Almanya’daki tebaamızı getiren vapur salı sabahı İstanbul'a gelecek
PAZAR 8 Nisan 1945
Memurlar Kooperatif inden:
Müessesemiz büroları Galatada Gümrük sokağında kâin Ada hanına naklr emişlerdir. Yeni telefon numarası «41546» dır. Sayın ortaklara ve miişte illerimize saygı İle bildirilir. «4273»
; Şene 27 — No. 9508 — Fiatl her yerde 10 kuruştur.
Sahibi: Necmeddtn Sadak — Negriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Alman hâzinesi ele geçirildi
“Seni gidi faşist!...,,
Faşistlik — kelimeyi doğuran lügat kökü bakımından — ayıp Bayılır bir sıfat olmamak gerektir, çünkü eski Pomada kuvvet Ve birlik timsali gibi kullanılan .«Façyo» dan alınmıştır. Fakat Îcelimenin talihsizliği, Mussolinl-iLn bunu siyasî bir inana ve bir dare şekline ad diye takmış olmasındadır.
Nazilik Nasyol - Sosyalizm terkibi altında milliyetçilikle sosyalistliği, memleket idaresinde bir araya getirmek, yahut getirir görünmek istemiş olan Hitlerin marifetidir.
Bunlardan birincisi Italyan ma-mûlâtı, İkincisi de Alman müstahzaratı yaftasını taşımakla beraber, hem dünya harbini çıkaran birlik felâket kaynağı, hem de kader ve âhiret yoldaşı oldukları için artık birbirlerinden ayırd edi’miyorlar. Benzer yerleri de çoktur. İkis'ne de uyan müşterek vasıf «Totaliter Devlet» dir. Fakat Faşistlik, daha geniş bir »cins», Nazilik ise bu cinsin, daha ziyade Almanyaya öz bir çeşidi sayıldığı için her ikisine birden, Almanlara da kısaca Faşist deniliyor. Bu suretle faşistlik, dünyayı bu hâle sokan «habis ruh... milletleri birbirine düşüren kötü zihniyet mânasına kullanılıyor.
Faşistlik kötüdür, çünkü faşist zihniyet, bir memleket içinde bütün haklan Devlete veren, ferdi adetâ Devlet otoritesi altında ruhsuz ve değersiz bir otomata, bir makineye çeviren. Devlet lehine ferdin her türlü hürriyetlerini ve istiklâlini yokeden, hattâ Devlet nüfuzunu kafalara ve vicdanlara kadar pokmak 'isteyen bir rejimdin. Bunun için adına «Totaliteri- vani topyekûncu idare denilmiştir.
Faşistlik kötüdür, çünkü Devletin memleket içindeki tahakküm ve otoritesile beraber, memleket dışında bir milletin, bir ırkın başka milletlere üstünlüğünü, egemenliğini arar. Totaliler Dev. Jet, yani bugünkü tabirile faşistlik, kendi rejimini, kendi inanlarını başka milletlere de zorla kabul ettiımek ister Kurtla kuzu hikâyesini andıran türlü behane-Jerle etrafa dil ve el uzatır. Bundan dolayı, içerde fert hürriyetlerinin, şahsî istiklâlin düşmanı olan Faşist, dışarda emperiyalist-tlr, başka milletlerin hürriyetine ve istiklâlin? düşmandır. Kendisi gibi düşünmeyenleri insandan saymaz. Bu gibi rejimler dünya İçin her zaman felâkettir.
Otoriter, yani Faşist rejim, dünyayı da yıkıp tutuşturan bir kan ve ateş tufanı içinde battı.
Rejim battı, fakat o ruh, o zihniyet dünyadan kalktı mı? Faşistlik artık İtalyada bile yok, fa. kat faşistler şurada, burada bol bol kalmadılar mı?
Bu tecrübe, bu rejnmlerin doğduğu memleketlerde o kadar pahalıya mal olmuştur ki bunun ecısıni, faşistliği bir zamanlar kurtuluş, kalkınış, büyüme ve genişleme sanmış, bir aralık dünyayı titretmiş bu milletlerin bile unutacağına akıl erdirmek güçtür. Bu örneklere bakarak, İtalya ve Almanya dışında bir takım yabancı insanların, uzaktan yeniden faşist olmalarına, yahut hâlâ faşist kalmalarına, önceden demokrat ruhlu iken tam bugün, bu acı sonuç karşısında, çökmüş. İnananlarını uçuruma sürüklemiş kötü bir zihniyeti benimsemelerine nasıl ihtimal verilir?
Akıl, mantık çerçevesine böyle bir olurluk sığmaz, îyl niyetli İnsanlar her yerde hemen fesat görmekten kaçınırlar.
Fakat her kıymeti altüst eden, kahramanlık kadar tezvirata, fedakârlıkları derecesinde en aşağı menfaate iliğe de yol açan bu yıkıcı harb büyük kelime ve terimlerin de mânasını değiştiriyor
olacak kl yeni türemeye balayan bazı görüş ve anlayışlara göre «Faşist» sıfatı sağa, sola ve şuna buna bilhassa hiç yakışık almayanlara gelişigüzel yapıştırılıyor, politika kavgalarında en çok duyulan küfür oluyor.
Bazl çevreler var kl Orta Çağın «Mümin» le «Kâfir» lerl gibi, insanları İkiye bölmekten hoşlanıyorlar. Yeni dinin bu koyu taassup erbabına göre o inana girmediniz, o Puta tapmadınız, o siyasete güvenip âlet olmadınız mı kâfir, yani faşistsiniz.
Bunun da ehemmiyeti yok, taassuptur sadece acmnır, alınganlıktır, yakında geçer, diyelim.
Fakat apaçık, çok bellibaşlı bir meslek ve bir mezhep ifade etmesi gereken faşistlik gibi çly boya bir yafta, mahalle çocuklarının sövmesi kadar israf ediliyor. Öyle uluorta ve o çeşit insanlar hakkında savruluyor kl neredeyse faşistlik. Mussolini ile Hitlerin ümmetinden ziyade hürriyeti seven, memleketinin istiklâline gönül vermiş, bu uğurda canını vermeye de hazır, tam anlamında vatansever, garb anlamında demokrat insanların adı olacak, tarihin lânete bürüdüğü bu sıfatla, yavaş yavaş, övünenler bulunacak!
Kara gömlekli olmak şöyle dursun. vatan renginden başka bir boyayı sevmeyen, ne karaya, ne kızıla aldırış etmeyen düpedüz hüfflyet, adalet taraftarlarına «Faşist» damgası vurulmak istenirse gülünç olur Gülünç olmak, la da kalmaz, günün birinde bütün hürriyet dünyasının faşist sayılmasından korkulur. .
Faşistliği sadece faşistlere bırakmalı ki faşistlik sahiden bir günah olsun. Çok çoğalan, herkeste görülen suç, suç olmaktan çıkar. Caniler dünyasında kimse canî değildir, masumlar diyarında kimsenin masum sayılmıya-cağı gibi.
Neredeyse: «Eenl gidi faşist seni!» diye, parmağımızı kaldırıp yaramaz çocukları korkutacağız,,.
Sovyetlerin dış siyaseti
Journal de Geneve diyor ki t
«Rusya, komşularında tatbik edilen demokratik gelişmeyi Tıirk iyede de tahrik etmektedir»
Necmeddin Sadak
Cenevre 7 (AA.) — Adanolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Rusya-nın dış siyasetinin üç safhasını tahlil eden Jorunal de Genâve şunları yazıyor:
«Birinci safha her ne pahasına olursa olsun sulhu İstihdaf etmektedir. 1934 ten Münlch'e kadar geçen devre İkinci safhadır. Milletler Cemiyetine âza olan Rusya, müşterek emniyet politikasını kabul etmiştir.
Üçüncü safha, Almanya İle antlaşmanın İmzasıdır kl, bu kendisine vakit kazandırmıştır. Harbin en ağır yükünü taşıyan Rusya, şimdi, kail bir barış siyaseti tatbik etmektedir.»
Gazete, Türk - Sovyet antlaşmasının feshinden bahsederek şunları demektedir: ( Harbdenberl kuvvetler muvazenesi kendi lehine olarak değiştiğinden dolayı Rusya, Karadenlz-de kapalı kalmağı kabul etmiyor. Lozan konferansı. Boğazları, Rusya’nın düşmanlarına açıyor ve Montreux mukavelesi ise bunları herkese karşı kapatıyordu.
Sovyetîer şimdi yalnız Batumla Odesa arasında kabotajla İktifa etmeyip, bayraklarının Kıbrıs ve Port-salt’te dalgalandığını görmek İstiyorlar. Bu Rus talebi, Yalta konferansında kabul edilmiş gibi görünüyor. Rusya için mesele, yalnız Boğazlar statüsünün tekrar gözden geçirilmesini elde etmek değil, fakat, kendlnlnkln-den başka bir nüfuz kabul etmediği için, hemhudut olduğu memleketlerde tatbik edilen demokratik gelişmeyi Türklyede de tahrik etmiştir.»
İngiliz Hariciye müsteşarı Atina’ya giti
Ankara 7 — Üç gün evvel buruya gelen İngiltere Hariciye Bakanağı parlâmento müsteşarı B. Hail bugiin uçakla Atina’ya hareket etmiştir M. Hail, bana hareketinden evvel şunları söylemiştir:
— Seyahatim siyas! mahiyette değildir. Türkiye - İngiltere fikir münasebetlerini, bu arada da İngiliz kültür heyetinin çalışmalarını İnceledim, Tiirklyeden çok İyi İntibalarla ayrılıyorum. Başbakan B. şükrü Sa-racoğlundan, Hariciye ve Maarif Bakanlarından büyük bir hüsnü kabul gördüm.»
Yunan kabinesi dün
gece istifa etti
Yeni kabineyi kurmağa Venizelıstler den amiral Vulgaris memur edildi
Londra 8 (BJB.C.ı — Atina'da dün gece neşredilen bir tebliğe göre Plas-tlras kabinesi istifa etmiştir. Naip Damasklnos yeni kabineyi kurmağa VenizcUstlerdein eski Donanma kumandanı amiral Vulgarls'l memur etmiştir. Kabinenin istifası general Zerv as ve Gonatas ile Papaandreu'-nun rejim meselesi hakkında, çabuk halkın reyi sorulmasında ısrar etmelerinden ve bu yüzden hâdiseler çıkmasından ileri gelmiştir.
İstifaden evvel
Atina 7 (A.A.ı — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Orta Şark İngiliz Devlet Bakanı Mac Mlllan’ın Atinaya gelişinin, müfrit sağcıların çok şiddetli ve iyi hazırlanmış hücumları neticesinde, hükümet mahfillerinde meydana gelen kararsızlık havasını düzeltmeğe matuf olduğu sanılmaktadır. Mac MiUân'ın gecikmesi Kahlrede mareşal Smuts İle buluşmak arzusundan iler! gelmektedir.
İyi haber alan mahfillere göre, hükümette bir değişiklik yapılması lüzumu göz önünde bulundurulmaktadır İaşe Bakam kıral taraftarı Ha-clskls'in İstifası hükümet dahilinde İçin İçin hüküm süren buhranın bir nişanesi olarak telâkki edilmektedir.
Aynı mahfillere göre, karşılaştığı hayal kırıklığına rağmen general Plastiras sonuna kadar Yunanlstana hbmet etmeğe karar vermiş görünmektedir.
İaşe Bakanının İstifasının, plebisit meselesinin hal şekil hakkında çıkan anlaşmazlıktan İleri geldiği sanılmaktadır.
Eam’ın protesto notası
Atina 7 (A.A > — Eam, diin naip Damaskinos’a milli mukavemet cephesi üyelerinin maruz kaldıkları zulümleri protesto eden bir nota vermiştir. Bununla Eam, bir ay içinde beşinci defa olarak naibe teessürlerini bildirmektedir.
DİKKATLER
Futbol seyrine rağbet «hakikî spor» mudur?
Bir rekor kırılmış: Geçen hafta Fener stadındaki maçı 20.000 kişi seyrederek 15000 lira hasılat temin etmiş. Bu, elbette ticaret do. ğuran alâka bakımından faydalıdır Başka memleketlerde de mergup sayılır. Hattâ Komada bile Gladyatör seyri için halk doluşurdu.
Biz de böyle 20.000 kişilerin yalnız futbol seyrine hülya etmekle kalmayıp bizzat yaptıkları çeşitli sporlara koşuşmalarını can ve gönülden dileyon».

100 ton altın, milyarlarca kâğıt para, tablolar, sanat eserleri yakalandı
Müttefik kıtalar dün de ilerlediler, Bremen, Stuttgart, Hanover şehirleri tehlikede
Almanlar Elbe boyunda bir mukavemet cephesi kurmağa çalışıyorlar, işgal altındaki yerlerde de çete harbi için hazırlık yapıyorlar
Harabolan Alman şehirlerinden bir kaçı: Yukarıda solda Krefeld, sağda Kolonya, aşağıda solda Bttburg, sağda Worms şehirlerinin bugünkü halleri görünüyor
Paris 8 (Amerikan Harb Haberler bürosu) — Üçüncü Amerikan ordusunun 9 uncu piyade tümeni Alman -yada ileri hareketi esnasında Gota şehri civarındaki tuzhanelerde 700 metre derinlikteki mahzenlerde saklanmış olan Alman hazînesinin büyük bir kısmını ele geçirmiştir. Bu hazînede 100 ton altın, 20 milyon dolar, milyarlarca başka kâğıt para, tablolar ve sanat eserleri bulunmaktadır. Almanlar. Müttefiklerin hızlı İleri hareketi ve yollann tahrlbedllmesl yüzünden, bunları başka yere tanıyamamışlardır.
Yeni ilerlemeler
Paris 8 (A.A.) — Müttefik kuvvetler Almanya içinde ilerlemekte devanı ediyorlar, Montgomery kuvvetleri Rhln ile Berlin arasında yan yoldadır. Bu kuvvetler Rhln nehrinin 250 kilometre doğusunda Bremen’den 14. Hanover'den 23 kilometre mesafededir. 9 uncu Amerikan c-rdusu ise Ha-nover’e 12 kilometre mesafede bulunuyor. Amerikalılar Brunsvik'e doğrıı İlerliyorlar. Dün bu kesimde bir Alman karşı hücumu tard, 25 tank tah-rlbedllmlştlr.
Merkezde Lelpzlg, Nürnbcrg ve Stutgart tehlikeye girmiştir. Stutgart 2 taraftan çevrilmektedir. Yedinci Amerikan ordusu Nürnebreg'e 39. Münlch'e 150 kilometre mesafede bulunuyor.
Cenupta Fransızlar Karlsruhe'dcn llerllyerek Bretten'e varmışlardır Bu kuvvetler Rhln‘İn 40 kilometre doğusunda bulunuyorlar.
Almanlar Holanda'yı çabuk boşaltmağa çalımlıyorlar. Bir gün içinde 40 bin esir alınmıştır. Nisanın 5 günü İçinde alman esirler 146,723 tür 10 ay içinde alınan esirlerin sayısı bir buçuk milyonu bulmuştur
Elbe boyunda hazırlık
Berne 8 (A.A.) — Almanlar Bremen Ve Hamburg'u boşaltmağa hazırlanıyorlar. Almanlar Elbe boyunca bir müdafaa hattı vücuda getirmeğe çalışıyorlar.
Nevyork 8 (A.A.) — Almanların £1-
be boyunca şiddetli bir mukavemet gösterecekleri sanılıyor. Almanlar Öder ve Elbe nehirleri arasında bir koridorda kalacaklardır. Koridorun bir tarafında R uslar Berlin'e 80. diğer tarafından Anglosakson-lar Berlin'e 90 kilometre mesafede bulunacaklardır. Bir Amerikan sözcüsü: «Hiçbir şey Kızılordunun Müttefik ordularlle birleşmesine mâni olamaz» demiştir.
Almanların gizli mukavemet hazırlıkları
Londra 8 (B. B. C.l — Alman yada dün gece Hltler tarafından neşredilen bir tebliğ, Alamnların işgal altındaki topraklarda gizil mukavemet İçin hazırlıklar yaptıklarını göstermektedir. Tebliğde, İşgal edilmiş olan bölge ve şehirlerde Belediye relslerlle devlet memurlarının nazl partisinde âza olamıyacaklan bildirilmektedir. Bu suretle nazl teşkilâtlarının başına tanınmamış kimseler gelecek ve bunlar kolayca gizil mukavemet teşkll&tlyle uğraşabileceklerdir.
Nevyork 8 (A.A * — Avrupada Amerikan radyosu yorumcusu dün akşam demiştir kl: Alman ordusunun ve Alman başkumandanlığının teslim ol-mıyacaklarına dair hasıl olan kanaat gittikçe kökleşmektedir. Müttefik ordular Almanya İçinde ilerledikçe gerilerde Alman mukavemet merkezleri teşekkül edecektir. Müttefik kuvvetlerle Kızılordu birleştikten sonra bu mukavemet yuvalarını temizlemek lcabedecektlr.
Bu hal, harbin uzamasına sebebola-cak ise de, zafer daha şümullü olacaktır.
Yugoslav eski kurmay heyeti kurtarıldı
Londra 8 (3B.C3 — Almanyada Müttefiklerin İleri hareketi neticesinde esir kamplarından birçok esir kurtarılmıştır. Bunların arasında 941 de Yugoslav ordusunu İdare eden tekmil kurmay heyeti vardır.
Susan radyolar
Londra 8 (AA.) — Alman radyoları,
Müttefikler ilerledikçe yavaş yavaş susmaktadırlar. Stutgart. Darnherm, Bremen. Hanover radyoları lşltllms-mektedlr.
Çekoslovakya’nın dış politikası
Sovyetîer Birliğıle sıkı işbirliğine dayanacak
Londra 8 (R.) — Yeni Çek hükümeti dün gece bir demeç neşretmiş-tir. Demeçte dış politika hakkında deniliyor ki:
»Çekoslovak hükümetinin dl$ politikası Sevyetlcr Birliği ile kabil olduğu kadar sıkı bir işbirliğine dayanacaktır. Çekoslovakya, Sovyetîer Birliğine karşı beslediği minnettarlık hisleri dolayısile 1943 aralık ayında akdedilmiş olan muahedeyi diş politikanın temeli addeder. Çekoslovakya batı demokrasileri, bilhassa Ipgllter» İle münasebetlerin daha ziyade kuvvetlendirilmesine çalışacaktır.» Sovyetîer - Yugoslavya
görüşmeleri
Londra 8 (R.) — Reuter ajansının Belgrad muhabiri bildiriyor: Bu gece neşredilen bir tebliğe Böre Mareşal Tlto’nun Moskova'yı ziyareti Sovyct-ler Birliği İle Yugoslavya arasında siyasi ve iktisadi görüşmelere yol açacaktır.
HAFTA KONUŞMASI
Bu dünya neler görmüştür?
Yazan: Refik Halld Karay
Bugün beşinci sahifemizde
Created by free version of 2PDF
k
AKŞAM
SÜZÜN GELİŞİ
Ses dünyası
Şairler vardır, baharda ağaçlara suların hücum edişini, buğdayların, narların çatlarken çıkardıkları sesi duyduklarını söylerler. Sahiden duynrlar mı bilinmez: ama fnlr kulağı bizltm ku-lağmusa, şair gözü bizim gözümüze beıızemea. Zaten duymadığımız »«elerin mevcut olmadığını da kimse İddia etmemiştir. Bir muharririn dediği gibi gözlerimh en küçüğü de, en büyüğü de ğömıdrien Adidir. Kulaklarımı* da ancak belli başlı sesleri duyar. Bir âletle dinlemişler; karıncalar yürürken en çok gürültü eden mahlûklarmış. Değil tek karinennm çıkardığı gürültü, karınca Yuvamın ağzındaki mahşer bile bizim İçin ne kadar sessiz bir ioplantidır!
Halbuki yaşadığımız düna bir mânada ses dünyasıdır. Sessiz olan hiç blşey bu dünyaya gclmcs. Biz sesi yaintz canlı mahlûklara »ergi sanırız. Onların dışında herşey sessiz gibi görünürse de biraz dikkat herşeyin sesli olduğunu farketmeye yeter. Atın Ksi var da arabanın sesi yok mu? Hem de o ses insan sesi gibi birim İçin İmzan mânasıı, hazan mAnnlıdır. «Bir tren «sİ duymaya göreyim — İki gözüm —■ iki çeçnıe . diyen şaire hangi insan ■utku bıı kadar tesir edebilirdi?
Hava her zaman bire sesini duyurmuyor. Ama yüksek perdeden tutturunca onun sesini hepimiz tanırız. Bizi kâh memnun •der. kâh korkutur. Taş sessiz midir? Kendi kendine dururken aed nasıldır bilmiyoruz; bize daima susarmış gibi görünüyor. Sofini ancak yuvarlandığı, yahut bir yere vurulduğu raman tanını. Bardak sesi, tencere sesi, çıngırak sesi nedir?
Onun İçin şairin arada bir cansıs şeylere, masaya, sandalyeye, hattâ şair Oktay Rlfat gibi kendi ceketine, canlı İmiş, sesli BRİf, konuşurmuş gibi hitabe tine sinde bir gariplik yoktur. Belki de onlardaİd hayat içlerinde sakladıkları ses böynncfldır.
' Şevket Rado
Cumhur
Almanya’daki tebaamız
Viyana muharebesi
şiddetini arttırdı
Sokaklarda çetin savaşlar oluyor. Oder’den Berlin istikametinde büyük bir Sovyet taarruzu bekleniyor


Manto mu, kömür mü?
Bu yüzden karı koca arasında kavga çıktı
îzmirde belediye faaliyeti
Bahrimi;; üçüncü sulh ceza mahkemesinde dün. garip bir karı koca ' kavgasının duruşması yapılmıştı!.
Dentayoiları idaresi memurlarından Fahri adında birinin eşi Naciye, dün sabah gazetelerde memurlara bir maaş tutarında ikramiye verileceğini okuyunca kocasına müjde vererek •Eli artık bir mantoyu hak ettim.» demiştir. Kocası cevap vermiş.
— Olamaz... Odun ve kömürü kışa bırukmıyıılu» da yazdan alalım
Kadın manto, erkek odun ve kömür diye tutturmuşlar ve bu suretle baş-lıyan münakaşa biraz sonra kavgaya dönmüştür. Fahri «Sen mantıdan evvel temiz bir dayağa lâyıksın» diyerek karisini dövmüştür
Cikrmü meşhur kanununa göre yapılan duruşmada Fahrinin karısını dövdüğü sftblt olmuş ve 20 lira 10 kuruş para cezasına mnhkflm rftlmfş-
Halkapınar bataklığı 200 bin liraya kurutulacak
Ar. kar a a (Telefonla) — Cumhur Başkanı ismet İnönü, yanlarında rc-flluUan Mevhlbe Iııcn a ile Başbakan B. Şükrü Saraçoğlu olduğu halde dün 1 Mayıs stadyonnınu şereflendirerek Ankara - İstanbul karma takımlarının maçını seyretmiştir
İnönü gece de konser ra tu vara gelerek yanında Maarif Bakanı B Ha* «an Âli Yücel olduğu halde verilen kon^rl dinlemiştir.
Devlet demiryolları hesbına tahsil gören talebe
Aıjkara 8 (Telefonla) — Devlet Demiryolları umum müdürlüğü, yüksek tahsilli teknik eleman yetiştirmek uztre Teknik üniversitede 20, İstanbul Teknik okulunda da 40 talebeyi idare hesabına tahsil ettirmektedir
Öğrendiğime göre 1942 yılından evvel »pya sonra ecnebi memleketlere 83 talebe gönderilmiştir Cer, yol ve malzeme dairesi hesabına tahsile gönderilen bu talebelerden otu2 üçü Almanya’da otuzu da İsviçre’de okumaktadırlar. Almanya’daki otuz üç talebemizin hâlen tsvlçreyc getirildiği ve tahsillerine orada devam ettikleri haber verilmektedir
Cer. yol ve malzeme dairesi reisliği, yabancı memleketlerde tahsil ettirmek üzere 50 talebe daha hazırlamaktadır.
Ankara 8 (Telefonla) — Aimanya-ılakl Türk tebaasının getirmekte olan İsveç vapuru Port Saitten hareket »t-mlştLr. Bu vapurun snlı sabahı t-.taıı-bul Umanında bulunacağı öğrenilmiştir.
öğrendiğime göre memleketimize gelecek Tıirk tebaasına mukabil burada enterne edilmiş olan Almanlar memleketlerine iade edilecektir. Fakat burada kamplarda enterne edilmiş olan Alınanlardan yüzde ellisinin Almanya'ya dönmek istemedikleri söylenmektedir. Bu takdirde gitmek lstemlj'enlerln enterne durumları devam edecektir.
Paris 8 (AA.) — Viyana'nın balı ve cenup mahallelerinde kanlı ve şimdiye kadar görülmemiş şiddette çarpışmalar oluyor. Viyana'nın müdafaasını üzerine almış olan 3 Alman tümeni İnatla çarpışmaktadır. Sovyet kuvvetleri dün bu bölgede 3 dış mahalleyi ele geçirmişlerdir.
Bala ton gölü kesiminde 11 Alman zırhlı tümeni Tolbukln ordularının İleri hareketini durdurmaya çalışmaktadırlar. Bu kesimde 200 kilometrelik bir cephe üzerinde İlerlemeler kaydedilmektedir.
Londra « (AA,) — Viyana muharebesi en şiddetli safhasına girmektedir. Sokaklarda çetin savaşlar oluyor. Almanlar her evi müdafaa ediyorlar. Viyana radyosu şehrin Sovyet topçusu tarafından dövülmekte olduğunu bildirmiştir. Stcphan kilisesi, belediye binası, milli tiyatro Schön-bnın sarayı hasara uğramıştır. Viyana şehri üç taraftan kuşatılmıştır.
Memurlara yardım kanunu tasarısı tetkik ediliyor
Ankara 8 (Telefonla! — Memurlara bir maaş nispetinde yapılacak yardım kanunu tasarısı Büyük Millet Meclisi bütçe encümeninde tetkik edllmtktedlr. öğrendiğime göre memurlukları bir seneyi doldur m iyonlar bu yardımdan istifade edemlyecek-lerdir Yardımın nisan ayı İçinde yapılıp yapılmaması hakkındaJri karan Bakanlar Kurulu vereceğinden yardımın bu ayin on bejinde yapılacağı etrafındaki haberler şimdilik bir tahminden ibarettir.
Ankara’da bir ticarethane yandı
Ankara 8 (Telefonla) — Dün öğleden sonra burada adUye sarayrkarşıcında Sakarya apartmanının altındaki Eyüp Sabrl tuhafiye ticarcthı-nesindc yangın çıkmıştır. İtfaiye ge-lLnciyc kadar mağazadan mal kurtarmak isti yen mağaza sahibi Eyüp Star)kızı Sabahat tle İki oğlunun eller! ve vücutlarının muhtelif yarleri yanmıştır, itfaiyenin çalışması sırasında da bir polis memurumuz yaralanmıştır Mağazanın İçindeki mallardan bir kısmı kurtarılmış İse de bir çoğu ve mağazanın üstündeki gömlek atelyCri yanmıştır.
Yangm bir aralıg yanındaki 248 numaralı mağazaya sirayet etmek İstidadını göstermişse de İtfaiyenin gayreti İle bu tehlike önlenmiştir. Yangının sebebi tahkik edilmektedir.
Ankara’da bir çiçekçi Milli korunma mahkemesine verildi
Ankara 8 (Telefonla) — Burada Bankalar caddesinde çiçekçilik yapan Yorgi Sabunc&kis, İtalya'dan getirttiği uç çam fidanını müfterisine satmadığı için milli korunma mahkemeline verilmiş ve mahkemece yapılan Hk duruşmasını müteakip Yorgi Sa-buncakls hakkında tevkif karan ve-rtlmlştlr. Muha^'u, sanıkın id Bası üzerine bazı ruşturmalar yapı maaı »çln başka «üne bırakılmıştır
Ankara’da Kızılay
balosu
Ankara 8 (Telefonla) — Dün
şom Ankara Palas salonlarında, verilen Kıaılay balosu çok parlak olmuştur. Bayan İnönü'nün şereflendi! dlği bu baloda Bakanlar Millet Vekilleri .
ve şehrimizin (anınmış aileleri hazır nayet excrl olup olmadığını araştın- j hakeme edebilmek üzere hudut dışı bulunmuştur. [yortar. j edilmesini Isttycccktir.
Memurların yabancı dil imtihanları
Ankara 7 (AA.) — Maarif Bakanlığından bildir ilm iştir:
1 — Devlet memurları ile bankalar dorlet kurumlan memurlarının 36oC ve 3659 sayılı kanunlara göre yapılan yabancı dil İmtihanlarına girmek İsliye nlerİn bağlı bulundukları daire ve kurumlara bu ay İçinde müracaat etmeleri lâzımdır İmtihanlar aşağıda bildirilen tarihlerde Ankara ve İstanbul'da yapılacaktır.
2 — Bu İmtihanlara Jstc-kll olantaı İçin 10/K/İMO tarih Ve 2/14517 say») Bakanlar Kurulu kararındaki formüle güre hazırlanan belgelerin Bakanlığımıza gönderilmek Üzere en geç 7 mayıs 1945 tarihinde postaya verilmiş olması lâzımdır.
3 — Yalnız bir yabancı dilden İmtihana girecekler için 21 mayıs yazılı, 24 mayıs söslü, iki yabancı dilden İmtihana girecekler İçin 21 ve 22 mayıs yazılı, 24 ve 25 mayıs sözlü imtihan günleri olarak tcsblt edilmiştir.
4 — Bağlı bulundukları kurlunca talepnameleri Bakanlığımıza gönderilmiş olan namzetlere. Bakanlığımızca lıcr hangi bir tebligat yapılmı-yacağmdan, imtihan günleri saat 9 da imtihan yerlerinde bulunmaları lâzımdır.
5 — İmtihanlar Ankara'da dil ve tarih - coğrafya fakültesinde, İstanbul'da üniversitede yapılacaktır. İmtihanlara sabah saat 9 da başlanacak Ur.
ak-
San Francisco
konferansı
Müzakereler acelesiz yapılacak
Avusturya'ya giden Sovyet kıtalarının sol kanadı Kalya hududundan 120 kilometre mesafede bulunuyor.
Nevyorg 8 (A.A.) — Moskova'dan gelen haberlere göre Ruâlar Öder nehrinden Berlin'e doğru büyük bir taarruza başlamak üzeredirler. Sovyet tebliğinde bu hususta malûmat yoktur. Mamafih Gubcn ve Görlltz kesimlerinde büyük kuvvetler toplan-1 dıgı anlaşılmaktadır.
Nevyork 8 (AA.) — Moskova'da bulunan Amerikan harb muhabirlerindin biri şu telgrafı göndermektedir -İlkbahar geldi. Fakat Moskova' da havalar hâlâ soğuk gidiyor. Buranın askeri mahfilleri Öder cephesinden bugünlerde çok mühim haberler geleceği kanaatindedir.
Alman hava kuvvetleri Öder semalarında faaliyete geçmişler ve Sovyet hazırlıklarını baltalamaya çalımışkırdır. Büyük hava çarpışmalarında Almanlar 150 UÇûk kaybcUnlşlerdlr.>ı
i yolu . Fethi adında biri, bir müddetten beri g.’ie-nıedliğ eski metresi Hamiyeti yanında bir erkekle yolda ilerlediğini görmüş ve bıçağını çekerek hiddeti. erkeğin sırtına saptamıştır. Hamiyet «Aman ne yapıyorsun O benim oğ-tümdür.o diye bağırmış İse de Fethi bu defa Hamiyete saldırmış kadının Üst dudağını ısırarak koparmıştır. Yaralılar tedavi altına idinmiş! ardır. Fethi yakalnnara'- »dhv»ve tealim 1 edilmiştir.
750 teneke zeytinyağı
Tramvay duraklarındaki parmaklıklar meselesi
Tramvaylardaki izdihamı önlemek için duraklarda yaptırılacak parmaklıklarla, bu hususta alınacak diğer tedbirler bir rapor halinde Tramvay İdaresi tarafından Belediyeye bildirilmişti. Belediye bu raporu şehir etlik mütehassısı B. Prost’a vermiştir. B. Prost hazırlanan plânların tatbik imkânı olup olmadığını tetkik etmektedir. Prost’un tetkikleri sona erince durakların yapılıp yapılmıyacağı kati şekilde belli olacaktır
Vaşlngton 7 (AA.) — Amerika Hariciye Bakanı M. Stettlnlus, San Francisco konferansında müzakerelerin acelesiz yapılacağını ve her murahhasın her hangi bir şey üzerinde İstediği kadar, saatlerce, günlerce söa söyllyeblleceğlnl belirtmiştir.
M. Stettlnlus, San Francisco ken-feransının, Dumbarton Oaks teklifleri esası dahilinde bir dünya teşkilâtı paktı üzerinde anlaşmak için Birleşmiş milletlerin toplantısı olduğunu söylemiştir.
Bir gazeteci. San Francisco konferansında. Amerikanın veya Dumbarton Oaks konferansına Iştirâk etmiş olan dört büyük devletten her hangi birinin, konferans tekliflerinin tâdilini İsteyip istemlyeccğlnt sormuştur. M. Stettlnlus, buna »Evet> cevabını vermiştir.
Rus - Japon tarafsızlık paktının Sovyet hükümeti tarafından feshi hakkında M. Stettlnlus demiştir Rl: «Amerika hükümeti, bu gelişmeyi sevinçle karşılar ve bundan çok memnundur.»
Londra’daki Polonya hükümeti 2 müşahit gönderecek
Londra 7 'A A.) — tondradaki Polonya hükümeti San Francisco konferansına iki müşahit göndermeğe karar verdisini bildirmiştir.
Yere gömerek »aklayanların muhakemesine devam edildi
ve
Süleyman. Cevat. Mehmet Ali . Hüseyin adlarında dört kişi 75o teneke Zeytinyağını depolarının bir yerine gömerek üstünü çimento Ue sıvamak suretile saklamışlardı. Milli korunma mahkemesinde dün duruşmaya devam edilmiş ve şahit olarak dinlenen milli korunma kontrolörlerinden B. Cahit 750 teneke yağı, üzeri çimento lie örtülmüş olarak toprağa gömülü vaziyette bulduklarını ve buna göre zabıt tuttuklarını söylemiştir.
Duruşma, savcının mütalâasını bildirmesi için başka güne kalmıştır.
İçtimaî muavenet dairesi reisi İzmite gitti
Şehrimiz hastanelerinde incelemeler yapmakta olan Sıhhat ve İçtimai Muavenet Bakanlığı içtima! Muavenet dairesi reisi Dr. B. Celâl Otman. yaptırılacak olan İzmit memleket hastanesinin yerini ve plânlarını görmek üzere İzmite gitmiştir. Dr. B. Celâl Otman. bugün Yalova kaplıcalarını görecek, parar)»* efmü şehrimize dönecektir
İzmir (Akşam» — Belediye meclisi Önümüzdeki yedi aylık devre bütçesi üzerinde görüşmelere başlamıştır. Bütçe 1,380,614 lira olarak tesbit edilmiştir. 929 yilmda İzmir Belediyesinin akdetmiş olduğu İki milyon liralık istikraz, artık tarnnmlyle ödendiğin-edn her yıl bütçesine, bu borç karşılığı ve faiz için konulmakta olan 150,000 lira, yeni bütçeye konulmamıştır. Buna mukabil Haikapınar bataklığının kurutulması amelimin! tamamlamak maksadlyle 945 senesine şamil olmak iizere 20u,OöO kustu liralık taahhüde girilmiş olduğundan bütçeye 100.000 Uralık ödf-nek koırıl-muştur.
Belediye reisi B Reşat LeOleblct-oğlu. Belediye meclisinin ıl« tapianlasın da demeçte bulunarak demiştir ki-
- Önümüzdeki sonbaharda müteahhit işini bitirecek ve çor ümlk olunur ki bu yıl Haikapınar bataklığı kurutulacaktır. Yolların tamir v« ıslahına yetecek ödenek de bütçeyi konulmuştur Fakirlere nâç yard’mt ve sıtma savaşı için lüzumlu eleman, mazot ve diğer sarfiyat göz tSnüııd» tutularak biıteeyt ilâveler yapılmıştır. Sıtma Ue yapılacak esaslı mücadele neticesi olarak İyi sonuçlar a'ı-nacağı Ümit ediliyor.
Belediye reisimiz, şehrin İmar işlerin! hızlandırmak İçin gente hareketlere girişilmesini de muvafık görmektedir. İzmir İmar plânıntn bir an evvel tahakkukunu temin maksadıy-le tedbirler alınmıştır Bu maks.tla Belediyede venl bir İmar bürosu kE> rulacak ve hazirandan itibaren faaliyete geçecektir
Belediye, harb sonrası devreslnda girişeceği mühim İşler?, hamlelerle başlamak üzere tedbirlerini tamamlamakta ve plânlar hazırlattırmakta-dır. İzmirln şehir oteline (Jan büyük ihtiyacı malûmdur. Bu oteli» mevcut plâna göre inşasına girişil*, çektir. Alsancak semtindeki BeledL-yo arsalarından birisi üzerinde inşa edilecek büyük bir binada Bele'İyenin sağlık, zabıta ve varidat müdiir» lükleri teşkilâtı birleştirilecek ve faaliyete geçilecektir.
Belediyemizin ayrıca 420.000 ür« İhtiyat para/ı vardır. Harb sonrac devresinde tzmlrln çehresini değişti» rc-cek birçok güzel ve faydalı l.şlerğ girişilecektir.
O Û_ c\ı
o
o
■ğ
0
> 0 p
■o
0 ra
2 U
Antitoroslarda maden araştırmaları yapıldı
Adana (Akşam) — Ant! Toroslar» dan zengin yeraltı servetleri üzerinde aramalarda bulunmak üzere An-karadan 30 kişilik bir fen gurubu şehrimize gelmiş vc tetkiklerde bu.-
b lunmafc üzere Osmnnlyeve gitmişti».
Çocuk İLSirgeme kurUmU-| öğrendiğime göre, incelemeler., başLayan heyet müspet neticeler elde etmiştir.
Kadın meselesi
Bîr genç, içki içerken arkadaşını öldürdü
Mareşal Petain’in yargılanması
Paris 7 CA.A.1 • Adliye Bakanlığı memurları, mareşal Petaln'ln Alamn 2aferjnl samimiyetle Jstlyen bir faşist olduğu için yargılanacağım söylemekte ve Petaln'ln Fransndaki evinde bulunan nazl şeflerine yazdığı mektupların birinde. Petain, İngiliz vs Amerikalıların Fransız harb birliklerinden faydalanmalarına mâni olduğundan dolayı amiral Delaborde'u tebrik etmektedir. Diğer bir m ktu-bunda da İngiliz hücum birliklerinin çıkarma teşebbüsüne mâni olduğundan dolayı Dleppc nazl komutanını tebrik etmektedir.
Adliye Bakanlığı çevresinde söylenildiğine göre, Petalıı harbden evvelki gizil faşist cemiyetinin üyesiydi
Paris 8 (A.A.) — Halen Almanya’da bulunan Pftaln yaşı ve maluliyeti göz önünde tutularak kendisine ve zevcesine sığınma hakkı verilmesini îsvlçveden İstemiştir.
Söylenildiğine göre, eğer Pötaln’e
Feyzi, Sadık, İhsan vc Sefer adında dört arkadag evvelki gece beraberce Bcyoğlunda bir bara giderek İçmeğe başlamışlardır. Fakat bu arada Feyzi He İhsan bir kadın meselesinden dolap münakaşaya tutumıışlardır. Feyzi tabnneastnı çekerek thran'ı tehdit etmiştir. İhsan -Dağ başındı mıyız. Tabanca çekmek ne oluyor» demiştir, thsonın bu sözüne kızan Feyzi elindeki tabancanın tetiğine dokunmuş ve çıkan, kurşun İhsan'ın sol memesi altınn isabet etmiştir. Kanlar İçinde yere yuvarlanan İhsan derhal Beyoğlu hastanesine kaldırılmış ise de hayatını kurtarmağa imkân hasıl olamamıştır.
Feyzi, hâdiseyi müteakip bardan kaçmak İstemişse de. tabanca sesi üzerine yetişen polisler tarafından hem(n yakalanmıştır. Feyzi bugün, tahkikat cvraklle birlikte ndllyeye teslim edilecektir.
nun senelik kongresi
Dün Eminönü Halkevlnde çocuk esirgeme kurumunun senelik kongresi yapılmıştır. Kurum başkanı kongreyi açtıktan sonra kongre reisliğine B. Zühtü Çubukçuoğlu seçilmiştir.
İdare heyetinin senelik raporu okunmuş ve umumi heyet toplantısın da iesbit edilen 12 maddelik dilekler üzerinde İdare heyetinin çalışmaları belirtilmiştir. Bu dilekler arasında Fakir küçük çocuklara süttozu, çeker Ve pirinç verilmesi olduğu halde bunların maddi imkânsızlıklar dolayısile yerine gctirilemedlği tebarüz ettirilmiş sonra serseri çocuklar meselesinde bunların zirai teşkllştta veya sına! milcsseselerde çalıştırılmaları hususunda, neticeye varmak için An-karada hükümetin 22 klşUlk bir komisyon toplantısı ve çalışması yaptırmakta olduğu bildirilmiştir.
Okunan senelik masraf ve varidat raporunda masrafın 187.445 gelirin İse 256.111 lira olduğu anlaşılmıştır. Söz alan Eminönü Çocuk esirgeme kurumu kaza başkanı Dr. Salim Ahmet kozası dahilinde kurumun yaptığı faaliyeti belirtmiştir. Bazı Azalar da genel toplantıda karar altına alman fakat sonradan maddi imkânsızlıklar dolayısile tatbik mevkiine konulamıyan kararların bu sene yapılması hakkmda dileklerde bulunmuşlardır.
Müteakiben idare heyeti ye merkez kongresi İç ta seçim yapılarak kongreye son verilmiştir.
Koyun derisi stoku artıyor
Şimdiye kadar Mezbahada kesileli koyun derilerinin büyük bir kısmı bif deri şirketi tarafından mubayaa edilmekte idi. Fakat bu derilerin Ihrace-dilememesi yüzünden, dert Batleri bir hayli düşmüştür. 8-9 aydır yabancı memleketlere gonderilemlyen deriler fazla miktarda birikmiş olduğundan, bundan sonra bu şirketin de mûbayaa yapamıyacağı anlaşılmıştır. Her nf kadar kesilen korunların derilerinin bir kısmı memleketimizde isleniyorsa da İşlenen miktar umumi yekûna nazaran azdır. Bundan sonra Mezbahada kesilen koyuntann derileri sahiplerine verilecektir.
Ağaca asılı ceset
Adana (Akşam) — Pazar günü ava çıkan Bugün gaaetcsl cetvel kı mı baş mürettibl tarafından Kuralar-bucağı köyü yakınlarında ağaca asılı bir ölü görülmüş yc vaziyet polise haber verilmiştir. Hâdiseye el koyan yarsıvcilardan B Kftmran Gilralp ölünün hüvlvctlnin tesbitine çalışmaktadır, ____________ _=_______________
Adliye vc polis, bu Ölümün bir el-, bu hak vcrlKcek olursa Fransa, mu-
Anadolu ajansı muhasebe müdürü B. Necip vefat etti
Anadolu Ajansı İstanbul mümessilliği muhasebe müdürü B. Necip Se-Inm’ın dün gece sabaha karşı vefat cttlğ! teessürle haber alınmuştır. B. Nıcip hoş sohbet, zarif bir rattı. Muhtelif imzalarla bir çok yazılan vardır. Cenazesinin nereden ve ne Ün kaldırılacağı henüz kararlaştırıl-ı mnmıştır.
Dr. Osman Şerafeddin bu sabah vefat etti
Ouraba hastanesi intaniye hastalıkları şefi bakteriyolog Dr. Osman Şerafeddİn Çelik, bir mûddcttcnberi devam eden hastalıktan kurtulamı-yarak bu sabah evinde vefat etmiştir. Cenazesi yarin fele namazından sonra Bayeaıt camiinden kaldırılarak Edimeknpı şehitlik kabristanına def-necülccektir.
_ -
BORS A
7/4/1945 fiaüeri
Londra üzerine 1 sterlin 5.21
Nevyorir üzerine 100 dolar 130.50
Cenevre 10(1 İsviçre Fr 30.3258
Madrid üzerine 100 pezeta 12.8Ş
Stokholm üzerine 100 kuron 31.1328
ESHAM VE T.AHVİt.İT
Ergani % S 1933 25.25
İkramlyeli K 5 933 as.—
% 5 ikramlyell M- M. 22.40
«4 7 MÜH Müdafaa 19.80
MIHI Müdafaa 2 19.20
Milli Müdafaa 3 19.23
Sivas - Erzurum 1 19,60
Sivas - Erzurum 2-7 19.70
7 19-11 0 Y 1 19.70
1941 Demiryolu n Î9.28
1941 Dvmirvolu in 2010
1941 Demiryolu % 5 9d -
Analodu D Yolu 'S 80 34 —
Suriye kabinesi
Beyrut 7 (A.A.) — Dün. İstifa etmiş olan Suriye Başbakanı Ftıris - el -Huri yeni bir hükümet, kurmağı kabul etmiştir- Bugün Suriye Cumhur Başkamna yeni arkadaşlarını!. Listesini tevdi etmesi beklenmektedir.
Anadolu tahvili I - II Anadolu Mümes.
Merkez Bankası
T. İş Bankası nama T. Iş Bankası ham.
Aslan Çimento
BOKSA DIŞINDA
Reşadiye altını Gulden Külçe altın Dit gramı
8 Nisan 1945
AKŞAM
f
AKŞAMDAN AKŞAMA
Türkçenin zengin kalması ve daha zenginleşmesi için
Hepimiz, Türkçenin zenginletmesini istiyoruz. Biliyoruz ki, İngilizcenin beher yüz kelimesi karşılığında Osmanlıcada yetmiş beş kelime bile yûktıi. Bir takım otların, kuşların, ağaçların, vidaların mukabilinde eski lügat-!ar .Tiirkçe kelimeleri yazacak yerde, «bir nevî ot», «bir nevi kuş», «bir nevi ağaç», «bir nevi dişli vida., demekle iktifa ederler-di. Sebebi, meselâ Şemseddin Sami’nin bunu bilmemesi değildi. Türkçede onların karşılığının olmamasıydı. Olması lâzımdır
Böyle maddi şeyler yine neyse: Ya pek muğlâk olan yeni medeniyet mefhumlarına ne buyurulur? Kimi türlü psikoloji, kimi sosyoloji sahasında: ve her gün tiirlii türlüsü türeyor, iireyor.
Osmanlıca, kendi mihanikiydi içinde bocaladı, durdu: «Sayru-ret>. gibi, «mefkûre» gibi sözjler Arap köklerinden yaratıldı. Fakat edebiyat dili ile konuşma dili kat-laşmış bir haldeydi. Zevkle-timiz, te'âkkilerimiz, yeni icatları: .gayri menus! İstanbul şivesinde bunlar yok! Biz ancak duyduğumuzu yazarız!» diye reddediyordu.
Derken yeni ve saf Türkçeci cereyanlar başgösterdi. Bunda başlıca iki prensip rol oynadı:
1 — Yeni bir fikri ifade etmek lâzım geldi mi. artık Ziya Gökal-pin yaptığı gibi «mefkûre» demi-yeceğiz. Bunu, ya «ideal» diye beynelmilel lûgatçeden seçip alacağız. Yahut da, öz Türkçesini yaratmağa savaşacağız: »Ülkü» diyeceğiz. Tabiî, asıl gayretimiz arsıulusallan Türkçe ve doluşturmak olmıyacak. Türkçe kök ve ek’leri dirilteceğiz. Eski Türk müelliflerinin tecrübelerinden istifade edeceğiz.
Dil kurultaylariyle yarı resmileşen bu gayret, hâlâ hızını tavsatmadı. Anayasa kelimelerinin değişmesi bu merdivenin son basamaklarından — hattâ sahanlıklarından — biridir Maarif sistemimizin yeni terimleriyle öğretim yapması diğer koskoca bir sahanlıktır,
Tabiatiyle, bütün bu haller, gündelik yayıma da etkisini yapıyor. Hattâ münevverlerimizin ve yavaş yavaş halkımızın konuşma dilinden «yukarıdan aşağıya doğru bir tesir» görünüyor. Evlerde çoluk çocuğumuzla konuşurken «durum, önem, iyimser, haşarı., gibi sözleri kullanıyoruz. Arapça ve Farsça lûgatlar nasıl «yukarıdan aşağıya bir tesirle» dilimize vaktiyle girdi ise, şimdi de, birçok öz Türkçe kelimeler, münevverlerin dilinden halkın diline giriyor
«gayri menustur, kullanmayız!» ananesinin önüne geçilmiştir. Bu, iyi bir şeydir. Şayet eski usul devanı etseydi. Türkçenin sınırları: katılaşmış kalacaktı. Zenginleşmesine imkân kalmıya-çaktı. Şimdi ise, bir taraftan Türk asıllı sözler, bir taraftan enternasyonal kelime ve tâbirler kazanıyoruz.
2 — Tarihimizin bize mal ettiği bir sürü Arap ve Fars asıllı ve halkın alıştığı kelimelere dirsek çe- irmek,
Jlu ikinci yolu tam ve kati bir kararla tutturmasak bile, birinci prensipin tesiriyle »ster islemez ona hemen hepimiz sapıyoruz;
Kalemimizin . ucuna meselâ «rayiha» geliyor. Bunu «güzel koku» ile değiştirmenin çaresine bakıyoruz. Bütün diğer dillerde Olduğu gibi Osmanlıcada türlü türlü kokuları ifade eden şu kelimeler vardı: Rayiha, nükhet, şe-mim, bu. (muattar) ıtr, taaffün; ufunet..
Şimdi etimizde bir «koku» kaldı... Misk midir, pis midir farke-d ilmiyor... Yavaş yavaş parfön’ü benimsiyoruz. Fakat «nükhet, gemim, bû, ıtr» hepsi öldü, «Taaffün ve ufunet» i hâlâ kullanmak mümkündür. Fakat onlara da âdeta kasdetmişçesine, kalemimi-
• ziıı ucuna her gelişte, silk, at...
Bence, her münevverin kalbinde bir «yeni kelimelerle Tiirkçeyi zenginleştirmek» gayreti gibi «tarihimizden doğma ve hâlâ hayattaki kelimeleri yaşatmakta devamla Tiirkçeyi fakirleştirmekten korumak., gayreti de yer tutma-lıdır.
(Vâ - Nû)
i [ŞEHİR HABERL~E~RI
Yunanistana balık ihracı
Millî Piyango çekildi
Turizm konferansı
T

