40 Mikron kaplama su geçmez ve otomatiktir.
Türkiye munıesskö H. Akili. BıÜKokApı No. 6
.AKSAM
E
KÜÇÜK İLÂNLARI t BUCÜN6INCI SAYFADA,
»tatl: her Terde W (nırotur.
ÇARŞAMBA 14 Arah* 1949
Bahlbh MaaıutıMtu Saflefc — Tam «erini Hilen İdare eden: C. Bildik — Akşam Matbaan
Emekliye Karadeniz bölgesinin memurlar zor İktisadî vaziyeti
Tekaüt maaşlarını zamlarile beraber alacaklar
An kar 13 — 1950 senesinin birinci ayından itibaren yaş ve hizmet müddetlerini dolduran bir kısım memurlar emekliye ayrılacaklardır. Bu sebeple bütün Bakanlıklar zat işleri müdürleri emekliye ayrılması ica-be-den memurlara alt listeleri hazırlamaktadırlar.
Diğer taraftan ylDe 1950 senesinden itibaren yürürlüğe gi-rec.'lc olan Emeklilik kanununun tazminata taallûk eden maddeleri yıl başından emekliye ayrılacak memurlara tatbik edilecektir. YanT 1950 senesi başından itibaren her hangi bir sebepten emekliye ayrılacak memurlar tazminatlarım emekli sandığından alacaklardır. Ayrıca 1930 yılından evvel emekliye ayrılmış olanlarla bunların dul ve yetimleri yeni emeklilik kanunu mucibince üç aylıkların' % 80 zam-larile birlikte 1 ocakta alacaklardır.
Söz alan hatipler halkın zor durumunu anlatarak acele tedbirler alınmasını istediler
Ankara İS — Cumhuriyet Halk Partisi Meclis Grupunun bugün Trabzon MU) et vekili Faik Ahmet Barutçunun başkanlığında yaptığı toplantısında, Mustafa Reşit Tarakçıoğlunun Karadeniz sahil bölgesi illeri halkının toprak işlerine ve hükümetin bu mıntakadaki ekonomik kalkınma siyasetine dair önergesi üzerine. Başbakan yardımcısı Nihat Erim tarafından verilen izahat dinlendi; bu mevzu hakkında hararetli görüşmeler oldu.
Soru sahibinin sözleri
Soru sahibi önergesinde, Çoruh, Rize, Trabzon, Giresun ve Ordu vilâyetleri halkının İktisadî sahada maruz kaldıkları güçlükleri ve imkânsızlıkları saydıktan sonra, geçim darlığı yüzünden yurtlarını bırakarak memleketin başka taraflarına göçetmek zorunda kaldıklarımdan bahsediliyordu.
Başbakan adına konuşan Nl-
Nihat Erim
hat Erim, bu meselenin mü-himsenmediği yolundaki tarizlere karşı, Trabzondon Rizeye (Arkası sabite 2 sütun 6 da)
Vilâyetle
Belediye
Birbirinden ayrıl matı tasarın Meclise gönderildi
Ankara 13 — Hükümetin, İstanbul Vilâyeti ile Belediyesinin birbirinden ayrılması hak-kındaki tetkiklerinden sonra hazırladığı kanun tasarısı bugün Büyiik Millet Meclisine gönderilmiş ve İçişleri Komisyonuna havale edilmişti^
Sağlık Bakanı bu sabah gitti
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Ör, Kemali Bayezit bugün saat on beşte bir basın toplantısı yapacaktı. Bakan, bir kanunun müzakeresi sırasında bugün Mecliste bulunması İcap ettiğinden bu sabah saat dokuzda uçakla Ankara'ya gitmiştir. Basın toplantısı bu sebeple başka bir zamana bırakılmıştır.
Pakistan mektupları
Pakistanda Türkiye ve Turkler hakkında hayranlık
Halk bu hayranlığı her fırsatta gösteriyor
Serginin iki büyük kapısından birine Kaidiâzam kapısı, diğerine Kemal Atatürk kapısı adını verdiler
Ankara barosunun Meclise müracaatı
Avukatlık kanununun 5 inci maddesini birinci fıkrasının tehirim istiyorlar
İsrail, Kudüs'ü başkent yapıyor
■ * ...
Yahudilerin bu kararı, Birleşmiş Milletlerce hayretle karşılandı
Hariciye Vekâletinin suvaresinde Pakistan Veriri âzarru Liyakat Ali Han Pürle delegeleri ve sefaret erkâniyle bir arada
(Soldan sağa doğru: Delegemiz Salâhaddin Tan dal. heyet reisi Sim Enver Battır, delege Mümtaz KavaiCıoğlu. Bayan Kavalcıoğlu, Başbakan Liyakat Ali Han, büyük elçinin kerimesi Bayan Aysel Batı, Büyük elçi Nebil Batı, Ulus gazetesinin Londra muhabiri Bayan Perihan Kuturman.) (Yazısı 4 üncü sahifede)
Armatör gemileri
Ankara 14 (Akşam) — Ankara Barosu Yönetim Kurulu, verdiği bir kararla 3499 sayılı Avukatlık Kanununun beşinci maddesinin birinci fıkrasının uygulanmaması hususunda verilen kararın uzatılması veya bu fıkranın büsbütün ortadan kaldırılması hususunda Büyük Millet Meclisine, Adalet Bakanlığına ve Başbakanlığa müracaat etmiş bulunmaktadır.
Avukatlık Kanununun beşi ncI maddesinin birinci fıkra • sına göre devlet, vilâyet ve belediye bütçelerinden veyahut devlet, vilâyet ve belediyelerin idare ve murakabesi altındaki daire, müessese veya şirketler-
den maaş veya ücret alan avukatlar yalnız bağlı bulundukları bu müesseselerde vazife görebilirler. Ve başka hiçbir suretle dâva alıp avukatlık edemezler.
Ankara Barosu, bugünkü hayat şartlarının ve oralarda çalışan avukatların durumlarının göz önüne alınarak, adı geçen fıkranın bundan önce olduğu gibi. İki sene daha temdid edilmesinin veya tamamlyle kaldırılmasının çok yerinde olacağını, yapmış olduğu müracaatın gerekçesinde izah etmektedir.
Ankara avukatlarının kanaatine göre bu müracaata İstanbul Barosu da iştirak edecektir.
Kudüs şehrinde Ömer camii
Her türlü eşyayı n akle debi lece k
Ankara 14 (Akşam) — 2239 sayılı denizyolları işletme kanununun 1 ve 2 inci maddelerinin değiştirilmesi hakkında yeni bir kanun tasarısı hazırlanarak Büyük Millet Meclisine sunulmuştur. Bu tasan kabul e-dlldLği takdirde armatör gemileri her türlü karışık eşyayı nakledebileceklerdir. Yalnız yolcu nakli, Devlet Denizyolları idaresi inhisarına alınmış bulunacaktır.
Reşat Aydınlı, mahkemede yargılanırken
: United
Kudüs 14 IA.A.1 — AFP: Başbakanlık bu sabah Kudilse nakledilecek ve Başbakan Ben Gurlon saat 10 da Kudüs'e gelecektir.
Teiâviv 13 (AA.)
Press»;
İsrail hükümeti hükümet mer kezinl Telâvivden Kuduse nakletmeye karar vermiştir. İsrail parlamentosunda fırtınalı bir celseden sonra tsra:i başbakanı David Ben Gurioıı hu kararı 1-lân etmiştir. İlân esnasında başbakan İsrailln daima bir hükümet merkezi bulunacağını, bunun da cEbedi Kudus» olacağını söylemiştir.
Ankara 14 (Akşam) — Dün Ulaştırma Bakanlığında gemi adamları tüzüğünde yapılacak tadilât için bir komisyon toplanmıştır. Komisyonda Devlet Kudüsü milletlearası bir şe- _ Denizyolları ve armatörlerden hlr haline getiren birleşmiş . mürekkep bir heyet bulunmak-mllletler genci kurulunun kara ' ladır. Komisyon, tadilâtı bugü-rına rağmen, İsrail devletinin' nün İhtiyacına cevap verecek Kudüsü başkent olarak ilân et- şekilde hazırlıyacaktır. mesl ilgili çevrelerde hayretle ---------------
karşılanmıştır. Bu. bilhassa a-merlkan delegasyonuna yakın çevrelerde müşahede edilmektedir Bu arada. Dışişleri Bakan ( lığı sözcüsü İsrail in takındığı da hükümetimizi temsile, durum hakkında herhangi bir . zamettln Ayaşlının ----------------
yorumda bulunmaktan çekinmiş ve Bakanlığın bundan henüz resmen haberdar edilmediğini açıklamıştır.
Lake Success: 13 (AA.)
.United Press»:
Batı Almanyada Türk elçisi
Ankara 13 — Batı Almanya-Ni-j dilmesi kararlaştırılmıştır.
Grekoromende çok az oyun biliyor ve ayni oyunu tatbikte ısrar ediyorsunuz isveçli güreşçileri artık hiç yadırgamıyoruz. Bu sevimli şl-mallller, şehrimize gide gele sanki buralı oldular. Kendilerine bir gün Stokholmda rastla-sak. dalgınlıkla «yahu senin burada ne işin var?» diye sorabiliriz.
Dün sabah Pcrapalas otelinde kafile başkanı M. Swennson’la konuşurken bunları düşünüyordum. Dedim kİ:
— Bizimle, ata sporumuz olan güreşte bu kadar başbaşa giden tek milllet sîzsiniz. Güreş sporu sizde ne derece yerleşmiştir ki bu muvaffakiyete ulaşıyorsunuz.
İsveçte 315 güreş klübü var
Aldığım cevap karşısında hayretler içinde kaldım. Başkan dedi kİ:
fsvec kafile
başkan S
— Bugün İsveç te 315 güreş kulübü var. Aynca woo sporcu
(ArkMı 7 ocl ubılede)
Müthiş fırtına
Fas sahillerinde 70 balıkçı boğuldu
Ceuta (İspanyol Fası) 14 (A p ı — son vlrml dört saat zarfında İspanyol Fası sahillerini allak bullak eden müthiş bir fırtına neticesinde en az 70 balıkçının boğulduğu tahmin e-d ilmektedir
□cniz makamları tarafından bildirildiğine göre, son 24 saat zarfında İS cemi kaybolmuş ve altı gemi ağır hasara uğramıştır. Fırtınaya rağmen, kurtarma amellyesine devam olunmakladır.
Kırat Leopotd
Memleketine dönüp dönmemesi reyiâmla kararlaştırılacak
Brüksel 14 (AP> — Mümessiller Meclisinin özel bir komitesi dün, Kırat l.eopold'ün memlekete avdeti meselesini tâyin etmek üzere bir plebisit yapılmasına karar vermiştir Bu karar 8 muhalife karşı 12 reyle alınmıştır.
Kabul edildiği suretle refc-randum’un, şubat ayında yapılması beklenmekledir.
Bayan Dorr İsmet Paşa Kıı Enstitüsünde
Ankara terbiyesin
Fahrî müfettiş muavinlerimizden biri, Ankaraya gitti geldi, diyor ki:
— Başşehrimize sık sık seyahat edenler, vahut orada oturanlar, ihtimal farketmi-yorlar: Ankaraya varan adam, çok daha yüksek seviyeli bir medeni diyara ayak basmış gibidir: Nezaket ve intizam hüküm sürüyor. Otomobiller öyle troleybüsler öyle, oteller öyle, diikkânlur öyle... Eskiden: «İstanbula gelmişsin, usul, erkân öğren. Bundan ötesi yokturb» derlerdi. Şimdi maalesef, İstanbul. terbiye, âdap, erkân rekorunu yalnız Ankaraya değil, birçok diğer şehirlerimize de kaptırmıştır. tanhul terbiyesi.. «Ankara terbiyesi..
Terbiye yukarıdan aşağıya geldiğine göre, başşehrimizden bu taraflara gelmesine duacı olmalı.
(İşyerine demeli.
(■■»■•»■■■■■■■■■■■■■»..............................................
Müzeyyen Senardan sonra Zelıra Biliri de tehdit etmişler. — Gazeteler —
— Sesin pek güzelmiş hemşire, okumak için gazinolara çağırmı morlar mı?
— Bir kaç tehdit mektubu alsam belki çağıran olur-duU
A K Ş A M
14 Aralık 1949
Sahlfe 2
ithali °/o 50 serbes
Kendi yağlarile kavrulurlarsa
Geçen sene Avrupa güreş şampiyonluğu İstanbul'da yapılırken, güreşçilerimiz rakiplerinin sırtlarını yere getire getire, biri birinin arkasından şampiyon olurken güreşten anlayanlarıma diyorlardı ki:
— Eğer biz köy köy dolaşarak yurdumuzun her tarafında güreşmekte olan genç istidatları topla sak, bunları kulüplerimizde yetiştirsek dünya şampiyonu olan bu takım ayarında daha dört takım çıkarabiliriz. Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğü böyle bir araştırmaya girişmediği gibi güreş kulüplerimiz de. böyle geniş çalışmaları başaracak takatte değildirler. Bu iş herşeyden evvel para ister.»
Bir haftadanberi İsveçli güreşçileri İstanbulda seyrediyoruz. İsveç teki 300 küsur güreş kulübü ve bu kulüplerde yetiştirilen 5000 küsur güreşçi arasından seçı -ten bu takım. Bizim bir kulübümüzün, İstanbul güreş kulübünün Serbest ve Grekko-Komcn takımlarile karşılaşmıştır. Avrupa güreş şampiyonasına iştirak eden İsveç millî takımından pek az farklı olan misafir İsveç takımı İstanbul güreş kulübünün takımlarını Serbestte 3 — 5, Greko-Romendc 2 — 6 yendi.
Acaba bu müsabakaları kazanmamız ihtimali var mı idi? Serlıest güreşte dünya şampiyonu olan millî takımımız âvannda dört takım daha çıkarabileceğimizi iddia eden güreş mütehassıslarının fikrine bakılırsa vardır. Bunun da tek şartı güreş kulüplerimizi maddî bakımdan takviye etmek, bu surette onlara, raman za -man memleketi dolaşarak kendi aralarında güreşen binlerce pehlivan arasından en kabiliyetlileri seçip bunları yetiştirmek imkânını vermektir. Güreş kulüplerimiz i-çinde bulundukları şartlarla, yâni kendi yağlarile ancak bu kadar kavrulabilirler. Ve biz, böyle giderse, gü-reşteki büyük şöhretimizi kısa zamanda kaybedebiliriz.
Şevket RADO
bırakılan mallar
ihracı serbes olan maddelerin listeleri de hükümetçe neşredili
40 balıkçı gemisi
Ve frigorifik; tesısatlı 10 nakliye gemisi alınacak
Devlet kalkınma plânı
Kurulacak plânlama dairesi için Dünya bankasından ve Marshall plânından yardım istenecek
İstanbul'da 50, Nişantaşında 120
Yiyecek fiat'eri arasındaki bu nisbetsizliği kaldırmak lâzımdır
Son günlerde, uzun zaman-danberl eşine rastlanmayan bir uskumru akını olduğu İçin flitlerin çok düştüğünü yazmıştık.
Filhakika geçen cumartesi günü başlayan bu bolluk pazartesi giinü son haddini bulmuştur. Nitekim, dün de yazdığım gibi, uskumru perakende olarak otuz kuruşa iniştir. Fakat bu bolluğa rağmen ı sındaki fark aynı şehrin her yerinde aynı miktarda olmadığını göstermekle-dirMeselâ evvelki gün küçükleri 30 kuruşa, a ah a irileri elliye satılan uskumru Nişantaşı. Maçka ve Şişlide löö — 120 kuruş arasında verilmiştir.
Uskumru akını yüzünden et fiatleri oldukça ucuztamıştır. İstanbul Baiıkpazannda ve Mısır çarşısındaki kasaplarda Karaman eti 180, Dağlıç ve Kıvırcık 200 kurusa satılırken yine - uskumruda olduğu gibi - Şişil, Nişantaşı ıe Maçkada Dağlıç ve Kıvırcığı 300 kuruştan a-şağı almak kabil olamamaktadır
Filhakika il yasa merkezinde satılan bir şeyin fiatile aynı şeyin Adada. Şişlide. Nişantaş ve Ayaspaşadaki flatı arasında -nakliye masrafı yüzünden - bir fark bulunması lâzımgellr. Fakat bu farkın - balık misalinde olduğu gibi - bir misli fazla olması hiç bir zaman makul değildir. Bu, ancak İhtikâra delâlet eder.
Yeni vazifesine başladığı gün den beri İstanbuta ait mühim İşler! başarmak İçin büyük bir gayret sarteden vali ve belediye reisi Prof. Fahreddln Kerim Gökay'ın yiyecek ve İçecek Hallerinin semtler arasındaki bu farktan üzerinde ehemmiyetle duracağına eminiz.
Fiat kontrolü hususunda e-hemmlyetle dikkate almaca': mühim bir nokta da budur.
Uskumru akün devam ediyor
Evvelki gün şehrimize şlmdi-
ye kadar görülmemiş derecede fazla balık getirildiğini ve bir günde gelen miktarın 600 bin kiloyu bulduğunu yazmıştık.
Dün de yeniden uskumru gel m iş ve gelen miktar 200 bin kiloya yaklaşmıştır.
kadar satıl-ucuzluk ve semtler ara-ı ucuzluğun
Balık bol geldiği günlerde Balıkhanede tartılıp kilo hesa-bile satmak imkânı bulunamadığından motorlarda götürü olarak pazarlık edilmektedir Bu hesapla uskumrunun toptan kilosu 15 İlâ 20 kuruşa geliyor. Dün Balıkpazarında ufak boyda olanlar perakende 30, daha iri olanlar 50 kuruşa satılmıştır. Bahkpazanndakl bu ucuzluğa rağmen Beyoğlu semtinde uskumru yine 80 — 100 kuruşa satılmıştır.
Moskova sefirimiz itimatnamesini verdi
Moskova 13 (AA.) (Afpi: Türklyenin yeni Moskova büyük elçisi Muzaffer Göker bugün itimtanamesinl Kremlin de Sovyet şûraları başkanı Nico-Jas Ch e vernik'e taktım etmiştir.
Gökere elçilik personeli ve, bu m ey anda Muammer Hamdl Çambel lkl kâtip, ataşemlllter ve ataşenaval refakat etmekteydi.
Dal-Os-
Bir deli, iki kişiyi bıçakladı
Kumkapı Nlşancasında taban sokağında oturan
man, Ahmet ve Zeki adlarında iiç arkadaş bu sabah odalarında oturup kahve Icmekteler iken bir haftadır sinir hastalığı geçiren Osman, birdenbire bir krize tutulmuş ve eline geçirdiği bir ekmek bıçağile hem Ahmedi, hem de Zekiyi muhtelif yerlerinden yaraladığı gibi kendisi de yaralanmıştır.
Her İiç yaralı zabıta tarafından Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştır.
Ankara 13 — Devlet Bakanlığı Umumî kâtibi ve Dışişleri Bakanlığı İktisat ve Ticaret dairesi Umum müdürü Fa Un Rüştü Zorlu, hükümetin Paris Ticaret Konseyi kararlarına uyarak ticareti serbcsleştirmek yolunda aldığı bazı tedbirler etrafında izahat vermiştir. Hükümetimizce yüzde 50 İthali serbes bırakılan inallar şunlardır:
Tababette müstamel balık yağı, yalnız kursak, kimyevi gübreler, yaş deriler, kuru deriler, yalnız makine kayışı ve makinelerde müstamel deri ve makine kayışlan. Merinos ve şevyot. yün ve kıldan makine kayışı, misina, eleklik ipek bez, tohumluk çeltik, malt hulâsası, şeker pancarı tohumu, terebantin yağı, maden direği, her nevi ağaçtan dokumacı silindiri tarağı, iği, masurası ve mekiği, sellüloz ve kâğıt hamuru, sigara kâğıdı, masura ve İplik mensucat tezgâhlarına mahsus sair levazım, pamuk ip ve halat (yalnız sa-: nayi İçin), pamuk salmastra (yağlı-yagsızı, pamuktan makine kolonu *e silindir keçeleri, telgraf için zımparalı vesaire!! pamuk bezler, yalnız İşendir' salmastra, kara nakli vasıtaları tekerleklerine mahsus iç ve dış lâstikler ve şeritler «bisiklet ve at arabaları harlçı, kaolin hariç bu numaranın tamamı, kazanlar için emniyet ve tarassut camlan, her nevi ferro ali- i yajlar, halis çelik ve hususi çelikler, her nevi demir veya çelik «yalnız beyzi veya dört ve daha fazla Köşeli çubukları, demiryolu ray yastık ve parçaları, demiryolu traversleri, demir veya çelik saç levhalar «0.5 mili- ı metreden İnce» ve çemberllkler' veya şeritler. «a2 bl b2>).
Demir ve çelik tel «1766, 1767, 1769, 1771, 1772. 1773, 1774, 1775. 1776,1777, 1778», demir tel «üzeri sarılı», 1791. 1792 «kutru 75 milimetreden küçük» ve 1793 ilâ 1797. 1815 - 1817 1/4 pustan a-şnğı vidalar, 1827, 1828, 1830.
193 A 3, 1834. yalnız eğer ve 1843, 1844. '350 den matkaplar, dülger, doğrama âletleri, rende doğrama âletler!, makine İğneleri, 1966, 1067, yalnız kurşun ve halitası, külçe kütük çubuk, boru ve tel, kurşun toz ve varatt halinde tutya ve halitası, kalay ve halitası, nikel, yalnız kondansatör ve kondansatör İçin levha ve nikel tozu, yalnız gaz, elektrik, su sayaçları ve bunların akşamı, teleskop, mikroskop, teli! telgraf makineleri ve akşamı. Röntgen cihazları ve akşamı, her nevi otoklav, klm-yahane ve bakterolojl etüvleri, dezenfeksiyon ve tâklm âletleri, hararet, kesafet vesair dereceleri gösterir âletler, revolver,; «otomatik», av tüfekleri vesaire ı csllhanın hepsi, yalnız buhar l kazanları, her nevi kuvvetle müteharrik makine, traktör, su, hava, petrol ve benzin ve müş-takkı sair kuvvetle müteharik motörler, elektrik motörlerl «âdi vantilatörler hariç», kâğıt ı imaline mahsus makineler, do- l kuma maddeleri İşllyen maki- ı neler, torna vesaire, dericiliğe. | alt makineler, ziraat maklnele- ı ri, değirmen makineleri «buz ] dolabı ve dondurma makinele- ' ri hariç», bilyeli yataklar, ma- ■ Hilelerin veya cihazların sair ı mihaniki akşamı, otobüs, asker, ve hasta nakline mahsus nakil vasıtaları, kamyon ve kamyonet, süpürme vesalreye mahsus arabalar, 668, 669 a girenlerin şasileri. 681 tamamı, buharlı gemiler, motorlu gemiler «te-ııezzüh için olanlar hariç», sabit vinç, tarak vapurları, dok ve elevatörler, yolcu hava sefineleri.
2544.48 ilâ 2554 Ve 2665 ten % 3 ten fazla lak ve madeni boya ihtiva eden titan ve dlokslt, uz-v! ve sun’i boyalar, mavi çivit hariç; anilin tuzu, fenol ve naftalin mürekkebatı boyacılıkta kullanılan suni müstahzar boya, potasyum tozları «2606 bikarbonat de potas hariç» 2647 «2630-31, 39, 46 hariç» 2665 hariç, lityum ve emlâhı. Stron sl-yum ve emlâhı, magnezyum ve eml&hı, manganez ve emlâhı, bazı zaruri ve esasen ithal olunan kimyevi ve ecrayi tıbbiye, domuz kılı, yalnız fLrça İmaline mahsus kıl, yalnız tarakçılıkta kullanılan boynuzlar, kimyevî gübreler, yalnız röntgencilere
tamcl nebatlar, nebatî boyalar, 273-74 lamamı, sair nebati boyalar, müstahzaratı, ham veya temizlenmiş kauçuk müstamel lâstik, değirmen taşları, sun'i dişler, yalnız camdan suni göz, kazanlar için emniyet ve tarassut camları, demir hurdası ve tozu, demir zincirler, yâlnız maden lâmbaları, maden lâmbaları, ekvator kovalan yalnız tel kaynak makineleri, «isterlllza-tör». alüminyum ve halitası, ha rlç, tutya varak ve toz, tutya halitasından mamulât, kalay toz ve varak halinde, her nevi kuluçka cihazları fenne ait halat, tıbbi cihazlar, cerrahi ve dişçiliğe ait masa, koltuk vs, yalnız karbon di oksit ile çalışan cihazlar, elektrot bole, diki makineleri, topografya, hipoğ-rafya v. s. makineler (teksir ha rlç), tulumbalar (el İle müteharrikler hariç), otomobil ve saire İçin işaret fenerleri, (hepsi), toprak boyalar yalnız 2539) yalnız matbaa mürekkebi, 75 deneyden İnce iplikler olduğu gibi, kas arsız bükülmüş pamuk ipliği 30 No. dan yukarı, kaşarlı 1182 - 1185 30 No. dan yukarı, boyalı İstampalar, lâstik tel, boş müstahzarat ampulleri, demir İç veya halat, nakil vasıtaları, tekerlekleri, dingil vesalr akşamı, kalorifer üstüvaneleri, radyatör ve akşamı, demir kasalar, bakır, pirinç, tunç toz ve varak lan, maden ocağı lâmbaları, kurşun matbaa hurufat ve matrisleri, antimuan, sair fenne ve tıbba alt âlet ve cihazlar, otomobil tekerlekleri ve akşamı, mayi madeni mahrukat ve madeni yağlar^yalnız İçlenmemiş alpaka (külçe levha, çubuk).
