektebinden neş‘et tarihi ve hizmet senelerine göre dört yüz liraya kadar aylık ile bir inşaat bakım şefi aranmaktadır. Senslik ikramiyeler ve prim tediyeleriyle pahalılık «anımı bu paraya dahil değildir.
isteklilerin kısa hal tercümesi, hizmet vesikaları suretleri ve bir boy fotoğrafı üp. Müessese Müdürlüğüne müracaatları ilân olunur. 2834
Muayenehane nakli
Dr. Nevzat Yeğinsü
Birinci sınıf dahiliye mütehassısı (Amerikan hastanesi) Muayenehanesini Şişli Tokaloğlu sokak 34 2 No. ya nakletmlştir.
Saat 5-7 (Şişil Şifa Yurdu karşısı) Telefon: 34517
50-60 Beygir kuvvetinde DİZEL VEYA GAZOJEN Motörüne ihtiyaç vardır. İstanbul Ketenciler Sabuncu Han îdris Yaybulak lâboratuvannda müracaat. Tel: 21195.
Satılık 2 Apartınıan _
1 Birisi Maçkada 5 kat 0 şar oda kalorifer ve sıcak su. diğeri Taksim Talimhanede 5 kat, ikişer daire 5 şer oda kalorifer ve sıcak su, acele satılıktır.
2 Yenlköyde kiralık 14 odalı mobilyalı ve telefonlu yalı.
İstiyenler saat 3 e kadar veya akşam 8.30 dan sonra 80528 • telefonla müracaat.
KİBAR
SABUNU
En çok köpüren, en çok dayanan ve en iyi temizi İyen sabundur.
K im
• a 0 V w v
Beyaz ve Prina sabunlarım bakkallarınızdan ısrarla isteyiniz. Toptan satış yeri: İzmir Birinci Belediye 32. Telefon: 2213 İstanbul Asmaaltı, No. 26 Tel: 21526
Uyuz ve Deri KASINTILARINI DERMOLîV Çabuk geçirir.
SATILIK DÜKKAN
Kapalı Çarşı Kavaflar sokak 28 No. daki dükkân acele satılıktır.
Müracaat: Fatih itfaiye caddesi Ferah sokak No. 5
I BAYILANLAR.ÇARPINTIvrSİNİR BUHRANI ÇEKENLER NEVROLCEMAL , DEM 20 DAMLA ALINCA SİNİRLERİ YATIŞIR. DERHAL FERAHLARLAR .
Yüksek Deniz Ticaret Mektebi Müdürlüğünden
Cinsi Miktarı Çoğu Azı Muhammen fiatı Lira Kr, Çoğu tutarı LlraKr. Muvakkat temlnntı Lira Kr. Eksiltme gün ve saati
Beyaz firenk gömleği 520 500 10 5200 390 19/3/1945 pazartesi saat: 11
” ı — Talebelerimiz için satın alınacak beyaz frenk gömleği kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konmuştur. Eksiltme yukarıda yazılı gün ve saatte mektep müdürlüğünde toplanacak -'atın alma komisyonunda yapılacaktır.
2 - şartnamesini görmcic arzu edenler mektep muhasebesine müracaat. etmelidirler, Eksiltmeye iştirak edfceklerLn 2490 sayılı kanunun S ve 3 üncü maddelerindeki vasıfları haiz olmaları lâzımdır. _
3 — Yukarıda yazılı muvakkat: teminatın teslim yeri İstanbul yüksek mektepler muhasebeciliğidir Eksiltmeye gireceklerin ticaret odası İ945 belgesi ve gurup vesikasını da zarflarına koyarak sözü geçen kanunun 32 İnci maddesi tarlfotı dairesinde kapalı zarflarını ihzar etmeleri ve bunları eksiltme günü saat ona kadar komisyon reisliğine makbuz mukabilinde vermeleri lâzımdır
Postada vaki o'a-ak gecikmeler nazarı İtibara alınmıyocaktır. (2737)
POLİSAJ ve NİKELÂJCI ARANIYOR
Slrked Demlrkapı 7 No. da Halil Sezer Karyola fabrikasına müracaat olunması.~~
Pendik Bakteriyoloji Enstitüsü Müdürlüğünden:
1 — 150 beş renkli, beyaz ehli veya yabani güvercin satın alınacaktır.
