AKSAM
AKŞAM
H e r q ü n
8 Sahaf®
Solda: Cumhurbaşkanı geçen kıtaatı selâmlıyor, sağda: Geçit resmine İştirak eden zırhlı kuvvetlerimle
fResmlgeçlde alt diğer klişeler üçüncü sahlfemlzde]
CUMARTESİ 16 Eylül 1950
Sahibi: Necmeddln Sadak — Yazı işlerini fiilen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
Sene 32 — No. 11472 — Fiatr. her yerde 10 kuruştur.
Büyük geçit resmi , çok parlak oldu
Genelkurmay Başkaniyle General Arnold’un beyanatı
Cumhur Başkanı
Acar motörile gece şehrimize geldi
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, refakatinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut olduğu halde dün akşam saat 20.30 da Acar motöriyle şehrimize gelmiştir.
Cumhurbaşkanı ayın ıî sinde Zonguldağa gidecek Ve Karabük fabrikasını ziyaret ettikten sonra Ankaraya dönecektir.
Tedavüldeki para miktarı arttı
Ankara 16 (Akşam) — Türkiye Cumhuriyeti Merkez bankasınca dün yayınlanan para vaziyetine göre tedavüldeki para miktarı bir hafta evvelkine nazaran 9 eylülde 14,024,910 11-1 ra artmıştır.
Edinburg Dükü Valinin, şerefli e çektiği ziyafette Başmuharririmizle görüşüyor
Kore'de müttefik umumî taarruzu
Edinburg Dükü Izmire gitti
Türkiyenin emniyeti
ve
Akdeniz ittifakı
Bir memleketin emniyeti her devrin ahval ve şartlarına göre değişir. Son yarım asırda Avrupa müşterek emniyet sistemleri kaç kalıba girmiştir!
Türkiyenin emniyeti düşünülürken bugünkü siyasi ve askeri durumu, bilhassa son hâdiselerin ışığı altında gözönünde tutmak lâzımdır. Hedef, Türkiyenin mutlaka şu veya bu pakta katılması değildir. Müşterek bir yardımlaşma sistemi için de, Türkiyenin emniyetini en iyi şekilde sağlamaktır. Atlantik paktı, bugünkü şartlar altında Türkiye emniyeti bakımından, menfaatimize en uygun, en tesirli vasıta mıdır?
Biz bu fikirde değiliz.
Türkiyenin Atlantik paktına girmesine engel olarak, karşı taraftan ileri sürüle-gelen sebepler bizim için i-nandırıcı değildir. Bu münakaşaya burada girmeye hakkımız yoktur. Bu konuda böyle bir açık tartışma p- henüz lüzumsuzdur da , Biz, Atlantik paktım, son hâdiselerden çıkan derslere dayanarak. sadece Türkiye menfaatleri bakımından kısaca incelemeyi faydalı bulmaktayız.
Atlantik paktı —bilindiği gibi — Batı Avrupa Birliğin-
den sonra kurulmuştur. Belçika, Lüksemburg, Hollanda, İngiltere ve Fransa, 1947 sonlarında, kendi aralarında siyasi ve askeri bir andlaş-ma imzalamışlar, fakat bu beş devletin bir arada yeter bir kuvvet olamıyacağınt görerek Amerikaya başvurmuş kırdır. Atlantik paktı — Atlantik denizi müdafaası A-mcrikayı ilk derecede alâka-dar ettiği için — bu suretle doğmuş, bin bir müşkülât ile imzalanmıştır. Çünkü A-ınerika hiç bir devletle ittifak imzalamaz, taahhüde girişmez. Atlantik paktına girebilmek için Amerika hükümeti Kongreden şu yolda bir karar almıştır: Kendilerini müdafaa etmeye azimli devletlerin kuracakları bölge emniyet andlaşmalarına, eğer bu bölgenin müdafaası Amerika için hayatî ehemmiyette ise, Amerika da iltihak edebilir.
Amerika, Atlantik bölge andlaşmasına böyle girmiştir. Fakat pazarlık hayli çetin olmuştur. Batı Avrupa devletleri. Amerikanın tam taahhüde girmesini şiddetle istemişler, Amerika ise — ana geleneği icabı — sarih vt kesin taahhütten kaçınmıştır. İp kopmak üzere iken {Arkası Sahile 2. süitin fi dal
Necmeddin SADAK
Kocaeli bölgesinde sonbahar tatbikatının sona ermesi dolayısiyle dün denizde ve havada geçit resmi yapıldığını yazmıştık. Harb filomuzun geçit resmine. Amerikan yardımından verilen ve denizaltı kurtarmasına mahsus «Kurtaran» adlı gemi de Iştlrâk etmiştir. Hava geçit resmine yüzü mütecaviz av ve bombardıman uçakları lştlrâk etmiştir.
Geçit resminde Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Büyük Millet Meçlisi Başkanı, Milli Savunma ve Ulaştırma Bakanlan, Genelkurmay Başkanı, Amerikan sefiri, Rauf Orbay, milletvekilleri hazır bulunmuşlardır.
Kara resmi geçidi
Öğle yemeği Ege vapurunda yendikten sonra İzmit şosesi civarında Sevindik mevkiine gidilmiş ve orada manevraya Iş-tlrftk eden kara birliklerinin resmi geçidi taklb edilmiştir. Cumhurbaşkanı tribünün önünde durarak kahraman erlerimizi selâmlam ıştır. Geçit resmi ı tam 15 te başlamıştır. İlk olarak Kolordu Komutam Korgeneral Nazml Altaç ve kurmay
1 Arkası salıifc 2 sütun 3 del
Prof. Halide Edib Adıoar
Bir kaç gün evvel îngll-tereden dönen değerli edibimiz Halide Edib Adıvar'm Dünya muharrirler birliğinin son toplantısındaki münakaşalara ve İRlnci dünya hrablnden sonraki İngllte-reye dair hazırladığı makale serisine bir iki giine kadar başlıyoruz.
başariyle gelişiyor
Vali, Emirgân korusunda Diikiin şerefine bir ziyafet verdi
Müttefik kuvvetler, cenup Kore'nin başşehri Seul üzerine yürüyorlar
New-York lö (Radyo) — Müttefik kuvvetler. Korede umumî taarruza geçmişlerdir. Amerikalılar, Korenln batısında en mühim Uman olan tnçona şehrini zaptettikten sonra cenubî Korenlıı başşehri olian Seula doğru İlerlemeğe başlamışlardır. Çıkarmadan evvel denizden ve (Arkası sabite 2 sütun 3 del
Memleketlinizin misafiri olan İngiliz Kiralının damadı Edinburg Dükü diln saat 10 da İngiliz Konsolosluğundan ayrılarak
Atlantik Paktına alınmayışımızın akisleri
Euat Köprülü istifa edeceği
«l/mumi kaiden diye kabul etmeliyiz
Ulaştırma Bakanlığı, bütün teşkilâtına tamim göndermiş: «Yüksek katına tâbirinin kullanılmamasını bildirmiş.
[Kırtasiye île ilgisi olını-yaıılar, belki bilmezler: Sabık Babıâliniıı tâbirleri arasındaki «Makam-ı vâlâ» gibi sözler, öz Tiirkçeye bu şekilde tercüme edilmişti. Yani, zarf değişmiş, ruh değişmemişti.]

Diğer bir Bakanlık da:
— Memurlar, vazifelerine geç başlıyorlar. Saatinde gelsinler: - diye bir tamim yollamış.
*
Biitiin Bakanlıklar, biitün resmî daireler, belediyeler, bu umumi kaideye riayet etsinler diye tedbir almamız mümkün değil mi?
şayiasını
tekzip etti
Ankara 16— Nevyockta toplanan Amerikan. İngiliz ve Fransız Dışişleri Bakanlarının, Atlantik Paktına alınmamız hakkında yaptığımız müracaatı kabul etmediklerine dair. A. P. a-Jansı tarafından verilen haberler, umumi efkârda hayal İnkisarına sebeb olmuştur.
Resmi çevreler, şimdiden bu mevzuda bir mütalâa serdetme-nln mevsimsiz olacağını İleri sürmekte ve sebeb olarak, henüz hiçbir resmi malûmata sahip bulunmadıklarını belirtmektedirler. Hatta bu çevreler, Tür-klyenln er geç Atlantik Paktına alınacağı İnancım muhafaza etmektedirler ve siyasi mahfiller kendilerine bu kanaati telkin fiden sebepleri şöyle sıralamaktadırlar:
Türkiyenin Atlantik Paktına girmesi bu pakt devletleri için bir zaıf değil, bir kuvvet olacaktır. Birleşmiş Milletlerin barış
yaveri ile birlikte Süleymaniye, Sultanahmet ve Ayasofya camilerini ve Yerebatan sarayını gezmiştir, öğleden sonra da motörle Boğazlçinde ve Marma-rada bir gezinti yapmıştır. İngiliz sefarethanesinde şehrimizdeki İngiliz tebaasını Diike tanıtmak maksadiyle bir kabul resmi tertip edilmiştir.
Vali ve Belediye başkammış Enılrgân korusunda şerefine verdiği ziyafette hazır bulunan sayın misafirimiz bu sabah saat 10.30 da hususî bir uçakla İzmir» hareket etmiştir. Edinburg Dükü hava alanında Vali ve Belediye başkanı profesör aökay,
ülküsü daha kuvvetlenmiş olacaktır.

Sahlfe 2 _
Hafta Sonu Notları
Nevvyork Türk Haberler bürosu nasıl çalışıyor?
Atlantik konseyi, milletlerarası ordu teşkilini görüşüyor

ı.ü
ı kbu
Turkiyenin emniyeti ve Akdeniz ittifakı
Nevyok Türk Haberler
Bürosunun Şlkago «ergisindeki paviyonJarını gösteren iki resim bana Ncv-yorkta Türk. Haberler Bürosunda geçirdiğim saatleri hatırlattı. Türkiyeyl dış memleketlere tanıtmak İçin kurulmuş propaganda bürolarından en iyi çalışanı muhakkak ki Nevyork Türk Ha-b.rier Bürosudur. Çalışmasını bizzat gördükten sonra rardığım bu kanaati açıkça İfade etmekten zevk duyuyorum.
Tarsus vapurunun Nev-yvrk ■ gelişini oradaJd Türk Haberler Bürosu, gazetelerin günlerce meşgul olduğu bir mesele haline getirmişti. Nevyork gibi bir şehirde bu işin zorluğunu takdir etmek güç değildir. Nevyork Türk Haberler Bürosunun genç müdürü Nuri Eren Ncvyork-taki gazetecilerin şahsi dostu olmuş. Onlara bir telefon etmesi Türkiyeye dair bir haberin en büyük gazetelerde çıkmasını temin ediverl-yordu. Nuri Eren mesleğine gazetecilikle başlamış olduğu için bulunduğu memleketin gazetecilik muhitlerine kolayca nüfuz etmenin sırımı biliyordu. Gerek büronun kendi neşriyatı, gerek Amerikan neşriyatının arasına Türkiyeye dair haberler, resimli röportajlar, makaleler sokuşturmak faaliyetiyle Nevyork Türk Haberler Bürosu Amerlkada canlı bir propaganda merkezi olarak faaliyettedir. Büronun günde, vasati olarak, Türkiyeye dair malûmat lstlyen 70 - 80 mektup ve yazı aldığını söylersem bürodaki çalışmanın ‘harareti daha kolay hissedilir. Vazife saatleri dahilinde büroda çalışan memurların İşten baş kaldırmalarının kabil olmadığını orada İken bizzat gördüm.
Basın ataşelikleri He Haberler Büroları birinci cihan harbinden «onra hissedilen bir ihtiyacın cevabı olarak
ortaya çıkmış, ikinci cihan harbinden sonra devletlerin, j hâriciyeyi bile gölgede bırakan en lüzumlu m (meşeleri haline gelmiştir. Basın ataşeleri. bulundukları memleketin efkârı umumiyeslnl takip ve tahlil eden ve o memleketin matbuatına nüfuz etmekle vazifeli mümessillerdir. Harb içinde İngiliz Başvekili Churchlll kumandanlardan ve sefirlerden gelen raporlardan evvel Vaşlng-tondaki İngiliz Basın ataşesinden gelen telgrafları ve raporları okurmuş. Çünkü efkârı umumlyeyl onlar aksettiriyor, Amerikan hükümeti de siyasetini buna istinat ettiriyordu.
Şimdi büyük devletlerin her memlekete yerleştirdikleri Helberler Bürolarının vazifeleri İse bulundukları memleket halkına kendi memleketlerini tanıtmak, her fırsatta kendi memleketlerinden bahsettirmek, sempati uyandırmaktır. İnglllzler boşuna para sarf eden İnsanlar değildirler. Nevyorktaki İngiliz Haberler Bürosunun 87 memurla çalıştığını söylersem Nevyorktaki tnglllz Haberler Bürosunun faaliyetine ne kadar ehemmiyet verdiklerini daha iyi tebarüz ettirmiş olurum. Bizim Basın Yayın umum müdürlüğünün memleketi tanıtmak, vadisinde yaptığı belli başlı hizmet tngilterede bir Basın ataşeliği ve Nevyorkta bir Haberler Bürosu kurmuş olmaktır.
Nevyorkte varlığını tanıtmaya muvaffak olmuş, gittikçe artan müracaatları karşılamak güçlüğünü şimdiden hissederek geceli gündüzlü çalışan Nevyork Türk Haberler Bürosu. kendisinden beklenen hizmet ölçüsünü en yüksek derecesine çıkarmayı bile bir müessesedir. Bu büroya koyulan devlet sermayesi iyi elemanlar elinde bulunduğu İçin Türkiyeye mânevi sahada kâr getirmeye çoktan başlamış bulunuyor.
Şevket RADO
Acheson, kurulacak orduya Almanların da dahil olması ve tek komuta altında bulunmasını istedi
Nevyork 1« (Radyo) — Dün toplantılarına başlayan Atlantik paktı konseyi bugün de toplanacaktır. Dünkü toplantı sonunda tebliğ neşredilmemiş, yalnız konseyin müzakerelerde görülen terakkiyi kaydettiğini söylemekle iktifa olunmuştur.
Konseyin başlıca mevzuunu,
Batının müdafaası İçin beynelmilel bir ordu meselesi teşkil ettiği anlaşılmaktadır.
Amerika Dışişleri Bakanı A-eheson Amerikan ve Alman kıtalarının da dahil olacağı bir ordunun teşkilini konseye teklif etmiştir. Bu ordu, tek komutanın emri altında bulunacak-
tır. Acheson, Atlantik paktına dahil devletlerden beynelmilel o rd utlun un teşkili için âzami gayret «atfetmelerini İstemiş, bu orduda Alman kuvvetlerinin de bulunması Alman ordusunun kurulması ve Almanların silâh yapmaları demek olmayacağını tasrih etmiştir.
Büyük geçit resmi
(Baş tarafı 1 İnci sahifede)
heyet! geçtiler. Bunu, sancaklarıyla piyade alaylarının, motör-lü topçuların, hava ve tank dâfi bataryalarının geçmesi taklb etti. Bölük nizamiyle geçen askerler çok alkışlandılar. On dakikalık bir hâsıladan «onra zırhlı tugayın geçişi pek parlak oldu-Böylellkle törene bou verildi. Askerlerimiz çok temiz ve çok muntazam idiler.
Genelkurmay
Baskanmin beyanatı
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut, askeri tatbikat hakkında şu beyanatta bulunmuştur:
«— Tatbikatta görmek ve almak istediğimiz başlıca neticeler şunlardı:
A) Birliklerin harekâta tahammülü: Beş günlük devamlı bir tatbikattan sonra altıncı günü yapılan geçit resminde birliklerin tahammül kudretini, azmini ve canlılığını güven veren bir şekilde gördük,
B) Müşterek hareket ve İrtibat: OÜç arazide ve müşkül şartlar altında dahi emniyetle devam etti ve bir inkıta göstermedi.
C) Hususi bir karakter göste-
ren bu arazide silâh ve teçhizatın kullanılması, hususi ve ayrı bir sevk ve idareyi Icab ettlîdl. Birliklerin buna çabuk İntibak ettikleri görüldü.
D) Bu tatbikatla çok İstifadeli dera ve tecrübeler kazandık. İlmi ve teknik esaslara dayanan tenkldler tatbikat raporlarının toplanmasından sonra garnizonda ayrıca yapılacaktır.
Misafir (kara, deniz ve hava) ataşelere tatbikatın devamı müddetince bütün birliklerimiz, silâh ve teçhizatımız ve karargâh çalışmalarımızdan hiçbirisi gizlenmeden görüşlerine ve tetkiklerine açık tutuldu.»
Amerikan askerî yardım heyeti başkanınım beyanatı Amerikan Askeri yardım heyeti başkanı General Arnold da şunları söylemiştir:
«— Manevra, teşkilât ve bütün faaliyetler bakımından mükemmeldi. Türk askerinin de dünyanın en İyi askeri olduğunu kabul ediyorum. Amerikan yardımının ilk safhası henüz tamamlanmış değildir. Yardım devam edecektir. Bence en lâzım olan şey. erleri yetiştirecek erbaş sayısının aıttınlmasıdır.»
Korede taarruz
Edinburg Dükü
paktı
(Baş tarafı i inci rahifede)
Köprülü istifa şayialarını tekzip ediyor
(Baş tarafı birinci sahnede) iki tarafı da az çok tatmin eden bir madde bulunmuştur.
Atlantik paktının, yardım taahhüdüne ait meşhur beşinci maddesi aynen şöyle-dir:
«İmzalayan devletler ka- , bul ederler ki, içlerinden biri veya birkaçı aleyhine Av- i rupada veya Şimal Ameri- ı kada vuku bulacak silâhlı 1 bir tecavüz, hepsi aleyhine vuku bulmuş sayılacaktır, j l Bu devletler binnetice kabul ' ederler ki, böyle bir tecavüz ; olursa, her biri, Birleşmiş ı Milletler yasasının elli bi- 1 rinci maddesi gereğince fer- 1 di veya müşterek meşru mü ' dafaa hakkını kullanarak, 1 ve derhal ferden ve diğerle- I rile mutabık olarak, silâhlı * kuvvet kullanmak da dahil olmak üzere, zarurî görece- > ği her harekete geçmek sıt- J retile, tecavüze uğrayana ı yardım) ve şimal Atlantik 1 bölgesinde emniyeti tesis ve ’ temin eder...» 1
Maddenin açık mânası şu- e dur: Herkes istediği yardımı ( yapar, dilerse askerî yardıma da başvurur. Esasen, 1 madde içindeki «silâhlı kuv- j vet istimali de dahil...» cüm * leşi, sonradan. Amerika çok 1 zorlanarak ilâve ettirilmiş, { fakat bu şekil dahi Avrupa £ devi etlerini tam memnun * etmemiştir. '
Bu noktalar bizi ilgilen-dirmez. Silâhlı asker yardım 1 taahhüdünü dahi sarih ve £
Dışişleri Bakam Fuat Köprülü . Atlantik paktına kabul edilmeyişimizden dolayı istifa edeceği şayialarının doğru olup olmadığını soran Yeni Sabah muharrerine şunları söylemiştir:
«— Sakın bunları uyduranlar, komünistler olmasın... Benim bu karar dolayısiyle teessüre kapıldığımı uyduranlar, bir hayal peşinde koşmaktadırlar.
