Evkaf idaresi fakirlere 150,000 kilo kömür dağıtacak
Tütün piyasasının ocak ayının ilk haftasında açılması kararlaştı
Sene 28 — No. 0747 — Hat! her yerde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 8 Aralık 1048
Sahibi; Necmeddln Badak — Neşriyat müdürü; Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Moskova konferansında görüşülecek meseleler
1 — Rusya ile Anglo-Saksonlar arasında ihtilâfların izalesi, 2 — Atom sırrının paylaşılması, 3 — Birleşmiş Milletler teşkilâtının tanzimi
Bütün kozlar ortaya atılacak
Üçler konferansının toplanacağı Moskova şehrinde Kremlin sarayı
Londra 8 (R.) — Bugün Londra, Moskova ve Vaşingtonda aynı zamanda yapılan rastnl bir demeçte İngiliz, Amerikan, Sovyet Dışbakanlannın 15 Ocakta, Moskovada toplanıp görüşecekleri bildirilmiştir.
Bu konferansta görüşülecek önemli meseleler arasında atom enerjisinin İstikbalde kontrolü meselesi de Vardır
Fransa ve Çin hükümetleri, Vaşlng-tondaki zefirleri »asitasile bu konferanstan haberdar edilmişlerdir.
Moskova radyosu, dün akşam üç Dışbakamnın 15 ocakta Moskovada
bir konferanı akdedeceklerini yayınlamış ve bu toplantının Yalla anlaşmaları gereğince yapılacağını belirtmiştir. Yalta konferaruttnda verilmiş olan kararlara göre üç büyük devlet adamlarının üç ayda bir toplanmaları İcabeder.
Moskova radyosunun İşaret ettiğin* göre, üç Dışişleri Bakanı olağanüstü meselelere dair kararlar verecekler v® atom enerjisi hakkında görüşmeler yapacaklardır.
Londra 8 (R.» — Moskova konferansında şu meseleler görüşülecektir:
1 — Londrada toplanmış olan Beş-
Istanb'Tda yapılan tezahürler ve Azerbaycan'daki tahrikler
İngiliz müşahitleri bu kaynaşmanın İran hâdiselerde muvazi surette gelişen bir huzursuzluğun neticesi olduğunu belirtiyorlar
Londra 8 (AA.) — France Presse ajansının özel muhabiri bildiriyor:
İstanbul hâdiseleri ve İranda Tu-delı partisinin genişler gibi gözüken tı i lkleri, İngiliz dikkatini yeniden doğu bölgesine çekmiştir.
İstanbul hâdiseleri hakkında Rus ve Türk İzahları birlblrlnden farklıdır. Bir taraftan bu hâdiseler faşist Llhamlı ve Rus aleyhtarı bir tezahür gibi gösterilmekte, diğer taraftan ise bu tefsir reddolunmaktadır. Fakat İngiliz müşahitleri, bu kaynaşmanın, İran hâdiselerile muvazi bir surette gelişen bir huzursuzluğun neticesi olduğunu. kaydetmektedirler. Tahranda ve Azerbaycan» İlk karışıklıklarının bildirildiği anlarda, Türklyede İngiliz aleyhtarı mahiyeti! bir seri yeni neşriyat başlamıştır, üniversite öğrencileri bu gazetelere karşı tezahürlerde bulunmuşlardır. Diğer taraftan İngiliz müşahitleri, Sovyetler Blrllğüe bir kısım Tilrk efkârı arasında açığa yutulmuş bir sempati flkdanı bulunduğunu da belirtmektedirler. Aynı müşahitler, Rusların İrandaki muhtariyet taraftarla rma gösterdiği müsamahanın Türkiye üzerinde bir tazyik icrasını hedef güdüp gütmediğini de •oruşturmaktadırlar
İran meselesine gelince, bu memlekette ilk günlerin endişelerinin yerine aon zamanlarda kaim olan nlsbl sükûn, Londrada memnuniyeti mıı-cibolmakta İdi. Tahran hükümetinin Moskovaya gönderdiği son nota, uz- ' (aşıcı bir ifade İle yazılmıştı. Bazı solcu İngiliz gazeteleri, sistematik surette ne İranlIları haklı, ne de Rusları hakşsz çıkarmaktadır. Bu gazeteler, önümüzdeki terimlerde İstifade tçlıı bir Sovyet umacısı yaratmak makâUdile Tahran hükümetinin hâdiseleri İzam edip etmediğini de soruşturmaktadır. Fakat, umumiyet ıti-Darile, endişe azalmıştır.
Spectator, şu ciheti hatırtaıtıyor kl, |D21 Rus - tran muahedesi İmzalandığı zaman, Londra’da, İranın artık müstakil olduğu ve bundan böyle yabancı kıtalara ve diplomatlara bir nnıbareze meydanı te-skll ctmiyeccğl ariylenmlştl. Halbuki bugün her şey. Ça.-în’: Rusyası znp’anında olduğu gibi • revan e.inektedir
İran, filhakika İngillzler ve Ruslar arasında bir rekabet mevzuu olmuştur. Ruslar, acaba, hâlen işgalleri altında bulunan bölgelerde, bil âhara tatalafmı çektikten sonra dahi bütün memlekete hükmedecek derecede kuvvetli bir parti mİ kurmak İstiyorlar? Ruslar acaba, sonradan İlhak İçin Azerbaycanı İrandan ayırmak mı İstiyorlar? Yoksa, Ruslar, yalnız, haklarında vaktiyle ret cevabı verilen petrol İmtiyazları mı elde etmek İsliyorlar?
Bu suallere kat! cevap verilemez. Bunun İçin daha evvel bazı noktaların ele alınması gerektir:
1 — Yabancı kıtaların İrandan çekilmesi bahsindeki Amerikan teklifleri, başka başka sebeplerle ne Moskova, ne de Londra tarafından kabul edilmemiş olduğundan. İrandan İngiliz ve Sovyet kıtalarının aynı zamanda çektim esL
2 — Ruslar için, şimdiye kadar reddedilen petrol avantajlarını elde etmesine İmkân bulunması.
Tiirklyeye gelince, Türkiye İle Sov-yetler Birliği arasında İtimatlı münasebetlerin yeniden başlaması İçin, de Boğazlar dâvasının halli zarurîdir.
Fakat, bugünkü milletlerarası hava İçinde bütün bu meselelere lüzumlu hal suretleri aranılacağını gösterecek hiçbir emare yoktur. Bu meseleler, üç memleket arasındaki münasebetlerin umumi havasın® bağlıdır. .
Londra 7 (A.A.) — tstanbulda Üniversite: gençleri tarafından yapılan tezahürat hakkında yorumlarda bulunan Times gazetesi şunları, yazmaktadır:
Bu tezahürat, umunjl durumun aldığı şekil üzerine bir zamandanberl hüküm süren ve İran hâdiselerinin Tiirklyede birkaç solcu gazetenin çık-maslle aynı zamana tesadüf etmr*l neticesi en hftd derecesine varan sinirliliğin sebebiyet verdiği şüphe götürmez. Son aylar zarfında Tiirk basınına verilen tam serkeşlikten faydalanan bıı gazeteler Tiirklerln son. derece tahrik edici telâkki ettikleri bir lisan kullanmışlardır. Bu arada, bu solcu gazetelerin gittikçe deha ziyade İngiliz aleyhtarı olduğu da kaydedilmekledir.
ler konferansında Rusya ila Batı. müttefikleri arasında belirmiş olan İhtilâfların İzalesi,
2 — Atom sırrının paylaşılması İçin bir anlaşma akdi,
3 — Birleşmiş milletler teşkilâtını tanzim 1çln anlaşma.
Beyrut 8 (R.) — Moskovada bu ayın 15 inde toplanacak olan konferansın başlıca gayesi, MoJotov, Bevln, Byrnes arasında bugün hüküm 6İircn itimatsızlığa son vermektir.
Lor. dr a 8 İR.) — Moskova konferansı gelecek cuma günü toplanacak vb Bevln cuma sabahı uçakla Londra' dan hareket edecektir. Farnsa ve Çin devletleri murahhasları bulunmıya-coğmdan bu devletleri doğrudan doğruya alakadar edeceğ hiç bir meseleye temas edilmlyecektlr.
Moskova konferansından sarih v* kati hiç bir karar beklenmemelidir. Güdülen gaye 3 büyük Müttefik devlet arasındaki havaya berraklaştır-maktır. M. Berin bu hususta yapmış olduğu bir demeçte. Moskova konferansında bütün kozlar ortaya atılacaktır. M. Bevln ve M. Byrnes Va-şlngton'dnkl görüşmclfr hakkında M. Moiotof’a İcabetten malûmatı vereceklerdir. Moskova konferansı neticesinde Müttefikler orasındaki görüş farklarının ortadan kaldırılacağı II mld edl 1 mektedlr.
Konferansın Noel yortularından sonraya kadar uzayacağı sanılmaktadır. M. Bevln 7 ocakta Londra’da toplanacak birleşmiş milletler konfe-rtuına yetişecektir. Bu konferansa yetişecek olan M. Molotof İle birlikte hareket etmesi muhtemeldir
12 ada ile ticaret
Ankara 8 {Telefonla) — On Iklı ada ile memleketimiz arasında yapılmakta olan ticaret hakkında Merkez bankası İle İngiltere bankası arasında da bir anlaşmaya varılmıştır.
Anlaşma esasına göre, İngiliz askeri makamları namına memleketimizden yapılacak İhracat bedelleri şimdilik Sterlin ile ödenecektir. 12 adaya diğer şerbeti dövizlerle ihracatımızın veya memleketimizle bu nda-lar atasındaki takas mübadelelerinin evvelce olduğu gibi genel usullere göre yapılmasına da devam edilecektir.
DİKKATLER:
İstanbul arkadan mı gelecek?
An karada telefon kolaylığı vardır. İzinlide de darlığın önüne geçmek İçin tedbirler alındığım öğreniyoruz. Yeni Asır gazetesinin yazdığına göre İzmir’in otomatik telefon tesisatı yarınki ihtiyaçlara cvap verir şekle soku-luyormuş. Tesisat ihale edilmiş; GOÛO aboneye telefon vermek İmkânı hasıl olacakmış.
İstanbulun bir çok yerlerinde meslekleri dolayisile telefona birinci derece ihtiyacı olanlara bile telefon verilememektedir. Ankara gibi olamassk bile hiç değilse İzmir’in izinden yürümellyll.
Boğazlar meselesi
Manchester Guardian gazetesinin mütalâası
Londra 1 (AA.) — Montreuz inu-kavelonameşlnln tâdil! bahslnda Amerikan tokllflerinln Türkiye tarafından müzakerelere esas olarak kabul edilmesin! bahis mevzuu eden Manchester Guardian şöyle demektedir:
«Rusyamn görüşleri hakkında yalnız şu cihet bilinmektedir kİ, Rusya, Türk - Rus münasebetlerinin çok daha geniş bir hal. suretine raptcdU-meslle İlgili bulunmaktadır ve bu. hal sureti. Boğazlarda üsler elde etmek arzusunu ve Rus hududu civarında Kars ve Ardahan arazisinin Türkiye tarafından geri verilmesini İhtiva etmektedir. Demek oluyor kl, Boğazların kontrolünü müzakere İçin toplanacak konferans, Amerika Birleşik devletlerinin teklif ettiği hemen hemen tamamlyle teknik ha! suretlerinin tahmin ettireceği müzakereler çerçevesini çok aşan müzakerelere müncer olabilecektir. BÖyla bir konferansın şimdiden derpiş edilmiş olduğu söylenemez. Böyle bir konferansın. Montreuıt mukavelenamesi ftkltlcrlnden birisi tarafından toplantıya çağırılması lcabedece-ğl sanılmaktadır. Türkiye ve yahut Rusya, bu daveti yapabilir. Böyle bir daveti İngiltere nln yapması daha as mümkündür: çünkü İngiltere hükümeti. dalma meselenin acele bir mahiyet göstermediği fikrinde bulunmuştu. Fakat bu konferans İçin hakiki teşebbüs, ilgili devletler arasında yüksek mahfillerde yapılacak müzakereler yollyle gelebilecektir. Mon-treux mukavelenamesi âkltlerlnden bulunmakla beraber. Amerika Birleşik devletleri, bu meselede ilk adımı atmış ve Türkiye de. hiçbir şeyin. Amerikanın bütün müzakerelere önemli b!r Ölçiide Iştlrâkln! görmek kadar kendisini memnun edemlyece-ğlnl sarih surette belirtmiştir.
Ticaret işlerimiz
Ankaradaki toplantıda verilen kararlar
Ankara 8 (Telefonla) — İstanbul, Ankara ve İzmir ticaret odalarının raporları üzerinde göüşülmek üzer* Ticaret Bakanlığında çarşamba günü başlıyan, toplantı bitmiştir.
Üç gün devaın eden müzakerelerden sonra bazı neticeler elda edilmiştir. Bunlara göre. Ticaret Bakanlığı, şimdi yaptığı ve yapacağı ticaret muahedelerinde taka-s usulünden mümkün mertebe uzaklaşıp dövLz esasına dönmek, hükümetin arzusu olduğunu kabul etmiştir. Ticaret Bakanlığı formalitelerin de mümkün mertebe azaltılmasını İstediğini ve bu yolda adımlar atıldığını da ileri sürmüştür. Toplantıda hararetli müzakerelere konu teşkil eden 510 sayılı kararname bahsinde odaların düştlncCıd bunun büsbütün kaldırılmasıydı- Ticaret Bakanı Ralf Karadeniz, normal barış sunanının lıe-nilz gelmediğini ve piyasanın başıboş bırakrlnmıyacağını söylemiş ve kararnamenin şimdilik kaldnlamıvocn-ğını fakat bazı sıkıcı kısımlarlnl kal-dıracağlnl bildirmiştir.
Ticaret Bakanı B. Ralf Karadeniz, hariçten kredi temini, devlet giderlerinin azaltılmasını, devletin yapann-yacağı sınaî İşlerin husus! ferdeye bırakılması gibi dileklerin zaten hükümetin önemle üzerinde durduğunu anlatmış. İhracatçı ve İthalâtçı birliklerinin do şimdilik kaldırılmasının uygun görülmediğini söylemşltlr.
Bakan bundan sonr» da, para hacminin azaltılmasına hükümetin zaten gayret ettiğini, bir kaç ay önceki tedavülün miktarı 993 milyon Hra İken son olarak bu miktarın 889 milyona indiğini tcbaTÜz ettirmiştir.
Marko paşa..
« Derdini Marko paşaya anlat!,,» deriz. Lâkin ismi dille re destan olan Marko paşanın kim olduğunu bilmeyiz, İşte hiç tanımadığımız ve aynı zamanda pek meşhur bir insan:
Marko paşa..
Bir kaç güne kadar bu pek meraklı yazı serisine başlıya-cağı»,
Yazan: Hikmet Feridun Es
İran’ın bütünlüğü hakkında Birleşik Amerika İran’a teminat verdi
Azerbaycanda vaziyet fenalaşıyor,
1 ebrizde haftaya hükümet kurulacak
Londra 8 (R.) — Amerika Dışişleri Bakanı B. Byrnes, egemenlik ve toprak bütünlüğünün muhafazası. Birle-' şlk Amerikanın menfaati iktizasından bulunduğuna dair tran hükümetine teminat verdiğini İfşa etmiştir. B. Byrnes, bu teminatı, İran Dışbaka-nınm kendisine göndermiş olduğu bir tebrik mesajına cevabında vermiştir.
Beyrut 8 (R.) — Vaşlngtondan bildiriliyor: Dün M. Byrnes, Birleşik Amcrfİkanın, İranın İstiklâli ile çok yakından İlgilendiğini, İranın harb sırasında göstermiş olduğu kıymetli yardımdan Müttefiklerin kendisine minnettar bulunduklarını, İranın bütün haklarına riayet edilmesinin Birleşik Amerika tarafından katiyetle İstendiğini resmen bildirmiştir.
Azerbaycanda durum fenalaşıyor
Tahran 7 (AA.) — Azerbaycan'da durum vahi irileşmektedir. Tebrlzde,
Bay Celâl Bayar partisinin programı
Parti, muhalefet partisi ve adı da
Ankara 7 — B. 0141 Bayar partisinin «Demokrat Partisi» adında teşekkül edeceği anlaşılmaktadır. Öğrenildiğine göre yeni Parti bir muhalefet Partisi değil, bir murakabe Partisi olacaktır. Celâl Bavar, bir dostuna şöyle demiştir:
— Toplar üzerimize çevriliyor; sola gitsek komünist, sağa kaçsak muhafazakâr, ortalarda kalsak şu halde Halk Partisinden neden ayrıldınız-? sorusuna maruz kalacağız.»
Parti programı hazırlanmakta-dır. Bu programda hâkim olan zihniyet şudur:
Milli ekonomide daha geniş bir devletçilik, yapıcı ve yaptırıcı devletçilik, yurtta İş hacmini arttıran bir devletçilik. Devlet endüstrisi için vergi mükellefiyeti ne olacaksa özel endüstri için aynı ölçüde mükellefiyetin tatbik!. Tarım mahsulleri ve ham
Günler Geçerken
Devle güreş
Yeni yapılmış yerli bir filim daha seyrettim. Tabiidir kl sönüktü, yoksuldu, hareketsiz ve çocuksıydr; insana zamanla kemale ermiş bir icadın ilk günlerindeki denem elerin! ve rik örneklerini gnsteriyorlarmışcasına arkasından bir de ıslah edilmiş şeklini görüp mukayese etmek, «meğerse eskiden neymiş, şimdi n® olmuş» demek arzusu veriyordu. Daha İyi olamaz mıydı? Belki de tanınmış- aktörler tarafından oynansa ve tanınmış bir muharririn senaryosu üzerine İşlenseydi azıcık kıymet kazanırdı, emekler büsbütün boşa gitmezdi. Fakat gene de ortaya bir eser çıkmazdı Zira filiıncilik — silâh ve otomobil fabrikaları, gemi tezgâhları yüksek hararet fırınları, atom bombası imalâthaneler! kabilinden — gittikçe büyük sermayeye ve büyük teşkilâta dayanan bir is haline gelmiştir. Hattâ kısacası en zengin memleketin, Amerikanın inhisarına geçmiştir. [«Tekel» 1 her zaman «İnhisar» karşılığı olarak kullanamıyacağımıza bir delil de burada.. Amerikanın tekeline geçmiştir» fliyemeyişlmlz!]
Bir Fransız dergisinde okuduğuma göre 18 saniye süren bir filini sahnesi leln 201 kişinin çalışması ve 200 dolar harcanması lâzım geliyormuş kl bu para şimdiki tutarlle bir milyon Fransıt frangı ve 270 Türk lirası demektir. Peki, o şaline neymiş? Hiç.,, en yavnııı: Aktör bir otel odasına giriyor, köşede duran yatağa bakıyor ve «Bıı gece kimse yatmamış!» diyor, O kadar! Gerisini, kıyas ediniz. Gene gazetede gözüme çarptı: Romanının film® alınması irin bir muharrire alt! yüz bin dolar çevrilme hakki verilmiş! Mısır {ilimciliğin! gelişmiş sananlar da aldaruyoflkr. Memleketimizde gördüğü rağbet daha ziyade şarkı dinlemek, Türkçe işitmek arzusundan ve bir de o fillmlerln basit görüşlü, yufka yürekli çoluğa çocuğa zorla göz yaşı döktürmesinden İler! geliyor: dünya çapında şeyler değildir.
Bizim gücilmiiz de fazlasına yetmiyor diye üzillmiyellm. Zira İngiliz fllhneiliği bile Amerika İle boy ölçüşemiyor. Demek oluyor kl yaptığımız (İlimlerden ziyade, fiilin yapmağa kalkışmamızı tenkidetmeliyiz. Ama yapmağa çalışanların gayretini de büsbütün lıor görmemeliyiz. Bunlar dev ile giires cesaretli cücelerdir ve yerli filımlerin en heyecanlı sahnesi de bu nispetsiz güreştir.
Refik Halid Karay
bütün partileri arzularını bildirmeğe davet eden ve bunların yerine getirilmesi İçin bütün kuvvetini sarfeda-ceğin! bildirmiş olan yeni bir valinin bulunmasına rağmen, hükümet ta-raftarlarlle aleyhtarları arasında kanlı çarpışmalar kaydedilmektedir. Zannedildiğine göre, demokratlar, valinin bu davetine İcabet etmlyerelr, hükümeti bir emri vaki karşısında bırakmak maksadlle, hâdiselerin süratle İnkişaf etmeleri İçin her çareye başvurmaktadırlar.
Her ne olursa olsun, hükümet aleyhtarlarının kuzey bölgesin! ablukaya alarak İaşeye mâni olmak suretlle hükümeti İstifaya mecbur edebilmesi korkusunun mevcudolmasına rağmen, Azerbaycanın yeni hOkûmett, belki da gelecek hafta zarfında tebrisde teşkili edilecektir. Tahmin edildiğine göre, sol tarafın tuttuğu İngiliz aleyhtarı Ghavam’dan başka kimse kabineyi teşkile muvaffak olamıyacaktlr.
değil, murakabe Demokrat olacak
maddeleri kıymetlendirmeğe matuf bir endüstri teşvik kanunu, kesin bir ifade İle Türk ekonomisinde tam emniyeti sağlıjra-cak bir istikrar. Mâliyede vergi ıslahatı başlıca hedef olacaktır. Demokrat Partisinin, kimsenin kazancında gözü olmayacaktır.
Celâl Bayar, Büyük Millet Meclisinde çıkan kanunlara süzgeç olsun d'.ve bir Ayan Meclisi lcurulmasma şahsen tarafdar değildir. Fakat Fuat Köprülü, Adnan Menderes. Refik Kural-tan arasında böyle bir kuruluşta fayda umanlar vardır,
Rusya ordusunu takviye edecek
Moskova 7 (AA.) — Komünist partisi organı olan r,Bolşevik» gazetesi dün, Sovyet hükümetinin asker! kuvvetlerini takviye etmeği kararlaştırdığını yazmıştır.
Bahtte 2
AKŞAM
[-HAFTA SONU NOTLAR Va,in’n Ş^ir işlerine
- *
Noterin hiddeti
dair izahatı
Ercümend Ekrem Talu her »ün yazmadığı İçin, üstadın ytrl boş kalmasın diye bu muharrir yokluğunda «Son Posta» refikimizin o yere Mithat Cemal Kuntay adındaki noterin zabıt hülâsaarını dercetmek zorunda kaldığını her halde bilirsiniz. Vazifesinin yer doldurmaktan İbaret olduğunu unutan bu zatın son zamanlarda, zaruret İcabı kendisine bırakılmış kıymetli sütunlarda manzum tuhaflıklara yeltendiğini. «Bizim baladlarımız ne kızdı, ne erkekti; hepsinin süpürge kadar sakalı vardı tarzında abuk sabuk edebiyat den melerine giriştiğini görünce, daha ziyade mensubolduğu neslin itibarını korumak endl.şeslle müdahale etmiş, gündelik bir gazetede, çoluk çocuğu gözü önünde yaşı geçmiş bir adamın, bu türlü acayiplikler yapmasının doğru olmadığına kapalı bir şekilde İşaret etmiştim. Çok şükür memleketimizde artık edebiyatın mânasını anlamış bir nesil yetişmiştir. Geçen asırlarda edebiyat namına manzum tarihi ir, manzum istidalar, manzum der- kitaplar* yazanlar bugün mekteplerde çocuklara tuhaflık örneği diye belletlllrk'n edip olmak İddiası güden bir yazıcının aynı gerilikleri ciddi bir gazetede, gönün çarşı pazar mevzularında göstermeye kalkmışı edebiyat severlerin yüreğin! sırlatmak için kâfi değil midir?