2 — Talibi bunları toptan ve yahut kısmı kısım teslim edebilir.
3 — Müracaat edenlerin güvercinleri her gün yapılacak pazarlıkla alınır.
4 — vermek isteyenler ya bizzat yahut yazı 1le açık adresle müracaat
ederler. «1833»
ANADOLU ÇİMENTOLARI
TÜRK ANONİM ŞİRKETİNDEN
şirketimiz hissedarlar genel kurulu aşağıda yazılan şekilde 26 mart 1945 perşıynbe günü saat 11 de Galatada voyvoda caddesi Agopyan hanı -3 ncü kattaki dairesinde toplanacaktır,
GÜNDEM:
1 — 1944 yılına alt İdare meclisi ve denetçi raporlarının okunması ve onanması.
2 — Sözü geçen yıla alt bUânço ve kâr ve zarar hesabının İncelenmesi ile kabulü. İdare meclisinin zimmetini idaresinden dolayı İbra ve geçen hesap yılı neticelerine dair İdare meclisi teklifleri hakkında karar verilmesi.
3 — Görev süreleri biten İdare meclisi üyeleri İle denetçinin seçilmesi veya tekrar seçllmeslle aidat ve huzur haklarının tayin ve tesbltl.
4 — Ticaret kanununun 323 üncü maddesine göre İdare meclisi üyelerine şirketle muamelede bulunmalarına izin verilmesi.
Genel kurulda bulunmak lstlyen hissedarlar asaleten veya vekâleten hâmil bulundukları eshamı ve esham yerine kaim evrakı toplanma gününden bir hafta önce şirketin Kartaldaki merkezine veyahut Anverste Avenue de France No. 95 de Dlmfina şirketine teslim etmeler! İcap eder. Karşılık olarak alacakları makbuzlar makbuzlar toplantıdan önce ibraa edilecektir.
Toplantıya davet
İstanbul esnaf ve küçük sanatkâları istihlâk kooperatifinden:
944 senesi adi umumi heyet toplantısı 26. 3. 945 pazartesi günü saat on dörtte Eminönü hnlkevlnde yapılacağından sayın ortakların teşrifleri rica olunur.
R U Z N A M E:
1 — İdare meclisi raporunun okunması,
2 — 944 bilanço ve İiat farkı hesabırm okunması,
3 — Mürakipler raporunun okunması,
4 — idare meclisi azalarile, m ura kipler ı ibrası.
5 - 945 senesi İçin üç müraklp, ve 5 U yedek uzanın seçilmesi.
8 — İdare nıecllsl azalarile, mîirakipl. • verilecek ücretin tayini,
7 — Memur ve müstahdem kadroları! masraf bütçesinin tasdiki,
8. Ortaklara geri verilmesi lâzım geı n fiat farkının fevkalâde yedek akçeye alınarak İadeden hariç bırakılması.
NEVROZİN
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve butun ağrıları derhal keser
İcabında günde 3 kaşe alınabilir Heryerde ısrarla NEVROZİN isteyiniz.
KIZILAY CEMİYETİ
UMUMÎ MERKEZİNDEN;
1 — İstanbul Kızılay satış deposunda ve Etimesgut antlarımızda mevcut
ŞEKERSİZ KONDANSE NESTLE VE İNEK SÜTLERt kutuları takriben 360 gramlık ve 48 kutuluk her sandığın Etlmesğut anbarında teslim flatı 38 ve İstanbul depomuzda teslim flatı 38 liradır.
