AKŞAM
Hergiin 8 sahife
AKŞAM
AKŞAM’ın
Küçük ilânları en verimli, en ucuz vasıtadır.
Sene 30 — No, 10655 — Flatl her yerde 10 kuruştur.
PAZAR 13 Haziran 1948
Sahibi Necmeddln Sadak — Yazı İşlerini fiilen idare eden: C. Bildik — Akşam Matbaası
Anayasada değişiklik ihtimalinden bahsediliyor
Kabinenin kararı
Devlet kadrosuna yeni memur almmiyacak
Filistin'de dün de çarpışmalar oldu
Değişikliğin esasları: Bir Âyan Meclisi kurulması, Meclisin feshi için Devlet Reisine salâhiyet verilmesi
Ankara 11 — Balcanlar Kurulu bundan sotıra devlet kadrosuna katiyen memur alınmaması kararını ver mişMr. Hattâ devlet paraslyle okutulmuş olan ve hizmeti mecburlyelerl bulunanların da tâyinleri yapılmayacaktır. Devlet paraslle tahsilde bulunan öğrencilere gelecek sene kendilerine tahsisat verllmlyeceğl bildiril-
İki taraf birbirini mütarekeyi ihlâl etmekle itham ediyor
Kabinenin programında bu esaslara temas edeceği, C. H. Partisinde mutedillerin ve gençlerin değişikliğe taraftar oldukları söyleniyor
Ankara 12 — Hükümetin hazırlamakta olduğu programda Anayasada bazı değişiklikler yapılmasına taraftar olduğunu açıkça belirteceği söyleniyor. Bu hususta deniliyor ki: «Bu günkü Anayasa 25 sene evvel, o zamanın şartlarına, düşüncelerine göre hazırlanmıştır, Bugünkü, şartlar başkadır. Bu sebeple Anayasada bazı değişiklik yapılmasına lüzum vardır. Bu değişiklik başlıca 2 notaya dairdir: 1 — Bir Ayan Meclisi kurulması, 2 — Devlet Reisi tarafından Meclisin fashedllebllmesl. Tam demokraside çift Meclis vardır, bizde de bunun kabulü lâzımdır. Meclisin Devlet Reisi tarafından liizum görüldüğü takdirde feshedilmesi ve yeni seçltn yapılması usulünün kabulü de muvafıktır.»
Cumhuriyet Halk Partisindeki genç unsurların ve mutedillerin, demokratik hayatın tam mânasile teessüs etmesi İçin bu derişikliklere lüzum gördüğü söylenmektedir.
Böyle bir tâdil yapılırsa bunu müteakip yeni seçime gidilmesi ihtimali vardır.
Program hazırlanıyor
Ankara 12 — Yeni kabine,, programını Büyük Millet Meclisinin çarşamba günkü toplantısına yetiştirecektir. Programın, Cumhuriyet Halk Partisi Meclis grupunda müzakere edileceği gün, Demokrat Partiye de verileceği sanılmaktadır.
Başbakan Hasın Saka, İstanbul’a
Bir rivayete göre Demokratlar, görüşlerini hazırlamak Uzero, programın hiç olmazsa 2-3 giln evvel verilmesini Istlyecekİerdlr. Bu takdirde programın Mecliste görüşülmesi cuma gününe bırakılacaktır.
Ulus’un makalesi
Ankara 13 — Bugünkü Ulus gazetesinde «Yeni kabine» başlığı altında çıkan başyazıda şöyle denilmektedir:
«Gerçekten bugünkü şartların telkin ettiği zaruretlere uygun olarak Halk Partisi Meclis grupunda enerjileri. hamlecIUklerl. ileri ve ülkücü görüşleriyle temayüz etmiş genç elemanlar, yeni hükümetin zinde kuvvetini temsil etmektedirler. Yeni hü-
slyaretinde gazetecilerle görüşürken
kûmetln teşekkül tarzı. O. H. P. bünyesi İçinde çözülme ve ayrılma söylentilerinin ne kadar boş ve sathi bir görüşe dayandığını da ispat etmiştir. Grup ve Meclis müzakerelerinde sırası geldikçe şahsiyet ve kanaatlerinin İstiklâlini belirttikleri için ayrı fraksiyonlara mensup oldukları iddia edilen taze kuvvetler, genel prensipler etrafında ahenkli bir İşbirliği İçin yeni kabinede toplanmış bulunuyorlar.
İktisadi kalkınmamızın temelleri olan Tarım, Bayındırlık, Ticaret ve Ulaştırma Bakanlıklarına yeni elemanların getirilmiş olması, bundan sonra bu alanlarda koordine bir
(Arkası salıifc 2; sütun 1 de)
inektedir.
Amerikan yardımı
Âyan komisyonu eski tahsisatı kabul etti
Nevyork 13 (R) — Ayan meclisi tahsisat komisyonu Avrupaya yardım tahsisatında Saylavlar meclisi tarafından yapılan kısıntıyı kabul etmemiş, eski tahsisatı aynen muhafaza eylemiştir. Bunun İçin Saylavlar meclisinin kabul ettiği 15 aylık tahsisat 12 aya İndirilmiştir.
Türkiye, Yunanistan ve Çin’e yardım tahslsatıntn reye konması başka güne bırakılmıştır.
Churchill’in bir nutku
Londra 13 (R> — Dün söylemiş öldüğü" tir nutukta İngilterenln eski Başbakanı M. ChnrchtU İngiliz İşçi hılkûmettna şiddetle hücum etmLş ve demiştir ki:
«İngiliz işçi hükümetinin siyasetine devam edildiği takdirde İngiltere İçinden çıkılmaz bir felâkete saplanmış olacaktır.»
M. Churchlll, tnglltereyi tecrübeli yaşlı kimselerden mürekkep bir parlâmentonun kurtarabileceğini söylemiş ve devletleştirme siyasetine de hücum etmiştir.
tlrılün Kıralı Abdullah, t'rdiin küvetleri komutanları Ue bir atada
îti |ı i Sİ 1 ’ j
■vj 4
Londra 13 (R) — Fllistlnden gelen haberlere göre. Kont Bernadottc Şama gitmiş, Suriye Cumhurbaşkanı Şükrü - el - KuvvetU, bazı Bakanlar ve Irak kuvvetleri komutanı Gl. Nu-reddln Mahmut'la görüşmüştür. Kon tun bugün Rodos'a gitmesi muhtemeldir.
Gerek Araplar, gerek YahudUer, karşı tarafın mütareke ahkâmına riayet etmediklerinden şikâyet etmişler ve konta müracaatta bulunmuşlardır. Kont, bu gibi hâdiselerin mütarekenin İlk günlerinde olabileceğini söylemiştir,
Suriye cephesinde bazı hâdiseler ol-
O
muştur. İk! taraf da Taberlye gölünün şimalinde çarpışmalar olduğunu bildiriyor, Burlye kuvvetleri burada bazı Yahudi müstamerelerlnl, bilhassa Mişmar, Haya müstamereslnl İşgal etmişlerdir. Araplar, Yahu dilerin bunları geri almağa kalkıştıklarından şikâyet ediyorlar. Bu havaliye müşahitlerden mürekkep bir grup gönderilmiştir.
Araplar, Yahudllerln eski Kudüs şehrinde de mütarekeyi İhlâl ettiklerinden Şikâyet etmişlerdir. Buraya da bLr heyet gönderilmiştir Misir hududunda da hâdiselerden şikâyet ediliyor.
(Arkası sahlfc 2; siitun 5 te)
ı lininimin
A tada Kir
Celâl Sayar dün Konya’da bir nutuk söyledi
Seçim emniyeti lüzumundan, 7 eylül kararlarının zararlarından bahsetti
Ankara 12 — Konya demokratlarının bugün hükümet meydanında ter-tjb ettikleri mitingde evvelâ Refik Koraltan kürsüye geldi ve güçlükler jıç kadar çetin olux3a olsun, Türk milletinin bu güçlükleri karşılamağı bildiğini söyledi. Dâvanın, Türk milletinin kendi öz dâvası olduğuna İşaret eden Refllt Koraltan, bıı toplantıların gayesinin emniyetli bir seçim sağlamak olduğunu anlatarak kürsüden İndi.. Bundan sonra söz söyliyen Ankara avukatlarından Osman Şevki Çiçekdağ da seçim emniyeti üzerinde durdu. Mütaakıben Demokrat Partinin Konya başkanı Fahri Ağaoğlu, İl idare kurulundan avukat Kemal, Kayseri Milletvekili Kâmil Gündeş, avukat Emrûllah Ultay, Haysiyet divanından Eyüp Sabrl, Dr. Ziya Borlaş, avukat Tarık Ö2bek konuştular.
Celâl Bayar’m nutku
En son kürsüye gelen Celâl Bayar, «Aziz maksadımız olan Seçim kanunu hakkında görüşmek üzere söz almış bulunuyorum» diyerek konuş-ma?.a başladı. Seçim emniyetinin saadetin anahtarı olduğunu söyledi ve:
(— Bizde seçimlerin, mebus. Belediye ve hattâ, baştan başa bir facia halinde cereyan eden muhtar seçimlerinin bitaraf bir surette yapıldığını kimse İddia edemez. Bizim için bir sjg tem değişikliği lâzmıdar. Bugünkü seçim sistemini değiştirmek lâzımdır. «Seçim emniyeti İstiyoruz» diyoruz" Bunu bu memleketin asıl sahibi olan aziz milletin hakkı yerine gelsin diye İsliyoruz.
Milletin İradesi, istediği seçim şekliyle, kimi seçerse iktidar onundur.
Bunun İçin de seçimde emniyet istiyoruz.»
7 Eylül kararları
Celâl Bayar. 7 Eylül kararlarının neticesinden doğan mahzurları ve memleketin uğradığı zararları izah ederek ezcümle dedi kİ:
«— Mali ciheti de ele alınca bütçemizin iflâs halinde olduğunu görüyoruz. İktisadi cihazımız bozulmuştur. Surlyeye kaçakçılık devam ediyor. Buğday Suriyeda 83 kuruştur. Niçin 43 kuruşa Avrupaya veriyoruz, da, Surlyeye 83 kuruşa satıp bütçedeki d’liği tıkamıyorlar? Netice ne oldu? Kendisinin sakat politikasını mü dafaa edenler 04 milyonluk kâr ettik) diyorlar. Bunu tarlada çalışarak mı, yahut bir tüccar olarak mı kazan mışlar?
Hayır, hükümet doğrudan doğruya hububata el koymuş, istediği fiatle almıştır. İşte fikir mücadelesi... Hiçbir şalısın adını söylemedim. Bunları esaslı bir noktada toplıyacağız. Bu. murakabenin noksanlığından ileri gelmektedir. Eğer Mecllsteltf milletvekilleri haklkf suretle sîzlerin vekilleriniz buRınsaydılar, bunlar asla mey dana gelmezdi. Seçim emniyetinin ne kadar mühim olduğunu tekrar ediyorum. Dâvamız müşterek ve mukaddestir.»
Bayarın nutkundan sonra, Seçim kanununun adli murakabeyi kabul eden esaslar dahilinde değiştirilmesi İçin merkez İdare heyetine ve alâkadarlara telgraflar çekilmesine karar verilmiştir. Celâl Bayar yarın sabah (bugün) erkenden Çoruma gidecektir. Pazartesi sabahı da Adanada o-, lacaktır.
flmerika’da yeni cereyanlar
Halkın yüzde yetmişi mecburi askerliğe, Batı memleketlerile müdafaa anlaşmalarına taraftar
New-York 13 (R) — Gallılp enstitüsü kongre tarafından müzakere edilmekte olan bazı meseleler hakkında anketler açmıştır.
1 — Amerlkada mecburi askerlik hizmetinin kabulünü Amerikan halkının yüzde yetmişi istemektedir.
2 — Birleşmiş MlUetier teşkilâtında veto hakkının topyekûn ortadan kaldırılmasını Amerikan halkının büyük bir ekseriyeti İstemektedir.
3 — Birleşik Amerikanın Bati memleketleri askeri müdafaa antlaşmalarına iştirakini Amerikan Halkının yüzde yetmişi desteklemektedir.
Başkan kim olacak?
New-York 13 (R) — Gallup enstitüsü tarafından yapılan bir araştırma 1948 sencslııdte Amerlkada yapılacak olan seçimlerde demokratlardan kimin seçileceğini tesblt etmiş gibidir. Gallup şıı suali sormuştur:
— i 943 seçimlerinde demi'krat listenin en kuvvetli namzedi olarak kl-tııl görüyorsunuz ve kimin seçilmesin! istiyorsunuz?
Verilen cevapların yilzde yetmiş al-' tısı Başkan. Teoman'ın yeniden seçi-, leceğlnt göstermektedir. Demokrat ı namzetler listesinde general Elsen-hovver’ln ismi bulunmamaktadır. Kendisi yapılan teklifleri reddetmişti. Fakat tahminlere göre eğer demokrat kongre ..büyük bir ekseriyetle namzetliğini ilçrl sürerse o vakit general kabul edecektir,
Bakanlar Kurulu
Ankara 12 (A.A.) — Bakanlar Kumlu bugün saat 18 dan 20 ye kadar toplanmış ve muhtelif Bakanlıklara alt gündelik işler hakkında müzakerelerde bulunmuştur.
DİKKATLER:
Şehir telefonlarında tasarruf
Pek çok kimsenin telefona ihtiyacı var. İstidalar veriliyor, muvaffakiyet elde edilemiyor. Karaborsadan telefon tedariki düşünülüyor. Gerçi telefon idaresi tesisatı genişletecek. Ancak henüz tahakkuk edemedi; çalışılıyor. En basit âletlerin getirilmesinde ekseriya müşkilât çekildiği için, bu da harlı sonrası müessif zaruretlerinden biri olduğu için bir şey denemez.
Şu kadar var kİ, bugün kaçak sayılan müştereken telefon kullanışlar — mademki muhavere ücreti nasıl olsa veriliyor — meşru hale getirilmeli. Yani, ayni bina dahilinde oturan bir telefon müşterisi bir komşusuna, müşkülâta mâruz kalmaksızın prizle yahut ilâve tesisatla İkinci bir telefon vcrebilmeli.
Diğer bir nokta: Ilaıı gibi, büyük iş apartmanları gibi yerlerde merkezler kurulabilir. Buranın yirmi otuz müstakil telefonu küçük bir santrala bağlanabilir. Böylece de şehir dahilinde binlerce telefon numarasında tasarruf olur.
Bir yandan yeni tesisatla cihazımız genişleyc dursun, öte yandan da bu gibi tasarruflar mümkündür diye dikkatimiz çekilmiştir. Biz de bilmukabele alâkadarların dikkatini çekiyoruz.
Haşan Saka'nın ikinci Kabinesi, ister islemez, yakım maziye doğru bir nazar atmamızı gerektiriyor. Cumhuriyet Halk Partisinin son kurultayı ile bugün arasında büyük merhaleler katedildiğine dikkat ediyoruz. Ku rultay başlarken, müfritlerin ekseriyette oldukları şayidl. Fakat kurultay devam ettiği sıralarda, ehemmiyetleri gittikçe azaldı. Meclisteki mevkilerinin de kaybolduğuna son delil, ikinci Haşan Saka Kabinesidir.
Otuz beşler denen, fakat hakikatte adetleri pek çoğalmış olan ruhen genç, fikren münevver, meşrepçe terakkiperver zümre, Ilalk Partisinin de, Hükümetin de, dolayısile memleketin de mukadderatını eline geçirmiştir.
Iîalk Partisinde vukua gelen büyük değişmeyi Ahmet Emin gibi belli başlı muhalif muharririn kaleminden okuyalım:
Halk Partisinin yurtsever ve kıymetli bir takım vatandaşlar) (la havi bir insan deposu olduğunu ve bu vatandaşların, umumî efkârın tazyikini ve dünya yüzündeki umumî gelişmelerden gelen tesirleri mutlaka giyıün birinde duymağa başlayacaklarını dalma ileri sürdük.
Elde edilen neticeler; bu görüşümüzü teyit etmiş, hattâ, en ileri ümitlerimizi bile aşmıştır. Halk Partisi, demokrasi İstikametinde inanılmaz bir süratle yol almış, eski tahakküm sed-lerini birer birer yıkmağa vasıta olmuştur. Örfî idare kalkmış, polis vazife kanunu, iskân, kanunu tadile uğramış, seçim kanununun emniyet temin edecek şekilde tadili kararlaşmış, kır-tasi vâsllik ve tahakkümün son kalesi olan memurin muhake-mat kanununda mülılm bir rahne açılmıştır.
Manzara, elbette Ahmet Emi-
nin anlattığı gibidir. Halk bunu biliyor. Buna rağmen dünkü gazetelerde muhalefet lideri Celâl Bayarın şu beyanatı var:
— Muhalif partiye kabineyi beğendirmek zor olmakla beraber kanaatim bu Kabinenin de (memleketin günden güne fenalaşan İktisadî durmunu dü-zeltemiyeceği merkezindedir. Giden geleni arattırır darbımeselinin acı olarak tahakkukundan korkarım.
Dikkatten kaçmıyor, itizar en baştadır: «Muhalif parti olmak dolayısile Kabineyi beğenmemek ıstıraruıdayız!» der gibi bir şey...
İktisadî mevzulara gelince; yeni Kabine bunun halline muvaffak olacak mı? Cidden meseledir. Fakat muhalefet de, resmi miinekkid olmak sıfatile bu hususta «Ben gelirsem şunu yapacağım! >» demiş, efkârı umumi-yeri tatmin etmiş mi? Hayır, askı etmiş değildir. Şimdiye kadar demokratların hemen bütün faaliyetleri, zerrece İktisadî değil, küiliyen İçtimaî değil, münhasıran siyasi sahada olmuştur. Ahmet Emin'in dediği gibi, Halk Partisi kendi içimle reformunu yaparak siyasî salıada «inanılmaz süratle yol almış» bugüne ulaşmıştır. Halk Partisi bayrak varışının bu devresini de kazanmıştır. Şimdi iktisadi ve İçtimaî devrelerde yeni yarışmalar başlayabilir. Zamanıdır, aman başlasın. Fakat bunlarda. Demokrat Partisi pek hazırlıksız görünüyor. Binaenaleyh sayan Celâl Bayarın iktisat sahasındaki tenkidinden mııvahk, muhalif herkes kendine bir hisse çıkarsın, ona göre davranmalı.
Gelelim muhalefet liderinin son cümlesine: İleride seçimlerden sonra, «gelen, gideni arat-masa» ileriz. Asıl mesele o.
HALKÇI
AKŞAM
Sahile i
13 ffavJran
SÖZÜN GELİŞİ —
İktidar sandalyesi, en rahatsız sandalye!
Lkinci Haşan Saka kabinesi nihayet kuruldu ve İtiraf edelim kabine kuruluncaya kadar sarfedilen gayretler, iki sene-denheri demokrasi yolunda kaydettiğimiz İlerlemelerden birinin do göze çarpmasına vesile verdi. Gazetelerde okuduk: Bazı milletvekilleri kendilerine teklif edilen Bakanlıkları kabul etmeftılşler. Başbakan müteaddit milletvekillerine teklifler yapmak, enine, boyuna konuşmak, belki de onları razı etmek zorunda kalnnş.
İşte demokrasi yolunda kaydettiğimiz İlerlemelerden biri budar. Artık her milletvekili kendisine: «Bakan olur muşunla dendiği zaman «Emredersiniz, hay bay, Allah ömürler versin» cevabiyle mukabele edip İktidar sandalyesine paldır küldür oturmuyor. Biraz duraklıyor, bir lokma düşünüyor, kendini tartıyor, göreceği İşi yokluyor. Ancak güvenirse «Pekâlâ» diyor.
Tek parti rejiminde bu türlü hüdlsclcro asla ramlanmamıştı. Bakanlık milletvekillerine, piyangonun büyük İkramiyesi gibi çarpar, kime çarpmışsa onu sevindirir, mahrum katanlar yeni çekilişi sabırla beklerdi. O romanlar devlet kuşu, canı kimi çekerse onun başına konuyordu. Şimdi devlet kuşu havalandı mı milletvekillerini bir düşüncedir alıyor. «Acaba başıma konmasına rao obam mı’»
Çünkü İktidar sandalyesine oturmak en ağır mesuliyeti omuza yüklenmek demektir. Orada iş görmek, İşi de mutlaka İsabetle görmek, hücumlara dayanmak lâzımdır. Bir yanlışlık yapınca Divanı âlîde İnceden İnceye hesap vermek gerekiyor.
İktidar sandal)esinin, sandalyelerin en rahatsızı olduğu yavaş yavaş anlaşılıyor. Bu. demokrasi yolunda az ilerleme değildir, atiuşlıyahml
Avrupa meselelerine dair bir rapor
Birleşmiş Milletlerin ordusu olacak mı?
Cumhurbaşkanı
Dün gece Amasya’ya vasıl oldu
Amasya 12 — Cumhurbaşkanı tanırı İnönü, bu gece saat 33 te şehrimize gelmiş ve Vali, Belediye başkam Halk Partisi ileri gelenleri tarafından Tır hakla karşılarımı 5 tır.
İnönü, istasyonda halka hitaben, AmasyalIları İyi bulduğunu söylemiş ve «Yarın saat a da beraber çabşa-oağızs demiştir. Cumhurbaşkanı İstirahat etmek üzere hususi vagonuna çekilmiştir.
Boyabad’da *el
Eoyabad 12 (AA.) — Dün gece D-çeda yağmur yağmadığı halde ansızın Gezi dereli çayında sular yükselmiş ve Çah mahallesi su baskınına uğramıştır Bu mahallede bazı evler yıkılmış vo seller bir evi İçindeki dört nüfusla birlikte götürmüştür.
Behçeler, sebzeler va çeltik tarlatan su altında kalmıştır. Çay kenarındaki köylerde hasar ve sararın fazla olduğu tahmin edilmektedir. Köylerden, nüfus kayıbt bildirilmişse de miktar tesblt edilmemiştir.
Tekrar sel gelmesi İhtimalini pöz önünde bulundurarak halk, Çah mahallelindeki evleri boşaltmışlardır.
Kalecik’te
Kalecik 12 (AA.) — îlçemlş Hamsak köyüne yağan şiddeti! bir dolu bo köydeki ekinlere büyük zarar yapmıştır.
Anayasada değişiklik Hıtimalinden bahsediliyor (Baş taralı 1 inci aahUed*) haıniecUlgln bâtlın olacağına delil sayılmalıdır.»
Yazıda «MİDİ Eğitim Bakanının herkesçe bilinen lâik zihniyetinin dini öğretim işinin teşkilâtlanması bahis konusu olduğu bir arada ayrıca dikin ti çektiği de» kaydedilmektedir.