Bu İthal mallarına mukabil İhracat serbestisl olacak mallar:
Tütün ve sigara, fındık, üzüm, incir, ceviz, bakla; mercimek, fasulye, nohut, keten: kendir tohumu; ayçiçeği tehumu, çığı, susam,, küspe, tiftik, kendir elyafı: hah; sünger; deriler; bağırsak ve alkollü içkiler.
Bu listeler Paristc Avrupa İktisadı işbirliği konseyine 15 ralıkta verilecektir.
a-
Su böreğinden zehirlenmişler İlhan Acar, Osman Önal,
Ankarada yapılan balıkçılar toplantısına iştlrâk eden Toprak Mahsulleri Ofisi İstanbul bölgesi müdürü Enver Güreli dün şehrimize dönmüş ve toplantıda balıkçılığımızı kalkındırmak İçin Danlmarkanın bize tanıdığı 2,5 milyon dolarlık tiraj hakkının nerelerde kullanılacağının teablt edildiğini söylemiş ve demiştir ki:
— Alınacak malzeme arasında 40 balıkçı gemisi, frigorifik tesisattı 10 nakliye gemisi, frigorifik teaisatlı kamyonlar, bir balık konservesi fabrikasının ve soğuk hava deposunun tesisleri vardır
Balıkçı gemileri bir taraftan balık avlamağa devam ederken diğer taraftan soğuk bava tesisi! nakliye gemileri avlanmış balıklan soğuk hava deposuna nakledecektir. Gene frigorifik kamyonlar bunlan tevzi edecek tir.
Bütün bunların 2,5 milyon do tarla olmıyacağı tabiidir. Ancak önümüzdeki sene Marshall yardımından İkraz edilecek İki, 1851 senesinde İkraz olunacak 1,5 milyon dolarlık fonlar da hesap edilirse bu büyük plânın çabucak tahakkuk edeceği anlaşılır. Soğuk hava deposu için 100 bin dolar ayrılmıştır. Ancak et sanayiinin inkişafı için Marshall yardımından ayrılan meblâğdan balıkçılığımız da iftifade ettirilecektir, Nitekim istanbul-da kurulacak otan soğuk hava deposunun bir kısmı balığa tah sis edilecektir >
Ankara 13 — Bugün Cumhuriyet Halk Partisi meclis gru-punda devlet kollanma plânından bahseden Başbakan Yardımcısı Nihat Erim demiştir kİ: (— Böyle bir plân yapılmadık ça muhtelif mıntakaların ihtiyacı arasındaki ehemmiyet ve müstaceliyet sırasını lâyıklle tesblte İmkân yoktur. Hükümet bu nokta üzerinde daha İlk gün den ehemmiyetle durmuştur. Bu mevzu, memleketimizde İlk defa ele alındığından kâfi tecrübeli mütehassıs elemanımız yoktur. Bu iş bLr taknn, müte-kaddlm hazırlıkları tecrübeleri gerektirmektedir. Bizden önce bıı yola girmiş olanlardan çekinmeden İstiane ettik. Amerika İle temasa geçtik. Neticede dünya bankası mütehassıslarının bu İşi lâyıklle yapabilecekleri bildirildi. Bilindiği gibi bir ay kadar evvel gelen Mr, Bar-
ker, evvel emirde memleketi dolaşıp görmüş, üglU makam ve miicsseselerle temas etmiş. İlk tetkiklerini bitirmiştir. Hazırlı-yacağı raporun bLr nüshasını hükümetimize, bir nüshasını da bankaya verecektir Fakat İş bununla bitmiş olmıyacok, yalnız ilk adım atılacaktır. İstatistik umum müdürlüğü gibi bir plân dairesi teşkili ifızım gelecektir. Bu daire İçLn lüzumlu mütehassislan temin edeceğiz. Dünya bankasından ve icabe-dersç Marshall plânından yardım İstenecektir. Bunlardan son radır ki, İş bir buçuk lkl sene sonra tamamlanabUeceklir. Daha önce ikmalini istedik.
Nihat Erim, memleketimize gelmiş olan Dilnya bankası mütehassıslarından Mr. Barker’in bu hususta bir rapor hazırlamakta olduğunu da sözlerine İlâve etmiştir.
Karadeniz bölgesi
(Baş tarafı 1 inci sahifede) |
Tehdit
mektubu
Zabıta bir heroin müptelâsı tarafından yazıldığı fikrinde
Çarşıkapıda Yeniçeriler caddesinde terzilik yapan Fethi Diken adında bir gencin dükkânına bundan on iki gün evvel kilide anahtar uydurmak
suretile hırsız girmiş ve on yedi parça kumaş çalıp kaçmıştı. Fethi Diken zabıtaya yaptığı yeni bir müracaatta. Lâlelideki Hava Kurumu apartmanlarında bulunan dairesine
Hüseyin Cambaz. Cemal, Alek- .Kırmızı baş. İmzalı bir tehdit mektubu gönderildiği tehdidinin bu mektupta, dükkânında yaptığı hırsızlığın ken-
sandr, Metin Çeşit, Şahap, Sabit adlarındaki şahıslar Çem-berlltaşta Tevfik namında birinin dükkânında yedikleri su dişini tatmin etmemiş’olduğu^ böreğini müteakip zehirlenme' nu bildirerek evindeki komodl-al&lmi gösterdiklerinden Esnaf nln üzerine tek bir bin liralık ve Cerrahpaşa hastanelerine bırakmasını ihtar ettiğini bil-kaldmimışlard.r. dlrdlğinl anlatmışta
Zabıta tahkikata el koymuş Zabıta, bunun üzerine ve kaplar muhafaza altına ait- evde, gerek dükkânda narak tahlilim ey e gön derlim iştir.
giderken gördüğü manzara karşısında kendisini tutamıyarak ağladığını açıkladı.
Alınması lâzımgelen tedbirler
Tarakçıolğu, önergesine eklediği bir muhtırasında da bu duruma çare olarak tedbirler göstermekte «Hayvancılık, hayvan mahsulleri, et kombinası, çimento fabrikası, kendir mensucatı, soya fasulyesi istihsalinin çoğaltılması, madencilik ve meyvacılık sahalarında, bu bölgede yapılabilecek olan İşler, yol İhtiyacı ve şahsî teşebbüsü desteklemek suretiyle bölgeye faydalı olacak yardımlar» gibi mevzuları belirttikten sonra, bilhassa Çarşamba ve Bafra o-valanndan Lstlfade bahsinde ö-nemle durmakta İdi.
Nihat Erim’în izahatı
Nihat Erim, Başbakanlıkta, E-konomi ve Ticaret, İşletme, Bayındırlık ve Tarım Bakanlarından müteşekkil bir komisyonun kurulduğunu, mütehassıslardan faydalanarak durumun İncelendiğini, hazırlanan rapora göre. Tacakçıoğlunun verdiği malûmatın bu bölgenin vaziyetine tetabuk ettiğini izahtan sonra, hükümetin memleketin kalkınmasını bir bütün olarak göz önünde tuttuğunu belirtti
Nihat Erim, konuşmasına şöyle devam etmiştir:
«Karadeniz sahil inerinin bugünkü durumu diğer İllerle
BORSA
Türkiyede besin işleri
Ankara 13 (Akşam) — Birleşmiş Milletler Dünya Sağlık ve S. A, O. teşkilâtı üyelerinden doktor Clcments ile doktor Ab-bas 15 Aralıkta memleketimize geleceklerdir, iki doktor memleketimizde bir müddet kalarak Türklyedekl besin İşteri sahasında bir kurs açmak imkânlarını tetkik edeceklerdir.
gerek . _ lâzım
gelen tertibatı almıştır. Polis, bu işin bir herolnclnin kriz geçirdiği sırada yazdığı bir mektup olduğu kanaatindedir.
C E K L K B
Kibrisin
Londre i Sterlin Ne w York 100 Dolar
Parla 100 Fvatuu: F.
Stoknolm 10O tıvec Kr. Cenevre löö İsviçre F.
Amesıerdam 100 Florin Brtlkrel 100 Belçika F.
Lizbon 100 Eakudes
ESHAM V» TAHVİLAT
kıyas edilirse, en-geri iller, bunlardır denemez. Doğunun içeride kalan illerinde çok daha sıkışık durumda olanlar vardır. Fakat bu misal, Karadeniz illerinin ayrıca dikkati çekecek durumda olmadığı mânasında değil. bilâkis memleketin umumî bir kalkınma ihtiyacını belirtmek içindir. Kuzey doğuda Murgul bakır madeni yakında işletmeye açılacaktır. Kükürtlü madeni İşlemeğe başlamıştır. Baikaya. mâdeni de, yo! işi hallolunurken işletilecektir. Doğu illerimizin mevcut su cereyanlarından faydalanması İçin tetkikler yapılmıştır Murgulun e-ner.fi ihtiyacını karşılamak İçin, Murgul ve Aralık dereleri üzerinde durulmaktadır. Komisyonun tetkikler sonunda vardığı kanaate göre, bu mıntakada' ylln vb pamuk sanayi! kurmak için gereken şartlar yoktur- Buna mukabil, İpek böcekçiliğine elverişlidir.*
Hatipler ne diyorlar?
Nihat Erimden sonra konuşan hatiplerden Ralf Karadeniz, Nihat Erimin, Karadeniz sahili vilâyetler halkı için müstacel bir vaziyet yoktur demek istediğine dikkati çekerek:
«Karadeniz bölgesinde, umumi kalkınma pl&nlyle alâkası badehu düşünülecek ve şimdiden tedbirler alınması gereken yerler ve vaziyetler vardın dedi.
Salm Ali Dilem re de şunları söyledi:
«Bir nakliyeden 8&Ö0 nüfus a-llelerlyle birlikte başka yerlere taşınmıştır. Yusufellnde köy -lerde bazan yalni2 kadın bulursunuz. erkek bulamazsınız. Rize de öyledir. Giresun gibi orman mıntakalannda pekâlâ bir odun hamuru, sellüloz fabrikası kurulabilir. RLzenln Sürmene
Kapanı*
VV1
M0.W
o t»,
H iz so ve Of mıntakosında Rus sahil-
ce oo ' terine kadar bir miktar morina rtrâ»*bçdığı yakalanmaktadır. Balık 5® | - - — - - - - - --
97SS0
mukadderatı
Bugün Eminönü Halkevınde bir toplantı yapılıyor
Amiral Rıfat özdef
Ankara 14 (Akşam) — Bu sabahki Zafer gazetesinin yazdığına göre, Kırşehlrden gelen bir habere göre Amiral Rlfat Özdeş tekaütlüğünü istemiş ve Demokrat Partiye âza kaydo-lunmuştur.
Haberde Amiral özdeşin Demokrat Partiye girişinin Kırşe-hlrde memnuniyetle karşılan.-ğına işaret edilmektedir.
GELİR VERGİSİ DEFTERLERİ
Maliye BaKanlığı örneğine göre hazırlanan
1 — Serbest meslek kazanç defteri.
2 — işletme Defteri.
Satışa çıkarıldı İstanbul Ankara Caddesi No. 79 Aydınlık Basımevi
(17657)
Kitaıstakl Türklerin adanın Yunanlstana İlhakı aleyhinde bir miting yaptıkları yazılmıştı. Yeni teşekkül eden Türk Gençlik teşkilâtı ve Türk kültür o-cağı da bu münasebetle bugün müştereken bir toplantı tertip etmişlerdir.
Bugün saat 15 de Eminönü Halk evinde yapılacak olan bu toplantı münosebctlle her lkl teşekkül şu beyannameyi yayın hımışlardır:
Kıbruh kardeşlerinin hakkı gasbedlimek isteniyor. Bu hakkın sesini cihana duyurmak 1-çln bugün saat 15 de Eminönü HaJkevlnde bulun I
Türk Milletinin vicdanı !e emrediyor.
böy-
yağı istihsali de mümkündür.» Başbakan Yardımcısı Nihat Erim, bir devlet kalkınma plânı yapılması hakkında girişilen çalışmaları da anlattıktan sonra ileri sürülen mütalâa ve tekliflerin bir komisyona tevçti som 1 edilerek tahakkuku Imkânları-s1-71 nın araştırılacağını söyledi, sıjol Gündemdö başka bir konu ol-*)oo modamdan, oturuma son ve-— | rildl.
ÎIJ5& «,s> so.ıo
İt 40
% B FAİZLİ TAHVİLLE» Kalkınma i KnIkınma n Kalkınma CU
MS istikrazı i ‘
94» uUkrau □
İMİ Demiryolu VT 1M9 İstikrazı I
% S FAİZLİ TAHVİLLER
1033 Ergani
1033 tkramiyell
MIH) Müdafaa Demiryolu IV Demiryolu V
Valinin teftişi
Vali ve Belediye başkanı bu sabah Darülaceze ile mezbahayı teftiş etmiştin_
Ş İR KET HİSSELERİ
S9.SS
95.75
Elektrik cereyanı bu sabah kesildi
Bu sabah dokuzu yirmi geçe, Silâhtarağa fabrikasındaki bir ânzadan dolayı elektrik cereyanı tam 40 dakika kesilmiştir.
C.H.P. vilâyet kongresi
24 aralıkta toplanması düşünülen vilâyet kongresi-
nin Başbakanla diğer bazı Ba-
kanların iştirakini sağlamak TUrM için 30 - 31 aralığa tehln muh-
113 — 25.00 510 __________________M.W VAHRAFLÂnDA ALTIN
Merkez Bankası h Bankası T Ticaret Bnnknsı Aralan Çimento
Tekirdagı Gül hane
Gulden
Tramvay otobüs ile çarpıştı
Dün akşam Bahçekapıdan Topkapıya gitmekle olan bir tramvay arabası He aksi istikametten ilerleyen 54 numaralı otobüs
parkı önünde çarpışmışlar her İkisi hasara uğrad.îi gibi utu-biis yolcularından İkisi muh-““ telif yerlerinden yaratandıkln-«a rınaan tedavi altına ulınmış-
Sarufe 3
Şehrin temiz tutulabilmesi için teklifler
Amerikan
filotillası
Sabah Gazeteleri Ne Diyor?
Derde deva
Dün İzmir limanından hareket etti
| Memleketimizin tanınmış münevverlerinden muhterem bir avukat, sütunumda fu fikirleri yazmamı istedi. Benim düşüncelerime de uyduğu için arzusunu yerine getiriyorum:
*
Şelırî çok pis tutuyoruz.. Temizlik için elbirliğile bir mücadele açmalıyız, açabiliriz.
Şikâyetim, belediyenin temizlik işleri _ müdürlü/tünden değildir. İmkân dahilin-de^ o müdürlüğün hizmetleri. bahusus iyi niyeti gayretler gösteriyor,
hedef, halkın temizliğe riayetidir. Halkta da. bilhassa gençlerde de istidat var. O istidadı teşvik etmeli.
Son zamanlarda iş edin -dim. Sokağı kirleten biri olursa, haline, tavrına, yaşına, biçimine göre ihtarda bulunuyorum.. Ekseriya, gençler üzerinde çok müessir olabildiğimi memnuni -yetle görüyorum.
Geçen gün, tenha bir vapurun güvertesinde, bir mektepli, yere mandalina kabukları atıyordu:
— Oğlum, siden bir ricam var, beni affediniz, amcanız yaşında olduğumu nazarı itibare alınız! - diye söze başladım. - Burada, hepimiz oturuyoruz, siz de oturduğunuz yerin temiz olmasını istersiniz. Dost var, yabancı var. bizi çöplük ortasında görmelerini arzu et -mezsiniz! - dedim.
Nur yüzlü çocuğumuz, hemen:
— Hakkınız var. Bir daha yapmam! - diyerek, yerden kabukları topladı.
★
Konuşuşunun şeklinden de anlaşıldığı gibi, miıhte -rem avukat, karşısındakini mahcup etmeksizin, cok iyi konuşmasını biliyor. Esasen hal ve tavrı da mülayimdir.
Bununla beraber, bazan aksilere de çattığını anlatıyor:
İzmir 13 (A.A.) — bir kaç gündenberi Umanımızda misafir bulunan dost Birleşik Amerikanın Akdeniz donanmasına mensup 8 cl destroyer filotillası bu sabah İzmirden ayrılmıştır. M. S. S. Joseph, O. Kennedy Johnston ve Fifko muhripleri subay ve mürettebatı şehrimizde kaldıkları 6 gün zarfında görülmeğe değer yerleri gezmişler, harabeleri ziyaret etmişler, spor temasları yaparak halkımız üzerinde çok müsait intibalar bırakmışlardır-
Dost memleket denizcileri şeh rlmlzden ayrılırlarken, filotilla komodoru vali vekili İle belediye balkanına birer mektup göndererek İzmirlilerin misafirperverliklerinden kendisinin ve arkadaşlarının duyduğu memnun luğu ve İyi hisleri belirmiştir.
YENİ SABAH, yukanki başlıkla yazdığı makalede temyiz mahkemesinin yükünü hafifletmek için Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen kanundan bahisle diyor ki:
Büyük Millet Meclisince kabul edilen kanun, bu dertlere, çare bulmamaktadır. Bizce. İstinaf mahkemeleri kurulması da aradığımız netlceyj kolayca doguramıyacaktır. Yalnız temyizin yükü kısmen devredilecek fakat asıl adalet tevzlinde gaye olan efrat hakkının süratle korunması ve hakkin çabuk yerini bulması büsbütün zorlaşacaktır. Tasavvur buyrulsun
Manisada teknik ziraat müdürlüğü toplantısı
Mansla 13 (AA.) — Teknik ziraat müdürlüğü 1949 yılı toplantısı diin saat 10 da halkevi salonunda vali Mithat Uyguç’un başkanlığında açılmıştır. Toplantıya Tarım Bakanlığına bağlı daireleri müdürleri, ilçe ziraat teknisyenleri ve ziraat mütehassislan İştir Ak etmektedirler. Toplantı üç gün devam edecek ve 1950 yılında yapılacak, tarla ziraatı, meyvacılık, sebzecilik, hayvancılık ve diğer ziraat san’atlan İşleri, mücadele için alınacak tedbirler konuşulacaktır.
Dün Balıkpazarı civarında bir saat kadar tetkikler yaptı
*
r Bir seferinde, bir genç bayanın elindeki büyük paketten kâğıtlar kopararak, bu kâğıtları yere atarak, aklınca, paketine hiçim vererek yolda yürüdüğünü gördüm. Takip ettim; hep aynı usul üzere yolu kirletiyor.
Aynı usulle ona da hitap ettim:
— Kızım, evlâdım, ilh... Kaşlarını çattı:
— Sen ne karışıyorsun?- dedi.
Civarda bir polis görün -düğünden:
— Şimdi sizi polise haber vereceğim! - demem üzerine (zaten akallıyetlerdenmış.) korktu, kaçtı, gitti.
Herhalde, bu müdahalemin. kendisinde bir intibah hâsıl edeceğini umarım.
Başka bir gün... Yere tüküren birine... ilh...
★
Misalleri çoğaltmak mümkündür.
kİ adalet mekanizmamız İçinde, on, on beş yıl zarfında İntaç edilmeyen dâvalar vardır ve esefle kaydedilecek noktadır. B» dâvalar umumiyetle devletle fertler arasındaki İhtilâflara aittir. Hükümet hüsnüniyet sahibi olarak hareket etmek istidadım kazanırsa, yalnız bu yüzden dâvaların hem miktarı, hem hasmi birdenbire hafifler.
Hastalığın teşhisini İyi koymalı ve bu derde çare bulmak cesaretini göstermelidir.
★ Yıpranma
HÜRRİYET «Yıpranma.
Iıklı baş yazısında politikanın insanı çabuk yıpratan bir tör-
bag-
pii olduğunu yazıyor ve şöyle diyor:
•Şükrü Saraçoğuliannıız, Recep Pekerl erimiz ‘ ”
muhafaza etmek İçin koltuklarına bugün, yeni «eçlmlerln arifesinde birer nesi kurabileceklerdi, seçimleri hangi bava _ karşılayacağız? Arada söyl.-nc tehditlerle dolu nutuklar hâlâ kulaklarımızda çınlıyor ve bLzl şaşırtıyor. Acaba yeni seçimlere girerken efkân umumlyenln itimadını kazanmış az tecrübeli de olsa iyi niyetli bir Baş-baikanın lüzumu hissediliyor mu? Yıpranmamış taze elemanlara İhtiyacımızın şiddetli olduğunu düşünüyor muyuz?
Bu akşamki güreşler
lagEMSBJ
Çarkı felek dönüyor!
mevkilerini ısrarla sarılm asalardı
İntikal
kabl-Yenl İçinde
Radyo tarafından Spor sarayından verilecek
Cerrahpaşa hastanesi
İki
kliniği üniversite emrine verildi
Iskenderunda denizde bir ceset bulundu
İskenderun 13 (Akşam) — Sabahın erken saati arında denizde şehir iskelesi civarında bir ceset görülmüş ve çıkarılmıştır, Savcılığın perişan kılıklı 55 yaşlarında ve denizde pek az kaldığı tahmin edilen ve elinde bir teşbih bulunan Cesette yaptığı İncelemede karnında derin bir bıçak yarası görülmüş, üzerinde bir kutu kibrit, bir pişmiş kestaneden başka bir şey çıkmamıştır.
Ancak ceketinin mendil cebinde Çayıralan İlçesi Sulh Yargıçlığının Orman Kanununa muhalefetten bir mahkeme
îstanbul radyosu bu akşam sergi ve spor sarayında yapılacak güreş karşılaşmalarına ait yayınlarına saat 21 den 2245 e kadar ve 23 ten İtibaren müsabakaların sonuna kadar devam edecektir.
Saat 22.45 23 arasında İse mu tad haberler yayınlan yapılacaktır.
Diğer taraftan radyo İdaresi müsabakaların ortasında verilmesi muta d olan 15 dakikalık dinlenmenin haber yayını saatine tesadüf ettirilmesi için de lâzım gelen teşebbüslerde bulunmuştur. Bu temin edildiği takdirde müsabakalara alt yayının Inkıtaına meyden verilmeden yapılması sağlanmış o-lac aktır,
Flkrimlzce haber yayımı, dinlenme saatine tesadüf ettirilmese bile, Spor Sarayından yapılan neşriyata fasıla vermemek lâzımdır. Haberleri dinlemek Is-tiyenler, pek âlâ Ankara radyosunu açıp dinllyeblllrler. İstanbul radyosu, halkın arzusunu yerine getirmekle mükelleftir
de-
★
Zaten bir de saygısızlarla Savaş derneği var. Bu dernek, karşı tarafa müşkülâtla hitap ediyordur elbette; zira, müdahale ettiği kimseyi (isminden belli) saygısız diye daha bidayetten dam -galamış bulunuyor. Bu da aksiilamel uyandırır. En iyisi, sayın avukatın şeklinde hareket etmektir.
Bu mevzuu beraberce konuşurken düşündük ki:
Meselâ scnebaşından itibaren beîedive nizamlarına kat'ıyetle riayet edileceğini, sokakları kirletenden mutlaka ceza alınacağını ilân etmeli.
Yeni valinin himmetile. bahsi geçen avukat gibi fahrî müfettişlerin İştirakile, bu iş, sürekli şekilde takip edilirse, şehir, bir dereceye kadar nezafetine, nezahati-ne kavuşur.
(Vâ - NO),
Biz hükümet olarak masrafı tamamen İstanbul Belediyesine yüklenmiş olan bu tesislerin daha iyi çalışmalarını temin etmek İçin her türlü imkân ve yardımları düşünüyoruz.
