AKŞAM
H e r g ü n
8 SahBfe t
AKŞAM
Ut/ KUÇUK İLÂNLAR!
BUGÜN 6INCI SAYFADA
Sene 32 — No. 11254 — FiaU: her yerde 10 kuruştur.
CUMA 10 Şubat 1950
Sahibi: Necmeddln Sadak — Yazı İşlerini fiilen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaası
Dışişleri Bakanının beyanatı
Anlaşma ve sulh ümitleri maalesef daha da azaldı
Parîste iki mühim mesele görüşüldü- Biri Ticaret serbestisi, diğeri çok taraflı tediye anlaşmalarıdır
Gidiş ticaret serbestîsine gidiştir. Bunu şimdiden görmek ve hazırlanmak lâzımdır
Avrupa tktls&dl işleri konseyi toplantılarına İştirak için Pa-rise gitmiş olan Dışişleri Bakanı Necmeddln Sadak dün saat 14.45 de Roma üzerinden İsveç uçağı ile şehrimize dönmüştür.
Dışişleri Bakam hava alanında İsveç Başkonsolosu M. Thor-sten Weman ve basıp mensuplan tarafından karşılanmış ve aşağıdaki beyanatı vermiştir:
— Bildiğiniz gibi Avrupa Ekonomik işbirliği Bakanlar konseyine iştirak ettim. Oradan geliyorum.
Konuşulan iki mühim nokta
— Temaslarınız hakkında biraz malumat verir misiniz?
— Konuşulan meseleler arasında bilhassa ehemmiyetli İki nokta vardı. Bunlardan biri ticaret serbestisi, diğeri de AvrupalIlar arası çok taraflı bir tediye anlaşması yapılmasıdır.
— Bu meseleler hakkında biraz malûmat verir misiniz?
— Amerika hükümeti Önümüzdeki yıl kongreden yeniden yardım tahsisatı alabilmek İçin Marshall plânı mucibince yardım görep 19 menjîeket arasında tam bir ekonomik işbirliği istemekte ve bunun için de bu memleketler arasında ilk merhale olarak, ticaret mübadelesinde engellerin kaldır Umasım ve ticaretin yavaş javaş serbes bir hale getirilmesini Israrla dilemektedir. 1952 den, yani Marshall yardımı kesildikten sonra Avrupanuı kendi kendine yaşar bir duruma girebilmesinin şartım Amerika. Avrupanuı tek bir pazar hâline girmesinde görmektedir. Bunun İçindir kİ geçen kasım ayı başında konsey İthalâtın yüzde 50 strbes bırakılmasına karar vermişti. Bu defa bu nispetin bir kaç ay sonra yüzde 60 a ve sene sonunda yüzde ?5 e çıkarılması hedef tutulmuştur. İthalâtın bu şekilde serbes bir hale girmesinin ilk şartı bu memleketler arasında çok taraflı bir tediye anlaşması yapılması ve paralar arasında konvertlhüite imkânının elde edilmesidir.
— Bundan gaye np olacak? üstü anlatmak belki güçtür. Size bir fikir vermek için kısaca şöyle izah edebilirim: Meselâ şimdiye kadar Türkiye bir çok devletlerle İki taraflı ticaret anlaşmaları yapar ve o
(Arkuj sahile 2; sülün 6 da)
Dışişleri Bakanı muharririmiz e beyanatta bulunuyor
Seçim tasarısının en mühim maddesi bugün görüşülecek
Dün Meclis, tasarıyı 120 nci maddesine kadar kabul etti
Ankara 10 'Akşam) — Büyük Millet Meclisinin dün Feridun Fikri Düşünselin başkanlığında yaptığı toplantısında seçim kanunu tasarısının 43 üncü maddeden İtibaren müzakeresine başlandı. Gerek bu 43 üncü ve gerek 44 üncü maddeler üzerinde hararetli tartışmalar oldu. Hattâ bir ara muhalif Milletvekillerinin birer ikişer salonu terk ettikleri ve sıra seçimin ne tloelerlnl tâyin edecek hâkimlere gelince, çıkışları gibi birer ikişer salona girerek yerlerini aldıkları görüldü. Müzakereler sırasında da yüksek seçim kurulunun vazife ve salâhiyetlerine dair görüşlerini açıkladılar. Demokratlara göre, hükümet. Anayasaya aykırı olacağı mülâ-hazaslle, tllm heyetinin yüksek seçim mahkemesine taradığı salâhiyetleri mahzurlu görmüştür. Fakat komlsvon daha da gerileyerek mahkemeyi kurula çevir-
Yurtta karakış
Arhavide 6 ev ve dükkânlar yıkıldı, 3 vatandaş karlar altında can verdi
Artvin 9 (AA.) — Fazla kar yüzünden Arhavi bucağı ve köylerinde altı ev yıkılmış, bir fırın, ahır, ambar ve müteaddit dükkânla samanlık çökmüş, bir vatandaşın evinin çökmesi neticesi yüzünden yirmi baş hayvan ezilerek telef olmuş, bir çok binalar da kısmen husara uğramıştır .
Zarar elli bin lira tahmin edilmektedir. İnsanca kayıp yoktur.
Bingöl 9 (A.A.) — Kar fırtına*. devam etmektedir. Köyler
mekle kalmamış, ona hiç bir yet kİ vermemiştir. Demokratlar, hiç olmazsa hükümet tasarısındaki maddelerin görüşülmesini İslediler. Başbakan Yardımcısı her tarafı gözeten ortalama bir konuşma yaptı. Mesele henüz karara bağlanmamıştır Bugün kü havanın nasıl gelişeceğine gelince iyimserler kadar kötümserleri de haklı gösterecek tahminlere rastlanıyor.
Müzakerelerin tafsilâtı
Müzakerelere 43 üncü maddeden başlandı. Bu madde şöy-ledir;
«Toplu olarak sözlü propagan da yapılacak kapalı yerlere, ancak milletvekilleri, o seçim çevresi seçmenleri ve milletvekili adayları İle bunların vekâletnamesini haiz temsilcileri katılabilir.»
(Arkası sabife 2 sütun 3 de>
arasında en kısa yollar dahi kapanmıştır. Kiğı İlçesinin Cönek mm takasında İki kişi çığ altında kalarak cimüştür.
Abana 9 (AA.) — Gedikli köyünden eve giden dört avcı yolda kar tipisine yakalanmışlardır Bunlardan üçü köye döne-bllmlşse de Mehmet Şafak adın da ki arkadaşları kaybolamuş ve bütün araştıı malara rağmen bu lunamam ıştır,
(Arkası sahife 2; sütun S te)
C. H. P. Divanı
Bcr tabak toplanan divanda Başbakan izahat verecek
Ankara 10 (Akşam )— Cumhuriyet Halk Partisi divanı bugün saat 10 da toplanmıştır. Toplantıya, bu sabah İstanboJdan şehrimize dönen Parti Genel Başkan Vekili Hilmi Uran başkanlık etmektedir.
Parti divanınca bugünkü toplantı gündemi hakkında şu tebliğ neşredilmektedir!
«Gündemde bulunan meseleler arasında demir ve mahrukat işleri hakkında verilen önerge İle Genel İdare Kurulunca hazırlanmış olan iki aylık çalışma raporu ve 1950 merkez bütçesinin görüşülmesi de vardır.
Bunlardan başka Başbakan Şemscddin Günaltay, son iki aylık hâdiseler hakkında açıklamada bulunacak, divan üyeleri tarafından ileri sürülecek teklifler incelenecektir.»
Toplantıya ehemmiyet veriliyor Ankara 9 — Cumhuriyet Halk Partisi divanının seçimler arifesinde toplantıya davet olunmasına hususî bir ehemmiyet verilmektedir. Söylentilere göre, iç-timada, kurultayın seçimlerden önce toplanıp toplanmaması meselesi münakaşa edileceği gibL, seçim tarihi de karara bağlanacaktır. Her vilâyete seçim hazırlıkları] e meşgul olacak birer müfettişin gönderilmesi karar!asmıştı. Bu tâyinler hemen hemen tamamlanmış, bu arada Kocaeli milletvekili Sedat Pek de Eskişehlre verilmiştir.
Divanda bu işlerden başka parti propaganda mekanizması hakkında da görüşmeler olacağı tahmin ediliyor.
Sporcuların gelir menbalart kendilerine yetebilir
Sporculara yardım için geniş hareket başladığını «Yeni İstanbul» gazetesinde okuduk;
— Sporcuları koruma derneğinin 1950 yılına dair faaliyet programının tesbîti için bugünlerde Beden Terbiyesi Müdürlüğünde bir toplantı yapılacaktır. Sporcuların sağlıklarının korunması, hasta olanların sağlık müesseselerinde tedavileri, sağlık ve antrenman kamplarında barınmaları... için çok faydalı bir program tatbik mevkiine konacaktır. Bu işlerin başarılması için bakanlıklar, belediyeler, ticaret odaları ve biiyük illerin valileri İle temas edilerek yardım temin edilecektir.
Sporcu gençleri himave etmek bütün millî kurulların zaten arzu ettikleri bir şeydir. Orası muhakkak ama, spor bileti bu kadar pahalı iken, spor meydanları bu kadar dolu iken, rağbet günden güne artarken, spor dünyasının değerli çocukları niçin kendi yağiyle kav-rulamamalı?
Hınk dericiler yerine havan döğücülere sporun tabii hasılatı hasredilirse mesele zaten kendiliğinden hallolunur.
Baro başkanı Haşini Refet Hakarar ın listesi {Anketi yapan: SADEDDİN GOKÇEPINAr]
Baru Başkanı kıymetli hukukçumuz avukat Hâşlm Refet Hakarar*ı Ömer Âbld hanındaki yazıhanesinde buldum Beni büyük bir nezaketle karşılayan Hâşim Refet. ziyaret maksadımı öğrenince:
— Son elli yıl içinde yaşamış ve mili! hayatımızda müspet tesirler yapmış yirmi Türkün adını mı soruyorsunuz? Fakat buna cevap vermek çok güçtür. Çünkü aradığımız vasıflarda 1-slmler düşünürken hatıra gelenlerin sayısı yirmiyi çok aşıyor. Bunların yalnız yirmisinden bahsedip diğerlerini anmamak haksızlık olur, dedi.
Filhakika ilk nazarda İnsan, son elli yılda hayatımıza tesir edenlerin yirmiden çok daha fazla olduğu zehabına kapılıyor; fakat bir bir tesblte kalkınca yirmi kişiyi bulmakta güçlük çekiyor. Nitekim sayın baro başkanı da ancak sekiz kişi tesblt edebildi.
1 — Atatürk: Anafartalar zaferini kazanan. Mondros ve Sevr
Dişim Refet H»karar
Rusya ile Çin arasında pazarlık henüz bilmedi
Sovyet Yüksek Şûrası Başkanı, komünist Çin liderinin şerefine bir stıare tertibettı
Londra 10 (Radyo) — Moskova'dan bildirildiğine göre iki âydanberl Rusyamu başşehrinde bulunan komünist Çin lideri Mao -T.se- Tungun şerefine Sovyet Yüksek şûrası başkanı tarafından bir kabul Tesml tertip edilmiştir. Bu orada Çekoslovakya. Romanya, Macaristan ve diğer peyk memleketler Dışişleri Bakanlan hazır bulunmuşlardır.
Washlngton 10 ıNafen) — Amerikanın İyi haber alan siyasi mahfillerine göre Moskova'da Stalln ve komünist Çin Başbakanı Mao - Tse - Tung arasındaki pazarlık h&lâ bir neticeye varamamıştır. Bu çevrelere göre her iki memleket aynı imkânlara malik olup ve aynı zamanda da aynı eksikliklere muhtaç olduklarından birbirlerini itmam etmek gayet müşkül bir hale gelmiştir, iki memleketin de muazzam tabii ve insan kaynakları mevcut olduğu halde her Ud memleketin de sanayi ve makine sahasında yine muazzam İhtiyaçları vardır. Bu şekilde her İki memleketin İktisadiyatı birbirini İtmam etmekten uzak bulamaktadır.
Bu uzun pazarlıklardan şu netice çıkmaktadır ki. Rusyanın Çine vermek İstediğini Çin kabul etmemekte, Çlnır. da RusyalI an İstemekte olduğunu Rusya verememektedir.
Cenubî Kore ve milliyetçi Çin’e İktisadî yardım
Londra 10 (Radyo) — Amerika Temsilciler Meclisi Formo-zada bulunan milliyetçi Çin He cenubi Kore hükümetlerine 103 milyon dolarlık kısa vâdell lk-tlsadl yardımda bulunmağı kabul etmiştir. Tasarının Senato tarafından da kabulü, lâzımdır.
Amerika Dışişleri Bakanı For-moza adasının kendisini müdafaa etmek imkânlarına malik olduğunu ve Amerikanın bir müdahalesi asla düşünülmediğini beyan etmiştir.
Komünist Çin Lideri Mao - Tse - Tung
Ekmekjiati
Konyada beş kuruş indirildi
Konya (Akşam) — Konyada buğday ve arpa fiatlerinin her gün düştüğünü dikkate alan Belediye encümeni, ekmeğin satış fişlinden 5 kuruş indirmeği kararlaştırmıştır.
Nüfus sayımı
Bu yıl seçimlerden sonra yapılacak
Ankara 9 — Bu yıl içinde yapılacak nüfus sayımı hazırlıkları tamamlanmak üzeredir. Buna rağmen, sayımın ancak seçimlerden sonra yapılabileceği anlaşılıyor. Tahminlere göre1 nüfusumuz 1945 e nazaran bir milyona yakın bir artış göstererek 20 milyonu biraz geçmiştir.
Created by free’versiön of 2PDF
de Türk milleti hakkında veri len ölüm kararlarını yırtaı Kurtuluş Savaşında düşma: vatanın hariml ismetinde bo ğan, Türkiye Cumhuriyetini ku ran, büyük Çevrimleriyle Tür milletine ve Türk vatanına ye nl bir ruh ve çehre veren v milletler arasında nüfuz ve it! barımızı yükselten.
2 — tnönü; Kurtuluş Sava çında yalnız düşmanı değil, mil letln mâ küs talihini de yener büyük zaferin hukuki ve siya sİ neticelerini ve Türk İstiftin ttnl, Mudanyada ve Ureands dünya devletlerine kabul etti ren. Atatürkün büyük eserin dış ve İç tehlikelerden koruma yı iyi bilen, memlekette millet egemenliği ve demokrasi prensiplerini gerçekleştiren.
3 — Talât Paşa: 1908 Meşrutiyet devrimi. Osmanlı İmparatorluğu idaresinin tarihi seyrinde, cumhuriyete doğru son merhaleyi teşkil eder. Bu bakımdan, milli hayatımızın inkişafı
(Arkası 1 nel sabifede)
Müşterek manevralar
Akdenızde Ingiliz ve Fransız filoları tarafından yapılacak
Malta 9 (AA) — Vls amiral Reher Lam bert İnci Hz ve Fransız donanmalarının birlikte yapacakla n manevralar hakkında görüşmek üzere bugün forsunu taşıyan Montcalm kruvazörü ile Mal taya gelmiştir
Akdeniz filosu başkomutanı amiral slr John Edelsten ve birinci İngiliz kruvazör filotillası komutanı vis amiral Corl Mountbatten kendisiyle manevra plânım müzakere edecektir.
Montçaim kruvazörü ve refakatindeki hafif kruvazör «Fantasque> şehri 21 pare topla selâmlamışlardır.
Vis amiral Lambert amiral slr John Edelsten’l ve Malta valisi slr Herald Creast’l ziyaret etmiştir.
Ingrid Bergman
Nihayet mahkeme kararıl e kudasından boşandı
Meksiko 10 (AA.) — (Afp>:
Ingrid Be -gman Mekslkada-ki Juarea şehri mahkemesinin karariyle kocası Peter Linds-tromdan dün boşanmıştır.
Errol Flynn müstakbel zevcesi için ne diyor?
Nevyork 10 (AP.) - İle de France vapuru Ue dün buraya gelmiş olan tanınmış sinema ar tlstl Errol Flynn. bir prenses olduğunu söylediği 20 yaşındaki İrin a Ghlca ile evleneceği hakkındaki söylentilerin doğra olduğunu teyit etmlgtir.
Artist, bu baharda Partste evleneceğini de ilâve etmiştir.
Müstakbel karısı için Erroi Flynn. «Çok İyi bir kadındır, yemek pişirmesini bilmez, hiç bir avukat tanımaz ve çok seh-hardır» demiştir.
Sabite 2
A E -Ş A M
İC C uî

SabahGazeteİpriNe Diyor?
Mailen ocaklarımızın
Sanalsızlık
ylık feJsefe, ahlâk ve içtimaiyat mecmuası «İş . in yeni çıkan 102 ncî sayısında Descartes'in ilk Türk mütercimi İbrahim Ethcm beyin bir mektubu var. Bu
mektupta üstad iki müşahedesinden .
Birinci müşahedesi Kastam™1^'’ l^bula getauş, burada iş arayan mesleksiz bir vatandaşa aittir. İkincisini şöyle anlatıyor:
«Beyoğlıında Bursa Pazarından bir takım fanila alacağım. Finli elli lira. Fakat ne güzel fanila. Bayıldım. Lâstik gibi açılıyor. esniyor.Dükkânn bana dedi la, bu fanilâmn yiinö breim memleket yünüdür ve kıymeti bir iki liradan zijade değildir. Buradan Londraya bir seyahat yapmış, bu kalıba girdikten sonra tekrar burnja gelmiş. elli liraya satılıyor.»
Netice: Bir tarafta işsiz, mesleksiz vatandaşlar! Öbür tarafta sanatsızlığin hazin örnekleri!
İyi fanili dokumak elbette ki bugün esrarengiz bir hüner değildir. Kıymetli hır iptidai madde sanatlı ellerde en güzel şeklini bulur. Bizi m yünümüzü İngilterede eğiren, dokuyan makinalar fabrikamrsdakilcrin aynidir. Yalnız onların kimyagerleri daha bilgili, boyacıları daha usla, ustaları daha mahir. Kısaca «sanatlın adamlar. Bizim burada kendi yünümüzle yaptığımı» fanilalar serttir, vücudumuzu dalar; onların ayni yünden yaptıkları fanilalar ynmuşaktır re lâstik gibi açılır. Böyle bir fanilâ edinmek için de elli lirayı bağıra çağır» ödemek zorunda kalırız.
Gayemiz olan muasır medeniyet seviyesine yükselmenin •••'• AvrupalInın mabinasını memleketimize taşımak değildir. İlmî zihniyete sahip, üstünkörü taklitçiliğe tenezzül etmiyen sanatlı adamlar yetiştirmemiz lâzımdır, İstanbul sokakları Anadolunun dört tarafından İstanbııla hicret eden mesleksiz, sanalsız insanlarla doluyor, İnsanlarımız, iptidai maddemiz, paramız bu a ra »la boşuna harcanmaktadır.
En büyük derdimiz bu: Sanalsızlık!
Şevket RADO
Seçimlerden evvel
CUMHURİYET başmakale-1 sinde seçim tasansınıu Mecliste ı süratli bir tempo ite göruşûl-döğünden bahisle diyor ki:
■Büyük Millet, Meclisinin, yeni seçimlerden önce müzakere ve kabul etmediği tasarıların hepsi az çok gecikecektir. Onun İçindir ki bazı tasarıların 1951 in bugünlerinde dahi yürürlüğe giremiyeceHeri ihtimali hakkında üeri sürdüğümüz fikir, boş değildir. Yeni seçimler neticesinde İktidar partisi değiştiği takdirde, bu gecikmenin daha uzun olacağı İse muhakkaktır.
İktisadi hayalımız üzerinde mühim tesirleri görülecek olan bazı tasarıların gecikmesi ise. şüphesiz memleketin iktisadi kalkınması bakımından zararlı olacaktır. Bu itibarla Büyük Millet Meclisinin 1950 bütçesini bitirdikten sonra, hemen kendi kendini feshederek yeni seçimlere gitmesi doğru olmı-yacağı kanaatindeyiz. Uzun zamandanberi hâStlâımuş o-lan tasanlar _ kİ bunlar arasında saym Şemscddln Gün-aitayın vAdettiği Basın kanu-
iki
nu tasarısı d« vardır — yeni seçimlerden evvel müzakere e-dllcrek yürürlüğe girmelidir.» Ur
Ya bir bölük gibi ya böyle mi?
YENİ SABAH başmakalesinde Millet Meclisinde her gün yeni seçitn tasarısından 20 maddenin müzakere ve kabul edildiğini ve pek yalımda tasarının müzakeresi ikmal edileceğini yararak diyor ki:
•Seçim tasarısının bu
yerden aynı zamanda adaylığını koymak bahsi Kabine erkânı arasında bile ayrılıklar ve herkesin gözüne batan ihtilâflar yaratınca tablatUe Halk Partisi çoğunluğu arasında da görüş ve rey farkları yaratmıştır. Bu hali, mazur hattâ haklı görmek 1 âmindir. Yalnız şu cihet var M yıllar ve yıllardır tek bir adam gibi rey kullananlar, bugünkü hareket ve serbeslik temayüllerde, Türk umumi efkârının seyrine doya-madığı bir manzara yaratıyorlar. Çünkü ya evvelden kitle halinde ve parti dlripünl adı altında âhcnkil hareketleri çok samimi değildi, ya bugünkü teşettût tam iç arrvlarma uy-
gun değildir.»