Bu meseleden dolayı İstifaya kalktığımı söylemek kadar da büyük gaflet, eseri olamaz. Ben. bu akşam ne Cumhurbaşkanı He. ne de Başbakanla bu mevzuda olağanüstü bir görüşme______________________________
yapmış değilim. Atlantik Pâk’i-ı kesin olarak var farzedelim, «« r* T.r —.... . . . . , . .
Milli piyango çekildi
Dünkü çekilişte ikramiye kazanan numaralar
Milli Piyangonun 15 Eylül 950 Çekilişi dlln Ankarad* saat 19 te yapılmıştır. Kazanan numaralan aşağıda bildiriyoruz:
100,000 Ura kazanan numara 191453
10,000 lira karanan numara 480380
J 0.000 lira kazanan numaralar 051418 052999 153137 221907 470422
S,000 lira kazanan numaralar 132295 150930 168318 171844 176080 177262 247552 255586 «5875 368224
1,000 lira karanan numaralar 004316 008951 022941 026552 030211 033829 051208 053869 057001 057019 072784 075933 088911 088943 089342 090946 092287 088790 100050 101150 101421 102774 103423 121515 128104 130624 154539 102929 181427 180563 202638 203422 207377 220259 221922 227039 231200 247404 247540 253570 281343 287815 292143 299183 327859' 330S05 338879 348547 302147 365670 867490 372344 400779 428801. 439134 447446 448910 456652 464795 478079
500 Hra kazanan numaralar 004180 005744 008454 012255 013967 026744 027623 030979 033909 035704 03Î485 049509 050978 051826 068433 088620 090367 091702 094831 095590 104552 109385 113125 114500 115702 118620 118930 123527 124777 140517 141259 141629 144108 150159 151406 153526 158125 167005 167465 167540 172548 J78925 178500 180140 194101 197853 199049 204586 207836 213755 217478 220678 228923 230975 238051 239925
243972 243732 245279 246509
253442 256723 293493 280904
285827 289219 289331 292121
296619 301687 306682 312010
314294 316095 323012 323323
338236 341379 354478 368607
371463 371937 375280 384470
384701 386616 401393 404032
405909 420491 430090 437811
442748 446060 451423 452289
453120 463451 475833 477883
100 lira kazanan numaralar
Son üç rakamı (399 544) ie
nihayet bulan 1000 numara,
40 lira kazanan numaralar
Son ilç rakamı fl59. 175, 592, 909) la nihayet bulun 20,000 numara.
(Baş tarafı 1 İnci sahifede) havadan büyük bombardımanlar yapılmıştır. Bugün Müttefikler İnchon limanına yeni ye- 1 ni takviye kvvetleri çıkarmağa i devam ediyorlar.
Taegunun şimalinde de Müttel ilkler büyük taarruza geçmişlerdir. Bu taarruz, ağır tankların himayesinde şimal lstika-otmlnde gelişmeye başlamıştır. Piyade kuvvetlerinin ilerleyişini büyük tanklar desteklemektedir.
Naktung nehri boyunca da Müttefikler taarruza geçmişlerdir.
Müttefikler, Korenln daha bazı noktalarına tâli çıkarmalar yaparak Yongdong limanını zaptetmlşlerdlr.
Amerikalılar, cenup Korenln baş şehri Seuldan 10 kilometre mesafede bulunan Klnpo hava alanına havadan kuvvetler İndirmişler vc bu mühim meydanı zapta tmlşlerdir.
Çıkarma harekâtını idare fiden başkomutan general Mc Arthur: «Asıl gayemiz düşmanın ana münakale yollarını kesmektir. Düşman daim ucuna oturmuşa benziyor. Biz bu dalı keseceğiz.» demiştir.
(Baştarafı I İnci rahltede)
komutanlar, İngiliz Büyükelçisi, elçilik vo konsolosluk mensupları ile bir İhtiram kıtası tarafından uğurlanmıştır.
Vali ve Belediye başkanı İstanbul hediyesi olarak misafirimize Olgunluk enstitüsünde hazırlanmış Türk el sanatlarının en n&dide örneklerinden bir hediye vermiştir.
na alınmamız hakkında C. H. P. hükümetlerinin yaptığı bazı teklifler de vaktiyle reddedilmişti. Onlar o zaman toptan istifa mı eltilerdi?
Bu mesele şahıslara alt değildir. Hükümetlerle İlgilidir. Esasen Atlantik paktına alınmamız keyfiyeti bizi büyük teessüre sevkedecek mahiyette olamaz.
Hele bir beklenilsin. Onlardan bize gelebilecek yeni teklifler vaki olabilir. Kaybedilmiş hiç bir şey yoktur. Bu çeşit haberleri uyduranlar mahut emellerine ulaşamıyacaklardır. Bu haberlerin asılsız olduğunu gidiniz, gazetenize tekzip ediniz. Görüyorsunuz kİ ben müteessir değil, bilâkis çok neşeliyim.»
Fuat Köprülü bu akşam An-it araya dönecektir.
Bu geceki boks karşılaşmaları
Sinemacılar ve bilimciler cemiyetinin kongresi
Yunanlı boksörlerle Elektrik boksörleri arasındaki ikinci karşılaşma, bu gece saat 21 de Spor ve Sergi sarayında yapılacaktır. 81 kiloda Yunanlı çalda-ris'in karşısına bu gece Cevdet’ İn yerini Ordu takımından Suphi Okur alacaktır.
Türkiye bu pakta girdiği tak dirde ne olacağını düşünelim.
Atlantik paktının imzasından sonra çok lâf edilmiş, heyetler ve komisyonlar kurulmuş, fakat Batı Avrupa devletleri müdafaa kuvvetlerini arttırmak için hiç bir harekete geçmemişlerdir. Bu devletler. Atlantik paktına güvenerek, müdafaalarını hep Amerikadan beklemişlerdir. Ancak Kore harbinden sonradır ki Amerikanın ısrarı üzerine bir dereceye kadar ordularını kuvvetlendirmeye karar vermişler, fakat birçok yardım şartlan ileri sürmüşlerdir. Bu şartların başında. Amerikan ve İngiliz ordularının, yeter miktarda, şimdiden batı Avrupa cephesine gelip yerleşmeleri vardır. Batı Avrupa. teşkiline karar verdiği 30 tümenle dahi kendini mü dafaa edemiyeşeğine inanıyor ve Amerikan, İngiliz ordularını peşinen istiyor.
BORSA
Sinemacılar ve flllmcller cemiyetinin senelik kongresi dün saat 11 de Sümer sinemasında yapılmıştır. Otuz dört ilyenln bulunduğu bu toplantıda Llk önce yeni nizamname okunmuş ve mütaakıben yeni idare heyeti seçilmiştir. İdare heyeti şu zevatlardan mürekkeptir: Cemil İpekçi, Kâzım Yurdakul. Cemal hakkında İyi bir intiba ya-Tekin, Franko, Cevat Oyar, Os- ratablimek İçin, gayret sarfettl-man Oöltepe, Sedat. Murakıp: I ğlni beyan etmiştir.
Naci İpekçi ve Sezai. Haysiyet | Güler Anman pazar günü divanı; Fahir İpekçi ve Nevzat; İstanbulda olacaktır.
Güzellik kıralıçemiz yarın geliyor
Türkiye güzellik
Güler Anman dün gece 21,45 te Roma radyosundan bir hitabede bulunarak İ lal yada gördüğü dostluğu belirttikten sonra Tür-
ioanbul Bonuının I5/3/I3S0 Halini
ESHAM VE TAHVİLAT % 1 FAİZLİ TAHVİLLER
Sivas • Erzurum 1 Sivas ■ Erzurum 2-1 1941 Demiryolu I
1194) Demiryolu U kirallçesl. imi Demiryolu m
lalaa l lafa» n dala» İTİ lata* IV
21 03 2Ö.4C 5028 20.—
SO3Ü
21.50
Sû 40
91 10
21.50
20 lira kazanan numaralar Son iki rakamı 147) İle nihayet bulan 5,000 numara.
10 lira kazanan numaralar
Bun iki rakamı (05, 65) le nihayet bulan 10.000 numara.
S lira kazanan numaralar
Eon rakamı (3 ve (6) ile nihayet bulan 100.000 numara.
1060 lira Teselli mükâfatı kazanan numaralar
101450 191451 191452 191454 101455 191456 101457 191458 191459 191403 191413 191423 101433 191443 191463 191473 101483 191493 191053 191153 191253 191353 191553 191653 191753 191853 191953 190453 192453 193453 194453 195453 196453 197453 198453 199453 101453 111453 131453 131453 141453 151453 161453 171453 181453 091453 29J453 391453 491453
100,000 liralık büyük İkramiyeyi kazanan 191453 numaralı bilet İzmirde satılmıştır.
Sab ah Gaz eteleri Ne Diyor ?
Beğendiniz mi olanı?
Sedat Semavi HÜRRİYET-teki bşa maka leşinde Atlantik paktına alınmamamızın üzerinde durarak şunlar» yazmaktadır:
■Demek bizim bütün ümitlerimiz bu suretle suya düşmüş oluyor. Biz kendi hesabımıza ilerisini görmesini bilmeyen Hâriciyemizin bu mu-vaffakıyetelzliğinden dolayı müteessir değiliz. Hariciye Vekilleri bizi Atlantik Paktına almamakla yalnız Türkiye yİ oyun harici etmiş olmuyorlar. aynı zamanda tehlike arifesinde Avrupa'yı da İkiye bölmüş bulunuyorlar.»

Ya o, ya bu
Nadir Nadi CÜMHURİYET-teki başmakalesinde C.H.I’. ııin harici toplantılara iştirakten kaçınmasını tr-nkld ederek
şunları yazmaktadır:
«Bana kalırsa, Halk Partisi bu gibi toplantılarda üzerine düşen temsil vazifesinden kaçınmamalıdır. Katıksız seçimlere dayanan gerçek demokrasilerde muhalefet fikirle olur. Fikrin ifade vasıtaları da belllldir': Söz ve yazı. Memlekette olduğu gibi Avrupada da Türk halk efkârı bütün renklerce ortalığa aksede bilmelidir. Küskünlük veya çeklnserllk ancak istibdat rejimlerinde mubah görülebilir (başka türlüsü ya-pılamıyacağı İçin). Kendi idare ettiği seçimlerin bugünkü neticesini sabote etmeyJ Halk Partisine yakıştırmak doğrusu insana ağır geliyor.»

D. P. lilere açık mektup
Sadem G. Savcı VATAN-
daki fıkrasında «bazı parti mensuplarının ötede beride fazla cart curt etmeleri, her işe burunlarım sokmaları, vatandaşı özen her meselenin altından boy göstermeleri; dostları ve kayırdıkları kimseler lehime resmi dairelerde nüfuzlarını sık sık vc kuvvetle kullanmaların nın halkın şikâyetini mucip olduğunu belirttikten sonra şöyle demektedir:
«Aranızda böylelerl veya bu istidatta olduklarını hissettirenler varsa onları şimdiden intibaha davet ediniz, zira bunların halkta yaratacakları antlpatinkn yalnız kendi a-k-yhierLn& degii; partilerinin de aleyhine olduğu Halk Partisinin geçirdiği tecrübe ile sabittir.»
% 1 FAİZLİ TAHVLLEH
j IMl LlemıryoJu 95.(0
Kalkınırın l 86,50
| Kalk inme n M.A0
Kalkmmz in »6 50
i UM8 tytlkran 1 kiı.)
I 1948 Ulıkrazı □ 1949 IsUkrttzl 1 96 3Û 96.40
% «3 FAİZLİ TAHVİL
ini tahvili 1İS3U
’i S FAİZLİ TAHVİLLER
19X1 Ergani 22 50
1Ü3U ikramiyen 21135
1 Milli Müdafaa İl M
Demiryolu İV »7.S0
Demiryolu V 88.50
ANADOLU DEMİRYOLU CRUPU
Tahviller A B C İH.-
Hisse senetleri % 80 2230
Mümessil senet as —
ŞİRKE3 HİSSELERİ
Merkez Bankası IH. -
Arslan Çimento İS 20
T Ticarei H-sımam » —
Ij Bankan M -
| Şark Deütrmcnclllk 23.25
1 Milli Reasürans İS —
| SARRAFLARDA ALTIN
Ean,ıu
Gulden 30 —
TOrk tıraş» 3L-
ı Starlln
, Külçe 4.81
Reşat 36 fM
! T AKVIM——
Zilhicce 3 — Hrnr İM
İnşa» Gu O9I* l.uıacı A«- yatı.
E. 9.10 11.19 5 0 9 20 12.00 1 33
V. 5.00 «.39 13.09 1O.« 19.19 Mâl
i Telefonlarımız Başmuharrir 205te
Ynz» Elen -armo - taar» ıran
1 ; M-J(1U> Artın
Tafsilâtına girmek istemediğimiz bu ruhi halet i-Çİnde, hangi Batı devleti, hangi kuvvetle ve nasıl Tür-kiyenin yardımına gelir? Türkiye, gerek ordusu, gerek coğrafya vaziyeti bakılırımdan, taahhüdünü elinden geldiği kadar yerine getirecek maddi durumdadır. Batı Avrupaya doğru bir tecavüz olursa Türkiye derhal harekete geçebilir. Fakat Türkiye tecavüze uğradığı takdirde, yardımına. Norveç mî, Hollanda mı. Belçika veya Liiksemburg mu, İtalya mı gelecek? Bu devletler, herhangi bir harbde Amerikanın gelip kendilerini müdafaa etmesini bekliyorlar. Bize yardım etmek isteseler bile, buna ne kuvvetleri kâfi dir, ne de mesafe elverişlidir.
Bundan başka, son ayların tecrübeleri gösterdi ki Atlantik paktı, birçok komite, komisyon ve meclisle-rile ağır işleyen, karar ve hareket kabiliyeti az bir makine haline getirilmiştir. Bundan kendileri de şikâyetçidir.
Atlantik paktı içinde bize yardım edebilecek kudrette üç devlet vardır: Amerika, İngiltere, Fransa. İngiltere ve Fransa ile, Atlantik paktından cok sarih ve kesin bir askeri ittifakımız var. Türkiye bir tecavüze uğ rar-a, bu iki devlet, derhal bütün kudret ve vasıtalariyle yardıma gelmeye ahden mecburdurlar. (Taahhüdün ktvmeti her andlaşmada her devlet İçin birdir,) İngiltere ve Fransa Tür ki yenin müttefikleri bulunduklarına ve bu ittifakı her fırsatta teyid ettiklerine göre, Atlantik Paktı içinde yardımından bilfiil istifade edebileceğimiz tek devlet Amerika kalıyor. E-saserı bütün Atlantik Paktının değeri, sadece Amerikanın bunu imza etmiş olmasıdır. İşte bunun içindir ki Türkiye dış siyasetinin son yıllarda başlıca kaygısı, A-merikanın, Truman doktrini ve askeri yardım vasıta-siyle Türkiyeye karşı gösterdiği yakın ve samimî anlaşmayı. karşılıklı ahdî bir vesika şekline sokmaktır.
Bunun İçin Atlantik Paktına girmemiz şart mıdır? Hiç sanmıyoruz. Bilâkis, kısaca anlattığımız sebeplerden ve son aylarda müşahede ettiğimiz hâdiselerden dolayı sanıyoruz ki Atlantik Paktı Türkiyeyi ağır taahhütlere sokar ve bizim lehimize hiç karşılığı yoktur. Atlantik Paktında, bize yardım edebilecek durumda iki devlet. İngiltere ile Fransa, bir yandan Turkiyenin eski müttefikleri, diğer taraftan Atlantik Paktı gereğince A-merikaııııı müttefikleridir. Amerikanın veregeldiği teminata ve gösterdiği ciddî alâkaya göre Amerika da Turkiyenin mânevi müttefiki sayılır. $tı halde siyasi bakımdan tamamiyle hazır bir zemin vardır: Türkiye • İngiltere - Fransa ittifakına, isterse Yunanistan da katılarak, bu Akdeniz bölge and-lasmasına her hangi bir şekilde Amerikanın iltihakı istenir.
Turkiyenin emniyeti ve Akdeniz sulhu bakımından en uygun şeklin bu olduğuna inanıyoruz. Bu suretle, daima tekrarladığımız, Avrupa emniyet sistemindeki boşluk dolar. Amerikanın iltihakına gelince, Kore harbinden sonra Amerikanın düşünceleri değişmiştir. A-merikan efkârı ve Amerika Kongresi, sulh ve emnivet bahsimle her fedakârlığa katlanan Turkiyenin bu teklifini. bugünkü şartlar içinde reddedemez. Çünkü bu tertip, bugün esasen mevcut fiilî vaziyette hiçbir değişiklik yapmıyor. Mevcut vaziyeti ahdileştiriyor. Amerika, Kore harbinden sonra girişmeye mecbur kaldığı muazzam fedakârlıklara ve karşılaştığı zorluklara rağmen, bu emniyet sistemini reddetmekte devam ederse, o zaman, dostlarımızın va aklı seliminden, vahut samimî alâka ve teminatlarından |bîz şüphe etmeye başlarız 11 bunda haklı oluruz.
Necmedtlin SADAK

İG Evlûl 1950
Sahife S
|XKŞAMafo,AKŞÂM«]
İdam cezasını da kaldırırsak...
Daima şikâyet edip duruyoruz:
— Asayiş bozuktur. Tiz, can, mal. tehlikededir. Atatürk devri, mütarekenin kargaşalığından sonra bir kati emniyet devriydi. Üçüncü Umumî Harbin doğurduğu ahlâk bozukluğunu önliye-cek kuvvetli el henüz belirmemiştir. Asayiş istiyoruz.
Fakat haksızlık etmemeli: Gazetelere akseden haydutluk, hırsızlık, kaatiliik, kız kaçırma, kadın kaçırma, bac isteme vesaire yakalanın dikkatle takib ediyorsanız. elbette tasdik edeceksiniz ki. failler boyuna yakalanmaktadır. Zabıta, vazifesinde ekseriya muvaffak oluyor.
Ancak ondan sonraki kısım zayıftır:
Adalet cihazımız da. kanun gereğince cezalar kesiyor. Fakat cezalar, göz dağı verici mahiyette değildir. Çünkü hapishane şartlan, mücrimin normal şartlarından bile umumiyetle daha rahat...
Son haberlere göre, şimdi, âdi sutlarda idam cezasının kaldırılması bahis mevzuu oluyor: Hukukçular bunu görüşüyorlarmış. Yalnız askeri ve siyasî bazı suçlarda idam cezası olsunmuş. Doğrusu: kaatillere, haydutlara pek casaret verici bir cereyan!
Hukuk mensuplarının şefkatleri. rikkatleri olduğunu biliyoruz. İnce hislerini takdir ederiz. Türk camiası da, gittikçe daha müterakki bir hukuk sistemi içine girmelidir.
