Bahlbl: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es - AKŞAM Matbaası
PAZAR 9 Aralık 1045
Sene 28 — No. 9748 — Fiat! her yerde 10 kuruştur.
HEMOGLOBİN TEGE KANSIZLIKLARDA.ÖENEL ZAFİYETTE. HALSİZLİK .TAKATSİZLİKTE KULLANILIR
PAL nOLLOtV GROl’ND
Traş Bıçakları
Amerika fevkalâdeden İhracına müsaade göstererek bu Traş Bıçaklan getirilmiştir. Bir adet alarak tecrübe yapan bu bıçaktan katiyen ayrılamaz. Susuz ve sabunsuz da traş olunabilir.
Umumi satış merkezi: Beyoğlu İstiklâl caddesi Elhamra Sineması yanında No. 25fl ALİ CENAP AKINCI Tel: 4274Ö
Dünya hastasının başı ucunda yeni bir üçler konsültasyonu
EvveUd gün, hiç bektenmiyen bir lıaber çıktı: Üç devletin Dış işleri Bakanlan Moskovada toplanacaklar.
Böyle bir toplantı hiç beklenmiyordu, çünkü Amerika Birleşik - Devletleri Başkanı M, Tru-İban bir hafta önce gazetecilerle konuşurken, üçler arasında yeni bir toplantıya taraftar olmadığını söylemişti. Demek ki bir hafta Cnceye kadar böyle bir buluşma fikri ortaya atılmış bjle değildi.
Esasen gerek İngiliz, gerek Amerikan efkârı, şimdiye kadar hiç bir netice vermemiş olan bu gibi gizli konuşmaların aleyhine dönmüştü. Geçen eylülde Lon-drada toplanan Beşler konferansı da suya düşünce daha geniş ve açık konuşmalar lehinde bir cereyan başlamıştı. Hattâ M. Tru-inan. gene aynı basın toplantısında, Sovyet Rusya ile anlaş-inazlfltların Birleşmiş Milletler Meclisinde iyi neticelere bağlanacağım söylemişti,
* Demek oluyor ki bu ayın on beş nde Moskovada toplanacağı bildirilen üçler konferansı. bu alanda beliren ümitsizlik ve isteksizliklere rağmen ancak son günlerde verilmiş yepyeni bir karardan doğmuştur.
Amerika ile İngilterenin her geyl olurung bırakmış göründükleri 6lr sırada, böyle bir konferansa neden lüzum görüldü, daha doğrusu bu teklif kimden çıktı?
Dünya alı vali gitgide o kadar kaıışmakta, İran meselesi ve Çin hâdiseleri gibi yeni yeni pürüzler havayı o derece zehirlemektedir kİ ortalığı düzeltecek çarelere başvurmak Iü2Umu her zaman-idan fazla kendini duyurmaktadır. Bu zarurete rağmen herkesin kendi kabuğuna çekilerek aratıra nutuk ve nota düellolarıyla avunması, yeni buluşma ve konuşmalardan hiç kimsenin fayda ummamasından İleri geliyordu. Fakat İran hâdiselerile Cindeki durum, aylardır beklenen sulh yerine yeni bir harbin yaklaştığı korkusunu yarattı. Daha fazla, hattâ Birleşmiş Milletler kurulunun ilk toplantısına kadar, yani bir ay daha beklemenin tehlikeleri anlaşılmış olacak ki İngiltere ve Amerika — üçlü konuşmaya karşı duvdukları sevgisizliğe rağmen — bir kere daha Moskova volunu tutmavı kabul etmişlerdir.
Bu Moskova konferansını ha-fcırlıyan îlk temaslar bilinmedikçe teklifin ne taraftan, hangi şartlar altında ileri sürüldüğünü Ve bu toplantıya hâkim olan düşünceleri kestirmek imkânsızdır. Konferansın Moskovada topian-tna$ı Sovyet Rusyaya karsı gösterilmiş bir kolaylık ve bir çeşit Diplomatik taviz, sayılacağına göre teklifin Anglo - Saksonlardaıl gelmiş olması mümkündür. Diğer taraftan, Sovyet Rusyanın İrandaki hareket tarzını, bu üçlü konuşmavı zorlamak ve elinde yeni bir koz bulundurmak istemesi şeklînde yorumlamak da ppk yanlış olmaz.
Her ne olursa olsun, Moskova konferansı bir vandan dünya ahvalinin acele konuşmayı lüzumlu Jcilacak bir duruma girdiğini vo bunun üc devletçe de kabul edildiğini gösterir. Diğer taraftan türlü çetin tartılmalar ara-rnda ney» varacağı belli olmıyan kor-kırnç durgunluğu gideren, yeni İmkânlara kam aran bir hâdise olmak bakımından da Moskova konferansı en az. ümit tazeleyici sayılabilir.
Kodamanlar, ağır hastanın hası urunda yeni b|r konsültasyon yapacaklar. Tedavi rittikce güc* «eşmekle beraber, belki bu sefer teşhiste birleşirler.
Necmeddin Sadak
HAFTA KONUŞMASI
TEMCtDPİLÂ VI GİBİ
Yazan: Refik Halid Karav
Bugtin 5 inci «ah i Temizde '
Çırağan sarayı otel haline getirilecek içinde hususi apartımanlar, yatak odaları, merasim, oyun salonları, barlar bulunacak
Çırağan şaft yı tun bugünkü hail
Ankara 0 (Telefonla). — İstanbulun otelcilik bakımından n» kadar sıkıntılı bir vaziyette olduğu malûmdur. Son zamanlarda otelde oturabilecek 12,000 yabancının pansiyon odalarında barındığı tesblt edilmiştir. İstanbul un turizm İçin büyük ehemmiyetini nazarı dikkate alan Vali ve Belediye reisi Dr. B. Lûtfl Kır d ar. Çıra-ğan sarayından ne şekilde İstifade edilebileceğini anlamak ve bu hususta esaslı tettıkat yapıldıktan sonra bir rapor vermek üzere, milletlerarası tanınmış mimarlarından Prof. Bo-natz'ı ve Tiirk mimarîsini en İyi kavramış olanlardan Güzel sanatlar akademisi mimari şefi Prof. Sedat Eldem’İ bu İşe memur etmiştir.
Buraya gelen habere göre, profesörler, bu husustaki raporlarını Vali ve Belediye reisi B- Lûtfl Kırdar’a vermişlerdir. Bu raporlarda mimarla»1 şunları söylemektedir:
«Çırağan sarayı asırlık Türle geleneklerinin en son ve en değerli belgelerinden biridir ve Türk mimarisinin son parlayışından kalma azametli bir eserdir. Çırağan sarayı her ne kadar Abdülhamlt zamanı, yani sanatta düşme başladığı bir devirde yapılmış ise de. bir takım teferruatı müstesna, mimarisi ve bilhassa plânı tama mile klâsik Türk geleneklerine bağlı Iradığından başka bu tarzı en parlak bir anıt yapı da canlandırılmıştır. Bu bakımdan çırağan. İstanbnldakt son
devir saraylarının hepsinden üstündür.»
Aradan 34 sene geçmesine rağmen duvarların sağlam olduğu ve binanın, tamir edilerek kullanılabilecek durumda bulunduğu fenni bir şekilde tesblt edilmiştir.
Çırağan sarayı otel haline getirildikten sonra orta sofası muazzam bir otel holü olacaktır. Yemek salonu eski Hilnk&r sofası yerinde olacaktır. Burada 600 kişi rahatça yemek yiyebilecektir.
Hol ve yemek salonu etrafında İki hususi yemek salonu, 3 oyun salonu, 2 dinlenme salonu yapılacaktır.
Zemüı katta da İki bar yapınılası düşünülmüştür. Yine bu kat da 38 yataklı 25 oda bulunacaktır. Ayrıca üst kat da tamamlle yatak odalarına ayrılmıştır. Bu odalar da 82 yataklı £5 odadır. Aync* 10 tane de hususi apartman bulunacak, her odanın bir banyosu olduğu gibi, ayrıca alaturka hamamı da muhafaza edilecektir. Her oda yeter büyüklükte olduğundan yatak sayılan bir misil artırılabilecektir.
Sarayın bir köprüsü ile doğrudan doğruya bağlı olduğu Yıldız parkında her türlü spor ve gezinti yerleri hazırlanacaktır.
Bu otelin yapılması İçin, evvelce de yazıldığı gibi hususi bir şirket kurulacak hissenin çoğunu belediye alacaktır.
Bütün dünyanın dikkati Moskova’ya çevrildi Fransa çağrılmamasını protesto edecek Tetkik edilecek başlıca meseleler şunlardır:
1 — Avrupada barışın kurulması, 2 — Boğazlar, 3 — İran, 4 — Rus bölgesindeki hükümetlerin Ingiltere ve Amerika tarafından tanınması, 5 — Japonya ve Uzak Doğu işleri, 6 — Atom bombası
Yeni bütçe
Adalet ve Millî Eğitim Bakanlığının yapacağı işler
Ankara 8 — Bütçe komisyonu bugünkü toplantısında, bütçenin genel raporu üzerinde konuşulmuştur.
Bu kanunda yapılacak değişiklikler cümlesinden olarak adalet kanunlarım hazırlama ve gözden geçirme heyeti nam İle bir komisyon kurularak topye-kün kanunların elden geçmesi, ihtiyaçlara uygun hale getirilmesi istenmektedir,
Bugün 19674 mahkûmun ancak üçte biri Iş mükellefiyetine tâbi tutulmaktadır. Gelecek yıl bu miktarın daha 'çok arttırılacağı memnuniyeti m uelbolm uçtur.
Yurdun bir çok yerlerindeki mahkeme binalarının acıklı hali anlatılmakta 12 yıldan beri İstanbul adıivesinln yeni bir binaya sahip olamaması teessüfe şayan görülmüştür.
MIHI eğitim bütçesinde gelecek yıl yapılacak isler şu şekilde hülâsa edilmektedir. Teknik üniversitenin ihtiyacı için 10 kız. 2 ticaret .^20 erkek sanat okulu daha açılacaktır.
Kadro olmadığından dolayı terfi edemiven doçentlerden yedisi 90. on biri 80 lira olmak üzere profesörlüğe t?rft edeceklerdir.
Yeniden inşa olunacak okııl binaları için dört bucuk, bunlara lâzım olan makine ve* salrenln temfnl için de iki buçuk milyon llı-a aarfolunacaktır.
Damga pufları
Gelire nispetle masraf çok görülüyor
Ankara 8 — Hâzineye mühim bir varidat olarak ihdas edilen damga pullarının tabı ve sarfı bahsinde İhtiyar edilen masraf bütün memlekette 6.5 milyon liradır. Buna mukabil temin olunan varidat İse 9 milyon liradan ibarettir. Şu neticeye varan tetkik heyeti 6.5 milyon lira masrafla 9 milyon gelir elde etmenin makul bir iş sayılamıyacağmı Heri sürerek damga pullan yapıştırılmak suretüe ödenen verginin daha kolay ve ameli bir voldan sağlanmasını hükümete tavsiye etmiştir.
DİKKATLER:
5w meselesinin ikinci Ve üçüncü fasit
Kadıköy tarafındaki musluklara birkaç gündür geceli gündüzlü su gelmeğe başladı. Bu münasebetle şunu söylemek isteriz:
Birinci safha hakkında, bizim gazete dahil, bütün matbuat en şiddetli tenkidlerl yapmıştır. İkinci safhada da adaletli olmalı: Tamamlyle su bitmişken Kadıköy tarafına Avrupa kıtasından tanklarla su taşınmış, İki perede bir olsun ahaliye su verilmiştir.
Şimdi üçüncü fasıl kalıyor: önümüzdeki sene... Asıl bütünleme sınavı (eskİİer anlasınlar diye tercüme ediyorum:) İkmal imtihanı muntazam idare ile o zaman verilecektir.
Londra 9 (R.) — şimdi bütün dünyacın dikkati Moskova üzerine çevrilmiştir. Gelecek cumartesi günü burada bavlıyacak olan görüşmeler büyük merak ve alâka 11» bekleniyor.
Moskova dan gelen haberlere göre, konferans için hazırlık başlamıştır. Ingiltere ve Amerika elçileri şimdiden Sovyet Dışişleri Bakanı İle ihzari görüşmeler yapmışlardır.
Londra 9 (R.l — Ingiliz, Amerikan Ve Sovyet Dışişleri Bakanlarının bu ayın 15 İnde Moskova'da yapacakları toplantı her tarafta büyük alâka uyandırmıştır. Toplantıda Avrupa’da barışın kurulması. Japonyanm kontrolü ve Uzak Doğu işleri, Iran meselesi ve nihayet atom bombası işi görüşülecektir. Konferans üç büyük devletin Birleşmiş milletler genel heyetinin önüne tek bir siyasette çıkması gayeslle yapılmıştır.
Bazı gazeteler üç Dışbakanının toplantısından sonra beş Dışbakanının bir toplantı yapması ihtimalinden bahsediyorlar. Mamafih bu, Moskova-dakl görüşmelerin neticesine bağlıdır.
Moskovada müzakereler on gün sürecektir. İnglUz ve Amerikan Dış-bakanlarınm yanlarında müşavirler ve mütehassıslar bulunacaktır.
Sovyetlerin durumu
Londra 8 (AA.» — Londrada söylendiğine göre, Moskova toplantısı çıkmazdan kurtulmağa ve güveni yeniden tesis etmeğe yarayacaktır, Sov-yctler Macaristan. Romanya seçimlerinde. Polonya ve Finlândlyada geni» bir zihniyetle hareket etmiştir. Halbuki Sovyetlerin düşmanlan bıı şekilde hareket edeceğini reddediyorlardı.
Bütün müşahedeler cesaret verici olarak telâkki edilmektedir. Rusyanın barışı hakikaten arzu ettiğine samimi olarak inanılmaktadır. Bu şartlar altında anlaşmazlıklar ne kadar derin olursa olsun, bımlarm ortadan kaldırılabileceği tahmin edilmektedir. Anlaşmazlığa sebebolnn başlıca noktalar şunlardır:
1 — sulh andlaşmalarmın tanziminde taklbedllecek usul.
2 — Yakın Şark. İran meselesi. Boğazlar meselesi.
3 — Rus bölgesindeki hükümetlerin Ingiltere ve Birleşik Amerika tarafından tanınması şartları.
4 — Birleşik Amerikanın japonya-ya karşı siyaseti.
5 — Atom bombası.
Şıı halde başlıyacak olan görüşmeler hakkında büyük ümitler beslenmektedir. Varılması flmldedllen anlaş ma, ocak ayında toplanacak olan Birleşmiş milletler genel kurulunun başarısı için bilhassa zaruridir. Başlıca bu sebepledir kİ. üç Dışişleri Bakanının bir anlaşmaya varmaları lüzumlu 1 telâkki edilmektedir.
Byrnes çarşambaya hareket ediyor
Vaşington 9 (R.) — Amerikan Dışişleri Bakanı M. Byrnes. Moskovada yapılacak toplantıda bulunmak üzere çarşamba günü uçakla Moskovaya hareket edecektir. Ingiliz Dışbakanı-nm da çarşamba veya perşembe gU-nii Londrad&n hareket etmesi muhtemeldir.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün bildirdiğine göre, Moskovada bir toplantı yapılması Amerikan Dışişleri Bakanı tarafından 23 kasımda teklif edilmiştir.
Fransanın protestosu
Paris 0 (R.) — Fransanm Moskova konferansına çağrılmaması memlekette şiddetli bir heyecan uyandırmıştır, Fransa, konferansa çagınlma-masını şiddetle protesto edecektir. Fransız Dışişleri Bakanı demiştir kİ:
( tîç devlet kendi karşılıklı münasebetleri hakkında görüşecek olurlarsa, tabii Fransanın itirazı olamaz. Fakat Fransnnın doğrudan doğruya Uglll olmıyacağı milletlere rast mesele bulunabileceğini düşünmek güçtür. Fransanın Moskovada bulunmasının müzakerelere engel teşkil edeceğine tnanamayız. Moskovada verilecek kararlar bizi İlzam edemlyecektlr. Almanya meselesinde Fransanın aldığı vaziyet değişmem İştir ■»
Moskovada memnuniyet
Londra 9 fR.) — üç Dışişleri Bakanının Moskovada toplanacakları haberi Sovyet başşehrinde büyük bir alâka ve memnuniyet uyandırmıştır. Gazeteler bu' haberi büyük harflerle neşrediyorlar.
Atom bombası
Londra 8 (A. A l — Vaşlngtonda atom bombası ve atom enerjisinin inkişafı hakkında yapılan görüşmelerin tamamen Sovyet hükümetin» bildirileceği zannedilmektedir. Rus hükümetinin, yeni keşfin kontrolün» dair yapılacak plânın hazırlanmasına tamamen iştlrâk etmeğe davet edilece-
ği de tahmin edilmektedir. Plân, yakında Birleşmiş milletler teşkiline verilecektir
Times ne diyor?
Londra 8 (A.A.) — Timea diyor kİ: Moskova toplantısı, 3 Dışbakanının vakit vakit toplanmaları hakkında Yal ta'da verilen kararın tatbikidir. Yapılacak görüşmeler hazırlayıcı mahiyette olacak, şüpheleri kaldırmağa, anlaşmazlığı İzale etmeğe yarıyacak-tır. Toplantı tabii Birleşmiş milletler genel heyetinin sene başında yapacağı içtimai da görüşecektir. Varılacak neticeler Birleşmiş milletler müzakerelerini çok kolaylaştıracaktır.
Emeklilerin aynî yardım parası arttırılıyor Mülhak bütçe, belediye, hususi idareler emeklileri de bundan faydalanacaklar
Ankara 9 (Telefonla; — Esiri ve yeni lerl de bu artıştan faydalanacaklar-emeklüerla dul ve yetimlerin IMS senesi ayni yardımlarının arttırılmasına
karar verilmiştir. Bu hususta Büyük MHet Meclisin» bir teklif de gönderilmiştir. Bütçe komisyonu bugünkü! toplantısında bu teklifi kabul etmiştir. Bu suretle ayni yardım olarak ayda 7 buçuk lira alan eski ve yeni emeklilerle dul ve yetimler bu tasarı Büyük Millet Meclisine» kabul edildikten sonra 15 lira alacaklardır. Memurlara olacağı gibi emekli, dnl ve yetimlere de aynî yardımın altı aylığının peşin verilmesi muhtemeldir.
Yalnız umumi bütçeden aylık alanlara değil, mülhak bütçeli İdarelerle belediyeler ve hususî idareler emektl-
air.
Eski emeklilerden bir kısmının aylığı 25 lira raddesinde olduğuna güre bu şekilde ayda yedi buçuk lira zam, yüzde 30 nispetinde bir arttırma demektir. Bu arttırmanın yalnız umumi bütçeye alt kısmı 5 milyon İlr3 tutmaktadır. Hükümet mali şartların bugünkü durumu içinde bu İşe do 5 milyon Hra ayırmak surctıie emeklilere elder. gelen yardımı yapmak istemiştir.
Bahsedilen kanun tasarısında aynî yordun paralarının altı aylığının toptan ödeumes! İçin hükümete salâhiyet verilmesi hakkında da hüküm bulunmakladır.
Bu kanun l ocak tarihinden Ittba-ren yürürlüğe gir: çektir.
Arada Bir
Haztrlanan yeni parti-' Fikir ve insan
Sayın Celâl Bayar ve arkadaşlarının hazırlamakta oldukları yeni Parti etrafında gazeteler bazı malûmat veriyorlar. Hattâ bunlardan bir kısmı, doğrudan doğruya Celâl Dayarla yapılmış mülakatlardır.
Bu yarılardan anlaşıldığına göre yeni Partinin henüz adı konmuş, programı hazırlanmış, değildir. Fakat bazı ana hatlar şimdiden açığa vurulmuştur. Meselâ bir gızetede okuduk: Yeni Parti şahsiyete değil, fikre ve kanaate dayanıyorum?.
Bu iddia Celâl Bayar Partisi İçin doğru değildir.
Fikir cereyanlarından doğan partiler vardır. Bunlar, tıir memleket içinde kendini kuvvetle his-seltiren, birçok taraftarları bulunan, olgun ve sarih sosyal • politik kanaatlere dayanır. Halbuki — gene gazetede okuduğumuza göre — yeni Partinin prensipleri C, Halk Partisinin altı okundan çok farklı olmıya-eaknıış. Bundan başka yeni partinin. fikir ve doktrin değil. (-ŞHh-siyet . şöhreti ve insan birliği etrafında doğduğuna en büyük delil şudur: Eğer Celâl Bayar olmasaydı bu Parti kurulamazdı. Kurulurdu, fakat hiç kimsenin haberi bile olmazdı Partiyi Celâl Bayar kurduğu İçin ehemmiyetli olmuş ve memleket efkârında hemen yer ka-
zanmıştır, Partide Celâl Savar, bir temsilci ve birleştirici rolü oynamıştır. Partiyi kuran diğer zevatı birleştiren, yeni ve sarih politika kanaatleri değil. Celâl Ra yardır. Partiye değer veren de. yepyeni prensipler değil gene onun adıdır. Çünkü yeni parti, daha doğmadan ve programı, siyaseti malûm olmadan —Celâl Bayar partisi diye— alaka ve sevgi ile selâmlanmış tır.
Yeni partinin sırf şahsiyete ve insana dayanan bir parti olduğuna işaret edişimiz şunun İçindir:
Kuvvetli. eski bir hükümet partisine karşı çıkan ve büsbütün başka fikirleri, yepyeni politika cereyanlarım temsil etmlyen bit kontrol partisi ancak fçlne alacağı İnsanlarla ölçülür Bu İtibarla herkesin dikkati. Celâl Bayana ti e gibi yeni prensiplerle değil, hangi insanlarla birlikte ortaya çıkacağı meselesi it^jrindo toplanacaktır.
Siyasî partileri bilhassa yeni doğanları — her yerde — programlar ve prensipler değil, insanlar hemen yükseltir veya çabucak küriik düşürür. Büytik prensip farkları olmayınca İnsanların meziyetleri daha büyük rol oynar.
Muvaffak olmasını istediğimiz irin Celâl Bayara. partisine kendisi gibi hürmet ve itimat telkin edecek arkadaşlar seçmesini dileriz. — Demokrat
Snhlfe S
A K Ç A M
v
> z 1
SÖZÜN GELİŞİ
7 anıdtklarımızla tanımadıklarımız
Iran hâdiseleri
Tanımadığım», kendileri»* dostluk, ahbaplık etmediğimiz insanlar ne kadar rahattırlar! Tâlih veya tesadüf yardım edip de yüksek bir makama geçtiler mi kendilerini hiç tanunadığı-jns®, lâyık olma derecelerini bilmediğimi», noksanlarından haberinim olmadığı için bıı yükselişe aldırış etmeyiz; hattâ alkışlamamız bile mümkündür. Bir de o makama tan idik] aromadan biri
oturmaya görsün! Dostumuz, ahhalnnua olması ravaîlttıın illerine yürümemize mâni olmaz. Kendisini iyi tanıdığımız İçin bütün noksanlarını sayıp dökeriz. Yiiziine karsı gülüp tebrikler eder, pek memnun olduğumuzu bildirmekten dilimizi alıkoyamazsak da arkasından bu işi asla kı vira mı yatağını, son derece cahil olduğunu, kim bilir kime yaranıp bu mevkie geldiğini her Tasladığımıza anlatır ve yalnız şu hâdisenin bile mevkilerin liyakatsiz ellerde bulunduğunu ispat etmeye yettiğini söyler dururuz.