Katı gerçek
Selim Ragıp Emeç SON POS-TA'da yazdığa makalede son zamanlarda bir kısım gazetelerin âdeta iktidar partisine yalvaran yazılar yazmalarını hayretle karşıladığından bahisle diyor ki:
»Mukadderatı hepimizi alâkadar eden; şeref ve taolLrt hepimize ayrı bir İftihar payı temin eyleyen bu vatanın daha iyiye ulaşması için, kimsenin kimseye yalvarmaya ihtiyacı yoktur. Takdir etmek gerektir M; vatandaşlık hakkı; bir ihsan olarak, bir zümreden bir kısım vatandaşlara lütfedilir nesnelerden değildir. Ona malikiyette de; ondan faydalanmada da esas olan eşitliktir. Bu eşitliğe dayanmak su-retlle bu memleketin bir takım İhtiyaçlarını ve zaruretlerini ortaya koymuş olanlar; sadece vazifelerini yapmış ve karşıla-rm d skilerden de aynı şeyi yapın alarmı istemiş ve beklemişlerdir Bu intizarın boşa çıkmaması için rica ve minnet; fuzuli Te yersiz bir enerji israfıdır.»
Bir İngiliz firmasına ateş almıyan iki yüz elli bin sterlinlik elektrik malzemesi ısmarlandı
Londra 10 (Nafen) — Thomson ve Houston îngilterede Rugby şehrindeki şirket merkezi Türldyeden 250 bin İngiliz liralık bir sipariş almıştır, Bu, tek sipariş olarak İngiltere -Türkiye ticaret sabasında bir rekor teşkil etmektedir.
Türkiye resmi makamları 11e bu şirketin müdürleri arasında ki anlaşma gereğince Thomson ve Houston şürekâsı Türkiyenln ■sanayii plânında mühim bir yer İşgal eden maden İşletmelerinde .yer altında ateş atmayan elektrik malzemesi teslim edecektir.
Ereğli kömür madenlerinin inkişafında bu gelecek olan yer altı işletmelerinde kullanılan elektrik malzemesinden bilhassa istifade edecektir .
Umum siparişin üçte birini Flııoressant ışık tertibatı teşkil etmektedir,
Türkiye yeni sanayileşme plânında Marshall plânı yardımı sayesinde büyük istifadeler gördüğünden yine Marsall plânı sayesinde temin edeceği dolarlarla yukarda bahsedilmiş olan malzemenin ilk olu ak Ameri-kadan alınması tasarlanmıştı, fakat sonradan Amerikan madenlerinde gaz tehlikesi meselesi mevcut olmadığı için bıi| | tipte malzemenin Ameri karlan temin edilmesinin güçlükleri göz önünde bulundurularak,— madenlerdeki infilâklara mâni*'" olan en son sistem malzemenin'^ İngilterede imal edildiğinden Amerikan Ve Türk mühendisleri C bu malzeme için tmnjtereye baş .2 vurmaya karar vermişlerdir. CO
Denizlide
yangın
müsabakaları
Un fabrikası tamamı 1 e yandı
Denizli 9 «A_A.> — Denizliye M kilometre mesafede. Hacışam mevkiinde Kaşıkçılara ait uo fabrikası, bu gece saat 19,15 te ■ateş alâraıç tamamen yanmıştır. Yangının, bozuk elektrik te Elçsiının kontak yapmasından vuku bulduğu zannedilmektedir. İtfaiye kısa bir zaman İçinde yatığın yerine yetişmiş ise de. ( haberin geç verilmiş olması, yangının snndürülmesine imkân bırakmamıştır. Bütün tesisatla birlikle bin çuval un ve 470 çu- |
12 kilometrelik kayak müsabakalarında derece alanlar
Bursa 9 (AA) — Beden Terbiyesi umum müdürlüğünde tertip edilen batı grupu kayak birinciliklerine bugün Uludağda çok yağışlı bir havada başlanmıştır. 12 kilometrelik mukavemet yarışında derece alan kayakçılar şunlardır:
I 1 — Mehmet Cam e i (Bursa bağcılık kulübü!
1 2 — Mustafa Ası (Merinos)
3 — Yaşar Eryaşar (Yozgat val buğdayın yandığı bildiril- ! bölgesinden)
inektedir. Fabrika sigortalı de- I Yarın, hava vaziyetine göre iniş veya kapalı iniş müsabakaları yapılacaktır.
Bu müsabakalara İstanbul, Ankara, Bursa, Yozgat, Kayseri ve Sivas bölgeleri kayakçıları katılmaktadır.
gıldir. Savcılık hâdiseye el koymuştur.
Dünkü yangınlar
Üsküdar da Tunus bağında Ethem paşa sokağında 13 nu-,! maralı evde kiraeı olarak oturan Rıfatin 70 yaşında ve İnmeli annesi Gülsün», dün saat on beşte, oturmakta olduğu kanapede sigara içerken uy-1 kııya dalmış, elindeki sigara1 kanapeye düşmüş, otlar tutuşmuş. kendi e..._____ _ ..
m ıştır. Bu y~-----1— —*—
kokuyu duyan komşular, vaka yerine gelmekle beraber itlaf-, yeyi de haberdar etmişler, bu sırada yaşlı ve İnmeli kadın daı vücudunun muhtelif yerlerin-1 den ağır yanıklar almıştır.
İtfaiye yangını söndürmüş,' ( Gülsüm de ümitsiz toir halde ( Numune iniştir.
Keşmir ihtilâfı
vusı ımuş- „ ...
entarisi de yan- Muvenhk Konseyin-
Bakanı H metis tanı itham etti
Lake Sueeess 10 »A^.) —
| ( AFP): Dûn. Güvenb k konseyinde Kemşir meselesi hakkında , 6 saatten fazla konuşan Pâkis-hastMeaue Ur D1?lşleri Bakilu
I Han Hindistan) Keşmir d eki
* Yine dün, Tophanede Ne-Arad kuvvetlerinin askeri kud-catıbey caddesinde Horhoronl-' relini arttırmak suretiyle Bir-ye alt ve Osman adında biri-'leşmiş Milletler Hint - Pakistan nin kiracı olarak oturduğu 374 komisyonuna karşı olan taah-numarah evin üçüncü katında hünerini ihlâl ve bir çok stra-Osmanm karısı Fatmanın yak- (tejik mevkileri ele geçirmek İçin makta olduğu mangaldan sıç- kasım 1948 ayında Keşmirin rayan kıvılcımla yangın çık- kuzey ve batı kısımlarına taar-mış, bu binanın üçüncü kati ruzda bulunmakla itham etmişte çatısıle bitişiğinde Ali Rı- tir. ranın sahip ve Nurcddinln ki-' racı bulunduğu 476 numaralı evin aynı gatj ve çatış: yandıktan sonra söndürülmüştür.
Otobüs, şimendifer hattına yuvarlandı
Bakırköy - Sirkeci hattında çalışan 3M7 numaralı halk o-tebüsö biletçisi Hamdi, dûn gece yarısında, Bakırköydelti durak yerinde duran otobüse direksiyon kullanmasını öğrenmek maksadlle binmlrtlr.
Haindi, bir aralık direksiyona hâkim olamamış istasyon köprüsü yanındaki talıtaperdeyi, potrel demirini ve bir ağacı kı-np geçirdikten sonra aşağı yuvarlanmıştır. Bu sırada Hamdl, kendisini otobüsten aşağı attığından insanca zayiat olmamış, otobüs parça«anmıştır.
I
| Güvenlik konseyi bugün öğle-jûeıı sonra tekrar toplanarak. Hint delegesi Benegal Rau'un Zaferullah Han'a vereceği cevabı dinleyecek ve bundan sonra diğer heyetlere Keşmir meselesini incelemek fırsatını vermek özere topiantısıı.ı bir hafta sonraya tilik edecektir.
■ Kulak, burun, boğaz hekimleri cemiyetinin yeni idare heyeti Türk kulak, boğaz, burun k hekimleri cemiyeti seneUk kongresini yaparak yeni idare ’ heyetini seçmiştir. Birinci başkanlığa profesör Dr. Ekrem Behçet, ikinci başkanlığa Dr.
’ Ziya Naki, umumi kâtipliğe Dr. Safa, veznedarlığa da Dr. ıNaum intihap edilmişlerdir.
Seçim tasarısı
Berline
Baş tarafı 1 inci »hilede)
Nihat Erim, madde dolayı:İle izahlarda bulundu. Bu hükümden. seçim emniyeti bakımından ı endişeye mahal olmadığını anlattı ve bu propaganda toplantılarında İnzibatla 3 kişilik heyetin meşgul olacağını, zabıtanın müdahale etmlyeceğinî söy-llyerek muhalefetin duydukları endişenin mahiyeti hakkında 1-zahat vermesin! istedi.
Muhalefetin endişesi
Fuat Hulûs! Demircili, maddelerdeki vuzuhsuzluğun tatbikatta sebep olduğu zorluklar, tecrübelerle sabit olduğundan muhalefetin bu sebeple endişe duymakta olduğunu izah etti.
Demokrat Parti meclis grup başkanı Demlrelliye göre, her hangi bir vatandaşı bir toplulukta bulunmaktan menetmeğe hakkımız var mıdır? Bu hüküm ler herhangi bir toplantıyı daima imkânsız kılacak kadar müp hemdir. Ya bu madde tamamen tayyedilmell, yahut da kötüye İşlemesini önleyici vazlh bir şek le sokulmalıdır.
Söz alan komisyon sözcüsü, kapalı yer toplantısına dair hükmün partiler mülâhazasiie değil, adaylar düşünülerek konulmuş olduğunu ifade etti. Söz cü de, esasen bunun tüm heyeti tasarısında aynen mevcut olduğunu ilâve etti. Yeterlik öner geri verilmiş olduğundan. Başkan oya koymadan önce son sözün milletvekiline alt olduğunu belirterek Nuri Özsanı kürsüye davet etti.
Nuri Özsan, eğer mutlaka lâzımsa toplantıda bulunacakları değil, meselâ, askerler, çocuklar gibi bulun amıyacaklann tes biti gerektiğini söyledi ve bu yolda bir önerge verdi.
Bundan sonra önergeler oya kondu. C. H. P liler tarafından reddedildiğinden madde kabul edildi.
44 üncü madde
44 üncü madde üzerinde şöz alan Kemal Özçoban, Sinan Te kelioğlu, Haşan Dinçer bu maddenin kaldırılmasını istediler., Madde kapalı yer toplantılarını tertip edenlerin önceden kuracakları üç kişilik heyetin en yakın zabıta âmir veya memuruna haber verme mecburiyetini koymakta heyetin vazifelerini saymaktadır.
İçişleri Bakanı izahat verdl. Netlcede muhalefete rağmen olduğu gibi kabul edildi.
Bundan sonra, radyo ile propagandaya dair olan 45 feci 1 maddeye geçildi. Bu sırada De- . mokrat Parti sıralarının boşaldığı görüldü. Bu madde siyasi ' partilere radyoda propaganda için günde beş dakika ayırmak- ' tadır. Haşan Dinçer bunun İS dakikaya çıkanlmasını istedi. ' Ortalama utarak 10 dakika kabul edildi ve öğle tatili yapıldı. 1
İl seçim kurulu üyelikleri
öğleden sonra toplantı açıldı 1 ve muhalefet sıralarındaki ten- 1 halığın devam, ettiği görüldü | Demokratlardan hiç kimse yoktu. Sadece Mlllel Partisinden (
bir iki milletvekili vardı ve bun-' J 1 ardan, yalnız Hasan Dinçer gö rüşmelere katıldı. 63 üncüye , kadar olan maddeler kabul e-. dildi. D seçim kurulu üyelikie-. rlne dair olan 64 üncü madde . nin müzakeresine geçildi.
Salt Koksal müşterek liste İle seçime iştirak eden partilerin o L seçim çevresinde bir parti olarak sayılmasını ve kurula bir parti olarak temsilci gönderma 1 erin i teklif etti. Teklifi kabul edildi.
Aynı maddede kurula glreeet üyelerin parti temsilcilerinden. , başka beş tanesinin, belediye »e bir tanesinin II genel meclisinden seçilmesine itiraz edildi.
Haşan Dinçer. belediye meclis leri ve 11 genel meclisi üyelerinin parti mensubu bulunduklarını bu kimseler arasından seçilecek üyelerin kurulda ekseriyeti temin edeceklerini söyledi ve bunun kurulun tarafsızlığım ihlâl edip her zaman endişe verici vaziyet ihdas edeceğini, bu üyelerin yerine memlekette ekseriyeti teşkil eden tarafsız vatandaşların seçilmesini teklif etti.
Haşan Dinç erin bu teklifini Tahsin Bekir Balta da destekledi, Fakat komisyon muvafakat etmediği için teklif reddedildi ve madde Salt Koksahn teklifinin Uâvesile kabul edildi.
Diğer maddeler
64 üncü maddeyi takip eden maddelerden bir çoğu hemen hemen müzakereler açılmadan bazan pek ufak ilâveler veya kelime değişikliği ile kabul edildi.
Bu suretle 120 ye kadar maddeler çıkardı. 120 nel madde seçimin neticelerine dair hüküm leri ihtiva eden bölümün başında ve yüksek seçim kurulu hakkındadır. fşte bu sırada Demokrat milletvekillerinin İkişer üçer salona girdikleri görüldü. Bir müddet sonra başkan oturuma kısa bir fasıla verdl-
Oturum açılınca Demokrat Parti adına Muammer Allakant konuştu. Bakan Dinçler, seçim-1 işlerinin sonuna kadar yargıe te minatı altında cereyan etmesi gerektiğini ileri sürdü.
Başbakan yardımcısı Nihat , Erim kürsüye gelerek dedi ki:
«— İş dönüp dolaşıp, bir tek noktada düğümlenmektedir: «Tahkik meselesi». Komisyon , tasarısındaki maddeler, bizce : vuzuh verme bakımından hükümet tasarısından daha mütekâmil haldedir. Tahkik noktasına , gelince, hükümet, komisyonda , kendi tasarısındaki müdafaaya devam etmiştir. Bugün de bu ; vesile ile müdafaaya devam e- . decektir.»
Bundan sonra. Refik Koral-tan uzun bir konuşma yaptı. Vc sözlerinin sonunda Meclisin böyle mühim ve hayati bir mev t zuda, halkın emniyet ve huzur i içinde, sükûn ve ferahlıkla se- a çim işlerini yapmasına imkân j vereceğine hâlâ inandığını belirtti- Vakit geciktiğinden Baş- ( kan Feridun Fikri Düşünse! o-turuma son verdi. t
Maddenin müzakeresine bu- s gün devam edilecektir. t
yuruyuş
Rusya Alman komünistlerine bu teşebbüsten vazgçmelerini emretti
Berlin » (AJL)’ — (United Press) Batılı müttefiklerin ta-tihbarat dairelerine gelen haberlere göre, Rusya Doğu Al-manyadakl komünist gençtik teşkilâtı balkanlarına, 26 mayısta Berlin’e yapacakları yürüyüşten vazgeçmelerini emretmiştir. Rusların bu yürüydş hareketine mâni olmak isteyişlerinin sebebi, Kıalordu bir-liklerile müttefik kuvvetler a-rasında çıkabilecek «ciddî» bir çarpışmadan çekinmeleridir.
Yurtta kış
Baş tarafı 1 inci sahifede) Kastamonu - Ankara yolu açıldı
Kastamonu 9 (A.A.) — İlâe mevcut yedi kar temizleme makinesi İle yapılan geceli gündüzlü çalışmalarla Ankara yolu açılmıştır. Karabük yolu da açıktır. Posta ve otobüs servisleri muntazaman devam etmek tedJr. Bazı yerlerde kar kalınlığı dört metreyi bulan İnebolu yolunun açılmasına çalışılmaktadır.
Yurtta hava vazıyeti
Ankara 9 ’AJL) — Meteoroloji işleri umum müdürlüğünden aldığımız malûmata göre son 24 saat İçinde yurdumuzda hava Trakya ve Marmara bölgesinde çok bulutlu ve yer yer yağışlı, diğer bölgelerde bulutlu geçmiştir. Yurdumuza düşen yağış mikdurları metre karede Lüleburgazda 8. Muğlada 4, Çorluda 3, Kartal ve Tekİrdağ-da 3, Çanakkale, Bandırma ve Edirnede 1 kilo gramdır
Kar kalınlıkları Rizede Giresunda 92, Karakösede Erzincanda 72,
152. 85.
Yozgatta 65, Kars ta 61, Sîvasta 35, Mardinli e 32, Ankara ve Esklşehirde 30, Kastamonu ve Samsunda 29. çorumda 27, Bilecik ve Ulukış-lada 22, Erzurumda 19, Diyarbakır ve Zc.nguldakta 16. İğdır ve Kayseridc 11, Malatya ve Sinop! a t, Afyon ve Kırşehirde 6. Lüleburgasda 2 santimetredir.
En düşük sıcaklık sıfırın altında Karakcisede 32, en yüksek sıcaklık sıfırın üstünde Bodrum da 15 derecedir.
Bugün Ankarada saat 14 deki sıcaklık sıfırın altında 5.8 derece idi.
Cemil Sait Barlas
15 gündenberi Kara denizde bir tetkik gezisi yapan Devlet Bakanı Cemil Sait Barlas. Trabzon vapuru ile şehrimize gelmiştir.
Devlet Bakam bu akşamki ekspresle Aakarayn dönecektir.
Aynı vapurla Ar karaya gitmek üzere Giresun valisi Osman Şahinbas da şehrimize gelmiştir.
Dışişleri Bakanının beyanatı o leriemiş olduğu İçin, İnkişaf hâ-*t ünde bulunan milli endüstrinin >> g ozon ünde tutulması şarttır Bl-Ü raz evvel söylediğim gibi lthalâ—q tın kısmen serbest bırakılması Q) ve bu serbesti nisbetlnln daha’tg fazla arttırılması İçLn ana şart, iyi bir tediye anlaşmasının ya- t-p ılınası ve tatbik at mm herkes tatmin edecek iyi neticeler vermesidir. Şu halde parlste mütehassısların hazırlamaya başladıkları ou anlaşmayı beklemek lâzımdır.
— Toplantıda bu mevzularda umumi cereyan nasıldı?
— Herkeste, bir neticeye Varmak hususunda büyük azim, ve İyi niyet vardı. Fakat hiç kimse büyük müşkülâtı inkâr etmiyordu. Mamafih gidiş ticaret serbestisine yani Avrupa piyasasında serbes» rekabete doğru bir gidiştir. Bunu şimdiden görmek ve ona göre nazırlanmak icap eder kanaatindeyim.
Baş tarafı 1 Inei rahlfede) memleketlere borçlanır yahut o memleketlerden alacaklı olurdu. Bu çok taraflı tediye anlaşması yapılırsa, Türkiye bilfarz Belçlkaya 100 lira borçlu kalır ve meselâ Fransadan alacaklı çıkarsa Fransadan alacağını Belçlkaya borcuna mahsup e-debilecektir. Bunun İçin Avrupa Tediye Birliği adı altında bir teşkilât kurulacaktır. Bu te? İtilâ t, muhtelif memleketler S-rasında bu çok taraflı mahsuplan yapacak ve bilhassa ithalât »erbestisl yüzünden tediye muvazeneleri açık veren memleketlere kısa veya uzun vftded krediler açacaktır. En kua şekilde size anlatmaya çalıştığım meseleler bunlardır.
Ticaret prensibinde vaziyetimiz
— Bu hususta Türkiyenln vaziyeti nedir?
___ Türkiye esas itibârile ticaretin serbesUeşmeslne taraftardır. Fakat başka memleketlerin bu sahada maruz kaldıkları veya kalacakları müşküller Tür kİ-yede daha fazla mevcut olabilir. İthalâtın serbest bırakılması yüzünden tediye muvazenemizde husule gelebilecek açıkların ve borçların uzun vadeli kredilerle karşılanması ve diğer batı Avrupa memleketlerine nis betle iktisadiyatımız daha az i-
BORSA
İıHnbul BvriJHanın S/1/1
Ç E K L E 0
»ta
■TS5 21.30 9U5 21.15
20 JO
20.45
Hofmanla mülakat
— Parlste M. Hoffmanla mühim bir müiftkat yaptığınızı gazetelerde gömük. Bu hususta biraz malûmat verir miriniz?
— Amerika yardan idarecisi M. Hoffman ve onun Avrupa büyükelçisi M. Harrlmanla görüştüm. MHoffmanı Amerikada tanımıştım. M. Harrlnıan ca bildiğiniz gibi geçen sene An-karaya gelmişti. Pariata bulunmamdan bilistifade, Marshaıl yardımının bu İki büyük İdarecisiyle görüşmekten bahtiyar oldum. Kendilerine Türkiyenln iktisadi ve mali vaziyetini izah etlinim ve bilhassa on senedir seferber halde bulunan ve hâlâ bütçesinin yansım milli müdafaasına vermek mecburiyetinde kalan Türkiyenln diğer bütün batı Avrupa memleketleri gibi sulh ekonomisine giremediğini ye bu yüzden İçinde bulunduğu pek müstesna duruma anlattım. Bütün dost Amerika ricali gibi memleketimize çok yakından a-lâka gösteren M. Hofrtnan re M. Harrimanın bu İzahatımı büyük bir anlayışla karşıladıklarına eminim.
% 1 rAİZZİ rABVİLLEB
Kalkınma 1 ■e.-
K.ılfcınma 11 9725
K allanma m 57.80
tM 8 lStlkTBD t 97.85
MS irtıkmn H »TL5
İMİ Demiryolu 97 —
IMS htıkra» L «-
% S FAİZLİ T.MTrb.LEB
1*33 Erlini 3*1®
1338 llrramlyeU İL—
Mili) UÜCUfaa aijo
Demiryolu IV 102J0
□(mlrro!u V 9*—
ŞİRKET HİSSELERİ
Merk«2 Uanltasî 130 —
Lj BinKaıı 35-19
T. Ticaret Bankas'
Arslan Çimento 17-
% AS FAİZLİ TAHVİLLEB
049 tahn-flı 98--
ANADOLU DEMtnVOtP GRüPD
TanvtlJer 1-2 un —
H.sse «netleri % (» İl —
Mümessil senet ra.-
SARftAFLARDA ALTIH
Sanılar
Gulden 39.85 1
TUr* lirası «lao
Sterlin 52J5
Külce
RejM
— Komada bir temasta bulun dunuz mu?
— Hayır. Havalar çok fena ol duğu için Komaya kadar trenle geldim ve uçağa oradan bindim. Tevakkufum pek kısa aflrd*.
— Yardım meseleleri dışında, umumi siyasî -vaziyet hakkında intihanın iğrenebilir miyia?
— Anlaşma ve snih ümitlerinin bu defa daha da azalmış olduğunu esefle gördüm.
Dışişleri Bakanı bu akşam Ankaraya gidecektir.
Kalkütada kanlı nümayişler
Kalkûta 10 (A,A.) — (Afp>:
Polis kuvvetleri bir nümayiş esnasında halkın üzerine ateş açarak 2 kişinin ölümüne ve 36 kişinin, de yaralanmasına sebep olmuştur.
3 gün için sokağa çıkma yasağı ilân r.o>len şehrin kuzey tarafındaki kenar mahaüelar-de devriyeiec dolaşmaktadır
Civardaki ûç Köyde yangınlar çıktığı bir çok yerlerde yazmalar yapıldığı blhiiriiıneic-tedir.
»anue 5
10 Şubat 1950