Bizim bu dostça İşaretliniz üzerine kendini toparhyaçağı yerde hiddetlenen zabit hülâsası muharriri kitleme sarılmış, kendini müdafaa etmek tarafına gitmeği de akıl edcnılyerek «Son Posta» nın birinci aahlfeslnde başlayıp kuyrğu ilân Mhlfelerl arasında kaybolan uzun bir yazıda, benim hiç bir leyler bilralyen kötil bir muharrir olduğumu bir takım uydurmalarla İspata kalkmış. Mensup olduğu neslin kendisi gibi kötü, her devirde edebiyat ve İtibar dışı kalmış örneklerinde pek tabii olan bu düşkünlük ol «a olsa benim, teşhisimi daha iyi koymama yaramıştır. Zavallı öyle sanmıştır ki, benim kötü, cahil bir muharrir olduğumu ispat •derse kendi manzum fıkralarındaki n.aıstık hataları, unutkanlıklar, İfade uıaflan al'Inlp her bir! birer şaheser olur ve derhal edebiyat retina yerleştiriliri
Benim İddiam şudnr: Mithat Cemal Kuntay’don artık bu İş geçmiştir. Bir kere unutuyor. Birinci beyitte ne aOylertığlnl bir daha asla hatırlamıyor ak üçüncü beyitte İlk beyi tir. tamamen tersini «öylüyor. Şüphesiz bu unutkanlık yaşının
icabıdır. Ne tikim Sadeddln Nllz-het, Neclb Fazıl Kısakilrek, Ahmet Hamdi Tanpuıar'ın Nar-K; Kemal’e dair yaptıkları tetkikleri yine bir zabit hulâsası haline getirip içine Namık Kemal'in el yazılarlle resimlerini ilâve ettikten aonra çıkardığı oNam.l: Kemat» adh Ulacı, belki medhederlm diye bana gönderirken İkinci sahlfeslnin başına 944 kasım ayının 10 uncu gUnü, kim bilir ne kadar özene özene ■Değerli Şevket Rado'ya timdim» cümlesini yardığını unutmuş. bu sefer benim değersiz olduğumu İspata Irakmış. Bay Mithat Cemal'ln benim için «Değerli» demesi nasıl kitabını medhetmeme sebep olmamışsa, değersiz demesi de umurumda değildir Fakat ben bu zatın büsbütün değersiz olduğuna kani değilim. Bir adamın. kabiliyeti olmayınca kırk sene bile uğraşsa edebiyata glremlyecC-glnl g«nç u eslilere ancak Mithat Cemal misali öğretebilir. Bugünün gençleri büyük şair Yahya Kemal" İn kendi neslinden olanları kaç milyar kilometre geride bıraktığını biz ancak Mithat Cemal'ln manzumeleri sayesinde ölçebiliyoruz. Sanki Namık Kemal bundan on beş asır evvel ölmüş bir Türk şairi İmiş gibi «onun sar) sakallı olduğunu ben meydana çıkardım» diye övünen bir adamın canlısı her nesle nasibolur şey değildir. Her şeyi unutsun, yalnız şunu unutmamak için bir tarafa yazsın kİ «İki pire». «İki deve». «İki hava», «İki cıva», «tki minare gölgesi» tarzında. ikili bir fikir sabite müb-telâ olduğunu gösteren zabıt hülâ-•alarini yazmaya devam edebilir unr
Filân adam, lâtif adam, zarif adam, evet; fakat...
Nişan taşında fazla siyle var Icımrcık et fakat... Olbl İnsanın kaleminin ucuna geldiği zaman koşarak gazeteye gidip neşredeceği yerde otomobile atlayıp bir akıl doktoruna kendisini muayene ettirmesi gereken dört «metlinin» lü manzum fıkralar yazmaya devam ederse bir muharrir olarak de&ıl sadece bir İnsan mfatlle saçmalıkları, yanlışlıkları unutkanlıkları İşaret etmekten vazgeçmlyeçeğlm.
Manzum fıkracı bana «Beri yarma I» diyor. Halbuki benim ya2i yazmamın başlıca sebeplerinden biri de abuk sabuğu nerede görür-ertn kırıp dökmektir. Krrfc senelik tecrübe yeter bay Mithat, artık bu işleri kıvıramıyac ağının anlasanız yal
ŞEVKET RADÖ
Odun ve kömür ihtiyacı sağlandı, İstanbul vilâyetinde okulsuz köy kalmadı, Istanbulun sıhhi durumu için, su darlığını önlemek üzere tedbirler alınacak
Millî piyango çekildi
Dünkü çekilişte ikramiye kazanan numaralar
Dün aaat İA te Vali Ve Belediye reisi Dr. Lütfl Kırdar, Vilâyette gazetecilerle mûtat aylık konuşmasını yapmıştır. Toplantıda Validen başka Sıkıyönetim komutanı Korgeneral Asım Tmaztepe, Parti başkanı B. Alâeddln Tlridoğlu ve gazeteciler hazır bulunmuşlardır. Vali ve Belediye reisi Dr. B. Lûtfl Kırdar, tslanbnlda vazifeye başlamasının 7 nc! yıldönümü müna-sebellle gazetelerdeki neşriyata teşekkür ederek demiştir ki:
( — 7 yıl içinde şehrin muhtelif İşleri Üzerinde sayın matbutaımızm yakın alâka ve İrşatlarından çok fayda-atıdını. Ayrıca her ay yaptığımız bu toplantılar yalnız basın mümessillerinin muhtelif şehir İşleri üzerinde aydınlanmasını değil, Vilâyet ve Belediyenin de halkın İhtiyaç, dilek ve düşüncelerini öğrenmesine, bu suretle çalışmalarımızda bunları dalma göz önünde bulundurmamıza hadim olmaktadır. Bu Ltlbarla şimdiye kadar olduğu gibi, önümüzdeki çalışma devresi İçinde de matbuatımızın yardım ve müzaheretini esirgemiyeceğl yolundaki İnancımı tekrarlamama müsaadenizi rica ederim.
Odun ve kömür
Bundan sonra Vali, şehir İşlerine temasla odun ve kömür ihtiyacına geçerek, şehrin bu yılkl mahrukat vaziyetinin geçen yıllara nazaran müsait olduğunu, şehir ihtiyacına yetecek miktarda odun stoku mevcut bulunduğunu, ayrıca 100 bin çekiye yakın bir kısmın da hâlen İskele ve istasyonlarda Ofis, tüccar ve Orman işletmeleri tarafından satışa çıkarıldığını söyledikten sonra kömür mevzuuna temas etmiş, nlsandanberl şehre 19 bin tondan fazla mangal kömürü getirildiğini, bundan başka Trakya bölgesinde İlk partide sevk ve satışa hazır 12 bin ton kömür stoku mevcudolduğunu söylemiş, bunların bir an evvel şehre getirilmesi İçin ihtiyaç nispetinde vagon taludsl İçin de Ulaştırma Bakanlığı nezdlnde teşebbüslere geçildiğini İlâve etmiştir.
Et durumu ■
Vali, beyanatına devamla demiştir kİ:
«— Kasım ayı İçinde şehrimizin et durumu, geçen yılın aynı ayına nispetle, gerek miktar, gerekse flat bakımından çok müsait bir seyir takl-betmekledlr. Bu müddet İçinde, kurban bayramı münasebetile 17 bin baş koyun satılmış ve kasaplık olarak da ayrıca muhtelif partiler halinde 85 binden fazla küçük baş hayvan gelmiştir. Şehir civarında da hâlen bir haftalaık ihtiyacı karşılıyacak stok mevcuttur. Mü var edat da ümit verici bir şekilde devam etmektedir.
dene geçen ay içinde bir müteşebbis tarafından Erzurum den soğuk hava tertibatlı vagonlar içinde şehrimize kesilmiş koyun eti gt lir ilmiş ve satılmıştır. Bu vaziyet et dâvasının esah şekilde halline yardım bakımından önemlidir.»
İlk öğretim dâvası
Bundan sonra Vali, şehirdeki İnşaat ve ilk öğretim meselesinden bah-slle demiştir kİ:
«— İlk öğretim dâvamızın tahakkuku yolundaki çalışmalarımıza Önemle devam ediyoruz.
Şehir dışı öğretimi d« örnek olacak bir hızla inkişaf etmektedir. Bu ders yılında 86 köy yeni okul binasına kavuşmuş bulunmaktadır. Önümüzdeki haftalar içinde 14 okulun daha yapısı tamamlanacak ye yeni köy okullarının sayısı 100 e çıkmış olacaktır.
Şu noktayı önemle belirtmek İsterim kİ İstanbul fil İçin artık bir köy öğretimi dâvası kalmamıştır. Her köyümüzde yeni bir okulumuz ve her okulumuzun başında öğretmenimiz vardır.»
İlk öğretim meselesinden sonra şeh rln sağlık durumunu anlatan Vali, yapılan devamlı mücadele sayesinde sağlık durumunun memnunluk verici olduğunu, kasım ayı İçinde II hudutları İçinde 34 tifo vc 22 tifüs vakası tcsblt edildiğini, umumî yerlerdeki temizlik İşine büyük bir önem verildiğini, sinema ve otellerin temlzlğinde D. D. T. kullanıldığını, İlk ve orta okullarla liselerde öğretmen ve öğrencilere aşı tatbik ma devam olunduğunu söylemiştir.
Su derdi
Vali, Istanbulun su derdine geçerek Su şebekesinde yapılan ıslahatı ve tevslatı anlatmış ve demiştir kİ: «— Bu ıslahat sayesinde halka verilen su, şirket zamanınd&klne nazaran yüzde 145 nispetinde arttırılmış bulunmaktadır.
Gene bu sayede 12,000 küsur fazla aboneyi suya kavuşturmuş olduk.»
Vali, su şebekesinin bütün İhtiyaçları karşılıyacak derecede ıslah ve tevsii İçin hükümete başvurulduğunu ve gereken paranın teminine çalışıldığını söylemiş ve:
«—Anaodlıı -masına gelince: şirket zamanında Anadolu yakasına günde ancak 6,700 metre mikâbı su verilirken. 13.000 metre mikâbına kadar çıkardık.
Bu seneye kadar, her sene yağmur mevsimini İdrâk ettiğimiz zaman bentte dalma 1.600,000 metre mikâbından fazla su mevcut bulunuyordu. Bu sene, 40 senedenberi görülmemiş bir kuraklık basgösterlnce ve eylül ayı f"-’nda bentte 502.400 küsur metre mikâbı su lraMı»ı eörülünce, buradan Umana verilen ve Adaya gönderilen sular oradan kesilerek Terkos-tan verilmece başlandı. Anadolu yakasında nöbet usulü İhdas edilerek mevcut sudan uzun zaman faydalanmak gayesi taklbedlldl.
Gelecek senelerde de gene bu hale maruz kalmamak İçin tedbirler alınmaktadır.
Bentte çamur toplanmış olduğu için az su blrtktlrilebilmlş yolundaki mütalâalar doğru değildir. Bendin birkaç metre İlerisinde çakıl taşlan görülmektedir.»
Manchester tipi ! Tiirk uçağı
tzmirde açılacak Türk -İngiliz sanayi sergisinde teşhir edilecek
İzmir 8 (Telefonla) — Etlmesut atelyelerinde inşa edilen Mancester tipi ilk Türk uçağı dün öğretmen Ali Yıldızın İdaresinde Ankara’dan uçarak buraya geldi.
Perşembe günü burada Halkevinde bir Türk - İnglli» resim sergisi açılacak ve dün buraya gelen Mancester tipi İlk Tilrk tayyaresi sergide teşhir edilecektir. Sergide İngiltere'den İthal ettiğimiz diğer madd'ler de teşhir olunacaktır.
Tütün piyasası
Ocak ayının ilk haftasında açılacak
İzmir 8 (Telefonla) — Ankara'da toplanan tütüncüler kongresine iştirak eden İzmir heyetinin Ankara’dan İstanbul'a hareket ettiği öğrenilmiştir. Buraya gelin haberlere göre tütün piyasası ocak ayının ilk haftasında açılacaktır. Kati açılış gününü Ticaret ve Tekel Bakanlıkları müştereken kararlaştıracaklardır. Flat-lerln 240 - 280 kuruş arasında olacağı söylenmektedir'.
Diğer taraftan İzmir'deki Amerikan tütün kumpanyalarının ve ttic-carların eksperleri tütün bölgelerinde faaliyetlerini son derece arttırmışlardır. Satıcılarla sıkı temasa glrlşll-mlşlr.
Bölge rekoltesi 25 - 28 milyon kilo tahmin edilmektedir. Bu miktar, geçen yıllar rekoltesinden azdır. Bu İtibarla bu seferki satışların. Hat bakımından bir rekor teşkil edeceği şimdiden tahmin edilmektedir. Hattâ şimdiden Amerikalılar 360 kuruştan İşlenmiş tülün almaktadırlar. Öğrenildiğine göre tüccar elindeki işlenmiş tütün miktarı 4 milyon kilodan fazladır.
İzmir S (Telefonla) — Ankara'da toplanan tütüncüler kongresi mesaisini bitirip kapanırken Ticaret Bakanı B. Raif Karadeniz, tüccarlara, tütünlerimlrln dıs piyasalarda daha çok kıymctlendlrilmeri tçtn gerekil pratlfc tedbirlerin a'ınmasına ehemmiyet verilecrplni söylemiştir.
Engeller ort?ds»n kaldırılacak
İzmir 8 (Telefonla) — Ticaret Bakanlığı her nevi İhraç maddelerimizin İhraç ve satışım arttırmak Iç’n aradaki engelleri kaldırmağı düşünmektedir. Bakanlık buradaki alâkadarlardan bir taraftan bu engellerin neler olduğunu, diğer taraftan da bu engelleri kaldırmak İçin neler yapılması lâzımge’d'Mnl sormuştur.
Milli piyangonun 7 aralık 845 çekilimi dün Ankara eervlslnde 13.36 da ya pıtmışlar. Bu çekilişte ikramiye kazanan numaraları aşağıya yakıyoruz:
60.000 Lira kazanan numara
011985
»0,000 Lira kazantınlar
172958 253560
5 000 Lira kazananlar 0965Î4 154592 203250
277789 378193 386133
2.000 Lira kazananlar
#12063 047395 062904 066113 1023113
122882 144224 152518 17720? 206383
CT97IJ 224180 254282 290524 299583
JO11GÎ 328582 3456594 384968 39331S
1.000 Lira kazananlar
006277 010242 652459 065492 070642
«72149 004327 U1498 129991 1606*5
175459 178649 UTCS34 194472 200602
312774 228532 232646 238137 244684
245746 25U/41 260492 267964 280961
19Ö998 2OT853 3Ö610R 3 M184 326791
»41422 841611 350987. 853247 353257
»67639 387745 388097 394909 399102
500 Lira kazananlar
«01214 C12457 016143 019837 026770
•2993« 04062! 953811 055594 057774
«H884 860784 065443 067221 069771
«7«7 «5 086366 087209 •87693 087887
0W-7 093529 095172 099778 102859
191404 105958 106628 115917 142G08
149162 157093 151154 152248 155972
157079 783363 16585? 171199 17 3411
183171 187808 188494 211370 21230?
ÎS2556 254146 255612 255741 265513
869077 269080 270623 272154 274559
277521 297214 3981M3 299513 301451
»19897 320974 332921 340647 147920
»48918 349351 349774 35”090 354136
Î64897 857374 381239 38-051 382128
287188 889270 393554 391127 3996P8
100 Ura kazananlar
fion üç rakamı (135, 512, 777j Ue aihayt bulan 1.200 bilet.
60 Ura kazananlar
Son üç rakamı (231, 272, 490. 774, 942 > ile nihayet bulan 2.000 bilet.
20 Ura kazananlar
Son İki rakama '84) he nihayet bulan 4.000 bllt.
10 Lira kazananlar
Son İki rakamı (12, 68) ile nihayet bulan 8 00o bilet.
3 Ura kazananlar
Son rakamı (5) İle nihayet bulan 40.000 bl.et ikramiye alırlar.
60.000 lira İkramiyeyi kazanan 011985 numaralı bilet İstanbul da satılmıştır.
10.000 lira İkramiyeyi kazanan 172956 numaralı bilet İstanbul’da. 253560 numaralı biletin de bir parçası Ankara’da diğer parçası da Eski-şehirde satılmıştır.
6 000 Hra İkamlyeyl 8 s banan biletler, Adana, Kastamonu, Konya, Bursa, Acıpayas, Merzifon, Develi, İstanbul ve KocaeMnde ntılnuştır.
Resmî ve yan resmî müesseseler in yakıt ihtiyacı
Resmi ve yen resmi müesseselerln mahrukat ihtiyacının devlet orman; işletmesi müdürlüğü tarafından temin edilmesi İmkânlar» araştınlmak-tad’r. Geçen yıl teşebbüs edilen bu İşten müspet bir netice alınamamıştı Orman işle t melerinin kurulmakta olması ve İhtiyacı nispetinde mahrukat- liîtlhssüiıe başlanamamış bulunması geçen yılkl teşebbüs’- n istenilen neticenin alınamamfıeına aebebol-1 muştu. Bu yıl bu mahzur ortadan kalkmıştır, şimdiye kadar bu gibi müesseselerln çoğunun mahrukat ihtiyacını mahrukat ofial temin etıuok-t« İdi.
Cinayet mi? Kaza mı?
Dün, Tophanede Bosta nbaşında Hayriye caddesi kenarında kafatası ve çene kemiği kırılmış, diz kapaklarından da yaralanmış, otuz beş yaşlarında bir ölü bulunmuş, tahkikata savcı muavinlerinden B, Mesut Dolu ile emniyet müdürlüğü memurları el koymuşlar, yanılan tahkikatta bu adamın Necatibev caddesinde ciğercillk eden ve o civarda Kadiriler yokuşunda 37 numaralı evde oturan otuz beş yaşlarında Mehmet Nasuh Asanoğlu olduğu tesbit edilmiş ve ölümün düşme neticesi mİ: yoksa bir cinayet eseri mi olduğu hususunda kati bir rapor alınmak üzere cesedin morga kaldırılmasına lüzum gösterilmiştir.
Morgun vereceği rapora göre tahkikata bir veçhe verilecektir.
Millî Eğitim Bakanı Londradan Ankaraya döndü
Ankara 8 — Millî Eğitim Bakanı B. Haşan Âli Yücel dün uçakla Londradan. Ankaraya dönmüştür.
Bu nasıl vatman?
Bir günde iki kazaya sebeboldu
Dûn Kadıköyde Suğütlûçeşme’dc biri oğie üzeri, diğeri de akşam geç vakit İki tramvay kazası o:muş ve bir tesadüf «seri olarak her İki kazada d* aynı vatman bulunmuşlar. Birinci kaza şöyle olmuştur:
Mehmet adında bir arabacının İdaresindeki çift atlı bir yiik arabası öğle üzeri, Söğütiüçeşme durağındaki fınna yük indirmekte iken 221 numaralı vatman Mustafa’nın İdaresindeki 11 numaralı tramvay, yük arabasına şiddetle bindirmiş, araba parçalanmış, hayvanlar yaralanmış, tramvayın ön kısmı da hasara uğramıştır.
Bu kaza tahkikatına zabıta ve adliye el koyup soruşturmalar devam ede dursun, aynı vatman Mustafa öğleden sonra başka bir servise gir^ miş ve bu sefer akşam saat on yediye doğru yine Soğütlûç-eşme’dc DUhayat sokağı başında, devlet orman İşletme müdürlüğüne ait ve şoför Salm’in idaresindeki bir otomobille müsademe etmiştir. Müsademe neticesinde otomboll harara uğradığı gibi, tramvayın bütün camları kırılmış, yolculardan ikisinin yüzhrl cam kirıkla-rlyle sıyrılmış ve diğer bir kısmı da tramvaydan kendi'erini atmışlardır.
Bu müsademeye de zabıtaca el konmuş, 221 numaralı vafmm Mustafa hakkında da lâzımgplen kanunî takibata girişilmiştir.
Berar prensesi Ankaradan ayrıldı
Ankara 8 (Telefonla) — Hava müsait olduğu takdirde dün uçakla Suriyeye gideceğini bildirdiğim Hay-darâbad nizamının. geünl Btrar prensesi Dürrüşehv&r dün sabah bir Amerikan uçağı İle şehrimizden ayrıl m ıştır.
Prenses, Lübnan'da bulunan halası Nazıma Sultanla göüştükten sonra Hindistan'a gidecektir.
Uc tacirin mahkûmiyeti
İhsan isminde bir manifatura taciri 2456 metre Divitin satışında 4348 Hra haksız kâr temin etmek suçiîe İki numaralı toplu millî korunma mahkemesinde yargılanmış ve dün geç vakit duruşması biterek üç sene altı ay hapsine, İki sene altı ay müddetle de umumî hizmetlerden menine karar verilmiştir.
Ali ve Lûtfi adlarında diğer İki tacir de Hint bezlerini, müsaadesiz olarak piyasaya arzet-mek suçundan, üç numaralı millî korunma mahkemesinde yargılanmışlar ve yedişer ay hapse, beşer yüz lira para cezasına mahkûm edilmişlerdir.
Sıkıyönetim altı ay daha uzatıldı
Ankara 1 (A_A.) — Büyük MUlet
Meclisi bugün Fikret Sılay'in Başkanlığında yaptığı toplantıda İstanbul, Edime, Kırklar*)!, Tekirdağ, Çanakkale ve Kocaeli'de İlân edilmiş olan sıkı yönetimin, bitimi tarihinden altı ay daha uzatılması bakkaldaki Başbakanlık tezkeresini kabul etmiştir.
Kastamonu - inebolu yolu karla kaplı
İnebolu 7 (A-A.) — Kastamonu -İnebolu arasındaki yolun 50 kilometrelik kısmı on gündür kardan kapalı bulunmaktadır. Yalnız hayvanla ve müşkülâtla posta nakliyatı yapılabilmektedir. Yolccu ve ticaret eşyası nakliyatı yapılamamaktadır.
Basın kongresi
Basın Birliği İstanbul bölgesi kongre başkanlığından:
7/12/945 cuma gününe talik edilmiş otan kongremizin ikinci celsesi, meslekdaşımız Suphi Nuri İlerinin vefatı, ve komisyonların İslerini bltirememlş olmaları dolayısile 12 aralık çarşamba, saat 14 te bırakılmıştır. O gün ve saatte sayın üyelerin kongreye gelmeleri rica olunur.
tran, S»»nye ve Mısırdaki Ermeniler
Tahran 7 (AA.) — Yüzlerce Ermeni, Sovvet Ermenistan Cumhuriyetine dönmelerine müsaade edecek vesikaları almak için Tahrandaki Rus elciliğinin önüne sıralanmıştır. İranda bulunan 80,000 Ermeninin en büvük kısmının Ermenlstana gideceği sanılmaktadır. Son harbden sonra Türklyeden ayrılarak Surive. Lübnan ve Mısır’a yerleşmiş olan 60,000 Ermeni de Sovyet Erme-nlstanına gitmeğe hazırdır.
îstanbulda fıkaraya köm«»r d« «ıtılaeak
Ankara 7 — Evkaf umum müdürlüğü tarafından tstanbulda muhtaç fakirlere 150 bin kilo odun kömürü dağıtılmasına karar verilmiş ve teşebbüse geçü-mlştlr. ___
Nüfus cüzdanları viizel yazı ile yazılacak
Ankara 8 (Telefon’a) — Vatandaşlara verilen nüfus cüzdanla nnm güzel yazı İle doldurulması, resmî mühürlerin okunaklı yapılması ve evli olanların kimin karısı ve kocası olduğunun , medenî hal sütunlarında gösterilmesi îclşlerl Bakanlığınca valiliklere tamim edilmiştir.
Yumurta ihraç edlîmîvecek
Ankara 8 (Telefonla) — önümüzdeki ilkbahara kadar yabancı memleketlere yumurta İhraç edilmemesi kararlaştırılmıştır,
Mersine iiç vapurla ithal malları seldi
Ankara 8 (Telefonla) — Dün Mersin limanına gelen üç ecnebi vapurla çeşitli İthalât mallan gelinlğtlr.
