Oyulmuş üjBA Patent
Bene 32 — No. 11405 — Flatl: her yerde 10 kuruştur.
SALI 11 Temmuz 1950
Sahibi: Necmeddin Sadak •— Yazı işlerini Ailen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaan.
Cumhurbaşkanı Istanbulda seçmenlerde görüşecek
Devlet
Bakanlığı
Başkanın İzmir ve Istanbula yapacağı seyahate hususî bir ehemmiyet veriliyor
Ankara 10 — Cumhurbaşkanı Celâl Boyar, temmuzun 13 üncü perşembe günü Ankara dan tamire. ertesi günü İzmlrden İstanbul» hareket edecektir. Cumhurbaşkanı İstanbulda birkaç gün kalacak, bu esnada Dolmabahçe sarayında seçmenleriyle geniş ölçüde hasbıhalde bulunacaktır.
Cumhurbaşkanı İstanbuldan Yalovaya gidecek ve bir müddet Yalovada İstirahat edecektir.
Cumhurbaşkanına refakat edecekler
An ara 10 (Son Postal — Cumhurbaşkanı Celâl Boyarın İzmir ve mûtaakıben Istanbula yapacağı seyahate hususi bir e-hemmîyet atfedilmektedir.
Bayar tamire hususî bir uçakla gidecek ve kendisine Başbakan Adnan Menderes de refakat edecektir. Bundan başka Cumhurbaşkanı ve Başbakanla birlikte bazı Bakanların da bulunacağı anlaşılmakta. Milli Savunma Bakeı.î'-te Genelkurmay Balkanının da bu seyahate iştirak edecekleri söylenmektedir
Cıırniiuraaşkannun donanma ile Istanbula gidişinde bu seyahatte de Başbakan. Milli Savunma Bakanı. Genelkurmay Başkanı ve muhtemelen de, kara. hava, deniz kuvvetleri komutanları bulunacaklardır. Bu seyahatin şümul ve ehemmiyeti hakkında çeşitli tefsirlerde bulunulmakta ve hususî bir mahiyet atfedilmektedir.
Cumhurbaşkanı dün Ankarada açılan Halk Sandığının açılış resminde
Eski Türk vatandaşı Amerikalı Çocukluk hâtıralarını tekrar yaşamak üzere bu akşam Marmara adasına gidiyor
Şehrimizde bulunan Amerikalı otelci, eski Türk vatandaşı Mr. Taylor kırk sene süren memleket hasretini dindirmekle meşguldür. Burada kaldığı bir hafta zarfında İstanbulun hemen her tarafını gezmiş, müzeleri dolaşmış, Adalara gitmiş. pazar gününü de Boğazda geçirmiştir, şehrimizdeki büyük otelleri de ziyaret eden Mr. Taylor pazar günü öğle yemeğini Taı-abyadaki Tokat-hyan otelinde yemiş, otelin yapılışını. manzarasını fevkalade bulmuş, münhasıran Türk ye-
meklerinden. mürekkep öğle yemeğini pek büyük bir zevkle yediğini söylemiştir.
Mr. Taylor bu akşam doğduğu yer olan Marmara adasına gidecektir. Şehrimizde pek candan bir misafirperverlik gören Mr, Taylor Marmara adasına herhangi bir hususi vasıta ile gitmek tekliflerini reddetmiş, halka mahsus olan mutad vapura binmeği tercih etmiştir.
Mr. Taylor Marmara adasında tıpkı çocukluğuna olduğu gibi, kayaların üzerinde yalın ayak dolaşarak balık tutacaktır.
Fransız Kabinesi
Buhran henüz halle dileme di
Paris 11 (R.) — Sosyalistler yeni Kabineye girip girmemek hakkında henüz karar verememişlerdir. Dünkü toplantı 9 saat sürmüş ve geç vakte kadar devam etmiştir. Neticede karar vermek için Parti Meclis grupu-na salâhiyet verilmiştir.
Radikaller bugün karar vereceklerdir.
Polis kanununda değişiklik
Ankara 11 (Akşam) — Emniyet müdürlüğünde polis kanununda yapılması kararlaştırılan değişiklikler için çalışmalara başlanmıştır.
İçişleri Bakanının gazetecilere beyanatı
Fevki Lûtfi K ar a os-manoğlu Bakanlığa tâyin edildi
Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlu’
Ankaradan gelen haberlere göre Manisa milletvekili Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlu Devlet Bakanlığına tâyin edilmiştir. Yeni Bakan Marshall yardım İşleriyle meşgul olacaktır.
Fevzi Lûtfi Karaosmanodunun Devlet Bakanlığına getirilmesi her tarafta iyi karşılanmıştır. Bir zamanlar uzun müddet gazetecilik yapmış olan yeni Bakan zekâsı, bilgisi ve nezaketi ile tanınmıştır. Kendisini tebrik ve muvaffakiyet temenni ederiz. _ .
Uydurma kelimeler
Mükerrem Sarolun Önergesi hakkında Anayasa komisyonunun kararı
Ankara 11 (Akşam) — Mü-kerrem Sarol un, Anayasanın 1-kinci maddesindeki «Devletin resmi dili Türkçedlr» fıkrasının yorumlanması hak kındaki Önergesi Anayasa komisyonundan geçerek Meclis heyett umumiye gündemine alınmıştır. A, nayasa komisyonunun yorumuna göre, Anayasanın İkinci maddesindeki «Devletin resmi dili Türkçedlr* fıkrasında kas-dediten Türkçe, hiçbir llmj metot ve esasa dayanmadan ve salâhiyeti! ilim adamlarının mütalâalarına müracaat edilmeden keyfi surette salâhlyetslz heyetlere kabul ettirilerek zorla millete maledllmek İstenilen uydurma kelime ve ıstılahların vaz inci an evvelki zamanlarda Türk milleti tarafından kullanılan ve tabiî seyri İle devam eden Türkçedlr.
Moskova büyük elçimiz diin geldi
Moskova büyük elçimiz Muzaffer Göker. dün bir İngiliz uçağiyle Romadan şehrimize belmlştlr.
Büyük elçi, Moskovadan tsve-çe oradan Komaya geçmiş ve Istanbula varmıştır.
Muzaffer Göker, Türk - Rus münasebetlerinde hiç bir değişiklik olmadığını beyan etmiş, ve Moskavndan ayın 4 ünde ayrıldığını söylemiştir.
Ankaraya gidecek olan büyük elçi bir ay mezuniyetle gelmiştir _________
Sovyetlerin Ankara büyük elçisi
Londra 10 (Nafen) — Manc-heater Guardian gazetesinin VI yana muhabirine göre, Macar hükümetinin Ankaradaki elçisi nl geri çağırmış olnıasL manidardır Muhabir, Doğu memleketlerinin Türkiyedeki temsilcilerini geri çağırmakta olduklarını te Moskovaya gitmiş olan Sovyet büyük elçisinin de An-karaya doıunlycceğlnl belirtmektedir.
Korede Amerikan tankları harekete geçtiler
Levazım ihtiyacını karşılamak için Amerikada yeni fabrikalar açılıyor Nevyork 11 (R) — Amerikan ordu ve hava kuvvetleri kurmay balkanları uçakla Tokyo'ya hareket ettiler. Bunlar Birleşmiş
Milletler kuvvetleri komutanı Gl, Mac Arthur İle görüşecekler, muhtaç olduğu levazımın en iyi nasıl temin edilebileceğini soracaklardır.
Korede şimdilik 20 bin askere İhtiyaç vardır. Bu kuvvet en kısa zamanda gönderilecektir. Diğer taraftan Uzak Doğudaki levazım ihtiyacını karşdamak üzere Amerikada yeni fabrikalar açılacaktır.
Nevyork 11 (R) — Korede Amerikan kesiminde şiddetli çarpışmalar oluyor. Vaziyet kararsızdır. Amerikalılar bir şehri terketmlşler, fakat bir müddet sonra tekrar geri almışlardır. Bu esnada evvelce bıraktıkları teçhizatın hemen tekmilini tekrar ele geçirmişlerdir. Cepheye takviye kıtaları gönderiliyor.
Dün İlk defa olarak Amerikan tankları harekete geçmiştir. Hava ve topçu kuvvetlerinin faaliyeti komünistlerin İleri hareketini yavaşlatmalarına se-| beb olmuştur. 50 den fazla komünist tankı tahrlb edilmiştir. Hava şartı ne olursa olsun, bombardıman gece gündüz devam edecektir.
Mancurya birlikleri de harbe girmiş
Londra 11 (Nafen) — Tokyo-y» gelen raporlara göre. Kore cephesinde bazı Mançurya birliklerinin çarpışmaya başladıkları görülmüştür. Bu birlikler bütün sivil harb esnasında çin komünist ordusu saflarında bulunmuşlar ve tecrübe edinmişlerdir. Komünist Çin Başkomutanlığı, Çin deki birliklerde bulunan Koreli ve Mançuryalı efradı süratle Kore cephesine göndermiştir.
Hong Kong’a gelen haberler, Kore savaşının başlaması üzerine Çin komünist ordusunun terhis işlerini geri bıraktığını bildirmektedirler. Ayrıca peyk memleketlerde Kore için tugaylar teşkil edilmesine girlşildlğl-nl gösterir emareler mevcuttur. Batıya İltica eden bazı kimseler ve bilhassa komünist emniyet memurları Koreye gönderilmekten korktuklarından Batıya kaçtıklarını itiraf etmişlerdir.
Geçen giin bir sabah refikimizde «Halk Partisi uydurma dilden vazgeçti» mealinde kalın harflerle bîr ballık vardı. Dil müptelâları hu havadisi görünce tehalükle bütün sütunları okudular. Bir de ne görsünler. Halk Partisi Kurutta-, yında âzadan bir zat basamak yerine kademe denmesini teklif etmiş ve uydurma dilden vazgeçmek havadisi hep bu mânâsız ve yanlış tekliften çıkmıştır. Teklif yersiz ve manasızdır; çünkü basamak kelimesi uydurma değil, bilâkis asıl Türkçedir. Kademe ise pek mahdut yer. lerde kullanılır.
Herkesin toplantılarda istediğini teklife hakkı vardır. Fakat ağırbaşlı gazetelerin teklifi tartmadan onu başlığa milyon misfi büyüterek âdeta bir inkılap şekline sokarak geçirmesi asla caiz değildir.
Okuyucuların heyeeaniyle oynamak da bir gazetecilik usulüdür ama bövle bütün münevverleri iki kampa ayıracak kadar mühim bir meselede heyecan oyununa girişmek olur mu?
Komünistlerin Güney Korede İşgal ettikleri yerleri ve taarruı istikametlerini gösterir harita
Ingiliz evleri
Glasgoıv'daki blok halinde İşçi evleri
[Vâ - Nû nun yazısı üçüncü sahifemtededirl
>11HUIIIIIJIIIIIIIIIII IrtHIUlMH UHII IIHIIIIIIIIIIIIimiUlHil IHMIIIHIIHII lll|ll »IIIHII IIIIHlfTümiHI HHIIIIİII
ARADA BİR
Müşterak mos’uniye^
Demokrasi rejimlerinde kabinelerin mesuliyeti müşterektir. Bu demektir ki bütün kabine âzasının imza-Sİyle çıkarılan kanunlar vc kararnamelerden bütiin Vekiller mesuldür. Meselâ bir elçiliğe, bir murahhaslığa, bir valiliğe tâyin edilen bir zatın tâyininden o memuriyetin doğrudan doğruya âmiri olan Vekil kadar diğer Vekiller de mesuldür. Bu tâyinlerden daha mühim olan kanunlar ve kararname, terdir. Bunların ayak üstü Meclis koridorlarında imza edildiğini işitirdik. Son Halk Partisi hükümeti bu usulü değiştirerek bir motosikletli memurla kanun projesini veyahut kararnameyi kapı kapı dolaştırmağa başlamıştı.
Şimdi nasıl olduğunu bilmiyoruz amma dünkü bir sabah gazetecinde okuduğu, muza göre. Matbuat Kanununun Meclise sevkolunan şeklinden hiikûmet âzasının da memnun olmadığı vc bu memnuniyetsizliğin Başvekilin telgrafından da anlaşıldığı yazılmıştı. Bunun inanası nedir? Şudur ki her hangi bir tarafta hazırlanmış olan kanun projesi Vekiller Heyetinde ciddi bir su. rette tetkik olunmamıştır. Fakat Vekillerin birbirine filan âzami itimadı dolayısiy-
le imza edilmiştir. İtiraf e-delinı ki hu iıic de yeni bir usul değildir. Meşrutiyette de. Cumhuriyette de bu işin böyle olduğunu işitir ve özür olarak da dinleriz ki Vekil beylerin işleri çoktur: okumağa vakitleri yoktur. Bu özrü ehemmiyetsiz kararnameler ve tâyinler için haydi kabul edelim, fakat Matbuat Kanunu, Af Kanunu. Üniversite Kanunu, Vergi Kanunları gibi kanunların o* kunmadan imza edilmesi özür kabul etmez Kırk seneden beri devam eden bu usule muhalefet ederek imza koymadığı için istifa eden Nazır veya Vekile nadir, hattâ ender tesadüf edilmesinin sebep ve hikmeti işte budur. Eğer bu usul ortadan kalkarsa Meclis müzakerelerinde mali bir mestede İktisat Vekilinin, dahilî bir işte Sıhhiye Vekilinin tanı salâhiyette olmasa hile tesanüttün verdiği kuvvetle müdafaaya iştirak ettiğini görebiliriz, Bu müşterek mesuliyeti kolayca temin etmenin bir çaresi dc kabinede Vekâletler adedinin indirilmesi olabilir. Mamafih bir kere daha «hatadan dönmek cesaretin gösterilerek Matbuat Kanun projesinin yeniden tetkik edilmesi için verilen karardan dolayı teşekkürler ederiz.
**★
Sahlfe 2
Lyaz tren seyyar hastane olabilir
Sah ah Gazeteleri Ne Diyor ?
Cumhurbaşkanı Celal Bayar, tasarruflu bir yaşayışa ve ucuz bir devlete önayak olmak üzere bermutat tahsis edilen otomobillerden bir kısmı ile Savaro-na yatını, beyaz treni, Dol ma bahçe sarayını kullanmamak arzusundadır.
Güzel bir şey. Hareketi herkes takdir etmiştir. Şimdi mesele, bunları halkın hikmetine koymanın çaresini bulmaya kalıyor. Dolma bahçe sarayı için bir şeyler düşünülmüş, fakat Savarıma yalını halkın hizmetine koymak imkânı henüz bulunamamıştır. Beyaz trene gelince, bayram dolayısiyle An karadan Istanbula gelecek yolcuların çokluğu göz önünde tutularak bu trenin dc yolcu taşımaya tahsis edilmesine karar verildiğini gazetelerde okuduk.
Beyaz tren sıkışık zamanlarda belki böyle bir .hizmeti görebilir. Fakat bu trenin, içinde esaslı bir değişiklik yapılmadan bol miktarda yolcu taşımaya, elverişli olduğunu zannetmiyorum. Çünkü o maksat için getirilmiş değildir. Eğer bir değişiklik yapılacaksa bu hususî trenden başka bir suretle faydalanmayı düşünmeli.
Meselâ beyaz tren pek güzel bir seyyar hastane olabilir. Zarpan zaman, içinde her hastalıktan anııyan mütehassislan, ameliyathaneleri, röntgen cihazları ve ilâçları ile bu tren memleketin muhtelif yerlerinde durarak umumî sağlık kontrollün yapabilir, ani. müdahaleleri ile birçok vatandaşı sağlığa kavuşturabilir, hekimler konferanslariylc halkı aydınlatır, onlara korunma çareleri öğretirler. Vilâyet vilâyet dolaşacak böyle trenden edilecek istifade yolcu taşımanın pek üstünde olur sanıyorum. Beyaz trende bir değişildik yapılacaksa bu şekil en hayırlısıdır. Şevket RADO
Ankara Halk Sandığı
dün açıldı
Basın kanunundan ne bekliyoruz?
Ahmet Emin Yalman VATAN' da diyor ki:
«Basın Kanununun tâdili meselesinde şu noktanın anlaşılması lâzımdır ki gazetecilerin maksadı, keyfi surette kullanmak için hürriyet ve nüfuz elde etmek, kendilerine emanet edilen salâhiyetleri suiistimal edenleri ve vatandaşların hak ve haysiyetiae tecavüz edenleri cezadan korumak değildir. Tamamlyle aksine olarak, münakaşa hürriyeti, ancak başı boş gidişler önlendiği ve çiğnenen haki» ve haysiyetler derhal tftmir gördüğü takdirde yaşar.
Basın ailesinin bütün derdi, müphem ölçülerle! ve ağır ceza tehditleriyle münakaşa hürriyetinin tahdide uğramaması, amelî tatbik imkânından mahrum usullerle gazeteciliğe gem vurulmaması, bugün yapıldığı gibi, cevap hakkının suiistimale uğratılmaması ve bir suçun asıl suçlusu kimse, ukubetin dc şahsi olarak yalnız onun üzerinde toplanarak, gazete mües-seseslnln ancak mail mesuliyet altında bulunmasıdır. Gazetecilik perdesi altında halktan para sızdıran ve boylece mesleğin şeref ve haysiyetini çlğnl-yen kimselerin cezalanmasını ve meşum faaliyetlerine nihayet verilmesini hiç kimse hakikî gazeteciler kadar hararetle istemez.
Basın Kanununda bugün ya-
pılan tadiller muvakkat mahiyettedir. İleride daha geniş tâdiller hazırlanması, basın suçlarında Jüri usulüne gidilmezi ve bazı İsviçre kantonlarında olduğu gibi Gazeteciler Cemiyetinin Haysiyet Divanının bir nevi meslek mahkemesi halini alması çok arzu edilecek bir şeydir. O zaman haysiyetlerinin kırıldığına kani olan vatandaş ve müesseseler eğer İsterlerse, bu divan yollyle, yıldırım şeklinde bir tâmlr ve tarziye İmkânı elde ederler ve cevap hakkından İleri gelen İhtilâflar da burada halledilir. Bu suretle hem basınla halk arasındaki münasebetlerde sürat ve ahenk temin olunur, hem de adliye mekanizmamız çok bir yükten kurtulur.»
ağır
★
Cumhurbaşkanı münasebetle bir
Ankara 10 (AA.) — Halk bankasının yeni binasında AnkaralI a Halk Sandığının açılışı bugün saat 11 de bizzat Cumhurbaşkanı Celâl Bayar taralından yapılmıştır.
Cumhurbaşkanımız Celâl Bayar kurdelâyı kesmeden evvel aşağıdaki hitabede bulunmuştur:
«Bu banka orta ve fakir halkın, küçük sanatların, küçük tüccarın kredi müessesesidlr. Bu itibarla biraz evvel de belirtildiği gibi bankanın muvaf-
Celâl Bayar bu hitabede bulundu faki.velinde balkın alâkası şarttır.
Kredinin bir cemiyette oynadığı rol malûmdur. Geniş kredinin iktisadi olduğu kadar İçtimai ehemmiyeti de aşikârdır. Bunun İçindir ki Halk Bankası daima mütevari ve sabırlı çalışmalar İster. Bu bankanın hizmetleri birden göze gözükmeyebilir. Fakat mütevazı ve sessiz çalışmaşlyle muvaffakiyet temin eder. Teni binanın banka için hayırlı olmasını ve bankanın boşan Be ilelebet halka hizmetler etmesini temenni ederek kurdelâyı kesiyorum.»
Saraylardaki bir kısım eşya yokolmuş
Sarayların eski kayıt defterlerinin bulunmadığı söyleniyor
Askerlik kanunu
Kanunda değişiklik yapılıyor
Ankara 10 — Askerlik kanununun beşinci maddesinin değiştirilmesi hakkın daki lâyiha encümeninde tetkik edilmiş ve ruznameye alınmıştır. Kanunun beşinci maddesi lâyihada şu şekilde değiştirilmiştir:
Muvazzaflık döneminde deniz sınıfı üç yıl, jandarma ve gümrük koruma sınıflarında İki buçuk yıl ve bunların dışında kalan diğer sınıflar iki yıldır. Muvazzaflık btanetı kıtaya katılış gününden başlar İki yıldan ziyade askerlik yapacakların fazla hizmetleri askerlik çağının sonunda İki kat olarak düşülür.
1019 - 1929 doğumla ve bunlarla işleme tâbi diğer erattan askerlik kanununun 8*5 veya 89 uncu maddesi mucibince muamele görecekler hakkında da yukarıdaki beşinci madde hükmü uygulanır.
Beyaz tren haklındaki haber
Ankara 10 (A_A.) — Cumhur-balkanının özel trenini kullanmamak kararı üzerine bazı ga-telcrde bu trenin İstanbul hattında yolcu nakliyatına tahsis edildiği yolunda bir haber çıkmış bulunmaktadır.
Böyle bir tahsisin asıl ve esası yoktur.
Dün geceki güreşler
Takımımız 7-1 galip geldi
Füandlyalıgüreşçllcr son maç lannı dün akşam Şeref stadında takviyeli güreş kulübü İle yaptılar. Neticeler:
52 kilo: Ali Yücel, rakibi Ha-kolaya 58 saniyede tuşla galip. 57 kilo: Nasuh Akar rakibi Jo-hanson* ittifakla galip gelmiştir.
