i
Küçük ilânlar
AKŞAM
Sene 32 — No. 11442 — Fiatl: her verde 10 kuruştur.
PERŞEMBE 17 Ağustos 195Û
Paul Reynaud üçüncü
dünya harbindenkorkuyor
Fransız parlamentosunun acele toplantıya çağırılmasını istedi
Attlee Ingiliz parlamentosunun vaktinden evvel toplantıya çağırılmasını kabul etmedi
Paris 17 (R) — Slrasburg'ta-kl Avrupa Birliği toplantılarında Fransız delegesi bulunan eski Başbakan Paul Reynaud. Başbakana gönderdiği bir mektupta Fransız parlâmentosunun acele toplantıya çağırılma-sını istemiştir. Buna sebep olarak mecburi askerlik müddetinin görüşülmesi lüzumunu ileri sür-yor. Eski Başbakana göre bir senelik talim müddeti kâfi değildir. Mütehasssdar bunda önleşiyorlar. Bu sebeple esker-lik müddetini uzatmak lâzımdır. Diğer taraftan parlâmento müşterek Avrupa Müdafaa Bakanlığı teklifini görüşmelidir.
Parlâmentonun normal olarak 17 ekimde toplanması lâzımdır. Eski Başbakanın müracaatı hakkında henüz bir karar verilmemiştir.
BUĞUN 6 İNCİ SAYFAM'
KADIN MODA
Sahibi: Necmeddln Sadak — îazı islerin] fiilen İdare eden C, Bildik — Aksam Matbaası.
Doktorlukta terakki
Sunî böbrek yapıldı, yeni ilâçlar bulundu
New-York 17 (Nafen) — Amerikan tıp âleminde yeni İlâçlar bulunduğu ve yeni keşifler yapıldığına dair aşağıdaki malûmat verilmektedir:
1 — Mew-York şehrinin tanınmış hastanelerinden olan Bellevue müesseseslnde vücut dışından İstifade edilmek üzere sun'l bir böbrek İmal edilebildiği bildirilmektedir.
2 — Comelle Üniversitesi dok torlarından bir grup mide kanserlerinin yeni bir usulle tespitini sağlamışlardır. Bu yeni u-sulde mideye İndirilen ucu İpek saçaklı bir lâstik boru çıkarıldıktan sonra mikroskoplk tet-klkat ve hususi bir solüsyon va-sıtaslyle kanser mevcudiyet ve ya ademi mevcudiyetini belirtmektedir.
3 — Bir sene evvel Dr. F. G. Balke tarafından bulunan ter-ramycln adlı İlâç penisilinin tedavi edemediği hastalıklara İyi gelmektedir.
4 — Şeker hastalıklarında kullanılan ensülin yeni bulunan cortison İle birleştirilerek roma-
Paris 17 (R) — Eski Başbakan Paul Reynaud Dünya vaziyetinin çok karışık olduğunu pau| Reynaud, Strasburg toplantısında nutuk söylüyor söylemekte ve üçüncü Dünya I harbinin patlamasını mümkün partileri Dünya vaziyeti dolayı- Dün 18 aylık talim müddetinin görmektedir. Bu sebeple Batı devletlerinin vakit kaybetmeden müdafaa hazırlıklarına hız vermelerini istiyor. Bu fikri mübalâğalı görenler bulunmakla beraber eski Başbakanın mütalâasına İştirak edenler de çoktur.
İngiliz parlâmentosu
Londra 17 (Rı — İngiliz parlâmentosu 2 eylülde toplanacaktır. Muhafazakâr ve Liberal o tarihten evvel hazırlayamaz. 6 ay talime çağırılacaklardır.
sile parlâmentonun, daha evvel1 uzatılması görüşülmüştür, toplantıya çağmimasmı iste- Amerika ve Norveçte “J’’"'?!«• BM»»»»" Kcryortt it (R> - A™r!k.d.
MuhMa.akAr p.rL lMe»« „ . tl Bencler
Churchill ve Eden İle Liberal - ..... ...
pat'tl lideri Dovlss'i kabul etmiş. I kendilerini dinledikten sonra 12 eylülü parlâmentonun toplan-I ması İçin en müsait tarih telâkki ettiğini söylemiştir.
Tlnıes gazetesine göre hükû- . __ .
.met tekrar silâhlanma plânım kullanmağa hazırlanmak üzere
Son haberler
Vichy, 13 Ağustos
Haftalık bir gazete. Fran-sanm ileri gelenlerinden 50 kişiye sormuş: «Harb olacak mı, olmıyacak mı?» Cevap verenler arasında M. Reynaud, Daladier gibi devlet adamları, edebiyatçılar, tiyatro ve sinema artistleri, büyük terziler var. Fikirler, mizaca göre değişiyor. İyimser olanlar gibi kötümser görünenler de mantıklı delillere dayanıyorlar. Meselâ eski Başbakan Reynaud, harb olacaktır, diyor. Gene eski Başbakan Daladier o Hayır» cevabını veriyor. Demek ki politika muadelelerinde «malûm» 1ar «meçhuller» den çok azdır, bundan dolayı ölçüler değişiyor ve akıl için yol bir olamıyor. Dikkate değer eğlenceli nokta, harb korkusunun yayılmasında menfaatleri olmıyania-nn harbe İnanmamalarıdır. Meşhur kadın terzileri harbe hiç ihtimal vermedikleri gibi, Deauville sahibi de böyle bir felâkete asla akıl erdirmiyor. Bunlar yabancı turist parasiyle yaşı yan ticaretlerdir, Harb havası da Amerikalı turistleri kaçırıyor.
Bununla beraber Fransa-da bu yaz büyük terzilerin, az satış yaptıkları için, müşterek bir teşebbüsle (20 bin -40 bin frank arası) ucuz kadın elbiseleri çıkarmak zorunda kalmalarına, karşılık oyun gazinoları her yıldan
göre 522 mil-314. mil----------------------- En hafifi Vichy’dir. Bu yaz ilk1
fazla gelir sağlamışlar, gazetenin yazdığına Fa irse yakın Enghien milyon, Deauville 423 yon Nice Gazinosu Cannes 189, Evlan 100 yon frank kazanmışlar.
Koreye gidecek Tugay
Izmirden hareket eden birlik Ankarada hararetle karşılandı
Ankara 18 — Koreye gidecek
reated by free version ol
!Ç,R ' lu8«ya dahil kıtalar Ankaraya
' '......... ’ İz-
mlrden hareket eden birlik şehrimize gelmiş, hararetle karşılanmıştır. Tren hediye edilen karpuzlar ve üzüm küfeleriyle dolu İdi. Gelenlerin bugünlerde umumi sağlık muayenesi yapılacaktır,
İstanbuldan katılacak erlerin sıhhî muayeneleri deniz hastanesinde yapılıyor.
lanılmaktadır. 5 doktor yapmış geimege devam ediyorlar, nlrlnlrlnrı tnnriîholprln mııvatfsı-_I_(_______.... __ L,..(
oldukları tecrübelerin muvaffakiyetli neticelerini bir tıp mecmuasında neşretmlşlerdlr.
Bir hürriyet kahramanı
Eyüp Sabrı bey vefat etti
Izmirden An karaya gelen erle»
İzmir'le vagonlara yazılan yazılar
İzmir 16 — Koreye gönderilecek savaş birliğinin tzmirden hareketi sırasında vagonlara «İnönü! Sana lâyık evlâtlar olmağa gidiyoruz. Senin İzinde yürüyoruz. İnönü'yü örnek alıyoruz» gibi bazı İbareler yazılmış Olduğu görülmüştür.
Yapılan tahkikatta, bunlun
yazanların muayyen maksatlarla hareket eden bazı şahıslar olduğu ve hâdisenin ordu men-suplarlyle bir alâkası bulunmadığı anlaşılmıştır. Neteklm C H. P. organı gazeteler bu haberi «Gurur verici tezahürler» başlığı altında büyük manşetlerle yayınlamışlardır.
Bu gazeteler hakkında tahkikat açılmış ve takibata başlan-•nıştır.
hususi taburlarda mecburi ta-
1 Hm göreceklerdir. Truman bu husustaki lâyihayı kabul etmiştir,
Norveç'te 1B bin kişi talime ç ağırı! m ak tadır. Martta terhis edilenler, Amerikan silâhlarını
mış. Bunların yüzde doksanı yabancı parasıdır ve dövizdir.
Harb ihtimali az çok işlere zarar vermiş olacak ki bu sene bütün su şehirleri ve zengin plajlar hic görülmedik bir reklâma girişmişlerdir. Filân yere gelecek hafta M. Churchill’in istirahate geleceği, Ağa Han He gelini Rita’nın falan otele inecekleri, sinema yıldızı bilmem kimin şu plajda denize gireceği, Hintli Mihracenin gazinoda bir milyona kâğıt çektiği her gün gazetelerde ballandıra tellendire, uzun Uzun yazılıyor. Bu çeşitli
(Arkası sahlfe 2; sütun 1 de)
Türkiye ■ Ingiltere
Strasburg’taki işçi heyeti başkanının demeci
Strasburg 17 — Türk başkanı Ekrem Üstünda!* Avrupa lstlşarl asamblesindeki bazı heyetler şerefine fet vermiştir. Ziyafet lak olmuştur.
İngiliz İşçi heyeti Ingllterenln müttefik
Türklyeye karşı bağlılığını bu parlak ziyafet esnasında teyit i etmiştir.
heyeti
bir zlya-çok par-
başkanı, ve dostu
Nccnıeddin SADAK
Eyüp Sabri bey
Kore harbi
Amerîkalılar karşı taarruza başladılar
Nevyork 17 (R> — Koredekl Amerikan kuvvetleri Naktung nehri üzerindeki üç komünist köprü başına taarruza başlamışlardır. şiddetli bir topçu 3-teşlnden sonra Tiung'un güney batısındaki köprü başına taarruz edilmiştir. Hava kuvvetleri taarruzu desteklemiştir. Komünistler burada çekilme hare-
Meşrutiyetin İlâm aralarında ketl gösteriyorlar dağa çıkan hürriyet kahraman-^ aüney Kore birinci tümeni lanndan Eyüp Sabri Akgölün yapUft| blr taarruzla 3 kUomet. bir mü dde «enberi r~——«-
bulunduğu karaciğer kanserin-1 den kurlulamıyarak dün saat 19,15 te hayata gözlerini yumduğunu teessürle haber aldık. Merhum 78 yaşında İdil. Cenıı-zesL yarın Teşvlkiyedekl evinden kaldırılarak Hürriyeti Ebediye tepesine defnedilecektir.
Eyüp Sabri bey 10 temmuz 1908 hürriyetinin ilânında Manastırda Tatar Osman paşayı dağa kaldırmış, Hareket ordusu İle İstanbula gelmişti. Bilâhare. Milli Mücadeleye de katılmıştı. Son senelere kadar Erzurum milletvekili İdi.
Ailesi erkânına taziyelerimizi
1 sunarız.
mustarip re |let.I{>rrılg Naktung'un doğu-ican«Arin- sundajjj tepeleri ele geçirmiştir.
Emniyet müdürü Ankara’dan dündü Bir kaç gündür Ankarada içişleri Bakanlığı ve emniyet u-mum müdürlüğü ile temaslarda bulunmakta olan emniyet müdürü Kemal Aygün bu sabahki ekspresle şehrimize gelmiştir.
İl
Cumhurbaşkanına mülâki o'arak tersaneleriçezecekler
Başbakan ve Dışişleri Bakanının Bulgar notası hakkında demeçleri
Başbakan Adnan Menderes'le Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü bu sabah motorle Gölcüğe glt-| mişlerdlr. Orada Cıımhurbaş-1
Kadın polisler sataşanlara karşı mürekkepli tabanca kullanacaklar. (Gazetelerden)
kanına mülâki olarak hep birlikte Gölcük tersanelerini gezeceklerdir. Hükümet, tersanelerl-‘ (Arkası sahlfe t; sülün 1 de»
Diyanet işleri reisi vilâyette

Susuz Bebek
—I.uuj uu. ou yaz UK ı . |1.......
aylarda 50 milyon gelir yap-|Dİ*anet ,§,cri Keis* Va,i ve Belediye Reisi ile görüşüyor (Yazısı 3 üncü sahifemizde) ıuı?
Bebekte oturan mütevazı ve mutedil düşünceli bir o-kuyucumuz diyor ki: «İstanbul un ya gelecek sene veyahut Fetih yıldönümünde bol suya kavuşacağı ve her yerde akar çeşmeler, parklarda havuzlar, suni nehirler yapılacağı ümidini beslemekten ve «bu ümitle teşyi-i hayat etmekten» bir an hâli kabnıyalım ve Bebekte ve kim bilir daha ne gibi senitlerde çekilen su sıkıntılarını lıoş görelim. Fakat bizim semtte suyun bırakılacağı saat asla belli değildir. Bu gece varışından üç saat sonra olduğu gibi, sabah olurken de vâki olabilir. Bu toplamak için ev halkının nöbet beklemesi lâzım geliyor. Acaba bütün fennin icaplarını mükemmelen bildiğinde şüphe olınıyan Sular İdaresi, bu su salmayı muayyen saatlerde yapsa, bizler medeni bir şehirde oturduğumuzu bir an unutarak o lûtfa karşı da minnettar olacağız.»
Biraz vakitten, saatten anlamağa başlasak nasıl o-
M