Havagazından zehirlenenler
Saiıife 3-
--------
«Birleşik belediyeler» tiyatrosu
Türk - Yunan ticaret muahedesinin imzasından sonra kabil olacak
17122 numaralı bilet
50 bin lira kazandı
Yunanlstana balık İhracı yüzünden başgösteren müşkülleri anlatmak vc bir hal çaresi bulmak üzere Ankara-ya İkinci detyı giden Balıkçılar cemiyeti reisi B. Yusuf Yararın reisliği altındaki heyet, dün sabah İstanbul» dönmüştür
Heyet, Ankara da bulunduğu müddet zarfında Maliye ve Ticaret Bakanlıkları İle temas etmiş, bu aylarda taze balık alıcısı olarak meydana çıkan Yunanlstana balık gönderilmediği takdirde torik ve palamutların denize, döküleceği, bu semt kaynağımdan bu suretle faydalanmak İmkânının ortadan kalkacağı İleri sürülmüş İse de müspet bir neticeye varılamamıştır. Maliye Bakanlığı, satılan balıklara mukabil mal ithal olunamadığı takdirde karşılığının döviz ile ödenmesi imkânlarını aramış, fakat şimdilik buna da imkân bulunamamıştır.
Yunanlstana balık ihracına başlanabilmesi ancak Türk - Yunan ticaret muahedesinden sonra kabil olacaktır.
Milli piyangonun 1 nisan 1045 çekilişi dün Ankarada Serglevinde saat 13.30 da yapılmış ve çekilişi kalabalık bir halk kitlesi taklbetmlştlr.
Bu çekilişte İkramiye kazanan marsları aşağıya yazıyoruz:
50.000 lira kadanan numara 017122
20 000 lira kazananlar
277104 343183
10.000 lira kazananlar 129489 210212 214357 360127
5.000 Ura kazananlar
001260 038911 0G09G0 088902 128537
195920 231290 244801 265930 334875
2.000 llra kazananlar
022182 027704 040894
075318 086192 091593
097665 127000 127241
161877 163071 170784
197944 205512 212163
251572 261616 273358
282055 288320 318997
368586 370155
Kahirede toplanacak konferansa B. Hüsnü sadık gitti
Savcı, Yedikule havagazı şirketi müdüriyle arkadaşlarının tecziyesini istedi
nu-
sonrası turizm hazırlıklarını etmek gayeslle ve Türklyenln bir turistik merkez olmasına Türkiye, Avrupa, Orta Şark
Dün Kadıköy Halkevi kortunda nihayetlendi
014948 016061
051006 070524 095193 097199 151320 157398 178998 193912 237389 238347 273728 274867 3311691 362691
1.000 llra kazananlar
------ ------ ------ 012108 012680 026786 0’5020 073873 078580 090583 09’374 108612 119862 149282 119512 165893 167707 193179 209862 220764 226587 251330 253154 273704 276910 2R6990 288892 300127 312878 342207 343792 361265 367561 381113 388412
500 Ura kazananlar
Son dört rakamı (3705, 5691, 7893) İle nihayet bulan 120 bilet..
100 lira kazananlar
Son üç rakamı (394, 771, 997) nihayet bulan 1200 bilet.
10 lira kazananlar
Son İki rakamı (23, 70) Ue nihayet bulan 8000 bilet.
3 Ura kazananlar
Son rakamı (31 İle nihayet bulan 40.000 bilet ikramiye alırlar.
50,000 lira büyük İkramiyeyi kazanan 017122 numaralı bilet İstanbul'da Dördüncü vakıf handa Millî piyangonun resmi gişesinden satılmıştır.
20.000 liralık ikramiyeleri Kazanan 277404 ve 343483 numaralı biletler İstanbul ve Zonguldak'a satılmıştır.
10.000 er lira ikramiye kazanan biletler Bursa, Gelibolu, Kastamonu, Artvin, Zile, Gebze, Kızılcakçak ve Paluda satılmıştır.
5.000 lira İkramiye kazanan biletlerden 5 tanesi İstanbul, 2 tanesi Adana, birer tanesi Ankara, İzmir,
001154 007973 012869 022929 047688 0İ769R 082738 086160 094186 091950 120523 142797 155473 1579’7 173745 179858 217565 218881 229725 240524 258404 265741 278752 280902 290872 292197 316346 321053 347186 352895 369089 37136R
008968 023217 071779 088733 (199839 147576 161534 191519 219740 245777 279051. 281177 297164 323258 358922 376451
392981
Harb tanzim mühim binaen ve Amerika arasındaki seyehatlerl kolaylaştırmak bakımından ehemmiyeti haiz bir konferans toplanacaktır. Konferans ajan 15 inde Kahirede büyük Amerikan - İngiliz - Fransız şirketlerinin şark mümessillerinin lş-tirakile başlı yacak, komşu memleketlerle diğer Avrupa ve Amerika memleketleri arasında kurulacak yeni hava hatları seyahat ve bilet kolaylıkları meseleleri görüşülecektir. Bu konferansta bulunmak üzere Beynelmilel yataklı vagonlar ve Kook şirketinin Türkiye mümessili Hümü Sadık Kahireve gitmiştir.
Posta ve telgraf memurları sanatoryumu
P. T. T. İdaresinin kendi memurları için bir sanatoryum tesisine karar verdiğini yazmıştık. Sanatoryum için Erenköyünde bulunan bir köşk İlgililer tarafından gerilmişse de elverişli görülememiştir. Bu maksatla başka binalar gözden geçirilecektir.
Fındık fiatı
Tenis sevenlerimiz arasında büyük j bir merakla beklenen Türkiye kapalı saha tenis birincilikleri dibi Kadıköy Kalkerinde nihayetlenmlş ve hu su- ' retle kış mevsiminin tenis turnuvası1 başarılı bir şekilde bitmiştir. Filimi Kızıl’ın da oyunlara İştiraki maçları çok heyecanlı şekle sokmuştur. Bütün oyuncularımız kendilerinden beklenen oyunlarını göstermiştir. Bilhassa An karanın genç ve kabiliyetli oyuncuları Nihat Görgü ve Nejat Balkan çok temayüz etmişler ve seyircilerin takdirlerini kazanmışlardır.
Dün yapılan finallerde Fehmi Kızıl - Krls karşılaşmasında Fehmi Kızıl tekler şampiyonu, Vedat Abut, , Fehmi - Davlt. Beliğ karşılaşmasında da Vedat Abut çifti çiftler şampiyonu oldu, _____________
Evkaf binalarının tamiri ı
Evkaf İdaresi son zamanlarda şehrin muhtelif yerlerinde İdareye ait kirada bulunan binaları tamir ettirmeğe karar vermişti. Bu binalardan çoğunun şehrin ana caddeleri üzerinde bulunmaları ve bugünkü . bakımsız ve harap durumlarile şeh- : rln güzelliğini bozduğunu göz önüne almış olan İdare, evvelâ Babıâll caddesinde İstanbul Kız lisesi yanında set üzerindeki 5 binanın tamirini ya-| Eskişehir, Trabzon. Kütahya, Antal-pacaktır. Bu binaların tamirini mü- [ ya, uşak. ‘Aksaray. Burdur, Tavşanlı,
120 kuruştan 107 kuruşa düştü
ile
taakıp diğerlerinin tamirine geçilecektir, _________
Tramvaya atlıyanlardan ve yere tükürenlerden 25 lira para cezası alınacak
Yürürlükte bulunan Belediye zabıta talimatnamesinin bugünkü İhtiyaçları tamam olarak karşılıyama-dığı göz önünde tutularak yeni bir talimatname hasırlanmaktadır. Yeni talimatnamede cezai hükümlerin şld-detlendlrllmekte olduğu ve tramvaydan atlamak, yere tükürmek gibi suçların 25 llra para cezaslle cezanlan-dırılacağı söylenmektedir.
Beyaz peynir fiatleri düşüyor
Beyaz peynir flatlerl son günlerde uctızlamıştır. 33 liraya satılmakta olan beyaz peynir tenekesi şimdi 27.5 liraya verilmektedir. İlgililer bu sene peynirin bol olduğunu, tam yağlı olanların geçen yıla nazaran daha fazla getirildiğini söylemektedirler. Elde geçen seneden kalma beyaz peynir stoklan da mevcuttur.
Keskin. Geyikli. Susurluk, Turgutluya satılmıştır.
2,000 lira ikramiye kazanan biletlerden 23 tanesi İstanbul, 7 tanesi Ankara, 3 tanesi İzmir, 2 tanesi Malatya, bit tanesi de Antakya’ya, diler 30 tanesi yurdun muhtelif şehir ve kasabalarında satılmıştır
Karaköydeki binaların cepheleri boyanacak
Belediye bundan bir müddet önce şehrin güzelliği bakımından semtlerdeki dükkân ve binaları renk renk olmaktan kurtarmak için bina ve dükkânları tek renge boyatmağa karar vermiş ve bu kararını Tarlabaşı caddesi binalarında tatbik etmişti.
Karaköy nuntakasında bulunan bina ve dükkânların da boyatılması İçin dündenberl mal sahiplerine tebligat yapılmağa başlamıştır.
Geçen hafta kilosu Ticaret Borsa-sında 120 kuruşa kadar yükselen fındıklar dün 107 kuruşa düşmüştür. Milli Korunma kontrolörlüğünün almış olduğu tedbirler ve meseleye el koyan Ticaret Bakanlığının bugünlerde bir karara varacağına dair çı-I kan haberler, bulanıp suda avlananları İstanbul piyasasından uzaklaş-tırmıştır. Bu fırsatçılar flatlerl yükseltmek İçin ellerinde fındık olmadığı halde gelecek günlerde teslim etmek üzere mal satışı yapıyor ve satacakları mallar İçin kaparo alıyorlardı. Faturaları aralarında dolaştıran ve birinden diğerine satış yapan tacirler fiatlerln yükselmesine sebep oluyorlardı Bir malın muhtelif faturalarla ,on el dolaştığı görülüyordu.
Ticaret Bakanlığı,'satışları ve faturaları gözden geçirmeğe başlı.vaca-ğmdan korkanlar ortadan çekilmeği tercih etmiş görünüyorlar.
Fındık yağı satışı az olduğundan fındıklardan yağ yapılamıyor. Yağ yapılsa bile bugünkü fındık flatlerl-ne göre fabrikaların bir kâr temin etmelerine İmkân yoktur. Bir kilo fındığını 90 - 100 kuruşa kadar düşmesi beklenerek bundan sonra yağ İmaline başlanması uygun görülüyor.
-----------—--------
Kız'öğretmen okulları arasında nakiller
Erenköy Kız lisesi müdürü bayan Fnlka'nın İstanbul Kız lisesi felsefe öğretmenliğine, Erenköy Kız lisesi müdürlüğüne şehrimiz Kız öğretmen okulu müdürü bayan Rabia, Kız öğretmen okulu müdürlüğüne de Beşiktaş Kız ortaokulu müdürü bayan Bedriye. Beşiktaş Kız ortaokulu müdürlüğüne de Fatih ortaokulu müdür muavini bayan Nazire tâyin edilmişlerdir. _____________
Yedikule havagazı şirketi müdürü Aleksandr ile memurlardan Abdullah, Rasim, Abdüsselânn, Faik, Haşan ve Zübeylr, Aksar ay da Gureba Hüseyin ağa mahallesinde oturan Ümmii isminde bir kadınla Haşan ve Şükrü | İsimlerinde iki erkeğin havagazından zehirlenerek ölümlerine sebep olmak suçundan ikinci ağır ceza mahkemesinde bir müddetten teri yargılanmakta idiler.
Bunların duruşması bitmiş ve savcı B. Nihat suçluların hepsinin Türk ceza kanununun 455 inci maddesinin İkinci bendi ve aynı kanunun 64 ve 59 uncu maddelerine tevfikan cezalandırılmalarını İstemiştir, Suçlular müdafaa İçin mühlet İstediklerinden duruşma nisanın yirmi besine bırakılmıştır.
Ceza kanununun 455 inci maddesinin ikinci fıkrası şöyledlr:
«Tedbirsizlik veya dikkatsizlik veya meslek ve sanatında acemilik ve evahıir ve talimata riayetsizliğin birkaç kişinin ölümünü mucip olmuşsa iki seneden sekiz sgjieye kadar hapis cezası verilir.»
Ceza kanununun 64 üncü maddesi de şöyledlr:
»Birkaç kişi bir cürüm veya kabahatin İcrasına İştirak ettikleri takdirde fiili Irtkâp edenlerden veya doğrudan doğruya beraber işlemiş olanlardan her biri o fille mahsus ceza ’le cezalandırılır.»
Kanunun 59 uncu maddesi İse mahkemece cezayı hafifletici takdirî sebeplerin kabulü takdirinde cezanın üçte bire kadar İndirilebileceğini göstermektedir.
Buzun kilosu perakende 7.5 kuruşa satılacak
Belediyenin buz imtiyazının sona erdiğini yazmıştık. Bununla beraber şimdiye kadar hususî surette buz ;mal etmek lstiyen hiç kimse Belediyeye müracaat etmemiştir. Belediye şimdiden şehrin buz İhtiyacını, eski yıllarda olduğu gibi; temin etmek İçin çalışmalarına başlamıştır Belediyenin buz bayiliğini yapmak isllyenlerln müracaat etmeleri için ilgililere tebligat. yapılacaktır. Karaağaç müessese-slnde İmal edilecek buzlar Mezbaha müdürlüğü emrine verilen 8 yeni kamyonla toptancı bayilerin dükkânlarına kadar gönderilecek ve bu şahıslara buzun kilosu 5 kuruştan verilecektir. Toptancı bayiler perakendeci esnafa bu buzların kilosunu bir kuruş kârla verecek, perakendeciler de halka buzun, kilosunu 7,5 kuruşa satacaklardır.
Yüzde on garson parası
Yüzde on garson parasının münferiden alınıp alınnuyacagr hususunda lokantacıların müracaatlerlnln tetkikine devam olunmaktadır Garson parası diye alman yüzde jmun garsonlara verilmediği, bu paranın garsonun vergisine, kırdığı malzemenin tazminine, yaptırılan elbiseye, çalınan öteberiye karşılık tutularak an-
11 kasap, manav ve bakkal mahkemeye verileli Bir hafta zarfında Belediye İljtlsat müdürlüğü murakıpları tarafından suçlu görülen on bir esnaf Milli korunma mahkemesine verilmiştir. Bu-11 esnafın 1 1 kasap, 2 si yoğurtçu, 2 si bakkal, 8 sı da sebzeci ve manavdır. Büyükderede bulunan kasap fahiş flatle manda eti satmaktan vo satıştan İmtina etmekten, Beşlktaşta ve Sirkecide bulunnn yoğurtçular etiketsiz yoğurt satmaktan. Galata ve Taksimde bulunan bakkallar fatura-sız mal satmaktan, 3 ü çarşıkapıda, 1 I Merkez hâlde, 1 1 Çemberli taşta, ve 1 1 Taksimde bulunan manav ve sebzeciler de etiketsiz sebze ve meyva satmaktan vo zincirleme şatta yapmaktan suçludurlar.
Lîseler arası futbol şampiyonu Boğaziçi oldu
Dün Beşiktaş Şeref stadyomıında oldukça kalabalık bir seyirci önünde ilseler arası İstanbul futbol şampiyonunu belli edecek olan -Boğaziçi -Haydarpaşa maçı yapıldı. Maçta do-ğaziçl'lller birçok gol fırsatları kaçırmasına rağmen 1-1 berabere kalınmıştır. Haydarpaşahların eyvelden ,blr beraberliği olduğundan, bu suratla 2 net sene olmak üzere gene Boga-zlçl'lller şampiyon olmuşlardır. Boğa-zlçl'lllerl tebrik ederiz. O. a. - Boğaziçi arasında yapılan basketbol maçını da 41 - 18 gene Boğaziçi kazanmıştır. ____
Satışa çıkarılan ithal malları
İst, Havuzlu Han'da Hüsnü Seber vfc Şerikine metal, tsL Yeni Valide Handa' İ. T. t- T. İncir t. a. ş. yo metal, bt. Ankara Cad. No. .38 de Arif Neşet Esmana Rotanys Hulâsası,kalsiyum fosfat ve kalsiyum lektat. jst. Küçük Handa Farma ecza lâbo-ratuvarına İstrofantun tohumu, dijital tozu, sine tozu, JÜckiyan yaprağı, gom golbenon, balsam peru ve terebentin yağı, tat. Tuhafçı Handa Nâzım Kul aç'a drll, bt. Anadolu Han altında İzmir Manifatura T. A. Ş. yo siyah satan. -Ç.
ıiüia ULCutı». — r»
cak bir miktarının garsona verilmekte olduğu söylenmektedir. Yapılan tetkiklerin bu parapın alınmasının icebettlğl merkezinde olduğu sanılmaktadır. Yarın toplanacak tarife komisyonunda kati karar verilecektir. '
--------------------------------’
Kari mektubu
Bçğaziçinde sivrisi nik
Çocuk Esirgeme kuruntunun tevziatı
Kumkapı nahiyesi Çocuk Esirgeme Kurumu merkez; golü 23 Nlnan Çocuk bayramı milınasebetile yoksul çocuklara 300 metre kaput bezi ve 400 çift çocuk kundurası v» saire dağıtmağa başlamıştır.
Elektrik ve tramvay | ^ idaresine ait malzeme
Elektrik vo Tramvay İdaresine ali-j İngiltereden gelen malzemenin bir, kısmı İzmir limanına .çıkarılmıştı. Bu malzemenin İstanbul» nakledilmesine başlanmıştır. İlk parti olarak 30 - 40 bin metro tutan yeraltı kabloları şehrimize getirilmiştir.
Silivri köy okulları
Yarın Vali muavini B. Sabrl ve Maarif müdürü B. Halil Vedat Fıratlı SIPvriye gideceklerdir. Silivri’de beş yıllık bir programla dört yıldır İnşa edilmekte olan köy okulları gözden gcçlrilecelf vo nüfua sayımı İçin yapılmakta olan nümerotaj lalerilc do ( .meşgul oluoAoaktu;,
Istanbulda da sıtma İle mücadeleye hız. verileceğini ve bölgelerin İsimlerini., gazetelerde okudum. Bu bölgeler İçinde her nedense Boğaziçi unutulmuş. Boğazın diğer semtlerini bilmiyorum. Yalnız Vcniköyde iki senedir müthiş bir sivrisinek akını var. Bü da Salt Halim pa§a= korusundaki havuzlarla mücavir bahçelerdeki havılzların temizlenmeyen birikinti pis suyundan. ts-tlnye ile Yenjköy arasındaki derecikten va kayıkhanelerden Heri gelfnektedlr,' Diğer taraftan doktor İzzet yalısı ila avukat Yaşar yalısı arasındaki sokaktan denize köyün lâğımı dökülmektedir. Bu lâğım denize gideceği yerde yarı yolda yani sokağa ahmaktadır; bu da sivrisineklerin toplanma yeri olmaktadır.
Yukarda saydığım sivrisinek yuvalarının yokettlrllmeslnl mücadelenin ehemmiyeti’ bakımından sayın Sıhhiye müdürümüzden rlea ederim.
Yenlköy Daire .-sokak No. 18
S alp Aykut

Gazetelerde okuduğumuza göre rejisör Muhsin Ertuğruî 'un aradığı sahne idealisti gençler, şartların ağırlığından dolayı, y,r-nıi beş kişiyi geçmiyeceğl talini n i edilirken pek mühim ve ferah
- verici bir sayıya ulaşmış Geçen gün de ilerinin sahne yıldızlarına ilk ders verilmiş. Daha şimdi* den bu gençlerden pek büyük şeyler ümidediliyormuş
i Biz muvaffakiyetler diler ve
- fırsat düştükçe onları bu yolda 1 ilerlemek hususunda teşviki keuı-' diınize vazife biliriz,
, Burada söylemek istediğimiz , bir şey daha var.
İki sene önce tam bugünlerde Muhsin Ertuğrul İzmir, Adana, Bursa, Samsun ye saire belediye reislerine hitaben bir açık mek-j tup neşretmişti Bu mektupta ‘ bunlara ne yapıp yapıp birer Şe-, hir Tiyatrosu kurmalarını. bunun ı pek mühim bir para meselesi olmadığını. isterlerse kendisinin de • bu vadide canla başla yardım
- edeceğini yazmıştı.
Aradan iki sene geçti. Maalesef bu güzel teklifin akislerini göremedik. Demek ki daha küçük
■ şehirlerin belediyeleri bunları ayrı ayrı ve tek başlarına yapanıı-ı yorlar.
! Diğer taraftan Istanbulda evvelâ bir Şehir Tiyatrosu kuruldu.
1 Sonra bu iş derece derece geniş’e. t ilerek buğünkü «Şehir Tiyatro*
. lan idaresi." Ortaya çıktı. Dram Tiyatrosu, Komedi Tiyatrosu.
I Çocuk Tiyatrosu ile bu Şehir Tiyatroları idaresi belki de gelecekte daha genişliyecektir, Hakika-
’ ten Tiyatromuzun gidişi de şu-' beleşmek mecburiyetini gösteri-' yor. Hattâ bazen bir tiyatronun, meselâ dram kısmının bir mevsim içinde bir eseri aylarca oyna, dığını büyük bir memnuniyetle görüyoruz Aylarca yalnız bu piyeste rolü olanlar sahneye çıkarken. tiyatronun piyeste rolü ol-mıyan büyük kadrosiyle hattâ başka temsiller vermek bile kabil olacak bir vaziyet görülüyor.
Bahsedilen bu 200 genç de, bir Şehir Tiyatrosu disipllpl, havası içinde yetişirlerse belki de bütün bir mevsimde bir aktöre tek bir rol ya düşecektir, ya düşnıiyecek-tir. Vakıa son derecede bol eleman ile bir tiyatro işletmek kadar zevkli ve modern bir şey olamaz. Ancak bu tiyatro elemanı bakımından zengin olan memleketlere mahsus bir iştir. Bizim gibi yalnız Istanbulda Şehir Tiyatrosu olan bir memleket için değil...
Bugün yapılacak bir şey vardır. Nasıl Şehir Tiyatrosu idaresi, şehir Tiyatroları idaresi olmuşsa l»u faaliyeti memleket ölçüsünde genişletmek, şimdiye kadar tutulan yolun en çaktır.
Bu suretle Bursa, İzmir tek başlanma hir Tiyatroları t rulmuş olacaktır.
Bunun umumî idare kısmı nasıl olabilir?,. Onu bilmiyorum. Zira nihayet hepsi, muayyen bir şehrin yerli idareleridir. Fakat bu mesele üstünde birleşip her biri hissesine düşen muayyen bir parayı verebilirler. Ve birleşmiş belediyelere belki devlet de yardım edebilir. Zira bu nihavt bir şehir meselesinden bir memleket meselesi haline gelen bir iş olacaktır. Devlet, belediyelerle bir. leşmiş olarak bu meselede en ucuza bir " Memleket Tiyatrosu» kazanacaktır.
Sonra bugünkü vaziyette-d e bazen bir rolün karşısında 3 - 4 muhtelif istidat görüyoruz. Aynı rolün başında dört aktör bulunduğu için kendini gösteremiyen sanatkâr, başka sahnede istediği gibi sere serpe sanatım gösterebilir. Bunlar yeni İstidatlar İçin feniş ve yeni sahalar olacaktır, "danbııl Şehir Tiyatroları da, bu işin faaliyet merkezi vazifesini göreceğinden hem « Ana Tiyatro», «Doğurucu Tiyatro» olabilir. Hem de bunların üzerinde daimî Mr sanat murakıpliği edebilir. «Birleşik belediyeler» tiyatroları birbirlerine misafir gelip temsiller vermeleri ayrıca bîr imtihan, bir müsabaka şekline bile girebilir ve memlekette hakîkî bir tiyatro havası doğar Küçük şehir tiyatrosundan. büyük memleket tiyatrosuna geçiş ancak böyle olur. Hikmet Feridun Es
Adana, Samsun, gibi belediyelerin yapamadıkları Şe-teşkilâtı da ku-
gahlfe 4
AKŞAM
8 Nisan 1945
SON BASKI
FRANSA NASIL ÇÖKTÜ?
Yaran: Pierre Lazarcff Çeviren: Şevket Rado
- Tefrika No. « ■
Paris’in teslim oluşu
«Parla Fransa decıek değildir».
33 haziran sabahı, şimdi Toure şehrinde çalışan P. T. T. radyo İstasyonu ortaya birdenbire bu beklenmedik süsü atmıştı. Onu, yorgunluktan bitap düşünce, geceyi geçirin ek için durdurunuz küçük şehrin mektep avlusunda duydum. Burada sıralar üzerinde uyumuş, sabahleyin radyonun sesiyle uyanmıştık.
Düğmeyi çeviren ihtiyar kır bekçisi •
— Paris Fransa demek değildir, doğru amma, sıra bu sözü söylemeğe gelmişse. Paris elden gitmiş demektir; dedi
«Paris Fransa demek değilidir».
Gitmek islememiş, yahut gidememiş de Patiste kalmış olanlar hayretten hayrete düşüyorlardı Beklediklerinin aksine, hiçbir öldürücü bomba şehrin ortasındaki kara buluv perdecini delmemlştl Hava bombardımanı r-immiığı gibi. Paris topla da dövül* müvordu. Arasıra. baraj ateşlerinin uzaktan gelen sesinden başka ortada bir askeri kımıldama, bir emir veya tebliğ gibi Parislilere Parisli) sarılmış olduğunu açıkça bildirecek hiçbir İşaret ptriinmüyordıı
Dünkü haberleri tekrarlayıp duran tpazmoza tutulmuş radyodan başka haber alma vasıtası yoktu. Partililer «muhakkak olmuştur» kaydlyle bir takım şaşırtıcı olayları birbirlerinin kulaklarına fıslıyorlardı. Bu söylentiler bitip tükenmek bllmiyen kaçaklar kervanı boyunca guruptan gu-rupa, otomobilden otomobile atlayıp duruyor, gittikçe büyüyüp hakikat şekline bürünüyordu. Haberler durakladığımız kiiçük şehirde bize yetişti:
«— ausvn. Al manya ya harb ilân etti.»
«— Almanlar general weygancTın mahlnnr bir karsı taarruzu sayesinde Selne kıyılar uun ötesine atıldılar.»
• — iki bin İngiliz bombardıman tayyaresi Manşl geçmiş. NazJ ordusunun gerilerine ölüm saçıyor.» ■ Şüphesiz bütün bunlar yttfntt gayrı muhtemel değil, gayr, mümkündü de İnglllzlerln 2000 bombardıman "Ayyaresi olmadığı gibi, Rusyamn Al-•’ianlara harb ilin etmesine de sebep -ıktu. tVeygand nerede ve kimlerle raffakıyrt’li bir karsı taarruza mlkitablHrdl?
Bununla beraber herkes bu haber-teri o kadar ısrarla, o kadar katiyetle ve bütün U-ferrtıoUyle anlatıyordu ki İnsan pekâlâ inanabilirdi.
Bir taraftan yolumuza devam ediyoruz, bir taraftan da bize her yerde:
(— ftusya Almanyayn harb llftn et-’S diye tekrarlayıp duruyorlar: baları bu haberi:
(— Evet, ben de radyodan işittim» diye teyldediyprlardı.
Zaman »man, neşe İçinde cepheye giden genç Fransız askerlerinden mürekkep kafileler kaçaklar kervanını ortasından İkiye bölüyordu- Onlar cepheye gidiyorlardı, amma hangi cephe ve?
Bir subay geçerken bize:
(— Hey, Paris - Solrlılar.’haberiniz var mı? Almanlar yemişler dayağı!» diye seslendi.
\Z ötede, tıpkı Fraruna piyadeleri ıbl gtylnml.ş, dilimizi pek de konu-■ mıyan Polonya ordusu askerleri tavaua, çok yüksekten uçan tayyareleri bize göstererek:
«— tnglllzler. diye bû-
fırdılar
Trans anın ortasına doğru indikçe mûdnfaa haline konmuş köyler görüyorduk. Çoğunun müdafaa tertibatı, gecen asrın dahili isyanlarındaki barikatları gö^cren resimlerde olduğu gibi, yol ürerine yanlama konmuş birkaç köy atabasi tarzında basit, çotukça şeylerden ibaretti ki durumun eldrflhtlne rağmen insan gülmekten kendini altımı vardu. Fakat bütün mühim noktalar muhafaza altına alınmıştı. İstihkâm askerleri dc icabında bunlun havaya uçurmaya ha-«rdılar.
Sağda, solda tüfek omuzda kol gezen. otomobilde, bisiklette, hattâ yara giden mültecileri çevirip hüviyetlerini ciddi ciddi Inccüyen köylüler de örülüyordu. Bunlar paraşütçülere, besinci kol casuslarına karşı korunma isiyle vazifelendirilmiş gönüllü guruplarıydı. Yol boyunca, nereye gitti kl'-rl blllnmlyen. fakat muhakkak Uvduvnana doğru yönelmiş askerlere, toplara rasbyorduk.
**»
Bu arada Paris önünde neler oluyordu? Bunları gozlerile görenler bana bir müddet sonra anlattılar.
12 haziranı U hazirana bağlı yan
[
%
Kadın v« erkek Vc ıs t irabının
i
Türkçe Sözlü
Derin bir düşünce İle her kadın ve erkeğin göreceği acıklı Film.
ELHAMRA Sinemasında
İstanbul Konservatuarı
TÜRK MUSİKİSİ İCRA HEYETİ
ÇEMBERLİTAŞ SİNEMASINDA 13 Nisan cuma saat 21 de Eminönü Halkevi sosyal yardım ş menfaatin*.
Numaralı yerler 75 - 100 - 150 kuruş sinema gişesinden şimdiden
Hoırlb'O ır(esiimll®[F
Kitin üzerindeki büyük Duisburg limanında rıhtımlar ve fabrikalar
0 tonluk ağır bir uçak bombası
Müttefik kuvvetler tarafından npte-dileu Hddielberg'den bir gör ünüş
Rus generalleri mareşal MontBomcry’nln karargâhındı!
SALI GÜNÜ AKŞAMI
TAIKSİİIM Sinemasında DENİZLER HAKİMİ
TÜRKÇE SÖZLÜ
İngiliz donanma ve hava kuvvetlerinin iştlraküe yüzlerce büyük artist. Binlerce figüran tarafından çevrilen kalhlcre ve İlişlere hitabeden eşsiz bir film. Bu şaheserimi yaratıcısı ve baş artisti Ingiliz gü'zel sanat âleminin en büyük siması NOEL C O İV A R D
————(
gece nispeten sakin geçmişti. Almanlar bu sükûnet esnasında, günlerden-bcrl devam eden mücadeleden bitap düşmüş Mkerlerlmirin karşısına bir kere daha taze kuvvetler yığdılar
Şafakla bertıber nazller muvaffak-kıyetll hır hücumla köprtı boşlarını tuttuktan sonra Ölse nehrini geçtiler. Aynı zamanda Nonette bataklıklarını da.atladılar. Fakat hepsi bundan İbaret oldu. Fransız topçusunun aralıksız ateşi, piyadenin mukavemeti sayesinde taarruz sabahın İlk saatlerinde durduruldu. Ne toplarımızın ateşi altında otan Creil köprüsünü, ne de mahlrune ve kahramanca hava hücumlarlylc kullanılmaz bir hale getirilen Salnt - Ma x ence köprüsünü geçebildiler.
Öğleyin, Parlse 5ü kilometre mesafedeki ChanttUy ormanına yerleşmeğe muvaffak olan bir Alman tümeni kurmay heyeti çevrilmekten korkarak oradan hemen çekilmek ıorunda kaldı. Fakat bu ümitsiz bir mukavemetti. Fransız kuvvetleri tank hücumları ve bomba yağmuru altında nefes alamıyordu
Öğleden sonra saat birde Alman umumi karargahından Paris asker! idaresine telsizle bir açık mesaj gönderildi Bu mesalda su sfirler vardı •
«Müzakereye memur Alman neyeti akşam saat 4 ite 8 arasında Salnt -Denls’nin şimalinde Paris - Catals. Paris - Dunkerquc yollarının birleştiği yerde hazır bulunacaklardır Murahhaslarınım gönderini*.
tmr.R Alman umumi karargahı»
Paris askeri valisi bunu Tours şehrindeki hükümete ve geri çekilip Salnt - Etlerine ile Vlchy arasındaki küçük Brlare şehrine yerleşen umumi karargâha bildirerek cevap latedl Bu aradn Fransız kuvvetlerine geri çekilme emri verilmişti. Dinlenmek ve eğlenmek için yapünuç Paris sayfiyelerinde şehri müdafaa eden askerler. kuvvetli artçılarla topçunun himayesi altında muntazam şekilde geri çekiliyorlardı
Muharebe aydınlık; ve zayii bir narada. bir ilkbahar semam altında, bir roman dekoru İçinde cereyan ediyordu. Makineli tüfekler, tatil günlerinde gençlerin gelip dansetmeleri kır kahvelerinin henüz çiçekli, sarma-şkh pencerelerine yerleştirilmişti. Düşman İlerleyişine karşı koymak için lüks lokantaların döşeme idriç-leriyle tabelâları sökülüyordu. Yine aynı ıra katin Chantilly deki saray bahçelcrlle ormanlardaki ağaçlar yere devriliyordu. Toplar derelerin kenarına. şatoların önüne yerleştiriliyor; villâların, sebze bahçelerinin artanında dönüşülüyordu
Alman ordu kumandan) Von Kuck-ner İşi bitirmek niyetinde. Paris askeri idaresine gönderdiği telsizin cevapsız bırakılmasına şari.vor. bu sükûta, cevap gönderecek bir vasıta bulamamalarına hamlediyor Bununla beraber Fransızların bir yerde yetil bir cephe tutmalarından da şüphelenmekle. Halbuki Btuttgurt radyosundan Fransızca konuşan hainler çoktan beri lifin eltiler: Paris 14 haziranda illilerin olacaktır.» 14 haziran da yarın.
Paris - CalAls, Paris - Dunkenjue yollarının birleştiği yerde küçük bir Fransız piyade karakolu var Kaldırım taşından yapılma bir duvar yolu kapıyor. İki tank defi topu, bir ağır makineli tüfek, birkaç da hafif makineli herhangi bir hücumu püskürtmeye hazır. Yolun solunda renkli taşlardan yapılmış küçük evlerde, kapalı yeşil, pembe pancurlann arkasında ve sağdaki tahta barakalarda her rütbeden askerler pipolarını tüttürerek kulakları kirişte hâdiseleri bekliyorlar. Kendileri de İşe yaromı-va(-nHarının farkında amma bir kere emir almışlar, emri yerine getirmek lâzım. Bu çiçekli bahçeleri, bu çardaklı kahveleri, henüz lâhanalorı bitmemiş olmakla beraber yine Paris'in malı sayılan bu ek!H topraklan leobederse adım, adım müdafaa edecekler.
• Arkası var)
'İÜİH lllll ŞEHİR ÜYATKUSD HIIIHI Ullllli Komedi kısmında ö milUlillilH Yazan: Ccvat Fehmi
Dram taamında: CASUSLAR
Yazanlar: VA-NÛ vc N. Karamağarall
Pazar günü 15.30 da matine
TEŞEKKÜR
Şiddetle tutulduğum hastalığıpıda İsabetli teşhis ve tedavldle iyi olmamı sn?, livan mütehassıs doktor Hali t ziya Atasagun'a alenen teşekkür etmeği bir borç bilirim
B. Sami Gömügen
Malûl Sanatkâr MUAMMER B. OKTAY GECESİ
10 Nisan salı akşamı 1 — Şehir Tiyatrosu uMUHASiP ARANIYOR”
1 — Muammer Kararanın
İştirakiyle
3 — İsmail Dıhnbüllft
Ahmet güldürür Şevki Şakrak ve
Bütün Halk şanatkâriaruun İştlrâidyie
AŞIKLAR
Komedi 3 perde
Şehir Komedi Tiyatrosunda
ANAYASA
Ve yeni kelimelerin izahları
Hazırhyatı: Zııhtü Çubukçuoğlu
3 üncü basılışı kİ av uzda yeni llftvelerle çıkmıştır. Flati 15 Kr.
*
Yeni Türk dili cep klavuzu
Züht ti Çubukçuoğlu tarafından hazırlanan bu dil klavuzu herkese Lüzumlu bir kitaptır. 40 kuruşa satılmaktadır.
V
TEMFL
CORPORATION
YENİ KAYÜN
PRATİK ELEKTRİK - BATARYA TEKNİĞİ
Yüksek mühendis Vehlp Engin tarafından, tekmil batarya tekniği ve bilhassa kurşun batarya mevzuunu mufassal »uretle tetkik eden ecnetol me’hazlardan hulûsa edilmek suretlle hazırlanmış olan bu «er intişar etmiştir ikbal Kitabesinde 4 lira fi-atle satılmaktadır.
HOLfrVOT DÜNYASI
Hollvut Dünyasının 74 üncü sayuı renkli kapaklarla ve malı telli tablolarla süslü olarak çıkU.
Btiyilk Iharcat vs İthalat evi
Piyano ve San resitali ŞADAN CANOAR soprano ve
MİTHAT FENMEN
11 nisan çarşamba «aat Si de SARAY Btnruuunnda Numaralı biletleri gleedvn
MecrUUa. ■■■■m
Son günlerde ihracatçıları ümide, fakat memleket ekonomisinin menfaatlerini bir bütün olarak düşünenleri endişeye sevkeden söylentiler nihayet Ticaret Bakanlığının karan ile sona erdi. Piyasa, hassas antenleri İle bir prim meselesinin İncelenmekte olduğunu, kararın verilmesinden ve yayınlanmasından evvel duydu. Fakat edindiği müphem bilgiye dayanarak derhal en kötii veya bazılarınca sözde en iyj ihtimalleri tahakkuk .edecek sandı, memleket ticaretini en çok alâ-ka'andıran İngiliz lirasına karsı paramızın geniş bir nispette düşürüleceği zonnına kapıldı.
Millî paranın düşürülmesini bütün iktisadi güçlükleri ortadan derhal kaldırıcı bir mucize âleti sananlar, bettin iddialarının cerhedllmesine, tarihin bütün tecrübelerine. İlmin sarih teycin-1 erine rağmen ümitlerini kaybetmiyor. cüretlerini azaltmıyorlar.
İşte İsviçre frangı, İsveç kuronu gibi paralara da dolar ve sterline verilen primin teşmili karan hazırlanırken, yine her halde ya bilgisizliğe veya geçici büyük şahsî menfaatlere dayanan İddialarını bu defa ya hükümete veya Londrada ticari müzakerelerde bulunan heyetimize yükliyerek havayı tekrar bulandırdılar.
Bu defa işin mahiyeti çabuk anlaşıldı. Hükümet bir tenasüp-stizlüğü ortadan, kaldıran kararını çabuk verdi ve alâkalılara ilân etti.
Uzun müddet, ış icaplarına uy-mıyan bir ayrılık sterlin ile dolan birbirinden farklı bir ölçüye tabi tutmuştu. İngiltereden mal getiren ithalâtçı prim ödüyor ve bu primin mühim bir kısmı memlekete mal satan ihracatçıya veriliyordu. Halbuki Birleşik Ameri kad an yapılan ithalâtta aynı prim ödeniyor fakat ihracatçı bundan istifade edemiyordu. Bu mantıksız vaziyet. Amerikaya İhracatı zorlaştıran bu nispetsizlik evvelce, dolan da İngiliz lirası rejimine tabi tutmak karan ile, ortadan kaldınldı ve bu tedbir Birleşik Amerika mîlletleri ile ticari münasebetlerimize veni inkişaf imkânlan temin etti.
Dolara prim verme kararını tahlil ettiğimiz zaman yolun sonuna kadar gidip mümasil vaziyette olan diğer dövizlere ve başta İsviçre frangına da aynı ölçünün tatbiki lüzumunu belirtmiş idik. Bugün bu da tahakkuk etmiş ve ölçülerimizdeki nispetsizlik, mantıksızlık ortadan kalkmış bulunmaktadır. Bu sayede, memlekete hiç bir yeni fedakârlık tahmil edilmeden, İsviçre ile ticarî münasebetlerimizin gelişeceğini ümidederiz. Yollar acıdıktan sonra. îsveçin de son senelerdeki seyri devam ettirerek, bizim için ehemmiyetli bir alıcı ve verici olabileceğini zannederiz.
Pek yerinde olan son karar vesilesi İle bazı naçiz düşüncelerimizi İfadeyi bir vazife saymaktayız, Normal zamanlarda, bilhassa 1914 den evvel, döviz, ancak bazı mütehassislan, kambiyo üzerine iş, arbitraj yapan spekülâtörleri, bankaları alâkalandıran ve halkı ilgilendinniyen bir dereceye kadar esrarlı bir mevzu idi. Fakat bilhassa birinci cihan harbînden sonra yabancı döviz rayiçleri, he»*
gUIl-tesir günü
ferdin hattâ bilhassa lük yaşayışı üzerinde yapan, herkesçe bilinmesi, güllüne, hattâ bazı memleketlerde saati saatine takibedjimesi lâ-zımgelen hayatî tıir mesele oldu. Parası enflâsyon vebasına tutulup kıymeti mütemadiyen düşen memleketlerde bütün fiatler sağlam ecnebi dövizlere göre mütemadiyen ayarlanır oldu.
Böyle bir muhitte herkes, hattâ yiyeceğinin bile kaça mal olacağını anlamak için gözünü kambiyo termometresine dikmek mecburiyetinde İdi.
Aynı şiddetli enflâsyon fırtınasına tutulmamış memleketlerde de halk, fiatlerin döviz rayicine göre dalgalanması- hâdisesini öğrendi. Hattâ tstanbulun pek cok tüccarı ve zenginler! 1918 den sonra yabancı paralarla oynamayı iş edindiler ve bu yüzden büyük servetler battı.
Buna karşL Almanyaya, hattâ Fransaya ve ttalyaya, borçlanarak büyük miktarlarda mal getirtmiş olan bir çok tüccar, vadelerinde bu borçlan öderken, mar-kın, frangın ve liretin düşmüş olması yüzünden büyük kârlar temin ettiler. Belki, 1939 dan evvel büyük bir itibar kazanmış birçok ticarethanelerinin ikbali, bilgi, sebat. tecrübeli çalışma ile hiç alâkası olmıyan bu hâdise, bu tesadüf ile başlamıştır. Şekli ve sebebi ne olursa otsun, birinci cihan harbinden beri kambiyo, döviz mevzuu herkesin İşi olmuştur. Hattâ son senelerde, bilhassa bizde bu alâka cok daha şuurlu olmuştur..
Cumhuriyet hükümeti ilk gü-nünden beri milli paramızın kıymet ve itibannı tutmağı bir devlet prensipl olarak kabul ve ilân etmiştir. Bütün millet de paramıza dokunulmamak lâzım geldiği kanaatini benimsemiştir ve bu mevzuda büvük bir hassasiyet göstermektedir.
işte bu hassasiyet dolayısiyie-dir ki paramıza ait bütün kararlarda tam açıklık ve bilhassa emniyeti arttırıcı katilik lâzımdır
Son verilen prim karan yerendedir, fakat mevzuun psikolojik şartlan bakımından, esası değil, fakat zamanı bakımında n biraz tereddüdü muciptir. Bizce bu sahada yapılacak iş bir defada yapılmalı vç umumi efkârın sık sık bu mevzu etrafında endişeye düşmesine mahal verilmemelidir.
Dolara prim verme kararı ile aynı zamanda İsviçre frangı ve İsveç kuronu meselesi de halledilmiş olsa idi bugün bu mevzua tekrar dönmek lüzumu kalmaz ve zararlı bazı rivayetlerin çıkmasına imkân verilmiş olmazdı.
Bu gibi nazik mevzularda, tedbirin mahiyeti kadar, zamanında alınması da ehemmiyetlidir. Bu son karardan sonra da propagandalarından vaz geçmiyecek olan millî paramızı düşürücüleri katî olarak susturmak için hükümetimizin bu konuya ait prensiplerini bir daha ve kesin bir lisanla İlân etmesi bizce çok favdalı Olur.
îş hayatının 'fesas şartı istikrardır, istikrarın da en büyük unsuru paramızın kıymetinin düsü-rülmiyeceğinî. en salâhivetll ağız-' latekrar işitmektir.
Çev»* Nizami
Newyork
220 Bros d w ayda
THE
Created by free version of 2PDF
Getirtilecek 20 otobüs
Elektrik ve Tramvay umum. müdürlüğünün yeniden yirmi otobüs sipariş edeceğini yazmıştık, istanbulun özelliği ve sokaklarının genişliği güz-önüne alınarak işletilecek otobüslerin vasıfları tesblt edilmiştir. Bundan evvel Amerlkadan getirtilen dokuz otobüs Tarlab&şı caddesinden Ha-mnlbaşma saparken ve Aynalıçeşmo caddesinin köşe başından dönerken, bu noktalar çok dar olduğundan, ge-çeçtnemek tedir.
Bu vaziyet üzertae tramvay İdaresi bu otobüsleri İstanbulin Beyoğlu arasında işletemiyor. Tramvay idaresi bunu gözönüne almış ve yeniden sipariş edilecek otobüslerin şehrin her tarafında İşleyebilecek tipte olmaları muvafık görülmüştür.
Tramvay idaresi bu otobüslerin satın alınabilmesi İçin icabeden parayı hazırlamıştır.
I—• Takvim •—|
I . ReblülAhır 25 — Kasım 1Ü2
I imsak GOnea öğle Üdndl Ak. îatsı
İE. Û.Ü7 10.&2 5.36 Û.16 12,00 1,351
I V. 4.4fi i' 33 13.16 16.56 19.41 21.15İ
HAFTA KONUŞMASI
Bu dünya neler görmüştür?
Olağanüstü hallerde iş görmüş halk mahkemelerinin en tipik örneği Fransız (İhtilâl mahkemesi) dir. Bu mahkemenin ne şartlar içinde nasıl hükümler verdiğine şöyle bir göz gezdirirsek kâbustan uyanmışçasına «Oh, dünya varmış!» diyeceğimize, dünyanın şu korkunç durumunu bile pembe . göreceğimize şüphe yoktıf
A vrupanın istilâdan kurtulmuş veya herhangi bir değişikliğe uğramış Fransa, Belçika, İtalya vesaire gibi memleketlerinde yer yer halk mahkemeleri ürkütücü bir randımanla işle meğe başladı. Adaletin ne dereceye kadar gözetildiği hakkında henüz bilgimiz yok. Bildiğimiz şu: «Ölüm cezasına çarpılmışlardır,. sözünü radyolarda ve ajanslarda sık sık işitip okuyoruz, irkiliyoruz; sonra duraklayıp düşünmeğe koyuluyoruz.
Elbette birgün işin içyüzünü tarih gelecek nesillere gizli hiç bir tarafını bırakmadan bütün aynntılarile öğretecek. Netekim şimdiki vaziyetle alâkası bulun- nnj korumağa memur olduğum mıvan bambaşka şekilde bir • ... -- -
mahkemenin, Fransız devrimi sırasında kurulmuş ve iki yıl işlemiş olan meşhur ihtilâl mahkemesinin deşilip elenmemiş, meydana çıkarılmamış tek vesikası ve tek sırn kalmasnıştr. Olağanüstü hallerde iş görmüş halk mahkemelerinin tarih boyunca en tipik örneği odur... Eğer ona mahkeme adı verilebilirse! O mahkeme bir müddet yüzler hanesinde avunduktan sonra bir ayda 1000 den fazla insanı giyotine göndermek su-retile sanırım dünya rekorunu da kırmıştır.
Çoğumuz 1793 - 95 yıllarında Paris ihtilâl mahkemesinden çıkan kararlarla idam edilen şahıslardan ancak pek şöhretlilerini. meselâ Kıralı. Kıraliçeyi, Charlotte Gorday’yı, Jironden partisi elebaşılarını, Danton ve arkadaşlarını, madam Kolandı; şair Chenier’yi ( âlân LavoisieıM, nihayet bu mahkemeyi kuran Robespierre ve yardakçılarını, en sonunda da başsavcı ve baş belâsı Fouquier - Tinville’i biliriz. Mahkemenin işleyiş tarzı hakkında da malûmatımız az olsa gerektir. Ne şartlarla nasıl hükümler verdiğinden zerre kadar habersiz bulunduğumuz için şimdiki halk adalet divanlarım eski Fransız fiıtilâl mahkemesine benzetmek aklımızdan geçmez Takdirini zamana bırakacağız, öyle olmakla beraber 1793 mahkemesine şöyle bir göz gezdirirsek «Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer» sözünün tamamile aksini düşüneceğimize, kâbustan uyanmışçasına «Oh, dünya varmış» diyeceğimize, dünyanın şu korkunç durumunu bile pembe göreceğimize şüphe yoktur.
Dazı misaller; Mahkeme şa-° tonunda bulundukları sırada biri kocasının, Öteki kardeşinin ölüm cezasına çarpıldıkların: duyar duymaz küçük bir feryat koparmaktan kendilerini alamı-yan iki kadın, sırf kederlerini belli ettiklerinden dolayı hemen yakalanmışlar ve gene o sebepten şıpınişi idama mahkûm edilerek giyotine gönderilmişlerdir! Çok defa daha mahkeme bitmeden sanılîiann sayısına göre ölüm mahkumlarını ceza meydanına götürecek olan arabalarda yer hazırlanırdı: Foquier-Tinville kaç kişinin o meydana gideceğini önceden bilirdi, zira jüri üyelerine kara listeyi başlangıçta kendisi verirdi!
Uydurma şahitler dinlenildi ama adaletin gözetildiğine halkı inandırmak için arasım yalan yere şahadet suçundan bu şahitlerden biri veya bir kaçı da oracıkta idam hükmü giyiverirdl. Hele başsavcı, o gün ölüm mahkûmları sayısmı az görür, arabada boş yer de bulunursa eksiği şöyle bir kaş göz isaretile şahitlerden tamamlamağı pek severdi!
Bir gün, en büyüğü 26 yaşında olmak üzere 12 gc-nç kadın ile 5 kızın, bir çırpıda kafalan uçurulmuştu. Neden? Gûya bunlar Prusya Kiralına Vetxiun şehrini gezerken şeker vermişlerdi!
Zavallı Lavolsler başladığı mühim tecrübesini bitirmek için mahkemeden kısa bir tecli İstemişti; cevap şu olmuştu: «Cumhuriyetin âlimlete, kimyagerlere
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR
Abdülâzizin karşısında oynanan
garip bir orta oyunu
ihtiyacı yoktur. Adaletin gecikmesi caiz değildir!»
Bir sefer, içinde Kiralın kız kardeşi de bulunan 24 kişilik bir kafile tek bir şahitin söziyle, bir lâhzada giyotine gönderildi. Fouquier - Tinville’ln merak sardığı İşlerden biri de idam cezalarının günü gününe, hüküm verilir verilmez yürüttüm esiydi.
Peki, sanıklar avukat tutabi-İller miydi? önceleri evet. Fakat sokaktan devşirme bu .avukatlar, müşterilerinden parayj peşin alınca sıvışıp gidiverirler, mahkemeye girmezlerdi. Girenlerin müdafaası ise — inanmıyacaksı-nız! — şöyle olurdu: «— Hakla
bu suçlular, kanaatimce gerçekten millet ve memleket hâinidirler. Kendilerini cezalandıracak kanun maddelerini suçlarına kıyasla pek yumuşak buluyorum!» Yahut avukat kalkar, hâkimlere ve jüri heyetine derdi ki: «— Suçluları sorguya çekerken gösterdiğiniz nevnkete şaşıyorum, Siz hâkim misniz. yoksa onların müdafaacısı mı? Benim söyllyecek sözüm yoktur. Zaten suçlunun dili de vardır, aklı da.. Kendisini müdafaaya baksın... Boş yere kafamı yoramam.»
a ulattığım şekildeki müdafaa hâkimlerin hoşlarına giderdi: zira hemencecik idam hükmünü vermeğe kanunî bir sebep teşkil eder, İşi kolay-laştınrdı.
Fakat sonraları Convention kararile şahit ve galiba avukat da kaldu-ldı. Yeni kanun meseleyi en sade, kolay, süratli; zahmetsiz bir usulle halled i vermişti: Hüviyetini sormak hüküm vermeğe yetiyordu; Hem bu hüküm artık yalnız blrşey olabilirdi. İdam!
O kanunun mecliste müzakeresi sırasmda bir mebus dayanamadı: (‘Kabul olunursa beynime bir kurşun akarım!» diye haykırdı. Robespierre delisi riyaset kürsüsünden inerek «Kanunun her maddesi adalete ve akla tas-tamamına uygundur» demek lüzumunu duydu ve alkışlar arasında tekrar makamına oturdu.
Artık mahkeme mekik dokur-casına işliyordu. Başsavcının ağzı kulaklarına varmıştı; «Oh, diyordu, kafalar, kiremitler gibi düşüyor!»
Hâkimler de ömür adamlardır. Meselâ biri sanığa soruyor:
— Senin aristokrat bir kardeşin var.
— Benim kardeşim yoktur; ailenin tek evlâdıyım.
— Kardeşin yoksa her halde baban aristokrattı... Gene suç aynı sayılır.
Hele «jure» ler arasında biri vardır ki gerçekten hayasızdır. Bir gün sorgunun uzadığını görünce ayağa kal kıp bağırıyor:
''— Sanıklar lâfı uzattıkça uzatıyorlar, hâlâ söylüyorlar, açlıktan imanım gevredi. Suçlan meydanda: Mideme karşı suikast yaptılar: giyotine gönderinizi
Bir kere de Fouçuler . Tinville bazı «jure» lerden: «az önce İdamına hüküm verdiğiniz adamların suçlan neydi?» diye soruyor, ötekiler kahkahayı koparıyorlar: «Vallahi, diyorlar, biz de bilmiyoruz, Fakat çok merak ettlnse koş arkalanndan, kendilerinden öğren... Zira arabalar daha yoldadır! 4
(İhtilâl mahkemesi) nde hâkim, jiire veya kâtip de olmak tehlikelidir, Meselâ günün bl rinde bunlardan biri, bir mahkeme kâtibi yakalamverlr, sabah dokuzda eline ithamnamesini verirler, onda hâkimlerin önüne çıkar, sırasını bekler: saat İkide hükmü yemiştir ve dörtte hayatta değildir! Fouquier - TinvÜle kalem odalarını dolaşır ve masalara vurarak bağırır:
— Gördünüz a, bir daşınızm boynunu kestirlverdlm. İşler istediğim gibi çabuk yürümezse hepinizin başına gelecek
aynı peydir; boylarsınız!
yürü sepet giyotini
işlerin artık fllsblt yürüdüğüne şüphe etme-
^jütün yiniz.
Başsavcı, bir gün önceden mahpusların listesini gözden geçirerek isimlere kale-mile birer işaret koyuyor ve her işarette «bir baş daha eksildi» diye gülümsüyor. Parola acele etmektir. Bir gün. hademeden düşes de Biron’un mahkemeye getirilmesini İster. Hademe dönüp gelir ve o isimde hapishanede iki kadın bulunduğunu söyler. Aldığı cevap:
— Âlâ. ikisini de al, getir!
D. n ibarettir; ikisi de az sonra cellâdın karşısın d adır. Fouquier zindanla» da dolaşır, mahkemeye çkacak veya mahkemeden ölüm kararile çıkmış insan kafilelerini seyirden hoşlanır. Bir gün bakar ki henüz hüküm giymemiş bir genç, giyotine gönderilmek üzere geçirilen bir yaşlının elini sıkıyor. Çılgına döner, hemen hademeyi koşturur ve bu gencin ad m kaydettirir.
Ertesi gün genç, güzel hareketinin cezasını çekmiştir, kellesi sepete düşmüştür!
Bir kere de yanlışlıkla mahkemeye çağırılıp hakkında hiç bir ithamname bulunmıyan on yedi yaşında bir genç, daha doğrusu çocuk, cesaretli bir vaziyet alıp korkmaz göründüğü için baş savcıyı öfkelendirmiş ve bu sebepten idam cezasına uğramıştır. Ayakları, elleri, bütün vücudu tutmı-yan bir yatalak tabiatiyle hüviyetini de söyleyememiş, fakat Fou-quler: «Bize dil değil, kafa lâ-
zım» diyerek adamı Giyotine yollamıştır.
İsim yanlışlıkları da çok olurdu.
Meselâ mahkemeden Madam de Maille çağırılmıştır. Halbuki bu kadın, oğluyla beraber iki gün önce idam edilmişti. Hademeler aceİE İle Madam Mayet adında birini tutup getirirler; yanlışlık meydana çıkar,,. Çıkar ama «madem kİ gelmiştir» diye onu da boş döndürmezler, kadına: «Mahkûm etmek istediğimiz sen değilsin ama ne olsa sıran geleceği için geri çevirmlyeiim!» derler; ölüme yollarlar!
Elli kişi hakkında idam karan vermek için yarım saat yetmektedir; halbuki o kadarcık zamanda yalnız adlarını okuyup itham sebeplerine göz gezdirmek bile mümkün değildir. Bu yüzden bazı adlî (I) hataların olmasını bek-liyebîliriz. Netekim yaşı on altıyı henüz bulmuş bir genç, aleyhine hiç bir isnat yokken, elli beş yaşındaki babası sanılarak babası yerine Giyotine gönderilmiştir. Ne hâkimlerden, ne jüri heyeti içinden biri o göze batan yaş farkına dikkat etmeğe vakit bulamamıştır. Halbuki baba ile beraber ana da suçlular arasında idi; çocuğunun yanında bulunuyordu; kimse «Yahu, su gencin kırk sekiz vaşında bir karısı olur mu?» dememişti* Ana oğul, bir arada ölüme gittiler... Karı koca sıfa-tiyle!