İzmir C. H. P. Başk=»nlîjı
İzmir B (Telefonla) — İzmir Milletvekilliğine seçilmesi üzerine B. Fedai Dikmen'den boşalan İzmir Cumhuriyet Halk Partisi başkanlığına Fart il İdare kurulu üyelerinden B. Mehm-t Or'non seçilmiştir Ingiliz - Amerikan anlaşması
B. Truman Rusyanın Amerikadan istikraz yapmak istediğinden haberim yok diyor
Londra 8 (R.) — Başkan B_ Tru-man dûn basın konferansında Ingiliz - Amerikan mali ve iktisadi anlaşmasını yuknıda Amerikan Kongresine tasdik için trvdi edeceğini söv'.e-miş, Rusya’ya da ikraza t ta bulunmak fçbı müzakereler yapilıp yapUmad® sualine de Rusya’nın Amerika'dan bir istikraz akdetmek Lstedi?inden haberi olmMlıtna İlâve etmiştir
Amerikan Parti liderlerinin söz e-rtnden anlaşt’dığma göre, anlaşma müfrit bir ekalliyetin yapacağı şiddetli tenkitlere rağmen esaslı bir tadile uğramaksnın Amerikan Mtecll»-leri tarafından tasdik edilecektir.
Amerikan Metislerinde arılaşma haklındaki müzakerePrln Noel yor* tularmdan sonraya MraJtıImaSF muhtemeldir.
Altı aylık aynî yardım tutan peşin verilecek
Ankara 7 — Bütçe komisyonunun 1946 büt(es> üıerindekt incelemelerini bitirdiğini bildir-mtştim. Komisyon, 194« yı’ında memurlara ayni yardım tutan nakit olarak verilecek olursa bu paranın attı ayhk tutarının nesin olarak defaten verilmesine taraflardır. Bu hususta bütçe tasarısına bir madde eklenmesi muhtemeldir. Bu esas kabul edilecek olursa her memura defaten 90 lira verilecektir.
borsa)
7/13/1M9 flatleri
Londra Oaerln* 1 »teriiD 6.23
Nevyork Uz(îlnp İflu dol w 130JJ0
Cenevre 106 İsviçre E» 303381
Madrid üwrine lOo pezeta 12.8®
St-ükholnı üzenue mi» Kuron 31 1325
BORSA DIŞINDA
ALTIN FİATLER1
Reşadiye 35.18
Gulden 33-10
IngiU» 44 —
Kİ1İÇO (Bir gramı) 6 30
AKŞAMDAN AKSAMA
Ye. İşçiliğimizin başarrlart
Türk iyede porte1"?] ve mandalina beş on sene evvel hayli lüks bir venihkc ı şimdi mandalinalar sokaklarda arabalarla ibadullah 3 - 4 kuruşa satılıyor. Ve bunlar, kötii. moza’.ak şeyler değildir. Dört kuru.-hıklarından aldım. Valttile on on beşe olanlardan irlik bakımından farks'.z. Lezzet cihetinden, çekirdek azlığı cihetinden de daha iyi.
Gerçi satıcılar: «Bunlar filânca verinki de o sebeple ucum diye bazı çeş'tleri kötülemek yolunu tutuyor. Fakat o çeşitlerin de ha ' ı bir hususiyeti mevcut. Kimimiz bir cinsini, kimimiz baş-krs: u lezzetli buluyoruz. Hattâ za; nımca turunçgillerde tam Türkiye mallarına has tatlar hasıl olmuştur Yalnız Dörtyollar-dan bahsetmiyorum; milletlerarası piyasada pek meşhur Yafalar bile, Tîirkiyede daha başka. du"‘ 1 körpe, her halde pek latif ev- ita yetişti, Yafa’da çıkan Y ’faJara bizimkileri tercih edenler rnk oluyor. Ben de on'ardan bir’vim. ’
İki üç yıl önce Antalya’da Turno.-eriller istasyonunu geznfştim Orada aşnğı yukarı bütiin cinslerden birer numune tattım. Şimdi ise o vakit tatmadığım ömrümde nsla yemediğim cinsten apayrı ve pek güzel lezzette. Portakalların piyasaya çıkarıldığını görüyorum. Bunlar arasınla mevsim bas rda ıncvv ılar mayhoşken hus*”‘le trüı olan, binaenaleyh t çare t bakımından pek faydalı cinsler mevcut.
Her şeyin pahalılığına ve cins bozukluğuna zıt olarak turunçgillerin ucuzluğu milletin yüzünü güldürüyor. Çok istihlâk edi len portakalın ucuzluğu, temenni ederiz ki, müstahsili de zarara sokmuş bulunmasın. Onca emek yetiştir, sandıkla, naklettir. çürüyenleri kabullen, sıra ile mutavassıtlara kâr bırak ve neticede bu haris piyasa ortasında malın üç - dört kuruşa satılsın. Doğrusu nortakalcılardnn özür dileyeceğimiz, af istiyeceğimiz geliyor, Akdeniz vilâyetlerimizin müteşebbis ve çalışkan halkına bu başarıdan dolayı bütün yurt namına teşekkür etmek icabedi-yor.
*te
Türkiycde kavun karpuzun, üzümün ve bir çok furya devresi yemişlerinin üzerine böylece portakal ve arkadaştan da ilâve edilmiş bulunuyor. Çilek, son seneler içinde, büyük bir demokratlaşma gavreti gösterdi. Halbuki, kayısı, şeftali, hele şaşılacak şeydir ki elma ve armut, henüz müstağni, aristokrat davranıyor. Portakal ve çilekte göze çarpan hamleleri bu esaslı meyvalarda da görmek isteriz.
Bilmem bu sene, elma ve armutta yeni bir terakkiye şahit oldunuz mu? Son haftalar içinde Anadolu ortasına seyahat ederken, piyasaya arzedilen elma ve armut cinslerinde hem nîsbî bir ucuzluk, hem de hastalıktan İyi kurtulmuş bir çehre gördüm. Şayet bu, senenin yağışı ve güneş hususiyetlerile bağlı değil de bîr tekâmül neticesi ise, memnun olacağımız bir haldir.
Unutmamalı kİ, Anadolunun bir çok şehir ve kasabaları eskiden müstehlik değilken simdi meyva yemeğe başlamıştır, önümüzdeki yıllar ve nakliye bollaşınca ye-mîşçillğin vüzü büsbütün gülecektir. Daha geniş ve fennî f>rograınlarla işe sarılmalı, bü-ün meyvalatimizin en iyi cinslerini mandalina, portakal ve çileğin izi üzerinden yüriitmeliyiz,
(Vâ - NÛ)
Fabrikatör Münir Akdag beraet etti
İplik tahdidine muhalefetten dolayı milli korunma savcılığınca hakkında takibat yapıldı"! evvelce yazılan fabrikatör Münir Ak dağ hakkında üçüncü milli korunma mnhke-m sinde cereyan eden duruşmanın dü.ıkü celsesinde sanık ve vekili hazır bulunmuşlardır.
sanığın suçu sabit görülmediğinden beraetlne ve kefalet parasının ken-dlrhıe İade■ ne karer verilmiştir.
Çocuk tiyatro ve sinemaları
Bu sene binası müsait bazı okullarda kurulacak
Dün Milli Eğitim müdürü B Murat Uraz'ın başkanlığında İlk öğretim müdür muavinleriyle ilk öğıetim müfettişleri bir toplantı yapmışlardır. Toplantıda her İlçede kurulması düşünülen çocuk sinemalariyle tiyatroları ve çocuk kütüphaneleri meselesi görüşülmüştür. İlk öğretim çağmda bulunanların daha büyük yaştakilere hitabeden sinema ve tiyatrolara devamları yerine kendi yaş ve bilgi dereceleriyle ölçiilü filim ve temsil seyretmeleri çok faydalı görülmektedir.
Çocuk sinema ve Llyatrolarlyle kütüphanelerinin her semtte ayrı binalarda kurulması bugün İçin pek mümkün görülüyorsa da bu gibi yerleri. müsait bulunan okulların salonlarında tesis etmek de fazla masrafı Icabettirmiyecektlr. Bu öğretim yılında Beyoğlu ile Eminönü ilçelerinde müsait olan okullarda bu şekilde faaliyete başlanacağı ümldedllmekte-dlr. Çocuk kütüphaneleri de elverişli okullarda tesis edilecektir.
On yıllık öğretim proğramı
Bir komisyon tarafından hazırlanmağa başlandı
Mili Eğlltim Bakanlığı tarafından ilk öğretim faaliyetinin plânlaşlırıl-ması hakkında vilâyete bir tamim gönderildiğini yazmıştık. Vilâyet bu tamimi milli eğilim müdürlüğüne göndermişti. Tamimde gerek valilerin, gerekse milli eğitim müdürlerinin değişmesi, bütün yurtta girişilen ilk öğretim seferberliği İşinde tutulan yolların değişmesini Icabettlr-mediğl blldirilmektetlr. Bu değişmeyi önlemek maksadiyle her ilde hazırlanacağı gibi İstanbul vilâyetinde de 10 yılda yapılacak ilk öğretim işleri bir programa bağlanacaktır.
Bu programı hazırlamak üzere milli eğitim müdürlüğünde bir komisyon teşkil edilmiştir. Millî eğitim müdürünün başkanlığında kurulan komisyonda İlk öğretim, müdür muavinleriyle müfettişlerden banları vazife almışlardır. İstenilen 10 yıllık program yakında tamamlanarak Bakanlığa gönderilecektir.
Makarna ve peksimet istenilen evsafta değil
İstanbuiun makarna ve peksemet ihtiyacım temin eden fabrikalar İmalâtının istenilen evsafta olmadığı belediyece tesblt edilmiştir. Fabrikaların piyasaya çıkardığı makarna ve peksimetlerin rütubet dereceleri haddinden fazla olduğu için bu şekilde ha reket eden fabrika sahiplerinin fahiş menfaat temin ettikleri görüldüğünden suçlular milli korunma mahkemesine verilmektedir. Şehrimizde 1 peksimet, 8 makarna fabrikası vardır. Peksimet fabrikası aynı suçtan üçüncü defa, makarna fabrikalarından Iklat de üçüncü defa olmak üzere milli korunma mahkemesine tevdi edilmişlerdir.
İstanbul seçimi mazbatası
çarşamba günü neticesi ilân edilen İstanbul milletvekilliği seçiminde kazanan Baro reisi B. Mekkl Hikmet Gelenbeğ’in İstanbul milletvekilliğine İntihabı hakkında tanzim edilen mazbata dün belediye seçkn teftiş heyetinden Büyük Millet Meclisine gönderilmiştir,
Terkos civarındaki kaynaktan istifade imkânı olup olmadığı araştırılacak
Kasaplık hayvan ihracı
İstanbuiun en büyük dertlerinden birini su meselesi teşkil ediyor. Evvelki gün umumi mecliste sular İdaresi bütçesinin müzakeresi münasebetiyle âza büyük bir titizlik göstermiş, bu arada vali doktor Lûtfi Kır-dar İle sular idaresi müdürü B. ziya meclisi aydınlatmak için mühim İzahat vermişlerdir. En mühim nokta, S- a su ihtiyacını tamimiyle kar-ak üzere 50-60 milyon Uranın lâzıAl gelmesidir. Bu paranın tama-nılyle elde edilmesi mümkün olmadığından beş altı senelik ihtiyacı karşılamak üzere şimdilik 10 - 15 milyon lira sarfedebllecek bir tesisat meydana getirilecektir. Yapılacak başlıca tesisat terkos gölünden Kâğıthanede-ki süzme havuzlarına kadar İkinci bir galeri inşasıdır. Bu galerinin ne suretle inşa edileceğini sular İdaresinde mütehassıs bir fen heyeti hazırladığı projelerle tesblt etmektedir. Projeler, memleketimizin başlıca su mütehassıslarından. teknik üniversite su profesörü yüksek mühendis B. Bürha-neddln'in fenni nezareti altında yapılmaktadır. Bu İşin masrafını kar-şılıyacak gelir kaynaklarının ne suretle temin edileceğine dair kanun, gelecek ay Büyük Millet Meclisinde müzakere edilecektir.
İkltıcl bir galeri yapmak zarureti çok zaman evvel, meşrutiyetten önce düşünülmüştü Terkos su şirketi kurulup da terkos gölünden şehre su akıtılmağa başlandıktan bir müddet sonra suyun içileblllp Içllemiyeceği ortaya atılmıştı O zaman — şimdi yapıldığı gibi — suyu kum dolu havuzlarda süzmek suretiyle tvmlzletil-nıesl usulü bilinmediğinden içine bin bir maddenin düştüğü ve akıntısı ol-mıyan terkos gölü suyunun «kabili şürb» olmadığına dair rapor vermişti. Bunun üzerine terkos su şirketini Fransadan bazı mütehassıslar getirilmiş ve terkos gölünden başka İstanbul» İçme suvtı temin edilmek üzere i bol suyu bulunduğu tahmüı edilen terkos gölü civarındaki (İhsanderei-de sondaj ameliyatı yaptırmağa başlamıştı. İlk tecrübeler, ümitli neticeler vermişti. Fakat günün birinde Yıldız sarayına verilen bir jurnalde AvrupalI bazı kimselerin su bulmak bahaneslle terkos gölü civarında sırf casusluk İçin faaliyette bulundukları bildirilmişti. Gayet vehham . ... „ „„„
ikinci Abdûlhâmlt bu jurnalden der- ka şimdiye kadar bakkallara 260 hal kuşkulanmış ve (İhsandere) de (ton T ar İŞ sabunu dağltlldl-ynpılan sondaj amellyeslni derhal ta- ğı halde halk gene sabun bulatıl ettirmiştir. O tarihten sonra bir ' ' ' ‘ ■
daha hiç bir teşebbüs yapılmamış, lihsandereı deki kaynağın İstanbul suyunu karşılıyacak kudrette olup olmadığı anlaşılamamıştı.
Şimdi terkos gölünden ikinci bir galeri tesis etmek İşine başlanacağı şu sırada gerek (İhsandcret mevkiinde, gerek civardaki diğer yerlerde elverişli kaynaklar bulunup bulunmadığının da ayrıca bir tetkik mevzuu olması göz önüne alınacaktır. Şayet terkos civarında — şimdiki terkos galerisinin temin ettiği miktarda — su akıtabilecek bir kaynak bulunduğu ve bu kaynak suyunun, hiç bir tasfiye ve temizleme ameliyeslne ihtiyaç gö-rülmekslzln. içllebllecek bir durumda olduğu anlaşılırsa ikinci şebekenin terkos gölünden değil, bu kaynaklardan su akıtmasına elverişli bir şekilde tesisi mümkün olacaktır.
Diğer taraftan İstanbuiun içme suyu meselesi de belediye sular İdaresinin ehemmiyetle ele alacağı mevzulardan biridir. Vakıf ularının belediyeye devri hakkındakl kanun hükümlerine göre gerek evkafın, gerek şahısların mülkiyetinde bulunan kaynak sularının ıslahı İşi belediyeye verilmektedir. Islahtan alınan İlk mâna, halka suyu teiniz Içlrtmektlr. İstanbuldakl kaynakların çoğu fenni ve sıhhi tesis ve şartlardan mahrum bulunmaktadır. Ekser kaynakların bugünkü vaziyetleriyle halka temiz
su İçirtmek kabil değildir. Bu zarureti evvelâ evkaf müdürlüğü ele almış ve Taş deten su tesisatını yenüeştirmlş-tlr.
Bunların ıslahı için vaktiyle umumi meclisten çıkan bir talimatname su sahiplerine bazı mecburiyetler yüklemişti. Lâkin aradan hayli zaman geçtiği halde talimatnamenin tatblkma imkân bulunamamıştır. Buna en büyük engel araya1 harbin girmesidir.
Haber aldığımıza göre belediye İçme suyu hakkında bir karar verecek ve muayyen müddet İçinde, belediye ve Sağlık Bakanlığı tarafından tâyin edilecek şartlar dahilinde, kaynaklarını ıslah etmlyenlerln kaynaklan istimlâk ve bunlar şehir namına İstimlâk edilecektir. Bu arada içme suyunun satış ve dağıtma şartları da sıhhi esaslara göre tanzim edilecektir ________________ M. K.
Son günlerde ihracat arttı
Son günlerde harice yapılmakta olan kasaplık hayvan İhracatı artmıştır. Hayvanlar bllhasua Suriye ve Yun anlatana ihracedllmektedlr. Bu arada Irak ve FillsUne de hayli hayvan sevkedlllyor. Bugüne kadar ih-racedilen hayvanların sayısı 120 bini küçük, 50 bini büyük baş olmak üzere 1TQ bin baştır. Bundan başka daha 300 bin küçük ve büyük baş hayvan ihracına müsaade edilecektir.
Zeytinyağı ve sabun işi
Satışın serbest btrakılması lehindeki cereyan gittikçe kuvvetleniyor
Zeytinyağı ve nebati yağ satışlarının serbes bırakılması cereyanı gittikçe kuvvetlenmektedir, l Bu bakımdan Ticaret Bakanı B, Raif Karadenizin Önümüzdeki salı günü C. H. P, grupunda zeytin yağı ve sabun hakkında yapacağı demece büyük bir ehemmiyet verilmektedir.
Bu ehemmiyetin sebebi bilhas-Kian 50 bü-vük şehirlerimizde başgös-olan'teren sabun sıkıntısıdır. Filhaki-
mamakta ve ekser mutemet bakkallar ihtiyaç sahiplerini sabun tevzi edilmiyor diye başlarından savmaktadır.
Alâkadarların söylediğine nazaran normal zamanlarda şehrin aylık sabun sarfiyatı 250 - 300 ton arasındadır. Son bir buçuk halta zarfında dağıtılan ve yok olan sabunun miktarı aylık sarfiyat kadardır. Bunun bir kısmını halk almış, bir kısmı ortadan kaybolmuştur. Zeytinyağı da aynı vaziyettedir. Bu senenin rekoltesi (5 bin ton olduğu halde halâ pamukyağı yeniyor ve kara bor-sada zeytinyağının kilosu 3,5 - 4 liradır.
Zeytinyağı ve dolayısile sabun meselesinin kökünden halledilmesi için piyasada ve alâkadarlar nezdinde yaptığımız soruşturmalardan edindiğimiz malûmata göre İki- yol vardır. Birinci yol her iki metaın gerek yapım ve gerekse satış vaziyetini tam mâ-nâsile kontrol etmek. İkincisi ise satışları kontrol altında serbes bırakmaktır.
Gerek Ticaret Bakanlığı ve gerekse kara borsa yaratılmasını is-1
tem iyen tüccarlar ikinci yolun leh indedirler,
Suriyeye sabun ve zeytinyağı kaçmasının tamamile önüne geçebilmek için oraya serbes dövizle 10 bin ton yağ ihracı en esaslı bir tedbir olarak İleri sürülüyor. Alâkalılar diyorlar ki: «Böylece memlekete gelen dövizle zeytinyağının dörtte biri kadar ucuzlukta «Kopra» yağı getirilebilecek ve bu yağdan imâl edilecek sabunlar 75-80 kuruşa piyasada satılabilecektir.»
Zeytinyağı satışının serbes bırakılmasında en büyük mahzur yenecek zeytinyağlarının sabun yapmakta kullanılmasıdır. Bu da sıkı bir imâl ve satış kontrolü neticesinde önlenebilecektir.
30,000 kilo sabun daha dağıtıldı
Ticaret Ofisi, elinde bulunan 30 bin kilo sabunu mutemet bakkallara tevzi etmiştir. Ucuz sabunların bir an evvel satılıp bitmesi için piyasadan sabunlan kaldıran bakkal ve tüccarların takibine de Millî Korunma teşkilâtı tarafından devam olunmak-♦?dır.
Bu yıl zeytinyağı Ve sabun sıkıntısı çekil miyecek Alâkadarların iddiasına göre sene zeytin rekoltesi keyfiyet ve
miyet bakımından çok yüksektir. Onun İçin ne yağ. ne de sabun sıkıntısı olacaktır. Bundan başka diğer toprak mahsullerinden de (fındık, ayçiçeği, pamuk, susam) yağ İstihsal olunacağına göre yağ sıkıntısı bahis mfvzuu olamaz. Rekolteye göre devletin elinde 20-25 milyon kilo nebati yağ bulunacağı tahmin edilmektedir.
Evdeki pazarın çarşıya uymadığı ötedenberi söylenir duru:. ıDenız» i «kadın., a benzeten şairin eğer «çarşı» denilen yerle biraz daha fazla alâkası olsayd denizin günahına hiç girmezdi. Zira «çarşı» kapristen yana deni zi hakikaten fersah fersah gölgede bırakır.
Çarşı!,, O ne esrarengiz, o ne ihtiraslarla dolu bir yerdir.,. Hiç evde yapılan malûm hesaplar (•raya uyabilir mi?.
Karısının kendisine et ısmarladığı bir arkadaşımla bir kasap dükkânına girdiğim zaman bunu öğrendim. Çarşıya adım atmak için kaşarlanmış bir «çarşı kurdu» olmak lâzımdır. Gel gelelim dostum tam bir «masum ve toy müşteri» idi. Aklıma gazetelerde okuduğum «Tek fiat» hakkında ki yazılar geldi.
Halbuki biz bir tek kasap dükkânında kaç fiat gördük?,, Bıın-Ian numaralar koyarak, madde madde yazayım:
1 — Vitrin fiati... En miitevazi ve müşteri çekici fiat.. Fakat yalnız dışarıdan seyretmeğe mahsus.
2 — Mağaza içi fiati,,. Vitrin-dekinden 25 kuruş fazla fiat...
3 — Buz dolabı fiati... «O size yaramaz başka parça vereyim!.» diyerek arkadaki buz dolabından çıkarılan ve büsbütün ayn tarifeye tabi tutulan fiat.
1 — «Fazla çekti» fiati’.. İstediğinizden mutlaka fazla gelen et içm esrarengiz bir şekilde yükseltilen fiat.
5 — Kemikli fiati!,,
6 — Kemiksiz fiati!..
7 — Aldığınız et için konulan mukavvanın fiat üzerindeki tesiri.
8 — Bon file, biftek tarafından verildi diye istenen fevkalâde fiat., (Gûya koca bir sığırdan yalnız 750 gram bon file çıkarmış... Bıınu nasıl umumi fiatle verebilirlermiş ki?.)
Minimini bir dükkân ki içinde kac türlü fiat var!. Bu kadar fiati bir dükkâna nasıl stğdırab'l-mişler? Et kaçtandı Bize karlan geldi? İki kişi bas basa verdiğimiz halde irinden c’knmadık. Maamaf’h bunu biz değil. Aynş-tavn gelse «rene anlıvamazdı
Çarşı!. Miithis ver! Orava hesap uydurmak kabil mi?.
Hikmet Feridun F«
bu ke-
DEFİ
Biz, orta ve horoz sıklet Yunanistan şampiyonları, İstanbuldun Cevdet Özccndlyl ve Hali t Ergöııiılü İr-t ili! bulda karşılaşmak üzere davet ediyoruz.
Andonopulos ve Benukaa
«Cyrano» nun temsili, umumiyet itlbarile, Şehir Tiyatrosu dram kısmı İçin, üzerinde durmaya değer bir başarıdır. Bu sebeple en evvel tiyatro idaresini; sonra onun, tevziatını yapan, hattâ galiba onu sahneye koymaya başlamış olan, Muhsin Er tuğ-rufu; daha sonra «Cyrano» yu, Muhsin’in tevziatını kabul ederek, muvaffakiyetle sahnemize çıkaran t Galip Arcan'ı; nihayet Hüseyin Kemal Gürmen başta olmak üzere bütün sanatkârları öğmellytz.
Evet. «Cyraııo» nun temsili sahnemiz için bir başarıdır, çünkü bu kadar kalabalık şahulı, bu kadar hareketli bir piyes sahnemizde İlk defa olarak canlandırılmaktadır.
Evet, »Cyrano. nun h maili sahnemiz İçin bir başarıdır. Çünkü piyes manzumdur. Temsilden çıkarken, okurken duyduğumuz zevk dinlerken nzalmamaktadır dlyeblliyoruz.
Evet, «Cyranornu ntemslü sahnemiz İçin bir başarıdır. Çünkü bu eserle sahnemiz tiyatromuzun olgunluk
Şehir tiyatrosu dram kısmında
CYRANO’NUN TEMSİLİ
Şehir tiyatrosu bu basandan cesaret almalı ve her sene bize manzum bir piyes hediye etmelidir
devrinin boşlamakta olduğunu bize ispat etemketdlr.
Evet, umumiyet itibariyle, «Cyrano» nun temsili muvaffak olmuştur. Fakat muvaffakiyetin kayıtsız şartsız tam olabilmesi ancak bazı noktaların ıslahıyle kabildir. Eserin bu şekliyle gördüğü muvaffakiyete mukabil bu noktalar ıslah edildiği vakit görebileceği ınuvaffnkıyet hakkında okuyucularıma, hulasaten olsun, bir fikir vermek isterini.