Yargıç — İnkâr ediyorsun ama suratındaki karayı ne yapacaksın?.,.
Sanık — O ondan değil sayın yargıç, affedersiniz, söylemesi ayıptır. Annem bana hâmileyken pestil çalmış da.
ıf Ağuslus İİIÛU
Kütüphane
S ab ah Gazeteleri Ne Diyor 2
D ta btr dostum geldi Yazdığı bir esere hazırlık olmak üzere bir müddet Beyazıt’taki Belediye Kü-tHphanMdna devam ctınlş. «Bir hafta kadar gittikten sonra tetkiklerim aona ermediği halde kütüphaneye abramaktan vMgeçtim, dedi, bir kere rahat çalışılamı-ror. Bu rabatsrzhjjtfi ballıca sebebi oturulacak sandalya-lardır. Hepsi gıcırdıyor son derece rahatsız. Kütüphane sonu gelmez bir gıcırtı İçinde. Masalar tozlu, insan ae de olsu çakşırken blras konfor İstiyor. Fakat bıı tb-tıatmzlık bile nihayet tahammül edilir bir şeydir. Ben asıl kütüphanedeki memurlardan utanarak bir hafta sonra uğramamaya karar verdini. Ne saman gelip saıı-dalyaya otursam, memurlar «Bu adam yine nereden çıkıp geldi? Başımıza kim Wr yine ne rahmetler açacak! Kim bilir lıangi kitapları, lıangi koleksiyonları çıkarttırıp masanın Üzerine yıldırtacak! Nereden musallat oldu bıı »dam kütüphaneye?» der gibi bakıyorlar. Kütüphaneye hiç kimse gelmese mesud olacaklarmış gibi bir halleri var. Bir hafta kadar kütüphaneye devam ettikten sonra, sırf onları mesud etmek İçin tekrar gitmekten vazgeçtim.»
Bu samimi İfade, kütüphaneciliğimkde nelerin noksan olduğunu ögstermesl bakımından şayanı dikkattir. S.ıntİHİva rahat olmazsa kimse kütüphanede saatlerce oturamaz. Üstelik memurlar da kitap okuyandan hoş-Innnundarsa okuyucu hangi cesaretle kütüphaneye girsin’ Halbuki bizim, küphaneye adam sokmak İçin çığırtkanlar tutmamız lâzımdır. Şevket RADO
Orduya siyaset sokmak isteyenler CUMHUKİYKTte Abtdln Pn ver bn başlıklı inak sininde İz-ır.lrden Korey» gldeoek (nğay ayrılırken trene aslan levhalar arasında «İnönü iann lâyık ev-llldlat olmağa gidiyoruz», «Adnan Menderes sen döşün» gibi ti y asi mahiyet ve mân» taşıyanlar da baloncuğundan bahisle diyor kİ:
«Koroya müretteb birliğe iltihak İçin İzmlrden Ankaraya giden erlerimizin trenine bu yazılan yazan ve levhalfu-j lisanlar kimler olabilir? Ikl İhtimal hatıra geliyor:
1 — Mtllrit ve yaptıkları İşin vahametini İdrak edemlyecek kadar kısa düşünceli bazı Cumhuriyet Halk Partisi mensuplan;
3 — Orduya siyaset sokmak
duyu politikaya karıştırmak 13-tiyenlcrln «Mİ un d inim asuu İsteriz.»
Hava kurumu fi'osu
Devredilecek fabrikalar
Şükrü Sokmensüer hakkında tahkikat yapılıyor
Hava Kurumu Başkanı Şükrü Siîkmensüerln istifa ettiğini ve İstifasına sebeb olan hâdisenin tafsilâtım dûn yazmış tık.
An karadan verilen malûmata göre, geri dönmesi emri verilen Hava Kurumu filosunun bugün Poçu vilâyetlerinden Ankaraya dönmesi beklenmektedir. Yine bu malûmata göre. Hava Kurumu Başkanı şükrü sökmen-«fier hakkında Adalet Bakanlığınca tahkikat açılmıştır. Diğer taraftan İçişleri Bakanlığı da tahkikata başlamıştır, Bakanlık. .Milli «eı . İbarelerini taşıyan beyannamelerin ne şekilde dağıtılmış olduğu hakkında vilâyetten malûmat istemlş-
İşletmeler Bakanının demeci
Şehrimizde bulunan İşletmeler Bakanı Muhlis Ete. beyanatta bulunarak, hususi teşebbüse devredilecek devlet fabrikaları mevzuuna temas etmiş, Sümerbank fabrikalarının hepsinin satışa arzedlleceginl söylemiştir. Bakan sözlerine şöyle devam etmiştir:
c— Halen Bursadakl Merinos kumaş fabrikasına 2 talip vardır. Blalndlğ! gibi Merinos fabrikası. kuruluşunda kabul edilen nizamnameye göre ancak anonim şirketlere satılabilir. Bu ha susta yapılan tetkikler ilerlemektedir. Pek yakında bu fabrikanın maliyet değeri ile bugünkü değeri alıcılara bildirilecektir.»
¥
Gevşekliğin cezası
YENİ SABAH bu başlıklı makalesinde diyor ki:
«İzmir'den hareket eden kıtalarımızı taşıyan vagonlara çok garip cümleler yazılmıştır: «tn-önünün İzinde yürüyeceğiz, tn-önüye lâyık evlâdîar olmağa çalışacağız.»
Bu gibi gösteriler, çok köhne bir dlkte-törJük zihniyetinin, geç kalmış hortlamalardır. Ayrıca Türk orduyu, bugüne kadar htr türlü flya.%1 tezahürlerinin dışında kalmış sırf askeri kudsal vazifesini yapmakla İktifa etmiş İd). P.alk Partisi İktidarda İken, şu veya bu şekilde, orduyu politikaya filet etmek Istiyen bedbahtlar çıkarsa onlara kar-• — vıuuj» oun,..».. S1 en £(?rj cezalar verilmek mu-
it askeri ihtilâl ve isyanlar çı-fkarrerdl. şimdi nc oldu da bu karmak suretiyle milli birliği1 demir irade gevşedi ve «paşıkâr parçalamak, memleketin huzur foyle ^yasl mahiyette yazılar ve sükûnunu bozmak Istiyen müfsid ve hain komünist beşln-ol kol ajanları.
Har İki İhtimal de varld olmakla beraber kanaatimizce İkinci şık daha kuvvetli görünüyor. O yazıları ve levhaları, askerlerimize atfetmenin tama-mlyle yanlış Te yersiz hattâ teli tikeli olduğunu bir defa daha kaydettikten sonra, bu İşi yapanları hükümetin esaslı surette tahkik ettirerek meydana çıkarmasını diler; orduyu Bİyaset yapar göstermek ve böylece or-
yazılmak cüreti gösterilebiliyor?
Bizce bunun sebebi kabinenin (Devri sabık) yar atmama İr formülünü çok garip bir mânada anlıyarak, «kİ binanın tek bir taşını bile yerinden oynatmak istememesidir. Bütün eski şebekeler yerli yerlndedlr. Bu şartlar altında en tatsız İmkân ve İhtimallerle bir gün karşılanacak olursa hiç de heyret etmemelidir. Hem mlJlctlerarası en karışık ve gergin günlerde Ya-
lovb İçtimaları ne oluyor? Hii-Ikûmet merkezînde ciddi çalış-
mok vakti gelmedi mİ? Teşkilât, umum müdürlükler, dosyalar, raporlar Ankflradfldır. Su şehrinde ağır memleket dâvaları konuşulabilir mİ?»
* Demokrasi vazifelerimiz
Habîb Iılib - Törcbmı YENİ İSTANKl’I-'ıl» demokrasinin halk lılaresi, keyfi hareketlere nihayet vermek dernek olduğunu. usul ve nizamlara riayet etmeyen İnsanların demokrat memleketlerde cördüıkicri cezalanıl dalın a fır okluğunu, bizde bunun bilhassa seviyesi düşük olanlar arasında haşka telâkkilere sebep olduğunu kaydettikten sonra diyor ki:
«Şimdi bu hallere nihayet ver mek İçin İdare cihazımıza büyük vazifeler terettüp eylemektedir. Kamın ve nizamlar dahilinde hareket etlen bir vatandaşın hürriyetini her şeyin üstünde tutmak ve ona riayet eylemek İdare âmiri ve memurlarımızın en mühim bir vazifesi olduğu gibi kanunlarımıza riayet etmeyen ve başkalarının hukukuna tecavüz edenlerin de en şiddetli bir surette ve kanuni olarak ceza görmeleri demokrasimizin kuvvetlenmesi İçin çok lâzım olan bir şeydir. Buna riayet edilmediği ve bu hususta-bir az zaaf gösterildiği zaman demokrasinin mevcudiyetinde tereddüt husule gelir. Çünkü demokrasi nizam ve intizamı emreder,»
neticeleri anlaşıldı
Ankara 18 (A.A.1 — Adalet Bakanlığı geçim Bürosundan muhtar seçimler! hakkında verilen resmî neticelere göre: Kü-' tahya merkezinde 14 D. P., Tav-I ganh merkezinde 3 D, P., 2 O. H. [P., Emet merkezinde tamamen D. P., Gediz merkezinde 4 D. P,, Û C. H. P., Altınlaş merkezinde 1 tamamen C. H. P., Sütçüler i merkez ve köylerinde 23 D. P., 3 C. H. P., 3 bağımsız, Kars merkez ve köylerinde 42 D. P., 58 O. H. P., 4 bağımsız. Klrdağ merkez ve köylerinde 35 D. P., 10 C. H. P., 5 bağımsız, Tugrulda 34 D. P., 15 C. H. P., 5 M. P., Alaşehir köylerinde 45 D. P„ 35 C. H. P., Van ve merkez köylerinde 22 C. H. P„ 14 D. P._ 42 kanşık, 33 bağımsız. Erciş merkezinde tamamen C. H. P. seçimleri kazanmıştır.
Şikâyetler
Birinci ağır ceza mahkemesi başkanı Nefl Demhiloğlu, on üçüncü asliye hukuk hâkimi Sabri Alnüyek ve dokuzuncu asliye ceza hâkimi Seyfeddln U-ğurdan mürekkep adli kurula, muhtar seçimleri hakkında yapılım itirazlar 10 u bulmuştur. Bunlann ekserisi, Seçim Kanununun 3 üncü maddesi gereğince muftar seçiminde İhtiyar heyetine seçilebilmek İçin o mahallede en aşağı 1 yıl oturmuş bulunmak şart olduğu halde, bu şartı haiz olmıyanların da seçllmo İşine Iştlrâk etmiş bulunduğu şeklindedir.
Adli kurul, bu İtirazları tetkik ederek lcab eden karan verecektir.
Ur
Kuşetli vagonlar
Ankara 37 (Akşam) — İstanbul ile Ankara arasında işleyen ekspreste tatbik edilen kuşetli vagonların halk arasında rağbet bulması haseblle Devlet Demiryolları genel müdürlüğü bu vagonların diğer hatlarda da kullanılması İçin hazırlıklara başlamıştır. 20 ağustostan İtibaren Samsun ve İskenderun hatlarında da kuşetli vagonlar kullanılacaktır.
Devîet teşkilâtındaki komünistler
Marshaîl yardımı
951 yılı büiçesi
Suriye hududu
Çalışma Bakanı
Dün mensucat iş verenler mümessilleri! e görüştü
Başbakan
(Baş tarafı 1 inci sahi rede) miri modem harb gemileri İnşa edebilecek bir hale ifrağ azminde olduğundan, yapılacak bu tetkikler neticesinde İnşaat Lşl koordine edilerek hükümet fab-rikalarlyle işbirliği temin olunacaktır.
Son haberler
(Baş tarafı birine) »ablfcde) eğlence yerlerinde «gala» gecelerinin zenginliği ve İhtişamı, hazır bulunan Altes’-ler, Prensler, Kont ve Düşeslerin isimleri, kürkleri ve mücevherleri, laman ve ahval İle tam tezat teşkil edecek sanki bir istihza gibi, akıl ermez bir cömertlikle — reklâm olarak — boyuna teşhir edilmektedir. Demek ki bu çeşit hayatın meraklı-lan ve düşkünleri çoktur.
Vlchy, bu balamdan züğürttür. Çoğu Fransız olan hastalarla doludur. Merakla seyredilen tek şahsiyet, Hln-dlçlnl Kıralı Bao Da! olmuştur. Memleketinde komünistlerle harb varken Majestenin Vichy’ye gelişi bazılarınca iyimserlik alâmeti Bayılmıştır.
Vlchy’nln bağlı olduğu tl Meclisi Başkanı ve refikası nezaket eseri olarak biri, civarda bir şatoya yemeğe davet ettiler. Yemekte bazı yabancı şahsiyetler, Fransız mebus ve Ayanı vardı. Konuşmalar, pek tabii olarak ahval Üzerinde idi. Ekseriyet harbe İhtimal vermiyordu. Otelde sofra komşumuz, ve kendisini vaktiyle Cenev-rede Milletler Cemiyetinde tanıdığım ve şimdi La Hayc Adalet Divanı Başkanı olan İL Gerero buraya gelmeden önce muhtelif memleketler ricali ile temas ettiğini ve bu yıl bir dünya harbine İhtimal verilmediğini söyledi.
Vlchy’den ayrılmadan önce, «on günü, vereceğim haberler bunlardır.
Necmeddin SADAK
Bunlara karşı harekete geçilecek
Ankara 18 (Hürriyet) — Bir taraftan Adalet EaltanLığmda, komünistlik tahrikâtı yapacaklar hakkında yeni cezai müeyyl- 1 deler teshiliyle meşgul olunurken, diğer taraftan bütün devlet memurları arasında komünist olarak tan inmiş olan kimselerin durunılarlyie çok yakından alâkadar olunması ve takibata geçilmesi İçin bazı hazırlıklar yapılmaktadır.
Bu mevzu etrafında kendisiyle | görüstügllm yüksek salâhiyet sahibi bir sat bana şunları söyledi:
(— Türk milleti, bugün, büyük bir tehlike İle karşı karşıyadır. Bu tehlike karşısında u-yanık olmak .her Türk için bir vatan borcu haline gelmiştir. Yeni hükümet, memleketin çok kritik zamanlar geçildiği bugünlerde komünizm İle mücadeleye kat! karar vermiştir, Ancak bu mücadelede tutulacak tek yol, komünistlik şüphesi altında bulunan kimseler hakkında kati delil re emarelere sahip olmaktır. Hükümet, fikir ve vicdan hürriyetini istismar eden vatan, hainlerinin mevcudiyetine kani bulunmaktadır. Bll-timum vatandaşlar arasında bu mahiyette takibata geçmek her peyden evvel müdellel vakıaların v* inkârı kabil olmayacak vesikaların mevcudiyetiyle müm kün olacaktır.
Her türlü fiil vç hareketi ile yahni memleketin saadet ve selâmeti için çalışmakta olan yüksek fikir ve ideal sahibi vatandaşların bu sahada hükümetle tobtrUğj yapması icap etmektedir.»
Mektep Bitapları
Ankara 17 (Akşam) — Bu se-n*kl mektep kitaplarında demokratik terbiyenin icâp ettirdiği bazı mevzular yer alacaktır. Tek parti tek şef sistemine alt bahisler ye İnönü’ye alt resimler kitaplardan çıkartılacaktır.
Miıter Dorr
Ankara’ya döndü
Ankara 18 — Bir müddetten-berl Yalovada bulunan Mars-hall Yardım Ko. lu Başkanı Misler Dorr Cumhurbaşkanı Bayar, Başbakan Adnan Menderesi® Marshall yardım plânı hakkında konuşmalarda bulunduktan sonra bu sabah Ankara'ya gelmiştir. Miste r Dorr'un yakında memleketimiz dahilinde bîr tetkik seyahatine çıkacağı söylenmektedir.
Ciaude Farrere şerefine bir ziyafet verildi
Şehrimizde bulunmakta olan Fransız edibi Ciaude Farrere şerefine dün Ünyon Fransezde Fransız konsolosu tarafından bir öğle yemeği verilmiştir. Yemekte, Türk - Fransız Dostluk Cemiyeti Azalan, ve şehrimizin maruf simaları hazır bulunmuştur. Yemekte, Türk - Fransız dostluğunu tebarüz ettiren nutuklar söylenmiştir,
Ciaude Farrere, yarın Ünyon Fransez'de, Fransız Akademisi hakkında bir konferans verecektir.
Şeker fiatlerinde yeniden tenzilât yapmağa çalışılacak
Ankara 18 — Hükümet 1051 yılı bütçesi hazırlıklarına baş-, lamalarını Bakanlıklara bildirmiştir.
Hükümetin, !»51 bütçesinde şekerden alınan Muamele ve İstihlâk vergilerinden de bir miktar daha tenzilât yapacağı tahmin olunmak tadır .
Hac seferleri
Pakistan Hacı göndermemeğe karar verdi
Millî takımın yeni antrenörü dün geldi Milli futbol takımımız için angaje edilen İngiliz antrenör Misler Mc Gormlck eşiyle beraber dün öğleden sonra İngiliz hava yollan uçağlle şehrimize gelmiş. Konak oteline misafir edilmiştir.
Bir hırsız yakalandı
Taksimde Gümüşsüyü caddesinde Japon sefarethanesine girerek 11 battaniye, lö parça gümüş sofra tekimi ve peçete, bir dürbün çalıp kaçarken yakalanan Haşan. Tahsin Genç tür k İsminde biri dün adlJyeye verilmiş ve tevkif olunmuştur.
Konya Ereğlisînde belediye seçimi Konya (Akşam) — Ereğinle belediye seçimi faaliyeti, bir kör dövüşü halinde devam ediyor. Namzetlerin tesbltl, Demokrat partide büyük İhtilâfa sebebiyet vererek, partiyi Ikl grup» ayırmıştır.
Münevverlerden bir kısmı listeye konmamıştır. Listeye girenlerden sekizi çalışabilecek arkadaşlarının alınmamasına üzülerek namzetliklerini ger!) almıştır.
Söylendiğine göre, parti İlçe İdare heyeti bu 8 şahsın parti disiplinine aykırı hareket ettiklerinden dolayı haklarında ihraç karan alacaktır.
Kaıaşl 18 Nalen) — Pakistan hükümeti, Cidde'ye Hacı taşıyacak bütün seferlerin tatil e-dlldlğlnl bildirmiştir.
İlk Hacı kafilesi dün gitti
Ankara 15 (A A.) — Bize verilen malûmata göre, Devlet Havayolları genel müdürlüğü, bu hac mevsiminde hacı taşımak üzere bütün hazırlıklarını ikmal etmiştir, îlk hacı kafilesi bugün bir Devlet Havayolları uçağı İle Istanbuldan hareketle Şam ts.rJkl ile 9 saatlik bir u-çuştan sonra salimen Cidde'ye ulaşmıştır.
İkinci kafile 18 ağustosla gidecektir.
Halil Ziraman’m bir muvaffakiyeti
Dublin 17 (AF) — ÜÇ gün süren atletizm müsabalannın son gününde, cirit müsabakalarında, Türk atleti Halil Zıra-man, ciridi 216 kadem ve 11 İnç mesafeye atarak. 206 kademllk bir netice almış olan Birleşik Amerikalı Dr, 8 te ve Seymur'u mağlûb etmiştir.
Tevfik Fikretı anma töreni
Büyilk şair Tevfik Fikret'in ölüm yıldönümü münasebetıle 10 ağustos 1950 cumartesi günü saat 21,30 da, Beşiktaş Halkevi konferans salonunda bir anma töreni yapılacaktır.
Mahmut Yesari’nin Ölüm yıldönümü
Dün Türk edebiyatının yetiştirdiği değerli romancılardan Mahmut Yesari’nin beşinci ö-iüm yıldönümü İdi. Bu münasebeti? dostları, Yesari’nin çam-lıcadakl kabrini ziyaret ederek çiçekler koymuşlardır.
Hudut valileri bir toplantı yapıyorlar
Ankara i? (Akşam) — Urfa-dan şehrimize gelen bir habere göre Vali İsmail Baykal hudut valilerinin toplantılarında bulunmak ötere Halefte hareket etmiştir. Muhtelif hudut meseleleri üzerinde konuşularak kararlara varılacak olan bu toplan tıya Urfa, Antep. Mardin, Ha leb, Hatay ve Suriyenln Baskıya. De rlzor valileri İştirak edeceklerdir.
Bilhassa hudut kaçakçılığı meseleleri üzerinde ehemmiyetle durulacağı anlaşılıyor.
Çalışma Bakanı Haşan Polattan dün Öğleden sonra Ticaret ve Sanayi odasında mensucat •anayll İşverenler mümeslllerlle görüşmüştür. Mümessiller, Bakanlığın yalnız İşçilerin haklarını koruduğunu, işverenlerin İse İçinde bulundukları ağır kül fetleri ihmal ettiğini söylemiştir.
Haşan Polatitan. Bakanlığın tek tarariı hareket etmediğini, işçilerle İşverenlerin haklarının müsavi olarak korunduğu cevabını vermiştir.
Muamele vergisi İşinin Maliye Bakanlığına ait olduğunu, İki İşverenler sendikasının adedinin arttırılmasına hiç bir m&nl olmadığını da «özlerine İlâve e-den Bakan, bizde İşçi ücretlerinin Inğiltereye nazaran pek az okluğunu söylemiştir.
Gençlik Birliği
Dünkü toplantıda görüşülen meseleler
Yıldızda Şale köşkünde toplanan Dünya Gençlik Birliğinin İkinci konseyi dün de sabahtan akşama kadar çalışmalarına devam etmiştir, Dünkü toplantıda İcra komitesinin çalışma raporu ve «W. a. Y» e girmek İçin müracaat eden devletlerin durumu görüşülmüştür.
İranın durumu münakaşaları mucip olmuş, Türk delegesi Arunan, İranın W. A. Y. e alınmasını İsteyen bir konuşma yapmış, bu konuşmayı diğer devletler de desteklemişlerdir. Bunun üzerine İranın durumunun yeniden gözden geçirilmesi için rapor, komisyona İade o-lunmuştur.
Diğer taraftan çalışmalarına devam eden komitelerden «Haberleşme ve vesikalar» komitesi okuma yazma seferberliği üzerinde bilhassa durmuş, genç İşçilerin korunması bakımından tedbirler alınmasının lâzım geldiğini ileri sürmüştür. Kurulan tâli bir komitenin de esas eğitim ve halk kültürünün gelişmesi üzerinde çalışması kararlaştırılmıştır.
W. A. Y. toplantılarına bugün İçin ara verilecek ve delegeler Büyük adaya bir gezinti yapacaklardır. Toplantılara yarından İtibaren gena devam olunacaktır.
Bandırmada bir uçak kazası
Ankara 17 (Akşam) — Bandırma üzerinde yeni bir uçak akzası olmuştur. 15 ağustos günü bir askeri uçağımız Bandırmadan hareket etlikten az sonra motöründe bir Arıza vuku-hııimuş ve düşerek sulara gömülmüştür. Ispartah teğmen İsmail'in İdaresindeki uçak, bütün aramalara rağmen henüz bulunamamıştır,
Emekli Gl. Mustafa Muğlalı hastanede Ankara 17 (Akşam) — Otuz üç vatandaşın ölümü hâdlsesUs liglll olarak duruşması yapılan emekli general Mustafa Muğlalı, son defa mahkeme heyetinin kararı üzerine akü muvazenesinin yerinde olup olmadığının tesbltl İçin dün Güihane hastanesi asabiye servisine yatırılmıştır. Muğlalı burada 20 gün müşahede altında bulundurulacaktır.
BORSA
İil*nbul Boraaııam it/S/İKO llsllvrl
ÇEKLER
K«panq
Lor dr» 1 Sİ er Hm 1A1
Ne w York 100 Dolar »80 —
Forı» 100 Fratıu» F. OKI
Stokholrn 100 Lrvcc K. H riv
Cvnevr» 100 İsviçre F. e«oa
Arasterdam 100 Florin. n (»«■
BrtUrecl ıoo Belçika F aao
Lkbon ıw Eskudc» a raso
ESHAM DE TAHVİLAT K 5 FAİZLİ TAHVİLLER
Sıva» - Erturum I 20 »İl
Sıvu - Eraurum 2-1 20 3»
1941 Demiryolu 1 Z0.S5
194! Demiryolu II 10.10
İMİ Demiryolu LQ »10
MIH! Müdafaa I 10.46
Mili! Müdafaa H 10 20
Milli Müdafaa m »İÜ
MIH! Müdafaa IV 20.70
% i FAİ2L! TAHVİL
1041 Demiryolu «003
Kalkınma I l» J5
Kalkınılın H M Ti
Kalkınma IH M.23
IMS Lstlkrail I M 13
1MB IrtUUMl n M. 80
1MB İstikran 1 OT.»
% 4.» FAİZLİ TAHVİL
IMS tahvili MM
% 4 FAİZLİ TAMVÜAZH
1833 Ergani «S-
IMS lkramlyell ».—
Milli Müdafaa ■0 50
Demiryolu IV *7.-
Demiryolu V OT.t»
ANADOLU DEMİRYOLU ORUPU
Tahviller A. B. C. 113.K
Hisse senetleri % 60 030
Mümessil senet B3 —
ŞİRKET HİSSELERİ
Merkes Bankası 1X1-
Aralan Çimento »20
T. Ticaret Bankası S.—
t» Bankası w-
Şirk Değirmencinle ».M
MUU Reasürans M.—
SARRAFLARDA ALTIN
Sal ular
Gjulden 33.10
Türk Ura» MM
Starlln. 43 30
KtUsn 404
Reşat ş&ao
Dünkü ziyaretler
Evvelki akşam Yalovada Cumhurbaşkanının nezdlnde yapılan toplantıda bulunduktan sonra dûn sabah şehrimize gelen Başbakan Adnan Menderes ile Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü öğleden evvel Demokrat Parti tl merkezini ziyaret etmişler, öğle üzeri Park Otelde parti 11 İdare heyeti tarafından ▼erilen öğle yemeğinde hazır bulunmuşlar; saat 15 buçukta da Vilâyete gelerek geç vakte kadar kalmışlar; Vali ve Bele= diye Başkanmdan şehir İşleri hakkında izahat almışlardır.
Başbakanın Vilâyette bulunduğu sırada Diyanet İşleri Başkanı Hamdl Aksekill gelerek Adnan Menderesle görüşmüştür. Başbakanın beyanatı
Başbakan Adnan Menderes, Vilâyetten ayrılırken gazetecilerin suallerine karşılık şu beyanatta bulunmuştur’.
«— Dün Yalovada yapılan toplantı ve bu toplantıda görüşülen hususlar gayet açıktır. Biliyorsunuz ki. Dışişleri Bakam arkadaşım; seyahatten dönmüş bulunuyor; kendileri bu seyahatlerinde birçok siyasî temaslarda bulundular- Bunlar hakkında saym Cumhurbaşkanımıza ve kabine arkadaşlarına İzahat verdiler.
Bulgar notası İşini Yalovada konuştuğumuz doğru değildir. Not* hükümetin eline gelmiştir. Bunu Ankarada tetkik ederek gereken cevabı hazırhyacağız.» Dışişleri Bakanı da, fazla telâşa mahal olmadığım, ahdi hükümlerin İhlâl edileceğine ihtimal verilmediğini söylemiş ve Bulgarların ad! hükümleri ihlâl etmeleri karşısında alınacak
tedbiri erinme olacağı sualine de «O zaman durum büsbütün başka olur» demiştir.
Başbakan Adnan Menderes, mecburî bir muhaceret vukuunda hükümetin tedbir alıp al-mıyacağı sualine de: «Bittabi sokak ortasında bırakacak değiliz» cevabını vermiştir.
Çocuk kavgasının kanlı neticesi
Tarlabnşında Kilit sokakta o-turan Dlmltri ve karısı İsmet Morali İle aynı mahalle sakinlerinden Tevfik. Kadri, Ahmet İsimlerindeki erkekler ve yine aynı sokakta 5 numarada oturan Can İsmindeki bir kadın dlln akşam çocuklarının blrblr-lerlyle kavga etmesinden münakaşaya tutuşmuşlardır.
Bu kavga sırasında Dlmltri, bir kasatura çekerek ortaya fitilmiş, Tevfik de buna İskemle İle mukabele etmiştir. Bu sırada Can İsmindeki kadın da eline geçirdiği bir bıçakla Dlmltılnln karısı İsmet Mornlıya hücum etmiş ve kadını yaralamıştır.
Yaralı kadm tedavi altına a-luunı.ş, yaralıyan kadın hakkında da takibata girişilmiştir.