Demokrat Parti bir haberi yalanlıyor
Ankara 12 — Bugün bir İstanbul gazetesiDdc çıkan habere göre yeni kabinenin teşkili sırasında bir koalisyon kabinesinin kurulması düşünülmüş, Demokratlar İçişleri Bakanlığı kendilerine bırakılması şartlylo bu teklife razı olmuşlarsa da buna yanaşamadığı İçin tasavvur suya düşmüştür.
Demoln-at Parti genel merkezi, bu haberi, hu gece kati.surette yalanlattı ■= re Demokrat Parti ile bu yolda hl- bir müzakere cereyan etmemiş oldv'tmu açıklamıştır.
GalatasaraylIların Ankaradaki maçı
A ıkara 12 — Şehrimize İki maç yapmak tizc-re gelen Galatasaray ta-1. mı. bugün Gcnçlerbirllği ile karşıla? Ur. Maç 2-1 Gençlcrblrliginin gnlüıyetl de neticelenmiştir.
Eski İzmir
" Rusyanın Türkiyeye karşı her hangi bir harekeli harbe müncer olacaktır,,
İzmir 12 (AA) — 3 haziranda burada Bayraklı numune bağında Ankara üniversitesi De Atinadakl İngiliz arkeoloji enstitüsünün, mUâddan önceki yedinci, sekizinci yüz yıllarda îyonya medeniyetinin en parlak merkezlerinden biri olan eski tamir Şehrini meydana çıkarmak üzere müştereken yapmakla okluktan hafriyat devam etmektedir.
Bu araştırmalarla Homeros'un İzmir'de yaşadığı günlere alt çok güzel ve değerli kültür eserlerinin meydana çıkarılması beklenmektedir.
Daha şimdiden çalışılmakla dan dört yarmada nıllâddan önce altıncı ve yedinci yüz yıllara alt yapı kalıntıları meydana çıkarılmış ve bunlar arasında tarih bakımından kıymet gösteren vazo örnekleri elde edilmiştir.
Hafriyatı Atina Ingiliz enstitüsü adına enstitü direktörü John Cook va Misler James Brock, Ankara üniversitesi adına da arkeoloji doçenti doktor Ekrem Akurdal İdare etmektedirler.
Bundan başka hafriyatta dördü İngiliz, altısı Türk olmak üzere on öğrenci de staj1 görmektedir.
Filozofların yaşadığı devri en İyi şekilde aydmir.tabllc-cek olan bu hafriyatın önümüzdeki hafta içerisinde dahn kail neticelere varacağı umulmaktadır.
Londra 13 (AT) — Avrupa meselelerini tetkik komisyonu, bu akşam yayınladığı bir raporda, Kızılordunun oldukça kısa btr müddet İçinde Av-rupayı ve Akdeniz! istilâ edebileceği kanaatini izhar etmiştir.
Raporda şunlar kaydedilmektedir: ( Yakın gelecekte bir Doğu-Bntı harbi kaçınılmaz bir keyfiyet olmamakla beraber, Sovyetlcr Birliğinin önümüz deki aylar zarfında, siyasi avantajlar kazanmak maksadîyle diğer devletler üzerinde ağır bir tazylka girişmesi muhtemeldir,»
3-4 aydan beri Batı devletlerinin muhtelif hükümetleri ve genel kurmayları, İstihbarat servisleri kanalı ile oldukça huzursuziandıncı raporlar almışlardır. Bu raporlardan bazılarında Sovyet kuvvetlerinin Doğuda yığınak yapmakta .olduklarından bah «dilmektedir kİ, bu cihet doğrudur. Diğer ban raporlarda İse Fransa, İtalya ve İskandinavya memleketlerini istilâya matuf Sovyet plânlarından bahsedilmekte ve hattâ bu istilâların yer alacağı muhtemel tarihler bile belirtilmektedir.
Komisyon, raporunda, Rus ordusunun hazarl kadrosunun 3 milyon olduğu, bu mevcudun yansının Doğu Avrupada bulunduğu kaydedildikten sonra şöyle denilmektedir:
«şimdiki durum karşısında Rusya peyklerinin yardımlyle birdenbire Batı, Kuzey veya Güney Avrupayı istilâya karar verecek olursa, bunu kolaylıkla tahakkuk ettirebilir ve ol-
dukça kısa bir müddet zarfında At-lantlgo ve Akdehiıa ulaşır»
Komisyon, aynı zamanda Rusya-nın bu kudret ve askeri potansiyelini frenliyccek ve barışın devamını aog-byacak birçok mülâhazalar «Jkretmekte ve zunlan yazmaktadır:
«Batı Almanyâyı İstilâ için vuku bulabilecek her hangi bir Rus teşebbüsü evvelâ İngiliz, Amerikan »e Fransız kuvvetlerine takılacak ve otomatik olarak harbe yol açacaktır, Rusyanın İskandinavya, İtalya veya Türklyo üzerinde de gerek siyasi ve gerek asker! bir hareket yollyie hâkimiyet kurmağa kalkışması aynı şekilde harbe müncer olacaktır.»
İstilâ plânlan
Londra 12 (A.A.) — Avropa meseleleri milletlerarası komltcst Rusya-nm hali hamda mecmuu 3 milyon kişiyi bulan bir orduya malik olduğunu bUdlnncktedİr.
Genel kurmaylardan ve Batı devletlerinden komiteye gönderilen raporlara göre Sovyetler üç aydan beri Fransa, İtalya re İskandinavya'nın IsUlâsma alt plânlan hazırlamış bulunmaktadır. Hattâ bazı raporlar, sinir harbinin mutat unsurlarını teşkil etmektedir. Bilhassa; Rusya’nın harbden ziyade siyasi tazyik suretlle isteklerin! tahakkuk ettirmekte menfaati olduğu gözönünde tutulmak icabeder.
Munleh meselesi patlak sermeden evvel de aynı şeklide sulh teklifleri yapılmış ve endişe veren raporlar gönderibnlştL
Truman'ın nutku
Doğu illerimizde hükümet binaları inşaatı tehir edildi
Ankara 12 — Doğu İllerimizde yapılacak olan hükümet binalarının İnşaatı tehir edilmiştir. Bu kararın alınmasına sebep koordinasyon heyetince yalnız istihsalin arttırılmasına matuf olan inşaata müsaade edilmiş bulnnmaktadır.
Müstakil Demokratlar
Ankara 13 — Müstakil Demokratlar adıyla Mecliste bir grup teşkil eden milletvekillerinin topyekûn yeni partiye katılacakları yazılmış t L Bu milletvekillerinden bazıları haberin doğru olmadığını İleri sürmüşler ve teşrii faaliyetlerine müstakil olarak devam edeceklerini ifade etmişlerdi. Buna rağmen, İyi haber alan çevreler, bu milletvekillerinin yeni partiye katılacaklarında ısrar etmektedirler. Bu çevrelere göre, bu milletvekilleri, iki gün süren müze kerelerin sonunda yeni partiye, teşekkül eder etmez, İltihaka karar vermişlerdir,
Yeni parti üzerindeki müzakerelerin uzaması, içlerinde bazı müteredditlerin bu hususta birçok mahzurlar İleri sürmesinden ve blf takım formüller teklif etmesinden UeTİ gelmiştir.
At'antik 12 saatten az zamanda geçiliyor Londra 12 (R) _ pir pnn Amerikan Klıper uçağı İrlanda'don Amerllcaya ; İl saat 47 dakikada gitmiş ve rekor yapmıştır Bundan evvelki rekor 19 : dakika dajıa fazla İCli. j;
Birleşmiş milletler kurulu işe başladığı zaman büyük ümitler beslenmişti. Bıı kurulun dünya sulhünü koruyacağı ve üçüncü bir dünya harbine mani olacağı tahmin ediliyordu. Kurul şimdiye kadar epeyce mühim İşler gördü, fakat bir çok meselelerde de âciz vaziyette kaldı. Bugün Amerika ile Rusya arasında büyük bir gerginlik vardır. Gerginlik dünya sulhünü tehdit ediyor. Birleşmiş milletler kurulu buna seyirci olmaktan başka bir şey yapamıyor. Kurulun bu vaziyetinin elinde kuvvet olmamasından Uerl geldiğini İddia edenler çoktur.
Birleşmiş milletler genel sekreteri Tıygve Lle’nin de bu fikirde bulunduğu anlaşılıyor. M. Lie, Harvard üniversitesinde" söylediği Wr nutukta demiştir ki;
«Dünya sulbünün kuvvetlendirilmesi ve daha İyi bir dünya kurulması hususunda birleşmiş milletler kuruluna bağlanan limitlerin yalnız Amerikada değil, dünyanın diğer memleketlerinde de sarsLldjğmı görüyorum. Kurul anayasasının veya teşkilâtının değiştirilmesi, Amerika İle Rusyayı birbirinden ayıran ihtilâfları katiyen halledemez. Bilâkis yapılacak değişiklik kurulu sarsarsa üçüncü bir dünya harbinin önüne geçmek Uıtimalleri pek ziyade azalacaktır.
«Birleşmiş milleter kurulunun nüfuz ve salâhiyetini arttırmak, bugünkü şartlar dahilinde, hattâ büyük devletler arasında İhtilâf mevcut İken bile kabildir. Anayasanın 43 üncü maddesi âza demetlerin güvenlik konseyi emrine kuvvet vermelerini kabul etmektedir. 43 üncü maddeye istinaden yapılacak askerî anlaşmalar hakkında çıkan ihtilâfların kolayca halli kabil olacağını Ümudetmlyorum. Mamafih bu hususta ciddi surette çalışmak İflzımgeldlğine de kani bulunuyorum. Birleşmiş milletlerin, küçük de olsa, bir ordusu bulunması suretlle bir hal yolu temini kabildir. Bu küçük askeri kuvvet birleşmiş milletler genel sekreterliği tarafından teşkil edilebilir.»
Lle’nin beyanatı ortaya yeni bir fikir atmıştır. Bu fikrin işlenerek birleşmiş milletler ordusuna doğru adımlar atılması muhtemeldir.
Doğu Akdeniz şampiyonası
Dünkü müsabakaların neticesi
Başhan dünyanın bugünkü vaziyetinden Rusganın mesul olduğunu söyledi
Nevvyork 13 (R) — Başkan Truman dün gece Kaliforniya'da mühim bir nutuk söylemiştir. Başkan demiştir kİ:
• Dünyanın düzelmemiş vaziyetinden Rusya mesuldür. Amerika son harbi nizamlarını dünyaya zorla tatbik ettirmeğe çalışarak İnsanları esir etmek isteyen zalimlere karşı yaptı. Amerika toprak peşinde değildir, tazminatı da sadece temsili mahiyette alıyor, Harb bitince askeri mekanizmasını bozdu. Halbuki Sovyet Rusya diğer memleketler üzerinde kendi arzusunu zorla tatbik etmeğe çalışıyor.
Amerika atom arlarını diğer memleketlerle paylaşmağı teklif etti. Sadece atom enerjisinin insanlığın iyiliği için kullanılması şartım ileri sürdü. Amerika’nın sulh arzusuna bundan büyük delil olahUlr mİ?
Harbden evvel Rusya ite ticari münasebetler tesis etmiştik. Harb yıllarında birlikte canfa başla çalıştık vo bu İşbirliğinin devanı edeceğini ümit ettik. Rusya'nın harbden sonra dünya sulhu ve kalkınması için birlikte çalışmağı reddetmesi cn acı hayal sukutudur.
Amerika İle Rusya arasında esaslı İhtilâf noktası yoktur. Ayrılık Rusya İle dünya arasındadır. Esaa Rusyanın
Balkan Trunan
dönynyı komünist yapmak fikrinden bazgeçmesidir. Ela acıla harbe gire-ceglmizo İnanmıyoruz, dürüst müzakereye hazırız. F’akat İstilâ eden veya kuvvetle harenet etmek İsteyen bir milletle müzakere imkânsızdır ■
Sıtma ile mücadele
Ankara 12 (A.A) — Birleşmiş Milletler dünya sağlık teşkilâtının mümessili olup bilhassa sıtma ve tropikal hastalıklarla mücadele işlerindeki çalışmaları De tanınmış olan . B. Dr. Vlna, Atina'dan bugün Ankara’ya gelmiştir.
Tekel Genel müdürü geldi
Birkaç gündneberl Ankarada 1 lunan Teke! genel müdürü Hüsnü Korte!, yeni Bakan Emin Erişi rglllc görüştükten sonra dün şehrimize dönmüştür.
bu-
Amerıkada sel felâketi
■Nevr-Vork 13 (R) — Amerikanın Kuzey bölgelerinde sel felâketleri devam etmektedir. Kolombla nehri yeniden bazl yerlerde sedlerl almış götürmüş ve bazı yerler yeniden su altında kalmıştır.
Washlngton eyaletinde de şiddetli yağmurlar bazı yollan olduğu gibi su pıtında bırakmıştır.
İngiltere’de basın toplantısı
Londra 13 (R) — Cenup İngfltere-de Brayton şehrinde yapılan basın toplan tısında şu karara varılmıştır: Gazeteler Britınynnnı hürriyet ve kuvvet membaıdır. yiyecek kadar gazete kâğıdı da lüzumludur. Bunun İçin gazete kâğıdına yiyecek dertee-sindo rüchanlık verilmelidir. îngllte-redo düşündüğünü söylemek hürriyet! her memleketten fazladır. Bu, cn büyük gayretle muhafaza edilmelidir.
Sadrı Aka aleyhindeki hakaret dâvası
Burdur 12 — Tokat valisi Sadrl Aka hakkında açılan hakaret dâvasına bugün sulh ceza mahkemesinde devam edildi. Davacılar avukatı Şefik Seren, vali Satiri .Aka’nın, Demokrat Partiye mensup olan müek-klllerin! «sokak siyasetçileri, namussuzlar, it ürür, kervan yürür» demek suretlle tahkir ettiğini söyledikten sonra müekklllcrlnin tazminat İstemek tenezzülünde bulunmıyacakları-nı söylemiş, sadece velinin cezanın son haddi İle cezalandırılmasını İstemiştir.
Bu yüzden sanık vekili Haydar Uçkun De davacılar vekili Şefik Seren arasında münakaşa olmuştur. Muhakeme başka bir güne bırakılmıştır.
Maslak yolunda bîr kaza
Dün gece saat 21 de Maslakta, bir taksi civardaki tuğln harmanlarına alt kamyonla karşılaşmış ve çarpışmaktan kaçınmak İsterken, hendeğe yuvarlanmıştır. Araba ağaca çarparak hasara uğramış, şoför yarala n-mıştır.
JJoğa Akdeniz atletizm şampiyonası »n »vaha İta la T-ın a dün (İ8 İflÜÛÜ stadmda kalabalık bir seyirci kütlesi önünde devam edildi. Dünkü müsabakaların teknik sonuçlan aşağıda-dır:
110 metre engelli: 1— Tamvakoptılos (Yunan) 15,8 Y. Rj; 2 — Erdal Barka! (Türk) İM: 3 — Mustafa Batşan (Türk) 18,6; 4 — ArchoUdta (Yunan) 18,8.
400 metre: 1 — Kemal Horolu (Türk) 50,9 yeni rekor; 2 — Doğan Acar (Türk) 61,— yeni rekor; 3 — Nassiofltzk (Yunan) 5iv5 yeni rekor;
4 — Stratakoa (Yunan) 52,—; 5 —
Abdûrrezzak TcbjzJ liran) 53,4; ö — Haşan 2^rfeşan (İran) 54,2.
Gülle atma; 1 — Yatağansa (Yunan 14,17; 2 — Stefanakta (Yunan) 14,12; 3 — İbrahim Ön uçar (Türk) 32.98; 4 — Emin Tokgöz (Türk) 12,70;
5 — Mansur Mir eşrefi (İran) 12,—; 8 — İskender Baven (İran) 11,17.
Filistinde çarpışmalar
(Baş tarafı 1 İnci sahifede)
Diğer taraftan Yahudller Kudüsle TelAvlv arasında yetil bir yolu kullan mağa başlamışlardır. Araptar buna İtiraz etmişlerdir. Yahudller bu yolu bir müddet evvel açtıklarından, kullanmağa haklan olduğunu İddia ediyorlar. Azaplar bu yoldan istifade İçin her lıangi bir teşebbüsün kuvvetle durulacağını bildirmişlerdir.
Arap Birliği siyasi komitesi toplanıyor
Londra 13 (R) — Arap birliği slya-sL komitesi yarın veya sah günü Ka-hlrede toplanacak. Kont Bemadotte' un baa tekliflerini görüşecektir. Birlikte görüşmelerin Yahudi hükümetini ve Filistin'i tanımak mânasına, gcltnlyeceğl açıklanmıştır.
Ürdün kıralı Abdullah da Filistin'de Yahudi hükümeti kurulmasını A-raplann lılçLIr zaman tammıyacak-lannı, Filistin Arap hükümetinde Yahudllere haklar verileceğini söylemiştir.
Romanya, Yahudi hükümetini tanıdı
Londra 13 (R) — Romanya, Yahudi hükümetin! tanımıştır.
Çekiç atma: 1 — Torna Balcı (Türk) 43,34; 2 — Hampaflls (Yunan) 40.21; 3 — Sabri Köseoğlu 39.19; 4 - Konta ulaş (Yunan 37,12.
3000 metre: t — Cahit Önel (Türk) 9.37 yeni rekor; 2 — Mustafa Ozean (Türk); 3 — Mavrostopulos lYunan) 9.42,4: 4 — Melktonos (Yunan) 8,42,4.
Uzun atlama: 1 — Merinls (Yunan) 7.05 yeni rekor: 2 — Avni Ak gül (Türk! 8.88,5; 3 — Abdülhasqn Han-zçl (İran) 6.72; 4 — Hilmi Mergen
(Türk) 6.43; 5 — Corç Melekımyan ıtran) 6,41,5; 6 — Eymperepulos (Yunan 4.38.
Balkon bayrak: 1 — Şeydi Dinç-türk, Kemal Horulu, Halûk Remaıı ve Kemal Aksurdan müteşekkil Tiirk ta kimi 3^2.5/10 Y. R.; 2— Mastrlpyeııls Stratakos, Zafirls ve PetrAkls'ten nrü leşeklü Yunan takımı 3,24.9/TO; 3 — Rıza Alizade, Şehnaz, Ha ra t un Pal-yan ve Meniçcylr Fevzi'den müteşekkil İran takımı 3.293/10.
İki günlük müsabakaların puvan variyetine göre Türk takımı 127 pu-vanla. önde bulunmaktadır, Yıınan takımı 109 puvanla İkinci, tran takımı 44 puvanla ■üçüncü vaziyetindedirler.
Doğu Akdeniz atletizm birincilikleri bugün yapılacak müsabakamda sona erecektir.
Ul*«l>al Borcunun 1?/G,-’1M8 llalı«-r»
ÇEKLER
-Kapn>ı(«
1 SterJin 1I3KS
100 Dolar 3Hü —
100 Fran-nz F. 130«n
1(X» favltre F. ı» nyo
ıoo Florin ınjiiM
u» Belçika F. « »W
IOO Ç«ko. Kr. s»
IOO İsveç Kr. 11 »*»
100 Erkinleş 112195
Ncw ■ York Parti Cenevre AmMenJarn
Brüksel Prag S(cktıolm
Elim bir ölüm
Merhum Hacı Masan Refik paşanın torunu ve merhum Mehmet Sadık Salahor’un mahdumu, ve* tüccardan Vahap Salahor’un biraderi, Egınlyet Sandığı memurlarından: AZİZ SALAHOR çekmekte olduğu amansız hastalıktan kuTtulamıyarak dün gece Hakkın rahmetine kavuşmuştur. ■
Cenazesi Vİ/6/1M8 pazartesi günü Şişlide Snr/nnyoln sokağında Refik bey apnr’/.ınnındakl İkametgâhından kaldınlr/ak öğle namaanı müteakip Teşvikiye camisinde namazı kılınarak Ferlkcyündekl nlle makbereslne defnedilecektir. Cenabı Haktan kendisine rahmet, kederli ailesine sabrı ecmll dileriz.
ESHAM VE TAHVİLÂT
% 7 FAİZLİ TAHVİLLER
Sivas - Erzurum I 20 10
Slva» - Erzurum 2-1 K 40
1511 Demiryolu I 2.1 SO
KH1 Demiryolu H 2C05
İSMİ Demiryolu III 11 —
Miin MOdafan 1 20 3S
Milli Müclnfan II 80 -
Milli MtMafna IH JOSO
Mitil M&dsf.u IV 20 «3
% • rAİZLİ TAHVİLLE»
Kalkınma I »1 00
İMİ Demiryolu VI W «0
Kalkın m* 11 M.—
Kalkınma fil 98 -
% g FAİZLİ TAHVİLLER
19» « -
1038 İkramlyell
Mil it Mtldalaa »6S
Demiryolu IV W—
demiryolu V 91 30
ANADOLU DEMİRYOLU GRÜPU
Tahviller 1 ■ 2 100 —
îlsw Bencileri *1 00 56 —
MümcssU »enet 13.—
ŞİRKET HİSSELERİ
rferkez B.-.nkası 12 i -
, Bankanı 23 30
r. Ticaret Bankan 6 —
Aslan Çimento 16.—
SARRAFLARDA ALTEM
Satış
Gulden 31.70
Türk IİHM M —
Sterlin 53 50
Kölçe S 32
Reşat 351»
13 Haziran 1948
A K 9 X M
Bahffe 3
akşamdan akşama
Paris’te Türk ressaml Nejad
Beynelmilel sanat hareketle’ rini yakından takibe ttiklerinl bildiğim yakın dostlarımdan aşa-ğıki notu aldım. Memnuniyetle sütunuma dercediyorum:
Eskidenberi Paris şehri, güzel sanatların hemen hemen her şubesinde fakat bilhassa resimde, dünyanın en faal ve en parlak merkezi, bütün bakışları çeken kutbudur. Paris, iki dünya harbinde uğradığı felâketlere rağmen bu mümtaz vasfını muhafaza etmiştir. Bugün orada, her millete mensup binlerce ressam çalışıyor ve senede yüzden fazla sergi tertip olunuyor;
Milli sergi, Sonbahar sergisi, Müstakiller salonu, müteaddit hususi «Galene lerde açılan sergiler ve nihayet, bu yazımızın mevzuunu teşkil eden «Mayıs salonu. I
1948 yılı «Mayıs Salonu * geçen ayın 21 inde açılmıştır ve 12 Hazirana kadar devam edecektir. Bu resim ve heykel sergisine, sanat mahfillerinde büyük bir ehemmiyet verilmektedir. Teşhir olunan eserler pek «müşkülpesent bir heyet tarafından seçilir ve zaten sayılan mahduttur. Elimizde bulunan «Dördüncü Mayıs Salonu * kataloguna bakılırsa bu sene yalnız 9ü ressam ve heykeltıraşın eserleri kabul olunmuştur. Bunlar arasında muasır resim sanatının üstadları sayılan Râoul Dufy, Feı-nand Leger, Hanri Matisse, Pablo Picasso ve Villon'un eserleri vardır. Bunlar arasında da vatandaşımız Nejad Melih Dev-rim'in iki tablosunu görerek iftihar ve sevinç duyuyoruz. Nejad. henüz 25 yaşındadır. İki senedenberi Paris’te çalışmaktadır. Geçen sene kendi başına «Galene Allard’da > bir sergi açmış ve on meşhur sanat münek-kidlertnin takdirlerini kazanmıştı. Hattâ bir tablosu Fransız hükümeti tarafından satın alınmıştı.