Evsizleri eü sahibi yapmak için en ideal sistem
Son Posta gazetesinde Brezilya’ya ait bir büyük bina resmi gördüm;
Dünyanın hemen bütün memleketlerinde old'jğu gibi, Sao-Polo şehrinde de duyulan ev buhranını önlemek için, büyük binalar yapılıyor. Her ket ta bulunan dört dairenin geniş balkonları vardır. Bunlardan bahçe gibi faydalanılıyor.
Saydım: 13 katlı bir bina... Önünde de küçük bir park var.
Öyle zevkli bir mimariydi ki, imrendim. Allahın zaten set set yarattığı İstanbul şehrine, arazinin arka plânına, bu »aız binalar ne yaraşırdı. Dalıa ön plânlara daha alçak binalar... Böyle* ce, her balkondan deniz görülür ve hava alınabilir, oh denebilir.
Hemen her tarafında «Bahçeli evler» olacağına, fakir fıkara için, çalışma merkezlerine yakın blok evler olmasını, arsanın ve imalâtla tesisatın daha ucuza çıkarılmasını temenni ediyoruz.
Bahçeli, dağınık evlerin zararları üzerinde çoğumuz müttefikiz. Lâkin devletin Ve milletin gayretleri, boyuna bunun zıdduıadır.
Kat mülkiyeti her nedense çıkarılamadı. Çıkantama-dığı için de şartlarımıza pek uygun gelecek olan bu takdir ettiğimiz binalar yapılıp her dairesi bir evsiz vatandaşa satıl amıyor.
Eğer kat mülkiyeti kabul edilse. Standard kapı, pencere vesair inşaat malzemesi yapan fabrikalar da ister devlet, ister kooperatifler, hattâ ister büyük teşebbüsler tarafından kurulsa, gayeye doğru en ciddi adımları atmış sayılına.
Devlet, evsizleri himaye için ilerde de elbet bazı milyonlar tahsis edecektir. O milyonlar, daha evvel misallerini gördüğümüz gibi, meselâ bir ailenin oturacağı 60-80 bin liralık bina yaptıracak hesapsız vatandaşın yüzde 40 eksiğini doldurmak üzere gax,ri mâkul hisselere ayrılıp heba olmamalı. Ancak en mütevazi şartlarla bina yaptıracaklara istinatgah teşkil etmeli.
Eğer bu «evsizlere yardım kredileri», söylediğimiz gibi, kat mülkiyeti ile ve Standard malzeme ile desteklenirse, Brezilyada yapıldığını gördüğümüz ....................
muazzam vücuda getirebilir, halkımızı toplu mektep, tiyatro, pazar yeri gibi her türlü medenî tesislerimizi bu topluluk sayesinde geliştirebiliriz. Bugünkü nakliye israfından da (hele İstanbul şehrinde) büyük tasarrufumuz olur. Yalnız nakliye tasarrufundan değil, nakliye vaktinden de kâr ederiz.
Sayfiyevâri, dağınık, u, zak, bahçeli evler iyi şeylerdir. Lâkin tam mân asiyle iyi olabilmeleri için memleket ölçüsünde bambaşka bir refah ve bolluk seviyesi istiyor. Otamayınca, sefalet oluyor:
Mektepsizlik, luk, pazarsi21ık, __________
hk, doktorsuz! uk, eczanesİ2-lik, karakoistızluk... Tek kelime ile Sitesizlik...
Şu anda vücuda getirdiğimiz bütün yeni mahalleler aksaktır. Hemen hiçbiri mâkul, iktisadı değildir.
Ancak blok evler, Standard malzeme ve mâkul kredi sistemi ile ideale yaklaşabiliriz.
blok binalarla şehir merkezleri bütün oturtur,
tiyatrosuz-stnemasız-
(Vâ-Nû)
PERTEV
Diş Macunu
Yalnız dişleri temizlemekle kalmayıp piyore denilen ve dişleri tahrip eden diş eti hastalığının da husulüne mâni olur.
hastaneleri
Hastane için münasip arsa aranıyor
E elediye işletmelerinin ıslahı
İşçi sağlığı sigortası kanunu, 4 ay kadar evvel Meclisten çıkmıştı. Kanunun yürürlüğe girmesi İçin işçi hastanelerinin faaliyete geçmesi icap ediyor. Bu hastaneler de henüz kurulmadığından kanunun meriyeti, bu sağlık tesisleri kuruluncaya kadar tehir edilmiştir. İş Bakanlığı, İlk olarak şehrimizde 500 yataklı bir iççi hastanesi kurmağa teşebbüs etmiş ve müna- ı sip arsa aramağa başlamıştır, Arsa bulun unca inşaat süratle yapılacaktır.
Üniversite tıp fakültesi mensuplan, kurulması kararlaştın- i lan yeni İşçi hastanesinin üni- ı verslteye bağlamasını İstemektedirler. Fasat alâkalılar bunu ı muvafık bulmuyorlar. Üniversite hocaları, «memleketin en ileri tıp elemanları blzdedlr, bina- ı enaleyh bu yeni hastane bize ı bağlanırsa hem talebemiz hem 1 de işçi hastalar İstifade eder.» I diyorlar. Buna mukabil işçi hasta tıklarının ve İş kazaları- i nın tedavisinde ileri memleketlerin takip ettiği usuller umum! 1 tedavilerden farklı olduğu İçin | bu branşta yetişmiş doktorların bu hastanede çalışma lan uygun görülüyor.
Bu fikirde olanlara göre faraza çalışırken bir parmağı sakatlanan İşçinin parmağı tekrar eski haline getirilmediği takdirde işçi, sigortadan prim alacaktır. Onun için sakallanan parmak tıbbın bütün imkânlarından faydalanılarak tekrar eski haline getirilmesine gayret edilecektir. Bu da üniversitenin umumi tedavisinden ayrı bir ihtisas İster, deniliyor.
İşçi sağlığı sigortası kanunu, yürürlüğe girince hâlen fabrika ve diğer İşyerlerinde vazife alan doktorların da İşlerine nihayet verilmesi İcap etmektedir. Bugünkü mevzuata göre, elli İşçi çalıştıran her iş yerinin bir doktoru mevcuttur.
Bu suretle şehrimizde 500 kadar doktor fabrika ve atölyelerde işçilerin sağ-lığiyle meşgul olmaktadır. İşçi sağlığı kanunu, zatürreeye kadar her türlü hastalığı sigorta ettiği İçin fabrika doktorlarına artık lüzum kalmamaktadır. Kanunun tatbikinin geri bırakılmasının bir sebebi de budur. Zira şehrimizde İşsiz doktorlar mevcut iken bunlara 500 doktor daha İlâve etmenin büyük güçlükler doğuracağı tahmin ediliyor. Bu mesele İle Sağlık Bakanlığı meşguldür.
Şehir tiyatrosu
Yeni tiyatro tamamlandıktan sonra gelişebilecek
Şehir Tiyatrosu, masrafını geliriyle karşılıyamadığından her sene belediyenin yaptığı nakdi yardımla yaşamaktadır. Şehrimizin büyük bir ihtiyacını karşılayan bu kıymetli müessesenln kendi kendisini yaşatacak bir vaziyete gelmesi ve hattâ bağlı olduğu belediyeye varidat temin etmesi hususunda bazı tetkikler yapılmaktadır. Fakat Şehir Tiyatrosunun gerek Dram, gerekse Komedi kısımlarının bulunduğu binaların bugünkü elverişsiz vaziyetleri tiyatroda İstenilen ıslahatın yapılmasına imkân vermediği söylenmektedir. Bu sebeple Taksimde inşa edilmekte olan yeni binanın tamamlanmasına kadar Şehir Tiyatrosunda Vtenllen gelişmenin mümkün olamıyacağı kanaati vardır.
şehir Tiyatrosunun son bir sene içindeki faaliyeti tesbit e-dllmlştir. Bu hususta müdürlüğünün verdiği göre, 949 senesi içinde .
Komedi ve Çocuk tiyatrosu tasımlarında üçü tercüme, üçü adapte ve 8 sı telif olmak üzere 12 eser sahneye konularak temsil edilmiştir. Bu suretle Dram kısmında fasılasız 210, Komedide 211, Çocuk tiyatrosunda da 47 temsil verilmiştir. Bu meyan-da Komedi kısmında (Paydo3» 139 defa temsil olunmak aure-tiyle tiyatro tarihinde bir rekor tesis edilmiştir. Ve yine bir rekor olarak eserin müeTUrine 7 bin lira kadar telif hakta ödenmiştir.
Geçen bir yıl İçinde Şehir Tiyatrosunun iiç kısmında verilen 488 temsili 221.155 kişi seyretmiş ve 188233 lira hasılat | elde edilmiştir.

Kurtuluşluların haklı dilekleri

isviçreli mütehassısların müşahedeleri Neler tavsiye ediyorlar? — Islahat projesi nasıl tatbik edilmeli?
Belediye, Sular ldaresile Elektrik, Tramvay, Tünel, Otobüs ve Havagazı işletmelerini Lslah etmeğe karar vererek Is-viçreden mütehassıslar getirtmişti. Mütehassıslar şehrimizden ayrılırken bir ay zarfında tetkiklerinin neticelerini bir raporla bildireceklerini söyle-1 inişlerdi.
Belediye ıslahat encümeni' sözcüsü M. Tekin Alp'i ziyaret ederek raporun gelip gelmediğini, gelmişse muhteviyatını sorduk. M. Tekin Alp dedi ki: | — Rapor henüz gelmedi. Yakında geleceğini ümit ediyoruz. Mütehassısların İstanbul-1 da iken üzerinde ehemmiyetle durdukları mesel ele ı aşağı yu-1 kart bizce malumdur.
M. Tekin Alp tan bu hususta izahat İstedik. Dedi ki:
— Bu meseleler çoktur. Hukuki, İdarî, teknik, mali ve içtimai hususlara taallûk etmektedir. Mühim olanları şunlardır:
Hukukî ve bünyeye mütallik meseleler
Mütehassısların kanaatine göre Belediye İşletmelerinde hukuki ve bünyeye müteallik' ıslahat yapılabilirse senede milyonlarca lira tasarruf edilmekle beraber bugünkü aksak-tıkların bir çoğu da ortadan kalkacaktır. Belediye İşletmele- ' rinin bugünkü şekil deve kuşuna benziyor. Bunlar klâsik İdare şekilleri olan imtiyazlı I hususi işletme, devlet işletmesi ve muhtar âmme işletmesi I şekil ve hususiyetlerinin garip bir halitasından başka bir şey değildir. Bu halitada üç ayrı idare şekline alt sakatlıklar olduğu halde hiç birinin tnu-hassenatı yoktur. Mütehassu-1ar, Cenevrede 20 senedenberi tatbik edilen muhtar idarenin hususiyetlerde İyi taraflarını uzun boylu izah ettiler ve şehrimizde tatbikini münasip gördükleri muhtar idare şeklinin ana kanunlarile statülerini hazırlayayak raporla beraber göndereceklerini vâde t tiler.
Münakale idaresi I
— Mütehassıslar Tramvay, Otobüs ve Tünel İdarelerinde ehemmiyetli müşahedelerde bulundular. Bu cümleden olarak bu nakil vasıtalarının aynı hatlarda birblrüo rekabet etmkete olduklarını ve yine aynı hatlarda hususi teşebbüse alt otobüs vç dolmuş gibi vası-| Uların rekabete müessir surette iştirak ettiklerini söylediler. Ve âmme münakale işletmeleri arasında eıı urak bir. koordinasyonun mevcut olmadığını belirttiler Bu husuJta âcil tedbirler almak lüzumu hakkındakı kanaatlerini gizlemediler.
Bundan başka tramvay, otobüs ve troleybüs gib! nakil vasıtalarından hangisinin şehrimizin bünye ve hususiyetlerine, daha uygun ve daha elverişli ve ekonomik olduğunu hususunda uzun boylu tetkikler yaptıktan sonra troleybüsün de iyi taraftarını söylıyerek bu husustaki kat! kanaatlerini, başka memleketlerde alınan neticelerle mukayese ettikten sonra raporlarında bUdircek-leriııl beyan ettiler.
sıkı bir koordinasyona ihtiyaç olduğunu söylediler.
Havagazı idaresi
— şehrimizde gaz istihlâkinin büyük çapta artabileceğini göz önünde tutan mütehassıslar Kur bağ alide re fabrikasının çok iptidai bir holde ol-iduğunu görerek gerek gaz tc-sislerinin gerekse şebekenin derhal ve esaslı bir şekilde ı takviyesi lüzumuna kani oldu-11ar. Havagazı İstihlâki hususunda odun, kömür rekabetini I gözden geçirerek müstehliklere gazın daha İktisadî bir şekll-I de kullanılmasını öğretmek İçin esaslı bir teşkilât kurmak | lâzım geldiğini ve gaz istihlâki I meselesinin mesken ve kalori | dâvalarının halliyle alâkalı bulunduğunu belirttiler.
Sular idaresi
— Şehrimizde su İstihsalinin pek az olduğunu ve ihtiyacı karşılayamadığını gören mütehassıslar, tesislerin yıpranmış bir halde olduğunu, bilhassa (su şebekesinin çok fena durumda bulunduğunu belirttiler. Oerek Terkos fabrikasının takviye edilmesi ve elektriklen-dirilmesl, gerekse şebekede yapılmakta olan ıslahı iyi ted, birler olarak vasıflandırdılar ye bu ıslahatın yavaş yavaş sermaye temini suretlle vücuda getirilebileceğini ilâve ettiler.
Malî ve muhasebeye müteallik meseleler
— Mütehassıslar, elektrik. Tramvay ve Tünel işlelmeleri-le Sular idaresinin nıali bün-
Kari mektupları
Telefonauz polis kulübesi
8 şubat çarşamba sabah saat yedi buçuk sekiz arastada Gedlkpaşada Fırın Sokağında bir evin alt katından yangın çıktı-İhbar için, halk dakikalarca sağa sola koştu. İtfaiyenin telefon numarası bulunamadığı için, İstihbarata telefon edildi, Ondan sonra itfaiye gelebildi. Yangın bastırıldı.
Hamam caddesinin köşesinde polis kulübesi var. İ-çlnde telefon yok. bu ihtiyaç henüz Alâkadarları
Bu
yelerini sakat buldular, müesseseler kurulurken mali meseleler düşünülmemiş hattâ finansmanları hakkında bir hüküm dahi konulmamıştır. Bugünkü hukuki ve bünyevi şekle göre bütçe tanzimi mecburiyeti, muhtar bir muhasebenin tabii ve hakiki şeklide işlemesine meydan vermiyor. Muasır sınai ve ticari teşebbüslerin sıkı bLr bütçe ile Iş-lettlemlyeceğl hususu üzerinde ısrarla duran mütehassıslar, bu yüzden on senedenberl hazırlanan bütçe ve bllânçoların, teşebbüslerin hakiki mali vaziyetlerini göstermediklerini İfade ettiler. Aynı sebepten dolayı maliyet hesapları da sıhhat a rze ünem ek tedir.
Amortismanların çok eksik olduğunu, ilmi manada tecdit akçelerinin bulunmadığını tes-bit eden mütehassıslar, raporlarında mali ıslâhat projelerini hazırlamak İçin bütün t""1* büslerde bir envanter yapılmasını teklif edeceklerdir.
— Mütehassısların tavsiye edecekleri ıslahatı lâyıklle yapmak İçin nasıl hareket edilecektir.
— Bu ıslâhat İşinin kırtasiyecilik ceryanına kapılmamağını önlemek lâzımdır. P-------
için de ıslahat projesinin tatbikine ecnebi mütehassıslardan birini yahut onlarla çalışmış olan Türk mütehassısını vazlfelendlrmelldir. Ayrıca tatbikatı sıkı şekilde takip için umumi meclis azarından bir encümen seçip bu Işt vermelidir. S, G.
günü
tiyatro rapora Dram,
Elektrik idaresi
— İsviçreli mütehassıslar, İstanbulda elektrik istihlâkinin gerek sanayide gerek evlerde gerekse termik sahada çok geri ı olduğunu, blzdeki istihlâk ar, tışmın başka memleketlerdeki İstihlâk artışlarına nispet edildiği «aman hiç mesabesinde olduğunu müşahede ettikten . sonra İsa t nb ulda elektrik la, tihlâklnln büyük çapta lnkl-şafiar kaydedebileceğini ve bu İnkişaf sayesinde halka konfor ve medeniyet sağlanablle-ceği gibi Belediyeye de fazla gelir temin olunabilecelğni, bunun İçin de işletmelerin takviyesinden başka teknik, tlca-. ri ve İktisadi tedbirlere teves-süj etmek lâzım geldiğini söy-ledlier.
Yine mütehassıslara göre tarifeler İlmi esaslara dayanmam aktadır, Gerek münakale gerek elektrik ve gerekse Sular İdarelerinin rasyonel ve ekonomik şekilde işleyebilmesi için
giderilemedi, ikaz ederiz.

İstanbul radyosunda Ney kaldırıldı
Bir çok musiki sevenin anlattığına göre, peçen ayın on beşinden beri, İstanbul radyosunda fasıllar arasında çalmakta olan ney kaldırılmış bulunmaktadır.
Musiki âletleri arasında bir hususiyeti bulunan ve fasıl ahenglnde ciddi bir yer alan ney'ln kaldırılmış olmasının sebebi bir türlü anlaşılamamıştır. İstanbul radyosunun ilk Kuruluşunda her türlü musiki zevkini tattırabileceğl hakkında bir çok ümitler beslenen radyo idaresinin bu garip karan ortadan kaldırarak blzlere yeniden fasıllarda ney dinletmek imkânını vermesini bekleriz. R. T.
Beyazıt belediye kütüphanesi
Dar ve geniş gelirliler
Semtlerine otobiu işletilmesini istiyorlar
yazıl-
Kurtuluş halkı adına mış bir mektup aldık. Bunda şöyle deniliyor: Bir vakitler Kurtuluş - Beyazıt arasında hususi teşebbüse ait altı otobüs çalışıyordu. Fakat her nedense bundan bir yıl önce belediye kararlyle bu otobüsler kaldırıldı. Bu yüzden Kurtuluşluların elinde nakil vasıtası olarak yalnız tramvay kaldı. Halbuki çok kalabalık olan bu muhite yalnız tramvay kâfi gelmiyor. Hususi otobüsler Kurtuluşa seferden menedlldiğlne göre hiç değilse belediye otobüslerinin buraya da İşletilmeleri lâzımdır. Bu hususun teminini kıymetli vali ve belediye baş kanımızdan rica ederiz.»
Aramızda sınıf farkı yoktur, hepimiz biriz» diyorus amma birçok bakımlardan bu iddiamızın hakikate aykırılığı sırıtıyor ve lâkırdı ile Slhıf farkını kaldırmanın pek kolay bir iş olmadığını gösteriyor.
İkinci Cihan Harbinde memleketimizde yeni bir sınıf daha peyda oldu. «Sabit ve dar gelirli vatandaşlar» sınıfı. Bu sınıfı, devlet me-murlariyle aylıklı ve gündelikli serbes meslek sahibi vatandaşlar teşkil ediyor.
Harb ve ic İdarede beceriksizlikler yüzünden hayat şartlarının mütemadiyen artan ağırlığı bu sınıfın o m uzların a yüklendiği için hükümet evvelâ kendi memurlarını tazyikten kurtarmak üzere tedbirler almaiy-çalıştı ve maaşlara bir milD tar zam yapmak suretiyû-bu işi başarabileceğini zaıCN netti. Fakat yaptığı tecrübeler neticesinde bu tedbirleO rin hatalı olduğunu gördiC Piyasada istikrar temini, O günkü fiatlerin aynı seviyM de tutulması becerilemediğtr için zam karariyle beraber fiatler de yükseldi, memut^ lann maaş zamları ihtikâr^ biraz daha şahlandırdı, bt suretle, aylık ve gündelikleH-artmıyan vatandaşların geS>* çim yükü büsbütün ağırlı^ t'-.. -o
On safında memurlaru(D yer aldığı sabit ve dar gelir^g vatandaşların omuzların^ mütemadiyen çöktüren tazi— vikı hafifletmek iğin idaXc> adamlarımız çareler arıyorlar, tedbir denemeleri yapıyorlar. fakat senelerden beri faaliyet rotasını muvaffakiyet sahiline yöneltemiyorlar. Bilhassa müstehlik sınıfın tekasüf ettiği büyük şehirlerde sık sık söylenen nutuklarda ve gazetelere verilen beyanatta sabit ve dar gelirli vatandaşlar dâvası daima tekrarlanıyor, fakat müzmin derdin çaresi bulunamıyor.
Valimiz B. Gökay da işe başladığı günden itibaren bu yaraya parmak bastı, çeşitli tedbirlere baş vurarak deva bulmağa çalışıyor.
Esnaf kontrolünü sıkıştırmak gayretiyle işe baş livan vali, sabit ve dar gelirli vatandaşlara ucuz öğle yemeği temini için geçen gün bir de Belediye Lokantası açtı ve nutkunda, şehrin her tarafında bu şekildeki lokantaların çoğaltılmasına çalışacağını bildirdi.
Sabit ve dar gelirli vatandaşlara karşı gösterilen bu alâkadan memnun olmama tabiidir, fakat âcizane kanaatimce bunlar kâfi değildir. Gayretler birkaç misli arttl-rıLsa dahi muvaffakiyete ulaşmak imkânsızdır.
Şimdiye kadar tatbik edilen usullerin müspet netice vermediği görüldü. Bir de ıı-sul değiştirme şekli tecrübe edilsin, ^övle ki: İdare âmirleri, sabit ve dar gelirli vatandaşları cemiyet içinde miktarı mahdut bîr sınıf olarak ele alıyorlar ve işi bu zaviyeden mütalâa ederek tedbirler düşünüyorlar. Eskiden hakikaten öyle idi, fakat harbden beri bu vaziyet değişti. Havat şartlan ağırlaştıkça sabit ve dar gelirliler kütlesi büyüdü. Bugün memlekette büyük ekseriyeti bu sınıf teşkil ediyor. Kazançlarını ağır hayat şartlarına uydurabilen değişik re geniş gelirliler mahdut bir zümre halindedir, ayıklanması kolaydır.
Bir de şu egeniş ve değişik gelirli» vatandaşları cıvırsak da umumî idare nizamlarını sabit ve dar gelirlilere göre ayarlayıp öbürleri için ayrıca tedbirler arasak nasıl olur acaba?
Cemal Refik
Üsküdar da yeni bir
iskele inşa edilecek Evvelce de yazdığımız gibi şehir hatları işletmesi Üskü-darda yeni bir vapur iskelesi inşasına karar vermiştir. Boğazın en işlek ve mühim bir Is->k.».oİ Ve günde yüzden fazla gemtnln uğrağı otan, Üsküdar iskelesinin daha müsait bir hale getirilerek Beşlktaşa aktarma seferlerinin aksamadan yürütülebilmesi düşüncesiyle hazırlanan plân ve projeler belediyeye yollanmış, ancak bunların tetkiki, şehricllik müte-Bunun hnsaısı Prost’un Avrupadan dönüşüne talik edilmişti. Prost Avrupadan döndüğü İçin yakında bu hususta belediye 11e denizyolları arasında bir mutabakata varılacağı tahmin edilmektedir. Bu takdirde de. önümüzdeki mali yılbaşından itibaren Üsküdarda modem bir iskelenin inşasına başlanabilecektir.
teşeb- eE
1 kCİ‘Sİ
Yaz hazırlığı
RADYO
Buz sıkıntısı çekilmemesi için hazırlıklar yapılıyor
Belediye, önümüzdeki yaz şehirde buz sininim çekilmemesi İçin şimdiden tedbirler almaktadır. Buz fabrikaları 1925 te tesis edilmiş ve o tarih ten beri gece gündüz ve bir atı durmadan çalıştığı için beklenen randımanı hale gelmiştir.
Buz fabrikası yazın halka buz yetiştirmek ’.çln uğraşırken, bir taraftan da her mevsimde ve günün 24 saatinde mezbahada kesilen etlerin dondurulması için de çalışmaktadır. Buz fabrikası son zamanlarda ne mezbahadaki buz depolarını ve ne de yazın şehirde buz ihtiyacını karşılayamaz hale geldiği İçin, belediye bu fabrikanın hem tevsi, hem de tâdil edilmesine karar vermiş ve bu maksatla bir proje hazırlanmıştı.
Tasdik için Ankaradakl alâkalı bakanlıklara gönderilen proje, Erzııi'umda et kombinası kurulmakta olduğu ve orada buz fabrikası depolan bulunduğu İçin istanbulda yeniden bir fabrikanın inşasının muvafık ola* mıyacağı kanaatiyle İade edilmişti. Erzurumda kurulan fabrikanın şehrimize ne dereceye kadar faydalı olacağı malûm değilse de herhalde yazın Istan bula buz gönderemlyeeeğl muhakkak görülüyor. Bu sebeple proje tasdik için tekrar An karaya gönderilmiştir.
On «en evvel açılan Beyazıt belediye kütüphanesindeki kitap sayısı 53 bini bulmuştur.
Belediye, bu kitapların hepsini clltlettlrmeğe karar vermiştir. Diğer taraftan kütüphaneye kitap bağışı da kabul e-dllmektedir. Şimdiye kadar kütüphaneye t;berrû edilen kitap sayısı 1013 C bulmuştur. Bundan başka eski orman müfettişlerinden Talftt Bayrakçı kütüphaneye 2300. eski belediye mektupçularından Osman Ergin de 0 bin cilt kitap hediye et inişlerdir. Bu kitaplar kütüphaneye nakledilmektedir.
maklnalar
veremez
M.00
20.15 □O.M
21.00
».10 »45
22.00
23.45
23.00
3349
23.20
İSTANBUL RADYOSU öğle ve akşam programlan ~ Af ılır ve prgoran Jar.
Haberler.
Şarkılar ve ıcrktılrr (Pl.l. Karışık hafif mOük (Pl.l. Şarkı ve türküler Okuyanlar: HOseyin Mandal. Nadir Hilkat Çulha. Çalanlar Sadi İsılar, irreddln Ökte, Yorgo Bacanos. Serbes saat.
Rumbı ve sambalar (PL). Programlar ve kapanış. Açılı» ve programlar. Dana müziği (Pl». Kemin soloları (Pl.l Tamburla saz eserleri. Salahaddtn Pınar Haberler. Baht ara müziği (PL). Radyo aenfoal orkestrası kon-
Mcmleket havalan Çalan ve söyleyen: Ali Ötercan.
Gelir vergisi saııtl Dinleyici bteklerl (Türk mü-ziğn.
Yahya Kemal fccşatlı hakkında. Konudan. Necdet Evllyagfl. Hafif ara mdzIŞı 'Pil.
Fasıl heyeti konseri -Acem aşl-
Konserto (Pl.l.
Haberler
Dana müziği (Pl.'. Hafif gece mUzlBl (Pl.). Programlar ve kapanı»
ç*Utv
11.00
Susuz evler
Sular İdaresi, susuz evlerin su alması İçin bazı kolaylıklar temin etmiştir. Bilhassa su tesisatının geçtiği sokaklarda bulunan evler pek kısa zamanda suya kavuşuyor. Geçen sene boşlanan bu kolaylıklar yüzünden 2705 susuz eve su verilmiştir. Ayni şekilde bu sene de hareket edilmektedir.
Bu suretle son kayıdlara göre 8ular İdaresinin abone sayısı 36899 a çıkmıştır.
Yahya Kemal Beyatlı hakkında konuşma
Bu akşam saat 21 de İstanbul Radyosunda büyük şair Yahya Kemal Beyatlı hakkında gazeteci arkadaşımız Necdet Evliyagil biç konuşma yaoacak-
nsa lo.oo
18.00
18,30 18. M
10.00 loıs
10»
20 İS
20.10
30.33
»00
ANKARA RADYOSU öğle ve akşam programları Açılı) ve program.
M. S. oyarı.
Şarkılar Haberler.
Salon orkMtMları «alıyor (PL) Ö|le gazetesi.
Film yıldızlarından melodiler (Pl.)
Aktarn programı. Hava raporu ve kapanı».
Afili) ve program,
M. S. ayarı, ince saz «Satarnban faslı! Konuşma.
Sinema orguyla melodiler (Pl.-. M. S. ayarı ve Haberler.
Geçmişte bugün Tarifli Türk müzı£l.
Çeşitli melodiler -PL)
Radyo gazetesi. Serbes naat.
Operetlerden seçme parçalar (Pl.l
Konuşma iTürlc'ıeOe Marahall pUUu).
MdziUc (Pl.l
Opera aryaları (Pl.) Konuşma; B M M. saati. Dan» müzlAI ÇPl.l
M. S. ayan ve Haberler.
Program »e kapanı*
7 30
7.31
7 15
8.00
845
825
8.30
9.00
Yatta »bahiri progrua
M.S. ayan.
Müzik (PL)
Haberler ve Hava rapore. Köçekçeler (Pli
Halli melodiler (PL) _
COnUn programı. *
Halil müzik (PL) Kapanı».
TURAL
OKSURJfill KESER
Bir sene içinde Hale gelen sebze ve meyvalar
Sebze ve meyva hâline son btr sene İçinde 3.773.488 parça halinde 109.515 337 kilo yaş sebze ve meyva gelmiş ve satışları ya pılmıştır.
ı Hâl İdaresi bu mallardan resim ve ücret olarak 755 bin lira
. selir temin etmiştir.
Ölüme sürükleyen sevgi
Bir aşk faciasının tahkikatı sona erdi
Kadıköy cinayeti faili ölürken: «Ne olurdu, Eminenin elinden son yudum suyu jçebilseydim» diyordu
Kadı köyde İbrahimkğa Köprüsü altında aşk yüzünden İşlenen bir facia tahkikatı dün sona ermiştir. İlk anlarda bir hayli esrarlı mahiyet taşıyan bu kanlı maceranın adli tahkikatına nazaran geçirdiği safhaları aşağıya yazıyoruz.
*
Aralarında belki İki, belki bir dakika kadar fasıla bulunan İki cl tabanca sesi... Fakat bu sesin tokluğu ve dolgunluğu, kurşunların oldukça İri bir silâhtan çıkmış olduğunu anlatıyor.
İşte İbrahlmoğa Köprüsü altında bu silâh sesleri patlarken olup biLcnl görebilen iki şahit var. Bunlar da bfrl on dört, diğeri de sekil yaşında iki kız...
İkisi de Uk silâh sesleri üzerine oradan uzaklaşıyorlarsa da, sonradan tabanca seslerinin kesilmesiyle yine hâdise yerine yaklaşmaktan kendilerini alamıyorlar ve az sonra her şeyden bihaber bir tasan kalabalığı. bekçiler ve polisler...
Yerde önde bir kadın, onun daha arkasında da bir erkek kanlar içinde yatıyorlar. Çağrılan cankurtaran otomobili kalkmak üzere olduğu bir sırada, kadınla erkeğin yara yerlerinin vahameti düşünülerek onlara kendilerini kimin vurduğu somlu yor
Genç kadın :
— Beni Nihat vurdu’ diyor. Deha güçlükle konuşabilen punç erkek ise:
— Emineyi de. beni de Nuri vurdu!..
Diyebiliyor, ve nihayet İkisi de Numune hastanesine kaldırılıyor.
Kadıköy savcılığı başyardımcısı Nedim Evliya tahkikatın adli safhasına el koyuyor.
H ı vatın dan ümit kesilmiş bir halde olan erkek. Tahtakalede kantarcılık eden Nihat ZülfL kadın İse Kadıköyönde oturan Emine Dalgıç...
Bunlar evvelce altı ay kadar metres hayatı yaşamışlar, kadın Nlhattan bıkmış ve balık aviy-Je geçinen Nuri isminde bir gençle yaşamağa başlamış..-
Fakat şiddetli sevgi bu. Nihat gönlünü btr türlü Emlne-den ayırâmamış ve onun peşini bırakmamış- Fakat kadın artıl o taraflı değildir.