O cihetler doğru olmakla beraber, ilk kaygı, bilhassa şirazesi bozulan şimdiki asayiş içinde, «cemiyeti korumak» tır. Onun için, mülâyimliği, mürebbiliği daha normal devirlere tecil ederek «göz dağı verici» bir a-dalet sistemine doğru gitmemiz münasib olur.
Şu iki beynelmilel misali biliyoruz. îngilterede ceza şiddetli olduğundan katiller azdır. Fransız jürisi, aşk cinayetlerine karşı müsamahalı olduğundan, kanlarını, kocalarını, metreslerini, â-şıklarınt öldüren Fransızlar pek çok.
Şarktaki misal de; Suudi Arabistanda Garp usulü gevşek ve göz yumucu bir muhakeme tipi varken bedeviler haydut kesilmişti, kaati-lin kafası, hırsızın eli kesilince ortalık süt liman olmuş imiş.
Bizi: «Fena terbiye edildiği için canı olan bazı insanlar. ve bazı anormalleri şefkatle korumak» fikrinden ziyade: «iyi terbiye edilmiş masumları canilerin şerrinden şiddetle korumak» fikri daha alâkadar eder.
Adalette, asrımızın ruhundan ayrılıp geri asırlara dön-mivelim. Fakat Türk cemiyetinin. Türk ananesinin, Türk ihtiyaçlarının icapları şimdiki tatbikattan bambaşka olsa gerektir. Hayâtın bin bir tecellisi, bunu ispat edip duru ver.
Şimdikini bile daha yumuşatırsak, vay halimize... öyle cürümlerle karşı karşıya bulunuyoruz ki, faillerini değil idam etmemek, vakanın arkasını soğutmadan, hemen cinayet mahallinde ibreten lissairin yoketmek lâzımdır: Nüfusumuz arasında bir fikir danışmasına girişsek, büyük bir ekseriyet böyle düşünecektir. Kanun-laı da âmme vicdanının mâ-keşidir.
Modern hukukçularımız, âmme vicdanını dinlesinler, cemiyetin ihtilaçlarına baksınlar. hükümlerini ona göre versinler.
(Vâ - Nû)
Ham kauçuk ithalâtı
Ticaret Bakanı kauçuk fabrikalarının talebini kabul etti

Ticaret ve Ekonomi Bakanlığı ile temasta bulunmak üzere An-karaya gitmiş olan şehrimizin başlıca kauçuk fabrikatörlerinden mürekkep bir heyet Istan-bula avdet etmiştir. Ankarada-kl temasları hakkında malûmatına müracaat ettiğimiz heyet âzasından bir zat. bize şunları söylemiştir:
— Ticaret ve Ekonomi Bakanı Zühtü Vellbeşe tarafından kabul edildik. Bakan, her nasılsa ithal listesine konulmamış bulunan ve fabrikalarımızın iptidai maddesini teşkil eden gümrük tarife kanununun 1947 İstatistik numarasına giren ham kauçuğun Bakanlar Kurulunun İlk içtlmaında listeye alınacağını vadetmekle beraber, hattâ hükümetin ham kauçuk stoklan tesis edeceğini ve memlekette bol miktarda kauçuk bulunmasında Bakanlığın büyük fayda mülâhaza ettiğini İfade etti.
Şurasını da ayrıca İşaret etmek isterim kİ, mevzuubahls o-lan ham kauçuk, köylümüzün çok ucuz bir flatle alıp giydiği, çarık, galoş ve çizme imaline yarayan cinsteki kauçuktur kİ kilosunda 16 kuruş gümrük resmine tabi tutulacaktır. Buna mukabil kösele sanayiimizi tasvir eden krepsolün gümrük resmi. himaye kastiyle yükseltilmiş bulunmaktadır.
Zühtü Vellbeşe’nin, dâvamızı büyük bir anlayışla kavramasından mütevellit memnuniyet ve teşekkürlerimizi bilvesile İfade etmek isterim.
Piyasada kararsızlık
İthâl eşyasının kontrolü için yeni teşkilât
Verilen malûmata göre Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı, piyasada görülen fiat başıboşluğunu önlemek maksadiyle ithâl eşyasının ftat kontrolü İçin yeni bir teşkilât yapmağa karar vermiştir. Fakat yeni teşkilât, eskiden kurulup muvaffak olamı-yan fiat murakabe komisyonlarının zihniyetine apayrı bir anlayışla kurulacak, bu iş, ticaret odalarının meslek heyetlerine verilecektir. Böylece belli başlı ithâl maddeleri gruplara ayrılacak, her grüpun fiat kontrol uyla bir komite meşgul olacaktır1.
Muhtelif illerde, bu arada îs-tanbulda bu hususta çalışmalara başlanmıştır.
Diğer taraftan bölge ticaret müdürlükleri de kendi zaviyelerinden fiat kontrollerine devam edecekler, bu maksatla bazı teşkilât takviye edilecektir.
Dr. Schöne İzmire gitti
Evvelki akşam Almatiyadan şehrimize gelen Alman dış ticaret dairesi İkinci başkanı Dr. Kurt Schöne dün sabah uçakla İzmire gitmiştir.
İstanbulda kaldığı müddetçe İstanbul ticaret ve sanayi odasının misafiri olan ikinci başkan, tzmlrde fuarı gezecektir.
Diğer taraftan. Türk-Alman ticaret anlaşmasının hazırlanmasında çok müsbet faaliyeti görülen Dr. Kurt Schöne’nin İstanbul ve İzmir tüccarlarıyla da görüşmelerde bulunacağı belirtil inektedir.
Heybeliada kupası yüzme yarışları
İstanbul telefon başmüdürü
Bir müddettenberi P. T. T. İstanbul bölge müdürlüğünde bulunan Tc'vflk Dinçel İstanbul telefon başmüdürlüğüne tâyin edilmiş Ve yeni vazifesine başlamıştır.
Eski başmüdür Ziya Epçim de telefon İşletme amirliğine tâyin Iflilın tir.
AKŞAM
Cumhurbaşkanı, Meclîs Reisi ve Mîllî Savunma Bakanı geçit rasminl takip ediyorlar
Yedek su bulundurmalı
Vali ve belediye reisi bunu tavsiye ediyor
Su şebekesinde vukua gelen son ânza üzerine vali ve bele diye başkanı alâkalılarla bir toplantı yapmış Ve muhtemel arızalar üzerinde ehemmiyetle durulmasını İsteyerek şebekenin devamlı surette gözden geçirilmesine karar verilmiştir. Bunun üzerine su mühendisleri dünden itibaren mevcut şebeke üzerinde taramaya başlamışlardır.
Dün kendisiyle görüştüğümüz vali ve belediye başkanı profesör Gökay yeni şebekenin bu senenin sonuna kadar muhakkak tamamlanacağını söyleyerek demiştir kİ:
— Muhtelif vesilelerle evvelce de söylediğim gibi mevcut su şebekesi çok yıpranmış bir vaziyettedir ve İhtiyat deposu gayet mahduttur. Bu itibarla her vakit ânza yapabilir. Binaenaleyh her vatandaşın evinde daimi surette yedek su bulundurmasını ısrarla rica ediyorum.
Ânza vuku bulduğu zaman da süratle tamiri için sular İdaresine sıkı emirler verdim. Yeni galeri tamamlanıncaya kadar mevcut şebekenin ânza yapacağını unutmamalıdır. Bunu saklamakta fayda olmadığı gibi hec ânza vukuunda da ayni feryadın tekrarında bir fayda yoktur.
Yeni su galerisi bu yıl başına kadar bitecektir. Önümüzdeki hafta yeni galerinin yapılışını gidi5 göreceğim.
Ankara vapuru
Denizyollan idaresinin «Ankara» vapuru bugün saat 12 de Batı Akdeniz hattı seferine çıkacaktır snniD İSTANBUL RADYOSU
12,57
13,ÖÖ
13.13
13.15
14.00
14,30
M. 40
15.15
15.45 I 116.00
116.15
116.30
117 00
17.30
18. JO 1815
16 >5
1I1.W
19,15
KTİNBUL HAYATI
özür ve kabahat
Et, yağ, sebze, ekmek biatleri ucuzlar; lokantacı, gazinocu hemşerilerimiz feryadı basarlar:
« Zarar ediyoruz. Tarifelerimizi yükseltmek lâzım.»
Gaye, yiyecek fiatlerinde-ki ucuzluğa muvazi olarak tarifelerinde tenzilât yapılmasını önlemektir.
Hükümet şeker fiatini indirir; muhallebici ve bilmem neci hemşeriler avaz avaz haykırırlar:
« Zarar ediyoruz. Tarifelerimizi yükseltiniz.»
Gene aynı paye. Tarifeler şekerin yeni fıatine göre .a-y arlanma sın: şekeri ucuz alsınlar, fakat mem illerini eski fiat üzerinden satsınlar.
Bu teranelerle esnaf gruplan belediyenin eşiklerini aşındırır dururlar. Halbuki
telâşları bir gösterişten ibarettir. Zira tarifelerde bele-
diye tarafından bir değîşik-LL
lik yapılsa bile, tatbikat-f**) ta onlar gene kendi keyifle^ rince hareket ederler, fiat ' DÇSJ diri’dikçe yiyeceklerin porsı^_ yonunu küçültürler. O
Bu defa dâva vı kökündenq halletmek hevesine düşmüş-0 1« r. tarifelerin tamamile kabs ihrılması, fiatlerin serbes bı-t.
rakılması için belediyeye başCD vurmuşlar. >
İşe başladığı günden bertti) hayat pahalıİığiyle mücade-p le sahasında azamî titizlikle—
çalışan vali ve belediye reisi Gökay, bu yersiz. münase-Q betsiz isteğe pek tabii olarak^ red cevabı vermiş.
Gel gelelim, belediye dat*i mî encümeni dâvayı ehem-2? mivetle ele almış, incelemek-yapmış ve tarifelerin kaldı(J) rıtmasına. satıs fiatlerinin serbes bırakılmasına karar
noksanlar tamamlanacak
Heybeliada Demokrat Parti bucağının 16/9/950 cumartesi günü saat 15.30 da Heybeli j plajında 3 katagorl üzerinde ya-] bikatta aksayan cihetleri tâdil pacağı yüzme yarışları İçin bütün lisanslı ve llsanssız yüzücüleri davet eder.
İş Bakanlığı. İş mevzuatındaki noksanlan tamamlamak ve tat-I--------- -------------- .
ederek gereken yeni hükümleri ilâveye karar vermiştir.
Çimento .ithalâtı
Dün limanımıza bir Amerikan şilebi gelmiş ve külliyetli miktarda çimento getirmiştir. Bu suretle son günlerde artan çimento ithalâtı bu hafta da aynı seviyeyi muhafaza etmiş olmaktadır.
Bu maksatla şehrimizdeki iş
verenlerle düğer alâkalıların mütalâasına müracaat edilmeğe başlanmıştır. Bakanlık bu hususta hazırladığı tamimleri İş verenlere dağıtmaktadır. Cevaplar kısa zamanda Ankaraya gönderilecek ve bunlara göre icabeden tasarılar hazırlanarak
i^eçlLse sevkedileçektlr.
Şehrin muhtelif yerlerine barometreler konacak
Dün bir firma belediyeye müracaat ederek şehrin muhtelif yerlerine, hava değişmelerini gös teren büyük barometrelerle hava tarassut sütunları yapmak İstediğini bildirmiştir.
Firma ayrıca, beş yere bunları parasız olarak koyacağım da söylemiştir.
Belediye bu müracaatı kabul etmiş ve İmâr müdürlüğüne talimat vererek merkezlerin kurulacağı münasip yerlerin tes-bltlnl İstemiştir,
1J20
20.»
20.15
2030
20.30
21.00
31.45
33.S0
122.45
23.00
23.15
23.30
Sağlık ko iaresindeki delegeler gittiler
Dünya sağl k teşkilâtının şehrimizde tertip ettiği sağlık kongresinin sona erdiğini yazmıştık.
11 memleketten 82 delegenin İştirak ettl’t kongrenin sona ermesine -.ağmen bir kısım delegeler şehrimizde bir kaç gün daha kalmışlardı. Son kafile de dün memleketimizden ayrılmıştır.
Giden kafiledeki doktorlar:
— Türkiyede herkes bizimle meşgi'l oldu. Bu yakın alâkayı hiç bir zaman unutmıyocağız. Çok İyi İntibalarla ayrılıyoruz, demişlerdir.
Diğer taraftan gelecek sene kongrenin İranda yapılacağı söylenmektedir.
12.28 1230 >2.30 13.00
13.15 1330
13.45
14.00
14,59 15,00
16.58 17.00 18,00
18.30 19,00
19.15
19.20
19.45
20.00
20.15
20.30
20.35
21.15
21,35
22,00
22.15
23,45 23,00 [23.30
ĞJl» s* sluan program»
Açılış ve programlar. Haberler.
Dans oıüzi£ı Pl
Küme Sazdan sar eserleri, ve 0-yun hav.nları.
Radyo sa’ >n orkestrası konseri.
Şarkılar Okuyan: Ahmet Üstün
Dans milliği Pl.
Karad.nlz t Ürk illeri Okuyan ve çalan Hısan Sözerl
Car şarkıları ve Türkçe tangolar Söyleyen- Behçet Ölmcz-
Ke-.rîîk hatif müzik FL
Ssr eserleri.
Dans orkestraları geçidi Pl.
HeıtelcSr Neveser KAkdes'In e-sei'Icrinden mürekkep özel program. Okuyan: Mı mili Mukad-
Kayıp mektupları.
Gcnçer ve arkadaşlarından dans mitrigl.
Kİ isi Is sar eserleri.
Haberler.
İstanbul haberleri.
Hanımlar fasıl heyetinden şarkılar.
Dans mllilfil PJ. Radyo Gazetesi.
Necatı Batara saz topluluiun-dan oyun havaları.
Üniversite Postası.
Dinleyici İstekleri (Hnftf balı mürlğl)
Özel şarkılar programı
Şehirde Bu Hatta. Hazırla yan; Orhan Bora.
Haberler.
Akordeon hatif melodiler. Çalan: Dofinn Dölcel.
Hafit müzik Pl. Dans millisi Pl. Programlar ve kapanıj.
ANKARA RADYOSU
Öğle v» oksam programı Açılı} ve program.
M S. Ayarı
Hafif Orkestra eserleri. Haberler
Klâsik saz eserleri.
Öğle gazetest Şarkılar. Okuyan: Salma Sinan Elgar - Si Minör keman konçertosu Pl.
Spor Haberleri-
Kayıp mektupları, hava raporu. Akyam program» vo kapantı. Açılış Ve program.
Çocuk saati.
M. S. ayarı ve dana parçaları PL
Şarkılar. Okuyan. Sabite Tur. M. S. ayarı ve Habcrlor, Tarihten Bir Yaprak.
Yurttan sesler
Radyo ilo İngilizce.
Varyete müzikleri PL 1 -
Radyo Gazetesi.
Serbes saat.
İncesaz (Mahur faslı). Okuyanlar: Melâhat Fan. MOıehher Ollyer. Muzaffer Btrtan. titrem GUyer. —
Salon orkestrasında n klâsik parçalar Pl.
Sevilen sesler PL
Konuşma.
Şarkılar. Okuyanlar: n«d|fe Erten. Muzaffer İl İcar. Melâhat Pars. Sıdıka Çan darlı.
M- 8. ayarı vs Haberler.
Dans milliği Pl. Program ve kapanı*.
vermiş.
«Özrü kabahatinden büyük» diye bir söz vardır. Encümen, bu kararının esbabı nıucibesinde. norma] devir avdet ettiği için lokanta, gazino ve emsali yerlerde sınıf farklarının, tarife tahditlerinin kaldırılması ve bu suretle serbes rekabete yol a-cılması icap ettiğini bîldiri-
yormuş.
Demek ki biz normal devre girmişiz. Yani geçim şartları 1938 yılındaki hale gelmiş vevahut İstanbul halkının hayat seviyesi refah derecesine yükselmiş ve esnafı bası bos bırakmak zarureti hâsıl olmuş. Kısacası, her is bitmiş, sıra leğen örtüsüne gelmiş!
Ya şu serbes rekabet naza rivesıne ne buyurulur? Tarife denilen şey. satışın âzami fiatini tahdit eder. Bir-hirleriJe rekabete girişmek isti,yen esnaf, dilediği kadar ucuz fiatle satış yapmakta serbestir. Birinci sınıf lokan ta sahibi üçüncü sınıf fiat! üzerinden yemek verirse buna kimse karışmaz.
Şehre karşı bu kadar kayıtsız, hemşerilerin yasayiş durumuna karşı bu derece bigâne zevattan müteşekkil bir encümenin yıllardan beri en nazik şehir işlerini idare etmesi cidden bir garabet eseridir.
Bereket versin, vilâyet idare heveti, encümenin bu garip kararını iptal etmiş, bayram üstü halkın soyulmasına meydan vermemiş.
Cemal REFİK
Ücuz evler teklif müddeti
Belediyece yapılacak ucuz evler İçin açılan teklif müddeti IS eylülde saat 17 de sına erecektir. Bu müddetin uzatıldığına dair çıkarılan şayiaların aslı olmadığından alâkalıların, tekliflerini bu müddet zarfında yapmaları İcap etmektedir.
Hamamlarda elektrikle işleyen çamaşır makineleri bulunacak
tstanbuldakl bütün hamamların elektrikle işleyen çamaştt maklnelerlle teçhiz edilmesin» karar verilmiştir. Belediye bu hususta hamamcılar cemiyetli* de mutabık kalmıştır.
Hamamlar bu makineleri pay derpey tedarik edecekler ve pe| temal ve havluların, bu makinelerde yıkanarak mü?terllere temiz bir şekilde verilmesini temin edeceklerdir.
AKŞAM
16 Eylül 1950
Sahile 4
İşıklar beldesi Paris iki bininci yılını kutluyor
Tanınmış Fransız tarihçisi Mousset’in bir makalesi
Bugünkü Türkiye
Bu nen» Parla. kural uşunufl M daha doğrusu tarihte tecelli etmesinin İH binlnai yıldönümünü kutluyor.
Mazisinin ea İdi iği tacının en kıymetli cevherini teşkil etmektedir.
ParLsln kuvvcl cazibeli ve şöhretinin, Franaanın siyasi kudretinin bir «Jul olduğunu «anne» deıılcr aldanm aktadılar. Onun itibarı daha «it v# yüksek bir mahiyet taşımaktadır.
On dördüncü asırda, Fransa tarihinin en kara günlerini yaladığı bir devirde, bir ecnebi yasan şu »özleri söylemişti'. «Paris, bir İkinci Roma kabilinden, cihanşümul bir payitahttır.» Keza, Fransız edebiyat, lisan ve estetiğinin dünyada en hâkim bir vaziyette bulundukları zaman. Fransanın gerek Avrupa kıtasında, gerek denizaşırı müstemlekelerinde İnkırazının başlangıcı olan XV inci Louts'nln devri saltanatına te-»adilt eder.