arktu
Acıklı, şaşırtıcı vakalardan bir kaçı daha: Nüfus kaydına göre henüz on altı yaşını bile bitirmemiş bir çocuk İdam cezasına çarpılmıştır. Suçu nedir? Lokantada masasına getirilen kokmuş bir balığı garsonun başına atmak! Bir kadın da kocası ve yirmi kişi İle beraber İdama mahkûm edilmişken gebe olduğundan dolayı ceza tecülne uğramış, fakat bu esnada ihtilâl mah-•kemesi kaldırıldığından ölümden kurtulmuştu. Fakat kanun kendisini ölmüş sayıyordu; zira nüfus kaydına «fevt» İşareti çekilmiş, hattâ eline de bir gömülme İzinnamesi verilmişti!
Vakaların en acıklısı şudur: Lo-vlserolles adını taşıyan bir baba, ana ve oğul, üç kişi yakalanıyor, zindana atılıyor. Bir gün gardiyan koridorda «Loiserolle»!» diye bağırınca oğul da. baba da yerle-
Bu oyunda hangi paşaların taklitleri yapılıyor, kimlere dair nükteler savruluyordu?..
I Mithat paşa konağında akşam — Avizeler yanarken gelen misafir — ı Acayip bir haber — Yemekten önce bir kadeh konyak — Boynuna nişan j takılan horoz — Abdülâziz ve Mithat paşa — Araba şirketi — Mithat 1 paşanın çiftliği — Dikilen çam ağaçları — Osman efendi dergâhında , Sultan Murat..
Akşam üstü, Bayezitte, Soğan-ağa mahallesindeki Mithat paşanın konağında avizeler yanıyor. Harem kısmında bu işi Nazıdll yapmaktadır. Selâmlıkta da ağalar... Mithat paşa, ekseriya akşam yemeklerinden önce bir veya İki küçük kadeh konyak içmek âdetinde idi. Bazan bu minimini konyak fashna memleketin en meşhur simaları da İştirak ederdi. Bunların arasında konağa gelen ve saraya girip çıkan bir zat o günü garip bir havadis getirmişti. Abdülâziz geceleri sarayda büyük ortaoyunu fasılları yaptırıyordu. Bunda pek şeşıla- -cak birşey yoktu. Zira Abdü âziı eğlenmesini, top patlatır gibi kahkaha atmasını pek ziyade seven bir insandı.
Lâkin Bayezittekl Mithat paşa konağına gelen zat sarayda oynanan orta oyununun pek başka çeşitten olduğunu da söylüyordu. , Bu orta oyununun mevzuu tornam iv le siyasî idi. Ve oyunun bütün eşhası da devrin en meşhur siyaset adamları, memleketi idare eden Nazır, Sadrâzam. Serasker idi, Abdülâziz bu orta oyunlarında, tıpkı bugün tiyatrolarda, piyes ilânlarında aktörler arasındaki rol taksimatını gösteren Us-> teler gibi bir liste yaptırtrmşty. Bu suretle padişahın karşısında oynanan orta oyununda bütün nükteler serasker Hüseyin Avnl paşa. Mithat paşa. Şirvan! zade Rüştü ve saiıeye aitti. Onların mahirane taklitleri yapılıyordu.
Fakat bilhassa Hüseyin Avnl paşaya ve inkılâpçılığı İle şöhret, kazanan Mithat paşaya dair tekerlemeler İpek yastıklar içine gömülmüş sultanı, kocaman göbeğini hoplata hoplata güldürür, zevkinden eritirdi.
Sarayda, Abdülâzizin karşısında oynanan bu «siyasî» orta oyunları» nelerdi! Kimler tarafından oynanırdı? Siyasî mevzuları, nükteleri, tekerlemeleri nasıl ve kimler tarafından hazırla-mrdı? Temaşa tarihimiz için ne kadar mühim fasıl!.. Bu işle uğraşanların himmetlerini bekliyoruz.
Mithat paşa bu orta oyunu meselesini sükûnetle karşılamıştı. Fakat Hüseyin Avnl paşa pek kızmıştı,
Abdülâzizin esasen Mithat paşa gibi muhteşem bir dâhiyi anlamasına. onu takdir etmesine imkân yoktu. Abdülâziz ve Mithat paşa!.. Yeryüzünde belki birbirine bu derece zıt iki İnsan bulmak kabil olamazdı. Tasavvur etmeli k| bin alabildiğine bir şark geriliği İçinde..
Havuz başına oturup kuzu çevirtiyor, Horozlan döğiiştürüp galip gelen horozun boynuna — Abdülmecid’e hakaret olsun diye — kırmızı kordelâlı dördüncü Mecidiye nişanını kendi eliyle takıyor. Ve nişanlı horoz kanat çırparak kaçarken sultan kahka-haslle etrafı çınlatıyor. Sonra da kollarını sıvayıp nar gibi kızarmış kuzunun başına çöküyor.
Bu tarzda bir adamın karşısına
Created by free version of 2PDF
rinden fırlıyorlar: çağırılan hangisidir? Gardiyan diyor kİ: «İkinizin sonu idamdır. îstiyen şimdi gelsin !s Baba oğlunu itip mahkemeye giriyor ve kendinin değil, oğlunun çağırıldığını anlıyor. Susuyor ve sonra «LolseroUes! 22 yaşında!» yoklamasına bu ak saçlı adam »ben!» diye cevap veriyor; ölüm hükmünü giyiyor. Onun başı kesiliyor; oğlu unutuluyor ve nihayet kurtuluyor.
Bu dünya neler görmüştür.
Refik HaHd Karay
Abdülâziz'in karşısında oynanan ortaoyununda hakkında nükteler yapılan Sirvanizade Rüştü paşa devrinin en büyük inkılâpçısını, en ileri adamını koyunuz, öyle bir insan kİ sanayiin bir mektep İşi olduğunu ilk defa kavrıyor ve memlekette Sanayi mektepleri açıyor, Mithat paşanın ne derecede ileri fikirli bir insan olduğunu anlamak İçin mektebin programına göz atmak kâfidir. Mithat paşa burada o zamanlar kibrit sanayii için bir kurs açmıştı. Mürettiplik, harf dökmeciliği, çinkoğraflık şubeleri de ayn...
Onun bütün işleri böyle Avrupai İdi. Tam mânasiyle modem bir adamdı. Meselâ Balkanların hiç bir tarafında öyle bir teşkilât olmadığı halde bir (.araba şirketi» kurmuştu. Şehirler arasında İşliyecek olan bu şirketin arabaları, bir kısmı fayton olmak üzere üç yüzden fazla idi. Hayvanlar İse beş yüzü geçmekte İdi. Şehirler arasında muhtelif yerlerde, merkezler, duraklar, İstasyonlar, konaklar yapılmıştı. Yolcular buralarda mola veriyorlar, İstirahat ediyorlar, arabalar da hayvanlarını değiştiriyorlar, temizlik yapıyorlardı. Şirketin kendi malı büyük fabrikada arabalar yapılıyor, bu suretle de nakil vasıtalarının adedi gittikçe fazlalaşıyordu. Araba fabrikasında, yine Mithat paşanın açtığı ıslahhanelerdeki yetim çocukları çalışıyor, staj görüyor, araba yapıyorlardı. Ve başka bir gün Mithat paşayı, zamanına nazaran gayet ileri, bazı İşlerde görüyoruz. Hiç değilse Fırat ve Dicle nehirlerinde, îngi-llzlerln tecrübe edip de muvaffak olamadıkları vapur işletme İşin! üzerine alıyordu, Sekizi Dlclede, Wr kısmı Fıratta olmak üzere vapurlar İşletiyor. «Umman» İsminde bir İdare kurarak mükemmel (
İstanbul Sanayi mektebi
nehir ve iç deniz vapurculuğu yapıyor. Bu derecede modern ve İleri kafalı bir insanın, Abdülâziz taranda bir insanla bağdaşma-una imkân var mı idi?
Mithat paşa çiftçi
Mithat paşanın en göze çarpan cihetlerinden biri de çiftlik merakı idi Bir buçuk senelik mazu-tiyet zamanı sırasında Topkapı dışında büyük bir çiftlik satın aldı. Burada kendisini tamamlle Çiftlik hayatına verdi.
Çiftlik iki tepe üstünde idi ve muazzamdı, Mithat paşa buraya kendi eliyle çam ağaçlan dikti. Bu ağaçlar şimdi koskocaman olmuştur ve onlan diken hayırlı eller gibi etrafını s#i(pps! ile se’-în-lend irmektedir.
Çiftlik aynı zamanda meşhur «Osman efendi dergâhı» na da pek yakındı. Bu dergâhın hürriyet tarihinde yeri hakikaten cok mühimdi. Mithat paşa, Namık Kemal gibi birçok meşhurlardan başka sultan Murat da -Osman efendi» dergâhına gelirdi. -Osman efendi» bizde hiç tetkik edilmemiş bir insandı. Dehşetli hürriyet taraftarı, din adamı olmaktan ziyade İlim adamı. Namık Kemal bey. Mithat paşanın, sultan Muradın son derecede itimat ve hürmet ettiği bir zat...
Hürriyete ait birçok meseleler, projeler, hattâ Abdülâzizin tahttan indirilmesi işi bile bu Osman efendi dergâhında uzun uzun konuşuluyordu
Çiftliğin manzarası da fevkalâdedir. Mithat paşa zaman zaman politika işlerinden nefret eder ve:
— Kendimi tamamile çiftlik işlerine vereceğim,, derdi.
Memur olarak gittiği yerlerde de çiftlik hayatı kurmaktan kendini alamazdı. Meselâ Suriye valisi bulunurken Beyrut ta boş bir arsa almıştı. Burası 30,000 metre kare idi.
Zevcelerine:
— Haydi bakalım... Paçaları sıvayınız, iş pantalonlannı giyip bu arsayı çiftlik haline sokmak için çalışınız. Sürünüz, ekiniz, biçiniz... Ne yaparsanız yapınız.. Tam ve mükemmel bir rençper hayatı yaşıyacağız. Sabaha karşı saat üçte kalkmak... Güneş doğuncaya kadar birçok işleri görmek... Ne âlâ!.
Mithat paşa için en mükemmel, en gailesiz hayat bu «rençper hayatı» İdi. Hanımlar saat üçte yataklarından fırlayıp. İş pantalonlannı giyerek rençperlik etmekten biraz ürkerlerdi..
Bugün çiftlikte onun sayın çocuktan oturuyor.
Hikmet Feridun Es
Çocuğunuzun
Kıta gıdası
?



Bahlte 6
AKŞAM
8 Nisan 1945
HER AKŞAM BİR HİKÂYE
Yalnız kalnca...
Frijider bankaları
Harbden sonra kapı karşı komşu* mun işleri güzelleşil. Yeni mobilya, yeni yemek takımı yaptırdılar. Şık şife abajurlar ısmarladılar. Hattâ büyük bir kütüphane düzdüler. Aynalı dolap kadar kocaman bir radyo aldılar. Evin içi bayağı değişil. Güzelleşti. Zengin bir manzara aidi. Bu kadar eşyadan sonra eski perdeler de sökülüp atıldı, Fakat yerine yenileri alınmadı. Yalnız milletlerin değil, evlerin de kendilerine mahsus bir takım propaganda usulleri vardır. Yeni abajurlar ışıl ışıl yanınca koca er. arkasından projektör lutulmuş billûr parçası gibi göz alıyordu. Yeni raobll-yeler, büfeler, kütüphane ve aynalı dolup kadar büyük radyo dışarıdan, karşı sıradaki biitiln komşulardan görünüyordu. Vakıa pencerelere bir şeyler uydurulmuştu. Fakat bunlara perde demek İçin 40 şahit İsterdi.
Yeni eşya ile beraber eve bir do hizmetçi alındı. Artık işleri de «Hanımefendi» görecek değildi ya...
Fakat genç bir kadın olan bu yonl klarnetçi ne derecede kendi halindo bir insandı. Ne kadar silik, renkris, göze çarpmıyan. gölge gibi bir kadındı
Bozan, ben, onların ziyaretine giderdim. İşte bu somonlarda onu daha yakından tanımak fırsatını da buldum. Evin İçinde bir hayal gibi dolaşıyordu.
Silik, gölge halinde olmakla beraber son derecede mahçuptu da... Boşan kapının önünde paltomu portmantoya asarken ev sahibi ona takıldı. O saman kendisine hUtabedlldi-ğinl gören İkbal tâ kulaklarının me-taelerlne ve göğsüne kadar tap kırmızı kesilirdi.
Evin İçine her hangi bir eşyanın, .. jnesdA radyonun ondan çok daha kuvvetli bir şahsiyeti vardı Hiç değilse bu eşya ses çıkarıyor, önündeki delikten ışık veriyor ve bir takım günkülerle, şarkılarla mevcudiyetini ImrjLsındaklne hissettiriyordu. İkbal radyoya nazaran çok daha fazla dekordu
O gun penceremde oturmuş, etrafı seyrediyordum. Sokakta bir takım konuşmalar oldu. Baktım, bizim komşular bir yere gidiyorlar. Hem da tam kadro İle, bütün erkekler, kadııı-tve çocuklar... Yalnız aralarında al eksikti. O da her halde bekçi olarak evde bırakılıyordu.
Biraz daha dikkat edince tahminin ioğrıı olduğunu anladım. Çocuklar kapıdan uzaklaşırlarken balkona, kendilerine bakan îkbal'e el salladılar. Genç hizmetçi kadın bunlara /ek mahcup bir tarzda mukabele etti.
Ev Halkı sokağın köşesini döutreJc kayboldular. Ve işte o anda gözümün önünde Adeta bir mucize oldu.
Kalabalık Ailenin içinde o güne kadar bir gölge sessizliği ve bir kap: tokmağı şahsiyetalzllği içinde yaşıyan fkbrtl yiiksfk sesle: «TaralâUa... TaralâUa. • diye acayip bir makam tutturarak İçeri girdi.
Onun şarkı söylemesine pek şaşmıştım. Z1ra o zamana kadar kendl-şini bir balık gibi sesi hiç çıkmasına İmkân olmıyaıı bir mahlûk olarak
tanımıştım, Halbuki... Hele tumbaya | bakın bir kere...
içeriye girince büyük salondaki D8Îİ koltuğun üzerine gLllşl güzel uzandı. Bacak bacak Üstüne atıp bir terliğini kukla gibi oynatmağa boşladı. Ve biraz sonra da ayaklarını karşısındaki masaya dayadı. Ve eteklerinin kaymasına aldırış etmlyertk, ştgara kutusundan bir sigara aldı. Şaşı arkaya dayalı bunu tüttürdü. Tavana doğru halka halka dumanlar bıraktı.
İnsanın gözlerinden şüpheleneceği .geliyor. Evin İçi kalabalıkken, başkalarının yanında nasıl bir kadındı?. Şimdi tenhada, yapa yalnız kalınca nasıl bir insan olmuştu. Yalnızlık bir İnsanin şahsiyeti üstünde bu derece İnanılmaz bir değişiklik yapabilir mİ idi?.. Şaşılacak şey!..
Dakikadan dakikaya artan bir hayretle onu seyrediyordum. Sigarasını ağzının sol ucuna, çapkın bir eda Lle doğruldu* Telefona uzandı İşaret parmağı deliklerin üstünde bit kaç kere döndü.
ikbal telefon ediyor!.. İnandır şoy değin.. Fakat acaba kime?.. Telefon makinesini kaldırarak, koltuğuna büsbütün gömülerek, mümkün olduğu kadar rahat bir vaziyet aldı, öylece konuşmağa başladı.
Ara sıra mübalâğalı bir tarzda kahkahalar attığını farkedtyordum,
Böyle kiminle konuşabilirdi?.. O pısırık, o gölge kız?1.. Bir de şu hale bakın...
Bir hayli konuştuktan sonra telefonu kapattı. Sonra yerinden kalktı. Piyanonun kapağını açtı. Tek parmakla acayip sesler çıkardı. Bundan da vazgeçti. Bu sefer radyonun düğmesini çevirdi. Çok açmıştı. TA benim bulunduğum yerden yeni rumbalardan biri işitiliyordu. Bu sefer İkbal evdeki «Küçük hanım'' ı t ak 1 i (t eder ek elleri belinde vücudunu kivim tavıra rumba oynamağa başladı. Carmen Miranda mısın a mübarek?. Ne kıvranış, ne zıp zıp sıçramalar...
Durdu. Aynadaki kendi hayaline parmaklarının ucu lle buseler gönderdi.
Onun bu hali karşısında düşünüyordum. Acaba yalnız kallncc başka bir şahsiyet mİ kazanmıştı? Yoksa kendi hakiki benliğine mİ dönmüştü?. Belki de şu esnada şahlcl hüvvlyetl-ne; kendi kendine sahipti. Başkalarının yanında bunu dışarı çıkarılmıyordu.
Bir aralık pencereden, sarkıp, sinemadaki dilşl Tarzan'ın çıkardığı feryatlarla bitişik hizmetçiye seslendi. Sonrıı yukarıdan kapıcı Satılmış’a şöyle bağırdı:
— Hello Satılmış. - Hello Satılmış!-. Ulan duymuyor musun?.. Sana hello diyorum be...
Diye onu yukarıya çağırdı. Satılmış salona girdiği zaman o yine ayak &yağ üstüne atmıştı ve ağzında yan-mamis bir sigara vardı. Bir artist bo-zontusu tavrı 11e kapıcıya sigarasını işaret etti. Adam ne İstediğini anladı sigarayı yakmak İçin kibrit çaktı İkbal aleve doğru uzanmağa tenezzül etmiyor, başı geriye dayanmış onun kendisine yaklaştırılmasuu bekliyordu. Nihayet yanan sigaradan Satılmışın tıraşlı yüzüne dumanlar üfledi ve onu pek cakalı bir tarzda İçti. Bu sırada Satılmış'U muhabbet etti,
Bir aralık pencereye yakmıştı. Bv-dekilerln uzaktan geldiğini görmüş olacak ki hemen algârasını söndürdü. Pencereleri açtı. Dumanlan dağıttı.
Evdekiler dönünce tkbal yln«* eski İkbal oldu. Bir gölge haline girdi... Acaba ben mi hayal görmüştüm? Yalnız kalinca İnanılnuyacak kadar değişen o mu İdi?.. Birkaç gün sonra aynı hail tekrarlayınca yanılmadığımı anladım
Yalnız başına kalmak İkbal'l. başkalarının yanında olduğundan ne kadar değiştiriyordu. Fakat yalnız İkbal mİ? . Pek ae veya pek çok muhtelif derecelerle bu hepimizde olan bir şey değil midir?..
Bankadaki frijiderlerden istifade etmek isteyenler, ufak-bir ücret mukabilinde üye yazdırlar
(İr yıldız)
ANKARA RADYOSU
Bugünkü program
18.00 Dans orkestrası. 18.4* Semai ve şarkılar. 19.00 Haberler, 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Salon orkestrası, 20.15 Pazar Gazetesi, 20.30 Fasıl. 21.00 Haftanın spor neticeleri. 21.15 Karışık şarkılar. 21.35 Bitmemiş senfoni (pl.), 22.00 Dans müziği (pl,), 2245 Haberler.
YARIN SABAHKİ PROGRAM
7.30 Müzik (pl i, 7.45 Haberler, 8.00 Müzik (pl.). 8.23 Gündelik spor servisi, 12.30 Şarkı ve t^küle., 12." 1 Haberler, 13.00 Salon orkestrası.
Zamanla bozulmağa müsait her türlü yiyecek maddelerinin frijider İçinde uzun müddet lezzet ve tazelerini kaybetmeden muhafaza edildiği herkesçe malûmdur. Frijider ve yahut her hangi bir usulle muhafaza edilecek olan bir gıda maddesinin, evvelâ, cinsi, ne kadar zaman muhafaza edileceği, bu maddenin ileride ne şeklide kullanılacağı ve piyasada bol miktarda bulunup bulunmadığı göz önünde tutulur. Bugün harb dolayısile Birleşik Amcrikada frijider malzemesi ve yedek parçaları İmal edilemediğinden bir çok aileler evlerindeki elektrikli buz dolaplarından istifade edememektedirler. Bu yüzden evlerinde saklamak istedikleri yiyecek maddelerini bozulmadan uzun müddet tutamadıkları için büyük güçlükle* karşılaş-mulardır. Bilhassa büyük çarşı ve pazar yerleri olmıyûn ufak şehirlerde halk bu yüzden büyük sıkıntılara maruz kalmağa başlamıştır. Bu güçlüğün önlenmesi için son zamanlarda Amerikanın hücra şehirlerinde halkın is-LİEultf etmesi İçin yüzlerce buz dolabını havi t-Frijider başkası.'! namile buzhaneler teşekkül etmeğe başlamıştır
Geçenlerde kısaca bahsettiğimiz bu frijider bankalarının birincisi. Atlantik sahillerinde New - Jersey eyaletinin Flemington şehrinde yaşıyan Hubert Hilder namında bir zat tarafından düşünülerek tesis edilmiştir. 500 a-ilenln ihtiyacını karşılıyan bu buzhanedeki dolaplar, tıpkı alel-âde bankalardaki şahıslara ait. mücevherat ve diğer kıymetli eş-ya'arın saklandığı çelik dolaplara benzemektedir Yalnız bunların bir farkı, üst üste aerl halinde sıfırdan aşağı derece) hararette binanın bodrum katında tutulan bu dolapların müteharrik oluşu ve bir elektrik düğmesine basıldığı zaman asansör gibi r min katma yükselmesidir.
Birleşik Amerlkada son zamanlarda fazla rağbet görmeğe başlıyan bu frijider bankaları, harb sonrası memleketin her tarafında inşa edileceği kuvvetle tahmin edilmektedir. Harb esnasında halkın bu mübrem ihtiyacının karşılanması için bugün 8 binden fazla antreponun bodrum katlan buzhane haline getiirlmiş ve bir çok kişi bu buz mahzenler’nden istifade etmekte iseler de bunların büyük bir mahzuru vardır. Yiyecek maddelerini bu mahzenlerde muhafaza edenler gayet soğuk olan by buzhaneve girerken çok kalın palto ve eldiven giymeğe mecbur kalmaktadırlar. Halbuki modem buz bankalarında müşteriler zemin katındaki holda. bir elektrik düğmesine basar basmaz elektrikle müteharrik olan dolaplar, tıpkı bir asansör gibi yukarı çıkmakta ve bu suretle dolap «rahipleri tahtessıfır derecede bulunan bodrum katına İnmek zahmetinden kurtulmaktadırlar.
Bu ultra modern ve gayet sade bir tarzda İnşa edilmiş olan Ifrijider bankalarının önden görünüşü tıpkı bir kasap dükkânına benzemektedir. Binanın kâ-milen camdan olan ön kısmı iki türküler, 12.45 bölüme ayrılmıştır. Bunlardan dükkân kısmında bir kasap dük-
-V «f
9—
t
İtip i

*■-
4
Frijider bankası kuran Hileler ve zevcesi bankadnki gözlerine yiyecek mu (İdeleri yerleştiriyorlar kânında bulunan, terazi, satır,' et tahtası ve saire gibi malzeme bulunmaktadır. Diğer kısımda ise yazıhane vardır. Dükkânın bür kölesinde soğuk hava tertibatını havi bîr tezgâhta her türlü taze sebze ve meyva bulunmaktadır, Bankanın daimî müşterileri. buradan toptan ehven fiatle aldıkları yiyecek maddelerini dolaplarına yerleştirirler ve bu suretle dışarıdan taşıma zahmet ve masrafından kurtulurlar, teabettikçe haftanın bir kaç günü gelip dolaplarından istedikleri maddeleri alıp evlerine götürürler, Bu frijider bankasından İstifade etmek istiyenler tıpkı bir kulübe âza olur gibi buraya kaydolur ve her ay verdikleri u-fak bir ücret mukabilinde bir dolap sahibi olurlar.
Dolapların kullanıldığı odaların döşemesinde üzerlerinde nu-marslar yazılı kare kapaklar vardır, Dolabım kullanmak istiyen bir müşteri kendi numarası bulunan kapağı kaldım ve duvardaki aynı numaralı elektrik düğmesine basar. Bu basit ameliye-yl müteakip tıpkı bir asansör gibi 3 ü üst üste bulunan dolaplar yavaş yavaş yukarı çıkar, matlûp seviyeye yükselince düğmeye tekrar basılarak dolap durdurulur. Dolap sahibi anahtarlle kilidi çevirir kendine mahsus gözün kapağını açar ve o hafta zarfında ihtiyacı olan et, sebze, meyva gibj maddeleri alır, dolabını tekrar kilitler ve düğmeye basarak buz mahzenine indirilir ve döşemedeki kapağı kapar.
Felemington Frijider bankasının mucldi M. Hilder. beyanatında küçük şehir ve kasaba halkı için bu ultra buzhanelerin ideâl olduğunu ve harb sonrası bu sistemin Amerikanın her tarafında tatbik edileceği kanaatinde olduğunu bildirmiştir. Amerlkada bundan sonra yeni inşa edilecek aparlımanların bodrum katları kamilen buzhane olarak İnşa edilecektir. Bütün kiracılar burada kendilerine tahsis edilen büyük buz hücrelerine toptan miibaya edecekleri bütün senelik erzaklarını bozulmadan muhafaza edebileceklerdir
Halk buzhanelerinden çiftçiler çok İstifade etmektedirler.
KUTUP KIZI
AŞK VE MACERA ROMANI
Yazan: Stanley Shaw Çeviren s (Vâ • Nû)
V Tefrika No. 47 j
Meçhul adam, birkaç dakika sonra ıstıraplı bir uykuya daldı. Jeıuen de, demin Kerrykıln yerleştiği koltuğa lyi.ee gömüldü.
Gözlerini yumdu. Kendinden geçti.
Acaba iyice uyudu mu? Yoksa, uyku lle uyanıklık arasında bir halde miydi? Her neyse, bileklerine soğuk bir maddenin temas ettiğini duyarak gözlerini açıverdi.
Bir de ne görsün? Ellerine kelepçe takılmış!
Jensen, etrafına bakındı. Hastanın başucunda dikilerek kendisine bir tabunca uzattığını gördü.
Demin can çekişen odam, onu dliımle tehdldedlyordu.
— Ses yok! — diye haykırdı. — Ağzınızı açmıyacaksınız! Yoksa ateş ederim. Kalkınız, bana yardım ediniz. Benim bir fare kadar blla takatim yok Şu İspirtolu içki şişesini verin bakalım!
Jensen o derece afallaınıştı kl, deminki lıajıtanın ne yaptığını, ne dediğini iyice fark bile etmiyordu. Fakat, o, emrini tekrarladı. Jensen de
ayağa, kalktı. Bir etajerin üzerinde duran İçki şişesini kelepçeli ollerlle aldı.
Adam, şişeye ağzını dayadı; lık lık İçti. Birdenbire kuvvetleniverdi. Daha anlaşılır şekilde konuşmağa boşladı.
— Haydi bakalım, bana şimdi yardım ediniz de telsiz telgraf makinesinin yanma gideyim. Burada bir Alet olduğunu demin gelirken antenlerden anladım.
Meçkhul adam, ona tabancasını gösteriyordu. Buna rağmen, Jensen lereddüdettl. Hosmı pek zayıftı. Sıska ve donmuş bacakları üzerinde sendeliyordu. En hafif bir hareket yaparak, bu takatsiz va bandajlı par-maklarlyle tetiği çekmesi belki de kabil değildi.
Fakat yükseklen atıyor:
— Haydi bakalım çabuk! Beklemeğe vaktim yok. Acele edelim.
Adamın, hakikaten ateş etmek azminde olduğunu hissedince, detektif, emre İtaat etmenin daha mantıklı olacağını düşündü- Hem kendisinden
İstenen de pek o kadar büyük Iş değil-
Ayağa kalktı. Adanı, takatsizlikken onun omuzuna dayandı. Telgraf salonuna geçtiler.
Hasta, yayvan bir sesle, sanki tekrar hezeyana yakalanmış gibi:
— Ugly!,. Uglyl.. Ugiy!... Benim... - diye tekrarlayıp duruyordu.
Fakat, verici makinelerin karşısında daha mantıklı davrandı.
Oturdu. Reseptörü eliyle düzeltti. Tabancayı sol eline aldı. Hem makinede çalışıyor, hem de Jensen'l teh-dldetmekte devam ediyordu.
Jensen, bir kâbusa yüakalandığım zannetti. 4
Hasta, sargılı elleriyle mors manf-plllâtörünü harekete getiremedi. Ancak bazı mavimsi kıvılcımlar fışkırttı, İşte o kadar! Donmuş parmaklarında kâfi çeviklik yoktu.
— Uglyl Uglyl Uglyl - demekte devam ediyordu.
İstediği mesajı gönderemediğini anlayınca, r-sefle iç geçirdi. Elinde tabanca olduğunu unutarak, elini alnında gezdirdi.
Jensen, tam fırsat olduğunu for-koünlştl. Kelepeçelİ ellerini havaya kaldırdı, çeliklerin bütün ağırlığım meçhul odamın kafasına lndlrlvere-cekll. Lâkin bu fikrinden vazgeçti.
( — Niçin bupu yapayım? — diye düşündü. — Bırakayım, bu meçhul adam gönlünün dilediğini yapsın. İh-
timal ki, pek enteresan bazı sırlar öğreneceğim. Hâdiselerin alt yanı nasıl gelişecek, bekllyeylm.»
Vurmak üzere kaldırdığını'ellerini indirdi.
Adam, o esnada başını çevirdi. Jen-sen'ln ne yapmak istediğini farkettl. Kendini korumak İçin kolunu kaldırdı.
Sonra, tehlikenin geçtiğini anlayınca, o da tabii vaziyetine geldi.
— Size bir şey soracağım. — dedi. — şayet şu kelepçeçlerl elinizden çıkarırsam, doğru dürüst oturur musunuz? Bir telgraf gönderememe mâni olmaz mısınız?
— Bilâkis! — dedi. — Size yardım bile ederim, Bu mendebur kelepçeleri bana niçin taktığım» anlamıyorum bile. Ben fena bir İnsan değilim.
O cihetleri size soran yok... Siz benim dediklerim! yapınız
Aç, yorgun, susuz ve hasta olan bu adam, külliyetli miktarda İspirtoyu midesine İndirdiği İçin sarhoş olmuştu. Jensen onun karşısında müsait bir oyuncu rolünü oynamak yolunu tuttu. Kelepçelerin çıkarılması İçin ellerini usatH. Adam kelepçeleri çıkardı.
Jensen, ona:
— Söyleyin bakalım, benden ne istiyorsunuz? - dedi.
— şuraya oturun I Söylediğim v-kllda hareket ederek şu nıanlpülâtö-rüfi tuşlarına boam. Elimi omuzunuza
Halk doktoru
Grip mikroplarının kulaklara, gırtlağa ve nefes borularına hücümü
Ağızda, burunda, boğazda çoğalan mikroplar orta kulağa hücum «terler. Dışardan kulak zarına gelen havanın baskısını azaltmak ve muvazeneyi temin için boğazdan orta kulağa hava gitmektedir.
Grip mikropları bu yollardan her hangi birini ve yahut her ikisini işgal etlerse kulak nezlesi zuhur eder. Kulaklarda uğultu, vâdilerde kuvvetle akan derelerin gürültüleri duyulur gibi olur, çünkü orta kulağa boğaz cihetinden hava götüren (kanal) da, yolda' nezle olduğundan tıkanıklık vardır. Hava tam gidemiyor.
Sağlam İnsan tükürüğünü yutarken bir iki kulağın İçinden (çıt) diye bir ses duyulur. Bu yolda nezle olursa tükürük yutulurken (çıt) duyulmaz.
Orta kulağı saran (mikrop) lar bazı defa ufunet yaparlar. İrin, cerahat hasıl ederler. Hattâ bazı defa kulak zarını bile İltihaplandırırlar. Ve dış kulaktan irinli akıntı gelir. Bu akıntıyı ve kulak nezlesini çabuk iyi etmek gerektir. Eğer vaktinde tedavi edilmezse (kulak zarım) delerek İnsanı sağır eder. v« yahut orta kulaktaki dr İn şakak kemiğinin İçine girerek büyük ameliyat yapılmasına lüzum görülür. Vaktinde ameliyat yapılmazsa irinler İç kulağı sarar Felâket ve tehlike artar.
Gerek (grlpı de ve gerek başka bu- | İOştinci hastalıklarda (kulak kepçesi) nin arkasındaki kemikte ağrı, sızı, sancı zonklama, kırmızılık, şişkinlik görülürse hemen kulak doktorunu, operatöre, bir hekime mutlaka gidiniz kİ ölüm pençesinden kurtulasınız.
Küçük çocukların bir çoğunda husule gelen sürekli sağırlık uzun zaman devam eden kulak akıntısının sonucudur. Bunlan her Aile bilmelidir.
Grip mikroplarının gtrtlağa hücumları gırtlağı saran mikroplar Üstte ve altta bulunan (ses telleri) ni biraz ufunetlendirirler, şişirirler. Bundan ötürü ses tutukluğu, sts bozukluğu husule gelir. Se$ kalınlaşır
İnsanı yaşatan uzuvlardan biri, ve önemlisi nefes borıılarile ak ciğerlerdir. Bu çok değerli cihazı, düşmanların ve zararlı
Yazan Doktor HAFIZ CE ıLOKMAN HEKİM)
rlnden korumak İçin Allah (ses cihazı) olan gırtlağı lüzumunda kapanmak üzere bir kapı ile donatmıştır. 'Bundan başka gırtlaktan sonra gelen en kalın nefes borsunun içine ( öksürük ve gıcık yapan bir bölge) yaratmıştır.
Bu bölgeyi kirpik biçiminde bir çok çıkıntılarla süslemiştir. Bu yer ak ciğerlerin en mükemmel bir istihkâmıdır. Tabyasıdır.
Neşe lle yemek yerken aceleden vo yahut gülerken bir pirinç tanesi yolunu şaşırarak gırtlağı geçip istihkâma geldiği zaman burada olan Kir- ■. pikler düşmanı sararlar, boğarlar, buhb sırada bir gıcık gelerek ve şiddetle L-J öksürerek pirinç tanesini dışarıya Û_ defederler Ciğerleri kurtarırlar. CM
İşte her ne vakit ki ciğerlerin Içine'fc doğru bir madde ve mikroplar gelir- ® lerse bu kuvvetli kale vasıta sile dışa- C rı atılırlar. O
Nefes borularının Ve ciğerlerin en'j/j dayanıklı istihkâmları, kaleleri olan J— bu bölgenin klrplctklerlnl kim harap eder, kim felce, nüzüle uğra-tır bilir misiniz? Tütün - ispirtolu (D İçki - devamlı duman ve tozdur. Bu (D İstihkâmlar İş görernlyecek bir hale^ geldikleri zaman her hastalığı ve gribin d!e mikropları bu (serbes 11- q inan!) dan geçere^ nefes borularının en derin noktalarına ve ak ciğerlerin "O İçine girip yerleşirler.
Bunları yazmaktan maksadım, öte- ro den beri sigara ve içki kullananlar- O da grip hastalığının mikropları nefoa borularını sardığı zaman (2-3) kilo-dan fazla balgam getirirler. Ve çok defa (zatürrie) ve hattâ zatülcenp yaparlar. Kalbi bile zayıflatırlar. Tehlikeyi arttırırlar. Bu gibi hastalarda balgamları bir an evvel çıkarmak vr kalbi kuvvetlendirmek lâzımdır.
maddelerin teslrle-
Teessüfle yazmak isterim kİ memleketimizde tütün ve İçki kullananlar, günden güne artıyor. Boğaz, gırtlak ve göğüs içindeki uzuvlar zayıf düşüyor. Bu sebeplerden ötürüdür ki blzdekl dehşetli gripler bu yerleri sarıyorlar. Ve araşır* çok tehlike doğuruyor LOKMAN HEKİM
Sıtma savaşında çalışmak istiyen serbest tabiplere
Vekillik makamından tebliğ edilmiştir:
4707 sayılı olağanüstü sıtma savaşı kanunu hükmüne göre bu savaşta çalışmak İsteyen serbes tabiplere ayda 300 1lra ücret ve memuriyet mahalline kadar ?atl yol harcırahları ve köylerde gezdikleri müddetlere alt nakil vasıtası bedeli verilmek ve tayinleri Sıhhat Bakanlığınca yapılmak üzere isim, adres ve şimdiye kadar bulundukları hizmetler) gösterir bir İstida İle Valilik makamına mü-racaatalrı rica olunur.
Çiftçiler hem şahsi ev ihtiyaçlarının karşılanması hususunda istifade ettikleri gibi hem de şehirlere gönderdikleri yaş. meyva ve sebzeleri bu buzhanelerde u-zun müddet çürümeden muhafaza edebilmektedirler.
Harbden sonra Birleşik Amerikanın her tarafında inşası düşünülen bu gibi frijider tesisatları sayesinde kalabalık sanayi şehir •erinde yaşıyan işçiler çok az bir ücret mukabilinde bu bankalardaki buz dolaplarından istifade edebileceklerdir.
Halk evleri ve Kurumlarl'
★ Eminönü Halkevinden: 8/4/1948 pazar günü saat (16-da Evimiz salonunda Solist bayan Sofi Vekile tarafından bir piyano konseri verilecektir. Glrls davetiyeleri Ev Bürosundan dağıtılmaktadır.
★Fatih Halkevinden: Evimizin (Öç sesli halk havaları korosu) nun 30 mart 945 cuma günü Şehir Tiyatrosu Komedi kısmında vereceği konser tiyatroların 10 gün kapalı bulunması dolayısile 12 nisan 1945 perşembe günü saat 17.30 da aynı yerde verilecektir. Evvelce dağılılmış olan davetiyeler o gün için muteberdir.
Uf Kadıköy Halkevi başkanlığından: 9/47945 pazartesi günü saat 18,39 da Tokat Millet Vekili sayın Refik Ahmet Sevengil tarafından (Şair şeyhülislâm Yalıya) mevzulu bir konferans verilecektir.
rGömlekişH
| ü İKİNCİ SİN 11 GÖMLEKLİ I
Te): 20098 Slrkec’ "■■■■
koyacağım. Ben nasıl basarsam siz de Aleti öyle hareket ettireceksiniz. Ben bastırdım mı basacaksınız, ben kaldırdım mı kaldıracaksınız. Haydi tecrübe ediniz bakalım.
Jensen. zaten mors İşaretiyle telgraf çekmeyi bir dereceye kadar öğrenmişti. İstenilen pozisyonu aldı.
— İsmi (Kin.) olan biriyle konuşmak istiyorum. Yalnız onunla konuşacağım, Benim ismim Ugly, Ugly, Ugly... Tabi! bunlar müstear isimler. — diye meçhul adam izahat, verdi. — Bu kelimeleri morsla hecellyeceğlm, mümkün mertebe uzun, müddet bu kelimeleri çekeceğiz. Omuzunuza dokunuyorum, anlıyor musunuz?
Kısa bir tecrübeden senra, kıvılcımlar hşkırdı. Adam, memnun, haykırdı: ‘
— Tamam, mükemmel! Siz hiç do beceriksiz değilmişsiniz! Şimdi blk-maksizm. ŞU kelimeyi çekiniz: Kin, Kin, Kin... Alâ... Kâfi galiba... Şimdi, dediğimi dinleyin, başka bir şey dikte ediyorum. (Ben Ugly). bunları da morsla çekiniz. (Ben Ugly. Kln'l İstiyorum. Kini Kin! Kinli Yalnız onu istiyorum, başkasını İstemiyorum. İstediğim, Kin! Kin! Kin!)
Buraya, böyle bir telgraf makinesinin başına geçmesi ve meçhul bir adam tarafından, meçhul bir adanı», meçhul bir telgraf çekmesi Jenseıı'in Küçük Bnbos’a ğcldlğinctcnberl maruz, kaldığı en garip hâdiseydi.
Kendi dertlerini unuttu; bütün gayretiyle, şu Kin her kimse onu bularak kendisiyle muhabere temin etmeğe çabaladı. Hasta, donmuş par-maklarıyle onun omuzuna ne işaert verirse aynını çekiyordu.
Manlpülâtöre her dokunuşunda, etrafa mavi kıvılcımlar yayılıyor, hava elektrikle dolu. Saçlarının ucu âdeta uçacak gibi...
Nihayet, meçhul adam, memnuniyetle İçini çekti ve mırıldandı:
— İşte oldu... Cevap veriyorlar- Muhabere temin ettik. Fakat hayır, hayır... şu kelimeleri çekin! (Mersi. Bizzat Kln’l İstiyorum. Bizzat Kln'l... Çabuk olunuz.»
Bir müddet durdu.
Cevap veriyorlardı.
Adam, dört kulak kesilerek dinledi ve kendi kendine söylendi:
«— On dakika mühlet istiyorlar.»
Şu sözler! çektlrttl:
— Pekâlâ, on dakika beklerim. Fakat acele ediniz. Büyük müşkülâtla telgraf çekiyorum.
Jensen bu sözleri de çekti. Meçhul adam, böylece, vazifesinin ilk kısmını dn bitirdikten sonra kendini bir sandalyenin üzerine koyuverdi.
— Allah aşkına, bana şu ispirtolu içkiden biraz veriniz. Yoksa takatsizlikten. bayılacağım. - dedi.
(Arkası var)
8 Nisan 194a
AKŞAM
BâTHTı? 7
U. . rl n --L.ru--.-U- , L LJ- Lü -L. . 1. SOĞUKKANLI OLMALISINIZ |
T©ırBht@m SaıhQf®l@ır !