Üşenmeden, yorulmadan her tarafa yaydığımız bu sözler süphMit havada kalmaz, teinde hakikatin hissesi varsa bile biraz ân erkemediğimir, kıskandığımız için savurduğumuz »tizler o zat* hic tanırmyanlarin ilk bilgisini teşkil eder. Dostumuzu yerinden ntlıramazsak da itibarını kırmaya muvaffak oluruz. O zatın tâ-lihsizliği bizim tanıdğımız olmasından ibarettir.
n&lbuki tanımadıklarımız arasında kim bilir ne kadar değerliler olduğu gibi, kim bilir ne kadar değersizler de vardır. Onlar da hücumlarımızdan kurtulmalarını tanmBHBBŞ olmalarına borçludurlar. Taındığımraı durdururken tanımadığımız liyakatsizin daha yüksek mevkilere çıkmasını, hiç sesimizi çıkarmamakla temin ederiz.
Elbette ki liyakatsiz adanı, dostumuz, tanıdığımız olunca sesimizi çıknrmlyalını. «bırakalım yükselsin! ı> demek istemiyorum. Benim işaret etmek istediğim nokta bilmediğimiz, tanımadığımız insanlara farkında olmaksızın gösterdiğimiz lütufkârlığı tanıdığımız insanlardan bilerek esirgerken yaptığımız kaksthk-tw. Kıskandığı bîr tarafa bırakıp dn tanıdığımız hakkında sadece doğru olanı söylemek süphes» makamlara liyakatli insanların germesini kolaylaştırır. Bilmedi ğimizi pohpohlayıp bildiğimizi yerin dibine sokmak ise mâni olmak İstediğimiz haksız yükselişleri hiç bîr zaman tamamiyle Bnliyemez.
Şevket Rado
Azerbaycan’da seferberlik yapılıyor Tahran’da baltalama hareketleri oluyor İran parlâmentosunda Rus taraftarı saylavların miktarı artıyor
Galatasaray üstün kir oyundan sonra Enosis’i 4-1 mağlûbelti Misafirlerimiz son maçını bugün
Fenerbahçe ile yapıyor
Küçük piyanist
4 yaşında tdil Biret Cumhurbaşkanı ve Bayan İnönü, önünde muvaffakiyetle parçalar çaldı
Ankara 8 — Bugün Devlet-konservatuvan salonunda verilen konserden sonra, dört yaşında tdil Biret Cumhurbaşkanı îsmet İnönü ile Bayan İnöniiniin karşısında, Bach’ten bir parça İle Bethoven'den bir parçayi büyük bir muvaffakiyetle piyanoda ezbere çalmıştır.
Bu başarısından dolayı İsmet İnönü, minimini piyanisti takdir etmiş ve iltifatta bulunmuştur.
Ekmek satışı
Karne usulü kaldırılacak mı?
Ankara 8 — Ekmeğin karne i'e satılmasından vazgeçilmesi hakkında Büyük Millet Meclisinde bir cereyan başlamıştır. Bu hususta yakında tetkiklere başlanacağı söyleniyor. Henüz verilmiş bir karar yoktur,
İzmir’deki otomobil kazası
Dün vukuf ehlinin raporu okundu
İzmir 0 (Telefonla) — Balo dönüşünde İdare ettiği otomobili kazaya Uğratarak 3 kişinin ölümüne, 3 kişinin de yaralanmasına sebebiyet verdiği lddlaslle ağır cezada muhakemesine başlanan İş Bankası nu-mur-lanndın İsf en diyar Ata manlıı muhakemesine dün de devam edilmiştir. Bu d ffcki Celsede. kaza yerinde yapılan vukuf ehli keşfine att rapor okunmuştur.
jstendiyar Ataman, kazanın şoför Bayrının müdahalen üzerine vuku-budluğunu iddia etmişti. Raporda bu İddia reddedilmekte ve ölen balıkçı Abdulahın da otomobil çarptıktan •oura çamurluk üzerinde sürüklendiği ve ancak bundan sonra denişe düşerek boğulduğu kaydedilmektedir. Abdullah'ın cesedi üzerinde yapılan incelemenin d* bu sonucu verdiği ve otomobilin bu çarpmadan sonra demir babaya vurarak parçalandığı de raporda anlatılmaktadır.
Muhkeme, savcuun İddianamesini Mrd etmesi İçin başka güne bırakıldı. ______
Sovyet elçisi Dışişleri Bakanını ziyaret etti
Ankara 8 — Sovye tlerin Ankara büyük elçisi M. Vlnogradov nurfln Dışişleri Bakanlığına ge-£ek Dıçişîer! Bakanı Haşan Sa-yj ziyaret etmiş ve bir müddet görüşmüştür.
Yağmurun İzmir’de tahribatı
İki ev yılaldı, bir çocuk enkaz altında öldü
Ifflnır 9 (Telefonla) — Üç gunden-bc-ri devam eden şiddetli yağmurun bustıle getirdiği tahribatı önlemek üzere faaliyete geçirilen ekipler fa-nias» surette çalışmaktadırlar. Fakat buna rağmen bir çok yerleri su basmışlar.
Eşrefpaşada Kâtlboğlu mevkiinde RTfat PetanezcFye alt ev, selinin şiddetine dayanamıyarak yıkılmıştır. Rıfat Pekmrzci’nln karısı Aliye Üe üç kzı enkaz altında kalmışlardır. Yetişen kurtarma eklpl Aliye İle iki kızını enkaz «İtandan kurtarmağa muvaffak olmuştur. Fakat üç kızdan bLr buçuk yaşında olan İclâl’ln hayatı kurtarılamamıştır. Zavallı çocuk enkaz altında çok ağır surette yaralanarak ölmüştür.
Ayrıca Kahramanlar civarında da M rev çökmüş iw de nüfusça zayiat uimamıçtır. Yağmur hâlâ devam ediyor.
İzmir 8 — î.>nisa ve Menemen ovalan tam amile su altındadır. Manisa ile köyler arasında irtibat kesilmiştir. TorbalI'nın bir köyü sularla örtülüdür.
Londra 0 (RJ — Taiuan'dan bildirildiğine göre. Tebrlz'd» eden hükümet Azerbaycan'da terhis edilenleri ve asker olabilecek yaşta bulunanları silah altına çağırmağa başlamıştır. Azerbancan kuvvetleri İki İstikamette İlerlemektedir. Bu kuvvetler Hazer denizi sahilinde Febievl limanını ele geçirmişlerdir. AzerbaycanlIlar bir şehri işgal ettikleri zaman ekmeğe daha ucuz hat koymakta, gündelikleri arttırmakta, halka elbise dağıtmaktadırlar.
Tahran’da baltalama hareketleri olmaktadır. Hükümet tetosyûnu, resmi blııulan muhafaza İçin tedbir almıştır. İran purlftmentosunda Rus taraftarı saylavların miktarı artıyor, 45 saylavdan mürekkep olan bu grup Ruslarla anlaşma İmkanlarını aramaktadır.
İran’ın iç durumu
Tahran 8 fAJL) — (Reuter): İran meselesinin esasını İran'daki iç durum teşkil etmekle ve bu durumu da Ruslar istismar eylem1- ktedlr. Ancak on İki milyon bir niifushı olan İran İM bin aile tarafından İdare edilmektedir. Arazi rahibi olan bu aileler hem ticareti hem de pariSmentoyu kontorhari altında bulundurmaktadırlar. Fiilen bir otra sınıf mevcut değildir. Ve söylenildiğine göre. Tahran şehrinin 800 bin nüfusundan 700 bini sefalet İçindedir. Bütiln İran gerek ekonomi gerekse İdare bakımından acmacak bir karışıklık içince bulunuyor. Yüzden fazla kanım' tasarısı flsl üste yığılmış olup parlâmento tarafından bir türlü lncelen-memektedlr. Çoğunluk elde etmek için saylavlardan yarısının parlamentoda bnlvnması iâzımgeldlğiae ve zengin saylavlar da her türlü kararı Imkânsu kılmak için parlâmentoya i uğramadığına göre. İler! doğru bir tek adım atılamamaktadır.
Huşlar. Iran hükümetini ve Rus taleplerine muhalefet eden yüksek memurları başlarından atmak İÇlu İran’ın bugünkü durumundan gayet akıllıca faydalanmaktadırlar. Rusların talepleri ise ıslahatı yapmakla asla İlgili olmayıp bilhassa petrol imtiyazlarına ve İran'da inglltz nüfuzunun kaldırıl masına müteanik bulunmaktadır. Burum Rusalr tarafından güdülen gayenin baçbca noktasını teşkil ettiği gittikçe daha Aşikâr olmaktadır. İngiliz petro lanlaşmacınm yakında değiştirilmesi için talepler yapılmış ve tekrarlanmışta-.
Fiatlerln durmadan yükselmesi, halk kitlelerinde memnuniyetsizliğin artması, kuzey eyaletlerde geniş mik-yaria silâh dağıtılması yüzünden variyet bte ayaklanmaya müncer olabileceği gibi İran'ın öterindeki topraklara da teste edebilir. İran'da geni mikyasta ve kanlı bir İç harbi ola-
cakta. şimdi bu harbin ne saman
Rus siyaseti oldukça sarihtir. Bu riyasetin hedefi, Orta Şarkta kuvvetlerin m 11 vazenezidir. Fakat İngiliz riyaseti hakkında aynı şey söylenemez. Buradaki intiba şudur kİ. İngiltere'nin Ruş taleplerine muhalefet etatekie beraber İran’a karsı gösterdiği ilgi, hâlen İran'ı İdare »den muhafazakâr zümreye bağlılığından ileri gelmektedir.
Nüfuz bölgen siyaseti
Tahran 8 /AA.) — Dışişleri Bakanı Nccnı’ln basına bildirdiğine gör*, durumun gelişmesi tran'ın İki nüfuz bölgesine eynlacağı neticesi çıkacağını tahmin ettirmektedir. Dışişleri Bakanı, geçenlerde İran parlâmentosunda bilhassa saylav Etebar’ın ortaya attığı bu hsberl hükümetin yalanladığını da İlâve etmiştir.
Fakat bu yalanlamaya rağmen, gazeteler. nüfuz bölgelerine dönüş riyasetine doğru gidilip gidilmediğini endişe ile soruşturmaktadırlar.
Re?m1 Tahran mahfillerinden bil-dirlldlğlne göre. Azerbaycan demokratları, bu eyate-^ halkının arzu ve İradesine baş vurmakla hükümeti, Atlantik beyannamesine de uygun b!r oldu bitti karşısında bırakmak istiyorlar. Buna karşılık. Başbakan, daha dün, Azerbaycan seçimlerinin kanuna uygun olmadığını ve hükümet taraflıdan tanınmıyacafeın.1 söylüyordu.
Öte taraftan öğrenildiğine göre, Azerbaycan’ın yeni valisi. Tebriz'deki demokrat partisinin şefleriyle henüz teman teıis edememİçtir.
Son Sovyet notası
Vayingtön 8 (A.A.) — Dışişleri Bakanlığı, Müttefik kıtalarının 1 ocak 1946 da İran’dan çekilmesi hususundaki Amerikan teklifini reddeden Sovyet notasmı. Sovyet hükümetinin müsaadesiyle yayınlamıştır. Sovyet Rusya, bu notada, Tahran damficl prensiplerine sadık kaldığını teyidet-mekte ve Azerbaycan’da vukua gelen hâdiseler hakkında aşağıdaki İzahatı vermektedir:
Kuzey İran'daki müesiif hâdiselere İrtica unsurları sebebivet vermiştir. Bu İrtica unsurları. Azerbaycan ahalisine tabii haklarının verlim-slne muhalefet etmişlerdir, halbuki bu mahalli temayülerde demokrasiye arkın» b!r cihet yoktur.
Bundan sonra, Sovyet hükümeti, Kuzey İran'da polis ve Jandarma kuvvetlerinin hareketlerine asla mâni olmadığını izah De takviye kıtaları gönderildiği takdirde, bunun tek neticesinin güçlükleri arttırmak ve âsaylsl mııhafa?f İçin Sovyetler Birliğini. kuvvetlerini çoğaltmaya mecbur bırakma:* olacağı kanaatini İzhar etmektedir
teşekkül patlak vereceği bahis mevzuudur.
Şehrimizin misafiri bulunan Yunanlı futbolcular üçüncü maçlarını dlın Şeref stadında yağmura rağmen oldukça büyük bir kalabalık önünde Galatasaray'la yaptü&r.
Karşılaşma bundan evvelki maçlara nazaran daha canlı ve zevkli oldu. Sarıkırmızih futbolcular dün çoktanberl görmediğimiz şekilde fevkalâde güzel ve plâsmanlı bir oyundan sonra 4-1 galip geldiler. Bu galebe Yunanlıların zayıf bir takım olmasından ziyade Galatasaray’ın enerjik bir tempoyu oyunun nihayetine kadar devam ettirebL'meslndfıı lideri gelmiştir. Maçın tafsilâta:
Hakem Adnan Akın'm idaresinde oynanan bu müsabakaya Yunan takımı Beşiktaş maçındaki kadrosile İştirak etti. Buna mukabil Galatasaray da şöyle bir takımla oynuyordu:
Erdoğan - Adnan. Faruk - Namık, Arif, Turgan - M- Ali, Muzaffer, Reha, Bülent, Nazım.
Mutat seremoniden sonra oyuna Yunanlılar başladılar. Faruğun keserek sağa verdiği topa Nazım yetişemediğinden avut.
Akabinde yapılan mukabil Yunan akını de aynı şeklide avutla neticelendi.
5 İnci dakikaya kadar birbirini denemekle vakit geçiren takımlar nihayet oyunu açtılar. Bilhassa Sarıkır-mızı muhacimlerin soldan M. Ah vasi taslı e yaptıkları atanlar çok tehlikeli oluyordu. Netcklm 8 ncı dakikada M. Ali’nin yerden ortasını yakalı-, yan Reha durdutmadan ve havadan attığı şimşek fribi Mr sütle ilk Galatasaray golünü yaptı.
7 nel dakikada Yunan merkez ınu- ,---------------.. ..
hacimlinin sola kayarak attığı sıkı süt dün her zamankinin aksine olarak havadan avut, bundan sonra tam yarım saat devamlı bir hâkimiyet tesl-sine muvaffak olan Santarmızıhlar rekleritı mâni olduğu sayısız jütlerden o kadar gûzcı oynamağa başladiar başka pek çek gollük fırsatların da kİ halk çoktanberi bu şekilde oyunla- dışarı gitmesine rağmen attıktan rını görmediği Galatasaray'ı altaşU-| dört golle parlak bir galibiyet ka-- ~ ’ zandı’ar. Forvette Başta M. Ali ol-
mak iizere Reha, Muzaffer fevkalâde bir oyun oynadılar. Çoktan b?ri forvetlerinin Lç görmelerine susayan Galatasaray’ın emektar müdafii: rl her zamanki güzel oyunlarını gösterdiler. İçlerinde bilhassa Arir Adnan ve Faruj; temayüz .ettiler, ilk defa olarak forvetin muvaff'-itayetine nail olan Sarıkırmızı müdaflier neşe ve zevk İçinde oyunu bitirdiler.
Yunanlılar dün Griatasarav’in fevkalâde oyunu karşısında ambale oldular içlerinde sadse? UaİKİ’erl elinden geldiği kadar çalıştı ve neticenin daha fazla farklı olmasına mâni oldu. Hakem Adnan Atan oyunu güzf-l İdare etti.
Sarıkırmızilıtarı bu mu .affakıyet-lerlnden dolayı tebrik eder her zaman bu başarılarını devam ettirmelerini dilerim
HAYREDDİN Bah’«61U
Uiarin galibiyeti İle neticelendi.
İkinci devreye aynı tempo tle başlayan Galatasaray karşısmda Yunanlılar tamamlle müdafaaya çekildiler. Birbiri ardına yapılan Sarılarınızı akınları Yunan kalesi İçin çok tehlikeli oluyor. 7 nel dakikada yine kale önünde olan bir karışıklıkta Mu-zaffer'In attığı sıkı şüt direğe çarparak Yunanlıları muhakkak bir golden kurtardı.
9 uncu dakikada Reha'nın görerek M. Ali'ye geçirdiği topu sahanın en iyi oyuncusu olan M Ali kileye kadar sürerffc kalecinin çıkışına rağmen kapayanıadığı köşeden 3 üncü golü, yaptı. Halk tarafından çılgınca alkışlanan bu güzel golden sonra Yunanlılar biraz kendilerini topladılar. Galatasaray kalesinin sıkıştığı bu an larda Erdoğan sağaçığın ayağına kapanarak ikinci bir gole mâni oldu.
20 nel dakikada Ga’atasarav müdafaasının karıştığı bir anda topa elle mâni olan müdaflter bir penaltıya seboboldular
Fakat Yunanlı oyuncu bu bulunmaz fırsatı Erdoğanm ellerine atarak öldürdüler Bundan sonra tamamın oyuna hâlrim olan Sarıkırmızılılar 34 üncü dakikada Reha'nın fevkalâde bir vücut çalımı He vaj(aludığı topu yerden bir vuruşla 4 üncü defa olarak Yunan kalesine sokmasiie 4 üncü golü de kazandılar Bundan sonra oyunun neticesi değirmedi ve müsabaka sona erdiği zaman Galatasaray 4-1 galip olarak sahadan nyr-lıyordu. Galip Galatasaray takımı r-'ün çek-tanbcrl görmediğimiz fevkalâde enerjik ve deplesmanlı bir ovun oynadı.
Mevsim başından b’ri bir türlü gol çıkaramıyan Sarıkırmızı forvri
fevkalâde dalıcı ve yırtıcı bir oyun gösterdi. Yunanlı kalecinin ve di-
24 miivar strerling
V-l ve V-2 lerin Londra-ya verdikleri hasar
Londra 9 (A.A.) — 1944 ve 45 yıllarında V-l ve V-2 lerin Londra’ya verdikleri hasar *24 milyar sterling» taymetîndedir. Londra’nın uğradığı en öldürücü bombardıman 29 aralık 1940 da yangm bombalariîe yapılmış ve 18 milyon sterling değerinde hasara sebebiyet vermiştir.
Atom enerjisi
Amerika’da bir fabrikada kullanılmağa başlanmış
Vaşington 0 (AA.,) — S büyük Amerikan bilginine göre, atom enerjisi, muhtelit sanayie geniş ölçüde hemen tatbik edlleMBr. Bu bilginlerin açığa vurduklarına göre, sanayide kullanılabilecek atom msı daha şimdiden Amerikanın giril fabrikalarından birinde kullanılmaktadır ve 20 aeneye kadar atom enerjisi kömüre ve petrole rekabet edecektir.
' m enerjisi İlk olarak ucuz elektrik elde etmek İçin kullanılacaktır. Atom enerjisinin otomobillerde ve uçaklarda kullanılması şimdilik mümkün olmamaktadır. Zira radyo aktif elemanlarft karşı korunmak İçin ağır korunma levhalarının inşası iea-betmektedlr. Bazı bilginler atom enerjisinin kullanılabileceği yegane nakil vasıtasının büyük Transatlantikler olduğu kanaatlndedlrkr. Tahmin edildiğin* göre, atom enerjisinin tfi.ll mülakatının tıpta, başlıca kanserin tedavisinde, blyc’c’idc. kimya ve firikte büyük faydalan ♦ttiiına-1 çaktır.
Bulgaristan arazi terkedecek mi?
Bulgar Başbakanının demeci hakkında bir tebliğ
Sofya 9 (A.AJ — Başbakan Kunotı Georglev'in Amerikalı bir muhabire Verdiği bir nıülâlcat üzerine, muhalefet gazetelerinin mülâhazaları hakkında Başbakanlık tarafından bir demeç yayınlanarak bilhassa şunlar bildirilmektedir:
Bulgar topraklarından bazı kısımların terk-edJlnıeri hususunda Başbakan Klınon Georgiev hiç kimseye hiçbir demeçte bulunmamışta-. Başbakanın demeci Amerikan muhabirine yazıh olarak bildirilmiştir. Başbakan Kimon Georgiev, Amerikan muhabirine verdiği mülakatta Makedonya hakkında şunları söylemiştir:
* Makedonya meselesi Makedonya halkını llg+lendirte ve biz de dalma bu meselenin halkın kendi İstek ve menfaatlerine uygun olarak halledilmesini ve Makedonyanın Balkan devletleri arasında bir anlaşmazlık konusu olmaktan çıkmasını a t? ti ettik. Bu görüş noktasından, demokrat Yugos-lnvyanın hudutları içinde Federal Makedonya birliğinin kuruluşunu içten gelen bîr memnunlukla karşıladık.» _______
Çatalca gençleri de kızıl neşriyatı telin etti
Çatalca 8 aralık — Atatürke, rejime ve demokrasiye candan bağlı olan ve Milli Şefinin gösterdiği yolda yürüyen Çatalca gençliği, İstanbul. İzmir ve Bursa gençler! gibi, kızıl ve komünist neşriyatı ret ve tel'ln etmişler ve bütün varlıkla riyle bu tezahüre lştteâk ettiklerini bildirmişlerdir.
Yugosîaya’da durum
Hanedanın âlrbeti tngil terede pek az teessür uyandırmış
yarak teşvike başladılar. Bir biri arkasına yapılan Galatasaray akınla-ruıda Muzafferin çektiği iki fevkalâde «üt dışarı gitti. Bu arada yapılan bir Yunan hücumunda Erdoğan yerinde bir çıkışla sağlçln ayağından muhakkak bir golü kurtardı. 21 nel dakikada soldan M. Ali'nin çektiği bomba gibi şüt kale direğinin Üstüne vurarak yunanlıları muhakkak bir golden kurtardı.
26 ncı dakikada M Ali’nLn ani olarak sağaçıja geçirdiği topu Nazım fevkalâde bir kafa paslle Rehaya geçirdi. Günün kahramanlarından biri olan bu genç ve ateşli oyuncu da göğsü İle İleri aldığı topu enfes bir şütle yerden ve sağ köşeden ikinci defa olarak Yunan ağlarına taktı.
GalatasaraylIlar Mr arlık oyunu gevşetir gibi oldular. Bu arada sağdan b!r korner ‘
Galatasaray müdafaasının ardına topa vuramamağı yüzünden sağlçlerlnln köşeye
vuruşla İlk ve son gollerini yaptılar. Burada Erdoğan’ın plonjonu boşa gitti.
Golden sonra tekrar açılan San-lnrmızılılar devre sonuna kadar aynı canlı oyun'arını devam ettirdiler. 33 İnci dakikada Reha’nın müdafaayı geçerek sol köşeye attığı flüt plonjon yapan Y’-'nan kalecisinin kafasına tesadüf ederek goı olmadan kurtuldu. Ve devre bu suretle 2-1 Sankırraızı-
Londra 9 (A.A.I — Yugoslavya üzerine yayınladığı bir makalede, Econo-mlst dergisi. Kirci P’.errc'ln ve Kara-■ urfl hanedannun Akıbeti hakkında inglltercde pek aa teessür duyulduğuna İşaret etmektedir. Karayorgl hanedanı eski Sırbistarun köycülük hareketi bayında bulunduğu zaman büyük meziyetler göstermişse de Büyük YugoRİavyayı teTk1! edem milletlerin mukadderatını sevk ve idare etmek zorunda kaldığı zuaıan ııcJz eseri göstermiştir.