ParlsJn şerefini yapan sırf eskilimi, yahut tarihi abideleri değildir. İtibarının sim daha manevi bir mahiyet taşır. Başka hiç bir başkent milli dehanın o kadar mükemmel bir terkibini teşkil etmez. Parİ3, Fransız zekâsı. mantığı. İdraki ve vicdanının en sadık bir aynasıdır. Ortaçağda, Balnt Loula onu garbi hıristlyanlıgm merkezi, bir nevt kûbesl haline sokmuştur.
XVIII İnci asırda, büyük İhtilâli hazırlayan münevver ■umreye istikametini veren merkez Paris olmuştur. Liberalizm devrinde, ona ışıklar beldesi namı verilmiştir.
Rejans devrindeki Paris salonlarının namdar filozoflarından olan Duclos'nun dediği gibi «Barisin dehası Fransız deha-nnın en mükemmel ve rnklk (eklidir.*
Parlsin ruhu, bir nükteli sön, bir muziplik, bir şarkı ve baran da bir ihtilâlden İbarettir. Paul vaMryye nazaran, Paris Fransanın mahalli hususiyetlerini muvazeneli ve ahenkli bir lehlide terkip ve temsil etmektedir.
Hâlen dünyanın, İçinde yaşadığı müsamahasızlık iklimi karşısında, Fransız kültürünün esası olan serbest münakaşa ruhu daha büyük bir kıymetkes-beimektedlr.
Cemiyet hayatı ve serbest münakaşa zihniyeti 18 İnci asırda Pariste İnkişaf etmiştir. Bugün milletlerarası anlayıştan bahsedilmektedir. Bu anlayışın en mükemmel şekli Votİair-, Mon-tesdtıleu, Helvetlus, d'Holbach, Franklln, Madame de Staâl gibi meşahlrin hazır bulundukları bu salonlarda mevcuttu.
Bu hususta, Kırai It inci Frâ-dfrlcln. kardeşi olan Prusya prensinin şu sözleri gayet manidardır: «Hayatımın yarısı Pa-risin hasretlle geçli. Diğer yansı onun hatır as İle geçecektir.* Paris sosyetesinin ecnebilere karşı gösterdiği hüsnü kabul bu
fahrin, diğer bir hususiyetini teşkil »der.
Franklln «tngllterede bir ka-«tınft karşı gösterilen hürmet ve neıakettn aynı Pariste ecnebl-ltre gösterilmektedir» demişti.
Diğer taraftan, meşhur ma-«raperert Casanova «Davetli olarak bulunduğum bir baloda ecnebi olmak sıfatı beni birinci mevkie yükseltmiştir. Ecnebiler böyle bir imtiyaza yalnız Fran-»ada nail olmaktadırlar» sözlerini yazmıştır
Filozof Davld Hume ise «Pa-rtste bir tizim havası teneffüs ediyorum, bir çiçek tarlası üzerinde yürüyorum» diye söylemiştir. Bu hal kosmopolltliğin en necip mânasını taşımaktadır.
Fransa, Avrupamn dimağı olmuş ve edebiyatı diğer memleketlerin edebiyatlarına tefavvuk etmiş İse, bu yüksek mevkii işgal edebilmiş olmasını kültürünün cihan şümul mahiyetine borçlu ve milletlerarası efkâr teatisi ocakları mertebesinde bulunan Paris salonlarına medyundur.
Fransız zovkl »eliminin cihanda yayılmasının diğer bir sebebi, Pariste yetişmiş olan sanatkârların yabancı memleket-lerdc İspatı vücut etmeleridir. Bu sanatkârların bazıları Okyanusları aşarak. Fransız sanatını en uzak diyarlara kadar götürmüşlerdir.
Hallet. Mangtn, Ramâc gibi mimarlar ve heykeltıraş Houdon şimali Amerikaya, J. B. Debret, Nlcolas ve Auguste Tannay gibi ressam ve heykeltraşlar cenubi Amerlkaya gitmişler ve oralarda yerleşmişlerdir. Bilâhare, devam eden bu «temaslar» mütekabil bir anlayış ve müşterek bir zevki «elim ve kültür ananesi yaratmışlardır.
Orta çağda, Paris üniversitesi Occam ve Duns Scot. Albert le Orand ve Thomas d’Aquln gibi hırlstlyan âleminin en meşhur mütefekkirlerini celbetmlştl.
Bu suretle, milletlerarası bir fikir cereyanı o zaman bir hakikat olmuştu. Bu asırdlde ve şanlı ananeye sadık kalan Parts belediyesi bugün milletlerarası bir san‘at ve kültür beldesi kurmaktadır.
Albert MOÜSSET
Bir talebemizin Amerikada yaptığı konuşma
Amerikada Va-şlugton ÛJiİver-■ltealnde balıkçılık tahsili yapmakta olan Fuat Turancıol, şehrin tanırım iş toplanma yerlerinden biri olan La Con-
nar Rotay kulü-Fuat Turancıol binde Türkiye hakkında kısa bir hitabede bulunmuştur. Memleketimizin A-merlkada tanınmasında yardımı olan bu konuşmayı Puget Souna Mail gazetesi şöyle yazıyor:
Bugünkü Türkiye, tarihinin en demokratik devirlerini yaşıyor. Turancıol'un söylediğine göre, Tiirklyedekl çalışma durumu günden güne gelişmekte ve Amerika İle yapılacak ticarete yeni zeminler hazırlanmak tadır. Türkiye en çok makineye muhtaçtır. Bu da Türkiyenin kendi kendisine makine imal edebilmesi için zaruridir.
Osmanîı İmparatorluğundan Cumhuriyet hükümetine miras kalan borçlar 1930 yılına kadar ödenmiş, ve bu tarihten sonra gerek ziraatte gerekse ekonomik sahada mühim gelişmeler kaydedilmiştir.
Ticaret Bakanlığında bir azil
Ankara 15 (Akşam) — Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı küçük sanatlar umum müdürlüğü şube müdürlerinden olup hâlen Fransada bulunan Muvaffak Şeref, görülen lüzum üzerine Bakaknlık emrine alınmıştır.
Zayi — Samsun nüfus memurluğundan aldığım ve içinde askerlik muamelelerim yazılı kimlik cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Milmln oğlu Mümin Eenjan 1333 doğumlu
BEYAZLI KADIN
Aşk ve macera romanı
Yazan: w. W. Golün» Tercüme eden: (Vâ-NÛ)
______^TeIrLka No. 48
İde bir sükûnla zordu. Bonn, davranıp onun yanına gitti.
Posta torbasına doğru yürüdüm. Mektubumu oradan alıp mühürlemek aklıma gelmişti. Zarfı elimde evirdim çevirdim; ancak yarım yamalak kapanmış bulunduğunu farkettlm. A-eaba İyi zamklamamış mıyım? Yoksa, yoksa...
Hayır, bu derece IşkUli olmağa, âlemin namusundan şüphe-lenmeğö hakkım yok. Fakat yl-n» de, bundan sonra, bir İhtiyat tedbiri yerine İKİ İhtiyat tedbiri almağa karar verdim. Kontla aramı bozmıysıcaktım, yarın ki haberci gelince de. bütün dik katimi aleste tutacaktım.
VI
STemmuz 'Mabaad)
Afcjam yemeğinde, Kont, her
Genel nüfus sayımı hazırlıkları
il sayım komisyonu başkanı sayımın nasıl yapılacağını anlattı
n Ekimde yapılacak olan genel nüfus sayımı hazırlıkları devam etmektedir. Dûn 11 sayım komitesinde bir toplantı yapılarak sayım günü gazetecilerin ne şekilde çalışacakları görüşülmüştür. Bu münasebetle «ayımın nasıl yapılacağı hakkında İzahat veren komisyon başkanı Zühtü Çubukçuoğlu sayımın vergi ve askerlik lşleril» hiç bir alâkası olmıyacağı noktasında ısrar ettikten «onar şöyle demiştir:
islanbulda sayım hazırlıklarını bitirmek üzere bulunuyoruz. İstanbul şehri sınırlan İçinde dokuz bin sayım bölgesi ayrılmıştır.
İstatistik genel müdürlüğünün tertip ettiği sorular bıı defa biraz daha genişletilmiş olduğu İçin sayım memurlarının yetiştirilmesi lâzımdır. Bunun için de yetiştiriciler İçin bir kurs açılması takarrür etmiştir. Kurs 28 Eylül de açılacak ve 3-5 gün sürecektir. Burada yetiştirilecek memurlar sayım memurlarına vazifelerinin esaslarını ve soruların mahiyetini öğreteceklerdir.
Halkan sorulara tam ve doğru cevap vermelerini «ağlamak için sorulara verilecek cevaplar hakkında plâklar doldurtulacak ve bu plâklar zaman saman radyo İle dlnletllecektlr.
Bayım ve denetleme memurluğu vnrifelerlle onbeş bin kadar memurun çalıştırılacağı anlaşılmaktadır.
Sayım günü halkın sokağa çıkmasına izin verllmiyeceğH cihetle zaruri yiyecek İhtiyaçlarını bir gün evvelden tedarik edebilmeleri imkânnu hazırlamakla da meşgulüz. Ün değirmenlerinin faaliyeti arttırılacak, fırınların geçen sayımlarda olduğu gibi blrgün sonraki ekmek İhtiyacını karşılamak için sayımdan bir gün evvel fazla miktarda ekmek çıkarmaları esbabının teminine gayret olunmaktadır.
Denizdeki nüfusun sayımı İçin ayrıca hususi tertibat almaktayız. ölüm, doğum vakalarında yardım etmek Üzere yer yer sağlık ekipleri teşkil olunacaktır.
Çalışmalarımızın bu ayın sonunda tamamlanacağını ümit ediyorum.
fintibes filim festivalini Tiirk filimleri
Basın ve yayın umum müdürlüğünün gönderdiği beş filim alâka uyandıramadı
Bütçenin takriben % 70 i Milli Savunmaya gitmektedir. Türkiye Amerikadan askeri yardım görmekteyse de bu yardım Rus tehlikesini önleyecek kadar mühim değildir. Harbden sonra Ruslar Boğazların kontrolünü talep etmişlerse de Türklerln azmi buna mâni olmuştur,
Türklyede nüfusun ancak % 30 u mekteplere devam etmektedir. Fakat mektep sistem- ; leri günden güne gelişmektedir. Tabii bu para ve zaman meşe-' leşidir. İlkokuldan üniversiteye1 kadar tahsil meccanidir. Türklyede ordu aynı zamanda bir mektep vazifesi görmektedir. Çünkü orduya okuma yazma bilmeden gelen erat, okumayı mükemmel olarak öğrendikten sonra orduyu terketnjektedlr.
Türkiyede tam bir dini hürriyet hâkimdir. 1923 te Atatürk devletin başına geçince din işlerini devlet İşlerinden kati bir şekilde ayırmıştır.
Bundan sonra XIV asırdan-beri Türklyenln kısa bir tarihçesini yapan Turancıol, Türklerini şeref dolu fetihlerinden bahsetmiş, ve Türk fatihlerini Romalılardan şöyle ayırmıştır: Romalılar kendi halkına köle muameleleri yaptılar. Fakat Tûrkler fethettiği yerlerdeki halka kendi ordu ve hükümetlerinde faal rol alabilmeleri için 1 azanı! kolaylığı gösterdiler.; Hattâ ırk ve din gözetllmeksl-zln, muhtelif yerlerde kabiliyeti İle temayüz eden gençler toplanarak, daha faydalı İşlerde kullanıldı.
Bugün tamamen demokratik | bir rejimin hâkim olduğu Tür-Idyede Tûrkler evvelâ kendilerine, sonra dünyanın diğer memleketlerine yardım etmek niyetindedirler.
TSYATROSU AÇILIYOR
21 Eylül Perşembe akşamı saat 20.45 de
BÜYÜK GALA MÜSAMERESİ
UÇ GÜVERCİN
Operet 4 perde
Eser: SZİGLİGETİ Müzik: KALMAN ve BKAHM8 Türkçcsl: ESAT N. ERENDOR
DİKKAT: Fiyatlarda değişiklik yoktan Gişeler bergiin saat 11 den İtibaren açıktır. Tel: 49369.
kl
Bir Elen ses sanatkârı
Matmazel Rubl
fPOMPEÎNlN SON GÜNLERİ
Sanat dostları cemiyeti kongresi
Sanat dostlan cemiyetinin umumi heyeti 21 Eylül 1050 saat 15 de Topkapı sarayı müzesinde toplanacak ve yeni İdare heyeti seçilecektir.
Bundan sonra âzalar müzenin harem dairesini ziyaret edeceklerdir.
Bir müddettcnberl şehrimizde bulunan Elen ses sanatkârlarından matmazel Bubi, Taksim Belediye gazinosundaki seanslarına büyük bir başarı İle devam etmektedir, Matmazel Rubi, bilhassa kadife gibi sesiyle söylediği Yunan danş parçalarlle temayüz etmektedir.
S POMPEİNİN *8 SON GÜNLERİ J
TEŞEKKÜR
Merhum eşim Rüştü Aylan’ın. uzun müddet yatarak tedavi gördüğü Amiral Bristol hastanesinin kıymetli ve hazık mütehassıs, asistan ve doktorlarına ve şefkatli ve candan alâkalarlle büyük yardımlarını esirgemeyen, hemşirelerine âlenen teşekkürü bir borç bilir, bu hususta sayın, gazetenizin tavassutunu rica ederim.
Eşi: Leylâ Aylan
zamanki gibi pırıl pırıl pırıldadı. Hareketli gençliğinin maceralarını ve seyahatlerini anlatarak bizi pek eğlendirdi. Üç kadın da onun tesiri altında kal iniştik. Kadınlar, bir erkeğin aşkına mukavemet ederler; şöh retlne, parasına, her şeyine mu kavemet ederler; fakat kendileriyle |yl konuşmasını bildi miydi, İşte buna mağlûp olurlar.
Akşam yemeğinden sonra. Kont, kütüphane odasına girdi. Laura da parkta biraz gezmeği teklif etti. Bayan Fosco, sigara saracağını ileri sürerek özür diledi. Kocası, yalnız onun sardığı sigaraları içermiş; ve stok bitmiş.
Bu suretle İki kardeş parka çıktık. Hava boğucuydu. Çiçekler soluyordu. Toprak Kurumuş tu. Güneş, hareketsiz büyük a-
ğaçlarıa ardından bakmaktay-dL
— Ne tarafa gidiyoruz? — diye sordum.
— Göle doğru, abla! Söğütler, kum. çam ağaçları orada ne kadar güzel] Manzara bana LimmerLdge'l hatırlatıyor.
Hangara doğru yürüdük. Çırada hava daha az boğucuydu; memnuniyetle oturduk. Gölün üzerinde, beyaz, alçak bulut tabakaları asılıydı. Karşı koruluğun doruk kısmı, bulutlar üzerinde yürüyen sihirli bir ormanı hatırlatıyordu.
Sükûtu mutlaktı, hiç yaprak oynamıyor, kuş ötmüyor, kurbağa vakvaklamıyor.
Laura düşünceli:
— Burası çok hüzün veriyor. — fakat, yalnız burada haşhaşa bulunduğumuza kanaat getirebiliriz. İzdivaç hayatımın iç yüzünü, sana anlatmağı vadet-mlşttoı abla. Bu, benim senden gizlediğim İlk ve son sır olacaktır. Fakat, sen de beni haklı gör mellsln. Çünkü, bir kadının, ha yatını verdiği hr erkeği buna en az lâyık şahsiyet telâkki etmesi cidden fecidir. Eğer evlenmiş olsaydın ve izdivacından me-
sut olsaydın, ne demek İstediğimi daha iyi anlıyacaktın, abla,
Elini şefkatle tuttum.
’ — Ablacığım! Sen kaç defa kendi fıkaralığınla alay etmlş-slndLr, Ve benim zenginliğimden dolayı memnunluğunu an-latrruşsındır. Halbuki o fukaralığı takdis bile etmelisin. Çünkü onun sayesinde hür kalabiliyorsun. Benim başıma gelen felâket, sırf senin fıkaralığm yüzünden senin başına gelmiyor. İzdivacımdan inkisara uğradığımı sana söylemem seni üzmesin, abla. Bir gün. Roma'da, ata binip Cecilla Metalla'nın kabrini ziyarete gittik. Hava güzel ve bulutlsuzdu. tik Çağın harabeleri pek azametli görünüyorlardı.
Vaktiyle bir kocanın kaybettiği diktirilmiş bu âbide, Lorda karşı beni daha mülâylm bir hole soktu.
«Heyecanla sordum:
(— Perclval! Eğer ölecek olsam sen de benim için böyle bir kabir inşa ettirir miydin? İzdivacımızdan evvel beni büyük bir şefkat ve muhabbetle sevdiğini söylüyordun. Fakat şimdi...
«Sustum. Çünkü, beni dinlemediğini farkermiştim Gözyaşlarını: gizlemek İçin vualetlml İndirdim. Çünkü yaşlarım, flitinde olmaksızın yanaklarım-dan akıyordu.
«Zannederim sualimi işitmedi. Fakat ata binmem İçin yardım ederken, alaycı bir edâ ile dedi kİ:
«— Eğer »cnin için bir mezar yaptıracak olursam, bu, senin paranla yapılacaktır. Acaba. Cecilla kendi kabrinin parasını kendi mİ verdi, diye düşünüyorum.
«Cevap veremedim. Yüreğim kabarmıştı. Yavaş yavaş ağlıyordum.
«— Siz kadınlar hep aynı mahlûklarsınız. İlle kompliman yapmam lâzım. Eh, pekâlâ bu sabah ruhi hâletlm yernide... Komplimanı yapmışım «ay olsun bitsin.
«Acaba erkekler, ne derece fenalık lşleyebilecekltrlnl düşünebiliyorlar mî Yaşlarım ak- I maz oldu, kalbım katılaştı. O günden itibaren, ablacığım, Hartriglıt’ı düşünmekten artık kendimi alamaz oldum. Onun
Fransa'nın Antlbe» şehrinden aldığımı» şu mektubu aynen neşrediyoruz:
(Antlbee) Fransa Rivlyera sında «Connes» ve «Nice» şehirleri arannda ve meşhur plâj şehri «Juan-les-Plns> Jo-anlepenin hemen yanı başında yazlık bir küçük şehirdir. Bütün Rivlyera şehirlerinde olduğu gibi bu şehrin İdarecileri de türlü türlü eğlenceler tertibi ile daim! alâkayı üzerlerine çekmek ve bilhassa turistleri eğlendirmek İsterler. İşte bu fikirle olacak ki bir de ftLUn festivali tertip etmişlerdir. Kendisine on kilometre mesafedeki Connes şehri muazzam bir filim sarayı yaparak «enelerden-berl beynelmilel mahiyette filim festivalleri tertip ederken Antlbes şehrinin de aynı teşebbüse girmesi her şeyden evvel bir cesaret meselesidir. Böyle olmakla beraber bu teşebbüste gereği kadar lıazırlanılmadığı ve her türlü propaganda ve reklâmın İhmal edildiği ve neticede de bu festivalin büyük bir alâka çekemediği görülmüştür.