Tahkikata tl koyan savcı, bir taraftan hâdise yerini kordon ahma atanarak burada a-raşljrmaiar yaptırıyor, diğer taraftan da Nlhadın:
— Bizi Nuri vurdu! diye ortaya bir iddia atmış olması tl alayişiyle zabıta memurlarına Nu-riyi yakalattırıyor. Nuri, sorguya çekilince, filhakika Emine Ue beraber yaşamakta okluklarını ve evvelce Emmenin Nihaili yaşadığım bildiğini, fakat böyle bir cinayetten haberdar olmadığını ve bu vakanın olduğu saatte de denizde balık a-vıyle meşgul olduğunu söylüyor ve bunu ispat ediyor
Filhakika, faciayı gören sekli ve on dört yaşlarında iki. luz da Emineyi vuran adamın, kıta bir müddet sonra düşerek vurulduğunu anlatıyorlar Nuri, bu seklide üzerine atılan cinayet İftirasını borlara* ettikten sonra, cinayet yerinde yapılan araştırmada: iki boş kurşun kovanı ve tabanca ele geçiyor, bu kurşun kovan! arının biri, E-nıinenfn sırtından girip kalbinin altından seyrederek göğüs kısmından çıkmış olan, diğeri de Nlbadıa göbeğinden girerek arkasından çıkmış bulunandır Bu kovanlar bir ehlivukuf tetkikiyle. Nlhada alt olduğu anlaşılan tabancaya tatbik edilince. o tabancanın, kurşunlan olduğu meydana çıkıyor ve bu suretle bu İşin tek failinin kantarcı Nihat olduğu tahakkuk c-dlyor
4
Nihat, sevgilisi Emine Ue son buluştuktan yer olan Niimune hastanesinde can verirken:
— No olur, son defa olarak Emin cnin dinden bir yudum stı lçebilseydlm!
Diye hayata güzlerini kapayıp gidiyor
Bu aşk faciasının tahkikatım, yapan savcı, hazırlık dosyasını bir «ademi takip* karariylc kapatmıştır
Emine Dalgıç. hâlâ Niimune hastanesinde, ölüm tehlikesini henüz tam mânâsiyte atlatmamış vaziyette yatmaktadır
Nuri İse, onun birgün iyileşip yine kendine döneceği ümidiyle muayyen günlerde hastanede Emineyi ziyaret etmekte ve ona olan bağlılığı gittikçe kuvvetlenmektedir
Remıi TOZANOĞI.V
UiBobu) B4İv(Utwi Ş«l>t» Tlr«>r(
Bu ak şam
Sd&t 20.30 da
DRAM KISMİ
TEBEŞİR DAİRESİ
Yazan: KJabund Türkçesl: M. Baslr
KOMEDİ KISMI
HANIMLAR TERZİHANESİ yazan: Georges Feydau
Tiirkçesl: Mahmut Yesari
Tefrika No 40
Nazlı, kapıyı kapatarak sırlını kanada verdi. Muvazenesini bulmağa uğraşıyor gibiydi Gözlerinde nefsiyle mücadelesi okunuyor, bir rüyadan uyanmak İçin kuvvet sarf ediyormuş intibaını veriyordu.
Birdenbire sarhoş kafacığın-da nasıl bir hercümerç oldu? Ne hükmetti? Muvazenesini bulmaca uğraşırken nefis kontrolünü büsbütün elden kaçırmış olmalıydı kİ. kab*mı karyolanın üzerine fırlatıp doktorun kurağına atılırerdl. Dizlerine oturup kollarını onun boy nuna doladı; nefes nefese minktendi:
— Hiçbir kuvvet beni sizden ayıramıyacaktır. Beni sizden hiçbir şey soğutamıyacaktır. ölürken Korsalar son arzumun ne olduğunu. «Doktor Osman ö-■nerli bir kere dudaklarımdan öpsün!» diyeceğim
Ve bu öpüşü dlJlyerek dudaklarını doktorun dudaklarına yaklaştırdı:
— Kuzum, öpün beni bir kere... Unutun ahlâk hocası olduğun uzu!.. İsterseniz benim de,'
Vasat bir kulüp birinci takım haline nasıl gelir?
İki kişinin bilgili liderliği bunu temine kâfi geliyor
Lavtan'la Carter bundan beni» iki yıl evvel İngiliz Iııibö-lunun en ön plandaki yüdrrlan idiler. Her ikisi birinci küme kulüplerinde. Lavton Chelsca', da ve Carter Derby C'ounty takımında oynamaktaydı. İngiliz milli takımı seçilirken veya milletlerarası temaslarda, isimleri hemen hemen otomatik olarak takım kadrosunda yer alırdı 194Ö-1Ü49 devresinde LawUn 8 ve Carter 6 kere milli takımda oynamışlardır. Her İkisi, hemen hemen 10 yıl müd-, detle milletlerarası futbola fasılasız hükmetmiş olan İngiliz
leydi.
Lvvvtonun kulübü ele aldığı İJk tam mevsim zarfında 11948-949i Notta County kümenin on-blrinclllglne tırmanmış, oynadığı 43 maçtan 19 unu kazanmış ve S inde berabere kalmıştır. Aynı mevsim zarfında takım. kupa maçlarının dördüncü turuna kadar dayanabilmiş* lir. Lig ve kupa maçlarında Lavtoıı şahsen 24 gol atmıştır.
ziranda Rio dünya kup. memleketini mümkündür.
Bu İlk neticeler memnunluk verici olmakta beraber, pek şahane sayılamazdı. Fakat bu mevsim iş değişmiştir Turnu-_______________________ -______ çahta açılışından itibaren Notts mini takımının temel direkleri County, kümenin öncülüğüne idiler. Santrfor Lavrion haki-''ırİ!un>4 ve orada tutunmuş-katte futbol tarihçesinin en ve- tur-rimll gol krallarından biridir. | Kulüp, hemen hemen hiç ye-Sağlç mevkiinde oynayan Car-(nilmeuıiş olmak rekorunu ınu-ter de L.awton'dan aşağı kal- halaza edebilirse, gelecek mev-mayan bir oyuncu idi.__1 sim ikinci kümeye terfi etmesi
Oerttn 1W KaaıaumlB Law- mümkündür. Lavtamın tnlum-ton atanca kümde bocalnjan d!»tl mevcudlyeıl mıbol ms-Kolls Cmmıy İnkıımm. Iram-,rakllla™' K°“« Conntfnln Ter olmakla memlekette Kente maçlarına mıknatıs gibi ,ek-ölçüde heyecan yaratmıştır. 6 mekledlr. Meselâ takımın, ge-ay sonra Carter diğer bir uçun- çenlerde MUlnall'la yaptığı cü küme takımına. Hull City maç 42.076 seyirci toplamıştır, kulübüne oyuncu-antrenör gir- Bu ise üçüncü küme takımları ineği kabul etmiştir. O zaman, arasındaki maçlar için hemen futbol meraklılarından bir çok hemen bir reokr teşkil etmek -kimselere. bu yıldız oyuncula- tedir.
nn böyle tâli kulüplere bağlan-1 mM.tr. son «trrdde e«rlp en-1 ”(’"K >"™i">lnl« laartarr rünmû^ta. Fkkat bunlar ne 6 ma'la ■W™!» ™-
japbkLrrm. biliyorlardı |kit bnlmmstor. 1MS-M mevsl-
|mlnde de son defa olarak en-Evvelâ Lavton'un durumunu terna.syonal olmuştur. Bununla İnceleyelim. Notts County fut- beraber bu mevsim zarfında bol liginin en kıdemli kulübü- Ingiliz milli takımında yeniden dür. 1862 de kurulmuş ve 1894 oynaması kuvvetle muhtemel te futbol kupasını kazanmıştır, olduğu gibi, önümüzdeki Ha-
Kiimes hayvanlarının terakki ve tekâmülleri
Avrupada tavukçuluğu çok ileri götüren iki memleket: Danimarka ve Ingiltere
Varan: Cafer Fahri DİKMEM
Lavtan böylece bir taraftan Notta County’yi kurarken, Carter de Hull City takunı İçin aynı şeyi yapmıştır. Menacer ve kaptan sıfaLUe Carter'İn takımda yaptığı değişiklikler neticesinde Hull City geçen mevsim oynadığı 42 maçta yalnız dördünü kaybetmiş ve üçüncü kümenin başına germiştir Bu mevziin ikinci kümeye terfi etmiş olan Hull City şimdiden liderler arasındadır. İkincilik İçin Bheffleld Wrthıesdayie Çekişmektedir.
Böyleçe Lavvtonla Carter, bir takımın, takım a rks duşların m İtimadını ve seyircilerin sevgisini kazanmış mahir bir kaptanın kumandasında nelere muktedir alacağım bir kerre daha ispat etmişlerdir Carter* in Hull CHy*ye tayinini müteakip diğer 3 kulüp de aynı yolu tutturmuşlar ve oyuncu -antrenörler angaje etmişlerdir. Don Caster kulübü Peter Do-herty’yl, Cristal Palas Ron Rooke'yl ve Mansfieltt takımı Fred Sleele'i almışlardır.
Avrupa ve Amertkada kümes hayvanlarının temin etlikleri ticaret, terakki ve tekâmülleri tavukçuluğun ilmi bir sanat haline getirilmesi Ue olmuştur. Kümes hayvanlarının beslenmesi pek eskidir, tik göründüğü ve beslendiği yer Çin ve Hindistan taraftandır. Ve dünyanın her tarafın* yayılman gene muhaceret neticesinde olmuştur-
19 uncu asrın ortalarına ka dar tavuk besleyip et ve yumurtasından istifade edilmesine hiç ehemmiyet verilmezdi. Yalnız bazı meraklılar tarafından süs ve bazı nişaneleri uğur sayarak beslerlerdi. Daha sonraları döğüşken, çok Öten cinsler yetiştirirlerdi. Bu sebeple o devirlerde beslenilen tavuk, hindi, kaz ve ördeklerin vücuttan yabani yaşıyan ecdatları gibi ve vücuttan küçük ve ancak nesillerini muhafaza İçin yavru yapacak kadar yumurtlarlar İdi
Daha sonraları 19 uncu as .m nihayetine doğru kümes hayvanlarının et ve yumurtalarının gıda hususundaki kıymet, fayda ve nefaseti anlaşıldıktan sonra her tarafta kümes hayvanlarının et ve yumurtalarının arttırılması İçin cinslerinin ıslah ve teksirine başlanmıştır. En ziyade Kuluçka makinelerinin keşfi ve çok kullanışlı makinelerin vücuda getirilmesi sa-
yesinde kümes hayvanı. z çoğaltılmasına muvaffak olunmuştur.
Tavukçulukta muvaffak olmak İçin her sanatta olduğu gl bl tavukçuluk sanatım de bilmek şarttır. Bu «anatm öğrenil meal kolaydır. Her yaşta genç, yaşlı, kadın erkek her kes öğrenebilir. Tavukçuluk sanatı ancak ilmi tavukçuluk ve ziraat mekteplerinde, tavukçuluk müesseseler inde ve tavukçuluk yapan çiftliklerde yapılan işleri görmekle ve ders almakla a-meiî olarak öğrenebilirler. Bunun için her hükümet bidayette büyük fedakârlıklar ihtiyari-Ic çok kârlı, lüzumlu olan bu 1-şl halka öğretmeğe başlamıştır.
Önce Uk mekteplerde okutulan kitaplarda kümes hayvanla (Arkası 8 inci sahifede)
SARAY’da
13 şubat pazaruısi saat 21 de
KEMAN VİRTÜÖZÜ
İDA HAENDEL
TEK RESİTALİ
Piyanoda
FERDİ STATZER
Biletler satılıyor.
I İli/
IB ıs?
Bütün tarih muharrirlerimizin iştiraki ve aile hâtıra arşivlerinin yardımı ile meydana gelen «RESİMLİ TARİH MEC-
MUASI» matbuat âlemini fethetti. îki günde tamamfle kapışıldı. Kış gecelerinde zevkle okunan mecmua, herkes ve hatla öğrenciler için de bir bilgi kaynağı oldu. Yıllık abonesi ceş Uradır. Tekrar kapış.iması ihtimaline binaen abone usulü tavsiye olunur.
BAYİLERE NOT: Birinci sayısının İkinci baskısı tamamlanmak üze-
redir. İstedikleriniz bir kaç güne kadar yollanacaktır.
İKİNCİ SAYI ÇIKMIŞTIR. Flati ElLi Kuruş
SEVİM KOCAMAN
Ue NEJAT KOZIKOĞLU •
Nişanlandılar.
9/2/1950
2/1950 |
MUAMMER KARACA OPERET'
Maksimde
Saat 20.30 da
SİZİN SOKAK
Matineler: Carcar «si pazar iö te Pazartesi Akşamı Kadıköy
Opera’da
İst. Filarmoni Derneği 1949-50 mevsimi abonman Senfonik Konser
Modern Türk müzik eserleri festivali
Şef ve Kompozitörler: NECtL KAZIM AKSES ULVİ CEMAL ERKİN AHMET ADNAN SAYGUN CEMAL REŞİT REY Solistler : FERHUNDE ERKİN ve SALDARELLİ
16
ŞUBAT
PERŞEMBE
SAAT
18.30 da
Biletler gişede satıhyorı
KON


Nazlı olduğumu unutun... Herhangi bir kadına sarılır gibi bana sanlın.,. Ah, doktorcuğum bu kadar taştan insan olmaz!
Erkeğin vücudunda İsyankâr bir geriliş ve kollarında iradesinin katılaştığını sezdi. Heyecanı o mertebeyi buldu kİ. gözlerinden yaşlar kaymağa başladı:
— Ben sevilmiyccek kadın değilim kİ... Şaşıyorum size beni nasıl sevmezsiniz'-'... Sizi sevdiğimi bilir de yine sevmezsl-niz... Halbuki sevilmediklerini bile bile beni seviyorlar. Dok-torcuğum, «Ben de seni seviyorum, de... Fakat sevmlyormu-şum gibi görünmem lâzım da onun için böyle soğuk duruyorum» de... Dlylver ne olur? Bilseniz bana ne büyük İyilik yapacaksınız. Beni nelerden, nelerden kurtaracaksınız.
Yanağını, onun yanağına yasladı. fısıldadı:
— Bir heykele can vermek belki mümkündür ama, sizin kalbinize aşk çarpıntısını vermek lmkâsnız...
Bir eliyle ters bir şey söylemesine mâni olmak İster gibi ' doktorun ağzınj kapatmış; ii-
I
_y
5/