İstanbulda bir Kerbelâ meydanı!
Dördüncü Sultan Murat devrinde Sadrazam Boşnak Hüsrev paşa neferde iken Sadaret kaymakamlığında bulunan Boşnak Recep paşa Hüs-rev paşanın azlinde Sadaretin kendisine tevcih olunacağını fiml-dederken Hafız Ahmet nın mühre nail olmasını menıiş, Hafız paşaya karşı derin bir kin ve adavet bağlamış, aleyhine fesat tertibine koyulmuştu.
Diyarbatarda orduda bulunan zorbalar kendilerine daima müsait bulunan Hüsrev paşanın azlinden sonra (Sıra bizi izaleye gelecek) diye endişeye düşmüşlerdi. Bu sebeple onlar da Hüsrev paşa gibi heybeli bir serdarı azle şebep olanları İmha ve Hüsrev paşayı Sadarete iade eylemek için aralarında söyleşiyor, haberleşiyorlardı. İstanbulda akdolunan bir meşveret meclisinde (askerler zebun halde bulundukları için) ordunun îstan-bula celbi kararlaşmış!!. Kapı kulları İstanbula geldikleri gibi zorbalar ve bunların yüzleri geçen etbaı da ulufe bahanesiyle sel gibi başkende aktılar. Bu suretle İstanbulda tam fitne koparmak için lâzım gelen unsurlar toplanmış bulundu.
Recep paşanın garazını yürütmek İçin «mal bezli» ile zorbalar arasında yaptığı tahrikler semere yerdJ. 1632 senesi şubatının 6 sında — 15 receb 1041 — kul taifesi ile zorbalar tayam ederek Atmeydanında toplandılar.
fSit ve savleti Aceme velvele salmış Hüsrev paşa gibi bir veziri azlettir-meğe sebep olanlar padişahın dostu değillerdir.) diye Şeyhlslâm Zekeriya sade Yahya efendi, Veziri âzam Hafız paşa İle Sultan Muradın cümlesi on yediye baliğ olan mukarreplerlnl defter ettiler ve ("Bunları ver! Paralıya-lım!» diye padişaha haber gönderdiler. O gün İstanbulda çarşılar, dükkânlar kapandı. Irz ehli olanlar korkularından evlerinin kapılarını kapadılar Daha 2iyade korkanlar İstan-buldan uzaklaştılar.
Hep bir ağız kullanan kapı kulları saraya hücum ettiler. Babı hümayuna vardıklarında, padişah namına kendilerine (Bugün sabredin. Yarın, cevap veriliri denildi. Döndüler. Fakat dağılmıyarak bütün geceyi At-meydanında geçirdiler. Seherle be-reber gene Babı hümayuna dayandılar; evvelki sözleri tekrarladılar. Üçüncü günü divan olacağından, baş-
paşa-çeke-
I Diye bağrışarak hall'den kinayeler ve imalarda bulundular. Hattâ velvele arasında açıktan açığa:
— Ya hainlerin kelleleri verilmeli! Ya. Sultan Murat tahttan inmeliI
Gibi süsler -de İşitildi. Bu sırada fitnenin asıl muharriki olan Recep paşa, haremde padişaha sûretl haktan diller döküyor. Sultan Muradın ayağına düşerek yalvarıyordu:
— Padişahım! Bu müfsltlerl teskin lâzımdır. İllâ bir veçhile cevaplan mümkün değildir. Eğer ben kolunu dahi İsterlerse ver. kİ kul efendisi yoluna kurban olagelmiştir! Kullar istediklerini eslâfınızdan da almışlardır. Birkaç bendeniz gitmekle nesne lâzım gelmez. Amma hak saklasın! Eğer bu bedhahlar teskin olmazsa hal müşkül olur. Nizamı devlet muhtel olur!
Kâtip Çelebinin fezlekede nakline göre, bu sırada Racep paşa:
— Hafız paşayı padişahımız lisanından saka Mehmet ağadan rica edelim: belki makbul ola!
Yolunda saltanat şerefin.! büsbütün İhlâl edecek sözler de söylemişti.
Sultan Murat düşündü, taşındı: gördü, ki bunlar hepsi yekdll; bu halde haklarından gelmek müşkül! İki şerrin ehveni ile hareket etmeği kerahetle zaruri buldu. Bostancıbaşı Cafer ağayı Hafız paşayı geri getirtmeğe gönderdi.
Cafer ağa, kayığı henüz Üsküdara yanaşmakta olan Hafız paşaya san-daliylc yetişti:
— Ski padişah İster!
Diyerek yanına aldı ve padişah huzuruna götürdü. Sultan Murat Ba-büssaadcnln açılmasını emretti. Tekrar dışarıya çıkarak tahtında karar etti. Kapı kulları da biraz çekilip durdular. Padişah parmağıyle İşaret ▼e tâyin ederek, iki sipahi ile İH yeniçeri çorbacısını konuşmak İçin yanına çağırdı. Kendilerine nasihatler etti. Fakat herifler:
— Cümle askerin cevabı: Padişahım! Devletine bedhah olanları elbette vermek gereksiz, ki teşetfi oluna!
Diye garazlarını tekrar ettiler.
Çare yoktu. Hafız paşa abdest almış, harem kapısında duruyordu. Padişahın son sözleri de tesir etmediğini anlayınca, hemen çıktı. Huzuru hümayuna geldi:
— Padişahım! Hafız gibi bin kulun yoluna fedadır! Ancak ricam budur ki beni sen Öldürme! Ko, bu zalimler hûnu nahakkımı döksünler ve beni şeh! detsinler. Lütfedip meyyitimi üc-ködara defenttir esin! Eytamım fıklirasına da İnayet nazarını rica ederim!
Diyerek yer öptü. Sonra Kerbeia meydanında imiş gibi merdane yürüdü. Teessürü son hadde varan genç padişah makramasını yüzüne tutup ağlıyordu. Bu hal ve manzara karşısında ciğerleri yanan bütün enderun ağalarlle divanın erbabının gozlerin-
İçeriye yürüdüler. Divanhane askerle doldu. NamU zorbalar:
— Padişaha sözümüz vardır. Ayak divanına çıksın!
Diye bağırıp çağırdılar. Sarayın İç halkı Genç Sultan Osman vakasına benzer bir olay çıkacak, tarav yağma olunacak korkualyle hayret ve ihtiraz İçinde silâhlandılar. Bu sırada Recep paşa Sultan Muradın huzuruna girip padişaha ayak divanına çıkmak lüzumunu anlattı. Sultan Murat çıkmağa, hazırlanırken de:
— Padişahım! Abdest alın, öyle taşra çıkın!
Diye kalbe korku verecek bir ihtarda bulundu. Padişah bu İhtara göre hareket etti mi? Tarihler bu noktada sâklttlrler!
Dışarıda taht kurulunca, padişah çıktı ve tahtında oturdu. Şeyhler, ülema, ayan huzurunda:
— Nedllr kullarım muradınız?
Diye sordu. Zorbalar tâbire gelmez derecede edepsizlikle dil uzatarak Hafız paşa İle devletin muteber erkânından defter ettikleri on yedi kişi için:
— Bize ver! Paralıyalıml Zira bunlar devlete ve padişahımıza dost de-deği ilerdir.
Diye kaba kaba söylendiler. Padişah kendilerine mâkul cevaplar vermeğe kalkıştıkça dinlemediler. Fasit garazlarını tekrar ederek ve çağırılarak:
— Elbette verlrslzl Paralarız’ Yoksa İş gayrı olurl
Dediler. İstediklerinin yapılmasından başka bir şeye kulak asmadılar ve Sultan Murada el uzatacak kadar yaklaşmağa başladılar. Mksatlari bir saltanat fitnesi uyandırmak olduğu hlssolunuyordu.
Padişah bunların hal ve katinden niyetlerindeki fesadı anlayınca:
— Mademki cevaba kulak tutmaz-sız ve kabili hitap değllslz! Niçin beni taşra dLvana davet ettiniz?
Diyerek tahtından kalktı ve İçeriye teveccüh etti.
Enderun ağaları padişahı ortalarına alarak İçeriye götürdüler. Kul taifesi Sultan Muradın arkasından sel gibi harem kapısından İçeri girmek İstediler, Fakat kapı harem gılmani tarafından yüzlerine kapandı.
Kapı kapanınca âsilerin gayız ve , hiddetleri ziyadeleşti. Gürültü yüksel-yçuııçu guuu uıvau uıULd^ıııuau, M09— ka cevap alamayınca, hücum ederek. “*'
Orta kapıya vardılar; o gün vezirler- — Padişahım'! Mademki bu on yedi den Bayram paşa Sadrazama şu ha- klçly! vermezsin, biz işimizi biliriz! beri gönderdi:
(Medet! Zinhar! Devletli sultanım! Olmıya kİ bugün meşverettir deyü divana gelesin! Hemen lhtlfa eyllye-siz. inşallah bu cemiyete tefrika gelir, İllâ bir zarar tereltübetmekten korkulur.)
Haberi, götüren adam, Hafız paşaya Aslanhane önünde atma binmiş olarak Sadaret mevkiblyle rasgeldi. Bayram paşanın nasihatini tebliğ etti. Hafız paşa gülümsiyerek:
— Var, bizden selâm eyle. Zuhur edecek kazâl mübrlml rüyamda gördüm. Ölmekten gam çekmem. Hüda-nın takdirine teslimimiz vardır. Evlât ve iyal ile hellâllaşıp çıktık. Alnımızın yazısı ne İse o olur!
Diye kazaya rızasını ve korkmuş görünerek sarayına dönmekten ta-hassul edecek âr ve hacalete ölümü tercih edeceğini bildirdi. Hafız Ahmet paşa saray kapısından içeriye girince kalabalık İkiye ayrıldı. Paşa bu hareketi. kendisini selâmlamak arzusuna hamlederek selâm verdi. Halbuki berikiler eeplerlni, koyunlarını taşlarla doldurmuşlardı. Sadrazam geçince kapı kulları bağrışarak arkasından taş yağdırdılar. Yaralanıp atından aşağı yıkılan paşayı yanındaki şatır-ları koltuklarına girerek süratle (hastalar odasına) ve oradan saray İçine kaçırdılar. Paşa buradan bir merdivenle duvardan aşıp saray bahçesine İndi.
Sipahiler şatırlara hücum ederek birini hançerle göğsünden vurup öldürdüler; diğerini de yaraladılar. Kalanlar mevklptekl erkânla beraber karmakarışık halde saraya siğinark kapandılar.
Hafız paşanın at takımı İle üst kaftanı ve mücevvezesi talan olunmuştu. Paşa içeride Bostancıbaşıdan padişah libaslarından aldığı bir kaftan ile mücevvezeyl giyerek huzura girdi. Vaki hal hakkında Sultan Murada maruzatta bulundu.
Müverrih Peçevi İbrahim efendi bu noktada şöyle bir rivayet kaydediyor:
[Hafız paşa huzura çıktığında, padişah:
— Bunun aslı nedir? diye sormuş, paşa da:
— Bazı oğlan, uşak haşarılık ettiler. Hançer sıyırdım. Cemiyetlerini dağıttım!
Cevabını vermiş.
Sultan Murat, Hafız paşa hakkında:
— Derdmend ölüne! ye kadar yatan çığını bırakmadı!
Dermiş.]
Ancak durum böyle tafra satmağa ve yalana hiç de müsait değildi. Hafız paşa mührü hümayunn öperek. Sultan Murada teslim İle kaçmağa tein istedi. Sultan Murat da «destur verdi». Hafız paşa Yalı köşküne indi. Saraydan yetiştirilen tebdil kıyafetile bir kayığa girip İİsküdara kaçtı.
Hafız paşanın hastalar oda-;_____________________________________ ________
sından saray içine kaçtığı anlası- de yaşlar görünüyordu.
İraca kapı kullan da orta kamdan Hafız Ahmet pa-atı meydana Edrince
i
— İngilizceden
gm lâfı, gayet kolaylıkla panik yaratabilir. Baltbnore’da ortada bir şey yokken, birinin «Yangın var I» diye bağırması yüzünden, ortalık karıştı, hiç yoktan 40 kişi ezildi.
Böyle bir vazıyette takınacağınız tavır hakkında önceden söylediklerimi düşünüverirscnlz hiçbir şey kaybetmezsiniz. Çünkü kalabalıkta sıkışacağınız raman, kurtuluş çaresini aramak pek geç olacak.
İşte size belki bir gün hayatınızı kurtaracak olan birkaç tavsiye:
1) Umumi bir yerde oturduğunuz zaman o binanın ikinci kapısını derhal tespit edin; çünkü ekseriyetle müşteriler girdikleri kapıdan çıkarlar. Bu şekilde hareket ederseniz kargaşalık kazalarını önlemiş olursunuz.
şikago’da İrokua tiyatrosunda dn ita tane kapı vardı; buna rağmen ahali üç muayyen kapıdan girip çıkmağı âdet edinmişti. Bu yüzden bir gün husule gelen bir panikte 575 kişi öldü.
2) Herkesin korkup koşuştuğu bir anda soğukkanlılığınızı kaybetmeyiniz, Birkaç saniye kımıldamayıp ahalinin hangi kapıya doğru hücum ettiğini ve vaziyetin ne dereceye kadar vahim olduğunu anlamağa çalışınız. Ondan sonra harekete geçersiniz.
3) Hiçbir tehlike olmadına ahaliyi İnandıran soğukkanlı insanların sebepsiz kargaşalıkları pek çok kere önledikleri görülmüştür. Her zaman muvaffak olunmazsa bile, bu şekilde hareket etmek çok doğrudur.
Louis anada, bir sinemada çıkan yangın esnasında, sinemanın sahibi sükûnetle dışarı çıkmalarını müşterilerden rica etti. Hiçbir hâdise olmadan ahali dışarı çıkarken, sinema-I nın üstündeki dans salonunda yangın kokusu duyan biri acı bir çığlık attı. Husule gelen kargaşalıkta 25 kişi çiğnenerek öldü.
4) Duman içinde bir yerden çıkmağa uğraşıyorsanız, yere doğru eğilerek yürüyün. Faöat tamamlyle yerde sürünmek tehlikelidir; çünkü birçok gazlar lıavalanmayıp yerde toplanır. Bu sebeple yanmakta olan bir odada,
| en emin hava takriben yerden ÜÇ ayak yüksekte bulunanıdır.
I 5) Dışarıya, çıkmadan evvel paltonuzu veya başka eşyanızı almağa çalışarak vaktinizi kaybetmeyin ve çıkabildikten sonra tekrar geri dönmeyin. Yanmakta olan bir binaya tekrar girmiş olduklarından dolayı ölen milyonlarca İnsan vardır.
Panik yaratabilecek her hangi bir vaziyetten sakınmak için şimdilik yapılacak tek şey vardır: O da sebepsiz yere' heyecanlananlara çatmaktır.
1 Kendi nefsinizi korumak isterseniz ■ bu şeklide hareket etmelisiniz.
Sinemalarda veya tiyatrolarla kllit-1 İçnmiş kapıların, helkeme salonlann-: da yığılan müşterilerin, nasıl bir kar-1 gaşalığa meydan verebileceklerini evvelden tahmin edip hesaplı hare-' ket ederseniz, pek çok tehlikeler at-' latmış olursunuz.
I Lüzumunda idareye şikâyet edin, ve yangın söndürme işleri şefine vaziyeti anlatın. Hattâ icabında, müş-tereddütmeyln.
Londrada bir tayyare hücumu es- ı nasında, aceleyle sığınağa giren bir kadınm ayağı takıldı ve düştü. Sığı- ; nağın merdivenlerinde husule gelen I kargaşalıktan korkan sinirli bir adam bağırdı. İçerideki ter sığmağın giriş yerinin bir bomba ile kapatıldığını zannettiler; herkes dışarıya fırlamak için koşuşmağa başladı. Çık- I mağa uğraşanlar, yen! gelip de içeri- ı ye girmeğe çalışan ahali ile karşılaştı. Aradaki müsademede 178 kişi ayaklar altında ezilerek öldü.
Mlşlgan'da, fakir çocuklar menfaatine verilen bir çayda bir kadına fe- : nalık geldi. Yanındaki arkadaşı heyecanlanarak «Su getirin!» diye bağırdı. Fakat o toplantıda bulunan beyinsizlerden biri bir sultefehhüme kapılarak, «Yangın var!..» diye haykırdığından. derhal davetliler, gayet dar olan merdivenlere doğru atıldılar. Koşunlardan bazıları düştü, öbürleri üstlerine yığıldılar. Yangın olmadığı halde bu sebepsiz kargaşalık 71 kişinin ölümüne sebeboldu.
Oklahama’da tek odalı bir mektep Noel bayramı münasebetiyle süslenmişti. Girip çıkanlar İçin bir kapı vardı. Bayram münasebetile dinî sahneler İhtiva eden bir piyes hazırlanmıştı, Azizlerden birini temsil edfea aktör sahneye çıktı; piyes başladıktan biraz sonra, aktörün pek uzun takma" sakalı yakınında yanan bir mumla tutuştu. Husule gelen kargaşalıkta Noel ağacı devrildi; herkes kapıya doğru delice koşuşmağa başladı O arada 36 kişi Bidü.
Pek çok kalabalık yerlerde panik her zaman mevcut olan bir tehlikedir. Şayet söylediklerimden şüphe ediyorsanız ahalinin mütemadiyen âkın ettiği sinemalara, meyhanelere ve dans salanlarına bakınız. Bundan az zaman evvel Nevyorktakl Broadroay tiyatrolarından birine gittim; ahalinin sokak kapısına, merdivenlere ve bekleme salonuna yığılmış olduğunu görünce çok hayret ettim. Çünkü içerideki müşterilerin çıkabilmesi İçin ancak altı adımlık dar bir saha kalıyordu. Şayet her hangi bir sarhoş saka kabilinden: «Yangın var!» diye ba- ı ğırsaydı, vaziyet ne kadar feci olurdu, tasavvur edin!..
Tiyatrodan çıkarak bir lokantaya girdim. Yemeğimi bitirip kalktığım za man, bekleme salonu o kadar hıncahınç dolmuştu ta paltomu bile giyemedim ve kendimi sokağa atmcıyu kadar akla karayı seçtim. Ancak e zaman vaziyetin fecaatini idrâk ettim. Lokanta kapısının kanatları sadece içeriye doğru açıldığından, müşterilerin dışarı çıkabilmesi son derece güçtü. Kalabalıkta çiğnenip öl-mek İçin bundan daha güzel bir tuzak tasavvur edilemez!..
Toplantı yerlerine mahsus nizam-1 namelerin gayet İyi tatbik edildiği ve. umum! yerlerin gayet sıkı bir nezaret t altına alındığı bir şehir olan Nev- , york'ta bu gibi vakalar olursa, disip- j linin daha gevşek olduğu ve müşteri-, İtrin girip çıkışının kontrol edilme-. diği memleketlerde vaziyetin ne olacağını artık talimin edersiniz!...
Filvaki tutuşmiyan birçok binalar vardır; fakat siz ve ben çiğnenmesi külât çıkartmakta kabil olmıyan insanlar değiliz!.. Yan- Hayatınız bahis mevzuudur.
Eskişehir gençlik karma takımının Afyondaki maçları
Afyon (Akşam) — Estaşehlrden davet edilen Gençlik Karma takımı 31/3/945 cumartesi şehrimize gelerek o gün saat 16 da Afyon spor stadyumunda Afyon Gençlik kulübünden futbol tatamlyle futbol maçı yapmışlar ve beşe karşı üçle galip gelmişlerdir.
1 nisan 945 te aynı saatte Askeri Güçle yaptıkları maçta 2 ye karşı birle mağlûp olmuşlardır.
Maçlar çok samimi bir hava içinde yapılmış ve birçok seyircilerin takdir ve alkışları arasında devam etmiştir. Misafirler, şehrimizde çok iyi vakit geçirmişler ve memnuniyetle Eskişe-hlre dönmüşlerdir.
oradan, buradan sipahiler de Jlerliye-rek üstüne hücum gösterdiler.
Paşa ilk önüne gelen ve (hamle edeyim) diye yanaşan sipahinin ağzına kahramanca öyle bir yumruk aşkettl, kİ herli hemen yere yuvarlandı. Diğer bir sipahi sıçnyarak hançerle Hafız paşanın başından vurdu; kulağına kadar yardı . Bir iiçüncüsü göğsünden hançerledi. Nihayet paşa yere yıkılınca diğerleri de kılıç ve hançer üşürüp padişah huzurunda on yedi yerinden yaraladılar. Daha hayatından ramak kalmış İken bir yeniçeri de göğsüne çıkıp boğazı altını çaldı; başını vücudundan ayırdı.
Dördüncü Sultan Murat’ta artık bakmağa takat kalmamıştı. O. bu anda kendi kendine bir giin fırsat bulursa bu hainlerden, zorbalardan İntikam, almağı düşünüyordu. Bu fırsat çok gedkmlyccck ve intikam da pek kanlı olacaktı!
Saray huddamı Hafız paşa un na'-şının âslline yeşil bir ipek örtü örttüler.
Artık İş bitmişti. Ayak divanı sona erdi. Padişah hareme girdi. Yeniçerilerle sipahiler saraydan çıktılar.
Hafız paşanın na'şı bu 1632 şubatının 9 unda Recep paşanın Sadaret makamına yükselmesi için sanki bir basamak oldu!
flütevmûn Kânl Jrtem
Kokteyl salonlarının tarifesi
Kokteyl salonlarının bir tarifeye bağlanması için bir müddettenberl yapılan incelemeler sona ermiştir. Pazartesi günü toplanacak olan. Tarife komisyonunda bu İş neticelenecektir. Fakat sayısı mahdut olan bu salonların şimdilik bir tarifeye bağlanmasına kati şekilde lüzum görülmemektedir.
■ Dr. A. Asım Onur
Ortaköy Şifa Yurdu
Şehir gürültüsünden uzak biı yerde büyük bir parkın içinde ve çamların ortasında fevkalâde güzel manzaralı, çok temiz • e iyi bakımlı, kadın, erltek her türlü hastalara açık hususî hastane. Sinirlerini ve yorgunluğunu dinlendirmek ve neka-hat devrini geçirmek istlyen-lere mahsus yegâne müessese Telefon: 84421
Çocuk hekimi doktor
Ahmed Akkoyunlu
Taksim - Talimhane palas.
Telefon: 82827
■znMI DOKTOR HMMI
Fethi Erden
LABORATUVARI
Kan, İdrar, balgam, mevaddı gaita tahlilleri ve (idrar vasıta-sile gebeliğin. Wc ödlerindeki kati teşhisi) yapılır.
Beyoğlu, Taksime giderken Meşelik sokağı Ferah apartı-manı.Tel. 40534
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Amerika Hariciye Nazırı.
2 — Harbde kullanılan müdafaa vasıtalarından - çıplak resim.
3 — Bir göz rengi - ismi var cismi yok bir kuş.
4 — Tersi bülbül gibi şakı demektir- Bir kaza merkezi - Tersi havalan.
5 — Mâli mal 11e değiştiren.
6 — Dikiş dikmek
7 — Remizi! söz müdür.
8: — Dadısı var.
9 — Öğütülmüş buğday - Keşide.
10 — Kolon - Tersi üstünden atlat demektir.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Mecburiyet, 2 — Ev, İle. Ova, 3 — Aruz, Lis, 4 — Birader, uiudağaçık, 8 — Rezegadavo, Radasak, 8 — Yol, ças, Yo, Evisıvayın, 10 — Tas, Kokona.
5 —
7 —
9 —
Sıtma mücadelesi 20 gün sonra başlıyacak
Sıtma mücadelesi İstanbul mınta-kası reisi Dr. B. Mithat, Ankarada Bakanlık nezdinde yaptığı temasları bitirerek, evvelki gün şehrimize dönmüştür.
İstanbul'da sıtma mücadelesine on beş yirmi güne kadar bilfiil başlanacaktır. İstanbul'un yıllardanberl sivrisinekten şikâyet ettiği Bakırköy, Şişli, ve daha birçok semtlerinde, hazırlanan plân mucibince birden faaliyete geçilecek ve sivrisineklerin uçmaları zamanına kadar bunların
yuvalarında İmha edilmesine çalışıla- Ç°Fa û*t °*UP satış harici kalmak ü. çaktır. Mücadeleye biran evvel baş- re satılacaktır. Hane İçinde cif
lamak lâzımdır. Çünkü öğrendiğimize göre İstanbul’un bir çok semtlerinde vc bilhassa Bakırköy'ünde .sivrisinekler havaların sıcak gitmesi yüzünden canlanmışlar ve evlerin İçin! İstilâya başlamışlardır.
Kadıköy birinci sulh hukuk yargıçlığı başkâtipliğinden; — 944/281
Davacı Desplna Siğonls ile dâvâlı Koçu nam diğer Kostantin KOndora-nın şayian ve müştereken mutasarrıf olduğu Kadıköyünde Caferağa mahallesinde Ağabey eski 9 yeni ve taj 19 kapı Sa. ve İ51 ada 7 parsel No. ve muhtar Ahmet vakfından bir bap hane Kadıköy birinci sulh hukuk mahkemesi İlâmına müsteniden vc işbu tarihi İlândan itibaren 20 gün müddetle ve evvelce yapılan ihalenin teshile yeniden mahkeme kaleminde esbabı müracaata açık bulundurulan satış şartnamesinde yazılı, şart dairesinde Kadıköy birinci sulh hukuk mahkemesi kâtipliğinde 2/5/945 gününe rastlayan çarşamba günü saat 10 dan 12 ye kadar açık arttırma ile satılacaktır. Mezkûr günde satış muhammen kıymetinin % 75 ini bulmadığı takdirde en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak û-zere müzayedenin 10 gün daha uzatılarak 12/5/945 tarihine rastlayan cumartesi günü saat 10 dan 12 ye kadar en çok arttırana kesin ihalesi İcra kılınacaktır. Satig tarihine kadar birikmiş bina ve evkaf vergi. borçlan ve mahkeme masrafları % 1. satış harcı hissedarlarına ve bu- Q lımtiuğu takdirde 20 senelik evkaf Q_ tavizi İle % 3. 75 rüsumu tellaliyesi müşterisine ait ait olarak satılacak-m— tır. Taliplerin % 7.5 pey akçesi veya O bir bankanın teminat mektubunu c İbraz eylemeleri lâzımdır. Gayri men- Q külün, evsafı İşbu hane Kadlköyiin- "J) de Cafer ağa mahallesinin Ağabey J— sokağı üzerinde haricen kagir dahi- ® len ahşap olup sokak kaplandan gl-rlldikte zemini çiçekli çini döşeli bir koridor üzerinde sokak cephesinde p bir oda yânında merdiven altından^ İnilir yarım bir bodrum ve bir hela alafranga ocaklı bir rmıtbak arka çthete tesadüf eden ve bahçeye kapısı bulunan bir oda ve buradan bah-"O Şeye çıkıldıkta etrafı kısmen duvar (D ve kısmen tel İle mahdut ve dahilin-de bir kuyu ve bazı çiçek fidanları (jj bahçesi vardır’! Birinci kata çıkıldık- I— ta uzun bir koridor üstünde ön veÇJ arka cihette iki ve yan cihetinde bir sandık odası ve bir hela vardır. Hane derunundaki muşambarlarla bahçedeki çiçek fidanları hissedar Ko---------------i.. 1-1-------- ygg.
Hane içinde elektrik, havagazı, terkos tesisatı mevcuttur. Kıymeti muhammenesi 8000 liradır. Sahası 88 metre murabbaı olup bundan 56 metre mürabbaı bina ve 32 metre murabbaı bahçedir. İşbu gayri menkulde hissedar Desplna Sigonls hissesi Yunan tebaasından Yorgi oğlu Yavuzar namına 2500 lira için ipoteklidir. İcra ve iflâs K 126 ncı maddesi mucibince İpotek sahibi alacaklılarla diğer alâkalıların gayri menkul üzerindeki haklarını hususlle faiz vg masrafa dair olan iddialarını evrakı müsbitelerite 10 gün zarfında mahkemeye bildirmeleri aksi halde hakları tapu slcilleri-le sabit olmadıkça satış bedelinin payloşnıvından hariç kalacaklardır. Ve daha fazla malûmat almak isteyenlerin mahkemenin 944/281 No. lı dosyasına müracaat eylemeleri ilâa olunur. «4381,
Afyon köylerinde kağnılar yerini at arabasına terkediyor
Afyon (Akşamı — İkinci cihan harbine girerken Afyonda yük arabası imal eden ancak sekiz on dükkân vardı. Cumhuriyet hükümetinin millete bahşettiği sulh ve sükunet ışığı altında köylülerin emeği İşe yaradı. çıkardıkları mahsul bol para getirdiğinden köyler zenginleşti, evvelce elli alinmiş liraya alamadığı at arabasını bugün yedi sekiz yüz liraya alabiliyor ve bu suretle arabacılık inkişaf ederek dükkân yekûnu birden 46 ya çıkmıştır.
Harbdon evvel haftada beş araba yapılırken şimdi haftada 70 - 80 araba yapılıyor ve bütün Afyon kazaları ve köyleri araba ile dolduktan 9onra civar vilâyet ve kazalara da hayli araba satılmaktadır. Afyonun hassaten, ova köylerinde artık kağnılar adını unutturacak kadar azalmıştır.
Lokman Hekim
(Dr. HAFIZ CEMAL)
Dahiliye mütehassısı
Divanyolu 104
Muayene saatleri Pazar hariç her gün 2.5 — 5. Tel: 22398
ZIPAÂT