82 kilo: Halil Kaya rakibi Ta-loselaya ittifakla galip gelmiştir.
87 kilo: Servet Meriç rakibi Haapasalmlye 2 dakika 58 saniyede tuşla galip.
73 kilo; Celâl Atik rakibi Sl-manalnene i dakika 51 saniyede tuşla galip.
79 kilo: FinlandiyalI KeMse.tna rakibi bekir Kaymağa İttifakla galip.
87 kilo: AH özdemkr rakibi Seppanene 7 dakika 55 saniyede tuşla galip.
Ağır: Yaşar doğu rakibi Rl-hlmakiye ittifakla galip gelmiştir. _______________
Fatihin türbesi açılıyor
Fatih Sultan Mehmed'in türbesi, cuma günü saat 13 de törenle açılacaktır.
Yapılacak törenin hazırlıklan tamamlanmak üzeredir.
Ankara 10 (Son Posta) — Sa rayların devir ve idaresini geçici olarak teslim almaya memur edilen Büyük Millet Meclisi hesap tetkik komisyonu bu İşi bir an evvel neticelendirmek için çalışmakta ise de. arada, tesadüf edilen, bazı engellerden dolayı, işini kail süratle Uerlete-memektedir.
Bunun sebebi; saraylara alt kıymetli eşya ve bibloların liste sini İhtiva eden eski saray defterlerinin odada bulunmamasıdır. Hâlen mevcut olan defterlerde yazılı eşya İse; umumi olarak ve her hangi farik vasıf lan zikredilmeden kaydedilmişlerdir. Bu cümleden olarak; Saksonya veya Sevr mamulü pir vazo veya tabak; mavi çiçekli veya kırmızı motifli porselen tabak diye kaydedilmişlerdir kİ, bu umumi tarif Ue, İşaret edl-
len eşyanın; hakikaten o nesne olup olmadığı sarih bir surette anlaşılamamaktadır.
Bu arada, sarayın bir kısım, eşyasının da saraydan uzaklaştırıldıkları anlaşılmıştır, Bunların İade edilmeleri için lâzım gelen teşebbüs yapılmış ve yan lışlık olduğu beyanlyle teşebbüs lere nıiısbet cevap alınmıştır.
Buna benzer bazı yanlışların Çankaya köşküne ait bazı eşya da da vuku bulduğu görülmüş; ayni tedbire, bu eşya hakkında da baş vurulmuş ve yine müsbet cevap alınmıştır. Bu arada. Yıl diz sarayına alt bir çok porselen ve kıymetli vazo ve tabakların; daha eski tarihlere, şuraya buraya dağıtılmış oldukları anlaşılmıştır. Bunlardan bazıları; elycvm bir takım daire ve kulüpleri süslemektedir.
Tekel bütçesinde tasarruf
Gümrük ve Tekel Bakanının demeci
............................ ıımıu
TÜRKİYE KREOi BANKASI A. 0. — \
(Yeni Postane karşısında)
TASARRUF HESAPLARI
. Sahi bl erine
Teni ikramiye plânını takdim eder.
HER AY BİR ÇEKİLİŞ
ilet 100 lira için bir numara
GELECEK ÇEKİLİŞ TARİHİ : 4 Ağustos 1950
Ay başından beri şehrimizde tetkiklerde bulunan Gümrük ve Tekel Bakanı Nuri Özsan dün bir basın toplantısı yapmıştır:
Bakan bu toplantıda Her Bakanlığın kendi bütçesinde tazarru flor yapmakta olduğunu soyliyerek Gümriik ve Tekelde de bir milyon sekiz yüz bin hra tasarruf yapılabileceğinin tesblt edildiğini ve cetvelin Maliye Bakanlığına verildiğini anlattı:
Bakan; bu arada sigaraların, tip ve ambalajlarının değiştirilmezinin düşünüldüğünü, sigara paketlerinin tütünün vasfım muhafaza edemedin!, Tekel genel müdürlüğünde bir komisyon kurulduğunu, bu komisyonun hangi maddelerin Tekel dışında bırakılabileceğini bir rapor halinde Bakanlığa bildireceğini, kibrit İşinin Tekelden çıkarılmasının düşünüldüğü, bir Alman seymayedarile ortak olarak Almanya İçin sigara yapmak hususunda bir anlaşma im za edildiğini, Frankfurttaki bir sigara fabrikasının sırf Türk tütününden sigara imal edeceğini. tütün müstahsilinden kesilen yüzde beşlerin iade edll-mlyeceğlni destekleme miiba-yaatının bu para ile yapıldığı, yalnız «yüzde beş» miktarının gelecek senelerde daha azaltılabileceğini dc sözlerine ilâve etmiştir.
Millı Eğitim Bakanı 15 gün izin aldı
Ankara 11 (Arkadaşımız Şevket R.IMİO bildiriyor:) — Çankırı milletvekili Kâzım Ararın dünkü mecliste Milli Eğitim Ba kanlığı teknik müşavirliğinin çalışmaları hakkında sözlü sorusu münasebeti!? açılan münakaşadan sonra Milli Eğitim Bakanı Avnl Başman hükümetten 15 gün izin almıştır. Bu sabah Ankara Palasta Milli Eğitim Bakanı Avnl Başmanı gördüm. Bu haberin doğru olduğunu teyit etti.
Teknik üniversitedeki cinayetin muhakemesi
Teknik Üniversite Elektrik fakültesi profesörü Feyyaz Gür-sanı tabanca İle öldüren talebe Mehmet Taşkesenln duruşmasına dün birinci ağırccza mahkemesinde başlanmıştır.
Birinci sorgu yargıçlığı tarafından, taammüden işlemiş olduğu bu cinayet doîayısile idam cezasma temas eden madde ile muhakeme edilmesi İstenen Mehmet Taşkesenin dün sorgusu yapümştır.
Mehmet, cinayeti taammüden İşlemediğini, eşyası arasında dalma bir tabanca bulundurduğunu, bir arkadaşuun kendisinden istediği tabancasını o gün inde etmiş olması dolayısiyle yanında bulunduğunu anlattıktan sonra eski söylediklerini aynen tekrar etmiştir.
Kanlı hâdisenin tele şahidi
11 j'tııımuz isjuu fll hanıınunıın encümende tetkiki sona erdi
I
nı veyahut da, galip bir ihtimal Ue belâlarını bulacaklardır.»
* Radyolarımızın kutsal yayınları
YENİ İSTANBVL'da M. Nermi radyoda Kuran okutulması karan münasebetiyle diyor ki:
«Anayasamıza göre Türklyede azınlık ve çoğunluk dâvası yoktur. Böyle bir sarahat karşısında Diyanet İşleri Başkanınm faaliyetini, sebebi ne olursa olsun, doğru bulmadığımızı söy-Uyeblllrlz. Radyoda Kuran okutmanın kökleşmiş Islâm geleneklerine aykırı olup olmadığı da kendine göre bir meseledir. Öyle sanıyoruz kİ: Dinine yürekten bağlı bir insan, mukaddes gönül derlenlşleri İçin, her yere yayılan radyo dalgalarına muhtaç değildir ve Tanrı sözlerinin bu vasıta İle yayılmasını mutlaka hoş görmez. Bu İyi düşünülmemiş hareketin yurdumuzda, her halde çeşit çeşit tepkileri olacaktır. Fakat ok yayından fırlamıştır bir kere... Hatayı düzeltmek lâzımdır şimdi. Bundan vazgeçilirse mesele kendiliğinden kapanmış olur.
Fakat Diyanet İşleri şimdiki görüşünde direnirse radyolarımızı bütün itikatların emrine açık bulundurmak zorundayız. Ve bizce, şimdiki durumda, en doğru yo) da budur. Çünkü vicdan hürriyeti umdesine bağlı bir memleket yalnız böyle tarafsız hareket edebilir. Bir vatandaşa verilen bir hak, başka bir vatandaştan esirgenemez. Demokrasi buna derler İşte.
Basın kanunu
Bayramdan evvel Meclisten çıkarılacak
Ankara 10 — Matbuatın üzerinde uzun zam and an beri hassasiyetle durduğu Basın kanunu hakkında Başbakan, Mecliste kısa bir beyanatta bulundu. Basın kanununun Meclisin bayram tatilinden önce çıkması İçin bir karma komisyona havalesini talep etli. Başbakan ezcümle dedi ki:
«— Sabık İktidarın Matbuat kanunundaki takyit edici hükümlerini tadil etmek İçin bir tasan hazırladık Bu tasarının Adalet encümeninde müzakeresine başlanmıştır. Adalet encümeninden sonra da İçişleri komisyonuna gidecektir. Halbuki bayram yaklaşmakta ve Meclis tatil için hazırlanmaktadır. Basın kanununun komisyon müzakeresinin bir an evvel bitmesi için lâyiha bir karma komisyona tevdi edilsin, boylece matbuat bir an evvel hürriyetine kavuşsun»
Başbakanın bir karma komisyon kurulması teklifi Meclis heyeti umumiyeslnin ekseriyeti tarafından tasvip edildi. İçişleri ve Adalet komisyonlarından müteşekkil bir karma komisyonun kurulması ve lâyihanın bu encümene tevdii kabul edildi.
Karma komisyon yarın saat onda toplanacak ve Matbuat kanununun m uzar esin e bağlıyacaktır.
Karısını jiletle yaraladı
Sama tyad a oturan ve telefon başmüdürlüğünde memur bulunan Saime isminde bir kadın, bir miiddeltenberi kocası Salâ-haddin ile aralan açık bulunmakta ve Saiâhaddinin yaptığı müteaddit barışma teklifleri kadın tarafından reddedilmektedir. Salâhaddin dün akşam, tekrar barışma teklifinde bulunmak üzere, SalmenJn annesinin oturduğu. Cihangirdeki eve gitmiştir. Bu sırada Saime de eve gelmişti. Salâhaddin, karısı na, bu aynhk sırasında onu son derece kıskandığım ve artık bu İşe bir nihayet verilmesini söylemiş, kadın da Salâhaddlne, nasıl İsterse öyle hareket etmesini bildirmiştir.
Buna hırslanan Salâhaddin cebinde bulunan bir jilet bıçağını çıkararak kadının üzerine atılmış ve gelişi güzel yüzünün ve boynunun muhtelif yerlerin-1 den yaralamıştır.
Feryad ve istimdada yetişen polisler Salfıhaddlnl yakalamışlar, suimeyl de tedavi altına aldırmışlardır.
asistan Se İmanın dinlenmesi için duruşma ayın on dokuzuncu çarşamba gününe bırakıldı.
Mahkûmların yarıdan fazlası aftan istifade edebilecek
Ankara 10 — Al kanunu hak- çıkarma kararları da kaldınl-kında Adalet komisyonu çalışmaları bu akşam bitmiştir.
Gasp suçlarıyle, askerlikten tard cezaları atlan İstisna edilmiştir. Aftan faydalananlar, önümüzdeki beş sene içinde, yeniden ve altı aydan fazla bir mahkûmiyetle cezalanırlarsa, affa uğradıkları ceza müddetleri d e ilâveten kendilerine çekürl-, lecektlr.
Af kanununun beşinci maddesi, ikinci maddeye göre. Af kanunu şümulüne giren suçlardan dolayı hükmedilmiş ve edilecek olan cezaların üçte biri İndirileceğine dairdir.
Af kanununda, firari suçlular İçin konan maddede memleket içinde bulunanlara 6. dışında bulunanlara da 8 aylık bir müddet verilmektedir. Bu müddet zarfında savcılığa başvurdukları takdirde Af kanunundan faydalanacaklardır.
Asker kaçağı, izinsiz, yoklama kaçağı ve bakaya suçlan için de üç oy zarfında resmi mercilere müracaat etmek şarttyle af kabul edilmiştir. Yine bu kanunla Meclis tarafından verilen avukatlık veya dâvaveklliiğinden
nııştır.
Af kanununun. Meclisin yu tatili karan vereceği oturumda gündemin son maddesi olarak görüşüleceği anlaşılmaktadır. Affın, Meclis müzakereleri sırasında daha fümuUeoecegj de , tahmin, olunmaktadır. Şair Nâzım Hikmetin mahkûmiyetimi mucip olan suç da Af kanunu şumutü dahilinde bulunmaktadır. Bu şekilde Türklyede mtv cut mahkûmların yandan faı lasının cezaevlerinden çıkacaf anlaşılmaktadır.
Adalet Bakanı Halil özyörp! komisyon çalışmalarının ifana dolayısiyle şunları söylemiştir: , (— Affın karakteri esas iti
batiyle umumîdir. Yalnız ₺ umumî aftan İstisna edilmiş c lanlar vardır. Takip edilen prt slp şudur: Beşeriyet İçin mu kaddes tanılan varlıklardan ha yat, mal. ırz aleyhine İşlen m! ağır suçlarla devletin şahsiyeti ne karşı işlenmiş ağır suçla devlet mallan aleyhine İşlene suçlar, casusluk, komünisti! gibi devletin emniyeti aleyhlnd işlenen fiiller affın dışında tu tutmuştur.»
ı ı a ı ı p r a ı c- r - ı
Meclis dün bir çok sözlü sorular hakkında müzakerede bulundu
Ankara 10 — Büyük Millet Meclisi bugün öğleden evvel ve sonra lld toplantı yaptı ve birçok sözlü sorular müzakere mevzuu oldu. Eroin kaçakçılığını önleyici tedbirler hakkında Erzurum Milletvekili Bahadır Dülgerin sorusuna Adalet Bakanı cevap verdi. Ve eroin ticaretiyle yapılan mücadeleyi anlattı. Soru sahibi, bugünkü mücadelenin kâfi olmadığını ve bu işe İcab eden ehemmiyetin verilmesi icab ettiğini anlattı.
Tekirdağı Milletvekili Yusuf Ziyanın, küçük ve orta çlfçile-rln Maraba)! yardımından tam olarak fayda!onamadıkları hak kındaki sorusunu Tanm Bakanı cevaplandırdı. Ve Marshali ya relim İyi e şimdiye kadar memlekete 5000 pulluk ve 3000 traktör geldiğini ve bunların İhtiyaca göre tevzi edildiğin! söyledi. Ve Adapazarı pulluk fabrikasının istenilen şekilde çalışmadığını, çifçlye dağıtılan âlet-
BORSA
C e k l » a
Kanun*
Londra l Sterlin 79*50
New York 100 Dolar 20 as
Parts 1W> Fransu F. 0»
Stokholm ıco tıroec Kr. 54 1250
Cenevre 100 Uvtçre f. *4 03
Amesterdartı 100 Florin T34MC
Brüksel 100 Belçika». S.W
Lizbon 100 Cskudef • 7390
ESHAM VE TAHVİLAT
% » FAİZLİ TAHVİLLER
Sivas - Eminim 1 M-
Sivas . Erzurum 2-1 11,1»
tan Demiryolu i İt 15
INI Demiryolu o SI M
1941 Demiryolu m Sİ 90
Milli MüdalM 21.(15
MUİI M (İdat*» u »10
Milli Müdafii* m »55
Mitli Müdafaa (V »1.10
% • FAİZLİ TAHVİLLE®
Kalkınırı* 1 9150
Kalkının* 11 M50
Kalkının* 111 9140
948 tstıkrax> 1 »30
948 istikrazı U 90 JÖ
1941 Demiryolu M»
m» bukran L 9»—
% 4.3 FAİZLİ TAHVİLLER
IMS »netli
S FAİZLİ TAHVİLLER
1933 Ergani
1938 bcramiycU 31.-
Milli Müdafii» 30 80
Demiryolu IV
Demiryolu V 99 —
ANADOLU DEMİRYOLU GBtJPD
Tahviller 1-3 U2 5O
Hisse senetleri •₺ w 1330
Mümessil şenel 64.-
ŞİRKET HİSSELERİ
Merkez Bîuıkası 123.—
Arştan Çimento 15 25
T. Ticaret Bankan 6.-
Is Bankan 30.-
SARRAFLARDA ALTIN
■attılar
Gulden 36.10
Türk lira» 34.20
Sterlin 41-30
Külce 535
Rej*( «1.75
lerin yedek parçalarının gelmediğini ilâve etti.
Köylünün Ziraat Bankasından aldığı borçların taksitleri hakkında Erzurum Millet-' vekili Mustafa Zara’nin sorusunu da cevaplandıran Tarım Bakam, köylüye açılan kredi İle Ziraat Bankasının bütün takatini kullandığını, borç taksitlerinin teciline imkân ol-1 madiğini, bu senekl mahsulün iyiliği dolayısiyle köylünün bankaya borcunu ödeyebileceğini ve borç ödendikten sonra yeni kredi açılabileceğini anlattı.
Mütaakıben, 1943 -senesinde İsviçreden getirtilmiş olan, fakat bazı akşamının eksikliği dolayısiyle muattaPkalarak yüz binlerce lira zararı muclb olan traktörler hakkında Tekirdağı Milletvekili Şevket Mocan'm sözlü sorusunu da cevaplandıran Tanm Bakanı, mevzuuba-hls hususun vâki olduğunu, zararın belki de bir mLlyon liraya varacağını ve bu zararı tevlld edenler hakkında tahkikat ve takibat yapılacağını bildirdi.
Şevket Mocan, bunun üzerine şunları söyledi:
«Bu adam, hâlâ bu cemiyet 1-çerlsinde. villâsında oturursa, bizi murakabe edecek olan muhalefet partisinin kurultayında Halk Partisini ıslahat diye broşürler neşredecek kadar hukuku medeniyeslne sahip olursa, ben bu kanunlardan bir şey anlamam. Alsınlar, kütüphane raf farın» koysunlar.»
Mocan’m bu sözleri bir hayli heyecan uyandırdı, ve bu a-darnın kim olduğu soruldu.
Şevket Mocan — «Eski Tarım Bakanı Şevket Raşlt Hatlboğ-lulo dedi.
Yeniden söz alan Tanm Bakam Nihat Eğriboz, lâzım gelen takibata geçileceğini, tahkikata intizar edilmesi icab edeceğini söyledi.
Sözlü soru sahibi Şevket Mocan, tekrar söz alarak.
«— Mugalâta Ue. hulûl İle köprübaşı tutmakla bu işi sürüncemede bırakırsak, Halk Partisi gibi bizim de kltabe-1 seng-l mezarımıza ne yazacakları anlaşılıyor.» dedi.
Diğer sözlü soruların müza keresi yanna (bugüne) bırakıldı.
Muzaffer Kayalıbay’ m ölümü tahkikatı
Muzaffer Kayalıbaym Ölümü etrafındaki yeni tahkikat son safhaya gelmiştir. Dün de Rober Aseu ile eşi Nadya. Şakir ve Süheyil isimlerindeki şahitler dinlenmiştir.
Ankara ve Mersine yazılan İki talimata henüz cevap gelmediğinden bunların gelmesine intizar olunmaktadır. Bunlar da geldikten sonra tahkikat tamamen tekemmül etmiş olacaktır.
11 Temmuz 1950______________ ______ » M 8 A M_________________________________________________________________________________ Sahile 3
Seyahat Mektupları:
Ingiliz evleri
[AMERİKAN MASALI
İngillz evlerindeki hususiyet, dohıı Londranın üzerinde tayyare ile uçarken belli oluyordu. Aynı kumpanyalar, yahut kooperatifler, yahut fabrikalar tararından yapılmış gibi, fakat ferdiyetçilik de zevkini telkin etmişçesine, hem yeknasak, hem değil; hem muntazam, hem bıktırıcı olmıyan binalar... Somaları. otomobillerle geçerken dikkat ettik: Aynı sokakta birbirini üslûpça tutan binalar. Ve ekseriya, tarihi anıtlarla âhenic-leştlrllmlş.
Yalnız: »Bahçeli ev!, diyerek diretmemişler; blok binalar da yapılmış. Bunlarda oturanlar, civardaki bahçelerden faydalanıyorlar. Gördüğüm; blok binanın bahçeciği, İçinde oturanların zevkine, ihtiyacına göre bölüm bölüm âyarlanmış.
İngilteredeki bütün binalar, İngiliz ananesine göredir denebilir. Ekser damlar arduvaz. Hemen hepsinin çatılan dik. Bu, kara karşı, iklim icabıdır. Müstakil küçük ve hattâ umumiyetle biiyük evlerde, oturma ve yemek yeme kısımları alt tarafta. yatma kısımları çatı altında bulunuyor.
Emlâk fiatleri, bizimkilerle kıyas edilirse, şaşılacak kadar düşüktür. îngiltereye gelmeden de, mecmualardan misaller alarak, bu hali sütunumda tasvir etmiştim. Aynı ucuzluk devam ediyor: Dönümleree hakimli arazi ortasında mükemmel bina, dört yatak odası, iki banyo dairesi, dört salon, garaj, tenis mahalli. Fiatı bizim paramızla meselâ kırk beş bin hra. Counntry Life mecmuasının satışa tahsis edilen sahifeleri bu kabil İlânlarla doludur.