Mahalli gazetelerin günlük haberleri arasına sıkışmış küçük bLr program gördüm. 8 eylül cuma günü saat 10 da Pal-marlum sinemasında Hindu ve Türk dokûmanter Alimlerinin gösterileceği haberini okuyunca o günü Lsml geçen sinemaya gittim. Henüz saat ona gelmemişti. Güzelce bir sinema binası olan burası bomboştu. Sinema memurlarından İki kadın ve bir de genç kapıda oturuyorlardı. Sinema binasının dışında, antresinde ve İçinde filim festivaline dair hiç bir işaret olmadığı gibi o gün bu festivale alt hangi mimlerin gösterileceğine dair de hiç bir kayıt yoktu. Vakit fena seçilmişti diyemem, zira bu mevsimlerde ve bu gibi plâj şehirlerinde belki en münasip zaman öğleden evvel saat ondu.
Seansın kaçta başlıyacağını sordum. Henüz filimler gelme-dL Belki saat, on buçukta başlar dediler. Zamanla çoluk çocuk beş on kişi kadar olduk. Fakat mimlerin başlıyacağına dair henüz bir alâmet görülmüyordu. Dışarı çıktım ve tekrar malûmat aradım. Filimler daha gelmedi mİ diye sordum. Cevaben «Filimler geldi, fakat Türk Alimlerinde hiç bir İşaret yok. kimse de bir talimat vermedi Telefonla talimat İstiyoruz, Alimlerin başı sonu, sırası belli değlL» dediler. Ben de eğer mümkün olursa belki kendilerine yardım edebileceğimi söyledim.
«Antlbes te bir Türk, doğrusu bir muclzel» diye sevindiler. Projeksiyon kısınma ’ çıktım. Basın ve Yayın umum müdürlüğünün gönderdiği beş Alim varmış. Gördüğüm bir kutunun kapağında muntazam numara ve İşaretlerle muhteviyatı İzah eden kayıtlar vardı. Fakat en son nerede gösterilmiş İse filimler kutularından çıkarılmış ve bazılan da gösterildikten sonra tekrar geriye sarılmamış. Yani bir kısmı baş, bir kısmı son. Ne İse kendilerine bir miktar İrşatta bulunabildim. Bu suretle aşağıya beş dakikaya kadar başlanacağı bildirildi- Bu arada saat de on bire yaklaşmıştı. Giriş bedava olan sinemaya. gelenlerin bir kısmı gitmiş yerlerine bir kaç çocuk daha gelmişti. Sinemacılar ve men suplarının da Uâveslle seyircilerin yekûnu on beşi bölmüştü.
Nihayet ziller çaldı, ışıklar söndü. Ben de merakla koltuğuma yaslandım, projeksiyon başladı, Bir de ne göreyim: Perdede bir Bulgar filmi, mevzu kuduzla mücadele. Dişimizi sıkıp seyrettik.
Pastör İle boşlayıp Partör İle biten ve baştan aşağı Fransızca İzahlı olan bu Alim oldukça da enteresan ve İyi tertip edlJ-miştt. Program harici bu filimden sonra Türk Alimlerini beklerken bir Bulgar İlimi daha gösterilmeğe başlandı Bulgari? tanda hava rasat istasyonlarına alt bir filim. Karlı ücra dağ tepelerine varıncaya kadar Bulgarların hava istasyonlarında ne kadar büyük bir İtina ile çalıştıklarını gösteriyordu. Bu filim de bitti, nihayet perdede Basın ve Yayın umum ınüdür-iüğüniin anketi görüldü,
Bir hüsnü tesadüf eseri olarak ilk gösterilen illim Fransızca sözlü İstanbul manzaraları filmi idi. Bir hüsnü tesadüf diyorum, zira bundan sonrası bastan başa bir hezeyandı, Tâbir mazur görülsün daha münasibini bulamadım, Buyurunuz, programın mabedini beraberce seyredelim:
Perdt.’e birdenbire bir satır eski harfler peyda oldu. Bir âyet midir yoksa Türk hattatlığına ait bir levha gösterisi midir diye düşünürken bir de baktım kİ Karabük fabrikasına alt Farsçayı andıran fakat Farsçanın âhenkli şivesinden uzak bir Lisanla ve kulağa nahoş gelen bir şekilde barbar bağıran bir Tiirk filmi. Başlangıçtaki yardımım dolayıslle beni tanımış olan gençler sordular. ■Türkçe dinliyoruz değil ini?» dediler.
— Hayır bir ysııi;(uK uiinuş her halde dedim. Bu Şark memleketleri İçin hazırlanmış bir Alimdir ve Türk lisanında değildir.
— Ya!.., dediler; müzik de alaturka bir müzikti. Eır taraf-
(Arkası 7 nci sahifede)
YENİ YAYINA
TÛP.K İOLKLOn AAAŞTjnMAL'.SI
Bu aylık Halk Kültürü brı,-H'rl dergisinin 14 «ayılr Eylül 1930 ‘ruılııl nUshası da çıkmıstu. Iclnat P.ı^ı folkiorB, halk sanatında İmvvan sevgisi. halk agelle. Â-ık Omcrln ie.il »lirleri. L'ludafr ev eşyaları. Aîik Vry. ■al, Ilgın çocuk Oyunları, Clua-.>‘ı( ( û manileri. Kütalıyada gerek alemleri, ayın olsylnn başlıklı yazılar vn.dır
HAYAT YOLLAfUNDA
Memleketimizde çok tanılmı» ve sevilmiş olan Panatt IstraOnin bu yeni ••eri Yarar N*bı tarafından dıllmue çevrilerek Varlık Cep kitapları a.a-sında bir Ura H»ue vavmlanm>kt|r
KÖYDEN HABER
Mahmut Makal'ın ibüyük biı raıp'irl kar.ır.nn «Bizim Köy» Ltlrnll enerin» deıı şoma Varlık Yayrnevl syaı- «-ridc ytne köyü ayni dereıeUe b«-oara İle tasvir eden yeni Wr kıt«şı çıkarmıştır. Muhtar Körllkçu tarafından yanlan bu eser ciddi bir t-v kik malısulû olduğu kadar çok sürükleyici ve canlı bir hiciv tser.dı:
SARNIÇ
'Tanınmış genç niMyecitr.ı» Ssil Faikla hikâyelerinden mejıia.ıa (e-len bir cUt Sarnıç ismiyle Varl.k Yayınevi tarafından basılarak 1 ılra U-■Ue jniıjn çıkarılmıştır
I POMPEİNİN I | SON GÜNLERİ |
BPEK SİNEMASINDA 2 BÜYÜK FİLM BİRDEN
1 - ÖLDÜREN PUSE
(TÜRKÇE SÖZLÜ) Baş rolde: VİCTOR MATÜKE
2 - KARIŞIK İŞLER
Baş rollerde:
LL’CİLLE BALL — FRANCHOT TONE
MONTEMAR İSPANYOL REVÜSÜ
Baş Yıldız ANA ESMERALDA ve
16 İspanyol Dilberi
Bugün 6A0 ve 0.15 de LÂLE Sinemasında Zevk ve heyecan dağıtacak


Rahip Karo anlatmağa banladı
— Bani, Kont Horasan haya-tm araştırmağa savkeden cihat. nüfuz def t erler lada Ölümü işin İki ıjn tarih yasümiş olması IdL Bunlardan birine göre Kont 37 haziran 1833 te. diğerin» |ör» lee 11 temmuı İMİ tarihînde ölmüştür.
Bu iki tarih arasındaki »id-dlyet. meraSvnı tahrik etti ve henl bu bulmacayı çözmeğe şevketti.
Bu muammayı halletmek İçin yaptırım araştırmaları uzun u-aadua anlatmakla siz! yormıya-eağım. Yalnız bu esrann tam on bir yıl beni lçgal etmiş olduğunu söylemekle İktifa edeceğim. Bu karışık mesele, hayatımın kâbusu olmuştu Ancak bunu aydınlatmağa muvarfak olduğum gün İçim ferahladı. Muhakkak olan şudur ki Kont Horan İki defa ölmüştü Bu husustaki tetkiklerin sonunda vardığım neticeyi anlatmazdan evvel Kontun hüviyeti hakkında kısaca bam malûmat vermek isterim.
Kont Horas, Breşte bölgesinde çok zengin ve nüfuzlu bir derebeyi IdL Fransız büyük İhtilâlinin kendisine pek az zararı dokunmuştu, çünkü babası, servetini îngil tereye kaçırmak durendişliğini göstermişti. Kont Horas, Bourbon hanedanının tekrar tahta çıkmasından sonra Fransaya dönmüş, babasının emlâkinden başka. IhtUâJ esnasında ve ihtilâlden sonra ölen aengin akrabalarının mirasına d» konmuştu.
Karakter İtibariyle Kont, romantik, egoist ve batıl ltlkad-lara inanır bir adamdı. Başkalarının kendisi İçin ne düşündüklerine hiç ehemmiyet vermezdi. Bu sebepten dolayı onu tanıyanlar, garip tabiatlı addederlerdi. Dostları İse çok az ve uzun bir dikkat ve itina ile seçilmişti.
Kont. İlk defa öldüğü zaman 35 yaşında idi. ölümünden İki yıl evvel zamanın nâdir güzellerinden Jakent İle evlenmiş, 12-divaçlarma da kısa, fakat çok şiddetli bir muaşaka takaddüm etmişti. Fakat blı müddet sonra genç kadın, kocasından tama-mlyie soğumuştu Kan kocanın, arasını açan hâdiseyi, bütün araştırmalara rağmen öğrenemedim.
Genç kadının kararsızlığı ve yahut herkese arzularını kabul ettirmek İsteyen kocasının egoistliği veyahut da yeni bir aşkın, kadının kalbinden İlk aşkını silip supjirdüğünü tahmin edebiliriz
Bu son ihtimal, en kuvvetlisi ve akla en yakın olanıdır. Nihayet olr gün Kont. güzel karısının kendisini dostlarından Vikont Raymond İle aldattığını keşfetti, bütiin ümit ve hül-yalarj yıkıldı, kalbini de kin ve intikam ateşi tutuşturmağa başladı.
Kontun İddiasına göre iki âşık kendisini 27 haziran 1823 gecesinde öldürmeyi ve birleşmelerine mâni olan engeli ortadan kaldırmağı kararlaştırmışlarmış. Belki de bu İddia, düşündüğü vahşiyane intikam İçin kurnazca uydurulmuş bir bahanesi idi.
Bu ikinci İhtimal daha kuvvetlidir. Hâdiseler de şöyle cereyan etmişti:
O gece Kontun şatosunda bazı ahbaptan toplanmışlardı. Saatler. neşeli ve samimi bir hava İçinde geçiyordu Ziyafetin sonunda Kont ayağa kalkmış, sakin, fakat vakur v« ciddi bir sesle misafirlerine hitap ederek:
— Sevgili dostlarım! Bu akşam gibi başka bir gece toplanıp toplanamıyacağımızı bilmiyorum Bu sebepten dolayı size bazı cihetleri anlatmak İstiyorum. Aranızda bulunanlardan bir! dostluğuma ihanet etmiş ve namusumu kirletmiştir. Bu a-dftm Soyadımı taşıyan kadınla beraber ölümümü İstiyorlar, bu maksadlanna varmak için beni ortadan kaldıracak bir plân talar lam ıhlardır. Bir tesadüf neticesinde plânlarını öğlendim. Belki bu gece, belki (> bir ay sonra bıçak darbeleri altında can veririm. Kendimi müdafaa etmek niyetinde değilim Ja-kentin sevgisini kaybetmekle herşeyi kaybettim KaaUle gelince, AJiah cezasını versin, dedi
Kontun haiütam hem fecL, hem de gülünçtü Misafirler, sözlerini dinlerken hayretlerİnden donakaimışiardı.
Kazısı zavallı Jakent. başını önüne iğmiş, hüngür hûgür ağlıyordu Bu hal vs tavrı lenî kadının bir itirafı mı IdlT Nihayet şato sahibesi, yerinden kalkarak yemek salonundan dışarı çıktı.
Kont, zevcesi gittikten sonra ■özüne devamla:
— Beni atandıran bu hâdiseyi size anlattım. Fakat bu mesele üzerind* faz'a durmağa değer. Mukadderatı istediği fclbi harekette sarbest bırakalım vb bu gecemizi neşe ve şetaret İle bitirelim, sözlerini llftv» etti.
Kontun im sözleri, salonda esen ağır ve matemli harap hafifletti. As sonra misafirler, salona geçmek İçin ayağa kalktılar. Fakat holden geçerlerken büyük şamdan üzerinde yanan mumlar, sanki biri üfürmüş gibi birdenbire söndü. Ortalığı kaplayan koyu karanlık arasında keskin bir çığlık duyuldu.
Uşaklar, mumları tekrar yaktıkları zaman Kont Horas yerde yatıyor ve sol eliyle kalbini bastırıyordu. Beyaz gömleği, kalb nahiyesinden akan kanlar* bulanmıştı. Davetliler arasında bulunan doktor Bratey derhal yanma koşarak yarasını muayene ederken Kontun seci duyuldu:
— Kaatil, tahminimden daha evvel harekete geçti. Aleyhinde takibat yapılmamasını v« ölümüm etrafında dedikodu yapılmamasını talep ederim. Cesedim yarın akşam gece yansında bahçede bulunan büyük kestane ağacının dibin® gömülsün. Doktor, en iyi ve en samimi dostum dalma şendin. Bu arzumun yerine getirilmesi İçin sana güveniyorum, detil
Kont, bir kaç defa debelendikten sonra can verdi.
Yerden doğrulan doktor, ağır ve ciddi bir sesle, hazırıma dönerek:
— Kont Horas, artk hayatta değil, sözlerini kekeledikten sonra holün dibindeki divanın üzerinde bulunan örtüyü alarak Cesedi örttü.
Papas Karo, biraz dinlendikten sonra sözüne devamla:
— O zamanlarda bugünkü kanuni merasim yürürlükte ol-
madığı İçin Kontun arzusu tam emiyle' yerine getirildi Cesedi ertesi günün gecesi. köşkünün bahçesindeki kestane ağacının altın* bir kaç samimi dostun huzurunda gömüldü. Fakat toprağa gömülen tabutun İçinde ceeed değil, bir kaç ağır taş vardı. Çünkü Kont Horas ölme-mlştl,
Bu vaziyet karşısında İki ihtimal akla geliyor! Ya bu cinayet, doktor Bratey'ln teşriki mesaisiyle mürettepti, yahut da kaatil, Kontu öldüremeden bı-çaklamıştı. Fakat bu takdirde doktorun İşbirliği lâzımdı. Çünkü yaranın öldürücü olmadığını gördüğü halde Kontun öldüğünü söylemişti.
Birin ol İhtimal aannımc* di’ ha kuvvetlidir. Kont, bir cinayete kurban gideceğini uydurmuştu. Maksadı d* karısı Jakent sevgilisi Vikonttan, ceza görmeden vahşiyane bir intikam almaktı.
Hakikaten Vikont Raymond, artık Jakent İle evlenemezdl. Çünkü böyle bir izdivaç. Kontu öldürdüğünün ltlrfaı yerine geçecekti. Jakent İla de münasebetine devam edemezdi, çünkü böyle bir şey, aynı mânayı İfade edecekti.
tkl âşık, ebediyen ayrılmağa mahkûmdular, Bu d* oldu. Vikont Raymond Afrika ya gitti ve kendisinden artık hiç bir haber alınamadı. Jakent* gelince, kalbi yeis ve ısrapla dolu olarak bir kaç yıl yaşadı.
Karısı öldükten sonra Kont Horas, 1834 senesinde tekrar şatosuna dönerek yerleşti. Onu görenler, hayret ve korku ile gözlerini oluşturuyorlardı. Bununla beraber şatoya gelenin Kont Horas olduğundan katiyen şüpheleri yoktu.
Kont, bu dirilmesi için kimseye İzahat vermedi. Esasen Breşte şehrinde Kontun öldüğüne veyahut seyahate çıktığına dair kimsenin esaslı malûmatı yoktu.
Hakikat şu ki Kont şatosuna döndükten sonra yalnız bir u-şakl* beraber, tam bir inziva içinde yaşamıştır. Uşağı d* bir gün ağzını açıp efendisi hak-
İLÂN
1 — Erzincan Askeri Posta 18003 komutanlığı İhtiyacı için şimdilik (050) mal! yılı sonuna kadar istihdam edilmek üzere âzami (500) liraya kadar aylık Ücretle diplomalı veya ruhsatnameli yüksek mühendis veya inşaat mühendisi alınacaktır.
a) 788 sayılı memurin kanununun 4. maddesindeki şartlan haiz olup devlete karşı mecburi hizmeti bulunmayacaktır.
b) Yaşlan 45 den fazla olmayacaktır,
c) Ecnebi okullardan mezun olan yüksek mühendis, mühendis veya fen memuru ve teknikerlerin ruhsatnameleri Bayndıriık Bakanlığı veya Milli Eğitim Bakanlığınca tasdikli olacaktır.
2 — Müracaat şekil:
Yukarda yazılı hallerden İdarenin tensip edeceği şubedeki memuriyete talip olduğuna dair dllekçesL
Dilekçeye ekli olarak:
— İkamet tezkeresi.
— Hüsnühal kâğıdı.
— Sıhhat raporu.
— Noterden tasdikli nüfus tezkeresi.
— Mahalli savcılıktan mahkûmiyeti olup olmadığına dair belge.
— Şimdiye kadar çalıştığı yerlerden bonservisleri örneği.
— Kendisin! tahkik İçin İki daire veya müessese ismi.
— Üzerinde müracaat edenin adresi yazıh 18 kuruşluk pul yapıştırılmış açık boş btr zarf.
— Noterlikten tasdikli diploma veya ruhsatname örneği.
3 — Diğer şartlar:
— Müracaatlara eldeki belgelere göre ücret takdiri ve seçimi Kara Kuvvetleri Komutanlığına aittir.
4 — Müracaat yeri ve tarihi:
— İkinci maddedeki dUekçs vs buna bağlı (10) parça belgeleri Erzlncanda As Posta 18098 Komutanlığına bizzat veya posta ile gönderilmeleri illa elunur, (4110 — 12827)
aŞfarihten Sayfalar]
Ertuğrulun Japonya seferi
kında tek s&J söylemedi. Ara sıra Kontu şatosunda ziyaret eden yegâne adam, doktor Brateyden İbaretti .
Kontun dünyadan elini, eteğini çekmesi, duyduğu vicdan azabından, yahut zevcesinden gördüğü ihanetin kalbinde açtığı mânevi yaradan ileri geliyordu.
Aradan uzun yıllar geçti. Nihayet bir gün Kontun uşağı Breşte şehrine giderek efendisinin öldüğünü haber verdi. Demek Kont Horas, nüfus defterlerinin kayıtlarına gör» İki defa ölmüş bulundu.