çekilen kura ile aşağıdaki plâna gö-
BİRİKTİREN RAHAT-GD£Q
Senede 28.800 lira ikramiye
Zlreat Bankasında Kumbaralı ve İhbarsız tasarruf hesaplarında
12 Mart- 11 Haziran, 11 Eylül ve 11 Blrlnclkânun keşide tarihlerinden bir ay evvelki matlûp bakiyeleri 50 liradan az olmamakla beraber keşide tarihine kadar da matlûp bakiyeleri bu mikdardan aşağı düşml-yenler arasında senede 4 defa ‘ “......... ............
re ikramiye dağıtılacuktar.
4 Adet
4 »
4 a
40 a
100 .
12ü a
160 a
DİKKAT
1000 liralık
600 *
250 *
100 •
su »
40 •
20 .
4000 (.İra.
2000 •
1000 »
3000 »
5000 »
4800 »
3200 •
Hesaplarındaki paralar bir sene içinde 50 liradan aşağı düşmlyen. lere ikramiye çıktığı takdirde *7. 20 fnzlfislle verilecektir.
Bahire
A R g A M
8 Nisan 1945
| - iş ariyanlar SATILIK DÜKKÂNLAR — Ballk-pazarında 1/4 ve 1/6 hisseli İki dükkân satılıktır. Balıkpazarı Tuzcular sokak 24 No. da Abdürrahman Altsoya fazla izahat Beyoğlu Büyük Par-makkapı 4 No. kat 9 Bühulet Emlâk Bürosu Zarif Özalp telefon 42396. 4083 — 1
YÜKSEK MÜHENDİS İŞ ARIYOR— On dört sene birçok inşaat işlerinde kontrol ve müteahhitlerin şantiye şefl olarak çalışmış tecrübeli yüksek mühendis beraber çalışmak üzere sermayedar müteahhit aramaktadır. Arzu edenlerin (Yük. Müh. H. D.) rü-muzu ile Akşam gazetesine yazmaları rica olunur. 3081 — l
SATILIK KÖŞK VE DÜKKÂN — Mahmutpaşa - Tarakçılarda bütün dükkân. Boğaziçi - Yeniköyde bütün bahçeli bir köşk satılıktır. Balıkpaaa-rı Tuzcular 24 No. da Abdürrnhman Aksoya. Fazla tafsilât: Beyoğlu Par-nıakkapı 4 No. kat 2 Sllhulet Emlâk Bürosu Zarif Özalp telefon 42390 4084 — 1
ASKERLİĞİNİ YAPMIŞ — Ve muhtelif memuriyetlerde bulunmuş iyi daktilo kullanan bir genç üniversiteye devam edebilmek maksadlle her gün öğleden sonra bir vazife aramaktadır. Her türlü referans verebilir. Gazetemizde (Durul remzine tahriren müracaat. 4051
EDİRNEDE — Kemal n&hlyeslna bağlı Kırşalı çiftliği acele satılıktır Kiralamak veya satın almak isteyenler mektup veya ıliğer yastalar il» İstanbul - BabIâli Cağaloğlu yokuşu No. 2 de Neyyire Uskanlıya veya Akşamda (Kırşalı) rümuzuna müracaat etmeleri. 4075 — I
TECRÜBELİ — ihracat ithalât İşlerini İdare edebilecek Türkçe. Fransızca. Almanca. İngilizce lisanlarını bilir memur iş arıyor. Akşamdn Mh-hatçr rümuzuna müracaat. 4004 - 1
ELEKTRİKÇİLİK EHLİYETİ — 2 ve 3 üncü sınıf elektrikçilik imtihanına girmek, esaslı olarak radyo tamirciliğini, motör boblnajcılığını Öğrenmek İçin yüksek mühendis başlığı ile Galata, posta kutusu No. 1364 n yazı ile müracaat. Taşradaki ier e mektupla ders verilir. 4009 — 1 KALAMIŞTA SATILIK APARTMAN — Kalınmışta, İskele civarında, deniz tarafında, tranvvay caddesi 76 numaarlı. 7 daireli, harbden evvelki ölçülere göre 700 lira varldatlı. geniş bahçeli modern apartman satılıktır. Aynı binadaki mal sahibine müracaat. 4078 — 1
TEMİZ — Tecrübeli, ailesi olan apartman kapıcısına ihtiyacı olanların. Maçka Teşvikiye Cami sokak Gönîıl Apt. No. 3 e müracaatları. 4085 — KÜÇÜKÇEKMECF.DE — İstanbul caddesi 109 No. yazlık içkili lokanta devren satılıktır, tçlnde bulunana müracaat. 4058 — 1
BAKIRKÖY - Kartoltepo Gülbeşeker So. da 41 - 43 No. lı 9 ve 7 odalı evler acele satılıktır. Görmek İçin 43 No. ya mürncaat. 4063 1
İNŞAAT MÜTEAHHİTLERİNİN NAZARI DİKKATİNE — On senedir ln-
muhasip olarak çalışmış tecrübeli bir muhasebeci iş aramaktadır Şişil posta kutusu No. 71 veya Tel: 36-249. 4088 — 1 KİRALIK — Möble - Radyo - pikap banyolu konforlu apartımanm 3 odası pansiyon olarak kiralıktır. Müracaat: Taksim Ferldlye caddesi (Taksim çeşmsei) sokağı No. 13. 4072 —
2 - İŞÇİ ARİYANLAR BİR DAKTİLO BAYAN ARANIYOR — Pek az yazı işi olan bir yazıhanenin yazı ve telefon işleri idare etmek. Adres: Galata Eski Gümrük sokak. Kürkçûbaşı han No. 7. Her gün saat 10 dan 13 e kadar. 4039
3750 LİRAEA — Ferlköyünde Batı sokağında 3 odalı ahşap satılık ev Ferdi Selek Türk Emlâk Galata ömerâbit han 2 nel kat 23 telefon 42368 4076 — 1
SATILIK APARTMAN — İstanbul belediyesi civarında yeni yapılmış kaloriferli sıcak su ve deniz manzaralı apartman satılıktır. Akşam gazetesinde ( Apartman) rümuzuna mektupla müracaat. 4979 — 1
100 LİRA AYLIKLA — 1 VC 4 yaşında iki çocuğa hakkile bakabilecek dadıya ihtiyaç vardır. 21357 telefona müracaat edilmesi. 4040
TOPTAN PARFÜMERİ — Mağazasının yazı işleri İçin yazım düzgün hesabı kuvvetli İlse veya orta mezunu bir bayan aranıyor. Sultanha-mam Camcıbaşı han altında 37 numaraca. 4060 BAKIRKÖY ÜNDE — Sakızağacı Orta sokakta 7 numaralı ev satılıktır. Müracaat: İstanbul Tütün Gümrük caddeîl NO. 22. Tel: 20938- 4081 _
TEZGÂHTAR VE ÇIRAK ARANIYOR — Bakkaliye işinden anlar bir çırak ile tezgâhtara ihtiyaç vardır, isteklilerin Galata, Necatlbey cad. 66 Ak Bakkaliyesine müracaatı. 4092 — 3 SATILIK BOYAHANE — Piyasanın göbeğinde İplik ve kumaş boyahanesi satılıktır. Galata Kemeraltı caddesi 96 numaraya ve 41281 telefona müracâat. 4088 — 3
KİRALIK — MobilyeSiz yaslık 3 oda bir salon bahçeli Kızıltoprnk ZİVer Bev yokuşu 11 numaraya mürncaat. 4044 —
KESEKÂĞIT İŞÇİSİ ARANIYOR — İyi kesekâğıdı yapan usta İKİ aranıyor. İşlemek isteyenlerin Eminönü Tahmis cad. Kalçın sok. No. 13 e müracaatları. 5004 — 2
İKİ EV 18500 LİRAYA — Üsküdar iskelesine on dakika mesafede Paşa İdmanı İcadiye caddesinde denize nazır elektrik, şuyu mevcut beş yüz küsur bahçeli kâglr zarif vlÛâ yanındaki ahşap ev İle birlikte boş teslim edilmek şartiyle satılıktır. Bahçekapıdn. Eczacı Salih Necatiye müracaat. 4041
J - SATILIK EŞYA
SATILIK MOTÖR — 25 beygir kuvvetinde mazotla müteharrik Yunkers markalı makinesi bulunan 9 metre uzunluğunda 8 mil yol yapan bir te-ûezzüh motörü satılıktır. Müracaat yeri Galata Hovagimyan hanı 3 üncü Eût. Telefon: 41637 . 4052
SATILIK EMLÂK — Her semtte her keseye uygun ve boş teslim edilebilir apartman, ev. dükkân, çlfllk, köşg satılmaktadır. (Deney Emlâke) müracaat Galata Rıhtım caddesi Kefeli Hüseyin han No. 2 telefon 43840 4057
6 ADET TENİ AĞAÇ TORNA TEZGÂHI SATILIKTIR — Malûmat için Galata Mahmudiye cad. 77 bay Ev-yenldls’e müracaat. Tel: 41888. 4062 — 1
SATILIK kotra — Sağlam İyi kullanılmış 7,50 boyunda sabit safra yeni yelken (36' m2> 1 inci sınıf İşçi’ llk'e meşeden yapılmış kamara İÜ yataklı fevkalâde denizci rahat kullanışlı bllûmum takımları tamam olarak (3000) liraya satılıktır. Posta kutusu (602) İst. adresine müracaat. 4D94 — 4 SATILIK ARSALAR — Fatih tîam-vay durağına yarım dakika. Feyzul-lah Efendi caddesindeki 10 X 23 ebadında arsa ile Çamlıcada Altunl-zade tramvay durağına beş dakika mesafede koşuyolu asfaltında altı bin metrelik çam korusu satılıktır. Cumartesi, pazar, Kadıköy Kurbağalı-rfera İkbailve M. Raslmpaşg fl. 13 nu-
SATILIK — 650 liraya FransiS markalı piyano. Her gün görülebilir. fclşH Bomontl Silâhşor sokak No. 27. 4087 — 2 maraya müracaat. 4061 —
MÜJDE — Arazisi olup ortak veya satmak İsteyen mufassal evsaf Ve ş«-raltlle Rutini v» adreslerini posta kutusu 2173 İstanbul adresine mektupla bildirmeleri. 4956 —
SATILIK AKORDEON — Fevkalâde bir akordeon 12/5/946 saat 2 de Sandal Bedesteninde satılıyor. 4082 — 2
KİRALIK YALI — Yeölköydo rıhtımı kendisine ait, 14 odalı, mükemmel mobilyeli bir yalı kiralıktır. Buz dolabı ve telefonu vardır. 36 .257 numaraya telefon edilmesi. 4036 — 11
SATILIK HAVUZ — Kelvinatör maı-ka Sirkecide Derçlrkapı Nötoetha-n» caddesi 22 No, ya müracaat. 4050 - 1
SATILIK İPLİK SARMA MAKİNESİ — 66 gözlü, t beygirlik motörü il» işler bir halde her cins İplik sarmaya elverişli. Saat 14-16 araa 41375 telefon edilmesi. 4071 — MÖBLE KONFORLU APARTMAN — Yaz mevsimi için kiralıktır. Taksim Topçu caddesi Uygun apartımanı No. 2 y» müracaat. 2076 — 9
ACELE SATILIK KÂGİR EV — Bebeğin en güzide yerinde lk! katlı birinci katta bir oda hol v* mutfağı ikinci katta 3 oda bir hol bahçeli denize manzaralı her tesisat mevcut. Boş teşlim edilir. Taksim - Kristal gazinosu arkasında Milli Enılâklş telefon : 82777 3050
— Kiralık — Satılık
5,900 LİRADAN 500,000 LİRAYA KADAR — Istanbulun her yerinde apartman, ev. mağaza, İmalâthane fabrika, han, arsa ve çlfllk almak »utmak ve kârlı İşi olup da devredecekler veya ortak lstiyenler İsilklâl caddesi Büyük Parmakkapı köşe bsşı 4 No KM 2 telefon 42396 Bıihulet Emlâk Zarll Özalp 2045 — 3
14099 LİRAYA SATILIK YALI — 7 oda İki bölük boş teslim. Pazarlıksız, vasıtasız, vakıfsa. Müracaat telefon 81298 4086 — 1
SATILIK EV — Beşlktaşta 4 oda. mutfak, kuyu. v» bahçeli ev satılıktır. Beşiktaş Akaretler Afacan sokak 14 No. ya müracaat. 4090 — 1
KİRALIK FEVKALADE MANZARALI — Arnavutköyllnd» Mumhane sokak sed üstü 22 numaralı 4 odalı apartman kiralıktır. Telefon 36-249 İçindekilere her saman müracaat edilebilir. 4089 — 1
KİRALIK DÜKKÂN VE DEPO — Karaköye beş dakika mesafede. Galattı, Lüleci Hendek caddesinde No. (75). Ucuz ve elverişli. 4001 —
ACELE DEVREN SATILIK BAKKALİYE — Buz dolabı, Urkos ve bakkaliyeye yarayan malzemeli İşlek ve gayet lüks dükkan sahibi taşraya. gideceğinden satılıktır. Müracaat: Divan yolu No. 29 4098 — 2
UCUZ VE FIRSATLI EV SATIŞI — Taksim Gümüşsüyü civarında mevkii fevkalâde üç bölüklü denize nazil bahçeli e? 10/4/946 saat 10 da açık arttırma İle Beyoğlu dördüncü sulh hukuk mahkemesinde satılıyor.
4097 -
SATILIK EV — 4 oda. bahçe, elektrik mevcut Samalyıı Sancaktar Hayreddln mahallesi inekçi sokak 10 No. İçindekilere müracaat.
5001) -
ÇANAKKALE’DE SATILIK Uç EV HİSSESİ — Görmek için Çanakkale-de boy Haydar Unsala, görüşmek İçin her gün saat 12 - 14 arasında İstanbul Sultanhamum Camcıbaşı hun kat 2 No. 5 de bay Şeklb Sevlngeıre mürncaat. Tel: 24177 5001 - 2
KIR ALIK YAZIHANE — Karaköy-de. Bankalar civarında möble ve telef onlylc devredilir. 41999 telefona müracaat. 4099 — 1
FIRSAT — Dİvanyolu Atik Ali camii karşısında köse başında arkası bahçe ürerinde odaları bulunan yan-yana üç dükkân satılıktır. Talip olanlar her giln öğleye kadar Sirkeci Yalı Köşkü caddesinde Ycııl han No 7 müracaatları Telefon 20714
4095 — 2
BULUNMAZ FIRSAT — Göztepe asfalt İstasyon caddesinde Kayışdnğı çeşmesi karşısında arsa satılıktır. Taliplerin Sirkeci Yeni han No. 7 müracaatları. Telefon 20714 4096 — l
SVTI1.IK VİLLÂ — Sııadlye asfaltında 1.5 dönüm arazisi, çiçek, yemiş bahçesi, denize çok yakın konforlu, yedi Qdalı mükemmel bir villâ derhal ve boş olarak teslim edilecektir. İsteklilerin Şaşkın Bakkal 341 numaraya her gün Öğleden sonra müracaatları.________________5002 _ 2
SATILIK — Gcdlkpaşadn oıı beş parça ev, mağaza, arsa, toptan veya parça parça satılıktır. Görmek İçin Gedik paşa Hamam caddesi Nevlyfı sokak No. 21 Tamlanosa saat 11-13 arası ve akşamları beşten sonra müracaat. *903 — 2
FEVKALÂDE İŞLEK — Ve mevkii güzel bir kahve ocağı bütün takım-lariyle birlikte devren satılıktır. İs-tiyenlerin. Erzurum hanı kahvecisi İbrahlme müracaatları. 5005 — 2
SATILIK APARTMAN — Pangaltı tramvay durağında Eşref Efendi sokak No. 11/1 - 13 köşe başında altında dükkân, altı daireli kıymetli apartman Beyoğlu 4 üncü Sulh Hukuk mahkemesinde 17/4/945 salı günü saat 10 dan 12 ye kadar açık arttırma suretile satılacaktır. 9-14.1128 No. İle mahkemeye müracaat.
5006 — 2
EYÜP — Defterdar Ynvedut C. 51, 53 İki ot beraber satılıktır. Fesha-ne karşısı 36 Abdullah Giirere müracaat. 3019 Z
MAKTUAN 22.000 LİRAYA SATILIK APARTMAN — Lâlelinin deniz görür, havadar bir semtinde, on odalı, üç daireli, senevi (1400) lira İrat getiren bir apartman, sahibi elinden satılıktır. Her gün saat 10 dan 14 e kadar 20603 e telefon edilmesl-
_______________________3079 — 1
^-müteferrik
ITRİYAT VE PARFÜMERİ İMALÂTHANESİ ORTAK ARIYOR — Hâlen çalışmakta olan ve piyasaca tanınmış bir ıtriyat imalâthanesi 5000 liradan m»S« olmamak şartiyle birçok yenilikler yapmak üzere ortak aramaktadır. Akşamda t. P. rllmuzu-na mektupla müracaat. 4067 —
ORTAK ARANIYOR — Yeni tesis edilecek bir emlâk alım satım müss-sesesi İçin 4 - 8 bin Ura sermaye ile iştlrâk etmek lstiyenlerln Akşamda Arslan Emlâk rümuzuna müracaatları.
4042
İLK MATEMATİK DERSt MECCANİDİR — Mühendis okulu talebeyiyim. Hususi cebir, geometri, fizik, kimya dersleri vermekteyim. Yakın evlcre gidebilirim. Gedlkpaşa Barayl-çl sokak, 25. Ferit. 4026
AZ SERMAYELİ BİR GENÇ — Bakkal, bayi v*ya diğer hor ne İşe alt olursa olsun bir dükkâncı yanında ortaklık aramaktadır. (A.T.G.O.) rümuîuuu 4074 —
İstanbul Halk Sandığı T. A. Ş. den
Sandığımla depolarında aşağıda gösterilen mallardan mevcuttur. Taliplerin İhtiyaçlarım bildirmek ve mütemmim malûmat edinmek üzere Bandığım» Kooperatifler servisine müracaatları.
A — İPLİK ı BükülmUı perde ve ipliği 20 No. S kol 12 kat
» » » » » » W 24 . 8 D » 24 » 4 o ■ 30 n 3 » 12 > 12 • 12 »
B — MANTAR ı Balıkçı manton C — ÜSTÜBEÇ : Çinko Ustübecl
D — SÜT.YEN > İngiliz Süjyenl E — LİTOPON : Yüksek kalite (4213
f,Şişli Cerrahi Hususi— Hastanesi sahibi ve Operatörü r. Cafer Tayyar Kankat Umumi cerrahi ameliyatlar, dimağ ve estetik ameliyatları mütehassısı. Şişli meydanı No. 201. Tel: 80093.
10 a kadar muayene parasız.
Muhasebeci
I aranıyor. Anadolunun bir şeh- I H rinde İnşaat muhasebesini ya- | I pabilecek bu gibi işlerde bulun- ■ B ıuş olanlar tercih edilecektir. Ş Telefon: 20840
Dr. Suphi Arın—_
ar yolları ve tenasül hasta- ■ an mütehassısı, Taksim Sı- ■ ■■ raselvller Cad. 59. Tel: 40284 ■
DERMOJEN
Yanık, Çatlak. Ekzama ve CHd yaralarına fevkalâde iyi gelir Derinin tazelenmesine ve yenilenmesine hizmet eder.
FRENGİ vo
BELSGÖUKLUÖUNA Tutulmamalı İçin '
PROTEJİN
M Kullanmalıdır ■
[
MANTO SATIŞI
Yüksek bir aileye ait bir astragan ve bir Btranş vans manto Ue bir Arjante Kûp ( Gümüşü tilki) Nisanın on birinci çarşamba günü Sandal Bedesteninde satılacaktır.
İnhisarlar U. Müdürlüğünden:
Zayi — İstanbul Sultanisinden aldığım tasdiknameyi zayi ettim. Yenisini çıkaracağımdan esklslninjıükmü yoktur.
Beyoğlu Topçekcnler caddesi No. 29 Rıza oğlu Abdürrahman Faik SLnap
Zayi — Beşiktaş nüfus memurluğundan terilen nüfus kâğıdımla birlikte vo Beşiktaş askerlik şubesinden aldığım tcbd.Uba.va kâğıdımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. 341 doğumlu
Haşan oğlu Suat Bczlray
İttihadı millî Türk sigorta şirketinden:
İttihadı Milli TİIru Sigorta Şirketinin, esas nizamnamesi mucibince ve Ticaret kanununun 361 inci maddesine tevfikan, ortaklar Genel Kurulu 25 Nisan 1045 tarihine düşen çarşamba günü saat 11 de şirketin Galatcı-da. Unyon hanındaki idare Merkezinde âdi olarak toplanacağından bu toplantıya lştlrâk etmek için en az on hisse senedine sahip olan ortakların hisse senetlerini Ticaret kanununun 371 inci maddesine göre toplantı gününden en az bir hafta evvel Şirketin. IdaTe Merkezine tevdi ederek mukabilinde duhuliye varakası almaları rica olunur.
Bankaların makbuzları dahi hisse senedatı gibi kabul edilecektir.
GÜNDEM:
1 — Yönetim Kurulu ve Denetçi raporları ile bllânço ve kâr ve zarar hesaplarının okunması ve bunların tasvip ve kabulü İle Yönetim Kurulu üyelerinin ibrası.
2 — Tcmetlüün dağıtılması hakkında karar verilmesi 1le dağıtma tarihinin tesbltl.
3 — Müddetleri sonR ererek çıkan üç Yönetim Kurulu üyesinin verine yeniden üye seçilmesi.
4 — Yönetim Kurulu üyelerinin tahsisatının onanlanması.
5 — şirketle muamele yapmak için Yönetim Kurulu üyelerine mezuniyet verllmsel.
6 — İki Denetçi tayini İle bunlara alt tahsisatın onanlanması.
YÖNETİM KURULU
1 — Clball tamir atölyesinde bir sene zarfında birikeceği tahmin edilen 20 con İnce 23 ton kalın talaş pazarlıkla satılacaktır.
2 — Pazarlık 17. 4. 945 salı günü saat 10 da Kabataşta levazım şubesindeki satış komisyonunda yapılacaktır.
3 — şartnameler her gün adı geçen şubeden alınabilir. Döküntüler Ciboll tamir atölyesinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte % 15 güvenme paralariyle birlikte mezkûr komisyona müracaatları İlân olunur. (4203)
Üniversite rektörlüğünden:
Hukuk fakültesinde (Hukuk muhakemeleri usulü. İcra ve İflâs) ve (Hukuk Felsefesi) doçentlikleri açıktır.
Yabancı dil İmtihanları 5 haziran 1945 salı günü saat 14 te Rektörlükte yapılacaktır. Namzetliği Bakanlıkça kabul edilenler bir hafta içinde tezlerini jüri kuruluna vermeğe mecburdur.
Talimatnamede aranılan şartlan hala İsteklilerin sıhhat raporu, 5 fotoğraf. nüfus tezkeresi örneği Ve İlmi hüviyetini gösteren fişleriyle (fişler Tedris İşleri kaleminden İstenecektir.) 29 mayıs 1945 salı akşamına kadar Rektörlüğe başvurmaları. (4265)
Taşkizak fabrika ve havuzlar müdürlüğünden:
Yapılacak denemelerde gösterecekleri liyakat ve ehliyete göre yevmiye verilmek üzere el İle perçin yapabilecek kifayette 15 perçinci ve dayaman İle 4 mütehassıs elektrik kaynakçısı alınacaktır.
İsteklilerin 16 nisan 945 günü akşamına kadar Fabrikamız müdürlüğüne müracaatları. (4270)
Sümer Bank iplik ve dokuma fabrikaları kurumu Defterdar fabrikası müdürlüğünden:
Boş damacanalar satılacak
Fabrikamızda mevcut ve mlkdarı 800 adet olarak tahmin edilen sepetli demir çenberll ve sepetsiz beş damacanalar 16/4/945 pazartesi günü saat 34 de açık arttırma İle satılacaktır.
Satış şartnamesi Fabrikamız Ticaret servisinde görülebilir. Damacanaları görmek İsteyenler fabrikamıza baş vurabilirler.
Muvakkat_teminat 750 Hradır.
Taliplerin* belli gün ve saatte fabrikamızda bulunmaları. Fabrika İhalede serbesttir. «4261»
Devlet orman işletmesi büyük-dere revir amirliğinden
Yapılacak iş Mahal ve mevkii
Mikdar ve cinsi
Damgalı ve numaralı ağaçların kesimi ve taşıması Belgrad ormanının 21, 24, 39, 112, 113, 52, 53, 75, 76,
89, 43. 8 numaralı bölmelerden imar kesimi.
Takriben 30.000 kental kestane, meşe, kayın, gürgen odunu.
Göz Mütehassısı
Doktor Cemil Görür Cağaloftlu Nuruosmanlye caddesi Osman şerafeddln Aprt. No. 5 .
Hastalarını pazardan başka her gün »«at I 4 tee I 7 ye kadar kabul eder.
Salı günleri Fukaraya mecca-nen bakılır.
■m Yeniköyde yazlık m
KİRALIK YALI
Olağanüstü manzara, İki katta beş otla, möble, denize rıhtımı vardır. Saat 14 İle 17 arasında telefonla 23050 No. ya müracaat.
ASRI DANSLAR — HûSusi olarak evlerinde öğrenmek lstiyenler Beyoğlu Anadolu hanı geçidi karşısında Allyon sokak 19. Prof. Panosyan.
4080 — 8
ALMANCA DERSLERİ — Bir AvrupalI öğretmen bayan büyüklere, ve lisan derslerine devam, etmek latlyen talebeler» ünlverslt» talebelerin» ve doktorlara gramer ve mükftlem» dersi veriyor. Her yer» gidebilir. Akşamda A. B. C rümuzuna mektupla müracaat. 4086 — A
MEKTUPLARINIZI ALDIRINIZ
Gazetemiz İdarehanesini adres olarak göstermiş olan karilerimizden
E.A — »9 — M.M. S— B.L.A —
O.C — Y. Ders — tnıalcl — İ.P —
S.A.G — T.K — N.M —
Aralan — Emlâk namlarına gelen mektupları idarehanemizden aldırmaları rica
Muhammen bedeli: Kesim ve bölmede ster yapmanın beher kentali 32 v» depolama taşımının beher kentali 89 kuruş.
tik teminatı : 2722 Ura 50 kuruş Müddeti : Verilen İş Ağustos B45 sonunda bitecektir.
İhale şekli : Açık eksiltme
İhale tarihi : 20/4/945 cuma günü saat 15 de
İhale yeri : Büyükderede Devlet orman işletme binası.
1 — Yukarda cinsi yazılı İmar bölgelerinden odun yapma İşi açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Buna alt şartname Ankarada Orman Umum Müdürlüğünde. Le-tonbul rervlr ftmlrllğlnde. Büyükderede Revir Amirliğimizde ve Kurtkeme-rl Bölge Şefliğinde görülebilir.
3 — Taliplerin ihale gününde evrakı müablte ve ilk teminatları il» komisyona müracaatları. «4266»
Ankara yüksek ziraat enstitüsü rektörlüğünden
Yüksek Ziraat Enstitüsünün Mayıs 945 sonuna kadar ihtiyacı olan aşağıda cins ve mlktarlorlle tahmini bedeli, muvakkat teminatı yazılı yiyecek maddeleri hizalarında İşaretU şekilci» eksiltmeye konulmuştur.
İsteklilerin şartnameyi görmek üzere her gün ve eksiltmeye girmek İçin 10 nisan 045 salı günü saat 11 d» Rektörlük Levazım Amirliğine kanunda yaslı vesikalarla ve temlnatil» blrlikt» gelmeleri.
Tahmini Muvakkat
Cinsi Miktarı bedeli teminat mlkt. İhale şekli
Ispanak 1000 kg. 420 lira 31,50 lira Açık eksilt,
Pırasa 1000 . 160 > 12
Lâhana 1000 * 165 » 12.& * *
Havuç 200 > 76 » 5.63 ■ »
Kereviz 180 * 83 > S » »
Karnıbahar 200 . 70 a 5,25 a *
Tuz» bakla 800 o 2000 150
Salamura yaprak 200 » 180 > 13,60 » • »
Maydanoz 2000 demet 100 » 7,50 » » »
Elma 200 kg. 234 » J7.55 » ■ »
Portakal 2000 adet 340 25,50 a a
Sirke 300 Idlo 150 > 11,26 4 a a
=4208»
Hayvan sağlık memurları ve nalbant mektebi müdürlüğünden ı
20 lira aall maaşlı bir kâtip alınacaktır. Kanuni şartlan halı olanların mektep müdürlüğün» müracaatları. «42AB»
Mahrukat ofisi umum müdürlüğünden:
Ofis bayiliği almak isteyenler» mahsus şartname v» mukavelo suretlerinin matbaada basılması uzadığından taliplerin 9 Nisan 1945 gününden itibaren şartname ve mukavele avretlerini almaları ve tekliflerini 10 Nisan 1945 akşamına kadar yapmaları İlân olunur. (4400»
İstanbul sıtma mücadele başkanlığından t
Dolgun ücreti» ve kursun devamı müddetline!» ayrıca yevmiye verilmek kaydlle sıtma sağlık, koruyucusu vo namzedi alınacaktır.
Memur olmak şartlarını haiz olanların 14/4/945 tarihine kadar Kadıköy Moda caddesi 01 No. dakl sıtma mücadel» Başkanlığına hemen beş vurmaları ilân olunur.
İlk mektep mezunları da alınabilir, «4385*
Created by free version of 2PDF
Almanya’daki tebaamızı getiren vapur salı sabahı İstanbul'a gelecek
PAZAR 8 Nisan 1945
Memurlar Kooperatif inden:
Müessesemiz büroları Galatada Gümrük sokağında kâin Ada hanına naklr emişlerdir. Yeni telefon numarası «41546» dır. Sayın ortaklara ve miişte illerimize saygı İle bildirilir. «4273»
; Şene 27 — No. 9508 — Fiatl her yerde 10 kuruştur.
Sahibi: Necmeddtn Sadak — Negriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Alman hâzinesi ele geçirildi
“Seni gidi faşist!...,,
Faşistlik — kelimeyi doğuran lügat kökü bakımından — ayıp Bayılır bir sıfat olmamak gerektir, çünkü eski Pomada kuvvet Ve birlik timsali gibi kullanılan .«Façyo» dan alınmıştır. Fakat Îcelimenin talihsizliği, Mussolinl-iLn bunu siyasî bir inana ve bir dare şekline ad diye takmış olmasındadır.
Nazilik Nasyol - Sosyalizm terkibi altında milliyetçilikle sosyalistliği, memleket idaresinde bir araya getirmek, yahut getirir görünmek istemiş olan Hitlerin marifetidir.
Bunlardan birincisi Italyan ma-mûlâtı, İkincisi de Alman müstahzaratı yaftasını taşımakla beraber, hem dünya harbini çıkaran birlik felâket kaynağı, hem de kader ve âhiret yoldaşı oldukları için artık birbirlerinden ayırd edi’miyorlar. Benzer yerleri de çoktur. İkis'ne de uyan müşterek vasıf «Totaliter Devlet» dir. Fakat Faşistlik, daha geniş bir »cins», Nazilik ise bu cinsin, daha ziyade Almanyaya öz bir çeşidi sayıldığı için her ikisine birden, Almanlara da kısaca Faşist deniliyor. Bu suretle faşistlik, dünyayı bu hâle sokan «habis ruh... milletleri birbirine düşüren kötü zihniyet mânasına kullanılıyor.
Faşistlik kötüdür, çünkü faşist zihniyet, bir memleket içinde bütün haklan Devlete veren, ferdi adetâ Devlet otoritesi altında ruhsuz ve değersiz bir otomata, bir makineye çeviren. Devlet lehine ferdin her türlü hürriyetlerini ve istiklâlini yokeden, hattâ Devlet nüfuzunu kafalara ve vicdanlara kadar pokmak 'isteyen bir rejimdin. Bunun için adına «Totaliteri- vani topyekûncu idare denilmiştir.
Faşistlik kötüdür, çünkü Devletin memleket içindeki tahakküm ve otoritesile beraber, memleket dışında bir milletin, bir ırkın başka milletlere üstünlüğünü, egemenliğini arar. Totaliler Dev. Jet, yani bugünkü tabirile faşistlik, kendi rejimini, kendi inanlarını başka milletlere de zorla kabul ettiımek ister Kurtla kuzu hikâyesini andıran türlü behane-Jerle etrafa dil ve el uzatır. Bundan dolayı, içerde fert hürriyetlerinin, şahsî istiklâlin düşmanı olan Faşist, dışarda emperiyalist-tlr, başka milletlerin hürriyetine ve istiklâlin? düşmandır. Kendisi gibi düşünmeyenleri insandan saymaz. Bu gibi rejimler dünya İçin her zaman felâkettir.
Otoriter, yani Faşist rejim, dünyayı da yıkıp tutuşturan bir kan ve ateş tufanı içinde battı.
Rejim battı, fakat o ruh, o zihniyet dünyadan kalktı mı? Faşistlik artık İtalyada bile yok, fa. kat faşistler şurada, burada bol bol kalmadılar mı?
Bu tecrübe, bu rejnmlerin doğduğu memleketlerde o kadar pahalıya mal olmuştur ki bunun ecısıni, faşistliği bir zamanlar kurtuluş, kalkınış, büyüme ve genişleme sanmış, bir aralık dünyayı titretmiş bu milletlerin bile unutacağına akıl erdirmek güçtür. Bu örneklere bakarak, İtalya ve Almanya dışında bir takım yabancı insanların, uzaktan yeniden faşist olmalarına, yahut hâlâ faşist kalmalarına, önceden demokrat ruhlu iken tam bugün, bu acı sonuç karşısında, çökmüş. İnananlarını uçuruma sürüklemiş kötü bir zihniyeti benimsemelerine nasıl ihtimal verilir?
Akıl, mantık çerçevesine böyle bir olurluk sığmaz, îyl niyetli İnsanlar her yerde hemen fesat görmekten kaçınırlar.
Fakat her kıymeti altüst eden, kahramanlık kadar tezvirata, fedakârlıkları derecesinde en aşağı menfaate iliğe de yol açan bu yıkıcı harb büyük kelime ve terimlerin de mânasını değiştiriyor
olacak kl yeni türemeye balayan bazı görüş ve anlayışlara göre «Faşist» sıfatı sağa, sola ve şuna buna bilhassa hiç yakışık almayanlara gelişigüzel yapıştırılıyor, politika kavgalarında en çok duyulan küfür oluyor.
Bazl çevreler var kl Orta Çağın «Mümin» le «Kâfir» lerl gibi, insanları İkiye bölmekten hoşlanıyorlar. Yeni dinin bu koyu taassup erbabına göre o inana girmediniz, o Puta tapmadınız, o siyasete güvenip âlet olmadınız mı kâfir, yani faşistsiniz.
Bunun da ehemmiyeti yok, taassuptur sadece acmnır, alınganlıktır, yakında geçer, diyelim.
Fakat apaçık, çok bellibaşlı bir meslek ve bir mezhep ifade etmesi gereken faşistlik gibi çly boya bir yafta, mahalle çocuklarının sövmesi kadar israf ediliyor. Öyle uluorta ve o çeşit insanlar hakkında savruluyor kl neredeyse faşistlik. Mussolini ile Hitlerin ümmetinden ziyade hürriyeti seven, memleketinin istiklâline gönül vermiş, bu uğurda canını vermeye de hazır, tam anlamında vatansever, garb anlamında demokrat insanların adı olacak, tarihin lânete bürüdüğü bu sıfatla, yavaş yavaş, övünenler bulunacak!
Kara gömlekli olmak şöyle dursun. vatan renginden başka bir boyayı sevmeyen, ne karaya, ne kızıla aldırış etmeyen düpedüz hüfflyet, adalet taraftarlarına «Faşist» damgası vurulmak istenirse gülünç olur Gülünç olmak, la da kalmaz, günün birinde bütün hürriyet dünyasının faşist sayılmasından korkulur. .
Faşistliği sadece faşistlere bırakmalı ki faşistlik sahiden bir günah olsun. Çok çoğalan, herkeste görülen suç, suç olmaktan çıkar. Caniler dünyasında kimse canî değildir, masumlar diyarında kimsenin masum sayılmıya-cağı gibi.
Neredeyse: «Eenl gidi faşist seni!» diye, parmağımızı kaldırıp yaramaz çocukları korkutacağız,,.
Sovyetlerin dış siyaseti
Journal de Geneve diyor ki t
«Rusya, komşularında tatbik edilen demokratik gelişmeyi Tıirk iyede de tahrik etmektedir»
Necmeddin Sadak
Cenevre 7 (AA.) — Adanolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Rusya-nın dış siyasetinin üç safhasını tahlil eden Jorunal de Genâve şunları yazıyor:
«Birinci safha her ne pahasına olursa olsun sulhu İstihdaf etmektedir. 1934 ten Münlch'e kadar geçen devre İkinci safhadır. Milletler Cemiyetine âza olan Rusya, müşterek emniyet politikasını kabul etmiştir.
Üçüncü safha, Almanya İle antlaşmanın İmzasıdır kl, bu kendisine vakit kazandırmıştır. Harbin en ağır yükünü taşıyan Rusya, şimdi, kail bir barış siyaseti tatbik etmektedir.»
Gazete, Türk - Sovyet antlaşmasının feshinden bahsederek şunları demektedir: ( Harbdenberl kuvvetler muvazenesi kendi lehine olarak değiştiğinden dolayı Rusya, Karadenlz-de kapalı kalmağı kabul etmiyor. Lozan konferansı. Boğazları, Rusya’nın düşmanlarına açıyor ve Montreux mukavelesi ise bunları herkese karşı kapatıyordu.
Sovyetîer şimdi yalnız Batumla Odesa arasında kabotajla İktifa etmeyip, bayraklarının Kıbrıs ve Port-salt’te dalgalandığını görmek İstiyorlar. Bu Rus talebi, Yalta konferansında kabul edilmiş gibi görünüyor. Rusya için mesele, yalnız Boğazlar statüsünün tekrar gözden geçirilmesini elde etmek değil, fakat, kendlnlnkln-den başka bir nüfuz kabul etmediği için, hemhudut olduğu memleketlerde tatbik edilen demokratik gelişmeyi Türklyede de tahrik etmiştir.»
İngiliz Hariciye müsteşarı Atina’ya giti
Ankara 7 — Üç gün evvel buruya gelen İngiltere Hariciye Bakanağı parlâmento müsteşarı B. Hail bugiin uçakla Atina’ya hareket etmiştir M. Hail, bana hareketinden evvel şunları söylemiştir:
— Seyahatim siyas! mahiyette değildir. Türkiye - İngiltere fikir münasebetlerini, bu arada da İngiliz kültür heyetinin çalışmalarını İnceledim, Tiirklyeden çok İyi İntibalarla ayrılıyorum. Başbakan B. şükrü Sa-racoğlundan, Hariciye ve Maarif Bakanlarından büyük bir hüsnü kabul gördüm.»
Yunan kabinesi dün
gece istifa etti
Yeni kabineyi kurmağa Venizelıstler den amiral Vulgaris memur edildi
Londra 8 (BJB.C.ı — Atina'da dün gece neşredilen bir tebliğe göre Plas-tlras kabinesi istifa etmiştir. Naip Damasklnos yeni kabineyi kurmağa VenizcUstlerdein eski Donanma kumandanı amiral Vulgarls'l memur etmiştir. Kabinenin istifası general Zerv as ve Gonatas ile Papaandreu'-nun rejim meselesi hakkında, çabuk halkın reyi sorulmasında ısrar etmelerinden ve bu yüzden hâdiseler çıkmasından ileri gelmiştir.
İstifaden evvel
Atina 7 (A.A.ı — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Orta Şark İngiliz Devlet Bakanı Mac Mlllan’ın Atinaya gelişinin, müfrit sağcıların çok şiddetli ve iyi hazırlanmış hücumları neticesinde, hükümet mahfillerinde meydana gelen kararsızlık havasını düzeltmeğe matuf olduğu sanılmaktadır. Mac MiUân'ın gecikmesi Kahlrede mareşal Smuts İle buluşmak arzusundan iler! gelmektedir.
İyi haber alan mahfillere göre, hükümette bir değişiklik yapılması lüzumu göz önünde bulundurulmaktadır İaşe Bakam kıral taraftarı Ha-clskls'in İstifası hükümet dahilinde İçin İçin hüküm süren buhranın bir nişanesi olarak telâkki edilmektedir.
Aynı mahfillere göre, karşılaştığı hayal kırıklığına rağmen general Plastiras sonuna kadar Yunanlstana hbmet etmeğe karar vermiş görünmektedir.
İaşe Bakanının İstifasının, plebisit meselesinin hal şekil hakkında çıkan anlaşmazlıktan İleri geldiği sanılmaktadır.
Eam’ın protesto notası
Atina 7 (A.A > — Eam, diin naip Damaskinos’a milli mukavemet cephesi üyelerinin maruz kaldıkları zulümleri protesto eden bir nota vermiştir. Bununla Eam, bir ay içinde beşinci defa olarak naibe teessürlerini bildirmektedir.
DİKKATLER
Futbol seyrine rağbet «hakikî spor» mudur?
Bir rekor kırılmış: Geçen hafta Fener stadındaki maçı 20.000 kişi seyrederek 15000 lira hasılat temin etmiş. Bu, elbette ticaret do. ğuran alâka bakımından faydalıdır Başka memleketlerde de mergup sayılır. Hattâ Komada bile Gladyatör seyri için halk doluşurdu.
Biz de böyle 20.000 kişilerin yalnız futbol seyrine hülya etmekle kalmayıp bizzat yaptıkları çeşitli sporlara koşuşmalarını can ve gönülden dileyon».

100 ton altın, milyarlarca kâğıt para, tablolar, sanat eserleri yakalandı
Müttefik kıtalar dün de ilerlediler, Bremen, Stuttgart, Hanover şehirleri tehlikede
Almanlar Elbe boyunda bir mukavemet cephesi kurmağa çalışıyorlar, işgal altındaki yerlerde de çete harbi için hazırlık yapıyorlar
Harabolan Alman şehirlerinden bir kaçı: Yukarıda solda Krefeld, sağda Kolonya, aşağıda solda Bttburg, sağda Worms şehirlerinin bugünkü halleri görünüyor
Paris 8 (Amerikan Harb Haberler bürosu) — Üçüncü Amerikan ordusunun 9 uncu piyade tümeni Alman -yada ileri hareketi esnasında Gota şehri civarındaki tuzhanelerde 700 metre derinlikteki mahzenlerde saklanmış olan Alman hazînesinin büyük bir kısmını ele geçirmiştir. Bu hazînede 100 ton altın, 20 milyon dolar, milyarlarca başka kâğıt para, tablolar ve sanat eserleri bulunmaktadır. Almanlar. Müttefiklerin hızlı İleri hareketi ve yollann tahrlbedllmesl yüzünden, bunları başka yere tanıyamamışlardır.
Yeni ilerlemeler
Paris 8 (A.A.) — Müttefik kuvvetler Almanya içinde ilerlemekte devanı ediyorlar, Montgomery kuvvetleri Rhln ile Berlin arasında yan yoldadır. Bu kuvvetler Rhln nehrinin 250 kilometre doğusunda Bremen’den 14. Hanover'den 23 kilometre mesafededir. 9 uncu Amerikan c-rdusu ise Ha-nover’e 12 kilometre mesafede bulunuyor. Amerikalılar Brunsvik'e doğrıı İlerliyorlar. Dün bu kesimde bir Alman karşı hücumu tard, 25 tank tah-rlbedllmlştlr.
Merkezde Lelpzlg, Nürnbcrg ve Stutgart tehlikeye girmiştir. Stutgart 2 taraftan çevrilmektedir. Yedinci Amerikan ordusu Nürnebreg'e 39. Münlch'e 150 kilometre mesafede bulunuyor.
Cenupta Fransızlar Karlsruhe'dcn llerllyerek Bretten'e varmışlardır Bu kuvvetler Rhln‘İn 40 kilometre doğusunda bulunuyorlar.
Almanlar Holanda'yı çabuk boşaltmağa çalımlıyorlar. Bir gün içinde 40 bin esir alınmıştır. Nisanın 5 günü İçinde alman esirler 146,723 tür 10 ay içinde alınan esirlerin sayısı bir buçuk milyonu bulmuştur
Elbe boyunda hazırlık
Berne 8 (A.A.) — Almanlar Bremen Ve Hamburg'u boşaltmağa hazırlanıyorlar. Almanlar Elbe boyunca bir müdafaa hattı vücuda getirmeğe çalışıyorlar.
Nevyork 8 (A.A.) — Almanların £1-
be boyunca şiddetli bir mukavemet gösterecekleri sanılıyor. Almanlar Öder ve Elbe nehirleri arasında bir koridorda kalacaklardır. Koridorun bir tarafında R uslar Berlin'e 80. diğer tarafından Anglosakson-lar Berlin'e 90 kilometre mesafede bulunacaklardır. Bir Amerikan sözcüsü: «Hiçbir şey Kızılordunun Müttefik ordularlle birleşmesine mâni olamaz» demiştir.
Almanların gizli mukavemet hazırlıkları
Londra 8 (B. B. C.l — Alman yada dün gece Hltler tarafından neşredilen bir tebliğ, Alamnların işgal altındaki topraklarda gizil mukavemet İçin hazırlıklar yaptıklarını göstermektedir. Tebliğde, İşgal edilmiş olan bölge ve şehirlerde Belediye relslerlle devlet memurlarının nazl partisinde âza olamıyacaklan bildirilmektedir. Bu suretle nazl teşkilâtlarının başına tanınmamış kimseler gelecek ve bunlar kolayca gizil mukavemet teşkll&tlyle uğraşabileceklerdir.
Nevyork 8 (A.A * — Avrupada Amerikan radyosu yorumcusu dün akşam demiştir kl: Alman ordusunun ve Alman başkumandanlığının teslim ol-mıyacaklarına dair hasıl olan kanaat gittikçe kökleşmektedir. Müttefik ordular Almanya İçinde ilerledikçe gerilerde Alman mukavemet merkezleri teşekkül edecektir. Müttefik kuvvetlerle Kızılordu birleştikten sonra bu mukavemet yuvalarını temizlemek lcabedecektlr.
Bu hal, harbin uzamasına sebebola-cak ise de, zafer daha şümullü olacaktır.
Yugoslav eski kurmay heyeti kurtarıldı
Londra 8 (3B.C3 — Almanyada Müttefiklerin İleri hareketi neticesinde esir kamplarından birçok esir kurtarılmıştır. Bunların arasında 941 de Yugoslav ordusunu İdare eden tekmil kurmay heyeti vardır.
Susan radyolar
Londra 8 (AA.) — Alman radyoları,
Müttefikler ilerledikçe yavaş yavaş susmaktadırlar. Stutgart. Darnherm, Bremen. Hanover radyoları lşltllms-mektedlr.
Çekoslovakya’nın dış politikası
Sovyetîer Birliğıle sıkı işbirliğine dayanacak
Londra 8 (R.) — Yeni Çek hükümeti dün gece bir demeç neşretmiş-tir. Demeçte dış politika hakkında deniliyor ki:
»Çekoslovak hükümetinin dl$ politikası Sevyetlcr Birliği ile kabil olduğu kadar sıkı bir işbirliğine dayanacaktır. Çekoslovakya, Sovyetîer Birliğine karşı beslediği minnettarlık hisleri dolayısile 1943 aralık ayında akdedilmiş olan muahedeyi diş politikanın temeli addeder. Çekoslovakya batı demokrasileri, bilhassa Ipgllter» İle münasebetlerin daha ziyade kuvvetlendirilmesine çalışacaktır.» Sovyetîer - Yugoslavya
görüşmeleri
Londra 8 (R.) — Reuter ajansının Belgrad muhabiri bildiriyor: Bu gece neşredilen bir tebliğe Böre Mareşal Tlto’nun Moskova'yı ziyareti Sovyct-ler Birliği İle Yugoslavya arasında siyasi ve iktisadi görüşmelere yol açacaktır.
HAFTA KONUŞMASI
Bu dünya neler görmüştür?
Yazan: Refik Halld Karay
Bugün beşinci sahifemizde
Created by free version of 2PDF
k
AKŞAM
SÜZÜN GELİŞİ
Ses dünyası
Şairler vardır, baharda ağaçlara suların hücum edişini, buğdayların, narların çatlarken çıkardıkları sesi duyduklarını söylerler. Sahiden duynrlar mı bilinmez: ama fnlr kulağı bizltm ku-lağmusa, şair gözü bizim gözümüze beıızemea. Zaten duymadığımız »«elerin mevcut olmadığını da kimse İddia etmemiştir. Bir muharririn dediği gibi gözlerimh en küçüğü de, en büyüğü de ğömıdrien Adidir. Kulaklarımı* da ancak belli başlı sesleri duyar. Bir âletle dinlemişler; karıncalar yürürken en çok gürültü eden mahlûklarmış. Değil tek karinennm çıkardığı gürültü, karınca Yuvamın ağzındaki mahşer bile bizim İçin ne kadar sessiz bir ioplantidır!
Halbuki yaşadığımız düna bir mânada ses dünyasıdır. Sessiz olan hiç blşey bu dünyaya gclmcs. Biz sesi yaintz canlı mahlûklara »ergi sanırız. Onların dışında herşey sessiz gibi görünürse de biraz dikkat herşeyin sesli olduğunu farketmeye yeter. Atın Ksi var da arabanın sesi yok mu? Hem de o ses insan sesi gibi birim İçin İmzan mânasıı, hazan mAnnlıdır. «Bir tren «sİ duymaya göreyim — İki gözüm —■ iki çeçnıe . diyen şaire hangi insan ■utku bıı kadar tesir edebilirdi?
Hava her zaman bire sesini duyurmuyor. Ama yüksek perdeden tutturunca onun sesini hepimiz tanırız. Bizi kâh memnun •der. kâh korkutur. Taş sessiz midir? Kendi kendine dururken aed nasıldır bilmiyoruz; bize daima susarmış gibi görünüyor. Sofini ancak yuvarlandığı, yahut bir yere vurulduğu raman tanını. Bardak sesi, tencere sesi, çıngırak sesi nedir?
Onun İçin şairin arada bir cansıs şeylere, masaya, sandalyeye, hattâ şair Oktay Rlfat gibi kendi ceketine, canlı İmiş, sesli BRİf, konuşurmuş gibi hitabe tine sinde bir gariplik yoktur. Belki de onlardaİd hayat içlerinde sakladıkları ses böynncfldır.
' Şevket Rado
Cumhur
Almanya’daki tebaamız
Viyana muharebesi
şiddetini arttırdı
Sokaklarda çetin savaşlar oluyor. Oder’den Berlin istikametinde büyük bir Sovyet taarruzu bekleniyor


Manto mu, kömür mü?
Bu yüzden karı koca arasında kavga çıktı
îzmirde belediye faaliyeti
Bahrimi;; üçüncü sulh ceza mahkemesinde dün. garip bir karı koca ' kavgasının duruşması yapılmıştı!.
Dentayoiları idaresi memurlarından Fahri adında birinin eşi Naciye, dün sabah gazetelerde memurlara bir maaş tutarında ikramiye verileceğini okuyunca kocasına müjde vererek •Eli artık bir mantoyu hak ettim.» demiştir. Kocası cevap vermiş.
— Olamaz... Odun ve kömürü kışa bırukmıyıılu» da yazdan alalım
Kadın manto, erkek odun ve kömür diye tutturmuşlar ve bu suretle baş-lıyan münakaşa biraz sonra kavgaya dönmüştür. Fahri «Sen mantıdan evvel temiz bir dayağa lâyıksın» diyerek karisini dövmüştür
Cikrmü meşhur kanununa göre yapılan duruşmada Fahrinin karısını dövdüğü sftblt olmuş ve 20 lira 10 kuruş para cezasına mnhkflm rftlmfş-
Halkapınar bataklığı 200 bin liraya kurutulacak
Ar. kar a a (Telefonla) — Cumhur Başkanı ismet İnönü, yanlarında rc-flluUan Mevhlbe Iııcn a ile Başbakan B. Şükrü Saraçoğlu olduğu halde dün 1 Mayıs stadyonnınu şereflendirerek Ankara - İstanbul karma takımlarının maçını seyretmiştir
İnönü gece de konser ra tu vara gelerek yanında Maarif Bakanı B Ha* «an Âli Yücel olduğu halde verilen kon^rl dinlemiştir.
Devlet demiryolları hesbına tahsil gören talebe
Aıjkara 8 (Telefonla) — Devlet Demiryolları umum müdürlüğü, yüksek tahsilli teknik eleman yetiştirmek uztre Teknik üniversitede 20, İstanbul Teknik okulunda da 40 talebeyi idare hesabına tahsil ettirmektedir
Öğrendiğime göre 1942 yılından evvel »pya sonra ecnebi memleketlere 83 talebe gönderilmiştir Cer, yol ve malzeme dairesi hesabına tahsile gönderilen bu talebelerden otu2 üçü Almanya’da otuzu da İsviçre’de okumaktadırlar. Almanya’daki otuz üç talebemizin hâlen tsvlçreyc getirildiği ve tahsillerine orada devam ettikleri haber verilmektedir
Cer. yol ve malzeme dairesi reisliği, yabancı memleketlerde tahsil ettirmek üzere 50 talebe daha hazırlamaktadır.
Ankara 8 (Telefonla) — Aimanya-ılakl Türk tebaasının getirmekte olan İsveç vapuru Port Saitten hareket »t-mlştLr. Bu vapurun snlı sabahı t-.taıı-bul Umanında bulunacağı öğrenilmiştir.
öğrendiğime göre memleketimize gelecek Tıirk tebaasına mukabil burada enterne edilmiş olan Almanlar memleketlerine iade edilecektir. Fakat burada kamplarda enterne edilmiş olan Alınanlardan yüzde ellisinin Almanya'ya dönmek istemedikleri söylenmektedir. Bu takdirde gitmek lstemlj'enlerln enterne durumları devam edecektir.
Paris 8 (AA.) — Viyana'nın balı ve cenup mahallelerinde kanlı ve şimdiye kadar görülmemiş şiddette çarpışmalar oluyor. Viyana'nın müdafaasını üzerine almış olan 3 Alman tümeni İnatla çarpışmaktadır. Sovyet kuvvetleri dün bu bölgede 3 dış mahalleyi ele geçirmişlerdir.
Bala ton gölü kesiminde 11 Alman zırhlı tümeni Tolbukln ordularının İleri hareketini durdurmaya çalışmaktadırlar. Bu kesimde 200 kilometrelik bir cephe üzerinde İlerlemeler kaydedilmektedir.
Londra « (AA,) — Viyana muharebesi en şiddetli safhasına girmektedir. Sokaklarda çetin savaşlar oluyor. Almanlar her evi müdafaa ediyorlar. Viyana radyosu şehrin Sovyet topçusu tarafından dövülmekte olduğunu bildirmiştir. Stcphan kilisesi, belediye binası, milli tiyatro Schön-bnın sarayı hasara uğramıştır. Viyana şehri üç taraftan kuşatılmıştır.
Memurlara yardım kanunu tasarısı tetkik ediliyor
Ankara 8 (Telefonla! — Memurlara bir maaş nispetinde yapılacak yardım kanunu tasarısı Büyük Millet Meclisi bütçe encümeninde tetkik edllmtktedlr. öğrendiğime göre memurlukları bir seneyi doldur m iyonlar bu yardımdan istifade edemlyecek-lerdir Yardımın nisan ayı İçinde yapılıp yapılmaması hakkındaJri karan Bakanlar Kurulu vereceğinden yardımın bu ayin on bejinde yapılacağı etrafındaki haberler şimdilik bir tahminden ibarettir.
Ankara’da bir ticarethane yandı
Ankara 8 (Telefonla) — Dün öğleden sonra burada adUye sarayrkarşıcında Sakarya apartmanının altındaki Eyüp Sabrl tuhafiye ticarcthı-nesindc yangın çıkmıştır. İtfaiye ge-lLnciyc kadar mağazadan mal kurtarmak isti yen mağaza sahibi Eyüp Star)kızı Sabahat tle İki oğlunun eller! ve vücutlarının muhtelif yarleri yanmıştır, itfaiyenin çalışması sırasında da bir polis memurumuz yaralanmıştır Mağazanın İçindeki mallardan bir kısmı kurtarılmış İse de bir çoğu ve mağazanın üstündeki gömlek atelyCri yanmıştır.
Yangm bir aralıg yanındaki 248 numaralı mağazaya sirayet etmek İstidadını göstermişse de İtfaiyenin gayreti İle bu tehlike önlenmiştir. Yangının sebebi tahkik edilmektedir.
Ankara’da bir çiçekçi Milli korunma mahkemesine verildi
Ankara 8 (Telefonla) — Burada Bankalar caddesinde çiçekçilik yapan Yorgi Sabunc&kis, İtalya'dan getirttiği uç çam fidanını müfterisine satmadığı için milli korunma mahkemeline verilmiş ve mahkemece yapılan Hk duruşmasını müteakip Yorgi Sa-buncakls hakkında tevkif karan ve-rtlmlştlr. Muha^'u, sanıkın id Bası üzerine bazı ruşturmalar yapı maaı »çln başka «üne bırakılmıştır
Ankara’da Kızılay
balosu
Ankara 8 (Telefonla) — Dün
şom Ankara Palas salonlarında, verilen Kıaılay balosu çok parlak olmuştur. Bayan İnönü'nün şereflendi! dlği bu baloda Bakanlar Millet Vekilleri .
ve şehrimizin (anınmış aileleri hazır nayet excrl olup olmadığını araştın- j hakeme edebilmek üzere hudut dışı bulunmuştur. [yortar. j edilmesini Isttycccktir.
Memurların yabancı dil imtihanları
Ankara 7 (AA.) — Maarif Bakanlığından bildir ilm iştir:
1 — Devlet memurları ile bankalar dorlet kurumlan memurlarının 36oC ve 3659 sayılı kanunlara göre yapılan yabancı dil İmtihanlarına girmek İsliye nlerİn bağlı bulundukları daire ve kurumlara bu ay İçinde müracaat etmeleri lâzımdır İmtihanlar aşağıda bildirilen tarihlerde Ankara ve İstanbul'da yapılacaktır.
2 — Bu İmtihanlara Jstc-kll olantaı İçin 10/K/İMO tarih Ve 2/14517 say») Bakanlar Kurulu kararındaki formüle güre hazırlanan belgelerin Bakanlığımıza gönderilmek Üzere en geç 7 mayıs 1945 tarihinde postaya verilmiş olması lâzımdır.
3 — Yalnız bir yabancı dilden İmtihana girecekler için 21 mayıs yazılı, 24 mayıs söslü, iki yabancı dilden İmtihana girecekler İçin 21 ve 22 mayıs yazılı, 24 ve 25 mayıs sözlü imtihan günleri olarak tcsblt edilmiştir.
4 — Bağlı bulundukları kurlunca talepnameleri Bakanlığımıza gönderilmiş olan namzetlere. Bakanlığımızca lıcr hangi bir tebligat yapılmı-yacağmdan, imtihan günleri saat 9 da imtihan yerlerinde bulunmaları lâzımdır.
5 — İmtihanlar Ankara'da dil ve tarih - coğrafya fakültesinde, İstanbul'da üniversitede yapılacaktır. İmtihanlara sabah saat 9 da başlanacak Ur.
ak-
San Francisco
konferansı
Müzakereler acelesiz yapılacak
Avusturya'ya giden Sovyet kıtalarının sol kanadı Kalya hududundan 120 kilometre mesafede bulunuyor.
Nevyorg 8 (A.A.) — Moskova'dan gelen haberlere göre Ruâlar Öder nehrinden Berlin'e doğru büyük bir taarruza başlamak üzeredirler. Sovyet tebliğinde bu hususta malûmat yoktur. Mamafih Gubcn ve Görlltz kesimlerinde büyük kuvvetler toplan-1 dıgı anlaşılmaktadır.
Nevyork 8 (AA.) — Moskova'da bulunan Amerikan harb muhabirlerindin biri şu telgrafı göndermektedir -İlkbahar geldi. Fakat Moskova' da havalar hâlâ soğuk gidiyor. Buranın askeri mahfilleri Öder cephesinden bugünlerde çok mühim haberler geleceği kanaatindedir.
Alman hava kuvvetleri Öder semalarında faaliyete geçmişler ve Sovyet hazırlıklarını baltalamaya çalımışkırdır. Büyük hava çarpışmalarında Almanlar 150 UÇûk kaybcUnlşlerdlr.>ı
i yolu . Fethi adında biri, bir müddetten beri g.’ie-nıedliğ eski metresi Hamiyeti yanında bir erkekle yolda ilerlediğini görmüş ve bıçağını çekerek hiddeti. erkeğin sırtına saptamıştır. Hamiyet «Aman ne yapıyorsun O benim oğ-tümdür.o diye bağırmış İse de Fethi bu defa Hamiyete saldırmış kadının Üst dudağını ısırarak koparmıştır. Yaralılar tedavi altına idinmiş! ardır. Fethi yakalnnara'- »dhv»ve tealim 1 edilmiştir.
750 teneke zeytinyağı
Tramvay duraklarındaki parmaklıklar meselesi
Tramvaylardaki izdihamı önlemek için duraklarda yaptırılacak parmaklıklarla, bu hususta alınacak diğer tedbirler bir rapor halinde Tramvay İdaresi tarafından Belediyeye bildirilmişti. Belediye bu raporu şehir etlik mütehassısı B. Prost’a vermiştir. B. Prost hazırlanan plânların tatbik imkânı olup olmadığını tetkik etmektedir. Prost’un tetkikleri sona erince durakların yapılıp yapılmıyacağı kati şekilde belli olacaktır
Vaşlngton 7 (AA.) — Amerika Hariciye Bakanı M. Stettlnlus, San Francisco konferansında müzakerelerin acelesiz yapılacağını ve her murahhasın her hangi bir şey üzerinde İstediği kadar, saatlerce, günlerce söa söyllyeblleceğlnl belirtmiştir.
M. Stettlnlus, San Francisco ken-feransının, Dumbarton Oaks teklifleri esası dahilinde bir dünya teşkilâtı paktı üzerinde anlaşmak için Birleşmiş milletlerin toplantısı olduğunu söylemiştir.
Bir gazeteci. San Francisco konferansında. Amerikanın veya Dumbarton Oaks konferansına Iştirâk etmiş olan dört büyük devletten her hangi birinin, konferans tekliflerinin tâdilini İsteyip istemlyeccğlnt sormuştur. M. Stettlnlus, buna »Evet> cevabını vermiştir.
Rus - Japon tarafsızlık paktının Sovyet hükümeti tarafından feshi hakkında M. Stettlnlus demiştir Rl: «Amerika hükümeti, bu gelişmeyi sevinçle karşılar ve bundan çok memnundur.»
Londra’daki Polonya hükümeti 2 müşahit gönderecek
Londra 7 'A A.) — tondradaki Polonya hükümeti San Francisco konferansına iki müşahit göndermeğe karar verdisini bildirmiştir.
Yere gömerek »aklayanların muhakemesine devam edildi
ve
Süleyman. Cevat. Mehmet Ali . Hüseyin adlarında dört kişi 75o teneke Zeytinyağını depolarının bir yerine gömerek üstünü çimento Ue sıvamak suretile saklamışlardı. Milli korunma mahkemesinde dün duruşmaya devam edilmiş ve şahit olarak dinlenen milli korunma kontrolörlerinden B. Cahit 750 teneke yağı, üzeri çimento lie örtülmüş olarak toprağa gömülü vaziyette bulduklarını ve buna göre zabıt tuttuklarını söylemiştir.
Duruşma, savcının mütalâasını bildirmesi için başka güne kalmıştır.
İçtimaî muavenet dairesi reisi İzmite gitti
Şehrimiz hastanelerinde incelemeler yapmakta olan Sıhhat ve İçtimai Muavenet Bakanlığı içtima! Muavenet dairesi reisi Dr. B. Celâl Otman. yaptırılacak olan İzmit memleket hastanesinin yerini ve plânlarını görmek üzere İzmite gitmiştir. Dr. B. Celâl Otman. bugün Yalova kaplıcalarını görecek, parar)»* efmü şehrimize dönecektir
İzmir (Akşam» — Belediye meclisi Önümüzdeki yedi aylık devre bütçesi üzerinde görüşmelere başlamıştır. Bütçe 1,380,614 lira olarak tesbit edilmiştir. 929 yilmda İzmir Belediyesinin akdetmiş olduğu İki milyon liralık istikraz, artık tarnnmlyle ödendiğin-edn her yıl bütçesine, bu borç karşılığı ve faiz için konulmakta olan 150,000 lira, yeni bütçeye konulmamıştır. Buna mukabil Haikapınar bataklığının kurutulması amelimin! tamamlamak maksadlyle 945 senesine şamil olmak iizere 20u,OöO kustu liralık taahhüde girilmiş olduğundan bütçeye 100.000 Uralık ödf-nek koırıl-muştur.
Belediye reisi B Reşat LeOleblct-oğlu. Belediye meclisinin ıl« tapianlasın da demeçte bulunarak demiştir ki-
- Önümüzdeki sonbaharda müteahhit işini bitirecek ve çor ümlk olunur ki bu yıl Haikapınar bataklığı kurutulacaktır. Yolların tamir v« ıslahına yetecek ödenek de bütçeyi konulmuştur Fakirlere nâç yard’mt ve sıtma savaşı için lüzumlu eleman, mazot ve diğer sarfiyat göz tSnüııd» tutularak biıteeyt ilâveler yapılmıştır. Sıtma Ue yapılacak esaslı mücadele neticesi olarak İyi sonuçlar a'ı-nacağı Ümit ediliyor.
Belediye reisimiz, şehrin İmar işlerin! hızlandırmak İçin gente hareketlere girişilmesini de muvafık görmektedir. İzmir İmar plânıntn bir an evvel tahakkukunu temin maksadıy-le tedbirler alınmıştır Bu maks.tla Belediyede venl bir İmar bürosu kE> rulacak ve hazirandan itibaren faaliyete geçecektir
Belediye, harb sonrası devreslnda girişeceği mühim İşler?, hamlelerle başlamak üzere tedbirlerini tamamlamakta ve plânlar hazırlattırmakta-dır. İzmirln şehir oteline (Jan büyük ihtiyacı malûmdur. Bu oteli» mevcut plâna göre inşasına girişil*, çektir. Alsancak semtindeki BeledL-yo arsalarından birisi üzerinde inşa edilecek büyük bir binada Bele'İyenin sağlık, zabıta ve varidat müdiir» lükleri teşkilâtı birleştirilecek ve faaliyete geçilecektir.
Belediyemizin ayrıca 420.000 ür« İhtiyat para/ı vardır. Harb sonrac devresinde tzmlrln çehresini değişti» rc-cek birçok güzel ve faydalı l.şlerğ girişilecektir.
O Û_ c\ı
o
o
■ğ
0
> 0 p
■o
0 ra
2 U
Antitoroslarda maden araştırmaları yapıldı
Adana (Akşam) — Ant! Toroslar» dan zengin yeraltı servetleri üzerinde aramalarda bulunmak üzere An-karadan 30 kişilik bir fen gurubu şehrimize gelmiş vc tetkiklerde bu.-
b lunmafc üzere Osmnnlyeve gitmişti».
Çocuk İLSirgeme kurUmU-| öğrendiğime göre, incelemeler., başLayan heyet müspet neticeler elde etmiştir.
Kadın meselesi
Bîr genç, içki içerken arkadaşını öldürdü
Mareşal Petain’in yargılanması
Paris 7 CA.A.1 • Adliye Bakanlığı memurları, mareşal Petaln'ln Alamn 2aferjnl samimiyetle Jstlyen bir faşist olduğu için yargılanacağım söylemekte ve Petaln'ln Fransndaki evinde bulunan nazl şeflerine yazdığı mektupların birinde. Petain, İngiliz vs Amerikalıların Fransız harb birliklerinden faydalanmalarına mâni olduğundan dolayı amiral Delaborde'u tebrik etmektedir. Diğer bir m ktu-bunda da İngiliz hücum birliklerinin çıkarma teşebbüsüne mâni olduğundan dolayı Dleppc nazl komutanını tebrik etmektedir.
Adliye Bakanlığı çevresinde söylenildiğine göre, Petalıı harbden evvelki gizil faşist cemiyetinin üyesiydi
Paris 8 (A.A.) — Halen Almanya’da bulunan Pftaln yaşı ve maluliyeti göz önünde tutularak kendisine ve zevcesine sığınma hakkı verilmesini îsvlçveden İstemiştir.
Söylenildiğine göre, eğer Pötaln’e
Feyzi, Sadık, İhsan vc Sefer adında dört arkadag evvelki gece beraberce Bcyoğlunda bir bara giderek İçmeğe başlamışlardır. Fakat bu arada Feyzi He İhsan bir kadın meselesinden dolap münakaşaya tutumıışlardır. Feyzi tabnneastnı çekerek thran'ı tehdit etmiştir. İhsan -Dağ başındı mıyız. Tabanca çekmek ne oluyor» demiştir, thsonın bu sözüne kızan Feyzi elindeki tabancanın tetiğine dokunmuş ve çıkan, kurşun İhsan'ın sol memesi altınn isabet etmiştir. Kanlar İçinde yere yuvarlanan İhsan derhal Beyoğlu hastanesine kaldırılmış ise de hayatını kurtarmağa imkân hasıl olamamıştır.
Feyzi, hâdiseyi müteakip bardan kaçmak İstemişse de. tabanca sesi üzerine yetişen polisler tarafından hem(n yakalanmıştır. Feyzi bugün, tahkikat cvraklle birlikte ndllyeye teslim edilecektir.
nun senelik kongresi
Dün Eminönü Halkevlnde çocuk esirgeme kurumunun senelik kongresi yapılmıştır. Kurum başkanı kongreyi açtıktan sonra kongre reisliğine B. Zühtü Çubukçuoğlu seçilmiştir.
İdare heyetinin senelik raporu okunmuş ve umumi heyet toplantısın da iesbit edilen 12 maddelik dilekler üzerinde İdare heyetinin çalışmaları belirtilmiştir. Bu dilekler arasında Fakir küçük çocuklara süttozu, çeker Ve pirinç verilmesi olduğu halde bunların maddi imkânsızlıklar dolayısile yerine gctirilemedlği tebarüz ettirilmiş sonra serseri çocuklar meselesinde bunların zirai teşkllştta veya sına! milcsseselerde çalıştırılmaları hususunda, neticeye varmak için An-karada hükümetin 22 klşUlk bir komisyon toplantısı ve çalışması yaptırmakta olduğu bildirilmiştir.
Okunan senelik masraf ve varidat raporunda masrafın 187.445 gelirin İse 256.111 lira olduğu anlaşılmıştır. Söz alan Eminönü Çocuk esirgeme kurumu kaza başkanı Dr. Salim Ahmet kozası dahilinde kurumun yaptığı faaliyeti belirtmiştir. Bazı Azalar da genel toplantıda karar altına alman fakat sonradan maddi imkânsızlıklar dolayısile tatbik mevkiine konulamıyan kararların bu sene yapılması hakkmda dileklerde bulunmuşlardır.
Müteakiben idare heyeti ye merkez kongresi İç ta seçim yapılarak kongreye son verilmiştir.
Koyun derisi stoku artıyor
Şimdiye kadar Mezbahada kesileli koyun derilerinin büyük bir kısmı bif deri şirketi tarafından mubayaa edilmekte idi. Fakat bu derilerin Ihrace-dilememesi yüzünden, dert Batleri bir hayli düşmüştür. 8-9 aydır yabancı memleketlere gonderilemlyen deriler fazla miktarda birikmiş olduğundan, bundan sonra bu şirketin de mûbayaa yapamıyacağı anlaşılmıştır. Her nf kadar kesilen korunların derilerinin bir kısmı memleketimizde isleniyorsa da İşlenen miktar umumi yekûna nazaran azdır. Bundan sonra Mezbahada kesilen koyuntann derileri sahiplerine verilecektir.
Ağaca asılı ceset
Adana (Akşam) — Pazar günü ava çıkan Bugün gaaetcsl cetvel kı mı baş mürettibl tarafından Kuralar-bucağı köyü yakınlarında ağaca asılı bir ölü görülmüş yc vaziyet polise haber verilmiştir. Hâdiseye el koyan yarsıvcilardan B Kftmran Gilralp ölünün hüvlvctlnin tesbitine çalışmaktadır, ____________ _=_______________
Adliye vc polis, bu Ölümün bir el-, bu hak vcrlKcek olursa Fransa, mu-
Anadolu ajansı muhasebe müdürü B. Necip vefat etti
Anadolu Ajansı İstanbul mümessilliği muhasebe müdürü B. Necip Se-Inm’ın dün gece sabaha karşı vefat cttlğ! teessürle haber alınmuştır. B. Nıcip hoş sohbet, zarif bir rattı. Muhtelif imzalarla bir çok yazılan vardır. Cenazesinin nereden ve ne Ün kaldırılacağı henüz kararlaştırıl-ı mnmıştır.
Dr. Osman Şerafeddin bu sabah vefat etti
Ouraba hastanesi intaniye hastalıkları şefi bakteriyolog Dr. Osman Şerafeddİn Çelik, bir mûddcttcnberi devam eden hastalıktan kurtulamı-yarak bu sabah evinde vefat etmiştir. Cenazesi yarin fele namazından sonra Bayeaıt camiinden kaldırılarak Edimeknpı şehitlik kabristanına def-necülccektir.
_ -
BORS A
7/4/1945 fiaüeri
Londra üzerine 1 sterlin 5.21
Nevyorir üzerine 100 dolar 130.50
Cenevre 10(1 İsviçre Fr 30.3258
Madrid üzerine 100 pezeta 12.8Ş
Stokholm üzerine 100 kuron 31.1328
ESHAM VE T.AHVİt.İT
Ergani % S 1933 25.25
İkramlyeli K 5 933 as.—
% 5 ikramlyell M- M. 22.40
«4 7 MÜH Müdafaa 19.80
MIHI Müdafaa 2 19.20
Milli Müdafaa 3 19.23
Sivas - Erzurum 1 19,60
Sivas - Erzurum 2-7 19.70
7 19-11 0 Y 1 19.70
1941 Demiryolu n Î9.28
1941 Dvmirvolu in 2010
1941 Demiryolu % 5 9d -
Analodu D Yolu 'S 80 34 —
Suriye kabinesi
Beyrut 7 (A.A.) — Dün. İstifa etmiş olan Suriye Başbakanı Ftıris - el -Huri yeni bir hükümet, kurmağı kabul etmiştir- Bugün Suriye Cumhur Başkamna yeni arkadaşlarını!. Listesini tevdi etmesi beklenmektedir.
Anadolu tahvili I - II Anadolu Mümes.
Merkez Bankası
T. İş Bankası nama T. Iş Bankası ham.
Aslan Çimento
BOKSA DIŞINDA
Reşadiye altını Gulden Külçe altın Dit gramı
8 Nisan 1945
AKŞAM
f
AKŞAMDAN AKŞAMA
Türkçenin zengin kalması ve daha zenginleşmesi için
Hepimiz, Türkçenin zenginletmesini istiyoruz. Biliyoruz ki, İngilizcenin beher yüz kelimesi karşılığında Osmanlıcada yetmiş beş kelime bile yûktıi. Bir takım otların, kuşların, ağaçların, vidaların mukabilinde eski lügat-!ar .Tiirkçe kelimeleri yazacak yerde, «bir nevî ot», «bir nevi kuş», «bir nevi ağaç», «bir nevi dişli vida., demekle iktifa ederler-di. Sebebi, meselâ Şemseddin Sami’nin bunu bilmemesi değildi. Türkçede onların karşılığının olmamasıydı. Olması lâzımdır
Böyle maddi şeyler yine neyse: Ya pek muğlâk olan yeni medeniyet mefhumlarına ne buyurulur? Kimi türlü psikoloji, kimi sosyoloji sahasında: ve her gün tiirlii türlüsü türeyor, iireyor.
Osmanlıca, kendi mihanikiydi içinde bocaladı, durdu: «Sayru-ret>. gibi, «mefkûre» gibi sözjler Arap köklerinden yaratıldı. Fakat edebiyat dili ile konuşma dili kat-laşmış bir haldeydi. Zevkle-timiz, te'âkkilerimiz, yeni icatları: .gayri menus! İstanbul şivesinde bunlar yok! Biz ancak duyduğumuzu yazarız!» diye reddediyordu.
Derken yeni ve saf Türkçeci cereyanlar başgösterdi. Bunda başlıca iki prensip rol oynadı:
1 — Yeni bir fikri ifade etmek lâzım geldi mi. artık Ziya Gökal-pin yaptığı gibi «mefkûre» demi-yeceğiz. Bunu, ya «ideal» diye beynelmilel lûgatçeden seçip alacağız. Yahut da, öz Türkçesini yaratmağa savaşacağız: »Ülkü» diyeceğiz. Tabiî, asıl gayretimiz arsıulusallan Türkçe ve doluşturmak olmıyacak. Türkçe kök ve ek’leri dirilteceğiz. Eski Türk müelliflerinin tecrübelerinden istifade edeceğiz.
Dil kurultaylariyle yarı resmileşen bu gayret, hâlâ hızını tavsatmadı. Anayasa kelimelerinin değişmesi bu merdivenin son basamaklarından — hattâ sahanlıklarından — biridir Maarif sistemimizin yeni terimleriyle öğretim yapması diğer koskoca bir sahanlıktır,
Tabiatiyle, bütün bu haller, gündelik yayıma da etkisini yapıyor. Hattâ münevverlerimizin ve yavaş yavaş halkımızın konuşma dilinden «yukarıdan aşağıya doğru bir tesir» görünüyor. Evlerde çoluk çocuğumuzla konuşurken «durum, önem, iyimser, haşarı., gibi sözleri kullanıyoruz. Arapça ve Farsça lûgatlar nasıl «yukarıdan aşağıya bir tesirle» dilimize vaktiyle girdi ise, şimdi de, birçok öz Türkçe kelimeler, münevverlerin dilinden halkın diline giriyor
«gayri menustur, kullanmayız!» ananesinin önüne geçilmiştir. Bu, iyi bir şeydir. Şayet eski usul devanı etseydi. Türkçenin sınırları: katılaşmış kalacaktı. Zenginleşmesine imkân kalmıya-çaktı. Şimdi ise, bir taraftan Türk asıllı sözler, bir taraftan enternasyonal kelime ve tâbirler kazanıyoruz.
2 — Tarihimizin bize mal ettiği bir sürü Arap ve Fars asıllı ve halkın alıştığı kelimelere dirsek çe- irmek,
Jlu ikinci yolu tam ve kati bir kararla tutturmasak bile, birinci prensipin tesiriyle »ster islemez ona hemen hepimiz sapıyoruz;
Kalemimizin . ucuna meselâ «rayiha» geliyor. Bunu «güzel koku» ile değiştirmenin çaresine bakıyoruz. Bütün diğer dillerde Olduğu gibi Osmanlıcada türlü türlü kokuları ifade eden şu kelimeler vardı: Rayiha, nükhet, şe-mim, bu. (muattar) ıtr, taaffün; ufunet..
Şimdi etimizde bir «koku» kaldı... Misk midir, pis midir farke-d ilmiyor... Yavaş yavaş parfön’ü benimsiyoruz. Fakat «nükhet, gemim, bû, ıtr» hepsi öldü, «Taaffün ve ufunet» i hâlâ kullanmak mümkündür. Fakat onlara da âdeta kasdetmişçesine, kalemimi-
• ziıı ucuna her gelişte, silk, at...
Bence, her münevverin kalbinde bir «yeni kelimelerle Tiirkçeyi zenginleştirmek» gayreti gibi «tarihimizden doğma ve hâlâ hayattaki kelimeleri yaşatmakta devamla Tiirkçeyi fakirleştirmekten korumak., gayreti de yer tutma-lıdır.
(Vâ - Nû)
i [ŞEHİR HABERL~E~RI
Yunanistana balık ihracı
Millî Piyango çekildi
Turizm konferansı
T