1950 senesinde. îstanbul Belediye hastanelerine her yıl yapılmakta olan yardımın 600 bin lira arttırılması yolunda bir karara varmış bulunuyoruz.
Sağlık Bakanlığı elinde çalışan Haydarpaşa Niimune, Şigli Etfal, Haydarpaşa Emrazı sariye. Bakırköy hastanesi ve Heybeli sanatoryum hem şehirden ve hem de dışarıdan gelen hastalara cevap vermektedirler. Bu bakımdan İstanbul Belediyesinin sağlık işlerine hükümet fiilen katılmış bulunuyor.
İstanbul Belediyesinin geçen yıl yaptırdığı Süleymanlye doğumevi Bakanlıkça idare edilmektedir. Bu da Bakanlıkla İstanbul Belediyesinin müşterek çalışmasının delilidir. Yakında açacağımız 300 yataklı Ycdlku-le Verem hastanesi ve ilkbaharda faaliyete geçecek olan Beyoğlu cerrahi hastanesi de İstanbul şehrine ve şehir hastalarına hizmet etmek İçin yapılmış tesislerdir.»
Vali ve Belediye Reisi Balıkpazarı semtinde teriışlcrdo bulun uyar
Vali ve Belediye Başkam Prof.. tlsat müdürüne peynircileri top Fahreddln Kerim Gökay dün lamasını, kendllerlle görüşece-öğleüstü yanında belediye reisi ğinl bildirdi. Dükkândaki yağ muavinlerinden Necati Çiller. | flatlcrlnl de İnceleyen Profesör Eminönü kaymakamı, belediye İktisat İşleri müdürü olduğu hal de bir saat kadar Balıkpazann-da tetkikler yapmıştır.
Evvelâ Balıkhaneye giden Dr. Fahreddln Kerim. Balıkhane bi naslle İskelenin tamir ettiril -meşini ve orada çalışanların Balıkhanedeki elektrik ampullerinin arttırılmasını istemeleri üzerine bu arzunun yerine getirilmesin! alâkalılara bildirmiştir.
Vali pazarın balık ve tavuk satılan kısmında evvelâ bir tavukçu dükkânına girmiş, yu -murla fiatlerlnl sormuş ve 12 ilâ 15 kuruşa cevabını almış -tır. Oradan uskumru satanla -nn etiketlerini tetkik etmiştir Heptelnde 5û kuruş yazılı olduğu halde balıkların İrilerini a-yınp üstüne 60 kuruş koyan balıkçının etiketini de 50 kuruş yaptırmıştır- Bu arada bir kaç balıkçıya daha uğrayan vali geçen sene bu mevsimde us -kumrunun kaça satıldığını sormuş ve 180 İli 200 kuruşa satıldığı cevabını almıştır.
Balıkçılardan sonra bakkallar da yiyecek fiatlerlnl tetkik eden Profesör Fahreddln Kerimin girdiği bakkal dükkânında peynir ffatlerinln yüksekliği dikkati çekti ve peynircilerin flatlerl lüzumsuz yere arttırdıklarına kani bulunduğunu, başka yerlerden mal getirterek damping yapacağını söyledi. îk-
Fahreddln Kerim bakkaldan yağlar hakkında İzahat istedi.
Bakkal dedi ki:
— Havaların böyle güzel gitmesi şehrimize sadeyağ sevld -yatını arttırıyor Kış ihtiyacı 1-çln buzhaneye stok edilen sade yağlara henüz el sürülmediği gi bl gelen malların da hepsi satılmadığından onlar da buzhaneye konmaktadır. Bu gidişle şimdiden başlayan flat düşüklüğü. bir İki ay İçinde küçüm-sentneyecek bir hal alacağa ben ziyor.
Peynir ve yoğurtlar
Vali ve belediye başkanı peynirlerin pahalılığı üzerinde İsrarla durarak bunların muhtelif çeşitleri bulunmaları yüzünden kontrollerinin lâyıklle yapılamadığı iddialarını reddederek dedi ki:
— Beyaz peynirle yoğurtların dört beş çeşidi olmaz. Yalnız yağlı ve yağsız diye İki türlüsü vardır Ve her memlekette bu böyledir. Belediye de bun -lan böyle ayırsın vc bir beyanname ile halka ilân ederek bu maddelere Hat konulsun.
Bundan sonra vitrinde başla-rlle birlikte teşhir edilen turfanda kuzu cl.L satan ve üstüne kilosunun 500 kuruş oldu • ğunu bildiren etiketler konul -muş bir kasaba giden vali, kasaba:
(Arkası 1 nci salttfede)
Lise edebiyat öğretmenleri
ne diyor?
bazı
Büyük av partileri
Yaban domuzu ve ayı avları tertip edilecek
Türkiye bir av cennetlcjlr. Fakat. memleket bu servet kaynağından turizm yolile şimdiye kadar lılç istifade edememiştir. l_ Hele büyük av partileri teşkilât-sizlik yüzünden ııâdlren yapılabilmekte tür' Halbuki, harpten evvel Macaristan, Polonya ve Romanya gibi av hayvanlan pek seyrekleşmiş memeleketler bile avlanmak maksadile seyya-hat eden turistleri kendilerine çekebiliyorlardı.
Av ve Deniz Sporları mecmuası, büyük av partilerini teşvik etmek iızere yaban domuzu ve ayı avı partileri tertlple-mlştl.r
Bu avlar şimdilik îstanbul civarında şile ve Ankara (-> güzergâhındaki ormanlık sarplık arazide ve Yalova Bursa'da yapılacaktır.
İstanbulda yapılacak yaban domuzu av partileri günü birlik, Yalova ve Bursada yapılacak ayı avı partileri üç günlüğüne tertiplenmiştir.
Diğer taraftan, yabancı avcıları ve bilhassa Amerikalıların memleketimizde avlanmağa teşvik İçin bazı hazırlıklar yapıldığı da memnunlukla öğrenilmiştir.
İle
«Talebe, konuşurken ve yazarken yeni kelimeler kullanıyor. Fakat bunların sayısı pek
Dil İnkılâbı hakkında pek çok şey söylenmiş ve yazılmıştır. Ayın 19 unda Ankarada toplanacak olan dil kurulunun hasrl ıklan yapılırken Bursa milletvekili Muhlddln Baha Pars tarafından uydurma kelimelerin tasfiyesi hakkında Meclise verilen takriri cevaplandıran Eğitim Bakanının, dillinize sokulmak İstenen uydurma kelimelerin tasfiye edileceğini söylemesi, dil dâvasında daha makul bir yol tutulacağını İhsas etti.
Dil dâvamız hakkında tetkikler yaparken genç nesil yetiştirmekle meşgul öğretmenlerle profesörlerin bu husutas neler düşündüğünü anlamağa karar verdik. Bugünkü yazımız da İlse edebiyat öğretmenlerinin mütalâalarını bulacaksınız.
Bayan H âdiye .
Candan ne diyor? I
— Dil İnkılâbına lüzum var mı İdi? Bu İnkılâbın lisanımıza ne tesiri oldu?
— Bu lnkil&bın lüzumlu olduğuna kani değilim, çünkü 1910 dan sonra türkçülük cereyanının tesiriyle lisanımızın, zaten tabii bir sadeleşme yoluna girdiğine ve eskisine nazaran) çok sadeleştiğine kaniim. Meselâ edebiyatı cedide lisanına nazaran son devrelerde muharrir ve şairlerimizin tabii bir liirkçe İle yazdıklarım ve eserlerinin herkes tarafından zahmet çekilmeden anlaşıldığını görüyoruz. Lisanımızın inkişafı zaten tabii mecrasına girmiştir.
Dil inkılâbı, tanınmış san'at-kâriarm lisanında hiç bir değişiklik yapmadı.
— Edebiyat derslerinde vaziyet nedir?
Bizim neslin lisanında da değişiklik olmadı. Ancak mekteplerde yeni tabirleri öğrenen gençlerin bu İnkılâbın tesiri altında kaldıkları görülüyor.
— Edebiyat dersinde dil bakımından değişiklik olmadı. Yani edebiyat terimleri henüz tesblt edilmedi. Derslerimizde okuttuğumuz eserler de eski metinlerdir.
Bunun için edebiyat dersine dil inkılâbının tesiri olduğu iddia edilemez. Talebe, konuşurken bazı yeni kelimeler kullanıyor. Fakat bunların sayısı pek azdır. Bazı yetişkin nesil ile gençler arasındaki farkı, diğer dersleri okutan arkadaşlar kadar aşikâr olarak görmeğe İmkân yoktur.
— Dilliniz, dil İnkılâbından
azdır.»
Rıfkı Melal Meriç
İstanbul fethinin beş yüzüncü yıldönümünü kutlamak için programlar tasar-tanıyormuş. Alâkalı makam lar, kutlama törenine şehrin mamur bir çehre ile çıkmasını cânü gönülden istiyorlarmış. Bakanlıklar da bu maksatla tahsisat ayılmayı düşünüyorlarmış. An-karada araş ıra toplanıp müzakerelerde bulunan kutlama komisyonu da yılbaşından itibaren İstanbula gelip toplantılarına burada devam etmek niyetinde imiş.
Evet efendim, ilgili zat ve makamlarımızın bu iş üzerinde arzulan samimi, niyetleri sağlam imiş am-maaaa... neylesinler ki çar-hı felek mütemadiyen dönüyor; günler, haftalar, aylar, seneler su gibi akıp gidiyor. ■Yapalım, düzeltelim, şöyle yaparsak daha iyi olur, şunu da ilâve edersek fevkalâde olur» diye programlar, plânlar üzerinde kafa ve çene yorarak hazırlık endîşesi içinde ömür tüketirlerken bir aralık başlarını çevirip arkaya bakmışlar ki Fatih’in İstanbulu fethinden bu vana dört yüz doksan altı yıl geçmiş, kutlama törenine aşağı yukarı üç sene kalmış.
Şimdi eller böğürlerde, gözler takvim yapraklarında. kara kara düşünceye dalmışlar. Şehrin çehresini değiştirebilecek ciddî işlere girişmek imkânsızmış. Bunları başaracak kadar zaman kalmamış.
Bir hayır sahibi çıksaydı da; «Baylar; İstanbulun fetih tarihi 1453 tür. Fethin kutlama töreni 1953 senesinde yapılacak diye ikaz etseydi ne ivi olurdu!
Alâkalı makam ve zatlar ne yapsınlar şimdi? İstek ric var, niyet de var. İşte komisyonlar. işte tasavvurlar, işte program, plân taslakları. Hepsi var. fakat zaman yok. Üc yıl ic’nde koskoca şehrin çehresi nasıl değişir?
Ne yapmalı? Feleğin çar-hını durdurup devr-i bi sükûnu sükûnete getirmenin çaresi?...
Biri çıksa da; «Bende bu kuvvet var. Arzu ederseniz dünyanın hareketini durdurup iiç senelik zamanı İstediğiniz kadar uzatırım» dese bizi memnun edebilir mi acaba?
hakikaten bir şeyler kazandı mı? Mevcut terimlerde tasfiye lâzım mı?
_ Eski ıstılâhlann bazılarını güç anlaşılır ve söylenir buluyorum. Bunların mutlaka değişmesi lâzımdı. Bununla beraber yeni terimlerin, dilimizin gramer kaidelerine uyularak türkçe kelimelerden yapılmasını ve yapılmış olanlardan da buna uygun olanları beğeniyorum.
Bugün mevcut olan terimlerin biraz acele hazırlandıklarını, bu sebepten de yukarıda işaret ettiğimiz esasa uymadıklarını görüyoruz. Yeni terimlerin bir kere daha gözden geçirilmesi faydalı olacaktır.
Ben esasen dilin canlı bir varlık olduğuna inanıyorum. Dışarıdan yapılan zorlamaların pek hayırlı neticeler vereceğini tahmin etmiyorum. Dil İnkılâbı büyük bir hüsnüniyetle başladı. Fakat elde edilen neticelerin pek başarılı olduğunu zannetmiyorum,
— O halde bundan sonra nasıl bir yol tutulmalı?
— Bundan sonra yapılacak işi İkiye ayırmalı: Birincisi dilimizin mazisini ve kaidelerini bilen dil bilginleri toplanarak mekteplerde okutulan terimleri gözden geçirmeli, bunların İçinde öz türkçe kelimelerden yapılan ve gramer kaidelerimize uygun olarak İcat edilenleri muhafaza etmeli, diğerlerinden vazgeçmeliyiz.
îklnclsl lisanın inkişafını san'atkârlara bırakmalı, ne dil bilginleri ne de selâlılyctU ma-(Arkası î inci sahnede)
Aslâ! Bu sefer kelimil meydana çıkacak! Geline, oyna demişler; yerim dar demiş. Yerini genişletmişler, yenim dar demiş. Zaman u-zasa bile, tasarladığımız işleri yapacak para nerede?
Olmıvacak şeylerle kendimizi üzmeğe liizum yok, a efendim. Bırakalım da çarhı felek fırıl fini donedursuıı. Fetihten bu vana beş yüz yıl nasıl geçmişse, bundan sonra beş yüz yıllık bir devir daha ge^Vr tabii. 1953 yılında bizim yapamadığımız kutlama törenini, torunlarımızın torunlarının torunları 2453 yılında daha şatafattı yaparlar inşallah!
Cemal Refik
Para uğrunda: Bu mevsimin ilk telif
piyesi
İstanbul Şehir tiyatrosu dram kısmı dün akşamdan İtibaren bu tiyatro mevsiminin İlk telif eserini oynamaktadır. Nahit Sırrı Örlk tarafından yazılmış olan bu piyes, dört perdeden mürekkeptir ve İş adamlarının hayatını tasvir ederken ayni zamanda kuvvetli bir aile faciasını canlandırmaktadır. Birinci erkek rolü Hadi Hün tarafından oynanan piyesin bir hususiyeti de şimdiye kadar dalma komedi rollerinde alkışladığımız Perihan Yanal’ın bu eserdeki birinci kadın rolünü muvaffakiyetle İfa edişidir. Eser başından nihayetine kadar büyük bir dikkat ve alâka İle takip edilerek heyecanla alkışlanmıştır.
(Para uğrunda) piyesin! İzmir şehir tiyatrosu da repertuvarına almış olup bu mevsimde oynayacağı haber alınmıştır.
AKIAI
14 Aralık 1949
Sahi re 4
kazası
Pakistan mektupları
Siamda evlenmeler, düğün
Yolculardan 6 kişi yaralandı
merasimi, ortaklar
Pakistanda Türkiye ve Türkler hakkında hayranlık
Ankara 13 (A.A-) — Devlet
Demiryolları ümüffl Müdüriü-’ğünden bDdLrilmJştir:
Uşak civarında demiryolunun 339 uncu kilometresinde Ur rayın kırılması dûlayıslle 11-12-940 günü Izrnlr-Afyon yolcu kat*-! nnın furgon ve posta vagonu İle 8 yolcu arabası yoldan çıkarak. yarmanın serleri üzerine yatmış ve yol borulmuştur.
Yolculardan « hafif yaralı vardır. Tren yolcuları diğer bir katarla yollarına devam etmişlerdir.
Halk bu hayranlığı her fırsatta gösleriyor
İhtiyariıyan kadın kocasına genç bir kadınla evlenmeyi tavıîye eder bu suretle evden dışarıda kalmasını önlemiş olur
veyahut aJUn kaplanmış bir kap içine mkıştınlarak konur, hanedana mensup kimselerin yakılmasında her bir safha bir tören sebebini teşkil eder. Meselâ cenazenin yakılma mahalline getirilmesi, cenazenin odun yığını üzerine konulması, ateşin yakılması, cenazenin küllerinin toplanması gibi bu olaylar birer i tören safhasıdır ve her bir safha İçin birer gün merasim yapılır. Her defasında hanedan ailesi hazır bulunur, kadınlar saçları tamamen kesilmiş beyaz kisTcler İçindedirler ölenlerin külleri ufak altından mamûl kapalı kâseler İçinde sarayda saklanır ve zaman »aman dini tömler bu ölenler için ifa olunur, Kıralların yanmayan kemiklerinden bazı parçalar ha-endan ve saraya yakın asilzadelere taksim olunur. Fakir al? leler de mermerden mamul kapaklı kâselerde evlerinin münasip bir yerinde ölenlerinin küllerini hıfzederler ölülerin yakılması şehrin muayyen yerlerinde kurulmuş olan gayet muhteşem mabedlerde, Matineler: Cunıar
etrafı paravana ile çevrilmiş bir v»sj pazar 15 te
yerde olur. Paurteu akşamları temru «oktur.
Slam gençleri bir kaç »5 heyeti ruhanlyeye intisap ettikten sonra, bu heyetten istifa Üe günlük hayata yeniden atılırlar. bu aşın dindarlıktan tabii sırf evlenmek için ayrılanlar vardır. Siamlı erkekler yirmi yaşında ve kızlar da on dörtle, on yedi yaşında evlenirler.
Siamda herkes evlenir, bundan dolayı evlenmemiş yaşlı katlıklara raslamak imkânsızdır. Bir çok ailelerde evlenme yalnız bir mukaveleden ibarettir, eskiden çöpçnt anlığı ailenin ihtiyarlarından biri yapardı, fakat bu usul dc artık ortadan kalktı ve evlenme işi evlenecek çiftin e be ve yinler i tarafından açıkça görüşülerek kararlaştırılmaktadır. Hattâ son zamanlarda gençlerin MrHriyİe tanışarak ve sevişerek evlenmeleri âdeti de buralara yerleşmiştir.
Siantlı düğün vesalreye hiç ehemmiyet vermez Vr bu gibi olayları kabil olduğu kadar a-zalt.-ırak ve kısaltarak evlenir, evliliğin esası bir çiftin beraber ikamet etme^ne bağlıdır, fakat hamı ana ve babalar evlâdJarının düğününü bir fevkalâde olay o-larak göelennek İstediklerinden bazı ailelerde bu evlenmeler tabii olarak, düğünsüz ve merasimsiz geçmez.
Düğünler
Düğün kızın evinde yapılır ve iki gün sürer. Dostlar ve bir orkestra ile damat kızın evine getirilir. düğün evinde yemekler, İçecekler ve Betel cevizi misafirlere İkram olunur. Bu esnada her iki tarafın, ana ve babalan çeyizleri scydererler ve yeni evlenen çifte hediye olunan paralan sayarlar. Bu anda ge-Lm güvey salona girerler ve alkışlanırlar- Yeni çift okunmuş ve üflenmiş bir şerit Ue beraber bağlanırlar. Bu esnada çift diz çöker ve ana babalar tarafından başlarına pirinç sepilir ve rnîsafirier tarafından da midye kabuklan He takdis olmuş su başlann?. serpilir. Bu takdis merasimini müteakip gelin güvey birbirinden ayrılırlar Güvey btr orkestra yardımı He geline bütün gree bir serenad yapar, ertesi günü sabahtan itibaren papazlara ziyafet verilir ve bütün gün eğlenceler devam eder. En nihayet ikinci günün akşamı ancak gelin güvey birbirlerine kavuşurlar. Genç çif t uzun zaman gelinin ana ve babasının evnide ikamet eder ve bu çok defa ilk çoeuklannın doğumuna kadar sürer.
Bir kaç kadınla 'evlenmek memnu olmadığından bakabileceği kadar kadınla evlenmelere Siamda mümanaat olunmamak-tadır. fakat ilk zevce, gözde ve ailenin diğer kadınlarının kanı olur.
r— — —|
Ham BEKE.M
Siy&mlı bir genç
lalanbul BuJadlyMİ S»hl» TiyiltCV»
O
Bu akşam Saat 20.30 da
DRAM KISMI PARA VĞRVNDA
Yazan; Nahid Sırrı Örik KOMEDİ KISMİ NEMO BANKASI Yazan: L. Verneuil Türkçesi: Fehmi Baltaş, L. Ay
Curnsrtul ve £Unlerl
14,30 On Çocuk Tiyatrosu Paxar rflıılcrl matine 1530 dn Pazartesi afcjûmları Dram Kısmım» Salı akssmlun Kem* o Kanunda temsil yoktur
MUAMMER KARACA OPERETİ Maksimde Saat 20.30 da
SİZİN SOKAK
baş-
ihti-
Ortak is ti yen k admlar
Eğer bir erkeğin karısı
yarlarsa kocasına diğer kadınla evlenmeyi tavsiye eder Bu suretle erkeğin evden dışarda kalmasını önlemiş olur ve aynı zamanda ev halkına başkanlık etmesini cazip görür Boşanma ise, tarafeynin anlaşması ve varlıklarının taksimiyle olur, diğer ikinci ve üçüncü karılarla boşanmada ise, erkeğin arzusu üze rine derhal ayrılabllllet. Bütün çocuklar verasetten istifade e-derler. Fakat birinci zevceden doğan çocuklar daha fazla verasete İstihkak kesbederler.
etrafı gümüşi renginde parlak kâğıdlarla süslü olarak evin salonunda bir iki gün için, etrafında dostlan ihtiram nöbeti tutularak bekletilir ve tabutun etrafında gece ve gündüz mumlar yanar.
Bu esnada papazlar ölünün ruhu için dualar ederler ve bilumum tamrl ıklar ve taallûkat bu müddet içinde başsağlığma gelir ve gelenlere hiç bir şey ikram edilmez. Bundan maada cenazenin etrafından kötü ruhtan uzaklaştırmak için, cenazesi olan evde bir orkestra çalar, bazan da ağlayıcı kadınlar kabil olduğu kadar gürültülü bir şekilde ağlarlar- Cenazenin nöbet- ( çileri ayrıldıktan sonra, tabut mabede götürülür, fakat bazı yerlerde, meselâ sarayda ve zengin ailelerde, cenaze uzun zaman ve hattâ aylarca evde bırakılır, cenaze kapıdan çıkarılmaz. Evin duvarına bir delik açılır ve evin etrafında cenaze bir kaç defa dolaştırılır, cenaze mabede getirilir ve burada odun yığını üzerine konularak yakılır. Bu odun yığını üzerine konulmadan evvel de cenaze üç defa etrafında dolaştırılır, bu suretle Ölünün ruhunun yolu şaşırtılarak, tekrar eve dönmesi önlenmiş olur.
Bangkokta bir sene evvel ölenleri yakmak mevsimi vardır, bu devrede esaslı ve parlak bir tören yapılır odun yığınının ateşine güzel kokan dallar atılır ve bu ateşin etrafında da güzel kodular neşreden mumlar yakılır. Merasimi çalgı, dans ve ziyaretler takibeder. Fakirlere ianeler verilir, kabil olduğu kadar fazla masraf edilerek ölünün ruhuna hizmet edilir. Bu gibi törenlerde ölenin bütün bıraktığı mirasın sarfedüdlği çok defa vaki-dir- Bu suretle ölenin hayata vedai merasimi şan şerefine münasip bir şekilde tertiplenir.
Kıralların cesetlerinin yakılması
Bu diyarda ta rai veyahut prenslerin cesedlerinin yakılması memleket İçin mühim bir o-Jaydır ve hattâ bir halk bayramı halini andırır Bu merasim bir ay müddetle sürer. Bu müddet zarfında binlerce insanın saray tarafından iaşesi temin olunur. Hanedanın cenazeleri tabutlara konulmaz, bakırdan
MARMARA Sinemasında
Bugün Matinelerden itibaren Büyük Gala Haftası 2 RENKLİ FİLM BİRDEN
1-iKi YAVRU
(Renkli)
GREGORY PECH
2-SEVİMLİ RÜYA
(Renkli»
John Peyne - June Haver
Herkesin beğeneceği ve takdir edeceği Metro Goldwyn Mayer’ln süper ı filmi
Harikulade mevzulu-hissi ve müessir bir dram
Büyük fedakârlıklarla tertip olan bu programda yer bulmak için lütfen tam seans saatlerinde gelinmesi, DİKKAT: Geceleri yerler numaralıdır.
MİLLÎ - ALEMDAR’da
Bugün Matinelerden LUbaren 2 Şaheser film birden Korkunç ve tüyler ürpertici maceralarla seyircileri heyecandan heyecana sürükLiyeeek.
KORSANLAR KRALI
(KAPTAN KIED)
CHARLES LAUGİFTON — BARBARA BRİTTON — RANDOLFH SCOTT
İngiliz deniz tarihinin en heyecanlı ve korkunç vak ası.
2. — Nefis acıklı ’e hissi mevzu unutanııyacağmız N. G. M. in süper filmi.