İki eserinin bu sefer Paris'te «Mayıs Salonu» na konması emsalsiz bir muvaffakiyet ve şeref tir..
«Dördüncü Mayıs Salonu» hakkında Paris’ten buraya gelen ilk makalede, meşhur nıü-nekkid Jacques Lassaigne: «Ne-jad'ın Floransa manzarasının müstesna kıymetini kaydetmek isterim» diyor.
Bahsi geçen ressam Nejad, tanınmış edebiyatçımız İzzet Me-lih'in oğludur. İzzet Melih'i oğlunun muvaffakiyetinden dolayı tebrik ederiz.
■
Türkçeye hürmet
Dikkatli bir okuyucum bîr gazeteden alt alta üç ilân kesip bana göndermiş. Ayni şahsa ait cenaze namazını bildiren bu ilânda «öğleyin» kelimesi ayrı ayrı üç şekilde kullanılmış:
1 — Beyazıt camiine götürülüp ölen namazından sonra...
2 — Öğle namazından sonra...
3 — öğleyin kılınacak namazı müteakip..
Bittabi, son iki şekil doğru, birinci şekil yanlıştır.
Böyle mevzulara dikkat edenler sağ olsunlar, dindarlar, mukaddes kelâmın esresinde, üstününde yanlışlık olmaması için titrerler. Din gibi dil de mukaddesattandır. Türkçemiz üzerine titreyenlere, yanlış kelimelerin haramından korkanlara hürmet borçluyuz.
(Vâ-Nû)
Şeker fişleri dağıtıldı
Bakanlık esnaf için istenen fazla 200 ton şekeri vermedi
Şeker fişleri tamamen dağıtılmıştır.- Bayi olarak seçilen bakkallar da şekerlerini almışlardır. Satıhlar devam etmektedir. Şeker karnelerinin karaborsaya düşeceği beklenmekte ise de MisırÇarşısının kapısı civarında dün akşama kadar gaz fişi vesaire satanların şeker fişi satmadığı tesbit edilmiştir. Belediyenin aldığı yerinde bir tedbirle şeker fişlerinin satışına nlsbeten mani olunmaktadır. Fişler numaralıdır. Ve muayyen numaralı fişler, muayyen ınıntakalar halkına dağıtıldığı İçin şeker, ancak fişlerin dağıtıldığı semtlerin bakkallarından alınabilmektedir. Bu .sebeple gaz fişleri satanlar. «Üsküdar. Kadıköy, Eyüp, Sarıyer gibi uzak semtlerde oturanlardan fiş almıyoruz Çünkü şekerleri ancak o semtlerden almak lcabedlyor. Müşteri bulunmazı*, demektedirler. Fakat Şeker Bayramı yaklaştığından fazla şeker sarfiyatı olacağı cihetle imalâtçıların Eyüp te de, Sarıyerde de olsa fiş toplayarak oralara gidip şeker alacakları talimin ediliyor.
Diğer taraftan belediye, şehrimlzde-kl esnaf ve imalâtçılara tevzi için Ekonomi Bakanlığından yeniden 200 lon şeker İstemişti. Bakanlık bu müracaatı kabul etmemiştir. Esnafa elde mevcut olan dağıtılacaktır
Üsküdar araba vapurları iskelesinin inşasına başlandı
Belediyenin Anadolu yakaslle Rumeli sahillerini bağlayan araba vapurlarının sefer sayılarını artırmağa karar verdiğini yazmıştık. Deniz-yollan İdaresi de aynı kanaatte olduğundan bir müddet evvel Kabataş-takl araba vapur iskelesini yeniden İnşaya karar vererek İşe başlamıştı. İnşaat süratle devam etmektedir Beton alarak yapılan yeni iskelenin her iki tarafına araba vapurları yarı aşbilecektlr. Bu iskelenin inşasına 400 bin lira sarfolunmaktadır.
Diğer taraftan belediye İle Denizyolları İdaresi, tîsködardakl araba vapur İskelesinin de yeniden inşasına başlamışlardır. Bu İnşaat 100 bin liraya ihale olunmuştur. Bu iskele ahşap olarak yapılacaktır. Burası da Kaba* taştaki gibi iki tarafına vapurlar yanaşacak şeklide denize doğru uzanacaktır.
İnşaatın devamı müddetine» araba vapurlarının yanaşması için Üsküdar vapur iskelesile araba vapurları iskelesi arasında muvakkat bir yanaşma yeri yapılmıştır.
Belediye Kadıköy de de bir araba vapuru iskelesinin inşasını muvafık görerek İdareye bu hususta teklifte bulunmuştur, idare bu tekitti tasvip etmiştir. Dün. Kadıköyde İnşa edilecek yeni iskelenin hazırlanan projeleri Denizyollarına gönderilmiştir.
Turizm dâvası
Sirkeci Florya otobüsleri
İSTANBUL HAYATI
İstanbul ve seyyahlar
Bu sabahtan itibaren işlemeğe başladılar
Türkiye tu ring- ve otomobil kuruntunun 24 üncü çalınma yılı raporunda alâkasızlıklar ve hatalar acı acı tenkide diliyor. Bu aldırmazlıklar Devlet kasasını en verimli bir döviz kaynağından mahrum etmektedir
Bu seneki çiroz istihsalâ-tımız ve ihracatımız
Bu sene geçen seneye nazaran yüzde 50 nispetinde fazla çiroz elde edilmiştir kİ. adet İtibariyle kurutulan çirozun miktarı takriben 8—10 mll-jon adet arasındadır. Halen (Boğaziçi ve Adalar civarı dalyanlarında avlanmış) olan çirozlardan kalitelerine göre hatları 1000 adedi İtibarlle 40— 48 liradır.
Yalnız Yunanistana takasla yapılmakta ve mukabili çimento getirilmektedir. bu gQne kadar Yunanista-na ihraç edilen çirozun miktarı 4 mil yon adet kadardır. İhracat için mal azalmıştır.
Beyoğlu Evlenme Dairesi tamamlandı
İki senedir İnşa edilmekte olan Beyoğlu Evlenme dairesi binası tamamlanmıştır. Btna ayın 18 inde merasimle açılacaktır. Beyoğlu evlenme dairesi şimdiye kadar Beyoğlu kayıra kamlık binasının üst salonunda çalınmakta idi. Bu salon dar olduğundan davetlisi kalabalık nikâhlarda sıkıntı çekilmekte idi. Yeni binanın geniş bir salonu olup merkezi bir yerde de bulunması gidip gelenler için kolaylıklar sağlayacaktır.
Tünelin üst başında Süreyya Fotoğrafhanesinin arkasında bulunan yeni evlenme dairesi açıldığı gün o Crm İçin sıra alan çiftlerin nikâhlar, da kıyılacaktır. Yeni binada İlk nikâh töreni yapılacak çifte belediyenin hediye vereceği söyleniyor
Bugün her zamandan fazla dövize ihtiyacımız vardır. Bir taraftan ihraç mallarımıza müşteri bulmakta güçlük çekerken bir taraftan da, sırf döviz temin etmek için, bize güç yeten gıda maddelerimizi bile İmkân bulup satmaya çalışıyoruz. Fakat -bu arada, bir' çok memleketlerin en verimli döviz kaynağı olarak laydalan-.dıklan turizm İşine hiç ehemmiyet verdiğimiz yoktur. Hem dc memleketimiz bu sahada sayılı üstünlüklere bol bol sahip olduğu halde.
Ankarada Türklyenln turizm işle-rile meşgul bir büro vardır. Fakat bu büro bir odada tek bir masadan İbarettir ve her türlü maddî imkândan mahrumdur. İstanbul Belediyesinde de, şehrin turizm İşlerine bakmak üzere kurutmuş yine tek masalı, ve tek memurlu bir bürosu vardır ama varlığını farkedene henüz ras-lanmamıştır.
Bizde, turizmin bir memleket için ne ehemmiyetli bir gelir kaynağı olduğunu bilenler yıllardan beri çırpınır dururlar. Bu çırpınanlar arasında müessese olarak Türkiye turlng ve otomobil kurumu başta gelir sanıyorum. Sayın Reşit Saffet Atabl-nen'ln başkanlığı altında, kendi mütevazı İmkânları içinde turizm- namına yükselen bir ses olarak ayakta durmaya çalışan bu müessesenln, 24 üncü mesai senesi milnasebetlle umum! heyetine takdim ettiği son rapor yürekler acısı hakikatlerle doludur. Turizm dâvası uğrunda neler yapıldığım değil, neler yapılmadığım bu İşle alâkadar olabileceklere duyurmak için rapordan aldığım bazı parçaları sıralamakta fayda görüyorum
Türkiye turlng ve otomobil kurumu raporunda diyor kİ:
Alâkasızlıklarımız
«Turizm meselesinde her bakımdan en ziyada alâkadar olmaları icabetten turistik şehirler Belediyelerinden ve başlıca ticaret odalarından umduğumuz müzahereti görmemekten müteessiriz...
«Türkiye'ye gelen ve Türklyeden çıkan yolcuların Garp lstatistlklerlle mukayesede esas ittihaz edilebilecek bir cetvelini takdim edemlyeceğlz. Matbu aylık zabıtlarımızda görüldüğü üzere Batı Avrupa memleketlerine girip çıkanların adedi katiyetle tesbit ve ilin edildiği halde, ilgili makamlarımızdan Türkiye hakkında malûmat almak mümkün olamamıştır...
«Bütün ilk ve orta mekteplerde memleketimizin zenginliklerini meydana koyarak muhafaza ettirecek terbiye ve yabancılara İyi tesir bırakacak durum vo tavırlar hakkında dersler, vo radyoda vakit vakit halka konferanslar verilmesini temenni ettik. Radyoda nadiren turizme dair yayınlara tesadüf ediliyorsa da, mekteplerde ders verilmesi hususunda bir karar al mamamı şiir...
Yollarımız
«Bir çeyrek asırdır belki bir milyar lirayı bütan yo! İnşası masrafından sonra bugün elde, yola benzer bir şey olmadığını Amerikalı mütehassıslardan utanarak dinliyoruz. Topu topu 25ü kilometrelik İstanbul - Edime asfalt yolunun yapılmasına 1930 da karar verilmişti. Bu yolun Lüleburgaz» kadar 100 kilometresi 1yi fena bitti. Henüz tamamlanmadan
lan kısnu bozuklu
«Edirnede tariiû Tunca köprüsü evvelki sena selden ve tedbirsizlikten ötürü yıkıldı. Bayındırlık teknisyenlerimiz. köpHiyü eski haline İfrağ elmiyerek bir ahşap eklenti yaptılar. Hudutfaoımıza kadar İkmal edilmiş olan Londra - İstanbul yolundan memleketimize glten bir seyyahın bu hail görmesinin zihniyetimi» hakkında ne tesir bırakacağı tahmin edilebilir...
«■Ümran bakımından ileri giden vilâyetlerimizde bile, yıkılan köprü mevkileri Işaretlcndirllmedlğlnden. yolcuları feci k ısalardan ancak Allah muhafaza etmektedir...
Turizm bakımından imar hareketlerimiz
Türkiye turlng ve otomobil kurumu yıllık raporunda turizm bakımından imâr hareketlerimizi haklı bir şiddetle şöyle hınki de diliyor:
«Memleketin her tarafında İmar hareketleri görülmektedir Yalnız, memleketi sık sık dolaşan üyelerimiz, bu teşebbüslerde ekseriya İhtiyaçtan ziyade gösterişe pay verildiğine kanidirler. Büyük merkezlerde bile bir kısım vatandaşlarımız göçebe halinde harabelerin oyuklarında yaşamakta iken, bu sahaların yanı başında yent lüks binaların yükselmesini; kıymetli bir bina mahvolup çökerken, onu mehmaemken tamir edip İstimal etmlyerek yakınında on misli masrafla yeni İnşaata kalkışılmasuu; şehirler ortasında boş arsalar dururken ürbanlzm bakımından her şeyden mahrum arazi üzerinde yeniden mahalleler kurulmasını hayrette gör-nı ektedirler
Her büyilk merkezde bırioirlnden ayrı çalışan Bayındırlık, Eğitim. Vakıflar, Belediyeler vesair dairelerin, müstakil fakat noksan teşkilâtı olacağına, bunların toplu olarak bir İdare ve .mürakabeye bağlanmasının memleket için daha tasarruflu ve emin olacağı hakkındakl düşüncelerimizi ilgili makaralara arz ve İzah ettik!.
Tabii bir netice çıkmaır.L?î ır.
Otelsizlik
«Turizmin yolsuzluktan sonra
çok müşteki olduğu noksan otel-slzliktir. îstanbulda ve İzm irde bile toplu olarak gelecek 100 kişiyi yatıracak oteller İnşası hâlâ tasavvur halindedir. Otel yapmak şarttle İki sene evvel Belediyeye dev rol tınan Çırağan sarayının tamiri hakkında henüz bir karar alınamamıştır. Turistik vilâyet merkezlerinde olsun yerli, yabancı yolcuların inebileceği 10 yataklı birer teiniz otel inşasını yirmi senedir İlgili Belediyelerden rica etmekteyiz. Teşebbüslerimiz üzerine İçişleri Bakanlığı bu hususta vilâyetlere ve Belediyelere defaatla tamimler gönderdiği halde Bursa. Adana. Kayseri, Malatya gibi ancak dört vilâyette otele benzer yeni binalar İnşa edilebilmiştir. Anadolunun tarihi medeniyet merkezlerinden Konya-yı gezmek için şehirde bir kaç giin kalmak İmkânsızdır...»
Raporun en çok üzerinde durulması gereken noktalarını buraya naklederken teessür duyuyorum. Çünkü bunlardan hiç biri yapılamıyacak şeyler değildir. Sırf üzerine düşülme* dlğl, mesela ciddiyetle ele alınmadığı İçin turizm dâvası yüzüstü duruyor.
Şevket Rndo
en
Terzi Sanatım
I Güzel Kumaşta]
I gösterir
ytUMAŞ İTHALÂT T AŞ-J
Bahçekapı No. 28 ,
Derme elektrik santralı
Sümerbank tarafından Malatya-da İnşa edilmekte olan Derme elektrik santralının birinci kısmı bitirilmek üzeredir. 1048 yılı sonunda Amerlkaran getirilecek makinelerle santral tesisleri de tamamlanmış olacak, bu suretle Derme hldro elektrik santralı 3 bin ve 4.500 kilovat .takatiyle 4 milyon liraya tamamlanacaktır.
Verilen malûmata göre bu santral Malatya mensucat fabrikasının elektrik ihtiyacını karşılayabileceği gibi ayrıca şehre de bin kilovattık bir kuvvet Bağlıyacaktır.
Belediyenin bazı hatlarda hu$U3İ. otobüsleri kaldıracağı yazılmıştı. Hususî otobüs sahlplerile belediye arasında İmzalanan mukavelenin feshi Jçİıı belediyenin 15 gün evvel alâkalılara tebligat yapması gerekmektedir. Şimdiye kadar böyle bir tebligat yapılmamıştır. Bununla beraber hususi otobüs sahiplerinden bazıları bunu beklemeden şişli veya Nişantaşı 11e Beyazıt arasında işleyen arabları-nı başka hatlarda çalıştırmağa başlamışlardır. Bu arada Şişil - Beyazıt arasında İşleyen büyük Vayt otobüsleri bu sabahtan İtibaren o hattan çekilmişler ve Sirkeci - Florya arasında seferlere başlamışlardır. Bahçeli Evlerle Bakırköy ve Taksim arasında işleyen otobüsler de vlne bu sabahtan İtibaren Sirkeci - Bakırköy arasında İşlemeğe başlamışlardır. Belediye bu otobüslerin yeni tarifelerini tesbit etmiştir. Sirkeci - Florya 70. Sirkeci - Bakırköy 40 kuruştur.
Diğer taraftan Kurtuluş - Sirkeci arasında işleyen otobüsler de şimdiye kadar Dolmabahçe yolile gidip gelmekte idiler. Belediye Kasımpaşa ve civarında oturanlara kolaylık olmak ve Dolmabahçe ile Karaköy hattında ki izdihamı azaltmak üzere bu otobüslerin Sirkeciden Kurtuluşa veya Kurtuluştan Sirkeciye gidip gelirlerken Dolapdere - Kasımpaşa yolunu takip etmelerini uygun görerek alâkalılara tebligat ytıpmışhr.
Bu seneki fındık rekoltesi
60 bin ton kadar olacağı tahmin ediliyor
İle iş üzerl-kadar
fındık
Bu yıl fındık rekoltesinin oldukça bereketli olacağı ve kabuklu olarak 6ü bin tonu bulacağı tahmin edilmek tedir. Mamafih kati bir rakam verebilmek için daha bir müddet beklemek yerinde olur. Ancak bu senek! mahsul için, takip edeceğimiz fındık siyasetinin değiştirilmesinin bir zaruret halini aldığını açıklamak lâzım dır.
Mayıs avının başında 155 kuruştan alıcı bulan sıra malı iç fındıklar Mayısın İS ine doğru 135 kuruşa ve avnl ayın son günlerinde Almanya yapılamıyacağının anlaşılması rlne t tatlar 120—125 kuruşa düşmüştür.
Böylece bugün îstanbulda
piyasası endişe verici bir durum ar-zedlyor. Mevsimin ilk ânında 200 kuruş civarında olan sıra malı İç fındık Batlarına karşılık bugün ihracatın tamamen serbest bırakılmış olmasına rağmen piyasada fındıklara 120 —125 kuruşa dahi alıcı bulunmaması bugünkü buhranın en ehemmiyetli delillerinden biridir.
Fındık piyasasındaki bu durgunluğun sebepleri meyamnda. geçen yılkı alım bareminin normalin çok fevkinde açılmış olması, kapatılan malların daha yüksek Hatla satılacağı ümidi dolayıslyle uzun müddet bekletilmesi, İhraç Dallarının samanında tesbit edilmlyerek alivre satışlara dahi İmkân verilmemesi, asgari ihraç Hatlarında İsrar edilmesi gibi hatalar yüzünden alıcılarımızın İtalya ve İspanyaya kaçması da başta gelmektedir.
Diğer (aı-atıan yeni mahsulün alivre satışlart 130 kuruştan yanılmaktadır.
Kocaeli gaz gemisi
Denizyolları İdaresinin «Kocaeli» tankeri getirdiği akaryakıtı boşaltmaktadır. demi bu ayın 18 inde A-badana hareket edecektir.
Geçen hafta La Haye’de kıral sarayında bir yangın çıkmış, •sarayın bir kısmı yanmıştır. Yangın, tâmlr esnasında boyaların ateş almasından çıkmıştır. Yukarıda İtfaiye yangını söndürmeğe çalışırken görülüyor.
Tekel İdaresi hariçten çakmak getirtecek
Memlekette çakmak İstimali günden güne artmaktadır. Bir aralık Tekel İdaresi yerli çakmak yaptırıp satışa çıkarmış, fakat bunlar pek rağbet görmemişti. Şimdi idare dışarıdan çakmak getirtip satmaya karar vermiş ve bu hususta gerekil teşebbüslere girişmiştir.
Arkadaşım Cemaleddin Bildik birkaç gün evvel gazetemizde çıkan yazısında, İstanbula gelen seyyahların şikâyet ettikleri şeyleri anlattı. Maalesef şimdiye kadar bu meseleye karşı ciddi bir alâka gösterilmedi.
İstanbula, umumi efkârı alâkalandıran bir yabancı gelince gazeteci arkadaşlar kendisini otelinde ziyaret ederler ve sorarlar:
— İstanbulu nasıl buldunuz?
Hepsine bu sual sorulur ve hep sinden şu cevap alınır:
— Çok beğendim, çok hoşuma gitti. İstanbul, dünyanın en güzel yerlerinden biri. Böyle bir şehre geldiğim için bahtiyarını.
Seviniriz, avunuruz:
— 01ı, yabancılar memleketimizi beğeniyorlar!
Bir de, o zat İstanbUİun her tarafını gezip gördükten sonra buradan ayrılırken aynı sual ruisa ne cevap verir acaba? ki nezaket icabı olarak susar veLJ ya gene memnuniyet beyan cdeıû-Fakat hiç şüphe yok ki içinden:CXI
— Bana ne soruyorsunuz? deAfe? İçinde yaşadığınız şehrin pcrişanP halini kendiniz görmüyor musu-C nuz? O
— Seyyah celbi için ötcdenberifD gayret ediyoruz: gelen seyyah la-hj rı nasıl ağırlıyacağımızı, kendi leSj, rine şehirde neler gösterecc’i-. mizi düşünmüyoruz. q
Otel meselesi müzmin deı îh-n£_ mizden biri. Her sene arsalar tes^“ bit edilir, projeler hazırlanır^* plânlar çizilir, fakat kazma şT2 toprağa vurmak bir ttirlii n.ı-ıFD olmaz. .£5
İmar bakımından şehrin ihli(0 yacı, boş kasalı Belediye kudreğ) tinin dışındadır; hükümet yardu mına muhtaçtır, fakat merkep Ankaraya nakledildikten sonra, yani yirmi beş yıldanberi hükümet İstanbula bir çivi dahi vermemiştir. Bunlar derin yaralardır, dokundukça sızlar.
Seyyahların şikâyet mevzularından biri de şehrin pisliği imiş. Bunıı anlamak için seyyahları dinlemeğe lüzum yok, kendimiz her gün avaz avaz haykırıyoruz. Şehir pistir. Yazın tozdan, kışın çamurdan geçilmez. Mahalle a-ralavında, hattâ cadde kenarlarında yer yer mezbeleler, süprüntü yığınları doludur.
l'zun izahata lüzum yok, basit bir örnek,vereyim: İstanbula gelen ecnebi seyyahların ilk ziyaret ettikleri yer Ayasofyadır. Abideyi onardık, düzelttik, müze haline getirdik, llaıbden evvel olduğu gibi şimdi de kapısının önünden ziyaretçi otomobilleri eksik olmuyor. Gel gelelim, âbidenin eteğinde, tramvay caddesinin kenarında mermerden yapılmış zarif bir çeşme var ki, vaktiyle orasını bir yüzük taşı gibi süslerken bu-giiıı bakımsızlık yüzünden yüı karası haline gelmiştir. Suyu kesilmiş, muslukları koparılmış, güzelim mermerlerini yosunlar bürümüş, çatlatmış, birbirinden ayırmış. Ağzına kadar pislik doîu yalaklarından ve arkadaki haznesinden iğrenç kokular saçılıyor.