ÇERÇEVE DIŞI
---YAlANi NİHAL SAPAM.AÎA^AL! -
AŞK VE MACERA ROMANI
bur eliyle de titreye tltreye onun başını kendirin çekiyor, boynunu sıkıyor, daha sıkıyor, daha sokuluyor.
Osnıan Ömerli, dört bucaktan ayni kuvvette esen fırt maların ortasında birinden ötekine sürüklenerek hayatının en güç ânını yaşıyor. Sevinç, saadet, hiddet, arzu, gurur, inkl-yad... (Allahım, aklım sana e-manetla denilen on İşte bu andır.
Ansızın, koltuğun kenarlarında katılaşmış kollarına can geldi. Bu kollar, Nazlının beline, derken göğsüne, derken o-muzlanna kadar tırmandılar. Elleri onun kadifemsi cildini buldu. Sonra, bir lAhZalık tereddüt... Artık İradesi yalnız seyircidir. Onu sevkeden İnsiyak... İnsiyakının vereceği
hüknıç boyun eğecek. Nazlıyı ya kendine çekecek yahut geri itecek.
Geri nu.
Yüzü dudaklarına kadar bem beyaz kesildi. Gözlerinde cinnet parladı. Boynunda sıkışan kollan can havliyle çözerek kadını dizlerinden itti, ayağa fırladı. Bıı kurtuluş hamlesi sırasında konuşabllscydl eğer, herhalde bir daha tamiri mümkün olmıyan şeyler söyliyecek ve Nazlıyı belki bütün ömrünce kaybedecekti. Lâklr., kendine has bir süratle itidalini bularak ağır ağır pencereye yaklaştı. Perdeleri sıyırdı ,geceye baktı. Nazlıya da toparlanma payı a-yırıyormuç zannmı uyandırıyordu. Sonra yavaşça başnu çevirdi. Munis bir ifade 11e:
— Bu geceki taşkınlığını sar-
hoşluğuna veriyorum. — dedi. — Bana söylediğin sözleri unutacağım.. Temenni ederim kİ. sen de unutasın.
Ve. ara kapıya doğru bir adım attı.
Nazlı karyolanın demirlerine tutunmuş, dehşet İçinde onun hareketlerini takip ederken, doktorun odadan çıkmak üzere olduğunu farkedince, daha evvel davrandı; ara kapının önüne dikildi:
— Gitmeyin doktorcuğum... Beni bu halde bırakıp gitmeyin... Een size nc yaptım’. İstesem de ne yapabilirim?. Size sevdiğimi söylemem günah mıdır?
Osman önıerll, ağır ağır başını salladı:
— Günahtır . Öyle masum hisler varda kİ, dile getirildik-
leri anda bir günah oluverirler.
— Neden günah olsun, doktorcuğum?... Beni siz* sevmekten, kim .kimler, oangi ahlâk kanunları menedebilir?... Sis benim ney İmsiniz?... Kimimri-nlz?
— Ben, senin dostun, hocan, ağabeyin...
Bütün vücudu asabi titremeler İçinde, Nazlı, hâlâ kapının önüne gerilmiş duruyor. Sanki birdenbire sarhoşluğundan ayıldı ve şu okun yerden fırladığı anı idrak etti de düvasını son bir ümitle kazanmağa çabalıyor.
— Evet, dostumsan uz... Teşekkür ederim... Fakat, öteki sıfatlan siz kendiliğinizden edindi iseniz benim ne suçum VRr? Ben, sizi bir zaman yalnız hocam ve ağabeyim gibi görmedim. Size dalma sevgilimmişsiniz nazariyle baktım... Kendimi bu fikre alıştırdım.
Doktor .mûtat soğukkanlılığı ile cevap verdi:
— Senin bu derece ahlâksız oluşunu havsalama sığdıramıyorum.
Öfkelinse, takoUa*». bağırsa, ■
bu sözleri hiddet kasırgaları a-rasmda kendini kayoetmişçesi-ne haykırsa Nazlıya bu kadar tesir eCmiyccekü. Fakat, onun sakin tavırları genç kadını çileden çıkardı:
— Ahlâksızlık başkalarmı aldatmak, katakulli oynamaktır. — dedi. — Ben kimi aldatıyorum?... Ahlâksızlık, sinsiliktir, iki yüzlülüktür, riyakârlıktır dersiniz siz... Ben. bilâkis cesaretle konuşuyorum Size. £İri sevdiğimi itiraf ediyorum.
Bir adımda doktora yaklşatı. Elleriyle ona tutunmak istercesine bir hareket ynptL Derken vaz geçil. Ve hıçkırıklaruıı güçlükle boğarak:
— Asıl ahlâksızlık sizin yaptığınız gibi hür ve üvare insanları ahlâk kaidelerinin tuzağına düşürmektir. — dedi. — Bunun biçare bir kuşu öksele-yip kafese tıkmaktan, bir Çinli ayağını kalıba sokmaktan ne farkı var?... İşte yürüyemiyo-rum... Tabii şekilde yüruyemı-yorum... Yürümek istiyorum, yürtiyemiyoruın. Hakikaten ahlâksız olmak istiyorum, olamıyorum.
«Arkası var)
Dünyanın harb sonrası sıhhi durumu
Milletler arası Kızılhaç komitesinin 4 senelik tetkiki neticesi
Tiftik piyasası
Fiyat yüksekliğinden eski hararetini kaybetmiş bulunuyor
Vaziyet Avrupa memleketlerinde iyi bir cereyan almıştır. Uzak Doğuda ise ümit verici değildir
Son günlerde şehrimizde ttf-ttf piyasası eski hararetini kaybetmiş bulunmaktadır. Bunun sebeblerlnden biri, tüccarın deblokaj İçin fazla prim
Harp sırasında Avrupa ve Asyadaki sivil halkın sıhhi durumu hükümetler için derin bir endişe konusu teşkil etmiştir. Bu itibarla milletlerarası kuuihaç komitesinin tıp şubesi ■harp yüzünden zarar gören memleketlerde sivil halk arazındaki sıhhat şartlan’' adı verilen şümullü bir tetkike girişmiştir. Etüd 1946 da başlamış ve geçenlerde bitirilmiştir. Bu maksatla 5 rapor hazırlanmış olup, sonuncusu, bu yılın. Ağustosuna kadar muhtelif dünya memleketlerindeki sılıtû şartlara aittir.
Rapordan doğum, ölüm, çocuk veilyatı ve diğer hayatî İstatistikler hülâsa un fakat et-ralb bir şekilde gözden geçirilmiş ve aynı samanda tıbbi servisler, hastane kolaylıkları, veba, malarla ve tüberküloz gibi muayyen hastalıkların dünya sıhhati üzerindeki tesirleri incelenmiştir. Tabla, tiyle bu etüd bilhassa hekimleri ilgilendirecek mahiyettedir. Fakat tıbbi bir etüd, sosyal muhit göz önünde tutulmaksızın hiç bir zaman yapılamıyacağı cihetle, raporlar bu ha kundan hekimlik ilmiyle ilgili olmayan halkı da alâkadar edebilir.
Raporlarda, umumiyet itibariyle iyimser davranılmakla beraber harbde zarar gören memleketlerdeki sıhhat probleminin vüs'atiyle el'an yapılması icabetten yeniden imâr ve kalkındırmanın önemi gözden kaçınl-marr.ıştır. 23 Memleketle yakılan etndler neticesinde toplanılan İstatistik malûmat, harb yüzünden dünya sıhhatinin ne dereceye kadar sarar gördüğü açıkçı belli oin'.aktadır. Fakat tetkike dayanan kısmi neticeler İhtiva eden 5 inci ve son raporda cesaret verici bir kayda tesadüf c dilin ektedir : Harb yüzünden zarar gören Avrupa memleketlerinde sıhhi şartlar çok terakki etmiş olup halk, harb sonunu takıp eden İlk aylara tayasen İaşe, giyim ve dolayısüe hastalıklara mukavemet bakımından daha iyi durumdadır. Bununla beraber müterakki duruma rağmen, uzun müddet yiyecek darlığın» maruz kalmış Avrupa memleketlerindeki çocuk ve gençler hâlâ bedenen vasatın altında-
Asyada
Asya'da durum değişik olup, değişik faktörlere göre mütalâa edilmesi lâzımdır. Bu kıtanın çok geniş bölgelerinde, urun zamandanberi zaruret ve gıdasızlık adetâ normal telâkki edilmiş ve bazı salgın başatlıklar hüküm süre gelmiştir Şimdiki manzara da, hiç bir bakımdan ümit verici değildik. Doğu ve Uzak-Doğu miHetlert-nln asil gıdası olan pirincin dünya istihsali henüz harb evvelisi »eviyeye yükselmemiş, bilâkis elan devam etmekte olan silâhlı münazaalar yüzünden bir çok memleketlerdeki mahsul daha da azalmıştır
Buna mukabil 1939 danberl AsyadaH nüfus takriben 85 milyon artmıştır.
Gıda m ad d elerinin protein ve vitamin bakımından fakir bulunduğu bu yüksek bölgelerde. hastalıklara karşı mukavemet de bu nokran yüzünden düşüktür.
Tetkikte toplu hicret meşelerine büyük bir önem verilmiştir. Tetkiklere sahne olan hemen hemen her memlekette mülteciler meselesinin kalkınma ve daha yüksek hayat standardına ulaşılmasını geciktiren en büyük faktör olduğu nettee-*ine varılmıştır Harb bltell-denberi 4 yıl geçmiş olmasına rağmen, mülteciler meşeleri hâlâ halledilememiş ve yersiz yurtsuz kalan şahısların sayısı tedricen ve fanila»* artmaktadır Mültecilerin, sıhhi şartlar bakımından ja diğer halk sınıflarına kıyasen çok daha kötü durumda oldukları lesbit edilmiştir, Bu bakımdan hastalıkların yayılmasında vq hayat standardının düşük seviyede kalmasına bir faktör teşkil et-
mektedirler. Etüde eeos teşkil eden raporlarda mülteciler meselesinin yalnız maddi değil, manevi bir sosyal facia olduğu da kaydedilmiştir.
Batı Al manyada
Raporda. Batı A İm ariyadaki gıda durumunun tedricen düzelmiş oluğu, memleketin görünürde yeniden hayata kavuştuğa ve halkın, d aba iyimser olduğu kaydedilmiştir. Bari Almanya halkının umumi sıhhati şimdi memnunluk verici olarak vasıf landırılabüir. >0 üfi 19 yaş arasındaki çocuk ve gençler gıda darlığından en fazla zarar gören yaş gruplandır. Alman öğretmenleri bu yaştaki çocuk ve gençlerin, soğuk almalara karşı düşük bir mukavemet gösterdiklerini, zihinlerini kolaylıkla derslerine temerküz ettiremediklerini, sinirli olduklarım ve çabuk yorulduklarını tesbit etmişlerdir. Bununla beraber. Bata Alman-yanın her tarafında harb sonrası yıllan zarfında çocukların sıhhatlerinde belirli bir düzelme yer almıştır, fakat bu memlekette de mülteciler meselesi terakkici meyli frenlemektedir.
Batı Almanyada takriben 13.000.000 mülteci ve yerrii yurtsuz kimse bulunduğu tahmin edilmektedir. Bunların büyük bir çoğunluğu Alman olup, «kaçak mülteci» tasnifine girmektedirler. Yani bu şahıslar, halen yaşamakta bulundukları işgal bölgesine diğer bir bölgeden kaçarak sığınmışlar ve resmi kayıtlara geçmemişlerdir, tnriiis İşgal bölgesinde bu tasnife giren 3.800.000 yersiz yurtsuz kimse yaşadığı anlaşılmakladır. Bu rakkaır. gittikçe yükselmektedir.
Yunanistanda
Etüde göre. Yunanlstanda sıhhi durum, iç harbin doğrudan doğruya ilgilendirmediği bölgelerde daha parlaktır. Memlekette girişilen DDT kampanyası hakkında bazı dikkate şayan rakkamlar zikir ve malaria vakalarının misli görülmemiş derecede azaldığı kaydedilmektedir. Bir memlekette maJartanın yok edilmesi, bilhassa tüberküloz bakımındın önemlidir, zira malana ve gıdasızlık yüzünden zayıf düşen bir halk arasında tüberkülozun çok müsait bir semin bulduğu tesblt edilmiştir.
Y un anlatandaki gıda durumu el’an ıslaha muhtaçtır. Çete harbi yüzünden zirai istihsal ciddî surette azalmıştır. Taşra, halkı köylerinden kaçmışlar ve şehirlere sığınmışlardır. Bu göçmenlerin durumu büyük' güçlüklere yol açmaktadır. Yunan knalhaç cemiyeti dispanserler ve hastaneler açmış, fakat bütün vakalarla uğraşacak maHrli ImkAnlarrlnn mahrumdur. Memleketin bir çok kesimlerinde asayiş ve emniyet yenicen kurulmuşsa da, mültecilerden bir çoklan yurtlarına dönememektedirler. îç harp sıracında evleri yıkılmış ve tarlaları o derecede zarar görmüştür M. yeniden münblt bir duruma girebil meal yıllara mütevakkıftır.
Buna benzer şartlar Asya'da çok daha geniş ölçüde hüküm sürmektedir. Hindistanm İkiye ayrılması yüzünden şimdi Hta-d ıs tan da 4 milyon 500 bin te Paklslanda 4 milyon göçmen ve yeraltı yurtsuz kimse bulunmaktadır Her iki memleket, Kc.şnürden göçmeleri melhuz 2 milyon kadar nüfusu da muhtemel olarak paylaşıp ba-nndıracaklandr Hindistanm taksimi sırasında, Keşmir’in muslüman halkının mühim bir kısmı korkunç meşakkatin» ye sayısız can kavbı pahasına yüksek dağ geçitlerinden aşarak ve v âdileri takiben Bari Pıınjab ve Pakistan» sığınmıştır. Miitarekedenberi durum hatifçe düzelmiştir. Rapora göre, Keşmir mültecilerinin bir kısmı yurtlarına doıımek üzere yola çıkmışlardır. Fakat Keş-mir'Ln geleceği hakkında ki kararsızlık yeniden yerleşme ha-
temin edememesi, diğeri, ve ® möhlmmi de tiftik fiyatlarının senelerdenberi görülmemiş bir seviyeye varmış olmasıdır. Filhakika tiftik fiyattan adamakıllı yükselmiştir. Bu sebeble şehre hâJâ mal gelmekle beraber. satıcılar yüksek fiyat İstedikleri için, alıcı bulamamaktadırlar. Son satışlarda oğlak cinslerin fiyatları 450-500 kuruşa, ana mallar işe 350 kuruşa kadar çıkmıştır. Hâlen yurtta 8-10 bin balya tiftik stoku vardır. .
Diğer taraftan tiftik fiyatlarının artık düşmeye bavlıyacağı tahmin edilmektedir. Çünkü 15 yıl danberl bu derece yüksek bir fiyat seviyesi görülmedikten başka yapılan tetkiklere göre de önümüzdeki tiftik mahsul kırkımı Nisan ayında başlıyacak ve miktar İtibariyle geçen yıla nazaran yüzde on nisbetinde fazla olup beş mü-yon kiloyu aşacaktır.
Sağlık şûrası
İlk toplantisıro dün yaptı
Ankara 9 (AJL) — Yüksek Sağlık Şûrası bu yılın birinci kanuni toplantısını bugün saat II de Sağlık ve Sosyal Yardım Rakam Dr. Kemali Bc-yaoVın başkanlığında Ord. Prof. General Dr. Tevili Sağlam, Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman Uzman, Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gök ay, Ord. Prof. Ddr. Tevfik Remzi Ka-zancıgll. Prof. Dr. Salm Ali Dilem re, Prof. Dr. Murat Can-kat, Prof, General Dr. Zeki Hakkı Pamir, Prof. Dr. General Zeki Faik Ural. Milli Savunma Bakanlığı Sağlık İşleri Dairesi Başkanı General Dr. Kiıım D&mlacı, Bakanlık müsteşarı Dr. Ekrem Tok, Danışma ve inceleme Kurulu Başkanı Dr. Ali Süha DelUboşı, Sağlık işleri Genel Müdürü Dr. Arif Anıl ve Sosyal Tardım İşleri Genel Müdürü Dr. Seyfettin Okan’ın Lyt-iraklle yapmıştır.
şûranın gündeminde (31 adH ihtikar mevzuu Ue (221 meslek hastalığı, ayrıca Bakanlıkça hazırlanan kanun ve tüzük taşanları ve yurdun bulaşıcı hastalıklar durumu Ue diğer sağlık konularının incelenmesi vardır.
Frankfurt fuarı Martta açılacak
Harp dolayısile bir kaç sene-denbcrl açılomıyan Frankfurt fuarı önümüzdeki İlkbaharda yeniden kurulacaktır. Bu hususta şehrimize gelen malûmata göre fuar 19 Marttan 24 Marta kadar devam edecek ve 13 muhtelif memleketten 4ûû çeşitli firma mofiannı teşhir edeceklerdir. Almanyad» başka bu fuara Türkiye, İsveç, Danimarka, Hollanda, Belçika, Fransa, İsviçre, İtalya. Avusturya, Çekoslovakya, Yugoslavya ve Birleşik Amerika iştirak etmektedirler.
re ketini gecik t irmektedir.
Etüdde, dünya harbinin se-beblyet verdiği tahribata dair bir çok vakalar zikredilmektedir. Bu meyanda, halen devam etmekte olan soğuk harp da geniş ölçüde sararlar vermektedir. Kızılhaç tarafın d» toplanılan malûmat ve rak-kamlardan, umum! durumda bir salâh bulunmakla beraber, gelecekte elan uzun bir mücadelenin mevcut bulunduğu belirmektedir. Şimdiki mazarrat kaynaklan yok edllebiHrae, ödevin nlsboten kolaylaşacağı şüpbeetaÜL
Bir tokat ve bîr boks maçı
Ingiliz kibar ailelerinin basında gelen Marlborough dükü, geçen akşam Londra'nın meşhur lokantalarından birinde yemek yerken içeriye Owen Cunningham adında bir bahriye zabiti girmiş, hiç bir söss söylemeden düke bir tokat aşkelm iştir.
ingni2İer hususi davalarını halk arasında haltelmcğc çalışarak başkalarını rahatsız etmekten çekinirler Bu sebeple dük mukabele etmiyerek kalkmış, bahriye zabitini dışarıya çıkmağa davet etmiştir. Burada iirhri arasında muntazam bir boks maçı olmuş, maçı dük kazanmıştır. Dük 52, zabit 36 yaşında idi. Maçtan sonra dük yerine dönerek yemeğine devam etmiştir.
İngllterede düello adeti yoktur. Esasen boks maçı İle mesele halledildiğinden düelloya lüzum da kalmamıştır.
Marlborough, ChurchiH’in mensup olduğu,ailedir.Churchlll büyük evlât olmadığından dük payesi alamamış, bu paye büyük biraderinden onun oğluna geçmiştir. Marlborough dükünün büyük oğlu Marki de Blan-ford'un kralın İkinci kızı prenses Margaret’le evleneceği geçende söylenmişti.
Lokantadaki hadisenin sebebine gelince, bu malûm olmamakla beraber bir çoklan bir kadın meselesi olduğunu iddia ediyor.
Üçüncü mevkide seyahat
Ingiliz orduları sıhhiye reisi general Noel Kautlle Kan adaya yaptığı seyahatten dönerken kendisini istikbale gidenler bindiği Qucen Elizabeth vapurundan çıkmadığını görmüşler ve merak etmişlerdir. General neden sonra trenin üçüncü mevkiinde bulunmuştur. Generali Istikable gelen ve kendisini birinci mevkide arayanlara demiştir kİ:
•— Zengin değilini. Seyahate çıkarken karımı birlikte götürmeği vaade tmlştim. Aldığım para İkimizin birinci mevkide seyahat etmesine müsaade etmediğinden vapurda ve trende üçüncü uıevkOc seyahat ettik..»,
İngiliz gazeteleri bu insani hareketten büyük takdirle bahsediyorlar.
Kulda mütehassısının vasiyeti çocuklara kukla oynatmakla mütehassıs Raymond Bulana adında bir artist geçende Ame-rikada ölmüş, vasiyetnamesi açıldığı zaman cesedinin yakılarak küllerinin parls'te Selne nehrine atılmasını İstediği görülmüştür. Bu işe eski bir dostu olan avukat Levine'i memur etmiştir.
Bulana aslen ttalyandır. Fa-fat 1925-1930 arasında beş sene Paris'te yaşamış ve Fransız başşehrini çok sermiştir. Bundan sonra Amerika ya giderek orada büyük şöhret ve para kazanmakla beraber Paris'e olan sevgisini unutmamıştır.
Vasiyetname okunduktan sonra ceset yakılmış, külleri Paris'te avukat Levin'e gönderilmiştir. Avukat artisti yakından tanıyan bir kaç kişi He birlikte külleri Selne nehrine dökmüştür.
Aya seyahat etmek mümkün olacak mı?
Halil lâzım gelen güçlüklere rağmen buna “Evet,, cevabı veriliyor j
Pilotun durumu — Fiziyolojik güçlükler — Oksijen ve yiye cek — Cihet tâyini küç lükleri — Yemek nasıl yenilebilecek?
— Manevra meselesi
Aya ve diğer yıldızlar» seyahat yapmak için, bilhassa Amerikada son zamaoiarda çalışmalara büyük bir süratle devam edilmektedir. Seyahatta kullanılacak uçaklar, uçaklarda kullanılacak aletler ve diğer cihazlar şimdiden tamamlanmış gibidir. Fakat fizikçileri ve mühendisleri en çok düşündüren şey kullanılacak aletlerden ziyade, uçağı kullanacak pilotun durumudur.
Pilotun durumu hakkındakl engeller şu şekilde hülâsa edilmektedir: Evvelâ insanın yaşayabilmesi İçin küremizin üzerinde bulunan muhit ve şartlara tabi olması lâzımdır. İnsan yaradılışı ve bünyesi İcabı başka bir muhitte, gayet kısa bir müddet İçin bile yaşayamaz. Âlimler gerek dünyamızda gerekse boşluktaki şartlan bilmektedir. Fakat bir taraftaki yaşayış şartlarım diğer tarafa nakletmek İmkânlarını henüz bulmuş değillerdir.
Mühim sualler
Dıinyad» çok yükseklere çıkan bir insan vücudu ne gibi hallere girecektir? Arzın cazibesinden kurtulan Mr kimseni!» durumu ne bal alacaktır? Bugünkü otomobillerin sürati karşısında bile bozun bocalayan insanın düşünüş ve davranış şekilleri, akla sığmayan sürat karşısında ne şekil alacaktır? Yolculuk esnasında yemek, İçmek ve nefes alıp vermek mümkün olacak mı?
İşte bu mühim suallerin ancak pek azına cevap verilebilmektedir. Denlzaltılanndan ve hava tazyik laboratuvarla-rmdan elde edilen tecrübelerden, pilotun durumu hiç olmazsa tasavvur edilebilmektedir. Bundan başka vücudun İade ettiği karbon dioksldln ne olacağını, terle Ifru edilen vücut zehirleri, ve pilota temin edilecek tabii sıcaklık derecesi hakkında filimler .şimdiden bazı neticelere varmışlardır.
Oksijen stoku
Umumi kanaatin aksine
rak. oksjlen temini en kolay meselelerden birini teşkil etmektedir. Bu sahada en salâhiyetti bulunan Dr. Bubertus Strughold, bir pilotun merlb yıldızına kadar gidip gelmesi İçin yarım ton oksijenin kâfi geleceğini söylemiştir. Uçağın bir tarafına depo edilecek oksijen. hiç bir zarar göstermeden haftalarca teneffüs edilebilir. Hattâ yiyecek ve İçecekte, oksijen gibi uçağın hususî frijiderinde saklanabilecektir.
Fiziyolojik güçlükler
Türk - Amerikan kadınlan kültür derneği
Ankara 8 (A_A_) _ Türk -Amerikan kadınlan kültür derneği dün saat 17 de mlBJ kütüphanede aylık toplantımın yapmıştır.
Sayın Bayan ltevhlbe İnft-nu’nün de hazır bulunduğu bu toplantıyı bayan Kermin Abadan kısa bir söylevle açmıştır. Demeğin aylık grup çalışmaları hakkında verilen İzahatı mütaakıp Mrs otDeapie Evans •George Washlngton’dan önceki 10 yıl» adlı bir konferans vermiştir.
Bundan sonra profesör Afet İnan tarafından «A mert Iranın en eski haritasını yapan Türk amirali: Piri reis» adlı ihwi bir konuşma yapılarak bu konu Ba llgllt renkH projeksiyonlar göster 11 ra İştir.
Kaçak tütünler
Tekel takip teşkliAh tarafından son bir hafta içinde Trabzon bölgesinde 300 kflo kaçak tütün yalralanrruştes.
Ayın teleskopla görünüşü
nin tamamen dışına çıkacaktır. Bu halde pilotun ağırlığı sıfıra İnecektir. Meselâ arzda 70 kilo gelen bir pilot fenada tartıldığı zaman ağırlığı ‘ inecektir.
Cihet tâyini
Ağırlık meselesinden fezada cihet tayini de İmkân-mahir hal alacaktır. Meselâ dünya üzerinde cihet tayini ya
sıfıra
başka
Yeryüzünden Aya hareket
cek bir miyar yoktur. İşle şimdi filimler cihet tayinini yalnız görme duygusu ile mümkün bir hale getirmek İçin uğraşmaktadırlar.
Başka neticeler
Fezada cazibe kuvvetinin bulunmayışı daha bir çok garip neticelere sebebiyet vermektedir. Meselâ pilot yemeğini hususi âlelterk yemek mecburiyetindedir. Her şey ağırlığım kaybedeceği için tastaki çorba da kendiliğinden havalanacak ve çorbayı kaşıkla İçmek İmkânsızlaşacak tır. Onun için yemek ancak hususi pompalarla mümkün olacaktır.
Bundan başka kullanılacak uçakların havalandırma tertibatının hususi bir şekilde tanzim edilmesi lâzımdır, çünkii, yine cazibe kuvvetinin olmayışından. nefes alındıktan sonra verilen hava dağılmadan, olduğu gibi ortada kalacaktır. Pilot İkinci sefer tenıiz hava teneffüs edebilmesi için, önündeki karbonlu pis havayı eli ile itmesi lâzımdır.
Manevralar meselesi
Uçağın havada İken manevra yaptırmak, lüzumsuz bir hal alacaktır. Çünkü bir kere arzın cazibesinden kurtulan uçak, artık seyyareler gibi semavi bir Cisim haline gelecek-
Fakat asıl mühim mesele ne yemer n« içmek hattâ ne de teneffüs etmektir. Arzın cazibesinden kurtulan bir vücudun karşılaşacağı fizyolojik güçlükler âlimleri en çok meşgul etmektedir.
Dünyamızda bütün cisimlerin ağırlığını temin eden arzın cazibesidir. Bunun İçin vücudumuzun adele ve bütün sinirleri, cazibenin çekme kuvvetine göre kendilerini ayarlamış vaziyettedir. Fakat fezada uçan bir pilot cazibenin çekme kuvvett-
görtbşle, yahutta kulaklardaki muvazeneyi temin eden mayi 11e mümkündür. Halbuki fezada bu mayi ağırlığını tamamen kaybedeceği için, pilot ne tarafa gittiğini fark edemiyecek-tlr. Hattâ pilot boşlukta düz yahut yan tarafa yatık bir vasiyette yabutta tepetaklak gidip gitmediği hakkında bir bilgiye de sahip olamıyacak-tır. Bunları gözle anlamanın da imkânı kalmıyacaktır. çünkü boşlukta doğru vaziyeti kontrol yahut kıyas edeblle-
tlr. Seyrettiği yer evvelden bilinen yıldızlar gibi, uçağa da gideceği yeri evvelden tayin etmek mümkün olacaktır. Bu bakımdan uçağın motöril yalnız hareket ederken ve bir de durak noktasına geldiği zaman İşe yarayacaktır.
Fakat bütün bu güçlüklere rağmen, şimdiye kadar elde edilen neticeler gözonüııde bulundurulursa aya ve diğer yıldızlara yapılacak seyahatler pek uzakta değildir.
Nakleden: A. DtrebeyoğlA
Telefonlarını ı > öarmunarrlr J»x>3 Vcd taleri ÎÜ765 - İdare «MMl Moaur anın
AiUıknpla gürül» ayâaki frfiyuk yarlardan biri