0° (Türkçe) I VALTER PİDGON — JUNE ALLYSON
MM Büyük aşkların çarpışan gönüllerin en büyük romanı. J
/ ■ Kadıköy HALEMg ş
Bııgün Matinelerden itibaren
2. et Cihan harbinin, en korkunç ve en müthiş hâdiseleri en kanlı maceraları ile dolu
Casuslar Çarpıoşoyor ürkçe)| Kadın ve aşk rekabeti yüzünden İşlenen İçtimai bir cinayetin heyecanlı romanı,
TEHİRLİ KADIN BLANCHER BRUNNOY — MARCEL PALLİkERE Nefis müzik ve konserler arasında canlandırılmış heyc-canlı bir mevzu-
—
MELEK Sinemasında Şahane bir Süperfllmin Sayın halkımızdan gördüğü eşsiz rağbet üzerine 2 r.cl haftası bugün başladı:
VALS
LOUİSE KAYK'ER — FERNAND GRAVEY MİLİTZA KORJUS
n Her seans dolu... Her matinede boş yer yok.
Biletlerinizi evvelden aldırmanızı tavsiye ederiz.
Cenaze merasimi
Buda dininin hususiyeti dola-yızlyle, ölüm yatağında olan Slamlılar lıer an hayatlarının sona ereceğini düşûnmiyerek, sırf yeniden dünyaya gelecekleri
düşüncesiyle kendilerini teselli1 ederler ve ou suretle gayet sakin bir şekilde hayata gözlerini , yumarlar, ölü yıkanır vc kefene 1 sanhr, cennet kapısında girişi ücretini verebilmek için ağzına para konur. Bu suretle tabut, üstü siyah bir örtü ile örtülü ve |
Bu AKŞAM 21.15 de Bugüne kadar gösterilen ŞARK Filmlerinin en güzeli, en çol
|ö) [Uf sevilen iki yıldızın iştirakiyle meydana getirilen aşk, neşe ve 6—4 u-ss macera dolu bu filmde SAFİYE AYLAnın billur setini dinil-
SİNEMASINDA yeceksiniz.
KALBİME DOSMU
TÜRKÇE SÖZLÜ ve ŞARKILI
ENVER VECDİ — LEiLÂ MURAT — BEŞ A RE VAKİM
Müzik — SADETTİN KAYNAK Şarkılar — SAFİYE AYLA
■ussmhhhu Yerlerinizi ayırtınız. Tel: 40380 REKS Film
T U
Serginin iki biiyük kapısından birine Kaidiâzam kapısı, diğerine Kemal Atatürk kapısı adını verdiler
Karaşi Aralık — Mütemadi komite ve umumi heyet çalışmalarına İnzimam eden günde asgari 3 — 4 resmi kabul ve bilhassa gündüzün boğucu ve bunaltıcı sıcağı yazılarıma devam İmkânı bırakmıyor. Bütün Karaşi en büyük idarecilerin -den en basit tüccarlarına kadar konferans delegelerini ağır lamak ve onlara akla gelmeyecek şekillerde İkramlarda bulunmak için altı gündür adetâ blrblrlerlle yarış ediyorlar.
Dört gün otelde kaldıktan sonra Cumartesi gûnündenbe-rl delege arkadaşım Selâhaddln Tandal Ue birlikle Slnd Başvekili Hofble Yusuf Harun'un evlerinde misafiriz Hiç alışmadığım İngiliz yemeklerini yiyemiyor ve mütemadiyen çay ve blsküvltle »akit geçiriyordum. Sayın Başvekilin misafiri olduktan sonra o güzelim şark yemeklerine kavuştuk. Çorbasından kebabı ve pilâvına, hattâ helva ve muhallebisine kadar bütün çeşitlerimiz mükemmel. Biber ve baharları az olsa kendimizi evimizde zannedeceğiz. Hemen her yemekte (zer-deral. karanfil ve safran) eksik değil. Bu gidişle seyahatten avdette hepimizi muhak -kak uzun bir mide tedavisi bekliyor
Bu konferans vesllesile Pakistan şark âlemine debdebe ve İhtişamını bütün mânaslle göstermiş oldu. Bu öylesine bir ihtişam kİ, dışarıdaki âlemden tccerrül ettiğiniz zaman kendinizi binblr gece masallarını yaşıyor zannedersiniz. Sanki sonu gelmeyecek bir hayal âlemi gibi. Fakat o muhteşem saray -lardan dışarı çıkar çıkmaz karşılaştığınız hayal sizi derhal hakikatle karşı karşıya bırakıyor. Bütün rarkta olduğu gibi PakLstanda da İhtişam ve sefalet birblrile yarış ediyor.
Zıd suallar
Karaşi'de öyle birbirine zıd suallerle karşılaştık ki, hayret edersiniz. Pakistan'da memleketimiz İçin İki zıd fikir çarpışıyor ve bize tevcih edilen sualler bu iki ad fikri derhal tebarüz ettiriyor ve hangi sınıfla karşı karşıya olduğunuzu derhal anlıyorsunuz.
Henüz İstiklâlinin üçüncü yaşma basmış olan genç Pakis-tanın ekseriyetle genç ve İleri fikirli İdarecileri size son senelerde hangi yeni fabrikaları kurdunuz diye sorarlarken kendilerini hâlâ o eski taassubun pençesinden kurlaramanuş olan (Molla) 1ar son senelerde yeniden hangi camileri kapadınız veya yıktıruz, dîye soruyorlar-O meş'um kara kuvvet din cephesinden bakırımızda o kadar yalan ve iftiralarla dolu, menfi bir propaganda yaratmış kİ, hemen her husus toplantıda saatlerle bu zihniyetle mücadele etmek zaruretinde kalıyoruz ' ve onlara Türklyenin din telâkkilerini nasıl garp medeniyetti e telif ettiğini bütün delillerle isbat ettiğimiz zaman onlar da bizim kadar bu ya -lan ve iftiralara lânet ediyorlar.
Karaşi radyosunda Ordu 11-sanile vc İngilizce ve Türkçe o-larak sualli, cevaplı bir konuşma yapan delege arkadaşım (Sclâhaddin Tandal) kendisine Llk sual olarak tevcih edilen bu din bahsini: «Bu suali henüz bir kaç ay evvel memleketimizi ziyaret eden Pakistan harp gemisinin subay ve erlerine tevcih ediniz, onlar size gözle-rile gördükleri hakikati daha güzel anlatacaklardın, cevablle karşıladı. Bütün bu menfi propagandaya ancak lâyık olduğu kadar ehemmiyet veriyor ve hepsini mukni cevaplarla iskât ediyoruz.
Türk hayranlığı
Bizi en çok. alâkalandıran ve hattâ hemen her gün heyecandan heyecana sürükleyen; münevverlerin ve halkın yüzde doksanınm Türkiye ve Türkler
baklandaki hayranhğıdiir. Bundan sonraki yazımda bütün tafsil âUle anlatacağına. Konferansın ikinci umumi toplantısında Türkiye hakkında yapılan muazzam tezahürat o kadar içten ve o kadar yürekten geliyordu ki, hepimiz gör,yaşlarımızı zaptetemedik. Çarşıda, pazarda ve sokaklarda Türk delegeleri olduğumuzu söylemeye adetâ korkuyoruz. Küçücük çocuklardan koskoca adamlara kadar saatlerce arkamızdan gelereK bizi birlbirlcrine gösteriyorlar ve arkamızdan (Atatürk. İnönü. Mustafa Kemah diye bağırıyorlar.
Lâaleltayin olr dükkânda Türk olduğunuz anlaşılınca ilkönce göğüsler ilikleniyor ve bir İhtiram vaziyeti alınıyor ve ondan sonra sual yağmuru başlıyor ve biz müdahale etmeyecek olursak alış veriş etmek dükkâncının aklına bile gelmiyor Burada Türkiye bir inkılâp kâbesl-dir ve Atatürk'le İnönü bütün Şark milletlerinin hakiki rehberidirler. Büyük Atatürk Pakistan’da büyük mücahit (Ka-idi âzam Mehmet AU Cinnah) kadar seviliyor ve hürmetle a-nılıyor. Pakistan hükümeti ve onun inkılâpçı liderleri de bu sevgi ve saygıyı her fırsatta izhar ediyorlar. Meselâ dün akşam açılış töreni yapılan beynelmilel serginin İki büyük kapısından birisine (Kaldi âzam kapışıl diğerine (Kemal Atatürk kapısı) ismini verdiler. Ve Pakistan umumi valisi Ekselans (Elhac Hoca Nizam eddin) konferansa ıştiıâk eden heyetler reislerine verdikleri öğle yemeğinde sağlarında Uk heyet reisi olarak bana yer vermişlerdi. Bu ve bunun gibi sayısız misaller kardeş Pakistanın Türkiye ve Türkler halkındaki büyük sevgilerini her gün ve her fırsatta tebarüz ettiriyor. Yedi gündür devam eden beynelmilel lktlsad konferansının en büyük faydası kardeş milletlerin asırlardır kalblerinde taşıdıkları karşılıklı sevgi ve saygının açığa vurulması ve büsbütün kuvvetlenmesidir.
Büyük misafirperverlik
Karaşi eşrafı resmi yemekler ve partiler haricinde heyetimizi kendi evlerinde hususî bir yemeğe ve çaya dâvet edebilmek için görseniz nasıl blr-birlerile mücadele ediyorlar ve böyle bir daveti kabul ettirebilen Karaşide günün kahramanı oluyor. Karaşide gördüğümüz İçten ve samimi hüsnü kabul ve büyük misafirperverlik dünya yüzünde çok az insana nasip ol muştur, diyebilirim. Bütün Ka-raşi bir sevgi kasırgasına tutulmuş, sonsuz bir muhabbet deryasının dalgalan arasında yuvarlanıyor yedi gündür.
Ayın yirmi altısında Receptl-on Reisi ve âzalarının verdikleri garden parti yirmi yedide Slnd Başvekili Hofbe Y. Harun'un evinde (yâni bizim evde) tekrarlanıyor ve bu çay ve şerbet partileri bazı günler ikişer defa ayrı ayrı yerlerde yapılıyor ve her öğle ve akşam yemeği muhakkak ya bir teşekkül veya erkândan bîr zat tarafından veriliyor.
Burada en büyük ıstır abımız memleketten bir haber alamamaktır. İstanbuldan ayrılalı on bir gün olduğu halde bir tek memleket gazetesi göremedik. Turd hasretile, İstanbul sevgl-sile yanıyoruz- İstanbulun en çok sevdiğim zamanı akşamın saat yedisidir. O saatte bütün bir gün devam eden didinme sona erer; yorgun insanlar için yeni bir hayat, dost ve sevgilileri arasında geçen bir hayat başlar. Burada İstanbul ateşlle yanarken saat tam yedide (Ka-raşl saati Ue 10.30 da) saatime bakıyor ve çok uzaklarda bırak tığını sevgiliyi hasretle anıyorum. Ekseri geceler İstanbul radyosunu dinliyoruz. Şehrin e-lektrik kudreti kufi gelmediği
için evlerdeki radyolardan almak kukanı yok. Ancak sayın ev sahibimizin bize talısis ettik leri otomobilin radyosundan a-lıyoruz, o da ancak saat on ikiden sonra mahalli radyolar ne* riyaLırıı tatil edince kabil olabiliyor. İslanbulun haberler neşriyatı Karaşi saatile gece ya namdan sonra 2,15 te olduğu 1-çin haberleri dinlemek İmkânını bulamıyoruz. Ancak on İkiden bire kadar, yani İstanbul saatile 8.30 dan 9.30 a kadar dlnllyebillyoruz ki. havadis bakımından bu da bizi tatmin etmiyor. Uzak memleketlerdeki, hariciye m em ur larımızın aylarca memleket haberlerine hasret kalmaktan mütevellit ıstıraplarını burada çok İyi anlamış bulunuyorum.
Milletlerarası sergi
Beş gün gecikme ile dün akşam açılış töreni yapılan beynelmilel sergi henüz hiç bir suretle tamamlanmamış olmasına rağmen oldukça çekici. Garbin, son sergicilik ve dekorasyon tek n iğine uymamakla beraber kendine mahsus sevimli bir hususiyeti var.
Standlar henüz daha ta -m amile süslenmemiş. Dört beş gün sonra bütün bu eksikler tamamlanınca beynelmilel serginin bilhassa genç Pakistan'ın -henüz daha 2 senelik olmasına rağmen - gelişmeye büyük bir İstidat gösteren ve büyük bir istikbale namzet olan bütün sanayii hakkında ziyaretçilere güzel fikirler verebileceği muhak-kak.
Açıhş töreni fevkalâde güze! ve ihtişamlı oldu. Serginin 'Ka-idi âzam) Kapısı önüne kuru -lan muazzam ve müzeyyen çadırlarda misafir ve davetlilere yerler ayrılmış ve tam karşıya umumi vali Ekselans Hoca N'i-zameddin İçin fevkalâde muras sa bir taht hazırlanmıştı. Saat dörtbuçuga yaklaşırken evvelâ veziri âzam. Liyakat Ali Han biraz nonra da bandonun selâm havası ile karşılanan vali! umumî törene şeref verdiler.
Genç ve kardeş Pakistanın son senelerdeki ticaret ve sana yİ gelişmelerini çok güzel tebarüz ettiren (İndustri) nazırının söylevinden sonra Ekselans u-mumî vali. Hoca Nizamcddin, kısa fakat çok veciz bir hitabe ile genç Pakistanın namzet olduğu büyük iktisadi kalkınmayı ve Pakistan milletinin lâyık olduğu saadet ve refahı belirttiler. Bu töreni (oparlör) lerden takip eden on az (40 — 50» bin kişilik muazzam bir kalabalığın çılgınca alkışlan ve (alndebad» âvazeleri törene ayn bir hususiyet ve İhtişam veriyordu.
Hitabelerden sonra serginin kordelâsını kesen ve çekilen bay rağı selâmlayan sayın Umumi Valinin refakatlerinde sergiyi dolaştık. Bol ışıklarla aydınlatılmış olan sergi bütün Karaşide bir bayram havası yaratmakta devam ediyor. Havalar o kadar sıcak ve Hattıüstûva güneşi o kadar yakıcı ve çarpıcı kİ, o muazzam sergi sahası ancak geceleri gezilebilecek. Gündü® bilhassa saat 12 den akşam altıya kadar bizim İçin değil sokağa çıkmak hattâ - muazzam tavan vantilatörlerinin çalışmasına rağmen - odalarımızda bUe rahat bir nefes alarak o-lurmaya imkân yok.
PakistanlI arkadaşların söylediğine göre bu mevsim (Karaşi) nLn en mükemmel ve en serin mevsimi imiş; hattâ akşamlan üşüdüklerinden bile şikâyet e-denler eksik değil. İstanbıılda havaların nasıl gittiğinden haberimiz yok. fakat bütün düşüncemiz bir ay bu yakıcı sıcakta kaldıktan sonra İstanbulini, soğuk vc rutubetli havası muvacehesinde herhangi bir hastalığa yakalanmak endişesi. Yurda kavuşalım ve hasretinden bunaldığımız o güzel havayı teneffüs edebilelim de he pisine, her şeye razıyız.
Sırrı Enver BATUit
--------- )
Serbes sütun |
KANDİLLİ
IV. Murat Revan fethine Ç’-karken Bogaziçinin Kandilli dediğimiz mevkiinde bir saray yapılmasını emretmişti.
1632 yılında seferden dönüsünde, inşası biten Kandilli sarayına İndi ve orada şehzade Mehmet dünyaya geldi. Bu doğum münasebetiyle yedi gece kandil donanması yapılmış ve o tarihten sonra da Boğaz!çinin bu köyüne Kandilli denilmeye başlanmıştı.
Bir rivayete göre de Padişahlar Göksu mesiresinde yahut daha yukarıda Çubukluda geç vakitlere kadar eğlenip geceleri kayıkla Topkn.pi sarayına dönerlerdi. Bu dönüşlerinde Kandilli sırtlarında oturan bir papas belki (İltifatı şahaneye mazlıor olurum) diye bahçesini kandillerle donatırdı Yakılan bu kandillerden dolayı köye (Kandilli) ismi verilmişti 111
İstanbulda OsmanlI Padişahlarının tenezzühe çıktıktan müteaddit bahçeler vardı. Kandilli de bu (Radikal hassa) 1ar arasında bulunuyordu. Bu sebeple uzun zamanlar köy (Kandilli bahçe) diye anılmıştı.
Sed sed yükselen ve Boğazl-çinin bütün gûzelllkleerine hâkim bulunan Kandilli bahçe ve Kandilli sarayı bir zamanlar prk rağbet bulmuştu Bu sarayı sık ziyaret eden OsmanJı hükümdarlarından birisi de IV-Mehmelti.
Kiraz mevsimlerini İstavroz bahçelerinde geçiren Padişah yazın sıcak günlerinde Kandilli sarayına göç ederdi Sarayında yedi yüze yakın cariye bulunan IV. Mehmedln hayatında zaman zaman ehemmiyetli mevki tutan kadınlar bulunmuştu. RCbia Gûlnuş, Gûlbeyaz, Gülnar ve Afife kadın bunlar a-rasındaydı-
Tarihler birbirini kıskanan Rebia Gülnuşla, Gülbeyaz'ın rekabetinden ve nihayet Rebia Gülnuş'un, Gülbeyaz’ı Kandilli sarayından denize “attığından bahsederler.
Avcı Padişahın son devirlerinde bütün gönlünü Afife kadın dolduruyordu. Ona belki Boğaziçi tenezzüllerinden dönüşlerinde yazdığı manzumelerle aşkını söylüyordu.
Beyazlar giyindikçe bir dnrrü yektaya benzersin Siychler giyindikçe sen hemen
Ley laya benzersin Yeşiller giyindikte tulii çüyaya benzersin Benim ho$bû Afifem sen gülü rağnaya benzersin
Afife kadın da şevketlû Hün-kâma bir nazire takdiminde gecikmezdi.
Beyaz giyindikçe Padişahım aya benzersin Siyekler giyindikçe Kûbei iilyaya benzersin. Kızıllar giydikçe cevheri harraya benzersin Benim heybetlû Hünkârım hemen deryaya benzersin.
IV. Mchmedin İstanbulda geçirdiği zevkli günler Viyana bozgunlyle sona ermiş, mütemadi harbler yüzünden Kandilli sarayı da diğer Boğaziçi kasırları gibi bakımsız ve harap kalmıştı.
Pasarofça sulhundan sonra bütün gayretini İstanbul un imarına ve güzelleşmesine hasreden Nevşehirli Sardâram İbrahim paşa (Cümleden mukaddemi Kandilli rarayının tâ-mlriııe başlanılma.-ını emretmişti.
III Ahmetlin ve devlet ricalinin Halice fazla rağbet etmeleri ve Kâğıthane kasırlarının inşası üzerine Boğazlçlnin u-zak köylerindeki saraylar zamanla genç harap olmaya yüz tutmuştu.
Patrona ihtilâli ile, Kâğıthane kasırları yıkılmış ve 111. Ah-medin yerine geçen I. Mahmut sık sık Boğaz tcnezzühlerLne çıkmaya başlamıştı.
Doimabnhçe kasrında Beşiktaş sarayında vakit geçiren yeni Padişah Bogazicinde, bilhassa Küçflksu ve Kandilli taraflarını seviyordu.
Kandillide sahil boyu ve dağ tarafları taliplerine satılmış, köyün çarşısında yeni dükkânlar, hamam ve çeşmeler inşa
edilmişti Bu imar hareketinden sonra Kandilliye (NevâbM) denilmeye başlandı. Aynen. Kandilli sarayı da yeniden tamir olundu- Bu tamir münasebetiyle İzzi efendi şu güzel tarihi düşürmüştü.
Yeter bir mısraı bereeste İni zabtı tarihe Yeniden şnteban sahil oldu köhne Kandilli
Saray. gördüğü muhtelif tamirlere rağmen I. Abdülhamit devrinin başlarında artık İyice harap olmuş bir vaziyetteydi. Yeniden İhyasına İmkân gö-rillemlyen tarihi Kandilli sarayı bu devirde yıktırılmış ve arazisi parsellere ayrılarak taliplerine satılmıştı.
18. asır sonlarında Kandilli kıyılarını işgal eden yalılar KıiçÜkSU kasrından itibaren şu şeklide sıralanıyordu: (Kûçük-sıı kasrı, Göksu deresi, Sadrâzam İzzet paşa yalısı, sabık Şam kapı kethüdası İbrahim bey vereseleri yalısı, hazine kesedarı efendinin yalısı. Halil paşa kapı, kethüdası Halil ağa halifesinin yalısı. Tanır ağa zadelerin yalısı, Anadolu halifesi Hüseyin efendinin yalısı, kethüda kâtibi sabık Şehri e-fentUnin yalısı, aşçıbaşı zade llamdl beyin yalısı. Emin e-fendl yalısı. Darphane emini Mehmet bey yalısı. Kandilli iskelesi, Topçubaşı Mehmet ağa yalısı, kahveci başı zade Mustafa ağa yalısı, Musa ağa yalısı, Odabaşı Hüseyin ağa yalısı, sabık Halep kadısı Arif efendi yalısı...)
Kandillide 19. asırda meşhur İki binadan birisi sahilde ve İskelenin yukarı tarafında Mısırlı prens Mustafa Fazıl paşa yalısı ve diğeri de Vaniköyûne doğru olan kısımda Sultan yahşiyle tepedeki Sultan sarayı idi.
Mısırlı Mustafa Fazıl paşa yalısı geniş cepheli ve dışı kâr-gir bir binaydı. Bu yalı son şeklini prens Mustafa Fazıl paşa zamanında almıştı 12) Daha evvel aynı yerde muhtelif kimseler oturdular. Tesblt edilebilen -sahiplerinden birisi de IV. Mustafa devrinde ende-rundan vezir tâyinaüyle çirağ edilen Süleyman paşadır.
Süleyman paşa sonradan Mustafa Fazıl paşaya geçen yalıda bir müddet oturmuş ve n. Mahmudun cülusunda (Rütbe! vâJâyi vezaretleı Şam valisi olarak İstanbuldan ayrılmıştı.
Mustafa Fazıl paşa zamanında İçinde çok debdebeli ve iyi günlerin geçtiği büyük sahllha-
ne, paşanın vefatından sonra II. Abdülhamit tarafından satın alınarak hemşiresi Cemile sultana hediye edilmişti.
Damat Mahmut paşanın zevcesi olan Cemile auttan bir müddet ikametten sonra Kandilli yalısını oğlu prens Celft-leddln beye bırakarak Eren-köyündekl köşkünde oturmaya başlamıştı.
Yalı prens Celâleddta bey de öldük ten sonra muhafaza edilememiş ve 1340 senesinde yıktırılmıştı- Kandillide Akmtı-bumundan Vaniköyûne doğru gidildikle denizin hafif bir koy yaptığı sahanın başlangıcında bir sultan sarayı mevcuttu. Bu büyük ve ahşap bina da epey müddet evvel yanmış, yalı ut yıktırılmıştır.
İîst tarafında bulunan ve bugün Kandilli kız lisesinin İşgal ettiği binanın sahibi U. Mahmut kızlarından Âdile sultandı. Sultanın ölümünden sonra saray uzun müddet boş kaldı. n. Abdülhamit kızlarından Şadiye sultanı Sadrâzam Salt paşanın oğlu Namık beye vermek istiyor ve yeni evlilere. yazlık saray olarak da Kandil- 1 İldeki Adile sultan sarayını düşünüyordu. Bu izdivaç vuku bulamadığı için yalı da daha bir müddet boş kaldı. 131
Hürriyetin ilânından sonra Ahmet Rıza beyin bir kıs sultanisi açılması hususunda gösterdiği arzu ve yaptığı müracaat üzerine H Abdülhamit eski Âdile sultan sarayını mektep binasına tahsis etti-
1909 ekim ayında Ahmet Rıza beyle. Milletvekillerinden bir heyet eski sarayı gezerek mektebe elverişli olduğuna karar vermişti. O tarihlerden itibaren Âdile sultan sarayı Kandilli 1 İnas sultanisi ve sonra da Kandilli kız lisesi İsimleriyle bir maarif müessesesl haline girmiştir.
Kandillinin iskeleden Vanlkö-yüne doğru olan kısımlarındaki yalıları bir petrol gemisinden çıkan yangın dolayısiyle tamamen yanmış ve o saha bomboş kalmıştır.