Economist'in ilâve ettiğine göre, Yugoslavya çimdi ühtllâkller tarafından İdare olunan bir memlekettir. Bırakın kİ. Yugısİ . . yanın İçtimaî bakımdan İhtilâle İhtiyacı yoktur: zira zaten Yugoslaryada. bu tamamlle zirai memlekette, toprak uzun zaman-danbetfdlr kİ köylüye alt bulunmsk- j tadır. Tugaslavyada hiç şüphe yok ki bu, büyük bir değişiklik yapmıyuuüi-tır; zira Yugo .lavyada endüstri rira-atten dalma geride gelmektedir.
Derginin belirttiğine- göre, Yugus lavyadn vaki olacak kayda değer tek değişiklik, tamamen Sırp olan me-murtaan ve subayların yerine bütün Güney Blavlarının aydınlan kaim oitıcağıdu*.
Economlst, son olarf’.k diyor kİ; «Yugo.Tlavyacid.kl relimin iş başına gelmesi, Rns diplomasisi İçin 1903 te Kr.rnyCTglterln tahta çıkması kadar, hatta ondan da fazla bir mu raftafc-yet teşkil eder »
kazanan Misafir takım bir btri
plâse ettiği bir
Enosis son maçını bugün Fenerbahçe i'e yapacak şehrimizde misafir bulunan Enosis takımı bütün son maçlarını şeref stadında Fenerbahçe ile Yapacaklardır. Bundan evvel yaptıkları üç müsabakada iri bte netice a'amjyan misafirlerin bugün Fenerbahçe karşısında ne netice alacağı merakla beklenmektedir.
Nohut, mercimek, bezelye, börülce, kum darı ve ak darr ihracına müsaade edildi
Ankara 3 (AJL) — Ticaret Bakanlığından: İstihsalimizin İstihlâkimize yeter derecede olması ve diğer taraftan memle kete döviz temin! lüzumu göz ömînde bulundum:-ırak nohut, mercimek, bezelye, börülce, kum dan ve ak darının, münhasıran ecrbes dövizle ihracına müsaade edilmesi karart uştırılmırtır.
Eöril geçen malları:, bu şekilde İhracı fiat ve fon kaydım ve İhraç lisansına tabi tutalmıyacakta. Keza ötedonberi ihracına müsaade edilmekte olan bakla serbes dövizle İhra-colunduğa takdirde, ihracatta da lisana arar.mıyacaktır.
Dün k"»'uz tedavi miies-sesesinde merasim yapıldı
Zeytinyağı ve sabun meselesi > Ankara 3 — C, H. Partisi Mee-Us Grupunun sah günü yapacağı toplantıda yine eeytînvağı ve sabun konusu üzerinde konuşulacaktır. Bu toplantıya Ticaret Bakanı B. ■Raif Karedeniz, zeytinyağı hakkında vcnı teklUler!0 "erecektir. Bu teklifieı atasında yevHnynğır n serbe( satışı hakkında yrr.i ürer, ri i-ar-nrı r grupa ’' ldirüece&l tahmin edîî •mektedır
Dün Kuduz, tedavi nıüesseseslnda Pasteur'ün ö. um ünün 50 nel ve onun çok yakın «alışma arkadaşı Paris Pasteur en-Ütüsünün İkinci direktörü F Mfltchnikçf’un doğumunun 100 üncü yıldönümü münasebetle tören yapılmıştır. Terende doktorlar, veterinerler. davetliler ve gazeteciler bulunuyordu.
tik olarak mııesse e mütehassıs V4 baştabibi Dr, B Zek&l Muammer Tıınçman toplantıyı açmış, ondan sonra Prof. B. Süheyl Ünver tarahn-dtın P-steur'ıln Insan’ık cephesi tahlil edilmiştir.
Müteakiben veterln«r Prof.
Muzariır Berkman veteriner tababette Pa.rieur'ün hizmetlerinden bah-s-:m.;Rtlr .ı - b’nba'i B Sadettir FaLavan da ? ı eıır'ün muhtelif sah alt,'dr.k* çalışm-• ■ v.nı anlatmıştır,
Müıaaiubeo Frareız tabibi Dr. Gasmn de*
«Pasteur deki ilmin PasteıırMtM .ıldöoüm. naı «a sükzuıta kz:
D- Gabon’dan »
Dr.
ıskmesi baştır kİ:
tanı yoktur, n mleketi
F
tı ur.
.ro Mctchnl-hakkında an sonuşmuş-
9 Alalı* 1945
AKŞAMDAN AKŞAMA
Sahlfe !1
Kaybettiğimiz üç kıymetli münevver
Son günler içinde umumi hayatta taıı nmış üç Türk münevverini kaybettik. Bunlardan üçü de ömürlerinin son devresinde profesörlük yapmasalar hile «hoca adam» denen şahsiyetlerdi.
Gazetemizle senelerden beri neşrettiği yazılarda saray ve Ba-bıâli hayatını anlatan, tarihin başka safhalarını da, vesikalara dayanarak hikâye eden Süleyman Kâni İrtem’i yine Akşam okuyucularına burada tarif etmekten hicap duyarım. Yalnız şu ufacık hususiyetini çizeyim ki. zihnini İşgal eden hemen bir tek mesele var gibiydi: Mesaisi.., Biz, türlü mevzulardan konuşurduk: o, ancak kendi sahasına temas edildiği vakit ilgilenirdi. Kolunda kitaplarla ekseriya sahaflardan, kütüphanelerden, kitapçılardan gelirdi.
— Pahalılık... — diye bir lâf açacak olsak cevap verirdi:
— Cidden... Eski kitaplar da çok pahalandı. Yeniler de öyle ya: Eserimi bastırmak için müşkülât çekiyorum,,.
Tanınmış bir idareci olan Süleyman Kâni, tekaütlük müddetini pek hayırlı bir işe hasretmişti: Bilhassa yaşadığı devri çok iyi derliyen bir nevi yeni tip va-kanüvis olmuştur, ~ buluşturup gazete harcıâlem yaptığı ve menkulâtmdan edecektir
Tarih, onun sütunlarında vesikalardan çok istifade
Gazeteci Celâl Nuri’nin kardeşi: hem ilim, hem cemiyet adamı Suphi Nuri İleri'yî de bu sütunda vaktiyle kapalı olarak dercetti-ğim bîr hikâyesile yâdedeceğinı:
Bîr işçi, iş kazası esnasında alil oluyor; iki gözü kör olan bu adamcağız, tazminat dâvası açamamış diye müruru zaman elde etmek üzere meseleyi savsaklıyorlar. Suphi Nuri, müdafaayı celâdetle ve bedava üzerine alıyor.
İşte bu. çok defa, onun hayatının hareketlerine ölçüdür:
Menfaat beklemeksizin bir hakki korumağa çalışmak.
... Âlim, fâzıl insan çoktur amma. o hasletlerin yanında bir de böylesine sahibolanîar nadirdir. Cemiyetimizin bu gibilere ne kadar ihtiyacı vardır,
Mehmet AJ1 Ayni de bunlardan apayrı ve kendi kâinatında bir şahsiyet: Dünyanın her tarafını dolaşmış; ilmi, kitap okumakla beraber, memleket gezmekle de kesbetmeğe çalışmış bir seyyah... Fakat Mehmet Ali Ayni'nln en büyük hususiyeti, Şark felsefesini tam şarklı gibi bilmesine rağmen bütün bu mevzulara Garp adese-sile de kakmasıydı.
Muhtelif senelerde dünyanın muhtelif yerlerinde tasladığım Mehmet Ali Ayni ile bir gün Kurnada da karşılaştım. Yine her seferki gibi güler yüzlüydü. Hoş beşten sonra, sınıf arkadaşım olan oğlu Sırn’yı sordum. Soğukkanlılıkla: «On gün evvel sîzlere Ömür» dedi ve mevzuu değiştirdi. Şayet başka bir babadan bu cevabı alsaydım kim bilir nasıl tefsir ederdim. Lâkin Sırrl’nin babası, bütün hayatınca imfisale lâyık bir babaydı. Bu soğukkanlılığı da tasavvuf! olgunluktan Heri geliyordu.
Dikkate lâyık olan şudur: Meh-; met Ali Ayni ömrünün son çağında.. Türk gençlerine bir Öğüt kitabı yazdı. Eserin ruhunu şöyle hülâsa edebilirim: :
— Su dünya hayatında milletçe ve fertçe ivt yaşamak için İca-heden namuskârane her faaliyetten geri kalmamak.
Bütün bir müşahede ve murakabe hayatının sonunda bu neticeye varan Mehmet Alt Ayni, nü-muneleri Türkivede eksilmekle beraber Sark dünyasında hâlâ bol olan teşbih ve tehlilcilere İbret dersi olmalıdır
Kaybettiğimiz üç münevverimize de Allah rahmet evlesin (Vâ - Nû)
İstanbula tahsis edilen yeni ampuller
Ticaret Bakanlığının îstanbu-la yeniden ampul tahsis ettiğini yazmıştık. 110 bin tane olan bu ampullerin 30 bini 220, 80 bini 110 voltluktur. Ampullerden flunerlkan menşeli olanlar 60-100 kuruş arasında İsviçre malı olanlardan 15, 25 ve 40 mumluklar 130 kuruşa kadar, 60 mumluklar 155 kuruşa satılacaktır. Satışlara yarın başlanıyor.
Istanbulun su derdi
İncir ve üzüm stokları
Meseleyi hal için üç esaslı nokta kararlaştırdı
tstaııbulun su derdini halletmek İçin Belediye İle Ankaradakl İlgili makamlar arasında uzun zamandan-berl devanı eden müzakereler sonunda yapılacak İşler kararlaştırılmıştır. Vali ve Belediye reisi İle Sular müdürünün Ankaıiûda, Bayındırlık Bakanlığı müsteşiu- ve müfettişlerinin İs-tnnbulda yaptıkları temaslar sonunda verilen kararlar şunlardır: Istan-' bulun su meselesinin halli İçin üç esaslı nokta vardır: 1 — Gereken parayı bulmak: 2 — Döviz temin etmek: 3 — Lüzumlu malzemeyi Amerikadan getirtmek...
Tesisata sartedllecek paraya alt kanunlar hazırlanmıştır. Su işi İçin yılda 7 - 8 milyon Hra elde edilecektir. Bu yıllık gelir, karşılık gösterilmek üzere 70 - 80 milyon liralık büyük bir kredi bulmak mümkün olacaktır. Btı kredi de bir Amerikan şirketi tarafından sağlanacaktır. İstanbulda yaptırılacak yeni galeri, kurulacak yeni tesisat için yapılan masraflar 10 - 15 yılda ödenecektir. İşe birkaç ay içinde başlanacaktır. Yeni tesisatın ikmali birkaç yıl süreceğinden, İstan-bıılun su sıkıntısı 3 - 4 yıl daha devam edecektir.
Şeker kamışı
7 senedenberı yapılan tecrübeler çok iyi neticeler verdi
?e-,
Şeker şirketi, memleketimizde . ,
ker kamışından şeker İstihsali için dandı: 7 senedenberl devam ettiği çalışma- 1 13
ları bitirmiştir. ,
Aldığımız malûmata göre, şimdiye inadım kİ. Karaoklda yaptığın pollm-1 kadar 56 cins kamış üzerinde tecrübe- 1er yetlşrnlyormuş gibi, bir de karşıma ' ler yapılını? ve bundan çok iyi neti- geçtin, üfürük duası okuyorsun. Sen çeler alınmıştır. şimdi lındiyl, hindiyi bırak da çek
Bu kamışlardan bilhassa 8 kadarı-' arabanı Durup dururken başıma ne «^n-u-«.ı iz.ı- i,h dertler açtın görüyorsun yal...
çember sakallı adam gene dudaklarımı oynatıp dört tarafa üfledikten sonra bize döndü:
— Şu sefilin’ işlediği denaete agâh oksanız derhal kendisinin recmlne
nın İstihsal İçin fevkalâde iyi olduğu' görülmüştür.
Şeker kamışı ziraat! Adana bölge- | sinde yapılacak ve aynı zamanda bu bölgede bir de şeker fabrikası kuru -1 lacaktır. 1,5 - 2 milyon liraya tesis edilecek olan bu fabrika yalnız ka-1 karar verirsiniz.. Telhisim arzedeyim mıştan şeker istihsal edecektir. J* —-■ ««■->- —...——
Kamış şekeri pancara nazaran çok •ucuz istihsal edilmektedir. Zira bu fabrikaların mahrukatı kamışın tahta kısmından temin edilmekte ve ayrıca kömür masrafı yapılmamaktadır.
Böylece kamış şekeri pancar şekerinin dörtte bir! ucuzuna maledlle-cektir.
Şeker kamışının İçindeki şeker nispeti aynı zamanda pancardan fazladır.
Bol limon getirildi
Son günlerde İstanbula İhtiyaçtan fazla limon getirilmiştir. Daha ziyade Antalya ve Mersin malı olan limonlar toptan 2-3 kuruş arasında satılmaktadır. Eldeki stoka rağmen İstihsal bölgelerinden mütemadiyen limon sevkıyatına devam edilmektedir. Bu durum, perakende flatlerl bir hayli düşürmüştür. Bugün en İyi limonlar perakende 5 - a kuruşa kadar satılmaktadır.
9,500 koyun daha geldi
İstanbula yeniden 9,500 koyun getirilmiştir. Bunların çoğu Erzurum bölgesi malıdır. Bundan başka yolda 4500 koyunun daha bulunduğu söylenmektedir. îs-tanbulda bir haftalık ihtiyaca yetecek sayıda elde koyun mevcuttur.
ve
Ticaret oda&ı heyeti Ankaradan döndü
Ticaret Bakanlığında haricî dahilî ticaretimizin kalkınması
için yapılan toplantılara şehrimiz ticaret odası adına iştirak eden B. Mithat Nemli ve B, Suat Karaosman dün sabah Ankaradan dönmüşlerdir.
Sameland gitti Granvillie salıya geliyor
Limanımızda bulunan «Same-land» adında 5000 tonluk İsveç vapuru bir miktar İhraç malı yiikllyerek hareket etmiştir.
Sameland, Hayfaya uğrayacak ve oradan doğruca Kopenhag» gidecektir.
Diğer taraftan Norveç bandra-h -tGranvlîle» vapuru dâ salı günü 'imanımızda olacaktır. Bu va** pur harbin başmdanbert limanı-nııza gelen İkinci Norveç vapunı-
I Bir çı.p.da l|
MAHKEME KORİDORLARINDA;
Avucumdaki suyun içinde bir derviş peyda oldu; ulan Arif, eve lâhana götür! Dedi
Biri kasketli, ablak yüzlü, far çem-; ber sakallı, düşük omuzlu, kubbe göbekli, orta boylu, ellisini aşkın... Öteki İnce, uzun boylu, gaga burunlu, çarpık çeneli, tepesi sivri siyah şapkası kulaklarına geçmiş, sakal tıraşı uzamış. otuzuna yakıâ, kıyafet düşkünü bir herif. Tilki bakışlı çakır gözleri fırıl fırıl dönüyor, etraftakllerl, sağ-. dan soldan geçenleri birer birer süzüyor...
Çember sakallı adam, dudaklarını tltrete tltrete pes perdeden bir dua mırıldanıp dört yanma üfledikten sonra lmâmcsl yeşil püsküllü teşbihini itina ile dörde büküp geniş, devrik yakalı paltosunun çapraz cebine soktu, kanapede oturan gaga burunlu adama yaklaştı:
— İşlemeğe tasaddl ettiğin cüretkârlığın netleest neye müncer olduğunu görüyorsun ya! Bu derece menfur, bu derece müstekreh bir fiilin 1 ikama nasıl cüret ettin bire zâlim? Hiç mİ tefekkür etmedin kl, Cenabı I Hak islâmın ahım zâlimde bırakmaz? Şu mevsim-1 şitada ben! üryan bırakmanın ne kadar gaddârâne bir hare- • ket olduğunu hiç teemmül eylemedin i mi, behey habis? Şu nâbehengâm ha- ! rekrtlnıe »cni ,ninen « maddeten ne Ben m, WçMr k
Wr k:>'» "ld" O»ee
«d d n » v"’ l mahallenin rahmetlik Innammı rü-j yamda gördüm. (Ulan Ariri Sen hiç i namaz kılmıyorsun. Günah lşllyor-
malta behey nâdânî Ta senin e.nsy-ı I mahs!];„)n rahmetlik firarında benim feryadım üzerine et- 1
'S'”111, lm-ı ..e....» u.u.u
dad, ,ltlMn olup suni derdeste W-; sun, ÎKm ösle vnt„ cam, Md„vl. ue-jçııl pvn um*u »MI İAr levtell Isühtnt . ,
nında apte3 alıp camide öğle namazını kılmazsan, bir hafta sonra gene ı bir gece gelip senin gırtlağını sıkaca-I ğım.» dedi. Sabahleyin kalktım, bende ı yürek Selânlk. Rahmetlik İmam efen-, di büyilk adamdı. Herif mezarından çıkıp bizim eve kadar gelir, benim I rüyama girer de ben onun sözünü yerine getirmez olur muyum? O gün öğle vakti hemen camiye koştum, ap-ı tes almak için şadırvanın başına . oturdum Eh. malûm ya. bizim gövdemiz suya pek alışık olmadığı için, birdenbire soğuk suyu yüzüme çar-i pınca ürperdim, üşümeğe başladım.
O sırada aklıma geldi kl. bizim karı Öğle yemeği için fasulye İstemişti. Birdenbire gözlerim karardı, avucum-' daki suyun içinde bir derviş peyda , oldu, -t Ulan Arif, dedi; Cenabı Allah büyüktür. Senin günahını affeder. Hele şimdi fasulyeyi al, eve götür de I sonra imam efendinin emrini yerine getir! > Hemen musluk başından kalktım, bakkala koştum. Meğer o sırada soğuk sudan ürperdiğim için kendimi kaybetmişim de. farkına vamuyarak ştı moruğun ceketin! kendi ceketimin üzerine giymişim. Olur va bey abl! Bunda benim ne günahım var? ..
vessül eyclemeseydller, imdi benim hâli pürraelâim nice olurdu behey deni? Cevaba letisar edemiyorsun değil mİ? Hadi, cevap ver bakalım!... Gaga burunlu adam dişlerini sıkıp şakak kemiklerini oynata oyna ta bir müddet baktıktan sonra homur-
— Hadifl, bas bakalım karşımdan moruk! Büyücü müsün, nesin anla-
! de dinleyiniz: öğle namazını camili şerifte eda eylemek üzere bendehane- | den çıktım. Çıkarken aptes tazele-1 iniştim amma, havalar soğuyup rutu- ‘ bedenince benim de mizacım bozuln* 1 yor, affedersiniz, abdestlnıl uzun miid i det muhafaza edemiyorum. Cami av- j lusuna girince tekrar abdest tazele- ! mek üzere şadırvana gittim. Gerçi 4 mestlerim var amma, çokça eskiydi. ı Vitr f ’ Malûm ya, mestin her hangi bir ye-' ~ Fazla dırlanma ulan! Ceketi rinde İki parmak diilnıl edecek kadar yanlışlıkla glydlnse, herif arkandan bir delik olursa, üzerine meslıetmek > bağıtdıkça ne ^lve kaçıyordun?..
caiz değildir. Desturun ayaklarımı yi- l — Vaha billft ben kaçmadım bey hamak Üzere mestlerimi çıkarıp ço- I abl! Ben koşa koşa bakkal» gldiyor-rapları da içine soktuktan sonra ya- , dum. Arkadan bağırtıları duydum. O nıma koydum, paltomu, ceketimi de sırada önümde bir çocük peyda oldu, şadırvan sakfının kenarındaki çivile- { Her belde bu piç kurusu bir suç İşlere tâUk eyledim, O esnada şu deni, " ‘ ' herif de yanıma sokuldu, sagundaki musluk başına çömeldl. Ne İse, tatvillj kelâma hacet yok. tecdidi vıızû ey- peşi sıra Koşuyordum ueı geıcnıu, leyip kalktım, mendilimle kurulan-; merhametten maraz hasıl oldu. Sevap dım. giyinmek üzere başımı kaldırdım (.iir.aV.Q (»ir_
dİ d,e kaçıyor, arkadakiler onu yakalamak İstiyorlar. Bari şunu ben yaka-, Uyayım da sevaba gireyim diye onun peşi sıra koşuyordum Gel gelelim,
işllyeylm derken kendim günaha gir-kl bizim ceket sırra kadem basmış, dim' Allah cümlemizi...
Behtü hayret İçinde feryadü figana1 Mübaşir seslendi, suçlu Arif sözünü boşladım. Aman, ey cemaati müsll- (tamamlıyamadı, polisin mini Ceketim sirkat edildi. Rızaen mahkemeye girdi.
Llllâh bana Imdadcyleyln! diye hay-
Ce. Re.
i
Ege bölgesinde bu yıl zeytinyağı rekoltesi çok iyi
İzmir 8 (Telefonla) — Bu yıl tamir bölgesinde zeytinyağı rekoltesi çok İyi olacaktır. Sabunhanelerde geniş ölçüde faaliyet başlamıştır. Sabunluk yağlar hakkındakl kayıtların kaldırılması da İmalâtı büsbütün arttıracaktır.
Tuvalet ispirtosunun satışı tahdit edildi
İzmir 8 (Telefonla) — Bazı İlçelerde bir kısım halfan tuvalet İspirtosuna bir miktar su karıştırarak «Kozak» rakısı adı altında İçtikleri gö-T«kel Bakanlığı, tuvalet İspirtosu rülmüştür. Bu vaziyet karşısında satışını tahdit etmiştir.
kırınca, etrafta bir galeyan nümâyâa oldu. Cami avlusunun dış kapısın* koşuştuk. Bir de ne görelim, şu gaddar herif kemâli liMcal llo kaçmıyor mu?.. Derhal derdestin* şltftbân olduk. zabıta kuvvetleri de yetiştiler ve nihayet şu sftrlkı zâlimin hayyen Istl-sallhe muvaffakiyet elverdi. Meğer ben aptes tazelemekle meşgul iken bu alçak mahlûk çivide asılı ceketimi alıp sırtına giymiş ve savpşmuş. Olur mu a efendim? Ben huzuru Rabbül-âlemîhe çıkmak üzere hazırlanırken bıı kadar denftetkftrâne bir 1111e cüret eden kimsenin işlediği fiili kablh onun yanına kalıt mı?.. Ceket Istlr-dadolundu. İşte kendlal de pençfil adalete tevdi kılındı.
Dinleyiciler arasından çatık kaşlı, iri yarı bir adam gaga burunlu maznuna döndü:
— Ulan hergele! Şu efendi baba dünyanın İSlini etti. Söylediklerinin çoğunu anlıyamadım amma, belli İd adamcağıza bir fenalık yapmışsın. Hiç utanmadın mı ulan dilrzü?
Gaga burunlu herif gözlerini kırpıştırarak yutkundu:
— Boş ver o palavralara bey abl! Anam avradım olsun kl İftira ediyor
Köylerde ilk okul inşaatı
Vali muavini B. Al! Rlza, yanında Milli Eğitim mimarları ve Milli Eğitim müdür muavin! olduğu halde dün de köylerde'yapılan ilk okul İnşaatım tetkik etmek üzere muhtelif İlçelere gitmiştir. Bu okullara vilâyet tarafından gereken yardımın yapılması kararlaştırıldığından okullar bir an evvel açılıp öğretim* başlıyabllacelelerdir.