-* Dün Floryada Hayliyi plajında bir erkek cesedi bulunmuştur. Hüviyeti tesblt edlleml-yen ceset, morga kaldırılnıış ve savcılıkça tahkikata el konmuştur.
17 Âfcustoa 1950
A K | A U
Bahlfe 3
Mantarvarî
mülkiyetler
Gecekondulara su temini
Levent çiftliğindeki mahalle
Mensup bulunduğum mü-esseselcrden birinde, emektar hademe, ıniidüriin karşısına çıkıp boynunu büktü:
— Köyümden mektup aldım beğum. Bacı gözünden hastalanmış. Tohtura götüreceğim. Bana kırk gün ilin.
— Peki ama, Mehmet ağa, senin işlerini kim yapacak?
— Onu da düşünmez olur muyum beğum? Kaynım Ahmedi yerime koyacağım. Gayet namusludur. Kefilim evelallah.
_ Peki, Mehmet ağa,-. Güle güle git, güle güle gel. Gecikme.
Mehmet ağa, „ gitti, fakat gelmedi. Zaten plânlı hareket etmiş. Kendine başka bir iş bulduğundan şehir işlerinde acemi olan kaynını bizim müesseseye yamamış. Gerçi kayın, dindar, namuskâr, çalışkan. Fakat ona bu değerlerini biçmeden önce, küçük bir hatasından ve Mehmet ağanın gecikmesinden dolayı yol vermek, yerine başkasını koymak istemiştik. Müdüre fena halde diretti:
— Nasü olur? Ben, bu yere girmek için 100 kâğıt saydım.
— Kime?
— Enişteme.
— Aman nasıl olur?
— Nasıl olmaz? İstanbulda. odacılık 200 kâğıda... Kapıcılık gibi işler 1000 kâğıda. daha bile fazlaya ...
Sonradan tahkik etmiştim: Hakikaten, bir nevi peştemaliye. bir nevi gediklilik usulü, hususî mülkiyetti işlere arız olmuştur. A-caba bugünkü günde, kaç a-partıman sahibi kapıcısına kolay kolay yol verebilir? Hak iddia edeceklerdir.
Tevekkeli değil: «Sen ne iş istersin evlâdım?., sualine karşılık, boyunlarını bükerler: «Bir odacılık, bir kapıcılık...» —- -------------- ,,—
Her İçtimaî mevzu, bir ta-'Bakanlıktan bildirilmiştir, rafından patlak veriyor. Bu da verdi. Evvelki günüıı gazetelerinde okumuşsunuzdur. Taksimde, Mete caddesinde Kristina apartmanıma sahibesi terzi bayan Kristina kapıcısı Ali’ye yol vermek istemiş. Çıkarabilirdin, çıkaramazdın derken, Ali hançeri sıyırmış; bayan Kristina* yi öldüresiye vurmuş.
Yukarıdan beri anlattıklarıma bakdırsa, Ali'ye göre, bu, yalnız; «İşinden çıkarıldığı için öfkelenme cinayeti» değildir. Meselâ bin lira değerindeki bir peştemaliye sermayesinin elinden alındığı için kendini — zihniye-tince — mazur gördüğünden işlenmiş bir cinayettir.
Normal olmıyan bir takım durumlar, bu arada, işsizlik, gene normal olmıyan bir takım hak hukuk yaratıyor. Bunlara acaba mantarvari mülkiyetler ismini mi takmak?
Keza, matbaamıza baş vuran bazı ok uy uçulanmış, üsküdarda, Balaban iskelesinde (ve başka yerlerde) bazı kimselerin tapulu arsalar üzerine de gece kondular yapmağa başladığını bildirdi. Bu da, meskensizlik anormalliğinin gittikçe genişlemeğe yiiz tutan hastalığı...
Bazı biçare vatandaşlar sahipsiz arsalara binalar yapmışlardı. Düşünüp taşınıp onları orada elektrikle teçhize bile razı olduk. Başka çaresi de yoktu. Bizim bu kendi ihmalimizden, beceriksizliğimizden hâsıl olma bir ümran vc iskân sakatlığı îdi.
Simdi de sahipli arsalar üzerinde bir mantarvari mülkiyet!1 Bir müddet sonra o adamları da. o arsalardan çıkarmalı için kim bilir n? tirbuşonlar kâfi gelmi-yecelr. Ekser anartıman ka-
Kazlıçeşmede arteziyen kuyuları açılacak
Belediye, Kazlıçeşme sahasında bulunan ve 50 bine yakın nüfusun barındığı gecekondu halkının su İhtiyacını karşılamak üzere arteziyen kuyuları açmağa karar vermiştir. Bunun İçin hazırlıklara başlanmıştır.
Belediye, şehrimizde bu işlerle meşgul olan firmaların mü-mesl İleriyi e önümüzdeki salı günü bir toplantı yapacak ve
güle gülle kuyuların en ucuz peklide SÇ11-
ması, şeklini kararlaştıracaktır.
Diğer taraftan hâlen ancak 4-5 umumi lâmba İle aydınlatılmağa çalışılan gecekondu sahasına yeniden lû umumi lâmba asılması kararlaşmış işe başlanmıştır.
Şikâyet bürosu
ve
Bakanlıktan gelen emir üzerine lâğvedileli
Geçen sene kurulan Vilâyet şikâyet bürosu. Bakanlıktan gelen bir emirle lağvedilmiştir. Büronun tasfiyesine başlanmıştır.
Hâlen halk tarafından yapılan şikâyet üzerLne muamelesine başlanan 7ûû küsur dosya mevcuttur. İçişleri Bakanhığı Bu dosyaların ait olduğu daire âmirlerine gönderilmesin! bildirmiştir.
Ayrıca bundan sonra her hangi bir daireden vaki olacak şikâyetin de o dairenin en büyük âmirine yapılması ve verilecek dilekçenin üzerine kolaylıkla okunabilecek şeklide «Şikâyet» kelimesinin yazılması
Vali ve Belediye Başkanlığa, şikâyet bürosunun lâğvedilmesi hakkında Bakanlıktan gelen tezkere üzerine büroya ay sonuna kadar bül-ün İşlerini tasfiye etmesi direktifini vermiştir. Büro artık yeni şikâyet kabul etnılyecektlr.
Diyanet işleri reisi vilâyette
Şehrimizde bulunan Diyanet İşleri reisi Hamdl Akseki dün Vilâyete gelerek Vali ve Belediye başkanını makamında ziyaret elmiş ve kendisiyle bir müddet görüşmüştür.
Diyanet işleri reisi Vilâyetten ayrılırken kendisiyle konuşan gazetecilerin de sorularını cevaplandırarak demiştir kİ:
Bir hafta daha İstanbulda kalacağım. Bu müddet İçinde kararlaştırarak bildireceğim bir günde gazetecilerle de görüşeceğim. Hlndistanda toplanacağını ve tarafımızdan başkanlığının deruhte edileceğini duy dugumuz Müslümanlar kongresi hakkında alâkalı memleketlerden İzahat istedik, Yakında cevap alacağımızı tahmin etmekteyiz.___________
★ İstanbul Vakıflar Baş Müdürlüğünden: Akşam gazetesinin 15.7.1050 tarihli nüshasında •• Haseki İmaretinde verilen yemekler» başlığile çıkan yazı incelendi:
İmaretlerde hergün fıkarayu verilmekte olan yemekler tanzim kılman liste mucibince dağıtılmaktadır. Kalite ve kalori bakımından düşük olmaması İçin İçine kalorisi kuvvetli et ve kavurma İlâve edilmektedir. Bu cihet böyle olduğu gibi ye-niük pişirilen kap ve salrenin miadında kalaylattırılmasın* ■ daima dikkat ve İtina edilmektedir.
Yemek tevzi eden memurların senelerden beri bu Işde bulunmuş nezaket ve çalışkanlığı He tanınmış mutemet memurları-
Dr. Lûtfi Kırçların
verdiği yeni izahat
Nişantaşında Vali konağı karşısında Emlâk Bankasına ait arsalar ne zaman satıldı? Yapılan yanlış neden tashih edilemedi?
Levent çiftliğindeki yeni mahalle hakkında sayın Lûtfl Kırdar He ikinci defa görüştük. Eski Vah vo Belediye reisinin verdiği İzahatı şu suretle hülâsa etmek kabildir:
1 — Levent çiftliği arazisinde vücuda getirilen yeni mahalle ile belediyenin hiç bir alâkası yoktur. Burasını Emlâk bankası satın almak İstemiş, belediye de satmıştır, Bugünkü İnşaat münhasıran Emlâk bankasına aittir.
— Yapılan binaların çirkin olduğundan bahsediliyor. Gidip görmediğim için bu husuta bir şey söyllyemem. Binaların çirkin olduğu kabul edilse bile belediyenin müdahaleye hakkı yoktur. Herkes İstediği gibi bina yaptırabilir.
3 — Ham arazide İnşaat İçin filhakika bLr takım şartların yerine getirilmesi lâzımdır. Levent çiftliğinde bu şartlan tahakkuk ettirmeği Emlâk bankası taahhüt etmiş, yollardan mühim bir kısmını yaptırdığı gibi buraya elektrik, su da getirtmiştir. Yolların yapılmasına devam edildiğini lşltlyorum.
4 — Levent çiftliğindeki binalarda oturacak olanların gidip gelme İşini temin etmek Emlâk bankasını düşer. Banka bunun İçin otobüsler işletebilir, Mamafih 1400 ev yapılır, burada bir kaç bin kişi yerle-
0-
ştrse belediyenin de bir lk! tobus İşletmesi mümkündür.
Nişantaşındaki arsalar
Sayın Lûtfl Kırdar bundan sonra Nişantaşında. Valikonağı karşısında Emlâk bankasına ait arsaların satışı ve inşaat sahasına sokulması hakkında şu İzahatı veriyor.
«Buradaki arsaların satışı ve inşaat sahasına girmesi benim zamanımda olmamıştır. Bu İş selefim Muhlddln Üstündağ zamanında yapılmıştır. İstanbul'a Vali ve Belediye reisi olarak geldiğim zaman arsalar İfraz edilmiş, satışa çıkarılmıştı. Bunlardan Emek apartımaııı-ınm arkasına isabet eden bir Ikaç arsanın inşaat sahasına girmesi caiz olamıyacağına, belediye fen heyeti erkiniyle mahallinde yaptığım tetkik neticesinde kanaat gelirdim ve plânda tashlhat yapılması İçin Nafla Vekâletine müracaat ettim. Vekil Alt Çetinkaya o sırada İstanbul'a gelmişti. O da gidip vaziyeti mahallinde gördü ve kendisine İşin yanlış anlatıl-' dığmı, plânın tashih edilmesi lâzım geldiğin! söyledi.
İcabetten hazırlığı yaptık. Fakat Ankaraya müracaat ettiğimiz zaman kabinede değişiklik olmuş. Ali Çetinkaya Münakalât Vekâletine geçmişti. Yeni Nafla Vekili Ali Fuat Ce-ıbesoy, plânın tashihini kabul edemlyeceğlnl söyledi. Bu yüzden yanlışın tashihi kabil olamadı, Fakat ben hakikaten çirkin bir vaziyete meydan vermemek İçin bu sahada İnşaata müsaade etmedim. Aynı zaman da yapılacak binaların alçak ve gerek sokağın, gerek o havalinin nezaretini bozmuyacak şekilde olması İçin kayıtlar koydurdum, bunların maketlerini yaptırdım, Vali ve Beledi-' ye reisliğinden çekildiğim güne kadar vaziyet bu merkezde İdi, şimdi ne olduğunu bilmiyorum.»
nıasL için eski Vali ve Belediye reisinin İş başında bulunduğu sırada bir imar, bir de yapı ve yollar kanunu projesi hazırlanarak hükümete verilmiştir. Fakat bunlar kanun halini a-lamamıştır. Bugünkü kanunlar günün ihtiyaçlarına uymuyor. Bu sebeple belediye tarafından hazırlanmış olan projelerin de tetkikiyle esaslı birer kanun tasarısı tanzimi çok muvafık olur.
Tashih edilemeyen hata
Valikonağı karşısında Emlâk bankasına alt arsaların satışına gelince, bunların büyük bir kısmı sayın Lûtfl Kırdar Vali ve Belediye reisi olmazdan evvel satılmıştır. Dr. Lûtfl Kırdar İşe başladıktan sonra, İzah ettiği gibi, burada İnşaat yapıl • ması muvafık olamıyacağını görmüş. Nafla Vekili Al! Çetin Kaya da buna kanaat getirerek plânın tashihi kararlaştırılmıştır. Şurasını da söyliye-ylm kİ esas plânda bu arsalar yeşil saha olarak gösterilmişken teferruat plânında kim bilir nede» dolayı inşaat sahasına sokulmuştur.
Alı Çetin Kayanın Münakalât Vekili olması. Nafla Vekâletine Ali Fuat Cebesoy’un geçmesi tashih İşine imkân bırakmamıştır. Ali Fuat Cebesoy, belediye tarafından bir heyet gönderilerek İzahat vermesine rağmen plânın tashihini kabul etmemiştir.
Dr. Lûtfl Kırdar bu vaziyet karşısında, Belediye reisliğinden çekildiği güne kadar, bu sahada inşaata İzin vermediğini söylüyor kİ doğrudur.
Sayın Lûtfl Kırdar çekildikten sonra iş değişti. İmar İdaresi. kanunun verdiği salâhi-
yete İstinaden, buradaki arsaların belediyeye alt o civardaki başka arsalarla mübadelesi hakkında bir esas hazırladığı halde bu teklif umumî meclise sevkedllmedi. Bir taraftan da arsa sahiplerinden biri dolambaçlı bir yoldan İnşaat ruhsatnamesi aldı.
Arsaların bulunduğu Eytam sokağında henüz yol yapılmamış. hattâ toprak bile tesviye edilmemiştir. Burası âdeta bir köstebek yuvası halindedir. Henüz, sokak yapılmak şöyle dursun, toprak bile tesviye edilmemişken inşaat nasıl yapılabilir? Burası ham arazidir. Ham arazide İnşaat İçin de evvelâ yolların yapılması lâzımdır. Bu esas ortada dururken inşaata nasıl İzin verilir?
Bunlar tetkik edilmesi lâzım gelen meselelerdir. Mamafih şimdiye kadar yazdıklarımız bu gibi usulsüz hareketleri ortaya koymaktan ziyade dağ başlarında mahalleler kurulmasının mahzurunu anlatmak İçindi. Belediyenin bu İşle alâkası olmadığını öğrenmekten memnun olduğumuzu bir kere daha tekrar ederiz,
Enis Tahsin TİL
Bayan Kınar’ın cenaze merasimi
Türk Tiyatrosunun ve Dârül-bedayl'nln kıymetli sanatkârlarından Kınar Hanınım vefat ettiğini teessürle yazmıştık.
Cenazesi 18 Ağustos Cuma günü saat 16.30' da Kadıköy Ermeni Kilisesinden kaldırılacaktır. Köprüden 15,ŞO de vapur vardır. Şehir Tiyatrosu mensuplarının kilisede yapılacak törende hazır bulunmaları rica ediliyor.
Kurbağalıdere semtlileri-nin haklı bir şikâyeti
Muhtar seçimleri
C.H.P. 279, D.P. 209, Millet partisi de 8 muhtarlık kazandı
Pazar günü vilâyetimizde yapılan muhtar seçimlerine dair dun verilen son malûmata göre Şilenin 45 köyünün de neticeleri alınmıştır Bun* göre 45 köyden 31 İnde muhtarlığı C. H. P., 14 ünde de D. P. adayları kazanmışlardır. Bu suretle bütün İstanbul vilâyet hudutları içinde 12 köy müstesna her tarafın neticeleri alınmıştır. Bu 12 köyün 11 l Çatalcada, bir! da Yalovâdadır.
Son vaziyete göre İstanbul vilâyetindeki 533 muhtarlıktan 279 unu C. H, P„ 209 unu D. P„ 8 İni M. P., 18 İni bağımsızlar, 6 sini da karışık adaylar kazanmışlardır.
Tavuk sergisi
Ziraat odası bir sergi açmağa karar verdi
Ziraat odası şehrimizde bir tavuk sergisi açmağa karar vererek hazırlıklara başlamıştır.
âon zamanlarda gerek şehrin içinde, gerekse civar çiftliklerde tavukçuluğa ehemmiyet verilerek en İyi cinslerden tedarik edilerek geniş ölçüde yetiştirilmeğe başlanmıştır. Bu sebeple önümüzdeki ay başında açılacağı tahmin edilen serginin büyük rağbet göreceği tahmin edilmektedir.
Ziraat odası başkanı, sergi hakkında alâkalılarla görüşmek ve lüzumlu tahsisatı temin etmek İçin Ankaraya gitmiştir. ___________
Erzurum ve Ordu vapurları
tskenderundan İstanbul» dün gelmesi İcap eden Denizyollarının «Erzurum» vapuru, tzmlr-den geç kalktığı İçin bir gün rötarla bugün limanımıza gelecek tir.
Diğer taraftan «Ordu» vftpuru da 2 saat rotorla dün saat 14 de limanımıza gelmiştir.
RADYO
İki kanun projesi
Saym Lûtfl Kırdarın verdiği e aydınlatıyor. Levent çiftliğindeki inşaatta belediyenin hiç bir a-lâkası olmadığı ve hiç bir taahhüt altına girmediği anlaşılıyor. Geçen gün de söylediğimiz gibi buna pek memnunuz, Dr. Lûtfl Kırçlar şehir İçinde apartıman tarzında büyük binalar yapılmasına taraftardır. Fakat kat mülkiyeti esasının buna imkân bırakmadığını söy-
pjcıları da, hademeler de mızdan olmakla şikâyet mevzuu! Sayın Lûtfl Kırdarın vc bÖvle tirbuşonluk hale gel-J esastan uzak ve hakikate uygun izahat vaziyeti tamamlyle mış olsalar gerektir. Koku-[ görülmemiştir. | dınlatıyor. Levent çiftliğiı
su gitgide çıkacaktır. --------—--------—------- inşaatta belediyenin hiç b
Mevlidi şerif
Fatih - Millet Kütüphanesi müdür muavini Kâzım Büyük Aksoy'un, Aliye Biiyük Aksoy’un, Kâinat Giirsoy'un babaları
Kenan Beyefendinin
mübarek ruhuna ithafen, 20 A-giinü öğle'
Merkez____________________________
mevlidi ’ İtiyor kİ pek doğrudur. Yangın ı arzu' yerleri, İnşaat tarzı
fVâ - Nû}
İzmir vapuru hac seferlerine tahsis
edildi
Hac seferlerinin gördügii rağbet. üzerine Denizyolları İdaresi ğustos 1950 pazar bu iş için ayırdığı «Cumhuriyet»! namazını müteaklb vapuru verine havuzdan yeni etendi camii şerifinde ı çıkan «İzmir» vapurunu hac se-1 nebevi okunacağından arzu ' yerleri, İnşaat tarzı ve saire ferleri yapmaya tahsis etmiştir.! edenlerin gelmeleri rica olunur.;hakkında bazı hükümler knu-
Pek uzak olmıyan bir geçmişte, durgun suları içinde süslü sandalların gezdiği ve etrafında muhteşem arabaların piyasa ettiği Kurbağalı-derc bugün çok acıklı ve hazin bir manzara arzeder.
Tabiatın, muhakkak mesire olmak İçin kendisine h?r türlü güzelliği bahşettiği 1ın mevki ve civarı artık nıusi -bete uğramış nıeş'um bir salla halin) alınış ve şu mesken lıııhraıı imla scmtlilerden pek çok kimseler evlerini terke mecbur kalmıştır.
Bugün Kıııbağalıdrıe, belediye tarafından açık bir kanalizasyon halindi- kullanılmakta, Bahariye ve Cevizlik semtlerinin lâğım mecraları buraya akıtılmak tadır. Bu yetişmiyormuş gibi son iki üç ay zarfında Kadıköy gazhanesinin yağlı kömür artıkları İle o civardaki bir hamamın ç ir ketleri de dereye akıtıldığından hâsıl olan pis koku yalnız etraf ve civarını değil, artık yaya ve vesaitle geçenlerin de gönül ■ lerinl bulandırarak tnzlb etmekte ve böyJtce binlerce halkın hayatını zehirlemektedir.
Bu, işin sıhlıi tarafıdır; buna mikrop mazaıratlannı da ilâve etmek lâzımdır. Ayrıca, bu trhlikenin bir de görünür tarafı vardır. Dere tamamen dolduğundan her yağmur yağdıkça hÛMİ olan seller onu taşırmakta vc civarı suya boğmaktadır. Meselâ geçen sene yağan şitl-detti bir yağmurla dere sahasındaki evlerin hattâ ikinci katlarına kadar su basmış Ve Kadıköy itfaiyesinin himmetiyle büyük bir tehlikenin önü zar zor alınabilmiştir Ki bu tehlikenin tekerrürüne mani olmayı mesul makam-
iara şimdiden lıatıl.ıtınayı, vaki olacak herhangi bir tehlike halinde, aramak için İcabı yerine getirilmiş kanuni bir hak sayarız.
Bu civarın bütün şilriyetint mahvedip ananevi dostlan olan ressam ve şairimde beş dakika bile tahammüle takat bırakmıyan, umumi sıhhati ve huzuru her dakika tehdit eden bu halin, önüne geçilmesini en ziyade riayet edilmesi lâzım vatandaş hakkı olarak İlgili makamlardan beklerken valimizin îstanbulu bu bedbaht ve metruk semtini de bir defa olsun ziyaret zahmetine katlanmasını beklemekleyiz.
Geçen senekl şiddetli srl tarafından götürülerek, karşı yakadaki yüzlerce balkı sabah akşam yarım kilometre yol yürümeye mecbur eden ahşap köprii de henüz yapılmadığından dolayı valimizin vaki olacak teftiş zahmeti büyük olacağından şükranımız da o nispette fazla olacaktır,
Bu biıyük zahmete kalıla-ntlmıyacaksa, pencereleri açık bir otomobille derenin kârgir köprüsünden geçebil* mek de bir fedakârlık olabileceğindi hiç değilse bu ka-darcık bir teftişe tahammül bu,vurulmasını rica etmekteyiz.
İstanbulda hiç bir seuıt harkının vaziyeti bit derece bakımsız ve sıhhati bu derece tehlikede değildir ve hiç bir semi gelip geçenlerin sıhhatin) bıı derece tehdit etmez.
Bu bedbaht semt bu asınla İstanbul içinde bir Palagon-ya'dır vc medenilik iddiasında bulunan bir millet için yüz karasıdır.
Müteaddit İmzalar
İSTANBUL. RADYOSU
Ö4I» v» aksam orogramlan
1257 Açılış ve program.
13.00 Haberler.
13,15,Öğle konseri «Pl>.
13.45 Şarkılar. Okuyan- Afife Edlbojl-lu.
14.20 Scrbes saat.
14.30 Münir Nurettin Selçuk'tan s» rta ve türküler «P1-».
14.45 Dans mtai#l «Pl.».
15,00 Programlar ve kapanış.
1757 Açılıj ve programlar.
16.00 Hatif m i) ilk »Pl >.
18.30 Türküler Roçldi Okuyanlar: 1> Coşkun Kardeşler. 2) Masan
15,00 Haberler.
19.15 İstanbul haberleri.
19.20 Radyo Klâsik Türk musikisi birlljl konseri.
20,00 Kahramanlık lürkUlerl. Konuşan: N»kl Teıel.
20.10 Küçitk orkestradan melodiler.
20.30 Gelir vergisi Irnhlnrı.
20,43 Şarkılar. Okuyan: Mürcyycn Seııar ljı|.
41.13 Üç Genç ve Bir Kuz kuartetinden caz sarkılan «PL».
21.30 FaslI hcycll konseri.
22.10 Sololar,
12.35 Dans milliği «Pl.».
22.45 Haberler.
23.00 Dana müziği «Fİ.».
23.30 Programlar ve kapanış.
ANKARA RADYOSU
Öğle ve akşam programlan
12.28 Açılış ve porgram.
12.30 M. S. ayarı vo Şarkılar. Okuyan: Radlfc Erten.
13,00 Haberler.
13.15 Müzik «PL»,
13.30 Öjlc Gnzcteat.
13.45 Hafif melodiler «PL».
14,00 Hava raporu, aksam programı ve kapanış.
17.58 Açılıj vo program.
18.00 M, S. ayarı vc incesaz «Sulta-nlycgdh faslı-,
16.45 Müzik «Pl.».
19.00 M. S. ayarı vc Haberler.
19.20 Yurttan «esler.
10.45 Radyo ile İngilizce.
20.00 Müzik «Pl.»;
20.15 Radyo Gazetesi.
20.30 Scrbes saat.
2035 Beste ve şarkılar. Okuyan: Sadi Hoşses.
21.00 Konuşma.
21.15 Müzik «Pl.».
21.45 Sağlık saati.
22.00 Müzikseverin «anl|.
23.45 M. S. ayarı ve Haberler.
33.00 Program ve kapantı»,
Yatın sabalıkl program
7.30 Açıiıç ve M- S. ayarı ve prog-
7.35 Kuran-ı Kerim.
7.15 Haberler.
0.00 Saz eserleri ve Şarkiler «Pl.».
8.15 Müzik «Pl.».
8.25 Günün programı ve hava ra-pürü.
6.30 Operet müzikleri «Pl.»,
9,00 Kapanı*.
Satrlacak fabrikalar
Sümerbank vc Etlbank'ni elinde bulunan Devlet işletmelerinin hususi teşebbüslere devredilmesi İçin gereken tetkik ve hazırlıkların ilerlemekte olduğunu gazetelerden öğreniyoruz, işletmeler Bakanı da bir kaç gün evvel Gazeteciler Cemiyetinde yaptığı basın toplantısında, satılacak Devlet fabrikalarından bir kısmına talipler çıktığını bildirdi.
Aşırı devletçilik politikasının zararlarını uzun yılların act tecrübeleri göstermiştir. Memlekette hususi teşebbüslerin faaliyet sahasını genişletmek, iktisadi1 kalkınma programının tahakkuku için en mühim şartlardan biridir. Ancak, Devlet işletmeleri hususi teşebbüslere devredilirken buna muvazi olarak bazı iktl-,, sadî şartların da gözönündr^ bulundurulması zarurîdir£j Ötedenberi Devlet işletmeloO-ri ticaret zihniyetiyle çalış-CN madıkları için bunlardan ek*fc serisi zarar etmekte ve bu® zararlar kısmen fiat zamla- C riyie, kısmen de umumî büt-.O çeden yapılan fedakârlıklar-yj la kapatılmaktadır. Jjr
Bugünkü piyasa vaziyeti fiat zammı imkânlarını ortadan kaldırmış, bilâkis ya- ® bancı sanayi rekabeti karşı-S? sında fiatleri İndirmek mec-*-buriyetl hâsıl olmuştur. >■>
Diğer taraftan yeni dış tl-O câret rejimi ithalât ve lhra-"O cat tacirlerine bir çok kolay- (D Iıklar sağlıyor. Fakat ttca-'çg rette inkişaf ve İç piyasamız-da ucuzluk zemini hazırla- Aşmağa matuf bulunan ser-O best ithalât sistemi, yerli sanayi için yeni bir baskı teşkil etmektedir. Ucuz ve bol bol gelecek yabancı mâmul-lerinin rekabetine karşı yerli sanayi de maliyeti düşürüp satış fiatını indirmek mecburiyetindedir.
Müstehlik halk kütlelerinin geçim ıstırabını hafifletecek olan bu ucuzluğu biz de ötedenberi istiyoruz, dört gözle bekliyoruz. Bizim sanayi mamullerimiz de ucuzlasın. rekabete girişsin amma bugün mer’iyette otan bazı mevzuat buna imkân bırakmıyor. Muamele vergisi yerli sanayi mamulatı flütlerinin yükselmesinde başlıca âmildir.
Geçenlerde Bursada sanayicilerle görüşen Maliye Bakanı. gelir vergisinin tatbikinden muvaffakiyetli netice elde ( vergisinin ni, aksi miimkiin çıkladı,
Bu şartlar altında hususi teşebbüsler, hâlen zararına çalışmakta olan Devlet fabrikalarını satın alıp do nasıl işletecekler, nasıl kâr edecekler ve uzun vâdell de otsa, o borcun altından nasıl kalkacaklar?
Görülüyor kİ, Devlet fabrikalarının hususî teşebbüslere devri mevzuunda Maliye, Ticaret ve İşletmeler Bakanlıkları arasında görüş birliği ve tam bir anlaşma hâsıl olamamış. Bu halin, hususî teşebbüsleri tereddüde düşürmesi tabiîdir.
Cemal Refik
edilirse muamele ı kaldırılabileceği-takdirde bunun olamıyacağını a-
Izmirden ihracat
Bir hafta zarfında ne kadar ihracat yapıldı?
İzmir — 930 Ağustos ayı birinci haftası (1-7) içinde tamir Umanından yabancı ülkelere 342.003 kilo, 208.757 liralık çekirdeksiz üzüm, 883.992 kUo, 2.881.429 liralık tütün, 137.000 kilo, 20.480 liralık palamut, 511.017 kilo, 360.350 liralık palamut hülâsası, 580.720 kilo, 1.374.930 liralık pamuk, 48.638 kilo. 112.630 liralık yapağı, 42.000 kilo, 33.038 liralık susam, 10.60 kilo,. 11.064 liralık kendir tohumu. 100.000 kilo, 13.500 liralık pamuk çekirdeği ihraç edilmiştir.
Haber aldığımıza göre, Tekol İdaresi 950 Ağustos ayı başında Danlmarkaya 105.899 kilo şarap ihraç etmiştir.
Satılan şarapların tutan 44 buı Uradır.
Sahile 4
AKSAM
17 Ağustos 1950
Çocuk sinen ası
Her cumartesi saat 11 de Atlas »inema-•ında gösterilen 6 çocuk filmi 30 kuruş — Maariften beklenen yardım
w
(4
Evvel zaman içinde..
Yine Camlıca ve suları
Çocuklar vclllcrile sinemaya geliyorlar
Yerlilerin gizli cemiyetleri hakkında mühim ipuçları ele geçiyor
Çamlıca ve gurubunun güzelliği — Çamlıca civarındaki memba suları — Müşir
Nafiz paşanın bir sözü
Her İleri memlekette başlıca kaygı çocukların İyi yetiştirilmesidir. Bu hususta göze alınmayacak fedakârlık tasavvur e-dilenıez. .Bunun sebebi de. İzaha lüzum olmıyacak derecede aşikârdır.
Biz çocuklarımız İçin acaba ne yapıyoruz? Memleketin en büyük ve en İler! kültür merkezi olan Mtanbulda bile bu mesele henüz ciddiyetle ele alınmış değildir. Mevcut okular, İhtiyacı karşılamaktan uzaktır. Meselâ çocuğunu Galatasaray lisesine namzet olarak yazdırmak lsUyen veli, bir kaç gün geceli gündüzlü mektep kapısında nöbet beklemek zorundadıç. Üniversitenin arzu edilen fakültesine girebilmek de büyük bir şanstır. Elimizdeki İstatistiklerden anlaşıldığına göre Anadolu'nun kırk küsur btn köyünden 8ncak on altı bininde okul açılı, ►' ıııiş ve bü suretle 2 milyon ?ÜO fcüsûr bin olan İlk tahsil ça-ğindaM çocuklardan ancak bir milyon İki yüz bini okula devam etmek İmkânım bulabilmiştir
Çocukların yetiştirilmesi İşi »adree okul açıp öğretmen tâyin etmekten İbaret değildir. Bunun hF.rlclndc de devlet ve belediye', ere düşen mühim vazifeler olduğuna şüphe yoktuT. Çocuk bahçeleri, çocuk kütüphaneleri, çocuk tiyatro ve sinemaları... tamlar arasındadır. İlk tahsil çe (tında iki yüz bine yakın çocuğun bulurun asına rağmen tos koca 1stanbuMa bile hakiki mâ-naslvle bir çocuk tiyatrosu ve çocıık sineması yoktur.
Yapı Kredi Bankasının teşebbüsü
Ailenin ehemmiyeti ve çocukların yetiştirilmesi bakımından İleri bir görüşe sahip bulunan Yapı Kredi Bankası, şehrimizde bir çocuk sinemasının teşkili 1-çln İlk adımı atmış bulunuyor. Banka, Amerlkadan ve İngllte-I reden çocuklara mahsus beş yüz klisûr film «atın alarak şehrimize getirtmiştir. Bu filmlerin çocuklara gösterilmesi İşini da Doğan Kardeş müessesesJne bırakmıştır.
Belediye, alnema ücretlerinden ytlzde 75 vergi aldığı için evveli Belediyeye müracaat çocuk filmlerinden verginin indirilmesi tir. Çocuk sinem alan açıp İşletmek işinin de vazifeleri arasında bulunduğunu takdir eden Belediye, müteşebbislerin teklifini mâkul bulmuş ve çocuk filmlerinden yüzde on vergi almayı kararlaştırmıştır.
Doğan Kardeş müessesesl bir kaç haftadır her cumartesi günü saat 13 İle 12 arasında Atlas sinemasında çocuk filmleri göstermektedir. Cumartesi günkü seansta ben de bulundum. Annelerinin, babalarının, abla veya ağabeylerinin yahut evden bir başka büyüğün elini tutmuş, yüzlerce çocuk güle oynaya sinemaya geldiler. Çoğu bir hafta evvel gösterilen filmleri birbirine anlatmakta ve bu haftaki filmlerin neler olduğunu merak etmekteydiler.
Sadeddlıı GÖKÇEPINAB
(Arkası 7 net sahifede
ed Merak alınacak istenmiş-
r'