Bugün de Kandillide Akmtı-burnunda Edip efendinin, Göksu tarafında eskiden Altunîza-i delerin şimdi Abut efendi alle-I sinin, kont Ostrolgun, İsmail paşanın ve Kibrisin Mehmet paşanın yalıları, Boğnzlçlnin I eski mimarisini temsil eden güzel ve tarihi yapılardır.
|1] Bu rivayetten Ahmet Mithat efendinin de bahsettiği Boğaziçi ve Şirketi Hayriye isimli eserde yazılıdır.
|2| Prens Mustafa Fazıl paşa yalısı hakkında fazla malûmat için 2-1 kasım 1948 tarihli Akşam gazetesine bakınız.
13] Bu husustaki malûmatı Sait paşa hatıratımla bildiriyor.
Ne ifrat, ne tefrit
Dil kurultayının toplanma gününün yaklaşması ve bir Milletvekilinin sözlü sorusu üzerine dil dâvası yine günün mevzuu halini aldı. Dilde ıslahat... Türk diline yerleşmiş eski kelimelerin muhafazası, uydurma kelimelerin atılması, göze ve kulağa hoş gelen sağlam köklü. soylu kelimelerin bulunması...
Orta mektepte bir yeğenim var. Kimin varsa AJlah uzun ö-mürler versin. Geçen giin elinde bir «Nasrettin Hoca» kitabl-fe yanıma geldi. Kitabı okumak istediğini, fakat hiç bir şey anlamadığını söyledi.
Kitaba şöyle bir göz gezdirdim. Aman Allah.. Yeğenimin yerden göğe kadar hakkı varmış. Değme kimselerin içinden kolay kolay çıkamıyacağı derecede ağdalı bir Üslûpla kaleme alınmış. Kitabın muhteviyatını bildiren satırlar, dikenli, çakıllı yoldan farksız...
«Matbu vc meşhur hlkâyatına zeylen nısfı derecesinde gayri matbu hâklmane ve arifane bir çok letalfl b&rgiizidelerinl şâmildir.»
Fıkraları toplayan zat bu kitabın. «henüz iptidai tahsilde bir yavrunun bağrına basacağı yegâne» kitap olduğunu söylüyor. Vc «Nasrettin Hoca letalfl» nln «diğer akvamı islâmiye ve ecnebi lisanına da en çok tercüme edilen eserlerden» olduğunu bildirdikten sonra «Avrupa-da elsinel Şarkiye mekteplerinde Türkçe öğretilen yegâne le-talf kitabı» diye de ilâvede gecikmiyor. Üç sahifellk önsöz, pardon, «mukaddeme» böylece bilmece halinde sürüp gidiyor. İFRAT...
Dilimizde sadelik dâvası güdenlerin, dâvalarında ne kadar haklı olduklarını bu misaller açıkça gösteriyor.
Buna mukabil öz Türkçe dâvasının fedakâr avukatı üstat Nuruiiah Ataç'ın yazılarını eskiden zevkle okurken, şimdi bütün iyi niyetlerimize rağmen mânasını kavrıyamadiğimizi ve anlamadığımızı itirafa mecburuz.
Ay isimlerinin İse hiç de iyi seçilemediği ve aceleye geldiği aöz götürmez bir hakikattir. Meselâ «aralık»... Lisanımızda aralığın iyi, kötü bir çok mânası vardır. Ay ismi olarak kullanmamız pek yakışık almıyor. «Ocak» i da ne mevsim, ne de ayla telif edebiliyoruz. Hele «kasım yüz elli, yaz belli» gibi âdeta ata sözü halini alan koca kasımı 30 güne sığdırmanın yersizliği meydanda...
Bütün ısrarlara rağmen «acun, İşyar, bitik, kamunbay. eylem* ve böylece çoğaltılabilecek misaller hnlkın diline uygun düşmediği İçin tutunamadı. Neleklm «bay - bayan» da mektup zarfl ar He esnaf ağzında kullanılmaktan ileri gidebiliyor mu? Meclis kürsüsünde bile Milletvekilleri birbirlerine «X bey. Y hanım» diye hitabedlyor-lar.
Bahis. Nasrettin Hoca İle a-çıldı. Onun meşhur bir fıkrasile son verelim.
Hocaya sormuşlar:
— Kişi sever misin Hocam?
— Kışın nesi sevilir Allah aşkına? Soğukta titrettiği İçin mİ kışı seveyim...
— Yazı?
____O mübarek de pek sıcak o-lur. insanın ensesinde boza pişirir.
Ters tora cevap alan adam öfkeyle:
____ «Kışa soğuk, yaza sıcak» dersin. Ya neden hoşlanırsın?
Hoca gevrek gevrek gülerek:
— Bahara kim ne der evlât...
Cevabım verir.
Kıssadan hisseyi çıkarmayı dilcilere bırakıyoruz.
Hikmet S.
Bugünden, Dünden J
alık yağı
Vaktiyle İstanbulda revaçlılıgı — Kimlere içirtilirdi?— İçerken alınan tedbirler— El bebek, gül bebeklerin cicimliği — Tazelerin karşısında görücülerin fiskosu — Feryal Bacının kızı — Eski balık yadlarının en ekstrası — Balık \ağı içemiyenler nelere yaslanırdı? — Morina balığı
Gazetelerde bir ecza deposunun rekâlmı gözüme ilişil: 1949 mahsulü, Norveç malı, bilmem ne markalı, altın madalya kazanmış balık yağı müesseseye gelmiş: müşterilerin emirlerine amade imiş...
Vaktiyle balık yağı İstanbulda pek revaçta idi. Belli başlı ceza nelerin camckânında; İkdam, Sabah, Tercümanı Hakikat gibi yevmi gazetelerin, naftalık Serveti Fünun'un Malûm at'ın arka sabifelerinde ilânı çıkar dururdu. Sırtına kocaman bir balık alınış, balığın kuyruğu yere kadar uzanmış, kara lakyeli. baldırı çıplak bir adam resmi.
Büyük ninelerimizin zamanında dahi armut sapı boyunlu, mumya sarısı benizli şiş karınlı, CizedeJ denilen sıska sübyanlara; zayıf .kansız, mecalsiz, İnce hastalığa müptelâdan beter gençlere balık yağı İçirirlermiş. Bizim çocukluğumuzda da na-hifülmlzaçların başlıca ilâcı oydu. Bütün hekimler, zamanenin Lokmanları doktor Zambak o paşa, llorasanciyan efendi cn önce hep onu tavsiye eder. Evliya Hüseyin Remzi bey merhum bu nesnenin bir (devâyi kül) idüğlnl dilinden düşürmez; nevazil geçiren, er.flûenzadan kalkan, hattâ mide humması atlatanlara bile boyuna onu sağlık verirdi.
Malûma, yenir yutulur şey değildir. Bed bed kokar, mideye lök gibi yapışır, kolay kolay hazım olmaz, öğleyin al, aradan saatler geçsin, akşam yemeğine otururken desturun geylr, yine ben buradayım der.
Evet, içilişi meseleydi; deveye hendek atlatmaktan zordu Şu tedbirleri icabettirirdi: Karın pek dolu olmıyacak yani makarnaya, pilâva, bunların tokmağı hoşafa kaşık alılmadan evvel, taamın ortasında bulunulacak. Sofrada önüne yarun limon veya turunç, yahut portakal konacak; mabudu nuş eder etmez bunlar yalanacak. Ekşi, bazı kimselerde mideyi büsbütün kaynattığından o gibiler Kakule, karanfil, kabuk tarçin hazır edecekler. Bâdircyl savınca avurda nane şekeri, akide, lâtl lokum sokmak, bir parmak bergamatlı lohuka, kayısı reçeline. gül murabbaına yanaşmak zinhar caiz değil ha; Zira tatlı zülbiye olsa safrayı kabartır, gasyan> davet eder. Tuzlu hiç gerekmez: tuzlu badem, şam fıs tığı, kaşar peyniri: hele çeşnisi aynıdır diye sardalye, çiroz, lakerda parçası filân ağıza tıkmak kaş yapayım derken göz çıkarmaktan farksızdır.
Vaktaki balık yağı çorba kaşığına dolduruldu; sol elin iki parmağı İle burun kanadlan sıkılıp, gözler yumulu, besmele çekilip birden gövdeye indllecek
ve hazırlandırılan bastımı şeyler İmdada yetişecek. Dahası var: Hengâme sırasında aklına mütemadiyen has bahçeler, çayırlar çimenler, şanl şarıl akan sular getirmek şart Has bahçeyi kim gördü kİ? derseniz, hiç değilse Uzunçayırı. Göksuyu, Taşdelenl, Karakulağı bilmeyen var mı?
El bebek gül bebek büyütülmüş kerime hanımlar, hafi d
Yazan:
[S er met Muhtar ALUS]
beyler içinde nc clclmlere rasla dik. Ahbaplardan Boğozlçili bir zatın haremi ile kızı Gö2tepeye bize gelir, semtleri uzak olduğundan gece yatısına kalırlardı. Sofrada annesi balık yağı şişesini önüne koyunca küçük hanımın o anda tutarağı tutar: hatun üzerine tebelleş, okşaya okşaya yanaklarını öperek, hattâ ellerine eteklerine vararak:
— Haydi yavrucağım, şunca-gazı yutuver de kurtullaria yalvarır yakarır: zümbül bebek to-homu baygınlıklara aykınlıklara uğrar; yüzüne kolonyalar serpilir, burnuna lokman ruhları koklatılır, nihayet kale fetho-lunurdu-
Yine tanıdıklardan birinin e-nikonu kabaca. 13-14 yaşındaki oğlu her yemekte ortalıkLan sırra kadem basar; arayıp tararlar; bazan fısLık ağacının tepesinde, bazan kuyunun İçinde bulurlar,
— Sen Hünkâr çavuşusun a çocuk; şevketlimiz yarın öbür-gün mülâzimliğlne ve yaverliğine ferman buyuracak. Asker kısmı cesur olur ayol! diye oğlanı avutur, balık yağını içirirlerdi.
Görücüye çıkmış cılız, etsiz butsuz tazelerin karşısında görücülerin üirbirlcrlylc fiskosları ömürdü:
— Kızcağızın bir deri bir kemik haline içim sızladı .Zavallı balık yağı içse bürü...
Tombalaklar hakkında da fısıltılar:
— Bu tazeyi bıldır Kâninln dükkânında görmüştüm, hayali fenerdi. Şişelerle balık yağı devire devke semirmiş galiba!
Yalan mı, o sayede semirenler çok. Eski emektarlardan Feryal bacının son derece çehre ve vücut züğürtü, boynu boydan boya sıracalı kızı hiç tiksinmeden, yüz buruşturmadan, sanki boza imiş gibi lıkır lıkır balık yağı içerdi. Akıbet öyle bir topladı, şişmanladı ki şaşakaldık. (Bir dirhem et, bin ayıp örter) meseli malûm. Çehresi de öyle bir gül eşti kİ, çabucak kısmeti çıkıp rabıtalı bir kocaya vardı
Eski balık yağlarının en eks-
trası üç köşeli şişelerdeki (Hoggı markasını taşıyandı, Balık yağı içemiyenler (The Economlc Cooperative Societyı bakkaliye magaiarında saldan İngiliz mamulatı Keplerin kava nozda, süzülmüş bal kıvamında, koyu Malt hülâsasını çay kaşığı İle her övünde yerler; bunların da hazmını balı bulanlar Fransa menşeli Deja relinin bira hû-iâsasına, Kina Larocha. Vin de Vlala. eczacı Ethem Pertevin Pertev şurubuna yaşlanırlardı.
Balık yağı, Morina balığının karaciğerinden çıkarılmaktadır ve hassalıiığı mücerreptir, mu-kavviliğine. zaafiyete, bilhassa kemik hastalıklarına nâflligine diyecek yok. Derununda çok miktarda A ve B vitamini de mevcutmuş.
Morina bir buçuk metreye kadar boylanır, gayet aç gözlü, doymak bilmez bir mahlûkmuş. Şimal denizlerinde. Terre - Ne-uve ile İzlanda adası arasında derinlerde yaşar; kışın sıcak su cerayaniarı yakınına sokulur, yazın yukarılara yükselir: kafile kafile gezler; dişilerinden her biri senede 9 buçuk milyon yumurta yaparlarmış.
Mayıs ayından itibaren say-dedİİiyorlar. Kutup havalisi hal kının başlıca gıdasını teşkil e-dlyor. Eti taze veya tuzlu olarak yeniyor- Morina yağı ince kürk derilerinin tabaklanmasında da kullanılırmış...
Türkiye turizm kurumunun tertip ettiği toplantılar
Tariz meseleleri etrafında ilgili bütün çevrelerle temaslar yapmağa karar veren Türkiye Turizm Kurumunun tertip elliği toplantıların ilk lkJisi yapılmışlar.
Bu toplantılardan birincisinde şehrimizin lüks, birinci ve İkinci sınıf otellerinin sahiplerde Otelciler başlıca lokanta ve gazinoları işletenler hazır bulunmuşlardır.
İkinci toplantıya da hava nakliyat şirketleri. seyahat acenlaian ve harbden evvel seyyah celbile meşgul olan vapur acentaları iştirak etmişlerdir.
Her İki topianuaa turizm bakımından âcil tedbirler görüşülmüş ve alâkadarların görüş ve ihtiyaçları tesblt edilmiştir.
Yunanistanda çetelerle çarpışmalar
Atina 13 OLA.) — Genelkurmay tebliğinde bildirildiğine göre 6 ilâ 12 Aralıkta bütün memlekette yer yer yapılan çarpışmalar sonunda çeteciler 21 ölü, 3? esir vermişler, hükümet kuvvetlerinden ise 4 kişi ölmüş ve 16 kişi de yaralanmıştır.
Fatih medreselerinin tamiri
Çocuk esirgeme kurumu Amavutköy bucak kolu geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da Arnazutköy ve Bebek ilkokullarında okuyan (135) yoksul vc himayeye muhtaç olan öğrencilere (Palto - Elbise - Ayakkabı - Göğüslük) gibi en mûbrem ihtiyaçlarını temin etmek sureUlc bu yavrucukların yüzlerini gül dürmüştür. Yukarıda sevindirilen yavrulardan bir kısmı görülüyor.
Türk mimarlar birliği
Türk yüksek mimarlar birliği İstanbul şubesinin 10 Aralık 949 tarihinde yaptığı yıllık umumi toplantısında Başkanlığa: Muhittin Güven, Sekreterliğe: Mehmet Ah Handan, Say ın anıl Jga: Affari Kırımlı, Üyeliklere:
Doğan Erginbıış, Muhlis Tiirk-| men, Yedek üyeliklere: Selim I Zeki Benar ve Feridun Kip re-| çilmişierd İr.
Tamir edilecek olan binalar
lstanbulıın beş yüzüncü fetih yılı dolayısile Fatih medreselerinin tamirine, civarının da ıslâhına karar verilmiştir. Burada yakında başlanacak olan büyük inşaata lüzumlu malzemenin cami avlusuna nakli başlamıştır.
Üç sene İçinde tamamalnacak olan bu restore vc tamir soıiumla şehir Fatihten Malta çarşısına kadar uzanan geniş binalar kazanacaktır. Bu binaların bir kısmı üniversite öğrencilerine yatılı yurt haline getirilecek, bir kısmı dilsiz ve sağırlar okuluna tahsis edilecekllı.
14 Aralık 194»
Bahlfe O
Mahkeme Koridorlarında
RAD
Göğsümdeki sabır taşı çat diye çatlayıverdi!
Buruşuk yüzü avuç İç! ka* dar kalmış, çukura kaçan gözleri çapaklanmış, lâcivert bas örtüsünün kenarından Çıkan kınalı saç demeti kasının üstüne kıvrılmış, gri mantolu hanım teyze koridorda paytak adımlarla yaklaştı, sertçe bir el işaretiyle kasketli delikanlıyı durdurdu:
— Sen de hükümet kapısının adamlarından mısın, efendi oğlum?
— Hayır, kapılarla alâkam yok, teyze hanım.
Dudak büktü:
— Yüzünden belli zaten. Pek cahilsin.
— Cahil olduğumu nereden anladın, hanım teyze?
— Şey... Yaşın küçük görünüyor, efendi oğlum. Hükümet kapılarına senin gibi çoluk cocuğu doldururlarsa bir halimiz nice olur? Herkes aklının erebileceği işlere girmelidir. Sakın bu yaşta hükümet kapışma göz dikmeğe heves etme. Bizim rahmetli efendi kaleme çırak olduğu zaman vasi otuza yaklaşmıştı. Hükümet işi çocuk oyuncağına benzemez ha. Cahillikle yanlış bir şey yaparsan adamı ipe çekerler, maazallah. Aklını başına al, oturaklı adam ol da ondan sonra böyle kapılara baş vur.
— Peki, teyze hanım. Şimdilik benim de böyle yerlere bas vurmağa niyetim yok zaten.
— Niyetin vok da buralarda ne dolaşıyorsun?
— Meraklıyım, teyze hanım. Buraya gelenlerle konuşarak vakit geçiriyorum.
Çatık kaşla homurdandı:
— Allah akıllar versin. Buralarda avlak aylak dolaşarak çene yarıştıracağına, kendine bir is tut da dizini kır, çalış, para kazan. Bugünün eyyamında yedi sekiz yaşındaki sübyanlar bile çarşılarda öte beri satıp ekmek parası çıkarıyorlar. Bak hele, koskoca kazık kadar adam olmuşsun. Boş gezmek ayıp değil mi sana?
— Ben her zaman boş...
Tehditkâr bir el işaretiyle susturdu:
— Boşuna çene yorma. Sen benim lâkırdımı dinle de kendine bir iş tut. Dedelerimiz ne demişler, biliyor musun?
— Ne demişler, teyze hanım?
— Hımmmm--- Onlar her lâfın doğrusunu konuşurlardı. «Ayağım sıcak tut, başını serin: kendine bir is bul, düşünme derin» demişler. Daha ne desinler. Bundan büvük lâf olur mu? Amma velâkin. senin gibi cahillerin böyle şevlere aklı ermez. Nah, bir tane de karşıda var işte. Baksana şu kaldırım sürtüğü kahpeye. Senin gi-»ı onun da kafasında kavak selleri esiyor.
— Karşıda duran yüzü sanlı genç kızı mı anlatıyorsun. hanım teyze?
Ağzını açtı, gözlerini süzdü. başım çevirip ellerini yüzüne kapayarak iki defa
aksırdıktan sonra burnunu ovuştura, ovuştura döndü:
— Bırak, onun lâfını etme bana. Nevazil olmuşum, burnumun içersi karıncalanı yor. Bu derdi de o kahpenin yüzünden kaptım. Kan ter içinde bıraktı beni, ondan sonra efendime söyliyeyim, bir rüzgâr, bir rüzgâr. Nevazil olma da göreyim seni. Küçük yaştan beri alışmışım ben, biraz terledim mi, hemen çamaşır değiştiririm.
— Geçmiş olsun, teyze hanım. Bu sefer çamaşır değişti rem edin demek?
— Deli misin, oğlum? Karakollarda öyle şey yapılır mı? Çamaşır bohçamı koltuğumun altında gezdirmi yorum ya.
— Karakolda ne işin vardı, hanım teyze?
— Aaaa. deliye bak. Su kahpenin yüzünden nasıl belâlara uğradığımı bilmiyorsun galiba. Ağzının payını verdim, yüzünü gözünü al kanlara buladım amma benim de anamdan emdiğim süt burnumdan geldi.
— Genç kızla kavga ettiniz Öyle mi?
Titrek parmaklarım tükii-rükleyip kaşlarını düzeltti-
— Yüzüme bak. Amma i-yi dikkat et de Allah için söyle.
Durakladı, birkaç defa yutkunduktan sonra devam etti:
— Söyle bakalım, benim gençlik halimi bilir misin sen?
— Amma yaptın, teyze hanım. Senin gençliğini nasıl bilirim ben?
— Peki, senin bilemediğin şeyi şu kahpe yosma nasıl biliyormuş?
— Ona da benim aklım ermez, teyze hanım.
— Aklını, fikrini bırak da yüzüme iyi bak. Gençliğimde nasıl mışım ben?
— Her halde güzelmişsin, teyze hanım.
— Ne zannettin ya? Koskoca mahallenin içinde bir tek inci tanesiydim ben. Doğan aya, va sen doğ, ya ben doğayım, derdim. Yüzüme bakanların gözleri kamaşır-dı. Bir zamanlar benim güzelliğim dillere destan ol-; muştu. İnanmazsan eski komşularımızdan, birini bul da sor.
— Sormağa hacet yok, güzelliğin bel 11 zaten, hanım teyze.
— Elbette bellidir. Cami yıkılsa bile mihrap yerinde kalır. Aslında güzel olan insan ne kadar ihtiyarlaşa gene güzelliğini kaybetmez. Velâkin, gel de bunu zamane kızlarına anlat bakalım. Karşıma geçmiş de fino köpeği gibi dır dır ötüyor.
— Karşında terbiyesizlik etti demek?
— Onların terbiyeden haberleri var mı ki? Tramvaydan iner inmez önüme dikildi, desturun, havlamağa başladı. Sözde ben yolunu kesesiymişim, «Senin yüzün den tramvayı kaçıracağım. Çekil önümden, bunak karı!;» demez mi? Oracıkta cin,-
İSTANBUL RADYOSU
Öfile W aksara progıasu
12.57 Açılış ve program.
13,00 Haberler.
13.15 Karıjık memleket türkütarl (Pil.
13.30 Rumba. «araba ve tangolar (PLİ.
13,50 Şarkı ve türküler. Okuyan: Mustafa Kovancı.
14.30 Serbes saat,
14.49 Dana müziği (Pt.ı.
15.00 Programlar ve kapanlg.
17.57 Açılış ve programlar.
18.00 Dans müziği (Pl.)
18.30 Çesiut hafif müzik (P1-).
18.13 Münir Nurettin Selçuk'dan garkı ve türküler İP1.1.
10.00 Haberler.
10.15 Hatır nra müziği (Pi l.
10,20 İstanbul Konservatuvart Türk Musikisi tera Heyet* konseri. İdare eden: Ali Hıza Şcngel. .Isfahan faali».
20,00 Andre Sogovla ve Vincanl Go-mez'den gitar soloları (P1>-
20,19 Radyo Salon orkestrası konseri.
20.45 Dinleyici istekleri iKlÜalk batı mUzlglt.
21,00 Türk - taveç BÜreKİIerf arasındaki müsabakaların Spor sarayından naklen yayını.
22.15 Haberler.
23,00 Müsabakaların naklen yayınına devam. Müsabakaların bitiminde programlar ve kapan ıg. ANKARA RADYOSU
Aksam jragroıru
18.00 Şarkılar.
18.15 Halk Türküleri.
18.30 Konujma
18.45 Cax orkestralarından: Tomy Doraey ıPl.l.
1»,W Haberler.
10.15 Geçmişle Bugün.
15JO Tschalkowzky - 6 ncı Potctlk Senfoni (PLİ.
20 00 Şarkılar.
20.15 Radyo Gazetesi.
20.30 Serbes saat.
20.33 Tariht Türk müzlJL
21.15 Konıljma.
31.30 Dans parçaları (PLİ.
22,00 B. M. M. saati.
22,la Ctıopin • Piyano ve viyolonsel
22,-15 Haberler,
Yarın sabah va öğle orogremı
7.31 Neşeli parçalar ıPL).
7.45 Haberler.
8.00 şarkılar İPİ,).
8,15 10 Dakika gitar (PLİ.
820 Operetlerden seçme parçalar (PLİ.
1220 şarkılar, türküler.
13,00 Haberler.
13.15 Radyo salon orkestrası.
13.30 öğle Gazetesi,
13.15 Radyo salon orkestrasının de-
ler başıma toplandı; «Üzerime iyilik sağlık. Sen deli mi sin, ayol? Benim nerem bunakmış? Bir zamanlar ben dünya güzeliydim. Hem de senin gibi yüzümü gözümü boyayıp kendimi maska -raya çevirmezdim. Benim güzelliğim Allah vergisiydi. senin ağzını, dilini koparı -rım» dedim. Meğerse çirkefe taş atmışım. Utanmaz kahpe açtı ağzım,, yumdu gözünü. «Dünya güzelliğini kim kaybetmiş de sen bulmuşsun? Eline bîr ayna al da kendi maskara suratının haline bak, muşmula suratlı karı» demez mi! Bu lâfı duyar duymaz göğsümdeki sabır taşı çat diye çatladı, on-don sonra kendimi kaybettim. «Ben muşmula suratlı maskarayım öyle mi?> dememle yosmanın saçlarını elime doladığım gibi tırnaklarımı suratına sapladım, Amerikan bezi gibi cayır cayır yırttım yanaklarını. Ooh, ellerime sağlık. Kahpenin öbür yüzünü de çeteleye çevirecektim amma cıyak cıyak bağırmasını duyanlar yetiştiler de elimden aldılaı.