îzmirde bir eczane kapatılıyor
İzmir 8 (Telefonla) — Bağlık vfl Sosyal Yardım Bakanlığı burada bir eczaneyi kapatacaktır. Buna dair emir dün valiliğe gelmiştir.
AUo Cüzdanı sahipleri, mazeretleri dolayısile Bankamıza kadar zahmet edemedikleri takdirde, çekecekleri ve yatıracakları paralar için Bankamı*, tahsildarlarını adreslerine göndermeye hazırdır.
YAPI ve KREDİ BANKASI A. Ş
Yunanistana serbes dövizle ihracat yapılacak
İzmir 8 (Telefonla) — Buradan yakında Yunanistan’a serbes dövizle yulaf, sari darı bakla ve daha bazı maddeler İhraç edilecektir Bu hususta haznlıtaara başlanmıştır.
Ticaret Bakanlığı tarafından tesbıt ediliyor
Ticaret Bakanlığı son aldığı bir kararla müstahsillerin elinde halen mevcut bulunan üzüm ve İncir stok-laımı tesblt ettirmeğe başlamıştır,
Bakanlık İnglltereye yapılacak olan İhracata alt tevzi listesinin tasdikini stok teshilinin neticesine kadar tehir etmiştir.
Ticaert Bakanlığı ayrıca «on üç yılda bu memlekete yapılan İhracat yekûnunu da tesblt ettirmektedir. Bu bakımdan tevzi listesinde yeniden değişiklikler yapılacaktır.
Teneke tevziatı
Peynirci ve konserveciie-re 200 ton teneke verildi
Ticaret Bakanlığı peynirci ve konsetvacıların müracaatlarım verinde görerek bunlara verilmek üzere vilâyetlere 200 ton kadar teneke ve teneke levhası dağıtmıştır,
Zeytinyağı ve diğer nebatî yağ imalâtçılarına ayrıca verilecek olan tenekenin miktarı 300 - 325 tondur.
Bu miktarlar yılbaşından sonra ithalâtın hayli artması hasebiyle bir misli arttı olacak tır.
Fakirlere kömiir
Belediye, tevziata şubat ayında başlıyacak
Vakıflar idaresinin îstanbul-daki yoksul ailelere parasız kömür dağıtmaya karar verdiğini yazmıştık. îdare, geçen yıl da yoksul ailelere 50 şer kilo mangal kömürü dağıtmıştı. Bu sefer dağıtılacak olan 150 bin kilo kömürden aile başına daha fazla düşeceği tahmin edilmektedir.
Belediye de. her yıl olduğu gibi yoksullara mangal kömürü dağıtmak tasavvurundadır. Belediyenin tevziata şubat İçinde baş-lıvacağ] zannolunuyor.
500 yataklı verem paviyonu tefriş ediliyor
Heybellada sanatoryormuna olarak Kızılay tarafından yaptırılan 500 yataklı verem pavlyonunun tefriş isiyle meşgul olunmaktadır. Kızılay Kurumu, yeni pavlyonun yanında her iki kısmın istifade edeceği 3 katlı bir de modern mutfak yaptırmaktadır. Mutfağa 180 bin Ura sarfedlfe-cektir. inşaata başlanmıştır. Sağlık ve Sosyal Yardım müdilrü Dr. B. Faik Yargıcı sanatoryuma giderek İnşaatı gözden geçirmiştir.
lllive
kati
Ege ve Karadeniz tütün piyasaları
Tiltün piyasalarının tarihi olarak kararlaştırılmıştır.
Bu karara göre, Ege bölgesi tütün piyasası ocak ayının İlk haftasında, Karadeniz piyasası Ege bölgesi tütün piyasasının kapanmasından bir ay sonra açılacaktır.
İpek çorap fıatlerini kontrol
ipek çorap İhracatına başlandığın-danberl hatların yükseldiğine dair çıkan haberler üzerine Ticaret Bakanlığı Ekonomi Bakanlığı vasıtasüe bölge ekonomi müdürlüklerine ve milli korunma teşkilâtına birer tamim göndermiştir.
Bu tamime göre İpek çorap İmal eden fabrikaların İmalâtı İle satışları sıkı surette kontrol edilecek ve bu miktarlar İhracat mlktarlyle karşılaştırılacak, ipek çorapların bugünkü durumu anlaşılacaktır.
Alâkadarların fikrine göre halen şehrimizde 25-30 ibln çift stok çorap vardır.
Hayırlı bir bahse tutuşma meselesi
Şayet «rekor kırmak»' meselesi mevzuubahiş olmasaydı spor bugün k ti vaziyetinden her halde çok daha geri kalırdı. Kokucuyu arkasından itercesine hızlandıran kuvvet muhakkak ki kendisinden evvel aynı mesafeyi bilmem kaç dakika, kaç saniyede koşan adamdan daha az bir /aman İçinde hedefe varmaktır.
Mamafih hayatın her safhasında «rekor kırmak» faaliyeti göze çarpar. Sanatte, fikirde ilimde, fende rekor kırmak birinci plânda gelir.
Meselâ daha düne kadar «Manzum tercüme» denilince büyük muharrir Şinasi’nin La Fontaine-den. tercüme ettiği meşhur beyti hatırımıza gelirdi;
«Eşek ifratı neşatuıd'an artırdı,
der İken
Sanki karpuz kabuğu gördü.
yahut taze diken»
Ve sanki şu iki mısra hizde «manzum tercüme» yi temsil ediyormuş gibi bir mecliste bu mevzu açılır açılmaz hemen:
— Eşek İfratı nebatından... sözleriyle başlanırdı.
Ve ne mühim bir muvaffakiyet addedilirdi Hem tercüme!., hem de manzum!!..
Fransızca bilenin parmakla gösterildiği devirlerde bu az ut şey değildi, rira:
— Küldür küldür Fransızca konuşuyor’,, cümlesi en büyük medih lâfı İdi. Sırf ve sadece bu meziyetinden dolayı insanı — onu da yarım yamalak yapmak şartile — büyük ecnebi memleketlere sefir gönderirlerdi.
Bugün koskocaman ve en mfl-hîm bir piyesi, Cyrano de Ber* gerac'ı baştan başa hem de ne derecede mühim bir muvaffakiyetle manzum olarak tercüme ediyoruz. Profesör Sabrl Esad’ın beyanatından da anlıyoruz kl bir:
— Yapılamaz!., sözü üzerine, bir iddialı bahis olarak bu eseri tercüme etmiştir. Kınlan sanat rekoru tutuşulan bir bahsin oğludur. Nerede? Bövle hayırlı bahislere tutuşacak haslca kalem sahiplerimiz vok mu?. Kitapha-nemizln rafları onlan bvkliyor.
Hikmet Feridun Es
Satışa çıkarılan ithal malları
Gal. Küçük Yeni Handa Norayer Bamacıya yağlı salmastra, Eminönü Arpacılarda L. Gramatopulo’ya çerçevesiz cep ve kol saati. İst. Prevua-yans Handa J. OJalvo ve V. Meşu-lam’a radyo. İst. Buğdaycı sokak 41 de Özen T. L. Ş. ne tırpan, Gal. Melek Handa Karmelo Allegro’ya pikap, İst. Sadıfaye Handa Vahan A. Mekiker’e eleklik ipek, transmisyon kayış. Sirkeci Kayseri Handa Serattar İth. thr. a& siyah demir boru, İst. Saka-Çeşme 11 de Vltall ve Neslim Bahar'* makkap kolu, rende, tsL Mahmutpa-şa Handa Çelebon İUel'e lâstik levha, Gal. Fermeneciler 143 te Kemal Siln-netçioğlu'na yeraltı kablosu, İst. Atabek Handa Doğu Ticaret’e çekilmemi! karabiber, Y. Kule K. Çeşmede İbrahim Taşçıoğluna aseton, Gal Kefeli Handa Dış Ticarete krem tartar, İst Asmaaltı çıkmazı 12 de Salt Şaklr’a anilin boya, gomalaka, çemberlltoş'ta Ethem Hal. Nezihi Ulagay'a kalsiyum levüllnat, tıbbi ecza, tst. Aşlrefeııdl Cad. 43 te Anadolu Ecza deposuna eter «sülfürik. Marpuççultır Çarşılı Handa Ahmet Otuzblr’e anilin boya, Afyon Bolvadin'de Haşan ve Hilmi Gemiciye anilin, boya, İst. Yeşildirek Emlnbey Handa Yako Yalevl'ye anilin boya. Gal Ablt- Handa Verim Ticarete İyi yazı kâğıdı:, atmpara kâğıdı, İst. enlpostahane Cad. 49 da İsak Abenl’ye mühendis kâğıdı, îsıt Ebussuııt caddesliKİe Reslllay matbaama İyi matbaa kâğıdı, İst. İkinci Vakıf Handa Oryant Eksport'a iyi matbaa kâğıdı, İst. Balkapan 23 de Refıı-el Behar'a kurşun kalem. İst. Yenl-postahane Cad 29 da Emine Kınah'y* kurşun kalem, İst. Nalburlar 383 te Haşan Ali Köşeoğluna siyah galvanizli demir boru, İstiklâl Cad Yeni Handa Metal T. A. Ş. ne yazı kâğıdı, İst. Mahmutpaşa Dilber Kardcşler’e mendil kumaşı. Aşlrefendl Fındıkçı Remzi sokakta Hüseyin tkbal'e yün mensucat, Gal. Sermet Handa Hâki Erol'a pamuklu flanel, pamuklu saten, İst. Meydancık ss te Veflk in-sel'e erkek kostümlüğü, tst, Meydancık 55 ite Atalar Milessesatma yün mensucat (Sümer Bartk'a devir). Aşlr-efendl İhsanye Handa Fahri Güranl-ye pamuklu dril, Gal. Maden Hand» Nlkola Klmbrltts'e su yılan derisi.
9 Aralık Tr,S
Mısır mektupları
Eski Kahire de bir sokak
Ann Sheridan bir
seyahatname yazıyor
Tanınmış Fransız rejisörü Maurice Tour-neur’ün oğlu Jaques Tourneur Holiywood’ un meşhur rejisörleri sırasına geçti
tekemmülü İçin büyük İşIct Memlûk Abdür rahman Kalokdağ'm türbealdir. Türbeler pencereslz ve kar »iliklidir, Yalnız kapıdan pek hafif bir ışık giriyor. Avlunun etrafında ayrı ayrı höcrelerde islim memleketlerinden gelen ve Al Azhar’da bedava okuyan talebelerin daireleri bulunuyor Talebe dairelerini bana blder birer gösterdiler:
— Buralarda Faslı, şurada Cezayirli ve Habeş talebeler oturuyorlar, dediler.
— Türk talebesi var mı? diye «ordum.
— Var; zaten Türklerln Al Azhar’a vakıfları, vakıfların en «engini olduğu için, daireleri hepsinden büyük ve ayrıdır. Buyurun-da oraya gidelim.
Filhakika biraz ötede tamamlle ayrı ve birkaç kattan mürekkep kocaman bir binaya gittik; daire müdürünü bana takdim ettiler:
— Ahmet Şucanup.
Gayet düzgün ve fasih bir Türkçe İle karşılaştım. Bent görünce, oda çok memnun oldiı ve:
— Ecdadım, Kafkas Türklerlnden-dlr, dedi, evvelâ Türklyeye, oradan da buraya gelmişlerdir. Azhar’da ancak 40 Türk talebesi vardır. Halbuki 90 kişilik yerimiz vardır.
On iki seneden on beş seneye kadar kalıp çalışanlar vardır, diplomaları -mu İlse, lisans ve doktoraya muadildir, Dersler Arapçadır. Geçen sene bu radan mezun bir Türk talebemiz, Ahmet Hamdl Sadık Bey. Bugün Anka-rada vazife almıştır. Mezunlarımızdan 28 YugoslavyalI müslüman memleketlerine avdet ederek orada çalışmaktadırlar. Bulgaristan» 4 mezunumuz avdet etti; dedi.
Ttlrklere mahsus daireye Altın Kitabı getirdiler, İmza etjlk.
Bu bahsettiğim tesisat Al Azhar’m yalnız eski tertip kısmıdır. Bu kısımda anane aynen muhafaza edilmiştir. Yoksa Al Azhar’ın en modem sistem mektep, kolej ve daireleri vardır.
Bize Al Azhar’ı gezdiren ve bu kadar nezaketler gösteren zatlara ayrı ayn teşekkür ettik.
Zil beyde $haplı
Kahire — Akrabamdan, Şubra'da, t merhum Hurşit beyin ailesinde mlsa- h İrini. Ev 0ç katil ve kârglrdlr. Hlzme- t |Lme yerli küçük bir kız verdiler; ismi 1 fcyşa . Fakat ben onu Tutankamon'a t penzetiyorum, her şeyi küçük, boyu, t başı, yürü, gözü, te™ “kİ fresklerde- l ki Mıaırlıl&Tdan; Tutankamon diye ç çağırıyorum. O da alıştı; ne desem: j «Htuhr, ya «itti!>. «Taylb», «Ayva», r «N&am». Kapımın dışında gece gündüz gölge gibi bekliyor; çok şirin bir 1 kız. (
Kahlrade evler umumiyetle büyük.
Her evin «Bavrab» 1, yani dalma ka- ( pide bckllyen kapıcım vardır. Apnrtı-gjanlardan 15 katlı olanı bile var... , follara gelince, merkezde şehir İçinde j •n ehemmiyetsin! bile İstiklâl cadde- a ikiden daha geniş, Kahlrenln merkez faciamın Parlst’ten yegâne farkı so- , kakta Şark kıyafetli insanların bu- t fanuşudur; yoksa binalar, yollar, mil- j hakalâtm intizamı, dükkânların ve otomobillerin zenginliği büyük bir Avrupa şehrinden farksızdır. Birinci, hattâ İkinci derecede caddelerde «ey- j jûsefer, dönemeçlerde mevcut otomatik işaretlerle ldar« ediliyor. Seyrüsefer direklerinde otomatik kırmızı lşa- ( rai görülünce İnsan, otomobil, her şc-y durur. Yeşil İşaret, yolun serbea oldu- ( ğunu gösterir.
Kahlrede İlk ziyaretim Al Azhar'a uldıı. Mısır’ın tanınmış siyasi ve entelektüel simalarından, muhale Jetin lideri, avukat, mebus ve Al Musav- ' var'm başmuharriri olup halk tara- ( tından çok sevilen ve sayılan Fikri Abaza Beyle Al Azhar üniversitesinin 1 her köşe ve bucağım gezdim. İlk İşi- ; mlz Al Azhar'ın en büyük şahsiyeti ve umum müdürü muhterem şeyh Mıı- ' hammad Mamun El Şlnnavl’yi ziyaret oldu. -
Al Azhar müdürü, memleketimiz hakkında birçok euaüer sordu, Tflrki-yeye olan sevgi ve bağlılığından uzun uzadıya bahsetti; maiyetindeki m e- • mutlardan birini çağırarak, bize her ter afi götermefe memur etti.
Al Azhar’ın kütüphanelerinde çok nadide ve kıymetli kitaplar vardır. Bunlar arasında meşhur hattatların el yazıslyle yazılmış çok eski ve pek kıymetli Kuranlar vardır.
Kütüphanelerden birinde 120,000 cilt kitap mevcuttur. Al Azhar’da küçük bir cami daha vardır. Bu cami, 1 Bldiv Abbas Hilmi paşa tarafından . inşa ettirilmiştir. Caminin ortasındaki kıymetli âvize Albnlma namında bir Hint mihracesi tarafından hediye edilmiştir. Al Azhar’da mevcut medreselerin çoğu, bazı zenginler tarafından yaptırılmıştır. Meselâ medreselerin etrafındaki kenar binalarda Ravtuk Bejdin yaptırdığı minarem sİ büyük bir kule vardır. Kulenin içinde iki türbe göze çarpıyor.
Bunlardan biri Gevher Al Kardın, diğeri de 750 sene evvel Al Azhar’ın
BUGÜN SÜMER SİNEMASINDA
HALE ÜNALTR L— üe
Yük. Müh. İHSAN MUCAL
Niş anlandı! ar
9/12/940
Bu akşam saat 20.30 da
Dram kısmında CYRANOdeBERGERAC (SIrano dö Berjer Komedi kısmında ZARARSIZ YALAN
15,30 da matine
Şimdiye kadar görülmemiş bir musiki v® sinema hârikası
GENÇLiGi TAKİB EDELİM
Holivudun bütün yıldızlarının toplandığı şaheser: Baş rollerde:
Jsanette Mac DONALO - MARIENE DİETRİCH
ve Rumba kraliçesi CARMKN AMYA
He TED LEWİS — FREDDÜ5 BLACK — JORDAN Caz Orkestraları ve dünyanın en büyük piyanisti ARTHUR RUBİlfflTEİN Cidden şayanı temaşa, nevtnde yekta w müstesna bir süper film.
■—■
Bugün TAKSİM Sinemasında
şimdiye kâdar görülen Türkçe dublâj filmlerin «û çok muvaffak olanı
Hollywood’da harbin İptidasından beri şöhret kazanan yıldızlardan biri do Ann Sheridan’ dır, Ann İyi tahsil gönnüy, çok zekî ve zarif bir gençtir, Hoîly-wood*un en güzel kadınlarından biridir. Gözleri koyu yeşil, saçları kumraldır. Boyu 1,57, kilosu da 57 dlr, Orta tahsil yaparken edebiyat doktoru olmak istiyordu. Talih kendisini filim çevirmeğe şevketmiş, oldukça çetin günler geçirdikten sonra Holly TOOöd'da sağlam bir mevki yapmağa muvaffak olmuştur,
Ann geçen sene Amerikan askerleri için müsamereler vermek üzer uzun bir seyahat yapmış, Hindistan’ı, Birmanya'yı. Çin'i, kuzey Afrika'yı riyaret etmişti. Seyahat sekiz hafta sürmüştü. Artist şimdiye kadar Amerika-dan dışarıya çıkmamış, hattâ Amerikada. bile pek as gezmiş olduğu için bu seyahat kendisine çok şeyler Öğretmiştir. Artist simdi gördüklerini anlatmak İçin bir seyahatname yazmağa başlamıştır. Seyahatnamenin yakında bakılacağı haber veriliyor.
Ann Sheridan eski bfr Amerikan ailesine mensuptur. Tesas’ ta Dallas şehrinde doğmuştur. Büyük babası Amerika İstiklâl muharebesi esnasında şöhret kazanmış bir generaldir. Uk ve orta tahsilini doğduğu şehirde yapmıştır. Mektepte çalışkan bir talebe idi, fakat asıl şöhreti mektep temsillerinde kazandığı muvaffakiyet neticesidir.
Ann liseyi bitirdikten sonra üniversiteye girmek niyetindeydi. Fakat ablası iki fotoğrafını bir güzellik müsabakasına göndermiş. bu müsabakada birinciliği kazanmıştır. Bunun üzerine derhal filim çevirmesi 1çln Hollywood’ dan teklifler yağmağa başlamıştır, Genç kız önünde cazip bir istikbal açıldığını görerek üniversiteye girmekten vazgeçmiş, tekliflerden birini kabul ile Hol-lyroood.a gitmiştir. Fakat burada, ümidinin hilâfına olarak, kayıtsızlıkla karşılanmış, aylarca bir kenarda kalmıştır.
i Bu sırada parası tükendiğinden büyük hülyaları bırakarak para kazanmak için, küçük İşleri kabul etmeğe mecbur olmuş-
■ tur. Bu cümleden olarak haftada on dolar ücretle Warmer biraderler stüdyosunda çalışmağa
: başlamıştır. Ann bir kaç ay burada çalıştıktan sonra daha müsait şartlarla Paramount stüdyosuna geçmiştir. Bu stüdyoda vavaş -yavaş İlerlemiş, nihayet filim çevirmeğe başlamıştır. Uk filimlerl hep haşin, fena tabiatlı kız rolü idi. Bu rollerde gösterdiği muvaffakiyet üzerine evvelâ Unlversal şirketine, oradan, bir zamanlar haftada 10 dolar ücretle çalıştığı Warner kardeşler stüdyosuna geçmiştir. Burada çevirdiği f ilimlerde gösterdiği muvaffakiyet üzerine yıldızlar sırasına geçmiştir,
Ann Slıeridan’m çevirdiği filimler pok çoktur. Uk Alimleri Vicdansız kız rolü İken sonraları bu rolü bırakmış, bir çok tipler yaratmıştır.
Ann İlk olarak Eclvvard Norrls adında gene bir aktörle evlenmiştir. Fakat bu izdivaç pek kısa sürmüş, bir sene sonra ayrılmışlardır. Ann 5 ocak 1942 de
Atın S heridan
George Brent’le evlenmiştir. George Brent Hollywood’un inatçı bekârlarından idi. Ann Sheri-dan ile evlenmesi büyük alâka uyandırmıştır. Kan koca güzel bir köşkte sakin bir hayat geçiriyorlar.
Ann sporu çok sever. Sevdiği diğer şeyler şiir, roman okumak, çiçekler, dans, güzel tuvaletler. Meksika yemekleri ve günde 12 saat uyumaktır. Uykuyu çok sevdiği için geceleri ekseriya bir yere çıkmaz.
Bir Fransız - Amerikan rejisörü
Hollyvood'dakl Avrupalı sanatkârlar arasında Jaques To-umeur adında bir Fransız rejisörü çok şöhret kazanmıştır. Artist Fransız sanatını Amerika tekniği ile karıştırarak güzel filimler çevirmiştir.
Geçenlerde Hedy Lamarr, To-umeur'ii son çevireceği «Experi-ment Perllous» filmine rejisör olarak seçmiştir. Filim, kocasının manevra] arile yavaş yavaş aklım kaybetmeğe başlıyan bir kadının hayatına dair psikolojik bir dramdır. Rejisör bu filimde çok muvaffak olmuştur.
Sessiz, yavaş konuşur ve sanatkâr bir insan olan Jaques Tourneur, muvaffakiyetini senelerce büyük bir gayretle çalışıp hazırlanmasına borçludur.
Aşk ve Fedakârlık
(Pırtante)
YUSUF VEHBİ — EMİNE RIZLK — NURÜLHÖDA Besteler: MÜNİR NURBDDÎN Şarkılar: MÜNİR NUREDDtN — BAFİTB AYLÂ Bu Şaheserin İkinci Haftasıdırr.
fevkalâde rağbet dolayıslte
bası Maurice Tourneur. meşhur bir sessiz filim rejisörü olduğu halde. Jaques onun şöhretile yükselmek istemediğinden Hol-lywood Metro - Goldwyn Mayer stüdyosuna girmiş, zamanla memur, muharrir ve nihayet asistan rejisör olmuştur,
Uk rejisörlük etmek fırsatı eline Paristek! Pathe Matbaa stüdyosunda geçmiştir. Parise filim İstihsalinde yeni teknikleri tetkik gayesile giden genç burada dört filmin rejisörlüğünü deruhte etmiştir. Çevirttiği fl-hmlerden biri «Vieux Garçon» dur ve Jean Gabin ilk defa olarak bu filimde oynamıştır, ‘Rejisörün bu filimde kazandığı muvaffakiyet Hollywood*un nazarı dikkatini çekmiş ve oraya davet edilen rejisör bir kontrat imzalamıştır, Mamafih. Toumeur’Ün söylediğine bakılırsa, kendisine verilen bu yeni mevki İsimden İbaret kalmış ve rejisör bir kaç sene zarfında ancak kısa olmak sartlle 26 filim hazırlayabilmiştir. îlk uzun mevzulu filminde kullandığı teknik çok dikkati çekmiştir. Çevirdiği bu tarz iki filim dalıa aynı şekilde beğenilince kendisine «Zafer Günleri» filminin rejisörlüğü verilmiştir.