Kira bahsine gelince;
kontrollüdür. Bir Jşçl. bir memur ailesi, çalıştığı muhitle ilgili olarak ayda bizim paramızla 20 ilâ 50 liraya 4 odalı, modern mutfaklı ve banyolu ikametgâhta oturuyor. Gerçi Lon-drada ecnebiler iyi bir pansiyon odasını ayda 290 liraya tutuyor-larmış; ve gerçi her İngiliz ailesine göre henüz her tarafta kâfi bina mevcut değildir. Fakat belediyelerle devlet sermaye koyarak, bilhassa fabrikalar muhitinde, işçilerin ucuz kira İle rahat etmeleri İçin inşaat siyaseti takip ediyor.
Bu arada, Glasgow şehrinin daha 1938 yıhndanberi. 18 bin amele ailesini barındırmak üzere kurduğu büyük mahalle bize gezdirildi, istimlâk ederek değil, bir büyük toprak sahibine ebediyete kadar kirası verilmek şartıyle arsa tedarik edilmiş. Ve bu plân, harbde sekteye uğramış, şimdi yüzde seksen nispetinde tahakkuk ettirilmiş bulunuyor. işçi evlerinin ekseriyeti, bahsi geçen bu mahalle de blok evler tarzındadır,
Glasgou'da hâlâ 18 bin aile meskensizmiş Muvakkat evler kurulmuş.
Müsaade alarak bir İşçi evini . . _________ „ - ... .
gezdik. Eşyasının İntizamı nok-| göre Ege bölgesinde yeni
Yeni belediye meclislerinin de bu hususla mütalâaları alınacak
kira
Belediye. Umummi Meclis ve muhtar seçimlerine alt yeni kanun taşanlarının Millet Meclisinin yaz tatilinden evvel müzakere ve kabul edileceği anlaşılıyor. Kanunlar kabul edildikten sonra evvelâ muhtar, müteakiben belediye, en sonra da Umumi Meclis seçimleri yapılacak ve bunlar eylüle kadar bitirilecektir. Seçim tamamlandıktan sonra münhal bulunan milletvekilleri seçimleri yapılacaktır.
Yeni kanunlar yalnız seçimlere taallûk eden hükümleri ihtiva etmektedir. Halbuki Vilâyet Hususi idaresiyle Belediye kanunlarının seçimlerden gayrı madde ve hükümleri de tetkika muhtaç görülmektedir. Bu me-yanda bilhassa Belediye kanununun hemen hemen bütün hükümlerinin değiştirilmesi iktiza ediyor.
Bu mevzua dair aldığımız malûmata göre. 1930 senesinden beri yürürlükte bulunan Belediye kanununun değiştirilmesi lâzım geldiği bundan evvelki hükümetler tarafından da takdir edilmişti. Hattâ bundan birkaç sene evvel İstanbul, Ankara, İzmir gibi memleketin belllbaşlı şehirleri belediyelerinin de mütalâaları sorulmuş, alınan cevaplar üzerine İçişleri Bakanlığı tarafından bir proje hazırlanmıştı Bu proje o günden 1-tlbaren tamamlanmamıştır. Demokrat Parti bundan 20 sene evvel çıkan ve bugünkü demokratik görüşlerden uzak bulunan bu kanunun behemehal değiştirilmesi lâzım geldiği kanaatindedir. Bu defa değişecek seçimlere alt hükümlerden sonra Belediye ve Vilâyet Hususi İdarelerinin umumî hükümleri Meclisin önümüzdeki kış devresinde ele alınacaktır.
Belediye kanununun mahalli ihtiyaçlara tamamiyle intibak edebilmesi için bu seler yapılacak belediye Seçiminden sonra kurulacak olan Belediye Meclislerinin de mütalâalarının alınacağı tahmin ediliyor.
Hükümetin üzerinde duracağı mühim kanunlardan biri de Vilâyet Hususi İdaresi kanunudur.
1913 senesinde, Balkan Harbinden sonra muvakkat bir kanun şeklinde neşredilen bu kanun yeniden tetkik edilecektir. Hükümetin yapacağı kanunî teklif, mahalli idarelerin bugünkü ihtiyaca ve demokrasi esaslarına muvafık olmasını temin edecektir.
New-York'ta kullanılmış ve eskimiş olan her şey atılıyor
Fetih yılı hazırlıkları
Vali, basma izahat verdi
Hayırlt teşebbüsler
Çöp sepetindeki şişeler, kâseler, teneke kutular, sandıklar — Her şey var, eskici yok — Hizmetçiyi sevindirmek isteyen bir Türk hanımı — Dünyanın en garip adamı — Pazar gazetesi — Amerikanın birleşmiş milletlere harcadığı para ve çöp toplama masrafı
E "e de alivre pamuk satışları başladı
tasından bizim orta halli ve meraklı tüccar evine faiktı. Maroken koltuklariyle, elektrik fırınla riyle, havagazı tertibattı mutfağlyte, şöminesiyle, ayrıca kaloriferiyle.
İngilterede hiçbir evin duvarları badanalı değildir; mutlaka yağlı boya, kâ(:ıt. yahut boyalı tezyinat. Hiçbir zemin halisiz değildir. Evlerin dışları da çiğ betonum diye bağır bağır bağırmıyor.
Kötü ve metruk arsalar halinde bahçeler yoktur İşle bu amele evleri de umumi kaideye uymuşlardı. Böylece, aşrımızın en büyük sakaletlerinden biri olan cascavlak beton şehlriere.l mahallelere, köylere Büyük Britanyada rastlanmıyor.
Yine muhtelif yerlerde, İnşaat halindeki binaları gezdim. Soğuğa, rutubete karşı kullanılan tecrit plâkalarıyle, kesme taşlariyle, İyi tahtalariyle, her odada şezlonglarlyle, kaloriferleriyle bizim mizle meselâ metresi liralık İnşaattır.
ingin? evinden bahsederken eşyadan da bahsedeyim: Koltuklar, bizde ki muadillerinin dörtte bir fiatinedir. Halılara gelince, buradakilerin cinslerini ve flitlerini görünce, bizim elişi halıcılığımızın istikbalinden ürktüm.
İngiugi iyi giyinir adam diyebiliriz. Ender merkezler hariç. 5>k kimselere rastlamadım |
Yalnız ihtiyar kadınların şap-j
Amerikalı, Amerikan ekonomisinin dayandığı temellerden biri olan fazla istihsal ve fazla İstihlâk prenslplnln gönüllü hizmetkârıdır. Kazancının büyük bir kısmını istihlâk uğrunda seve seve harcar ve bunu yaparken memleketinin İş hayatını beslediğine samimi olarak inanır. Onun İçin kalı her şeyi almakta müddet kullandıktan sonra bu aldığı şeyleri atmaktadır. Şişeler atılır; kâseler, teneke kutular atılır; koca koca sandıklar atılır; mendiller, gömlekler, şapkalar, elbiseleı atılır; dalyeler, masalar, kanapele tılır. Nihayet eskimiş çocuk arabaları, bisikletler ve otomobiller şehrin dışına çıkarılarak, kimse görmeden bir kenara bırakılıp kaçılır, Nevyorkta eskimiş olan her şeyi evden uzaklaştırmak bir zarurettir. Çünkü bunlar birike birike zaten k çük, dar. bazan bir büyük od dan İbaret olan evin içinde bir baş belâsı haline geliyorlar.
Sabahleyin Nevyork cadde ve sokaklarındaki çöp koymaya mahsus sepetler orta halli bir AvrupalInın memnuniyetle alıp götüreceği ve evinde içlerine fite beri koymaktan zevk duyacağı şeylerle doludur. Nevyorkta her şey vardır, yalnız eskici yoktur. Hiçbir Amerikalı, kadar fakir olursa olsun, kutularında yığılı duran _
eşyayı almayı aklından geçir- en tasarrufla kullanılan şey de mez; çünkü şehirde bunların «zaman» dır. Nevyorklunun a-müşterisl yoktur | damı ve vakti olmadığı için es-
Bir Türk hanım anlattı: kimlş olan her şeyi atarak ça-Nevyorka yeni geldiği zaman bucak yenisini alır, bir otele yerleşmiş. O güzelim1 Bu çöp bahsi konuşulurken, süt şişeleri, yoğurt kâseleri, her bir sabah Nevyorkun arka so-birl ayrı bir zevkle yapılmış kaklarından birinde orta yaşlı konserve kutuları geldikçe bun- bir kadının eskimiş astragan lan atmaya kıyamaz; yıkar, te- mantosunu çöp sepetine sokuş-mlzler, kurular, bir kenara sıra-, turmaya çalıştığını gördüklerini termiş. Günün birinde otelden söyledikleri zaman hiç hayret bir eve geçmek lâzım gelmiş. ” Fakat bu arada şişeleri, kâseleri, kutuları, sandıkları o kadar çoğalmış ki bunları götüreml-__________________ __________ _____
yeceginl anlamış, hiç olmazsa j günleri birkaç yüz sahife halin-otelde odasına bakan hizmetçi- çıkıyor New-York Times ga-yi sevindirmek için hayırkâr bir zetesinin pazar nüshası, bir bu-düşünce ile kadım çağırıp: | çul{ lki kil0 gelmektedir ve on
— Kızım, bütün bunları sa- sent’e satılmaktadır.
na veriyorum. Al, götür! demiş | Pazar günleri öğleye doğru Hizmetçi kadın teşekkür et- Nevyork sokaklarındaki çöp se-miş. az sonra otelin çöp araba- petleri ağzına kadar bu pazar sı kapıya dayanmış, hepsini I-' gazeteleriyle doludur. Nevyork-çine doldurduğu gibi doğru çöp lunun uzun uzun okumaya da tenekesine 1
Vinç bir AvrupalInın hlklyc- ok“n5“ «‘«emlyocsk olan sini anlattılar: Nevyork» 5eUp' eaMtelere «öratle bir kök geadl-»_ıı_= (_ı_____._____ . ____ 1 rln çön senptine atıyor,
I Asıl garibi gazete satıcılan-1 nın kulübeleri, ekseriya çöp sepetlerinin on, on beş adım ötesindedir. Çöp sepetleri ağzına kadar, âdeta ellenmemiş bir halde, tertemiz, tıpkı gazetecideki gibi katlı duran pazar gazeteleriyle dolu İken Nevyorklu on sent verip gazetesini karşıdan almaktadır, Pazar günleri
Nevyork caddelerinden iki manzara
ne
Çöp.
eski yorkta en pahalı şey «adam»,
etmedim.
| Her gün 40 - 50 sahife olarak I çıkan Nevyork gazeteleri pazar
Şehrimize gelen malûmata ” ’ i pa-
muk mahsulü için alivre satışlar başlamış bulunmaktadır. ....______________
Akala cinsi pamukların kilosu küçücük bir apart.ıman tutmuş. rlP $®P sePetine atıyor. 220-225 kuruştan muamele ~ —1
görmekte olııp ay sonra teslim edilmek _ ,_________ w
tile satılmaktadır. Bu vaziyet bırakılaı karşıtında yen! mahsul oa-muğun süratle satılıp tükeneceği anlaşılmaktadır Diğer ta-l raftan bu senekl fiatler diinyn seviyesine de uygundur.
tahammülü yoktur. Haftalarca
O
I
ilâveten ölçülerl-200-250
kalan pek süslü!! Esasen. İngiltere, ihtiyar kadınların cennetidir. Hepsi sokakta, otellerde, lokantalarda Torunlara bakmayt da acaba makinalaş-tırmışlar mı? En revaçta onlar.
Ralf Meto meslekdaşımum rivayetine göre:
— İnglltcrede siyaseti papazlar, bilhassa ihtiyar kadınlar I-ciare edermiş.
Ben de, en süslü onları buldum. Fakat İngiliz, behemahal, ihtiyar kadınından ziyade, evinin zarif, şık, üsluplu, mahalle-i siyle ve tarihiyle mütenasip olmasına dikkat ediyor.
Bu evlerin içinde hükmeden ruha gelince: Her Inglllzin evi. kalesi imiş. Bu meselin gerçi, hürriyet mefhumu İle alâkası var ama. kale sahipliğini olr hükümranlık mânasına alırsanız. Ingiliz evi, diğer milletle-rinkine nispetle hakikaten şahane bir evdir, lngillzter. evlerinde güle giile otursunlar. Dansı dostlar başına.
(Vâ-Nûı
Bu apartımint döşemek üzere mallar 2.5 - 3 sabahları erkenden sokaklara şar- çıkar, çöp kutularının yanına bırakılan sandalyeleri, masala, rı. kanapeleri toplar, evine ge-tökepe- tirirtnjş ufak tefek tamirler-j
J den sonra aparlımanını bütün , bunlarla tefriş etmiş. Pek güzel de olmuş. Sonra bir komşusunun eskidiği İçin atmaya karar verdiği, fakat hâlâ işlemekte olan Bulck marka otomobilini 50 dolara (bizim para ile yüz elli liraya) satın almış. İşleri tıkırında bir Nevyork hemşerişt sı-fatiyle gezer tozarmış! Komşuları Avrupalıya «Dünyanın en garip adamı» gözlyle bakar, hayret eder, yaptıklarını eşlerine dostlarına güle katıla anlatırlarmış.
Belki de yine dalm3 İstihlâki zorlamak için Amerikada eski bir şeyi tâmir etmek, yeni bir şey almak kadar pahalı ve külfetlidir. Gömleğe yaka değiştirtmek İçin vereceğiniz paradan daha az bir paraya yepyeni bir gömlek satın alabilirsiniz. Mendilleri yıkamağa kalkmamanız için müesseseler size sudan daha ucuza kâğıt mendil hazırlamakladırlar. Yüztercesi beş on kuruşadır, Bir defa bur-] nunuzu siler, atarsınız, ......
Fabrikaların süt, yoğurt kâ-'diyle seterini, konserve kutularını, kömüı toplatması, yıkatması onları yeniden yapmaktan daha pa-l katlar tenzilât yapmağa halıya malolur. Çünkü Nev-j
I
ı
Türk - Hindistan kültür derneği
Türkiye - Hindistan kültür derneği bugün saat 17.30 da Eminönü halkevi konferans salonunda bir kültür toplantısı tertlb etmiştir.
Bu toplantıda İbrahim hoy! tarafından Hint şairi Tagora hakkında bir konuşma yapılacak ve müteakiben Hlndistana alt kültürel filimler gösterilecektir.
Kireç fiatlerinde mühim tenzilât
ı
Memnuniyetle haber aldığımıza göre memleketimizde başlamış olan hayat pahalılığı mücadelesine yardım maksa-Iatinyedekl kireççiler, kireci fiatlerinde 9 Temmuzdan itibaren yüzde 20 ye baş-
kuruşlardır.
dükkânları kapalı olduğu için ekseriya müvezzl de yerinde yoktur. Para bıraktığı kutuya atılır ve bir müddet sonra gazetede başka bir çöp kutusuna terkedllir,
Nevyork Belediyesinin en mühim ve en masraflı işlerinden biri de şehrin çöplerini toplamaktır. Bu 8 milyon nüfuslu şehirde eskimiş olan her şey çöp sepetlerine dolduruhır veya kaldırım üzerine bırakılırsa bunları toplamanın ne kadar güç bir İş olduğunu tahmin edersiniz. Akşam üzerine doğru Nevyorkun sokakları hakikaten berbat bir hale gelmektedir. Çöp sepetlerini dolduranlar dükkânlar ve evlerdir. Sokakta dolaşan Amerikalı yediği yemişlerin artıklarını, çikletini, ufak tefek ambalaj kâğıtlarını tereddütsüzce sokaklara atmaktadır. Bir akşam üzeri meşhur Plazza otelinin önündeki meydan kâğıtlar, kiraz çekirdek ve çöpleri, muz kabukları ile dolu idi. Tertemiz, âdeta cilâlı gibi duran bir asfalt üzerinde çöpler büsbütün göze batıyor.
Gece yarısından sonra sabaha kadar çöpçü teşkilâtı motorlu vasıtelariyle bu muazzam şehri temizlemekle meşguldür.
Amerikanın Birleşmiş Milletlere harcadığı paradan daha fazla para Nevyork şehrinin çöplerini toplamak İçin harca-nıyormuş.
Vali ve Belediye Başkanı Prot-Fahreddln Kerim Gökay dün gazetecilerle birlikte, İstanbul Sergisindeki Belediye pavyonunda fethin beş yüzüncü dönüm yılı hazırlıkları, ucuz evlerin inşaatı ve diğer mevzular üzerinde görüşmüştür.
Vali ve Belediye Başkanı, Fatih'in 500 üncü fetih yılı münasebetiyle, dikilmesi düşünülen Fatih heykeli yerine Fatih adına bir müessesenin kurulması İçin ileri sürüten fikir hakkında gazetecilerin mütalâasını sormuştur. Vali, fakir halk için ekimde inşasına başlanacak olan ucuz evler için muhtelif firmaların teklifleri gelmeğe başladığını söylemiş, kati fiat henüz belli olmamakla beraber. tek katlı ve iki odalı evlerin maliyet flatinln dört bin liradan başlıyacağuıı tahmin ettiğini ilâve etmiş, İstanbul Sergisindeki Belediye pavyonunda da teşhir edilen ucuz ev maketlerini göstererek İzahat vermiştir.
Prof. Fahreddin Kerim Gökay, Belediye pavyonunda açılan ve Istanbulun manzaralarını gösteren muhtelif reşjm ekollerine mensup sanatkârların resim sergisine de temas ederek sanatkârların yetişmesi İçin devletle belediyelerden yardım görmeleri lüzumu üzerinde e-hemiyetle durmuş, tiyatro sanatkârlarının da himayesi meselesiyle Şehir Meclisi toplandığı zaman meşgul olacağını da söylemiştir.
Mütaakıben Vali ve Belediye Başkanıyle gazeteciler. Belediye Gazinosuna giderek öğle yemeğini beraber yemişlerdir.
Mübarek kadir gecesi
İstanbul müftülüğünden:
20'27 Ramazanı şerif ve 12/13 Temmuz 1950 tarihine müsadif çarşamba akşamı (Perşembe gecesi ı mübarek leylel kadir olduğu muhterem dindaşlarımıza İlân olunur.
RADYO
tSTANBÜl. RADVOSO öğle ve akşam programlan
Şevket RADO
îlk çocuk sineması
Memleketimizde henüz bir çocuk sineması yoktur. Bu büyük ihtiyacı karşılamaca bir başlangıç olmak üzere Yapı ve Kredi Bankasının Amerika ve İngillereden ee-tirttlgl ve işletmesini Doğan Kardeş Yayınlan A. ş. ne verdiği öğrenci ve eğlendirici kültür mimlerinin şimdilik tatil boyunca, her cumartesi günü saat 10.30 — 11 30 arasında Atlas sinemasın-de gösterileceğini memnuniyetle haber aldık.
tik temsil 15/Temmuz/950 cumartesi günü başlıyacaktır. B>i-tün yerlere 30 kuruş gibi gayet ucuz bir ücret konmuştur. 3u da çocuk filimler! için vergileri % 10 na İndirmek suretiyle belediyemizin göstermiş olduğu anlayışlı ileri zihniyet sayesinde mümkün olmuştur.
1Î.57 Açılış ve programlar.
13.00 Haberler.
13.13 Dans müziği «Fİ».
13.45 Şarkı ve lürküler.
14.20 Serkeş saat
14.30 garkı ve türküelr «P1.K
14.50 Tangolar «P1 ».
15.00 Programalr ve kapanış.
17.57 Atılış ve programlar.
18,00 Dans muılgt «Fİ.».
18.30 Sadi Yaver Ataman memleket havaları Ses ve Sar Birliği konseri.
İOJJO Haberler.
19.İS İstanbul haberleri
1'ıZO Radyo senfoni orkestralı kon-
20.00 Serbes saat.
20.10 Oda ınüzlftl.
20.30 Opera ve Balelerden sahneler •Pl*.
21.00 Anadolu köy havalarından İzahlı örnekler.
21.30 Fasıl heyeti konseri «Nihavent»
32.10 Asrımızın murisinden örnekler •Pl...
22.35 Hafif piyano soloları «Pl ».
22.45 Haberler.
23,00 Karışık lıaflf mftrik «Pl.».
23.30 Programlar ve kapanış
ANKARA RADYOSD
öğle ve akşam programlan
12.28 Açılı; ve program,
12.30 M. S. ayarı ve Şarkılar. Okuyan: Sndi Hoşses.
13.00 Haberler.
13 15 M-ılodllcr «Pl k
13.30 Öğle Gazetesi.
13.45 Tango. Rumba. Konga ve Sambalar «Pl.».
11.00 Hava raporu, aksam programı ve kapanış.
17.38 Açılış ve program.
18.00 M. S. ayarı; Semai ve Şarkılar. Okuyan: Çevriye Ceyhun.
18.30 Salan orkestrası «Pl.».
10.00 M S ayarı ve Haberler.
19.15 Geçmişte Bugün
lojo Yurttan Sesler
19.45 Radyo ile ingtlıree
20,00 Varyete müzikleri «Pl.».
20.15 Radyo Gazetesi
20.30 tnresar.: «Scgâh faslı».