Yerli Filim Yapanlar
Cemiyetinin
M AĞUSTOS 1950 CUMARTESİ AKŞAMI
AÇIK HAVA TİYATROSUNDA
Birçok allrpriztarle dolu olarak vereceği Müsamere, senenin en şahang bir gecesi olacaktır.
Aynı zamanda memleketin varlıklar! İle iftihar ettiği
SES ... SAZ ... SAHNE SANATKÂRLARININ
iştirak edeceği bu gece, hayatınızın on mesut saatlerini size yaşatacaktır. Biletlerinizi almakta acele ediniz. Biletler: Saray alzemoı gişesinde 5, 3, 1. lira, olarak satılmaktadır.
*
Karşımdaki gizU düşmanı vurmaktan daha ziyade onu korkutmak gaycsUe attığım silâh üzerine bütün uşaklarım '‘gg r. derhal çadırlardan fırlayarak yanıma koşulmuşlardı. Hepsine bağırarak şu emri verdim:
«— Kimseyi yanıma yanaştırmayınız»
Bunun üzerine Bomboya fotoğrafı kaç kişiye gösterdiğini «ordum, Fakat onu her hangi bir tehlikeye sokmamak için isim vermemesini söyledim.
Bu müsamahamdan göruriir bir şekilde derin bir nefes alarak hafifleyen Bombo, «karşıdaki kulübeye giden bir kişiye gösterdim» diyordu.
İşte benim de bilmek iste (lifim bu İdi. Koşarak valinin evine gittim. Van Veerteye derhal beraber gelmesini ve tabancasını da beraber almasını söyledim. Orada ne gereceğimizi müdriktim. Fakat vaktinde varmamış lâzım geliyordu. Acele adımlarla ormanın İçindeki kulübenin yakınında bir yere yürüyorduk. Kaim ağacın göy-deslne doğru yaklaştık.
Karşımızdaki kulübeden hafif bir ışık sızıyordu. Valiye:
— Sakın gürültü etmeyin dedim. buradan bir kişi çıkarsa dikkatli bakın adamı tanıyalım. Bğer bunu tanırsak, bütün bu olayların etmiş olunu myordum.
Kulübenin söndü. Çok . -
muştu. Kapının açıldığını işittik. Bunu mütaakıp bir kaç kişi birbirini takiben te sükunetle dışarı çıkmıştı. Onları iyice tanımak kabil elliyordu. Bonunou şahıs dışan çıkarken vali ve ben İkimiz de âdeta ürpermiştik. Çünkü bu adamın elinde kocaman bir yay vardı. Bana atılan oklan atoak İçin ancak bu yaylar kullanılırdı. Bu okların birisi bâlâ baş yastığımda saplı olarak duruyordu.
Bir harb şûrası
Yukarda anlattığım vaka bir pazar günü olmuştu. Her no kadar bls araştırmalarımıza bütün kuvvetimizle devam etmek kararında Idlysekte daha o akşam aramızda bir harb şûrası toplantısı yaptık.
Evvel»: Bütün kuvvetlmi/Jo, araştırmalarımıza, hiçbir şeye takılmadan devam edecektik vs elimize hiçbir merare geçmemiş gibi hareket edecektik.
Her birimizin yalnız kalmamasına ehemmiyet verilecek vo çok dikkat edilecekti.
Üçüncüsü: Görüşmelerimiz-
de,, canilerden konuşurken hiç bir raman isimlerini söyler 1-ye çektik. Onları yalnız A B C D harflerlle şifrelendlrmlştlk.
Dördüncü kararımız İse şu İdi: En genç adliye memuru bir hastalık bahaneslle geri kalacak vc biz ayrıldıktan oldukça sonra hastalığının veh amelini İleri sürerek şoförü vasıtaslle, kendisini hastaneye naklettirecek, orada bir yatağa yatacak-
Her hakkı mahfuzdur.
Semih M um t az 8.
membaını tesblt diye ona mırılda-
içindeki lâmba şükür kİ ay değ-
Başında bir pars pöstekisi, parmaklarının arasında demir tırnaklarla bir Akkha
□— Çeviren : 1
Hami BEKEM I
tır. En fırsattan İstifade ederek hastanede yatan kadını cürüm ortaklarının İtiraf ettiklerini ileri sürerek sorguya çekecekti Bu sefer her §ey yolunda gidiyordu.
Cumartesi sabahı, bir hafta avlanmada vakit geçirdikten sonra, Watza geri dönmüştük. Genç hâkim, hastaneden İyileşerek taburcu edilmişti. Hava almak zaruretinde İdi. Akşama üç sant kadar vaktimiz olduğundan, altı kişi bir olarak arabamla bir gezinti yaptık.
Bir tepenin kurak zirvesinde durakladık. Buradaki yer.mlze tek bir kişi görünmeden yakla-şamazdı. Bu yer açık görüşmek için en müsait mahaldl.
Genç hâkim şimdiye kadar yaptığımız tetkiklerin neticelerini teyit etti. Hastanedeki kadın mütemadi sorgular neticesinde bitap düşerek itiraf etmek zaruretinde kalmıştı.
Bir polis romanı gibi
Bunu mütaakıben yaptığımız görüşmeler gayet koıkunç ve gayet heyecanlı anlardı. Buruda toplanan altı kişi bir pulla romanı yazar gibi İdik. Aradaki fark, bütün bu olaylar hayal mahsulü değil, bir hakikatin tezahür eden parçalan İdi. Od-rüşm eterimizin sonunda bilmece çözülmüş gibi İdi. Son deliller elıle edilinceye kadar, ftk'l tesadüflerle karşılaşmaz isek, önümüzdeki çarşamba gününe kadar. Mohoko köyünün mey-
BEYAZLI KADIN
Aşk ve macera romanı
Taun: W. W. CallIn» Tercüme eden: (VA-NÛ)
Tefrike NO. 18
Köy yolunda rastladığımız İnsanlar. aradığımız kadına rastlamadıkların! söylüyorlardı.
Halcombe. köy hocasının dikkatli bir adam olduğunu, bir de or.a sormanızı teklif etti. Belki de talebeleri vasıtasıyla bir İp ucu ele geçiririz diye düşündük.
Mektep bahçesine girdiğimiz saman, ders saati olduğunu, sınıfları gelen seslerden anladık-
Binaya daldık. Hoca, kürsüde oturuyor, bütün çocuklar rahlelerinde: yalnız içlerinden biri köşede cezalı duruyor.
Hoca, bütün sınıfı azarlıyordu:
— Kafamı kızdırmayın, ço-eukliRT! — diyordu. — Hortlak diye bir şey yoktur Bana bir daha böyle palavralar ularsanız hepiniz) cezalandırırım. İşte bu hortlak hikâyesini ortaya
attığı İçin Jocob'u köşeye diktim. Bir daha İsrar ederse dayak atacağım.
Halcombe, sınıfın eşiğinde tereddüt geçirdi:
— Buraya gelmek Iç1n iyi zaman seçmemişiz, — diye mırıldandı.
Bizim belirmemiz, çocuklar üzerinde büyük tesir yapmıştı. Gülüşüp durdular, Jacob'un,' büyük törenle dayak yiyeceğini, düşünmüş olacaklardı.
Hoca, bizi fatkedlnce:
— Haydi, hepiniz yemeğe.
— dedi. — Yalnız Jacob cezalıdır. gitmlyccek, Eğer dünyada hortlak diye bir şey varsa, Ja-cob'a yardım, etsin, yemeğini o getirsin.
Cezalı oğlan ağlamağa başladı
Halcombe, hocanın elini sık-
tıktan sonra:
— Kuzum, neymiş mesele? — tüye sordu.
— Sormayınız sabahtan beri başıma geleni... Bu çocuk, gûya dün akşam hayalet görmüş, Talebenin zihnini karıştırıp duruyor.
— Bu yaşta çocuklarda bu nevi İtikatlar pek yoktur... Her ne halse, buraya gelişimizin sebebini size anlatayım.
Genç kız, mektep hocasına, mektubu getiren kadına dair mahut sualleri sordu. Fakat bahçıvan yamağının tarif ettiği kadını o da görmemiş.
Bunun Üzerine, Halcombe, bana dönüp:
— Hiç bir muvaffakiyet elde edemeden döneceğiz galiba? — dedi.
Hoca İle birlikte kapıya doğru yürüyorduk ki. cezalı çocuğun İnatçı inatçı kafa tutuşu, Hal-combe'un dikkatini çekti. Ona dönüp tatlı bir sesle:
— A keçi çocuk, niye böyle dlrcllp duruyorsun? — dedi. — Hocandan af dile, İlerde de bu gibi martavallar uydurmayacağını söyle, sen de arkadaşların gibi yemeğe git.
va İdemin vefatı Bebekteki yalımızı bırakıp Çanıhcaya gittiğimiz senenin kışı İçin Istanbul-da bulduğumuz evç taşınmak keyfiyeti uzadığı cihetle kemen teşrinisaniye kadar Çem 1 icada kalmıştık. Buna bir »ebep de sonbaharın fevkalhad güzel havalarla çamlıcanın emsalsizliğine fazla revnak vermesi olmuştu. Kiracı olarak oturduğumuz Nuri paşa köşkü esasen kışlık ve yazlık birer ev gibiydi.
Lodos ve poyraza nazır odaları vardı. Güneşi ve rüzgârı eksik olmayan bir mahalde kaindi. Çamhcuda kıça kadar ikametimize bu ela bir müşevvikti. Esasen Çamlıcanın kendisinde yazlık ve kışlık cepheler vardır İtikadı o saman İçin de hemen hertoste vardı. Büyük Çamlıca. kısıklı ve civarı Boğazlardan gelen Mekklza-de poyrazı sayesinde yazlıktır. Küçük Çamlıca tarafları da lodosa nazırdır. Kışlıktır. Mar-marayı İçer gibidir Güneşi şifalıdır. Gurubu şemsi Balalıdır, derlerdi.
danlığında buluşacak ve neticeyi elde edecektik.
Bu köy canilerin merkezi İdi Manuel oraya gitmediği hakkında ki sözleri ve beni Mniın-koya getirmek için teklifi bunları İspat ediyordu. O benim oraya yalnız gittiğimde eline emareler geçmesinden korkuyordu.
Bir de vardı. Bu lara karşı gelmişti. Ufak meseleden dolayı huzuruna çıkması İcap ettiği zaman, şu cani herifler, onu ellerinden kaçırmak İstememişlerdi. Bu heriflerin «inayetlerinin yekûnu elliye baliğ oluyordu, Bütün bu olaylar vilâyet merkezinin hapishane hastanesinde yatan kadın vasıtasile de teyit olunuyordu, Bu, kabile reisinin en genç karm İdi. Kadın benimle konuşmak İçin epeyce gayret göstermişti. Fakat o bana bu olaylar hakkında malûmat vermeği düşünmüyordu. Çekmiş olduğum fotoğrafından bir tane isüyecektL
Loko Loko meselesi adanı her halde bun-blr muhkeme
Gizli cemiyet
işti ıradan şunu d* arbedeyim: Hayatın hem dünyanın zevkini ta Can İnsanlar Küçük Çamlıcaya koşarlar Gurubu, yani güneşin batmasını seyrederlerdi Küçük Çamlıcada bir aralık hemşiresi merhume Tevhide hanımefendiyle beraber Defterihakanl şer'1 senetler müdürü merhum Molla Esat beyin (BalIkesirli Çavdarlı Şerif paşanın büyük oğludur) ondan sonra Tevhide hanıme-' fendinin damadı Şerif Ali Haydar beyin (Mekkel Mükerreme emlrl Şerif Ali paşa) kiracı o-1 larak oturdukları köşk kİ sonra ikinci Sultan Abdülhamlclln ' Seraskeri Rıza paşaya geçmlş-ı ti. — Bilerek arzedlyorum — I Küçük Çamlıcanın en güzel bir 1 yerinde kurulmuştu ve cennet ■ misali idi. (Muhterem karilerim sanki cenneti görmüşüz gibi yazyorum... inşallah gö-1 rürliz).
yanlışlar)' Kısıklı ve Tomruk suyunu: hâzinidir diye Büyük Çamlıca euyımu; taş yeren e-rltlr diye de Taşdelen suyunu medhederler, hem bol bol içerlerdi. Ve misafirlerine hekimlik taslar, ayn ayrı bu sulardan içirirlerdi, Avrupada otuz sene oturmama rağmen emsalini bir yerde görmediğin — ÇltlU — maden suyumuz* tıpkı bendenizin âşık o-luşum ve onu bol bol İçişim gibi ve herkese tavsiye edişim gibi. Doksan küsur yaşına kadar muammer olan profesör doktor müşir Nafiz paşa Çam-lıcadaki köşküne misafir gittiğimiz zaman... Dünyada şifalı iki su vardır. Onlarda Çamîı-cadadır. Kısıklı ve Büyük Çamlıca memba sularıdır, derken ah mümkün olsa da kışın da burada oturabUsem arzusunu izhar eder dururdu Çünkü Çamlıca hem sayfiyedir hem şltaiyedir. Yani hem yazlık, kışlıktır derdi ve ısrar ederdi. Çamlıcanın âşıklarından biri de hattâ birincisi Şerif Ali Haydar beydi (paşa). Yaz, kış senelerce Çamhcadan kımıldanmadı ve hamdolsun nezle bile olmadık derdi Hem o güzel sesiyle de gülerdi.
S. M. S
Yumurta fiatleri yükseliyor
Soıı günlerde yumurta fiatleri yükselmeye başlamıştır Geçen hafta İçinde 1440 adetlik iyi cins bir yumurta tabutunun Lalı 86-38 lira iken şimdi 1*6 lira;.a fırlamıştır. Diğer taraftan 1-mû adetlik samanlı mallar 82-83 liradan 90 liraya, ufak taze mallar da 72-75 liraya yükselmiştir.
TENİ ESERLER:
Siyatik, bel airılan ve fizik tedavileri
İyi suları
Ya Çamlcanin s-ularıl Ve civarındaki memba sularıI O zaman fevkalâde hürmet görürlerdi. Tasnife de uğratılmışlardı. Meselâ aburcuburla barsak 1 arını bozanlara munkabız- j dır diye Küçük çamlıca suyunu mildir diye (miidrir 1
Mohoko köyünün kabile reisi gizli cani cemiyetinin İkinci reisi İdi. Onun hastalığı da ölümü İle neticelenmişti. Ben köyden aynldığımı miitaakıp ikinci günü zehirlenme suretile ölmüştü, Köyde kabile reisinin genç kansi tarafından öldürdü diye hûklme ifade verilmişti. Hakikatte o da cemiyetin A İle
Jacob, yaşlanmış gözlerini korku ile açarak:
— Peki ama, oen hortlağı gördüm. — dedi.
— Canım, hortlak yok kİ göresin.
Muhaverenin bu noktasında, hocayı yine telâş aldı:
— Alı affedersiniz, bayan Hal combel Sizden rica ederim, şu çocuğu daha fazla istintak etmeyiniz .Çünkü kendi de arzu etrnlyerek sizin pek mukaddes histerinizi incitebilir.
Halcombe, hayretle sordu:
— Benim mukaddes hislerimi mi?
— Maalesef, evet.
Genç kz, kaşlarım çattı:
— Böyle bir bacaksızın beni rencide edeceğini düşünerek hata ediyorsunuz, hocam!
Alaycı alaycı yine Jacob'a döndü:
— E, anlat bakalım, evlftdl Hortlağı ne zaman gördün?
Çocuk, dobra dobra cevap verdi:
— Diin akşam karanlığında.
— Nasıl şeymiş bu?
— Hortlaklar nasıl olur? Bern beyaz I
— Neredeydi bakalım?