Tourneur. Birleşik Devletler hükümeti namına da bir kaç kısa filmin rejisörlüğünü yapmıştır. Hem kendisi hem de eskiden Fransada artist olan karısı Christiane, harb esnasında Fran-aya cok yardımda bulunmuşlardır. Par İste dokmuş olan Tourneur, tahsilini Birleşik Devletlerde yapmıştır ve Amerikan iebaa-•ndandır.
Bugün matln» er 10,20 da başlar.
la
Bugiln lale ve AR Sinemalarında
Sinemanın rakipsiz kahramanı - Perdenin eşsiz güzeli
EHOL FLYNN - ANN SiTERİDAN'ın yarattığı Canlı bir tarih, şahane bîr film, eşsiz bir zaferdir.
Saygıya değer öğütler
1
Bir gün berberimde saç kestl-rıyordum, karşımdaki aynanın yanıbaşıııda, çerçevelenerek asilmiş on maddelik, büyükçe harflerle bazlınmış bir yazı gözüme İlişti,
Bu yazıya başlık olarak «Yükselmek lstlyelnere 10 baba öğüdü» denmişti Bunu dikkatle okudum ve nereden alındığını dükkânın patronuna sordum. Bu öğütleri, İstanbulun itibarlı tüccarlarından biri hazırlamış ve bastırmış, parasız olarak yaymış. Bu 10 öğüdü buraya sıralıyurum:
1 — Vazife her şeyden mukaddestir. Bunun için sana verilen vazifeyi vaktinde yap ve bugünkü isini katiyen yarına bırakma.
2 — İşlerini muntazam ve emniyetli tut. Bütün İşlerini, bir başkasının da anlıyablleceğl şekilde ve tamam olarak yap. Hafızana güvenme ve yapacağın her ifa muhakkak surette not et
3 — Bir İşi yalnız basına başaramı-yacağmı görüyorsan başkalarının yardımını İste. Bir insanın her şeyi bilmesine Lmkân yoktur Bunun İçin, bilmediklerini behemehal bilenlerden sor. Öğrenmek için sorduklarmdan aetıl kimse ayıplamaz Fakat, bilenlerden danışmadan yaptığın işlerin hatası olursa bunun mesuliyeti sana aittir
4 Hiç kimse müteaddit İşleri aynı zamanda yapamaz, onun İçin, yapacağın işleri sıraya koy ve sana verilen vazifeden başka işlerle meşgul olma. Butun kuvvetini ve bilgini yalnız vazifene tahsis et.
5 — Memleketin ve müessescııin menfaatine uygun olmıvan şeyleri ve bilhassa kendi kabahatlerini ört bas etme. Hatayı düzeltmek ve devamına mân! olmak için ber vıkit doZ-rjvu söy 11 ye çeksin
6 — Yaptığın işin butun mesuLye-tir.ı kendi üzerine a( ve hatalarını katiyen başkalarına yükleme. Do?ru-luk,. İnsalnı&ın en yüksek mezivetle-rindendir
v Hiçbir işi anlamadan yupıııa ve her let yaparken daima ve İyice düşün. Vazifenin her şeyden üstün olduğuna İman et ve mensuböldüğün müessesenia nıenlaatini kendi tnen-fatln bil. #
S — Haris vv .nenkik uperes olma. Gayyur, mütevazı, sebatkâr olmaca; sana hayatını kazandıran müess°'^yl, âmirlerini, arkadaşlarını sevmete ve muhitine kendini sevdirmei*e çalış
9 Yuptıem İşi hiçbir zaman cok Eörrn Vazifeni yanmakla ancak mevkiini muhafaza edebilirsin. İlarle-mek ve rükselmek için. İktidar, doğruluk çalışkanlığınla temayüz etmelisin.
10 — Yurdunun şenlenmesini vc mfl tetiniıı yükselmesini İstersen, yalnız yerli malı kullanmaca çalış.
İş hayatında tecrübe görmüş ve başarı kazanmış bir vatandasın hazırladığı re bastırın ya^drn bu öğütlerin v« doğruluğu karşı-
sında duyacağımız, elbı'te takdir ve anlara saygı elmalıdır
Dr Z Z.
DARÜLACEZE PİYANGOSU ÇEKİLDİ
Darülftcaze Eşya Piyangocu çekil’ >nlştir. Hiç boş olmadığına göre bilet 1 sahiplerinin mileaseseyO müracaatla kendilerine İsabet eden MdlyeKrt aldırmaları t rica olunur.
|l Halkev'er ve Kurum.ar
* Beşiktaş Halkevind'-u. nLKUStS çarşamba günü akşamı saat 2(1,30 da Evimizde alstanbuJ Yüksek Ticaret ve İktisat okulu» işletme ekonomi profesörü İsmet Akan tarafından Türkiyede tasarruf zihniyeti ve bu günkü tasarruf mesellerimiz mevzulu bir konferans verilecektir. Göste-rlt kolumuz tarafından da btT komedi temsil edilecektir
* C- H. P. İşbulma - Kurtarma yurdundan: İlâcı ve temizlik vasıtaları parasız verilmek s ur etile yurcida uyuz hastalığı tedavi olunacaktır. Çalışmayan veya az kazançlı İşlerde çalışıp uyuza tutulan erkek vatandaşlardan arzu edenlerin adi günlerde 14 - 15 arasında Nuruosmanlye-dekl yurda müracaatları rica olu nur. Telefon: 22111
KONSERVATUVAR SENFONİK ŞEHİR ORKESTRASI KONSERİ Konservatuvar Senfonik Şehir Orkestrası Cemal Reşld Rey idaresinde Uk konserini 13 Aralık 945 perşembe günü saat 18.3û da Saray slnemafin-da verecektir.
Geçen sene yalnız yaylı sazlardan mürekkep ve mahdut bir kadro İle Şehir Tiyatrosu Dram kısmında muvaffakiyetli konserler vermiş olan bu orkestra nefes sazlarının da ilâvesl-le 60 şa iblâğ ve senfonik bir hale İfrağ edilmiş ve bu heyeti nmumiveyi tiyatro sahnesi tsltap etmediğinden daha elverişli görülen Saray Sinemasında bu ve bunu takibedecek konserlerin verilmesi kararlaştırılmıştır.
Programda: Beethoven, Blzet,
Franck.
TEŞEKKÜR
Merhum Manlzade Hacı Tabir •fencinin cenazesinde bulunmak v» bizzat, telefon, telgraf ve mektupla beyanı taziyet etmek suretlle. acımıza iştirak edenlere, ayrı ayrı teşekküre. teessürümüz imkân vermediğinden sayın gazetenizde Alenen ve minnetle teşekkür ederiz,
Ailesi namına Oğlu Ahmet Ziya ’Semtekal
HAFTA KONUŞMASI
Temcid pilâvı gibi
asreddin Hoca yabancı âlemde bize hiç yük olmadan en faydalı propagandayı yaptı, yapmakta devam ediyor. Bektaşi fıkraları da ecnebi lisan-iûra çevrilse Türkün haksızlığa, İçtimaî nispetsizliğe ve bâtıl itikatlara karşı olan isyanını pek nefis ve ince bir kudretle belirtebilirler
F ilimlere elbette dikkat lkestirememlştim. Bir aralık ka-ediyorsunuzdur: Stt)e kıt- |dln çoraplarını ele almağı düşıin-lığı guz çıkarıyor; eskileri ısıtıp dilin... Birkaç kere İncelediğim Isıtıp temcit pilâvı gibi ortaya koyuyorlar.
[Şu «temcit pilâvı» nın ne olduğunu siz biliyor musunuz? Hattâ yeni nesilden çoğu değil pilâvını, asıl kelimeyi, yani «temcit» in de mânasını anlamaz; anlamamakta da haklıdır. Sabaha karşı meyzinin minareye çıkıp yüksek sesle, uzun uzun okuduğu duaya temcit denirdi. Çocukluğumda kışın Şehzade camiine pek yakın oturduğumuz için henüz gün ağa imadan îs-tanbulun o yağmurlu, puslu, durgun vg şiddetle hazin saatlerinde temcit sesile uyandığım, tesiri altında kaldığım, kalınca da bir türlü hazıı Uyumadığım derslerimi, sevem ediğini mektebi, hele hesap hocasını düşünerek melânkoli nöbetlerine kapıldığım çoktu. Daha kötüsü bazı defa Şehzade camii minaresindeki temelde başka camilerdeki mey-ztnler de cevap verirlerdi; yakındaki bırakır, uzaktaki alırdı karşılıklı ses yarşına çıkarlardı, «Ha şimdi susacaklar, ha sustular» derken de sıra sabah ezanına gelirdi, Kısacası bıktınrlardı; ayrıca o günkü hayata derin bir ruh ve cisim çökkiınlüğile de girmiş olurduk. Lûgatlar «temcit pilâvı» tâbirini her vakit tekrar edilip usanç veren söz, şey dîye anlatırlar. Galiba pilâv vak-Lile her yemekte sofraya getirildiği için aynı duaların tekrar edilmesinden ibaret olan temcitle birleştirilerek tâbir kuvvetlendirilmiş. Yoksa msddî mânada bir temcit pilâvı yoktur, yani pilâvın bir çeşidine öyle bir ad verilmemiştir. Hoş, keşke olsaydı... Ahçılığımıız nefis bir pirinç yemeği daha kazanırdıI]
Evet, aynı konunun ufak farklarla yenilenmesi bakımından fllimlerde eski heyecanı bulamıyoruz. Hele birbirinden ayırma-a, akılda tutması, zillinde iz bırakması güç, aynı kalıptan çıkmış. aynı tornadan geçmiş kah-rem anlık ve casusluk hikâyelerinden gına geldi. Hangisi hangisinin başıydı veya sonuydu? Haftasına kalmıyor, unutuyoruz V« evde münakaşasına girişiyor, bahis tutuşuyoruz.
Zaten yalnız sinemacılık değü *— okuduğum Fransızca makale ve tenkldlerden anladığıma göre — piyes, hikâye, roman sanata da o vaziyetteymiş; aynı konuların İşlenmesi yüzünden pek bezdirici bir hale düşmüş. Boyuna -(mukavemet cephesi) üzerine eserler.,. Bu sebepten harbden önce yazılmış, hattâ eski harbi bile görmemiş olanlarına rağbet artmış; köhneleştiği sanılan muharrirler yeniden şöhret kazan-»niş.
için fazla tahammülü olmadığım görerek vazgeçtim. Hayat pahalılığına temas aklımdan geçmedi sanmayınız. Nasıl sanabilirsiniz ki hepimizin — pardon! — çoğumuzun derdi, düşüncesi odur, Lâkin yazınım yaraya tuz biber ekeceğini ve hiç fayda vermiyeceği-nt bildiğimden bu konuyu da bir yana bıraktım.
Aktüaliteler arasında Cyrano varsa da yazılmıyan kaldı mı ki? Hülâsa, mm yanyı bulduğu halde gördüğünüz gibi kararsızlıkta devam ediyorum. Sanırım gene en kolayı, belki de en İyisi sıkıştıkça başvurmağı âdet haline soktuğumuz dil bahsi...
Çok oldu amma — demin söylemiştim — ısıtıp ısıtıp ortaya koymak zamanın umumî kusur-lanndandır. Haydi, küçük bir değişiklik yapayım da lisanla beraber azıcık da «folklor», a temas edeyim.
Sanki politika başka türlü mü? Bir demokrasidir tutturuldu, „ .
gazeteler eskisi gibi kasa hurufa-tüe dlzilseydi «demokra» kelimesini teşkil eden yedi harf — yeril yersiz kullanılmaktan — bir nüshaya yetmezdi; bu harflerden bir kac yüz kilo daha, ısmarlamak vs ayrı bir kasa kurmak lâzım gelirdi. Demokrasinin ıcığmı gıcığını çıkardığımıza şüphe yok.
[îşte iki mânâsız kelimeden teşkil edilmiş bir tâbir kİ (Türkçe sözlük) de birincisini bulamadım, İkincisi İçinse sadece «çok hırpalamak anlamına cıcığı çıkmak gkllnde kullanılır. deniliyor, aîbuki yukarıda yazdığım gibi fklsinl mrahvarak söylediğimiz de olur; fakat yalnız başına «ıcl-gmı çıkarmak» şekli kullanılmaz. Böyle İnce noktalan göster-mlyen bir lügat kitabı elbette eksiktir Gene meeelft «gevelemek» i» beraber kutlanılan »eveleme* neden unutulsun? ılSon dil kongresinde bir (tâbirler lügati) yapılması ve (Sözlük) üzerinde daha esash çalışılması hakkında ve rilen karar pek yerinde.]
Sadede gelelim, diyeceğim amma — doğrusunu söyllycyim — sadet nerede? Onu ben de bilmiyorum. Zira konuşmama başlarken neve dair yazacağımı henüz
gırla gidiyor. Şayet
Epeyce oluyor, «eşek hoşaftan ne anlar? Suyunu İçer, tanelerini bırakır» sözü üzerine bir şeyler yazmıştım. Meslektaşlardan biri bu sözün doğrusunu ve dayandığı hikâyeyi bilmediğimden dolayı beni ayıpladı; başkası cevap verdi; ben. sustum.
Peki, doğrusu ne imiş? «Eşek» değil «uşak» miş... Bir uşak varmış da tâlihln cilvesine uğramış, zengin oluvermiş; sofrasına getirilen hoşafı — eskiden alıştığı az şekerli yavan hoşafa benzemediği İçin olmalı — beğenmez, geri çevirir, etrafındakllerl haşlar, hay-kınrmjş. Aşçı da «uşak hoşaftan ne anlar?» dermiş.,.
Acaba böyle mİ? Fikrimce fıkranın asıl uydurma şekli budur. Yani benim yukarıda yazdığım sözün dayandığı fıkra zamanla unutulmuştur; ukalânın biri de döşünmüş, taşınmış, kendi kafasında o söze uygun bir fıkra lca-detmlştir. Neteklm blzdeki bu uydurma ve kulp takma merakını meydana koyan briçok misaller zikredebiliriz.
Ecnebi asıldan «pırasa» yı «pür-hassa», «tatlı lokum» un zamanla aldığı «iâttlokum» sözünü «raha-tül hulkum» yaparak akıllarınca mânalaştıran!ar yok muydu?
Hem daha dtinkü Türkçede «uşak» kelimesi hizmetçi mânasına değil, «ufak — küçük — çocuk» demesine gelirdi. Hattâ tatlı bir söz olarak çocuklar hakkında «uşacıklar» da denirdi. Yunus Emre:
Uşacıklar, oğlancıklar bülbül gibi öter gelilr Dememiş midir? Dlyarbakırlı Şerifi, (Şehname) tercümesindeki şu:
Uşaklar toptohı bir ulu mektep
Mısraında bu sözü çocuk mânasına kullanmamış mıdır? Bir nokta daha var: Kaba bir sözü nazikleştirmek için az çok değiştirmek olur amma narikinl atıp, yani «uşak» ı «eşek» yapın kabalaştırdığımız görülmemiştir.
Sonra o sözün alt parçasını, yani «suyunu içer, tanelerini bırakır» cümlesini nasıl izah edeceğiz? Eşeğin taneleri bırakması mümkündür amma uşağın — ne derece zevksiz olsa — kâsedeki eriklere, kaygılara, elmalara İltifatta bulunmaması ihtimali pek azdır.
Mühim bîr eser...
Yeryüzünde 10,000
senedenberi yaşayanlar,
ğenmez, .benim İstediğim hoşaf bu değilI Hani yıldızlan?» der. el çekermiş. Aşçı da şaşırır kalır, yıldızlı hoşafa akıl erdiremezmiş. Nihayet bir gün sofraya konan hoşafa bakınca ağanın ağn kulaklarına varmış ve «hah, demiş, işte özlediğim hoşafa kavuştum!» Meğerse yeni zenginin yıldızlı hoşaf diye hasretini çektiği şey, içine yağlı kaşık karıştığı, yahut yağlı kaba konduğu İçin üzeri pırıl pınl yıldızlanan — eskiden hizmet ettiği kapıdaki uşak sofrasında alıştığı — pullu hoşaf imiş; aşçı yamağı o gün dikkatsizlikle hoşafa yağlı kepçe daldırmış!
Böylelerine bizim asıl güzel hikâyelerimiz arasında yer veremem; iyi hikâyede zoraklllk hissedilmez ve bir maksatla uydurulduğunun farkına varılmaz.
Maksadım bir geçmiş gün tenkidine cevap vermek değildi; söz, sözü açtı. Asıl söylemek istediğim şu idi: Türk folklorunun en zengin iki kaynağı ata söz'eri ve fık-, ralanmızdır. Her ikisi de bir milletin zekâsını, karakterini, kültürünü en kısa, kestirme, sevimli ve eğlenceli yoldan başka milletlere tanıtmağa yarar. Nasreddin hoca yabancı âlemde bize hiç yük olmadan en faydalı propaganda--ı vaptı. yapmakta devam edivor. Bektaşi fıkraları da şavet ayıklanın serilerek yabancı dillere çevrilse Türkün haksızlığa, İçtimaî nispetsizliğe, bâtıl itikatlara karşı olan isyanını pek hoş, nefis, ince, eşsiz bir kudretle belirtecek mahiyettedir. Öbür hikâyelerimiz arasında da her milletin hoşlanacağı güzelleri büyük bir yekûn tutar. Güzeldirler, zira o fıkralar insan karakterlerini frenklerln-kinden daha derin surette tahlil etmekln de kalmazlar, gülüncü en canlı noktasından vakfdarlar ve sonunu gavet 1y! bağlarlar.
Bunları toplamak, yapmak, başka lisanlara çevirmek — klâsikleri dilimize tercüme etmek kadar — lüzumlu ve faydalıdır. Aldıklarımıza karşı bir şeyler vermek lâzımsa ata sözleri, Nasreddin hoca ve Bektaşi fıkraları, çeşitli hikâyelerimizin tercümeleri hem değerli birer karşı hediye verine geçerler, hem de şimdilik venl fikir yayımlarımızdan hiç birinin yapamıvacağı propagandayı sağlamış olurlar.
Şu var ki !ş aeleye ve savsaklı-ğa gelmez: Ansiklopedilerimizde bulunduğu söylenen hataları ve bazı klâsikler tercümesinde görünen şivesizlikleri İse katiyen götürmez.
Bu bahisleri — başlangıçta kullandığım tâbirle — ısıtıp ısıtıp temcit pilâvı gibi ortaya koymağı İstemezdim amma İnsanın güntl gününe uymuyor. Sözleri ağzında eveleyip geveliyor. Bir muharrir de bazı defa — derme çatma tıpkı tulûat kumpanyalarının son perdelerinde yaptıkları gibi — kaTasındakilerden özür dilemek ve gelecek defakl oyun hakkında ümit verici vaitlerde bulunmak vaziyetine düşmekten kendini kurtaramaz.
Refik Hali d Karay
Türk hikâye ve fıkraları arasında öğTenemedikle-rim elbette vardır. Fakat şüphesiz ki ifratla kullanmamakla beraber çoğunu bilirim ve bilmekle kalmayıp ayrıca üzerlerinde her kesin düşünmediği noktalardan tetkikler yapmaktan da zevk alırım.
Türedi zengine dair hiciv olarak uydurulmuş bir hoşaf hikâyesi vardır amma, veşek hoşafsan ne anlar? Suyunu içer, tanelerini bırakır» sözüyle alâkası yoktur: Görmemişin biri! nasılsa, — yahut da emsali çok görüldüğü gibi — birdenbire servet sahibi oluvermiş; aşçısına hoşaf ib-marlar, fakat kâse önüne konunca içine şöyle bir göz atar, be-
Taksim belediye bahçesinde dünyanın en dikkate değer iki ağacı var..
f—■■---------------
ISan Francisco konferansında murahhaslara dağıtılan tohumlar — Profesör Esat Muhlistin eseri — 10,000 sene yaşıy anlar — Ağacın gövdesinden geçen yol — «Ormanlar anasın mn boyu — Türkiyede sekoya yetiştirilebilir mi?. Taksim bahçesindeki ağaçlar..
tetkiklere
AKŞAMKİ
Abone bedeli |
V
öteden beri insanların akıllarına takılıp kalan bir sual vardır: Acaba ebedî hayat mümkün müdür.. Ve bir canlı mahlûk en fazla kaç yıl yaşıyabilir?.
Ne kadar fena olursa olsun İnsanlar için hayat hayattır. Fazla yaşanan bir gün, yine bir gündür. Dünyanın ilk seyahatleri insanı ebedî hayata ulaştıracak suyu bulmak İçin yapılmıştır, İnsanlar bir çok beldeleri bu su-yu bulup içmek için keşfetmişlerdir. Bilhassa orta Amerika haritasını tamam-hvan seyyahlar arasında aîtuı kadar mühim olan şey «ebedî bayat suyun MI..
Ebedî hayat şöyle dursun. Maalesef insanlar ömürlerini pek fazla sile uza-tamamışlardır. Yüzlerce sene yaşıvan bazı cins kaplumbağalar bu bakımdan İnsandan daha talihlidirler. Hayvanlar arasında çok uzun ömürlüler vardı.
Lâkin son yapılan
göre ebedî hayatın sırrına ulaşmış bazı «canlı» 1ar olduğu anlaşılmıştır, Meselâ bugün yeryüzünde 10,000 senelik «canlı» 1ar vardır. Bunlar bilhassa Amerikanın’Garp sahillerinde. Kaliforniya kıyılanndadır. Ancak bu 10,000 yıllık ihtiyarlar ne İnsandır. ne hayvan... Kendilerine Sekoya adı verilen bir nevi ağaçlardır, Şimdilik dünyanın en İhtiyar canlıları da işte bu ağaçlardır.
Ne tek İm San Francisco konferansında Amerikan hükümeti. Birleşmiş Milletler ve bu meyan-da Türk murahhas heyet! üyelerine — sulhun gayet uzun ömürlü olmasını temenni maksadl-le — ebedî hayatı temsil eden sekoya ağacının tohumlarını hediye etmiştir.
Bir profesörümüzün kıymetli hizmeti..
Aynı zamanda gayet faydalı bir ağaç olan sekoya acaba Tür-klyede yetişir mİ? Türklyede Kaliforniya gibi bir sekoya mınta-kası olabilir mi?.. Son zamanlarda ordinaryüs profesör Esat Muhlis Oksal «Sekoyalar» adı İle bu ağaçlar hakkında büyük ve kıymetli bir tetkik eseri neşret-mJştir.
Eserde yeryüzünde sekoyalar nn 10.000 yıl yaşadığı belîrtil-
Bir araba bir sekoya ağacının gövdesinden geçiyor
inektedir. Yani bu canlılar tarihten önceki devirlerden kalmadır.
Hattâ bazı mın takalarda bu İhtiyar ağaçların ebedî hayata kavuştukları da anlaşılmıştır. Profesör Esat Muhlis eserinde diyor kİ:
■Kaliforniya dağlarında tabiî ömürlerini ikmal ederek telef olmuş tek bir sekoya, yani KaliforniyalIların tâbirinçe tek bir «Blg Tree» [büyük ağaç] aranmış. fakat bulunamamıştır. Telef olanların hepsj ya yıldırımla, ya yangnlaı la veyahut balta İle harabolmuştur. Buna rağmen sekoyalara en büyükleri hâlâ yaşıyorlar. Fakat bunların yaşlarını tâyin etmek kabil değildir. Yaşlan İncelenenler ancak muhtelif sebeplerle devrilenlerdlr.