Daha yukarıda, âbidenin avlu-siyle karşı evlerin arasındaki dar geçide Belediyenin kırık dökük süprüntü sandıklan dizilmiş. Çöpçüler o civardan topladıkları süprüntüleri bu sandıklara dolduruyorlar, sonra oradan arabalarla taşınıyor.
Ayasofyanuı avlusunda dolaşan seyyahlar, burunlarının dibindeki o çirkin, iğrenç manzarayı gördükçe içlerinden söylediklerini tahmin ' tabii.
Vaktiyle bu mevzua dalıa temas etmiştim, dırjş eden olmadı. Bu kimsenin aldırış edeceğini ______
manıakla beraber tekrar yazmaktan kendimi alamadın».
Cemal Refik
neler ederdiniz
bir defa fakat al-sefer de san-
OENTOSiL
DiŞ KREMİ
Piyasaya verilmeğe başlandı. Bir tecrübe ile kalite ve zarafetin! takdir edeceksiniz
i/
Açık Hava Tiyatrosunda temsiller temmuzda başlıyor
Açık Hava Tiyatrosunda temsillere 1 temmuzdan İtibaren başlanacaktır. Tiyatroda 28 haziranda büyük bit konser verileceği İçin tiyatronun açılması İçin gereken hazırlıklar o güne kadar ikmal edilecektir. 3 Temmuzda da aynı yerde Şehir Tiyatrosu sanatkârlarından Vasfl Rıza Zobu’nun jübilesi yapılacaktır-
Beledlye, Açık Hava Tiyatrosuna giden İki ayrı yolun inşasını tamamlamak üzeredir. Yolun ayın yirmisinde teslim edileceği umulmaktadır. Birisi 6oo diğeri 700 metre boyanda olan bu yollar asfalt olarak İnşa edilmiştir. Her İkisine 280 bin lira sıırfolunmuştur.
AKŞAM
13 Haziran 1943
Vatandaş radyoları
Bu küçük alet sayesinde herkes islediği yerle görüşebilecek
MAHKEME KORİDORLARINDA:
Nebile hanım teyzenin şeker ticareti
— 2 —
«Amerikan Federal muhabere komisyonu.» reisi; Wayne Coy. New-York şehrinde 400 kadar radyo mühendis! huzurunda halkın muayyen frekanslar üzerinden transmisyon yapabilmelerini sağlayabilmek maksadile (Fec) kdaiyakmsiçin
tarafından herkese kolayca müsaade verileceğini bildirmiştir. İlk imal olunan ı«Radlophone» âletleri, «Amerikan Federal Muhabere Komisyonun (Fec) tarafından tecrübe edilmiştir, binaenaleyh bu âletler piyasaya seri halinde çıkarılırııya başlanır başlanmaz, «Federal Muhabere komisyonu» lisanslar vermeğe başlayacaktır.
Bu hususî «Radlophone» lordan elde edilebilecek istifadeler ve bunların İnkişaf sahaları tahayyül edilemeyecek derecede geniştir. Bu âletlerin her sahada inşa ula nn İşine yarayacağına şüphe yoktur. Yalnız, şehirlerde müteaddit elektrik tesisatları ve bundan dolayı husule gelecek İnkıta la r, «Radiophane» âletlerinin faaliyet sahasını buralarda bir miktar kilçületerek 3,2 kilometreye (2 mil) e indirecektir. Mamafih şehirlerin İşlek merkezlerinden uzaklaşıp da şehir haricine çıkılınca vaziyet derhal değişmekte, ve cRadlop-hone» âletlerinin faaliyet sahaları, 13-16 Kim. ye, yani (5-10 mü) e yükselmektedir. Bu âlet İmal bakımından o . derece basittir kİ, normal olarak radyo ve, telefon kullanabilen herkes, bunu da kolaylıkla kullanabilecektir. ■«Radlophone» âletinin en hafif tipinin, ancak 90 dekagram ağırlığında olduğu haber verilmektedir.
jn.ll.KEVLERt ■ KURUUMLABİ
* İd. 1 OncO Bttle» Etıbba BajlranhJjn-dan — Umumi heyetlmlrtn muUl altı aylık lopLantu:ı M/fl/imt cumartaal (OnQ Mat H de Odam» aalonunfla yapıl »çatından, butun ı>ıt*)ekdatl«ınn>uun yelnıalol rica o-tunur.
Pek yakında Amerikan halkının bir çoğu, yanlarında alıcı ve verici cihazları İhtiva eden küçük bir telsiz telefonu her tarafa taşıyabilecekler, ve bu makinelerle büro ile ev, ambar ile çiftlik evi, ve yine otomobil ile ev arasında mükâleme edebileceklerdir. «Vatandaşın radyo servisleri» adı verilecek olan bu tesisat gayet ucu2, radyo makinesi de gayet lıafif olacaktır. « Amerikan Federal. Muhabere Komisyonu» seri halinde imal edilmekte olan bu makinelerin ilk partisi piyasaya çıkarılır çıkarılmaz? bunları kullanacak kimselere transmisyon yapabilmeleri için, resmî müsaade verilmesi hususunda lcabcden tertibatı almış bulunmaktadır.
Yukarıda da belirtildiği gibi hem alıcı hem de verici tertibatı İhtiva eden bu cihaz, tıpkı bir fotoğraf makinesi gibi ceket cebinde, veyahutta bir çanta gibL omuza asılmak suretiyle taşınabilecektir.
Bu âletler harb İçinde avam lisanında .Walkle-Talkie» {Yü-rür-konuşur) İsmi verilen alıcı cihazları, kulaklığı, anteni ve bataryası olan dört köşe bir kutu şeklindeki ve avuç içinde saklanabilecek derecede ufak makinelerden çok daha hafif ve kullanış lı olacaklardır.
«Vatandaş Radyo» lan tıpkı »TValkie-Talkie» 1er gibi çalışmaktadır. Bu âletler esasen, hem transmisyon yapabilen hem dinleyen. cihazı havi ve 460-470 me-gacycle yani 64-65 cm. gibi fevkalâde frekanslar arasında çalışan hususi radyo makinelerinden başka bir şey değildir. Konuşacak kimse arzu ettiği dalga uzunluğuna nazaran âleti vidalı bir düğme vasıf asiyle ayar e-debilecektir. Daimi surette ayni frekans üzerinden konuşacak kimseler İçin, daha evvelden, fabrikada ayar edilmiş âletler, tedarik edebilmek kabil olacaktır.
Meselâ aralarında konsültasyon yapmak İsteyen doktorlar, veya muhabirler ile temasa geçmek İsteyen gazete müdürleri bu. makinelerden istifade edebileceklerdir.
Başkan Tınman ın Beyaz Sarayda muhabereyi temin için daima bileğinde taşıdığı küçük «Basılmış devreleri» havi (prin-ted Circuit) âletleri herkes için İmal edilip kullarulmıya başlanacaktır. Bu âletlerin sert halinde İmali mümkün olduğu takdirde (Prlnted Circuit tekniği) yalnız âletlerin sıkletini zaltmak-la kalmıyacab, ayni zamanda, maliyet fiatrnı da düşürecektir. Piyasaya ilk arz edilecek «Rad-yophone» âletleri, bütün istasyonları iyi derecede dinleyebile-len bir radyo fiatında, yani 30-50 arasında olacaktır.
Halen «Radiophone» âletlerinin teknik bakımdan imali tamamen bitirilmiş ye bunların pek kısa bir zamanda bütün Amerikan halkı tarafından kullanılabilmeleri için gereken bütün hazırlıklar da İkmal edilmiştir.
İTENİ YAYIN:
MİLLET
Bu »lyerf haftalık Saat tenin la nei aa-yun jç-lıll yazalar!» çıktı.
DOĞU İLLETİ I VE VARTO TARİHİ
Tarihin İlk devirlerinden 19a8 yılma kadar Doflu lllerlmtzda cereyan eden tarihi olaylar — Tdrk ttîlreUertna niçin KOrt daralanı — Şeyh Şilt tayam — Bektaşilik, Alevilik. Eujlbajlık ftrt ve Metleri gibi raevrulorı laeelcycu bu enUreau kitabi tarih meraklıların* tavsiye ederiz.
İSTATİSTİK ÇEKEL MÛDÛHJ.0ÛO YAYIK LAU
i — Dtj Ticaret btau«uitl«rl:
A — Nlaan MA aylık bÜliaMi.
B — W? Ocak. Şubat aylık IsUUaUMrrl
II — Memurlar latatlatlgl:
blaUstı* ceael MMOriMO; Devlet, katma bOlçeai İdareler, özel İdareler. Belediyeler va IkUaad! devlet tejekkOUerl memurları hakkında 11 Ocak K» tarttıİnd» yaptığı bllyük anket, neticelerini »İr eser ha Unda yayınlamıştır.
215 aalü/eden İbaret olan bu lrtntlaUktv memurların durumları gajlUJ tutamlardan . aydınlatılmakladır.
Bu »terlerden yakın !l«))llerc. mevcudun mOıuuıdeO ıoWpeHad». par imi cScdertlmak-Mlr.
Kendimi göstermeden çekildim, bir polis efendi buldum; «Beyefendi oğlum, şu oğlanı görüyorsun ya. Beni dolandırdı, taşiarı, topraklan şeker diye sattı, bir sürü paramı aldı. Dünyada da, ahiretle de kendisinden davacıyım. Şunu yakala» dedim. Polis yakasına yapışıp da karşısında beni görünce oğlanın beti benzi sarardı. Meğerse konuştuğu kadıncağızı da benim gibi kandırmış. şeker pazarlığı ediyorlarmış.
Nebile hanım teyzeyi bıraktık, delikanlının yanına vardık.
— Merhaba, ahbap! Şeker ticareti yapıyormuşsun öyle mi?
Dik dik yüzümüze baktı:
— Günah mı etmişim?
— Öfkelenme, delikanİL Tatlı tatlı konuşalım. Çok ucuz satıyor muşsun şekerleri.
— Mal benim değil mi? istediğim gibi satarım.
— Nereden buldun o kadar şekeri?
— Çalmadım ya, babamdan kaldı.
— Peki amma bugün kara bor-sada şekerin kilosu yüz seksen, İki yüz kuruşa satılırken sen niçin asıl fiatinden de ııcuz veriyorsun?
— Een haram yemem, efendi kardeşim. Kara borsacılık edip de günaha mı gireyim?
— Demek sevaba girmek için ucuz sattın şekerleri?
— Orası benim bileceğim iş. İbadet de gizli, kabahat de gizli. Herkes kendi malını nasıl İsterse öyle satar.
— İyi amma sen İbadeti değil, kabahati gizlemişsin. Şekerin altına taş toprak doldurmuşsun.
— Onu kabul edemem. Ben karıya tertemiz şeker teslim ettim. Sonradan kendisi toprak karıştırmışsa bana ne?
— Öyle şey olur mu? Satın aldığı şekerin içine toprağı nlçjn karıştırsın?
— Sen bu dünyayı anlıyama-mışsın daha, efendi kardeşim! Karının yüzüne baksana, dalavereci olduğu besbelli. Her halde benden aldığı temiz şekerin içine taşı toprağı doldurdu, başkasına yutturmak İsterken foyası meydana çıkınca suçu benim üzerime attL
Mahkeme açıldı, delikanlı burnunu çekerek gitti.
Ce. Re.
Nçblle lıaaım teyze çenesini kaşıyarak derin bir nefes aldı:
— Şekerleri kim yakalı yablUr-u-.iş7 Benim evime girecek adamın alnını karışlarım, Huyumu aa çok sen da bilirsin ya.
— Bilirim, hanım teyzeelğkn, bilirim.
— Şimdiye kadar kaç kişiler bent dolandırmağa kalktılar, evvel Allahın İzniyle, hepsinin hakkından geldim. Dnr hele, şekerin de hakkından geleceğim in-yallah.
— Şekerleri hâlâ satamadın mı, hanım teyze? Elinde mİ kaldı yoksa?
— Ne konuşuyorsun sen? Şeker olsa elde kalır mı? Kahveciler, muhallebiciler hani hani şeker arıyorlar.
— Şekerin hakkından geleceğim, dedin de.
— Elbette geleceğim hakkından. Onun ettiklerini yanına bırakacak mıyım sanıyorsun? Dâvayı açtım, hâkim beyin karşısında onun burnundan fitil fitil getlnnek boynumun borcu olsun.
— Lâflarını anlıyamıyorurn, hanım teyze. Şekerden mi davacısın?
— Senin aklında biraz esinti var galiba. Şekerden dâva olur mu, ayol?
öte başta duıan delikanlıyı işaret etti:
— Görmüyor musun şu polLs efendinin yanındaki haramzadeyi ?
— Haaa, demek ondan davacısın? Ne yaptı sana?
— Daha ne yapacak evlâdım? Şekerleri o sattı bana.
— Fena bir şey yapmamış ya. Ucuzca şeker satmış sana.
— Dur da lâkırdımı tamamlı-yayım. Şekerleri odunluğa yerleştirdikten sonra ertesi sabah bizim mahalledeki kahveciye gittim, konuştuk, toz şekerin kilosunu doksan kuruştan, kesmeyi de yüz otuz kuruştan pazarlık ettik. «Şimdi hepsini birden alacak param yok. Her gün beşer kilo a-lınm» dedi. Bir terazi buldu, beraberce bizim eve gittik. Kese kâ-, gıdının birini teraziye boşaltınca ne görsek beğenirsin? Şekerin altından toprak çıkmaz mj?
— Vayyyl... Delikanlı, sana kazık attı, desene.
— Görüyorsun ya başıma gelenleri! Kese kâğıdının İçine toprağı doldurmuş, üzerine iki parmak şeker koyup getirmiş. Kesme şeker torbalarından da çakıl taşlan çıktı.
— Vali, Nebile hanım teyzecl-ğim, vaah! Senin şeker ticaretinin altından Çapanoğlu çıktı desene.
— Yaaa, efendi oğlum. Meğer dünyada neler varmış! Herkesin tuttuğu toprak altın olurken, benim paracıklarını taş, toprak oldu. Talihim yok, gabi&
— Sonra nasıl buldun delikanlıyı?
— Onu bulmadan rahat edebilir miyim, evlâdım? Her gün sabahtan akşama kadar çarşılarda, pazarlarda dolaşmağa başladım. Bir gün Çarşamba pazarında dört tarafı kolaçan ederken karşıdan oğlanı görmeyim mi! Gene benim gibi zavallı bir ha-tuncağızı kenara çekmiş, bir şeyler söylüyor. Her halde ona da topraklı şeker satmak istiyor.
lürkkadiRin elişleri sanalının flvrupaıla hâkimiyeti
— Nişantaşı Kız Sanat Enstitüsünıie
Mue;..ebenin bütün salonlarını ipek ten, yünden, keten ve pamuktan çeşitli kumaşlar, çeşitli kadın el sanallan ve el emekleri üe süsleyerek gözler ve gönüUer okşayıcı, ruhlar doyurucu bir çiçek bahçesi haline getirmiş olan Nişantaşı Kız Sanat Enstitüsü, bana, o hava İçinde tarihimizin en parlak zafer yıllarını hatırlattı.
Tarihte -Viyana kapılarını zorla iniş olan Türk kılıcının, top ve tüfî-gtoln zaferlerinden, altınlarından ve Cıtt altıncı asırdaki Türk ordusunun Orta Avrupaya doğru İstilâsından bahsedecek değilim. Çünkü buldan bütün tarihçilerimiz hattâ yabancılar da çeşltU yönlerden bahsetmişlerdir. Fakat nedense kültür İstilâmız dan bahsedenlerimiz pek azdır, O acırda Avrupa hekimleri ak.l'hastalarım diri diri ateşte yaktıkları halde Türk hekimlerinin İstanbuldakl Fatih ve Edlrnedekt Bayezit hasta-hanelcrlnde bu defil’erl musiki İle tedavi etmekte olduğunu yazıp konuşmadığımla çlbl yine on altıncı asırda son hızını bulmuş olan Avrupa İstilâsında o topraklara yayılmış ve oralardaki aileleri tesiri altına atmış olan Türk kadınının el kİ sanatın den bahsedenlerimiz de, yok denecek kadar azdır. Daha dün denecek kadar yakın bîr geçmişte 1718 yılında çiçek hastalığının aşısını İngiliz elçisinin eşi Lady Mor.lagu’nun İstanbuldakl Türk kadınlarından bizzat öğrenip Avrupaya götürmüş olduğunu içimizde kaç kişi biliyor?- Jşte ben tıı salonları gezerken tarihi zaferlerimizin bu cephesini Viyana kapılarına dayanmış olan Türk kadınının iğnesindeki zaferleri hatırladım.
Kümeliye geçen Süleyman Paşadan sonra Birinci Murad Edlmeyi fethetmiş ve Avrupaya doğra istilâ daha o vakit başlamıştı. Fakat Türk kadınının el İşleri rnnatinln Avrupadakl hâkimiyeti tarihini ben aynen IEu-ropal adlı Macar dergisinin Eylül 1943 tarihli bir ma kalesinde yazmış olduğu gibi 1526 yılından bavlıyarak lam bir buçuk asır sürmüş olduğunu kabul ediyorum.
Um Riın İnsanlık tarihînin cilveleri diye blnblr İbret dersi almağa ça- l lışarak anmakta olduğumuz o yıllarda Budapeşte. Belgrad vesair bir çok şehirler bugünkü Sivas. Adana gibi birer vilâyet merkezlerimiz IdL askeri ve sivil Türk memurlarının aileleri oralara gitmişler yerlilerle temas etmişler ve ellerindeki yüksek sanatieri oralara aşılamışlardır.
Törk kadınmın kendi mtlii ruhunun yaratmış olduğu el İşleri sanat eserleri olan bohçalar, kavuk örtüleri. uçkurlar, çevreler, peşkirlerden başka Türk büyükleri tarafından ve rllmtş hılatlar gaşyeler ve çeşitli erkek eşyaları da yine kadın el İşlerimizle süslü İdi. Orta Avrupaya kadar olan bu topraklarda Türk dokumaları. Türk dişleri o kadar kıymette vo İtibarda Idt kİ elden ele dolaşır, babe-dan evlâda miras kalır evlenen asilzade kızların çeyizleri arasında fevkalâde kıymet sayılırdı. Tarihîmizde meşhur olan Etlen Bocfcokay 1595 tarihli vasiyetnamesinde Türk büyüklerinin hediyeleri alan sormalı kaftanlarını hemşirelerinin kendilerine süs yapmalarını kaydettim) işti f*l.
Bu gün Balkanlardaki Numen, Bulgar, Yugoslav ve Macar kadınlarının el İşlemeleri vaktile o topraklara Tilrk kadınlarının serpiştirdiği çiçek
tthunıJaruun verimidir kİ bu hakikati o topraklarda yaşayan milletler arasında cn ziyade İtiraf faziletini MaCârlar göstermektedirler. Çeşitli yayınları, makaleleri Uc bu hakikati söylemektedirler.
Bu havalide kökü Türk olan kadın, el İşlemeleri üzerinde bilhassa Türk-» ler çekildikten sonra her millet kendi duyuş ve boşlanış tarzına göre ona lsUJdc milli bir çeşni verebilmiş va 'işte bu suretledir kİ bunlar Rumen, Bulgar. Macar, Yugoslav diye ayrı ayn milU karakterlere sahip olabilmiştir.
Bize gelince onlara ruhi sempati duyuşumuzun rebebl hepsinin (ie kökünün Türk oluşumladır.
**•
Geçmişte Türk kadını kendine haa olan zevk yüceliği İle dünya kadınları arasında en mümtaz bir mevkie sa lılptlr. Bunu yine Lady Montagu mektuplarında methede ede bitiremiyor.
Türk kadını kuıuaş ve memelerde hiçbir zaman göze batarkklan hoş-lanmamıştır. Doy 1 elerine (çtacene rengi) deyip geçmiş, o dalma, gül kurusu, yavru ağzı, kavuniçi,, limon külü, bej (Türkçe İsmini bulamadım) vesair bunlara benzer ruha huzur verici tatil ve sakin renklerden boşlanmış bunları da altın ve gümüş sırmalarla ILame] zenginleştinnlçtlr. Bu zevk hususiyetinin İse asaleti meydandadır.
Bu asil duyuşun çalıştırmış olduğa mahir ellerin verimi olan eski deşen ve eski el İçlerimizdir kİ, bu günkü dünyanın en zengin müze vitrinlerinde şerefli mevkiler tutmaktadır. Blrier yani bu günkü nesli İse onlan kayıtsız ve heyecansız seyredemez ve elbette kl bu günün genç dimağlarında ve mahir ellerinde de bu asi) sanatın yeniden canlanmasını pek candan İsteriz.
Candan teşekküre lâyık bir hâdise olarak kaydetmek lâzımdır kİ C'm-hurlyet devrinde kemiyet ve keyfyeî itibarile hayli gelişmiş olan Kız Sanat Enstitülerimizde bu İhtiyaç İlk defa duyulmuş ve bİzlere nefis parçalar da vermeğe başlamıştır. İşte Nişantaşı Kız Enstitüsü sal unlarında hatırladığım bu meseleyi pek kıra olsa da kaydetmiş olmaktan derin bir zevk duyuyorum.
Y. Mimarı S. ÇETİNTAŞ
I*J Europa adlı Macar dergisi. Eylül 1943.
ÖLÜM
Ata Yenişehir mahdumu, İstanbul avukatlarından Şerif Ünlüerln kardeşi, öğretmen Sıdıka İşıklının teyzezadesi Ticaret Ofisi memurlarından (Hâlen yedek Top. asteğm.)
İBRAHİM ÜNLÜER
11-6-948 günü otobüs devrilmesi ne-ticetinde vefat etmiştir. Cenazesi çorludan mutad askeri merasimle kaldırılarak 12-Ç-948 de İstanbuJa nakil İle Merkezefendl aile kabristanına defnedllmişUr. Mevlâ rahmet eyîeye.
■ »*•»■■■•■>« «av •■••■■»•■»»•»•»»■■•-■-a»'
____•TAKVİM
li ŞctOJ» { — Hı™ j»
İKMk çil. Öflîe fklndl Ak.
| t «a e.« 4.32 1.33 1.00 I V. 3.0» 3.» 13.14 rr.ıs ».«
AŞK VE MACERA ROMANI
Yazan: NİHAL KARAMAÛARAL1 Tefrika No. tl
— İnşallah un dc anana kavurur-e on, Musa!