21.00 Temsil
21.45 Serbcs Saat.
22.00 Konuşma,
22 15 Dana parçaları «Pl •
22.45 M. S ayart ve Haberler.
23,00 Program Ve kapanış.
Yarın »nbahkl porgrma
7.28 Açılış ve program.
7.30 M. S. ayart.
7.31 Müzik: «Pl.».
7,45 Haberler '
ti.oo Hafif müzik «Pl ►
8.25 Gbıııln programı ve hava raporu.
ti..» Müzik: Pl».
0,00 Kananı*. .
Istan bulda bir «Hayvanla, n himaye» cemiyeti var. Bu cemiyet seneterdenberi faaliyettedir, fakat götürülen ev hayvanlarını tedavi ve öldürülmesi icap edenleri ıstırap çektirmeden fenni usullerle öldürmekten gayri bir muvaffakiyet gösteremiyor, çünkü elinde kuvvet yok.
Tek ve çift beygirli araba-Jarın taşıyacaktan yük haddini şehir meclisi tesbit ettiği halde bir kaç misli fa2la ağırlıkla arabayı yokuştan çıkarmak için beygirleri var kuvvetiyle kırbaçhvan arabacıyı Belediye yola getiremezse. hayvanları himaye cemiyeti neylesin?
İstanbulda bir «Saygısızlarla savaş derneği» var. Bu da yıllardanberi savaş ha ■indedir, fakat ne kadar çs lışsa başarı gösteremez, çür kii elinde hiçbir ktıvet /ol tur. Cemiyet kaidelerim Belediye nizamlarına dirse çeviren saygısızlarla zabıt basa çıkamazsa «Savaş deı neği» nin elinden ne gelir?
İstanbulda bir «İstanbı hemşehriler cemiyeti,, kı ruldu. Gayesi, medeni bi şehirde vaşıyan kimseleri riayet etmeleri lâzım geleı âdab ve erkâna aykırı hart ket edenleri yola getirmeğ çalışmaktır. Gaye güzel, fa kat ona ulaşmak kolay d( ğif. Şehirli terbiyesini, hem şehri hukukunu hiçe sayan terbiyeye, hukuka tecavüzı zevk edinen kötü kişiye kaı şı cemiyet hangi kuvvet! mücadele açacak? Konfe ranslarla. afişlerle, müsait zemin bulabildikçe ikaz ve ihtarlarla az çok bir varlık gösterebilirse ne mutlu!
Gazeteler, İstanbulda bir de «Gürültü ile mücadele cemiyeti» nin kurulmakta olduğunu yazıyorlar. Belediye ve Emniyet teşkilâtının şehirde gürültü ile lâzım geldiği şekilde mücadele edemediğini gören bazı müfettişler bîrleşerek bir cemiyet kurmağa karar vermişler. Çok güzel amma, güzelliği nispetinde zor bir iş. Gürültü, Istanbulun en çetin mücadele cephesidir. Hangi bîri ile çarpışacaklar? Araba takırdısı, egzost patırdısı, klâkson vızıltısı, radyo zırıltısı, tramvay gürültüsü, satıcı yaygarası ve ilh...
Arabacıya karşı ağız açsa, nız, elindeki kırbacı yüzünüze çarpar. Şoförü ikaza kalksanız. klaksonu daha uzun öttürür ve bir de küfür savurup gider. Radyo durmaz, satıcı susmaz.
Vatandaşın sıhhati ile a-1 akalı olduğu için, şehirde gürültüyü sağlık kanunu ya. sak etmiştir, fakat o kanunun bu maddesi tatbik edilemez. Ötedcnberi İstanbul sağlık müdürlüğü de. Belediyede. zabıtada zaman zaman mücadele teşebbüslerine girişirler ve netice alamazlar.
Kanun hükmüne karşı gelen serkeşler, mücadele cemiyetinin nasihatine kulak asarlar mı?
Mamafih, bu gibi teşebbüsler. daha büyük hamlelerin birer başlangıcıdır. Tedricen genişliyerek hükümetin de yardımım sağlamak suretiyle muvaffakiyete doğru ilerliyebilirler. Hepsine başarılar dileriz.
Cemal Refik
Created by’free versiohofaPÖF^
Piyasada en çok satılan mallar
Verilen malûmata göre son zamanlarda piyasada en fazla İnşaat malzemesiyle kadın tuhafiye eşyası üzerine İŞ yapılmaktadır. Bunun sebebini incel i yen İlgililer kadın eşyası satışım tabii çömlektedirler. İnşaat malzemesi satışına gelince bu da tabiî addedilmektedir. Çünkü yaz mevsimi münasebetiyle şehrimizde, her yerde olduğu gibi İnşaat faaliyeti hızlanmış bulunmaktadır.
Türk havacılığını bir büyük dâva olarak ete almak, Türk milleti için bir yaşama ve yükselme şartıdır. Göklerimizi koruyacak gençlerimizin sayılarını çoğaltmak ve her işimizde uçaktan faydalanmak zorundayız.
Sahile ♦
A ti a A M
11 Temmuz 1950
Barısı Istanbuiun başına
İzmir şehir meclisi otobüs ücretlerinin indirilmesine harar verdi
Elâzığ’da ipekçilik
İpekçiler güç durumda bulunuyorlar
i
imar plânı etrafında çalışmalar — Yeni liman şehrin hangi semtinde olacak?
İzmir ıAkşam) — Şehir meclisi haziran devresi toplan t ıla-nnda şehir ve halk lçhı mühim ve faydalı bir çok kararlar almış vc çalışmalarına son vermiştir. Bu kararlar arasında en mühimi 15 kuruş olan otobüs ücretinin 10 kuruşa İndirilmesidir.
Denebilir kİ otobüs ücreti i-tibariyle en ucuz şehir Türkl-yem İzde «İzmir» dlr. Üç yıl önce şehir meclisi aldığı bir ka rarla otobüs ücretini 15 kuruşa çıkarmış ve o vaklttenberi ve tramvay »Eshot» umum müdürlümü, her yıl 700.ÖÜ0 lira kadar safi kâr elde ederek istikraz de akdi suretiyle şehirdeki su. havagazı ve elektrik tesislerini tevsi ve ıslah etmek husnsunda başarılar sağlamıştır
2700 kilovat olan şehir elektrik santralının takati şimdi 5500 kilovata yükseltilmiştir. 50 sene sonraki şehrin İhtiyacı na-san itibara alınarak Almanya-ya yeni su boruları sipariş edilmiş ve bunlar gelerek ferşiyali-na 4 aydır büyük bir ehemmiyet ve dikkatle devam edilmiştir. yalnız ooru ferşiyat ve mubayaasına bir milyon lira harcanmıştır. Havagazı fabrikasında yeni bazı tesisler ve bir atölye vücuda getirilerek hayli masraf edilmiş, gazın kuvvel hnruriyesi yükseltilmiştir. Bu suretle yeni birçok elektrik, su ve havagazı abonmanları kay-dolunmuştur
Neden indirildi?
Belediyenin otobüs ücretini tenzil etmesi İptidai madde flitlerindeki ucuzluğa İstinadı etmektedir. Zira yapılan tetkiklere ve hesaplara göre otobüs, yedek parça, benzin ve mazot ve lâstik ücretlerinde bundan üç yıl evvelkine nispetle hayli ucuzluk olduğu tesbit edilmiştir. Şehir Meclisinin bazı üyeleri, Eshot Umum müdürlüğünün yeni sipariş ettiği 20 adet ton sistem otobüse bîr buçuk milyon lira ödeyeceğini, elektrik ve su tesisatı tevslat ve ıslahatı için topluca 4 milyon liralık masraf etmesi lâzım geldiğini ve buna mecbur olduğunu ileri sürerek otobüs ücretinin on kuruşa İndirilmemesi noktasında ısrar etmişlerse de çoğunluk, bu idarenin halka hizmet, İçin kurulmuş olduğunu İleri sürerek, hattâ biç para kazanmasa ve başa baş çalışsa bile kir dû-şünmlyerek İş görmesi lâzım geldiği noktal nazarını kabul İle on beş kuruşluk ücreti on kuruşa Indimlşlerdir Bu yeni tenzilât temmuzun (jn beşinden 1-tlbaren tatbik edilmeğe başlanacaktır.
İmar plânı
Belediyenin üzerinde ehemmiyetle durduğu işlerden biri de şehrin müstakbel imar plânının.
İzmir Belediye R eisl Hulusi Selek
hazırlanması hakkındaki çalışmasıdır. Belediyede bu maksatla kurulmuş olan İmar bürosunda çalıştırılacak mütehassıs lar maalesef bulunamamakladır. Bu sebeple imar plânına e-sas olan irili uraflk plânların, nlv elman vesalrenin hazırlanıp asıl imar plânı için müsabaka, açılması maksadlyle İller Ban-I kasında çalışan İmar heyetinden İstifade edilmesi muvafık görülmüştür. Bu maksat için ' evvelce filer Bankasına on bin lira gönderilmişti. Lüzumlu haritalar bu paradan masrarf e-dilmesl suretile hazırlanacak ve sonra bir müsabaka açılacaktır. Bu gibi müsabakalar biri memleket içi, diğeri milletlerarası olmak üzere iki kısımdır. İzmir şehrinin müstakbel 1-mar plânının hem memleket 1-çi. hem de milletlerarası mahiyette müsabaka açılması suretiyle hazırlanması Şehir Meclisince muvafık görülmüştür. Bu-Dun için de 35,000 liralık tahsisat kabul edilmiştir.
Liman nerede kurulacak?
Müstakbel İmar plânında en mühim nokta, yeni limanın şehrin hangi semtinde kurulacağıdır. Zira şimdiki Uman ye-r t.evsle ve ıslahata pek de müsait durumda bulunmamaktadır. Vaktiyle şehrimize geimlş ve etütler yapmış olan bazı mütehassıslar, Izmlrin gelecekteki muazzam limanının Alsan-cakta. Şehitler ve Halkapınar İstikametinde inşasını, bu kısmın tarak makineleriyle temizlenerek büyük doklar, son sistem tahmil ve tahliye cihazları İnşa edilmek ve meydana getirilmek suretile ileride çok artacak ihracata cevap verecek şeklide tesisini muvafık görmüşlerdi.
Ancak şimdiki liman bölgesinde bulunan ve kıymet İtiba-
riyle belki dc bir milyar liralık bina ve muhtelif tesislerin kıymetinin çok düşeceği mahzuru ileri sürülmüştü. Müstakbel limanın yeri meselesi henüz kesin surette halledilmemişse de imar plânı IşiyJe birlikte bu konu üzerinde de karar alınacağı şüphesizdir.
Belediye Başkam Hulûs! Selek; şehrin müstakbel imar plânının bir an evvel hazırlanması işine büyük bir ehemmiyet atfetmekledir. Zira, İzmir şehri Anadolumuzun Batıya açılan penceresidir. Körfezinin serin Batı rüzgârlarının eksik olmadığı bu güzellik ve ticaret şehrinin plânsız, haritasız İnşaatla çirkinleşmesini önlemek için seri şekilde bir neticeye varmak lâzım ve zaruridir.
Bulûsl Sel ek'İn kısa süren Belediye Başkanlığı devresinde başardığı birçok mühim İşler vardır. Evsiz halka İki veya üç senede birer mesken inşası İçin bedeli taksitle, on senede ödenmek üzere ucuz arsalar verilmesi, Fuar sahasında yeni büyük pavyonlar yaptırılması, biricik enternasyonal fuarımızın güzelleşme ve geliştirilmesi bakımından birçok yeniliklere başlanması, fuar münasebetiyle yeni bir radyo İstasyonu kurdurma teşebbüsü ve daha bu gibi birçok küçük görülemiyecek işler, hep Hulusi Selekin Belediye Reisliği zamanında yapılmıştır. Bilhassa şehir Tiyatrosunun takviyesi ve geliştirilmesi; randıman veımesi bakımından ıslah edilmesi, yeni rejisör ve Türkiye çapındaki sanatkârlar temin edilerek Ankara ve İstanbul Şehir Tiyatroları derecesine yükseltllmes' hep, onun zamanında sağlanmıştır Şehir Tiyatrosu dâvasında Hulusi Selek. birçok İddia, hattâ İnat ve İhtiraslarla mücadele ederek başarıya ulaşmıştır. Bu meselede Belediye Meclisinin kendisine her cihetçe müzahir olduğunu da burada kaydetmeliyiz.
Elâzığ (Akşam) — Eluağın kalkınmanı bahis mevzuu olduğu zaman İpekçilik düşünülen ilk meseledir. Halkın ipekçiliğe aşinalığı ve ipeğin kıymeti gözönünde tutulursa. İpekçilik bura bölgesi İçin önemli bir ı zenginlik kaynağıdır. G— yıl. hem ziraat müdürlüğü ve kültür demeği tarafından kozacılığı teşvik İçin büyük gayretler sarfedilmlştl. Bütün köylüler, şehirliler koza yapmaya başladılar.
Eiâzığa kırk binden fazla Bursa nevinden dut fidanı tevzi edildi. Bu vaziyet. Elâzığ ipek-çil iğin in istikbali bakımından çok ümit verici idi. Bir yıl evvel kozanın kilosu 450 - 500 kuruşa satılmış olması, müstahsili çok sevindirmişti. Fakat, kozu elde edilip piyasaya sürüldüğü vakit, kozanın kilosu 120-150 kuruştan yukarıya çıkmadı. Bunun fena nctceslı oarak ta müstahsil ipekçiliğe bir daha tövbe etti. Buna mukabil, ipekçilikten ayrılmak istemlyenier. bu sene koza rayicinin yükseleceğini ümit edenler tekrar koza istihsaliyle meşgul oldular. Fakat ne kadar acıdır kİ kozanın kilosuna 80 kuruştan yukarıya müşteri bulunmamıştır. Bu keyfiyet müstahsil İçin bir yıkımdır. Bu vaziyet Elâzıg-da ipekçiliğin ölümüne etmesidir. Bu elim keyfiyetin, müstahsiller ve ilgili makamlar tarafından takip edilmesi milli bir vazifedir..
İpeğin mevkiini muhafaza etmesi hususunda sarfedllecek gayret, yurdun ve vatandaşın refahına büyük hizmet olacak-
Zulular diyarında kamp kuruluyor, tetkiklere başlanıyor
Bir çok kulübelerden müteşekkil meskûn bir mm takaya I yaklaşıyorduk. Kulübeler güzel P'Clî®nlbir dağın eteğinde kurulmuştu.
Mıntaka bu diyarın mutlak hâkimi Xlpoosos'un vatanı idi. Burada yapacağımız antropolojik tetkiklerdeki muvaffakiyet ve ikametimizdeki rahatlık ancak bu adamın arzusuna bağlı İdi. Aksi takdirde araştırmalarımızı ve dâvamızı kaybetmek mecburiyetinde İdik
Profesör büyük bir sevinç içinde bağırıyordu:
— Bakın arkadaşlar bu herifin her halde kırk karısı var. Bu keşfi yapabilmek için altıncı bir hisse sahip olmaya lüzum yoktu. Çünkü Zululor köylerde ikamet etmezler, tamamen. tecrldedllmlş ve daire şeklinde kurulmuş bir nevi çif-tiklerde otururlar. Bunlar çok defa birbirlerinden millerce u-zaklıkta bulunurlar.
Bu çiflikler yalnız bir ailenindir. Bu tecrit edilmiş yerde en büyük kulübe ailenin reisine aittir. Yalnız hayvanların barınması İçin yapılmış çit duvar içinde bulunan kulübe-lreln her birinde aile reisinin delâlet | barıları ve çocukları İkamet
mevcudu
10,2 tonluk azalışın sebebi nedir?
ederler.
Bu itibarla KLpoosos'un kulübesinin etrafında kırka yak.n böyle külübecikier görülmekte idi.
Profesör heyecan İçinde ıdL Alo alo diye bakm bunlar Ne kadar çok eliyordu.
Bu çiillge hakikaten bir çok erkeklerin sıralanmış, sükûnetle, her halde bizi beklediklerini hissediyorduk. Bu erkek sırasının sağında ve solunda heyecan İçinde bir çok kadınlar yüksek sesle gevezelik ediyorlardı.
Xipoosos'un gizli İstihbaratı fevkalâde işliyordu. Günlerce yolculuğumuzda hiç bir inşan İle karşılaşmamış ve hattâ hiç
bağırıyor, bakın bizi karşılıyorlar, insan sıralanmış
yaklaştığımızda
SARI DİVAN
Aşk ve macera romanı
Tasan: Valentin Wi!liams Tercüme eden: Vâ-Nû
— Tefrika NO. 44 - . . J
Adam susmaklaydı. Yüzü duvara dönük, genç kız, odada olup bitenleri farkedemiyordu. Fakat, parkenin hafifçe gıcırdadığım duydu. Bîr möbilye yerin-
den kaymıştı sanld. Başka bir ■es yok.
Erkeğin soluduğu kulağına geldi. Dolores, bir an, tahta tırmıklanır gibi bir ses, bir âletin bir şeyi zorladığı işitildi.
Tam o andık, budvann kapısı aralandı, Boulot’nun sesi duyuldu:
— Kim var orada?
Oda elektrik ışığına boğuldu. Fakat, bütün bu hâdise, saniyenin kesri kadar sürdü. Bir silâh patladı; bir cam şangırtımı duyuldu. Budvar tekrar tam mânasıyla karanlıklara boğuldu.
Dolores. Boulot’nun kapıda tekrar bağırdığını İşitiyor, Kır-
mızı bir şimşek çakmıştı. Yeniden silâh atıldı. Yeniden camlar şangırdadı,
şimdi, pencere ardına kadar açılmıştı. Perdeleri savuıarak-Lan rüzgâr odaya girdi. Parkenin üzerinde ağır ayak sesleri... Gecenin içinde şiddetli ıslıklar...
Dolores, bir baygınlık geçirdi. Sandalyelerden birine sendeleyerek yaslandı. Perdeler, mağmum gecenin kurşuni semasını göstererek çırpınıp duruyor. Çok geçmeden bahçeyi bir fener ışığı yalamağa başladı.
Dolores, bir polisin hayalini seçti. Başka bir polis, daha gördü. İkisinin de elinde elektrik lâmbaları vardı.
Knııçııklu pelerinlerinden a-şağı sular süzülüyordu. Genç
Ankara 10 (A.A.) — Haner
aldığımıza göre. Merkez bankasının tanzim ettiği haftalık aitın vaziyetlerinde, dahilde ve bir tamtam sesi dahi duyma-hariçtekl altın mevcudumuz 24 Haziranda 133,0 ve 1 Temmuz tarihinde İse 122.8 ton olarak gösterilmektedir.
Aradaki farkı teşkil eden 10.2 tonluk azalış son günlerde İn-gilterenin lehimize tanıdığı 8 milyon dolarlık tiraj hakkının istimalini temin İçin Merkez]dar göğsünü örten bankasınca tevessül olunan rö- (postekislni vücudunda, belinde por muamelelerinden tevellüt.bir kemer ve başında kıymetli etmiştir. |tuş tüylerinden bir demet ta-
Ay sonunda İngiltere Ue(şıyordu. Adamlarının ortasın olan ticaret muvazenemizin' da duruyordu. Bu kuş tüyü de-göstereceği açık bu memleketin meti güneşte pırıl pırıl park- lerine
mıştık. Buna rağmen yüzlere: 'insan burada bizi, hattâ yüzlerce mil uzak yerlerden gelerek karşılıyorlardı.
Bu insanların arasında Kipoosos'u ay inletmek çok ko-1 laydı. Buranın hükümdarı olar. bu zat boynundan beline ka-Merkez] dar göğsünü örten bir pars
lehimize tanıdığı tiraj hakla-(yor rlle mahsup nisbctlnde altınımız serbest bırakılacaktır.
KASIT RIZA
TİYATROSU
TEMSİLLERİ
Çn^amba: AmavutkŞs Çiçek Sinemasında
Perşembe BiivdKavre Beyni Pnrk'ta Cunın; Kadtkdv Sürevvn Sinemasında Puıattcsr. Yesllkfi* Röne Parlt'Uı
.yor ve rüzgârlı havada öne veya geriye doğru eğriliyordu. Bilhassa gayet mütenasip bir vücut, açık kahverengi teniyle, duruşundaki vakar ve otoriter gösterişi, dik duran kafası ve gayet keskin bakan koyu gözleri ile hükümdarlığını tebarüz ettiriyordu.
Selâmlaşma
— Saalagatleh diyerek biz üç beyaz kendisini selâmladık.
_ çevirens —
Selâmımızın mânası: Sulh sizinle beraberdir.
O da bize güiümsiyerck:
— Sagubona Ja baaba» diye cevap verdi.
Mânası: Baba sen dc sulh ile bize geldin.
Zamanl bu hükümdarın ö-nûnde diz çöktü ve yere kapandı- Hükümdar ona hitaben: Sen beyazlara iyilik ettin, diye rek, Zamani'ıiin selâmını hafif bir el işaretiyle cevaplandırmayı kâfi buldu.