Sekoyaların çoğunun birer adı vardır. Orman kıraliçesl. Orman anası, Orman babası, General Şerman...»
10,000 yaşında olduğu tahmin edilen ağaç da «Orman anası» adındaki ağaçtır; boyu 120 metredir. [Bayezit yangın kulesinin 53 metre olduğunu gözönünde tutalım.] Mamafih sekoyalar arasında daha boylu olanlar, 140 metreye kadar çıkanlar vardır. Hakikaten sekoyalar dünyanın en muazzam anaçlarındandır.
Kaliforniyada bazı yollar, bu ağaçların gövdeleri oyularak İçinden geçirilmiştir. Nakil vasıtaları, arabalar, otomobiller ağa-
.z cm göfdesi içinden kolaylıkla geçebilirler. Bazı ağaçların İçi ise bir lokanta şekline sokulmuştur.
Bizde sekoya
Bizde bu mühim ağaç yetiştirilebilir mİ?. Profesör Esat Muhlis bilhassa bunun üzerinde de eserinde durmuştur. Bizde de pekâlâ sekoya yetiştirmek, Türk iyeyi yemyeşil bir memleket, haline sokmak kabildir.
Hattâ bugün, memleketimizde Bekoya ağacı da vardır.
Eğer Beyoğlunda oturuyorsanız belki de her gün bu ağaçlardan ikisinin önünden geçip gidiyorsunuz da hiç farkında bile olmuyorsunuz. Zira Beyoğlu cihetinde yalnız mütehassısların bildiği iki genç sekoya vardır. Ve bunlar Taksini Belediye bah-çesindedir. Biri kapıdan giret girmez fenerin yanında, öteki de sağ taraftadır. Ben de bunların ne ağacı olduğunu profesörün kitabında gördükten sonra tanıyabildim. Bu iki ağaç 18 metre boyunda olduğu için kendilerinin tabiî ömürlerine göre henüz pek yene olmaları lâzımdır Belki onlar 8000 - 10.000 sene, 'hti-mal daha fazla yaşıyacaklardır.
Taksim ■ bahçesindeki bu ağaçlar on binlerce sene sonra kim bilir, hangi nesilleri göreceklerdir. [Aman bu satırlar benimdir. Profesörün kitabından alınmış değildir, İlmî bir hata filân yapıyorsam sucu tamainfle bana aittir.]
Eserde îstanbulda sekoya olan diğer yerler şöyle sayılmaktadır. Dolmabahce sarayı bahçesinde. Beykoz sırtlarında. Ihlamur köşkünde, Emtrgânda ve Büvükde-rede.
■Memleketimizde sekova yetiştirmek hakikaten mühim bir mevzudur. Bu vâdide -böyle kıv-metll bir eser veren nrofesör Esat Muhlis Oksalı da tebrik etmek bir vazife olur.
Hikmet Feridun Es
BULMACA I
1834B8ÎHUIO
£33
.!_■ I.
T
Türkiye Ecnebi
3800 kuruş 0400 kurufl
1600 » 2000 •
800 > 1000 >
tebdili için elli traruşlük
Senelik
8 Aylık
3 Aylık
Adrea _ _____r
ptLİ gönderilmelidir AJmİ takdirde adres deftiştlrümez.
Telefonlarımız Başmuharrir: 1066!ı
Yaa tşler): 207M — tdara: 10801 Müdür: 80407
Muharrem 4 — Kasım M başak Güneş ö&lo İkincil Ak Yalın B. 12.46 2.32 7.26 0.47 12.00 1*8 V. 6.27 7.13 12.06 14.28 16.41 18.18
İdarehane Bataklı elvan
Aeımaslat aokait No 11
Tnkslm bahçesinin kapla ve İki taraftaki sekoya ağaçları
Ters! amba-
Vizite. Komprime -
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Mesuliyet.
2- _ Açlıkla yapılan ibadet - Tec-rldedilmlş.
3 — Bir cins ayakkabı derisi • Derinlikler.
4 — Küçadedemez -rın başıdır.
B - öğüt.
0 — Tersi vilâyettir -
7 — Tersi bir diştir -Tersi güzel sanat.
8 __Gemi penceresi - Eski zaman
kibriti.
9 — Tersi irat getiren mal.
10 — Gel keyfim «el - Evin üst kışını.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ Soldan sağ» ve yukarıdan aşağı:
1— Paraşüt,,Ta. 2 — Aylbedlyûr Ş — Rıknıynzısı, 4 — Abak, Ealuy 5 — Şey, Virane, 8 — Üdafl, Anam» 7— Ttzarap, Nl. 8 — Yılan. Ya. 0 — Tosunanası, 10 — Arıyeml. Is.
^j7*®Muarzcz Tahsin Berkand
L ALE I
■ Senenin en güzel romanı I
OEKEKI Yakında çıkıyor,
Banife 6
AKŞAM
9 Aralık 1945
F HER AKŞAM g IP^fIOd valin R bir hikaye I
Haşeratla mücadele
Sanki kaptan bizi işitecekmiş gibi Amma yarısı balık filân değil. Bütün yolcudan nşa;.ı koşarken iskeledeki butun insan!.. Hem de pek güzel bir vapura • ilini .-c kolumuzla da- İşaret vücut!.. Yavaşça kayıkhanenin mer-edlyorduk. Çünkü bir kaçırdık mı?.. I drenlerinden yukarıya çıktı. Merdl-■ ' diyenlerinden pasazadmin, nazik sesi
Bir sat bir çeyrn beklemek lâzımdı, diyenlerinden paşazadenin, nazik sesi Faka-, ne vapur, ne kaptan bizim şöyle dediğini İşittim;
Amerika yeni V6 büyük bir harbe hazırlanıyor
Devlet Deniz Yollan ve Limanları İşletme Umum Müdürlüğü İlân lan
işaretlerimizle tarifeyi değiştirmedi. Net.itim kısa bir düdük sesi ye arkasında bembeyaz köpüklerle/ vapur iskeleden ayrıldı. Biz de koşmaktan ntfes nefese, “ ' '*
doğru uzaklaşan dan baka kaldık, köy ki bir saat vakit geçirilir?.
İskelede in cin . .
slp bir yer göremedik kİ oturalım. Kayıg bulsak karşıya geçecektik. Oradan şehire bir nakil vasıtası bulmak kabildi, lâkin görünürde kayığa benzi.ven bir şey de yok.
Arkadaşını:
— Haydi köyü gezelim!., dedi.
Sahil boyunca yolda İlerledik. Harap, alışap yalılar... Bunlardan biri yıkıcılar tarafından yıkılmakta idi.
Burayı daha İyi bilen arkadaşım:
— A,-. «perili yalı» yıkılıyor!.. İşte burası meşhur Perili yalı... dedi.
Durduk bir müddet de bunu, yalının yıkılması faaliyetini seyrettik. Binanın enkazını alan yine o köyden bir İhtiyardı. Konuşkan, hattâ çenesi epeyce düşük bir zat!.. Arkadaşımın «Perili yalı» dediğini görünce gülümsedi:
— İsmini bildiniz!.. Hikâyesini de biliyor musunuz bari?., diye bilgiç bir tavırla sordu.
Arkadaşım cevap verdi:
— Nereden bileceğim?..
ihtiyar fırsatı yakalamıştı. Hemen şen esini açtı:
— Ben bu yalının 40 sene evvelki halini bilirim.., O zamanlar bu köyde balıkçılık ederdim. Genç sayılırdım. Bu yalıda astığı astık, kestiği kestik cinsinden bir paşa otururdu. Bir de kız gibi oğlu vardı. Delikanlı zayıf çelimsiz, sarışın bir çocuktu. Amma hakikaten de zamanın güzeilerinden-dl. Gören meftun olurdu. Vapurda kadınlar şemsiyesinin içine mektup atarlarmış... Düşün bir kere... Erkeklerin kadınlara name sıkıştırdığı günlerde variyet aksine oluyor.
Babası oğlunu sokağa binde bir çıkartırdı. Kız evlât gibi üstüne titrerdi. Hattâ köy halkı bu sarışın delikanlının ismini: «Peri padişahının gün görmez şehzadesi* adım koymuştu.
Çocuk da yalıda otura otura gü-/ıeşten bile solacak nazik bir çiçek gibi pir şey olmuştu...»
İhtiyar hikâyesinin burasına gelince bir müddet sustu. Yüzümüze baktı. Her halde kullandığı »Nazik çiçek» tabirini pek b ğenmlşti. Belki de onu birisinden işitmiş ve hemen bellemişti.
Bir sigara yakarak hikâyesine şöy-lece devam etti;
— İşte binanın «perili yalı» İsmi o günlerde çıktı. Köy halkı yalıya perilerin m ura’, la t olduğunu -öylü-yorlardı. Bu perilerdin birini de gören vardı: Yarısı balık, yarın deniz kızı kıyafetinde bir peri!..
Periler yalıya hep deniz tarafından hücum ediyorlardı. Herkes bu hlkâ-yey? inanırken ben işin içinde bir bit yeniği olduğunu hemîn çaktım. Herkesin lâfını ettiği bu deniz kızım mutlaka yakından gömek istiyordum.
Bir gece istediğim oldu. Kimseye sevdirmeden perili yalının kayıkhanesindeki bir sandalın İçine yattım. Beklemeğe başladım
Gece yansını geçti. Hiç unutmam öyle de bir mehtap vardı kİ deniz pırıl pırıl!.. Ağustosun on beşi!.,
Yavaş yavaş uykum gelmeğe baş-lamırtJ.Tam gözlerim kapanırken bir gırıltı!..
Aman.. Kayıkhanenin kapısında bir gürültü. . Canavar mı acaba?.. Hayır yüzerek biri geliyorduL.
Yüzen. İçeri girdi Ve rıhtımın taşlarına tutunarak kendisini yukarı çekti. Ay ışığında gümüşten dövülmüş gibi görühsri bir kadın vücudu!..
Bcğsz'dan İstanbul'a vapurun arkoşm-Öyle de tenha bLr bir çeyrek nerede
yok.., Şöjle müna-
— Geldiniz mi sultanım?
Kadın Türkçcyt az biliyordu. Konuşmasından ecnebi olduğu anlaşılıyordu:
— Sultani.. Geldi!., diye yarım yamalak lâf ediyordu. Beraberce kayıkhanenin üstündeki odaya çıktılar. İki saat sonra kadın geldiği yoldan, yani denizden nereye gl₺tl ise gitti. Vay canına!.. Kim olabilirdi acaba?.. Bir kaç hafta tahkikat yaptım. Öğrendim. BJraz uzakta bir yalıyı ecnebiler tutmuştu. İçlerinde bir de «jimnastikçi kız» vardı, çocuğa tutulmuş. Fakat beriki kız gibi.. Babasından ötürü göz açamıyor. Kış geceleri kendi yalısından yüzerek gelir, kayıkhaneden girermiş!,. Sevdaya bat efendi!.. Sevdaya bak hele!.. Ben tek başıma «Perlit yalı» nın sırrını öğrendim amma bu sim dışarya vermedim... Eh biz de aşktan anlarız. Hürmet vardır sevda denilen r(’e... Ne yaparsın efendi... Şimdi burayı satın aldım.,. Yıktırıyorum amma doğrusu canım da pek istemiyor!..
(BİR YILDIZ'
Galatasarayın düzelmesine doğru atılan adım
Memleketimizin en eski spor teşekkülü olan Galatasaraym son seneler zarfında geçirdiği buhranın inkâr edilmiyecek derecede Aşikâr olduğu hepimizin malûmudur.
Elde pek çok kıymetli elemanlar olduğu senelerde bile şanssız ve talihsiz oyunlarla hakiki derecesini elde edemlyen Sarıkırmızılılar. bu sene kıymetli oyuncularından pek çoğunu dilerinden kaçırmak talihsizliğine uğradılar.
Mevsim bidayetinde pek zayıf bir takımla müsabakalara iştlrâk mecburiyetinde kalan Galatasaraym. kuvvetli ve ezeli rakibi Fenerbahçe karşısında uğradığı ağır hezimet Sarı-kırmızılıların. bu mevsim çok zor bir duruma düşeceğini evvelden göster dİ.
Lig maçlarına başlar başlamaz Sa-rıkırmızılılar Beykozla berabere kaldılar, akabinde Beşiktaş karşısında çok acı ve ağır bir mağlûbiyete uğradılar. Bu hezimetlerL gören idare heyeti derhal faaliyete geçerek takımı ulah yoluna sokmak İçin uğraşmağa başladı ve bu arada Sarıkırmızı saflarında birkaç eski ve kıymetli futbolcu da tekrar yerini aldı.
Bu çalışmalar derhal tesirini göstermemekle beraber, büsbütün de tesirsiz kalmadı ve Galatasaray ezel! rakibi Fenerbahçe ile yaptığı müsabakada taraftarlarına ümit veren bir oyundan sonra golsüz berabere kaldı.
Buna rağmen takım düzelmiş değildi, neteklm Süleymanlyenln genç ekibi karşısında bir iıayll boealıyan Sarıkırmızılılar ertesi hatta 25 yıldır yenlim edikleri Vefaya mağlûbolarak ligin İlk devresini 5 İncilikle bitirdiler.
Fakat Galatasaraym genç idarecileri bütün bu neticeleri soğukkanlılıkla kargıyarak yılmadan ve enerjilerinden kaybetmeden çalışmalarına devam ettiler ve ediyorlar.
İdare heyetinin tam salâhiyetle umumi kaptanlığa getirdiği kıymetli ve emeiçtar yıldız Mehmet Leblebi, bu çalışmanın en bariz bir misalidir.
Evet, Galatasaraym Mehmet Leblebi in İş başına gelmesite kazancı çok büyük olmuştur. Bunu yakın İstikbal gösterecektir.
İş başına geldiği gündenberi çalışmalarını yakından takfbettiğim bu kıymetli futbolcumuz kulübünün içinde bulunduğu nazik durumu çok iyi takdir etmiş ve bûttln futbolcu arka-
MUKADDES YALAN
kazan: Leon M alı cet
Çeviren: (Vâ . Nû)
Yeryüzünde 2 miiyar insan vardır. Halbuki yalnız 2,5 kilometrelik bir sahadaki haşerelerin miktarı bundan fazladır
İkinci dünya harbi bitti, fakat Aıntrika şimdi yeni bir harbe hazırlanıyor. Bu harb haşarat ile mücadeledir. Haşaratın insanların sıhhati üzerinde ne kadar fena tesirler yaptıklarını herkes bilir. Fakat son senelerin tetkikleri bu fenalığın evvelce bilindiğinden ve tahmin edildiğinden daha büyük olduğunu göstermiştir. işte bunun üzerinedir ki Amerika geniş bir mücadele açılmasına karar vermiştir. Bir Amerika mecmuası diyor ki:
Yer yüzünde yaşıyan insanların miktarı, yuvarlak hesap iki milyardır. Halbuki İki buçuk kilometre karelik bir sahada bu miktar haşere vardır. Bu toprağın içinde ve üstünde yaşıyanlardır. Ayrıca havaoa da bej milyon kanatlı böcek vardır. Yer yüzündeki diğer mahlûk arla kıyas edilemlyecek kadar ufak olmakla beraber, bunların mecmııunun ağırlığı dünyanın bütün büyük hayvanlarının ağdığından daha ziyadedir.
Böceklerin üreyiş süratini kavramak için nisan ayında çlfleşen İki sineği tetkik etmek kâfidir. Bu İki .ineğin ağustos ayında yeni doğan'ar İmha edilmedikleri .........., ____
ben 191.010.000.000.000,ÛOO-0OO ahfadı olmaktadır. Ton hesabiyle bunların mecmuu takriben 4.500.000.000,000 tan olup beher kiloya 44.000 sinek düşmektedir.
Biîtiin bu sinekler. İnsanlara, tifo, ishal, dizanteri amlb. verem, şiripen-çe, cüzam, şerit, ayaklarda yerleşip kan sistemine girdiği zaman insanı öldürmeğe kadar giden bir nevi parazit yumurtası, solucan yumulan veba, frengiye benzer bir hastalık, oftaiml (göz llühalfc) trahom, yılancık, septisemi ve kangren gibi hastalıkların mikroplarını nakletmektedirler.
Böceklerden müteşekkil hayvan gruptan, takriben 540.000 cinsi ihtiva etmektedir. Bin çeşitten ar pireye mukabil, milyonun dörtte birinden fazla çeşit üst kanatlan kalın kabuklu ve altında uçmağa ma husus ince kanatlı böceklerle. 120.000 çeşit kelebek ve pervane bulunmaktadır
Bir Cins çekirge veya uzun azalı böceğin. tekâmül devresine erişebilmesi İçin, tam on yedi yıllık bir zaman ve yîne bazı kurtların kalın kabuklu böcek olabilme'erl İçin altı ilâ stk’z _ .
sene icabederken, İnsanların başına mühim bir kısmı yerine bugün fabrl-belâ haline gclebilfmek için sivril!-1 katarda cepheye gidecek milyonlarca neğe ûn gün kâfi gelm-ktedir. Sivri-' asker için cibinlik tüUerl yapılmakta-sincklerin insanların baş'ıca düş- dır. Yalnız bir ordu 25.218.000 metre manı olmasında bıı süratin mühim kare cibinlik tülü sipariş etmiştir rolü vardır. ■ Sivrisineğe karşı ikinci müessir sl-
Kalı eşiklerine kadar her cins tah-jiâh Ziraat İdaresinde -yapılan araş-tayı kemiren ve kanatlı karıncalara tırmalar neticesinde bulumuştur. Bu benzlyen beyaz karınca kolonisinin silâh, haşaratı İmha eden nezle otu — u...( -----...... —'-‘-namındaki maddeyi sis halinde yap-
maktır.
Başparmağın bir hareketiyle hususi surette yapılmış ve »bomba» adı İle bilinen bir kabın içinden haşarat imha edici madde sis halinde etrafa yayılır. Bu sis tabakası bütün damlacıklar halinde sıkılan diğer zehirli ilâçlardan daha uzun müddet havada kalmaktadır. Buhar halinde oluşu her yere nüfuzunu mümkün kıldığından, damlacıklardan korunmağa müsait yerler bulabilen haşarat bunun tesirinden kurtıılamamaktadır.
Haşaratla mücadele İçin yüzlerce kapan, tuzak vesalr usullerle binlerce çeşit zehirli ilâç meydana getirilmekte, ayrıca da bataklıklar kurutulmakta ve slpeîlere yağ dökülüp ekinlere toz ve mayi halinde ilâçların sıkılmasına devam edilmektedir.
yumurtlamakla geçirmektedir, Bu lâyıkiyle başarmak için bazan santim boyunda olabilecek kadar şişmektedir.
TalımLn edildiğine göre tırtıllar bir sene zarfında takriben 25.000 dolarlık yiyeceğimizi yemektedirler. Çiftlerin yetiştirdikleri bir senelik mısırın 800.000 hektarı mısır koçanı kurtlarının beslenmesine >aramak'.a-drr. Her dişi 1.000 tane yumurta yumurtlamakta olup, bunlar da bir mevsim esnasında iki üç nesil meydana getirirler, Elmaların yüzde beş ilâ onu elma kurtları tararından tahrlbedllmekUdlr. Böceklerin ağaçlara yaptığı senelik tahribatın 150 milyon dolardan fazla olduğu tahmin edilmektedir. Yalnız güvelerin tahribatı 20.000.000 doları bulmaktadır. Depo edilen buğday ve unla karın doyuran böceklerin hesap pusulası 300.000.000 dolardır.
Bu rakamların çoğu böcek mütehassıslarının başında gelen «Böcek İstilâcıları* nın muharriri Anthony Standen tarafından tasnif edilmiştir. Anthony Standen bütiin dünyada taammüm etmiş olan böcek öldür-takdlrde, °takrl-' mc âdetine rağmen. Amerlkadakl haşaratın yığınla naklettikleri hastalık mikroplarından maada bu memlekete senede 1.000.000.000 dolalik bir ziyan tevlidettlklerlnl bildirmiştir.
Çlfçl doymak bilmlyen kabuklu Japon böcekleriyle, bunların cinsinden diğer kabuklu böceklerin ne kadar tahripkâr oldukların ıartık çoktan öğrenmiştir.
İkinci dünya harbînde Guaoalka-nalın Amerikalılar tarafından ele geçirilmesini geciktiren Japon'a? değildir. O zamanda askerleri sıtma nöbetleriyle zayıf düşürüp lsparzomz-lar içinde hastaneye gönderen taafün etmiş ormanların sivrisinekleriydi. Ormanlardaki savaş sahası genişledikçe sıtma da 1942 senesinde binde 30 nispetinde iken 1943 te birdenbire seksene fırladı.
Harbin ük iki sinesi, her cins haşerenin arasında kalan askeri ur İçin, kendilerini koruma hususunda en fazla işe yarayan silâhın bildiğimiz cibinlik olduğunu bir kere daha meydana çıkarmıştır. Amerkalılar perde kumaşı satan kısımlara git t iki'-ri zaman bunun doğruluğunu daha İyi anlayabilirler, rira perde İmalâtının
kıraîiçesi bütün zamanını gumurta
daşlarııu, senelerce zaferler peşinde koşmuş ve zengin spor tarihlerini muhtelif muvaffakiyetlerle süslemiş plan Sarıkırmızı renklerin tekrar şan ve şerefle temsili İçin ciddi çalışmaya davet etmiştir. Bu işten hakkıylc anlıyan ve oyuncu hâletl ruhiyesinl hiçbir an gözden kaçırmıyan. ayni zamanda zamanın İcaplarına uyarak çalışmağa başlıyan umumî kaptanın takdirle karşıladığımız disiplinli ha-roketlerine oyuncular da aynı sevgi ve çalışma hislerile mukabele ettiklerinden, Sankırmızılılarııı önümüzdeki günlerde bariz bir «düzgünlük göstereceklerine ve hakları olan hakiki derecelerini alacaklarına şimdiden emin olarak bakabiliriz.
Hayrettin Bah toylu
işi
20
1 — İzmir şubesi atölye İskelesi ek İnşaatı pazarlıkla eksiltmeye konmuştur.
2 — Bu işin keşif tutan 19.847) Hra (281 kuruştur.
3 — Geçici güvenme (738) lira (54) kuruştur
4 — Eksiltmeye esas olan kâğıtlar İstanbulûa idare yapı şubesinde, Izmirde şube merkezinde görülebilir.
5 — İsteklilerin eksiltme şartnamesinin 4 üncü maddecinde yazriı belgeleri, 5Q kuruşluk pul ve bir fotoğraf ile birlikte — eksiltme gününden tatil günleri dışında en az yedi gün önceye kadar — bir dilekçeye eklyerek Gene Müdüriiğe vermeleri ve alacakları yeterlik belgesini pazarlığın yapılacağı 18/12/1945 günü saat 15 de Tophanedeki eski mu hasebe binası İçindeki Genel Müdürlük Satın Alma komisyonuna doş vurarak v:rmelerl lâzımdır. Postadaki gecikmeler kabul edilmez.
6 — Genel Müdürlük İhaleyi yapıp yapmamakta serbesttir
★
1 — Kıyı Emniyet Müdürlüğünün Anadolu Bölgesi ihtiyacı için ve Rumeli Bölgesi İhtiyacı için 2 adet beygir 17/12/1045 pazartesi günü saat 11 de pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — Satın alınacak beygirlerin evsafı ve bu husustaki şartlar, gün alım satım komisyonunda görülebilir.