Çeviren: A. BİT.Alİ
D. P. Bölge müfettişleri
Tâyin edilen bölge müfettişlerinin isimleri
Ankara 18 (Akşam) — Demokrat Parti genel merkezi tarafından yeni bölge müfettişleri tâyin edilmiştir. İstanbul millet vekil! doktor Mükerrem Barol Kocaeli, Yozgat milletvekili Hfişlm Tatlıoğlu Trabzon, Kayseri milletvekili Fikri Apaydın Adana ve Mersin, Manisa milletvekili Şems! Ergin KIrklareli ve Edime, Bursa milletvekili Agâh Erozan Çanakkale ve Tekirdağ, Zonguldak ml! letveklll Ali Rlza înoealemdar-oğlu Yozgat, Erzurum milletvekili Mustafa Zeren Kan ve Agh, Ağrı milletvekili Kasım Küfrtvl Bitlis v* Van. îçel milletvekili Hüseyin Trak Malatya ve Elazığ. Beyhan milletvekili Mahmut Klbaroğlu Hatay parti bölge müfettişliklerine tâyin edilmişlerdir. Müfettişler t Genel Meclis seçimlerinde vazifeleri başında bulunacaklardır.
Edirne şilebinin batma sebepleri
Ankara 18 (Akşam) — Geçen sene Ballık denizinde Britanya sahillerinde batan Edrine şilebimizin batması sebebi üzerinde tahkikat yapmakta olan ehlivukuf heyeti çalışmalarını bitirmiştir. Hazırlanan rapot bir kaç güne kadar Bakanlığa tevdi edilmiş olacaktır. Bakanlık da aynca Edime şilebinin battığı limanın alâkadar mensuplan ile muhabere ederek tahkikatı gizli bir cepheden İleri etmektedir.
Kızılay gecesi
Türkiye Kızılay demeği Kadıköy şubesi tarafından bu akşam saat 21 den İtibaren sabaha kadar devam etmek üzere Su adiye plâj gazinosunda bir Kızılay gecesi tertip etmiştir. Bıı geceye iştirak edecek olanların çok eğlence!! vakit geçirmeleri 1çln bütiin tertibat alınmıştır. __________
öğretmen okulları genel müdürlüğü kuruluyor
Ankara 16 (Akşam) — Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenlerin mesaileri ve saat durumlan İle daha yakından alâkadar olabilmek için öğretmen okulları genel müdürlüğü unvanı ile bir teşkilât kurmağa karar vermiştir. Genel müdürlük aynı zamanda öğretmen yetiştirme İşleri İle de meşgul olacaktır.
I
Japon İmparatorunun amcası 1887 senesinde İstanbul* gelmiş ve n. Abdülhamldl ziyaret etmişti. Bu hâdise iki devlet arasında dostane bir hava yarattı.
Japonya Asyada büyük bir varlık olmaya başlamış, İmparator Mejl'nln yaptığı ıslahat ve kalkınma bütün dünyada alâka ile karşılanmıştı.
Osmanlı İmparatorluğu Asya-ynnın bu büyük devletiyle siyasi münasebetlere girişmek ve dostluk bağlan tesis etmek istiyordu. İmparatorun amcasının ziyaretini İyi bir şekilde İade etmekle bu münasebetlere başlanılması Padişah vs Vükelâ tarafından uygun görülmüştü
Bu makaadla 1888 senesinde H. Abdülhamldln hediyelerinin ve nişanlarının bir amiralimiz ve gemi İle gönderilmesine karar verildi. Bu gemi He aynı zamanda o sene mektepten çıkan genç zabit namzedleri de seyahat edecek ve Uzak Şark seferinden İlmi bilgi edinerek İstifade İle döneceklerdi.
Sadrâzam Kâmil Paşa Bahriye Nezaretin* yazdığı 15 şubat 1888 tarihli tezkerede (Bahriye mektebinde tahsillerini bitirmiş talebelerin nazari bilgilerini. ameliyata tatbik etmek Ve malûmatlarını genişletmek üzere münasip bir harb gemisinin talim gemisi yapılteak Hint, çin ve Japon denizlerinde gezdirilmesine II. Abdülhamln şifahi İradesi iktizasından) olduğunu bildiriyordu.
Bu tezkereye Bahriye Nazırı Haşan Hüsnü Paşa tmzaştyle verilen 23 şubat 1888 tarihli cevapta (Ertuğrul firkateyninin bu İşe elverişli bulunduğu, tâ-mlr ve teçhizi dahi yapıldığından mart nihayetinde yola çıkarılabileceği) yatılı bulunuyordu.
Bu teklif üzerine Padişan geminin martta hareketinin muvafık olduğunu, Japonya imparatoruna (murassa* İmtiyaz nişanını) götürecek, lisan bilir bir zatin tâyinini İstemişti.
Bu İrade üzerine de Bahriye-nLn pek mümtaz subaylarından olan ve bir kaç lisana âşinâ bulunan miralay Osman bey Ertuğrulun kumandanı olarak ayrılmıştı.
Badaret makamından Bahriye Nezaretine gönderilen 12 nisan tarihli yeni bir tezkerede de (Ertuğrul firkateyninin muntazam ve mükemmel bir halde bulundurulmasının Padişahın matlûbu olduğu. Allah saklasın her hangi bir sakatlık vukua gelmemek için makine ve sair edevatın noksanı olup olmadığının, istimbot ve saire gibi levazımının da mükemmel bulunup bulunmadığının fen ve malûmat erbabı bir heyet marifetiyle ve geminin her tarafı iyice muayene İle btr lâyiha halinde neticenin bildirilmesi v» Padişah, Japonya İmparatoruna bazı hediyeler göndere • ooğlnden geminin Şeker bayramının beşinci günü tstanbul-dan hareket edeceği) bildiriliyordu.
Bahriye Nezareti bu tezkereye cevap vermemiş, mabeyin* gönderilen bir tezkereyle Ertuğrul firkateyninin bu »efe re tahsis edildiği yazılmış ve bu hususla süvari İla muavinliğine İnha edilen zatların da doğrudan doğruya İradesi alınmıştı.
Bu haber üzerine Haliçte deniz subayları arasında büyük bir dedikodu alıp yürümüş, çok kimseler (Japon sula nn do kİ tayfunların ne gemiler yediğini, o müthiş denizlerin ne kıymettar vücutlara medfen teşkil ettiğini bu denizlerde vukua gelen fırtınalara mukavemet edememiş gemilere nispetle, Er-tuğrulıin seyir kabiliyetinin âdeta bir Karamürsel kayığı menzilesinde kalacağını, bu gemi İle sefere çıkmanın bir cinnet ve İntihar olacağını) söylemişlerdi.
Ertuğrulun bu sefere tahsisinin bir cinayet olduğu her U-rafta konuşuluyor ve münakaşalar gittikçe etrafa yayılıyordu. Ertuğrulun çarhçıbaşısı olup, babrtyemlzde Arkadlyl yakalıyan lzzeddln vapurunun çarhçılığında ve diğer mühim yerlerde vazife almış bulunan
İngiliz Hartl bey Bahriye Neza- 1 reline bir rapor vermişti.
Çarhçıbajı bu raporunda; (Bir kaç defa tâmlr İçin havuza girip çıkan bu salhurde geminin kazanının eski nlHuğunu kazan altının hiç bir vakit teftiş ve tâmlr görmediğini, makinesinin harap ve kuvvetsiz bulunduğunu, bu sebeple o koca tekneyi sekiz, dokuz milden ziyade götüremlyeceğlnl. yelkenler ne kadar elverişli olursa olsun Ertuğrulun bu büyük seferi yapmaya muktedir bulunmadığını) belirtiyordu.
Hakikaten ahşap Ertuğrul firkateyni eski bir gemiydi. 1853 senesinde Istan bulda inşa edilmişti. Bu suretle sefere çıkacağı tarihte yirmi beş senelik bulunuyordu. 1888 senesinde sadece ahşap kısmı tâmlr görmüş, vaktiyle tngllterede konulmuş makine ve kazanına ve kazan altına isabet eden kısımlara dokunulmamıştı.
Gemi 250 kadem uzunluğunda, 56 kadem genişliğinde. 25,6 derinllğlndeydL 20,6 kadem au çekiyordu. Ma a mahreç tonası 2344 tü. Makinesi 600 beygir kuvvetinde âdi kondensell, ufki çift silindiril İdi. Kömürlükler 450 ton kömür alabiliyordu. Sürati on mildi. Muhtelif çapta yirmi beş topu vardı
Fakat çürük olan geminin bu sefere tahammülü bulunmadığı bir mütehassıs tarafından
bildirilmiş ve bu rapor geminin Belere çıkacağı iradesini alan Bahriye Nazırını hîddetlendir-mlşti.
Nezaret, Harti’yl Ertuğruldan çıkartarak Kadıköy ve Adalara İşleyen vapurlardan birinin çarhçıbaşıhğına tâyin etti. Geminin sefere tahammül edemi-yeceğl halkındaki söylentiler ve nihayet Har ti beyin babına gelen Akıbet saraya da aksetmiş ve mabeyin başkilalıclln-den Padişahın iradesi olarak yazılan bir tezkerede geminin duyulan bütün sakatlıkları sayılmış, Haiti beyin tebdilinden bahsedilmiş ve (Şu halde mezkûr firkateynin Japonyaya kadar gidebilmesi mümkün ola-mıyacağı ve buradan hareket etse bile yolda bir kazaya uğraması melhuz olup asrı mülû-kfinede birinci defa olarak Hint denizlerine gönderilecek bir sefinenin Hüdanekerdc yan yolda kalması yar ve ağyara karşı pek ayıp ve çirkin bir şey olacağı) da belirtilerek «Tehlikesizce azimet ve avdet edebilmek üzere ya diğer münasip bir sefinenin) hazırlanması ve yahut (Ertuğrulun mükemmel surette tfimirlnfn yaplması) bildirilmişti.
Bahriye Nezareti bu İrade ü-zerlne İmalât komisyonu He fabrikalar komisyonuna Ertuğ-rulu muayene İçin emir vermişti.
Bu heyetin verdiği raporda. Ertuğrul firkateyni Japon ve Hint denizlerine gidebilecek her türlü fenni şartlan haizdir deniliyordu.
(Bitmedi)


DEVLET DEMİRYOLLARI İLÂNLARI
Gupiiya almacak
D. D. Yolları Haydarpaşa satmalına komisyonundan:
1 — Muhtelif eb’at ve miktarlarda 10 kalemden İbaret Gu-pklya açık eksiltme İle satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 4291 lira 25 kuruş olup muvakkat teminatı 321 lira 85 kuruştur.
3 — Buna alt şartname komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme 6 Ekim 1950 cuma günii saat 10.45 de Haydarpaşa gar binası dahilindeki Haydarpaşa satın alma komisyonunda yapılacağından arzu edenlerin vaktinde komisyonda hazır bulunmaları. (12754)
i. E. T. T. Genel Müdürlüğünden:
1 — İdare ihtiyacı İçin 43,600 adet çeşitli ampul satınniına-caktir.
2 — Şartnamesi Beyoğlunda Metrohan 4 cü kat Harici zatınalma servisinden bedelsiz olarak verilecektir.
3 — Tekliflerin 30 Ekim 950 akşamına kadar Umum Müdürlüğümüze verilmesi. (12413)
i. E. T. T. Genel Müdürlüğünden:
1 — İdare İhtiyacı için muhammen bedeli 50.000 lirayı a-Ş&n muhtelif cins ve maktada İzole tek ve kable N G. A. te) ile kurşunlu tel satın alınacaktır,
2 — Şartnamesi Beyoğlu. Metrohan 4 cü kat. Harici satmalına servisinden bedelsiz elarak verilecektir
3 — Tekliflerin 30 Ekim 1950 akşamına kadar Umum Müdürlüğümüze verilmesi, (12380ı
İstanbul Belediyesinden
Belediye Emlâk ve Kamulaştırma Müdürlüğünde açık bulunan 20 lira asli maaşlı memuriyetler için hariçde de vazife görmek üzere eylemli askerliğini yapmış lise mezunu erkekler amamda müsabaka İle memur alınacaktır.
Yazılı İmtihan 19/9/050 aslı ve sözlü imtihan da 30/9-950 çarşamba günleri saat 14 de Belediye binasında Genel Meclis salonunda yapılacaktır.
30 yaşını geçmemiş taliplerin Belediye Başkanlığına hitaben yazılmış birer dilekçe Ue tahsil belgesi, nüfus cüzdanı, askerlik terhis vesikası ve dört adet tn «on çekilmiş 4.5 x 6 ebadında fotoğraf!art)e birlikle 18/9/950 pazartesi gününe kadar Zat İşleri Müdürlüğüne müracaatları İlân olunur 112732)
İstanbul Belediyesinden
Boyacıköy — Mlrgün asfalt caddesinden yüz alan 71/1 saydı binaya bitişik v» »ahlbl meçhul arsa dahilindeki yüksek İrtifa da kİ tehlikeli çam ağaclle bahçe duvarının Yapı Yollar Kanununun 44 üncü maddesi ahkâmına tevfikan 15 gün müddetle tethllkeslnln İzalesi aksi takdirde Belediyece yıktırılarak hedlm masrafının ankazı satılmak suretile temin edileceğinin tebligat makamına kaim olmak üzere İlân olunur. 12536
Petrol Ofisinden
Akaryakıt nakline mahsus 50 adet 48 M3 lük sarnıçlı vagon kapalı zarfla, şartnamesine göre alınacaktır.
Şartname, ofisimizden temin edilebilir. Tekliflerin tn geç 3.10.950 pazartesi günü akşamına kadar Ankarada umum müdürlüğümüze yapılması ilân olunur. (126361
Sahile 8
AKSAM
16 Eylül 1950
—T-
i
BAHTSIZ l/APDCSI
Marianmina'nın eslendikten sonra şişmanlamış haliyle çektirdiği bir resini
Mahalli kıyafetiyle Giuliaıio'nun kızkardeşi Mariannina
uzun ve sürekli mücadelelerden sonra gîu-LİANO'NUN ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ GAZETELERDE OKU’ DUK, BUNA RAĞMEN İÎİTLER GİBİ ONUN DA ÖLMEDİĞİNİ İDDİA EDENLER VAR. ŞİMDİ DE BÜTÜN İTAL-YANIN DİKKATİ HAYDUDUN KIZKARDEŞİNDE TOPLANMIŞ BULUNUYOR, GENÇ KADININ CİNAYETLERE İŞTİRAK SUÇUNDAN BARİ’DE DURUŞMASI YAPIL-_ MAKTADIR. .
Mtx&2>uı. teuz, nasd? ya$ûfâ
n
Modern kızımızı sabahın erfcen saatlerinden güneşin batmasına kadar adım adım taklb
ettik. Akşam yemeği de yenmiştir artık. Şimdi gökyüzünde koskocaman bir ay var; etrafında da namütenahi yıldızlar... Mehtabın gümüş ışıkları denizin suları He sarmaş dolaş. U-fuklarda fildişinden bir çizgi... Hassaslaşmak, romantikleşmek İçin bu manzaraya bir kere bakmak kâfi. Genç kız da pencerenin kenarına oturmuş, aynı şeyi yapıyor zaten. Gözlerinde hasrete yakın kuruntudan uzak bir İfade, dudaklarında da ne-
şeyle teessürü blrblrlnde eriten ürpertiler var. Dünşüncell olduğu besbelli... Fakat ne düşünüyor acaba? Mehtapla denizin, dağlarla yıldızların kucaklaştığı ılık yas gecelerinde, yetişmiş, olgunlaşmış bir genç kız aşktan başka ne düşünebilir? Şimdi o da gönül âleminLn tereddütle dolu boşluklarında çırpınarak müspet ve kararlı bir neticeye
varmak İçin fikirlerine
lstlka-
İCli. YAN İN bir vakitki ~ taçsız kıralı Giuliano-rıuıı Montelepre’dcki evinde şimdi tam üç kişi eksik. Biri
-----------
kendisi. O şimdi kasabanın küçük mezarlığına gömülmüş bulunuyor. Bir daha geri dönmiyecek, İkincisi hay-
dudun eniştesi Pasqua!c Sciortino'dıır, 1948 senesinin sonlarına doğru Amerikaya kaçmağa muvaffak oldu. Üçüncüsü de Giııliâno'mun kızkardeşi Marlanrıiııa'dır. İnsan kaçırmağa teşebbüs suçundan tevkif edilerek lftpse atılmış, üstica adasına sürülerek son günlere kadar göz hapsinde tutulan babası diğer kız kardeşiyle büyük eniştesi, yeğenleri ve akrabaları, Guiliano öldürülüp gömüldükten sonra serbest bırakıldılar.
Gîuliano'nun ailesile akrabalarına çok düşkün olduğu herkesçe malum. Hattâ onu haydutluğa tahrik eden sebebin bu olduğu da söyleniyor. İlk cinayetini eve götürmekte olduğu bir çuval un yüzünden İşlemiştir, Kaçak olduğu iddlasiyle bir Kara-binme Inıı çuvalı almak istemişti. Giuliano, annesine vaadettiği unu kurtarmak için polisi vurdu. (Sene 19431
İkinci cinayeti dört ay sonrasına tesadüf ediyor. Zabıta, delikanlıyı yakalayamayınon ihtiyat kaydı ile babasını ' tevkif etmiştir. Giuliano bu- 1 na d aya nam adığı için Kara-ı binyeri kışlasına baskın vererek, önüne ilk çıkan polisi öldürüyor. Artık cinayetler birbirini kovalamağa başlamıştır. 1945 Mayısında ağabeyi Glnseppe tevkii ediliyor. Giuliano bir kere daha çığırından çıkmıştır. Kışlaya tekrar baskın vererek başlıyor hafif makineliyle ateş 1 etmeğe.
Haydudun çıkardığı en büyük gürültülerle kargaşalıklar, anası ve kızkardeşi için yaptıklarıdır. Bu iki kadın onunla devamlı surette temastaydılar. Sicilya'nın istiklâli için didinen oğullarına hem yataklık yapıyorlar hem de kurulacak ordunun kadınlar cephesini takviye için mütemadiyen propagan-(Arkası 7 nci sahiledei ————-------------------------J
met vermeğe çalışıyor. Fakat şimdiki genç kız muhayyileleri mermerden farksız, Fikirler a-kar su gibi üstünden süzülüp gidiyor, iz bile bırakmadan...
Tanıdığı delikanlılardan biri bu günlerde fazla üstüne düşüyor. Hattâ akşam üstü danse-derlerken kulağına eğilip bir takım cümleler fısıldadığı bile hatırında: «Seni seviyorum... Seviyorum seni...» diye ısrarla tekrarlamıştı galiba?
«Şeni seviyorum». Fonetik bakımdan tekerleme hiç de fena değil. Fakat büyük, sahici ve
KaılktüsD@H taımyallom
Gardenia
İÇEĞİNIN zarafeti ve lâtif » kokusu itibariyle emsaline nadir tesadül olunan bir fidandır. Madder familyasına mensup olan bu fidan, sıcak memleketlerde açıkta yaşar. Soğuk memleketlerde camekânlarda ve saksılarda yetiştiriliyor
Gardenialar ağaç nevinden haşebî, çok dallı fidanlardır. Pâ2âra getirilen saksılar İçinde. çiçeğini açmış Gardenialar çarçabuk müşteri bulur. Kes-mecilikte çiçekleri de iyi para eder. Etiketlerde kabul edilmiş olan ve balo elbiselerinde yakalara takılan yegâne çiçek Gardenia olduğundan ismine
-yaka çiçeğin namı verilmiştir.