Xipoosos İle karşılaşmamızın ilk ânından itibaren bu hükümdara kanım kaynamıştı ve onunla İyi dotş olacağımızı anlamıştım. Bu İlk karşılıklı sempati tezahürü etrafındakilere de tesir etmişti. Zamani’nin bu olaydan ötürü bahtiyar görünen siması ve arkadaşları tarafından heyecanla selâmlan-ması vaziyeti belli ediyordu.
Bu suretle etrafta gayet sevinçli bir hava esiyordu. Karşılanmamızdaki sessizlik birden bire bir düğün, bayram havası yaratmıştı. Cengâverier mızraklarını havaya fırlatarak zıplıyorlar, kadınlar İse sevinç İçinde bağırıp çağırıyorlar, genç I kızlar etrafımızda şarkılar soy-llyerek yerli oyunlarını Tâkse-cllyorlardı.
Ufak Zulu çocukları bize derlisi işlemeli mahundan mamul üç iskemle getirdiler ve genç utangaç Zenci dilberleri, kaynamış mısırdan imal etmekte oldukları bir nevi birayı ikram ediyorlardı.
Bu suretle heyetimiz bu bahtiyar topluluk arasında yer almıştı ve buranın usul ve âdet-’—’—e göre konuşmalarımızı yapıyorduk.
Üç arkadaş da Zulu’ların bu iyi kabulünden fevkalâde mütehassis olmuş, buraya ayak bastığımızın ilk ânından itibaren bize gösterilen bu samimiyetten şaşkın bir hale gelmiştik.
kızı görmeleri üzerine, hayretle durdular; lâmbalarını onun da yüzüne sıktılar
içlerinden biri:
— Bir şey olmadınız ya. matmazel? — diye sordu. — Silâh sesleri İşittik de...
Ayaklarının altında camlar çıtırdıyordu.
Polis:
— Galiba tavandaki lâmbaya ateş edilmiş? — dedi.
— îyi bir çarpışma olmuşa benzer.
Işıklar bu sefer de sarı divana çevrilmişti.
Merdivende bir feryat duyuldu:
— Ah, aman Ailahm. aman Allahım, ne oluyor? Kini var orada?
Dolores:
— Hizmetçiler. — diye polislere haber verdi.
Palislerden biri, etrafı araştırdıktan sonra, bir küçük masa üzerinde Aba] urlu bir lâmba keşfederek düğmesine bastı. O anda, sırtına garip şekilde bir manto almış olarak Letıy. belirdi. Başında bigudiler vardı. Kulvarda koşup duruyordu
Saclan darmadağınık iki hizmetçi, onun ardından çıkageldi.
Letty:
— Dolores! — diye nefes nefese haykırdı.
Kız, titrek bir sesle:
— Bir şeyim yok. merak etme, teyze. — dedi. — Eve hırsız girdi
Boulot’nun tekrar sahnede belirmesi, dikkati çekli. Üstü başı sırılsıklam ve çamur içinde bahçeden geliyordu. Kendi kendine kızmış; anlaşılmaz sözler söylüyordu. Kıyafeti öyle perişan. hali öyle acayipti kİ, iki resmi polise burada bulunuşu-şunun sebebini anlatmak için epeyce müşkülât çekti. Scoliand Yard’dan aldığı kartı polislere gösterince, deminki itimadsızkk yerine bir dostluk havası hâkim oldu. Polislerden biri, raporunu vermek üzere merkeze gittiği sırada, öbürü telefon başına geçip Manderton’uın evine vaziyeti bildirdi.
O polis de gittikten sonra, Boulot:
— Aman Allahım! — dedi. — Nasıl oldu da böyle bir gaflette bulundum? Eğer odaya İhtiyatla
girseydlm, onu ele geçirecektim. Vay herif, vay. Ne cüretmiş, ne küstahlıkmş onunkisi...
Letty, sordu;
— Acaba maksadı neymiş?
Detektif, kadını dinlememizin. kendi kendine devam ediyordu :
— Kararını veriş hususundaki süratine diyecek yokl İki saniyelik bir zaman kâfi geldi. Belki de bir saniyelik. Ateş edip elektriği söndürdü; vc ustaca blî hesapla yere iğllip benim silâhımdan kurtuldu; pencereyi boyladı. Derhal dışarıya... Ne herifmiş, aman Yarabbi, ne herifmiş!
Fakat, sarı divanın çevrilmiş olduğunu görerek donakaldı:
— Sayın bayan, o adamın buraya ne maksatla geldiğini soruyordunuz, işte i
Hiddetle titreyen elini uzattı; evvelâ sarı divanı, sonra peykeyi gösterdi.
Yerde, divanin dört ayağından birinin ucu durmaklaydı; bu, siyah ağaçtan ağır bir toparlaktı. Bir ejder pençesi... Çin mubilyelerinin çoğunda görüldüğü ğib) bu küreyi tutmak-
Zulu hırıl a nişanlılar bir birlerine hediye veriyorlar
Zamani, rüzgârlardan mütees-I sir olmayan bir vadi buldu. I Burada mimoza çalılarının altından bir su fışkırıyordu. Bu yere daimi bir kamp kurduk. Bize tahsis olunan hamallar sekiz gun zarfında eşyalarımızı naklettiler ve bu ândan itibaren sihirbazlık, büyü, teshir ve hokkabazlık bizim gürdük ekmeğimiz gibi İdi.
Bütün burada gördüğümüz telâkkilere nazaran Zamanı nin ruhlar hakkındaki düşüncesi gayet mütevazı idi Çünkü burada batıl itikatlar bir çok şeklilerde cari İtil. Bu basit insanların bütün düşünceleri batıl itikatlara dayanmakta idi.
Doğum, ölüm, hastalık, uğursuzluk, aşk ve kin, en ağır olaylar ve en basit vakayı, bu İnsanların çoktan ölmüş olan atalarının ruhları tarafından idare ve kontrol edildiği kanaatinde İdiler ve bütün bu olaylar şu veya bu sihirbazın sanatı ile beyan olunur. Tedavi. tasvir veya çözülürdü.
Kipoosos’un emriyle bizim kampımıza, antropolojik tet-k ikalımız için yapılması gereken ölçüler İçin gelen yerli erkek ve kadın, kendi sihirbazına müracaatla kendisine bir muska taktırırdı ki. beyaz insanlardan gelmesi munremel olan kötülüklerden korunmak İçin ve nazar değmemesi için pek lüzumlu idi.
Kampımıza gelen her yerli, bir defa bize geldi mi, bilâ tereddüt antropolojik ölçüleri almamıza müsaade ediyordu. Bu mayanda dev gibi cengâverlik. kule gibi saçları örülmüş kadınlar, İpek tenli bellerinde bir çok kemerler sarılmış kolla-larındâ bir çok bilezikler taşıyan genç yerli kızları, sabırlı olarak başlarından gerenlere razı oluyorlardı.
Haftalar geçtiği halde tekrar profesörün mezürü önüne gelenler profesörün «beş ve üç çeyrek ayak» demesini bu sihirli söz olarak telâkki ediyor, ve profesörün bir çizgili kâğıt üzerine yazdığı notlara korku ile bakıyorlar ve her hangi bir felâketin başlarına geleceğinden ürküyorlardı.
Zulu diyarında kamp kuruyoruz
Buraya vardığımız akşam
taydı. Divan yana devrilmiş olduğundan, ayakların vaziyeti görünüyor ve kürenin yerinden nasıl çıktığı anlaşılıyordu.
Boulot. iğildi. çıkarılmış ayağı eline aldı. Manidar bir hareketle bunu, bayan Letty'ye gösterdi. Topun içi oyuktu. Möbilye nin bu ayağının gizli bir mahfaza olduğunda şüphe yok.
Boulot, topuzu bırakarak a-yaklardan başka birini kavradı ve kuvvetli elleriyle çevirmeğe kalkışta. Ayak mukavemet etti, kımıldamadı. Detektif, bütün kuvvetini sarfetU. Bunun üzerine verniklerle zamk arasında bir çıtırdı İşitildi; topuz döndü: fakat İçi oyuk değildi.
Fransız, alnına vurdu:
— Ah, ben eşekmişim, ne aptal, ne sersemmişim!
Ve, odadan dışan fırladı,
Boulot, ince yollardan geçip Söhoo'nun küçük ve pis bir dükkânı önünde durduğu zaman, fecrin ışıkları sokak fenerleri-nin ziyasını sönükleştiriyordu.1 Dükkânın önündeki alâmetten, burasının berber olduğu anlaşılmakta idi. Dükkana mahsus
(Arkası ' net sahifedei
işaretin üzerinde. Fransızca ve İtalyanca bazı ibareler yazılıydı.
Detektif, sağa sola bir göz attıktan sonra kapıyı hafifçe itti: kanat açıldı. Boulot, hemen karanlık koridora girip kanadı arkasından kapadı.
O anda, koluna bir el yapışıverdi:
— Burada ne arıyorsun bakayım?
B'oulot .konuşan adamı göre-miyordu. Fakat, bozuk telâffuzundan ecnebi olduğunu anladı.
Fransızca olarak cevap verdi:
— Gaston’u arıyorum, arkadaş:
— Gaston’u mu?... Burada Gaston yok! Dükkân çoktan kapandı. Sabahleyin gel.
Detektif:
— Vah vah! — dedi. - Senin yüzünü göremiyorum, ahbap ama, madem Gaston’u tanımıyorsun. ne adam olduğunu kestiremiyorum.
Karanlıkta bir kahkaha işitildi.
Ses;
(Arkası var)
Basın kanunu
Günün meselesi halini alan tasarı — Matbuat kanunlarının geçirdiği safhalar
Irakta basın kanunu
DÜNyA0A^£
(Mavi bebek) operatörü
Plâja giderken
12 gazete protesto için 3 gün çıkmıyacak
Hüküm te tarafından Büyük Millet Meclisine Terilen tasan münasebetiyle Basın kanunu yeniden günün meselesi halini ajdı. Gazeteciler Cemiyeli sayın Başbakana çektiği telgrafta tasarının Adalet Bakanlığı temsilcileriyle cemiyetin mümessilleri arasında kararlaştırılmış esaslara uymadığım bildirerek hükümetin nazarı dikkatini çekti Başbakan verdiği cevapta Basın kanununun tâdili meselesinin yeniden görüşüldüğünü ve evvelce uıuatbık kalınan esaslara göre tasarıya şekli verilmesi neticesine varıldığını, hükümetin matbuat hürriyetinin demokratik bLr rejime yaraşacak şekilde teminat altın-■ da bulunması prensiplne dalma sadakatle bağlı kalacağını bildirdi. Başbakanın bu telgrafı gazeteciler arasında baş gösteren endişeyi dağıttı, yeni tasanda basın hürriyeti İle telli eriilnmiypeek maddelerin bu-lunmıyacağı ümit ediliyor
Bu münasebetle bizde Matbuat - Basın kanunlarının geçirdiği safhaları ve bugünkü raziyeıi bir kaç yazıda hülâsa etmeyi faydalı bulduk.
' Tûrkiyede ilk Türkçe gazete 1831 senesinde çktığı halde matbuat hakkında hiç bir kanun ve nizam yoktu. Gazeteler keyfi kararlara tabi bulunuyorlardı. Âli paşa gibi Sadrâzamların bile, hoşlarına gitmi-yen yazılardan dolayı, gazeteleri vakit vakit kapattık lan, şiddetli tedbirler aldıkları gö-i rülm üştür.
İlk nizamname
Matbuat hakkında İlk nizamname 1864 te tanzim edildi. Bu nizamname Fransız Matbuat kanunundan alınmıştı. Daha ziyade ruhsat almanın şekline, mesuliyetine dair idari hükümleri muhtevi idi. Gazeteler eskisi gibi keyfe tabi di. Padişahın, yahut Sadrâzamın hoşuna giünlyen her hangi bir yazı gazetenin kapatılmasına Sebep nlurdu.
1876 da, Mahmut Nedim paşanın Sadareti esnasında, bu sıkı tedbirler kâfi görülmedi, gazeteler sansüre tabi tutuldu. Fakat memleketteki fena tesiri ve Mahmut Nedim paşanın istifası üzerine üç gün sonra sansür kaldırıldı. Tazyik devam ediyordu. Abdülâziz hal'edll-dikten, tahta hürriyetperverii-ğiyle meşhur Sultan Murat geçtikten sonra da vaziyet değişmedi.
İlk Matbuat kanunu. Abdûl-' hamidin saltanatının iptidalarında. 1877 de tanzim edildi ve Meclise verildi. Meclis bu kanunda mevcut, mizah gazeteleri çıkaramk yasağını ve gazete çıkaracakların kefalet akçesi diye bir para yatırmasını kabul etmediğinden Abdülhamit kanunu tasdik etmedi. Matbuat ikinci Meşrutiyete kadar 33 sene tam bir keyfi idareye tabi oldu, şiddetli bir sansür tatbik edildi
tik kanun
1908 de Meşrutiyet ilân edilince ilk İş bir Matbuat kanunu tanzimi oldu. Fmsız kanunundan aynen tercüme edilen bu kanun Mecliste hararetli münakaşalara sebep oldu. Mebuslar verilen hürriyeti yeter görmüyor, gazetelere daha geniş serbesti verilmesini İstiyorlardı Hararet» münakaşalardan sonra nihayet kanun kabul edildi, tatbik sahasına girdi. Yeni kanun matbuatı sıkmıyor, diğer taraftan şahsın şeref ve haysiyetini koruyacak hükümleri de muhtevi bulunuyordu.
1931 senesine kadar Türklye-de bu kanun tatbik edildi. Fakat İttihat ve Terakki hükümeti, btr parça sıkıntıı variyete düşünce, gazeteleri tazyik etmek İçin kanunda değişiklikler yaptı. Maamafih itiraf etmek lâzımdır ki kanunun esaslarına dokunulmadı.
931 tarihli kanun
Çimdi meriyette bulunan ve değiştirilmesi istenen kanon 1931 de hazırlandı, Meclis tarafından bir muhalife karşı ittifakla kabul edildi. Bu kanun tamamlyle nari re faşist esaslarına göre hazırlanmıştı. Gailelere nefes almak imkâ-bırakmıyordu Bugün şikâyet ettiğimiz yolsuz! okların
mühim sebeplerinden biri bu tunun yüzünden matbuatın vazifesini yapamamasıdır.
İkinci Meşrutiyetin, ilânından sonra toplanan Meclis bugünküne nispette son derece hur-riyetperverane olan kanunu muvafık bulmaz, gazetelere daha geniş hürriyet İsterken 1931 deki Meclisin matbuatı âdeta boğan bu kanunu ittifakla kabul etmesi, hattâ hükümlerinin bir kat daha şiddetlendirilmesin! istemesi çok acıdır.
Sekiz tadil
1931 tarihli Matbuat kanunu berbattı. Fakat bu yeter değilmiş gibi kanun tamam sekiz defa tâdil edildi, her defasında hükmü şiddetlendirildi. Diğer taraftan ceza kanununa ilâve edilen maddeler matbuatın nefes almsına İmkân bırakmadı. Basın kanunu İdari bir kanundur. Nihayet gazete nasıl çıkar, mesul kimdir, gazete sahibinin hakları, cevap hakkı ve sair bu gibi İdari hükümleri ihtiva etmektedir. Fakat buğun tatbik edilmekte olan ceza kanununun hükümleri çok müthiştir, matbuatın serbestisin! tamamen baltalamaktadır. Bereket Adalet Bakanı son defa Ankaraya giden gazeteciler cemiyet! heyetine: (Ceza kanunu faşist İtalyan kanununun aynen tercümesidir. Antidemokratik hükümlerle doludur. Bunlar tamamen değiştirilecektir» demiş, gazetecilerin yüreklerine su rerpmiştlr.
Mühim bir rapor
Gene Basın kanununa gelelim... Son iki sene zarfında baş gösteren demokrasi cereyanı karşısında Matbuat kanununun pek kötü bir vaziyete düştüğü bundan evvelki hükümet zamanında da anlaşılmış, Hüseyin Cahit Yalçın iki sene evvel bir gün gazetecileri, Gazeteciler Cemiyetinde topladı: •«Matbuat kanunu antidemokratik hükümlerle doludur. Bunları tesblt eden bir rapor hazırlayarak bana verin. Cumhuriyet Halk Partisi Meclis grupu ikinci reisi sıfat!yle bu rapordaki esasların kabul edilmesin! temine çalışırım.» dedi.
Hemen bir heyet seçildi. Heyet on gün süren devamlı çalışmadan sonra esaslı bir ra po rhazırladı ve Hüseyin Cahit Yalçın ile alâkalı makamlara verdi. Kanunda bu esaslara göre değişiklik yapılacağını bekliyorduk. Halbuki günün birinde matbuatı bir kat daha sıkacak bir tasaFı hazırlandığını haber aldı. Tasan tetkik edildi ve Ankaraya bir heyet gönderildi.
Heyetin temaslarını ve tasarının aldığı şekilleri diğer bir yazıda anlatacağız.
Enis Tahsin TİL
Bağdat 10 «AF) — Bağdatta çıkmakta olan on iki kadar gazete, tasvip edilmek üzere. Irak parlâmentosuna sunulan bir basın ve yayın kanun tasarısını protesto etmek maksadiyle bugünden İtibaren üç gün müddetle grev yapacaklardır.
Mezkûr gazeteler üç aydan beri yeni kanun tasarısına karşı mütemadiyen mücadelede bulunarak tasarının basın hürriyetini kösteklemek bakımından İhtiva ettiği kayıtların diğer hiçbir memlekette eşine raslanmadığını İlân etmişlerdir.
Cerrahi sahada müstesna kabiliyet gösterenlere hasredilen mükâfatlardan biri, binlerce bebeğin hayatının kurtarılmasına önayak olan (Mavi bebek) ameliyatını geliştiren Dr. Alfred Blalock'a verilmiştir.
En son mükâfatı teşkil eden Matas madalyası tıp âleminde, bir operatöre verilebilecek on büyük nişan olarak goe önünde tutulmaktadır. Dr. Alfred Blalock'a Matas m ada 1 yeşile
birlikte milletlerarası Cerrahi birlik tarafından dünyanın en müstesna kalb damarları operatörü payesi verilmiştir,
münasebetle Dr. Blalock'a ayni zamanda 1947 yılında tesis edilen Rene Leriche mükû.'.ıtı da sunulmuştur.
(Mavi bebek) ameliyatı, ciğerden kalbe taze kan nakleden damarlardaki hatayı gidermek suretiyle buradan kâfi derecede kan akışını sağlayan tir ameliyattır. Bu gibi durumda bulunan. çocukların vücuaia-rınoa daimi bir oksijensizlik müşahede edilmektedir, bunun bir neticesi olarak derileri maviyi andıran
bir renk almaktadır. Umumiyet itibarile böyle bir durumda bulunan çocukların büyük bir kısmı 12 yaşına girmeden ölmektedirler.
Hopkins üniversitesinde m^s-lekdaşı Dr. Helen Taussıg ile birlikte çalışan Dr Blalock doğuş itibarile şekilsiz olan
sımdan kanı geçirmek için yeıd bir yol açmaktadır. Şimdi bu şerait dahilinde muhtelif memleketlerde doğan çocukların bayatlan Blalock ameliyatı ismi verilen bu tekniği kavrayan diğer operatörler tarafından kurtarılmaktadır.
I
Kininden 25 defa daha müessir bir ilâç bulundu
Nevyork 10 (Nafen) — Malaryayı kökünden temizllyecek yeni ve gayet müessir bir ilâç bulunduğu bildirilmektedir. Ka-mokin adındaki bu yeni ilâcın kininden 25 defa daha müessir olduğu ilâve edilmektedir.
Bu ilâcı hazırlamış olan Parke, Davie ve şürekâsı kumpanyası yeni ilâcın dünyanın birçok.yerlerinde tecrübe edildiğini ve gayet iyi neticeer verdiğini
açıklamıştır.
Şehir tiyatrosu talimatnamesi
Şehir tiyatrosu talimatnamesinin yeniden gözden geçirilmesi için yarın belediyede, umumi meclis azasından müteşekkil bir komisyon çalışmalarına bağlıyacaktır.
Komisyonda valinin de bulunacağı anlaşılmaktadır. Komisyonun hazırlayacağı rapor, yeni meclisin birinci toplantı devresinde görüşülecek ve talimatnamede İcap eden değişiklik yapılacaktır.
jf-- W *
Afyonda hayırsever bir Türk kadını susuz bir köye çeşme yaptırdı
Afyon, (Akşam) — Bolvadin kazasına bağlı Heybeli köyündeki kaplıcada içme suyu bulunmadığından bütün civar köy vc kasabadan gelen halk İçme suyu sıkıntısı çekmete ve her gelen suyunu beraberinde getirmek veya üç kilometre yerden sırtlarında taşıyarak su tedarik etmek zorunda idi. Bu ihtiyacı gören şehrimin zengin ailelerinden bayan Huriye özsoy bin-
50 yaşında romatizmalı bir vapur: NEVESER!...
Dörtte üçü kadın yolcular
Bu
Yazan : Cemaleddin Bildik
kı-
50 lik ihtiyar Neveser
Japone entarili kadınlar — Vapurun yana yatmasının ve süratinin düşmesi sebebi — Kaptanı diyor ki: «Ben çocuk iken Heybelide mektebe bu vapurla gider gelirdim. Tekaüt olmak üzereyim, amma Neveser hâlâ hizmette» ■— 12 dakika 25 dakika gecikmenin lâfı mı olur? — Buzda su neden sıcak gazoz neden soğuktur?