\
*

n ıs. o n M
10 Şubat 1950
HEMŞİRELİK YAPMIŞ BİR
YAN — Doktor muayenehanesinde çalışmak istiyor. Taşraya da gider 81710 numaraya telefonla müracaatları rica olunur. 13 -
i FOTOĞRAFLA HÂDİSELER
YENİ YAYIN(gŞ
Ve ıı e dikt e kışvekar
HANIMELİ Şubat sayısında
Zengin çentil «ligi örnekleri, Genç kalınanın yarıları. Erkekler Kadında ne ararlar. Ayın güzel (lirleri. Yemek düşünmeyiniz. Az masrafla Küretilir, Tül ürerin* «Jet, Dert ortağı - gelen mektuplar. Sütten kesilen çocuklar, Kendiniz biçiniz. Hayatı İyi görünür. Görgülü insan nnsıldırt Misafirleri ağırlayalım. Çiçek. biçki dersleri. Elbiseye göre makyaj, Seven erkek ne yapıtını? Yepyeni çok güzel roman. Tıkla yk IIü'4ye + Resim.
İstanbul. TAN Matbaası BİR ÇİFTÇİ AİLESİNİN HİKÂYESİ
Uzun senelerin müşahede ve tecrübelerine dayanarak hazırlanmış olan bu «serin her bahsi çiftçilerimizin İktisadi kalkınmalarına yarayacak bilgiyi kolaylıkla edinmelerine yardım edecektir. Türk çiftçisinin ı>#renmege muhtaç bulunduğu bir çok ziraat konularım ronıantlze edilmiş bir hale getirmeğe muvaffak olan ziraimi mUtelıaısısIarından Fazıl Koy derin bu yeni eserini okumaktan zevk alacaklarına şüphe, yoktur. Ankara caddesinde Ziraat ve Ticaret Gazetesi idarehanesinde tedarik edilebilir.
k ü ri
YÜKSEK TİCARET — Kotcj mezunu tanınmış fabrikaların tecrübeli eksper mııhosebecisl mail müşaviri, hesap mütehassısı öfileden sonraları İş kabul eder. Eski Türkçe. Fransızca. mail mevzuata blhakkin vâkıftır. Ayrıca debagatta ihtlsralıdlr. Müracaat telefon 29230. 65 - I
Bu sene Akdeniz ve Adriyatik kıyılarında şiddetli bir kış hüküm sürmektedir. Pek nadir kar yüzü gören Venedik’e çok miktardı kar yağmıştır. Yukarıda, kar altında kalan Doçes'le saray meydanı ve Gondoliar görülüyor.
ÜMŞMAUlHlit*—r»]| [■«■■öiLİÖiHaj
ir 1. Ü. T. B. BMkanlıiından — 20 fubat 1950 pazartesi günü şehrimize gelecek olan Irufllir acyyahlan-na. nehrimizi gezdirmek ve onlar* her hususta yardım etmek üzere ve bllûmum yabancılara memleketi en kötü bir tanda teshir eden bir ta. kim anasırın bu küfü hareketlerini önlemek maksadlle. Üniversite Talebe Birliği bir program hazırlamaktadır. Bu programın tatbikinde vazife almak üzere. İngilizce (veya Fransızca) bilen Brkadaftenn. her gun öğleden sonra atrllk merkezine «Sofla not». Nur nokak No İt) veya Marmara lokaline müracaat etmeleri e-hemmiyetie rlc* olunur.
Dokuz İngiliz âlimi Kutup havalisinde küçük bir ada üzerinde İki sene vakit geçirmiştir. Bunları aramak üzere John Blscoe vapurlle bir heyet gitmiş, heyet gidenleri bularak vapura almıştır. Yukanda imdada giden vapur ve vapurun sandalları görülüyor.
İngiltere'nin komünist Çin hükümetini tanıyacağı hakkındnkl haberler üzerine Formo-za adasında İngiltere aleyhinde nümayişler yapılmıştır. Hükümet müdahale ederek nümayişçilerin İngiliz konsoloshanesine doğru yürümelerine mâni olmuştur. Yukarıda İngiliz konsolosluğu binası görülüyor.
Sfenks Uykuda
Aşk ve Macera Romanı
Yazan; J. D. Carr Tercüme eden; (Vâ - Nû)
t- T-r.li.» No. 12 â
— Dur! — dedi — Konuşma, biri geliyor!
V
Celi», Donald dan birdenbire ayrıldı. Gelen udun, ay ışığında görünmüştü. Holden, bunun doktor Shepton olduğunu tanıdı. Dazıak başı ay ışığında pırıldıyordu Kış yaz aynı kalın kumaştan elbiseyi giyen doktorun yelelinde, altın bir köstek de vardı. Eski Panamasını elinde tutuyor. Kalın gözlükleri arkasından bakıyor, CeUa'yı teşhise uğraşıyor.
CeJia'nın kapıldığı dehşet, doktoru gördükten sonra yatış-malıydı. O takdirde vaziyet, izah edilebilirdi. Halbuki Cella, doktoru gördükten sonra daha da fazla korku alâmeti gösterdi. Holden, sevgilisinin bakışlarında bir panik ifadesi okudu, Kız, pek mühim bir şey hatır-
lamışçasına ellerini ugmağa, parmaklarını kıvırmaca başladı. Gûya bu mühim şeyi önceki heyecanı yüzünden unutmuştu,
— Sana haber vermem İcabetlerdi. — dedi.
Derken, haha vahim bir şey oldu: Delikanlı ,sevg*.'isinin doktora seslenen sesinde bir düşmanlık edâsı sezdiğin* zannetti.
— ... Buradayım, doktor Shepton! Bu saatte sizi böyle bir yere çağırdığımdan dolayı özür dilerim.
Doktor, homurdandı:
— Canım, zaran yok. (Bu tarz randevular, kendisi için o-liğannuş gibi konuşuyordu.) Nihayet, evinizin yanındasınız... Ancak benim Londraya yabancı olduğumu nazarı itibara alınız. Bu büyük şehirde daima bir gariplik duyuyorum.
Miyop olmasına rağmen, Oe-
SATILIK TAKSİLER — Piyasada ır sene çalışmış Pb.mouth ve Va-jmhoull taksi otomobilleri acele satılıktır. Münasip vadeyle de verl-toblllr. Müracaat: Tel.: 301T6.
1
HUSUSÎ OTOMOBİL SAHİPLERİNE — Her bakımdan teminat ve kefalet verebilecek tecrübeli bir golör ij arıyor. Sanı 14 ■ İT aran Telefon- 46219 dan Reçel 63 —
oeiîei
DAKTİLO ARANIYOR - Eski harfleri de biten ve çok seri yazan bir daktilo alınacaktır, istekücrln tahsil durumlarını da açıklamak suretiyle 481 posta kutusu »üresine yazmaları. M

I . SK rıı

İBULMACAİ
12 3 4 3 6 7 8
” 'N 1 1 1 "1 '
1 1 1 1 1 1 I
H ı ı ı
* 1 II ■ 1 1
i 1 ■ M İ
» ı ı ı «ı ı
-1 ı ! ■ 1 1 1
05 1 ■ ı 1 1 l
«e ■ 1 1 1 1 !
5 ı ■ 1 II I
YENİ TEŞEKKÜL EDECEK İNŞAAT ŞİRKETİNDE — Ortak olarak çalışacak İsten anlar bir arkadaşa İhtiyaç vardır. Cnflalofllu Nunıoama-niye caddesi No. 9, kat 1 Fahri Haraç» müracaat ao —2
BİR TEK MEMURA İHTİYAÇ VARDIR — Aylık net 300 lira, tahsitâtta W 10. ve her ruhMtta 10 lira prim verilir, kefalet kabul edilmez. (300Ûİ llıa nakdi teminat verilmesi inzirtı-dır. Her gün saat 9 - 12 araş- Sirkeci Yalı Köşkü Cad. No. 74 han, kat 3 İnşaat Bürosuna acele 9 - 13 arası müracaat: Tel: 25445 94 — 1
Soldan »a£a: 1 — Tek kanlı olmak, 1 — Peyagmberin düşmanlarından. 3 — Zahir olanlar, t — Tırpan -Süz. 5 — Teminat akçesi - Gvgüa, S — Karadenttde bir liman - Erkek,
1 — Bapna «A» gelirse sayı olur -Satılık mal. 8 — Uhea - Bir nevi gönüllü asker. 9 — rır nevi kupa, 10 — Nida - Borç KAflıdı.
Yukarıdan aşağıya- i — Bey-nennehreyn. 2 —-■ Pisboğaz yapan,
3 — Son. 4 — Su yolt - tnglllz matmazeli. 5 — Gergin yap - Bir kadın iımt, S — Halk - Hûlft 1 — Dayanıklılıkla. 8 — İbrahim İn başı - Çok Anlayışlılık,
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan ufla: 1 — Dangalak. 2 — Azarlama. 3 — Vahe. Bl. 4 — Udo-kldcd. S — Les. Püre. 0 — Salm.
7 — Ak.ır.ıb. 8 — Led Leke, 9 — Adnmalar. 10 — Nl. Atırz.e.
Yukarıdan aSatıya: — Davulçalon.
2 — Azade. Kedi, 3 - Nahoş-Md».
4 — Grek. Ar, Ma. 5 — Al. İplolan.
8 — La. Dümbele. 1 — Amber. Kaz. 8 — Koldcüzcre.
Göz Mütehassısı
Dr.Ce.-nil Görür
Cağaloğlu Nuruosmaniye caddesi Alay Apartımanı Pazardan başka her gün saat 14 ten 1? ye kadar.
Telefon: 28058
EV İŞLERİNDE ÇALIŞMAK ÜZERE BAYAN ARANIYOR - Bekâr bir bayın apartıman dairelinde daimi kalabilecek! ev İşlerinden anlar dürüst bir bayana İhtiyaç vardır. Pazardan başka her gün saat «16 - 171 arası Galata Rıhtım eski Yolcu salonu karşuı Frank han 5 İnci kat No. 36 ya müracaat. 91—1
3- AI.I/WS \TIWE$YA)|
SATILIK ELEKTRİK MOTORÜ -220 / 380 f 12 beygir içler vazıyette gayet lyt fiyat çok ucuz Tcreane caddesi Nordstenı hon No. 6 Galata.
«3 - I
ELBİSE VE PALTOLARINIZI -Taksitle diplomalı tü(xnr terzi Şükrü Akmya teminattı olarak yaptırabilirsiniz- Çakmakçılar vokuju »salısında Dllberzndeler civarında Sabrı Safa han No 13. 034 - i
ACELE SATILIK TAKSİ OTOMOBİLİ — Taşraya azimet dalaytsiyle hâlen çalışmaktadır, Fiuti iki bin liradır. Kocam ı.ctafapasa Arabacı Beyazıt mahallesi Bezirgan sokak No. 13 te Sıtkı Bııdlncre. T7 —
BİR ADET TISSIEUK VE DUMAIS LYON MARKA — 55 Sm. İlk hakiki Fransız malı k.lgıl ve kitap bıçkı maki naşı ve bir müccllit baskısı satılıktır. F. Küçük Dumluptnar mahallesi Sunak sokak 21 Balıkesir ad-reisne müracaat. 76 — 1
SATILIK FRANSIZ MARKA PİYANO — iyi variyettedir. Kurtulug Te-pcllatü Cobanofllu sokak 33 No. ya. . 9t —

DİKKAT — İpotek isteyenlere tavassut eder. Emlâk, arazi alım satımı İte vekAlet ifleritü kabuı eden herkesin İtimadını kazarımı:; otan Şuhu let Emlâk Zarif Özalp Beyoğlu B0-y llkparınakkapı küsebnsl No, 4. Telefon: 4330(1 006 * n
Devren ıntılık bakkıllre — Azimet dolaylıyı e fjlek cadde Ürerinde. İçindeki maliyle Uler vazljettedir. Mtlracaat. Sirkeci Millet oteli kâtiplisine saat 9 dan 13 ve kadar. W -
İkJ odalı ve tvlvfonlu yumana — Masa ve kolluklkrlyle beiaber kiralıktır. Müracaat' Galate Yüleaekkaldı-rım Norveç Han Kat 1 Hakkı GOk-şahine. 31
KİRALIK — Nuruosmaniye Gazi Sinen aolmk İ2 tıumarail «vtn Oç daireli bir katı kiralıktıı Bütün konforu şamildir, içindekilere müracaat. H - 3
ÇAVA APARTIMANI — Sahibinin azimeti d ol ayniyle Mackada Ihlamur caddesinde üç kadı, üç büyük daireli ve konforlu Cava apartımanı mllMlt fiatle «atilitetir, iklnei kata müracaat. 38 - I
ÇOCUKSUZ ÜÇ KtŞİLlK BİR AİLE — (Ev hanımı Almanı bes odalı bir daire aramaktadır Müracaat: Beyoğlu posta kutusu 2317. M —
SATILIK KELEPİR ARSA — Kü-çükyaltda aafatt tiz erinde 815 M2 4000 lira. Telefon 29303 72 - 1
SATILIK DOKTOR MUAYENEHANESİ — Taksim Yenişehir Serdar ömer Cad. No. 93 Kahveci Mehmede. 80 - 1
ŞİLE OTOBÜSLERİ LURA&INDA— Her bâyie müsall bakkaliye devren enliliktir. Üsküdar Sclmanpiık caddesi No. 1*/1. A m i dükkâna müracaat. TO - 1
ACELE SATILIK EV - EakırkÖyÜ. Cevizlik. Ratboyu 40 No İki kat beş oda. katlar helâlı Küçük bahçeli. E lektrlk ve kuyulu. İçindekilere müracaat. 71 — i
CİHANGİRİN — Münasip denize nazır yeirnde bir hane İki kat üzerinde yedi oda İki sal er. ayrıca bir bölük acele utılıklır. 41471 telefon. Sİ - 1
FENERDE — Halen Eyüp sulh mahkemesinin l$fal ettlflı ev satılıktır. Galata Büyük Balıklı han 43 No. ya müracaat ediniz. 86 — I
KİRALIK YAZIHANELER VE DEPO — 6 ve 2 odalar Içiçe 300 metre bir salon. Galata Veli Alemdar lıan Telefon 43526. 86 — 17
BORÇTAN ÇOK ACELE ÇOK KE LEPİR SATILIK ARSA - Taksim Talimhaneye D İr dakika Mısır Buğday - Tenekeci sokağının kösesinde 8-11 metre cepheli M metre İçinde temel tajı hazır bina İzni alınmi} hafriyatı yapılmış temci atılmış bedava tlatine bulunmaz orsa • Bahçc-kapi Taş han 36 No. 1* müracaat telefon 23943. 89 —
KİRALIK ODA — K.iîçali Aşariye caddesinde 48 >2 de nezareti Hamileyi ve havagazını havı büyük bir oda ve büyüc bir t.-ıroça kiralıktır İçindekilere müracaat 87 —2
ACELE SATILIK - Yeni Liw edilmiş beton yanyana İki oUKkân. Aylık Iradı 150 lira. Müracaat: İstanbul Borsa karşısı 69 numaraya. 53 -
DEVREN SATILIK BAKKAL DÜKKÂNI — İçindeki mal» ile beraber 23M liraya. Acele Ebuasuut caddesi No 28 sirkeci. 82 — a
ACELE SATILIK KELEPİR APAR TIMAN — Yeni İkmal edılmlf katlar boj teslim Oç kat dörder oda banyo ve sair konforlu büyücek bahçeslle.- MUrca at - $ijk camii karşınında Kocamansur sokak 9T, Telefon 810M. W —S
İYİ BİN PİYASADA - Yüklü gelir temin edebilen bir atölye acelo olduğu İçin çok ucuz bir Haile do verilecektir. İçinde miîlehaMıZl vardır. İşten anlamaya ihtiyaç yoktur. Müıtcrl müemmendir Müracaat: Çar-Slkapı Yeniçeriler Cad. No. 105.
83
— 2
SATILIK EV — KadıkSyÛn iyi semtinde deniz görür iki katu yedi odalı. mutfak. kuyu, bahçe, terk», elektriği ayda yüz on lira Iratlı ev 13.000 liraya. Müracaat: Kadıköy Mı-«trlıoElu otobüs dural!' 1/1 Emekli Öğretmen Kitıbevl Reşat
3- VI ÜTLFr.RRİK
ralcUlarına. çocuk vşlUattBa ık İngilizce. Fr-ınsızca ders ve mükemmel bir pikap. Bu ıda d«n verilir Talebeler Lingafonla en temiz bir telâffuz İle yetiştirilir. Şerait ehvendir. Akşam"-da S- P, rümuzuna 35 -
İMALÂTÇILARA — EmlnÖnUndo Balıkpazarı caddesinde İşlek bir dükkânda mallarını MtU'Sk işleyenler mal karşılığı avans da verilir. Müracaat İstanbul posta kutusu 145 adresine yazılman. 62 —•

FAAL BİR MÜESSESE — Piyasadaki iatefti narjılayatılmek İçin İS bin lir» koyacak ortak aramaktadır, Telefon 43367. Beyoğlu Küçük Par-makkapı No. 8 Burhar. 92 — 1
TUĞLA HARMANI İSLETMEK İS-
SATILIK TAKSİ — S47 model az TEYENLERE — Allbey köyü Vlran-, kullanılmış Dcseto otomatik vites bağda dere ve şose kenarında. Muinlisi. Telefon M207 M — 1 raeaat: Tajçılar No 14 T4 — 1
«unlınnı palan melcrupıan re ban• mlıden aldırmaları Oluour ıda

Cafer Fahri
Dikmenin
EserlcruıaeD
Krş
İteni arıcılık ou
»e saloD köpekleri SU
Savaş ve polis köpeği 50
Tavukçulukta tnuvaf (akıyetio sum 25
Nasıl tavukçuluk yapmalı? 25
Tavukçulukta aasd kazanılır? Î5
Tavukları yumurtlatmak İçin ne yedirmeli dlr? 15
Tavuk hasta tıklan 25
Kanarya 150
Kitapçılardan arayınız
lla’nın yanında birinin bulunduğunu seçti. Doktor Shepton, bundan evvel, yedeı binbaşıyı ancak üç dört defa gördüğünden az tanıyordu. Bu seople, iıarbde ölmüş bulunduğuna dair haberi de duymamıştı. KeLdisine izahat vermek lâzım gelmiyordu.
Cella, aynı heyecanlı bir sesle:
— Doktor, arkadaşınım kim olduğunu size hatırlatayım-— dedi. — Bay. hayır, bundan sonra bay denllmiyecek, Sir Donald Holden denilecek, değil mi? Kendisin! her halde hatırlayacaksınız?
Doktor Shepton, bariz bir hoşnutsuzlukla:
— Tabii, tabii... — dedi. — öhhö... Nasılsınız, efendim? (Panama şapkasını giymişken, hafifçe kaldırıp şelfim verdL> Müsaade edin de, küçük hanımla başbaşa kalalım.
Genç kız:
— Hayır, olmaz! Onun da yaramızda bulunnuLsnu istiyorum! — diye haykırdı.
— Halbuki, güzelini, ben, haşhaşa konuşacağuniM zannefr-mlşitm.
— Tekrarlıyorum: DoaukHo,
burada, yanımızda kalması lâzımdır.
Doktor Shepton, Holden'e nezaketle döndü:
— Acaba sizin de aynı arzuda olmanız için bir sebep var mıdır, efendim?
Holden. merasim perverane cevap verdi:
— Gayet esaslı sebep vur, dotor. Çünkü bayan Devereıu pek yakında zevcem olacaktır.
Doktor, sıçramaktan kendini alıkoyamadı. Gözlüğünü düzeltti.
— Yok canım? Sahi mİ? — diye gülümsedi, — Tablatiyle, tebrik ederim... Fakat müsaadenizle söyllyeyim H, bu gibi şeylerde pek aceleci olmamalı.
Holden:
— Niçin? — diye sordu.
Bu sualinde, bir meydan okuyuş ifadesi vardı. Lâkin, doktor, o edüyı fark etmemiş göründü.
— Benimle hangi mevBU etrafında konuşmak tstlyocsunua, sevgili evlâdım? — diye, Mr aha doktoru tavrıyla kıra sordu.
Holden, nişanlısına bakmak-uux çekinerek.
bahsetmek istiyorum! — dedi.
— Siz mİ?...
— Ben...
Doktor, eski Panama şapkasını, kafasının arkasına ittikten sonra, CeU&'nın ellerini avuçları arasına aldı:
— Dinle beni, evlâdım! Zavallı ablanızın vefatı üzerine, Noel günü beni aradınız, buldunuz... Ve bana anlattınız İd... öhhö... O gece ban hâdiseler olmuş... Hatırlıyorsunuz?
— Tablatiyle l
— öyleyse, a benim güzel çocuğum. Aradan altı ay geçtikten sonra .aynı yürek paralayıcı şeyler üzerine niçin avdet etmen?
— Ztra, yeni hâdiseler rarl Yahut da yeni bfiotseler olacaktır. (Celia tereddüt etti.) Donald da askerden geri döndüğüne göre, bütün olup bitenleri öğrenmesini istiyorum. Zaten kendisine de söylemek ÜM-reydim .
Doktor, gözlerini kaçırdı:
— Eniştenizin ablanıza fena mıuunete yaptığım nişanlını» anlattuuis ma?
Margot’un öldüğü gecoduaj
— Bvet...
_ Abtaıuzın, vetstmdan
bir
müddet evvel strychnlne ile kendini zehirlemek teşebbüsünden de bahsettiniz mi?
— Evet...
— Peki, ablanızın vefatından sonra, şatonun büyük galerisinde. ecdadınızın tabklan ortasında başınızdan geçenleri de anlattınız mı?
Cella:
— Hayır... Onu anlatmadım! — dedi.
Mehtap ışığına rağmen. Holden. bu söz üzerine, sevgilisinin son derece sarardığını, bayılma raddelerine geldiğini sezdi.
— ... Hayır... ArJatmadım... Allahım! Margot'ım öldüğü sıralarda «hakikaten» neler olduğunu kimse öğrenmek istemiyor demek!
Bu sözleri öyle yalvarırcasına, öyle üzüntülü söyledi İd, delikanlının yüreği paralandı.
Holden bir çok mânaları birden kasdederek:
— Niçin konuşturmuyorsunuz? Bırakın, ne diyecekse söylesin! — dedi.
Doktar:
— Nasıl isteneniz öyle olsun... — cevabını verdi; ve gg-rip bir bakışla DakU — İhtimal
öylesi daha iyidir Fakat bir tarafta oturmanız kaMl değil mi?
Çocuklnn salıncaklarına oturmak gibi garip bir fikir Hol-den'ln aklına geldiyse de, genç kız. llerlkl kum. yığınına doğru yürüdü. Çocukların oynamasına mahsus bu kumlara oturdu. Düşünceli düşünceli avuçlarım kumla doldurup boşaltmağa koyuldu.
— Kum... Kilit.. Uyuyan Sfenks! — diye birdenbire söylenmeğe başladı; sesi, ağaçlıklara çarpıp yankılar uyandırdı. — Elimde değil... Bu işi pek garip buluyorum. Kum... Kilit... Uyuyan Sfenks!...
Holden, bu muammalı sözleri sonradan hatırladı ve mânasını verebildi.
Doktor, kuru bir sesle:
— Sükûnetinizi muhafaza e-dln, Celia... Ne oluyorsunuz, kızım... Anlatacağınız bir şey mİ var yoksa?... — diye sordu.
— Evet ...Hakkını? var... Demin Donalda da söylediğim gibi, ablam, ölümünden bir az evvel eski şahsiyetini Âdeta bulmuştu.
(Arkası var)