Muhterem Safari Esat Slyavuşgil’ln çok büyük bir dikkatle okuyarak tadını tattığım ve bu sütunlarda mü-
teaddit defa bir an evvel oynanması lüzumunu öne sürdüğüm güzel tercümesini, «Cyrano» yu, sekizinci temsilinde yine büyük bir dikkatte seyredince bende uyanan Uk kanaat, mütercimin piyesin umumi havasını, şiirini belirtmeğe muvaffak olduğu, fakat sahnede piyesin umum! havasının ve şiirinin, gönlümüzün dilediği kadar, bellrtliemedlği oldu.
Malûm olduğu üzere manzum «Cy-rarn» nun, aslında olduğu gibi, en büyüle hususiyeti İçindeki olağanüstü parçalardır. Bu olağanüstü parçaların hususi İtinayla ifada edilmesi şarttır.
«Cyrano» nun mevzuunu anlatmak lüzumunda mütereddidim, yalnız piyesin kahramanı «Cyranonun hüviyetini ve aşkını etraflyie anlatan ve vakanın çift düğümünü yapan birinci perdedeki burun kasidesiyle düello baladı: «Cyrano» nun benliğinin özünü ve hüviyetini canlandıran ikinci perdedeki istemem eksik olsun ve Gaskonya beyleri fahrlyesi; «Cyrano» nun aşkta feragatinin çok canlı bir tablosu olan üçüncü pededckl balkon sahnesi; dördüncü perdenin bir kavalla bestelenen mısraları; hakikatin meydana çıkması ve «Cyrano» nun ölümü olan beşinci perdenin soundaki bütün incelikler, evet bunların hepsi «Cyrftno» nun olağanüstü parçalarıdır. Bunlar müellifin yazdığı, mütercimin muvaffakiyetle lisanımıza mnl ettiği ve bu rolü oynıyan bütün sanatkârların yaptığı gibi sahnede i ynca belirtilmesi lcabeden parçalardır.
Selim Niühet O ar çete
(Arkam 7 inci sayfada)
Satışa çıkarılan ithal malları
İst. Marpuççular 33 de Vitall A. Dl-tlye demir testere ve şerit testere, Mercan Yusuf Cebbar handa Nesim Yannlye galalit levha, Gal. Fermeneciler 90 da Koç Ticarete pirinç çubuk, İst. Nalburlar 363 de Ahmet Kâmil EİUaltıoğluna siyah saç levha, GaL Ünyon handa Zincirli Ticarete kösele makine kayışı. İst. Rahvandılar 18 de Pandcll oreopulosa su kesesi ve akşamı. Gal. Tünel cad. 50 de Vahan Bardlzbana grafit pota. Gal. Ünyon handa Nebil Baykente manyetolu telefon santralı, manyetolu telefon makinesi. Gal. JeneTal handa Nihat Tuncara jeneratör. Gal. ömeraga sokak 27 de M. Plrelioğluna eleklrod bale, aGl. Kredllyone handa Edvar Şabana sellüoit tarak, İst. Buğdaya sok. 41 de Özen TLŞ- ye duble pencere camı. İzmirde şark sanayi kumpanyasına anilin boya, tst. Sakaçeş-me 10 da Davlt Kosaviye anilin boya, İst. AJyanak handa Mehmet İpekçiye Iposülfit, İst. Hobyar handa S. Ja-kocle kreolln, İst, Dllsizzade handa Abdi Demlrere tebeşir tozu. İst- Na-sulıiye sokak 18 de Necati Hancıya S. Gülmene gomal&ka. İst. Atabek handa Mehmet Saydana bikarbonat dö sud, Kartal Yunusta Nejat Ferit Eczacıbaşıya şıriı ateş boyası, Y. Kule K. Çeşmede İbrahim Taşçıoğluna kremol boyalı vernik, İst. Hacopulo handa Naim de Toledoya penazon, İst. Ankara cad. 91 de Marl Levlye maden! boya, İst. Asi r efendi caddesinde Anadolu ecza deposuna sodyul sltrat, İst. Hacopulo handa Polat Ltd. e asit formlk, İst. Sabuncu handa İdrls Yaybulaka oksijen suyu ve fenasetln, Gal. Abet handa Nlyari Kırana yarı kâğıdı. İst. Vltal handa Horasan ve mahdumlarına plân kâğıdı, İst. Tahtakalede 39 da N. te A Gülzarlye İyi matbaa kâğıdı, Oal Tünel cad. 12 de kağıt ve Basım İşlerine yazı kağıdı, İst. Katırcioglu handa İbrahim Telci ve ortaklarına pamuk ipliği. İst Altıparmak handa Salamon Toledoya suni ipek İpliği, Gal, Sermet handa Hâki Erola hâki dimi, Bahçekapıda Gülnihal mağazasına gömlek yakası. İst. Fincancılar 8 de Ella Kapanoya yün mensucat, Tı. Cermcnyan handa Osman Edip Seydlye yün mensucat. İst. Fincancılar Haşan Tntarlye basma.
* Hukuk fakültesinin yabancı dil muafiyet İmtihanları 11 kasım salı günü httkıık fakür-sl Seminer sınıflarında yapılacaktır.
Bahire 4________ ,
Akşam orta Doğuda
A S 3 A M
İstanbul'dan Kahire' ye uçakla seyahat
Vapurlarla üç günde yaptlan yolculuk uçakla 7 »aat »ürdü
Kahireden bir görünüş Ezher camisi ve medresesi
[Orta doğu son zamanlarda bıiıün dünyanın en ziyade dikkatini çeken bir yer olmuştur. Buradaki umumi hayat, siyasi durum herkesi meşgul etmektedir. Bunu göz önüne alarak. Akşam okurlarına malûmat vermek kere, Orta doğuya bir muharrir gönderdik. Geçen hafta uçakla hareket eden bu muharrir bayan Ziibeyde Shaplı'dır. Mısır'ı, Suudi Arabistan'ı, İrak ve Surlyeyi ziyaret ederek ora ahvaline dair mektuplar gönderecek ve yapacağı görüşmeleri bildirecektir.
Bayan Zübeyde Shaplı'mn İstanbul - Kahire seyahatine dair olan ilk mektubu aşağıdadır.]
İngiliz denizaşırı hava yolları kor-porasyonuna ait Tanganika adlı yolcu tayyareskle, İstanbuldan Kaliireye galdim. Yeşilköyden tam saat 9.30 da hareket ettik, tki motörlü uçakta dördü kadın, üçü erkek yedi yolcu var. Kadınlardan üçii Türk, biri İngiliz, erkeklerden ikisi İngLliz biri Türk. Uçağın arka tarafında bulunan dört rahat koltuk kadınlara tahsis edilmiş. Erkek yolcular, uçağın ön kısmında sağda, solda sıralanmış koltuklarda oturuyorlar. Yerlerinin, bl-limk! kadar rahat olmadığı belli..
Her yolcunun üstünde bir filede tahlisiye kemeri He birer battaniye var. En arka kısımda uçağın sefer ve hamule evrakı ile yolcuların çantaları bulunuyor, oksijen şişesi de en arkada herhangi bir İhtiyaç karşısında el altında hazır duruyor.
Geçenlerde Ankaradan uçakla İs-ianbula gelirken gerek Etimesgut hava meydanından kalkışta ve gerek. Ycşllköye İnişte rahatsızlandığımı unutmadığım için bu defa, Yeşil köyden havalanırken, kemeri gevşettim. Hava tutmasından rahatsız olmamak için her İhtimale karşı elimde kolonya şişesi bulunduğu halde başımı, koltuğuna arka tarafına dayıyarak gözlerimi kapadım dinledim. Yerden havalandığımız ve kilometrelerce mesafe aldığımız halde, bu defa — hikmeti hüda — hava beni tutmuyor, midem bulanmıyor, başım dönmüyordu Fakat başım döner, midem bulanır korkusuyla, başımı koltuğun arka tarafından kaldırmıyor, verimden kımıldamıyor. gözlerimi açıp, etrafa bakmıyordum Acaba neredeyiz1?
Tahminime göre Yeşllkoyden ayrılalı epeyce geçmiş olacak, içimde htç bir bulantı hissetmediğim için merale ve tecessüs duygularım galebe çaldı. Gözlerimi açarak etrafa ve aşağıya baktım. Altımızda atılmış bembeyas pamukları andıran bulutlar ve bunların aliında Marmara deniz! bir çarşaf gibi uzanıyor.
İzmit körfezi meğer ne kadar küçülmüş, İzmit şehri avuç İçi kadar bir yer... Yollar tire gibi, tarlalar yamalı bir bohçayı andırıyor. Sağda dağların tepeleri karlarla örtülü.
Seyahatimiz, pek rahat devam ediyor. Artık dışarıya bakmaktan usandım. Saat on bir oldu. Ankaraya yaklaştık. Etimesgut hava meydanı solumuzda ... Artık Ankaraya geldik. Et’mesgud'a İniyoruz. Ah o iniş,.. Kulaklarım, şakaklarım pervane gürültülünden zonkluyor, başım dönüyor. Ankaraya gelinceye kadar başım dönmediği için artık rahatsız lan mıy acarımı zannetmiştim. Meğer ne kadar aldanmışım. Biri yüzüme bir bardak s1' dökse... Parmağımı kaldıracak halım yok.
Uçak yere kondu, birkaç dakika sonra kapı acildi:
— Pasaportlarınızı lütfen...
Arka arkaya sallanarak dışarı çıktık Meğer dünya varmış Barakada sütlü bir kahve İçtik. Taze hava biri diriltti.
Ankaradan hareket
Saat 11.30 da Etimesgut hava meydanından hareket ettik. Kıbrısa giderek karı-koca bir İngiliz çifti blzo iltihak etti. Vftkı olan ihtar üzerine kulaklarımızı pamukta tıkadık. Adet öyle imiş. Her yolcunun yanına öğle yemeği olmalı üzere mukavva bir ku-
tu İçinde üç sandoviç, iki lop yumurta, az peynir, İki elma, bir kurabiye kondu. Aynca termos İçinde sıcak sütlü kahve de var. Yemeğimizi yedik, sıcak sütlü kahvelerimizi içtik. Seyahat sanki düz yolda giden bir otomobil İçinde imişiz gibi rahat devam ediyor. Uçağın içinde insanın sesi, sanki tazyik edilmiş gibi tuhaf tuhaf çıkıyor.
Nihayet Toroslara geldik. Havadan bu yüce dağların manzarası pek muhteşem. Etrafı doya doya seyrediyorum.
Kıbrısta
Akdenlze yaklaşıyoruz, Anadolu karası, muazzez Türk toprakları artık arkamızda kaldı. Kıbrısa yaklaşıyoruz. Uçağımız, on bin metre yüksekliklerden yoluna devam ediyor. Kulaklarım, çatlıyacak İmiş gibi yeniden uğuldamaya başladı. Uçak havada helezonlar çizerek yavaş yavaş inmeğe başladı. Motörler durunca yere İndiğimizi anladım Kibrisin başşehri Lef koşa dayız. Saat 13,18...
Yarım saatlik bir İstirahattan ve I birer sütlü çay İçtikten sonra tekrar havalandık. Uçak mütemadiyen yükseliyor.
Engin Akdeniz üzerinden uçuyoruz. Deniz, deniz, göz görebildiği kadar uçsuz bucaksız bir deniz... Yolculara bir sessizlik çöktü. Etrafıma baktım, İstanbuldan beri elindeki kitabı br-rakmıyan bir İngiliz zabitinden başka herkes uyuyor veya uyukluyor. Ben de başımı koltuğun arkalığına dayıyarak gözlerimi kapadım. Aradan uzun bir zaman geçtikten sonra gözlerimi açarak etrafa bir bakayım dedim. buluttan bir deniz içinde gidiyoruz. Güneşin ışıkları, uçağın gümüş gibi parlıyan alümFnyum kanatlarına vurarak pırıldatıyor, göklere yakın uçak elmas gibi bir kuş kanadı, küçülmekte esrarengiz zannettiğim bir dünyaya açılan aydın bir pencere sanki. Bu yolculuğa alıştım. Gidiyoruz.
Nil göründü
.Derken uçak yolcularından biri;
— Nil, Nlll diye bağırdı. Yerimden fırladım.
Altımızda Nil. Süveyş kanalı uzanıyor. Uçağımız o kadar yüksekten gidiyordu kl hemen bütün Arabistan! görüyorduk Merhum babamın 28 sene memuriyette bulunduğu ve benim doğduğum Medlnel Münevvere ve Arabistan toprakları ayaklarımın altında uzanıyor. Çocukluk hatıralarım birdenbire canlandı.
Uçak sağa doğîu rota kırarak Kb-hlreye gidiyor. Birer, sonra yere Indl-Kapılar açıldı, Kahlredeyis. Vapurla Qç günde yapılan İstanbul — Kahire yolculuğu uçak İle tam yedi Mat sürdü.
Biberde SAaph
Mevlûd
Zonguldak valiliğinden «ııakll merhum
İBRAHİM TARHAN (İBRAHİM HALİL PAŞA) nm ölümünün kırkınca gönüne Yıa-dflf eden 0 Aralık pazar (pinti öğle n ununu müteakip Lojnuut cumî’.nde mavlûdö nebevi oktnar-ğmdsm ak-**b« v» doafiaril* onu buyuranlara leartneri rica olunur.
M. çosHûm Damadı
Muhteşem Japon donanmasından pekaz gemi kaldı
Harbin son iki senesi zarfında Amerikalılar Japonlara büyük kayıplar verdirdiler
İkinci dünya harbine girdiği zaman Japonya'nın elinde kuvvetli bir donanma vardı. Bu donanma 12 zırhlı, 8 uçak gemisi, 20 ağır, 27 hafif kruvazör, 125 muhrip, 100 denizaltıdan mürekkepti, İki büyük zırhlı, ağır ve hafif bir çok kruvazör, muhripler ve denizaltılar ve yirmi kadar uçak gemisi tersanelerde inşa halinde bulunuyordu.
Japonya bu kuvvetli donanmasına ve hava kuvvetine dayanarak az zaman içinde büyük işler gördü, Filipin adalarını, Ma-laka yarımadasın!, Felemenk Hindistanıru teşkil eden zengin adaları, Pasifik'teki büyük küçük diğer bir cok adalar ele geçirdi. Buralarda sağlam üsler kurdu. Amerika Pearl Harbour baskınında büyük kayıplara uğramıştı. Bu 'kayıplan telâfi etmesi uzun senelere muhtaçtı. Diğer taraftan harb sahnesinin Japonya’ya yakın, Amerika'ya çok uzak olması yüzünden Ame-r'kan donanmasının Japon deniz kuvveti erile boy ölçüşemiyeCeği iddia ediliyordu,
Amerikalılar Pearl Harbour
baskınının intikamını almak emellle. büyük bir faaliyetle, işe giriştiler, hayret edilecek kadar az zaman zarfında büsbütün yeni ve mükemmel bir donanma
Japon zırhlılar mdan bir kaçı
donanmasını teşkil eden 12 zırhlı şunlardı:
1 — 4 tane Kongo sınıfı. Adları Kongo, Hiyei, Haruna, Kırlş-hima olan bu gemiler 1911 ile 1915 seneleri arasında inşa edilmişler, 1925 - 1926 seneleri zarfında çok esaslı surette tamir görmüşlerdir. Bu gemilerin hacimleri 29,330 ton, süratleri 26 mil, mürettebatları 1200 kişidir. Başlıca silâhlan 8 tane 35,6 lık. 16 tane 15.2 İlk, 8 tane 12,7 İlk ve müteaddit uçaksavar topu-
dur. Dört gemi de 1937 de yeniden büyük tadilâta uğramıştı.
2 — Huşa ve Yamashlro zırhlıları, 1912 - 1917 şeneler! arasında yapılmışlar, 1932 - 1933 seneleri zarfında esaslı surette ıslah edilmişlerdir. Hacimleri 29,330 ton, süratleri saatte 22.5 mildir. Her birinin 12 tane 35,6 lık, 16 tane 15,2 İÜ?. 8 tane 12,7 İlk topu vardır. Mürettebattan 1325 kişidir.
Arkası yedinci sahifede) ınııriHuıııııiHiinnüiiHnınınrıııııtııniHiınnıiHMiııiHiıııiHi
vücuda getirdiler. Bu donanma daha 1944 senesinde Japonlara meydan okumağa başladı. Japon sularında yaptığı bir iki muha-1 rebede düşmana büyük kayıplar verdirdi. Japonlar iptida bu ka-1 yıplan gizlemek istediler. Ame-' rikan donanmasının esas gemlle-tini batırdıklarını iddia ettiler,' Amerikan filosu kumandanı bu
iddiaya güze! ve alaylı bir cevap verdi:
a— Japonların batırdıkları Amerikan zrhlılannı bir iki gün içinde denizden çıkararak harbe soktuk, şimdi bu gemiler Japon donanmasını takibetmektedir!»
iptidaları bir cok kimseler Amerikan donanmasının Japon sularında Japon donanmasını mağlûp etmesini şüpheli karşıladılar. Fakat çok geçmeden alınan haberlerin doğru olduğu Japonların büyük kayıplara uğ-rıyarak kaçmağa mecbur kaldıkları anlaşıldı. Bugün tahakkuk etmiştir ki Japonların mağlûbiyetinde en mühim âmil Amerikan donanması olmuştur. Atom bombası mevcut olmasaydı yine Japonlar daha uzun müddet mukavemet edemlyeceklerdl.
İşte, beklenen büyük film:
Hoüvud'un en büyük yıldızı DEANNA DURBİN'in GENE KELLY ve GAI.E SONDERGARD ile yarattsğı ilk büyük dramatik aşk film!
EBEDÎ AŞK
şaheserinde ilk kadın rolünü oynuyor.
SOMERSET MAUGHAN'in meşhur romanından sinemaya alınan bu filim Amerika sinemalarında hasılât rekorunu kırmıştır Büyiik bir aşk - Çılgın bîr İhtiras.
V
Muhteşem donanma
Harbin başındak muhteşem, Japon donanmasından bugün pek az gem! kalmıştır. Bu hal. harb esnasında Amerikalıların Japonlara ne kadar büyük kayıplar verdirdiklerini gösteriyor. Harb başladığı zaman mevcut 12 zırhlıdan bugün İşe yarar ancak 4 gemi kalmıştır. Kruvazörlerin ve torpido muhriplerinin üçte kls! batmıştır.
Harb başladığı zaman Japon
AHMED BEDEVt KURAN ----------■-----
inkılâp tarihimiz ve Jön Türkler
İnkılâp tarihimize ve Meşrutiyet devrine ait çok kıymetli malûmat, vesika ve resimleri ihtiva eden bu eseri Mutlaka okuyun us.
Fiat! T#o kuruş
SABAHAT SAYAR TN İle
YUSUF HARAÇÇI
Nişanlandılar. 2/12/94B İzmir
>-BENGU~
I Küçük evler yapı v« satış şirketi ■
Yuvanın »öoo liraya kurar I | dalat» S ncı Vakıf han M-M No. |
İSTANBUL HAYATİ t
Seçim nutuklarını dinlerken
Oldu bitti maşallah! Fakat olup bitinceye kadar da ilgililere hayli zorluklar çektirdi. Ne terlet döktüler, ne nefesler tükettiler, nice kâbustu geceler geçirdiler ve ne yürekler oynadı. Devlet kuşunu ökseye bastırabilen bahti yara uğurlu olsun, emekleri boşa giden biçarelere de mevlâ sabtr ihsan eylesin. Fazla ümitsizliğe kapılmamak gerek. Umumi seçime kadar daha parlak nutuklar hazırlamak için uzunca bir zaman var. Elverir ki devlet kuşunu çağırmanın yolunu bilmeli. Şimdiye kadar yapılan tecrübelere bakılırsa n mübarek de kuru gürültüye, yaldızlı palavraya metelik vermiyor. Daha pratik, daha verimli usuller bulmalı,
O pratik, verimli usûlleri bilmediğim için bu tavsiye üzerinde daha ileri giderniveceğim. Bilsem de Söyliyeeek budalalardan de- 11 îim ha, O kadar ince işlere aklım Q erse idi hâlâ buracıkta dedikodu Q_ ile ömiir geçirir miydim??.
Bugün tekrar seçrm bahsine el q_ atmaktan maksad m başka. O Not defterimi karıştırıken geçen pazar kalabalık arasında aleta- O tele karaladığım bazı notlar ’yj gözüme ilişti, oıı'an nakletmek J-istedim. ®
Adayların nutuk kürsüsü meraklı dinleyici kalabalığilç halka-lanmış. Bozuk hoparlörden fışkıran cırlak sesler kulakları tır- M— malıyor. Bir tek kelime anlama- >■» mn imkânı yok. Ara sıra ön ta- -O raftakilerm el şakırtıları, kah- "O kabalan duyuluyor. esneme gibi (D yayılıyor, geride h;z de işin farkına varmadan giilür» e! cırnıyo- (D ruz. O sırada, serinıli artist i m il iistad Gal’n Arcan peyda oldu, Telâşlı telâşlı ileriye koşuyor, geriye dönüyor, kalabalığı varmağa çalışıyor, beceremeyince salonun merdivenlerine tımaıup ayaklarının ucuna basarak boynunu usatıyor, Arkadaşlardan biri:
— Hayrola iistad! dedi. Sen de mi nutuk hazırladın?,.
.Üstad teessürle bas'nı salladı:
— Değil mönşer! Büyük bir fırsatın kaçtığına yanıyorum. Şimdi nutuk söyliyen adamı dinledim. Sesinin tonu çok mükemmel. Bir de jestlerini görevim dedim amma sokulamadım. Eğer jestler dc sese uygunsa tiyatro-‘ muz değerli bir artist kazan r.
Hoparlör yine inim inim inliyor. Kösedeki ağacın yanma kümelenmiş bir kac Msl konuklıyor, îar. Uzun pattolıı biri kınalı değirmi sakalını s’vazlıyflrak içini çekiyor:
— Kabil olsa da şu zatla bir eöriişebilsek. Sesi o kadar ahenkli aksediyor, gırtlak nağmeleri o kadar ihtîzazlı ki, tam b>rim camiye lâyık. Malûm ra, Tahsin efendi hastalandı, cami müezzin-sîz kaldı.
Solumdaki san bıyıklı, sivri şapkalı, âba poturlu adam gözlerini süzerek söyleniyor:
— Yangüis efendim, yanglüş yapıyorsun billâçls Ne zaman kl böyle b?r sesler rikarttıttırabiH-yorsun abyorsnn efendim f’kda-m hasabîlc bîr küfe ıspanak, prasa hem da dom ata. Bariyoor-sım sokaklara; haniva pı-asa domaaatee.. kazardırttıriyorsun çünkinı efendim cok para,,.
Geride iki k'z konuşuyor:
— Mükemmel bir tenor. Ne güzel bariton ses.
— Burada batıracağına, radyoya girse ya?. Her giin tatil tatlı dinleriz, .
Belli ki seçim nutukları böyle dinleniyor
Cemal Refik
S
BUGÜN
L K
Gözler için bir şiir... ' Bir demet çiçek...
Dinleyenler için bir senfoni SİNEMASINDA Bir musiki ziyafeti
Baştan nihayete kadar bir güzellik dünyası
BROBWflY EĞLENİYOR
Renkli filimler şaheseri
Harb tarihine kanla yazılan bir şeref destanı.. Mustarip bir milletin zulme isyanı Harvik Baskını
«Edge of darkn es s» fevkalâde rağbet dolayısiie
Bugün lale ve ar Sinemalarında Sinemanın rakipsiz kahramanı - Perdenin eşsiz güzeli EROL FLYNN - ANN SHERİDAlTm yarattığı Canlı bir tarih, şahane bir film, eşsiz bir zaferdir.
V J
BÜTÜN ŞEHİR HALKI
Bu Hafta saray sinemasında
Kemali muvaffakiyetle gösterilmekte olan ve PHYLLtS CALVERT ve PATRİCtA ROCK tarafından yaratılan 2000 KADIN filmini görmek üzere koşuyor. Yeni, ihtiraslı ve şayanı hayret bir mevzu. Bütün hafta için numaralı yerlerinizi evvelden (■■■inKamBKa aldırınız. EHHKonmnMri
İPEK.