3 _ İsteklilerin. — geçici güvenme olarak 112.50 lirayı Genel Mü-
dürlük Genel Saymanlık veznesine yatırdıktan sonra — pazarlık gün ve saatinde — geçici güvenme makbuzlarile ve satmak istedikleri hayvanlarla birlikte Tophanede eski Muhasebe Müdürlüğü binasında bulunan Alım Satım komisyonuna başvurmaları gerektir (16110)
her
YOL YAPTIRILACAK
— Kimse yoktu.
— Demek kİ onu burada yalnız başına gördünüz? O anda, burada oğlumdan başka kimsenin bulunmadığına emin misiniz?
Louise, bir an düşündü, sonra tekrar söze başladı:
- Yalnız bulunduğu muhakkak. Ornta onu hâlâ görüyor gibiyim. La Rı e uzaklaşıyordu’ Kocam bir an sır- tn üstüne oturdu. Sonra, çözülmüş ayakkabısını bağiadı Ayağını da şu a'. !n dayadı. Yolun ortasında, şurada.
LambLuz, bir yerine kızdırılmış bir demir d kunûlmuşçaâına yerinden sıçradı Lov ;e bu halin farkına vardı. Onun da v -cudunu anlaşılmaz bir ürperme kapladı. Fakat dilenci kadın, soğukkanlılığına kavuşmuştu. İstintakına tekrar devam etti:
— Demek ki. kocanız da oğlumun yanındaydı?
— Evet.
— Onu burada oğlumla beraber bırakanız?
"ret ama, bunları niçin soruyorsunuz?
Tefrika No. 52
cinayet yaparak oğlumu boğdu. Bunların cezasını yalnız siz değil, evlâdınız da çekecektir. Oğlunuz hakkında. işte bir kaatllln oğlu, diyecekler.
Loulse, daha fazla işitmemek İçin kulaklarını tıkıyordu, Bütün kuvvetini toplıyarak kaçtı, uzaklaştı. Fakat İhtiyar kadının söylediği sözler, zihninde sapladı kaldı. Ve gözlerinin önünde hakikatin perdesi açıldı.
Koştu .koştu, koştu.
Lamblne, genç kadına yaklaştı. Gözleri yuvalarından uğramış glbiy-dİ. Yüzünün hatları geriliyordu. Solgun dudaklarında kelimeler güçlükle çıkıyordu. Louise’ln yüzüne haykırdı:
— Oğlum kocanızla beraber kaldı,
■ ha? Yalnız kaldılar, ha?
■ Louise geriledi. Bu Lskelât gibi kadı-ı nın çirkin yüzünde alev gibi gözleri
■ ona ne dehşetle bakıyordu! Kaçmak, k kurtulmak ,yerin dibine batmak Iste-> dİ.
Bacaktan kesiliyor, vücudu hareket
■ edemiyor, ancak geriye doğru seııde-
! ledl.
. Lamblne:
’ — Cevap versenlze! — diye hay- „_______________________________ =___________
kırdı. —- Demek kİ, cinayetten evveL Şehrin sokaklarından nasıl geçtiğini burada, Berllngot ile bay Verguais yalnızdı? Demek ki, siz btr katilin ka-rısısınız? Kocanız dalıa evvel, Ray-naid*ı öldürdü, Onun nişanlısı olan slri ele geçirdi, çünkü siel seviyordu. Kocamla oğlum, bu cinayetin şahidi oldular. Jacqıi(?s Dandeville, masum olduğu halde mahkûm edildi. Koca-
DUj oiup pjxeu urvula h^ür-
Nefesi tıkanıncaya kadar koştu. Onun da gözleri yuvalarından uğramıştı. Alil kadının feryatları hâlâ kulaklarında uğulduyordu.
Birdenbire, meçhul bLr adımla karşılaşıp durdu, Tek gözlü olan bu adam ona dikkatli dikkatli baktı. Bu ne müthiş bakıştı! Kadın bir feryad koparıp tekrar koşmıya başladı. Nihayet kendini ormandan dışarı attı. Kuvvetini tekrar buldu.
Kocasının bankası artık uzakta değildi. En kısa vasıta İle oraya gitti.
bilemedi. İhtimal tanıdıkları ile karşılaşıyor, fakat forkedemlyor. Evine vardı ve baygın bir halde yere devrildi. Bereket bir küçük masaya çarptı da. hizmetçiler hasıl olan gürültüyü İşitti. Gelip onu kaldırdılar. Şezlonga yatırdılar. Genç kadın da yavaş yavaş kendine geldi
lıyamadı. Etrafını adamlar sardığını görerek şaşırdı. Niçin bu hale uğramıştı? Birdenbire, hâfızası canlanıverdi. Acaba. hatırladıkları kâbus muydu?
Tltrlyerek etrafına baktı. İhtiyar kadının kendlşini takibedip etmediğini anlamak lsuyar gibiydi. Sonra, göğsü bir hıçkırıkla kabardı. Ağladı, ağladı, sarsıldı durdu.
Bir müddet sonra gevşedi. Bu buhran ona azıcık şifa bile vermişti. Bütün olup bitenleri düşündü. Daha salim hükümler verebiliyordu. Hattâ kyndlnl teselliye bile kalktı.
(— Çok Sinirliyim, —dedi.— Deli bir kadına rastladım. Gelişi güzel uydurduğu sözlere inanmanın lüzumu var mı? Evet, evet bunun böyle olduğunda şüphe yok. Bütün bunlar uydurma.»
KendL kendini tatmin İçin mütemadiyen bu son cümleyi tekrarlıyordu. Şüphesini kamçılıyan mini mini hâtıral&at dimağında canlandırdıkça, onları itmeğe, kendinden uzaklaştırmaya çabalıyordu. Hele, Jacques‘ın geriye dönüşüne dair verdiği malûmat üzerine kocasının çılgına döndüğü aklına geldikçe bu hali nasıl tefsir edeceğini bilemiyordu.
Kati şekilde emin olmak rahatlamak istedi. Şezlongtan aşağı atlayıverdi. Kocasunn bulunduğu yere doğru koştu.
İstanbul bayındırlık müdürlüğünden
1 — Büyiikdere Orman Fakültesi yemekhane binası İkmali açık eksiltmeye konulmuştur.
Keşif bedeli «110573. lira «86. kuruştur.
Eksiltme 24/12(*945 tarihinde pazartesi günü saat 15 de İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu İşe ait evrak şunlardır:' Mukavele, Eksiltme, Bayındırlık işleri, Genel, Şusıısi vc fennî şartnameleri, proje keşif hulâsasiyie buna mü-teferrl diğer evrak dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye iştirak etmek İçin taliplerin 6778 lira 69 kuruşluk
muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve 945 yıında Ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hamil olması, eksiltme gününden tatil günler! hariç üç gün evvel vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası alması ve yukarda ikinci maddede yazılan evrakı görüp kabul ettiğine dair imzalaması şarttır. (16223»
İnşaatı
Proje müsabakası
Orman genel müdürlüğünden :
Ankarada bir Orman Genel mü dürlüğü binası yaptırılacaktır.
Bu bina için bir proje müsabakası açılmıştır.
Bu müsabakaya girebilmek için Türk vatandaşı yüksek mühendis, yüksek mimar, mühendis veya mimar olmak şarttır.
Bu müsabakaya girecek olanlar şartlaşma evrakını Orman Genel müdürlüğünden bir dilekçe İle alacaklardır.
Projelerin en geç 3t.1.1946 perşembe günü saat 12 ye kadar aynı makama teslim veya posta ile gönderilmesi lâzımdır. Postada olabilecek gecikmeler göz önünde tutıılınıyacaktır.
Süre hiçbir suretle uzatılmıyacak tır.
20.12.-945 tarihine kadar gelen so rular toplanarak bu tarihten sonra bütün müsabakaya girenlere bildirilecektir.
Jüri marifetile yapılacak incelemede kazanacak projelerden birinciye 6000, İkinciye 4000. üçüncüye 3000 lira mükâfat ve mansiyon olarak da iki projeye 500 er lira verilecektir. (16165)
İstanbul vilâyeti dağıtma heyetinden:
Eylül ve Ekim aylarına aid elektrik makbuzlarile halka ampul dağıtılacaktır. Ampul almak isteyen istihkak sahiplerinden 110 volttuk ampul isteyenlere makbuz muhteviyatı kaç kilovat olursa olsun üç ampü 220 voltluk İsteyenlere beş ampul verilecektir. Bir makbuzla hem 110 ve hem 220 voltluk ampul verilmez- istihkak sahiplerinin aşağıda isim ve adresleri yazılı bayilere müracaatları İlân olunur. C16317)
Fazıl Hatmankaya Galata Kaldırım cad. 78
Şerif Gürbüzler
Mümin Ünal
Yahya Gün
Radyo Salonu
» Hezaran cad. 119
İstanbul Küçi sokak No. 31'33 İstanbul Küçükmustafapaşa cad. 321 '3
O. Dedekaş Galata Voyvoda cad. 4
• İstiklal cad. No. 191
Kocası, birkaç dakıkadanberi Kel'le konuşmaktaydı. Bu adam, üzerine aldığı vaelfeyî başarmış, casusluğunun raporunu vermeğe gelmişti. Genç kadın, kapının perdesi önüne vardığı vakit, Verguais’ye Marfâe şatosunda gördüklerini şöyle anlatıyordu:
— Hattâ birkaç kere mutfağa bile girdim. — diyordu. — Uşakları istintak ettim. Fakat onlar ya bir şey bilmiyorlar, ya bir şey söylemek istemiyorlar. çünkü onlardan hiç bir malûmat eide edemedim. •
Kara sakallı adam sabırsızlandı:
— Jacques Dandeville'ln burada bulunduğuna kati kanaat getirdin mi?
— O cihet kati. Anıma sokaklarda dolaştığına dair rivayetler yalan. Şatoda saklanıyor. Kasten gizlendiğini bile iddia edebilirim.
— Ne yapmak İstiyor? Projeleri nedir dersin?
— Bunu öğrenmek kolay değil. Tabii fikirlerini âleme açmıyor. Şu anda, annesini iyi etmekten başka bir gayesi olmadığını zannederim.
Haydut bir an düşünceye vardı;
— Doğru, öyle olacak. — dedi. — Annesini iyileştirmek istiyor. Böyle ce, ondan maziye alt noksan malûmatı elde edecek.,. Jacques kimse ile görüşmüyor mu?
— Üç gün müddetle şato civarını araştırmış. Plerre de Precey. sık sık yemeğe gediyor. Şatoda apeyce kalı-
yor.
— Başka kimse gelmiyor, demek?
— Bir tek dilenci kadına rastladım, başka kimseye rastlamadım.
Kel bunu lâkaytlıkla söylemişti Fakat. Verguais kulak kabarttı:
— Dilenci kadın mı?
— Evet, alil bir kadın. Sürüklenerek yürüyor.
Banker, sarardı. Titremeğe başladL
— İsmi neymiş acaba o kadının? -diye sordu.
— Bir dilenci kadının İsmiyle ilgileneceğinizi bilmediğim lçn sormadım. Fakat, o kadını mutfaktan. Dandevile'in dairesine çıkarıyorlar. İşte bu hal beni şaşırttı. Kadın, orada bir müddet kaldı: sonra aşağı indi, koruluğa doğru yürüdü. Arkasından gittim Marfâe gölünün yanında durdu. Yüksek sesle ağlamağa, yolunmağa başladı. Sebebini öğrenmek istedim, önüne çıkıp kendisine sualler sordum Fakat, kadın beni başından savdı. Esasen, sulara karşı uluyan bir deliye benziyordu. Onun için fazla İncelemedim.
Verguais. Kel in dediklerini gittikçe artan bir endişe ile dinlemişti. Ken-dinL bir iskemleye bıraktı. Bir sigara yakıp arkası arkasına çekti. Adeta şuursuzca homurdandı:
— Bu kadın Berllngofnun annesi'
Hapishane firarisi, bankerin bu hail kai’iiamda şaşırdı.
{Arkası varı
» A'alık li>45____________________________________________________________________________ at;tM __________ gah,,, 7
j - IŞ ARIYANLAR
GALATASARAY USBStSDBK MUZUN — Türkçe, Fransızcası kuvvetli, Şimdilik askerlikle IHşlğt- olmıyan bir genç resmî, hususi mücsseselerde İş aramaktadır. Akşam'da T. Ü. rü-nuruna müracaat 13$ —
EMNİYET SANDIĞI MÜDÜRLÜĞÜNDEN — İktisat Fakültesi mezunu aranıyor: Askerliğini bitirmiş ©lan. arın İstanbul Emniyet Sandığına müracaatları. 160 — 4
ŞEHRİMİZDE — Tanınmış büyük bir müesse.-cde uzun miiddet çalışmış A’nmıca ve Fransızca lisanlarına b .. k!n vakıf steno - daklilografl-yi b. ir Lir Türk bayan iş arıyor. Ga-ı t:ye I. P. rumuzuna müracaat
165 2
Ç - İŞÇİ ARIYANLAR
ŞEHİRDE — Komisyon'» çalışacak genç bir ıtriyat salıusuia ihti-y.- • vardır. Her gün Büyük postane cad 5 numaraya müracaat
______________________145 —
STENO DAKTİLO — T. C. tebaası ıG?n, İngilizce mektupları bizzat y- bilecek, ticari yazıhanede çalışını’ bir steno daktilo aranmaktadır, rai.'cmmel Türkçe bilenler tercih olunur. Yazılı müracaat: posta kuta f'»LS._______________165 —
EVRAK MEMURU — T. C. tebaasından ticarî yazıhanede ça ışmış genç bir evrak memuru aranmaktadır İnglizce ve Fransızca?! biraz anlıyanlar tercih olunur. Yazılı mü-tücrat: Posta kutusu 2028 166 —
STENO DAKTİLO — T. C. tebaası fan. bizzat Türkçe muhaberatı idare edebilecek bir steno daktilo aranmaktadır. Almanca bllenhr tercih olunur. Yazılı müracaat: Posta kutusu 2028 164 —
İYİ BİR TERZİ KALFASI ARANIYOR — Sirkeci. Ankara caddesi. Meserret Oteli karşiMûda No. 90 a mü-IBçnut. 169 — 2
ECZACI KALFASI ARANIYOR — ücrete hazırlayacak iş bilir bir arkadaşa ihtiyaç vardır. BVıçekanıra Salih Necati Eczanesine müracaat.
171 — 2
YÜKSEK MAAŞLA — Diplomalı eh?. hastnbîSıcı henrire, hastahalu-cı erkek badem’, ve i"yanlar alru-yor, Cağaloğlu Sıhhat Yurduna mu-rrcaat. 178 — 1
DİS MUAYENEHANESİNDE ÇALIŞTAN — 16-20 yaşlarında bir bayan lf-md’r. Bah^elrap’. Ticaret Borsası e-:nğı Yıldız han No. 8-16 a müra-eaaL 174 — 1
TECRÜBELİ İYİ BİR USTA — Zarf makinelerinden anlar dolgun haftalık İle aranıyor. Akşamda «Zarf» rumuzuna müracaat________182—1
- SATILIK EŞYA
YEPYENİ BİR FRAK — Bultan-hftmam No, 4 Bursa Pazarında ytı-lıkur.___________________155 t -
SATILIK FRAK — İyi kumaş'ar T* yetil boy 1 75. bel 80. omuz 50. 39 numara gömleği ile birlikte. Pazarlıksız 250 lira. Telefon 52.208
158 — 1
Kiralık — Satılık
SATILIK KÂGİR EV — Üç katlı üçer oda- Terkçe, Elektrik, tıuvngazl deniş görür. Sultanahmet (tankurta-ran Adliye sokak 5 No. müracaat Tel: 42018 hd katı boş olarak teslim edilir. 118 — i
KİRALIK — Ga'ata rıhtımı gümrük karşısında eski Şarap iskelesi sokak No. 5 telefonlu yazıhane vardır Tel: 44287______________153 — 1
İKİ ODA — tyl bir sokakta İki odalı bir ev veya kat istiyorum, vermek isteyen 44287 telefonla adres versin.
154 — 1
OTEL — Matbaa, pansiyon veya apartmana çok elverişli, Babı&li'de kâgir bir ev satılıktır. 83731 e müracaat, 157 — 1
BOŞ TESLİM SATILIK KÖŞK —
Üsküdar Paşa limanı R jl karşısı 25 No. susuz bağ. bahçe İçinde Boğaza hâkim. II e kadar müracaat,
158 — 1
BEYAZIT — Eminönü ve Beyoğlu cihetlerinde, cadde üzerinde dükkânı olup, her hangi seb'ple terkedecekL r Akşam'da R. A. riimvzuna mktupla müracaatları. 159 — ı
GÖZTEPE — En mutena mahallinde bir buçuk dönüm arsa satılıktır Sahihi Pan^altı Zafer sakat No, 28 tahriren veya şifahen müracaat. _______________ 13? - S
5.000 LİRADAN 500.C00 LİRAYA -Kadar emlâk almak ve satmak, ipotek yapmak kârlı İ(1 o up devir veya cr'ak İrtiyenk’T vekâlet de kabul cd«-ı emniyet ve itimat edilir bir müessesedir. Beyoğlu Büyük Parmatkanı cadtfc üz.1 rinde köse barı No. 4 kat î fipViîlet >"'• Birrasu Znr'f ö?:>! r müracaat. TU: 42396 — 37
SATILIK APARTîMAN — Şişlinin havadar ve en güzal bir yerinde 4 katlı tamamen boş teslim mükemmel fenni bir şeklide yapılmış ön ve arka bahçeli bir apartlman satılıktır Talip olanlar görmek ve izahat almak özere Beyoğlu Büyük Parmak-kapı köşe başı No. 4 kat 2 de Sühü-Iet Emlâk Bürosu Zarif özalp'n müracaat. Tel: 42396 95 —
KİRALIK DAİRE — Mühürdarda kârgir yapı Banyo mutfak an’re İki oda Mobilyalı, mobilyasız. Müracaat: Galata Kürekçiler K&çükdegfrmen han 5._________________________86-7
ACELE SATILIK KELEPİR APAR-TİM AN — Taksim meydanına yakın 5 daireli 1440 Hra Irattı banyolu, bahçeli 6500 liraya İpotekli bir dairesi boş Verilebilir. Apertıman 15500 liraya (Deney Emlâk) Galata rıhtımında Kefeli Hüseyin han 2. Telefon- 43340 187 — 1
KELEPİR EMLÂK — 5000 Liraya: Kapalı Çarşının İşlek yerinde elycvm (30) lira aylık lrad getiren mükemmel kâgir dükkân acele satılıktır Kalpakçılar başı caddesinde 59 numaralı (Ankara Paran) bay Kadri’ye müracaat. 179 — 4
ASRÎ KÜÇÜK EVLER — Konforlu üç odalı banyolu evler inşaatına devanı olunuyor. Bedeli 5000 liradır Bengü Yapı şirketi Galatn Altıncı Vakıf hanı üst kat 184 — 2
SATILIK ARSA — Kadıköy Mühürdar Puzapaşa orsalarında asfalt üzerinde köşebaşı bir apartmonlık Mühürdar caddesi No. 62 kat 2 ye müracaat. 177 — 1
LÂLELİDE — Üst katı 4 oda boş teslim üç daireli apartıman 27000 liraya satılıktır. Sirkeci Ankara caddesi 66 Emlâklşlerl Telefon 20310 _____________________________175 — 1
BÜYÜKADA — İskelesine çok ya-Öıı İki kâr gir evlerimi bos olacak acele satacağım. Bir tanesi 4 odalı 7000 lira. Diğeri 5 oda ve altında 2 mağazariJe 17000 lira. Müracaat: Her ■gün öğleden sonra 24131 173 —2
KİRALIK KAT — Fevkalâde manzara!) 3 odayı havi, elektrik, su, havagazı bulunan bir kat kiralıktır. Samatya- Marmara caddesi No. 47 Telefon No,: 20289 saat 17 den sonra müracaat edilmesi rica olunur. _____________________________161 -
ACELE SATILIK KÂGİR EV — Fatin Matla tramvay durağına İki daklka mesafede 5 oda ve maa müştemilât elektrik terkos ve bahçeli ev boş teslim satılıktır. Malta tramvay caddesi 20 No. oa Hüseyin Acara müracaat. 170 — I
ANKARA ÎLE APARTMAN TEBDİLİ — Yenişehir'de Atatürk Bulvarını gören yerde ka’orlferli beş odalı bir apartman dairesi İstanbul'da Taksim, Nişantaşı, Kadıköy'ün denize bakan semtlerinde bir daire ile değiştirilecektir. T Icfon 24263. ______________________________1C8 — 2
SATILIK VİLLÂ VE ARSA — Ni-şantg.şmda yedi odalı, kaloriferli, telefonlu. bahçeli, manzaralı villâ aynı semtte 750 metre arsa, satılıktır. Mutavassıt İstenilmez. Kadıköy Os-managa özerlik sokak 13 No. da Kazım Buzcuya mektupla müracaatları _____________________________163 — 2
SATILIK KÂGİR EV — Edlmeka-pi Tekfur Sarayı Ulubadh Haşan sokak 6 ve 42 numaralılar satılıktır Mecmuu sekiz oda 3 daire maktu fişti altı bin Ura. Fatih Hüsam B«y Su yolu karşısı 17 No. ya. 162 — 1
KİRALIK — Kalorlfetli «möbleli 5-6 odalı apartıman, Maçka Palas 3714 No. ya saat 9 - 14 de müracaat. _____________________________180 —
YEŞİLKÖYDE — Apartman şeklinde 3 katlı satılık ev. Manzarası gürel boş teslim edilir. Yeşilköy İstanbul caddesi No. 70/1________181 —
DEVREN 8ATTLIK KIRAATHANE — şehzadebaşt cami karşısında Ege kıraathanesi. Karaköy Fermeneciler îlyadls han 10 numaraya öğleden sonraları müracaat, Telefon: 41956__________________186 —
BOŞ TESLİM KELEPİR AHŞAP EV — istasyona 3 dakika, deniz görür, güneşli 6 odalı iki kırata ayrılabilir yağb boyalı, bahçeü, elektrik, kuyusu olan bakımlı «v 8000 liraya acele satılıktır. Bakırköy Yenimahalle Tayyareci Fethi sokak 7 No cumadan maada her gün. 167 — 2
SATILIK BİR ÇATI ALTINDA ÜÇ HANE — Arnavutköy Eulfikaroğlu caddesinde tamamen denize ve güneşe nazır 24 , 24/1. 242, No. 11 evlerin banyo elektrik havagazı terkos tesisatı ve tam konforlu beşer odalı tramvay ve İskeleye çok yakın (3SOOO) liraya satılıktır. Almak isteyenler üst kattaki ev sahibine müracaatla görebilirler. Görüşmek için (22921) No. ya telefon edebilirler. 189 — 2
- müteferrik
AHİREN FRANSAEAN GELMİŞ -Olan ve Tfirkçeyl bilen bir muallim uygun şartlarla Fransızca dersler v*rme3P~4r. İııteklllerln İstanbul posta kulu-'u No. 13 e yazmniarı.
Deri satslıyor
Ticaret Ofisi Umum Müdürlüğünden:
Malın cinsi Fİ atı
Lira Kur.
Keçi. Çantalık Preseli renkli deri 10 Dsm2 85
Süet deri (işlenmiş) 1 25
İşlenmiş deri * 1 75
(Glaseler) Lira Kur.