10 Şubat 1950
AKSAM
Sahlfe 7
A
olması.
ı külünü kelimeleri cevap
— Madam.
— Söyle yavrucuğum, seni dinliyorum.
Yaşlı kadının sesi, tatlı ve titrekti. Delikanlı, yan karanlık salonun ortasında bir mahkûm gibi karşısında duruyordu Kesik ve çekingen bir ses-je sözüne devam etti:
— Madam, dedi, teşebbüsümün güç olduğunu bilmekle beraber, maksadımı söylemeğe mecburum.
— Süyle oğlum ne İstiyorsun?
Yaşlı kadının bu sualinde, bariz bir istihza okunuyordu. Delikanlı, bu soğul, mukabele karşısında âdeta donmuşta-Fakat fevkalbeşer bir gayret sarf ederek ilâve etti:
— Madam kızınız Lidayı seviyorum.
Kadının gözleri, hiddetle parladı ve sert bir sesle sordu: _ Kızımı mı seviyorsun?
— Evet ona p-?rertiş ediyorum. Madam! Onu mesut etmek en büyıii eır. elimdir.
Yaşlı kadın, ıstırap dolu bir sesle sordu:
— O da seni seviyor mu?
— Onun da beni, aynı kuvvetle sevdiğini sanıyorum.
Yaşlı kadın, oturduğu koltuktan birdenbire ayağa kaik-ti. titrek ellerle tabakasından bir sigara alarak yaktı, bira® düşündükten sonra:
— Bak yavrum, kızımı sevdiğini onun da senin bu hissine kayıtsız kalmadığını söylüyorsun. Sözlerinden anladığıma göre onunla evlenmek istiyorsun değil mi?
— Lidanın zevcem yegâne arzumdur,
Kadın, sigarasının silkeledikten sonra I birer birer tartarak verdi:
— Seni, boş ümitlerle aldatmak istemem yavrum. Şunu iyi bil ki ben bu izdivaca asla muvafakat edemem. Kızım hiç bir saman zevcen ©lmıya-eak!
Delikanlı, bu red cevabı ürerine solgun ve perişan karşısında duruyor, şikâyet dolu kara gözlerile kadma bakıyordu.
— Niçin muvafakat etmiyorsunuz. Yoksa onu mesut ede-miyeccğlmJ mi samyorsunıra madam’ Ham dolsun hâl ve vaktini yerindedlr.
Yaşlı kadın, siniri! bir sesle muhatabının sözünü kesti:
— Belki bin. bir gece masallarındaki şehzadelerden biri o-Jablllrsın, fakat kızım için değilsin Boş yere ısrar etme.
Delikanlı, dalgın ve perişan nazarlarla kanarındaki insafın» kadına bakıyordu. Karşısındakinin reddi o kadar kati İdi kİ, başka bir şey söylemeğe cesaret edemedi, başını önüne eğerek salondan ılışan çıktı Yaşlı kadın, delikanlının arkasından meftuniyetle bakakaldı. Şimdi bakışlarındaki o sertlik silinmiş, yerine «onsuz bir sevgi ve muhabbet kaim otaraşta Salonun kapısı kapanır kapanmaz Mr koltuğa çöktü re yt-Münü eUerile örterek hıçkırmağa başladı re başka Mr kapının açılarak zambak gibi beyaz. sarışın saçh şuzel kın Lidanın içeriye girdiğini işitmedi, Genç krr, yumuşak elini annesinin omuzuna dokundurdu.
— Anne, nen var. niçin ağlıyorsun? diye sordu. Genç kı-zm sesi, taUı ve müşfikti. Fakat ihtiyar kadın, sanki kendisini akrep ısırmış gibi, ayağa fırlayarak göz yaş'annı elleme silerken sert ve hiddetli bir sesle:
— Ne istiyorsun benden? diye sordu.
— Anne niçin ağlıyorsun?
— Ben mİ ağlıyorum. Galiba rüya görüyorsun
— Ağlıyordun İşte anne! Ağiame.kta da haklı »din. Çünkü bug&n çok kötü bir harekette buhmdun?
— Llda kendine gel. KLmin-** böyle konuşuyorsun?
— Anne, ahJAkJı, faziletli, ^ngln bir genç, mesut etmek için bc-ni senden istedi, Halbuki senonv huşunetle reddettin.
Yaş): kadın, insaf ve merhamet bilmeyen bir «eşle cevap verdi:
Bu İzdivaç olamaz ve ola-mıyacuktır da.
— Emile verdiğin red cevabini işittim. Fakat nnmuskftr teklifini hangi Scbppten dolayı • reddettiğini kendisine söyle- : mcdln ' |
Sebebini mi söylemedim? 11
— Evet ona söylemediğin |1
reddinin sebebini bana izah etmeni talep ediyorum. En belli başlı alâkadar ben olduğum için sebebini senden sormağa ve öğrenmeğe hakkım var.
_ Sana izahat verecek değdim. Hayır dedim, işte bu kadbr.
— Niçin bunu yaptın anne? Emil, iyi aileden, tahsili yüksek, İstikbali parlak bir gençti. Böyle bir damat ceffelkalem reddedilemez.
— Hoşuma gitmiyor-
beğenmiyorum. îşte sebebi bu.
Uda, annesine yaklaşmıştı. Güzel yeşil gözlerinden hiddet kıvılcımları fışkırıyordu. Annesi ise götlerini yere indirmeğe mecbur olmuştu. Şimdi genç ki* itiru kabul etmeyen bir sesle annesine mukabele etti:
— Anne, Emil hoşuna gitmiyor değil, bilâkis çok hoşuna gidiyor'
Yaşlı kadın hırsla kızını kolundan tuttu ve boğuk bir sesle:
— Ne demek İstiyorsun? Çabuk izah et!
— Hayır anne, fazla izahat verip seni rezil etmek İstemiyorum. 6enl anladım, maksatlını sezdim. Emlide gözün var. Onu kendin İçin istiyorsun.
Annesi, solgun ve titrek dudaklarla Udaya sordu;
— Bu ne küstahlık Llda? Benimle böyle konuşmaktan utanmıyor musun?
— Seni anladım anne! Emil ile evlenmeme muvafakat etmende ısrar etmekliğim onu değil bilhassa seni sevdiğimden Deri geliyor. Coşkun ve ihtiyarlamış gönlünün seni sürüklemek istediği ahlâksızlık uçurumuna yuvarlanmaktan kurtarmak istiyorum.
Taşlı kadın, mahcup re bitap koltuğa çöktü, eüerüe yüzünü örterek:
— Pek âlâ Llda! Kabul ediyorum. Senden yalnız bir şartım var! O da Emil Ue evlenir evlenmez buradan çot uzaklara gitmenlzdir. Gözlerim, sizi görmesin.
— Bunu evvelden düşündüm torununu getirip kucağına vermezden evvel buraya dön-miyeceğiz.
8aJona derin bir sükûnet çöktü.
Yaşlı kadın göz yaşlanın Bilerek
— Git de muvafakatimi gllLne bildir dedi
— Gidiyorum, sana da Mtkür ediyorum annel
Llda bu müjdeyi Emll'e
1 mek için hızla salondan dışan fırladı. Yaşh kadın, yalnız kalınca hüngür hüngür ağlamağa boşladı. Çünkü biricik aşkının artık maziye kanştığmı re acı realite De haşhaşa kaldığını anlıyordu.
Çeviren: A. HİLALİ
Amerîkada bir pilotumuzun muvaffakiyeti
Terasta tahsilde bulunan Türk subayımız thğra. CelâJ Yaman Sheppard'deki Havacı-hk Akdarneednl birincilikle bitirmiştir.
Türk Subayımız Celâl Tornan bu okulda derslerini öğleden evvel almakta kil öğleden sonra da. boş vakitlerin! kendi teşebbüsü İle Teaas'ta bulunan Air Transport Co. alt dünyanın en İyi pilotlarını yetiştiren Keli Fleld Pilot okuluna devam ederek geçirmiş ve bu okulu da, Havacılık Akademisinden bir hafta sonra Mrtncl-Jlkle bitirmiştir.
Amerikalı pilotlar bu subayı-num «Nağfe Turit» Kartal Türk «İmi takmışlardır.
Pamuk satışları
Ben bir hafta işinde îotan-buld* pamuk satışları normal gitmiştir. Hatay re İrmlr Akala pamuklarından yeril fabrikalar heaabına 16 bin Mto kadar mal satılmıştır. bu malların kilosu 830-240 kuruştan muamele görmüştür.
Diğer taraftan Adana, Hatay, Ege ve İğdır gibi pamuk bölgelerinden gelen malûmata göre yurttaki pamuk stoklarından bugüne kadar ancak yüzde 30-35 1 ihraç edilmiş, gerisi müstahsil, tüccar ve fabrikatör elinde kalmıştır, ilgililer, daha fazla pamuk ihraç edebilmek İçin {tatların dünya, pamuk fl-altarı seviyesine uygun olması lıızıununa işaret etmektedirler.
Mahkeme Koridorlarında
El terazi, göz mizan!
Onu
•ev-
u-
ver-
Daracık mantosunun İçinde göğsü ve karnı ileriye, kalçaları geriye fırlamış, kısacık boylu, kırçıl saçh, gerdanı katmerli bir hanım ceza mahkemeleri koridorunda sabırsız adımlarla dolaşıyor, arada bir, kanapede oturan aynı yaşlarda, iri yapılı hanıma gös atarak mırıldanıyordu. Bizim kasketli delikanlı yavaşça yanma sokuldu:
— Mahkemeye mi gireceksiniz, teyze hanım?
Halinden şikâyetçi bir eda ile içini çekti:
— Böyle yerlere girip çıkmağa alışık değilim amma bu yaştan sonra o da geldi başıma. Mahkeme kapılarında ne işim vardı benim? O kadar sıkılıyorum ki hâkim beyin karşısına çıkınca dilim tutulacak diye ödüm kopuyor. Konuşmasına konuşurum, bir defa ağZım açılınca bülbüller gibi lâf ederim amma buraların yabancısı olduğum İçin lâkırdıyı başından toparlayıp da sonunu getiremem diye üzülüyorum.
— Merak etme, teyze hanım. İçeriye girince sıkıStm geçer. Hâkim bey sorar, sen cevap verirsin, Dâvacı mısın?
— Bilemiyorum ki, İkimiz de birbirimizden şekvacı olduk. Jfu kamun yüzünden çektiklerimi görüyorsun ya.
— Kavga mı ettiniz?
— Cahil gibi konuşmamana. Kan ağzına geleni söyli-yecek de ben karşısında dilimi yutup susacak mıydım? O söyledi, ben söyledim, en nihayet biribirimizc giriverdik
— Nerede oldu bu işler?
Gürültülü bir geğirme ve sürekli estağfurullahlardan sonra gözlerini belertti:
— Nerede olacak, tramvayın içinde, el âl em bizim seyrimize baktı.
— Neden kavga ettiniz?
— Kavga meselesini bırak da sen evvcıâ bir şu kanya, bir de bana bak. İkimize de iyi bak ha.
— Baktım, teyze hanım İkinizi de görüyorum.
— Hasa, şimdi söyle bakalım. beni terazinin içine oturtup tartsalar kaç okka gelirim?
— Bu iş için kantar lâzım, teyze hanım.
— Ööööf, amma da sıkıcı şeymişsin ha. Kantar da ne oluyormuş ayol? Desturun, kasap dükkânında asılı manda budu gibi kendimi okkaya çektirecek değilim ya. Ayıptır söylemesi; «El terazi, göz mizan; eşşek yarım okka, sıpa yüz dirhemi» diye bir saz vardır. Sen de şöyle Mr bak. göz karariyle söyle bakalım, kaç okka gelirim ben?
— Eh, şöyle böyle yetmiş, seksen kilo kadar varsın maşallah.
Hiddetlendi:
— Terbiyesize bak hele O nasıl lâkırdı imiş? Sen de o şıllık kandan mı ders aldın?
— Neye kızıyorsun, teyze hanım?
— Kızmak da ne demekmiş ayol? Beni sürre devesi mİ zannettin? Maazallahü taalâ, seksen okka ağırlığım olsa yerimden kalkabilir miyim?
— Darılma, teyze hanım. Seksen olmasın da altmış diyelim.
— O kadar bile değilim. Elli, elli beş okkadan fazla gelmem.
— Haydi öyle olsun, hanım teyze. Fakat dikkat et, biraz daha zayıflarsan takatin kesilir ha. Elli okka senin için iyidir.
— Sen öyle söylüyorsun amma bir de git şu edepsiz karıya sor. Kendi halini görmüyor da bana dil uzatıyor. Allahını «versen doğru söyle, o kan knç okka gelir?
— Eh, o da seksen kilodan değildir.
—- Aaaa, senin hiçbir şeye akim ermiyor, etendi oğlum, Hangi seksen, hangi doksan? yüz okka demeğe ağzın varmıyor galiba. Şu haline baksana, kanepenin üstünde dev anası gibi oturuyor.
Ce. Re.
Bir Amerikan filosu Cidde'yi ziyaret edecek
Londra 8 (AP) — Birleşik A-m erik a donanmalına mensup bir filonun şubat ayı sonunda Suudi Arablstonın Cidde limanına bir «nezaket ziyareti» yapacağı bugün Londradakl Amerikan donanması karargâhından bildirilmiştir.
Doğu Atlantik ve Akdenizde-ki Amerikan deniz kuvvetleri komutanı Amiral Richard Co-nolly bu filoya kumanda edecektir.
Sözcü, bu ziyaretin. Amerikan donanmalının Akdeniz ve Orta Doğu bölgelerindeki dost limanlara yapmak itiyadında olduğu ziyaretlerden bulunduğunu ve Amiral Oonoıiy'nin Kıra) İbnin-■uudu resmin ziyaret etmesi hususunda henüz her hangi bir tertibat alınmadığını söylemiştir
Deprem bölgesine yardım
Karayan S (AA) — Dün
deprem bölgesine Erzurum voli muavini İle birlikte Jandarma alay komutanı, sağlık müdürü. İlçemizden kaymakam, hükümet doktoru. Jandarma bölük komutanı Ue Pasinler hükümet doktoru, lkl sağlık memuru gitmişlerdir.
Aynca elli çadır ile ye«H sandık ilâç ve çeşitli gıda maddeleri dağıtalmıştır. insan kaybı yoktur.
listesi
— Peki, ona da öyle diyelim, hanım teyze. Sormak ayıp olmasın amma okkalarınızı ne diye bu kadar merak ediyorsun?
— Merak etmez olur muyum ayol? Bütün bu işler birim okkalarımızın üzerinde dönmüyor mu? Karının bana ettiklerini bilmiyorsun ki olup bitenlere akıl erdiresin.
— Ne yaptı sana? Anlat da öğrenelim bari.
— Neler yapmadı ki! Vatman efendinin parmaklığından bindim tramvaya. Allah razı olsun, iyi adammış. Benim üşümemi düşünerek-ten; «Hanım, burada durma, içeriye gir.) dedi. Besmele çekip kapıyı açtım, girebilirsen gir içeriye. Kapının ağzına tahta havale gibi dikilmiş kan. «Hanımcığım, biraz kenara çekil de ben de içeriye sıkışı vereyim» dedim, hiç oralı olmadı, başını çevirip bakmadı bile. «Sırtına dokundum; «Lâkırdımı duymuyor musun, hanım? Yol ver de içeriye geçeyim» dedim. Çalındı çalımlı dönüşünü görsen sultan sülâlesinden gelmiş zannedersin kahpeyi. Tepemden tırnağıma kadar süzdükten sonra; «Orada dur, hanım. İçeride ne işin var? Sen şişmansın, buralara sığmazsın» demez mi! Bak şu ağzı kırılasıcâ kâfir şıllığın yediği naneye! «Heeey, bana bak, kadın! Sen bir endam aynasının karşısına geçsen, kendi halinden korkarsın, Senin dev anası kadar gövden sığıyor da benim sülün gibi vücudum mu fazla geliyor? Çekil bakayım kapının ağzından! » dememle beraber kan bayrakları açtı. Aman ne lâflar, ne lâflar! Sülün kendisi imiş de ben tos-tombalak fıçıya benziyormuşum. Koskocaman ’ gövdemle tramvayın içine girersem herkesi rahatsız edermişim. Ben binince Iram vayın yükü ağırlaşmış da hızı kesilmiş. Daha neler de neler. Ağzına gelen naneyi savuruyor kan. Gel de küplere binme bakalım. «Seni utanmaz arlanmaz kahpe seni! Kendin şişmiş şişmiş de şarap fıçısına dönmüşsün, handiyse çat diye çatlıyacaksın. Kapının ağzında duruşun tıpkı yaban domuzuna benziyor. Sende biraz utanma olsa benim yumruk kadar vücuduma şişman demeğe ağzın varmaz. Şişman da sensin, fıçı da sensin, domuz da sensin «> diyerek şıllığın suratına bir tükürük attım, ondan sonra da birbirimize girdik.
Mahkeme açıldı, öbür hanımla konuşmağa vakit bulamadık.
Baş tarafı 1 inci sahifede) üzerinde bu devrimin derin tesirleri vardır. Talât Paşa, bu devrimin sembolü ve 1918 e kadar süren Meşrutiyet rejiminin vatanperver lideridir.
4 — Celâl Bay ar: Milli ekonomi hayatımızdaki realist hizmetleriyle; Başbakanlığı sırasında ve Atatürkün hastalık ve vefati günlerindeki dürüst ve samimî İdaresiyle; son yıllarda demokrasi Tejimlnin memleketimizde yerleşmesi ve gerçekleşmesi yolundaki faaliyetleriyle temayüz etmiştir.
5 — Abd’ilhâk Hâmld: Son elli yıl içinde yaşayan nesiller tarafından Şair Ura m sayılan Hâmld, kırka yakın eseriyle nazımda otatın, nesirde olsun, Türkçeyt eski şeklinden kurtarıp sade Te tatlı şekle sokmayı; vatan, millet ve hürriyet sevgilerini ve batı medeniyetini nesillere kudretle telkin etmeyi bilmiştir.
B _ Yahya Kemal: Türk ve Fransız dillerine ve kültürlerine ve hususiyle divan edebiyatına ihatalı ve derin vukuf sahibi olan Yahya Kemal, salâhiyetle tasarruf ettiği bu feyizli hazînelerde ve engin kaynaklarda saklı cevherleri şahsına hAs kavrayışla ve İnce bir sanat ruhiyle İşliyerek Türk edebiyatına değer biçilmez şaheserler hediye etmiştir.
7 — Tevili: Fikret: İkinci Ab-dülhâmld saltanatının son ve Meşrutiyet rejiminin İlk yıllarında halkın dikkatini çeken ve hayranlığını kazanan Fikret, pürüzsüz ve berrak Türkçell â-teşîn manzumeleriyle istibdada, ahlâksızlığa ve her türlü taassuba karşı nefret, fazilete .hürriyet ve İstiklâle karşı bağlılık ve muhabbet duygulanın halk tabakalarına aşılamağa muvaffak olmuş, fikri hür, irfanı hür. vicdanı hür bir şairdir.
8 — Ziya Oökalp: Meşrutiyet devriminden sonra da takibine devam edilen «Osmanlılık» politikasının zararlı bir hayal olduğunu. bunun yerine dil. kültür, ülkü ve tarih birliğine dayanan «Türk milliyetçiliği» prensibini gütmenin lüzum ve zaruretini realist bir anlayışla Umi ve sistemli surette telkin etmeğe muvaffak olmuş değerli miftefekklrlerimizdendir.
— Dokuzuncu olarak kimi yazacağız?
— Size sekiz İsim verdim değil mİ? Anketiniz*, göre daha 12 kaldı. Bundan sonra bilgin, hoca. hukukçu, hekim, komutan, şair, gazeteci, muharrir, idareci, politikacı, güzel sanatlar mensubu, teknisyen vesaire gibi türlü meslek ve sanatta meuı lekele büyük hizmetler etmiş. milli hayatımız üzerinde feyizli , tesirler yaratmış daha nice zevat vardır! Demin söylediğim gibi bunlarımın yalnız on İkisi- ' nln adını verip diğerlerini anmam ak haksızlığına düşmemek . için müsaade edin de cevabım bu kadar olsun.