— Ne yandan gidecektin kİ, hanı-DiefcndtcJğlm?
Zeynep, düşünceli subI.il Ağaçtan tırmanıp duvarları aşacağım onu İtiraf etmeği nefsine yedlremlyordu.
— Bilmem. - diye cevap yerdi.
— Ben bilmezsen ben bu işleri biliyorum... Ayşe de, madam Marl de orada sırada köşkten kaçıyor... Mi-Eafirleri getirip bırakan boş taksileri dönerken yakalıyorlar. İçine bindikleri gibi...
Tatbikinde hiç de müşkülât görünmeyen bu plâna Zeynebln aklı yattı. Duvarlardan aşıp gece yanlan ıssız tepelerde, bin bir tehlikeye maraz, yolunu bulmağa çalışacağına, Masa gibi bir yardımcı elde etmişken İske-
leye kadar otomobille gitmeği çok daha muvafık buldu.
— Boş taksi nereden bulacağız?
— Kapının önühde vardı... Şoför havuz başındakilerle lâfa dalmıştı,.. Kahvemi İçeyim, gideceğim, diyordu. Evin arkasını ddndtiğü şuada ben durdururum, binersin...
Geçtiği yollardan tekrar gerisin geri...
Bir ağacın gölgesine sindi; valizini dikip üzerine olurdu; beklemeğe koyuldu. Kaderini Musa oğlanın ellerine terkettL Böyle bir gaflette nasıl bulundu? Nasıl oldu da çocuk aklına uydu?... Dakikalar geçmek bilmiyor. Ve Zeynep, sabırsızlıktan eriyor, eriyor.
Nihayet, havuzun köşesini kıvnlıve-ren otomobilin orolektörü. kuytuluk
ları Uluyarak 7üz0ne vurduğu zaman sevinçten çılgına dönmüş bir halde yerinden fırladı. Musa daha evvel davranmış; bayrağı kalkık taksiyi durdurmuştu.
Zeynep, çocuğun, tıraşlı kafasını okşayıp onunla vedalaştıktan sonra kendini otomobilin emniyet vadeden yumuşaklığına bırakıverince, ancak o zaman yaşadığını anladı. Kannpenln köşesine büzüldü; gene bir dua mırıldandı. Bit bir kâ2lp hayal değili Rüyada da değil! Bira» aonra takip korkusilc uykusundan üyanıvermlye-cck, İçen d ini gene Ali Bâzımın evinde. bulamıyacak. Annesine gidiyor. Annesine... Kendi evine,.. Yalısına... Mama dadısına kavuşacak, onun şişman göğsüne yUziînü saklayıp İçinin acıların) haykıra haykıra ağlıyacak. ...»— Ooo, bacım!... Oooo!»
Tayvan bir erkek seri;
— Ne dedin?
Zeynep, hayallerinden sllklnlver(t‘.
Bu suali soran şoför...
Şoför, otomobil...
işte yokuştan İniyorlar... Otomobil neredeyse bahço kapısının önünde duroklıyacuk. Fettah klübeslnden çıkacak... Fos bıyıklı, abusülveclh Fet-taht... Ya o sırada, şoför gene kendisine hltabcder de Fettah eğilip oto
mobilin İçine bakarsa?
Korkunun buz gibi eli gene ensesinden aşağı kaydı. Mânla Ur demir kapıdan İbaret kalmışken unu açamamak İhtimali zihnini durduracak gibi olda
— Şoför efendi! — dîye sealendl. — Ben köşkten izinsiz kaçıyorum... Beyefendi haber alırsa ekmeğimden olurum. Bahçe kapışana yaklaşınca otomobilin içine yatacağım... Ben! yok bil!
Şoför, bitirim cinsten... İki parmağını havada şaklattı. Vo bunun ne mânaya geldiğini Zeynep ancak caddeyi bulduktan sonra anladı.
— İzinsiz kaçıyormuşsıın lıa köşkten?... Bekleyenin mİ var?
Zeynep, otomatik şekilde:
— Bekleyenim var. - dedi.
— Bckleyedursun öyleyse ,. Kaça-mosaydın ne olacaktı?
Bu semtte de*ncaba Taşıyanlar vat mı? Bu ne hareketsiz ve karanlık sokak I Bu ne beter bir yalnızlık!... Yalnızlık! Zira, şoförden, kuşkulanan genç kadının, İcabında sesini İşILt!-rebüeceğl hiç bir kımıltı yokl Nâ mevcut!...
Sualinin cevapsız kalması şoförün hoşuna gitmemiş olacaktı kİ, bir aralık başını arkaya çevirip homurdandı:
Yayvan yayvan bir şarkı tnttnrcTu:
Telgrafın tellerine kuşlar mı konaaar İnsan sevdiğine de yârim böyle m!
jEDasur
Ve birdenbire sesi gırtlağında boğuldu.
Ensesinde hissettiği namlunun soğukluğu. tepeden inme duş tesirini yapmıştı.
Zeynep, parmağı tetikte haykınh:
— Otomobili çu çınarın etrafından döndürüp IskeTo yoluna sapmazsan, mesuliyet benden gitti... Turnayı »ol gözünden vuracak kadar nişancıyım. Beynini dağıtmam. Omuz başını deler. sağ kolunu benzetirim.
Şoför homurdandı:
Çatayım derken sefalısına Düştü günlüm bugün belâlısına
Zeynep, şimdi köşeye büzülmüş; silâhı, herifin bir hamle He elrfe edemlyeceğl bir mesafeden tutuyor. Ve ellerinin titremeyişlae kendi de hayret ediyor.
— Son ne Allahm belâsı karıymışsın bel
— öyleyimdlr.
(Arkası var)
— Desene kaçmadaydın ne olacaktı?... Vay, ne yosma şeysin kız seni...
Ve tepede yanan minimini ışıkta Zeynep, onun gözlerindeki sarhoş kızıllığı gördü. Yüzüne doğru savrulan nefes de rakı kokuyordu.
«— Vay, kerata! — diye için İçin söylendi. — Dian ben All Hâsımı ut-Inttım btl... Seni mİ aüatamıyaca-ğım?»
Elini yavaşça cebine sokarak tabancasını kılıftan çıkardı.
şimdi, bozuk kaldırımların müsaade ettiği nispette süratle, Ikl yol ağzına doğra gidiyorlar.
Zeynep, âmlrane bir Besle;
— Beni İskeleye bırakacaksın! -dedi
— öyle mİ. ablacağım?... Aşığın çımacı nn yoksa?
— İskeleye diyorum sanal... Yanlış yola sapıyorsun!
— Bu ne ses bel... Kesl... Tolumu bana mı öğreteceksin?
— Bu sokak sahile İnmez, kırlara çıkar...
— Daha İyi dedin ya İşte-, Sahilde İşimiz ne? Kırlara gidelim. Beni be-ğenmedJnse, şundan iki yudum çekince (cebinden varım kiloluk bir rakı şişesi çıkardı; arkaya doğru uzattı.) fikri» değişir-
Diskotek kılavuzu 1*1
kin. mutedil hareketli bir dansın adı 16 ncı yüz yıldan itibaren FransacLı yayılmış, sonra Almanlar tarafından iktibas edilmiştir- Bir Alman damı mânasına gelen ALlenıande’ln karakteristik ritminden eski Alman bestecileri büyiik saz eserleri ibda etmişlerdir. Bach devrinin Allemandelerı artık oyun havaları halinden çıkmw. pröludelere benzer şekilde enstrümantal besteler halini almışlardır^
Diskotek kılavuzunda bilhassa dikkatimi çeken mühim bir noktayı belirtmek İsterdim: Tavslyo edilen eserlerden milli karakter, halk karakteri taşıyanlar tercih edilmiştir. Bu cihet dikkate şayandır. Beethoven'in Pastoral senfonisinin ( en. son kısmında tekrar avdet eden sükûnet ortasında İsviçre çobanlarının havalarını hatırlatan bir ezgiye» ve yine bu büyük bestecinin beş numaralı piyano konçertosunda «son rondo kısmında bir halk dansı edasına» işaret ediliyor. H. B. Yönetken'in Berlioz'dan tavsiye ettiği eserler arasına Macarların şöhretli Rakoçl marşını almasını; Blzet' nln Hd numaralı Arlfslenne süitinde eserin «tamamen yeril renklerle bezenmiş olduğunu» belirtmesini; Po-rodlne’ln prens tgorundan seçtiği Poloviz danslarında «bu nefis danslar Şark makamlı ezgilerle bezenmiştir. İlk kadın korosu Rus folklorunun güzel bir ömeğtdlr.» diye halk karakter! üzerinde durmasını gelişi güzel bir tesadüf eseri sayamayız. Çünkü kılavuzda tavsiye edilen bir çok plâklarda müellifin mili! karakteri belirten eserler üzerinde durmak isteğini apaçık görüyoruz: Gra-nados'un frpanyol danalarında, Orleg" in Peergynt süitinde. Lalo'nun Norveç rapsodimle İspanyol aenfonont-slnde, Llszt'ln Macar rapsodlsile Macar fantazlolnde. Ra velin İspanyol rapsodisinde, Dvorakhn Blâv danslarında, Bmetana'nın Vltavasında, R. Korsakow*m İspanyol caprleclosunda ve daha bir çok eserlerde hep aranan milli ruh. halk ruhudur. Bence eserin en mühim, en karakteristik yanı huri ur.
Eser hakkında bazı temennilerim var; Diskotek kılavuzunda tavsiye edilen eserler hep saz müziğine ait. ses müğlalne hiç yer verilmemiş; hiç bir plâk tavsiye edilmemiş., »as mü-, ziğl yurdumuzda daha sık dinlenen bir müziktir; halkın kulağı bu müziğe daha alışıktır. Koro konserlerinin az dinleyici bulması, halkın ses müziğini yeter derecede dinlememiş olmasındandır. Ses müziği okullarda ön plânda bulunduğuna göre okulların ihtiyacını karşılamak Özere basılmış olan kitapta «es müziğine de yer verilmesi temenni olunurdu.
Diskotek kılar uzunda Hândel yalnız fa majör org konçertosundan Andante 11e, Chopln de bir tek plâkla Vals brlllante op. 31 No. 1 fle temsil edilmiş. Buna mukabil Dellbesten sekiz plâk, Usztten bir düzüne kadar plâğa baliğ olan beş eser tavsiye edilmiş. Kitapta Bâlâ Bartok gibi bir besteciye yer verilmemiş olduğunu gördüm. Müellif bu değerde bir mn-Elldclyl nasıl clup da kitabına almamış? Kitabın çizelgesinde Macar besteci ve viyolonisti Hubay va Aiban Berg"in ölüm yıllan yazılmadığına gözüm İlişti. Kitabın faydalı malûmatla dolu sahnelerinde pek seyrek olmıyan mflrettlp hataları da var Daha İnce bir tashihten geçmesi lft-aradı; bu suretle eserin mükemmelliği sağlanmış olurdu.
Diskotek kılavuzu, okul ve ailede plâk seçimini kolaylaştıracak, müzik zevkini salim btr yola yöneltecek değerli bir yardımcıdır; bu sahada İlk ve tek eserdir. Muharririn himmetini şükranla ananın
Fikri Çit ek oğlu
Milli Eğitim Bakanhğı faydalı bir kitap yayınladı Diskotek kılavuzu adını taşıyan bu eserin muharriri değerli muslklcimlz Halil Beril Yö-netken'dlr. EL B. Yönetkenin mtizik «abasındaki çalışmalarından bahsetmeği salt bulurum. Yıllardır öğretim ve eğitim alanında faydalı olmağa çalışmış olan bu muslkicinıizi uzaklan yakından müzikle UgUl olanlar pek İyi tanırlar.
Bugün her okulda. hattâ Anadolu İçlerindeki okullarda bile bir İki bin kitaplık okul kütüphaneler! öğrenri ve öğretmenlerin İstifadesine hazır bir durumdadır Bakanlık faydalı gördüğü her kitabı, ber dercıyl günü gününe gönderiyi r Bugün kütüphane, yarın Diskotek...
Diskptek kılavuzu bir İhtiyacı kar-»Umokca. bir boşluğu doldurmaktadır. Müzik öğretmeni plâk seçimi hususunda çok defa müşkül durumda kalmaktadır. Okul ve ar’e birliği, daha şimdiden bir çok okullarda ümitli ve verimi! bir keyfiyet gösteriyor. Bu hayırlı çalışmalarla okul Dlskoteklnln. tohumu atılabilir. Bugünkü üç b-ş plâk yarınki Dlskotekln temel! olabilir. Bazı okullarda yapılan küçük tasarrufların müzik yoluna harcandığım memnuniyetle gördüm. Fakat yine şunu da belirtmeden geçemlye-eeğhn; meselâ Llszt'ln yanında baran Tino Rosafye tasladığım da oldu.
Diskotek kılavuzu 70 sahirelik küçük b^^Jtaptır. Fakat yazılarının gayey_ puntularla dizilmiş ol-
duğu gözönûnde tutulursa verdiği malûmatın pek o kadar muhtasar olmayacağı kendiliğinden anlaşıl’?. Tavsiye edilen plâklar — Sahibinin Besi, Telef unken. Kolum bla ve Poly-(tor — numaralan ve sert rumuzlar!-le kitabın başında dört sahlfe İçinde gösterilmiştir. Bunu taklbeden 33 sahi f elik bîr tısımda -seçme saz müziği eserlerinden banlan hakkında kıra izahler» verilmiştir- Eur.dan sonra gelen 28 sahitebk .Sözlük* lüzumlu ve faydalı bilgileri İhtiva ediyor. Kitabın sonuna ayrıca ilave edilmiş olan bir »Çizelge u her besteciyi mensup olduğa devir ve okul İçinde gösteriyor.
Kitabın nasıl bir İhtiyaca cevap verdiğini ön sözde muharririn ağzından dinliydim: «Plâk, bugün müzik eğitiminde önemli bir rol oynamaktadır. Bir çok okullar ve aileler ciddi fana t değer! taşıyan plâklar dinlemekte va bunlardan DLskocekler meydana getirmektedirler. Plâklardaki sanat eserlerinden alman zevk ve fikrin, bu eserlerin şekil, bünye, muhteva ve besteciler! hakkında önceden alınmış bilgi nispetinde artacağı şüphesizdir»
«Diskotek kılavuzu* nun sahife'.erl-ni karıştırıyoruz. Miiz'k eserleri hakkında verilen Izahıara avrüouş kısımda, meselâ Beethoven'in k-man konçertosu hakkında alâka uyandırıcı şu satırları okuyoruz; «Eserin Al-legrosu başında tembelle ro e işitilen dört darbenin enteresan bir hlaâyesJ vardır; Beethoven sağırlığının arttığı günlerden ve uykusuz geçen gecelerinden birinde uzaktan bir yerin vurulduğunu İşitir gibi oluyor, ncaba hakikaten bir yer mİ vuruluyor, yok-ra asabi bJr hal mİ gaçurlyuT? Endişe İrinde kalkıyor, korkarak pencereye r'dip dışarı bakıyor, bir de görüyor ki komşusunun kapısı vurulmaktadır o zaman kulaklarının hâlâ İşitmek kabiliyetini kaydetmediğini gÖrerek seviniyor ve bu dört darbeyi, çoktan beri yazmayı düşündüğü keman konçertosunun başına koyuyor. Konser ton un ilk kısmı âdeta ta dört darbe üzerine kurulmuş gibidir«
Sözlük kısmı da okuyucunun âlâlarım çekecek değerdedir Meselâ Earh' ın bir keman sonatı veya pa-Utasım dinliyorsunuz Aîlemande hakkında bir fikriniz mİ yok? Sürtükte bulacağınız bilgi «İTİ tatmin edecektir:
•Dört veya İki vuruşlu Ölçü d? sa-
P1 Okullarda bulundurulacak klâsik müzik plâktan kılavuzu: MIHI Eğitim Basımevi; Ankara - 1943
Italyanın yeni Cumhurbaşkanı M. Elnaudl merasimle vazifesine başlamıştır. Yukarıda Cumhurbaşkanlarına mahsus Quirinal sarayına girerken görünüyor. Einaudi, İtalyanın tanımış âlimlerinden djr.
Serbes Siitun:
Bağdat caddesinin acıklı hali
tstanbulda hârika derecesinde berbat yollar vardır ama, cadde olarak Bağdat caddesi kadar acalbınt-tesadüf edilmemiştir. Her hususta berbat bir cadde yapmak için bilhassa özenlideydi bu kadar muvaffak olunamazdı. Bağdat caddesinin Feneryolundan, Bostancıya kadar olan kısmı hakikaten bir yüz karasıdır. Tramvay, otomobil güzergâhı ve yaya kaldırımı birbirinden tefrik edilemlyen bu caddeden geçmek mecburiyetinde olan ora sakinleri her defasında büyük bir tehlikeye maruzdurlar.
Bu tehlike defalarca yazıldı, çizildi aldıran olmadı. Bu vaziyet daha ne kadar devam edecektir? Senelerdir ölçerler biçerler kaybolurlar. Ne tramvay yolu düzelir ne de yaya kaldırımı yapılır. Caddenin bazı yerlerinde meselâ Çlftcbavuz durağı İle Göztepe durağı arasında yaya kaldırımından eser yoktur. Tramvay güzergâhında yürümek İse İmkânsızdı», çünkü iki rayın ortası otluk, ve çöplüktür, aynı zamanda derin çukurlarla kaplıdır.
Asfalt yol denmeye bin şahit İsteyen bu Bağdat caddesinden Anadolu seferi yapan kamyonlardan tutun da en lüks arabalara kadar îs-tanbulda mevcut her türlü nakil vasıtası geçer. Bilhassa resmi plâka taşıyan arabalar yıldırım süratiyle geçer giderler. Aynı güzergâhta yürümek mecburiyetinde olan yaya, ayağının incinmesi pahasına kendini tramvay yoluna zor atar, eğer şansınıza yolda da bir tramvay varsa kurtulmayı varın siz düşünün.
Senelerdir caddenin Çlftehavuzlar durağında, Şaşkın bak kulda ve daha bilmem nerede dikili duran kırk kilometreden fazla süratle gidilmez İbaresi her süratli geçen vasıta karşısında belediyenin İktidarsızlığını haykırir durur.
Akşam saatlerinde yürüyecek başka yollan olmayan yayalar, çocuk arabaları, yolu tamamlyle kaplayan dev otobüslerin ve bazı ehliyetsiz şoförlerin kullandıkları otomobillerin güzergâhıyla, bozuk tramvay ta-nn geçtiği yol arasında biri btr tarafa, biri diğer tarafa sıçramak suretiyle bocalar dururlar. Evet ehliyetsiz şoförler diyorum; zira Bağdat caddesi sair günler de amatörlerin talim yeridir. O caddede kaç aceminin defalarla tehlike yaratarak şoförlük öğrendiklerini ora sakinleri bilirler. 039 dan beri takside çalışan arabalar tamamlyle yıpranmıştırlar. İki günlük tftmirle senelik muayenelerini atlatan otomobiller halk İçin tehlikelidir. Daha geçenlerde bindiğim bir otomobilin şoförü motör-den çıkan gürültüyü aorduğumcla bana sekiz alllndlrden birini delindiği için tecrit ettiğini İftiharla söyledi
Bağdat caddesinde seyrüseferin ehliyet muayenesi yaz aylarında on on beş günde btr ancak bir İki saat müddetle yapılır, o da pazarlara rasladığı İçin vakti saati bilinir ve tedbiri alınır.
Velhasıl Bağdat caddesinde gün geçmez M bir tanıdık ezilme tehlikesi atlatmış olmasın. Binadan evvel halkın emin bir yola İhtiyacı olduğu artık bilinmelidir.
Alâkadarların bir gün yaya olarak bu caddeden geçerek vaziyeti yakından görmelerini temenni ederiz.
Orhan SALtlIO&LU
lzmirde sıcaklar başladı
tamir (Akşam) — Burada havalar tam mlnasllo yaz »ıcaklarUe devama başlamıştır. înclraltı ve Çeşme plâj-lan açılmış, ayrıca İzmlrin Oüzelyalı ve Karşıyaka deniz banyolarında da. faaliyet başlamıştır, lzmlrden bir çok aile sıcak mevsimi geçirmek Özere Bozduğa, Gölcüğe gitmektedir.
Bozdağın Gölcük yaylâsı 2800 metre irtifaında. çam ormanları!» çevrelenmiş, her türlü tabiat zengtnllklerlie bezenmiş bir yerdir. Burada bulunan Bozdağ köyü de her yıl İnkişaf etmek suretUe konforlu otel ve evlere kavuşmuş, pek çok ailenin yaz mevsimini «erin ve sıhhat verici bir muhiti» geçirmesin! temine yarayacak bale gelmiştir.
İzmir Veremle Savaş kurumunun her yas 1 temmuzdan 31 ağustosa kadar iki ay müddetle açtığı Yamanlar kamnı hazırlıkları tnmamlanmıç-tır. Bu ayın sonlarına doğru bu kamp da sıhhat ve neşe arayanlar İçin açılmış bulunacaktır. Bu kampta yeni dağ evleri, bol gıda
her aileye elverişlidir. Solnryom. yeni lokanta kunnı Yamanlar kampının eski manzarasını tanı amile değiştirmiştir.
ve çadırlı kısım\ve anlattı:
Dürü(dl@n bugüım@BnD
Ayıp, bir hayli zamandır kayıp!,.
Eski bir mühürcü ilekonuşma
— ,------~ ~ | Yazan: Cemaleddin Bildik
Mühürcülüğe girmek isteyen bir çocuk veya delikanlı ne şartlar altında mesleğe alınırdı? — Mühüre sığan ve sığmayan isimler — Kuranıkerim üstüne el koyup yemin edenler — Surata fırlatılan altın dolu torbalar — Sahtekârlık niçin yapılamazdı? — Niçin bakkallık edememiş?.. — Soyadlarmdan sonra,..
Created by free versıon of 2PDF
Mühürcü Rauf «Fehmi* usta He dükkânının kapısında
v
ts tan bulda eski mühürcülerden, kala kala üç usta kalmış... Bunlardan biri de «açı sakalı ağarmış, 70 yaşında Rauf Özceylân'mış... Kendisini Sahaflar çarşısındaki dükkânında, köşe minderine oturmuş olduğu halde el'an mühür kazımakla meş gul bulacağımı aöyLedlkleri aaznnn, bu eski hâkkâk'le konuşup hâtıralarını tesblt etmek İstedim. Sahaflar çarşısına giderken düşünüyordum... Btr zamanlar ne İdi o mühür merakı?... Altın ve gılmüş tlKüna mühür kazdırmak küçümsenir de akik ve necef mühürlere daha fazla kıymet verilirdi. Miihür o vakitler, erkekler İçin yalnız bir imza kalıbı değil, ftdo-ta bir zlnet eşyası idi... üstü mühürlü zarif yüzükler yaptırılır, bir mil üstünde dönen Uç taraflı mühürler de süs olarak saat kösteklerinde sallandır ılır di.