Yolcularının dörtte üçünü Japone entarili kadınlar teşkil eden bir vapurdayız - Bu Japone biçime ne de çok rağbet var! Gençleri şöyle dutsun orta yaşlılar bile »Japonedir» diyerek entarilerin kollarını kal-dırıverdiler. Bazı genç kadınların japone modelde İfrata kaçtıkları da görülmüyor değü... Bu gibiler karşısında insana öyle geliyor ki terzi, prova etmek üzere entariyi müşterisine giydirmiş fakat tam kolunu takacağı sırada müşteri, daha -------w.fazla beklemeğe tahammülü kal Ierce lira sarfiyle üç dört saatlik , madiği için terzinin evinden dağlı kve mânialı arazidan İçme sıvışmış ve kolsuz entarisi ile suyu getirtmiş ve bir de çeşme yaptırarak halkın ihtiyacını gidermiştir.
Eşi Hakkı özsoy merhum da beş yı] önce yine bir köye büyük masraflar ve külfetlerle bJr İçme suyu getirttiği Akşam sû-tunlarında takdirle anılmıştı. ’
Almanyada
Komünistler Moskova aleyhtarı parti kurmak istiyorlar
Dnssrldorf 10 IAA.) — Doğu Almanyada tasfiyeye tâbi tutulan ve gayri memnun vaziyette bulunan Alman komünistlerinin Moskova aleyhtarı kuvveti! bir k-münlst partisi kurnnk üzere 23 Temmuzda Ruhr'da bir yerde gizli bir toplantı yapacaklardır.
tngilizlerin kanaatine? bu parti Almanyada nüfuz sahibi olarak ve Kremlin İçin tadsız bir mesele teşkil edecektir.
Müstakil işçiler partisi adını taşıyacak olan bu yeni teşekkülü eskiden komünist partisinin üyesi bulunan takriben 20u 000 Alman destekleyecektir.
Siyasi müşahitler bu yeni partinin Tito'nun taraftarlarından sonra Avrupa'da kurulacak ikinci müstakil komünist teşekkülü olacağı kanaatini taşımakladırlar.
Komünist partisinden ve komünist gazetesi neşriyat müdürlüğünden bu sene ihraç edilen Josef Schappe'nln başkanlık ettiği bu yeni partiye nüfuzlu bir çok eski komünist liderleri dahlJdlr ve daha şimdiden binlerce taraftan bulunmaktadır.
ili
yalnız İhtiyar bir romatizmalı tam değildir Tıpkı hassas değil, sol bacağı bir kanş kısajraâye benzer. Bir tarafı topala benziyor. Tâ Moda’ya kadar hep sol tarafa yatarak yol aldı!..
— Haydi Moda“ya inecekler!.. Yolculardan bir kısmı Moda' ya ine dursun, bir tarifeye, bir de saatime baktım. 1358 de Moda iskelesine yanaşacak Neveser. bu iskeleyi ancak 14,10 da yani 12 dakika gecikme İle tutabilmiş!.. 50 yaşında bir ihtiyar vapur için 12 dakika gecikmeyi fazla görmemeli. Ya 34,07 de yanaşacağı Kalamış iskelesine 14,30 da halat atabilmeğe muvaffak olduğunu söylersem ne dersiniz? Bu da bir şey mi? 14,07 yerine 14.30... Arada 23 dakika bir fark var demektir. 50 yasında bir vapur için bu da çok değildir...
bastı da yan yattı mı yolu kesilir. Ama ne çare, ytücu-lara bunu anlatamıyoruz Herkes oturduğu yerde sanki mıhlanmış gibi, bir türlü kıpırdamıyor*
— Ne zaman danberi Neveserin kaptanısınız?
— İki buçuk sene... Ama bu vapuru daha çocukluğumdan beri bilirim. Ben Heybelide mektebe bu vapurla gider gelirdim. Kaptan oldum, yaşlandım. tekaüt almak üzereyim, fakat bu vapur hâlâ hizmette...
— Demek Neveser çoktan tekaüde sevkedilmiş olmalı idi, öyle mİ?
— Tabii... Ingilizler 15-2o senede bir vapuru tekaüde sevt-ederler. Gelip de 50 senelik Ndveseriin hâlâ hizmette olduğunu görseler şaşarlar ve ona binmeği bir ihtiyarın omuzlarına çıkmak derecesinde hürmetsizlik sayarak geminin iskelesine bile adım atmaktan sakınırlar... Fakat bizde...
— Aman! dedim. Soeunûzün ust taraf mı ber. '.amamlıra-yım... Fakat bizde bu elli senelik gemiye daha 50 sene hizmet ettirmekten çekinilmez...
Neveser, Macar yapısı bir gemidir ve Tuna nehri üzerinde 375 tonluk olarak 14 süratinde inşa edilmiştir, kat sürati 10 mile kadar düşmüştür. Hele yolculardan bir kısmı güneşten kaçar da gölgeye oturursa vapur, gölge tarafına yatar ve sürati 7-8 mile kadar iner...
Bir dahaki yazıda da size. Neveser ile gittiğimiz plajda gördüklerimi ve plajdan trenle dönüşteki m üşahad elerimi anlatırım.
CemaJeddîn BİLDİK
kendini sokakta bulmuş!..
Her ne ise biz, japonsllği bırakalım- .da mevzuumuzu önelime!... Yolcularının dörtte üçünü kadınlar teşkil eden bu vapurda nereye mi gidiyorum? Moda. Kalamış. Caddebostan^, Suadîye ve Boslancı'ya ağrıyarak Allah kısmet ederse, Mallepeyc gideceğiz...
Mal tepede ne işimiz olduğunu mu öğrenmek istiyorsunuz? Canımız isterse Paşa plajında şöyle bir denize dalıp çıkacağız, havayı rüzgârlı bulur, bu fikrimizden cayarsak girenleri seyre dip döneceğiz...
Romatizmalı vapur!
Günlerden cumartesi... Tarifeye göre vapur. Karaköydc Ziraat Bankası karşısındaki iskeleden saat 13,3o da hareket edecek. Etti ediyor, diye bekle-şlp dururken, sağ omuzumun hizasında bir ses yükseldi:
— Beş dakika geçiyor, nâJâ mı kalkmadı bu vapur?
Soranın arkadaşı verdi:
— Farkında değilsin Vapur hareket etti ya...
Başımı yana çevirip İskeleye baktım. Vapur hakikaten hareket etmiş! Fakat iskelenin önünde bir ileri bir geri gidip geliyor da bir türlü açılamıyor.
— Allah Allah. Biz hangi vapurdayız?
Yol arkadaşım, yandan çarklı Neveser vapurunda olduğumuzu söyleyerek ilâve etttl:
— Denizyollarının meşhur sanarak'"romatizmalı vapuru» işte bu-dur.
Zaten Neveser vapurunda ol-
|duğumuzu öğrenmek kâfi İdi.. Evvelden bilseydim. Denizyollarının bu 50 yaşındaki vapuruna blnermivdim?
Kısa keseyim, ihtiyar bir romatizmalının ahlar ve oflar'la merdiven çıkışından farksız, bir takını gıcırtılar, patırtılar arasında güç hal »e iskeleden ayıdan Neveser, ilk lakeleri olan Mbda'ya doğru yöneldi... Vapurun öyle bir gidişi var ki
v. -
&
Dilencilerin şehrimizde ha’ki' Sayın vali, muharririmizi ;x^k izaç eden faaliyetleri son gün- haklı bulmuş olacak kİ ertesi leıde yeniden artmıştır. Orta- gün alâkadarlara sıkı talimat vermiş, bunun üzerine Vail konağı caddesinde her naat başı değişen nöbetçi dilenciler derhal ortadan kaybolmuşlardı. Bu netice üzerine artık bu sahanın dilenci hücumundan masun kalacağını '
memnun olmuştuk.
da dikkate şayan bir nokta vardır ki o da dilencilerin umumi caddelerde ve bilhassa uıc:r(ıl İdare şeflerinin ya mutad olarak geçtikleri veyahut ikamet ettikleri semtleri kendilerine faaliyet sahası seçmiş bulunmalarıdır.
Bu arada Har biyede filim stüdyosuna kadar uzanan Vali konağı eaddesile civan kadın, erkek, çocuk, yaşlı çeşit çeşit dilenci istilâsı altında bulunuyor!..
Nitekim Vali konağı caddesinin bu çirkin halini bir muharririmiz son basın toplantısında bizzat vali ve belediye başkanı Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay’a anlatmış ve pro-jfesorun dikkatini çekmişti
Geçen son bir hafta on günden beri: -Beylik yasak bir hafta sürer!» sözünün bazı hal ve kürde elan hükmünü i( ra ettiği muhakkak olacak kİ her boydan ve yaştan dilenciler - maruf tâbiriyle — yine • icral hüner» ediyorlar!
Yukarıdaki resim. Vali konağı caddesinde kaldırım ü«e-rinde yo! kesen bir dilenciyi dilenirken gösteriyor.
yahu!
Buzda sıcak su!
Yengeç gibi yan yan yoluna devam eden Neveser vapurunda beyaz ceketli garsonu çağıran çağırana...
— Aman! Bir soğuk su...
— Sularımız buzda duruyor ama soğuk değil...
Öte yandan başka müşteri:
— Soğuk tarafından bir gazoz yetiştir! diyor. Ama mutlaka soğuk olsun...
— Gazozlarımız çivi gibi...
Su ve gazoz şişeleri ayni buzda duruyor da su neden sıcak, gazoz neden çivi gibi?.. Sebebini bilahâre anladık. Su 10, gazozun şişesi 20 kuruş da ondan... Her tarafta gazozun soğuğa 15 kuruşa verilir de Neveser de neden 20 kuruştur, o belli değil... Resmi makamlar hayatın ucuzlatılması İçin tedbirler düşünüp dururlarken Denizyolları idaresi de vapurda hararetten damakları yapışan yolcularına soğuk bir su vermeği. gazozların da her tarafta olduğu gibi 15 kuruşa satılmasını elbette düşünüyordur!
Kaptanın söyledikleri
Yan yata yata gittiğimiz Caddebostan) iskelesinden ayrılıp yine yan yan Suadiyeye giderken kaplan köşküne çıkıp Demir kaptana bir «Merhaba!» dedim,
— Bu ne hal kaptan? Hep gecikme İte ml gider bu vapur?
Yaşlı ve sempatik muhatabım acı bir gülümseme İle;
— Ah bu yolcular!., dedi.
— Vapurun gecikmesinde j olcuların ne rolü var?
— Eskiden böyleml idi... Vapur yan yattı mı yolcular öbür tarafa geçerek muvazene temin l ederlerdi. Şimdi buna dikkat I eden yok... Belli kİ şu vapur, bugünküler gibi muvazenesi
mil Fa-
Teieforianmu BAsrauMmı Van işleri aıî» — laare aaısj eduouı atam
RTamuu tS — Huar M
tmulı Gu Ö4I« lirindi A» V«u. ! «.41 8 54 4 33 8,31 1C.00 1059
'. 3 24 r. j4 13.13 17,19 3V-4I S33>
Sahile ö
AKŞAM
11 Temmuz 1950
-------—
Simone Simon yeniden
Peggle Castle genç yıldızlardandır. Amerikanın Virglnla eyaletinde Brlstol şehrinde doğmuştur. Geçende çevirdiği «İwas Shoplifter» filmi ile dikkati çekmiş ve yıldızlar sırasına girmiştir. Peggie çok mütenasip vücutlu, cidden güzel ve o nispette zeki bir kızdır
Çocuk filimleri
filim çevirmeğe başladı
Artist kısa bir zaman zarfında iki filmi birden tamamladı
Fransada çok sevilen filim yıldızı Simone Simon uzunca bir ayrılıktan sonra yeniden filim çevirmeğe başlamış, biri Komada, diğeri Pariste olmak üzere iki filmi birden tamamlamıştır. Simone Simon ufak tefek, çocuk görünüşlü bir artisttir, mimlerinde ekseriya yaramaz genç kız rollerini temsil eder. Amerikalılar, bu temsillerde gösterdiği muvaffakiyetten, bu arada adının kendilerine çok garip gelmesinden dolayı artis-
Fred Astaire'un yeni filmi
Meşhur filim artisti Fred Astalre «t İl have seme» adlı yeni bir filim çevirmiştir. Filimde başrolleri yapan Fred. Vera Ellen ve Red Skelton çok ahbap olmuşlar, bir tatil günü kırda bir gezinti yapmışlardır. Yukarıda Vera, arkadaşlarına termostan soğuk içecek İkram ederken görülüyor. r
Romada çevrilmekte olatı •Qııo Vadts» filminde Ürsul ro-lünfl yapacak ve bir boğa ilo dövüşecek olan eski dünya ağır sıklet boks şampiyonu Mim Baer’in kardeşi Buddy Bacy, dün. aslan kafeslerinin yanın
ti Hollwood’a dâvet etmişlerdi Simone Amerika topraklarına ayak bastığı dakikadan itibaren gazetecilere adının neden iki Simon'dan mürekkep olduğunu anlatmak mecburiyetinde kalmış, şu izahatı vermiştir:
«— Benim adım Slmone’dur. Simon soyadtmızdır. Fransızlar bunun ikisini de Simon Simon gibi okurlar. Size tuhaf gelebilir. fakat bizim için tuhaf tarafı yoktur.»
dan geçerken, bunlardan birinin attığı bir pençe ile, kolundan derin bir yara almıştır.
Yara derin olmakla beraber, bir stüdyo sözcüsü, Baer'in bit iki güne kadar hastaneden çıkabileceğini söylemiştir.
A Geçende Fransayı ziyaret eden George Raft'a safra kesesinde ameliyat yapılT.ıştır. Artist Fransız yemeklerini çok beğenerek yasak olan şeylerden de yediğini, bu yüzden ameliyata ihtiyaç hâsıl olduğunu söylüyor. Fransızlar bu sözleri Fransız yemeklerinin fevkalâdeliğine delil sayıyorlar.
Bu İzahata rağmen Simone’un' soyadı uzun müddet dedikodu mevzuu olmuştur. Simone Ame- I rikada beş sene kalmış, on filim ( çevirmiştir. Fakat günün birin- > de oranın hayatından bıkarak Avrupaya dönmüştür. Avrupa-da uzun müddet filimle alâkalanmamış. ancak beş altı ay e-vinde çalışmağa başlamıştır.
Komada çevirdiği filim «Adsız kadınlar». Fransada çevirdiği (La Ronde) dur kİ «Elden fi-
le» diye tercüme edilebilir. Artist birinci filminde mazisi şüpheli genç bir Fransız kadını. 1-RincLsinde erkekleri baştan çıkaran bir hizmetçi kız rolünü yapıyor.
Simone, aradan 16 sene geçmesine rağmen ilk filim çevirdiği zamana nazaran hiç değişmemiştir. Boyu 1,62 olduğu gibi kilosu da elân 55 tir. Gülerken hâlâ yanaklarında çukurlar peyda olmaktadır.
Evlenenler, boşananlar!
Hollywood’(la iki yıldız kocalarından ayrıldı
Romada Palsa filminde büyük muvaffakiyet gösteren İtalya artisti Maria MİChi, İtalyanm en büyük arazi sahiplerinden Torlonia Dükü ile evlenmiştir.
On beş sene evvel pek meşhur bir artist olan Dlta Pnrlo da Paris'te Goethal adında bir papazla evlenmiştir.
1949 da, ikinci Dünya harbinde en çok nişan almış Au-die Murphy adında bir Amerikan askerile evlenen Wanda Hendrix kocasından ayrılmıştır. Wanda 21 yaşındadır ve ilk defa evlenmişti
Joan Fontalne de üç sene evvel evlendiği Wllliam Daai-er’den ayrılmıştır. Joan, bun--dan evvel artist Brlan Aherne ile evlenmişti.
Robert Taylor Paris’te
Hollywood'un tanınmış artistlerinden Robert Taylor şu sırada Londra'da bir filim çevirmektedir. Artist geçen hafta pazar tatilini geçirmek üzere Patise gelmiş ve Maxim barına gitmiştir. Artist bardan İçeri girer girmez orkestra «Callfor-nla here comes» havasını çalmağa başlamış, Robert Taylor bundan çok mütehassis olmuştur.
İngiltere’de takip edilen gaye
İngiltcredeçocuk filimler! mü-essesesl müdürü Mary Fie’d çocuk filimlerinin sade neşeli bir coğrafya dersi veya seyahat konuşması mahiyetinde olmaması lâzım geldiğini söylüyor. Onun fikriııce çocuk filimleri heyecanlı, maceralı ve yabancı memleketlerde cereyan eden çocuk hikâyelerini canlandırırır tarzda olmalıdır.
şimdi îngllterede yapılmakta olan çocuk filimlerinin hakiki ve şaşmaz hedefi, çocuğu eğlendirirken ona terbiye ve bil^i vermektir. Aynı zamanda herhangi tahsil çağını geçirmiş bir genç te bunlardan büyük fa/-
: Sinema Haberleri ;
* İda Lupkno iri yarı adam-larile filim çevirmekten hoşlanır. Son filmiinde baş erkek rollerini yapan Mac Naliy 1.86, Howard Dult 1,80 boyundadır. Artist bunların boylarını ideal sayıyor.
* Wlllard Parker. (Strang-leholdi filminde bir güreşçi rolü yapacaktır. Artist Holly-tvood'da tenis şampiyonu olarak gelmişken güreşte de muvaffakiyet göstermiştir.
> Gail Russel, William Hol-den’le birlikte -Bay için bir anne» adlı bir filim çevirmektedir. Bu. Gall'in Guy Madls-[ son’ia evlendiğinden beri çevir-' dlği ilk filimdir. Bu filimde beş çocuklu anne rolünü yapacaktır.
■jir Döuglas Fairbanks'ın oğlu İtalya’da Garda gölü kıyılarında bir filini çevirmiştir. Filimde bir diktatör rolü yapıyor, Filmin adı «Devlet esrarı» dır.
Yeni filimler
Hollyvood’da «Temayüz etmiş kadın* adlı yeni bir filim çevrilecektir. Filimde baş rolü Avrupa ve Amerikada uzun müddet sabne artistliği yapmış olan Francls Lederer ya-paçakıtr.
Glen. Ford ve Barbara Hale de «Üç say ve dua et» adlı bir filim çevireceklerdir. Filim harb zamanında, pilotların hayatına dairdir.
Hollywood'da çevrilecek üçüncü bir filim de -ıBir Kovboyun hatıralaradır. Baş rolü John Huston ve Waller yapacaklardır.
SevLmll sarışın artist Adele Jergens «Seyahat eden satıoı kadın* adlı bir filim çevirecek-Ur.
En güzel gözler
Isa Miranda birinciliği kazandı
İsa Miranda
Hollyıvood’da artistler arasında yapılan en güzel gözler müsabakasını İsa Miranda kazanmıştır. İsa aslen İtalyandır. Milânoda doğmuştur, Genç yaşta bir müddet mağazalarda tezgâhtarlık, mankenkllk, daktiloluk yaptı. Bir müddet de işsiz kaldı. Bu esnada konservatuva-ra devam etti. Fakat Milano civarında oturduğu köyden şehre gitmek hayli güçtü. Genç kız, dört kilometrelik mesafeyi a-yakla katediyordu.
Konservatuvarı bitirdikten sonra sahneye çıktı ve daha İlk piyeste muvaffak oldu. Bunun üzerine İtalyan filim şirketleri kendisini filim çevirmeğe dâvet ettiler. ArUst çevirdiği mimlerde de çok muvaffak oldu. Bunu gören Fransız şirketleri. Fransada filim çevirmesini teklif ettiler. İsa bu teklifi kabul ederek Fransada da bir kaç filim çevirdi
Genç artist İtalyancadan baş ka Fransızca, İngilizce ve Al-mancayı da mükemmel bilir Bu sebeple Amerikan filim şirketleri kendisinin Hollyrcood’da filim çevirmesini teklif ettiler, îsa bu teklifi kabul ederek 1937 de Amerikaya gitti. O zaman-danberl Amerikada durmadan filim çevirmektedir. Artist bir kaç sene evvel sahne vâzıı Gu-arinl İle evlenmiştir.
Ester Williams’m lokantası
Esther WiUiams kocası ile beraber bir lokanta açmıştır. Lokantada yenilik olarak bir bebek odası bulunacaktır. Al-lelerlle gelen çocuklar bir odaya alınacak, orada bulunan dadılara teslim edilecektir. A-na babalan çocuklarına iyi bakıldığına emin olarak rahatça yemek yiyebileceklerdir
11 Temmuz 1950
X’K S X M
SaMfe T
Jmkmlm mmuçbiJ
Ani hücum başarı ile netiee-lenmlş. korsanlara yalnız iki yaralıya maJomuşlu- Kaplumbağa atlası İspanyol garnizon Ue beraber. korsanların eline düf-müştıi. Esirler arasında adanın valisi Kont dİ Lorka ile beraber kansı İzabeBa ve güzel tazı İnyes de vardı.