Bon elli yıl İçinde hayatımıza en çok tesir etmiş şahsiyetler bence şunlardır:
1 — Atatürk (Devlet kurucusu, büyük İnkılâpçı)
2 — İnönü (Demokrasi mü-beşşlrl)
3 — Fevri Çakmak 'Ordudan siyaseti çıkaran)
4 — Celâl Bayar ( Demokrasi hareketi İçin ilk adımı atan)
5 — Ahmet Emin Yalman (Demokrasinin tesisi İçin her tehlikeyi göze alarak çalışan)
6 - Tevflk Fikret: (Büyük insani şair)
7 — Yahya Kemal (tornanı -mısın en büyük şairi)
8 — Cemil Topuzlu ( Memlekete modern cerrahiyi sokan)
9 — Besim Ömer (Memlekette kadın hastalıkları tedavisini kuran)
19 — Akil Muhtar: (Büyük hekim, büyük hoca)
11 — Neşet Ömer (Büyük hekim, büyük hoca)
12 — Salih Zeki (Büyük âlim, üniversitenin ilk hadimlerinden)
13 — Ertuftrul Muhsin ( Büyük sanatkâr. Ttlrk tiyatrosunun kumcularından)
1( — HAzım «Büyük sanatkâr)
15 — Bertin 'Sahnede kudret gösteren ilk Türk kadın sanatkârı)
16 — Talât Faşa «Yüksek ideal sahibi)
17 — Ziya Gök alp (timi ce- ,
ı aylarında Alman faaliyet ve moralini yükseltmeğe çok yar-
I dun etmiştir, işsizlik süratle azalmakta ve işçilere hakiki lş-: tira kabiliyetin* malik gün-■ delikler verilmesi fabrikaların en liyakatli ustalar sağlaması-
• nı mümkün kılmaktadır.
Islah edilmiş tezgâh ve tesisler ve İsçilerin tatmin edilmiş bir variyette olması sayesinde bugünkü Alman işçisi 1936 senesindeki işçiye nazaran yüzde yetmiş beş fazla iş çıkarmaktadır.
Bugün Batı Almanyada tesadüf edilmekte olan işsizleri Sovyet İşgal mı n takasından Batı bölgelerine sel gibi akın etmekte olan muhacirler va harb içinde Rusların eline esir düşüp de şimdi serbes bıra-
reyan uyandırmağa çalışan)
13 — Halide Edib (Büyük romancı ve tahlilci)
19 — Cemal Rtşid Rey (Carb tekniği İle hakiki müzik hayatını uyandırmağa çalışan)
2« — Cemal Nadir Güler (Dünya çapında büyük karikatürist) Ahmet Topar ;
Alman sanayii rekabet yapabilecek duruma geldi
Almanya tekrar kuvvetleniyor, süratle kendine geliyor
kılmış olan Alman askerleri teşkil etmektedirler. Hâlen İngiliz - Amerikan nun tu kalan diye anılmakta olan yerlerin nüfusu iö36 senesinde (33) milyon İken bu nüfus bugün (42,230.000) jıl Bulmuştur.
Bugünkü Alman ihracatı harbden evveline nazaran düşük durumda İse de bu ihracat da gittikçe artmaktadır. Alman ticaret varicatuıin d6rt|-| te üçünü teşkil etmekte olay-^ mevaddı masnua ihraca ti 194ST1 ortalarında 1936 8C» eri ihracı"— tının (% 12) sİ kadardı. 8w^' ihracat 1949 temmuzunda yüZflefc 36 ya yükselmiştir. Batı Almanya; Doğu Avrupa ve denlaÇ aşın yerlerdeki pazariannı^a çoğunu kaybetmiştir Batı Aİ-JO manya sanayii için lüzuml 0 mevaddı iptldalyeyl evvelce Do-> ğu Avrupa, Cenubi Amerika veqj Asyadan tedarik etmekte ik>'n(D bugün bu ihtiyaçları Biri es ı^-Amerika karşılamaktadır, man sanayii bugün Ihracatp metaı olabilecek bir çok eşya Ünal etmekte olmasına ve A!“S manya bugün yapmakta olr-ujfj ğu külliyetli ithalât bedelınifO ödemek mecburiyetinde bulıı. -Çl) masına nazaran Şimalî ve Oz s nubi Amerikaya, Asyaya ve Af^-* rlkaya harbden twelkiı.d«.n daha fazla ihracat yapmak zorundadır.
Amerikan mütehassısları Bati Almanya sanayiinin iyi bir şekilde gelişmekte oduğu mü-taîâas lodadırlar. Ajnanyaıun bugünkü sanayi kapasiui — harb sanayii müstesna — 1936 dan % 25 y«ik>ektir. Almanya bu sanayii, kapasite ntapetinde İşletebilecek işçiye de maliktir. Almanya hariçte büyük pazarlar bulabilirse şimdiki Istihsalâtını bir kaç sene içindç yüzde otuz kadar da arttırabilecektir. Alman İş a-danılarının önümüzaekl seneler içinde dünya pazarlarında Amerikan »e İngiliz lş adamları ile rekabete girişmeleri beklenebilir.
Almanlar Marshal) yardımı ve diğer mali yardımlar sona ermeden, evvel Cenubi Aıneıl-kada, Asya ve Afrikada kaybetmiş oldukları pazarları tekrar ele geçirerek memleket sanayiinin faaliyetini devam ettirmek istemektedirler.
Bir Amerikan dergisinden çeviren :
B. AKSEL
Almanyamn tekrur kuvvet-
■ lenmekte ve süratle kendine gelmekte olması dünyanın alâka ve dikkatini çek, inektedir. Alman rekabeti, yeni Alman ordusu. Avrupa nııı müdafaa plânı gibi mevzular
ı sabık düşmanın bir sanayi memleketi olarak tekrar eski . mevkiini almakta olması dc-
■ layıslyle ortaya atılmaktadır. , Beş sene evvel gal'pler tara. fından bir ziraat memleketi , haline sokulmak düşünülen AJ-. manyanın batı bölgesi yapılan
yardımlar sayesinde son aj-larda seri hatvelerle kalkm-maktadır. Bir sen. evvel ümitsizliğe kendilerini kaptırmış olan Almanların bugün iyimser nazarlarla İstikbale bakmakta oldukları göze çarpmaktadır. Şehirlerde harabeler a-rasma sokulmuş olan fabrikalar arı kovanı gibi işlemektedirler. İngiliz - Amerikan mmtakala-nnda istihsalât miktarları 1936 senesinin en faaliyeti! güderindeki derecelere yaklaşmışta. İkinci dünya savaşını taklbt-den yıllarda meydana çıkmış olan karaborsa bugün ortadan kalkmıştır. Alman mağazaları tekrar eşya İle dolmuş olup Almanlar şimdiki paralarına karşı güven beslemestcdirler. Yeter derecede gündelik alan Alman İşçisi İçin bugün 1936 senesinden fazla iş sahası mevcuttur. Bir kaç seneden beri kötü olan zirai durum halaların müsait gitmesi sayesinde 1949 senesinde düzelmiştir. Alman sanayii eshamının İsviçre borsa!arındaki kıymeti bugün ı949 senesi bidayetine nazaran dört ml-ll artmış bulunmaktadır, Alınan ticaretinin deniz aşırı memleketlerle olan İnkişafı bati olmakta Lse de bu gelişme devamlı mahiyettedir. Yabancılaş dünya paraflarında Alman rekabetinden endişe etmeğe başlamışlardır.
Bu mağlûp memleketin kalkınma ve nisbi bir refaha ulaşmasında Amerika ve müttefiklerin yardımı olmuştur. A-rnerika Almanyaya ham madde ve yiyecek ya ret. mı yapmıştır ki bunlar olmaksızın yeniden lstihsalâta geçilebüme mümkün olamazdı Yalnız 1948 senesi içinde Alma oya İthalâtı İçin Amerikanın ödediği para (983) milyon dolan bulmuştur. 1949 senesinde Amerikanın gene aynı lş için ödediği miktar (938» milyon dolar kadardır. Batı devletleri işgal makama tının 1948 senesinde Batı AlmanyalIsı yaptıkları para ıslahatı Alınanlarda kendi paralarına karşı İtimat uyandırmış ve iş adamları mal stok etme yerine paraya rağbet göstermeğe başlamışlardır. Askerî İşgal devresinde harap fabrikalarım (Amir etmiş, ham madde stok etmiş olan fabrikatörler yeni para kabul edildikten, kontrol kalktıktan ve yeni Alman hü- 1 kûmetl teşekkül ettikten sonra te t edilecek, müteakiben halk-lAtihsal&ta girişmişlerdir. Say- evi salonunda toplantı yapıladığımız âmiller 1949 senesi son çaktır. Meşhur Tulûatçılarımızdan İsmail Dümbüllü Haşan efendinin hayatını ve fıkralarını izah ederek şahsiyetini belirtecektir.
Müteakiben Haşan efendinin çok sevdiği «Oelln İki, güvey bir» mevzulu orta oyunu oynanacaktır. Giriş serbesttir.
Üsküdar halkevinde İsmail Dümbüllü’nün ustam Haşan efendi konuşması
12 Şubat Pazar günü saat 15.30 da Üsküdar balkevinde komik ve meşhur tulûatçı Haran efendi günü tertiplenmiştir. Evvelâ Haşan efendinin Karncaahmet'teki kabri kendisini sevenler tarafından alya-
DOKTOB
FETHIERDEN
LABORATUVARI
(Bakteriyolojik, Biyolojik ve kimyevi tahliller yapılır.
Beyoğlu Taksime giderken Meşeli sokağı Ferah ApartımanL Tel. 40534
L inci sınıf Vereni ve dahiliye hasta» tıklan mütehassısı
Dr. Sadık Bilgîseven
Muayenehane: Fatih tramvay cad. Kristal kıraathanesi karşısında. Pazardan başka her gün saat 3.30 - 8 arasında
Sahtfe 8
Kümes hayvanları
(liaştarafı ■! üncü sahnede) nnın resimleri ve yazıları Be çocuklara sevdirmeğe başlamış lardır. ve en çok tavuk beşli-yenler köylüler olduğundan onlara göre yazılmış faydalı küçük kitaplar, broşürler dağıtılmış ve memleketin münasip yer lerinde açılmış olan köy enstitüsü gibi ameli tavukçuluk ve ziraat mekteplerinde ve ziraat ve baytarl müesseselerde tavukçuluk dersleri verilmeğe başlan mış ve bir çok yerlerde askerliğe gitmezden evvel köy gençlerinin bu mekteplere gitmeleri mecburi tutulmuştur. Bu gençler b|r İki ay içinde nasıl civciv çıkarıldığını nasıl beslenip bakıldığını öğrenmektedirler.
Bunlardan başka büyük çift-llklerde ve erazisl tavuk yetiştirmeğe elverişli olan yerlerde bir çok tecrübe enstitüleri ve kümes hayvanlarının cinslerinin ıslahı İçin lâboratuvarlar vardır ki buralarda da müracaat eden köylülere ameli dersler verUm ektedir.
tngUterede halka tavukçuluğu ameli olarak öğretmek İçin dört büyük müessese vardır Uzak yerlerden gelenler tavuk -çuluk işlerini hakklyle takip edebilmek (çın yatacak yerleri de vardır. Bu müesseselere yalnız gençler değil her yaşlı müracaat edenlere oda verilmektedir. En çok emekliler ve yaşlı karı koca -leLip yazılmaktadırlar Erkek «e kadınların yatak haneleri avrıdır. Karı koca da olsalar gene yerleri ayrıdır.
Bu müesseslerden başka köy lerde kurulan muvakkat gerici tavukçuluk mektepleri de vardır. Her sene İlkbaharda köyün münasip bir yerinde tavukçuluk mütehassısları gidip çadırını ve seyyar kümeslerini kurar gelen köylülere lâzım olan bütün tavukçuluk işlerini ameli sıla rak öğrenirler
Bu müesse-selerde tavukçuluk İşleri ameli olarak öğrenenlere tavukçuluk Yapacaklarına dair bir de sertifika verirler.
Köylülere böyle amelî derslerden bt”.t\ tavukçuluk filimler! de sık sık gösterilmektedir. Ve halka mahsus tavukçuluğa dair yazılmış gazeteler de vardır,
Halka tavukçuluğu öğretmeğe ziraat »e tavukçuluk gazeteleri de çok faydalı olmuştur.
Amerlkada ayda bir çıkan (Paultry tribüne) resimli tavukçuluk gazetesinin kırk beş bin küsür itjonesl olduğu yasılıyor.
Bundan başka tavukçuluk sanatının daha sıhhi ve ekonomik yapılabilmesi İçin araştırma ve deneme enstitüleri de açılmıştır. Bu mtiesseselerde çalışan profesörler buldukları faydalı malûmatları ayda bir çıkardıkları mecmuaları parasız tavukçulara göndermektedirler. Ve her sorulan suallere de cevap verirler.
Hükümetlerin tavukçuluğu teşvik için açtıkları sergiler de çok faydalı cırnaktadır. İyi cins kümes hayvanlan yetiştirenlere verilen nt'kdi mükâfat akla hayret verecek kadar büyüktür kooperatiflerin kümes hayvanları ve yumurtalannın kolaylıkla satılmalarının faydası ços büyük ve en faydalısıdır.
Tavukçuluk meraklıları tarafından da acılan kulüplerin ve açtıklan müesseselerde yetiştirdikleri damızlık horoz, tavuk ve yumurtaların ahaliye kolaylıkla satılmasının çok büyük faydası olmaktadır. Bu kulüblftr ve kooperatif şirketleri hakkında daha fazla İzahat vermeğe yazımız müsait değildir.
Bizim için asıl mesele bugün dünyanın (ıer tarafında tavukçuluk sanatını nasıl terakki ve tekâmül ettirmişler ve bu sayede milyonlar »emin eden bir gelir kaynacı yaptıklarını öğrenmek ve kiimes hayvanlan yetiş tlrmeğe co« müsait olan memleketimizde bizim de »ıasıl İstifade edeceğimizi öğrenmek ve ona göre hareket etmektir.
Avrupada tavukçuluğu en çok ileri götüren Danimarka hükû-' meti Lle tngi’leredlr. Önce Danimarka tavukçuluğu hakkında Tarım Bakanlığı müsteşarı profesör Mösvö (Fok) tarafından neşredilmiş olan resimli raporu aynen dercedersek de tavukçuluk olmuyor t";—ea 4r ;u a iyi bir ders ve iyi bir örnek olur | maddesHe* 150*11»*ağ*ır
10 Şubat 105u
20.000 Liradır
GRIPIN
almayı ihmal etmeyiniz
'/•a Çünkü GRİPİN Soğuk algınlığında
KÜC^^I^ARI
En verimli ve en ucuz vasıtadır!
Doğrudan doğruya «AKŞAM» ilân servisine müracaat. Telefon: 20681
MAĞAZALARI
jlSTANBUL BELEDİYESİ İLANLARI |
carct
00
ZAYt AYNİYAT
Satınalma Komisyonun-

eksiltme İle si*tın alına-
Lira
307
Kuruş
00
İst. Liman Müfreze K-Aib.
Hamili Beşte pe


Corıık bekimi doktor
Ahmet Akkoyunlu
laktım - l alım hane
•»ala* telefon: «2627
Tasarruf hesaplan ikramiyesinin 1950 yık birinci çekilişi
1 NİSAM Tarlhlnöleöiar
Bu çekilişin ikramiyeleri tutarı:
1 TANE
2 »
3 »
4 »
5 »
20 *
40 »

5000
2500
1000
500
200
100
50 liralık olmak üzere
1 Mart 950 tarihine kadar vadeli veya vadesiz olarak en az 50 lira yatıranlar veya o tarihte hesaplarında en aşağı bu miktar parası bulunanlar çekilişe katılırlar. Hesaplarında 550 lira ve daha fazla parası bulunanlar paralarının her 50 lirası İçin bir ve her 500 lirası için de ayrı bir kur'a numarası alarak İsabet İhtimalini fazlalaştırmış olurlar.
Hem talihinizi denemek, hem de paranıza vadeye göre yüzde 6, 1'2 a kadar yükselen faiz almak İsterseniz hemen bir tasarruf hesabı açtırınız veya hesabınız varsa miktarını çoğaltınız.
ve Grip başlangıcında hastalıği önler.
Cilâ Makinaları
Eleklrikli süpürgeler
Alâkalılarına satılacak Belediye malı arsalar
Mukadder kıymeti tik teminatı
Lira
4104
Bur Dolapları
Havagazı ocak ve fırınları GARRARD Gramofonları TRİUMPH Motosikletleri RUDGE Bisikletleri JAMES Motosikletleri EVİNRUDE Denir m of örleri
iri P- -j
BEYOĞLU Wf;11 Lif SİRKECİ
IslilISI C»d. 75 ... -

İstanbul 1 cl icra memurluğundan: 947/1177
Borcun temini için mahcuz açık arttırma lle satışı mukarrer 20 Hra kıymetli de iiç parça koltuk takımı satışa konularak
1 mart 950 çarşamba günü saat 14 de Sultanhamam Meserret han kat 4 de satılacaktır. Satış bedeli tahmin clunan kıymetinin % 75 ini bulmazsa
2 el satışa bırakılarak 2 mart 950 perşembe günü aynı mahal ve saatte en fazla artırana peşin para lle icra ve iflâs ka. 112 İlâ 122 el mü, hiiküm-
ılerlnce satılacağı Hân olunur. 947/1177 dosya lle (820L)
Ham i dîye Ced. 16
2 No. lu Ağ. Silâh Deposu Md-lüğüne alt 3.12.949 gün ve 232550 sayılı 2 parça eşyaya alt ayniyat tesellüjn makbuzu kaybolmuştur. Yenisi tanzim ettirileceğinden eskisinin hükmü yok-

Zayi — Salı günü akşam üzeri Şişli-Harbiye aarsmda tramvayda bir anahtarlık içinde muhtelf anahtarlarla bir mühür kaybedilmiştir. Bulup insaniyet namına Şişlide Halâa-kârgazl caddesi Kutlu apartı-man No. 318 cfalre 8 e getiren veya 82684 numaralı telefona malûmat veren memnun edile' çektir, FETHİ
Eyüp sulh hukuk yargıçlığından: 948/322
Ankara Belediye Başkanlığından
— Ankara - Anufartalar caddesinde yeni inşa edilen Tl-evl zemin katında iiç numaralı mağaza beş sene müd-
ve kapalı zarf usulü ile artırmaya konulmuştur.
— Beş senelik muhammen kira bedeli (21.0(F) Hradır.
— Teminatı (1575) liradır.
— Teminat belediye veznesine yatırılacaktır
— Şartnamesi her gün Belediye Tutanak Müdürlüğü
kateminde görülebilir.
6 — İhalesi 17-2.1950 Cuma günü saat 16 da Belediyede toplanan komisyonda yapılacaktır.
7 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesi sarahati veçhile hazırlayacakları teklif mektuplarını belli günde saat 15 şe kadat komisyon başkanlığına makbuz karşılığında vermeleri ve İhalede hazır bulunmaları lâzımdır. (10741
TASHtH: 1 Şubat 950 tarihlî gazetemizde çıkan y tıkardaki Hânın 6 neı maddesindeki İhale tarihi 17/2/950 olması lâzım gelirken 17/12/950 şeklinde yanlış yayınlanmıştır. Tashih ve tavzih olunur.
Müfettiş Namzedi Alınacak Türkiye Kızılay Derneği Başkanlığından:
Genel merkezimiz kadrosunda açık bulunan 345 lira maaşlı müfettişliğe, altı aylık staj devresinde derneğimiz teftiş özelliklerini kavramış olanlar, asli kadroya alınmak üzere, Siyasal Bilgiler Okulu, Hukuk ve İktisat Fakülteleri ve Yüksek Ticaret mektebi mezunlarından aşağıdaki şartları hal2 bulunanlar müsabaka ile aday olarak alınacaktır.
1 — Türk olmak,
2 — Yabancı İle evli olmamak.
3 — Fiili askerlik ödevini yapmış bulunmak,
4 — Vücutça sağlam ve teftlşçlllk yolculuklarına dayanıklı olduğu tam teşekküllü bir hastane saghk kurulunca muayene neticesinde sâbit olmak.
5 — Müracaat tarihinde yaşı kırktan yukarı bulunmamak. Yukarıda yazılı şartlan haiz bulunanların en geç 24/2/950
cuma günü saat 13 e kadar dilekçelerine nağlıyacaklan nüfus cüzdanı aslı veya sureti, askerlik terhis belgesi, yüksek okul veya fakülte diploması asıl veya tasdikli sureti, 4.5 X 6 ebadında altı adet vesikalık fotoğrafları ve haklarında malûmat alınacak beş zatın açık adreslerini bildirmek suretiyle genel merkezimize müracaatleri.
Kızılay tefllsçlllğl için gerekil vasıfları nalz ve referansları İyi olan taliplere müsabaka günü ve yeri adreslerine bildirileceği Hân olunur.
Kuruş
80 Fatihte Şeyh Resmi mahallesinin Mukarrir sokağında kadastronun 1454 üncü adasında 8 parsel numaralı ve Mukarrir sokağına 4,75 metre yüzü olan 228 metre murabbaı sahalı Belediye malı arsaıun alâkalı ursa sahibine satılması,
09 Beyoğiunda Firuzağa mahallesinde kadastronun 497 inci adasında 29 parselden müfrez 32 metre murabbaı sahalı Belediye malı yüzsüz arsanın alâkalı arsa sahibine satılması.
Mukadder kıymetleri İle ilk teminatları yukarıda yazılı Belediye malı arsalar ayn ayrı alâkalılarına açık arttırma sureti!? satılacaktır, şartnameleri DLvanyolunda Belediye Merkez binasındaki Zabıt ve Muamelât Müdürlüğünden alınacak veya görülecektir.
Satış 27/Şubat/950 Pazartesi günü saat 14.30 da Belediye merkez binasmda müteşekkil Daimi Komisyonda yapılacaktır.
İsteklilerin Hk teminat makbuz veya mektubu ve alâka derecelerini gösterir çaplı tasarruf senetleriyle birlikte satış günü saat 14.30 da Daimi Komisyonda bulunmaları lâzımdır. (1789)
DEVLET DEMİRYOLLARI İLANLARI
Külçe kurşun alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşa
dan :
1 — 5000 kUo külçe kurşun açık çaktır.
2 — Muhammen bedeH 8250 lira olup muvakkat teminatı 618 Hra 75 kuruştur.
3 — Buna alt şartname komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme 22 Şubat 1950 çarşamba günü saat 10.45 de
Haydarpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satmalına komisyonunda yapılacağından arzu edemCrln vaktinde komisyonda hazır bulunmaları. (1461)
Muhavv le merkezi inşa ettirilecektir
î. E. T. T. işletmelerinden
1 — Muhammen bedeli 12.219,69 lira olan bir adet muhayyile merkezi inşaatı işi pazarlık suretile ihale edilecektir.
2 — Bu işe alt şartnameler levazımdan parasız tedarik edilebilir.
3 — İsteklilerin 916.50 liralık gcclci temlnatlaTİyle birlik-
te 13.2.950 Pazartesi günü saat 10,30 da Metrohan 4 cü katta toplanacak Arttırma Eksiltme Komisyonunda hazır bulunmaları. (1468)
Boş varil ve hurda oluklu saç satılacak Sümerbank Defterdar yünlü Sanayii Müessesesi Müdürlüğünden
Mûessesemlzln hurdalığında biriken takriben (8001 adet boş yağ varili ve 10 ton kadar hurda oluklu saç pazarlık yoluyla satılacaktır.
Satın almak arzusunda bulunanların şartlarımızı öğrenmek varil ve saçları görmek üzere 13/2/950 tarihi akşamına kadar müessesemtz ticaret servisine baş vurmaları rica olunur. (1650)
Hakkı Baykaranın Eyüp Ku-rukavak. Allpaşa M. sinde ölü Şaldin 94 No. lı evinde İken tebliğ zarfı üzerine bulunamadığı anlaşılan Hürmüz'ün 25 sene önce bu evi terkedip meçhul semte gittiği anlaşıldığından muayyen olan 3/3/950 saat 10 da bizzat veya kanuni avukat yollamadığı takdirde gıyaben dâvaya bakılacağı davetiye
Kadıköy C. Savcılığından:
89-91 randımanlı undan daha üstün vasıfta undan sando-vlç imal etmekten sanık Kadı-________________________________
köky Yasa caddesi 37 No. da yerijıe geçmek Üzere İlân olu-fuında börekçi simitçi Dlmltri nur (8202)
oğlu 1912 D. lu Lambo îsteya- | no hakkında yapılan duruşma sonunda:
Hareketine uyan 4648 No, lu ı K' nun 21 2"55/6- 64/1 ve 63 ................. _ para |cezaslle mahkûmiyetine ve hüküm hülâsasının neşrine dair Kadıköy Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 22.11949 gün ve 946/373 sayılı hüküm kesinleşmiştir.
Keyfiyet İlâm 050/52 «ayı-^ınızla Hân olunur. (1793) (
i
I
Mahkeme, tapu. icra ve noter ilânları
Bedelleri nususı şunu -iar tarafından ödenen mahkeme, icra, tapu «e noter ilânları gibi reanu ilânlar eskiden olduğu gibi doğrudan doğruya «AKŞAM» idaresi tarafın -dan Kabul edllmeKtediı

Taksitle sinema binası satılacak
Türk Hava Kurumu Genel Merkezin-
den:
1 — Bedeli (4) yılda ve C4J eşit taksitte ödenmek şartlyle Manisa Akhisarında bulunan sinema binası içindeki tesis ve demirbaş eşyalarlyle birlikte kapalı zarf usuliyle satılacaktır.
2 — Muhammen bedeli (59,000) muvakkat teminatı
(3.750) Hradır.
3 — İhalesi (27.2.050) tarihine rastlayan (Pazartesi) günü saat (15) de Ankara'da Genel Merkez binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
4 — Şartnamesi genel merkez levazım şubesinde, İstanbul, İzmir ve Akhisar şubelerimizde görülebilir. _ _
5 — Kururaumua ihaleyi yapıp yapmamakta veya dile- gününe kadar Heybelloda'du Deniz Harb Okulu ve Koliejl Ko-
ligine satmakta serbeatUz. (1504) mutanlığıaa boş vurmaları. (1040)
Fizik - Mıhanik öğretmeni alınacak Deniz Harp okulu ve koleji komutanlığından
1 — Deniz Harbokulu ve Koleji için bir Fizlk-Mihanlk öğretmeni alınacaktır.
2 — isteklilerin ÜnivesîteFIzlk - Ma'.ematjk sobesinden mezun olmuş olanları tercih edilecektir.
3 — Azami 70 lira asil maaş verilecektir.
4 — Taliplerin memurin kanununun dördün"ü maddesi gereğince gerekil belgeleri hazırlayarak en geç 1. Şubat 19M)

Comments (0)