2 — Her İki markadan müsavi miktarda ve sandıkla almak kay-dlle, toptan ve perakende satın almak Istlyenlerln umumi Merkezl-
mlze ve İstanbulda Kızılay satış deposuna oaş vurmaları İlân olunur.
Created by free version of 2PDF
DERMAN
KAŞELERİ
GripiNezJeyi.Soğukd/gın/fidarim, Ağrı, Sız/ ve Sanedarı derhalgetirir. 1 Kase 1 O Kuruştur.
Türk Madencilik Anonim Şirketi Pay Sahipleri
Aşağıdaki gündemin karara bağlanması İçin 6 mart 945 günü yapılacak toplantıya hükümet komiseri gelmediğinden 26 mart 946 pazartesi saat 15 de Galatada mumhane caddesinde 109 No. Aya Andrea hanında şirketin İdare merkezindeki salonda yülık adi genel kurul toplantısına yeniden çağırılırlar, 5 mart toplantısı İçin verilen duhuliye varakaları bu toplantı için de muteberdir.
GÜNDEM:
1 — İdare nıecllsl ve murakıp raporlarının okunması,
2 — 1944 senesi mevcudat defterleriyle kâr ve zarar hesaplarının onaylanması,
3 — İdare meclisi ve murahhas azanın temize çıkanfmast,
4 — İdare meclisi seçimi.
Türk Madencilik Anonim Şirketi pay sahipleri
Aşağıdaki gündemin karara bağlanması için 5 mart 945 günü yapılacak toplantıya hükümet komiseri gelmediğinden 28 mart 045 pazartesi saat 15.30 da şirketin yukarıda bildirilen adresindeki salonda olağanüstü genel kurul toplantısına yeniden çağırılırlar. 5 mart toplantısı için verilen duhuliye varakaları bu toplantı için de muteberdir.
GÜNDEM:
1 — şirkete taze sermaye sağlanması,
2 — Buna lÜ2um ve İmkân görülmezse tasfiye karan alınması,
’ 3 — Tasfiye karart verilirse tasfiye memuru İle ücretinin kesilmesi,
Tasfive Halinde
Süngercilik Türk Anonim Şirketinden :
şiTketimiz adi genel kurulu 28. 3. 1945 tarihine rastlıyan çarşamba günü saat 15 de Fındıklı meclisi mebusan caddesi 181 numarada kâin merkezimizde vuku bulacağından hissedarlarımın asaleten veya Tekftleten sahip oldukları hisselerini İçtima gününden en az bir hafta evvel şirketimize tevdi ederek mukabilinde duhuliye kartı almaları İlân olunur.
Tasfiye memurluğu
Görüşme Gündemi:
1 — Tasfiye tarihi olan 16. 10. 1644 ile 31. 12. 1944 arasındaki devreye alt tasfiye memurları raporlar iyi e denetçi raporu.
2 — 31. 12. 1944 tarihinde kapatılan hesapların tastlkl.
9 — Tasfiye memurlarının yukarıda yazılı devreye alt muamelâtta» dolayı İbraları.
4 — Tasfiye memurları denetçinin 1945 senesi ücretlerinin tayini.
İçel daimi encümeninden
1 — Vilâyet hususi idaresine alt olup Halkevinln icarında buluna» 134 ada ve (1) parsel numaralı tasarruf vesikasında hudut ve evsafı yanlı iki katlı bina miitemilâtlyle birlikte 5/3/945 den 21/3/945 çarşamba gününe kadar 15 gün müddetle açık arttırma suretiyle satılacaktır.
2 — Mukayyet kıymeti (3200) ve muhammen satış bedeli (40000) ve muvakkat teminat (3000i liradır.
3 - ihale 21/3 945 çarşamba günü saat 18 da daimi encümen salonunda yapılacaktır.
4 — Taliplerin teminat akçelerini ihale saatine kadar hususi muhasebe veznecine yattı maltın şarttır.
5 — Fazla malûmat almak İsteyenler daimi encümene müracaat edebilirler 12578i
Comments (0)