Korsanların reisi Raul, adanın idaresini ele aldıktan sonra esirlerin akıbeti hakkında bir karar verme zamanının geldiğine hûtanelU ve korsanlık ananelerine uygun bir karar ver-, mette de gecikmedi: muavini İrlandal» Cime doçtarek:
— Esirlerin sayısı ne kadar? diye sordu.
Cim:
— Adanın valisi de dahil olmak ürere 149 kişidir. Bunlann on sekili subaydır, cevabını .yerdi
Korsan reis:
— Subaylar İdam sehpası ü-ierinde can verecekler, emrini verdi.
— Ya esir askerler ne olacak?
— Onları alLışar allıışar sıraya dizer, beşini idam eder, alımcısını saf bırakırsınız. Fakat her sıradan sağ bırakılacak 0-lanlar bire bir fenalık etmeyeceklerine dair teminat vermelf-dirler. Bunım için de sağ kollarını dirseklerinden, sol bacaklarını da diz kapaklarından keseceksiniz.
Cim. reise sordu:
— Sağ kalacakları, adada mı bırakacağız?
— Hayır onları bir sandala bindirir, kendilerine üç günlük erzak vesaikten sonra burada d koğarsıri, Varsınlar başlarının çaresine kendileri baksınlar. Kadınlan da onlarla beraber deledersin?
— Bütün kadınlan mı?
— Evet hepsini... Adada kadın bulunmasını istemem.
— Ispanyol valisi hakkında emriniz ne?
— Onu en son alarak asacaksınız.
— Karısını ve kızını sağ kalacak eriflerte beraber mi gön-■deTeeejngr** "
— Evet! Onlar hakkında istisnai bir muamelede bulunamam .
Irlandalı Cim. mnleredddii bir eda He:
— Yahnin kızj İnyes cok güzeldir dei— cevabını verdi.
Kor.-an reis Ranl:
— O halde İni e s. diğer kadınlarla beraber goaderiltniyecek, burada Ualarae bahâsının âta-betıne ııfîrayjicak. -Bu suretle guaı-lligi-aayesinde bize bir fenalık yapamıyacak ve aramıza nifak sokamıyacaklır. Güzel kadınlar,: Ün i ma fenalık ederler .
Kor?an reis Raul. deli bir a-pam değildi, Fakat güzel nişanlısı Boz Man kciKilsiıic ihanet ederek daha zengin birisiyle evlendiği gündenberi aşktan ve
kadınlardan nefret etmişti. Onu korsanlığa sevkeden sebep de nişanlısının bu ihaneti olmuştu.
Dolaşan rivayetlere göre Raul, yurdundan kaçıp korsan olmada nevvel Koz Mari le kocasını öldürmüş ve cinayetini gizlemek İçin evlerini de yatan işti.
Bu şayianın doğru olup olmadığını kimse bilmiyordu. Muhakkak' olan bir cihet varsa o da bu müthiş ve korkunç korsanın kadınlardan nefret ettiği ye bu kinini göstermek için hiç bir fırsatı kaçırmadığı İdi.
İrlandalI Cim. reisin kalbini yunıuşatanuyacağırn vc ^ararından eaydıramıyacağım bildiği için derhal emirlerini İnfaz etmeğe koştu. Fakat sıra, valinin güzel taz İnyese gelince, korsanlardan hiç biri boynuna İlmiği geçirmeğe razı olmadı. Genç tazın harikulade güzelliği korsanları teshir etmiş, yerlerine mıhlamıştı.
Bununla beraber korsan reisinin emirleri yerine getirilmek lâzımdı. Aksi takdirde hiddet vç gazabını muavininden alacaktı.
Cim genç tazın boynuna ipi geçirmek için yanma gittiği zaman etrafta duran korsanlar kuduz gibi ansızın üzerine saldırmışlar vc bıçak darbeleri altında onu* cansız yere sermişlerdi.
Mütaataben korsanlar, Ra ulun karargâh ittihaz ettiği yere hücum ederek onu da öldürdükten sonra güzel İnyesi adamın tarollçesi ilân eltiler.
Genç İspanyol kızı, bu unvanı kabul etti ve babasını öldürmüş, annesini de adadan koğmuş olan bu gaddar Ve merhametsiz insanlara karşı kalbinde sönmez bir kin ve intikam hissi beslediğini sezdirmedi.
İnyes intikam plânını hazırlamıştı. Bir akşam korsanları, adanın valilik binasında ziyafete davet etti ve şaraba kattığı zehirle zehirledi. Yalnız adanın yüksek yerlerinde nöbet bekleyen beş on korsan zehirlen-memişti. Fakat genç taz, geceleyin onların yanma -sokühnuş ve kendilerine âşık olduğu bahanesiyle onları birer birer öldürmüştü,
Genç kız, valilik dairesine döndüğü zaman ortalık ağarıyordu. Yüzü, üstü, başı kanlara bulanmıştı. Zavallı kızcağız Kanüumbağa adastda beş hafta yapayalnız yaşadı. Nihayet bir gün adaya bir İspanyol gemisi uğradı. İnyes, adanın 1da-raani gemi kaptanına teslim ettikten sonra ortadan, kayboldu. Ne olduğunu, nereye gittiğim kimse öğrenemedi. Fakat korsanlar âleminde ısrarla dolaşan söylentilere göre İnyes. adanın yalnız kendisinin med-halini bildiği bir mağaraya çekilmiş ve ölünceye kadar mün-zeviyane bir hayat sürmüştü.
Çeviren: A. HİLÂLİ
İçişleri Bakanının gazetecilere beyanatı
Muhtar, köy ihtiyar heyetleri ve belediye seçimleri — Tiyatro sanatkârlarına yardım — Vilâyetle belediyenin ayrılması — Ermeni cemaatindeki ihtilâf
Zabıta memuru alınacak
Ankara Belediye Başkanlığından
1 — Belediyemiz zabıtan teşkilât kadrosunda açık bulunan 2i) ser lira kadro maaşlı Zabıta memurluklarına aşağıda
^yazılı nitelikleri haiz olanlar arasından yarış sınavı Ue memur alınacaktır
A) Belediye memur ve hizmetlileri tüzüğünün 3 üncü maddesinde yazılı nitelikleri haiz olmak,
B> En az orta okul mezunu bulunmak,
C> Fİ'Ui askerlik ödevini yapmış ihtiyata kayıt olunmuş bulunmak.
Ç| 30 yaşından yukarı yaşta olmamak»
D) Boyu bir metre yetmiş santimden aşağı olmamak,
E> Fena hallerle tanınmış bulunmamak,
!• ı Namus ve haysiyeti muhil bir suçla mahkûm edilmiş Olmamak.
Gi Ecnebi kız veya kadınia evli veya yaşar bulunmamak, Hi Vücutça sağlam olduğa Lam teşekküllü bir hastane sağlık kurulunca muayene neticesinde sabit olmak.
Bu şartları tevsik eden belgeler İbraz edilmedikçe talip Ünal'a kabul edilmezler.
2 — Yukarıda yazılı şartlan haiz bulunanların en geç 15.7550 cumartesi günü saat 13 e kadar dilekçelerine bağlıyacakları kimlik belgesi, askerlik, terhis tezkeresi, bitirdiği okul diploması, aşı kâğıdı, hâl tercümesi, 5X12 ebadında dört adet fotoğraf lan ile birlikte Ankara belediye başkanlığına başvurmaları ve 20.7.950 çarşamba günü saat 9 da sınavları yapılmak üzere Ankara halkevi kitaplığında hazır bulunmalaH İlân olunur.
NOT: Belediye Zabıta memurluğu İçin şimdiye kadar müracaat. etmiş olup ta dilekçeleri İntizarda bekliydiler arasından yukarıdaki şartları haiz olanların işbu- Hanımız üzerine tekrar dilekçe He müracaattan 7aruri(jlr »9230ı
İlam
Ankara Gülhane As. Tıb Akademisi Cerrahi servisine «•k EtcniiHuyon dhaa yapunlacaktır. Bu işi yapma v* h-."M Urma!*r,n. Betim da bildiren teklif mektupları ı> kata-"1........... 1 ««'“ I-» F«oune Mr Mm Gulha- |
ne Asken Tıp Aküuemlt.i Müdürlüğüne gondtı meleri ilân
(;•!« _ BMS> ]
Şehrimizde bulunan İçişleri Bakanı Rukneddin Nasuiıoğlu dün saat 11 de vilâyete gelerek bir müddet vali ve belediye başkanı profesör Fahreddin Kerlnı Gökay ile görüşmüştür.
MiiLaataben gazetecilerle konuşan Bakan muhtelif meseleler hakkında aşağıdaki izahatı vermiştir:
Muhtar ve belediye seçimleri
— Son günlerde Meclisten 4 kanun çıktı. Biri mahalle muhtarı, İkincisi köy muhtarı ve İhtiyar meclisleri, üçüncüsü belediye, dördüncüsü de umumi meclisler seçimi kanunudur.
Bu dört yeni kanunda milletvekili seçimi kanununa mütenazır olarak tanzim ve kabul edilmiştir. Yani esasları gizil rey ve aleni tasnLf ve adli teminattır. Bu kanunlarla 40 bine yatan köyde, 10-15 bin kasabada ve 640 civarındaki belediyelerle 63 vilâyette seçim yapılacaktır. Biz meclise köy ve mahalle muhtarlarlle ihtiyar heyetleri ve İhtiyar meclisleri seçimlerinin de dört sene müddetle yapılmasını teklif etmiştik, Meclis mahalle İhtiyar heyetlerde, koy ihtiyar meclislerini ve muhtarların iki sene için seçilmelerini uygun gördü. Bunlar iki yıl için seçilecektir.
Merkez valiliklerinin lağvedileceğine dair şayialan tetaip eden Bakan Şehir tiyatrosu talimatnamesine temas ederek demiştir kİ:
— Memleketimizde tiyatro mevzuu Ue şahsen de alâkalanıyorum. İstanbul şehir tiyatrosu İçin kabul edilen talimatname dolayıaile bize şikâyetler geldi. Biz de işin tetkikini İstanbul valiliğinden rica ettik.
Bir de serbest çalışan tiyatrolar var. Onların mesleklerinin icrasını daha müsait şekle getirmeği düşünüyoruz. Bir çok memleketlerde belediyelerin meşgul olduğu tiyatrolar, bizde hususi teşekküller tarafından da idare edilmektedir. Ayni zamanda belediye vazifesi de gören bu teşekküllere ruhsat ve vergi işlerinde yardım etmeği uygun görüyoruz. Alâkalılarla bu hususta temas ettim. Bana icabeden notlan vereceklerini söylediler.
Vilâyetle belediyenin tefriki
İstanbul beledlyesile vilâyetin ayrılması hususunda Bakan demiştir ki:
— Bu. çok zamandanberl konuşulan bir mevzudur. Daha sabık hükümet zamanında ayrılması lâyihası MecUse verilmişti Fakat kanun iye t kesbe-dememlşti. Evvel her iki partice tasvip edilen lâyiha bugünkü İhtiyaçları karşılayabilecek midir? Bendeniz İstanbul vilâyeti ve belediyesi ayrı iken olduğu gibi birleşik olduğu zamanda burada muhtelif vazifelerde bulundum. Bu itibarla ayırma
tasarısını meclise verirken tatbikatın icaplarını nazara alarak iki dairenin rahatça çalışacağı formülleri nazara almamız gerekiyor.
Belediye seçimleri bu ayırmadan önce olacaktır.
İdarî kanunlar
Bakan, bundan sonra yeni çıkacak idari kanunlara temas etmiş, özel idarelere, belediyelere ve köylere ait kanunların değişeceğini ve bunlara ait tasarıların meclisin kış devresine yetiştirileceğini söylemiştir.
Pasaport ve ecnebilen memleketimizde ikamet ve seyahatlerine dair kanunların da bugünkü ihtiyaçlara göre yeniden gözden geçirileceğini söyleyen Bakan bu İşlerin daha kolaylaştırılacağına işaret etmiştir.
Ermeni cemaati ihtilâfı
Bundan sonra Ermeni cemaati arasındaki ihtilâflara temas edilmiştir.
Bakan bu ihtilâfların cemaat arasında halledilmesini temenni etmiştir.
Görüşmenin sonunda gazetecilerin kendisini gelip bulmalarından memnuniyet duyduğunu söyllyerek teşekkür etmiş ve:
— Vasıtanızla İstanbul matbuatına hürmetlerimi bildiririm, demiştir.
Bakan bu akşam Ankaraya dönecektir.
BULMACA
Soldan safta: 1 — Giyim «yası. 2 -Kazar kin kullanılan bir tohum, 3 — Gök yOaO. 4 — Tersi vidanın bağı -Ecnebilerin bas». 5 — Bravo sana, 6 —• Ters! sevkeden • İzdihamın bas tarafı. 7 — Meşguliyet letn edeli. 8 — Tersi bir erkek adı - Eski Rus impa-rotoru, 9 — Erkek - Merhamet. 10 — Kamıştan yapılan bir çalgı - Cereyan eden.
Yukarıdan asaftıya: 1 — Baftunsu Alarak, 2 — Basına «M» gelirse İçkinin arkadaşı olur - Şişirsin. 3 — Sayadı İle beraber bir isim, 4 — Aşkolsun sana, 5 — Tersi sıfat eki - Canavarın bağı, 6 — GÖftrU kapalı deftil, ? — Beyaz - Başına «U» gelirse (lal dü-SüklUftU. 8 — İkna edip ayartan.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sjıga: 1 — DOztaban. 2 — Emininde. 3 — Neye. Sat. 4 — İran. Tal. 3 — Zad. Şlll. 0 — Atabok, 7 — Şûradan, 8 — Ir, Kaçır, 9 — Ralana. 10 — Ilas, Kaç,
Yukarıdan a$aftıyn: 1 — Denizaşırı. 2 — Ümera. Urol. 3 — Ziyadar. La. 4 — Tren, Tnluıs. 5 — Az. Şatlan. 6 — BAîtibaeak, 7 — Adamanı. 8 — Netlik, Saç.
Devlet Orman işletmesi Manavgat Müdürlüğünden
1 — İşletmemizin Akseki bölgesi Gembos Or. İçi istif yerinde mevcut 8264 adede denk 840.090 M3 Sedir kereste üç Miti halinde 29/6/950 tarihinden itibarca 22 gün müddetle açık arttırma suretiyle satışa konmuştur.
2 — Açık arttırma 20 '7/950 Perşembe günü saat 11 öe Akseki bölge şefliğinde toplanacak komisyon önünde yapılacaktır. Beher M3 ün muhammen bedeli 95 lira olup her parti için % 7.5 hesabiyle geçici teminat alınır.
3 — Bu işe alt şartname Ankarada Or. Genel Müdürlüğünde. Merkez İşletme müdürlüğünde, İstanbul Or. Baş mühendisliğinde, Antalya. Alanya, Mersin, Finike İşletme müdürlükleri ile Akseki bölge şefliğinde ve işletmemizde görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve suatta geçici teminatları ile
komisyona müracaatları. 1'8895) 1
Vahşi Afrika
fBastarafı 4 üncü sah i f ede)
Ufak siyah İşaretlerle mücehhez olan metre ölçümüzü yerlilerin göğüs, baş ve kollan üzerine koyup ölçüleri almağa başladığımızda karşılıklı birbirlerine korkarak bakıyorlar ve yahut sıra bekliyenlere korkak bir göz atfediyorlardı. Tabii bunu gururlarından belli etmek istemiyorlar ve nezaketen korkularım açığa vurmuyorlardı. Yalnız bizim de gözümüzden kaçmıyan. bir olay da. mütemadiyen boyunlarında taşımakta oldukları muskalara ellerini sürüyor ve mütaataben elimizin değdiği yerlere muskaya temas eden parmaklarını sürüyorlardı.
Bunların en hoş tarafı da, bize karşı gösterdikleri yardıma karşılk, onlara verdiğimiz hediyeleri alırken gösterdikleri sima idi. Erkekler kendilerine hediye olarak verdiğimiz çata, ufak bir halka, bakır tel ve yahut kibritle bir paket «Tombak:» tütünü görünce, kadın ve kızlar İse, verdiğimiz taklit mücevheratın pırıltıları karşısında şaşalıyorlardı.
çengelli İğneler vc yahut bir kumaş parçası da bu yerlilerde fevkalâde makbule geçen eşyalardandı. Bu hediyelerin kendilerine bize gösterdikleri yardıma mukabil olduğunu anlatmak epeyce bir zamana bağlı idi.
Çünkü her hangi bLr hizmet mukabili bir hediye almayı hatırlarından geçirmiyorlardı. Fakat bunları alınca başlarını sallıyorlar ve karşılıklı fiklrleT dremeyan ediyor, birdenbire ufak çocuklar gibi zıplayarak gülmeğe başlıyorlardı.
Elâzığ’da şiddetli sıcaklar
Elâzığ (Akşam) — Bir kaç gündenberi burada şiddetli sıcaklar hüküm sürmektedir. Öğle üzeri gölgede termometre 36 dır.
Bıçakların fazlalığından vilâyet ve ilçelerde yaz mesaîsi tatbik edilmektedir.
Gürültü ile mücadele
Şehrin gürültüsü, bilhassa geceleri fazlalaşmıştır. Şikâyetleri mucip olan bu hal karşısında belediye yeniden icap eden tedbirleri almağa karar vermiştir.
Bu sebeple yarın saat 10 da vilâyette kaymakamlarla bir toplantı yapılacaktır.
Mahkeme, tapu, icra ve noter iânları
Bedelleri hussui şahıslar tarafından ödenen mahkeme, İcra, tapu ve noter ilanları gibi resmi ilânlar eskiden olduğu gibi doğrudan doğruya «.AKŞAM» idaresi tarafından kabul edilmektedir.
OSMANLI BANKASI
Türk Anonim Şirketi, Tesis tarihi: 863
Sermayesi: 10.V0Ü.V0U. Inçtüı lirası
---;-■ ------
Merkezi idaresi: İstanbul — Galat* Istan Dulda; Yenicamı, Beyoğlu. Kadıköy ve Şişlide ve Türklyenln başlıca şehirlerde...
Parts, Marsilya, Londra. Mançester, Mısır, Kıbrıs. Irak, Filistin ve Maverayı Ürddnde
Şubeleri:
Suriye ve Lübnanda Filyolleri vardır.
Mahkeme Koridorlarında!
Don gömlek giymesini öğren de ondan sonra meydana çık
Maznun yeni bobstiller-den. Kıvırcık, briyantinli saçlarını acayip bir şekilde taramış. Seyrek telli bıyıklan üst dudağı ile burnunun arasında incecik kaytan gibi uzanmış. Kısa kollu, göğsü cepli, açık yakalı, alaca basma gömleğinin eteklerini ütüsüz, gri pantalonunun üzerine sarkıtmış. İri kafalı, uzun yüzlü, esmer, zayıf, on sekiz yirmi yaşlarında bir delikanlı. Hem maznun, hem da vacı imiş.
Koridor penceresinin tozlu camını ayna gibi kullanarak parmaklarını tükrükle-yip kaşlarını düzeltirken yanına sokulduk;
— Kolay gelsin, aslanım. Tuvalet mi tazeliyorsun?
Döndü, hepimizi birer birer süzdü, dudaklarını kıvırıp boynunu ördek gibi uzatarak karşıya doğru bir tük-rük savurduktan sonra homurdandı;
— Çok sıcak. Burada bek. lerhekten çatlıyacağım artık.
— Kavga mı ettiniz?
Bir tükrük daha savurdu, ve dudağından gömleğinin göğsüne sızan damlayı yumruğunun tersiyle kurulayarak omuzunu oynattı:
— Boş ver. Şu kocakarı ile hırlaştık sokakta.
Her lâfın başında bir tükrük savuruyordu. Bizim kas. ketli delikanlı dayanamadı, sordu:
— Darılma amma, sen çok tükürüyorsun, ahbap. Hasta mısın yoksa?
Ahbap bu söze içerledi:
— Ne münasebet? Kim söylemiş benim hasta olduğumu? Ağzıma tükrük geliyor, tükiirüveriyorum. Yasak değil ya.
— Yerlere tükürmek yasaktır, aslanım.
— Ona da boş ver be kardeşim. Tükrük dediğin nedir ki? Beş on dakikada kurur gider.
— Öyle değil amma, haydi öyle olsun. Şu hanını tey. ze ile ne diye hırlaştınız? Türkrükten mi kavga çıktı yoksa?
— Amma yaptın ha! Tük-rüğe ne karışır kocakarı? Benim ağzımın kâhyası değil ya. Kız meselesinden kapıştık onunla.
— Nedir o kız meselesi?
— Basbayağı kız meselesi işte. Ukalâlık ediyor enayi. Vız gelir bana,
— Bahsettiğin kız da burada mı?
— Kavgaya o karışmadı ki buraya gelsin. Bir kocakarı ile tutuştuk.
— Nasıl tutuştunuz? Anlat bakalım şu işi.