Üuiversite iizlkulerap. profesörü Dr. Osman Cevdet Cü-Imukçu, siyatikler hakkmdaki [en son tetkikleri toplayarak bu adla bir eser vücuda getirmiş-i tir. «Siyatikler, bel ağrıları ve [fizik tedavileri» 1941 de mııiı-tasar bir şekilde basılmıştı, "demek Eser öu defa yenilenmiş ve -Inlşletilmlştir. Birinci k--.n.ıda jgyatiklerln nevileri, bel ve narını öldürme çekil çok hunhar- Cak ağrılarının statik sebepte-’ ca idi. Şimdiye kadar işittiğimin ri Ve siyatik nevralji vrucrlt en gaddar çekil, budur. ihtiyat 'felçli siyatikler. siyatiklere hâkim, «Bu cemiyetin hakiki ^benzlyen bacak ağrıları, nur: adı, «ölülerle danseden erkek-' adalelerinin ağrıları, bacağın lor» dlr diyordu. Doktor da ay- kan deveranındaki bozu*!'-': ar m fikri teyit ediyordu. anlatılmakta, ikinci kısımda
' tedavi şekilleri, elektrik ■-•e fizik tedaviler, İlâçla tedavi izah edilmektedir.
! Bu kıymetli eseri siyatikten 'rahatsız oa İntaca, bilhassa duk-(Arkası var) torlara tavsiye ederiz.
Hepimiz önümüzdeki çarşamba günü Mohoko köyünün meydanlığında yapılacak tetkikle-, tesmiye ettiğimiz başkanı tara-! rin neticesini merakla bekli-fuıdan öldürülmüştü. j yorduk.
Bu gizli cemiyetin kurbanla-
— Bütün hortlaklar gibi mezarlıkta.
— Hele bakı Bütün hortlakları görmüş gibi nasıl da konuşuyor. Belki de hortlağın ismini, cismini de bileceksin?
Jacob, ne kadar kati konuşuyordu:
— Elbette. — dedi.
Hoca, çırpınıyor, çocuğu susturmağa çabalıyordu. Artık bu sefer kati şekilde muhavereyi kesmeğe karar vermişti:
— Affedersiniz, bayan Halcombe I Bu talebenin zihninde zaten sakatlık var. Sorduğunuz suallerle onun evhamını büsbütün tahrik ediyorsunuz. Mesul benim... Çok rica ederim, ileri varmayın!
Genç kuı. hocaya:
— Peki fazla sual lormam. — dedi. — Yalnız bir sual daha soracağım.
Ve çocuğa döndü; onun saçlarını okşayarak:
— Söyle bakayım, yavrum, kimdi bu hortlak? — dedi.
Çocuk, bir solukta cevap verdi:
— Bayan Fairllel
öğretmenin tahmini doğru çıkmıştı. Bu cevap, genç kız ü-
k rinde son derece fena tesit bıraktı. Yüzü kıpkırmızı kesildi, Onun bu hail karşısında Ja-cop da makaraları koyuverdi; avaz avaz ağlamağa başladı.
Fakat, genç kız, bu sefer, talebeye değil, hocaya hitabetti:
— Bu oğlanı söylediği sözlerden dolayı mesul tutmağa lüzum yok. Eminim ki. başkalarının tesiri altında böyle konuşuyor. Demek kİ. bu köyde annemin hâtırasına hürmetsizlik edenler varmış? Her halde kim olduklarını keşfedeceğim* Bay Falrlle Üzerinde ufacık tesirim varsa, onu da bu yaptıklarına pişman edeceğim. Yemin ederim.
Hoca artık teselliye başladı:
— Tabii efendim, hakkınız var, hakkınız varl Ne kadar kızsanız haklısınız. E min olun kİ köyde hiç kimse kabahatli değildir. Bütün bu meseleler çocuğun sakat hayalinden doğuyor. Dün gece, mesaili); civarından geçiyormuş, muhterem rai denizin kabri yanında beyazlı bir kadını gördüğünü zannetmiş. Yalnız bu intak hâdise, sizin, gücenmenize sebebiyet veren sözleri ona söy-
letti.
öğretmenin dedikleri Hnl-conıbe'u tatmin edememişse de beni bir derece etti O nazı hususlarda mütereddit, ben bazı hususlarda katiyet sahibi; inek tepten ayrıldık.
Anlattığım sahne esnasında, ben, söze karışmamıştım Bir kenarda durup düşûncetere dııl mıştım. Başbaşa kaldığımız zaman. bayan Halcombe bıı İşten bir mâna çıkarıp çıkarmadığımı bana sordu
cevap verdim:
— Gayet sağlam netice çıkar dığımı zannediyorum Çocuğun anlattıkları hayal mahsulü oi-mıyncak. O. annemizin ktıbri etrafında bir beyazlı kadın görmüş olsa gerektir. Etrafta araştırma yapalım.
Arkadaşım da aşıcık düşündükten sonra:
— Mezarı size göstereyim hart. — dedi ve dalgın İlâve et* i: — Bakınız nasıl bir mevzu peşindeydik, şimdi de nasıl bambaşka bir mevzua saptık. Fakat bu yüzden de avukata yarın vermemiz gerekenmalûmaU ge elkllrınlş olmıyacak nııvız?
■'Arkası var)
Yüz sene yaşamak ister misiniz ?
Daldan dala
Uzun ömürlü olmanın sırrı nedir? — Bazı uzun ömürlüler
flmn SmftrlÜ olmak istem İyen kısan yok gibidir. Gnın ömür deyince akla derhal 100 yaş gelir. însanlarm çoğu bunu hedef tutar, sağlam vücutla bu yaşa varmak İster... Bilginlere bakılırsa bu zannedildiği kadar fuç bir şey değildir. Her İnsanın ISO değil, hattâ 150 afine yalanası I taamdır. Bunların yaptıkları hesaplara göre memeli hayvanlar, vücutlarının tama-mlyîe teşekkül etmesi İçin geçmesi l&zan gelen müddetin 5-8 .misil yaşarlar. İnsanların vû-■utları 25 yağında tamam İle tevekkül ettiğinden bu hesaba göre 125 - 150 sene yaşamakhğı-mız lâzımdır. Fakat kendimize İyi bakmamaklıgmiffi* bin bir üzüntü bu yaşa Tarmannza mani oluyormuş...
Uzun ömürlüler
Bir zamanlar İnsanların bu günkii kadar çok derdi yokmuş. Hayat basitmiş, az çalışmakla yaşamayı temin etmek mümkünmüş. Bu yüzden İnsanlar çok, pek çok yaşarla muş-. Tarihlerin kaydettiğine göre Ha beşls tanda bir kadın kâhin 1000 sene yaşamış. Mathıısalem •W, Enoch 955, Gaıad 052, A-dem 930, Teth 012 sene yaşamış__ İnsanlar için tabii öm-
rün 125 - 150 yaş olması lâzım, geldiğine göre bu kadar uzun seneler yuşıyan insanların bu-hındnğunu kabul etmek güçtür. Esasen tarih kitapları da bu rakamları, kaydetmekle bera ber. doğru olarak kabul etmiyor. O zamanki senelerin bugün kıl gibi 12 ay olmadığını, dört mevsimin ayrı ayn dört sene Bayıldığını söylüyor.
İnsanların, 9û0 - 1000 sene yaşadıklarını kabul etmek güç ainınkla be ra ter. bir zamanlar bııcıinkönden çok fazla yaşadık lar ı muhakkaktır. Romalılar vara ti ömrü 80 yaş olarak kabul ederîerdL Sofukleş 130 yaşmda iken bir üzüm çekirdeğinin nefes borusuna kaçarak nefes almasına mâni olması yüzünden boı'.ularak ölmüştür. Atilla 124 yaşında İken 24 yaşında bir kızla evleneceği gece ölmüştür. Kudüs piskoposu Narcisseta İG'î yaşmda öldüğü söylenir.
Zamanımızda bu kadar uzun ömürlülere pek ender rarilaiıi-ynr Yaşı 150 ye yaklaşan Zaro ağa dünyanın her tarafında meşhur bir insan olmuştu. Yüz ynnnı dolduran lar da mûh'm birer şahsiyet sayılıyorlar.
Erkekler, kadınlar
Fransadaı her sene 60 - 70 iri-
şi yüz başına basıyor. Bunların altıda beşi kadın, biri erkektir. Yalnız Fransada değil diğer memleketlerde de kadınlar erkeklerden fazla yaşıyorlar. Bunun sebebi kısmen vücutlarının teşekkül tam, kısmen daha az çalışmaları, daim az yorulmalarıdır.
FransadaM asırdldelerin çoğu köylerde, kasabalarda yaşıyan, evli, çok çocuk sahibi basit İnsanlardır. Yüz yaşına basmış 50 erkek şu sınıflara mensuptu: 31 köylü, 3 küçük emlâk sahibi, 3 tüccar, 3 sanayici 2 rahip. 2 hâkim. 1 ressam, 1 âlim, 1 şair, 1 müzisyen, 1 tarihçi, 1 fizikçi.
Bu elli kişiden 43 ü evli, yedisi bekâr Üçü vaktü bali yerinde, 47 si fakir denecek kadar geçim sorluğu çeken insanda Buna bakarak bazı muharrirler 100 «ene yaşamak İçin şu tavsiyede bulunuyorlar: Evli v» fakir cînıakl —
Baz» memleketlerde yüz senelikler fazladır. Meselâ Kafkûs-yada, Bulgaristan'ın bazı kısun lamınla asır dldeler diğer memleketlere nazaran daha çoktur. Bunlar da hep köyde yaşı yon İnsanlardır.
Şişmanlıkla zayıflığın uzun ömür üzerinde tesiri var mıdır? Yapılan tetkikler yüz yaşma basanlardan yüzde doksan dokuzunun zayıf olduğunu göster-1 »niştir. Şişmanlar daha neşeli olurlar, fakat zayıflar kadar uzun müddet yaşıytunryûrlar-mış. Bunun, bir sebebi de şiş-I manlık yüzünden vücutta bir çok ftnzalann başgöstenuesl 1-mtş.
Meşhur asırdideler
On dokuzuncu nsrm meşhur kimyagerlerinden olan re İspermeçet mumunu • keşfeden Euğene Chavreul 103 yaşma kadar yaşamıştır. Kimyager alkolü ağzma koymaz, yalnız bu 1-çerdl. Sigara içmediği gibi balık da yemezdi, ölümüne sebep bir ziyafette şiddetli ısrarlar karşısında yarım bardak şampanya içmesidir. 103 sene ağzına bir damla alkol koymamış olan a-i darucafhz üzerinde yaran bardak şampanya fena tesir yapmış.
Meşhur ressam TOaldeck 1875 de 10!) yaşında ölmüştür. Ressam JCİ yaşında iken tablo yapıyordu.
Doktorlar arasında 100 yaşını bulanlar azdır. Fransa fi a Guenlot adında bir doktor 1035 de 103 yaşında ölmüştür. Bu dok top 60 sene aynı binada kiracı olarak oturmuştur.
Transız edlblerinden Fonta-uelle de 100 yaşında ölmüştür.
Uzun ömrün sırrı
Üzün ömrün sırrı var mıdır?. Bu hususta fikirler muhteliftir. Ban İlimler, çok yaşamak İçin içici, sigara İçmemek IIbib geldiğini fddla ederler. Halbuki yüz yaşına basanlar arasında İçki ve sigara içenler çoktur. Bunlardan biri günde lark sigara içtiğini söylüyordu. Şu halde yün sene yaşamak İçin kail bir tavsiyede bulunulamaz. Bu bun yoye. yaşayış tarzına bağlıdır. Mamafih muhakkak olan bir şey vardır Jd o da yaşamak için sıhhi hayat sürmek, ifratlardan kaçınmak, daima neşeli almağa çalışmaktır.
Millî oyun ve türküler festivali
lstanbulda aktedllmekte olan Dünya Gençlik Birliği ikinci konsey içtimai dolayıslle perşembe ve cuına geceleri İstanbul Açıkhava tiyatrosunda varildi-1 üzere, Türkiye milli talebe federasyonu tarafından bir (Türk halk oyunları ve türküler festivali) tertiplenmiştir. Bu festivale yurdumuzun muhtelif bölgelerinden katılmak üzere şehrimize gelecek ekiplerden Kırklarell. Bergama, Burca. Trabzon, Dicle, Kars, Konya ekipleri dün şehrimize gelrı'ş-ler ve umumi provalara başlamışlardır. Ayrıca Veuecük va Biarrltz festivallerindi* birincilik kazanan Karayılan ve Erzurum ekipleri de şehrimize gelmiş bulunmaktadırlar. Ekipler perşembe günü öğleden sonra tünelden Taksime kadar uzanan, yol boyunca malıalll kıyafetleriyle bir resmi geçit yapacaklar vc TaksLm âbidesine bir çelenk koyacaklardır,
GENÇLİK BALOSU — Türkiye Milli Talebe Federasyonu 20 Ağustos pazar gecesi saat 22 den itibaren Taksim belediye gazinosu salonlannda fetanbııl-da bulunan Way konseyi delegeleri şerefine danslı suare verecektir. Salonun dekorları akademili gençler tarafından aylardanberi hazrrlanmakhıdır. Hususi olarak gayet zengin ve orijinal katyonlar yapılmış, salonda havuzlu bir şark kahvesi meydan getirilmiştir. Kıyafet mecburiyeti yoktur.
Davetiyeler Necml Rıza ve C. K. M, kumaş mağazalarından veya Teknik üniversite talebe yurdu 84602 numaralı telefondan temin edilebilir.
550 bin muhacir
İkinci Dünya Harbi esnasında yfij binlerce insan yurdunu tcrlıcderek hicret etmişti, flarb biline*» bunlar toplanma kamplarına yrrieştlrilıiHer, milletlerarası bir teşkilât muhacirlerle meşru! ofrmıga başladı. Şimdiye kadar bunlardan 85ç bini yerleştirilmiştir. Fakat B50 bin muhacir daha rardır. Bunlar kendilerine ikinci vatan olacak bir yer gösterilmesini istiyorlar.İçir rinde birçok da İhtiyarlar vardır. Yukarıda Fransaıia bulunan muhacir İriden bir kısmı bir kahvaltı esnaymıU göriHüyar.
Günün geçer akçesi
Bu sırada İstanbul'da gcçeı akçe apartıman katıdır'... Bunu söylerken kiralık daireleri kastetmiyoruz. Her sokakta yükselen yeni binalara, bir çok binaların. Üzerlerine bir kaç kat çıkılmasına rağmen mâkul fi-atle bir apartıman bulmak el’an eskisi kadar güçtür... Bahsetmek istediğimiz satılık apartı-man katlandır. Şehrin her tarafında apartıman katlar» harıl harıl satılıyor. Kaloriferli lüks dairelerden mütevazı küçük apartmanlara. kadar satış yapılmaktadır. Elinde para bulunan ve bir mesken laiıibl olmak İsteyen kimseler bu apartmanlara çok rağbet «Uyurlar. Bir taraftan da bir kaç kişi blrleşerck bir katı her birinin olmak ıizere yeni bina yaptım yorlar. Ekseriya «Kat apartmanı» ad» verilen bu binalara bilhassa Şişli. Nişantaşı, Maçka semtinde sık sık toslanıyor.
Bizde kat mülkiyeti esası henüz kabul edilmemiştir. Bu sebeple alım, satım binanın u-munıi heyetine muayyen bir nispette İştirak suretlle oluyor. Birbirini İyi tanıyan kimseler İçin bunun mahzuru yoktur. Fakat iyi tanımadığı aksi bh‘ kaç ortakla bJr araya gelenler İçin iş böyle değildir. Hor gün bir çok ihtilâflar çıkabilir, hattâ şüyuu İzale ettirmek için mahkemeye bile müracaat edilebilir. Bu vaziyette olna satışa çıkarılırsa kat satın almş olanların hem kat» eldon kaçırmaları. hem de zarar görmeleri ihtlmaU vardır.
Bu vaziyet karşısında yapılacak şey, herkesin hakkını korumak için kut m|UkiyeU esasını kabul etmektir. Kut mülkiyeti madem ki bir ihtiyaçtı! ve henüz kanunen kabul edilmediği halde mademki katlar alınıp satılıyor. Bunu kanun] bir şekle sokmak, vatandaşın hakkın» korumak lâzımdır.
Kat mülkiyeti esası bir kaç sene evvel bahis mevzuu olmuş profesörlerimiz, hukukşlnaslu-rım» bunun lehinde fikir beyan etmişlerdi. Buna rağmen o zaman, kim bilir na gibi bir mülâhaza ile, kat mülkiyetini»} kabulüne yanaşılmamıştı. Şimdi bu yanlışı tashih etmek, kat mülkiyetini kanun! esasa bağlamak lâzımdır, Her tarafta apartıman katlan alınıp satılırken bu ihtiyaca seyirci kalmak doğru değildir.
SERÇE
Köyde bir cinayet
Bir adam kafası balta île parçalanarak öldürüldü
Aydın — înclrllova bucağına bağh Karagözler köyünde çok fec! bir cinayet olmuş, bir balta yüzünden bir adam kafası balta İle parçalanarak öldürülmüştür. Cinayet şöyle olmuştur:
Karagözler köyü bekçisi Mustafa Budak kardeşi Haşan Budakla harmanda çalışırlarken harman yanındaki yoldan elleri battalı dört şalısın geçtiğini görmüşler, bekçi Mustafa bunları durdurmuş vs bal lalarını bırakmalarını söylemiştir. Bey-köylii İsmail Çelik, İbrahim. Süleyman ve Ali adındaki bu yolcular bekçiye karşı gelerek baltalarını vermek istememişler ve yolla rina devam etmişlerse de bunlardan İsmail Çellkln baltasını bekçi Mustafa Budakla kardeşi Haşan Budak zorla almışlardır.
Harman yerinden ayrıldıktan sonra arkadaşları İsmail e baltasını verdiğinden ötürü alay etmlye başlamışlar, İsmail hem arkadaşlarının tarizinden ve hem de eve gidince babasından işiteceği azardan duyduğu teessürle arkadaşı İbrahlmln baltasını kaparak geriye dönmüş ve baltasını aldırdığı harman yerine doğru hızla gitmeye başlamıştır. Bunu gören arkadaşları tsmalll geri çevirmek için uğraşmışlarsa da muvaffak olamamışlar. İsmail eline geçirdiği balta ile onlan da tehdit edo-[ rek yoluna devam etmişi »e harman yerine giderek harmanda yorgan altında yalnız başına uyur variyette bulduğu bekçinin kardeşi Haşan Budağı, başına, boynuna ve yüzüne balta llt vurarak öldürmüştür.
Vakaya O. Savcılığınca el konulmuş. kasti] yakalanmış, tahkikat devam etmektedir.
Tehlike içinde bol para kazananlar: Eroinciler...
Takipçilere “Vur!,, emri de verilmişti