SİNEMASINDA.
Türk filmciliğinde yeni bir aduıı Yeni artistler, yeni mevzu yeni mizansen
GÜNAHSIZLAR
Boş rolde: Ytgâna film yıldızımız OYA 8 E N 8 E V
Bu ak*am saat »0.30 da
Dram tıın’.ında
OYRAMOde BEROERAO (Birano dö Berjerak' Komedi kısmında KARARSIZ TALAN
Yeni Türk film artisti
Senaryo: MU A L L Â KİN 9 Mlirik Üstat bastokâr SADİ IŞUAI
0ADRÎ ALIŞIK
— Reji: FARUK K I N Ç Şarkılar: Biricik ses yaldızının MÜZEYYEN SCNAR IŞIL
MeiMÎt
Kıymetli aile bftyif^ümttz emekli eczacı yarbay ve Kızılay aşı ve Soruna Servis! eski şefi:
(Merhum Mehmet Nuri İLALAN) m vefatının kırkıncı gününe rastlayan 0 Aralık pazar günü öğle namastn-ı dan sonra LAiel! camiinde Mclûd • okUtturulacaSmdan kendisin! seven ‘ akraba ve dostlarlle arzu edenlerin teşrifleri rica olunur.
Eşi, Evlâdan ve Damadı
Yegâne halk türküleri okuyucusu A Z î S ŞEN8E8 10Ö UgUlk KORO — Hakiki Karadenla oyunları — Halk türküleri Diğer artistler: Müjde Tunç - Nuriye İnce - Emin Kalaycı - Tovflk tn-oe - Babahat Denker - Rauf ülukut - Bytlp Sabri - Ahmet Güldürür. DİKKAT: Bu günden İtibaren yalnız Loca v» Lüks koltuklar İçi» (Melek sineması sokağında) ayn bir glçt Ye giriş kapıcı açılmıştır. taBiMMHMI ProdttkMvon: İstanbul Plim
Evlenme töreni
Emniyet Sandığı eski şeflerinde?, emekli bay Fuat Arğunun km Berin Arğun İle Muhabere üsteğmeni Ahmet Tu mayın evlenme töreni İki tarafın yakınları ve değerli dav elliler önünde Marmara Sineması İçindeki (Üniversite Lokali) nde yapılmış v* yeni çiftler Aıdılıana doğru yola çıkmışlardır. Allah selâmet versin.
MAHKEME KORİDORLARINDA:
Ben baldır, bacak tanımam, beş bin lira tanzifat parası isterim!
— Resimlerimi İsterim bilir. Yüzüğümü isterim ikili. Beş bin lira da tanzifat paran isterim ûç._ Bu istediklerimi hâkimin karşısında çıkanp verirse ne âlâ. Vermezse dâvam dâvadır.
Hani, binek çağma yaklaşmış, haşan, huysuz, sevimli taylar vardır. Alışsın diye sırtına süslü palan vururlar, yelesine kordelâ, boynuna çıngırak takarlar, İki zıplar, bir şahlanır, dizginini koparıp cilveli çifteler savurarak 60kağa fırlar. Benzetmek gibi olmasın amma; tüyleri kabarmış, kalça hizalan kelleşmiş, kısa etek 11, daracık tay derLsI mantosiyle, omuzdan asma çantaslyle bayan Bedia da dizgin koparıp palanını fırlatmış haşan tayları andırıyor. Boynundaki yalancı İnci kolyesinin ortasında miniminicik bir çıngırağı eksik.
Narin yapılı, düzgün vücutlu, sarışın, güzel, cana yakın bir şey. Yerinde duramıyor, birkaç kelime söyledikten sonra etrafındaki seyirci halkasını yanp fırlıyor. Şakacıktan çifte savurur gibi cilveli de bir yürüyüşü var. Adım attıkça manto kıvrılıyor, altından kumru göğsü şanjanlı robunun etekleri kabarıp havalanıyor, diz üstünden toz pembe kaba etine saplanmış bir sıra İnci diş gibi çorap bağlarının dantelleri görünüyor, Seyircilerin gözleri de ardından ayrılmıyor. Kadınlar dudak ısırıyor, erkekler soluya »oluya diş gıcırdatıyor.
Bedia hanım duvarın köşesine doğru genişçe bir kavis çizdikten sonra dönüp vlne halkanın arasına giriyor. Elâ hareli gözlerinden hiddet kıvılcımları saçılıyor, Etraftakilerl küskün küskün sü-lüvor. Mini mini ellerin] uzatıyor sağ elinin baş parmağını kaldırıp sivri, kızıl tırnaklarını kılağlı ?ançer gibi parıldatarak sol elinin parmaklarını birer birer kıvırıyor, aynı tempo İle başını sallıya sallıya tekrarlıyor:
— Resimlerimi isterim bilir. Yürüğümü İsterim ikili. Beş bin lira da tanzifat parası İsterim «ç..
Hep de ortadaki yaşlı bayana hltabedlyor.
Kadın sordu:
— A kızım! Resimlerini, yüzüğünü anladık amma, şu tanzifat parası dediğin de ne imiş?..
— Koskoca kadınsın, tanzifatın ne olduğunu bilmiyor musun hanım yenge?.
— Vallahi bu lâfı bir türlü fikrim almadı Benim bildiğim, tanzifat parası d1ve evlerden vergi alırlar, onunla da çöpçüleri çalıştırırlar. Cöncülerle senin ne alışverişin var?
— Çöpçüleri de nereden çıkarıyorsun hanım yenge? Şev,, Ben yanlış söyledim galiba. Tanzifat dpfr’I de, tanzlmat parası, tanzimat.
— Ne yalan »Övllyeylm, yine anlıyamadım vesselâni.
— Bugün sana lâf anlatmak deveve hendek anlatmak kadar zor oluvor. Ayol, nisan bozulunca bpn bir sürü zarara uğramadım mı? İşte onların parasım İstiyorum.
Kalabalık arasından bir ses:
— Tazminat parası tazminat..
— Hah, ceddine rahmet. Onu istiyorum. Sinirlerim o kadar bozuldu kİ, konuşurken dilim dolaşıyor, lafları doğru söyleyemiyorum. Ne ise, ben yanlış söylesem bile hâkim beyler doğrusunu bilirler zâhlr,.
— Demek Cevdetten beş bin lira da nara İstiyorsun?..
— Ne »andındı yenge hanım? Nişanlandık, dillere destan olduk. Mısırdaki Sağır Sultan bile duydu. Simdi nişan bozuldu, âlemin
yine diline düştük, Bilen b İlmiyen neler söylemez? Acaba kızın bir fenalığım gördü de oğlan bunun için mİ nişanı bozdu demezler mi?
— Oğlanın ne kabahati var? Nişanı bozan «ensin kızım, Cevdet elin yedi yabancısı, sen benim kaynımın kızısın. Velâkln lâfın doğrusunu söylemek lâzım. Yarın iki elim göğsüme gelecek, ben doğnı konuşurum. Oğlanın bu İşte kabahati yok ki. O sana, «8ı-dıkanm ağabeyislyle konuşmıya-caksınn dedi. Der yal. Nişan dediğin yarım nikâh sayılır. Madem ki Cevdet senin nişanlmdır, kötü bir hareketini görünce karışır. Demek bir kötülük gördü kİ. «o oğlanla konuşmıvacaksınn dedi.
— Yoook, ben böyle sıkıntıya gelemem. Ben genç bir kızım. Gezmek, eğlenmek isterim elbet.
— Biraz sus da beni dinlet Sı-dıkanın ağabeylsi senin neyin ne-ciğin? Artık onlar sana nâmahrem sayılır. Gezmek, eğlenmek İstiyorsan nişanlını koluna tak. istediğin gibi gez. toz.
Bayan Bedia gerdan kırarak, dudak büktü:
— CevdetL mi koluma takıp da gezecekmişim? Ayol, onun cebinde metelik var mı ki beni gezdirsin. tozdursun?..
— Cebinde meteliği olmadığını biliyordun da ne diye nişanlandın onunla?.,
— Bu da bir gönül meselesi. Dünya değişti yengâânıml Şimdiki dünya sizin gençliğinizdeki dünya değil. Eski çamlar bardak oldu. Sizin zamanınızda genç kızların evlenmesi anaların babaların keyfine bağlı İdi. Seni amcamla evlendirdikleri zaman annen, baban bir defa da senin fikrini sordular mı? Evlenmeden evvel amcamla karşı karşıya oturup da konuştun mu, huyunu, suyunu öğrendin mi? Ne gezer? Gözü bağlı gelin oldun, kocayı yatakta buldun değil mi? Bakalım gönlün sevdi mi?,
— Neler söylüyorsun kız? Senin amcanla otuz senedir bir yastığa baş koyuyorum ben. Baksana. Allah bağışlasın, boyumuzla beraber aslan gibi evlâtlarımız var.
Bayan Bedia gözlerini yana kaydırdı, müstehzi bir eda İle boynunu çarpıttı, kızıl dudaklarını kıvırdı:
— Amaaan yengeclğim! Hep de o lâfı söylersiniz. Sizinki yaşamak, hayattan zevk almak değil. O devirler geçti hanım yenge! İnsan evvelâ hayatın zevkine doyar. ondan »onra çocuu mocuğu düşünür. Ben bu dünyaya zevk almaya geldim. İstediğim gibi zevkimi alamazsam hayatın ne kıymeti kalır? Gönlüm sevdi. Cevdetle nişanlandım. Sonra hevesim geçti. Cevdetten ayrıldım, gönlüm hangi delikanlının Üzerine konarsa onunla evlenirim. Orası benim bileceğim İş,
— Sen deli olmuşsun kızım! Böyle maymun iştahlılığın sonu-kötüye varır.
— Nereye İsterse varsın. Ben hayattan alacağım zevke bakarım. Ondan ötesi umurumda bile değil.
— Cevdette para var mı kİ sana versin? Elin baldın çıplağı beş bin lirayı nereden bulacak?
— Ben baldır bacak tanımam. Beş bin lira tanzifat paramı isterim.
Kapı açıldı, bayan Bedia homurdanarak mahkeme salonuna girdi. Ce. Re.
/■ » I BATIYA DOĞRU I
Yazan; t. ü. Raltacıoğlu I Yeni çıktı, 2 lira
Enosis bugün Galata-sarayla karşılaşıyor
Yunanlt misafirlerimiz son maçlarını yarın Fenerbahçe ile yapacak
Bugün ve yarın son maçlarını yapacak olan Enosis takımı
Şehrimizin misafiri bulunan dost Yunanistan'a Enosis takımı üçüncü maçını bugün Şeref stadında saat 14.15 de Galatasaray'la yapacaktır
Bazı refiklerimizin aksini iddia etmelerine rağmen Enosis takımı fut-bolü bilerek oynıyan atletik kabiliyeti yüksek ve rakibinin oyun tarzına göre hareket edebilecek derecede kudrt göstererek baran kısa, bazan da uzun paslı oynıyablln olgun bir ekiptir. Yegâne eksik tarafları bizim futbolcularda da olduğu gibi kale önünde topla fazla oynamaları ve şut pozisyonuna girdikleri halde şilt çekmemeleridir,
Beyoftluspor'la yaptığı ilk maçta rahat bir oyundan sonra 2-1 galip gelen Yunanlı futbolcu 'arın, bir gün sonra Beşiktaş'la yaptıkları maçta hakiki kuvvetlerinin ancak bir kısmını görebildik. Lig liderimiz karşısında 1-0 o da penaltıdan yapılan bir golle mağlûboldular.
Filvaki Beşlktaş'lılarin o gun sahaya eksik bir kadro ile çıktığı için müşkülâta uğradığını kabul etmekle beraber Yunanlı misafirlerimizin de Türk hududuna kadar otobüsle seyahat ettiklerini ve cumartesi günkü maçın yorgunluğunu henüz giderecek vakit bulamîdan Beşiktaş'ın karcısına çıktıklarını da kaydetmek münşi fane bir hareket olur.
Yunanlı futbolcular hakkında tam kanaati ancak bugünkü maçtan sona verebileceğiz. Enosis takımının bir haftalık istlrahatten sonra bugün Galatasaray karsısında alacağı netice bu «kipin hakiki kudretini meydana koyacak ve bu vesile ile Yunanistan'da en fazla söylenen bu kulübün futbol seviyesini öğrenmiş olacağız-
Otobüsle iki gün seyahat etmenin ne demek olduğunu yorucu seyahatlere iştirak edenler pekâlâ bilirler. Bu bakımdan Yunanlı futbolcuların ilk iki maçının bu yıprandırıcı yol yorgunluğu yüzünden tam rrlıdı-manlı geçmediğini kabul ederek bugünkü. ve yarınki maçları sabırsızlıkla beMemeketyU.
Dinlenmiş bir Yunan takımına karşı çıkacak olan Galatasaray takımının esas kadrosunu bilmemekle beraber llgKrin sonuna doğru Vefa maçı müstesna nispeten güzel oyunlarını seyrettiğinizi Sarı kırmızılı lann
Yarın Yunanlılara karşı Fener kalesini müdafaa edecek olan Cihat
bu maça İAzımgelen ehemmiyeti vererek hazulandıkiaruu talimin etmekteyiz.
Erdoğan, Faruk, Adnan gibi kuvvetli bir müdafaaya dayanan Sarı-kırnıı atlılar in bilhassa hücum hattın d a kİ oyuncuları topu fazla ezml-yetek biraz-da şilt atmaya ehemmiyet verirlerse müsabakanın sıkı bir mücadele halinde cereyan etmesine scbebolurlar ve bu takdirde heyecanlı bir maç seyretmemiz imkân dahiline girer.
Yunanlı futbolcularla son ve mühim maçı yarın aynı sahada Fenerbahçe yapacaktır. Bu mevsim güzel ve randımanlı oyunlarına şahit olduğumuz Sanllcivertlllerln oyun sistemi rakiplerine çok yakın olduğundan bu kurallaşmanın çok zevkli olacağını İleri sürmek hata olmaz.
Fenerliler malûm kısa paslı oyun tarzlarım tutturdukları takdirde Yunanlı misafirlerimizle yapacağımız maçların güzel ve hoş bir neticeye bağlanacağını ümldetm kteylz,
ŞAZİ Teze an
Futbol hasılat rekoru kırıldı
Geçen haftaki maçta 14 bin 650 lira hasılat elde edildi
CANLI x" TARİHLER
Çıktı
EŞREF ALBATI’mn hâtıraları
Romanya şampiyonu Venüs şehrimize gelecek
Son zamanlarda büyük varlık göstererek büyük takımlarımız arasına katılan Vefa kulübü; gelecek ay içinde dört maç yapmak üzere Romanya şampiyonu Venüs takımını şehrimize davet etmiştir.
RomanyalI idareciler tarafından bu teklif müsait seklide karşılanmış olmakla beraber bu hususta muhabere cereyan etmektedir KulOplfr arasında mutabakat hasıl olduğu takdirde kadrosu içinde birçok nnlli oyuncu buluan Roman yanın un’^hur Venüs takımını şehrimizde görmek kabil olacaktır. Karşılaşmalar Vefadan başka Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray kulüpleri İle oiacaktır.
Çıkaran
■■«■■■m
lstanbuldan spor şurasına gidecek kulüp murahhasları seçildi
Şubat ayı içinde Ankarada toplanacak olan »opr şûrasına gidecek şehrimiz kulüplerinin murahhasları bölge müdürü B. Hüsnü Ugural'ın rl-ya-'etinde toplanarak gidecek tamları ■•çmlşlardlr. Gizli rey Ue yapılan bu seçimde Remzi TosyalI (Beşiktaş*. Mohmat Mütevelli (Galatasaray». Osman Kavra S (Fenerbahçe), Balın Şahin (Vefa), Hamdl Canko (t Spor), 71ya Ergök (Elektrik). Cari» Altındai (Xa.-nmpaşa). Ruşen Erman (Beylerbeyi), şevket Kaptanoftlu (Unkapa-nı). »n faale r«y alarak şûraya gidecek MH** •eçümlştardlr.
I I
Haftanın maç
programı
8. 12/45 cumartesi
ŞEREF STADINDA:
Saat
14,15 Enosis - Galatasaray
9712/45 pazar
ŞEREF STADINDA:
Saat
14,15 Enosts Fenerbahçe |
GALATASARAY BTADINDAl
Saat
10,50 Dz. Gücü Hasköy
12,40 Galata - Ortaköy
14,30 Sümerspor - Unkapanı FENERBAHÇE STADINDA!
Saat
10.50 Hilâl - Emniyet
12,40 Taksim - Beylerbeyi
14,30 Doğu - Boğaziçi
VEFA STADINDA:
8aat
8,00 Defterdar - Alemdar
10.50 Haliç - Davutpaşa 12,40 Rarutgücü - Eyüp
Okullar güreş müsabakaları
Ollre# sporunun okullarda da taammümüne çalışılmaktadır. Bu cümleden olarak bugtln Kadıköy Halkevi Jimnastik salonunda, saat 15 ta okullar araa güreş müsabakaları yapılacaktır. Bu müsabakalara fakülteler. yüksek okullar Ya iisflerin güreşçileri iştirak edecektir. Müsabakalar Greko Rum endir, oeleoafc hafta da jerbsa güreş yapıtaoaktv.
Son zamanlarda futbola karşı gösterilen rağbet tahminlerin fevkinde artmış ve bu fazlalık normalin çok üstüne çıkmıştır. Ehemmiyet bakımından çok dilşük kıymette bulunan lig maçlarının bazı karşılaşmaları bile binlerce seyirci toplayacak vaziyete gelmiştir.
Futbol maçlarının gördüğü büyük alâkanın en yakın misali olarak geçen hafta şehrimizin misafiri bulunan Yunanlt sporcularla Beşiktaş kulübünün yaptığı maçı gösterebiliriz.
Bu karşılaşmada (14.550) on dört bin altı yüz elli lira! hasılan elde edilmiş ve normal vaziyette 12 bin kişi alabilen stadda o gün bin bir müşkülât arasında 20 hin kişi maçı seyretmiştir.
Ayrıca fazla İzdiham dolayısiyle îtad kapısında ezilmekten çekinerek maçtan vazgeçip geriye döııen meraklıların yekûnu bir hayli kabarık olmuştur.
Elde edilen bu hasılat Türkıy de yapılan futbol maçlarının hasılat rekorudur. Bundan evvelki rekor geçen sene yapılan Fenerbahçe - Beşiktaş maçında olmuş ve o maçta Fenerbahç stadının kapıları kırıldığından muhtelif kimseler yaralanarak hastanaye kaldırılmıştı
Elhamdülillah geçen haftaki maçta böyle bir müessif vaka ils karşılaşmadık amma bugün ve yarın Yunanlı misafirlerimizle Galatasaray ve Fenerbahçe kulüplerinin yapacakları maçlarda İzdihamın fazla olacağı düşünülerek tedbir almak ve maç büstlerini evvelden sattırmak, kapıları erken açmak ve stadın İstiabı kadar bi'et satmak akla mnlâylm gelen tedbirler arasındadır
Ve bu olaylar göstermektedir ki bütün Tttrklyede olduğu gibi şehrimizde de futbolu karşı duyulan alâka ferah, ferah İki misline çıkmış v* büyük bir stad İhtiyacı tam mâna-slyle kendini hissettirmiştir. İnönü staSının nlhayetlenmeslne uzun zaman olduğu göz önünde tutularak hiç olmazsa kulüplerimizin malı olun stndlan tevsi etmek suretiyle şimdilik ve büyük İnönü stadı tamamlanıncaya kadar bu alâkayı tatmin etmek çareleri araştırılmalıdır.
KÜÇÜK KURKÜT
Beden Terbiyesi Umum müdürü tekaüt oldu
Beden Terbiyesi umum müdürü bulunan general Cemil Taner tekaüde sevkedilmlşUr. Generalin yerine uzun müddetten beri vekâleten umum müdürlüğü yapmakta olan Vlldan Âşlr Savaşır tâyin edilecektir.
Amerikadan kamyon ve otomobil gelecek
Ticaret Bakanlığı tarafından dağıtmaya tabi tutulan lâstik ve kamyonlar hakkında yeni kararlar verilmiştir. Bu kararlara göre vilâyetlerin takdirine bırakılmış olan lâstik tevziatında bundan sonra verilecek lâstiklerin nispetleri doğrudan doğruya Bakanlıkça tesblt edilecektir.
Amerikanın bize verdiği otomobil lâstiği kontenjanına yeniden 4800 kamyon lâstiği ile 1000 kadar otomobil lâstiği ilâve olunmuştur.
Bu lâstikler ayın sonuna doğru memleketimize gelecektir. Yen! İlâvelerin tevkiliyle birlikte lâstik dağıtımı iki misil artacak ve böylece bütün İhtiyaç sahipleri lâstik alacaklardır.
İ945 kontenjanına göre şimdi dağıtılan kamyonların sayısı 2050 tanedir. Bu kamyonlar resmi müessesele-re dağıtılmıştır. Yılbaşından İtibaren Amerikanın kamyon, otomobil ve lâstik ihraouu serbes bırakmasından sonra derhal hususi firmalar tarafından bol miktarda kamyon, otomobil vc lâstikleri getirilecek ve bunlar dağıtmaya tabi tutulmıyacaktır. İlk parti olarak 1000 otomobil ve 500 kamyon gelecektir.
Amerikan şilebi geldi
Bir haftadanberl limanımızda butuna» Amerikan bandraiı 8000 tonluk «Extcutor» şilebi dün 3000 ton kadar ihraç maddesini bâmllen Izmi-re hareket etmiştir. Şilep oradan da bir miktar mal aldıktan sonra Nev-vorka hareket edecektir.
Zat maaşları tevdiyesi
Fatih, Eminönü. Beyoğlu. Üsküdar, Kadıköy mal dairelerinden 8. 12. 845 tarihinden itibaren zat maaşlarının tediyesine iki gün müddetle sıraya taht olmaksızın devam olunacaktır.
Bu iki gün zarfında da gelip almı-yan Itırın maaştan ancak ademi müracaat bordrosunun tanziminde» sonra verilebilecektir.
Bu itibarla pazartesi akşamına kadar alâkalıların maaşlarını almaları menfaattarl iktizasından olduğu def-ı terdarLık tarafından bildirilmektedir. |
UÜflEL SANATLAR
Sanatta yazı mevzuu
— s —
İstanbu klakl mimari âbidelerin en mühimlerinden biri otan Sü ley maniye camiinin yazılarını (Ahmet Karahisârî) yazmıştır diye bir çok yazılara tesadüf etmekteyiz. Süieymaniye camiinin inşası ve tezyinatı hakkında en doğru malûmat veren hiç şüphesiz (Tezlclretülbünyan) dır.
İkdam kütüphanesi neşriyatından olup 1315 tc basılmış olan. Koca Sınanın bu eserinde (sahife 61) camiin bütün yazılarının (Haşan Karahisari) tarafından yazıldığına dair kayıt vardır.
Müstakimzade’nin (Tthfei hattatin) adlı eserile encümeni maarif âzasmdan Habip beyin (Hat ve Hattatan) İsimli kitabında Süieymaniye camiinin tâki kebirini Ahmet KTahisari'nin yazdığı bildiriliyor.
Süieymaniye camiinin kıble kapısının sağındaki ve solundaki altışar satırlık kitabenin nihayetinde. Arapça olarak, (.. bunu
Karahisarlı Ahmed’in oğlu Ha-san yazdı) mânasını gelen cümleden Hasan'ın, hocası Kar ah i-sarlı Ahmet efendiye izhar, hör-met ettiği anlasıhyor. Binaenaleyh yazıların Ahmet efendi tarafından değil (Karahisarlı Haşan Çelebinin yazdığı tahakkuk ediyor.
HacUkatülcevami’de de (cilt 1, sahife 17) — .... biitiîn yazıları Karahisari talebesi Haşan Celeb yazmıştır. — şeklinde kayıt vardır.