Havagazından zehirlenenler
Saiıife 3-
--------
«Birleşik belediyeler» tiyatrosu
Türk - Yunan ticaret muahedesinin imzasından sonra kabil olacak
17122 numaralı bilet
50 bin lira kazandı
Yunanlstana balık İhracı yüzünden başgösteren müşkülleri anlatmak vc bir hal çaresi bulmak üzere Ankara-ya İkinci detyı giden Balıkçılar cemiyeti reisi B. Yusuf Yararın reisliği altındaki heyet, dün sabah İstanbul» dönmüştür
Heyet, Ankara da bulunduğu müddet zarfında Maliye ve Ticaret Bakanlıkları İle temas etmiş, bu aylarda taze balık alıcısı olarak meydana çıkan Yunanlstana balık gönderilmediği takdirde torik ve palamutların denize, döküleceği, bu semt kaynağımdan bu suretle faydalanmak İmkânının ortadan kalkacağı İleri sürülmüş İse de müspet bir neticeye varılamamıştır. Maliye Bakanlığı, satılan balıklara mukabil mal ithal olunamadığı takdirde karşılığının döviz ile ödenmesi imkânlarını aramış, fakat şimdilik buna da imkân bulunamamıştır.
Yunanlstana balık ihracına başlanabilmesi ancak Türk - Yunan ticaret muahedesinden sonra kabil olacaktır.
Milli piyangonun 1 nisan 1045 çekilişi dün Ankarada Serglevinde saat 13.30 da yapılmış ve çekilişi kalabalık bir halk kitlesi taklbetmlştlr.
Bu çekilişte İkramiye kazanan marsları aşağıya yazıyoruz:
50.000 lira kadanan numara 017122
20 000 lira kazananlar
277104 343183
10.000 lira kazananlar 129489 210212 214357 360127
5.000 Ura kazananlar
001260 038911 0G09G0 088902 128537
195920 231290 244801 265930 334875
2.000 llra kazananlar
022182 027704 040894
075318 086192 091593
097665 127000 127241
161877 163071 170784
197944 205512 212163
251572 261616 273358
282055 288320 318997
368586 370155
Kahirede toplanacak konferansa B. Hüsnü sadık gitti
Savcı, Yedikule havagazı şirketi müdüriyle arkadaşlarının tecziyesini istedi
nu-
sonrası turizm hazırlıklarını etmek gayeslle ve Türklyenln bir turistik merkez olmasına Türkiye, Avrupa, Orta Şark
Dün Kadıköy Halkevi kortunda nihayetlendi
014948 016061
051006 070524 095193 097199 151320 157398 178998 193912 237389 238347 273728 274867 3311691 362691
1.000 llra kazananlar
------ ------ ------ 012108 012680 026786 0’5020 073873 078580 090583 09’374 108612 119862 149282 119512 165893 167707 193179 209862 220764 226587 251330 253154 273704 276910 2R6990 288892 300127 312878 342207 343792 361265 367561 381113 388412
500 Ura kazananlar
Son dört rakamı (3705, 5691, 7893) İle nihayet bulan 120 bilet..
100 lira kazananlar
Son üç rakamı (394, 771, 997) nihayet bulan 1200 bilet.
10 lira kazananlar
Son İki rakamı (23, 70) Ue nihayet bulan 8000 bilet.
3 Ura kazananlar
Son rakamı (31 İle nihayet bulan 40.000 bilet ikramiye alırlar.
50,000 lira büyük İkramiyeyi kazanan 017122 numaralı bilet İstanbul'da Dördüncü vakıf handa Millî piyangonun resmi gişesinden satılmıştır.
20.000 liralık ikramiyeleri Kazanan 277404 ve 343483 numaralı biletler İstanbul ve Zonguldak'a satılmıştır.
10.000 er lira ikramiye kazanan biletler Bursa, Gelibolu, Kastamonu, Artvin, Zile, Gebze, Kızılcakçak ve Paluda satılmıştır.
5.000 lira İkramiye kazanan biletlerden 5 tanesi İstanbul, 2 tanesi Adana, birer tanesi Ankara, İzmir,
001154 007973 012869 022929 047688 0İ769R 082738 086160 094186 091950 120523 142797 155473 1579’7 173745 179858 217565 218881 229725 240524 258404 265741 278752 280902 290872 292197 316346 321053 347186 352895 369089 37136R
008968 023217 071779 088733 (199839 147576 161534 191519 219740 245777 279051. 281177 297164 323258 358922 376451
392981
Harb tanzim mühim binaen ve Amerika arasındaki seyehatlerl kolaylaştırmak bakımından ehemmiyeti haiz bir konferans toplanacaktır. Konferans ajan 15 inde Kahirede büyük Amerikan - İngiliz - Fransız şirketlerinin şark mümessillerinin lş-tirakile başlı yacak, komşu memleketlerle diğer Avrupa ve Amerika memleketleri arasında kurulacak yeni hava hatları seyahat ve bilet kolaylıkları meseleleri görüşülecektir. Bu konferansta bulunmak üzere Beynelmilel yataklı vagonlar ve Kook şirketinin Türkiye mümessili Hümü Sadık Kahireve gitmiştir.
Posta ve telgraf memurları sanatoryumu
P. T. T. İdaresinin kendi memurları için bir sanatoryum tesisine karar verdiğini yazmıştık. Sanatoryum için Erenköyünde bulunan bir köşk İlgililer tarafından gerilmişse de elverişli görülememiştir. Bu maksatla başka binalar gözden geçirilecektir.
Fındık fiatı
Tenis sevenlerimiz arasında büyük j bir merakla beklenen Türkiye kapalı saha tenis birincilikleri dibi Kadıköy Kalkerinde nihayetlenmlş ve hu su- ' retle kış mevsiminin tenis turnuvası1 başarılı bir şekilde bitmiştir. Filimi Kızıl’ın da oyunlara İştiraki maçları çok heyecanlı şekle sokmuştur. Bütün oyuncularımız kendilerinden beklenen oyunlarını göstermiştir. Bilhassa An karanın genç ve kabiliyetli oyuncuları Nihat Görgü ve Nejat Balkan çok temayüz etmişler ve seyircilerin takdirlerini kazanmışlardır.
Dün yapılan finallerde Fehmi Kızıl - Krls karşılaşmasında Fehmi Kızıl tekler şampiyonu, Vedat Abut, , Fehmi - Davlt. Beliğ karşılaşmasında da Vedat Abut çifti çiftler şampiyonu oldu, _____________
Evkaf binalarının tamiri ı
Evkaf İdaresi son zamanlarda şehrin muhtelif yerlerinde İdareye ait kirada bulunan binaları tamir ettirmeğe karar vermişti. Bu binalardan çoğunun şehrin ana caddeleri üzerinde bulunmaları ve bugünkü . bakımsız ve harap durumlarile şeh- : rln güzelliğini bozduğunu göz önüne almış olan İdare, evvelâ Babıâll caddesinde İstanbul Kız lisesi yanında set üzerindeki 5 binanın tamirini ya-| Eskişehir, Trabzon. Kütahya, Antal-pacaktır. Bu binaların tamirini mü- [ ya, uşak. ‘Aksaray. Burdur, Tavşanlı,
120 kuruştan 107 kuruşa düştü
ile
taakıp diğerlerinin tamirine geçilecektir, _________
Tramvaya atlıyanlardan ve yere tükürenlerden 25 lira para cezası alınacak
Yürürlükte bulunan Belediye zabıta talimatnamesinin bugünkü İhtiyaçları tamam olarak karşılıyama-dığı göz önünde tutularak yeni bir talimatname hasırlanmaktadır. Yeni talimatnamede cezai hükümlerin şld-detlendlrllmekte olduğu ve tramvaydan atlamak, yere tükürmek gibi suçların 25 llra para cezaslle cezanlan-dırılacağı söylenmektedir.
Beyaz peynir fiatleri düşüyor
Beyaz peynir flatlerl son günlerde uctızlamıştır. 33 liraya satılmakta olan beyaz peynir tenekesi şimdi 27.5 liraya verilmektedir. İlgililer bu sene peynirin bol olduğunu, tam yağlı olanların geçen yıla nazaran daha fazla getirildiğini söylemektedirler. Elde geçen seneden kalma beyaz peynir stoklan da mevcuttur.
Keskin. Geyikli. Susurluk, Turgutluya satılmıştır.
2,000 lira ikramiye kazanan biletlerden 23 tanesi İstanbul, 7 tanesi Ankara, 3 tanesi İzmir, 2 tanesi Malatya, bit tanesi de Antakya’ya, diler 30 tanesi yurdun muhtelif şehir ve kasabalarında satılmıştır
Karaköydeki binaların cepheleri boyanacak
Belediye bundan bir müddet önce şehrin güzelliği bakımından semtlerdeki dükkân ve binaları renk renk olmaktan kurtarmak için bina ve dükkânları tek renge boyatmağa karar vermiş ve bu kararını Tarlabaşı caddesi binalarında tatbik etmişti.
Karaköy nuntakasında bulunan bina ve dükkânların da boyatılması İçin dündenberl mal sahiplerine tebligat yapılmağa başlamıştır.
Geçen hafta kilosu Ticaret Borsa-sında 120 kuruşa kadar yükselen fındıklar dün 107 kuruşa düşmüştür. Milli Korunma kontrolörlüğünün almış olduğu tedbirler ve meseleye el koyan Ticaret Bakanlığının bugünlerde bir karara varacağına dair çı-I kan haberler, bulanıp suda avlananları İstanbul piyasasından uzaklaş-tırmıştır. Bu fırsatçılar flatlerl yükseltmek İçin ellerinde fındık olmadığı halde gelecek günlerde teslim etmek üzere mal satışı yapıyor ve satacakları mallar İçin kaparo alıyorlardı. Faturaları aralarında dolaştıran ve birinden diğerine satış yapan tacirler fiatlerln yükselmesine sebep oluyorlardı Bir malın muhtelif faturalarla ,on el dolaştığı görülüyordu.
Ticaret Bakanlığı,'satışları ve faturaları gözden geçirmeğe başlı.vaca-ğmdan korkanlar ortadan çekilmeği tercih etmiş görünüyorlar.
Fındık yağı satışı az olduğundan fındıklardan yağ yapılamıyor. Yağ yapılsa bile bugünkü fındık flatlerl-ne göre fabrikaların bir kâr temin etmelerine İmkân yoktur. Bir kilo fındığını 90 - 100 kuruşa kadar düşmesi beklenerek bundan sonra yağ İmaline başlanması uygun görülüyor.
-----------—--------
Kız'öğretmen okulları arasında nakiller
Erenköy Kız lisesi müdürü bayan Fnlka'nın İstanbul Kız lisesi felsefe öğretmenliğine, Erenköy Kız lisesi müdürlüğüne şehrimiz Kız öğretmen okulu müdürü bayan Rabia, Kız öğretmen okulu müdürlüğüne de Beşiktaş Kız ortaokulu müdürü bayan Bedriye. Beşiktaş Kız ortaokulu müdürlüğüne de Fatih ortaokulu müdür muavini bayan Nazire tâyin edilmişlerdir. _____________
Yedikule havagazı şirketi müdürü Aleksandr ile memurlardan Abdullah, Rasim, Abdüsselânn, Faik, Haşan ve Zübeylr, Aksar ay da Gureba Hüseyin ağa mahallesinde oturan Ümmii isminde bir kadınla Haşan ve Şükrü | İsimlerinde iki erkeğin havagazından zehirlenerek ölümlerine sebep olmak suçundan ikinci ağır ceza mahkemesinde bir müddetten teri yargılanmakta idiler.
Bunların duruşması bitmiş ve savcı B. Nihat suçluların hepsinin Türk ceza kanununun 455 inci maddesinin İkinci bendi ve aynı kanunun 64 ve 59 uncu maddelerine tevfikan cezalandırılmalarını İstemiştir, Suçlular müdafaa İçin mühlet İstediklerinden duruşma nisanın yirmi besine bırakılmıştır.
Ceza kanununun 455 inci maddesinin ikinci fıkrası şöyledlr:
«Tedbirsizlik veya dikkatsizlik veya meslek ve sanatında acemilik ve evahıir ve talimata riayetsizliğin birkaç kişinin ölümünü mucip olmuşsa iki seneden sekiz sgjieye kadar hapis cezası verilir.»
Ceza kanununun 64 üncü maddesi de şöyledlr:
»Birkaç kişi bir cürüm veya kabahatin İcrasına İştirak ettikleri takdirde fiili Irtkâp edenlerden veya doğrudan doğruya beraber işlemiş olanlardan her biri o fille mahsus ceza ’le cezalandırılır.»
Kanunun 59 uncu maddesi İse mahkemece cezayı hafifletici takdirî sebeplerin kabulü takdirinde cezanın üçte bire kadar İndirilebileceğini göstermektedir.
Buzun kilosu perakende 7.5 kuruşa satılacak
Belediyenin buz imtiyazının sona erdiğini yazmıştık. Bununla beraber şimdiye kadar hususî surette buz ;mal etmek lstiyen hiç kimse Belediyeye müracaat etmemiştir. Belediye şimdiden şehrin buz İhtiyacını, eski yıllarda olduğu gibi; temin etmek İçin çalışmalarına başlamıştır Belediyenin buz bayiliğini yapmak isllyenlerln müracaat etmeleri için ilgililere tebligat. yapılacaktır. Karaağaç müessese-slnde İmal edilecek buzlar Mezbaha müdürlüğü emrine verilen 8 yeni kamyonla toptancı bayilerin dükkânlarına kadar gönderilecek ve bu şahıslara buzun kilosu 5 kuruştan verilecektir. Toptancı bayiler perakendeci esnafa bu buzların kilosunu bir kuruş kârla verecek, perakendeciler de halka buzun, kilosunu 7,5 kuruşa satacaklardır.
Yüzde on garson parası
Yüzde on garson parasının münferiden alınıp alınnuyacagr hususunda lokantacıların müracaatlerlnln tetkikine devam olunmaktadır Garson parası diye alman yüzde jmun garsonlara verilmediği, bu paranın garsonun vergisine, kırdığı malzemenin tazminine, yaptırılan elbiseye, çalınan öteberiye karşılık tutularak an-
11 kasap, manav ve bakkal mahkemeye verileli Bir hafta zarfında Belediye İljtlsat müdürlüğü murakıpları tarafından suçlu görülen on bir esnaf Milli korunma mahkemesine verilmiştir. Bu-11 esnafın 1 1 kasap, 2 si yoğurtçu, 2 si bakkal, 8 sı da sebzeci ve manavdır. Büyükderede bulunan kasap fahiş flatle manda eti satmaktan vo satıştan İmtina etmekten, Beşlktaşta ve Sirkecide bulunnn yoğurtçular etiketsiz yoğurt satmaktan. Galata ve Taksimde bulunan bakkallar fatura-sız mal satmaktan, 3 ü çarşıkapıda, 1 I Merkez hâlde, 1 1 Çemberli taşta, ve 1 1 Taksimde bulunan manav ve sebzeciler de etiketsiz sebze ve meyva satmaktan vo zincirleme şatta yapmaktan suçludurlar.
Lîseler arası futbol şampiyonu Boğaziçi oldu
Dün Beşiktaş Şeref stadyomıında oldukça kalabalık bir seyirci önünde ilseler arası İstanbul futbol şampiyonunu belli edecek olan -Boğaziçi -Haydarpaşa maçı yapıldı. Maçta do-ğaziçl'lller birçok gol fırsatları kaçırmasına rağmen 1-1 berabere kalınmıştır. Haydarpaşahların eyvelden ,blr beraberliği olduğundan, bu suratla 2 net sene olmak üzere gene Boga-zlçl'lller şampiyon olmuşlardır. Boğa-zlçl'lllerl tebrik ederiz. O. a. - Boğaziçi arasında yapılan basketbol maçını da 41 - 18 gene Boğaziçi kazanmıştır. ____
Satışa çıkarılan ithal malları
İst, Havuzlu Han'da Hüsnü Seber vfc Şerikine metal, tsL Yeni Valide Handa' İ. T. t- T. İncir t. a. ş. yo metal, bt. Ankara Cad. No. .38 de Arif Neşet Esmana Rotanys Hulâsası,kalsiyum fosfat ve kalsiyum lektat. jst. Küçük Handa Farma ecza lâbo-ratuvarına İstrofantun tohumu, dijital tozu, sine tozu, JÜckiyan yaprağı, gom golbenon, balsam peru ve terebentin yağı, tat. Tuhafçı Handa Nâzım Kul aç'a drll, bt. Anadolu Han altında İzmir Manifatura T. A. Ş. yo siyah satan. -Ç.
ıiüia ULCutı». — r»
cak bir miktarının garsona verilmekte olduğu söylenmektedir. Yapılan tetkiklerin bu parapın alınmasının icebettlğl merkezinde olduğu sanılmaktadır. Yarın toplanacak tarife komisyonunda kati karar verilecektir. '
--------------------------------’
Kari mektubu
Bçğaziçinde sivrisi nik
Çocuk Esirgeme kuruntunun tevziatı
Kumkapı nahiyesi Çocuk Esirgeme Kurumu merkez; golü 23 Nlnan Çocuk bayramı milınasebetile yoksul çocuklara 300 metre kaput bezi ve 400 çift çocuk kundurası v» saire dağıtmağa başlamıştır.
Elektrik ve tramvay | ^ idaresine ait malzeme
Elektrik vo Tramvay İdaresine ali-j İngiltereden gelen malzemenin bir, kısmı İzmir limanına .çıkarılmıştı. Bu malzemenin İstanbul» nakledilmesine başlanmıştır. İlk parti olarak 30 - 40 bin metro tutan yeraltı kabloları şehrimize getirilmiştir.
Silivri köy okulları
Yarın Vali muavini B. Sabrl ve Maarif müdürü B. Halil Vedat Fıratlı SIPvriye gideceklerdir. Silivri’de beş yıllık bir programla dört yıldır İnşa edilmekte olan köy okulları gözden gcçlrilecelf vo nüfua sayımı İçin yapılmakta olan nümerotaj lalerilc do ( .meşgul oluoAoaktu;,
Istanbulda da sıtma İle mücadeleye hız. verileceğini ve bölgelerin İsimlerini., gazetelerde okudum. Bu bölgeler İçinde her nedense Boğaziçi unutulmuş. Boğazın diğer semtlerini bilmiyorum. Yalnız Vcniköyde iki senedir müthiş bir sivrisinek akını var. Bü da Salt Halim pa§a= korusundaki havuzlarla mücavir bahçelerdeki havılzların temizlenmeyen birikinti pis suyundan. ts-tlnye ile Yenjköy arasındaki derecikten va kayıkhanelerden Heri gelfnektedlr,' Diğer taraftan doktor İzzet yalısı ila avukat Yaşar yalısı arasındaki sokaktan denize köyün lâğımı dökülmektedir. Bu lâğım denize gideceği yerde yarı yolda yani sokağa ahmaktadır; bu da sivrisineklerin toplanma yeri olmaktadır.
Yukarda saydığım sivrisinek yuvalarının yokettlrllmeslnl mücadelenin ehemmiyeti’ bakımından sayın Sıhhiye müdürümüzden rlea ederim.
Yenlköy Daire .-sokak No. 18
S alp Aykut