-[ Yazan ı Cemaleddin Bildik |-
Alâkalılar, eroincilere verilen bugünkü cezaları görüyorlar — Takip hususunda teşvik için polise tevzii şart olmalıdır — Emniyet müdürlüğünde eroinciler — Yataklık eden metresler — Tabanca, giyinen ve bol para sarfını zevk edinen
Temiz
Evvelki glln Çubuklu sahilinde, harap bir evde, başlarında bizzat Emniyet Müdürü, Kemal Aygün'ün de bulunduğu Emniyet memurları grupu tarafından basılan eroin imalâthanesi, Tllrklyede şimdiye kadar meydana çıkarılan imalâthanelerin en büyüğüdür. İçinde hamlanmış, paket edilmiş, 34 kiloya yakın eroin bulunmuştur. Bu muvaffakiyetli baskından sonra kendisiyle konuştuğum Emniyet Müdürü Kemal Aygûn’e:
— Bana, dedlnı, ou muazzam kaçakçılık işini, dalın! bir korku içinde başaranları, eroin t-malft'hanesinl İşleten adamları göstermenizde mahzur var mı?
Hiçbir mahzur olmadığı cevabını vererek:
_ Buyurun! dedi, yukarıya çıkalım... Hem kaçakçıları, hem de imalâthanede ele geçirilen eroinleri, lnblklcri, paralan, silâh ve dürbünleri görün...
A
%
çok hafif ikramiye gördüğüm dürbün — insanlar...
Kaçakçılar, tilerin! kavuşturandan İtibaren: Fabrıltn îbiş Ahmet, tıralâlÇı şoför Nuri, Mehmet Kaku
İyeye sevkedllmlyor da nikâhı kı-i lişsiniz daha iyi olmaz uıı! de-yılmak üzere evlendirme ' "
murluğıma gönderiliyor!
da 25 İle otuzdan yukarı ______
yül ettiğim eroinci Upleıl Bö»"(mLn edilmediğine göre tığ gibi
larimln önünde canlanmağa başlamışta: Baç sakal blrbtrlna karışmış, gözler oyuklarından dışan fırlamış, sapsan benizli, vücutları kaditleşmiş insanlar.., Zaten kendilerini yakından görmek merakım da bundan ileri geliyordu: Bakalım eroinciler hakikaten bu tip insanlar mı?
Böylece merdivenleri çıkarken evvelâ İmalâthanenin sahibi î-blş Ahmedi görmek istediğimi söylemiştim; doğruca onun yanına götürüldüm.
— İşte îbiş Ahmell
Bağıma baktım, solumda aradım. Tahayyül ettiğim tipte birini göremediğim için «Nerede?» mânasında bir göz İşareti yapmak mecburiyetinde kaldım. Emniyet. Müdürü Kemal Ay gün:
— Ahmet, bir İsteğin var mı? diyerek karşısındaki gence hitap edince anladım kİ baş eroinci ile aramızda bir adım mesafe bile yok...
Emniyet Müdürünün sorusuna:
— Bir İsteğim yok! diye cevap verdi. Mümeyyiz karşısına çıkarılmış bir talebe mahcubiyeti He başını önüne eğdi, bir müddet sustu, sonra kekellye tekeliye:
— Üzerimde Çıkan paraların hepsi zapta geçirilerek ı nuldu! dedi. Bana biraz harçlığı verilse...
— Ne kadar istiyorsun?
— Elli Ura yeter...
Bu konuşma esnasında îbiş Ahmedi tetkik ediyordum, üstünde tertemiz bir elbise... Muhakkak kİ İngiliz kupon kumaşlardan... Açık krem renginde İpekli va tiril tiril ütülü bir gömlek... Ayakkabıları tamlı, pmj pırıl boyalı... Sanırsınız ki Ahmet eroin imalâthanesi sahibi ve bir kaçakçı olarak adli-
bir güveyi...
alıko-cep
it
me-! dini.
Yaşıl «Zaten gayemiz de bu deûil tah-İmidir?» mânasında yüzüme bu-veremlycr. gören rne-
Aynı katta, fakat ayrı ayrı o-dalara alınan İbiş Ahmedln us-tabaşılanndan Mehmet Kzku ile şoför Nurlyl de gördüm. Bun-i lar da giyim bakımından, pat-' Fonları İbiş Ahınetten geri kalmıyorlar I Parayı kolay mı kazanıyorlar da böyle giyiniyorlar? Hayır... Her on baskın ve yakalanma korkusu İçinde çalışıyorlar. Fakat el altından 100 «Tamlık bir eroin paketini satıverdiler mİ gramı 4 liradan 400 lirayı ayak üstünde cebe a-tıverlyorlar. Nitekim bu defa kİ baskında yakalanan 24 kilo saf eroinin kaç para ettiğini bir hs-•aplayıverln. Bir kilosu 4000 liraya satıldığına göre 24 kilosu 00,000 Ura.,. Ve bu şekilde partiler ayda altı yedi defa ellerinden gelip geçiyor, yüz binler ve milyonlarla oynuyorlar...
Polislerden biri şoför Nuriye soruyor:
— İbiş Ahmet sana ayda kaç lira veriyor?
Emniyet memurlarına kaçakçıların en iyi eroin yapanı diye tanıtılmış olan şorör Nuri, şuu önüne eğerek :
— Çok değil! diyor. Bin kadar bir şey...
Fakat memurlar, imalâtçıların yalnız aylıkları ile kalmadıklarını, yaptıkları eroinlerden ka-çırablidiklerl paketleri de adanılan vajı t asiyle sattırıp maaşlarını bu suretle üç dört bin liraya getirdiklerini söylüyorlar.
Şoför Nuriye:
— Mademki bu kadar çok para
kazanabiliyorsun uz! Birkaç partide vurduğunuz para İle meşrû zehlri şahsan kullannıaınaları-yoldan ticaret hayatına atılıp dır. Meselâ îbiş Ahmet de, Meh-korkustrz, şüphesiz, endişesiz ça-j (Aekosi S nû sahHctU)
Ura
ben
kıyor, lâkin cevap Onun bu halini »nurlardan birinin:
— Süfli hayata alışmışlar bir kerel... demesi üzerine şolör Nuri zaten eğik olan boşun biraz daha eğiyorAnlaşılıyor ki korkulu da olsa bol kazanıp bol harcamağa alıştıklarını itiraftan kaçınıyor! —
*
Yakalanan üç eroinciden, sonra. baskında ele geçirilen imalâthane tesislerini ve eroin! görmeğe giderken koridorda kenara çekilmiş bir iskemle üstünde 20-22 yaşlarında esmer bir kadın gördüm. îytce giyinmişti, Kadına dikkat edişini, Emniyet Müdürünün gözünden kaçmamıştı:
— Eroincilerden birinin metresidir! diyerek İzahat verdi: Hepsinin birer İkişer metresleri bulunurmuş. Bu kadınlar aynı zamanda kaçakçılara yataktık da ederlermiş. Nitekim koridorda gördüğüm kadının evinde bir miktar eroin ve eroin satışlarly-le temin olunan birkaç bin lira para da bulunmuş!...
Dalma korku ve baskın tehlikesi İçinde kazandıkları parayı eroincilerin savururcasına harcamaktan zevk aldıklarını, mesleğinin eskls.1 bir emniyet memuru söylüyor ve şayanı dikkat bir noktaya da İşaret ederek:
(— Ceplerindeki bol paraya güvendikleri için hususi hayatlarında sun derece kavgam atılgan olurlar. En basit bir meseleyi döğüş mevzuu yaparlar. Fakat yakalandıkları gün, ağzı var, dili yok. âdeta kuzu kesilirler,» diyor. Bundan daha şayanı dikkat olan diğer bir nokta da eroincilerin bu beyaz



ODA, ]

Sonbahar
kış modası
Tayör
içinblûzlar
apartımanlar
Başlıca yenilikler nelerdir?
Bütün dünya kadınları, mevsim değişme zamanında Paris-ten ne gibi yenilik çıkacağını sabırsızlıkla beklerler. Hemen bir asırdan beri Paris terzileri modayı diledikleri gibi değiştirmekte, kadınlar da buna az çok uymakta İdiler.
İkinci Dünya harbinden sonra Paris'in meşhur terzilerinden ChrisUan Dior İle Jacquej Fath Par Is tek i şöhretlerine dayanarak Amerlkada da şubeicr açmışlardır. Bunlar kadınların elbiselerinden maada sac. şapka ve ayakkabılarında işledikleri değişikliği yapmak»a ve kadınlara kabul ettirmektedirler. . Elbiseler müthiş bol ve uzun olacak saçlar erkek gibi kısa kesilecek» dediler mİ herkes bu modaya uymakladır. Uç uy sonra (ıbol ve uzun etekler daralıp kısalacak, kısa taçlar uzayacak» fetvası verilmiş, kadınlar buna da boyun eğmişlerdir.
Sonbahar ve kış modası İçin Paris terzilerinin verdikleri kararlar şunlardır:
Elbiselerin elekleri bol olmakla beraber düz hissini verecektir, ve yerden otuz yedi santim kısa olacaktır. Bluzların dekoltesi uzun açık, kollar sıkı yapılacaktır. Kullanılan kumaşlar duz yünlüler, yumuşak Jer-selerdir. Jerseler çizgili, simle karışık dokunmuş, parlak renkli çizgili olarak yapılacak ve bunlardan yapılan elbiseler ekseriyetle drape olacaktır.
Renklerde siyah en başta gelmektedir. Sonra menekşe rengi, yeşil, hal rengi, soluk kırmızılar. tutun rengi, kurşuni, zeytuni sütlü kahveden yanık kahveye kadar olan biitün kahve rengiler.
Mantolar tüylü kalın yünlü kumaşlardan yapılacak ve İçleri kürkle kapi anacaktır. Bu kürkler beyaz, yeşil ve kırmızıya buyanmış kuzu postları olacaktır
Fransa da en çok bu tip rağbet görüyor
Bir zamanlar, vaktıi halt ye-, rinde olanlar bahçeli büyük konaklarda otururlardı. Her katında dört beş odası buıunan bu konaklardaki odaların yekûnu bazın yirmi, yirmi beşi bulurdu. Bu büyük binanın hizmeti çok güçtü. Mutfakta mutlaka bir ahçı, orta İşler için de bir kaç hizmetçi bulundurmak lâzımdı. Bolluk, ucuzluk devrinde bunu temin etmek kolaydı. Fakat birinci Dünya harbinden sonra İş değişti, Her üırafta geçim zorluğu buşgösterdi hiznıc!-çllerln aylıkları şaşılacak kadar yükseldi. Bunun neticesi olarak hizmeti kolay küçük binalar, bilhassa apartımanlar tercih edilmeğe başlandı.
İkinci Dünya harbi vaziyeti bir kat daha güçleştirdi. Büyük apartımanlar da fazla gelmeğe başladı, şimdi halkın büyük bir kısmı kaloriferli küçük aparıı-man arıyor. Bu binalarda her-, motiflerle İşlenmiştir. Yıkanır kes gendi işini kendisi görüyor. j renkli İpekle kanavlçe İğnesi I olarak İşleniyor.
3 — Krep marokenden yapılan bu bluz İnce pUlerio süslenmiştir, ve pll'.er araşma serpme olarak beyaz İpekle çiçekler İşlenmiştir.
Reçelleri muhafaza
Çocuk elbisesi
Şeftalili krema
lUTtMSM
Saçlar uzayacaktır ve renk'.e-rl siyah olacaktır. Sarı saçın modası geçmiştir. Şapkalar küçüktür. türban biçimde yapılanlar en çok beğenilenlerdir.
Yüze, yani yanaklara allık az sürülecektir, fakat gözlere sürme ç“kmek yeniden moda olmuştur.
inel kolyeler taneleri iri fındık büyüklüğünde, bir sıra yapılıyor, boğaza bir kaç defa dolanan uzun İnci kolyelerin tamamen modası geçmiştir.
Yakaya takılacak çiçekler menekşe, ğül ve karanfildir.
Çantalar kadife ve podösüet-ten olacak. Çoraplar koyu renk, arka dikişi siyah ve yanda elde İşlenmiş bagetlidir. Ayakkabıların ökçeleri çok yüksek olacaktır.
İpekli kumaşlar arasında fay. krep doşir. en çok kullanılanlardır. Yıkanan vc ütülenen (empermeabl) kadifeler mevsimin yeniliğini teşkil çektir.
bu ede-
Meyvalann bollandığı ve ucuzladığı mevsimdeyiz. Reçel kaynatmak zamanıdır. Reçellerin gelecek seneye kadar lazo kalmasını isterseniz reçel kavanozunun ağzını örtecek büyüklükte beyaz kâğıttan yuvarlaklar hazırlamalı. Reçel daha sıcakken kavanozlara boşalt ■ malı evvelce kesilen kâğıtları taze yumurta akına batırıp kavanozun ağzına yapıştırmak, Reçelin sıcaklığı bu kâğıtları kurutur ve kavanoza yapıştırır, reçeli bozulmaktan muhafaza eder.
Elbiseleri korumak
Elbiseler, uzun müddet yeniliğini muhafaza etmesi İçin her üstten çıkarıldığı zaman, dolaba aşmazdan evvel fırçalamak, lekesi varsa silmek, ve nihayet ütülemek lâzımdır. Bu suretle hareket edilirse elbise dalma temiz ve ütülü olarak giyilmeğe hazır dolapta yeni gibL du-
Kabaran kaplamalar
Kaplama eşyaların, güneşin altında kalınca sıcağın teslrile kabardığı, hattâ çatladığı görülür. Bunlar hafif İker. evde tamir edilebilir.
Kabaran kaplama üzerine ipekli bir kumaş koyarak sıcak ütüyü uzun müddet tutmalı. Hararetin tesfrUe kabaran kaplamanın altındaki tutkal erir ve tekrar yapışır.
Kırmızı beyaz çubuklu markizetten kız çocuğu için zarif elbise.
Yaz nezlesi ve barsak bozuklukları
5 yumurta, 8 çorba kaşığı ince toz şeker, uç çorba kaşığı dolusu dövülmüş blskiil tozu, bir kilo süt, iri altı yarlııa şeftali, dört beş çorba kaşığı şeker almalı.
Şeftalilerin kabukları soyulduktan sonra ikiye ayrılarak şekerle ve su ile ateşe koyarak komposto pişlrmeli, sonra aitten indirerek soğumağa bırak-
I Fransız gazetelerinin yazdıklarına göre Fransada yeni ya - ■ pılan binalar umumiyetle iki oda bir mutfak — banyodan' mürekkeptir. Odalardan biri yatak, biri yemek odası — sa-tondur. Yemek odasında bir,divan bulunmakta, çocuk var:»a. geceleri bu divanın üzerinde yat - 1 maktadır.
Mutfak - banyo müşterektir. Mutfağın bir kısmında bir duş yeri vardır. Yıkanmak isteyen.’ bir paravanla ayrılmış olan du-çun altına geçiyor, İşini görüyor. Çok yer İşgal ettiği İçin' banyolar ortadan kalkmıştır. I Yeni tip binalar, p«*k çabuk ve pek kolay iş görülmesini temin ettiğinden, çok rağbet gö-rüyur. Fransada kat mülkiyet) kanunu mevcut olduğundan ar- J zu eden küçük aparîımunlan ucuz flatie satın alabilmektedir. J
Domatesi kışa nasıl saklamalı?
Domatesin en bol vitaminli sebze olduğu anlaşıldıktan sonra çiğ olarak kışa saklamak usulleri aranmıştır.
Kışın taze domatesten salata yapabilmek, yemeklere taze domates kullanılmak için şu usul
taraftan bir tencere içine yumurtaların yalnız sarısını altı çorba kaşığı ince şekerle koyrak tahta kastla döverek iyice halletmeli, sonra toz halinde blsküllerl 1 ™ nlhayrt ı;ık olarak sütü Uâ-;5apten bulIuan domatelert re etmeli karıştırarak alV lntlhap bl]nları bl„t
koymalı. Kaynamağa başlayın-) birer bezle sildikten sonra cam ca. fırına giren bir kap İçerisi- turşu kavanozu içine dlzmelt ne bu kremayı döknıell ve on üzerine bir kaç saat evvel fıkır dakika kadar fırında pişlrmeli, üzeri pembe olunca fırından çekmeli, evvelce hazırlanan yarımşar şeftali kompostosu İle kremanın üzerini örtmeli.
Bir kapta duran beş yumurta akım İki çorba kaşığı şekerle ve telle vurarak serileştirmeli. Köpük haline gelince şeftalilerin üzerine dokmell tekrar fırına sokmalı üzeri pembe olunca fırından çekmeli ve sofraya çıkarırken kompostonun suyunu da derin bir kapla lkıam etmeli.
bt>w| Ç?R. *yidlr vurufa»
çürüksüz ve tepelerinde yeşil
1 fıkır kaynatıldıktan sonra soğutulmuş kuyu suyu (acı su) dökerek kavanozu ağzından İki parmak aşağısına kadar doldurmak Üzerini iki parmak zeytinyağı İle örtmeli, ağzını sıkı kapayarak serin ve rutubetsiz yerde muhafaza etmeli.