Mübaşir çağırdı, hanım teyze yumruklarını birbirine vurup genç kıza dişlerini gıcırdatarak gitti.
Ce. Re.
m 13*1 H
İNGİLİZCE LİSAM1YLE MUHABERATI BAŞARABtLtH — T (Irkça, tn-glll»«, Frsruıiîeayı bilen, mnkincdo 'aran. İngilizce iatcnogrolldcn anlar sayan iyi mUcosesedc yarım gün Icül d arar. Ak«am*a (566) ya yazılması. 5641 - 2
GELİR VERGİSİ KANUNUNA GÖ-
RE — Defter tanzimi ipin tecrübeli muhnaip - ayrıca Almanca. İngilizce. Fransızca ticari muhabere, relerana. Telefon: 22742 55G — 3
MÜSTAKİLEN BAĞLANARAK — veya muayyen saatlerde ufirayarnk Ucarctiıane hesnp üleri ehven ücretle yeni konunla™ tevfikan yapmayı deruhte ediyorum. Akyam'dn (K(1-İr G.» rümuzuita mUraeant. not —
AZ ÜCRETLE — Gelir vergiline güre dcHcrlcrl tuttaaia muktedir tecrübeli muhasip her hangi müerae-«ede günde İki saat çalışacaktır. «Muhaalp» Balıkpazar No. 58. Tel; 22396 ya müracaatları. 602 — 3
ŞOFÖR MAKİNİST OKULU MEZUNU — BUûmum ehliyetli genç hııııu-ilde, otobils ve kamyonlarda şoför-lik arıyor. Sirkecide Et>UBSWt caddesinde Yeni hık oteli kâtibi Ce-Al’eı müracaat. 603 — 1
TECRÜBELİ BİR MUHASEBECİ — Az ücretle haftanın muayyen günlerinde birinci ve İkinci sınıf tüccarların defterlerini kanun! ;ekUde tutar ve mesuliyeti deruhte eder. Ak-jam'dn (M. M. M_> remzine yazılması, 607 — 1
EN MÜŞKÜLPESENTLERİ BİLE MEMNUN EDECEK — Namuslu kırklık dul bir kadın İs aramaktadır. Ker ta elinden gelir. Aksam'da mektupta (Fazilet) remzine müracaat, 608 —
TECRÜBELİ PLÂSIER — Almanya veya her hane! ecnebi mcmlckot-erle çalışan firmalarda .ftıracnl. ithalât, dahili tlcarcl ve takas Ijlerle plâslycrllk oramaktayım. Müracaat P. kutusu Tİ İst. 593 —
TECRÜBELİ BİR DADI IŞ ARA- MAKTADIR — PangalU. Hamam Sakil sokak 31 No. da kolacı Hayık'a. 591 — 2
FHK-fa«.V7AVA!IM:l
KABİLİYETLİ KADIN ARANIYOR — Kendi evinde, kendi talndC, kendisine çalışır gibi çalısabümeli, Rece ka-laVUmellıllr; Usan bilen müreccahtır. Tercüme Ih alini, Beyoğlu P K. 2257 blldirrneU. 559
ÇALIŞMnK İSTEYEN BAYANLARA — Lise mezunu bir bayana ihtiyaç vardır. Taliplerin her gün saat 16 dan 18 e kadar müracaatı Ankara Caddesi. Net Kitabeyi. 578
ÇALIŞMAK İSTİYENLERE — Klta-bcvlmiz İçin bir küçük erkek çocuk aranmaktadır. Her gün 16 dan 18 e kadar, müracaatları, Ankara caddcal. Net Kltabevl. 577
MUAYENEHANEDE ÇALIŞMAK ÜZERE — Temiz, titiz, faal bir bayan veya bir kız çocuğu aranıyor. İstanbul CcmbeTİitaj Gilze-l Ap. No. 2 Tel 22416. 4M — 1
TÜRK MÜREBBIYE ARANIYOR — Tanınmış 1/1 bir ailenin çocuklarına bakmak, ev talerini idare etmek, evin hanımına yardım ve arkadaşlık etmek üzere, iyi tahsil görmüş İS’I all«-yc mensup bir Türk mürebblyc aranıyor. Talip olanların hat tercümesi ve fotoğraflarlyle birlikte. Samsun Posta kutusu 40 numaraya acele olarak müracaatları rica olunur. 609 —2
MUTFAK İŞLERİNDE — Daimî veya haftada üç gün çalışmak üzere orta yajlı bir bayana ilUlyaç vardır Taliplerin Calata Bankalar caddesi No. 66 da bay Abdullah Güzclbey'c her gün saat 9 ilâ 10 arası müracaatları. 590 —
BATAN ARANIYOR — Bir Idflnin ev İslerini görecek, yemde bilmek va y»9lı olmamak. Tem izahlı mektupla. P. K. 1408 Galata. 568
MÜREBBİTE ARANIYOR — 2 ya-gında bir çocuğa bakacak Mühürdar caddesi No. ısı - Kadıköy. Telefon: 00303.________________615 — 1
3 ALIM S\TI.WEÎY»|
KASA İŞLERİNİ İDARE EDECEK— Orta tahsilli genç bayan ıranma!: tadır. Taliplerin İstanbul Hasırcılar No. 40 Kuru yemişçi tw Kardeşler mağazasına müracaat etmcleı I.
583 — 3
MÜESSESELER VE YAZIHANELER jçİN — Mükemmel teshin mazot sobanı flatl gayet ehvendir. Görmek için Taksim bahçesi arkasında Güney park bahçeli lokantada yanar vaziyette göı-ü lehli ir. 511 — 7
SATILIK HUSUSİ OTOMOBİL — 39 modeli 4 kapılı Fiat marka İyi vaziyetledir. Fatih Fevzlpaja caddesi Eski Al tay aokak No. 1_______5M — 2
SATILIK — Bens Mersedes hususi otomobili, ayrıca bir adet komple san-liman, bir adet arka detranaiye), btr adet motörü Sultanahmet Yere-balnn caddesi 50 numaraya müracaat___________________________il* - 3
SATILIK — Yeni arnovO camh ve boyalı apartıman kapıları ehven satılıktır. Her gün Tel: 19307 538
HİVO — v—la* az müstamel satılıktır. 13 - 14 arasında Re lanı lokantasında Selim- Tel: 41610 551 —
SATILIK YA* FİLTRESİ - 41 plâkalı bir Filtre satılıktır, Müracaat yeri: Kalafat yeri Kalafat Cad, 115/117 Bay Remzi Derli._______________Wî
SATILIK KILMAN — Hususide temiz ve az kullanılmış. Adres Tarla-bav Alluıbnkkal sokak No. 38. Tel: *■2735 - 251OT — 1
1947 HUSUSİ ŞEVROLE OTOMOBİ-Lİ SATILIKTIR — Temiz kullanılmış, kaloriferli ve radyolu. Galata. Bankalar Cnd. No. 3 - Telefon: 42179.
616 — 1
DİKKAT - İpotek isteyenlere tavassut eder. EmLâk, arazı alım satımı ile vekâlet İşlerini kabul eden herkesin İtimadını kazanmış olan Suhulet Emlâk Zarif Özalp Beyoğlu Bü-yÜkpartnakkJpı köjebajı No. 4-Telefon: 42398_________________70 - İl
ARSA SAHİPLERİNE - 2 oda
mutfak hela hamam 3 btn liraya 3 odu 4 bin liraya evler İnşaatı. İstanbul Alemdar caddesi Gillhane parkı krajısı 13/1. H T. İnşaat sirkeli. _________________408 — 1 GALATA GÜMHÜ&ÜNE YAKIN -50 metrekare kiralık dükkân Galata Veli Alemdar hanı kahvecisine müracaat-_____________________155 — n
KİRALIK YAZIHANELER - S O-dalı 3-2 tek odalı yazıhaneler ayrıca 300 metrelik bir salon kiralıktır. Galata Veli Alemdar nanında Veli Alemdar yazıhanesine mürit aal ___________________________m - an 23000 LİRAYA ACELE SATILIK VİLLÂ — Heybellada Hüseyin Rahmi Bey sokak 37 No. fevkalade manzaralı, beş daireli, yeni kârgir villâ mazeret dolayıaiylc. İçindeki sahibine müracaat.âz
12,000 LİRAYA BOŞ OLARAK SATILIK. AHŞAP HANE — Üsküdar İeadlye Çamlıca caddesi 17 sayılı, 4 odalı, bahçe, elektrik, havagazı, sarnıç ve kuyusu l!e denize nazır. MU-racaai: Telefon: 20218. Pazar günleri aynı yere saat 16 ya kadar- $85 — *
DEVREN SATILIK BAKKALİYE -İki kazançlı müşterisi bol bütün malı demirbaş e-şyasiyle birlikte (5000) liraya satılıktır. Kurtuluş SincmkîSy Şahin sokak No. 49. 5M — 1
SATILIK VE KİRALIK GARAJ — Elmodaftı asfaltı üzerinde 321 metrekarenin 210 metresi beton bina, 110 metresi de arsadır. Depo, tamirhane ve fabrika İçin çok elverişlidir. Kara köy: Ziraat Bankası sokak No. 13/15 e müracaat. 502 — 2
ACELE SATILIK EV — Taksim Turan caddesi Çeşme sokak 40 No. 11 3 katta 4 odalı konforlu kâglr ev satılıktır. İpoteği vardır. Görmek için İçindekilere her gün öğleye kadar görüşmek için telefon 36219.
____________________________614 — 2
SATILIK — İstanbul cihetinin en İyi »emlinde 420 m2 arsa üzerinde, orsa flatlne satılık kâglr bina. Müracaat: İst. PİK. 743 K.L.
812 — 2
BOŞ TESLİM ACELE SATILIK KÂGİR ev — ûç kat. dört oda. mut-fok. banyo, hela, tarkoS. elektrik, havagazı, küçük bahçeli ve Jfci tara-çalı. Adres: Lâleli Türkell cad- No, 81 müracaat her gün içindekilere. ______________________ 579 — 1
SATILIK APARTIMAN — Atatürk bulvarı üzerinde Yenikapı istasyonu yakınında alfanda dükkânı bulunan 4 kat apartıman sadıktır. Müracaat: Telefon: 20613 582 — 1
ERENKÖYDE — Acele satılık üç katlı yeni apartıman ve yeni köşk. Her ikini de boş teslim. Kaptan arif sokağında san köşke mürncat, ___________________________583 - ‘
BEYOĞLU' — Pcrapalae oteli karcısında Santral apartımanınuı 4 oda btr banyolu, dört numaralı dairesi, eşyası satın alınmak şartlle 52 liradan kiraya verilecektir. Görmek, görüşmek için, pazar, sah. cuma günleri saat 10 dan 14 e kadar içindekilere müracaat. 553 - 1 KUZGUNCUKTA SATILIK KÂR-OİR EV — Cadde üstünde dükkânı bu lunan, elektrik, terkos. sarnıç bahçeli uygun flatle satılıktır. Kuzguncuk 1-cadlye caddesi. No, 31 552
ÇIFTE HAVUZLAR — Tepegöz M-Aşğında 1 ’.i dönüm arsa çalılıktır. Açlr et. Csd. YusuHdls han kat: 2. Tel: 20173._________________555 - 1
SATILIK EV — Haliç Feneri Kûtlb Musllhlddln mahallesi Kiremit cadde. No: 40. Telefon: 41343 500
SATILIK DEPO VE EV — Bakır-köyü Tnşhan caddesi Taş İskele m-rasında sahilde üç yüz metre karo arsa üzerino dört Odak ev v» fahrilen İçin müsait büyük depo boj satılıktır, Müracaat Karaköy 15 Can meze-clııi Nlkoya. 973 — 1
SATILIK EV — 110 metre bahçe İçinde çeşitli meyva ağaçlorile üzüm bulunan 3 ve 4 odalı, iki ahşap ev mülk olarak satılıktır. Müracaat: Or-taköy. Taş Merdiven, Çcvlrmeci Caddesi. Fıstıklı Köşk Sokak No. 28 ______________________________571
ÇİFTLİK — KUçÜkçekmcccdc 2.800 dönüm satılıktır. Fazla izahat ye tafsilat içip, nıOracaat Beyoğlu. Sa-kıznfînc caddesinde 8/1 Santral büronundu inldore Roscnlaln.
____________W* — 1
SATILIK _ Tnrtabagı caddesine yakın 5 katlı apartıman 3, 4 büyük odalı, banyolu, bir kat boş 18 000. Müracaat. Beyoğlu. Sakızoğaç caddesinde 8/1 Santral Bürosuna.
KELEPİR — Nişan ta şda, apartıman 4. 4. S, & odalı banyolu 10.800 iradı 110000 liraya saldıktır Müracaat, Beyoğlu. Ağacaml, Sakizdğaç caddesi 8/1 Santral Emlâk Bürosuna, 606—1
GÖZ TEPEDE — Asfaltta tramvaya Lkl dakika fevkalâde manzaralı park İçinde İÇİ dışı yağlı boya kötft ayrıca çamlı arsalar satılıktır. Telef: 5212T.
no — t
KELEPİR APARTIMAN — Taksim Ayaspaşada asfalt cadde ve denize fev kalâdc manzaralı altı katlı apartıman btr veya İki dairesi Boş teslim 40000 liraya acele satılıktır. Beyoğlu İstiklâl caddesi. 153/1 Kemal 1.-,güdene. (Aflacaml tramvay durağı karşısında) 503 —3
SATILIK VE KİRALIK — Yenlka-pıdn Üç ıtarati yolla çevrili, 3 metre İrtUaında 250 metre karelik Bodrumu ve üstünde 60 metre karelik binimi olan 680 metre karelilf. bir yer boş o-larak satılık ve kiralıktır Her İşe elverişlidir. Cafialoğlü Eminönü Halkevi sikasında ServUi Mescit sokak No. 10. KM 3 de Muammer Çiçekogluna. sabahları saat 9. 10 arasında müracaat.
566 — 1
KİRALIK MÜSTAKİL İKİ KAT — Her katta Uç oda. bir mutfak, elektrik havagazı, terkoru var, deniz görür, o-tobüse btr tramvaya, vapura üç doki-ka, Bebek ibriktar sokak numara. 3 içindekilere müracaat. 569
ŞİRKETLERE - BANKALARA — Kahvehane ve her işe e.verlşll, dUk-kltn devren kiralıktır. Aksaray Atatürk Bulvarı Doğu Palas apnrtımonı altındaki köşeye her gün saat 10 dan 4 e kadar müracaat. S73 — 3
DEVREN SATILIK ŞEKERCİ VE PASTACI DÜKKÂNI — Beslktajın işlek yerinde tam tcfcrrilatllc beraber İçinde bulunan noryonal kasa, dondurma makineleri, su makinelerde beraber devren satılıktır. Müracaat. Saat 9 — 11 arası Maçka, Kıyık börek, ve tnlhcısina. Mİ
DEVREN SATILIK — 15 Senelik
tuhafiye mağazası, Müşterisi ve çeşidi çokh. istanbulun- en kalabalık muhitinde yegâne tanınmış tuhafiye mağazasıdır. Uygun flatle verilecektir. Müracaat- İstanbul Marpuççlutar Küçük Yıldız han kat 7 bay Osman Süslü. Alım satım komisyoncusuna,
502
SATILIK ARSA — Gümtlşsuyun-dj Mühendis mektebinin karşısında cadde üzerinde fevkalâde manzaralı 16 metre yüzü ve bso metre mu-rabbaı altı kata müsait arsa satılıktır. Avukat Salâhaltln Mercy. Sirkeci Liman han No. 68. Telefon 80804 ve 22617 müracaat, 601 — 2
SATILIK EVLER — Şişhane ıSan madamın bahçeli gazinosunun ilerisinde) Bedrettin mahallerinin Ayni Ali Baba sokağında 33 No. 11 ahşap ev 9 odalı kısmen boş tealim mak-tuan 9000 Lira. Aynı mahalde 6 odalı kâglr 33 No. Lı ev 8500 liraya satılıktır. Pazartesi, perşembe günleri öğleye kadar mahalline, her gün 21137 telefonla müracaat. 600 — 1
SATILIK EY — Kadıköy Caferağa mahallesi Keresteci sakak 50 No. lı 7 oda 3 katlı aparttmana elverişli bahçeli k-lgır ev ınaktunn 17000 liraya satılıktır. Elekrlk terkos havagazı vardır. Her gün 21137 telefona müracaat. 500 — 1
KADI KÖYÜNDE — Ehven flatle satılık ikişer daireli apart imanlar. Müracaat Altıyoldnki kahvede Ibra-hlmc. _____________598 — 5
ÜSKÛDARDA — Ayazmada Tulumba sokağında 18 No. h 553 metro arsa acele satılıktır. Müracaat: Babı-âlıde Emek Palas otelinde Nurcddln BUngül'e. Telefon 21713 587 —
ŞİŞLİDE — Perihan sokak maralı boş teslim. Bir kısmı veresiye acele satılık apartıman. İki kaUı. üçer odalı, elektrik, havagazı, terkos ve bahçeli. Doğrudan doğruya Babı-âlide Emek Palas otelinde Nureddln Bünçül'e.______________________596 —
SATILIK APARTIMAN — Kadıköy İskelesinde Müh (İr d ar bağı sokağında 81 numaralıdır. Denize hılkim manzaralı yeni yapıdır. Vergiden muaf, varidatı mükemmeldir. Üst kattakıle-rc müracaat. Tel: 60841. 594 — 2
- mOTETEWRİK|
YÛKSEKKALDJHIMDA — Yapı Kredi bankası yanında 19 metre en. 4.6 metre genişlik. 4 metre yükseklikte her işe elverişli dükkânın iş adamı bir ortakla iş yapmak. Uyuştuğumuz takdirde devren vermek suretiyle konuşmak istiyorum. Mektupta adrese müracaat. Abdurratılın Acar Türk Beşiktaş Tuzbnbu No. 45.
SATILIK DÜKKÂN — Aksaray poslahane karşısında Uludağ apartman altında her ise elverişli hâlen açıktır. Müracaat: Kadıköy imren Boyahanesi No. 30. T. 60993. 911 — 7
DİKKAT — Babıâllde en merkezi yerde mükemmel teşkilâtı^ tam konforlu ve kaloriferli her işe elverişli betonarme modern yeni bina derhal boş teslim satılık ve kiralıktır. Ak-sam'da (K. Ü> ye mürenat. 813 —2
LİSE VE ORTAOKULLARIN - Her sınıfı İle olgunluk ımtfnanlanna gireceklere matematik ve fizik dersleri verilir. Mektupla mürs-âat Kadıköy Halldoğa Cad. No, 61 AN
161 — 11
AÇILACAK — Muhallebici ve pas* tahane- dükkânı için sermayedar ortağa. İhtiyaç vardır. Dükkân hazırdır. Aksaray lııcbcy mahallesi Kocıbey sokak No: 33 Tuncay apartıman. kat. 2 ye müracaat. 5T2 — 3
İNGİLİZCE — Ameri karta okumüj ve Amerikan mekteplerinde İngilizce I öğretmiş bir genç üç ayda Usan öğ-
1 retir .Akşam «D, ş> rılmuıuna müracaat. 58a —
I İNGİLİZCE DERS — Kolej mezunu tecrübeli ciddi bayan kolay me-todla 3 ayda İngilizce öğretir. Ücret 3 Ura. Evlere gider. Akşamda «Kolel-11 > rtlrnuzuna yazılması MT — 1
Düşman Dostlar
Macera ve Aşk Romanı
Yazan: J. D. Carr Tercüme eden: (Vâ-Nû)
----------Tefrika No. 3 -
güzel olduğunu ilk defa olarak farketri. Hafifçe boyanmıştı; çok mütenasip, ufak tefek bir vücudu vardı. Gözleri, birbirinden aykırıcaydı, geniş alnı hoş bir bombelikteydi. Zarif biçimli dudacıklarını hiddetle ısırması ne yazık! Kahve rengi kumaştan bir kostüm tayör giymişti. İskarpinleri alçak ökçeUydl.
Alan:
— Peki amma, siz 4 numarar lî kompartımana girmişsiniz! -dedi.
— Evet, Biliyorum,
— Nasıl özür dileyeceğim] bilemiyorum, küçiık hanım, fakat burasını ben tutmuştum, ismim Campbell'dlr, bakınız, zaten kapıda da yazılı.
— Oarip tesadüf. Benim de fioyadım Campbell. Israr ediyorum: Bu kompartıman bana
tahsis edilmiş bulunuyor, Lütfen çıkınız!
Bu sözleri söyleyerek, kız, çantaslle meşgul olmağa başladı. Alan, gözlerile onun hareketlerini takip etti. Acaba ha-yal&ta mı kapılıyor? Kâbus mu görüyor?
Tren, bütün şûratile ilerliyordu. Alan, bavulun kulpundaki kartta yaîalı olan kelimelere güçlükle mâna verebildi:
K. t. Campbell.
Harpenden.
n
Erkeğin hayreti ye dehşeti o raddelerdeydi ki. bütün diğer hislerine galip geldi. Hafifçe öksürüp hiddetli bir sesle sordu:
— Soyadınızın başındaki bu (K. i) harflerinin neye delâlet
ettiğini sorabilir miyim?
— Tabii, isimlerimin baş harfleri. Adım Kathryn İrene Campbell'dlr. Fakat rica ederim, dışarı çıkınız.
— Ya... Acaba son zamanlarda Sunday Watchman gazetesine seri halinde makale yazdığınız oldu mu?
Genç kız, ellerim kaşlarının üzerine, sanki gözlerini muhafaza etmek İstiyormuş gibi koydu; muhatabını tetkike koyuldu. Erkek de, iâvabonun kenarına tutunup muvazenesini sağladı, Zira, trenin sarsıntısı artmıştı.
Mavi gözler Öyle şüphe edici bir ifade aldı kİ, Alan, derhal kendini tanıttı:
— Ben Hlghgate üniversitesi profesörlerinden A. D. Campbell’ im... Doktor Campbell'
Vaziyetin gülünçlüğünü hemen farkettl. Elinde tuttuğu gazete tomarını kanapenîn üstüne fırlattı. Genç kız, büyük bir hiddet ve şiddetle mukabelede bulunurken kollarını göğsünde kavuşturdu.
— Vay! O pis herif sîzsiniz demek? Kütüphane faresi kerata! Bütün, münekkldlerln cn
sef ili ve ahlâksızı sîzsiniz?
— Size usulü dahilinde takdim edildiğime göre, önceden verilmiş bu hükümleriniz yer-, sizdLr, bayan.
Genç kız, gülüyordu:
— Siz, dünyanın en büyük saçmacısısınız. Yazılarınızdan belli! Resmen tanıştırılmamıza bile hacet yok; çünkü ikinci kuşaklan akraba oluyoruz. Garibi de şu: Halinizde öyle bir nuhuset manzara da yok. Ama, slzln-klsl ne tıraş, ne tırâş!...
Alan, gayri İhtiyarî, elini çenesinde gezdirdi.
— Ne tıraşı?
— Doğrusunu isterseniz, sizi bizim muhitte sünepe İhtiyarın, göbeğine kadar sakallının biri sanmışlardı. (Ellle göbeğinin hizasını gösterdi) Antlpatlkllğİnlz artsın diye, kalın gözlükler takıyorsunuz zannetmişlerdi. Hiç değilse, bu son noktada yanılmamışlar.
Erkeği tepeden, tırnağa kadar süzdü.
Dünyadaki bütün ukala mü-nekkidler içinde sizin ukalalığınız rekor kırdı.
— Bununla beraber, bir tarihçinin vazifesi, Tasladığı yan-
lışlan tashih etmektir.
Yanlışları mı? Hangi yanlışlar?
— Tabiî, efendim, Düşesin saçlarından başlayınız, daha ne affolunmaz hatalar... 1680 seçimlerini de Öyle bir şekilde gösteriyorsunuz kİ. köylü budalalar bile bu teşrihlere güler. Sonra Lord Wllilam Russel hakkında yazdıklarınız baştan a-şnğı saçma sapan.
Alan, bu şekilde konuşmağa hayatında alışmamıştı. Fakat şu anda artık kendini kaybetmiş gibiydi.
Bir an susup durdu. Sonra, biraz sükun bulup sordu:
— Kuzum, siz aslen kimsiniz?