Tuhfei hattatin ile Hat ve Hattatan adlı eserler. Piyale pasa camiindeki bir âyeti kerimeyi de Karahisarlı Ahmed’in yazdığını söylüyorlar. Halbuki Piyale paşa camünin inşası, vakfiyeye göra H. 981 - M. 1573 te bitmiştir. Ahmet Karahisarı’nın vefatı ise H. 963 - M. 1555 tedir kİ Ahmet efendinin, vefat ettikten on sekiz sene sonra bu yazın y&zme«nna imkân yoktur....
Binaenaleyh Piyale paşanın yazılarını da Haşan Çelebi yazmıştır. Bununla beraber, Ahmet Karahisari, bu nefis yazılan vatan Haşan Çplebi’nln hocasıdır,
Ahmet Karahisarî’ye (Mevlâ-nâ Ahmet Karahisari» de denilirdi. On alhncı asrın bu büyük sanatkârı (Yakutu müsfasımi) tarzında yazan meşhur (Esednl-lalıı Kirman!) adındaki hattattan ders alarak ilerlemiştir.
Karahlsarlı Ahmed’in (Müsen-na) denilen bir nevi (Celi) vazı-siie (Nesih) ve (Sülüs) ü savanı hayret bir inceFktedir, Türk -İslam eserleri müzesinin besinci salonundaki vitrinlerden birinde No. 400 -de saklı Kuranıkerim! tetkik edildiği zaman sanatındaki erişilmez mahareti derhal anlamış tır.
Karahisarlı Ahmet hakkında*. (Yazının Karahisaridir ağardan yüzünü) mısraı söylenmiştir. Bundan altmış sene kadar evvel gavet büyük bir en'amı satılığa çiftmiş, Ayasofva kütüphanesine alt olduğu anlaşılarak o zaman Evkaf Nezareti tarafından zanto-lunarak yine kütüphaneye iade edilmiştir.
Evkaf müzesinin (1443) numarasında mahfuz olan bir en‘a-mm, Ayasofya kütüphanesindeki. adı geçen eser olması ihtimali vardır.
Haşan Çelebi İse hayatında (Çerkeş Haşan) lâkabile anılırdı. Ustası Ahmet Karahisari’nin yazılarım bundan başka hiç bir hattat taklid edememiştir,
Edirnedeki Selimiye camiinin • bütün yazılarını Haşan Çelebi yazmıştır. Dinî âbidelerimizdeki yazılarından başka kııranıkerim ve en’am gibi eserlerine pek nâdir tesadüf edilir. Sanatkâr (M. 15911 tarihinde vefat ederek hocası Kaıahisarlı Ahmedln varıma gömülmüştür. Kabirleri Haliçde (Sütlüce) dedir,
Süieymaniye ve Piyale paşa gibi İki değerli mâbedimizi süsleyen (Celi) yazılar bu camilere sâdelik içinde büyük bir ihtişam vermektedir. (Celi). Osmanh devrinde, âbideleri tezyin ed*n en güze! bir yazı sekil idi. Bu va-zı hicri dokuzuncu asırdan itibaren ' tekâmül etm başlamıştır, Onuncu asra kadar mühim değişiklikler göstermemişse (1e onuncu asrın nihayetinden on ücünrii asrın bidayetine kadar büyük terakki safhaları geçirmiştir.
Nurettin Tatman
Bnhtte "
A R 5 S M
8 Aralık İ945
f^HER AKSAM |^BİR HİKAYE
L1J
Mali ve iktisadi meseleler
Haşimin yazıhanesinde otummuş]tuk. Genç kadın hanın hpvadan Audan bahsediyorduk. Bh-|dan hiç bahsetmiyordu, denbirc müthiş bir güıültû ile yeri-, beri bana: «Zavallı Şar mizdaı sıçradık. Klmtlllr hangi asır- hlH’' h‘’"1 dan kalma hanın içinde telâşlı bir ■ hava esiyordu. Odadan dışarıya fır- ’ ladık. Fakat herkes telâş İçinde olduğu İçin pek blrşey öğrenemedik. Nihayet Haşinlin bitişik oda komşusu olan bir ihtiyar zat blee lşl an- ■ lattı:
— İnhidam vaki oldu efendim.. Hanın bh duvarı baştan başa yıkıldı Ne de olsa eski ve çüriik yapıl,, di- ■ yordu.
Haşlmle beraber yıkılan yeri görmek İstedik. Arka tarafa geçtik. Hakikaten hanın o cephesi bir tiyatro dekoru haline gelmişti. Dışarıdan bakılınca — duvar boydan boya yıkıldığından — birer tarafı açıkta kalan odalar ayrı ayr* tarzlarda döşenmiş olduğu halde göze çarpıyordu.
Eski, İhtiyar duvarın böyle birdenbire kendin! salıverip çökii vermesi öon zamanlarda yağan fazla yağmurların teslrlle olsa gerekti.
Mamafih Haşlmln odasının bulunduğu cephede henüz acele bir teh-yke göze çarpmıyordu. Yalnız bina İki giin İçinde boşaltılacaktı. Bu itibarla Haşim, eşyasını bir yere göndermek mecublyetlnde bulunuyordu.
— İstersen civardaki hanlardan birinde boş bir yer bakalım,.. Benim tanıdığım da var., dcdinı. Fakat, Hafim:
— Hayır azizim.. Yazıhanedeki eşya ne olursa olsun bana vız gelir. Şimdilik yapacağım İş nedir bilir ml-■ln... Doğruca eve gitmek!..
— Sîbep,..
Haşim gülümseyerek cevap verdi:
— Aman kardeşim.. Biliyorsun kİ yeni evlendim.. Karım meraktan çıldırmıştır. Zavallı As’ıhanclfıml.. Şu esnada dokuz doğurmaktadır. Hemen gidelim..
Arkadaşım böyle söyliyerek ya ıha-nesinde eve dönüş hazırlıkları yapıyordu.
Fakat birdenbire kapı açıldı. İçeriye sigorta şirketinin memurları geldi Kazayı tahkik etmek istiyor.-ardı. Bir an önce eve - gitmek İsleyen Haşlmln çam sıkılmıştı.
Kaza hakkında soruşturmalar epeyce sürdü. B'n sessizce köşemde oturuyordum. Arkadaşımın masası üzerinde karısının resmi duruyordu, Artist tavırlı bir kadındı. Elinde slga-reslle bir divan üstüne yatmış olduğu halde resim çıkartmıştı. Objektif karşısına geçse biç yadırgamadan oyntıyıvericek gibi bir vaziyeti vardı Sigortacıların sorup soruşturmaları iki saate yakın sürdü.
Arkadaşım eşyasının başka yere taşınmasını bir adamına havale ederek acele paltosunu giydi. Bvraber handan çıktık.
Bir gazete aldık ki kaza bütilıı tafsilâtı İle yazılı... Hattâ bir tarafı çöken hanın bir de fotoğrafı vat!.
Haşim bunu görür görmez:
— Aman durmıyalım.. Ve geelkml-yelim!., Hemen gidelim,. Bu akşam yemeği de sen bizde yersin..
Diyerek ko'uma girdi. Bir taksi çevirdi. Bindik. Yolda;
— H"n‘n yıkı'masmı gayet ebem-n» ■ ‘‘l? Şstere,‘m 'T'c’âşa .dr-S“"S n zavallı.. Zaten bütün gün çektiği ıstı p yetişir!., dedi.
Eve geldik. Kapıdan içeriye girdik Haşim blrşey anlamak istiyor gibi genç hizmetçi kızın yüzüne baktı. Sonra yavaşça bana:
— Hizmetçide blrşeyler yok!., dedi Salonda karısı bizi karşıladı. Çok
renkli sıcak memleket kuşlanht hatırlatan bir kadındı. Gözlerinin üstünü yeşile boyamıştı, Tırnaklan vişne ciirüğü... Ve pırlantalar İçinde!..
Haşim biran onun yüzüne dik dik baktı. Sonra beni göstererek genç kadına:
— Karıcığım.. Sana pek öok sevdiğini bir arkadaşımı getirdim!., dedi.
Aslıhan gülümseyerek sigarasız eli-
ni uzattı.
Bir müddet havadan, sudan konuş-
yıtalmasın-Saa ilerdin «Zavallı karıcığım, klnı-bilir beni ne kadar merak etmiştir. Ne üzülmüştür biçare!..» diyen arkadaşım bayağı bozulmuştu.
Aslıhan elbise dtğlştlrmek İçin dışarıya çıktığı zaman Haşim bana:
— Aman çok şiikür.. Kazayı İşitmemiş Hiç haberi yok.. İşltse çıldırır zavallı!.. Valinizi geco yarısı tımarhanelere gider. Onun İçin hiç renk vermedi. Madem kl işitmemiş!.. Hiç bilmesin daha W- Sakın bir gevezelik edip de ağzından blrşey Kaçırayım deme... olur mu,,..
Cevap veremedim. Zira Aslıhan içeriye girmişti. Hakikaten alımlı bir kadındı. Yalnız resminde de görüldüğü gibi biraz fazla artist tavırlı idi. Sigara İçişinden tutunuz da, öksürüşüne kadar sanki sahiden değil de rol yapıyormuş gibi bir hail vardı.
Yemekte şarap İçtik. Epeyce neşelendi. Arasıra arkadaşım bana:
____ Sakın gevezelik etme.. Harap olur kadıncağız... diyordu.
Hatta bir aralık yemekten sonra oyun oynadık. Radyo dinledik. Gazinoya gittik. Dansettlk. Dönüşte ûaat epeyce İlerlemişti. Otomobilde Haşim yüksek sesle esniyordu. Karısına o iizücü haberi İşittirmediği İçin memnundu. Tam beni bırakacakları köşeye yaklaşırken Aslıhan:
— Sahi kocacığım!.. Akşamdan beri blrşey soracağım, soracağını.. Aklıma gelmiyordu. Sizin han yıkıldı ha... Sen de içinde idin.. Bir yerine blrşey olmadıya.. dedi.
Arkadaşım ban, baktı Suratı kıpkırmızı kesilmişti.
(BİR ETİNİZİ
BULMACA
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Uçaktan atlama aracı - Nida.
2 — Utanılacak harekette bulunuyor.
3 — Eski harflerin bir nevi yazısı.
4 — Tersi nazik değil - Tersi hububattan biri.
5 — Nesne - Harabe.
fl — Başına «M> gelirse müdafaa eden - Tersi mefhumdur.
7 — Tersi tufeylidir - Nisanın başı.
8 — Yerde sürünen hayvanlardan -Nida.
9 — İnek-
10 — Bal yapan böceğin yiyeceği -Tersi sıcakların başlangıcı.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ Soldan sağa ve yukarıdan aşağı: 1 — Aday, Saraç, 2 — Dalavereci, 3 — Al, Seçim, 4 — Yasemin, Rl, 5 — VCm, Cahil, 6 — Seçici, Ave, 7 — Artna, İzam, 8 — Rem, Hazine, 9 — Aç, Rlvanol, 10 — Çlvllemell
ANKARA RADYOSU Bu akşamki program
18.00 M. S. ayarı, Radyo çocuk kulübü, 10.45 Şarkılar, 19-00 M- S. ayarı, Haberi ‘r, 19 J0 Geçmişte bugün, 19.25 Radyo dana orkestrası, 20.15 Radyo Gazetesi, 20.45 İnçe saz., 21,30 Konuşma, 21.45 Radyo salon orkestrası,. 22.30 Dans müziği (pU, 22.45 M. S. ayarı, Haberler.
Toprak mahsulleri ofisinin müstakbel vazifeleri
Ticaret âleminde ve matbuatta, devlet İktisadi teşekkülleri hakkında birçok tenkldler yapılmaktadır. Gazetelerdeki tenkillerin mühim bir kısmı, bu teşekküllerin İyi İdare edilemediği, bu yüzden pahalılığın kuvvetli sebeplerinden bir! oldukları merki zindedir.
Ticaret âleminin şikâyetleri ve bunların basına aksedebllen memnuniyetsizlikleri İse daha çok bu teşekküllerin, kendilerinin faaliyet sahalarını daraltmalarından ve meydanı boş bulup kârüklsb alanında istedikleri gibi at koşturmalarına engel olmalarından 11 frl geliyor-
İktisat siyasetimizi İdare edenlerin bu tezahürler karşısında ne ta:r> bir Jâkaydîyv, ne de hemen tesir altında kalıvererek seri rota değişikliklerine düşmeden vaziyetler üzerinde uzun uzun düşünmelerini ve esaslı bir bakış zaviyesine göre şuurlu bir gidişin, yolcusu olmalarını tavsiye etmek lcabctmektedor.
Biz bugünkü yazımızda daha ziyade bil teşekküllerden Toprsik Mahsulleri Ofis! üzerinde duracağız.
Bu teşkilât kurulduğundan beri birçok tenkitlere vesl’e olmuş, lağvı halinde işlerin daha iyi yürüyeceği söylenmiştir. Nihayet son zamanlarda Toprak Mahsu'lerl Oflsi'l'n lağvedileceğine dair bazı hab’rler dr yayınlanmıştır.
Ofisin, şu harb yılları içinde faydalı tarafları çoktur. Fakat zararları da olmuştur. Bu vaziyet karacında Ofisin idare şeklin! Övecek değiliz. Mamafih Toprak Mahsu'leı-1 Of -sinin lâğvedilmesinin hiç d' doğru olmadığı kanaatinde o'duğumuzu îöyl em eliyiz.
Ofisin kaldırılacağına dair haberler üzerine Ticaret Bakanlığının yayınladığı tebliğde şöyle denilmekledir: «Cumhurfo'et hükümeti, 1932 yılından beri takibetmekte bulunduğu hububat politikasını daha esaslı bir şekilde yürütmek maksadly’e 1938 yılında Toprak Mahsulleri Oflsi.nl kurmuştur. Bıı politika, kıtlık yularında, hububat Halterinin atabildiğine yükselmesine, bolluk yıllarında da müstahsili ezici bir dereceye kadar düşmesine meydan vermemekten ve böylece halkın iaşesini hayati önemde olan maddeler bakımından emniyet altında bulundurmaktan ibarettir. Bu zaruret mevcut oldukça Toprak Mahsulleri Ofisinin lağvedileceğini düşünmemek lâzımdır.'.
Memleketimizde yağışlar geren, miktarı, gerekse mevsimlere dağılışı bakımından tam bir ittırat göstermemekte. bu ise hububat Istihmlâtımız-da aşırı oynak'ıklara sebep olmakladır Binaenaleyh tablâtln bu muvazenesizliğini tashih etmek, bahis mevzuu tebliğde de işaret edildiği gibi kıtlık yıllarında hububat flat'.e-rinln alabildiğine yükselmesine, bolluk yıllarında da müstahsili ezici bir dereceye kadar düşmesine ra ydan vermemek lâzımdır. Fakat Ticaret Bakanlığı, Ofisin vazifelerin! yalnız bundan ibaret sayıyorsa Ofisin kurulmasında bir zühulü var demektir. Biz bu yazımızla hem bunu hatırlatmak, hem de harb sonu dış ve İç ticaret’ politikamız bakımından Ofisin yüklenmesi muhtemel yeni vazifelere göre ayarlanmasını tavsiye etmek istedik.
1032 de takibine başlanan buğday politikasının esaslı sebepleri, yukarıda işaret ettiğimi? tabii muvazenesizliği tashihten ziyade o sıralarda dünyayı saran İktisadi buhranın tesiriyle yurdumuzda zirai mahsul testlerinin köylüyü müthiş şekilde sarsacak kadar düşmüş olmasıdır. Yani hakikatte bu politikanın menşei buğ-
Yazan: Dr Mehmet Ol uç dayı kıymetlendirmek arzusu idi, Buhranın tesiriyle bütiin dünyada gerek ham madde, gerekse mamul maddeler flatleri düşmüştü. Vakıa zirai mahsullerle slnat mamuller arasındaki bu sonuncular lehine olan Hat farkı dalma ve her yerde mevcuttu Fakat bu flat farkı bizde sınai mamullerin memleket sanayiini himaye maksadlyle himaye edici gümrüklere tabi olmaları yüzünden çok b&rizdl.
Mahsul flütlerinin düşmesiyle zaten İştira kuvveti az olan köylümüzün satın alma İmkânları büsbütün daralmış, memleket sanayii de a ıcı-riz kalmak tehlikesiyle karşılaşmıştı, İşte sanayiin himayesinden doğan mamul flitlerinin pahalılığına karşı bir tariz olmak ve nlsbl bir müvaze-ne tesisine yürümek maksadiy!e . ve bunun İçin bir buğday politikası gütmek ihtiyacı duyulmuştur. Bu sebeple tanzim mübayaaları yanmak nıaksadlyie Ziraat bankası vazlfe'en-dirlimlştlr. Fakat blı- kere lüzumlu sermayenin temini bakımından bit işi Ziraat, bankasına yüklemek onun, zaten geniş olan zirai kredi İhtiyaçlar nı teminde mahdut olan imkânlarını büsbütün daraltmak olurdu.
Binaenaleyh bu İş İçin ayrı bir fon tesisi cihetine gitmek daha uygundu Bundan başka bu İş ehemmiyeti itibariyle munzam bir vazl'e olmaktan ziyade gayesi ve temeli zirai mahsulleri? flat politikasını tanzim olan bir teşekküle vcrl’mell İdi. Nitekim 24 haziran 1938 d» kabul edilen bir kanunla yukarıdaki düşünceleri tahakkuk ettirmek emeliyle Toprak Mahsulleri Ofisi teşkil edildi.
1939 yılında beh/r kilo buğdayın vasati alım flati 4,5 kuruş civarında olduğu halde beher kilo buğdaya yapılan mübayaa masrafı 1,5 kuruşa yaklaşıyordu. Silo masrafları bundan hariçtir. Demek mübayaa mısralı alım fiatlnln üçte birine yakındı. Bu İse müstehlike akseden buğdayın maliyet masrafını nispetsiz derecede kabartmış oluyordu Bugün kilo başına ne miktar masraf düşüyor bilmiyoruz. Buğday flatleri yükseldiğinden mubayaa fiatj 1!-- masraf arasındaki nispet küçülmüş görünecektir. Çünkü maaş ve ücıetlfrde esaslı bir artış olmadığı gibi teşkilâtın genişlemesiyle umum masraflar artsa bile umum mübayaa miktarı da mütenaslben arttığından kilo basın» masraf eskisi kadar kabarık gö-rünmlyf çektir. Fakat 1939 yılındaki vaziyeti ele alırsak bu masrafların müstehlik sırtından ve buğday müstahsiline faydası olmayarak nasıl çıktığı kolaylıkla görülür. Ve şimdiden sonra buğday flatleri düşme yoluna gireceğin: göre mübayaa masrafı nispetinin yeniden yükseleceği aşikârdır.
Binaenaleyh Ofisin müstakbel faydası müstehlikten ziyade mü tahMle müteveccih olacaktır.
Bütün Istlhsalâtımız gibi bufday Istlhsalâtmı da teşviş etmek ve çoğaltmak İstiyoruz.. Bıı İse ancak flat himayesiyle olur. Bir memlekette istihsal. İstihlâk miktarını asarsa onu gümrük yoliyle himaye faydasız olur. çünkü arzın ihtiyaçtan fazla olması sebebiyle flatler kendiliğinden düşecektir Halbuki hububat İhracatı Ofis gibi resmî bir teşekkül eline verilirse bu teşekkül, dahildeki flatleri bir miktar yiksfk tutmak pahasına İhraç flatlerlnl maliyet masraflarından da aşağı olsa dış piyasa Hallerine uydu-rabillr. Böylece bir nevi dampingle istihsalâhmızû dış pazarlar temin edebilir ve köylümüzünü mesaisini kıymetlendirmiş oluruz. Vakıa hubu-
1945 Roması
Bertaraf gündüz gibi aydınlık, mağazalar eşya dolu, yiyecek boldur. Yalnız fiatlar ateş pahasınadır
Komadan bir görünüş
Son zamanlarda İtalyayı ziyaret eden bir Fransız muharriri Roma'da gördükler İne dalı uzun bir mektup göndermiştir. Muharrire göre bugün Avrupada harbdm evvelki zamanı hatırlatan biricik şehir Roma’dır. Bir defa şehir harap olmamıştır. Herşey yeril yerinde duruyor. Bundan sonra eski hayat aynen devam etmektedir. Yani bütün eğlence yerleri, mağazalar açıktır. Her taraf bol ışık altındadır. Eski zamana nispetle bir fark varsa o da fitalerln yükselmiş olmasıdır. Muharrir diyor kl:
Roma’ya giden bir yolcunun gözüne ilk çarpan şey mağazalardaki eşya bölüğüdür. H«r taraf her türlü eşya İle doludur. Caııtekânlar son derece süslüdür. Bunları seyretmek bayağı bir zevktir.
Lokantalar da böyledir. Buralarda istediğiniz her şeyi, arzu ettiğiniz miktarda bulabilirsiniz. Ne vesika lâzımdır. ne de kontrol korkusu vardır.
Roma’da taksi ve araba doludur. Akşam olunca her taraf ışık İçinde kalır. Roma bugün Avrupanm en aydınlık bir şehridir denilebilir. «Aydınlık şehri» adı verilen Paris. Roma’ya nispetle çok karanlıktır. Büyük caddeler, başlıca meydanlar gündüz gibi aydınlıktır. Her tarafta renkli reklâmlar göze çarpar.
Tramvaylar geceleri geç vakte kadar işlerler. Fakat bunlar bütün yolcuları nakletmeğe yetmediğinden bir çok kamyonetler otobüs gibi halkı şehrin bir tarafından diğer tarafın* naklediyorlar.
Tiyatroların hepsi açıktır. Operada en güzel operalar, diğer tiyatrolarda dramlar, komediler, operetler oynanıyor. Bir çok revüler de vardır.
Gazete ve mecmuiarın adedi pek çoktur. Her siyasi partinin en az bir gazetesi, bir haftalık, bir de aylık mecmuası vardır. Parti gazetelerinden başka hiç bir fırkaya mensup ol-ıruyan haber gazeteleri de vardır. Bunların İçinde en mühlmml Glor-nale del Mattino’dur. Yakın zaman* kadar Müttefik askeri İdaresi tarafından idare edilen bu gazete İtal-yanlara devredilmiştir. Gazete ak sık Şforza'nm, Bonoml'nin. Nenni'nln ve bu kabil tanınmış hükümet adamlarının makalelerini neşrediyor. Bundan başka Epoca ve Tempo adında iki büyük gazete vardır.
Kütüphaneler yeni basılmış kitaplarla doludur. Bunlar iyi kâğıt üzerine basılmış faydalı eserlerdir. 22 sene Faşist İdaresi ye sansür altında yaşadıktan sonra İtalyanlarda büyük bir okumak hevesi vardır. Yalnız siyasi değil, edebi eserler de çok rağbet görüyor.
Kemaliye’Hlerin müsameresi
Haber aldığımıza göre, bu ayın 14 üncii cuma gecesi Çemberlltaş sinemasında Kemaliyeden gelen bir heyet tarafından, Kemallyenlo. Ge-rlşla köyünde İnşa edilecek mektep menfaatine bir müsamere verilecektir. Bu hayır işine tahsis edilen mü-samerenin biletleri şimdiden Ankara caddesinde Bürhaneddln matbaasında ve Mısırçarşısında 15 numaralı bakkaliye mağazasında satılmaktadır.
I Halk evler, ve Kurumlar
bat arzının flatler düştükçe daha ziyade artacağı nazarlycsl vardır. Nitekim hububat, mmtakalarımızdn vaziyeti tahkik edtrei; bunun kısmen teyit edildiğini gördüm. Fakat köylüyü kalkındırmak için flat cephesini İhmal etmemek lâzımdır.
Binaenaelyh Toprak Mahsulleri Ofisi maliyet masraflarını azaltmak şartlyle sulh yıllarında takibine mecbur olacağımız ziraî flat politikasının esaslı bir .rüknü olacaktır. Yeter kl bunu muvaffakiyetle tatbik edecek elemanlara malik bulunsun
* Kızılay Beykoz şubesinden: Şubemizin kongresi 9 aralık 1945 pazar günü saat 11 de Beykoz’da yapılacaktır.
-*r Kızılay Derneği Sarıyer ştıbesl başkanlığımdan: Şubemizin yıllık
kongresi 97X11/1945 pazar günü saat on birde Sarıyer Halkevi salonunda yapılacaktır. Savın üyelerin teşrifleri.