Gazetelerde okuduğumuza göre rejisör Muhsin Ertuğruî 'un aradığı sahne idealisti gençler, şartların ağırlığından dolayı, y,r-nıi beş kişiyi geçmiyeceğl talini n i edilirken pek mühim ve ferah
- verici bir sayıya ulaşmış Geçen gün de ilerinin sahne yıldızlarına ilk ders verilmiş. Daha şimdi* den bu gençlerden pek büyük şeyler ümidediliyormuş
i Biz muvaffakiyetler diler ve
- fırsat düştükçe onları bu yolda 1 ilerlemek hususunda teşviki keuı-' diınize vazife biliriz,
, Burada söylemek istediğimiz , bir şey daha var.
İki sene önce tam bugünlerde Muhsin Ertuğrul İzmir, Adana, Bursa, Samsun ye saire belediye reislerine hitaben bir açık mek-j tup neşretmişti Bu mektupta ‘ bunlara ne yapıp yapıp birer Şe-, hir Tiyatrosu kurmalarını. bunun ı pek mühim bir para meselesi olmadığını. isterlerse kendisinin de • bu vadide canla başla yardım
- edeceğini yazmıştı.
Aradan iki sene geçti. Maalesef bu güzel teklifin akislerini göremedik. Demek ki daha küçük
■ şehirlerin belediyeleri bunları ayrı ayrı ve tek başlarına yapanıı-ı yorlar.
! Diğer taraftan Istanbulda evvelâ bir Şehir Tiyatrosu kuruldu.
1 Sonra bu iş derece derece geniş’e. t ilerek buğünkü «Şehir Tiyatro*
. lan idaresi." Ortaya çıktı. Dram Tiyatrosu, Komedi Tiyatrosu.
I Çocuk Tiyatrosu ile bu Şehir Tiyatroları idaresi belki de gelecekte daha genişliyecektir, Hakika-
’ ten Tiyatromuzun gidişi de şu-' beleşmek mecburiyetini gösteri-' yor. Hattâ bazen bir tiyatronun, meselâ dram kısmının bir mevsim içinde bir eseri aylarca oyna, dığını büyük bir memnuniyetle görüyoruz Aylarca yalnız bu piyeste rolü olanlar sahneye çıkarken. tiyatronun piyeste rolü ol-mıyan büyük kadrosiyle hattâ başka temsiller vermek bile kabil olacak bir vaziyet görülüyor.
Bahsedilen bu 200 genç de, bir Şehir Tiyatrosu disipllpl, havası içinde yetişirlerse belki de bütün bir mevsimde bir aktöre tek bir rol ya düşecektir, ya düşnıiyecek-tir. Vakıa son derecede bol eleman ile bir tiyatro işletmek kadar zevkli ve modern bir şey olamaz. Ancak bu tiyatro elemanı bakımından zengin olan memleketlere mahsus bir iştir. Bizim gibi yalnız Istanbulda Şehir Tiyatrosu olan bir memleket için değil...
Bugün yapılacak bir şey vardır. Nasıl Şehir Tiyatrosu idaresi, şehir Tiyatroları idaresi olmuşsa l»u faaliyeti memleket ölçüsünde genişletmek, şimdiye kadar tutulan yolun en çaktır.
Bu suretle Bursa, İzmir tek başlanma hir Tiyatroları t rulmuş olacaktır.
Bunun umumî idare kısmı nasıl olabilir?,. Onu bilmiyorum. Zira nihayet hepsi, muayyen bir şehrin yerli idareleridir. Fakat bu mesele üstünde birleşip her biri hissesine düşen muayyen bir parayı verebilirler. Ve birleşmiş belediyelere belki devlet de yardım edebilir. Zira bu nihavt bir şehir meselesinden bir memleket meselesi haline gelen bir iş olacaktır. Devlet, belediyelerle bir. leşmiş olarak bu meselede en ucuza bir " Memleket Tiyatrosu» kazanacaktır.
Sonra bugünkü vaziyette-d e bazen bir rolün karşısında 3 - 4 muhtelif istidat görüyoruz. Aynı rolün başında dört aktör bulunduğu için kendini gösteremiyen sanatkâr, başka sahnede istediği gibi sere serpe sanatım gösterebilir. Bunlar yeni İstidatlar İçin feniş ve yeni sahalar olacaktır, "danbııl Şehir Tiyatroları da, bu işin faaliyet merkezi vazifesini göreceğinden hem « Ana Tiyatro», «Doğurucu Tiyatro» olabilir. Hem de bunların üzerinde daimî Mr sanat murakıpliği edebilir. «Birleşik belediyeler» tiyatroları birbirlerine misafir gelip temsiller vermeleri ayrıca bîr imtihan, bir müsabaka şekline bile girebilir ve memlekette hakîkî bir tiyatro havası doğar Küçük şehir tiyatrosundan. büyük memleket tiyatrosuna geçiş ancak böyle olur. Hikmet Feridun Es
Adana, Samsun, gibi belediyelerin yapamadıkları Şe-teşkilâtı da ku-
gahlfe 4
AKŞAM
8 Nisan 1945
SON BASKI
FRANSA NASIL ÇÖKTÜ?
Yaran: Pierre Lazarcff Çeviren: Şevket Rado
- Tefrika No. « ■
Paris’in teslim oluşu
«Parla Fransa decıek değildir».
33 haziran sabahı, şimdi Toure şehrinde çalışan P. T. T. radyo İstasyonu ortaya birdenbire bu beklenmedik süsü atmıştı. Onu, yorgunluktan bitap düşünce, geceyi geçirin ek için durdurunuz küçük şehrin mektep avlusunda duydum. Burada sıralar üzerinde uyumuş, sabahleyin radyonun sesiyle uyanmıştık.
Düğmeyi çeviren ihtiyar kır bekçisi •
— Paris Fransa demek değildir, doğru amma, sıra bu sözü söylemeğe gelmişse. Paris elden gitmiş demektir; dedi
«Paris Fransa demek değilidir».
Gitmek islememiş, yahut gidememiş de Patiste kalmış olanlar hayretten hayrete düşüyorlardı Beklediklerinin aksine, hiçbir öldürücü bomba şehrin ortasındaki kara buluv perdecini delmemlştl Hava bombardımanı r-immiığı gibi. Paris topla da dövül* müvordu. Arasıra. baraj ateşlerinin uzaktan gelen sesinden başka ortada bir askeri kımıldama, bir emir veya tebliğ gibi Parislilere Parisli) sarılmış olduğunu açıkça bildirecek hiçbir İşaret ptriinmüyordıı
Dünkü haberleri tekrarlayıp duran tpazmoza tutulmuş radyodan başka haber alma vasıtası yoktu. Partililer «muhakkak olmuştur» kaydlyle bir takım şaşırtıcı olayları birbirlerinin kulaklarına fıslıyorlardı. Bu söylentiler bitip tükenmek bllmiyen kaçaklar kervanı boyunca guruptan gu-rupa, otomobilden otomobile atlayıp duruyor, gittikçe büyüyüp hakikat şekline bürünüyordu. Haberler durakladığımız kiiçük şehirde bize yetişti:
«— ausvn. Al manya ya harb ilân etti.»
«— Almanlar general weygancTın mahlnnr bir karsı taarruzu sayesinde Selne kıyılar uun ötesine atıldılar.»
• — iki bin İngiliz bombardıman tayyaresi Manşl geçmiş. NazJ ordusunun gerilerine ölüm saçıyor.» ■ Şüphesiz bütün bunlar yttfntt gayrı muhtemel değil, gayr, mümkündü de İnglllzlerln 2000 bombardıman "Ayyaresi olmadığı gibi, Rusyamn Al-•’ianlara harb ilin etmesine de sebep -ıktu. tVeygand nerede ve kimlerle raffakıyrt’li bir karsı taarruza mlkitablHrdl?
Bununla beraber herkes bu haber-teri o kadar ısrarla, o kadar katiyetle ve bütün U-ferrtıoUyle anlatıyordu ki İnsan pekâlâ inanabilirdi.
Bir taraftan yolumuza devam ediyoruz, bir taraftan da bize her yerde:
(— ftusya Almanyayn harb llftn et-’S diye tekrarlayıp duruyorlar: baları bu haberi:
(— Evet, ben de radyodan işittim» diye teyldediyprlardı.
Zaman »man, neşe İçinde cepheye giden genç Fransız askerlerinden mürekkep kafileler kaçaklar kervanını ortasından İkiye bölüyordu- Onlar cepheye gidiyorlardı, amma hangi cephe ve?
Bir subay geçerken bize:
(— Hey, Paris - Solrlılar.’haberiniz var mı? Almanlar yemişler dayağı!» diye seslendi.
\Z ötede, tıpkı Fraruna piyadeleri ıbl gtylnml.ş, dilimizi pek de konu-■ mıyan Polonya ordusu askerleri tavaua, çok yüksekten uçan tayyareleri bize göstererek:
«— tnglllzler. diye bû-
fırdılar
Trans anın ortasına doğru indikçe mûdnfaa haline konmuş köyler görüyorduk. Çoğunun müdafaa tertibatı, gecen asrın dahili isyanlarındaki barikatları gö^cren resimlerde olduğu gibi, yol ürerine yanlama konmuş birkaç köy atabasi tarzında basit, çotukça şeylerden ibaretti ki durumun eldrflhtlne rağmen insan gülmekten kendini altımı vardu. Fakat bütün mühim noktalar muhafaza altına alınmıştı. İstihkâm askerleri dc icabında bunlun havaya uçurmaya ha-«rdılar.
Sağda, solda tüfek omuzda kol gezen. otomobilde, bisiklette, hattâ yara giden mültecileri çevirip hüviyetlerini ciddi ciddi Inccüyen köylüler de örülüyordu. Bunlar paraşütçülere, besinci kol casuslarına karşı korunma isiyle vazifelendirilmiş gönüllü guruplarıydı. Yol boyunca, nereye gitti kl'-rl blllnmlyen. fakat muhakkak Uvduvnana doğru yönelmiş askerlere, toplara rasbyorduk.
**»
Bu arada Paris önünde neler oluyordu? Bunları gozlerile görenler bana bir müddet sonra anlattılar.
12 haziranı U hazirana bağlı yan
[
%
Kadın v« erkek Vc ıs t irabının
i
Türkçe Sözlü
Derin bir düşünce İle her kadın ve erkeğin göreceği acıklı Film.
ELHAMRA Sinemasında
İstanbul Konservatuarı
TÜRK MUSİKİSİ İCRA HEYETİ
ÇEMBERLİTAŞ SİNEMASINDA 13 Nisan cuma saat 21 de Eminönü Halkevi sosyal yardım ş menfaatin*.
Numaralı yerler 75 - 100 - 150 kuruş sinema gişesinden şimdiden
Hoırlb'O ır(esiimll®[F
Kitin üzerindeki büyük Duisburg limanında rıhtımlar ve fabrikalar
0 tonluk ağır bir uçak bombası
Müttefik kuvvetler tarafından npte-dileu Hddielberg'den bir gör ünüş
Rus generalleri mareşal MontBomcry’nln karargâhındı!
SALI GÜNÜ AKŞAMI
TAIKSİİIM Sinemasında DENİZLER HAKİMİ
TÜRKÇE SÖZLÜ
İngiliz donanma ve hava kuvvetlerinin iştlraküe yüzlerce büyük artist. Binlerce figüran tarafından çevrilen kalhlcre ve İlişlere hitabeden eşsiz bir film. Bu şaheserimi yaratıcısı ve baş artisti Ingiliz gü'zel sanat âleminin en büyük siması NOEL C O İV A R D
————(
gece nispeten sakin geçmişti. Almanlar bu sükûnet esnasında, günlerden-bcrl devam eden mücadeleden bitap düşmüş Mkerlerlmirin karşısına bir kere daha taze kuvvetler yığdılar
Şafakla bertıber nazller muvaffak-kıyetll hır hücumla köprtı boşlarını tuttuktan sonra Ölse nehrini geçtiler. Aynı zamanda Nonette bataklıklarını da.atladılar. Fakat hepsi bundan İbaret oldu. Fransız topçusunun aralıksız ateşi, piyadenin mukavemeti sayesinde taarruz sabahın İlk saatlerinde durduruldu. Ne toplarımızın ateşi altında otan Creil köprüsünü, ne de mahlrune ve kahramanca hava hücumlarlylc kullanılmaz bir hale getirilen Salnt - Ma x ence köprüsünü geçebildiler.
Öğleyin, Parlse 5ü kilometre mesafedeki ChanttUy ormanına yerleşmeğe muvaffak olan bir Alman tümeni kurmay heyeti çevrilmekten korkarak oradan hemen çekilmek ıorunda kaldı. Fakat bu ümitsiz bir mukavemetti. Fransız kuvvetleri tank hücumları ve bomba yağmuru altında nefes alamıyordu
Öğleden sonra saat birde Alman umumi karargahından Paris asker! idaresine telsizle bir açık mesaj gönderildi Bu mesalda su sfirler vardı •
«Müzakereye memur Alman neyeti akşam saat 4 ite 8 arasında Salnt -Denls’nin şimalinde Paris - Catals. Paris - Dunkerquc yollarının birleştiği yerde hazır bulunacaklardır Murahhaslarınım gönderini*.
tmr.R Alman umumi karargahı»
Paris askeri valisi bunu Tours şehrindeki hükümete ve geri çekilip Salnt - Etlerine ile Vlchy arasındaki küçük Brlare şehrine yerleşen umumi karargâha bildirerek cevap latedl Bu aradn Fransız kuvvetlerine geri çekilme emri verilmişti. Dinlenmek ve eğlenmek için yapünuç Paris sayfiyelerinde şehri müdafaa eden askerler. kuvvetli artçılarla topçunun himayesi altında muntazam şekilde geri çekiliyorlardı
Muharebe aydınlık; ve zayii bir narada. bir ilkbahar semam altında, bir roman dekoru İçinde cereyan ediyordu. Makineli tüfekler, tatil günlerinde gençlerin gelip dansetmeleri kır kahvelerinin henüz çiçekli, sarma-şkh pencerelerine yerleştirilmişti. Düşman İlerleyişine karşı koymak için lüks lokantaların döşeme idriç-leriyle tabelâları sökülüyordu. Yine aynı ıra katin Chantilly deki saray bahçelcrlle ormanlardaki ağaçlar yere devriliyordu. Toplar derelerin kenarına. şatoların önüne yerleştiriliyor; villâların, sebze bahçelerinin artanında dönüşülüyordu
Alman ordu kumandan) Von Kuck-ner İşi bitirmek niyetinde. Paris askeri idaresine gönderdiği telsizin cevapsız bırakılmasına şari.vor. bu sükûta, cevap gönderecek bir vasıta bulamamalarına hamlediyor Bununla beraber Fransızların bir yerde yetil bir cephe tutmalarından da şüphelenmekle. Halbuki Btuttgurt radyosundan Fransızca konuşan hainler çoktan beri lifin eltiler: Paris 14 haziranda illilerin olacaktır.» 14 haziran da yarın.
Paris - CalAls, Paris - Dunkenjue yollarının birleştiği yerde küçük bir Fransız piyade karakolu var Kaldırım taşından yapılma bir duvar yolu kapıyor. İki tank defi topu, bir ağır makineli tüfek, birkaç da hafif makineli herhangi bir hücumu püskürtmeye hazır. Yolun solunda renkli taşlardan yapılmış küçük evlerde, kapalı yeşil, pembe pancurlann arkasında ve sağdaki tahta barakalarda her rütbeden askerler pipolarını tüttürerek kulakları kirişte hâdiseleri bekliyorlar. Kendileri de İşe yaromı-va(-nHarının farkında amma bir kere emir almışlar, emri yerine getirmek lâzım. Bu çiçekli bahçeleri, bu çardaklı kahveleri, henüz lâhanalorı bitmemiş olmakla beraber yine Paris'in malı sayılan bu ek!H topraklan leobederse adım, adım müdafaa edecekler.
• Arkası var)
'İÜİH lllll ŞEHİR ÜYATKUSD HIIIHI Ullllli Komedi kısmında ö milUlillilH Yazan: Ccvat Fehmi
Dram taamında: CASUSLAR
Yazanlar: VA-NÛ vc N. Karamağarall
Pazar günü 15.30 da matine
TEŞEKKÜR
Şiddetle tutulduğum hastalığıpıda İsabetli teşhis ve tedavldle iyi olmamı sn?, livan mütehassıs doktor Hali t ziya Atasagun'a alenen teşekkür etmeği bir borç bilirim
B. Sami Gömügen
Malûl Sanatkâr MUAMMER B. OKTAY GECESİ
10 Nisan salı akşamı 1 — Şehir Tiyatrosu uMUHASiP ARANIYOR”
1 — Muammer Kararanın
İştirakiyle
3 — İsmail Dıhnbüllft
Ahmet güldürür Şevki Şakrak ve
Bütün Halk şanatkâriaruun İştlrâidyie
AŞIKLAR
Komedi 3 perde
Şehir Komedi Tiyatrosunda
ANAYASA
Ve yeni kelimelerin izahları
Hazırhyatı: Zııhtü Çubukçuoğlu
3 üncü basılışı kİ av uzda yeni llftvelerle çıkmıştır. Flati 15 Kr.
*
Yeni Türk dili cep klavuzu
Züht ti Çubukçuoğlu tarafından hazırlanan bu dil klavuzu herkese Lüzumlu bir kitaptır. 40 kuruşa satılmaktadır.
V
TEMFL
CORPORATION
YENİ KAYÜN
PRATİK ELEKTRİK - BATARYA TEKNİĞİ
Yüksek mühendis Vehlp Engin tarafından, tekmil batarya tekniği ve bilhassa kurşun batarya mevzuunu mufassal »uretle tetkik eden ecnetol me’hazlardan hulûsa edilmek suretlle hazırlanmış olan bu «er intişar etmiştir ikbal Kitabesinde 4 lira fi-atle satılmaktadır.
HOLfrVOT DÜNYASI
Hollvut Dünyasının 74 üncü sayuı renkli kapaklarla ve malı telli tablolarla süslü olarak çıkU.
Btiyilk Iharcat vs İthalat evi
Piyano ve San resitali ŞADAN CANOAR soprano ve
MİTHAT FENMEN
11 nisan çarşamba «aat Si de SARAY Btnruuunnda Numaralı biletleri gleedvn
MecrUUa. ■■■■m
Son günlerde ihracatçıları ümide, fakat memleket ekonomisinin menfaatlerini bir bütün olarak düşünenleri endişeye sevkeden söylentiler nihayet Ticaret Bakanlığının karan ile sona erdi. Piyasa, hassas antenleri İle bir prim meselesinin İncelenmekte olduğunu, kararın verilmesinden ve yayınlanmasından evvel duydu. Fakat edindiği müphem bilgiye dayanarak derhal en kötii veya bazılarınca sözde en iyj ihtimalleri tahakkuk .edecek sandı, memleket ticaretini en çok alâ-ka'andıran İngiliz lirasına karsı paramızın geniş bir nispette düşürüleceği zonnına kapıldı.
Millî paranın düşürülmesini bütün iktisadi güçlükleri ortadan derhal kaldırıcı bir mucize âleti sananlar, bettin iddialarının cerhedllmesine, tarihin bütün tecrübelerine. İlmin sarih teycin-1 erine rağmen ümitlerini kaybetmiyor. cüretlerini azaltmıyorlar.
İşte İsviçre frangı, İsveç kuronu gibi paralara da dolar ve sterline verilen primin teşmili karan hazırlanırken, yine her halde ya bilgisizliğe veya geçici büyük şahsî menfaatlere dayanan İddialarını bu defa ya hükümete veya Londrada ticari müzakerelerde bulunan heyetimize yükliyerek havayı tekrar bulandırdılar.
Bu defa işin mahiyeti çabuk anlaşıldı. Hükümet bir tenasüp-stizlüğü ortadan, kaldıran kararını çabuk verdi ve alâkalılara ilân etti.
Uzun müddet, ış icaplarına uy-mıyan bir ayrılık sterlin ile dolan birbirinden farklı bir ölçüye tabi tutmuştu. İngiltereden mal getiren ithalâtçı prim ödüyor ve bu primin mühim bir kısmı memlekete mal satan ihracatçıya veriliyordu. Halbuki Birleşik Ameri kad an yapılan ithalâtta aynı prim ödeniyor fakat ihracatçı bundan istifade edemiyordu. Bu mantıksız vaziyet. Amerikaya İhracatı zorlaştıran bu nispetsizlik evvelce, dolan da İngiliz lirası rejimine tabi tutmak karan ile, ortadan kaldınldı ve bu tedbir Birleşik Amerika mîlletleri ile ticari münasebetlerimize veni inkişaf imkânlan temin etti.
Dolara prim verme kararını tahlil ettiğimiz zaman yolun sonuna kadar gidip mümasil vaziyette olan diğer dövizlere ve başta İsviçre frangına da aynı ölçünün tatbiki lüzumunu belirtmiş idik. Bugün bu da tahakkuk etmiş ve ölçülerimizdeki nispetsizlik, mantıksızlık ortadan kalkmış bulunmaktadır. Bu sayede, memlekete hiç bir yeni fedakârlık tahmil edilmeden, İsviçre ile ticarî münasebetlerimizin gelişeceğini ümidederiz. Yollar acıdıktan sonra. îsveçin de son senelerdeki seyri devam ettirerek, bizim için ehemmiyetli bir alıcı ve verici olabileceğini zannederiz.
Pek yerinde olan son karar vesilesi İle bazı naçiz düşüncelerimizi İfadeyi bir vazife saymaktayız, Normal zamanlarda, bilhassa 1914 den evvel, döviz, ancak bazı mütehassislan, kambiyo üzerine iş, arbitraj yapan spekülâtörleri, bankaları alâkalandıran ve halkı ilgilendinniyen bir dereceye kadar esrarlı bir mevzu idi. Fakat bilhassa birinci cihan harbînden sonra yabancı döviz rayiçleri, he»*
gUIl-tesir günü
ferdin hattâ bilhassa lük yaşayışı üzerinde yapan, herkesçe bilinmesi, güllüne, hattâ bazı memleketlerde saati saatine takibedjimesi lâ-zımgelen hayatî tıir mesele oldu. Parası enflâsyon vebasına tutulup kıymeti mütemadiyen düşen memleketlerde bütün fiatler sağlam ecnebi dövizlere göre mütemadiyen ayarlanır oldu.
Böyle bir muhitte herkes, hattâ yiyeceğinin bile kaça mal olacağını anlamak için gözünü kambiyo termometresine dikmek mecburiyetinde İdi.
Aynı şiddetli enflâsyon fırtınasına tutulmamış memleketlerde de halk, fiatlerin döviz rayicine göre dalgalanması- hâdisesini öğrendi. Hattâ tstanbulun pek cok tüccarı ve zenginler! 1918 den sonra yabancı paralarla oynamayı iş edindiler ve bu yüzden büyük servetler battı.
Buna karşL Almanyaya, hattâ Fransaya ve ttalyaya, borçlanarak büyük miktarlarda mal getirtmiş olan bir çok tüccar, vadelerinde bu borçlan öderken, mar-kın, frangın ve liretin düşmüş olması yüzünden büyük kârlar temin ettiler. Belki, 1939 dan evvel büyük bir itibar kazanmış birçok ticarethanelerinin ikbali, bilgi, sebat. tecrübeli çalışma ile hiç alâkası olmıyan bu hâdise, bu tesadüf ile başlamıştır. Şekli ve sebebi ne olursa otsun, birinci cihan harbinden beri kambiyo, döviz mevzuu herkesin İşi olmuştur. Hattâ son senelerde, bilhassa bizde bu alâka cok daha şuurlu olmuştur..
Cumhuriyet hükümeti ilk gü-nünden beri milli paramızın kıymet ve itibannı tutmağı bir devlet prensipl olarak kabul ve ilân etmiştir. Bütün millet de paramıza dokunulmamak lâzım geldiği kanaatini benimsemiştir ve bu mevzuda büvük bir hassasiyet göstermektedir.
işte bu hassasiyet dolayısiyie-dir ki paramıza ait bütün kararlarda tam açıklık ve bilhassa emniyeti arttırıcı katilik lâzımdır
Son verilen prim karan yerendedir, fakat mevzuun psikolojik şartlan bakımından, esası değil, fakat zamanı bakımında n biraz tereddüdü muciptir. Bizce bu sahada yapılacak iş bir defada yapılmalı vç umumi efkârın sık sık bu mevzu etrafında endişeye düşmesine mahal verilmemelidir.
Dolara prim verme kararı ile aynı zamanda İsviçre frangı ve İsveç kuronu meselesi de halledilmiş olsa idi bugün bu mevzua tekrar dönmek lüzumu kalmaz ve zararlı bazı rivayetlerin çıkmasına imkân verilmiş olmazdı.
Bu gibi nazik mevzularda, tedbirin mahiyeti kadar, zamanında alınması da ehemmiyetlidir. Bu son karardan sonra da propagandalarından vaz geçmiyecek olan millî paramızı düşürücüleri katî olarak susturmak için hükümetimizin bu konuya ait prensiplerini bir daha ve kesin bir lisanla İlân etmesi bizce çok favdalı Olur.
îş hayatının 'fesas şartı istikrardır, istikrarın da en büyük unsuru paramızın kıymetinin düsü-rülmiyeceğinî. en salâhivetll ağız-' latekrar işitmektir.
Çev»* Nizami
Newyork
220 Bros d w ayda
THE
Created by free version of 2PDF
Getirtilecek 20 otobüs
Elektrik ve Tramvay umum. müdürlüğünün yeniden yirmi otobüs sipariş edeceğini yazmıştık, istanbulun özelliği ve sokaklarının genişliği güz-önüne alınarak işletilecek otobüslerin vasıfları tesblt edilmiştir. Bundan evvel Amerlkadan getirtilen dokuz otobüs Tarlab&şı caddesinden Ha-mnlbaşma saparken ve Aynalıçeşmo caddesinin köşe başından dönerken, bu noktalar çok dar olduğundan, ge-çeçtnemek tedir.
Bu vaziyet üzertae tramvay İdaresi bu otobüsleri İstanbulin Beyoğlu arasında işletemiyor. Tramvay idaresi bunu gözönüne almış ve yeniden sipariş edilecek otobüslerin şehrin her tarafında İşleyebilecek tipte olmaları muvafık görülmüştür.
Tramvay idaresi bu otobüslerin satın alınabilmesi İçin icabeden parayı hazırlamıştır.
I—• Takvim •—|
I . ReblülAhır 25 — Kasım 1Ü2
I imsak GOnea öğle Üdndl Ak. îatsı
İE. Û.Ü7 10.&2 5.36 Û.16 12,00 1,351
I V. 4.4fi i' 33 13.16 16.56 19.41 21.15İ
Bahlte 6
AKŞAM
8 Nisan 1945
HER AKŞAM BİR HİKÂYE
Yalnız kalnca...
Frijider bankaları
Harbden sonra kapı karşı komşu* mun işleri güzelleşil. Yeni mobilya, yeni yemek takımı yaptırdılar. Şık şife abajurlar ısmarladılar. Hattâ büyük bir kütüphane düzdüler. Aynalı dolap kadar kocaman bir radyo aldılar. Evin içi bayağı değişil. Güzelleşti. Zengin bir manzara aidi. Bu kadar eşyadan sonra eski perdeler de sökülüp atıldı, Fakat yerine yenileri alınmadı. Yalnız milletlerin değil, evlerin de kendilerine mahsus bir takım propaganda usulleri vardır. Yeni abajurlar ışıl ışıl yanınca koca er. arkasından projektör lutulmuş billûr parçası gibi göz alıyordu. Yeni raobll-yeler, büfeler, kütüphane ve aynalı dolup kadar büyük radyo dışarıdan, karşı sıradaki biitiln komşulardan görünüyordu. Vakıa pencerelere bir şeyler uydurulmuştu. Fakat bunlara perde demek İçin 40 şahit İsterdi.
Yeni eşya ile beraber eve bir do hizmetçi alındı. Artık işleri de «Hanımefendi» görecek değildi ya...
Fakat genç bir kadın olan bu yonl klarnetçi ne derecede kendi halindo bir insandı. Ne kadar silik, renkris, göze çarpmıyan. gölge gibi bir kadındı
Bozan, ben, onların ziyaretine giderdim. İşte bu somonlarda onu daha yakından tanımak fırsatını da buldum. Evin İçinde bir hayal gibi dolaşıyordu.
Silik, gölge halinde olmakla beraber son derecede mahçuptu da... Boşan kapının önünde paltomu portmantoya asarken ev sahibi ona takıldı. O saman kendisine hUtabedlldi-ğinl gören İkbal tâ kulaklarının me-taelerlne ve göğsüne kadar tap kırmızı kesilirdi.
Evin İçine her hangi bir eşyanın, .. jnesdA radyonun ondan çok daha kuvvetli bir şahsiyeti vardı Hiç değilse bu eşya ses çıkarıyor, önündeki delikten ışık veriyor ve bir takım günkülerle, şarkılarla mevcudiyetini ImrjLsındaklne hissettiriyordu. İkbal radyoya nazaran çok daha fazla dekordu
O gun penceremde oturmuş, etrafı seyrediyordum. Sokakta bir takım konuşmalar oldu. Baktım, bizim komşular bir yere gidiyorlar. Hem da tam kadro İle, bütün erkekler, kadııı-tve çocuklar... Yalnız aralarında al eksikti. O da her halde bekçi olarak evde bırakılıyordu.
Biraz daha dikkat edince tahminin ioğrıı olduğunu anladım. Çocuklar kapıdan uzaklaşırlarken balkona, kendilerine bakan îkbal'e el salladılar. Genç hizmetçi kadın bunlara /ek mahcup bir tarzda mukabele etti.
Ev Halkı sokağın köşesini döutreJc kayboldular. Ve işte o anda gözümün önünde Adeta bir mucize oldu.
Kalabalık Ailenin içinde o güne kadar bir gölge sessizliği ve bir kap: tokmağı şahsiyetalzllği içinde yaşıyan fkbrtl yiiksfk sesle: «TaralâUa... TaralâUa. • diye acayip bir makam tutturarak İçeri girdi.
Onun şarkı söylemesine pek şaşmıştım. Z1ra o zamana kadar kendl-şini bir balık gibi sesi hiç çıkmasına İmkân olmıyaıı bir mahlûk olarak
tanımıştım, Halbuki... Hele tumbaya | bakın bir kere...
içeriye girince büyük salondaki D8Îİ koltuğun üzerine gLllşl güzel uzandı. Bacak bacak Üstüne atıp bir terliğini kukla gibi oynatmağa boşladı. Ve biraz sonra da ayaklarını karşısındaki masaya dayadı. Ve eteklerinin kaymasına aldırış etmlyertk, ştgara kutusundan bir sigara aldı. Şaşı arkaya dayalı bunu tüttürdü. Tavana doğru halka halka dumanlar bıraktı.
İnsanın gözlerinden şüpheleneceği .geliyor. Evin İçi kalabalıkken, başkalarının yanında nasıl bir kadındı?. Şimdi tenhada, yapa yalnız kalınca nasıl bir insan olmuştu. Yalnızlık bir İnsanin şahsiyeti üstünde bu derece İnanılmaz bir değişiklik yapabilir mİ idi?.. Şaşılacak şey!..
Dakikadan dakikaya artan bir hayretle onu seyrediyordum. Sigarasını ağzının sol ucuna, çapkın bir eda Lle doğruldu* Telefona uzandı İşaret parmağı deliklerin üstünde bit kaç kere döndü.
ikbal telefon ediyor!.. İnandır şoy değin.. Fakat acaba kime?.. Telefon makinesini kaldırarak, koltuğuna büsbütün gömülerek, mümkün olduğu kadar rahat bir vaziyet aldı, öylece konuşmağa başladı.
Ara sıra mübalâğalı bir tarzda kahkahalar attığını farkedtyordum,
Böyle kiminle konuşabilirdi?.. O pısırık, o gölge kız?1.. Bir de şu hale bakın...
Bir hayli konuştuktan sonra telefonu kapattı. Sonra yerinden kalktı. Piyanonun kapağını açtı. Tek parmakla acayip sesler çıkardı. Bundan da vazgeçti. Bu sefer radyonun düğmesini çevirdi. Çok açmıştı. TA benim bulunduğum yerden yeni rumbalardan biri işitiliyordu. Bu sefer İkbal evdeki «Küçük hanım'' ı t ak 1 i (t eder ek elleri belinde vücudunu kivim tavıra rumba oynamağa başladı. Carmen Miranda mısın a mübarek?. Ne kıvranış, ne zıp zıp sıçramalar...
Durdu. Aynadaki kendi hayaline parmaklarının ucu lle buseler gönderdi.
Onun bu hali karşısında düşünüyordum. Acaba yalnız kallncc başka bir şahsiyet mİ kazanmıştı? Yoksa kendi hakiki benliğine mİ dönmüştü?. Belki de şu esnada şahlcl hüvvlyetl-ne; kendi kendine sahipti. Başkalarının yanında bunu dışarı çıkarılmıyordu.
Bir aralık pencereden, sarkıp, sinemadaki dilşl Tarzan'ın çıkardığı feryatlarla bitişik hizmetçiye seslendi. Sonrıı yukarıdan kapıcı Satılmış’a şöyle bağırdı:
— Hello Satılmış. - Hello Satılmış!-. Ulan duymuyor musun?.. Sana hello diyorum be...
Diye onu yukarıya çağırdı. Satılmış salona girdiği zaman o yine ayak &yağ üstüne atmıştı ve ağzında yan-mamis bir sigara vardı. Bir artist bo-zontusu tavrı 11e kapıcıya sigarasını işaret etti. Adam ne İstediğini anladı sigarayı yakmak İçin kibrit çaktı İkbal aleve doğru uzanmağa tenezzül etmiyor, başı geriye dayanmış onun kendisine yaklaştırılmasuu bekliyordu. Nihayet yanan sigaradan Satılmışın tıraşlı yüzüne dumanlar üfledi ve onu pek cakalı bir tarzda İçti. Bu sırada Satılmış'U muhabbet etti,
Bir aralık pencereye yakmıştı. Bv-dekilerln uzaktan geldiğini görmüş olacak ki hemen algârasını söndürdü. Pencereleri açtı. Dumanlan dağıttı.
Evdekiler dönünce tkbal yln«* eski İkbal oldu. Bir gölge haline girdi... Acaba ben mi hayal görmüştüm? Yalnız kalinca İnanılnuyacak kadar değişen o mu İdi?.. Birkaç gün sonra aynı hail tekrarlayınca yanılmadığımı anladım
Yalnız başına kalmak İkbal'l. başkalarının yanında olduğundan ne kadar değiştiriyordu. Fakat yalnız İkbal mİ? . Pek ae veya pek çok muhtelif derecelerle bu hepimizde olan bir şey değil midir?..
Bankadaki frijiderlerden istifade etmek isteyenler, ufak-bir ücret mukabilinde üye yazdırlar
(İr yıldız)
ANKARA RADYOSU
Bugünkü program
18.00 Dans orkestrası. 18.4* Semai ve şarkılar. 19.00 Haberler, 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Salon orkestrası, 20.15 Pazar Gazetesi, 20.30 Fasıl. 21.00 Haftanın spor neticeleri. 21.15 Karışık şarkılar. 21.35 Bitmemiş senfoni (pl.), 22.00 Dans müziği (pl,), 2245 Haberler.
YARIN SABAHKİ PROGRAM
7.30 Müzik (pl i, 7.45 Haberler, 8.00 Müzik (pl.). 8.23 Gündelik spor servisi, 12.30 Şarkı ve t^küle., 12." 1 Haberler, 13.00 Salon orkestrası.
Zamanla bozulmağa müsait her türlü yiyecek maddelerinin frijider İçinde uzun müddet lezzet ve tazelerini kaybetmeden muhafaza edildiği herkesçe malûmdur. Frijider ve yahut her hangi bir usulle muhafaza edilecek olan bir gıda maddesinin, evvelâ, cinsi, ne kadar zaman muhafaza edileceği, bu maddenin ileride ne şeklide kullanılacağı ve piyasada bol miktarda bulunup bulunmadığı göz önünde tutulur. Bugün harb dolayısile Birleşik Amcrikada frijider malzemesi ve yedek parçaları İmal edilemediğinden bir çok aileler evlerindeki elektrikli buz dolaplarından istifade edememektedirler. Bu yüzden evlerinde saklamak istedikleri yiyecek maddelerini bozulmadan uzun müddet tutamadıkları için büyük güçlükle* karşılaş-mulardır. Bilhassa büyük çarşı ve pazar yerleri olmıyûn ufak şehirlerde halk bu yüzden büyük sıkıntılara maruz kalmağa başlamıştır. Bu güçlüğün önlenmesi için son zamanlarda Amerikanın hücra şehirlerinde halkın is-LİEultf etmesi İçin yüzlerce buz dolabını havi t-Frijider başkası.'! namile buzhaneler teşekkül etmeğe başlamıştır
Geçenlerde kısaca bahsettiğimiz bu frijider bankalarının birincisi. Atlantik sahillerinde New - Jersey eyaletinin Flemington şehrinde yaşıyan Hubert Hilder namında bir zat tarafından düşünülerek tesis edilmiştir. 500 a-ilenln ihtiyacını karşılıyan bu buzhanedeki dolaplar, tıpkı alel-âde bankalardaki şahıslara ait. mücevherat ve diğer kıymetli eş-ya'arın saklandığı çelik dolaplara benzemektedir Yalnız bunların bir farkı, üst üste aerl halinde sıfırdan aşağı derece) hararette binanın bodrum katında tutulan bu dolapların müteharrik oluşu ve bir elektrik düğmesine basıldığı zaman asansör gibi r min katma yükselmesidir.
Birleşik Amerlkada son zamanlarda fazla rağbet görmeğe başlıyan bu frijider bankaları, harb sonrası memleketin her tarafında inşa edileceği kuvvetle tahmin edilmektedir. Harb esnasında halkın bu mübrem ihtiyacının karşılanması için bugün 8 binden fazla antreponun bodrum katlan buzhane haline getiirlmiş ve bir çok kişi bu buz mahzenler’nden istifade etmekte iseler de bunların büyük bir mahzuru vardır. Yiyecek maddelerini bu mahzenlerde muhafaza edenler gayet soğuk olan by buzhaneve girerken çok kalın palto ve eldiven giymeğe mecbur kalmaktadırlar. Halbuki modem buz bankalarında müşteriler zemin katındaki holda. bir elektrik düğmesine basar basmaz elektrikle müteharrik olan dolaplar, tıpkı bir asansör gibi yukarı çıkmakta ve bu suretle dolap «rahipleri tahtessıfır derecede bulunan bodrum katına İnmek zahmetinden kurtulmaktadırlar.
Bu ultra modern ve gayet sade bir tarzda İnşa edilmiş olan Ifrijider bankalarının önden görünüşü tıpkı bir kasap dükkânına benzemektedir. Binanın kâ-milen camdan olan ön kısmı iki türküler, 12.45 bölüme ayrılmıştır. Bunlardan dükkân kısmında bir kasap dük-
-V «f
9—
t
İtip i

*■-
4
Frijider bankası kuran Hileler ve zevcesi bankadnki gözlerine yiyecek mu (İdeleri yerleştiriyorlar kânında bulunan, terazi, satır,' et tahtası ve saire gibi malzeme bulunmaktadır. Diğer kısımda ise yazıhane vardır. Dükkânın bür kölesinde soğuk hava tertibatını havi bîr tezgâhta her türlü taze sebze ve meyva bulunmaktadır, Bankanın daimî müşterileri. buradan toptan ehven fiatle aldıkları yiyecek maddelerini dolaplarına yerleştirirler ve bu suretle dışarıdan taşıma zahmet ve masrafından kurtulurlar, teabettikçe haftanın bir kaç günü gelip dolaplarından istedikleri maddeleri alıp evlerine götürürler, Bu frijider bankasından İstifade etmek istiyenler tıpkı bir kulübe âza olur gibi buraya kaydolur ve her ay verdikleri u-fak bir ücret mukabilinde bir dolap sahibi olurlar.
Dolapların kullanıldığı odaların döşemesinde üzerlerinde nu-marslar yazılı kare kapaklar vardır, Dolabım kullanmak istiyen bir müşteri kendi numarası bulunan kapağı kaldım ve duvardaki aynı numaralı elektrik düğmesine basar. Bu basit ameliye-yl müteakip tıpkı bir asansör gibi 3 ü üst üste bulunan dolaplar yavaş yavaş yukarı çıkar, matlûp seviyeye yükselince düğmeye tekrar basılarak dolap durdurulur. Dolap sahibi anahtarlle kilidi çevirir kendine mahsus gözün kapağını açar ve o hafta zarfında ihtiyacı olan et, sebze, meyva gibj maddeleri alır, dolabını tekrar kilitler ve düğmeye basarak buz mahzenine indirilir ve döşemedeki kapağı kapar.
Felemington Frijider bankasının mucldi M. Hilder. beyanatında küçük şehir ve kasaba halkı için bu ultra buzhanelerin ideâl olduğunu ve harb sonrası bu sistemin Amerikanın her tarafında tatbik edileceği kanaatinde olduğunu bildirmiştir. Amerlkada bundan sonra yeni inşa edilecek aparlımanların bodrum katları kamilen buzhane olarak İnşa edilecektir. Bütün kiracılar burada kendilerine tahsis edilen büyük buz hücrelerine toptan miibaya edecekleri bütün senelik erzaklarını bozulmadan muhafaza edebileceklerdir
Halk buzhanelerinden çiftçiler çok İstifade etmektedirler.
KUTUP KIZI
AŞK VE MACERA ROMANI
Yazan: Stanley Shaw Çeviren s (Vâ • Nû)
V Tefrika No. 47 j
Meçhul adam, birkaç dakika sonra ıstıraplı bir uykuya daldı. Jeıuen de, demin Kerrykıln yerleştiği koltuğa lyi.ee gömüldü.
Gözlerini yumdu. Kendinden geçti.
Acaba iyice uyudu mu? Yoksa, uyku lle uyanıklık arasında bir halde miydi? Her neyse, bileklerine soğuk bir maddenin temas ettiğini duyarak gözlerini açıverdi.
Bir de ne görsün? Ellerine kelepçe takılmış!
Jensen, etrafına bakındı. Hastanın başucunda dikilerek kendisine bir tabunca uzattığını gördü.
Demin can çekişen odam, onu dliımle tehdldedlyordu.
— Ses yok! — diye haykırdı. — Ağzınızı açmıyacaksınız! Yoksa ateş ederim. Kalkınız, bana yardım ediniz. Benim bir fare kadar blla takatim yok Şu İspirtolu içki şişesini verin bakalım!
Jensen o derece afallaınıştı kl, deminki lıajıtanın ne yaptığını, ne dediğini iyice fark bile etmiyordu. Fakat, o, emrini tekrarladı. Jensen de
ayağa, kalktı. Bir etajerin üzerinde duran İçki şişesini kelepçeli ollerlle aldı.
Adam, şişeye ağzını dayadı; lık lık İçti. Birdenbire kuvvetleniverdi. Daha anlaşılır şekilde konuşmağa boşladı.
— Haydi bakalım, bana şimdi yardım ediniz de telsiz telgraf makinesinin yanma gideyim. Burada bir Alet olduğunu demin gelirken antenlerden anladım.
Meçkhul adam, ona tabancasını gösteriyordu. Buna rağmen, Jensen lereddüdettl. Hosmı pek zayıftı. Sıska ve donmuş bacakları üzerinde sendeliyordu. En hafif bir hareket yaparak, bu takatsiz va bandajlı par-maklarlyle tetiği çekmesi belki de kabil değildi.
Fakat yükseklen atıyor:
— Haydi bakalım çabuk! Beklemeğe vaktim yok. Acele edelim.
Adamın, hakikaten ateş etmek azminde olduğunu hissedince, detektif, emre İtaat etmenin daha mantıklı olacağını düşündü- Hem kendisinden
İstenen de pek o kadar büyük Iş değil-
Ayağa kalktı. Adanı, takatsizlikken onun omuzuna dayandı. Telgraf salonuna geçtiler.
Hasta, yayvan bir sesle, sanki tekrar hezeyana yakalanmış gibi:
— Ugly!,. Uglyl.. Ugiy!... Benim... - diye tekrarlayıp duruyordu.
Fakat, verici makinelerin karşısında daha mantıklı davrandı.
Oturdu. Reseptörü eliyle düzeltti. Tabancayı sol eline aldı. Hem makinede çalışıyor, hem de Jensen'l teh-dldetmekte devam ediyordu.
Jensen, bir kâbusa yüakalandığım zannetti. 4
Hasta, sargılı elleriyle mors manf-plllâtörünü harekete getiremedi. Ancak bazı mavimsi kıvılcımlar fışkırttı, İşte o kadar! Donmuş parmaklarında kâfi çeviklik yoktu.
— Uglyl Uglyl Uglyl - demekte devam ediyordu.
İstediği mesajı gönderemediğini anlayınca, r-sefle iç geçirdi. Elinde tabanca olduğunu unutarak, elini alnında gezdirdi.
Jensen, tam fırsat olduğunu for-koünlştl. Kelepeçelİ ellerini havaya kaldırdı, çeliklerin bütün ağırlığım meçhul odamın kafasına lndlrlvere-cekll. Lâkin bu fikrinden vazgeçti.
( — Niçin bupu yapayım? — diye düşündü. — Bırakayım, bu meçhul adam gönlünün dilediğini yapsın. İh-
timal ki, pek enteresan bazı sırlar öğreneceğim. Hâdiselerin alt yanı nasıl gelişecek, bekllyeylm.»
Vurmak üzere kaldırdığını'ellerini indirdi.
Adam, o esnada başını çevirdi. Jen-sen'ln ne yapmak istediğini farkettl. Kendini korumak İçin kolunu kaldırdı.
Sonra, tehlikenin geçtiğini anlayınca, o da tabii vaziyetine geldi.
— Size bir şey soracağım. — dedi. — şayet şu kelepçeçlerl elinizden çıkarırsam, doğru dürüst oturur musunuz? Bir telgraf gönderememe mâni olmaz mısınız?
— Bilâkis! — dedi. — Size yardım bile ederim, Bu mendebur kelepçeleri bana niçin taktığım» anlamıyorum bile. Ben fena bir İnsan değilim.
O cihetleri size soran yok... Siz benim dediklerim! yapınız
Aç, yorgun, susuz ve hasta olan bu adam, külliyetli miktarda İspirtoyu midesine İndirdiği İçin sarhoş olmuştu. Jensen onun karşısında müsait bir oyuncu rolünü oynamak yolunu tuttu. Kelepçelerin çıkarılması İçin ellerini usatH. Adam kelepçeleri çıkardı.
Jensen, ona:
— Söyleyin bakalım, benden ne istiyorsunuz? - dedi.
— şuraya oturun I Söylediğim v-kllda hareket ederek şu nıanlpülâtö-rüfi tuşlarına boam. Elimi omuzunuza
Halk doktoru
Grip mikroplarının kulaklara, gırtlağa ve nefes borularına hücümü
Ağızda, burunda, boğazda çoğalan mikroplar orta kulağa hücum «terler. Dışardan kulak zarına gelen havanın baskısını azaltmak ve muvazeneyi temin için boğazdan orta kulağa hava gitmektedir.
Grip mikropları bu yollardan her hangi birini ve yahut her ikisini işgal etlerse kulak nezlesi zuhur eder. Kulaklarda uğultu, vâdilerde kuvvetle akan derelerin gürültüleri duyulur gibi olur, çünkü orta kulağa boğaz cihetinden hava götüren (kanal) da, yolda' nezle olduğundan tıkanıklık vardır. Hava tam gidemiyor.
Sağlam İnsan tükürüğünü yutarken bir iki kulağın İçinden (çıt) diye bir ses duyulur. Bu yolda nezle olursa tükürük yutulurken (çıt) duyulmaz.
Orta kulağı saran (mikrop) lar bazı defa ufunet yaparlar. İrin, cerahat hasıl ederler. Hattâ bazı defa kulak zarını bile İltihaplandırırlar. Ve dış kulaktan irinli akıntı gelir. Bu akıntıyı ve kulak nezlesini çabuk iyi etmek gerektir. Eğer vaktinde tedavi edilmezse (kulak zarım) delerek İnsanı sağır eder. v« yahut orta kulaktaki dr İn şakak kemiğinin İçine girerek büyük ameliyat yapılmasına lüzum görülür. Vaktinde ameliyat yapılmazsa irinler İç kulağı sarar Felâket ve tehlike artar.
Gerek (grlpı de ve gerek başka bu- | İOştinci hastalıklarda (kulak kepçesi) nin arkasındaki kemikte ağrı, sızı, sancı zonklama, kırmızılık, şişkinlik görülürse hemen kulak doktorunu, operatöre, bir hekime mutlaka gidiniz kİ ölüm pençesinden kurtulasınız.
Küçük çocukların bir çoğunda husule gelen sürekli sağırlık uzun zaman devam eden kulak akıntısının sonucudur. Bunlan her Aile bilmelidir.
Grip mikroplarının gtrtlağa hücumları gırtlağı saran mikroplar Üstte ve altta bulunan (ses telleri) ni biraz ufunetlendirirler, şişirirler. Bundan ötürü ses tutukluğu, sts bozukluğu husule gelir. Se$ kalınlaşır
İnsanı yaşatan uzuvlardan biri, ve önemlisi nefes borıılarile ak ciğerlerdir. Bu çok değerli cihazı, düşmanların ve zararlı
Yazan Doktor HAFIZ CE ıLOKMAN HEKİM)
rlnden korumak İçin Allah (ses cihazı) olan gırtlağı lüzumunda kapanmak üzere bir kapı ile donatmıştır. 'Bundan başka gırtlaktan sonra gelen en kalın nefes borsunun içine ( öksürük ve gıcık yapan bir bölge) yaratmıştır.
Bu bölgeyi kirpik biçiminde bir çok çıkıntılarla süslemiştir. Bu yer ak ciğerlerin en mükemmel bir istihkâmıdır. Tabyasıdır.
Neşe lle yemek yerken aceleden vo yahut gülerken bir pirinç tanesi yolunu şaşırarak gırtlağı geçip istihkâma geldiği zaman burada olan Kir- ■. pikler düşmanı sararlar, boğarlar, buhb sırada bir gıcık gelerek ve şiddetle L-J öksürerek pirinç tanesini dışarıya Û_ defederler Ciğerleri kurtarırlar. CM
İşte her ne vakit ki ciğerlerin Içine'fc doğru bir madde ve mikroplar gelir- ® lerse bu kuvvetli kale vasıta sile dışa- C rı atılırlar. O
Nefes borularının Ve ciğerlerin en'j/j dayanıklı istihkâmları, kaleleri olan J— bu bölgenin klrplctklerlnl kim harap eder, kim felce, nüzüle uğra-tır bilir misiniz? Tütün - ispirtolu (D İçki - devamlı duman ve tozdur. Bu (D İstihkâmlar İş görernlyecek bir hale^ geldikleri zaman her hastalığı ve gribin d!e mikropları bu (serbes 11- q inan!) dan geçere^ nefes borularının en derin noktalarına ve ak ciğerlerin "O İçine girip yerleşirler.
Bunları yazmaktan maksadım, öte- ro den beri sigara ve içki kullananlar- O da grip hastalığının mikropları nefoa borularını sardığı zaman (2-3) kilo-dan fazla balgam getirirler. Ve çok defa (zatürrie) ve hattâ zatülcenp yaparlar. Kalbi bile zayıflatırlar. Tehlikeyi arttırırlar. Bu gibi hastalarda balgamları bir an evvel çıkarmak vr kalbi kuvvetlendirmek lâzımdır.
maddelerin teslrle-
Teessüfle yazmak isterim kİ memleketimizde tütün ve İçki kullananlar, günden güne artıyor. Boğaz, gırtlak ve göğüs içindeki uzuvlar zayıf düşüyor. Bu sebeplerden ötürüdür ki blzdekl dehşetli gripler bu yerleri sarıyorlar. Ve araşır* çok tehlike doğuruyor LOKMAN HEKİM
Sıtma savaşında çalışmak istiyen serbest tabiplere
Vekillik makamından tebliğ edilmiştir:
4707 sayılı olağanüstü sıtma savaşı kanunu hükmüne göre bu savaşta çalışmak İsteyen serbes tabiplere ayda 300 1lra ücret ve memuriyet mahalline kadar ?atl yol harcırahları ve köylerde gezdikleri müddetlere alt nakil vasıtası bedeli verilmek ve tayinleri Sıhhat Bakanlığınca yapılmak üzere isim, adres ve şimdiye kadar bulundukları hizmetler) gösterir bir İstida İle Valilik makamına mü-racaatalrı rica olunur.
Çiftçiler hem şahsi ev ihtiyaçlarının karşılanması hususunda istifade ettikleri gibi hem de şehirlere gönderdikleri yaş. meyva ve sebzeleri bu buzhanelerde u-zun müddet çürümeden muhafaza edebilmektedirler.
Harbden sonra Birleşik Amerikanın her tarafında inşası düşünülen bu gibi frijider tesisatları sayesinde kalabalık sanayi şehir •erinde yaşıyan işçiler çok az bir ücret mukabilinde bu bankalardaki buz dolaplarından istifade edebileceklerdir.
Halk evleri ve Kurumlarl'
★ Eminönü Halkevinden: 8/4/1948 pazar günü saat (16-da Evimiz salonunda Solist bayan Sofi Vekile tarafından bir piyano konseri verilecektir. Glrls davetiyeleri Ev Bürosundan dağıtılmaktadır.
★Fatih Halkevinden: Evimizin (Öç sesli halk havaları korosu) nun 30 mart 945 cuma günü Şehir Tiyatrosu Komedi kısmında vereceği konser tiyatroların 10 gün kapalı bulunması dolayısile 12 nisan 1945 perşembe günü saat 17.30 da aynı yerde verilecektir. Evvelce dağılılmış olan davetiyeler o gün için muteberdir.
Uf Kadıköy Halkevi başkanlığından: 9/47945 pazartesi günü saat 18,39 da Tokat Millet Vekili sayın Refik Ahmet Sevengil tarafından (Şair şeyhülislâm Yalıya) mevzulu bir konferans verilecektir.
rGömlekişH
| ü İKİNCİ SİN 11 GÖMLEKLİ I
Te): 20098 Slrkec’ "■■■■
koyacağım. Ben nasıl basarsam siz de Aleti öyle hareket ettireceksiniz. Ben bastırdım mı basacaksınız, ben kaldırdım mı kaldıracaksınız. Haydi tecrübe ediniz bakalım.
Jensen. zaten mors İşaretiyle telgraf çekmeyi bir dereceye kadar öğrenmişti. İstenilen pozisyonu aldı.
— İsmi (Kin.) olan biriyle konuşmak istiyorum. Yalnız onunla konuşacağım, Benim ismim Ugly, Ugly, Ugly... Tabi! bunlar müstear isimler. — diye meçhul adam izahat, verdi. — Bu kelimeleri morsla hecellyeceğlm, mümkün mertebe uzun, müddet bu kelimeleri çekeceğiz. Omuzunuza dokunuyorum, anlıyor musunuz?
Kısa bir tecrübeden senra, kıvılcımlar hşkırdı. Adam, memnun, haykırdı: ‘
— Tamam, mükemmel! Siz hiç do beceriksiz değilmişsiniz! Şimdi blk-maksizm. ŞU kelimeyi çekiniz: Kin, Kin, Kin... Alâ... Kâfi galiba... Şimdi, dediğimi dinleyin, başka bir şey dikte ediyorum. (Ben Ugly). bunları da morsla çekiniz. (Ben Ugly. Kln'l İstiyorum. Kini Kin! Kinli Yalnız onu istiyorum, başkasını İstemiyorum. İstediğim, Kin! Kin! Kin!)
Buraya, böyle bir telgraf makinesinin başına geçmesi ve meçhul bir adam tarafından, meçhul bir adanı», meçhul bir telgraf çekmesi Jenseıı'in Küçük Bnbos’a ğcldlğinctcnberl maruz, kaldığı en garip hâdiseydi.
Kendi dertlerini unuttu; bütün gayretiyle, şu Kin her kimse onu bularak kendisiyle muhabere temin etmeğe çabaladı. Hasta, donmuş par-maklarıyle onun omuzuna ne işaert verirse aynını çekiyordu.
Manlpülâtöre her dokunuşunda, etrafa mavi kıvılcımlar yayılıyor, hava elektrikle dolu. Saçlarının ucu âdeta uçacak gibi...
Nihayet, meçhul adam, memnuniyetle İçini çekti ve mırıldandı:
— İşte oldu... Cevap veriyorlar- Muhabere temin ettik. Fakat hayır, hayır... şu kelimeleri çekin! (Mersi. Bizzat Kln’l İstiyorum. Bizzat Kln'l... Çabuk olunuz.»
Bir müddet durdu.
Cevap veriyorlardı.
Adam, dört kulak kesilerek dinledi ve kendi kendine söylendi:
«— On dakika mühlet istiyorlar.»
Şu sözler! çektlrttl:
— Pekâlâ, on dakika beklerim. Fakat acele ediniz. Büyük müşkülâtla telgraf çekiyorum.
Jensen bu sözleri de çekti. Meçhul adam, böylece, vazifesinin ilk kısmını dn bitirdikten sonra kendini bir sandalyenin üzerine koyuverdi.
— Allah aşkına, bana şu ispirtolu içkiden biraz veriniz. Yoksa takatsizlikten. bayılacağım. - dedi.
(Arkası var)
8 Nisan 194a
AKŞAM
BâTHTı? 7
U. . rl n --L.ru--.-U- , L LJ- Lü -L. . 1. SOĞUKKANLI OLMALISINIZ |
T©ırBht@m SaıhQf®l@ır !