Bu sual, genç kua, bir vakar kumandası hükmüne geçtL Küçücük vücuduyla doğruldu. Buruncuğuna, kocaman bir bağa gözlük taktı, ki, hayrettir, güzelliğini hiç bozmadı.
— Cerçe size, fazla tafsilât vermek mecburiyetinde değilim; fakat yine de söylerim: ben, Harpenden kız yüksek okulunda tarih hocasıyım.
— Ya?
— işte bunun İçin, herhangi
hibi bay mıdır, yoksa bayan mıdır, bilemiyorum.
Alan, uysallık gösterdi:
— Zararı yok.. Haksızca sahip çıktığı bu yeri matmazele vermeğe ben rıza gösteriyorum. Haydi, bana başka bir yatak bulunuz.
Kathryn dişlerini gıcırdattL
— Hayır, doktor, sizin herhangi bir kadına, hattâ bana bir nezaket göstermek kabiliyetinde olduğunuzu zannetmediğim için, bu ikramınızı kabul etmiyorum. Teşekkür ederim. Kontrolör, bana başka bir yatak bulur.
Memur, yeisini İfade eden bir harekette bulundu.
— Maalesef, İkinizin arzusu da olamıyacak, efendim. Trende hiç bir boş yatak yok; oturacak yer bile kalmadı.
Alan, kısa bir düşünceden sonra:
— Zararı yok! dedi. Müsaade ediniz de bavulumu yatağın altından alayım, matmazel. Oe-ccyl koridorda geçiririm.
Kız. İfadesi tamamen değişmiş bir sesle;
(Arkası var}
diğer bir vatandaş gibi, tarihin herhangi safhasını tedkik etmek, makaleler, kitaplar yazmak selâhlyetini kendimde buluyorum. Şimdi artık kim olduğumu öğrendiniz: lütfen kompartımanımdan çıkmız.
— Eğer buradan gidersem Allah bin türlü belâmı versin. Burası sizin kompartımanınız değildir, benimdir.
— Tekrarlıyorum: Bu yatağı ben tuttum.
— Ben de tekrarlıyorum: Tutan benim!
— Şayet çıkmak istemezseniz, kontrolörü çağıracağım, bay Campbell!
— Ben de ayni şeyleri size söylüyorum. Ya çıkınız, yahut zile basarım.
7,11e bastılar, ikisi de hiddetliydi. Yataklı vagonun kontrolörü geldi, şikâyetlerini dinledi.
Kapının üzerindeki karta bir göz attıktan sonra:
— Çok müteessirim... diye adam hükmünü verdi. Bu işin içinde bir hata olduğunu zannediyorum. Bana verilen listede ancak Campbell diye bir soy adı yazılıdır; aynca İzahat yok. Onun için kompartımanın, sa-
14 Aralık 1949
A K ŞAM
Bahire 7
akşam BIK HİKÂYE
Kem nazar
Pol Veren tanıdıkları tarafından kem nazar sahibi öldüğü kendisine söylendiği saman bunu en büyük hakaret sayardı. Herkes kem naran bulunduğunu bildiği için daima aynı sözü i-şiUrtii. Pol. bu kusura yüzüne karşı söylendikçe taptarmm ke silir, çenesi titremeğe başlar, derin bir yeise tutularak söylemeden çıkıp giderdi.
Hakikat şu İd, Fol daha çocuk iken insanların gollerinden korku ile bahsettiklerini işi tirdi. Hattâ bir gün annesi bile kem nazarı olduğunu kendisine Söylemişti. FBkat o sunan bunun mânasını anlı yamamış, an tak bir müddet sonra kavramıştı:
Bir sabah, bir beygiri Sitna ovasında başı boş koşarken görmüş, istemlycrek şâhane bir hayvan olduğunu ve yarışlar İçin yetiştirilebUeceğini düşünmüş. Fakat aynı anda zavallı hayvan, sanki bir m&nia karşısında bulunuyormuş gibi arka ayaklarını yukarı kaldırmış ve yıldırımla çarpılmış gibi cansız yere serilmiş.
Bu hâdise. Folu çök korkuttuğu için bir kaç gün ne hayvana, ne de insana baktı. Başka bir defa teyzesinin çiçek açmış begonyasını hayran hayran sey rederken aynı günde saksı 1-çinde kuruyuvermişti. O günden beri küçük Bol, başkalarılc az konuşmağa başladı. Seneler geçtikçe vaziyeti fenalaşıyordu, çünkü kendisine bir arkadaş a-rasa bile ona memnuniyetle dost olaeak kimseyi bulamazdı. Bu sebepten dolayı, Pol insanlardan kaçar ve uzak yaşardı.
Pol, sik sık bir kızla konuşmak arzusunu duyar fakat buna cesaret edemezdi Konuşmak İstese derhal kem nazan aklına gelir ve sözleri dudaklarında sönüverirdL O zaman içi derin bir elem ile dolar ve âleme düpedüz bakamadığı için acı göz yaşlan dökerdi. Bununla beraber Pol evlerinin arkasında küçük bir evde anneşUe beraber oturan Klara namında güze) bir kızı seviyordu. İki aile de aynı kuyudan su alıyordu, delikanlı kızı her sabah görüyordu. Klarayı çok cazibeli buluyor, güldüğünü gördükçe, dün yada bundan daha büyük saadet olmadığını samyordu.
Genç kıza karşı beslediği şiddetli aşk yavaş yavaş, kendi nefsine karşı beslediği sulna-ran içinden defetti. Artık göklerinin müthiş kudretini anlamazdan evvel yaptığı gibi herkesin yüzüne bakmağa cesaret ediyordu. Bununla beraber genç kıza kalbini açmağa cesaret e-demlyordu. Diğer delikanlıların zerbes konuşup şakalaştıklarını gördükçe, içinde derin bir İnkisar duyuyordu. Klara su çekmek için kuyuya geldikçe dikkatli davranmayı ihmal etmiyor, kor ka Korka ona yaklaşıyor, kovalarım doldurmağa yardım ediyor, genç kızın kendisine ne maksatla yardım ettiğin! anlı-
İstanbul Liseler Alım, Satım Komisyonu Başkanlığından:
CİNSİ: B. Kilo tah Fi. Kuruş Miktarı Kilo Tutarı Lira İlk teminatı Lira
Ekmek (Adet) 24 531260 127502,40 7625J2
Tklün helvası 170 5350 9095,— 682,12
Ceviz içi Kuru kayısı Kuru üzüm (Çekirdeksiz) 250 170 100 1050 2000 3050 2625.—) 4420.—) 3050 —) 757,12
10095 —
Kire a (Amasya) 90 » (Gümüşhane) 50 » (İnebolu) 30 5550 2000 1850 4995,— ) İ000,-) 555,-) 491,25
6550,—
Portakal Mersin » > > Dörtyol » > (64 lük) 14 (30 XUO 11,50 (96 lık) 11 (80 İlk) 8 (100 » ) 6,50 16500 30500 500 22500 6000 2310,—) 3507,59) 55.-) 1800,.—) 520.-) 614,44
8152,50
Komisyonumuza bağlı yatılı liselerin 1949/950 yıh İhtiyaçları olan yoranda yazılı maddeler (26.12.1949) Pazartesi günü saat 15,50 da kapalı zarf usullyle, Beyoğlu İstiklâl Caddesi No: 349/2 de toplanacak komisyonda eksiltmeleri yapılacaktır, (2490) sayılı kanunun tarifine uygun olarak hazırlanacak yeni yıl ticaret odası vesikasını havi teklif mektuplarının ihaleden bir saat evvel komisyona makbuz mukabili vermeleri. Postada olacak gecikmeler kabu) edilmez. Şartnameler Galatasaray Li-sesindedir. 8tanek şartnamesinin bedeli «a kuruştur. (1706)
Porise gideceklere çak
En nefis alaturka ve atolranga yemek meraklılarına CHAMPS-ELYSEES civarında LORD BYRON sokağındaki
LORD LOKANTASINI
yacağım ve hissine mukabele edeceğini sanıyordu- Fakat Klara sustuğu için yeisi şiddetleniyordu.
Kuyu, odun deposunun arkasında idi. İkisinden başka kim-: se kuyuya gelmiyordu. Bu ıssızlığa rağmen Pol, genç kısa sokulmak teşebbüsünde bulunamadı Klaraya gelince, Polun arkadaşlığı. mütenasip vücudu, sevimli çehresi hoşuna gidiyor, sessls sadakati kendini korkuluyordu. Herkes gibi Klara da delikanlının kem nazarından bahsedildiğini işitanlşti. Fakat buna kulak asmıyordu. Bir gün delikanlıya sordu:
— Niçin daima düşünceli duruyorsun Pol?
— Bilmiyorum. Belki sana bakmafTi cesaret edemiyorum ş»ni ilk gördüğüm günden beri seviyorum Klara.'
Genç kız da tatlı bir sesle cevap verdi:
— Ben de seni sevdiğimi zannediyorum Pol! Gözlerimin 1-çlne baksana.. İnsanların kork taklan bu gözlere doya doya bakmak istiyorum, bu gözler yalnu’, benim olacak ve kıymetlerini yalnız ben bileceğim.
Pol, mesul ve bahtiyar sordu:
— Demek sen bakışlarımdan korkmuyorsun bal
Klora cevap vermiyerek gülümsedi O zaman delikanlı başını kaldırarak ona uzun tizim baktı. Klara. bu ısrarlı bakışlar altında hem acı, hem de tath bir lezzet. tattı. Hayatının, buhar olup uçtuğunu sandı, kızarıp sarardı, vücudundan bir ürperme geçti, çehresine bir ölü solgunluğu yayıldı.
Genç kız dehşet İçinde:
— Yeter Pol yeter- Nazarların. öldürüyor diye bağırdı ve başka bir söz söylemeden yanından deli gibi kaçta Pol akşam eve döndüğü zaman, genç kızın ağır surette hastalandığını -ertesi sabah da öldüğünü öğrendi. Kimse bu âni ölümün sebebini anlıyamadı. Pol kendisini takip öden hayaletleri defetmek İçin günlerce çabalayıp durdu. Kla ranın ölümüne kendisinin sebep olduğundan emindi. Sevgilisinin ölümünü i unutmak için kendini İçkiye: verdi. Fakat yeis ve ıstırabı günden güne büyüyordu. Ruhi ıstıraplarının en yüksek dereceye vardığı bir geçe, kendi nefsini w göklerini cezalandır -mağa karar verdi, sobayı yaktı. Uzun bir bıçağın ucunu, harıl harıl yanan ateşte kıpkırmızı keslllneeye kadar tuttu, sonra bıçağın kızgın ucunu, İki gözüne de batırdı.
Pol müthiş ve dayanılmaz bir acı duydu. Gözlerinin İçinden kızgın erimiş kurşun geçerek beynine dayandığını sandı. Bıçağı elinden atta Beyazı akmış gözlerini sobanın bulunduğu tarafa çevirdi,, fakat kesif bir karanlıktan başka bir şey göremedi. Kem nazarlj Pol, kendini ebediyen kör etmişti.
Çeviren; A. HtLÂLÎ
(Baş tarafı 1 inci sahifede) da münhasıran güreşe çalışıyor. Bizde ilk plânda greko-romen güreşi gelir. Serbest güreş maalesef fazla yapılmıyor. Bu sahada çalışan bir kaç klüp var amma İlerleme, greko-romen’’ deki kadar hızlı olmuyor. İs-veete güreş eskidenberi yapılan bir spordur. Fakat modern güreş 1890 yılında önce Cenubi
bütün memlekete i Uzun seneler, Finler en büyük rakibimiz olarak kaldılar. Oü-I reşte ilk ferdi olimpiyat birin-1 elliğini 1918 de aldık. 1932 de Finlere yetiştik. 1936 Berlin olim piy allarında onları yenerek geçlik. 1938 de İtalyada yapılan greko-romen Avrupa birinciliklerinde derecemiz çok İyi (4du. Bütün birincilik ve ikinci- [ İlkleri biz aldık. Şimdiye kadar, yaptığımız serbest güreşlerin ( bir çoklarını da greko-romen oyunlarıyla kazandık. Bugüne kadar 24 İsveç güreşçisi 2? olimpiyat birinciliği aldı.
Biz bunları konuşurken, yanımızdaki uzun bir masada İsveçli güreşçiler kahvaltı ediyorlardı. Üzerlerinde maTİ eşofmanları vardı. Gülüşüp şakalaşıyorlardı. Bir aralık, 67 kilonun meşhur Andenbergl kalkıp tek başına salonda döne döne vals yapmıya başladı.
İsveçli güreşçilerin masrafları
İsveçte tanınmış bir yayınevinin sahibi ve aynı zamanda İsveç güreş federasyonunun fahri umumi kâtibi olan muhatabım «çocuklarını» göstererek;
— Bunların hepsi de amatör-' dür, dedi!, Klüplerinden para almadıkları gibi ayrıca bütün I seyahat masraflarını da kendi-, Leri öderler. Yalnız dünya şampiyonlukları maçlarına giderler- [ se kendilerine bir parça yar-, dımda bulunuruz. Ayrıca seya-| hatteyken tramvay ve mektup,
ne kazanıyorlar kİ bu kadar masrafa katlanabiliyorlar?
Misafirlerimizin san’at ve meslekleri
İsveç kafile reisi Türk güreşçileri için ne diyor?
Grekoromende çok az oyun biliyor ve ayni oyunu tatbikte ısrar ediyorsunuz
Ağır sıkletlerinize güreşçi adı verilemez. 46 yaşında ve 115 kilo ağırlıkta gureşilemez Onu güreştirmek mesuliyetlı bir harekettir
— İçlerinde evli olan var mı?
— Hepsi de evli ve çoluk, çocuk sahibidir.
İsveç kafile balkanının mukayesesi
— İsveç ve Türk güreşlerinin mukayesesini yapar mısınız?
— Türkler serbest güreşte bizden ileridir. Biz de greko -________j...... _ ______romende daha iyiyiz. Türkler İsveç’te başlamış ve zamanla greko-romeııde de ilerliyorlar, yayılmıştır, anıma stilleri biraz zayıf. Sizin — *..-....1. güreşçileriniz greko-romende çok az oyun biliyorlar. Bir oyun tutturup onu tatbikte İsrar er: yorlar. Halbuki bir oyunun netice vermediğini görünce başka oyunlara geçmesi İcap eder. Bl-bîstte en iyi güreşçiniz Nurettin Zaferdi. Çok güzel bir maç yaptı. Halbuki aynı oyuncu ertesi akşam greko -romende. bir gece evvelkinin tam aksine fena bir oyun çıkardı. Fakat aktif çalıştığı için maçı kaznadı. Bakın rakibi İvar Sjölinin yüzünü görüyor musunuz? Hep yara içinde kaldı. Ali Yücel de çok iyi bir güreşçi Fakat bizde ona rakip olabilecek bir Johannson var. O çocuğu buraya getiremedik. Güreşi hayli ilerletti. AJ1 Yücel'e yaklaşıyor.
Ağır sıklet Türk güreşçileri
— Ağır sıkletlerimiz için ne dersiniz?
— Serbestte ve greko-romende çıkarttığınız her iki ağır sıkletinize de arlık güreşçi adı verilemez. Müsabakaya bir güreşçi çıkarırken onu tıp gözüyle j muayene etmek lâzımdır. Bir 1 güreşçinin yüzünde yara varsa [o çocuk yine güreşebilir. Fakat I bir kimse -MI yaşında ve 115 ki-I lo ağırlıktaysa gıireşemez. Böyle 1 bir kimseyi güreştirmek çok 'mesuliyetlı bir harekettir. Gü-I reşlrken sektei kalbe uğrarsa uumvay .ç «uouuy W ml 0İUT? Ben »U SÖZleri ücreti gibi ufak tefek masraf- söylerken ağır sıkletlerinizin lan kafile başkam öder. fena güreşçiler olduklarını an-
— Peki, bunlar ne İş yapıp' tatmak istemiyorum. Ancak tıb-
bi bir müşahedede bulunuyorum. Karşımıza ağır sıklet güreşçisi çıkarmamak ayıp değildir. Fakat böylelerlni çıkarmak hem ihtiyatsızlıktır, hem sizin de gördüğünüz glbJ halkın menfi tczhaürat.ına yol açar.
— 52 kiloda Maile M (iller 37
yaşındadır. Takımın en yaşlı elemanı budur. Kendisi Verna-moda montördür. 57 kiloda Kurt Pettersen 18 senelik güreşçidir. 35 yaşındadır. Bores-de bir evde uşaktır. 62 kiloda . ______
İvar Sjölln 32 yaşındadır. Lld-' geçen defak1 sıkletlerinin köpingde bir testere fabrikasın- , üstünde gureşekler. Celâl Atik da işçidir. 67 kiloda Ole Anden- ( 79 kiloya, Yaşar Doğu da 87 berg 30 yaşındadır. Eskilstunada *----‘-----------
bir benzin İstasyonu sahibidir. 73 kiloda Pes Berlin 2a yaşındadır. Esklltunacla polistir 79 kiloda Jötte Ekström 26 yaşındadır. Bros şehrinde demiryolu memurudur. 87 kiloda Kari Johan Wong 28 yaşındadır. Eskilstunada polistir. Ağırda Bertil Antonnsonn 23 yaşındadır. Kolhetter şehrinde demirci ustasıdır. Görüyorsunuz kİ bunların hemen hemen hepsi de işçi sınıfından kimselerdir. Amma kazançları iyidir. Çünkü İsvcçte hayat standardı bazı yerlerde Amerlkayla müsavi, bazı yerlerde oradan da Uerldlr.
Şöyle bir baktım. Bunların herhangi biri ne bizim bildiğimiz demirci ustasına, ne de ev uşağına benziyordu Her biri bir tüccarı andırıyordu.
— Peki, tahsilleri nasıl?
— Bizde herkes hiç değilse 15 yaşına kadar okumak mecburiyetindedir. Bilhassa polisler daha sıkı tutulurlar. Onlann daha çok okuması İcap eder.
ak-
Celâl Atik ve Yaşar Doğu
— Biliyorsunuz ki yarın şana Celâl Atik İle Yaşar Doğu bir
kiloya çıkacak. Bu maçların neticeleri hakkında ne d üç onuyorsunuz’
— Her iki güreşçi de iyi formdaysalar kazanırlar. Kanaatimce Yaşar Doğu, tekniği sayesinde 87 kiloyu kazanacaktır. Çünkü rakibi unun kadar kuvvetli değildir. Netice itibariyle şunu Büyüyeyim ki, her İkisi de maçlarını kauuıs&lar bile biraz zorluk çekeceklerdir.
Şahap BALCIOĞLU
Yüksek Ticaret Derneği yeni idare heyeti Millî Türk Talebe Birliği Yüksek Ticaret derneği yıllık adi genci toplantısını 12-12-949 I Pazartesi yaparak yeni İdare heyetini seçmiştir. Yeni İdare heyetinde; Hüseyin Taruner, ı Mustafa Şenmnn. Adil Arısoy, Emin Pinti, Vedat Sümer, ts-f en d i yar Şardag, Sabri Karaman, Ruhi Erman ve Müfit ' Yener vazife almışlardır.
— LEVEND MAHALLESİ EVLERİ —«
Emlâk Bankası tarafından Leveud mahallesinde İnşa edilmekte olan evlerin plân va projeleri Eminönunde Banka binasında teşhir edilmektedir. Satış 22 Aralık 949 günü sabahından itibaren bağlıyacaktır.. Evlerin arsalarını mahallen görmek Istlyenler için her naat başı şişliden Levend mahallesine otobüs hareket etmektedir.
Uydurma
(Baştarafı 3 ncü sayfada) kamlar buna müdahale e»..-melldirler,
Rıfkı Melûl Meriç ne diyor?
— Dil inkılâbı sizce lüzumlu mu idi?
— Dil inkilâbınm birisi yazı, diğeri ilim olmak üzere İki cephesi vardır. Evvelâ ya» cephesi üzerinde duralım: Bilhassa tanzlmattan itibaren dU, tarihi bazı Ucalarla değişmekte İdi. çünkü-Avrupa ile temasa geç-j ttğlmiz tarihten itibaren memleketimize gazetecilik girmişti. Gazete dilinin halk tarafından anlaşılması lâzım geliyordu. Bundan dolayı miinşl-llğin terki zaruri oldu. Tiyatro eserleri bu tasfiyeyi tacilde büyük vazife gördü. Tanzimat devri ediplerinden büyük bir kısmı dilin tasfiyesi lüzumunu makalelerle birer dava halinde ortaya atmışlardı.
Tanzimat, Edebiyatı Cedide ve Fecriatl şair ve edipleri ara-bi ve farisl dillerinin tumturaklı kelime ve terkiplerine bağlı kalmaları, hattâ lügat kitaplarından ahenkli kelimeler seçerek bunları tervice çalışmaları bu kendi kendine tasfiyeye mani olamamıştır.
Ziya Gökalp ve arkadaşlarının ortaya attıklar fikir, ilk zamanlardaki itirazlara rağmen pek kısa zamanda tutunmuş ve dilimiz tabii seyrini almıştır. Dil nâşerl vicdana alt bir müessese olduğuna göre emirlerle İstikameti kolay kolay tebdil edilemez. Sulta sahibi şair, edip ve âlimlerin terviç ve icat yol-larile ortaya koydukları kelimeler ekseriyet tarafından tutulduğu takdirde yaşayabilir. Nitekim son zamanlarda icat edilen kelimeler, tabir ve ıstı-tahlar mektep hududu haricinde umumi kabule mazhar olmamış, bundan dolayı da sakıt birer cenin olarak kalmışlardır,
Son zamanlarda icat edilen ıstılahların (terimlerin) kısmı azami dilimizin ahenglne ve bünyesine uygun değildir. Bunlardan bir kısmı bizim garp
Vali ve Belediye başkanının teftişleri
(Baş tarafı 3 üncü sahifede)
— Siz başka et satmaz mısınız? Niçin camda sade pahalı mal satıyorsunuz? Oraya herke sin alabileceği koyun etleri de koyunuz.
Kasap — Başüstüne efendim Bugün piyasaya İlk defa turfanda kuzu çıktığı İçin onları teşhir etmiştik. Dediğinizi de şimdi yaparız.
Vali kunı sebze, patates ve soğan gibi şeyler satılan dükkanlara d& uğrayarak etiketlerdeki ftatleri tetkik etti. Kuru soğanın toptan kilosu umumiyet le 9 krş. Adapazarı patatesinin 1-se 18 kuruştu. Profesör Falıred-dln Kerim, patates ve soğanları pek beğendi. Evi İçin o dükkândan alış veriş etti. Parasını da peşin ödedi.
Yeni yapılan yollar ve kanalizasyon
Vali ve belediye başkanı Ba-lıkpazannda dolaşırken gezdiği yerlerde yeni yapılmış yolların çamurdan kurtulmuş halini gö rüp Eminönü kaymakamının bu hususta gösterdiği gayrete teşekkür etti. Balık satılan kısımdaki yol tamamen yeniden yapılmış ve dükkânlara su verilmiştir. Vali bu yolun sık sık yıkanmasını emretti. Balıkpa-zanndaki diğer yol ve caddelerin mühim kısmı yeniden yapılmış ve bu semt tarihi çamurundan hakikaten kurtulmuştur. Bu mm takanın bazı kısımlarında yol inşaatı hâlâ devam etmektedir. Ay sonunda bunlar da tamamlanacak ve o m intaka temiz bir hale getirilerek satışlar dolayısile sokakların kirlenmesi de buraların yı kanması mıretlle temizlenecektir, Bu mıntakada açıkta akan lağamlar da tamamen örtülmektedir. Balıkpnzanndaki esnaf, yotiann çamur ve pislikten kurtarılmış olmasından valiyi alkışladılar ve kendisine teşek kür ve memnuniyetlerini bildirdiler.
Bu semtte henüz İkmal edilmemiş sokakların manzarası i-le yeniden yapılmış olanların temiz hâil aradaki farkı pek güzel anlatıyor. Halen yol ekipleri Balıkp32nrından hâle giden caddede çalışmaktadırlar.. Bu cadde şimdi eski seviyesinden yükseltiliyor ve muhaddep bir şekilde İnşa ediliyor. Bu a-rada tütün gümrüğü Iskclcslıil de gözden geçiren vali orada birikmiş bulunan suların derhal temizlenmesini ve bu İskelenin her zaman lemiz tutulmasını emretti. Aksi halde burada İş gören yûkçülerin yerlerini değiştireceğini söyledi.