Az para ile döşenen odalar
Tırnaklar için pomat
Tırnakları sık sık kırılanların, tırnaklarına cilâ sürmek istemeyenler evde yapacakları su pomatla tırnaklarını parlatabilirler:
10 gram manyezi içerisine 25 santigram kırmızı (camenl ve 5 gram gliserin karıştırarak yumuşak bir pomat yapmalı. Tırnaklara sürerek deri poll-suar 11e parlatmalıdır.
Unutmayınız ki
Sevimli olmak biraz da cildinizin inceliğiyle kabildir.
KREM PERTEV
Kullanırlar.
Evien ucuz flatie döşemek İçin. Amerlkada bir müsabaka açılmıştır. Yukarıda müsabakada dikkati çeken bir uda lakımı görülüyor.
Yazuı sıcak havalarda nezle ve bağırsak bozukluğuna sebep olan iki şey vardır: Birincisi vücut uzun müddet güneşte, sıcakta durmuş ve terlemiş İken çok soğuk su veya meşrubat içilmesi. İkincisi de vücudun birdenbire sıcaktan soğuk havaya, rüzgâra maruz kalmasıdır. Bunlardan mümkün olduğu kadar korunmak lâzımdır.
Bütün dünyada güzeller
î Müşküllere cevap I
Romatizmaya karşı domatesli ispirto
Kadıköy Blnnaz: Romatizmaya karşı domatesli ispirto şöyle hazırlanır:
1—Yârım kilo beyaz İspirto, 250 gram vuruksuz çürüksüz olgun İri domates alınız. Bir kavanoza koyunuz, üzerine İspirtoyu ilâve ediniz, ağzını kapayıp bir kaç gün öylece bırakınız.
ispirto içerisindeki bu doma j feslerden habbeler halinde gaz çıkmaya başladığı zaman. do-J m ateşleri bir tülbentten sıka-l rak çıkan suyu kavanozdaki İs- [ plrtoya katınız. Bu İspirto İle ağrıyan yere friksiyon yapını*. I
Bu İspirto ağzı sıkı kapanan şişede muhafaza edilmelidir. I
2 — Bunun İçin mutlaka doktora gitmeniz lâzımdır. Kendi kendinizi tedavi edemezsiniz, |

17 Ağustos 1950
I K 9 ( M
Bahlfe T
k
{ümitlerim söndüj
Mahkeme Koridorlarında
(Zümrüt gibi yemyeşil bir say fiye yeri. Tabiat ortalığı bin bir türlü misk gibi kokular İle doldurmuş. )
Popl: Yirmi yaşında henüz açtlnıamış bir gül güncesi gibi terillaze bir sarışın güzeli, insanı mest eden yeşil gözler. mini mini bir ağız. fil dişi gibi bembeyaz ve muntazam dişler..
Karni 27-28 yaşında yakı-lıklı, hul ve tavrından neşe ve sılülPt taşan bir delikanlı. (Ağsını açarak etrafı dolduran taze kır havasını doya doya teneffüs ediyor) Ne emsalsiz bir yer bu resi.
Popl -ÇocukJıua h*a bir neşe ve şetaretle) — İnsana tekrar çocuk olacağı geliyor hani. Hatırlar mısın eski samanlar:?
KRrol (hllzlllnü bir sesle) — Evet üç sene oldu. Bu kısa raüd
\ __________________________________
det zarfında o kadar çok çeyler oldu ki...
Popl (delikanlının «on cümlesini Lşltmemlş gibi davranarak) — tik defa beni öptüğün saman baharda (romantik bîr tavırla) KuJağıma eğilerek «Seni seviyorum Popl!» etelerini fısldamıştuı. Ben de pancar gibi kızararak yanından kaçmıştım. Sen, beni kovalamış, ve benden daha çabuk koştuğun için değil, nefesim tıkanmış gibi davranarak durduğum içtn beni yakalamıştın, (gülerek) O günü hiç unu'.amıyacağun!
Karol — Ben de öyle şekerim! Birbirimizden ayn yaşadığımla bu tiç yıl. bana ne kadar uran göründü bir bllsenl
Popl — Üç yıl değil, üç asar Karol! Beni özleyerek günleri bir bir saydım 1 Bekliye bekliye ihtiyari adım.
Karol — Ne münasebet! Eskilinden daha genç ve gflzebln.
Popi — Ya «en ne yaptın bakalım?
Karol — (Kekeliyerck) ben mİ?
Popl — Evet sen bu öç yılı nasıl geçidin?
Karol — Daima seni düşünerek ve kitaplarımdan baş k*|-dırmıyarak...
Popı — Bade bu mu?
KbtoI — Evet yalan bul
Popl — Üç yıl Partste kalan senin gibi bir genç yalnız kitapları ve benim cansız fotoğraflınla mı vakit geçirir, buna nasıl inanayım?
Karol — Başka bir şey yaptığımı hatırlayamıyorum.
Popl — Çok naziksin Karol? Ben de durup dururken sana yeri olmıyan ahret sualleri soruyorum. öyle değil mi sevgilim.
Ben darılacak ve Marİye gül verdlCtni gördüğüm gün gibi hüngür hüngür ağlıyacak değilim Şimdi her şeyi anlıyor ıun, Parlste düşüp kalktığın kadınlar çok mu îdi?
Karol (çekingen) — Bu nasıl sual?
Popl — Evet hakkın var afetlersin evlenip de aramızda konuşacak başka bir mevzu kalmadığı zaman ihanetlerini bana anlabrsm değil mi Biliyorsun ya allem biliyor.
Karol (telâşla) — Ailenin bildiği ne?
Popi (mağrur) ğlmizil
Karol — Bunu onlara kim söyledi?
Popl — Ben! Bir akşam annem. beni ağlarken yakalamıştı. Yılbaşı arifesi idi. Bilmem o akşam kalbim sonsuz bir elemle dolmuştu Dertlaıjmek ihtiyacını duyuyordum.
Karol — Oturup da annene bcv!-st iğimizi mİ söyledin?
Popi — Evet Babam da öğrendi. Dün kendilerine Paristen döndüğünü söylediğim zaman çok sevindiler. Fakat sana ne oldu? Neşen birdenbire niçin kaçtı?
Karo] (dalgım — Hayır, hayır bir çeyclglm yok.
Popl — Evimize qc zaman geleceksin?
Karol — Bugünlerde...
Popi — Ben yarın gelmeni ve babama meseleyi açmanı istiyorum. (sarılarak) artık sabır ve tahammülüm kalmadı Biran evvel evlenmemizi istiyorum. (Delikanlının soğuk tavrını görerek) Fakat sana birdenbire ne oldu? Söylesene banal
Karol (hüzünle) — Büyüyecek bir şeyim yok,
Pcı.'i _ Artık tahsilini de bitirtil!, Zannetmem kİ birletmemize bir mân| kalmış olsun. Yoksa, ailen itiraz mı ediyor?
Karo! — Hnyjr PopüMânl bu, değil!
Popi — o halde oaşka bir en gel m| var?
Karol (azimle) — Evet seke-
•-
rlml Sana söylemeliyim, lster-mlsln bir yerde oturalım!
Popl (telâş ve heyecanla) — Yürürkende bana söyllycblllr-sln. Seni can kulağlyle dinliyorum.
Karol (sinirli sinirli sigarası- • □ı yakarak) — Poplcİğimi Ben. vicdansız herifin biriyim I
Pop! (hayretler İçinde) — Niçin vlcdansi* mışsın?
Karol (başım hicabından ö-ntlne eğerek) — Pariste bir kızla tanıştım.
Popl — Anladım. Demek o kızı seviyorsun.
Kami — Hayır! Sen! seviyorum. Fakat bilmem nasıl eldu da başıma belâyı sardım. Daha ilk senede o kızdan bir çocuğum oldu. Onunla evlenmeğe mecbur kaldım. Bana bunu yazıp bildirmek «saretlni kendimde bulamıyordum. Dün de uçak meydanında beni karşılamağa geldiğin raman sana söyllyeme-dlm. O kadar mesut ve sevinçli tdtaı kİ... inan bana Popl. kendimden nefret ediyorum.
Popl (teessüründen sapsan keBllerek) — Evlendiğini niçin bana yazmadın?
Karol — Son dakikaya kadar ondan kurtulacağım’., belki de ölür diye umuyordum.
Popl — Bos, msi Artık mt-»ret dinlemem. Geri dönelim.
(Genç kız, eski sevgilisinin cevabını beklemeden yanından ayrılır Yanaklarından aşağı n. c&k göz yaşlan akmağa ve sessiz uzaklaşmağa başlar.)
Zarar yok Karol I Ürillm» sen Olan oldu. Kendimi öldürcoek değilim, Fakat hayatım mahvoldu. bütün ümitlerim söndül
Karol — Böyle söylemel
Popl (hıçkırıklarını tutamı-yarak) — Kn kıymetli şeyimi, saf ve masum kalbimi çaldın! Artık İnsafsız ve merhametsiz olacağım. Hayatın ne demek olduğunu genç yaşımda sen bana öğretim. Senin en büyük cinayetin taıdur. Rica ederim arkamdan gelme!
(Genç kız uzaklaşırken Karol. yere mıhlanmış duruyor ve sen deUyerek giden Poplnin arkasından mahzun mahzun bakıyor). Çeviren: A. HİLÂLİ
Avrat milletinden gözüm yıldı
Tehlike içinde bol para kazananlar
tUaşlarafı S (net rahltede)
Bevlşti-
Çocuk sineması
(Baştarafı 4 üncü sahifede)
Sinema gişesinde mevki ve büyük küçük farkı gözetilmeksizin 30 kuruşa alınan biletleri» İçeri girilmekte va parterden yahut balkondan gösterilen filimler seyredilmektedir.
Doğan Kardeş mtlessesesl, çocuk sineması seansında her biri 10-15 dakika süren gayet şölence!! ve meraklı 8 film birden göstermektedir. Bunlardan birisi spora alt, ikisi öğretici mahiyette, diğer ikisi hayvanların yaşayış, bakım ve terbiyelerine ait, birisi de Mlklfaredir.
Son haftanın spor film! kayakçılığa dairdi. Bunda kayağın nasıl öğretildiğini, dünyaca meşhur kayakçıların kayma ve atlamaların) heyecanla seyrettik. Büyük kulelerden uçar gibi atlayan genç sporcuların cesareti çocukları pek heyecanlandırdı. •
Öğretici filmlerden birisi balıkların hayatını gösteriyordu. Su altında yaşadıktan halde balıkların güneşe olan İhtiyacı, yuvalarını hazırlamaları, anne balığın yumurtlaması, dünyaya gelmeden evvel yumurtaların muhafazası ve balıkların yaşayışına dair biz büyüklerin bile bilmediği pek çok şey öğrendik. Meselâ anne balık yuvaya yu-murtalanru bıraktıktan sonra başını atıp gidiyor ve bir daha dönmüyor. Yumurtaların muhafazası ve yavrular çıktıktan sonra onlarla meşgul olma İşi baba balığa düşüyor.
Doğan Kardeş, hususi bir müessese olmasına rağmen bir âmme miiesseses! imiş gibi şimdilik çocuk filmlerinden kâr etmek şöyle dursun, filimler! zararına gösteriyor. Müessese, bu işin yürütülmesi için her hafta kendisinden yüz Ura tlftve ediyor. Çocukların İstifadeli surette eğlenmeleri ve bu arada yen! ve meraklı şeyler öğrenmeleri bahasına göze alınan bu feda-kâriık müessese mensuplarının bu İşi yürütmekteki azimlerini gösteriyor. Maarif İdaresinin bu İyi teşebbüsle alâkalanarak mevcut gocuk filmlerinden bütün çocukların istifadesini sağlaması ve hiç olmnzsa müteşebbis müessosenin maddi zararını ö- ı deyerek çareler bularak bu çok iyi hareketin devamına yardım etmesi temenni olunur.
Kumral, gözlü, narin yapılı, cana yakın bir kıa. Fazla süslü değil, fakat yaptığını yakıştırmış. Yaşı yirmi beşinden fazla göstermiyor. PencerenLn önünde kara camlı gözlüğünün kulaklığım parmaklarının arasında çevirirken yanına sokulduk. Yadırgamadı. Halinden, tavrından belli kİ konuşmak, dert yanmak İstiyor. Bizim delikanlı sırıtarak selâm verdi ve «ordu:
— Dâvanız mı var, bayan?
Tereddütlü Mr bakıştan sonra başllb tasdik işareti yaptı:
— İstiyorum ki hakim bey göreceğim. Bunun için gelmişim burda.
— Neler anlatacaksın hakim beye?
Yanaklarının pembeliği heyecandan büsbütün koyulaştı, yutkundu, gazel okumağa hazırlanır gibi derin bir nefes aldı:
— Naasin barlyorum, em da koşlyorum, epsl ağnattı-racayim hakim beye.
— Hem bağırdın, hem koş tun öyle mi?
— Eevet mösyö. Nassln koçiyorum, bilirsiniz?
Sağ elinin baş parmağını göğsünün sol tarafına bastırdı. Emprime robunu delip dışarıya fırlamış gibi dlm dik duran kabarcık evvelâ çukurlaştı, sonra lâstik top •ertllğlle esneyip İncecik parmağı geriye itti. Matmazel gittikçe heyecanlanıyor:
— Buna görüyorsunuz?
— Evet, matmazel. Onu da görüyorum, öbürünü de. Oörülmlyecek şeyler mİ onlar? Tâ karşıdRn insanın gözlerini çekiyorlar.
— Biliyorsunuz, bunun altında benim kör var. Ya-niya kİ sey... Pastel eni Tür-Mka?
— Türkçede onun adına knJb derler.
— Vee ve Mrye. Ne zaman ben köşlyorum sokakta kİ çok slzak var, palpitasyon yaplyor, na böyle rap rap rap.
— Vah vahi Ne diye koştun o kadar?
, — Niiçln koşmacayim?
Benim çantaya İçin yapiyo-rum epsl böyle şeyler.
, — Anlıyamadım, matma-
zel. Çantana ne yapdın?
, — Yok efendim ben yapl-
yorum, nah, görüyorsunuz o adam, bir buyuk fenaluk-1ar yapmis bana. Bilirsiniz ki benim buyuk kız kardaş doğurtturmak yapmis bir oğlan çocuk, istiyorum onun evinde gideceyim. Yürüyorum yolda çapuk çapuk, arka tarafımda bariyor bir adam; -Heeey... Huuuy.,.». em da koşlvor sanklm bir at. Kendim de sorlyorum; «Ti-ylnl afta fonazi?» Kafam çevirttiriyorum arkada, o zaman gelmiş bu fena adam, çekmiş benim çanta elimden almls kaçiyor bu tarafta sokak içerde. Ben barlyorum arkasindan; «Tutunuz efendim bu adam. Setön volör. . Setön gangster...» Em da koşiyo' um çok çok.
— Nihayet yakaladınız adamı, öyle mİ?
-— Böyle oluyor efendim, bir başka adamlar etkiyorlar karsidan. tutuyorlar bu fena adam, sonra geliyorlar polisler. Ne zaman ki girece-yim hakim bey yanlnda, epsl bunlara ağnattlracayim.
Maznun, 25 yaşlarında, ufak yapılı bir delikanlı. Kana penin üstünde dünyaya küsmüş gibi bir hail var. Koridorda dolaşanlara aldırış etmiyor, hep yere bakıyor, yaklaştık, konuştuk:
— Geçmiş olsun, delikanlı. Fena enselenmişsin.
Başım kaldırdı, yuvalarında fırıl fırıl dönen gözlerini hepimize ayn ayrı dikerek tepeden tırnağa kadar süzdükten sonra omuzlarını kaldırdı:
— Benim bir günahım yok-kİ. Nahak yere getirdiler bu-ı raya.
— Günahın yoktu da ne cilve yakaladılar seni? Yolda su matmazelin çantasını kapan sen değil misin?
Boynunu büküp göz süzdü:
— fien bari söyleme bunu, bey kardeşin). O şıllığın lâfına inanıp da benim üzerime İftira atma. Kimsenin bir İğnesin! bile kapmadım ben. Yerde bulduğum şeyler bile el Alemin RÖBÜne batıyor, benim başımı belâya sokuyor. Eeeee. ne olacak, ai-nımızda sabıka yazılı tabii.
— Çantayı yerde mİ buldun?
— Sokakta buldum, bey a-bl. Yalan söylüyorsam namussuzum.
— Peki, buna İnanalım ammR, çantayı bulduktan sonra arkandan sahibi bağırınca neden kaçmağa başladın?
— Çocuk musun, bey abl? Arkamdan bağıran kim?
—İşte şu kızcağız bağırmış.
— İyi söyledin ya. Karıyı görür de kaçmaz olur muyum? Avrat milletinin şerrinden zaten korkardım, çimdi büsbütün gözüm yıldı. Arkadan karının sesini duyunca aklım yerinden oynadı, korkudan kendimi bile kaybettim.
— Kadınlardan niçin bu kadar korkuyorsun?
— Tabanca damgası yemeğe niyetim yok benim. Bugünün eyyamında avratr lann da polis olduklarını duymadın galiba. Kanlar gizi! polisliğe yazılmışlar, ı sakakta yakalamak istedik-Jerl adamı elden kaçırınca arkasından mürekkep tabancası sıkıp elbisesini dam-galıyorlarmış. Damgalı a. damlan hangi polis görse enseliyecekmiş. Ben de böyle bir mandepsiye basma-ı mak İçin, kannın sesini duyunca gizli polis geliyor, arı kamdan tabanca sıkacak dl-• ye korkudan tüymeğe başla-■ dım.
Mahkeme açıldı, dftvacı , matmazeli tebdltkâr bakışlarla sürüp homurdanarak ı kalktı.
met Kaku da, şoför Nuri de katiyen eroin kullanmazlarmış...
¥
O günkü baskını yapacak Emniyet memurlarına, kaçakçılardan kaçmağa teşebbüs eden veya «İlâh kullananlar İçin «Vurlı «mri verilmiş Ue de gayet plânlı vs tam samanında bir baskın yapıldığı İçin kaçakçılar, «Vurl> emrinin yarine getirilmesini İcap ettirecek hiçbir teşebbüste bulunamamışlar...
İmalâthanede ele geçirilenler arası.-, d a bir dürbün ve bir otomatik tabanca bulunmasından da anlaşılıyor ki kaçakçılar, 11 gön kapalı kalarak çalıştıkları imalâthanede kendilerini bir baskın karşısında müdafaaya hazırlamışlarsa da polisin şayanı takdir balkını buna meydan vermlyecek şekilde ân!, o nispette da sabırlı olmuştur. Çtlnkü daha evvel bu İmalâthaneden İki kiloluk bir paket çıkarıldığı ve satıldığı polisin tarassudu sırasında tesblt edilmiş ise de Üstüne düşülmemiş ve İmalâthane sahibinin İmalâthaneye dönmesi beklenmiştir. Nitekim bu adam fabrikaya dönünce baskın yapılmıştır.
*
Ce. Re.
liiımasre-ı
12 14 0 5 18
T
1 1 1 1
“T 1 1 [
1 38' 1 ■
1 i 1 B
1 1 1 ■> 1
1 1 1 1
1 1 I 1
1 ■ 1
JJJ !
Soldan 1 — Denizden yıkma-
yan tuz. 1 — Tavauut adan. 3 — Dürüst. 4 — Bir vaha! hayvan - Ümit Et. S — Ottellknlr JeRi» kokul. 0 — Dudaklar «taama - Bayflr. T — Uhorltıo, • — Tersi ihtiyar kadın. B — Yakîaı - T«t«1 nnirdlr. İÖ — Bir cins balık avı - !x»ıetln» bak.
Yukarıdan aSaftya 1 — Bir cins balık. î —Ortaya «okular. > — Sonuna >R«> gelirse begonUir. 4 — Kalın kumaş - Tersi İpek bftcrtı yuvasıdır. B — Tersi yağmur hâzinesi -S Eklem* - Ihtlr*. 1 — t«v» - Sahnede, 8 — Teni türel kadın - Şanınr.
GEÇEN BülMkCAHUl HALLİ
Soldan ««#«: 1 — Toparlak. 3 — Otu». Ora. 3 — Polonya. 4 — Ab, Kaime I — RUs. Plfln. Aseton. 3 — Talebe. » —. Alıall, Or, V — Sçta, Ele. 10 — Habutuk
Yukarıdan ajaî'y* 1 — Top araban. S — Otobüs. HoL » —. Pul Setotı. 4 — Azok, Talob. s — Napoli. • — Loylln». EL 1 — Arama. Boru, t — Ka. Engrrc-k.
Kot* Abone bedel)
Şimdiye kadar ela geçirilmiş olan eroin fabrikalarından en büyüğünü yakalamış olan Emniyet memurlarına nakdi mükâfat verilip verilmlyeceğtn! de bu arada araştırdım, öğrendiğime göre baskında vazife alanlara birer maaş nispetinde ikramiye temin olunabilirse ne âlûl... Çünkü çok defa «Vazifesidir.» denerek kendilerine İkramiye verilmiyormuş... Halbuki Polisi beyaz zehir ve zehlrcilerle mücadele hususunda elden geldiği kadar teşvik etmek ve bu teşviki de meydana çıkaracakları fabrikaların rüs'ati nispetinde tesblt ve tevzi olunacak İkramiyelerle sağlamak lâzımdır.
Diğer taraftan öğrendiğime göre, kaçakçılara verilen ceva da azmışI Alâkalılar bu cezaların şiddetlendirilmesin!, bu takdirde beyaz rehlrcllerlû kökünün kazınabileceğin! söylly»-rek bunu hükümetten beklediklerine İşaret etmektedirler. Anla tıldığma göre bin müşkülâtla ele geçirilen kaçakçılar Oç dört senelik, bazı ahvalde de öç dört aylık mahkûmiyetlerin! İkmalden sonra, bu derece hafif bir cezayı göze almakta ve yeniden faaliyete geçmekte sala tereddüt etmemekte İmişler. Alâkalı takipçilerin işaret ettikleri bu mühim noktalar firarinde hükümetin ehemiyetls duracağını ve İcap eden tedbirleri alacağını umarız.
Cemnlcddln BİLDİK
Arjantin’in kurtarıcısının yüzüncü yıldönümü
17 ağustos 1050 Arjantin, $1)1 ve Peru'nun kurtarıcısı Arjantinli general Don Jose de San Martln'ln ölümünün yüzüncü yıldönümüdür. General tamam yüz sene evvel bugün hayata gözlerini kapamıştı.
8an e abat.
doğdu, İlk
dükten birliğine komutan oldu. Evvelâ memleketinin, sonra Şilt vs Peru'nun İstiklâlini teoıln »tti, ölüm yıldönümü münasebetiyle Arjantin konsolosluğu Ankarada Atatürk’ün kabrine, İstanbul'da Taksim âbidesine birer çelenk koyacaktır.
Martin 1778 senesinin ayında Yepeyu'da Ispanya’da asker -okudu. Arjantlne dön-«onra bir süvari
Atom bombası ve Sovyetler
TUrlüre İaneni
Şenel Ik U00 kurut 34w « urus » aylık 15W • BM »
» «ybk «t» • IW .
I «Silk 300 s -
A O re» lebdin (çro elli «urusiuk pul rOtırterllmelldir Atan «aknir-ne nrtrc» 4eŞ1sUnim«
leletonlarınur Başmuharrir BI5B5 y*tı islen an® - tu*r» iui aduour
Zlİkada J -C. Hu:t 10»
İdarehane: İstanbul Babılll civarı
Cemal Kadir «okajı No 13
Houston 18 (AF) _ Birleşik Amerikanın eski Moskova sefiri Joscph E. Davies, Rusyamn elinde 100 kadar atom bombası bulunduğuna kani olduğunu bildirmiştir.
Davies, «Ruslnrcla atom bombası var, bunun miktarı münakaşa edilebilir; fakat şahsen ben, bu adedin yüzden fazla olduğuna eminimi demiştir.
Eski sefir, «..Demir perde ar-karuıda İnsan ve kaynakların sonsuz okluğunu» belirtmiş ve Sovyerierde «40.000 tank, milyonlarca talim görmüş erat, ‘binlerce uçak ve bir kaç atom bombası olduğunu* İlâve etmiştir.
Maliye Bakanlığın jan
Merkez ve mülhakat maliye daireleri ihtiyacı İçin er 'fıO) adet koçanlı cildin baskı ve cilt İşi 2490 sayılı arttırır, a tK-tırt-me ve lhnlc kanununun 31 inci maddesi mucibince kapnJı sarf usul He eksiltmeye çıkarılmıştır
1 — Muhammen bedeli (IC4.C0Ü) liradır.
2 — Muvakkat teminatı 16480) liradır,
3 — Şartnamesi Ankarada Maliye Bakanlığı Levazım ve Kıymetli Kâğıtlar Müdürlüğü ile tstanbıilâa Bcşiktsşta Maliye basılı kâğıt ambarları memuriufiunoa re numuneleri İstanbul basılı kâğıt, ambarları memurlusunda görülebilir.
4 — Eksiltmesi a/9/1950 Salı gıinü saat 15.30 da Anka-rada Levazım ve Kıymetli Kâğıtlar Müdürlüğünde toplanacak komisyonda yapılacaktır.
5— isteklilerin 2490 sâyıh arttırma, eksiltme ve İhale kn-nununıra 3 ve 3 üncü maddelerinde yazık belgeler vb mu.;.k-kat teminat makbuzu ve şartnamenin 4 iineü maddesinde yasıl] belgeleri muhtevi kanunun tarilatı dairesinde tanzim e decekleri teklif mektuplarını eksU’ir.f saatinden bir saat evveline kadar komisyona vermeleri ilân olunur. (112(12.1
Maliye Bakanlığından
Merkea ve mülhakat maliye daireleri ihtiyacı için '2«0fı0) adet tarifnamc-nln baskı ve cilt işi (2«0) sayılı arttırma, eksiltme ve İhale kanununun 41 inci maöderi mucibince açık •ksUtmcye çıkarılmıştır. .
1 — Muhammen bedeli (7392) liradır.
3 — Muvakkat temLnaU (554) lira (40) kuruştur.
3 — Şartnamesi Ankara da Maliye Bakanlığı Levazım ve Kıymetli Kâğıtlar Müdürlüğü Ue İstanbul’da Beşik taş la Maliye Basılı Kâğıt Ambarlan Memurluğunda ve müsveddeleri İstanbul’da Basılı kâ&c Ambarlan memurluğun da görülebilir.
4 — Eksiltmesi 1/8/1950 cuma günü saat 15.30 da Ar.kara-da Maliye Bakanlığı Levazım ve Kıymetli kâğıtlar M iriii-ğûnde toplanacak Komisyonca yapılacaktır.
6 — İsteklilerin 24M sayılı arttırma, eksiltme ve İhale kanununun 2 re 3 üncü maddelerinde yatılı belgeler ve muvakkat temin»t makbuzu, şartnamenin 4 ilncil maddesinde yazılı belgelerle birlikte belli gün ve saatte Komisyona müracaattan üftn olunur. (11258)
Maliye Bakanlığından
Merkez ve mülhakat maliye daireleri İhtiyacı için (500,'>onı adet büyük. (800.0001 adet küçük boy posta tebliğ ■zarfının imali işi 2490 sayılı arttırma, ekslttnıe ve İhale kanununun 41 İnci maddesi mucibince açık ek bitmeye çıkarılmıştır.
1 — Muhammen bedeli fMQ0> Hradır.
2 — Muvakkat teminatı (735) hradır.
8 — Şartnamesi Anka ra da Maliye Bakanlığı Levazım ve Kıymetti Kâğıtlar Müdürlüğü 11e İrianbulda Bejlktaşta Maliye basılı kâğıt ambarları memurluğunda ve ntinnıneleri îstnnbul-da basılı kâğıt, ambarları memurluğunda görülebilir.
4 — Eksiltmesi 1/9/1950 Cuma günü saat 14,30 da Ankarada Maliye Bakanlığı Levazım ve Kıymetli KâCıtlar Müdürlüğünde toplanacak komisyonca yapılacaktır.
5 — isteklilerin 2490 sayılı arttırma, eksiltme ve ihale
kanununun 2 ve 3 üncü maddelerinde yazılı belgeler ve muvakkat teminat makbuzu ve şartnamenin 4 üncü maddesince yazılı belgelerle birlikte belli (ün ve saatte komisyona müracaattan ilân olunur, (11261)
Maliya Bakanlığından
Merkez ve mülhakat maliye daireleri ihtiyacı İçin (5W M®» adet cetvel ve formülün baskı ıp 2490 sayılı arttırma, eksiltme ra İhale kanununun Sİ İne! maddesi mucibince kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çıkartlnuşiır
1 — Muhammen bedeli (10 336) Ura (205 kuruştur.
2 — Muvakkat teminatı (775) lira (28) kuruştur.
8 — Şartnamesi Ankarada Maliye Bakanlığı Levazım ve Kıymetli Kâğıtlar Müdürlüğü İle lstanbulda Beşlktaşta Maliye basılı kâğıt ambarlan memurluğunda ve nümunelerl İstanbul bazdı kâğıt ambarları memurluğunda görülebilir.
4 — Eksütme.d ü/ü/1950 çarşamba günü saat 15.30 da Ankarada Levazım ve Kıymetli Kâğıtlar Müdürlüğünde toplanacak komisyonca yapılacaktır.
6 — isteklilerin 2490 »ayılı arttrrnıa, eksiltme ve İhale kanununun 2 ve 3 üncü maddelerinde yazılı belgeler ve muvakkat teminat makbuzu ve şartnamenin 4 üncü maddesinde yazılı belgeleri muhtevi kanunun tarltatı dairesinde tanzim edecekleri teklif mektuplarını eksiltme saatinden bir saat evveline kadar komisyona vermeleri lifin olunur. (11260)
Maliye Bakanlığından
Merkez ve mülhakat maliye daireleri için (82.800) adet defterin baskı ve cilt işi 2420 sayılı orUrma. eksiltme ve ihale kanununun 31 İnci maddesi mucibince kapalı zarf U5uliı İle eksiltnıcye çıkanlnuştır.
1 — Muhammen baskı ve cilt İşi (S1.810) liradır.
2 — Muvakkat teminat (3.430) lira (60) kuruştur.
3 — Şartnamesi Ankarada Maliye Bakanlığı Levuzam ve Kıymetli Kâğıtlar Müdürlüğü He îstanbulda Beşlktaşta Maliye basılı kâğıt ambarları memurluğundu ve nümunelerl İstanbul basılı kâğıt ambarlan m eni uzluğunda görülebilir.
4 — Etsllcmesl 4/8/1950 Pazartesi günü saat 15,30 da
Ankarada Levazım ve Kıymetli Kâğıtlar Müdürlüğünde toplanacak kcuılsytuıca yapılacaktır. .
6 — İsteklilerin 2490 »ayılı arttırma, eksiltme ve İhale kanununun 2 ve 3 üncü maddelerinde yazılı belgeler ve muvakkat teminat makbuzu ve şartnamenin 4 üncü maddesindo yazdı belgeleri muhtevi kanunun tartfatı dairesinde tanzim edecekleri teklif mektuplarını eksiltme »aatinden bir saat evveline kadar komisyona vermalerl Mn olunur. (1125$)
Istsnbul Defterdarlığından:
Ankara emralile "Kasımpaşa ve Muamele şubesine borçlu Halıcıoğlu Kumbnrahane caddesi 139 No. da Damas Demir çekme makine sanayii Anonim şirketinde haczedilen cinr ve miktarı nşağıda yazılı eşya 22/btsü tali günü saat ıû da açık arttırma suretüe satılacağından taliplerin belli gün ve ■aatte sözü geçen yerde hazır bulunmaları Uân olunur Adet Ton Cins
1
1
1
37
İ
1
1
1
10
4,5
Torna tezgâhı Staellna Brüks 2 metrelik B. B. Matkap Atlas marka ş.K. 20588 büyük otomatik Ufak makkap H. Meldlnger basıl (Sehveit)
Yedek Elektrik motArülAS beygir kuvvetinde Temsen Hüt-soıı İngiliz malı 500 Wa&
Bidon Kuşaklı
Demir Baskül 5Û0 kiloluk
Hurda demir
Destere makinesi
Kadran
Planya makinesi, Atlas marka
Torna St. Brüks ABS A 205 e.S. markalı v» JCnp-ton Prlnson mar namoslle beraber