Gardeniaların kültüründe en çok nazarı dikkate alınması lâzım gelen noktalar şunlardır: Fidanın sulanacağı su kafiyen kireçli olmıyacaktır, fidan zayii veya klreçslz toprağa dikilecektir, fidanların yetiştirildiği yer'sıcak ve havası rütubetll olacaktır. Bu şerait mevcut olmadıkça Gardenia yetiştirmek, beyhude bir zahmettir.
En müsait toprak: Ya funda, va kestane çürüğü veya klreçsia uzvi topraktır. Mamafih İyi olmak şartiyle funda toprağı hepsine müreccahtır. Bulunmazsa kestane çürüğü kullanılabilir.
1— Echinocereus de Laetil. 2.— Echinocereus FcctinaCus,
3.— Echinocereus Engelmanii, 4-— Echinocereus Stramineus.
Gardenialar çelik İle teksir olunur ve çelikler kışın came-kânda yapılır.
Gürbüz, bol çiçekli Gardenia yetiştirmenin sırlarını şöyle hülâsa edebiliriz:
1 — Muvaffakiyetin en büyük sırrı, muhiti kSfl derecede sıcak ve rutubet bulundurmaktır.
2 — Pek fazla olmamak şartlyle kân miktarda sulamak, (yağmur suyu çok iyi gelir) ve ara sıra yapraklarına, dallarına su püskürtmek.
3 — Her nevi hava tebeddülâ-tmdan masun bulundurmak.
4 — Kışın bol ışıklı, güneşli yerde tutmak.
5 — Yazın, rüzgâra maruz ol-mıyan bir gölgeli yerde bulundurmak.
Sıcaklık veya rutubet fazla ®lur, fazla sulanır ye hazan da
fazla kuvvetli gıda verilirse gönceler düşer. Toprak kireçli olursa yapraklan sararır.
Memleketimizde yetiştirilen Gardenialar ufak yapraklı va ufak çiçeklidir. Bunların en makbulü Gaıdenia Grandlflora denilen İri yapraklı ve iri çiçeklisidir. Belediyenin Büyükdera fidanlığı, ttalyadarı damızlık olarak bu varlyeteden fidanlar getirmiş ve orada çeliklerle üretilmeğe başlanmıştır, önümüzdeki sene ufak boyda fidanlar bu müessese tarafından mutedil flatla satışa çıkarılacaktır.
Bibliyografya:
1 — Florlcultura «Onorato masera».
2 — The New garden Eneyin-pedla.
Bu da kahvaltı faslı. Plâjda değil, evde
fedakâr aşkı İfadeden çok u-zak... Ha uzak olmuş, ha yakın?... Genç kıza göre bunun da kıymeti yok. Evlenme gününün şimdilik meçhul tahakkukuna kadar bir tek kişiye gönül vererek ona körü körüne bağlanmak biraz yersiz ve saçma doğrusu. Flört dururken öldürücü, kahredici aşklara ne lüzum var? Flörtü keşfeden her kimse nur
içlnde. yatsın...
Hem evlenmek şart mı canım?.. Yirminci asırda, hayatın bir nevi turistik gezintiden ne farkı var? Ümitsizliğe kapılmak, hayal sukutuna uğramak, karanlık ve bayat fikirleri çok mânâsız. Eskiden, kırılan kalbine. yıkılan hayallerine çare bulamadığı için tendürdöyot yahut kezzap İçin kızlara acımamak elden gelmiyor, şimdikiler yıkılan, mahvolan ümitlerin üstüne limonata ile buzlu bira içmeyi tercih ediyor.
Aşağı katın sofasındaki büyük saat on ikiyi çalıyor. Genç
kızın kollarırida gerinme, gözlerinde mahmurluk var İçeri girip kendini yatağa alıyor. Şimdi yarım saatlik okuma faslı var. Moda mecmuaları, ecnebi romanlar baş ucunda Bu iş de bittikten sonra beyaz örtülerin altında kaybolacaktır. Uyku İle uyanıklık arasına sıkıştırılan hayallerin ne ucu var ne de bucağı...
«Seni seviyorum» demişti de-
ğil mİ o delikanlı. Ya iki gün sonra «seninle evlenmek istiyorum derse? Niye olmasın? Gözleri o kadar güzel, sesi de öyle tatlı kİ... Hem zevkleri do birbirine mükemmel uyuyor. İkisi de Boogle-Wooı:ie’ye. ga-zozlu dondurmaya. Gregory Peck'in mimlerine bayılıyor. Bundan daha iyi anlaşma mı olur? Tâbi evlenebilirler... Beş ay sonra boşanmak üzere!
Üç kısa yazıya sıkıştırılan bu (Arkası 7 net sabifede)
Adnan Talılr
Modern kızların tercih ettiği meşhur yıldızlar vardır. Hareketlerini, tavırlarını daima ona uydurmağa çalışırlar. Yukarıki resim bunu gösteriyor
Tarihten çizgiler: (Heı türlü hakkı mahfuzdur)
Eski büyüklerimizde terbiye ve saygı bahsi
Created by free version of 2 PDF
— Ayıp değil mi oğlum, dün akşam büyük annenin üst tarafına geçip oturmuşsun!... Ben senden bunu beklemezdim. Baş köşeye geçip oturmak, büyüklerin üst yanma oturmak, lâkırdıya karışmak, fesi sağa, sola yıkmak büyüğe hakaret ve terbiyesizlik sayılır... Ben küçükken bir defa babamın yanına fesim biraz sol kaşımın üzerine iyik olarak girmişim de babam bir ay yüzüme bakmadı. Benimle konuşmadı idi. Bir daha senden şikâyet duymıyayım, babalık hakkımı helâl etmemi
— A.. A... Kızım biraz haşlama ister, baş köşeye çıkıp oturmasına göz yumarsak yarın da ayağını burnumuza dayarl...
16 Eylül 1950
Sahlfe 7
7000 tonluk en son konfor ve
Mahkeme Koridorlarında
Kısmet kuşunun hangi dala konacağı bilinmez!
— Senin kızın var mı, ö-fendl oğlum?
— Ben bekârım, teyze hanım. Karım yok kİ çocuğum olsun.
— ı-Tımmm. öyle İse benJ dinle. Çocuksuz İnsan, kavak ağacına benzer. Ne mey-vası vardır, ne gölgesi. Hep böyle kalacak değilsin ya, elbet sen de dünya evine gireceksin. Günün birinde; «Ben de çoluk çocuk sahibi olayım» dersen, kız çocuğu doğurmağa heves etme sakın. Doğurursan oğlan doğur. Her zaman sana yâr olur. Koca bulmak İçin sıkıntı da çekmezsin. Şaşar yanılır da kız doğurmağa kalkar san sonra pişman olursun.
— Çocuğu ben mİ doğuracağım? Erkek kısmı çocuk doğurur mu?
— Şey... Senin İçin söylemiyorum, oğlum. Sizin hanımın üzerine lâf ediyorum. Kulağını bük, kız doğurmağa heves etmesin. Oğlan çocuğunun hail başkadır. ,
— Sormak ayıp olmasın amma, kız çocuğundan ne fenalık gördün, hanım tey-■e?
— Daha ne göreyim, ayol? Şu kadınla kaç yıldır komşuyuz, bilir misin? Tamam kırk yıl ahbaplık var aramız da. Gel gelelim, kız evlât yti günden bunca senelik hâtıralar ayak altına alındı, hâkim kapılarına düştük.
— Nasıl oldu, teyze hanım? Neden bozuldu ahbaplığınız?
— Kız evlâdı yüzünden, dedim ya. Kannın bir kızı var. Arkasından söylemek gibi olmasın amma, otuzuna yaklaşmış, hâlâ bir koca bulamamış. Ev köşelerinde küflenip duruyor. Nemelâ-nm, kızcağızın elinden her ie gelir. İyi bir ev kadınıdır amma çehre züğürdü olduğu İçin bir kısmet bulup da baş göz olamıyor. Eeeh, kurban olduğum Mevlânın hikmetinden sual olunmaz. Umulmadık zamanda kısmeti insanın ayağına gönderi-verir. Onunki de böyle oldu İşte. Geçenlerde bize gelmişti; «Zekiye hanım teyze, birim Şehnaza bir kısmet çıktı. Perşembe günü eve görücüler gelecekmiş. İnşallah eonu hayır olur» dedi Ben de sevindim, dualar ettim. Perşembe günü; «Bakalım şu görücüler nasıl insanlarmış?» diyerek ben de torunumu yanıma alıp oraya git tün. Ne yalan söyliyeylm, misafirleri benim de gözüm tuttu. Temiz, pak insanlar. Biri oğlanın anası, öbürü de teyzesi İmiş. Giyimleri kuşamları ftlfi, sosleri sohbetleri yerinde. Oğlanın dükkânı varmış, hazır elbise satı-yormus. Dükkân kapısı. Hak kapısıdır. Bugüne bugün oa rayı onlar kazanıyorlar, öyle damat dostlar başma. Ti-caretlnl yoluna koyan İnsan , »cin dünya sıkıntısı olur mu? Yedikleri önlerinde, yeme- ' dikleri arkalanndadır.
— Sonra ne oldu, hanım 1 teyze? Şehnaz hanımı gelin ' ettiniz mi?
— Dur, evlâdım. Ne acele -ediyorsun? Gelin olmak o ; kadar kolay mı? Lâkırdının ; »onunu dlnlesene- Şehnaa i kahve pişirip getirdi, İçtik. Kah veri cok güze! yapmış. ' Elinden her is gelir, dedim ya. VelâJdn, boş fincanları alıp gideıken oda kapısının 1 eşiğine kızcağızın ayağı ta- 1
- kılıp da yüzü koyun yuvarlanma® mı? Bir şangırtıdır
■ koptu. Kam d», belâ da in> sanlar İçindir» dediler. Ondan sonra efendime »öyliye-
' yim. Şehnazla anam dışarıya
■ çıktıkları sırada misafirler
- gözlerini bizim Neriman a > diktiler. İkisi de tepeden tır, nağa kadar süzdükten aon-
■ ra oğlanın anası bana dön: dü; «Maşallah, kızınız çok i sevimli. Kaç yaşında?» diye ı sordu. «Kızım değil, toru-
■ num dur. Yard kızımın çocu-
■ ğudur. Allah cümlenlnklnl
■ bağışlasın, geçen kiraz ayın-• da on sekizini doldurdu, on
■ dokuza bastı» dedim. Bunun
■ üzerine bizim evi sordular.
«Burada komşuyuz. Hayriys hanımların İki kapı üstün; deki ev bizimdir» dedim.
Biraz daha oturduktan kalkıp gittiler, tkl gün sonra, yani evvelki gün öğleden sonra çat. kapı çahn-dı, bir de açtım ki Şehnaza görücü gelen hanımlar değil mİ? Hemen buyur ettim, Misafir odasına aldım. Neriman annasllo beraber mutfakta 13 yapıyordu. Hemen koşup onlara fısıldadım; «Bunda bir İş var, taam. Çabuk giyin de misafirlere çık» dedim. Yavrucağım giyindi kuşandı, annesinin ardı ara ahular gibi süzülerek odaya girdi, hanımların ellerini öptü. Sonra gidip kendi elceğlzlyle kahveler pişirdi, onun ardından limonatalar yaptı. Şöyle göz ucuyla bakı yorum, Nerimancığım girip çıktıkça misafirlerin ağızlan bir kanş açık kalıyor, birbirlerine bakıp yutkunuyorlar. Epeyce oturdular. tatlı tatlı muhabbet ettik Lâf arasında oğlanın dükkânını da tarif ettiler. Ondan sonra efendime »öy-llyeyeylm; «Yakında gene geliriz inşallah» diyerek çıkıp gittiler. ,
— Yaaa, demek Şehnaz hanımın kısmeti sizin Neriman hanıma döndü öyle mİ?
— Bunlar hep Allahın hlk metldir, efendi oğlum. Gelin ata binmiş de, ya nasip, demiş. Kısmet kuşunun hangi dala konacağı bilinmez ki. Şenin üzerinde döner dolaşır da sonra gelip benim başımda karar kılar .Neyse, gelelim bizim İşlere. Misafirler bizden çıktılar, köşeyi ya döndüler, ya dönmediler, gene çat, kapı çalındı, açar açmaz Hayriye karşıma dikildi. Aman Allahım, karının o halini hiç görmemiştim. Yüzü pençe pençe morarmış, gözleri tekerlek tekerlek belermiş, desturun, yorgun mandalar gibi horlaya horlaya soluyor. «İçeriye buyursan» Hayriye hanım» dedim. Bir denblre İki eliyle göğsüme yapıştı; «İçeride benim İşim yok, sen dışarıya gel bakalım. Şeiınaza büyü yaparsın, misafirlerin önünde yer lere yuvarlarsın. Sonra da benim kızımı kötüleyip kendi yılışık torununu vermek Jçln görücüleri evine davet edersin öyle mİ, koca kan?» diyerek beni dışarıya çekti, tozların, toprakların içine yuvarlayıp tekmelerle, yumruklarla döğmeğe başladı. Komşular yetiştiler de beni zor kurtardılar kubbenin e-Unden. Görüyorsun ya kıt evlât yüzünden başıma gelenleri!
Mahkeme açıldı, Şehnaa hanımın annesi!e konuşa-
Ce. Re.
Maden kömürü tahliye ve nakil ettirilecektir Sümerbank Defterdar ve Bünyan yünlü Fabrikaları miiessesesi müdürlüğünden:
Eyüp
1 — 1950 - 1951 yıllarında müessesemlzin Defterdar fab-rlkasma gelecek tahminen 7000 ton maden kömürünün mües-eeacmirin rıhtımına yanaşmış mavnadan tahliye edilerek fabrika kömür parkına nakil ve istif işi pazarlık yolu ile talibin® verilecektir.
3 — Bu İşle alâkadar olmak utlyen llraıalaruı şartlarımızı öğrenmek üzere 18/6/950 günü akşamına kadar müesaeae-mlz ticaret servisine müracaat etmeleri rica olunur
3 — Mueszesemiz bu iyi verip vermemekte serbesttir, (12615)
bahtsız kardeşi
(Baş tarafı S n« Mhlfedel dada bnl onuyorlardı. Pu-q»al« Sclcrtino’nan hayduda İltihakı ba dovrtye rastlıyor.
Dağ başlarında, kayalıklar arzunda aşa|» yukarı dalma haşhaşa bulunan Pas-çpıal» ila Mariannlna nihayet birbirlerini «evdlklerinin farkına varacaklardır.
Bu arada GiullaDo bütün Blallya halkı İçin bir beyanname neşre tmlftı. «Vatan-
daşlarım. deniliyordu beyannamede. «Çeteme fiilen iştirak edecek herkese ayda 100.90 0 liret verilecektir. Bu y«nj ordu, eUerindo hükümet •toritesLndea gayrı hiçbir şeyi almayan hürriyet düşmanları Ha savaşacaklar. Bu aavtuşa kadınlar da İştirak edebilir.» Glullano'nun, beyannamesine bu son cümleyi İlâve etmesi, annesiyle ku kardeşine karşı beslediği »evç 1den ileri geliyordu şüphegla
Bundan büsbütün cesaret alan genç ku da pervasuca şehirde bile dolaşıyor, tanıdığı ve tanımadığı kadınlara telkin yapıyordu.
1940 nın ilk aylarında annesi va ablası İle beraber onu da tevkif ettiler. Bunan üzerine haydut, mahpuslar derhal serbest bırakılmazsa polise çok fena oyunlar oynayacağı şeklinde tehdit savurmağa başladı. Adaletin elinde, kadınlan mevkuf tutacak delil yokta saten. Kısa bir müddet sonra onlan serbest bıraktılar.
Genç ku hapisteyken, artık emir subayı mertebesine yükselmiş bulunan Pasguale, Glullano'ya, ' - - -
karşı duyduğu bahsetmek »oranda Haber haydudun çok na gitmişti:
— öyle İse sizi lendlrelim.
38 Nisan 1947 arken Biatlerinde, zedele! rahip adanılan tarafından uyandırılıyor. Bu hususta haydudun emri gayet kat’I: »Rahibe karşı «İlâh İle kuvvet kullanmak yok. Onu nezaketle v» ricalarla lknaa çalışın.»
Din adamı da bu nazik daveti kabul ederek onlarla beraber dağlara tırmanıyor va gençleri evlendiriyor.
Gluliano’nnn eniştesine verdiği düğün hediyesi hakikaten enteresan. Onn emir subaylığından İkinci kumandanlığa teri) ettiriyor.
Bundan sonraki devre baskınlarla, yağmalarla, cinayetlerle, tebdillerle doludur. Mariannlna dalma el altında dolaşmaktan çekinmediği İçin öç dört kere daha yakalanarak haplse girip çıkıyor. Bir defasında 6 aylık hamile bulunduğu için onu doğuruncaya kadar serbest bırakarak tekrar içeri alıyorlar. 1948 de vuku bulan bu tevkiften sonra kocası PMçuale. tehlikeli maceralarla dola bir yolculuktan sonra Ameri kaya kaçmağa muvaffak oluyor. Şimdi oradan karısına muntazaman mektup yararak çocuğunun sıhhatini görüyormuş.
Genç kadın hâlâ mahpus. Meşhur bir doktoru kaçırma teşebbüsü esnasında işlenen cinayette onun da rolü olduğu İddia ediliyor. Fakat Mariannlna beraat edeceğinden eminmiş. Çünkü onu da Glullano'nun avukatı meşhur Glovanni Splca müdafaa ediyor. Bakalım netice ne olacak?
ku kardeşine hislerden kaldı, hoşu-
hemen ev-
sabahının Montelip-Glallano'nun
Antibes fiim festivali
ftlaşlarafı 4 üncü sahlfede) tan lisanın aykırı tesir etmesi, diğer taraftan da bu gibi muazzam sanayi memleketlerinde büyük bir sükse yapmasına İmkân otnuyan uzun uzun filme alınmış fabrika detayları çok aykırı düştü to üç dört kişi salondan gitti. Bunu mazur göstermek istediğim Fransız genci de. bir fabrika beynelmilel bir »ey, bir memlekete ait bir hususiyeti olamaz ki dedi. Nihayet bu filim bitti, arkasından Ciball sigara fabrikasına alt Türkçe sözlü bir filim.
Bu filimdeki sözlerin Türkçe olduğunu etrafa tasdik ettik. Bunu miltaakıp «Yurt gezilerinden Mersin» filmi gösterildi. Keza Türkçe sözlü, sinemada benden başka kimsenin bir şey anladığı yok. Burada da bol bol deve gördük. Fransızlar zaten ns Mersini anladılar ve ne de maksadı yalnız develere alâkalandılar.
Bunun arkasından Ab an d gölü, yine Türkçe sözlü, daha sonra Nazilli bez fabrikası, Bursa ipek fabrikası, Adapazarı kereste fabrikası filimler! de gösterildi. Seyircilerde de artık takat kalmamıştı.
Anlamadıkları bir lisanda arka arkaya sıralanan mimlerde Mersin neresidir, nerede başladı nerede bitti, bâlâ Mersin midir, nedir bir şey anlamadılar.