Rauf ustanın dükkânında
Sahaflar çarşısında, bana tarif ettikleri gibi, köşe minderinde çalışırken bulduğum Rauf ustaya:
— Kolay gelsin | dedim. Mühür mü kazıyorsunuz?
Elindeki kabze'yl (•) yan tarata bıraktıktan ve bembeyaz sakalını sıvazladık tan sonra:
(— Mühür kasıyordum; dedi; fakat öyle bir mühür M soyadını sığdıra cağım diye âdeta ter döküyorum... Eskiden daha uzun İsimleri, harflerini birbirine «okarak kolaylıkla yazardık, Fakat bu harflerde onu yapamıyoruz kİ...»
Kemaleddln Şimşek oğulları, Emine Solmazyapraklutvğlu, Zehra Akarcalı köylüler, Nevvara GttilstanlıgUler gibi soyadları uzun İsimleri minimini mühür İçine kazmanın çok güç olduğunu anlatan Rauf usta, yan taraftan bir albüm çıkararak uzattı:
•— Şnna bakınız evin dimi d«H. No uzun İsimler vardı kİ eskiden minimini mühürlere pekâlâ yerleştirebilirdik.»
W yıl evvelinden bu yans, kazdığı mühürlerin birer baskısı Ut meydana getirdiği albtlmü karıştırmağa haşla-
Albümde, şimdiki beş kuruşluklar büyüklüğünde öyle mühürler var ki içine bir sürü yazı yerleştirilmiş... Darül muallim atı »11ye, Orman Mektebi âlisi, şile kazası Hükümet Tabipliği, Kony* Darül İrfan Mektebi Müdlrlyetl, Kadınlan Çalıştırma Cemiyeti İs İlmiyesi Müdlrlyell umumiyeti, Tevhidi Mübayaat Komisyonu Hukuk müşavirliği vş saire..-
Tarihte hata, mühürde sahtekârlık olamaz!..
Rauf usta, hâkkâkllğln, yani mühürcülüğün çok nazik ve çok ehemmiyeti! bir meslek olduğunu söyledikten sonra bu mesleğe olur olmaz her İnsanın alınmadığını İşaret etil
(•) Kahra: __ Kazttacah mflbrû sı-kışfvTna^a mahsus minlnılnf bir ağaç men denedir.
«— Farzedellm kİ bir çocuk veya bir delikanlı mühürcülüğe girmek. İstedi. Onun bu mesleğe karşı kabiliyet ve istidadın dan. evvel aLle şeceresi û-rerinde tetklkat yapılırdı, helâl süt emmiş İnsan olacak; ailesi arasında hırsızlık, sahtekârlık, kaatllllk, carih-lik gibi suçlular bulunmıyacaktı. Çocuk hakkınd&kl bu soruşturmalar müspet netice verirse o vakit mesleğe karşı heves ve İstidadı ölçülürdü. Bu da matlûba muvafık netice verirse çocuk mesleğin en yaşlılarından mürekkep bir heyet huzuruna çıkarılır, Kuranı Kerim üzerine el bastırılarak sahte mtllıür yapmıyacağma dair yemin ettirilirdi. Yemin yalnız bundan ibaret de değildi. Ustalarına karşı hûrmetkâr davranacağına, itaatsizlik etmlyeceğine, kazacağı mühürlere de dtaJma o yılın tarihini yazacağına da yemin ettirilirdi.»
— O yılın tarihi yerine, müşteri birkaç yıl evvelki tarihi kazdırmak İsterse?...
ihtiyar usta, »anki kendisini bir sahtekârlığa teşvik ediyormuşum gibi bana sert sert bakarak;
«— Olamaz öyle şey! dedi. Olamaz... Kuram Kerim üstüue el koyup yemin eden İnsana, bu sahtekârlık yaptırilamar,... Mühür kazdırmak Istlyen müşteri eğer o mühre birkaç yıl evvelin tarihini yazdırmak isterse, bunu mutlaka bir sahtekârlık yapmak İçin İstiyor demekti. Bu İtibarladır M öylelerine iyi nazarla bakılmaz, dükkândan kovulurlardı.»
— Yüksek para vadederse?...
«— Gene de yaptıramazdı, önümüze torba dolusu altın da konduğunu çok gönnüşUmdnr ve gene bu gibi ahvalde o altın dolu torbanın müşterinin »ıratma atıldığına ve «Defol oradan aahLekâr adimi» denerek kovulduğuna şahld olmuşutû-dUT4
Bu sözlerden de anlaşılıyor kİ eski İnsanlarda aile terbiyesini destekli-
Avıupanın başlıca polis başkanlan Londrada bir toplantı yapmışlardır. Yukarıda bu toplantıda bulunan İngiliz, Fransız, İsveç, İsviçre, Belçika polis mümessilleri görünüyor.
yen bir de Allah korkusu varmış.,, Şimdi İse paranın bile sahtesini yapanlara rasbyoru2İ...
Esnaf terbiyesi
«— Eskiden esnaf terbiyesi diye bir şey vardr.» diyerek sözü o mevzua çeviren Rauf usta, bugün Sahaflar çarşısı deyip geçiverdlğlmlz bu yerin aşıl adının «Hakkakler çarşısı* İsmiyle maruf olduğunu, tapuda da aynı İsimle mü seç çel bulunduğunu söyledikten sonra:
«— Burada, dedi, tamam 17 hâk-kâk vardı. Şimdi ise yalnız, ben kaldım. Yeni harflerin kabulünden sonra birkaç yıl İş oldu. Fakat birçoklan mühür sahibi olunca iş azaldı. Dükkânı kapayıp Fatihte küçücük bir dükkân tutup bakkallığa başladım. Eksik tartma, hile karıştırma İşini beceremediğim İçin başa çıkamadım. Bereket versin tam bu sırada Soyadı kanonu çıktı da mühürcülükte yeniden İş açıldı ve dükkâna dönerek eski mesleğe devam ettim. Yoksa sermayeyi kediye yükllyecek, bakkal dükkânının kapısına kilidi vurup parasız, pulsuz, aç, köşeye çekilecektim. Bizim zamanımızda bir esnaf terbiyesi vardı. Ne çıraklar, ne de ustalar,.dükkânden dükkâna.ban açık ve ceketsiz geçemezlerdi... Dükkânda başı açık oturmak, ceket giymemek, müşteri İle laubali olmak dn son derece ayıptı.»
Sırası gelmişken, İhtiyar mühürcünün sözlerine ben de İlâve edeyim; şimdi dükkândan dükkâna şakalaşan, açık saçık küfürler savuran dükkân sahipleri ve çırakları, gelip geçen kadın müşterilere lâf atıp ta-talmaktan da geri kalmıyorlar! Ayıp, bir hayli zamandır kayıp...
Hâlâ ustası «Fehmi» nln İsmini yaşatan İhtiyar mühürcü Rauf usta bana pek eııtresan hâtıralar anlattı. Bunlan da bir dahaki nüshada yazarım.
Cemaleddin Bildik
Sallife 8
^[Unutulmaz sevgi J
Beyaz eteklikler — Cilt rahatsızlıklarında faydası
Elbiseler altına kolalanmış ince, linon, patiska eteklikler giymek modası gün geçtikçe rağbet bulmaktadır.
150ü senesini İhya ederken uzun ve bol elbiselerin altına ayrıca kolalı beyaz etekillc giyilmesini terziler nihayet kadınlara kabul ettirmeğe muvaffak oldular. Bütün Avrupada yıkanmak İçin güç bulunan sabunu bu etekliklerin yıkanmasına sarfetmeğe kadınlar razı olmuşlardır. Bunları temizledikten sonra da kolalamak İçin klmblllr daha başka ne müşküller? katlanacaklardır.
Bu vesile İle her evde bunların bir zamanlar nasıl kolalandığı yaşlüar-dan soruluyor ve yeniden işe başlanıyor.
Bu eteklikleri güzel kolalayabilmek İçin kolayı şu suretle hazırlamak lâzımdır:
tkl bardak soğuk su içerisinde S0 gram kalayı ezmeli, sonra sekiz bardak sıcak kaynar su İçerisine atarak iyice ezlllnceye kadar kaşıkla karıştırmak. (Bir kahve kaşığı boraks ilâve olunursa kolalanan eşya daha parlak Olur.}
Kolalanacak eşya soğuk suya ba-tırılarak ıslatılır. İyice sıkılır, yaş olarak hazır lan an kola içerisine bat.-rılır, sıkılır v> asılır. Hafit nemli İken ütülenir.
Kolanın en iyisi pirinçten çıkarılandır. Gayet beyaz ve kuru olur. Elle sıkılınca kolayca kırdır, ezilince de kendisine mahsus bir hışırtı çıkarır.
Kola yalnız çamaştr kolalamakta kullanılmaz. Bununla beyaz kürk ve ayakkabıları temizlenir. İliç gibi bazı rahatsızlıklarda da kullanılır.
Toz halinde kolayı İnce talk pudrası ve mantol Ue karıştırarak, ciltte hasıl olan küçük sivilcelere, kaşıntılara karşı serinletici bir İlâç elde edilir.
Bazı cilt rahatsızlıklarında kola banyosu yapılır. Bllh&ssa güneş yanıklarında kola Jâpasının çok faydası görülür. tkl bardak su İle pişirilen 15 gram kola iki tülbent arasına konarak her hangi bir lâpa gibi kullanılır.
Bunlardan başka sütle pişen bir çok kremalara nişasta yerine kola kullanılır.
Moda haberleri
kesil-
sarmakta-
★ Elbiselerin ekseriyetle beline rugandan enli kemerler konulmakladır. Bunlar bujc şeklinde (verev) dikleri için beli gayet İyi dırlan
* Pikeden, muslinden, organdiden yapılan yaka her elbiseyi süslemekledir.
dantelden, ve jabolar
* Etekler bol olmak şartlyle bir çok biçimde giyiliyor. Kloş, pilse yahut parçalı.
★ Belr kadar inen İnci kolyeler modadır. Bunların bele inen yerinde inciden iki püskül vardır.
3 elbise yerini tutan 1 elbise
Kazan dibi mahallebisi
| Faydalı bilgiler |
Yumurta akı ile yama
Bu sene moda olan ince muslin ve ya organdı gibi kumaşlar bir çiviye takılır, yahut başka bir suretle yırtı-lırsa tamiri pek müşküldür.
Yırtılan yerin belit olmaması için yumurta akı Ue yapmak en iyi usuldür.
Yırtılan yerin kenarlarını ağız ağı-za getirmeli. Bir yumurta akını bir kahve kaşığı au ile köpürtmen. Yırtığın altına bu mahlûttan 3Ünnelî, aynı kumaştan bir parçayı yumurta akma batırarak yırtık yerin altına yerleştirmeli. İnce bir tülbent koyarak kızgın ütü İle ütülemeli.
Yumurta akı ütünün sıcaklığı ile sertleştiği İçin, yırtık yamalanmış olur
Gülleri muhafaza
Güllerin en bol çiçek verdikleri mevsimdeyiz. Evde vazolara konulanların ancak bir iki gilnlük ömrü vardır. Bazan. nadide renk ve biçimde bir gülü bir kaç gün taze olarak muhafaza etmek istenilir. Bunun için çiçek vazosunun suyu İçerisine bir kahve kaşığı tuz koymalı.
Sayfiyede bulunan dostlara gidince. akşam eve dönerken büyük buket halinde verilen güller vapur ve tramvaylarda sıkışarak sörperler. Bunları tazelemek İçin eve gelir gelmez gülleri ilik suya daldırarak bir İki dakika bırakuıah. Sonra uçların
* Beyaz fistodan yapılmış büyük dan birer parça keserek serin su do-şapkalar bu yaz çok giyiliyor. ( iu vazoya yerleştirmeli.
Bir buçuk kilo süt, İki çorba kaşığı dolusu pirinç unu, iki çorba kaşığı dolusu un, İki çorba kaşığı dolusu nişasta.
Sütü ateşe koyarak kabartmalı. Kaynamaya başlayınca bir miktar su ite ezilen un, pirinç unu ye nişastayı akıtarak süte ilâve etmeli. Sütü mütemadiyen kepçe İle kanştirmaiı. Koyulaşan sütü bir üd taşım kaynadık -ton sonra kenarlı bir tepsiye dökmen. (Mahattebl tepside iki üç parmak yükseklikte olmalıdır.)
Tepsiyi tekrar hafif ateşe oturtmalı ve pişirmen. Bu defa mahailebl katiyen karıştırılmamalıdır. Ateşte pişerken üzerinin kaymak tutmaması için kaşığın altını, mahallebln’n üst kısmında, sıvazlar gibi, gezdlrmell
Tepsiye konulan mahallebl pişince bir parmak kadar Iner.Hlç karıştırıl-madığı için dibi kızarmıştır. Soğuduğu zaman dört köşe parçalara keserek tabağa almalı. Üzerine İnce şeker ve glii suyu serpme!!.
Arzu ediltrse mustatü şeklinde kesilen kazan dipleri katlanarak tabağa alınabilir_____
za-
Limondan fazla su almak için
Limonun kıtlaşmaya başladığı inanlarda, limondan fazla au almak
herkesin arzusudur. Tarif edeceğimi^ usul İle limondan iki misil fazla su alınır.
Limonu kesip suyunu sıkmazdan evvel sıcak su İçine atarak yarım dakika bırakmak, sonra kesip suyunu sıkınalı.
Fazla kıllarla mücadele
İnci G: Yüzde ve vücuttaki fazla tüyleri yokelmek İçin bunlarla hemen her gün uğraşmak lâzımdır. En emin ve basit usul herkesin bildiği irice Sünger tası, cımbız ve oksijenli sudur. Elektrikle yapılacak tedavi bir mütehassıs tarafından dikkatle yapılırsa İyi netice verir, fakat lyl yapılmazsa her kılın kökünde enfeksiyondan birer küçük çıban olur, bunlar geçtiği zaman çıban yerleri çiçek çıkarmış insanların yüzü gibi bir hal alır.
Yüzdeki tüyler İçin oksijenli su en faydalısıdır. Sürülen yerdeki tüyler İncelir, renkleri aç dır jre nihayet düşerler.
Kaşlar lçta çımbız Ue almak en doğru harekettir.
Kol ve bacaklardaki tüyler İçin en müessir usul şudur: Tüy olan yerlere bolca sabun sürdükten sonra ince sünger taşı ile masa] yapmak. Bunu her gün yapmak, bol ılık su İle yıkadıktan soma gayet az vazelin yahut gliserin sürerek talk pudrası pudralamak lâzımdır.
ile
Marulun faydası
Hergün bir marul ' yenilirse berraklaşır, kan tazelenir ve gayet rahat uyku uyunur.
Uzak akrabamdan birinin hürmeti — Bu kadar gevezelik yetişir Mar-hlaslle teyze diye hltabettiğim karışıl seli Alls, tu/alet masasının önünde otu-; rarak yüzünü pudralarken bana döndü:
— Marsel, dedi, ukr reng indeki pudra l!e dudaklara sürülen koyu rüj. bak ncgüzel bir tezat yaratıyor, sonra gözlerin altına mavi Krayon İle sürülen gölge çehreye ne esrarlı bir mâna veriyor. Biz kadınlar yok mu? Güzel görünmek için yapmadığımız ve katlanmadığımız hiç bir fedakârlık yok. Bununla beraber şüphe ve tereddütten kıırtulamıyoruz.
— Ne diyorsunnz teyzeclğim, sizin yaşınızdaki bir kadının güzelliğinde hiç şüphe olur mu?
— Niçin olmasın çocuğum?
— Bunu sormağa lüzum var mı teyzeceğim. O kadar genç, o kadar güzel ve sehharsmız ki...
— Kolluklarımı kabartıyorsun Marsel! . .
— Size hakikati söylüyorum tey-zeclğlm!
Alis, yer yüzündeki kadınların en güzeli ve en çok sevilmeğe lâyık olanıdır. Her şeyden evvel ancak 26 yaşında İdi. gençti ve çok güzeldi. Nereye gitse arkasından takdir ve hayranlık fısıltıları yükselirdi Yolda bUe arkasından dönüp bakarlardı. Billûr gibi bir ses!, musiki gibi bir tebessümü vardı, öyle şahane bir yürüyüşü, öyle tatlı ve parlak siyah gözleri vardı kl ben de farkına vuramadın ona âşık olmuştum. Dalma onun yanında bulunmak fırsatını arıyordum Ben de ancak yimisine basmıştım. Çehre züğiirtü deşildim. Kadınlar nezdinde epey muvaffakiyetlerim de vardı. Fakat beni, her kadından fazla çeken Alls’ti. Akrabadan ziyade kendine bir kadın nazariyle bakıyordum. Sonra o. beni çıldırtacak her hareketten çekinmiyordu. Beni giyinirken buduvarına çağırıyordu. Ben de şahane vücuduna, kabarık göğsüne, bembeyaz ve müdevver omuzlarına yiyecek gözlerle bakıyordum. Derken, ne yaptığımı bilmeyerek, ona sarılıyor. çılgın buselere garked (yordum. O. kahkahalarla katılıyor, hafifçe ben! tokatlıyor, bana yaramaz çocuk diyordu. Fakat bu hareketlerimin, onun hoşuna gittiğini anlıyordum.
Bu gece her zamandan fazia güzeldi. Siyah marokenden göğsü açık ve omuzlardan birini çıplak bırakan çok dekolte bir tuvalet giymişti, çok iyi taranmış, bayıltıcı kokular sürülmüş saçları, ona 18 yaşında körpe bir kız manzarası veriyordu. Alis, bir aralık bana dönerek sordu:
— Beni nasıl buluyorsun Marsel?
— Her zamandan daha fazla güzel, dedim ve üzerine eğilmek İstedim.
— Bana yaklaşma yaramaz çocuk, diyerek beni azarladı.
— Ah teyzeelğim, bilseniz ne kadar güzelsiniz.
— Riyakârlığı bırak, yoksa bana korte mİ ediyorsun?
— Niçin size korte etmeyeyim güzel teyzeelğim?
— Dayın bu sözlerini duysa sana ue yapar bilir misin?
— Siz de şu dayı lâfını bırakınız. O, size hiç bakıyor mu. elinde bulunan hazînenin kıymetini biliyor mu?
Alls İşveli bir sesle:
— Büyük lâfları bırak Marsel. biraz daha İleri gidersen, bana âşık olduğunu da söyllyeceksin!
Kıpkırmızı kesildim:
— Size âşık olup olmadığımı bilmiyorum amma, siz benim nazarımda dünyanın en güzel kadınısınız teyze-
Sustum ve ona baktım, sonra yanma yaklaştım. Göğsü kalkıp İniyordu. Söz söylemeden eğilip çıplak omuzundan öptüm Vücudunun elektrik cereyanına tutulmuş gibi titrediğini hissettim. Alış ansızın başını çevirdi ve başımdan tutarak dudaklarını. dudaklarıma yapıştırdı. Sonra yaptığından utanmış gibi görünerek boğuk bir sesle:
— Git Marsel, artık dedi. Seni baloda beklerim!
Alisi sefarethanedeki baloda göreceğim! biliyordum. Alls de bunun İçin bu kadar İtina ile süsleniyordu. Kapıdan çıkarken kocası frakım giymiş odaya girdi. Karısına gülümri-yerek:
— Sizi rahatsız etmiyorum ya diye sordu. Teyzem: .
— Bilâkis! diyerek öpmek için elini uzattı.
Kocası, hayret ve takdir dolu bir sesle:
— Bu gece ne ciadar da güzelsin, balonun kraliçesi sen olacaksın karıcığım! Baloya gelecek davetlileri güzelliğinle çıldırtacaksın dedi, sonra bana dönerek sordu:
— öyle değü m! Marsel?
Mihaniki bir eda Ue:
- Teyzemin şayanı perestlş olduğuna şüphe yok cevabını verdim
Alls bana nıânalı bir bakışla:
— Bu akşam baloya geleceksin değil m! Marsel? diye sordu.
Dudaklarımı ısırarak:
— Tabii geleceğim mukabelesinde bulundum.
Bir saat sonra ben de baloda İdim. Baloda en büyük muvaffakiyeti Alisin kazandığını, bütün gece biricik kavalyesinin ben olduğumu size nasıl anuttayım? Artık saklıyamıyo-mıyorum. Alise çılgıncasına âşıktım. Gece sabaha karşı saat İkide koca-siyie birlikte evine kadar refakat ettim. Otomobilden İnerken teyzem nıânalı bir bakışla:
— Bir kadeh likör içmek için eve pirsen a diyerek beni davet etti. Davetine icabet ettim Dayım pek yorgun olduğu için bize geceniz hayır olsun diyerek odasına çekildi. Ben Ue Alls. ocağın yandığı küçük salonda yalnız kaldık. Size Alise sarılarak nasıl çılgınca öptüğümü onun da aynı hararet ve İştiyakla buselerim! nasıl iade ettiğini size anlatayım nu? Dünyada hiç bir kadının bana Alis kadar tatlı aşk dakikaları yaşatmadığını ilâve edeyim mİ? O geceden beri altı ay geçtiğini ve birbirimizi taparcasına sevdiğimizi söy-liyeylm mi? Fakat sözlerin ne kıymeti var? Evet, sözler, büyük, sönmez ve çılgın aşkımızın yanında pek sönük kalıyor.
Çeviren: A. Hilâli
îzmir Fuarı hazırlıkları
İzmir (Akşam) — İzmir enternasyonal fuarı hazırlıklarına başlanmıştır. Bu senek! fuara İtalya, Macaristan ve Çekoslovakya resmen İştirak edeceklerin! bildirmişlerdir İran ve Romanyanın İştirak edip etmlyecek-lerl hakkında bu hafta içinde cevap gelece®! anlaşılmıştır. 17 nci fuarın afişleri Istanbıılda basılmaktadır.
Bu sene kİ fuara bilhassa dış memleketlerden İştirak İçin müracaatlar fazladır. .
t— ----------------:----------------
İmparatorun enfiye kutusu
AŞK VE ZABITA ROMANI
Yazan: John D. Carr Tercüme eden: Vâ-NÛ
No. 68
aylığı pek yüksek değil. Blnaberin, babasuun koleksiyonları arasındaki pırlantalı kolyeyi çalmak kararını o veriyor.
Hızlı hızlı soluyuşları âdeta hıçkırık halin! alan Helena Lawes:
— Sözlerinize inanmıyorum. — diye haykırdı.