Siyah Glase Kalite NO. 6' Ç 50
■ * » >5 95
■ * a >4 1 05
» » » »3 1 15
• » > » 2 1 25
> > * » P 1 45
Renkli Glase Ka ite NO. 6 55
* > > > 5 1 00
> * > > 4 1 10
* * > . 3 1 20
» » 2 1 30
» > * • F. F 1 50
(15933)
Pu! resmi müsabakasına nirsnlcre
P. T. T. İş etme Genel müûür.i güncen:
Toprak kanununun uygulanması hâtırası olarak bastırılacak post» pullan için açılan resim mihabakacına iştirak edenler tarafından İdaremize gönderilen reümler istenilen vasıfları haiz olmadıklarındım bunların sahiplerine geri verilmesi kararlaştırılmıştır.
Bu müsabakaya resim göndermiş olanlarm resimlerin! P. T T Genel Müdürlüğü Emlâk ve Levazım Müdürlüğünden gtri a maları rica .olunur.
(15980)
Çuval sat!şı
Toprak mahsulleri ofisi İzmir şubesi müdürlü* günden:
şubemi:-, depolarında mevcut cins ve miktauları aşağıda yanlı çuvallar 19/11/94S i'ünkii aritırmuda teklif edilen flat’er dii'ü’r görüldü? “ı ’ bu kerre asgari 10000 ilk parti'er Halinde yeniden cçık arttırmaya çıkarıl iniştir.
Talih olanların 15/12/94S cumarteri günü saat 11 de beher parti için 750 şer lira teminat akçesi e birlikte İzmir şubemiz muamelat şcfîlğüıe baş vurmaları l'ân olunur.
Çuvallar hrr gün Alsancnktakl Çuvnı depomuzda görülebi'ln
(Saîihk İzoSeband ve kalorifer toı)
İstanbul defterdarlığından:
Muhammen b'dell Teminatı
Lira K __________ Lira____________________rîn-i______________
3946 63 297 SürKccl Ormanlı Bankası arüıyesindo
ve yedieminde bulunan adedi 33.75 kuruştan (3718ı ad*! 2/8 No. He 17.25 kuruştan (5322) ad-:t 1/6 ban d İzole, 1 Dosya No. 5uca - 320»
1050 63 79 İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlü-
ğünde bulunan hurda kaloıtfer kazan ve teferruatı. IDosya No 51190 -328)
Yukarda yazalı eşyalar 24/12/915 pazartesi günü saat 15,50 da kapalı zarfla satılacaktır.
İsteklilerin 2490 sayılı kanun n tarha 11 dKİrcsinde hazır anmı teklif mektuplarını satış günü saat ie 3ü a kadar komisyona verm.lerl.
Fazla bilgi için »0111 Emlâk Müdürlü'üne basv;;>--ı-ian. 16316
'Çuvalm Cinsî A^cdi
Sağlam kanavlçe un çuvalı 43.500
Az kullanılmış knnavicc un çuvalı 12-000
Müstamel zahire çuvalı 32.300
Iskatta un çuvalı 6.700 ri5°41)'
Millî Eğitim Bakanlığından:
1 — Gezici köy demirciliği ve marangozluğu kursları için An karada Bakanlık genel deposunda teslim partiyle muhtelif eğe ve makau uçları kapalı zarfla satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 11.870.62 lira olup muvakkat teminatı 890 lira 30 kuruştur.
3 — Şartname, evsaf ve miktarım gösterir llsteier tatil günleri hariç, her gün Büyük Evkaf Apartmanı 4 üncü katta Bakanlık Teknik büro müdürlüğünde görülebilir.
4 — Eksiltme 17/XII 1945 tarihine rasthyan pazartesi günü saat 15 de Büyük Evkaf Anartmanı 4 üncü katta Bakanlık Teknik büro müdürlüğü dairesinde toplanacak olan arttırma, eksiltme ve ihale komisyonunca yapılacaktır.
5 — Eksiltmeye gireceklerin kanunun îcao ettirdiği vesaikle bîr likte muayyen gün ve saatte korr.isyortı m -ı-acaattan.
6 — Zarfların ihale saatinden bir saat en ı komisyona ver'!-
mis veva gelmiş olması şarttır, (15880)
Ankara tıp fakültesi d
1 — Fakültemiz İçin yazıhane, karioniyer, etajer, kütüphane, gaz dırop, maroken koltuk, döner koltuk ve saire a’ı nacak tır.
2 — A’macok matruşa. 27 kalemden itarcltir. . ’
3 — ihale kapclı zarf u uKylc janı’acaktır.
4 — Muhammen Hatj 14200 liradır.
5 — Muvakkat teminat 1085 liradır.
6 — Taliplerin 26T2/945 tarihine rastlayan çarşamba günü sa: 15 de Okullar Saymanlığında t-^ekkül edecek komisyonda hsur bulun malan.
7 — İhaleye Iştiras edeceklerin bir gün evvel ter-inat ır.c-üup arın okullar saymanlığı veznesine yatarmış bulunmaları vc İhale saatinde: bir sı-.t rvvü zarlLınnı Okullar Fayman’ığındakl komi—on taşkan'ığı na makbuz rr. ızabtllnde renkleri lli.71rr.dir.
« — şartname, resim ve fenni şartnamesi Fakülîe idcreslnflc görüle bi’lr. C.G3Î3)
Ankara belediyesinden:
1 — Belediye ha'tahar, Önündeki parke yo) üz rine yartııılaca bet n asfalt knp'ama işi ( ■. b ■> gün süre ve kap. U z.ırf u-ulile elciltme ye konu’muştur.
2 - ICeşlf tutan (1728.7 ı liradır.
3 — Geçici teninnı «1256) Uradır.
4 — Temmat Bcietüyc merkez veznesine yatırılacak tır.
5 — Bu işe girtnsk isteyc-ı lerln bir defada (20) bin metre karelik beton asfalt kaplama işini iyi bir şekilde yapmış olduğun-, 1 dah alacakları vesika He ihaleden en az üç giin evvel (tatil günleri harici 3_'ediye Ba-k ıv’ığun 5'021 İle müracaat ederek ehllyetnuni' almaları ve bu eh-iiyrti tkclif mcktuplâruıa eklemeleri şarttır.
6 — Şaı Ilışma ve ke.(:f c tvellni ve buna, bağlı kâğıt lan her gün Encümen kaleminde görükbilfr.
7 — Eksiltme vc- ihale 25/r 045 salı günü saat 11 de Beledi r dairelinde toplanan Eneüm nde y imla çaktır.
8 — t •vkülcrin belli çünde saat ona kadar 2490 numaralı kanunun
32 nel macli -i sarahati veçhile tandm edecekleri teklif mektuplarını t ‘.diye Ync’m'nln; vc-Tl•l?ri. (16266)
Tekel U. MSdürlüŞİİ İlsnları
Yardımcı knla 40 ton
Metil aikoj 1 •
1 — Yukarıda cins ve miktarı yazılı malzeme pazarlıkla satın artacaktır
2 - Pazarlık 14/12/945 tarihine rastlayan cuma günü saat in dn Kabataş!a genel müdürlük şubesindeki alım kornişonunda ya» :l çukur,
Şartlcşfnn her gün adı "eçen şubeden alınnrttlr.
4 — isteklilerin pazartık İçin tâyin edilen gün ve saatte »5 gü-veıım-î paralarlyle birLilıte-adı ge?en komisyona gelmeleri Hân olunur.
(159461
A
1 — Bir adet Dizel Altcrnatör gurupu kapalı zarf usullylc raim a'l-nacaktır,
2 — Muhammen bedel 30.000 11ta olup geçici teminatı 2250 limiır.
3 — Eksiltme. 22 1Z946 Sûı gi’.ıü saat II ‘de Kabata.şta Genel .Müdürlük Levazım şub:sindeki Alını komisyonunda vapılccaklır.
4 — Şartlaşma her gün adı geşen şubeden alınabilir. Ankara. İzmir Başmüdürlüklerinde görülebilir.
5 — Eksiltmeye EtrecekUrln mühürlü fı&t tehllf mektuplarım k’-ı ı-n! vesaikle güvenme parası makbuzu veyn frcnJa teminat mektubunu ihtiva c^ccck olan kapalı zarflaıını eksiltme saatinden bir mat evveline kadar mezkûr komisyon Başkanlığına makbuz mt-kablllndc ırrm-lerl ilân olunur.
6 — Postada vukua gelecek g&cikme'er kobul ot*-’m az. UG124)
üîi^ıa Tüj iaWsi Dekan!niThi]
1 F küllrırlz İçin 8» adet tek kapaklı Erci marka to ap aı-nacaktır.
2 — Muhamm'n flati lıri'.o liradır.
3 — Muvakkat temlnaı 1050 liradır.
4 — Kapalı varf usu’ll? yapılocag olan ihale 24 12 10)5 pazartesi saat 11 de Ol ııilar Suvmanlığında teşekkül edtc t komisyonda v’p'-'açaktır.
5 — İhaleye icllral: edeceklerin muvakkat teminatları iki gün evvel yatırmış olmaları lizımd’r
6 — İhale so’t’ndcn nir saat evvel makbuz. mukahlUnde zarflarını Okullar Sayman ; ında te/> hül ‘don komisyon bnşkanınj teslim (meleri şarttır,
7 — Şft.’tnamesi Fakülte İdaresinde sürülebilir. 1 ,.6.l?63»
Topiakmaîisuî!eri ofisi İstanbul şubesinden
28 Kasım 945 tarihli .ı^zetclcrde Ankara'da G>..cl * Iüdûr û.-. tim tizdeki Hc'r’vît ma,::'‘?’-.riırJe çalışacak elemanlar hrJfkındn vuku oulan ilânını» iizuln? İmtihana pttirsgl arzu etnıL; o’bnlarır 12 Ara ık 945 çarşamba ?üjiü saat 15 d? M-ıhsull^ri OflJi tıtesbul şebei Zat
1’1 ri ■ "rvldüdc hanr btı'ıa -alan Uân olunur. ' 16310)
ZARARI OLMAYAN — Çuk bâr.) ve pek çok sürümlü bir işe ortak aranıyor. Akşnm'da (Sûbön ve Rafinfi vürçuzuna. 144 — 1
BİR İNGİLİZ BAYI — Ehven ücretle mükemmel İngiliz İkan dersleri verecektir, çok kolay, pratik ve seri metod. «Engllch Lcssons» rümu-zuna mektupla müracaat. 172 — 2
ORTA OKUL TALEBELERİNE Fizik matematik Almanca İngilizce veya heveslilere Macarca dersi verilir. Teknik Üniversite makine 1214 ş. Uyan'a müracaat edilmesi.
176 — 1
ACELE SATILIK BEYGİR — Beyoğlu Macar cad. çeşme sok. No, 33 te sağlam bir beygir kiifesl Ue sem".i İle ve kon t an ile «300» liraya acde satılıktır, 183 — 2
DEVAMLI KAZANÇLI İŞ İSTİ-YENLERE — 3 - 5 mm. kadınlığında l&vha. halindeki demir Saçlara şekil verebilecek kapital imalâthane onv yorum. Akşam'da Bulu 188 — 5
MEKTUPLARINİZt ALDIRINIZ
Gazetemiz idarehunesini adrtı olarak gösterin İş pinn Karilerimizden
Doktor _ T.ü — sabun ve Ra-flna — W.W — Kartal ^RA — RMK - Y.2 - H P.Y — İtimat H. P Y.
namtnnna geıen itv v.mplan idarehanemizden flimrma.'nn rica olunur
YENİ V*V«N
5000 SENELİK TAKVİM
B. Adnan özç-llk tarafından e5000 Senelik Takrim. adlı bir takvim yapılmıştır. Takvim ruml veya efrenci her hangi bir tarihin, haftanın hangi gününe ra'.B'Vını bulmağa yaramaktadır.
RUHBİLİM
İstanbu Üniversitesi Pedagoji Enstitüsü doçentlerinden doktor Rcfla Şemin'tn doktor Paul GulUaume’den dilimize çevirdiği «Ruhbilhn- eseri Milli Eğitim Bakanlığı taralından yayımlanarak satışa çakırılmıatr
RuhbUim'ln konu ve metotlarını Fizyolojik ve Ruhbllhnsel olguları; haz; elem; heyecan gibi Ruhblllmsel olayların, alışkanlıkları, İrade, İnanç, zekâ re diğer Ruhbilİmsel hâdiseleri lncellyen bu çok değerli üüyük csfı. Milli Eğilim Bakanlığı YayinevKrlle bütün kltapçn'arda 470 kuruş fiatle «atamakladır.
öğrenciler kadar öğretmenleri de ilgilendiren bu m&htm eseri herkese tavsiye ederiz.
SAATLİ ÜÖUR TAKVİMİ
Bu duvar takvimini, kapışıiıreasınıı satılan 'Yavuz Sultan Selim) müellifi: Muallim Fuad Gücûyeıifr yazmıştır. Bu Takvim, slt ve üst sahl-felerindckl yanlarda göreceğiniz Ds
I
lüp gü’e’Pği ve fikir üstünlüğünden başka eviniz. İçin de Uğur u o.acaktıı
Vereceğiniz 55 kuruş, tabohunm bedeli bite değildir.
A&hlft 8
a a g a m
• Aralık 1049
Cinsi
Çam kerestesi
Çam kerestesi
Çam kerestesi
T B K ÜN
Satılık Çam Kerestesi
Devlet orman işletmesi Eğridir müdürlüğünden!
istif
Bölgesi No.
7
19
Adat
4668
Muhammen Hacmi beher MJ
M.3 D»3 Lira g.
001
ısı
110
00
Muvakkat teminat Lira İt. 4393 ÜT
Bulunduğu yer
4
4
lf
14
1 _ Eğridir İstasyon son
1281
İSIT
1184
148
148
011
SSI
198 17»
110
110
M
00
1130 M
1300 M
Eğridir Utasyon. son deposu (TOTA mali)
Eğridir İstasyonu «on deposu (YAKA mali)
Eğridir İstasyonu »on deposu (YAKA nuUI)
1 _ Eğridir İstasyon »on deposunda mevout cins ve miktarı ve muhammin bedeli 11» İstif numaraları yukarıda yazılı TOTA ve YAKA ormanları »mvallnden çam kerestesi üç par» halında »çık arttırma »uretlle »atışa çıkarılmıştır.
2 _ Arttırma 19712/948 tarihin» rastlayan çarşamba gfinft aa»t II t» Eğridir Orman isletmesi Müdürlüğünde toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Bu satışa ait şartname ve ölçü listeleri Ankara Orman Oenel Müdürlüğünde, Eğridir, İstanbul. Adana, Mersin. Nazilli. Denizli. Eskişehir, Burdur, Beyşehir içlttrn» Müdürlük!erile İsparta, tzmlr ve Konya orman kâtipliklerinde görülebilir.
4 __ İsteklilerin teminatlarını işletme veznesine yatırarak belli gün ve saatte komisyonda hazır bulunmaları İlân olunur. (16158)
66,660
KİBAR
de/ne. sabunu
NATA ve NADYA
■KAÇrRILMIYACAK FIRSAT SATILIK BMLAK 1 — Gözteped» 5 dönilm bahçeli fevkalâde bir köşk, 2 — Kadıköy Çlftehavuriarda gayet modern ve bahçeli bir köşk. 3 — Modada 2 daireli kâı-glr bir villâ, 4 — Lâlelide Tramvay caddesinde: Cephesi lo ve derinliği 30 metre bir arsa. Müracaat ye-rkBahçckapı Celâl Bey No. 27. Tel: 21318 ■
İkrAiaİya
200,000 100.000
160,000
200,000
500,000
500.000
500.000
*00.000
250.000
1.000. COP
Emsalinden Çok Yüksektir KİBAR DEFNE TUVALET SABUNUNU ısrarla isteyiniz. Tel: 21526 ■E2»e₺3^«m«
Markalı tabiî ipek çoraplarımızı giyen sayın bayanlara:
Merserize taban ipliğinin yoklıiğu yüzünden yukarda yazılı markalı çorapların kalitelerini bozmamak ve kazanılan alâka ve İtimadı ilerisi İçin muhafaza etmek m&ksadlle sözü geçen ipliklerin teminin» kadar . bu çorapların imaline devam edemiyeceğlmlzl muhtemel taklitlerinden sakınılması için saygı 11» arzolunur.
İsak Ell3Z3rof ve İ. şatar ştl. Çorap Fabrikası
Ankara Tm Fakültesi Dekanlığından
1 — Fakültemiz dersanesl İçin 110 adet tek kolçaklı sandalya alınacaktır.
2 — Tahmin edilen flat 4736 lira 60 kuruştur.
3 — Muvakkat teminat 355 Ura 50 kuruştur.
4 — Taliplerin 20/12/945 perşembe günü saat U de Okullar Saymanlığında yapılacak eksiltmede hazır bulunmaları.
5 — Eksiltmeye gireceklerin 1 saat evvel muvakkat teminatlarını Okullar Saymanlığına yatırmış olmaları lâzımdlr.
6 — Şartname ve fenni şartname Ankar» Tıp Fakültesi Müdürlüğünde görülebilir . (16163)
Askeri Fabrikalar genel direktörlüğü ticaret şubesi müdürlüğünden:
1> — 1.000.000 metre bez ş^rlt toptan veya parti parti olmak üzer» satın ahnacaktır.
2) ihalesi: 14/12/045 cuma günü saat 15 de Ticaret şubesinde yapılacaktır.
3) — Şartnamesi parasız olarak her gün Ticaret şubesinden alınabilir.
4ı — İsteklilerin belli gün ve saatte % 7,5 temlnatlarlle gelmeleri.
(15882)
İstanbul Milli Korunma savcısından İlâm: 945/1653
Usulü» fatura tanzim «m ek sur( tlle Milli Korunma kanununa muhalefetten suçlu Ketenciler Sabuncu han caddesi 9 No. kırtasiyeci Abbas oğlu 1320 doğumlu Şevket Beceren hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (3) No. lı Milli Korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda; Suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan Milli Korunma K. nun muaddel 31-4, 57-8. 63 üncü maddelerine tevfikan 50 lira ağır para cezaslle tecziyesine 1 hafta müddetle ticarethanesinin kapatılmasına ve o kadar müddet ticaretten menine ve hükmün kailleştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 13/9/945 tarih ve 945'504 sayılı karar katileşmekle İlân olunur. Aksam gazetesiyle neşrolunacaktır (163061
Bursa Birinci Sulh Hukuk Yargıçlığından: 94$/7o T,
Bursada Şeker Hoca mahallesinde 2 No. evde mukim İken Lntlharen ölen Ahmet oğlu Doktor Lûtfl Kar-lovanın terekesine mahkemece el konulmuş ve ölünün karısı Hadiye Karlova İle oğlu Erdal olup Alman-yada bulundukları İstihbar edildiğinden ölünün metrûkâtını almak üzere mirasçılarının tarihi ilândan itibaren üç ay ve ölü zimmetinde alacak ve borçları olanların bir ay zarfında vesikalarla mahkemeye müracaat eylemeleri İlân olunur. (16!80>
HER TECRÜBEDE EN İYİ
(FİRESTONB) Mühendisleri, şimdiye kadar TRAKTÖR Lâstikleri İmalâtında her geldi TIRNAKLARI, MUHTELİF TOPRAKLARDA tecrübe etmişlerdir.
Bu tecrübeler neticesinde lâstiklerdeki tırnaklar arasında toprak ve çamur biriktirmeyeli (FİRESTONE GROUND
Fakat, hu tip bir patenidir. Biı sebeple.
GRİP) tipi »on İmalâtta, yürüme v» (ekme hususunda % 19 fazla bir kudret ImkAnı elde edildiği sabit olmyjtur. Bu emsalsiz muvaffakiyet üzerine (FİRESTONB GROUND GRtP) tipi tanıklar taklit edilmeğe ba|l*nmiftu.
fîresfone
GROUND GRİP TîPi
Patentli Traktör Lâstikleri
Türkiye Umumi Vekili:
Zayi — 1945 - 1946 yılma alt Hukuk Fakültesinden aldığım .şebeke kartını zayi ettiğimden yenisin! alacağım. Eskisinin hükmü yoktur.
6685 Nurettin Gezgin
Sınıf: 4
v(
TİİRK AMERİKAN TİCARET Ltd. Ştl.
Sirkeci, Nur Han No. 15 - 20, İstanbul
Zayi — 3656 No. lı çift atlı yük arabamın plâkasını zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hiikmii yoktur.
Adres; Galata Mumhane iskelesinde arabacı Halil Kayalık
Zayi — Orhangazi nüfus memurluğundan aldığım 939 - 948 askeri yokalamalarını havi nüfus tezkeremi zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü, yoktur.
Orhangazi Gcdelek köyünden 321 doğumlu Mehmet oğlu Abdürrahman Fidan
İstanbul gümrük muhafaza deniz mintaka komutanlığı Hasköy satın alma komisyonundan:
Muhammen -
bedeli. Dk teminatı
_______________Mikdarı Ura Kuruş Lira Kuruş Pazarlık günü Saat D. Motör ve elektrik •
malzemesi Pirinç çubuk ve saç levha Slzal halat Ağaç demir vida, makine kayışı ve kar fİçe çivisi Motör lâzimesl Pelesenk
1 — Gümrük Muhafaza Deniz Mintaka ______ _ _______.. .
türleri İhtiyacı için yukarda cins ve mlkdan yazalı malzeme ve lâzlm'ler bildirilen giln ve saatlerde komutanlık karargâhında toplanacak komisyonumuzda alınılan pazarlıkla yapılacaktır.
2 — Teminat Galata Mıırahane caddesinde Gümrük Muhafaza Levazım Amirliği Muhasebeciliğine yatırılacaktır.
3 — Nilmune ve şartname komutanlık karargâhında her gün görülebilir (>16161.
Cinsi
10 kalem
11/12/945
11,12/943
eleri
Komutanlığı Atölye ve mo
BÜTÜN
3 kalem
10 D
316 kilo
Ankara Tıo Fakültesi Dekanlığından:
1 — Fakültemiz dersanesl İçin 125 adet sandalya alınacaktır.
2 — Tahmin edilen flat 4718 lira 75 kuruştur.
3 — Muvakkat teminat 343 liradır.
4 — Taliplerin 20/12/945 perşembe gllnü aaat 18 de Okullar Saymanlığında yapılacak eksiltmede hazır bulunmaları.
5 — Eksiltmeye gireceklerin bir saat evvel muvakkat teminatlarım Okullar Saymanlığına yatırmış olmaları lâzımdır.
8 — Şartname ve fenni şartname Ankara Tıp Fakültesi Müdürlüğünden görülebilir. (18164)
SATIN ALINACAK HİSSE SENETLERİ
Emlâk ve Eytam Bankasından!
Umum! heyetimizce 21 mart 933 tarihinde lttlhas edilen, karar mucibince satın alınması lcabeden Bankamız B tertibi hisse senetlerinden eşhas elinde bulunup bugtina kadar Bankamııa ibraa edilmemi? olanlarına alt bedeller hâmilleri emrine Amade bulundurulmakta olduğundan bu gibi B. tertibi hisse senedi hâmillerinin hisse senetleriyle beraber nlhayok 31. 12. 945 tarihine kadar Bankamız merkez v» şubelerine müracaatla hisselerine tefrik »dilen bedelleri almaları lüsumu ilân olunur. (18053)
OKSURUK
ve
BRONŞİTE KARŞI
ECZANELERDE
ARAYINIZ
Comments (0)