Gerek Aband gölünün manzaraları, gerek fabrika detayları can sıkıcı şekilde uzun uzun ve tekrar tekrar filme a-hıunışlardı. Şüphesiz dahili turizm! teşvik için yapılan bu filimler dahilde çok İyi tesir yapabilirler. Fakat bu gibi ya- ' bancı memleketlerde hiç bir semere veremlyeceklerl bilâkis ' menfi intibalar uyandıracakla-n şüphesiz gibidir. Buna mu- , kabLI gösterilen Bulgar mimlerinde bir maksat ve ruh vardı ve İyi de intiba bıraktılar. Biz de beş filim yerine bir tek İs- 1 tanbııl filmini gösterseydlk bil- 1 hassa Fransızca sözlü olduğu j cllıetle çok daha lyl olacaktı. 1 Hattâ gönül bu gibi ve daha mühim beynelmilel gösteriler de yalnız îstanbulun tabii güzelliğine ait filimler değil, Cum- ı hurlyet devrinin memlekete ı verdiği büyük feyiz ve İnkılâp | eserlerine alt ve buğünkü Tür- ı ldyenin ileri hamlesini tebarüz ettirecek az, fakat özlü eserler bekliyor. Zira Îstanbulun tabii güzelliği asırlar boyu süren bir tabiat vergisidir. Hattâ bu filimde dahi uzun boylu Ayasof- f yanın detayları oyalandı kİ bize dahi değildir.
Ft FIRSAT
Acık Arttırma he Salı»
Yarınki pazar «ut 10 da Beyoğlunda Ayazp&şa Kamarot sokağında > KoJu İstanbul Palas aportuna-nmda 4 Öneli kat 17 NoJu dairesinde tam GUmlişsuyu askeri haatahanenin yanındaki sokakta bulunan kıymetli eşyadan, re müteahhit bay Bekir Özden Demlr'e alt açık artırma ile satılacaktır.
Modem ceviz kaplama' kaplı 6 parçadan ibaret yemek oda takımı, oevlz kaplama kaplı dört kapılı aynalı dolap, tuvalet 3 komodin, bir slfonyer, yepyeni yatak oda takımı. Maon karyola, kanape w
2 koltuk, salon yazıhane için maroken kaplı kanape
3 koltuk. Pallard markalı otomatik pikap, o ayak motörlü yepyeni halde Kelvlnatör buz dolabı. Çift çapraz büyük forma demir üzerinde Kllgmann Alman piyano. Anadolu seccadeler, elektrik avizeleri, 6 adet sofra tabak takımı, 7 lâmbalı 1841 modeli (Orlon) markalı radyo, muşambalar, astarlar ve keten perdeler. çini soba, termosfere, vazo!ar. biblolar ve saire.
PARLAK ve YUMUŞAK SAÇLAR
Son tıbbi araştırmalar neticesi, Amerikalı mütehassıslar, saçları dökülen kimselere baş açık olarak dolaşmalarını tavsiye etmektedirler. Bu suretle havada bulunan ve saçlar üzerinde kıymetli tesirleri tesblt edilen mühim unsurların, 1yi bJr saç İlâcı kullanıldığı takdirde. saçlan dökülmekten kurtardığı müşahede edilmiştir. Bu maksatla kullanılan ilâçlar İçinde en müessirinin
PETROL NİZAM
olduğu artık şüphe götürmez bir hakikattir. Saç dökülmesi ve kepeklere karşı yegâne ve mutlak tesiri bulunan
'■Pilocarplne-ı cevheri
PETROL NİZAM’ın
müessir maddesini teşkil etmektedir. Bütün eczanelerde ve parfümeri mağazalarında rarla
PETROL NİZAM
arayınız.
u-
ile seyirciler alt bir eser
Kadıköy, Bayanlar |Biçki. Dikiş, Yurdu| I Talebe kaydına başlanmış- g ■i tır. Kadıköy Altıyolağzı ■»
memurlufetın-950/943 kızı Fatma
Üsküdar icra dan;
Ahmet Tevflk kerimeye:
Çopur oğlu Alime de olan 120 Ura borcunuzu ödememeniz hasebiyle vefaen melrug Üsküdar Hacı Hasene Hatun mahallesi paşa limanı caddesinde eski 1391 yeni 30 ve yine aynı yerde eski] 14S yeni 30/32 saydı gayrı men-' küldeki 360 hissede 33 hisseniz-j i» yine 240 hissede 33 hissenizin paraya çevrilmesi suretiyle 120 Hra alacak faiz ve İcra masraf- 1 Iarının tahsili İçin alacaklınız' -- ............. I
Mam DOKTOR gHBHn
IEMIR NECİP ATAKAM g
Kadın - Doğum Hastalıktan I ve ameliyattan mütehassısı g Beyoğlu İstiklâl Cad. 403 S g kat 2. Şark Pazarı karşısı, g | Muayene: 15.30 - 19____|
■■■■ Tel: 43884 ■■CTi
emniyet cihazları bulunan 20 mil sür’atli, yüzme havuzlu ö S/S İSKENDERUN VAPURU İLE AKDENıZ GEZıSi «0» 28E«ftH
Pire, Cenova, Marsilya, Napoli, İskenderiye, Beyrut limanlarına uğrıyarak, her limanda 1-3 gün kalmak suretiyle 19 günde Akdenizin en güzel şehirlerini gezmek fırsatını kaçırmayınız.
Sayın yurttaşlara
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Kurban Bayramında teşkilâtımız tarafından toplanacak kurban derilerinin bedeli yurd müdafaasına ve hayrına çalkan burumumuzla. Kızılay ve Çocuk Esirgeme kurumlan arasında paylaşılacağından kurban vecibesini İfa edecek sayın yur adaşlarımızın derileri müracaat edecek lmnımumur, memuruna makbuz mukabilinde vermeleri ve yüzülürken mümkün olduğu kadar derilerin tulum çıkarılmasına ve dertlerin dellnmemeslne dikkat edilmesi hususunun kesenlere emir edilmesi ve kesilen deriyi kesildiği günde tesadüfen almak üzere memurumuz uğramamış İse a-sağıdaki telefon numaralarına haber verilmesin! hassaten rica ederiz. (126081
Türk Kurumu
İstanbul 20515, Galata 41508, Üsküdar 60396, Beyoğlu 41566, Kadıköy 60560. Kartal 54-54, Sarıyer 32-24, Eyüp 21312, Kü-Çlikpazar 20010, Fatih 24113.
AMERİKA _ AKDENİZ ve TÜRKİYE arasında
15 günde bir muntazam posta YOLCU ve EŞYAYİ TİCARİYE
(Baş tarafı 6 ncı sahlfede) konuda biz sadece muayyen tipleri incelemiş bulunuyoruz. Gülün dikeni, armudun çöpü gibi cemiyetin de böyle Arızalı taraflım var maalesef. Bereket bunlar, denizdeki damla gibi suyun ne tuzunu arttırıyor, ne de azaltıyor. Bert tarafta, elinde '■ id neşterle hastanın derdine çare bulan, genç kızlarımızla, D İm ve fen âlemine yeni ufuklar açmak için günlerini lâbo-ratuvar köşelerinde, mikroskop arkalarında geçiren genç kadın- j lanınız da mevcut. Kendinden faaJa sevdiği yavrusunun beşerin üstünde bu şefkatle bağrı- 1 na basarak büyüten anneleri' de unutmuyoruz.
Ahmet tarafından takip talebinde bulunulmuş ve namınıza çıkarılan relinin paraya çevrilmesi yolundaki ödeme emri durak yerinizin malûm olmaması hasebiyle tebliğ edilememiş, zabıtaca da İkametgâhınız tesbit olunamamıştır.
Bu sebeple İş bu İlân tarihinden itibaren otuz gün İçinde borcu ödemeniz va takip talebine karşı bir İtirazınız varsa yine bu müddet İçinde İtirazınızı istida veya şifahen Üsküdar İcra-aının 650/943 dosyasına yapmanız lâzımdır.
Bu müddet zarfında itiraz etmezseniz ve borcu ödemezseniz yukarıda mezkûr arsalardaki rehinli hissenizin «atılacağı Ödeme emri tebliği yerine kaim olmak üzere keyfiyet üân olunur.
Satılık Dükkân
Kuzguncukta İskele çıkış kapısı karşısında 55/59 No. iki (lukkân ve kapı aralığı arsaslyle birlikte satılıktır. Müracaat: Üsküdarda Hâle Sineması karşısında Güven Terzihanesi sahibi ■■■ Mehmet- Kâzım.®"®
SATIŞ İLÂNI
İstanbul dördüncü icra memurluğundan: 950/2120
Mahcuz olup paraya çevrilmesine kfuar verilen büfe, Frtgl-dalre marka buz dolabı, radyo ve pikap, saat ve masa 28/9/950 tarihine rastlayan perşembe günü saat 10 dan 11 e kadar Beyoğlu Yeni Çarşı caddesi sayılı apartmanda hazır nacak memur tarafından arttırma İle satılacağı ve hammen kıymetin % 15 bulmadığı takdirde İkinci arttırmanın 30/9/950 cumartesi günü aynı mahal ve saatte yapılacağı İlân olunur.
208/1 bulu-açık mu-şlni açık
H«1J Tasfiyede Yapı Malzemesi Türk Anonim Ortaklığı Tasfiye Memurluğundan:
şirkete ait deri kaplama yazıhane, kanape ve kottuk ve kristalli yazı masaları ve iskemleleri ve diğer büro mobiiye-lerl He ütü, vantilatör, alafranga kahve pişiricisi, elektrik ocakları ve Zals marka gözlük camlan ve madeni çakmak ve İskemle akşamı ve numunelik elektrik malzemesi ve eskrim aletleri ve sair ticari eşya tasfiye münasebetiyle 29/9/050 tarihine müsadif cuma günü saat 11-13 ve 14-18 aralarında şirket merkeainln bulunduğu Galata. Bankalar eaddcsl Nazlı hanının ikinci kalında peşin para mukabilinde pazarlıkla satılacağından talip olanların belli gün ve saatte satış yerinde bulunmaları ve verilen bedel tasfiye menıurhığuuca münasip görülmediği takdirde satış mecburiyeti bulunmadığı ilan olunur. Tasfiye memuru Avukat Hayati Barba r osoğ lu
riilll nilfl/r Vapuru. 19 Eylül 1950 de Umam-1
FMİVlft Kû KKr mıEda 7e 22 Ei’hd
L Ilı İri H UnllIlL 950de eşyayı ticariye ve yolcu I alarak PİRE. NAPOLİ. CENOVA- NEWYORK. FİLÂDELFİYAİ BALTİMORE ve BOSTON limanlarına hareket edecektir 1
Türkiye için umumi Acenteleri
Antalya Umumi Nakliyat T. A. Ş.
Vapur acenteliği servisi - Sirkeci. İstanbul Tel: 24220
_ Müsay®tiie ile satış _
YENİ EV KURANLARA BÜYÜK FIRSAT
17/Eylül/lS5O pazar günü saat 10 da Osmanbeyde Halaskar Gazi cad. 255 No.lu Vensan Apt. 1 nel kat, 2 numaralı dairesinde mevcut ve muhitimizde tanınmış bh aileye ait tekmil eşyalar, biblolar, tabak takınılan ve kıymetli Acem halıları açık arttırma ile satılacaktır. Aşağıda tafsilâtım okuyunuz. Gayet İyi halde tnglllz modeli eski Psaltl mamulâtı aynalı ve şlfonlyerll çift yataklı yine uygun klâsik yalak oda takımı. Fevkalâde gilztl ve yeni halde oymalı divan ve koltuklar. Disk dolabı, komod, orta ve sigara masaları. Avrupa mamulâtı iki kapılı yeni halde nadir bir dolap, ayrıca Lake ve şifonyerll dolap, Ingiliz mamulütı bir çift kusursuz Bronz karyola, kauçuk divan, elektrik avizeler, 7 parçadan İbaret Thopet Viyana minyon salon takımı, »engin bir portmanto, divan, kanape, vitrlnll demir kok sobası ve saire ve saire. 92 parçadan İbaret İcabında 18 kişiye yemek verilir. Rozen-tal ayarında Convrald markalı komple ve kusursuz tabak takımı, kristal likör takımı ve pasta tabakları, Lamp abajurlar, sayısız servis parçalar. Sürahiler, çay takımı, mezelikler, mutfak takımları ve hayli sayısız bir çok parçalar. 15 lâmbalı ve pkkaph otomatik emsalsiz pek nadir rastlanır Amerikan mobilyalı R. S. A. Viktor markalı .radyo. Kayseri. Tebriz ve saire kıymetli seccadeler, hakiki Amerikan malı valiz gardrop ve ufak valizler. Tafsilât Ella Behar. Sil Terazi ?Oka k 12 Beyoğlu.
[-RAHAT BİR UYKU-t
Vücud yorgunluğunu gidermekle beraber clldtekl İzleri I tamamen izale edemez. Yatmazdan evveî hafit bir tabaka ■ KREM PERTEV sürülmüş olan bir yüzde, çizgilerin mahsus V bir derecede zail olduğu görülmektedir.
ZAYİ — t T, Ü. inşaat fakültesinden aldığım şebekemi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Sınır m, No. IM9 Ali C’evat Taluv
Zayi — Selçuk Akşam Kız Sa nat Okulundan 1944 ders yıh sonunda almış olduğum diplomayı kaybettim. Yenisini alacalımdan eskisinin hüknıfl ynfctur.
SabahaI İsbîüer

Sahife 8
AKŞAM ____==^=—===
lfl Eylül 1950
MİK
BTA
akümülatörleri
HER MARKA OTOMOBİL, TRAKTÖR ve DENİZ MOTÖRLERİ için her ölçüde YENİ BİR PARTİ AKÜMÜLÂTÖRLERİMIZ geldiğini ihtiyaç sahiplerine bildiririz.
YAKUP SOYUSENÇ
Karaköv Palas karşısında No. 86. Galata - İstanbul. Tel: 42046
Mm» NİŞANTAŞI — ÖZEL
YUVA - İLK I C I k I İ Q F Q İ EATILI - YATISIZ ORTA - LİSE İV’’' L I 3 U □ I ERKEK - KIZ (ESKİ F E V Z İ T E )
Yabancı dil öğretimi ilk kısım 3 üncü sınıfta başlar. Kadrosu müsait sınıflara her gün saat 9 İle 17 arasında kayıt yapıla. Arzu üzerine prospectüs gönderilir. Tel: 80879.
rÜRK LİRASIDIR.
NİK
TEKTAŞ TEKNİK VASITALAR TİCARET T.A.Ş.
Beyoğlu, İstiklâl caddesi No. 103 - İSTANBUL
Telefon ; 4 I ft6 9 Telgraf: VASITALAR" - İstanbul
Hakiki 5 tonluk kamyonlarımız gelmiştir. Teslimata başladığımızı sayın müşterilerimize bildiririz.
8 7^00
SATIŞ flATI
W 1950 Modeli
'AUSTİN

™ 0ST0KLAL LSSE 50 EX j
Kayıtlara devam edilmektedir. Eski öğrenciler kayıtlarını yenliemelidirler. Tarifname gönde* | ■IRW M II ■■ llıiTf rlllr. Şehzadebaşı - Tel: 22534
BAHÇEKAPI — BEIOÖLl) — KARAKÖV — _____KADIKÖY — MISIR: ELKAHtRE_ ___ BİÇKİ ve DİKİŞ YURDU _ üINA FIEÇÂROPUH
Kayıtlar başladı. Pazardan başka her gün saat 10 dan lfl ya kadar Galatasaray. İstiklâl Cad. Kurtuluş Apt. No. 285 3/6. Tel: 43222, 2 Ekini Pazartesi kurslar başlıyor
— Ni
Aile Biçki - Dikiş Yurdu talebe kaydına başladı
I Yıllarca Yurd İdare etmiş olan NİMET ERİM, tecıübesl I ve en ileri metodu İle biçki, dikişi talebesine kolaylıkla öğ-I retlr. Milli Eğitimden tasdikli diploma verilir. Adres: Be-^Htt^^^nüNedln^addeslNoi6^BaşaranAp_^^^^
ERİ
İlk — Orta — Lise
Z.YENİ- KOLEJE
RESMÎ MEZUNİYET İMTİHANLARINDA
Sağladığı başarının ilk kısmında yüzde 100, Lisede 7 1 - 8G nlsbetiııdç olduğu Eğitim Müdürlüğündeki kayıtlarla sabittir. İNGİLİZCE ve FRANSIZCA öğretimine fazla ders saati tahsis eder ve çok önem verir. Ciddiyeti, müşfik terbiye usulü. İntizama riayeti gıda ve sıhhat işlerindeki titizliği ile tanınmıştır. RESMÎ OKULLARA MUADİLDİR. Leyli tesisatı mükemmel ve binaları kaloriferlidir. Yalnız sınıflarını PEK
IYI GEÇENLERE TENZİLÂTL YAPAR. __
Taksim; Sıxat>eİVÜer 86 —Telefon: 41159 aM&IBfiae
Uzun zamandanberl sabırsızlıkla beklenen
Hassas Otomatik Teraziler gelmiştir.
SAHİ BiNiN SESİ
VAHRAM GESAR ve ORTAKLARI İstiklâl Caddesi. 302, Beyoğlu — İstanbul
BİR tüb
RÜZGÂRLARIN
GÜNEŞİN
TAHRİBATI
ÖNLER
_ SAYIN HALKIMIZA —e
ZİYA BOYER ECZANESİ
Reçeteleriniz tanınmış fabrikaların saf ilâçları ile itinalı olarak yapılır. Yerli vte ecnebi müstahzaratın muhtelif şekilleri enirinize amadedir. ZİYA BOYER ECZANESİ Karaköy, Tünel yanı
RADYOLİN
LEYLİ TALEBELERE MAH5U5 BEYAZ E5YA SERGİSİ 7AHARİADİÇ


diş macunlarına konan
Meşhur
f..:;!;/üF-.iı,:, ■ .- « .4
Jtieant
Nâne esansı nedir?
Hususî surette yetiştirilen nâne filiz yapraklarının imbikten geçirilmiş ve imbiğin yalnız orta kısmından çıkan Dünyaca meşhur
PROTEJİH
Frengi ve Belsoğukluğunuo teminatlı bir koruyucusudur.
DERMOJEN
Yanık. Ekzema ve çili yaralarına fevkalâde iyi gelir.
«a «A
Çarşısına girince No. da bulunur.
Bu meyanda hususi yazlık ambalaj içinde tuzsuz tereyağ ve taze Kars balf da emrinize
MERKEZ BAKKALİYESİ. MI5IR ÇARŞISI İÇİ No. t? - Telefon, 285S3
lürkiye imar bankası
Sermayesi: 1.500.000 Tl.
Kuruluşu: 1928
Yenipostahane arkasında Aşlretendl Caddesi No, 35 - 37 Vâdcsh Tasarruf Tevdiatına % 4,5 Vadeli Tasarruf tevdiatına % 6
Faiz verir şı vâden mevduat faizleri arzu edenlere aylık

Comments (0)