Doktor, biraz düşündü:
— İhtimal ıçaimak» tâbiri pek de yerinde kullanılmamıştır. Oğlunuzun kötü bir nJyetl yoktu. Yahut da. konuşma meselesine tekrar kavuştuğu saman bize öyle bir iddiada bulunacak rçims» bir şeyin farkında olmasın diye, kolyenin yerine bir sahtesini koyacaktı. Diğer bir tâbirle Ar-leltc'e verdiği hediyeyi babasından ödünç alıyordu.
istintak hâkiminin masası üzerinde duran iki gerdanlığı etine aldı.
Bu kopycyl yaptırmış.
Goron. iddiayı tamamladı:
— Ololre caddesinde, Paulier mü-esseseslne... Bizzat Paulier. gerdanlığı ısmarlamış adam sıfatiyle, To-by’yl teşhis edebileceğini bize bildirdi.
Toby. kıpırdamamızın sessiz oturuyor. Birdenbire hiç kimseye bakmaksızın, odanın İçinde bir baştan bir başa yürüdü. İstintak hâkimi bir firar teşebbüsüyle karşılaştıklarını sanarak Goron'a kapıyı kollaması için bir İşaret çaktı. Lâkin delikanlının firara niyeti yokmuş. Ancak, bu kadar çok gözün kendi üzerine çevrilmiş olmasına tahammül edemezmiş. Dosyaların sıralandığı bir rafın önünde öylece sırtı dönük durdu.
— Dün akşam, çiçekçi Arlette’in el İşi sepetinde, taklit kolyeyi keşfettik. Londra’ya hareketimden evvel bay Goron'a bir pusula yazıp genç kızdan bu kolyeyi istememesini, menşeini araştırmasını tavsiye ettim. Çiçekçi
kız, bittabi, bu kalyeyl, ona, nişanlısı Toby'nln hediye ettiğini itiraf etti.
Eve Netti. dudak büktü:
— Tabii -- buna hiç hayret etmem.
Goron sbrdut
— Ne sebepten, madam?
— çünkü efendim, dün akşam To-by'ye sormuştum, çiçekçi tnadnıazel Latour’a, kolyeyi o mu vçTdi. demiştim. Bunun üzerine Toby, genç kıza bir bakış baktı. «Söyleyeceğimi tekzip etme» demeğe getirdi. Ve sonra, bu İş! bilmediğini söyledi. (Eve. elini, gözlerinden geçirdi. Yanaklarını bir pembelik kaplamıştı.) Pek! ama niçin çiçekçi bayana taklidini vermiş de hakikisini vermemiş?
Doktor Klnroas:
— Çünkü sahicisin! vermek !c Yetmezmiş.
— İcap mı etmezmiş?
— Evet... Slf Maurice’ln ölümünden sonra, bu aslan delikanlı, babasından konacağı mirasla. çiçekçi Arlette'e tazminat verebileceğin! ummuş.
Helena, bir çığlık kopardı.
Bu çığlık, dramseverlerden olan Goron'la sorgu hâkimini tatmin etmiş olmalı kl, kadıncağıza doğru epeyce takdlrkâr baktılar. Fakat, çiğ
lik, odada bulunan öbürlerinin hiç hoşuna gitmedi. Ben dayı, ayağa kalkıp hemşiresinin İskemlesi arkasında durdu. Ellerini, onun omuzuna koyup böylelikle, sanki kadının düşmesine mâni oîmak İstedi. Doktorun sesi, kuru ve kesici bir perdeden aksediyordu:
— Aslan delikanlı, babasının paTa vaziyetinin, kendlslnlnkl kadar berbat olduğunu bilmiyormuş meğer../
Goron, İlâve etti:
— Bunu öğrenerek haktan bir sille yedi!
— Ona ne şüphe!... Arlette’in demesi, cinayetten biraz evvel, Arletle. delikanlıya hep tebelleş olurmuş. Toby ile Eve.in nişanlandığını duyduktan sonra boyuna vırvtr etmiş. Hattâ izdivaç vadiyle kendisini iğfal etti şikâyelile onu mahkemeye bile verebileceğini söylemiş. Hoş. o miilâ-yim davransaymış bile ablası Yvette tek durmazmış a.., Hookson bankası müdürlerine cadı gibi görüneceğini söyleyip, delikanlıyı tehdit edebilirmiş... Şunu da nazarı İtibara alın; esasen dosttun Goron da tasdik edecektir, Arlette Latoıır, şöyle böyle dürüst bir kız.
«Bay Toby,onun, madam Lamballe’e
ait kolye İle yatıştınlablleceğlnl ümit etmişmiş... Ama bu seferki hakiki kolye tabii... Takriben yüz bin frank kıymetinde... Bunun bir sahtesini yaptırmış... Ama icraate geçmek cesaretini gösteremezmiş...
Eve, sükûnla;
— Niçin? — diye sordu
Dermot gülilmslyerek:
— Ne de otsa çocuğun vicdanı var. — dedi.
Toby, hâlâ olduğu yerde duruyor; yüzünü çevirmiyordu.
— Derken efendim, kararını verdi-Bilinemez artık, o akşam bir piyes seyrettiği için mİ. yoksa, bize İzah cdemtyeceğl başka bir sebepten dolayı mı? Her nedense, kararını verr.ıiş işte... Geceleyin saat bir sularında, tılşanlıslle telefonda konuşmuş. Bu muhavere sırasında, şu kanaate gelmiş kl, müstakbel saadeti, kolyeyi çalmak suretlle olabilecek- Adette*-ten. başka türlü yakayı sıyırması mümkün değil. Bunda samlm! idi. Kendin! âdeta azizeden sayıyordu. Alay ederek söylemiyorum. İmkânla-rtn en müsaidini istismar etmek Is-mlştl.
Doktor Kinross, sııstu. Hâlâ, sorgu hâkiminin masası yanında duruyor.
— Delikanlının kurduğu plân, şu kadar basitti: Sir Maurice, umumiyetle bu saate kadar oturmaz- öyleyse, çalışma odası hem boş. hem karanlıktır. Binaenaleyh yapacak bir iş kalıyor; usulle odaya kayıp kapının yanındaki vitrin! açmak; sahte kolyeyi mahfazaya oturtup sahicisini yürütmek...
»Saat biri bilmem kaç dakika geçe, bu plânın tatbik kararını verdi. Polis romanlarında olduğu gibi, elin» eldiven giydi. Bu eldivenler, ev halkının çalıştığı sırada kullandığı kahve rengi eldivenlermiş, kolyenin kopyası cebinde olarak, gürültüsüzce merdivenden çıktı. Kapı aralığından hiç ışık sızmadığını biliyoruz. Bu sebeple, delikanlı, boş ve karanlık bir odaya girdiğin! sandı. Meğer vaziyet öyle değilmiş. Herkes de SIr Maurice* İn. namussuzluktan hoşlanmadığını bilir.
Doktor, bir kere daha sustu
Helena, biraderinin kendisini tutmak İçin sarfettlğl bütün gayret» rağmen, sapsarı, ayağa kalktı. Bayılacak gibiydi.
— Yoksa oğlumu, babasını öldürmekle mi İtham ediyorsunuz? — diye sordu (Arkası var)
Sahlfe 7
I. E, T. T. Umum müdürlüğünden
Amerika'da Cumhur
Başkanı seçimi
Tekel Genel Müdürlümü ilânları
I bulmaca]
Doğrudan doğruya «AKŞAM» ilân servisine müracaat Telef On: 20681 K
Tesisat muayenesi, cereyan temini, Arıza giderilmesi ve sair sebepler Uo müşteriler nezdlne giden memur ve müstahdemlerimizden hüviyet varakası istenilmesi lüzumu rayın abonelerimize bir defa daha hatırlatırız.
Hüviyet varakasını hamil bu gibi memur ve müstahdemlerimizden şikâyeti olan abonelerimizin, doğrudan doğ-ruya Metrohan 2 inci kat H No. h odada, Müfteriler Dairesi müfettişliğine (Telefon 44800) müracaat etmeleri rica olunur. (8175)
Levazım Alım Komisyonundan
1 — Maltepo Tütün Enstitüsü harici pis su tesisatı ve memur evler! suyu İzalesinin dereye kadar temdidi işi açılc eksiltme İle yaptırılacaktır.
3 — Muhammen bedeL 12.135.8Q lira olup geçici teminatı 910.13 Uradır.
I — Eksiltme 28/0/943 Pazartesi günü saat 10 ila Kabataşta Tekel Genel Müdürlüğü Levazım alım komisyonunda yapılacaktır
4 — Şartnameler her gün Levazım şubemizde görülebilir.
B — Taliplerin eksiltmeye girebilmeleri İçin 7AOO liralık yeterlik belgelerini eksiltme gününden 3 gön evveline kadar genel müdürlük İnşaat şubesinden almaları şarttır.
8 _ İsteklilerin belirli gün ve saatte yukarıda miktarı yazılı teminatları İle adı geçen komisyona müracaatları İlân olunur. (8245)
Bir Amerikan dergisi son değişiklikleri tahlil ediyor
tinin oradaki kuvvetine dayanan bir istatistiğe nazaran tayin edilmektedir. Bazan delegeler namzetlerini mahallerinde tanınmış İlci, üç şahıs arasından tayinde güçlüğe marul ka-Jarak beklenilmeyen bir anlaşmaya varırlar ki, buna da Amerikan basınında «dark horse» — kara ad namzet denir.
Partililerin kati olarak tnkibede-cekleri riyaset yine bu kongrelerde Irala olunur ve karara bağlanır. Evvelâ, delegasyon komiteleri kararlaştırmış oldukları program ve b>yanne-melerl bütün delegasyona arzederler. Hakikatte, rey sahipleri okunan resmi parti program ve beyannamelerinden ziyade, namzetlerin, sicil, nutuk vo şahalyetlerino dikkat ederler.
Namzetlerin kongrelerde tesblt edinçleri İle kati seçimler arasında geçen 4 ay zarfında her parti kendi çıkarmış olduğu namzetleri halka tanıtmağa ve her birinin ayrı ayn or-, taya atarak müdafaa etmekte oldukları tezleri İsalı etmeğe çalışır, öğreti cl bir mahiyet taşıyan ve fimdi artık umumi olarak seçim faaliyetlerinin mühim bir kısmını teşkil eden memleketin bir ucundan diğer ucuna yapılan bu konferansh gezintilerin ekserisini namzetler şahsen kendileri yaparlar. 1940 da Roosevrft’e rakip olarak namzet gösterilen ve mücadeleye grişen WandeH Wllk!e, propaganda maksadlle memleket dahilindeki gezintilerinde cem'an30 000mll-mesafe katederek o ramana kadar bu sahadaki bütün rekorları kırmıştır. Kendisi, bu gezintilerinde milyonlarca halkla konuşmuş ve temaslarda bulunmuştur.
Bahis mevzuu mücadelede fevkalâde bir ehemlyetl hala olan nokta, İktidar mevkiinde bulunan idarenin o zamana kadar yapmış olduğu her sahadaki faaliyetinin bu vesile İle sıkı bir imtihan geçirmesidir. Şayet, İdarede yolsuzluklar ve hatalar olmuş ise o zaman bu mücadele tana hata ve yolsuzlukları amansızca meydana, çıkarma yolunda âdeta bir arayıcı projektör vazifesini görür. Şayet, neticede hatalar tesblt ve Isbat edilmişse. ozaman bu çeşit araştırmaların ıslah edici bir tesiri olur, «İrs bu gibi hallerde hatalı vatandaş veya memur halk huzurunda İtibardan düşürülmüş olur. Bu itibarla seçim mücadele ve propangandası dolayı -sile, hükümet memurlarının, daimi bir kontrola hattâ araştırmalara tâbi tutulacaklarını bilmelerinin, halk kendi lehine büyük bir avantaj ve koruyucu bir unsur olarak addetmektedir.
Amerlkada Cumhurbaşkanı seçimleri her ıxkadar bütün milleti a’â-kadar eden bir İş ise de, büyük partiler, mücadelelerinin büyük bir kısmını sert bir çarpışmaya sahne olacak bazı eyaletlere tahsis ederler. Her eyalete kongredeki âzâsur.n sayısına göre bir miktar rey kullanma hakkı verilmiştir. Herhangi bir eyalette miktar Ibbarlle en yüksek reyi alan namzet, o eyaletten seçilmiş addedilir. Bu sistem az nüfuslu eyaletlerin haklarının kendilerine nüfusça folk eyaletler tarafından yenmemesini hedef tutarak, anayasa yazıldığı zaman kabul olunmuştur.
Daha seçim mücadelelerine başlamadan, Demokratlar. «Sağlam Cenup» adı verilen on bir cenup eyaletinin 124 seçim reyini alacaklarına katiyetle emindlıter. Cenup eyaletlerinde, «Cummurlyet» parti, mahalli seçimlerde mevzuu bahis bile değil*-dir. Buna mukabil, orta garp eyaletlerinden on birinden alman 148 seçim reyi hemen hemen daimi surette «Cumhuriyetçi» partisi lehinde verilmektedir. Bu İki mıntaka haricinde, uzak garp eyaletlerinin bir çoğunda reylerini umumiyetle «Demokrat» 1ar kazanmıştır. Aym şekilde, otuz, klik sınedcnberl, nüfus İtibarile, küçük birliklere faik vaziyette olan büyük endüstri merkezlerine malik eyaletlerde de yine «Demokrat» 1ar kazanmışlardır. «Cumhuriyet» partisine gelince bunlar bilyük endüstri sahalarından 2İyat!e, Şimalde, zirâi mintanlarda ve az nüfuslu, nisbeten küçük şehir ve kasabalarda tutunmuş vo muvaffakiyet gösterebilmiştir.
Amerikan millet!, Kasım aymm İlk Pazartesinden sonra gelen Balı günü. İntihabat mahallerine giderek, rrateaktp senenin Ocak ayının 20 cl gününde 4 sene müddetle Amerikanın Cumhurbaşkanlığını yapacak olan şahsı intihap ederler.
Sondaj makinesi satın alınacak Ziraî Kombinalar dairesi Reisliğinden;
1 — Mevcut fenni şartnamesine göre İki adet sondaj makinesi satın alınacaktır. ,
2 — Fenni şartnamesine uygun sondaj makinesi vermeğe talip olanların teklif mektuplarını en geç 20/7/948 gününe kadar Reisliğe tevdi etmiş olacaklardır.
3 — Fenni şartnamesini görmek veya kopyasını almak İsteyenlerin.
Ankara’da Daire Reisliği Satmalma Bürosuna, İstanbul'da Ziraat Müdürlüğüne müracatjarı . (7918)
Üsküdar Tapu Sicil Muhafızlığından
Üsküdarda eski: yeni mahalle yeni; Selimi Ali efendi mahalleslntn Hazine sokağında eski 1 kapı sayılı gam menkul tapu siciline tesadüf edilmediğinden senetsiz tasarrufa tevfikan tahkikat mahalliye yapılacağından bu gayrı menkulün tasarrufunda bir hak iddia eden varsa İhtan* bulda sultan Ahmette Üsküdar Tapu Sicil Muhafızlığına veyahut Haziran ayının 29 glinü 10.30 «aatte mahallinde bulunacak memurumuza evrakı müsbltelerl İle birlikte müracaatları ilân olunur. 18371)
1$ bulmak iatiyenler; işçi arayanlar; emlâk, arsa, eşya alıp satmak arzusunda olanlar için En verimli ve en ucuz vasdadır.
İstanbul İkinci İcra Memurluğundan: 947/2421
Bir borçtan ötürü İcraca haczedilen bakır döküm imalât ma mahsus âlâtile iki beygir kuvvetinde vantilatörlü elektrikle işler motor üe bakır dökümüne yarar 60 parçadan İbaret emvalin hâlen bulunduğu mahal olan Yedlkule Oazlıçeşme Demirhane caddesinde 55 No. Iı dökümhanede açık arttırma suretlle paraya çevrileceğinden ve birinci arttırmasının 28'G ’üIS cumartesi günü saat 11 den 12 ye kadar ikinci arttırmasının 30/6/948 çarşamba günü saat 12 den 13 e kadar satışına devam edileceğinden talip olanların muayyen günde hazır bulunacak olan satış memurilmuza müracaat etmeleri, satışın peşin para ile yapılacağı. deU&llyo ve sair masraf ıp müşteriye alt olduğu İlân olunur.
W7113>
İstifa eden 12 Bakan ve mensup oldukları partilerin icra komiteleri vakit kaybetmeden seçimlerin yenilen meşini talep «tti. Fakat Komünistlerin seçimden evvel variyete hâkim olacaklarını ve bu yüz den kendi mevkilerinin hiçe ineceğini çok geçmeden anladılar. Bu arada sosyal demokrat parti mensup Jan, partilerini parçalamak korkusu İle İstifa etmediler.
Bütün demokratların vaziyeti profesyonellere karşı çarpışan amotör-lerln variyetine düşmüştü. Komünistler »«.cm halk kitlesi, büyük bir milli organizasyon vo İyi bir niyet taşıyan Çek v» S]ovak]ar1n teşkil ettiği yeni bir milli cephenin kurulduğunu ilân etmekle daha ağır basmış oldular. Başbakan Gott-wald, ihtilâlci Sovyetlefden başka bir şey olmayan hareket, komite' lerlntn derhal harekete geçmesi için lâzım gelen emirleri verdi.
Hareket komiteleri bakanlardan daha, seri İş görüyordu. 22 Şubat cu ma günü toplanan konferansta mü teaklp salı günü İçin bir saatlik bir gösteriş grevi tertip edildi. Qreve iştirak etmeyen işçiler işlerinden ko vuldıı. Komünist olmıyan binlerce İşçi Ootvmldm teklif ettiği yeni komünist kabinesi lehine nümayişlere İştirak etmek mecborlyetindo kaldılar.
Çek milli sosyalist partisi ve halk partisi gazeteleri, hareket komiteleri tarafından e]e geçirildi. Evvelâ gaze tejer susturuldu. Polis kuvvetleri mil 1! sosyalist partisine mensup İdare merkezlerine baskınlar tertip etmeğe başladılar. Prağ silâhlarla müceh hea resmi ve slvi] polislerle doldu. Mücadele meydanında «Masaryk ve Ben eş Cumhuriyet!» lehine nümayiş yapan talebelerden başka kim m kalmadı. Polis bu nümayişçilere mfldahalo ederek talebelerin eleba Niarmi tevkif» başladı. Tevkifler talebelerin en şiddetli muhanmlannın bulunduğa Bakanlıklarda yahut on lan yıldıracak rakiplerin bulunduğu mümasili yerlerde vukubuluyordu.
Çarşamba günü Cumhurbaşkanı Beneş yeni kabineyi kabul etmek mecburiyetinde kalmıştı. Çünkü baş bakan sosyal demokrat partiden ve diğer partiden parlamentoda ekseriyeti temin edecek kadar komünist döneği mebuslar tedarik etmeğe muvaffak olmuştu.
Bir gece evvel ibret alacak bir ders’ vukubuldu. Çek milli demokrat partisine alt gazetenin İdareha nesi Prağın tam ortasında bulunuyordu. O gece İdarehanenin ürerin de elektrikle « Hür Dünya» kelime leri yazılmıştı, idarehane İşgal edilir edilmez yazı da derhal karanlık lara gömüldü.
Caddenin karşısında bir komünist propaganda merkezinin hopur lörü de şu »özleri baykmyordu: «Hür dünyanın şerikleri, ışığına artık ebediyete kadar sönmüştür.» The Reader'a Dlgest'ten —
Amerika'da kazım ayında yapılacak Cumhurbaşkanı seçimi İçin faaliyet başlamıştır. Radyolar gece gündüz iki parti için müsavi surette neşriyat yapacak, toplantılar tertlbedl-leoek, nutuklar söylenecektir.
Amerika da biri Cumhuriyetçiler, diğeri Demokratlar olmak üzer» belli başlı iki büyük parti vardır. 1888 de biten iç harb devresinden beri Cumhuriyetçiler, Demokratlara nazaran daha fazla iktidar mevkiine gelmişlerdir. O zamandan beri 18 Cumhurbaşkanından Clevland, Wüson, Franklln Roossvelt va Truman olmak üzere, yalnız dört Cumhurbaşkanı ■ Demokrat» 1 ardan seçilmiştir. Mamafih, bu partilerin mevkii İktidarda bulundukları seneler nazarı itibara alınarak bir mukayese yapılacak olursa, elde edilen nispet daha müsavi olarak ortaya çıkmaktadrr. Şöyle kİ: «Cumhuriyetçi» partinin 48 sene müddetle Cumhurbaşkanlığı mevkiini muhafaza etmesine karşılık, Demokrat Parti, bu mevkii 32 sene işgal edebümiştlr
Başka partilerin de faaliyette bulunmalarına rağmen adı geçen bu iki ileri partinin politika sahasında memlekette 90 seneden fazla müddetle üstün mevkilerini muhafaza»' edebilmeleri, ancak gerek «Demokrat» gerekse «Cumhuriyetçi» partilerinin, tarz ve hareketlerini halkın arzu ve İsteklerine göre değiştirebilmek hususunda gayet maharetle hareket kabiliyetini göstermiş olmalarından ileri gelmektedir. Amerikan tarihinin daha eski devirlerinde, siyasi partilerin bu gibi ahvalde aynı uyma keyfiyetini gösteremedikleri kaydedilmektedir.
Bazan ileri gelen partilerden birisinin İçinde partinin mevcut programlarından doğan hoşnutsuzluklar yüzünden kat'l nnlaşmamazlıklar ulur, bu da partinin iki kısma bölünmesini İntaç eder. doJayvfle aynı parti iki grup namzet gösterir. Bu gibi hallerde, parti İçindeki İki grup hem blrblrterlno hem do rakipleri olan diğer büyük partiye muhalefet ederler. Eu üçüncü parti mensuplarının hedefi, ekseriya ileri sürmüş oldukları prensip ve fikirlerinin efkârı ı: m um İye üzerindeki kuvvet ve tesirini tecrübe etmek ve aynı zamanda, b’i suretle fikirlerinin ya İki ileri gelen partiye birden veyahut da hiç olmazsa bir tanesi tarafından kabulünü Bağlamaktır.
Son seneler zarfında işçi sınıflanır n faaliyeti büyük partiler üzerinde tesirini göâtermiştlr. Başkan Roose-Velt ve Başkan Truman'ın riyasetinde bulunan «Demokrat» parti, gerek 1933 çenesinde, gerekse müteakip yıllarda İşçi gruplan tarafından ileri sürülmüş olan bir çok sosyal ve «kona mlk prensipleri benimsemiş ve progra mına İlâve etmiştir.