* C. H. P. Bakırköy ilçesi İdare kurulu başkanlığından: C. H. P, Bakırköy ilçe kongresi 9/12/1945 pazar günü saat 14 de Bakırköy Parti binasında toplanacağından Partili arkadaşların teşrifleri rica olunur.
KONSERVATUVAR TÜRK MUSİKİSİ KONSERİ
Konservatlivar Türk musikisi İcra heyyetinin A takımı tarlamdan geçen hafta verilen NEVA faslını muhtevi konser programı saz ve ses eser-İf rlle aynen tekar ediliyor
Bu konser IV12/945 salı günü akşamı saat 18 de Şehir Tiyatrosu Komedi kısmında verilecektir.
MUKADDES YALAN
Yazan: Leoıı M alice t
Tefrika
Buna rağmen. İhtiyar kadın, hâlâ esmekte olan soğuk rüzgârları dikkate almıyor, kânunun doniu havalarında olduğu gibi, şubatın ve martın yağmurlarında, çamurlarında da göl kenaıina gidiyordu. Onunla beraber aynı muhitte dolaşan başka.biri daha vardı. Madam Verguals. O da soğukta kalan, sefalet çeken insanlara yardım etmek için, karda, çamurda dolaşıyordu.
Loulse, dünyadaki bütün fıkaralık-lari önlemenin kabil olmadığını biliyordu amma, hiç değilse mühltlnde-kllerl az çok önlemeğe çalışıyordu. Sr.n zamanlarda kendi de mesuttu. Çünkü kocasının değiştiğini görmüştü, Hakikaten de, Verguals, Kel gibi bir miitteflğl elde ettikten sonra, rahatlamıştı.
O gün. güneş semada kendini göstermişti. Loulse, gezintisini daha İlerilere doğru uzatmak hissine kapıldı. Marfde gÖHi kıyılarına doğru yürüdü. Ormanın hali onu cezbettL Ağaçlıklar arasına daldı. Bir taştan bir taşa sıç-rıyarak neşe İçinde yürüyordu. Rüzgâr yanaklarına vuruyor, cildini pem-
Çevlren: (VB . Nü)
No. 51 —- -ı ■■
beleştlriyor, gözlerine bir parlaklık veriyordu, Loulse, oğlunu düşünüyordu. Doğrusu, kocasının takındığı tavırlar yüzünden evlâdı hesabına, aon zamanlarda en dişe yo düşmüştü amma, artık buna mahal kalmadığına kaniydi,
«— Düşünmüş, taşınmış, kendini toplamış olacak. Gidişi gidiş değildi. İhtimal bundan sonra, karısına ve oğluna karşı başka türlü davranır.»
Uzaktan birdenbire ihtiyar bir kadın dikkatini çekti. Alil vücudlyle sürüklenlrccslne yürüyor,, göl kenarına geliyordu. Bu kadın Lamblne’dl Loulse, ona doğru yaklaştı. İhtiyar kadının da durduğunu gördü.
Lamblne’ln önüne bir çamur birikintisi çıkmıştı. Oradan karşı tarafa geçmek istiyor, fakat bacakları sakat olduğu İçin muvaffak olamıyordu. Değneğiyle şurasını burasını yokluyordu. Genç kadın:
— Durunuz! — diye haykırdı. — Karşıya geçmeniz için »tzo yardım edeyim.
Lamblne, memnun baktı. Loulse do onun kolun* girdi, taşlar üzerinden
geçtiler.
İhtiyar dua ediyor, genç kadın gülüyordu.
— Vaktinde yetiştim, yoksa batacaktınız.
— Eksik olmayın. Buralarda hep dolaşırım. Sizin gibi iyi insana nadir rasladım.
Dilencinin gözleri ne kadar da nüfuzluydu. Sesi de müessir. Loulse bunların tesirinde kaldı.
— Niçin böyle söylüyorsunuz? Bu memlekette de İyi adamlar vardır amma siz tanıyamamış olacaksınız.
— Ben insanları sizden daha iyi tanırım. Onlar sefaletin yanına yaklaşmaktansa uzaktan geçmeyi tercih ederler. Siz müstesnasınız.
Loulse, nafile yere ceplerini araştırıyor, para bulamıyordu.
Lamblne devam ett-t:
— Ben sizi tanırım, madamcığım. Şöhretinle dillerde dolaşır. Hep, fıka-raya yardım edersiniz, şimdi paranız çıkmasa da ehemmiyet! yok, başka se fer verirsiniz.
— Demek beni tanıyorsunuz?
— Evet, siz Madam Verguaie'slnta. Benim glb! birçok sefil İnsanlar, kapınıza gelirler, onlara yardım edersiniz. Amma tehlike de vat, ha! — diye ilâve etti. — Şayet şöhretiniz böyle devam ederse, sokağınızdan adam geçejıılyecek.
Loulse, araştırıp duruyordu.
— aarjp şeyi — diye mırıldandı. —
Benim hftfızam iyidir. Buna rağmen sizi daha evvel gördüğümü hatırlamıyorum.
— Halbuki İşte ben sizi hatırlıyorum, görüyorsunuz. Hem ihtiyar, hem de alilim. Yaşamak İçin bir parça ekmeğe ne zaman ihtiyacım olsa, bunu dalma sizin kapınızda bulurum.
— Bundan sonra 8edan’a gelirseniz, ben haber bırakırım, size mümkün mertebe iyi yiyecekler versinler,
— Sedan’a gelemiyorum, İşim buralarda.
— Allah Allah, nasıl l.ş?
— Oğlum bu gölde boğulmuştur da, gölün etrafından ayrılamıyorum.
— A. siz o çocuğun anneslslnlz demek?
Böylece İki kadın anlaştılar. Maziden konuşmağa başladılar, ihtiyar dilenci:
— Siz La Roııte’u kendinize bendet-mlştlnlz. o size canü gönülden bağlıydı. Zavallı Öldü.
Bu haber Loulse'l pek müteessir etti. Tafsilât istedi. Buna karşılık dilenci de Loulse'den tafsilât sordu.
— Demek, oğlumu La Route’la beraber görmüştünüz? Peki amma. La Route oğlumu ömrümde b91r tek defa görmüştü. Hem de pek kısa bir zaman. Bu hesaba göre, siz. Berlingot'-yu öldürülmesinden pek kısa bir müd det evvel görmüş olacaksınız.
Loulse, biraz daha şaşkın:
— Evet. — dedi. — Hâdiseden pek
kısa bir müddet evvel gördüm.
— Hâdise deyip geçiyorsunuz. Haydi, haydi, hâdise mİ bu?
Genç kadın, dilencinin ne demek istediğini anlıyamamıştı. Dilenci ise sıkıştırıp duruyordu:
— Çok rica ederini, onu hangi noktada gördünüz? Gördüğünüz zaman ne yapıyordu? Kiminle beraberdi?
— Berllııgot’ya burada rasladım. Bu noktada. La Route’la yan yana oturmuşlardı. Çene çalıp duruyorlardı. Pek İyi hatırlıyorum.
— Peki, yanlarında 'başka kimse yok muydu?
— Hayır yoktu. Katiyen yoktu, buna eminim.
Lamblne, ehni yanan alnında dolaştırdı. Dimağını mengene gibi sıkan fikirden kurtulmak istiyordu.
— Onunla konuştunuz mu? — diye sordu. — 8İ2e ne söyledi? Sizden ayrıldıktan sonra nereye gitti? Böyle müstantlk gibi sizi sıkıştırdığımdan dolayı beni affedlffiz, efendim. Fakat oğlumun son demlerine dair her şeyi öğrenmek İstiyorum. Siz benim yanımdan ayrıldıktan sonra, artık bütün öğrenmek imkânlarımı kaybetmiş olacağım, Ve bana şimdi ne söylerseniz o hâtıralarla yaşıyacağım. Bana tafsilât verirseniz en büyük hediyeyi vermiş olursunuz.
Bunun üzerine, Loulse, buraya nasıl geldiğini, BrellngotYd ve dostuna na-sd raaladıfiını nzıuı uzadıya hikâye
etti. Ve hâdisenin cereyan ettiği yerleri gösterdi. Sonra da sözlerini şöyle bitirdi:
— Bir müddet yanlarında kaldım La Route’a bizim mutfağa gitmesini söyledim. Arkadaşını da beraber götürmesini tembih ettim. Derken kendilerinden ayrıldım. Birkaç adım atmıştım kl, geriye dönüp baktım. La Route'un arkadaşını götürmeyip yalnız başına gittiğini gördüm. Oğlunuz burada kalmıştı. Bu garip hal beni hayrete düşürdü. Bir İki saniye ona baktım. Son derece sinirli, asabi görünüyordu, Gözleri garip bir ifade He parlıyordu. Ne tuhaf, ne tuhaf! İşte sizin de gözleriniz şu anda tıpkı onunki gibi. Bir çocuğun böyle bir manzara arzetmeslnl anlıyamadıra-
Dllencl dehşetle sordu:
— Demek gözleri benim gözlerim gibiydi. Anladım, anladım, o anda görmüş olacak!
— Ney! görmüş olacak?
— Onu.
— O kim?
— Hiç, hiç, madanı. Anlatınız, yolunuza devam ettiniz öyle mİ? V» hiçbir şey İşitmediniz, öyle mİ?
— Hiçbir şey İşitmedim.
— Şunu öğrenmek İstiyorum: Sl« oğlumdan ayrıldığınız vakit, o, öyle benim gözlerimle, dehşet İçinde baktığı sırada, yanında kimse yok muydu?
(Arkan vm)
- - —L. 49
8 Aralık 1945
RP •
1
Cyranon’un temsili
Jaoon donanması
an^ni- mevsim başı, sahne boşken, rahat rahat dekor İçinde prova edilmesi lcabeden neviden bir piyesken onu bu İmkânlara baktırmadan sahneye koymak zorunda kaldL Bu sebeplen muvaffakiyeti, üzerinde durulacak bir muvaffakiyettir. Keşke «Cyrano» mevsim başında Shakespeare'ln her-■ hangi bir eserine verilen itinayla ha-arianabllseydl. Bu suretle de yalnız mizansenin değil, temsilin de daha mükemmel olması temin edilseydi. «Cyrano» yu bir ayda hazırlamaya mecbur olmanın ne demek olduğunu pek iyi takdir eder ve onun İçin de Kemal Gürmen ve Galip ArcanT tekrar tekrar tebrik ederim.
«Cyrano» rolünü 131c öğrenen Hâdl TTün olmuştu. İnşallah İyileşir de Kemal Dürmeni fazla yorgun düşmekten. kurtarmak için bu rolü o da bir müddet yüklenir.
Hazır «Cyrano» rolünden bahsederken muvaffak olan .diğer sanatkârları da ayrı ayrı anayım. Bunların başın-İ da Canide geliyor. Kanaatime göre rolünde tarr.amlle muvaffak oldu.
I İ. Galip Arean'm her Jesti rolüne
«Baştarafı 3 üncü gayfida)
Halbuki meselâ bl parçalar m Dkl olan burun kasidesi dört gece «wel •öylendlği zaman, İlk ternay ftıerln-den bir hafta geçtiği halde, bn seyirciler, güzel yazıhüig, İtinayla ezberlenmiş bir şiirin dinleyicisi olmaktan ileri gidemedik: Şiir güzeldi, L dendik. Ezbere okuyanı, bize bu güzelliği tekrarladığı İçin, dikkatle dinledik. Ayrıca alkışlıy&nlarıniM bile oldu. Fakat. her şeye rağmen, o şiirin olağanüstü hususiyeti lâyık olduğu şeklide İfade edilmiş olamadı. Çünkü o parça çlçnrı söylerken sanatkârımızın olağanüstü parçalar olduğunu, kıvamını bozmadan,, İhsas etmesi gerekti. Kâfi derecede edemedi. Bunun ne kadar güç olduğunu söylemeye bilmem lüzum var mı?
Bir manzumeyi okurken taşıdığı lâfız sanatlarını fazla belirtirsek tavamı boeulur. Hattâ yalnız kafiyelerinin bile fazla kulağa çarpmam ahengi hırpalar. Okunan mücerret ı mısralar değil, manzum bir mükâle- ■ rpV menin mısraları olursa iş değişir. _ | 1, ıra
Şehir Tiyatrosu sanatkârları bütün olduğunnun lfadeslvdl. Suavl
piyes boyunca bu hususa lâyık oldu- Te{jû’j-e gelince o da rolünün mânamı duğu dikkati sarf ettikleri, bütün mü- Q2?fın^e biraz daha dursa muvaf-kâlemeleri güzel okudukları için mu- , kıyetl arttırabileceğini unutmumalı-vaffak oldular. Yalnız «Cjv-ano» dakl' djr olağanüstü parçalar Icabeden şekilde i Rollerinde muvaffakıyetslzllkicri
okunamadı. | pek göze batanlar oldu. Hadi onları
Derhal ilâve etmeliyim kİ, bunların da umumi mu vattaki yetin yüzü suyu da okunması fena idi denemez. Yal- I hürmetine hiç anmıyalım. nız bunlann okunmasına lâyık oldukları İtina verilemedi. Bu parçalar okunurken büyük bir dikkat ve emcV. snrrcdlîmell, manzum oldukları ihsas edilerek okunmalı, fakat fazla ahenkle şiirin kıvamı bozulmamallydl. Zorluk buradaydı. Bu zorluk yenilemedi,
Geçen yazımda okuyuculanma hatırlattığım gibi, (Cyrano> rolünün iki birbirine ırt temril tarzı vardır. Binincisinde sanatkârlar bütün bu olağanüstü parçaları bir tanrı eda-«iyle okurlar. İkincisinde sanatkârlar edayı fazla hassasiyetten doğan bir ■üstünlüğün ifadesinde bulurlar.
Hüseyin Kemal Gürmen, GaUb'in Cumhuriyet refikimize verdiği beyanatında söylediği gibi «Cyrano» yu: «Yan realist, yan ideallze bir tip olarak temsil» etmiş. Rolün asıl hususiyetini yapan olağanüstü parçslar belki biraz da bu yüzden lâyık oldukları şekilde ifade edilememiş.
Bıı ciheti herhangi bir teııkld yapmak İçin değil, bu son senelerde cidden olgun bir sanatkâr olduğunu müteaddit rollerde de ispat etmiş olan Hüseyin Kemali, her şeye rağmen muvaffakiyetinden dolayı tebrik et-m ’: ve üstelik bir rolün üzerinde durulacak olursa nice nice İmkânlar meydana çıkarabileceğini belirtmek için söylüyorum.
İ. Galip Arcanh da hususî olarak tebrik bir borçtur. Çîıniiü «Cyrano»
I Dekorlar oldukça gü2el yapılmıştı. Piyesin metnindeki İzahata daha uygun olsaydı belki daha güzel olurdu. Yapılan dekorun piyesin herhangi bir temsilinde kullanılandan İlham alınarak yapılmış olması bir mazeret teşkil etmez. Hele Şehir Tiyatrosu sahnesinin küçüklüğü ne bir sebep, ne de bir bahanedir.
Mukadder bir suale de cevap vereyim: Temsilin üzeTlnde durulacak hiç bir kusur yok muydu? Vardı. Piyesin göze çarpan kusuru elektrik hakimindin hemen her sahnede vardı. Her sahnede görülmemesi lâzım gölgeler dekorun güzelliğini bozmaktaydı. Sözü uzatmamak İçin, en güzel olması lâzım gelen son perdeden başka türlü bir İki misal vereyim: Vakit esasen akşam üstüdür. Ortalık yavaş yavaş karardığı zaman «Cyrano» nun. mektubu yüzünden değil ezbere okuduğundan sezilmesi lâzımdır. Halbuki böyle olmadı. Mektubun okunuşu boyunca karaltı yapılamadı. «Cyrano». nun son Jestlerini gösterecek ay ışıŞt da hiç yapılması mutat olan şekilde değildi.
Bütün bu ufak tefek kusurların ıslah edileceğini umar ve Şehir Tiyatrosunun bu basandan cesaret alarak . her sene bize manzum bir piyes hediye etmesini dilerim.
Şefim Nflzftef Gerçek
Türk Maarif Cemiyetinin 1945 yılı
Eşya piyangosu çekildi
Türk Maarif Cemiyetinin her yıl aralık ayımı; beşinci günü çekilmekte elan eşya piyangosu bu yıl da aralık ayının beşinci çarşamba günü saat 15 d? Serrievindc milli piyango idaresinin otomatik yu ?.rloidariyle noter ve hnlk huzurunda ç?kllmlrt!r. Çekilişin en . büyük İkramiyesi olan 2000 Urnyı (0177J > savıl» bilet knaanmıştır.
01771 sayılı bilet »965 85187 25086 28*77 57812 86500
80
>
s
>
>
»
Ura değerinde eşya kazanmışlardır, bllctlf-rln numaraları şunlardır; +1446. «236. 52404, 68914, 01583, 64342
2000
-wo
410
2-00
200
200
200
lira değerinde esyn kazanan
10622, 30303, 314C4. 31391. -51149. ____
Son dört rakamı 5444, 5-153, 5824, 0820 İle nihayctlenen biletler 40 lira değerinde eşya.
Son üc rakamı 973 ile nlhayetlenen biletler 10 liralık ₺şyı
Son üç re kamı 054. OSO, 211, 407. 7M İle nlhayetlenen biletler 8 lira devrinde eşya.
Son Jkt rakamı 25 ve 74 ile nlhayetlenen biletler de 4 lira değerinde eşya kazanmışlardır.
Çekilişin en büyük İkramiyesi alan 2000 lirayı karanan (01771) numaralı bilet Bitlis İlinde, 400 zer lira değerinde e?ya kazanan biletlerden biri Ankara diteri Sıvasta, 200 zer lira değerinde eşya kazanan biletler Ankara, Gümû-şhine. Antakya ve İzmir 'İlerinde satılmıştır. (10247)
(Baş tarafı dördüncü sahifede)
3 — İse ve Hyuza »rhlılan, 915 - 918 seneleri arasında yapılmışlar, 937 de baştan başa tamir edilmişlerdir. Hacimleri 29.990 ton, süratleri 23 mildir. Mürettebatları 1350 kisid r. 12 tane 35,6 Ixk, 18 tane 14, 8 tane 12,7 lik toplan vardır,
4 — Nagato, Mutu zırhlıları, 1917 - 1921 seneleri arasında yapılmışlar, 936 da esaslı surette tamir görmüşlerdir Hacimleri 32,720 ton, süratleri 23 miT. -mürettebatları 1340 kişidir. 8 tane
40.6 lık, 20 tane 14 lük, 8 tane
12.7 lik toplan vardır,
5 — 937 senesinde inşasına başlanmış ve 949 da hit'rilmiş olan 40 bin tonluk İki zırhlı. Bunlardan her birinin 40.6 bk onar topu vardı. Süratleri de 30 mildi.
Taponlar bu zırhlılardan baş-' ka 46 bin tonluk iki zırhlı daha inşa etmeğe başlamışlardı. Bunların ağır tonları 45 lik Alacaktı. Fakat bu zırhlılar bitirilememiş ve donanmaya iltihak edememiştir.
.Taponlar harb senrier'Me 12 eğir, 12 hafif İcru’.Tmr, b'.r cak muhrip ve drriT.ltı tneasma b?riamısİ3rdı, Bunlardan barları tamamlanmış, bazıları yarıda kalmıştır.
Bugün mevcut zırhlılar, sonradan. tamir görmüş olan eski gemilerdir, 40 bin tonluk r'riılı-ların battıkları anlaşılıyor. Kruvazörlerin de en yenileri vc en tüzelleri batmıştır.
rürklve
Adres pul gönderilmelidir adres değiştirilmez.
tebdili için
Abone bedeli
AKŞAM
kuruş 64(!(J kuruş asuiü > ıtıoo ■ elli kunıştulı aksi fak 'irde
Telefonlarımız Bıtşmtıruırrlr: ai'FHt-
Vaa tglcTlr 2««5 - idare; 2IIH8l Müdür: 20497
E. 12.46 2.31 7.25 9.47 12.00 1.3Ö.
İmsak Güneş öğle İkindi Ak Yııuı
Muharrem 3 — Kasım 3,1
V. 5.27 7.12 12.06 11.28 18.41 18.19
Fatih 2 nek Sulh Hukuk Yargıçlığından: 845/301
fiaaûct Zinclıci, Mustafa Edip ve Ilusnlye Yaz’ııı şayian ve müşteri-ken mutasarrıf oldukları Fatihte Türbe caddesinde 63, 65, 67 No. lan taşıyan gayrı menkulün iıissedoriar arasmda taksimi kabil olmadığından satılarak şuyuuııun İzalesine dair Fatih 2 nel Sulh H. yargıçlığından verilmiş olan karar kesinleşmiş ol-makia gayri menkul açık arttırma surette ve İcra ve iflâs K. tevfikan satılığa çıkarılmıştır.
Evsafı: Zemin katta başlı başna ayrı bir daire teşkil eden ve 3 oda bir banyosu vc bir belâsı ile bu kısma ait ve İçinde meyvalı ve ıneyvasız ağaçları bulunan bir bahçesi ve bu bahçe İçinde mutbahı ve kömürlüğü bulunan ıe ayrıca bu bahçeden Refah sokağına çıtalan vc 6ü kapı No. sunu taşıyan kişimden başka yine; Zemin katta bir mutbah. ve mey-laiı, meyvasız ağaçları ve binadan ayrı bir çamaşırlığı bulunan diğer bir bahçeli kısmın birinci katında ve geniş bir sofa üzerinde 5 oda, bir mutbah ve bir helâsı: 2 nel katta bir koridor üzerinde 4 oda. bir helâ ve genişçe bir terası mevcut oluo elam kısmı dahi terasadan ibarettir. Eîna yeni ve içi. dışı kâryirdir. Elektrik terkos vc havagazı t’slsatı vardır. Muhammen kıymeti 50000 Uru ölen bu gayri menkulün birinci açık arttır.-.’ sı 28/12/945 cuma sûnü saat İG dan on bire kadar BciC.zi'ta Veznecilerde Fatih Sulh mahkemelerinin bulunduğu binanın alt katında 2 nei Sulh H, burkâ'.Lpliğinde yapıla-lc?.k ve kıymetinin % yetmiş beşini bıilmadığı takdirde, en çok arftıra-r>n taahhüdü baki ka’mak üzere 2 tini art lir masa 11'1/946 cuma saat 10 dan on bire kadar aynı yerde devem edilecek; ve en çok arttırana gayri menkul, tapu sicilline göre vc hali hazır vnziyetlie İhale edilecektir. Dciullye, Iha e pullan, tapu harcı alıcıya ve İhale gününe kadar birikmiş vergi ve resimler 1le tavız .I bedeli hissedarlara bit bulunacaktır.
Satış bedeli peşin veya verilecek mehil içinde ödenmediği takdirde ihale feshedil-rek İcra ve iflâs K- nun hükümleri tatbik olunacaktır. Arttırmaya girenler gayri menkulü görmüş vc şartları kabul etmiş sayılacakları gibi kendilerinden nuiham-. men kıym'tiıı % yedi buçuğu Tilspe-/ tinde pey alınır. Bu gayri mcnkul-ı1 den ötiirii İpotek sahibi aiacakhlar-I la diğer alâkalıların gajrl menkul üzerindeki haklarını, faiz ve masra-I fa dair olan İddialarını evrakı müs-I bltelerile 15 gün İçinde bLlditmeleri lâzımdır, Aksi holde hak'an tapu sl-dllerllc sabit olmadıkça satış, bedelinin. paylaşmasından dışarıda kalacaklardır. Her henri bir iddiada bulunmak ve faz'a bl'gl edinmek İsteyenlerin satış gününden bir gün ev" veline kn Inr başkâtipliğe bnş vurmaları bildirilir. 1G223)
İdarehane Bahıftll civarı '
Acımusiug sokak Nn 13
YENİ VAV1N
TAVUKÇULUK. ARICILIK, İPEK BÖCEKÇİLİĞİ
İstatistik Genel Müdürlüğü Tavuk- j çuluk. Arıcılık, İpek böcekçiliğine alt 1938 - 43 senel-rf istatistiğini yayınlamıştır. Eserde vilâyetler itibarlle kümes hayvanları adedine, yumurta. Istihsalât ve ihracatına, eski ve 5ctıl arı kovanlan sayısile bal ve bateıu-ı1 mu Istlhsalât ve ihraç itina ipek bö-, cefcçlllği yapan aileler sayısile açılan tohum kutusu, yaş koza l&LLhse.-lâtma, koza ihracatına. İpek İthal ve ihrncatann ait etraflı malûmat vc' iiç sahlfe grafik mevcuttur.