Emİnönündekı rıhtım inşaatı
Eminönûnün Bahkpazannda-ki kısmında uylaTdanberl devam eden rıhtım İnşaatını da gözden geçiren vali alâkalılardan İzahat almıştır. Denizin daimi surette hareketinden yapılan rıhtımlar süratle çökmektedir,. Bu sebeple şimdi bu mıntıkanın deniz altında kalan kısmı tahkim edilmektedir. Bu iş bitince orada oldukça geniş yeni bir meydan vücude gelecektir.. Vali hususi arabaların burada da beklemeleri İçin küçük bir park vücude getirilmesini İstedi.
Vali, meydanlara bırakılan hususî otomobillerden ücret a-hnmasını muvafık gördüğünü ve bunlardan günde bir Ura a-hamakta belediyeye varidat elde edileceği gibi bu parkların da dalma temiz ve bakımlı tutulacağını bildirdi
Pazar yerleri
Hayat pahalılığını önlemek ü-zere şehrimizdeki umumi pazar yerlerinin arttırılması hususunda alâkalılara direktif veren vali bu hususta şu emirleri verdi:
Taksimde birisi İstanbul kulübünün yanındaki sokakla olmak üzere münasip olncak üç yenle haftada üç gün pazar ku .rulsun. Haftada bir kere kurulan SuJtanahmettckl pazar da haftada üçe çıkarılsın. Şişlideki karakol meydanında da bir pazar vücude getirilsin. Aksa-rayda her gün kurulan pazaı Islâh ve tanzim edilsin. Kadı-köyde Modada da bir pazar ku rulsun. Bu pazarlar akşama kadar devam etmeyecektir. Eabah lan saat 8 de boşlayıp saat 12 ye kadar devam etsin.
Vali, aynı zamanda kaymakamlara birer tamim gönderilerek mıntakalannda umumi pazar kurulmasına elverişli ve buna ihtiyacı otan yerlerin tesblt edilerek belediyeye bildirmeleri
kelime’ar
türkçesl denilen Türkiye türk-çeslnde mevcut kelimelerden alındığı halde gramerimize aykırı olarak teşkil edilmiş terkiplerdir. Meselâ antropomorfizm ıstılâhının bizde mukabili eskiden muşebbihe kelimesi idi. Bugün İnsan blçlmlclllk'tlr. Bu terkip, galiba Türk dilini hiç bilmeyen biri tarafından yapılmış ve üstünde durulmadan kabul edilip tamim olunmuştur.
— Bir çok kelimelerde asli manaları tasarruf edilmek ve gelişi güzel ekler kullanılmak sureliyle icat edilmiştir Meselâ zekâ yerine anlak, nas yerino İnak, idrak yerine algı, makul yerine algıalır kullandırılmaktadır.
— Bu kelime ve terimleri talebeler hakikaten öğrenip kullanıyorlar mı?
— Bu kelimeler, talebemize eski arapçadan yapılma ıstılâh-lar kadar yabancı gelmektedir. Nasıl eski talebe timi birer ıs-tıiâh olarak dessamel zu selftsc-tüşşerafe gibi kelimeleri öğrenmek mecburiyetinde İdilerse bugünküler de ayni vaziyettedirler. Bugünün talebesi de evlerinde ve mektep haricinde kullanılan tabii kelimesini mektepte öğrendiği doğal kelimesi yerine, billç yerine şuur kelimesini kullanmaktadır.
Eğer acele edilmeyip te ıstılahların türkçeleştlrllmesl dile vakıf meslek sn
dan yapılmış olsa idi bugünkü acaipüklerle karşılaşmazdık. Bu ıstılâhtarın arasında pek güzelleri de vardır. Türkçc-mlze ve türkçenln ahengiae tamamen uygundur.
Bir de halk dilinde bile kullanılan timi ısıtiâhlarm yerine frenkçelerl alınıp konmuştur. Menşur yerine prizma, ehram yerine plramld... gibi. Acaba bu kelimelerin de türkçe oldukları da mı İddia edilmektedir?
Hasıh lisan nehri mecrasını kendi açar ve bu zaman işidir. Büyük üstadım Yahya Kemal bize türkçenln nasıl olması lâzım geldiğini isbat ettiğine göre en doğru hareket o yolda yürümektir. S ,g.
Oluklu galvanizli saç için teklif isteme ilânı
Sümerbank Alım Satım Müessegesi Müdürlüğünden :
Selluloz Sanayii Müessesesünirie Malatya Pamuklu Sanayii Müessesemlzln İhtiyacı 240X85X0.60 ebadında 1500 adet oluklu galvanizli saç için flat teklifi alınacaktır.
İlgili firmaların bu İşe İştirak için veznemize TL: 500.— •Beş yüz» lira yatırmalarını, oluklu saç rumuzlu 7e kapalı zarftı tekliflerini 17-12-949 Cumartesi günü akşamına kadar müessesemiz antresindeki kutuya atmalarını rica ederiz.
(17340)
Kimyevi madde için teklif isteme ilâm
Sümerbank Alım ve Satım Müessesesi Müdürlüğünden :
Hereke ve Merinos vünlii sanayii mücsseselerlnlıı sodyum sülfat, asit asetik, potasyum blkromat ve Asit Formlk İhtiyaçları İçin flat teklifi alınacaktır.
İlgili firmalardan elinde bu maddelerden asgari bir ton mevcut olanların verebilecekleri miktar İle flat teklifleri üzerinde «Kimyevi madde» rümuzu kapalı zarflar içinde 19-12-9-19 Pazartesi akşamına kadar müessesemlz antresindeki kutuya atmalarını rica ederiz. (17350)
İst. Lv. Amirliği İlânları
1) tahmin edilen bedeli 9334 lira olan 2 cc. İlk 5 adetlik orijinal kutularda 3300 kutu Kampolun ampul 15 aralık 949 günü saat 10 da Harbiye Lv. Amirliği Sat. Al. Komisyonunda açık eksiltme ile satın alınacaktır
2> Geçici teminatı 738 lira olup şartnamesi Komisyonda görülür. (4701 - 16875)
★
î) Tahmin edilen bedeli 2250 lira olan bir adet resim vo şartnamesi dahilinde yerine monte edilmek şartiyle yemek kuzinesi 15 aralık 949 günü saat H de Harbiye Lv Amirliği 8at-Al. Komisyonunda açık eksiltme ile satın alffıacaktır.
2) Geçici teminata 168,75 Ura olup şartnamem ve resmi
komisyonda görülür. (4725 - 16919 ı
Büvet yeri kiraya verilecek Devlet Demiryolları Haydarpaşa işletmesi mubayaa komisyonundan
1 — Floryadu deniz köşkü karşısında ldaremlez ait saha dahilinde 6 metrekareden İbaret bir yer kapalı rarf usullyle kiraya verilecektir.
2 = Kiraya verilecek olan yerin muhammen bedeli 14400 lira ve muvakkat teminatı da 1080 liradır.
3 — Bu İşe alt şartname ve mukavele projesi komisyonda görülebilir.
4 — Arttırma 27/12/949 tarihinde salı günü saat 15.30 da Haydarp&şada 1. cl işletme binasındaki İşletme komisyonunda yapılacağından isteklilerin tekili mektuplarını kanuni ta-rifata uygun olarak ihale saatinden bir saat evvel makbuz
Rahlfe 8
AKŞAM
14 Aralık 1949
İBULMACAİ
I 9 3 4 a S 1 8
.. 1 I 1
M 1 ı I ı 1
CO 1 ı 1 I 0
• 1 1 1
cr 1 ■ 1
■» 1 ■ 1 1
1 1 l«
1 1 ■ 1
* 1 1 1 ■'
5 l 1 1
Soldan 1 — Yarı», 2 — Uyu-
ma. 1 — Bir'cim kamış. 4 — tlrilL 5 — Zaü Alini: » Teni ince kalbur. • — Nefer - Eski TUrklerin içkisi,
7 — Atom tecrübesi yapılan bir ada.
5 — Bayına «Y» aelirsc kamını de-yurınaı - oiduüun yerde dur. 9 — I Duvar - Bir emir. 10 — Mesunlyet istihsal edeî
Yukarıdan nsofıya. > — Hesap taleri jeti, 2 — Âzalarının, 3 — Bir emi tatlı su tfalı*( • Plspial. 4 — Bağına (C» gelirse toprak tabak -Teni narindir. 5 — Tu mayınız - Tersi lîürel sanat. 6 — ilmi. 7 — Konaklı-yalı - Bir vahşi hayvan. B — Kırını-sı - Kapı çengelleri. .
GEÇEN BULMACAMIN HALLİ'
Soldan saÇ.-ı l — Cihangir. 2,— Elcvermc. 3—Zevahir. ( - Aremltak. 3 - Hta. Kele. 6 — Afet. Kır. 7, -Kldele. 8 — iket. Om. 9 — Minarede, lo - ir. Talât. .
Yukarıdan aşağıya: 1 — Cezalı Akimi. l — ilertrikir. 3 — Hevereden. « — Avam. Tezat. 5 — Nehir. Rn.
6 — Grilcke. El. 1 — imarlı. Oda.
8 - R- Keramet
ARI
UNLARININ RESMİGEÇİDİ @
I PİRİNÇ 1 IMERCTmEK] [BEZELYE]
( MISIR ] |PATATESİ
| BUttOAYj
YULAF
[ÇAVDAR| Z'/W31l
Su tesisatı yaptırılacak
İLLER BANKASINDAN :
VAPURLAR
rşifia
HELI.ENİC LİNES Ltd Almanya. — Hollanda — Belçika arasında muntazam Posta limanımızda bulunan MONGOLtA V.ıpur eşyai ticariye alarak 14 Aralıkta
HAMBURG - ROTTERDAM ve ANVERS'e hareke* edecektir Fazla tafsilat için Gala tada Veli Alemdar Hanında S. TOPER et Co. Umumi acenteliğine müracaat. Tel: 41999
İSTANBUL
EMNİYET SANDIĞI
n ı n
Vadeli, vade&lz tasarruf tevdiatı sahihlerine ait 1949 yılı 4 üncü tertip (20.0001 lira tutarındaki ikramiye çekilişi 12 Aralıkda Noter huzurunda İcra edilmiş ve;
MB ÛOKTOR
EMİR NECİP ATAK..AM
Kadın - Doğum Hastalıkları ı ve ameliyattan mütehassıs J Beyoğlu, istiklâl Cad. 403. kat 2. Şark Pazarı karşım. I Muayene: 15.30 - 19 .
Tel: 43864
Lira
103452 Numaralı tevdiat sahibine 5 000
10273 ,, H • 3 000
103757 n 2 000
22830 2 000
100907 w 1 000
100616 ,, 1 000
103938 500
22802 50ü
4478 500
99623 500
99132 200
8886 200
103798 200
86258 200
11871 .. 200
_j ZAYİ ANAHTAR
Kadıköy Moda caddesi He ı.ıanbul Bahçekapt arasında Flşell bLr adet kasa anahtarı kaybettim- Bulanın anahtarı aşağıdaki adrese veya 4 üncü Vakıf han idare memurluğuna getirdiği takdirde memnun edileceği ilân olunur Mühürdar Gürbüz Türk sokak No 17
Liralık ikramiye isabet etmiştir.
Bundan başka İS m udiye (100) er ve (30* mudlye de (501 şer lira ikramiye İsabet etmiş ve adreslerine mektubla bildirilmiştir. (17650)
ZAYİ — Muamelâtta kullandığım tatbik mührümü kaybettim, yenisini tedarik edeceğimden eskisinin hükmü yoktur
Emekli Binbaşı Arif Atra
ZAYİ — Taksim Erkek Lisesinden aldığım tasdiknamemi zayi ettim. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Merinos Yünlü Sanayii Müessesesi Müdürlüğünden:
1 — L ludağdakî Kayakevi işletmesi için Müdür alınacaktır.
Yemekli Otel ve Pansiyon işletmiş ve dag sporlarında bilgili olanların belgeleriyle birlikte 20. Aralık. 1949 gününe kadar Bursa’da Merinos Yünlü Sanayii Müessesesi Gençlik Kulübüne müracaatları, Lisan bilenler tercih edilecektir.
2 — Bütün noksanlarını tamamlamış olan Ka-yakevi 20. Aralık. 1949 da açılacaktır.
3 — Tenzilatlı tarifeden istifade edebilecek memleket sporculariyle talebelerin beraberinde mü* essesemizde bırakılmak üzere belge getirmeleri rica olunur.
897 Kara bey Karaman
İ ağ İplikler!
I Çakmakçılar yokuşu Büyük I Yeni Han orta kat 33.
ZAYİ — Beyoğlu erkek orta
terzilik okulundan almış olduğum kimlik karimi kaybettim Yenisini alacağımdan eskisinin
— Göztaşı ve potasa alınacak—
İzmir üzüm Tarım Satış Kooperatifleri Birliğinden:
1 — Aşağıda yazılı maddeler satın alınacaktır. GÖZTAŞI’. En az % 89 - M derece saflıkta 200 tona kadar POTASA: En az % 75 - 85 derece saflıkta 200 tona kadar
2 — Yapılacak tekliflerde yükselme müddeti, tediye şartları ambalâj şekil ile Fob yükleme limanı ve çift İzmir fiatlerl ayrı ayrı tasrih edilecektir.
3 — ilgililerin en geç 25/12/949 tarihine kadar tekliflerini İzmirdekl Birliğimiz Merkezine bildirmeleri rica olunur.
bu taahhüt
! ■ i I '
Soma
15336 086,—
d alıil olmak
üzere loptan veya
21 843.672
Tokat
Umumi Yekûn
No. Belediyenin İli Malzeme ve İnşaat dahil
adı montaj keşfi umumi keşfi
1 Karaköse Ağrı 210.000 479.660
2 Alaca Çorum 68.139 132.847
3 Alaşehir Manisa 184.781 421.798
4 Alanya Antalya 93.502 204.746
5 Amasya Amasya 341.633 633,973
6 Antakya Hatay 165.877 314.959
7 Antalya Antalya 222.751 502.430
8 Arapkir Malatya 112.954 261.581
9 Artvin Çoruh 48.933 188701
10 Aydın Aydın 89.873 163.758
11 Ayvalık Balıkesir 412.733 628.963
12 Bayburt Gümüşhane 129.331 230,203
13 Bayındır Izmlr 172.937 420.171
14 Bekli i Denizli 73,324 180 484
15 Bor Niğde 120.145 237.779
16 Bulancak Giresun 60 461 181.065
17 Ceyhan Seyhan 48 062 210.925
18 Çal Denizli 50.726 120.840
19 Çc-mlşgezek Tuııçell 32.280 68.288
20 Denizli Denizli 281758 378.651
21 Develi Kayseri 139,064 301.188
1 — Aşağıda isimleri yazılı belediyelerin elektrik rlne lüzumlu makineler ve sair malzeme satın alınacak, cajları yaptırılacaktır Bu tesislere lüzumlu bina ve sa ir yapı işleri bu taahhüt çerçevesine dahil değildir, Arzu edenler ou hususta da teklif verebilirler.
Devre kârıi Düzce DİNAR Elmalı Emet Erzincan
Ereğli Ermenek Gelibolu Germencik Gönen Gümüşhacıköy Amasya
ULFADERME
YARA MERHEMİ
Kastamonu Bolu AFYON Antalya Kütahya Erzincan Konya •Konya Çanakkale Aydın Balıkesir
34 Gümüşhane Gümüşhane
35 Hendek Kocaeli
36 İğdır Kara
37 İnegöl Bursa
38 Kadınhan Konya
39 Kastamonu Kastamonu
40 Kilis G. Antep
41 Kurşunlu Çankırı
42 Kula Manisa
43 Kütahya Kütahya
44 Maçka Trabzon
45 Manyas Balıkesir
46 Mecitözü Çorum
47 Merzifon Amasya
48 MUâs Muğla
49 Nallıhan Ankara
50 Nazilli Aydın
51 Niğde Niğde
52 Niksar Tokat
53 Of Trabzon
54 Osmancık Çorum
95.937
40.655 248 572 202.297 220.610
Sürmene Trabzon 39908 84 546
Şavşat Çoruh 3.145 40.411
Ş. KarahJsar Giresun 145.697 302.555
Tavas Denizli 22.220 50902
Tavşanlı Kütahya 279.667 635.085
Tirebolu Giresun 48.752 145.192
Tosya Kastamonu 46.463 91.772
Maraş Mera» 154.524 278.243
Umurlu Aydın 83.203 141.159
Vize Kırklarell 148.095 323.522
Van Van 44.298 93.452
Yerköy Yozgat 24.610 176.788
Yozgat Yozgat 259.721 594.850
___158.131
9.787.817
Umul »il
230.377
96.181
539.757
481.965
527.214
Tesisin Malzeme ve
No Belediye adı fit cinsi monuu keşfi T, L. keşli bedeli 1. L
1 Abana Kastamonu Hidrolik 109.387.- 221422.—
2 Akçakoca Bolu Hidrolik — — 351.000 —
3 Alucra Giresun Dizel 41.216,— 47216.—
4 Anamur İçel Dizel 107.953,— 107 »53 —
5 Be killi Denizli Hidrolik 111.979,- 190.540.—
6 Bergama İzmir Dizel 258.916.- 261 82». -
7 Bayburt Gûmüşane Dizel 387.755,- 452.755.—
8 Buldan Denizli Dizel 385.071.- 443228.—
9 Çal Denizli Hidrolik 106.800.- 137.006.—
10 Devrekâni Kastamonu Hidrolik 293.776,- 321.179.—
11 Doğanşehir Malatya Hidrolik 85518.— 141 343.—
12 Dörtyol Hatay Hidrolik 137984 - 161 000.-
13 Giresun Giresun. Dizel 212.000.- 212 000.—
14 Göle Kars Hidrolik 135.867.- 235 306.—
15 Güney Denizli Dizel 188.276,- 206.228,—
16 Hakkâri Hakkâri Hidrolik 96.044,- 155.183.—
17 Harbiye Hatay Hidrolik 2.428.169.- 3 000 000.—
18 Hayrabolu Tekirdağ Dizel 82.925.— 103571,—
19 İmroz Çanakkale Dizel 48.268.- 85 230.—
20 İnebolu Kastamonu Dizel 211.758,- 222.823,—
'.!! Karacasu Aydın Hidrolik 279.102.- 335.302,—
22 Korkuteli Antalya Dizel 90.966.— 108 918.-
23 Küre Kastamonu Hidrolik 132.718.- 151 000.—
24 Lapseki Çanakkale Dizel 48.827 - 48 827.-
25 Manavgat Antalya Dizel 38.162- 48052.-
26 Muğla Muğla Bebeke 150,955 - 153.504.—
27 M. Kem alpa Bursa Hidrolik Dizel + 708 124,- 932.849.—
28 Reşadiye Tokat Dizel 45.471,- 59.165.—
29 Sorgun Yozgat Dizel 106 091.- 136.091,—
30 Taşköprü Kastamonu Hidrolik 62 000,- 69.500.—
31 Tekirdağ Tekirdağ Dizel 400.000.- 400.060,—
32 Terme Samsutı Dizel 93 314,— 115.178,—
33 Turhal Tokat şebeke 165.111,— 173.111,—
34 Siirt Siirt Hidrolik 748.957 - 1.901 554 —
35 Maraş Maraş Hidrolik 1.040.000,— 3.214 420.—
36 Ovacık Tunceli Dizel — 75 000.—
37 Şarköy Tekirdağ Dizel — 120 000,-
38 Aydın Aydın Şebeke — 250.000.—
hükmü yoktur.
I B. den 111 N. lu Ziya kızı Sa üha Uğurlu.
AdM MMW l«in «Ui su rujlu» pul gandorumeiıau akoi takdir-
YAKINDA HAREKET EDECEK VAPURLAR
Ticari hattı:
G ARSO
Vapuru 15 Aralıkta beklenmekte ve 17 Aralıkta eşyayı ticariye alarak MARSİLYA ve CE-NOVA'ya hareket edecektir.
Muntazam seri posta:
he ndrae He# iminim et
(detontarıraır BsjmıUumı 305«5
Toz» taleri ana» - taam kmj
ModOr W4W_______________
•o*w « — Kuun 37
InuaB aiL Ojı» Ucumu Ak Yattı
E. 14.«8 1.87 ÎZT S.47 12P0 1J8 v sap 711 ıs» na ıa*ı ib.w
taoretuıne unbıiliı civar, Cemal Nanır «oku» No l>
BARLETTA
Vapuru 15 Aralıkta beklenmekte ve 18 Aralıkta s&at 16 da
Pire - Brendizi - Venedik ve Trieste
için yolcu ve eşyayı ticariye alarak hareket edecektir.
Fazlct tafsilât için. Salatada, Mumhane Caddesi 15 numarada İkinci katta
Adriatica S. A. di Navigazione
Umumi acentaliğına müracaat. Telefon: 44877 - 44878.
2 — Bu işlerin yalnız malzemesi İçin toptan veya gurup halinde teklif verilebileceği gibi malzeme ve İnşaatı birlikte yap mak Isttyenler de toptan veya ayrı ayrı teklif verebilirler.
Toptan teklifler gurup halindeki tekliflere tercih olunur.
3 — Banka yukarda gösterilen malzeme ve işleri %25 çoğaltma veya azaltmaya yetkilidir.
4 — Kapalı teklif zarflan en geç 26/12/949 pazartesi günü saat 17 ye kadar makbuz mukabilinde bankamıza teslim edilmelidir.
5 — Kapalı teklif zarflan 27/12/949 salı günü saat 14 de toplanacak bankamız satın alma komisyonu tarafından açılacak ve yapılacak incelemelerden sonra ihale karan İdare meclisince verilecektir.
6 — Postada vâki gecikmeler.telgrafla yapılacak müracaatlar nazarı Itibare alınmaz.
7 — Bu İşlere alt fenni şartnameler ve malzeme listesi 50 lira mukabilinde bankamız muhasebe müdürlüğünden temin edilebilir. Plân ve projelerin her biri ayrı bir ücrete tabidir.
8 — Yaptırılacak İşlere ait sltüasyon tutarları bonolarla ö-denecektlr. Bonolar 1/6/951 den başlayarak 31/5/955 e kadar yıllık müsavi taksitlerle ödenecektir.
9 — Bu işe alt bilcümle devlet, belediye noter, vergi resim ve harç masrafları işi alana alt^ııukavelenin İmzasından bono bedellerinin ödenmesine kadar geçecek müddet zarfında bu vergi ve resim ve harçlarda yapılacak değişiklik bankaya aittir.
10 — Banka ihaleyi yapıp yapmamakta tşl veya işleri dilediğine vermekte serbesttir. 12405 '
2 — Bu işler İçin montaj ____ _____________
grup halinde teklif verilebilir. Toptan teklifler grup halindeki tekliflere tercih olunur.
3 — Banka yukarda gösterilen malzeme ve işleri % 25 çoğaltma veya eksiltmeye yetkilidir.
4 — Kapalı teklif zarfları en geç 28/12/949 çarşamba günü saat 17 ye kadar makbuz mukabilinde Bankamıza teslim edilmelidir.
5 — Kapalı teklif zarflan 29/12/949 perşembe günü saat 14 te toplanacak Bankamız satınaİma komisyonu taralından açılacak, ve yapılacak incelemelerden sonra ihale kararı idare meclisince verilecektir.
6 — Postada vaki geçişmeler, telgrafla yapılacak müracaatlar nazarı İtibara alınmaz,
7 — Bu işlere ait fenni şartnameler ve malzeme listesi 50. — lira mukabilinde Bankamızınuhasabe müdürlüğünden tem ln edilebilir, plân ve projelerin her biri ayrı bir ücrete tâbidir
8 — Yaptırılacak işlere alt sltüasyon tutarları bonolarla öde necektir. Bonolar 1/6/951 den başlıyarak 31/5/1955 e kadar yıllık müsavi taksitlerle ödenecektir.
9 — Bu işe ait bilcümle devlet, belediye, noter, vergi, resim ve harç masrafları işi alana ait, mukavelenin İmzasından bono bedellerinin ödenmesine kadar geçecek müddet sarfında bu vergi ve resim ve harçlarda yapılacak değişiklik Bankaya aittir.
10 — Banka ihaleleri yapıp yapmamakla. İşi veya İşleri
dilediğine vermekte serbesttir. (12282)
- EKZAMATOL -
Süllamidli Kûrnpoze, Yara ve Cilt Merhemi I
Her türlü yara, çıban, elczeıııa, sivilce, deri çatlakları, I ergenlik ve ustura yaralarına faydalıdır. Her eczanede I bulunur, ŞANO l.ÂBOR ATU1 ILI. Tel: 82903|
Comments (0)