1930 senesinde yapılan. ıe -çimlerde «Cumhuriyetçi» partisinin programının v» mtl.-adeterinin esâsını bu gibi tedbirlere muhalefeti teşkil etmişti. Fnknt bilâhare seçimlerden alınan neticeler, 48 eyaletten İkisi müstesna, «Demokrat» partinin ekseriyeti kazanmış olduğunu göstermesi üzerine muhalif gruplar da efkârı umumJyeye uymak İçin, programlarında değişiklikler yapmak mecburiyetinde kaldılar, İşte bu suretle «Cumhuriyetçi* partisi taraf inden neşredilen i 940 ve 944 beyânname ve programlarında, ihtiyarlık ve İşsizlik sigortalarının uzatılması ve işçilerin Ücret vs İş saati hususunda kanuna bağlanması gibi tedbirler, teklif ve müdafaa ediliyordu.
Cumhurbaşkanı seçimi senesine girmeden bir kaç ay önce vo eeçlm senesi başlangıcında başkanlığa namzet gösterilmeleri ihtimal dahilinde olan kimseler, halk huzurunda milli ve milletlerarası ehemmiyeti haiz muhtelif meseleler hakkında nutuklar vermeğe başlarlar. Bu suretle parti kongresi tarafından namzet seçimleri yapılmadan, çok daha evvelden, namzet gösterilmeleri muhtemel kimselerin listeleri ve bu kimselerin muh telif meseleler üzerindeki görüş vc fikirleri az çok teblllür etmiş olur.
Farillerin namzet seçimi için yaptıkları umumi toplantılar halk arasında dalma bilyük bir heyecan ve tlâka tezahürlerine rabep olur, ve halk daimi surette Kongre salonundan radyolarla neşredilen seçim rr-ü-zakerelltlnl, reylerin verilmesini ve diğer bütün harekâtı takibeder. Eyaletlerden parti kongrelerine yollanan mümessillerin adedi bunların geldikleri eyaletlerin nüfus adedi He par-
Ocak ayının 23 ünde kabinenin yaptığı bir gizil celsede Adalet Bakanı, İçişleri bakanını, MHJI sosyalist partisine suikast tertiplemek IçJn bu tahrikçiler ajanı kurmak »uçun dan, hemde deliller göstererek İtham etti.
Bunun üzerine bütün parti sekreterleri ve parlâmento âsasl arasında oldukça ehemmiyetli bir kriz baş göstermeğe başladı. .
Nihayet bu kriz 13 şubat cuma günü demokrasinin hakiki sukutu ile neticelendi. Sosyal demokrat par tide dahil o]mak üzere bütün, partiler komünist partisine karşı aleni bir cephe a]dıfar. Prağ ve havalisinde sekiz polis âmiri değiştirilerek yerlerine komünistler tâyin e-dildl. Ayni rütbedeki diğer polis âmirlerine de âl|âh kullanmak için emretmek salâhiyeti verildi. Bunun fizerine kabinenin ekseriyeti içişleri bakanının tâyinleri aleyhine rey verdiler.
Nihaî an gelmişti. Komünistler 8 bin fabrika işçi delegesini 22 gubat-tata Prafida topladı. Toplantıda alınım kararlar bütün fabrikalara yayıldı. Bu kararlar ikinci bir ekonomik ve sosyal İhtilâlden başka bir, şey değildi. Alınan kararlara göre, şahsi teşebbüslerle hükümet kapitali arasındaki her türlü anlaşma nihayete eriyordu. Bu karara kârşi gelen bütün işçiler vazifelerinden u-«aklaştiDldı.
İçişleri Bakam pajîs kontrol mer bezlerindeki komünist organlarını do ğiştirmek emrine aldırış bile etmedi. Hastalığını ileri sürerek kabine toplantısında bulunmadı. Bunun üzerine kabine bir daha toplantıya dâvet edildi. Çek millî sosyalist parti si. halk partisi ve Slovak demokrat partisine mensup. 12 Bakan, kabinenin evvelce verdiği kararların tatbik edileceğine dair bir söz alıncaya kadnr toplantıya iştirak edemlyeceklcrlnl bil •tirdiler.
Bu tajep]erlne müsbet cevap ala- ; “ayınca istifa ettiler.
İst, 1 cl İcra Memurluğundan: 948/313
Bir borcun temini için mahcuz açık artırma İle satışı mukarrer ceman. 650 Hra kıymetinde buz dolap ve İsparta halısı satışa konularak 1/7/948 Perşembe takdir olunan kıymetinin % 75 Şinl bulmadığı takdirde 6/7/948j Salı günü saat 1-1 dö Bakırköy Kartal tepe mahalleli Şanlı asker sokak No. 5 (le en çok artırana peşin para İle İcra İflâs K. nun 112 ile 132 d Md. hükümleri dahilinde satılacağı ilân olunur. (9770M
Taranmış kenevir alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satmalma Komisyonundan:
1 — 40ü Kğ. Taranmış kenevir açık eksiltme ile satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 1400 llrti olup muvakkat teminatı 105 liradır
3 — Buna alt şartname komisyonda parasız olarak dağıtılmakladır.
4 — Eksiltme 6/Temmuz/lS48 Salı günü saat 15,30 da Haydarpaşa nar binası "dahilindeki Haydarpaşa Öatinalma komisyonunda yapılacağından arza edenlerin vaktinde koır.lsycnda hazır bulunmaları. (8388)
Soldan sağa Vc yakarıdan aşağıya:
1 — Güvenir.
2 — Sonuna «N» gelirse faka basandır.
3 — Ruhsat - Terbiyesizce.
4 — Mânası yok - Su.
—B — Şebeke - Bedeli karşılığında elden çıkarılan.
B — Tevzi edilen.
7 — Tersi zengin evlâdıdır,
8 — Dülgerin başı - Cemi eki - Bir edat.
o — Kocası meyvacıdır.
10 — Bir kadın ismi -Göze görün-mlyen lâtif mahlûk.
Geçen bulmacanın haili
Soldan sağa ve yukarıdan aşağıya:
1 — Sevlmllkız, 2 — Ezlieezlle, 3 — Vlyakvlyak, 4 — Dânbcde», S — Mekbe, Oga. B — Leve, Trapa, 7 — îzldor, Cic, 8 — Kiyegacala. 9 —Ha-laplteb, 10 — Zeki, Acaba.
Petrol Ofisinden
Çubuklu depomuzda bulunan takriben 25000 âdet kullanılmış zehirli boş teneke İle 600 adet kullanılmış saç yağ varili depoda teslim şnrüle partiler halinde veya toptan 28/6/948 günü saat 15 de Ofisimizin İstanbul Şubesinde açık arttırma ile Katılacaktır.
Tenekelerin 43 sayılı «İrktiler hükümleri dairesinde kullanılması alıcı tarafından taahhüt edilecektir
Mallar, her gün çalışma saatleri içinde çubuklu depomuzda görünebilir.
Arttırmaya katıîanlarm 600 liralık teminat yatırmaları lâzımdır.
Ofis satışta serbesttir. (8387)
J CH ı ı
i 1 ±1111 !■ n l i Hl
Balılfe 8
TİSA TECİM EVİ
PULVERİZATÖR
Nebatat - Hayvanal ve her türlü deaenfeksi-yon İçin Hnstahaııclerdo Dairelerde Sinemalarda Otellerde Garajlarda vesair binalarda Evlerde ve bahçelerde Kullanılışı gayet pratik Satış Yerleri:
Balıçekapt. Çlçekpaıar,
Rıdvan Han No, 4 - 0. Telefon: îfMJl
1 Hazirandan itibaren
BERLiTZ’de
YAZ LİSAN KURSLARI
Haftada 3 deredir.
Tecrübe dersi parasızdır, Beyoğlu: İstiklâl caddesi 294.
S elâha t tinJÜ® küd arlı
Taksim. Yani Tarlabııjı
Caddeni No, 0 - II! — Tckfon! BM
İstanbul Gazeteciler Cemiyetinin tertip ettiği Eşya Piyangosunda dağıtılacak ikramiyeler arasında bir apartıman, iki otomobil, I boz dolabı, 3 motosiklet, 20 bisiklet, 10 altın bilezik vardır.
Biletler bütün piyango bayilerinde, posta şubelerinde ve Zeki Rıza Sporel mağazasıyla Cemiyet merkezinde bulunur.
■M KİRALIK DAİRELER__________
Bütün konforu ila yazlık ve kışlık, kiralık daireler, Fenerbahçe - Kalamış arasında. Yoğurtçu başı, Zühtü paşa sokağı. Hat boyu adalara natır. İçindekilere müracaat.
Telefon: 21502
T. C.
Ziraat Bankası
Tasarruf Hesapları
İKRAMİYE PALNl
Hesapları 50 liradan Aşağıdüşmiyenlera bu yıl verilecek İkramiyeler:
4 tane 1,500 liralık 6.000
4 500 » 2.000
4 > 250 » 1.000
40 > 100 » 4.000
120 » 50 » 6.000
240 r 20 » 4.800
400 » 10 » 4.000
ÇEKİLİŞ GÜNLERİ:
16 Şubat, 10 Mayıs, 25 Temmuz, 29 Aralık İkramiyeler, hesaplan bir yılda
100 liradan aşağı dü$ml yenler*. % 10
200 liradan aşağı düşmlyenlere % 15 500 liradan aşağı diişmlyenlere % 20 faslaslle ödenecektir.
İKRAMİYE ÇIKMAYAN YERLER İÇİN 21 Haziran ve 10 Aralıkta aynca yapılacak çekilişlerde şu 'kramlyeler verilecektir:
2 Tane 500 liralık 1.000
2 » 250 » 500
40 > 50 » 2.000
80 » 20 » 1.600
100 > 10 > 1.000
Bu ikramiyeler de hesaplarındaki paralar bir yılda 100 liradan aşağı düşmiyenlere % 10 fazlastle ödenecektir.
Hayvan Sağlık Memurları ve Nalbant Okulu Müdürlüğünden
Muhammen Muvakkat
Mlkdan Fiat! Tutan teminatı
Cinsi Kilo Gram Adet Kuruş Lira Kuruş Lira Kuruş
Ekmek 17000 25 4250 00 318 75
ürfa yağı 1200 629 7440 00 658 00
1 — 18 Mayıs 1948 tarihinde yapılan eksiltmelerinde vericisi çıkma-
yan erzakın cinsleri yukarıya çıkarılmıştır.
2 — Ekmek açık eksiltme, Urra yağı kapalı zarf usullyla yeniden satın alınacağından 2490 sayılı kanun gereğine® hazırlanacak mektupların eksiltme günü münakaşadan bir saat evvel satuıalma komslyonu başkanlığına verilmesi lâzımdır.
3 — Eklltme velhaleal 15 Haziran 1948 sah günü tstanbulda Cağaloğ-lunda Yüksek Okullar Saymanlık binasında toplanan sahnalma komisyonunca yapüacaktır. Ekmek eksiltmesi saat 15de Urla yağı 15.30 dadır.
4 — Taliplerin belirli gün ve saatte kendirinden aranılması gereken kanuni belgelerile mezkûr komisyona müracaatları.
5 — Şartnameler her gün Selim i yede okul müdürlüğünden ve yukarıda adı geçen saymanlıktan görülebilir. (7214)
Röntgen mütehassısı alınacak
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları Müessese sinden (Karabük)
Müessesemlz Sağlık Koruma Servisinde İstihdam olunmak üzere bir Röntgen mütehassısı alınacaktır. Geçmiş hizmetler barem derecesi göz önünde tutularak barem dışı (400) 625 liraya kadar ücret verilebilecektir.
İsteklilerin aşağıda yazılı belge asıl veya tasdikli örneklerini bağlayacakları diiekçelerile en geç 25/Haziran/948 tarihine kadar Müessesemize başvurmaları rica olunur. (7591)
1 — Kimlik cüzdanı
2 — Terhis tezkeresi
3 — Hizmet Belgesi
4 — Diploma ve ihtisas belgesi
Tekel Cenel Müdürlüğünden:
1 — Dış memleketler imalâtından 5 bin adet çakmak pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — Pazarlık 5/7/848 pazartesi günü saat 15 de Kabataşta Genel Müdürlük Tekel maddeleri şubesi Alım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartname her gün adı geçen şubeden alınabilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatle tekil! edecekleri flat üzerinden % 7.5 güvenme paralar,lyle birlikte mezkûr komisyona gelmeleri.
5 - İdare kısmen veya tamamen İhalede serbesttir. 7982
İst. 1 el icra Memurluğundan:
947,601
Borçtan açık artırma He satışı mukarrer 50Q lira kıymetinde beşli bir çift ökllztln 29/0/948 Salı kıymetinin % 75 nt bulmazsa 2 cl artırması 2/7/ G4K Cuma saat 14 de Bakırköy Barut Fabrikası dah ilinde Andon Kardeşle -ıe alt bahçede kanun hükümlerine göre alenen satılacağı İlin olunur.
947/091 dosyarile (07710»
OSMANLI BANKASI
Türk Anonim Şirketi, — Tesis Tarihi: 1863
Sermayesi:
10.000.000 İngiliz Lirası
13 Haziran
Created by free version of 2PDI
Merkezî İdaresi: Galata Yenicimi ve Beyuğlunda, Türklyenln başlıca şehirlerinde, Parla, Marsilya, Londra. Man-çm ter'd a vo Mısır. Kıbrıs, Irak, İran ra Fillstlnds Şubeleri ve Yugoslavya, Rutn&nya ve Suriye'de Riyalleri vardır.
Her türlü banka muameleleri yapar.
Çok müsait faiz şartinrlle tasarruf ve mevduat hesapları açılır.
Tasarruf hesaplan İçin üç ayda bir İkramiye keşideleri yapılır.
Daha fazla malûmat almak tçln OsmanU Bankası Gişelerine müracaat edilmelidir.
■m Tasfiye halinde ■■■■ İstanbul EGE Petrol şirketi
Z. Rapaport ve ŞkL İkinci hân
Beyoğlunda, Taksimde. Cumhuriyet caddesinde, 31 numaralı dairede İcrayı ticaret etmiş olan İstanbul Ega Petrol Şirketi Z. Rapaport va Şkl. firması hissedarları tarafından 19/3/48 tarihinde şirketin teshile tasfiyesine karar verilmiş ve keyfiyet Slcüti Ticaret Gazetesinin 5 Nisan 1948 günlü ve 3098 sayılı nOshaslle tescil ve İlân o-lunmuştur,
Ticaret kanununun 445 inci maddesine tevfikan, şirket dâ-ylnlerlnln, alacaklarını kaydettirmek üzere, nihayet bir sene zarfında, her gün. saat 8.30 dan 9,30 ve 12,30 dan 13,30 raddelerinde, Galata’da, Fermenecilerde. İlladls Han, 9 numarada, avukat R. Danfel Behar yazıhanesinde. tasfiye makamına müracaat etmeler! İlân olunur.
Tasfiye Memurları ■■■
Dr. Zekâi Muammer
IUNÇMAN Bakteriyoloji Laboratuarı Kan ve idrar muayenestle gebeliğin erken teşhisi. Wassennann teamülü, kan gruplan, tifo, sıtma balgam idrar, kazurat muayeneleri, kanda üre. şeker vesair biyolojik tahliller ultra ve fluorescencemlkroskopl ve taze aşılar yapılır.
Divan yolu İhsan Sami Lftbora-tuvarı No, 113, Tel. 30991
M» YAZIHANE
Bankalar caddesinde üç oda mobilyalı ve her türlü konforu haiz gayet mükemmel bir yazıhanenin tamamı devredilecektir.
Alâkadar olacakların bizzat kendilerinin 43800 numaralı telefonla Kemal'e müracaat et-meleri rica olunur. ■■■
I
Kadıköy
Yargıçlığından:
Gülter Şuvak ile Evyenl, Elenl Kayyımı avukat Abdülhallm Karagöz ve Llgor varislerinden Sokrat ve Efrosl-ni’nin şayian ve müştereken mutasarrıf oldukları Kaöıköyûnde Çaferaga mahallesinin yeni Fikir sokağında ve cephesi 3,80 metre murabbaı vo derinliği 23 metre ve 1335 bin üç yüz otuz beş lira kıymeti muhammenell bulunan ve 82 ada 36 parsel eski 7$ yeni 3 ta) 3 kapı sayılı arsanın Izalel suyu suretile satılması hakkında Kadıköy Sulh Birinci Hukuk Mahkemesi ilâmına müsteniden ve işbu itan tarihinden İtibaren mahkeme kaleminde görmek İsteyenlere açık bulundurulan satış dosyasında yazılı şerait dairesinde 7/7/948 tarihine rastlayan Çarşamba günü saat 10 dan 12 ye kadar açık artırma İle mahkeme başkâtipliğinde satılacaktır. Satış o ' günü kıymeti muhammeneslnln % 75 nl yüzde yetmiş beşini bulmadığı takdirde en son artıranın taahhüdü baki kalmak üzere müzayedenin 10 gün daha uzatılarak 17/7/948 tarihi- { ne rastlayan Cumartesi günü saat' 1C dan 12 ye kadar en çok artırana 1 ihale! kafiyesi yapılacaktır. Satış ta- j ıthlne kadar müterakim vergi borçlan bulunduğu takdirde masarif! muhakeme ile satış harcı hissedarlarına ve tellâllık resmi ile*ihale pıûu müşterisine alt olarak satılacaktır. Taliplerin % 7,5 pey akçesi yatırmaları lazımdır. İcra ve İflâs Kanununun 126 cı maddesi gereğince ipotek sahibi alacaklılarla diğer alâkadarların gayri menkul üzerindeki haklarını hususlle faiz ve masrafa dair olan İddialarını evrakı müsbltelerUe 15 gür. j lçtndo mahkemeye bildirmeleri aks!! halde haklan tapu sicillerime sablı ' olmadıkça satış bedelinin paylaşma- I sından hariç kalacakları ve daha fazla bilgi edinmek isteyenlerin mahkemenin 947/67 numaralı dosyasına başvurmaları yayınlanır. (8370)
İst. I cl İcra Memurluğundan: 948/259
Bir borcun temini, için mahcuz açık artırma İle paraya çevrilmesine karar verilen 2000 Ura kıymetinde komple gazoz maklnası satışa konularak 29/ 6/948 Salı günü takdir olunan kıymetinin % 75 nl bulmadığı takdirde 2 cl artırmaya bırakılarak 12/7/948 Cuma günü saat 14 de Beyoğlu Flruzağa Kndirlcr yokuşu Demokrat gazoz fabrikasında en fazla artırana İcra iflâs K. nun 112 ile 122 cl M; hükümlerine tevfikan satılacağı İlân olunur.
948/250 dosya İle (97708)
Borsa ve OsmanlI Bankası Komiserliğinden:
Tasfiye halinde bulunan (Majlk Sinema ve Filim T. A. Şirketi) hisse senetlerinin borsa kotundan çıkarılmasına, Borsa meclisinin 4/5/940 tarihli toplantısında oy birliğiyle karar verilmiştir.
200 ton koyu yeşil
Cam kırığı alınacak
Fabrikamız ihtiyacı İçin Paşabahçede fabrikada vasıta içinde teslim şartlle 200 ton koyu yeşil cam kırığı alınacaktır.
Satmak isleyenlerin fiyat tekliflerin! 20/Hazira V048 tarihine kadar yazılı olArak Paşabahçede Fabrika Umum Müdürlüğüne bildirmeleri. Kısmi teklifler nazarı ltlbare alınır.
Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A. Ş.
BAYILANLAR.ÇARPINTIuı5iNı« BUHRANI ÇEKENLER
NEVROL CEMAL
DFM 20 DAMLA ALINCA SiHİBlMİ rATlî'R.OfRKAI. FCRAMLARL49
par
Kadıköy İkinci Sulh Hukuk Yar-ğıçlığından: 948/224
Kadıköy Bahariye caddesi 60 No. da mukim ölü Haşan Salflhaddin Kuru-kahved oğlu küçük Ersin Kurukah-veclye aynı yerde oturan teyzesi Esman Şayiamın vâsi tâyin edildiği yayınlanır. (97660) j
TÜRKİYE İŞ BANKASI
Küçült Cari Hesaplar
25 Ağustos 1948 çekilişinin ikramiyeleri
e—11 (Ankara'da Tasarruf Evleri Mahallesinde bahçe
1 Fy içinde iki katlı ve bodrumlu. 6 oda, 2 sofa, ve-
randa. balkonlar, tam konforlu.)
1 Arsa (İstanbul'da Şuadiye’de)
1 X 5000 Liralık
1 X2000
2 X 1000 5X 500
»
»
14 X 200 Liralık
25 X 100 »
25 X
150 X 20
50
1»
Bankamızdaki hesabında en az 100 lirası olanlar bu çekilişe katılacaklardır. Her 500 Lira için ayrı bir kura numarası.
Henüz bankamızda hesap açtırmamış elanlar, sîzler de talihinizi deneyiniz!
İstanbul Jandarma Satmalına Kurulu Başkanlığından:
1 — Jandarma eratının kunduralarında kullanılmak üzere e«af va nümuneslne göre 2000 Kg. kundura yağı İhalesi 24/6/948 perşembe gönü saat 15 dekapah zart usuHyle Taksim Ayaspaşada Jandarma müfettişlik binası içindeki kurulumuzda yapılacaktır.
2 — Tahmin edilen bedeli 7800 lira ve ilk teminatı 585 Hradır.
3 __ Buna ait şartname ve mühürlü numunesi her gün kurulumuz-
da görülebilir va İsteklilere bedelsiz verilir, isteklilerin kanuni vesaiki haiz teklif mektupalrmı ihale saatinden bir saat evveline kadar kurulumuzda bulundurmaları. (7832)
Siimerbank İplik ve Dokuma Fabrikaları Müessesesl llcrcke Fabrikası Müdürlüğünden
1 — Fabrikamız eski dokuma çatısının betonarmeye tahvili İşi kapalı zarf usullvle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu İnşaatın keşif bedii 110,399 liradan ibarettir.
3 — Eksiltme 21/6/1948 Pazartesi günü saat 15 de fabrikamızda teşekkül edecek komisyon tarafından yapılacaktır.
4 _ Geçici teminat miktarı c8280.00» Uradır.
5 _ Eksiltme evrakı İstanbul'da müessesemlz müdürlüğü İle fabrikamızdan 10 lira nıukablUnde alınacaktır,
a — Eksiltmeye gireceklerin blı defada en az 190,000, — liralık bir inşaatın geçici ve kesin kabullerin'. yaptırmış olduklarını gösterir resmi belge ibraz etmeleri ve diğer kanuni evsafı haiz olmaları lâzımdır.
7 — Eksiltmeye gireceklerin usulü veçhile hazıriayacakları kapalı zarflarını en geç ihale saatinden bir saat evveline uadar makbuz. mukabilinde fabrikamız müdürlüğüne teslim etmiş o'maları şarttır
8 __ Fabrika ihaleyi İcrada serbesttir.__________ fS3H> ____________„
Comments (0)