— Anlatacak bir şey yok be kardeşim. Bir kız sokakta gidiyordu, yanına sokuldum,1 «Haydi beraber gezelim. Don
durma yeriz, sonra da bir sinemaya gideriz o dedim. O da enayinin biri imiş. (Ne münasebet? Sen kimsin ki benimle beraber geziyorsun? Haydi, çekil yanımdan!» diyerek aklı sıra sepet havası çaldı bana. Yutar mıyız bun. lan? »Numarayı bırak şimdi. Bu sabah bizim kocakarıdan iki bucuk papel sızdırdım. Elli kuruşunu harcadım; iki lira cebimde duruyor. Gel de şunları beraber ezelim» diyerek koluna girmek istedim. O sırada kocakarı geriden gelip enseme yapıştı, ukalâlığa başladı, cNe oluyorsun be yahu? Ben bu kızla konuşuyorum, sen. ne karışıyorsun? Çek araba-lû!» dedim. Meğerse kocakarı kafadan kontakmış. Hem yüzüme tükürdü, hem tokat vurdu. Ben de onun koluna bir yumruk çaktım, sokak ortasında kapıştık.
Delikanlıdan, ayrıldık, hanım teyzenin yanma gittik. Hâlâ hiddetini yenememiş, ateş püskürüyor:
— Seni gidi utanmaz, arlanmaz, rezil oğlıı rezil seni! Elâtemin kızı kısrağı bu serserinin gönül eğlencesi zahir. Kızımla beraber eve ei-djycşrduk. Bakkalın önün-efen' geçerken; «Sen vavaş yavaş yürü, ben şuradan kibrit alayım .ı diyerek dükkân»îgirdim. Çıkınca bir de pe »öreyim: su serseri bizim kızın burnunun dibine sokulmuş. dırlanıp duruyor. Zannedersiniz ki kırk vıllık karış imiş. Hemejj arkalarından yetiştim; 'Dur baka, yım oğlum. Sen kimsin? Ne istiyorsun benim kızımdan? > dedim. -Ben kızı gezmeğe götüreceğim. Sen ne kanşı-yoi'sıuı kocakarı?» diyerek yüzüme karşı destûrun köpek gibi havlamaz mı? Şu haramzadenin evlâdının ve-dıği naneye bak hele! Ben defolup gidecekmişim de, kendisi kızımı koluna takı a ğezrfaeğe götürecekmiş. • U-İân zibidi! Sen bir defa şu kılığına, kıyafetine bal:. Tı-marManeden mi kaçtın, ne hâltettîn? Evvelâ don gömlek giymesini öğreıı de ondan sonra meydana cık' • dememle beraber yüzüne bir tükrük, bir de şamar atlattım. O da bana yumnık vurmağa kalktı. Bunun üzerine elimden çantamı yere bırakıp...
Mübaşir seslendi, banım teyze sözünü tamamlıvama-dı.
Ce. Re.
Çocuk nevimi dnkinı
Ahmet Akkoyunlu
raksLm - ralimhanr
Palai. fflrina:
1 Dâim
Milli Savunma Bakanlığından:
1 — Konyada bulunan As. Orta okul lağvedilmiş ve ts- I
tanbııldata Maltepe As. Lisesi ile birleştirilmiştir. l|
2 — Bu sebeble Konya A3. Orta okuluna kayıt kabul 1çln
müracaatla bulunulmaması ve şimdiye kadar müracaat edenlerin de evraklarını geri almaları. Maltepe As. Lisesine girmek isteğinde bulunan öğrencilerin de müracaatlarını Kuleli As. Hacrine yapımdan ilân ulunur. C0266 — 30171
Her tlirlli banka muameleleri yapar "—■----------------
Çok müsait raiz şarrfartie tasarruf ve mevduat Hesaplan açılır.
Tasarruf hesaplan İçin üç ayda bir Lkranıiye keşideleri yapılır.
Daha fazla malûmat atmak içm OsmanlI Bnnka-51 Gişelerine müracaat edilmelidir.
İLAN
M.S.B. Kara Kuvvetleri Komutanlığından
1 — 1950 - 1951 öğrenim yılı için aşağıda isimlen mj-lundnkları yerler yazılı olan As. Okullara öğrenci alınmasını 25 Mayıs 950 den İtibaren başlanacaktır. Bu müraennuura As Liselerle Muzlka meslek ve Gd. Erb Hzl Orta okuhan »çır, 15 EylÛl’de, As. Orta okul İçin 1 Eylülde ve Musiki G(1 Ero. Hzl. Orta okulu İçin de 20 Agusijos 9.50 de son verilecektir
2 — Okulların muhtelif suııfİaruiı (Musiki Gd firö Hri. Orta okulun yalım 1. sınıfına) Milli Eğicim Bakanlığı Lise m orta okullarına denk sınıflardan diplomalı veya tasUknamell öğrenci alınacaktır.
3 — Alınacakların Türk vatandaşı o.imaarı. yapıtecal? muayenede sağlam çıkmaları ve kayıt kabul şarttannı taşımaları lâzımdır,
4 — öğrenimi bırakanlar, bulundukları sınırların UnU-hanlannda başarı gösteremlyenler okullara alınmayacaktır. (Gd. Hzl. Orta okullarına ita yıl öğrenimi bırakanlar alınabilir) Yaşlarını tashih ettirenlerin tashihden evvelki yaşlan esas tutulur. Bütünlemeye kalanlar kendj okullarında bu imtihanları başan İle verdikleri takdirde alınabilirler. As. Orta okula bütünlemeye katmış olanlar alınmazlar.
5 - Bu şartları taşıyan İstekliler bulundukları yerlerin As. ş. lerlne ve oynı zurnanda girecekleri'okulların müdürlüklerine birer dilekçe İle baş vurgeaİd'ar v-’ okula gönderecekleri dilekçelerine nüfus kağıdı örtıeklerilc 3 adet vesika rutogra-fı ekilyeceklerdir.
Okulların bulundukları yerlerde İstekliler doğrcck okul müdürlüklerine müracaat ederler. C6Ü0UJ
Okullar:
İstanbul'da: Kuleli ve Maltepe As. liseleri.
Bursa'da: Bursa As, iifteşl.
Konya'da: As. orta okul
Ankara'da: Mıızika Meslek've Musiki Gd. Erb liri orta okulu,
Merzifon'da: I ve 11. Gd. Erb. Hal. Otla okulları.
11 Temmuz 1950
Falüfe b
25 Ağustos
İkramiye Çekilişine Hazırlanınız!
D E V
(Ankara’da Kavaklıdere*, de Güven Mahallesinde iki salon, altı oda, teras, müstesna manzaralı, geniş bahçeli.)
2 Dükkân
(Ankara’da İller Kooperatifi sahasında.}
tutarında Çeşitli Para İkramiyeleri...
31 Temmuz
akşamına kadar açılacak yeni Tasarruf Hesaplan bu çekilişe katılırlar.
T. iş Bankası
uiflnncR
Büyük ve meşhur «WARNERo markası acentası: sayın müşterilerine, en yüksek kalitede bir RUJ takdim etmekle beraber aşağıda yazılı hediyelerden birini kazanmak fırsatım bahşetmektedir:
1 İnciye gayet şık bir kürk manto
2 nelye yüksek marka bir altın kol saati
3 üncüye robluk bir Avrupa kumaşı
4 ilâ 10 uncuya birer WARNER koleksiyonu
11 İlâ 50 nciye birer teselli mükâfatı, ve ayhl zamanda sempatiktir.
Müsabaka, gayet kolay . .
Her bir büyük Ruj kutusunda bulunan matbu ve çerçeveli bir kuponun boş yerinde «WAR-NER RÜJU SABİT ve CAZtBELtDİR* cümlesini yazmaktan İbarettir. Bu cümleyi en fazla defa yazabilen bayana birinci mükâfatı, onu takiben ikinci, üçüncü ve bu suretle 50 inciye kadar mükâfat kazanacaklardır. Bir büyük WARNER RÜJÜ satın almakla hem fevkalâde yüksek kalitede bir ruj almış, hem de bu mükâfatlardan birini kazanmak talihine mazlılr olmuş olacaksınız. Bu müsabakaya bütün Türkiye bayanlarını iştirake davet ederiz, p. K. 03 İstanbul - Telefon; 25537.
W A R N E R R C J Ü bütün Itriyat mağazalarında bulunur.
İstanbul valiliğinden
Hububat unları ile «pirinç unu hariç» makama, şehriye, ve bulgurun muamele vergisi istishalan arasına ithali haklındaki kanun metni aşağıdadır. 1322 sayılı kanun, hükümlerine göre ilân olunur.
Kanun
No: 5668
İstanbul Asliye 13 üncü hukuk yargıçlığınan:
Dosya No, 950/445
Zayi — Silivri nüfus dairesinden aldığım ve içinde askerlik muamelelerim kayıtlı klm-Lik cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur,
1337 doğumlu Süleyman oğlu Ramazan Aydan
Göz Mütehassısı
Dr.Cemil Görür
Cağalogiu Nuruosmaniye caddesi Alay Apartıinanı Pazardan başka her gün saat 14 ten 18 e kadar Telefon: 29058
geçici İnşaatı
teminat yaptın-
Geçici teminat
5,16100
5.272.68
6 270.36
3,570.57
3.203.75
8,336,36
1252220
3.748.89
7.474.38
4.235.50
6880.26
Kabul tarihi : 5/7/1950 Yayın târihi: 8/7/1950
Birinci madde — 3843 sayılı kanunun 4939 sayılı kanunla değiştirilen 9 cu maddesinin. 12 cl fıkrasının A bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
A — Takim ve teksif edilmiş veya toz haline getirilmiş şekerli ve şekersiz süt, tereyağı, sadeyağı, kaymak, krema, yoğurt, peynir, balık ve et ve sebze ve meyve konserveleri. balıkyağı. balık unu. balık yumurtası, hayvar, her türlü tuzlanmış ve tütsülenmiş balıklar, pastırma, sucuk, salam, sosis, sosLson, jambon, kavurma, her türlü pekmez, bulama, pestü, meyve suyu ve meyve usaresi, turşu, sirke, kırılmış veya toz haline getirilmiş tuz, kav uru im uş veya öğütülmüş kahve, uzun müddet saklanması mümkün bul mumyan vesa-tjldığı yerde İstihlâki âdet olan yiyecek ve içecek maddeleri, hububat unları, «pirinç unu hariç» ekmek, peksimet, makarna, şehriye, bulgur, tahin, tahin helvası, bisküvi, reçel vc marmelât, şeker ve glikozdan mamul maddeler «% 50 ve daha fazla miktarda şeker veya glikozu havi maddeler şeker ve glikozdan mamul madde sayılır,»
İkinci madde — Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Üçncü madde — Bu kanunu Adalet, Maliye, Ekonomi ve Ticaret, Gümrük ve Tekel Bakanlan yürütür. (9284ı
Karabet karısı Sultana: Kı-nalıadada Akasya caddesi No. 3
Karabet kızı Takohl: Kınalıa dada Akasya caddesi No. 3
Karabet kızı Satenik: Kınalı adada Akasya caddesi No. 3
Karabet oğlu Vahan Murad-yan: Taksimde Valide Çeşme sokak No. 5
Flllpos kızı Aglse: Taksimde
Valide Çeşme sokak No. 5
Flllpos kızı Tokohi: Taksimde Valide Çeşme sokak No. 5.
Şehir suyu tesisatı yaptırılacak
iller Bankasından:
1 — Aşağıda isimleri, keşif bedelleri ve miktarları gösterilen kasabaların İçme suyu lacâktır.
Kasaba adı Keşif bedeli
1 — Edirne 81.820 06
2 — Bünyan 84.053.54
3 — Gölcük 100.407 18
4 - Kargı 47.607.63
5 — Koyunlu 42.716 60
6 — Silifke 141 727.13
7 — Zonguldak ■ 225.443.97
8 — Varto 49.985.17
9 — Kınık 124 487 68
10 — Bozkır 59,710.04
11 — Kızılcahamam 112,605 16
1 — Bu keşif tutarlarından font boru hususi aksam ve armatürleri bedelleri hariç olup bunlar bankanın Istanbuldaki deposunda müteahhide teslim edilecektir
3 — Her kasaba için ayrı teklif mektubu verilecektir.
4 — İhale 20 Temmuz 1950 perşembe günü saat 15 de toplanacak olan bankamız İhale komisyonunun İnceleme sonucunun idare meclisince tasdikini müteakip kesinleşecektir,
5 — Teklif mektuplarının en geç 20 Temmuz 1950 Perşembe günü saat 12 ye kadar bankamıza makbuz mukabilinde teslimi şarttır.
6 — Her bir işin eksiltme evrakı 5.— Ura bedel mukabilinde bankamızdan alınabilir. Projeler bankamızda görülebilir
7 — Eksiltmeye gireceklerin Bayındırlık Bakanlığına thule güuünden. en az üç gün evvel yaptıkları işleri gösterir belgeleriyle müracaat ederek bu İşi yapabilecek kabiliyette olduklarına dair yeterlik belgesi almaları icab eder.
8 — Banka İhaleyi yapıp yapmamakta ve işi dilediğine
vermekte serbesttir. (91631
Baş eczacı ve eczacı alınacak Türkiye Demir ve çelik Fabrikaları Müessesesinden: (Karabük)
Müessesemiz hastanesine bir Başeczacı, bir de Eczacı alınacaktır. Başeczacıya 550, Eczacıya 400 liraya kadar ücret verilecektir.
Emeklilik hakkı tanınmış, daimî kadrolu olan bu görevlere tâyin olunacaklara ayrıca yılda iki aylık ücretlerini geçmemek üzere, ikramiye verilebilir. Çok cüz! bir bedel karşılığı lojman müessesece temin edilir.
İsteklilerin aşağıda yazılı belgelerini ekliyecekleri dilekçeleriyle acele müessesemize müracaatları ilân olunur. (9095)
1 — Nüfus hüviyet cüzdanı,
2 — Öğrenim belgesi,
3 — (Varsa) lıizmet Lelgesi,
4 — Terhis tezkeresi.
[1STANBUL BELEDİYESİ İLANLARI | İL AN
M, S. B. İst. Sa. Al. Ko. Bşk. 1. Numaralı Komisyon İlânları
1 — Pazarlıkla aşağıda miktarı, tutarı, kesin, teminatı yazılı 3 kalem Hıyar satın alınacaktır.
2 — Pazarlığı 12/Tcmmuz/950 günü saat 15,30 da Harbiye M. S. B tsl. 1 No. Sat. Al. Kom. da yapılacaktır. Bu hıyarlar toptan bir İstekliye ihale edllebllJneceğl gibi ayrı ayrı üç İstekliye de ihale edilebilir. Şartnamesi hergün komisyonda görülür.
Cin,il
I-iıyar Hıyar
Hıyar
HEPSİNİN
Miktarı
40500 16000
7500 64000
Adet
¥
kilo süt
ve 1200 kilo yoğurt satın teminatı
1 —. Pazarlıkla 1000 alınacaktır. Tahmin edilen bedeli 1340 Jlra kesin 201 Uradır.
2 — Pazarlığı 14/Temmuz/050 günü saat 11 30 da Harbiye
M. 8. B tat 1 No Sat. Al Kftm, da yapılacaktır. Şartnamesi her gün komisyonda görülür, (9262 — 301D
Soğuk hava buz fabrikaları Türk anonim şirketi vekili avukat Fevzi Yüksel tarafından Eminönü Sarı Demir mahallesi Uzunçarşı 342 ada 3 parsel numaralı gayri menkulün kadastroca yapılan yanlış tesbltin lpt&llle kaydın tashihi hakkında açılan dâvanın muhakemesinde: gösterilen Kınalıada
Akasya caddesi No. 3 ve Taksim Valide Çeşme sokağında 5 numaralı ikametgâhınızdan a-hlren çıkıp gittiğiniz ve hâlen bulunduğunuz yer bilinemediğinden llânen davetiye tebliğ edildiği ve muayyen yargılama günü mahkemeye gelmediğinizden mahkemece gıyap kararının Hanen tebliğine ve yargılamanın 3/8/950 perşembe saat 9.50 ye bırakılmış olduğundan Hân tarihinden İtibaren bir İtirazınız varsa beş gün zarfında usulen müracaat etmeniz ve yargılama günü ve saatte İs-tan bulda Sultanahmette tapu dairesinin alt katında İstanbul asliye 13 üncü hukuk mahkemesine ya bizzat gelmeniz veya vekâletmane 11e vekilinizin gelmesi aksi halde yargılama H. U. M. K. nuııun 141 ve müteakip maddeleri gereğince hakkınızda gıyaben yargılamağa devam olunacağı tebliğ makamına kalın olmak üzere İlân olunur. U109L)
Bafra Kaymakamlığından
5630 sayılı kanunun şumulü haricinde kalıp devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, Kızılırmak ağzının üç yıllık avlanma hakkının kiraya veri mesl için yapılmış bulunan gerek 15 günlük aıttırmasiyle ve gerek 10 günlük temdidi neticesinde isteklisi çıkmadığından işin bir ay müddetle pazarlıkla İcrasına ve pazarlığın son gününün 31.7.950 pazartesi günü olarak tayin ve tesbltine karar verilmiş olduğundan İsteklilerin bu müddet içinde Bafra mulmüdürlüğiınde müteşekkil komisyona her zaman baş vurabilecekleri ilân olunur.
(9240)
İstanbul, Beyoğlu. Üsküdar ve Kadıköy mıntaka itfaiye gruplarında yangın telefonlarından başka mevcut muhabere telefonlarının numaraları aşağıya yazılmıştır.
Yangın telefonlarının meşgul veya arızalı bulunması dö-layıslle yangın İhbarı kabil olamadığı takdirde diğer muhabere telefonları İle de yangın haberi verilebilir. Bundan başka bütün itfaiye grup ve müfrezelerinin polis telefonları İle de
irtibatı olduğu görülen luzu M intaka sı
İstanbul mm tak a gruba Beyoğlu mıntaka grubu Üsküdar mıntaka grubu Kadıköy mıntaka grubu Diğer mmtakalar için mti İlmesini söylemek kâfidir.
üzerine »lan olunur.
Yangın No: Muhabere No:
24222 2O323—2O321
44644 40030
60945 60625
60872 60020
ıbere memuruna (Yangın) ke-(9190)
Gaziantep Valiliğinden
1 — Eksiltmeğe konulan iş: Gaziantep Sinler mevkiinde yapılacak ilk okul İnşaatı olup keşif bedeli (84776) lira (42) kuruştur.
2 — Eksiltme 1 Ağustos 1950 tarihine rastlayan salı günü saat (10) da Gazlentep il makamında kapalı zarf usuliyle yapılacaktır.
3 — Eksiltme şartnamesi ve buna bağlı kâğıtlar her gün 11 Daimi komisyonunda ve Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
4 — Eksiltmeye girmek İçin isteklilerin usulüne göre (5488) lira (82) kuruşluk teminat vermeleri ve ticaret odasında 1950 yılında kayıtlı olduklarına dair belge ibraz etmeleri şarttır,
5 — İsteklilerin bu işin Icabeltirdiğl teknik öneminde bir işi iyi bir surette başardığım veya İdare ve denetlediğini isba.-ta yarar belgeleriyle birlikte İhale gününden en uz (Tulü günleri hariç! üç gün önce Gaziantep Valiliğine dilekçe ile müracaat ederek bu İşin eksiltmesine girebilmek İçin yeterlik bölgesi almaları şarttır.
6 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifi dairesinde hazırlayacakları teklif mektuplarını ikinci maddede de yazılı saatten bir saat evveline kadar komisyon başkanlığına vermeleri şarttır. Postada olacak gecikmoler kabul edilmez. (9250)
Deniz Kolejine öğrenci alınacaktır
Deniz Harp Okulu ve Koleji Komutanlığından
1 — Deniz Kolejinin yalnız pirinci sındına öğrenci alınacaktır.
2 — Kayıtlar 1 Haziran 950den 10 Ağustos 950 ye kadar devam' edecektir.
3 — Alınacak öğreticilerin 14 yaşından küçük ve 17 yaşından gün almamış olmaları lâzımdır.
4 _ İsteklilerin Ortaokulu bitirme ve Devlet Sınavın-» da muvaffak olmuş bulunmaları şarttır.
5 — Kayıt ve bakul İçin Istanbulda olanlar Heybelladada Deniz Harp Okulu ve Koleji Komutanlığına, taşrada bulunanlar ise askerlik şubelerine Direr dilekçe ile baş vurmakla beraber, dilekçelerinin bir eşini de Okul Komutanlığına göndereceklerdir.
6 — Fazla bilgi edinmek istlyenlerln Heybelladada Denli Harp Okulu ve Koleji komutanhğna başvurmalarL (6611)
DİLEKÇELER:
A — Diploma veya okulu bitirdiğine dair belge.
B — Nüfus kâğıdı aslı veya Noterlikçe musaddak örneği,
C — Bir yıh geçmemiş aşı kâğıdı,
D - 12 adet vesikalık fotoğraf,
E — îyl ha) kâğıdı. Bağlanacaktır.
Seçme sınavları 15 - 20 Ağustos 950 arasında yapılacaktır.
■
Comments (0)