Nahife B
A K 9 A M
17 Ağustos 1950
BAŞ.DIŞ. NEZLE.ADALE .SİNİR ROMATİZMA ve bütün ağrılara karsı —— GÛKOE 3 KASE ALINABİLİR _
|İ| Sayın çiftçi vs Tarım Aletleri Mu tehassıslarının Dikkat Nazarına
Dünyaca tanınmış Mc, CORMICK INTERNATIONAL I-1AR-VESTER traktör ve araçların, mütehassıs elemanlar tarafından 5/7/950 tarihinde Halkalı Tarım Okulunda yapılacağı evvelce ilân edilen tecrübelerin. 24/8/950 Perşembe günü saat 14 te yapılacağı tavzlhan ilân olunur.
Ellerinde ziraat âlet ve makineleri bulunanlar İçin çok faydalı olacak bu tecrübeye teşrifinizi saygılarımızla rica ederiz. TÜRK İNTER MAKİNELERİ A.
— SATILIK ARSA—
Beyoğlunda Asmalımesclt sokağında ÎPafta 1, ada 312 ve parsel 20) eski 27. 29 ve yeni 35 kapı numaralı ve her türlü İnşaata müsait 404 metre karelik arsa satılıktır. İsteklilerin 18 Ağustos 1950 cuma akşamına kadar, teklif edecekleri bedeli İstanbul posta kutusu 859 a mektupla blıdirmc-lerl İlân olunur.

TARLAN
DİŞ MACUNU
0IŞ ETLERİ KANAMASINI KESER. 01$ ETLERİNİN ÇEKİLMESİNİ ÖNLER. DİŞLERİNİZİ TEMİZLE» VE PARLATIR.
ZAYİ — Üsküdar nüfus memurluğundan aldığım ve İçinde askerlik muamelelerim yazılı kimlik cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağundan eskisinin hükmü yoktur.
1334 Doğumlu
Mehmet Oğlu Hüseyin Hıfn GAYRİMENKUL SATIŞI Beyoğlu Dördüncü Sulh Hukuk Yargıçlığından: 949/1171
Müteveffa Abdullah İle Seher Papuccu uhdesinde bulunan ve mirasçıların iştirak halinde sahip bulundukları Beyoğlu Flruz ağa mahallesi Yazıcı Çıkmazı sokağında eski 8 - 10. yeni laj 8. 10. 7 kapı sayılı gayrı menkulün kabili taksim olmadığından mahkememiz tarafından açık arttırma suretiyle 11/9/950 tarihine müsadif pazartesi günü saat 10 dan 11 e kadar satılacaktır. Arttırma bedeli haddi lâylkini bulmadığı, müşteri de çıkmadığı takdirde ikinci arttırması 21/9/950 tarihine müsadif perşembe günü saat 10 dan 11 e kadar icra edilecektir. Tamamının kıymeti 4680 lira olup delikliye resmi, ihale pulu, taviz bedeli, kadastro harcı müşterisine. satış gününe kadar vergiler hissedarlara aittir. Satışa girebilmek için % 7,5 nlsbellnde pey akçesi yatırmak lâzımdır. Satış memuru lüzum gördüğü takdirde pey akçesini arttırabileceği gibi bedeli tamamen peşin İsteyebilecektir. Satış tapu kaydı mucibince yapılacaktır.
Tafsilât" Gayrimenkul iki çıkmaza yüzü olan İki ahşap, iki katlı bir tarafda fazla olarak bir çatı altı odası bulunan ve bir kısım bahçesi olan bir evdir. Evde bir kuyu vardır.
Dalgıç çıkmazında 7 numaralı kapıdan girildikte zemin katında İki oda. bir taşlık ve bir kuyu İhtiva etmekte, mukabil tarafta 10 sayılı kapı bulunmaktadır. Bir ahşap merdivenle çıkıldıkda üst katta 4 oda, bir hol ve bir hela vardır. Ayrıca bir merdivenle çatı arasında bir oda mevcuttur. Yazıcı çıkmazı 8 sayılı kapıdan girildikte altta ve üstte iki oda ve bir helayı haiz ayrı bir yer vardır.
İpotekli alacaklarla İrtifak hakkı sahihlerinin hususlle faiz ve masrafa dair olan iddialarım evrakı miisblteterlle birlikte satış gününden evvel mahkemeye bildirmeleri, aksi takdirde hakları tapu siciliyle sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. İsteklilerin yukarıda gösterilen gün ve saatte İstanbul Sirkeci yolcu salonunda bulunan Beyoğlu dördüncü sulh hukuk yargıçlığına gelmeleri ilân olunur.
(11822)
1 — Diploma veya tastlkname
2 — Nüfus kâğıdı
3 — 10 Adet 4.5 x 6 boyunda fotoğraf «başı açık ve cepheden çıkarılmış olacak.»
4 — Çiçek aşısı kâğıdı
5 — 6 Adet mektup zarfı ve 6 adet 15 Kr, luk posta pulu
6 — 30 kuruşluk damga pulu
7 — 1 Adet büyük dosya zarfı
8 — Okul dosyası.
Birinci smıflara girecek öğrencilerin 17. özel ‘dördüncü sınıfa girecek öğrencilerin de 19 yaşını doldurmuş olması lâzımdır.
Birinci ve dördüncü sınıflara kaydedilmek tstlyenlerin Zlnclrilkuyudakl enstitümüz müdürlüğüne başvurmaları ilân olunur. (10186)
İstanbul Ticaret (forsasından
Borsamız Tellâllarından (Jale Baban), istifa etmiş olduğundan, mumalleyha ile Borsa muamelâtından dolayı ihtilâfı olanların işbu İlân tarihinden İtibaren on gün İçinde yazı İle Borsaya müracaat etmeleri İlân olunur.
5 ton beyaz 10 ton yeşil sabun satın alınacaktır Etibank İstanbul Şubesinden:
Bu husustaki şartname 29.8.950 akşamına kadar Satınalmâ servisinden temin edilebilir. (11048)
| Tekel Genel Müdürlüğü İlânları
Levazım Alım Komisyonundan:
1 — Zonguldak havzaslle Bandırmadan, İstanbul. İzmir, Samsun ve Teklrdağdakl fabrika, iş yeri ve depolarımıza getirtilecek ve tstanbulda teslim alınıp depodan depolara taşınacak tahminen 16508 ton kömürün, nakliye, tahmil ve tahliyesi işi pazarlıkla eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muvakkat teminatı 15000 liradır,
3 — Pazarlık 28.8.950 pazartesi günü saat 10 da Kabataşta Genel Müdürlüğümüz Levazım Alım komisyonunda yapılacaktır.
4 — Şartnamesi hergün Levazım ve Evrak şubemizde, ayrıca Zonguldak ve Balıkesir Başmüdürlüklerimizle Bandırma Müdürlüğümüzde görülebilir.
3 — isteklilerin pazarlığa girebilmeleri İçin yukarıda yazılı teminat paralarını İdare veznesine yatırarak alacakları makbuzlarla beraber kanuni ikametgâhları ve ticari durumlarını gösterir belgeleri!» birlikte belirli gün ve saatte adı geçen komisyona müracaatları İlân olunur. (10989)
Lokman Hekim
(Dr. HAFIZ CEMAL)
Dahiliye Mütehassısı
Divanvolu No. 1U4 Muayene saatleri Pazar hariç her gün 2.5 • 6 Tel: 23398
BAKTERİYOLOG
Dr. Necmettin Ülker lAboratuvari Babıâli. Vilâyet Konağı karşısında (9) numaraya nakleLmistir.
Kan, idrar. Balgam, Kazurat vesatr tahliller, gebeliğin idrar muayenesiyle erken teşhisi.
Mahkeme, tapu, icra ve noter iânları
Bedelleri hussul şahıslar tarafından ödenen mahkeme, icra, tapu ve noter ilânları gibi resmi İlânlar eskiden olduğu gibi doğrudan doğruya »AKŞAM» İdaresi tarafından kabul edilmektedir.
Göz Mütehassısı
Dr.Cemil Görür
Çağaloûlu Nuruosmanlye caddem Alay Apartınıan» Pazardan başka net gün saat 14 ten 18 e kadar, Telefon: 29058
VARTA
Akümülâtörleri
Yeni partimiz gelmiştir
Tip ve Fiyat Lhtelerimlz müşterilerimizin emrindedir. Şoför ve Otomobil sahiplerine kolaylık olmak üzere Sarjlı Akümülatörlerimiz mevcuttur. “KESVAN,, Kol. Şirketi
Galata Rıhtım Caddesi No, 41
Tel: 42907 Telgraf: Kesvano


Bir Yolcu: Beni Basra Körfezine,
dünyanın en tecrübeli olmakla sağlomıjlır.
Hindistan> ve Doğuya en çabuk
ulajhrocûlc yol hangisidir ? Acentaı Şüphesiz Pan Amerikandır, çünkü
• PAN AMERİKAN Havayoll an sizin için lıfanbuldon, Beyrut • Şam yoliyfe Basra Körfezine. Basra ■ Ka-rop. Delhi • Kalkufto'ya . . . Bankok. Hongkong, Monila. Tokyo'ya seri uçak seferleri temin etmektedir Hongkong halhnda LÜKS CONSTEL-LATION tipi uçaklar bulunduğu gibi. Hongkong'don Manila ve Tokyo’ya rehot uyuyabileceğiniz, koltuktan yalak halına gelen CLIPPER uçak-lariyle de gidebilirsiniz. Malûmat için seyahat ocentomzo yahut da Pan Amerikan Hovayolları bürosuna müracaat ediniz.
İSTANBUL. Calelararo, Yeni Çorjı, 20 Telefe» : 41219 - 40522 P K 2024
ANKARA. Anlara Pala. Oteli. Tel 11431
PAN AMERICAN WORLO A(RWAYS
Her 6 Kıfaya Seferler
VADESİZ TASARRUF HESAPLARI İKRAMİYELERİ
BÜTÜN DÜNYADA

KREM N İ V E A bütün dünyaya yayılmıştır. Dünyanın 5 kıtasının herhangi birine seyahat etmiş olanlar en çok revaçta olan kremin KREM NİVEA olduğunu müşahede etmişlerdir.
Memleketimizde de KREM NİVEA’ya karşı rağbet günden güne artmaktadır. KREM NİVEA her keseye uygun olarak üç boyda yapılmaktadır. Yukarıda Av-rupadan gelen kutuların boylan aynen gözükmektedir.
KREM NİVEA yaz ve kış. gündüz ve gece her maksatla kullanılan nefis bir kremdir ve cildin taravetini mutlak surette temin eder. Bebekler İçin de faydalıdır.
Çamaşırlarınızı SARARMAKTAN koruyunuz; Onların BEMBEYAZ olmasını
isterseniz, son çamaşır suyunda ı
COLMAN "Öküz Baş"
Çlvltlnl mutlaka kullanınız.
Ağaçlı Linyit Kömürü
Vasıtaya teslim tonu
25 Liradan
Kuruçeşme ve Kadıköy Depolarımızda satılmaktadır, (11159)
. Türkiye Kömür Satış ve
Tevzi Miiessesesi
Süt, et ve ekmek satın alınacak Sümerbank Bakırköy Pamuklu Sanayii Müessesesi Müdürlüğünden:
1 — Müessesimizin bir senelik ihtiyacı bulunan süt, et
ve ekmek pazarlıkla satın alınacaktır.
3 — Pazarlık,
Süt İçin 28/8/950 Günü saat 14 de
Et İçin 29/8/950 > » 14 de
Ekmek için 30/8/950 > » 14 de
Müessesemlzln Bakırköy merkezinde yapılacaktır.
$ — Şartlar Müessesimiz Ticaret servisinden öğrenilebilir.
4 — Müessesiniz ihaleyi yapıp yapmamııkta serbesttir.
(11283)

Comments (0)