Bu eser, yakın ilgililere mevcudun müsaadesi nispetinde bedelsiz, olarak Eön derilir.
SATH fK APAKTIM AN
K sim no.'i Emin Camii ma-camcı sokPÇında k&ln - •kİ İS yeni ?0 numaralı Anar-tn-'amn ten-.-’T’» T^-vo’Vlü dördü iril «ulh hukuk rsrinChğl •'■rirc-”te 1?- D4S tarihinde »"rlnri arttırnte.st icra edilmek Pz?r“ Muhammen
kıymeti fSSlOOi liradır. Fazla •’-’ûmat nlmzk Iririonletîn mez kür yar(nri’!hn b*’>'Ş65 dosyost-„'.n-------m-— (!«- ni-ınnr
Çoruh hehimi doktor
Ahmed Akkoyun’u
Taksim - falimuane paıas.
Telefon: 82027
Devlet Orman işletmesi Denizli
Müdürlüğünden:
Kimya maddeleri satılıyor
Ticaret Grisi umum miidiirliiJlnden:
Cinsi
Bizmut karbonat
Bizmut subnitrat
Bizmut subgalat
Bizmut salisilat
Baryiim sülfür
Sülfat Dö Zenk
Badana boyası ((pembe)
Badana boyası (Mavi)
Çivıt boyası
Mürekkepler:
1 — Birer kiloluk kutular içinde
muhtelif renk matbaa mürekkebi (Mlkdarj 850 ldlo) parti halinde 2,000 lira
2 — Siyah mürekkep (Variller içinde)
(Mİkdan 8.000 kilo) (Bir kilosu: 50 kuruş
3 — Kutular içinde muhtelif renk matbaa
mürekkebi (Mikdan 3155 kilo) parti halinde 9.000 lira
fiai.ş fiati
10 Lira
10 »
11 »
12 »
50 kuruş
15
92
92
92
(15977)
satışı
Toprak mahsulleri ofisi îzmir şubesi müdürlü*
ğiir den:
Şubemiz depolarında mevcut cins ve miktarları aş?ğıda yazılı çuvallar 19/11/935 günkü arttırmada tı-!:lK edilen iiatler düşük pörüidüŞündne bu kerre asgari 10000 ilk partl'er halinde yeniden açık aritırmaya çıkarılmıştır.
Talip olanların 15/12/945 perşembe günü saat 15 te beher parti için 750 ser lira teminat akçeml e birlikte tzmlr şubemiz muamelât şefliğin* baş vurmaları ilân olunur.
Çuvallar h'r nün Alsancaktakl Çuval depomuzda görülebilir.
Çuvalın Cinsi
Adedi
Sağlam kanavlçe un çuvalı
Az kullanılmış kanavlce un çuvalı
Müstamel zahire çuvalı
Iskarta un çuvalı
Başbakanlık İstanbul gml mMıirlirii eksiltme ve ihale komismııiaı
1 — Açık eksiltme He «Nauman Elma» markalı motor ile çalışır dört adet taksim makinesi satın almaca istir.
2 — Bu makinelerin beheri için 830 âr liradan, cem'an 3320 lira bedri tahmin olunmuştur. % 7.5 hesabiyle muvakkat teminat ve;I!:asl rî-rilmek lâzımdır.
3 — Eksiltme aralık ayının 17 İnci pazartesi günü saat 14 de genel
müdürlük binasında toplanacak komisyonda yapılacaktır. (15378>
İPEK DEŞESİ İHRACI BARKINDA
İthalâtçı ve İhracatçı Birlikleri umumi kâtipliğinden:
İpek deyclcrlnln, flat'kaydına tabi tutulmaksızın İhracatçı firmalar tarafından da ihracedlleblleceğl Ticaret Bakanlığının İş'arın* atfen ilân olunur. (18250)
——C A M K IR I G (
Çok müsait fiatle cam kırığı satın almaktayız. DETAŞ CAM EŞYA İMALÂTHANESİ
I ■■■!»■■■■■ Yed ikille No. 70-72 ■kbulmmjj
f , _____________
Iradın hastabakıcı iie hademe orj
| Al ınn cak t ır. Ta I inle rin Tes \ i ki v 0 Sa ? 11 k evine m i i (
İstanbul Üniversitesi A. E. P. Komisyonu tan:
1 — 75.268 lira 95 kuruş kesifli Üniversite Fea fakiHte'l 11 'oh bıo-kunun bitirme İnşaatı 20/XH/945 perşembe günü saat 15 de Re.'ctSriükıta kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur.
2 — 8u işe alt dosya Rektörlükte görülebilir.
3 — isteklilerin 501+ liralık geçici teminat vermeleri ve 2459 sayılı kanunda yazılı belgeleri İle gelmeleri lâzımdır.
4 — İjtfkUlcr eksiltme gününden 3 gün evveline kadar İst- ubul Üniversitesi Rektörlüğüne başvurarak belge almalıdırlar. Bu müddet içerisinde belge isteğinde bulunanların, dilekçelerine 60.000 liralık bir parçada bu İşe benzer bina inşaatını yaptığına dair İşi yaptıran idareden alınmış belgeleri bağlanmalıdırlar.
5 — istekliler teklif mektuplarını eksiltme günü saat 1+ e kadar alındı karşılığı Rektörlüğe vermiş olmalıdırlar.
8 — Ppstada oiacuft gecikmeler kabul olunmaz.
{18022)
007
815
05
122
10Ü
00
MeVCüt bu mahalli
Adedi Cinsi
% 7,5 mııvak- Beh'r M3 nün kat teminatı muhammin fiati Mikdnrt LiraKrş, LlraKrş. M3 D 3
1227 çaın kerestesi Kocabaş İstasyon son deposunda Mev.
737 14 Çam çubuğu
C.. rl h.'C .1
Kental Kilo’
Ankara tıp fakültesi dekanlığından:
1 — Fakültemiz için 1 adet seyyar sedatör alınacaktır.
2 — Muhammen fiyatı 1400 '.İradır.
3 — Muvakkat teminat 105 liradır.
4 — Taliplerin 22/12/1945 tarihine raslıyan cumartesi günü, saat 11 de Okullar saymanlığında yapılacak eksiltmede hazır bulunmaları.
5 — TemmatJann bir saat evvel ekullar saymanlığı veznesine yatırılmaları lâzımdır,
6— Fenni ve hususî şartname Fakülte idaresinde görülebilir. (1C264)
Adet_____________________________Cinsi
800 Kazsın Küspe
1 — Yukarıda yazıiı tahminen eoo kazıra MLspe pazarlık rarriJle ■atılacaktır.
2 _ Pazarlık 14/12/945 gür.ü saat ıo da Tekel İatanbul BLr* Fabrliraıı Müdürlük binasında mubayaa komisyonunca yapılacaktır.
3 — Şartname ve küspeler her gün adı veçen fabrikada görülebilir.
4 — Güvenme paran 15 dlr. (ISAM)
Tekel İstanbul Ba»müdürlüğünden
948 yılı içinde Çamaltı tuzlasında Kasır -.paşa tnz anbanna gelecek tahminen 30000 ton tuzun deniz vesaitinden arabalara vn arabalardan anbarlara nakil v(* İstif İşi kapalı sarf naulile ve 15 gün müddetle eksiltmeye konulmuştur,
% 7.5 muvakkat güvenme parası 2500 liradır. İhale 25/12/ 945 tarihine müsadif sah günü saat on dörtte Sirkecide baş müdüriyet binasındaki komisyon tarafından yapılacaklar.
İsteklilerin şartnamesini görmek üzere 11/12/948 turahindon itli bâfen baş müdüriyete müracaat edebilirler. (18203.1
Bozkurt İstasyon dep
497 51 . _ _
1 — yukarda mikdan yazılı »V43 M3 > -.002 D3-* çam kerestesi vc 737 kental (14 kilo, çam kabuğu 17 gün müddetle açık arttırma İle satışa çıkarı) miştır.
2 — Arttırma 13/12/945 aalı - ünü saat 14 - 18 ya kadar Devlet Orman İşletmesi Deniz!I Müdürlüğü blnısmdak! müteşekkil komisyon hu-surunda yapılacaktır.
3 — Çanı kerestesi ve kabuğunun mevcut bulunduğu Kocabaş vc Boz-kurt İstasyon arından trenle ve her hangi bir vesaitle arzu edilen mahallere sevkedilebilir.
4 — Bu satışı alt şartname: Ankarada Orman Genel Müdürlüğünde, Acı paya. Çini, Burdur, Uruk, Eğridir, Turgutlu, Bayındır, Muğla orman İşletme müdürlükleriyle İzmir Orman Sorumlu Saymanlığı, Tavas. Buldan. Sarayköy, Çal İlçeleri orman bölge şefliklerinde, Kmlyer ve İnceleT bölge şefliklerinde her gün pörül.’bllir.
5 — Talip olanların İhalenin bcDl edilen gün vc saatte pey parasının
tealim edildiği hnkkınd ki makbuzları İle komisyon* müracaatları llûn olunur, (102431
İstanbul vilâyeti dağıtma heyetinden:
Halen elinde dökme malı olup çuvala ihtiyacı bulunduğunu tevsik eden tacirlere çuval tahsis edilecektir, İhtiyaç sahiplerinin, .vesaiki ile birlikte müracaat etmeleri lüzumu ilâa olunur. (16170)
8 Aralık 1949
techlfe 8
19 4 6
HALK ANSİKLOPEDİSİ
Bil duvar takvimi merhum Velid. EbüEdya 11® müştereken EBÜZZİYA TAKVİMİ’nı çıkaran şeriki BAHA TOYUN tarafından »ı kanim ıştır. Valldin Ölümünden sonra çıkarılan Ebüzzlya. TakvinUle bir alâkası
yoktur, takvim çilliler.
En zengin, en doğru budur. Adres: Ahmet
Vilâyet karşısı, 37.
İSTANBUL|
IIML
koı^fifiı^alaKİ
Evinize pislik ve bulaşık hastalıklar getiren, kiler ve ambarlarını» »arar veren, mağazalarınızda, müesseslerinizde türlü tlirlü tahribat yapan her cins ufak ve büyük fareleri öldürür, kökünden mahveder. Hastuı İepolarile eczaneler ve büyük bakkaliyelerden (FARI Haşan marlcasll® »rayınız. Taklldlerlnden saliminiz.
İstanbul Milli Korunma savcılığından ilâm: 944/1009
Kürk satışı
İstanbul asliye dördüncü ticaret mahkemesinden: D. No, 45/420
1 — Muhtelif cins ve mücedded 55 aded kadın kürk mantoları açık arttırma •suretlle perakende satışları yapılacaktır.
2. — Mezkûr mallaruı satışına 10/12/048 pazartesi günü saat 14 ten itibaren İstanbul Belediyesi Mezad yerinde (Kapalıçarşıda Sandal Bedesteninde) başlanacak, 13/12/945 VB 17 /12/945 saat 14 te mezkûr mahalde devam edilecektir.
3 — Yukarıda yazılı mantoların peşin para İle satışı yapılacacğt ve görmek Istiyenlerin satş yerine gelmeleri ve daha fazla malûmat almak Istiyenlerin İstanbul asliye dördüncü ycaret mahkemesi başkâtipliğine müracaat etmeleri İlân olumu-.
Or, Şükrü Ertanl
Göz mütehassısı
Cagaloğiu Halkevi karşısında I ■■■ No. 64. Tel: 22560 ■"■■■
defne Sabunu
Buğday unundan İmal edilmiş börekleri satmak suretti® Milli Korunma kanununa muhalefetten suçlu Rlzenln İslâhiye köyünden olup İs-tanbulda bulunan Memlş oğlu 319 doğumlu şaban Ârşlan hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (2) No, lı Milli Korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: Suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan Milli Korunma K. nun muaddel 21, 55» 9. 83 C. K. 59 uncu maddelerine tevfikan 16 lira 80 Kr. ağır para cezaslle tecziyesine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 28/0/944 tarih ve 944/1206-750 sayili karar katileşmekle Hân olunur.
•Akşam gazetesiyle neşrolunacaktır. ______________________________(16191
Zayi — Akşam Kız Sanat okulundan aldığım (40105) No. lı tramvay pasomu zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur,
948 Aliye Talmaç
İstanbul Milli Korunma savcılığında/)
İlâm: 942,'608
Nohut unundan simit İmal etmek ve satmak suretlle mlUL korunma kanununa muhalefetten suçlu Uzun-çarşı cad, 278 No. lı fırında çalışan Haşan oğlu 329 doğumlu Ömer Safran hakkında 30Û5 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (2) No. lı Mlhl Korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: Suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan Milli Korunma K. nun muaddel 22, 55, 2, 63 üncü maddelerine tevfikan 25 lira ağır para cezaslle tecziyesine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 5/11/942 tarih ve 943/617-580 sayılı karar katileşmekle Hân olunur
Akşam gazetesiyle neşrolunacaktır (162381
Emsalinden Çok Yüksektir Heryerde KİBAR DEFNE TUVALET SABUNU ısrarla İsteyiniz. Tel: 21526
Açık arttırma ile fevkalâde satış
Azimet dotayısile mecburi büyük satış, 8 Aralık 1945 pazar günü saat 10 da Modada Tramvayın son İstasyonu civarında Moda Mektebi sokağında 15 No. lı- Kosta apartımanuun 2 No. lı dairesinde İkamet eden ve Yedikule Havagazı Şirketi eski Umum Müdürü Mösyö Alexandre Vilaln’e ait külliyetli ve çeşitli gayet zarif ev eşyaları açık arttırma ile satılacaktır. Tekmili masif mavıın ağacından mamul hakiki Paris mamulatı oymalı Louis Kenz gayet güzel ve sevimli 7 parçadan mürekkep bir salon takımı, hakiki İtalyan mamulâtı ve tekmili masif meşeden mamul ağaç oyma resim ve heykeller ile müzeyyen 13 parçadan mürekkep emsalsiz Florantln komple bir yatak oda takımı, eski Paris mamulfttı Boııle bir briç masası ve bir Bahüt tekmili Plissandre de Rio kaplama ve gayet güzel ve en son model asri bir yazıhane, bir koltuk, bir kütüphane ve İki kitap ctajelerlndcn mürekkep hakikaten nadide bir yazı odası takımı, şehrimizde pek ender rastlanan ve gayet orijinal bir modelde husus! plân üzerinde yapılmış emsalsiz komple bir bar Amerikan odası ve takımları, Paris mamulatı gayet zarif bir dikiş masası, defa İngiliz üslûbil bLr büfe, ortada tek ayaklı yuvarlak bir masa. 6 adît Louls Kenz sandalyadan akaju renkli güzel bir diğer yemek oda takımı, masif mavun Louls Kenz koltuklar, 2 adet meşhur Promethetıs marka yepyeni b/yaz emaye havagazı sobaları, bronz elektrik avizeler, 2 adet gayet iyi yapılmış ve hakiki Paris vaşe-tlnden mamul maroken koltuklar, hayli tül perde ve siyah (storlar, kalorifer kömür sobaları, külliyetli miktarda Japon, Eplag, Schlagen-wald, Krombach ve sair en kıymetli markaları havi çay t® tabak takımları, kahve fincanları vs saire. Kesme renkli kristal vazolar, Portekiz duvar tabaklan, Port-manto; mutfak takımları ve sair hayli ev eşyaları, meşhur Junkera ve Oranler markalı havagazı fırm vs ocağı, 4 ayak boyunda meşhur Frijider marka elektrikli bir buz dolabı, hayli yepyeni erkek elbiseleri, Afganistan iş! gümüş bir nargile, hayli Fransızca kitaplar, La Rousse du XX e slecle, ve aaire. Fazla tafsilat almak İçin A. Bablkyan'a müracaat. Tel: 41221.
İstanbul asliye beşinci hukuk hâkimliğinden: 945/342
Deloj Mari Teres tarafından Eına-nuel ve Yusuf Cemil aleyhlerine açılan men'l müdahale dâvasının nakızdan sonra yapılan yargılanmasında:
Mahkemece dâvâlılardan Emanu-elln 934 senesi e vasi tında karısı ve vekili Anflrltlt delâletlle rahibe Deloj u Beyoğlunda Ferldlye caddesinde eski 32 yeni 36 No. lu hane üzerinde mevcut 1500 liralık ipotekli alacağından ibra etmediğine dair teklif eylediği andın Emanuel tarafından eda edilip edilmlyeceğlnln anlaşılması için mumaileyhe and davetiyesi tebliğine karar verilmiş ve müddea-aleyhlerden Emanuel'ln de İkametgâhı meçhul bulunmakla keyfiyetin HSnen tebliği ayrıca mahkeme kararı iktizasından olduğundan 4. 4. 945 saat 11 do mumaileyhin mahkemeye gelerek teklif edilen andı İfa etmesi lüzumu ilânen tebliğ edildiği halde muayyen günde Emanuelİn gelmemesi üzerine H.UM.K. nun 337 inci maddesine tevfikan Emanuehn yeminden kaçınmış ve yemin edeceği vakıaların da sabit olmuş sayılmasına karar verilip işbu karar Emanuelln gıyabında ittihaz edilmesi hasebile bu kararın Emanuele yine İlânen tebliğine ve tebliğ gününden İtibaren 8 gün İçerisinde arzuhalle yemin edebileceğinin bildirilmesine ve muayyen günde gelmediği takdirde müttehaz kararın katileşeceğine dair ittihaz olunan bu karar üzerine duruşmanın 17. 1. 948 saat 10 da İcrasına ve mumaileyhin mahkemeye gelerek teklif edilen ikinci andı İfa etmesi lüzumu llftnen tebliğ olunur. (16254)
İstanbul Milli Korunma savcılığından
İlâm: 042/507
Fazla flatle ve kam esiz ekmek satmak suretlie Milli Korunma kanununa muhalefetten suçlu Kürenin Akmesçit köyünden Basan oğlu 341 doğumlu Hüseyin Yağız hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (2) No. lı Milli Korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: Suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan Mili* Korunma K. nun muaddel, 31-2, 59-3, 63 C. K. 55 inci maddelerine tevfikan 3 lira 30 Kr. ağır para cezaslle tecziyesine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 17/8/942 tarih ve 942/315-428 sayılı karar kavileşmekle İlân olunur.
Akşam gazetesiyle neşrolunacaktır. (16241)
İstanbul Mili! Korunma savcılığından ilâm; 945/000
İmzasız fatura tanzim etmek sure-tlle Milli Korunma kanununa muhalefetten suçlu Çakmakçılar Şerif paşa han. 6 No. lı dükkânda tezgâhtar Nişan oğlu 1340 doğumlu Toros Elmaoğlu hakkında 30Ö5 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (2) No. 11 Milli Korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: Suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan Milli Korunma K, nun muaddel 31-4, 59-5, 03 üncü maddelerine tevfikan 50 Hra ağır para cezaslle tecziyesine. 7 gün müddetle ticarethanesinin kapatılmasın^, ve bu müddet zarfında ticaretten menine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 14/6/044 tarih ve 944/812-1337 sayılı karar katileşmekle İlân olunur.
Akşam gazetesiyle neşrolunacaktır (18192)
Beyoğlu Vakıflar Direktörlüğü İlânları
Muhammen Muvakkat kıymeti teminatı
L. K,_______L, K.__________________________Cinsi ve mevkii_____________
858 76 41 Sİ (Beyoğllında Bostan mahallesinin Kurtuluş deresi v»
(Fesilyen so. eski 63, 65 yeni 63 numaralı 783 ada (8 parselde kayıtlı 74,5 metre murabbaı arsa.
195 00 14 63 (Beyoğlunda Bülbül mahallesinin eski Macar yeni
«Turan caddesinde eski 130. 138 yen! 138 numaralı 506 ada 7 parselde kayıtlı 39 metre murabbaı arsa.
Yukaırda mevkii yazılı gayri menkullerin taviz bedelleri alıcıya alt Olmak üzere satışları 10 gün müddetle temdide hırakımlıştır. İhaleleri 18 12/945 401ı günü saat 15 de yapılacağından taliplerin mtzkOr gün vo saatte geçici teminat mûkbuzlarile birlikte Müdürlük Mahlûl&t kalemini müracaatları, (161401
Zayi — İstanbul Emniyet Bandığındaki 79243 numaralı hesaba ait mührümü zayi ettim. Yenisi alınacağından eskisinin hükmü olmadığı ilân olunur.
Adres: Uşak memleket hastanesi başhemşire. Yeni adres: Fatih Çamaşırcı sokak Ay apartımanı No. 4 Hakkı kızı Lûtflye Tuncel
Kadın, Erkek herkes ondan bahsedecek, o günün kahramanı olacaktır.
İstanbul Mili! Korunma savcılığından
İlâm: 942/635
Fazla fiatle mal «atmak, etiket koymamak sureti!® Mili! Korunma kanununa muhalefetten suçlu Bü-yükada Salhane sokak ûfl No. d» oturan Balıkçı İsmail oğlu 1927 doğumlu Allşan Erim hakkında 3008 «ayılı kanunu tevfikan İstanbul (İJ No. lı Milli Korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: Suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı harelre-ttne uyan Mil! lKorunma K. nun muaddel 32-A, 69-3, 31-7. 53-1-B C. K. 55, 76 nel maddelerine tevfikan 19 lira 90 Kr. ağır para cezasiyle tecziyesine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 7/11/942 tıylh ve 942/864-558 sayılı karar kalileşmekla ilân olunur.
Akşam gaseteslyl* neşrolunacaktır. (16187)
Türkiye Umum Mümesslllt
O T T A Ş
OTOMOBİL .TİCARETİ T. A. Ş.
İSTANBUL — ANKARA
0 Yünlü, ipekli, pamuklu mensucatta
O Deride, kürkte, kâğıtçılıkta
• Parfümeride, sabunda, yenecek maddelerde.
Türkiye Umumî Mümessili;
ÇELİK - BOYU T. A. $.
Ankara Han, Galata — İstanbul
TELEFON: 44122
--------NATA ve NADYA-----------------------
Markalı tabiî ipek çoraplarımızı giyen sayın bayanlara:
Merserize taban İpliğinin yokluğu yüzünden yukarda yanlı markalı çorapların kalitelerini bozmamak ve kazandan alâka v® İtimadı İlerisi İçin muhafaza etmek maksadlle sözü geçen ipliklerin teminine kadar bu çorapların imaline devam, edemiyeceğimlzl muhtomfl taklitlerinden sakınılması için saygı ile arzolunur. tsak Ellazarof ve t. Şattır Ştl. Çorap Fabrikası
Ga,ata^a
DEPO ARANIYOR
Müracaat: Galata Sesli Han No. 7. Tel: 40038
Manda satılacak
Yeşilköy Tohum işletme Çiftliğinden:
Çiftliğe alt 2 İlâ 8 yaş arasında yedi Buğası v® İki adat yağlı dişi manda, açık arttırma ile ayrı ayrı satılacaktır.
Arttırma 10 Aralık 045 pazartesi günü saat 11 d® YeşlUcöyd® tohum ısladı İstasyonu binasında yapılacaktır. Alıcıların muvakkat teminatları U® belli gün ve saatt* komisyonumuza müracaatları. (10087)
MAKARA DAĞITIMI
İstanbul ili dağıtma heyetinden:
Kasım ve aralık 1945 aylarına alt ekmek kartlarının başbk-larlle 10 aralık 1945 tarlidnden İtibaren büyük, küçük ağır 1}-çl farkı gözetmeksizin bedeli mukabilinde nüfus başına birer makara dağıtılacaktır.
Makaraların clna ve fiyatlarını gösterir levhalar kazalardaki mutemet bakkallarda asılıdır.
Ocak ayı sonuna kadar alınması ilân oluuut.
Comments (0)