İstanbulda bir Kerbelâ meydanı!
Dördüncü Sultan Murat devrinde Sadrazam Boşnak Hüsrev paşa neferde iken Sadaret kaymakamlığında bulunan Boşnak Recep paşa Hüs-rev paşanın azlinde Sadaretin kendisine tevcih olunacağını fiml-dederken Hafız Ahmet nın mühre nail olmasını menıiş, Hafız paşaya karşı derin bir kin ve adavet bağlamış, aleyhine fesat tertibine koyulmuştu.
Diyarbatarda orduda bulunan zorbalar kendilerine daima müsait bulunan Hüsrev paşanın azlinden sonra (Sıra bizi izaleye gelecek) diye endişeye düşmüşlerdi. Bu sebeple onlar da Hüsrev paşa gibi heybeli bir serdarı azle şebep olanları İmha ve Hüsrev paşayı Sadarete iade eylemek için aralarında söyleşiyor, haberleşiyorlardı. İstanbulda akdolunan bir meşveret meclisinde (askerler zebun halde bulundukları için) ordunun îstan-bula celbi kararlaşmış!!. Kapı kulları İstanbula geldikleri gibi zorbalar ve bunların yüzleri geçen etbaı da ulufe bahanesiyle sel gibi başkende aktılar. Bu suretle İstanbulda tam fitne koparmak için lâzım gelen unsurlar toplanmış bulundu.
Recep paşanın garazını yürütmek İçin «mal bezli» ile zorbalar arasında yaptığı tahrikler semere yerdJ. 1632 senesi şubatının 6 sında — 15 receb 1041 — kul taifesi ile zorbalar tayam ederek Atmeydanında toplandılar.
fSit ve savleti Aceme velvele salmış Hüsrev paşa gibi bir veziri azlettir-meğe sebep olanlar padişahın dostu değillerdir.) diye Şeyhlslâm Zekeriya sade Yahya efendi, Veziri âzam Hafız paşa İle Sultan Muradın cümlesi on yediye baliğ olan mukarreplerlnl defter ettiler ve ("Bunları ver! Paralıya-lım!» diye padişaha haber gönderdiler. O gün İstanbulda çarşılar, dükkânlar kapandı. Irz ehli olanlar korkularından evlerinin kapılarını kapadılar Daha 2iyade korkanlar İstan-buldan uzaklaştılar.
Hep bir ağız kullanan kapı kulları saraya hücum ettiler. Babı hümayuna vardıklarında, padişah namına kendilerine (Bugün sabredin. Yarın, cevap veriliri denildi. Döndüler. Fakat dağılmıyarak bütün geceyi At-meydanında geçirdiler. Seherle be-reber gene Babı hümayuna dayandılar; evvelki sözleri tekrarladılar. Üçüncü günü divan olacağından, baş-
paşa-çeke-
I Diye bağrışarak hall'den kinayeler ve imalarda bulundular. Hattâ velvele arasında açıktan açığa:
— Ya hainlerin kelleleri verilmeli! Ya. Sultan Murat tahttan inmeliI
Gibi süsler -de İşitildi. Bu sırada fitnenin asıl muharriki olan Recep paşa, haremde padişaha sûretl haktan diller döküyor. Sultan Muradın ayağına düşerek yalvarıyordu:
— Padişahım! Bu müfsltlerl teskin lâzımdır. İllâ bir veçhile cevaplan mümkün değildir. Eğer ben kolunu dahi İsterlerse ver. kİ kul efendisi yoluna kurban olagelmiştir! Kullar istediklerini eslâfınızdan da almışlardır. Birkaç bendeniz gitmekle nesne lâzım gelmez. Amma hak saklasın! Eğer bu bedhahlar teskin olmazsa hal müşkül olur. Nizamı devlet muhtel olur!
Kâtip Çelebinin fezlekede nakline göre, bu sırada Racep paşa:
— Hafız paşayı padişahımız lisanından saka Mehmet ağadan rica edelim: belki makbul ola!
Yolunda saltanat şerefin.! büsbütün İhlâl edecek sözler de söylemişti.
Sultan Murat düşündü, taşındı: gördü, ki bunlar hepsi yekdll; bu halde haklarından gelmek müşkül! İki şerrin ehveni ile hareket etmeği kerahetle zaruri buldu. Bostancıbaşı Cafer ağayı Hafız paşayı geri getirtmeğe gönderdi.
Cafer ağa, kayığı henüz Üsküdara yanaşmakta olan Hafız paşaya san-daliylc yetişti:
— Ski padişah İster!
Diyerek yanına aldı ve padişah huzuruna götürdü. Sultan Murat Ba-büssaadcnln açılmasını emretti. Tekrar dışarıya çıkarak tahtında karar etti. Kapı kulları da biraz çekilip durdular. Padişah parmağıyle İşaret ▼e tâyin ederek, iki sipahi ile İH yeniçeri çorbacısını konuşmak İçin yanına çağırdı. Kendilerine nasihatler etti. Fakat herifler:
— Cümle askerin cevabı: Padişahım! Devletine bedhah olanları elbette vermek gereksiz, ki teşetfi oluna!
Diye garazlarını tekrar ettiler.
Çare yoktu. Hafız paşa abdest almış, harem kapısında duruyordu. Padişahın son sözleri de tesir etmediğini anlayınca, hemen çıktı. Huzuru hümayuna geldi:
— Padişahım! Hafız gibi bin kulun yoluna fedadır! Ancak ricam budur ki beni sen Öldürme! Ko, bu zalimler hûnu nahakkımı döksünler ve beni şeh! detsinler. Lütfedip meyyitimi üc-ködara defenttir esin! Eytamım fıklirasına da İnayet nazarını rica ederim!
Diyerek yer öptü. Sonra Kerbeia meydanında imiş gibi merdane yürüdü. Teessürü son hadde varan genç padişah makramasını yüzüne tutup ağlıyordu. Bu hal ve manzara karşısında ciğerleri yanan bütün enderun ağalarlle divanın erbabının gozlerin-
İçeriye yürüdüler. Divanhane askerle doldu. NamU zorbalar:
— Padişaha sözümüz vardır. Ayak divanına çıksın!
Diye bağırıp çağırdılar. Sarayın İç halkı Genç Sultan Osman vakasına benzer bir olay çıkacak, tarav yağma olunacak korkualyle hayret ve ihtiraz İçinde silâhlandılar. Bu sırada Recep paşa Sultan Muradın huzuruna girip padişaha ayak divanına çıkmak lüzumunu anlattı. Sultan Murat çıkmağa, hazırlanırken de:
— Padişahım! Abdest alın, öyle taşra çıkın!
Diye kalbe korku verecek bir ihtarda bulundu. Padişah bu İhtara göre hareket etti mi? Tarihler bu noktada sâklttlrler!
Dışarıda taht kurulunca, padişah çıktı ve tahtında oturdu. Şeyhler, ülema, ayan huzurunda:
— Nedllr kullarım muradınız?
Diye sordu. Zorbalar tâbire gelmez derecede edepsizlikle dil uzatarak Hafız paşa İle devletin muteber erkânından defter ettikleri on yedi kişi için:
— Bize ver! Paralıyalıml Zira bunlar devlete ve padişahımıza dost de-deği ilerdir.
Diye kaba kaba söylendiler. Padişah kendilerine mâkul cevaplar vermeğe kalkıştıkça dinlemediler. Fasit garazlarını tekrar ederek ve çağırılarak:
— Elbette verlrslzl Paralarız’ Yoksa İş gayrı olurl
Dediler. İstediklerinin yapılmasından başka bir şeye kulak asmadılar ve Sultan Murada el uzatacak kadar yaklaşmağa başladılar. Mksatlari bir saltanat fitnesi uyandırmak olduğu hlssolunuyordu.
Padişah bunların hal ve katinden niyetlerindeki fesadı anlayınca:
— Mademki cevaba kulak tutmaz-sız ve kabili hitap değllslz! Niçin beni taşra dLvana davet ettiniz?
Diyerek tahtından kalktı ve İçeriye teveccüh etti.
Enderun ağaları padişahı ortalarına alarak İçeriye götürdüler. Kul taifesi Sultan Muradın arkasından sel gibi harem kapısından İçeri girmek İstediler, Fakat kapı harem gılmani tarafından yüzlerine kapandı.
Kapı kapanınca âsilerin gayız ve , hiddetleri ziyadeleşti. Gürültü yüksel-yçuııçu guuu uıvau uıULd^ıııuau, M09— ka cevap alamayınca, hücum ederek. “*'
Orta kapıya vardılar; o gün vezirler- — Padişahım'! Mademki bu on yedi den Bayram paşa Sadrazama şu ha- klçly! vermezsin, biz işimizi biliriz! beri gönderdi:
(Medet! Zinhar! Devletli sultanım! Olmıya kİ bugün meşverettir deyü divana gelesin! Hemen lhtlfa eyllye-siz. inşallah bu cemiyete tefrika gelir, İllâ bir zarar tereltübetmekten korkulur.)
Haberi, götüren adam, Hafız paşaya Aslanhane önünde atma binmiş olarak Sadaret mevkiblyle rasgeldi. Bayram paşanın nasihatini tebliğ etti. Hafız paşa gülümsiyerek:
— Var, bizden selâm eyle. Zuhur edecek kazâl mübrlml rüyamda gördüm. Ölmekten gam çekmem. Hüda-nın takdirine teslimimiz vardır. Evlât ve iyal ile hellâllaşıp çıktık. Alnımızın yazısı ne İse o olur!
Diye kazaya rızasını ve korkmuş görünerek sarayına dönmekten ta-hassul edecek âr ve hacalete ölümü tercih edeceğini bildirdi. Hafız Ahmet paşa saray kapısından içeriye girince kalabalık İkiye ayrıldı. Paşa bu hareketi. kendisini selâmlamak arzusuna hamlederek selâm verdi. Halbuki berikiler eeplerlni, koyunlarını taşlarla doldurmuşlardı. Sadrazam geçince kapı kulları bağrışarak arkasından taş yağdırdılar. Yaralanıp atından aşağı yıkılan paşayı yanındaki şatır-ları koltuklarına girerek süratle (hastalar odasına) ve oradan saray İçine kaçırdılar. Paşa buradan bir merdivenle duvardan aşıp saray bahçesine İndi.
Sipahiler şatırlara hücum ederek birini hançerle göğsünden vurup öldürdüler; diğerini de yaraladılar. Kalanlar mevklptekl erkânla beraber karmakarışık halde saraya siğinark kapandılar.
Hafız paşanın at takımı İle üst kaftanı ve mücevvezesi talan olunmuştu. Paşa içeride Bostancıbaşıdan padişah libaslarından aldığı bir kaftan ile mücevvezeyl giyerek huzura girdi. Vaki hal hakkında Sultan Murada maruzatta bulundu.
Müverrih Peçevi İbrahim efendi bu noktada şöyle bir rivayet kaydediyor:
[Hafız paşa huzura çıktığında, padişah:
— Bunun aslı nedir? diye sormuş, paşa da:
— Bazı oğlan, uşak haşarılık ettiler. Hançer sıyırdım. Cemiyetlerini dağıttım!
Cevabını vermiş.
Sultan Murat, Hafız paşa hakkında:
— Derdmend ölüne! ye kadar yatan çığını bırakmadı!
Dermiş.]
Ancak durum böyle tafra satmağa ve yalana hiç de müsait değildi. Hafız paşa mührü hümayunn öperek. Sultan Murada teslim İle kaçmağa tein istedi. Sultan Murat da «destur verdi». Hafız paşa Yalı köşküne indi. Saraydan yetiştirilen tebdil kıyafetile bir kayığa girip İİsküdara kaçtı.
Hafız paşanın hastalar oda-;_____________________________________ ________
sından saray içine kaçtığı anlası- de yaşlar görünüyordu.
İraca kapı kullan da orta kamdan Hafız Ahmet pa-atı meydana Edrince
i
— İngilizceden
gm lâfı, gayet kolaylıkla panik yaratabilir. Baltbnore’da ortada bir şey yokken, birinin «Yangın var I» diye bağırması yüzünden, ortalık karıştı, hiç yoktan 40 kişi ezildi.
Böyle bir vazıyette takınacağınız tavır hakkında önceden söylediklerimi düşünüverirscnlz hiçbir şey kaybetmezsiniz. Çünkü kalabalıkta sıkışacağınız raman, kurtuluş çaresini aramak pek geç olacak.
İşte size belki bir gün hayatınızı kurtaracak olan birkaç tavsiye:
1) Umumi bir yerde oturduğunuz zaman o binanın ikinci kapısını derhal tespit edin; çünkü ekseriyetle müşteriler girdikleri kapıdan çıkarlar. Bu şekilde hareket ederseniz kargaşalık kazalarını önlemiş olursunuz.
şikago’da İrokua tiyatrosunda dn ita tane kapı vardı; buna rağmen ahali üç muayyen kapıdan girip çıkmağı âdet edinmişti. Bu yüzden bir gün husule gelen bir panikte 575 kişi öldü.
2) Herkesin korkup koşuştuğu bir anda soğukkanlılığınızı kaybetmeyiniz, Birkaç saniye kımıldamayıp ahalinin hangi kapıya doğru hücum ettiğini ve vaziyetin ne dereceye kadar vahim olduğunu anlamağa çalışınız. Ondan sonra harekete geçersiniz.
3) Hiçbir tehlike olmadına ahaliyi İnandıran soğukkanlı insanların sebepsiz kargaşalıkları pek çok kere önledikleri görülmüştür. Her zaman muvaffak olunmazsa bile, bu şekilde hareket etmek çok doğrudur.
Louis anada, bir sinemada çıkan yangın esnasında, sinemanın sahibi sükûnetle dışarı çıkmalarını müşterilerden rica etti. Hiçbir hâdise olmadan ahali dışarı çıkarken, sinema-I nın üstündeki dans salonunda yangın kokusu duyan biri acı bir çığlık attı. Husule gelen kargaşalıkta 25 kişi çiğnenerek öldü.
4) Duman içinde bir yerden çıkmağa uğraşıyorsanız, yere doğru eğilerek yürüyün. Faöat tamamlyle yerde sürünmek tehlikelidir; çünkü birçok gazlar lıavalanmayıp yerde toplanır. Bu sebeple yanmakta olan bir odada,
| en emin hava takriben yerden ÜÇ ayak yüksekte bulunanıdır.
I 5) Dışarıya, çıkmadan evvel paltonuzu veya başka eşyanızı almağa çalışarak vaktinizi kaybetmeyin ve çıkabildikten sonra tekrar geri dönmeyin. Yanmakta olan bir binaya tekrar girmiş olduklarından dolayı ölen milyonlarca İnsan vardır.
Panik yaratabilecek her hangi bir vaziyetten sakınmak için şimdilik yapılacak tek şey vardır: O da sebepsiz yere' heyecanlananlara çatmaktır.
1 Kendi nefsinizi korumak isterseniz ■ bu şeklide hareket etmelisiniz.
Sinemalarda veya tiyatrolarla kllit-1 İçnmiş kapıların, helkeme salonlann-: da yığılan müşterilerin, nasıl bir kar-1 gaşalığa meydan verebileceklerini evvelden tahmin edip hesaplı hare-' ket ederseniz, pek çok tehlikeler at-' latmış olursunuz.
I Lüzumunda idareye şikâyet edin, ve yangın söndürme işleri şefine vaziyeti anlatın. Hattâ icabında, müş-tereddütmeyln.
Londrada bir tayyare hücumu es- ı nasında, aceleyle sığınağa giren bir kadınm ayağı takıldı ve düştü. Sığı- ; nağın merdivenlerinde husule gelen I kargaşalıktan korkan sinirli bir adam bağırdı. İçerideki ter sığmağın giriş yerinin bir bomba ile kapatıldığını zannettiler; herkes dışarıya fırlamak için koşuşmağa başladı. Çık- I mağa uğraşanlar, yen! gelip de içeri- ı ye girmeğe çalışan ahali ile karşılaştı. Aradaki müsademede 178 kişi ayaklar altında ezilerek öldü.
Mlşlgan'da, fakir çocuklar menfaatine verilen bir çayda bir kadına fe- : nalık geldi. Yanındaki arkadaşı heyecanlanarak «Su getirin!» diye bağırdı. Fakat o toplantıda bulunan beyinsizlerden biri bir sultefehhüme kapılarak, «Yangın var!..» diye haykırdığından. derhal davetliler, gayet dar olan merdivenlere doğru atıldılar. Koşunlardan bazıları düştü, öbürleri üstlerine yığıldılar. Yangın olmadığı halde bu sebepsiz kargaşalık 71 kişinin ölümüne sebeboldu.
Oklahama’da tek odalı bir mektep Noel bayramı münasebetiyle süslenmişti. Girip çıkanlar İçin bir kapı vardı. Bayram münasebetile dinî sahneler İhtiva eden bir piyes hazırlanmıştı, Azizlerden birini temsil edfea aktör sahneye çıktı; piyes başladıktan biraz sonra, aktörün pek uzun takma" sakalı yakınında yanan bir mumla tutuştu. Husule gelen kargaşalıkta Noel ağacı devrildi; herkes kapıya doğru delice koşuşmağa başladı O arada 36 kişi Bidü.
Pek çok kalabalık yerlerde panik her zaman mevcut olan bir tehlikedir. Şayet söylediklerimden şüphe ediyorsanız ahalinin mütemadiyen âkın ettiği sinemalara, meyhanelere ve dans salanlarına bakınız. Bundan az zaman evvel Nevyorktakl Broadroay tiyatrolarından birine gittim; ahalinin sokak kapısına, merdivenlere ve bekleme salonuna yığılmış olduğunu görünce çok hayret ettim. Çünkü içerideki müşterilerin çıkabilmesi İçin ancak altı adımlık dar bir saha kalıyordu. Şayet her hangi bir sarhoş saka kabilinden: «Yangın var!» diye ba- ı ğırsaydı, vaziyet ne kadar feci olurdu, tasavvur edin!..
Tiyatrodan çıkarak bir lokantaya girdim. Yemeğimi bitirip kalktığım za man, bekleme salonu o kadar hıncahınç dolmuştu ta paltomu bile giyemedim ve kendimi sokağa atmcıyu kadar akla karayı seçtim. Ancak e zaman vaziyetin fecaatini idrâk ettim. Lokanta kapısının kanatları sadece içeriye doğru açıldığından, müşterilerin dışarı çıkabilmesi son derece güçtü. Kalabalıkta çiğnenip öl-mek İçin bundan daha güzel bir tuzak tasavvur edilemez!..
Toplantı yerlerine mahsus nizam-1 namelerin gayet İyi tatbik edildiği ve. umum! yerlerin gayet sıkı bir nezaret t altına alındığı bir şehir olan Nev- , york'ta bu gibi vakalar olursa, disip- j linin daha gevşek olduğu ve müşteri-, İtrin girip çıkışının kontrol edilme-. diği memleketlerde vaziyetin ne olacağını artık talimin edersiniz!...
Filvaki tutuşmiyan birçok binalar vardır; fakat siz ve ben çiğnenmesi külât çıkartmakta kabil olmıyan insanlar değiliz!.. Yan- Hayatınız bahis mevzuudur.
Eskişehir gençlik karma takımının Afyondaki maçları
Afyon (Akşam) — Estaşehlrden davet edilen Gençlik Karma takımı 31/3/945 cumartesi şehrimize gelerek o gün saat 16 da Afyon spor stadyumunda Afyon Gençlik kulübünden futbol tatamlyle futbol maçı yapmışlar ve beşe karşı üçle galip gelmişlerdir.
1 nisan 945 te aynı saatte Askeri Güçle yaptıkları maçta 2 ye karşı birle mağlûp olmuşlardır.
Maçlar çok samimi bir hava içinde yapılmış ve birçok seyircilerin takdir ve alkışları arasında devam etmiştir. Misafirler, şehrimizde çok iyi vakit geçirmişler ve memnuniyetle Eskişe-hlre dönmüşlerdir.
oradan, buradan sipahiler de Jlerliye-rek üstüne hücum gösterdiler.
Paşa ilk önüne gelen ve (hamle edeyim) diye yanaşan sipahinin ağzına kahramanca öyle bir yumruk aşkettl, kİ herli hemen yere yuvarlandı. Diğer bir sipahi sıçnyarak hançerle Hafız paşanın başından vurdu; kulağına kadar yardı . Bir iiçüncüsü göğsünden hançerledi. Nihayet paşa yere yıkılınca diğerleri de kılıç ve hançer üşürüp padişah huzurunda on yedi yerinden yaraladılar. Daha hayatından ramak kalmış İken bir yeniçeri de göğsüne çıkıp boğazı altını çaldı; başını vücudundan ayırdı.
Dördüncü Sultan Murat’ta artık bakmağa takat kalmamıştı. O. bu anda kendi kendine bir giin fırsat bulursa bu hainlerden, zorbalardan İntikam, almağı düşünüyordu. Bu fırsat çok gedkmlyccck ve intikam da pek kanlı olacaktı!
Saray huddamı Hafız paşa un na'-şının âslline yeşil bir ipek örtü örttüler.
Artık İş bitmişti. Ayak divanı sona erdi. Padişah hareme girdi. Yeniçerilerle sipahiler saraydan çıktılar.
Hafız paşanın na'şı bu 1632 şubatının 9 unda Recep paşanın Sadaret makamına yükselmesi için sanki bir basamak oldu!
flütevmûn Kânl Jrtem
Kokteyl salonlarının tarifesi
Kokteyl salonlarının bir tarifeye bağlanması için bir müddettenberl yapılan incelemeler sona ermiştir. Pazartesi günü toplanacak olan. Tarife komisyonunda bu İş neticelenecektir. Fakat sayısı mahdut olan bu salonların şimdilik bir tarifeye bağlanmasına kati şekilde lüzum görülmemektedir.
■ Dr. A. Asım Onur
Ortaköy Şifa Yurdu
Şehir gürültüsünden uzak biı yerde büyük bir parkın içinde ve çamların ortasında fevkalâde güzel manzaralı, çok temiz • e iyi bakımlı, kadın, erltek her türlü hastalara açık hususî hastane. Sinirlerini ve yorgunluğunu dinlendirmek ve neka-hat devrini geçirmek istlyen-lere mahsus yegâne müessese Telefon: 84421
Çocuk hekimi doktor
Ahmed Akkoyunlu
Taksim - Talimhane palas.
Telefon: 82827
■znMI DOKTOR HMMI
Fethi Erden
LABORATUVARI
Kan, İdrar, balgam, mevaddı gaita tahlilleri ve (idrar vasıta-sile gebeliğin. Wc ödlerindeki kati teşhisi) yapılır.
Beyoğlu, Taksime giderken Meşelik sokağı Ferah apartı-manı.Tel. 40534
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Amerika Hariciye Nazırı.
2 — Harbde kullanılan müdafaa vasıtalarından - çıplak resim.
3 — Bir göz rengi - ismi var cismi yok bir kuş.
4 — Tersi bülbül gibi şakı demektir- Bir kaza merkezi - Tersi havalan.
5 — Mâli mal 11e değiştiren.
6 — Dikiş dikmek
7 — Remizi! söz müdür.
8: — Dadısı var.
9 — Öğütülmüş buğday - Keşide.
10 — Kolon - Tersi üstünden atlat demektir.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Mecburiyet, 2 — Ev, İle. Ova, 3 — Aruz, Lis, 4 — Birader, uiudağaçık, 8 — Rezegadavo, Radasak, 8 — Yol, ças, Yo, Evisıvayın, 10 — Tas, Kokona.
5 —
7 —
9 —
Sıtma mücadelesi 20 gün sonra başlıyacak
Sıtma mücadelesi İstanbul mınta-kası reisi Dr. B. Mithat, Ankarada Bakanlık nezdinde yaptığı temasları bitirerek, evvelki gün şehrimize dönmüştür.
İstanbul'da sıtma mücadelesine on beş yirmi güne kadar bilfiil başlanacaktır. İstanbul'un yıllardanberl sivrisinekten şikâyet ettiği Bakırköy, Şişli, ve daha birçok semtlerinde, hazırlanan plân mucibince birden faaliyete geçilecek ve sivrisineklerin uçmaları zamanına kadar bunların
yuvalarında İmha edilmesine çalışıla- Ç°Fa û*t °*UP satış harici kalmak ü. çaktır. Mücadeleye biran evvel baş- re satılacaktır. Hane İçinde cif
lamak lâzımdır. Çünkü öğrendiğimize göre İstanbul’un bir çok semtlerinde vc bilhassa Bakırköy'ünde .sivrisinekler havaların sıcak gitmesi yüzünden canlanmışlar ve evlerin İçin! İstilâya başlamışlardır.
Kadıköy birinci sulh hukuk yargıçlığı başkâtipliğinden; — 944/281
Davacı Desplna Siğonls ile dâvâlı Koçu nam diğer Kostantin KOndora-nın şayian ve müştereken mutasarrıf olduğu Kadıköyünde Caferağa mahallesinde Ağabey eski 9 yeni ve taj 19 kapı Sa. ve İ51 ada 7 parsel No. ve muhtar Ahmet vakfından bir bap hane Kadıköy birinci sulh hukuk mahkemesi İlâmına müsteniden vc işbu tarihi İlândan itibaren 20 gün müddetle ve evvelce yapılan ihalenin teshile yeniden mahkeme kaleminde esbabı müracaata açık bulundurulan satış şartnamesinde yazılı, şart dairesinde Kadıköy birinci sulh hukuk mahkemesi kâtipliğinde 2/5/945 gününe rastlayan çarşamba günü saat 10 dan 12 ye kadar açık arttırma ile satılacaktır. Mezkûr günde satış muhammen kıymetinin % 75 ini bulmadığı takdirde en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak û-zere müzayedenin 10 gün daha uzatılarak 12/5/945 tarihine rastlayan cumartesi günü saat 10 dan 12 ye kadar en çok arttırana kesin ihalesi İcra kılınacaktır. Satig tarihine kadar birikmiş bina ve evkaf vergi. borçlan ve mahkeme masrafları % 1. satış harcı hissedarlarına ve bu- Q lımtiuğu takdirde 20 senelik evkaf Q_ tavizi İle % 3. 75 rüsumu tellaliyesi müşterisine ait ait olarak satılacak-m— tır. Taliplerin % 7.5 pey akçesi veya O bir bankanın teminat mektubunu c İbraz eylemeleri lâzımdır. Gayri men- Q külün, evsafı İşbu hane Kadlköyiin- "J) de Cafer ağa mahallesinin Ağabey J— sokağı üzerinde haricen kagir dahi- ® len ahşap olup sokak kaplandan gl-rlldikte zemini çiçekli çini döşeli bir koridor üzerinde sokak cephesinde p bir oda yânında merdiven altından^ İnilir yarım bir bodrum ve bir hela alafranga ocaklı bir rmıtbak arka çthete tesadüf eden ve bahçeye kapısı bulunan bir oda ve buradan bah-"O Şeye çıkıldıkta etrafı kısmen duvar (D ve kısmen tel İle mahdut ve dahilin-de bir kuyu ve bazı çiçek fidanları (jj bahçesi vardır’! Birinci kata çıkıldık- I— ta uzun bir koridor üstünde ön veÇJ arka cihette iki ve yan cihetinde bir sandık odası ve bir hela vardır. Hane derunundaki muşambarlarla bahçedeki çiçek fidanları hissedar Ko---------------i.. 1-1-------- ygg.
Hane içinde elektrik, havagazı, terkos tesisatı mevcuttur. Kıymeti muhammenesi 8000 liradır. Sahası 88 metre murabbaı olup bundan 56 metre mürabbaı bina ve 32 metre murabbaı bahçedir. İşbu gayri menkulde hissedar Desplna Sigonls hissesi Yunan tebaasından Yorgi oğlu Yavuzar namına 2500 lira için ipoteklidir. İcra ve iflâs K 126 ncı maddesi mucibince İpotek sahibi alacaklılarla diğer alâkalıların gayri menkul üzerindeki haklarını hususlle faiz vg masrafa dair olan iddialarını evrakı müsbitelerite 10 gün zarfında mahkemeye bildirmeleri aksi halde hakları tapu slcilleri-le sabit olmadıkça satış bedelinin payloşnıvından hariç kalacaklardır. Ve daha fazla malûmat almak isteyenlerin mahkemenin 944/281 No. lı dosyasına müracaat eylemeleri ilâa olunur. «4381,
Afyon köylerinde kağnılar yerini at arabasına terkediyor
Afyon (Akşamı — İkinci cihan harbine girerken Afyonda yük arabası imal eden ancak sekiz on dükkân vardı. Cumhuriyet hükümetinin millete bahşettiği sulh ve sükunet ışığı altında köylülerin emeği İşe yaradı. çıkardıkları mahsul bol para getirdiğinden köyler zenginleşti, evvelce elli alinmiş liraya alamadığı at arabasını bugün yedi sekiz yüz liraya alabiliyor ve bu suretle arabacılık inkişaf ederek dükkân yekûnu birden 46 ya çıkmıştır.
Harbdon evvel haftada beş araba yapılırken şimdi haftada 70 - 80 araba yapılıyor ve bütün Afyon kazaları ve köyleri araba ile dolduktan 9onra civar vilâyet ve kazalara da hayli araba satılmaktadır. Afyonun hassaten, ova köylerinde artık kağnılar adını unutturacak kadar azalmıştır.
Lokman Hekim
(Dr. HAFIZ CEMAL)
Dahiliye mütehassısı
Divanyolu 104
Muayene saatleri Pazar hariç her gün 2.5 — 5. Tel: 22398
ZIPAÂT

çekilen kura ile aşağıdaki plâna gö-
BİRİKTİREN RAHAT-GD£Q
Senede 28.800 lira ikramiye
Zlreat Bankasında Kumbaralı ve İhbarsız tasarruf hesaplarında
12 Mart- 11 Haziran, 11 Eylül ve 11 Blrlnclkânun keşide tarihlerinden bir ay evvelki matlûp bakiyeleri 50 liradan az olmamakla beraber keşide tarihine kadar da matlûp bakiyeleri bu mikdardan aşağı düşml-yenler arasında senede 4 defa ‘ “......... ............
re ikramiye dağıtılacuktar.
4 Adet
4 »
4 a
40 a
100 .
12ü a
160 a
DİKKAT
1000 liralık
600 *
250 *
100 •
su »
40 •
20 .
4000 (.İra.
2000 •
1000 »
3000 »
5000 »
4800 »
3200 •
Hesaplarındaki paralar bir sene içinde 50 liradan aşağı düşmlyen. lere ikramiye çıktığı takdirde *7. 20 fnzlfislle verilecektir.
Bahire
A R g A M
8 Nisan 1945
| - iş ariyanlar SATILIK DÜKKÂNLAR — Ballk-pazarında 1/4 ve 1/6 hisseli İki dükkân satılıktır. Balıkpazarı Tuzcular sokak 24 No. da Abdürrahman Altsoya fazla izahat Beyoğlu Büyük Par-makkapı 4 No. kat 9 Bühulet Emlâk Bürosu Zarif Özalp telefon 42396. 4083 — 1
YÜKSEK MÜHENDİS İŞ ARIYOR— On dört sene birçok inşaat işlerinde kontrol ve müteahhitlerin şantiye şefl olarak çalışmış tecrübeli yüksek mühendis beraber çalışmak üzere sermayedar müteahhit aramaktadır. Arzu edenlerin (Yük. Müh. H. D.) rü-muzu ile Akşam gazetesine yazmaları rica olunur. 3081 — l
SATILIK KÖŞK VE DÜKKÂN — Mahmutpaşa - Tarakçılarda bütün dükkân. Boğaziçi - Yeniköyde bütün bahçeli bir köşk satılıktır. Balıkpaaa-rı Tuzcular 24 No. da Abdürrnhman Aksoya. Fazla tafsilât: Beyoğlu Par-nıakkapı 4 No. kat 2 Sllhulet Emlâk Bürosu Zarif Özalp telefon 42390 4084 — 1
ASKERLİĞİNİ YAPMIŞ — Ve muhtelif memuriyetlerde bulunmuş iyi daktilo kullanan bir genç üniversiteye devam edebilmek maksadlle her gün öğleden sonra bir vazife aramaktadır. Her türlü referans verebilir. Gazetemizde (Durul remzine tahriren müracaat. 4051
EDİRNEDE — Kemal n&hlyeslna bağlı Kırşalı çiftliği acele satılıktır Kiralamak veya satın almak isteyenler mektup veya ıliğer yastalar il» İstanbul - BabIâli Cağaloğlu yokuşu No. 2 de Neyyire Uskanlıya veya Akşamda (Kırşalı) rümuzuna müracaat etmeleri. 4075 — I
TECRÜBELİ — ihracat ithalât İşlerini İdare edebilecek Türkçe. Fransızca. Almanca. İngilizce lisanlarını bilir memur iş arıyor. Akşamdn Mh-hatçr rümuzuna müracaat. 4004 - 1
ELEKTRİKÇİLİK EHLİYETİ — 2 ve 3 üncü sınıf elektrikçilik imtihanına girmek, esaslı olarak radyo tamirciliğini, motör boblnajcılığını Öğrenmek İçin yüksek mühendis başlığı ile Galata, posta kutusu No. 1364 n yazı ile müracaat. Taşradaki ier e mektupla ders verilir. 4009 — 1 KALAMIŞTA SATILIK APARTMAN — Kalınmışta, İskele civarında, deniz tarafında, tranvvay caddesi 76 numaarlı. 7 daireli, harbden evvelki ölçülere göre 700 lira varldatlı. geniş bahçeli modern apartman satılıktır. Aynı binadaki mal sahibine müracaat. 4078 — 1
TEMİZ — Tecrübeli, ailesi olan apartman kapıcısına ihtiyacı olanların. Maçka Teşvikiye Cami sokak Gönîıl Apt. No. 3 e müracaatları. 4085 — KÜÇÜKÇEKMECF.DE — İstanbul caddesi 109 No. yazlık içkili lokanta devren satılıktır, tçlnde bulunana müracaat. 4058 — 1
BAKIRKÖY - Kartoltepo Gülbeşeker So. da 41 - 43 No. lı 9 ve 7 odalı evler acele satılıktır. Görmek İçin 43 No. ya mürncaat. 4063 1
İNŞAAT MÜTEAHHİTLERİNİN NAZARI DİKKATİNE — On senedir ln-
muhasip olarak çalışmış tecrübeli bir muhasebeci iş aramaktadır Şişil posta kutusu No. 71 veya Tel: 36-249. 4088 — 1 KİRALIK — Möble - Radyo - pikap banyolu konforlu apartımanm 3 odası pansiyon olarak kiralıktır. Müracaat: Taksim Ferldlye caddesi (Taksim çeşmsei) sokağı No. 13. 4072 —
2 - İŞÇİ ARİYANLAR BİR DAKTİLO BAYAN ARANIYOR — Pek az yazı işi olan bir yazıhanenin yazı ve telefon işleri idare etmek. Adres: Galata Eski Gümrük sokak. Kürkçûbaşı han No. 7. Her gün saat 10 dan 13 e kadar. 4039
3750 LİRAEA — Ferlköyünde Batı sokağında 3 odalı ahşap satılık ev Ferdi Selek Türk Emlâk Galata ömerâbit han 2 nel kat 23 telefon 42368 4076 — 1
SATILIK APARTMAN — İstanbul belediyesi civarında yeni yapılmış kaloriferli sıcak su ve deniz manzaralı apartman satılıktır. Akşam gazetesinde ( Apartman) rümuzuna mektupla müracaat. 4979 — 1
100 LİRA AYLIKLA — 1 VC 4 yaşında iki çocuğa hakkile bakabilecek dadıya ihtiyaç vardır. 21357 telefona müracaat edilmesi. 4040
TOPTAN PARFÜMERİ — Mağazasının yazı işleri İçin yazım düzgün hesabı kuvvetli İlse veya orta mezunu bir bayan aranıyor. Sultanha-mam Camcıbaşı han altında 37 numaraca. 4060 BAKIRKÖY ÜNDE — Sakızağacı Orta sokakta 7 numaralı ev satılıktır. Müracaat: İstanbul Tütün Gümrük caddeîl NO. 22. Tel: 20938- 4081 _
TEZGÂHTAR VE ÇIRAK ARANIYOR — Bakkaliye işinden anlar bir çırak ile tezgâhtara ihtiyaç vardır, isteklilerin Galata, Necatlbey cad. 66 Ak Bakkaliyesine müracaatı. 4092 — 3 SATILIK BOYAHANE — Piyasanın göbeğinde İplik ve kumaş boyahanesi satılıktır. Galata Kemeraltı caddesi 96 numaraya ve 41281 telefona müracâat. 4088 — 3
KİRALIK — MobilyeSiz yaslık 3 oda bir salon bahçeli Kızıltoprnk ZİVer Bev yokuşu 11 numaraya mürncaat. 4044 —
KESEKÂĞIT İŞÇİSİ ARANIYOR — İyi kesekâğıdı yapan usta İKİ aranıyor. İşlemek isteyenlerin Eminönü Tahmis cad. Kalçın sok. No. 13 e müracaatları. 5004 — 2
İKİ EV 18500 LİRAYA — Üsküdar iskelesine on dakika mesafede Paşa İdmanı İcadiye caddesinde denize nazır elektrik, şuyu mevcut beş yüz küsur bahçeli kâglr zarif vlÛâ yanındaki ahşap ev İle birlikte boş teslim edilmek şartiyle satılıktır. Bahçekapıdn. Eczacı Salih Necatiye müracaat. 4041
J - SATILIK EŞYA
SATILIK MOTÖR — 25 beygir kuvvetinde mazotla müteharrik Yunkers markalı makinesi bulunan 9 metre uzunluğunda 8 mil yol yapan bir te-ûezzüh motörü satılıktır. Müracaat yeri Galata Hovagimyan hanı 3 üncü Eût. Telefon: 41637 . 4052
SATILIK EMLÂK — Her semtte her keseye uygun ve boş teslim edilebilir apartman, ev. dükkân, çlfllk, köşg satılmaktadır. (Deney Emlâke) müracaat Galata Rıhtım caddesi Kefeli Hüseyin han No. 2 telefon 43840 4057
6 ADET TENİ AĞAÇ TORNA TEZGÂHI SATILIKTIR — Malûmat için Galata Mahmudiye cad. 77 bay Ev-yenldls’e müracaat. Tel: 41888. 4062 — 1
SATILIK kotra — Sağlam İyi kullanılmış 7,50 boyunda sabit safra yeni yelken (36' m2> 1 inci sınıf İşçi’ llk'e meşeden yapılmış kamara İÜ yataklı fevkalâde denizci rahat kullanışlı bllûmum takımları tamam olarak (3000) liraya satılıktır. Posta kutusu (602) İst. adresine müracaat. 4D94 — 4 SATILIK ARSALAR — Fatih tîam-vay durağına yarım dakika. Feyzul-lah Efendi caddesindeki 10 X 23 ebadında arsa ile Çamlıcada Altunl-zade tramvay durağına beş dakika mesafede koşuyolu asfaltında altı bin metrelik çam korusu satılıktır. Cumartesi, pazar, Kadıköy Kurbağalı-rfera İkbailve M. Raslmpaşg fl. 13 nu-
SATILIK — 650 liraya FransiS markalı piyano. Her gün görülebilir. fclşH Bomontl Silâhşor sokak No. 27. 4087 — 2 maraya müracaat. 4061 —
MÜJDE — Arazisi olup ortak veya satmak İsteyen mufassal evsaf Ve ş«-raltlle Rutini v» adreslerini posta kutusu 2173 İstanbul adresine mektupla bildirmeleri. 4956 —
SATILIK AKORDEON — Fevkalâde bir akordeon 12/5/946 saat 2 de Sandal Bedesteninde satılıyor. 4082 — 2
KİRALIK YALI — Yeölköydo rıhtımı kendisine ait, 14 odalı, mükemmel mobilyeli bir yalı kiralıktır. Buz dolabı ve telefonu vardır. 36 .257 numaraya telefon edilmesi. 4036 — 11
SATILIK HAVUZ — Kelvinatör maı-ka Sirkecide Derçlrkapı Nötoetha-n» caddesi 22 No, ya müracaat. 4050 - 1
SATILIK İPLİK SARMA MAKİNESİ — 66 gözlü, t beygirlik motörü il» işler bir halde her cins İplik sarmaya elverişli. Saat 14-16 araa 41375 telefon edilmesi. 4071 — MÖBLE KONFORLU APARTMAN — Yaz mevsimi için kiralıktır. Taksim Topçu caddesi Uygun apartımanı No. 2 y» müracaat. 2076 — 9
ACELE SATILIK KÂGİR EV — Bebeğin en güzide yerinde lk! katlı birinci katta bir oda hol v* mutfağı ikinci katta 3 oda bir hol bahçeli denize manzaralı her tesisat mevcut. Boş teşlim edilir. Taksim - Kristal gazinosu arkasında Milli Enılâklş telefon : 82777 3050
— Kiralık — Satılık
5,900 LİRADAN 500,000 LİRAYA KADAR — Istanbulun her yerinde apartman, ev. mağaza, İmalâthane fabrika, han, arsa ve çlfllk almak »utmak ve kârlı İşi olup da devredecekler veya ortak lstiyenler İsilklâl caddesi Büyük Parmakkapı köşe bsşı 4 No KM 2 telefon 42396 Bıihulet Emlâk Zarll Özalp 2045 — 3
14099 LİRAYA SATILIK YALI — 7 oda İki bölük boş teslim. Pazarlıksız, vasıtasız, vakıfsa. Müracaat telefon 81298 4086 — 1
SATILIK EV — Beşlktaşta 4 oda. mutfak, kuyu. v» bahçeli ev satılıktır. Beşiktaş Akaretler Afacan sokak 14 No. ya müracaat. 4090 — 1
KİRALIK FEVKALADE MANZARALI — Arnavutköyllnd» Mumhane sokak sed üstü 22 numaralı 4 odalı apartman kiralıktır. Telefon 36-249 İçindekilere her saman müracaat edilebilir. 4089 — 1
KİRALIK DÜKKÂN VE DEPO — Karaköye beş dakika mesafede. Galattı, Lüleci Hendek caddesinde No. (75). Ucuz ve elverişli. 4001 —
ACELE DEVREN SATILIK BAKKALİYE — Buz dolabı, Urkos ve bakkaliyeye yarayan malzemeli İşlek ve gayet lüks dükkan sahibi taşraya. gideceğinden satılıktır. Müracaat: Divan yolu No. 29 4098 — 2
UCUZ VE FIRSATLI EV SATIŞI — Taksim Gümüşsüyü civarında mevkii fevkalâde üç bölüklü denize nazil bahçeli e? 10/4/946 saat 10 da açık arttırma İle Beyoğlu dördüncü sulh hukuk mahkemesinde satılıyor.
4097 -
SATILIK EV — 4 oda. bahçe, elektrik mevcut Samalyıı Sancaktar Hayreddln mahallesi inekçi sokak 10 No. İçindekilere müracaat.
5001) -
ÇANAKKALE’DE SATILIK Uç EV HİSSESİ — Görmek için Çanakkale-de boy Haydar Unsala, görüşmek İçin her gün saat 12 - 14 arasında İstanbul Sultanhamum Camcıbaşı hun kat 2 No. 5 de bay Şeklb Sevlngeıre mürncaat. Tel: 24177 5001 - 2
KIR ALIK YAZIHANE — Karaköy-de. Bankalar civarında möble ve telef onlylc devredilir. 41999 telefona müracaat. 4099 — 1
FIRSAT — Dİvanyolu Atik Ali camii karşısında köse başında arkası bahçe ürerinde odaları bulunan yan-yana üç dükkân satılıktır. Talip olanlar her giln öğleye kadar Sirkeci Yalı Köşkü caddesinde Ycııl han No 7 müracaatları Telefon 20714
4095 — 2
BULUNMAZ FIRSAT — Göztepe asfalt İstasyon caddesinde Kayışdnğı çeşmesi karşısında arsa satılıktır. Taliplerin Sirkeci Yeni han No. 7 müracaatları. Telefon 20714 4096 — l
SVTI1.IK VİLLÂ — Sııadlye asfaltında 1.5 dönüm arazisi, çiçek, yemiş bahçesi, denize çok yakın konforlu, yedi Qdalı mükemmel bir villâ derhal ve boş olarak teslim edilecektir. İsteklilerin Şaşkın Bakkal 341 numaraya her gün Öğleden sonra müracaatları.________________5002 _ 2
SATILIK — Gcdlkpaşadn oıı beş parça ev, mağaza, arsa, toptan veya parça parça satılıktır. Görmek İçin Gedik paşa Hamam caddesi Nevlyfı sokak No. 21 Tamlanosa saat 11-13 arası ve akşamları beşten sonra müracaat. *903 — 2
FEVKALÂDE İŞLEK — Ve mevkii güzel bir kahve ocağı bütün takım-lariyle birlikte devren satılıktır. İs-tiyenlerin. Erzurum hanı kahvecisi İbrahlme müracaatları. 5005 — 2
SATILIK APARTMAN — Pangaltı tramvay durağında Eşref Efendi sokak No. 11/1 - 13 köşe başında altında dükkân, altı daireli kıymetli apartman Beyoğlu 4 üncü Sulh Hukuk mahkemesinde 17/4/945 salı günü saat 10 dan 12 ye kadar açık arttırma suretile satılacaktır. 9-14.1128 No. İle mahkemeye müracaat.
5006 — 2
EYÜP — Defterdar Ynvedut C. 51, 53 İki ot beraber satılıktır. Fesha-ne karşısı 36 Abdullah Giirere müracaat. 3019 Z
MAKTUAN 22.000 LİRAYA SATILIK APARTMAN — Lâlelinin deniz görür, havadar bir semtinde, on odalı, üç daireli, senevi (1400) lira İrat getiren bir apartman, sahibi elinden satılıktır. Her gün saat 10 dan 14 e kadar 20603 e telefon edilmesl-
_______________________3079 — 1
^-müteferrik
ITRİYAT VE PARFÜMERİ İMALÂTHANESİ ORTAK ARIYOR — Hâlen çalışmakta olan ve piyasaca tanınmış bir ıtriyat imalâthanesi 5000 liradan m»S« olmamak şartiyle birçok yenilikler yapmak üzere ortak aramaktadır. Akşamda t. P. rllmuzu-na mektupla müracaat. 4067 —
ORTAK ARANIYOR — Yeni tesis edilecek bir emlâk alım satım müss-sesesi İçin 4 - 8 bin Ura sermaye ile iştlrâk etmek lstiyenlerln Akşamda Arslan Emlâk rümuzuna müracaatları.
4042
İLK MATEMATİK DERSt MECCANİDİR — Mühendis okulu talebeyiyim. Hususi cebir, geometri, fizik, kimya dersleri vermekteyim. Yakın evlcre gidebilirim. Gedlkpaşa Barayl-çl sokak, 25. Ferit. 4026
AZ SERMAYELİ BİR GENÇ — Bakkal, bayi v*ya diğer hor ne İşe alt olursa olsun bir dükkâncı yanında ortaklık aramaktadır. (A.T.G.O.) rümuîuuu 4074 —
İstanbul Halk Sandığı T. A. Ş. den
Sandığımla depolarında aşağıda gösterilen mallardan mevcuttur. Taliplerin İhtiyaçlarım bildirmek ve mütemmim malûmat edinmek üzere Bandığım» Kooperatifler servisine müracaatları.
A — İPLİK ı BükülmUı perde ve ipliği 20 No. S kol 12 kat
» » » » » » W 24 . 8 D » 24 » 4 o ■ 30 n 3 » 12 > 12 • 12 »
B — MANTAR ı Balıkçı manton C — ÜSTÜBEÇ : Çinko Ustübecl
D — SÜT.YEN > İngiliz Süjyenl E — LİTOPON : Yüksek kalite (4213
f,Şişli Cerrahi Hususi— Hastanesi sahibi ve Operatörü r. Cafer Tayyar Kankat Umumi cerrahi ameliyatlar, dimağ ve estetik ameliyatları mütehassısı. Şişli meydanı No. 201. Tel: 80093.
10 a kadar muayene parasız.
Muhasebeci
I aranıyor. Anadolunun bir şeh- I H rinde İnşaat muhasebesini ya- | I pabilecek bu gibi işlerde bulun- ■ B ıuş olanlar tercih edilecektir. Ş Telefon: 20840
Dr. Suphi Arın—_
ar yolları ve tenasül hasta- ■ an mütehassısı, Taksim Sı- ■ ■■ raselvller Cad. 59. Tel: 40284 ■
DERMOJEN
Yanık, Çatlak. Ekzama ve CHd yaralarına fevkalâde iyi gelir Derinin tazelenmesine ve yenilenmesine hizmet eder.
FRENGİ vo
BELSGÖUKLUÖUNA Tutulmamalı İçin '
PROTEJİN
M Kullanmalıdır ■
[
MANTO SATIŞI
Yüksek bir aileye ait bir astragan ve bir Btranş vans manto Ue bir Arjante Kûp ( Gümüşü tilki) Nisanın on birinci çarşamba günü Sandal Bedesteninde satılacaktır.
İnhisarlar U. Müdürlüğünden:
Zayi — İstanbul Sultanisinden aldığım tasdiknameyi zayi ettim. Yenisini çıkaracağımdan esklslninjıükmü yoktur.
Beyoğlu Topçekcnler caddesi No. 29 Rıza oğlu Abdürrahman Faik SLnap
Zayi — Beşiktaş nüfus memurluğundan terilen nüfus kâğıdımla birlikte vo Beşiktaş askerlik şubesinden aldığım tcbd.Uba.va kâğıdımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. 341 doğumlu
Haşan oğlu Suat Bczlray
İttihadı millî Türk sigorta şirketinden:
İttihadı Milli TİIru Sigorta Şirketinin, esas nizamnamesi mucibince ve Ticaret kanununun 361 inci maddesine tevfikan, ortaklar Genel Kurulu 25 Nisan 1045 tarihine düşen çarşamba günü saat 11 de şirketin Galatcı-da. Unyon hanındaki idare Merkezinde âdi olarak toplanacağından bu toplantıya lştlrâk etmek için en az on hisse senedine sahip olan ortakların hisse senetlerini Ticaret kanununun 371 inci maddesine göre toplantı gününden en az bir hafta evvel Şirketin. IdaTe Merkezine tevdi ederek mukabilinde duhuliye varakası almaları rica olunur.
Bankaların makbuzları dahi hisse senedatı gibi kabul edilecektir.
GÜNDEM:
1 — Yönetim Kurulu ve Denetçi raporları ile bllânço ve kâr ve zarar hesaplarının okunması ve bunların tasvip ve kabulü İle Yönetim Kurulu üyelerinin ibrası.
2 — Tcmetlüün dağıtılması hakkında karar verilmesi 1le dağıtma tarihinin tesbltl.
3 — Müddetleri sonR ererek çıkan üç Yönetim Kurulu üyesinin verine yeniden üye seçilmesi.
4 — Yönetim Kurulu üyelerinin tahsisatının onanlanması.
5 — şirketle muamele yapmak için Yönetim Kurulu üyelerine mezuniyet verllmsel.
6 — İki Denetçi tayini İle bunlara alt tahsisatın onanlanması.
YÖNETİM KURULU
1 — Clball tamir atölyesinde bir sene zarfında birikeceği tahmin edilen 20 con İnce 23 ton kalın talaş pazarlıkla satılacaktır.
2 — Pazarlık 17. 4. 945 salı günü saat 10 da Kabataşta levazım şubesindeki satış komisyonunda yapılacaktır.
3 — şartnameler her gün adı geçen şubeden alınabilir. Döküntüler Ciboll tamir atölyesinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte % 15 güvenme paralariyle birlikte mezkûr komisyona müracaatları İlân olunur. (4203)
Üniversite rektörlüğünden:
Hukuk fakültesinde (Hukuk muhakemeleri usulü. İcra ve İflâs) ve (Hukuk Felsefesi) doçentlikleri açıktır.
Yabancı dil İmtihanları 5 haziran 1945 salı günü saat 14 te Rektörlükte yapılacaktır. Namzetliği Bakanlıkça kabul edilenler bir hafta içinde tezlerini jüri kuruluna vermeğe mecburdur.
Talimatnamede aranılan şartlan hala İsteklilerin sıhhat raporu, 5 fotoğraf. nüfus tezkeresi örneği Ve İlmi hüviyetini gösteren fişleriyle (fişler Tedris İşleri kaleminden İstenecektir.) 29 mayıs 1945 salı akşamına kadar Rektörlüğe başvurmaları. (4265)
Taşkizak fabrika ve havuzlar müdürlüğünden:
Yapılacak denemelerde gösterecekleri liyakat ve ehliyete göre yevmiye verilmek üzere el İle perçin yapabilecek kifayette 15 perçinci ve dayaman İle 4 mütehassıs elektrik kaynakçısı alınacaktır.
İsteklilerin 16 nisan 945 günü akşamına kadar Fabrikamız müdürlüğüne müracaatları. (4270)
Sümer Bank iplik ve dokuma fabrikaları kurumu Defterdar fabrikası müdürlüğünden:
Boş damacanalar satılacak
Fabrikamızda mevcut ve mlkdarı 800 adet olarak tahmin edilen sepetli demir çenberll ve sepetsiz beş damacanalar 16/4/945 pazartesi günü saat 34 de açık arttırma İle satılacaktır.
Satış şartnamesi Fabrikamız Ticaret servisinde görülebilir. Damacanaları görmek İsteyenler fabrikamıza baş vurabilirler.
Muvakkat_teminat 750 Hradır.
Taliplerin* belli gün ve saatte fabrikamızda bulunmaları. Fabrika İhalede serbesttir. «4261»
Devlet orman işletmesi büyük-dere revir amirliğinden
Yapılacak iş Mahal ve mevkii
Mikdar ve cinsi
Damgalı ve numaralı ağaçların kesimi ve taşıması Belgrad ormanının 21, 24, 39, 112, 113, 52, 53, 75, 76,
89, 43. 8 numaralı bölmelerden imar kesimi.
Takriben 30.000 kental kestane, meşe, kayın, gürgen odunu.
Göz Mütehassısı
Doktor Cemil Görür Cağaloftlu Nuruosmanlye caddesi Osman şerafeddln Aprt. No. 5 .
Hastalarını pazardan başka her gün »«at I 4 tee I 7 ye kadar kabul eder.
Salı günleri Fukaraya mecca-nen bakılır.
■m Yeniköyde yazlık m
KİRALIK YALI
Olağanüstü manzara, İki katta beş otla, möble, denize rıhtımı vardır. Saat 14 İle 17 arasında telefonla 23050 No. ya müracaat.
ASRI DANSLAR — HûSusi olarak evlerinde öğrenmek lstiyenler Beyoğlu Anadolu hanı geçidi karşısında Allyon sokak 19. Prof. Panosyan.
4080 — 8
ALMANCA DERSLERİ — Bir AvrupalI öğretmen bayan büyüklere, ve lisan derslerine devam, etmek latlyen talebeler» ünlverslt» talebelerin» ve doktorlara gramer ve mükftlem» dersi veriyor. Her yer» gidebilir. Akşamda A. B. C rümuzuna mektupla müracaat. 4086 — A
MEKTUPLARINIZI ALDIRINIZ
Gazetemiz İdarehanesini adres olarak göstermiş olan karilerimizden
E.A — »9 — M.M. S— B.L.A —
O.C — Y. Ders — tnıalcl — İ.P —
S.A.G — T.K — N.M —
Aralan — Emlâk namlarına gelen mektupları idarehanemizden aldırmaları rica
Muhammen bedeli: Kesim ve bölmede ster yapmanın beher kentali 32 v» depolama taşımının beher kentali 89 kuruş.
tik teminatı : 2722 Ura 50 kuruş Müddeti : Verilen İş Ağustos B45 sonunda bitecektir.
İhale şekli : Açık eksiltme
İhale tarihi : 20/4/945 cuma günü saat 15 de
İhale yeri : Büyükderede Devlet orman işletme binası.
1 — Yukarda cinsi yazılı İmar bölgelerinden odun yapma İşi açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Buna alt şartname Ankarada Orman Umum Müdürlüğünde. Le-tonbul rervlr ftmlrllğlnde. Büyükderede Revir Amirliğimizde ve Kurtkeme-rl Bölge Şefliğinde görülebilir.
3 — Taliplerin ihale gününde evrakı müablte ve ilk teminatları il» komisyona müracaatları. «4266»
Ankara yüksek ziraat enstitüsü rektörlüğünden
Yüksek Ziraat Enstitüsünün Mayıs 945 sonuna kadar ihtiyacı olan aşağıda cins ve mlktarlorlle tahmini bedeli, muvakkat teminatı yazılı yiyecek maddeleri hizalarında İşaretU şekilci» eksiltmeye konulmuştur.
İsteklilerin şartnameyi görmek üzere her gün ve eksiltmeye girmek İçin 10 nisan 045 salı günü saat 11 d» Rektörlük Levazım Amirliğine kanunda yaslı vesikalarla ve temlnatil» blrlikt» gelmeleri.
Tahmini Muvakkat
Cinsi Miktarı bedeli teminat mlkt. İhale şekli
Ispanak 1000 kg. 420 lira 31,50 lira Açık eksilt,
Pırasa 1000 . 160 > 12
Lâhana 1000 * 165 » 12.& * *
Havuç 200 > 76 » 5.63 ■ »
Kereviz 180 * 83 > S » »
Karnıbahar 200 . 70 a 5,25 a *
Tuz» bakla 800 o 2000 150
Salamura yaprak 200 » 180 > 13,60 » • »
Maydanoz 2000 demet 100 » 7,50 » » »
Elma 200 kg. 234 » J7.55 » ■ »
Portakal 2000 adet 340 25,50 a a
Sirke 300 Idlo 150 > 11,26 4 a a
=4208»
Hayvan sağlık memurları ve nalbant mektebi müdürlüğünden ı
20 lira aall maaşlı bir kâtip alınacaktır. Kanuni şartlan halı olanların mektep müdürlüğün» müracaatları. «42AB»
Mahrukat ofisi umum müdürlüğünden:
Ofis bayiliği almak isteyenler» mahsus şartname v» mukavelo suretlerinin matbaada basılması uzadığından taliplerin 9 Nisan 1945 gününden itibaren şartname ve mukavele avretlerini almaları ve tekliflerini 10 Nisan 1945 akşamına kadar yapmaları İlân olunur. (4400»
İstanbul sıtma mücadele başkanlığından t
Dolgun ücreti» ve kursun devamı müddetline!» ayrıca yevmiye verilmek kaydlle sıtma sağlık, koruyucusu vo namzedi alınacaktır.
Memur olmak şartlarını haiz olanların 14/4/945 tarihine kadar Kadıköy Moda caddesi 01 No. dakl sıtma mücadel» Başkanlığına hemen beş vurmaları ilân olunur.
İlk mektep mezunları da alınabilir, «4385*

Comments (0)